TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
9uncu
Birleşim
19
Ekim 2011 Çarşamba
(TBMM Tutanak
Müdürlüğü tarafından hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan
ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile
konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde
belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun olarak
yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK
ÖZETİ
II.- GELEN
KÂĞITLAR
III.- YOKLAMA
IV.- OTURUM
BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- TBMM Başkan Vekili Şükran Güldal
Mumcunun, Hakkâride
meydana gelen elim saldırıda yitirdiğimiz bütün
vatandaşlarımıza başsağlığı ve
yakınlarına sabırlar dilediğine
ilişkin konuşması
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Iğdır Milletvekili Pervin Buldanın,
Hakkâride
meydana gelen elim saldırıda yaşamını yitiren bütün
insanlarımıza Allahtan rahmet, başsağlığı
ve sabır, yaralılara acil şifalar dilediğine ilişkin açıklaması
2.- İzmir Milletvekili Oktay Vuralın, Hakkâri ilinin Çukurca
ilçesinde meydana gelen terör saldırısında şehit edilen 24
askerimize Allahtan rahmet, yaralanan 18 askerimize acil şifalar ve
milletimize başsağlığı dilediğine ilişkin açıklaması
3.- Yalova Milletvekili Muharrem İncenin, Hakkâri ilinin Çukurca
ilçesinde meydana gelen terör saldırısında şehit edilen 24
askerimize Allahtan rahmet, yaralanan 18 askerimize acil şifalar ve
milletimize başsağlığı dilediğine ilişkin açıklaması
4.- Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünalın, Hakkâri ilinin Çukurca
ilçesinde meydana gelen terör saldırısında şehit edilen 24
askerimize Allahtan rahmet, yaralanan 18 askerimize acil şifalar ve
milletimize başsağlığı dilediğine ilişkin açıklaması
5.- Başbakan Yardımcısı Bekir
Bozdağın, Hakkâri ilinin Çukurca ilçesinde meydana gelen terör
saldırısında şehit edilen 24 askerimize Allahtan rahmet,
yaralanan 18 askerimize acil şifalar ve milletimize
başsağlığı dilediğine ilişkin açıklaması
6.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın,
Oturum Başkanının, Grup başkan vekillerine yerlerinden söz
vereceğine, bakanın kürsüden açıklama yapacağına dair
birleşimin başında açıklama yaptığına,
bakanın kürsüden konuşmasına grupların itiraz etmesinin
yersiz olduğuna ilişkin açıklaması
7.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın,
İç Tüzükün genel görüşmeyle ilgili 101inci maddesine ilişkin
açıklaması
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu ve 23 milletvekilinin, üniversite öğrencilerinin
barınma sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/23)
2.- İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu ve 24 milletvekilinin, su kaynakları potansiyelinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/24)
3.- İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu ve 25 milletvekilinin, Tekelin özelleştirilmesinden
kaynaklanan sosyal ve ekonomik sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/25)
VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A)
Kanun Tasarı
ve Teklifleri
1.- Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile İran
İslam Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Kapıköy ve Razi Kara Hudut
Kapılarının Ortak Kullanımına İlişkin
Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu
(1/287) (S. Sayısı: 2)
2.- Güneydoğu Avrupa Kanun Uygulama Merkezi
Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/442) (S. Sayısı:
9)
3.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Ekvator Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Ticaret İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu
(1/466) (S. Sayısı: 30)
4.- Türkiye Cumhuriyeti ile İsviçre Konfederasyonu
Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi
Önleme Anlaşması ve Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (1/426) (S. Sayısı: 23)
5.- Türkiye Cumhuriyeti ile Çek Cumhuriyeti
Arasında Yatırımların Karşılıklı
Teşviki ve Korunması Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/355) (S. Sayısı: 18)
6.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Brezilya Federatif
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Gümrük Konularında
Karşılıklı İdari Yardım
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu
(1/417) (S. Sayısı: 6)
7.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuveyt Devleti
Hükümeti Arasında Yatırımların
Karşılıklı Teşviki ve Korunması
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu
(1/444) (S. Sayısı: 25)
VIII.- GEÇEN TUTANAK
HAKKINDA KONUŞMALAR
1.- Yalova Milletvekili Muharrem İncenin,
18/10/2011 tarihli 8inci Birleşimin 38inci sayfasında yer alan
sözlerini düzelttiğine ilişkin açıklaması
IX.- OYLAMALAR
1.- Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile İran
İslam Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Kapıköy ve Razi Kara Hudut
Kapılarının Ortak Kullanımına İlişkin
Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısının oylaması
2.- Güneydoğu Avrupa Kanun Uygulama Merkezi
Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının oylaması
3.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Ekvator Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Ticaret İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısının oylaması
4.- Türkiye Cumhuriyeti ile İsviçre Konfederasyonu
Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi
Önleme Anlaşması ve Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının oylaması
5.- Türkiye Cumhuriyeti ile Çek Cumhuriyeti
Arasında Yatırımların Karşılıklı
Teşviki ve Korunması Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının
oylaması
X.- YAZILI SORULAR VE
CEVAPLARI
1.- Afyonkarahisar
Milletvekili Kemalettin Yılmazın, milletvekili adayı olmak
isteyen kamu görevlilerinin sağlık yardımına ilişkin
sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelikin cevabı
(7/187)
2.- İstanbul
Milletvekili Erdoğan Toprakın, İstanbuldaki kaçak
yapılaşma, yapı denetimi ve deprem hazırlıklarına
ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan
Bayraktarın cevabı (7/201)
19 Ekim 2011 Çarşamba
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.00
BAŞKAN: Başkan Vekili
Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Muhammet Bilal MACİT (İstanbul), Fatih ŞAHİN (Ankara)
------ 0 ------
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 9uncu Birleşimini
açıyorum.
III. YOKLAMA
BAŞKAN Elektronik cihazla
yoklama yapacağız.
Beş dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, toplantı
yeter sayısı vardır.
On dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 14.09
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.26
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran
Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Muhammet Bilal
MACİT (İstanbul), Fatih
ŞAHİN (Ankara)
------ 0 ------
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 9uncu Birleşiminin
İkinci Oturumunu açıyorum.
IV.-
OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- TBMM Başkan Vekili Şükran Güldal Mumcunun, Hakkâride
meydana gelen elim saldırıda yitirdiğimiz bütün
vatandaşlarımıza başsağlığı ve
yakınlarına sabırlar dilediğine
ilişkin konuşması
BAŞKAN - Bugün
yaşadığımız Hakkârideki elim saldırı sonucu
yitirdiğimiz bütün vatandaşlarımızın -başı
sağ olsun diyorum- yakınlarına sabırlar diliyorum.
Şimdi, bu çerçevede gruplara
yerlerinden söz vereceğim, sonra da Hükûmet olarak kürsüden Sayın
Bakan açıklamada bulunacak.
Sayın Buldan, buyurunuz efendim.
V.-
AÇIKLAMALAR
1.- Iğdır Milletvekili Pervin Buldanın, Hakkâride
meydana gelen elim saldırıda yaşamını yitiren bütün
insanlarımıza Allahtan rahmet, başsağlığı
ve sabır, yaralılara acil şifalar dilediğine ilişkin açıklaması
PERVİN BULDAN (Iğdır)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Öncelikle, yaşamını
yitiren bütün insanlarımıza Allahtan rahmet, yakınlarına
başsağlığı ve sabır, yaralılara acil
şifalar diliyorum.
Bugün yaşanan bu acılı
tablo bir kez daha göstermektedir ki Türkiye'nin barıştan başka
hiçbir seçeneği yoktur. Bu yaşanan acıları daha fazla
artırmadan durdurmanın tek yolu, sorunları diyalogla,
uzlaşıyla çözmenin zemini oluşturulmalıdır. Hükûmeti
ve Meclisi el ele vererek sorunun bütünlüklü ve köklü olarak çözümü için
birlikte çalışmaya davet ediyorum.
Evet, bu bir savaş ve bu
savaşta her iki taraftan da insanlar yaşamını yitiriyor.
(AK PARTİ ve CHP sıralarından Ne savaşı? sesleri,
gürültüler, sıra kapaklarına vurmalar)
SEBAHATTİN KARAKELLE (Erzincan)
Hiç utanmıyorsun değil mi?
PERVİN BULDAN (Iğdır) -
Bu savaşta her iki taraftan da insanlar yaşamını yitiyor.
(CHP sıralarından gürültüler) Lütfen, olaya tek taraflı
bakmayınız arkadaşlar, olaya tek taraflı
bakmayınız. Ateş düştüğü yeri yakıyor hem Kürt
anneleri hem Türk anneleri ağlıyor, her iki tarafın annelerinin
yüreği yanıyor. Ben bir anne yüreğiyle konuşuyorum ve bir
anne yüreğiyle sesleniyorum ve artık yeter diyorum değerli
arkadaşlar, artık yeter diyorum.
Bu iş tehditle, kınamakla
çözülmez. Dün 5 polis yaşamını yitirmişti, burada, bu
çatı altında her biriniz kalktınız, olayı
kınadınız ve ölen polislere Allahtan rahmet dilediniz. Evet,
bugün ne oldu? Yine aynı şey tekrarlandı, yine ölüm, yine
acı, yine gözyaşı. Dolayısıyla, kınamakla hiçbir
şeyin değişmediğini ve bir an önce savaş için
değil, barış için hepimizin savaşması gerektiğini
ifade ediyorum.
Teşekkür ediyorum. (BDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Buldan.
Sayın Vural...
2.- İzmir Milletvekili Oktay Vuralın, Hakkâri
ilinin Çukurca ilçesinde meydana gelen terör saldırısında
şehit edilen 24 askerimize Allahtan rahmet, yaralanan 18 askerimize acil
şifalar ve milletimize başsağlığı dilediğine ilişkin açıklaması
OKTAY VURAL (İzmir) Evet, yine
büyük bir acı. Öncelikle, şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum.
Artık, gerçekten, dün bu konuda
görüşlerimizi ifade ettik ama maalesef bölücü terör örgütü durmadan kan
döküyor. Allah bize, bu milletimize bu acıları yaşatanları
helak etsin (AK PARTİ sıralarından Amin sesleri) bu
acıları yaşatanlarla mücadele etmeyenleri de helak etsin. (AK
PARTİ sıralarından Amin sesleri)
Ama, her şeyden önce, bu
milletimizin bu acılar karşısında boyun
eğmeyeceğini herkesin bilmesini istiyoruz.
İşte bugün terör
maşaları rezil amaçlarına asla ulaşamayacaklar ve
döndükleri kanda önünde sonunda boğulacaklardır. (AK PARTİ
sıralarından İnşallah sesleri)
Ülkemiz İyi şeyler, güzel
şeyler olacak. sözleriyle girdiği terör kıskacında can,
kan ve derman kaybetmektedir. Milletimiz, arkası arkasına menfur
suikastların kurbanı olmaktadır. Bölücü fitnenin azmasında
PKKya açılım ısrar ve inadının, terör örgütüne
verilen umut ve tavizlerin, İmralı canisiyle müzakere ve mütareke
anlayışının, Irakın kuzeyindeki Peşmerge
kalıntılarıyla kucaklaşmanın belirleyici olup
olmadığını, milletin iradesinin tecelli ettiği bu
noktada bütün milletvekillerinin idrakine ve vicdanına havale ediyorum. Bu
hesabı yapması gerekenler, bugün bu millete ve milletvekillerine
hesabı vermesi gerekenler olmalıdır. Bu işin
sorumluları kimlerdir?
Ezber bozuyorum, tabuları
yıkıyorum, düşmanları kaldırıyorum, statükoyu
kaldırıyoruz, dostluk çemberleri oluşturuyoruz. adı
altında oluşturulan yanlış politikalar, bu süreç içerisinde,
sonuçta hezimet, hüsran ve terör olarak karşımıza
çıkmıştır. Ekilen bölücülük tohumları, mayın,
bomba, mermi ve gözyaşı olarak biçilmektedir. Türk milletinin ancak
savaş şartlarında vereceği kayıp, özgürlük, demokrasi
ve barış sözleriyle hayata geçmiştir. Bu felakete çanak tutan,
destek veren, teşvik eden, meşrulaştırmaya
çalışan, sindirmeye çabalayan ve kılavuzluk yapan gafillerin ise
akan kandan doğrudan doğruya sorumlu oldukları açık ve
meydandadır.
O bakımdan, bugün geldiğimiz
bu noktada, köşe tutan bazı kalem sahiplerinin sözde
aydınlarının, terör hamisi iş birlikçi zihniyetlerin,
siyasetteki bölücülük odaklarının, PKKyla koalisyon hâlinde
milletimize zehir içirmeye devam ettirme gayreti içerisinde
olduklarını hepimiz biliyoruz.
Bu kapsamda, cumhuriyet başsavcılıklarının,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ahlak,
vicdan ve şereften yoksun güruhun yazıları, beyanları,
raporları, faaliyetleri hakkında, bunlarla müzakere sürdürenler
hakkında, protokol hazırlığı yapanlar hakkında
gerekli tahkikatları başlatması artık zorunluluk hâline
gelmiştir.
Bu çerçevede, biz
bu konudaki görüş ve düşüncelerimizi ve bununla nasıl mücadele
etmemiz gerektiğini defalarca açık bir şekilde Hükûmete ve
kamuoyuna ifade etmiş olmamıza rağmen, sanki muhalefetin bu
konuda görüş ve düşünceleri yokmuş gibi ifade edilmesini de
kınıyorum.
Bu bakımdan,
böyle bir ortamda siyasi fırsatçılık yaparak muhalefeti suçlama
gayreti içerisine giren Sayın Başbakanı da uyarıyorum.
Bu bakımdan,
Milliyetçi Hareket Partisi olarak tavsiyelerimizi ve önerilerimizi
sıralamak istiyorum:
Demokratik
açılım isimli İmralının yıkım projesi
mazeret ileri sürülmeksizin sonlandırılmalıdır.
Askerimizin ve
polisimizin bu duruma düşmesinin müsebbibi olan yıkım
koordinatörü Başbakan Yardımcısı istifa ettirilmelidir.
Türkiye Büyük
Millet Meclisinde bütün milletvekilleriyle Hükûmete verdiğimiz yetki
çerçevesinde sınır ötesi harekât başlatılarak Kandile
egemenliğimizin, irademizin, gücümüzün, bölünmez bütünlüğümüzün
simgesi olan bu ay yıldızlı bayrağı dikmenin vakti de gelmiştir.
Ülke içinde
bölücülüğü himaye eden, destek veren, yardım ve yataklık yapan
mihraklar hakkında mutlaka gereken işlemler
yapılmalıdır.
Caydırıcı
bir stratejik plan hazırlanmalı ve uygulanmalıdır.
Bu çerçevede,
uluslararası kamuoyunun desteğini almak için girişimler
yoğunlaştırılmalı
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
OKTAY VURAL
(İzmir)
ve Hükûmet terörün mali, insani ve iletişim
kaynaklarının kökünden kurutulması için somut tedbirlerle
Türkiye Büyük Millet Meclisine gelmelidir. Lafla vakit kaybedecek hâlimiz yok.
İmralıyla
yaptığınız müzakerede ulaştığınız
yüzde 90-95i bu millete izah etmek durumundasınız.
Dolayısıyla bugün artık gerçekten belki bıçağın
kemiğe dayandığı bir nokta olarak bahsediliyor ama
gerçekten bunlar bir sonuçtur, böyle bir sonuçtan mazeretler üretmek yerine bu
sebepleri ortadan kaldıracak uyanıklıkta Hükûmetin gerekli
tedbirleri almasını ve terör örgütünün kökünün
kurutulmasını Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak talep ediyoruz.
Teşekkür ederim Sayın
Başkan. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Vural.
Sayın İnce, buyurunuz.
3.- Yalova Milletvekili Muharrem İncenin, Hakkâri
ilinin Çukurca ilçesinde meydana gelen terör saldırısında
şehit edilen 24 askerimize Allahtan rahmet, yaralanan 18 askerimize acil
şifalar ve milletimize başsağlığı dilediğine ilişkin açıklaması
MUHARREM İNCE (Yalova)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Dün 5 polisimizi şehit verdik,
çocuklarımız öldü. Bugün yine 24 şehidimiz var, ayrıca 18
yaralımız. Bizler Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri olarak al
bayrağa sararak uğurlayacağımız şehitlerimize, o
köylü çocuklarına, o fakir fukara çocuklarına Allahtan rahmet
diliyoruz. Yaralılarımıza, gazilerimize acil şifalar
diliyoruz. Şehitlerimizin anne ve babalarına, eşlerine,
çocuklarına, ailelerine sabır diliyoruz. Milletimizin başı
sağ olsun.
Bu ülkenin topraklarında sekiz
ayrı yerde aynı anda saldırılar düzenleniyor,
ağır silahlar kullanılıyorsa,
Cumhurbaşkanının kimseye duyurmadan ziyaret ettiği yerlere
bu saldırı yapılıyorsa ve bu saldırı Habur
rezaletinin 2nci yıl dönümünde
yaşanıyorsa durum vahim demektir. Zaman artık toplantı
yapma, konuşma zamanı değildir. Zaten bu olay üzerine
toplanıp ne yapacağınızı düşünüyorsanız
durum çok kötü demektir. On yıllık bir Hükûmetin tüm
planlarının hazır olması gerekir. Zaman iş yapma
zamanıdır. Türk milleti bunu yapabilir.
Bu ülkenin istihbaratı nerede? Her
saldırıdan sonra bulunan yeni çözümler nerede? Profesyonel ordu
nerede? Özel harekât polisi nerede? Yüksek güvenlikli karakollar nerede?
Sınır kaydırmaları nerede? Ortak istihbarat
paylaşımı nerede? Koordinatör atanması nerede? Sonu
gelmeyen güvenlik zirveleri nerede? Kanları yerde kalmayacak, bıçak
kemiğe dayandı. sözleri nerede? Artık milletimiz bunları
duymak istemiyor. Bıçak kemikte değil gırtlağa
dayanmış durumdadır. Meclis, acilen özel gündemle toplanmalıdır.
Sayın Meclis Başkanı Meclisi acilen özel gündemle
toplamalıdır. Kapalı oturum yapılmalıdır. Biz,
terörden nemalanmak derdinde değiliz, her konuda Hükûmete yardıma
hazırız ama Hükûmet, bir hayal peşindedir. Bugün bile Sayın
Başbakanın muhalefeti suçlamasına siyaset yapmak
istemediğimiz için sadece teessüf ediyoruz, Allaha havale ediyoruz
kendisini. (CHP sıralarından alkışlar)
Bu ülkenin 660 subayı
yargılanıyor, 276sı tutukluysa, 360 generalin 66sı
tutukluysa, Diyarbakır 2. Taktik Hava Kuvvetleri Komutanı,
Yardımcısı, Kurmay Başkanı tutukluysa bu ordu
nasıl, kiminle, hangi şartlarda mücadele edecek? Suriyeyi,
İranı, İsraili, Libyayı, Mısırı dizayn
etmeye çalışan Hükûmet, egemen güçlerle yaptığı
iş birliğini yeniden sorgulamalıdır.
Sorun Türkiye'nin sorunudur, sorun
Meclisimizin sorunudur ve bu Parlamentoda bulunan bütün milletvekillerine
sesleniyorum: Zaman, kuru demeç verme zamanı değildir. Herkesin bir
karar vermesi gerekiyor, ya terörden bağrı yanan milletimizin vekili
olacaklar ya da teröristlerin vekili olacaklar diyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
Tekrar, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına, şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum,
yaralılarımıza acil şifalar diliyorum, milletimizin
başı sağ olsun diyorum.
Teşekkür ederim Sayın
Başkanım. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz
Sayın İnce.
Sayın Ünal, Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubu adına, buyurunuz efendim.
4.- Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünalın, Hakkâri
ilinin Çukurca ilçesinde meydana gelen terör saldırısında
şehit edilen 24 askerimize Allahtan rahmet, yaralanan 18 askerimize acil
şifalar ve milletimize başsağlığı dilediğine ilişkin açıklaması
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün acı bir gün
yaşıyoruz, 24 evladımızı kaybetmenin derin hüznü
içindeyiz ve acının yüreklerde onulmaz yaralar açtığı
günlerden geçiyoruz. Bu sebeple gün siyaset yapma, siyaset üzerinden
konuşma ve milletin, devletin birliği ve bütünlüğüyle
ilgili konularda bunların tabii ki
siyaset malzemesi yapılacağı günler değil. Gün, samimiyet,
içtenlik, dürüstlük, kararlılık ve birlik ve bütünlük hâlinde bu
konuda gerekli önlemlerin alınması günüdür ve devletimiz bu önlemleri
almaktadır. Öncelikle ben bir vatandaş olarak vahşi, insana ait
hiçbir değerle bağdaşmayan ve hiçbir inanca sığmayan
bu saldırıyı lanetliyorum. Bir milletvekili olarak da vekili
olduğum milletimin acısını, derdini ve sorumluluğunu
bugün daha fazla omuzlarımda hissediyorum. Şurası bilinmelidir
ki bu bir savaş değildir. Eğer bu bir savaşsa
Savaşın hangi tarafındasınız? diye sorarlar.
Dolayısıyla bu terör bir eylem olarak ahlakı, insafı,
vicdanı ve hukuku olmayan bir şeydir ve teröre destek olanlar da
aynı çirkinliğin içindedirler. Bizler devletimiz ve 74 milyon
vatandaşımızla demokrasiye olan inancımızı
yitirmeden ve asla teröre boyun eğmeden bu belanın üstesinden
geleceğiz. Türkiyenin tarihsel dönüşümü her ne şekilde olursa
olsun hiçbir güç tarafından sabote edilemeyecektir. Türkiyenin
geleceği desiseler ve bazı komplolarla da engellenemeyecektir.
Bugün, hepimiz biliyoruz ki Anayasa
Hazırlık Komisyonumuzun, Uzlaşma Komisyonumuzun ilk
toplantı günüdür ve hepimiz şunu çok iyi biliyoruz ki: Bu çatı
altında her birimiz bugün
SİNAN OĞAN (Iğdır)
Bugün, aynı zamanda Haburda davulla, zurnayla
MAHİR ÜNAL (Devamla) - Sayın
Sinan Bey
BAŞKAN Lütfen
Lütfen
konuşmacıya müdahale etmeyelim.
MAHİR ÜNAL (Devamla) - Sayın
Milletvekili, lütfen
BAŞKAN Buyurunuz Sayın
Ünal, devam edin.
MAHİR ÜNAL (Devamla) - Acımızı hepimiz yüreklerimizde
hissediyoruz, hepimizin acısı derin ve bugün bizi izleyenler, bizi
bir vekâletle ve emanetle buraya gönderenler bugün bizlere bakıyorlar ve
bizler bugün
sağduyuyla, bizler bugün milletimizin önünde kararlılıkla ve
bizler bugün milletimize güven vererek milletimize umut vererek, bizler bugün
bu terör belasının üstesinden geleceğimizin heyecanını
ve umudunu milletimizin kalbine aşılamak durumundayız. Bu,
hükûmetiyle muhalefetiyle siyaset yapan, milletin emanetini ve vekâletini
taşıyan her milletvekilinin sorumluluğudur. O yüzden, Sayın
İnceye bugünkü konuşmasından dolayı da teşekkür
ediyorum çünkü siyaset ve muhalefet bu sorumluluğu gerektirir.
Ve
biz bugün Sayın Başbakanımızın yaptığı
açıklamayla da demokratikleşmeden, hukuktan ve özgürlüklerden ve
Türkiye devam ettiği yolundan asla ve asla dönmeyecektir. Ve biz
milletimize verdiğimiz sözü hem planlama olarak hem strateji olarak hem
taktik olarak yerine getiriyoruz, getirmeye devam edeceğiz fakat terör
belasıyla uğraşan bütün devletlerin yaşadığı
süreçlerden hepimiz geçiyoruz ve şu bilinmeli ki -bu çok iyi bilinmeli-
Türkiye büyük bir millettir, büyük bir devlettir, bugüne kadar birçok badireyi
atlatmıştır ve biz bu badireyi de atlatacağız.
Ve
biz yarın terör gündemiyle genel görüşme yapacağız.
Dolayısıyla Sayın Bakanım teknik olarak bu konuları
açıklayacağı için ben daha fazla konuyu uzatmak istemiyorum.
Teşekkür
ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Ünal.
Buyurunuz
Sayın Bozdağ
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkan, Sayın Bakanın
oturduğu yerden konuşma imkânı var ama kürsüden konuşursa
İç Tüzük 59a göre bu Genel Kurula bilgi vermektir, gruplara onar dakika
söz hakkı doğar. Eğer yarın kapalı oturum veya genel
görüşme yapılacaksa Sayın Bakan yarın bilgi versin. Bugün
gruplar konuşmuştur.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, Sayın Grup
Başkan Vekili görüştüler. Şu anda, Sayın Bakan, olay
sıcağı sıcağınayken bilgi vermek istiyor.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Yerinden
bilgi verebilir ama İç Tüzük 59a göre Sayın Bakan kürsüden bilgi
verirse gruplara da onar dakika söz hakkı doğar. Bilgilerinize
sunarım.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Burada amaç Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin bilgilendirilmesi.
Sayın Grup Başkan Vekilinin itirazını anlamak mümkün
değil.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) İç
Tüzüke göre yerinden bilgi verebilir, konuşabilir.
BAŞKAN Sayın Bakan, o zaman
yerinizden lütfen siz de bilgi veriniz.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Yani, şu bilgilendirmeyi sabote etmek bile enteresan bir durum.
OKTAY VURAL (İzmir)
Çıkın bilgilendirin o zaman. Hükûmet önceden bilgi verseydi, gruplar
da konuşsaydı onar dakika. Neden kaçıyorsunuz o zaman?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Yarın genel görüşme yapılacağı ifade ediliyor.
İçeride konuşuldu, anlaşıldı.
MEHMET ŞANDIR (Mersin)
Yapılıyorsa yapılıyor.
OKTAY VURAL (İzmir)
Yapılıyorsa yarın da bilgi verin.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
İçerde konuşuldu, anlaşıldı, nasıl
yapılacağı ifade edildi, burada gelip vazgeçiyorsunuz. İç
Tüzük konuşma zamanı mı?
BAŞKAN Lütfen
tartışmayınız. Daha önce bu konuşulmuştu.
OKTAY VURAL (İzmir) Bir grup
başkan vekili burada konuşuyorsa Sayın Bakan da oradan
konuşabilir.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Neyi
konuşacaksınız! Ülkeyi on yıldır siz yönetiyorsunuz.
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI
(İstanbul) İçeride anlaştık, burada bozmayın.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Nerede
anlaştık?
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI
(İstanbul) İçeride, yanınızdakine sorun.
BAŞKAN Sayın grup
başkan vekillerimiz, lütfen...
Lütfen, suhuletle dinleyelim Sayın
Bakanı.
Buyurunuz Sayın Bozdağ.
5.- Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağın, Hakkâri
ilinin Çukurca ilçesinde meydana gelen terör saldırısında
şehit edilen 24 askerimize Allahtan rahmet, yaralanan 18 askerimize acil
şifalar ve milletimize başsağlığı dilediğine ilişkin açıklaması
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
sözlerimin başında yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle Hakkârinin Çukurca ilçesinde
terörle mücadele ederken vatanımız için, milletimiz için
hayatını feda ederek şehadet mertebesine ermiş bulunan
bütün şehitlerimizi rahmetle, minnetle yâd ediyorum. Milletimizin
başı sağ olsun, ailelerinin başı sağ olsun.
Herkes şunu çok iyi bilmeli ki,
Türkiye Cumhuriyeti devletinin terörle mücadelesi bugüne kadar olduğu gibi
bundan sonra da kararlılıkla devam edecektir. Hiçbir terör
saldırısı, hiçbir terör eylemi bu mücadelenin sürdürülmesine
engel olmayacaktır, olamayacaktır. Bunu herkesin iyi bilmesi
lazım.
Son gerçekleşen
saldırıda 24 askerimiz şehit olmuş, 18 askerimiz de
yaralanmıştır. Ben yaralı askerlerimize acil şifalar
diliyorum.
Şu an itibarıyla bölgede, hem
uluslararası hukukun öngördüğü sıcak takip dâhil olmak üzere,
her türlü operasyon, bütün güvenlik birimlerimizin her tür
imkânlarının azami derece kullanılmasıyla sürdürülmektedir.
Bu acı hadisenin duyulduğu
andan itibaren Türkiye Cumhuriyeti devletinin bütün kurumları bu konuyu
yakından takip etmekte ve Sayın Başbakanımız bugün
Türk Konseyinin toplantıları nedeniyle Kazakistana gidecekken
ziyaretini ertelemiştir. Başbakanımızın
başkanlığında toplantılar yapılmış
ve
(CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen sakin dinleyiniz.
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) -
bu konuyla ilgili değerlendirmeler yapılarak
gerekli adımlar atılmıştır.
Ayrıca, Genelkurmay
Başkanımız ve kuvvet komutanlarımız bölgededirler,
gerekli operasyonları bizzat yakından takip etmektedirler.
Ben, bu vesileyle
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye)
Kara harekâtını neden daha evvel yapmadınız?
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) - Kara harekâtı, hava harekâtı dâhil, ne
yapılması gerekiyorsa hepsinin yapılmasında en ufak bir
tereddüt yoktur, gerekenler yapılıyor, yapılmaya da devam edecektir.
SİNAN OĞAN (Iğdır)
Gereken yapılıyorsa nedir bu acı?
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) - Öte yandan, bir hususun altını özellikle
çizmekte fayda görüyorum: Bu bir savaş değil. Herkes şunu çok
iyi bilmeli ki, bu bir terördür. Ortaya konan eylemler de terör eylemidir.
Türkiye'nin mücadelesi de terörle mücadeledir. Türkiye, PKK terör örgütü gibi
nice eli kanlı terör örgütleriyle, sadece cumhuriyet döneminde değil
daha öncesinde de mücadeleler yapmış ve her defasında da bu
mücadelelerde bu millet, bu devlet galip gelmiştir ve
başarıyı elde etmiştir. Terör konusunda da aynı
başarının elde edileceğinden ve PKK terörünün yok
edileceğinden benim hiçbir şüphem yok, Hükûmetimizin, milletimizin
hiçbir şüphesi yok ama bunun tabii belli bir zamanı aldığı
da muhakkaktır.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Yüzde 95
uzlaştınız zaten, geriye yüzde 5 kaldı.
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) - Bir başka konu, o da şu: Terör bir hükûmetin
meselesi değil
ERKAN AKÇAY (Manisa) Siz bu hâle
getirdiniz.
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) - Eğer hükûmet meselesi olsaydı otuz yıla
yakın bir zamandır devam eden terör bir başka hükûmetin
gelmesiyle başka bir boyut alıp bitebilirdi.
OKTAY VURAL (İzmir) Onu
demiyorsun, 2002de bitmişti.
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) - Terör bir siyasi partinin meselesi de değil. Terör
eğer bir partinin meselesi olsaydı o zaman başka partilerle
iş başka bir yöne gidebilirdi.
OKTAY VURAL (İzmir) Analar
ağlamasın. diye milletin anasını
ağlattınız.
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) - Terör bütün milletin ortak meselesi ve terör bütün
partilerin ortak meselesi, terör devletimizin, hepimizin ortak meselesidir. Bu
nedenle de terörün karşısında, siyasi partilerimizin, sivil
toplum örgütlerimizin ve bu ülkede yaşayan, söz söyleyen herkesin terörün
karşısında ayrılık içinde değil, birlik içinde
olması esastır. Terörle mücadelede mesafe alan ülkelere
baktığımızda, biz bunu görüyoruz. Neyi görüyoruz?
İktidarıyla muhalefetiyle partilerin terör karşısında
nasıl yekvücut olduğunu görüyoruz.
OKTAY VURAL (İzmir) Daha ne
destek istiyorsun? Sınır ötesi operasyon yapmıyorsun 2007den bu
yana.
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) - Ama bakın, ben şurada Hükûmet adına bu
kadar önemli bir olayda gruplar konuştuğu hâlde benim konuşmama
izin verilemedi. Ben, gönül isterdi ki,
Hükûmetin buradan konuşmasına da gruplar izin verseydi oradan
konuşurduk, oradan derdimizi anlatırdık, sözlerimizi söylerdik.
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) Hepsi
laf salatası, laf!
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) - Değerli milletvekilleri, Türkiye, terörle
mücadelesinde başarılı olacaktır ama bunun ilk
adımının bu Parlamentonun çatısı altında
olması lazım.
OKTAY VURAL (İzmir) Gidip PKK
ile müzakere etmeyin o zaman.
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ
(Yozgat) - Bütün siyasi partilerin terör konusunu siyasi rekabet konusu
olmaktan çıkarıp, siyaseten ittifak konusuna
dönüştürdüğümüz zaman önemli bir mesafeyi almış
olacağız.
OKTAY VURAL (İzmir) PKK ile
müzakere edip, seçim iş birliği yapıyorsunuz. Sonra burada
konuşuyorsun.
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Ama ben inanıyorum ki, bunu da
başaracağız. Siyasi partilerimiz de bu konuda ortak hareket
edecekler. Ben ona da yürekten inanıyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) - Ne
konuşuyorsun sen oradan?
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) - Bugün eksiklerimiz olsa dahi zaman içerisinde bunu da
başaracağız.
Bakın, Türkiye, şunu çok iyi
biliyor: Terör örgütü sadece görünen bir örgüt değil. Bu örgütün
arkasında uluslararası güçlerin olduğunu, isimlerini de kimlerin
ne yaptığını da Hükûmet de devlet de gayet iyi biliyor. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar; CHP, MHP
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen, sakin dinleyiniz açıklamayı.
OKTAY VURAL (İzmir) Osloda
gördük, Osloda! Brükselde gördük.
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Sadece bunu biz değil, sadece bunu biz değil,
bunu herkes biliyor. Onun için terörle mücadeleyi sadece üç beş teröristle
mücadele şeklinde değerlendirirsek hata ederiz.
OKTAY VURAL (İzmir) Dokuz
yıldır ne yapıyorsunuz?..
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) - Türkiye, hem teröristlerle hem onların
arkasındaki güçlerle hem de onları içeriden dışarıdan
destekleyenlerle çok kapsamlı mücadelesini devam ettirmektedir, canı
pahasına mücadelesini devam ettirmektedir.
Bakın, bugün 24 güvenlik
görevlimiz ne yaptı? Hayatını bu mücadelede bu vatan için feda
etti, şehit oldu. Dün 5 güvenlik görevlimiz, daha önce başkaları
ama
OKTAY VURAL (İzmir) Sen PKKyla
müzakere etmek için
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Bizim güvenlik görevlilerimiz mücadele ederken,
şehit olurken, bütün birimlerimiz ayaktayken, Cumhurbaşkanıyla,
Başbakanıyla, Hükûmetiyle, herkes ama herkes, sadece bizim Hükûmetimiz
değil, bizden önceki hükûmetler de mücadelenin azami gerekleri için ne
lazımsa yaparken Mücadele etmeyenler helak olsun! diye beddua etmek, bu
çatının altında bulunan hiç ama hiçbir kimseye
yakışmaz.
OKTAY VURAL (İzmir) Etmeyenler
helak olsun!
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Bizim dua etmemiz lazım güvenlik birimlerimiz
için...
OKTAY VURAL (İzmir) Mücadele
etmeyenler orada helak olsun!
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) -
bunlarla mücadele edenler için ama maalesef bedduayı
da bu çatının altında duyduk.
OKTAY VURAL (İzmir) Dokundu mu?
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) - Ondan dolayı da üzüntümü ifade etmek isterim.
ALİ UZUNIRMAK (Aydın)
Mücadele etmeyenlere beddua etmiyor musunuz Bekir Bey?
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) - Bir başka husus: Teröre destek veren ülkeler veya
örgütler veya güçler, hepsi şunu bilmeli: Biz, Çanakkalede de bir sürü
destekler vardı, başarılı olduk.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(İstanbul) Bırak ya, bırak!
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) - Başka yerlerde de başarılı olduk ama
bir şeye de orada dikkat etmenizi istiyorum: Çanakkalede Kürtle Türkün
yan yana, Çerkezle Lazın yan yana, Abhazanın, Gürcünün yan yana
mücadele ettiğini görüyoruz, Sarıkamışta
aynısını görüyoruz, her yerde aynısını görüyoruz.
Onun için, benim buradan milletime bir çağrım var, o da şu: PKK
terörüyle mücadelede yine hep, omuz omuza olmak zorundayız. Kürt
asıllı, bölgede yaşayan vatandaşlarımızla bütün
vatandaşlarımızın omuz omuza olması lazım.
ALİ UZUNIRMAK (Aydın)
Parlamentoyu çağır, niye milleti çağırıyorsun?
Parlamentoyu çağır!
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) - Eğer biz birlikte olursak
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) Hâlâ
milleti çağırıyor oradan ya!
OKTAY VURAL (İzmir) PKKyla iş
birliğinden vazgeçin, vazgeçin!
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) -
anne karnında, dünyaya gelmeyi bekleyen
çocuğu öldürecek vahşilere karşı
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) Böyle
mantıksızlık olur mu? Böyle bir safsata olur mu ya!
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) -
bir kutlama için
bir araya gelmiş kadınlarımıza hayatı dar edenlere
karşı, düğünde olanlara, Gelinle damat da ölmeli. diyenlere
karşı Türküyle, Kürt'üyle omuz omuza verdiğimiz zaman, bu terör
belasının
OKTAY VURAL (İzmir) İyi de
arkadan dolanıp PKKyla müzakere eden sensin!
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) -
daha kısa
sürede üzerinden gelmeyi başaracağız.
OKTAY VURAL (İzmir) Haburda
teröristleri yargılayan sensin!
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) - Ama sempati
duyarak, ama destek vererek, ama Efendim, siz şunları
yapmazsanız bu kan daha çok akar. diye tehditler savurarak değil, terörün
karşısında, insanlıktan yana, adam gibi durarak biz bu
işi yaparız. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
OKTAY VURAL (İzmir) Haburda
adam gibi davranacaktın!
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) - Terörle aramıza mesafe koyarak biz bu işi
yaparız. Terörden talimat alarak, onların sözcülüğünü yaparak bu
işi yapamayız. Onun için diyoruz ki: Herkes ama herkes teröre
karşı el birliğiyle, iş birliğiyle davranmak zorunda.
Ben, buradan aziz milletimize de seslenmek istiyorum.
Çünkü terör örgütünün ana hedeflerinden bir tanesi de bu ülkede Türk-Kürt
kavgası çıkarmak, kardeş çatışması çıkarmak,
bu ülke insanını birbirine düşürmektir.
OKTAY VURAL (İzmir) Ayrımı
başlattınız, kavgayı çıkarmak da onlara düşüyor
tabii!
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat)
Başkanım, bir dakika
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) Yeter! Yeter!
OKTAY VURAL (İzmir) Fitneyi soktun milletin içine!
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) Parlamentoya
saygısı yok buradan milleti çağırıyor, Parlamentoyu
çağırmıyor.
BAŞKAN Buyurun.
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat)
Milletimizin her bir ferdini birbirine düşürmektir. Bunun
karşısında bizim millet olarak yapmamız gereken, bugüne
kadar yaptığımız sağduyulu davranışları
bundan sonra da devam ettirmek, milletimizin asil ve vakur duruşuyla
terörün karşısında yekvücut şekilde durabilmek.
OKTAY VURAL (İzmir) Millet duruyor da sen
durmuyorsun, sen!
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat)
Bugüne kadar milletimiz bunu başardı, ben bundan sonra
başaracağına da yürekten inanıyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Millet duruyor, milletvekilleri
de duruyor!
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat)
Yarın da Genel Kurulda Hükûmet bu konuyla ilgili bir genel görüşme
talep edecek ve bu konuda bütün siyasi partilerimizin daha detaylı
görüşme imkânı bulunacaktır.
Ben, tekrar şehitlerimize Allahtan rahmet diliyor,
yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın
Bozdağ.
Buyurunuz, Sayın İnce.
MUHARREM İNCE (Yalova) Sayın
Başkanım, dokuz yıldır bu Parlamentoda sert konuşmalar
yapan, ateşli konuşmalar yapan milletvekillerinden birisiyim. Bugün
asla böyle bir konuşma yapmak istemiyorum. Amacım, böyle
acılı bir günde ortamı germek falan değildir, yalnız
bir kısa düzeltme yapmak istiyorum. Sayın Bakan, kendisinin kürsüden
konuşturulmadığını söyledi. Çok iyi biliyorum ki
kendisi grup başkan vekilliği yapmıştır, bu Meclis
İç Tüzüğünü en az benim kadar bilir. Eğer biz yerimizden
konuşmuşsak Sayın Bakan da yerinden konuşmalıdır,
eğer o kürsüye gelirse
BAŞKAN Konu kapandı Sayın İnce.
MUHARREM İNCE (Yalova) Bir dakika efendim.
Vatandaşlarımız doğru bilsinler
olayı. Sayın Bakan, kürsüye gelirse bize gruplar adına söz
düşer. Sayın Bakan, Bana bu hakkı niye vermiyorsunuz? diyor.
Sayın Bakan yürütmenin bir üyesidir, biz de yasamanın bir üyesiyiz. Bizler
genel başkanlarımızın Parlamentodaki vekilleriyiz. Bize
karşı bir üstünlüğü söz konusu değildir. Hükûmetten bir talebimiz daha var:
Mademki Hükûmet yarın kapalı bir oturumda Meclise bilgi verecektir,
bu bilgiyi bizzat Sayın Başbakan vermelidir. (AK PARTİ
sıralarından Sana ne kardeşim? sesleri, gürültüler)
Teşekkür
ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın İnce.
6.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın, Oturum
Başkanının, Grup başkan vekillerine yerlerinden söz vereceğine,
bakanın kürsüden açıklama yapacağına dair birleşimin
başında açıklama yaptığına, bakanın kürsüden
konuşmasına grupların itiraz etmesinin yersiz olduğuna ilişkin
açıklaması
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, biraz önce, siz, bu
konuşmalar yapılırken açıkladınız. Bu
açıklamanızı herhâlde bir şeye dayanarak
yaptınız.
BAŞKAN Evet
efendim.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) O dayanma da grup başkan vekillerinin kendi
aralarında yaptıkları anlaşma neticesinde Grup başkan
vekilleri yerinden, Sayın Bakan kürsüden konuşacak. dediniz. Yani,
bugün, önemli bir günde böyle bir meseleyi gündeme getirmek hafiflik oluyor.
Teşekkür
ediyorum.
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Bakana diyorsunuz herhâlde onu.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Elitaş. (Gürültüler)
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sakin olun sayın milletvekilleri.
Buyurunuz
Sayın Kaplan.
7.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın, İç Tüzükün
genel görüşmeyle ilgili 101inci maddesine ilişkin
açıklaması
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Sayın Başkan, bütün gruplar bu konuyu yarın
birlikte bir genel görüşme marifetiyle konuşmak üzere
anlaştı. Bu genel görüşmenin kapalı veya açık
olmasına da şüphesiz Genel Kurul karar verecektir.
BAŞKAN
Evet.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Bu konuda Danışma Kurulunun bir an önce
toplanmasını -çünkü İç Tüzük 101e göre çok süreli ve
kısıtlayıcı durumlar var- bir an önce grup başkan
vekillerinin bir araya gelip bunu kararlaştırmalarını talep
ediyorum.
Bir de bugün,
acılı bir günde siyaset ortamında bunları suhuletle
tartışma ortamının olmadığını
düşünüyorum. Kapalı oturum, açık oturum ama yarın daha
sakin tartışma imkânı olur ve Sayın Başbakan bizzat
burada olur, tabii ki sunuşlarını yaparsa doğru olur diye
düşünüyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Kaplan.
Sayın
milletvekilleri, bu konudaki görüşmelerimiz tamamlanmıştır.
On dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati:
15.00
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 15.16
BAŞKAN: Başkan Vekili
Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Muhammet Bilal MACİT (İstanbul), Fatih ŞAHİN (Ankara)
------ 0 ------
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 9uncu Birleşiminin
Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel
Kurula sunuşları vardır.
MEHMET ŞANDIR (Mersin)
Sayın Başkanım, deminki tartışmalarla ilgili yerimizden
kısa kısa katkılar sunmak istiyoruz.
BAŞKAN O konu kapandı
efendim, tartıştık ve bitti, yeterince de Genel Kurul
bilgilendi, tartışmalar da sona erdi diye düşünüyorum.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Söylenen
birçok laflar var, sözler var.
BAŞKAN Yani
Meclis araştırması
açılmasına ilişkin üç önerge vardır, ayrı ayrı
okutuyorum:
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu ve 23 milletvekilinin, üniversite öğrencilerinin barınma
sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/23)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Bulunduğu ilin
dışında bir yükseköğretim kurumunu kazanan öğrencilerimizin
yaşadığı temel sorunlardan biri de yurt sorunudur.
Sağlıklı, güvenilir ve ucuz barınma, ailelerin bütçelerini
olduğu kadar öğrencilerin eğitimdeki
başarısını da yakından etkilemektedir.
Büyük Atatürkün ilkelerini
özümsemiş ve kendine rehber edinmiş Cumhuriyetimizi bir
modernleşme projesi olarak gören ve algılayan, Devriminin
sürekliliğine inanan gençlerin yetişmesi için, üniversiteler kadar
üniversite dışındaki yaşam alanları da etkilidir.
Devlet yurtlarının
yetersizliği, ev kiralarının yüksekliği, pek çok
öğrenciyi denetimden yoksun ve daha ucuz barınma imkânı
sağlayan, bazı kesimlerin etkisindeki özel yurtlara yöneltilmektedir.
Bu yurtların ve yurt adı altındaki evlerin, Cumhuriyet ve
Laiklik karşıtı fikirleri gençlerimize
aşıladığı aşikârdır.
Bu tehlikenin boyutları her geçen
gün artmaktadır. Bunda mevcut iktidarın görmezden gelir tavrı
işin boyutunu daha da vahim kılmaktadır.
İşte bu noktada; üniversite
öğrencilerinin barınma sorunlarının ele alınması
üniversite ve devlet yurtlarının kapasitesinin
artırılması, özel yurtların daha etkin bir şekilde
denetlenmesinin yolunun açılması amacıyla, Anayasa'nın 98.
TBMM İçtüzüğü'nün 104 ve 105. maddeleri uyarınca Meclis
araştırması açılmasını saygılarımla arz
ederim.
1) Ferit
Mevlüt Aslanoğlu (İstanbul)
2) Candan
Yüceer (Tekirdağ)
3) Atilla
Kart (Konya)
4) İhsan
Özkes (İstanbul)
5) Kamer
Genç (Tunceli)
6) Özgür
Özel (Manisa)
7) Erdal
Aksünger (İzmir)
8) Celal
Dinçer (İstanbul)
9) Mehmet
Şeker (Gaziantep)
10) Mevlüt
Dudu (Hatay)
11) Aykut
Erdoğdu (İstanbul)
12) Metin
Lütfi Baydar (Aydın)
13) Mehmet
Ali Ediboğlu (Hatay)
14) Kazım
Kurt (Eskişehir)
15) Salih
Fırat (Adıyaman)
16) Nurettin
Demir (Muğla)
17) Aytuğ
Atıcı (Mersin)
18) Sinan
Aydın Aygün (Ankara)
19) Ramazan
Kerim Özkan (Burdur)
20) Mustafa
Sezgin Tanrıkulu (İstanbul)
21) Rıza
Türmen (İzmir)
22) Ali
Rıza Öztürk (Mersin)
23) Sena
Kaleli (Bursa)
24) Mehmet
Şevki Kulkuloğlu (Kayseri)
2.- İstanbul
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu ve 24 milletvekilinin, su
kaynakları potansiyelinin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/24)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Sanayileşmiş ülkelerin
atmosfere saldıkları gazların, dünya üzerinde sera etkisi
yaratması sonucu, dünya yüzeyinin sıcaklığı
artmaktadır. Bu da dünyayı olumsuz etkilemekte ve küresel
ısınmaya neden olmaktadır. Bilim insanlarının 1860'dan
günümüze kadar tuttukları kayıtların ortalamasına
bakıldığında, sıcaklığın 0,5 ile 0,8
derece arttığını görmekteyiz. 2100 yılına kadar
da sıcaklığın 1,8 ila 4 derece arasında
yükseleceği iddia edilmektedir.
Dünyanın saygın bilim
insanları, dünya yüzeyindeki sıcaklığın artmasına
neden olan sera tabakasının 2025 yıllarından itibaren dünya
nüfusunun % 50'si su kıtlığı ile karşı karşıya
bırakılacağını, Asya kıtasında ise 2020
yıllarından itibaren su sıkıntısı çeken insan
sayısının 1,2 milyar kişiye kadar yükseleceğini iddia
etmektedirler.
Öte yandan dünyada söz sahibi ciddi
devlet adamlarının, diğer taraftan saygın bilim
insanlarının ısrarla "küresel ısınma",
"kuraklıkla mücadele", "dünyada kıt olan su
kaynaklarının tasarruflu kullanılması",
"doğayı koruma ve çevreye duyarlı olunması"
konularında uyarılarda kesin ve acil önlemlerin alınması
gerektiğini söylemektedirler. Ancak tüm bu uyarılara
karşın, hiçbir tedbir alınmadan, kıt olan su
kaynaklarımızın savurganca kullanılması bir yandan
kaynakların hızla azalmasına yol açarken, öte yandan; küresel
ısınmaya, doğanın tahrip edilmesine ve çevre
kirliliğinin oluşmasına da yol açmaktadır.
Dünyada bugün petrol denince ne
anlaşılıyorsa, su da aynı anlamı ifade etmektedir.
Ülkelerin kendi ulusal politikalarını belirlerken dikkate
almaları gereken önemli unsurların başında artık su da
yer almak mecburiyetindedir.
Dünyadaki su kaynaklarının
sadece % 3'ünün içilebilir nitelikte olduğunu göz önüne alırsak
ülkeler ve insanlar açısından konunun ne denli önemli olduğunu
daha çok ortaya koyabiliriz. Ülkemizde su kaynaklarının potansiyeli
kişi başına ortalama 3.690 m3/yıldır. Su potansiyeli
bakımından zengin görünmemize karşın nüfus
artışı, kentleşme, sanayileşmenin getirdiği
kirlilik, küresel ısınma ve bilinçsiz kullanma su
kaynaklarımızın hızla yok olmasına neden olmaktadır.
Dünyada bugün kişi başına ortalama fiilî su tüketimi 7.600
m3/yıl, ülkemizde ise kişi başına ortalama fiilî su
tüketimi 1.700 m3/yıldır. Bu iki rakamı
karşılaştırdığımızda kişi
başına kullanılan suyun ne kadar düşük olduğunu görmekteyiz.
Bu durumda ülkemizin su zengini ülkeler arasında yer
almadığı ortaya çıkmaktadır.
Bu durumda zaten kıt olan su
kaynaklarımızın, bir de küresel ısınma, sanayi
kirliliği, bilinçsiz kullanma sonucu çok yakın bir tarihte su
kıtlığı ile karşı karşıya
kalacağımızın işaretlerini verdiğini görmemek
imkânsızdır.
Bu nedenlerle; İstanbul ve Trakya
Bölgemizdeki nüfus artışı da göz önüne alınarak su
kaynaklarımızın potansiyelinin tespit edilerek, önümüzdeki
dönemde zaten kıt olan su kaynaklarımızın korunması,
bilinçli kullanılması ve ileride karşılaşılacak
su kıtlığına karşı alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi ve bir an önce uygulamaya konulması ile
karşılaşılacak sorunların çözümlenmesi konusunda
Anayasamızın 98, İçtüzüğümüzün 104 ve 105. maddeleri
gereğince bir Araştırma Komisyonu kurularak konunun tüm
boyutlarıyla araştırılmasını
saygılarımla arz ederim.
1) Ferit Mevlüt Aslanoğlu (İstanbul)
2) Candan Yüceer (Tekirdağ)
3) Erdal Aksünger (İzmir)
4) Kamer Genç (Tunceli)
5) Mehmet Ali Ediboğlu (Hatay)
6) İhsan Özkes (İstanbul)
7) Mehmet Şeker (Gaziantep)
8) Sinan Aydın Aygün (Ankara)
9) Veli Ağbaba (Malatya)
10) Atilla Kart (Konya)
11) Mevlüt Dudu (Hatay)
12) Metin Lütfi Baydar (Aydın)
13) Kazım Kurt (Eskişehir)
14) Salih Fırat (Adıyaman)
15) Aytuğ Atıcı (Mersin)
16) Özgür Özel (Manisa)
17) Nurettin Demir (Muğla)
18) Ramazan Kerim Özkan (Burdur)
19) Mustafa Sezgin Tanrıkulu (İstanbul)
20) Ali Özgündüz (İstanbul)
21) Rıza Türmen (İzmir)
22) Kadir Gökmen Öğüt (İstanbul)
23) Ali Rıza Öztürk (Mersin)
24) Celal Dinçer (İstanbul)
25) Mehmet Şevki Kulkuloğlu (Kayseri)
3.- İstanbul Milletvekili Ferit
Mevlüt Aslanoğlu ve 25 milletvekilinin, Tekelin özelleştirilmesinden
kaynaklanan sosyal ve ekonomik sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/25)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Tekel ve Sigara Sanayi
İşletmeleri ve Ticaret AŞ ile Tütün, Tütün Mamulleri Tuz ve
Alkol İşletmeleri AŞ'ye ait sigara üretim işi ile ilgili
varlıkların satış ve mülkiyetin gayri ayni hak (intifa) tesisi
yöntemi ile bütün halinde özelleştirilmesi ihalesi nihai pazarlık
görüşmesi tamamlanarak; 22.02.2008 tarihinde British American Tobacco
Tütün Mamulleri AŞ 1 milyar 720 milyon ABD Doları ile en yüksek
teklif verilmiştir.
Tekelin 50 milyon dolarlık
teknoloji yenilenmesinin yapılmaması, pazarda % 50 üzerinde paya
sahip olan Tekelin değerinin altında özelleştirilmesine neden
olmuştur.
Bu özelleştirme hukuki süreci
tamamlandığında, Tekele ait fabrikaların arazileri,
malvarlığı, hammadde ve tütün stoklarıyla birlikte
satılmıştır.
Türkiye tarımının önemli
bir ürünü olan tütün, ekonomik ve sosyal yapısını geniş
ölçüde etkilemektedir.
Özelleştirme ekonomik alanda da
piyasayı etkileyici sonuçlar doğurmuştur. Tekelin
alıcı kimliğiyle piyasada fiyatları düzenleyici rolünü
kaybetmesi rekabet koşullarını ve üreticiyi gözeten fiyat
oluşumunu olumsuz etkilemiştir.
Tütün üretiminin
sınırlanması, tütün üreticilerini ve geçimini sigara sanayinden
sağlayan işçileri olumsuz etkilemişken; bu kez yapılan
özelleştirme ile bu kesimlerin gelecekleri
satılmıştır.
Doğu, Güneydoğudan ve Ege'ye
kadar, yaklaşık 119 bin 165 tütün üreticisi, tütünden geçinenlerle
beraber 600 bin insan geçim sıkıntısına
düşmüştür.
İşçiler ve aileleriyle
birlikte sektörde yaklaşık 1.5 milyon kişi geçim
kaynağını kaybetmiştir. Bu, ciddi ölçekte sosyal sorunlar
yaratmıştır.
Özelleştirmeye karşı
kamunun haklarını savunan, ekmek kapılarının
kapanmasını önlemeye çalışan işçilere hükümetin
cevabı tazyikli su olmuştur.
Açıklanan nedenlerle Tekel
özelleştirmesinin yarattığı sosyoekonomik
olumsuzlukların, tütün üreticilerinin ekonomik ve sosyal
haklarının, nasıl korunacağının
araştırılması ve alınacak önlemlerin tespiti için
Anayasanın 98., İçtüzüğün 104 ve devamı maddeleri
gereğince Meclis araştırması açılmasını
saygılarımla arz ederim.
1) Ferit Mevlüt Aslanoğlu (İstanbul)
2) Candan Yüceer (Tekirdağ)
3) Erdal Aksünger (İzmir)
4) Atilla Kart (Konya)
5) Veli Ağbaba (Malatya)
6) İhsan Özkes (İstanbul)
7) Kamer Genç (Tunceli)
8) Mehmet Şeker (Gaziantep)
9) Mevlüt Dudu (Hatay)
10) Haluk Ahmet Gümüş (Balıkesir)
11) Özgür Özel (Manisa)
12) Salih Fırat (Adıyaman)
13) Ali Rıza Öztürk (Mersin)
14) Bedii Süheyl Batum (Eskişehir)
15) Metin Lütfi Baydar (Aydın)
16) Mehmet Ali Ediboğlu (Hatay)
17) Kazım Kurt (Eskişehir)
18) Aytuğ Atıcı (Mersin)
19) Nurettin Demir (Muğla)
20) Sinan Aydın Aygün (Ankara)
21) Ramazan Kerim Özkan (Burdur)
22) Mustafa Sezgin Tanrıkulu (İstanbul)
23) Sena Kaleli (Bursa)
24) Celal Dinçer (İstanbul)
25) Mehmet Şevki Kulkuloğlu (Kayseri)
26) Malik Ecder Özdemir (Sivas)
BAŞKAN Bilgilerinize
sunulmuştur.
Önergeler gündemdeki yerlerini alacak
ve Meclis araştırması açılıp açılmaması
konusundaki görüşmeler sırası geldiğinde
yapılacaktır.
Alınan karar gereğince,
gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler kısmına geçiyoruz.
1inci sırada yer alan, Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile İran İslam Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Kapıköy ve Razi Kara Hudut Kapılarının Ortak
Kullanımına İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
B)
Kanun Tasarı
ve Teklifleri
1.- Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile İran
İslam Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Kapıköy ve Razi Kara Hudut
Kapılarının Ortak Kullanımına İlişkin
Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu
(1/287) (S. Sayısı: 2)(X)
BAŞKAN Komisyon? Burada.
Hükûmet? Burada.
Geçen birleşimde
tasarının tümü üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi ile Barış
ve Demokrasi Partisi grupları ve komisyon adına yapılan
konuşma tamamlanmıştı.
Şimdi, söz sırası,
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin
Türkoğluna aittir.
Buyurunuz Sayın Türkoğlu.
(MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA HASAN HÜSEYİN
TÜRKOĞLU (Osmaniye) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, Türk milletinin
saygıdeğer milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime, bugün Hakkâri ilinde, dün
Bitlis ili Güroymak ilçesinde meydana gelen terör saldırılarında
hayatını kaybeden asker, polis ve vatandaşlarımıza Yüce
Yaradandan rahmet dileyerek başlamak istiyorum. Geçen hafta içinde Siirt
ili Baykan ilçesinde, teröre daha evvel kardeşini vermiş, geçen hafta
da 2
oğlunu feda etmiş olan Baykan İlçesi Sarıdana köyü
Muhtarı Ahmet Çarboğaya da başsağlığı
dilemek istiyorum.
Bu vesileyle, Türk
vatanının bölünmez bütünlüğü, Türk milletinin birliği
konusunda kanını ve canını feda etmiş bütün gazi ve
şehitlerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyorum.
Kendi akrabalarına
çoluk çocuk demeden kıyan, mensup olduğu Türk milletine ihanet eden
bölücü terör örgütü mensuplarını, onlara maddi, manevi destek veren
her kesimi şiddetle kınıyor ve lanetliyorum.
Terör belası otuz
yıldır başımızı ağrıtıyor, içimizi
sızlatıyorken, yüz yirmi sekiz sayfalık 61inci Hükûmet
Programında terörle mücadeleye bir satır, bir cümle, bir paragraf ayırmayan,
bir program sahibi olmayan zihniyeti de kınıyorum. Onları Türk
milletine şikâyet ediyorum ve Cenabı Allaha havale ediyorum.
24üncü Yasama Döneminin
Türk milletine hayırlar ve güzellikler getirmesini de Yüce Yaradandan
diliyorum.
Sayın Başkan,
sayın milletvekili arkadaşlarım; 2 sıra sayılı
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile İran İslam Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Kapıköy ve Razi Kara Hudut Kapılarının Ortak
Kullanımına İlişkin Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
hakkında Milliyetçi Hareket Partisinin görüşlerini yüce Meclise arz
etmek üzere huzurlarınızdayım.
Türkiye ve İran
arasındaki ilişkiler, uzun tarihî geçmişi olan, yoğun
kültürel bağlar içeren ve bu coğrafyada bin yıldır
yaşayan Türk milleti ve Türk devleti için büyük önem arz etmektedir. Çünkü
İran İslam Cumhuriyeti de, bu coğrafyada en az bizim kadar
geçmişi, sürekliliği ve kültürel birikimi olan bir devlettir.
İran İslam Cumhuriyetiyle yaklaşık dört yüz
yıldır ilişkilerimiz barış ve istikrar niteliği
taşımaktadır. Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra, Ulu Önder
Mustafa Kemal Atatürkün Yurtta sulh, cihanda sulh. prensibinden hareketle
bölgesel barış adına tesis ettiği örgütlenmelerden Sadabat
Paktının üyelerinden biridir İran. Zikrettiğimiz dört yüz yıllık
barışçıl ve istikrarlı ilişkinin içinde en önemli
aşamalardan biri olan bu birliktelik, devletimizin kurucusu Mustafa Kemal
Atatürk ve İran Şahı Rızanın dostluk
ilişkilerinin nişanesi olarak dünya siyasi tarihindeki yerini
almıştır. Türkiye Cumhuriyeti ve İran İslam
Cumhuriyeti arasında var olan barış ve istikrar dolu bu
ilişki sürekli olarak birileri tarafından bozulmak istenmiştir.
Özellikle 1979 İran Devrimi ve İran-Irak Savaşı
sonrasında bu ilişkilerin bozulacağı beklentisi boşa
çıkmış, her iki taraf da ciddi ve köklü devlet geleneği
olduğunu ispat etmişlerdir. 1990lı yıllarda ise ülkemizde
işlenen bazı cinayetler, Sovyetler Birliğinin
dağılmasından sonra Türk devletleri üzerindeki nüfuz rekabeti
gibi hususlar da iki ülke arasındaki ilişkilerin bozulmasına
sebep olamamıştır. Ne siyasi cinayetler ne de nüfuz rekabeti
ilişkileri bozamamış, bilakis iki ülke arasında ekonomik
iş birliği örgütleri kurulmak suretiyle yakın ilişkiler
devam ettirilmiştir.
Bugün için
dünya petrol rezervinin yüzde 8inden fazlasına sahip olduğu bilinen
ve bu oranla 5inci sırada olan İran, doğal gaz rezervi
miktarında da dünyada 2nci sıradadır. Bu özelliklerinden
dolayı İran ekonomik anlamda kendisi için önemli bir zenginlik
kaynağına sahip iken, enerji kaynağı gibi bir konuda zengin
olmaktan dolayı da büyük sıkıntılara muhatap bir ülkedir.
Türkiye Cumhuriyeti devleti de coğrafi olarak İranın bu
özelliklerinden dolayı ticari anlamda zengin bir ülkenin komşusu
olma, bu ülkenin enerji kaynaklarının enerji ihtiyacı olan
bölgelere nakli konusunda avantajlara sahiptir. Ancak bu avantaj aynı
zamanda bu enerji kaynaklarını yönetmek ve yönlendirmek isteyen
uluslararası güçlerin kaotik politikalarının da muhatabı
olmamızın sebebi olmuştur.
Bu çerçevede
yukarıda tarihsel gelişimini özetle arz etmeye
çalıştığım süreçle beraber bu hususların çok iyi
değerlendirilmesi, İran gibi dost ve kardeş bir devletle
ilişkilerimizin bozulmasına sebep olabilecek telkin, tavsiye,
politika ve olayların çok iyi sezilmesi, ön alınması
gerektiğini düşünmekteyim.
Günümüz
Türkiyesi ve İran arasında ticari, siyasi ve sosyal ilişkiler
oldukça yoğundur. 2010 yılı itibarıyla yaklaşık
10 milyar 600 milyon Amerikan dolarlık hacme ulaşmış bir ticari ilişki, yine
2010 yılında sayıları 2 milyonu bulan İranlı
turist misafirlerimiz söz konusu olmuştur.
Bu çerçevede, hâlen faal olan
İranla aramızda fiziki temas ve geçiş noktaları olan
Esendere ve Sero hudut kapılarının yanı sıra
Kapıköy ve Razi hudut kapılarının açılması
oldukça önemli bir aşamadır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu
teşebbüsü ziyadesiyle yerinde buluyor ve bu mutabakat metnini içeren kanun
tasarısına olumlu yönde katkıda
bulanacağımızı ifade etmek istiyorum.
İran ile sınır
kapılarının önemi büyüktür. Zira, İran Türkiyenin hem
ticari ve ekonomik ortağıdır hem de İran Türk
ihracatçıları ve nakliyecileri için özellikle de Orta Asya ülkelerine
ihracatta önemli bir geçiş ülkesidir. Bu sebeple de İran ile gümrük
kapıları ve İrandan geçen araçlarımızın durumu
önem kazanmaktadır. İran ile yeni bir sınır
kapısının açılması önemlidir ancak yeterli değildir.
Zira, Iğdır ili Dilucu mevkisindeki Boralan Sınır
Kapısı büyük bir ihtiyaç olduğu hâlde hâlen
açılamamıştır.
AKP İktidarı komşu
ülkelerle gümrük kapılarını maalesef ihtiyaca göre değil, o
illerin baskı gruplarına ve kendilerine
yakınlığına göre açmaktadır. Zira, Boralana olan
ihtiyaç öncelikli olduğu hâlde hâlen açılamamış, bunun
yerine mevcut bugün görüştüğümüz kapıya öncelik
verilmiştir.
Tabii, yeni kapıların
açılması yetmemektedir, açılan kapıların nasıl
işlediği de önemlidir. Bugün nakliyecilerimiz,
ihracatçılarımız günlerce İran kapısında
sıra beklemekte ve perişan olmaktadırlar. Kapılarda birkaç
kilometreyi bulan kuyruklar oluşmaktadır. İran ile olan
kapılarda tam bir kargaşa hâkimdir. Bu durum da hem gecikmelere sebep
olmakta hem de kapılardan gayrihukuki geçişlere ve
kaçakçılığa meydan vermektedir. İran ile olan gümrük
kapıları sorunu nakliyecilerimizin İran içerisinde ayrıca
gidiş dönüş olarak yaklaşık 1.600 dolar haksız yere
İran makamlarına Mazot farkı adı altında ücret
ödemelerine de sebep olmaktadır. Yıllardır nakliyecilerimiz,
ihracatçılarımız bu sorunla uğraştığı
hâlde bu insanlarımızın elinden tutulmamış, bu
sorunlar çözülmemiştir.
Bugün mutabakat metnini kanun hâline
getirmek istediğimiz Kapıköy ve Razi hudut kapılarının
özel bazı durumları da vardır. İran tarafındaki
Razide Tarım Kredi Kooperatifleri bünyesindeki GÜBRETAŞ
firmasının yüzde 45 oranla dâhil olduğu bir konsorsiyuma ait
gübre fabrikası vardır. Sınırın hemen ötesinde bulunan
bu gübre fabrikasından henüz gübre ithalatı yapılamamıştır.
460 milyon Amerikan doları değerindeki bu fabrikadan, hudut
kapısı açıldığında
faydalanacağımızı umuyorum.
Ayrıca, bu kapı hâlihazırda
sadece küçük araçlara hizmet verebilmektedir. Oysa, gerçek anlamda faydalı
olabilmesi için otobüs, kamyon ve tırlara da hizmet verebilmelidir.
İran tarafındaki karayolunun uygun hâle getirilmesi hususunun da
Hükûmet tarafından takip edilmesi gerektiğini düşünmekteyim.
Mevcut hudut
kapılarımızdaki sorunların temeli olan personel
yetersizliğinin de Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
tarafından en kısa zamanda giderilmesi gerektiğini
düşünmekteyim.
Bu hususlara ilave olarak, zaman zaman
İranla ilişkiler konusunda Türkiyenin batılı devletler
yanında yer aldığı, zaman zaman da Türkiyenin İran
yanında yer aldığı gibi farklı değerlendirmeler
yapılmaktadır. Şüphesiz ki, Türkiye Cumhuriyeti devleti ve
hükûmetleri sadece Türk devleti ve Türk milletinin menfaatinin olduğu
yerde bulunmak zorundadırlar. Bizim İranla ilişkilerimizin dört
yüz yıldır olduğu gibi barış ve istikrar içinde devam
etmesi, şu anda millî menfaatlerimizin bir gereğidir. İranla
hem doğal kaynaklarının dünya pazarlarına sunulması
hem de İran devletinin Dünya Ticaret Örgütü üyeliği gibi
uluslararası sisteme entegrasyonunda Türkiye Cumhuriyeti devleti önemli
roller üstlenebilecek pozisyondadır. İranın da
uluslararası sisteme entegrasyon konusunda çaba göstermesi gerektiği
ve özellikle nükleer programını barışçıl amaçlarla
hazırlama, uygulama ve uluslararası örgütlere denetlettirme konusunda
daha dikkatli, gayretli ve şeffaf olmasını arzu etmekteyiz.
Öte yandan, Osmanlıyı ihya
etmek gibi gizli emellerin olduğu, reel politikten uzak, hayalci ve bir o
kadar da Türk devletinin başını belaya sokabilecek
yaklaşımlardan uzak durulmalıdır. Bölgemizde Büyük Ortadoğu
Projesi kapsamında kurulacağı iddia edilen ve Türkiye
Cumhuriyeti devletinin bütün vatandaşlarını rahatsız eden
Kürt devleti projesinin ayaklarından birinin Irak, birinin Suriye, birinin
İran ve en sonuncusunun da Türkiye toprakları olduğu
iddialarından hareketle hem İranla terörle mücadele konusunda son
dönemde katettiği mesafeyi yakından takip etmeli hem de iş
birliği artırılmalıdır. Kaldı ki İranla
ilişkilerimizin en önemli unsurlardan biri, bölgedeki
ayrılıkçı, bölücü ve silahlı Kürt hareketleridir. Bu ortak
konu zaman zaman iki ülke arasındaki ilişkilere şüphe
düşürmüş olsa da özellikle İran Cumhurbaşkanı Hatemi
döneminden bu yana ortak tavır alma ve birlikte hareket etme söz konusu
olmuştur. Bu çerçevede, özellikle bugünlerde terör örgütünün İrandaki
kolu PJAKın tasfiyesi konusunda İran önemli bir mesafe
katetmiştir.
Yine, bugünlerin önemli bir konusu da
topraklarımızda faaliyet gösteren eli kanlı bölücü terör
örgütünün elebaşlarından birinin İran tarafından
yakalandığı ve serbest bırakıldığı
iddialarıdır. Devletin haber ajansı tarafından haber olarak
geçilen bu iddia konusunda Hükûmetin sayın bakanları çok enteresan
derecede birbirinden farklı ve çelişen açıklamalarda
bulunmuşlardır ancak yazılı ve görsel basına
yansıdığı kadarıyla bu elebaşı
yakalanmış ve serbest bırakılmıştır.
Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç bu konuda
PKKyla mücadelede Türkiye ile İran arasında ihtilaf yok.
ifadesinde bulunmuştur. Eğer bu hususlar doğruysa öğrenmek
istiyoruz: Elebaşının, Türkiye'nin isteği
dışında, İranlı yetkililerce füze kalkanı
sistemine tepki olarak bırakıldığı iddiası
doğru mudur? Elebaşı Türkiye'nin isteğiyle
bırakılmış ise bu, eli kanlı bölücü terör örgütünün
içini dizayn etme iddialarını doğrulamak da değil midir?
Eğer elebaşı olan şahıs Türkiye'nin isteğiyle
bırakılmışsa bu durum da PKKyla Osloda yapılan
müzakerelerde bir mutabakata varıldığı, bu mutabakatı
bozan Kandildeki unsurların sınır ötesi hava harekâtıyla
cezalandırıldığı ancak İran tarafından
yakalanan elebaşıyla da mutabakata varıldığı ve
örgüt içi düzenlemelere Türk devleti müdahil edilerek Suriyeli grupların
etkinliği yerine İran tarafından yakalanan
elebaşının tercih edildiği iddiaları gerçeğe
yakın gözükmektedir. Bu durumun da Türk devleti, Türk Hükûmeti ve Türk
milleti için ziyadesiyle vahim, ziyadesiyle âcizlik anlamına geldiği
aşikârdır. O zaman şu soruyu sormak gerekir: Madem, terör
konusunda İranla bir ihtilafımız yok idi o hâlde neden
İran bizim düşmanımız olan bir numaralı PKK
yöneticisini yakalayıp serbest bırakmıştır? Batı
ülkelerinde bile beşinci sınıf bir terörist serbest
bırakıldığında kıyameti koparan Hükûmet bu konuda
neden sağır ve dilsizi oynamaktadır?
Hükûmet, programında da yer
vermemesinden anlaşılacağı üzere ciddi bir terörle mücadele
siyasetine sahip değildir. Hükûmet, terör örgütü ve küresel merkezlerin
yarattığı kanlı fırtınalar içinde bir o yana, bir
bu yana savrulup durmaktadır. Önce, terör örgütüyle müzakereleri
reddetmekte, bunu söyleyenleri şerefsizlikle suçlamakta, gizli gizli
girdiği ilişkinin sonucu İnternette yayınlanan nur topu
gibi kasetler doğunca Hükûmet değil, devlet görüşmektedir.
diyerek işin içinden sıyrılmaya çalışmaktadır.
Sayın Başbakanın özel temsilcisinin yürüttüğü bir müzakere
ne zamandan beri idari müzakere olmaktadır? Bu apaçık bir siyasi müzakeredir.
Başbakanın özel temsilcisi devletin değil siyasetin ve siyasi
iktidarın aracısıdır. Hükûmet sadece Kandilden değil
küresel başkentlerden de esen diplomatik dalgaların arasında
pusulasını şaşırmış şekilde savrulup
durmaktadır.
Bunlara ilave olarak Komşularla
sıfır sorun derken Türkiye bütün komşularıyla kavgalı
hâle gelmiştir. Âdeta, AKP, on yılda bütün çarşıyı
karıştırmıştır. İsraille Suriye
arasında arabuluculuk yapacağım. diye meydana
çıkmış, daha sonra hem İsraille hem de Suriye ile
düşman hâle gelmiştir. Tarihimle yüzleşeceğim. deyip
Ermenistanla flörte başlamış hem dost ve kardeş
Azerbaycanı kaybetmiş hem de Ermenistanla eskisinden daha sorunlu
hâle gelmiştir. Şimdi, kalkıp Sarkozyi eleştirerek durumu
kurtarmaya çalışmaktadır. İranla da benzer bir kaos durumuna doğru gitmekteyiz. Bir yandan
terör konusunda iş birliği yapmaya çalışırken
diğer yandan ABDnin İrana karşı İsraili korumak
için oluşturduğu füze kalkanına müsaade edilmiştir.
Dolayısıyla, bu Hükûmetin Türkiye'nin güvenliği ve
komşularıyla bugüne kadar yürüttüğü dostane ilişkiler
Komşularla sıfır sorun diyerek ciddi bir tahribata
uğratılmıştır. Şükür Allaha, sorunsuz
yaşadığımız hiçbir komşumuz
kalmamıştır.
Fransa Devlet Başkanı
Sarkozynin en alt seviyedeki zekâ sahiplerinin de anlayabilmesi için Biz
kediye kedi deriz. sözünden yola çıkarak ifade edebilirim ki NATO
bünyesindeki füze kalkanı sistemi, üstü ne kadar örtülmeye
çalışılırsa çalışılsın, kamuoyu ne
kadar Cambaza bak cambaza! usulüyle yanıltılmaya çalışılırsa
çalışılsın, füze kalkanı sistemi İrana
karşı kurulmaktadır, İsrail devletini korumayı
amaçlamaktadır. Bu çerçevede, İrana karşı husumeti olan
devletlerin oyunlarına alet olmamak, komşularımızla
sıfır sorun politikasını tekrar hatırlamak ve komşularla
sırf sorun gerçeğinden uzaklaşmayı telkin ve tavsiye
etmekteyiz.
Başka tavsiyelerimiz de var. Biz,
Türk milliyetçileri olarak Türk milletinin birliğine, refahına hizmet
eden, Türk vatanının bölünmez bütünlüğünü savunan, Türk
devletinin bekasına katkıda bulunan herkese, siyasi yelpazedeki yeri
ne olursa olsun hürmet ederiz ancak son dönemde AKP Hükûmetinin temsilcileri,
küresel başkentlerin kibar ifadeyle telkin ve tavsiyeleri
doğrultusunda çok sert manevralar yapmaktadırlar.
Elinden insan hakları ödülü ve 100
bin Amerikan doları alınan Libya lideri Kaddafiye önce sahip
çıkılıyor, sonra Kaddafi rejimine yapılan askerî
saldırılara İzmirde merkez verilmekte, Kaddafi muhaliflerine
ise Türk milletine ait 300 milyon Amerikan doları gönderilmektedir.
Suriye rejimi ve Beşar Esadla
sıcak ilişkiler kurulmuş, bu ilişkiler çerçevesinde iş
adamlarımız Suriyede yatırım yapmış ancak
nereden geldiği açıklanmayan bir mesajla ilişkiler tersine
dönmüş, Sayın Genel Başkanımızın ifadesiyle
Kardeş Esad Kalleş Esada dönüşüvermiştir.
Biz, Sayın Başbakana, Arap
baharından çok Türk milletinin baharıyla ilgilenmesini tavsiye
ediyoruz.
Biz, Sayın Başbakana,
Gazzede İsrail terörü ve baskısı altında
hayatını kaybedenlerin hesabını sormazdan evvel, Musulda,
Kerkükte, Telaferde, zibidi Peşmergelerle Amerikan askerleri
tarafından katledilen kardeşlerimizin, Karabağ Hocalıda
Ermeniler tarafından katledilen kardeşlerimizin hesabını
sormasını tavsiye ediyoruz.
Biz, Sayın Başbakana,
Gazzedeki ablukayı kaldırma mücadelesinden evvel Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin üzerindeki izolasyonların
kaldırılması ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin
bütün dünya milletleri tarafından tanınması mücadelesini
vermesini tavsiye ediyoruz.
Biz, Sayın
Başbakana, Doğu Türkistanda zulüm altındaki
soydaşlarımız ve Türk dünyasıyla yakından
ilgilenmesini tavsiye ediyoruz.
Biz, Sayın
Başbakana, coğrafyamızda kurulması hayal edilen Kürt
devletinin ikinci ayağı olarak yıkmaya
çalıştığı Suriye rejimine karşı efelenmesini
değil, terör örgütüne yardım ve yataklık eden,
Dışişleri Bakanının ağabeyi, Irakın
kuzeyindeki Peşmerge reislerine efelenmesini tavsiye ediyoruz.
Biz, Sayın
Başbakana, Türk devletinin güvenlik sorunlarını, ekonomik
problemlerini, dış politika konularını yabancı
başkentlerde başka liderlerle değil, Ankarada bu Meclisteki
liderlerle konuşmasını, paylaşmasını tavsiye
ediyoruz.
Biz, Sayın
Başbakanın dünyada önemli bir siyasi aktör olma çabasından
rahatsız değiliz, bununla mutlu oluruz, gurur duyarız ancak
kendisine tavsiye ederiz ki: Arap topluluklarına şeyh olmaktan ve
Afrika kabilelerine reis olmaktansa önce Türk devletine lider, Türk milletine
önder olmak efdaldir.
Sözlerime son
verirken tasarının yüce Türk milleti ve Türk devleti için
hayırlara vesile olmasını diler, Türk milletinin
milletvekillerini saygıyla selamlarım. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Türkoğlu.
Şahıslar
adına söz talebi yok.
Soru-cevap
bölümüne geçiyoruz.
Süre yirmi
dakikadır ama sisteme giren sayın milletvekillerine bir dakika süre
verdiğimi hatırlatırım.
Sayın Acar,
buyurun.
GÜRKUT ACAR
(Antalya) Sayın Başkan, değerli arkadaşlar;
İranın terör konusunda ortak mücadele talepleri neden
karşılanmadı? Öncelikle bunu sormak istiyorum.
Bir de İran
Kandile harekât yaparken neden eş zamanlı olarak biz de
katılmadık?
AKP
İktidarında terör dağdan şehre inmiştir.
Değerli
milletvekilleri, bugün acının en büyük olduğu bir gün. Dün 8,
bugün 26 can daha teröre kurban verildi, 28 oldu. İnsanlık
dışı bu terörü kınıyorum. Çok üzgünüm ama aynı
zamanda çok da kızgınım çünkü bugün birçok evde acı var,
gözyaşı var, bu acıyı yaşatanlara lanet ediyorum.
Acıyı yaşayanlara sabır ve
başsağlığı diliyorum.
Değerli milletvekilleri, terör
bugün neden can almaya devam ediyor? Neden daha şiddetli
saldırılara yöneliyor, şehirlerde bombalar patlatıyor?
Bunları iyi sorgulamak gerekir. Her şeyin konuşulduğu bir
ortamda, anayasa görüşmelerinin başlayacağı bir dönemde
neden terör tırmanıyor? Sanki silahla yeni bir anayasa
dayatılıyor. Bunu kabul etmiyoruz.
Bildiğiniz gibi değerli
arkadaşlar, Sayın Başbakanın açıkladığı
ve gönderdiği temsilciler müzakereler yaptılar terör örgütüyle.
Müzakerelerde neler konuşuldu
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz
Sayın Acar.
Sayın Baydar
METİN LÜTFİ BAYDAR
(Aydın) Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; başımız sağ olsun demeyeceğim,
başımız sağ olmasın. Bu kanı durduruncaya
kadar başımız sağ
olmasın. Hükûmeti, muhalefeti, hiçbir partiyi hiçbir kişiyi
eleştirmeyeceğim, kimse birbirini eleştirmesin. Türkiye Büyük
Millet Meclisindeki 550 arkadaşımızla teröre karşı tek
yürek, tek yumruk olmalıyız. Hiçbir parti bu konudan siyasi bir
çıkar beklemeden terör için doğru olanı yapmalıdır.
Siyasetin körelttiği vicdanımızda en ufak bir
kırıntı taşıyor isek sabahları aynaya baktığımızda
Ben insanım. diyebiliyor isek bu kanı durdurmak için bu Meclis
doğruyu bulmak zorunda diyorum. Bu işin kabahati bizde, hiç suçlu
aramayalım. Suçlu siyaset kurumu, suçlu biziz. Akan kanın
karşısında 550 kişi tek yumruk, tek yürek olamıyor
isek yazıklar olsun bize, yuh olsun bize diyorum. Derhâl tüm gündemleri
bırakıp teröre karşı koyma, bitirme, sonlandırma
konusunda
(CHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz
Sayın Baydar.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkanım, Türkiye Cumhuriyetinde burada olan milletvekilleri olarak,
biz Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak teröre karşı dimdik
ayakta olmasını bildik ve haykırdık. Dolayısıyla,
Türkiye Büyük Millet Meclisi ve milletvekillerinde suç aramanın âlemi
yoktur. Kararlı bir şekilde bu konuda istenenleri Meclis, yetki
sahibi olmak isteyenleri yetkilendirmiştir. Dolayısıyla,
egemenliğin tesis edildiği Türkiye Büyük Millet Meclisine ve
sayın milletvekillerine böyle bir ithamı
yakıştıramadığımı ifade etmek istiyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederiz
Sayın Vural.
Tutanaklara geçmiştir.
Buyurun Sayın Işık.
ALİM IŞIK (Kütahya)
Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan,
aracılığınızla Sayın Bakana sormak istiyorum.
Sayın Bakan, İranla
yapılan bu iş birliği protokolünün Türkiyeye ne tür
faydası olacak?
İkincisi, Malatyada ABD-Türkiye
protokolüyle İsrailin İrana karşı korunması
amacıyla konuşlandırılmasına karar verilen radar
sisteminin NATOyla bir bağlantısı var mıdır?
Açıklamada bulunursanız
teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz
Sayın Işık.
Sayın Uzunırmak
ALİ UZUNIRMAK (Aydın)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Dış politika, tabii ki çok
uzun süreli ve çok hassas. Sayın Başbakan Mısıra
gittiğinde İslamın kurtarıcısı olarak
karşılandı. Bunun yanında, Türkiyede Alevi
açılımı yaptı Hükûmet ve aynı zamanda bugün
İranda bir anlaşma imzalıyoruz. Dolayısıyla
Başbakanın İslamın kurtarıcısı olarak
karşılandığı ülkelerde şöyle bir imaj var: Bir
yandan CHP Lideri Sayın Kılıçdaroğlunun Sayın Hüseyin
Bey tarafından dile getirilen bir mezhep problemi oldu Suriyeyle olan
ilişkide. Bir yandan Alevi açılımı yapıyoruz,
İranla anlaşma imzalıyoruz ama diğer yandan ana muhalefet partisinin
Genel Başkanının mezhebini gündeme getiriyoruz uluslararası
halkoyuna. Bunlar çok derin, yaman çelişkilerdir ve acaba politikada,
dış politikada Sayın Başbakanın Sünni
İslamın liderliğine doğru yönlendirilme gibi bir politik
hedefler mi çizilmektedir ve bu hedefler İslamın
kurtarıcılığı gibi bir misyonla Türkiyeyi zaafa
uğratır mı?
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz
Sayın Uzunırmak.
Sayın Önal
SUAT ÖNAL (Osmaniye) - Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hain teröristlerin Hakkâri
Çukurcada bu gece yarısı başlayan ve sabaha kadar devam eden
saldırılarında 24 Mehmetçiğimizin
şehit ve 18nin de yaralı olduğunu üzüntüyle öğrenmiş
bulunuyoruz. Yüce milletimizin başı sağ olsun. Türkiye
Cumhuriyeti devletinin büyümesini engellemek isteyen bu hain teröristleri ve
bunlara destek veren iç ve dış güçleri ve şer
odaklarını şiddetle lanetliyorum. Her bir karışı
aziz ecdadımız ve şehitlerimizin kanları ile sulanan bu
kutsal vatanımız ve şanlı ay yıldızlı
bayrağımıza sevdalı olan herkesin birlik içerisinde
olmasını temenni ediyorum. Bu vesileyle şehitlerimize Allahtan
rahmet yaralı askerlerimize de acil şifalar diliyorum.
Saygılarımla.
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Önal.
Buyurunuz Sayın Bakan.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET
YILMAZ (Sivas) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Türkiye
Cumhuriyeti Hükûmeti ile İran İslam Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında
Kapıköy ve Razi Kara Hudut Kapılarının Ortak
Kullanımına İlişkin Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
hakkında görüşme yapıyoruz.
Bu görüşmeyle ilgili olarak
Sayın Vekil soruyor, diyor ki: Bu anlaşma Türkiyeye ne getirecek,
faydası nedir? Kanunun gerekçesinde ve Komisyon tutanaklarında çok
açık şekilde belirtildiği üzere, bu çerçevede ortak gümrük
kontrolleri ve kara hudut kapılarının ortak kullanımı,
sınır geçişlerinin ve ticaretin
kolaylaştırılmasıyla alt yapı ve işletme
maliyetlerinin azaltılması açısından faydalı bir
uygulama olarak görülmektedir. İki ülke hudut kapılarının
ortak kullanımıyla gümrük işlemlerinde mükerrerliğin
önlenmesi, işlemlerin ve veri girişinin bir kere
yapılmasının sağlanması hedeflenmektedir. Bu, hem
Türkiye için faydadır hem İran için faydadır. Uluslararası
anlaşmaların amacı da iki taraflı iki ülkeye de fayda
sağlamaktır. Zaten bir anlaşma iki tarafa fayda
sağlıyorsa sürdürülebilir ve faydalıdır. Kaldı ki daha
bu konuyla ilgili Komisyonda da çok geniş şekilde ifade
edilmiştir, ilgilenenler Komisyon tutanağına bakabilir.
Yine, bir başka soru, Sayın
Vekil Malatyada kurulan radar üssünün İsrail korunmasıyla
alakası var mı? dedi. İsrail bir NATO üyesi değildir, bir
NATO ülkesi değildir. Bu bir NATO tesisidir, bir radar tesisidir, bir
savunma tesisidir. İsrailin korunmasıyla alakası yoktur,
NATOyla NATO üyesi ülkelere verilmiş bir koruma şemsiyesidir, bundan
Türkiye de faydalanacaktır. NATO üyesiysek NATO üyesi olmanın
yükümlülükleri karşısında gereğinin yapılması
gereklidir. Aynı radarın bir benzeri İsrailde de bulunmaktadır. Ama
devletlerin sözüne güvenilmesi lazım, itibar edilmesi lazım. Ne diyor
orada? Bu bir NATO imkânıdır ve NATO üyeleri imkânları için
kullanılır. diyoruz. Eğer ki bu amaca aykırı olarak
kullanıldığı zaman da bu anlaşmayı Türk Hükûmeti
sona erdirme hak ve yetkisine de sahiptir. Bunu da sayın vekillere
bildirmek istiyorum.
ALİM IŞIK
(Kütahya) İkili anlaşmaları ABDyle yaptınız da
NATOyla yapmadınız.
MİLLÎ SAVUNMA
BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) NATOnun komuta kontrol kademesinde bir Türk
generali de bulunacaktır. Dolayısıyla bu kontrol NATO
hizmetindedir. NATO üyesi ülkeler tüm imkânlarını, NATO istediği
zaman ortak savunma çerçevesinde sunabilmesi gereklidir,
ortaklığın gereği de budur diyorum.
Diğer sorulara da
Sayın Başkan yazılı olarak cevap vereceğiz.
Ancak, aziz milletin
Ben de şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum,
yakınlarına sabır
diliyorum. Muhakkak ki diyeceğimiz şey, Allah sabredenlerle
beraberdir. Ancak bundan siyasi bir rant elde edilmez, siyasi bir çıkar
olmaz. Tüm sayın vekillerimizin söylediği gibi, bugün
tartışma günü değil, bugün birlik günüdür, bugün tek ses olma
günüdür, bugün ortak hareket etme günüdür. Sizlerden istirhamımız
budur. Türkiye 74 milyonun, Türkün temsilcisi olarak, Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşının temsilcisi olarak bizler birlik olursak, bu
çatının dışındaki olan milletimiz de birlik olur.
Eğer burada hafif bir çatlak ses çıkarsa, bilin ki bu çatlak ses bu
çatının altında çok daha şekil ayrılır ki bu,
Türkiye Cumhuriyetine verilebilecek en büyük zarar olur ki hiçbir
milletvekilinin bunu istemeyeceğine ben gönülden inanıyorum.
Dolayısıyla,
bu sözleşmenin ülkemize hayırlı olmasını diliyor,
hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Bakan.
ALİ UZUNIRMAK
(Aydın) Sayın Başkan
BAŞKAN - Buyurunuz
Sayın Uzunırmak.
ALİ UZUNIRMAK
(Aydın) Sayın Başkan, milletvekili olarak bir konuyu gündeme
getirmek istiyorum.
Sayın Bakanı
dinledim, çok teşekkür ediyorum. Ama bugün televizyonda Sayın
Başkanın açıklamasını dinlediğimde çok üzüldüm.
Sayın Başbakan konuşmasında diyor ki:
İktidarıyla, milletiyle
Sayın Başbakana, Hükûmetin bir
üyesi olarak Sayın Bakanın bunu hatırlatmasını
diliyorum. İktidarıyla, milletiyle
diye bir şey olmaz.
İktidarıyla, muhalefetiyle
bir önceki Sayın Bakanı
burada, yine aynı şekilde dinledik. Önce Parlamentoda birliğin
sağlanması lazım. Millette birliği sağlamak, bu
Parlamentoda birliği sağlamaktan geçer.
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Uzunırmak.
Tutanaklara
geçmiştir düzeltmeniz.
Sağ olun.
Tasarının tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE İRAN İSLAM
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA KAPIKÖY VE RAZİ KARA HUDUT
KAPILARININ ORTAK KULLANIMINA İLİŞKİN MUTABAKAT ZAPTININ
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 14 Şubat 2011
tarihinde Tahranda imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile İran
İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kapıköy ve Razi Kara Hudut
Kapılarının Ortak Kullanımına İlişkin
Mutabakat Zaptının onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN Söz talebi yok.
Soru-cevap yok.
1inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE
2.- (1) Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN Söz talebi yok.
Soru-cevap yok.
2nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE
3.- (1) Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN Söz talebi yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Tasarının
tümü açık oylamaya tabidir.
Açık
oylamanın elektronik cihazla olmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Üç
dakika süre vereceğim.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile İran İslam Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Kapıköy ve Razi Kara Hudut Kapılarının Ortak
Kullanımına İlişkin Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
açık oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı: 275
Kabul: 271
Ret: 2
Çekimser: 2(X)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Muhammet Bilal Macit Fatih Şahin
İstanbul Ankara
Böylece tasarı kabul edilmiş
ve kanunlaşmıştır.
Şimdi, 2nci sırada yer alan,
Güneydoğu Avrupa Kanun Uygulama Merkezi Sözleşmesinin
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
2.- Güneydoğu Avrupa Kanun
Uygulama Merkezi Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/442) (S. Sayısı: 9)(X)
BAŞKAN - Komisyon ve Hükûmet
yerinde.
Komisyon Raporu 9 sıra
sayısıyla bastırılıp
dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz
talebi yoktur.
Soru-cevap da yoktur.
Görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
GÜNEYDOĞU AVRUPA
KANUN UYGULAMA MERKEZİ
SÖZLEŞMESİNİN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR
KANUN TASARISI
MADDE
1- (1) 9 Aralık 2009 tarihinde
Bükreşte imzalanan Güneydoğu Avrupa Kanun Uygulama Merkezi
Sözleşmesi nin onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN
Madde üzerinde söz talebi yoktur.
1inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Tasarının
tümü açık oylamaya tabidir.
Açık
oylamanın elektronik cihazla yapılmasını
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Oylama
için üç dakika süre veriyorum.
Oylama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Güneydoğu Avrupa Kanun Uygulama Merkezi
Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı |
: |
300 |
|
Kabul |
: |
300 |
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Muhammet
Bilal Macit Fatih
Şahin
İstanbul Konya
Böylece, tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
Şimdi de
3üncü sırada yer alan Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ve Ekvator Cumhuriyeti
Hükûmeti Arasında Ticaret İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
3.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve
Ekvator Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticaret İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu
(1/466) (S. Sayısı: 30)(X)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet
yerinde.
Komisyon Raporu 30 sıra
sayısıyla bastırılıp
dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz
isteyen yoktur.
Tasarının tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ VE EKVATOR
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA
TİCARET İŞBİRLİĞİ
ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR
KANUN TASARISI
MADDE 1-
(1) 1 Aralık 2010 tarihinde Ankarada imzalanan Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ve Ekvator Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticaret
İşbirliği Anlaşmasının onaylanması uygun
bulunmuştur.
BAŞKAN Söz
talebi yoktur.
1inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2-
(1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN Söz
talebi yoktur.
Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... 2nci madde kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi
okutuyorum:
MADDE 3-
(1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN Söz
talebi yoktur.
3üncü maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Tasarının
tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Oylama için üç dakika süre veriyorum.
Oylama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama
yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Ekvator Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Ticaret İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının açık
oylama sonucu:
Kullanılan
oy sayısı |
: |
295 |
|
Kabul |
: |
295 |
Kâtip Üye Muhammet Bilal Macit İstanbul |
Kâtip Üye Fatih Şahin Ankara |
Böylece tasarı kabul edilmiş
ve kanunlaşmıştır.
Şimdi, 4üncü sırada yer
alan, Türkiye Cumhuriyeti ile İsviçre Konfederasyonu Arasında Gelir
Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme
Anlaşması ve Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlayacağız.
4.- Türkiye Cumhuriyeti ile İsviçre
Konfederasyonu Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte
Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması ve Eki Protokolün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/426) (S. Sayısı: 23)(xx)
BAŞKAN - Komisyon ve Hükûmet
yerinde.
Komisyon Raporu 23 sıra
sayısıyla bastırılıp
dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz
isteyen yoktur.
Görüşme
tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
İLE İSVİÇRE KONFEDERASYONU ARASINDA GELİR ÜZERİNDEN
ALINAN VERGİLERDE ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME
ANLAŞMASI VE EKİ PROTOKOLÜN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA
DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 18 Haziran 2010 tarihinde Bernde imzalanan Türkiye
Cumhuriyeti ile İsviçre Konfederasyonu Arasında Gelir Üzerinden
Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması ve eki
Protokolün onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN Söz
talebi yoktur. Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2nci maddeyi
okutuyorum:
MADDE 2-
(1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN Söz
talebi yoktur.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
3üncü maddeyi
okutuyorum:
MADDE 3-
(1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN Söz
talebi yoktur.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Tasarının
tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Üç dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti ile İsviçre Konfederasyonu
Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi
Önleme Anlaşması ve Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan
oy sayısı |
: |
285 |
|
Kabul |
: |
284 |
|
Ret |
: |
1 |
Kâtip Üye Muhammet Bilal Macit İstanbul |
Kâtip Üye Fatih Şahin Ankara |
Böylece tasarı kabul edilmiş
ve kanunlaşmıştır.
5inci sırada yer alan Türkiye
Cumhuriyeti ile Çek Cumhuriyeti Arasında Yatırımların
Karşılıklı Teşviki ve Korunması
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlayacağız.
5.- Türkiye Cumhuriyeti ile Çek
Cumhuriyeti Arasında Yatırımların Karşılıklı
Teşviki ve Korunması Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/355) (S. Sayısı: 18)(X)
BAŞKAN - Komisyon ve Hükûmet
yerinde.
Komisyon Raporu 18 sıra
sayısıyla bastırılıp
dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz
talebi yoktur.
Maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE ÇEK
CUMHURİYETİ ARASINDA YATIRIMLARIN KARŞILIKLI
TEŞVİKİ VE KORUNMASI ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1-
(1) 29 Nisan 2009 tarihinde Pragda imzalanan Türkiye
Cumhuriyeti ile Çek Cumhuriyeti
Arasında Yatırımların Karşılıklı
Teşviki ve Korunması Anlaşmasının onaylanması uygun
bulunmuştur.
BAŞKAN Söz talebi yoktur.
1inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde
yürürlüğe girer.
BAŞKAN Söz talebi yoktur.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu
yürütür.
BAŞKAN Söz talebi yoktur.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Tasarının tümü açık
oylamaya tabidir.
Elektronik cihazla
yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Üç dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama
yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti ile Çek Cumhuriyeti Arasında Yatırımların
Karşılıklı Teşviki ve Korunması
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı |
: |
289 |
|
Kabul |
: |
289 |
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Muhammet
Bilal Macit Fatih
Şahin
İstanbul Konya
Böylece tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
Beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 16.31
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 16.37
BAŞKAN: Başkan Vekili
Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Muhammet Bilal MACİT (İstanbul), Fatih ŞAHİN (Ankara)
------ 0 ------
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 9uncu Birleşiminin
Dördüncü Oturumunu açıyorum.
MUHARREM İNCE (Yalova)
Sayın Başkanım, unuttuğum için şimdi, çok özür
dilerim, İç Tüzük 58e göre çok kısa bir söz verebilir misiniz?
BAŞKAN 60a
MUHARREM İNCE (Yalova) Geçen
tutanak özetiyle ilgili.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Geçen
tutanakta düzeltmeyle ilgili.
BAŞKAN Düzeltme olarak.
MUHARREM İNCE (Yalova) Evet.
BAŞKAN
Buyurun.
VIII.-
GEÇEN TUTANAK HAKKINDA KONUŞMALAR
1.- Yalova Milletvekili Muharrem
İncenin, 18/10/2011 tarihli 8inci Birleşimin 38inci
sayfasında yer alan sözlerini düzelttiğine ilişkin
açıklaması
MUHARREM
İNCE (Yalova) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Dünkü
tartışmalarda tabii bir mahkeme kararı olmamasına
rağmen Sayın Bakan darbeciler deyince ben de
konuşmalarımda düşünce suçlusu ve götürme suçlusu olarak bir
tanımlama yaptım. Bu düşünce şüphelisi, tutuklusu; götürme
şüphelisi, tutuklusu şeklinde olmalıydı. Ortada bir
mahkeme kararı yoksa böyle bir cümle kurmam gerekirdi. Yani Sayın
Bakan düzgün kurmamış olabilir ama ben düzeltmek boynumun borcudur
diyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın İnce.
VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A)
Kanun Tasarı
ve Teklifleri (Devam)
6.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Brezilya Federatif
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Gümrük Konularında
Karşılıklı İdari Yardım
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/417)
(S. Sayısı: 6)
BAŞKAN
6ncı sırada yer alan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Brezilya
Federatif Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Gümrük Konularında Karşılıklı
İdari Yardım Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlıyoruz.
Komisyon ve
Hükûmet yoktur.
Ertelenmiştir.
7nci
sırada yer alan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuveyt Devleti Hükümeti
Arasında Yatırımların Karşılıklı
Teşviki ve Korunması Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
7.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Kuveyt Devleti Hükümeti Arasında Yatırımların
Karşılıklı Teşviki ve Korunması
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu
(1/444) (S. Sayısı: 25)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Komisyonların
bundan sonra da bulunamayacağı
anlaşıldığından kanun tasarı ve teklifleri ile
komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek
için 20 Ekim 2011 Perşembe günü saat 14.00te toplanmak üzere birleşimi
kapatıyorum.
Kapanma Saati: 16.39
(X) 2 S. Sayılı Basmayazı 12/10/2011 tarihli 6ncı Birleşim Tutanağına eklidir.
(X) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(X) 9 Sıra Sayılı basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(X) 30 S.Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 23 S. Sayılı Basmayazı Tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(X) 18 S.Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.