TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
103üncü
Birleşim
14
Mayıs 2013 Salı
(TBMM Tutanak
Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu
Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş
bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade
edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler
aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK
ÖZETİ
II.- GELEN
KÂĞITLAR
III.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A) Hükûmetin Gündem
Dışı Açıklamaları
1.- İçişleri
Bakanı Muammer Gülerin, Hatayın Reyhanlı ilçesinde
yaşanan saldırılara ilişkin gündem dışı
açıklaması ve MHP Grubu adına Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır, BDP Grubu adına Van Milletvekili Nazmi Gür, CHP Grubu
adına Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan, AK PARTİ Grubu
adına Hatay Milletvekili Adem Yeşildalın ve şahsı
adına İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzelin, aynı
konuda konuşmaları
B) Milletvekillerinin
Gündem Dışı Konuşmaları
1.- İstanbul
Milletvekili Nureddin Nebatinin, IMFye olan borcun son taksitinin ödenmesine
ilişkin gündem dışı konuşması
2.- Mersin Milletvekili
Vahap Seçerin, Mersin ilinin sorunlarına ilişkin gündem
dışı konuşması
3.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçayın, Dünya Çiftçiler Gününe ve Manisa Alaşehirde dolu
afetinden zarar gören çiftçilerin sorunlarına ilişkin gündem
dışı konuşması
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- İçişleri
Bakanı Muammer Gülerin, Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhanın
gündem dışı açıklamayla ilgili CHP Grubu adına
yaptığı konuşmasında kullandığı
bazı ifadelere ilişkin açıklaması
2.- Hatay Milletvekili
Refik Eryılmazın, Hatayın Reyhanlı ilçesinde yaşanan
saldırıya, iktidarın bu konuda siyasi sorumluluğu
olduğuna ve bu sorumluluktan kurtulamayacağına ilişkin
açıklaması
3.- Gaziantep
Milletvekili Mehmet Şekerin, Hatayın Reyhanlı ilçesinde
yaşanan saldırıda hayatını kaybedenlere Allahtan
rahmet dilediğine, Gaziantepte kampların dışında,
sokaklarda 63 bin kişinin yaşadığına ve devletin
sınırlarda güvenliği sağlaması gerektiğine
ilişkin açıklaması
4.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandırın, yaşanan terör olaylarının
sebebinin AK PARTİ iktidarının izlediği politikalar
olduğuna ve Milliyetçi Hareket Partisi olarak her zaman terörle
mücadelenin yanında olacaklarına ilişkin açıklaması
5.- İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın, Milliyetçi Hareket Partisi olarak Suriye
konusundaki gelişmeler karşısında Hükûmetin nasıl
tavır alması gerektiğini ve çözüm önerilerini ifade ettiklerine
ilişkin açıklaması
6.- İçişleri
Bakanı Muammer Gülerin, yaşanan saldırıdan sonra
Reyhanlıda bulunmadığına yönelik ifadelerin doğru
olmadığına ve Hükûmet olarak her türlü yardımı yapmaya
muktedir olduklarına ilişkin açıklaması
7.- Hatay Milletvekili
Mehmet Öntürkün, Hatayın Reyhanlı ilçesinde yaşanan
saldırıya ilişkin açıklaması
8.- Tokat Milletvekili
Reşat Doğrunun, 14 Mayıs Dünya Eczacılar Gününe ve 14
Mayıs Dünya Çiftçiler Gününe ilişkin açıklaması
9.- Tekirdağ
Milletvekili Candan Yüceerin, Hatayın Reyhanlı ilçesinde
yaşanan saldırıya, 14 Mayıs Dünya Eczacılar Gününe ve
14 Mayıs Dünya Çiftçiler Gününe ilişkin açıklaması
10.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçerinin, Hatayın Reyhanlı ilçesinde
yaşanan saldırıya ve Amanos Dağlarında düşen F-16
uçağında şehit olan pilotumuza Allahtan rahmet dilediğine
ilişkin açıklaması
11.- Artvin
Milletvekili Uğur Bayraktutanın, Artvin Cankurtaran Tüneli
inşaatına ilişkin açıklaması
12.- İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanalın, İstanbulun Ümraniye, Beykoz, Çekmeköy
ilçelerinde 2/B kapsamında kalan konut bedellerinin çok yüksek tespit
edilmiş olmasına ve Mersinde meydana gelen hortumda
hayatını kaybeden vatandaşa Allahtan rahmet dilediğine
ilişkin açıklaması
13.- Balıkesir
Milletvekili Namık Havutçanın, Hatayın Reyhanlı ilçesinde
yaşanan saldırıya ve Balıkesirdeki çiftçilerin zor durumda
bulunduklarına ilişkin açıklaması
14.- Kocaeli
Milletvekili Haydar Akarın, Kocaelinin bazı ilçelerinde
vatandaşların 2/B kapsamındaki arazilerine TOKİ ve
Büyükşehir Belediyesinin el koyarak vatandaşı mağdur ettiğine
ilişkin açıklaması
15.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, 14 Mayıs Dünya Eczacılar
Gününe ve 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Gününe ilişkin
açıklaması
16.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın, MHP Grubu olarak, Hatayın
Reyhanlı ilçesinde yaşanan saldırıya ilişkin
açıklaması
17.- Bingöl
Milletvekili İdris Balukenin, BDP Grubu olarak Hatayın
Reyhanlı ilçesinde yaşanan saldırıda
yaşamını yitiren yurttaşlara Allahtan rahmet dilediklerine
ve 12 Eylül döneminde Diyarbakır Cezaevinde yaşanan tarihî
direnişlere ilişkin açıklaması
V.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Ankara Milletvekili
Emine Ülker Tarhanın, Hatay Milletvekili Adem Yeşildalın
gündem dışı açıklamayla ilgili AK PARTİ Grubu
adına yaptığı konuşma sırasında Cumhuriyet
Halk Partisine ve şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
VI.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığının, Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanı Cemil Çiçek Başkanlığında
Slovenya Ulusal Meclisi Başkanı Janko Veber'in vaki davetine icabetle
14-15 Mayıs 2013 tarihlerinde Slovenya'ya ve 15-16 Mayıs 2013
tarihlerinde EUREKA 18inci Parlamentolar Arası Konferansına
katılmak üzere Belçika'ya resmî bir ziyarette bulunması Genel Kurulun
29/3/2013 tarihli 85inci Birleşiminde kabul edilen heyeti oluşturmak
üzere siyasi parti gruplarının bildirmiş olduğu isimlere
ilişkin tezkeresi (3/1221)
B) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Hakkâri
Milletvekili Adil Zozani ve 21 milletvekilinin, Hocalıda
yaşamını yitiren 613 Azeri vatandaşın ölümünü anmak
amacıyla 26/2/2012de İstanbul Taksim'de düzenlenen mitingde ve
sonrasında yaşanan olayların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/615)
2.- Kars Milletvekili
Mülkiye Birtane ve 21 milletvekilinin, Kars ilinde turizmin geliştirilmesi
için yapılması gerekenlerin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/616)
3.- Ankara Milletvekili
Levent Gök ve 21 milletvekilinin, alçı taşı
çıkarılması ve işletilmesi ile Balâ'da organize sanayi
bölgesi kurulması konusunun araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/617)
C) Gensoru Önergeleri
1.- Ankara Milletvekili
Levent Gök ve 47 milletvekilinin, Başkent Doğalgaz
Dağıtım Anonim Şirketinin değerinin çok altında
bir ihale bedeli ile özelleştirilmesini onaylayarak kamuyu zarara
uğrattığı iddiasıyla Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan hakkında gensoru açılmasına ilişkin önergesi
(11/27)
D) Önergeler
1.- İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın, (2/206) esas numaralı 23.10.2011
Tarihinde Van İli ve Erciş İlçesinde Meydana Gelen Depremlerden
Zarar Görenlerin Vergi Borçları ve Vergi Cezalarının Terkini
Hakkında Kanun Teklifinin doğrudan gündeme alınmasına
ilişkin önergesi (4/111)
VII.- SÖZLÜ SORULAR VE
CEVAPLARI
1.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Karsta hurdacılar sitesi
kurulmasına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru
önergesi (6/82) ve Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlunun
cevabı
2.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, üniversite hastanelerinde
çalışanların eş durumu tayinlerine ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/2506) ve Sağlık Bakanı
Mehmet Müezzinoğlunun cevabı
3.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükatamanın, Bakanlıkta yeni yapılanma
kapsamında yapılan atamalara ilişkin Sağlık
Bakanından sözlü soru önergesi (6/2850) Cevaplanmadı
4.- Antalya
Milletvekili Gürkut Acarın, Antalyada yer alan hastanelerdeki uzman
doktor eksikliğine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2869) ve
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlunun cevabı
5.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Gümüşhane ve Bayburttaki Devlet
hastanelerine üroloji hastaları için gerekli ameliyat malzemelerinin temin
edilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2884) ve Sağlık
Bakanı Mehmet Müezzinoğlunun cevabı
6.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, ölüme neden olan bir ilacın
ülkemizde satılıp satılmadığına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/2957) ve Sağlık Bakanı Mehmet
Müezzinoğlunun cevabı
7.- Tokat Milletvekili
Reşat Doğrunun, 2012 yılında ülke genelinde ve Tokatta
gerçekleşen doğumlarla ilgili verilere ilişkin sözlü soru
önergesi (6/2987) ve Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlunun
cevabı
8.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, hastanelerde çok sayıda yabancı
uyruklu hastanın tedavi gördüğü iddiasına ilişkin
Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/3001) Cevaplanmadı
9.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçerinin, Ankarada şiddete uğrayan sağlık
çalışanlarına ilişkin Sağlık Bakanından
sözlü soru önergesi (6/3011) Cevaplanmadı
10.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçerinin, satışı yasaklanan ilaçlara
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3030) ve Sağlık Bakanı
Mehmet Müezzinoğlunun cevabı
11.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükatamanın, evde sağlık uygulamasına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3076) ve Sağlık Bakanı
Mehmet Müezzinoğlunun cevabı
12.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçerinin, 2007-2013 yılları arasında
ruhsatlandırılan yerli ilaçlara ilişkin Sağlık
Bakanından sözlü soru önergesi (6/3098) Cevaplanmadı
13.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, aynı doktora on gün içerisinde ikinci kez
muayene olunamamasından kaynaklanan mağduriyete ilişkin sözlü
soru önergesi (6/3112) ve Sağlık Bakanı Mehmet
Müezzinoğlunun cevabı
14.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükatamanın, kadrolu ve hizmet alımı yöntemi ile
çalışan personele ilişkin sözlü soru önergesi (6/3125) ve
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlunun cevabı
15.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükatamanın, üreme sağlığı
danışma hattı kurulacağı hakkındaki haberlere
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3244) ve Sağlık Bakanı
Mehmet Müezzinoğlunun cevabı
16.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçerinin, 2007-2013 yılları arasında
Ankarada hayatını kaybeden kişi ve doğan bebek
sayılarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3267) ve
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlunun cevabı
17.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, 112 acil sağlık istasyonu ve
ambulans hizmetlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3302) ve
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlunun cevabı
18.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçerinin, 2007-2013 yılları arasında
Ankarada lösemi teşhisi konulan çocuklara ilişkin sözlü soru
önergesi (6/3348) ve Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlunun
cevabı
19.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçerinin, Ankarada tüberküloz teşhisi konulan
hastalara ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi
(6/3349) Cevaplanmadı
20.- İstanbul
Milletvekili Kadir Gökmen Öğütün, terminal dönemde bulunan hastalara
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3374) ve Sağlık Bakanı Mehmet
Müezzinoğlunun cevabı
21.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükatamanın, aile hekimliğine ilişkin
Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/3427) Cevaplanmadı
22.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükatamanın, kozmetik ürünlere ilişkin sözlü soru
önergesi (6/3430) ve Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlunun
cevabı
23.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, aşırı tuz tüketiminden
kaynaklanan hastalıkların engellenmesi için yapılan
çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/3451) ve
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlunun cevabı
24.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Ardahan Devlet Hastanesi hizmet
binasının depreme dayanıklılığına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3464) ve Sağlık Bakanı
Mehmet Müezzinoğlunun cevabı
25.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükatamanın, bir serisi piyasadan toplatılan bir ilaca
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3495) ve Sağlık Bakanı
Mehmet Müezzinoğlunun cevabı
26.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Ardahan ili Göle ilçesindeki Devlet
Hastanesinde ilaç, serum vb. ihtiyaçlarının hasta yakınları
tarafından karşılandığı iddialarına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3506) ve Sağlık Bakanı
Mehmet Müezzinoğlunun cevabı
27.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bazı Devlet hastanelerinde ilaç, serum
vb. ihtiyaçların hasta yakınları tarafından
karşılandığı iddialarına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/3510) ve Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlunun
cevabı
28.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Şırnak, Hakkâri ve Batman illeri ve
ilçelerindeki Devlet hastanelerinde ihtiyaçların hasta yakınları
tarafından karşılandığı iddialarına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3511) ve Sağlık Bakanı
Mehmet Müezzinoğlunun cevabı
29.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Kilis, Erzurum, Gümüşhane ve Bayburt
illeri ve ilçelerindeki Devlet hastanelerinde ihtiyaçların hasta
yakınları tarafından karşılandığı
iddialarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3512) ve Sağlık
Bakanı Mehmet Müezzinoğlunun cevabı
30.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Kars, Iğdır ve Ağrı illeri
ve ilçelerindeki Devlet hastanelerinde ihtiyaçların hasta yakınları
tarafından karşılandığı iddialarına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3513) ve Sağlık Bakanı
Mehmet Müezzinoğlunun cevabı
31.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Erzurumda kanser vakalarının
arttığı iddialarına ve onkoloji hastanesi ihtiyacına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3514) ve Sağlık Bakanı
Mehmet Müezzinoğlunun cevabı
32.- Adana Milletvekili
Ali Halamanın, işçi sağlığı ve meslek
hastalıkları hastanelerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3551)
ve Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlunun cevabı
33.- Adana Milletvekili
Ali Halamanın, veremle savaş ve kanser tarama ve eğitim
merkezlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3552) ve Sağlık
Bakanı Mehmet Müezzinoğlunun cevabı
34.- Tokat Milletvekili
Reşat Doğrunun, verem savaş dispanserleri ve verem hastalığı
ile ilgili verilere ilişkin sözlü soru önergesi (6/3604) ve
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlunun cevabı
35.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçerinin, Ankaradaki akciğer kanseri vakaları
ile ilgili çeşitli verilere ilişkin sözlü soru önergesi (6/3613) ve
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlunun cevabı
36.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçerinin, çocuk felci ile ilgili çeşitli verilere
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3614) ve Sağlık Bakanı
Mehmet Müezzinoğlunun cevabı
VIII.- SEÇİMLER
1.- Radyo ve Televizyon
Üst Kuruluna Üye Seçimi
IX.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri
1.- Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili
Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir
Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına
Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80)
(S. Sayısı: 156)
2.- Devlet
Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu
ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)
3.- Petrol Kanunu
Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve
Teknoloji Komisyonu Raporu (1/725) (S. Sayısı: 450)
4.- RACVIAC-Güvenlik
İşbirliği Merkezi Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ile Millî Savunma Komisyonu ve Dışişleri Komisyonu
Raporları (1/282) (S. Sayısı: 315)
5.- 2004 Gemi Balast
Suyu ve Sedimanlarının Kontrolü ve Yönetimi Hakkında
Uluslararası Sözleşmeye Katılmamızın Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Çevre Komisyonu ve
Dışişleri Komisyonu Raporları (1/570) (S. Sayısı:
230)
6.- 1978 Protokolü ile
Değişik 1973 Tarihli Denizlerin Gemiler Tarafından
Kirletilmesinin Önlenmesine Ait Uluslararası Sözleşmenin III ve IV
üncü Eklerine Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/707) (S.
Sayısı: 414)
7.- 1974 Denizde Can
Emniyeti Uluslararası Sözleşmesine İlişkin 1988 Protokolüne
Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/544) (S.
Sayısı: 211)
8.- 1972 Denizde
Çatışmanın Önlenmesine İlişkin Uluslararası
Kurallar Hakkında Sözleşmeye Katılmamızın Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/541) (S. Sayısı: 210)
9.- 1989
Uluslararası Kurtarma Sözleşmesine Katılmamızın Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu
(1/530) (S. Sayısı: 209)
10.- Uluslararası
Deniz Trafiğinin Kolaylaştırılması Sözleşmesine
Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/507) (S.
Sayısı: 133)
11.- 2009 Gemilerin
Emniyetli ve Çevreye Duyarlı Geri Dönüşümü Hakkında Hong Kong
Uluslararası Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Çevre Komisyonu ile
Dışişleri Komisyonu Raporları (1/460) (S. Sayısı:
121)
12.- Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında Deniz
Taşımacılığı Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/464) (S. Sayısı: 117)
13.- Mücavir Atlantik
Deniz Bölgesi, Akdeniz ve Karadenizdeki Deniz Memelilerinin Korunmasına
Dair Anlaşmaya Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı ve Çevre Komisyonu ile Dışişleri
Komisyonu Raporları (1/704) (S. Sayısı: 351)
14.- Sanal Ortamda
İşlenen Suçlar Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu
(1/676) (S. Sayısı: 380)
15.- Avrupa Konseyi
Bakanlar Komitesinin Kültür Yollarına İlişkin
Genişletilmiş Kısmi Anlaşmayı Tesis Eden Kararına
Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/686) (S.
Sayısı: 386)
16.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik
Krallığı Hükümeti Arasında Askeri İş Birliği
Çerçeve Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/560) (S. Sayısı: 324)
17.- İslam
Kalkınma Bankası Kuruluş Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/741) (S. Sayısı: 416)
18.- Türkiye
Cumhuriyeti ile İslam Kalkınma Bankası Grubu Arasında
Türkiyede İslam Kalkınma Bankası Grubu Ülke Ofisi
Kurulmasına İlişkin Anlaşma ile Anlaşmada
Değişiklik Yapılmasına Dair Notaların
Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/744) (S.
Sayısı: 434)
19.- Vergi
Konularında Karşılıklı İdari
Yardımlaşma Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (1/691) (S. Sayısı: 354)
20.- Özel Sektörün
Geliştirilmesi İslami Kurumu Kurucu Anlaşmasının
Tadiline İlişkin Genel Kurul Kararının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/734) (S. Sayısı: 415)
21.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Yunanistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Ormancılık Alanında Mutabakat Zaptının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (1/430) (S. Sayısı: 51)
22.- Türkiye
Cumhuriyeti Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Yunanistan
Cumhuriyeti Çevre, Enerji ve İklim Değişikliği
Bakanlığı Arasında Enerji Alanında
İşbirliği Hakkında Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/474) (S. Sayısı: 62)
X.- OYLAMALAR
1.- (S.Sayısı: 315) RACVIAC-Güvenlik
İşbirliği Merkezi Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının oylaması
2.- (S.
Sayısı: 414) 1978 Protokolü ile Değişik 1973 Tarihli
Denizlerin Gemiler Tarafından Kirletilmesinin Önlenmesine Ait
Uluslararası Sözleşmenin III ve IV üncü Eklerine
Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının oylaması
3.- (S.
Sayısı: 211) 1974 Denizde Can Emniyeti Uluslararası
Sözleşmesine İlişkin 1988 Protokolüne
Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair
Tasarısının oylaması
4.- (S.
Sayısı: 210) 1972 Denizde Çatışmanın Önlenmesine
İlişkin Uluslararası Kurallar Hakkında Sözleşmeye
Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının oylaması
5.- (S.
Sayısı: 209) 1989 Uluslararası Kurtarma Sözleşmesine
Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının oylaması
6.- (S.
Sayısı: 117) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya Federasyonu
Hükümeti Arasında Deniz Taşımacılığı
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısının oylaması
7.- (S.
Sayısı: 416) İslam Kalkınma Bankası Kuruluş
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısının oylaması
8.- (S.
Sayısı: 434) Türkiye Cumhuriyeti ile İslam Kalkınma
Bankası Grubu Arasında Türkiyede İslam Kalkınma
Bankası Grubu Ülke Ofisi Kurulmasına İlişkin Anlaşma
ile Anlaşmada Değişiklik Yapılmasına Dair
Notaların Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında
Kanun Tasarısının oylaması
9.- (S.
Sayısı: 415) Özel Sektörün Geliştirilmesi İslami Kurumu
Kurucu Anlaşmasının Tadiline İlişkin Genel Kurul
Kararının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının oylaması
XI.- YAZILI SORULAR VE
CEVAPLARI
1.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükatamanın, bağlı kurum ve kuruluşların
Bursadaki yatırımlarına ilişkin sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Bekir Bozdağın cevabı (7/19376)
2.- Yalova Milletvekili
Muharrem İncenin, TBMM İdari Teşkilatında görev yapan
idarecilerin özlük haklarına ve kampüs lojmanlarının durumuna
ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Mehmet
Sağlamın cevabı (7/19651)
3.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tanın, kadastrodan kaynaklı taşınmaz mülkiyeti
sorunlarına ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet
Şimşekin cevabı (7/19943)
4.- Gaziantep
Milletvekili Mehmet Şekerin, Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım
Ortaklığı AŞ. tarafından gerçekleştirilen bir
ihale ile ilgili iddialara ilişkin Başbakandan sorusu ve Çevre ve
Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktarın cevabı
(7/20098)
5.- İstanbul
Milletvekili Umut Oranın, gazetecilerin işlerinden
ayrılmasına neden olduğu iddialarına ilişkin
Başbakandan sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent
Arınçın cevabı (7/20126)
6.- İstanbul
Milletvekili Haluk Eyidoğanın, İstanbulun Sultangazi
ilçesindeki bir hastanenin inşaat ihalesine ilişkin Başbakandan
sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktarın
cevabı (7/20141)
7.- İstanbul
Milletvekili Umut Oranın, TOKİ tarafından yapılan
konutlarla ilgili ödemelere ilişkin Başbakandan sorusu ve Çevre ve
Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktarın cevabı
(7/20146)
8.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun, yurt dışı
görevlendirmelere ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınçın cevabı (7/20149)
9.- Kütahya Milletvekili
Alim Işıkın, Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerde
yer aldığı iddia edilen ifadelere ve PKK terör örgütü ile
yürütülen müzakerelere ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınçın cevabı (7/20150) Ek cevap
10.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükatamanın, bağlı kurum ve kuruluşlarda
çalışan taşeron işçilere ilişkin sorusu ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı
(7/20152)
11.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun, Vana yönelik proje ve
yatırımlara ilişkin sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı (7/20153)
12.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun, Suudi Arabistana
yapılması planlanan bir geziye ilişkin sorusu ve Çevre ve
Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktarın cevabı
(7/20232)
13.- İstanbul
Milletvekili Atila Kayanın, Avcılar ilçesi Tahtakale Mahallesindeki
kentsel dönüşüm projesi çalışmalarına ilişkin sorusu
ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktarın cevabı
(7/20240)
14.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükatamanın, 2002 yılından itibaren Bursaya veya
Bursadan tayin edilen personele ilişkin sorusu ve Çevre ve
Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktarın cevabı
(7/20241)
15.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükatamanın, Bursada olası bir depremin olumsuz
etkilerinden korunmak için alınan önlemlere ve Bursadaki hizmet
binalarının depreme dayanıklılığına
ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan
Bayraktarın cevabı (7/20242)
16.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükatamanın, Bakanlığa bağlı birimlerde
çalışan taşeron işçilere ilişkin sorusu ve Çevre ve
Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktarın cevabı
(7/20243)
17.- Bursa Milletvekili
Turhan Tayanın, Nilüfer Tapu Kadastro İlçe Müdürlüğünün hizmet
yerinin değişmesine ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik
Bakanı Erdoğan Bayraktarın cevabı (7/20244)
18.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun, Vana yönelik proje ve
yatırımlara ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik
Bakanı Erdoğan Bayraktarın cevabı (7/20245)
19.- İstanbul Milletvekili
Celal Dinçerin, İstanbulun Esenyurt ilçesinde bazı dere bölgelerine
hafriyat döküldüğü iddialarına ilişkin sorusu ve Çevre ve
Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktarın cevabı
(7/20246)
20.- İstanbul
Milletvekili Umut Oranın, tapu borcu ödemeleri ile konut kredisi
nedeniyle konulan ipoteklere ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik
Bakanı Erdoğan Bayraktarın cevabı (7/20247)
21.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçerinin, 2002-2013 yılları arasında tasfiye
işletme müdürlüklerince satışa çıkarılan araç ve
eşyalara ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcının cevabı (7/20302)
22.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçerinin, 2002-2013 yılları arasında yasa
dışı yollarla Türkiyeye sokulduğu iddia edilen radar
tespit cihazlarına ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı
Hayati Yazıcının cevabı (7/20304)
23.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükatamanın, Bursada olası bir depremin olumsuz
etkilerinden korunmak için alınan önlemlere ve Bursadaki hizmet
binalarının depreme dayanıklılığına
ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcının cevabı (7/20308)
24.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükatamanın, Bakanlığa bağlı birimlerde
çalışan taşeron işçilere ilişkin sorusu ve Gümrük ve
Ticaret Bakanı Hayati Yazıcının cevabı (7/20309)
25.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun, Vana yönelik proje ve
yatırımlara ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı
Hayati Yazıcının cevabı (7/20310)
26.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükatamanın, Bursada olası bir depremin olumsuz
etkilerinden korunmak için alınan önlemlere ve Bursadaki hizmet
binalarının depreme dayanıklılığına
ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin
cevabı (7/20413)
27.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu
yöneticilerinin özlük hakları ile Kuruma ait lojman ve makam
araçlarına ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınçın cevabı (7/20588)
28.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tanın, Zazaca yayın yapan tv ve radyo kanalı
açılmasına ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınçın cevabı (7/20590)
29.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tanın, Mardinin Midyat ilçesindeki bir vakıf
arazisine ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent
Arınçın cevabı (7/20592)
30.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçerinin, bayındırlık hizmetlerinin engelliler
gözetilerek yürütülmesine ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik
Bakanı Erdoğan Bayraktarın cevabı (7/20667)
31.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Bakanlığın merkez ve
taşra teşkilatı ile bağlı birimlerince düzenlenen
toplantı ve organizasyonlara ilişkin sorusu ve Çevre ve
Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktarın cevabı
(7/20668)
32.- İstanbul
Milletvekili Atila Kayanın, iptal edilen Suudi Arabistan ziyaretine ve
ziyaret kapsamında umre yapılacak olduğu iddialarına
ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan
Bayraktarın cevabı (7/20672)
33.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçerinin, 1993-2013 yılları arasında yapılan içki
kaçakçılığına ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret
Bakanı Hayati Yazıcının cevabı (7/20712)
34.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Bakanlığın merkez ve
taşra teşkilatı ile bağlı birimlerince düzenlenen
toplantı ve organizasyonlara ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret
Bakanı Hayati Yazıcının cevabı (7/20713)
35.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükatamanın, istihdam edilen engellilere yönelik
çalışmalara ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı
Hayati Yazıcının cevabı (7/20714)
36.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükatamanın, engellilerin istihdamına,
Bakanlık ve personel
arasındaki davalara,
İlişkin soruları ve
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcının cevabı
(7/20715), (7/20717)
37.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükatamanın, Bakanlığa ait merkez ve taşra
teşkilatı binalarında yapılan dış cephe ve iç
mekan yenilemelerine,
Tanıtım faaliyeti giderlerine,
İlişkin soruları ve Gümrük ve Ticaret
Bakanı Hayati Yazıcının cevabı (7/20716), (7/20720)
38.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükatamanın, özel şahıslardan kiralanan araçlara
ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcının cevabı (7/20721)
39.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükatamanın, özel şahıslardan kiralanan
taşınmazlara ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı
Hayati Yazıcının cevabı (7/20722)
40.- Kahramanmaraş Milletvekili
Mesut Dedeoğlunun, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen
denetimlere ve kesilen idari para cezalarına ilişkin sorusu ve Gümrük
ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcının cevabı (7/20723)
41.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Bakanlık tarafından
gerçekleştirilen denetimlere ve kesilen idari para cezalarına
ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin
cevabı (7/20801)
42.- Antalya Milletvekili Gürkut
Acarın, yazar kasa ve pos cihazlarının yerine
kullanılması öngörülen cihazların temini için verilen yetkiye
ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin
cevabı (7/20803)
43.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçayın, yeni yazar kasa uygulamasına geçişe ilişkin
sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı (7/20805)
44.- İstanbul Milletvekili Ali
Özgündüzün, Suriyede öldürülen bir din adamının ölümünden önce
Türkiyeye getirilmesi amacıyla yapıldığı iddia edilen
çalışmalara ve bir Anadolu Ajansı
çalışanının bu konudaki ifadelerine ilişkin sorusu ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı
(7/20985)
45.- İstanbul
Milletvekili Aylin Nazlıakanın, inşaat sektöründe açılan
ve kapanan firma sayısına ilişkin sorusu ve Çevre ve
Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktarın cevabı
(7/21028)
46.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, elektrik dağıtım
şirketleri bünyesinde 4857 sayılı Kanuna tâbi olarak kapsam
dışı çalışan personele ilişkin sorusu ve Maliye
Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı (7/21122)
47.- Ankara Milletvekili Özcan
Yeniçerinin, 2002-2013 yılları arasında Özelleştirme
İdaresi Başkanlığı tarafından yapılan
taşınmaz satışlarına ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı
Mehmet Şimşekin cevabı (7/21133)
48.- Ankara Milletvekili Özcan
Yeniçerinin, 2002-2013 yılları arasında Kamu İhale
Kurumuna yapılan yolsuzluk şikayetleri ile ilgili başvurulara ve
başvurulardan talep edilen ödemeye ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı
Mehmet Şimşekin cevabı (7/21134)
49.- Ankara Milletvekili Özcan
Yeniçerinin, THY uçuş ekipleri için yeni üniformalar tasarlanmasına
ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin
cevabı (7/21135)
50.- İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulunun, Abdullah Öcalan ile görüşmelerin
yapıldığı süreçte Başbakanın bazı basın
mensuplarına yönelik ifadelerine ilişkin Başbakandan sorusu ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı
(7/21229)
51.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tanın, kentsel dönüşüm kapsamında
mağdur edildiği iddia edilen bazı vatandaşlara ilişkin
sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktarın
cevabı (7/21304)
52.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun, Bakanlık tarafından
gerçekleştirilen ihalelere ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı
Mehmet Zafer Çağlayanın cevabı (7/21319)
53.- Kars Milletvekili
Mülkiye Birtanenin, Karstaki fabrikalarla ilgili çeşitli verilere
ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Mehmet Zafer Çağlayanın
cevabı (7/21322)
54.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, mobbing şikayetlerine ve
mobbinge karşı alınan önlemlere ilişkin sorusu ve Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Mehmet Sağlamın cevabı
(7/21509)
55.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükatamanın, Bursadaki bağlı kurum ve
kuruluşlara yapılan açıktan personel atamalarına ilişkin
sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktarın
cevabı (7/21593)
56.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükatamanın, Habur Sınır Kapısının
kapasitesinin artırılmasına yönelik çalışmaların
olup olmadığına ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı
Hayati Yazıcının cevabı (7/21632)
57.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükatamanın, Bursadaki bağlı kurum ve
kuruluşlara yapılan açıktan personel atamalarına
ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcının cevabı (7/21633)
58.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçerinin, Bakanlığa yönelik siber saldırılara ve
alınan önlemlere ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Mehmet Zafer
Çağlayanın cevabı (7/21946)
59.- Adana Milletvekili
Seyfettin Yılmazın, 24. Yasama Döneminde kabul edilen
Danışma Kurulu ve siyasi parti grup önerilerine ilişkin sorusu
ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Mehmet Sağlamın
cevabı (7/22183)
60.- Adana Milletvekili
Seyfettin Yılmazın, 24. Yasama Döneminde verilen kanun tekliflerine
ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Mehmet
Sağlamın cevabı (7/22184)
61.- Adana Milletvekili
Seyfettin Yılmazın, 24. Yasama Döneminde verilen soru önergelerine
ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Mehmet
Sağlamın cevabı (7/22185)
14
Mayıs 2013 Salı
BİRİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 15.00
BAŞKAN:
Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER : Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muhammet
Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
-----0-----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 103üncü Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayısı
vardır, görüşmelere başlıyoruz. (AK PARTİ
sıralarından Aaa! sesleri)
Canım, bir iyilik yaptım yani
size de iyilik hora geçmiyor.
İHSAN ŞENER (Ordu)
Eyvallah, teşekkürler Başkan.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Hükûmet adına İçişleri Bakanı Sayın
Muammer Gülerin Hatay Reyhanlıda meydana gelen menfur olayla ilgili,
İç Tüzükün 59uncu maddesine göre gündem dışı söz talebi
vardır. Gündeme geçmeden önce bu talebi yerine getireceğim.
Sayın Bakanın açıklamasından sonra istemleri hâlinde siyasi
parti gruplarına ve grubu bulunmayan milletvekillerinden birine söz
vereceğim. Konuşma süreleri Hükûmet için yirmi, siyasi parti
grupları için on, grubu bulunmayan milletvekili için beş
dakikadır.
Buyurun Sayın Bakan. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Şimdi, ben sizin mikrofonunuzu
açmadan evvel, sayın milletvekilleri, önemli bir konuyu
görüşeceğiz, yani Allah rızası için şu gürültüyü
kesin.
Buyurun.
A) Hükûmetin Gündem
Dışı Açıklamaları
1.- İçişleri Bakanı Muammer Gülerin,
Hatayın Reyhanlı ilçesinde yaşanan saldırılara
ilişkin gündem dışı açıklaması ve MHP Grubu
adına Mersin Milletvekili Mehmet Şandır, BDP Grubu adına
Van Milletvekili Nazmi Gür, CHP Grubu adına Ankara Milletvekili Emine
Ülker Tarhan, AK PARTİ Grubu adına Hatay Milletvekili Adem
Yeşildalın ve şahsı adına İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzelin, aynı konuda konuşmaları
İÇİŞLERİ BAKANI
MUAMMER GÜLER (Mardin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Hatay ilimizin Reyhanlı ilçesinde 11 Mayıs 2013 Cumartesi günü
meydana gelen ve hepimizi derinden üzen olayla ilgili olarak yüce Meclisi
bilgilendirmek üzere söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
11 Mayıs 2013 Cumartesi günü, saat
13.21 ve 13.23 sıralarında, Reyhanlı ilçesi belediye ve PTT
binaları önüne daha önceden park edilmiş, bomba yüklü iki aracın
infilak etmesi sonucu maalesef 51 vatandaşımız -ve içinde
Suriyeliler de var tabii ki- hayatını kaybetmiş ve 151 -gene
içinde Suriyeli olanların- vatandaşımız da yaralanmıştır
Olayda kullanılan iki aracın büyük miktarda fabrikasyon plastik
patlayıcı etken maddesi olan RDX kullanılarak
hazırlanmış bombayla yüklü olduğu ve muhtemelen uzaktan
kumandalı düzeneğin patlatılması sonucu
saldırının gerçekleştirildiği
anlaşılmıştır. Hâlen 12si ağır olmak üzere
40 vatandaşımızın tedavileri devam etmektedir.
Ağır yaralıların büyük bir çoğunluğu hayati
tehlikeyi atlatmış bulunmaktadır ve hâlen 4ü yoğun
bakımdadır.
Öncelikle, bu insanlık
dışı, menfur terör olayını şiddetle ve nefretle
kınıyoruz. Hayatını kaybeden kardeşlerimize yüce
Allahtan rahmet, yakınlarına ve yüce milletimize sabır ve
başsağlığı diliyoruz. Tedavilerine devam edilen
yaralı kardeşlerimize de acil şifalar temenni ediyoruz.
Hayatını kaybeden 51
kişiden şu ana kadar 43ünün kimlik tespiti
tamamlanmıştır. Bunların 38i Türk
vatandaşıdır, 5i Suriyelidir, diğer 8 kişinin kimlik
tespit çalışmaları devam etmektedir.
Bu üzücü olayın hemen akabinde
devletin bütün birimlerince olaya vaziyet edilmiş,
insanlarımızın acil ihtiyaçlarını karşılamak
üzere her türlü tedbir alınmıştır. Hükûmetimiz
Reyhanlının yaralarını hemen sarmaya ve
saldırının izlerini tamir etmeye
başlamıştır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; dün yaşanan diğer bir acı olayda da Amasya
Merzifon 5inci Ana Jet Üst Komutanlığına ait bir adet F-16/C savaş uçağı saat
14.15te Osmaniye, Hatay ve Gaziantep illerinin kesiştiği bölgedeki
görev uçuşu esnasında düşmüştür. Arama kurtarma ekiplerinin
çalışmaları sonucunda akşam saat 21.20 sıralarında
şehit Hava Pilot Üsteğmen Hamza Gümüşsoyun naaşına ulaşılmıştır.
Şehit pilotumuza da Allahtan rahmet, yakınlarına, Hava
Kuvvetlerimize, Türk Silahlı Kuvvetlerimize, Aksaraylı
hemşehrilerine sabır ve başsağlığı
diliyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Reyhanlı olayının hemen akabinde benim de
içinde bulunduğum, Başbakan Yardımcımız, Adalet
Bakanımız, Sağlık Bakanımız ve
milletvekillerimizden müteşekkil bir heyetle birlikte olay yerine derhâl
gidilerek gelişmeler yakından takip edilmiştir. Olaydan hemen
sonra Bakanlık merkezi, Jandarma Genel Komutanlığı ve Emniyet
Genel Müdürlüğü ile Hatay Valiliği ve Reyhanlı
Kaymakamlığında acil kriz merkezleri oluşturulmuş,
yirmi dört saat esasına göre faaliyet icra edilmiştir.
Zanlıların kaçma ihtimaline karşı sınır
kapıları kapatılarak birimler teyakkuza geçirilmiş, araç
giriş-çıkışları kontrol altına
alınmıştır. Ayrıca, barınma merkezlerinde misafir
edilen Suriyelilere yönelik herhangi bir olumsuzluk yaşanmaması için
gerekli güvenlik önlemleri de aldırılmıştır.
Reyhanlıda yaşanan bu hain saldırı sonrası ilçede
yaşayan Suriyeliler de, talepleri üzerine, 700 kişi Adıyaman,
Nizip ve Akçakale barınma merkezlerine nakledilmişlerdir.
Reyhanlı ilçesine olay günü
itibarıyla gerek il merkezi ve çevre ilçelerden gerekse civar illerden 2
bine yakın güvenlik görevlisi takviye kuvvet olarak
görevlendirilmiştir. Meydana gelebilecek istenmeyen olayların
önlenmesi ve provokasyonlara meydan verilmemesi için ilçede bulunan sivil
toplum örgütleri ve kanaat önderleriyle görüşme
yapılmıştır ve burada ifade ediyorum, provokasyonlara alet
olmayan Reyhanlılı ve Hataylı hemşehrilerimize, örnek
teşkil eden bu sağduyulu davranışları
dolayısıyla, yüce Meclisimizin huzurunda
şükranlarımızı sunuyorum.
Yine,
siyasi partilerimizin sayın genel başkanlarına, grup başkan
vekillerine ve bölge milletvekilleri başta olmak üzere bütün
milletvekillerimize, bölgeye giderek halkımızın
acısını paylaştıkları için, ayrıca
teşekkürlerimi ifade ediyorum.
Değerli
milletvekilleri, olayın oluş anından itibaren Sağlık
Afet Koordinasyon Merkezince 22 adet 112 ambulansı, 2 ulusal medikal
kurtarma ekibi, il dışı hasta nakilleri için 3 adet uçak
ambulans görevlendirilmiştir.
Hatay
Valiliğince yapılan hasar tespit çalışmaları
neticesinde 452 iş yeri, 62 araç, 11 kamu binası ve 293 konutun hasar
gördüğü anlaşılmıştır. Çalışmalar
tamamlandıktan sonra vatandaşlarımızın her türlü maddi
zararları 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan
Zararların Karşılanması Hakkında Kanun kapsamında
en kısa sürede ve tümüyle karşılanacaktır.
Bu
meyanda, yaralanan vatandaşlarımızın tedavi giderleriyle
evleri, iş yerleri, araçları ve eşyalarıyla ilgili
zararları da bütünüyle karşılanacaktır.
Başbakanlık
tarafından acil ihtiyaçları karşılamak üzere hemen 7,5
milyon TL Hatay Valiliği emrine gönderilmiştir. Bu sadece acil
ihtiyaçların karşılanması içindir,
karşılanacaktır, diğer zararlar bunun
dışındadır.
Ayrıca,
hayatını kaybedenlerin yakınlarıyla sakatlanan ve yaralanan
vatandaşlarımıza tazminat ödenecektir. Yaşamını
yitiren vatandaşlarımızın mirasçılarına ve
malullere de maaş bağlanacaktır.
Reyhanlıda
zarara uğrayan esnafımızın sigorta ve vergi ödemelerinin
ertelenmesi için Başbakanlığımızca gerekli talimat
verilmiştir.
Değerli
milletvekilleri, hiç kimsenin şüphesi olmasın ki devletimiz her türlü
zararı karşılamaya muktedirdir ve bunu da en kısa sürede
gerçekleştirecektir.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Suriyede yaşanan iç çatışmalar nedeniyle
ülkemizde misafir ettiğimiz Suriyeli sığınmacılara
kapımızı, biliyorsunuz, açtık. Onlara her türlü insani
yardımı yapmaktayız. Bugüne kadar 8 ilimizde kurulan 17
barınma merkezinde Suriyeli mültecilere ev sahipliği
yapılmaktadır, geçici koruma sağlanmaktadır; son
çıkarılan kanun mucibince, tam teknik tabiriyle geçici barınma
sağlanmaktadır. Kamplarımızda ikamet eden
yaklaşık 200 bin kişi için barınmanın yanı
sıra gıda, sağlık, eğitim, haberleşme,
bankacılık, ibadet ve sosyal faaliyetler kapsamında her türlü
imkân sağlanmaktadır. 1.500den fazla öğretmenin görev
yaptığı kamplarda 29 bini aşan Suriyeli öğrenci
dersliklerde eğitim görmektedir. 27 bin yetişkin için de kurslar
açılmıştır. Günlük ortalama 6 bin poliklinik hizmetleri
verilmektedir, bugüne kadar 1 milyondan fazla poliklinik hizmeti
gerçekleşmiştir. Öte yandan, barınma merkezlerinde bugüne kadar
da 3 binden fazla sağlıklı bebek dünyaya gelmiştir.
Suriyenin kuzeyinde
yoğunlaşan şiddet olaylarının bu bölgelere insani
yardım ulaştırılmasında bazı güçlüklere neden
olmasından dolayı AFAD, uluslararası hukuka uygun olarak
sınırın sıfır noktasında kurduğu 8
yardım kabul merkezinde insani yardım
dağıtımını koordine etmekte, Türk
Kızılayı da temel ihtiyaç ve sağlık malzemesi
yardımlarına devam etmektedir. AFAD tarafından, bugüne kadar,
Suriyeli misafirlerin ihtiyaçları doğrultusunda, ilgili valilikler
emrine 900 milyon TLden fazla acil yardım ödeneği
gönderilmiştir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Reyhanlıda meydana gelen bu insanlık
dışı olayın amacı, hedefi, yöneldiği insanlar
itibarıyla hem ülkemizin huzur ortamına darbe vurmak hem de
yürütülmekte olan çözüm sürecini provoke etmek, buradaki insanları
birbirleriyle karşı karşıya getirmek ve bölge
insanlarını tahrik etmektir, amaç budur. Hülasa, Reyhanlıdaki
terör eylemi Türkiyenin istikrarına karşı yapılan bir
eylemdir. Ülke olarak sorunlarımızı çözme iradesini ortaya
koyduğumuz bu dönemde meydana gelen eylemin zamanlaması da oldukça
manidardır. Bu eylemi, ülkemizdeki gelişmeler ve bu gelişmelerle
birlikte, bölgedeki duruşumuzla birlikte değerlendirmemiz gerekiyor.
Türkiyeyi Suriyedeki kanlı bataklığın içine çekme
yönündeki her hürlü provokasyon karşısında son derece dikkatli,
hassas ve en önemlisi de son derece soğukkanlı olmak zorundayız.
Büyük devlet, hadiseler karşısında
soğukkanlılığını muhafaza edebilen,
aklıselimle düşünebilen ve hareket edebilen devlettir.
Suriyede bu kanlı sürecin
başladığı andan itibaren sınır ilçelerimize
yönelik ihlallerle, Cilvegözü Sınır Kapısındaki
saldırıyla ve diğer bazı provokasyonlarla âdeta Türkiyenin
sabrı test edilmekte, kirli bir senaryonun içine çekilmek istenmektedir.
Özellikle Hatay ilimizde birtakım hassasiyetleri tahrik etmek suretiyle
kaos oluşturulmak ve fitne çıkarılmak istenmektedir. Biz, en
başından itibaren bu tür girişimler karşısında
çok dikkatli ve soğukkanlı olduk; bundan sonra da bunu güçlü bir
şekilde muhafaza edeceğiz. Bu vesileyle, sosyal medyada bilgi
kirliliğine yol açan bazı yorum ve değerlendirmeler
noktasında da yine herkesi sorumlu davranmaya davet ediyoruz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; buradan açıkça ifade ediyorum ki, bu terör olayı,
Suriye rejimi ve Suriyedeki istihbarat örgütüyle doğrudan irtibatlı
olduğunu düşündüğümüz, bildiğimiz bir terör örgütü
tarafından yapılmıştır ve saldırıda yer
alanların da, yardım ve yataklık yapanların da Türkiye
vatandaşı oldukları tespit edilmiş ve bu suretle
saldırının arkasındaki güçler ve kullanılan
taşeronlar büyük oranda deşifre edilmiştir.
Güvenlik güçlerimiz ve istihbarat
birimlerimiz olayı bütün boyutlarıyla aydınlatmak ve bütün asli
failleri yakalamak ve benzeri saldırıları engellemek için
çalışmaktadırlar. Bu arada, olayın öncesinde herhangi bir
ihmali davranışın bulunup bulunmadığını ve
hangi tedbirlerin alındığını tespit etmek için,
Sayın Başbakanımızın talimatıyla,
Başbakanlık ve Mülkiye Teftiş Kurulları geniş bir
araştırma yapacaklardır. Bu saldırıyı çok
dikkatli analiz etmek ve arkasındaki gizli niyetleri iyi okumak
durumundayız.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; olayın Suriyeli muhalifler ya da
sığınmacılarla herhangi bir ilgisi bulunmamaktadır.
Olay sonrasında gecikmeksizin güvenlik ve istihbarat birimlerimizce
yürütülen çalışmalar neticesinde eylemi planlayan şahıslara
yardım ve yataklık yapan 13 şahıs gözaltına
alınmıştır. Bunlardan bazıları keşif yapan,
bazıları ise araçları saklayan, suçluları belirli yere
getirip götüren kişilerdir. Biz eldeki bilgi ve ifadeler
doğrultusunda bu menfur terör olayının faillerini biliyoruz.
Eylemi organize eden 4 şahıs ile birlikte, yine bu
şahıslara yardım ve yataklık yapan 2 şahıs olmak
üzere, toplam 6 şahsın en kısa sürede yakalanması için
yoğun bir çalışma yürütülmektedir. Çok iyi biliniyor ki
Cilvegözünde de benzer patlama olmuş ve failleri kısa bir sürede
yakalanmıştı. Reyhanlı faillerini de en kısa sürede
yakalayacağımızı umuyorum.
Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; 8
Mayıs 2013 tarihinde Hatay Emniyet Müdürlüğünden ses getirici bir
bombalı eylem yapılacağı yönünde bir ihbar
alınmıştı. Alınan bu ihbar üzerine 9 Mayıs günü
güvenlik birimlerimize gereği için talimat verilmiş, bütün ilgili
kurumlar da bu arada bilgilendirilmiştir. Alınan istihbari bilgiler
doğrudan Reyhanlı ilçesine ilişkin bir tehdidi işaret
etmemekte, bölgenin ve yurdun bazı yerlerine yönelik eylem
hazırlıklarını kapsamaktadır. Bu nedenle de Hatay
ilimizle beraber birçok yerde önleyici tedbirler
aldırılmıştır. Ancak, trafiğe hiçbir şekilde
çıkmayan ve bir depoda muhafaza edildiği anlaşılan araçların
kısa zaman içinde olay mahalline getirilerek eylemin gerçekleştirildiği
anlaşılmıştır.
Değerli milletvekilleri, malumunuz olduğu
üzere, terörle mücadele hukuk kuralları içinde ve kanunların
öngördüğü bağlayıcı hükümler çerçevesinde yapılmakta
ve adli işlemler de buna uygun şekilde yürütülmektedir. Buna
karşın, terör örgütleri ne insani ne vicdani ne de hukuki hiçbir
kural tanımadan, haince eylemlerini gerçekleştirmektedirler. Ancak,
şunu özellikle vurgulamak istiyorum ki: Bugüne kadar, Hatay ilimiz de
dâhil olmak üzere, birçok ses getirici terör eylemi yapılan istihbari
çalışmalar neticesinde, daha gerçekleştirilmeye fırsat
verilmeden engellenmiş ve bu saldırıya benzer birçok
teşebbüs akamete uğratılmıştır. Elbette ki bunu
başaran da yine güvenlik güçleridir ve istihbarat örgütleriyle
sağlanan çok sağlıklı bir koordinasyon ve iş
birliğinin sonucunda önlenen eylemler vardır. Bunların
birçoğundan ilgili makamlar dışında haberdar
olunmaması da tabiidir ve işin doğası da bunu
gerektirmektedir; bu hususu özellikle sizlerin dikkatlerinize sunmak istiyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; elbette duyarlı davranışlarından
dolayı değerli basın mensuplarına da huzurunuzda
teşekkür etmek istiyorum.
Bu arada, tabii, Suriyedeki meselenin
sadece AK PARTİnin ve Hükûmetimizin değil, Türkiye Cumhuriyeti
devletinin ve milletinin meselesi olarak anlaşılması gerekir.
Reyhanlıda alçakça katledilen masum insanlar Türkiye Cumhuriyetinin
vatandaşlarıdır, aziz milletimizin mensuplarıdır.
Bugün 76 milyon, bir bütün olarak bu büyük acıyı paylaşmak,
saldırılara birlikte göğüs germek, tüm dünyaya birlik içinde
olduğumuzu göstermek ve ortak tepki vermek zorundayız. Bu tür
saldırıların amacı en başta milletin fertleri
arasına fitne sokmak, milletin fertleri arasında nifak
oluşturmaktır, elbette buna asla izin verilmeyecektir. Terörün de
Türkiye düşmanlarının da Türkiyenin birlik ve
beraberliğine zarar vermesine Büyük Millet Meclisi olarak tümüyle hepimiz,
birlikte müsaade etmeyeceğiz. Hassasiyetlerin kaşınmasına,
farklılıkların husumete çevrilmesine de asla göz
yummayacağız.
Buradan Reyhanlılı ve
Hataylı kardeşlerimize de ve bütün vatandaşlarımıza
şunu ifade etmek istiyorum: Lütfen tahriklere kapılmasınlar.
Aramıza nifak sokmaya, bizi birbirimize düşürmeye
çalışanlara karşı uyanık olsunlar ve böyle zamanlarda
kışkırtıcı, ayrımcı ve
ayrıştırıcı tavırlara da fırsat
verilmemelidir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Suriyede hâlihazırda 21inci yüzyılın en vahim
insanlık trajedisi yaşanıyor. Rejimin ayrım gözetmeyen
şiddet politikası neticesinde üçüncü yılına giren
çatışmalarda can kaybı 100 binin üzerine çıktı, ülke
içinde yerlerinden edilmiş kişiler 4 milyondan fazla, ülke nüfusunun
üçte 1i yardıma muhtaç durumda, 5 milyon Suriyeli yoksulluk
sınırının altındayken her 10 Suriyeliden 1i açlık
sınırında yaşamını sürdürmek zorunda, komşu
ülkelere sığınan Suriyelilerin sayısı 1,4 milyonu
aşmış.
Ülkemiz, Suriye konusunda,
başından itibaren, en kutsal hak olan yaşam hakkını
öne çıkaran insan ve vicdan odaklı bir dış politikayı
izleye gelmiştir. Bu siyasetimiz kapsamında ulusal
çıkarlarımız asla göz ardı edilmemiştir; aksine,
komşumuzdaki şiddet sarmalının Suriye halkının
arzusu istikametinde dindirilmesinin, güvenlik ve ekonomik
çıkarlarımızın da bir gereği olduğu
şiarıyla hareket edilmiştir.
Değerli milletvekilleri, gerek
rejimin fütursuzca şiddet ve terör siyasetini bölgeye yayma çabası
gerek sınır kapılarımızın
karşısında yerleşik bir otoritenin mevcut bulunmaması
ulusal güvenliğimize yönelik güvenlik risklerini artırmaktadır.
Bu çerçevede, mevzuatımız ve yüce Meclisin Hükûmetimize verdiği
yetki ışığında gereken tüm tedbirlerin
alınacağından hiç kimse tereddüt etmemelidir.
Yaşanan büyük insanlık
dramı karşısında ülkemiz sessiz kalamaz ve bunun
sonuçlarına katlanamaz. Yurdunu, toprağını, evini
barkını terk eden, çaresizlik içinde kapımızı çalan
Suriyeli komşularımıza elbette sırtımızı
dönemeyiz. Aziz milletimiz, tarihi boyunca, masum insanlara yapılan
zulümler karşısında duyarsız kalmamış, hiçbir
zaman Bize ne! dememiştir.
Şunu bir kez daha vurgulamak
istiyorum: Türkiye en başından itibaren yanı başındaki
bu insanlık dışı hadiselere sessiz kalmış
olsaydı bile bu tür saldırı ve tahriklerin muhatabı olmaya
devam edecekti; bunu herkesin iyi bilmesi gerekir.
Esasen, bu saldırılar, Suriye
politikamıza yönelik değil, her geçen gün bölgesinde ve dünyada
güçlenen ve büyüyen Türkiye'ye yöneliktir. Bu saldırılar, başta
Hatay olmak üzere, barış ve huzur içinde yaşayan
vatandaşlarımızın birlik ve beraberliğine,
kardeşliğimize ve istikrarımıza yönelik
saldırılardır. Bu tür saldırı ve tahrikler hiç
kimsenin yanına kâr kalmayacaktır.
Reyhanlıda şehit edilen
kardeşlerimizin katilleri behemehâl hak ettikleri cezaya
çarptırılacaklardır. Ülkemizin birlik ve beraberliğine,
huzur ve istikrarına karşı kastedenler er ya da geç bunun
bedelini ödeyeceklerdir. Biz, büyük bir devlet olarak soğukkanlılıkla
hareket edecek, bize kurulan tuzağa düşmeyecek, bizi çekmek
istedikleri bataklığa girmeyeceğiz.
Vatandaşlarımızdan, bu süreçte sağduyulu ve
aklıselimle davranmalarını, tahriklere asla
kapılmamalarını, terörün tuzağına düşmemelerini
ve hainlerin oyununa gelmemelerini özellikle rica ediyoruz, bekliyoruz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; eğer bu tür olaylar nedeniyle ülkemizde misafir
ettiğimiz insanlara yönelik bir hareket olursa,
soğukkanlılık yitirilirse bu saldırganlar o zaman
hedeflerine ulaşmış olacaklardır ancak biz milletçe bu
saldırganlara da istediklerini vermeyeceğiz. Biz, terörist
saldırılarının arkasına saklanıp tam da
saldırganların arzu ettiği gibi sorumsuzca davrananlara asla
itibar etmeyeceğiz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
İÇİŞLERİ BAKANI
MUAMMER GÜLER (Devamla) Bir dakika daha Sayın Başkanım.
BAŞKAN Vereceğim, bir
saniye.
İÇİŞLERİ BAKANI
MUAMMER GÜLER (Devamla) Teşekkür ederim efendim.
BAŞKAN Buyurun.
İÇİŞLERİ BAKANI
MUAMMER GÜLER (Devamla) Milletçe bu acıyı da aşacak, bu
yarayı da saracak ve geleceğe büyük adımlarla ilerlemeye devam
edeceğiz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; sözlerimin sonunda, Reyhanlıda hayatlarını
kaybeden kardeşlerimize tekrar Allahtan rahmet diliyor,
yakınlarına sabırlar, milletimize başsağlığı
temenni ediyorum, yaralılara da acil şifalar diliyorum. Allah
milletimize bir daha böyle acılar yaşatmasın diyor, yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim
Sayın Bakan.
Gruplar adına ilk söz, Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına Mersin Milletvekili Sayın Mehmet
Şandırda.
Buyurun Sayın Şandır.
(MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA MEHMET ŞANDIR
(Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına söz aldım. Reyhanlıda, Hatayın Reyhanlı
ilçesinde yaşanan terör saldırısıyla ilgili
görüşlerimizi ifade etmek istiyorum.
Değerli arkadaşlar,
gerçekten
(Gürültüler)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
gerçekten çok önemli bir konuyu görüşüyoruz. Yani, sürekli bir hareket
hâlinde olma durumundasınız. Lütfen
Rica ediyorum
Yapmayın
Ben, şimdi, sizi yeniden
başlatacağım.
Buyurun.
MEHMET ŞANDIR (Devamla)
Değerli arkadaşlar, Sayın Başkanın da
uyarısı çok yerinde. Gerçekten, cumhuriyet tarihimizin en
ağır saldırısıyla karşı
karşıyayız. Çok sayıda insanımızı şehit
verdik, çok büyük bir acı yaşanmakta ama yaşanan bu acıya
karşı duyarsızlık çok daha büyük acı vermektedir.
Gerek Meclisimizin duyarsızlığı gerekse medyanın
duyarsızlığı, gerçekten, şehit veren aileleri çok daha
ağır yaralamıştır. Herkesin çok önemli işleri
olabilir, kulislerde çay içmek de hoş olabilir ama bu ilgisizliği, bu
duyarsızlığı kabul edebilmek mümkün değil. Sayın
Bakan konuşurken de burada ilgisizlik had safhadaydı, üzüntülerimi
ifade ediyorum. Biz niye bu noktaya geldik, niye bu kadar duyarsızız;
bunu da sorgulamamız lazım.
Tedbir diyor Sayın Bakan. Bu
duyarsızlıkta alacağınız hiçbir tedbirin toplumsal
karşılığı yok Sayın Bakan, maalesef. Kendi
milletvekilinizi buraya getiremiyorsanız bu acı günde,
alacağınız hiçbir tedbirin kalıcılığı
veya önleyiciliği olmaz. Üzüntülerimi ifade etmek için söylüyorum.
Değerli arkadaşlar,
geçtiğimiz cumartesi günü yani 11 Mayıs günü saat 13.20-13.30
sıralarında meydana gelen patlamada -Sayın Bakanın ifadesi
resmî bir açıklamadır- şu ana kadar 51 insanımız
hayatını kaybetti ve çok sayıda da yaralımız var ama
Reyhanlıda -oraya giden değerli milletvekili arkadaşlarım
da şahit olmuştur- çok sayıda insanımız da
kayıplarından bahsetmektedir. Yakınları ölüler
arasında bulunmamakta, hastanelerdeki yaralılar arasında da
bulunmamakta.
Yayın yasağı
koymanız hiç doğru olmamıştır çünkü rivayet muhtelif;
işte, 100 kişinin öldüğü, 150 kişinin öldüğü beyan
edilmektedir. Dolayısıyla, 50 kişi de olsa cumhuriyet tarihinin
en ağır saldırısıyla ve en büyük kaybıyla
karşı karşıyayız. Meseleyi böyle tespit etmek
lazım ve ne yazık ki böyle bir acıyı sizin
iktidarınız döneminde yaşıyoruz Sayın Bakan. On
yıllık tek başına bir iktidarın sonucunda
aldığınız tedbirler, aldığınızı
iddia ettiğiniz tedbirler, uyguladığınız
politikaların bir sonucu olarak, bir sonuç olarak -ne sebebi ne müsebbibi
sorgulamadan söylüyorum- bugün cumhuriyet tarihinin en ağır
saldırısıyla karşı karşıyayız. Bu
saldırı Reyhanlıya, Hataya yapılmamıştır;
bu saldırı Türkiyeye yapılmıştır, Türkiye
Cumhuriyeti devletine yapılmıştır, Türk milletinin
egemenlik haklarına, hükümranlık haklarına karşı
yapılmıştır. Bugün devletimiz bir saldırı
altındadır ve acı olan hadise şudur: Bu saldırı
göz göre göre gelmiştir değerli milletvekilleri. Sayın Bakan
diyor ki: Her türlü tedbiri aldık. Dikkatlice dinledim ve not aldım
ama şunu söylemek lazım
Güçlü devlet olduk, bunun
karşılığı bu saldırılarla karşılaşıyoruz.
diyorsunuz ama devlete düşen hadise veya devlet adamına, siyaset
adamına, yöneticiye düşen hadise, olay vuku bulduktan sonra tedbir
almak değil, muhtemeli öngörerek, geleceği öngörerek gereken
tedbirleri yeterince ve zamanında alabilmektir Sayın Bakan. Bu olay
ilk defa olmuyor ki, bundan dört ay önce 11 Şubatta yine aynı yerde
böyle bir bomba yüklü araç patlatıldı ve çok sayıda
insanımız hayatını kaybetti. Ülkemizin başka
şehirlerinde aynı türde patlamalar oldu. Bizim Sayın
Milletvekilimiz, Hatay Milletvekilimiz bir hafta önce basın
toplantısında Aman, dikkat edelim, halkın arasına bile
yansıyan birtakım laflar dolaşıyor, Birtakım eylemler
olacak, bombalar patlayacak, insanımız ölecek diye halk
konuşuyordu
Güvenlik güçlerini saygıyla
selamlıyorum, gece gündüz çalıştıklarını
biliyorum. Çok dirayetli bir il emniyet müdürü var, bu işi bilen bir insan
var, ama nerede zafiyet var, önce bunu sorgulamak lazım. Bu zafiyet, bana
göre, bize göre, Milliyetçi Hareket Partisi Grubuna göre, siyasi iradenin duruşunda,
anlayışında ve ortaya koyduğu politikalardaki zafiyetten
kaynaklanıyor Değerli Bakanım.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak
teröre karşı verdiğiniz mücadeleyi her zaman destekledik. Her
zaman teröre karşı mücadele verilmesi gerektiğini ve bu mücadelenin
mutlaka başarılması gerektiğini, bunun için ne
yapmamız gerekiyorsa, gerekeni yapmamız gerektiğini ifade
ediyoruz. Ancak, bugün çok anlamlı bir söz var: Körle yatan
şaşı kalkar. Terör örgütleriyle terörü durdurmak için müzakere
ederseniz, terörün bombaları kucağınızda patlar ve
insanlarınız ölür Sayın Bakanım, beraber gördük o
sahayı.
Değerli milletvekilleri, gerçekten
Reyhanlıyı görmeniz lazımdı, Reyhanlıda kıyamet
kopmuştu. Öyle acılar vardı ki, sokak sokak dolaştık
-değerli milletvekili arkadaşlarımız da vardı, sizin
arkadaşlarınız da vardı- ben yanlış
saymadıysam 6 tane taziye çadırı vardı bir cadde üzerinde.
Adamın 7 çocuğu var, son 2 çocuğu ikiz, yedi aylıkmış,
hanımı kayınvalidesine Anneler Günü hediyesi almak için
çarşıya çıkıyor, patlamaya yakalanıyor.
İnsanımıza bu acıları yaşatmaya
hakkımız yok. Güçlenen Türkiye diyorsunuz, Suriye rejimi
diyorsunuz, ama eğer siz Türkiyeyi yönettiğiniz
iddiasındaysanız, bu ihtimalleri önceden görerek gereken tedbirleri
almak mecburiyetindesiniz.
Değerli arkadaşlar,
Suriyeyle ilgili uyguladığınız politikaları
başka fırsatlar yaratarak konuşacağız. Tabii ki,
insani bir davranış olarak, Suriyeli
sığınmacılara, Suriye halkına bir insani tavır
olarak, Türkiyeye ve Türk milletine yakışır bir tavır
olarak gösterdiğiniz misafirperverlik takdire şayan, bir şey
söylemiyoruz ama yaşanan hadiseler iki yılı doldurdu. Ortaya
koyduğunuz politikalarda ortaya koyduğunuz hedeflerin hangisi tuttu?
Değerli arkadaşlar, Suriyede
kan akması durdu mu; Beşar Esad gitti mi; Suriye halkı dünden
daha huzurlu, daha güven içinde mi? Durup bir düşünmenizi istiyoruz.
Uyguladığınız politikalarla ne Suriyeye huzur
getirebildiniz ve ne yazık ki, Suriyenin huzursuzluğunu Türkiyeye
taşıdınız. Şimdi -biz Hataylıyız, Hatay
milletvekilleri karşımda oturuyor- Hatay iğne üzerinde, ciddi
bir panik var, ciddi bir korku var, insanlar şehri terk ediyor, köylere
taşınıyor. Rivayet muhtelif Sayın Bakanım, kimyasal
silah atılacağı veya bomba yüklü birkaç araç daha olduğu
konuşuluyor. Tabii, bu panik ve bu belirsizlik öfkeye dönüşüyor.
Değerli milletvekilleri,
bardağı son damla taşırır. O son damla
taştığında da olayın adı Bardak taştı
olur. Korkarız ki, endişe ederiz ki bu yaşananlar Hatayda bardağı
taşıracak ve o zaman esas kıyamet kopacak.
Olanlara tedbir geliştirmek,
gerekeni yapacağınızı ifade etmek
Görevinizi
yapacaksınız Sayın Bakanım. Tabii ki
insanımızın yaralarını saracaksınız. Türkiye
Cumhuriyeti devleti büyüktür, güçlüdür, vatandaşlarının
yaralarını sarar ama ölümleri nasıl geri getireceksiniz, bu
yaşanan acıları nasıl dindireceksiniz, bu kırılan
bardağı nasıl tekrar bardak hâline getireceksiniz?
Durup düşünmeye davet ediyorum.
Bir sorumluluğunuzun olduğunu idrak etmeye ve itiraf etmeye sizi
davet ediyorum. Bu yaşananların bir siyasi
karşılığının, bir siyasi sorumluluğunun
olduğunu
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MEHMET ŞANDIR (Devamla)
Sayın Başkan, bir dakika lütfen
BAŞKAN Bir dakika
Gruplara da vereceğim.
Buyurun.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) -
kabul etmelisiniz
yani Yaşandı, oldu ve kınadık, gereken tedbirleri de
aldık. demeniz sizi kurtarmaz Sayın Bakanım; bürokratı
araştırarak, suçlayarak da meselenin içinden
çıkamazsınız. Bunun bir siyasi sorumluluğu ve
karşılığı olmalı. Bu ilk defa değil, dört ay
önce de bir araç patladı, failleri yakalandı. Nöbetçi bir terör
örgütü var orada. Bulduğunuzu konuşmuyorsunuz, bildiğinizi
konuşuyorsunuz Değerli Bakanım. Orada bir terör örgütü var,
olsa olsa bu olayı o terör örgütü yapar
Ee, bu terör örgütü orada kırk
yıldır var, elli yıldır var, Acilciler diye biz biliriz,
ben Hataylıyım, kimler olduğu da belli. E niye bunları
almadınız bu arada? Niye tedbir olarak, böyle bir sonuçla
karşılaştıktan sonra bunu konuşuyorsunuz? Bana göre,
AKP iktidarının bu konuda ihmali vardır ve bunun bir siyasi
sorumluluğu olmalıdır. En azından milletimizden özür
dilemelisiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MEHMET ŞANDIR (Devamla)
Yapılanlar eksik ve yanlış, bedeli de kan olmuştur,
acı olmuştur. Sizi milletime şikâyet ediyorum, Allaha havale
ediyorum.
Saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim
Sayın Şandır.
Barış ve Demokrasi Partisi
Grubu adına Van Milletvekili Sayın Nazmi Gür, buyurun. (BDP
sıralarından alkışlar)
BDP GRUBU ADINA NAZMİ GÜR (Van)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Öncelikle, cumartesi günü
Reyhanlıda meydana gelen patlamada yaşamını yitiren bütün
yurttaşlarımız anısına, bütün
yurttaşlarımız için, başta aileleri olmak üzere,
Reyhanlı halkına, Hatay halkına, Türkiye halkına
başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz, yaralılara
da acil şifalar diliyoruz.
Sayın Bakan biraz önce burada
bilgi sundu. Ben inanıyorum ki Sayın Bakanın verdiği
bilgiler ne Parlamentomuzu ne de kamuoyumuzu tatmin etmiş değil çünkü
Reyhanlıdaki patlamanın arka planı, Reyhanlıdaki
patlamanın özü, esasında, on yıldır iktidarda olan AKPnin
özellikle Suriye konusunda sürdürdüğü ve inatla sürdürdüğü yanlış
politikalardır. Biz muhalefet partileri olarak baştan beri, AK
PARTİnin özellikle Suriye meselesinde son derece yanlış bir
politika izlediğini hep dile getirdik, hep söyledik, hep uyardık,
Yanlış yapıyorsunuz. Bir gün döner, sizi de vurur. dedik.
Elbette ki Suriyedeki insani krizle
ilgilenmek, elbette ki oradaki iç savaşla bizim
sınırlarımıza doğru gelen Suriye
yurttaşlarına el uzatmak, yardım etmek bir insanlık
borcudur. Bizler de elimizden geldiğince bu politikayı, bu
yardım politikasını elbette ki destekleyeceğiz,
desteklemeliyiz de çünkü bu bir insanlık durumudur ancak Suriyenin iç
işleri, Suriyedeki iç savaşı körüklemek,
sınırları silahlı çetelere açmak, sınırları
ne idüğü belirsiz silahlı gruplara açmak ve Türkiye
sınırlarını âdeta kevgire dönüştürmek, bu politika ne
Türkiyeye yaradı ne Suriyeye yaradı ne de Orta Doğudaki
halklara yaradı değerli arkadaşlar. Bizim baştan beri
söyleyegeldiğimiz şey, işte, AKPnin bu tutarsız tutumuydu.
Biz Suriye konusunda siz yanlış yapıyorsunuz. derken,
dış politikanızı eleştirirken aslında Bir gün
bizim halkımız da bundan zarar görecek, elbette ki Suriye
halklarının da bu iç savaşta zarar görmemesini savunmak bizim
insanlık borcumuzdur ama siz bu konuda yanlış
yapıyorsunuz. dedik. Keşke Sayın Davutoğlu burada
olsaydı da stratejik derinlik politikasının ilk meyvesini
böylece görmüş olsaydı.
Sizin Suriye dediğiniz olay
değerli arkadaşlar, Suriyedeki iç savaş aslında, Orta
Doğuda Orta Doğu politikalarını, Orta Doğu siyasetini
bilmekle ilgilidir. Ben, AK PARTİnin özellikle dış politikada
siyaseti, Orta Doğu siyasetini yeterince
kavramadığını, Orta Doğu dengelerini yeterince
bilmediğini ve bunun üzerinde yeterince iyi bir siyaset geliştirmediğine
inanıyorum çünkü sizin Suriye dediğiniz şey aslında
tıpkı Türkiye gibi çoğul bir devlettir. Her ne kadar, yüzde
10luk bir dikta rejimi, bir azınlık rejimi orada hükmediyorsa,
esasında Suriye, inançlar bakımından, diller
bakımından, etnik yapılar bakımından son derece
çoğul, son derece karmaşık bir ülke. Orada çok farklı
ülkelerin, çok farklı güçlerin hesapları var. Bu hesapları göz
ardı etmeden, bu hesapları göz önünde bulundurmadan Suriyede
yapılacak herhangi bir plan, işte böyle, tıpkı
Reyhanlıdaki gibi cezası halkımızdan, sivil
insanlarımızdan çıkacak.
Suriyedeki iç savaş konusunda
baştan beri Hükûmet yanlış bir yol izliyor. Hükûmetin bu
yanlışından bir an önce dönmesini istiyoruz çünkü eğer
gerçekten biz Suriye halklarına destek vermek istiyorsak eğer gerçekten
Suriye halkının acısına ortak olmak istiyorsak demokratik,
özgür, birleşik bir Suriyeyi savunmalıyız; Sünni ya da Alevi
ayrımı gütmeksizin, Kürt ya da Türkmen ya da Dürzi ayrımı
gütmeksizin bizim Suriye halklarının tamamını kucaklayacak,
onların özgür bir Suriye kurmak için, demokratik bir Suriye kurmak için,
eşit ve özgür bir Suriye kurmak için mücadelelerini elbette ki
destekleyeceğiz, destek olmalıyız. Ancak, bir taraftan Sünni
eksen üzerine oturtulan bir dış politika; öbür yandan, örneğin
Kürtleri görmezlikten gelmek, Dürzileri görmezlikten gelmek, oradaki
gayrimüslimleri, Ermenileri, Asurileri görmezlikten gelmek, böyle bir politika
gütmek, işte böyle sonuçlara yol açar değerli arkadaşlar.
Şimdi zararını tabii ki bizim yurttaşlarımız
görüyor, Reyhanlı halkı görüyor. Bizim yüreğimiz Reyhanlı
halkıyla, bizim yüreğimiz, beynimiz Hatay halkıyla birlikte,
onlarla dayanışmamızı, halkımızla
dayanışmamızı her zeminde, her yerde, her platformda
elbette ki göstereceğiz.
Biz de bir grup
arkadaşımızı Reyhanlıya gönderdik Sayın Bakan,
milletvekillerimiz, yönetici arkadaşlarımız Reyhanlıda dün
incelemelerde bulundular, esnafla görüştüler,
başsağlığı dileklerinde bulundular,
yakınlarını kaybedenleri ziyaret ettiler ama emin olun ki
Reyhanlı halkı, Hatay halkı sizin gibi düşünmüyor, sizin
söylediklerinizi söylemiyor. Bu nedenle, biraz daha
kulağımızı, gözümüzü açıp, Reyhanlı
halkını, onun acılarını, Hatay halkını,
onların yaşadıklarını anlamaya, onları kavramaya
çevirmemiz gerekiyor.
Biraz önce, Sayın Bakan kısa,
kuru bilgiler verdi. İşte, 13 kişi yardım ve yataklıktan
yakalanmış, 6 kişi -bunları organize edenler-
aranıyor, çalışmalar sürüyor, bir taraftan da basına sansür
uygulanmış, gerçekler halktan gizleniyor, kimse ne olduğunu bilmiyor doğru düzgün.
Ama, Sayın Bakan, bir gerçek var ki orada tam 51 yurttaşımız
hayatını kaybetti. Bir gerçek var ki Hatayda patlayan,
Reyhanlıda patlayan bomba tam da yüreğimizde patladı. Bir
gerçek var ki artık biz ne gidenleri çevirebiliriz ne de o bombanın
yarattığı travmayı geri getirebiliriz,
değiştirebiliriz, insanlarımızın yüreğine su
serpebiliriz. Belki de faili olduğu iddia edilen kişileri
yakalayabilirsiniz, belki de şu taşeron örgüt, bu taşeron
örgüt diye açıklamada bulanabilirsiniz ama şunu unutmayın: Yine,
bir kez daha, Hataydaki patlamayı örtmeye, Hataydaki patlamayı
gizlemeye, Hataydaki patlamada ortaya çıkan politik sonuçları en
azından halkın gözünden kaçırmaya uğraşıyorsunuz.
Bu, doğru bir yaklaşım değil, gerçekten doğru bir
yaklaşım değil.
Şimdi, Sayın Arınç bir
açıklama yaptı geçenlerde biliyorsunuz, işte Halktır,
unutur gider. Doğrudur, geçenlerde, sınır kapısında
patlayan bombayı şimdi hangimiz hatırlıyor? Halkın
başına Roboskide yağdırılan bombaları, orada
yaşamını yitiren insanlarımızı,
çocuklarımızı hangimiz hatırlayabiliyoruz? Ama, Türkiye
toplumu bu kadar vicdansız değil, bu kadar bilinçsiz değil, elbette
ki gerçeklerle yüzleşecek, elbette ki gerçekleri unutmayacak ve elbette ki
Reyhanlıda yitirdiğimiz canlara sahip çıkacak.
Biz, sizi bir kez daha özellikle Suriye
politikasını gözden geçirmeye, muhalefetin, halkın sesini daha
fazla dinlemeye
Suriye politikasında atacağınız her
doğru adımda arkanızda olacağımızı bir kez
daha bu kürsüden söyleyerek, şunu ifade etmek istiyoruz değerli
arkadaşlar: Suriye halkının bir bütün olduğunu ama
aynı zamanda bu bütünün çok farklı renklerden oluştuğunu,
farklı inançlardan, farklı kültürlerden oluştuğunu,
farklı dillerden oluştuğunu, Kürtün de hakkının orada
olduğunu, Alevinin, Sünninin de orada hakkının olduğunu,
Ermeninin, Dürzinin ve diğer bütün azınlıkların, gelecek
demokratik Suriyede, özgür Suriyede haklarının olduğunu bir an
aklınızdan çıkarmayın.
Ve lütfen ve lütfen -tekrar
altını çiziyorum- Suriye sınırına bitişik olan
bütün illerimiz başta olmak üzere, sınır güvenliğini,
halkımızın mal ve can güvenliğini sağlamak üzere bütün
tedbirleri alın. Bu tedbirlerin birincisi, hiç kuşkusuz, hiçbir
maceraya girmeden, oradaki iç savaşa benzin dökmeden, bir an önce Suriye
politikasını gözden geçirin. Doğru yaparsanız, biz
muhalefet olarak da arkanızda olacağız; doğru
yaparsanız, sizin yaptığınız her doğrunun
arkasında olacağız; yeter ki sizler bu konuda, özellikle Suriye
konusunda, Suriye meselesinde
Çünkü, artık sizin komşularınızı
seçme hakkınız ve lüksünüz yok, bizim böyle bir durumumuz söz konusu
değil, Suriye bundan sonra da bizim komşumuz kalacak ama şunu da
unutmayın ki orada yaratılan iç savaşta, orada yaratılan
travmada, özellikle AK PARTİ iktidarının sorumluluğunun
olduğunu da bir an unutmayın, elinizi vicdanınıza koyun ve
öyle bir kez daha düşünün. Bir daha Reyhanlılar olmaması için,
bir daha yurttaşlarımızı böyle bir kanlı iç
savaşta, komşumuzda olmasına rağmen içeride
yansımalarını görmemek için, AK PARTİnin takkesini önüne
koyup yeniden düşünmesi gerekiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Bir dakika ekliyorum,
buyurun.
NAZMİ GÜR (Devamla) Özellikle
dış politikayı Sayın Davutoğlunun, Hükûmetin gözden
geçirmesi gerekiyor.
Bu duygularla, bir kez daha,
Reyhanlı halkının yanında olduğumuzu, onların
acılarını paylaştığımızı
Bütün
ölülerimize, orada yitirdiğimiz insanlarımıza,
yurttaşlarımıza Allahtan rahmet, yakınlarına
başsağlığı diliyoruz ve bir an önce de
yaralıların sağlıklarına kavuşmasını
niyaz ediyoruz.
Hepinize saygılar sunuyorum,
teşekkür ediyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim
Sayın Gür.
Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına Ankara Milletvekili Sayın Emine Ülker
Tarhan.
Buyurun.
(CHP sıralarından alkışlar)
CHP
GRUBU ADINA EMİNE ÜLKER TARHAN (Ankara) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; pazar günü Anneler Günüydü ve bir kara gündü
bizim için aslında. Çünkü Reyhanlıdan gelen acı haber bizde
mecal bırakmadı, Anneler Gününü kutlayacak hâlimiz kalmadı.
Gerçekten, o gün sesim kısıldı benim o acı nedeniyle. Bu
korkunç saldırıda yaşamını yitiren
yurttaşlarımızın acısını derinden
paylaşıyorum ve ailelerine sabır diliyorum.
Yaralıların, bir an önce onların iyileşmelerini diliyorum.
Bu
terör eylemini şiddetle kınıyorum. Terör nereden gelirse gelsin,
kimden gelirse gelsin sonuna kadar kınanmalı, sonuna kadar
lanetlenmeli diyorum ve kim yaptıysa bunu -bunun sorumluları- bunu
bulmakla yükümlü olanlar kanıtları ortaya çıkarsınlar ve
kim yaptıysa yargılayıp cezasını versinler diyorum.
Hatayın
kolu kanadı kırılmıştı; 51 can,
düşünebiliyor musunuz, az değil, 51 can. Hatay yaralıydı.
Ben dün Reyhanlıdaydım, sokaklarında, taziye mekânlarında
acılı insanlarla birlikteydim. Kardeşler gördüm,
kardeşlerini yitirmişlerdi, çocuklar gördüm. Torunlar,
torunlarını kaybetmiş nineler, onlarla birlikteydim. Bir bebek
ölmüştü, çok küçüktü daha. Anneler Gününde annesine hediye almaya giden
gençler evine dönememişti, annelerini bir daha görememişlerdi. Bir
damat gelinini kuaföre götürmüş bırakmış ve
damatlığını almak üzere terziye gitmişti ve o
sırada yakalanmıştı. Hastaneye ziyarete gittik, gözünü
kaybetmişti. Gencecik babasını yitirmiş bir küçük
oğlan vardı, dedesinin verdiği şekerle avutmaya
çalışıyorlardı onu.
Ne
kadar sakinleştirmeye çalışırsanız
çalışın öfkeliydiler. Öfkenin tek nedeni sadece
yakınlarını yitirmek değildi, öfkelerinin başka bir
nedeni de vardı: Terk edilmiş olmaktı. Devletin onları terk
ettiğini düşünüyorlar ve bunu anlatıyorlar, her yerde size bunu
anlatıyorlar. Ne Başbakan ne bakanlar gitmiş Reyhanlıya. Hakikaten, Sayın Bakan neden
gitmediniz? Neden gitmediniz?
İÇİŞLERİ BAKANI
MUAMMER GÜLER (Mardin) Sayın Tarhan, istirham ediyorum. Bir
yanlışınız olmasın, bir yanlışınız
var.
EMİNE ÜLKER TARHAN (Devamla)
Korktunuz mu gidemediniz, bilmiyorum. Neden gitmediniz? Yani, hoşgörünün
prensesi olan Hatayı gözden mi çıkarttınız? Neden
gitmediniz? Neden o insanların ellerini tutmadınız? Yani, bazen
düşünüyorum, Amerika Dışişleri Bakanı izin vermedi
diye mi gitmediniz? diye sormak istiyorum.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Ne
alakası var, hepsi oradaydı. Niye provoke ediyorsunuz!
MEHMET ÖNTÜRK (Hatay) Olayın
başından beri oradaydı Sayın Bakan.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen, hatibi dinleyelim.
EMİNE ÜLKER TARHAN (Devamla)
Yani neden gitmediniz, o insanların ellerini tutmadınız?
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Her
şeyi istismar ediyorsunuz.
EMİNE ÜLKER TARHAN (Devamla)
Bildiğiniz korku filmi gibiydi, bildiğiniz korku filmi platosu
gibiydi orası ve çukurlar vardı, paramparça binalar vardı,
kırık cam yığınları; sanki savaştan
çıkmış bir kentti.
MEHMET ÖNTÜRK (Hatay) Biz olayın
başından beri oradan hiç ayrılmadık.
EMİNE ÜLKER TARHAN (Devamla)
Aileler yok oldu orada, yanarak kül oldu insanlar.
Travma henüz
atlatılamamış. Nasıl atlatılabilsin ki bu kadar
kayıptan sonra? Alandan bir naaş daha çıkartılıyordu
biz oradayken. İnsanlar ağlayarak kendi cenazelerini kendilerinin
çıkarttığını anlatıyorlardı. İki
çocuğunu birden kaybeden birinden söz ediliyordu. Bakın, saatlerce
ortada görünmediğini söylüyorlar devletin orada. Bu insanlar
anlatıyorlar bunu. Saatlerce ortada görünmeyen devletin, şıp
diye sorumluları ortaya çıkartıp açıkladığı
konusunda tabii ki, elbette kuşku yaşıyorlar, biz de
kuşkulanıyoruz. Medya manipülasyonuyla istediğini, her şeyi
yaptırmak ve istediği zaman bizi istediği komşumuza
düşman etmekte ustalaşmış bir yapının
açıklamalarından kuşku duymaya söyler misiniz hakkımız
var mı, yok mu? Hakkımız var.
73 MOBESE kamerasının bir gün
önce devre dışı kalmasından, lütfen, bırakın da
kuşku duyalım; duymamız gerekiyor. Tonlarca patlayıcı
maddenin kullanıldığı çok açık -gittiğinizde
görüyorsunuz, koca bir çukur var orada- ve organize olduğu her hâlinden
belli bu olayı iki dakikada çözmüşler, öyle mi? Görüntü yok, bir
şey yok Sayın Bakan, nasıl çözdünüz, gerçekten merak ediyorum?
Önceden alınan duyumlara neden duyarsız kaldınız? Orada
halk şunu söylüyor: Önceden böyle bir saldırının olacağı
halk arasında konuşuluyordu. Bazı insanlar buradan o yüzden
uzaklaştılar. Bunları, bu iddiaları biz ciddiye almak
durumundayız, dinlemek durumundayız.
Devlet çözdüm diyorsa, Sayın
Bakan devletsiniz, çözdüm diyorsanız pekâlâ, biz tabii ki
çözmüştür demek durumundayız, inanmak durumundayız.
Peki, bakın, rekorlar
kitabına girmeye aday bir hafiyelik hikâyesi yaşandı orada, bir
istihbarat mucizesi yaşandı. Cevval istihbarat örgütümüz bomba yüklü
araçların girmesini nasıl önleyemedi? Gerçekten ben bunu çok merak
ediyorum? Hani, şu her yerde boy gösteren fiyakalı
Müsteşarınız var ya, o Müsteşar neden kendi işini
yapmıyor? Bunu sormaya hakkımız yok mu bizim? Herkes
biliyormuş bomba yüklü birtakım araçların sağda solda
dolaştığını ve bomba imalathanelerinin
sınırlarda güvenliği tehdit ettiğini herkes biliyormuş.
Devlet nasıl bilmez ve istihbarat teşkilatı nasıl bilmez?
Olay yerine ilk giden milletvekillerimiz olay mahalline neden
sokulmadılar? Bakın, acaba istihbarat örgütü bunu yapmak istemiyor mu
yani olanları önceden önlemek, önleyici istihbarat yapmak, görmek
istemiyor mu diye sormaya hakkımız var.
Bakın, gerçekler kuşkuya yer
bırakmayacak biçimde araştırılmalı ve bizi, hepimizi,
Türk halkını, Türk milletini tatmin edecek, ikna edecek şekilde
ortaya konulmalıdır. Reyhanlı acı yaşadı, çok
büyük bir acı yaşadı. Yetmedi, bakın bu da yetmedi,
onların yaşadığı acı hiç kimse tarafından
duyulmadı, duyurulmadı çünkü bir medya sansürüyle -nedenini anlatmaya
çalışıyorsunuz ama hiç ikna edici değil- tarihimizin en
büyük terör saldırısından sonra insanımız
acılarının başka insanlar tarafından
paylaşılmasına izin verilmediğini gördü. Oysa acılar
Siz diyorsunuz ki: Psikolojik sorunlar yaratabilir, acı yaratabilir.
Hayır, acılar, ancak paylaşılarak azalır, onların
acılarını paylaşmamıza izin vermediniz ve biz Türk
halkı olarak olanları sadece yabancı kaynaklardan izlemek
zorunda kaldık ki, bence bu, sözün bittiği yerdir. Yabancı
kaynakları ben araştırmak ve onlardan bilgi almak durumunda
kaldım.
Reyhanlıya ateş düştü,
Reyhanlıya bomba düştü ama nedense medyanın gündemine bomba
gibi düşmedi; 51 can bomba gibi düşmedi, düşürülmedi.
Bakın, Türkiye sınırları içinde bulunan Reyhanlıda
resmî rakamlarla 51 kişi ölsün, resmî olmayan rakamlarla çok daha fazla
insanın öldüğü söylensin ve ulusal yas ilan edilmesini biz beklerken,
düğün dernek insanlar halay çeksin, eğlence programları gece
yarılarına kadar sürsün. Bu olur şey mi? Bu insanlık
mı? Bu mudur yani, bu mudur? (CHP sıralarından
alkışlar)
Sadece çözüm sürecini tefrika hâlinde
izlemek
Hani belli ekipler var ya, infaz timleri, bütün televizyon
kanallarında dolaşıyorlar, süreci anlatıyorlar falan,
Bremen Mızıkacıları gibi. Biz onları dinlemek zorunda
mıydık? Bu mudur insanlık sizce?
İnsanların naaşları
üç gün bulunamamış Reyhanlıda çünkü bakın, devletin
asıl umurunda olanlar ölenler değil orada. Neydi biliyor musunuz?
Suriyeyle savaşa nasıl malzeme yaratacağı, yani bu
sürecin, bu yaşananların nasıl malzeme
olacağıydı.
Ya, Başbakanınız -çok
üzgünüm bunu söylemekten, yani hoşuma gittiği için söylemiyorum ama-
savaşla bozmuş, farkında değil misiniz? Yani Bir
fırsat olsa da birileriyle savaşsam. diyor. Ama savaş
açmadıysa bugüne kadar ya general bulamıyor, hakikaten general
kalmadığı için general bulamıyor ya da -az önce söyledim
gene üzülerek- Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı acaba birilerinden izin
mi almak istiyor, izin alamadığı için mi savaşmıyor,
savaş kararı vermiyor? diyorum.
Bakın, yeni saldırılar
olabileceğini söylüyor şu meşhur Dışişleri
Bakanınız, âdeta diyor ki bize, Türk halkına: Yaşamanın
tadını çıkartın. Yarın bir gün başınıza
sizin de hâller gelebilir, her yerde patlamalar olacak. Ya, bir
dışişleri bakanı bir ülkeyi korku filmi platosuna
çevirebilir mi? Şunu söylemesi gerekmez mi: O ölenler bizim
canımızdı, önleyeceğiz, asla bir daha izin
vermeyeceğiz. Bu şekilde olmaz, ağlamak filan değil onun
görevi. Bugünlere biz nasıl geldik, bunların
tartışılması ve bir daha olmayacağı sözünü bize
vermesi, o morali vermesi gerekmiyor mu? Oysa, hayır, bir hata olduğunda
çocuk gibi diyor ki: Bizden öncekiler yapmıştır, sabahçılar
yapmıştır, öğlenciler yapmıştır.
Komşunun camına taş at, kaç. Ya, böyle bir devlet yönetimi
olabilir mi? Komşunun camına taş atarsanız elbette bunun
sonuçlarını yaşarsınız hep birlikte.
Bir de öfke nöbetleriyle bize lütfen
şunu söylemeyin: Suriyede bebekler ölüyor. Rabbim bana öte dünyada
diyecek ki: Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı sen o zaman ne
yaptın?
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Bebekler
ölmüyor mu Suriyede?
VAHAP SEÇER (Mersin) Irakta da
ölüyor.
EMİNE ÜLKER TARHAN (Devamla)
Bunları söylemeyin, bunlar çok kışkırtıcı sözler,
bunların söylenmemesi gerekiyor. Ben, bir kere, Rabbin öte dünyada Ey
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı diye kimseye sesleneceğini
düşünmüyorum, yok öyle şey, öyle şey yok. (CHP
sıralarından alkışlar) Doğru, bebekler ölmesin,
bebekler ölmesinler; hiçbir yerde, Suriyede de Irakta da, hiçbir yerde
ölmesinler. Ve hatırlıyor musunuz, Irakta da bebekler öldü. 1,5
milyon insan öldü -duyuyor musunuz- Irakta ve o zaman ne deniyordu?
Başarılar dileniyordu insanlara. Yani, o insanlar, o bebekler...
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Bir dakika ek süre
veriyorum.
Buyurun.
EMİNE ÜLKER TARHAN (Devamla)
Sağ olun Sayın Başkan.
Yani, masum insanların ölümlerini
kendi çıkarlarınıza uygun yorumlamaktan ne zaman
vazgeçeceksiniz? Ben iktidara sesleniyorum, ne zaman vazgeçecek? Hiç
düşünmediniz mi, komşularımızı, Irakı
bombalayanlar, Suriyeyi bombalayanlar, belki İranı bombalayacak
olanlar gün gelir bu ülkeyi de bombalamazlar mı; hiç düşünmediniz mi,
düşünmüyor musunuz? Yani, sizin düzeniniz Benim katilim iyidir, benim
teröristim iyidir, onun katili kötüdür, onun teröristi kötüdür. Böyle bir
düzen olabilir mi? Böyle bir düzen olmaz olsun demek istiyorum, olmaz olsun.
Değerli milletvekilleri,
olanların tek sorumlusu Hükûmettir. Kamplaşmadan
nemalanmıştır. Çok heveslenmişlerdir savaş ilanı
için. Bunca nefret söyleminin ardından yaşananlardan sonra rahat
uyumadıklarını düşünüyorum ben ve onca masumun kanı
bence Hükûmetin eline bulaşmıştır. Ve inanın
cehennem diye bir yerin varlığına ben inanıyorum ve
tahmin edin kimler gidecek, kimler gidecek oraya.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Suriye
rejimiyle ilgili bir laf söyle.
EMİNE ÜLKER TARHAN (Devamla)
Evet, son olarak, komşularımıza bizi düşman etmeye
çalışanlara karşı, savaşa karşı biz vicdani
ret hakkımızı kullanacağız.
Teşekkür ederim Sayın
Başkan. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim
Sayın Tarhan.
Sayın Bakan, iki dakika süre
veriyorum size, buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- İçişleri
Bakanı Muammer Gülerin, Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhanın
gündem dışı açıklamayla ilgili CHP Grubu adına
yaptığı konuşmasında kullandığı
bazı ifadelere ilişkin açıklaması
İÇİŞLERİ BAKANI
MUAMMER GÜLER (Mardin) Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Efendim, Sayın Tarhanın
ifadelerini dinledim. Sayın Tarhan, herhâlde televizyonları
izlemediniz! Çok özür diliyorum ama ben olayın olduğu anda Mardinde
Sayın Sağlık Bakanımızla beraberdim. Derhâl bir özel
uçak buldum, akşam gittim ve Reyhanlıda iki gün üst üste olay
yerlerinde inceleme yaptım, cenaze törenlerine katıldım,
taziyelere gittim, kaymakamlıkta toplantı yaptım, Hatayda özel
toplantı yaptım. Herhâlde bir yanlışınız var,
düzeltmenizi istirham ediyorum.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Yayın yasağı vardı, onun için görmedik. Yayın
yasağını kaldır da halk duysun, öğrensin Sayın
Bakan, yayın yasağı var.
İÇİŞLERİ BAKANI
MUAMMER GÜLER (Mardin) Efendim, Gitmediniz. dediniz, lütfen düzeltiniz.
İkincisi, bu MOBESE
kameraları
Tabii, orada MOBESE sistemi tümüyle, diğer kentlerde
olduğu gibi bir kent güvenlik sistemi şeklinde
kurulmamıştır ama devre dışı değildi, onu
söylemek istiyorum ve olay yerine
BAŞKAN Evet, teşekkür
ederim.
İÇİŞLERİ BAKANI
MUAMMER GÜLER (Mardin) Tamam, peki Sayın Başkanım.
Ama oradaydım Sayın Tarhan, herhâlde
bir yanlışınız var.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Yayın yasağı olduğu için halk öğrenemiyor,
bilgilenemiyor.
BAŞKAN Sayın Tanal, lütfen
MAHMUT TANAL (İstanbul) Onun
için, demokratik hukuk devletinde yayın yasağının
kaldırılması lazım Sayın Bakan.
BAŞKAN Sayın Tanal
MAHMUT TANAL (İstanbul) Otoriter
olan rejimlerde yayın yasağı olur.
BAŞKAN Ara vereceğim
bakın ama.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Takdir
sizin Sayın Başkan.
BAŞKAN Şimdi sırayla
bitirelim şu işi. Yani çok önemli bir konu görüşüyoruz.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Çok
önemli bir konu ama.
BAŞKAN Herkes konuşuyor
bakın, ilk defa de birer dakika da ekledim. Şimdi Adalet ve Kalkınma
Partisi Grubunu da davet edeyim. Ondan sonra tekrar normal hâlimize
döndüğümüzde devamı gelir.
III.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR (Devam)
A) Hükûmetin Gündem
Dışı Açıklamaları (Devam)
1.- İçişleri
Bakanı Muammer Gülerin, Hatayın Reyhanlı ilçesinde yaşanan
saldırılara ilişkin gündem dışı
açıklaması ve MHP Grubu adına Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır, BDP Grubu adına Van Milletvekili Nazmi Gür, CHP Grubu
adına Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan, AK PARTİ Grubu
adına Hatay Milletvekili Adem Yeşildalın ve şahsı
adına İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzelin, aynı
konuda konuşmaları (Devam)
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma
Partisi Grubu adına, Hatay Milletvekili Sayın Adem Yeşildal.
Buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA ADEM
YEŞİLDAL (Hatay) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, bugün acı bir konuyu hep
birlikte görüşüyoruz. Hazırladığım bir konuşma
metni vardı ama artık konuşma metninden konuşmama
kararı aldım. Çünkü olayın olduğu ilk andan itibaren
halkımızın acısını, orada, yaşanan o
vahşeti, insanımızla, gittik, birlikte yaşadık,
acılarını paylaştık; bire bir, her gün, her sabah, her
gece taziyelerinde birlikte olduk, hastalarının şifa
bulması konusunda onlarla birlikte hareket ettik.
11 Mayıs Cumartesi günü,
değerli milletvekilleri, saat bir buçuğu geçe, Reyhanlı
Belediyesinin hemen yan tarafına konulan bir bombalı araç
patlatıldı. Daha enteresan olanı değerli milletvekilleri,
bu patlamadan yedi-sekiz dakika sonra yani ilk patlamanın etkisiyle
insanlarımızın olay mahalline doğru yönelmesi beklenerek
-altını özellikle çiziyorum, vahşetin ve
aymazlığın, caniliğin boyutunu daha iyi anlamamız
açısından bunu vurgulamam gerekiyor- yedi sekiz dakika sonra
çarşı merkezinde ve belediye istikametine doğru
yerleştirilen 2nci bombalı araç da infilak ettiriliyor. Burada yaşanan tabloyu,
kalleşçe, kahpece, alçakça
Bu tür cümleleri kullanmakla aslında
ifade etmek bile çok zor, bu kelimeler bile kifayetsiz kalıyor. Renk,
yaş, tahsil, mezhep ayırımı yapmaksızın orada
insanlar katledildi. Bugün itibarıyla 51 insanımız şehit
oldu, orada öldürüldü, yaralılarımız var, detaylı bilgiler
verildi, kimliği tespit edilmeye çalışılanlar var;
inşallah yarın itibarıyla kimlik tespit işlemleri
bitmiş olacak. İnsanımızın taziyelerini hep birlikte
orada yaşamış olduk.
Tabii, ilk andan itibaren devletimizin
bütün imkânları, başta Başbakan Yardımcımız,
İçişleri Bakanımız, Sağlık Bakanımız,
Adalet Bakanımız, tüm milletvekillerimiz, muhalefetin de
milletvekilleri, koşup insanımızın acısını paylaşma
konusunda orada bir birliktelik sergilendi. Devletimizin tüm imkânları
seferber edildi. dedik, başta ambulanslar, olmak üzere, yer
ambulansları, hava ambulansları, hastalarımızın
hastanelere sevkini süratli bir şekilde yaptık.
Tabii buradan, muhalefet
temsilcilerinin Devlet orada yoktu. gibi bir cümlesini en hafif ifadesiyle
haksızlık olarak görüyorum, bunu bu şekilde ifade etmemek
gerektiğini ben buradan özellikle vurgulamak istiyorum. Hiç değilse
hepimizin ortak acısı olan böyle bir günde,
insanımızın, özellikle grup başkan vekili düzeyindeki insanların
doğruları ifade etmesi gerektiğini ifade ediyorum.
Devletimizin güvenlik birimleri de
işbaşındaydı, süratli bir soruşturmayla ve
operasyonlarla failleri ve iş birlikçileri gözaltına almış
bulunuyorlar.
Aslında olay, çok net bir
şekilde, sabit bir şekilde ortaya konuldu. Bu eylemin arkasında
Suriyedeki rejim var ve maalesef içimizdeki iş birlikçiler var; bunu göz ardı
edemeyiz arkadaşlar, halkımızın önüne koymak
durumundayız. Antakyada, Reyhanlıda ve çevre ilçelerde
dezenformasyon yapıldı.
NECATİ ÖZENSOY (Bursa)
Olayı hafifletiyor mu?
ADEM YEŞİLDAL (Devamla)
Tabii ki hafifletmiyor ama bu gerçeği ortaya koymamız lazım.
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) Ne fark
eder?
ADEM YEŞİLDAL (Devamla)
Arkadaşlar, sanki, insani amaçlarla misafir ettiğimiz, orada kucak
açtığımız, zulümden kaçan Suriyeli sığınmacılar
bu işin sebebiymiş, müsebbibiymiş, failiymiş gibi
muameleler yapılmak istendi. Bu da insafsızca bir dezenformasyon
olarak maalesef hayata geçirilmek istendi.
Terörün de hedefi, bildiğiniz
gibi, insanımızı birbirine düşürmek, dezenformasyon oluşturmak,
huzur ortamını bozmak, kaos oluşturmak. İnanın, bütün
bu söylemler, terörün esas hedefi olan bu amaca ulaşmasında ancak ve
ancak terörün değirmenine su taşımak anlamına gelir. O
yüzden, özellikle sorumluluk mevkisindekilerin, bir kez daha, bir Hataylı
olarak, yüreği yanmış biri olarak buradan bir kez daha ifade
etmek istiyorum, sorumluluk mevkisindeki insanların burada daha dikkatli
beyanatlar vermesi gerekiyor.
Bakınız, üzülerek
müşahede ettiğim bir husus -buradan isim zikretmeyeceğim- milletvekili
düzeyinde, daha olay tazeliğini korurken 70ten fazla ölü var, 200den
fazla yaralı var, bunların çoğu da ağır yaralı.
Ölü sayısı 100ü, 150yi geçebilir. gibi televizyonlara
bağlanıp beyanatlar verdiler. Bunun neresi insaf, neresi izan ya da
topluma ne kadar faydası var bu tür beyanatların? Özellikle
vurguluyorum, sorumluluk mevkisinde olanların daha dikkatli adım
atmasını ben buradan istirham ediyorum bir Hataylı olarak.
Tabii, Reyhanlılı
kardeşlerimiz bu kışkırtmaların hiçbirine gelmedi.
Buradan, Meclis kürsüsünden, Reyhanlılı kardeşlerimizin
yaşadıkları bütün acılara rağmen ortaya
koydukları metaneti ben bir kez daha saygıyla selamlıyorum,
Allah onlardan razı olsun diyorum. Orada bir galeyana mahal bırakmadılar,
acılarını yüreklerine bastılar, provoke etmek isteyenlere
de Susun, acımızla bizi baş başa bırakın.
dediler. Son derece metanetli Reyhanlılı kardeşlerim ve
Reyhanlılı kardeşlerimiz bu olayla ne yapılmak
istendiğini de gayet iyi biliyor ve asla bu oyunlara da gelmeyecek, bunu
da açık ve net ifade etmek istiyorum.
Reyhanlının seçilmesi de
tesadüf değil arkadaşlar çünkü bu süreçte orada rejimin ortaya
koyduğu mezalime karşı dik duruş sergileyen bir ilçedir.
İlçelerimizin tamamı bu konuda dik duruş sergiledi ama bu konuda
bir ekmeğini oradaki mazlum sığınmacılarla,
kardeşlerimizle paylaşan ve yüreğini ortaya koyan
Reyhanlımız da bu özelliğinden dolayı seçildi
arkadaşlar. Hiç değilse bu kadar, hepimiz için sıkıntı
olan, ülkemizin geleceği için de sıkıntılar
oluşturacak bu tür eylemler karşısında, arkadaşlar,
ortak bir tavır belirlemeliyiz.
Buradan muhalefet temsilcileri de
benden önce grupları adına konuştular. Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkan Vekili -kendisi Hataylı olur, çok da değer
verdiğim bir insandır- Sayın Şandır buradan bir sürü
şeyler ifade etti. Tabii ki eleştiri hakkını da en derinine
kadar kullanması gerekiyor demokrasinin gereği ama bir tek çözüm
önerisi yok. Sığınmacılara iyi muamele ediyorsunuz,
onları ağırlıyorsunuz, baş tacı ediyorsunuz, biz
de bundan memnun oluyoruz. diyor. Emniyet, güvenlik görevlileri işini
çok iyi yapıyor ama bu patlama oldu. diyor. Kendi içinde çelişen
cümleler var. Peki, çözüm önerisi ne? Çözüm önerisi yok.
CELAL ADAN (İstanbul) Ne çözüm
önerisi?
ADEM YEŞİLDAL (Devamla)
Öbür taraftan, on dakikalık
CELAL ADAN (İstanbul) Ne çözümü,
ne?
OKTAY VURAL (İzmir) Neyi
çözüyorsun sen, Reyhanlıda ölenlerin neyini çözüyorsun?
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen
ADEM YEŞİLDAL (Devamla)
Sayın Şandır, on dakikalık konuşma süreniz boyunca ne
olayın faillerine
OKTAY VURAL (İzmir) Çözüm
önerisi. diyor ya!
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen
ADEM YEŞİLDAL (Devamla)
ne
olayın faillerine ne de Esad rejimine karşı tek kelime
etmemeniz, bu kürsüden tek bir cümle etmemeniz Reyhanlı halkının
yüreğini dağlamıştır. Bunu açık ve net ifade
ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bunu
açık ve net ifade ediyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Orada
insanlarımız öldü. Silahları verenler eli kanlı
insanlardı.
BAŞKAN Sayın Vural, lütfen
ADEM YEŞİLDAL (Devamla)
Cumhuriyet Halk Partisi temsilcisine gelelim.
CELAL ADAN (İstanbul) Ayıp,
ayıp!
ADEM YEŞİLDAL (Devamla)
Devlet bizi yalnız bıraktı. dediniz. Koskocaman bir yalan.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Senin çözümün
ne, bir söyle bakalım.
ADEM YEŞİLDAL (Devamla) Biz
Reyhanlılı kardeşlerimizle birlikte oturduk ağladık,
kucaklaştık, acılarını paylaştık.
Başbakan Yardımcımız, İçişleri Bakanımız,
Sağlık Bakanımız, Adalet Bakanımız, ilk andan
itibaren
MEHMET GÜNAL (Antalya) Senin çözümün
ne?
REFİK ERYILMAZ (Hatay) - Engel
olacaksınız engel.
ADEM YEŞİLDAL (Devamla)
Refik Bey, hele sen hiç konuşma, sen otur.
REFİK ERYILMAZ (Hatay) Engel
olacaksın.
ADEM YEŞİLDAL (Devamla)
Refik Bey, sen otur, sen otur ve söylemlerine dikkat et! Toplumsal
barışımıza hizmet etmiyorsun. Buradan açık ve net
söylüyorum size.
REFİK ERYILMAZ (Hatay) - Bölgeyi
kaosa sürüklediniz.
ADEM YEŞİLDAL (Devamla)
Biz, Hatayın geleceğini düşünmek durumundayız, Türkiye'nin
geleceğini düşünmek durumundayız. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Provokatif söylemlerden uzak
durun. diyorum size.
REFİK ERYILMAZ (Hatay) - Sorumlu
sizsiniz.
ADEM YEŞİLDAL (Devamla)
Evet, buradan Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan Vekilinin Devlet bizi
yalnız bıraktı. söyleminin koskoca bir yalan olduğunu
altını çizerek söylüyorum. Devletimiz ilk andan itibaren oradaki aziz
milletimizin yanındaydı.
Tabii, burada başka şeyler de
ifade edildi, Kuşkulanıyoruz emniyetin, istihbaratın
operasyonundan. Ne kadar çabuk buldunuz? Böyle bulunur mu? diye birtakım
ifadelerde bulundular. Bakın, bu ifadeler, en hafif ifadesiyle, en hafif
ifadesiyle tabir ediyorum, rejimi ve bu işi yapanları aklama
girişimidir; açık ve net, onları masum bir koltuğa oturtma
girişimidir. Böyle bir insafsızlık olur mu? Emniyet, istihbarat
güçlerimiz konunun üzerine kararlılıkla gidecek ve faillerini,
iş birlikçilerini yakalayacak, siz de Türkiye Büyük Millet Meclisinin
kürsüsünden Buna inanmıyoruz. diyeceksiniz. Bunu kabul etmemiz mümkün
değil.
AHMET DURAN BULUT (Balıkesir) -
İster kabul et, ister kabul etme.
UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Ne
anlatıyorsun ya! Ne anlatıyorsun ya!
BAŞKAN Sayın Yeşildal,
bir dakika ek süre veriyorum, tamamlayın lütfen.
ADEM YEŞİLDAL (Devamla)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Herkes biliyordu. diyor Sayın
Grup Başkan Vekili, Bu bombaların patlayacağını
herkes biliyordu. Öyle zannediyorum ki Cumhuriyet Halk Partisinin
kadrosundakiler biliyordu çünkü sık sık onlar rejime adam
gönderiyorlar, temsilci gönderiyorlar, bilgi alışverişinde
bulunuyorlar. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Esadla
ailece tatili sizinkiler yaptı Beyefendi.
ADEM YEŞİLDAL (Devamla)
Buradan son olarak şunu söylüyorum: Değerli kardeşlerim,
bakınız, Reyhanlıya bir ateş düştü, orada masum
yavrular şehit oldu. (CHP sıralarından gürültüler)
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Reyhanlıya ateşi düşüren sizsiniz. Saddama kardeş diyen
sizsiniz. Esadla tatil yapan sizsiniz. Esada kardeş diyen sizsiniz.
ADEM YEŞİLDAL (Devamla) Hiç
değilse böyle bir günde millî bir duruş sergilemenizi bekliyor
milletimiz, hiç olmazsa böyle bir günde millî bir duruş sergilemenizi
bekliyor milletimiz, onu açık ve net söylüyorum. (CHP sıralarından
gürültüler)
MAHMUT TANAL (İstanbul) Esadın
ailesiyle tatil yapmadınız
mı? O ortamı siz yaratmadınız mı? Terör
örgütlerini Türkiyeye siz getirmediniz mi?
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen
ADEM YEŞİLDAL (Devamla) Bir
taneniz çıkıp orada rejimi ve bu işi yapanları açık
açık kınayamadı, adını bile ağzına
alamadı, açık ve net söylüyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) Esad
kimin kardeşiydi, Esad?
ADEM YEŞİLDAL (Devamla)
Oradaki diktatör rejimin adını bile ağzınıza
alamadınız, Genel Başkanınız dâhil
ağzınıza alamadınız.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Esadın
kardeşi kim? Esadın kardeşi kim? Esadla tatil yapan kim?
ADEM YEŞİLDAL (Devamla)
Hataya geldim, Siyaset yapmayacağım. dediniz, kralını
yaptınız siyasetin. Bunu bile fırsatçılığa
çevirdiniz.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
EMİNE ÜLKER TARHAN (Ankara)
Sayın Başkan
İki dakikanız var.
Buyurun Sayın Tarhan.
V.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Ankara Milletvekili
Emine Ülker Tarhanın, Hatay Milletvekili Adem Yeşildalın
gündem dışı açıklamayla ilgili AK PARTİ Grubu
adına yaptığı konuşma sırasında Cumhuriyet
Halk Partisine ve şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
EMİNE ÜLKER TARHAN (Ankara) Sayın
milletvekilinin sinirleri çok bozulmuş belli ki.
ADEM YEŞİLDAL (Hatay) Evet, sinirlerim
bozulmuş tabii ki, insanlarımız şehit olmuş.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Bombaları bilenler
kimlermiş, açıkla.
EMİNE ÜLKER TARHAN (Devamla) Tabii, Reyhanlı
halkının bize anlattıkları şeyleri, kalplerini
açmalarını eğer bir yalan olarak değerlendiriyorsa bu, onun
sorunudur yani Reyhanlı halkı ile sizin aranızdaki bir sorundur.
Bunu ben, halkımızın takdirine bırakıyorum.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Bombaları kim biliyormuş?
EMİNE ÜLKER TARHAN (Devamla) Orada bize
anlatılanları, orada yaşananların bize
aktarılmasını, ben, halkın bir temsilcisi olarak sizlere
iletmekle yükümlüyüm. Ancak siz, bunu yalan olarak değerlendiriyorsunuz,
aslında siz kendi temsil ettiğiniz değerlere burada hakaret
ettiniz; bunu hatırlatmak isterim.
Bakın, Türkiyenin geleceğini düşünen
insanlar neler yaparlar, neler yapmazlar: Türkiyenin geleceğini
düşünen insanlar, yönetimler, bir kere, elleri silahlı güçleri
sağdan soldan sınırlara taşıyıp da başka
ülkelerin iç işlerine karışmazlar; kendi geleceklerini
düşünen yöneticiler, başkalarının rejimiyle
uğraşacaklarına kendi despot rejimleriyle ilgili olarak bir
düzeltme hareketi filan yapmak zorunluluğunu hissederler ve kendi
kişisel hesapları için bir ülkeyi, bir ülke topraklarını
bir füze rampasına dönüştürmezler, birilerini korumak için sağa
sola füze ve kalkanlar kurmazlar. Kendi kişisel hesapları ve
başka ülkelerin çıkarları için, güç ve kaynak savaşı
için kendi ülkelerinin insanlarını feda etmezler. Siz, bunu
yaptınız. Ve kan gölüne bu toprakların çevrilmesine göz
yummazlar. Biz, çevrilmesine göz yummayacağız. Siz, burada gelip
birtakım hikâyeler anlatabilirsiniz ama inandırıcı
değil. Siz şunu bilin ki: Bugün, grup toplantısında
Başbakanınız Amerika Birleşik Devletlerinde
yapacağı kahvaltıdan yiyeceği yemeğin saatine kadar
anlatırken Reyhanlı halkını düşünmüyordu, açık
söylüyorum düşünmüyordu. Ne kadar yemek yenileceğinden, Amerikada
kaç dakika kiminle görüşeceğinden bizim için çok çok daha önemlidir
Reyhanlı halkı. Reyhanlı ve Hatay bizim için çok daha önemlidir.
Reyhanlı yalnız değildir sayın
milletvekilleri, yalnız değildir. Hatay yalnız değildir.
Türkiye yalnız ve terk edilmiş değildir, siz ne kadar
uğraşırsanız uğraşın. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
REFİK ERYILMAZ (Hatay) Sayın Başkan
Buyurun.
İki dakikanız var.
IV.- AÇIKLAMALAR
(Devam)
2.- Hatay Milletvekili
Refik Eryılmazın, Hatayın Reyhanlı ilçesinde yaşanan
saldırıya, iktidarın bu konuda siyasi sorumluluğu
olduğuna ve bu sorumluluktan kurtulamayacağına ilişkin açıklaması
REFİK ERYILMAZ (Hatay)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle,
Reyhanlıdaki terör saldırısında hayatını
kaybeden vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, ailelerine de
başsağlığı dileğinde bulunuyorum, yaralılara
da acil şifalar diliyorum.
Olay günü biz oradaydık, hemen olay
yerine intikal ettik, vatandaşlarımızın
acılarını paylaşmaya çalıştık.
AHMET YENİ (Samsun) Bakanlar da
orada mıydı, bakanlar da?
REFİK ERYILMAZ (Devamla) Terör
olayları nereden ve kimden gelirse gelsin şiddetle ve lanetle
kınıyoruz. Biz burada iki yıldır ısrarla
altını çizerek bir şeyi ifade etmeye çalışıyoruz.
İzlediğiniz politika ne ülke halkımıza ne de Suriye
halkına barış, kardeşlik ve özgürlüğü getirmeyecek
diye uyarıda bulunduk ama sizler hep bizleri Baascı olmakla
suçladınız. Sizler 40 ülkeden cihatçı adı altında
militanları bölgemize getirip cebine para, eline silah, gönderip Suriyeye
Gidin, kardeşinizi öldürün. dediğiniz zaman bizden bunu
desteklememizi mi bekliyordunuz? Siz de çok iyi biliyorsunuz ki
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
Biz bire bir tanık oluyoruz. Ben o
bölgenin milletvekiliyim ve her gün oradayım. Bakın, orada
silahlı grupların üs merkezi hâline getirildi o bölge. Sadece
Reyhanlıda olay olmadı; bakın, kısa bir süre önce
Cilvegözünde yine bir patlama oldu, orada da 17 vatandaşımız
hayatını kaybetti. Akçakalede daha dün bir polisimiz -bir ay
olmadı- şehit oldu, 4 asker, onlarca vatandaşımız
yaralandı. Kiliste, Yayladağında, Altınözünde bomba
yapımı esnasında bombalar patladı, insanlar yaralandı,
dün Vali Bey bunu itiraf etmek zorunda kaldı, Evet, sınır
illerinde evlerde bomba yapımı esnasında patlamalar oldu ve
bunlarla ilgili soruşturmalar devam ediyor. dedi.
Bakın, dünkü olay ne olursa olsun,
kim tarafından gerçekleştirilmişse gerçekleştirilsin biz
öncelikle bunu şiddetle kınıyoruz, lanetliyoruz ama
unutmayın ki burada siyasi iktidarın bir siyasi sorumluluğu
vardır, bu sorumluluktan kurtulamazsınız. (CHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ederim
Sayın Eryılmaz.
AHMET YENİ (Samsun) Esad dostuna
bir şey söylesene.
REFİK ERYILMAZ (Devamla) Buradan
sizi aklıselim olmaya davet ediyorum.
BAŞKAN Sayın Eryılmaz,
teşekkür ederim.
REFİK ERYILMAZ (Devamla) Burada
siz ülkeyi yönetiyorsunuz Esad değil. Eğer Esad bu ülkeyi yönetiyorsa
onu da söyleyin, bilelim.
AHMET YENİ (Samsun) Esada bir
şey söyleyemiyorsun, Esada bir şey yok.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Esad
sizin kardeşiniz ya, ailece tatil yaptınız ya. Tatil
anılarınızı anlatın.
REFİK ERYILMAZ (Devamla)
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar,
gürültüler)
MEHMET ŞEKER (Gaziantep)
Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR
2.- Hatay Milletvekili
Refik Eryılmazın, Hatayın Reyhanlı ilçesinde yaşanan
saldırıya, iktidarın bu konuda siyasi sorumluluğu
olduğuna ve bu sorumluluktan kurtulamayacağına ilişkin
açıklaması
MEHMET ŞEKER (Gaziantep)
Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; ben de Reyhanlıda hayatını kaybeden bütün
vatandaşlarımıza Allahtan rahmet diliyorum.
Arkadaşımız
konuşmasını yaparken şunu söyledi: Cumhuriyet Halk Partisi
milletvekilleri bu olayları daha önceden biliyordu. Evet, biliyorduk, bir
yıldır söylüyoruz. Gaziantepte patlama olduğunda ben yine
burada konuştum, sınırda patlayıcı yüklü tırlar
yakalandığında ben yine burada konuştum. Bu
tırlardaki silahlar nereye gidiyor? diye sorduğumda hiçbir cevap
gelmedi. O zamanki İçişleri Bakanından gelen cevap şuydu:
Evet, o silahlar yakalandı ve Genelkurmay Başkanlığına,
Kara Kuvvetleri Komutanlığına devredildi." denildi.
Değerli arkadaşlar, gün gibi
ortada. Gaziantepte şu anda kampların dışında
sokaklarda 63 bin kişi var. Bunlara kimlik belgesi verin. dedik. Bu
adamları denetleyin, kim olduğunu biz bilmiyoruz, sokakta gezemiyoruz.
İstihbarat bize diyor ki: Sayın vekilim, Gaziantepe
geldiğinizde ilçelere giderseniz güvenlik amacıyla size polis
veririz, güvenliğinizi sağlarız. Benim güvenliğim tamam,
sağladınız da bu 51 kişinin güvenliğini niye
sağlayamadınız değerli arkadaşlar? Hep söyledik, hep
mi yanlış söylüyoruz? Muhalefet olarak söylediklerimize biraz da
kulak verin. Bizler doğruları söylüyoruz. 63 bin insan Gaziantepin
sokaklarında geziyor. İyi niyetli olanlar var, düzgün insanlar var,
kaliteli insanlar var, savaştan kaçan insanlar var; hiçbir
itirazımız yok ama bunların içerisinde tehlikeli olanlar var,
sınır ticareti yapanlar var, kazanç sağlayanlar var, eroin
ticareti yapanlar var, hayvan ticareti yapanlar var. Bunların hepsini
yaşıyoruz. Onun için söylüyoruz. Sınırına sahip
olamayan hiçbir devlet, maalesef, başarıya ulaşamaz. Ne
yazıyor sınırımızda? Sınır, hudut
namusumuzdur. diyor. Biz onun için orayı korumak zorundayız, onun
için biliyorduk bu olayların olacağını, hep söyledik, hep
söyledik ama dinlemediniz.
Hepinize teşekkür ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
MEHMET ŞANDIR (Mersin)
Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın
Şandır. (MHP sıralarından alkışlar)
4.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandırın, yaşanan terör olaylarının sebebinin
AK PARTİ iktidarının izlediği politikalar olduğuna ve
Milliyetçi Hareket Partisi olarak her zaman terörle mücadelenin yanında
olacaklarına ilişkin açıklaması
MEHMET ŞANDIR (Mersin)
Sayın Bakan, sayın milletvekili arkadaşlarım; acı bir
sonuç
Ortada bir sonuç var, insanlarımız ölmüş ve
acıyı beraber yaşadık. On yıldır
iktidardasınız, tek başına iktidardasınız. On
yılın sonunda hâlâ kalkıp Milliyetçi Hareket Partisinden çözüm
önerisi beklemek nasıl bir duygu, nasıl bir kompleks; bunu anlamakta
zorlanıyoruz.
AHMET YENİ (Samsun)
Yanlış.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) Sorun ne
biliyor musunuz sayın milletvekilim, sorun nedir biliyor musunuz?
AHMET YENİ (Samsun) Çözümü
bekliyoruz.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) Bugünkü
sonucu oluşturan politikalardır sebep. Bu politikaların sahibi
olan AKP iktidarı tarafından Türkiye'nin yönetilmiş
olmasıdır sorun. Çözüm, bu iktidarın ve bu politikaların
terk edilmesidir; bu iktidarın Türkiye'nin yönetiminden uzaklaştırılmasıdır.
Çözüm bu. Neyin çözümünü bekliyorsunuz? (MHP sıralarından
alkışlar)
YUSUF BAŞER (Yozgat) Allah
Allah!
MEHMET ŞANDIR (Devamla) Tekrar
soruyorum değerli milletvekilleri: On yıldır Türkiye'yi
yönetiyorsunuz, hangi mazerete sığınıyorsunuz, hâlâ
muhalefetten çözüm önerisi beklemek hakkınız mı? Eğer, hâlâ
muhalefetin söylediklerini anlayamıyorsanız, bu kadar çözüm önerisine
rağmen hâlâ siz bu sonucu yaşıyorsanız, ondan sonra da
kalkıp muhalefeti suçlamaya kalkıyorsanız sizin Türkiye'ye
verebilecek hiçbir şeyiniz kalmamış.
Tekrar söylüyorum, Milliyetçi Hareket
Partisi olarak söylüyorum: Teröre teslim olmayacağız. Her şeye
rağmen terörle mücadelenin her zaman yanındayız ama terörle
iş birliği yaparak bu milletin kanını akıtanlarla kol
kola çözüm arayışı içerisine girerseniz daha çok Reyhanlı
olayları yaşarız, yaşatırsınız ve bunun
sorumlusu da sizsiniz.
ADEM YEŞİLDAL (Hatay) Allah
korusun!
MEHMET ŞANDIR (Devamla)
Değerli kardeşim, Allah korusun, Allah korusun ama
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MEHMET ŞANDIR (Devamla)
her
meseleyi Allaha havale ederek de bu millete hizmet edemezsiniz.
Teşekkür ediyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim
Sayın Şandır.
5.- İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın, Milliyetçi Hareket Partisi olarak Suriye
konusundaki gelişmeler karşısında Hükûmetin nasıl
tavır alması gerektiğini ve çözüm önerilerini ifade ettiklerine
ilişkin açıklaması
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkan, efendim, Milliyetçi Hareket Partisi olarak Suriye konusundaki
gelişmeler karşısında Hükûmetin hangi tavırları
alması gerektiğine ilişkin defalarca toplantı yaptık,
defalarca ifadede bulunduk. 30 Ekim 2012 tarihinde de Sayın Genel
Başkanımız Suriyeyle ilgili nelerin yapılması,
nelerin yapılmaması gerektiğini ifade etti ama gözleri olup da
görmeyenler, kulakları olup da duymayanlar için ne yapabiliriz?
Yine haksızlık
karşısında susan dilsiz şeytan olmadan Türkiyenin, bu
milletin bu tuzağın içerisine çekilmemesi konusundaki
uyarılarımızı yapacağız ve bununla ilgili çözüm
önerilerimizi defalarca ilettiğimizi huzurunuzda ifade etmek istiyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sizi de alayım buyurun. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
ABDULLAH LEVENT TÜZEL (İstanbul)
Sayın Başkan, biz konuştuktan sonra Bakana söz verseydiniz.
BAŞKAN Ama işte Sayın
Tüzel, şekli, şemaili gördünüz.
Buyurun Sayın Bakan.
6.- İçişleri
Bakanı Muammer Gülerin, yaşanan saldırıdan sonra
Reyhanlıda bulunmadığına yönelik ifadelerin doğru
olmadığına ve Hükûmet olarak her türlü yardımı yapmaya
muktedir olduklarına ilişkin açıklaması
İÇİŞLERİ BAKANI
MUAMMER GÜLER (Mardin) Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Biraz önce bizim Reyhanlıda
bulunmadığımız şeklindeki ifadelerin düzeltmesini
bekliyorduk ama düzeltmediniz; bir haksızlık olarak burada ifade
ediyorum. İçişleri Bakanı olarak ben, Sayın Sağlık
Bakanıyla beraber Mardinden hemen olay yerine geçtik.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul)
Reyhanlıda Sayın Bakanı hiç kimse görmemiş.
İÇİŞLERİ BAKANI
MUAMMER GÜLER (Devamla) - Beşir Atalay Bey Kayseriden geçti, Adalet
Bakanımız hasta yatağından kalktı, geldi. O gün ve
ertesi gün oradaydık, bunu herkes biliyor. Ben başlangıçta
sizlere teşekkür ettim oraya geldiğiniz için ama siz bu nezaketi
göstermediniz, onu da sizin takdirlerinize bırakıyorum.
Olayın hemen akabinde adli
mercilerin emriyle olay yeri incelemesi için hiç kimse olay yerine sokulmadı
ama diğer zamanlarda bütün milletvekillerimiz, hepsi geldiler, orada
bulundular, orada da bir eksiklik olmadı.
MOBESE kameraları için de herhangi
bir sıkıntı olmadı ama ifade ettim, orada yeniden plaka
okuma sistemini de haiz bir sistemin geliştirilmesi gerekiyor. Bunu da
Hatay Valimizle yaptığımız incelemede de belirttik.
Bunları da zaman içerisinde düzeltmeye çalışacağız.
Biz, olayın başından
itibaren Reyhanlılıları kucakladık, acıları da
inşallah dindireceğiz. Elbette gidenler geri gelmez ama Hükûmet
olarak her türlü yardımı yapmaya muktedir olduğumuzu, şu
anda da çalıştığımızı tekrar ifade ediyorum.
Saygılar sunuyorum.
Teşekkür ederim efendim. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
MEHMET ŞEKER (Gaziantep)
Sayın Başkanım
BAŞKAN Artık yeter!
MAHMUT TANAL (İstanbul) Ama bir
dinleyin Sayın Başkan, bir dinleyin.
BAŞKAN Hayır, önce
MEHMET ŞEKER (Gaziantep) Lütfen
bir dinleyin efendim.
BAŞKAN - Sonra dinleyeceğim
canım, sonra dinleyeceğim.
MEHMET ŞEKER (Gaziantep)
Sayın Başkan
BAŞKAN - Şimdi Sayın
Tüzeli kaldırıp oturtuyoruz, kaldırıp oturtuyoruz.
Ayıp ama! Ayıp! Kaç kere kalktı, oturdu.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Ama bir
dinleyin, ne söyleyecek Sayın Başkan?
MEHMET ŞEKER (Gaziantep)
Sayın Başkanım, bir şey söyleyeceğiz.
BAŞKAN Sayın Şeker,
bir saniye
Konuşsun Sayın Tüzel.
MEHMET ŞEKER (Gaziantep)
Sayın Başkan, lütfen, bir şey söyleyeyim de.
BAŞKAN Sizi dinleyeceğim
ama Sayın Tüzele ayıp oldu yani o açıdan söylüyorum. Siz beni
dinlemiyorsunuz.
MEHMET ŞEKER (Gaziantep)
Hayır, aynı konu değil efendim. Sayın
Bakanımızın açıkladığı bir şey oldu,
ben oradaydım.
BAŞKAN Tamam, olabilir de, ben
Sayın Tüzeli dinleyeceğim sonra da sizi dinleyeceğim.
Buyurun Sayın Tüzel. (BDP
sıralarından alkışlar)
İÇİŞLERİ BAKANI
MUAMMER GÜLER (Mardin) Biz orada değil miyiz Sayın Şeker?
BAŞKAN Sayın Bakan, lütfen
Sayın Tüzel, ben size şöyle
yapayım: Bir dakika herkese ekledim ya, sizin de bir dakikanınız
ekleyeyim, ondan sonra hiç kesmeden gidelim. Yani size tekrar bir dakika
vermeyeceğim, altı dakika olarak veriyorum.
Buyurun.
III.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR (Devam)
A) Hükûmetin Gündem
Dışı Açıklamaları (Devam)
1.- İçişleri
Bakanı Muammer Gülerin, Hatayın Reyhanlı ilçesinde
yaşanan saldırılara ilişkin gündem dışı
açıklaması ve MHP Grubu adına Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır, BDP Grubu adına Van Milletvekili Nazmi Gür, CHP Grubu
adına Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan, AK PARTİ Grubu
adına Hatay Milletvekili Adem Yeşildalın ve şahsı adına
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzelin, aynı konuda
konuşmaları (Devam)
ABDULLAH LEVENT TÜZEL (İstanbul)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekili
arkadaşlarım, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle bu Reyhanlıda
katliamı gerçekleştiren, Türkiye halklarının
birliğine, barışına, kardeşliğine kastedenleri
nefretle kınıyorum ve acıda birleşen Reyhanlı
halkına, aynı acıyı yaşayan Türkiye halklarına
başsağlığı diliyorum, yaralılara da acil
şifalar diliyorum.
Biz de Halkların Demokratik
Kongresi olarak, heyeti olarak dün Reyhanlıdaydık ve orada
gördüğümüz manzara, acılar içerisinde yaşayan, ve enkaz
altında kalan insanlar ve tıpkı bir Bağdat gibi, bir Beyrut
gibi patlamaların olduğu bir Orta Doğu ülkesi
manzarasıydı. Ne yazık ki ölü sayısı 50lerde deniyor
ama bu sayının artması da çok mümkün. Ben aynı şekilde
bütün bu acıların yaşanmasına neden olan, izlediği
politikalar nedeniyle halka bedel ödeten Hükûmeti de kınıyorum. Çünkü
böylesi büyük bir acının, böylesi bir vahşi
saldırının sonrasında Hükûmetin izlediği tutum sanki
vakayıadiyeden bir tutum gibi, bir yas ilan etmeyen, oradaki, yas
içerisindeki halkın acısını görmeyen bir vaziyetteydi ve
şimdi, bu saldırıyı kimin yaptığına dair
çokça söylenceler var. Ama orada, bizim dinlediğimiz halkın da bir
gözlemi var, Sayın İçişleri Bakanının burada
verdiği bilgiler çerçevesinde değil. Yani gözaltına alınan
insanlar, yetmiş yaşındaki köylüler, eskiden oğlu
devrimcilik yapmış birtakım insanlar ve bunların -bizim dinlediğimiz avukatların
beyanına göre- daha ifadeleri de alınmış değil, hiçbir
suçlamayı kabul ettiklerine dair bir belge, beyan yok. Ne yazık ki
Hükûmetin istediği yayın yasağı üzerinden de halkın
gerçekleri öğrenme şansı da yok. Aslında Hükûmet ve
İçişleri Bakanlığının bu açıklamalarıyla
hedef saptırdığı ve gerçekleri örttüğüne dair de
halkta bir izlenim ve algı var, halkın gözlemi de bu ve halk da
özellikle sınırların kontrolsüzlüğü nedeniyle, girenin
çıkanın belli olmaması nedeniyle bu saldırıların
arkasında Suriyeli güçleri ama özellikle olayın
yapılış biçimi itibarıyla da El Kaide ve El Nusra çetesini
işaret etmektedir. Reyhanlı halkının, Antakya
halkının duygusu, gözlemi de budur.
Değerli milletvekili
arkadaşlarım, şimdi, biz de buradan Hükûmetin
sorumluluğuna, iki yıldır Suriyede savaşı ve
düşmanca politikaları izlemesi nedeniyle Hükûmetin sorumluluğuna
değinmek istiyoruz. Yani Suriye halkının yanında olmak
başka bir şey, Suriye rejimine karşı silahlı muhalefet
eden birtakım çetelerin silahlanmasına ve onlara lojistik hizmet
sunulmasına destek vermek başka bir şey. Hükûmetin, çok
açık, sadece istihbaratî ihmali nedeniyle değil ama
sınırları kontrolsüz bırakmasıyla da burada büyük bir
sorumluluğu vardır ve bu kontrolsüzlük sadece bir ihmal
değildir, siyasi bir nedenle, bilinçli tercih edilmiş bir
politikadır.
Değerli milletvekilleri,
şimdi, Reyhanlı halkının acı ve yas içerisinde
kaygısı, Antakya halkının kaygısı bu
patlamaların ardı sıra gelebileceği ve sadece yeni
kayıplar anlamında değil Arap Sünnilere dönük bu patlamanın
yarın Arap Alevilere dönük, Nusayri kesimine dönük bir
saldırıyla birlikte mezhepleri karşı karşıya
getiren bir boyutuyla giderek daha büyümesidir. Halk güvencede hissetmemektedir
kendisini, can güvenliğinden endişe etmektedir ve işte, bütün
bunlar nedeniyle Hükûmete düşen ciddi görevler vardır. Öncelikle
tabii ki, halka ziyan eden, ülkenin barışına, ülke
halklarının, bölge halklarının barışına
ziyan eden, zarar veren bu politikadan derhâl vazgeçmek ve
halkımızdan özür dilemektir; bu özrü vermesi, bu özrü yapması
gerekmektedir.
Tabii ki, bu olayı
aydınlatmak gerekiyor ama yani böyle gizlilik altında, yasaklar
koyarak, birtakım gözaltılarla ne olduğu bilinmeksizin bu
olayı aydınlatmış olmak söz konusu değildir.
Gerçeklerin ortaya çıkması gerekir ve halkın zararının
ziyanının tazmin edilmesi gerekir.
Aynı şekilde, bölge
halkının, Antakya, Reyhanlı halkının, yıllarca
değişik inançlarıyla, kültürleriyle, milliyetleriyle bir arada
yaşamış, birbirine saygı göstermiş, barışını
korumuş bölge halkının aynı uyanıklığı,
aynı birlikteliği, dayanışmayı göstermesi gereken
günlerden geçiyoruz ve şimdi, Suriyede emperyalist güçlerin bu bölgedeki
oyunlarına, müdahale hazırlıklarına karşı birleşmek
ve savaşı önleyici bir tutumu sergilemeleri gerekir. Tabii ki
Hükûmetin yapması gereken bir şey de, elinde çanta birtakım
belgeler, dokümanlarla -Amerika ziyaretinde- oraya yeni bir
saldırının yapılması için, askerî bir müdahalenin
yapılması için, Amerikan yönetimini, Birleşmiş Milletleri
ikna etmek üzere oraya gitmek değildir. Yapılması gereken,
işte bu politikalardan bir an önce vazgeçmek ve terk etmektir. Yoksa Millî duruş dediniz, biraz önce
AKP Grubu adına konuşan milletvekili arkadaşımın dediği
Millî duruş bu değildir. Halkın acısını,
kaygısını, endişesini, yarasını, bunları
paylaşmaktır ama yenilerinin yaşanmasına da seyirci
kalmamaktır. Tek çıkış yolu vardır: Barışta,
kardeşlikte, özgürlüklerde ve halkların kendi geleceklerini belirleme
hakkında birleşmektir.
Teşekkür ediyorum. (BDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim
Sayın Tüzel.
Sayın Şeker, şimdi sizi
dinleyeyim.
Yüksek sesle konuşun, tutanaklara
geçirtmek üzere konuşturuyorum.
MEHMET ŞEKER (Gaziantep)
Sayın Başkanım, biz, olay günü Reyhanlıya gittik. Tabii ki
her şeyden Sayın Bakanımın haberi olmayabilir. Biz 13
milletvekiliyle oraya gittiğimizde emniyet görevlileri bizi içeriye
almadılar. Gerekçe olarak da dediler ki: Efendim, delil toplanıyor,
kimseyi alamayız. Vali Beyin talimatı. Milletvekili olduğumuzu
söyledik. Alamayız. dediler ve biz oraya, içeriye girdik milletvekili
arkadaşlarla daha sonra. Tabii bu arada itiş kakış oldu.
Gittiğimizde, orada, bizim dışımızda en az bin tane
adam vardı. Bırakın yani milletvekillerini onun dışında
herkes oradaydı. Yani bununla ilgili Sayın Bakanım, bize
söylenen şey şu: Sayın Valinin talimatıyla kimseyi
alamayız. dediler. Dönüşte de aynı şeyle
karşılaştık, korkunç bir yağmur yağıyor,
yine aynı şeyler oldu.
BAŞKAN Sayın Şeker,
tutanaklara geçti, teşekkür ediyorum.
Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline
gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz,
IMFye son taksitin ödenmesi hakkında söz isteyen İstanbul
Milletvekili Sayın Nureddin Nebatiye aittir.
TURGAY DEVELİ (Adana) Bayram
ilan edin, bayram, bayram.
BAŞKAN - Buyurun Sayın
Nebati. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
B) Milletvekillerinin
Gündem Dışı Konuşmaları
1.- İstanbul
Milletvekili Nureddin Nebatinin, IMFye olan borcun son taksitinin ödenmesine
ilişkin gündem dışı konuşması
NUREDDİN NEBATİ
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; IMFnin
son taksit ödemesi günü olması nedeniyle gündem dışı söz
almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Konuşmama öncelikle dün
Osmaniyede şehit olan pilotumuza ve Hatayın Reyhanlı ilçesinde
meydana gelen menfur saldırıda hayatı kaybedenlere rahmet,
yaralı olanlara şifa ve yakınlarına sabır dileyerek
başlamak istiyorum. Türkiye, birliğine, beraberliğine,
kardeşliğine ve yükselen gücüne yönelik bu türden
saldırıların onun yükselişini bozmasına, yolundan
çevirmesine asla izin vermeyecek, ilerlemeye devam edecektir ve Hükûmetin,
özellikle ilgili bakanların Reyhanlıdaki olaydan sonra anında
olaya müdahil olmaları ve gerekli çalışmaları
yapmalarından dolayı da kendilerine müteşekkirim.
Değerli arkadaşlar, bugün 14
Mayıs, bir tarafta eczacıların bayramı, bir tarafta Dünya
Çiftçiler Günü ama Türkiye açısından çok önemli günlerden bir günü
daha yaşayacağız. 14 Mayıs 1950, Yeter, söz milletindir!
diyerek cumhuriyetin demokratikleştirilmesinde en önemli adımlardan
birisini yaşamıştık ve bugün öyle bir gün oldu ki 14
Mayıs 2013 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti 1961 yılında IMFyle
yapmış olduğu stand-by anlaşmalarıyla
başlamış serüvenini neticelendirmiş olacak.
IMFye olan elli iki yıllık
borcumuz bugün bitiyor. Türkiyenin 2002 yılında 24 milyar dolar
borç stoku bulunuyordu. Söz konusu borç stoku 2005 yılında 15 milyar
dolara, 2008 yılında 8 milyar dolara, 2010 yılında 5 milyar
dolara, 2011 yılında da yaklaşık 3 milyar dolara geriledi.
2012'de kalan borç stoku 848 milyon dolara düştü. Türkiye bugün borcun son
taksiti olan 424 milyon doları ödeyerek borcunu sıfırlayacak
inşallah. Sırtımızdaki büyük kamburdan kurtuluyoruz.
İktidara
geldiğimiz günden beri kardeşliğiyle, ekonomisiyle, toplumsal
barışı, adaleti tesis eden iç politikalarıyla güçlü bir
Türkiye idealine baş koyduk. Vesayetçi, topluma zorla empoze edilen,
tahakküm kuran bütün yaklaşımlara direndik, geçit vermedik ve Mehmet
Akifin güzel dizelerinde belirttiği gibi, zulmü
alkışlamadık, zalimi de asla sevmedik. Kültürümüze, tarihimize,
zenginliğimize yakışır bir şekilde yolunu kendi çizen,
kimseden hiçbir konuda icazet almayan, başı dik bir Türkiye olduk.
Bugün artık IMFin karşısında el pençe divan duran bir
Türkiye yok, artık ona borç verme aşamasına gelmiş bir
Türkiye var. Elbette ki elli bir yıllık bir serüveni bitiren bir
ülkenin vatandaşı ve milletvekili olarak, bugün bayram etmeyi hak
ediyoruz diye düşünüyorum.
Peki,
nerelerden nerelere geldik? Türkiye-IMF ilişkilerinin tarihine
bakınca şöyle bir manzara ile karşılaşıyoruz:
Türkiye, IMF ile stand-by düzenlemesini 1961 yılında Ocak ayında
imzalıyor. 2002ye kadar olan süreçte toplam 18 tane düzenleme
yapılmış. Bizim dönemimizde de 1 düzenleme ve Türkiye, AK
PARTİye gelinceye kadar 9 cumhurbaşkanı ve 37 hükûmetle IMFyle
stand-by anlaşması yapmıştır. Özellikle iç borçlanma
ile kapatılmaya çalışılan bütçe açıkları,
ekonomik krizler, güçsüz hükûmetler, yanlış ekonomi politikaları
Türkiyeyi IMFye muhtaç hâle getirmiştir. AK PARTİ iktidarına
kadar Türkiye ekonomisinin rotasını toplam 19 stand-by
anlaşmasıyla tamamen IMF reçeteleri belirlemiştir.
Bir
ülkenin ekonomisi sağlam değilse, istikrar ve güveni
oluşturulamadıysa, toplumsal huzur ve kaynaşmayı tesis
edememişse o ülkenin yularından tutup istediği yöne çekenler
olacaktır. IMF sürdürülemeyen dış açıkların sürdürülebilir hâle gelmesi için destek
sağlamakta idi. Şimdi, çok şükür ki bu günleri, artık
geçmiş bir ekonominin başındaki Hükûmetin partisinin bir
milletvekili olarak sözlerimizi dile getiriyoruz, Rabbimize hamdediyoruz,
şükrediyoruz.
Bu dönem içerisinde Türkiye'nin en
büyük problemi olan borcun gayrisafi millî hasıla içerisindeki payı
da yüzde 70'lerden yüzde 36'ya düşürülmüştür. Kamu iç borç stokunun
gayrisafi millî hasılaya oranı yüzde 44ten yüzde 28e, kamu
dış borç stokunun gayrisafi millî hasılaya oranı da yüzde
30dan yüzde 10lara düşürülmüştür.
Bizim Hükûmetimiz, refahı tabana
yayma ve halkla paylaşma bağlamında bir rekora imza
atmış ve bu günlere kadar gelmiştir. Onun için, hem bayram
etmeyi hak ediyoruz hem Rabbimize şükretmeyi bir borç olarak biliyoruz
hem de böyle bir iktidar olduğu için şükrediyoruz.
Teşekkür ederim.(AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim
Sayın Nebati.
Gündem dışı ikinci söz,
Mersinin sorunları hakkında söz isteyen Mersin Milletvekili
Sayın Vahap Seçere aittir.
Buyurun Sayın Seçer. (CHP
sıralarından alkışlar)
2.- Mersin Milletvekili
Vahap Seçerin, Mersin ilinin sorunlarına ilişkin gündem
dışı konuşması
VAHAP SEÇER (Mersin) Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi sevgiyle saygıyla
selamlıyorum.
Gerçekten çok üzüntülü; menfur bir
saldırı sonucu yurttaşlarımızı kaybettik, onlarca,
yüzlerce yaralı var. Geçtiğimiz pazar günü milletvekili
arkadaşlarımla beraber ben de Reyhanlıdaydım. Gerçekten
yöre halkı bir travma yaşıyor. Orada şiddeti, onun
izlerini, o yurttaşların dimağına işlenen o
gözyaşını, acıyı hissetmemek mümkün değil.
Devlet oradaydı, orada
değildi, bunun sebebi neydi, ne değildi, bunun
tartışmasından önce, acaba bundan sonra bu tip
saldırıları Hükûmet nasıl önleyecek, bu konuda nasıl
tedbirler alacak, bunun üzerinde durmanın faydalı
olacağını düşünüyorum. Hepimiz biliyoruz, Suriye
meselesinden sonra Türkiyenin en uzun kara sınırı olan Suriye
sınırı gerçekten yolgeçen hanına döndü, kevgire döndü.
Oradan kimler geliyor, kimler geçiyor. Oradan gerçekten mağdur
sığınmacılar mı geliyor, yoksa terör örgütü
mensupları mı geliyor, bunları kontrol altında
tutamıyoruz. Silah kaçakçılarını, eroin
kaçakçılarını kontrol altında tutamıyoruz. O bölgede
sığınmacılardan kaynaklanan önemli sosyal sorunlar yaşıyoruz.
İstihbarat teşkilatları, onların mensupları orada
cirit atıyor.
Bütün bunları bir araya
getirdiğiniz zaman, o hinterlantta, Urfasında, Kilisinde,
Gaziantepinde, olayın meydana geldiği Hatay ve ilçelerinde, hatta
hatta Adanada, Mersinde, tüm o bölgede gelecekte belki de böyle olaylarla
Allah göstermesin diyeceğim ama- karşı karşıya
kalabileceğiz. Bunları konuşmak lazım. Hükûmetin bu konuda
ciddi tedbirler alması lazım.
Bakın, gittiniz, Suriye
bataklığına Türkiyeyi sapladınız. Yangın
gittikçe büyüyor. O yangın orada sönmediği sürece biz bu
tehlikelerle, bu tehditlerle sürekli ülke olarak karşı
karşıya kalacağız. Umut ediyorum, halkımız,
vatandaşlarımız bir daha böyle menfur saldırılarla
karşı karşıya kalmaz, böyle acılarla karşı
karşıya kalmayız.
Değerli arkadaşlarım,
Mersin ilinin sorunlarıyla ilgili gündem dışı söz
aldım. Mersin, yapı itibarıyla, sosyolojik yapı, demografik
yapı itibarıyla medeniyetler kenti olan Hatayın bir iz
düşümü yani olayın meydana geldiği Hatayın benzeri bir
kent. Sosyoekonomik olarak, ırksal yapı olarak, inanç grupları
olarak birbirlerine çok benzerlik gösteren şehirlerimiz. Türkiyenin
yoğun göç alan illerinden bir tanesi Mersin. Dolayısıyla genç
nüfusun yoğun olduğu bir bölge, işsizliğin Türkiye
ortalamasının çok üzerinde yaşandığı bir bölge.
Bu bölgede sürekli istihdam yaratıcı yatırımlara
ihtiyacımız var. Bu konuda on yıldır AKP iktidarı
neler yaptı? Bunları sürekli masaya yatırıyoruz. Önemli
yatırımlar, önemli projeler hayata geçirilmek için planlandı,
projelendi ama fiiliyatta, uygulamada, sahada bu yatırımlar akamete
uğradı, başarısızlığa uğradı ve
kesintilere uğradı.
Bakın, önemli bir
yatırım diyoruz Mersin için, uluslararası bölgesel
havaalanı projesi var, ta 2011 yılında ihale edildi, aradan iki
yıl geçti -ki iki yıldı bunun yapım süresi- iki yıl
sürede bitirilemedi, henüz yer teslimleri yeni yapıldı, bir otuz
altı ay daha buna yapım süresi biçildi.
Bunun ardından, Tarsus Kazanlı Sahil Bandı
Projesi var, çok önemli bir proje. 2010 yılının Mart ayında
yer tahsisleri yapıldı, firmalara bunlar teslim edildi. Turizm
şirketleri buraya 7.500 yataklı tesisler yapacaktı, oteller
yapacaktı. Üzerinden iki yıl geçti, Hükûmetin oradaki altyapı ve
üstyapı eksiklikleri -bağlantı yolları eksiklikleri,
altyapı eksiklikleri- orada yatırımları
başarısızlığa uğrattı.
Bakın, 2013 Akdeniz Oyunları yapılacak.
Gerçekten önemli bir rakam, 500 milyon TL gibi, devlet marifetiyle o bölgeye
önemli spor tesisleri yatırımları yapıldı.
İşte, Haziranın 20sinde -gün geldi çattı- müsabakalar
başlayacak, oyunlar başlayacak ama spor tesisleri yetişecek mi,
yetişmeyecek mi endişesi var.
Gerçekten, Mersin yatırıma muhtaç bir kent,
yatırımı hak eden bir kent; bütün bölgenin, doğunun,
güneydoğunun göçünü alan bir kent. Bu anlamda Hükûmetin oraya -her zaman
söylediğim gibi, yineliyorum- pozitif ayrımcılık
yapması gerektiğini düşünüyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Seçer.
Gündem dışı üçüncü söz, Dünya Çiftçiler
Günü ile Manisa Alaşehirde dolu afetinden zarar gören çiftçilerimizin
sorunları hakkında söz isteyen Manisa Milletvekili Sayın Erkan
Akçaya aittir.
Buyurun Sayın Akçay. (MHP sıralarından
alkışlar)
3.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçayın, Dünya Çiftçiler Gününe ve Manisa Alaşehirde dolu
afetinden zarar gören çiftçilerin sorunlarına ilişkin gündem
dışı konuşması
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günüdür. Öncelikle
çiftçilerimizin bu özel gününü kutluyorum. Çiftçilerimizin bu özel gününde,
dolu yağışından zarar gören Manisalı üzüm
üreticilerimizin sorunlarıyla ilgili gündem dışı söz
almayı uygun buldum ve muhterem heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
geçtiğimiz hafta, yani 8-9 Mayısta Çarşamba ve Perşembe
günleri Manisanın Alaşehir, Sarıgöl ve Ahmetli ilçelerinde
aniden bastıran dolu yağışı nedeniyle Alaşehire
bağlı Yeşilyurt, Sobran, Subaşı, Üzümlü,
Narlıdere, Delemenler, Hacıhalliler, Badınca köyleriyle
Sarıgöl ilçesinde merkezde Ada Arası ve Kavakkırı mevkisi,
Güneydamları, Bahadırlar, Sığırtmaçlı,
Doğuşlar, Yeşiltepe, Yukarıkoçaklar, Tırazlar,
Çanakçı, Çimentepe, Bağlıca, Dindarlı, Alemşahlı
ve Dadağlı köyleriyle Ahmetli ilçesinin Gökkaya beldesindeki üzüm
bağlarında yüzde 20yle yüzde 100 oranlarına varan miktarda
büyük zararlar meydana gelmiştir. Dolu nedeniyle üzüm salkımları
yerlere serilmiş, asma filizleri kırılmış ve
bağların bulunduğu araziler göle, hatta yer yer
bataklığa dönüşmüştür.
Sarıgölde yaklaşık 26
bin dekar bağ afetten yüzde 100e varan nispette zarar görmüştür.
Sarıgölde 81 bin dekar alanda üzüm üretildiğini
düşündüğümüzde, üzüm alanlarının yaklaşık yüzde
30u büyük hasar görmüştür. Doludan bağları zarar gören üretici
sayısı 936dır. Alaşehirde doludan 22 bin dekar alanda
1.400 çiftçi, yine, yüzde 100e varan oranlarda etkilenmiş ve
yaklaşık 50 milyon lira tutarında zarar doğmuştur.
Ahmetli Gökkaya beldesinde 5 bin dönüm alanda yaklaşık 400 çiftçi
yine doludan büyük ölçüde etkilenmiş ve 11 milyon lira civarında
zarar oluşmuştur.
Doludan yüzde 100 oranında hasar
gören bölgelerde bağların omcalarında üzüm ve yaprak dahi
kalmamıştır. Doludan büyük zarar gören bağlar yeniden budak
yapamaz. Bu bağlardan bu yıl üzüm alınamayacağı gibi
gelecek yıl üzüm alınması da çok zordur. Doludan büyük oranda
zarar gören bağlarda yeniden budama ve ilaçlama yapılması
gerekmektedir. Bu zarar gören çiftçilerimizin Ziraat Bankası başta
olmak üzere kamu bankaları ile tarım kredi kooperatiflerine olan
borçlarının, uzun süreli ve faizsiz olarak ertelenme mecburiyeti
doğmuştur. Ayrıca, borç ertelenmesi de kesinlikle yeterli
değildir. Mağdur olan çiftçilere maddi yardım ve destek
verilmesi şarttır. Çiftçilerimizin en önemli taleplerinden biri de
özel bankalara olan borçlarının yine uzun vadeli olarak
ertelenmesidir.
Manisalı çiftçilerimiz, bağlarda, soğuk,
dolu ve aşırı yağmurdan koruyan dayanıklı, örtülü
sisteme geçmek istemektedirler. Uzun süre dayanan örtüler, ortalama yedi sekiz
yıl dayanabilmektedir. Bu örtülerin dekar başına maliyeti de
maalesef 8 bin lirayı bulmaktadır. Çiftçilerimize örtülü sistem
kurmaları için hibe ve gereken destekler verilmelidir.
Hasar gören bağların bir kısmı
TARSİM sigortalısı olmakla birlikte, büyük bir
çoğunluğu sigortasızdır. TARSİM sigortası
yaptıramayan çiftçilerimizin zararları da karşılanmalıdır.
Dolu afetinin üzerinden yaklaşık bir haftaya yakın bir süre
geçmesine rağmen Tarım Bakanlığından ve
TARSİMden zarar tespitine yönelik henüz bir heyet köylere
gelmemiştir. TARSİM sigorta primleri yüksek olduğu için
çiftçilerimiz sigorta yaptıramamaktadırlar ve TARSİM sigorta
zarar tespit eksperlerinin gerçek zarar oranlarını
yansıtmadığı için çiftçilerimizin bu konuda
şikâyetleri vardır ve bu hasar tespit heyetinin içerisine mutlaka bir
ziraat odası temsilcisi olması mecburiyeti vardır.
Bir de tapusuz veya mülkiyeti mahkemelik olan arazilerde
üretim yapan çiftçiler, sigorta yaptıramamaktadır. Özellikle
Alaşehire bağlı Sobran ve Subaşı köylerinde dolu,
üzüm bağlarına büyük bir zarar vermiştir. Ancak, 1946
yılından beri devam eden bu tapu davaları nedeniyle bu
sigortayı yaptıramamışlardır ve mutlaka zilyet
tespitleriyle bu sigortanın yapılmasının gereği
vardır.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Akçay.
10 arkadaşımıza 60ıncı maddeye
göre bir dakikalık söz veriyorum.
Sayın Öntürk.
IV.-AÇIKLAMALAR (Devam)
7.- Hatay Milletvekili
Mehmet Öntürkün, Hatayın Reyhanlı ilçesinde yaşanan
saldırıya ilişkin açıklaması
MEHMET ÖNTÜRK (Hatay) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkanım.
Ben de Reyhanlıda meydana gelen
bu vahşi olayı şiddetle kınıyorum. Şehit olan
hemşehrilerime Allahtan rahmet diliyorum, yaralılara acil şifa
diliyorum, ailelerine de sabırlar diliyorum.
Türk milletinin başı sağ
olsun. Bunun bedeli mutlaka alınacaktır, gereği
yapılacaktır.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Doğru
8.- Tokat Milletvekili
Reşat Doğrunun, 14 Mayıs Dünya Eczacılar Gününe ve 14
Mayıs Dünya Çiftçiler Gününe ilişkin açıklaması
REŞAT DOĞRU (Tokat)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
14 Mayıs Dünya Eczacılar
Gününü kutluyorum.
Eczacılarımız, son
zamanlarda çok büyük oranda sıkıntı içerisindedirler. Uzun
yıllardır bürokrasiyle uğraşan eczacıların
sorunlarına her gün yenileri ekleniyor, bilhassa kamu iskontosu nedeniyle
ilaç satışlarında kâr yerine zarar ediyorlar. SGK, kendi
bütçesini uygulaması için eczacıları çok zor duruma
düşürüyor. Eczacılar, kutu başına 1 lira para ödenmesini
bekliyorlar, ancak o zaman eczacıları kurtarabiliriz yoksa
korkarım, yakın zamanda eczanelerin birçoğu kapanır.
Ayrıca, 14 Mayıs Dünya
Çiftçiler Günüdür. Bütün çiftçi kardeşlerimizin de Dünya Çiftçiler
Gününü kutluyorum.
AKP iktidarında, maalesef
tarımdaki yanlış politikalar çiftçilerimizi perişan
etmiştir. Şu anda, çiftçiler neredeyse üretemez konuma
gelmişlerdir; üreteyim mi üretmeyeyim mi, noktasında bir karar
aşamasına gelinmiştir. Dünyanın en pahalı mazotunu,
gübresini, ilacını maalesef çiftçilerimiz kullanmaktadır.
Çiftçilerin birçoğu da borçlu durumdadır, çiftçilerin evlerine icralar
gelmiştir. Bilhassa köy muhtarlıklarının
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Yüceer
9.- Tekirdağ
Milletvekili Candan Yüceerin, Hatayın Reyhanlı ilçesinde
yaşanan saldırıya, 14 Mayıs Dünya Eczacılar Gününe ve
14 Mayıs Dünya Çiftçiler Gününe ilişkin açıklaması
CANDAN YÜCEER (Tekirdağ)
Teşekkür ediyorum Başkan.
Hatay Reyhanlıdaki
saldırıyı nefretle kınıyorum. Ölen
yurttaşlarımıza Allahtan rahmet, yakınlarına
sabır, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.
Bu kirli savaşlardan
kazanılacağı beklenen hiçbir şeyin ödenecek bedele
değmeyeceğini, tek bir yurttaşımızın
saçının telinden bile daha önemli olmayacağını bize
acı bir şekilde hatırlatan acı bir olay yaşadık.
Tüm ulusumuzun başı sağ olsun.
Bugün 14 Mayıs Dünya Çiftçiler
Günü ve Dünya Eczacılar Günü. Bu vesileyle de, ilacın üretiminden
yurttaşlara ulaştırılmasına kadar birçok aşamada
sağlık hizmetlerinin ayrılmaz bir parçası olan
eczacılarımızın Dünya Eczacılar Gününü kutluyorum.
Ülkemizde, alın terini
emeğiyle yoğuran, binbir zorlukla ve fedakârlıkla üretmek için
gecesini gündüzüne katan çiftçilerimiz zor günler geçirmektedir. AKPnin
uyguladığı yanlış ve kötü politikalar nedeniyle
çiftçimizin kazancı gün geçtikçe düşerken maliyetleri de her geçen
gün katlanarak artmaktadır. Tarım girdilerinin fiyatlarında
yaşanan büyük artış, çiftçiyi, köylüyü mağdur
etmiştir, kredi borçlarını ödeyemez duruma getirmiştir.
Yine, güvencesiz
çalıştırılanların yüzde 52,6sı tarım
işçileridir. Bu kadar
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Yeniçeri
10.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçerinin, Hatayın Reyhanlı ilçesinde yaşanan
saldırıya ve Amanos Dağlarında düşen F-16
uçağında şehit olan pilotumuza Allahtan rahmet dilediğine
ilişkin açıklaması
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Reyhanlıda gerçekleştirilen
kitle katliamı sonucunda hayatını kaybeden
yurttaşlarımıza rahmet diliyor, yakınlarına ve yüce
Türk milletine de başsağlığı diliyorum. Bu
insanlık düşmanı hain saldırıyı şiddetle,
nefretle kınıyorum.
Hemen bu saldırının
ardından Amanos Dağlarında düşen F-16
uçağımızda şehit olan pilotumuza da Cenab-ı Allahtan
rahmet diliyorum.
AKP iktidarının
yürüttüğü politikaların sonucu olarak Türkiye'nin güney
sınırı kaybolmuş, sınır yolgeçen hanına
dönmüş, bölgede istihbarat zaafı had safhaya ulaşmış,
vatandaşın can ve mal güvenliği kalmamıştır. Bu
şartlarda Başbakan Erdoğanın, hiçbir şey
olmamış gibi, Amerika Birleşik Devletleri seyahatine
çıkması doğru değildir. Başbakan Erdoğan Amerika
Birleşik Devletlerine değil, Reyhanlıya gitmelidir ve bu zor
günlerde vatandaşın yanında olmalıdır.
İktidar, uyguladığı
politikalarla ülkenin güvenliğini tehdit altına sokmuştur. Bu
politikalarını derhâl gözden geçirmeye ve istihbarat zafiyetlerine
son vermeye davet ediyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Bayraktutan
11.- Artvin
Milletvekili Uğur Bayraktutanın, Artvin Cankurtaran Tüneli
inşaatına ilişkin açıklaması
UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Artvin-Borçka arasındaki
ulaşımı sağlayacak Türkiye'nin en büyük tünellerinden biri
olduğu gerçeği karşısında Artvin Cankurtaran Tüneli
inşaatı, ne yazık ki yapımcı firmanın ücretleri
ödememesi nedeniyle, işçi ücretlerini sağlayamaması nedeniyle
durmuş vaziyettedir. Bugün itibarıyla yaklaşık üç
aydır 115 işçi ücretlerini alamamış ve inşaat
durmuş vaziyettedir. Bu 115 işçi evlerine ekmek götürememekte,
çocuklarının, ailelerinin, eşlerinin bakım ve iaşesini
sağlayamamaktadır. Bu nedenle, on günü aşkın süredir,
Türkiye'nin en büyük projelerinden biri olarak lanse edilen Artvindeki Hopa
Tüneli, Cankurtaran Tüneli inşaatında hiçbir çalışma
olmamıştır. Hükûmetin, işçilerin bu konuda
yaşadığı mağduriyeti bir an önce gidermek için acil
adımlar atması gerekmektedir.
Buradan yapımcı firmaya da
bir uyarıda bulunmak istiyorum: İşçinin emeğinin hakkını
ödemesi gereken yapımcı firma, ne yazık ki bu 115 işçinin
ücretlerini ödememiş, 115 işçi aileleriyle beraber mağdur
durumdadır. Bu mağduriyetin bir an önce giderilmesi hususunu Türkiye
Büyük Millet Meclisinin bir kere daha takdirlerine sunuyor, teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN Sayın Tanal
12.- İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanalın, İstanbulun Ümraniye, Beykoz, Çekmeköy
ilçelerinde 2/B kapsamında kalan konut bedellerinin çok yüksek tespit
edilmiş olmasına ve Mersinde meydana gelen hortumda
hayatını kaybeden vatandaşa Allahtan rahmet dilediğine
ilişkin açıklaması
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
İstanbul ili Ümraniye, Beykoz,
Çekmeköy ilçelerinde 2/B alanında kalan
vatandaşlarımızın konut bedelleri çok yüksek tespit
edilmiştir. 2/B alanında oturanlar hak sahipleridir, asla
işgalci değillerdir. Bugüne kadar, vergi kaçıran, kayıt
dışı kalanlar için Vergi barışı adı
altında bir yasa çıkarılmaya çalışılarak vergiyi
kaçıran, kayıt dışı çalışanları
ödüllendirdiğiniz hâlde, en fazla, tükettiği ekmeğiyle vergi
ödeyen 2/B mağdurlarının evinin bedeli neden bu kadar yüksek
değerle tespit ediliyor?
Cumhuriyet Halk Partisi olarak 2/B
kapsamındaki vatandaşlarımızın, tespit edilen
değerlerinin çok yüksek olması nedeniyle teklif etmiş
olduğumuz kanun teklifini Hükûmet Genel Kurula ne zaman getirecektir?
Ayrıca, Mersinde yeni meydana
gelen hortum nedeniyle 1 vatandaşımız vefat etmiştir,
Allahtan rahmet diliyor, yakınlarının başı sağ
olsun diyoruz ve yaralananlara da geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Hepinize saygılarımı
sunuyorum.
BAŞKAN Sayın Havutça
13.- Balıkesir
Milletvekili Namık Havutçanın, Hatayın Reyhanlı ilçesinde
yaşanan saldırıya ve Balıkesirdeki çiftçilerin zor durumda
bulunduklarına ilişkin açıklaması
NAMIK HAVUTÇA (Balıkesir)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Ben de, Hatay Reyhanlıda
yaşamını yitiren yurttaşlarımıza Allahtan rahmet
diliyorum ve Hataylı hemşehrilerimize ve ulusumuza geçmiş olsun
diyorum.
Tabii, Türkiyeyi bu noktaya getiren,
Suriye halkıyla savaş noktasına getiren başta bu Hükûmetin
en baş sorumlusu Başbakanı ve çapsız
Dışişleri Bakanını buradan sorumluluğa davet
ediyorum.
Sayın Başkan,
Balıkesirimizde çiftçiler çok zor günler geçiriyor. Şu anda
ekim-dikim dönemindeyiz. Köylülerimiz masrafların en yoğun
olduğu dönemde, ancak devletten olan destek primlerinin
paralarını alamıyor ama mazota, gübreye, ilaca para
yetiştiremiyor. Bugün Gönende, Manyasta çeltik üreticileri
tarlalarına ekim yapacaklar, mazot parası için devlet kapılarında
kredi talep ediyorlar. Bu insanların devletten 2012 yılı dönemi
destek prim alacakları hâlâ ödenmiyor. Kaçıncı defadır
burada kürsüden dile getiriyoruz, çiftçilerimizin devletten
alacaklarını ödemiyorsunuz. Ödüyoruz diye mesaj atıyorsunuz,
çiftçimiz bankaya gidiyor, para yok. Mazot alacak
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Akar
14.- Kocaeli
Milletvekili Haydar Akarın, Kocaelinin bazı ilçelerinde
vatandaşların 2/B kapsamındaki arazilerine TOKİ ve
Büyükşehir Belediyesinin el koyarak vatandaşı mağdur
ettiğine ilişkin açıklaması
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Kocaeli İzmit ilçesinde ki
Kocaelinin merkezidir- Yenimahallede 217, Serdar Mahallesinde 32 olmak
üzere, toplam 249 hane tapu beklerken Büyükşehir Belediyesi
tarafından hazineden satın alındı. Bu yerler 2/B arazileri.
Hepinizin bildiği gibi, bu Mecliste 3 kez 2/B yasası
çıkmasına rağmen, vatandaşın problemi bir türlü
çözülemiyor. Şimdi 249 vatandaş 2/B arazisi olarak kabul edilen
yerleri ve evleri için ikişer bin liraları da yatırmış
olmalarına rağmen bu yerlere sahip olamadılar. Bu problem sadece
İzmitte değil, aynı şekilde Kandırada, Kartepede,
Maşukiyede vatandaşların yerlerine TOKİ ve Büyükşehir
Belediyesi el koyarak vatandaşı mağdur ediyor ve etmeye devam
ediyor. Yaklaşık 7 bin dönüm, üzerinde konut olan araziye 6.200 dönümüne
TOKİ, 800 dönümüne Büyükşehir el koyarak vatandaşlar mağdur
edilmekte
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Dedeoğlu
15.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, 14 Mayıs Dünya Eczacılar
Gününe ve 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Gününe ilişkin
açıklaması
MESUT DEDEOĞLU
(Kahramanmaraş) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Bugün 14 Mayıs Dünya Eczacılar
Günü. Temenni ediyoruz ki eczacılarımız eczacılıklarını
yapsınlar, devletin tahsildarlığını değil.
Ayrıca, eczacılarla
vatandaşlarımız karşı karşıya gelmektedir.
Herkesin malumları olduğu üzere, kanser ilaçlarının ithali
hâlâ sağlıklı bir şekilde yürümemektedir.
Yine bununla beraber, 14 Mayıs
Dünya Çiftçiler Günü. Tüm Türkiyede olduğu gibi, çiftçilerimizin durumu
çok perişandır. Özellikle Kahramanmaraşta pamuk üreticileri,
mısır üreticileri, buğday ve biber üreticileri çok büyük zarar
etmektedir. Mazot fiyatlarına yetişilmemektedir, gübre fiyatları
çok artmıştır ve ürettiğini zararına satamaz
durumdadır. Buradan Tarım Bakanından ricamız, derhâl bu
konularla ilgili tedbir almasıdır.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın
Şandır
16.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın, MHP Grubu olarak, Hatayın
Reyhanlı ilçesinde yaşanan saldırıya ilişkin
açıklaması
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Çok
teşekkür ederim.
Sayın Başkanım,
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak bir defa daha tekrarlıyoruz:
Reyhanlıdaki hain saldırıda hayatını kaybeden tüm
vatandaşlarımıza yüce Allahtan rahmetler diliyoruz, yaralı
insanlarımıza acil şifalar diliyoruz. Milletimizin
başı sağ olsun.
Yine, Milliyetçi Hareket Partisi olarak
bu menfur saldırıyı gerçekleştirenlere lanetler okuyoruz,
onları şiddetle kınıyoruz. Arkasında kim olursa olsun,
hangi amacı taşıyor olursa olsun, Milliyetçi Hareket Partisi
olarak ülkemize ve milletimize saldıran tüm hainlere karşı biz
terörle mücadelede devletin ve Hükûmetin arkasında olduğumuzu tekrar
söylüyoruz ve buradan ilan ediyoruz: Türk milleti olarak asla teröre teslim
olmayacağız.
Bugünler de geçecek, ancak AKP
iktidarını bu sonuçlardan sonra tekrar durup düşünmeye, takip
ettiği politikaları gözden geçirmeye davet ediyoruz.
Teşekkür ederim efendim.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
17.01
İKİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 17.15
BAŞKAN:
Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER : Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muhammet
Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 103üncü Birleşiminin
İkinci Oturumunu açıyorum.
Sayın Baluken, buyurun.
17.- Bingöl
Milletvekili İdris Balukenin, BDP Grubu olarak Hatayın
Reyhanlı ilçesinde yaşanan saldırıda
yaşamını yitiren yurttaşlara Allahtan rahmet dilediklerine
ve 12 Eylül döneminde Diyarbakır Cezaevinde yaşanan tarihî
direnişlere ilişkin açıklaması
İDRİS BALUKEN (Bingöl)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Biz de Barış ve Demokrasi
Partisi Grubu olarak Hatay Reyhanlıdaki saldırılarda
yaşamını yitiren bütün yurttaşlarımıza Allahtan
rahmet, yakınlarına, Hatay halkına ve tüm halkımıza
başsağlığı, yaralılara acil şifalar
diliyoruz. Bu tür saldırıların yaşanmaması için, hem
içeride hem dışarıda barışı merkezine alan
politikaların Hükûmet tarafından devreye konması
gerektiğini düşünüyoruz.
Diğer taraftan, mayıs
ayı özellikle, bu ülke tarihinde, baskı, zor, sindirme ve
işkence politikalarına karşı tarihî direnişlerin
gösterildiği bir aydır. Özellikle 12 Eylül cunta faşizminin
Diyarbakır Cezaevinde uygulamış olduğu ağır
işkencelere karşı kendi bedenlerini ateşe vererek ve son istekleri
kendi ana dilinde bir türkü dinleyerek yaşamını yitiren Ferhat
Kurtayı, Eşref Anyakı, Mahmut Zengini ve Necmi Öneri
saygıyla anıyoruz. Yine Diyarbakır Cezaevinde, bütün
işkence tezgâhlarında ser verip sır vermeyen İbrahim
Kaypakkayayı saygıyla, şükranla anıyoruz. Hem Dörtlerin
hem İboların mücadelesine Barış ve Demokrasi Partisi olarak
sahip çıkacağımızı ifade etmek istiyoruz. Böylesi
utanç ve tarihî direniş destanlarının yapıldığı
Diyarbakır Cezaevinin, bütün insanlığa gösterilmek üzere, bir müzeye
dönüştürülmesini Meclisin dikkatine sunuyoruz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları vardır.
Sayın milletvekilleri, Sağlık Bakanı
Sayın Mehmet Müezzinoğlu, gündemin sözlü sorular
kısmının 1,1393, 1696, 1714, 1728, 1797, 1826, 1840, 1849, 1866,
1905, 1927, 1937, 1947, 2061, 2084, 2119, 2163, 2164, 2188, 2240, 2242, 2263,
2276, 2301, 2312, 2316, 2317, 2318, 2319, 2320, 2357, 2358, 2410, 2419 ve
2420nci sıralarında yer alan önergeleri birlikte cevaplandırmak
istemişlerdir. Sayın Bakanın bu istemini sırası
geldiğinde yerine getireceğim.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının bir tezkeresi vardır, okutup
bilgilerinize sunacağım.
VI.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığının, Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanı Cemil Çiçek Başkanlığında
Slovenya Ulusal Meclisi Başkanı Janko Veber'in vaki davetine icabetle
14-15 Mayıs 2013 tarihlerinde Slovenya'ya ve 15-16 Mayıs 2013
tarihlerinde EUREKA 18inci Parlamentolar Arası Konferansına
katılmak üzere Belçika'ya resmî bir ziyarette bulunması Genel Kurulun
29/3/2013 tarihli 85inci Birleşiminde kabul edilen heyeti oluşturmak
üzere siyasi parti gruplarının bildirmiş olduğu isimlere
ilişkin tezkeresi (3/1221)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanı Sayın Cemil Çiçek'in, beraberinde bir
heyetle, Slovenya Ulusal Meclisi Başkanı Sayın Janko Veber'in
vaki davetine icabetle 14-15 Mayıs 2013 tarihlerinde Slovenya'ya ve 15-16
Mayıs 2013 tarihlerinde EUREKA 18. Parlamentolar Arası
Konferansına katılmak üzere Belçika'ya resmî ziyarette bulunması
TBMM Genel Kurulunun 29 Mart 2013 tarih ve 85inci birleşiminde kabul edilmiştir.
Anılan
kanunun 2nci maddesi uyarınca, heyetimizi oluşturmak üzere siyasi
parti gruplarınca bildirilen isimler Genel Kurulun bilgisine sunulur.
Cemil Çiçek
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı
Adı
Soyadı Seçim
Çevresi
1) Hüseyin Şahin Bursa
Milletvekili
2) Salih Koca Eskişehir
Milletvekili
3) Recep Özel Isparta
Milletvekili
4) Abdülkadir Aksu İstanbul
Milletvekili
5) Haluk Eyidoğan İstanbul
Milletvekili
6) Cemalettin Şimşek Samsun
Milletvekili
BAŞKAN Bilgilerinize
sunulmuştur.
Meclis araştırması
açılmasına ilişkin üç önerge vardır; okutuyorum:
B) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Ankara Milletvekili
Levent Gök ve 21 milletvekilinin, alçı taşı
çıkarılması ve işletilmesi ile Balâ'da organize sanayi
bölgesi kurulması konusunun araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/617)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Alçı, binlerce yıldır
birçok alanda, çok sayıdaki yararları ile insanlığın
hizmetinde olmuş ve çağdaş yapı malzemeleri arasında
da yerini almıştır. Kalkınmış ülkelerin
tüketimleri incelendiğinde alçının inşaat sektöründeki
önemi gün geçtikçe artmaktadır.
Günümüzde alçı taşı
kullanımının yüzde 5'i zirai amaçlı, yüzde15'i endüstriyel
amaçlıdır. Geri kalan miktarın tamamı yapı sektöründe
kullanılmaktadır.
Alçı, yapı sektörü
dışında,
Tarım ve hayvancılık
sektöründe gübre ve hayvan yemi olarak;
Tıpta, cerrahide, dişçilikte
ve ortopedide;
Endüstride
cam sanayisinde, sondajcılık, tutkal, plastik üretiminde;
Ham
jips, beyaz boya, kâğıt dolgu malzemesi olarak kâğıt ve
pamuklu tekstilde;
Kömür işletmelerinde kömür
tozlarında kül oranını artırmak için;
Ham jips, çimento sanayisinde;
Mayalandırma için bira
sanayisinde;
Seramik sanayisinde döküm ve kalıp
işlerinde;
Anhidrit (susuz alçı) kükürt veya
kükürt oksitle sülfat asidi elde etmek için kullanılmaktadır.
Bayındırlık
Bakanlığının ilgili yönetmeliklerinde ve
şartnamelerinde alçı kullanımı zorunlu değildir.
Gelişmiş ülkelerde ve özellikle deprem kuşağındaki
ülkelerde alçı kullanımı zorunlu
kılınmıştır. Devletin bu konuda ivedi çözüm üretmesi
gerekmektedir.
Alçı üreticilerinin
işlettikleri ocaklarda alçı taşı üretim maliyeti ve
fabrikaya nakil masraflarının yüzde 30'unun brüt kâr olarak kabul
edilerek vergilendirme yapılması ve bu nedenle de alçı
üreticilerinin alçı taşı işletmeciliği
yapmasını engellemektedir.
Türkiye'de 20 tane alçı
fabrikası mevcut olup kapasiteleri 6.050 ton/gün civarındadır.
1999 yılı kapasite kullanım oranı yüzde 54
civarındadır.
Ankara'ya bağlı Balâ ilçesi
alçı taşı bakımından çok geniş bir rezerve sahip
bulunmaktadır.
8inci Beş Yıllık
Kalkınma Planı Madencilik Özel İhtisas Komisyonu verilerine göre
de o yıllarda alçı taşı üreten 15 kuruluştan 8'i Balâ'da
bulunmaktadır.
Balâ bölgesi, ülkemizdeki alçı
yatakları bakımından en zengin bölge statüsünde
bulunmaktadır. Ne ki, bölgede bulunan maden rezervlerinin çoğu birkaç
firma adına ruhsatlandırılmış olup, irili ufaklı
birkaç firmadan daha bahsetmek mümkündür.
Bölgede birkaç alçı fabrikası
ve alçıya dayalı bir adet gübre fabrikası mevcuttur.
Bölgedeki alçı taşı
ocaklarından elde edilen alçı taşı alçı
fabrikalarına, çimento fabrikalarına ve gübre fabrikasına
nakledilmektedir.
Rezerv alanlarının bir
kısmı hazine arazisinde, bir kısmı şahıs
arazilerinde bulunmaktadır. Bir kısmında ocakların
işletilmesinde modern teknolojinin gerekleri yerine getirilirken, bir
kısmında dededen kalma ilkel yöntemlerle alçı taşı
çıkarılmaktadır.
Alçı taşı üretiminde
verimliliği doğrudan etkileyen teknolojilerin kullanımı bu
işle uğraşan meslek erbabının kazancı ile
doğrudan ilgili olduğu gibi, ülke kalkınması ile de
doğrudan ilintilidir. Yangına dayanıklı, tasarruflu,
çevreyi korur nitelikli, hafif, sağlıklı, doğal klima
özellikli, nem düzenleyici bir materyal olan alçı taşının
üretiminde uygun teknolojinin kullanılmaması durumunda çevrenin
birçok açıdan zarar göreceği, verimin düşeceği,
işletmecinin kâr edemeyeceği, rekabet olanaklarından uzak
olacağı açıktır.
Her anlamda daha verimli olunabilmesi
için gerek üretim faaliyetlerinde gerekse üretilen malzemenin işlenmek
üzere fabrikalara nakledilmesi aşamalarında organizasyonun önemi
ortadadır.
Balâ Taş Ocağı
işletmeciliğinin işletmecilere ve ülke ekonomisine
katkısının organize sanayi bölgesiyle artacağı
kesindir.
Balâ'da alçı taşı ile
iştigal eden kaç kuruluş vardır?
Üretimlerini nasıl
yapmaktadırlar?
Ocak rezervleri ve taş
çıkarma kapasiteleri ne kadardır?
Nakil
araçları ve mesafeleri ile üretimde kullanılan teknolojinin niteliği
nedir? gibi soruların yanıtlanması ve
dağınıklığın giderilmesi, verimliliğin
arttırılması ve üretimde kalite standardının
yakalanması bakımından bölgede organize sanayi bölgesi
kurulması bir zorunluluk olarak ortaya çıkmış bulunuyor.
Bütün bu nedenlerle, yaşamın
hemen her alanında kullanılmakta olan alçı
taşının ülkemizde en zengin rezerv alanı olan Balâ'da en
verimli bir şekilde çıkarılması ve işletilmesi ile
Balâ'da organize sanayi bölgesi kurulması arasındaki doğru
ilişkinin tespitini yapmak bakımından Anayasa'nın 98. ve
TBMM İç Tüzüğünün 104 ve 105. maddeleri uyarınca Meclis
araştırması açılmasını arz ederiz.
1) Levent Gök (Ankara)
2) İzzet Çetin (Ankara)
3) Ahmet İhsan Kalkavan (Samsun)
4) Musa Çam (İzmir)
5) Kadir Gökmen Öğüt (İstanbul)
6) Süleyman Çelebi (İstanbul)
7) Candan Yüceer (Tekirdağ)
8) Mehmet S. Kesimoğlu (Kırklareli)
9) Mehmet Şevki Kulkuloğlu (Kayseri)
10) Mahmut Tanal (İstanbul)
11) Ayşe Nedret Akova (Balıkesir)
12) Veli Ağbaba (Malatya)
13) Hülya Güven (İzmir)
14) Nurettin Demir (Muğla)
15) Gürkut Acar (Antalya)
16) Namık Havutça (Balıkesir)
17) Emre Köprülü (Tekirdağ)
18) Recep Gürkan (Edirne)
19) Malik Ecder Özdemir (Sivas)
20) İhsan Özkes (İstanbul)
21) Ali Haydar Öner (Isparta)
22) Mehmet Şeker (Gaziantep)
2.- Kars Milletvekili
Mülkiye Birtane ve 21 milletvekilinin, Kars ilinde turizmin geliştirilmesi
için yapılması gerekenlerin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/616)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Kars ilinde turizmin
geliştirilmesi için alınacak önlemlerin belirlenmesi amacıyla,
Anayasa'nın 98inci ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İç Tüzüğünün
104 ve 105inci maddeleri uyarınca Meclis araştırması
açılmasını saygılarımızla arz ederiz. 02.03.2012
1) Mülkiye Birtane (Kars)
2) Pervin Buldan (Iğdır)
3) Hasip Kaplan (Şırnak)
4) Sırrı Sakık (Muş)
5) Murat Bozlak (Adana)
6) Halil Aksoy (Ağrı)
7) Ayla Akat Ata (Batman)
8) İdris Baluken (Bingöl)
9) Hüsamettin Zenderlioğlu (Bitlis)
10) Emine Ayna (Diyarbakır)
11) Nursel Aydoğan (Diyarbakır)
12) Altan Tan (Diyarbakır)
13) Adil Zozani (Hakkâri)
14) Esat Canan (Hakkâri)
15) Sırrı Süreyya Önder (İstanbul)
16) Sebahat Tuncel (İstanbul)
17) Erol Dora (Mardin)
18) Ertuğrul Kürkcü (Mersin)
19) Demir Çelik (Muş)
20) İbrahim Binici (Şanlıurfa)
21) Nazmi Gür (Van)
22) Özdal Üçer (Van)
Gerekçe:
Kars, tarihî, coğrafi, kültürel ve
dinî açıdan Türkiye'nin özgün kentlerindendir. Türkiye'nin en eski
yerleşim yerlerinden biri olan, tarih boyunca çeşitli kültürlere ev
sahipliği yapan, farklı dinlere mensup halkların kendi
değerlerini koruyarak yaşayabildiği bir kent olan Kars'ın,
bu çok yönlü mirasının günümüze ne ölçüde aktarılabildiği
tartışma konusudur. Bu durumun temel nedeni, devletin resmî
politikasıdır. Farklılıkların benimsenmediği bu
sistemde Kars'ın çok kimlikli yapısı da uzun yıllardır
görmezden geliniyor. Çok kimlikli bu kentte doğal olarak pek çok
medeniyete ait kalıntılar bulunuyor. Ancak, bu kalıntılar
günümüze korunarak gelebilmiş değildir. Aynı zamanda bu kültürel
mirasa sahip de çıkılmamıştır. Bu durum, ilin turistik
potansiyelinin açığa çıkmasını da engellemiştir.
Bölgeler arası
gelişmişlik düzeyinin uçuruma dönüştüğünü göstermek
açısından en iyi örneklerden biri de Kars'tır. Oysa Kars'ın
sahip olduğu turizm potansiyelinin açığa
çıkarılması, bu farkın kapatılmasında ciddi
mesafe alınmasını sağlayabilirdi. Oldukça büyük bir turizm
potansiyeline sahip olan Kars, doğal güzellikleri ve tarihî eserleri ile
dünyanın sayılı turistik kentleri arasında yer
alabilecekken, il, bu yönüyle göz ardı ediliyor. Sosyoekonomik açıdan
en geri kalmış iller arasında bulunan kent, dünyaca ünlü Ani
Antik Kenti ve Kars Kalesi gibi büyük tarihî miraslara da sahip. Tarihin çok
eski devirlerine uzanan antik kalıntıları bulunan kent, Yontma
Taş Çağından itibaren kesintisiz bir yerleşim yeridir.
Kentte birçok tarihî ev, konak, cami ve Paleolitik Dönem eserleri bulunuyor.
Ayrıca Urartulardan, Selçuklulardan, Roma ve Bizans dönemlerinden kalma
sayısız taş ve madenî eser mevcut. Ani Antik Kenti yabancı
turistlerin merak ve ilgiyle ziyaret ettiği merkezlerden birisidir.
Ayrıca, modern Kars Müzesi günümüzde arkeolojik, etnografik ve taş
eserlerin sergilendiği önemli müzeler arasında yer alıyor. Bu
zengin tarihî miras ilgisizlik ve bakımsızlık nedeniyle yok
olmak üzere. Tarihî ve kültürel varlıkların çoğu tahrip
olmuş ve ilin turizme elverişli mekânları hiçbir şekilde
değerlendirilmemiştir. Kars'ta tarihî mirası ve kültürel
değerleri yaşatmaya ve tanıtmaya yönelik çalışmalar
hiç yok. İlde kültür ve turizm alanında kayda değer herhangi bir
yatırım bulunmuyor. Tarihî eserlerin tanıtımı
yapılmıyor. İle gelen turistlere rehberlik edecek bir görevli
bile yoktur. Ani Antik Kenti korunmadığı için, kale çevresinde
ve içinde altın araması yapılmış, içeride koca
çukurlar açılmıştır. Aramalar Kilise duvarında da
yapılmış, duvar taşları içi oyularak yerinden
çıkarılmış, duvarların hepsi tebeşir ve
taşlarla çizilmiştir. Ani Antik Kenti çok geniş bir alanı
kaplamakta ve tam olarak gezilmesi için bir günlük bir zaman
ayrılması gerekiyor. Buna karşın antik kentin çevresinde
herhangi bir dinlenme tesisinin bulunmaması ciddi problemlere neden
olmakta ve mekân cazibesini yitirmektedir. Kars merkezinde yer alan Kars
Kalesi'nde de aynı durum mevcuttur.
Diğer taraftan, il Türkiye'nin
başlıca kış turizm merkezlerinden birisidir ve
yapılacak yatırımlarla bu alan il ekonomisine katkı
sağlayacak bir kaynak hâline getirilebilir. Sarıkamış kayak
sporu için oldukça elverişli ve dünyada sadece Alpler'de bulunan bir kar
kalitesine sahiptir. Toz kristal kar olarak adlandırılan bu kar
türü Türkiye'de de bir tek Sarıkamış'ta bulunuyor.
Kars ilinin dış hatlar
terminali ve kentin altyapısı olmadığından bu durum
turizmi olumsuz yönde etkilemektedir. Bir şehrin turizminin
gelişebilmesi için öncelikle altyapısının oluşturulması
gerekmektedir. Bu altyapıların en önemlileri otoparklar ve
tuvaletlerdir. Bunlar da Kars'ta mevcut değildir.
Kars'ın sahip olduğu turistik
potansiyeli değerlendirilseydi, kent bugün marka kent olabilirdi. Ama ne
yazık ki Kars hak ettiği değeri hiçbir dönem göremedi. Bu
sebeple de kent gün geçtikçe geriliyor ve bir tarih ilgisizlik yüzünden yok
olmakla karşı karşıyadır. İlin sahip olduğu
potansiyelin değerlendirilmesi ve tarihî değerlerinin korunarak
tanıtımı için ciddi bir turizm destekleme projesine
ihtiyacı vardır. Bu nedenle sorunun Meclis gündemine taşınması
gerektiğini düşünüyoruz.
3.- Hakkâri
Milletvekili Adil Zozani ve 21 milletvekilinin, Hocalıda
yaşamını yitiren 613 Azeri vatandaşın ölümünü anmak
amacıyla 26/2/2012de İstanbul Taksim'de düzenlenen mitingde ve
sonrasında yaşanan olayların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/615)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
26 Şubat 2012 tarihinde
İstanbul Taksim'de Hocalı Katliamı'nı protesto etmek için
yapılan miting, ırkçı, şoven ve nefret dolu bir mitinge
dönüşmüş ve bu nefret söylemine İçişleri Bakanı da
dâhil olmuştur.
Bu mitingden hemen sonra
Adıyaman'da Alevi yurttaşların evleri işaretlenmiş,
Ankara ve Hacettepe üniversitelerinde öğrencilere saldırılar
olmuş ve İstanbul Sarıyer'de bir Ermeni yurttaş, evinin
bahçesine bırakılan bir yazılı kasket ile tehdit
edildiğini belirtmiştir.
Bu bağlamda, birbiri ardına
yaşanan bu fiziksel ve psikolojik saldırıların farklı
dil, din, etnisite ve düşünceye sahip kişi veya gruplara yönelik bir
tehlikeye dönüşmesini engellemek, benzer girişimlerin önüne geçmek
adına Anayasa'nın 98inci, İç Tüzük'ün 104 ve 105inci maddeleri
uyarınca bir Meclis araştırması açılması için gereğini
arz ve talep ederiz.
1) Adil Zozani (Hakkâri)
2) Pervin Buldan (Iğdır)
3) Hasip Kaplan (Şırnak)
4) Sırrı Sakık (Muş)
5) Murat Bozlak (Adana)
6) Halil Aksoy (Ağrı)
7) Ayla Akat Ata (Batman)
8) Hüsamettin Zenderlioğlu (Bitlis)
9) Emine Ayna (Diyarbakır
10) Nursel Aydoğan (Diyarbakır)
11) Altan Tan (Diyarbakır)
12) Esat Canan (Hakkâri)
13) Sırrı Süreyya Önder (İstanbul)
14) Sebahat Tuncel (İstanbul)
15) Mülkiye Birtane (Kars)
16) Erol Dora (Mardin)
17) Ertuğrul Kürkcü (Mersin)
18) Demir Çelik (Muş)
19) İbrahim Binici (Şanlıurfa)
20) Nazmi Gür (Van)
21) Özdal Üçer (Van)
22) İdris Baluken (Bingöl)
Gerekçe:
26 Şubat Pazar günü İstanbul
Taksim'de, 1992'de Dağlık Karabağ bölgesinin Hocalı
kasabasında yaşamını yitiren 613 sivil Azeri
vatandaşın ölümünü anmak amacıyla bir miting düzenlenmiş, ancak
ne yazık ki bu gösteriye kin ve halkları birbirine düşürmeye
yönelik ırkçı, nefret dolu pankart ve söylemler damgasını
vurmuştur.
Bu anma ve protesto mitinginin bir
nefret gösterisine dönüşmesinde, devletin bazı organlarının
ve İçişleri Bakanının doğrudan katkıları
olduğu açıkça görünmüştür.
Nitekim miting tertip komitesinin ve
Emniyet Teşkilatının, miting alanında taşınan bu
ırkçı ve bir halkın bütününe yönelik hakaret dolu döviz ve
pankartları tespit edememesi ve anma mitinginin nefret mitingine
dönüşmesini engelleyememesi açık bir ihmal veya bu söylemleri
destekleyici bir tutum olarak gözükmektedir.
Zira İçişleri Bakanı, bu
etkinliğin nefret mitingine dönüşmesine katkı sunduğunu
hükümetin bir bakanına yakışmayacak sözlerle açıkça
göstermiştir. Bakan, "Yirmi yıl önce bugün kan içicilerin,
katillerin, acımasızların ve merhametsizlerin, yüreksizlerin,
korkakların, Hocalı'da 613 insanın, kadın, çocuk,
yaşlı, haklı ve haksız demeden kanını içmiştir.
Bu kan, o günden bu yana yerde kalmadı ve kalmayacak!" sözleriyle bu
mitingin anma etkinliğinin aksine, Ermeni halkı özelinde ülkedeki
bütün "öteki"leri tehdit etme anlamına gelecek bir gövde
gösterisine dönüştüğünü ortaya koymuştur.
Zaten Taksim'de yaşanan bu
olayın münferit bir olay olarak kalmayacağı ve bütün "öteki"lere
yönelik bir tehdit olduğu; çok değil, birkaç gün sonra
Adıyaman'da, İstanbul Sarıyer'de ve Ankara ile Hacettepe
üniversitelerindeki ırkçı saldırılar ve provokasyonlar ile
açıkça görünmüştür.
Adıyaman'da tıpkı 1978
yılında Maraş'ta olduğu gibi Alevi yurttaşların
evleri işaretlenmiş ve bu yurttaşlar kendilerine dönük
geçmişteki faşist saldırılar
anımsatılırcasına bir tehdide maruz
bırakılmışlardır. Bu olay, Maraş, Çorum ve
Sivas'ı hatırlatma bağlamında oldukça manidar ve üzerinde
durulması, titizlikle araştırılması gereken bir
olaydır.
Öte yandan, ajanslara yansıyan
haberlere göre, Sarıyer'de Ermeni bir yurttaş, evinin bahçesine
Taksim'deki miting sonrasında 'Ermeni yalanına sessiz kalma'
yazılı bir kasket bırakıldığını iddia
etmiş ve Sarıyer İlçe Karakolu'na suç duyurusunda
bulunmuştur. Daha evvel de; 'Taşnak kırıntısı',
'Ermeni ajanı', 'Senin sonun darağacı', 'Erivan'a git' gibi
tehditler aldığını iddia eden bu yurttaş, hayatından
endişe duyduğunu belirtmiştir.
Ayrıca, Taksim'deki nefret
mitingini protesto etmek isteyen Ankara ve Hacettepe Üniversitesi
öğrencilerine, çoğu üniversite dışından gelen
kişiler tarafından saldırı olmuş ve arbede
yaşanmıştır. Bu köhnemiş zihniyetlerin ilk
durağı geçmişteki gibi toplumsal olayların en yoğun
yaşanabileceği üniversiteler olduğu için, benzeri
saldırıların diğer üniversitelere sıçraması
işten bile değildir.
Taksim'de yaşanan mitingden hemen
sonraki birkaç gün içinde ırkçı, faşist
saldırıların ve "öteki"yi düşman addeden bir
zihniyetin harekete geçtiğini ve bu saldırıların devam
edeceği endişesini yaratmaktadır.
Bu ırkçı, şoven
zihniyetlerin geçmiş yıllardaki gibi bu nefret girişimlerinin
kimi devlet kurumlarının ve ülkedeki her bir vatandaşın can
güvenliğinden sorumlu olan İçişleri Bakanının bizatihi
kendi söylemlerinden cesaret aldığı açıktır.
Bu duruma en yakın zamanda
müdahale edilmezse benzer olayların çok daha fazla ve sistematik bir
şekilde ülkenin her yerindeki dil, din, etnisite ve düşünce
farklılığı olan bütün farklılara karşı yaşanabileceği
ülkenin yakın tarihine bakarak anlaşılmalıdır.
Bu sebeple, yurttaşların
yaşam haklarından en başta sorumlu olan ve eşit
yurttaş olma hakkının güvence altına
alındığı Millet Meclisinin söz konusu konuya gerekli
hassasiyeti göstermesi ve bu konuları araştırması için bir
Meclis araştırması açılmasını sağlaması
büyük önem taşımaktadır.
BAŞKAN Bilgilerinize
sunulmuştur.
Önergeler gündemdeki yerlerini alacak
ve Meclis araştırması açılıp açılmaması
konusundaki görüşmeler sırası geldiğinde
yapılacaktır.
Bir gensoru önergesi vardır.
Önerge daha önce bastırılıp sayın üyelere
dağıtılmıştır.
Şimdi önergeyi okutuyorum:
C) Gensoru Önergeleri
1.- Ankara Milletvekili
Levent Gök ve 47 milletvekilinin, Başkent Doğalgaz
Dağıtım Anonim Şirketinin değerinin çok altında
bir ihale bedeli ile özelleştirilmesini onaylayarak kamuyu zarara
uğrattığı iddiasıyla Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan hakkında gensoru açılmasına ilişkin önergesi
(11/27)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Yasal dayanağı
kalmadığı hâlde özelleştirme kapsamında son ihalede
değerinin çok altında verilen teklif sonucunda ihale bedelinin
düşük kaldığını ve bu şekilde onaylanırsa
kendisinden hesap sorulacağını ifade etmesine karşın
bu sözlerini çiğneyerek BAŞKENTGAZ AŞ'nin ihale sürecini
onaylamak suretiyle kamunun ve halkın çok büyük ölçüde zarar görmesine
neden olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında
Anayasa'nın 98 ve 99uncu ve İç Tüzükün 106ncı maddeleri
uyarınca gensoru açılmasını arz ve talep ederiz.
1) Levent Gök (Ankara)
2) Musa Çam (İzmir)
3) Müslim Sarı (İstanbul)
4) Malik Ecder Özdemir (Sivas)
5) Erdal Aksünger (İzmir)
6) Aytun Çıray (İzmir)
7) Aytuğ Atıcı (Mersin)
8) Sedef Küçük (İstanbul)
9) İlhan Cihaner (Denizli)
10) Ferit Mevlüt Aslanoğlu (İstanbul)
11) Kamer Genç (Tunceli)
12) Sinan Aydın Aygün (Ankara)
13) Sakine Öz (Manisa)
14) Haydar Akar (Kocaeli)
15) Ali Özgündüz (İstanbul)
16) Ali Demirçalı (Adana)
17) Mustafa Sezgin Tanrıkulu (İstanbul)
18) Oğuz Oyan (İzmir)
19) Süleyman Çelebi (İstanbul)
20) Ömer Süha Aldan (Muğla)
21) Mehmet Ali Ediboğlu (Hatay)
22) İlhan Demiröz (Bursa)
23) Hüseyin Aygün (Tunceli)
24) Celal Dinçer (İstanbul)
25) Muharrem Işık (Erzincan)
26) Turgay Develi (Adana)
27) Ramazan Kerim Özkan (Burdur)
28) Mevlüt Dudu (Hatay)
29) Dilek Akagün Yılmaz (Uşak)
30) Haluk Ahmet Gümüş (Balıkesir)
31) Doğan Şafak (Niğde)
32) Candan Yüceer (Tekirdağ)
33) Uğur Bayraktutan (Artvin)
34) Kazım Kurt (Eskişehir)
35) Hasan Akgöl (Hatay)
36) Ali Rıza Öztürk (Mersin)
37) Ali İhsan Köktürk (Zonguldak)
38) Vahap Seçer (Mersin)
39) Selahattin Karaahmetoğlu (Giresun)
40) Aykan Erdemir (Bursa)
41) Namık Havutça (Balıkesir)
42) Ahmet Toptaş (Afyonkarahisar)
43) Ensar Öğüt (Ardahan)
44) Haluk Eyidoğan (İstanbul)
45) Refik Eryılmaz (Hatay)
46) Mehmet Ali Susam (İzmir)
47) Mehmet S. Kesimoğlu (Kırklareli)
48) Durdu Özbolat (Kahramanmaraş)
Gerekçe:
Ankara Büyükşehir Belediyesinin,
BOTAŞ ve kamu kuruluşlarına borcunu ödememesi, Ankara'da metro
hatlarını yapamaması üzerine; 4646 sayılı Doğal
Gaz Piyasası Kanununa 25.05.2007 tarihli ve 5669 Sayılı Kanunun
1. maddesine eklenen (e) bendiyle; doğal gazın % 80'inin
özelleştirilmesi ve elde edilen gelirden EGO Genel Müdürlüğü'nün
BOTAŞ'a ve Hazineye olan borçlarına ve Ankara Metrosuna finansman
sağlanması öngörülmüş, esas olarak Melih Gökçek'in
kurtarılması amaçlanmıştır.
Bu amaçla kurulan Başkent
Doğalgaz Dağıtım AŞ üç kez ihaleye
çıkarılmış; üç milyar ABD Dolar'ı gelir beklenen
ihalelerde verilen en yüksek teklifin 1 milyar 610 milyon ABD Doları
olması ve bedellerin ödenmemesi nedeniyle özelleştirme
gerçekleştirilememiştir.
Bunun üzerine 25.10.2010 tarihli
Bakanlar Kurulu Kararıyla ve 25.4.2011 tarihinde yapılan protokol ile
metro inşaatları Ulaştırma Bakanlığına
devredilmiştir.
Bu bağlamda, Başkent
Doğalgaz Dağıtım AŞ'nin özelleştirme gerekçesi
kalmamıştır.
Durum böyleyken; 04.07.2012'deki yasa
değişikliğiyle özelleştirme sonrası uygulanacak
tarifenin (birim hizmet ve amortisman bedeli 0,05555 ABD Dolar/m3
karşılığı YTL, taşıma bedelinin 0,0077 ABD
Dolar/m3 karşılığı YTL) uygulanması on
yıldan sekiz yıla indirilerek kalan yüzde 20 hisse de
özelleştirme kapsamına alınmış, Başkent
Doğalgaz Dağıtım AŞ'nin % 100 hissesinin
özelleştirilmesinin yolu açılmıştır.
Süreç içerisinde doğalgaz
hatları yenilenmiş, abone sayısı 1.411.000'e
ulaşmıştır. Bu şekliyle yapılan 25.01.2013
tarihindeki 4. ihalede en fazla 1 milyar 162 milyon dolar teklif
verilmiştir.
Başbakan bunun üzerine bir
televizyonun canlı yayınında "Kârlılık
olayını milletimizin lehine düşünmek durumundayız. Biz
sıkıştık, şu anda paraya ihtiyacım var ne
yapalım, hemen. Yok öyle şey. Türkiye malının
kıymetini bilen bir ülke konumunda. Mesela Başkent Gaz'da 1.5 milyar
doları yakalamışız. Yeni gelen 1.100 ile geliyor.
Şimdi 1.5'u yakaladığın yerde 1.100 ile verilirse, Fatih
Altaylı bunun hesabını sormaz mı, 1.5'u
yakalamıştı, gördü Türkiye bu kadar güçlü olmuşken,
enerjide bu kadar güçlü bir yere gelmişken nasıl oluyor da şimdi
sen 1.100 veriliyor demez misin" demiştir.
Başbakanın, ihalede verilen
teklif, Özelleştirme Yüksek Kurulunca ihale öncesi belirlenen
BAŞKENTGAZ'ın değerinin altında kaldığı için
bu açıklamayı yaptığı muhakkaktır.
Ancak Başbakan, 14.03.2013'te
Özelleştirme Yüksek Kurulu Başkanı olarak BAŞKENTGAZ
ihalesini onaylamıştır.
Piyasa değeri çok daha yüksek olan
BAŞKENTGAZ'ın bu kadar düşük bedelle satılmasıyla
oluşacak kamu kaybı son derece büyüktür.
Başbakanın, kendi sözlerinin
aksine, Türkiye'nin 2. büyük doğalgaz dağıtıcısı
olan BAŞKENTGAZ ihalesini, hangi gücün etkisiyle ve hangi pazarlıklar
sonucunda onayladığını kamuoyu ile paylaşması ve
hesap vermesi gerektiği çok açıktır.
Ayrıca, Başkent Doğalgaz
Dağıtım AŞ'nin özelleştirilmesi ile Ankara
Büyükşehir Belediyesinin çok önemli bir gelir kaynağından mahrum
olması yanında, doğalgaz satış fiyatındaki kamu
kontrolü tamamen ortadan kalkacak, tüketiciler, dağıtıcı
firmanın tekel gücünden kaynaklanan fiyat politikasıyla mağdur
olacaklardır.
Yukarıdaki nedenlerle
Başbakan hakkında Anayasa'nın 98, 99. ve İçtüzüğün
106. maddeleri uyarınca gensoru açılması uygun olacaktır.
BAŞKAN Bilgilerinize
sunulmuştur.
Gensorunun gündeme alınıp
alınmayacağı hususundaki görüşmenin gününü kapsayan
Danışma Kurulu önerisi daha sonra oylarınıza
sunulacaktır.
İç Tüzükün 37nci maddesine göre
verilmiş bir doğrudan gündeme alınma önergesi vardır,
okutup işleme alacağım ve oylarınıza
sunacağım.
D) Önergeler
1.- İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın, (2/206) esas numaralı 23.10.2011
Tarihinde Van İli ve Erciş İlçesinde Meydana Gelen Depremlerden
Zarar Görenlerin Vergi Borçları ve Vergi Cezalarının Terkini
Hakkında Kanun Teklifinin doğrudan gündeme alınmasına
ilişkin önergesi (4/111)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
(2/206) esas numaralı Kanun
Teklifim kırk beş gün içinde Komisyonda görüşülmediğinden
İç Tüzükün 37nci maddesi gereğince doğrudan gündeme
alınması konusunda gereğinin yapılmasını
saygılarımla arz ederim. 10/02/2012
Mahmut Tanal
İstanbul
BAŞKAN Teklif sahibi
İstanbul Milletvekili Sayın Mahmut Tanal, buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Reyhanlıda yapılan
katliamı lanetliyorum. Katliamda vefat edenlere Allahtan rahmet
diliyorum, yaralılara da acil şifalar diliyorum.
Tabii, Reyhanlı da sadece
geçiştirilecek bir husus değil. Reyhanlıya gelinceye kadar
bugüne kadar sınırımızda ne oldu? Bir sefer, Türkiye
Cumhuriyeti devletinin sınır güvenliği hiçbir zaman, on bir
yıldan beri olmadı. Neler oldu? Suriye tarafında
uçağımız düşürüldü. Şanlıurfa ili Akçakale
ilçesine bomba düştü. Aynı zamanda, yine, Cilvegözünde bomba
patlayınca bundan sonra istihbarat bilgileri nedeniyle böyle bir
olayın tekerrür ettirilmeyeceği söylendi ve tekrar, yine, Akçakale Sınır
Kapısında bir polis memurumuz şehit edildi ve son, beşinci
hadise, Reyhanlıda iki araçtaki bombanın patlaması
vatandaşlarımızın can kaybına sebebiyet verdi.
Burada nedir? Başlıklar
şeklinde sayarsak:
1) Dış
politikamızın doğru düzgün bir şekilde
yapılmaması.
2) İstihbarat zafiyeti var. İstihbarat
ne işe yarar? Tabii, bu açıdan baktığınız zaman,
herhâlde istihbarat sadece vatandaşlarımızı takip etme
açısından yapılmaz, aynı zamanda diğer devletin
Türkiye Cumhuriyeti devleti açısından da neler yaptığı
takip edilir.
3) Teröre destek verildi,
sınırda bulunan illerimiz âdeta terörist örgütlerin üssü hâline
getirildi.
Dördüncü hadise sınır
güvenliğinin olmamasından kaynaklandı.
Herhâlde sayın siyasal iktidar
bizim bu uyarılarımızı bugüne kadar nazara almadı ama
bunu bir daha dile getirme ihtiyacını hissettim.
Değerli milletvekilleri, 23 Ekim
2011 tarihinde Van ili Erciş ilçesinde meydana gelen deprem nedeniyle ben
bu kanun teklifini verdim. Bu kanun teklifini vermemdeki asıl amaç, tabii,
bu depremden zarar gören vatandaşlarımızın vergi borçlarının
terkinine ilişkindi. Ancak o günün koşulları içerisinde gerek
vatandaşlarımızın kendi imkânları dâhilinde gerek
Hükûmetin çalışmaları dâhilinde,
vatandaşlarımızın gerçekten bu anlamda kısmen de olsa
zararlarının, maddi ve manevi anlamda bu zararlarının
giderilmiş olduğu
Yapılan iyiliklere teşekkür etmek
lazım. İyilik demeyeyim de görevdir zaten.
Hükûmetin, devletin devlet
olmasının nedeni, vatandaşın can ve mal güvenliğini
sağlaması gerekiyor idi, bunu da yaptılar, teşekkür ederim.
Yaptılar, ancak eksik yaptılar. Şu anda orada yaşanan sorun
büyük bir sorun, TOKİ sorunu. TOKİyle ilgili, orada su, elektrik ve
doğal gaz bağlanmayan evler var. Bu anlamda,
vatandaşımız orada mağdurdur. Temennimiz o ki,
inşallah, Vanda yaşanan bu deprem nedeniyle vatandaşlarımızın
mağduriyetinin giderilmesi gerekir.
Bu kanun teklifimiz... Tabii, kanunlar
nedir, sıcak simit gibi, vatandaşımızın o
ihtiyaçlarını gidermesi gerekir. Halı örer gibi, toplumun
yararı açısından yapılması gerekir. Ancak, tabii ki bu
kanun açısından, kanun teklifinin tarihi 23 Ekim 2011, geldiğimiz
tarih 2013 yılındayız biz, üzerinden iki yıllık bir
süre geçti ancak bunun da bugüne kalmasının asıl sebebi yine
siyasal iktidardır. Siyaset, halkın sorunlarına çözüm bulabilme
yeridir.
Dilerdim, isterdim, beklerdim ki, biz
bu kanun teklifini yaptıktan sonra siyasal iktidarın bunu Genel
Kurula bir an önce getirmesi gerekir iken gerçekten bu sorunu dile getirmedi,
ancak İç Tüzük nedeniyle bunu dile getirmiş olduk.
Ayrıca, bugün 14 Mayıs
Eczacılar Günü. Ülkemizde 1968 yılından itibaren bugüne kadar
her 14 Mayısta Eczacılar Günü kutlanmaktadır, Eczacılar
Gününü de kutluyorum. 14 Mayıs 1968 niçin Eczacılar Günü? Tarihçesi
de şu: 1839 tarihinde ilk tıbbiye mektebi
açıldığı zaman, tıbbiye mektebinin yanında bir de
eczacılık fakültesi açılmıştır ve o tıbbiye
mektebinin içerisinde eczacılık fakültesinin açılma tarihi de 14
Mayıstır. 14 Mayıs, eczacıların gününü de kutluyorum.
Temennim şu: İnşallah,
siyasal iktidar tabii ki bu kanun teklifimize evet oyu verir. Vanda depremden
dolayı zarar gören vatandaşlarımızın vergi
borçları da terkin edilmiş olur.
Hepinize saygılarımı
sunarım, iyi günler diliyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim
Sayın Tanal.
Ankara Milletvekili Sayın
İzzet Çetin, buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
İZZET ÇETİN (Ankara)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Mahmut Tanal
arkadaşımın vermiş olduğu kanun teklifi üzerinde söz
aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
konuşmama başlamandan önce ben de Reyhanlıda önceki gün meydana
gelen insanlık dışı terör olayını şiddetle
kınıyorum. Ölenlere Allahtan rahmet diliyorum, yaralılara acil
şifalar diliyorum. Umarım son olur ama görünen o ki pek son
olacağa benzemiyor. Bugün, Reyhanlıda meydana gelen ve resmî
açıklamalara göre 50nin üzerinde, yabancı kaynakların
haberlerine göre de 100ün üzerinde insanın yaşamını
yitirdiği bu terör olayı, hiçbir şekilde, Türkiyenin Suriyeye
doğrudan askerî müdahalede bulunmasını isteyen güçleri
güldürmemeli. Onların oyununa gelmemeliyiz. Nitekim bugün, sosyal medyada
açıp bakabilirsiniz- 2012nin Ağustos ayında Amerikada
yapılan bir simülasyon, bir senaryonun aşama aşama
gerçekleşmekte olduğunu görüyoruz. Özet olarak, o senaryoda Amerika,
Suudiler ve Türkiye, Suriye üzerine bir oyun oynuyorlar ve Türkiye, bugüne
kadar gelinen noktada Suriyeye doğrudan müdahaleye ikna edilemeyince
başta Antep ve Maraş illeri olmak üzere bölgedeki büyük yerleşim
yerlerinde büyük can kayıplarına sebep olacak ciddi patlamaların
yapılmasından sonra Suriyeye girme kararı içerisine girer ve bu
şekilde amaç gerçekleşmiş olur. diyor. Bu senaryoyu bütün
milletvekillerinin
Ki, ABD bu senaryoları sıklıkla uygular ve
bütün dünyada kendine göre politikaları o şekilde
gerçekleştirir. Onun için, hiçbir şekilde Suriyeye bir askerî
müdahaleyi doğru bulmadığımı açıklıkla ifade
etmek istiyorum. Gerçekten, Türkiye bu konuda ne yazık ki çok büyük
yanlışlığın içerisinde. Nitekim, bu kanun teklifinde
de görülüyor ki kendi yurttaşından esirgediğini, yarın greve çıkacak hava
yolları işçilerinden esirgediğini Özgür Suriye Ordusu diye
bilinen Suriyedeki militanlara bahşetmekte Hükûmet ve onları
açık açık desteklemektedir. Bunun Türkiyeye
kazandıracağı hiçbir şeyin olmadığını
bilmenizi isterim.
Değerli arkadaşlar, bugün
gerçekten hem Eczacılar Günü hem de Çiftçiler Günü. Çiftçiler Gününde
Türkiyede çiftçilerin sorunlarını, AKP iktidarları döneminde
büyük bunalımlar yaşayan eczacıların sorunlarını
konuşmak varken terörün açtığı yaraları konuşmak
hepimizin vicdanlarını sızlatıyor.
Yine bugün, arkadaşımın
vermiş olduğu kanun teklifi gerçekten hükmünü yitirdi. Yani bu da
Meclisteki çalışma düzeninin, Meclis İçtüzüğünün ne kadar
demode olduğunu açıkça bize gösteriyor. O günün
sıcaklığı içerisinde, 23 Ekimde meydana gelen depremden
sonra verilen bir kanun teklifi, aradan iki yıl sonra doğrudan Meclis
gündemine alınma sırası gelince Meclis gündemine iniyor ve
iş işten geçmiş oluyor. Şunu kabul etmek gerekir ki deprem
konusunda, Vandaki deprem konusunda bir bakıma depremden hemen sonra
Hükûmetin almış olduğu karar bugüne kadar uygulanageldi. Kötü
bir karar değil ama o günün sıcaklığı içerisinde
borçların terkini konusundaki bir yaklaşım o bölgede depremden
zarar gören yurttaşları sevindirebilirdi. Nitekim, biraz evvel
arkadaşım da söyledi, o bölgede birtakım hizmetlerle depremin
yaraları sarılıyor gibi olsa da bölgede Van Valisinin
söylediği Evsiz kalan kiracılar hâlâ konteynırlarda
yaşıyor. Vali, kiracılar için konut yapacağını
açıkladı. Bu konuda esas müşkül durumda olan yoksul
insanlarımıza da devletin şefkat elini uzatmasını
diliyorum ve gerçekten bu konuda Hükûmetin, Başbakanın,
yaptığı açıklamalarla Türkiye Mimar Mühendis Odaları
Birliğinin Vandaki deprem konutlarına ve onların maliyetlerine,
hak sahiplerine veriliş fiyatlarındaki ikilikli duruma bir kez daha
bakmasını diliyorum. Terör olayının bir daha
yaşanmamasını dileyerek hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim
Sayın Çetin.
Teklifi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Evet, gündemin Sözlü Sorular
kısmına geçiyoruz.
VII.- SÖZLÜ SORULAR VE
CEVAPLARI
1.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Karsta hurdacılar sitesi
kurulmasına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru
önergesi (6/82) ve Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlunun
cevabı
2.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, üniversite hastanelerinde
çalışanların eş durumu tayinlerine ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/2506) ve Sağlık Bakanı
Mehmet Müezzinoğlunun cevabı
3.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükatamanın, Bakanlıkta yeni yapılanma
kapsamında yapılan atamalara ilişkin Sağlık
Bakanından sözlü soru önergesi (6/2850) Cevaplanmadı
4.- Antalya
Milletvekili Gürkut Acarın, Antalyada yer alan hastanelerdeki uzman
doktor eksikliğine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2869) ve
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlunun cevabı
5.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Gümüşhane ve Bayburttaki Devlet
hastanelerine üroloji hastaları için gerekli ameliyat malzemelerinin temin
edilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2884) ve Sağlık Bakanı
Mehmet Müezzinoğlunun cevabı
6.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, ölüme neden olan bir ilacın
ülkemizde satılıp satılmadığına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/2957) ve Sağlık Bakanı Mehmet
Müezzinoğlunun cevabı
7.- Tokat Milletvekili Reşat
Doğrunun, 2012 yılında ülke genelinde ve Tokatta
gerçekleşen doğumlarla ilgili verilere ilişkin sözlü soru
önergesi (6/2987) ve Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlunun
cevabı
8.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, hastanelerde çok sayıda yabancı
uyruklu hastanın tedavi gördüğü iddiasına ilişkin
Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/3001) Cevaplanmadı
9.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçerinin, Ankarada şiddete uğrayan sağlık
çalışanlarına ilişkin Sağlık Bakanından
sözlü soru önergesi (6/3011) Cevaplanmadı
10.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçerinin, satışı yasaklanan ilaçlara
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3030) ve Sağlık Bakanı
Mehmet Müezzinoğlunun cevabı
11.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükatamanın, evde sağlık uygulamasına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3076) ve Sağlık Bakanı
Mehmet Müezzinoğlunun cevabı
12.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçerinin, 2007-2013 yılları arasında
ruhsatlandırılan yerli ilaçlara ilişkin Sağlık
Bakanından sözlü soru önergesi (6/3098) Cevaplanmadı
13.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, aynı doktora on gün içerisinde ikinci kez
muayene olunamamasından kaynaklanan mağduriyete ilişkin sözlü
soru önergesi (6/3112) ve Sağlık Bakanı Mehmet
Müezzinoğlunun cevabı
14.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükatamanın, kadrolu ve hizmet alımı yöntemi ile
çalışan personele ilişkin sözlü soru önergesi (6/3125) ve
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlunun cevabı
15.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükatamanın, üreme sağlığı
danışma hattı kurulacağı hakkındaki haberlere
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3244) ve Sağlık Bakanı
Mehmet Müezzinoğlunun cevabı
16.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçerinin, 2007-2013 yılları arasında
Ankarada hayatını kaybeden kişi ve doğan bebek
sayılarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3267) ve
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlunun cevabı
17.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, 112 acil sağlık istasyonu ve
ambulans hizmetlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3302) ve
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlunun cevabı
18.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçerinin, 2007-2013 yılları arasında
Ankarada lösemi teşhisi konulan çocuklara ilişkin sözlü soru
önergesi (6/3348) ve Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlunun
cevabı
19.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçerinin, Ankarada tüberküloz teşhisi konulan
hastalara ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi
(6/3349) Cevaplanmadı
20.- İstanbul
Milletvekili Kadir Gökmen Öğütün, terminal dönemde bulunan hastalara
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3374) ve Sağlık Bakanı
Mehmet Müezzinoğlunun cevabı
21.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükatamanın, aile hekimliğine ilişkin
Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/3427) Cevaplanmadı
22.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükatamanın, kozmetik ürünlere ilişkin sözlü soru
önergesi (6/3430) ve Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlunun cevabı
23.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, aşırı tuz tüketiminden
kaynaklanan hastalıkların engellenmesi için yapılan
çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/3451) ve
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlunun cevabı
24.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Ardahan Devlet Hastanesi hizmet
binasının depreme dayanıklılığına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3464) ve Sağlık Bakanı
Mehmet Müezzinoğlunun cevabı
25.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükatamanın, bir serisi piyasadan toplatılan bir ilaca
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3495) ve Sağlık Bakanı
Mehmet Müezzinoğlunun cevabı
26.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Ardahan ili Göle ilçesindeki Devlet
Hastanesinde ilaç, serum vb. ihtiyaçlarının hasta yakınları
tarafından karşılandığı iddialarına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3506) ve Sağlık Bakanı
Mehmet Müezzinoğlunun cevabı
27.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bazı Devlet hastanelerinde ilaç, serum
vb. ihtiyaçların hasta yakınları tarafından
karşılandığı iddialarına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/3510) ve Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlunun
cevabı
28.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Şırnak, Hakkâri ve Batman illeri ve
ilçelerindeki Devlet hastanelerinde ihtiyaçların hasta yakınları
tarafından karşılandığı iddialarına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3511) ve Sağlık Bakanı
Mehmet Müezzinoğlunun cevabı
29.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Kilis, Erzurum, Gümüşhane ve Bayburt
illeri ve ilçelerindeki Devlet hastanelerinde ihtiyaçların hasta
yakınları tarafından karşılandığı
iddialarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3512) ve Sağlık
Bakanı Mehmet Müezzinoğlunun cevabı
30.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Kars, Iğdır ve Ağrı illeri
ve ilçelerindeki Devlet hastanelerinde ihtiyaçların hasta
yakınları tarafından karşılandığı
iddialarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3513) ve Sağlık
Bakanı Mehmet Müezzinoğlunun cevabı
31.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Erzurumda kanser vakalarının
arttığı iddialarına ve onkoloji hastanesi ihtiyacına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3514) ve Sağlık Bakanı
Mehmet Müezzinoğlunun cevabı
32.- Adana Milletvekili
Ali Halamanın, işçi sağlığı ve meslek
hastalıkları hastanelerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3551)
ve Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlunun cevabı
33.- Adana Milletvekili
Ali Halamanın, veremle savaş ve kanser tarama ve eğitim
merkezlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3552) ve Sağlık
Bakanı Mehmet Müezzinoğlunun cevabı
34.- Tokat Milletvekili
Reşat Doğrunun, verem savaş dispanserleri ve verem hastalığı
ile ilgili verilere ilişkin sözlü soru önergesi (6/3604) ve
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlunun cevabı
35.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçerinin, Ankaradaki akciğer kanseri vakaları
ile ilgili çeşitli verilere ilişkin sözlü soru önergesi (6/3613) ve
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlunun cevabı
36.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçerinin, çocuk felci ile ilgili çeşitli verilere
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3614) ve Sağlık Bakanı
Mehmet Müezzinoğlunun cevabı
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Sunuşlar bölümünde belirttiğim üzere, birlikte
cevaplandırmak istediği sözlü soru önergelerini
cevaplandırması için Sağlık Bakanı Sayın Mehmet
Müezzinoğlunu kürsüye davet ediyorum.
Buyurun Sayın Bakan,. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Süreniz bir saat.
SAĞLIK BAKANI MEHMET
MÜEZZİNOĞLU (Edirne) Sayın Başkan, değerli
milletvekili arkadaşlarımız; Hükûmetimiz ve
Bakanlığımız tarafından
cevaplandırılması istenen soru önergelerine cevap vermek üzere
huzurlarınızda bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, tabii, Hatay
Reyhanlıda işlenen bu menfur hadiseden sonra kaybettiğimiz 51
insanımıza Allahtan rahmet diliyorum, yaralılarımıza
acil şifalar diliyorum, milletimizin başı sağ olsun diyorum.
Bu vesileyle, bugün 14 Mayıs Dünya
Çiftçiler Günü dolayısıyla tüm çiftçilerimizin bugününü kutluyorum.
Yine, 14 Mayıs Türk Eczacılar Günü vesilesiyle tüm
eczacılarımızın bugününü kutluyor,
yarınlarının daha güvenli ve daha huzurlu, başarılı
olmasını temenni ediyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın İçişleri Bakanı Sayın İdris Naim
Şahin tarafından sözlü olarak yanıtlanması için
gereğini saygılarımla arz ederim.
Ensar
Öğüt
Ardahan
Kars son yıllarda şehircilik
bakımından hızla yapılaşmakta ve nüfus oranı
hızla artmaktadır. Bunun yanında Kars, çeşitli meslek
kollarından çok dağınık hâlde faaliyet gösteren
hurdacı esnafı için önemli sayılabilecek büyüklükteki bir
ticaret hacmine sahiptir ve bu ticaret her geçen gün artarak devam etmektedir
BAŞKAN Sayın
Müezzinoğlu, Sayın Bakan, bir saniye
Şimdi, sorular okundu daha
evvelden. Siz sadece sayı ve numarasını söylerseniz, sorunun
kendini okumayın ki vakitten kazanmak açısından.
Buyurun.
SAĞLIK BAKANI MEHMET
MÜEZZİNOĞLU (Devamla) Peki, tamam. Teşekkür ederim.
MEHMET ŞANDIR (Mersin)
Sayın Başkanım, soruyu soran sayın milletvekilini, onu da
söylerseniz
BAŞKAN Hayır, onları
söyleyecek, sorunun kendini okumayacak.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Soruyu
okumanıza gerek yok. Sorunun sahibini söylerseniz yeterli efendim.
SAĞLIK BAKANI MEHMET
MÜEZZİNOĞLU (Devamla) Evet, sorunun sahibi Sayın Ensar
Öğüt, Ardahan Milletvekilimiz. Kars Belediye
Başkanlığı tarafından, şehir merkezinde bulunan
hurdacıların şehir dışına
taşınmaları için gerekli çalışmaların
yapıldığı, hurda ticareti yapanların bağlı
bulundukları Kars Tamirciler ve Tesviyeciler Odası
Başkanlığına başvurmaları durumunda hâlen
faaliyette bulunan girişimcilerin bulunduğu küçük sanayi sitesi
içinde faaliyet gösterebilecekleri, talepleri hâlinde sanayi sitesine ait
arsalara kendilerine ait iş yeri yapabilecekleri bildirilmiştir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan
tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını
saygılarımla arz ederim.
Mesut
Dedeoğlu
Kahramanmaraş
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Bakanlığımız Atama Nakil
Yönetmeliğinin 2nci ve 17nci maddeleri ile 657 sayılı Devlet
Memurları Kanununun 74üncü maddesi çerçevesinde, diğer kamu kurum
ve kuruluşlarında çalışan kamu görevlileri, bakanlık
ve bağlı kuruluşlarda durumlarına uygun kadrolara
müracaatları kabul edilenlerin atanacakları yerleri, tercihleri
doğrultusunda, kurumlar arası atama kurası ile naklen
atanabilirler. Ayrıca, stratejik personel dönem ve kura
şartlarına bağlı olmaksızın naklen atanabilirler.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun
Sağlık Bakanı Sayın Müezzinoğlu tarafından sözlü
olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Özcan
Yeniçeri
Ankara
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 2007-2013 yılları arasında Türkiye genelinde
güvenlilik sebebiyle piyasadan çekilen yerli üretim ilaç sayısı 2,
ithal ilaç sayısı ise 10dur. Tüm dünyada ilaç güvenliliği ile
ilgili meydana gelen gelişmeler Bakanlığımız
tarafından yakından takip edilmekte olup Amerika Birleşik
Devletleri ve Avrupa ülkelerinde güvenlilik sebebiyle satışı
yasaklanmış olmasına rağmen Türkiyede
satışı serbest olan ithal ilaç bulunmamaktadır.
Ayrıca, ülkemiz ilaç ters etki bildirimlerinin
yapıldığı sisteme 1987 yılından beri üyedir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki soruların
Sağlık Bakanı Sayın Mehmet Müezzinoğlu tarafından
sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Özcan
Yeniçeri
Ankara
Ankara ilinde bu süreçte çocuk felci
vakası görülmemiştir. Ülkemizde 1998 yılından bu yana çocuk
felci vakası yoktur. 2002 yılında ülkemiz, Dünya
Sağlık Örgütü Avrupa Bölge Ofisine bağlı ülkelerle birlikte
çocuk felcinden arındırılmış ülke sertifikası
almıştır. 2007-2013 yılları arasında Ankara
ilimizde çocuk felci aşısı üç dozu sırasıyla: 2007de 75.384; 2008de 59.779; 2009da
70.003; 2010da 67.104; 2011de 68.606; 2012de 69.494 ve 2013te 19.588
ocak-nisan ayları doz uygulanmıştır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun
Sağlık Bakanı Sayın Doktor Mehmet Müezzinoğlu
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim.
Mesut
Dedeoğlu
Kahramanmaraş
Pakistanda Pencap eyaletinde bir
öksürük şurubunun yol açtığı ölümlerin
sayısının 56ya yükseldiği konusunda haberler
yayımlanmaktadır. Bu bilgiler ışığında
Pakistanda ölümlere neden olan bu şurup ülkemizde ruhsatlı veya ruhsatsız herhangi bir şekilde
satılmakta mıdır?
Sayın Başkan, Dünya
Sağlık Örgütünün resmî web sitesinde Pakistanda kullanılan bir
öksürük şurubunun ölümlere sebebiyet verdiği yönünde alarm
yayınlanması üzerine konu Bakanlığımıza
bağlı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu tarafından
detaylı bir şekilde araştırılmıştır.
Yapılan bu araştırma neticesinde Dünya Sağlık Örgütü
tarafından belirtilen üretim yerlerinden dextrometorfan adlı etkin
maddenin ve bu etkin maddenin kullanıldığı ürünlerin ithal
edilmediği anlaşılmıştır. Bu sebeple, piyasada
bulunan dextrometorfan içeren öksürük şuruplarına ilişkin
piyasadan geri çekme işlemi uygulanmamıştır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun
Sağlık Bakanı Sayın Mehmet Müezzinoğlu tarafından
sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
İsmet Büyükataman
Bursa
Değerli milletvekili
arkadaşlarım, Bakanlığımıza Theraflu Forte Film
Tablet adlı son kullanma tarihi 01/2015 olan ürünün K0984 parti
numaralı serisi için Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumuna
ulaşan şikâyete istinaden yapılan inceleme neticesinde
kapalı blister içerisindeki tablet üzerinde nokta şeklinde
siyahlık tespit edilmesi üzerine 26/2/2013 tarihinde 2. sınıf B
seviyesinde geri çekme işlemi uygulanmıştır. Adı geçen
ilaç hakkında daha önce uygulanan bir geri çekme işlemi
bulunmamaktadır. Ancak son kullanma tarihi 10/2014 olan ürünün K0909 parti
numaralı serisi hakkında içinde yabancı madde bulunduğu
şikâyeti üzerine ruhsat sahibi firma tarafından 2. sınıf B
seviyesinde geri çekme talebinde bulunulmuş, söz konusu talep 22/04/2013
tarihinde Bakanlığımızca uygun bulunmuştur.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun
Sağlık Bakanı Sayın Müezzinoğlu tarafından sözlü
olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz
ederim.
Ensar Öğüt
Ardahan
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; fazla tuz tüketilmesi, başta yüksek tansiyon olmak üzere
çeşitli kalp ve damar hastalıklarına yol açmaktadır.
Araştırmalar, ülkemizde tuz tüketiminin çok yüksek oranlarda
olduğunu göstermektedir. Geçtiğimiz yıl yapılan Türk
Toplumunda Tuz Tüketimi ve Kan Basıncı çalışmasında
vatandaşlarımızın günde
Tuz tüketimimizin azaltılması
için Türkiye Aşırı Tuz Tüketiminin Azaltılması
Programını yürütüyoruz. Bu program kapsamında Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımızla birlikte
gıdalarda tuz oranının azaltılmasına yönelik bir
çalışmayı sürdürüyoruz. Bu programın bir ilk
adımı olarak ekmekteki tuz oranını azalttık. Bunu
diğer gıdalar takip edecektir. Vatandaşlarımızın
tuz kullanımı hakkında farkındalığı artırmak
için de çalışmalarımız devam etmektedir. Çok yakında
tuz paketlerinin üzerinde de sigaradaki gibi uyarı
yazılarını da göreceğinizi söyleyebilirim.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun Sağlık
Bakanı Mehmet Müezzinoğlu tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Ensar Öğüt
Ardahan
Dünya Sağlık Örgütü, 2015
yılından sonra dünya genelinde birinci sırada ölüm sebebinin
kanserler olacağını öngörmektedir. Ülkemizde de kanser
sıklığı ve kansere bağlı ölümler dünyadaki
artışa paralel ve benzer oranlarda artış göstermektedir.
TÜİK verilerine göre 2002 yılında kansere bağlı ölüm
yüzde 12 iken bu oran 2009 yılında yüzde 20ye
ulaşmıştır. Dünya Sağlık Örgütü, kanserde görülen
bu artışın üç temel sebebini yaşlı nüfusta meydana
gelen artış, tütün kullanımı ve obezite salgını
olarak açıklamaktadır. Bunların yanı sıra ülkemizde
kanser kayıtçılığında yapılan
iyileştirmelerle daha önce bilinmeyen vakaların kayda
alınması da kanser istatistiklerindeki artışın bir
diğer sebebi olarak ortaya çıkmıştır.
En son yayımlanan ulusal
istatistiklerimize göre Erzurum ilinde Türkiye ortalamasından
farklılık gösteren bir akciğer kanseri artışı söz
konusu değildir. Akciğer kanserleri açısından en önemli
risk faktörü sigara kullanımı, mide kanserleri için ise genetik
yatkınlıklar, helikobakter pilori, sigara ve alkoldür.
Bildiğiniz gibi, tütünle etkin bir mücadele programını zaten
yürütüyoruz. Mide kanserleri için ise önlenebilir bir diğer risk faktörü
olan alkol kontrol programımızı da yakında
başlatacağız.
Sağlık altyapı
planlamalarımızı vatandaşlarımızın en kolay ulaşacakları
yerde, ihtiyaç duydukları her türlü hizmeti alabilecekleri şekilde
yaptık. Bu çerçevede yirmi dokuz sağlık bölgemizin
merkezlerinden biri olan Erzurumda bir kanser tedavi merkezimiz olacak.
Sayın Öğüt, akciğer ve
mide kanseri sıklığı açısından bazı dünya ülkeleriyle Erzurum ilinin
karşılaştırıldığı tabloyu sizlere
ulaştıracağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun
Sağlık Bakanı Sayın Müezzinoğlu tarafından sözlü
olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
İsmet
Büyükataman
Bursa
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 5324 sayılı Kozmetik Kanununun 3üncü maddesi
gereğince kozmetik ürünün piyasaya ilk kez arz edilmesinden önce
Bakanlığımıza bildirimde bulunulmakta olup 2005
yılından bu yana Bakanlığımızın bağlı
kuruluşu olan Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunda bu ürünlerin
kayıtları tutulmaktadır. Kozmetik ürünlerin insan
sağlığına muhtemel etkileri, içerikleri, ambalaj bilgileri,
teknik dosyaları ve üretim yerleri Bakanlığımızca
denetlenmektedir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun
Sağlık Bakanı Sayın Müezzinoğlu tarafından sözlü
olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz
ederim.
Özcan
Yeniçeri
Ankara
Değerli milletvekilleri,
bildiğiniz gibi akciğer kanserlerinin en önemli sebebi tütün
kullanımıdır. Ülkemizde dünyaya model olmuş
başarılı bir tütün mücadelesini el birliğiyle yürütüyoruz.
Ülkemiz insanlarının geleceği adına siz sayın
milletvekillerimizin bu konuda vermiş olduğu destek için bilvesile
teşekkürlerimi bir kez daha ifade etmek istiyorum. Sayın Yeniçerinin
istemiş olduğu verileri tablo hâlinde kendilerine ileteceğim. Ancak
ülkemizde ölüm kayıtları TÜİK tarafından tutulmakta
olduğundan akciğer kaynaklı ölüm verilerinin TÜİKten temin
edilmesi gerekmektedir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun
Sağlık Bakanı Sayın Müezzinoğlu tarafından sözlü
olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz
ederim.
Özcan
Yeniçeri
Ankara
Kanser, bütün dünyayı düşük
ya da yüksek gelişmişlik düzeyine bakmadan, her iki cinsiyeti ve
bütün yaş gruplarını etkileyen bir hastalıktır.
Dünyada çocukluk çağı
kanserleri bütün kanserlerin yüzde 4ünü oluşturmaktadır. Türkiye'de
her yıl 175 bin vatandaşımıza kanser teşhisi
konulmakta olup bunların yüzde 1,7si, yaklaşık 3 bini, çocukluk
yaşlarında görülen kanserlerdir. Lösemiler çocuklarda en sık
görülen kanserler olup yılda 1.500 civarında çocuğumuzu
etkilemektedir.
Erişkinlerdekinin aksine çocukluk
çağı kanserleri yüzde 70-80in üzerinde tedavi edilebilir ve sağ
kalım oranı yüksektir. Ülkemiz genelinde de tedavi
oranlarımız gelişmiş ülkelerdekine benzer olup kansere
yakalanan çocuklarımızın yüzde 70-80i
sağlığına kavuşmaktadır.
Bildiğiniz gibi, çocukluk
çağı kanserleri erişkin kanserlerinde olduğu gibi ücretsiz
tedavi edilmektedir. Ankaraya ait talep ettiğiniz verileri tablo halinde
sizlere sunacağız.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Sağlık Bakanı Sayın Müezzinoğlu
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
saygılarımla arz ederim.
İsmet
Büyükataman
Bursa
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; evde sağlık hizmeti sunumuna ihtiyacı olan
bireylerin muayene, tetkik, tahlil, tedavi, tıbbi bakım ve
rehabilitasyonların evinde ve aile ortamında sağlanması ve
bu kişilere ve aile bireylerine sosyal ve psikolojik destek hizmetlerinin
bir bütün olarak birlikte verilmesi için bakanlığımıza
bağlı sağlık kurumları bünyesinde kurulan evde
sağlık hizmetleri birimleri 01/02/2010 tarihinde yürürlüğe giren
Sağlık Bakanlığınca sunulan Evde Sağlık Hizmetlerinin
Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Yönerge hükümleri
doğrultusunda hizmet vermeye başlamıştır.
Evde sağlık hizmeti
kapsamında Şubat 2013 tarihi itibarıyla ulaşılan
toplam hasta sayısı 265.259 olup, bu hastaların 147.188i aktif
olarak hâlen bu hizmeti almaya devam etmektedir.
Bursa ilimizde Şubat 2013 tarihi
itibarıyla evde sağlık hizmetinden yararlanan toplam hasta
sayısı ise 9.732 olup, 4.704 hasta hâlen bu hizmeti almaya devam
etmektedir.
Evde sağlık hizmetleri, 81
ilimizde oluşturulan koordinasyon merkezleri koordinatörlüğünde
Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu, evde sağlık birimleri, toplum
sağlığı merkezleri, mobil birimler, aile hekimleri ve aile
sağlığı elemanları tarafından verilmektedir. Bu
hizmetler 715 birim, 961 hizmet aracı ve aile hekimliği
çalışanları hariç olmak üzere toplam 4.143 sağlık
personeli tarafından sunulmaktadır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Sağlık Bakanı Sayın Müezzinoğlu tarafından sözlü
olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz
ederim.
Gürkut
Acar
Antalya
Antalya ili merkezi ve ilçelerinde
Bakanlığımıza bağlı olarak hizmet vermekte olan
yataklı tedavi kurumlarında aktif olarak görev yapmakta olan tabip ve
uzman tabiplerin branşlara göre dağılımını
gösteren tablo ekte sunulmuştur.
Bakanlığımız Atama
ve Nakil Yönetmeliğinin ek-2 maddesinin personel dağılım
cetveli ilkelerine göre il ve ilçelere sağlık personeli
planlamasında temel ilke nüfus kapasitesi olmakla birlikte personel
dağılımını etkileyecek ölçüde demografik,
epidemiyolojik hastalık insidans ve prevalansı gibi coğrafi ve
turizm kaynaklı değişiklikler olması, hekime başvuru
sıklığı, illerin tıbbi cihaz ve fiziki mekân
kapasitesi, personel dağılımını etkileyecek ölçüde
nüfus hareketleri ya da poliklinik sayılarındaki
farklılıklar, ulaşım şartları, vardiya hizmetleri
gibi etkenler temel alınarak il ve ilçe merkezlerinde hizmet vermekte olan
sağlık kurum ve kuruluşlarına hekim, uzman hekim ve
sağlık personeli kadrosu tahsis edilmektedir. Ülkemizde
Bakanlığımıza bağlı sağlık kurum ve
kuruluşlarında kardiyoloji branşında aktif
çalışan uzman hekim sayısı dikkate
alındığında, uzman hekim branşına ortalama olarak
79 bin nüfus düşmektedir. Kaş ilçesinin genel nüfusu ise 53.500
civarındadır. Antalya Kaş Devlet Hastanesinde hâlihazırda geçici
görevli uzman hekimlerle çocuk sağlığı ve
hastalıkları branşında hizmet verilmektedir.
Bakanlığımızın mevcut insan kaynakları ve
Kaş ilçesinin nüfus verileri dikkate alındığında
sürdürülebilir sağlık hizmetleri açısından Kaş Devlet
Hastanesinde yerel planda sağlık hizmeti sunumunu aksatacak doktor
eksikliği bulunmamaktadır. Bakanlığımızın
sağlık insan gücü kapasitesindeki artışa bağlı
olarak Antalya il merkezindeki ve ilçelerindeki sağlık kurum ve
kuruluşlarımıza önümüzdeki dönemlerde de hekim ve uzman hekim
planlamalarımız devam edecektir. Antalya il merkezi ve ilçelerinin
özellikle yaz mevsimindeki nüfus artışına paralel olarak
sağlık insan gücü ihtiyacı nispetinde il içerisinden ve il
dışından sağlık kurum ve kuruluşları
arasında geçici olarak pratisyen ve uzman hekimler görevlendirilmektedir.
Tabloyu sizlere takdim edeceğim.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Sağlık Bakanı Sayın Müezzinoğlu
tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda
gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim
Özcan Yeniçeri
Ankara
Ölüm istatistikleri Türkiye
İstatistik Kurumu tarafından derlenmekte olup
ayrıntılı bilgi ilgili kurumdan alınabilmektedir. Ölüm
istatistikleri 2013 yılı Ocak ayından itibaren
Bakanlığımızca oluşturulan Ölüm Bildirim Sistemi ile
de alınabilmektedir. Yıllar itibarıyla Ankara ilinin ölüm
istatistikleri aşağıda yer almaktadır. Ölüm yerine göre 2007,
2008, 2009, 2010, 2011; ikametgâh yerine göre
Bu tabloyu değerli milletvekilimize
takdim edeceğim. Yıllar itibarıyla yine doğum
istatistiklerini değerli milletvekilimiz istemiş, onun tablosunu da
kendisine takdim edeceğim.
Kamu hastanelerinde sezaryen oranı
özel ve üniversite hastanelerine göre daha düşük olmasına rağmen
bütün doğumlardaki sezaryen oranlarını azaltmak için önlemler
almaya çalışıyoruz. Ne yazık ki ülkemizde bu anlamda
sezaryen oranlarının yüksek olduğu bir gerçek.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Sağlık Bakanı Sayın Müezzinoğlu
tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda
gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.
Ensar
Öğüt
Ardahan
Hastanelerimizde yatarak tedavi gören
hastaların ilaçlarının temininde Sağlık Uygulama
Tebliğinde belirtilen hükümler doğrultusunda işlem tesis
edilmekte olup söz konusu tebliğin dördüncü bölümünde, yatarak tedavilerde
reçetelerin düzenlenmesiyle ilgili olarak;
1) Yatarak tedavilerde
kullanılacak ilaçların hastane tarafından temini zorunludur.
2) Yatarak tedavilerde Kurumla
sözleşmeli resmî sağlık kurumları tarafından temin
edilemeyen ilaçlar için düzenlenen reçetelerde Eczanemizde Yoktur, Yatan
Hasta ibaresi ve başhekimlik onayının bulunması
zorunludur.
3) Reçetelerde yer alan ilaç bedelleri
SUT hükümleri doğrultusunda 5 günlük dozu (ancak, sağlık
kurumlarında uzun süre yatmak, tedavi gören tüberküloz hastalarına
kullanımın dozu belgelenmek kaydıyla bir aylık miktarda
tüberküloz ilaçları reçete edilebilir) aşmamak kaydıyla
karşılanır ve ödenen tutar ilgili sağlık kurumunun
alacağından mahsup edilir. Ancak günübirlik tedavilerde
kullanılan ilaçların hastanelerce temini zorunlu olmayıp, hekim
tarafından reçetede günübirlik tedavi kapsamında olduğunun
belirtilmesi kaydıyla ilaçlar sözleşmeli eczanelerden temin
edilebilecektir. denilmektedir.
Bu hükümler çerçevesinde,
sağlık tesislerimizde yatan hastalarda kullanılan ilaçların
önergede belirtildiği şekilde hastalarımızca eczanelerden
aldırılması söz konusu olmayıp, herhangi bir sebeple
sağlık tesisimizce temin edilemeyen ilaçlar tedavinin aksamaması
için SUT tebliğinin Dördüncü Bölüm 3üncü maddesi uyarınca reçete
edilerek kurumla sözleşmeli olan eczanelerden, acil olan hâllerde sözleşmeli
eczane şartı aranmaksızın temin edilebilir ve reçete bedeli
Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından sağlık tesisimizin
alacağından mahsup edilir.
Yine 4üncü maddede adı geçen ve
günübirlik tedavilerde kullanılan ilaçlar için -kemoterapi ilaçları
gibi- sağlık tesislerimizce temin edilme zorunluluğu
bulunmayıp, ilgili hekimce reçetede belirtilmek kaydıyla eczanelerden
temin edilmesi mümkün olup hastalarımızın reçete bedeli olarak
herhangi bir ücret ödemesi söz konusu değildir.
Diğer taraftan, Türkiye Kamu
Hastaneleri Kurumu Taşra Teşkilatı Çalışma Usul ve
Esasları Hakkında Yönergenin Satın alma işlemleri
başlıklı 34üncü maddesinde yapılan düzenlemeyle,
kurumlarımızda hizmet sunumunun aksatılmadan sürdürülebilmesi
için genel sekreterliklerce hastane yöneticilerine alım yetkisi
verilebileceği hususu da duyurulmuştur.
Yazımız ekinde soru önergesinde adı geçen
sağlık tesislerimizin ilaç tüketimi, mevcut stokları yer almakta
olup -tablolarda, ek 1de görüldüğü gibi- sağlık sunumunu
aksatacak şekilde ilaç yokluğunun söz konusu olmadığı
anlaşılmaktadır.
Tabloyu değerli milletvekilimize takdim
edeceğim.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Sağlık Bakanı Sayın Müezzinoğlu tarafından sözlü
olarak yanıtlanmasını saygılarımla arz ederim.
İsmet
Büyükataman
Bursa
Bakanlığımıza bağlı merkez
ve taşra teşkilatlarında 2012 yılında kadrolu ve
hizmet alımı yöntemiyle toplam 506.972 personel
çalışmaktadır. Hizmet alımı yöntemiyle temizlik,
bilgisayar programları kullanımı ve sekreterlik, koruma ve
güvenlik, yemek pişirme ve dağıtım, bakım ve
onarım gibi hizmet alanlarında personel
çalıştırılmaktadır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun Sağlık
Bakanı Sayın Müezzinoğlu tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Ensar
Öğüt
Ardahan
24 Mart 2013 tarih ve 28507 sayılı Resmî
Gazetede yayımlanan Sağlık Uygulama Tebliğinin
2.2.1.B-1- Ayakta Tedavilerde Ödeme Uygulaması
başlığında Hastanın aynı sağlık
kurumuna, acil servise başvuruları hariç olmak üzere ayaktan
başvurduğu gün dâhil, 10 (on) gün içindeki aynı uzmanlık
dalına diğer ayaktan başvurularında; sadece SUT eki
EK-2/A-2 Listesinde yer alan işlemlerin bedelleri
faturalandırılabilecek olup SUT eki EK-2/A Listesinde yer alan tutar
faturalandırılamaz. hükmü yer almaktadır. Bu hükümden de
anlaşılacağı üzere on günlük kısıtlama,
sağlık hizmet sunucularının bu süre içerisinde ilk
başvurunun devamı niteliğindeki ikinci başvurularda yeniden
muayene ücreti fatura etmemelerine ilişkindir. Hastaların
sağlık hizmeti sunucularına başvurularında herhangi
bir süre kısıtlaması bulunmamaktadır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun
Sağlık Bakanı Sayın Müezzinoğlu tarafından sözlü
olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Reşat Doğru
Tokat
Bakanlığım
tarafından başlatılan Doğum ve Sezaryen Programı ile
her gebenin sağlıklı ve güvenli olarak hastanede doğum
yapmasını, sezaryen oranlarının makul düzeylerde olmasını
sağlamak amacıyla 2007 yılından itibaren tüm hastane
doğumları ve sezaryen oranları izlenmektedir. Hastanelerden
birer aylık dönemler hâlinde toplanan veriler inceleme ve
değerlendirme süreçlerinin ardından gerekli analizler için
kullanılmaktadır.
2012 yılında ülke genelinde
652.739 normal doğum, 614.046 sezaryenle doğum gerçekleştirilirken
Tokat ilinde 4.960 normal doğum, 3.576 sezaryenle doğum
gerçekleşmiştir. Anne Ölümleri İzleme Programı çerçevesinde
ise her ilde il anne ölümleri tespit ve önleme birimleri ile il inceleme
komisyonu, Bakanlık bünyesinde de Anne Ölümleri Ön İnceleme Komisyonu
ve Merkez İnceleme Komisyonu oluşturulmuştur. Sağlık
Bakanlığı Anne Ölümleri Ön İnceleme Komisyonunda illerden
gelen gebeliğe bağlı tüm ölümler değerlendirilerek ICD 10
kodlama sistemine, nedenlerine ve üç gecikme modeline göre
sınıflandırılmaktadır. İllerde, analizler
sonrasında ülke ve bölge bazında anne ölüm oranları
hesaplanmaktadır. Tokat ilinde 2012 yılında 1 anne ölümü
gerçekleşmiş olup anne ölüm oranı binde 13tür.
Bakanlığım, 2007
yılından bu yana bebek ölümlerini de 0-364 gün yani devamlı
olarak ayrı bir sistemde toplamakta ve incelemektedir. Buna göre Tokat
ilinin 2012 yılı ilk dokuz ayında, henüz kesinleşmemiş,
bebek ölüm hızı binde 7,7 olarak tespit edilmiştir. 5 yaş
altı çocuk ölüm hızı ise beş yılda bir
gerçekleştirilen Türkiye nüfus sağlık araştırmaları
ile tespit edilmekte olup iller bazında yer almamaktadır.
Bakanlığımız 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren 5 yaş
altı ölümlerini toplamaya başlamıştır. Bu nedenle,
2012 yılı Tokat ili çocuk ölüm oranı verilememektedir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu tarafından sözlü
olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz
ederim.
Ensar
Öğüt
Ardahan
Bakanlığımız ile
Toplu Konut İdaresi Başkanlığı arasında, ülkemiz
genelinde Bakanlığımızın ihtiyaç duyduğu
sağlık sitesi ve hizmet binalarının yapımı için
bir protokol imzalanmıştır. Ardahan ilimizde yapılan 150
yataklı devlet hastanesi, bu protokol kapsamında TOKİ
tarafından yapılmıştır. Hastane
inşaatının ihalesi 20/11/2008 tarihinde yapılmış
olup 30/10/2010 tarihinde tamamlanmıştır.
Sağlıkta Dönüşüm Projesi
kapsamında, Ardahan ilimize, çağdaş hizmetlerine ve
sağlıkta dönüşüm vizyonuna uygun gelişen tıbbi
teknolojinin gerektirdiği cihazların en iyi şekilde yerleştirilip
kullanılabileceği, nitelikli yatakları olan bir hastane
yapılmıştır. Böylelikle, sağlık hizmetinin, yeni
yapılan, modern, Sağlık Bakanlığı vizyonuna
uygun, nitelikli hastanelerde verilmesi sağlanmıştır. Amaç,
halkımızın kaliteli sağlık hizmeti
almasıdır. Ardahan Devlet Hastanemiz, kalite ve
standartlarını yükseltmek amacıyla yeni binalarına
taşınmış ve burada hizmet vermektedir.
Türkiye, tektonik özellikler
açısından, Kuzey Anadolu fay kuşağı ve Doğu
Anadolu fay kuşağı olmak üzere başlıca iki ana fay
kuşağına ayrılır. Bazı büyükşehirlerimizin
birinci derecede deprem bölgeleri üzerinde kuruldukları, nüfusumuzun
yarıdan fazlasının bu sahalarda yaşadığı bir
gerçektir. Bakanlığımızca önemli olan kriter, hastane binalarımızın
deprem bölgesinde olmasından ziyade, fay hattı üzerinde
olmamasıdır.
Ardahan Devlet Hastanemizin
yapımında ve Bakanlığımız planlamalarında bu
durum en ince ayrıntısına kadar değerlendirilmekte,
depremin getireceği hasarları en aza indirgeyecek şekilde teknoloji
kullanılarak, hastanemiz, Bakanlığımız konseptine
uygun projelendirilerek TOKİ tarafından
yapılmıştır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Sağlık Bakanı Sayın Müezzinoğlu
tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını
saygılarımla arz ederim.
Ali
Halaman
Adana
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; ülkemizdeki tüberküloz hastalarının sayısı
her geçen gün azalmaktadır. Örneğin, Türkiye genelinde toplum
sağlığı merkezlerine, verem birimlerine, verem savaş
dispanserlerine kaydedilen toplam tüberküloz vakası sayısı 2005
yılında 20.535; 2006 yılında 20.526; 2007 yılında
19.694; 2008 yılında 18.452; 2009 yılında 17.402; 2010
yılında 16.551; 2011 yılında da 15.679dur.
Dünya Sağlık Örgütü
verilerine göre, 2015 yılından itibaren dünya genelinde en önemli ve
birinci sırada ölüm sebebi kanser olacaktır. Ülkemizde de kanser
sıklığı ve kansere bağlı ölümler dünyadaki
artışa paralel ve benzer oranlarda artış göstermektedir.
TÜİK verilerine göre, 2002 yılında kansere bağlı ölüm
yüzde 12 iken, bu oran 2009 yılında yüzde 20ye
ulaşmıştır. Dünya Sağlık Örgütüne göre kanserde
görülen bu artışın üç temel sebebi, yaşlı nüfusta
meydana gelen artış, tütün kullanımı ve obezite
salgını olarak gösterilmektedir. Ülkemizde bunların yanı
sıra, kanser kayıtçılığında yapılan
iyileştirmelerle daha önce bilinmeyen vakaların kayda
alınması da kanser istatistiklerindeki artışın bir
diğer sebebidir.
Ülke genelinde, Nisan 2013 tarihi
itibarıyla, her ilde en az 1 adet olmak üzere 179 adet toplum
sağlığı merkezi, verem savaş dispanseri ve 124 adet
kanser erken teşhis tarama ve eğitim merkezi (KETEM) bulunmaktadır.
Adana ilinde ise, 1 tanesi Adana Verem Savaş
Dispanseri Derneğine bağlı olmak üzere toplam 4 adet verem
birimi ve 1 adet KETEM bulunmaktadır. Mevcut verem birimleri Adana ilinde
yürütülen tüberküloz kontrol hizmetleri için yeterli durumda olup, 2013
yılında Adana ili için 3 adet gezici tarama aracı
alımı planlanmıştır.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun
Sağlık Bakanı Sayın Recep Akdağ tarafından sözlü
olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Ensar
Öğüt
Ardahan
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Bakanlığımızın politikaları
doğrultusunda her ilimize taş kırma cihazı tahsisi
öngörülmüş ve taş kırma cihazı olmayan ilimizin
kalmaması için çalışmalar
başlatılmıştır. Bu çalışmalar
kapsamında taş kırma cihazı olmayan illerimiz
belirlenmiş ve bu doğrultuda ihale çalışmaları
başlatılmıştır.
2012 yılında yapılan son
ihalemiz, uygun koşullar sağlanamadığı için iptal
edilmiştir. 2013 yılında, merkezî alım kapsamında
taş kırma cihazı alım ve planlamaları devam
etmektedir.
Gümüşhane Devlet Hastanesinde
taş kırma cihazı demirbaş olarak mevcut olup, Temel
Sağlık İstatistikleri Modülü verilerine göre 2012 yılı
içerisinde 18 adet ameliyat yapılmıştır.
Bayburt Devlet Hastanesi için 2013
yılı merkezî alım kapsamında taş kırma
cihazı alımı için çalışmalar
başlatılmış olup, alımın gerçekleşmesi
akabinde cihaz planlaması düşünülmektedir.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Sağlık Bakanı Sayın Müezzinoğlu
tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını
saygılarımla arz ederim.
Mesut
Dedeoğlu
Kahramanmaraş
Değerli milletvekilleri, 2011
yılında yapılan Kronik Hastalıklar ve Risk Faktörlerinin
Sıklığı çalışmasına göre Türkiyede 20
yaş üzeri erişkin nüfusta diyabetli kişi oranı yüzde 12 olarak
hesaplanmıştır. Bu anlamda ülkemizde 6 milyon kadar diyabet
hastası bulunmaktadır. Adı geçen çalışmada yaş
gruplarına göre diyabet sıklığı 15-24 yaş
grubunda yüzde 1; 25 ila 34 yaş grubunda yüzde 2; 35 ila 44 yaş
grubunda yüzde 6; 45 ila 54 yaş grubunda yüzde 16, 55-64 yaş grubunda
yüzde 27; 65-74 yaş grubunda ise yüzde 30 şeklinde
dağılım göstermektedir.
Diyabet, bütün dünyada olduğu gibi
ülkemizde de sıklığı artan bir hastalıktır.
Diyabet sıklığının artışında en dikkat
çeken iki risk faktörü sağlıksız beslenme, buna bağlı
artan obezite ve hareketsiz hayat tarzıdır. Bildiğiniz gibi,
2010 yılı sonlarından bu yana diyabetin risk faktörleriyle
savaşmayı hedefleyen Türkiye Sağlıklı Beslenme ve
Hareketli Hayat Programını, 2010 yılı başından
itibaren de Türkiye Diyabet Önleme ve Kontrol Programını
yürütmekteyiz. Bu iki program kapsamında vatandaşlarımızda
sağlıklı beslenme bilinci oluşturmak, hareketsiz hayat
tarzından kaçınmak yolunda çalışmalarımızı
sürdürüyor; diyabetli hastaların erken tanısı,
hastalığın neden olabileceği hasarın engellenmesi için
de öncelikle sağlık personelinin bu konudaki reflekslerini
geliştiriyoruz. Özellikle gençlerimizi ve çocuklarımızı
korumak adına okul kantinlerinde sağlıksız
gıdaların bulundurulmamasına yönelik düzenlemeleri Millî
Eğitim ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığımız ile yaptık. Okullarda diyabet
etkinlikleri ile diyabetli çocuklarımızın tedavilerinin
aksatılmaması için gerekli tedbirleri aldık. Bu konuda
çalışmalarımız hız kesmeden devam etmektedir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun
Sağlık Bakanı Sayın Müezzinoğlu tarafından sözlü
olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Mesut
Dedeoğlu
Kahramanmaraş
Değerli milletvekilleri, acil
sağlık hizmetleri kapsamında, 1966 adet 112 acil
sağlık hizmeti istasyonu ve 3.346 adet ambulans ile hastalara hizmet
verilmektedir. Acil sağlık hizmetleri kapsamında, 2012
yılında 112 ambulansları ile toplam 3 milyon 230 bin 371 hastaya
müdahalede bulunulmuştur.
Dünyada başta Amerika, Kanada,
İngiltere, Almanya, Japonya gibi gelişmiş ülkelerde,
ambulanslarda doktor bulunmayıp paramedik ve acil tıp teknisyenleri
çalıştırılmaktadır. Gelişmiş ülkelerde
olduğu gibi, ülkemizde de ambulanslarda görev almak üzere eğitim
gören paramedik ve acil tıp teknisyenlerine 1219 sayılı Kanun
ile hastane öncesi acil sağlık alanında hekim
olmaksızın acil tıbbi müdahale yetkisi verilmiştir. Buna
göre, hekimli istasyonların yanında, içerisinde paramedik ve acil
tıp teknisyenlerinin bulunduğu istasyonlarla da hizmet verilmektedir.
112 acil sağlık hizmetleri
kapsamında hizmet veren 1.966 istasyonun 1.089 adedi hekim
olmaksızın paramedik ve acil tıp teknisyenleriyle hizmet verilen
istasyonlarımızdır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun Sağlık
Bakanı Sayın Mehmet Müezzinoğlu tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Reşat
Doğru
Tokat
Ülkemizde Sağlık Bakanlığına
Bağlı 179 verem birimi ve 12 göğüs hastalıkları
hastanesi bulunmaktadır. Türkiye genelinde toplam tüberküloz vaka
sayısı 2007 yılında 19.694; 2008 yılında 18.452;
2009 yılında 17.402; 2010 yılında 16.551 ve 2011
yılında 15.679dur. 2012 yılı tüberküloz hastaları
istatistik çalışmaları Haziran 2013te tamamlanacaktır.
Tüberküloz hastalarının tedavi sonuçları raporlanırken bir
yıl sonraki durumları raporlanmaktadır. Buna göre, tedavisi başarıyla
tamamlanan hasta oranı 2007 yılı hastalarında yüzde 91;
17.727 kişi, 2008 yılı hastalarında yüzde 91; 16.558
kişi, 2009 yılı hastalarında yüzde 89,7; 15.379 kişi
ve 2010 yılı hastalarında yüzde 89,2; 14.513 kişidir. 2011
yılı hastalarının tedavi sonuçlarına ait istatistik
çalışmaları Haziran 2013te tamamlanacaktır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki soruların Sağlık
Bakanı Sayın Müezzinoğlu tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Ali
Halaman
Adana
Ülkemizde İstanbul, Ankara ve Zonguldak olmak üzere
üç ilimizde meslek hastalıkları hastanesi bulunmaktadır. Bununla
birlikte, meslek hastalıklarının erken tanı ve tedavi
imkânını artırabilmek için, devlet üniversiteleri ile
Bakanlığımız eğitim ve araştırma
hastanelerine de ek, meslek hastalığı tanısı koyma ve
Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirme yetkisi ve sorumluluğu verilmiştir.
Bu kapsamda meslek hastalıkları hususunda hizmet sunabilen
sağlık kuruluşu sayısı
artırıldığından, 2013 yılında meslek
hastalıkları hastanelerinin sayısının
artırılması planlanmamaktadır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Sağlık Bakanı Sayın Müezzinoğlu tarafından sözlü
olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
İsmet
Büyükataman
Bursa
Türkiye Halk Sağlığı Kurumu ve Türk
TELEKOM iş birliği ile gerçekleştirilen Kadın ve Çocuk
Sağlığı Bilgi Servisi 30 Mart 2013 tarihinde lansmanı
yapılarak halkımızın kullanımına
sunulmuştur. Hazırlanan sisteme, sabit telefon hatları üzerinden
0800 219 00 00 numaralı telefon aranarak yirmi dört saat ücretsiz olarak
ulaşılabilmektedir. Şu an serviste, anne ve çocuk
sağlığını ilgilendiren konular ve kanser ile ilgili
bilgiler yer almaktadır; daha sonra, halk sağlığını
ilgilendiren tüm konular dâhil edilecektir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Sağlık Bakanı Sayın Müezzinoğlu
tarafından sözlü olarak yanıtlanması için gereğinin
yapılmasını saygılarımla arz ederim.
Kadir
Gökmen Öğüt
İstanbul
İstanbul Milletvekili Sayın
Kadir Gökmen Öğüt tarafından verilen, terminal dönemde bulunan
hastalara ilişkin sözlü soru önergesine istinaden söz almış
bulunmaktayım.
Dünya Sağlık Örgütü, palyatif
bakımı, yaşamı tehdit eden hastalığa
bağlı olarak ortaya çıkan problemlerle karşılaşan
hasta ve ailede, ağrının ve diğer problemlerin, erken
tanılama ve kusursuz bir değerlendirmeyle fiziksel, psikolojik,
sosyal ve manevi gereksinimlerinin karşılanması yoluyla acı
çekmenin önlenmesi ve hafifletilmesine yönelik uygulamaların yer
aldığı ve yaşam kalitesini geliştirmenin
amaçlandığı bir yaklaşım olarak
tanımlamıştır. Bu kapsamda, terminal dönem hastalara,
diğer hastalardan ayrı olmamak üzere hizmet verilmeye devam
edilmektedir.
Ayrıca, 1/2/2010
tarihinden itibaren Bakanlığımızca evde sağlık
hizmetleri sunulmaya başlanmış olup yatağa
bağımlı, hastaneye gidemeyecek durumdaki hastalara, ihtiyaç
duydukları sağlık hizmetleri evlerinde ve bulundukları aile
ortamında sağlık ekiplerimiz tarafından verilmektedir. Evde
sağlık hizmetlerine entegre palyatif bakım modeli üzerine
çalışmalar Bakanlığımızca yürütülmektedir.
BAŞKAN Sayın Bakan, şimdi bunu
tamamlayın, bitiriyoruz. Geri kalanlar, gündemde yerlerini muhafaza
edecek, günü geldiğinde cevaplandırılacak.
Üç arkadaşımız size tekrar soru sordu.
Onlara -soru sahiplerine- söz vereceğim, dört dakika kaldı.
Şimdi tamamlayın cümlenizi, bitiriyoruz.
Buyurun.
SAĞLIK BAKANI MEHMET MÜEZZİNOĞLU (Devamla)
- Evde sağlık hizmetleri
entegre palyatif bakım üzerine çalışmalar
Bakanlığımızca yürütülmektedir.
Dr. Addurrahman Yurtaslan Ankara Onkoloji Eğitim
Araştırma Hastanesinde ve pilot olarak Ulus Devlet Hastanesinde
Palyatif Bakım Merkezi adı altında hizmet verilmektedir.
Ayrıca, terminal dönem hastaların acil servislerde bekleme konusunda
Bakanlığımıza ulaşmış bir şikâyet
bulunmamaktadır.
Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sizi yerinize alayım, üç arkadaşımız
tekrar sorularını genişletiyorlar.
Sayın Doğru...
REŞAT DOĞRU (Tokat) Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
Sayın Bakana teşekkür ediyorum vermiş
olduğu cevaplardan dolayı.
Ülkemizde son yıllarda normal doğum neredeyse
unutulmuş, sezaryenle doğum oranları devamlı
artmaktadır. Biraz önce vermiş olduğunuz istatistik bilgide de
600 binin üzerinde normal doğum, yine 600 binin üzerinde sezaryen
yapılmıştır. Dolayısıyla, sanki, sezaryen normal
doğumun yerine geçer gibi bir hâl de görülmektedir. Bununla ilgili olarak,
normal doğumun daha sağlıklı olduğu noktasında
bazı çalışmalar yapılması gerekmektedir diye
düşünüyorum. Bakanlık olarak bu yönde bir çalışmanız
var mıdır? Yani, normal doğumun özendirilmesi,
ağrısız doğum yaptırılması noktasında
bir çalışma var mıdır?
Bir diğer soru da tüberküloz konusudur. Son
yıllarda, son beş yıldır tüberkülozda ciddi oranda
artışlar görülmektedir. 10 binin üzerinde sayılar verdiniz. Dolayısıyla,
sağlıksız bir şekilde, görevlerinden dolayı
Bilhassa
İç Anadolu Bölgesindeki insanlar büyükşehirlere göç ediyorlar. Bu
göçler neticesinde
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Yeniçeri...
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan, hastalık bir
sonuçtur, asıl olan hastalıklara giden yolu kapamaktır. Bunun
için, hastalıklara giden yolu kapayacak önlem olarak neler
alınıyor ve bu konudaki yaklaşım ve düşünceleriniz neler?
Onu öğrenmek istiyorum; bir.
İkincisi de şiddetin
önlenmesi için yalnızca yasal tedbirler yetmiyor. Sağlık
personeline yönelik şiddetin önlenmesi aynı zamanda bir kültür ve
zihniyet sorunudur. Bu konuda sosyal ve kültürel tedbirler almayı da düşünüyor
musunuz?
Üçüncüsü de HESler, taş
ocakları, maden çıkarılmasında kullanılan zehirli
maddeler, zirai ilaçlar, hormonlar ve buna benzer birtakım oluşumlar
da sağlık sorunlarının doğrudan sebepleri
arasındadır. Bu konuda da Bakanlığın etkili tedbirleri
var mıdır?
BAŞKAN Sayın Halaman
ALİ HALAMAN (Adana) Sayın
Başkanım, sağ olun.
Bakan Beye de cevaplarından
dolayı teşekkür ediyorum.
Ben, şöyle bir hadiseyi gündeme
getirmek istiyorum: Son günlerde özellikle Kamu Hastaneleri Birliği deniyor, bunun da iyi bir şey
olduğu söyleniyor ama Adanada olsun başka yerlerde olsun, telefonla
insanlar -ambulansların
içerisinde telefon açıyorlar- bize Hasta kabul etmiyorlar. diyorlar.
Bunun neresi iyi? Bu ambulansların içerisinde dolanan hastaların
yatacağı veya kolay tedavi edileceği bir yöntem yok mu? Bunu bir
açıklarsanız memnun oluruz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Bakanım, sizi
şimdi şöyle alayım, beş dakika içinde
Çok soru sordu
arkadaşlarımız birer dakikada ama yetiştiremediğiniz
takdirde yazılı olarak cevap verebilirsiniz, size öyle de söyleyeyim.
SAĞLIK BAKANI MEHMET
MÜEZZİNOĞLU (Edirne) Alamadığım sorular var.
BAŞKAN Beş dakikanız
var.
Buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
SAĞLIK BAKANI MEHMET
MÜEZZİNOĞLU (Edirne) Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; öncelikle
Sayın Doğrunun sezaryen ve normal doğumlarla ilgili
sorusunu
Evet, ülkemizin sezaryen ve normal
doğum oranları konusunda ciddi bir sıkıntımız
olduğu gerçektir. Bu anlamda, normal doğumların
artırılması, sezaryenlerin de endikasyonlarının gerçek
endikasyonlar çerçevesine çekilmesiyle ilgili önümüzdeki süreçte daha dinamik
ve takibin düzenli olacağı bir yapıyı kurmaya
çalışıyoruz. Bu anlamda, tabii, bir gerekçe değil ama ne
yazık ki, üniversitelerimizde ve özel hastanelerde sezaryen oranları
daha yüksek ama kamu hastanelerindeki oranın da yine, arzu ettiğimiz
ve arkasında reel diyebileceğimiz bir oran
olmadığını ifade etmek isterim. Tabii, özellikle bu
süreçteki çalışmalarımızda gerek doğumhane
mekânlarında normal doğumu teşvik edecek doğum
mekânlarını ve ebe koçluğu gibi veya doğum koçluğu
gibi, doğuma yaklaşan annenin yanında onu motive edecek, ona
sahip çıkacak, doğum ortamındaki teşvikleri de normal
doğuma yönlendirecek bir takip sisteminin altyapısını
kurmaya çalışıyoruz. Bu, gerçekten sağlık
alanında bizim bir eksikliğimiz veya hızla düzeltmemiz gereken
bir açığımız. Çok kısa sürede düzeltebilir miyiz? O
çok kolay değil ama en azından çerçeveyi doğru belirleyip
uygulanabilir ve her geçen gün normal doğumları güçlendirebilen,
sezaryeni de endikasyon çerçevesine çekebilen bir noktaya
taşımayı arzu ediyoruz ve bunu inşallah, önümüzdeki
günlerdeki en önemli çalışma alanlarımızdan biri olarak
ifade etmek isterim.
Tüberküloz konusunda iki defa rakamlar
geçti. Esasında, rakamlarda bir artış değil, tam aksine,
rakamlarda bir düşmenin ve tedavide de bir başarının
olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla, bu konuda -keşke hiç
olmasa ama- son beş yılın rakamlarında oldukça önemli
düşüşler var.
Sayın Yeniçerinin sorusunun bir
kısmını alamadım. Bu, şiddet kısmından ilk
kısmını yakalayabildim, birazdan onu sizden tekrar almaya
çalışırım.
Şimdi, tabii, sağlıkta
şiddette bir defa toplumsal bilincin ve duyarlılığın
en üst noktaya taşınması gerektiğine inanıyorum. Yasal
tedbirler tabii ki önemli, cezai müeyyideler tabii ki önemli, ama bizim 75
milyon insanımızın, hekime ve sağlık
çalışanına yüksek sesle konuşulmaya
başlandığı andan itibaren hasta yakınlarının
ve orada sağlık hizmeti bekleyenlerin mutlaka bir tavır
koymaları ve hekime de, sağlık çalışanlarına da
sahip çıkmaları gibi bir toplumsal, kültürel bilinci bizim
yükseltmemiz lazım, çünkü en acil durumda canını da, en
yakınını da teslim edeceği hekimdir, sağlık
çalışanıdır. Bu bilinçle hekime
yaklaşılmasını veya sağlık
çalışanına bakılmasını
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) Bu
konuda televizyonları kullanmayı düşünmüyor musunuz?
SAĞLIK BAKANI MEHMET
MÜEZZİNOĞLU (Devamla) Mutlaka.
Önümüzdeki dönemde bu anlamda
bilinçlendirme kampanyalarının ve kamu spotlarının
hazırlığını yapıyoruz ve inşallah, toplumsal
bilinci ne kadar üst düzeye taşıyabilirsek, inanıyorum ki,
hekime ve sağlık çalışanlarına olan şiddeti o
kadar azaltmış olacağız; yoksa hadiseyi yalnız yasal
düzenlemelere ve kanunlara dayandırırsak, o bize yeni ve farklı
sorunlar getirir diye de açıkçası bakış açımız
bu.
Sayın Halamanın, kamu
hastanelerindeki ambulanslarla ilgili sorusunu açıkçası tam
alamadım; bu bilgilendirme eksiği mi, telefon mu, o konuyu kendisiyle
tekrar konuşup, inşallah soruyu tam alıp kendisini bilgilendirme
yapayım diyorum.
Teşekkür ediyorum.
Yüce Meclisin
çalışmalarında başarılar diliyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim
Sayın Bakan.
Soru önergeleri
cevaplandırılmıştır.
Gündemin Seçim kısmına
geçiyoruz.
VIII.- SEÇİMLER
1.- Radyo ve Televizyon
Üst Kuruluna Üye Seçimi
BAŞKAN Şimdi Radyo ve
Televizyon Üst Kurulunda 14/07/2013 tarihinde boşalacak 3 üyelik için,
6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın
Hizmetleri Hakkında Kanunun 35inci maddesi gereğince seçim
yapacağız.
Üst Kurulda boşalacak 3 üyelik
için Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna 2, Cumhuriyet Halk Partisi Grubuna
düşen 1 üyelik için aday gösterilmiştir. Adayların adları
birleşik oy pusulası şeklinde düzenlenmek suretiyle
bastırılmıştır. Toplantı ve karar yeter sayısı
mevcut olmak şartıyla seçimde aday listesinden en çok oyu alan
adaylar seçilmiş olacaktır.
Şimdi, adayların
adlarını soyadı sırasına göre okuyorum:
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
tarafından gösterilen adaylar: Hamit Ersoy, Nurullah Öztürk, Hüseyin Pala,
Sait Yüce.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
tarafından gösterilen adaylar: Hasan Özgür Kurt, Ali Öztunç.
Oylamanın ne şekilde
yapılacağını arz ediyorum: Herhangi bir tereddüde mahal
vermemek için komisyon ve hükûmet sıralarında yer alan kâtip üyelerden
komisyon sırasındaki kâtip üyeler Adanadan başlayarak
İstanbula kadar, İstanbul dâhil; hükûmet sırasındaki kâtip
üyeler ise İzmirden başlayarak Zonguldaka kadar, Zonguldak dâhil,
adı okunan milletvekilinin adını defterden işaretleyecek ve
kendisine birer mühürlü birleşik oy pusulasıyla zarf verilecektir.
Birleşik oy pusulasıyla zarfı alan sayın üye, Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubu aday listesinden 2 adayın, Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu aday listesinden 1 adayın isminin
karşısındaki kareyi çarpı işaretiyle
işaretleyecek ve birleşik oy pusulasını zarfa koyarak
zarfı Başkanlık Divanı kürsüsünün önüne konulmuş olan
oy kutusuna atacaktır. Aday listelerinden Adalet ve Kalkınma Partisi
Grubu aday listesinden 2, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu aday listesinden 1den
fazla adayın işaretlendiği oy pusulaları geçersiz
sayılacaktır. Bu hususlar oy pusulalarında dipnot olarak
açıkça belirtilmiştir.
Sayın kâtip üyelerin yerlerini
almalarını rica ediyorum.
Şimdi, oylamanın sayım
ve dökümü için ad çekme suretiyle 5 kişilik bir tasnif komisyonu tespit
edeceğim:
Sayın Sebahat Tuncel? Yok.
Sayın Sümer Oral? Burada.
Sayın Ünal Kacır? Yok.
Sayın Aylin Nazlıaka? Yok.
Sayın Şükrü Ayalan? Yok.
Sayın Leyla Zana? Yok.
Sayın Ruhsar Demirel? Yok.
Sayın İsmail Kaşdemir?
Burada.
Sayın Selahattin
Karaahmetoğlu? Burada.
Sayın İsmail Güneş? Yok.
Sayın Oya Eronat? Burada.
Sayın Recai Berber? Burada.
Tasnif Komisyonuna seçilen üyeler
oylama işlemi bittikten sonra komisyon sıralarında yerlerini
alacaklardır.
Oylamaya Adana ilinden başlıyoruz.
(Oylar toplandı)
BAŞKAN Oylarını
kullanmayan sayın milletvekilleri var mı?
Oy verme işlemi
tamamlanmıştır.
Kupaları kaldırın,
tasnif heyetine verin.
Tasnif Komisyonu: Sayın Recai
Berber, Sayın Sümer Oral, Sayın İsmail Kaşdemir, Sayın
Oya Eronat, Sayın Selahattin Karaahmetoğlu; sizi tasnif heyeti olarak
şöyle davet ediyorum.
(Oyların ayrımı
yapıldı)
BAŞKAN Radyo ve Televizyon Üst
Kurulu üyelikleri için yapılan seçime ilişkin Tasnif Komisyonu
tutanağı gelmiştir, okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Radyo ve Televizyon Üst Kurulunda
14/7/2013 tarihinde boşalacak 3 üyelik için yapılan seçime 338 üye
katılmış, kullanılan oyların
dağılımı aşağıda gösterilmiştir.
Saygıyla arz olunur.
Tasnif Komisyonu
Üye Üye Üye
Recai
Berber Sümer
Oral İsmail
Kaşdemir
Manisa Manisa Çanakkale
Üye Üye
Oya Eronat Selahattin
Karaahmetoğlu
Diyarbakır Giresun
14/7/2013 tarihinde boşalacak 3
üyelik için yapılan seçimin oy dağılımı
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
Aday Listesi
Hamit Ersoy 307 oy
Nurullah Öztürk 296 oy
Hüseyin Pala 22 oy
Sait Yüce 14 oy
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu Aday
Listesi
Ali Öztunç 307 oy
Hasan Özgür Kurt 12 oy
Geçersiz 7
Toplam 338
BAŞKAN Buna göre, Radyo ve
Televizyon Üst Kurulunda 14/7/2013 tarihinde boşalacak 3 üyeliğe
Hamit Ersoy, Ali Öztunç, Nurullah Öztürk seçilmiştir. Hayırlı
olmasını diliyorum.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.59
ÜÇÜNCÜ
OTURUM
Açılma
Saati: 20.17
BAŞKAN:
Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER : Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muhammet
Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 103üncü Birleşiminin
Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Alınan karar gereğince,
diğer denetim konularını görüşmüyor ve gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmına geçiyoruz.
1inci sırada yer alan, Türkiye
Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik
Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporunun
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
IX.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri
1.- Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe
Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının; Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80)
(S. Sayısı: 156)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2'nci sırada yer alan, Devlet
Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu
ile Adalet Komisyonu Raporlarının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.- Devlet Sırrı Kanunu
Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu
Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3üncü sırada yer alan, Türk
Petrol Kanunu Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar,
Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
3.- Türk Petrol Kanunu Tasarısı
ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu
Raporu (1/725) (S. Sayısı:
450)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
4üncü sırada yer alan,
RACVIAC-Güvenlik İşbirliği Merkezi Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ile Millî Savunma Komisyonu ve Dışişleri Komisyonu
Raporlarının görüşmelerine başlayacağız.
4.- RACVIAC-Güvenlik İşbirliği Merkezi
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ile Milli Savunma Komisyonu ve Dışişleri
Komisyonu Raporları (1/282) (S.
Sayısı: 315) (x)
BAŞKAN Komisyon? Burada.
Hükûmet? Burada.
Komisyon raporu 315 sıra
sayısıyla bastırılıp
dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz
isteyen? Yok.
Tasarının tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
RACVIAC-GÜVENLİK İŞBİRLİĞİ
MERKEZİ ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR
KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 14 Nisan 2010 tarihinde Budvada imzalanan
RACVIAC-Güvenlik İşbirliği Merkezi Anlaşmasının
onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde
yürürlüğe girer.
BAŞKAN Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu
yürütür.
BAŞKAN Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Tasarının tümü açık
oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Oylama için bir dakika süre
vereceğim. Bu süre içinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden
yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen
üyelerin oy pusulalarını oylama için öngörülen bir dakikalık
süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını
rica ediyorum.
Ayrıca, vekâleten oy kullanacak
sayın bakanlar var ise hangi bakana vekâleten oy
kullandığını, oyunun rengini ve kendisinin ad ve
soyadıyla imzasını taşıyan oy pusulasını
yine oylama için öngörülen bir dakikalık süre içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Oylama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama
yapıldı)
BAŞKAN - RACVIAC-Güvenlik
İşbirliği Merkezi Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
açık oylama sonucu:
|
Kullanılan oy sayısı |
: |
193 |
|
|
|
Kabul |
: |
191 |
|
|
|
Ret |
: |
1 |
|
|
|
Çekimser |
: |
1 |
|
|
|
|
|
|||
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Bayram
Özçelik Muhammet
Rıza Yalçınkaya Burdur Bartın
Tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
5inci sırada yer alan, 2004 Gemi
Balast Suyu ve Sedimanlarının Kontrolü ve Yönetimi Hakkında
Uluslararası Sözleşmeye Katılmamızın Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Çevre Komisyonu ve Dışişleri
Komisyonu Raporlarının görüşmelerine
başlayacağız.
5.- 2004 Gemi Balast
Suyu ve Sedimanlarının Kontrolü ve Yönetimi Hakkında
Uluslararası Sözleşmeye Katılmamızın Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Çevre Komisyonu ve
Dışişleri Komisyonu Raporları (1/570) (S. Sayısı:
230)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
6ncı sırada yer alan, 1978
Protokolü ile Değişik 1973 Tarihli Denizlerin Gemiler Tarafından
Kirletilmesinin Önlenmesine Ait Uluslararası Sözleşmenin III ve IV
üncü Eklerine Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlayacağız.
6.- 1978 Protokolü ile
Değişik 1973 Tarihli Denizlerin Gemiler Tarafından
Kirletilmesinin Önlenmesine Ait Uluslararası Sözleşmenin III ve IV
üncü Eklerine Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/707) (S.
Sayısı: 414)(x)
BAŞKAN Komisyon? Burada.
Hükûmet? Burada.
Komisyon raporu 414 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen? Yok.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
1978
PROTOKOLÜ İLE DEĞİŞİK 1973 TARİHLİ
DENİZLERİN GEMİLER TARAFINDAN KİRLETİLMESİNİN
ÖNLENMESİNE AİT ULUSLARARASI SÖZLEŞMENİN III VE IV ÜNCÜ
EKLERİNE KATILMAMIZIN UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE
1- (1) "1978 Protokolü ile
Değişik 1973 Tarihli
Denizlerin Gemiler Tarafından Kirletilmesinin Önlenmesine Ait Uluslararası
Sözleşme"nin III ve IV üncü Eklerine katılmamız uygun
bulunmuştur.
BAŞKAN Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
2nci maddeyi
okutuyorum:
MADDE 2- (1) Sözleşmenin III ve IV üncü Eklerine ilişkin değişiklikleri
onaylamaya Bakanlar Kurulu yetkilidir.
BAŞKAN Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe
girer.
BAŞKAN Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
4üncü maddeyi
okutuyorum:
MADDE4- (1)Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü
açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın
elektronik oylama cihazıyla yapılmasını
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Oylama için bir dakika
süre veriyorum ve oylama işlemine başlatıyorum.
(Elektronik cihazla
oylama yapıldı)
BAŞKAN - 1978 Protokolü ile
Değişik 1973 Tarihli Denizlerin Gemiler Tarafından
Kirletilmesinin Önlenmesine Ait Uluslararası Sözleşmenin III ve IV
üncü Eklerine Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
açık oylama sonucu:
|
Kullanılan oy sayısı |
: |
219 |
|
|
|
Kabul |
: |
218 |
|
|
|
Ret |
: |
1 |
|
|
|
|
|
|||
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Muhammet
Rıza Yalçınkaya Bayram
Özçelik
Bartın Burdur
Tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
7nci sırada yer alan, 1974
Denizde Can Emniyeti Uluslararası Sözleşmesine İlişkin 1988
Protokolüne Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlayacağız.
7.- 1974 Denizde Can
Emniyeti Uluslararası Sözleşmesine İlişkin 1988 Protokolüne
Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/544) (S.
Sayısı: 211)(xx)
BAŞKAN - Komisyon? Burada.
Hükûmet? Burada.
Komisyon raporu 211 sıra
sayısıyla bastırılıp
dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz
isteyen? Yok.
Tasarının tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
1974 DENİZDE CAN
EMNİYETİ ULUSLARARASI
SÖZLEŞMESİNE
İLİŞKİN
1988 PROTOKOLÜNE KATILMAMIZIN
UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN
TASARISI
MADDE 1- (1) 11/11/1988 tarihinde
kabul edilen 1974 Denizde Can Emniyeti Uluslararası Sözleşmesine
İlişkin 1988 Protokolüne katılmamız uygun bulunmuştur.
BAŞKAN Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Protokolün teknik
eklerine ilişkin değişiklikleri onaylamaya Bakanlar Kurulu
yetkilidir.
BAŞKAN Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde
yürürlüğe girer.
BAŞKAN Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
4üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 4- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu
yürütür.
BAŞKAN Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Oylama için bir dakika süre veriyorum.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN 1974 Denizde Can Emniyeti Uluslararası
Sözleşmesine İlişkin 1988 Protokolüne Katılmamızın
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:
|
Kullanılan oy sayısı |
: |
213 |
|
|
|
Kabul |
: |
213 |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|||
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Muhammet
Rıza Yalçınkaya Bayram
Özçelik Bartın Burdur
Tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
8inci sırada yer alan, 1972
Denizde Çatışmanın Önlenmesine İlişkin
Uluslararası Kurallar Hakkında Sözleşmeye
Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlayacağız.
8.- 1972 Denizde
Çatışmanın Önlenmesine İlişkin Uluslararası
Kurallar Hakkında Sözleşmeye Katılmamızın Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/541) (S. Sayısı: 210)(xx)
BAŞKAN Komisyon? Burada.
Hükûmet? Burada.
Komisyon Raporu 210 sıra
sayısıyla bastırılıp
dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz
isteyen yok.
Tasarının tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
1972 Denizde Çatışmanın Önlenmesine İlişkin
Uluslararası Kurallar Hakkında Sözleşmeye
Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı
MADDE 1- (1) 20 Ekim 1972
tarihinde kabul edilen 1972 Denizde Çatışmanın Önlenmesine
İlişkin Uluslararası Kurallar Hakkında Sözleşmeye
katılmamız uygun bulunmuştur.
BAŞKAN Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Sözleşmenin
teknik eklerine ilişkin değişiklikleri onaylamaya Bakanlar Kurulu
yetkilidir.
BAŞKAN Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
4üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 4- (1) Bu Kanun hükümlerini
Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Tasarının tümü açık
oylamaya tabiidir. Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla
yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Oylama için bir dakika süre
vereceğim.
Oylama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama
yapıldı)
BAŞKAN 1972 Denizde
Çatışmanın Önlenmesine İlişkin Uluslararası
Kurallar Hakkında Sözleşmeye Katılmamızın Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı: 213
Kabul: 212
Ret: 1(X)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Muhammet Rıza Yalçınkaya Bayram Özçelik
Bartın Burdur
Tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
9uncu sırada yer alan 1989
Uluslararası Kurtarma Sözleşmesine Katılmamızın Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporunun görüşmelerine başlayacağız.
9.- 1989
Uluslararası Kurtarma Sözleşmesine Katılmamızın Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/530) (S. Sayısı: 209)(XX)
BAŞKAN Komisyon burada.
Hükûmet burada.
Komisyon Raporu 209 sıra
sayısıyla bastırılıp
dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz
isteyen yok.
Tasarının tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
1989 ULUSLARARASI
KURTARMA SÖZLEŞMESİNE KATILMAMIZIN Uygun Bulunduğuna Daİr
Kanun
Tasarısı
MADDE 1- (1) 28 Nisan 1989 tarihinde kabul edilen 1989
Uluslararası Kurtarma Sözleşmesine çekince ile katılmamız
uygun bulunmuştur.
BAŞKAN Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2-
(1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum.
MADDE 3-
(1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Tasarının tümü açık
oylamaya tabidir. Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla
yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Oylama için bir dakika süre veriyorum.
Oylama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama
yapıldı)
BAŞKAN 1989 Uluslararası
Kurtarma Sözleşmesine Katılmamızın Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:
|
Kullanılan
oy sayısı |
: |
214 |
|
|
Kabul |
: |
214 |
|
Katip Üye Muhammet Rıza
Yalçınkaya Bartın |
Katip Üye Bayram Özçelik Burdur |
BAŞKAN Tasarı kabul
edilmiş ve kanunlaşmıştır.
10uncu sırada yer alan
Uluslararası Deniz Trafiğinin Kolaylaştırılması
Sözleşmesine Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlayacağız.
10.- Uluslararası
Deniz Trafiğinin Kolaylaştırılması Sözleşmesine
Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/507) (S.
Sayısı: 133)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
11inci sırada yer alan, 2009
Gemilerin Emniyetli ve Çevreye Duyarlı Geri Dönüşümü Hakkında
Hong Kong Uluslararası Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Çevre Komisyonu ile
Dışişleri Komisyonu Raporlarının görüşmelerine
başlayacağız.
11.- 2009 Gemilerin
Emniyetli ve Çevreye Duyarlı Geri Dönüşümü Hakkında Hong Kong
Uluslararası Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Çevre Komisyonu ile
Dışişleri Komisyonu Raporları (1/460) (S. Sayısı:
121)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
12nci sırada yer alan, Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında Deniz
Taşımacılığı Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
12.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında Deniz
Taşımacılığı Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/464) (S. Sayısı: 117)(xx)
BAŞKAN Komisyon? Burada.
Hükûmet? Burada.
Komisyon raporu 117 sıra
sayısıyla bastırılıp
dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz
isteyen? Yok.
Tasarının tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ile Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında Deniz
Taşımacılığı Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
MADDE 1 (1) 12
Mayıs 2010 tarihinde Ankarada imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Rusya Federasyonu Hükûmeti Arasında Deniz
Taşımacılığı Anlaşmasının
onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2 - (1) Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3 - (1) Bu
Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık
oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Oylama için bir dakika süre veriyorum.
Oylama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama
yapıldı)
BAŞKAN Türkiye Cumhuriyeti
Hükûmeti ile Rusya Federasyonu Hükûmeti Arasında Deniz
Taşımacılığı Anlaşmasının
Onaylamasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
açık oylama sonucu:
|
Kullanılan oy sayısı |
: |
207 |
|
||
|
Kabul |
: |
207 (X) |
|
||
|
Kâtip Üye Muhammet Rıza Yalçınkaya Bartın |
Kâtip Üye Bayram Özçelik Burdur |
|||
Tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
13üncü sırada yer alan, Mücavir
Atlantik Deniz bölgesi, Akdeniz ve Karadenizdeki Deniz Memelilerinin
Korunmasına Dair Anlaşmaya Katılmamızın Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Çevre Komisyonu ile
Dışişleri Komisyonu Raporlarının görüşmelerine
başlayacağız.
13.- Mücavir Atlantik
Deniz Bölgesi, Akdeniz ve Karadenizdeki Deniz Memelilerinin Korunmasına
Dair Anlaşmaya Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı ve Çevre Komisyonu ile Dışişleri
Komisyonu Raporları (1/704) (S. Sayısı: 351)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
14üncü sırada yer alan, Sanal
Ortamda İşlenen Suçlar Sözleşmesinin Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
14.- Sanal Ortamda
İşlenen Suçlar Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/676) (S. Sayısı: 380)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
15inci sırada yer alan, Avrupa
Konseyi Bakanlar Komitesinin Kültür Yollarına İlişkin
Genişletilmiş Kısmi Anlaşmayı Tesis Eden Kararına
Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
15.- Avrupa Konseyi
Bakanlar Komitesinin Kültür Yollarına İlişkin
Genişletilmiş Kısmi Anlaşmayı Tesis Eden Kararına
Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/686) (S.
Sayısı: 386)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
16ncı sırada yer alan,
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda
Birleşik Krallığı Hükümeti Arasında Askeri
İş Birliği Çerçeve Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
16.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik
Krallığı Hükümeti Arasında Askeri İş Birliği
Çerçeve Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/560) (S. Sayısı: 324)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
17nci sırada yer alan, İslam
Kalkınma Bankası Kuruluş Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
17.-
İslam Kalkınma Bankası Kuruluş Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/741) (S. Sayısı: 416)
*
BAŞKAN Komisyon? Burada.
Hükûmet? Burada.
Komisyon raporu 416 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen? Yok.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
İSLAM KALKINMA BANKASI
KURULUŞ ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR
KANUN TASARISI
MADDE 1 (1) 12/8/1974 tarihinde Ciddede imzalanan
İslam Kalkınma Bankası Kuruluş
Anlaşmasının giriş bölümünün birinci ve beşinci
paragrafları ile 1inci maddesi, 2nci maddesinin birinci
fıkrasının (11) bendi, 12nci maddesi ve 15inci maddesine
Anayasamız, kanunlarımız ve bağlı olduğumuz
anlaşmalar hükümlerinin saklı olduğu şeklinde ihtirazî
kayıt derpiş olunmak üzere onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN Madde üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu adına Tekirdağ Milletvekili Sayın Emre Köprülü.
Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
EMRE KÖPRÜLÜ (Tekirdağ) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; öncelikle bundan önceki bölümde geçen,
yasalaşan uluslararası anlaşmaların Türkiye Cumhuriyetine
hayırlı olmasını diliyorum.
Tabii, bundan sonra da özellikle hafta sonu Hatay
ilimizin Reyhanlı ilçesinde yaşanan acı bir olay vardı.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin bir seferde en çok insanının
hayatını kaybettiği bu terör saldırısını hem
şahsım adına ham de grubum Cumhuriyet Halk Partisi adına
kınıyorum.
Bugün, sayın grup başkan vekilimiz konuyla
ilgili son derece kapsamlı bir açıklamada bulundu. Biz, bu
açıklamanın üzerine daha fazla detaylandırmak niyetinde
değiliz, buna ekleyecek bir hususumuz yok. Ancak, şu son derece net bir
şekilde belli ki bu yaşanan olaylar açık olarak AKPnin
yanlış dış politikalarının bir tezahürüdür.
AKPnin Suriyede sahnelemeye çalıştığı
-çalıştığı diyorum çünkü
başaramadığı açık olarak ortadadır- taraflı
ve kışkırtıcı politikalar maalesef ki Türkiye
topraklarına da sıçramıştır, ateş Türkiye
topraklarına da gelmiştir.
Sınır
güvenliği, Türkiyenin sınır güvenliği, bizim için hayati
ve kutsal olan sınır güvenliği bu derecede ortadan kalkınca
sınır da tabii yolgeçen hanına dönmüş ve neticede
teröristi, katili, her türden insan Türkiye topraklarına elini kolunu
sallayarak girebilecek bir pozisyona gelmiş ve neticesinde bu olaylar
yaşanmıştır.
Biz
Cumhuriyet Halk Partisi olarak onun bunun yanında değiliz. Cumhuriyet
Halk Partisi olarak ne ondan ne bundan yanayız. Bizim tek taraf
olduğumuz nokta vardır, o da Türkiye Cumhuriyeti devleti ve Türk
halkıdır. Biz, Reyhanlıda hayatını kaybeden hiçbir
vatandaşımıza ne Esad rejimini değişiriz ne de Özgür
Suriye Ordusunu değişiriz. Bizim için önemli olan, Türkiye
Cumhuriyeti topraklarındaki vatandaşlarımızın can
güvenliği ve mal güvenliğidir. (CHP sıralarından
alkışlar) Ama, maalesef, AKP iktidarında
insanlarımızın, -tablo ortadadır ki- ne can güvenliği
kalmıştır ne de mal güvenliği kalmıştır.
Biz,
açık olarak, bu ülkenin AKP iktidarında yaşadığı
taşeron politikalardan bir an evvel vazgeçilmesini diliyoruz, bunun sonu
yoktur. Bu hayalperest politikaların Türkiyeye
kazandırdığı hiçbir artı yoktur.
Eğer
bu ülkenin Dışişleri Bakanı Türkiye Cumhuriyeti için
hayırlı bir iş yapmak istiyorsa, faydalı bir iş yapmak
istiyorsa yarın sabah uyandığında Dışişleri
Bakanlığı görevinden eğer istifa ederse, herhâlde Türkiye
Cumhuriyeti devleti için en hayırlısını yerine
getirmiş olacaktır.
Şimdi,
somut bir durum var: Dış politika iflas etmiş diyoruz, Suriye'de
yaşananlar ortada. Ama, bu hafta sonu, biliyorsunuz, Bulgaristan seçimleri
vardı. Bulgaristan seçimlerinde yaşananlarla dış
politikanın nasıl iflas ettiği, AKPnin söylemlerinin,
amaçlarının, çalışmalarının nasıl dibe
vurduğunu açık olarak gördük.
Şimdi burada
İçişleri Bakanı var. Biliyorsunuz, geçen hafta grup önerisi
olarak bunu gündeme getirmiştik ama destek bulamadık. Tarafsız
kalması gereken Hükûmet, valilerine, kaymakamlarına talimat verdi. O
kaymakamlar da Devletimiz şu partiyi destekliyor, bu parti için oy
istiyoruz. şeklinde açıklamalarda bulundu. Ben Sayın Bakana
soru önergesi verdim ama hâlen daha bir cevap alamadım. Burada kendisinden
bir cevap isterim. Bir kaymakamın şu parti, bu parti adını
kullanarak oy istemesi, toplantılar yapması doğru mudur?
Eğer doğru değilse o kaymakamla ilgili niçin herhangi bir
yaptırım ya da önleyici bir tedbir uygulanmamıştır?
Açık olarak bellidir.
Biz, iktidar partisinin
milletvekillerini Bulgaristan seçimlerinde bir parti için, açık olarak
söyleyelim, Hürriyet ve Şeref Halk Partisi için oy istediğini
biliyoruz, böyle toplantılar yaptığını biliyoruz. Bu
da olabilir, buna da karşı çıkmıyoruz, olabilir ama
kaymakamları bu işe alet etmek yakışmaz ve de açık
olarak bellidir ki Bulgaristanda iki tane Türk partisi varken birine açık
olarak destek olmak da soydaşlarımız arasına ihtilaf
sokmak, nifak sokmak, onları bölmek sonucunu doğurur.
Peki, Adalet ve
Kalkınma Partisi, AKP, kendisi bir partiyi destekledi, kaymakamları,
valileri seferber etti, çalışmalar ortaya koydu; ne oldu? Ne
olduğunu söyleyeyim: AKP'nin açık olarak desteklediği parti
Türkiye genelinde 8 bin oy aldı, aleyhine
çalıştığı parti de 52 bin oy aldı. Peki,
şimdi şapkanızı önünüze koyun, düşünün. Ama eğer
bunu görmek istemiyorsanız Bulgaristandaki tabloyu da söyleyelim.
Bulgaristanda iktidar partisinin dış politikasının sonucu
olarak desteklediği parti yüzde
1,4 oy aldı, yüzde 1,4. Bu mu dış politikadaki başarı?
Geçiyorum.
Değiştirilmesi söylenen,
soydaşların zararına çalıştığı
propagandası yapılan -ki ben burada baktığım zaman
iktidar partisinin grubuna- kendi bölgemde, Türkiye'nin diğer bölgelerinde
açık olarak Bulgaristan seçimleri için aleyhlerine
çalışılan parti, Hak ve Özgürlükler Partisi yüzde 11 oy
aldı, Bulgaristanın 3üncü büyük partisi oldu yani bölmeye
çalışılan soydaşlar yine bir noktada birleştiler. Ama,
işin başka vahim bir boyutu var. O çalışan, o mücadele eden
soydaşlarımız arasında ikilik yaratmaya çalışan
değerli milletvekilleri, AKP Grubu şunun hesabını vermek
zorunda: Bakın, Hak ve Özgürlükler belki olası bir iktidarı
kaybetti ve ırkçı bir parti olan ATAKA Partisi belki iktidara
gelecek. Sorumlusu kim biliyor musunuz? Sorumlusu soydaşları bölen,
desteklediği parti yüzde 1 oy alıp Hak ve Özgürlüklerin 3-4
milletvekili çıkarmasına engel olan AKP. (CHP sıralarından
alkışlar) İşte o AKP bunun hesabını verecek.
Soydaşlar bunu soruyorlar. Bunu anlatmak zorundalar. O kaymakamlara talimat
veren, o sahada çalışıp da oy isteyen iktidar partisi bunun
hesabını vermek zorundadır.
Değerli milletvekilleri, görüşmekte
olduğumuz 416 sıra sayılı İslam Kalkınma
Bankası Kuruluş Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısında bir muhalefet
şerhimiz var. Dışişleri Komisyonumuz, bununla ilgili olarak,
bugüne kadar, otuz dokuz yıl bekletildikten sonra Türkiye Büyük Millet
Meclisine bu yasanın sunulmasının çok doğru
olmadığı, zamansız olduğu kanaatindeler. Nitekim
bugüne kadar Türkiye Cumhuriyeti söz konusu İslam Kalkınma
Bankasından kredi almış, kredi vermiş, yatırımlar
yapılmış. Buna dair kuruluş anlaşmasının
içerisinde Türkiye'nin de çekince koyduğu bazı maddeler
noktasında Anayasaya aykırılık olduğu kanaatini
taşıyorlar.
Biz bu nedenle,
özellikle Komisyonumuzun verdiği muhalefet şerhini tekrar ediyoruz ve
bu noktada, yasaya bu kapsamda muhalif olduğumuzu belirterek saygılar
sunuyoruz.
Teşekkür ederim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim
Sayın Köprülü.
EMRE KÖPRÜLÜ (Tekirdağ)
Sayın Bakanım, bir yerde sataştım size.
İÇİŞLERİ BAKANI
MUAMMER GÜLER (Mardin) Yazılı cevap vereceğim size zaten.
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın
Başkan, şahsım adına söz istiyorum.
BAŞKAN Buyurun.
KAMER GENÇ (Tunceli) Aslında
burası Türkiye Büyük Millet Meclisi. Burada özel işlerinizle
Yani,
burada çok ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Türkiye Büyük
Millet Meclisi ilk defa -ben otuz iki senedir bu Mecliste
çalışıyorum- bu kadar korkulu, baskı altında bir
çalışma sistemi getiriyor. Böyle bir şey olmaz.
Şimdi, bakın,
uluslararası anlaşmalar Anayasanın üstündeki bir hukuk düzenini
getiriyor Türkiyeye. Dolayısıyla, bu anlaşmaların Türkiye
Büyük Millet Meclisinde enine boyuna tartışılması lazım.
Şu Hükûmet sırasına bakın, var mı burada kimse? Yok.
AKİF ÇAĞATAY KILIÇ (Samsun)
Sana göre öyle.
KAMER GENÇ (Devamla) Orada formalite
icabı bir kişi var. Böyle bir şey olmaz ki! (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
Bakın, Türkiyede dün, bu hafta
dış basında 100 küsur insanın öldürüldüğüne
ilişkin haberler var. Türkiye bugün rejimini kaybetmiş, Türkiye bugün
itibarını kaybetmiş. Türkiye bugün nasıl bir ülke
olduğu
Artık, insanlar yaşama korkusu içinde. Bu kadar büyük
bir insan kitlesinin katledildiği sırada Türkiye Büyük Millet
Meclisinin karşısında hesap verecek bir Hükûmet yok. Bülent
Arınç ne diyor: Efendim, Reyhanlıda Sünniler çoğunlukta
olduğu için bu katliam Reyhanlıda yapıldı. diyor. Yahu,
böyle bir laf olur mu?
Beyler, efendiler; bu memlekette
Sünnisi, Alevisi var mı; hepimiz kardeşiz, hepimiz
Müslümanız; hepimizin Allahı bir, peygamberi bir, kitabı bir.
Bu, bu memlekette, acaba Sünni, Alevi veyahut da başka bir ayrım
yapmak kimin hesabına uyar? Böyle bir şey olur mu?
Şimdi, bu, İslam
Kalkınma Bankasındaki getirilen anlaşmalar Türkiye Cumhuriyeti
devletiyle taban tabana zıt, Anayasamıza zıt,
Anayasamızın getirdiği laik cumhuriyet ilkelerine zıt.
Bunları AKP iktidarı getiriyor, şimdi, bu anlaşmayı
geçirdiğiniz zaman, işte, Anayasa Mahkemesine de dava
açamıyorsunuz. Dolayısıyla, artık Türkiye Cumhuriyeti
devletinin laiklik ilkesi, cumhuriyet ve hukuk devleti ilkeleri kalkacak,
bunlarla ilgili olarak bu kurallar geçecek. Yani aslında, Meclis
Başkanının da bunları getirmemesi lazım. Aslında,
Türkiyeyi koruması gereken Türkiye Büyük Millet Meclisinin
Başkanı ve Başkanlık Divanıdır. Anayasayı
uygulamak, Anayasadaki sistemi korumak, Anayasadaki hukuk devletini korumak,
hatta bütün milletvekillerinin uyacaklarına şerefleri ve namusu
üzerine yemin ettikleri anayasal kuralları burada uygulamak Meclis
Başkanının, Başkanlık Divanının görevidir ve
bunlara ters düşen kanunların, anlaşmaların buraya
gelmemesi lazım.
Meclis, Hükûmet diye bir kavram
yok, memleketimizde can güvenliği yok, suistimaller almış
yürümüş, devlet talan edilmiş, devletin bütün KİTlerindeki
mallar satılmış, birtakım insanların eline
geçmiş, devletin iktidar kadrosunun başında bulunan kişi
Karun kadar zengin olmuş. Ondan sonra, istiyor ki Türkiyede bir dikta
rejimi getirip Ben Karun kadar zengin oldum ancak Türkiyede bu servetleri bir
dikta rejimi getirmek suretiyle yiyebilirim rahat olarak. diyor.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Sen
ne zaman akıllanacaksın?
KAMER GENÇ (Devamla) Türkiyede
denetim yok, uluslararası düzeyde itibarımız yok, hiçbir devlet
nazarında Türkiye Cumhuriyetinin itibarı kalmamış, ondan
sonra, geliyoruz burada anlaşmalar yapıyoruz.
Eğer bu Hükûmet sorumluysa biz
şimdi soru soracağız, Muammer Bey ne bilir bu soruları?
Gelsin Dışişleri Bakanı orada otursun.
İÇİŞLERİ BAKANI
MUAMMER GÜLER (Mardin) Ben Dışişleri Bakanına vekâlet
ediyorum.
AHMET AYDIN (Adıyaman)
Dışişleri Bakanına vekâlet ediyor.
KAMER GENÇ (Devamla) Hep
dışarıda geziyor ve Türkiyeye özel görevli gelmiş bunlar,
Türkiye Cumhuriyeti devletini bitirmek için özel görevlendirilmiş
kişiler. Değillerse gelsinler desinler ki: Yahu, sen yalan
söylüyorsun. Ben de özür dilerim.
EMRULLAH İŞLER (Ankara)
Ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu?
KAMER GENÇ (Devamla) - Biz laik
Türkiye Cumhuriyeti devletinin yanındayız. desinler, hayhay,
çıkın burada konuşun.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Sen
ne zaman aklını başına alacaksın? Sen ne zaman
akıllanacaksın?
KAMER GENÇ (Devamla) Şimdi,
efendim, bakın, Emine Hanım diyor ki: Biz yüz yıldır kötü
bir rejimin altında yaşadık. Bizim rejimimiz Bağdat, Mekke
ve Medinedir. Bizim rejimimiz, Bağdat, Mekke ve Medine midir yoksa
Türkiye Cumhuriyeti devletinin laik cumhuriyetinden midir? Onu bir bilelim
arkadaşlar.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Ya yeter
ya, yeter ya!
KAMER GENÇ (Devamla) Ya, ben
şimdi sizinkilerin söyledikleri
sözleri burada öğrenmek istiyorum. Doğru mu, yanlış mı
arkadaş?
İSMAİL AYDIN (Bursa) Hepsi
yanlış.
KAMER GENÇ (Devamla) Yani eğer
hakikaten bizim rejimimizin temeli Mekkede, Bağdatta, Medinedeyse
hayhay, çıkın burada açıkça söyleyin. O zaman birbirimizi iyi
anlayalım ama ikiyüzlülük etmeyin. Birisi çıkıp da başka
yerden, birisi Konyadan birisi Hanyadan bahsetmesin. Gerçek kimliğinizi,
bu devlete ve bu millete bakış açılarınızı
açıkça söyleyin.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
İSRAFİL KIŞLA (Artvin)
Söylüyor da sen anlamak istemiyorsun.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Millet
biliyor, sen işine bak.
KAMER GENÇ (Devamla) Böyle bir
şey olmaz.
Teşekkür ederim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Sen
ne zaman akıllanacaksın? Koca adam oldun, 70 yaşına geldin,
hâlâ aynısın be!
KAMER GENÇ (Tunceli) Sana ne be! Sana
ne!
BAŞKAN Sayın Can
Sayın Can
2nci maddeyi okutuyorum:
Madde
2- (1) Türkiye Cumhuriyetinin İslam Kalkınma Bankasına olan
sermaye iştiraki taahhüdü ve bu taahhüt çerçevesinde yapılacak
ödemeler 1.165.860.000 İslam Dinarı
karşılığını geçemez. Bakanlar Kurulu,
gerektiğinde bu tutarı beş katına kadar artırmaya
yetkilidir.
BAŞKAN Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
Madde 3- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde
yürürlüğe girer.
BAŞKAN Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Madde 4- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu
yürütür.
BAŞKAN Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık
oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Oylama için bir dakika süre
vereceğim.
Oylama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylamaya devam
edildi)
BAŞKAN Sayın Muammer Güler
Dışişleri Bakanı Vekili olarak burada temsil ettiğini
söyledi. Size söyleyeyim.
BÜLENT TURAN (İstanbul) Anlamaz
ya o!
(Elektronik cihazla oylamaya devam
edildi.)
BAŞKAN - İslam Kalkınma Bankası
Kuruluş Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:
|
Kullanılan oy sayısı |
: |
215 |
|
|
Kabul |
: |
207 |
|
|
Ret |
: |
8 |
|
Kâtip Üye Bayram Özçelik Burdur |
Kâtip Üye Muhammet Rıza
Yalçınkaya Bartın |
BAŞKAN Tasarı kabul
edilmiş ve kanunlaşmıştır.
18inci sırada yer alan Türkiye
Cumhuriyeti ile İslam Kalkınma Bankası Grubu Arasında
Türkiyede İslam Kalkınma Bankası Grubu Ülke Ofisi
Kurulmasına İlişkin Anlaşma ile Anlaşmada
Değişiklik Yapılmasına Dair Notaların
Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
18.- Türkiye
Cumhuriyeti ile İslam Kalkınma Bankası Grubu Arasında
Türkiyede İslam Kalkınma Bankası Grubu Ülke Ofisi
Kurulmasına İlişkin Anlaşma ile Anlaşmada
Değişiklik Yapılmasına Dair Notaların
Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/744) (S.
Sayısı: 434)(XX)
BAŞKAN - Komisyon? Burada.
Hükûmet? Burada.
Komisyon raporu 434 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen yok.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ İLE İSLAM KALKINMA BANKASI GRUBU ARASINDA
TÜRKİYEDE İSLAM KALKINMA BANKASI GRUBU ÜLKE OFİSİ
KURULMASINA İLİŞKİN ANLAŞMA İLE ANLAŞMADA
DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR NOTALARIN
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞU HAKKINDA KANUN TASARISI
MADDE
1- (1) 10 Ekim 2012 tarihinde imzalanan Türkiye
Cumhuriyeti ile İslam Kalkınma Bankası Grubu Arasında
Türkiyede İslam Kalkınma Bankası Grubu Ülke Ofisi
Kurulmasına İlişkin Anlaşma ile Anlaşmada
değişiklik yapılmasına dair Notaların onaylanması
uygun bulunmuştur.
BAŞKAN Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde
yürürlüğe girer.
BAŞKAN Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE
3- (1)
Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Tasarının
tümü açık oylamaya tabidir.
Açık
oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Oylama için bir
dakika süre veriyorum.
Oylama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla
oylama yapıldı)
BAŞKAN Türkiye Cumhuriyeti ile
İslam Kalkınma Bankası Grubu Arasında Türkiyede İslam
Kalkınma Bankası Grubu Ülke Ofisi Kurulmasına İlişkin
Anlaşma ile Anlaşmada Değişiklik Yapılmasına Dair
Notaların Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında
Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:
|
Oy
sayısı |
: |
203 |
|
|
Kabul |
: |
196 |
|
|
Ret |
: |
7 |
|
Kâtip Üye Bayram Özçelik Burdur |
Kâtip Üye Muhammet
Rıza Yalçınkaya Bartın |
Tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
19uncu sırada yer alan, Vergi
Konularında Karşılıklı İdari
Yardımlaşma Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
19.- Vergi
Konularında Karşılıklı İdari
Yardımlaşma Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (1/691) (S. Sayısı: 354)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
20nci
sırada yer alan, Özel Sektörün
Geliştirilmesi İslami Kurumu Kurucu Anlaşmasının
Tadiline İlişkin Genel Kurul Kararının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
20.- Özel Sektörün
Geliştirilmesi İslami Kurumu Kurucu Anlaşmasının
Tadiline İlişkin Genel Kurul Kararının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/734) (S. Sayısı: 415)(x)
BAŞKAN Komisyon?
Burada.
Hükûmet? Burada.
Komisyon raporu 415
sıra sayısıyla bastırılıp
dağıtılmıştır.
Tasarının tümü
üzerinde söz isteyen? Yok.
Tasarının tümü
üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
1inci maddeyi
okutuyorum:
ÖZEL SEKTÖRÜN GELİŞTİRİLMESİ
İSLAMİ KURUMU KURUCU ANLAŞMANIN
TADİLİNE İLİŞKİN GENEL KURUL
KARARININ ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1-
(1) Özel Sektörün Geliştirilmesi İslami Kurumunun 11 inci Genel Kurul
Toplantısında kabul edilen Kurucu Anlaşmanın 33 üncü
maddesinin tadiline ilişkin GA11/4/432 nolu Kararın onaylanması
uygun bulunmuştur.
BAŞKAN Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
2nci maddeyi
okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
3üncü maddeyi
okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar
Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Tasarının tümü
açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın
elektronik oylama cihazıyla yapılmasını
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Oylama için bir dakika
süre veriyorum.
Oylama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla
oylama yapıldı)
BAŞKAN Özel Sektörün
Geliştirilmesi İslami Kurumu Kurucu Anlaşmasının
Tadiline İlişkin Genel Kurul Kararının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
açık oylama sonucu:
Oy sayısı: 201
Kabul: 197
Ret: 4(X)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Bayram
Özçelik Muhammet
Rıza Yalçınkaya
Burdur Bartın
Tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
21inci sırada yer alan, Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Yunanistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Ormancılık Alanında Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
21.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Yunanistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Ormancılık Alanında Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/430) (S. Sayısı: 51)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
22nci sırada yer alan, Türkiye
Cumhuriyeti Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Yunanistan
Cumhuriyeti Çevre, Enerji ve İklim Değişikliği
Bakanlığı Arasında Enerji Alanında
İşbirliği Hakkında Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
22.- Türkiye
Cumhuriyeti Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Yunanistan
Cumhuriyeti Çevre, Enerji ve İklim Değişikliği
Bakanlığı Arasında Enerji Alanında
İşbirliği Hakkında Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/474) (S. Sayısı: 62)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Bundan sonra da komisyon
bulunamayacağı anlaşıldığından, alınan
karar gereğince, kanun tasarı ve teklifleriyle komisyonlardan gelen
diğer işleri sırasıyla görüşmek için 15 Mayıs
2013 Çarşamba günü saat 14.00te toplanmak üzere birleşimi
kapatıyorum.
Kapanma
Saati: 21.10
(x) 315 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) 414 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 211 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 210 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(X) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(XX) 209 S.Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 117 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(X) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
* 416 S.Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(X) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(XX) 434 S.Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) 415 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(X) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.