TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
102nci
Birleşim
9
Mayıs 2013 Perşembe
(TBMM Tutanak
Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu
Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş
bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade
edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler
aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK
ÖZETİ
II.- GELEN
KÂĞITLAR
III.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin
Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Ağrı Milletvekili
Ekrem Çelebinin, Danıştayın kuruluşu ile
Danıştay ve İdari Yargı Haftasına ilişkin gündem
dışı konuşması
2.- Gaziantep
Milletvekili Ali Serindağın, Şanlıurfa Akçakale
Sınır Kapısında 2 Mayıs 2013 Perşembe günü
yaşanan olaylara ilişkin gündem dışı
konuşması
3.- Adana Milletvekili
Ali Halamanın, Adana ve ilçelerinin sorunlarına ilişkin gündem
dışı konuşması
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- Mersin Milletvekili
Aytuğ Atıcının, 18/3/2013 tarihinde
Üniversitelerarası Kurul açılışında İstiklal
Marşı okunurken İstanbul Üniversitesi temsilcisinin ayağa
kalkmaması sonrası gereken işlemlerin yapılıp
yapılmadığını öğrenmek istediğine
ilişkin açıklaması
2.- İstanbul
Milletvekili Kadir Gökmen Öğütün, İstanbul ili Maltepe ilçesi
Esentepe Mahallesinde 10 Alevi yurttaşın evlerinin
kapısına işaret konulmasına ve Hükûmetin bu konuda ne tür
önlemler alacağını öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
3.- İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzelin, işçi sınıfının
durumuna ilişkin açıklaması
4.- Manisa Milletvekili
Sakine Özün, Manisanın Sarıgöl ilçesinde meydana gelen dolu
felaketine ve TARSİM sigortasının önemine ilişkin
açıklaması
5.- Giresun
Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlunun, faizdeki
düşüşten vatandaşı yararlandırmayan, ekstra
masraflarla kârını artıran bankalar hakkında BDDKnın
gereken tedbirleri alması hususunda Hükûmeti göreve davet ettiğine
ilişkin açıklaması
6.- Çorum Milletvekili
Tufan Kösenin, kamuoyunda askerî casusluk davası olarak bilinen davaya
ve iktidarın Alevi düşmanlığının nerede
biteceğini öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması
7.- Bolu Milletvekili
Ali Ercoşkunun, İzzet Baysalın Boluya yaptığı
hizmetlere ve kendisini bir kere daha şükranla, özlemle
andığına ilişkin açıklaması
8.- Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlunun, emniyet mensuplarının
sorunlarına ilişkin açıklaması
9.- Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcının, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın
sataşma nedeniyle yaptığı konuşma
sırasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
V.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 20 milletvekilinin, hasta mahpuslarla ilgili
sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/612)
2.- Bolu Milletvekili
Tanju Özcan ve 21 milletvekilinin, Boluda yapılmış,
inşası devam eden ve planlama aşamasında bulanan HESlerin
doğaya verdikleri zararların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/613)
3.- İstanbul
Milletvekili Sebahat Tuncel ve 21 milletvekilinin, Türkiyede çocuk
cezaevlerinde çocukların karşı karşıya
kaldığı sistematik şiddet, kötü muamele ve cinsel istismar
sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/614)
B) Meclis
Soruşturması Önergeleri
1.- Afyonkarahisar
Milletvekili Ahmet Toptaş ve 63 milletvekilinin, Vanda 23/10/2011 tarihinde
meydana gelen depremden sonra 9/11/2011 tarihinde meydana gelen diğer
depreme kadar bazı binalarda hasar tespiti
yaptırılmadığı, halkın deprem
bakımından riskli binalara girmemesi yönünde uyarılmadığı,
ildeki kamuya açık binalarla ilgili gerekli tedbirlerin
alınmadığı iddiasıyla Başbakan
Yardımcısı Beşir Atalay hakkında Meclis
soruşturması açılmasına ilişkin önergesi (9/2)
C) Tezkereler
1.- Toplumsal barış yollarının
araştırılması ve çözüm sürecinin değerlendirilmesi
amacıyla kurulan (10/576, 577, 578) esas numaralı Meclis
Araştırması Komisyonu Geçici
Başkanlığının, başkan, başkan vekili, sözcü
ve kâtip üye seçimine dair tezkeresi (3/1218)
VI.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri
1.- Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili
Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir
Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının; Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80)
(S. Sayısı: 156)
2.- Devlet
Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu
ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)
3.- Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısı
ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm
Komisyonu Raporu (1/751) (S. Sayısı: 452)
4.- Petrol Kanunu
Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve
Teknoloji Komisyonu Raporu (1/725) (S. Sayısı: 450)
5.- RACVIAC-Güvenlik İşbirliği Merkezi
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ile Millî Savunma Komisyonu ve
Dışişleri Komisyonu Raporları (1/282) (S. Sayısı:
315)
VII.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın, Mersin Milletvekili Mehmet Şandırın
görüşülen kanun tasarısının geçici 5inci maddesinde
verilen önerge üzerinde yaptığı konuşma sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
VIII.- OYLAMALAR
1.- (S. Sayısı:
452) Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısının oylaması
IX.- YAZILI SORULAR VE
CEVAPLARI
1.- Antalya Milletvekili Yıldıray Sapanın,
uyuşturucu ve benzeri yasak maddelerin ticaretinin vergiye tabi olup
olmadığına ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet
Şimşekin cevabı (7/18508)
2.- Kırklareli
Milletvekili Mehmet S. Kesimoğlunun, HEAŞ Hamitabat Doğal gaz
Kombine Çevrim Santraline ilişkin Başbakandan sorusu ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı
(7/20086)
3.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun, yurt dışı
görevlendirmelere ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldızın cevabı (7/20259)
4.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün, enerji politikalarına ve bilimsel
çalışmalara ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/20260)
5.- Eskişehir
Milletvekili Kazım Kurtun, Eskişehirde bazı mahallelere
doğal gaz bağlanmamasına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/20261)
6.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçerinin, Ankaranın Kazan ilçesindeki sanayi bölgesinde
yaşanan elektrik kesintilerine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/20262)
7.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçerinin, 2002-2013 yılları arasında enerji üretim ve
dağıtım tesislerinde meydana gelen yangın ve kazalara
ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldızın cevabı (7/20263)
8.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçayın, madencilik sektöründe çalışanların özlük
haklarına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldızın cevabı (7/20265)
9.- İstanbul
Milletvekili D. Ali Torlakın, doğal gaz ithaline ilişkin sorusu
ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı (7/20266)
10.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükatamanın, 2002 yılından itibaren Bursaya veya
Bursadan tayin edilen personele ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/20267)
11.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükatamanın, Bursada olası bir depremin olumsuz
etkilerinden korunmak için alınan önlemlere ve Bursadaki hizmet
binalarının depreme dayanıklılığına
ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldızın cevabı (7/20268)
12.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükatamanın, Bakanlığa bağlı birimlerde
çalışan taşeron işçilere ilişkin sorusu ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/20269)
13.- Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akovanın, Maden Kanunu ile Maden Kanunu
Uygulama Yönetmeliğine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/20270)
14.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun, Vana yönelik proje ve
yatırımlara ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/20271)
15.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun, Vergi Denetim Kurulu
yöneticilerinin özlük hakları ile Kuruma ait lojman ve makam araçlarına
ilişkin Başbakandan sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet
Şimşekin cevabı (7/20539)
9
Mayıs 2013 Perşembe
BİRİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 14.03
BAŞKAN:
Başkan Vekili Mehmet SAĞLAM
KÂTİP ÜYELER : Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır),Tanju
ÖZCAN (Bolu)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 102nci Birleşimini
açıyorum.
Toplantı yeter sayısı
vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce üç sayın
milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
Konuşma süreleri beşer
dakikadır, Hükûmet isterse yirmi dakikada cevap verebilir.
Gündem dışı ilk söz,
Danıştayın kuruluşu, Danıştay ve İdari
Yargı Haftası münasebetiyle söz isteyen Ağrı Milletvekili
Ekrem Çelebiye aittir.
Buyurun Sayın Çelebi. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
III.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin
Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Ağrı
Milletvekili Ekrem Çelebinin, Danıştayın kuruluşu ile
Danıştay ve İdari Yargı Haftasına ilişkin gündem
dışı konuşması
EKREM ÇELEBİ (Ağrı)
Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Danıştayın 145inci kuruluş yıldönümü
ve İdari Yargı Haftası nedeniyle gündem dışı
konuşma yapmak üzere söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle
yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Şûrâ-yı Devlet adıyla
1868 yılında kurulan ve Osmanlı Döneminde elli dört yıl
görev yapan Danıştayın faaliyeti, 4 Kasım 1922 tarihinde,
İstanbuldaki bütün merkez kuruluşlarının Türkiye Büyük
Millet Meclisi Hükûmetinin idaresine geçtiği sırada faaliyetleri sona
ermiş, Cumhuriyet Döneminde 669 sayılı Kanunla yeniden
kurulup, 6 Temmuz 1927 tarihinde çalışmaya
başlamıştır.
Günümüzde Danıştay, 1982
yılında yürürlüğe giren 2575 sayılı Danıştay
Kanununa göre örgütlenmiştir. Bu kanuna göre Danıştay, 14 dava,
1 idari olmak üzere 15 daireden oluşmaktadır.
Danıştay, hukuk devletinde
toplumsal düzenin temeli, ekonomik ve sosyal gelişmenin zemini, bireysel
hak ve özgürlüklerin güvencesidir. Özellikle, Türkiye, bilhassa AK PARTİ
hükûmetleri döneminde ekonomi, demokrasi ve hukuk alanlarında
gerçekleştirilen reformlarla birlikte çok boyutlu bir kalkınma
sürecine girmiştir. Bölgesinde ve dünyadaki itibarı bu anlamda daha
da yükselmiştir.
Tüm yargı çok önemli görevler
üstlenmektedir. Bunların her biri, toplum için ötelenemez adalet
anlayışının gereklerini yerine getirmektedir. Bununla
birlikte, Danıştay ve idari yargı, idare denilen büyük güç
karşısında, hak sahiplerinin taleplerini karşılamaya
çalışması nedeniyle önemli bir idari yargı, hukuk
işlevini yerine getirmektedir.
Hukuk devleti
anlayışının her geçen gün biraz daha da kökleşerek
hayat bulmasında, devletin adalet temelinde yükselmesinde
Danıştay ve idare mahkemelerinin önemli bir rolü bulunmaktadır.
Özellikle Danıştay, son yıllarda çok ciddi
değişiklikler yaşamıştır. Hem hukuk hem de insan
kaynakları alanında reform niteliğinde bazı
değişiklikler yapılmıştır. Danıştay,
Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemiyle entegrasyonu ve
Danıştayın UYAP üzerindeki işlemlerini yürütmesini sağlamıştır.
Bu şekilde, özellikle Danıştay ve dava genel kurulunun karar
verme kapasitesi daha da artırılmıştır.
Danıştayda üye sayısının
artırılmasından sonra çift heyet hâlinde çalışmaya
başlanmıştır. Bu uygulamayla dosya çıkarma
sayısında büyük bir artış sağlanmıştır.
Özellikle 2013 tarihi itibarıyla, 205.045 adet derdest dosya
sayısı şu anda bulunmaktadır. 2012 yılında
çıkarılan dosya sayısı 140 bin, 2011 yılında 110
bin, 2010 yılında 99 bin, 2009 yılında 101 bin, 2008
yılında 91 bin ve en son 2005i ben aktarmak istiyorum, 64 bin.
Dolayısıyla, 2013 yılında Danıştaya gelen toplam
dosya sayısı kadar dosyalar incelenip mahallerine gönderilmektedir.
Sayın Başkanım,
değerli milletvekilleri; Danıştay 150 üyeyle 295 tetkik hâkimi
ve 33 tane savcıdan oluşmaktadır. Bunun yanı sıra,
genel idari hizmetler sınıfına dâhil 618 personelle hizmet
vermektedir. Özellikle, yine AK PARTİ hükûmetleri döneminde,
Danıştaya çok güzel, Avrupa standartlarında, 2012
yılında hizmete açılan bir bina hediye edilmiştir. Bu
anlamda, Danıştay şu anda orada çok nefis bir şekliyle
hizmetini sürdürmektedir. Tabii, Türkiye, demokrasi ve hukuk
reformlarını kararlı bir şekilde Hükûmetimizle birlikte
sürdürmektedir.
Özellikle, Danıştaydan sonra,
bir de adli yargı anlamında sayın hükûmetlerimiz
Ağrıya neler yapmıştır? Adli yargı
anlamında hükûmetlerimiz Ağrıya 2008 yılında çok
güzel müstakil bir bina yapmıştır. Yine 2012 yılında
Ağrıdaki hâkim ve cumhuriyet savcılarımızın
lojman ihtiyaçlarını giderebilmek için TOKİye 30 tane daire
alımı için müracaatımız olmuştur. 2/1/2012 tarihinde
Ağrıda bir adli tıp şube müdürlüğü kurulmuş,
şu anda faaliyetini sürdürmektedir.
Biliyorsunuz Ağrının
Patnos ilçesi yıllardan beri adli yargı yönünden Erciş ilçemize
bağlıydı. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulumuzun
vermiş olduğu ve 9/4/2013 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan,
20/3/2013 tarihli kararıyla ağır ceza mahkemesi hüviyetini
kazanmış olup son kararnameyle de bir başsavcı ve
ağır ceza mahkemesi başkanı atanmıştır.
Ben bu vesileyle yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim
Sayın Çelebi.
Gündem dışı ikinci söz,
Şanlıurfa Akçakale Sınır Kapısında vuku
bulmuş olaylar hakkında söz isteyen Gaziantep Milletvekili Ali
Serindağa aittir.
Buyurun Sayın Serindağ. (CHP
sıralarından alkışlar)
2.- Gaziantep
Milletvekili Ali Serindağın, Şanlıurfa Akçakale
Sınır Kapısında 2 Mayıs 2013 Perşembe günü
yaşanan olaylara ilişkin gündem dışı
konuşması
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Bildiğiniz gibi -akşam da bir
nebze bahsetmiştim Genel Kurul toplantısında- 2 Mayıs
Perşembe günü Şanlıurfa ilimizin Akçakale ilçesi Akçakale Kara
Hudut Kapısında, hiç de tasvip etmediğimiz bir olay meydana
geldi. Türkiye'nin, silah tedarikinde yardımcı olduğu, her türlü
lojistik desteği verdiği, her türlü örgütlenme imkânlarını
sağladığı ve dünya arenasında da desteklediği
Özgür Suriye Ordusu denilen, içerisinde terörist unsurları da
barındıran bir grup tarafından basılmıştır
kara hudut kapımız ve bir polisimiz maalesef şehit olmuştur.
Bir polisimiz şehit edilmiştir, Türk Bayrağı
indirilmiştir, bayrağımız yakılmıştır.
Gene bize verilen bilgilere göre, 3 polisimiz yaralanmış, 4 askerimiz
yaralanmış, sivil vatandaşlarımız ve gümrük
memurlarından da yaralananlar olmuştur. Ancak, bu konuda maalesef
Hükûmet ve Hükûmet çevrelerinden bununla ilgili herhangi bir doyurucu
açıklama gelmemiştir.
Değerli milletvekilleri, ben, olayın akabinde,
cuma günü oraya gittim. Oradaki resmî yetkililerle de görüştüm,
memurları gördüm. Memurlar tedirgin, can güvenliklerinden emin
değiller. Çünkü, sınırın hemen bitişiğinde
silahlı gruplar, kontrolsüz gruplar var ve bunlar ara sıra kendi
aralarında bile çatışıyorlar. Belli ki memurlara
konuşmamaları tembihlenmiş. Bir şey söylemek istemiyorlar
ama gözlerinden çok şey söylemek istediklerini görebiliyorsunuz. Hiç
kimseye bir şey söylememeleri yolunda -zannediyorum- bir talimat
verilmiş. Halkla görüştük, halk da tedirgin. Kendi ülkelerinde ikinci
sınıf vatandaş konumuna gelmiş olmalarından ötürü
tedirginler. Tüm bunlara rağmen, Hükûmet bu konuda ciddi ve doyurucu bir
açıklama yapmamıştır. Ya ne yapmıştır?
Sayın Başbakan Kızılcahamam kampında Suriyeye
atmış tutmuştur, beddualar göndermiştir. Artık,
diplomasiyi bedduayla yürütüyoruz. Türkiye Cumhuriyetinin getirildiği bu
durumu üzüntüyle izliyoruz. Sayın Başbakan Kızılcahamamda
eser gürlerken İsrail jetleri
Suriyeyi bombalıyordu ve bunu maalesef içimize sindirdik, biz sindirmedik
de sindirenler sindirdi.
Şimdi, değerli arkadaşlar, Cumhuriyet Halk
Partisi demişti ki: Üç aşamalı bir çözüm planı
öneriyoruz. Aşamalardan biri neydi? Bir, uluslararası bir konferans
toplanmasıydı. Siz dinlemediniz, şimdi ne oldu biliyor musunuz?
Amerika ve Rusya anlaştı, uluslararası bir konferans
toplayacaklar, o konferansa hem yönetim güçlerini hem de muhalifleri davet
edecekler. Ve ne diyorlar? Diyorlar ki: Aşırı unsurların
güçlenmesi önlenmelidir. Yani, sizin silah tedarikinde bulunduğunuz,
eğittiğiniz, her türlü lojistik desteği sağladığınız
grupların güçlenmesi engellenmelidir diyor ve siz ne diyorsunuz: Efendim,
kimyasal silah kullanıldı. Bakın, Birleşmiş
Milletlere bağlı bir bağımsız komisyon geldi,
araştırma yaptı. Bu muhaliflerin kimyasal silah
kullandığına dair ciddi emareler bulunduğunu
raporlarında belirttiler. Yönetimin de kimyasal silah
kullandığına dair herhangi bir emareye
rastlanmadığı ifade edildi. Suriye politikasının
getirildiği nokta bu.
Bakın, şurada, Hürriyet
gazetesininin Washington muhabirinin geçtiği bir haber var. Elçilerden
Ankaraya mezhepçilik suçlaması. ABDnin eski 2 Ankara büyükelçisinin de
dâhil olduğu bir araştırma kurumu diyor ki: Efendim, Ankara
mezhepçilik yapıyor. Ne diyor? Şöyle diyor: 36 sayfalık
raporda, Türkiye'nin Suriyede mezhepçi politikalar izlediği, Müslüman
Kardeşler örgütüyle özdeşleştiği rapor altına
alınıyor. Türkiyeyi sizin getirdiğiniz nokta maalesef bu.
Şimdi, değerli
arkadaşlar, Suriye konusunda Amerikayla Rusya anlaştı; Kuzey
Irak
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ALİ SERİNDAĞ (Devamla)
Gazzenin ablukasını bile kaldıramadınız.
Teşekkür ediyorum, hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim
Sayın Serindağ.
Gündem dışı üçüncü söz,
Adana ve ilçelerinin sorunları hakkında söz isteyen Adana
Milletvekili Sayın Ali Halamana aittir.
Buyurun Sayın Halaman. (MHP
sıralarından alkışlar)
3.- Adana Milletvekili Ali
Halamanın, Adana ve ilçelerinin sorunlarına ilişkin gündem
dışı konuşması
ALİ HALAMAN (Adana) Sağ
olun Başkanım, teşekkür ediyorum.
Adana ve ilçeleri hakkında gündem
dışı söz almış bulunmaktayım. Bu söz
imkânını veren Sayın Başkana da teşekkür ederim.
Hepinizi saygı, sevgiyle selamlarım.
Tabii bu Adananın
sorunları diyerek gündem dışı
İç Tüzük de iyi ki var
bazen ama sürekli söylemek de bazen belki tatsız olabilir ama bu hasat
dönemi adına, yine sanayiden koptu; genelde son on senedir tarıma döndü.
Bundan dolayı, Adananın yazın sıcak olması
dolayısıyla
Sorunlarını gündeme getirme gibi gidip
gezdiğimizde, böyle bir
alışkanlığımızın olmasını seçmen arzu
ettiği için, genelde söz alıp Adananın sorunlarını
veya var olanı, iyi yaptıklarını, kötü yaptıklarını,
iktidarın bir sorumluluğu içerisinde söyleme mecburiyetimiz var.
Şimdi, hasat dönemi dediğim, yani
buğdayın biçim dönemi
Bir de buğday biçilirken, hasat
yapılırken Adanada ekim dönemi başlar yani mısır
eker, ayçiçeği eker. Dolayısıyla, tarımın
yanında, merkezî yerde yer alan hayvancılığı var.
Şimdi, Adananın ilçelerinin içerisinde, 2
tanesi daha çok hasat dönemiyle ilgili olması dolayısıyla
Bir
tanesi Yumurtalık. Yumurtalık, geçmiş dönemde, yani biraz
politik sebeplerden dolayı Ceyhana bağlı bir beldeydi ama
genelde mikro milliyetçilik yapıldı oralarda. İşte, oy alma
bakımından Sizi ilçe yapacağız. diyerek, böyle, denizin
kenarında 18 bin nüfuslu, 6 mahallesi, 15 adet köyü olan bir yer hâline
geldi. Ahalinin geçim kapısı genelde karpuzculuk,
hayvancılık, mısır, buğday.
Şimdi, bizim, bu Yumurtalık, yani bir
tarafı İskenderun, bir tarafı Mersin
O arada,
yıllardır, siyasi partiler, o Türkmen çocuklarına, o Yörüklere
Bize oy verin, size sahil yolu yaptıracağız. derler. Ama
bugüne kadar, bir türlü
Yani, kışın nüfusu 20 bin olan ama
yazın nüfusu en az 50 bin olan yerde içme suyu yok. Bundan dolayı,
Yumurtalık çok özel bir yerleşim alanı olmakla birlikte,
herhangi bir milletvekiline sorsak veya bir vatandaşa Adana deniz
kenarında bir il mi? desek, birçok insan Adananın kenarında
deniz var mı acaba? diye düşünür ama Adananın en büyük
sınırı deniz sınırı. Bugüne kadar kamu adına
yapılan bir miktar orada sosyal tesisler vardı, onları da
boşalttılar, ofisleri kalktı, ÇUKOBİRLİK kalktı,
devlet su işleri kalktı, dolayısıyla karpuz satanı,
alışveriş yapanı, simsarı da dışarıdan
gelir, her sene karpuz satan insan Param gitti. diyerek adliye
kapısında bekler. Dolayısıyla, Hükûmet yetkililerinin,
bakanlıkların bu işlerle ilgilenmesini özellikle rica ediyoruz.
İki, bir de İmamoğlu var.
Bu İmamoğlu da yani bütün alanı tarım,
dolayısıyla biz buralara kooperatifler kurdurduk, hayvan
dağıttırdık, mandıra kurdurttuk, hükûmet
konaklarını yaptırttık, ofisleri vardı,
ÇUKOBİRLİKleri vardı, ortasından geçen bir deresi var,
Cebel Deresi derler, onun sinekle mücadelesini bile on yıllık AKP iktidarı
yapamadı. Vatandaş, bugünün şartlarında, havaların
ısınmasından dolayı, sinekten dolayı
sıkıntılı olduğunu söylüyor. Ben bunları
söylemekle beraber, bu ilçelerimize hasat dönemi gelmesi dolayısıyla
taban fiyat açıklayacaklarsa Hükûmet yetkilileri açıklasınlar,
yani ortada bu üreticiyi tüccarın eline düşürtmesinler.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ALİ HALAMAN (Devamla) Hepinizi
saygı, sevgiyle selamlıyorum. Sağ olun. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler
Sayın Halaman.
Sisteme girmiş olan
arkadaşlarımıza sırasıyla söz vereceğim.
Sayın Atıcı
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- Mersin Milletvekili
Aytuğ Atıcının, 18/3/2013 tarihinde
Üniversitelerarası Kurul açılışında İstiklal
Marşı okunurken İstanbul Üniversitesi temsilcisinin ayağa
kalkmaması sonrası gereken işlemlerin yapılıp
yapılmadığını öğrenmek istediğine
ilişkin açıklaması
AYTUĞ ATICI (Mersin)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, siz YÖK
Başkanlığı yaptınız, Millî Eğitim
Bakanlığı yaptınız, bu söyleyeceklerimi lütfen
dikkatle dinlemenizi istirham ediyorum.
Yer: Üniversitelerarası Kurul.
Tarih: 18 Mart 2013, önemli bir tarih, 18 Mart 2013. Açılış
yapılıyor, İstiklal Marşı okunuyor, herkes ayakta, bir
kişi ayakta değil, İstanbul Üniversitesinin temsilcisi.
Şimdi, AKP Hükûmetinin ülkemizi ne
duruma getirdiğini çok net bir şekilde anlamış bulunuyoruz.
Bu konuda herhangi bir şey yapıldı mı? Bu konuda bir
soruşturma, bir araştırma yapılıp gereken
işlemler yapıldı mı diye gerçekten merak ediyorum. Bunu da
siyaset üstü bir soru olarak soruyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkürler
Sayın Atıcı.
Sayın Öğüt.
2.- İstanbul
Milletvekili Kadir Gökmen Öğütün, İstanbul ili Maltepe ilçesi
Esentepe Mahallesinde 10 Alevi yurttaşın evlerinin
kapısına işaret konulmasına ve Hükûmetin bu konuda ne tür
önlemler alacağını öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
KADİR GÖKMEN ÖĞÜT
(İstanbul) Teşekkürler Sayın Başkanım.
İstanbulun Maltepe ilçesinde
Esentepe mahallesinde 10 Alevi yurttaşımız, 6 mayıs
sabahı uyandıklarında evlerinin kapısında
işaretler ve ölüm şeklindeki yazılarla
karşılaşmışlardır. Birçok evin bu şekilde
işaretlendiğini gören mahalleliler hemen bir yürüyüş yaparak
tepki göstermiş ve işaretleri yapanların yakalanmasını
talep etmiştir.
Aynı bölgede geçen sene Pirsultan
Abdal Kültür Derneği Kartal Şubesi Cemevi ve Kültür Merkezi,
kimliği belirsiz kişilerce yakılmak istenmiştir. Bölgede
Alevilerin oturduğu evler de işaretlenmişti. Adıyamanda,
Aydında İzmirde ve daha pek çok kentte benzer örnekleri
yaşadık. Alevi evlerinin işaretlenmesi ve bunun benzerlerinin
sürekli yaşanması açıkça provokasyondur. Bu ülkede Alevi-Sünni,
Kürt-Türk, sağ-sol çatışması yaratılmak istenmektedir.
Bu tür can sıkıcı olayların yaşanmaması için
Hükûmet olarak ne tür önlemler almayı planlıyorsunuz? Bir an önce bu
suçluların yakalanmasını, provokatörlerin
yakalanmasını bizler sizden Maltepeliler olarak talep ediyoruz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim
Sayın Öğüt.
Sayın Tüzel.
3.- İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzelin, işçi sınıfının
durumuna ilişkin açıklaması
ABDULLAH LEVENT TÜZEL (İstanbul)
Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
İşçi
sınıfımızın durumundan söz etmek istiyorum.
Sözleşme dönemindeki metal işçileri grev kararı aldılar.
MESS patronları günde iki lira artışla işçileri âdeta
köleliğe mecbur etmek istiyorlar. ÇAYKURda bildiğiniz gibi grev
kırıcılığı yapan bir patron ve Hükûmetin iş birliğini
gördük. Şimdi de hava yolu emekçileri uçuş güvenliği için, kendi
hakları, sosyal ve özlük hakları için değil, uçuş
güvenliği için greve çıkacaklar 15 Mayısta ve bu grevi de
şimdi başta Maliye Bakanı, Ulaştırma Bakanı ve
Çalışma Bakanı olmak üzere Hükûmet tehdit ediyor.
Türk Hava Yolları emekçileri
kuralsız ve sağlıksız çalışma
koşullarına mecbur ediliyor. 70 uçak varken 12.600
çalışanı vardı, şimdi 217 uçak 13.600 personelle
kaldırılmak isteniyor. İşte Türk Hava Yollarını dünya
devi yapmak isteyen anlayışın zihniyeti bu. Bakanların
işi greve müdahale etmek değildir, emekçinin hakkı, halkın
güvenliği için çalışmaktır.
Yeni uçakların düşmemesi için
Türk Hava Yolları emekçilerinin yanındayız diyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkürler
Sayın Tüzel.
Sayın Öz
4.- Manisa Milletvekili
Sakine Özün, Manisanın Sarıgöl ilçesinde meydana gelen dolu
felaketine ve TARSİM sigortasının önemine ilişkin
açıklaması
SAKİNE ÖZ (Manisa) Sayın
Başkan, teşekkür ediyorum.
Dün akşam saatlerinde, yoğun
dolu, Manisanın Sarıgöl ilçesi Güneydamları, Baharlar,
Bahadırlar, Sığırtmaçlı, Çanakçı, Tırazlar
ve Bağlıca köyleri ile merkezdeki bağlarda yüzde 90a varan,
ayrıca Ahmetli ilçemizin Gökkaya beldesi Alahıdır köyünde de
büyük zararlara yol açmıştır. Başta yağıştan
etkilenen çiftçilerimize olmak üzere, tüm Manisa halkına Geçmiş
olsun. diyorum. Yetkililerin, dolu felaketi sonucunda oluşan
kayıpları acilen tespit ederek, zararların giderilmesi konusunda
çalışma yürütmesini bekliyorum. Olay, TARSİM
sigortasının önemini daha da fazla ortaya koymuştur.
TARSİMdeki sigortalama
sıkıntılarının giderilmesi için, çiftçilerimizin
ürünlerini sigortalatmalarının özendirilmesine dönük
çalışmalar yürütülmesini bekliyor, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim
Sayın Öz.
Sayın Karaahmetoğlu
5.- Giresun Milletvekili
Selahattin Karaahmetoğlunun, faizdeki
düşüşten vatandaşı yararlandırmayan, ekstra
masraflarla kârını artıran bankalar hakkında BDDKnın
gereken tedbirleri alması hususunda Hükûmeti göreve davet ettiğine
ilişkin açıklaması
SELAHATTİN KARAAHMETOĞLU
(Giresun) Sayın Başkan, Ekonomi Bakanı Sayın Zafer
Çağlayan Bankalar yüksek kârlara devam etme arzusuyla, faizlerdeki
düşüşü kendi kredilerine, üreticiye, tüketiciye, KOBİye, esnafa
ve çiftçiye yansıtmıyor. dedi. Dünyada eşi benzeri olmayan
yüksek kâr oranlarıyla çalışan bankalarımızın,
kullandırdığı kredilerden dosya masrafı, ekspertiz
ücreti, sigorta ücreti ve diğer masraf kalemleri adı altında
ayrıca para almaları, krediye ihtiyacı olan vatandaşı
faiz dışında yöntemlerle sömürmeleri konusu yargıya intikal
etmiş ve tüketicinin lehine yüzlerce karar verilmiştir. Faizdeki
düşüşten vatandaşı yeterince faydalandırmayan, ekstra
masraflarla kârını artıran bu bankalardan
vatandaşlarımız gibi Hükûmet üyeleri de yıllardır
şikâyet etmektedir.
BDDKnın görevini
layıkıyla yapması ve gereken tedbirleri alması hususunda
Hükûmeti göreve davet ediyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim
Sayın Karaahmetoğlu.
Sayın Köse
6.- Çorum Milletvekili
Tufan Kösenin, kamuoyunda askerî casusluk davası olarak bilinen davaya
ve iktidarın Alevi düşmanlığının nerede
biteceğini öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması
TUFAN KÖSE (Çorum) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
İzmirde yargılanmasına
başlanılan ve adı kamuoyunda askerî casusluk davası
olarak bilinen davanın ilk duruşmalarında görüldü ki bu davada
da ateş olmayan yerden duman çıkarılmaya
çalışılmıştır. Davanın iki numaralı
sanığı albayın bilgisayar kullanmadığı, 1
kişi hariç 300e yakın diğer sanıkları da
tanımadığı anlaşılmıştır. Bu
davada da tutuklu askerlerin, tutuklu subayların, astsubayların
önemli bir bölümünün iktidara biat etmeyen Alevi ve yurtsever subaylardan
oluştuğu iddia edilmektedir. Yine, yargıda Alevi hâkimlere de
coğrafi yer teminatı dâhil birçok teminatın
uygulanmadığı iddia edilmektedir. İktidarın Alevi
düşmanlığının sonu nerede bitecektir?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Köse,
teşekkür ediyorum.
Sayın Ercoşkun
7.- Bolu Milletvekili
Ali Ercoşkunun, İzzet Baysalın Boluya yaptığı
hizmetlere ve kendisini bir kere daha şükranla, özlemle andığına
ilişkin açıklaması
ALİ ERCOŞKUN (Bolu)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Yaşarken Devlet Üstün Hizmet
Madalyası alan, doğduğu topraklara yaşamı boyunca
yaptığı birikimleri bağışlayarak eğitim ve
sağlık alanında yüzlerce tesis yapan, biz Boluluların
Bolunun babası olarak şükran duygularını ifade
ettiğimiz vâkıf insan İzzet Baysal Babamızı bir kere
daha şükranla, özlemle anıyoruz.
Sana olan özlemimiz her geçen gün daha
da artarken biz evlatlarına bıraktığın mirasın
yanında, bizlere vasiyet niteliğinde olan on altın öğüdünü
de hiçbir zaman unutmuyoruz. Yaptığınız eğitim
kurumlarında binlerce evladınız eğitim görüyor.
Sağlık kurumlarınız şifa dağıtmaya devam
ediyor. İzzet Baysalın yolunda ilerleyen vakıf mütevelli heyet
üyeleri tarafından yapılan talepler de tarafımızdan
yakından takip edilmekte. Bu kapsamda, Abant İzzet Baysal
Üniversitesi bünyesinde açılmak istenen hukuk fakültesi ve merhum
babamız İzzet Baysalın doğum yeri olan Sebene meslek
yüksekokulu taleplerini YÖK nezdinde yakından takip etmekteyiz.
İnşallah, bu konuda en kısa sürede neticeye
ulaşacağız.
İzzet Baysalın
sayısız eserin mimarı olduğu kadar, öğütleri ve
ilkeleriyle de gönüllerdeki yerini daima muhafaza edeceğini, İzzet
Baysalın kurduğu ve
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ederim
Sayın Ercoşkun.
Sayın Türkoğlu
8.- Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlunun, emniyet mensuplarının
sorunlarına ilişkin açıklaması
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU
(Osmaniye) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
İçişleri Bakanımızın
da Meclis Genel Kurulunda olması sebebiyle bir hususu hatırlatmak ve
altını çizmek için söz aldım.
Emniyet mensuplarımız,
polislerimiz zor şartlarda görevlerini yerine getirmekte, fedakârca hizmet
etmekteler. Ancak, özlük haklarıyla ilgili çalışma şartları,
çalışma saatleri, ek göstergelerine ilişkin hususlardaki
beklentileri, özellikle Başbakan tarafından da söz verilmiş
olmasına rağmen, hâlâ yerine getirilmedi. Bir önceki
İçişleri Bakanımız da bu konuda söz vermişlerdi hem
Genel Kurul huzurunda hem diğer kamuoyu araçları önünde. Sayın
Bakanımızın da bu konuda hassasiyeti olduğunu biliyoruz.
Polislerimiz sıkıntılarının dile getirilmesi ve
çözülmesi hususunda çok arzulu ve istekliler, çok büyük beklenti içindeler. Bu
sıkıntıları dile getirmek üzere sendikalaşma
faaliyetine giriştiler. Maalesef, sendikalaşmak isteyen polisler de
meslekten atıldılar, Polis Disiplin Tüzüğü çerçevesinde
ağır bir müeyyideye tabi tutuldular.
Bu sorunların çözümü için
Hükûmetten bir beklenti olduğunu hatırlatmak için söz aldım.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim
Sayın Türkoğlu.
Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel
Kurula sunuşları vardır.
Meclis araştırması
açılmasına ilişkin üç önerge vardır, okutuyorum:
V.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 20 milletvekilinin, hasta mahpuslarla ilgili
sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/612)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Her geçen gün hapishanelerle ilgili
sorunlar gündeme gelmektedir ve hemen her gün yazılı ve görsel
medyada hapishanelerle ilgili haberler yer almaktadır. Hapishane
sorunları içerisinde en çok dikkat çeken konu ise hasta mahpuslar meselesidir.
Adalet Bakanı Sayın Sadullah
Ergin tarafından verilen bir demeçte, ağır hasta mahpus
sayısının 416 olduğu belirtilmiştir. İnsan
Hakları Derneği'nin verilerine göre ise 266 ağır hasta
mahpus bulunmaktadır. Yine, İHD verilerine göre hapishanelerde 2011
yılında 31 mahpus yaşamını yitirmiştir.
Hapishanede yaşamım yitiren insan sayısı, 2010
yılında ise 161 olarak tespit edilmiştir. Başka kaynaklarda
farklı rakamlara rastlanmaktadır. Adalet Bakanlığı
tarafından açıklanan bilgilerin herhangi bir araştırmaya
dayanıp dayanmadığı belli değildir. İHD ve ÇHD
gibi kurumların raporları ise kendilerine yapılan
başvurulara dayanmaktadır ve hastane, adli tıp raporlarıyla
birlikte hasta ve kaldığı hapishane hakkında gerekli
bilgileri vermektedir. Ancak Bakanlığın
açıkladığı sayı ile söz konusu derneklerin
verdiği rakamlar arasında iki kata yakın bir fark vardır.
Hapishanede hasta olan ve
yaşamını yitiren insan sayısının oldukça fazla
olması dikkat çekici bir konudur ancak bu konuyla ilgili resmî makamlarca
yapılmış herhangi bir araştırma yoktur. Oysa bir
meselenin çözüme kavuşması için, derinlemesine bir inceleme ve
detaylı ve objektif bilgi çok önemlidir. Gerekli bilgi ve belgelere
ulaşabilmek için süratle hareket edilmesi, daha fazla mağduriyetin
oluşmaması için ilk ve önemli bir adım olacaktır.
Hasta mahpusların önemli bir
kısmının hapishane koşullarında tedavi edilmesi
oldukça zorken, bazı hastalıkların ortaya çıkmasında
ve ilerlemesinde de hapishane koşullarının etkili olduğu
dile getirilmektedir. Bu konuyla ilgili Türk Tabipler Birliği ve Türkiye
Mühendis ve Mimar Odaları Birliği tarafından sunulan raporlarda,
hapishanelerin fiziki olarak insan sağlığını olumsuz
yönde etkilediği belirtilmektedir. Ayrıca, pek çok farklı
kurumun raporlarında F tipi hapishanelerde kata bir tecrit
uygulandığı ve bunun mahpuslar üzerinde olumsuz etkilere neden
olarak pek çok hastalığı tetiklediği belirtilmektedir.
Ağır hasta mahpusların
tedavisi ciddi bir sorun olarak devam ederken hapishanelerdeki sağlık
hizmetlerinin yetersiz ve yavaş olduğu da tartışılan
bir başka konudur. Pek çok hapishanede sürekli doktor
bulunmadığı, haftanın birkaç günü aile hekimleri
tarafından verilen hizmetin ise yeterli olmadığı
düşünülmektedir.
Hapishanelerde yaşanan ölümler ve
hasta mahpuslar sayısı sadece ulusal alanda değil,
uluslararası alanda da gündeme gelmekte ve ülkemizin bir problemi olarak
gözükmektedir.
Hapishanede kalan hasta ve
ağır hasta mahpus sayılarının belirlenmesi, hapishane
koşullarının sağlık açısından incelenmesi,
hasta mahpusların tedavisi için uygun çözüm yollarının
belirlenmesi ve ağır hasta mahpusların tedavisi ve gerekirse
tahliyesi için gerekli incelemenin yapılıp çözüm yolarının
belirlenmesi için Anayasanın 98, İç Tüzükün 104 ve 105'inci
maddeleri uyarınca Meclis araştırması açılmasını
arz ve teklif ederiz. 27/02/2012
1) Veli Ağbaba (Malatya)
2) Kadir Gökmen Öğüt (İstanbul)
3) Süleyman Çelebi (İstanbul)
4) Musa Çam (İzmir)
5) İzzet Çetin (Ankara)
6) Mehmet Şevki Kulkuloğlu (Kayseri)
7) Mehmet S. Kesimoğlu (Kırklareli)
8) Candan Yüceer (Tekirdağ)
9) Emre Köprülü (Tekirdağ)
10) Mahmut Tanal (İstanbul)
11) Nurettin Demir (Muğla)
12) Hülya Güven (İzmir)
13) Ayşe Gülsün Bilgehan (Ankara)
14) Namık Havutça (Balıkesir)
15) Gürkut Acar (Antalya)
16) Ahmet İhsan Kalkavan (Samsun)
17) Ali Özgündüz (İstanbul)
18) Recep Gürkan (Edirne)
19) Malik Ecder Özdemir (Sivas)
20) İhsan Özkes (İstanbul)
21) Ali Haydar Öner (Isparta)
2.- Bolu Milletvekili
Tanju Özcan ve 21 milletvekilinin, Boluda yapılmış,
inşası devam eden ve planlama aşamasında bulanan HESlerin
doğaya verdikleri zararların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/613)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Bütün dünyada olduğu gibi
ülkemizde de enerji kaynaklarının kullanımı yöneltilmesi
önemlidir. Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü verilerine göre 78
milyon hektar olan Türkiye yüz ölçümünün 1,4 milyon hektarı doğal
göller ve baraj göllerinden oluşmaktadır.
Elektrik enerjisi tüketiminin
geniş kitlelere ulaşması ve gerek duyulduğunda diğer
enerji türlerine dönüştürülmesinden dolayı yaşamın her
alanında kullanılmaktadır. Hidroelektrik enerji üretiminde ithal
kaynaklar kullanılmadığında, bu tesislerde elde edilen
enerji yerli olarak kabul edilmekte ve tesisin yapı özelliği
bakımından da kısmen yenilenebilir enerji kaynakları
sınıfına girmektedir.
Yenilenebilir kaynaklara
bağlı enerji üretimleri enerji alanında dışa
bağımlılığı azaltırken, iklim
değişimi gibi süreçlerde de olumsuzluklarının
azaltılmasına katkı sağlamaktadır. İklim
değişiminde en fazla etkilenecek olan doğal kaynaklardan birisi
sudur. Su yaşamın olmazsa olmazı olduğundan suyun kullanımında
ya da durumunun değiştirilmesinde çok dikkatli ve duyarlı
olunmalıdır. Suyun kullanımında suyun yenilenme
kapasitesinin korunması temel koşul olmalıdır.
Son yıllarda, insan kaynaklı
etkilerin iklim değişimi üzerindeki baskısının giderek
artması, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelimi
artırmış ve yatırım konusundaki teşvikleri
gündeme getirmiştir.
Özellikle son yıllarda
yapılan HES projeleri enerji ihtiyacının giderilmesi konusunda
önemli bir değer yaratmadığı gibi ekolojik ve kültürel
anlamda birçok sorunu da beraberinde getirmiştir. Son dönemlerde yapılan
düzenlemeler ekolojik ve kültürel yaşamın devamını
sağlamaktan çok sermayenin taleplerinin göz önüne
alındığını işaret etmektedir.
Diğer enerji kaynaklarında ve
enerji hizmetlerinde olduğu gibi, hidrolik enerjinin de serbest piyasa
koşullarına bırakılmasının ilk ve en önemli
adımı, 3096 sayılı Kanun ile, Türkiye Elektrik Kurumu
Dışındaki Kuruluşların Elektrik Üretimi, İletimi,
Dağıtımı ve Ticareti ile Görevlendirilmesi Hakkında
Kanun ile başlamıştır. Ancak süreç 4628 sayılı
Elektrik Piyasası Kanunu ile çok daha sorunlu boyutlara
vardırılmış olup bu sürecin HES'lere olumsuz etkileri
olmuştur. Ülkemizdeki bütün akarsuların neredeyse her noktası
HES için parsellenmiş hâle getirilmiştir.
HESlerin sadece enerji amacına
ilişkin projeler düzeyinde ele alınması
yanlıştır. HESlerin yapımında, akarsu havzaları
bir bütün olarak ele alınmalı, su rejimlerine bakılarak ve havza
içindeki sucul ve karasal ekosistem özelliklerinin değerlendirmesi
yapılmalı ve en önemlisi suyun kendisini yenilemesine izin verilmesi
çok önemlidir.
Türkiye genelinde planlanma
aşamasında olan 2 bin tane HES olduğu belirtilmektedir. Bu
planlamalar yapılırken Enerjide dışa
bağımlılıktan kurtulacağız. gibi söylemler
getirilmektedir. Oysa, HES projeleri ile sularımız çok uluslu
şirketlere verilmektedir. Dolayısıyla, ülkemizin enerjide
dışa bağımlılıktan kurtulacağı
şeklindeki söylemler doğruyu yansıtmamaktadır. HES'lerin
yapımında, yöre halkının, flora ve faunanın suya olan
ihtiyaçlarının gözetilmediği, olmazsa olmaz can suyunun çok az
miktarlarda verildiği veya hiç bırakılmadığı
görülmektedir.
HES yapıları için proje
aşamasından inşaat aşamasına kadar tam bir
denetimsizlik hâkimdir. Denetimin, kamu kaynaklarını koruma, bilim ve
mühendislik gereklerini yerine getirme noktasında, toplumsal yararı
öncelikli olacak şekilde yapılması gerekmektedir. HES
yapımında gerekli olan ÇED raporları da önem arz etmektedir.
Uygulamada bazı HES'ler için verilen bir ÇED raporunun başka bir HES
projesinde bire bir örtüşmesi de bu işlemin artık sıradan
bir hâl aldığını göstermektedir. Mahkeme kararlarında
HES projelerinde işletilen ÇED sürecinin formaliteden öteye
gitmediği, HES projelerinin doğal yaşam alanlarına geri
dönüşümsüz zararlar verdiği vurgulanarak birçok ÇED raporu iptal
edilmektedir.
Bolu, yüzde 62'si ormanlarla kaplı,
yeşilin ve mavinin kucaklaştığı bir ildir. Bolu'da 8
adet tabiat parkı, 1 adet tabiat koruma alanı bulunmaktadır.
Bolu ve çevresi dünyanın sayılı, Türkiye'nin en güzel
ormanları ile kaplıdır. Doğanın Bolu için ne kadar
önemli olduğu bu verilerle açıkça görülmektedir.
Bolu'da şu anda Mengen'de Kayabükü
ve Paşa olmak üzere 2 adet HES bitirilmiş, elektrik üretmeye
başlamıştır. Bunun yanında Seben'de inşası
devam eden Çeltikderesi ve Cevizlidere HES projeleri bulunmaktadır.
Bolu'nun ilçelerinde yapılması planlanan 20 adet daha HES projesi
olduğu bilinmektedir.
Bu düşünceler doğrultusunda
Bolu'da yapılmış, inşası devam eden ve planlama
aşamasında bulunan HES'lerin doğaya verdikleri zararların
tespit edilip, çözüm önerilerinin belirlenmesi amacıyla Anayasanın
98inci, İç Tüzükün 104 ve 105inci maddeleri uyarınca Meclis
araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.
1) Tanju Özcan (Bolu)
2) Kadir Gökmen Öğüt (İstanbul)
3) Süleyman Çelebi (İstanbul)
4) Hülya Güven (İzmir)
5) Musa Çam (İzmir)
6) İzzet Çetin (Ankara)
7) Candan Yüceer (Tekirdağ)
8) Mehmet Şevki Kulkuloğlu (Kayseri)
9) Mahmut Tanal (İstanbul)
10) Veli Ağbaba (Malatya)
11) Nurettin Demir (Muğla)
12) Ahmet İhsan Kalkavan (Samsun)
13) Ayşe Nedret Akova (Balıkesir)
14) Gürkut Acar (Antalya)
15) Mustafa Sezgin Tanrıkulu (İstanbul)
16) Namık Havutça (Balıkesir)
17) Emre Köprülü (Tekirdağ)
18) Mehmet S. Kesimoğlu (Kırklareli)
19) Recep Gürkan (Edirne)
20) Malik Ecder Özdemir (Sivas)
21) İhsan Özkes (İstanbul)
22) Ali Haydar Öner (Isparta)
3.- İstanbul
Milletvekili Sebahat Tuncel ve 21 milletvekilinin, Türkiyede çocuk
cezaevlerinde çocukların karşı karşıya
kaldığı sistematik şiddet, kötü muamele ve cinsel istismar
sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/614)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Türkiye'de çocuk cezaevlerinde
çocukların karşı karşıya kaldığı
sistematik şiddet ve kötü muamele, cinsel istismar sorunlarının
araştırılması, incelemeler yapılarak sorunların
tespit edilmesi, bu sorunları besleyen yönetimsel ve hukuksal
aksaklıkların belirlenmesi, TMK sonucu çocukların
mağduriyetlerinin ortaya çıkarılması ve bu yanlış
hukuksal zeminin değiştirilmesi için yeni bir kanun
tasarısını ilgili kurumlarla hazırlamak için zemin
oluşturulması amacıyla Anayasa'nın 98'inci, İç
Tüzük'ünün 104 ve 105'inci maddeleri gereğince Meclis
araştırması açılması için gereğini arz ederiz.
1) Sebahat Tuncel (İstanbul)
2) Pervin Buldan (Iğdır)
3) Hasip Kaplan (Şırnak)
4) Sırrı Sakık (Muş)
5) Murat Bozlak (Adana)
6) Halil Aksoy (Ağrı)
7) Ayla Akat Ata (Batman)
8) İdris Baluken (Bingöl)
9) Hüsamettin Zenderlioğlu (Bitlis)
10) Emine Ayna (Diyarbakır)
11) Nursel Aydoğan (Diyarbakır)
12) Altan Tan (Diyarbakır)
13) Adil Zozani (Hakkâri)
14) Esat Canan (Hakkâri)
15) Sırrı Süreyya Önder (İstanbul)
16) Mülkiye Birtane (Kars)
17) Erol Dora (Mardin)
18) Ertuğrul Kürkcü (Mersin)
19) Demir Çelik (Muş)
20) İbrahim Binici (Şanlıurfa)
21) Nazmi Gür (Van)
22) Özdal Üçer (Van)
Gerekçe:
25 Şubat 2012'de Pozantı M
Tipi Çocuk Cezaevinde cinsel istismar olaylarının basına
yansıması cezaevlerinde tutuklu ya da hükümlü olarak bulunan
çocuklara yönelik işkence ve kötü muamele sorunlarını tekrardan
gündeme getirmiştir.
Yaşanan son olayda dağın
sadece görünen yüzünün olduğu ortaya çıkmıştır.
Pozantı Cezaevinde tutuklu bulunan çocuklar İnsan Hakları
Kurumuna 2011 yılında yapmış oldukları başvuruda,
gerek cezaevine alınırken gerekse cezaevinde çok çeşitli hak
ihlallerine maruz kaldıklarını; örneğin, cezaevine
götürüldükleri ilk gün gardiyanların hangi suçtan geldiklerini
sorduklarını, siyasi olarak cevap verdiklerinde ise Siz
teröristsiniz. diyerek gardiyanların dövdüklerini, cezaevine ilk giriş
dayağı adı altında pimapen ile ellerine kızarana kadar
vurduklarını, bire bir cezaevi müdürü tarafından
akıllı durmaları hususunda cop ile tehdit edildiklerini ve idare
tarafından koğuş mesullerinin onları adam etmeleri ve
eziyet etmeleri için tembih edildiklerini, birlikte cezaevine götürüldükleri
arkadaşları ile aynı koğuşta kalmalarına müsaade
edilmediğini, teker ya da ikişer olmak üzere bilinçli olarak adli koğuşlara
dağıtıldıklarını, ayrı bir koğuşa
yerleştirilme talepleri karşısında gardiyanlar
tarafından sürekli işkence ve kötü muameleye maruz
kaldıklarını belirtmiştir. Üstelik bu olayların
yıllardır devam ettiği, 2009 yılında bir çocuğun
intihar etmesi sonrası TBMM İnsan Hakları Komisyonunun 2010
yılı araştırması sonucu hazırlanan raporda
cezaevinde yaşanan bu sorunlar dile getirilmiştir ve cezaevinin
kapatılması gerektiği belirtilmiştir. Buna rağmen bu sorunların görmezden
gelindiği ve çocukların mağdur edildiği görülmektedir.
Türkiye'de 2.317 tutuklu çocuk
bulunmaktadır. İnsan hakları örgütleri, çocukların
cezaevlerinde işkence ve kötü muameleye, sistematik işkenceye maruz
kaldıklarını ve bu sürecin gözaltına alınmayla başladığını
belirtmektedir. Cezalandırma
mantığıyla hazırlanmış ve temelde
yanlış bir kanun olan Terörle Mücadele Kanunundan kaynaklı çok
ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Türkiye'de çocukların adil ve
uluslararası insan hakları normlarına uygun bir şekilde
yargılanabilmelerini sağlamak için gerekli hukuksal düzenlemelerin
yapılması acildir. Bu nedenle, Türkiye'de çocuk cezaevlerinde
çocukların karşı karşıya kaldığı
sistematik şiddet ve kötü muamele, cinsel istismar sorunlarının
araştırılması, incelemeler yapılarak sorunların
tespit edilmesi, bu sorunları besleyen yönetimsel ve hukuksal
aksaklıkların belirlenmesi, TMK sonucu çocukların
mağduriyetlerinin ortaya çıkarılması ve bu yanlış
hukuksal zeminin değiştirilmesi için yeni bir kanun tasarısını
ilgili kurumlarla hazırlamak için zemin oluşturulması
amacıyla bir araştırma komisyonu kurulmasını
önermekteyiz.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, araştırma önergeleri bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler gündemdeki yerlerini alacak
ve Meclis araştırması açılıp açılmaması
konusundaki görüşmeler sırası geldiğinde
yapılacaktır.
Şimdi, bir Meclis
soruşturması önergesi vardır. Önerge bastırılıp
sayın üyelere bugün dağıtılmıştır.
Şimdi önergeyi okutuyorum:
B) Meclis
Soruşturması Önergeleri
1.- Afyonkarahisar
Milletvekili Ahmet Toptaş ve 63 milletvekilinin, Vanda 23/10/2011
tarihinde meydana gelen depremden sonra 9/11/2011 tarihinde meydana gelen
diğer depreme kadar bazı binalarda hasar tespiti
yaptırılmadığı, halkın deprem
bakımından riskli binalara girmemesi yönünde
uyarılmadığı, ildeki kamuya açık binalarla ilgili
gerekli tedbirlerin alınmadığı iddiasıyla
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay hakkında Meclis
soruşturması açılmasına ilişkin önergesi (9/2)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
23/10/2011 tarihinde Van ilinde 7,1
şiddetinde deprem meydana gelmiş, pek çok insan hayatını
kaybetmiştir. Depremin ardından çok sayıda artçı deprem
meydana gelmiş ve gelmekte iken 09/11/2011 tarihinde 5,7 şiddetinde
açıklanan deprem olmuş ve aralarında Bayram Otel'in de
bulunduğu 2si otel 18 bina çökmüş, 24 kişi Bayram Otel'de olmak
üzere toplam 39 kişi hayatını kaybetmiştir. Olayın
ardından Van Cumhuriyet Başsavcılığı
soruşturma başlatmış ve sunulan bilirkişi raporu ile
sorumlular belirlenmiştir. Bilirkişi raporunun sonuç
kısmında "binada hasar tespiti yapmayan, gerekli tedbirleri
almayan ilgili birimlerin de kusurlu olduğu" belirtilmiştir.
İlk depremden sonra ikinci depreme
kadar on altı günlük sürede vatandaşın barınıp
barınmayacağı yerleri ayırt etmemek ve hasar tespiti
yapmayıp, binalara girmek tehlikeli olduğu hâlde (artçı
depremler ve yeni depremler sebebiyle) halkı binalara girmeme yönünde
uyarmamak, oteldeki hasara rağmen otelin işgaline karşı
çıkmamak, şehirdeki herkese açık binalar olan ve vatandaşça
devlet tarafından güvenli olduğunun belirlendiği varsayılan
fakat yıkılan bu otellere girişi engellememek, boşaltmamak,
var olan artçılar devam ettiği hâlde bu tedbirleri almamaktan
dolayı AFAD kusurludur. Yine Bayram Otel'in ikinci depremden önce hasarlı
olduğu sabittir. Oteldeki çatlaklar basında gösterilmiştir.
Hasar tespiti yapmakla ve iki deprem arasındaki gerekli tedbirleri almakla
görevli olan birimlerden birisi Afet ve Acil Durum Yönetimi
Başkanlığı yetkilileri olduğundan dolayı ve
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'a bağlı
olması nedeniyle Başbakan Yardımcısı Beşir
Atalay'ın eylemlerinin Türk Ceza Kanununun 257'nci maddesine uyduğu
iddiasıyla Anayasanın 100'üncü ve İç Tüzükün 107'nci maddeleri
uyarınca bir Meclis soruşturması açılmasını
saygılarımızla arz ve teklif ederiz.
02/04/2013
1) Ahmet Toptaş (Afyonkarahisar)
2) Recep Gürkan (Edirne)
3) Hurşit Güneş (Kocaeli)
4) Ali Sarıbaş (Çanakkale)
5) Emre Köprülü (Tekirdağ)
6) Musa Çam (İzmir)
7) Mustafa Sezgin Tanrıkulu (İstanbul)
8) Mahmut Tanal (İstanbul)
9) Fatma Nur Serter (İstanbul)
10) Muharrem Işık (Erzincan)
11) Hülya Güven (İzmir)
12) Kadir Gökmen Öğüt (İstanbul)
13) Birgül Ayman Güler (İzmir)
14) Tolga Çandar (Muğla)
15) Ramis Topal (Amasya)
16) Aytuğ Atıcı (Mersin)
17) Orhan Düzgün (Tokat)
18) Bülent Tezcan (Aydın)
19) Haydar Akar (Kocaeli)
20) Mehmet Hilal Kaplan (Kocaeli)
21) Mehmet Ali Ediboğlu (Hatay)
22) Mehmet Şeker (Gaziantep)
23) Mustafa Serdar Soydan (Çanakkale)
24) ihsan Özkes (İstanbul)
25) Aylin Nazlıaka (Ankara)
26) Uğur Bayraktutan (Artvin)
27) Turgut Dibek (Kırklareli)
28) Dilek Akagün Yılmaz (Uşak)
29) Aykut Erdoğdu (İstanbul)
30) Mehmet Şevki Kulkuloğlu (Kayseri)
31) Aykan Erdemir (Bursa)
32) Mustafa Moroğlu (İzmir)
33) Engin Özkoç (Sakarya)
34) Alaattin Yüksel (İzmir)
35) Vahap Seçer (Mersin)
36) Kamer Genç (Tunceli)
37) Müslim Sarı (İstanbul)
38) Selahattin Karaahmetoğlu (Giresun)
39) İlhan Demiröz (Bursa)
40) Kazım Kurt (Eskişehir)
41) İzzet Çetin (Ankara)
42) Durdu Özbolat (Kahramanmaraş)
43) Aytun Çıray (İzmir)
44) Bülent Kuşoğlu (Ankara)
45 Haluk Eyidoğan (İstanbul)
46) Mehmet Volkan Canalioğlu (Trabzon)
47) Ali Özgündüz (İstanbul)
48) Osman Taney Korutürk (İstanbul)
49) Ramazan Kerim Özkan (Burdur)
50) Mehmet S. Kesimoğlu (Kırklareli)
51) Ahmet İhsan Kalkavan (Samsun)
52) Mevlüt Dudu (Hatay)
53) Ali İhsan Köktürk (Zonguldak)
54) Tanju Özcan (Bolu)
55) Celal Dinçer (İstanbul)
56) Namık Havutça (Balıkesir)
57) Rahmi Aşkın Türeli (İzmir)
58) Ali Demirçalı (Adana)
59) Ali Haydar Öner (Isparta)
60) Rıza Türmen (İzmir)
61) Gürkut Acar (Antalya)
62) Veli Ağbaba (Malatya)
63) Ayşe Nedret Akova (Balıkesir)
64) Haluk Ahmet Gümüş (Balıkesir)
Gerekçe:
23 Ekim 2011 tarihinde Van ilinde 7,1
şiddetinde deprem meydana gelmiş, pek çok insan hayatını
kaybetmiştir. Depremin ardından çok sayıda artçı deprem
meydana gelmiş ve gelmekte iken 09/11/2011 tarihinde 5,7 şiddetinde
açıklanan deprem olmuş ve aralarında Bayram Otel'in de
bulunduğu 2si otel 18 bina çökmüş, 24 kişi Bayram Otelde olmak
üzere toplam 39 kişi hayatını kaybetmiştir. Olayın
ardından Van Cumhuriyet Başsavcılığı
soruşturma başlatmış ve sunulan bilirkişi raporu ile
sorumlular belirlenmiştir. Bilirkişi raporunun sonuç
kısmında binada hasar tespiti yapmayan, gerekli tedbirleri almayan
ilgili birimlerin de kusurlu olduğu belirtilmiştir. Hasar tespiti
yapmakla ve iki deprem arasındaki gerekli tedbirleri almakla görevli olan
birimlerin kusurlu olduğu ortaya çıkmıştır.
Savcılık, Bayram Otel'in sahibi Tevfik Bayram hakkında bilinçli
taksirle adam öldürmekten dava açmış ve bu dava devam etmektedir.
İlk depremden sonra ikinci depreme
kadar on altı günlük sürede vatandaşın barınıp
barınmayacağı yerleri ayırt etmemek ve hasar tespiti
yapmayıp, binalara girmek tehlikeli olduğu hâlde (artçı
depremler ve yeni depremler sebebiyle) halkı binalara girmeme yönünde
uyarmamak, oteldeki hasara rağmen otelin işgaline karşı
çıkmamak, şehirdeki herkese açık binalar olan ve vatandaşça
devlet tarafından güvenli olduğunun belirlendiği varsayılan
fakat yıkılan bu otellere girişi engellememek, boşaltmamak,
var olan artçılar devam ettiği hâlde bu tedbirleri almamaktan dolayı
AFAD kusurludur. Yine, Bayram Otel'in ikinci depremden önce hasarlı
olduğu sabittir. Oteldeki çatlaklar basında gösterilmiştir.
Otelde kalanların ifadeleri ve yazılı-görsel basında yer
alan hasarla ilgili bilgileri Çin Haber Ajansı Xinhua, birinci depremden
sonra otele yerleşmiş ve çatlakları kayıt altına almıştır.
Anadolu Ajansı bu görüntüleri 10 Kasım 2011 günü kamuoyu ile
paylaşmıştır. İlgili birim AFAD, otelde hasar tespiti
yapmış olsa idi çatlaklar görülecek ve otelin işgaline izin
verilmeyecekti. Otel kamuya açık bir alandır. Kamuya açık
yerlerde tehlikeli bir durum varsa devlet güvenliği öncelikli olarak
sağlanmalıdır. Artçıların varlığına
rağmen bu otel birinci depremden sonra kapatılmamış ve
denetlenmemiştir.
Kamu binalarının
incelendiğine dair devlet görevlilerinin açıklamaları
vardır. Oysaki burası normal bina değil; aksine, kamuya
açık bir yerdir. Van'a dışarıdan gelen kurtarma ekipleri,
gazeteciler, devletin oteli denetlediği ve burada kalınabileceği
varsayımı ile orada kalmışlardır. Yine, AFAD
yetkilileri incelemediği gibi, otele girilmeyeceği konusunda da
açıklamaları bulunmamaktadır. İl Afet ve Acil Durum
Müdürlüğü Valiliğe bağlıdır. Valinin, iki deprem
arasında çıkmış olduğu bir televizyon programında
otellerin güvenli olduğunu ve otellerde kalınabileceğini
belirtmesi, yörenin mülki amiri olarak basiretsizlik ve utanç vericidir.
Savcılığın almış olduğu bilirkişi
raporunda; Bayram Otel'de hasar tespiti yapılmadığı ve
hasar tespiti yapmayan birimlerin de binanın çökmesinde ve ölümler
sebebiyle sorumlu olduğu belirtilmiştir. Hasar tespiti ile ilgili sorumlu
birimlerden birisi de AFAD'dır. 2009 yılında Sivil Savunma Genel
Müdürlüğü ve Afet işleri Genel Müdürlüğünün yerine AFAD
kurulmuştur. Doğrudan Başbakanlığa
bağlıdır. Bu kurumun, Kanunun 2nci maddesinde "Afet ve
acil durumlar ile sivil savunmaya ilişkin hizmetlerin ülke düzeyinde etkin
bir şekilde gerçekleştirilmesi için gerekli önlemlerin
alınması ve olayların meydana gelmesinden önce
hazırlık ve zarar azaltma, olay sırasında yapılan
müdahale ve olay sonrasında gerçekleştirilecek iyileştirme
çalışmalarını yürüten kurum ve kuruluşlar
arasında koordinasyon sağlanması hususlarında görevli
olduğu", yine 8inci madde de ülke düzeyinde uygulanacak afet ve
acil durum müdahale, risk yönetimi, zarar azaltma planlarını yapmak
veya yaptırmak" teşkilat görevleri arasında
sayılmıştır.
Acil durum yönetimi,
hazırlıklı olma, zarar azaltma, müdahale, iyileştirme
evrelerinden oluşur. Bu dört evrede yapılan hatalardan ötürü Bayram
Otel'de ölümler ve yaralanmalar meydana gelmiştir. Bu 4 evre de
AFAD'ın görev alanıdır.
AFAD'ın ilk depremden sonra ikinci
depreme kadar on altı günlük sürede vatandaşın barınıp
barınmayacağı yerleri ayırt etmemek ve hasar tespiti
yapmayıp, binalara girmek tehlikeli olduğu hâlde (artçı
depremler ve yeni depremler sebebiyle) halkı binalara girmeme yönünde
uyarmamak, oteldeki hasara rağmen otelin işgaline karşı
çıkmamak, şehirdeki herkese açık binalar olan ve vatandaşça
devlet tarafından güvenli olduğunun belirlendiği varsayılan
fakat yıkılan bu otellere girişi engellememek, boşaltmamak,
var olan artçılar devam ettiği hâlde bu tedbirleri almamaktan dolayı
AFAD kusurludur.
Yine Bayram Otel'in ikinci depremden
önce hasarlı olduğu sabittir. Oteldeki çatlaklar basında
gösterilmiştir. Otelde kalanların ifadeleri ve yazılı-görsel
basında yer alan hasarla ilgili bilgiler, Çin Haber Ajansı Xinhua
birinci depremden sonra otele yerleşmiş ve çatlakları kayıt
altına almıştır. Anadolu Ajansı bu görüntüleri 10
Kasım 2011 günü kamuoyu ile paylaşmıştır. İlgili
birim AFAD, otelde hasar tespiti yapmış olsa idi çatlaklar görülecek
ve otelin işgaline izin verilmeyecekti. Otel kamuya açık bir
alandır. Umuma açık yerlerde tehlikeli bir durum varsa devlet
güvenliği öncelikli olarak sağlanmalıdır.
Artçıların varlığına rağmen, bu otel birinci
depremden sonra kapatılmamış ve denetlenmemiştir.
Afet ve Acil Durum Yönetimi
Başkanlığı yetkilileri incelemediği gibi otele
girilmeyeceği konusunda da açıklamaları bulunmamaktadır.
Tedbirler almayarak görevi ihmal ettiği iddiaları bulunmaktadır.
AFAD, Başbakan
Yardımcısı Beşir Atalay'a bağlı olmasından
dolayı ve bu eylemlerinin Türk Ceza Kanununun 257'nci maddesine
uyduğu iddiasıyla Anayasanın 100'üncü ve İç Tüzükün
107'nci maddeleri uyarınca bir Meclis soruşturması açılmasını
arz ve teklif ederiz.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Anayasanın 100üncü maddesindeki Meclis, bu istemi en
geç bir ay içinde görüşür ve gizli oyla karara bağlar. hükmü
uyarınca Meclis soruşturması önergesinin görüşülme gününe
dair Danışma Kurulu önerisi daha sonra Genel Kurulun onayına
sunulacaktır.
Şimdi, (10/576, 577, 578) esas
numaralı Meclis Araştırması Komisyonunun başkan,
başkan vekili, sözcü ve kâtip üye seçimine dair bir tezkeresi vardır,
okutup bilgilerinize sunacağım.
C) Tezkereler
1.- Toplumsal barış yollarının
araştırılması ve çözüm sürecinin değerlendirilmesi
amacıyla kurulan (10/576, 577, 578) esas numaralı Meclis
Araştırması Komisyonu Geçici
Başkanlığının, başkan, başkan vekili, sözcü
ve kâtip üye seçimine dair tezkeresi (3/1218)
08/05/2013
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Komisyonumuz; Başkan, Başkan
Vekili, Sözcü ve Kâtip seçimini yapmak üzere 08/05/2013 Çarşamba günü saat
19.00da B Blok 2. Kat 4. Bankoda bulunan Araştırma Komisyonu
Toplantı Salonunda 9 üye ile toplanmış ve yapılan oylama
sonucunda aşağıda isimleri yazılı sayın üyeler
belirtilen görevlere seçilmişlerdir.
Mehmet
Naci Bostancı
Amasya
Komisyon Geçici Başkanı
Adı
ve Soyadı Seçim
Bölgesi Aldığı
Oy
Başkan :
Mehmet Naci Bostancı Amasya 9
Başkan Vekili :
Abdulkerim Gök Şanlıurfa 9
Sözcü :
İdris Şahin Çankırı 9
Kâtip :
Fatoş Gürkan Adana 9
BAŞKAN Bilgilerinize sunulmuştur.
Gündemin Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmına geçiyoruz.
1inci sırada yer alan Türkiye
Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik
Yapılmasına Dair İç Tüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu
Raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden devam
edeceğiz.
VI.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının; Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80)
(S. Sayısı: 156)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2nci sırada yer
alan Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği
Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu raporlarının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.- Devlet
Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu
ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3üncü sırada yer alan Posta
Hizmetleri Kanunu Tasarısı ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporunun görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
3.- Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısı
ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm
Komisyonu Raporu (1/751) (S. Sayısı: 452)x
BAŞKAN Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Dünkü birleşimde İç Tüzükün 91inci maddesine göre temel
kanun olarak görüşülen tasarının ikinci bölümünde yer alan
30uncu maddesi kabul edilmişti.
Şimdi 31inci maddeye bağlı
(1)inci fıkra üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
1/751 Esas numaralı (SS 452) Posta
Hizmetleri Kanunu Tasarısının 31 inci maddesinin (1)
numaralı fıkrasının madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Haydar Akar İdris
Yıldız Haluk
Eyidoğan
Kocaeli Ordu İstanbul
Sakine Öz Doğan
Şafak
Manisa Niğde
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA
VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE
(İstanbul) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Sayın Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI
MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Sayın
Başkanım
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
Yasal tekel hakkı tanınan PTT
ile ilgili olarak 5584 sayılı Posta Kanunu yürürlükten
kaldırıldığından bunu öngören (1) numaralı
fıkranın madde metninden çıkarılması gerekir.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
31inci maddeye bağlı
(1)inci fıkrayı oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
31inci maddeye bağlı (2)nci
fıkra üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 452 Sıra
Sayılı Posta Hizmetleri Kanun Tasarısının 31 inci
maddesinin 2 nci fıkrasının (b) bendine bağlı listenin
son sırasında yer alan Bilişim Uzman Yardımcısı
adedinin 30a çıkartılmasını arz ve teklif ederiz.
Mustafa Elitaş Mehmet Doğan
Kubat Ramazan
Can
Kayseri İstanbul Kırıkkale
Recep Özel Mehmet Öntürk Yılmaz
Tunç
Isparta Hatay Bartın
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1/751 Esas numaralı (SS 452) Posta
Hizmetleri Kanunu Tasarısının 31 nci maddesinin (2)
numaralı fıkrasının madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Haydar Akar İdris
Yıldız Haluk
Eyidoğan
Kocaeli Ordu İstanbul
Sakine Öz Doğan
Şafak
Manisa Niğde
BAŞKAN Komisyon, katılıyor musunuz?
BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA
VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE
(İstanbul) Uygun görüşle takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN Sayın Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI
MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Sayın Başkan,
kim konuşacak efendim?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
Yasal tekel hakkı tanınan PTT
ile ilgili olarak 2813 sayılı Bilgi Teknolojileri ve
İletişim Kurumu Kanununun 8 inci maddesi 2 nci fıkrası
değiştirildiğinden bunu öngören 2 numaralı
fıkranın madde metninden çıkarılması gerekir.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Karar yeter sayısı
BAŞKAN 31inci maddenin (2)nci
fıkrası üzerindeki Cumhuriyet Halk Partisi önergesini
oylayacağım ve karar yeter sayısı arayacağım:
Önergeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Karar yeter sayısı yoktur,
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 14.56
İKİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 15.08
BAŞKAN:
Başkan Vekili Mehmet SAĞLAM
KÂTİP ÜYELER : Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Tanju
ÖZCAN (Bolu)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 102nci Birleşiminin
İkinci Oturumunu açıyorum.
Tasarının 31inci maddesinin
(2)nci fıkrası üzerinde verilen Kocaeli Milletvekili Haydar Akar ve
arkadaşlarının önergesinin oylamasında karar yeter
sayısı bulunamamıştı. Şimdi, önergeyi tekrar
oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısını
arayacağım: Önergeyi kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir, karar yeter sayısı vardır.
452 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 452 Sıra
Sayılı Posta Hizmetleri Kanun Tasarısının 31 inci
maddesinin 2 nci fıkrasının
(b) bendine bağlı listenin son sırasında yer alan
Bilişim Uzman Yardımcısı adedinin 30a çıkartılmasını
arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Elitaş (Kayseri) ve arkadaşları
BAŞKAN Sayın Komisyon,
önergeye katılıyor musunuz?
BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA
VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE
(İstanbul) Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN Sayın Hükûmet?
AİLE VE SOSYAL
POLİTİKALAR BAKANI FATMA ŞAHİN (Gaziantep)
Katılıyoruz Sayın Başkan.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
Bilgi Teknolojileri ve
İletişim Kurumuna mevcut görevlerinin yanında çok büyük bir
sektör olan Posta Sektörünü düzenleme, denetleme ve mevzuata uygunsuz fiiller
tespit etmesi halinde de yaptırım uygulama görevi gibi ciddi görevler
verilmiş ancak bu görevleri yerine getirmesi için ilave sadece 20 kadro
ihdas edilmiştir. Hâlihazırdaki işlerini mevcut kadrosu ile
ancak yürütebilmekte olan Kurumun görevlerini tam, eksiksiz yapabilmesi ve
hızlı bir şekilde sektöre müdahale edebilmesi için mevcut
personel sayısına ilave olarak ortaya çıkacak ihtiyaç çok daha
fazla olmasına rağmen, talep edilen kadro sayısı yetersiz
olduğu düşüncesiyle 30 adet uzman yardımcısı kadrosu
ihdas edilmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda
31inci maddeye bağlı (2)nci fıkrayı oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Karar
yeter sayısı
BAŞKAN Karar yeter
sayısı vardır, madde kabul edilmiştir.
31inci maddeye bağlı
(3)üncü fıkra üzerinde aynı mahiyette iki önerge vardır. Bu
önergeleri birlikte işleme alacağım. Talepleri hâlinde önerge
sahiplerine ayrı ayrı söz vereceğim veya gerekçelerini
okutacağım.
Şimdi, aynı mahiyetteki
önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 452 Sıra
Sayılı Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısının 31inci
maddesinin (3)üncü fıkrasının madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
D.Ali
Torlak Ali
Halaman Zühal
Topcu
İstanbul Adana Ankara
Mustafa
Erdem Erkan
Akçay
Ankara Manisa
Aynı mahiyetteki diğer
önergenin imza sahipleri:
Haydar
Akar İdris
Yıldız Haluk
Eyidoğan
Kocaeli Ordu İstanbul
Sakine
Öz Doğan
Şafak
Manisa Niğde
BAŞKAN Sayın Komisyon,
aynı mahiyetteki önergelere katılıyor musunuz?
BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA
VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE
(İstanbul) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Sayın Hükûmet?
AİLE VE SOSYAL
POLİTİKALAR BAKANI FATMA ŞAHİN (Gaziantep)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Ali Sarıbaş
BAŞKAN Ali Sarıbaş,
Çanakkale Milletvekili
Sayın Sarıbaş, buyurun.
(CHP sıralarından alkışlar)
ALİ SARIBAŞ (Çanakkale)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 452 sıra
sayılı Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısının üzerinde
grubum adına söz almış bulunuyorum.
Değerli milletvekilleri, posta,
telgraf, koli ve kargo taşımacılığı ile
bankacılık faaliyetlerini yürütmekte olan PTTnin Ulusal
Kurtuluş ve Bağımsızlık Savaşındaki önemini
vurgulayarak konuşmama başlamak istiyorum.
Bildiğiniz gibi, I. Dünya
Savaşından sonra İstanbul ve Anadolu işgal edildi.
İstanbulda bulunan telgraf merkezi de İngilizlerin eline
geçmişti. Mustafa Kemal Paşa tarafından Anadoluda
başlatılan Ulusal Kurtuluş ve Bağımsızlık
Savaşının başarısı için yeni bir haberleşme
örgütünün kurulması zorunlu kılındı. Haberleşmesiz bir
millî direnişin başarılı olmasının mümkün
olmaması nedeniyle başına Müfettiş Edip Bey getirilerek
merkezi Ankara'da bulunan Posta ve Telgraf Bürosu kurularak posta hatları
oluşturuldu, Nisan 1920de Türkiye Büyük Millet Meclisinin izniyle
İçişleri Bakanlığına bağlandı.
Haberleşmenin kesintisiz sürdürülebilmesi, işgal altında olan
vatan topraklarındaki gelişmeleri izlemek amacıyla ilk postane
Türkiye Büyük Millet Meclisinin bahçesinde kurulan bir çadır içinde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti Posta ve Telgraf Merkezi"
adıyla açıldı ve bu ibareyle ilk posta damgası
kullanıldı.
Kurtuluş Savaşının
en zor ve coşkulu günlerinde PTT Müdürlüğü, tüm birimleri ile
çadırın içine yerleştirilen iki kerevet üzerinde, yeterli
yazı kalemi ve mürekkep olmadan hizmet verdi. Hatta yazı makinesi
olmadığından da diz üstünde yazıldı.
Bağımsızlık savaşı
başladığında millî
hükûmetin ve Türk ordusunun irtibatını sağlamak üzere
telgraf hatları çekildi. Eldeki malzemeler eski ve yetersizdi. Kurtuluş
Savaşının kazanılması ve Türkiye Cumhuriyetinin
kurulmasından sonra Yüce Atatürk 1927 yılında Türkiye Büyük
Millet Meclisinde okuduğu büyük Nutuk'ta, Türk Kurtuluş
Savaşının kazanılmasında telgrafçıların
büyük görevler üstlendiğini belirtip, bu başarılarından
dolayı telgrafçıları kutlayıp, onlara teşekkür etti.
Değerli milletvekilleri, PTT, 2011
yılı faaliyet raporuna göre posta, telgraf ve koli
taşımacılığı ile bankacılık
faaliyetlerini yürütmektedir. Bu faaliyetleri de 1.089 memur, 27.317
sözleşmeli personel, 789 işçi ve 8.644 taşeron firma işçisi
olmak üzere toplam 37.819 personel eliyle yürütmektedir.
Sayıştayın faaliyet
raporlarına göre, 2011 yılında 1 milyar 788 milyon 40 bin lira
gelir, 1 milyar 614 milyon bin lira gider olmak üzere, 174 milyon 39 bin lira
net kâr elde etmiştir. Bu verilere baktığımızda
PTT'nin kârlılık oranının yüzde 11 olduğunu görüyoruz.
Gelirlerinin önemli bir bölümünü posta
hizmetlerinden elde eden kuruluş, son yıllarda PTT Bank adı
altında tahsilat ve havale hizmetlerinden de önemli gelirler elde etmeye
başlamıştır. Kâr elde eden millî kuruluşumuz PTT, 2009
yılından itibaren yöneticilerin yanlış politikaları
sonucu kargo hizmetleri ile telgraf hizmetlerinden zarar etmeye
başlamıştır. 2011 yılında lojistik hizmetlerinde
zararı yüzde 86 olurken, telgraf hizmetlerinde zararı yüzde 53
olmuştur.
Kurumun bünyesinde daha önce genel
müdür yardımcılığı, başmüdürlük,
başkanlık gibi görevlerde bulunmuş, bir kısmı da
başka kurumlardan atanmış müşavirler olmasına
karşın, bunların deneyimlerinden ve bilgi birikimlerinden
yeterince faydalanılmadığı ve birikimlerinin
kullanılmadığı görülmüştür ve pasif görevlere
getirilmişlerdir. Bilgi ve birikimleri atıl durumda
bırakılan müşavirlerden aktif olarak yararlanılamaz
mıydı? Hâlâ bu soru Hükûmetin personellerdeki siyaset ve
kadrolaşmasının bir örneğidir. Bunun yanında,
kârlılık ve verimliliğin doğru şekilde ortaya
konmadığı, maliyetler dikkate alınarak doğru dürüst bir
fiyatlama sisteminin oluşturulmadığı görülmektedir. PTT,
Karayolları Genel Müdürlüğünün 2010 yılındaki geçiş
ücretlerine -dâhil olmak üzere- konmuştur.
Şimdi, sürem bitmek üzere ama
şunu özellikle söylemek istiyorum: PTTnin bugüne kadar Tsi
kalmıştı ama bundan sonra da o Tsinin de bu
şirketleşmeyle birlikte hem çalışanların hem de
PTTnin yok olacağını, özelleştirmenin
başlangıcı olacağını belirtmek istiyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim
Sayın Sarıbaş.
Sayın Akçay, buyursunlar. (MHP
sıralarından alkışlar)
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 452 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 31inci maddesinin (3)üncü fıkrası
üzerine verdiğimiz önerge hakkında söz aldım. Muhterem
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
konuşmama geçmeden evvel, dün akşam saat 20.00 civarında
Manisanın Alaşehir ve Sarıgöl ilçelerinde aniden başlayan
sağanak yağmur ve ardından çok etkili olan dolu
yağışı hayatı fevkalade etkilemiş bulunmakta.
Özellikle bağlarda çok büyük zararlar oluşmuştur.
Yaklaşık 10 bin dönüm arazide yüzde 90, hatta yüzde 100e varan
zararlar meydana gelmiştir. Özellikle Alaşehire bağlı
Yeşilyurt, Sobran, Subaşı, Üzümlü, Narlıdere, Delemenler,
Hacıaliler, Badınca köyleriyle; Sarıgöl Merkez ve
Sarıgölün Sığırtmaçlı, Tırazlar, Çimentepe,
Çanakçı, Bağlıca ve Bahadırlar köyleri çok büyük zarar
görmüştür. Üzüm salkımları yerlere serilmiş, asma filizleri
kırılmış ve bağların bulunduğu araziler göle
dönmüştür ve maddi imkânsızlıklar nedeniyle pek çok bağcı
da sigorta yaptıramadığı için zararları da maalesef
artık katlanamaz boyuta gelmiştir. Bu dolunun verdiği zarar
maalesef gelecek yıllara da sirayet edecektir çünkü kırılan
filizler maalesef gelecek yıl da ürün vermiyor. Bu nedenle, bütün
vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum ve
sıkıntılarının da bir an evvel giderilmesini temenni
ve Hükûmetten talep ediyorum.
Değerli milletvekilleri,
şimdi, 1 PTT çalışanı ortalama 1.953
vatandaşımıza hizmet veriyor. Manisada ise bu 3.113 kişiye
tekabül etmektedir. Yani, neredeyse -çok daha fazla- yüzde 50den fazla
kişiye hizmet etmektedir. Şimdi, Sayın Bakanın seçim
bölgesi İzmire baktığımızda, 1.740 kişiye 1 PTT
çalışanı hizmet ediyor, Manisada ise 1 PTT
çalışanı 3.113 kişiye. Yine, Sayın Bakanın
memleketi Erzincana baktığımızda da aradaki bariz
farkı görüyoruz. Maalesef göze takılan farklılıklar bunlar.
Erzincanda da 1.018 kişiye hizmet ediyor 1 PTT çalışanı,
Manisada 3.113 kişi; 3 kat fark var. Demek ki PTT hizmetlerinin
dağılımında personel istihdamında böyle norm
kadrolarda büyük bir farklılıklar var, mutlaka birisi yanlıştır.
Ya Erzincandaki yanlış ya Manisadaki yanlış. Bunu da
mutlaka değerli Erzincan milletvekilimiz de değerlendirecektir.
Değerli milletvekilleri, Türkiye
Cumhuriyeti, posta hizmetini bir kamu hizmeti olarak görmüştür. Bu konuda
yasal düzenlemeleri yaptığı gibi özel nitelikte görmüş
olduğu hususları da tekel olarak belirlemiştir ve nitekim bu
görüşe uygun şekilde bir teşkilatlanma
yapılmıştır. Bu tasarıyla, yüz yetmiş üç
yıllık köklü bir kurum olan PTTnin kurumsal yapısı yok
edilmekte ve Türk TELEKOM gibi PTTnin özelleştirilmesinin önü
açılmaktadır. Özel hukuk tüzel kişisi olarak kurulmakta olan PTT
özel hukuk kişisi adına Anayasaya aykırı olarak yasayla
tekel hakkı tesis edilmektedir ve bu düzenleme Anayasamızın
çeşitli maddelerine de aykırılık teşkil etmektedir.
Bu tasarıya göre PTT, hizmetlerini
mevcut personel ve sözleşmeli personel aracılığıyla
yürütecektir. Tasarıda sözleşmeli personelle ilgili düzenlemeler
yapılmaktadır. Buna göre, kanunun yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren PTT AŞ KPSS sınavına katılanlar
arasından sözleşmeli personel istihdam edecektir. Bu personel 657
sayılı Devlet Memurları Kanunu ve diğer kanunların
sözleşmeli personel hakkındaki hükümlerine tabi olmaksızın
idari hizmet sözleşmesiyle istihdam edilecektir. Sözleşmeli personel
sosyal güvenlik bakımından 5510 sayılı Kanunun 4üncü
maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi hükümlerine tabi
olacaklardır. Sözleşmeli personel
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ERKAN AKÇAY (Devamla) Teşekkür
ediyorum, bu düşüncelerle önergemizin kabulünü diliyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Akçay.
Aynı mahiyetteki iki önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önergeler
kabul edilmemiştir.
31inci maddeye bağlı (3)üncü
fıkrayı oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Fıkra kabul edilmiştir.
Madde 31e bağlı (4)üncü
fıkra üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1/751 Esas numaralı Posta
Hizmetleri Kanunu Tasarısının 31inci maddesinin (4)
numaralı fıkrasının madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Haydar Akar İdris
Yıldız Haluk
Eyidoğan
Kocaeli Ordu
İstanbul
Sakine Öz Muharrem
Işık Doğan
Şafak
Manisa Erzincan
Niğde
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA
VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE
(İstanbul) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Sayın Hükûmet?
AİLE VE SOSYAL
POLİTİKALAR BAKANI FATMA ŞAHİN (Gaziantep)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Muharrem Işık konuşacak.
BAŞKAN Muharrem Işık,
Erzincan.
Buyurun Sayın Işık. (CHP
sıralarından alkışlar)
MUHARREM IŞIK (Erzincan)
Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; tabii, her
özelleştirme Erzincana ne getirdi ne götürdü, postane de ne getirip ne
götürecek ben daha çok onun üzerinde durmak istiyorum. Benim derdim de
Erzincan, ne yapalım.
Şimdi, daha önce TELEKOM
özelleştirilmişti, TELEKOMda benim bildiğim kadarıyla 400
kişi Erzincanı terk etti, gitti. Geçen ay elektrik anonim
şirketi olan Aras özelleştirildi. Arasta 60 kişi mecburen
emekliye ayrıldı, bu 60 kişinin en az 40 kişisi
Erzincanı terk edecek, bunlar da bir yerlere gitmiş olacaklar.
Tabii, PTT de özelleştikten sonra ya da özerkleştikten sonra orada da
belli insanlar Erzincanı terk edecek.
Tabii, Erzincan doğunun parlayan
şehri diyoruz. Gerçekten, doğa güzelliği olarak Erzincan
doğunun parlayan şehridir ve bizim kendi aramızdaki deyişle
de Antalyadır normalde ama ne yazık ki Erzincanda yapılan
güzel şeylerin arkasından Erzincan hep zarar görüyor.
Şimdi, en son, şeker
fabrikasının özelleştirilmesi Sayın Başbakanın
imzalamamasıyla birlikte geri döndü ama şu anda yine
özelleştirilmek için gün sayıyor. Erzincanda şeker
fabrikasının özelleştirilmesi ne demek? En aşağı
10 bin ailenin etkilenmesi demek. Bu da demek ki bizim özellikle saz bölgesi
dediğimiz köylerde en az 2 bin ailenin etkilenmesi -onlar pancardan
başka bir şey ekemiyorlar çünkü su alanı çok yüksek olduğu
için, taban suyu- dolayısıyla onların da yavaş yavaş
Erzincanı terk etmesi demektir.
Erzincanın nüfusu artıyor mu
artmıyor mu diye baktığımız zaman, bu sene 1.700
artmış görünüyor ama
Gerçi, eskiden de Erzincanın nüfusu o
kadar artmış değildi çünkü ben sağlık ocağında
çalıştığım zaman en sağlam sayımları
biz yapıyorduk işin aslı ETF yaptığımız
zaman, o zaman da Erzincanın nüfusu şişirmeydi şu anda da
şişirme görüyoruz.
Tabii, bu gidişle de
Erzincanın nüfusunda iyice düşmeler olacak. Tabii, Erzincanda
PTTnin özelleştirilmesiyle birlikte belli bir göç olacağı gibi,
biraz önce dediğim gibi şeker fabrikasının kapanması
ya da özelleştirilmesinden sonra, ki özelleşirse bari şeker
üretecek bir firmaya verilse, işte Konya Şeker gibi bir yere verilse
en azından çalışma olur ama kapanması uğruna veya
bazı firmaların uğruna verilirse eğer Erzincanda
şeker fabrikası gider.
Geçen sene Et Balık Kurumu
Erzincanda CANPİyi satın aldı 1 lira iz değeriyle, özel
idare aldı ve verdi. Geçen yıl dediler ki: Eski parayla 11 trilyon
para ayırdık, orayı yapıp, iyileştireceğiz ve
hizmete açacağız. Bu sene duyduğum, eski parayla 22 trilyon
ayrılmış, yapılacak. Hâlen şu anda Sayın
Bakanım gerçi burada yok ama- kazma vurulmadı, binanın
yıkılacağı söyleniyor. Biz bunu bir an önce bekliyoruz
çünkü orayı verirken bizim encümenlerimiz de imza attılar 1 lira iz bedeliyle
vermekten. Şart olarak da dedik ki, oranın bir an önce
yapılıp -Erzincanda özellikle tavuk üretimi yapılacaktı- tavuk
çiftliklerinin, en azından, batan 275e yakın tavuk çiftliğinin
yeniden canlanması
Ve o zaman söylenen laf, bütün doğudaki devletlere,
özellikle Türki cumhuriyetlerine tavuğun Erzincandan gideceği ve
Erzincanın artık beyaz et cenneti olacağı yönündeydi.
Tabii, bu da -şu an beklemekteyiz- hâlen olmadı.
Tabii ben sürekli olarak hastaneyi
gündeme getirdiğim için artık birileri rahatsız olmaya
başladı ama Erzincanda gerçekten şu anda -bugün yine
ortalık karışmış- devlet hastanesini
araştırma hastanesine bağlamak için girişimler
başlamış. Devlet hastanesinin araştırma hastanesine
bağlanması demek, belki ekonomik olarak hastane kurtulur ama
eğer ki orası bağlanırsa
Sayın vekilimiz bu konuda,
biz söyleyince kapanmayacak diyor. Ben ona katılıyorum, onun da
kapatmak istemediğine eminim, öyle de düşünmek istiyorum. Sayın
Bakanımızın da kapatmak istemediğini düşünmek
istiyorum, öyle de düşünüyorum ama çıkarmış olduğunuz
Kamu Hastaneleri Birliği Yasasıyla, eğer ki zarar ederse
orayı kapatacaksınız zaten, onun başka yolu yok. Çünkü onu
kapatmazsanız ne onun başındaki atadığınız
ceolar kalacak ne de hastane kalacak. Yani bu yasayı siz çıkardınız
biz o kadar karşı çıktığımız hâlde.
Dolayısıyla da eğer ki bu hastane zarar ederse -ki, zarar eder-
kapanmaya gider.
Biz diyoruz ki, mademki bu kadar
özelleştirme yapıp, Erzincanda nüfusunun göç etmesini
sağlıyorsunuz, geliri düşürüyorsunuz, o zaman Erzincanı
sağlık merkezi yapalım. Yani Erzurumdan bizim ne
farkımız var? Erzurumu kıskanıyor musunuz? diyeceksiniz;
kıskanıyorum, sağlık yönünden kıskanıyoruz. Çünkü
Erzincanda insanlar bunu hakketmiyorlar mı? Erzincanın çevresindeki
illerden, ilçelerden gelen arkadaşlarımız, dostlarımız
bunu hakketmiyorlar mı ki biz her şeyde Erzuruma bağlı
kalalım, Sivasa bağlı kalalım, Erzincanın deyimiyle
yollarda ölelim? Biz bunu istediğimiz için -bugün bir karar
çıkacakmış- karar çıkmadan önce -Sayın Bakanım
burada olsaydı iyi olacaktı ama yoklar kendileri- Erzincana bir an
önce hastanenin temelinin atılması lazım. Temeli
atılırsa hastanenin Erzincan da kurtulmuş olur, devlet hastanesi
de kalmış olur. Yoksa eğer ki Araştırma Hastanesine bu
şekilde bağlanıp da yönetimi tekele alırsak hastane
yavaş yavaş kapatılmış olur. Ama dediğim gibi,
önemli olan bunu bir an önce hayata geçirmek.
Hepinize teşekkür ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler
Sayın Işık.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
31inci maddeye bağlı
(4)üncü fıkrayı oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... (4)üncü fıkra kabul edilmiştir.
Şimdi geçici madde 1 üzerinde iki
önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 452 Sıra
Sayılı Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısının Geçici 1
inci maddesinde yer alan bir yıl içerisinde ibaresinin 2 yıl
içerisinde olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
D.
Ali Torlak Ali
Halaman Zühal
Topcu
İstanbul
Adana
Ankara
Mustafa
Erdem Mehmet
Günal S.
Nevzat Korkmaz
Ankara
Antalya Isparta
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
1/751 Esas numaralı (SS 452) Posta
Hizmetleri Kanunu Tasarısının Geçici 1 nci Maddesinin
tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Haydar Akar İdris
Yıldız Haluk
Eyidoğan
Kocaeli Ordu
İstanbul
Sakine Öz Muharrem
Işık Doğan
Şafak
Manisa Erzincan
Niğde
BAŞKAN Komisyon son okunan
önergeye katılıyor mu?
BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA
VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE
(İstanbul) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Hükûmet?
AİLE VE SOSYAL
POLİTİKALAR BAKANI FATMA ŞAHİN (Gaziantep)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Muharrem Işık.
BAŞKAN Buyurun Sayın
Işık.
MUHARREM IŞIK (Erzincan)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Erzincanda tabii -yeni çıkarmış olduğunuz
bir Mera Yasası vardı- bu Mera Yasasıyla birlikte meraların,
işte hayvan sayısı az olan köylerden diğer taraflara
takviye olarak verilmesi yönünde çalışmalar yapıldı, bu
meralar da dağıtıldı. En son dağıtılan
meralarda... Erzincanda o kadar komik şeyler oluyor ki
Şimdi,
Erzincanda hayvancılığı en iyi yapan kurum, kişiler
daha doğrusu, bizim Şavaklı dediğimiz hemşehrilerimiz.
Bunlar daha çok Ilıç yöresinde görev yapıyorlar. Zaten bu
hemşehrilerimizden bir tanesi de şu anda TEDAŞ Genel Müdürümüz
kendileri. Tabii -orada verilirken- bu ihalelerde bir sürü kokular geliyor.
Nasıl geliyor? Diyorlar ki: Bu köye giren ihaleye sen bu kadar para
yatırdın, burayı ele almak için yaptın ama bir yerden gelen
şeylerden dolayı başka birinin alması
Onun hayvan
sayısı daha çok, daha fazla. Seni ihaleye sokmuyorum. Aradım
Sayın Vali Yardımcımızı dedim ki: Niye böyle
yapıyorsunuz? Tarım il müdürlüğünü aradım. Yasa böyle
diyor, eğer gelmezse veya bir şey duyulursa onunla ilgili biz bunu
kabul etmiyoruz, sokmuyoruz. Ama diğer tarafa bakıyorsun, diğer
kişilerin de başka taraftaki insanların hayvanlarını
kiralayarak getirdiği ve orada hayvancılık
yaptığını görüyoruz.
Sonuçta, hepsi bu Şavak
dediğimiz, hemşehrilerimiz, Erzincanın şu anda tulum
peynirini ayakta tutmaya çalışan kesim bunlar. Biz bunlara da böyle
darbe vurduğumuz zaman, zaten hayvanlarını taşırken,
götürürken bir sürü sıkıntıyla
karşılaşıyorlar, iyice bu sene birbirine düşecekler.
Şunu söyleyeyim: Gerçekten, bu yıl bayağı bir gerginlik
oldu, gerginlik de hâlen devam ediyor çünkü gerçekten hakkaniyetle
dağıtım olmadı. Ben bunu gördüm. Peynirleri kim
alıyorsa, kimden daha çok peynir alıyorsa, kime veriyorlarsa onlar
dağları kiraladılar. Peynirleri Elâzığdaki toptancılara
verenlere bu sene biraz kadirlik oldu orada. Bu konuda dikkatli olunması
gerektiğini düşünüyorum. Zaten Sayın Tarım
Bakanımıza gerekli soru önergesini ve araştırma önergesini
verdik, inşallah bize doğru cevap verirler.
Erzincanda diğer
sıkıntımız da bu HESlerle ilgili ve barajlarla ilgili
sıkıntılar. Şimdi, ne hikmetse, yapılan HESler ve
yapılan barajların hepsi Cumhuriyet Halk Partisine oy veren köyleri
yok edecek şekilde yapılıyor. Şimdi, Kırmana köyümüz,
Ağılözü köyümüz -eski ismi Kırmana, yeni ismi Ağılözü
köyümüz- oraya bir gölet yapılması düşünülüyor.
Yapılsın, ona bir şey demiyoruz ama öyle bir alan var ki ucuza
yapılacak. Dar alanda yapılan yere yapıldığı
zaman ucuza mal oluyor ama köyün eski evleri -ama şu anda oturuluyor, eski
dediğim köy yeri değiştiği için öyle söylüyorum- bir de
mezarlıkların olduğu yerler gidiyor. Ama
Ve
HES yapılırken öyle hoyratça davranıyorlar ki şu anda 1
tane daha HES yapılıyor yukarda, gene Kemahta. Adamın, hiç izin
almadan, hiç sormadan tarlalarını yol yapıyorlar, dümdüz yapıyorlar.
Oradan mı geçecek, oradan mı geçmeyecek, belli değil. Üç tane
yol vurdular kendi kafalarına göre. Önce birinci tarafa vurdular, daha
sonra ikinci tarafa, şu anda üçüncü tarafa vuruyorlar ve tarlaları
mahvettiler resmen. Kaymakam Beyi arıyoruz, ses yok. Vali Beye
söylüyoruz, ses yok. Burada proje yapılacak. Bunlara hakkı olan para
neyse o verilecek. diye söylüyorlar ve bu şekilde geçiştiriyorlar.
Köylerimize
yapılan hizmetler konusunda, ben, burada, özellikle il genel meclis üyesi
arkadaşlarıma teşekkür etmek istiyorum çünkü gerçekten
Erzincanda bir tek hakkaniyetle davranan, o konuda hizmet yapan yerel
yönetimlerde il genel meclisi üyelerimiz var. Bu AKPdeki
arkadaşlarımız da aynı, CHPde, MHPdeki
arkadaşlarımız da aynı. Ama ne yazık ki, gönderilen
miktara baktığımız zaman, tabii, birileri burada
Erzincana haddinden fazla para gidiyor. diye söyleyebilirler ama öyle
değil.
Baktığımız
zaman köylerimize hizmet konusunda çok kötü durumdayız. Gelen ilçelere
düşen paraya baktığımız zaman 300-400den fazla
düşmüyor.
Bu
konuda da Erzincanın eğer özellikle Ergan Dağı Projesi
yapıldıktan sonra parlayan şehir olmasını istiyorsak,
öncelikle köylerimizi kalkındırmamız lazım, köylerimizi
canlandırmamız lazım.
Bu
konuyla ne kadar ilgilenirsiniz bilmiyorum ama tabii yardımlar olursa
memnun oluruz. Ama biz, yine, bildiğimiz doğruları söylemeye
devam edeceğiz. Bunları söylediğimiz zaman hiç kimse
alınmasın ve şu var: Erzincana devlet hastanesi
yapıldığı zaman puanı ben almayacağım siz
alacaksınız. Ona göre de hareket etmek gerekir diye düşünüyorum.
Teşekkür
ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkürler Sayın Işık.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Bir
sonraki önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 452 Sıra
Sayılı Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısının Geçici 1
inci maddesinde yer alan bir yıl içerisinde ibaresinin 2 yıl
içerisinde olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
S.
Nevzat Korkmaz (Isparta)
ve
arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI
İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Sayın Hükûmet?
AİLE VE SOSYAL
POLİTİKALAR BAKANI FATMA ŞAHİN (Gaziantep)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Sayın Korkmaz,
buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Sözlerimin başında,
Sayın Ulaştırma Bakanımız burada değil ama
Sayın Müsteşar Bey burada, geçen yıl
yaptığımız Bakanlık ziyaretimizi ve kapatılan
Burdur-Isparta demir yolunun tamir edilerek yeniden açılması hususunu
kendilerine hatırlatmak ve heyetimize verdiği sözü bir kez daha
gündeme getirmek istedim. Ispartalılar, Burdurlular ve Milliyetçi Hareket
Partililer olarak, doğrusu, bu sözün yerine getirilmesini
beklediğimizi bir kez daha ifade ediyorum.
Değerli milletvekilleri,
aslında hepimiz biliyoruz ki PTT AŞ tasarısı,
özelleştirmenin altyapısını oluşturmak ve
özelleştirilmiş PTTnin önünü açmak için gündeme getirilmiştir.
Her zaman olduğu gibi, AKP bu yalın gerçeği dillendirmek yerine,
yani bizlere, sizlere dürüstçe davranmak yerine millî iradeyi perdelemek gibi
bir davranış biçimini sergilemektedir. Her türlü eksikliğine ve imkânsızlığına
rağmen her yıl yaklaşık 200 trilyon kâr eden PTTnin
gelirlerinde birilerinin gözü vardır ve AKP bu aracılığa
soyunmuştur.
PTT bu yapısıyla iyi
yönetiliyor mu? Herhâlde kâr eden ve uzun süreli bir yönetici ve yönetim
kuruluyla devam edilen bir kurum adına tersini söylemek için elimizde aksi
yönde belge ve bilgiler olması lazım. Peki, iyi yönetildiğini ve
kâr ettiğini düşündüğünüz bir kurumu neden
özelleştiriyorsunuz? Yoksa bugün iyi, her şey yolunda gidiyor ama
yarın kötü yönetilebilir gibi bir endişe mi taşıyorsunuz?
Hazır bu durumdayken satalım. mı muradınız? Mesela özelleştirme
yerine her türlü siyasal etkilerden uzak, teknolojik gelişmeleri takip
eden, piyasa kurallarını yerine getiren bir PTT için; yönetimini
özerkleştirme, bağımsız kılma hiç aklınıza
gelmedi mi? Bir kurumun özelleştirilmesinde dikkate aldığınız
tek ölçüt onun kâr ediyor olması mı? Mesela, bu kurumun ülkenin
güvenli geleceği açısından stratejik olmasının hiçbir
önemi yok mu? İstiklal Harbinde Telgrafçı Hamdi Beyin bu ülkenin
hür ve bağımsız olmasında oynadığı rolü de
mi okumadınız? Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin,
önemli olan o teknolojiyi kullanan insan faktörü değil midir?
Bakın, bu soruları daha da
artırabiliriz. Milliyetçi Hareket Partisi olarak söylediğimiz belli.
Özelleştirmeye hayır, özelleştirme istemiyoruz. falan
değil söylediğimiz, Özelleştirmek istediğiniz kurumun
stratejik öneminin farkında mısınız? diye soruyoruz. Bu
hususta detaylı tahlilleriniz var mı? Maalesef Milliyetçi Hareket
Partisi olarak bu analizlerin yapıldığına inanmıyoruz.
AKPnin milletlerin bağımlı hâle getirilmesinde küresel güçlerin
en çok önem verdikleri argümanın o milletin ekonomisini
bağımlı hâle getirmek, yüksek teknolojiye sahip bilgi üreten
firmalarına el koymak olduğunu bildiğinizi düşünmüyoruz. Bu
yüzden, yaptığınız özelleştirme falan değil, yabancılaştırmadır.
Bu tasarı, bu kurumun satılmasının ilk adımı olacaktır.
Değerli milletvekilleri, bu konu
görüşülürken bizlere iletilen şu sualleri de sormak ve
cevaplarını beklediğimizi ifade etmek istiyorum. Her tarafta
maalesef amacına uygun olarak kullanılmayan posta kutuları vardır.
Bu kutular günlük açılmadığı gibi çoğunun içine de çöp
doldurulmaktadır. AKP döneminde yapılan posta kutularının
yapım ve montaj maliyetini ve kimlere
yaptırıldığını bilmek istiyoruz.
Bir de, postacıların
kullandığı el terminalleri var. Bunun da PTTye maliyetini
öğrenmek istiyoruz. Bugün bu terminallerin neredeyse hepsi atıl
durumdadır. PTT kargo geçiş merkezinin kurulum ve bakım
maliyetini kamuoyu soruyor. Zorunlu giderlerini bile karşılayamayan
bu merkezlerden daha nerelere kuracaksınız? 27 Martta bu düzenlemeye
itiraz eylemleri yapan sendika üyelerine her türlü tehdit ve kötü muamele
yapıldığı tarafımıza iletilmiştir. Bunlar
doğru mudur? Bu mobbing ve tehditlerin dilinizden düşürmediğiniz
ileri demokrasi anlayışıyla bağdaşır bir
tarafı var mıdır?
Bu soruların cevabını
kamuoyunca beklediğimizi ifade
ediyor, inşallah, Isparta-Burdur demir yoluyla ilgili söz sırası
geldiğinde de Ulaştırma Bakanımızın kamuoyuna,
Ispartalılara, Burdurlulara bir müjde vermesini beklediğimizi bir kez
daha ifade ediyorum. Bölge milletvekilleri adına da hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Korkmaz.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Geçici 1inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Geçici 1inci madde kabul edilmiştir.
Geçici 2nci madde üzerinde iki önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 452 Sıra Sayılı
Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısının Geçici 2nci maddesinin
1inci fıkrasında yer alan iki ay içinde ibaresinin bir ay içinde
olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
D. Ali Torlak Ali Halaman Zühal
Topcu
İstanbul Adana Ankara
Mustafa Erdem Mehmet Günal S. Nevzat
Korkmaz
Ankara Antalya Isparta
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
1/751 Esas numaralı (SS 452) Posta Hizmetleri Kanunu
Tasarısının Geçici 2 nci Maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Haydar Akar İdris
Yıldız Haluk
Eyidoğan
Kocaeli Ordu İstanbul
Sakine Öz Doğan
Şafak
Manisa Niğde
BAŞKAN Sayın Komisyon, son okunan önergeye
katılıyor musunuz?
BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM
KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Sayın Hükûmet?
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI FATMA
ŞAHİN (Gaziantep) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yasayla tekel hakkı tanınan PTT, 233
sayılı KHKya tabi kamu tüzel kişiliğini haiz kamu iktisadi
kuruluşu olarak kurulmak zorundadır.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Karar
yeter sayısı
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.
Önergeyi kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter
sayısı yoktur.
Beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 15.42
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma
Saati: 15.52
BAŞKAN:
Başkan Vekili Mehmet SAĞLAM
KÂTİP ÜYELER : Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Tanju
ÖZCAN (Bolu)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 102nci Birleşiminin
Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Tasarının 2nci maddesi
üzerinde verilen Kocaeli Milletvekili Haydar Akar ve
arkadaşlarının önergesinin oylamasında karar yeter
sayısı bulunamamıştı. Şimdi, önergeyi tekrar
oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı
arayacağım.
Önergeyi kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir, karar yeter sayısı vardır.
452 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 452 Sıra Sayılı
Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısının Geçici 2 inci maddesinin
1inci fıkrasında yer alan iki ay içinde ibaresinin bir ay içinde
olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
S. Nevzat
Korkmaz (Isparta) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon, önergeye
katılıyor musunuz?
BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM
KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Sayın Hükûmet?
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI FATMA
ŞAHİN (Gaziantep) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Madde ile posta hizmetlerini temsilen
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kuruluna atanacak kurul üyesinin en
geç bir ay içerisinde atanması amaçlanmıştır.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Geçici 2nci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Geçici 2nci
madde kabul edilmiştir.
Geçici 3üncü madde üzerinde iki önerge
vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 452 Sıra
Sayılı Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısının Geçici 3
üncü maddesinin (1) inci fıkrasının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
D. Ali Torlak Ali Halaman Zühal
Topcu
İstanbul Adana Ankara
Mustafa Erdem Mehmet Günal
Ankara Antalya
GEÇİCİ MADDE 3- (1) Görev
sözleşmesi bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki ay
içerisinde görüşü alınmak üzere Danıştaya gönderilir.
Danıştayın iki ay içerisinde görüşünü bildirmesini
müteakip, Danıştayın görüşü doğrultusunda görev
sözleşmesi PTT ile Kurum arasında imzalanarak yürürlüğe girer.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
1/751 Esas numaralı (SS 452) Posta Hizmetleri Kanunu
Tasarısının Görev sözleşmesi başlıklı
Geçici 3 ncü maddesinin Kanun Tasarısından
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Haydar Akar İdris
Yıldız Haluk
Eyidoğan
Kocaeli Ordu İstanbul
Sakine Öz Doğan
Şafak
Manisa Niğde
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM
KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Sayın Hükûmet?
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI FATMA
ŞAHİN (Gaziantep) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
PTT tekel hakkını yasadan
aldığına ve yasa ile görevlendirildiğine göre, Bilgi
Teknolojileri ve İletişim Kurumundan piyasada faaliyet gösteren
diğer firmalar gibi evrensel posta hizmet sağlayıcısı
olarak yetki belgesi alması yeterlidir. Ayrıca yasadan kaynaklanan
tekel hakkı için Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu
tarafından görevlendirilmesinin hukuksal dayanağı
olmadığı gibi gereği de bulunmamaktadır. Bu itibarla,
aksine düzenleme içeren geçici 3 ncü maddenin Tasarıdan
çıkarılması gerekir.
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Bir sonraki önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 452 Sıra
Sayılı Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısının Geçici 3
üncü maddesinin (1) inci fıkrasının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
D.
Ali Torlak (İstanbul) ve arkadaşları
GEÇİCİ MADDE 3- (1) Görev
sözleşmesi bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki ay
içerisinde görüşü alınmak üzere Danıştaya gönderilir.
Danıştayın iki ay içerisinde görüşünü bildirmesini
müteakip, Danıştayın görüşü doğrultusunda görev
sözleşmesi PTT ile Kurum arasında imzalanarak yürürlüğe girer.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA
VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE
(İstanbul) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Sayın Hükûmet?
AİLE VE SOSYAL
POLİTİKALAR BAKANI FATMA ŞAHİN (Gaziantep)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçe lütfen.
Gerekçe:
Mevcut tasarıda görev
sözleşmesiyle ilgili olarak Danıştayın düşüncesinin
alınması uygulama zorunluluğu getirmez. Dolayısıyla
teklifimiz ile Danıştayın görüşünün alınması ve
bu doğrultuda sözleşmenin imzalanarak yürürlüğe girmesi,
olası hukuki aksaklıkların önüne geçilmesi
amaçlanmıştır.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Geçici 3üncü maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Geçici 3üncü
madde kabul edilmiştir.
Geçici 4üncü madde üzerinde iki önerge
vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 452 Sıra
Sayılı Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısının Geçici 4
üncü maddesinin (1) inci fıkrasının son cümlesinin madde
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
D. Ali Torlak Ali Halaman
Zühal
Topcu
İstanbul Adana Ankara
Mustafa Erdem Alim
Işık Mehmet
Günal
Ankara Kütahya Antalya
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1/751 Esas numaralı (SS 452) Posta
Hizmetleri Kanunu Tasarısının Devir başlıklı
Geçici 4 ncü maddesinin Kanun Tasarısından
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet Akif Hamzaçebi Haydar
Akar Haluk Eyidoğan İdris Yıldız
İstanbul Kocaeli İstanbul Ordu
Sakine
Öz Doğan Şafak Musa Çam
Manisa Niğde İzmir
BAŞKAN Komisyon, önergeye
katılıyor musunuz?
BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA
VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE
(İstanbul) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Sayın Hükûmet?
AİLE VE SOSYAL
POLİTİKALAR BAKANI FATMA ŞAHİN (Gaziantep)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Hamzaçebi,
buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu
tasarının birazdan kabul edilip yasalaşacağı
anlaşılıyor ancak madem yasalaştırıyoruz, bari
kendi içinde tutarlı, düzgün bir kanun olsun.
Amatörce yazılmış olan
maddeler var, onlardan bir tanesini görüşüyoruz şimdi. Şöyle
diyor madde: Mülkiyeti mülga Türkiye Cumhuriyeti Posta ve Telgraf
Teşkilatı Genel Müdürlüğüne ait taşınır ve
taşınmazlar
-şunlar, bunlar vesaire- tescil ve ilanı
müteakip PTTye devredilmiş sayılır. Bu kanun yürürlüğe
girdiği tarihte de Türkiye Cumhuriyeti Posta ve Telgraf
Teşkilatı Genel Müdürlüğü yürürlükten kalkmış olacak,
mülga olacak yani, ilga edilmiş olacak. Peki, yeni kurulan PTT AŞnin
faaliyete geçmesi için tescil ve ilan beklenecek ve madde diyor ki; tescil ve
ilandan sonra bu taşınır ve taşınmaz mallar PTT
AŞye devredilmiş sayılacak. Peki, tescil ve ilan
gerçekleşene kadar bu taşınır ve taşınmaz
malları kim yönetecek? Bunun cevabı bu tasarıda yok. Bu maddeyi
gelin kabul etmeyelim, bir ara verelim, düzgün bir şekle
dönüştürelim.
Yine, tescil ve ilanı müteakip
yeni genel müdürlük faaliyete geçeceğine göre, o tarihe kadar personel ne
olacak? Personel de tescil ve ilanı müteakip yeni kurulacak olan anonim
şirkete devredilmiş sayılacak. Bunun cevabı yine ortada
yok. Yani Nasıl olsa biz bakanlığız, nasıl olsa genel
müdürlüğüz, bu teşkilatı ortada bırakmayız, bunlar
bizimdir. diyemezsiniz, yasa hiç kimseye bu yetkiyi vermiyor. Bunun
cevabı tasarıda yok.
Maddenin ikinci fıkrası yine
amatörce yazılmış olan bir fıkradır.
Taşınır ve taşınmaz malların devrine ilişkin
olarak yapılacak olan işlemler nedeniyle düzenlenecek kâğıtlar
damga vergisinden muaftır, doğru bir hüküm.
Yine bu işlemler harçtan muaf
olacak, bu da doğru ve bu kanun çerçevesinde yapılacak
taşınır ve taşınmaz mallar, intikaller veraset ve
intikal vergisinden müstesnadır. Taşınır ve taşınmaz
malların veraset ve intikal vergisinden müstesna olması yönünde bir
hüküm koyduğunuza göre, bu madde taşınır ve
taşınmaz malları ayrı değerlendiriyor. Yani daha önce
sözünü ettiğim işlemler kapsamına giren bir husus değil
taşınır ve taşınmaz mal devri. Öyle olsaydı
Şunlar, şunlar, şunlar hem harçtan hem damga vergisinden hem de
veraset ve intikal vergisinden muaf. denirdi. Normalde, ortada bir
bağış işlemi yoktur. Dolayısıyla, veraset ve
intikal vergisine tabi olacak bir devir de yoktur çünkü yasa gereği bir
kurumun malları bir başka kuruma devredilmiş sayılmaktadır.
Ortada veraset ve intikal vergisi mevzusuna giren herhangi bir işlem
yoktur. Ne olur ne olmaz. diye bir endişeyle böyle bir hüküm
yazılmış olabilir, onu da anlayışla
karşılayabilirim ama ne olur ne olmaz endişesiyle Bütün bu
işlemler veraset ve intikal vergisinden müstesnadır. şeklinde
bir hüküm yazarken taşınmaz malların devrinin tapu
harcından muaf olması yönünde bir hüküm koymamış
olmanız büyük bir eksiklik. Bu maddeyle, yürürlükteki, hâlen faaliyette
olan PTT Genel Müdürlüğünden bu kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte
kurulacak ve daha sonra faaliyete geçecek olan PTT AŞye devredilecek
taşınmaz mallar tapu harcına tabi olacaktır. Bunu
tutanaklara geçiriyorum ki ileride Gelir İdaresi herhangi bir hata
yapmasın, bu harcı alsın. Yok, eğer bu tasarıyı
hazırlayanların, Hükûmetin niyeti bu harcın ödenmemesi ise, o
zaman ara verelim de bari bu işlemlerin harçtan muaf olduğu yönünde
bir hükmü buraya koyalım.
Ama baştan sona amatörce
yazılmış bir hüküm var, yasalaşmasını doğru
bulmuyorum.
Teşekkür ederim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler
Sayın Hamzaçebi.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Bir sonraki önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 452 Sıra
Sayılı Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısının Geçici 4
üncü maddesinin (1) inci fıkrasının son cümlesinin madde
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Alim
Işık (Kütahya) ve
arkadaşları
BAŞKAN Komisyon, önergeye
katılıyor musunuz?
BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA
VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE
(İstanbul) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Sayın Hükûmet?
AİLE VE SOSYAL
POLİTİKALAR BAKANI FATMA ŞAHİN (Gaziantep)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın
Işık, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
ALİM IŞIK (Kütahya)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan
452 sıra sayılı Posta Hizmetleri Kanunu
Tasarısının çerçeve 31inci maddesinin geçici 4üncü maddesi
üzerinde vermiş olduğumuz önerge hakkında söz aldım. Bu
vesileyle yüce Meclisimizi ve bizleri izleyen değerli
vatandaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bu madde
yeni kurulan şirkete olan devirlerle ilgili bir madde. PTTnin üzerindeki
taşınır ve taşınmaz her türlü varlığın
yeni şirkete devrinin otomatik olarak yapılacağı hükmünü
içermekte ancak Devirle ilgili tereddütlerin giderilmesinde Bakanlık
yetkilidir. diye son cümle eklenmiş. Önergemiz bu son cümlenin metinden
çıkartılmasına yönelik.
Bakanlığın
yetkilendirilmesi kanunla yapılıyor ama bu tür tereddütlerin
giderilmesi sadece Bakanlığın bu konuda vereceği karara
bağlı olacak bir konu değildir. Zaten bu konuyla ilgili her
türlü ilgili resmî evrak, çözüm yolu, gerekirse yargı olmak üzere, şu
ana kadar geleneksel sistemle bir şekilde çözülecektir.
Dolayısıyla, bu cümle uygulamada ciddi rahatsızlıklara ve
bazı sakıncalara yol açabilecek bir cümledir,
Bakanlığın bu tür tereddütleri gidermedeki yetkisinin kanunla
buraya zikredilmiş olması doğru bir uygulama olmayacaktır.
Önergemiz bununla ilgilidir, umarım yüce Meclis bunu yerinde
bulacaktır.
Bu vesileyle, PTT
çalışanlarının ve tasarının geneliyle ilgili
bazı dile getirilmeyen konuları sizlerle paylaşmak istiyorum.
Değerli milletvekilleri, PTT
çalışanlarının içinde bulunduğu sorunları
Postacı Nevzat ismiyle Kütahyadaki bir PTT çalışanı
kısa bir film hâline getirmiş ve son günlerde İnternette,
sosyal medyada tıklama rekoru kıran bir filme
dönüştürmüştür. Burada gerçekten PTT
çalışanlarının hangi sıkıntılarla muhatap
olduğu çok güzel bir şekilde anlatılmış. Ancak, tabii
ki bu rekorun kırılmış olması sorunların
çözülmesine ya da konunun medyaya bu şekilde
yansıtılmış olması sorunların giderilmesine
yardımcı olmuyor.
Burada en önemli konulardan birisi,
daha önce, seksen yıl önce, 1953 yılında kanunla kurulmuş
olan PTT Kefalet Sandığı için, işe ilk girişte
maaşın yarısı, diğer aylarda da yüzde 2 oranında
olmak üzere yapılan kesintilerden dolayı oluşmuş
birikintilerin PTT çalışanlarına geri verilmemesi sorunudur.
2004 yılında yapılan bir düzenlemeyle bu sandık fiilen
lağvedilmiş AKP Hükûmeti tarafından. Arkasından TELEKOM bu
sandıkta biriken paraları kişi başına 18 bin TL
dolayında olmak üzere geri iade ederken, PTT, maalesef, bu paraların
yüzde 30unu ölüm veya emeklilik olması hâlinde kişiye
ödeyebileceği, yüzde 70ini ise PTT Yönetim Kurulunun kararına
bağlamasıyla... Bu yüzde 70lik bölüm, o günden bugüne, daha çok,
PTTye araç alma, bina yapma ve benzeri gibi kanallarda
kullanılmış. Dolayısıyla çalışanların
maaşından kesilen bu kesintinin PTTnin araç gereç alımında
kullanılması doğru değil. Bu, mahkemeye
taşınmış. Danıştay 5. Dairesi söz konusu
başvuruyu 2009 yılı Eylül ayında haklı bulmuş ama
buna rağmen, o gün itibarıyla, 2004 yılında toplam 252
trilyon lira para, çalışanlara dağıtılması
gereken, dağıtılmamıştır. Bunun mutlaka çözülmesi
ve çalışanların hakkının çalışanlara iade
edilmesi gerekmekte.
Diğer taraftan, PTT
çalışanlarının illere göre dağılımında
büyük bir dengesizlik vardır. Coğrafya ve il nüfusu dikkate
alındığında, birçok ilde, özellikle Sayın Bakanın
bağlantılı olduğu illerde ciddi miktarda personel
fazlalığı varken, başka illerde, Anadolunun birçok ilinde
çalışan eksikliği vardır. Bunun mutlaka giderilmesi
gerekir.
Diğer taraftan, personelin
yaşadığı sorunlarla ilgili ve PTTnin zarara
uğratıldığıyla ilgili, 2007-2008 yılında
yaklaşık 30 bin dolayında olan aylık gönderi miktarı,
yapılan düzenlemeler sonucunda, son dönemde 15 bin dolayına
inmiş ve hazine zarara uğratılmıştır.
Bu duygu ve düşüncelerle, önergemize desteğinizi
bekliyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Işık.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Geçici 4üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Geçici 4üncü madde kabul edilmiştir.
Geçici 5inci madde üzerinde bir önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 452 Sıra Sayılı
Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısının Geçici 5inci maddesine
aşağıdaki 4üncü fıkranın eklenmesini arz ve teklif
ederiz.
Mehmet Şandır Ali Halaman Zühal Topcu
Mersin Adana Ankara
Mustafa Erdem Mehmet Günal D.Ali
Torlak
Ankara Antalya İstanbul
(4) 31/5/2006 tarihli ve 5510
sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanununun 40 ıncı maddesinin ikinci fıkrası kapsamında
posta dağıtıcıları ve posta dağıtım
işinde çalışanlar doksan günlük fiili hizmet zammından
yararlandırılırlar.
BAŞKAN Komisyon, son okunan
önergeye katılıyor musunuz?
BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA
VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE
(İstanbul) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Sayın Hükûmet?
AİLE VE SOSYAL
POLİTİKALAR BAKANI FATMA ŞAHİN (Gaziantep)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Buyurun Sayın
Şandır. (MHP sıralarından alkışlar)
MEHMET ŞANDIR (Mersin)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
PTT, Posta Hizmetleri Kanununda çok
temel değişiklikler yapıyoruz. Bir anlamda, yeni bir kuruma
dönüştürüyoruz. Bu kadar köklü bir değişiklik yaparken, PTTyi
PTT yapan posta dağıtıcılarına, müvezzilerine, yani
postacıya herhangi bir hak getirmiyoruz.
Verdiğimiz önergeyle diyoruz ki:
PTT dağıtıcılarına yılda doksan gün fiilî hizmet
zammı verilsin. Çünkü, bu insanlar, gerçekten, PTT denince akla gelen insanlar, bu hizmetin merkezinde
olan, bu yükü taşıyan insanlar.
Değerli arkadaşlar, kanun
kurucu olarak, hukuk kurucu olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi, bana göre,
kendi gündemine, kendi kararına sahip çıkabilmelidir. Maliye istiyor
diye, Hazine istiyor diye
Ben inanıyorum ki Sayın Komisyon
Başkanı da istiyor, Sayın Bakan da istiyor ama Komisyonda
Maliye istemiyor. diye böyle bir teklifi reddettiniz, burada da
reddediyorsunuz. Ben şimdi size soruyorum: Bu posta
dağıtıcılarına yıpranma
karşılığı, hizmet karşılığı
bir şey vermek gerekmiyor mu? PTT Kanununu bütünüyle yeniliyorsunuz,
şeklini değiştiriyorsunuz ama bu yükü taşıyan
insanlara
Milliyetçi Hareket Partisi olarak
verdiğimiz önerge bu, diyoruz ki: 5510un 40ıncı maddesinin
(12)nci fıkrasına posta dağıtıcılarını
da ekleyelim ve yılda doksan gün fiilî hizmet zammı verelim bu
insanlara. Sayısı çok fazla değil, bunu vererek Türkiye
Cumhuriyeti devleti hazinesi göçmez, Maliye iflas etmez. Hani bir söz
vardır: Dünyanın ortası diye kazığı
çakmış, itiraz edene Hayır. diyor, hâlbuki
çaktığı kazık ayağına batmış. Bu
kazığı çıkarıp şuraya çakmak bizim
inisiyatifimizde, bizim kararımızda, bizim görevimiz, bizim
sorumluluğumuz. Bu posta dağıtıcılarına,
sayısı ne kadar bilmiyorum ama, gerçekten, PTT söz konusu olunca,
Postacı baba diye hepimizin çocukluğunun tatlı hikâyeleri olan
postacılara biz, bir sosyal maliyet olarak, bir sorumluluk gereği bu
fiilî hizmet zammını vermek mecburiyetindeyiz. Verirsek doğru
yapmış oluruz. Verirsek, gerçekten, Türkiye Büyük Millet Meclisi
olarak, Genel Kurul olarak, siyaset kurumu olarak, siyasi partiler olarak ama
her şeyden önce, siyasi iktidar olarak siz bir hakkı yerine
getirmiş olursunuz. Ama ne yazık ki burada karar verici yok. Komisyon
Başkanına söylüyoruz, olmuyor; Grup Başkan Vekiline söylüyoruz,
olmuyor. Sayın Hükûmet burada olsa, ilgili Sayın Bakan burada olsa,
muhtemel, bir inisiyatif koyabilirdi ama
ALİM IŞIK (Kütahya) Evet.
derdi o olsaydı.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) PTT
dağıtıcılarına karşı haksızlık
yapıyorsunuz sayın Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekilleri.
Sizi hem onlara hem de milletime şikâyet ediyorum. Gelin, bu
sorumluluğunuzu yerine getirin. Genel Kurul iradesine sahiptir,
vereceğiniz oylarla bu önergeyi kabul etmeniz hâlinde posta
dağıtıcıları yılda doksan gün fiilî hizmet
zammına kavuşmuş olacaklar. Verilmemiş şey
değildir, başka çalışanlarımıza
lütfettiğimiz bu hakkı PTT müvezzilerinden,
dağıtıcılarından kıskanmayınız. Bununla
ne hazineyi koruyabilirsiniz ne Maliyeyi iflastan kurtarabilirsiniz.
Takdirinize sunuyorum. Lütfen, bu
önergemizi kabul ediniz.
Hepinize teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim
Sayın Şandır.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Sayın Başkan, Sayın Şandır ismimden de bahsederek
sataştı, iki dakika söz istiyorum.
BAŞKAN Buyurun efendim. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
VII.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın, Mersin Milletvekili Mehmet Şandırın
görüşülen kanun tasarısının geçici 5inci maddesinde
verilen önerge üzerinde yaptığı konuşma sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Sayın Şandırın
söylediği ifadelere katılmamak mümkün değil. Keşke mümkün
olsa, Türkiyede yaşayan vatandaşlarımızın
tamamının emeklilik yaşlarını daha az bir seviyeye
getirsek. Mesela, 2000 yılında, 1999 yılında çıkan
yasada, o zaman muhalefette bulunan bir siyasi partinin ve diğerlerinin
söylediği gibi, mezarda emeklilik söylemlerini
Ki 2032
yılında
Biliyorsunuz, bunun temeli 2000 yılında çıkan
Sosyal Sigortalar Yasasıyla ortaya çıktı. Yani 35
yaşında, 40 yaşında emekli olma imkânı olan
insanların, aktüeryal dengelerin bozulmasından dolayı, gelecek
yıllarda gençlerimizin, şu anda 18, 20 yaşında olan
gençlerimizin o bedelleri ödeme mecburiyetinde kalacaklarından
dolayı, doğru olduğunu düşündüğüm bir
yaklaşımla, bütün dünyadaki ülkelerde de olduğu gibi, emeklilik
yaşı belli bir noktaya doğru geldi.
Şimdi, Sayın Şandır
önergesini burada ifade ederken dedi ki: Sayısının ne kadar
olduğunu bilmiyorum. Biz burada bir devlet hazinesini yönetirken
Muhakkak
muhalefet bunu söyleyecek, dilin kemiği yok, istediğini yapabilir. Mesela,
Sayın Şandır burada doksan değil de yüz seksen gün de
diyebilirdi ama bunun sonucunda devlet hazinesinin, maliyesinin hangi noktalara
doğru gideceğini, biz posta dağıtıcılarına
bir şey yapalım derken öbür tarafta hangi insanların
haksızlıkla karşı karşıya kaldıklarını
da muhakkak hesap etmemiz gerekir.
Bu anlamda, Sayın Şandır
bu teklifi sunduğunda Sayın Bakan iyi niyetle uygun dedi, Komisyon
Başkanımız iyi niyetle uygun dedi ama bunun ucunu ve
bedellerini, 76 milyon vatandaşın hangi bedeli ödeyeceğini
bilmeden Genel Kurul iradesiyle bir karar vermeye kalktığı
takdirde, 76 milyona karşı biz vebal altında kalmış
oluruz, sorumsuzluk yapmış oluruz.
Bir de Sayın Başkan, izin
verirseniz, bir milletvekili arkadaşımızın, sizin gündem
dışı konuşmalardan sonra verdiğiniz bir dakikalık
sözle ilgili hassasiyetle dile getirdiği bir konu vardı. Sayın
Atıcı tahmin ediyorum.
18 Mart 2013 tarihinde
Üniversitelerarası Kurulla ilgili yapılan bir toplantıda
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla)
Yarım dakika uzatırsanız
BAŞKAN Veriyorum, buyurun.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla)
İstiklal Marşı okunurken bir kişinin ayağa
kalkmadığıyla ilgili bir ifade vardı.
İçişleri Bakanımız
hassasiyet gösterdi -aslında, İç Tüzük gereğince imkân
bulabilmiş olsaydı buna kendi cevap verecekti ama- o notu hem YÖK
Başkanından hem de Üniversitelerarası Kurul
Başkanından aldılar ve o notu bana ilettiler, kendileriyle ve
kamuoyuyla paylaşmak istiyorum.
18 Mart 2013 tarihinde Hacettepe
Üniversitesi Sıhhiye yerleşkesinde, Şanlıurfa Üniversitesi
Rektörlüğünün başkanlığında Üniversitelerarası
Kurul toplantısı yapılmış. Günün Çanakkale Zaferinin
yıl dönümüne rastlaması münasebetiyle saygı duruşu
yapılmış ve İstiklal Marşı okunmuştur.
Salonda herkes hem Çanakkale şehitlerini anma toplantısını
yapıp ayakta saygı duruşunda bulunmuş hem de İstiklal
Marşına gerekli hassasiyeti göstermişlerdir.
Tahmin ediyorum yanlış bir
bilgi vardır. Sayın Atıcının da bu hassasiyetine,
kendilerine teşekkür ediyoruz. Sayın Bakanımız da bu
bilgiyi yerinden ve ilgililerden de alıp düzeltme imkânını
vermiştir.
Saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim
Sayın Elitaş.
Sayın Atıcı
AYTUĞ ATICI (Mersin) Sayın
Başkan, izin verirseniz, tabii, doğal olarak bir açıklama
hakkım doğdu. Otuz saniyeyi geçmez efendim.
BAŞKAN Buyurun, tabii, ne demek.
9.- Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcının, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın
sataşma nedeniyle yaptığı konuşma
sırasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
AYTUĞ ATICI (Mersin)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekili
arkadaşlarım, konu hassas bir konudur, üzerinden siyaset
yapılacak bir konu değildir. Ancak, bu tespit
yapılmıştır ve o kişinin yanına gidilerek niçin
ayağa kalkmadığı sorulduğunda
Acaba
-tanımadıkları için- felçli mi, yoksa başka bir problemi mi
var? Olabilir, insan hasta olur, felçli olur, kalkamayabilir. Kişiyi
ayakta gördüklerinde, işte Ayağım ağrıyor, belim
ağrıyor, onun için kalkamadım. gibi bir açıklamada
bulunulmuştur.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Tarihler aynı tarih mi, bizim söylediğimiz?
AYTUĞ ATICI (Devamla) Efendim,
18 Mart, tarihleri verdim.
Kişi bellidir. Bu konuda gereken
hassasiyetin gösterilmesi çok önemlidir efendim. Bunun üzerinden siyaset
yapılmaması gerektiği için de burada kesiyorum.
Çok teşekkür ederim.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Biz aldığımız bilgileri burada paylaştık.
Eleştiri anlamında demiyorum.
AYTUĞ ATICI (Mersin) Gerekirse
isim de veririm.
BAŞKAN Teşekkür ederim
Sayın Atıcı.
VI.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri (Devam)
3.- Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısı
ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm
Komisyonu Raporu (1/751) (S. Sayısı: 452) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Geçici 5inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Geçici 5inci madde kabul edilmiştir.
Geçici 6ncı madde üzerinde üç
önerge vardır. İkisi aynı mahiyette önergelerdir. Onların
dışındaki önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 452 Sıra Sayılı
Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısının Geçici 6 ncı maddesinin
birinci fıkrasının sonuna aşağıdaki metnin
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
D. Ali Torlak Ali Halaman
Zühal
Topcu
İstanbul Adana Ankara
Mustafa Erdem Mehmet Günal
Ankara Antalya
PTT'de istihdamına devam olunan personelden, bu
kanunda tanımlanan sözleşmeli personel statüsüne geçmek isteyenler
ile imzalanacak sözleşmenin süresi, kişinin yaş haddinden
emekliliğe ayrılma süresine kadar olacak şekilde belirlenir.
Geçmek istemeyenler ile geçmesi uygun görülmeyenlerin, bir yıllık
süre içerisinde talepte bulunmaları halinde, PTT tarafından Devlet
Personel Başkanlığına bildirilir. Bu personel, Devlet
Personel Başkanlığınca 24/11/1994 tarihli ve 4046
sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanunun
değişik 22 nci maddesinin ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci
fıkralarında belirtilen esas ve usuller çerçevesinde, diğer kamu
kurum ve kuruluşlarına nakledilir. Ancak, 4046 sayılı
Kanunun 22 nci maddesi uyarınca Özelleştirme Fonundan
karşılanması öngörülen ödemeler, PTT tarafından
karşılanır. Bu şekilde yeni bir kadroya nakledilenlerden,
haklarında şahsa bağlı hak ve/veya fark tazminatı
uygulaması devam eden personelin 4046 sayılı Kanunun 22 nci
maddesinin altıncı fıkrası kapsamındaki hakları
devam eder. Bu madde uyarınca yapılan atamalar, ilgililerin
şahsa bağlı haklarının ve fark tazminatının
tespitine esas önceki kadro ve pozisyonlarının ücretlerinin
artırılması ve şahsa bağlı haktan yararlanma
süresinin yeniden başlaması sonucunu doğurmaz."
BAŞKAN Şimdi
okutacağım iki önerge aynı mahiyette bulunduğundan
önergeleri birlikte işleme alacağım. Talepleri hâlinde önerge
sahiplerine ayrı ayrı söz vereceğim veya gerekçelerini okutacağım.
Şimdi aynı mahiyetteki
önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
452 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının Geçici 6. Maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
İdris Baluken Sırrı
Sakık Pervin
Buldan
Bingöl Muş Iğdır
Esat Canan Altan
Tan
Hakkâri Diyarbakır
Aynı mahiyetteki diğer
önergenin imza sahipleri:
Haydar Akar Haluk
Eyidoğan İdris
Yıldız
Kocaeli İstanbul Ordu
Sakine Öz Doğan
Şafak Musa
Çam
Manisa Niğde İzmir
BAŞKAN Aynı mahiyetteki iki
önergeye Komisyon katılıyor mu?
BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA,
VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE
(İstanbul) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Sayın Hükûmet?
AİLE VE SOSYAL
POLİTİKALAR BAKANI FATMA ŞAHİN (Gaziantep)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Musa Çam efendim.
BAŞKAN Sayın Çam, buyurun.
(CHP sıralarından alkışlar)
MUSA ÇAM (İzmir) Sayın
Başkan, Türkiye Büyük Millet Meclisinin saygıdeğer üyeleri; 452
sıra sayılı Kanun Tasarısının geçici 6ncı
maddesi üzerinde söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi ve tüm PTT
çalışanlarını, emekçilerini saygı ve sevgiyle
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, 2011
yılı Ekim ayı içerisinde İstanbulda düzenlenen Avrupa Kamu
İşletmeleri Birliği Genel Kurulu sırasında ve
sonrasında Sayın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım
şöyle bir açıklama yaptı AKP Hükûmetinin ve
Bakanlığın PTTye dair niyetleri için: Yapacağımız
iş PTTnin özelleştirilmesi değil, PTTnin tekel
hakkının kademeli olarak kaldırılmasıdır. dedi.
İkincisini de PTTnin KİT yapısının daha esnek hâle getirilmesidir.
biçiminde ortaya koymuştur. Ancak, ondan bir yıl sonra
Özelleştirme İdaresi Başkan Vekili Sayın Ahmet Aksu da 12
Temmuz 2012 tarihinde yaptığı açıklamada kamu iktisadi
teşebbüslerinin özelleştirilmesine devam edileceğini
belirterek PTT, BOTAŞ, TİGEM
ve ÇAYKURun özelleştirilmesi gerekli şartlar oluştuğunda
gündeme gelecek ve bu kurumlar da özelleştirilecek. demiştir.
Şimdi, bu düzenlemeyle, bu
serbestleşmeyle birlikte PTTnin özelleştirileceği açık ve
net bir şekilde ortadadır arkadaşlar. Bu sözden de
anlaşılacağı üzere, PTT, posta, lojistik, banka olarak
bölünüp parça parça satılacak. PTT emekçileri, iş güvencesiz ve
sendikasız, taşeron firmalara ihale edilecek. PTTnin her yıl
elde ettiği 200-250 milyon TL kâr geliri yandaşlara aktarılacak
ve vatandaşa hizmet değil, müşteriye parası kadar hizmete
dönüştürülecektir. Ulaştırma Bakanı ve PTT yönetimi, her
fırsatta, PTTnin zarar eden bir kuruluş olmaktan
çıktığını ve kâr ettiğini, PTTyi dünya
ayarında bir kurum hâline, marka hâline getirdiklerini söylemektedir. Kamu
hizmetlerine kâr-zarar mantığıyla yaklaşanlar, bu hizmeti
üreten kamu emekçilerinin çalışma koşullarıyla zerre kadar
ilgilenmiyor, PTT emekçilerinin sorunlarına gözlerini kapatıyor,
taleplerine kulaklarını tıkıyorlar. Yıllardır iş
yükü altında ezilen PTT emekçilerinin sorunlarının çözümü için
yeterli personel almayan yönetim, hiçbir hazırlık ve planlama
yapmadan, otoyol ve köprülerde kullanılan Hızlı Geçiş
Sistemi (HGS) kartlarının satışını da PTT
emekçilerinin sırtına yükledi.
Yıllarca, -ifade ettiğimiz
gibi- PTT emekçilerinden gasbedilen Kefalet Sandığındaki
paralarla cilalanan iş yerlerinin içerisinde tam bir emek sömürüsü
yaşanmaktadır. Sayısı 146yı bulan firmayla
yapılan anlaşmaların sonucunda artan iş hacmine rağmen
gerekli istihdam yapılmamasından dolayı çalışanlar hem
fiziki hem de psikolojik sorunlar yaşıyorlar. PTT iş yerlerinde
bankoda çalışan bir memur, herhangi bir bankanın
çalışanının 3-4 katı fazla işlem yapmaktadır
Sayın Genel Müdür, Sayın Bakan. Bu sayı, bazı günlerde
750leri, 800ü bulmaktadır. Kadrolu personel istihdamını
ekonomik yük olarak gören yönetim, posta hizmetlerini taşeron firmalara
devrederek hem ciddi miktarda kaynak transferi yapmakta hem de kölelik
koşullarında ve hiçbir sosyal hakka sahip olmayan
taşeronlaştırmayı bizzat uygulamaktadır.
Tüm bunların yanı sıra
Birinci Lig olarak isimlendirilen futbol organizasyonuna sponsor olan PTT, bu
sponsorluk karşılığında medyaya da 45 milyon TL
ödemiştir. Bu sponsorluk PTTye ne kazandıracaktır arkadaşlar?
45 milyon para veriliyor, sanki PTTnin reklama ihtiyacı varmış
gibi. Yüz yetmiş iki yılı olan PTTnin reklama ihtiyacı yok
ama 45 trilyon aktarılıyor arkadaşlar. Futbol Federasyonu ile yayın
anlaşması yapan TRTnin ödediği paranın bir
kısmının PTTye ödettirilmesinin nedeni ve amacı nedir?
Bunu öğrenmek isteriz, duymak isteriz buradan. Yıllardır iş
yükü altında çalıştırılan PTT
çalışanlarına 1 lira bile vermemek için, hiçbir gerçekliği
olmamasına rağmen her türlü yasal gerekçenin arkasına
sığınan PTT yönetiminin sponsorluk yoluyla
kaynaklarının çarçur edilmesini kabul edilemez ve ciddiyetten uzak
olarak görüyoruz.
Değerli arkadaşlar, PTT
personeli, 657 sayılı Kanun ve diğer kanunların
sözleşmeli personel hakkındaki hükümlerine tabi olmaksızın
idari hizmet sözleşmesiyle istihdam edilir. hükmüne yer verilmiştir
bu düzenlemeyle. Bu düzenlemeyle, istihdam edilecek personelin özlük ve sosyal
haklarının Bakanlar Kurulunca çıkarılacak bir yönetmelikle
düzenleneceği keyfî bir tercihe bırakılmıştır.
Ücret, aylık, ikramiye ve mali hakların PTT Yönetim Kurulunca
belirlenmesi öngörülmektedir; yine, keyfî bir tercihe terk edilmektedir. PTT
personeli idari hizmet sözleşmesiyle istihdam edileceği için iş
güvencesi ortadan kalkacak, esnek ve kuralsız çalışma yaygınlaşacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MUSA ÇAM (Devamla) Sendikaları
kuralsız ve güvencesiz çalışmaya itiraz edemeyeceği için
sendikal mücadele anlamsız hâle gelecektir diyorum.
Devamında yine sizlerle birlikte
olacağım.
Saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Çam.
Aynı mahiyetteki diğer
önergenin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Bu madde ile 1 yıl içerisinde
idari sözleşmeyi imzalamayan personel, PTT AŞye geçiş
hakkını kaybedecektir. PTT çalışanının idari
sözleşmeye geçme talebi ancak yönetimin onayı ile
gerçekleşeceğinden, isteğine rağmen yönetimin
onaylamadığı bir çalışanın hakkı elinden
alınacaktır.
Kurumda faal olarak çalışan
personelin başka herhangi bir kamu kuruluşuna nakledilmesi ile ilgili
olarak herhangi haktan, imkândan bahsedilmemektedir.
Tasarının bu şekilde
kabul edilmesi temel hak ve özgürlükler açısından hiçbir hukuk normu
içerisinde kabul edilemez.
Bu nedenle maddenin tasarı
metninden çıkarılması gerekmektedir.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki iki
önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
Bir sonraki önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 452 Sıra
Sayılı Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısının Geçici 6 ncı
maddesinin birinci fıkrasının sonuna aşağıdaki
metnin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
D.
Ali Torlak (İstanbul) ve arkadaşları
PTT'de
istihdamına devam olunan personelden, bu kanunda tanımlanan
sözleşmeli personel statüsüne geçmek isteyenler ile imzalanacak
sözleşmenin süresi, kişinin yaş haddinden emekliliğe
ayrılma süresine kadar olacak şekilde belirlenir. Geçmek istemeyenler
ile geçmesi uygun görülmeyenlerin, bir yıllık süre içerisinde talepte
bulunmaları halinde, PTT tarafından Devlet Personel
Başkanlığına bildirilir. Bu personel, Devlet Personel
Başkanlığınca 24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı
Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanunun değişik 22 nci
maddesinin ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkralarında
belirtilen esas ve usuller çerçevesinde, diğer kamu kurum ve
kuruluşlarına nakledilir. Ancak, 4046 sayılı Kanunun 22 nci
maddesi uyarınca Özelleştirme Fonundan karşılanması
öngörülen ödemeler, PTT tarafından karşılanır. Bu
şekilde yeni bir kadroya nakledilenlerden, haklarında şahsa
bağlı hak ve/veya fark tazminatı uygulaması devam eden
personelin 4046 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin altıncı
fıkrası kapsamındaki hakları devam eder. Bu madde
uyarınca yapılan atamalar, ilgililerin şahsa bağlı
haklarının ve fark tazminatının tespitine esas önceki kadro
ve pozisyonlarının ücretlerinin artırılması ve
şahsa bağlı haktan yararlanma süresinin yeniden
başlaması sonucunu doğurmaz."
BAŞKAN Komisyon, önergeye
katılıyor musunuz?
BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA,
VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE
(İstanbul) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Hükûmet?
KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önerge ile; PTT'de istihdamına
devam olunan personelden (657 sayılı Kanuna tabi memur veya 399
sayılı KHK'nın eki (I) ve (II) sayılı cetvele tabi
personeller) sözleşmeli personel statüsüne geçenlerin iş
güvenliği sağlanmış olacaktır. Geçmek istemeyenler
ise, dilerse PTT'de sözleşmeli personel statüsüne geçebilecek, dilerse
mevcut statülerini koruyarak çalışmaya devam edebilecek, dilerse de
diğer kurumlara geçiş imkânını elde edecektir.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Geçici
6ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Geçici 6ncı madde kabul edilmiştir.
Geçici
7nci madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 452 Sıra Sayılı Posta Hizmetleri Kanunu
Tasarısının Geçici 7nci
maddesinde birinci fıkrasının "a" bendinde yer alan
"Yaş haddinden emekliliğine bir yıldan daha az süre
kalanlar hariç olmak üzere" ibaresinin madde metninden
çıkartılmasını arz ve teklif ederiz.
D. Ali Torlak Ali Halaman Zühal
Topcu
İstanbul Adana Ankara
Mustafa Erdem Mehmet Günal
Ankara Antalya
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Posta Hizmetleri Kanunu
Tasarısının Geçici 7nci Maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve talep ederiz.
Haydar Akar Haluk
Eyidoğan İdris
Yıldız
Kocaeli İstanbul Ordu
Sakine Öz Doğan
Şafak Musa
Çam
Manisa Niğde İzmir
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor musunuz?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI
İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Sayın Hükûmet?
KALKINMA
BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Musa Çam konuşacak.
BAŞKAN
Sayın Çam, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
MUSA
ÇAM (İzmir) Sayın Başkan, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
saygıdeğer üyeleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Geçici
6ncı maddede söyleyeceklerim yarım kalmıştı, devam
ediyorum.
Bu
düzenleme ile PTTnin esnek ve taşeronlaştırılmış
hâle gelmesiyle birlikte, artık PTTde sendikalar mevcut Toplu
Sözleşme Kanunu gereğince mali hakları hizmet kolu düzeyinde
müzakere edemediği için, PTT Yönetim Kurulunca öngörülen ücrete rıza
gösterilecektir ve ona mecbur edilecektir. Bunun sonucunda,
çalışanlar daha da yoksullaşacak, fakirleşecek ve
kuralsız bir çalışmaya tabi tutulacaktır.
PTTde
istihdam edilen sözleşmeli personelin emekli olması teşvik
edilecektir. Sözleşmeli personelin emekli ikramiyesi
kaldırılmakta, sosyal güvenlik bakımından işçi
sayılmakta, iş akdi sona erdiğinde 657 sayılı Kanunun
4üncü maddesinin (b) bendine göre iş sonu tazminatı ödenmesi
öngörülmektedir. Daha değişik bir anlatımla, sözleşmeli
personelin emekli olabilmesi oldukça zorlaştırılmaktadır.
Yıllardır iş yükü altında çalıştırılan
PTT çalışanlarına 1 lira bile vermeyenler, maalesef, şimdi
insanları böyle bir düzenleme ile zorla emekliliğe teşvik
etmektedirler.
Değerli
arkadaşlar, tasarının amaç maddesi şu anda var olan durumu
sanki yokmuş diye şekillendiriyor. Amaç maddesinde karşı olunan
üç cümle var, çok önemli. Bunlardan
birincisi: Tüm kullanıcılar için karşılanabilir bir ücret.
İkincisi:Sektörde düzenleme ve denetimin gerçekleştirilmesi. Üçüncüsü
ise PTT Anonim Şirketi.
Bunların ne ifade
ettiğine gelince. Birincisi: Tüm kullanıcılar için
karşılanabilir bir ücret yani herkes hizmetin maliyetini ödemek
zorunda kalacak ve bu sebeple parası kadar itibar görüp o oranda hizmeti
satın alabilecek. PTTnin yaptığı iş bir hizmet ise -tasarıda
hizmet diye geçiyor- o zaman devlete niçin vergi veriyoruz arkadaşlar
biz? Madem ki hizmetin maliyetine katlanacağız, toplanan vergiler
nereye gidiyor arkadaşlar? Biz nereye vergi veriyoruz? Ya o maliyeti
halkın çıkarına yönelik politikalar üretilmediği için
işsiz kalanlar ya da köylüler, çiftçiler, emekliler ve
taşeronlaştırma politikaları sebebiyle kıt kanaat geçinen
çalışanlar nasıl karşılayacak arkadaşlar?
Karşılayamazlarsa bu hizmetten yoksun mu kalacaklar?
İkincisi: Sektörde
düzenleme ve denetimin gerçekleştirilmesi. Şu anda yürürlükte olan
5584 sayılı Posta Kanunu, bu yasanın kapsadığı
posta tekelini tanımlıyor, ayrıca buna karşı uygulama yapanlara
verilecek cezaları ve yatırımları belirtiyor. Eğer
Hükûmet kanunların uygulanmasını gerçekleştiremiyor ya da
gerçekleştirmiyor ise neden aynı kanunu başka bir tasarıyla
tekrar yapmak istiyor? Bu sorunun cevabı ise şirketleşmede
saklıdır. PTT Anonim Şirketi
Bu şirketleşme
tasarısının gerçek amacı, devlet memuru
çalışanlarını güvencesizleştirme,
yoksullaştırma ve geleceğimiz olan çocuklarımızı
da güvencesiz, kıdem tazminatsız, sendikasız, sosyal
hakları kısıtlı ve asgari ücretli köle yapmaktır arkadaşlar.
Tasarıda böyle olacağı, tüm hakları ve çalışma
koşullarını belirleyen yönetmelik ve idari hizmet
sözleşmesi tanımlarının kapsamındadır. Bugün, yüz
yetmiş iki yıldır sürekli
ve halkın çoğunlukla yoksulluk
sınırının altında olan kesimine kaliteli hizmet veren
ve onun yüzde 93 oranında haklı memnuniyetini alan, ülkemizin her
köy, kasaba, belde, ilçe ve ilinde etkin hizmet üreten ve bu özellikleriyle
diğer kargo şirketlerine ve bankalara rağmen tercih edilen bir
kurumdur PTT. Ama, bu düzenlemeyle birlikte artık PTTnin yüz yetmiş
iki yıllık varlığına son veriliyor ve posta
satılıyor arkadaşlar. Buna Hayır. demenizi istiyoruz. Bu
vicdanidir ve ahlakidir. Yüz yetmiş iki yıldır hizmet veren
PTTnin böyle üçe bölünüp çarçur edilmesine, satılmasına,
peşkeş çekilmesine ve başka insanlara kaynak
aktarılmasına asla izin vermemenizi diliyoruz çünkü tarih
bunların hepsini yazacak, bugün yazacak, otuz yıl sonra yine yazacak,
kırk yıl sonra yine yazacak, elli yıl sonra yine yazacak.
İşte, bugün, dünyada, PTTnin, Demiryollarının ve birçok
kamu iktisadi teşebbüsünün özelleştirilmesi sonucunda, şimdi,
oralarda tekrar geriye dönüşler başladı ve temel kamu
hizmetlerinin kamu vasıtasıyla, kamu eliyle yürütülmesi için
birtakım geri dönüşler söz konusu. Sizi de uyarıyoruz, tarihe
not düşüyoruz, PTTnin özelleştirilmesine, PTTnin tasfiye edilmesine
Hayır. demenizi istiyoruz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Çam.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 452 Sıra Sayılı
Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısının Geçici 7inci maddesinde
birinci fıkrasının "a" bendinde yer alan
"Yaş haddinden emekliliğine bir yıldan daha az süre
kalanlar hariç olmak üzere" ibaresinin madde metninden
çıkartılmasını arz ve teklif ederiz.
D. Ali Torlak
(İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor musunuz?
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI
İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Hükûmet?
KALKINMA BAKANI
CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) Gerekçe
BAŞKAN
Gerekçe lütfen.
Gerekçe:
Bu Kanunun
yürürlüğe gireceği tarihten itibaren üç ay içinde emeklilik
başvurusunda bulunanlardan, yaş haddinden emekliliğine bir
yıldan az süre kalanlara ödenecek emekli ikramiyesinde herhangi bir
artışa yer verilmez iken, en fazla üç yıl kalanlara yüzde 25,
beş yıldan az kalanlar için yüzde 30, beş yıl ve daha fazla
kalanlar için yüzde 40 fazla ikramiye ödenmesi hükme
bağlanmıştır. Bu değişiklik teklifi ile yaş
haddinden emekliliğine bir yıldan az süre kalanların da emekli
ikramiyelerini yüzde 25 fazla alabilmeleri sağlanarak bunların
yaşayacağı mağduriyetin önlenmesi
amaçlanmıştır.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Geçici 7nci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Geçici 7nci
madde kabul edilmiştir.
Geçici 8inci madde üzerinde bir önerge
vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
1/751 Esas numaralı (SS 452) Posta
Hizmetleri Kanunu Tasarısının Ağırlık ve ücret
belirlenmesi başlıklı Geçici 8 nci maddesinin Kanun
Tasarısından çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Haydar Akar Haluk
Eyidoğan İdris
Yıldız
Kocaeli İstanbul
Ordu
Sakine Öz Doğan
Şafak Musa
Çam
Manisa Niğde İzmir
BAŞKAN Komisyon, önergeye
katılıyor musunuz?
BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA
VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE
(İstanbul) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Hükûmet?
KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Sayın Çam, buyurun.
(CHP sıralarından alkışlar)
MUSA ÇAM (İzmir) Sayın
Başkan, Türkiye Büyük Millet Meclisinin saygıdeğer üyeleri; yüz
yetmiş iki yıldır bu ülkeye hizmet eden bu kurumu on saatlik, on
iki saatlik bir görüşme sonucunda tasfiye ediyorsunuz. Birazdan,
artık, kanunun son maddelerine gelinecek ama son maddelerine gelmeden önce
yine tarihe bir not düşüp sizlere uyarı yapmak bizim görevimizdir.
Sayın milletvekilleri, haberiniz
var mı? Hükûmet, yüz yetmiş iki yıldır köy köy, belde
belde, ilçe ilçe, il il bize hizmet getiren PTTyi özelleştiriyor. Bu yasa
çıkarsa PTT de sizin malınız olmaktan çıkıp
birilerinin mülkü hâline gelecek, devlet tekeli PTT, birilerinin tek eli
olacak.
Sayın milletvekilleri, haberiniz
var mı? Bu yasa çıkarsa bütün posta hizmetleri
pahalılaşacak. Artık, siz kamu hizmetinden yararlanan
değil, hizmetin maliyetine katlanan olacaksınız. Hizmetin
maliyetine katlanacaksak bu vergileri biz niçin veriyoruz? 75 milyon insan, bu
ülkenin çalışanları, işçileri, memurları, kamu
çalışanları, emeklileri, dulları, yetimleri, çiftçileri,
köylüleri, biz niye vergi veriyoruz o zaman?
Sayın milletvekilleri, haberiniz
var mı? PTT AŞ yasa tasarısı Meclisten geçerse
çalışanlar güvencesiz, kıdem tazminatsız, emekli
ikramiyesiz, sendikasız köle gibi çalışacaklar. Cumartesi,
pazar, bayram, seyran kalmayacak, tatil dahi yapamayacaklar.
Sayın milletvekilleri, haberiniz
var mı? PTT 2012 yılında 2 katrilyon kazandı; personel
giderleri, yatırımlar, vergiler çıktıktan sonra da devlete
200 trilyon para kaldı. Hükûmet isterse PTTye devlet güvencesinde,
kıdem tazminatlı, emekli ikramiyeli, sendikalı 10 bin memur
alabilir. Kendi çocuklarına gemicik alanlar, PTT
çalışanlarının çocuklarını açlığa,
köleliğe mahkûm ediyorlar.
Sayın milletvekilleri, haberiniz
var mı? Eğer bizler karşı çıkarsak bunu yapamazlar.
Mahallenizdeki, köyünüzdeki, beldenizdeki, ilçenizdeki, ilinizdeki PTTlere
sahip çıkalım. PTT kamu yararına çalışan bir devlet
kurumu olarak kalsın. PTT çalışanlarının
çocukları da onların çocukları gibi hayat yaşasın, geleceğe
dair bir güvenceleri olsun. Halktan toplanan vergiler halka hizmet olarak geri
dönsün. Karamsarlığa kapılmayın, Benim desteğim
olmasa ne olur? demeyin, değiştiremeyiz zannetmeyin. Siz
varsanız, bir fazlayız. Hayır. deyin PTTyi kurtaralım.
Çalışanların iş güvencesinin yok edilmesine, idari
sözleşmeyle getirilen köleliğe, çalışanların unvan
yükselme gasbına, eşit işe eşit ücret hakkının
yok edilmesine, iş yerlerinin parça parça taşerona devredilmesine,
yüz yetmiş iki yıllık, kamuya hizmet için kullanılan
çınarın yok edilmesine Hayır. demenizi istiyoruz ve
Hayır. demelisiniz. Bu bir tarihî sorumluluktur, bu bir vicdani
sorumluluktur.
Değerli milletvekilleri, 1880
yılında Edison ampulü buldu ve insanlık tarihine çok büyük
hizmetler verdi ama şunu bilmelisiniz ki her ampulün bir son kullanma
tarihi vardır ve sizin de son kullanma tarihiniz vardır.
İşçiler ve emekçiler, köylüler, ezilenler, yoksullar sizin son
kullanma tarihinizi de gösterecekler ve sizin biletinizi de kesecekler. (CHP
sıralarından alkışlar) Bunu da unutmayın.
Hepinize en içten
saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Sayın Çam, 2071den önce değil.
BAŞKAN Teşekkürler
Sayın Çam.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Geçici 8inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Geçici 8inci
madde kabul edilmiştir.
Geçici 9uncu madde üzerinde bir önerge
vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
1/751 Esas numaralı (SS 452) Posta
Hizmetleri Kanunu Tasarısının Genel Kurul başlıklı
Geçici 9 ncu maddesinin Kanun Tasarısından
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Haydar Akar Haluk
Eyidoğan İdris
Yıldız
Kocaeli İstanbul Ordu
Sakine Öz Özgür
Özel Doğan
Şafak
Manisa Manisa Niğde
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA
VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE
(İstanbul) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Sayın Hükûmet?
KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Özgür Özel,
Manisa Milletvekili.
Sayın Özel, buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Geçen sene 4+4+4ü protesto etmek için
KESK bileşenleri Ankaraya doğru yola çıktığında
birçok yerde engellenmişlerdi ama özellikle İzmirde 5 tane otobüsü,
5 polis memuru, 5 ayrı semte çekerek bu seyahate engel
olmuşlardı. O zaman söyledik. Amerikan filmlerinde hep
alışığızdır; birileri gelir -at
hırsızları- atları çalar, şerif de onun peşinde
koşar. İlk kez bir Amerikan filmi gördük ki şerif geliyor,
atı alıp kaçıyor. Şimdi, o Amerikan filmlerinden
hatırladığımız bir diğer manzarayla
karşı karşıyayız. Devletin devlet olduğunu, oraya
hizmet götürdüğünü gösteren posta teşkilatı ve posta
arabaları vardır ya, işte ona saldırırlar haydutlar.
İlk kez bir Amerikan filminde, devlet, posta arabasını korumak
yerine güvencesiz bir hâle getirmektedir. İçinde bulunduğumuz
günlerde, yüz yetmiş üç yıllık posta teşkilatı,
çalışanıyla, şanlı şerefli geçmişiyle,
hepimizin, hepinizin askerliklerinden, aşklarından,
sevdalarından, özlemlerinden, gurbetlerinden onlara duyduğunuz vicdan
borcunuza rağmen, adım adım, biraz daha güvencesiz, biraz daha
özelleştirilmeye ve birilerine peşkeş çekilmeye
yaklaşmaktadır. Bu konuyu herkesin vicdanlarına sevk ediyorum.
Bu sabah, bütün Manisa
milletvekillerinin telefonları acı acı çaldı. Ahmetlinin
Gökkayasıyla başladı, Salihlimizin Kösealisinden,
Alaşehirimizin Subaşısı, Çakırcaalisi,
Sobranı, Yeşilyurtu, Üzümlüsü, Toygarı, Kasaplısı, Kemaliyesi, Sarıgölümüzün
Tırazları, Çanakçı köyü, Bağlıcası,
Çimentepesi, Yeşiltepe, Sığırtmaçlı, Tırazlar,
Yukarıkoçaklar ve bugün öğlen saatlerinde Dadağlı,
Kızılçukur, Alemşahlı ve Dindarlıdan gelen telefonlar
yüreğimizi yaktı. Alaşehir yandı, Sarıgöl yandı,
Salihli yandı, Ahmetli yandı.
Bu fotoğraftaki kişi,
Sarıgöl Ziraat Odası Başkanı Ali İhsan Bey. Elinde
tuttuğu, dün gece yağan dolulardan bugün sabaha kadar kalanları.
Alaşehirdeki, Sarıgöldeki, Ahmetlideki bağlarda bir tane
filiz, bir tane yaprak kalmadı. O köyden gelen telefonlarda, ilk on-on
beş saniye konuşuyoruz, gırtlakları düğümleniyor Biz
ne yapacağız Vekilimiz? diye soruyorlar. Ben buraya
çıktım, salonda çok değerli Manisa milletvekillerimiz de var,
onlara da soruyorum: Manisa bu hâlde, biz ne yapacağız vekilim? Bu
sorunun cevabını bu Meclisten bekliyoruz çünkü sadece Sarıgölde
40 bin dekarlık arazideki üzümler yüzde 100 oranında bu sene hasat
alınamayacak hâle geldi. Bağ bozumu yapamayacağız,
bağlar dün gece bozuldu. Öyle bir hâldeki geçen seneden 12 milyon
liralık, alacağını alamamış Sarıgöllü
çiftçimiz, üstüne bir darbe daha yedi. Zaten gırtlaklarına kadar
borçtalar, bu borçların ertelenmesi lazım, yeniden
yapılandırılması lazım, TARSİMin derhâl devreye
sokulması lazım. İmkânsızlıklar yüzünden tarım
sigortası yaptıramamış olanlara devletin şefkatli
elinin acilen uzanması lazım. 2090 sayılı bir Kanun var.
Kanun diyor ki: Çiftçi yüzde 40 düzeyinde zarar ettiyse zararı
karşılanır. Ama, uygulama öyle ki çiftçinin bütün
mallarını topluyorlar, traktörünü hesabın içine katıyorlar,
zehir makinesini hesabın içine katıyorlar, arabasını, varsa
televizyonunu hesabın içine katıyorlar, sonra diyorlar ki: Yüzde
40ını kaybetmedin. Ama, borçlandı ve gelecek sene 1 lira para
almayacak, haciz, o sarı taksiler köylere teker teker dayanacak. Bu
ızdırabı dindirirse bu yüce Meclis dindirir.
Genel Başkan
Yardımcımız Aydın Milletvekili Sayın Bülent
Teczanın verilmiş kanun teklifi var, yüzde 40ın bu çiftçinin
ziraatla ilgili uğraştığı ve kaybettiği
varlıkları üzerinden hesaplanmasıyla ilgili; kırk beş
gün geçti, komisyonda gündeme alınmadı. Meclisin derhâl bu konuya
eğilmesi lazım. Aksi takdirde, zaten son on yılki politikalardan
dolayı güç günler yaşayan, sıkıntı çeken çiftçilerimiz
şimdi de böyle bir problemle karşı karşıyalar.
Evlere haciz gelmesin, seneye bu
çiftçilerimizin daha çok canı yanmasın diye yüce Meclisin
dikkatlerine arz ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
VELİ AĞBABA (Malatya)
Manisa milletvekillerine bir daha söyle, duysunlar.
BAŞKAN Teşekkür ederim
Sayın Özel.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Geçici 9uncu maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Geçici 9uncu
madde kabul edilmiştir.
Geçici 10uncu madde üzerinde iki
önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Tasarının Geçici 10uncu maddesindeki olunur ibaresinin edilir
olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Akif Hamzaçebi Haluk Eyidoğan Mehmet
Şeker
İstanbul İstanbul Gaziantep
Ali Sarıbaş Levent
Gök
Çanakkale Ankara
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
1/751 Esas numaralı (SS 452) Posta
Hizmetleri Kanunu Tasarısının Geçici 10 ncu Maddesinin
tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Haydar Akar Haluk
Eyidoğan İdris
Yıldız
Kocaeli İstanbul Ordu
Sakine Öz Doğan
Şafak
Manisa Niğde
BAŞKAN Son okunan önergeye
katılıyor musunuz Sayın Komisyon?
BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA
VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE
(İstanbul) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Sayın Hükûmet?
KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yasayla tekel hakkı tanınan
PTT, 233 sayılı KHKya tabi kamu tüzel kişiliğine haiz kamu
iktisadi kuruluşu olarak kurulmak zorundadır.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Tasarının Geçici 10uncu Maddesindeki olunur ibaresinin edilir
olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Akif Hamzaçebi (İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon?
BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA
VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE
(İstanbul) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Sayın Hükûmet?
KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Hamzaçebi,
buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
tasarıdaki bir hatayı da dikkatinize sunayım ki nasıl bir
yanlış yasa çıkardığınızı bilesiniz.
Şimdi, üç tane tarih var:
Birincisi, bu tasarının yasalaşması hâlinde yürürlüğe
gireceği tarih yani yasanın yürürlük tarihi. İkinci tarih, PTT
AŞnin esas sözleşmesinin tescil ve ilan edildiği tarih. Üçüncü
tarih de PTTyle görev sözleşmesinin imzalandığı tarih. Bu
üç tarih bu tasarının en önemli tarihleridir. Bu tarihlerin
birbirleriyle uyumlu olması gerekir. Bunlar arasındaki uyumsuzluk
uygulamada büyük sorunlara yol açacaktır.
Biraz önce kürsüye geldiğimde size
şunu anlatmıştım: Geçici 4üncü maddeye göre mülga yani bu
tasarının yasalaşması hâlinde yürürlükten kalkacak olan PTT
Genel Müdürlüğünün personeli yeni kurulan PTT AŞnin ana
sözleşmesinin tescil ve ilan edildiği tarihe kadar ortada
kalıyordu ancak tescil ve ilandan sonra bu personel yeni kurulan PTT
AŞnin personeli olacaktı. Şimdi görüştüğümüz madde
diyor ki: İşlerin aksamaması açısından, yürürlükten
kaldırılan PTT Genel Müdürlüğünün personeli ve onun yönetim
organları, görev sözleşmesinin imzalandığı tarihe
kadar işleri yürütürler. Oysa biraz önce ne demişti ilgili madde?
Esas sözleşmenin tescil ve ilan edildiği tarihe kadar bunlar eski
kurumun personelidir, o tarihte yeni kurumun personeli olurlar.
Varsayalım ki bu kanun 15
Mayıs tarihinde yürürlüğe girdi, ana sözleşmenin tescil ve
ilanı 1 Haziran tarihinde oldu; 15 Mayıs ile 1 Haziran tarihi
arasında personel ortada kalmıştır. Bu personele herhangi
bir şekilde bir ödeme yapamaz Genel Müdürlük. Görev sözleşmesi
eğer 1 Hazirandan sonra imzalanır ise diyelim ki 15 Haziranda
imzalandı, bu maddeye göre 1 Haziran ile 15 Haziran arasında: 1
Haziran ana sözleşmenin tescil ve ilan edildiği tarihti ve personel o
tarihte yeni PTT AŞye devredildi ama görev sözleşmesi 15 Haziranda
imzalanır ise -ki muhtemelen sonraki bir tarih olacaktır, 15
Hazirana kadar diyor bu madde- bu PTT Genel Müdürlüğünün,
İşletme AŞnin işlerinin aksamaması için eski -mülga-
PTTnin personeli bu işi yürütür. Mülga PTTnin personeli kalmadı
artık çünkü onlar yenisine devredildi; o personel 1 Hazirandan önceydi,
tescil ve ilandan önceydi.
Şimdi, özensizlik
tasarının her tarafında var. İmkân olsa bunların
hepsini anlatacağım ama maalesef, zamanımız yeterli
değil.
Tekrar öneriyorum: Gelin, bu son
maddede, bu maddede bu oylamayı yapmayın, bunları düzeltelim.
Aksi takdirde, ileride, Yanlış yapmışız. diye buraya
bir kanun teklifiyle veya tasarısıyla gelme ihtiyacı
duyacaksınız ya da Genel Müdürlük diyecek ki: Ben tescil ve ilanla
görev sözleşmesinin imzalandığı tarihi aynı güne denk
getireceğim. E, niye iki ayağınızı bir pabuca
sokuyorsunuz?
İkinci konu: Hazine
Müsteşarlığı bütün kamu iktisadi
kuruluşlarının, sermayesi devlete ait olan bütün
kuruluşların -Merkez Bankası hariç- yönetim ve denetiminde söz
sahibidir, mülkiyet onundur çünkü. Hazine Müsteşarlığı
bütün bu kurumlarda oy verme hakkına sahiptir, genel kurul onun
kontrolünde yürütülür çünkü hissedar odur. Onun, pay sahipliğinden
kaynaklanan denetim hakkı vardır. Bu tasarıyla Hazine
Müsteşarlığının PTT AŞdeki bütün yetkileri yok
edilmiştir, Bakanlığa geçmiştir. Bakanlık Benim
kontrolümde, hiç kimsenin karışmadığı bir alan olsun.
demektedir. Şirketi bu amaçla kullanacaktır.
Başka örnekler de vereceğim
bu konuda, zamanım yetmediği için veremiyorum. Şimdilik
sözlerimi burada bitiriyorum. Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim
Sayın Hamzaçebi.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Geçici 10uncu maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Geçici
10uncu madde kabul edilmiştir.
Yeni geçici madde ilave edilmesi
konusunda bir önerge vardır.
Sayın milletvekilleri, yeni madde
ihdasına dair önergeleri okutup Komisyona soracağım. Komisyon
önergeye salt çoğunlukla, 14 üyesiyle katılırsa, önerge üzerinde
yeni bir madde olarak görüşme açacağım. Komisyonun salt
çoğunlukla katılmaması hâlinde ise önergeyi işlemden
kaldıracağım.
Şimdi önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 452 Sıra
Sayılı Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısına
aşağıdaki geçici 11 inci maddenin eklenmesini arz ve teklif
ederiz.
D. Ali Torlak Ali Halaman
Zühal
Topcu
İstanbul Adana Ankara
Mehmet Günal Mustafa Erdem
Antalya Ankara
Geçici Madde 11- (1) Bir defaya mahsus
olmak üzere, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte Bilgi Teknolojileri
ve İletişim Kurumunda görev yapan personellerden;
a) Fakülte veya dört yıllık
yüksekokul mezunu olanlar,
b) Son üç yıllık süre
içerisinde disiplin cezası almamış olanlar,
c)
Tezli yüksek lisans veya doktora yapan veya hazırlayacakları tez
Kurumca kabul edilenler öğrenim alanına göre teknik veya idarî uzman
kadrolarına,
d) Meslek personelinden Kamu Personeli
Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavından en az (D) düzeyinde
puan alan veya Üniversitelerarası Kurul Yabancı Dil
Sınavından en az 60 puan alan veya dil yeterliği
bakımından buna denk kabul edilen ve uluslararası
geçerliliği bulunan bir belgeye sahip olanlar,
bu Kanunun yayımı tarihinden
itibaren beş yıl içinde bilişim uzmanı kadrosuna
atanırlar.
BAŞKAN Sayın Komisyon,
önergeye salt çoğunlukla katılıyor musunuz?
BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA
VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE
(İstanbul) Efendim salt çoğunluğumuz yoktur,
katılamıyoruz.
BAŞKAN Komisyon önergeye salt
çoğunlukla katılmamış olduğundan dolayı önergeyi
işlemden kaldırıyorum.
Şimdi, 32nci madde üzerinde
önerge yoktur, oylamaya sunuyorum: 32nci maddeyi kabul edenler
Kabul
etmeyenler
32nci madde kabul edilmiştir.
33üncü madde üzerinde bir önerge
vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Tasarının 33 üncü maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Akif Hamzaçebi Haluk
Eyidoğan Özgür
Özel
İstanbul
İstanbul Manisa
Ali
Sarıbaş Mehmet
Şeker
Çanakkale Gaziantep
Madde 33 (1) Bu Kanun hükümleri Bakanlar
Kurulunca yürütülür.
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor musunuz?
BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA
VE TURİZM KOMİSYONU BAŞKANI İDRİS GÜLLÜCE
(İstanbul) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Sayın Hükûmet?
KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl)
Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
Sayın Hamzaçebi, buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
sermayesinin tamamı hazineye ait bir PTT AŞ kurulmaktadır.
Sermayesinin tamamı devlete ait olan anonim şirket şeklindeki
kuruluşların 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye göre
iktisadi devlet teşekkülü olarak kurulması gerektiği hâlde, bu
kurulan yapı, anonim şirket 233 sayılı Kanun Hükmünde
Kararname hükümlerine tabi değildir. Bunu, bir kere yanlış
bulduğumuzu tekrar ifade etmek istiyorum, dün burada bunu ifade ettim.
Ancak, ilginç bir durum, bir yandan
KİTlerin tabi olduğu 233 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnameye PTT AŞ tabi tutulmazken, personeli, daha doğrusu Genel Müdürü
ve Yönetim Kurulu üyeleri, KİTlerin genel müdür ve yönetim kurulu
üyelerinin sahip olduğu ayrıcalığa sahip. Onlar
hakkında soruşturma yapılabilmesi ilgili bakanın iznine
tabi ve yine, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin
Yargılanması Hakkında Kanun hükümlerine tabi. Yani, bir yandan
kendinizi ilgili kanuna, 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi
tutmayarak kendinize geniş bir manevra alanı, hareket alanı
yaratacaksınız, öte taraftan da o KİTlerin tabi olduğu
korumadan yararlanacaksınız. Böyle bir şey olamaz. Madem ki özel
hukuk hükümlerine tabi bir PTT AŞ vardır, personelinin, genel
müdürünün, yönetim kurulu üyelerinin herhangi bir şirketin, Türk Ticaret
Kanunu hükümlerine tabi herhangi bir şirketin personeli gibi takibata
uğrayabilmesi gerekir. Ya gelip bu şirketi 233 sayılı Kanun
Hükmünde Kararnameye tabi tutarsınız ya da genel müdürü ve yönetim
kurulunu bu ayrıcalıklarla donatmazsınız. O zaman posta
dağıtıcısının ne kabahati var? O da yararlansın
bu koruma hükmünden. Böyle bir şey olabilir mi? Posta
dağıtıcısı suçu işlediği zaman
savcının karşısında herhangi bir vatandaş gibi
ama genel müdür ve yönetim kurulu üyesi için ilgili bakan izin verirse
savcılık takibata geçebilecek.
İkinci konu: PTT Genel
Müdürlüğünün Yönetim Kurulu üyeleri kimlerden oluşuyor bilemiyorum,
tahsil durumları nedir bilemiyorum. Ancak, özel bir koruma hükmünün
yönetim kuruluyla ilgili 25inci maddede olduğunu görüyorum. Yine, 233
sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye göre yani kamu iktisadi
teşebbüslerinin tabi olduğu kanun hükmünde kararnameye göre iktisadi
devlet teşekküllerinin ve kamu iktisadi kuruluşlarının
yönetim kurullarında görev yapacak olan kişilerin Devlet
Memurları Kanununda memur olma şartlarına sahip
olmasının yanında, ayrıca yüksek öğrenim görmüş
olması ve o teşekkülün, o teşebbüsün faaliyet alanıyla
ilgili konularda mesleki ihtisasa ve tecrübeye sahip olması gerekir. Bu
görüştüğümüz tasarının 25inci maddesi PTTnin Yönetim Kurulu
üyeleri için bu şartları kaldırıyor, 657 sayılı
Kanundaki memur olma şartlarını yeterli sayıyor yani
ilkokul mezuniyetine kadar gidebilir. Hiçbir kimseyi tahsili nedeniyle olumsuz
bir değerlendirmeye tabi tutmak şeklinde bir düşüncem yok ama
devlet, koymuş olduğu kuralla bütün kamu iktisadi
teşebbüslerindeki yönetim kurulu üyeleri için yükseköğrenim görme
şartını ararken PTT AŞnin hangi özelliği vardır
ki PTTnin Yönetim Kurulu üyeleri bundan muaf olmaktadır?
İlgili kanun yani 233
sayılı Kanun Hükmünde Kararname sadece bir kişi için, ilgili
bakanlığın önerisiyle atanacak kişilerden birisi için bu yükseköğrenim
görme şartını kaldırmaktadır ancak burada tamamı
için bu kaldırılmaktadır. Bunu da doğru
bulmadığımızı ifade ediyorum.
Sözlerimi burada bitiriyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler
Sayın Hamzaçebi.
33üncü madde üzerindeki önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
33üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
33üncü madde kabul
edilmiştir.
Böylece ikinci bölümde yer alan
maddelerin oylamaları da tamamlanmıştır.
Şimdi, oyunun rengini belirtmek
üzere, lehte Derya Bakbak, Gaziantep Milletvekili.
Sayın Bakbak, buyurun. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
DERYA BAKBAK (Gaziantep) - Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Posta Hizmetleri Kanunu
Tasarısı hakkında oyumun rengini belirtmek üzere, lehte söz
almış bulunmaktayım. Hepinizi sevgi ve saygıyla
selamlarım.
Değerli milletvekilleri, dünyada
büyük bir değişim yaşanıyor; sınırlar
kalkıyor, iletişim araçları, teknoloji, bilimsel yenilikler
birbirini kovalıyor. Enformasyon çağı olarak nitelendirilen
çağımızdaki bu gelişmeler her alanda yenilikleri,
değişimi beraberinde getiriyor.
Böyle bir dünyada çağın
dışında kalmamak, gelişimi, ilerlemeyi devam ettirebilmek,
uyum sağlayabilmek, sahip olduğumuz konumu koruyabilmek ve
geliştirebilmek, potansiyelimizi en iyi ve doğru şekilde
kullanabilmek için bu yenilikleri, değişimi özümseyerek bütün
boyutlarıyla uygulayabilmek gerekiyor. Bugün dünyanın 16ncı, Avrupanın
6ncı büyük ekonomisi olmayı, son on yılda
gerçekleştirdiğimiz reformlarla vatandaşlarımıza daha
demokratik, yaşam şartları daha yüksek koşullar
sunmayı doğru politika ve stratejilerle ortak akıl ve inançla
gerçekleştirdiğimiz değişime borçluyuz.
Değerli milletvekilleri, bu
bağlamda değişmesi gereken kanunlardan biri de bugün
gündemimizde olan Posta Hizmetleri Kanun Tasarısıdır.
Çağın gereklerine cevap veremeyen, artık adaleti tesis edemeyen
bu yasanın değişmesi bizler için elzem bir hâl
almıştır. Ülkemizde posta hizmetlerine ilişkin 1950 tarihli
5584 sayılı Posta Kanunu dışında başka yasal bir
altyapı bulunmamaktadır. Bu kanun, posta hizmetlerinin
sürdürülebilir, uygulanabilir, millî güvenlik ihtiyaçlarını
karşılayabilen, kalkınmayı destekleyen, finanse edebilir,
ekonomik ve sosyal politikalarla desteklenen, uluslararası yükümlülükleri
yerine getiren hizmetler olarak sürdürülmesine imkân vermemektedir.
Ayrıca, posta sektörünün ve evrensel posta hizmetinin sınır ve
faaliyetlerinin belirlenmesi ve bu hususta gerekli modernizasyonun
sağlanarak hizmet kalitesinin yükseltilmesi günümüz koşullarında
bir zorunluluk hâline gelmiştir.
Posta hizmetleri sektöründe faaliyet
gösteren işletmeci sayısı her geçen gün artmaktadır. Bu
işletmelere yönelik sektörel anlamda yasal düzenlemelerin
yapılması, piyasanın yetkilendirme, tarife ilkeleri ve hizmet
şartlarını tespit eden ulusal ve bağımsız bir
otorite tarafından denetim altına alınması gerekmektedir.
Öte yandan, serbestleşmeyi hedefleyen sektörde, PTT'nin, Türk Ticaret
Kanunu hükümleri uyarınca faaliyet gösteren işletmecilerle eşit
koşullarda rekabet edebilmesinin sağlanması ve sektördeki
haksız rekabetin ortadan kalkması gerekmektedir. Bu konuların
düzenlenmesi ve hukuki boşluğun giderilmesi amacıyla
hazırlanan bu tasarıyla, Posta Hizmetleri Kanun
Tasarısıyla düzenleme ve denetleme yetkisi bağımsız
bir ulusal düzenleyici otorite olarak Bilgi Teknolojileri ve İletişim
Kurumuna verilmektedir. Kurumun posta sektörüne ilişkin görev ve yetkileri,
posta tekelinin kapsamı, yetkilendirme esasları ve
ücreti, hizmet sağlayıcıların yükümlülükleri,
evrensel posta hizmetinin ilkeleri, kapsamı, gelirleri, tahsili, net
maliyeti ve bildirimi, tarifeler, idari yaptırımlar ve dava
hakkına ilişkin düzenlemeler belirlenmektedir.
Bir kamu iktisadi kuruluşu olan
PTT'nin sektörde, Türk Ticaret Kanunu hükümleri uyarınca faaliyet gösteren
işletmeciler ile eşit koşullarda rekabet edebilmesini teminen
anonim şirket olarak yeniden yapılandırılmakta,
şirketin faaliyet konuları, şirket organları ile yetki ve
görevleri, işe alınacak personelin istihdam koşulları
düzenlenmektedir. Öte yandan, kanunda bu geçiş sürecine ve mevcut
personele ilişkin düzenlemelere de yer verilmektedir.
Değerli milletvekilleri, posta
sektörünün etkin, verimli, kaliteli, rekabetçi hâle getirilerek denetim
altına alınması ve sektörel düzenlemelerin tüm işletmeleri
kapsar hâle getirilmesi ancak Posta Hizmetleri Kanun
Tasarısının bir an önce yasalaşması ile mümkün olabilecektir.
Bu hususta desteğini esirgemeyen bütün
vekil arkadaşlarıma teşekkür eder, bu vesileyle ülkem için
hizmet eden, emek veren bütün devlet ve siyaset adamlarını, aziz
halkımı sevgi ve saygıyla selamlarım. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Bakbak.
Aleyhte olmak suretiyle İstanbul
Milletvekili Sayın Hamzaçebi. (CHP sıralarından
alkışlar)
Buyursunlar.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bilgi
ve iletişim teknolojilerindeki büyük değişim bütün ülkeleri,
bütün organizasyonları, bütün yapıları değişmeye
mecbur bırakıyor. Türkiye de bu değişimi takip etmek
zorundadır. Bu değişime herhangi bir ülkenin, herhangi bir
organizasyonun, herhangi bir yapının direnmesi mümkün değildir; direnenler
daima çağın dışında kalırlar, rekabet onları
sistemin dışına iter. PTT Genel Müdürlüğü de bu
değişimi yakalamak mecburiyetinde olan bir kurumumuzdur.
Şüphesiz, bir değişime ihtiyaç duymaktadır, yeniden
yapılanma ihtiyacı bu kurumumuzda vardır hiç
tartışmasız. Bu kurum anonim şirket şeklinde de
yapılanabilir, hiçbir tereddüt yok ama bunları yaparken bizim Anayasamızın
koyduğu kurallara, ilkelere uymak gerekir. Anayasamız tekel
mahiyetindeki hizmetlerin ancak kamu kurumları eliyle, kamu tüzel
kişileri eliyle yürütülebileceğini söyler. Eğer, özel
kişiler eliyle yürütülecek ise bunun da imtiyaz sözleşmeleriyle özel
kişilere devredilebileceğini düzenler. Tasarı PTT AŞ
adı altında 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine
tabi olmayan özel hukuk hükümlerine tabi bir yapı oluşturmak
suretiyle Anayasanın koyduğu ilkenin dışına
çıkmıştır. Burada çok temel bir problem vardır. Bu
temel problemi burada gidermek mümkün olmadı;
arkadaşlarımız, konuşmacılar, ben dâhil olmak üzere
bunu sizlerin dikkatine çokça sunduk ama maalesef Anayasaya aykırı
bir şekilde, Anayasanın koymuş olduğu bu temel kurala
aykırı bir yapılanma doğuyor. Gidermek yolu gayet basitti;
kurulacak, kurulmuş olan, kurulması öngörülen PTT AŞnin 233
sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine tabi olması
yönündeki bir hüküm Anayasaya aykırılığı giderecekti
ama Ulaştırma Bakanlığının, PTT yönetiminin çok
rahat hareket etme isteği, maalesef, bu Anayasaya aykırı
yapının doğmasına yol açmıştır.
Evet, teknolojideki değişime
PTTnin ayak uydurması gerektiğini söyledim. PTT çok büyük
işlere soyunuyor, tabii ki soyunsun; PTT devasa bir kurumdur, cumhuriyetin
övünç duyabileceğimiz kurumlarından birisidir ama bir yandan PTT
bankacılık dâhil öyle bir alana soyunurken öte taraftan posta
tekeli olarak isimlendirdiğimiz tekel içerisinde yer alan temel hizmetlerini
yürütememektedir. İstanbuldan Ankaraya bir mektup yirmi günde ancak
ulaştırılabilmektedir, bunun anonim şirket
yapılanmasıyla giderileceğini söylemek mümkün değildir.
Burada başka bir anlayış vardır: Ya PTT bu alanda bu mektup
ulaştırma hızını yavaşlatmak suretiyle kendi
tekelinde olan bir alanı özel sektöre açmak istemektedir ya da kötü
yönetim vardır; ikisinden birisidir, bunun AŞ olmakla olmamakla
hiçbir ilgisi yoktur. Bir yandan bankacılığa soyunacaksınız,
öbür yandan tekel alanınızdaki hizmeti yürütmeyeceksiniz,
yürütemeyeceksiniz.
Biz, PTTnin daha iyi, daha
hızlı çalışacağı yönünde bir izlenimi bu
tasarıdan almadık; tam tersine, kapalı alanlar, yönetim kurulu
üyelerini, genel müdürü korumaya yönelik, diğer kamu personelinden daha farklı
bir şekilde zırhlarla donatmaya yönelik düzenlemelerle hesap vermez
bir yapıya kavuşturmak suretiyle çok özerk bir alan
yaratılmıştır. Bu yapıya o nedenle taraftar
değiliz.
Tasarıya hayır oyu
vereceğimizi ifade ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler
Sayın Hamzaçebi.
Sayın milletvekilleri,
tasarının görüşmeleri tamamlanmıştır.
Tasarının tümü açık
oylamaya tabidir.
Açık oylamanın şekli
hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.
Açık oylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Oylama için iki dakika süre veriyorum.
Bu süre içinde sisteme giremeyen üyeler teknik personelden yardım
alabilirler. Öngörülen süre içerisinde yani iki dakikalık süre içerisinde
sisteme giremeyen üyelerin pusulalarını Başkanlığa
göndermeleri gerekmektedir.
Vekâleten oy kullanacak bakanlar varsa
hangi bakana vekâleten oy kullandığını, oyunun rengini,
adı ve soyadıyla beraber yine iki dakika içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Oylama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama
yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Posta Hizmetleri Kanun Tasarısının açık
oylama sonucunu arz ediyorum:
Kullanılan Oy Sayısı |
: |
236 |
|
Kabul |
: |
210 |
|
Ret |
: |
26 |
Kâtip Üye Mine Lök Beyaz Diyarbakır |
Kâtip Üye Tanju Özcan Bolu |
Bu şekilde, tasarı kabul
edilmiş ve kanunlaşmıştır, hayırlı ve
uğurlu olsun.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Başkan, şimdi, usuldendir bu oylama
sonucu ilan edilmeden, benim bildiğim, Hükûmet hiçbir zaman yerinden
kalkmaz ama çok umurlarında değil herhâlde.
BAŞKAN
Haklısınız.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Yani, öyle bir nezaketi gösterirdi Hükûmet her zaman.
BAŞKAN Doğrudur.
Sayın milletvekilleri, 4üncü
sırada yer alan, Türk Petrol Kanunu Tasarısı ile Sanayi,
Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlayacağız.
4.- Petrol Kanunu
Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve
Teknoloji Komisyonu Raporu (1/725) (S. Sayısı: 450)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
5inci sırada yer alan, Güvenlik
İşbirliği Merkezi Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ile Milli Savunma Komisyonu ve Dışişleri Komisyonu raporlarının
görüşmelerine başlayacağız.
5.- RACVIAC-Güvenlik İşbirliği Merkezi
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ile Millî Savunma Komisyonu ve
Dışişleri Komisyonu Raporları (1/282) (S. Sayısı:
315)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Bundan sonra da komisyon
bulunmayacağı anlaşıldığından, sözlü soru
önergeleriyle Adalet ve Kalkınma Partisi ile Cumhuriyet Halk Partisi kontenjanlarına düşen Radyo ve
Televizyon Üst Kurulundan boşalacak olan üyelerin seçimini yapmak ve
alınan karar gereğince kanun tasarı ve teklifleriyle
komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek
için, 14 Mayıs 2013 Salı günü saat 15.00te toplanmak üzere
birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati:17.20