TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
86ncı
Birleşim
30
Mart 2012 Cuma
(TBMM Tutanak
Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu
Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş
bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade
edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler
aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK
ÖZETİ
II.- GELEN
KÂĞITLAR
III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin
Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Denizli Milletvekili
Nihat Zeybekcinin, 30 Mart Filistin Toprak Gününe ilişkin gündem
dışı konuşması
2.- Aydın
Milletvekili Ali Uzunırmakın, spordaki gelişmelere ilişkin
gündem dışı konuşması
3.- İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanalın, İstanbulun Sultanbeyli ilçesinin
sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
IV.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 24 milletvekilinin, Hrant Dink cinayetinin
aydınlatılması amacıyla TİBin görev, yetki ve sorumluluklarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/215)
2.- Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 milletvekilinin, terör
saldırılarından önce ve saldırı esnasında
MİT, askerî ve emniyet istihbarat birimlerinin görev, yetki ve
sorumluluklarını yerine getirip getirmediği konusunun
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/216)
3.- Niğde
Milletvekili Doğan Şafak ve 24 milletvekilinin, Akkaya Baraj
Gölü'ndeki su kirliliğinin insan sağlığına, ekolojik
dengeye ve çevreye yarattığı sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/217)
V.- GEÇEN TUTANAK HAKKINDA KONUŞMALAR
1.- Denizli Milletvekili Nihat
Zeybekcinin, 29/3/2012 tarihli 85inci Birleşim tutanağında yer
alan bazı ifadelerini düzelttiğine ilişkin konuşması
2.- Malatya Milletvekili Veli
Ağbabanın, 29/3/2012 tarihli 85inci Birleşim
tutanağında yer alan bazı ifadelerini düzelttiğine
ilişkin konuşması
VI.- AÇIKLAMALAR
1.- Yalova Milletvekili Muharrem İncenin, 29 Mart 2012 tarihli
Birleşimde Genel Kuruldaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
2.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutanın,
29 Mart 2012 tarihli Birleşimde Genel Kurulda yaşanan olaylardan
üzüntü duyduğuna ve kürsüye saldıran Milletvekilini
kınadığına ilişkin açıklaması
3.- Adana Milletvekili Ali
Halamanın, Adanada özel idare bünyesinde çalışan geçici
işçilerin durumuna ilişkin açıklaması
4.- Balıkesir Milletvekili Ahmet
Duran Bulutun, Hatayın Yayladağ ilçesinin Apaydın köyünde
Suriyeden gelen muhalifler için kurulan bir kampa ilişkin
açıklaması
5.-
Giresun Milletvekili Nurettin Caniklinin, Başbakanın Bill Gatesle
yaptığı görüşmede FATİH Projesinin
konuşulduğu iddiasının doğru olmadığına
ilişkin açıklaması
6.-
Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, Başbakanın Bill Gatesle
yaptığı görüşmede FATİH Projesinin
konuşulduğu konusunda kesin bir ithamda bulunmadığına
ilişkin açıklaması
7.-
İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdunun, Giresun Milletvekili
Nurettin Caniklinin ifadelerine ilişkin açıklaması
8.-
İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdunun, Giresun Milletvekili
Nurettin Caniklinin ifadelerine ilişkin tekraren açıklaması
VII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- CHP Grubunun, 10/12/2011 tarihinde, Gaziantep
Milletvekili Mehmet Şeker ve arkadaşlarının Suriye ile
ilişkilerimizin yeniden canlandırılması için izlenecek
politikaların belirlenmesi amacıyla vermiş olduğu Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 30/3/2012 Cuma günkü
birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin
aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
VIII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri
İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli,
Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydının; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde
Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile
Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında
İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S.
Sayısı: 156)
2.- Afet Riski Altındaki Alanların
Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
Raporu (1/569) (S. Sayısı: 180)
3.- Kars Milletvekili Ahmet Arslan ve Bursa Milletvekili
Hüseyin Şahin ile 7 Milletvekilinin; Katma Değer Vergisi Kanunu ile
Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli
Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun ve Kamu İhale
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/387) (S. Sayısı: 194)
4.- Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin
Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul Milletvekili
Ayşe Nur Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal'ın;
İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Rize
Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık
Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni
Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem
Münevver Ökten Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara
Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (2/358, 2/305,
2/306, 2/307, 2/312, 2/384, 2/385) (S. Sayısı:199)
5.- Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Sağlık, Aile,
Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu ile Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporları (1/556) (S. Sayısı 200)
6.- Orman Köylülerinin Kalkınmalarının
Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları
Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile
Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun
Tasarısı ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın; Orman Köylülerinin
Kalkındırılmaları Hakkında Kanun Teklifi; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi, Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova Milletvekili
Muharrem İnce ile 68 Milletvekilinin; 2/B Barışı Kanunu
Teklifi (Orman Sınırları Dışına
Çıkarılan Alanların İdaresi, Değerlendirilmesi ve
Tasarrufu Hakkında Kanun Teklifi); Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin
Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın; Yayla ve Yaylacılık Kanunu
Teklifi ve İçişleri Komisyonu, Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonu ile Tarım, Orman ve Köyişleri
Komisyonu Raporları (1/563, 2/71, 2/211, 2/417) (S. Sayısı 198)
IX.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR
1.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın,
Giresun Milletvekili Nurettin Caniklinin BDP Grubuna sataşması
nedeniyle konuşması
2.- Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın, Giresun Milletvekili Nurettin Caniklinin MHP Grubuna
sataşması nedeniyle konuşması
3.- Giresun Milletvekili Nurettin Caniklinin,
İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdunun Adalet ve Kalkınma
Partisine sataşması nedeniyle konuşması
4.- Giresun Milletvekili Nurettin Caniklinin,
İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdunun şahsına
sataşması nedeniyle konuşması
X.- OYLAMALAR
1.- İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifinin oylaması
XI.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın, Bakanlığın merkez ve taşra
teşkilatlarına ait binalarının depreme karşı
güçlendirilmesi çalışmalarına ilişkin sorusu ve Gençlik ve
Spor Bakanı Suat Kılıçın cevabı (7/2861)
2.- Muğla Milletvekili Nurettin Demirin, bir
millî kayakçının ölümüyle ilgili bazı iddialara ilişkin
sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıçın cevabı
(7/4350)
3.- Yozgat Milletvekili Sadir Durmazın, Yerköy Adalet
Meslek Yüksek Okulunun atık su tahliye sorununa ilişkin sorusu ve
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahinin cevabı
(7/4563)
4.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkanın,
Genelkurmay internet sitesinden Anıtkabir istatistiklerinin
kaldırılmasına ilişkin sorusu ve Millî Savunma Bakanı
İsmet Yılmazın cevabı (7/4606)
5.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin
Türkoğlunun, cami, kilise, sinagog ve havra sayısı ile
bunların elektrik ve su giderlerine ilişkin sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Bekir Bozdağın cevabı (7/4784)
30 Mart 2012 Cuma
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.02
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muhammet Rıza
YALÇINKAYA (Bartın), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 86ncı Birleşimini
açıyorum.
Toplantı yeter sayısı
vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce üç sayın
milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz, 30
Mart Filistin Toprak Günü münasebetiyle söz isteyen Denizli Milletvekili Nihat
Zeybekciye aittir.
Buyurun Sayın Zeybekci. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- Denizli
Milletvekili Nihat Zeybekcinin, 30 Mart Filistin Toprak Gününe ilişkin
gündem dışı konuşması
NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 30 Mart günü her yıl
Filistinde Ulusal Toprak Günü olarak kutlanmaktadır. 30 Mart 1948de
İsrailin işgalinin resmîleştirilmesinden sonraki süreçte
Filistin topraklarının bütünlüğüne, işgal edilmiş
toprakların Filistinlilere ait olduğuna vurgu yapmak ve
İsrailin hukuksuzluğunu bir kez daha teyit etmek amacıyla yirmi
bir yıldır Filistinde 30 Mart günü Filistin Toprak Günü olarak
kutlanmaktadır. Ben de Filistinin bu Toprak Gününe, kutsal gününe destek
vermek amacıyla söz almış bulunuyorum ve yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Saygıdeğer milletvekilleri,
Filistinde kanayan yara kardeşlerimizin yarasıdır. Ne
yazık ki bu kan, ecdadımızın bize emaneti olan kültür ve
inanç coğrafyamızda akıtılmaktadır. Bu kanın
Yozgatta, Denizlide, Urfada, İstanbulda akıtılmasıyla
Gazzede, Batı Şeriada akıtılması arasında
hiçbir fark yoktur. Aynı zamanda, Bağdat ile Bosna arasında bir
fark olmadığı gibi, Karabağ ile Kıbrıs
arasında da bir fark yoktur.
Bizler, insani hassasiyetlerimiz ve
tarihten gelen sorumluluklarımızdan dolayı bu davanın
dünyadaki en yakın ve büyük savunucusu durumundayız. Bu nedenle, Türk
Dünyası Belediyeler Birliği heyeti olarak 23 Mart günü -geçtiğimiz
hafta Cuma günü- üyemiz olan Gazze bölgesi belediyelerini ziyaret etmek, orada
çeşitli temaslarda bulunmak, yerinde görmek, Filistinli
kardeşlerimizin çektiği sıkıntıları paylaşmak
üzere Türkiyeden yola çıktık. 1 milletvekili, 4 belediye
başkanı, 6 belediye temsilcisiyle birlikte Filistinin, Gazzenin
Mısır tarafından giriş kapısı olan Refah
Kapısına varmak üzere El Ariş kentine vardık. Cumartesi
sabah saat 10.00da Refah Kapısının Mısır
tarafına vardığımızda, elimizdeki onaylı listeyle
beraber pasaportlarımızı Mısırlı yetkililere
verdik. Mısırlı yetkililer, bir saat sonra, 11 kişilik
listeden 6 arkadaşımızın onayının olduğunu,
ben dâhil 4 belediye başkanımızla birlikte 5 kişinin
onayı olmadığını bizlere teyit ettiler. Bu tuhaf ve anlaşılmaz
cevaptan hemen sonra ilgili diplomatik girişimlerde bulunduk ve
Mısırın Ankara Büyükelçisiyle derhâl temasa geçtik, Türkiyenin
Kahire Büyükelçisiyle derhâl temasa geçtik.
Mısırın Ankara
Büyükelçisi derhâl halledeceklerini
On beş dakika sonra, yarım saat
sonra diyerek tam altı saat bekledik ve altı saatin sonunda büyük
bir hayal kırıklığıyla El Ariş kentine geri
döndük ve onay alan 6 arkadaşımıza da Türkiyeden yardım
amaçlı götürmüş olduğumuz, karınca kararınca olan
değerlerimizi kendilerine teslim ederek onları Gazzeye
uğurladık. Gazzede, Bölge Başkanı İsmail Haniye ve 25
belediye başkanıyla temaslarda bulundular. İki günlük oradaki
ziyaretimizi bir günde gerçekleştirerek geri döndüler.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; esasında burada Mısıra gitmek için
hiçbirimizin vizeye ihtiyacı yoktu. Bu onay ve vize, Mısır
tarafından Gazzeye geçmek içindi çünkü buraya girmeyi onaylamak,
gelenleri kabul etmek Filistinin Gazze yönetimine ait değil,
Mısıra aitti.
Bu yetkiyi kullanırken
Mısır son derece çekingen davrandı, hatta bir Türk
milletvekilini sınır kapısında altı saat beklettikten
sonra geri gönderecek kadar korkak davrandı.
Burada sizlerin dikkatine sunmaya
çalıştığım esas konu, Filistin-Gazzeye uygulanan
işgal, ambargo ve zulümdür. Türkiye Büyük Millet Meclisinin bir üyesi,
Türkiye Cumhuriyetinin diplomatik pasaportuyla Gazzeyi girememiş biri
olarak, oradaki insanlara reva görülen şartların ne kadar
ağır olduğuna ve yapılan zulmün ise uluslararası
anlaşmalara, insan haklarına ne denli aykırılık
teşkil ettiğine dikkatinizi çekmek için bu sözü aldım.
Şüphesiz, Gazzeye girememek
bizleri çok üzmüştür ama asıl bizi üzen, bu girememenin
Mısır tarafından sağlanmış olmasıdır,
Mısır tarafından engellenmiş olmasıdır. Bizler
sadece insani amaçlarla bu ziyaretimizi planladık.
Burada şunu özellikle belirtmek
istiyorum ki bu yaşananlar bizim Filistine olan inancımızı
ve ilgimizi azaltmamış, tam aksine, daha
artırmıştır. İnşallah en yakın bir sürede
yine parlamenterlerimizden, milletvekillerimizden ve belediye
başkanlarımızdan oluşan daha kalabalık bir heyetle
Gazzeyi ziyaret edeceğiz.
Türk milleti adına sizlere bir
dilek ve umudumu aktarmak istiyorum: İnsanlık daha fazla bu zulmün
devamına izin vermeyecek ve dur diyecektir ve bölgede bütün dinler ve
bütün milletler, barış ve kardeşlik içinde, birbirlerinden güç
alarak inşallah barışa imza atacaklar ve o günlerin en büyük
mimarı da Türkiye olacaktır diyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
NİHAT ZEYBEKCİ (Devamla) Bu
duygularla yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Zeybekci.
Gündem dışı ikinci söz,
spordaki gelişmeler hakkında söz isteyen Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmaka aittir. (MHP sıralarından alkışlar)
Buyurun Sayın Uzunırmak.
2.- Aydın
Milletvekili Ali Uzunırmakın, spordaki gelişmelere ilişkin
gündem dışı konuşması
ALİ UZUNIRMAK (Aydın)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi en derin
saygılarımla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
iktidarıyla muhalefetiyle bu ülke hepimizin. Dolayısıyla bu
ülkedeki bütün problemler, bütün çözüm yolları, ortak aranması gereken
sahalardır.
Değerli milletvekilleri,
iktidarlar, yönetimler öngörmelidirler ve geçmişten ders
çıkarmalı, tecrübe edinmelidirler ama ne yazık ki bugünkü
Hükûmetimizle ilgili bunları söylememiz mümkün değil.
Kafalarımızı duvarlara vura vura, el yordamıyla
karanlıkta yol almaya çalışan, geçmişten hiç ders
çıkarmayan, örneklemeleri, yanlış örneklemelerden hareket ederek
maalesef geçmişi doğru değerlendirememek ve geleceği
doğru öngörememek bugün en büyük problemimizdir.
Çok değerli milletvekilleri, bugün
gazetelerde bir haber; Sayın Başbakan diyor ki: Avrupaya gitmesek
beş sene ne olur? İngiltere gitmedi. Değerli milletvekilleri,
İngiltere örneği Türkiyeye örtüşmeyen bir örnektir.
İngilterede sporla ilgili alınan tedbirler, bir Heysel
faciasından ve seyircilerin, taraftarların problemlerinden
kaynaklanmıştır. Oysa bugün Türk sporunun içinde bulunduğu
problem, seyirci ve taraftar probleminden kaynaklanmamıştır,
sporda şikeden kaynaklanmıştır ve eğer biz problemin
kaynağına doğru teşhis koyamazsak çözümü de doğru
öngöremeyiz.
Peki, buradaki problem nereden
kaynaklanmıştır? Buradaki problem, maalesef, Hükûmetin bütün
alanlarda Benden olan-olmayan
Nasıl kuşatabilirim?
düşüncesiyle hareket tarzından kaynaklanmıştır.
İşte, önce kamuoyunu bilgilendirme, iletişim
araçlarını Hükûmet kuşatmış ve her türlü problemde,
felakette veya meydana gelen problemlerin aleyhinde olacağı çözümleri
bile laf kalabalığı ile baskıyla, yeri geldiğinde
karton kabadayılıkla, tehditle, toplumu maalesef algı
yönetimiyle, olanla, yapılanla söylenenin farklı olduğu bir
algı yönetimiyle kuşatmıştır Hükûmet.
Dolayısıyla Türk sporunda da bir şike operasyonu
başlamıştır ama şike operasyonu başlarken o kadar
yanlış şekilde yönlendirilmiştir ki, ilk andaki yapılan
şike suçüstü imkânları daha sonraki anladığımız
şekilde tecelli etmiş olmasına rağmen açık
bırakılmış ve daha birçok kişinin ve kulübün
suçlanmasına sebep olabileceği bir yöne doğru soruşturmalar
sürüklenmiştir ve neticesinde, ilk suçüstünde eğer şikeyle
ilgili operasyon doğru yapılsaydı bugün sekiz kulüpten
bahsedilmeyecekti, belki iki kulüpten bahsedilecekti. Dolayısıyla
yüzlerce kişiden bahsedilmeyecekti, belki üç beş kişiden
bahsedilecekti ve Süper Ligin çökmesi gibi bir gündem olmayacaktı. Ama
Hükûmet ne yaptı? Rövanş almak, ele geçirmek, sektörü kuşatmak
adına ucu açık bıraktı, daha sonra bu iş büyüdü,
suçüstünden daha öteye gitti, suçlular çoğaldı ve neticesinde lig
bitti. Lig bitmiş olmasına rağmen, soruşturmaların
bilgi dâhilinde olmasına rağmen, bu defa Türkiye Futbol Federasyonu
ligi tescil etti. O lig tescili başlı başına bir
spekülasyon olması gerekirken bundan bile ders çıkarmadık. Ondan
sonra Federasyon seçimlerine el atıldı, Federasyon seçimlerinde yine
Hükûmetin ilişkileri ortada ve ondan sonra Federasyonda bir bunalım,
Federasyonun bunalımından sonra yeniden Federasyon
değişikliği ve bugün UEFAyla ilgili olarak da bizim Avrupa
kupalarına dahi katılamayacak duruma gelmiş bir spor sektörümüz
meydana geldi.
Çok değerli milletvekilleri, bizim
kuşatılmışlık içerisinde algı yönetimiyle
problemlerden kaçmamız mümkün değil. Bakın, Hükûmet çok büyük
yanlışlar yapıyor. Erzurumda bir spor kompleksi
yapıldı, bir kayak pisti yapıldı ama trilyonlarca para
harcanmasına rağmen, ölçümleri kriterlere uygun
olmadığı için kayak pisti uluslararası
yarışmalara açılamıyor.
MUHYETTİN AKSAK (Erzurum) Öyle
bir şey yok.
ALİ UZUNIRMAK (Devamla)
Trabzonda olimpiyat. dediniz, hâlbuki oynanan bir gençlik oyunları idi
ve trilyonlarca masraf edildi ve yine bir algı yönetimi içerisinde, toplum
günden güne kandırılıyor.
Çok değerli milletvekilleri, bu
konulara dikkatinizi çekmek istedim. Hükûmet bu yanlışlardan
dönmelidir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ALİ UZUNIRMAK (Devamla) Hükûmet,
algı yönetimiyle değil, yapılan doğru işleri,
doğru şekilde ve tecrübe edinerek icraatlarını yapmaya
devam etmelidir. Türk sporunun içine düştüğü bu durumdan Hükûmet
sorumludur.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Uzunırmak.
ALİ UZUNIRMAK (Devamla) Çok
teşekkür ediyorum, iyi günler, iyi çalışmalar diliyorum
Sayın Başkan. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Gündem
dışı üçüncü söz, İstanbul ili Sultanbeyli ilçesinin
sorunları hakkında söz isteyen İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanala aittir.
Buyurun Sayın Tanal. (CHP
sıralarından alkışlar)
3.-
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın, İstanbulun Sultanbeyli
ilçesinin sorunlarına ilişkin gündem dışı
konuşması
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum. Sultanbeylinin sorunlarıyla ilgili söz almış
bulunmaktayım.
Sultanbeyli, 31 Aralık 1987
tarihinde belediye oldu. 26/12/1989 tarihinde yapılan ilk seçimde Refah
Partisi adayı Ali Nabi Koçak, 1994 yılında yine Refah Partisi
adayı Ali Nabi Koçak, 1999 yılında Fazilet Partisinden Yahya
Karakaya, 2004 yılında AKPden Alaattin Ersoy, 2009da AKPden
Hüseyin Keskin... Bu kronolojik tarihi niçin veriyorum? Vermemin gerekçesi
şu: Sultanbeyli, belediye olduğu aşamadan, günden bugüne kadar
aynı zihniyet, aynı kişiler, ideolojisi aynı olan kesim
tarafından idare edilmekte. Peki, Sultanbeylinin sorunlarının
sebebi nedir, Sultanbeylinin sorunlarını bu kadar biriktiren, bu
aşamaya getiren, halkı perişan eden, evinden yoksun hâle
getiren, mağdur eden, işsizliği yaratan sebep ne? Bu
düşüncelerin sahibi olan partilerin gerçekten halkın yararına
değil, halkın zararına
çalıştığının bir göstergesi açısından.
Nedir peki Sultanbeylinin ilçe
sorunları? İstanbul Sultanbeylide vatandaşların içme
suyunu karşıladığı onlarca çeşmeden alınan
su numuneleri kirli çıkmıştır. Peki, kirli çıktı
da ne oldu? Vatandaşımız, gayet rahat, yoksul olduğu için,
oradaki kirli suyu içme durumuyla karşı karşıya
kalmış durumda.
Sosyal olan bir devlette ne olur?
İzmir Dikili Belediyesi, bir sosyal devletin gereği olan, 10 tona
kadar içme suyunu ücretsiz olarak vatandaşa vermekte. AKP
İktidarı ne yaptı? İzmir Dikili Belediyesinin -10 ton suya
kadar ücretsiz verdiği için- hakkında suç duyurusunda bulundular,
dava açıldı -hâlen Türkiyede yargıçlar var- gerçekten, mahkeme,
sosyal devlet ilkesi nedeniyle beraat kararını verdi. Aynı
şekilde Sultanbeyli Belediyesinde de -orada kirli suyu içme durumuyla
karşı karşıya bırakan zihniyetin- Anayasamızda
ifadesi bulunan sosyal devlet ilkesi uyarınca, 10 tona kadar ücretsiz
olarak suyun verilmesi gerekir. Eğer Cumhuriyet Halk Partili Dikili
Belediyesi gibi bir lider, bir önder olmuş olsaydı, Sultanbeyli
Belediyesi halkı, bugün, gayet rahat kirli içme suyunu içmeyecekti, temiz,
10 tona kadar ücretsiz su alabilecekti.
Nedir? Sultanbeylide otopark sorunu.
1989 yılından beri kurulan belediye, hep, bugüne kadar otopark
sorunu, otopark sorunu, otopark sorunu
Peki, İmar Kanununun 37 ve
44üncü maddesi uyarınca otopark ücreti alınıyor. Otopark
Yönetmeliğinin 5inci maddesi uyarınca ne yapılıyor?
Otopark amacı için alınan paralar başka bir amaca tahsis
edilemez. Ey Sultanbeyli halkı, ey İstanbul halkı, ey Ankara
halkı, Ankara Büyükşehir Belediyesi ve İstanbul Büyükşehir
Belediyesi dâhil olmak üzere, bugüne kadar halktan alınan otopark ücretleriyle
ilgili, ücretsiz bölge otoparkı yapması gerekirken, bu otopark
ücretlerini başka bir amaca tahsis etmemesi gerekirken, maalesef, ücretsiz
bölge otoparkları açmamıştır, halkı mağdur
etmişlerdir.
Gelelim, Sultanbeylinin en önemli
sorunlarından bir tanesi Hasanpaşa Mahallesi. Değerli
arkadaşlar, Hasanpaşa Mahallesinde 7 bin insan yaşıyor ve
burada yapılan konutların tamamı AKP döneminde yapılan
konutlar ve burası:
1) Elektriği verilmiş
durumda.
2) Suyu verilmiş durumda.
3) Sokak isimleri verilmiş
durumda.
4) Cadde isimleri verilmiş
durumda.
5) Kaldırımlar
yapılmış durumda.
6) Caddeler yapılmış
durumda.
7) Asfaltların tamamı
yapılmış durumda.
Peki, kardeşim, bunu yapan
belediye. Vatandaş kime güvenir? Belediyeye güvenir, belediyeye
inanır ve oraya üç katlı, dört katlı, beş katlı
konutlar yaptılar. Bugüne kadar her seçimde Biz size tapu
vereceğiz., her seçimde Tapu vereceğiz. dediler, arkasından
mahkeme kararıyla ceza kararları gönderildi, müsadere kararları
gönderildi, yıkım kararları gönderildi, tahliye kararları
gönderildi. Her seçimden sonra, gayet rahat Oy verirseniz biz size tapu
vereceğiz...
Değerli arkadaşlar, bugüne
kadar Sultanbeyli halkı aldatıldı. Sultanbeyli
halkının aldatılmasına da artık son vermek lazım.
Sultanbeyli halkı AKPye mahkûm değil. Sultanbeyli halkının
gayet rahat alternatifi olan Cumhuriyet Halk Partisi var.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. İyi günler diliyorum. (CHP ve BDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Tanal,
teşekkür ediyorum.
Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel
Kurula sunuşları vardır.
Meclis araştırması
açılmasına ilişkin üç önerge vardır, okutuyorum:
IV.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 24 milletvekilinin, Hrant Dink cinayetinin
aydınlatılması amacıyla TİBin görev, yetki ve
sorumluluklarının araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/215)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Hrant Dink 19 Ocak 2007 tarihinde AGOS
Gazetesi önünde uğradığı silahlı saldırı
sonucu hayatını kaybetmiştir. Cinayetin üzerinden 5 yıla
yakın bir süre geçmesine rağmen olayın asıl
sorumluları henüz ortaya çıkarılamamış, dava süreci de
sürekli farklı sebeplerle uzatılmıştır. Hrant Dink
cinayetinin sır perdesini aralayabilecek Telekomünikasyon
İletişim Başkanlığı (TİB)'nın mahkemeye
gerekli bilgi ve belgeleri göndermeyerek davanın uzamasına sebep
olduğu iddia edilmektedir. Anayasanın 98, İçtüzüğün 104 ve
105'inci maddeleri uyarınca dava sürecinde ağır ihmalleri
bulunan TİB'in sorumluluklarını yerine getirip getirmediği
konusunda Meclis Araştırması açılmasını arz ve
teklif ederiz.
Gerekçe:
TİB; cinayetin işlendiği
gün AGOS gazetesi önünde dolaşan ve sık sık telefonla
konuşurken güvenlik kameralarına yakalanan 4 kişinin daha
bulunduğunu ileri süren avukatların mahkeme kanalıyla
ilettikleri cinayet işlendiği sırada o civarda bulunan
kişilerin telefon numaralarının gönderilmesi talebini "özel
hayatın ihlali" olacağı gerekçesiyle reddetmiştir.
TİB olay yerinde bulunan 4
esrarengiz kişinin tespit edilmesi için istenen baz istasyonu
kayıtlarını 2010 yılında mahkemeye gönderdiğini
açıklarken 17 Haziran 2011 tarihinde ise özel hayatın gizliliğini"
gerekçe göstererek kayıtların gönderilmesine itiraz etmiştir.
2006 yılında yapılan bir
yasa değişikliğine göre, GSM operatörlerinin kayıtları
TİB tarafından doğrudan tutulmaktadır. TİB daha sonra
mahkemeye gönderilen yazıda iki şirketin o bölgede baz istasyonu
olmadığını, üçüncü şirketin ise cinayetin
işlendiği gün 11.00-11.25 ila 14.45-15.00 saatleri arasında o
bölgede hiçbir telefon görüşmesi yapılmadığı bilgisini
vermiştir.
TİB'in bu açıklaması
mahkeme sürecini uzatmaya yöneliktir. Zira her 3 GSM şirketi daha sonra
TİB'in açıklamalarının gerçek olmadığını
belirtmişlerdir.
www.doguturkistan.net -(Ötüken)
başlıklı internet sitesinde 16 Ocak 2006 tarihinde siteye
"recep_akkus" ismiyle yazan kişi hem Hrant Dink hem de Orhan
Pamuk ile ilgili ağır hakaretler içeren cümleler ile onların
kanunlarına inanmadığımızı, güvenmediğimizi
göstermek için, artık dilekçeler, açılan karşı davalar bir
anlam ifade etmediği için, Türk'ün vatanında kafir mahkemeleri
kurulduğu için, bu siyonist mahkemelere tokat için...." ifadelerini
paylaşmıştır.
Dink cinayetinin tetikçisi olarak
yargılanan Ogün Samast ile diğer zanlılar da cinayetin
hazırlık sürecinde internetteki sitelerde Dink'in Türklüğe
hakaret ettiğini okuduklarını ve resimlerini de internetten
indirdiklerini söylemişlerdir. www.doguturkistan.net internet sitesinde
yer alan yazı, araştırma önergesinin
hazırlandığı 20.10.2011 tarihinde halen sitede yer
almaktadır. Her yıl binlerce siteye erişimi engelleyen,
www.tib.gov.tr adresinde İnternet ihbar merkezi" kuran TİB'in 5
yıldır bu siteye işlem yapmamasının arkasında
yatan gerçek mutlaka sorgulanmalıdır.
Hrant Dink cinayetinin
işlendiği gün cinayet bölgesinde yapılan telefon
görüşmelerinin dökümünü göndermemekte ısrar eden ve o bölgede hiçbir
telefon görüşmesi yapılmadığı bilgisini veren TİB
son olarak mahkemeye, bölgede "temsili görüşmeler"
yapılması halinde; mahkemenin isteğini "yerine
getireceğini" bildirmiştir. Mahkeme tarafından bilgi
istenilen TİB süreci daha da uzatmak için mahkemeden bilgi isteme yoluna
gitmiştir. Hrant Dink cinayetine ilişkin kasta varacak davranışlarda
bulunmasının altında yatan gerçeğin TİB'in
Tarikat-Cemaat denetimine girmesinden kaynaklı olduğu
konuşulmaktadır.
19 Ocak 2012 tarihinde Hrant Dink
cinayetin üzerinden tam 5 yıl geçmiş olacaktır. TİB
tarafından sürdürülen oyalama taktiği sebebiyle kayıtların
silinmesi sürecine 3 ay kalmıştır. Cinayetin sır perdesini
çözecek en önemli delillere böylece hiç ulaşılamayacaktır.
Kayıtlar silindikten sonra mahkeme süreci iyice sekteye uğrayacaktır.
Türkiye'nin basın özgürlüğünü
hayata geçirmemesi ve etnik kimliklerin korunmaması konusunda
ağır eleştiriler almasına sebep olan ve
Başbakanın "Adalet, namus sözümdür" ifadelerine rağmen
bugüne kadar Hrant Dink cinayetinin asıl faillerine yukarıda
sayılan sebeplerle ulaşılamamıştır.
Hrant Dink cinayetinin aydınlatılması
amacıyla üzerine büyük görevler düşen TİB'in görev, yetki ve sorumlulukları konusunda Meclis
Araştırması açılması gerekli görülmektedir.
1) Veli Ağbaba (Malatya)
2) Hüseyin Aygün (Tunceli)
3) Haydar Akar (Kocaeli)
4) Sakine Öz (Manisa)
5) Haluk Eyidoğan (İstanbul)
6) Gürkut Acar (Antalya)
7) Selahattin Karaahmetoğlu (Giresun)
8) Ramis Topal (Amasya)
9) Mehmet Hilal Kaplan (Kocaeli)
10) Refik Eryılmaz (Hatay)
11) Malik Ecder Özdemir (Sivas)
12) Ayşe Gülsün Bilgehan (Ankara)
13) Tanju Özcan (Bolu)
14) Dilek Akagün Yılmaz (Uşak)
15) Aytuğ Atıcı (Mersin)
16) Mevlüt Dudu (Hatay)
17) Muharrem Işık (Erzincan)
18) Binnaz Toprak (İstanbul)
19) Kadir Gökmen Öğüt (İstanbul)
20) Mahmut Tanal (İstanbul)
21) Süleyman Çelebi (İstanbul)
22) Osman Aydın (Aydın)
23) Kemal Ekinci (Bursa)
24) Ahmet Toptaş (Afyonkarahisar)
25) Hasan Ören (Manisa)
2.- Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 milletvekilinin, terör
saldırılarından önce ve saldırı esnasında
MİT, askerî ve emniyet istihbarat birimlerinin görev, yetki ve
sorumluluklarını yerine getirip getirmediği konusunun
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/216)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Terör olaylarının
başladığı 1984 yılından günümüze kadar yedi bine
yakın güvenlik mensubu şehit olmuştur. En son 19 Ekim tarihinde
Hakkâri Çukurca ve Yüksekova'da 8 ayrı noktaya aynı anda saldıran
PKKlı teröristler tarafından 24 askerimiz şehit
düşmüştür. 27 yıldır devam eden terör
saldırılarının en kanlı 5incisi olan Çukurca
baskını bir kez daha istihbarat birimlerinin görevlerini tam olarak
yapamadıklarını gün yüzüne çıkarmıştır.
Toplumun tüm kesimleri tarafından
nefretle kınanan terör olaylarının önlenebilmesi amacıyla
MİT, Askeri ve Emniyet İstihbarat birimlerinin görev, yetki ve
sorumluluklarını yerine getirip getirmediği konusunda
Anayasanın 98, İçtüzüğün 104 ve 105'inci maddeleri uyarınca
Meclis Araştırması açılmasını arz ve teklif
ederiz.
Gerekçe:
19 Ekim 2011 tarihinde 200 PKK'lı
tarafından, Çukurca İlçe Jandarma Komutanlığı ile
Çukurca Polis ve Jandarma lojmanları, Kavuşak, Barakambi Tepe,
Keklikkayası Tepe, Baski Tepe, Han Tepe ve Gazi Tepe üs bölgelerine aynı
anda ağır silah, roketatar ve uzun namlulu silahlarla
saldırı gerçekleştirilmiştir.
Terör örgütü mensuplarının
günlerce saldırı hazırlıkları yaptıkları, 2
hafta boyunca ağır silahları sınırdan geçirerek
bölgeye yığınak yaptıkları iddia edilmektedir. MİT,
Emniyet, Jandarma istihbarat birimlerinin bu hazırlıklardan haberdar
olmaması Türkiye'nin terör konusunda içinde bulunduğu durumun en
acı göstergesi olmuştur.
Şehirlerde özel hayatın tam
ortasına bile girerek çalışmalar yapan, Genelkurmay
Başkanını, Milletvekillerini bile rahatlıkla yasal ve
yasadışı yollarla dinleyen devletin istihbarat örgütlerinin 200
teröristin sınırdan ülkemize gelerek kanlı bir terör
saldırısı gerçekleştirmesini tespit edememesi bizce çok
anlamlıdır. Terör saldırısı gerçekleştirilirken
bu birimlerin kimleri dinlediği de merak edilmektedir.
Terör saldırılarından
önce ve saldırı esnasında MİT, Askeri ve Emniyet
İstihbarat birimlerinin görev, yetki ve sorumluluklarını yerine
getirip getirmediği konusunda Anayasanın 98, İçtüzüğün 104
ve 105'inci maddeleri uyarınca Meclis Araştırması
açılmasını arz ve teklif ederiz.
1) Veli Ağbaba (Malatya)
2) Ali Serindağ (Gaziantep)
3) Haydar Akar (Kocaeli)
4) Ali Haydar Öner (Isparta)
5) Mehmet Şeker (Gaziantep)
6) Mahmut Tanal (İstanbul)
7) Ramazan Kerim Özkan (Burdur)
8) Refik Eryılmaz (Hatay)
9) Malik Ecder Özdemir (Sivas)
10) Ayşe Gülsün Bilgehan (Ankara)
11) Tanju Özcan (Bolu)
12) Dilek Akagün Yılmaz (Uşak)
13) Aytuğ Atıcı (Mersin)
14) Mevlüt Dudu (Hatay)
15) Mehmet Hilal Kaplan (Kocaeli)
16) Muharrem Işık (Erzincan)
17) Kadir Gökmen Öğüt (İstanbul)
18) Ali Özgündüz (İstanbul)
19) Mustafa Serdar Soydan (Çanakkale)
20) Osman Aydın (Aydın)
21) Kemal Ekinci (Bursa)
22) Ahmet Toptaş (Afyonkarahisar)
23) Hasan Ören (Manisa)
3.- Niğde
Milletvekili Doğan Şafak ve 24 milletvekilinin, Akkaya Baraj
Gölü'ndeki su kirliliğinin insan sağlığına, ekolojik
dengeye ve çevreye yarattığı sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/217)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Akkaya Baraj Gölü'nde meydana gelen su
kirliliği ile bu kirliliğinin insan sağlığına,
ekolojik dengeye ve çevreye yarattığı sorunlarla ilgili
alınması gereken önlemlerin araştırılması
amacıyla Anayasa'nın 98'inci ve İçtüzüğün 104 ve 105 inci
maddeleri uyarınca bir Meclis Araştırması
açılmasını arz ve teklif ederiz.
Gerekçe:
Akkaya Barajı, Niğde ilinde,
Tabakhane Çayı üzerinde, tarımsal sulama amacı ile 1964-1967
yılları arasında inşa edilmiş bir barajdır. Gövde
tipi toprak dolgu olan baraj, 426.000 (m3) metreküplük gövde hacmi
ile 2.277 hektarlık bir alana sulama hizmeti vermektedir.
Baraj 2003 yılında su
kirliliğine bağlı oksijen yetersizliğinden çok sayıda
balığın ölümüyle gündeme gelmiştir. Yaşanan balık
ölümlerini takip eden yıllarda baraj gölü, flamingolar başta olmak
üzere çok sayıda göçmen kuşa ev sahipliği yapmaya
başlamıştır. Bölgenin önemini Çevre ve Orman
Bakanlığı 2005 yılında "Ramsar
Sözleşmesi" gereğince "Uluslararası Öneme Sahip Sulak
Alan" ilan etmiştir. Böylece sadece sulama amaçlı bir baraj
konumundan çıkarak "Uluslararası Akkaya Sulak Alanı"
olarak belirlenmiştir.
Nesilleri hızla tükenmekte olan
dikkuyruk ördeklerinin yanı sıra çeşitli türden balıkçıl
flamingo, pelikan ve 10 kadar da ördek türü bulunmaktadır. Niğde
Üniversitesi'nin Merkez Yerleşkesi içinde bulunan 1970'li yıllarda
sulama amaçlı yapılan "Akkaya Baraj Gölü"
kuşların göç yolu üzerinde bulunması ve
sazlık-kamışlık, kayalık, maki, bozkır,
ağaçlık gibi değişik habitat tiplerine sahip olması
sebebiyle kuşların uğrak yeri haline gelmiştir. Akkaya
Göleti'ndeki kuş türü sayısı yapılan çalışmalar
sonucunda son bir yıl içinde tespit edilen 12 yeni tür ile birlikte 207'ye
ulaşmıştır. Akkaya Göleti ülkemizde düzenli olarak görülen
kuş türlerinin yarısına ev sahipliği yapmaktadır.
Sadece kuşlar değil, göletin su toplama havzasındaki bazı
derelerde endemik türde balıklar da yaşamaktadır. Bu sebeple
özellikle bahar aylarında çok sayıda yabancı turist ve kuş
gözlemcisi Akkaya Göleti'ni görmek için ülkemize gelmektedir.
Niğde ve yakın çevresindeki
pek çok yerleşke ile "Akkaya Barajı" çevresinde bulunan
belediyelerin, sanayi kuruluşlarının, cezaevinin ve Niğde
Üniversitesi'nin atık sularının, mevcut arıtma tesislerinin
tam randımanlı çalıştırılamaması nedeniyle
baraj alanına intikal etmesiyle, su kirliliği
yaşanmaktadır. Niğde Belediyesi'nin arıtma tesislerinin
çalışmaması ve baraja intikal eden bu atıklar bölgede çok
ciddi ekosistem bozulmalarına neden olmaktadır. Bu nedenle
çeşitli basın haberlerinde baraj alanı "Niğde'nin
atık deposu" olarak tanımlanmıştır.
Akkaya Sulaması'nın
işletmesi Bor Belediyesi'ne devredilmiş olup, işletme-bakım
çalışmaları belediye tarafından yürütülmektedir.
Yapılan su kontrolleri suyun içinde yaşayan canlılar bir tarafa;
barajdaki su ile sulanan Bor Ovası'ndaki tarla ve bahçelerin de ciddi risk
altında olduğunu ortaya koymaktadır. Yörede otlatılan
hayvanlarla insana bulaşan kist hidatik gibi çeşitli paraziter
hastalıkların artışı dikkati çekmektedir. 1999-2004
yılları arasında, alınan önlemlerin yetersiz kalması
sonucu art arda toplu balık ölümleri gerçekleşmiştir. Mevcut
kirlilik çevrede kötü kokuya sebep olmuş ve bu durum sinek, sivrisinek
gibi hastalık taşıyan kanatlı böceklerin var
olmasını sağlamıştır. Ayrıca, baraj suyu ile
sulanan tarımsal alanlardan elde edilen ürünler insan
sağlığı üzerinde risk oluşturma potansiyeline
sahiptir. Suyun kirliliği, barajdan sulama yapan kişiler
tarafından da şikâyete sebep olmuştur. Akkaya Göleti'nin mevcut
kirlilik durumu ile ilgili veriler ve bu sorunların çözümüne yönelik
bilgilerin yetersizliği sebebiyle, baraj gölü hakkındaki yorumlar
sadece olasılıklara dayanmaktadır. Bugüne kadar farklı
zaman ve platformlarda "Akkaya Baraj Gölü ve çevre sorunları"
ile ilgili yapılan kısıtlı bireysel ve kurumsal
çalışmaların iyi niyetten öteye gitmediği açıkça
görülmektedir. Küresel ısınmanın önemle
tartışıldığı günümüzde "Akkaya Baraj
Gölü'nün" su hacmini koruyabilmesi için Akkaya'yı besleyen su kaynaklarının,
Akkaya Barajına gelene dek su yataklarında kaybı önlenmelidir:
Ölçüsüz ve sorumsuzca kullanılması denetlenmelidir. Baraj su
kapasitesinin artırımı için gerekli çalışmaların
ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından kapsamlı bir şekilde
yapılması gerekmektedir. Kimyasal arıtma ve ön arıtma
gerektiren firmaların ayrıca ön arıtma tesisi kurmaları
gerekmektedir. Kimyasal atık veya direkt sanayi atığı
olarak sınıflandırılabilecek atık ve atık
suların baraja intikalinin engellenmesi için yeterli önlemlerin alınması
gerekmektedir. Akkaya Baraj Gölü'nün, temizlenmesi için yöresel, bölgesel ve
ulusal kaynaklar ışığında hazırlıklara zaman
kaybedilmeden başlanması gerekliliği açıkça ortadadır.
Bitki örtüsü ve yaban hayatı özelliğine sahip, manzara bütünlüğü
ile ilgi çeken "Akkaya Baraj Gölü" doğal
kaynaklarımızı ve ülkemizi tanıtmamız
açısından önemli bir turistik yapıya sahiptir. Meydana gelen su
ve çevre kirliliği nedeniyle önemini yitirmek üzeredir.
Canlı
sağlığını tehdit eden bu önemli sorunun
kalıcı olarak çözülmesi ve bizden sonraki kuşaklara
sağlıklı içme suyu ve yaşanabilir bir çevre bırakmak
için Akkaya Baraj Gölü'nde meydana gelen su kirliliğinin ve çevresel
sorunların sebeplerinin araştırılması amacıyla
Meclis Araştırması açılmasının uygun
olacağı düşünülmektedir.
1) Doğan Şafak (Niğde)
2) Veli Ağbaba (Malatya)
3) Mustafa Serdar Soydan (Çanakkale)
4) Mahmut Tanal (İstanbul)
5) İzzet Çetin (Ankara)
6) Mehmet Hilal Kaplan (Kocaeli)
7) Kemal Değirmendereli (Edirne)
8) İhsan Özkes (İstanbul)
9) Ali Serindağ (Gaziantep)
10) Sakine Öz (Manisa)
11) Mehmet Volkan Canalioğlu (Trabzon)
12) Haydar Akar (Kocaeli)
13) Kadir Gökmen Öğüt (İstanbul)
14) Erdal Aksünger (İzmir)
15) Candan Yüceer (Tekirdağ)
16) Müslim Sarı (İstanbul)
17) Muharrem Işık (Erzincan)
18) Ercan Cengiz (İstanbul)
19) Tanju Özcan (Bolu)
20) Emine Ülker Tarhan (Ankara)
21) Levent Gök (Ankara)
22) Emre Köprülü (Tekirdağ)
23) Mehmet S. Kesimoğlu (Kırklareli)
24) Recep Gürkan (Edirne)
25) Sinan Aydın Aygün (Ankara)
BAŞKAN Bilgilerinize
sunulmuştur.
Önergeler gündemdeki yerlerini alacak
ve Meclis araştırması açılıp açılmaması
konusundaki görüşmeler sırası geldiğinde
yapılacaktır.
Sayın Zeybekci, İç Tüzükün
58inci maddesine göre, geçen birleşimde tutanaklara geçen bir sözünüzü
düzeltmek için yazılı müracaatınız var.
Buyurun kürsüye.
Üç dakika süre veriyorum.
V.- GEÇEN TUTANAK HAKKINDA
KONUŞMALAR
1.- Denizli
Milletvekili Nihat Zeybekcinin, 29/3/2012 tarihli 85inci Birleşim
tutanağında yer alan bazı ifadelerini düzelttiğine
ilişkin konuşması (x)
NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli)
Çok teşekkür ederim Değerli Başkanım.
Sayın milletvekilleri, bu kürsü,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin kürsüsü, milletin egemenliği ve
bağımsızlığının temsilidir. Bu kürsüye her
türlü saldırıyı hiçbir milletvekilimizin tasvip etmesi mümkün
değildir. Bu kürsüyü işgal etmek, işgal etmeye teşebbüs
etmek hemen hemen darbe ve darbe girişimi kadar da tasvip edilmemesi
gereken bir uygulamadır. Diğer taraftan, bu kürsüde konuşan bir
hatibe yapılan her türlü saldırıyı da burada
kınadığımı bildirmek istiyorum.
Dün akşamki birleşimde bir
Değerli Grup Başkan Vekilimizin buradaki konuşması
sırasında söylemiş olduğu bir sözden sonra, benim ona
cevaben yerimden söylediğim sözün çok yanlış
anlaşıldığını ve bana
yakışmadığını burada beyan etmek için söz
almış bulunuyorum. Yani bu Mecliste, Türkiye Büyük Millet Meclisinde
asla dile gelmemesi gereken Silahla mı gelmemiz lazım? sözüne
karşılık söylediğim Gelmezseniz
diye başlayan
sözümü geri alıyorum ve bu yanlış anlamadan dolayı
Değerli Grup Başkan Vekilimizden de özür diliyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Meclisimizin başarılı
çalışmalara imza atmasını dileyerek hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Buyurun Sayın İnce.
VI.-
AÇIKLAMALAR
1.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, 29 Mart 2012 tarihli Birleşimde Genel
Kuruldaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
MUHARREM İNCE (Yalova) Ben ne
söylediğini zaten bilmiyordum. Geri aldığına göre demek ki
kötü bir şey söylemiş. (Gülüşmeler)
Teşekkür ederim.
Az önce kameralar önünde düzelttik,
burada bir kez daha düzeltelim. Benim sözüm de şuydu: Anayasa
bitmiş, uygulanmıyor; İç Tüzük uygulanmıyor, Parlamento
hukuku işlemiyor, kürsüdeki arkadaşımıza
saldırılıyor, silahla mı geleceğiz buraya biz?
Sözlerim bundan ibarettir. Ben milletvekilliğimde dokuz yıldan bu
yana daha hiç silah taşımadım.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Konu
anlaşılmıştır Sayın İnce.
Teşekkür ediyorum.
VII.-
ÖNERİLER
A) Siyasi
Parti Grubu Önerileri
1.- CHP
Grubunun, 10/12/2011 tarihinde, Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker ve
arkadaşlarının Suriye ile ilişkilerimizin yeniden
canlandırılması için izlenecek politikaların belirlenmesi
amacıyla vermiş olduğu Meclis araştırması
önergesinin, Genel Kurulun 30/3/2012 Cuma günkü birleşiminde
sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi
Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi
vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza
sunacağım.
30.03.2012
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu; 30.03.2012
Cuma günü (Bugün) toplanamadığından, Grubumuzun
aşağıdaki önerisinin, İçtüzüğün 19 uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Muharrem İnce
Yalova
Grup Başkan Vekili
Öneri:
Gaziantep Milletvekili Mehmet
Şeker ve arkadaşları tarafından, 10.12.2011 tarihinde,
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Suriye ile
ilişkilerimizin yeniden canlandırılması için izlenecek politikaların
belirlenmesi amacıyla verilmiş olan Meclis Araştırma
Önergesinin, (161 sıra nolu) Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere
bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak, 30.03.2012 Cuma günlü
birleşimde sunuşlarda okunması ve görüşmelerinin aynı
tarihli birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi
grup önerisi lehinde söz isteyen Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker.
Buyurun Sayın Şeker. (CHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET ŞEKER (Gaziantep)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Suriyeye karşı
izlenen politikalar neticesinde Suriye ile ticari ilişkilerimizde meydana
gelen ekonomik kaybın belirlenmesi, bu kaybın bölge halkına,
esnafa, sanayiciye ve ihracatçıya etkilerinin saptanması, ticari
ilişkilerimizin tekrar canlandırılması için izlenecek
politikaların oluşturulması amacıyla Meclis
araştırması açılması teklifimizle ilgili olarak söz
almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
2002 yılına kadar Suriye ile
ilişkilerimiz terör örgütünün Suriye'deki faaliyetleri, su
paylaşımı ve Hatay sorunu nedeniyle gerilimli bir seyir izlemekteydi
ancak 2002den sonra atılan olumlu adımlarla yumuşama
başlamıştı. İki ülkenin
cumhurbaşkanlarının karşılıklı ziyaretleri,
Serbest Ticaret Anlaşmasının yürürlüğe girmesi, Yüksek
Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi Anlaşmasının
imzalanması, vizelerin karşılıklı
kaldırılması sayesinde Suriye ile ekonomik, kültürel ve sosyal alanda
çok önemli mesafeler katedilmiştir.
Gelişen bu ticari ve ekonomik
ilişkiler neticesinde 2,5 milyar dolarlık bir ticaret hacmine
ulaşılmıştır. Orta Doğuya açılan önemli bir
kapı olan Suriye üzerinden, Türkiye, on bir ülkeye ticaret
yapmaktaydı. Bavul ticaretiyle yaklaşık 3 milyar dolara
ulaşan bir ticaret hacmi oluşturulmuştu. Vizelerin
kaldırılmasıyla beraber, karşılıklı,
sınırdan geçişler artmış, 60 bin kişi bölge esnafını
ayakta tutan en önemli gelir kaynaklarından biri olmuştur. Suriyede
aktif olarak yatırım yapan 30 firmamız ve 10 da müteahhitlik
firmamız vardır. Ancak Suriyede çıkan olaylar ve bu olaylara
karşı AKP Hükûmetinin izlediği tutarsız politika neticesinde
Suriye ile ihracattaki gerileme yüzde 37, ithalattaki gerileme ise yüzde 62
seviyesine ulaşmıştır.
Gezmek, alışveriş
yapmak, tedavi olmak amacıyla Türkiyeye giriş yapan Suriyeli
sayısı âdeta bıçak gibi kesilmiştir.
Suriyede yatırım yapan
firmalar yatırımlarını durdurmuşlar, belirsiz bir
gelecekle karşı karşıya kalmışlardır.
Transit ticaret durmuş, önerilen
alternatif yollar maliyetli olduğundan binlerce araç atıl durumda
kalmıştır.
Durma noktasına gelen bavul
ticareti ile binlerce aile geçim sıkıntısı içerisine
girmiştir.
Değerli arkadaşlar, bugün,
Suriyede yaşananların Amerikanın enerji
politikasının bir sonucu olduğunu hepimiz biliyoruz.
İranın Hürmüz Boğazını petrol trafiğine kapatma
ihtimaline karşı Suriyenin Lazkiye Limanını kontrolü
altına almak isteyen ve böylece Irak petrolünü rahatça Akdenize
taşımak isteyen Amerika, Suriyede kukla bir yönetim istiyor. AKP de
Suriyeye karşı izlediği politika ile Amerikanın bu
emelinin maalesef taşeronluğunu yapmaktadır. Şu an gerek
bölge halkının gerekse esnaf, iş adamı ve
ihracatçının içinde bulunduğu bu tablonun sorumlusu maalesef
iktidardır. Yıllardır izlediğimiz ve tüm dünyaya örnek
olacak Yurtta barış cihanda barış. politikasını
maalesef hiçe saymaktayız ve Suriye halkı ile aramızda şu
anda düşmanlık tohumları da ekilmiş bulunuyor.
Maalesef AKP, Suriye konusundaki tüm
adımlarını Amerikadan aldığı direktiflerle
atmaktadır. Buna buradan birçok milletvekili
arkadaşımızın itiraz edeceğini biliyorum ama eminim
birazdan vereceğim birkaç örnek itirazların yetersizliğini
gösterecektir. Ocak ayında Kilisin Öncüpınar Sınır
Kapısından Suriyeden gelecek mülteciler için konteynerlerden
oluşan bir kamp oluşturma çalışmaları
başlatılmıştır. Eğer Suriyeli mülteciler erken
otel rezervasyonuna benzer bir uygulama ile erken konteyner rezervasyonu
yaptırmadıysa var olmayan mülteci için kamp yapma girişiminin
bir tek açıklaması vardır; o da sınıra sıfır
noktasındaki bu kamptan Esad muhaliflerine askerî yardım ve lojistik
destek sağlamaktır çünkü Suriyedeki olayları
tırmandırmak ve bir an önce sonuca ulaştırmak isteyen
Amerika Birleşik Devletleri için Kilis dört dörtlük bir ildir.
Ocak ayında Vanlı
depremzedeler çadırlarda donarken, çadırları yanarken olmayan
mülteciye konteyner kent yapmak reva mı? diye sormuştum, bugüne
kadar da maalesef iktidardan bir cevap alamadım.
Değerli arkadaşlar,
geçtiğimiz haftalarda muhaliflerin Humustaki en önemli direniş
noktasının Suriye ordusunun kontrolüne geçmesinden sonra Suriyeye
fiziki müdahaleye giden süreç hızlanmıştır. Gelişi
sır gibi saklanan CIA Başkanı Başbakanla ve MİT
Müsteşarı ile ne görüşmüştür? Dışişleri
Bakanlığının Türk vatandaşlarına yurda dönüş
çağrısı yapmasını, Suriyede birbiri ardına gelen
patlamaların olmasını, Şamdaki Büyükelçiliğimizin
kapatılmasını, Hatay
ve Kilisteki kamplara ilaveten Gaziantepin İslahiye ilçesinde 10 bin
kişilik, Şanlıurfa'nın Ceylanpınar ilçesinde 20 bin
kişilik çadır kamp kurma girişimlerinin
başlatılmasını CIA Başkanıyla yapılan
görüşmeden bağımsız değerlendirmek mümkün müdür? Bu
olayların Başkanın gelmesinden hemen sonra birbiri ardına
yaşanması tesadüf mü? Buna inanan birileri var mı
arkadaşlar?
Bir de ihbar üzerine yakalanan
tırlar var sevgili milletvekilleri. Gürbulak Sınır
Kapısından Türkiyeye giriş yapan Kilis'in Öncüpınar
Sınır Kapısı'nda yakalanan silah ve patlayıcı
yapımında kullanılan mühimmat yüklü tırlar gizemlerini
korumaya devam etmektedir. Bu tırların nereden geldiğine,
taşıdıkları silahların menşesinin ne
olduğuna, Suriyedeki isyancılara gidip gitmediğine yönelik
verdiğim soru önergesine süresi geçtikten iki ay sonra, dün gelen cevapta
bu hususlar aydınlatılamamıştır. Benim sorduğum
soruya maalesef- İçişleri Bakanlığının
verdiği cevap da burada arkadaşlar, maddeleri okumayacağım:
maddesine istinaden Genelkurmay
Başkanlığı ve Dışişleri
Bakanlığıyla Bakanlığımız arasında
yapılan yazışmalar neticesinde, söz konusu patlayıcı
ve kimyasal maddelerin imhasıyla ilgili sürecin Genelkurmay
Başkanlığının eş güdümünde yürütülmesinin uygun
olduğu bildirildiğinden Bakanlığımızca herhangi
bir işlem yapılmamıştır.
İdris
Naim Şahin
İçişleri
Bakanı
Bu tırların maalesef nereden geldiği belli değildir
arkadaşlar ancak Öncüpınar Sınır Kapısına kadar
eğer Gürbulaktan girdilerse on ili rahat bir şekilde nasıl
geçmişlerdir? Yoksa bu tırlar İncirlikten mi yüklenmiştir?
Bu silahlar isyancılara mı gitmektedir? Yakalanmayan ve Suriyeye
geçen tırlar da, başka tırlar da var mıdır, başka
silahlar da var mıdır? Bunlar Suriyede masum, yoksul insanların
öldürülmesine vesile olmuş mudur?
AKPnin Suriye politikasını
haklı, doğru çıkarmak için özel çaba gösteren yandaş medya
da hem vatandaşlarımızın hem de Suriyelilerin tüm
mağduriyetlerinden Hükûmetle aynı oranda sorumluluk sahibidir.
Suriyeden yayın yaptığını iddia ederek Hataydan
yayın yapanlar Çatışma seslerini duyuyoruz, silah sesleri
geliyor, siviller öldürülüyor. diye haber yapanlar neye hizmet ettiklerinin
farkındalar mı?
Değerli
arkadaşlar, bugün Suriyede demokratik bir yönetimin olması herkesin
ortak arzusudur ancak demokrasi söylemi altında saldırgan ifadelerle,
mezhep kışkırtıcılığı ile Suriyede
çatışmaların arttırılması, Suriyede eylem
yapacakların Türkiyede kalmaları, bunlar için kamplar kurulması
sonuna kadar da karşı olduğumuz hususlardır.
Sevgili
arkadaşlar, Cumhuriyet Halk Partisi olarak Suriyede demokratik bir
iktidarın olduğunu söylemiyoruz, Suriyede insan hakları
ihlallerinin olduğunu biliyoruz, Suriyenin demokratik bir
anayasasının olmadığını da biliyoruz ama Orta
Doğuda buna benzer pek çok ülke var. Biz Türkiye Cumhuriyeti devleti
olarak her şeyden önce yapmamız gereken, buradaki ülkelerde,
özellikle komşumuz olan Suriyede,
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Suriyeye yapılan 1 milyar
dolarlık yatırımın akıbeti şu anda belli
değildir. Onlarca firma Suriyedeki fabrikalarının
kapısına kilit vurmuş, orada
çalıştırdığı işçileri işten
çıkarmıştır. Ailesinin geçimini sağlayan yüzlerce
kişinin işsiz kalması aile fertleriyle binlerce kişinin
olumsuz etkilenmesi anlamına gelmektedir.
Değerli
arkadaşlar, bunlar derinlemesine bir araştırma yapmadan, bir
çırpıda yapılan bir değerlendirme neticesinde ortaya
çıkan sonuçlardır. Elbette, bu, buz dağının görünen
yüzüdür. Kurulacak bir araştırma komisyonu ile konu tüm yönleri ile
ele alınmalıdır. Bu komisyon ile Suriyede yaşanan olaylar
ve Hükûmetin Suriye politikasının olumsuz etkilediği tüm
kesimler belirlenmeli, zararları tespit edilmeli, bunun tazminine yönelik
çalışmalar yapılmalı ve Suriye ile ticari
ilişkilerimizi tekrar canlandırmak için yeni politikalar
üretilmelidir.
Suriyedeki
gerginliği tırmandıran değil azaltan, Suriyede
barış ve istikrarın sağlanmasına yardımcı
olan her türlü politikanın ve çalışmanın yanında
olduğumuzu belirtiyor, araştırma önergesini desteklemeniz
dileğiyle hepinizi bir kez daha saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Şeker.
Önerinin aleyhinde
söz isteyen Nurdan Şanlı, Ankara Milletvekili.
Buyurun Sayın
Şanlı. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
NURDAN ŞANLI (Ankara) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun
Suriyeyle ilgili ilişkilerimizde yaşanan sıkıntılar
hakkında vermiş oldukları grup önerisinin aleyhinde söz
almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygılarımla
selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; CHP Grubunun gündeme alınmasını istediği
konu ile ilgili, Hükûmetimiz her türlü tedbiri almaktadır. Gereken bütün
görüşmeler, çalışmalar Hükûmetimiz tarafından
yapılmakta, gerek uluslararası arenada gerek ikili ilişkilerde,
Suriye yönetiminin katliamlarına seyirci kalınamayacağı
anlatılmaktadır. Ümit ediyoruz ki yaşanan insanlık
ayıbı bir an evvel son bulur, Suriye halkı bir an evvel
demokrasiye kavuşur. Bütün dünyanın yakından gözlemlediği
komşumuz Suriyeyle ilgili, Sayın Başbakanımız
başta olmak üzere, ilgili kurumlarımız, her türlü tedbir
hususunda gerekli hassasiyeti gösteriyor ve yakından takip ediyor.
Bu konu üzerinde tabii ki daha uzun
konuşma yapabiliriz ancak hepimizin bildiği üzere, 199 sıra
sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin
görüşmelerine devam etmekteyiz. Muhalefetin önergeleri muhakkak ki
zamanı geldiğinde yine Meclis gündemine gelecektir ancak şu anda
öncelikli konumuz, görüşmekte olduğumuz yasa teklifidir.
Dolayısıyla, önergeye katılmadığımızı
belirtiyor, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Şanlı.
Önerinin lehinde söz isteyen
Sırrı Süreyya Önder, İstanbul Milletvekili.
Buyurun Sayın Önder. (BDP
sıralarından alkışlar)
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul)
Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; Suriye meselesine
geçmeden önce, kırk yıl önce bugün, bu ülkenin, Türkiye
halklarının en güzel 10 evladı, Kızılderede
hayatlarının en cevahir zamanlarında ölümün koynuna girdiler. Bu
sömürü, bu zulüm, bu bezirgânlık bu topraklarda hayatiyet bulmasın
diye, bu toprakların çok da alışkın olmadığı
bir cesareti sergilemişlerdi. Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin
İnanın 12 Mart faşist rejimi tarafından idam edilmesini
engellemek amacıyla bir yolculuğa çıktılar ve
kontrgerillanın bugün hayasızca hâlen ortalıkta cirit atan eli
kanlı temsilcileri tarafından imha edildiler. Çok değil, bundan
bir iki yıl önce İngiliz gizli servis belgeleri açıklandı,
top atışıyla öldürüldüklerini söylüyordu.
Mahir Çayan, Ömer Ayna, Cihan Alptekin,
Sinan Kazım Özüdoğru, Ertan Saruhan, Saffet Alp, Sabahattin Kurt,
Nihat Yılmaz, Ahmet Atasoy ve Hüdai Arıkan
yoldaşlarımızın anıları önünde saygıyla
eğiliyorum. (BDP ve CHP sıralarından alkışlar)
Devrimci mücadelelerini, Ertuğrul Kürkcü yoldaşımız,
kardeşimizle birlikte ondan devraldığım bu on karanfil
simgesiyle her dem yüksek tutacağımıza bir kez daha söz veriyorum.
Şimdi, Suriye meselesinde bu
araştırma önergesini destekliyoruz, fakat meselenin arka planına
bir miktar bakmakta fayda var, çünkü topyekûn bir yalan ve manipülasyonun esiri
olmuş gidiyoruz.
Neoconların
başlattığı, Obamayla birlikte geliştirilen yeni bir konsept
var. Bunda hiçbir aşağılama kastım yok öncelikle bunu
söyleyerek başlayayım.
Bir Sayın
Davutoğlu kibri, bu meseleyi
görmeye ve Türkiyeye göstermeye mâni. Hiçbir buğuz ile
konuşmuyorum, niye böyle olduğunu anlatacağım. Yeni
paradigma, İran, Lübnan, Suriye versus İsrail denklemi artık
Orta Doğudaki düzeni, nizâmâtı sürdürmeye yeterli değildi.
Emperyalist sistemin yeni paradigması, bunları birer adım geri
çekmek, Sayın Tayyip Erdoğan ve Davutoğlu politikasına da
iki adım ileri çıkmalarına cevaz vermek olarak
kararlaştırıldı. Niye? Orta Doğuda Irak
işgaliyle oluşturulmaya çalışılan ve Orta
Doğudaki tüm halkların ve ülkelerin bir jandarması olması
tasarlanan özel güvenlik güçleri, Orta Doğudaki Amerikan nefretini tasarladıklarının
ve öngördüklerinin çok daha üzerinde yükseltince bunun için bir jandarma
aradılar. Ne yazık ki, jandarma aradıkları zaman
kendilerinin en yetkin ağızdan da söyledikleri gibi Sizin tek
kıymetli ihraç malınız ordunuz diyen Türkiyeye yöneldiler.
Buradaki kibir, bu
politikayı okumaya yetmedi. Hep, özellikle muhafazakâr arkadaşlar,
kısmen haklı bir
serzenişle, Türkiyedeki bu bilinçaltı Arap düşmanlığını burada dile getirirler, bunda büyük bir
haklılık payı vardır. Evet, her konuşmaya başlarken
Araplar da bizi arkamızdan vurmuştu diye başlamak çürümüş
bir bilinçaltının eseridir fakat burada da tam tersinden bir durum
var: Bir Türk kibriyle yaklaşma var yani kınadığı, reddettiği
anlayışın bir başka versiyonu vücut bulmuş durumda
şu andaki Hükûmette. Bir ağabeylik, ne olduğu belirsiz bir
efendilik taslayarak bu Orta Doğudaki yeni paradigmayı okumaktan
âciz, meseleye dâhil olmaya çalıştılar.
Şimdi, bu planı bir Mavi
Marmara hadisesi bozmuştur. Mavi Marmara meselesinde, İsrail
yıkılmamak üzere dizayn edilmiş kolonyal bir devlettir.
İsrailin yıkılması, Amerika ve İngilterenin
yıkılması demektir. Bu, yıkılamaz anlamına
gelmiyor. Bir rasyonel analizden bahsediyorum. Ama İsrailde 500 bin
kişiyle yapılan savaş karşıtı mitingler var.
Eğer gerçekten bir dâhi Dışişleri Bakanımız varsa
şunu hesap edebilmeliydi: İsraildeki savaş
karşıtı kamuoyunu bu cinayet davasını Mavi
Marmarayı kastediyorum- İsrailin bizatihi bir iç mahkemesinde ve
bir iç politikası ve bir adi cinayet vakası olarak bunu İsrail
kamuoyuna mal edebilmeli ve dönüştürme zeminini buradan
aramalıydı.
Şimdi, böyle yapmadılar.
Nereye gittiler? Uluslararası platforma. Bu ne anlama geliyor? Yani
yıkılmamak üzere dizayn ettikleri adamlara bizzat, hani kadıya,
bu tacizi yapan kadı, bizatihi kadıya şikâyetçi oldular. Böyle
olunca meşruiyetini kabul etmiş oluyorsunuz bu mahkemenin. Bu mahkeme
de sizin yüzünüze bir kararı tokat gibi çarparak İsrail
haklıdır. dedi. Bir sürü insanımızın hayatını
kaybettiği bir meselede bir enerji, bir savrulma, bir itiraz
sönümlenmiş oldu; bugün hatırlayan yok.
Suriye meselesinde de bu kibrin bir
uzantısının devam ettiğini görüyoruz. Gelinen noktada
Esadı ve yaptığı zulmü Orta Doğudaki diğer
diktatörlerden ayıran bir farkı var. Esadın orada dayandığı
bir kitle tabanı var. Şu an Lazkiyeye çekilirim. diyor. Bu Suriye bölünür,
diğer güçlerle araya bir tampon bölge konulur, herkes de bir statü
kazanır, buna Kürtler de dâhil ve bu tampon bölge Türkiyenin kendi eliyle
büyük oranda başına açtığı en büyük bela olarak
gündemimize oturur.
Orada adına mektum denilen ketmetmekten,
ketmolunmaktan gelen ağzı bağlı anlamında,
kimliksiz Kürtler var, sayıları bir istatistiğe göre 2,5 milyonu
buluyor. Dünyanın en vahim sömürge biçimidir. 60lı yıllarda bu
Arap milliyetçiliği politikası oralarda hüküm sürerken Nüfus
sayımı yapacağız. diye kimlikleri toplanıyor,
diğer bütün insanların kimlikleri dağıtılıyor,
Kürtlerinki dağıtılmıyor. O günden beri kimliksiz
yaşıyorlar, yok hükmündeler. Şimdi bir statü kazanacaklar ve
bunun bu ülkedeki yansımasından korkuluyor. Niye korkuluyor? Çünkü bu
ülkede asgari insani koşulları tamamlamamışsınız
da ondan. Eğer siz kendi ülkenizden ve kendi halklarınızdan emin
olsanız bunun bilindik bugüne kadar kadim bir tek yolu var: Yasaklar böler;
hürriyet, özgürlükler birleştirir. Siz buna tenezzül, tevessül
etmemişsiniz, kibrinizin esiri olmuşsunuz, ya korkularınıza
ya kuşkularınıza iman etmişsiniz ve temennilerinizi konsept
diye bu ülkeye yutturmaya çalışıyorsunuz. Hâlihazırdaki
durum bu politikanın iflas etmiş olduğunun
fotoğrafıdır. Bu fotoğrafın nişanesi de İran
ziyaretinden bir ortak bildiri bile, ortak bir açıklama bile
yazılamamış olmasıdır. Siz içeride bir taşra
esnafı laubaliliğiyle bir al-ver üzerine oturttuğunuz
politikayı dünyanın en kadim halklarından olan İranla da
yürütebileceğinizi zannediyorsunuz. Birçok halkı tarih sahnesinden siyasetle silmiş
bir ülkeden ve onun halkından bahsediyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
SIRRI SÜREYYA ÖNDER
(Devamla) - Bu politika bölgedeki halklara hiçbir mutluluk getirmeyecektir
BAŞKAN Sayın
Önder, teşekkür ederim.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER
(Devamla) -
özgürlük bahsinde bir faydası olmayacaktır,
araştırılması gerekir.
Teşekkür ederim.
Tekrar
yoldaşlarımızı anıyorum. (BDP sıralarından
alkışlar)
VELİ AĞBABA
(Malatya) Sayın Başkanım, ben 58e göre söz istiyorum.
BAŞKAN Buyurun
Sayın Ağbaba. (CHP sıralarından alkışlar)
Üç dakika süre
veriyorum.
V.- GEÇEN TUTANAK HAKKINDA
KONUŞMALAR (Devam)
2.- Malatya Milletvekili Veli Ağbabanın, 29/3/2012 tarihli
85inci Birleşim tutanağında yer alan bazı ifadelerini
düzelttiğine ilişkin konuşması
VELİ AĞBABA
(Malatya) Değerli arkadaşlar, bugün 30 Mart. Öncelikle 30 Mart
1972de katledilen Mahir Çayan ve 9 arkadaşını saygıyla
anıyorum. Onlar bu ülkenin aydınlık yüzüydü, onlar bu ülkenin
onuruydu. Kızılderede kanayan 10 yürek, Türkiye halkına
bağımsızlık ve demokrasi mücadelesinin mirasını
bırakmışlardır.
Değerli
arkadaşlar, dün bir olay yaşandı, o olayla ilgili kısaca
bir iki şey söylemek istiyorum.
Ben kırk dört
yaşındayım arkadaşlar, değerli milletvekilleri.
Kırk dört yıl boyunca bir sefer kavga ettim. İlkokul 3e
giderken -köyde okuyordum ben- aşağı mahalle, yukarı
mahalle kavgası yaptık, hâlâ o kavgadan, kavga ettiğim
arkadaşları gördüğüm zaman utanırım.
Yaşamımda hiçbir zaman şiddetin, kavganın içerisinde
olmadım, bundan sonra da olmayacağım.
Bakın
arkadaşlar, dün burada ben konuşuyorum. Siz, her
beğenmediğiniz düşüncenin, her beğenmediğiniz fikrin
üzerine şiddetle mi gideceksiniz?
MUHYETTİN AKSAK
(Erzurum) Kutsallarına hakaret ediyorsun insanların.
VELİ AĞBABA
(Devamla) Konuşma sen
Sen de, bak, şiddet kullanıyorsun, sen
de konuşma!
MUHYETTİN AKSAK
(Erzurum) İnsanların kutsallarına hakaret ediyorsunuz.
VELİ AĞBABA
(Devamla) - Konuşma sen! Konuşma sen!
BAŞKAN Sayın
Ağbaba, lütfen
Bakın, 58inci maddeye göre
VELİ AĞBABA
(Devamla) Bakın arkadaşlar, ben
BAŞKAN Sayın
Ağbaba, bir şeyi hatırlatayım: 58inci maddeye göre söz
istediniz.
VELİ AĞBABA
(Devamla) Onu konuşuyorum ben.
BAŞKAN Buyurun.
VELİ AĞBABA
(Devamla) Onu konuşuyorum.
Şimdi,
arkadaşlar, ben Eğitim Komisyonuna gittim. Komisyonda, şimdi de
söylüyorum: Eğer Tekme atmadım. diyorsa, Atmadım. desin, ben
özür dileyeceğim sizden. Arkadaşıma, birisi Tufan Köseye bir
gün -bizim grubun en sakin milletvekilleri- bir gün sonra Özgür Özele,
aynı şahıs, ben ayırmaya çalışıyorum, tekme
atıyor, tokat atıyor arkadaşlar. Böyle demokrasi olur mu, böyle
bir şey olur mu? Ben yirmi yıl
boyunca emek çekerek milletvekili oldum, çocuğumdan, işimden,
gücümden fedakârlık yaptım, siyaset yaptım. Niye?
Malatyalıların sorunlarını, Malatyalıların
düşüncesini burada konuşmak için. Her çıktığımda
birisi saldırıyor, her çıktığımda
Bütün
yapılan kavgaların üçte 1i o şahsiyete ait.
Arkadaşlar, bakın
ÖMER SELVİ (Niğde) Milletin
sakalını mı Malatyalı sordu sana?
VELİ AĞBABA (Devamla) Yani,
sen şimdi haddini aşma, konuşma, tamam mı? Haddini
aşma, konuşma!
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) 58e göre söz aldın, suçlamaya gerek yok.
VELİ AĞBABA (Devamla) Yahu!
Bak, böyle bir şey yok ki!
Şimdi, bak, ben size tekrar
söylüyorum: Bunu bana söyleyenlere -AK PARTİdeki bütün
arkadaşlarımı kastetmiyorum bakın arkadaşlar- bana bu
şiddeti uygulayanlara, şimdi beni terbiyeye davet edenlere, bana laf
atanlara terbiye dersi de veririm, başka dersler de veririm.
Bakın, ben size tekrar söylüyorum:
Kırk dört yaşındayım, bugün kavganın içerisinde
olmadım, o utancı taşıyamam, bundan sonra da hiçbir
kavganın, hiçbir şiddetin yanında olmayacağımı
herkes bilmeli.
Şimdi, bir şey daha ilave
etmek istiyorum. Dün burada saldırı oldu bana, Sayın Grup
Başkan Vekili sağ olsun kınadı ama sizler, arkadaşlar,
yani böyle şey olur mu?
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
VELİ AĞBABA (Devamla) Ben
de sizin arkadaşınızım, ben de burada, Mecliste
milletvekilliği yapan birisiyim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Ağbaba.
VELİ AĞBABA (Devamla) Hiç
kimse söyleyebilir mi burada, AK PARTİ Grubundan hiç biriniz, sizlere
karşı bir saygısızlığımı, olumsuz bir
tutumumu söyleyebilir mi? Ama, kınamaya cesaret edemediniz
arkadaşlar.
BAŞKAN Sayın Ağbaba,
lütfen
VELİ AĞBABA (Devamla)
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
VII.-
ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi
Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.- CHP
Grubunun, 10/12/2011 tarihinde, Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker ve
arkadaşlarının Suriye ile ilişkilerimizin yeniden
canlandırılması için izlenecek politikaların belirlenmesi
amacıyla vermiş olduğu Meclis araştırması
önergesinin, Genel Kurulun 30/3/2012 Cuma günkü birleşiminde
sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi
grup önerisi aleyhinde söz isteyen Mustafa Gökhan Gülşen.
Buyurun Sayın Gülşen. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
MUSTAFA GÖKHAN GÜLŞEN (Kastamonu)
Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Cumhuriyet Halk
Partisi grup önerisi aleyhine söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, şu
an gündemimizde hepimizin bildiği gibi ilköğretim ve eğitim
kanun tasarısı vardır, sonrasında kamu sendikaları
yasa tasarısı gibi, 2/B yasa tasarısı ve toplu iş
ilişkileri yasası gibi tasarılar görüşülecektir. Kamuoyunun
kanunlaşmasını beklediği bu tasarıların bir an
önce görüşülmesi için Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisine
katılmadığımızı bildiriyor, sizleri saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Gülşen.
Grup önerisini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Öneri kabul edilmemiştir.
Sayın Bayraktutan, buyurun.
VI.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
2.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutanın, 29 Mart 2012 tarihli
Birleşimde Genel Kurulda yaşanan olaylardan üzüntü duyduğuna ve
kürsüye saldıran Milletvekilini kınadığına
ilişkin açıklaması
UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Dün, sabaha doğru Mecliste
yaşanan olaylardan dolayı derin üzüntü duyduğumu ifade etmek
istiyorum öncelikle. Biraz önce, Değerli, Sayın Milletvekili, dünkü
olayda kürsüye saldıran Sayın Milletvekili, bir televizyon
kanalında konuşmasında CHPnin faşizmine hem burada hem
başka yerlerde direneceğini söyledi ve o televizyon konuşmasında
bir tek şunu söylüyor: Ben saygılı
O lan kelimesi
dışında bir kelime kullanmadım. Bütün tutanakları
istedim. Terbiyesiz herif kelimesini ısrarla kullanmış,
tutanaklar önümde. O nedenle Sayın Milletvekilini kınıyorum ve
buradan şunu söylüyorum: Burası Türkiye Büyük Millet Meclisidir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Bayraktutan.
Sayın Halaman, buyurun.
3.- Adana Milletvekili Ali Halamanın, Adanada özel idare bünyesinde
çalışan geçici işçilerin durumuna ilişkin açıklaması
ALİ HALAMAN (Adana)
Başkanım, ben teşekkür ediyorum ama ben bu soruyu Sayın
Millî Eğitim Bakanımız burada diye sormak istemiştim.
BAŞKAN Ama Sayın Halaman,
soru sorma zamanı değil.
ALİ HALAMAN (Adana) Soru
değil Sayın Başkanım, şöyle: Ben bir problemi anlatmak
için Bakanıma söylemek istemiştim.
Bizim Adanada özel idare bünyesinde
çalışan geçici işçiler vardı. Bunların
sayısı da 391 tane. Bu Millî Eğitim Bakanlığına
bağlı okullarda müstahdem olarak çalışıyorlardı,
geçici işçi. Bunların geçen ay başında bütün
çıkışlarını vermişler, gerek yok diye. Sayın
Bakanım bununla bir ilgilensin. Ben
(Mikrofon Başkan tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Halaman,
teşekkür ediyorum. Bunların İç Tüzüke göre her birisinin usulü
var.
Son söz, Sayın Bulut, buyurun.
4.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, Hatayın
Yayladağ ilçesinin Apaydın köyünde Suriyeden gelen muhalifler için
kurulan bir kampa ilişkin açıklaması
AHMET DURAN BULUT (Balıkesir)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Hatayın Yayladağ ilçesinin
Apaydın köyünde Suriyeden gelen muhalifler için kurulan bir kamp var. Bu
kampta Suriyeden kaçan muhalif askerleri -sayılarının 250
olduğu ifade ediliyor- CIA, MOSSAD ajanlarının orada
eğittikleri, kendilerinin günübirlik Suriyeye girip orada ordu
subaylarını öldürdüklerini, Avrupalı, yabancı gazetelere
verdikleri beyanatta ifade ediyorlar. Bir milletvekilimiz kampa girmek istiyor,
kampa giremiyor. Kampın kontrolünün bizim elimizde olmadığı
ve yetkililerin ifadesine göre Sayın Başbakanın bu konuda
izninin olduğu ifade edilmektedir. Komşumuz olan Suriyeyle
ilişkilerin bu noktaya gelmesinin, böyle bir oluşumun
uluslararası hukuki altyapısının
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın milletvekilleri, alınan
karar gereğince gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmına geçiyoruz.
1inci sırada yer alan, Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili
Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir
Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına
Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporunun
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili
Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir
Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına
Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80)
(S. Sayısı: 156)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2nci sırada yer alan, Afet Riski
Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun
Tasarısı ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporunun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.- Afet Riski
Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun
Tasarısı ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporu (1/569) (S. Sayısı:
180)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3üncü sırada yer alan, Kars
Milletvekili Ahmet Arslan ve Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin ile 7
Milletvekilinin; Katma Değer Vergisi Kanunu ile Bazı
Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde
Yaptırılması Hakkında Kanun ve Kamu İhale Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
3.- Kars Milletvekili
Ahmet Arslan ve Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin ile 7 Milletvekilinin;
Katma Değer Vergisi Kanunu ile Bazı Yatırım ve Hizmetlerin
Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması
Hakkında Kanun ve Kamu İhale Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(2/387) (S. Sayısı: 194)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
4üncü sırada yer alan, Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin
Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul Milletvekili
Ayşe Nur Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal'ın;
İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Rize
Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık
Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni
Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem
Münevver Ökten Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara
Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporunun
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
4.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve
Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal'ın; İlköğretim ve
Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi ile Rize Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2
Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi;
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri
Milletvekili Sadık Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni
Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem
Münevver Ökten Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Salih Kapusuz ve
12 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilat Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali
Yönetim ve Kontrol Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor
Komisyonu Raporu (2/358, 2/305, 2/306, 2/307, 2/312, 2/384, 2/385) (S.
Sayısı:199) (x)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet
yerinde.
Geçen birleşimde, İç Tüzükün
91inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülen teklifin ikinci
bölümünde yer alan 23üncü madde üzerinde üç önerge okunmuş ve işleme
alınmıştı.
Şimdi, aynı mahiyette olup
birlikte işleme alınan ve Komisyon ve Hükûmetin katılmadığı
en aykırı iki önergeyi hatırlatmak için tekrar
okutacağım, istemleri hâlinde önerge sahiplerine ayrı ayrı
söz vereceğim.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 199 Sıra
Sayılı Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir
Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Rize Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş
ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri Milletvekili
Sadık Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni
Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem
Münevver Ökten Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara
Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 23. maddesinin Teklif metninden çıkarılmasını
arz ve teklif ederiz.
Recep Gürkan Mehmet S.
Kesimoğlu Faik
Tunay
Edirne Kırklareli İstanbul
Emre Köprülü Mevlüt Dudu Veli
Ağbaba
Tekirdağ Hatay Malatya
TBMM Başkanlığına
199 sıra sayılı kanun
tasarısının 23üncü Maddesinin kanun teklifi metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan Mülkiye Birtane Hasip Kaplan
Iğdır Kars Şırnak
Nursel Aydoğan Adil Kurt Levent
Tüzel
Diyarbakır Hakkâri İstanbul
Sırrı S. Önder İdris
Baluken Hüsamettin
Zenderlioğlu
İstanbul Bingöl Bitlis
Emine Ayna Aysel
Tuğluk Halil
Aksoy
Diyarbakır Van Ağrı
BAŞKAN Önerge üzerinde söz
isteyen Veli Ağbaba, Malatya Milletvekili.
Buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
VELİ AĞBABA (Malatya)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi tekrar
saygıyla selamlıyorum.
Dün akşam bir fiilî
saldırıya uğrayarak konuşmam yarım
kalmıştı. Konuşmama devam ediyorum.
Değerli arkadaşlar, ben Alevi
bir Müslüman ailenin çocuğuyum. Çocuğumu da Alevi bir çocuk olarak,
insan olarak yetiştirmek istiyorum. Aslında, bu 4+4+4
politikasının en büyük özelliği, bir asimilasyon politikası
olmasıdır. Amaç, Sünni İslam dışındaki bütün
inançları asimile etmektir. Bunun başında da Alevilik
gelmektedir. Şimdi size bir örnek vereceğim, bugün yaşanan bir
örnek: Erzincan Üzümlü Avcılar köyünde, jandarmaya
Değerli arkadaşlar, bu yasa,
birinci 4te itaatkârlık, ikinci 4te dindarlık, son 4lükte de
kindarlık üretmektedir. Bu nedenle bu yasa, toplumda yaşayan herkesi
düşünen bir yasa değildir.
Değerli arkadaşlar, dindar
bir toplum söylemiyle din tüccarlığı yapılırken
aslında dindarlık sözde kalıyor, itaatkârlık
pekiştirilmek isteniyor. Adalet istemeyen, özgürlük istemeyen, aş,
iş istemeyen piyasa gençliği, abdestli kapitalizm
yetiştiriliyor. Birbirine karşı kindar, hakkını
hukukunu bilmeyen, toplumun son rötuşu, son dörtlükte yapılıyor
değerli arkadaşlar. Şimdi, bakın, bu kindarlık öyle
bir şey ki hem Mecliste oluyor hem bir gün Maraşta oluyor, bir gün
Adıyamanın bir mahallesinde oluyor, bugün de Erzincanın bir
köyünde oluyor arkadaşlar.
Değerli arkadaşlar,
alçaklık bir seviye göstergesidir. Bazılarına alçak demek
yüksek gelir çünkü onun daha altında bir mevki vardır, o da çukurdur.
Yalakalıkta sınır tanımayanlar saldırganlıkta da
sınır tanımıyor. Fikri olmayanlar şiddete başvuruyorlar.
Bilmeliler ki bunu, bütün Millet Meclisi bilmeli ki bir zamanlar Musa da
vardı Firavun da, Spartaküs de vardı Sezar da, Hazreti Ali de
vardı Muaviye de, Hazreti Hüseyin de vardı Yezid de, Pir Sultan da
vardı Hızır Paşa da vardı, Che Guevara da vardı
Bolivyada onu katleden CIA ajanları da vardı. Bugün füze
kalkanı da var, ona karşı çıkanlar da var, onu
destekleyenler de var. Ben Musanın yanındayım, ben Hazreti
Hüseyinin yanındayım, ben Hazreti Alinin yanındayım, ben
Pir Sultanın yanındayım, ben Chenin yanındayım, ben
Deniz Gezmişin yanındayım. Birilerinin yerini de milletin
takdirlerine bırakıyorum.
Değerli arkadaşlar, burası milletin
kürsüsüdür. Ben de milletin vekiliyim, milletin sesiyim. Burada aslında
saldırıya uğrayan milletin vekili değildir, millettir,
milletin sesine saldırıda bulunulmuştur. Birileri saldırıda
bulunduktan sonra bir yerlere kaçarak kurtulmaya çalışıyor ama
bunun hesabını halk verecektir, millet verecektir diye
düşünüyorum.
Değerli arkadaşlar, ben sözlerime bir şey
söyleyerek son veriyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi milletin Meclisidir, bu
kürsüyü, bu Meclisi, milletvekillerini kimsenin aşağılamaya,
kimsenin toplum nezdinde itibarını düşürmeye hakkı yoktur.
Bu duygularla hepinizi saygıyla selamlıyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önerge üzerinde söz isteyen Hasip Kaplan,
Şırnak Milletvekili.
Buyurun Sayın Kaplan.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; dil ve kültür birbirinden
ayrılamaz, birisi olmadı mı diğeri olmuyor ve bu, özellikle
eğitim evresi olarak nitelendirildiği zaman altı önemli
aşamadan bahsedilir. Bu, çocukluk evresi, aile; beş-on iki yaş arası,
okul artı çevre; on dört-on beş yaş arası, sosyal çevre ve
ondan sonraki bölüm de üniversite ve iş çevresi. Bu aşamalarda iki
dil edinilmesi, yani bir bireyin iki dil bilmesi, kullanması durumu ve
yine sömürge okullarında, biliyorsunuz geçmişte sıkça uygulanan
bir dili yok etme çabası, asimilasyon, tek dil olayını dayatma
Tabii, çok kültürlü bir ülke miyiz, çok
dilli bir ülke miyiz, farklı zenginliklerimiz var mı? Bu
soruların cevabı evet olduğu zaman ona uygun çözümlerin de
getirilmesi gerekiyor. Devletin üniter yapısı bu çözümlere engel
değildir. Üniter yapıda birlik içinde, bütünlük içinde bu
sorunların demokrasi içinde aşılabildiği çokça biliniyor.
Şimdi, bir insan ana dilini
nasıl öğrenecek? Önce doğal ortamda öğrenebilir.
Öğretimde çocuğun kendi dilini kullanmasıyla öğrenebilir.
Bütün derslerden yararlanarak öğrenebilir. Değişik dil
çalışmaları arasında sıkı bir ilişki
olabilir. Çeşitli ders ve araç gerekçelerinden yararlanabilir. Dil
öğretimi, kültür öğretimi
Tabii ki kimisi Dil öğretimi bilgi
değil, aynı zamanda beceri öğretimidir. der, yani onu da
söylerler. Ama ana dil öğretimi aynı zamanda düşünmenin
öğretimidir ve ana dil öğretiminin temel olarak dört-on beş
yaş arası kesintisiz olmasını özellikle dil bilimciler
söyler. Hafızanın eğitilmesi, konuşma becerisinin
olması, aktif kelime servetinin geliştirilmesi; bütün bunlar son
derece önemlidir.
Fakat bir gariplik var bizim
eğitim sistemimizde. Merak ediyorum yani Sayın Meclisin değerli
üyelerine sormak istiyorum: Bir anket yapsak aranızda -Türkiyede yüz
altmış beş tane üniversite var- Selahaddin Eyyubi Üniversitesi
bir üniversitenin adı olursa ne olur arkadaşlar? Veya Ahmedi Hani
Ağrıda yakışmaz mı? Veya batıda, âlimler, dil
bilimciler, tıpkı Mevlânâ Üniversitesi gibi, yani bunlar olmaz
mı? Yani biz burada demokrasiyi yok ediyoruz, demokrasiyi katlediyoruz.
Demokrasi, bir
katılımcılık olayı, bir çoğulculuk olayı,
bir ortaklaşma. Beş ilde üniversite ismini değiştiriyoruz,
o ildeki insanlara sormuyoruz, o ildeki üniversiteye sormuyoruz, öğretim
üyelerine sormuyoruz, öğrencilere sormuyoruz, vatandaşa sormuyoruz,
fikrini almıyoruz, geliyoruz Meclise, emrivaki yapıyoruz: Al, senin
adın bu olsun. Bu yanlış bir yaklaşım
tarzıdır, demokratik değil arkadaşlar.
Yani demokratik
olmadığını şuradan biliyoruz: Birçok ilde
Üniversitelerin sonradan adları değiştirilsin. diye imza
kampanyaları var. Kendi illerinizde dikkat edin bu tür kampanyalar var.
Mesela Şırnakta ben rastladım; üniversite, yükseköğrenim
gençliği, halk isim değişikliği öneriyorlar.
Şimdi, biz, demokrasiyi Meclisten
katletmeye başlarsak, merkezî emrivakiler yaparsak sıkıntı
doğuyor çünkü üniversiteler artık bir ekol olarak, o isimlerle marka
olarak anılırlar. Bu marka siyaset markası değil
arkadaşlar, üniversitelerin markası siyaset olmaz; üniversitelerin
markası bilim olur, bilim özgürlüğü olur, eser olur, ürün olur,
çalışma olur, bunlar verilir ve bunlar tarihte yerini alır, o
tarihte yerini alanlara da o isimleri yaşatılsın diye verilir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
HASİP KAPLAN (Devamla)
Saygılar. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Kaplan.
Aynı mahiyetteki önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler
kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
199 sıra sayılı kanun
teklifinin 23 üncü maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Oktay Vural (İzmir) ve arkadaşları
Madde 23-
21/12/2011 tarihli ve 6260 sayılı 2012 Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu,
2/9/1983 tarihli ve 78 sayılı Yükseköğretim Kurumları
Öğretim Elemanlarının Kadroları Hakkında Kanun
Hükmünde Kararname, 13/12/1983 tarihli ve 190 sayılı Genel Kadro ve
Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede; Erciyes, Zonguldak Karaelmas,
Bilecik, Konya ve Kayseri Abdullah Gül Üniversitelerine yapılmış
olan atıflar Alparslan Türkeş, Bülent Ecevit, Necmettin Erbakan ve
Kayseri Üniversitelerine yapılmış olarak sayılır.
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ÇİĞDEM MÜNEVVER
ÖKTEN (Mersin) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor
mu?
KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz
isteyen Özcan Yeniçeri, Ankara Milletvekili.
Buyurun Sayın Yeniçeri. (MHP
sıralarından alkışlar)
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara)
Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; elbette herhangi bir büyüğün, geçmişte
memleketimize, milletimize, dilimize, devletimize, istiklalimize ve
istikbalimize katkı ve ilave yapmış, kültürümüzü ve
değerlerimizi asırlardan asırlara aktaran mekanizmaların
içerisinde yer almış insanların isimlerini üniversitelere vermek
veya bu tür kurum ve kuruluşlara vermek onlara gösterilecek vefanın
bir yansımasıdır. Ancak burada böyle çok dar bir bakış
açısıyla, fanatizmle ya da dogmatik bir yaklaşım
tarzıyla, kendi önünü açanlara veya kendilerine şu veya bu biçimde
ilave yapmış olarak görenlere evet deyip kendilerinin
dışındakilere hayır demek ve onları, âdeta
görmezlikten gelmek Müktesebatın tamamını kullanmamak. anlamına
geliyor.
Zaten burada bizim gördüğümüz bir
şey var, onu yüksek sesle ifade etmek istiyorum. Herkes dünyaya kendi dar
alanından bakıyor yani gözlerini açıp diğer insanları
da içine alacak şekilde demokrasiyi, insan haklarını, adaleti,
hukuku değerlendireceği yerde, kendisini merkeze koyarak, kendi
değerlerini önceleyerek ve kendi egosuna ya da kendi çıkarlarına
uygun bir biçimde bir yaklaşım içerisine giriyor. Yani biz, bu yasa
tekliflerinin içerisinde, üniversiteye isim verilen tekliflerin içerisinde
Şeyh Edebali ismini getirdik. Şeyh Edebali ismine kim, nasıl
karşı çıkar, ben bunu anlayamadım bu Mecliste. Yani sizi
siz yapan, bizi biz yapan, toprağı toprak yapan,
varlığı varlık yapan bir insanın ismini siz Bilecik
Üniversitesinden esirgiyorsunuz. Bunun hesabını nasıl
vereceksiniz, ben merak ediyorum.
Hadi verdiniz; birtakım
insanları ambalajlar içerisindeki söylemlerle avuttunuz ya da
kandırdınız, vicdanınıza karşı nasıl
vereceksiniz? Hem de üstüne üstlük Ey oğul diye başlayan sözlerini
de sürekli dillerinizde tekrar ederek bunu yapacaksınız. Yani herkesin
bir aynaya bakmasını kendisine öneririm.
Bu memlekette teselliden nasibim yok,
hazan ağlar baharımda.
Bugün hanümansız bir serseriyim
kendi öz diyarımda. diyen Akif, işte bunu diyor, bu memleketin
filozofu, düşünürü. Bu memlekete bağlı olan insanlara, bu
memleketi memleket yapan insanlara biz hep hanümansız bir serseri
duygusunu yaşatmışız.
Kayna kayna Sakarya!
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında
parya. diyor.
Şeyh Edebali eğer bugün
yaşamış olsaydı eminim ki şunu diyecekti bizlere:
Siz Garbın vefasız,
kansız evladı.
Seraba, Garba çiğnettiniz de
çıktınız hâki ecdadı.
Ve bunu altını çizerek
söylüyorum, büyük bir yanlış yaptınız, bunun siyasi
maliyeti de size olacak.
İkincisi: Alparslan Türkeş
isminin bir üniversiteye verilmesi
İddia, ideal ve mefkûre ve bir
milletin, bir toplumun, özellikle millî mukavemetini güçlendiren, millî
hafızasına katkı yapan ve o toplumun kendi kendisine gelmesini
sağlayan bir yaklaşım içerisinde olan ve bunun için de yaşadığı
döneme damgasını vurmuş, bütün çileleri içselleştirmiş
ve bu çilelerin üzerinden milletinin dinini, diyanetini yüceltmek için elinden
gelen her şeyi yapmış olan bir insanın ismini vermemek ise,
o da başka bir handikap, onu da kamuoyu değerlendirecektir.
Başka bir şey daha ifade edeyim:
Bugün her tarafa Sayın Başbakanın ve Sayın
Cumhurbaşkanının isimlerini veriyoruz. Sayın Başbakan
ve Sayın Cumhurbaşkanı çok saygın insanlardır,
memlekete hizmet yapmışlardır. Yaptıkları hizmet için
kendilerine minnettarız. Onlarda hiç kuşku yok. Ancak üzerinde
durulması gereken şey, belli bir siyasi blokun bunlar
temsilcileridir. Ve hâlen Sayın Başbakan bugün bir siyasi partinin
Genel Başkanıdır. Biz bu siyasi partinin Genel
Başkanının ismini bir üniversiteye veriyoruz ve o üniversitede
başka siyasi partilerin çocukları da eğitim göreceklerdir; o,
işin de bir başka kısmı.
Bir de ne yapıyoruz: Şimdi,
komisyonda Sayın Cumhurbaşkanının içinden
çıktığı grubun üyelerinin oyuyla kabul edildi, geçti
Abdullah Gül Üniversitesinin kurulması. Burada da geçecek, geçti.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Yeniçeri,
teşekkür ediyorum.
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) -
Burada da yine Sayın Cumhurbaşkanının içerisinden
çıkmış olduğu siyasi partinin oylamasıyla, el
kaldırmasıyla geçecek ve Sayın Cumhurbaşkanının önüne
bu tasarı gidecek.
BAŞKAN Sayın Yeniçeri
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) -
Abdullah Gül Üniversitesinin açılmasını istiyor musunuz? (AK
PARTİ sıralarından Evet sesleri)
BAŞKAN Sayın Yeniçeri,
lütfen.
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) -
Altına Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Üniversitesinin
açılmasını istiyoruz. diyecek. Ve bu da ne kadar doğru
olur bilmiyoruz.
Teşekkür ediyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi oylarınızı
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
24üncü madde üzerinde dört adet önerge
vardır, okutuyorum:
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Arkadaşlar,
bu maddede yetim hakkı yeniyor yalnız.
(CHP sıralarından bir grup
milletvekili ayağa kalkarak pankart açtı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 15.37
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.45
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muhammet Rıza
YALÇINKAYA (Bartın), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 86ncı Birleşiminin
İkinci Oturumunu açıyorum.
199 sıra sayılı Kanun
Teklifinin görüşmelerine kaldığımız yerden devam
edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
24üncü madde üzerinde dört adet önerge
vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 199 Sıra
Sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 24üncü maddesi ile 4734
sayılı Kanuna eklenen geçici 13 üncü maddede yer alan
hazırlanacak yönetmelikle ibaresinden sonra gelmek üzere , rekabete
açık olacak şekilde ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin
Canikli Ayşe
Nur Bahçekapılı Mustafa
Elitaş
Giresun
İstanbul
Kayseri
Osman
Aşkın Bak Emrullah
İşler
İstanbul
Ankara
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, şimdi okutacağım üç önerge aynı
mahiyettedir. Üçünü okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
199 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 24üncü maddesinin teklif metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Oktay Vural Mehmet
Şandır Özcan
Yeniçeri
İzmir Mersin
Ankara
Zühal Topcu Lütfü Türkkan
Alim
Işık
Ankara Kocaeli
Kütahya
Ahmet Duran Bulut Erkan Akçay
Balıkesir Manisa
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Erdal
Aksünger Hasan
Ören Dr. Aytun Çıray
İzmir
Manisa İzmir
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu Kamer
Genç
İstanbul
Tunceli
MUHARREM İNCE (Yalova) Önergeyi
niye eksik okuyorsunuz?
BAŞKAN Üçü aynı mahiyette.
MUHARREM İNCE (Yalova)
Hayır efendim, önergemizi olduğu gibi okumanız lazım.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Baştan okutun Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın İnce,
aynı mahiyette üç önerge. Uygulamamız, bir önergeyi okutup
diğerlerinin önerge sahiplerini okutuyoruz.
25inci maddedeki üç önerge de
aynı mahiyette. O zaman da sizinkini okutacağız,
diğerlerinin önerge sahiplerinin isimlerini okutacağız.
MUHARREM İNCE (Yalova) 25i
görüşmüyoruz zaten, 24ü görüşüyoruz.
BAŞKAN Evet. 24 öyle, 25 de
öyle. 24te de üç önerge aynı mahiyette, 25te de üç önerge aynı
mahiyette. Şimdi birini okuttum, diğerlerinin de önerge sahiplerini
okutuyorum, 25te de sizinkini okutup diğerlerinin önerge sahiplerini
okutacağım.
Diğer önerge imza sahipleri:
Pervin
Buldan Mülkiye
Birtane Nursel Aydoğan
Iğdır
Kars Diyarbakır
İdris
Baluken Sırrı
S. Önder Hasip Kaplan
Bingöl İstanbul Şırnak
Ertuğrul
Kürkcü Adil Kurt
Levent Tüzel
Mersin
Hakkâri İstanbul
Emine
Ayna Aysel
Tuğluk Halil Aksoy
Diyarbakır
Van Ağrı
Hüsamettin
Zenderlioğlu
Bitlis
BAŞKAN Sayın Komisyon
aynı mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
MİLLÎ
EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
ÇİĞDEM MÜNEVVER ÖKTEN (Mersin) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Sayın
Hükûmet?
MİLLÎ
EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge
üzerinde söz isteyen Erkan Akçay, Manisa Milletvekili
(MHP
sıralarından alkışlar)
ERKAN AKÇAY (Manisa) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 24üncü madde üzerine verdiğimiz önerge hakkında söz
aldım. Muhterem heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bu kanun teklifinde baş örtüsüne,
ilmihal dersine, Şeyh Edebali ve Alparslan Türkeş Üniversitesine
kalkmayan eller bu tablet ihalesine kalkacak, biliyorum. Bundan hiçbir
şüphemiz yok ve iddia ediyorum
ki: Adalet ve Kalkınma Partisi bu kanun teklifinin bütün maddelerinden
vazgeçer ama 24 ve 25inci maddelerden asla vazgeçmez. (MHP
sıralarından alkışlar) Çünkü görünmez holding böyle
istiyor, çünkü bu iki maddede para var, rant var, bu iki maddede paragöz bir
iktidar hırsı var.
Önce, adına FATİH dedikleri bir proje ortaya
attılar. Fatih kavramını istismar etmek için de uyduruk bir
açılım icat etmişler: Eğitimde Fırsatları
Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi Fatihlerin
hatıraları inciniyor. FATİH Projesiyle önce milyarlarca
liralık suni ihtiyaç ortaya çıkarıyorlar, sonra bu
ihtiyaçları kendi kontrollerinde sağlamak için Kamu İhale
Kanunundan yangından mal kaçırır gibi kaçırıyorlar.
24üncü madde teknoloji donanımı, tablet
bilgisayar alımları gibi alımların 2015 yılı
sonuna kadar Kamu İhale Kanununa tabi olmayacağını ifade
ediyor ve Kamu İhale Kanunundan istisna tutuyor. Neymiş? Güya,
yönetmelikle bu işleri yapacaklarmış.
FATİH Projesi bilgisayar merkezli bir projedir.
Öğrencinin kalem kâğıttan uzaklaşmasına, teknolojiye bağımlı
olmasına sebep olacak; dahası, öğrencinin genç yaşta, çocuk
yaşta, daha dimağının gelişmediği bir evrede
soyut düşünme yeteneğine zarar verecektir. Eğitim, teknoloji destekli
olmalıdır değerli arkadaşlar, ancak teknoloji merkezli
olmamalıdır.
Ben buradan Hükûmeti,
vatandaşlarımızı ve öğrenci velilerini uyarmak
istiyorum: Bu kanunun dört büyük sorunu vardır. Birinci sorunu: Bu
eğitim yapısıyla ilgili olarak, bu getirdikleri sistemle ve
düzenlemelerle ilgili olarak Hükûmetin hiçbir hazırlığı,
planlaması, hesabı kitabı yoktur. Sadece ne vardır?
Sayın Başbakanın 28 Şubatta söylediklerini yerine getirme
gayreti ve telaşı vardır. Yasanın bütününü dikkate
aldığımızda tahminen 80-90 milyar civarında bir
bilançodan, bir maliyetten, bir piyasadan söz ediyoruz. Bu yasanın
gerektirdiği kaynak var mı? Yok. Finansman? Yok. Çok pahalı bir
maliyet var. Bu yasanın altı boş, içi sorunludur.
Teklifin yasalaşması hâlinde
okula başlayacak beş, altı yaşında yaklaşık
1 milyon 300 bin çocuğumuzun ek derslik ihtiyacının maliyeti 5-6
milyar lira civarındadır. Öğretmen ve yatırım
ihtiyacının karşılanması için de tahminen en az 20
milyarlık bir bütçe gerekmektedir. Millî Eğitim
Bakanlığının 2012 bütçesi 38 milyar liradır, yani
bütçenin en az yüzde 55ini bu yasaya ayırmak gerekiyor. On iki
yıllık zorunlu eğitim için, sistemde kalitenin
artırılması için 24 kişilik sınıfların
maliyetinin de 36 milyarı bulacağı ayrıca tahmin
edilmektedir. Bunun dışında, taşımalı eğitim
nedeniyle taşıma ücretlerinin getirdiği masraflar artacak ve yeni
yurt ihtiyaçları da ortaya çıkacaktır ki tahmin edemiyoruz.
Bu teklifte insan yok, eğitilen
yok, eğiten yok, idare yok. Teklif zaten Anayasa ve İç Tüzüke
aykırı. Bu teklif FATİH Projesi hariç Hükûmet Programında
da yok. Bu teklif Millî Eğitim Stratejik Planında yok, performans
programlarında yok, finansal planlama yok, düzenleme etki analizi yok.
Bir diğer önemli husus da
değerli arkadaşlar, velilere getireceği masraftır
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ERKAN AKÇAY (Devamla) Bu konuyu da
inşallah 25inci maddedeki konuşmamda ayrıntılı olarak
dile getireceğim.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Akçay.
Önergeler üzerinde söz isteyen Erdal
Aksünger, İzmir Milletvekili, buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
ERDAL AKSÜNGER (İzmir)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 199 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 24üncü maddesi üzerinde söz almış
bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, Sayın Bakanın dün
ve evvelsi günkü konuşmalarını dışarıdan dinledim
daha önce, tabletle ilgili konuya değineceğim. Bu konuda Türkiyede
üretim diye bir konuyu gündeme getiren herkes bu ülkeye yalan söylüyordur.
Nasıl bir yalan söylüyordur? Bu ülkenin altyapısının
olmadığını biz burada çıkıp defalarca
anlattık. Altyapısı yok, tablet neden getirilmek isteniyor?
Kendileri çocuklarla ilgili konuda şunu anlatıyorlar: Efendim,
İnterneti kablolu bağlayacağız, çocuklar zarar görmesin.
Tableti de kablolu mu yapacaksınız? Bu da kablosuz. Bu nasıl bir
çelişki o zaman?
Peki, bu tableti alacaksınız,
nereden getireceksiniz parçalarını? Türkiyede yüzde 55ini yerli
yapacakmış. Nereden yapacaksınız yüzde 55ini yerli? LCD mi
imal edeceksiniz? İşlemci mi, android işlemci mi getireceksiniz?
Ya, bilmeyenlere anlatabilirsiniz bu işi.
Peki, bu tableti bir kere alıp on
beş yıl mı kullanacaksınız? Hayır -her
alımın değeri 3 milyar dolar, çıksınlar farklı
bir şey söylesinler- en az, minimumda 4 ya da 5 kere alacaksınız
bunu. Yerli de üretemezsiniz on yıl içerisinde, böyle bir
altyapınız da yok, buna hazırlığı da
yapmadınız çünkü TÜBİTAKı burada kadük
bıraktınız. 15 milyar dolar civarında bir parayı
buraya yatıracağınız söyleniyor.
Yatıracaksınız da
Ben Kamu İhale Kurumuna da
takmıyorum, götürün istediğiniz kadar, o önemli değil! Memleket
şunu bilmiyor, hangi seviyede konuştuğunuzu bilmiyor.
Bu arada Türk Telekomla ilgili konuyu
da nereye getirdiniz, onu da söyleyeyim: Bu Türk Telekomu yirmi beş
yıllığına verdiniz; 6,5 milyar dolara verdiniz; 1,3 milyar
doları peşin, geri kalanı beş taksitle. Adam beş
altı yılda sadece 10 milyar dolar götürdü. Şimdi, 11 milyar
dolar da yatırım yapacaktı, ona sesiniz çıkmıyor,
beş kuruş yatırım yapmıyor. Tablet denilen bu
FATİH Projesinin arkasında da Türk Telekoma peşkeş
çekeceğiniz 20 milyar dolar var. Nasıl var? Velilerin cebinden
alacaklar onu.
Dershaneleri nasıl
kaldıracaklar? Eğer bu Türk Telekomdan bu Vitamini
alırsanız ve velileri de buna zorunlu bırakırsanız bu
yetimlerin gerçekten öbür tarafta iki eli sizin yakanızda olur.
Her veliye 20 lira civarında
aylık olarak bir külfet getireceksiniz on beş yıl boyunca,
rekabete açık tutmadığınız Türk Telekom üzerinden de
hepsinin cebinden bu parayı alacaksınız.
Bu arada başka bir şey daha
söylemek istiyorum: Türk Telekom ile birlikte altyapıyı yapacak olan
bir firmanın yüzde 70 ortağı kimdir kardeşim? Hangi
bakanın kayınbiraderidir? Verecek misiniz, vermeyecek misiniz?
Buradan söylüyorum: Verirseniz
Bugünden söylüyorum: Bakın, bunu Kamu
İhale Kurumunun içine almışsınız,
dışına çıkarmışsınız, bunun da önemi
yok. Zaten olanların da nasıl yapıldığı belli.
Bu arada, içerikle ilgili hangi
holdingden hangi içeriği Millî Eğitim Bakanlığı bedava
alacak? Onu da çıkıp açıklasınlar. Niye bedava veriyor
bunu? Neden bedava veriyor bu içeriği? Devamında hangi programlara
abone ettireceksiniz İnternet üzerinden?
Arkadaşlar, bakın, bu konu
ülkeyle ilgili bir konu. Bu konu birinin bir malı götürme, götürmeme
meselesi de değil aslında. Yapmadığınız konular
üzerinden -burada çıkıp anlattık- Türkiyenin geleceğini
tahsis etmeye çalışıyorsunuz. Böyle bir şey olur mu?
Bir tableti üç yıldan fazla
kullanabilecek misiniz? Kim kullanıyor eline aldığı
bilgisayarı?
Hangi ürünü, nerede
üreteceklermiş? Efendim -açıklamalarda görüyorum- Arçelik, Vestel
şunu yapıyor
Nerede yapıyor böyle bir şeyi? Biz yirmi
yıldır Türkiyede bir sürü şeyin distribütörlüğünü
yapıyoruz, ben böyle bir şey görmedim.
Çinin 2 trilyon dolar ihracatı
var, bunun yüzde 40ı elektronik ürünler üzerinden. 600 milyar
dolarlık ihracat yapıyor ve bu adam dünyada başka bir
kişiye fasonculuğun dışında bir iş yapmıyor.
Teknoloji, knowhow belki başkalarında olabilir ama bunu
düşünmeden diyorsunuz ki: Burada teknoloji üreteceğiz.
Yazılımınız yok, altyapınız yok, FATİH
Projesi çıkarttınız. Tabii ki insanlar arkasında bir
şeyler arıyor, ben de bir şey arıyorum arkasında.
Akıllı tahta meselesini
getirdiniz. Yahu, neresini keşfetmişsiniz bu akıllı
tahtanın? Hiç görmediniz mi bu akıllı tahta nedir diye? Bir
tarafında kara tahta var, bir tarafında dokunmatik bir ekran var.
Başka? Oraya dokunacak, içeriklerde yapacak. Bir de araya bir süpürge
yapmışlar, süpürgeyle de artık kim temizleyecekse o
tozları, buna akıllı tahta diyorlar. Ya, böyle bir şey olur
mu arkadaşlar?
800 milyon TLye ilk pilot uygulamada
ihaleye çıktılar -Bakan, doğru söylüyor- Vestel aldı
ihaleyi 300 küsur milyon TLye. Aslında bu, Kamu İhale Kurumu
dâhilinde olsaydı iptal olurdu. Kim yaptı bunu 800 milyon TLye?
Muhammen bedeli kim çıkarttı da birisi 339 milyon TLye aldı
bunu? Sonradan, yapıştırma bir tane de oradan birisi getirdi bir
teklif verdi, yine ülkenin büyük firmalarından biri de bir tane teklif
verdi. Bu pilot uygulama
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ERDAL AKSÜNGER (Devamla)
Arkadaşlar, gelin, bu yanlıştan dönün. Bu doğru bir proje
değil, FATİH Projesi doğru bir proje değil ama bunu bakın,
sorarlar daha sonra. Bu bir Yüce Divanlık konudur ben size söyleyeyim ve
bu memleketi yeme konusudur.
Teşekkür ederim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Aksünger.
Önerge üzerinde diğer söz sahibi
Özdal Üçer, Van Milletvekili.
ÖZDAL ÜÇER (Van) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; değişiklik önergemiz
hakkında söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu
selamlarım.
On yıllık AK PARTİ
İktidarının Mecliste en canhıraş
çalıştığı alanlar aslında Kamu İhale
Kanunuyla ilgili konular olmuştur. Bu on yıllık süreçte Hükûmet
sözcülerinin kamuyu bilgilendirmesi gerekiyor. Kaç defa oldu? Kaç defa kamu
ihale kanunlarıyla ilgili değişiklik, düzenleme
yapıldı? Yapılan düzenlemelere de bakıldığında
hangi alanla ilgili olursa olsun, hangi sektörle ilgili olursa olsun
aslında kamuya ait maddi değerleri kendi siyasi
yandaşlarına bir şekilde peşkeş çekebilmenin
hesaplarıyla ince bir şekilde ayarlanmış bir kanun metni
üzerine geliyor.
4+4+4 eğitim sistemi üzerine
söylediğimizde, eğer bu mantalite, bu anlayış, bu tekçi
zihniyet üzerine kurulu ise bu ülkede eğitim sorunları cumhuriyetin
başından bugüne nasıl devam ettiyse bugünden sonra da öyle devam
edecektir. Asimilasyoncu zihniyetten vazgeçilmediği müddetçe, demokratik
eğitim ortamının koşulları
sağlanmadığı müddetçe, ana dilde eğitimin ortamı
olmadan, öğrenci merkezli bir eğitim sistemi olmadan, eğitim
emekçilerinin çalışma koşulları düzeltilmeden,
okulların altyapı sorunları giderilmeden ne yapılırsa
yapılsın, 3 kere 4 değil, 40 kere 4 de olsa bu projeden hiçbir
şey çıkmayacaktır.
Okullarda tebeşir
alınamadığı şu gün
Bugün Genel Başkan
yardımcılığınızı yapan dönemin Van
Milletvekili, kardeşini müdür yapmıştı Volkswagen bayisine.
Öğretmenler aralarında para toplayıp, öğrencilerden para
toplayıp okullara tebeşir alıyorlardı. Onlar da kendi
otomobil bayilerinden Millî Eğitim müdürlerine zorunlu bir şekilde
makam arabaları aldırıyorlardı. FATİH Projesi de öyle
bir şey. Hani ölümsüz şair Ahmet Arif diyor ya Uzay
çağında bir ayağımız; ham çarık, kıl çorap
olsa da biri.
Şimdi, teknolojinin topluma lanse
ediliş biçimi bir kere çok yanlış. Sanki tablet
dağıtıldığında bütün okullarda teknoloji
uygulanacakmış gibi; sanki birleştirilmiş
sınıflarda eğitim yapılmıyormuş gibi; sanki
Türkiyede okullarda, öğretmenler okula dayanışma olsun diye,
öğrenciler sağlıksız kalmasınlar diye kendileri para
verip temizlikçi tutmuyorlarmış gibi;
sanki okul aile birliklerinden zorunlu bir şekilde aidat
şeklinde toplanan paralarla okulların kalorifercileri tutulup okullarda
kalorifer yakılmıyormuş gibi milyarlarca dolarlık bir
yatırımı FATİH Projesiyle, hiç de altyapısı
olmayan teknolojik bir alana yatırıyorlar. Yatırılan bu
paralar elbette kimsenin babasının malı değildi ama bundan
sonra birilerinin babasına hizmet edecek bir konuma geliyor. Aslında
biz ne dersek diyelim, siz sayısal çoğunluğunuzu kullanıp,
bunları projelendirip bir şekilde kullanacaksınız.
Türkiyede en hızlı artan şeylerden biri dolar milyarderleri ve
dolar milyarderlerinin de bir gün öncesine baktığınız zaman
herhangi bir şeyi olmayan, sadece birilerine siyasi yandaş olmakla
sermaye edinen kişiler olduğunu görebiliriz. O yüzden, Türkiyede
eğitim konusu tartışılacaksa önce anayasal düzenlemeler yapılmalı,
eğitimin demokratik ve fırsat eşitlikçi olabilecek şekilde
bir ekonomik altyapısı oluşturulmalı, bütün okullar bütün
öğrencilere hizmet verebilecek ve eğitim emekçilerinin
çarşıda, pazarda coplanmadığı, geçim
sıkıntısı yaşamadığı ve yüz binlerce
eğitim emekçisi öğretmenin atama beklemediği bir ortamı
sağladıktan sonra bu tür düzenlemeleri yapmaya
kalkışmanız toplumda vicdanen bir yer bulacaktır.
Ana dilde eğitimle ilgili cumhuriyet tarihinde çok
köklü bir değişimin olması gerekiyor. Ana dilde eğitimi
kabullenmek için, bir kere, insanların varlığını kabullenmek
lazım ve bu varlığı kabullenmek için
Ana dilde
eğitim denince sadece Kürtler geliyor sanki akla ama bugün Türkiyede ana
dilinde eğitim yapamayan en büyük etnik yapı eğer Kürtlerse, bu
şekilde, Kürtler üzerine kurgulanan bir sistem değil, demokrasinin
temel kuralı olarak söylenmeli. Kürtlerse söz konusu olan, Kürt
şairin dediği gibi
(x)
Saygılar. (BDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 199 Sıra
Sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 24üncü maddesi ile 4734
sayılı Kanuna eklenen geçici 13 üncü maddede yer alan
hazırlanacak yönetmelikle ibaresinden sonra gelmek üzere , rekabete
açık olacak şekilde ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli (Giresun) ve
arkadaşları
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu önergeye?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE
SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ÇİĞDEM MÜNEVVER ÖKTEN (Mersin) Uygun
görüşle takdire bırakıyoruz efendim.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER
(İstanbul) - Katılıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Nurettin
Canikli, Giresun Milletvekili, buyurun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Teşekkür
ederim Sayın Başkanım.
Dün bu konu burada tartışıldı
biliyorsunuz ve o tartışmalar sırasında Sayın Akif
Hamzaçebi tarafından bir eleştiri ya da eleştirilerden bir
tanesi olarak rekabetin göz önünde bulundurulduğuna ilişkin, teklifte
herhangi bir düzenleme olmadığı şeklinde bir eleştiri
gündeme geldi. Bunu sağlamak amacıyla yani yasada
Aslında
yönetmelik çıkacak, yönetmelikte mutlaka bunlar belirtilecek
ayrıntılı bir şekilde, ihale yöntemi orada dizayn edilecek.
Yine, rekabete açık olduğu ve katılımcı firmalar
arasından rekabetçi bir yöntemle bütün alımların
yapılacağı tartışmasız bir şekilde orada
belirtilecek ama yasada olsun, yasal bir güvenceye kavuşturulsun
düşüncesinden ve talebi ve eleştirisinden hareketle bu önergeyi
verdik ve bir ibare ekliyoruz buraya, kanun teklifine: Rekabete açık
olacak şekilde, rekabeti sağlayacak şekilde
Dolayısıyla, dün Sayın Hamzaçebinin o söylediği
eleştiri ve talebi de yerine getirmiş olacağız.
Değerli arkadaşlar,
bakın, dün de söyledim, kaçırılmaması gerekiyor, şu
iki maddeyi, 24üncü ve 25inci maddeyi bu tekliften çıkaralım,
FATİH Projesi de genel hükümlere göre, genel kurallara göre, şu anda
meri olan mevzuata göre eğer yürütülürse, bütün ihaleleri yabancı firmalar
alacak, büyük çoğunluğunu muhtemelen Çinliler alacak, Çinliler ve
diğerleri ama içlerinde yerli üretim, Türk firması kesinlikle
olmayacak, kesinlikle olmayacak. Yani bunu eleştiren
arkadaşlarımın acaba, bunu istediklerini mi yani bunu mu istiyor
arkadaşlarımız, böyle olsun mu, böyle devam etsin mi istiyorlar?
(MHP sıralarından gürültüler)
ERKAN AKÇAY (Manisa) Ne alakası
var?
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Evet, aynen öyle, aynen öyle.
Bakın, arkadaşlar
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara)
İneği ithal ediyorsunuz, Angus getiriyorsunuz.
ALİM IŞIK (Kütahya) Sizin
ağzınızdan çıkanı kulağınız duyuyor mu?
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Bakın, arkadaşlar, ihale mevzuatına göre
(MHP
sıralarından gürültüler)
MEHMET GÜNAL (Antalya) Üç hafta
uğraştırdın burada
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla)
ihale mevzuatına göre, şu anda ihale yapılsın.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Mayın
ihalesini İsrailliye vermek için üç hafta uğraştırdın.
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) İzin verin.
İhale yapılsın.
İhale neye göre yapılıyor? (MHP sıralarından
gürültüler)
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara)
Lütfen yapmayın.
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) İhale herkese açık, uluslararası bütün
firmaların katılacağı şekilde açık
yapılmıyor mu? Yapılıyor.
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara)
Hani sermayenin dini imanı yok diyen siz değil misiniz?
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Biliyorsunuz bunu.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Madem yerli
istiyorsun, bir ay niye kilitledin Meclisi İsrailliye vereceğim diye.
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Peki, kim alacak bu şartlar altında? Türkiyede bu ürünler
üretiliyor mu arkadaşlar? Üretimi var mı? Bir tane söyler misiniz
bana. Yapmayın Allah aşkına ya!
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) Bir
akıllı sizsiniz, hiç kimse hiçbir şey bilmiyor! Buradaki
insanların hepsi aptal.
ALİM IŞIK (Kütahya) Sana
yakışmıyor!
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen
Hatibi dinleyin.
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Farkında olarak ya da olmayarak.
ALİM IŞIK (Kütahya) Sana
yakışmıyor!
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Farkında olarak ya da olmayarak, Çinli firmaların
menfaatini savunuyorsunuz, kusura bakmayın. (MHP sıralarından
gürültüler) Kusura bakmayın, olan bu.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Sayın Başkan, böyle olmaz.
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Bakın arkadaşlar, biz ne yapmaya
çalışıyoruz? Biz, bu yolla teknoloji transfer etmeye
çalışıyoruz.
HALUK EYİDOĞAN
(İstanbul) Hindistandan çelik yelek almıyor musunuz?
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Bugün, savunma sanayisinde benzer bir durum söz konusu.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Bu ne bu?
Rekabete açık şekilde
ne?
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Savunma sanayisinde yine istisna söz konusu.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Hayır,
rekabete açık şekilde Çinli de girsin.
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Savunma sanayisi ürünlerinin ihalesi Kamu İhale Kanununa göre
yapılmıyor
MEHMET GÜNAL (Antalya) Kamuoyunu
yanlış bilgilendiriyorsun, yanlış!
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) -
orada istisna var ve bunun sonucunda bakın
ALİM IŞIK (Kütahya) -
Sayın Başkan
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Önergede
Rekabete açık diyor, Çinli de girer, Japon da girer açarsa. Tersini söylüyor,
bunu söylemiyor.
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) -
bugün HAVELSAN varsa, ASELSAN varsa ve Türk savunma ürünleri,
Türkiyede üretilen savunma ürünleri, ciddi teknoloji içeren ürünler ihraç
edilebiliyorsa
ALİM IŞIK (Kütahya) Ama
kulağı duyacak söylediğini, kulağı duyacak. Biz aptal
mıyız? Aptal mıyız biz?
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) -
1,5 milyar dolar bugün ihracat yapılabiliyorsa, onun nedeni
de, işte o zaman, bu şekilde bu teknolojiyi Türkiyeye transferin
gerçekleştirilmesini sağlayacak olan politikalardır.
ALİM IŞIK (Kütahya)
Kulağı duyacak! Ne biçim konuşuyor böyle!
MEHMET GÜNAL (Antalya) Rekabete
açık diyor kendi.
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) - Aynı mantığı takip ediyoruz burada, aynı
sistemi sorguluyoruz. Bakın, siz şu andaki ihale yöntemiyle
Türkiyeye teknoloji transferi şartı koyabilir misiniz
şartnameye?
MEHMET GÜNAL (Antalya) Kapat, kapat!
Kamu İhale Kurumunu kapatıver bari. Kapat hepsini. Kalmadı zaten
bir şey.
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) - Koyamazsınız. Lütfen boşuna konuşarak bunu
değiştiremezsiniz. Yerli üretim şartı koyabilir misiniz? Soruyorum:
Şu andaki kamu ihale mevzuatına göre yaptığınız
zaman bu ihaleyi, şartnameye yerli üretim şartı koyabilir
misiniz?
MEHMET GÜNAL (Antalya) Ne kaldı
zaten? Kamu İhale Kurumu mu kaldı?
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) - Koyamazsınız.
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara)
Mevzuatı düzelt.
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) - Arkadaşlar koyamazsınız, biz konulmasını
sağlamak amacıyla yapıyoruz. Teknoloji transferi
şartını getirmek amacıyla yapıyoruz bütün
bunları.
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara)
Tamamen yandaşlaştırmak amacıyla yapıyorsunuz.
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) - Dolayısıyla lütfen, eleştirirken neyi
eleştirdiğinizi bilmeniz gerekiyor.
Bakın, önümüzdeki günlerde
göreceğiz, ihaleler yapılacak, her şey açık olacak.
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) Her
şey açık zaten canım. Dünkü yaptıklarınız
açık değil mi? Zorbalığınız açık değil
mi?
MEHMET GÜNAL (Antalya) Sayın
Bakan Benim alakam yok, Devlet Malzeme Ofisi yaptı. diyor.
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) - Hiçbir şeyin gizlenmesi mümkün değil. İhaleleri
kimin alacağı, yatırımın nasıl
yapılacağı, kime ne kadar para ödeneceği hepsi açık,
gizli hiçbir şey olmayacak. O zaman söylersiniz.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul)
Kamu İhale Kanununda size hangi madde engel?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
- Eğer bir şey olursa konuşursunuz o zaman. Şu anda tamamen
hayal ürünü bir şekilde, gerçeği yansıtmayan bir şekilde
zihin okumak gibi yanlış bir yöntemle suçlamada bulunmak kadar
gerçekten çok büyük haksızlık olamaz değerli arkadaşlar.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Zihin
okumuyoruz, ortada örnekleri var, örnekleri
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) O
maddeyi siz okumasını bilmiyorsunuz, ne anlama geldiğini biz
biliyoruz. Biz gördük onun arkasında ne olduğunu.
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) - Ne var ortada şu anda? Neye dayanarak söylüyorsunuz ki efendim
yandaşınız alacak, şu kişi alacak, bu kişi
alacak? En ufak bir deliliniz var mı, en ufak bir karine işaretiniz
var mı? Yok.
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara)
Daha yeni başladınız işte. Maddeler delil, o maddeler
delil, kamu ihalesinden kaçırıyorsunuz, kanundan
kaçırıyorsunuz. Kendisi delil zaten.
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) - Tamamen afaki töhmetlerde bulunuyorsunuz. Ben size söylüyorum,
diyorum ki; şu andaki ihale mevzuatına göre hiçbir Türk
firmasının, yerli üretim yapan bir firmanın buradan alma
şansı yok.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Hangi Türk
firması bunları üretecek, onu söyle!
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) - Çünkü bunların hiçbir tanesinin, bu ürünlerin Türkiyede
üretimi gerçekleştirilmiyor.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Bırak bu
işleri ya!
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) - Değerli arkadaşlar, o zaman ben de dün sormuştum: Birileri
o yabancı firmaların avukatlığına mı soyunuyor?
Lütfen yani
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Ama niye konuşulduğunun belirtilmesi gerekiyor
değerli arkadaşlar.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) Siz
İsraile verin, İsraile.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Mayını niye İsraile veriyordun o zaman, üç hafta bizi burada
tuttunuz! O zaman İsraile verirken iyiydi! Türk Silahlı
Kuvvetlerinin temizlediği şeyi veriyordun İsraile, hepimizi
burada oturtturuyordun üç hafta. O zaman millî değildi.
ERDAL AKSÜNGER (İzmir)
Sayın Başkan, bir konuya açıklık getirmek istiyorum. Benim
konuştuklarım üzerinde
BAŞKAN Ne konusuna
açıklık getireceksiniz?
ERDAL AKSÜNGER
(İzmir) Teknoloji transferiyle ilgili olmayacağını, o
yüzden Türkiyedeki yerli üretim
BAŞKAN Hayır, önerge konusunda zaten
konuştunuz.
ERDAL AKSÜNGER
(İzmir) Önemli bir konu ama yani
BAŞKAN Sizin böyle bir söz hakkınız yok ki
bir konuya açıklık getirme gibi.
ERDAL AKSÜNGER
(İzmir) Efendim bakın, madde
69a göre söz hakkı istiyorum çünkü benim konuştuklarımın
üzerinden Türkiyedeki
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Olur mu efendim böyle bir şey? Basın
toplantısında
ERDAL AKSÜNGER
(İzmir) İhale ayrı bir konu, teknoloji transferi ayrı bir
konu.
BAŞKAN Hayır, Sayın Aksünger sizinle
ERDAL AKSÜNGER
(İzmir) Efendim, iki dakikada anlatayım. Yanlışın ne
olduğunu anlatayım efendim, yanlışın ne olduğunu.
BAŞKAN Hayır, ne için istiyorsunuz sözü? Onu
bir söylemeniz gerekir ki
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Burası açık oturum
yeri değil.
BAŞKAN Yani böyle
bir usul yok ki Sayın Aksünger. Size sataşma varsa o zaman söz
verebilirim ben. Bunun haricinde bir
konuya açıklık getirmek için size söz veremem ki.
ERDAL AKSÜNGER
(İzmir) Sayın Başkanım, biz Çin malları konusunda
Türkiyeye getirsin ona göre ihale yapılsın. demiyoruz, böyle demek
istemiyoruz. Oradan oraya getirmek
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Olur mu? Burası
açık oturum yeri değil.
BAŞKAN Sayın Elitaş, lütfen bir oturur
musunuz yerinize. Yani sizden sormama gerek yok ki, ben de izah ediyorum.
Lütfen
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Gidin bari karar verin de grup başkan vekilleri olarak, onu uygulasın
yani.
BAŞKAN Sayın
Aksünger, siz önerge konusunda çıktınız, görüşlerinizi
açıkladınız.
ERDAL AKSÜNGER
(İzmir) Evet, ama bizim
BAŞKAN Bir saniye
Sizinle aynı madde konusunda,
AK PARTİnin Grup Başkan Vekilinin verdiği önerge konusunda da
Sayın Grup Başkan Vekili çıktı, görüşlerini belirtti.
ERDAL AKSÜNGER
(İzmir) Efendim, bizim
konuşmalarımızın
BAŞKAN Siz bu konuya açıklık getirmek için
söz isteyemezsiniz ki. İç Tüzük gereği böyle bir hakkınız
yok.
ERDAL AKSÜNGER
(İzmir) Hayır efendim ondan
istemiyorum. Sayın Başkan, ondan istemiyorum. Bizim
konuştuğumuzun Çin mallarını veya o malların
Türkiyeye getirilmesi noktasında bir çarpıtma olduğunu
söylüyor, o yüzden söylüyorum.
BAŞKAN Böyle bir usul yok. Teşekkür ediyorum
yani. Hayır, lütfen
Evet önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmiştir.
MEHMET GÜNAL (Antalya) -
Sayın Canikli niye el kaldırıyor? Demin Rekabet olmasın.
diyordu, şimdi rekabete açık önergeye el kaldırıyor.
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) Sayın
Başkanım, ama eğer Sayın Canikli
BAŞKAN Efendim?
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) Efendim ben konuşmayı dinlemedim,
arkadaşlarımın
beyanı olarak söylüyorum: Eğer Sayın Canikli
grupları ilzam edecek şekilde bu önergeye karşı
çıkmanın, bu maddeye karşı çıkmanın, Çin
mallarını, yabancı malları korumak anlamı
taşıyan laflar söylediyse o zaman bizi ilzam eder, bu bir
suçlamadır.
BAŞKAN Hayır, gruplara hitap ederek söylemedi
ki zaten. Yok
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Söyledi, işte
söylüyorum, söyledi.
ALİM IŞIK
(Kütahya) Söyledi Sayın Başkan, söyledi. Ama kime dedi Başkan?
Yani kulağı duymuyor söylediğini.
BAŞKAN Böyle bir talebiniz de olmadı. Niye
kızıyorsunuz Sayın Işık? Yani yanınızda Grup
Başkan Vekili ayağa kalktı, Grup Başkan Vekili Sayın
Şandırla konuşuyoruz.
ALİM IŞIK
(Kütahya) Sayın Grup Başkan Vekilinin kulağı duymadı
söylediğini.
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) Yani eğer
ALİM IŞIK
(Kütahya) O lafı geri alması lazım.
BAŞKAN Ama böyle bir talep olmadı. Sayın
Şandır konuşuyor, niye kızıyorsunuz siz oradan?
ÖZCAN YENİÇERİ
(Ankara) Biz söyledik kendisine, Grup Başkan Vekilim gelince ona
söyledik.
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) Yani siz dinlediniz,
arkadaşlarım da bunu söylüyor. Eğer, Sayın
BAŞKAN Sayın Şandır, siz ayağa kalkana kadar böyle bir
talep olmadı. Ben önergeyi oylattım ama siz konuşurken
yanınızdaki sayın milletvekillerinin kızmasına gerek
yok ki yani.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Talep olmaz
olur mu Başkanım, ne fark ediyor, milletvekilleri söylüyor. Talep
oldu işte burada arkadaşımın.
HASİP KAPLAN (Şırnak)
Sayın Başkanım
BAŞKAN Buyurun Sayın
Kaplan.
HASİP KAPLAN (Şırnak)
AK PARTİ Grup Başkan Vekili bizim önergelerimiz
BAŞKAN Sesinizi yükseltir
misiniz, duyamıyorum.
HASİP KAPLAN (Şırnak)
Sesim yüksektir de
BAŞKAN Yoo, gereğinde çok
yükseltiyorsunuz.
Buyurun.
HASİP KAPLAN (Şırnak)
konusunda açıklama yaparken biraz maksadı aşan bir
şekilde
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) -
Olur mu öyle Sayın Başkan? Çok sakin ve teknik bir konuşma yaptı
Sayın Grup Başkan Vekilimiz.
HASİP KAPLAN (Şırnak)
üç
muhalefet partisini de yanlış bir bilgilendirmeyle kamuoyuna
karşı kendilerinin doğru olduğu şeklinde
Burada, izin verirseniz
BAŞKAN Buyurun Sayın
Kaplan.
İki dakika süre veriyorum
sataşma nedeniyle.
Yeni bir sataşmaya mahal vermeden
HASİP KAPLAN (Şırnak)
Tabii tabii.
BAŞKAN Buyurun.
IX.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.-
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın, Giresun Milletvekili
Nurettin Caniklinin BDP Grubuna sataşması nedeniyle
konuşması
HASİP KAPLAN (Şırnak)
Şimdi, değerli arkadaşlar, şöyle bir huy edindiniz: Yap,
işlet, devrette sağlık alanında, kamu özel
ortaklığında 2023e kadar ihalesiz, devlet garantili, 100
milyarı aşan bir fonla alışverişi garantilediniz.
Şimdi, burada, FATİH Projesiyle aynı şeyi yapmaya
çalışıyorsunuz?
Niye ihaleden kaçıyorsunuz, niye
açıklıktan kaçıyorsunuz, niye denetimden kaçıyorsunuz?
Meclis bizim adımıza Sayıştayda inceleme yapmayacak
mı? Biz askerî harcamaları denetlemeye çalışmak istiyoruz.
Onlardaki gelir giderin şeffaflığıyla uğraşmak
istiyoruz. Siz ise çocuklarımıza verilecek tabletler konusunda
nereden alındı, ne kadara alındı, ne kadara
yapıldı, ne kadar ihale edildi? Yani sizin korkunuz ne, niye
gizliyorsunuz, niye kaçıyorsunuz kamuoyundan, korkunuz ne? Normal
İhale Kanunuyla yapmıyorsunuz, yangından mal mı
kaçırıyorsunuz? Yani burada bir sakatlık var, burada bir
zihniyet, bir yaklaşım sakatlığı var.
Sadece bunda değil, bakın, dikkat edin,
yap-işlet-devrette de bunu yapıyorsunuz. Bir de afet riski nedeniyle
yıkılacak binalarda 500 milyar liralık bir rant olayı var
yani şu an, bir hafta içinde 700 milyar liralık... Bak, 1 trilyon
dolara yakın bir pastayı
Meclisin denetiminden almak istiyorsunuz. Çocukların tabletlerinden
başlıyorsunuz, sağlık edevatından hastanelere, okuldan
başlıyorsunuz, hastaneden giriyorsunuz, yetmiyor İstanbulda
yıkacaksınız en tarihî yerleri, ora da kendi denetiminizde.
Olmaz, o zaman bu Meclisi kapatalım, gidelim evimize. Bu Meclis niye o
zaman çalışıyor? Denetim yapmayacaksa muhalefet, bunları
yapacaksanız her gün istediğiniz gibi olmuyor. Bizim
sıkıntımız bu. Bunu anlattığımız zaman
bizi haksızlıkla suçlamayın. Biliyoruz, Çin malı gelen
tabletlerin ne kadar, nasıl olduğunu
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Kaplan.
MEHMET ŞANDIR (Mersin)
Sayın Başkanım, aynı konuda.
BAŞKAN - Buyurun Sayın
Şandır.
2.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın, Giresun Milletvekili Nurettin
Caniklinin MHP Grubuna sataşması nedeniyle konuşması
MEHMET ŞANDIR (Mersin)
Sayın Başkanım, teşekkür ederim.
Gerçekten iktidar grubu, Sayın
Bakan, Hükûmet, bu maddeden dolayı bana göre ağır bir
ithamın altında. Efendim, bu itham yapılıyor, bu istifham
var. Deniliyor ki
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
- Sizde olabilir, bizde yok.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) Efendim
bakınız, Devlet İhale Kanununu, Kamu İhale Kanununu bu
Meclis çıkarttı ve bu devletin yolsuzlukla mücadele programı
kapsamında çok önemli bir adımı olarak da değerlendirildi
çünkü Türkiyenin çok temel bir sorunu yolsuzluklarla mücadele. Yolsuzluklarla
mücadele edebilmek için özerk, bağımsız bir Devlet İhale
Kurumu kuruldu ve bir kanun çıkartıldı. Şimdi, her
defasında ama her defasında, daha geçen hafta da bir kanunda yine
Devlet İhale Kanununun dışında bir uygulama için hukuk
oluşturdunuz.
Değerli milletvekilleri, Türkiye
hukuk devletiyse, tek hukuk uygulaması önemli. O kadar çok hukuk
uyguluyorsunuz ki. Bu devleti siz yönetiyorsunuz, Kamu İhale Kurumu sizin
emrinizde. O kanunu siz uyguluyorsunuz. Niye ona istisna arayışı
içerisindesiniz? O zaman bir istifham, bir ithamın altında
kalıyorsunuz. Demek ki burada, yani hukuktan kaçırılmaya çalışılan
bir husus var, Özel inisiyatif oluşturuluyor. deniliyor. Bu işte
yandaşa gidiyor, bu yolsuzluğa gidiyor. Niye böyle bir şeye
ihtiyaç duyuyorsunuz? Buna itiraz eden muhalefet partilerini, böyle
yabancı firmaların temsilcisi olarak suçlamak gibi bir iddiası
olduysa, bunu çok yakışıksız bulur ve kendilerine iade
ederim.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Hayır, suçlamadım. Bu soruyu ortaya
attım, kimseyi suçlamadım, öyle bir şey yok.
MEHMET ŞANDIR
(Devamla) - Milliyetçi Hareket Partisi, Türk milletinin menfaatini korumakla
görevli, onun için burada bulunuyor; hiçbir kuruluşun, hiçbir ülkenin
temsilcisi veya onun hesapları doğrultusunda konuşmaz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MEHMET ŞANDIR
(Devamla) Dolayısıyla, bu hususun yeniden görüşülmesini
istiyoruz. Yani helale haram karıştırmanın bir anlamı
yok değerli arkadaşlar.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Şandır.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Sayın Canikli konuşmasında aynen diyor ki: Bu kanun bu haliyle
çıkarsa, değişiklik olmaz ise, efendim, yerli firmalar
giremeyecek, Çinli firmalar alacak.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Yerli üretim yok ki.
MEHMET GÜNAL (Antalya) -
Diyor ki: Bizim niyetimizi mi okuyorsunuz? Hayır, niyetinizi okumuyoruz.
Burada sizin de
BAŞKAN Sayın
Günal
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Bir saniye Sayın Başkan, bir cümle söyleyeyim.
BAŞKAN Ama böyle
bir usulümüz yok ki Sayın Günal. Sataşmayla ilgili Sayın Grup
Başkan Vekili
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Bize sataşıyor, söylüyorum..
BAŞKAN
Hayır
Lütfen, sizin bir açıklama yapma hakkınız yok,
talebiniz yok yani.
MEHMET GÜNAL (Antalya) -
Bakın, örnek söylüyorum, örnek veriyorum, müsaade edin
Üç hafta boyunca, AKP
Grubunu ve Meclisi, burada, İsrailli bir firmaya mayın
tasarısında verebilmek için tutturdunuz. İsrailliler yerli
miydi?
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Bırakın canım, hayal kuruyorsunuz!
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Örnek burada. Türk Silahlı Kuvvetleri yapmasın diye
tutmadınız mı?
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) - O kanunda senin önergen vardı.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Günal.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Örnek burada
Şimdi de diyorsunuz
ki: Yerliler giremeyecek, yabancılar alacak. Örnek kendileridir.
BAŞKAN Sayın
Günal, sözleriniz tutanaklara geçti, teşekkür ediyorum.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi ile Rize Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi
Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık Yakut
ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi;
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya
Milletvekili Avni Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin
Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten Tarafından Benimsenen (2/312) Esas
Numaralı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara
Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (2/358, 2/305,
2/306, 2/307, 2/312, 2/384, 2/385) (S. Sayısı:199) (Devam)
BAŞKAN Kabul
edilen önerge doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
25inci madde üzerinde
üç adet önerge vardır, ancak önergeler aynı mahiyettedir, okutup
birlikte işleme alacağım.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 199 Sıra
Sayılı Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı,
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili
Mahir Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Rize Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri
Milletvekili Sadık Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni
Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem
Münevver Ökten Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Salih Kapusuz ve
12 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilat Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali
Yönetim ve Kontrol Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifinin 25. maddesinin Teklif metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Aykut
Erdoğdu Dr.
Aytun Çıray Hasan
Ören
İstanbul İzmir Manisa
Recep
Gürkan Kamer
Genç Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
Edirne Tunceli İstanbul
Diğer önerge sahipleri:
Oktay Vural Mehmet
Şandır Özcan
Yençeri
İzmir Mersin Ankara
Ahmet Duran Bulut Erkan Akçay Alim
Işık
Balıkesir Manisa Kütahya
Zühal Topcu Lütfü
Türkkan
Ankara Kocaeli
Diğer önerge imza sahipleri:
Pervin
Buldan Mülkiye
Birtane Nursel
Aydoğan
Iğdır Kars Diyarbakır
İdris
Baluken Sırrı
S. Önder Levent
Tüzel
Bingöl İstanbul İstanbul
Hasip
Kaplan Ertuğrul
Kürkcü Adil
Kurt
Şırnak Mersin Hakkâri
Emine
Ayna Aysel
Tuğluk Halil
Aksoy
Diyarbakır Van Ağrı
Hüsamettin
Zenderlioğlu
Bitlis
BAŞKAN Komisyon aynı mahiyetteki
önergelere katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ÇİĞDEM MÜNEVVER
ÖKTEN (Mersin) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI
ÖMER DİNÇER (İstanbul) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz
isteyen Recep Gürkan, Edirne Milletvekili. (CHP sıralarından
alkışlar)
RECEP GÜRKAN (Edirne) Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; yaklaşık bir aydır,
hatta bir ayı da neredeyse geçti, bir şaşkınlıklar
komedisini seyrediyoruz. Niye şaşkınlıklar komedisi? 20
Şubatta AKP grup başkan vekillerinin verdiği teklif ile bugün
25inci maddesini görüşmekte olduğumuz teklifte yüzde 180leri
değil, bütün geometrik hesapları şaşırtacak derecede
değişiklikler var. Hatta öyle değişiklikler, öyle
manevralar yapıldı ki Sayın Millî Eğitim Bakanı dahi
bu teklifin bazı maddelerini savunmakta zorlandı ve hem alt
komisyonla hem komisyonla sık sık çelişkiye düştü.
Önce, küçük kızları,
çocukları gelin yapmaya karar verdiniz, erkekleri tamirhanelere göndermeye
karar verdiniz; sonra, baktınız ki çok tepki var, vazgeçtiniz. Daha
sonra yaşa geldiniz, ya altı-on dört müydü, beş-on üç müydü
derken gittiniz geldiniz, beş-on üçte karar kıldınız.
Tabii, bunun hiç pedagojik tarafı yok.
FİKRİ IŞIK (Kocaeli)
Altı-on üç olduğunu biliyorsun.
RECEP GÜRKAN (Devamla) Beş
Sayın Işık, sen de biliyorsun. Yani TÜİKin istatistikleri
sende var, yapma, önümde.
Beş-on üçte karar
kıldınız. Niye beş-on üç? Çünkü dokuz yaşına
birinci kademeyi bitirecek çocuklar, ondan sonra bununla ilgili birtakım
hâlâ açıklanmayan, hâlâ söylenmeyen örtülü projeleriniz var.
Kesintisiz temel eğitimi,
Cumhuriyet Halk Partisinin öteden beri savunduğu kesintisiz temel
eğitimi Bu çocuklar aynı binaya tıkılıyor
altı-on dört yaş aralığında, bu yüzden de psikososyal
travmalar yaşıyor. dediniz, ama dokuz yaşındaki çocuk ile
ergenliğinin zirvesinde olan on yedi yaşındaki çocuğu
aynı binanın içine koyma cüretini, koyma cesaretini gösterdiniz.
Şunu biliniz: Bu ortaokullar ile
liselerin bir arada olduğu binalarda yaşanacak her türlü
olumsuzluktan, yaşanacak her türlü travmadan, yaşanacak her türlü
tacizden sizler sorumlu olacaksınız. Bu, tarih önünde asla hesap
veremeyeceğiniz bir şey olacak.
Kat sayılara itiraz ettiniz, önce
yüzde 6 olarak getirdi Sayın Canikli, arkadan alt komisyon 4e
düşürdü, dün baktınız ki Ya, biz hata yapıyoruz,
yanlış yapıyoruz, bunu komple kaldıralım. dediniz.
Ne olacak biliyor musunuz bu kanun
çıktığında? Yoksul çocuklar okuyamayacak.
Ama bu şaşkınlıklar
komedisi sadece bu eğitim yasasında değil, siz öteden beri bunu
yapıyorsunuz, öteden beri toplumu Bizden olanlar, Olmayanlar diye
ötekileştiriyorsunuz.
Çıktınız Kürt
açılımı dediniz, milletin ağzına bir parmak bal
çaldınız, fiyasko oldu. Çıktınız Roman
açılımı dediniz, milletin ağzına bir parmak bal
çaldınız, fiyasko oldu. Çıktınız Alevi
açılımı dediniz, bir parmak bal çaldınız, fiyasko
oldu. Şimdi de sözüm ona din açılımı yapıyorsunuz,
bu da fiyasko olacak, çünkü iki gün önce nasıl toplattıysanız o
sahte balları, o milletin ağzına sürdüğünüz balların
hepsi sahte, hepsi çürük. (CHP sıralarından alkışlar)
Cumhuriyet Halk Partisi tarihin hiçbir
döneminde dine karşı olmadı; aksine, dinin koruyucusu, dinin
sigortası oldu, ama Cumhuriyet Halk Partisi bütün geçmişi boyunca din
bezirgânlarının, din simsarlarının, din
tüccarlarının karşısında oldu, bundan sonra da olmaya
devam edecek. (CHP sıralarından alkışlar)
Şundan hiç kuşkunuz
olmasın, hangi yasayı çıkarırsanız çıkarın,
hangi kanunu çıkarırsanız çıkarın, ne yazarsanız
yazın, cumhuriyetin öğretmenleri, o laik öğretmenler,
cumhuriyetin aydınları, Atatürkçü öğretmenler bu ülkede yine
Ulaş Bardakçıları, Deniz Gezmişleri, Turan Dursunları,
Çetin Emeçleri, Uğur Mumcuları yetiştirmeye devam edecek. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Gürkan.
Şimdi, önerge üzerinde söz isteyen
Erkan Akçay, Manisa Milletvekili.
Buyurun Sayın Akçay. (MHP
sıralarından alkışlar)
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 25inci maddedeki önergemiz üzerine
söz aldım.
Biraz evvel, Grup Başkan Vekili
Sayın Canikli konuşma yaptı ve meselenin özünü
saptırdı. Şimdi, eğri oturacağız, doğru
konuşacağız değerli arkadaşlar. Bugün ülkeyi yabancı
malların ve yabancı firmaların âdeta talanı hâline kimin
zamanında getirildiğinin bir muhasebesini yaparsak burada saatler
değil günler yetmez; Akdeniz, Karadeniz mürekkep olsa yetmez.
Şimdi, yerli ve millî olmak
gerekir kamu ihalesini düzenlerken, özelleştirmeleri yaparken ve
başka düzenlemeleri gerçekleştirirken. Yerli üretim için
politikanız nedir? Adalet ve Kalkınma Partisinin yerli üretimi
teşvik için, hele hele bu FATİH Projesi kapsamında yerli üretimi
gözetmek konusunda en küçük bir düzenlemesi yoktur.
Bir de şu iddiada bulunuyorum
sayın milletvekilleri: 24üncü
maddede yapılan değişiklik yani rekabete açık olmak üzere
diyor ya yapacağınız yönetmelikte bir noktada kendi kendinizi
bağlayacaksınız çünkü bu defa yerli üretimi destekleyecek
düzenlemeler getirmekte müşkülat çekebilirsiniz.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Yerliler arasında rekabet olacak.
ERKAN AKÇAY (Devamla) - Bir
hatırlatma, değerlendirilebilir yani bir tartışma
bakımından söylüyorum.
Değerli milletvekilleri, yerli
üretim için, bu FATİH Projesi için programınız nedir? Hiçbir
şey yok. Ama ben yüce Mecliste bir konuyu gündeme getirmek istiyorum.
Benim bir şüphem var, benim bir endişem var. Bu FATİH Projesi
gündeme geldiği tarihlerde Sayın Başbakan Bill Gates ile
görüştü. Sayın Başbakan sadece CIA başkanlarıyla
görüşmüyor. Ama biz bu görüşmelerden millet olarak, milletvekilleri
olarak hiç haberdar değiliz. Lütfen, Sayın Başbakan veya bir
sözcüsü Bill Gates ile neler konuşulduğunu bu yüce Meclise ve
kamuoyuna da bilgi versin.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Murdochu da
açıklasın!
ERKAN AKÇAY (Devamla) Değerli
milletvekilleri, bu 25inci, 24üncü maddeden devam ediyorum ve bu eğitim
sisteminin maliyetiyle ilgili bir hesabının, planlamasının
olmadığını söylemiştim. Arkadaşlarım
hatırlattılar Hesap var, kitap yok. diye. Bir planlama yok.
Şimdi, ikincisi de değerli
arkadaşlar, bu FATİH Projesi teknoloji, donanım,
yazılım, tablet, bilgisayar, e-kitap, vesaire bütün bu laflar
öğrenci velilerine ek maddi külfet getirecektir. Bunu bütün milletimizin
ve milyonlarca yoksul ailenin iyi bilmesi gerekiyor. Şu anda zaten
milyonlarca yoksul aile, çocuklarının eğitimi için o kıt
imkânlarıyla bir sürü eğitim masrafının altında
ezilmektedir. Tablet bilgisayar çalıştıydı
çalışmadıydı, yedek parça, korundu korunmadı,
kaybolduydu, kırıldıydı, bozulduydu derken bütün
bunların parası eninde sonunda velilere, anne babalara yüklenecek. O
yüzden bütün vatandaşlara, anne babalara ve Hükûmete de bu hususu
hatırlatıyorum ve FATİH Projesinin yerli üretimi teşvik
eden bir yönünün olmadığını, yabancı firmaların
ve ithalatçılarının memnun edileceğini de tekraren
hatırlattıktan sonra, bir dördüncü çok önemli bir konuyu
dikkatlerinize sunmak istiyorum değerli arkadaşlar:
Bugün bilgisayar, İnternet,
televizyon, cep telefonu, tablet gibi araçlar birey ve toplum psikolojisini
altüst eden sorunların başında gelmektedir. Burada da en büyük
zararı çocuklar görmektedir. Beyin fonksiyonları ve organları
gelişmemiş körpe çocukların bilgisayarla
tanışmaları hâlinde kısa zamanda
bağımlılık oluşmaktadır. Çocukların,
aileleriyle, sosyal çevreleriyle ilişkileri ve beslenme dengesi
bozulmaktadır. Çocuklar sosyal yaşamdan kopmakta, psikiyatrik
sorunlar nedeniyle hekimlere koşturmaktadır. Beş ila on yaş
arasındaki çocuklar günde yedi sekiz saatini bilgisayar başında
geçirirse -kitabını ve derslerini bilgisayarla okuyacak,
çalışacak, oyunlarını bilgisayarla oynayacak- bu
çocukların maruz kalacağı fiziki ve tıbbi tehlikeleri hesap
ettiniz mi? Radyasyon çocukları nasıl etkileyecek? Sinüslere, beyne,
göze fiziki zararlarını dikkate aldınız mı?
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ERKAN AKÇAY (Devamla) - Uzmanların
görüşlerini aldınız mı?
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Akçay.
ERKAN AKÇAY (Devamla) - Sayın
Başkan, AKPyi hırslarından vazgeçmeye davet ediyoruz.
Yandaşları zengin etmeye çalışırken
çocuklarımıza kıymayınız, bir nesli mahvetmeyiniz.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Akçay, lütfen
Önergeler üzerinde söz isteyen
İdris Baluken, Bingöl Milletvekili, buyurun. (BDP sıralarından
alkışlar)
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; grubumuzun vermiş olduğu
önerge üzerine söz almış bulunmaktayım. Heyetinizi
selamlıyorum.
Konuşmama geçmeden önce, kırk
yıl önce, demokratik bir ülke ve özgür bir gelecek için
yaşamlarını ortaya koyan Mahir Çayan ve yoldaşlarını
saygıyla anıyorum. Haklı mücadelelerinin mutlaka zafere
ulaşacağını buradan belirtmek istiyorum.
Tabii, burada
tartışmış olduğumuz konunun aslında ana eksenini
çok fazla ortaya koyamadık diye düşünüyorum. Bütün dünyada
eğitim, sağlık, kültür, sanat, sporla ilgili genel toplumsal ve
sosyal yaşamı etkileyen bütün alanlarda yetkinin yerellere devri,
yerinden yönetimin esas alınmasıyla ilgili süreçlerin
işletilmesi demokrasiyi geliştiren önemli bir unsur iken biz bütün bu
alanlarda çözümü buradan, Ankaradan, bir şekilde
hantallaşmış bürokratik bir yapı içerisinden çıkarmaya
çalışıyoruz. Tabii, sistemle ilgili temel tespiti doğru
yapamadığımız zaman çözüme de doğru bir şekilde
ulaşmamız mümkün olmuyor. Şimdi, bakın, ademimerkeziyetçi,
yerinden yönetimi esas alan ve bir şekilde sorunu tespit ettiği
yerden çözen bir anlayışla hareket etmediğimiz zaman buraya,
Meclis kürsüsüne gelip FATİH Projesiyle ilgili havalı
konuşmalar yapıyoruz. Biz bu havalı konuşmaları
yaparken, örneğin benim seçim bölgemde, Bingölde deprem sonrası
güçlendirilmesi gereken 49 okuldan 31 okulda güçlendirme yapıldı yani
tam 18 okulda binlerce öğrencinin hayatı tehlikeye girecek
şekilde bir eğitim sisteminin devamlılığını
savunur olduk. Avrupada sınıf mevcudiyeti 24 iken ülkemizde 55 ile
60 kişilik mevcudu olan sınıflarda bir şekilde
çocuklarımıza eğitim verme zulmünü yaşattık.
Tabii, burada, yerinden yönetimle ilgili AKPnin genel
olarak bir anlayışını da ortaya koymak gerekiyor. Bu Meclis
kürsüsüne yerel yönetimlerimizin yaptığı, sosyal belediyecilik
anlamında yaptığı eğitim destek evlerinin
kapatılmasıyla ilgili süreçleri getirmiştik. Sayın
Bakanımız burada, rica ediyorum, bu eğitim destek evleriyle
ilgili kapatma gereçlerini ya kürsüden ya da bulunduğu yerden izah etsin.
Belediyelerimiz, maddi durumu iyi olmayan, evde fiziki koşulları
yeterli olmayan, dershaneye gitmek için ailesinin yeterli parası
bulunmayan koşullarda yoksul çocuklara bir şekilde eğitim destek
hizmeti sağlamak adına sosyal belediyecilik anlayışı
gereği olarak birtakım hizmetleri götürüyor, ancak yerinden yönetimi
Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartında imza altına alan bir
devlet anlayışı bu sosyal belediyecilik
anlayışına ters bir şekilde uygulamayla bu eğitim
destek evlerini kapatıyor. Ben defalarca Bakanlığa gittim, orada
da hangi gerekçeyle kapatıldığını öğrenmek
istedik. Bu hizmeti veren sayısız AKPli, CHPli, MHPli belediyenin
olduğundan da söz ettik. Ancak şu ana kadar, bizi tatmin eden veya
oradaki çocukların mağduriyetini gideren herhangi bir cevap tarafımıza
iletilmedi.
Eğitimle ilgili şunu net
koymamız lazım: Parasız, nitelikli, ulaşılabilir
eğitim hizmeti vermek, devletin kamusal olarak vermesi gereken bir
hizmettir. Burada, vatandaşın devlete karşı nasıl
birtakım görevleri varsa, örneğin vergi vermek, örneğin askere
gitmek, örneğin seçimlerde oy kullanmak gibi devlete karşı
nasıl birtakım yükümlülükleri varsa devletin de parasız
eğitim, parasız sağlık vermek gibi birtakım
yükümlülükleri var. Dolayısıyla, bu yasada eğitimi
ticarileştirmeye doğru götüren, eğitimi piyasaya açan, -işte
sürekli tartışmalarımızda ihale
cambazlığından bahsediliyor- bir şekilde eğitimi bir
meta hâline getiren bu anlayışın mutlaka sorgulanması
gerektiğini düşünüyoruz.
Tabii, iki gündür yapmış
olduğumuz konuşmalarda, ısrarla ana dilde eğitim diyoruz,
pek çok ritüelden, örneklerden bahsediyoruz ama bununla ilgili de Meclisin
genel bir duyarsızlığı var. Onu maalesef bir türlü
aşamadık. Bu ana dilde eğitimin özellikle önümüzdeki aylarda
olası çatışmalı süreçte yaşamını yitirmek
durumunda olan pek çok gencin hayatını kurtarmayla ilgili kutsal bir
adım olduğu hatırlatmasını yaparak ben tekrar hepinize
teşekkür ediyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Canikli, buyurun söz
talebiniz var.
VI.- AÇIKLAMALAR
(Devam)
5.- Giresun Milletvekili Nurettin
Caniklinin, Başbakanın Bill Gatesle yaptığı
görüşmede FATİH Projesinin konuşulduğu
iddiasının doğru olmadığına ilişkin
açıklaması
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Biraz önce yapılan
konuşmalarda, Sayın Başbakanımızın Bill Gates ile
FATİH Projesini konuştuğu şeklinde bir iddia, daha
doğrusu bir iftira ortaya atıldı. Sayın
Başbakanımız Bill Gates ile görüştüğünde FATİH
Projesi henüz gündemde bile değildi. Sayın
Başbakanımız Bill Gates ile İstanbulda kurulacak
Bilişim Vadisi için görüşme yapmıştır, görüşmenin
içeriği sadece budur. Zaten Bill Gates de Türkiyede bir sigara
karşıtlığı kampanyası çerçevesinde bulunmuştu.
Dolayısıyla, bu şekildeki bir iftira nedeniyle bu iddiayı
ortaya atan arkadaşımızın özür dilemesi gerekir. Çünkü
Sayın Başbakanımızın Bill Gatesle FATİH Projesi
çerçevesinde yaptığı hiçbir görüşme yoktur, hiçbir
şekilde böyle bir konu bu görüşmede gündeme gelmemiştir.
Teşekkür ederim.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Akçay.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Grup
Başkan Vekili benim konuşmama
BAŞKAN Yerinize oturun,
yerinizde ne için söz istediğinizi soracağım.
Buyurun.
6.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçayın, Başbakanın Bill Gatesle yaptığı
görüşmede FATİH Projesinin konuşulduğu konusunda kesin bir
ithamda bulunmadığına ilişkin açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın
Başkan, teşekkür ederim.
Sayın Grup Başkan Vekili,
benim konuşmama atfen -Sayın Başbakanın Bill Gatesle
yaptığı konuşmayı ben gündeme getirdim ve bunun
açıklanmasını istedim- konuşmasında iftira olarak
ifade etti. Bir kere, Sayın Bill Gatesle Sayın Başbakanın
konuşması bir hakikat, bunun mahiyetinin açıklanmasını
istedim, Acaba dedim ve bir endişemi de dile getirdim...
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) FATİH Projesinin konuşulduğunu söylediniz.
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Bu, FATİH
Projesiyle de ilgili olabilir. dedim. Böyle de yüzde 100 kesin bir ithamda
bulunmadım ama biz sizin bütün düzenlemelerinizden endişe duyuyoruz, şüphe
ediyoruz çünkü on yıllık siciliniz bozuk. Bunu ifade ediyorum.
Teşekkür ederim.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Bunların hepsinin de vehim olduğu, gerçeği
yansıtmadığı bir kez daha anlaşılmış
oldu Sayın Başkan.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Canikli.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi ile Rize Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi
Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık Yakut
ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi;
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya
Milletvekili Avni Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin
Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten Tarafından Benimsenen (2/312) Esas
Numaralı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara
Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (2/358, 2/305,
2/306, 2/307, 2/312, 2/384, 2/385) (S. Sayısı:199) (Devam)
BAŞKAN - Evet, önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Aynı
mahiyetteki önergeler kabul edilmemiştir.
25inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Yeni geçici madde ihdasına dair
bir önerge vardır, okutup işleme alacağım.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Sayın Başkan, Komisyon çoğunluğunu
BAŞKAN Aynı zamanda
Komisyona önergeye salt çoğunlukla katılıp,
katılmadığını soracağım.
Buyurun.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 199 sıra
sayılı Kanun Teklifine aşağıdaki geçici maddenin
eklenmesini arz ve teklif ederiz. Saygılarımızla.
Geçici Madde 2 21/12/2011 tarihli ve 6260 sayılı 2012 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanununun 22'inci maddesi 1. fıkrasındaki;
yükseköğretim kurumları için ilave 5.000 adet" ibaresinden sonra
gelmek üzere "Milli Eğitim Bakanlığı kadrolarına
öğretmen atanması için ilave 50.000 adet," ibaresi
eklenmiştir.
Alim Işık Muharrem
Varlı Bahattin
Şeker
Kütahya Adana Bilecik
Ahmet
Kenan Tanrıkulu Mehmet
Günal Zühal
Topcu
İzmir Antalya Ankara
Mehmet Şandır İsmet Büyükataman Sümer Oral
Mersin Bursa Manisa
BAŞKAN Sayın Komisyon salt
çoğunlukla katılıyor musunuz önergeye?
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ AYŞENUR İSLAM
(Sakarya) Salt çoğunluğumuz olmadığından katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Salt çoğunluk
olmadığı için önergeyi işlemden kaldırıyorum.
26ncı madde üzerinde bir adet
önerge vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 199 Sıra Sayılı
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun Milletvekili
Nurettin Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili
Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal'ın;
İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Rize
Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi
Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık Yakut
ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi;
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya
Milletvekili Avni Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin
Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten Tarafından Benimsenen (2/312) Esas
Numaralı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara
Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 26. Maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Sezgin Tanrıkulu İzzet Çetin Candan
Yüceer
İstanbul Ankara Tekirdağ
Ömer Süha Aldan Vahap Seçer Aykut
Erdoğdu
Muğla Mersin İstanbul
MADDE 26.- Bu Kanun 1.1.2020 tarihinde
yürürlüğe girer.
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ AYŞENUR İSLAM
(Sakarya) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI
ÖMER DİNÇER (İstanbul) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz
isteyen Aykut Erdoğdu, İstanbul Milletvekili.
Buyurun Sayın Erdoğdu. (CHP
sıralarından alkışlar)
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul)
Sayın Başkan, değerli üyeler; bu Millî Eğitim Yasasının
ihaleyle ilgili maddelerini dünden beri konuşuyoruz, dünden beri derdimizi
anlatmaya çalışıyoruz.
Ben artık iktidar partisinin
milletvekillerine konuşmuyorum; ben şu an, küçük de olsa, dar da olsa
bu televizyonu izleyen Türk halkıyla konuşmak istiyorum; bunun
bedelini ödeyecek halkla konuşmak istiyorum, onlara özetliyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
Biz diyoruz ki: Bu, yolsuzluklara yol
açacak bir yasadır. Özetle, iktidar da diyor ki: Biz bu ülkeye teknoloji
getirmek istiyoruz, biz çocuklara tablet bilgisayar dağıtmak
istiyoruz, okullara akıllı tahta koymak istiyoruz ve bunu da Türk
firmalarına yaptırmak istiyoruz, bu muhalefet de bize engel oluyor
çünkü mevcut yasayla bunu yapmamız mümkün değil.
Değerli halkım, bu kocaman
bir yalandır, büyük bir yalandır. Sebebi şudur: Bu iktidar,
iktidara geldiği andan itibaren 1,2 trilyon dolar ithalat
yapmıştır ve bu devlet, sadece Millî Eğitim
Bakanlığı üzerinden ithalata dayalı ihale yapmamaktadır.
Madem bu iş bu kadar kötüdür, Devlet Demiryollarında China Major
Companye, Hyundai Rotem Companye, Millî Savunma Bakanlığında
bir sürü Amerikan şirketine milyarlarca dolar ihaleyi niye
yapıyorsunuz? Birinci husus bu.
İkinci husus: Ne derseler desinler
bunu ithalatla yapacaklar. Sayın Grup Başkan Vekili diyor ya: Bunu
Çinli firmalar mı alsın? Bunu gene Çinli firmalar yapacak mevcut
teknolojik durum altında. Ama bu Çinli firmalar belirlenmiş
birtakım firmalar üzerinden satacaklar, bu tespit edilmiş. Yetimin
hakkının gideceği firmalar üzerinden yapacaklar. Yetim sonuçta
aynı parayı ödeyecek. Bir kısmını Çinlilere ödeyecek,
bir kısmını bu firmalara ödeyecek. Sizin tablet rüyanız ne
biliyor musunuz? Yıllar yılı bu ülkede araba yaptılar,
arkasına Şahin, Doğan yazdılar ve birtakım cahil
kafalar bunu yerli araba sandılar ya, sizin tabletiniz aynen bu
şekilde olacak.
Şimdi iddianız şu, siz
diyorsunuz ki: 4734 sayılı Kanunla alım yapılamaz. Ya
değerli arkadaşlar, kusura bakmayın ama bu kadar da cehalet
olmaz. Bu bir alım kanunu, dünyanın her tarafında olan alım
kanunu. Sadece namuslu ve dürüst alımlara yönelik hazırlanan kanun.
Çok uğraştınız, çok bozmaya çalıştınız,
mekanizmalarını kaldırdınız ama özü bu olduğu
için hâlâ ve hâlâ yolsuzlukların önünde engel. Çok basit bir örneğini
veriyorum: Bunu niye kaldırdınız? Kömür işinde
kaldırdınız. Niye? Çünkü yolsuzluk vardı. Şimdi
öncesinden yapıyorsunuz. O zaman yolsuzluk yapılmıştı
siz kaldırdınız, şimdi yolsuzluktan önce
kaldırıyorsunuz. Onun için boşuna bizi aldatmaya
çalışmayın, boşuna bu halkı aldatmaya
çalışmayın.
Bu kanun bir yolsuzluk
yasasıdır. Üzücü olan, Kuran-ı Kerim lafının
içerisinde, bu yolsuzluk lafının içerisinde olmasıdır.
İşte, laiklik buna engeldir arkadaşlar. İşte, bizim
anladığımız laiklik, Kuran-ı Kerimle yolsuzluğu
aynı yasada kullanmaya engeldir. Bunu herkesin bilmesini istiyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
Diğer bir husus değerli
arkadaşlar, Değerli Kardeşim Veli Ağbaba, devrimci Veli
Ağbaba, Kürecik dağlarına Amerikan bayrağını
diktirdiniz ya, onu indirmeye giden Veli Ağbaba; işte, o Veli
Ağbaba bu kürsüde saldırıya uğradı. Veli Ağbaba o
kadar cesur bir insandır ki, sizle değil,
ağababalarınızla, Amerikayla, İsraille mücadele eder.
Dağlarımızdan onun bayrağını indirmeye,
kaldırmaya giden Veli Ağbabadır. O bedenin içerisinde kocaman
bir yürek vardır. Ama bu Amerika ve İsrail öyledir ki, bazen bu
ülkenin içerisinde yerli iş birlikçiler bulur. İşte, bu
vatanseverlerin üzerine yerli iş birlikçiler saldırır.
Biz altmış senedir, seksen
senedir, yüz senedir bunlarla mücadele ediyoruz. Bizim canımız, bu
toprağa, bu vatan için kurban olsun. Biz,
insanlığımızdan, efendiliğimizden, aynı
topraktaki insanlarla asla mücadele etmedik. Bunu, sakın korkaklık
olarak algılamayın. Bu, dürüstlüktür; bu,
delikanlılıktır; bu, mertliktir. Ama
yaptıklarınızı bir daha düşünün. Bizim de bir
sabrımızın olduğunu, bizim de kendi içimizdeki
ahlakımıza karşı bir direniş
sınırımızın olduğunu unutmayın.
Sizden rica ediyorum: Bunu yapan
arkadaşlara, şimdiye kadar, beraberce, sizden vicdanlı adamlarla
engel olduk. Ben bu engel olmaya devam edeceğim. Ama rica ediyorum, bir
daha bu kürsüde böyle bir şey olmasın. Bu, milletin kürsüsüdür.
Milletin kürsüsüne yapılan saldırı millete
saldırıdır.
Ben, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın
Canikli.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Biraz önce konuşmacı yalan söylediğimizi iddia
ederek hakaret etmiştir.
BAŞKAN Buyurun Sayın
Canikli. İki dakika süre veriyorum sataşma nedeniyle.
IX.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
3.- Giresun
Milletvekili Nurettin Caniklinin, İstanbul Milletvekili Aykut
Erdoğdunun Adalet ve Kalkınma Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ben, o konuşmacının
kullandığı çirkin ifadeleri kullanmayacağım. Kem söz
kendisine aittir. O çirkin ifadeleri katıyla, misliyle ben kendisine iade
ediyorum.
Ama değerli arkadaşlar,
bakın, gerçekten, o kadar yanlış, o kadar ön yargılı, o kadar bir
ideolojik bağnazlık söz konusu ki
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul)
Sayın Başkan, neresi yanlış?
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Kömür örneği verildi. Bakın, ilginç, güzel
Kömür
örneğinde, yine İhale kapsamı dışına
çıkarıldı. ve işte Yolsuzluk yapıldı. gibi bir
iddia ortaya atıldı.
Şimdi, kömür kapsam
dışına bırakıldı. Kömür kimden alınıyor
değerli arkadaşlar? Kömürü kim satıyor fonlara? Türkiye Kömür
İşletmeleri Kurumu satıyor.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) Ya
yapmayın! Yalan! Sayın Başkanım, özür diliyorum. Lütfen ya!
Ya ben yazdım raporu!
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu satıyor.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul)
Çelikler, Geliş Madencilik
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Eğer bu proje uygulanmamış olsaydı o zaman özel kömür
firmaları, Güney Afrikadan kömür getiren kömür firmaları kömür
satacaklardı.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul)
Hayır! Hayır! Lütfen yapmayın
Doğruyu söylemiyorsunuz
Sayın Canikli!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Onun için diyorum siz bunların avukatlığını mı
yapıyorsunuz? Niye ısrar ediyorsunuz bunların
avukatlığında?
Ama biz burada ne yaptık biliyor
musunuz? Bakın, hem kapatılmış olan kömür
ocaklarını aktif hâle getirdik, yerli üretim daha fazla
yapılır hâle geldi. Öyle değil mi? Aynen öyle oldu. Daha da
ucuza üretim yapar hâle geldiler.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul)
Nasıl devletten daha ucuz kömür ya?
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Bakın, fonlar daha ucuza kömür aldı. Sizin
dediğinizi yapmış olsaydık, sizin dediğiniz
yapılmış olsaydı daha pahalı kömür Güney Afrikadan
getirilecekti.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Hiç
Sayıştay raporunu okumadın mı?
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Bu parayı kim kazanacaktı? Para kimin cebine girecekti?
Soruyorum. Güney Afrika firmasının cebine girecekti ve siz de bundan
memnun olacaktınız öyle mi? Bu da hoşunuza gidecekti öyle mi?
Çok ayıp. Gerçekten çok ayıp.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Biz
Sayıştay raporunu okuduk!
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Biz, burada, milletin kaynaklarını koruyoruz, milletin
kendi yerli üretimini koruyoruz ve daha da üst noktalara gelmesini
sağlıyoruz. Yapmaya çalıştığımız bu.
Belki bazılarının aklı almayabilir. O da kendi
sorunları.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Canikli.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul)
Sayın Başkanım
BAŞKAN Buyurun Sayın
Erdoğdu.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul)
Sayın Başkanım, Sayın Canikli Meclise eksik bilgi veriyor,
bilmeden veriyor. Bu kömür madenlerinden değil, Çelikler Firmasından,
Geliş Madencilik Firmasından alınmıştır.
Fahiş fiyatlarla alındığı 4 tane denetim raporuyla
tespit edilmiştir. Bu kadar milletvekilini doğru bilgilendirmemiz
gerekmektedir ve bu tam anlamıyla bir yolsuzluktur. Buradaki
arkadaşlarımız da bu konuyu bilmezse yanlış karar
verirler. Onun için söz istiyorum. Rica ediyorum sizden.
BAŞKAN Buyurun Sayın
Erdoğdu. (CHP sıralarından alkışlar)
Zaten söyleyeceklerinizi söylediniz.
VI.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
7.- İstanbul Milletvekili Aykut
Erdoğdunun, Giresun Milletvekili Nurettin Caniklinin ifadelerine
ilişkin açıklaması
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul)
Değerli arkadaşlar, ben size burada bir durumu anlatmaya
çalışıyorum.
Şunu söylüyorum: Türkiye Kömür
İşletmeleri kendisinden maden almıyor. Sayın Canikliyi
kırmak istemiyorum. Sayın Canikli doğruyu bilmiyor ama ona
söyleyen yalan söylüyor çünkü bu madenler
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Sözünü geri al! Ne biçim konuşuyorsun!
AYKUT ERDOĞDU (Devamla) Ben sizi
kırmak istemiyorum.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Ayıp ya! Eleştirebilirsin ama
AYKUT ERDOĞDU (Devamla) Ben sizi
kırmak istemiyorum. Oturun yerinize.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Yakışıyor mu sana!
BAŞKAN Size söylemedi Sayın
Canikli zaten. Size söylemedi. Size söyleyene söyledi.
AYKUT ERDOĞDU (Devamla)
Gerçeği söylemiyor. Sayın Canikli, Grup Başkan Vekilisiniz.
Partinize saygı duyuyorum, onun için bir şey demiyorum. Lütfen.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Öyle şey olur mu! Eleştir ama ne biçim laflar öyle!
AYKUT ERDOĞDU (Devamla)
Sayın Başkan, süreme ekler misiniz?
BAŞKAN Buyurun Sayın
Erdoğdu.
AYKUT ERDOĞDU (Devamla)
Değerli arkadaşlar, bu kömür madenleri ihalesiz olarak bir
kısmı Çeliklere ve Geliş Madencilike
kiralamıştır.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Ayıptır! Öyle şey olur mu ya!
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul)
Sana bir şey demedi. Sayın Canikliyi yanıltıyorlar.
dedi.
AYKUT ERDOĞDU (Devamla) Bunlar
devlete kömür satıyor, bunlar alıp parasını cebine koyuyor
ve fahiş fiyatlarla satıldığı Sayıştay
raporunda yazıyor. İsteyen tüm arkadaşlarıma bu Sayıştay
raporlarını göndereyim ama bizim burada gerçekleri
değiştirerek olmuş yolsuzlukları olmuyor gösterme
hakkımız yoktur.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Nerede? Bir tane somut örnek verin. (CHP sıralarından
gürültüler)
AYKUT ERDOĞDU (Devamla) Ya
işte Sayıştay raporunu getireceğim.
Değerli milletvekilleri, sizden
şunu rica ediyorum. Bu son derece önemli bir konudur. Sayın Canikli
olmadığını söylüyor, ben de olduğunu söylüyorum. Ben
milletvekilliğimi, ben her şeyimi ortaya koyuyorum. Eğer benim
dediğim yalansa, eğer ki bu firmalardan bu kömür
alınmamışsa, eğer bu Sayıştay raporu yoksa ben
milletvekilliği görevimden -bütün halkın huzurunda söz veriyorum-
istifa edeceğim, Meclisin kapısının önünden
geçmeyeceğim. (CHP sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Sen de istifa
edecek misin Sayın Canikli?
AYKUT ERDOĞDU (Devamla) Ama
eğer söylediğim doğruysa sizden rica ediyorum, yolsuzlukla
mücadele adına rica ediyorum, yetim hakkı adına rica ediyorum,
Sayın Canikli gelsin bu kürsüye, Aykut Erdoğdudan özür diliyorum.
desin. Bari bunu yapalım.
Çok teşekkür ediyorum. (CHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Erdoğdu.
Buyurun Sayın Canikli.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Sayın Başkanım, yine aynı şekilde, Sayın
Konuşmacı hakarette bulundu. (CHP sıralarından Özür dile,
özür sesleri, gürültüler)
BAŞKAN Efendim
Lütfen
sayın
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
Biraz önce Sayın Konuşmacı bana hakarette bulundu efendim.
Yalan söylediğimi iddia ederek hakarette bulundu Sayın Başkan.
Sataşmadan söz istiyorum.
BAŞKAN Buyurun Sayın
Canikli.
Ne zamana kadar devam edecek
bilmiyorum.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(İstanbul) Yalan söylüyor. demedi Sayın Başkan, Nurettin
Beyi yanıltıyorlar. dedi.
IX.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
4.- Giresun
Milletvekili Nurettin Caniklinin, İstanbul Milletvekili Aykut
Erdoğdunun şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Bakın değerli arkadaşlar, size kömür
alımlarıyla ilgili olarak
Öncellikle hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından gürültüler)
Bakın, lütfen dinleyin.
Bakın, kömür alımlarıyla
ilgili olarak istisna maddesini okuyorum, aynen
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul)
Beyefendi, yaptığınız yolsuzluk sonrası
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Nerede, ondan
öncekiler nerede?
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Kamu İhale Kanunu kapsamı dışına
çıkaran maddeyi aynen okuyorum: Fakir ailelere kömür yardımı
yapılmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararnameleri kapsamında
işletici kim olursa olsun Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu Genel
Müdürlüğünün kendisine veya bağlı ortaklık veya
iştiraklerine ait olan kömür sahalarından yapacağı mal ve
hizmet alımları
(CHP sıralarından gürültüler)
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Hangi bent,
hangi bent?
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul)
Siz yaptınız, yolsuzluk sonrası siz yaptınız o
yasayı. Yolsuzluk sonrası yapıldı, öncesi değil ama.
BAŞKAN Sayın Canikli,
teşekkür ediyorum, tamam.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Cehalet
nerede şu anda değerli arkadaşlar, cehalet nerede? İstisna
kapsamı dışına çıkarılan husus bu.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Ne zaman çıktı?
Tarihleri açıkla!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Fakirlere
kömür yardımı ve sadece Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumunun
ocaklarından alınması şartıyla. Ayıp değil
mi bu yaptığınız, ayıp değil mi? (CHP
sıralarından gürültüler)
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) O ocak
başkasının, kiralanmış.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) Bu yasa, yolsuzluklar
sonrası yapılmıştır Sayın Başkanım.
BAŞKAN Konu anlaşıldı Sayın
Erdoğdu, lütfen
AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) Rapor yoksa istifa
edeceğini söylesene!
VI.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
8.- İstanbul Milletvekili Aykut
Erdoğdunun, Giresun Milletvekili Nurettin Caniklinin ifadelerine
ilişkin tekraren açıklaması
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) Sayın
Başkanım, bu kadar önemli bir konuda bu Meclisi doğru
bilgilendirmek zorundayım. Bu yasa, yolsuzluk raporu yargıdayken
çıkarılmıştır. Böyle bir şey olabilir mi? 4734 Kamu
İhale Kanunu dışında Türkiye Kömür İşletmeleri
nasıl kömür alır yasa olmadan? Yazık ama yani! Gerçekten
kendimizi parçalıyoruz
BAŞKAN Peki, teşekkür ediyorum Sayın
Erdoğdu.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi ile Rize Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri
Milletvekili Sadık Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni
Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem
Münevver Ökten Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara
Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (2/358, 2/305,
2/306, 2/307, 2/312, 2/384, 2/385) (S. Sayısı:199) (Devam)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
26ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
27nci madde üzerinde iki adet aynı mahiyette önerge
vardır, okutup birlikte işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 199 Sıra Sayılı Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı,
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili
Mahir Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Rize
Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık
Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni
Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem
Münevver Ökten Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara
Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 27. Maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ali Haydar Öner İdris
Yıldız Mehmet
Şeker
Isparta Ordu Gaziantep
Müslim Sarı Engin Özkoç Selahattin
Karaahmetoğlu
İstanbul Sakarya Giresun
MADDE 27- Bu Kanun hükümlerini
Başbakan yürütür.
Diğer önerge imza sahipleri:
Mehmet Şandır Alim
Işık Bülent
Belen
Mersin Kütahya Tekirdağ
Zühal Topcu Erkan Akçay Enver Erdem
Ankara Manisa Elâzığ
Hasan Hüseyin Türkoğlu Nevzat Korkmaz
Osmaniye Isparta
BAŞKAN Sayın Komisyon,
aynı mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI NABİ AVCI
(Eskişehir) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI
ÖMER DİNÇER (İstanbul) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz
isteyen Mehmet Şandır, Mersin Milletvekili. (MHP
sıralarından alkışlar)
Buyurun.
MEHMET ŞANDIR (Mersin)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bize
göre, Milliyetçi Hareket Partisi Grubuna göre, camiasına göre, cumhuriyet
tarihimizin çok önemli bir kararını veriyoruz. Çocuklarımızın,
geleceğimiz olan, milletimizin, ülkemizin geleceği olan
çocuklarımızın dinî, millî ve insani değerlere göre
yetiştirilmesi için okullarımızda bu kaynakların
okutulmasını bir hukuk hâline getiriyoruz.
Daha önce de ifade ettim, müsaadenizle
-milletimiz bizi izliyor- bu, bizim bugünkü beyanımız değil.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz, hem ideolojik olarak hem siyaset olarak
hem iktidar projesi olarak, geleceğimize sahip çıkacak, kuracak
çocuklarımızın kendi kaynaklarımıza, kendi
değerlerimize göre yetiştirilmesini programımıza koyduk,
seçim beyannamelerimizde her defasında ifade ediyoruz. Bu sebeple,
ortaokul ve liselerde seçmeli ders olarak, çocuklarımızın, inanç
değerlerimizin kaynağı olan Kurana ve hadise ait bilgileri
öğrenmelerini, ilmihâl bilgilerini öğrenmelerini çok önemsiyoruz.
Teklifimize her ne kadar hayır dediyseniz de aynı mealdeki,
aynı mahiyetteki ama bize göre eksik olan sizin önergenize biz evet
dedik, maddede de evet dedik, bunu da tescil etmek için açık
oylamayı biz talep ettik, sisteme de geçti.
Dolayısıyla bu konuda bazı
sayın bakanlar talihsiz beyanlarda bulundular, Milliyetçi Hareket Partisi
istismar ediyor. falan dediler ama yakışmadı. Allah biliyor,
Milliyetçi Hareket Partisi bu önergesinde, bu desteğinde, bu kararında
samimidir. Biz bunu bir irade beyanı olarak görüyoruz.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu
irade beyanının tercümesi şudur: Cumhuriyet değerlerimize,
bu cumhuriyeti kuran kurucuların ortaya koyduğu ilkelere, bu devletin
kuruluş felsefesine asla aykırı, karşıt olmayan,
halkımızın, insanımızın inanç değerlerinin,
yüzde 99u Müslüman olan bu milletin inanç değerlerinin çocuklarına
okutulmasını, okullarda okutulmasını hukuk hâline getirdik.
İrade beyanı budur. Bu irade beyanı, Meclisimizin de biraz sonra
irade beyanı olacaktır. Hayırlı olmasını
diliyorum. Hayırlı olmuştur ancak değerli arkadaşlar,
bakın, biraz önce de söyledim, bu kadar önemli bir mutabakatı temin
ettiniz, bize göre -size göre de- bu kadar hayırlı bir adım
attınız yani cumhuriyet tarihimizde cumhuriyetle milleti
barıştırdık. Bu devlet de, bu cumhuriyet de bu millet için.
Bu milletin değerlerini öğretmeyip de neyi öğreteceğiz?
Bunu başardık bu kadar güzel bir mesaide, bu kadar güzel bir meselede
fakat şu yapılan ithamları yok sayamazsınız.
Değerli arkadaşlar, deryaya
bir damla da şey düşse o derya kirlenir, yapmayın bunu. Bu hukuk
elinizde, bu Kamu İhale Kurumu sizin elinizde. Her defasında bir
istisna hüküm koyarak bu istifhamlara, bu ithamlara niye maruz
kalıyorsunuz, bunu anlamak mümkün değil. Cumhuriyet Halk Partisi,
diğerleri, bizim arkadaşlarımız da, ben de
incelediğimde endişeleniyorum: Niye bu istisnayı koyuyoruz? Her
defasında kendi koyduğumuz kuralın arkasından dolanabilmek
için bir gayretin içine giriyoruz.
Ben üzüntümü ifade ediyorum, suçlamak
anlamında söylemiyorum. Bu kadar güzel, bu kadar hayırlı, önemli
bir konuyu kirlettiniz değerli arkadaşlar, maalesef kirlettiniz. Buna
ihtiyacınız yoktu. Samimiyetle söylüyorum, üzüntümü ifade ediyorum, buna
ihtiyacınız yoktu. Gene istediğiniz şekilde ihalenizi
yapabilirdiniz yani on beş yıl sonraya kadar bu ülkeyi taahhüt
altına atmanın bir gerekçesi var. Bu gerekçeyi anlatabilmeniz mümkün
değil. Ortaya koyduğunuz gerekçelerin hiçbiri bunu karşılamaz.
Onun için, hayırlı
olmuştur, hayırlı olsun diyorum ama üzüntülerimi de ifade
ediyorum. Bu kanunun tümü bu şekilde çıkmamalıydı.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz,
size, bizim önergemize vermediğiniz destekten dolayı da teşekkür
ediyoruz ama bu kanunun çıkmasını hayra yoruyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP
ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Şandır.
Önerge üzerinde diğer
konuşmacı İstanbul Milletvekili Müslim Sarı.
Buyurun Sayın Sarı. (CHP
sıralarından alkışlar)
MÜSLİM SARI (İstanbul)
Teşekkür ederim Sayın Başkan,
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yaklaşık bir aylık bir süre boyunca Millî Eğitim
Yasasındaki değişikliğe ilişkin
tartışabildiğimiz ölçüde tartıştık, teknik
ayrıntılara girdik, bazılarına giremedik,
bazılarına girdik ama genel çerçeve oluştu, şimdi yürürlük
maddesindeyiz.
Biz bu maddede şunu söylüyoruz: Bu
yasayı Sayın Başbakan yürütsün, Bakanlar Kurulu değil. Niye
Sayın Başbakan yürütsün? Çünkü bunun için beş tane sağlam
gerekçemiz var:
Birincisi: Bu yasa ideolojik bir
yasadır. Her ne kadar Sayın Bakan bizim eleştirilerimiz
karşısında ve sıkıştığı yerde
Burada pedagojik ve teknik bir yan vardır, biz bu meseleye ideolojik
bakmıyoruz. diyorsa da Sayın Başbakan yaptığı
bir grup toplantısında 28 Şubatın son izini de
sileceğiz. diyor. Dolayısıyla Sayın Başbakanın
yaklaşımı ideolojiktir. Eğitim başlı
başına ideolojik bir iştir ve Sayın Başbakan bütün
ideolojik duruşunu bu yasanın içine giydirmeye
çalışmaktadır. O yüzden bu yasayı lütfen Sayın
Başbakan yürütsün.
İkincisi: Bu yasa
yapılış yöntemi itibarıyla faşizandır. Bütün
aşamalarında gördük bunu; Komisyonda gördük, ODTÜde gördük,
Kızılay Meydanında gördük ve dün akşam Genel Kurulda
gördük. Yöntem olarak zorbalığa dayanan, faşizmin yöntemlerini
kullanan faşizan bir yasadır. O yüzden lütfen bu yasayı yürütmek
Sayın Başbakana düşer.
Üçüncüsü: Bu yasa bir tasarı
olarak gelmemiştir, bir teklif olarak gelmiştir, Bakanlar Kurulunda
imzaya açılmamıştır, bakanlar bu yasanın altına
imza atmamıştır; niye Bakanlar Kurulu yürütsün? Bu yasanın
tüm aşamasında Sayın Başbakan vardır, tüm
aşamalarında. O yüzden bu yasayı lütfen Sayın Başbakan
yürütsün.
Dördüncüsü: Başbakanın
talimatlarıyla yürüdü bu süreç. Mardinde Başbakan Gerekirse
cumartesi ve pazar da çalışacaksınız ama bu yasayı
çıkartacaksınız. dedi, talimat verdi ve pazar günü neler olduğunu
hepimiz biliyoruz. Başbakan Seulden talimat verdi, biz gece beşlere
kadar çalıştık. Gece beşlere kadar bizi burada tutan güç
ne? Hangi talimat? Hangi bakış açısı? Hangi ruh hâli? Bu
yasa bir hafta daha tartışılsaydı ne olurdu? Niçin bunu bir
siyasal inatlaşma hâline çevirdiniz? Dolayısıyla bu sürecin her
yerinde talimatlarıyla Sayın Başbakan vardır. O yüzden
lütfen bu yasayı Sayın Başbakan yürütsün.
Son olarak, bu yasa devletin hemen
hemen hiçbir belgesinde yok. Türkiye'nin geleceğini şekillendiren
bütün belgelere baktığınız zaman, Millî Eğitim
Yasasıyla ilgili radikal bir değişikliği ve dönüşümü
içeren bu yasayı hiçbir yerde göremezsiniz. Nerede yok? Kalkınma
planlarında yok. Var mı? Nerede yok? Orta Vadeli Programda yok. Var
mı? Daha ekimde tartıştık, konuştuk. Nerede yok?
Yıllık planlarda var mı? Yok. Nerede yok? Millî eğitim
stratejisinde var mı? Yok. Nerede yok? Bütçe Yasasında var mı?
Yok. Bunun bir sürü mali boyutu var ama ekimde
başladığımız tartışma süreci içinde bütçenin
hiçbir yerinde bunu görmedik. Nerede yok? Hükûmet Programında yok. Nerede
yok? Seçim beyannamesinde yok. Peki nerede var? Tek bir yerde var sevgili
arkadaşlar: Bu yasa sadece ve sadece Recep Tayyip Erdoğanın
aklında var dolayısıyla böyle bir yasayı uygulamak da Recep
Tayyip Erdoğana düşer.
Yasanın her yerinde bulunan, her
noktasında yer alan, her sürecine müdahil olan ve her sürecini yöneten ve
faşizan izler taşıyan bu yasayı uygulamak da herhâlde bir
postmodern diktatöre düşer diye düşünüyorum.
Saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Ünal.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Kayıtlara geçmesi açısından söylüyorum: Darbenin
dayattığı ideolojik duruşun izlerini silmek demokratik bir
tavırdır. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim
Sayın Ünal.
Evet, sayın milletvekilleri,
aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
27nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
İkinci bölümde yer alan maddelerin
oylamaları tamamlanmıştır. Teklifin görüşmeleri de
tamamlanmıştır.
Teklifin tümünü oylarınıza
sunmadan önce İç Tüzükün 86ncı maddesi gereğince lehte ve
aleyhte görüşlerini belirtmek üzere, lehte Sayın Nurettin Canikli,
Giresun Milletvekili, söz istemişlerdir.
Buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekili arkadaşlarım; öncelikle hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Evet, gerçekten uzun bir maratonun
sonunda bu kanun teklifinin görüşmeleri tamamlanmış oluyor. Ben,
öncelikle bu teklifin bu noktaya gelmesinde emeği geçen herkese çok
teşekkür ediyorum, katkı sağlayan herkese çok teşekkür
ediyorum. Elbette, bu çalışmalar sırasında Komisyonumuzun,
alt komisyonumuzun yaptığı katkı ve
çalışmaların mutlaka zikredilmesi gerekir. Özellikle Komisyon
Başkanımızın son derece önemli
çalışmalarını, katkılarını burada
zikretmekte fayda var. Ben, bu vesileyle Başkanımız Sayın
Nabi Avcıya da çok teşekkür ediyorum, elbette
Bakanlığımıza, katkı sağlayan herkese, Türkiye
Büyük Millet Meclisine.
Tabii bugün tarihî bir gün değerli
arkadaşlar. Tarihî bir gün olduğunu belki bugün fark edemeyebiliriz
ama daha sonra fark edeceğiz bunun tarihî bir gün olduğunu.
İZZET ÇETİN (Ankara) Tarih
hesap sorar!
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) - Ben, Cenabıhakka binlerce şükrediyorum, bana, bizlere
böyle tarihî bir onuru yaşattığı için, tarihî bir onura
tanıklık ettiği için ve katkı sağlama görevi
verdiği için Cenabıhakka binlerce kez şükrediyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Bize de
teşekkür etmen lazım.
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Bu teklifin görüşülmesi sırasında katkı
sağlayan tüm milletvekili arkadaşlarımıza ve 9uncu maddeye
özellikle katkı veren Milliyetçi Hareket Partisine ve tüm Milliyetçi
Hareket Partisi milletvekili arkadaşlarımıza da özellikle
teşekkür ediyorum; onları da burada zikretmemiz gerekiyor.
Değerli arkadaşlar, hiç
kimsenin en ufak bir kuşkusu olmasın. Bu, gerçekten demokratik bir
düzenlemedir. Bu, milletimizin iradesine saygı duyan, onlara tercih
imkânı veren, yani onlara herhangi bir şeyi zorla
yaptırmayı amaçlayan bir düzenleme değildir.
Dolayısıyla, o yönden, bütün arkadaşlarımız, özellikle
Cumhuriyet Halk Partisi, yani karşı çıkan
arkadaşlarımız açısından da söylüyorum, en ufak bir
tereddüdünüz olmasın, uygulandığı zaman görülecek.
KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) Var, var,
göreceğiz.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Türkiyede
yaşayan, bu topraklarda yaşayan dini, kökeni, milliyeti ne olursa
olsun herkes eşit olarak, talep etmeleri hâlinde bu imkânlardan
faydalanacaktır. Bu, çoğulculuktur; bu, vatandaşımıza,
milletimize saygı duymanın en güzel örneklerinden bir tanesidir,
yansıtma şekillerinden bir tanesidir.
Dolayısıyla, değerli arkadaşlar
MUHARREM İNCE (Yalova) Sayın Canikli, BDPden
de evet oyu verenler var, onlara niye teşekkür etmiyorsun?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul)
Sayın Canikli, BDPden de evet oyu verenler var, onlara
haksızlık yapma, haksızlık yapıyorsun. BDPden de var,
bakmamışsın.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Var, var, verdik.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Hayır,
elbette, onlara da teşekkür ediyorum, ben farkında değilim,
bilmiyorum. Teşekkür ediyorum, evet oyu verdiklerini bilmiyorum, onlara
da teşekkür ediyorum ama
MAHMUT TANAL (İstanbul) İsimlerini niye
zikretmiyorsun, onlar deyince hangi partiler?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Değerli
arkadaşlar, sonuç itibarıyla, katkısı olan, yani Cumhuriyet
Halk Partisi milletvekili arkadaşlarımızın da
katkıları olmuştur
MUHARREM İNCE (Yalova) Bize gerek yok.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
.yani onu da
inkâr etmeyelim, bilerek ya da bilmeyerek ama katkı
sağlamışlardır, ben onlara da teşekkür ediyorum.
MUHARREM İNCE (Yalova) Onlara derken kime?
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Değerli
arkadaşlar, inşallah hayırlı uğurlu olur,
Cenabıhak hayırlara vesile kılar inşallah ve milletimizin,
geleceğimizin çok daha ileriye götürülmesinde inşallah
katkısı olacak, çok büyük katkı sağlayacak, milletimizin
moral değerlerinin yükseltilmesinde çok büyük katkı sağlayacak
olan bir yasadır, bir tarihî karardır ve karar da milletimize aittir.
Milletimizden alınan bir imkân tekrar bugün milletimize iade edilmektedir.
Ben, hayırlı olması temennisiyle hepinize
saygılar sunuyorum, teşekkür ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Şimdi, yine İç Tüzük madde 86
gereğince görüşlerini belirtmek üzere ve aleyhte söz isteyen Engin
Altay, Sinop Milletvekili.
Buyurun Sayın Altay.
ENGİN ALTAY (Sinop) Sayın Başkan,
sayın milletvekilleri; boşuna telaş etmeyin, 9uncu maddede
yaptıkları tam bir kayıkçı kavgasıydı zaten.
Bunun için teşekkür edilip edilmemesinin çok anlamı yok.
ADİL KURT (Hakkâri) Bizim
denizimiz yok ki kayığımız olsun.
ENGİN ALTAY (Devamla) Sayın
Caniklinin temennilerine katılmayı çok isterdim ama maalesef, ben,
Sayın Caniklinin temennilerine katılamıyorum.
Değerli milletvekilleri,
parlamentolar, devletlerinin, onları kuran kurucu iradenin ve o iradenin
getirdiği temel esasların korunduğu yerlerdir. Parlamentolar,
devletin anayasada ifadesini bulan niteliklerinin kanun koyarak parmak
çoğunluğuyla değiştirileceği yerler değildir. Bu
tarz nitelikler, olsa olsa, referandumlarla değiştirilebilir. Bunun
bilinmesini istiyorum. Bu kanun gösterdi ki, bu kanun sürecindeki
tavrınız gösterdi ki, ben yanlış söylemişim, ben,
başından beri, sizin 28 Şubat 1997den rövanş alma arzusu
içinde olduğunuz hissiyatında idim ama şimdi anlıyorum ki
sizin büyük çoğunluğunuzun asıl almak istediği rövanş,
29 Ekim 1923tür. (CHP sıralarından alkışlar)
Daha önce söylemiştim, içinizde
kimi AKPli yönetici, yetkili, etkili, milletvekili, başkanların
cumhuriyetle sorunu olduğunun bilincindeyiz ama
AHMET AYDIN (Adıyaman) Kimsenin
sorunu yok.
ENGİN ALTAY (Devamla)
size oy
veren, Türkiye Cumhuriyetinde yaşayan
yurttaşlarımızın sizin gibi düşünmediğini ve
büyük çoğunluğunun cumhuriyetle sorunu
olmadığını, bu milletin cumhuriyetin icaplarını
içine sindirdiğini bilmenizi isterim.
Değerli milletvekilleri, Tevhidi
Tedrisat Kanunu, nelerin önünü tıkamak, nelerin önünü açmak içindi?
Soru 1) Harf İnkılabı
vasıtasıyla bir ülkenin tamamının bir anda sıfır
okuryazar seviyesine indirgenmesinin kimlere yaradığı?
Soru 2) Ve bir yorum: Türkiyenin
yarınında artık Kemalizme veya başkaca bir resmî ideolojiye
yer yoktur. Bu da bir yorum. Bu sözler Sayın Başbakana aittir. Böyle
sözleri söyleyen bir insanın, görevi ne olursa olsun, hangi makamda
bulunursa bulunsun, içinde şu anda ortamını
paylaştığımız bu yüce çatıyla sorunu var
demektir. (CHP sıralarından alkışlar) Burası
M. MÜCAHİT FINDIKLI (Malatya) Ne
alakası var!
ENGİN ALTAY (Devamla) Evet.
Ve Başbakanların,
yasamanın başı olmadığını bilmeleri gerekir.
Başbakanların şöyle ya
da böyle bir nesil yetiştirmek diye bir görevi yoktur.
Başbakanların, beş
yaşındaki çocuklar üzerinden Pensilvanyayla olan kavgasına
cevap vermek ve beş yaşındaki çocuklar üzerinden camiye cevap
vermek gibi de görevi yoktur.
Başbakanların, mensubu
olduğu cemaat ve vakıflardan talimat alarak eğitim sistemi
üzerinde oynamak gibi bir görevleri yoktur.
Sayın milletvekilleri, laiklik,
bütün toplumlarda toplum ve devlet olmanın en temel özelliğidir. (CHP
sıralarından alkışlar) Laik sistemle oynanan ülkelerin sonu
Mısırdır. Laik sistemle oynanan ülkelerin sonu Libyadır.
Laik sistemle oynanan ülkelerin sonu Suriyedir, Tunustur, Cezayirdir,
Fastır ve onların liderleridir, bunun da bilinmesini istiyorum.
Size karşı bir tarihî
uyarı yapıyorum: Çıraklık döneminde
aldığınız törpüyü kalfalık döneminde bırakıp
elinize bıçak aldınız, şimdi ustalık döneminde,
şimdi bugün bıçağı da bıraktınız, elinize
bir satır aldınız. Dilerim ve temenni ederim bunu
kullanmazsınız.
Şu milleti, hem bir yandan rant,
bir yandan da Allah ile aldatarak gideceğiniz yolun ömrü çok
kısadır. Bu millet, sizin düşündüğünüz gibi sizi görmemekte
ve algılamamaktadır. Bunu, en kısa sürede siz de maalesef
yaşayarak göreceksiniz ve tekrar altını çizerek söylüyorum ve
diyorum ki: Türkiye Cumhuriyeti her hâl ve şartta
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ENGİN ALTAY (Devamla) -
sonsuza
kadar laik olarak kalacaktır. (CHP sıralarından Bravo sesleri,
ayakta alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Altay.
Sayın
milletvekilleri, teklifin tümünü oylarınıza sunacağım ancak
teklifin tümünün oylamasının açık oylama şeklinde
yapılmasına dair bir önerge vardır, önergeyi okutup imza
sahiplerini arayacağım.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
199 sıra sayılı kanun teklifinin tümü üzerindeki oylamanın
açık oylama yöntemiyle yapılmasını talep ediyoruz.
Gereğini arz
ederiz.
Recep Özel? Burada.
Nurettin Canikli?
Burada.
Ayşe Nur
Bahçekapılı? Burada.
Mahir Ünal? Burada.
Ahmet Aydın?
Burada.
Hüseyin Üzülmez? Burada.
İsmail Güneş?
Burada.
Bülent Turan? Burada.
Mehmet Doğan Kubat?
Burada.
Tülay Kaynarca? Burada.
Ramazan Can? Burada.
Ali Şahin? Burada.
Süreyya Sadi Bilgiç?
Burada.
Osman Aşkın
Bak? Burada.
Hüseyin Bürge? Burada.
Nurdan Şanlı?
Burada.
Çağatay
Kılıç? Burada.
Tülin Erkal Kara?
Burada.
Oya Eronat? Burada.
Mustafa Şahin?
Burada.
Açık oylamanın
şekli hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.
Açık oylamanın
elektronik oylama cihazıyla yapılmasını
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Oylamayı
başlatıyorum ve dört dakika süre veriyorum.
Sayın
milletvekilleri, Sayın Bakan teşekkür konuşması
yapacaklardır.
(Elektronik cihazla
oylama yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, 199 sıra sayılı Kanun Teklifinin açık
oylama sonucu:
Oy Sayısı 387
Kabul 295 (AK PARTİ ve MHP
sıralarından alkışlar)
Ret
91
Çekimser 1(x)
Kâtip Üye Muhammet Rıza Yalçınkaya Bartın |
Kâtip Üye Bayram Özçelik Burdur |
Böylece teklif kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır. Hayırlı uğurlu olsun.
Sayın Bakan, buyurun. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI
ÖMER DİNÇER (İstanbul) Sayın Başkan, çok değerli
milletvekilleri; bugün gerçekten bizim için önemli bir gün. Bugün kabul
ettiğimiz kanunla, Türk eğitim sisteminde bu zamana kadar katı,
tek tipleştirici bir yapıdan daha demokratik, daha esnek bir
yapıya geçişi onaylayan bir düzenleme yaptık. Başka bir
ifadeyle, artık bugünden sonra, Türk eğitim sisteminde, tek tip insan
yetiştirmek yerine, bu ülkede ve bu toplumda ihtiyacımız olan ve
beklentilerimizi karşılayacak bilgi ve yeteneklerdeki çocukları
yetiştirmeye, dünyayla rekabet edebilecek bilgi ve kabiliyetlerle
donatmaya yönelik bir adım atmış olacağız ama daha da
önemlisi, her bir çocuğumuzu ayrı bir birey olarak, ayrı bir
potansiyel ve dünya olarak kabul edip onların her birisinin kendi yetenek
ve kabiliyetlerine göre geliştirebileceği bir zemini de
oluşturmuş olacağız.
Bu kanun aslında, bir başka
tarafıyla, sadece sistemimizi, sistemimizin yapısını
demokratikleştiren ve esnekleştiren nitelik taşımayacak,
benim şahsi kanaatim, bu kanun aynı zamanda Türkiyede halk ile
devletin barışmasının önündeki önemli bir adım olarak
da tarihe geçecek. Biz halk ile devleti biraz daha yaklaştırdık
ve biraz daha fazla barıştırdık. Ben eminim, bu
barışma arttıkça ve geliştikçe, Türkiye Cumhuriyeti ve
cumhuriyetimiz ilelebet ayakta kalmak için daha güçlü bir desteğe de sahip
olmuş olacak. Ben, bir başka vesileyle bunları tekrar söylemek
istedim.
Hakikaten, hem Komisyon
çalışmaları sürecinde hem de Millet Meclisi Genel Kurulunda çok
yoğun çabayla ve azimle bize destek ve güç verdiniz. Bu süreç içerisinde
sağladığınız katkılar sebebiyle her birinize
ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Bu teşekkürüm Meclis
içerisinde sadece AK PARTİ Grubuna değil, aynı zamanda gerek
eleştirileriyle gerekse zaman zaman destek ve katkılarıyla yer
almış olan muhalefet partilerimizin her birisi için de söz konusu.
Cumhuriyet Halk Partisine, Milliyetçi Hareket Partisine, BDPye de ayrıca
teşekkür ediyorum.
Daha da önemlisi, 9uncu maddedeki
destekleri sebebiyle Milliyetçi Hareket Partisindeki milletvekillerimize,
BDPden destekleyen milletvekillerimize ve sizin her birinize gönülden
teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Bakan.
Sayın milletvekilleri, 5inci
sırada yer alan, Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporlarının görüşmelerine
başlayacağız.
5.-
Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Sağlık, Aile,
Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu ile Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporları (1/556) (S. Sayısı 200)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
6ıncı sırada yer alan,
Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine
Adına Orman Sınırları Dışına
Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım
Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun Tasarısı ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın; Orman Köylülerinin Kalkındırılmaları
Hakkında Kanun Teklifi; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi, Ankara Milletvekili Emine
Ülker Tarhan ve Yalova Milletvekili Muharrem İnce ile 68 Milletvekilinin;
2/B Barışı Kanunu Teklifi (Orman Sınırları
Dışına Çıkarılan Alanların İdaresi,
Değerlendirilmesi ve Tasarrufu Hakkında Kanun Teklifi); Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandırın; Yayla ve
Yaylacılık Kanunu Teklifi ve İçişleri Komisyonu,
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
ile Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Raporlarının
görüşmelerine başlayacağız.
6.-
Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine
Adına Orman Sınırları Dışına
Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım
Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun Tasarısı ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın; Orman Köylülerinin
Kalkındırılmaları Hakkında Kanun Teklifi; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi, Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova Milletvekili
Muharrem İnce ile 68 Milletvekilinin; 2/B Barışı Kanunu
Teklifi (Orman Sınırları Dışına
Çıkarılan Alanların İdaresi, Değerlendirilmesi ve
Tasarrufu Hakkında Kanun Teklifi); Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin
Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın; Yayla ve Yaylacılık
Kanunu Teklifi ve İçişleri Komisyonu, Bayındırlık,
İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu ile Tarım, Orman ve
Köyişleri Komisyonu Raporları (1/563, 2/71, 2/211, 2/417) (S.
Sayısı 198)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Alınan karar gereğince,
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç ile Başbakan
Yardımcısı Beşir Atalay haklarında gensoru
önergelerinin gündeme alınıp alınmayacağına
ilişkin görüşmeleri yapmak ve kanun tasarı ve teklifleri ile
komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek
için 31 Mart 2012 Cumartesi günü saat 14.00te toplanmak üzere birleşimi
kapatıyorum.
Kapanma Saati: 17.41
(x) Bu düzeltmeye ilişkin ifadeler 29/03/2012 tarihli 85inci Birleşim
Tutanak Dergisinin 629uncu sayfasında yer almaktadır.
(x) 199 S. Sayılı Basmayazı 27/3/2012 tarihli 83üncü Birleşim Tutanağına eklidir.
(x) Bu bölümde Hatip tarafından Türkçe olmayan dilde kelimeler ifade edildi.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.