TÜRKİYE
BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
133üncü
Birleşim
7
Temmuz 2013 Pazar
(TBMM Tutanak
Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu
Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş
bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade
edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler
aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova ve 21 milletvekilinin, yasalara aykırı ve kamu zararı oluşturacak şekilde yapılan özelleştirme uygulamalarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/702)
2.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve 44 milletvekilinin, Malatya Kürecikte kurulan füze kalkanının Türkiyeye siyasi, askerî ve ekonomik yönden etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/703)
3.- Adana Milletvekili Ümit Özgümüş ve 33 milletvekilinin, Ceyhan Enerji İhtisas Endüstrisi Bölgesi kurulmasıyla ilgili projenin neden yürümediğinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/704)
IV.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156)
2.- Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)
3.- Orta Asya ve Kafkaslar
Bölgesel Balıkçılık ve Su Ürünleri Yetiştiriciliği
Komisyonu Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Tarım Orman ve
Köyişleri Komisyonu ile Dışişleri Komisyonu Raporları
(1/498) (S. Sayısı: 173)
4.- Niğde Milletvekili
Alpaslan Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar
ile 100 Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet Memurları
Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (2/1613, 1/778) (S.
Sayısı: 478)
5.- Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Yalova Milletvekili Muharrem İncenin; Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ile Milli Savunma Komisyonu Raporu (1/795, 2/64) (S. Sayısı: 479)
6.- Sanal Ortamda İşlenen Suçlar Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/676) (S. Sayısı: 380)
V.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünalın, Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmazın görüşülen kanun teklifinin 73üncü maddesinin (e) bendiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı konuşması sırasında AK PARTİ Grubuna sataşması nedeniyle konuşması
2.- Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmazın, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünalın sataşma nedeniyle yaptığı konuşma sırasında Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle konuşması
7 Temmuz 2013 Pazar
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.01
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER:
Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 133üncü
Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter
sayısı vardır, gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
Meclis
araştırması açılmasına ilişkin üç önerge
vardır, okutuyorum:
III.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Balıkesir Milletvekili Ayşe
Nedret Akova ve 21 milletvekilinin, yasalara aykırı ve kamu
zararı oluşturacak şekilde yapılan özelleştirme
uygulamalarının araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/702)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Yasalara
aykırı ve kamu zararı oluşturacak şekilde yapılan
özelleştirme uygulamalarının, bunlarla ilgili mahkemelerin
verdiği yürütmeyi durdurma ve kesinleşen iptal kararlarının
ve mahkeme kararlarıyla ilgili olarak yürütme organları tarafından
ileriye ve geriye yönelik herhangi bir işlem tesis edilip
edilmediğinin incelenmesi amacıyla, Anayasanın 98inci ve TBMM
İçtüzükünün 104üncü ve 105inci maddeleri gereği, bir Meclis
araştırması açılmasını arz ederiz.
Saygılarımızla.
15/03/2012
1) Ayşe Nedret
Akova (Balıkesir)
2) Musa Çam (İzmir)
3) Ali İhsan
Köktürk (Zonguldak)
4) Mustafa Sezgin
Tanrıkulu (İstanbul)
5) Ali
Sarıbaş (Çanakkale)
6) Ali
Serindağ (Gaziantep)
7) İhsan Özkes
(İstanbul)
8) Mehmet
Şeker (Gaziantep)
9) Mehmet S.
Kesimoğlu (Kırklareli)
10) Ali Haydar Öner (Isparta)
11) Celal Dinçer (İstanbul)
12) Recep Gürkan (Edirne)
13) Gürkut Acar (Antalya)
14) İlhan
Demiröz (Bursa)
15) Veli
Ağbaba (Malatya)
16) Namık
Havutça (Balıkesir)
17) Mehmet Ali
Ediboğlu (Hatay)
18) Mustafa Serdar
Soydan (Çanakkale)
19) Tanju Özcan (Bolu)
20) Kadir Gökmen
Öğüt (İstanbul)
21) Bülent Tezcan (Aydın)
22) Osman
Aydın (Aydın)
Gerekçe:
Ülkemizde 1984 yılında özelleştirme
uygulamaları için yasal düzenlemeler yapılırken
özelleştirme ile devletin ekonomideki sınai ve ticari aktivitesinin
en aza indirilmesi, rekabete dayalı piyasa ekonomisinin
oluşturulması, devlet bütçesi üzerindeki KİT finansman yükünün
azaltılması ve zararına faaliyet gösteren kamu kurum ve
kuruluşlarının özel sektör eliyle verimliliğinin
artırılması, sermaye piyasasının geliştirilmesi
ve bu yolla elde edilecek kaynakların altyapı
yatırımlarına yönlendirilmesi amaçlanmıştır.
Zarar eden kamu kurum ve kuruluşlarının
öncelikli olarak özelleştirilmesi gerekirken çok kârlı olan veya mal
varlığı fazla olan işletmelerin değerinin çok
altında kamu zararına özelleştirilmesi sonucunda,
uygulamaların yargı yoluyla incelenmesi zorunlu olmuştur.
SEKA kâğıt fabrikalarına ait
Balıkesir İşletmesinin özelleştirilmesi,
Eti Alüminyum
şirketinin yüzde 100 oranında özelleştirilmesi,
Türkiye Denizcilik İşletmelerine ait
Kuşadası Limanının işletme hakkı verilmesi
suretiyle özelleştirilmesi,
Türkiye Denizcilik İşletmelerine ait
Çeşme Limanının işletme hakkı verilmesi suretiyle
özelleştirilmesi,
Türkiye Petrol Rafinerileri şirketinde
bulunan yüzde 14lük hissenin İMKB'de satılması işlemi
iptal edilen özelleştirme uygulamalarına örnektir.
Kârlı olan ve
stratejik alanlarda üretim yapan kamu kurum ve kuruluşlarının
satış sürecinde yaşanan usulsüzlükler, gerçek değerlerinin
çok altında gerçekleşen satışlar özelleştirmenin
başlangıçtaki amaçlarıyla çelişen bir görünüm
sergilemiştir. Kanunlara aykırı ve kamu zararına
işleyen bu süreç ile ilgili açılan davalar sonucu birçok
özelleştirme uygulaması iptal edilmiştir. Örneğin, piyasa
değeri 51,2 milyon dolar olan Balıkesir SEKA Kâğıt
Fabrikasının 1,1 milyon dolara satılmasıyla ilgili Bursa 2.
İdare Mahkemesi, 28 Temmuz 2003'te, kamu yararı ve
özelleştirmenin amacına uygunluk bulunmadığı
gerekçesiyle yürütmeyi durdurma kararı ve sonra da iptali kararı
vermiştir. Ancak, özelleştirme ihalesini iptal eden ve Balıkesir
SEKA'nın her şeyiyle devlete iadesini hükmeden yargı
kararının üzerinden dokuz yıl geçmesine rağmen, henüz bir
işlem yapılmamıştır. Başka yargı
organları tarafından da Balıkesir SEKA'nın iadesi için
birçok kez karar alınmasına rağmen, yürütme organları ve
idare tarafından mahkeme kararlarının uygulanması için
hiçbir tedbir alınmamıştır.
Diğer
özelleştirme uygulamalarının mahkemelerce verilen iptal
kararlarıyla ilgili yürütme organlarının ve idarenin hiçbir
işlem yapmadıkları gözlemlenmektedir. Anayasamızın
138inci maddesinde "Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme
kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme
kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların
yerine getirilmesini geciktiremez." hükmüne yer verilmiştir. Yasalara
aykırı ve kamu zararı oluşturacak şekilde yapılan
özelleştirme uygulamalarının, bunlarla ilgili mahkemelerin
verdiği iptal kararlarının ve mahkeme kararları ile ilgili
olarak yürütme organları ve idare tarafından ileriye ve geriye
yönelik herhangi bir işlem tesis edilip edilmediğinin incelenmesi
için bir Meclis araştırmasına ihtiyaç duyulmaktadır.
2.-
Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve 44 milletvekilinin, Malatya Kürecikte
kurulan füze kalkanının Türkiyeye siyasi, askerî ve ekonomik yönden
etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/703)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Malatya Kürecik
bölgesine kurulan füze kalkanına, toplumun tüm kesimlerinden tepkiler
yükselmeye devam etmektedir.
Kalkanın
kurulduğu Kürecik'teki üs, 10 Mart 2012 tarihinde CHP'li
milletvekillerince ziyaret edilmek istenmiştir. Bu amaçla ilk olarak
Genelkurmay Başkanlığından izin talebinde bulunulmuş,
Genelkurmay Başkanlığı bu konuda Dışişleri
Bakanlığından izin alınması gerektiği gerekçesi
ile talebi reddetmiştir. Bu yanıt üzerine Dışişleri
Bakanlığına yazılı başvuru yapılarak yeniden
izin talebinde bulunulmuştur. Dışişleri
Bakanlığından da üsse giriş için izin verme yetkilerinin
olmadığı yanıtı alınmıştır. Son
olarak Millî Savunma Bakanlığı ile görüşülmüş,
Bakanlık müsteşar yardımcısı ilgili makamların
izin vermediğini belirtmiş ancak ilgili makamların kimler
olduğunun sorulması üzerine herhangi bir açıklamada
bulunulmamıştır.
Sonuç olarak,
Türkiye'de bulunan bir toprak parçasının yasama organı
üyelerince ziyaret edilemediği gerçeği ile karşı
karşıya kalınmıştır. İzin konusunun hangi
kamu otoritesinin görev alanına girdiğinin bilinmemesine
kuşkusuz olanak yoktur. Bu durum, siyasi iktidarın
çaresizliğinin tezahürü niteliğindedir. Siyasi iktidarın
Kürecik'teki edilgen tutumu, egemenlik anlayışının
aşındırıldığına ilişkin çeşitli
kuşkuların oluşmasına neden olmaktadır.
Füze savunma
sistemi ile ilgili bugüne kadar Türk yetkililerin ağzından hiçbir
resmi açıklama yapılmamıştır. Füze
kalkanının Kürecik'e kurulacağı, faaliyete geçtiği,
ABD askerlerinin üsde çalışmaya başladığı gibi
kritik konular, kamuoyunca ABD'li yetkililerin ağzından ve
basından öğrenilmiştir. Bu durum Kürecik'teki üsse CHP
milletvekillerinin sokulmaması ile birlikte düşünüldüğünde,
siyasi iktidarın inisiyatifi dışında gelişmeler
yaşandığı akıllara gelmektedir. Kamuoyunda
"Kimler füze kalkanının yer aldığı üsse
girilmesini engellemektedir? Siyasi iktidar niçin Kürecikle ilgili gerçekleri
saklamaktadır? İktidarını korumak için uluslararası
güçlere karşı bir angajmana mı girmiştir?" gibi
sorular ortaya atılmaya başlanmıştır. Bu sorulara en
iyi yanıtın şeffaflıktan geçeceğine kuşku yoktur.
Kamuoyunda
sıklıkla Kürecik'in, Adana İncirlik'te kurulu üssün bir benzeri
olacağı dile getirilmektedir. MSB'nin kışla ihalesi bu
söylemleri güçlendirmektedir. Millî Savunma Bakanlığı
tarafından radar üssünün faaliyete geçmesinin ardından yeni
yapılanma çerçevesinde Kürecik'e kurulacak askerî kışla için
kısa bir süre önce Kürecik Kışlası İmar Planı ve
İmar Uygulaması için hizmet alım ihalesi
gerçekleştirmiştir. İhaleyi Ankara merkezli UTTA Planlama,
Projelendirme Danışmanlık Ltd. Şirketi kazanmış,
Millî Savunma Bakanlığı ile adı geçen şirket
arasında hizmet alım sözleşmesi imzalanmıştır.
Ülkemizde yabancı askerlerin uzun süreli çalışabilmeleri için
gerekli izinlerin TBMM tarafından verilmesi gerekirken, TBMM'nin yetkisi
elinden alınarak Kürecik'e yabancı askerler
yerleştirilmiştir. Yapılan işlem Anayasa'ya
aykırı olup yetkililer suç işlemektedir.
Kışlada
kaç askerin kalacağı, bu askerlerin hangi devletlerin askeri
olduğu soru önergeleri ile muhataplarına sorulmuş ancak konuya
ilişkin bir açıklama hâlâ yapılmamıştır.
Malatya'ya
konuşlu, denizciler ve karacılar için tasarlanan X bandı TPY-2
radarın maliyeti 150-200 milyon dolar olarak belirtilmektedir.
Yıllık operasyon maliyetinin de 40 milyon dolar civarında
olacağı söylenmektedir. Radarın Türkiye
sınırlarında yer alması sebebiyle, basında ABD'nin
Türk devletine yüklü bir miktarda ödeme yaptığı
belirtilmektedir. Kürecik'in kiralanması veya satılması yönünde
kamuoyunda söylemler dile getirilmektedir. Hiç kimsenin, çıkarı için
Anadolu halkını ateşe atmaya hakkı yoktur. Daha önceki
örneklerde olduğu gibi, devlet yetkilileri tarafından bu konuyla
ilgili de bugüne kadar açıklama yapılmamıştır.
İddialar doğru ise Türk halkının toprağı ve
canı üzerinden bir pazarlık sürdürüldüğü sonucu ortaya
çıkmaktadır. Kamuoyu AKP'nin Küreciki ne
karşılığında pazarladığını merak
etmektedir.
Belirtilen
gerekçelerle Kürecik'e kurulan kalkanın Türkiye'ye siyasi, askerî,
ekonomik yönden etkilerinin ele alınması, kalkan ile ilgili gündeme
gelen konuların açıklığa kavuşturulması
amacıyla Anayasamızın 98'inci, Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün 104üncü ve 105'inci maddeleri gereğince Meclis
araştırması açılması için gereğini
saygılarımızla arz ederiz. 27.03.2012
1) Veli Ağbaba (Malatya)
2) Emine Ülker
Tarhan (Ankara)
3) Kadir Gökmen
Öğüt (İstanbul)
4) Namık
Havutça (Balıkesir)
5) Tufan Köse (Çorum)
6) Binnaz Toprak (İstanbul)
7) Sena Kaleli (Bursa)
8) Sedef Küçük (İstanbul)
9) Hülya Güven (İzmir)
10) Ayşe Eser
Danışoğlu (İstanbul)
11) Ali
Serindağ (Gaziantep)
12) İzzet
Çetin (Ankara)
13) Özgür Özel (Manisa)
14) Haydar Akar (Kocaeli)
15) Kemal Ekinci (Bursa)
16) Turhan Tayan (Bursa)
17) Turgut Dibek (Kırklareli)
18) Dilek Akagün Yılmaz (Uşak)
19) Musa Çam (İzmir)
20) Mustafa Serdar
Soydan (Çanakkale)
21) İdris
Yıldız (Ordu)
22) Engin Özkoç (Sakarya)
23) Ali Haydar Öner (Isparta)
24) Muharrem
Işık (Erzincan)
25) Kazım Kurt (Eskişehir)
26) Sakine Öz (Manisa)
27) Gürkut Acar (Antalya)
28) Mehmet Hilal
Kaplan (Kocaeli)
29) Salih
Fırat (Adıyaman)
30) Kamer Genç (Tunceli)
31) Hüseyin Aygün (Tunceli)
32) Ensar Öğüt (Ardahan)
33) Mehmet Volkan
Canalioğlu (Trabzon)
34) Osman Kaptan (Antalya)
35) Osman Taney
Korutürk (İstanbul)
36) Faik Öztrak (Tekirdağ)
37) Vahap Seçer (Mersin)
38) Hurşit
Güneş (Kocaeli)
39) Adnan Keskin (Denizli)
40) Ömer Süha Aldan (Muğla)
41) Celal Dinçer (İstanbul)
42) İlhan
Demiröz (Bursa)
43) Kemal
Değirmendereli (Edirne)
44) Nurettin Demir (Muğla)
45) Hasan Akgöl (Hatay)
3.-
Adana Milletvekili Ümit Özgümüş ve 33 milletvekilinin, Ceyhan Enerji
İhtisas Endüstrisi Bölgesi kurulmasıyla ilgili projenin neden
yürümediğinin araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/704)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
17 Ekim 2007 tarih
ve 26673 sayılı Resmî Gazetede yayınlanan, 12632
sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Adananın Ceyhan ilçesine
kurulması öngörülen Ceyhan Enerji İhtisas Endüstri Bölgesi konusunda,
Anayasanın 98, TBMM İçtüzüğünün 104 ve 105inci maddeleri
kapsamında Meclis araştırması açılması konusunda
gereğini arz ederim.
Saygılarımla.
1) Ümit
Özgümüş (Adana)
2) Turgay Develi (Adana)
3) Vahap Seçer (Mersin)
4) Namık
Havutça (Balıkesir)
5) Recep Gürkan (Edirne)
6) Mevlüt Dudu (Hatay)
7) Sedef Küçük (İstanbul)
8) Veli Ağbaba
(Malatya)
9) Mehmet
Şeker (Gaziantep)
10) Aytuğ
Atıcı (Mersin)
11) Gürkut Acar (Antalya)
12) Kemal
Değirmendereli (Edirne)
13) Mehmet Hilal
Kaplan (Kocaeli)
14) Ramazan Kerim
Özkan (Burdur)
15) Candan Yüceer (Tekirdağ)
16) Mehmet
Şevki Kulkuloğlu (Kayseri)
17) Kamer Genç (Tunceli)
18) Ali Özgündüz (İstanbul)
19) Refik
Eryılmaz (Hatay)
20) Muharrem
Işık (Erzincan)
21) Hasan Ören (Manisa)
22) Mehmet S.
Kesimoğlu (Kırklareli)
23) Özgür Özel (Manisa)
24) Sakine Öz (Manisa)
25) Emre Köprülü (Tekirdağ)
26) Osman Faruk
Loğoğlu (Adana)
27) Osman Taney
Korutürk (İstanbul)
28) Ali
Serindağ (Gaziantep)
29) Ali Haydar Öner (Isparta)
30) Adnan Keskin (Denizli)
31) Bülent
Kuşoğlu (Ankara)
32) Muhammet
Rıza Yalçınkaya (Bartın)
33) Hasan Akgöl (Hatay)
34) Mehmet Volkan
Canalioğlu (Trabzon)
Gerekçe:
2007
yılında alınan Bakanlar Kurulu kararı ile Adana'nın
Ceyhan ilçesinin Kurtpınar ve Sarımazı mevkiinde bulunan 13
milyon 471 bin 964 metrekarelik alana Ceyhan Enerji İhtisas Endüstri
Bölgesi kurulması öngörülmüştür.
Bölgenin
kurulmasıyla, Adana'nın önemli bir enerji merkezi olacağı
ve bu bölgeye yapılacak yatırımların hem bölge hem de ülke
ekonomisine oldukça önemli katkılar sağlayacağı
belirtilmektedir.
Ayrıca,
30/1/2010 tarih ve 27478 sayılı Resmî Gazete'de söz konusu bölgenin
acele kamulaştırılması yönünde Bakanlar Kurulu kararı
yayınlanmıştır.
Ancak, şu ana
kadar bölgeyle ilgili altyapı yatırımlarının ve
kamulaştırma çalışmalarının ne aşamada
olduğu, bölgeye yatırım yapmak isteyen bir
yatırımcının bürokratik olarak nasıl bir yol
izleyeceği ve nereye başvuru yapması gerektiği konusunda
bir açıklama yapılmamıştır.
Kuruluş yasasına göre, bölgenin işletmesi
Adana Sanayi Odasına verilmiş ve bu kapsamda Bilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanlığı tarafından 28 Mart 2008'de bir
yazı gönderilerek bölgenin kamulaştırma çalışmalarının
sonuna gelindiği ve acilen işletme müdürlüğünün kurulması
gerektiği bildirilmiştir. Sonuç olarak, Adana Sanayi Odasında
göstermelik ve hiçbir faaliyeti olmayan bir işletme müdürlüğü
kurulmuştur. Alınan Bakanlar Kurulu kararından bu yana,
yaklaşık beş yıldır, bu denli önemli bir projenin
neden ilerlemediği konusu kamuoyunda kuşku uyandırmaktadır.
Bölgede bürokratik engellerin ötesinde, deniz
kenarındaki bu bölgenin farklı amaçlar için özel
yatırımlara ya da bazı özel sektör sahiplerine mi tahsis
edileceği konusunda kuşkular oluşmuştur. Bölgede yatırım
yapmak isteyen girişimciler için bir başvuru mekanizması
oluşturulmadığı gibi, bu alanların hangi kriterlere
göre yatırıma tahsis edileceği konusunda da beş yılda
objektif bir plan ortaya koyulmamıştır.
Bu nedenle, hem bölge hem de Türkiye için hayati önem
taşıyan bu projenin bürokratik engeller nedeniyle mi, yoksa
farklı amaçlar nedeniyle mi yürümediğinin
araştırılması için Anayasa'nın 98'inci, İç
Tüzükün 104 ve 105'inci maddeleri uyarınca bir Meclis
araştırması açılması gerekli görülmektedir.
BAŞKAN Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis
araştırması açılıp açılmaması konusundaki
görüşmeler, sırası geldiğinde yapılacaktır.
Alınan karar gereğince gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmına geçiyoruz.
1'inci sırada yer alan, Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğü'nde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
IV.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydının; Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80)
(S. Sayısı: 156)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2'nci sırada yer alan, Devlet Sırrı Kanunu
Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu
raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
2.- Devlet Sırrı Kanunu
Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları
(1/484) (S. Sayısı: 287)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3'üncü
sırada yer alan, Orta Asya ve Kafkaslar Bölgesel Balıkçılık
ve Su Ürünleri Yetiştiriciliği Komisyonu Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ile Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu ile Dışişleri
Komisyonu raporlarının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.-
Orta Asya ve Kafkaslar Bölgesel Balıkçılık ve Su Ürünleri
Yetiştiriciliği Komisyonu Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ile Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu ile Dışişleri
Komisyonu Raporları (1/498) (S. Sayısı: 173)
BAŞKAN -
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
4üncü sırada
yer alan, Niğde Milletvekili Alpaslan Kavaklıoğlu ve Zonguldak
Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100 Milletvekilinin; Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi ve Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu
raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden
devam ediyoruz.
4.-
Niğde Milletvekili Alpaslan Kavaklıoğlu ve Zonguldak
Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100 Milletvekilinin; Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi ve Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları
(2/1613, 1/778) (S. Sayısı: 478) (X)
BAŞKAN -
Komisyon ve Hükûmet? Yerinde.
Geçen
birleşimde, İç Tüzük'ün 91'inci maddesine göre temel kanun olarak
görüşülen teklifin üçüncü bölümünde bulunan 62nci madde kabul
edilmişti.
Şimdi, 63üncü
maddeye geçiyoruz.
63üncü madde
üzerinde iki adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Niğde Milletvekili Alpaslan
Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100
Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet
Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (2/1613, 1/778) nın 63 üncü
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Mustafa Kalaycı Erkan Akçay Mehmet Şandır
Konya Manisa Mersin
Mehmet Erdoğan Mehmet Günal Hasan Hüseyin Türkoğlu
Muğla Antalya Osmaniye
"MADDE 63 -178
sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek 33 üncü maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Sözlü
sınavı
EK MADDE 33- 43
üncü madde, ek 29 uncu madde ve 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı
Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun 60 ıncı maddesi uyarınca
yapılacak giriş sınavlarının sözlü aşaması
ile 42 nci maddenin (c) fıkrası uyarınca yapılacak
sınavların sözlü aşaması, adayın;
a) Bir konuyu kavrayıp özetleme, ifade
yeteneği ve muhakeme gücünün,
b) Liyakati, temsil kabiliyeti, bilgi düzeyi,
davranış ve tepkilerinin mesleğe veya göreve uygunluğunun,
c) Özgüveni, ikna
yeteneği ve inandırıcılığının,
ç) Genel yetenek ve
genel kültürünün,
d) Bilimsel ve
teknolojik gelişmelere açıklığının,
değerlendirilmesi
suretiyle yapılır. Sınav komisyonu, adaylar hakkında
yukarıda yazılı özelliklerin her biri için değerlendirme
yapar. Yapılan değerlendirmeye göre verilen puanlar tutanağa geçirilir."
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve
Devlet Memurları Kanunu İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporlarının
63. Maddesinin tasarıdan çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Mehmet
Akif Hamzaçebi Ferit Mevlüt
Aslanoğlu İzzet
Çetin
İstanbul İstanbul Ankara
Özgür
Özel Kazım
Kurt İlhan
Demiröz
Manisa Eskişehir Bursa
Haluk
Ahmet Gümüş
Balıkesir
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE
BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ (İstanbul)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ÇEVRE
VE ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon)
Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Mehmet Akif Hamzaçebi, İstanbul
Milletvekili.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Değerli milletvekilleri, bu madde ile 178
sayılı Maliye Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 2011 yılının Eylül
ayında çıkarılan bir kanun hükmünde kararname ile ihdas edilen
ek 33üncü maddesi buraya aynen taşınmaktadır. Yetki kanunu
uyarınca çıkarılan kanun hükmünde kararname, Anayasa Mahkemesi
tarafından Yetki kanunu bu konuda Hükûmete yetki vermiyor. gerekçesiyle
iptal edilmiştir. Yani, Hükûmet, yetki kanununun
sınırlarını aşarak bir kanun hükmünde kararname
çıkarmıştır. Bu hukuki hatayı -hata değil, daha
doğrusu kasıtlı bir tutum- Anayasa Mahkemesi fark ederek
Cumhuriyet Halk Partisinin açtığı iptal davası sonucunda
iptal etmiştir.
İlk
bakışta getirilen düzenleme oldukça masum olarak
değerlendirilebilir çünkü iptal edilen kanun hükmünde kararname maddesinin
aynısı buraya getirilmektedir ama gerçekte bu maddenin neden
getirildiği konusunda bir değerlendirme yapabilmek için biraz eskiye
gitmek gerekir. Yani, 2011 yılının Eylül ayında 659
sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle düzenleme yapılırken
gerçekte niyet çok daha farklıydı, niyet şudur: Hükûmet, tüm
kamu kurumlarında, Adalet Bakanlığında, İçişleri
Bakanlığında, Sayıştayda benzeri bir düzenlemeyi
yapmıştır. Şimdi, bu yapılan düzenleme Maliye
Bakanlığının Teşkilat Kanununa aynen
taşınmaktadır. Bu düzenlemelerin gerisinde yatan, birtakım
uzmanlıklara, müfettiş yardımcılıklarına veya
idari görevlere, Millî Emlak Daire Başkanlığı, defterdar
yardımcılığı gibi idari görevlere atanacak olan
kişilerin Hükûmetin takdir ve değerlendirmelerine göre seçilecek
olmasıdır. Daha önce benzer düzenleme Sayıştayda
yapıldı, kaymakamlık sınavları için İçişleri
Bakanlığında yapıldı, hâkim ve savcılık
sınavları için de yine Adalet Bakanlığı Teşkilat
Kanununda ve Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanununda
yapıldı. Bu düzenlemelerin hepsinin ortak noktası sözlü
sınav mülakata dönüştürüldü ve bu mülakatta yapılan
değerlendirmeler sonucunda da düzenlenen tutanak dışında
herhangi bir başka kayıt veya kamera kaydı
tutulmayacağı yönünde bir düzenleme getirildi çünkü daha önce
Sayıştay denetçiliğinin yeterlik sınavı sınav
komisyonun subjektif, partizanca bazı değerlendirmeleri, tutumu
sonucunda Danıştay tarafından iptal edildi. Danıştay,
Eğer o kişinin, sınava giren adayın iddialarını
çürütecek bir kayıt tutmamış iseniz sınavda, bu sınav
geçerli değildir. dedi. Onun üzerine, alelacele Sayıştay
Kanununda değişiklik yapıldı ve sınav komisyonunun
düzenleyeceği tutanak dışında hiçbir kaydın
tutulmayacağı hükme bağlandı ki hiç kimse yargıya
gidip de herhangi bir dava açamasın, açsa da bu davayı kaybetsin.
Şimdi, bu
tutanağa geçecek olan hususlar şunlardır: Bir konuyu
kavrayıp özetleme, ifade yeteneği, muhakeme gücü, adayın öz güveni,
ikna kabiliyeti, inandırıcılığı, genel yetenek ve
genel kültürü, liyakati, temsil kabiliyeti, bilgi düzeyi, davranış ve
tepkilerinin mesleğe ve göreve uygunluğu. Oysa maddeye
baktığımızda, madde sözlü sınavdan söz ediyor. Sözlü
sınav bir bilgiyi ölçme sınavıdır. Yazılı
sınavın eksik kaldığı, kavrayamadığı
konuları sözlü sınav ölçmek ister ama bu maddeyle diğer
kurumlarda olduğu gibi sözlü sınav mülakata
dönüştürülmüştür, bilgiyi ölçmeye yönelik hiçbir husus yoktur burada.
Elbette sözlü sınavda da kişilerin temsil kabiliyeti, ifade
yeteneği gibi konulara bakılırdı ancak o, bilgiyi ölçen
sözlü sınavın sadece bir parçasıydı. Şimdi, sözlü
sınav kalktı, mülakat getirildi ve subjektif değerlendirmelere
açık bir sistem oluşturuldu. Böylesi kötü, adaletsiz bir sistemin
Maliye Bakanlığına taşınmış
olmasını Maliye Bakanlığı gibi köklü bir kurum
açısından üzüntü verici buluyorum.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Niğde Milletvekili Alpaslan
Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100
Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet
Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (2/1613, 1/778) nın 63 üncü
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Mustafa Kalaycı (Konya) ve arkadaşları
"MADDE 63 -178
sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek 33 üncü maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Sözlü sınavı
EK MADDE 33- 43
üncü madde, ek 29 uncu madde ve 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı
Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun 60 ıncı maddesi uyarınca
yapılacak giriş sınavlarının sözlü aşaması
ile 42 nci maddenin (c) fıkrası uyarınca yapılacak
sınavların sözlü aşaması, adayın;
a) Bir konuyu kavrayıp özetleme, ifade
yeteneği ve muhakeme gücünün,
b) Liyakati, temsil kabiliyeti, bilgi düzeyi,
davranış ve tepkilerinin mesleğe veya göreve uygunluğunun,
c) Özgüveni, ikna
yeteneği ve inandırıcılığının,
ç) Genel yetenek ve
genel kültürünün,
d) Bilimsel ve
teknolojik gelişmelere açıklığının,
değerlendirilmesi
suretiyle yapılır. Sınav komisyonu, adaylar hakkında
yukarıda yazılı özelliklerin her biri için değerlendirme
yapar. Yapılan değerlendirmeye göre verilen puanlar tutanağa
geçirilir."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ (İstanbul)
Katılamıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ÇEVRE VE
ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen
SÜMER ORAL (Manisa)
Gerekçe
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Komisyonda Teklifle
ilgili sağlıklı ve verimli bir görüşme
yapılamamıştır. Komisyon görüşmeleri boyunca hangi
düzenlemelerin ne amaçla ve hangi gerekçeyle yapıldığı
konusunda bilinmez bir tavır sergilemiştir. 71 adet kanun ve kanun
hükmünde kararnamede 142 maddelik değişiklikler yapılmasına
rağmen; vatandaşlarımızın yaşadığı
sorunlara çözüm getirecek konuları bir-iki husus dışında
bulmak mümkün değildir. Kanun Teklifi kamu personelinin hukuki ve mali
statüsüne ilişkin çok sınırlı değişiklikler
getirmektedir. Dolayısıyla bu düzenlemede beklentiler
karşılığını bulmamış, umutlar hayal
kırıklığına dönüşmüştür.
Kamuda
sağlıklı ve tutarlı bir personel politikası
uygulanmamaktadır. Personel Rejimi nesnellikten
uzaklaştırılmış, istihdam rejimi bozulmuştur. 657
sayılı Kanun, geçici işlerin ifası için istisnai hallere
münhasır olmak üzere sözleşmeli ve geçici personel
istihdamını mümkün kılmıştır. AKP döneminde bu
istisnai uygulamalar asıl istihdam şeklinin önüne geçmiştir.
Ayrıca, AKP döneminde sözleşmeli ve vekil olarak işe
alınanlar, daha önce çıkarılan kanunlar ile memur
kadrolarına alınmış, ancak tekrar sözleşmeli ve vekil
atama yapılmasına devam edilmiş, şimdi de bunlardan
bazıları tekrar memur kadrolarına alınmaktadır.
Bu yanlış
uygulamalar ile birlikte, birçok mağduriyet ortaya
çıkmıştır. En büyük mağduriyet ise bu istisnai
yollarla iş bulamayan işsiz gençlerimizdir. Bunlar girdiği
merkezi sınavı kazanıp ataması yapılamayan, bir türlü
sıra gelemeyen ve sıra gelmeden de kadroları istisnai yollarla
doldurulan milyonlarca işsiz vatandaşlarımızdır.
Hükümetin bu yanlışı, bu haksızlığı derhal
durdurması gerekir.
Bu Kanun Teklifi
ile kamu kurumlarında çalışan 4/B'liler, 4924 sayılı
Kanuna tabi sözleşmeliler ve mahalli idarelerde çalışan
sözleşmeliler ile vekil Kur'an kursu öğreticilerinden
şartları uyanlar memur kadrolarına atanmaktadır. Ancak,
memur kadrosu verilen sözleşmeli personel ve vekiller
Arasında; mağduriyeti en derinden yaşayan
4/C'liler yoktur. Rehber ve usta öğreticileri bu düzenleme kapsamına
alınmamıştır. Aile sağlığı
çalışanları yoktur. Vekil ebe-hemşireler yoktur. Ücretli
öğretmenler yoktur.
AKP Hükümeti
tarafından yapılan ayrımcı ve adaletsiz uygulamaları
saymakla bitmez. Bu Teklifte öğretmenler ve atanamayan öğretmenler
yoktur. Bu düzenlemede polislerimiz yoktur. Kamu işçilerinin naklen
atanabilmeleri konusu yoktur. Taşeron işçileriyle ilgili hiçbir
düzenleme yoktur. Geçici ve mevsimlik işçiler yine göz ardı
edilmektedir. Bu Teklifte emeklilikte yaşa takılanlar yoktur.
Muhtarlarımız yoktur. Bu Kanun Teklifinde şehit aileleri ve
gaziler ile engelliler ve yaşlılarla ilgili bir düzenleme yoktur.
Peki bu Kanun
Teklifinde neler vardır. Mera, yaylak ve kışlakların
yapılaşmaya açılması var. Köy meralarının
köylünün elinden alınarak hazineye devredilmesi, imar yetkisinin
belediyelerden alınması ve satış yetkisi var. Gerçeğe
aykırı, usulsüz veya sahte belgeler nedeniyle verilmeyen
desteklemelerin ödenmesi var. Kamulaştırılan
taşınmazlarla ilgili vatandaşın hak arama hürriyetinin
engellenmesi ve yargıya müdahale var. ÖSYM sınavlarına ait soru
ve cevaplarla ilgili bilgi edinme hakkının engellenmesi var.
Sermayesindeki kamu payı doğrudan veya dolaylı olarak % 50'den
az olan şirketlerin Sayıştay denetimi dışına
çıkarılması vardır. İş
Sağlığı ve Güvenliği Kanununun uygulamasının
geciktirilmesi, sertifikasını almış kişilerin
mağdur edilmesi var. Sürücü belgeleri için 24 milyon
vatandaşımızdan 101 lira belge parası alınması
var.
Dolayısıyla
yapılan düzenlemeler; kamu yönetiminin iyileştirilmesi ve
çalışanların sorunlarına çözüm getirilmesi yerine; kamu
arazileri nasıl talan edilebilir, kadrolaşma nasıl
sağlanabilir, usulsüzlük ve yolsuzluklar nasıl affedilebilir,
denetimden ve yargıdan nasıl kaçınılabilir mahiyetini
taşımaktadır.
Teklifin tümüyle
gözden geçirilmesi ve bu maddede düzeltme ihtiyacı bulunmaktadır.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunacağım, karar yeter sayısı
arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Sayın milletvekilleri,
karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime on
dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 14.33
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.45
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER:
Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 133üncü
Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
63üncü madde
üzerinde Manisa Milletvekili Sümer Oral ve arkadaşlarının
vermiş olduğu önergenin oylanmasında karar yeter
sayısı bulunamamıştı.
Şimdi önergeyi
tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı
arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı vardır, önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
64üncü madde
üzerinde iki adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Niğde Milletvekili Alpaslan
Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100
Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet
Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (2/1613, 1/778) nın 64 üncü
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Mustafa Kalaycı Erkan Akçay Mehmet Şandır
Konya Manisa Mersin
Hasan Hüseyin Türkoğlu Mehmet Erdoğan Mehmet Günal
Osmaniye Muğla Antalya
MADDE 64 -8/6/1984 tarihli ve 231 sayılı
Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 2 nci maddesinin birinci
fıkrasına aşağıdaki bentler eklenmiştir.
i) Basın-yayın kuruluşu mensuplarına
basın kartı düzenlemek, Basın Kartı Komisyonunun sekretarya
faaliyetlerini yürütmek,
j) Türkiye Medya Veri Tabanını oluşturmak
ve güncel kalmasını sağlamak,
k) Basın yayın alanına yönelik yerli ve
yabancı basın mensupları için meslek eğitimleri düzenlemek
maksadıyla eğitim merkezi kurmak.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet Memurları Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporlarının 64. Maddesinin
tasarıdan çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Süleyman Çelebi Mustafa Moroğlu
İstanbul İstanbul İzmir
Haluk Ahmet
Gümüş Bülent
Kuşoğlu Haluk
Eyidoğan
Balıkesir Ankara İstanbul
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ÇEVRE VE
ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Gerekçe
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Türk Dil Kurumu
Sözlüğünde torba, "genellikle pamuk ve kıldan dokunmuş,
türlü boy ve biçimde, ağzı büzülüp bağlanabilen araç": 2.
Genellikle plastikten veya kâğıttan yapılmış, içine
öteberi koymaya yarayan, çeşitli büyüklükte olabilen taşıma
gereci, poşet" şeklinde tanımlanmıştır.
"Kanun" ibaresinin başına eklenen "torba"
kelimesi, bir yandan "taşıyıcılık
işlevi" ne diğer yandan da içine konulacak öteberinin her zaman
kestirilemeyeceği için gizemine işaret eden son derece isabetli bir
sıfattır.
Torba kanunlar söz
konusu olduğunda, Medeni Kanunun 1. Maddesinde belirtildiği anlamda,
"kanunun ruhundan/özünden" söz edebilmek neredeyse imkansız hale
gelebilmektedir. Torba kanunla, uygulayıcılar açısından çeşitli
sürprizlere gebedir. Örneğin, kimi torba kanunların, gerekçe
trafiği ya çok karışık ya da hiç gerekçesi olmayan
maddeleri bulunmaktadır. Bu nedenle, somut hukuki açmazlarla ilgili kanun
"yorum" teknikleri çoğu zaman işlemez hale gelebilmektedir.
Genel olarak iki
tür yasa yapma yöntemi vardır; birisi normal, diğeri
hızlandırılmış yol. Madde bazlı görüşme ve
oylamaya dayanan normal usul, teknik açıdan "genel yasama
yöntemi" olmaktadır. Hızlandırılmış yol ise,
"özel yasama yöntemi" olarak adlandırılmaktadır. Özel
yasama yönteminin bizdeki karşılığı, biraz da zorlama
bir nitelemeyle "temel kanun" olmuştur. Türk parlamento hukukuna
1991 yılında giren hızlandırılmış yasa yapma
yöntemi, TBMM İçtüzüğü'nün 91. Maddesinin başlığından
esinlenen bir terimle "temel kanun" olarak yerleşmiş
durumdadır. Ancak bu kullanım, bir alanı hukuki reform
niteliğinde ilk kez düzenleyen "Medeni Kanun", "Borçlar
Kanunu", "Türk Ceza Kanunu" gibi ana kanunlardan söz ederken
kullanılan "temel kanun" deyimiyle karışmaktadır.
Uygulamada temel kanun yöntemi, kanun tasarı ya da teklifinin Genel Kurul
görüşmelerinde 30'u geçemeyen maddelerden oluşan bölümler içine
sıkıştırılarak görüşülüp
yasalaştırılması anlamına geldiğinden, bilgisayar
terimleriyle, bir dosyanın sıkıştırılması
(ziplenmesi)'ni andırmaktadır. TBMM İçtüzüğünün 91. maddesinde
de, özellikle "temel kanun" tanımlamasıyla ilgili olarak
benzer bir "bocalama" hâli zaten söz konusudur. Madde, Anayasa
Mahkemesi tarafından da birkaç kez iptale konu edilmiş, iptaller
ışığında gerekli değişiklikler
yapıldıktan sonra sular büyük ölçüde durulmuştur.
Ne pahasına
olursa olsun, yasama sürecini hızlandırmak için torba kanun
çıkarma yoluna başvurulması, çok ciddi sakıncaları
beraberinde getirmektedir. Torba kanun sadece yasama süreci açısından
değil, tasarı ya da teklif yasalaştıktan sonra uygulama
sürecinde de sorunlar doğurmaktadır. Torba kanun çıkarma yolu,
muhalefetin ve sivil toplum kuruluşlarının yasa yapım
süreçlerine etkili biçimde katılımının
sağlanamamasını göze almayı gerektirmektedir. Kaldı
ki, her telden konuları kapsayabilen torba kanunların, yürürlükteki
mevzuata olan etkileri hakkında, iktidar partisi üyesi milletvekilleri
bile içerik hâkimiyeti bakımından sıkıntıya
düşmektedir. Uygulamada, böyle bir zorunluluk olmadığı halde,
temel kanun kapsamında görüşülen torba kanunların hızla
yasalaştırılması yüzünden ortaya çıkan yasama
hatalarını düzeltmek amacıyla değişen kanun veya
kanunlarda çok geçmeden yeniden değişiklik yapılmasını
körüklemektedir. Kısaca, ülkemizde torba kanunlar, değişen
kanunda yeni değişiklik gereksinimlerini tetikleyici bir etken
niteliği de taşımaktadır.
Açıklanan bu
nedenlerle torba kanun kapsamına alınan maddenin temel kanun
kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinden tasarı
kapsamından çıkarılması gerekmektedir.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Niğde Milletvekili Alpaslan
Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100
Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet
Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (2/1613, 1/778) nın 64 üncü
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Mustafa Kalaycı (Konya) ve
arkadaşları
"MADDE 64
-8/6/1984 tarihli ve 231 sayılı Basın Yayın ve Enformasyon
Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde
Kararnamenin 2 nci maddesinin birinci fıkrasına
aşağıdaki bentler eklenmiştir.
"i)
Basın-yayın kuruluşu mensuplarına basın kartı
düzenlemek, Basın Kartı Komisyonunun sekretarya faaliyetlerini yürütmek,
j) Türkiye Medya
Veri Tabanını oluşturmak ve güncel kalmasını
sağlamak,
k) Basın
yayın alanına yönelik yerli ve yabancı basın
mensupları için meslek eğitimleri düzenlemek maksadıyla
eğitim merkezi kurmak."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ÇEVRE VE
ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) Gerekçe okunsun.
BAŞKAN Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Komisyonda Teklifle
ilgili sağlıklı ve verimli bir görüşme
yapılamamıştır. Komisyon görüşmeleri boyunca hangi
düzenlemelerin ne amaçla ve hangi gerekçeyle yapıldığı
konusunda bilinmez bir tavır sergilemiştir. 71 adet kanun ve kanun
hükmünde kararnamede 142 maddelik değişiklikler yapılmasına
rağmen; vatandaşlarımızın yaşadığı
sorunlara çözüm getirecek konuları bir-iki husus dışında
bulmak mümkün değildir. Kanun Teklifi kamu personelinin hukuki ve mali
statüsüne ilişkin çok sınırlı değişiklikler
getirmektedir. Dolayısıyla bu düzenlemede beklentiler
karşılığını bulmamış, umutlar hayal
kırıklığına dönüşmüştür.
Kamuda
sağlıklı ve tutarlı bir personel politikası
uygulanmamaktadır. Personel Rejimi nesnellikten
uzaklaştırılmış, istihdam rejimi bozulmuştur. 657
sayılı Kanun, geçici işlerin ifası için istisnai hallere
münhasır olmak üzere sözleşmeli ve geçici personel
istihdamını mümkün kılmıştır. AKP döneminde bu
istisnai uygulamalar asıl istihdam şeklinin önüne geçmiştir.
Ayrıca, AKP döneminde sözleşmeli ve vekil olarak işe
alınanlar, daha önce çıkarılan kanunlar ile memur
kadrolarına alınmış, ancak tekrar sözleşmeli ve vekil
atama yapılmasına devam edilmiş, şimdi de bunlardan
bazıları tekrar memur kadrolarına alınmaktadır.
Bu yanlış
uygulamalar ile birlikte, birçok mağduriyet ortaya
çıkmıştır. En büyük mağduriyet ise bu istisnai
yollarla iş bulamayan işsiz gençlerimizdir. Bunlar girdiği
merkezi sınavı kazanıp ataması yapılamayan, bir türlü
sıra gelemeyen ve sıra gelmeden de kadroları istisnai yollarla
doldurulan milyonlarca işsiz vatandaşlarımızdır.
Hükümetin bu yanlışı, bu haksızlığı derhal
durdurması gerekir.
Bu Kanun Teklifi
ile kamu kurumlarında çalışan 4/B'liler, 4924 sayılı
Kanuna tabi sözleşmeliler ve mahalli idarelerde çalışan sözleşmeliler
ile vekil Kur'an kursu öğreticilerinden şartları uyanlar memur
kadrolarına atanmaktadır. Ancak, memur kadrosu verilen
sözleşmeli personel ve vekiller arasında; mağduriyeti en
derinden yaşayan 4/C'liler yoktur. Rehber ve usta öğreticileri bu
düzenleme kapsamına alınmamıştır. Aile
sağlığı çalışanları yoktur. Vekil
ebe-hemşireler yoktur. Ücretli öğretmenler yoktur.
AKP Hükümeti
tarafından yapılan ayrımcı ve adaletsiz uygulamaları
saymakla bitmez. Bu Teklifte öğretmenler ve atanamayan öğretmenler
yoktur. Bu düzenlemede polislerimiz yoktur. Kamu işçilerinin naklen
atanabilmeleri konusu yoktur. Taşeron işçileriyle ilgili hiçbir
düzenleme yoktur. Geçici ve mevsimlik işçiler yine göz ardı
edilmektedir. Bu Teklifte emeklilikte yaşa takılanlar yoktur. Muhtarlarımız
yoktur. Bu Kanun Teklifinde şehit aileleri ve gaziler ile engelliler ve
yaşlılarla ilgili bir düzenleme yoktur.
Peki bu Kanun
Teklifinde neler vardır. Mera, yaylak ve kışlakların
yapılaşmaya açılması var. Köy meralarının
köylünün elinden alınarak hazineye devredilmesi, imar yetkisinin
belediyelerden alınması ve satış yetkisi var. Gerçeğe
aykırı, usulsüz veya sahte belgeler nedeniyle verilmeyen
desteklemelerin ödenmesi var. Kamulaştırılan taşınmazlarla
ilgili vatandaşın hak arama hürriyetinin engellenmesi ve yargıya
müdahale var. ÖSYM sınavlarına ait soru ve cevaplarla ilgili bilgi
edinme hakkının engellenmesi var. Sermayesindeki kamu payı
doğrudan veya dolaylı olarak % 50'den az olan şirketlerin
Sayıştay denetimi dışına çıkarılması
vardır. İş Sağlığı ve Güvenliği
Kanununun uygulamasının geciktirilmesi, sertifikasını
almış kişilerin mağdur edilmesi var. Sürücü belgeleri için
24 milyon vatandaşımızdan 101 lira belge parası
alınması var.
Dolayısıyla
yapılan düzenlemeler; kamu yönetiminin iyileştirilmesi ve
çalışanların sorunlarına çözüm getirilmesi yerine; kamu
arazileri nasıl talan edilebilir, kadrolaşma nasıl
sağlanabilir, usulsüzlük ve yolsuzluklar nasıl affedilebilir,
denetimden ve yargıdan nasıl kaçınılabilir mahiyetini
taşımaktadır.
Teklifin tümüyle
gözden geçirilmesi ve bu maddede düzeltme ihtiyacı bulunmaktadır.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunacağım, karar yeter sayısı
arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 14.59
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 15.05
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER:
Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 133üncü
Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
64üncü madde
üzerinde Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve
arkadaşlarının vermiş olduğu önergenin
oylanmasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi önergeyi
tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı
arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı vardır, önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
478 sıra
sayılı Kanun Teklifinin görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet
yerinde.
65inci madde
üzerinde iki adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Niğde Milletvekili Alpaslan
Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100
Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet
Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (2/1613, 1/778) nın 65 inci
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Mustafa
Kalaycı
Erkan Akçay Mehmet
Günal
Konya Manisa Antalya
Mehmet
Erdoğan Mehmet
Şandır Hasan Hüseyin
Türkoğlu
Muğla Mersin Osmaniye
"MADDE 65- 231 sayılı
Kanun Hükmünde Kararnamenin 12 nci maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"MADDE 12- Genel Müdürlük Hukuk
Müşavirliğinin görevleri şunlardır:
a) 26/9/2011 tarihli ve 659
sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ve Özel
Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin
Kanun Hükmünde Kararname hükümleri kapsamındaki tüm iş ve işlemleri,
söz konusu Kanun Hükmünde Kararnamede belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde
yürütmek,
b) Genel Müdürlük birimlerinden sorulan
hukuki konular ile hukuki, mali, cezai sonuçlar doğuracak işlemler
hakkında görüş bildirmek."
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve
Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma
ve Turizm Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporlarının 65.
Maddesinin tasarıdan çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Süleyman Çelebi Mustafa Moroğlu
İstanbul
İstanbul İzmir
Haluk Ahmet
Gümüş Bülent
Kuşoğlu Aytun
Çıray
Balıkesir
Ankara İzmir
Haluk
Eyidoğan
İstanbul
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ÇEVRE VE
ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen?
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (İstanbul) Gerekçe
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Türk Dil Kurumu
Sözlüğünde torba, "genellikle pamuk ve kıldan dokunmuş,
türlü boy ve biçimde, ağzı büzülüp bağlanabilen araç": 2.
Genellikle plastikten veya kâğıttan yapılmış, içine
öteberi koymaya yarayan, çeşitli büyüklükte olabilen taşıma
gereci, poşet" şeklinde tamamlanmıştır.
"Kanun" ibaresinin başına eklenen "torba"
kelimesi, bir yandan "taşıyıcılık
işlevi"ne diğer yandan da içine konulacak öteberinin her zaman
kestirilemeyeceği için gizemine işaret eden son derece isabetli bir
sıfattır.
Torba kanunlar söz
konusu olduğunda, Medeni Kanunun 1. Maddesinde belirtildiği anlamda,
"kanunun ruhundan/özünden" söz edebilmek neredeyse imkansız hale
gelebilmektedir. Torba kanunlar, uygulayıcılar açısından
çeşitli sürprizlere gebedir. Örneğin, kimi torba kanunların,
gerekçe trafiği ya çok karışık ya da hiç gerekçesi olmayan
maddeleri bulunmaktadır. Bu nedenle, somut hukuki açmazlarla ilgili kanun
"yorum" teknikleri çoğu zaman işlemez hale gelebilmektedir.
Genel olarak iki
tür yasa yapma yöntemi vardır; birisi normal, diğeri
hızlandırılmış yol. Madde bazlı görüşme ve
oylamaya dayanan normal usul, teknik açıdan "genel yasama
yöntemi" olmaktadır. Hızlandırılmış yol ise,
"özel yasama yöntemi" olarak adlandırılmaktadır. Özel
yasama yönteminin bizdeki karşılığı, biraz da zorlama
bir nitelemeyle "temel kanun" olmuştur. Türk parlamento hukukuna
1991 yılında giren hızlandırılmış yasa yapma
yöntemi, TBMM İçtüzüğü'nün 91. Maddesinin
başlığından esinlenen bir terimle "temel kanun"
olarak yerleşmiş durumdadır. Ancak bu kullanım, bir
alanı hukuki reform niteliğinde ilk kez düzenleyen "Medeni
Kanun", "Borçlar Kanunu", "Türk Ceza Kanunu" gibi ana
kanunlardan söz ederken kullanılan "temel kanun" deyimiyle
karışmaktadır. Uygulamada temel kanun yöntemi, kanun tasarı
ya da teklifinin Genel Kurul görüşmelerinde 30'u geçemeyen maddelerden
oluşan bölümler içine sıkıştırılarak
görüşülüp yasalaştırılması anlamına
geldiğinden, bilgisayar terimleriyle, bir dosyanın
sıkıştırılması (ziplenmesi)'nı
andırmaktadır. TBMM İçtüzüğünün 91. maddesinde de,
özellikle "temel kanun" tanımlamasıyla ilgili olarak benzer
bir "bocalama" hali zaten söz konusudur. Madde, Anayasa Mahkemesi
tarafından da birkaç kez iptale konu edilmiş iptaller
ışığında gerekli değişiklikler
yapıldıktan sonra sular büyük ölçüde durulmuştur.
Ne pahasına olursa olsun, yasama
sürecini hızlandırmak için torba kanun çıkarma yoluna
başvurulması, çok ciddi sakıncaları beraberinde
getirmektedir. Torba kanun sadece yasama süreci açısından değil,
tasarı ya da teklif yasalaştıktan sonra uygulama sürecinde de
sorunlar doğurmaktadır. Torba kanun çıkarma yolu, muhalefetin ve
sivil toplum kuruluşlarının yasa yapım süreçlerine etkili
biçimde katılımının sağlanamamasını göze
almayı gerektirmektedir. Kaldı ki, her telden konuları
kapsayabilen torba kanunların, yürürlükteki mevzuata olan etkileri
hakkında, iktidar partisi üyesi milletvekilleri bile içerik hakimiyeti
bakımından sıkıntıya düşmektedir. Uygulamada,
böyle bir zorunluluk olmadığı halde, temel kanun kapsamında
görüşülen torba kanunların hızla
yasalaştırılması yüzünden ortaya çıkan yasama hatalarını
düzeltmek amacıyla değişen kanun veya kanunlarda çok geçmeden
yeniden değişiklik yapılmasını körüklemektedir.
Kısaca, ülkemizde torba kanunlar, değişen kanunda yeni
değişiklik gereksinimlerini tetikleyici bir etken niteliği de
taşımaktadır.
Açıklanan bu
nedenlerle torba kanun kapsamına alınan maddenin temel kanun
kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinden tasarı
kapsamından çıkarılması gerekmektedir.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Niğde Milletvekili Alpaslan
Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100
Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet
Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (2/1613, 1/778) nın 65 inci
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Mustafa
Kalaycı (Konya) ve arkadaşları
"MADDE 65- 231 sayılı
Kanun Hükmünde Kararnamenin 12 nci maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"MADDE 12- Genel Müdürlük Hukuk
Müşavirliğinin görevleri şunlardır:
a) 26/9/2011 tarihli ve 659
sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ve Özel
Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin
Kanun Hükmünde Kararname hükümleri kapsamındaki tüm iş ve işlemleri,
söz konusu Kanun Hükmünde Kararnamede belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde
yürütmek,
b) Genel Müdürlük birimlerinden sorulan
hukuki konular ile hukuki, mali, cezai sonuçlar doğuracak işlemler
hakkında görüş bildirmek."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUSTAFA MUŞ (Konya) Katılamıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ÇEVRE VE
ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) Sayın Mehmet Günal efendim.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Mehmet Günal, Antalya Milletvekili. (MHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlarım, bundan önceki maddeyle bu madde her ikisi de
Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğüyle ilgili. Önceki
maddede medya veri tabanı ve yerel medyayla ilgili düzenlemeler
vardı, burada da hukuk müşavirliğiyle ilgili, daha önceki
kararnameyle ilgili bir düzenleme var.
Bu kuruluş bu
yüce Meclis kadar eski, tarihi eskiye dayanıyor. Atatürk daha Meclis
kurulduktan hemen sonra 1920de bu kurumun temellerini atıyor. O günün
şartlarında da Türkiye'nin yurt dışında
tanıtımını ve yurt dışındaki Türkiyeyle
ilgili birtakım haberleri derlemek, daha doğrusu, kurulan yeni
devletin yurt dışında da tanıtılmasını,
tanınmasını sağlamak üzere birtakım
çalışmalar yapmak temel amacıyla kurulmuş. Birçok badirelerden geçmiş,
değişmiş, oraya bağlanmış, buraya
bağlanmış, tanıtım olmuş ama hiçbir zaman da
kuruluş amacına uygun olarak, tam olarak, etkin olarak gerçekten
çalıştıramamışız. Çok faydalı hizmetler
yaptığını biliyoruz. Ben, ilk olarak, siyasal bilgiler
fakültesinde öğrenciyken bu kurumla tanışmıştım.
Almanca hocamız üç dilde, dört dilde çıkan, şimdi New Spot
adı altında gazeteleri var, ilk olarak o kuruma, Kavaklıderede,
giderek bedava verdikleri için o yabancı dilde
yayınladıkları gazeteleri hem hocama götürüp hem de kendim
faydalanıyordum. Milletvekili olmadan önce de hatta milletvekili olduktan
sonra bir iki yıl daha Türkiye Rehberinin de ekonomik bölümlerinin
hazırlanmasına bazı arkadaşlarımızla beraber
katkıda bulunduk ki şu anda hem İnternet ortamında hem
CDde hem de kitap olarak galiba 8-9 dilde dünyaya dağıtıyorlar
ama bunlar yayım faaliyetleri, tanıtım faaliyetleri.
Bunun ötesinde,
buradan beklenen birtakım amaçlar, hedefler var, kurumun yapması
gerekenler var. Özellikle, yerel medyayla ilgili de bir veri tabanı
oluşturulması ve kurumun web sitesinde de bazı platformlar
oluşturulduğu söyleniyor ama, maalesef, arkadaşlar, bu çerçevede
ne Basın İlan Kurumunun vermiş olduğu destekler, ilanlar
yeterli düzeyde ne de yerel medyayla ilgili yapılan çalışmalar;
hep sözde kalıyor. Platformlar toplanıyor, paneller
yapılıyor ama bir türlü gerekli şey sağlanamıyor. Bu
çerçevede özellikle yerel medyanın desteklenmesi anlamında sadece
veri tabanı oluşturmak yetmiyor. Burada da bir medya veri tabanı
oluşturulacağı söyleniyor ki bunu biz zaten kanunen görevlerinin
arasında saymasak bile bu kurumların bunu yapması lazım.
Ama önemli olan onların desteklenmesi, onlara birtakım
kolaylıklar sağlanması, yapılan teşvikler gibi,
istisnalar gibi çalışmalarla ilgili bazı kolaylıkların
belki daha fazla sağlanması daha doğru olur diye
düşünüyorum. Aksi takdirde göstermelik bir kuruluş olarak
kalıyor. Aslında birtakım şeyleri de yapıyorlar.
Eskiden bürokrat olduğumuz dönemde geliyordu ama -hâlâ, şimdi web
sitesinde var diye- galiba pek eskisi kadar yapmıyorlar, yıllık
yapıyor.
Yurt
dışında birçok yerde müşavirlikler var. Zannediyorum 39-40
tane olması lazım -Sayın Bakan belki biliyorsa bize
söyleyebilir- ama şimdi, bunlar etkin olarak maalesef
çalışmıyor. Birçok müşavirlikler var, daha önce de
söyledim, büyükelçilikle koordinasyon içerisinde olmayınca herkes kendine
göre, merkeze bağlı bir şey içerisinde oluyor, Türkiyenin
dış politikasından bihaber oluyor veya etkin bir şekilde bu
tanıtımın yapılmasına katkıda bulunamıyor.
Dolayısıyla, bu kurumların koordinasyonu açısından da
o müşavirliklerin etkin bir şekilde
çalıştırılması gerekiyor. Eğer birilerini yurt
dışına gönderme yeri olarak görürsek o zaman beklenen amaçlara,
bu hedeflere maalesef ulaşamıyor, o amaçları
gerçekleştiremiyoruz. Böyle bir
imkân varsa, böyle bir kurumun elinde yurt dışı
müşavirlikleri varsa buraların TİKAda
olduğu gibi, diğer dış kuruluşlarda olduğu gibi
etkin bir şekilde çalıştırılarak diplomasiye
katkıda bulanabilecek şekilde ve Türkiyenin
dışarıdaki tanıtımına katkıda bulunabilecek
şekilde örgütlenmesi gerekir diye düşünüyorum. Bu vesileyle bu kanun
çerçevesinde
Medyanın, evet, bir veri tabanı olsun, özellikle yerel
medya ilişkisinde olusun ama bu onların ne
yaptığını izlemek üzere değil, gerçekten koordinasyonu
sağlayıp destek olmak üzere olsun
Ulusal anlamda zaten siz hepsini
biliyorsunuz. Büyük ölçüde medyada yandaşlaşma
sağlandığı için birkaç tane kaldı onlara da baskı
uygula
Ama en azından yerel medyayı yaşatın ki hiç olmazsa
yerelde demokrasi bir şekilde çalışsın, onlara destek
olalım, katkıda bulunalım. Böylece en azından oralardaki
vatandaşlarımızın da haber olma özgürlüğe bir nebze
katkıda bulunmuş olalım. Aksi takdirde ana akım medyadan
gelenlerin dışında milletimizin hiçbir şeyden haberi
olmayacak diyorum.
Şimdilik
saygılar sunuyor, hayırlı olmasını diliyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
66ncı madde
üzerinde iki adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Niğde Milletvekili Alpaslan
Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100
Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet
Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (2/1613, 1/778) nın 66 ncı
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Mustafa
Kalaycı Erkan
Akçay Mehmet
Şandır
Konya Manisa Mersin
Hasan
Hüseyin Türkoğlu Mehmet
Günal Mehmet
Erdoğan
Osmaniye Antalya Muğla
"MADDE 66 -
22/1/1990 tarihli ve 399 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri
Personel Rejiminin Düzenlenmesi ve 233 Sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamenin Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılmasına
Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin 22 nci maddesi madde
başlığıyla birlikte yürürlükten
kaldırılmıştır.
"
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve
Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı
ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm
Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporlarının 66. Maddesinin
tasarıdan çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu Süleyman
Çelebi Mustafa
Moroğlu
İstanbul İstanbul İzmir
Haluk
Ahmet Gümüş Aytun
Çıray Bülent
Kuşoğlu
Balıkesir İzmir Ankara Haluk Eyidoğan
İstanbul
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ (İstanbul)
Katılamıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ÇEVRE VE
ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Aytun Çıray, İzmir Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
AYTUN ÇIRAY
(İzmir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün
Cumhuriyet gazetesinde bir haber var. Sağlıkta fişlemeyle ilgili
yeni bir genelge gönderilmiş.
Değerli
arkadaşlar, 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle ilgili
olarak hem hasta fişlemesi hem de Tam Gün Yasasıyla ilgili olarak
Anayasa Mahkemesine başvurmuştuk ve Anayasa Mahkemesi bu yasayı
iptal ederek bir karar verdi. Geçen hafta Sağlık Komisyonunda Anayasa
Mahkemesinin bu kararına uygun olarak yeniden kanun maddelerinin
düzenlenmesi hakkındaki kanunları görüştük ve orada Hükûmet bize
bu kanunların 1 Temmuzdan itibaren yürürlükten kalktığını
ve bir an önce yeniden bu Mecliste, hatta bu torba yasa içinde
yapılmasını gerektiğini söyledi ve iddia etti.
Şimdi,
öncelikle temeline girmeden önce hukuken bunun doğru
olmadığını söylemek istiyorum. Bakın, şu anda
elimde Anayasa Mahkemesi kararı ve Başbakanlığın Resmî
Gazetede yayımladığı bölüm var. Orada diyor ki: (1)inci,
(2)nci ve (3)üncü fıkraları iptal edilmiş ve kararın
Resmî Gazetede yayımlandığı 25/06/2013 tarihinden itibaren
dokuz ay sonra yürürlüğe gireceği hüküm altına
alınmıştır. Yani hem Tam Gün Yasasının hem de
hastaların fişlenmesiyle ilgili yasanın bu torba yasa içine
getirilmesi tezi Resmî Gazetede Başbakanlığın yayımladığı
yazıyla çürütülmüş oluyor. Önümüzde dokuz ay zaman var, onun için
bu torba yasanın içerisine bunun sıkıştırılmamasını
Hükûmet kanadından rica ediyorum. Bunları daha
sağlıklı değerlendirelim.
Değerli
arkadaşlar, hekimlikte bir kural vardır; kendinizi hastanın
yerine koyunuz. Şimdi, benim de sizden ricam, AKP Grubundan ricam, iktidar
kanadından siz de bir hekim gibi lütfen kendinizi hastanın yerine
koyunuz ve yeni çıkacak kanunda 663 sayılı Kanun Hükmündeki
Kararnamenin 47nci maddesiyle çıkan yasanın tekrar gündeme
getirilmesini engelleyiniz.
Değerli
arkadaşlar, 47nci maddede hepinizin bilmesi gereken çok önemli bir hüküm
var. 16ncı maddede diyor ki: Gizli dahi olsa bütün belge, defter ve
bilgiler talep edildiği takdirde ibraz edilmek zorundadır. ve yine
47nci maddede bütün kamu ve özel sağlık kurum ve kuruluşlardan,
sağlık hizmeti alanların, aldıkları sağlık
hizmetinin gereği olarak ilgili sağlık kurum ve kuruluşuna
vermek zorunda oldukları kişisel bilgileri ve bu kimselerle ilgili
verilen hizmete ilişkin bilgileri her türlü vasıtayla toplama, işleme
ve paylaşma yetkisi verilmiştir. Değerli arkadaşlar, iptal
edilen kanun hükmünde kararnameyle verilen bu yetkiler Anayasadaki Kişi
hürriyeti ve güvenliği, Özel hayatın gizliliği ve
korunması, Temel hak ve hürriyetlerin korunması maddelerine ve
Tıbbi Deontoloji Tüzüğünün 4üncü maddesine
aykırıdır.
Değerli arkadaşlar aynı zamanda
uluslararası yasalara da aykırı bir karardır. Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına göre, kişisel bilgi
olarak tıbbi bilgi ve verilerin tıbbi işlemler
dışında başka kurum ya da kişilerce toplanması ve
kullanılması özel yaşam gizliliğinin açıkça ihlalidir.
Arkadaşlar, bu
kanunun tekrar burada yürürlüğe girmesi hâlinde ve bugün yayımlanan
genelgenin işlemesi hâlinde hastalar, bilgilerinin tümünün hem de kimlik
bilgilerini içerecek şekilde üçüncü şahıslar tarafından depolandığını
yani fişlendiğini öğrendikçe dramatik sonuçlar
yaşayabilirler. Bu uygulama, bekâret, gebelik, cinsel yolla bulaşan
hastalıklar gibi töre cinayetlerine, intiharlara, aile facialarına
yol açabilecek bilgilerin üçüncü kişilerin eline geçme korkusu ile
hastaların bir kısmının hekimlere dahi gitmesini
engelleyecek bir konjonktür ortaya çıkartabilir.
Hastalığının duyulmasını istemeyen kanser
hastasının eşlerinden bile gizledikleri bu
sırlarını üçüncü kişilerin ya da sigorta şirketlerinin
bilmesi tıbben de insani olarak da kabul edilemez.
Kısacası,
Bakanlığın bu bilgileri, kimlikleri ile birlikte istemesi hasta
mahremiyetine açıkça bir tecavüzdür. Özellikle herkesin dinlendiği,
herkesin takip edildiği toplumumuzda bir tek, insanlarımızın
hasta haklarından kaynaklanan özel hayatları kalmıştı,
sizden rica ediyorum, şimdi de ona, bu Meclis tecavüz edilmesine izin
vermesin.
Saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Niğde Milletvekili Alpaslan
Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100
Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet
Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (2/1613, 1/778) nın 66 ncı
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Mustafa Kalaycı (Konya) ve arkadaşları
"MADDE 66 -
22/1/1990 tarihli ve 399 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri
Personel Rejiminin Düzenlenmesi ve 233 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin
Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Kanun
Hükmünde Kararnamenin 22 nci maddesi madde başlığıyla
birlikte yürürlükten kaldırılmıştır. "
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ (İstanbul)
Katılamıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ÇEVRE VE
ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Mehmet Günal, Antalya Milletvekili. (MHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, burada KİTteki personel rejimiyle ilgili bir hüküm var
ama Sayın Bayraktarın geldiğini görünce -dün onunla ilgili
maddeler vardı, kendisi olmadığı için
konuşmamıştım- şimdi kendisine kısa bir
hatırlatma yapmak istiyorum. Komisyonda da iletmiştim Sayın
Bakana, Artık bu kentsel dönüşüm, rantsal dönüşüme
dönüştü. diye.
Size küçük bir
örnek vermek istiyorum kendi seçim bölgemden, Antalyadan, turizm sezonunda
devam eden bir inşaattan bahsedeceğim. Ben, kendisine Gündoğdu
beldesinde ve Kızılotda ne gibi bir kentsel dönüşüm
yapacaklarını sormuştum; hem yazılı sordum hem
Komisyonda sordum, tam olarak tatmin edici bir açıklama
Sayın
Bakanım, şu anda vatandaşlardan gelen bir dosya var elimde. Bir
üniversite inşaatı diye Gündoğduda kamu arazisinin tahsis
edildiği bir alan var ve oraya uygulama oteli diye -sizler de
bakabilirsiniz dosyadaki resimlere arkadaşlar- üniversiteye, otelcilik
yüksekokuluna otel diye bir inşaat yapıyorlar. Hadi onu uydurdunuz,
Antalya ilinde turizm sezonu nisanda başlıyor ve turizm sezonu içinde
çivi çakmak dahi turistik bölgelerde yasaktır.
Başka
sorunları da var bu projenin ama benim özellikle merak ettiğim bir
şey var: Vatandaşlar itiraz ediyor, doğal olarak da tedbir
kararı alınıyor, sonra nasıl oluyorsa, Valiliğe
itiraz, bir şekilde o tedbir kararı kaldırılıyor ve
turizm sezonunun ortasında ve turizm bölgesinde bu görmüş
olduğunuz inşaat, Sayın Bakanım, devam ediyor; otel
inşaatı, uygulama oteli. Sizin burada bu yüce Meclisi de alet ederek,
Kazakistanın Başkanlık konutu olarak tahsis ettiğimiz
alanı 45ten 67 dönüme çıkararak, aynı şahsın Kemerde
de bir otel yapmasına müsaade ettiğinizi söylemek istiyorum. Hem de
kalıcı olarak hem de daha önce süre dolduğu zaman bize
devretmesi gerekirken şimdi süresiz olarak, onu da kaldırarak
devrettiğinizi ve üniversite adı altında yapılan otelin
de yine aynı şahsın mütevelli heyeti başkanı
olduğu vakfa ait olduğunu burada sizlerin dikkatine sunmak istiyorum.
Şimdi, Sayın Bakan, yani nasıl oluyor,
benim aklım ermiyor. Geçen gün de sordum: Gündoğdu, Kızılot
ve Kepezde kentsel dönüşüm, Antalyanın beldelerinde
Kepezdekine
belediye ve vatandaş isyan edip, partililer basın toplantısı
yapınca Belediyenin talebi yok. diye Sayın Bakan buradan iptal
etti. TOKİ oturuyor, merkezden tarama yapıyor, Şuralarda
kentsel dönüşüm yapalım. diyor. Sayın Bakana sordum, dedim ki:
Manavgatın göbeğinde göçerlerin oturduğu 500e yakın
kümelenmiş bir yer var. Oradan talep gelmedi. diyor. Bütün belediyelere
soruyorum Siz böyle bir talepte bulundunuz mu? Kızılot,
Gündoğdu; yok öyle bir şey. Kepezde de gene talep gelmediği
için sonradan iptal olmuş. Maalesef, bunlar şu anda kapanan beldeler
arkadaşlar. Beldeler kapandı, kent merkezi değil, bunlar zaten
köyden kasabaya dönüşmüş beldeler, şu anda da kapandı,
önümüzdeki seçimle beraber hükmi şahsiyetleri ortadan kalkıyor. Ya,
şimdi, bir sürü yer varken TOKİ durup durup oralarda ne kentsel
dönüşümü yapacak Sayın Bakanım? Ben size tekraren soruyorum.
Daha önce sormuştum ama şimdi bu yeni gelen bir şey. Haziran
ayı içerisinde yine vatandaşlar tekrar tedbir kararına itiraz
etmişler ve o karara rağmen, bu inşaat devam ediyor.
Fotoğrafları burada elimde var, sizlerle de paylaşabilirim,
elemanlarınızı gönderip yerinde de denetletebilirsiniz.
Lütfen, kentsel dönüşüm adı altında bu
kent katliamından vazgeçelim, yandaşlara kamu arazilerini vermeyelim.
Bakın, Eğitim amacıyla veriyoruz. derken, öbür taraftan
gidiyor. Aynı şeyi Sermaye Piyasası Kanununda
yaptınız. Burada itiraz ettik. TOKİye devrediyordunuz yine,
bizim buradaki itirazlarımız sonucunda yaklaşık 159
yanlış hatırlamıyorsam- dönümlük yeri doğrudan
TOKİye veriyordunuz. Bizim itirazlarımız sonucu
kulağınızı tersten gösterip Millî Eğitim
Bakanlığına doğrudan tahsis edelim, sonra Millî Eğitim
Bakanlığı TOKİye versin. dediniz. Evet, bazı
şeylerin yapılması, kamu adına bazı
inşaatların yapılmasını anladık da artık
bunları bir rantsal dönüşüm mekanizması hâline getirerek, kent
rantları yaratarak vatandaşın emeğini sömürmek bana çok da
doğru bir şey gibi gelmiyor. Bu somut örnekte, bu işlerle
ilgilenen Bakanlık olarak da İçişleri Bakanının da Valilik
nezdinde girişimde bulunarak bir an önce bu turizm sezonunda, en
azından mahkeme sonuçlanıncaya kadar bu inşaatın
durdurulmasını talep ediyoruz.
İnşallah bu katliamlar son bulur diyor,
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunacağım, karar yeter sayısı
arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Katip üyeler
arasında anlaşmazlık var. Dolayısıyla, elektronik
cihazla oylama yapacağız.
Bir dakika süre
veriyorum.
(Elektronik cihazla
oylama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri karar yeter sayısı vardır, önerge
reddedilmiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
67nci madde
üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 Sıra Sayılı Kanun Teklifinin 67 inci Maddesi ile
değiştirilmek istenen 399 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamenin 23 üncü maddesinde yer alan hastalık ibaresinden sonra
gelmek üzere doğum ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan Adil Zozani
İbrahim Binici
Iğdır Hakkâri Şanlıurfa
Nazmi Gür Levent Tüzel
Van İstanbul
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Niğde Milletvekili Alpaslan
Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100
Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet
Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (2/1613, 1/778) nın 67 nci
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Mustafa
Kalaycı Erkan Akçay Mehmet Günal
Konya Manisa Antalya
Nevzat Korkmaz Mehmet Şandır
Isparta Mersin
"MADDE 67 -
399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 23 üncü maddesi
başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"Mazeret,
Hastalık, Doğum İzinleri ve Diğer İzinler
MADDE 23
Sözleşmeli personelin mazeret, refakat, hastalık izinleri ile ücretli
veya ücretsiz izinleri hakkında kadroları ekli 1 sayılı
cetvelde gösterilen personelin tabi olduğu hükümler uygulanır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve
Devlet Memurları Kanunu İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporlarının 67. Maddesinin tasarıdan
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Süleyman Çelebi Mustafa Moroğlu
İstanbul İstanbul İzmir
Bülent
Kuşoğlu Haluk
Eyidoğan Haluk Ahmet Gümüş
Ankara İstanbul Balıkesir
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ (İstanbul)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ÇEVRE VE
ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Gerekçe
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Türk Dil Kurumu
Sözlüğünde torba, "genellikle pamuk ve kıldan dokunmuş,
türlü boy ve biçimde, ağzı büzülüp bağlanabilen araç": 2.
Genellikle plastikten veya kâğıttan yapılmış, içine
öteberi koymaya yarayan, çeşitli büyüklükte olabilen taşıma
gereci, poşet" şeklinde tanımlanmıştır.
"Kanun" ibaresinin başına eklenen "torba"
kelimesi, bir yandan "taşıyıcılık
işlevi"ne diğer yandan da içine konulacak öteberinin her zaman
kestirilemeyeceği için gizemine işaret eden son derece isabetli bir
sıfattır.
Torba kanunlar söz
konusu olduğunda, Medeni Kanunun 1. Maddesinde belirtildiği anlamda,
"kanunun ruhundan/özünden" söz edebilmek neredeyse imkansız hale
gelebilmektedir. Torba kanunlar, uygulayıcılar açısından
çeşitli sürprizlere gebedir. Örneğin, kimi torba kanunların,
gerekçe trafiği ya çok karışık ya da hiç gerekçesi olmayan
maddeleri bulunmaktadır. Bu nedenle, somut hukuki açmazlarla ilgili kanun
"yorum" teknikleri çoğu zaman işlemez hale gelebilmektedir.
Genel olarak iki
tür yasa yapma yöntemi vardır; birisi normal, diğeri
hızlandırılmış yol. Madde bazlı görüşme ve
oylamaya dayanan normal usul, teknik açıdan "genel yasama
yöntemi" olmaktadır. Hızlandırılmış yol ise,
"özel yasama yöntemi" olarak adlandırılmaktadır. Özel
yasama yönteminin bizdeki karşılığı, biraz da zorlama
bir nitelemeyle "temel kanun" olmuştur. Türk parlamento hukukuna
1991 yılında giren hızlandırılmış yasa yapma
yöntemi, TBMM İçtüzüğü'nün 91. Maddesinin
başlığından esinlenen bir terimle "temel kanun"
olarak yerleşmiş durumdadır. Ancak bu kullanım, bir
alanı hukuki reform niteliğinde ilk kez düzenleyen "Medeni
Kanun", "Borçlar Kanunu", "Türk Ceza Kanunu" gibi ana
kanunlardan söz ederken kullanılan "temel kanun" deyimiyle
karışmaktadır. Uygulamada temel kanun yöntemi, kanun tasarı
ya da teklifinin Genel Kurul görüşmelerinde 30'u geçemeyen maddelerden
oluşan bölümler içine sıkıştırılarak görüşülüp
yasalaştırılması anlamına geldiğinden, bilgisayar
terimleriyle, bir dosyanın sıkıştırılması
(ziplenmesi)'nı andırmaktadır. TBMM İçtüzüğünün 91.
maddesinde de, özellikle "temel kanun" tanımlamasıyla
ilgili olarak benzer bir "bocalama" hâli zaten söz konusudur. Madde,
Anayasa Mahkemesi tarafından da birkaç kez iptale konu edilmiş
iptaller ışığında gerekli değişiklikler
yapıldıktan sonra sular büyük ölçüde durulmuştur.
Ne pahasına
olursa olsun, yasama sürecini hızlandırmak için torba kanun
çıkarma yoluna başvurulması, çok ciddi sakıncaları
beraberinde getirmektedir. Torba kanun sadece yasama süreci açısından
değil, tasarı ya da teklif yasalaştıktan sonra uygulama
sürecinde de sorunlar doğurmaktadır. Torba kanun çıkarma yolu,
muhalefetin ve sivil toplum kuruluşlarının yasa yapım
süreçlerine etkili biçimde katılımının sağlanamamasını
göze almayı gerektirmektedir. Kaldı ki, her telden konuları
kapsayabilen torba kanunların, yürürlükteki mevzuata olan etkileri
hakkında, iktidar partisi üyesi milletvekilleri bile içerik hakimiyeti bakımından
sıkıntıya düşmektedir. Uygulamada, böyle bir zorunluluk
olmadığı hâlde, temel kanun kapsamında görüşülen torba
kanunların hızla yasalaştırılması yüzünden ortaya
çıkan yasama hatalarını düzeltmek amacıyla değişen
kanun veya kanunlarda çok geçmeden yeniden değişiklik
yapılmasını körüklemektedir. Kısaca, ülkemizde torba
kanunlar, değişen kanunda yeni değişiklik gereksinimlerini
tetikleyici bir etken niteliği de taşımaktadır.
Açıklanan bu
nedenlerle torba kanun kapsamına alınan maddenin temel kanun
kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinden tasarı
kapsamından çıkarılması gerekmektedir.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Niğde Milletvekili Alpaslan
Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100
Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet
Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (2/1613, 1/778) nın 67 nci
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Mustafa Kalaycı (Konya) ve arkadaşları
"MADDE 67 -
399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 23 üncü maddesi
başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"Mazeret,
Hastalık, Doğum İzinleri ve Diğer İzinler
MADDE 23 Sözleşmeli personelin mazeret,
refakat, hastalık izinleri ile ücretli veya ücretsiz izinleri
hakkında kadroları ekli I sayılı cetvelde gösterilen
personelin tabi olduğu hükümler uygulanır.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli) Katılamıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ÇEVRE VE
ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) Nevzat Korkmaz
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Nevzat Korkmaz, Isparta Milletvekili.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
AKP Hükûmetinin,
sadece içeride değil aynı zamanda ülke dışında da
ülkemizin öncelikli gündem maddeleri yerine kendi gündemini oluşturmak
üzere bazı konuları ön plana çıkarma ve suni gündemlerle
dikkatleri başka alanlara çekme gayretleri devam ediyor.
Mısırdaki
askerî darbe, Mısır halkının iradesini askıya alan
antidemokratik, insan haklarına aykırı bir hareket, millî
iradenin alenen gasbedilmesi. Darbelerin getirdiği
sıkıntıyı en iyi milletimizi bilir. Bundan dolayı,
Allaha şükür, milletimizin, en azından kahir ekseriyetinin sadece
darbelere karşı bir doğal refleksi vardır. Darbeyi
desteklemek hiçbir partiye bir şey kazandırmayacağı gibi,
bu hâlde milletin şamarını da, ebediyen izleri silinmemek üzere
yiyecektir.
Değerli
milletvekilleri, darbe ne kadar tehlikeli ne kadar riskli ise toplum
hayatı açısından, her an darbe yapılacakmış, her
an Türkiye bir darbe tehlikesi altındaymış gibi bir hava
yaratmak, bir söylem içine girmek de bir o kadar tehlikelidir, Hükûmetin öz
güven eksikliğine delalettir. Bu korkunun milletin yüreğine
yerleştirilmesi gibi zararlı neticeleri ortaya
çıkaracaktır.
Ülke gündeminin
normalleşmesi lazım, millî gündemine dönmesi lazım. Cambaza
bak, cambaza oyunu oynanırken ülkemizi yakından ilgilendiren
hususlara maalesef uzak duruyoruz. Bizden müspet adımlar bekleyen,
Türkiyeyi çare gören soydaşlarımız seslerini bizlere duyurmakta
zorlanıyor. 26 Haziran 2013te Doğu Türkistanın Turfan
şehrinde başlayan, Hoten ve Urumçiye sıçrayan insanlık
dışı katliam ve olaylardan bahsediyorum. Bağımsız
Doğu Türkistanlılar Derneğinin Genel Başkanı
Sayın Abdulmecit Avşar feryat ediyor soydaşlarımızın
sesini Türkiyeye duyurmak için. Turfanda 7 yaşındaki bir Uygur
çocuğunun Çinliler tarafından âdeta doğranmasıyla
başlayan olaylarda yüzlerce Uygur Türkü öldürülmüştür. Bu vahşet
insanlık tarihinin yüz karasıdır. Birçok ana baba
evladını yitirmiş, bir o kadar çocuk da öksüz ve yetim
kalmıştır. Mübarek ramazan ayına girerken bu Müslüman Türk
vahşetini görmezlikten gelemeyiz. Hele hele her fırsatta büyük devlet
olduğunu iddia edenlere sözümüz odur ki bu suskunluk, bu
kabullenilmişlik büyük devlet tavrı değildir. Kendinizi
kandırmayın, milletimizi de kandırmayın. Doğu Türkistanda
yaşanan olaylara karşı dünya kör ise bu Çinin sahip olduğu
ekonomik ve siyasi nüfuzdan kaynaklanmaktadır. Bu ülkelere elbette
söylenecek şeylerimiz olacak. Ancak kendisinin sessiz
kaldığı, olaylara sırtını dönen bir Türkiyenin
böyle bir hakkı olabilir mi? Sessiz kalmaz ise Avrupa en fazla birkaç
milyon dolar kaybedecektir ama kendi soydaşları ile ilgili olarak üç
maymunu oynayan Türkiye, tarihine karşı suç işler,
insanları karşısında itimadını yitirir ve
gelecekteki iddialarından vazgeçmiş olur. Açık bir vahşet
yaşanıyor Turfanda, Hoten ve Urumçide. Silahsız insanlara
karşı Çin ordusu ağır silahlar ve tanklarla mukabele ediyor
ve Müslüman Uygur Türklerini keyfî olarak öldürüyor. Hani, zulüm karşısında
susan dilsiz şeytandı. Gücümüz yettiğince elbette
Mısırdaki, Filistindeki tüm Müslümanlara sahip çıkalım
Arap dünyasını da harekete geçirerek ama değerli
arkadaşlar, Uygur Türklerinin bizden başka kimsesi yok ve Türkiye
sessiz kalıyor. Cumhurbaşkanı sessiz, Başbakan sessiz,
Dışişleri sessiz. Varsa yoksa Mursi, varsa yoksa Mısır
darbesi. Türkiye, tarihî misyonundan uzaklaşmamalıdır.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak hem yetkilileri göreve davet ediyor hem de
milletimizi demokratik tepkilerini vermek üzere her demokratik platformu
kullanmaya çağırıyoruz.
Dünyanın bir
ucunda soy birliği ve din birliği içinde olan ve bizden yardım
bekleyen kardeşlerimize, hiç olmazsa, Somaliye, Myanmara, Kahireye,
Gazzeye gösterdiğimiz duyarlılığı sergileyelim. Bu
suskunluğun bedeli, unutmayalım ki, hem bu dünyada milletimiz
tarafından hem de ruzimahşerde Yüce Yaradan tarafından sual
edilir.
Vebal, bu ülkeyi,
bu milleti dünyanın her tarafında zulüm içinde hayatlarını
sürdürmeye devam eden soydaşlarımızı kucaklamayan
iktidarın üzerinde kalacaktır diyor, yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 Sıra Sayılı Kanun Teklifinin 67 nci Maddesi ile
değiştirilmek istenen 399 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamenin 23 üncü maddesinde yer alan hastalık ibaresinden sonra
gelmek üzere doğum ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Pervin
Buldan (Iğdır) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli) Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ÇEVRE VE
ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon)
Katılmıyoruz.
PERVİN BULDAN
(Iğdır) Gerekçe okunsun.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan
değişiklik ile sözleşmeli personelin doğum izninin de
kapsama alınması amaçlanmıştır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge
kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
68inci madde
üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 Sıra Sayılı Kanun Teklifinin 68 inci Madde önerisinde
yer alan 3üncü fıkra değişikliğinde ihtiyaç duyulan
ibaresinin bütün, açabilir. ibaresinin açar. ibareleri ile
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan Adil Zozani İbrahim
Binici
Iğdır Hakkâri Şanlıurfa
Nazmi Gür Sırrı Sakık Abdullah Levent Tüzel
Van Muş İstanbul
Hasip
Kaplan
Şırnak
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım iki önerge
aynı mahiyettedir, birlikte işleme alacağım.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Niğde Milletvekili Alpaslan
Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100
Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet
Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (2/1613, 1/778) nın 68 inci
maddesinin Teklif metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Mustafa
Kalaycı Erkan
Akçay Mehmet
Şandır
Konya Manisa Mersin
Hasan
Hüseyin Türkoğlu Mehmet
Erdoğan Mehmet
Günal
Osmaniye Muğla
Antalya
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu Aydın
Ağan Ayaydın İzzet
Çetin
İstanbul İstanbul
Ankara
Musa Çam Ercan
Cengiz Kazım
Kurt
İzmir İstanbul
Eskişehir
Mahmut Tanal
İstanbul
BAŞKAN
Komisyon aynı mahiyetteki önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli) Katılamıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet önergeye katılıyor mu?
ÇEVRE VE
ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Özcan
Yeniçeri, Ankara Milletvekili
(MHP sıralarından alkışlar)
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
buraya gelirken Sayın Şandır ısrarla dedi ki: Avrupa
Birliği üzerinde konuşun, bu madde üzerinde konuşun.
Konuşsak neyini kabul edeceksiniz, nasıl cevap vereceksiniz
biliyoruz. O zaman, bunun üzerinde konuşmanın anlamı ne? Bunu da
buraya soruyoruz. Şimdi, hangi önergeyi verdiysek reddettiniz.
Arkasından, biz de inatla önerge vermeye devam ediyoruz, siz de inatla
önergeleri reddetmeye devam ediyorsunuz. Ben de sizlerin retlerinizi
reddediyorum, önce bunun bir güzel altını çizeyim.
Hadi, bu çerçevede
Avrupa Birliğiyle ilgili olarak söyleyeceklerimi söyleyeceğim. Avrupa
Birliğine bir medeniyet projesi dediniz, milletimizi
aşağıladınız. Avrupa Birliği bir medeniyet
projesi değil, Avrupa Birliği bir siyasi ve ekonomik çıkarlar
projesidir ve Avrupa Birliği başkalarının siyasi ve
ekonomik çıkarlar birliğini yansıtır. Bu bağlamda
hareket etmek gerekirken sanki medeniyetsiz bir milletin Avrupa Birliğine
girdiği zaman medeniyete ulaşılacağı gibi, tamamen
oryantalist bir mantığı benimseyip devreye sokuyorsunuz.
Kınıyorum bu anlayışı ve bunları gündeme
getirenleri.
Bunun
dışında, Avrupa Birliğine inanılmaz bir anlam
yükleyenleri de kınıyorum. Avrupa Birliğinin akıbeti,
Avrupa Birliğinin istiklal ve istikbalinin ne olacağını siz
biliyor musunuz? Siz, Adalet ve Kalkınma Partisinin istiklal ve
istikbalinin ne olabileceğini biliyor musunuz?
RECEP ÖZEL
(Isparta) Sen biliyor musun Hocam?
ÖZCAN
YENİÇERİ (Devamla) Ben size bir şey söyleyeyim: Eğer
bilseniz böyle davranmazsınız. Sizin dışınızda
olanların getirmiş olduğu eleştirilerden yararlanır ve
bunların üzerinden
NİHAT
ZEYBEKCİ (Denizli) Yavaş! Yavaş!
ÖZCAN
YENİÇERİ (Devamla) Orada dans etme! Ben burada çok ciddi
şeyler söylüyorum. Öyle şeyler söylerim ki, orada dans etmeye devam
edersin.
RECEP ÖZEL (Isparta)
Hocam, volümü düşür diyor.
ÖZCAN
YENİÇERİ (Devamla) Zaman vermiyorsunuz ki kardeşim.
Şimdi,
bakın, demokrasi, insan hakları, evrensel değerlere sahip olmak
için Avrupa Birliğine girmeye gerek yoktur. Avrupa Birliğinin şu
veya bu mütegallibe gibi davranmasını sineye çekmeye de gerek yoktur.
EMRULLAH
İŞLER (Ankara) Yapmıyoruz öyle bir şey.
ÖZCAN
YENİÇERİ (Devamla) İnsan olmamız, kültürümüzün
farkında olmamız, bu milletin değerlerini içselleştirmemiz
yeter. Hem bunları söylüyorsunuz hem de âdeta bir uşaklık
modelini önceliyor gibi bir tavır içerisine giriyorsunuz.
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Hocam, bunu söyleme!
ÖZCAN
YENİÇERİ (Devamla) Bakın, AByi millî devletüstü bir birlik
olarak görenlerin ABden gelen eleştirilere isyan etmeye hakları yoktur.
AByi bu kadar kutsallaştırırsanız, her kutsal, uşak
ister, köle ister ve dolayısıyla her söylediğini de sineye
çekmek durumunda ve konumunda kalırsınız.
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Sayın Başkan, lütfen
ÖZCAN
YENİÇERİ (Devamla) Ben sizi ikaz ediyorum, uyarıyorum.
Tatlı tatlı uyarıyorum, bunlardan anlayın. Uyuyorsunuz da
hareketli ve canlı söylüyorum ki, biraz daha kafanızda yer etsin.
Türkiye'nin umudunu
ABye girişe bağlamak, ardından da ABye girişini Sarkozy
ya da Merkelin iki dudağı arasına koymak, iki bin beş yüz,
üç bin yıllık net bir tarihi olan bir millete ayıp etmek
anlamına gelmektedir.
RECEP ÖZEL
(Isparta) Hocam, koalisyondayken ABye karşı
mıydınız?
ÖZCAN
YENİÇERİ (Devamla) Şimdi İhtiyaç duyulan il
merkezlerinde temsilcilik açılabilir. deniliyor. Açılsa ne olur,
açılmasa ne olur? Bakın, bizde bir söz var: Nahır elden
gittikten sonra alaca dana hesabı yapılmaz. Bu cümleyi
öğrenmeye çalış.
Değerli
milletvekilleri, zaman çok kısa ama benim size anlatmam gereken
şeyler var çünkü kodlarınızda bir sapma görüyorum. Sizi titretip
kendinize getirmek gibi bir görevimizin olduğunu düşünüyorum, bunun
için de sık sık çeşitli vesileleri bahane ederek bunları
size anlatmaya çalışacağım.
Şimdi, tarihe kayıt düşmek için son
gelişmeler hakkında birkaç şey söylemek istiyorum. Birincisi
şu: Demokrasi bir ithalat, ihracat meselesi değildir, bunu bir defa
anlayın. Tahrir Meydanından kaynaklanan isyanı, Amerika
destekli isyanı, daha önceki isyanı siz desteklerken bu defa Tahrir
Meydanından aynı destekli
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Hocam bir fark
vardı, birincisi diktatör rejimiydi.
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla)
Amerika artı
Avrupa Birliği artı İsrail destekli bir tavrı, biz her
ikisini birden de o zaman unsurları çerçevesinde, şartları
çerçevesinde eleştirmiş ve karşı
çıkmıştık.
RECEP ÖZEL (Isparta) Şimdi, hangi
taraftasınız Hocam?
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) Ama şunu çok
söylüyorum: Siyasi bir iradeyi silahlı bir iradeyle denetim altına
almak ya da tutuklamak demokrasiye de, insan haklarına da,
varlığa da aykırı. Fakat, burada dikkat edilmesi gereken
şey şu: Bundan önce
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Hocam, biraz
bunları açar mısın?
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) Açacağım
biraz sonra, bir müsaade edersen söyleyeyim.
...Mısırda meydana gelen olaylar da
dış kaynaklıydı bu da dış kaynaklı. Oraya
gelen El Baradey, kelimenin tam anlamıyla söyleyeyim: Çok büyük ölçüde
İsrailin ihtiyaçlarına uygun bir politikayı hemen devreye
sokmuştur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) Ancak, bunları
anlayabilmek için bizim yapmamız gereken neler var? Onları birazdan
fırsat bulursam anlatacağım. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Evet, aynı mahiyetteki diğer
önerge üzerinde söz isteyen Vahap Seçer, Mersin Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
VAHAP SEÇER (Mersin) Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
478 sıra sayılı Kanun Teklifinin 68inci
maddesinde vermiş olduğumuz önerge hakkında söz aldım.
Şimdi, 68inci maddede düzenlenen 634
sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile, biliyorsunuz, Avrupa
Birliği Bakanlığı düzenlenmiş. Bu önerge, onun 3üncü
maddesine bir ilave fıkra eklenmesini öngörüyor.
Avrupa
Birliği -az önce de sayın hocam açıklamaya
çalıştı- benim yaşım kadar hikâyesi olan bir konu.
İktidarınız, 2002den bu yana da Avrupa Birliği
ilişkilerinde oldukça iddialı söylemler geliştirdi, adımlar
atıldı. Gerçekten, özellikle, 22nci Dönemde, 23üncü Dönemde Avrupa
Birliği müzakerelerinde önemli yasa çalışmaları oldu, bu
Meclis sabahlara kadar mesai yaptı. Ancak, istenilen başarı elde
edilemedi.
Bu, 68inci maddede deniyor ki: İhtiyaç görülen,
duyulan illerde Avrupa Birliği temsilciliği açalım. Biz
önergemizde, buna gerek olmadığını söylüyoruz. Gerçekten,
niçin gerek olsun?
Bakınız, az önce de söylediğim gibi,
Avrupa Birliği elli yıllık bir hikâye. 3 Ekim 2005
yılında müzakereler başlamış. Aynı dönemde
Hırvatistan da müzakereye başlıyor ve geçtiğimiz günlerde,
1 Temmuz 2013 tarihi itibarıyla Avrupa Birliği üyesi oluyor. Bizim
hâlâ fasıllar açıldı açılmadı tartışmaları,
33 fasıldan 13 fasıl açılıyor. Biliyorsunuz,
geçtiğimiz günlerde 22nci fasıl yine büyük engellemeler sonucu,
büyük tartışmalar sonucu açıldı.
Gezi Parkı olaylarıyla ilgili Avrupa
Birliğiyle önemli çatışmalara girdi Hükûmetiniz. Avrupa
Birliği, Hükûmetin düşünce özgürlüğü konusundaki
tavırlarını eleştiriyor, polisin orantısız güç
kullanımını eleştiriyor. Elbette ki haklıdır ama
Avrupa Birliğinin Hükûmetin icraatları konusundaki övücü
laflarını alkışlıyorsunuz ama eleştirilerine
aynı şekilde sert üsluplarla, bize kullandığınız
üslubu onlara da kullanıyorsunuz.
Şu anda, Avrupa Birliğiyle ilişkilerimiz
ya da müzakere sürecimiz tamamen başarısızlık üzerine devam
ediyor, dolayısıyla, bunlara gerek görmüyoruz, yani masraf üzerine
masraf açmayalım; ihtiyaç duyulan illerde Avrupa Birliği
temsilciliğinin açılmasına gerek olmadığını
düşünüyoruz.
Değerli arkadaşlar,
Mısırdaki gelişmeleri hepimiz biliyoruz. Bugün, o bölgeye ihraç
malı taşıyan nakliye araçlarının sürücülerinin
ailelerinden telefonlar aldık. Burada, Hükûmet yetkililerini uyarmak istiyorum:
200 nakliye aracı, Tır orada mahsur kalmış durumda. Orada,
biliyorsunuz, çatışmalar yaşanıyor. Şu anda, orada
mahsur kalan Tır şoförleri can ve mal güvenliği
açısından önemli tehlikeler yaşıyorlar.
Suriyeyle ilişkilerimiz bozuldu.
Bu da tabii ki Hükûmetin yanlış dış politikaları
sayesinde oldu. Türk ihraç mallarını, özellikle Orta Doğu
ülkelerine, o bölgede Suriyeye, Iraka, Ürdüne, Mısıra Suriye
üzerinden ihraç etme imkânımız vardı kara yolu marifetiyle ancak
Suriye olaylarının gelişmesinden sonra, ilişkilerimizin
bozulmasından sonra farklı bir alternatif ortaya çıktı.
Mersin Limanından Ro-Rolarla nakliye araçları Mısıra
gidiyordu deniz yoluyla, oradan Orta Doğu ülkelerine kara yoluyla bu ihraç
mallarımızı taşıyabiliyordu. Ancak şimdi
Mısırdaki gelişmeler de olumsuz olunca, Türk ihraç malları
maalesef o bölgelere ihraç edilemeyecek noktalara geldi.
Tekrar söylüyoruz: Avrupa
Birliğiyle ilgili açılacak temsilciliklerin gerçekten bir gereği
yok, ihtiyaç duyulacağını sanmıyoruz.
Dolayısıyla, bu madde metninin tasarıdan, tekliften
çıkarılmasını önergemizde istiyoruz.
Önergemize destek vereceğinizi umut
ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralardan
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Karar
yeter sayısı
BAŞKAN Aynı mahiyetteki
önergeleri oylarınıza sunacağım, karar yeter
sayısı arayacağım. Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar
yeter sayısı yoktur.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 16.02
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 16.13
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER:
Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)
----- 0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 133üncü
Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
68inci madde
üzerinde verilen aynı mahiyetteki iki önergenin oylanmasında karar
yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi
önergeleri oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısı arayacağım: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar
yeter sayısı vardır, önergeler kabul edilmemiştir.
478 sıra
sayılı Kanun Teklifinin görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet
yerinde.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Kanun Teklifinin yer alan 68inci madde
önerisinde yer alan 3'üncü fıkra değişikliğinde
"ihtiyaç duyulan" ibaresinin "bütün", "açabilir."
ibaresinin "açar." ibareleriyle değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Pervin Buldan (Iğdır) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ (İstanbul) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ÇEVRE VE
ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Gerekçe
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Bakanlığın
açacağı temsilcilikler, ihtiyaç duyan bütün yurttaşların
hizmetinde ve ulaşılabilir olmalıdır. Bu nedenle, bir ilde
bulunan temsilcilikte hizmet alanların yanında, bir diğer ilde
bu hizmete ihtiyaç duyanların bundan faydalanamaması ve hizmete
ulaşım zorluğu yaşaması kamu adaletini zedeleyecektir.
Bu nedenle, bakanlık, bütün illerde, bu temsilcilikleri açar ifadesinin,
toplumdaki eşitliğin sağlanmasında ve
ulaşılabilir kamu hizmetleri bağlamında daha olumlu ve
olması gerekendir.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde
kabul edilmiştir.
69uncu madde
üzerinde 2 adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Niğde Milletvekili Alpaslan
Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100
Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet
Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (2/1613, 1/778)nın 69uncu
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Mustafa Kalaycı Erkan Akçay Mehmet Şandır
Konya Manisa Mersin
Hasan Hüseyin Türkoğlu Mehmet Erdoğan Mehmet Günal
Osmaniye Muğla Antalya
Celal Adan
İstanbul
"MADDE 69- 634 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamenin geçici 2 nci maddesinin ikinci fıkrasına
aşağıdaki cümle eklenmiştir.
Mülga 5916 sayılı Kanunun geçici 3 üncü
maddesi kapsamında bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlük tarihinden önce
yapılan Avrupa Birliği İşleri Uzmanlığı
sınavı sonucuna göre ataması yapılanların sınav
sonucuna ilişkin hakları saklı olup, bunlar da Bakanlık
için ihdas edilen aynı unvanlı kadrolara bulundukları kadro
dereceleri ile hiçbir işleme gerek kalmaksızın atanmış
sayılır."
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet Memurları Kanunu İle
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporlarının 69. Maddesinin
tasarıdan çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Süleyman Çelebi Mustafa Moroğlu
İstanbul İstanbul İzmir
Haluk Ahmet Gümüş Bülent Kuşoğlu Haluk Eyidoğan
Balıkesir Ankara İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ
(İstanbul) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI
ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon) Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Gerekçe.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
AHMET YENİ (Samsun) Sayın Başkan, ne bu
rezalet ya!
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Gerekçeleri kabul etmemeniz lazım.
Gerekçe:
Türk Dil Kurumu
Sözlüğünde torba, "genellikle pamuk ve kıldan dokunmuş,
türlü boy ve biçimde, ağzı büzülüp bağlanabilen araç" 2.
Genellikle plastikten veya kâğıttan yapılmış, içine öteberi
koymaya yarayan, çeşitli büyüklükte olabilen taşıma gereci,
poşet" şeklinde tanımlanmıştır.
"Kanun" ibaresinin başına eklenen "torba"
kelimesi, bir yandan "taşıyıcılık
işlevi"ne diğer yandan da içine konulacak öteberinin her zaman
kestirilemeyeceği için gizemine işaret eden son derece isabetli bir
sıfattır.
Torba kanunlar söz
konusu olduğunda, Medeni Kanunun 1. Maddesinde belirtildiği anlamda,
"kanunun ruhundan/özünden" söz edebilmek neredeyse imkansız hale
gelebilmektedir. Torba kanunla, uygulayıcılar açısından
çeşitli sürprizlere gebedir. Örneğin, kimi torba kanunların,
gerekçe trafiği ya çok karışık ya da hiç gerekçesi olmayan
maddeleri bulunmaktadır. Bu nedenle, somut hukuki açmazlarla ilgili kanun
"yorum" teknikleri çoğu zaman işlemez hale gelebilmektedir.
Genel olarak iki
tür yasa yapma yöntemi vardır; birisi normal, diğeri
hızlandırılmış yol. Madde bazlı görüşme ve
oylamaya dayanan normal usul, teknik açıdan "genel yasama
yöntemi" olmaktadır. Hızlandırılmış yol ise,
"özel yasama yöntemi" olarak adlandırılmaktadır. Özel
yasama yönteminin bizdeki karşılığı, biraz da zorlama
bir nitelemeyle "temel kanun" olmuştur. Türk parlamento hukukuna
1991 yılında giren hızlandırılmış yasa yapma
yöntemi, TBMM İçtüzüğünün 91. Maddesinin
başlığından esinlenen bir terimle "temel kanun"
olarak yerleşmiş durumdadır. Ancak bu kullanım, bir
alanı hukuki reform niteliğinde ilk kez düzenleyen "Medeni
Kanun", "Borçlar Kanunu", "Türk Ceza Kanunu" gibi ana
kanunlardan söz ederken kullanılan "temel kanun" deyimiyle
karışmaktadır. Uygulamada temel kanun yöntemi, kanun tasarı
ya da teklifinin Genel Kurul görüşmelerinde 30'u geçemeyen maddelerden
oluşan bölümler içine sıkıştırılarak
görüşülüp yasalaştırılması anlamına
geldiğinden, bilgisayar terimleriyle, bir dosyanın
sıkıştırılması (ziplenmesi)'ni
andırmaktadır. TBMM İçtüzüğünün 91. maddesinde de,
özellikle "temel kanun" tanımlamasıyla ilgili olarak benzer
bir "bocalama" hâli zaten söz konusudur. Madde, Anayasa Mahkemesi tarafından
da birkaç kez iptale konu edilmiş iptaller ışığında
gerekli değişiklikler yapıldıktan sonra sular büyük ölçüde
durulmuştur.
Ne pahasına
olursa olsun, yasama sürecini hızlandırmak için torba kanun
çıkarma yoluna başvurulması, çok ciddi sakıncaları
beraberinde getirmektedir. Torba kanun sadece yasama süreci açısından
değil, tasarı ya da teklif yasalaştıktan sonra uygulama
sürecinde de sorunlar doğurmaktadır. Torba kanun çıkarma yolu,
muhalefetin ve sivil toplum kuruluşlarının yasa yapım süreçlerine
etkili biçimde katılımının sağlanamamasını
göze almayı gerektirmektedir. Kaldı ki, her telden konuları
kapsayabilen torba kanunların, yürürlükteki mevzuata olan etkileri
hakkında, iktidar partisi üyesi milletvekilleri bile içerik hâkimiyeti
bakımından sıkıntıya düşmektedir. Uygulamada,
böyle bir zorunluluk olmadığı hâlde, temel kanun kapsamında
görüşülen torba kanunların hızla
yasalaştırılması yüzünden ortaya çıkan yasama
hatalarını düzeltmek amacıyla değişen kanun veya
kanunlarda çok geçmeden yeniden değişiklik yapılmasını
körüklemektedir. Kısaca, ülkemizde torba kanunlar, değişen
kanunda yeni değişiklik gereksinimlerini tetikleyici bir etken
niteliği de taşımaktadır.
Açıklanan bu
nedenlerle torba kanun kapsamına alınan maddenin temel kanun
kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinden tasarı
kapsamından çıkarılması gerekmektedir.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Niğde Milletvekili Alpaslan
Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100
Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet
Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (2/1613, 1/778) nın 69 uncu
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Mustafa Kalaycı (Konya) ve arkadaşları
MADDE 69- 634
sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 2 nci maddesinin ikinci
fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.
"Mülga 5916
sayılı Kanunun geçici 3 üncü maddesi kapsamında bu Kanun
Hükmünde Kararnamenin yürürlük tarihinden önce yapılan Avrupa Birliği
İşleri Uzmanlığı sınavı sonucuna göre
ataması yapılanların sınav sonucuna ilişkin
hakları saklı olup, bunlar da Bakanlık için ihdas edilen
aynı unvanlı kadrolara bulundukları kadro dereceleri ile hiçbir
işleme gerek kalmaksızın atanmış sayılır.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ (İstanbul) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ÇEVRE VE
ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Celal Adan, İstanbul Milletvekili. (MHP
sıralarından alkışlar)
CELAL ADAN
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Mahkeme
kararlarının kanunla ortadan kaldırılması bir hukuk
devletine yakışmamakla birlikte, esasında günün önemi
açısından bir iki konuyu sizinle paylaşmak istiyorum.
Mısırda
darbe gerçekleşirken Türkiyedeki Gezi Parkını
Mısırla özdeşleştirerek bir baharın
doğduğunu ortaya koyma iradesini çok şiddetli bir şekilde
protesto ettik. Bu, Türkiyeye bir hakarettir. Türkiyede bir demokrasi
geleneği var. Dolayısıyla, sonuna kadar sandığa sahip
çıkılması noktasındaki iradeye bir millet olarak sahip
çıktık. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Hâlen bu onursuzluğu Türk milletine yakıştırmak isteyenleri
de buradan protesto ediyorum.
MEHMET METİNER
(Adıyaman) Bravo Sayın Başkan!
CELAL ADAN (Devamla) Değerli
milletvekilleri, bir ülkenin medeniyetini, ahlakını, faziletini
savaşta silahlı kuvvetleri temsil eder. Afganistanda öldürdükleri
askerlerin üzerine tuvalet ihtiyaçlarını giderenler, Ebu Garip
Cezaevinde çırılçıplak Iraklı mahkûmları soyundurarak
işkence yapanlar, Libyada bir kanalizasyon çukurunda 18 yaşında
bir çocuğun kafasına kurşun
sıkıldığında büyük bir heyecanla Kaddafinin ölümünü kutlayanlar,
Irakı yakanlar, sadece 25 bin genç kızın ırzına
geçildiği için intihar ettiği Irakı yaratanlar, Suriyeyi
karıştıranlar, Türk milletinin askerine, polisine,
jandarmasına kurşun sıkan PKKyı barındıranlar
Mursiyi de yok ettiler.
Şimdi, ben buradan
bir uyarıda bulunmak istiyorum. İnternete baktım, her tarafa
baktım, Türkiye Cumhuriyeti devletinin Başbakanı,
bakanları, Hükûmet, bu Mursiyle ilgili Amerika Birleşik
Devletlerini sorumlu tutan hiç bir ifade ortaya koymadılar. Gerçekten ben
bunu çok düşündürücü buluyorum.
MEHMET CEMAL
ÖZTAYLAN (Balıkesir)
Başbakan Yardımcısı yaptı.
CELAL ADAN
(Devamla) Yaptıysa teşekkür ediyorum.
Şimdi, burada,
timsah orada. Başbakan gitti, Amerika Birleşik Devletlerinde o
gizli oda veya kırmızı oda denilen odada muhabbetleri
gerçekten çok yüksekti. Gezi Parkında birileri yürürken timsah hemen
hemen ağzını açtı, Türkiyeyi de takip ediyoruz. dedi.
Şimdi,
değerli milletvekilleri, alınganlık göstermeyin de. Ben çok eski
tanırım, üniversiteden tanırım Dışişleri
Bakanını. O Stratejik Derinlik kitabını belki 100
kişiye ben hediye ettim ama size samimi bir şey söyleyeyim:
Dışişleri Bakanının yaptığı
açıklamaları Japonyadaki savaş kaçkınlarına
benzetiyorum. Dün, Sabaha kadar uyumadığını söylüyor,
Amerika Dışişleri Bakanıyla görüşmüş, Katar
Dışişleri Bakanıyla görüşmüş...
Değerli
milletvekilleri, biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak Türkiyeye güveniyoruz,
Türk milletine güveniyoruz, Türk milletinin birliğine, beraberliğine
de güveniyoruz sonuna kadar. Kandilde iki tane Amerikan üssü var değerli
milletvekilleri. Kandilde PKKyı barındıran Amerika
Birleşik Devletleri. Başınızdaki bela, Hükûmet olarak bela,
Amerika Birleşik Devletleri. Geçen, Timsahın uzantısı,
Vanda, Hakkâride çözüm süreciyle ilgili iradeyi temsil ediyor Amerika
Birleşik Devletleri Büyükelçisi utanmadan, arlanmadan. Bir tarafta; siz
eşkıyabaşını idam edilmeyecek diye Türkiyeye teslim
edeceksiniz, ayrılıkçı, ırkçı hareketin odak
noktasını Türkiyeye taşıttıracaksınız,
Kandildeki PKK kamplarına Hadi gel de gör. diyeceksiniz, askerin
başına çuval geçireceksiniz, yakıp yıkacaksınız
bütün oksijen alanlarını ve utanmadan akil adam olacaksınız
Türkiyede. Bir tek kelime sizden duymadık değerli milletvekilleri,
değerli yöneticiler.
Şimdi, burada,
alt alta koyarak söylemek istediğim şey şu: Avrupa Birliği
de aynı şey. Türk milletinin asaletine, merhametine, şefkatine
kurşun sıkıldığı hâlde, Türk milleti demokrasiye
sonuna kadar sahip çıkacak. Bir hafıza kaybı
oluşturuyorsunuz değerli grup başkan vekili. 2002den evvel Türk
milleti çok büyük bir demokrasi mücadelesi verdi. 60dan sonra Demokrat
Partinin yerine demirkıratı getirdi, 80den sonra Özalı
getirdi.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
CELAL ADAN
(Devamla) 2002yle başlayan bir demokrasi mücadelesi
anlayışı, yanlış bir anlayıştır.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
70inci madde
üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 Sıra Sayılı Kanun Teklifinin 70inci Maddesinde yer
alan 638 sayılı Gençlik ve Spor Bakanlığının
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye eklenmesi
düşünülen EK MADDE-1deki Türkiye Ulusal Gençlik Konseyi ibaresinin
Türkiye Gençlik Konseyi olarak değiştirilmesini ve kent konseyi
gençlik meclis ibaresinden sonra gelmek üzere üniversite öğrencileri
topluluklarının ve fikir kulüplerinin ibaresinin eklenmesini arz ve
teklif ederiz.
Pervin Buldan Adil Zozani İbrahim
Binici
Iğdır Hakkâri Şanlıurfa
Nazmi Gür Sırrı Sakık Hasip Kaplan
Van Muş Şırnak
Abdullah Levent Tüzel
İstanbul
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Niğde Milletvekili Alpaslan Kavaklıoğlu
ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100 Milletvekilinin;
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet Memurları Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (2/1613, 1/778) nın 70 inci
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Mustafa
Kalaycı Erkan
Akçay Mehmet
Şandır
Konya Manisa Mersin
Hasan
Hüseyin Türkoğlu Mehmet
Erdoğan Mehmet
Günal
Osmaniye Muğla Antalya
"MADDE 70-
3/6/2011 tarihli ve 638 sayılı Gençlik ve Spor
Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararnameye aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
"EK MADDE 1-
(1) Bakanlık bünyesinde gençlerin sosyal, ekonomik ve siyasal alanlarda
topluma aktif katılımlarını ve kişisel
gelişimlerini sağlamak, gençlik alanında üretilecek politikalara
katkıda bulunmak, ulusal ve uluslararası çalışma ve
projeler uygulamak, gençler ve gençlik alanında faaliyet gösteren
organizasyonlar arasında koordinasyona yardımcı olmak ve
gençlerin karar alma ve uygulama süreçlerine katılımını
artırmak amacıyla gençlerin oluşturduğu veya gençlik
alanında faaliyette bulunan dernekler, vakıflar, federasyonlar,
konfederasyonlar, gençlik kulüpleri, öğrenci konseyleri, kent konseyi
gençlik meclisleri ve benzeri organizasyonların üye olabileceği Türk
Gençlik Konseyi kurulur. Konseyin faaliyetlerini gerçekleştirebilmesi için
Bakanlık bütçesine yeterli ödenek konulur.
(2) Konseyin
kurulması, işleyişi, yönetimi, görevleri ve denetimine
ilişkin hükümler ile Konseyin çalışma usul ve esasları ve
sair hususlar Bakanlar Kurulunca çıkarılacak yönetmelikle
düzenlenir."
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin
70 nci maddesinin Teklif metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu Aydın
Ağan Ayaydın İzzet
Çetin
İstanbul İstanbul Ankara
Kazım
Kurt Musa Çam Mahmut Tanal
Eskişehir İzmir İstanbul
Aytuğ
Atıcı
Mersin
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE
BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ÇEVRE
VE ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Evet, önerge üzerinde söz isteyen Aytuğ Atıcı, Mersin
Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)
AYTUĞ
ATICI (Mersin) Teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım;
görüşülmekte olan 478 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 70inci maddesi üzerine verdiğimiz önerge
hakkında söz almış bulunuyorum.
İmzasının
arkasında duran, kendi verdiği araştırma önergesinin
aleyhinde oy kullanmayan milletvekillerini saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlarım, bu maddenin madde metninden
çıkartılmasını istedik. Neden böyle bir şey
yaptık? Bakın, bu önergemiz, dikkate alınması gereken bir
önergedir, şu açıdan. Madde diyor ki: Bakanlık bünyesinde
Türkiye Ulusal Gençlik Konseyi kuracağım. Güzel, Ulusal Gençlik
Konseyi kuralım. Peki, bu konsey ne yapacak? Diyor ki: Gençlerin, sosyal,
ekonomik ve -dikkatinizi çekiyorum- siyasal alanlarda topluma aktif
katılımlarını ve kişisel gelişimlerini
sağlamak. Şimdi, son bir aydır, bir ayı aşkın
bir zamandır yaşanan olaylara bir baktığımız da
Taksimde Gezi Parkında başlayan ve tüm Türkiyeye yayılan gençlik hareketine baktığımızda,
bu gençler siyasal alanda topluma aktif olarak katılmayı zaten
istemişler. Bu gençler karar vermişler ve demişler ki: Biz hem
sosyal hem siyasal alanda varız ve katılımımızı
sağlıyoruz. Peki, Hükûmetiniz ne yaptı? Daha dün elinde palayla
âdeta gençleri doğramaya kalkan insanların arkasını,
sırtını güvenlik güçleri sıvazladı. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
YUSUF BAŞER (Yozgat) Yuh be! Yuh!
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Ya, gözaltına alındı, yapma bunu! Bu tahriki yapmayın!
Bakın, bu tahriki yapmayın, lütfen! Bu tahriki yapmayın!
Tutuklandılar ve AK PARTİyle de ilgisi olmadığı
ortaya çıktı.
AYTUĞ ATICI (Devamla) Evet,
tutuklandılar
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
İLYAS ŞEKER (Kocaeli)
Ayıp ya! Ayıp!
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen
Sayın grup başkan vekili cevap verir.
AYTUĞ ATICI (Devamla) Evet,
tutuklandılar. Bundan önce, tutuklanmış olmaları
sırtlarının sıvazlanmadığı anlamına
gelmez. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Yahu, orada iflas eden bir esnaf ya! Hâlâ buradan ekmek yemeye
çalışıyorsun ya!
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) Dün
açıklama yapıldı.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen
AYTUĞ ATICI (Devamla) Daha dün
elinde sopa bulunan ve sivil polis olduğu iddia edilen insanlar, genç
insanlar sokaklarda çocuklarımızı dövdüler. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Kim dövdü ya?
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Ben
bunları kafamdan uydurmuyorum, ben bunları bizzat yaşayarak,
bizzat görerek
YUSUF BAŞER (Yozgat) Yuh!
SALİH KOCA (Eskişehir)
Kafanda yazdığın senaryoyu söylüyorsun.
MEHMET METİNER (Adıyaman)
İş mi bu ya!
AYTUĞ ATICI (Devamla) -
milletvekilliğimin ciddiyetine de inanarak bir soru önergesiyle sordum.
Dedim ki size
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Arkadaşlar, istediğiniz kadar bağırın
çağırın
SALİH KOCA (Eskişehir)
Kafanda yazdığın senaryoyu konuş!
OSMAN ÇAKIR (Düzce) Esede anlat!
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen
AYTUĞ ATICI (Devamla) -
bağırmakla hiçbir şey halledemeyeceksiniz.
Eğer
bağırmazsanız birbirimizi anlayabiliriz.
Ben size
sordum, dedim ki İçişleri Bakanına: Güvenlik güçlerinin, polisin
envanterinde sopa var mıdır? Cevap gelmedi.
ABDULLAH ÇALIŞKAN
(Kırşehir) Pala da var!
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Polisin
envanterinde çivili sopa var mıdır? Cevap gelmedi.
Değerli
arkadaşlarım, sizler meydanlarda değilsiniz, meydanlarda olan
biziz, meydanlarda olan ve bunları gören biziz. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen
ALİ
ŞAHİN (Gaziantep) Meydanlarda işiniz ne! Burada
olacaksınız, meydanlarda ne işiniz var sizin!
YUSUF BAŞER
(Yozgat) Ne işin var meydanlarda!
MEHMET ŞÜKRÜ
ERDİNÇ (Adana) Ne işiniz var!
AYTUĞ ATICI
(Devamla) Niye bağırıyorsunuz?
BAŞKAN
Lütfen, sayın milletvekilleri, sayın hatibin sözünü kesmeyelim.
AYTUĞ ATICI
(Devamla) Arkadaşlar, suçluluk psikolojisiyle bağırmaya devam
edebilirsiniz, bunu ben anlayışla karşılarım.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, efendim, ben hatibi
duyamıyorum, lütfen
BAŞKAN
İkaz ediyorum, kaç defa ikaz ettim Sayın Hamzaçebi.
Haklısınız.
AYTUĞ ATICI
(Devamla) Ancak yaptığınız bu bağrışmalar
ve çağrışmalar sizin Taksim Meydanındaki rezaletinizi örtmeye
asla yetmez, asla yetmez. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
MEHMET ŞÜKRÜ
ERDİNÇ (Adana) Rezalet sizin rezaletiniz!
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen
AYTUĞ ATICI
(Devamla) Yani, bu şekildeki bağırmalardan her şeyi
seçemiyorum. Her şeyi seçemiyorum ama bir taneniz Ne işiniz var
meydanlarda? dedi. Halk neredeyse biz orada olmaya devam edeceğiz. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
MEHMET METİNER
(Adıyaman) Meclisi germeyin! Yeter artık, yeter!
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen
AYTUĞ ATICI
(Devamla) Halka biber gazı sıktığınız zaman,
halkı copla dövdüğünüz zaman orada olmaya devam edeceğiz.
Ben, bundan sonraki
maddelerde de kaldığım yerden devam edeceğim.
Teşekkür
ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Niğde Milletvekili Alpaslan
Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100
Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet
Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (2/1613, 1/778) nın 70 inci
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Mustafa
Kalaycı (Konya) ve arkadaşları
"MADDE 70-
3/6/2011 tarihli ve 638 sayılı Gençlik ve Spor
Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararnameye aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
"EK MADDE 1-
(1) Bakanlık bünyesinde gençlerin sosyal, ekonomik ve siyasal alanlarda
topluma aktif katılımlarını ve kişisel
gelişimlerini sağlamak, gençlik alanında üretilecek politikalara
katkıda bulunmak, ulusal ve uluslararası çalışma ve
projeler uygulamak, gençler ve gençlik alanında faaliyet gösteren
organizasyonlar arasında koordinasyona yardımcı olmak ve
gençlerin karar alma ve uygulama süreçlerine katılımını
artırmak amacıyla gençlerin oluşturduğu veya gençlik
alanında faaliyette bulunan dernekler, vakıflar, federasyonlar,
konfederasyonlar, gençlik kulüpleri, öğrenci konseyleri, kent konseyi
gençlik meclisleri ve benzeri organizasyonların üye olabileceği Türk
Gençlik Konseyi kurulur. Konseyin faaliyetlerini gerçekleştirebilmesi için
Bakanlık bütçesine yeterli ödenek konulur.
(2) Konseyin
kurulması, işleyişi, yönetimi, görevleri ve denetimine
ilişkin hükümler ile Konseyin çalışma usul ve esasları ve
sair hususlar Bakanlar Kurulunca çıkarılacak yönetmelikle
düzenlenir."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ (İstanbul) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ÇEVRE VE
ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Enver Erdem, Elâzığ Milletvekili. (MHP
sıralarından alkışlar)
ENVER ERDEM
(Elâzığ) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 478
sıra sayılı Kanun Teklifinin 70inci maddesi üzerinde verilen
önerge nedeniyle söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, 70inci madde Ulusal Gençlik Konseyinin kurulmasını
düzenliyor. 70inci maddeyle getirilen bu düzenlemeye Milliyetçi Hareket
Partisi olarak katıldığımızı ifade ediyorum.
Değerli
milletvekilleri, gençliğin ekonomik ve sosyal alanların tümüne etkin
katılımı ülkenin kalkınması ve gelişmesi için
büyük öneme sahiptir. Gençlerin kişisel ve sosyal gelişimini
desteklemek, potansiyelini tam anlamıyla ortaya çıkarabilecekleri
imkân ve zemini hazırlamak, ekonomik ve sosyal hayatın her
alanına etkili katılımını sağlamak önemli hâle
getirilmelidir. Bu bağlamda, gençlerin spora yönlendirilmesi önem arz
etmektedir.
Bireysel, ekonomik
ve sosyal yönleriyle spor, sağlıklı nesillerin
yetiştirilmesinde, halk sağlığının
korunmasında, ekonominin geliştirilmesinde, toplumsal barış
ve kardeşliğin tesis edilmesinde, sosyal hayatın
geliştirilmesinde çok önemli bir yere sahiptir. Bu nedenle, Türkiye
genelinde spor yapma alışkanlığının ve spor
kültürünün geliştirilmesi, lisanslı sporcuların
yetiştirilmesi, altyapı projeleriyle sayısının
artırılması, olimpik sporların ve sporcu ruhunun toplumda
yaygınlaştırılması, yetenekli gençlerin elit sporcu
hâline getirilmeleri sağlanmalıdır. Gençlik ve spor
alanında ortak bir anlayış, vizyon, politika ve hedeflere
ulaşmak Türkiyenin gücü, büyüklüğü ve liderliği yolunda en
dinamik alandır. İlgili kamu kurum ve kuruluşları ile sivil
toplum kuruluşları ve diğer paydaşların hizmet ve
faaliyetlerinde koordinasyon ve iş birliğini sağlama
amacıyla gençlik ve spor alanında kılavuz olacak millî gençlik
ve spor politikaları hazırlanmalıdır.
Ülkemizin hiçbir
ferdi feda edilemez, her insanımız değerlidir, bütün gençlerimiz
fırsat ve imkân sunulmasını hak etmektedir. Türkiyenin bütün
evlatları doğru uygulamalarla ve hedeflerle neler
başarabileceğini ispatlamıştır. Ay
yıldızlı bayrağımızı gururla göğsünde
taşımanın, İstiklal Marşımızı
organizasyonlarda söylemenin, ülkemizi en güzel şekilde temsil etmenin
ruhunu taşıyan sporcular görmek bütün
vatandaşlarımızın ortak dileğidir. Bu anlamda,
gençlerimizin projelerin temeli olması gerektiği, projelerde
gençlerimizin yüksek katılımının sağlanması esas
olmalıdır.
Gençler idealleri
ve hedefleriyle yaşadıkları toplumların sürekli
gelişimi için vazgeçilmezdir. Bunun yanı sıra, gençlerin
günümüzde karşılaştıkları problemlerin çözümüne
yönelik atılacak adımlar toplumların ve gelecek nesillerin
gelişimi için çok önemlidir. İşte, bu yüzdendir ki gençlerin
yaş, cinsiyet, ekonomik, sosyal, ailevi ve kültürel durumları,
eğitim seviyeleri, yaşadıkları yerler, benzeri hususlar göz
önünde bulundurularak gençlere uygun iletişim kanallarının
kurulması kamu politikalarının oluşturulmasında büyük
önem taşımaktadır.
Gençlerimiz artık
dünyadaki gelişmelerle doğru orantılı olarak yeniliklerin
farkındadır. Bu farkındalığın doğru
anlaşılması ve doğru hedeflere yönlendirilmesi
gerekmektedir. Temelinde insanın öncelikli olmadığı
projelerin gerçekleşmesi elbette mümkün değildir. Dinamik, genç bir
nüfusa sahip olan Türkiyenin spor ve eğitim gibi alanları belirli
bir dönem ya da süreçle sınırlı olmak yerine hayat boyu devam
eden bir etkinlik olarak görmesi, bu doğrultuda çok yönlü programlar
geliştirip uygulaması gerekmektedir. Kapsamında gençlerin
olduğu bütün projeler elbette ki kendi içinde birçok sorunu beraberinde
getirdiği gibi çözümleri de beraberinde getirecektir. Bu yüzden, gençlerin
potansiyellerini ortaya çıkarmalarında eğitimcilerin bilinçli,
yeniliklere açık ve lider kişiler olması gerekir. Dünyada
olduğu gibi ülkemizde de gençlerin
karşılaştıkları temel problemlerden biri eğitim
dönemini tamamlayıp iş gücüne dâhil olma noktasında ortaya
çıkmaktadır. İstihdam alanı konusunda yeterli derecede
bilgi sahibi olmamak, görev tanımlarının, meslek
çeşitliliğinin tanıtılmaması, rehberlik ve kariyer
hizmetlerinin yetersizliği ve deneyim eksikliği gibi nedenlerle
gençler iş konusunda sıkıntı çekmektedirler.
Değerli
milletvekilleri, gençlerin kültür, sanat bilincini sadece popüler kültürden
ibaretmiş gibi görmek yanlıştır. Millî kültürden beslenen,
kendi kültürel değerlerimizle donatılmış, örf ve
adetlerimiz ve geleneksel sanat dallarımız hakkında doğru
bilgiye sahip, ülkesinin tarihine, zengin birikimine ve dolayısıyla
gençliğine sahip çıkacak nesillerin yetiştirilmesi çok
önemlidir. Bu nitelikte bir gençliğin yetiştirilmesi dileğiyle
hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) Karar yeter sayısı
BAŞKAN -
Önergeyi oylarınıza sunacağım, karar yeter sayısı
arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı yoktur.
Beş dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 16.44
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 16.52
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER:
Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)
----- 0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 133üncü
Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.
70inci madde
üzerinde Elâzığ Milletvekili Enver Erdem ve arkadaşları
tarafından verilen önergenin oylanmasında karar yeter
sayısı bulunamamıştı.
Şimdi önergeyi
tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı
arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir, karar yeter sayısı
vardır.
478 sıra
sayılı Kanun Teklifinin görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet
yerinde.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 Sıra Sayılı Kanun Teklifinin 70inci Maddesinde yer
alan 638 sayılı Gençlik ve Spor Bakanlığının Teşkilat
ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye eklenmesi düşünülen
EK MADDE-1deki Türkiye Ulusal Gençlik Konseyi ibaresinin Türkiye Gençlik
Konseyi olarak değiştirilmesini ve kent konseyi gençlik meclis
ibaresinden sonra gelmek üzere üniversite öğrencileri
topluluklarının ve fikir kulüplerinin ibaresinin eklenmesini arz ve
teklif ederiz.
Pervin Buldan (Iğdır) ve
arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ (İstanbul)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ÇEVRE VE
ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
PERVİN BULDAN
(Iğdır) Gerekçe...
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Ek maddenin
amaçlarında tanımlanan gençlerin siyasal alana aktif katılımın
sağlanması için, üniversite öğrencilerinin kurduğu
düşünce topluluklarının ve fikir kulüplerinin de konsey
bileşeni olması gerekmektedir. Yine konseyin toplumun bütün
farklı kesimlerinden gençlerin bir arada gerçekleştireceği
etkinliklerde, istenen düzeyin yakalanması için farklı
düşüncelerinde konseyde temsil edilmesi oldukça önemlidir. Yine isminin,
geçici olarak Türkiye Gençlik Konseyi olması daha yapıcı ve
kapsayıcı olacaktır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
71inci madde
üzerinde iki adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Niğde Milletvekili Alpaslan
Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100
Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet
Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (2/1613, 1/778) nın 71 inci
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Mustafa Kalaycı Erkan Akçay Mehmet Şandır
Konya Manisa Mersin
Hasan Hüseyin Türkoğlu Mehmet Erdoğan Mehmet Günal
Osmaniye Muğla Antalya
S. Nevzat Korkmaz
Isparta
"MADDE 71-
26/9/2011 tarihli ve 659 sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu
İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin
Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin 1 inci maddesine
"genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri" ibaresinden önce
gelmek üzere "Türkiye Büyük Millet Meclisi, Cumhurbaşkanlığı,
Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Hâkimler ve Savcılar
Yüksek Kurulu ve Sayıştay dâhil)" ibaresi eklenmiştir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve
Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporlarının
71. Maddesinin tasarıdan çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Mustafa Moroğlu Aytuğ
Atıcı
İstanbul İzmir Mersin
Süleyman Çelebi Bülent Kuşoğlu Haluk Ahmet Gümüş
İstanbul Ankara Balıkesir
Haluk Eyidoğan
İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ
(İstanbul) Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI
ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon) Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Aytuğ
Atıcı, Mersin Milletvekili. (CHP sıralarından
alkışlar)
AYTUĞ ATICI (Mersin) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Değerli milletvekili arkadaşlarım,
görüşmekte olduğumuz 478 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 71inci maddesi üzerinde söz almış
bulunuyorum. Yasama tekniğine uygun kanun yapan ve bu kanunlara, yasama
tekniğine uygun kanunlara el kaldıran milletvekillerini saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, uzunca bir süredir
Meclis de gergin, Meclis de yorgun, hepimiz de yorgunuz, hepimiz de gerginiz.
Bunu attığımız her adımda, söylediğimiz her lafta
gelen tepkilerden anlıyoruz. Türkiye de yorgun, Türkiye de gergin, bunu da
sokaktaki gerginliklerden anlıyoruz.
Şimdi, bakın, size bir örnek getirdim, çok
canlı bir örnek. Bizim size niçin güvenmediğimizi net olarak ispat
eden, net olarak anlatan bir örnek sunacağım.
Sayın
milletvekilleri, bakın, ben genellikle yüksek sesle konuşurum ama
bakın, çok sakin bir şekilde size bir şey söyleyeceğim, siz
de, parti farkı olmaksızın bu ayıbı siz de kabul
etmeyeceksiniz.
MEHMET ALTAY
(Uşak) Dinliyoruz kardeşim, anlat, dinliyoruz ya!
AYTUĞ ATICI
(Devamla) Demin de anlatıyordum, demin ben bağırmadım,
siz bağırdınız.
Şimdi,
bakın, niye biz size güvenmiyoruz? Bakın arkadaşlar, elimde
Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığının İl
Sağlık Müdürlükleri İl İnsan Kaynakları Planlama
Rehberi var. Bütün il sağlık müdürlüklerine gönderildi, yeni. Bu
rehberin dayanması gereken bazı kanun maddeleri var. Bakın, Bu
rehber 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanununun
3üncü maddesine dayanır. diyor; ayrıca, 663 sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamenin 3, 8 ve 47nci maddesine dayanır. diyor 5inci
sayfada. 47nci maddeden sonra bir parantez açmış Sağlık
Bakanlığı ve diyor ki: İptal edilen bu madde bir torba
kanun ile aynen çıkarılacaktır. Bakın, İnternete
girin, Sağlık Bakanlığının
yayınladığı rehbere bir bakın.
Bakın, bu
muhalefetin işi değil, bu Parlamentonun işi. Parlamentonun
saygınlığına gölge düşüren bir durumda hepimizin el
birliğiyle mücadele etmesi lazım.
663
sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 47nci maddesini Anayasa Mahkemesi
iptal etti. Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği bu madde -Sağlık
Bakanlığı tarafından deniyor ki- bir torba kanun ile aynen
çıkarılacaktır.
Şimdi, biz
niye buradayız arkadaşlar? AKP milletvekilleri niye burada?
CHPliler, MHPliler, BDPliler niye burada? Mademki buna karar verilmiş,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin iradesi yok sayılmış, biz niçin
buradayız? Bir.
Daha da kötü bir
şey söyleyeyim: Burada Sayın Cumhurbaşkanının da
iradesi yok sayılmıştır.
Bakın, biz
birbirimizi hırpalayabiliriz, zaman zaman yapıyoruz. Sonra, Ya,
Aytuğ Hocam, niye bugün sinirlisin? deyip, gelip birisi beni
yanağımdan öpüyor, ben de ona Ya, kusura bakma seni
kırdıysam. diyorum. Fikirlerimiz ayrı olsa da biz görevimizi
yapmaya devam edeceğiz birbirimizi olabildiğince incitmeden diyorum.
Muhalefet yapma yöntemimizi olabildiğince bu şekilde sürdürmeye
çalışıyoruz ama bu belge, bu yeni belge Türkiye Büyük Millet
Meclisinin iradesini yok saymıştır. Hepimize küfür
edilmiştir.
Bu madde, aynı
zamanda, Sayın Cumhurbaşkanını da yok
saymıştır. Çünkü buradan geçirdiğimiz kanunları
Sayın Cumhurbaşkanı eğer uygun görürse onaylar, uygun
görmezse buraya iade eder. Ama diyor ki: Aynen çıkarılacaktır.
Şimdi, gel de güven bu Hükûmete; hadi, gel de güven. Sizin kendi iradenizi
bile yok sayan bir Hükûmetiniz var arkadaşlar.
MEHMET METİNER
(Adıyaman) O bizim irademiz zaten.
AYTUĞ ATICI
(Devamla) Sayın Milletvekili, bu sizin iradenizse o zaman ben hiç
söyleyecek bir laf bulamıyorum.
MEHMET METİNER
(Adıyaman) Usulüne uygun bir biçimde çıkartacağız.
AYTUĞ ATICI
(Devamla) Siz iradenizi Sağlık Bakanlığına, oradaki
bürokratlara devretmiş iseniz Allah yolunuzu açık etsin diyorum.
MEHMET METİNER
(Adıyaman) Amin.
AYTUĞ ATICI
(Devamla) Başka hiç konuşmaya bile gerek görmüyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum, karar yeter sayısı
arayacağım: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kâtip üyeler
arasında anlaşmazlık olduğu için bir dakika süre veriyorum,
elektronik cihazla oylama yapacağız.
(Elektronik cihazla
oylama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, karar yeter
sayısı yoktur, birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
17.03
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 17.08
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER:
Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)
----- 0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 133üncü
Birleşiminin Altıncı Oturumunu açıyorum.
71inci madde
üzerinde Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı ve
arkadaşları tarafından verilen önergenin oylanmasında karar
yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi önergeyi
tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı
arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı vardır, kabul
edilmemiştir.
478 sıra
sayılı Kanun Teklifinin görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet
yerinde.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Niğde Milletvekili Alpaslan
Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100
Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet
Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (2/1613, 1/778) nın 71 inci
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
"MADDE 71-
26/9/2011 tarihli ve 659 sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu
İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin
Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin 1 inci maddesine
"genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri" ibaresinden önce
gelmek üzere "Türkiye Büyük Millet Meclisi,
Cumhurbaşkanlığı, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay,
Danıştay, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ve
Sayıştay dâhil)" ibaresi eklenmiştir.
S.
Nevzat Korkmaz (Isparta) ve Arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) -
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN -
Hükûmet katılıyor mu?
ÇEVRE VE
ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon) -
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN -
Önerge üzerinde söz isteyen Nevzat Korkmaz, Isparta Milletvekili. (MHP
sıralarından alkışlar)
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, bir kurum ya da kurul oluşturmak, bir teşkilat
kurmak için yasa çıkarmak ile Meclisin sorumluluğu ortadan kalmaz,
kalkmamalıdır. Bu yasaların nasıl neticeler ortaya
çıkardığını izlemek, gerekirse ek tedbirler üretmek
bugün çağdaş yasama anlayışının bir
gereğidir. Artık, birçok parlamentoda, yasaların
uygulamasını izleme komisyonları var.
Kamu yönetimindeki
gereklilikler ve güvenlik anlayışındaki değişimler
sonrası oluşturulmuş bir teşkilat var hepinizin
bildiği gibi, özel güvenlik teşkilatı. Sayıları 170
bin civarında, aileleriyle birlikte 1 milyonu buluyorlar. Sektörde özel
güvenlik eğitimi veren kuruluşların eksikliklerinden tutun,
mensuplarının haklarının yeniden tanzimine kadar
mevzuatın gözden geçirilmesine ihtiyaç var. Düne göre özel güvenlik, bugün
daha da önem kazanmıştır. Polis ve jandarmanın
vereceği koruma ve önleme hizmetini verdiği ölçüde de artık
terörün de hedefi hâline gelmiştir. Ancak, firmaların
kıyasıya rekabet etmesinin sonucu, maliyetlerin
aşağıya çekilmesi gereğinin faturası özel
güvenliğe çıkmakta, olumsuz şartlarda çalışma ve
düşük ücretlerle karşı karşıya kalmaktadırlar.
Âdeta köle statüsünde çalışmak kaderleri hâline gelmiştir. Bu
alanda yaşanan vahşi kapitalist anlayış ve kârın
maksimize edilmesi gayretleri karşısında Hükûmet emeğin,
alın terinin yanında yer almak yerine, sessiz kalarak sermayenin,
gücün yanında yer almaktadır.
Bu Mecliste daha
önce de ifade ettim, 170 bin kişilik silahlı bir güç özel güvenlik
gücü. Birçok ülkenin ordusundan daha büyük bir rakam. Ancak piyasada aktif
hizmet veren 300 özel güvenlik kuruluşunun yüzde 60'ı da
yabancıların elinde. Bunun, millî güvenliğimiz
açısından, üzerinde ciddiyetle durulması gereken bir husus
olduğunu telakki ediyoruz. Ayrıca bu teşkilatın
mensuplarının Meclisten beklediği, atılması gereken
adımlar vardır. Nedir bunlar?
Bir yerin
korunmasına memur edilen özel güvenlik sade vatandaşa tanınan
silah kullanma yetkisiyle ancak yetki kullanabilmektedir. Bu yetki özel olarak
yeniden düzenlenmelidir.
Sektördeki KDV
oranının yüzde 8'e düşürülmesi icap etmektedir. Eğer böyle
yapılmazsa şirketlerin üzerindeki yük devam edecek ve bu da hem eğitim kalitesinin düşük
kalmasına hem de düşük ücretlerin devamına vesile
olacaktır.
Ücretleri sefalet
ücreti olmaktan çıkarıp, mesleki olarak
taşıdıkları risk ve tehlikelerle doğru
orantılı bir seviyeye çıkarmak lazımdır.
Yine, kıyafet
ve logoları standart hâle
getirilmelidir.
Kıdem tazminatı sorunları
çözülmelidir. İşveren ile hizmet satın alan kurumlar
arasında pinpon topuna döndürülen özel güvenlik bundan
kurtarılmalıdır.
Yıllık ücretli, izin hakkı zaman
zaman kullandırılmamaktadır. Özellikle işverenin ve hizmet
verilen kurumun bu konudaki keyfîliğinin önüne geçilmelidir.
Özel güvenlik mali sorumluluk sigortası
genel şartları yeniden tanzim edilmeli, mensuplarının kasti
olmayan şahsi zararından dolayı bu tazminat sistemi devreye
girmelidir. Aldıkları zaten üç kuruş ücretlerinin üzerinde
sallanan bu tazminat tehdidi ortadan kaldırılmalıdır.
Sektörde
uzmanlaşmanın ve sendika üyeliğinin önü
açılmalıdır.
Özel güvenlik
teşkilatının bu sorunları yıllardır Milliyetçi
Hareket Partisi tarafından dile getirilmektedir. Ancak maalesef kendimiz
çalıp kendimiz söyler duruma gelmekten şikâyetçiyiz. Sorunları
katlanarak artmaktadır. Artık yuvalarının daimî olup olmaması
hususuna gelip dayanmıştır bu sorunlar.
Bu haklı sorunların çözümü yönünde Hükûmetin
artık daha fazla geciktirmeden adım atmasını
beklediğimizi ve onların insanca bir ücret seviyesine ve insanca
çalışma şartlarına sahip kılınmasını
beklediğimizi ifade ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
71inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
72nci maddenin (a)
bendinde üç önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Niğde Milletvekili Alpaslan
Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100
Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet
Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (2/1613, 1/778) nın 72 nci
maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Mustafa
Kalaycı Erkan
Akçay Mehmet
Şandır
Konya
Manisa Mersin
Hasan Hüseyin Türkoğlu Mehmet
Günal Mehmet Erdoğan
Osmaniye
Antalya
Muğla
"a) 8 inci
maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "haftada en az"
ibaresi "en az iki haftada" şeklinde, beşinci
fıkrasında yer alan "süresi" ibaresi "on gün"
şeklinde, yedinci fıkrasında yer alan "düzenleme ve
denetleme mahiyetindeki kararları, tekemmül etmesinden itibaren"
ibaresi "kararları, karar tarihinden itibaren kesinleşir ve
düzenleme ve denetleme mahiyetinde olan kararlar" şeklinde
değiştirilmiş, dördüncü ve onuncu fıkraları
yürürlükten kaldırılmıştır.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım iki önerge
aynı mahiyettedir, birlikte işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 Sıra Sayılı Kanun Teklifinin 72 inci Maddesi ile
değiştirilmek istenen 660 sayılı Kamu Gözetimi, Muhasebe ve
Denetim Standartları Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında
Kanun Hükmünde Kararname'nin (a) bendinin madde metninden çıkarılmasını
arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan Adil Zozani İbrahim
Binici
Iğdır Hakkâri Şanlıurfa
Nazmi Gür Sırrı Sakık Hasip Kaplan
Van Muş Şırnak
Abdullah Levent Tüzel
İstanbul
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve
Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporlarının 72-a Maddesinin tasarıdan
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Mustafa Moroğlu Haluk Eyidoğan
İstanbul İzmir İstanbul
Süleyman Çelebi Bülent Kuşoğlu Haluk Ahmet Gümüş
İstanbul Ankara Balıkesir
Özgür Özel
Manisa
BAŞKAN
Komisyon aynı mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ
(Isparta) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ÇEVRE VE
ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
PERVİN BULDAN
(Iğdır) Gerekçe
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kurulun haftada bir
kez toplanması çalışma esaslarına uygun
düşeceğinden işbu değişiklik teklifi ile eski halin
muhafazası sağlanmak istenmiştir.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Gerekçe
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Türk Dil Kurumu
Sözlüğünde torba, "genellikle pamuk ve kıldan dokunmuş,
türlü boy ve biçimde, ağzı büzülüp bağlanabilen araç": 2.
Genellikle plastikten veya kâğıttan yapılmış, içine öteberi
koymaya yarayan, çeşitli büyüklükte olabilen taşıma gereci,
poşet" şeklinde tanımlanmıştır.
"Kanun" ibaresinin başına eklenen "torba"
kelimesi, bir yandan "taşıyıcılık
işlevi"ne diğer yandan da içine konulacak öteberinin her zaman
kestirilemeyeceği için gizemine işaret eden son derece isabetli bir
sıfattır.
Torba kanunlar söz
konusu olduğunda, Medeni Kanunun 1. Maddesinde belirtildiği anlamda,
"kanunun ruhundan/özünden" söz edebilmek neredeyse imkansız hale
gelebilmektedir. Torba kanunla, uygulayıcılar açısından
çeşitli sürprizlere gebedir. Örneğin, kimi torba kanunların,
gerekçe trafiği ya çok karışık ya da hiç gerekçesi olmayan
maddeleri bulunmaktadır. Bu nedenle, somut hukuki açmazlarla ilgili kanun
"yorum" teknikleri çoğu zaman işlemez hale gelebilmektedir.
Genel olarak iki
tür yasa yapma yöntemi vardır; birisi normal, diğeri
hızlandırılmış yol. Madde bazlı görüşme ve
oylamaya dayanan normal usul, teknik açıdan "genel yasama
yöntemi" olmaktadır. Hızlandırılmış yol ise,
"özel yasama yöntemi" olarak adlandırılmaktadır. Özel
yasama yönteminin bizdeki karşılığı, biraz da zorlama
bir nitelemeyle "temel kanun" olmuştur. Türk parlamento hukukuna
1991 yılında giren hızlandırılmış yasa yapma
yöntemi, TBMM İçtüzüğü'nün 91. Maddesinin
başlığından esinlenen bir terimle "temel kanun"
olarak yerleşmiş durumdadır. Ancak bu kullanım, bir
alanı hukuki reform niteliğinde ilk kez düzenleyen "Medeni
Kanun", "Borçlar Kanunu", "Türk Ceza Kanunu" gibi ana
kanunlardan söz ederken kullanılan "temel kanun" deyimiyle
karışmaktadır. Uygulamada temel kanun yöntemi, kanun tasarı
ya da teklifinin Genel Kurul görüşmelerinde 30'u geçemeyen maddelerden
oluşan bölümler içine sıkıştırılarak
görüşülüp yasalaştırılması anlamına
geldiğinden, bilgisayar terimleriyle, bir dosyanın
sıkıştırılması (ziplenmesi)'nı
andırmaktadır. TBMM İçtüzüğünün 91. maddesinde de,
özellikle "temel kanun" tanımlamasıyla ilgili olarak benzer
bir "bocalama" hali zaten söz konusudur. Madde, Anayasa Mahkemesi
tarafından da birkaç kez iptale konu edilmiş iptaller ışığında
gerekli değişiklikler yapıldıktan sonra sular büyük ölçüde
durulmuştur.
Ne pahasına olursa olsun, yasama
sürecini hızlandırmak için torba kanun çıkarma yoluna
başvurulması, çok ciddi sakıncaları beraberinde
getirmektedir. Torba kanun sadece yasama süreci açısından değil,
tasarı ya da teklif yasalaştıktan sonra uygulama sürecinde de
sorunlar doğurmaktadır. Torba kanun çıkarma yolu, muhalefetin ve
sivil toplum kuruluşlarının yasa yapım süreçlerine etkili
biçimde katılımının sağlanamamasını göze
almayı gerektirmektedir. Kaldı ki, her telden konuları kapsayabilen
torba kanunların, yürürlükteki mevzuata olan etkileri hakkında,
iktidar partisi üyesi milletvekilleri bile içerik hakimiyeti
bakımından sıkıntıya düşmektedir. Uygulamada,
böyle bir zorunluluk olmadığı halde, temel kanun kapsamında
görüşülen torba kanunların hızla
yasalaştırılması yüzünden ortaya çıkan yasama
hatalarını düzeltmek amacıyla değişen kanun veya kanunlarda
çok geçmeden yeniden değişiklik yapılmasını
körüklemektedir. Kısaca, ülkemizde torba kanunlar, değişen
kanunda yeni değişiklik gereksinimlerini tetikleyici bir etken
niteliği de taşımaktadır.
Açıklanan bu
nedenlerle torba kanun kapsamına alınan maddenin temel kanun
kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinden tasarı
kapsamından çıkarılması gerekmektedir.
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Niğde Milletvekili Alpaslan
Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100
Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet
Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (2/1613, 1/778) nın 72 nci
maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Mustafa
Kalaycı (Konya) ve
arkadaşları
"a) 8 inci
maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "haftada en az"
ibaresi "en az iki haftada" şeklinde, beşinci
fıkrasında yer alan "süresi" ibaresi "on gün"
şeklinde, yedinci fıkrasında yer alan "düzenleme ve denetleme
mahiyetindeki kararları, tekemmül etmesinden itibaren" ibaresi
"kararları, karar tarihinden itibaren kesinleşir ve düzenleme ve
denetleme mahiyetinde olan kararlar" şeklinde
değiştirilmiş, dördüncü ve onuncu fıkraları
yürürlükten kaldırılmıştır.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ
(Isparta) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ÇEVRE VE
ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon)
Katılamıyoruz efendim.
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) Gerekçe
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Kurul
kararlarını imzalama süresi on güne çıkarılmaktadır.
Komisyonda Teklifle
ilgili sağlıklı ve verimli bir görüşme
yapılamamıştır. Komisyon görüşmeleri boyunca hangi
düzenlemelerin ne amaçla ve hangi gerekçeyle yapıldığı
konusunda bilinmez bir tavır sergilemiştir. 71 adet kanun ve kanun
hükmünde kararnamede 142 maddelik değişiklikler yapılmasına
rağmen; vatandaşlarımızın yaşadığı
sorunlara çözüm getirecek konuları bir-iki husus dışında bulmak
mümkün değildir. Kanun Teklifi kamu personelinin hukuki ve mali statüsüne
ilişkin çok sınırlı değişiklikler getirmektedir.
Dolayısıyla bu düzenlemede beklentiler
karşılığını bulmamış, umutlar hayal
kırıklığına dönüşmüştür.
Kamuda
sağlıklı ve tutarlı bir personel politikası
uygulanmamaktadır. personel rejimi nesnellikten
uzaklaştırılmış, istihdam rejimi bozulmuştur. 657
sayılı Kanun, geçici işlerin ifası için istisnai hâllere
münhasır olmak üzere sözleşmeli ve geçici personel
istihdamını mümkün kılmıştır. AKP döneminde bu
istisnai uygulamalar asıl istihdam şeklinin önüne geçmiştir.
Ayrıca, AKP döneminde sözleşmeli ve vekil olarak işe
alınanlar, daha önce çıkarılan kanunlar ile memur
kadrolarına alınmış, ancak tekrar sözleşmeli ve vekil
atama yapılmasına devam edilmiş, şimdi de bunlardan
bazıları tekrar memur kadrolarına alınmaktadır.
Bu yanlış
uygulamalar ile birlikte, birçok mağduriyet ortaya
çıkmıştır. En büyük mağduriyet ise bu istisnai
yollarla iş bulamayan işsiz gençlerimizdir. Bunlar girdiği merkezi
sınavı kazanıp ataması yapılamayan, bir türlü
sıra gelemeyen ve sıra gelmeden de kadroları istisnai yollarla
doldurulan milyonlarca işsiz vatandaşlarımızdır.
Hükümetin bu yanlışı, bu haksızlığı derhal
durdurması gerekir.
Bu Kanun Teklifi
ile kamu kurumlarında çalışan 4/B'liler, 4924 sayılı
Kanuna tabi sözleşmeliler ve mahalli idarelerde çalışan
sözleşmeliler ile vekil Kur'an kursu öğreticilerinden
şartları uyanlar memur kadrolarına atanmaktadır. Ancak,
memur kadrosu verilen sözleşmeli personel ve vekiller arasında:
Mağduriyeti enderinden yaşayan 4/C'liler yoktur. Rehber ve usta
öğreticileri bu düzenleme kapsamına alınmamıştır.
Aile sağlığı çalışanları yoktur. Vekil
ebe-hemşireler yoktur.Ücretli öğretmenler yoktur.
AKP Hükümeti
tarafından yapılan ayrımcı ve adaletsiz uygulamaları
saymakla bitmez. Bu Teklifte öğretmenler ve atanamayan öğretmenler
yoktur. Bu düzenlemede polislerimiz yoktur. Kamu işçilerinin naklen
atanabilmeleri konusu yoktur. Taşeron işçileriyle ilgili hiçbir düzenleme
yoktur. Geçici ve mevsimlik işçiler yine göz ardı edilmektedir. Bu
Teklifte emeklilikte yaşa takılanlar yoktur. Muhtarlarımız
yoktur. Bu Kanun Teklifinde şehit aileleri ve gaziler ile engelliler ve
yaşlılarla ilgili bir düzenleme yoktur.
Peki bu Kanun
Teklifinde neler vardır. Mera, yaylak ve kışlakların
yapılaşmaya açılması var. Köy meralarının
köylünün elinden alınarak hazineye devredilmesi, imar yetkisinin
belediyelerden alınması ve satış yetkisi var. Gerçeğe
aykırı, usulsüz veya sahte belgeler nedeniyle verilmeyen desteklemelerin
ödenmesi var. Kamulaştırılan taşınmazlarla ilgili
vatandaşın hak arama hürriyetini engellenmesi ve yargıya
müdahale var ÖSYM sınavlarına ait soru ve cevaplarla ilgili bilgi
edinme hakkının engellenmesi var. Sermayesindeki kamu payı
doğrudan veya dolaylı olarak % 50'den az olan şirketler
Sayıştay denetimi dışına çıkarılması
vardır. İş Sağlığı ve Güvenliği
Kanununun uygulamasının geciktirilmesi, sertifikasını
almış kişilerin mağdur edilmesi var. Sürücü belgeleri için
24 milyon vatandaşımızdan 101 lira belge parası
alınması var.
Dolayısıyla
yapılan düzenlemeler; kamu yönetiminin iyileştirilmesi ve
çalışanların sorunlarına çözüm getirilmesi yerine; kamu
arazileri nasıl talan edilebilir, kadrolaşma nasıl
sağlanabilir, usulsüzlük ve yolsuzluklar nasıl affedilebilir,
denetimden ve yargıdan nasıl kaçınılabilir mahiyetini
taşımaktadır.
Teklifin tümüyle
gözden geçirilmesi ve bu maddede düzeltme ihtiyacı bulunmaktadır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
72nci maddenin (b)
bendinde aynı mahiyete iki adet önerge vardır, okutup birlikte
işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Niğde Milletvekili Alpaslan
Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100
Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet
Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (2/1613, 1/778) nın 72 nci
maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin Teklif metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mustafa Kalaycı Erkan Akçay Mehmet Şandır
Konya Manisa Mersin
Mehmet Erdoğan Hasan Hüseyin Türkoğlu Mehmet Günal
Muğla Osmaniye Antalya
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve
Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik yapılmasına Dair Kanun Tasarısı
ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm
Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporlarının 72/b maddesinin
tasarıdan çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu Süleyman
Çelebi Mustafa
Moroğlu
İstanbul İstanbul İzmir
Haluk
Ahmet Gümüş Bülent
Kuşoğlu Haluk
Eyidoğan
Balıkesir Ankara İstanbul
BAŞKAN
Komisyon katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ
(Isparta) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ÇEVRE VE
ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Önerge üzerinde Hasan Hüseyin Türkoğlu, Osmaniye Milletvekili. (MHP
sıralarından alkışlar)
HASAN HÜSEYİN
TÜRKOĞLU (Osmaniye) Sayın Başkan, Türk milletinin
saygıdeğer milletvekilleri; 478 sıra sayılı Teklifin
72nci maddesinin (b) bendinde değişiklik amacıyla vermiş
olduğumuz önergeden dolayı huzurlarınızdayım. Yüce
heyetinizi saygıyla selamlarım.
Teklifin 72nci
maddesinin (b) bendi 660 sayılı Kararnamenin 9uncu maddesinin (n)
bendini yürürlükten kaldırmaktadır. Henüz çıkarılalı
iki yıl bile olmayan 660 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin bu
hükmünün madde metninden çıkarılmasının uygun olduğunu
değerlendiriyoruz. Önergemiz bu mahiyettedir, tasviplerinize tabidir.
Müzakere
ettiğimiz bu teklif 102 milletvekili tarafından verilmiş bir
teklif ile Hükûmet tasarısını birleştirmekte ve
sayısı tespit edilemeyecek diye ifade edebileceğim miktarda
kanun ve kanun hükmünde kararnamenin değiştirilmesini
amaçlamaktadır. Önümüzdeki teklif ve komisyon raporu öyle facia ifadeler
ve hükümler içermekte ki inanmak mümkün değildir. Teklifi
hazırlayanlar, imza atanlar içeriğini bilmiyorlar çünkü
okumamışlar, sadece imza atmışlar, çünkü teklif onlar
tarafından hazırlanmamış, birileri hazırlamış.
Kaç madde olarak Komisyona gelmiş, bu biliniyor ama Komisyondan çıkan
hâlinin kaç madde olduğunu tespit etmek için ciddi bir uzmanlık
gerekiyor. Genel Kurulda görüşülürken âdeta bir kör değneği olan
komisyon raporlarından sadece Bayındırlık, İmar
Komisyonu Raporu elde var, diğer komisyon raporları yok çünkü havale
edildiği hâlde görüşülmemiş. Sebep: Acelemiz var, hemen
çıksın diye, öyle mi? Peki, aylardır çalışıyoruz,
niçin daha evvel getirmediniz? Cevap: Geniş zamanda incelenirse, müzakere
edilirse teklifin içine gizlenmiş hinlikler açığa çıkacak.
Onun için dar ve sıkışık zamanda, kimseyi uyandırmadan
Genel Kuruldan geçirelim isteniyor. Bu karmaşanın içinde, teklifin
sahibi olan iktidar kanadının vekilleri zaten içeriğine bakmadan
el kaldırıp kabul oyu veriyorlar. Biz ise yanlış,
haksız, adaletsiz olan kısımları işaret edip iktidar
partisinin saygın milletvekillerini uyarmaya çalışıyoruz
ama nafile. Parmaklar çoğu zaman neye kalktığını bile
bilmeden havaya kalkıyor ve kabul oyları geçit resmi yapıyorlar.
İnanın, her parti lideri böyle bir Meclis kadrosu için dua ediyordur.
Tasarının Genel Kuruldan kaç madde olarak çıkacağı da
sadece Cenab-ı Allahın bileceği bir şey. Genel Kurulda
iş bitti diye boşuna bekliyoruz çünkü kamu kurumlarından hâlâ
yeni talepler geliyor ve önergeler sıraya giriyor.
Bütün bunların
doğal sonucu olarak iş hem gün içinde saat itibarıyla hem de gün
sayısı itibarıyla artmakta. Bu da resmî tatil gününü çoktan
aşmış Meclis çalışmalarının milletvekilleri
üzerinde gerginlik olarak tezahürüne sebep olmaktadır.
Sayın
Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; bütün bu olumsuz yönlerine
rağmen sıkışık zamanda gergin müzakerelerle ortaya
çıkacak yasa toplumun ihtiyaçlarına cevap verebilmekte midir?
Keşke evet diyebilseydik ama maalesef bu sorunun cevabı da
hayır. Bu teklifin 4/Bli sözleşmeli personelin sorunlarını
çözdüğünü söylemek mümkün değildir. Bu teklifin özel kanunlara göre
sözleşmeli personelin sorunlarını çözdüğünü söylemek mümkün
değildir. Bu teklifin 4/Cli geçici personelin sorunlarını
çözdüğünü söylemek mümkün değildir. Bu teklifin geçici ve mevsimlik
işçilerin sorunlarını çözdüğünü söylemek mümkün
değildir. Bu teklifin üniversite mezunu ve teknik personel olarak
çalışan işçilerin sorunlarını çözdüğünü söylemek
mümkün değildir. Kamuda kangren olmuş, devletin asli ve sürekli
işlerini gören, âdeta kölelik düzeni gibi çalıştırılan
taşeron şirket işçilerinin sorunlarını çözdüğünü
söylemek mümkün değildir. Dolayısıyla, mübarek ramazan
ayının şerefe gününde yaptığımız bu
çalışmaların devlet ve millet adına çok iyi işler
içerdiğini söylemek mümkün değildir. Hükûmetin üyeleri
tarafından tüm kamuoyunda söz verildiği hâlde taşeron
işçilerine ilişkin düzenlemenin nerede olduğunu merak ediyoruz.
Halk eğitim usta öğreticileri hiç mi aklınıza gelmiyor?
Onlar da bu ülkenin insanı değil mi, niçin
hatırlamıyorsunuz? Polislerimiz gözünüzün içine bakıyor,
verdiğiniz sözlerin nerede kaldığını merak ediyorlar.
Çalışma saatleri, şartları itibarıyla en fazla
bunalım geçiren ve intihar oranı en yüksek olan polislerimizden niçin
özlük haklarını, daha da basit ve net ifadeyle 3600 ek göstergeyi
esirgiyorsunuz? Eş değer güvenlik görevlilerinin ek göstergesi 3600
iken onlarınki niçin değil? Hükûmetlerinizin her işini
başarıyla yapan, en kritik görevlerin altından kalkabilen mülki
idare amirlerinin, muadil meslek mensuplarının özlük haklarının
geride kalmasına nasıl razı oluyorsunuz? 1inci sınıf
uygulamasından yararlanamadan emekli olanların haklarını
teslim etmek adalet değil midir? 1inci sınıf olup da
çalışan mülki idare amirlerinin ek göstergelerini 6400 seviyesine
çekme sözünü hem eski Bakanımız İdris Naim Şahin Beyden
hem de Muammer Güler Beyden duymadık mı, sevinmedik mi? Evet, duyduk
ve sevindik. Peki, Hükûmet niçin bu teklifi torbanın içine atmıyor?
Devletin ve Hükûmetin temsilcisi mülki idare amirleri üniter devlet
yapısının en önemli görevlileridir. Yoksa Üniter
yapıyı nasıl olsa bozacağız, mülki idareye de ihtiyaç
kalmayacak. mı diyorsunuz?
Bu duygularla
önergemizin kabulünü diler, Türk milletinin milletvekillerini saygıyla
selamlarım. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Aynı
mahiyetteki önerge üzerinde söz isteyen Özgür Özel, Manisa Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Teşekkür ederim Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle dün
yaşadıklarımızdan duyduğumuz üzüntüyü bir kez daha buradan ifade etmek isterim.
Şırnak Milletvekilimiz Mehmet Emin Dindara bir kez de buradan
geçmiş olsun dileklerimi iletmek istiyorum. Dün
yaşadıklarımız Parlamentoya yakışmadı,
Türkiyeye yakışmadı. Dün yaşadığımız
noktaya gelmemek için hepimizin herhâlde dünkü gerilimden bakanıyla,
muhalefetiyle, iktidarıyla, Meclis yönetimiyle almamız gereken
dersler var ama öncelikle şunu ifade etmekte büyük yarar görüyorum: Bugün 7nci gün, aralıksız
çalışıyoruz. 5 gece neredeyse sabahladık. Kimsenin
artık siniri yerinde değil ve ben hiç hafta içinde normal
çalışma saatlerinde, saatler gece dokuzda, ondayken böylesine bir
gerilim, böylesine bir kavga yaşandığını
hatırlamıyorum. Kavgada elbette her iki tarafın da kusuru
vardır ama en büyük kusur bütün bir sene süren yasama faaliyetlerinde
üzerine düşeni yapmayıp daha sonra son günlerde bütün
bakanlıkların -burada, tabii ki birazcık bürokrasiye teslim
olunmuş yürütme ve yasama anlayışının da önemli etkisi
var- sıkıştırılması ve âdeta, burada,
insanlık dışı şartlarda bir çalışmanın
da buna sebebiyet verdiğini hepimizin itiraf etmesi lazım, bunu
görmemiz gerekiyor.
Bunun
dışında, bu Parlamento, her birimiz
aldığımız oylarla buradayız. Herhangi iki kişinin
birbiriyle itişmesi, kakışması, atışması
değil; zaman zaman tolere edebileceğimiz şeyleri
üstlendiğimiz siyasi görevlerden dolayı karşı çıkmak
zorundayız. Ama yapmamamız gereken, herhâlde, birbirimize fiziki
müdahaledir. Bu noktaya gelindiğinde hani, Başbakanın ağzından
kaçtı belki Yüzde 50yi içeride zor tutuyorum. diye, o ifade doğru
bir ifade değil ama- bu Parlamentoda milletvekillerinin birbirinin üzerine
yürümesi, ittirmesi, kaktırması, vurması, düşürmesi,
canını yakması, tam olarak sözle değil ama, sokaklara
olabilecek en yanlış mesajı verir. Tartışmada
olabildiğince sertleşebiliriz ama bunun bir fiziki müdahaleye gelme
noktası kabul edilebilir bir şey değil. Bu noktada hepimiz ders
almalıyız, ders almış olmalıyız.
Ama şunu bir
söyleyelim ki zaman zaman bu kürsülerden Şeyh Edebalinin o muhteşem
nasihati okunuyor, hepimizin hoşuna gidiyor. O, daha fazla, hatta
tamamıyla iktidara sorumluluk yükleyen bir nasihat. Bence iktidar partisi
milletvekilleri muhalefet partisinden gelen sert eleştiriler, belki
kendileri açısından düşündüklerinde tahammül edemeyecekleri
noktada, o okunduğunda dudaklarının kenarında gülümseme
yayan o Şeyh Edebalinin oğluna nasihatlerini bir de böyle
düşünsünler. Muhalefetin elindeki enstrümanlar, eleştiri
yapmaktır, karşı öneri sunmaktır. Zaman zaman iktidar
gücünün, özellikle bu sayısal gücün muhalefetin muhalefet
alanını bu kadar daralttığı noktalarda bu
eleştirilerini yüksek sesle dile getirme, engelleme noktasına getirme
dünya parlamentolarında sıkça karşılaşılan
Hatta, geçen sene bir milletvekilimizin on iki saatlik bir engelleme, meseleye
dikkat çekmek üzerinden yaptığı ve dünyanın filibuster
diye bütün televizyonların yayını kestiği ve bunu
canlı verdiği, kendi parlamentolarında olduğunda, biraz da
siyaset tarihine renk katan böyle bir şeye, iktidar partisinin Genel
Başkanının kendi grup konuşmasında milletvekilimizi
hedef göstererek, aşağılayarak, küçülterek, ittirerek
yaptığı bir şey şu noktaya getiriyor Parlamentoyu:
Yani sözle, yani pasifist eylemlerle bir şey yaparsanız da biz size
bunu yaparız. O zaman, görünür olmak, sesi yükseltmekten başka ve
biraz da vücudu öne çıkarmaktan, ayağa kalkmaktan,
bağırmaktan falan başka bir siyaset alanı bırakmama,
bunun dışındaki siyaset alanlarının
Hükûmet
temsilcilerinin orantısız mecralardan milletvekilleri üzerine
kullandıkları bu yola doğru gidince gerçekten
sıkıntılı oluyor.
Söyleyecek çok sözümüz var. Bugün sabaha kadar onlarca
kez belki her birimiz bu kürsüye çıkacağız, bir şeyler
ifade edeceğiz ama bu Parlamento kendi hukukuna, kendi
arkadaşlarına ve kendi dokunulmazlığına sahip
çıkmak durumundadır. Ben en son lise 2de tatsız bir itiş
kakış yaşamıştım, İzmir Atatürk Liselilerle,
bir basket maçından sonra. O günden 12 Haziran 2011e kadar
dokunulmazlığım yoktu, kimse gelip üzerime değmedi ama iki
senedir dokunulmazlığım var, yediğimiz tekmenin,
tokadın haddi hesabı kalmadı. Bu ne bize
yakışıyor ne size yakışıyor.
Bu konuda kendi üzerimize düşen kusuru da kabul
edip, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
72nci maddenin (c) bendi üzerinde aynı mahiyette
iki önerge vardır, okutup birlikte işleme alıyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet Memurları Kanunu
İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporlarının 72/c Maddesinin
tasarıdan çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Süleyman Çelebi Mustafa Moroğlu
İstanbul İstanbul İzmir
Haluk Ahmet Gümüş Bülent Kuşoğlu Haluk Eyidoğan
Balıkesir Ankara İstanbul
Özgür
Özel
Manisa
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Niğde Milletvekili Alpaslan
Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100
Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet
Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (2/1613, 1/778) nın 72 nci
maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin Teklif metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Kalaycı Erkan
Akçay Mehmet
Erdoğan
Konya Manisa Muğla
Mehmet
Şandır Mehmet
Günal Hasan Hüseyin
Türkoğlu
Mersin Antalya Osmaniye
BAŞKAN
Komisyon aynı mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ
(Isparta) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
ÇEVRE VE
ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) Gerekçe
BAŞKAN
Gerekçe
Gerekçe:
Başkan
Yardımcıları ve Daire Başkanlarının
atamaları Kurul tarafından yapılmalıdır. Bakan
tarafından atanması Kurumun özerkliğini zedeler.
Komisyonda Teklifle
ilgili sağlıklı ve verimli bir görüşme
yapılamamıştır. Komisyon görüşmeleri boyunca hangi
düzenlemelerin ne amaçla ve hangi gerekçeyle yapıldığı
konusunda bilinmez bir tavır sergilemiştir. 71 adet kanun ve kanun
hükmünde kararnamede 142 maddelik değişiklikler yapılmasına
rağmen; vatandaşlarımızın yaşadığı
sorunlara çözüm getirecek konuları bir-iki husus dışında bulmak
mümkün değildir. Kanun Teklifi kamu personelinin hukuki ve mali statüsüne
ilişkin çok sınırlı değişiklikler getirmektedir.
Dolayısıyla bu düzenlemede beklentiler
karşılığını bulmamış, umutlar hayal
kırıklığına dönüşmüştür.
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki önerge üzerinde söz isteyen Özgür Özel, Manisa
Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Biraz önce ifade
etmeye çalıştım. Parlamento, iktidarıyla muhalefetiyle bir
bütün; birbirimize karşı belli sorumluluklarımız var.
Farklı düşündüğümüzde meselenin mecrası daha olmadık
bir yerlere kayınca herkes üzülüyor ama Parlamentonun bir bütün olarak
kendi hakkına, hukukuna sahip çıkması gerekiyor. Burası,
yasama faaliyeti gibi -her kim nereden meşruiyetini alıyor olursa
olsun- Türkiyedeki ve demokrasilerdeki mevcut en meşru zemin. Bu zeminin
meşruiyeti tartışılmaz ama bu zeminde iktidar-muhalefet
ayrımı olmadan şöyle bir yaklaşım içinde olmayı
bilmek gerekiyor. Örneğin, bir BDP milletvekili polis tarafından
tokatlandığında hep amalı konuşuyoruz yani bir milletvekiline
el kaldırılması kötü ama o da şunu şunu
yapmış. Bir CHP milletvekili bir yerde gaz yediğinde, cop
yediğinde Evet, olmasa iyi ama
arkasından devam ediliyor. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
Bu Mecliste kimse,
bir diğerinin hukukuna ama demeden sahip çıkmıyor. Herkes
kendi pozisyonunu koruyacak, ondan sonra âdet yerini bulsun diye bir
yaklaşımda bulunuluyor. Ama bunlar, sadece bu fiziki müdahalelerle
ilgili falan değil. Biraz önce bahsettim, dokunulmazlığı
yokken kılına halel gelmeyen milletvekilleri, dokunulmazlıktan
sonra zaman zaman polis şiddetiyle, zaman zaman kendi
arkadaşlarının fiilî müdahaleleriyle karşı
karşıya kalabiliyorlar ama bunların hepsi gelir geçer, bu tip
yaralar çabuk kapanır. Biz hepimiz siyasetle uğraşan
insanlarız. Birbirimizle, gün gelir bir tatil öncesinde, gün gelir yasama
döneminin sonunda, gün gelir birbirimizin seçim bölgesine
yaptığımız bir seyahat sırasında
helalleşiriz gider ama gitmeyen bir şeyler var. Parlamento, zemin
kaybediyor demokrasi içinde.
Geçen sene MİT
operasyonu diye ifade edilen, bir savcının MİT
müsteşarını ifadeye çağırdığı süreçte
Sayın Başbakan durdu ve önce Bürokratımı yedirmem. dedi.
Bir kere bu yedirmem terminolojisi de gerçekten insanların insanlar
hakkında konuşmaması gereken, hani binlerce yıl öncesinde
terk etmiş olmamız gereken bir jargon. Ama iktidar seviyor bunu,
kullanıyor. Biz kimsenin kimseyi bu çağda yiyeceğini falan
düşünmüyoruz ama o Ben müsteşarımı yedirmem. dedi. Müsteşarını
yedirmedi ama tuttu bu Meclise, yasamaya bir maddelik kanunla, Sayın Recep
Özelin verdiği bir kanunla, bu Meclis tarafından, yargıda
görüşülmekte olan bir işle ilgili bir maddelik kanun getirdi ve bu
Meclis üzerinden yani yürütmenin yasama üzerinde kurduğu bir tahakkümle
gitti yargıya bir saldırıda bulundu ve onun hareket
alanını kısıtladı. Bu yetmezmiş gibi, her geçen
gün bir başka yaptırımla karşı karşıya
kalıyoruz.
Şimdi,
geçmiş dönem Sağlık Bakanımız burada, biraz önce ona
da ifade etmeye çalıştım. Konunun özünden değil de
şakacı bir üslupla söyledim.
Şimdi, Türkiye
Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı, il sağlık
müdürlüklerine il insan kaynakları planlama rehberi yollamış.
Şimdi, bu rehberi açıyorsunuz; incelenecek, aksayan çok yeri var ama
içinde şöyle bir ifadeyle karşılaşıyorsunuz; diyor ki:
Bu rehber 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanununun
3üncü maddesi ile 663 sayılı KHKnın 3, 8, 47nci maddesine
dayanılarak hazırlanmıştır. Hepimiz biliyoruz ki, bu,
Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi. Bunun üzerinde düzenleme
yapmayla ilgili bu yazı yazıldığında süre var ama
-parantez açmışlar- diyorlar ki: İptal edilen bu madde bir
torba kanun ile aynen çıkarılacaktır.
Şimdi, bunun
altında bir bakanın imzası var. Sayın bakanlar bilir, bu
imzadan başka bakanlıktaki nüshada bir sürü paraflar var. O
paraflarda bir sürü bürokratlar Sayın Bakana diyorlar ki: Biz bürokratlar
olarak Türkiye Büyük Millet Meclisini saymıyoruz, onların ne karar
vereceğini önceden biliyoruz ve emrediyoruz. Bir torba kanun ile aynen
çıkartılacaktır.
Bu yazı
yazıldıktan günler sonra bu torba kanun hakikaten geldi, Bakan
arkasında durdu. Eğer iktidar partisi Ramazan ayı geliyor,
tatile girelim. demezse de sağlık torbasını getirip burada
görüşeceksiniz. Aynen bu bürokratların dediği gibi komisyondan
geçti bu. İşte Parlamentonun kendi hukukuna sahip
çıkması. dediğim mesele bu.
Eğer burada
herkesin içi rahatsa benim de içim rahat olsun ama benim içim hiç rahat
değil arkadaşlar.
Saygılar,
sevgiler sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Aynı mahiyetteki
önergeleri oylarınıza sunuyorum
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Karar yeter sayısı
BAŞKAN Karar
yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 17.47
YEDİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 17.56
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER:
Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
----- 0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 133üncü
Birleşiminin Yedinci Oturumunu açıyorum.
72nci maddenin (c)
bendi üzerinde aynı mahiyette iki önergenin oylanmasında karar yeter
sayısı bulunamamıştı.
Şimdi
önergeleri tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısı arayacağım: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar
yeter sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
Böylece üçüncü
bölümde yer alan maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.
Şimdi dördüncü
bölümün görüşmelerine başlıyoruz.
Dördüncü bölüm
73üncü maddenin (a) bendinin (1), (2), (3), (4) ve (5) numaralı alt
bentleri; (b) bendi; (c) bendinin (1) ve (2) numaralı alt bentleri; (ç),
(d), (e) ve (f) bentleri; (g) bendinin (1) ve (2) numaralı alt bentleri;
(ğ) bendinin (1) ve (2) numaralı alt bentleri; (h) bendinin (1), (2)
ve (3) numaralı alt bentleri; (ı), (i), (j) ve (k) bentleri; (l)
bendinin (1) ve (2) numaralı alt bentleri, (m) bendi ile (n) bendinin (1)
ve (2) numaralı alt bentlerini kapsamaktadır.
Dördüncü bölüm
üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz isteyen Emin Haluk
Ayhan, Denizli Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım.
Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan 478 sıra
sayılı Kanun Teklifinin dördüncü bölümü üzerine Milliyetçi Hareket
Partisinin görüşlerini arz etmek üzere söz aldım. Bu vesileyle yüce
heyeti saygıyla selamlıyorum.
Bu kanun yapım
yöntemi hususu AKPnin bir klasiği hâline geldi. Böyle bir yöntemin
doğru olmadığını bile bile, son derece sığ
bir hukuk anlayışı ile işleri yürütmeye
çalışıyor AKP Grubu.
Şeffaf ve
hesap verilebilir bir yöntem izleyerek, bu hususu da kanuna dercederek
olayı hukuken iyi bir boyuta götürmenin gerekliliğine kesinlikle
inanıyoruz.
Sayıştay
Yasasında benzeri olduğu gibi, şeffaf olmaktan, denetlenmekten
korkan bir iktidarla karşı karşıyayız. Bu hususta da
benzer şeyler var; komisyonlarda yapım sürecinde eleman yetersiz, bir
kişinin üzerine bütün işi yüklemeye çalışıyoruz.
Tasarı, teklif düzgün kanunlaşırsa kaliteli bir devlet hizmeti
almak mümkün olur. Sıkça değişim bunu engelliyor.
Sınırlı bir Türkçeyle teklif ve tasarıları AKP maalesef
getiriyor. Nitelikli bir yasama faaliyeti yapabilmek için öncelikle kanun
yapım sürecinde yer alan kişi ve kurumlar arasında
sağlıklı bir diyaloğun olması gerekir ve iş
birliğinin de aynı zamanda kurulması gerekir. Fakat, AKP
iktidarının böyle bir problemi yok, böyle bir isteği, arzusu da
yok. Bu tasarıda ikincil bir düzenleme gibi -diğer tasarılarda
olduğu gibi- bazı kanunlara TUSKONu dercediyorsunuz,
MÜSİADı koymuyorsunuz. MÜSİAD üyesi kendi milletvekili
arkadaşlarınız biz buna karşı çıksak diye
bekliyorlar ve bizden medet umar hâle gelmişler. Başka
kurumları, başkalarını saymıyorum.
Önergelerin
gerekçelerinin uzunluğundan iktidar tarafından şikâyet ediliyor,
ama sadece kanunun ismi sekiz dakika sürdüğünde -test ettik, iktidar
partisine mensup milletvekili arkadaşların elemanlarına
okutturarak- hiçbir şikâyetin olmadığını, iktidar
partisinden böyle bir şikâyet gelmediğini görüyoruz.
Değerli
milletvekilleri, Tüketiciyi Koruma Yasasıyla ilgili, tasarıyla
ilgili yukarıda iki gün önce görüşürken orada AKPlilerin
getirdiği tasarıda kâr payının faize
bağlandığını gördük, kâr payının faizle
eşitlendiğini gördük. Bu hususta, vicdanen rahatsız olan AKPli
milletvekili arkadaşların itirazlarının kabulü neticesinde
biraz bir anlam değiştirilmeye çalışıldı. Yani,
getirdiğiniz olaylarda, tekliflerde anlamsız, son derece kendi
düşüncelerinize de aykırı bir sistemle ne yapıyorsunuz?
Çalışmaya gayret ediyorsunuz. Burada bu işin içinde olan
arkadaşlar da var. Rahatsızlık duyan Komisyon üyeleri var
iktidara mensup. Ama siz bunu ne kadar değiştirmeye
çalışırsanız çalışın bunu çözemiyorsunuz.
Bunun
dışında, Meclis kanun değil, yönetmeliği kanun hâline
getiriyor. Birkaç maddeyle yapılacak düzenleme çok sayıda maddeyle
yapılıyor. Bazen onlarca madde olacak husus bir maddeye indiriliyor.
Hükûmet zayıf olunca, bürokrasi, ileride meydana gelebilecek olaylara
karşı kendini korumak için her şeyi kanun metnine dercetmeye
çalışıyor. Sonuçta, kanunların ömrü kısa olduğu
gibi, gereğinden fazla maddeden oluşan bir mevzuat ve bir kanun
oluyor. Gerekçeye bakıyorsunuz, maddeyi karşılamıyor,
gerekçe bir satır, madde üç sayfa.
Koordinasyon
eksikliği cabası: Suriye sınırında
mayınların temizlenmesine ilişkin altı maddelik
tasarı, sekiz birleşimde, 12 Mayısla 3 Haziran arasında
devam etti. Muhalefetin o konuda bugün ne kadar haklı olduğunu
meydana gelen olaylar çok açık ve seçik dünya önünde ne yaptı? Bizi
haklı kıldı. İç Tüzükün istismar edilmesi değildi
olay. Neydi? Son derece yararlı, o günlerden bugünleri gören bir
hadiseydi.
Sayın
Bozdağ önergelerin çokluğundan bahsediyor ama iktidar 49 maddelik
tasarı getiriyor, 16sı geçici, 2 tane yürütme, yürürlük, 31 madde,
54 tane önerge veriyor iktidar kendisi. Bunun neresi düzgün bir şey?
Şimdi bunun düzgün bir tasarı olduğunu, bunun da
anlattıklarımdan farklı olduğunu söylemek mümkün
değil.
Bu tasarıya
baktığımızda, yanlış bir düzeltme var, eksik
tamamlama var, hiç olmadık mevzunun literatüre sokulması var,
istismar var. Defalarca ikaz edildiğiniz hâlde, hukuka aykırı
çıkardığınız hususların yeniden düzenlenmesi var.
Değişik bakanlıkları ilgilendiren kariyer meslek
düzenlemeleri var. Rezil ettiğiniz personel mevzuatında
sayamayacağınızdan fazlası var. İzmirde EXPO
hadisesinin olayı var, ne hâle geldiği belli. Sağlık
Bakanlığının kişisel bilgileri toplaması depolaması,
paylaşılması var, 2022 sayılı Yasaya ilişkin hususlar
var. Bu kadar iktidarsınız, açıp Kanun Yapım Süreci
Sempozyumu notlarına baksanız, bu işte samimiyseniz kısmen
toparlarsınız. Burada iyi niyet ve istismar edilme olayı önemli.
Şimdi, bütün
bunları niye söylüyorum? Her getirdiğiniz mevzuatta, kanun hükmünde
kararnameyle değiştirme yetkisi aldığınız
personel rejimi, Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanının
başını yedi. Getirdiniz, bununla ilgili düzenleme
yaptınız, Bu düzenlemelerde arıza var, hukuka
aykırılık var. dedik, hâlâ aynı şeyi devam ettiriyorsunuz.
Ama AKP Hükûmeti bu düzenlemelerde neyi önemsiyor? Şunu önemsiyor: Vücut
dilinden anlayan bürokratı iş başına getirmeye yönelik
çabası var.
Şimdi,
bunları söylüyoruz ama personel rejiminde, AKP iktidara geldiğinden
bu yana, bir yandan kamu yönetim ve personel rejimindeki dengesizlikten,
verimsizlikten, kalitesizlikten, bürokratik oligarşiden şikâyet
ederken, diğer yandan, bu düzensizliklerden yararlanarak eş dost
kayrılmış, sorunları giderme çabasında olunmamıştır.
Bürokratik oligarşi söylemleri ile kamu yönetimi ve bürokrasi AKP
tarafından altüst edilmiştir. Liyakat yerine, biraz önce ifade
ettiğim gibi, vücut dilinden anlayan bürokrat tercih edilmiş, birçok
kurumun teşkilat kanunları değiştirilmiş, yasalarla,
çalışanlar görevinden alınmış ve yerleri
değiştirilmiştir. Çalışanlar, hakikaten, yasalarla
görevinden alınmıştır.
Şimdi,
Sayın Bakan burada. Bakanlığında çok sayıda ne var?
Müşavir var ama Sayın Bakan ne yapsın, Hükûmetin genel kanaati
bu. Oradaki insanlar çalışmak istedikleri hâlde yerli yerine
koyamıyorsunuz. Başka bakanlıklarda da aynı şekilde,
illaki sayın bakanlar istediklerini koyacaklar. Devletin
yetişmiş, fevkalade, emeğini yıllarca orada
harcamış
Devlete tam katkı vereceği anda çekip
alıyorsunuz. Şimdi, durumu böyle değerlendirdiğiniz
takdirde, bu yapılanların, bu gelen tasarının doğru
olduğunu söylemek mümkün mü?
Şuna eminim,
milletvekillerinin -iktidar partisi de dâhil- yüzde 90ına Bu
tasarıda ne var? deseniz, yüzde 50sini sayacak durumda değiller.
Bunun iyi bir kanun olduğunu söylemek mümkün mü?
İleriki
konuşmalarda devam edeceğim. Yüce heyete saygılar sunuyorum.
Teşekkür
ediyorum Sayın Başkanım. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Bölüm üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Vahap Seçer, Mersin
Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA
VAHAP SEÇER (Mersin) Teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, değerli arkadaşlar; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
478 sıra
sayılı Kanun Teklifinin sonuna doğru yaklaşıyoruz.
Benden önceki konuşmacı arkadaşımın da söylediği
gibi, gerçekten bu teklifin içerisinde ne olup olmadığını
birçok milletvekili arkadaşım bilmiyor. Gerçekten bu kanun yapma
tekniği
Herhâlde Türkiye Büyük Millet Meclisi, yüce Meclis, 1920den bu
yana Meclis oldu olalı, AKP dönemindeki zulmü görmedi. İşte,
örneklerden bir tanesi de bu torba, çuval ya da -bizim Adana bölgesinde harar
derler, birkaç yüz kilo pamuk alır, daha da büyük bir torbadır- bizim
önergemizde, oradaki tanımlarda yer aldığı gibi, içine
birtakım eşyalar konan hararı da geçti bu.
Şimdi,
değerli arkadaşlarım, tabii, burada ivedilikle çıkması
gereken birtakım düzenlemeler de var, hiç acelesi olmayan düzenlemeler de
var. Birtakım sosyal sınıfları, birtakım kesimleri
mutlu ettiğimiz düzenlemeler var. 4/B sözleşmeli personeli, 100 bine
yakın insanı mutlu ettik, Allah da sizleri mutlu etsin. Mutsuz
ettiğimiz insanlar da var, 22 binden fazla 4/Cli ya da değişik
statüde çalışan insanlar var. Onlar da dört gözle kendilerine
ilişkin birtakım düzenlemeler bekliyor ama bu torba yasa içerisinde
onlar görülmüyor. Taşeronluk sistemine ilişkin, taşeron
işçilere ilişkin herhangi bir düzenleme yok. Tarım
işçilerine yönelik herhangi bir düzenleme yok. Tabii, onlar da mutsuz olan
sosyal sınıflar.
Bunun yanında, özellikle,
çalıştığım ihtisas komisyonunun konusu olan
tarıma yönelik önemli değişiklikler var. Hayvancılık
sektörünün en büyük sorunu olan mera alanlarının tahrip edilmesi,
yaylakların, kışlakların tahrip edilmesi çok önemli bir
konu. Bakın, burada bir düzenleme yapılıyor ve buralar imara
açılıyor.
Desteklemeler konusundaki yolsuzluklardan kaynaklanan
destekleme ödemelerine getirilen yasaklar burada kaldırılıyor.
Bunlar gerçekten üzerinde düşünülmesi gereken,
tartışılması gereken, özellikle ihtisas
komisyonlarında bu işten anlayan insanların etraflıca
tartışması gereken konulardı ama bunlar geldi Plan ve Bütçe
Komisyonunda jet hızıyla geçti.
Dün, üzücü bir olay meydana geldi. Bir emniyet mensubu
intihar etti. Tabii, özel koşullarından dolayı intihar etmedi bu
insan. Ölmeden önce de Facebook aracılığıyla bir not
bırakıyor, çalışma koşullarının
zorluğundan bahsediyor, baskıdan bahsediyor. Ben bu yolda öldüm,
bunalıma girdim, intihar ettim ama inşallah, meslektaşlarım
bundan sonra özlük hakları için, demokratik hakları için
mücadelelerini devam ettirirler ve en kısa sürede alırlar. Bu
insanlara yönelik, emniyet güçlerimize yönelik herhangi bir düzenlemeyi
göremiyoruz. Oysaki, bu kesimler tarafından, bunlar, bu düzenlemeler
beklenen düzenlemeler, hızla yapılması gereken düzenlemeler.
Atanamayan öğretmenler sorunu var. Gerçekten, nereye
giderseniz gidin, bir restorana oturun yemek yiyin, bir otele gidin, oradaki
hizmetli, oradaki garson, öğretmen ise şaşırmayın.
Değişik alanlarda yıllarca dirsek çürütüyor, eğitim
alıyor, mezun oluyor ve mezun olduktan sonra bu öğretmenler
görevlerini yapamıyor ve o ülkeyi yöneten Sayın Başbakan da bu
insanlara iş bulmak zorunda olmadığını beyan ediyor.
Şimdi, böyle bir ülkede yaşayan bu öğretmenlerimizin
sorunlarına da Türkiye Büyük Millet Meclisinin çözüm getirmesi gerekiyor
ama bu düzenlemeler içerisinde onları da göremiyoruz.
Gerçekten, demokrasinin vazgeçilmez öğeleri,
unsurları muhtarlarımız var. Seçimlere bağımsız
giren, hiçbir siyasi kurumun gücünü arkasına almadan bu seçimlere
iştirak eden, bizlerden çok daha fazla halkla yüz yüze olan, onların
dertleriyle hemhâl olan, cenazesiyle, mutlu günüyle, alacağıyla,
sıkıntısıyla, sağlık sorunlarıyla, birçok
sorunlarıyla hemhâl olan muhtarlara ilişkin düzenlemeler yok.
Açlık, sefalet içerisinde, 50 binden fazla muhtarımız,
kendilerinin özlük haklarıyla ilgili, koşullarıyla ilgili,
çalışma koşullarıyla ilgili düzenleme bekliyorlar ama
nafile, burada görmek mümkün değil.
Engelliler yok, gaziler yok, şehit aileleri yok,
velhasılı yok, yok. Türkiye, daha ileri demokrasi istiyor, özgürlük
alanlarımız genişlesin istiyor, daha ileri, çağdaş
hukuk normlarında yönetilen, demokrasisi daha ileri, Batılı
demokrasilerin seviyesini bırakın, onun daha üstünde bu kadim
topraklarda demokrasiyi güçlendirmek için çalışan bir Parlamento,
birçok yasal düzenleme bekliyor.
Bakın, geçtiğimiz günlerde Anayasa Mahkemesi,
burada CMK hakkında yaptığımız düzenlemeyle ilgili
birtakım maddeleri biliyorsunuz iptal etti; bunlardan bir tanesi de uzun
tutukluluk süresiydi. Parlamentoda bunların konuşulması
lazım, özel yetkili mahkemelerin konuşulması lazım,
düşünce, fikir özgürlüğünün önünü açan düzenlemeler
yapılması lazım, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri
Kanununda değişiklikler yapılması lazım, seçim
barajının tartışmaya açılması lazım, Siyasi
Partiler Kanununun, Seçim Yasasının tartışmaya
açılması lazım ama işte, Parlamento, 24üncü Dönem
Parlamentosu İkinci Yasama Yılını bitiriyor ama bu konulara
ilişkin toplumun beklentilerine cevap verecek yasal düzenlemeleri
yapmış değil.
Değerli
arkadaşlarım, dün İstanbulda gösteriler devam ederken,
biliyorsunuz, elinde satır, pala, kasatura -adını ne
koyarsanız koyun- kurban bayramında kaçan koyunları kovalayan
kasap edasında 4 tane insan siluetine bürünmüş hayvan, oradaki
göstericileri kovalıyordu. Ben bu görüntüleri izledim. Az önce size hitap
eden Sayın Atıcıya tepkiler gösterdiniz. Bence o gösterilen
tepkiler haksız tepkilerdi. Orada, tekrar, lütfen sizler de izleyin
En az
hepimiz,-ben sizler kadar, siz benim kadar- bu ülkeyi seviyoruz. Bu ülkenin
gerçekten bir çatışma ortamına sürüklenmesini, demokrasisinin
zarar görmesini hiçbirimiz istemeyiz, zinhar istemeyiz ama lütfen, o
görüntüleri tekrar izleyin, insanlık adına izleyin, demokrasi
adına izleyin, insan hakları adına izleyin, bu ülkenin
geleceği adına, barış adına izleyin. Orada, polis
arkadaşlarımızın o eli satırlı insan siluetindeki
hayvanlara müsamahasını izleyin, tekrar tekrar izleyin. Bu
arkadaşlarımız tutuklanma istemiyle mahkemeye sevk ediliyor,
bugün -Arkadaşlarımız dedim, düzeltiyorum onu- o
yaratıklar serbest bırakıldı. Şimdi, bu, demokrasi
adına benim içimi karartıyor, eşitlik adına, özgürlük
adına, insan hakları adına benim içimi karartıyor.
Değerli
arkadaşlarım, şimdi bunları burada konuşmayalım
mı? Bu konuları, bu mevzuları burada açmayalım mı?
Bakın, o 4 tane siluet, dün Türkiye Büyük Millet Meclisini de gerdi.
Burada istenmeyen hadiseler meydana geldi, az önce Özgür arkadaşım
bundan bahsetti. Sayın Mehmet Emin Dindar, hiç arzu etmediğimiz
Kesinlikle şiddetle reddediyoruz, burada birbirimize
bağırabiliriz, birbirimize çağırabiliriz,
eleştirebiliriz ama unutmayın, hedefe atılan oku, hedefe
atılan mermiyi, ağzımızdan çıkan sözcüğü geri
çevirme şansına sahip değiliz. Burada birbirimize hiç yakıştı
mı söylediğimiz sözler? Hepimiz bu toplumun önderiyiz, öncüsüyüz. Biz
burada ne yaparsak aynen topluma yansıyacak. Birbirimize nasıl
davranırsak toplum bizden örnek alacak. Umut ediyorum, bir daha aynı
sahneleri Türkiye Büyük Millet Meclisinde hiçbirimiz yaşatmayız, buna
engel oluruz ama Türkiyedeki antidemokratik uygulamaları, Türkiyedeki
Hükûmetin ortaya koyduğu siyasi, iktisadi, hangi alanda olursa olsun
yanlışlıkları burada Meclis kürsüsünde de özgürce
tartışmak zorundayız. Bu, bizim için, geleceğimiz için,
gelecekteki kuşaklarımızın daha çağdaş, daha
müreffeh, daha aydınlık bir Türkiyede yaşaması için
olacak.
Teşekkür
ediyor, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Bölüm üzerinde
şahsı adına söz isteyen Özcan Yeniçeri, Ankara Milletvekili.
(MHP sıralarından alkışlar)
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; aslında, biraz önce
kaldığım yerden devam etmek istiyorum. Bu sefer daha
yumuşak sesle konuşacağım. Umarım, laf atıp
insicamımı bozmaya çalışmazsınız.
Türkiyenin
üzerinde bulunduğu bölge, bugün küresel sistemin ozon deliği olarak
ifade edilen bir bölgedir. Bu bölgenin küresel sisteme eklemlenmesi söz
konusudur. Zannettiğiniz gibi, Tunusta başlayan ve Suriyeyle devam
eden, sonra da Murside geriye dönüş diyebileceğimiz bir
adımın ortaya çıktığı olayların, Türkiyeden
izole edilmiş bir biçimde düşünülmemesi gerekiyor. Bakın, çok
net söylüyorum, bölge üzerindeki dizayn, aslında İslamın
dizaynıdır. İslamın dizaynıdır.
İslamın dizaynıdır, İslamı küresel sistemin
ihtiyaçlarına uygun bir hâle getirme sistemidir. Çok net.
Bernard Lewisin
ifade ettiği, Terörün nedeni, Müslümanlar değildir; terörün nedeni,
İslam dinidir. İslam dini, yapısal olarak teröre uygun bir
dindir. İslam dinini yapısal olarak teröre uygun bir din olmaktan
çıkarıp, demokrasiye, modernizme ve liberalizme uygun bir din hâline
getirebilme çalışmaları projelendirilerek devreye
sokulmuştur.
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Hocam, siz ne diyorsunuz ya!
ÖZCAN
YENİÇERİ (Devamla) Tunusta başlayan ve dolayısıyla
devam eden süreçte Amerika Birleşik Devletleri bölgedeki faaliyetlerin
eğer içinde değilse, yani Amerika, bölgedeki faaliyetlerin içinde
değilse, arkasında değilse, önünde olmalıdır. diyor.
Bugün çok net
olarak ortaya konulan bir algı var, o da şu: Küresel sisteme
bağlı topraklarda düzen, barış, ilerleme ve gelişme
var, küresel sisteme bağlı olmayan yörelerde ise kaos, kargaşa
ve anarşi var, o hâlde küresel sisteme bölgeyi aktarabilmenin yolu,
bölgedeki inanç sistemiyle yakından alakalıdır. O Avrupada
başlayan, Amerikada da bir biçimde devam eden Kur'an yakma törenlerinden
camilerin yasaklanmasına, oradan devam ederek peçenin yasaklanmasına
ve sünnetin yasaklanmasına giden süreç tamamen bununla ilgilidir, küresel
sistem kendisine uygun bir İslam istiyor.
Böyle bir
İslamı ortaya koyabilmek için iki tane model vardı. Radikal
İslam dediler, olmadı, Medeniyetler arası
çatışmayı biz bu yönü itibarıyla devreye sokalım.
dediler, onun da maliyetli olduğunu düşündükleri için iş medeniyet
içi bir çatışmaya döndü. Medeniyet içi çatışma ise
İslamı İslama karşı kullanarak İslamı
güçten düşürme projesidir.
Buradan herkesi
uyarıyorum: Bölgedeki hadise, ister Mısırda olsun isterse bizim
içerisinde yaşadığımız coğrafyada olsun,
Suriyede olsun, Sünni İslamın Şii İslama karşı
kullanılması hadisesidir ve buna aklı başında olan,
imanı ve idraki olan hiçbir birey ve ferdin alet olmaması gerekir.
Açıkça ifade etmek gerekir ki bugün bunu büyük ölçüde de
başarmış durumdalar. Özellikle Ahmedinejad ve onun
örgütlediği bir İran, onun arkasından devam eden Maliki
Irakı ve Esad Suriyesi ve Hizbullah bir bütündür orada. Onun karşısında
Türkiye, Suudi Arabistan, Mısır ve Katar, onlar da ayrı bir blok
hâlinde bulunmaktadır. Şimdi, bu hadiseyi eğer biz bu yönü
itibarıyla görüp, makro plandaki bu hadisenin üzerine gidip, stratejiyi
bunun üzerine kurmazsak çok net ifadelerle söyleyeyim, gelecek felakettir.
Yani, camiyi Allahu ekber. diyerek ortadan havaya uçuruyorsunuz ve
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
ÖZCAN
YENİÇERİ (Devamla) -
Müslüman Müslümanı katlediyor ve
bunları uzaktan seyrediyoruz, sonradan şaşırıyoruz
Niçin Mursiyi getirenler Mursiyi götürdüler? Bunların nedeni Mursiyle
ilgili değil, tek sebep söylüyorum, İslamdır ve bu kavgayı
her nerede olursa olsun ortadan kaldırmanın yolu da bizim bu oyunu
görmemizden geçiyor.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Bölüm üzerinde
şahsı adına söz isteyen Ekrem Çelebi, Ağrı
Milletvekili. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
EKREM ÇELEBİ
(Ağrı) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 478 sıra sayılı
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerine şahsım adına
söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Ben, özellikle
burada, dün kendi ilimizde, Ağrı ilinin Taşlıçay ilçesinde
gerçekleşen bir olayı da yüce Meclise aktarmak istiyorum. Dün
Ağrı ilimizin Taşlıçay ilçesinde bayram vardı çünkü
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesine bağlı
Taşlıçay Nurali Turan Adalet Meslek Yüksekokulunun temel atma töreni
vardı. Tabii, Türkiye Büyük Millet Meclisinde bu çalışmaların
olması nedeniyle bizim katılma imkânımız olmadı. Ben
buradan, katkılarından dolayı Sayın
Başbakanımıza, yine, değerli iş adamımız
Sayın İbrahim Çeçene ve yine, değerli iş
adamımız ve bu okulu yapmakta emeği geçen Sayın Nurali
Turana, Taşlıçayımıza adalet meslek yüksekokulunu
yapmasından dolayı ben çok teşekkür ediyorum. Yine, bu güzel
ilçemize Cenab-ı Allahın daha böyle nice güzel yatırımlar
getirmesini niyaz ediyorum.
Bu vesileyle,
personel rejiminin düzenlenmesi konusu, yıllardır pek çok hükûmetin programında
yer almasına rağmen, bu konuda şimdiye kadar AK PARTİ
Hükûmeti haricinde herhangi bir düzenleme getirmeyen hükûmetler ve bu
personelle ilgili rejimde biz neler getirmişiz, bu konuda yüce Meclisi de
bilgilendirmek istiyorum.
AK PARTİ hükûmetleri
2002 yılından sonra göreve gelir gelmez, ilk etapta
sivilleştirme programına aldığı kurumlardan bir tanesi
Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği olmuştu.
Dolayısıyla, daha önce askerî kökenden gelen insanların burada
unvanlı bir şekilde atanmaları
AK PARTİ Hükûmetimiz
döneminde buraya sivil bir bürokrat atanmıştır. Yine, aynen,
farklı kurumlarda, aynı unvanlarda görev yapan kamu personeli
ücretleri arasındaki adaletsizliğin giderilmesiyle tüm kamu kurum ve
kuruluşlarında görev yapan personelin maaşları,
biliyorsunuz, kanun hükmünde kararnameyle, 2012 yılında
çıkarılan bir KHKyla bunlar düzenlenmiştir.
Yine, kamu
çalışanlarına toplu sözleşme yapabilme hakkı verilmiştir.
Kamu çalışanlarına, yine bizim Hükûmetimiz döneminde 1 derece
verilmiştir. Yine, bizim dönemimizde disiplin affı
çıkarılmıştır. Yine, aynı şekilde, dün de
bizim kabul ettiğimiz bir madde ile 200 bin sözleşmeli personelin
kadroya geçirilmesi, bizim Hükûmetimiz döneminde
gerçekleştirilmiştir.
Özellikle 4/C
Özelleştirme sebebiyle
iş akitleri feshedilen kamu işçilerinin kamuda 4/C statüsünde
istihdamları sağlanmıştır. Geçtiğimiz on bir
yıl içerisinde kamu çalışanlarımız hiçbir şekilde
enflasyona ezdirilmemiştir. Cumhuriyet tarihinde -özellikle bu çok önemli,
bakın- Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında burada
görev yapan arkadaşlara geçen sene itibarıyla bir teşkilat
yasası çıkarıldı ve bunlara belli özlük hakları
tanındı. Burada, tabii, fazladan çalışan
kardeşlerimize de yüzde 50ye yakın bir teşvik verilmek
suretiyle bunların da emekliliğe sevki sağlanmıştır.
Yine, kamu
kesiminde nitelikli personelin istihdamı
yaygınlaştırılmıştır. Türkiyede ilk defa,
bakın, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bizim iktidarımız
döneminde gerçekleştirmiştir. Özellikle, burada devletin sosyal
yapısındaki değişikliklere dikkatinizi çekmek istiyorum.
Ben bir doğu milletvekiliyim, inanın AK PARTİ hükûmetlerinden
önce doğuda çalışan, yani doğuda istihdama katkı
sağlayan birçok annemiz, bacımız paranın yüzünü görmüyordu
veya parayı tanımıyordu. Özellikle bizim hükûmetlerimiz
dönemlerinde, burada öğrencilerimize verilen paralar, tabii, direkt
annelerin hesabına yatırıldığı için bu, bir
sosyal devrim niteliğini sağlayan bir olgudur; bunu özellikle sizlere
arz etmek istiyorum.
Yine, kamu
kuruluşlarında kariyer meslek personeli çalıştırmak,
kurumlarda insan kalitesini yükseltmektedir. Kariyer meslek personeli olarak
atanmak için sadece KPSS puanı da yetmemekte, ayrıca kamu
kuruluşlarında yapılan sınavlarda da, yani mülakatlar
neticesinde bu arkadaşlarımızı ikinci bir süzgeçten geçirdikten
sonra bunların atamaları yapılmaktadır. Yardımcı
olarak göreve başlayan personel üç yıl gibi yetiştirme
açısından son derece önemli sayılması gereken bir süre
boyunca görev yaptığı kurumun görev alanıyla ilgili
konularda yetiştirilmekte, kurumsal geleneği, usta-çırak
ilişkisi çerçevesinde üstatlarından öğrenmektedir. Birçok
kurumda uzmanlığa atanabilmek için adaylarca bilimsel esaslara uygun
bir tez de hazırlanması gerekmektedir, hazırlanmaktadır.
Akabinde aday bir de kurumsal mevzuat kapsamında
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
EKREM ÇELEBİ
(Devamla) Benim konuşmam bittiği için ben yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
milletvekilleri, birleşime bir saat ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 18.31
SEKİZİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 19.30
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER:
Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
----- 0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 133üncü
Birleşiminin Sekizinci Oturumunu açıyorum.
478 sıra
sayılı Kanun Teklifinin görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet
yerinde.
Şimdi, on
beş dakika süreyle soru-cevap işlemi yapılacaktır.
Sayın
Erdoğan
Sayın
Doğru, buyurun.
REŞAT
DOĞRU (Tokat) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Benim sorum
şudur: 2002 senesinde, milletvekili lojmanları kapatılarak, milletvekili
lojmanlarının olduğu yer TOKİye ve daha sonra başka
bir kuruluşa verildi. Buradan devletin ne kadar menfaati olmuştur?
Oradaki o inşaatları kimler yapmış? Onu öğrenmek
istiyorum.
İkincisi de
yine milletvekili lojmanlarının bir üstünde Devlet Mahallesi
vardır. Şu anda, Devlet Mahallesinde de devletin lojmanları
yıkılıyor ve oraya da yeni binalar yapılacak. Burası
kime verilmiştir veyahut da ne karşılığı
verilmiştir? Devletimizin ne tür menfaati olacaktır? Öğrenmek
istiyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Sayın
Şandır
Sayın Köse
Sayın
Öğüt
Sayın Özel
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan,
geçtiğimiz günlerde torba yasanın ilk maddeleri görüşülürken
Milliyetçi Hareket Partisinden ve partimizden çok değerli, deneyimli iki din
adamı bir konuya dikkat çektiler; Muğla Ulu Camideki Kuran kursunda
mihrabın önüne file gerilerek badminton oynatılan çocukların
görüntüsüydü. Buna iktidar partisinin milletvekilleri yerlerinden, sözcüleri de
sataşmadan dolayı söz alarak, bunun çocukları camiye
alıştırmak için yapılan bir iş olduğunu, son
derece normal bir şey olduğunu söyledi. Diyanet İşleri
Başkanı Sayın Mehmet Görmez ise dünkü açıklamasında
Benim gözümde müftülük sıfatını kaybetmiştir, bu sahneyi
izleyen kişiye müftü denemez. demektedir. Bu durumda siz Diyanet
İşleri Başkanının bu sıfatı sürdürmesini mi
düşünüyorsunuz, yoksa hocanın arkasında mı
duracaksınız?
Saygılar
sunuyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Erdoğan
MEHMET ERDOĞAN
(Muğla) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan,
Sayın Tarım Bakanı, kendileri bu kanun görüşülürken hiç
gelmediler ama bütün ziraat mühendisleri, 6 bin kadro için Bakanın söz
verdiğini ancak bu torba kanunda bununla ilgili bir hüküm
olmadığını belirtiyorlar. Ben bu 25 bin işsiz ziraat
mühendisinin dileğini Tarım Bakanına iletmenizi istirham
ediyorum.
Ayrıca, bu
kanunda, kadroları gasbedilen 4/Clilerle ilgili hiçbir hüküm yok. Mademki
bütün sözleşmelilerle, geçici personelle ilgili düzenleme
yapılıyor, 4/Clilerin dramına da muhakkak son verilmesi
lazım. Bu kanun bitmeden bunu çözmeyi düşünüyor musunuz?
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Moroğlu
MUSTAFA
MOROĞLU (İzmir) Sayın Bakan, Kiraz ilçemizin Emenler köyü
muhtarı Fedai Kök, 43 yaşında, üç gün önce, borçlarını
ödeyemediği için intihar etti.
Yine, Çeşme
ilçesinde, bir polisimiz, geride şöyle bir mesaj bırakarak, Polisin
de adalete, insan gibi yaşamaya ve insan gibi çalışmaya
hakkı olduğunun farkına varılması için bu son olsun.
diyerek, adliyenin önünde kafasına silahını dayayarak intihar
etti.
İntihar
vakaları çoğalarak artıyor. Bunun önlemi için ne
düşünüyorsunuz? Sadece bir köy muhtarının ve polisin değil,
cezaevlerinde de intiharlar artıyor, cezaevlerinde de hastalıklar
artıyor ve insanlarımız ölüyor. Bunu neye yoruyorsunuz? Bunun
cevabını merak ediyoruz.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın Öğüt
KADİR GÖKMEN
ÖĞÜT (İstanbul) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım.
Bu,
İstanbulda, Darülacezede kalan vatandaşlarımızın,
aylık 50 ila 60 lira arası, devlet tarafından verilen bir
ödeneği vardı. Bu paranın Maliye Bakanlığı
tarafından kesileceği ve bu
insanların rızasıyla yapıldığına dair imza
alındığı söyleniyor. Bu insanların da Darülacezede
kalamama korkusuyla bu imzayı verdiği söyleniyor. Bunun
gerçekliği nedir, onu öğrenmek istiyorum.
Bir de ayrıca
Cumhurbaşkanlığında kadrolarında çok ciddi kadrolaşma,
eski kadroların çıkartılıp yerine bazı bölgelerden
kadrolaşma yapıldığı söyleniyor. Bu konuda da bir
bilginiz var mı, onu öğrenmek istiyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Şimşek
CEMALETTİN ŞİMŞEK
(Samsun) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, gezi olayları
esnasında Başbakan Yardımcısı Bülent
Arınçın bir grup Gezi temsilcisiyle yaptığı
görüşmeden sonraki yaptığı açıklamada, Sayın
Arınç, Gezi olayları esnasında suç işleyenlerin
affedilmesini istediklerini, birtakım taleplerinin olduğunu,
bunların bazılarının anlaşılabilir olduğunu
ancak bunların bazılarının suç işlediğini, suç
işleyenlerin Türkiyede hukuk çerçevesinde değerlendirildiğini,
buranın bir kabile devleti olmadığını, hukuk devleti
olduğunu ifade etmiştir. Ancak sözde çözüm sürecinde
PKKlıların çekilmesi sırasında bunlardan suçlular yok
mudur? Bunu hukuk devletinin neresine koyuyorsunuz? Bunu nasıl izah
ediyorsunuz? Onun açıklanmasını istiyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Çam
MUSA ÇAM (İzmir) Sayın
Başkan, Türkiyenin değişik il ve ilçelerinde toplu konut
yapmaya devam ediyorsunuz. Bu bazı yerlerde ihtiyaç olarak devam ediyor
fakat bazı ilçelerde ve bazı bölgelerde de hiç ihtiyaç
olmamasına rağmen, inat ve ısrarla toplu konut projelerini sürdürmeye
çalışıyorsunuz.
İzmirin Çeşme ilçesinde toplu
konut projesine hiç ihtiyaç yokken Toplu Konut İdaresinin orada da toplu
konut yapacağım diye birtakım düşüncelerinin ve
projelerinin olduğunu
Bu ne noktadadır, bunu öğrenmek
istiyorum.
İkincisi de geçtiğimiz
günlerde Gümrük Kanununun içerisinde, torba kanunun içerisinde
Sivriadada
bir kültür merkezi ve amfiteatr yapılacak, bunun dışında
hiçbir imar uygulaması yapılmayacak. diye Komisyonda konuşuldu.
Fakat üçüncü köprünün temel atma töreninde
Sayın Başbakan oraya
butik otellerin ve bazı işletmelerin yapılacağını
düşünüyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı orayı
imara açtı mı, açmadı mı, öğrenmek istiyoruz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Demiröz
İLHAN DEMİRÖZ (Bursa)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Bakana sormak istiyorum:
Bursa Orhaneli Başköyde mermer ocaklarıyla ilgili mahkeme
kararına rağmen bir ÇED toplantısı yapıldı ancak
köylüler demokratik haklarını kullanarak bu toplantıyı
yaptırmadılar. Burayla ilgili ne düşünüyorsunuz? ÇEDle ilgili
devam edilecek mi? Aynı şekilde, yine Bursa Keles Kozağacı
vadisinde termik santralle ilgili olan ÇED toplantısı da
yapılamadı Sayın Bakan. Bu konudaki düşüncelerinizi
öğrenmek istiyorum, hem Başköy için hem Keles Kozağacı için.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Son soru, Sayın Köse
TUFAN KÖSE (Çorum) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan, Gezi Parkına
İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından açılacak iftar
çadırında yemeklerin kartla verileceği ve kartların da AKP
teşkilatlarında dağıtılacağı yönünde bir
söylenti var. Bu konunun aslı nedir, bunu öğrenmek istiyoruz.
Bir de bu palalı saldırganlar
da serbest bırakılmış adliye tarafından. Ethem
Sarısülükü öldüren polis de serbest
bırakılmıştı. Bununla ilgili Adalet
Bakanlığı bir çalışma yaptıracak mı, böyle
bir düşüncesi var mı? Çünkü, normalde bunlar infial yaratan olaylar.
Yine, sosyal medyada yorum yapan
polislerin soruşturmaya uğradığı yönünde bilgiler
geliyor. Bunun gerçeklik payı nedir?
Altı ayda 20 polisin intihar
ettiği söyleniyor. Bununla ilgili, Bakanlığın bir
araştırması, incelemesi var mıdır?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Bakan, buyurun.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK
BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon) Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, çok değerli
milletvekilleri; ilk soru Sayın Doğrudan geldi, daha önce Türkiye
Büyük Millet Meclisi üyelerine tahsis edilen lojmanların
değerlendirilmesi gayesiyle TOKİye tahsis edildiği ve
bunların hangi müteahhitler tarafından yapıldığı
sorusu. Efendim,
burası, öncelikle Maliye Bakanlığı tarafından
satılmak üzere
Önce, iş yeri, iş merkezi yapılmak üzere,
bir sene kadar Maliye Bakanlığı burayı satmayı denedi.
O satış süreci içerisinde, şu anda orada olan Panoraya ve özel
bir şahsa ait olan bir parsel Maliye Bakanlığına
satıldı, sonra kalan yaklaşık 150 bin metrekarelik
kısmı TOKİye devredildi. TOKİ tarafından da arsa
satışı karşılığı hasılat
paylaşımı modeliyle ihale edildi ve TOKİ oradan
yaklaşık 400 milyon TL gelir etti. TOKİnin
kısmını söylüyorum, diğer kısımları tam
olarak bilmiyorum, onları da yazılı olarak sizlere verebilirim.
Çok ciddi şekilde oradan devlete, hazineye, Maliyeye ve TOKİye bir
gelir temin edilmiştir. Yine aynı şekilde, devlet
lojmanları da yine hazine tarafından TOKİye devredildi. Bu
geçtiğimiz günlerde ihalesi yapıldı fakat ihaleyi alan
firmayı ben yazılı olarak size takdim edeyim; ihaleyi alan
firmayı bilmiyorum, yazılı olarak takdim edeceğim.
Sayın Özelin, Muğla Ulu Camide mihrabın
önünde file gerilerek çocuklar tarafından oyun
oynandığını, voleybol oynandığını ve
burada Sayın Diyanet İşleri Başkanının müftü
hakkında bir ifadesi olduğunu
Bunda da aynı şekilde
araştırma yapayım, araştırmadan sonra bilgi olarak
size takdim etmeye çalışayım.
Teşekkür ediyorum.
Sayın Erdoğanın ziraat mühendisleriyle
ilgili sorusu: Ziraat mühendislerinin kadro beklentisi hakkında, 4/Cyle
ilgili bir hüküm yok; doğrudur bu. Bunların bir kısmı bir
yıldan az süreli ve mevsimlik işlerde çalışanlar. Ama,
Tarım Bakanımız da gelecek, bugün burada olacak, ona da söylerim
ve yazılı olarak yine sizlere bu konuda bilgi takdim etmeye
çalışırım. Burada kadro verdiğimiz
arkadaşları biliyorsunuz, işte önergede 9 ve 10uncu maddelerde
geçti.
Yine, Sayın Moroğlu, Kiraz ilçesindeki bir köy
muhtarının intihar ettiğini, yine Çeşmede bir polisin
intihar ettiğini, intihar olaylarının
arttığını, cezaevlerinde de intiharların olduğunu
söyledi, bu konuda da bilgi istiyor. Yine, bunu da ancak araştırarak
takdim edebilirim. Bu konuda İçişleri Bakanımızdan ve
Adalet Bakanlığımızdan gerekli bilgileri almak suretiyle
takdim edeceğim.
Teşekkür ediyorum.
Sayın Öğütün, Darülacezede kalan
vatandaşların kendi rızasıyla imzalarının
alındığı, bunların da korkarak imza verdiği ve
bunların ödeneğinin kesileceği yolunda bir ifade
Bunu da tabii
ancak yazılı olarak, araştırmak suretiyle takdim
edebileceğimi ifade etmek istiyorum.
Cumhurbaşkanlığında
kadrolaşma olduğu bilmiyorum. Böyle bir iddia var, bu da yine
araştırılması gereken bir konu.
Cumhurbaşkanının, biliyorsunuz, atamayla ilgili yetkileri
değişiktir, istisnai kadroları var ama onlarla ilgili de
sayısal rakamları araştırıp sizlere takdim edebilirim.
Sayın
Çamın sorusu: İzmir Çeşmede toplu konut ihtiyacı yok,
burada toplu konut yapıyorsunuz. Yine Sivriada imara açılıyor.
şeklinde bir ifade var. Efendim, Çeşmedeki toplu konutlar,
mahallinden toplanan, ön peşinat alınmak suretiyle toplanan talep
doğrultusunda yapılmaktadır. Orada bir talep örgütlenmesi
oluyor, bir peşinat yatırıyorlar; orada talep olursa
yapılıyor, yoksa yapılmıyor.
Sivriadanın
da imara açıldığı noktasında, imarla ilgili bizim
çalışmamız oldu fakat neticesinin ne olduğunu bilmiyorum.
Onu da müsaade ederseniz yazılı olarak size takdim edeyim.
Sayın
Demirözün Bursa Orhaneli Başköyde ÇEDle ilgili toplantıyı
köylüler yaptırmadı. Yine, aynı şekilde bir toplantı
daha var, onu da yaptırmadılar. şeklinde
Biz zaten niye
toplantıları yapıyoruz? ÇED süreci sadece bir izin değil,
bir denetim sürecidir ve yapılacak işin daha sonraki
komplikasyonlarının neler olduğunun da
araştırılması sürecidir. Eğer köylüler böyle bir
toplantı yapıp da bunu engelliyorlarsa biz de o işi
yapmıyoruz zaten. Hem vatandaşın oradaki
duyarlılığı ve tepkilerini alıyoruz hem de yasal
prosedür içerisinde, işin mahiyeti nedir, onu araştırarak bu
süreci yürütüyoruz. Bu bakımdan, vatandaşlarımızın,
köylülerimizin, insanlarımızın taleplerini dikkate
alıyoruz, hassasiyetlerini dikkate alıyoruz, o doğrultuda
yürüyoruz. Bunu da mutlaka dikkate alırız. Ben köylülere de
duyarlılıkları için teşekkür ediyorum.
Efendim, Sayın
Kösenin Gezi Parkında iftar çadırında yemeklerin kartla
dağıtılacağı konusunda bir sorusu var. Böyle bir
şey söz konusu değil arkadaşlar, böyle bir şeyi biz
yapmayız. Adalet ve Kalkınma Partisi veyahut da İstanbul
Büyükşehir Belediyesi böyle bir şeyi bugüne kadar yapmadı,
bundan sonra da böyle bir şey yapmaz. Ramazanda yemek vereceksiniz, orada
kartları
Böyle bir şey mümkün değil arkadaşlar, mümkün
değil böyle bir şey. Bunu tenzih ederim. Bunu siz de lütfen
araştırın, biz de araştıralım. Böyle bir şey
olursa hepimiz bunun en şiddetli şekilde karşısında
dururuz ve bunu kınarız ama böyle bir şeyin olması
kesinlikle mümkün değildir diye ifade etmek istiyorum.
Orada palalı
kişilerin serbest bırakıldığı yolunda bir ifade
var. Bunu bilmiyorum ben, bırakıldığını.
Yine, polislerle
ilgili, intiharla ilgili burada bir soru var. Onlar da yine
araştırılarak cevap verilmesi gereken hususlardır.
Ben soru soran tüm
milletvekili arkadaşlarıma çok çok teşekkür ediyorum. Tekrar
saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Evet,
teşekkür ediyorum.
Dördüncü bölüm
üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Şimdi,
dördüncü bölümde yer alan maddeleri, varsa o madde üzerinde önerge
işlemlerini yaptıktan sonra ayrı ayrı oylarınıza
sunacağım.
Şimdi, 73üncü
maddenin (a) bendinin (1) numaralı alt bendi üzerinde iki adet önerge
vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Niğde Milletvekili Alpaslan
Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100
Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet
Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (2/1613, 1/778) nın 73 üncü
maddesinin (a) bendinin (1) nolu alt bendinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Kalaycı Erkan Akçay Mehmet Şandır
Konya Manisa Mersin
Alim Işık Enver Erdem Hasan Hüseyin Türkoğlu
Kütahya Elâzığ Osmaniye
Mehmet Günal Reşat Doğru
Antalya Tokat
"1) 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin
Ek 10 uncu maddesinin birinci fıkrasında geçen
"Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği, Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığı İdari
Teşkilatı" ibaresi "Cumhurbaşkanlığı
Genel Sekreterliği ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı İdari Teşkilatı"
şeklinde değiştirilmiştir."
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve
Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporlarının 73/a-1. Maddesinin tasarıdan
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Kazım Kurt Sinan Aydın Aygün Hülya Güven
Eskişehir Ankara İzmir
Levent Gök Bülent
Kuşoğlu Kadir Gökmen
Öğüt
Ankara Ankara İstanbul
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ABDULLAH NEJAT KOÇER (Gaziantep)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ÇEVRE VE
ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Bülent Kuşoğlu.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Bülent Kuşoğlu, Ankara Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
BÜLENT
KUŞOĞLU (Ankara) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; herkesi saygıyla selamlıyorum.
73üncü maddeye
bağlı (a) bendinin (1) no.lu alt bendi üzerinde konuşmak üzere
söz aldım verdiğimiz önergeyle ilgili olarak.
Bu madde, bu bent,
375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile ilgili ama ondan önce, biraz
önce -ara verilmeden önce- Ankara Milletvekilimiz Sayın Özcan Yeniçerinin
bir konuşması vardı bu Orta Doğudaki olaylarla ilgili,
Mısırdaki olaylarla ilgili; bunların siyasal İslamla
ilgili olduğu, İslam toplumlarıyla ilgili olduğu, bu
şekilde bakılması gerektiğiyle ilgili bir düşüncesi
vardı. Ben de ona katılıyorum. Hakikaten Türkiye Büyük Millet
Meclisinde bu konuyla ilgili bir komisyon kurulup böyle bir çalışma
yapılması da gerekir. Başkalarının bu konularla ilgili
çalışmalar yaptığı, dizaynlar yaptığı
bir dönemde Türkiye Büyük Millet Meclisinin de bu konuyla ilgili bir çalışma
yapması gerekir diye düşünüyorum.
Değerli
arkadaşlarım, bu 73üncü madde 1 madde olarak Komisyondan buraya
geldi, kaç madde olarak burada inceliyoruz biliyor musunuz? Tam 53 madde olarak
ele alıyoruz, 53 madde olarak. Bentleri ve alt bentleri var. 53 madde
olarak ele alıyoruz burada, iki bölüm hâlinde inceleyeceğiz.
Bu şekilde
zaten ayırmasaydık, hukukçular bilir, bu şekilde ilgili
kanunlarına monte edilmesi de mümkün değildi, ilgili
kanunlarında yer alması da mümkün değildi. Onun için bölünmesi
gerekiyordu ama Komisyondan da bu şekilde gelmemesi, bölünmesi
gerekiyordu, teklif olarak da böyle olmaması gerekiyordu bunun.
Değerli
arkadaşlarım, geçen yıl 666 sayılı Kanun Hükmünde
Kararname çıktı. Geçen yıl derken, bu 2011in sonunda Bakanlar
Kurulunun aldığı yetkiyle çıktı. Şimdi, orada
bazı değişiklikler yapıldı. 666 sayılı Kanun
Hükmünde Kararname 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede
değişiklikler yaptı ve bizim personel rejimimizi değiştirdi.
Bizim 657 sayılı Kanunumuz var 1960larda çıkan, bu 375 sayılı
Kanun Hükmünde Kararname şöyle
Bu da çok uzun bir kanun hükmünde
kararnamedir, bu da 1989da çıkmıştır; personel rejimini
düzenler, çok ayrıntılı olarak düzenler. Geçen yıl
çıkan 666 sayılı Kararname de bunda değişiklikler
yaptı.
Şimdi, burada
öneri şu, dikkatinizi çekerim: Cumhurbaşkanlığı Genel
Sekreterliği, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı
İdari Teşkilatı ibaresinin
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği ve Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığı ibaresi şekline getirilmesi
amaçlanıyor. Sadece virgülü kaldırıyor, ve yapıyor
buradaki değişiklik.
Şimdi, hani
biz de zaman zaman gerekçe okutuyoruz; sıkılıyorsunuz, Ne saçma
iş yapıyoruz. diyorsunuz ya haklı olarak. Ama bu da öyle bir
gerekçe. Bakın, sadece virgülü kaldırıyoruz, ve yapıyoruz.
Aslında, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş vaziyette bu
hüküm ama Anayasa Mahkemesi henüz gerekçeyi yayımlamadı. Biz kanuna
karşı hile yapıyoruz, bunu tümüyle değiştirmiyoruz.
Aslında, kanun hükmünde kararname yetkisi Türkiye Büyük Millet Meclisini
ve Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğini
kapsamıyordu. Bununla ilgili baştan aşağı bir
düzenleme yapılması gerekiyor ama biz, kanuna karşı hile
yapıp virgülü kaldırıyor, ve koyuyoruz, bu şekilde değişiklik yapmış oluyoruz
ama önümüzdeki günlerde, bu iş daha da karıştığı
için, yine, bir daha önümüze gelecek, bir daha uğraşacağız,
bir daha sıkıntıya girecek konu. Hâlbuki, bu kadar
sıkılıyorsak, bu kadar uğraşıyorsak günlerdir
bununla uğraşıyoruz, birbirimizle maddeler dolayısıyla
uğraşıyoruz- doğru dürüst bir değişiklik
yapmamız lazım, daha köklü bir değişiklik yapmamız
lazım ve gerektiği gibi bir değişiklik yapıp bu konuyu
halletmemiz gerekirdi. Bunu yapmıyoruz, gereksiz şekilde, saçma sapan
bir şekilde mevcut sistemi de, personel rejimini de altından
kalkılmaz hâle getiriyoruz. Bu 73üncü madde tümüyle bunlarla ilgili,
içinde de bir yığın saçmalıklar var, hep beraber
göreceğiz.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Karar yeter sayısı
BAŞKAN Karar yeter
sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar
yeter sayısı yoktur.
Birleşime beş dakika ara
veriyorum.
Kapanma
Saati: 19.54
DOKUZUNCU OTURUM
Açılma Saati: 20.03
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER:
Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
----- 0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 133üncü
Birleşiminin Dokuzuncu Oturumunu açıyorum.
73üncü maddenin
(a) bendinin (1) numaralı alt bendi üzerinde Ankara Milletvekili Bülent
Kuşoğlu ve arkadaşlarının vermiş olduğu
önergenin oylanmasında karar yeter sayısı
bulunamamıştı.
Şimdi,
önergeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısı arayacağım: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar
yeter sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.
478 sıra
sayılı Kanun Teklifinin görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet
yerinde.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Niğde Milletvekili Alpaslan
Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100
Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet
Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (2/1613, 1/778) nın 73 üncü
maddesinin (a) bendinin (1) nolu alt bendinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Şandır (Mersin) ve arkadaşları
"1) 375
sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek 10 uncu maddesinin birinci
fıkrasında geçen "Cumhurbaşkanlığı Genel
Sekreterliği, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı
İdari Teşkilatı" ibaresi
"Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği ve Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığı İdari
Teşkilatı" şeklinde değiştirilmiştir."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ABDULLAH NEJAT KOÇER (Gaziantep)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ÇEVRE VE
ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Reşat Doğru, Tokat Milletvekili. (MHP
sıralarından alkışlar)
REŞAT DOĞRU (Tokat) Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
478 sıra sayılı Kanun Teklifinin 73üncü
maddesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi olarak vermiş olduğumuz
önergeyle ilgili söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Tabii, bu maddeyle Cumhurbaşkanlığı
Genel Sekreterliği çalışanları da kapsam içerisine
alınıyor. Yani 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname yeniden
bir düzenleme içerisine giriyor.
Türkiye Büyük Millet Meclisinde kanun hükmünde kararname
yanlışları maalesef devam ediyor sayın milletvekilleri.
Geçmiş dönemlerde, özellikle bizler, muhalefet olarak müteaddit defalar
Kanunlar Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülsün, ondan sonra
çıkarılsın. dediğimiz zaman, bunlar maalesef bir kabul
görmedi. Akabinde de çıkarılmış olan kanun hükmünde
kararnamelerin birçoğu çeşitli defalar, işte, torba kanunlarla
veya diğer birtakım getirilen kanunların içerisine konularak
değiştirilmeye çalışılıyor, şu anda
yapılan da budur. Yani kamu personel rejimi her geçen gün
değiştirilerek bir şekilde getiriliyor.
Hâlbuki, biliyoruz ki Devlet Personel
Başkanlığında çok değerli uzman arkadaşlar var.
Yani burada o Devlet Personeldeki uzman arkadaşların bir araya
getirilerek hepsinin, bütün, ne kadar kamuda çalışan insan varsa
bunların hepsinin bir araya getirilip, onların, belirli bir torba
şeklinde değil de hakiki bir düzenleme içerisinde getirilmiş
olması ve sorunlarının çözülmüş olması herhâlde daha
doğru olabilirdi. Ancak, maalesef, Adalet ve Kalkınma Partisi
iktidarı, tek başına iktidar olmuş olmasına
rağmen, sorunların hepsini pansuman tedbirler içerisinde çözmeye
çalışmakta ve akabinde de yeniden çeşitli
değiştirmeler içerisine girmektedir.
Bakınız, kamuda sağlıklı ve
tutarlı bir personel rejimi maalesef bu zamana kadar
uygulanmamıştır. Personel rejimi nesnellikten
uzaklaştırılmış, istihdam rejimi bozulmuştur. 657
sayılı Kanun geçici işlerin ifası için istisnai hâllere
münhasır olmak üzere sözleşmeli ve geçici personel
istihdamını mümkün kılmıştır. AK PARTİ
döneminde bu istisnai uygulamalar asıl istihdam şeklinin, maalesef,
önüne geçmiştir.
Saygıdeğer milletvekilleri, burası çok
önemlidir: Bakınız, çocuklarımız aylarca, günlerce
çalışıyorlar, kurslara gidiyorlar, okullarını
bitirmişler ve bunlar İşe gireceğiz, memur
olacağız. şeklinde bir heves içerisinde
çalışmalarına devam ediyorlar; aileler de aynı şekilde
ama ne yapıyoruz? 4/B ve 4/C şeklinde, bilhassa 4/C değil de 4/B
şeklinde bunları istihdam ediyoruz. Akabinde de yakın bir
zamanda -zaten her iki yılda bir seçim oluyor- seçim öncesinde, seçime
münhasır olmak üzere, bunları kadrolara alıyoruz. Tabii, burada
şimdi adaletsizlik meydana gelmiyor mu? Burada çok büyük bir
haksızlık meydana geliyor. Yani işte, çalışan
çocukların hakları, çok yüksek puan almış olmalarına
rağmen, maalesef bir kenara bırakılıyor ve onlar 4/B
kapsamı içerisine alınıyor ve akabinde de tek tek kadroya
geçiriliyor. Hâlbuki şu anda, ülkemizde bu yönlü olarak çok büyük
sıkıntılar içerisinde olan insanlar da var. Gerçi, ben 4/B
kadrosuna geçen insanlara bir şey demiyorum. 4/Blilere şimdi,
şu an itibarıyla, bu kanun içerisinde kadro verildi. Doğru bir
kanundur, verilmesi gerekebilir ama şu anda, atanamayan öğretmen
çocuklarımız var, yine okullarını bitirmiş bir sürü
insanımız var. Bu çocuklarımız acaba ne yapıyorlar? Bu
çocukların bir kısmı gidiyor garsonluk yapıyor, bir
kısmı gidiyor başka işler yapmaya çalışıyor,
büyük bir kısmı da psikolojik bunalım içerisinde. Tabii sadece
bunlar mı? Hayır, değil. Yani şu anda 4/C kapsamı
içerisinde bulunan insanlarımız var. 4/C kapsamındaki insanlar
da kadro verilmesini bekliyorlar veyahut da diğer işte,
sözleşmeli olarak çalışanlar, bu kapsam içerisine girmeye
çalışıyorlar.
Bakınız,
şu anda, torba kanun görüşülürken hepimize, bütün milletvekillerinin
hepsine müteaddit yerden, devamlı olarak telefonlar geliyor: Bu kanunun
içerisine nasıl girebiliriz? Bizleri nasıl alabilirsiniz? Bununla
ilgili önerge verildi mi? diye bir söylem içerisindeler. Dün de yine,
kapıda, vekil imamlar gelmiş, hepsi orada bekliyorlardı.
Yani, sonuçta
şurası bir gerçektir ki burada büyük bir adaletsizlik
yapılıyor. 4/C kapsamındaki TEKEL işçileri
Bakınız,
bu insanlara Biz sizlere iş verdik, on bir ay
çalıştınız. deniyor. Saygıdeğer milletvekilleri,
zaten bu insanlar, TEKEL işçileri kadrolu değil miydi daha önceki
zamanlarda? Bunlar, özelleştirme kapsamı içerisinde işte, bir
kenara konuldular ve almış oldukları maaşın çok
altında maaşlarla hayatlarını devam ettirmeye
çalışıyorlar ve büyük bir kısmı da emekliliği
bekliyor. Öyleyse burada bir yanlışlık vardır ama o
yanlışlık maalesef yine, pansuman tedbirlerle
geçiştirilmeye çalışılıyor. Sadece onlar mı?
Hayır, değil. Şu anda, ülkemizde, birçok kesimde çok ciddi
manada psikolojik sıkıntılar vardır. Bakınız, son
on yılda, çok büyük sayıda, neredeyse -25 bin nüfuslu bir
kasabayı düşünün- 25 bin nüfuslu bir kasaba intihar etti, yok oldu.
Yani, şu anda, saygıdeğer milletvekilleri, 25 bin kişi
intihar etmiştir, biliyor musunuz? Bunun içerisinde polis memurları
vardır, bunun içerisinde askerlerimiz vardır, bunun içerisinde
işsiz gençlerimiz vardır, bunun içerisinde işte, ekmeğini
almak için yıllarca okumuş, mücadele etmiş fakat bir türlü
ekmeğini bulamamış insanlar vardır ve bunların
yaşları da 15 ila 34 arasındadır. Yani, bir adaletsizlik ve
haksızlık yapılıyorsa bu haksızlığın da
mutlaka düzeltilmesi gerekir ama bakıyoruz ki düzeltilme değil, yine
pansuman tedbirlerle geçiştirilmeye çalışılıyor.
Önergemizin
kabulünü bekliyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
73üncü maddenin
(a) bendi 2 numaralı alt bendinde iki adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Niğde Milletvekili Alpaslan
Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100
Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet
Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (2/1613, 1/778) nın 73 üncü
maddesinin (a) bendinin (2) nolu alt bendinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Kalaycı Erkan
Akçay Mehmet
Şandır Mehmet Günal
Konya Manisa Mersin
Antalya
Alim Işık Hasan Hüseyin Türkoğlu Enver Erdem
Kütahya Osmaniye
Elâzığ
"2) 375
sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek 11 inci maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendinde yer alan
"Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği ve Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığı İdari
Teşkilatı" ibaresi "Cumhurbaşkanlığı
Genel Sekreterliği ile Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı İdari Teşkilatı"
şeklinde, aynı bentte yer alan "aşılmamak suretiyle
ilgisine göre Cumhurbaşkanlığı Genel
Sekreterliği" ibaresi "aşılmayacak şekilde
ilgisine göre Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği"
şeklinde ve anılan maddenin birinci fıkrasının (c),
(ç) ve (d) bentleri ile ikinci fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"c) Türk
Akreditasyon Kurumu Genel Sekreterliği, Ulusal Bor Araştırma
Enstitüsü Başkanlığı, Küçük ve Orta Ölçekli
İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi
Başkanlığı, Türk Standartları Enstitüsü
Başkanlığı, kalkınma ajansları ve Mesleki
Yeterlilik Kurumu kadro ve pozisyonlarına ilk defa veya yeniden atanan
genel müdür, genel sekreter, genel müdür yardımcısı ve genel
sekreter yardımcısı unvanlı personel ile uzman unvanlı
meslek personeline, ilgili mevzuatı uyarınca ödenen her türlü
maaş, aylık, ücret, ek ücret, prim, zam, tazminat, ikramiye, fazla
çalışma ücreti, kâr payı ve her ne ad altında olursa olsun
yapılan diğer ödemeler ile sosyal hak ve yardımlar kapsamında
yapılan bütün ayni ve nakdî ödemelerin bir aylık toplam net
tutarı; genel müdür ve genel sekreterler için bakanlık genel müdürü,
genel müdür yardımcısı ve genel sekreter
yardımcıları için bakanlık genel müdür
yardımcısı, uzman unvanlı meslek personeli için
Başbakanlık uzmanlarına mevzuatında kadrosuna bağlı
olarak malî haklar ile sosyal hak ve yardımlar kapsamında
yapılması öngörülen ödemelerin bir aylık toplam net
tutarını geçemez.
ç) (b) ve (c)
bentlerinde yer alan idarelerde istihdam edilen personelden anılan
bentlerde emsali belirlenmemiş olan personele, ilgili mevzuatı
uyarınca ödenen her türlü maaş, aylık, ücret, ek ücret, prim,
zam, tazminat, ikramiye, fazla çalışma ücreti, kâr payı ve her
ne ad altında olursa olsun yapılan diğer ödemeler ile sosyal hak
ve yardımlar kapsamında yapılan bütün ayni ve nakdî ödemelerin
bir aylık toplam net tutarı, ilgili kurumun önerisi Devlet Personel
Başkanlığının görüşü ve Maliye
Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca
belirlenecek emsali Devlet memuruna ilgili mevzuatında kadrosuna
bağlı olarak malî haklar ile sosyal hak ve yardımlar
kapsamında yapılması öngörülen ödemelerin bir aylık toplam
net tutarını geçemez. Emsal alınacak memur
unvanlarının tespitinde, kadro veya pozisyon unvanları ile ifa
ettikleri görevler itibarıyla 657 sayılı Kanuna göre girebilecekleri
sınıflardaki aynı veya benzer görevlerin aynı veya benzer
kadro, unvan veya derecesi dikkate alınır.
d) Millî Güvenlik
Kurulu Genel Sekreterliği kadro ve pozisyonlarına ilk defa veya
yeniden atanacak personelin zam ve tazminatları hakkında 657
sayılı Kanunun 152 nci maddesi uyarınca yürürlüğe konulan
Bakanlar Kurulu kararı hükümleri uygulanır.
Diğer
mevzuatın bu maddeye aykırı hükümleri uygulanmaz."
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve
Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporlarının 73/a-2 maddesinin tasarıdan
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Kazım Kurt Özgür Özel Mustafa Moroğlu
Eskişehir Manisa İzmir
Sinan
Aydın Aygün Kadir
Gökmen Öğüt Turgut
Dibek
Ankara İstanbul Kırklareli
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ABDULLAH NEJAT KOÇER (Gaziantep)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK
BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon) Katılamıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Turgut Dibek, Kırklareli Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
TURGUT DİBEK
(Kırklareli) Teşekkür ederim Başkanım.
Değerli
arkadaşlar, 73üncü maddenin (a) bendinin (2) no.lu alt bendiyle ilgili
olarak verdiğimiz önerge üzerine söz aldım. Sizleri
saygılarımla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, az önce, yemek arasında hep beraber haberleri izleme
fırsatı da bulduk. Zannediyorum, sizler de o görüntüleri
izlemişsinizdir. Konuşuldu ama ben de biraz irdelemek istiyorum.
Şu, dün
akşam, tüm Türkiyede olduğu gibi -Meclisteydik- burada bizleri de
aslında bir infiale sürükleyen, burada ciddi anlamda sorun yaratan o
görüntüler yani elinde pala olan veya işte benzer, satır, neyse, olan
insanların
Polislerin aslında bir anlamda gözleri önünde çünkü
orada, görüntülerde polisleri de görüyoruz, müdahale etmiyorlar, bekliyorlar,
sakin bir şekilde Ne oluyor? diyorlar. İşte, aslında,
Türkiyenin geldiği bu noktayı biraz sizlerle bu süre içerisinde
irdelemek istiyorum. Ve adalet kavramını da bence aslında,
burada masaya yatırmamız lazım.
Değerli
arkadaşlar, adalet, Türkiyede bugün gelinen noktada, sizin yani iktidar
partisinin ismi hâline gelmiş bir kavram olarak duruyor. Yani, adalet, tüm
devleti, tüm ülkeleri, herkesi kapsayan ve ne kadar önemli olduğunu burada
anlatmaya gerek yok yani bir adalet olgusu nasıl ki insanlar için hava,
su, yemek kadar önemliyse, devletlerin düzeni, toplumların
barışı, huzuru için de o denli önemli olan bir kavram ama ne
hâle geldi, ona bakalım.
Şimdi, bu
kişiler mahkeme tarafından serbest bırakılmış
yani tutuksuz yargılanmak üzere bırakılmışlar. Gerekçesini
bilmiyorum yani baktım, henüz bir gerekçe görmedik, mutlaka bir gerekçesi
vardır mahkemenin ama görüntüleri hep beraber izledik. Bakın, hukukçu
olan arkadaşlarımız bilirler. Gerçekten, bu olay Türkiyede
konuşuluyor şu anda, toplumda infial yaratmıştır,
korku yaratmıştır, heyecan yaratmıştır. Bazı
insanlar o görüntüleri gözlerini kapatarak izlemişlerdir. Hele hele bir
tanesi bir kadına
Sayın Başbakanın zaman zaman,
kadınlarla ilgili olarak düşüncelerini, bu gösterilerle ilgili olarak
bugün, yine yurt dışına sinevizyonla
bağlantısında görüntüler verdi- açıklamalarını
dinliyoruz ama o kadının sırtına elinde pala olan
kişinin tekmesini de gördük. Bakın, o insanların adalet
karşısında bugün serbest kalmasını, parti grubunuzdan
bazı arkadaşların ki Sayın Günayın da -o da
hukukçudur- sosyal medyadaki açıklamasını gördüm, diyor ki:
Sonuçları hukuk ve toplum için yeterince düşünülmemiş vahim bir
karardır.
Niye tahliye
edilmiştir, niçin tutuklanmamıştır, niçin tahliye
edilmiştir bu kişiler? İşte, Türkiye'nin bence bugün
geldiği nokta budur değerli arkadaşlar. Üniversite
öğrencileri herhangi bir bakanı, Başbakanı -fark etmiyor-
protesto için, işte, pankart açıyorlar, aynı hâkimler tutukluyorlar.
Üniversite öğrencileri parasız eğitim istiyorlar, terör örgütü
üyesi sıfatıyla tutuklanıyorlar ve cezaevindeler. Aynı
hâkimler, bu eylemlere destek veren birtakım kişileri -polis
gözaltına aldı, Ankarada da var, İstanbulda da var-
tutukladılar.
Bakın,
Anayasanın 34üncü maddesi var -her birimiz biliyoruz- yani toplantı
ve gösteri yürüyüşleriyle ilgili kısmı düzenliyor. Ne diyor?
İşte Herkes, önceden izin almaksızın, silahsız ve
saldırısız toplantı ve gösteri hakkına sahiptir. Vatandaşlar
bu maddeye güveniyorlar, Anayasal hakkımız. diyorlar -insanlar,
öğrenciler- işte destek veriyorlar, ellerinde satır yok,
efendim, işte pala yok birtakım, polise karşı mukavemet
eden gruplar var, taş atanlar, o ayrı mesele- ama tutuklular. O
insanların evlerinde arama yapıldı -basına da
yansımıştı- birtakım kitaplar toplandı
değerli arkadaşlar. Ankara Üniversitesi İletişim
Fakültesinde Yardımcı Doçent Funda Hanımın tüm
iletişim fakültelerinde okutulan kitapları suç unsuru olarak
toplatıldı ve tutuklular. Bakın, aynı hâkimler, Ethem
Sarısülükü vuran polis memurunu tutuksuz yargılanmak üzere
Meşru müdafaa olabilir. diye tahliye etti, aynı hâkimler, 4 tane,
işte bu, elinde palası veya işte benzer şeyleri olan
kişileri tahliye etti.
Adaletle ilgili
olarak, Hazreti Ömerden başlarsak değerli arkadaşlar, ne sözler
var, değil mi? Yani girersiniz, bakarsınız ama adaletin, bugün
geldiği noktada partinizin ismiyle anılması, parti üyelerinizin
ya da sizlerin desteklediği, partinizin düşüncesini destekleyen
insanlar için bir imtiyaz hâline gelen bir kavram olarak Türkiyede
durması ve insanlar tarafından böyle hissedilmesi, bence hepimizin
oturup düşünmesi gereken bir konudur.
Yasama organıyız, dün akşam,
burada, milletvekilleri neredeyse birbirlerine saldırdılar, o olay
nedeniyle saldırdılar. Türkiyede de bu infial vardı.
Değerli
arkadaşlar, hâkimler bu kararları
niye veriyor, niçin veriyor, onun irdelemesini yapmaya zaman yok ama
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
TURGUT DİBEK
(Devamla)
bu kararı veren hâkim ya militanca düşünüyordur ya da
korkuyordur. Değerli arkadaşlar, hukuk o insanları tahliye
etmeyi hiçbir şekilde gerektirmiyor. Mutlaka o insanların
tutuklanması gerekiyordu. Niye bu noktaya geldik, hep beraber
düşünelim. Birçok yasa çıkardık burada.
BAŞKAN Evet,
teşekkür ediyorum.
TURGUT DİBEK
(Devamla) Bitiriyorum Sayın Başkan.
Hatta Meclis
Başkanı dâhil, sizler dâhil, bizler dâhil Yargının içinden
bu yasaların mesajı alınmalıdır ve hâkimler bu
yasaları uygulamalıdır. dedik ama hâlâ uygulanmıyor. Niye
uygulanmıyor, hata nerede, yanlış nerede, hep beraber
düşünelim.
Teşekkür
ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Yargıya müdahale mi edelim?
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Niğde Milletvekili Alpaslan
Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100
Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet
Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (2/1613, 1/778) nın 73 üncü
maddesinin (a) bendinin (2) nolu alt bendinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Kalaycı (Konya) ve arkadaşları
"2) 375
sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek 11 inci maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendinde yer alan
"Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği ve Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığı İdari Teşkilatı"
ibaresi "Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği ile
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı İdari
Teşkilatı" şeklinde, aynı bentte yer alan
"aşılmamak suretiyle ilgisine göre
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği" ibaresi
"aşılmayacak şekilde ilgisine göre
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği"
şeklinde ve anılan maddenin birinci fıkrasının (c),
(ç) ve (d) bentleri ile ikinci fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"c) Türk
Akreditasyon Kurumu Genel Sekreterliği, Ulusal Bor Araştırma
Enstitüsü Başkanlığı, Küçük ve Orta Ölçekli
İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi
Başkanlığı, Türk Standartları Enstitüsü
Başkanlığı, kalkınma ajansları ve Mesleki
Yeterlilik Kurumu kadro ve pozisyonlarına ilk defa veya yeniden atanan
genel müdür, genel sekreter, genel müdür yardımcısı ve genel
sekreter yardımcısı unvanlı personel ile uzman unvanlı
meslek personeline, ilgili mevzuatı uyarınca ödenen her türlü
maaş, aylık, ücret, ek ücret, prim, zam, tazminat, ikramiye, fazla
çalışma ücreti, kâr payı ve her ne ad altında olursa olsun
yapılan diğer ödemeler ile sosyal hak ve yardımlar
kapsamında yapılan bütün ayni ve nakdî ödemelerin bir aylık
toplam net tutarı; genel müdür ve genel sekreterler için bakanlık
genel müdürü, genel müdür yardımcısı ve genel sekreter
yardımcıları için bakanlık genel müdür
yardımcısı, uzman unvanlı meslek personeli için Başbakanlık
uzmanlarına mevzuatında kadrosuna bağlı olarak malî haklar
ile sosyal hak ve yardımlar kapsamında yapılması öngörülen
ödemelerin bir aylık toplam net tutarını geçemez.
ç) (b) ve (c)
bentlerinde yer alan idarelerde istihdam edilen personelden anılan
bentlerde emsali belirlenmemiş olan personele, ilgili mevzuatı
uyarınca ödenen her türlü maaş, aylık, ücret, ek ücret, prim,
zam, tazminat, ikramiye, fazla çalışma ücreti, kâr payı ve her
ne ad altında olursa olsun yapılan diğer ödemeler ile sosyal hak
ve yardımlar kapsamında yapılan bütün ayni ve nakdî ödemelerin
bir aylık toplam net tutarı, ilgili kurumun önerisi Devlet Personel
Başkanlığının görüşü ve Maliye
Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca
belirlenecek emsali Devlet memuruna ilgili mevzuatında kadrosuna
bağlı olarak malî haklar ile sosyal hak ve yardımlar
kapsamında yapılması öngörülen ödemelerin bir aylık toplam
net tutarını geçemez. Emsal alınacak memur
unvanlarının tespitinde, kadro veya pozisyon unvanları ile ifa
ettikleri görevler itibarıyla 657 sayılı Kanuna göre
girebilecekleri sınıflardaki aynı veya benzer görevlerin
aynı veya benzer kadro, unvan veya derecesi dikkate alınır.
d) Millî Güvenlik
Kurulu Genel Sekreterliği kadro ve pozisyonlarına ilk defa veya
yeniden atanacak personelin zam ve tazminatları hakkında 657
sayılı Kanunun 152 nci maddesi uyarınca yürürlüğe konulan
Bakanlar Kurulu karan hükümleri uygulanır.
Diğer
mevzuatın bu maddeye aykırı hükümleri uygulanmaz.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ ABDULLAH NEJAT KOÇER (Gaziantep) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ÇEVRE VE
ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Emin Haluk Ayhan, Denizli Milletvekili. (MHP
sıralarından alkışlar)
EMİN HALUK
AYHAN (Denizli) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun
teklifinin 73üncü maddesinin (a) bendinin (2) numaralı alt bendi
üzerindeki önergemiz üzerine söz aldım. Yüce heyeti bu vesileyle
saygıyla selamlıyorum. Önergemizin kabulü için desteğinizi talep
ediyoruz.
Özellikle ifade
etmek istediğim bir husus; teklifin bu bölümü AKPnin
yaptığı veya sebep olduğu defolu işlerin tamirine
yönelik. Teklifin bu bölümünün bir kısmı Anayasa Mahkemesinden dönen
işler, diğer kısmı hukuku çiğneyerek
yaptığınız işler, bir diğer kısmı
yandaş yargının bile günahınıza ortak olmadığı
işler. Konuştuğumuz olay, Türk Akreditasyon Kurumu, Ulusal Bor
Araştırma Enstitüsü, KOSGEB, Türk Standartları Enstitüsü,
Cumhurbaşkanlığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Millî
Güvenlik Kurulu ile ilgili günahlarınız. Bu üç kurumun
düzenlemelerini bile yanlış yapıyorsunuz. Kalkınma Ajansları,
Mesleki Yeterlilik Kurumu kadro ve pozisyonlarıyla da ilgili.
Devlet Personel
Başkanlığının görüşünü istiyorsunuz fakat Devlet
Personel Başkanlığı bu işi koordine eden ciddi bir
müessese iken bu kurumun olumlu görüşünü istemiyorsunuz. O zaman,
görüş almasanız da olur. Ne gereği var? Böyle bir kurum olmasa
da olur, böyle bir kuruma da gerek yok. Neden Devlet Personel
Başkanlığının olumlu görüşünü almaktan imtina
ediyorsunuz? Netice olarak orası da bir bakanlığa
bağlı ve o bakanlık da bu koordinasyonu
sağladığı zaman, ilgili bakanın da bu işi ne
yapması lazım? Götürmesi lazım. O kurumu, bu konuda uzman, bu
konuda gerçekten iyi iş yapan ve hukuken de bu işle görevli bir
kurumu dikkate almayacaksanız buraya niye yazıyorsunuz, bunun ne
anlamı var, niye bunu yapıyoruz o zaman? Dolayısıyla,
yapılan işte çok büyük sıkıntı var. Yandaş
memur, vücut dilinden anlayan memur
Hâl böyle olunca
sıkıntınız bitmiyor, bitmez de. Yani Toplumun yüzde 50si
bizi destekliyor. diyorsunuz, alacağınız memuru elinizle
seçmezseniz o zaman, yüzde 50si de başka yerden çıkacak. O zaman,
yandaş memur olmayacak, yandaş memur olmayınca sizin vücut
dilinizden anlayan memur olmayacak. Ne olacak? Sıkıntı olacak.
Ayrıca, burada
personelle ilgili bir sürü hüküm düzenliyorsunuz. Gümrük ve Ticaret
Bakanlığının geçen 5 bin tane kadro işi vardı, hiç
böyle gelmiyor. Geçen tüketicilerle ilgili yeni bir tasarı geldi,
tasarıda da yine 500 kişi isteniyor. Hele o bakanlık, histeri
hâline gelmiş, böyle yanıp tutuşuyor bir yerden bir kadro
çarpsam da şu işi halletsem diye. Bu işin bir nizamı yok,
intizamı yok, insicamı yok, haddi yok, hududu yok, hakkı nedir
bilinmez, hukuka karşı, kanun hükmündeki kararnameler
Zaten yetki
kanunuyla bu hakları gasbedilmiş bir vaziyette. Kamuda bir birlik,
bütünlük yok, insicam yok. O zaman, bu işin gideceği yer, nihai olarak
düzgün bir yer değil. Her gelen tasarının altına veya her
gelen, sizin torba diye tabir ettiğiniz tasarının içine
mutlaka dercedeceğiniz, koyacağınız bir şeyler olacak.
Bunu ne için
söylüyorum? Kamuda bir bütünlük göremediğiniz zaman, kamudaki yapıda
bir denge göremediğiniz zaman, gerçekten, ileriye yönelik olarak -sizin
idarenizde bile olsa- birtakım sıkıntıların korkunç
bir şekilde, hızlı bir şekilde ortaya çıkması
kaçınılmaz. Dolayısıyla, bu önergede de, yapılan
düzenlemelerin kamu yönetiminin iyileştirilmesi ve
çalışanların sorunlarına çözüm getirilmesine yönelik bir
şey olmadığını, bir kere öncelikle ifade etmek
istiyorum.
Ayrıca,
personele ilişkin
Fakire bir şey yok burada, fukaraya bir şey
yok, garibe bir şey yok, gurebaya bir şey yok. Nerede yüksek memur,
onunla ilgili hükümler burada dolaşıyor.
Bunun
dışında, işte, gelen tasarılarda da ne geliyor faizle
ilgili? Kâr payını faize bağlayan, Müslümanları
aldatıcı hükümler tasarılarla gelmeye başladı.
Bunları ifade etmeye çalıştım. Yüce heyeti
saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Karar yeter sayısı
efendim
BAŞKAN Karar yeter sayısı
arayacağım.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı vardır, önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
73üncü maddenin (a) bendinin (3) numaralı alt bendi
üzerinde iki adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı
Niğde Milletvekili Alpaslan Kavaklıoğlu ve Zonguldak
Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100 Milletvekilinin; Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi ve Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporları (2/1613, 1/778) nın 73 üncü maddesinin (a) bendinin (3)
nolu alt bendinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Kalaycı Erkan
Akçay Mehmet
Şandır
Konya Manisa Mersin
Alim
Işık Enver
Erdem Hasan Hüseyin
Türkoğlu
Kütahya Elâzığ Osmaniye
Mehmet
Günal Emin Haluk Ayhan
Antalya Denizli
"3)
375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 11 inci maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"GEÇİCİ
MADDE 11- Ek 12 nci maddenin birinci fıkrasıyla 14/1/2012 tarihi
itibarıyla yürürlükten kaldırılan hükümler ile 209
sayılı Kanunun 5 inci maddesi ve 4458 sayılı Kanunun 221
inci maddesinin 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle
değiştirilmeden önceki hükümleri uyarınca yapılan
ödemelerden yararlananlara (Sağlık Bakanlığı
taşra teşkilatı, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu
Laboratuvarları ve Türkiye Kamu Hastaneleri taşra teşkilatı
personeli ile 4458 sayılı Kanunun 666 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnameyle değişik 221 inci maddesi ve 5502 sayılı
Kanunun 28 inci maddesinin sekizinci fıkrası kapsamında
bulunanlar hariç), anılan tarih itibarıyla söz konusu hükümler
uyarınca hesaplanacak aylık net ödeme (ikramiyelerin bir aya isabet
eden tutarı dâhil) tutarının (bu tutar sabit bir değer
olarak esas alınır); ek 9 uncu madde uyarınca bulundukları
kadro ve görev unvanları için ödenen aylık ek ödeme net
tutarından fazla olması hâlinde aradaki fark, herhangi bir vergi ve
kesintiye tabi tutulmaksızın ve bu fark giderilinceye kadar
ayrıca tazminat olarak ödenir. Bulundukları kadro veya pozisyon
unvanlarında isteğe bağlı olarak değişiklik
olanlar ile kendi istekleriyle başka kurumlara atananlara fark
tazminatı ödenmesine son verilir.
Başka
kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde mülga ek 3 üncü maddeye
yapılmış olan atıflar ek 9 uncu maddeye
yapılmış sayılır."
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve
Devlet Memurları Kanunu İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporlarının 73/a-3
Maddesinin tasarıdan çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Kazım Kurt Levent Gök Mustafa
Moroğlu
Eskişehir Ankara İzmir
Sinan Aydın
Aygün Özgür Özel Kadir Gökmen Öğüt
Ankara Manisa İstanbul
Aytun Çıray
İzmir
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ABDULLAH NEJAT KOÇER (Gaziantep) -
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ÇEVRE VE
ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon) -
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Aytun Çıray, İzmir Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
AYTUN ÇIRAY
(İzmir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, ücret
rejimini düzenleyen 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede yeni bir
düzenlemeye gidilmek isteniyor. Bu maddeyle, ücretlilerin durumunu daha önce
bozdunuz, şimdi tekrar düzeltmeye çalışıyorsunuz.
Arkadaşlar,
işte, bu tür kanun çıkarmanın mahzuru bu. Her şeyi bir
araya toplarsanız ve yeterli bir tartışma ortamını
sağlamazsanız, Meclisi devre dışı bırakmaya
çalışırsanız sürekli kanun
çıkarırsınız; bu Meclisi kanun fabrikası hâline
getirirsiniz, bir gün yapar bir gün düzeltmeye
çalışırsınız. Bu ülkenin zamanını da,
parasını da boşuna harcamış olursunuz.
Şimdi,
değerli arkadaşlar, sadece bunda değil, önce,
çıkardığınız kanunlarla hukuk düzenini bozuyorsunuz,
sonra da bozduğunuz hukuk düzenini tekrar düzeltmeye
çalışıyorsunuz. Benzer işi, kürtaj tartışmalarıyla
ortaya çıkan sezaryen kanununda yaptınız. Her kanunun içine -bir de böyle bir
alışkanlık var- fark ettirmeden bazı maddeler koyuyorsunuz.
Eminim, AKP Grubu da bu maddelerin birçoğunun aslında ne anlama
geldiğinin farkında olmadan oyluyor.
Bakınız,
kürtaj tartışmalarıyla ortaya
çıkardığınız, getirdiğiniz sezaryen yasasına
bir madde koydunuz ve yasadan çıka çıka kürtaj ile Sağlık
Bakanlığı bürokratlarına zam çıktı. Bu madde, tam
3 boyutlu bir skandal oluşturmuştu o dönemde. Bunlardan bir tanesi,
Anayasaya aykırıydı. İkincisi, devletin mali rejimini
bozdunuz, üst düzey bürokratların sözleşmeli olabileceği
kriterini getirdiniz. Bu, devlette ilk defa olan bir şey ve aynı
zamanda, devlet hiyerarşisini bozan bir sistem. O kanun maddesinin
aynı zamanda üçüncü ve en önemli boyutu, ahlaki açıdan skandal
olmasıydı. Sağlık Bakanlığı
bürokratlarına bu maddeyle 6 bin lira zam yapılmış oldu,
devletin diğer bürokratlarına değil, sadece Sağlık
Bakanlığı bürokratlarına. Bundan AKP Grubu içerisinde kaç
milletvekilimizin haberi var, bunu bilmiyorum ama bu tür bir hukuksuzluk hiç
gitmeyecekmiş gibi düşünen siyasi anlayışın sonucudur.
Bir gün siyasi iktidar sona erdiğinde, bu hesapların nasıl
verilebileceğini doğrusu merakla bekliyorum. Yani, bir nevi,
bürokratlara ballı bir zam ve bu bürokratlar hastaneleri
paylaştılar. Bir yandan, Sağlık Bakanlığı
tüm valiliklere genelge gönderiyor Doktorlar
çalıştığı yerlerin sınırları içinde
ikamet etmelidir: deniliyor; diğer yandan, çıkarılan bu kanunla
bu genelgeye paradoks bir durum ortaya konuluyor ve Sağlık
Bakanlığının bürokratları, bir saadet zinciri
anlayışı içerisinde, hastanelerde çalışan
sözleşmeli personel olarak gösteriliyor. Eğer hakikaten, bu,
farkında olmadan bir bürokratik operasyonsa ben de şimdi sizi iyi
niyetle uyarmış oluyorum. Bu sorunu derhâl çözmek gerekir.
Değerli
arkadaşlar, sağlık harcamalarındaki bu hesapsız
gidişlerin sonunda ne yaptınız? Sonunda, gittiniz milletin
cebine elinizi attınız. Bakınız, yaklaşık 7-8
aşamada katkı payı alınıyor. Ben bir soru önergesi
verdim; bana gelen cevapta, sadece, yurttaşlarımızın
hastaneye adım attıkları anda alınan katkı
paylarının bir yıllık miktarı 2 milyar 132 milyon
lira. Vatandaştan alınan toplam katkı payını
hesapladığınız zaman, bir yıl içerisinde cepten
sağlık harcamalarını 11 milyar liraya
çıkarmış oluyorsunuz. Peki, sağlık
politikalarını devraldığınız 2002
yılında bu ne kadardı? 2,5 milyar liraydı. Bir yandan
Muayenehaneleri kapattık. diye övüneceksiniz, diğer yandan devleti
büyük bir muayenehane hâline getireceksiniz. Bunların hiçbirini ahlaki
bulmuyorum.
Bakınız,
OECDnin 2013 temel sağlık verileri açıklandı. Bu temel
verilere göre, ne yazık ki, Türkiye bütün sağlık göstergelerinde
sonuncu sırada ya da sondan ikinci sırada. Biz sağlık
politikalarındaki başarılı olan kısımları
övmeye devam edeceğiz ancak bu söylediğimiz şeyler, aynı
zamanda Türk milletinin sağlığı için de ve
sağlığın partilerüstü bir siyasetle götürülmesi konusunda da
önemli uyarılardır. Biz devlette bunları yaşayıp
gelerek, deneyerek öğrendik. Burada size söylüyoruz, bizim sizden
ricamız, hiçbir komplekse kapılmadan bu eleştirileri ciddiye
alarak çaresini bulmanızdır.
Hepinize sevgi ve
saygılar sunuyorum değerli arkadaşlar. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı
Niğde Milletvekili Alpaslan Kavaklıoğlu ve Zonguldak
Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100 Milletvekilinin; Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi ve Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporları (2/1613, 1/778) nın 73 üncü maddesinin (a) bendinin (3)
nolu alt bendinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan Akçay (Manisa) ve arkadaşları
"3)
375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 11 inci maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"GEÇİCİ MADDE
11- Ek 12 nci maddenin birinci fıkrasıyla 14/1/2012 tarihi
itibarıyla yürürlükten kaldırılan hükümler ile 209
sayılı Kanunun 5 inci maddesi ve 4458 sayılı Kanunun 221 inci
maddesinin 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle
değiştirilmeden önceki hükümleri uyarınca yapılan
ödemelerden yararlananlara (Sağlık Bakanlığı
taşra teşkilatı, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu
Laboratuvarları ve Türkiye Kamu Hastaneleri taşra teşkilatı
personeli ile 4458 sayılı Kanunun 666 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnameyle değişik 221 inci maddesi ve 5502 sayılı
Kanunun 28 inci maddesinin sekizinci fıkrası kapsamında
bulunanlar hariç), anılan tarih itibarıyla söz konusu hükümler
uyarınca hesaplanacak aylık net ödeme (ikramiyelerin bir aya isabet
eden tutarı dâhil) tutarının (bu tutar sabit bir değer
olarak esas alınır); ek 9 uncu madde uyarınca bulundukları
kadro ve görev unvanları için ödenen aylık ek ödeme net
tutarından fazla olması hâlinde aradaki fark, herhangi bir vergi ve
kesintiye tabi tutulmaksızın ve bu fark giderilinceye kadar
ayrıca tazminat olarak ödenir. Bulundukları kadro veya pozisyon
unvanlarında isteğe bağlı olarak değişiklik olanlar
ile kendi istekleriyle başka kurumlara atananlara fark tazminatı
ödenmesine son verilir.
Başka
kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde mülga ek 3 üncü maddeye
yapılmış olan atıflar ek 9 uncu maddeye
yapılmış sayılır."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ABDULLAH NEJAT KOÇER (Gaziantep)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ÇEVRE VE
ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Emin Haluk Ayhan, Denizli Milletvekili. (MHP
sıralarından alkışlar)
EMİN HALUK
AYHAN (Denizli) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun
teklifinin 73üncü maddesinin (a) bendinin (3) numaralı alt bendi üzerine
verdiğimiz önerge üzerine söz aldım. Yüce heyeti bu vesileyle
saygıyla selamlıyorum.
Görüşmekte
olduğumuz husus, maddenin bu alt bendinin değiştirilmesine
ilişkin, önergelerimizle ifadeleri değiştiriyoruz. Eminim burada
bulunan sayın milletvekillerinin yüzde 80i veya daha fazlası, daha
önceki konuşmalarımda ifade ettiğim gibi, bu konularda ne
olduğunun farkındadır.
Bu teklifte
personele yönelik yapılan düzenlemeler, istisnalar dışında,
tamamen AKPnin beceriksiz iktidarının yaptığı,
kadrolarının hazırladığı, sonra da bunların
ortaya çıkan yanlışlarının düzenlenmesine yönelik.
Biraz önceki konuşmamda da açık ve net bir şekilde söyledim;
kimisi yanlışlardan kaynaklanıyor, kimisi eksiklerden
kaynaklanıyor, kimisi hukuken yaptığınız yanlışları
düzeltmeye yönelik mecburiyetten kaynaklanan işler.
Diyelim ki vücut
diliniz farklı olan bir Cumhurbaşkanının personele yönelik
düzenlemeleri size engel oldu geçmişte. Yeni düzenleme de
yaptınız, şimdi o Cumhurbaşkanı da yok; vücut diliniz
de benzer, tamamen aynı olmasa da vücut dilinin epey örtüştüğü
bir Cumhurbaşkanı
Dönmüyor ondan kararnameler de, kanunlar da ancak
aynı vücut dilini konuştuğunuz yüksek yargıdan dönüyor.
Orada dil mi farklılaştı, onu merak ediyorum. Gerçi düzenlemeyi
onun dediği gibi de yapmıyorsunuz, tekrar gönderirken
farklılaştırıyorsunuz. Burada da bir arıza var, bir
sakatlık var.
Diğer
taraftan, sayın bakanları sıkıntıya sokuyorsunuz. Sayın Bakanın
işi var, kentsel dönüşüm vesaire ciddi işlerle
uğraşıyor, Sağlık Bakanlığının personel
işiyle Sayın Bakanı burada meşgul ediyorsunuz. Bu da sizin
kanun yapım tekniği, düşünceniz, şekli, her şeyi
normal gidişatın dışında hukuki veçhenin içine sokmaya
çalışıp düzeltmeye çalışıyorsunuz ama bu, düzgün
bir iş değil.
Anayasa
Mahkemesinden geçtim, bazen de yapıyorsunuz, ne
yaptığınızdan geri dönüyorsunuz. Bu, işleri ya adama,
ya işe, ya kuruma, ya işletmeye göre yaptığınızı
gösteriyor. Yaptığınız yanlışlar düzelmez mi?
Düzelir ama yaptığınız yanlışların her
birinin düzeltilmesi ve geçmişteki uygulamadan sapmaların
yarattığı problem ve bu problemin tekrar düzeltilmesi
esnasındaki sürede zaman kaybı, sıkıntılar ülkenin
gerçekten problem yaşamasına neden oluyor. Kanun hükmünde
kararnamelerdi, şimdi kanunla düzeltmeye çalışıyorsunuz,
yenilemeye falan değil. Usulüne uygun olsun desek bunun bir usulü de yok
yani iş rayından çıkmış vaziyette.
Geçenlerde,
siyasetin finansmanının şeffaflaşmasıyla ilgili,
Birleşmiş Milletlerle Başbakanlık Teftiş Kurulu
Başkanlığının müştereken
hazırladığı bir sempozyuma gittim. Sayın Beşir
Atalay orada konuşmacıydı. Şunu söyledi: Biz siyasetin
finansmanının şeffaflaşmasıyla ilgili çok şey
yaptık. Bunlardan bir tanesi de Devlet İhale Kanunu. dedi. Devlet
İhale Kanunu, bir kere, o, iktidara gelmeden yapıldı da
İkincisi, Allahtan korkun, 50 kere değiştirdiniz. Ne için
değiştirdiniz? Bunu topluma anlatmanız lazım. Yani,
Başbakan Yardımcısı bile neyi, ne zaman
yaptıklarını, niçin yaptıklarını, kendilerinin
yapıp yapmadığının farkında değil.
Dolayısıyla, ipin ucu kaçınca bunun toparlanması ne oluyor?
Mümkün olmuyor.
Bakın, bugün
yaptığınız, yapmaya
çalıştığınız bu değişiklikler,
muhtemelen, yarın bir gün yine önünüze gelecek. Ben Plan ve Bütçe
Komisyonunda çalışırken, hatırlıyorum, iktidarın
getirdiği bir önergeyi Konya AKP milletvekili
arkadaşlarımızdan biri imzalamıştı. Sonra
adı okunurken Üstündeki ifade benim imzaladığım ifade
değil. Allah rızası için, bari haber verin bize
değiştirdiğinizi. dediğini bugün, dün gibi hatırlıyorum.
Şimdi, bir
işi düzenlerken ciddi yapmak lazım. Sorumlular, görevliler neredeyse
yerli yerine oturtmak lazım. O işi de
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
EMİN HALUK
AYHAN (Devamla) -
düzgün yapmak yazım.
Yüce heyete
saygılar sunuyorum. Önergemize destek talep ediyorum.
Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
OKTAY VURAL
(İzmir) Karar yeter sayısı
BAŞKAN Karar
yeter sayısı arayacağım.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter
sayısı yoktur.
Birleşime on
dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 20:47
ONUNCU OTURUM
Açılma Saati: 21.02
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER:
Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
----- 0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 133üncü
Birleşiminin Onuncu Oturumunu açıyorum.
73üncü maddenin
(a) bendinin (3) numaralı alt bendinin oylamasında karar yeter
sayısı bulunamamıştı.
Şimdi maddeyi
tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı
arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı vardır
OKTAY VURAL
(İzmir) Kabul edilmemiştir madde efendim, kabul edilmemiştir.
Kabul edilmedi, madde reddedildi.
BAŞKAN Evet,
kabul edilmemiştir.
OKTAY VURAL
(İzmir) Maddenin oylamasıydı Sayın Başkan, madde
reddedildi.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Madde kabul edilmedi Sayın Başkan.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) İradeyi yansıtmıyor Sayın
Başkan.
AHMET YENİ
(Samsun) Madde demediniz Sayın Başkan, önerge dediniz.
ALİ
ŞAHİN (Gaziantep) Madde demediniz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hayır, sayın milletvekilleri, yapacak bir şey yok, oyladım
ben, kabul edilmedi yani yoruma da gerek yok. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
OKTAY VURAL
(İzmir) Evet, madde reddedildi.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Önerge dediniz Sayın Başkan,
kayıtlara bakalım.
BAŞKAN O
zaman tutanakları isteyeceğim.
Birleşime
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 21.03
ON BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 21.19
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER:
Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
----- 0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 133üncü
Birleşiminin On Birinci Oturumunu açıyorum.
478 sıra
sayılı Kanun Teklifinin görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet
yerinde.
Tutanakların
incelenmesinde 73üncü maddenin (a) bendinin (3) numaralı alt bendinin
reddedildiği anlaşılmaktadır.
Tutanakları okuyorum: 73üncü maddenin (a) bendinin
(3) numaralı alt bendinin oylamasında karar yeter sayısı
bulunamamıştı.
Şimdi maddeyi
tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı
arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı vardır
Oktay Vural (İzmir)
Kabul edilmemiştir.
Başkan Evet,
kabul edilmemiştir.
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) İş bitti.
OKTAY VURAL
(İzmir) Ama bu güvensizlik olur. Sayın Bakan, size güvensizlik var.
BAŞKAN
Hayır, güvensizlik değil efendim, yanlış
anlaşılma.
OKTAY VURAL (İzmir) Yani,
orada oturmamanız gerekiyor
yani çoğunluk iradesi,
Hükümete olan bir güvensizliktir bu. Yani milletvekilleri reddetti.
BAŞKAN
73üncü maddenin (a) bendinin (4) numaralı alt bendi üzerinde 2 adet
önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Niğde Milletvekili Alpaslan
Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100 Milletvekilinin;
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet Memurları Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (2/1613, 1/778) nın 73 üncü
maddesinin (a) bendinin (4) nolu alt bendinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan Akçay Mustafa Kalaycı Mehmet Şandır
Manisa Konya Mersin
Enver Erdem Alim Işık Reşat Doğru
Elâzığ Kütahya Tokat
Mehmet Günal Hasan Hüseyin Türkoğlu
Antalya Osmaniye
"4) 375
sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 14 üncü maddesine
aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Cumhurbaşkanlığı
Genel Sekreterliği kadrolarında görev yapmakta iken diğer kamu
kurum ve kuruluşlarına atananların yeni kadrolarına
atandıkları tarih itibarıyla eski kadrolarına ilişkin
olarak en son ayda almış oldukları ilave ek ödeme hariç
sözleşme ücreti, aylık, ek gösterge, ikramiye (bir aya isabet eden
net tutarı), her türlü zam ve tazminatlar, makam tazminatı, temsil
tazminatı, görev tazminatı, ek ücret, ek ödeme ve benzeri adlar
altında yapılan her türlü ödemeler ile diğer mali hakları
toplamının net tutarı (bu tutar sabit bir değer olarak esas
alınır) yeni atandıkları kadrolara ilişkin olarak
yapılan sözleşme ücreti, aylık, ek gösterge, ikramiye, her türlü
zam ve tazminatlar, makam tazminatı, temsil tazminatı, görev
tazminatı, ek ücret, ek ödeme ve benzeri adlar altında yapılan
her türlü ödemeler ile diğer mali hakları toplamının net
tutarından fazla olması hâlinde aradaki fark tutarı,
atandıkları kadrolarda kaldıkları sürece
farklılık giderilinceye kadar herhangi bir vergi ve kesintiye tabi
tutulmaksızın tazminat olarak ödenir."
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra
sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet
Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporlarının 73/a-4 Maddesinin
tasarıdan çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Kazım Kurt Sinan Aydın Aygün Hülya Güven
Eskişehir Ankara İzmir
Levent Gök Kadir Gökmen Öğüt
Ankara İstanbul
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ABDULLAH NEJAT KOÇER (Gaziantep) Son okunan
önergeyi takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ÇEVRE
VE ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon)
İştirak ediyoruz efendim önergeye.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz
isteyen Kazım Kurt, Eskişehir Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
KAZIM KURT (Eskişehir) Sayın
Başkanım, sayın milletvekilleri; 478 sıra sayılı
torba teklifin 73üncü maddesi bu tekliften daha geniş bir madde ve bu
torba bir madde. Dolayısıyla, burada çok değişik konularda
yorumlar yapmamız gerekiyor.
Bir kere, 73/a-4üncü bent,
Cumhurbaşkanlığında çalışan ve
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğinin talebi üzerine
Başbakanlık aracılığıyla başka kurumlara
gönderilen üst düzey görevlilerinin almakta oldukları ücretleri gittikleri
yerde de alsınlar diye düzenlenmiş bir hüküm. Ancak bunu
değerlendirmeden önce, işin dayanağı olan 6223
sayılı Yetki Kanunu ve o Yetki Kanununa dayalı olarak
değiştirilen 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve
diğerlerini bir değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum.
4 maddeden ibaret bir yetki kanunuyla 30
küsur kanun hükmünde kararname düzenlenmiş ve bunlar Meclis
çalışırken düzenlenmiş. Yani, Türkiye Büyük Millet Meclisi
faaliyetteyken milletvekillerinin yasa yapması yerine kanun hükmünde
kararnameyle bir düzenleme yapmayı tercih etmiş Hükûmetimiz. Bu
kararnamelere karşı açılan davalar da Anayasa Mahkemesinden
iptal edilmiş ve bu iptal üzerine Eşit işe eşit ücret,
herkes çalıştığı oranda hak ettiği ücreti
alacak. mantığıyla hareket ettiğinizi iddia etmiş
olmanıza rağmen ücret sistemi daha da karışmış,
daha da karmaşık bir hâle gelmiş ve şu anda o iptalden
sonraki dönemleri düzeltmeye çalışıyoruz.
Anayasa Mahkemesinin iptal
kararından sonra verilmiş olan süre içerisinde ne Hükûmet ne iktidar
partisi ne de bürokrasi bu konuda bir adım atmamış, çeşitli
konularda bizim kanun önerilerimiz de kabul edilmediği için bu kargaşa,
bu bozukluk, ücretler arasındaki dengesizlik devam etmiş. Şimdi,
belki bir kısmı gerçekten yetkili olmadan bu düzenleme devam ediyor.
Onun için de son gece, son çalışma haftasında şişirmek
suretiyle torbaya dolduruyoruz. Şu andaki düzenleme
Cumhurbaşkanlığının çalışanları
içerisinde bir değişiklik yapılmak ihtimaline göre
düzenlenmiş gibi algılanıyor. Yani,
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği bazı
çalışanları başka yerlere gönderecek ve Oralarda hak kaybı
olmasın, ekonomik anlamda zarar etmesin. ya da Açacakları idari
davalarda mahkeme davacılar lehine karar vermesin.
mantığıyla bir düzenleme getiriliyor. Bunun da Anayasaya
ne kadar uygun olduğu şu anda belli değil. Milletvekillerinin
gerçekten bu olumsuz çalışma koşulları içerisinde
bunları incelemeye zamanının olmadığını,
inceleme imkânı bulamadığını zannediyorum. Ama, buna
rağmen bu olumsuzlukları, özellikle kadrolaşma kokusu getiren bu
olumsuzlukları geri çekmenizde yarar olduğunu düşünüyorum. Çünkü
hem personel rejiminde bir yanlışlık olduğunu tespit
ediyorsunuz hem bunu zamanında düzenlemiyorsunuz ve hem de şimdi
yapılırken yeni yeni haksızlıkların
doğmasına neden oluyorsunuz. Bu nedenlerle bu önergeyi verdik.
Önergemize destek verir ve değerlendirmeyi düzgün yaparsanız belki
bazı haksızlıklar ortadan kalkabilir, kalkacaktır, buna
inanıyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.
Biraz önce kabul edilen önergeyle madde metinden
çıkarıldığından diğer önergeyi işlemden
kaldırıyorum.
Şimdi, 73üncü maddenin (a) bendi (5) numaralı
alt bendi üzerinde iki adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı
Niğde Milletvekili Alpaslan Kavaklıoğlu ve Zonguldak
Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100 Milletvekilinin; Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi ve Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporları (2/1613, 1/778) nın 73 üncü maddesinin (a) bendinin (5)
nolu alt bendinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Kalaycı Erkan Akçay Mehmet Şandır
Konya Manisa Mersin
Alim Işık Enver Erdem Hasan Hüseyin Türkoğlu
Kütahya Elâzığ Osmaniye
Mehmet Günal
Antalya
"5) 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin
Geçici 15 inci maddesinin (b) fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"b) Ek 12 nci maddenin ikinci fıkrasıyla
31/12/2011 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlükten kaldırılan 5952
sayılı Kanunun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrası ile 6114
sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin sekizinci
fıkrasının ikinci ve üçüncü cümlelerinde yer alan hükümlerin, ek
12 nci maddenin ikinci fıkrasının yürürlüğe girdiği
tarihte anılan hükümler uyarınca yapılan ödemelerden yararlanan
personel bakımından uygulanmasına 31/12/2014 tarihine kadar
devam edilir."
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve
Devlet Memurları Kanunu İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporlarının 73/a-5 Maddesinin tasarıdan
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Kazım Kurt Levent Gök Mustafa Moroğlu
Eskişehir Ankara İzmir
Hülya Güven Kadir Gökmen Öğüt
İzmir İstanbul
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ABDULLAH NEJAT KOÇER (Gaziantep)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ÇEVRE VE
ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Kazım Kurt, Eskişehir Milletvekili.
KAZIM KURT
(Eskişehir) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın
milletvekilleri, 478 sıra sayılı Kanun Teklifinin 73/a-5inci
bendiyle ilgili söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Yine, bu bölümde,
gerçekten bir yetki kanununa dayalı olarak yapılmış ve onun
üretimi sonucu meydana gelen kararnamelerde iptaller nedeniyle yeni bir
düzenleme yapıyoruz. Aslında, bu düzenlemeleri yani kanun hükmünde
kararnameleri yaparken Hükûmetiniz şunu söyledi: Personel rejimini
düzenliyorum, eşit işe eşit ücret uyguluyorum ve
çalışanlar arasındaki dengesizliği ortadan
kaldırıyorum. Ama maalesef, bunun böyle olmadığı çok
net bir biçimde ortaya çıktı ve sonuçta, bu eksiklikleri tamamlama
ihtiyacı duyduk. Oysa, Türkiyede şu anda, gerçekten
çalışanlar arasındaki dengesizliği bir ölçüde düzeltebilmek
için başka düzenlemeler yapmak gerekiyor.
657
sayılı Yasada toptan bir değişiklik mutlaka ve zorunlu
olarak bir an önce gerçekleştirilmelidir. Aksi hâlde, derecesi ve kademesi
düşük olan memurlarımızın tümü ciddi
sıkıntılar yaşamaktadır, ciddi ekonomik sorunlar
yaşamaktadır ve buna bağlı olarak sosyal sorunlar
yaşamaktadır. Biraz önce arkadaşlarımız anlatmaya
çalıştı; işte, intihar eden memurlar, intihar eden güvenlik
görevlileri. Bunların nedeninin başında ekonomik
sıkıntılar yatmakta ama 73üncü maddede 50 küsur madde hâlinde
düzenlenen bu düzenlemelerin hiçbirinde düşük ücretle çalışan
memurlarımıza artı hiçbir şey yok. Yani, gerçekten dar
gelirli olan, devletin resmî rakamlarına göre yoksulluk
sınırının altında ücret alan
memurlarımızı iyileştiren hiçbir düzenleme
yapılmamış. Bunun nedeni nedir, bunun sebebi nedir, gerçekten bu
merak konusu ve tabii ki bir politik tercih konusu.
Üst düzey
memurların birçoğu yeterince nemalanıp yeterince ekonomik
anlamda sıkıntıyı ortadan kaldırıyor ama pek çok
noktada eksik kalmış bu maddede düzenlenmesi gerekenler ne yazık
ki yine düzenlenmiyor. Örneğin, belediyelerimizde çalışan
belediye başkan yardımcılarının ekonomik durumu
sıkıntılı, onlarla ilgili herhangi bir ek ödeme, tazminat
söz konusu değil ama ne yazık ki bu düzenlemenin içerisinde o yok.
Üniversitelerde çalışan daire başkanlarının
birçoğunun bu konuda haksızlığa
uğradığı çok net bir biçimde ortada iken çözüm önerilmiyor.
Yine, Türkiye Büyük Millet Meclisinde çalışan
arkadaşlarımızın pek çoğu eşit işe eşit
ücret alamamakta, üniversite mezunları kadro sorunu yaşamakta, sözleşmeli
olanların iş güvencesi sıkıntılı bir biçimde
devam etmekte.
Yine, Türkiyede en
önemli unsur diye öne çıkardığımız, güvenlik
güçlerimizin kadro ve özlük haklarıyla ilgili bir çalışma söz
konusu olmamakta, onların şu anda almış oldukları
ücretlerin yüzde 50si emeklilik maaşlarına yansımamakta ve
onlar emekli olduktan sonra çok ciddi
sıkıntılar çekmektedir ama ne hikmetse on
yıldır, on bir yıldır AKP hükûmetleri bu konuda olumlu
adım atmamakta direnmektedir. Bu yanlışı da düzeltmek, bu
yanlışı da düzene sokmak bu Parlamentonun görevi. Onu da neden
yapmayız, niçin ısrarla üstünde durmayız? Bu konuyu tekrar
tekrar kamuoyunun ve sizin bilgilerinize sunmak istiyorum.
Burada, bu maddede,
Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığında ve Ölçme,
Seçme ve Yerleştirme Merkezinde çalışanların ekonomik
durumlarını düzeltmeye çalışıyoruz. Oysa, bu konuda
daha önce bir şirket kurmaya karar verdik ve o şirkette özel bir
çalışma sistemi yürüyor. Şimdi, bu maddeye niye gerek var, neden
tekrar bu madde konuldu? Bunu da anlamakta zorlanıyorum ve önergemize
destek bekliyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
BÜLENT
KUŞOĞLU (Ankara) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Arayacağım.
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı
Niğde Milletvekili Alpaslan Kavaklıoğlu ve Zonguldak
Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100 Milletvekilinin; Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi ve Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporları (2/1613, 1/778) nın 73 üncü maddesinin (a) bendinin (5)
nolu alt bendinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan Akçay
(Manisa) ve arkadaşları
"5) 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin
Geçici 15 inci maddesinin (b) fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"b) Ek 12 nci maddenin ikinci fıkrasıyla
31/12/2011 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlükten kaldırılan 5952
sayılı Kanunun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrası ile 6114
sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin sekizinci
fıkrasının ikinci ve üçüncü cümlelerinde yer alan hükümlerin, ek
12 nci maddenin ikinci fıkrasının yürürlüğe girdiği
tarihte anılan hükümler uyarınca yapılan ödemelerden yararlanan
personel bakımından uygulanmasına 31/12/2014 tarihine kadar
devam edilir."
BAŞKAN
Komisyon, önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ABDULLAH NEJAT KOÇER (Gaziantep)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇEVRE VE
ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon)
Katılamıyoruz efendim.
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) Gerekçe
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle, ifade
düzeltmesi yapılmaktadır.
Komisyonda Teklifle
ilgili sağlıklı ve verimli bir görüşme
yapılamamıştır. Komisyon görüşmeleri boyunca hangi
düzenlemelerin ne amaçla ve hangi gerekçeyle yapıldığı
konusunda bilinmez bir tavır sergilemiştir. 71 adet kanun ve kanun
hükmünde kararnamede 142 maddelik değişiklikler yapılmasına
rağmen; vatandaşlarımızın yaşadığı
sorunlara çözüm getirecek konuları bir-iki husus dışında bulmak
mümkün değildir. Kanun Teklifi kamu personelinin hukuki ve mali statüsüne
ilişkin çok sınırlı değişiklikler getirmektedir.
Dolayısıyla bu düzenlemede beklentiler
karşılığını bulmamış, umutlar hayal
kırıklığına dönüşmüştür.
Kamuda
sağlıklı ve tutarlı bir personel politikası
uygulanmamaktadır. Personel Rejimi nesnellikten
uzaklaştırılmış, istihdam rejimi bozulmuştur.657
sayılı Kanun, geçici işlerin ifası için istisnai hallere
münhasır olmak üzere sözleşmeli ve geçici personel
istihdamını mümkün kılmıştır. AKP döneminde bu istisnai
uygulamalar asıl istihdam şeklinin önüne geçmiştir. Ayrıca,
AKP döneminde sözleşmeli ve vekil olarak işe alınanlar, daha
önce çıkarılan kanunlar ile memur kadrolarına
alınmış, ancak tekrar sözleşmeli ve vekil atama
yapılmasına devam edilmiş, şimdi de bunlardan
bazıları tekrar memur kadrolarına alınmaktadır.
Bu yanlış
uygulamalar ile birlikte, birçok mağduriyet ortaya
çıkmıştır. En büyük mağduriyet ise bu istisnai
yollarla iş bulamayan işsiz gençlerimizdir. Bunlar girdiği
merkezi sınavı kazanıp ataması yapılamayan, bir türlü
sıra gelemeyen ve sıra gelmeden de kadroları istisnai yollarla
doldurulan milyonlarca işsiz vatandaşlarımızdır.
Hükümetin bu yanlışı, bu haksızlığı derhal
durdurması gerekir.
Bu Kanun Teklifi
ile kamu kurumlarında çalışan 4/B'liler, 4924 sayılı
Kanuna tabi sözleşmeliler, diğer özel kanunlara tabi
sözleşmeliler ve mahalli idarelerde çalışan sözleşmeliler
ile vekil Kur'an kursu öğreticilerinden şartları uyanlar memur
kadrolarına atanmaktadır. Ancak, memur kadrosu verilenler
arasında; mağduriyeti en derinden yaşayan 4/C'liler yoktur.
Rehber ve usta öğreticileri bu düzenleme kapsamına
alınmamıştır. Aile sağlığı
çalışanları yoktur. Vekil ebe-hemşireler yoktur. Ücretli
öğretmenler yoktur.
AKP Hükümeti
tarafından yapılan ayrımcı ve adaletsiz uygulamaları
saymakla bitmez. Bu Teklifte öğretmenler ve atanamayan öğretmenler
yoktur. Bu düzenlemede polislerimiz yoktur. Kamu işçilerinin naklen
atanabilmeleri konusu yoktur. Taşeron işçileriyle ilgili hiçbir
düzenleme yoktur. Geçici ve mevsimlik işçiler yine göz ardı
edilmektedir. Bu Teklifte emeklilikte yaşa takılanlar yoktur.
Muhtarlarımız yoktur. Bu Kanun Teklifinde şehit aileleri ve
gaziler ile engelliler ve yaşlılarla ilgili bir düzenleme yoktur.
Peki bu Kanun
Teklifinde neler vardır. Mera, yaylak ve kışlakların
yapılaşmaya açılması var. Köy meralarının köylünün
elinden alınarak hazineye devredilmesi, imar yetkisinin belediyelerden
alınması ve satış yetkisi var. Gerçeğe
aykırı, usulsüz veya sahte belgeler nedeniyle verilmeyen
desteklemelerin ödenmesi var. Kamulaştırılan
taşınmazlarla ilgili vatandaşın hak arama hürriyetini
engellenmesi ve yargıya müdahale var ÖSYM sınavlarına ait soru
ve cevaplarla ilgili bilgi edinme hakkının engellenmesi var.
Sermayesindeki kamu payı doğrudan veya dolaylı olarak % 50'den
az olan şirketler Sayıştay denetimi dışına
çıkarılması vardır. İş
Sağlığı ve Güvenliği Kanununun uygulamasının
geciktirilmesi, sertifikasını almış kişilerin
mağdur edilmesi var. Sürücü belgeleri için 24 milyon vatandaşımızdan
15 lira belge parası alınması var.
Dolayısıyla
yapılan düzenlemeler; kamu yönetiminin iyileştirilmesi ve
çalışanların sorunlarına çözüm getirilmesi yerine; kamu
arazileri nasıl talan edilebilir, kadrolaşma nasıl
sağlanabilir, usulsüzlük ve yolsuzluklar nasıl affedilebilir,
denetimden ve yargıdan nasıl kaçınılabilir mahiyetini
taşımaktadır.
Teklifin tümüyle
gözden geçirilmesi ve bu maddede düzeltme ihtiyacı bulunmaktadır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
73üncü maddenin
(b) bendinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Niğde Milletvekili Alpaslan
Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100
Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet
Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (2/1613, 1/778) nın 73 üncü
maddesinin (b) bendinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Kalaycı Erkan Akçay Mehmet Günal
Konya Manisa Antalya
Alim Işık Mehmet
Şandır Ali
Öz
Kütahya Mersin Mersin
Enver Erdem Hasan
Hüseyin Türkoğlu
Elâzığ Osmaniye
"b) 3/6/2011
tarihli ve 633 sayılı Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararnamenin 31 inci maddesi başlığıyla birlikte
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Uzman ve Denetçi
istihdamı
MADDE 31- (1) Bakanlık merkez
teşkilatının ilgili hizmet birimlerinde Aile ve Sosyal Politika
Uzmanları ve Uzman Yardımcıları ile Denetçi ve Denetçi Yardımcıları
istihdam edilir.
(2) Denetçi Yardımcılığına
atanabilmek için 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci
maddesinde sayılan genel şartlara ek olarak aşağıdaki
şartlar aranır:
a) En az dört yıllık lisans eğitimi
veren hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, işletme, iktisadi ve idari
bilimler fakülteleri ile hizmet birimlerinin görev alanına giren ve
yönetmelikle belirlenecek yükseköğretim kurumlarından veya bunlara
denkliği Yükseköğretim Kurulu tarafından kabul edilen yurt
içindeki veya yurt dışındaki yükseköğretim
kurumlarından mezun olmak.
b) Yapılacak
yarışma sınavında başarılı olmak.
(3) Denetçi
Yardımcılığına atananlar, en az üç yıl fiilen
çalışmak ve istihdam edildikleri birim tarafından belirlenecek
konularda hazırlayacakları tezin, oluşturulacak tez jürisi
tarafından kabul edilmesi kaydıyla, yapılacak yeterlik
sınavına girmeye hak kazanırlar. Süresi içinde tezlerini
sunmayan veya tezleri kabul edilmeyenlere tezlerini sunmaları veya yeni
bir tez hazırlamaları için altı ayı aşmamak üzere
ilâve süre verilir. Yeterlik sınavında başarılı olanların
Aile ve Sosyal Politikalar Denetçisi kadrolarına atanabilmeleri,
Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavından asgarî (C)
düzeyinde veya dil yeterliği bakımından buna denkliği kabul
edilen ve uluslararası geçerliliği bulunan başka bir belgeye
yeterlik sınavından itibaren en geç iki yıl içinde sahip olma
şartına bağlıdır. Sınavda başarılı
olamayanlara veya sınava girmeye hak kazandığı hâlde
geçerli mazereti olmaksızın sınav hakkını
kullanmayanlara, bir yıl içinde ikinci kez sınav hakkı verilir.
Verilen ilave süre içinde tezlerini sunmayan veya ikinci defa
hazırladıkları tezleri de kabul edilmeyenler, ikinci
sınavda da başarı gösteremeyen veya sınav hakkını
kullanmayanlar ile süresi içinde yabancı dil yeterliliği
şartını yerine getirmeyenler Denetçi Yardımcısı
unvanını kaybeder ve Bakanlıkta durumlarına uygun memur
unvanlı kadrolara atanırlar.
(4) Denetçi
Yardımcılarının mesleğe alınmaları,
yetiştirilmeleri, yarışma sınavı, tez hazırlama
ve yeterlik sınavları ile ilgili hususlar yönetmelikle
düzenlenir."
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 Sıra Sayılı Kanun Teklifinin 73. Maddesinin b
Fıkrasıyla değiştirilmek istenen 633 sayılı Aile
ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 31. Maddesinin b
Fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
"b) Kamera ile
kayıt altına alınarak yapılacak yarışma
sınavında başarılı olmak."
Pervin Buldan Sırrı Sakık Hasip Kaplan
Iğdır Muş Şırnak
Adil
Zozani İbrahim
Binici
Hakkâri Şanlıurfa
Nazmi Gür Abdullah Levent Tüzel
Van İstanbul
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet Memurları Kanunu
İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporlarının 73/b Maddesinin
tasarıdan çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Kazım Kurt Levent Gök Özgür Özel
Eskişehir Ankara Manisa
Mustafa Moroğlu Sedef Küçük Hülya Güven
İzmir İstanbul İzmir
Kadir
Gökmen Öğüt
İstanbul
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ABDULLAH NEJAT KOÇER (Gaziantep) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ÇEVRE VE
ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Özgür Özel,
Manisa Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle şunu ifade etmek isterim: Biraz önce
verilen bir saatlik arada Sayın Başbakanın metro
açılışında yaptığı konuşmayı hep
birlikte izledik. Şimdi, Sayın Başbakan orada Türkiye
Cumhuriyetinin Başbakanı olarak, Türkiye Cumhuriyetinin resmî
uçağına binip, gidip, kendisine tahsis edilen, vergilerle alınan
-elbette kullanacak- araçla oraya ulaşıyor. Metro
açılışı halka yönelik bir iş ve halk oraya davetli.
Elinde mikrofon ve Sayın Başbakan baştan aşağıya,
uzunca bir süre, başta Cumhuriyet Halk Partisi olmak üzere muhalefet
partilerine ağzına geleni söylüyor. Şimdi, biz burada üslup
tartışması yapıyoruz, Birbirimizi daha iyi
anlamalıyız. diyoruz falan ama üslup olarak bakarsanız, bir
kere, iler tutar tarafı yok da ben işin orasını
tartışmıyorum. Bir metro açılışına bütün
vatandaşlar davetli ise Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı orada
çıkıp bir siyasi partiye acımasızca eleştirilerde
bulunuyorsa, orada bulunan halkın içinde o siyasi partiye oy veya gönül
vermiş hiç kimsenin olmadığını mı düşünüyor?
Eğer öyle düşünüyorsa Başbakan o meydan üzerinden kendi
meşruiyetini tartışmaya açıyor demektir.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Böyle bir mantık
olabilir mi?
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) Yoksa, ben eminim ki Türkiye
Cumhuriyeti baraj da açsa, metro da açsa, üniversite de açsa, ilkokul da açsa,
cami de açsa, Kuran kursu da açsa oraya giden vatandaşın içinde her
türlü görüşten insan vardır. Ha, Başbakanın siyasi partisinin
daha ağırlıklı olarak o meydanda olduğu kabul
edilebilir ama düşünün ki orada siz bir devlet adamısınız
veya orada siz en azından ev sahibisiniz, böyle diğer partilere
yönelik olarak, bu kadar acımasız, geçmişten alıp bugüne gelene
kadar çok değişik sözler söylemek
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Cevap veriyor.
ÖZGÜR ÖZEL
(Devamla) Cevap verecekse mecra orası değil ki. İsterse gelir
bu kürsüyü kullanır. Zaten her gün her yerde bu açıklamaları
yapıyor ama illa bu kadar siyasi konuşacaksa, o zaman
HAKAN
ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Sana mı soracak?
ÖZGÜR ÖZEL
(Devamla) Bana sormayacak, vicdanına soracak, Başbakan kendi
vicdanına soracak. Ben Türkiye Cumhuriyetinin
Başbakanıyım. diyecek. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen
ÖZGÜR ÖZEL
(Devamla) Ben gittiğim toplantılara Türkiye Cumhuriyetinin
parasıyla, vatandaşların vergisiyle alınmış
uçaklarla gidiyorum, arabalarla gidiyorum, imkânları kullanıyorum.
Burada biraz daha kucaklayıcı olmam lazım. diyecek. Ha, AKPnin
seçim otobüsünün üstüne çıkınca, anasının ak sütü gibi
helaldir, istediği gibi söyleyebilir.
MEHMET ÖNTÜRK
(Hatay) Sana mı soracak?
ÖZGÜR ÖZEL
(Devamla) Bana sormayacak, vicdanına soracak.
MEHMET ÖNTÜRK
(Hatay) Sen konuşmanı yap.
ÖZGÜR ÖZEL
(Devamla) Ben konuşmamı yapıyorum.
Burası Türkiye
Cumhuriyetinin Meclisinin kürsüsü ve -Başbakan nasıl oradan
söylüyorsa- burada benim yaptığım, Başbakanın bugün
orada yaptığına göre çok daha demokratik bir tavır. Ben hiç
düşünmüyorum zaten, bunu burada bir demokratik tartışma olarak
görüyorum. Sizin bu üslubunuzdan da gerçekten rahatsızlık duyuyorum,
doğru bir yaklaşım içinde değilsiniz.
Ben şunu
söylüyorum, çok açık ve net bir şekilde şunu ifade ediyorum ki:
Devlet adamı kapsayıcı olmalıdır. Orada metro
açıyorsa, yarın nasıl o metroyu bütün Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşları kullanacaksa, bugün o açılışa da senin
yaptığın halka yönelik davet, samimi bir davetse artık
orada bu kadar incitici olma diyorum. Bunu da kızarak, hakaret ederek,
işte, telin ederek, şunu yaparak, bunu yaparak söylemiyorum, doğru
bulmadığımı ifade ediyorum. Yarın Türkiye
Cumhuriyetinin Başbakanı değiştiğinde ben müstakbel
Başbakandan ümit ediyorum ki Kemal Kılıçdaroğlu olacak-
böyle bir yaklaşım beklediğimi ifade ediyorum. İnanın,
Kemal Kılıçdaroğlu Başbakan olduğunda, ben bunu ifade
ettiğimde
(AK PARTİ sıralarından gülüşmeler, gürültüler)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen
ÖZGÜR ÖZEL
(Devamla) -
iktidar partisinde yaşanan bu mutluluk, bu gülme, bu sevinç
nidaları toplumun geneline yansıyacak.
RECEP ÖZEL
(Isparta) Sen bizi güldürdün Allah da seni güldürsün.
ÖZGÜR ÖZEL
(Devamla) - Emeklinin böyle yüzü gülecek, işçinin böyle yüzü gülecek,
çiftçinin böyle yüzü gülecek, toplumun ezilen kesimlerinin böyle yüzü gülecek
ve sizin buradaki bu kahkahalarınızı, alkışa varan
sevinç gösterilerinizi meydanlarda göreceğiz.
Biz, Türkiye
Cumhuriyetinde, bir devlet adamının açılışlarda
yaptığı konuşmalarda, diğer partilere karşı
yaklaşımlarında bu kadar incitici olmasını doğru
bulmuyoruz. Hukukumuz zedelenmiştir, o meydandaki Cumhuriyet Halk
Partililerin Sayın Başbakandan vicdanen ve bir hak olarak
alacakları vardır.
Sayın
Başbakan tabii balkonlara çıkıyor, helalleşip
helalleşip gidiyor ama balkonda konuşmak değil inince eskisine
rücu etmemek önemlidir.
Saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Karar yeter sayısı.
BAŞKAN -
oylarınıza sunacağım, karar yeter sayısı
arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı vardır, önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 Sıra Sayılı Kanun Teklifinin 73. Maddesinin b
Fıkrasıyla değiştirilmek istenen 633 sayılı Aile
ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 31. Maddesinin b
Fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
"b) Kamera ile
kayıt altına alınarak yapılacak yarışma
sınavında başarılı olmak."
Pervin
Buldan (Iğdır) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ABDULLAH NEJAT KOÇER (Gaziantep)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ÇEVRE VE
ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon)
Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kamunun personel
alımına ilişkin olarak yapılacak sınavların
liyakat esaslarına uygun biçimde gerçekleştirilmeleri ve
sonuçları bakımından ortaya çıkacak usulsüzlük ile
sınavın iptali sonucunu doğurabilecek her türlü şaibede
usulsüzlük bakımından herhangi bir kastı veya ihmali olmayan
görevli ya da katılımcının hak kaybına
uğrayıp mağduriyetini önlemek için sınav esnasında
meydana geldiği iddia edilen usulsüzlüklerin tespit edilmesinin kolaylaştırılması
ve adayların sınav sonuçlarına ilişkin güveninin korunup
güçlendirilmesi amacıyla sınavların kamera ile kaydedilmesi
gerekir. Bu nedenlerle madde metninin değiştirilmesi teklif
edilmiştir.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Niğde Milletvekili Alpaslan
Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100
Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet
Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (2/1613, 1/778) nın 73 üncü
maddesinin (b) bendinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Kalaycı (Konya) ve arkadaşları
"b) 3/6/2011
tarihli ve 633 sayılı Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararnamenin 31 inci maddesi başlığıyla birlikte
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Uzman ve Denetçi
istihdamı
MADDE 31- (1)
Bakanlık merkez teşkilatının ilgili hizmet birimlerinde
Aile ve Sosyal Politika Uzmanları ve Uzman Yardımcıları ile
Denetçi ve Denetçi Yardımcıları istihdam edilir.
(2) Denetçi
Yardımcılığına atanabilmek için 657 sayılı
Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinde sayılan genel
şartlara ek olarak aşağıdaki şartlar aranır:
a) En az dört yıllık lisans eğitimi
veren hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, işletme, iktisadi ve idari
bilimler fakülteleri ile hizmet birimlerinin görev alanına giren ve
yönetmelikle belirlenecek yükseköğretim kurumlarından veya bunlara
denkliği Yükseköğretim Kurulu tarafından kabul edilen yurt
içindeki veya yurt dışındaki yükseköğretim
kurumlarından mezun olmak.
b) Yapılacak
yarışma sınavında başarılı olmak.
(3) Denetçi
Yardımcılığına atananlar, en az üç yıl fiilen
çalışmak ve istihdam edildikleri birim tarafından belirlenecek
konularda hazırlayacakları tezin, oluşturulacak tez jürisi
tarafından kabul edilmesi kaydıyla, yapılacak yeterlik
sınavına girmeye hak kazanırlar. Süresi içinde tezlerini
sunmayan veya tezleri kabul edilmeyenlere tezlerini sunmaları veya yeni bir
tez hazırlamaları için altı ayı aşmamak üzere ilâve
süre verilir. Yeterlik sınavında başarılı
olanların Aile ve Sosyal Politikalar Denetçisi kadrolarına
atanabilmeleri, Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavından
asgarî (C) düzeyinde veya dil yeterliği bakımından buna
denkliği kabul edilen ve uluslararası geçerliliği bulunan
başka bir belgeye yeterlik sınavından itibaren en geç iki
yıl içinde sahip olma şartına bağlıdır.
Sınavda başarılı olamayanlara veya sınava girmeye hak
kazandığı hâlde geçerli mazereti olmaksızın sınav
hakkını kullanmayanlara, bir yıl içinde ikinci kez sınav
hakkı verilir. Verilen ilave süre içinde tezlerini sunmayan veya ikinci
defa hazırladıkları tezleri de kabul edilmeyenler, ikinci
sınavda da başarı gösteremeyen veya sınav hakkını
kullanmayanlar ile süresi içinde yabancı dil yeterliliği
şartını yerine getirmeyenler Denetçi Yardımcısı
unvanını kaybeder ve Bakanlıkta durumlarına uygun memur
unvanlı kadrolara atanırlar.
(4) Denetçi
Yardımcılarının mesleğe alınmaları,
yetiştirilmeleri, yarışma sınavı, tez hazırlama
ve yeterlik sınavları ile ilgili hususlar yönetmelikle
düzenlenir."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ABDULLAH NEJAT KOÇER (Gaziantep)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ÇEVRE VE
ŞEHİRCİLİK BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR (Trabzon)
Katılamıyoruz efendim.
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) Sayın Ali Öz efendim.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Ali Öz, Mersin Milletvekili. (MHP
sıralarından alkışlar)
ALİ ÖZ
(Mersin) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 478 sıra sayılı kanunun
73/(b) fıkrasında vermiş olduğumuz önerge üzerinde
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum.
Yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum.
Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanlığı, elbette ki toplum için son derece önem
arz eden bir bakanlık. Türkiyede, genel manada
değerlendirdiğimiz zaman, toplum kesimlerinin çok geniş bir
yelpazesini içerisine alan hizmetleri sunmakla ilgili bir bakanlıktan bahsediyoruz.
Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanlığında müfettiş tanımı, görev
olarak aynı görevi ifa etmesine rağmen denetçi olarak ismi
değiştiriliyor. Tabii ki burada öncelikle şunu vurgulamak
lazım: Kanun hükmünde kararnameyle alelacele, yangından mal
kaçırır gibi bazı düzenlemeleri yapmış olmanın,
daha sonra Anayasa Mahkemesi tarafından esasen bir hata olmamasına
rağmen usul nedeniyle kanunların bu şekilde
yapılacağını bildirerek Parlamentoya yeniden iade etmesi,
sizlerin yani iktidar partisinin bizim bu konuda daha önce vermiş
olduğumuz itirazlara hiçbir karşılık ve cevap vermeden
Bizim bildiğimiz doğrudur. anlayışınızın
bir tecellisidir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının
aslında hem kurum içinde adil ve liyakatli bir kadroyla hem de nitelikli,
yetişmiş müfettişlerle hem de kurum dışı
farklı birimler tarafından denetlenmesi zaruridir. Eğer bu
yapılmazsa, suistimale açık bir durum hâline gelmesi de
kaçınılmaz olacaktır.
Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanlığı son derece hassas bir
bakanlıktır. Buradan hassas davranılmadığı
anlamını ifade etmek istemiyorum ancak sosyal yardımlar, sosyal
devlet anlayışının olmazsa olmazıdır ancak bu
sosyal yardımları siyaseten kullanmak, herkese, hesabını
veremeyeceğimiz büyük sorunlar yükler düşüncesindeyim.
Değerli
milletvekilleri, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı,
başta engelli vatandaşlarımız, şehit ve gazi aileleri,
yaşlılar, huzurevleri, çocuk sağlığı ve
hizmetleri, mağdur olmuş kadınlar gibi toplumun çok geniş
bir yelpazesini ilgilendiren alanda hizmet üretmek durumundadır. Burada
adalet ve hakkaniyet keyfî uygulamalara terk edilirse bu vebali ödemek mümkün
olmaz. Yapılacak projelerin hiçbirisi siyasi rant eksenli ve
ayrımcı olmamalıdır. Kim düşmüşse onu kaldırmak
devletin görevi olmalıdır.
Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanlığının her alanda faaliyetlerinin denetimi,
diğer kurumların denetimine göre daha hassas olmalıdır.
Burada 76 milyon insanın hakkı bir ve eşit
tutulmalıdır. Yapılan sosyal yardımlar bir
başkasına yeni bir gelir kapısı olarak değerlendirilmemelidir.
Uygulamada bu konularla ilgili şikâyetler peşinen reddedilmemeli ve
doğruluk payı araştırılmalıdır. Burada
sunulan hizmetler sosyal devlet ilkelerine uygun olmalıdır.
Tabii ki Aile ve
Sosyal Politikalar Bakanlığının, son zamanlarda, özellikle
engelli bireyler üzerinde engelli bakım yardımıyla alakalı
yeni birtakım düzenlemeler yapmaya muhtaç olduğunu da ifade etmek istiyorum.
Bu durumda
özellikle engelli vatandaş aileleri tarafından onlara destek olmak
doğrudur ama bunun da hakkaniyetle, hak edenlere adil bir şekilde
ulaştığının mutlak suretle temin edilmesi,
bunların denetlenmesi, denetlemede ihmali olanların da mutlaka
cezalandırılması gerektiğine inanıyor, yüce Meclisi
saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) Karar yeter sayısı
BAŞKAN -
Önergeyi oylarınıza sunuyorum, karar yeter sayısı
arayacağım: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter
sayısı için kâtip üyeler arasında anlaşmazlık var.
Bir dakika süre
veriyorum.
(Elektronik cihazla
oylama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 22.02
ON İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 22.08
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER:
Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
----- 0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 133üncü
Birleşiminin On İkinci Oturumunu açıyorum.
73üncü maddenin
(b) bendi üzerinde Mersin Milletvekili Ali Öz ve arkadaşlarının
vermiş olduğu önergenin oylanmasında karar yeter
sayısı bulunamamıştı.
Şimdi önergeyi
tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı
arayacağım: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter
sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.
478 sıra
sayılı Kanun Teklifinin görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet
yerinde.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Şimdi, 73üncü
maddenin (c) bendi 1 numaralı alt bendi üzerinde üç adet önerge
vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Niğde Milletvekili Alpaslan
Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100 Milletvekilinin;
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet Memurları Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (2/1613, 1/778) nın 73 üncü
maddesinin (c) bendinin (1) nolu alt bendinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Şandır Erkan Akçay Mustafa Kalaycı
Mersin Manisa Konya
Alim Işık Enver Erdem Mehmet Günal
Kütahya Elâzığ Antalya
Hasan
Hüseyin Türkoğlu Münir
Kutluata
Osmaniye Sakarya
1) 3/6/2011
tarihli ve 635 sayılı Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararnamenin 13 üncü maddesinin üçüncü fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"(3)
Müfettiş Yardımcılarının giriş ve yeterlik
sınavlarının usul ve esasları, Müfettişliğe
yükselmeleri, görev, yetki ve sorumlulukları, bunlarda aranacak özel
şartlar ile Başkanlığın çalışma usul ve
esasları yönetmelikle belirlenir."
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 Sıra Sayılı Kanun Teklifinin 73. Maddesinin c
Fıkrasıyla değiştirilmek istenen 635 sayılı
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 13. Maddesinin üçüncü
Fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
"(3)
Müfettiş Yardımcılarının giriş ve yeterlik
sınavlarının usul ve esasları, Müfettişliğe
yükselmeleri, görev, yetki ve sorumlulukları, bunlarda aranacak özel
şartlar, Başkanlığın çalışma usul ve
esasları ile diğer hususlar yönetmelikle belirlenir. Yapılacak
giriş ve yeterlilik sınavları kamera ile kayıt
alınır."
Pervin
Buldan Adil
Zozani İbrahim
Binici
Iğdır Hakkâri Şanlıurfa
Sırrı
Sakık Abdullah
Levent Tüzel Nazmi Gür
Muş İstanbul Van
Hasip
Kaplan
Şırnak
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet Memurları Kanunu
İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporlarının 73/c-1 Maddesinin tasarıdan
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Kazım Kurt Özgür Özel Mustafa Moroğlu
Eskişehir Manisa İzmir
Levent Gök Sinan Aydın Aygün Kadir Gökmen Öğüt
Ankara Ankara İstanbul
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İLKNUR DENİZLİ (İzmir)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen, Özgür Özel, Manisa Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
İçinde
bulunduğumuz hafta, 30 Haziran Emekliler Haftasıydı.
Emeklilerin yaşam koşullarıyla ilgili üzerinde
konuşmamız gereken çok şey var ama Türkiyede biliyorsunuz
beklenen her türlü iyileştirme bir millî gelir hesabı üzerinden
yürüyor. Geçtiğimiz günlerde de Sayın Mehmet Şimşek ile
Harvard Üniversitesi profesörü Dani Rodrik arasında millî gelir
hesaplanmasıyla ilgili ciddi bir tartışma yaşandı
Twitter üzerinde. Ben Bakana da danıştığımda, eninde
sonunda Sayın Bakan da hesaplama yönteminin, 3 kat artan millî gelirin
siyasileştirilebilmiş ve rakamların o yönüyle okunabileceği
bir söylem olduğunu ama esas millî gelir artışı fiziksel
sonuçların parasal ifadesi olduğu için, üretilen malların ve
hizmetlerin toplamının karşılığındaki bir
parasal ifade olacağı için, gerçek artışın yüzde 43
olduğunu ifade ettiler.
Tabii bu millî
gelir-emekli ilişkisi çok yeni değil. Sayın Bakana Emeklilere
millî gelir artışından pay verecek misiniz? diye sorulan bir
soruya çok talihsiz bir yanıt gelmişti, yıllardır da hep
hatırımızda. O da dedi ki: Millî gelir
artışından niye pay verelim. Emekliler millî geliri artıran
değil, aksine azaltan unsurlardır. Tabii, bunu böyle bir kâğıt
üzerine yayıp da, millî gelir hesaplanırken Emekliye ödenen
maaş ne yapıyor, diğer taraftan çalışanın
katkısı ne yapıyor? diye bakıyor Sayın Bakan ama hem
siyaseten emekliye unsur demek hem de emeklileri millî geliri artırmayan
azaltan, o yüzden de sırtımızda bir yük gibi görüyor olmak,
gerçekten iktidar partisinin son on yılda bu konudaki
yaklaşımlarını doğrulayan, sağlamasını
yapan bir ifade âdeta.
Tabii, emekliler
millî gelir artışından pay alıyorlar almıyorlar,
onlara biraz sonra bazı rakamlarla değinmek istiyorum ama bugün
emeklilerin yaşadığı Türkiyede bin lira olan açlık
sınırı, 3 bin lira olan yoksulluk sınırı göz
önüne alındığında, esnafımızın,
işçimizin, çiftçimizin, kadınımızın,
öğrencimizin, öğretmenimizin, memurumuzun, gencimizin, yaşlımızın
ve emeklimizin her birinin ayrı ayrı bu güç yaşam
koşulları altında ezildiğini ifade etmek yanlış
olmaz.
İktidar partisi iktidara geldiğinde, beş
yüz günlük Acil Eylem Planı olarak ifade ettiği programda,
emekliler için söylediği pek çok vaadi bugüne kadar maalesef yerine
getirmedi. İktidar partisi, zamanında emeklilerin yaşam
koşulları açısından bir devrimi hayata geçirmeyi ifade
ediyordu ama gelinen bu noktada, bir kere emeklilerin artık
çalışmak zorunda olduklarını; emeklilerin artan genç
işsizliğinden dolayı emekli maaşlarıyla evlerindeki
çocuklarına veya evlendirdikleri ama evine bakamayan durumda olan
çocuklarına bakmak zorunda kaldıklarını; bin liralık
açlık sınırının, 3 bin liralık yoksulluk
sınırının altında bir emeklinin, yaşaması
gereken sosyal hayattan beklentilerinin o hayatın maliyetini
karşılayamadığı için gerek kendi
varlıklarını bir başka kaynak olarak işsiz
çocuklarına aktardıklarından gerek çalışma hayatından
üzerlerine alıp taşıdıkları ve hâlâ daha faiz
kıskacı altındaki artan borçlarından, kredi kartı
borçlarından ve maaşlarını aldıkları bankaya
ipotek ettirdikleri ve karşılığında döndürerek
kendilerini ayakta tutmaya çalıştıkları maaşlarından,
emeklilerin durumunu anlamak mümkün. Aslında, bu, sizlerin de gittiği
her kahvede karşınıza çıkıyor, her köyde
karşınıza çıkıyor. Emeklinin yakınması
sadece muhalefet partisinin duyacağı bir ses değil elbette,
iktidar partisi de bunları duyuyor, işitiyor ama sıkıntı,
gereğini yapmamakta. Ben zaman zaman sahadaki iktidar partisi
milletvekillerinin sıkıntılarını dile getiren
emeklilere, hep bir sonraki yasama yılında yapılabilecek
birtakım iyileştirmelerin önünde bir beklenti yaratan hedef olarak
ortaya koyduklarını ama bir yandan da o geçmişte verilen sözleri
tutamamanın ezikliğini yaşadıklarını da sahada da
karşılaşıyoruz.
Ocak ayında SSK ve BAĞ-KUR emeklisine
yapılan 4,14lük zam, temmuz ayında emeklilere verilecek olan yüzde
3lük zam, geçtiğimiz seçim döneminde de
Evet, beş yüz günlük Acil Eylem
Planında verilen sözler -bir kısmına biraz sonra yine
değineceğim- tutulmadı ama geçen seçim döneminde emekliye bir
nefes aldırmayla ilgili vaatlerin hiçbirinin de yerine gelmediğinin
altını çiziyor, yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. (CHP ve
MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 Sıra Sayılı Kanun Teklifinin 73. Maddesinin c
Fıkrasıyla değiştirilmek istenen 635 sayılı
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 13. Maddesinin üçüncü
Fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
teklif ederiz.
"(3)
Müfettiş Yardımcılarının giriş ve yeterlik
sınavlarının usul ve esasları, Müfettişliğe
yükselmeleri, görev, yetki ve sorumlulukları, bunlarda aranacak özel
şartlar, Başkanlığın çalışma usul ve
esasları ile diğer hususlar yönetmelikle belirlenir. Yapılacak
giriş ve yeterlilik sınavları kamera ile kayıt alınır.
Pervin Buldan (Iğdır) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İLKNUR DENİZLİ (İzmir)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) -
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kamunun personel
alımına ilişkin olarak yapılacak sınavların
liyakat esaslarına uygun biçimde gerçekleştirilmeleri ve
sonuçları bakımından ortaya çıkacak usulsüzlük ile
sınavın iptali sonucunu doğurabilecek her türlü şaibede
usulsüzlük bakımından herhangi bir kastı veya ihmali olmayan
görevli ya da katılımcının hak kaybına uğrayıp
mağduriyetini önlemek için sınav esnasında meydana geldiği
iddia edilen usulsüzlüklerin tespit edilmesinin
kolaylaştırılması ve adayların sınav
sonuçlarına ilişkin güveninin korunup güçlendirilmesi amacıyla
sınavların kamera ile kaydedilmesi gerekir. Bu nedenlerle, madde
metninin değiştirilmesi teklif edilmiştir.
BAŞKAN
Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Niğde Milletvekili Alpaslan
Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100
Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet
Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Bayındırlık,
İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporları (2/1613, 1/778) nın 73 üncü maddesinin (c) bendinin (1)
nolu alt bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Münir Kutluata (Sakarya) ve
arkadaşları
"1) 3/6/2011
tarihli ve 635 sayılı Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararnamenin 13 üncü maddesinin üçüncü fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"(3) Müfettiş
Yardımcılarının giriş ve yeterlik
sınavlarının usul ve esasları, Müfettişliğe
yükselmeleri, görev, yetki ve sorumlulukları, bunlarda aranacak özel
şartlar ile Başkanlığın çalışma usul ve
esasları yönetmelikle belirlenir."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İLKNUR DENİZLİ (İzmir)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ VE
TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Münir Kutluata, Sakarya Milletvekili. (MHP
sıralarından alkışlar)
MÜNİR KUTLUATA
(Sakarya) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 478 sıra
sayılı yasal düzenlemenin 73üncü maddesinin (c) bendinde
yapılmasını istediğimiz değişiklikle ilgili
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum.
Yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum.
(c) bendi, 635
sayılı Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 13 ve 31inci
maddelerinde değişiklik yapıyor. Bu değişiklikler
müfettiş yardımcısı alımı ve uzman
yardımcısı istihdamıyla ilgilidir.
Ben, adı 365
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı hâline getirilen
bakanlığımızın sorumluluk alanındaki olumsuz
gelişmelere dikkatinizi çekmek istiyorum.
Dikkat çekmek
istediğim husus, bilim ve teknoloji alanında Türkiye'nin esasen
yetersiz olan pozisyonunun her geçen gün daha da bozulmakta olduğu
hususudur. Daha öz olarak ifade etmek gerekirse, Türkiyede bilim üretilemiyor,
teknoloji geliştirilemiyor. Bilgi üretecek ve teknoloji geliştirecek
ortamın iktidar eliyle yok edilmekte olduğunu üzülerek izlemekteyiz.
Ne üniversiteler ne özel sektör ne de adında Bilim ve Teknoloji olan
Sanayi Bakanlığı bilimsel ve teknolojik gelişmelerin önünü
açacak bir ehliyete kavuşturulamamıştır. Mevcut olan
yetersiz ortamın da her gün bozulduğunu görmekteyiz. Bilim,
teknoloji, yenilikçilik, bilgi çağı gibi birçok kavram dilden
düşürülmemesine rağmen temeldeki bir kavrayış
yetersizliği Türkiyeyi bu alanda üçüncü dünya ülkesi durumuna
düşürmektedir. Bilgi çağı üretim sistemine kavuşabilmek,
bilgi ve teknoloji üretecek ortamı oluşturmakla elde edilecek bir
gelişmedir. Eğer ülkeyi yönetenler bilgi çağı öğretim
sisteminin ürünlerine müşteri olmayı gelişme alameti olarak
sunma gafleti içinde bulunurlarsa hiçbir zaman bilgi üreten ve teknoloji
geliştiren ülkeler içinde olunamayacak demektir.
Denilebilir ki:
Araştırma geliştirme harcamalarında artış
sağladık. Eskiden şu kadardı, şimdi bu kadar;
dolayısıyla, iyiye gidiyoruz. Rakamlarla o konuya da temas
edeceğim ancak öncelikle bilinmesi gereken, sorunun birtakım
rakamlarla izah edilebilecek kadar basit olmadığı hususudur.
Bilimsel gelişme ve bilgi üretimi bir ortam meselesidir. Teknoloji
geliştirme, aynı şekilde, ortam meselesi ve aynı zamanda
finansmanına sanayinin piyasa şartlarının gereği
olarak gönüllü iştirak etme meselesidir. Bu açıdan bakınca,
üretilen bilgileri ve geliştirilen teknolojileri talep ederek pazar
avantajı sağlayacak bir üretim yapısı teşvik
edilemiyorsa bilimsel ve teknolojik gelişmenin doğal ortamı
oluşturulamamış demektir. Bu alanda gelişmelere sanayi,
pazar ve rekabet ilişkilerinin karşılıklı birbirini
besleyen yapısını tarumar eden Hükûmet politikaları en
büyük problem olarak karşımıza çıkıyor.
Pratiğe
yönelik örnekler vermeden önce Hükûmetin iki temel yanlışına
dikkat çekmek istiyorum. Değerli milletvekilleri, birincisi, ithalata
dayalı ekonomi politikalarının her türlü AR-GE
çalışmasının ve oluşmuş cılız
yapıların üzerinden sel gibi gelip geçip hepsini anlamsız hâle
getirmesidir.
İkincisi,
ekonominin temel unsuru olan müteşebbisleri, ayakta kalabilmek için
yandaş iş adamları durumuna dönüştürerek rekabet
şartlarını yok etmek hatasıdır. Bu yolla AR-GE
çalışmaları gereksiz hâle getirilmektedir.
Sanayideki
gelişmelerin önünü açan müteşebbis, teknolojik gelişmeye
bağımlı olan ve o nedenle teknolojiye uygulama alanı açan
özelliğini, bu iktidar döneminde ekonominin hizmetine sunmaktan âdeta
alıkonulmuştur, onun yerine gözüne kestirdiği her alanda para
kazanmaya meyyal yandaş iş adamı tipi yaygınlık
kazanmıştır.
Rekabetle
varlığını sürdürmek zorunda olan sanayicinin,
araştırma, geliştirmeye bakışı ile dediğimiz
tarzda türedi iş adamının rekabet şartlarından
anladığı birbirinden çok farklı olduğu için, ikincinin
artması hâlinde bilim ve teknolojideki gelişme sekte almakta,
birincinin, yani sanayicinin varlığını sürdürmesi hâlinde
de teknolojik gelişmenin tabii ortamı oluşturulmaktadır.
Bu bakımdan,
adında sanayi ve teknoloji bulunan
Bakanlığımızın bu hususta hassasiyetini yenilemesi ve
işe bu gözle bakması gerektiğini düşünüyor, bu vesileyle
hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
73üncü maddenin
(c) bendi (2) numaralı alt bendi üzerinde iki adet önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Niğde Milletvekili Alpaslan
Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100
Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet
Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (2/1613, 1/778)in 73 üncü
maddesinin (c) bendinin (2) no.lu alt bendinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Kalaycı Enver Erdem Münir Kutluata
Konya Elâzığ Sakarya
Erkan Akçay Mehmet Şandır Hasan Hüseyin Türkoğlu
Manisa Mersin Osmaniye
Alim Işık Mehmet Günal
Kütahya Antalya
"2) 635
sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 31 inci maddesi
başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"Sanayi ve
Teknoloji Uzmanlığı
MADDE 31- (1)
Bakanlık merkez teşkilatında, Bakanlığın görev
alanına giren konularda çalıştırılmak üzere Sanayi ve
Teknoloji Uzmanı ile Sanayi ve Teknoloji Uzman Yardımcısı
istihdam edilir."
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 478 sıra sayılı
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet Memurları Kanunu
İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporlarının 73/C-2 Maddesinin
tasarıdan çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Kazım
Kurt Mustafa
Moroğlu Hülya
Güven
Eskişehir
İzmir İzmir
Sakine
Öz Sedef Küçük Kadir Gökmen Öğüt
Manisa İstanbul İstanbul
Özgür
Özel
Manisa
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İLKNUR DENİZLİ
(İzmir) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Özgür Özel, Manisa
Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Emeklinin sorununu anlatmaya bir beş dakika
yetmiyor değerli milletvekilleri çünkü çok büyük beklentiler
yaratıldı emekli üzerinde ama o beklentilerin hiçbiri yerine gelmedi.
Mesela, hepiniz hatırlayacaksınız mutlaka -seçim meydanında
siz vaat ettiniz veya vaat ederken partiniz oradaydınız- birer
maaş promosyon. Ne oldu o? Bir maaş promosyonu emekliler beklemeye
devam edecek.
RECAİ BERBER (Manisa) Siz kendi vaatlerinizi anlatıyorsunuz.
ÖZGÜR ÖZEL
(Devamla) Sosyal güvenlik destekleme primi gibi bir garabetle karşı
karşıyayız. Bir emekli maaşı var ama o emekli
maaşını almayı hak etmiş kişi çalışma
hayatından kendi paçasını kurtaramamış. O istemez mi
sıcacık evinde otursun, torunlarını sevsin, öğleden
sonra güneşli bir havada torunuyla birlikte parka gitsin. Borç burada,
girdiği kapıdan çıkamıyor, işi tasfiye etse zaten
perişan olacak, kâr işin devamındadır, umut hayatın
içindedir diye devam ediyor. Siz onun almaya hak kazandığı 700
liralık, 800 liralık emekli maaşından yüzde 15 sosyal
güvenlik destekleme primi kesiyorsunuz. Şimdi, bu, gerçekten parası
olan birisini caydıracak bir para değil, gerçekten muhtaç olan
birisinin de bu para kendisinden alındığı için arkasından
ah edeceği bir para. Bununla ilgili bir düzenlemeyi bu sene CHP 3-4 kez,
diğer partiler yine ona keza getirdiler, hem Komisyonda hem de Genel
Kurulda sizlerin oylarıyla reddedildi. Ben, emekliye yapılan bu
zulmün neden bu düzeyde, bu inatla sürdürüldüğünü anlıyor durumda
değilim maalesef.
Şimdi, bir
intibak meselesi vardı. Aslında bu intibak, doğru, sizin sözünüz
değildi, aklınızın ucundan bile geçmiyordu. Kendisi de bir
emekli olan Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu,
kendisi gibi emekli 9 milyon kişiye sorunu bildiğini ve nasıl
çözeceğini ifade etti. O 9 milyon emeklinin yüreğinde doğan
umut, gözündeki parıltı ve bir hareketlenme
İktidar partisindekiler
ilk önce küçümsediler, birçok kulp taktılar ama seçime sayılı
gün kala Biz de yapacağız. dediler. Manisada bir emekliyle bu
konuyu konuştum, dedi ki: Aslında en iyi projeniz intibaktı.
Ben ona inandım. Size oy verecektim. Başbakan Ben de
yapacağım. diye söz verdi. Döndüm, ona oy verdim ama intibaka
inandım, infilak ettim, infilak. Çünkü AKPnin yaptığı
intibak değil, infilak oldu emekli için. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
Gerçekten,
şimdi, emeklilerin derdi bir yana, emeklilikte yaşa
takılanların derdi var yani devletle yapmış oldukları
akitte emekliliği çoktan hak etmiş ama sonra oyunun
kurallarını değiştirmişiz. Bu arkadaşların
duygularıyla, vicdanlarıyla oynuyorsunuz.
Bakın,
nasıl oynuyorsunuz, onu söyleyeyim: 28 Mart 2013 günü Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanı Yaş bekleyen 5 milyon kişinin emekli
olması için çalışma yapıyoruz. diyor. Bütün televizyonlar
alt yazı geçiyor, yaşa takılanlar seviniyor. Bundan sadece on
bir gün sonra, Maliye Bakanı Böyle bir çalışma yok. diyor.
Diyoruz ki: Ya, böyle devlet ciddiyeti mi olur? Bakanlar Kurulu neden toplanıyor?
Başbakanın başkanlığında toplanan bu Bakanlar
Kurulunda hiç mi koordinasyon olmaz? Bir tanesi başka bir şey söylüyor, öbürü on gün sonra yalanlıyor.
İnsanların umutları
Bu insanların sıkıntılarını
biliyorsunuz. Hadi, burada kalsın, yok. Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Erken emeklilik için dengeleri bozmayacak formül için 5
milyon dosya üzerinde hesap yapıyoruz. diyor 8 Mayıs 2013 günü. 9
Mayıs 2013 günü Ali Babacan Erken emeklilik gündemde yok. Doğru
olmayacağını düşünüyorum. diyor. Şimdi, bu yaşa
takılanların feryadı hem sosyal medyada hem her birimize
yazılan yazılardan, mektuplardan hem çarşıda, pazarda bir
esnaf dükkânında karşımızda. Bunlar diyorlar ki: Biz
çalışma hayatına girdiğimizde, ilk kez prim ödemeye
başladığımızda, ilk kez bizden prim kesilirken bizim
emekliliğimizin günü, saati belliydi. Bir düzenleme geldi, bu bizi çok
ciddi sıkıntıya soktu. Bu konuyla ilgili yüzlerce kez vaatlerde
bulunuldu. Her seferinde söz veriyorsunuz. Burada iktidar partisinin
milletvekilleri gözünü gözümden kaçırıyor, bölge milletvekilleri.
Seçimden önce söz veriyorlar, Yapmaz teyze. diyoruz, seçimden sonra teyze
bana soruyor Nerede bu sözü veren milletvekili? diye, sayın milletvekilim
karşıdan gülüyor şimdi.
Şimdi, bu
meseleler, gerçekten insanların hayalleriyle oynanan, gelecek hayalleriyle
oynanan meseleler. Bu sıkıntılar büyük. Meselenin
sağlık ayağına da birazdan değineceğim.
Saygılar,
sevgiler sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Niğde Milletvekili Alpaslan
Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100
Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet
Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Bayındırlık,
İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporları (2/1613, 1/778)nın 73 üncü maddesinin (c) bendinin (2)
no.lu alt bendinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan Akçay (Manisa) ve Arkadaşları
"2) 635
sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 31 inci maddesi
başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"Sanayi ve
Teknoloji Uzmanlığı
MADDE 31- (1)
Bakanlık merkez teşkilatında, Bakanlığın görev
alanına giren konularda çalıştırılmak üzere Sanayi ve
Teknoloji Uzmanı ile Sanayi ve Teknoloji Uzman Yardımcısı
istihdam edilir."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
İLKNUR DENİZLİ (İzmir) Katılamıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen, Münir Kutluata, Sakarya Milletvekili. (MHP
sıralarından alkışlar)
MÜNİR KUTLUATA
(Sakarya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 73üncü
maddenin (c) bendi üzerine tekrar söz aldım. Sizleri yeniden saygıyla
selamlıyorum.
Bir önceki
konuşmamda Türkiyede bilgi ve teknoloji üretiminin
altyapısının geliştirilemediğini, tam tersine tahrip
edilmekte olduğunu söylemiştim. Esas sorunun iktidarın
algısından kaynaklandığını, bunun da iki önemli
sonuç doğurduğunu ifade etmiştim. Hatırlanacağı
üzere, birincisi AR-GE ortamının altyapısının yok
edilmesi hususu idi. İkinci olarak, siyasi yakınlıkla iş yapmanın
mümkün olduğu ortamda müteşebbis yerine kurnaz iş adamı
türetildiğini, bunun da rekabet şartlarını bozduğu
için AR-GEnin önünü kestiğini ifade etmiştim. Şimdi bu
tespitlerimi örneklendirmek arzusundayım.
İlk önce size
zaten yetersiz olan bilgi ve teknoloji üretme ortamının nasıl
tahrip edildiğini gösteren dış ticaret ve üretim alanıyla
ilgili bazı kısa istatistikler sunmak istiyorum. Bunlardan bir
tanesi, üretimde yüksek teknolojinin payı ile ilgili rakamlardır.
Üretimde yüksek teknolojinin payı 2002de yüzde 5,1den 2011de yüzde
3,5a düşmüş durumdadır. İhracata
baktığımız zaman, yüksek teknolojiye dayalı ürünlerin
ihracattaki payı 6,2 iken 2011de 2,8e düşmüştür. Yani Türkiye
hem üretimde hem de ihracatta yüksek teknolojiye dayalı ürünler
üretebilecek durumda değildir. Dolayısıyla, sanayisinde yüksek
teknoloji uygulamasından geriye düşmüş vaziyettedir. Orta üstü
teknolojideki ihracat payı bile 24,3ten 24e gerilemiştir.
Şimdi, bu
açıdan, bu noktada baktığımız zaman, Avrupa
Birliğindeki pazar daralması sonucu Afrika pazarlarında çare
bulduk., Orta Doğuda pazar genişlettik. gibi ifadeler sevindirici
olmakla ve sevindirici görülmekle birlikte, esasen yüksek teknolojiyle rekabet
edilen alanlardan kaydığımızı, harcıâlem
ürünlerin pazar bulduğu alanlara doğru nefes almaya çalıştığımızı
ifade etmek gibi bir anlamı da vardır bu gelişmenin. O
bakımdan, bu örnek Türkiyedeki mevcut teknoloji gelişme
yapısının bozulmakta olduğunun yegâne örneklerinden bir
tanesidir.
Bir başka
husus, bilgi ve teknoloji üretiminde tersine gidişin en önemli sebebi
olarak işaret ettiğim iktidarın algısı meselesine
gelmek istiyorum.
Değerli
milletvekilleri, bunun birçok örneği var ama en önemlilerinden bir tanesi
yerli otomobil üretilmesi meselesidir. Yerli otomobil yapmanın zor bir
iş olmadığını herkes bilmektedir ve bugün için
otomobil üretmek sermaye dışında bir maharet istememektedir.
Ancak, otomobilin pazar tutması ve satılmasıdır sorun olan.
O bakımdan, müteşebbis diye anladığımız
teknolojik gelişmeleri sanayide uygulayarak yeni üretimle ayakta durmaya
çalışan verimli unsurun fırsat bulursa, sermayesi olursa yeni
otomobil mi üretmelidir, yoksa yeni teknolojilere dayalı gelişmeler sağlamak suretiyle 60
milyonu bulan dünya otomobil üretiminde 30 milyona yaklaşmış
ticari otomobil üretimiyle birlikte 90 milyonluk bir pazara yeni bir teknoloji
mi ihraç etmelidir? Müteşebbis dediğiniz, elbette ikinci yolu
seçecektir. Eğer iktidarın anlayışı, pazar
avantajı olmayan alanlarda mevcut üretimlerin benzerlerini tekrar etmenin
Hükûmet elinden destekleneceğine ve bu anlamda babayiğitler
arandığına işaret ederse, Türkiyede bunun işaret
ettiği esas olumsuzluk, teknolojik gelişmenin önünün iktidar
anlayışıyla kesildiği ve bunu oluşturan ortamın
gelişmesine iktidar eliyle fırsat verilmediği meselesidir.
Bilgi ve teknoloji
üretiminin ruhunu kavramadan, sistemin oluşturulamıyor olduğunu
tekrar vurgulayarak bu dönemde bilgi ve teknoloji üretiminde Türkiyenin bir
üçüncü dünya ülkesi olma yoluna doğru kaydığını tekrar
ifade ediyor, sizleri yeniden saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
73üncü maddenin
(ç) bendinde 3 adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Niğde Milletvekili Alpaslan
Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100
Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet
Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (2/1613, 1/778) nın 73 üncü
maddesinin (ç) bendinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Kalaycı Erkan
Akçay Mehmet
Şandır
Konya Manisa Mersin
Alim
Işık Mehmet
Günal Hasan Hüseyin
Türkoğlu
Kütahya Antalya Osmaniye
Enver
Erdem
Elâzığ
"ç) 3/6/2011
tarihli ve 639 sayılı Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararnamenin 14 üncü maddesinin ikinci fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"(2)
Müfettiş Yardımcılarının giriş ve yeterlik
sınavlarının usul ve esasları, Müfettişliğe
yükselmeleri, görev, yetki ve sorumlulukları, bunlarda aranacak özel
şartlar ile Başkanlığın çalışma usul ve
esasları yönetmelikle belirlenir."
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Kanun tasarısının 73.
Maddesinin "ç" bendiyle değiştirilmek istenen 639
sayılı Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararnamenin 14 üncü maddesinin ikinci Fıkrasının
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
"(2)
Müfettiş Yardımcılarının giriş ve yeterlik
sınavlarının usul ve esasları, Müfettişliğe
yükselmeleri, görev, yetki ve sorumlulukları, bunlarda aranacak özel
şartlar, Başkanlığın çalışma usul ve
esasları ile diğer hususlar yönetmelikle belirlenir. Yapılacak
giriş ve yeterlilik sınavları kamera ile kayıt
alınır."
Pervin
Buldan Sırrı
Sakık Adil
Zozani
Iğdır Muş Hakkâri
Abdullah
Levent Tüzel Hasip Kaplan Nazmi Gür
İstanbul Şırnak Van
İbrahim
Binici
Şanlıurfa
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve
Devlet Memurları Kanunu İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporlarının 73/ç Maddesinin tasarıdan
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Kazım
Kurt Sakine Öz Kadir Gökmen Öğüt
Eskişehir Manisa İstanbul
İlhan
Demiröz Özgür Özel Sedef Küçük
Bursa Manisa İstanbul
Hülya
Güven
İzmir
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
İLKNUR DENİZLİ (İzmir) Katılamıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz
isteyen?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) İlhan Demiröz.
BAŞKAN İlhan Demiröz, Bursa
Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)
İLHAN DEMİRÖZ (Bursa) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanını burada görünce Grup
Başkan Vekilimden bu maddede, 478 sıra sayılı Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin ilgili 73üncü maddesinin (ç)
bendinde görüşlerimi ifade etmek istedim. Hepinizi saygı ve sevgiyle
selamlıyorum.
Ama görüyorum ki az önce gördüğümüz
Sayın Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı şu
anda yine aramızda değil. Neden bunu ifade etmek istiyorum?
Değerli milletvekilleri, Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanına ulaşma şansımız olmadığı, bir
Komisyon üyesi olarak bu konuda ifade edeceğimiz bilgileri
anlatamadığımız için bunu söylemek istedim.
Ayrıca, bir madde geliyor.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı mevcut
bakanlıklar içerisinde oldukça geniş yer tutan en büyük
bakanlıklarımızdan birisi. Yüzde 25 nüfusu
barındırıyoruz, gayrisafi yurt içi hasılaya yüzde 9luk
katkı koyuyoruz. Böyle bir Bakanlığın
değişikliğinde, bir müfettişle ilgili alım veya
müfettişle ilgili şartların belirtilmesi ortaya konmuş ama
Bakanlıkla ilgili diğer konulara geldiğimiz zaman ben şunu
ifade etmek istiyorum: 81 ilin büyük bir kısmındaki tarım il
müdürleri bu kanun hükmündeki kararname ile değiştirildi.
Bakanlığın içerisinde müşavir kadrosunda çok değerli
müdürler, müdür yardımcıları var ve Bakanlık
koridorlarında bu arkadaşlara yer bulma şansının çok
az olduğu bir dönemde, müfettişlerin hangi şekilde, neden, ne
için alınacağı konusunda hiçbir bilginin
olmadığını ifade etmek istiyorum.
Ayrıca, Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanlığındaki müfettişlerin
gıda üzerinde mi, yoksa Türkiye'de ihracatla, ithalatla ilgili konularda
gerekli çalışmaları yaptığı için bu konuda
mı ilgililer alınacağı konusunda hiçbir açıklama yok.
Başka bir açıklama: Uzun zamandır, Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanlığına ziraat mühendisi, veteriner ve
su ürünleri mühendisi alınmamaktadır. Evet, biz biliyoruz,
tarımı gözden çıkarmışsınız; efendim,
tarımın hangi noktaya geldiğini, Hükûmet eliyle nasıl
çökerttiğini hep beraber yaşıyoruz, çiftçinin
sıkıntısını biliyoruz ama böyle bir
Bakanlığın mensubu olarak da bu konuyla ilgili gerekli
çalışmaların yapılması gerektiğine
inanıyoruz. Yani, köylerimizde, kentlerimizde, çalışma
alanlarında ziraat mühendislerine, veterinerlere, su ürünleri
mühendislerine ihtiyaç olduğunu biliyoruz. Bu konuda hiçbir
çalışma yapılmazken ve Türkiye Büyük Millet Meclisi bu konuda
bilgilendirilmemişken Tarım Bakanlığına müfettiş
neden alındığı konusunda, gerçekten, kafamızda soru
işaretleri olduğunu ifade etmek istiyorum çünkü bu
Bakanlığı çok yakın takip ettiğimizi ve bu
Bakanlıkla ilgili görüşlerimizi her fırsatta ifade
ettiğimizi söylemek istiyorum.
Değerli
arkadaşlar, bu arada, Sayın Bakanla ilgili bu şekilde ifadeleri
kullandıktan sonra Sayın Bakanın istifasını isteme
gibi tabii ki bir düşünceye de sahip değilim. Çünkü, istifa etme kelimesi
Türk Dil Kurumuna göre darbe anlamına geldiği için Sayın
Bakana İstifa edin. şeklinde bir cümleyi de kullanmıyorum.
Ama, hakikaten çok önemli bir Bakanlıkta bir mevkii işgal eden
Sayın Bakanın bu konularda Türkiye Büyük Millet Meclisine, bizlere
bilgi vermesi gerektiğini ifade etmek istiyorum çünkü buna hepimizin ihtiyacı var.
Bizi izleyen çiftçilerimizin, bizi izleyen köylülerimizin telefonlarıyla
her konuda sıkıntıları olduğunu ifade etmek istiyorum.
İşte doluyla, yağmurlarla, sellerle meydana gelen zararlar
konusu dâhil, hiçbir konuda ulaşamadığımızı ifade
etmek istiyorum ve üzülüyorum gerçekten. Sayın Bakanın yüzüne
karşı bu konuşmayı yapmak isterdim, bu anlamda söz
aldım ama kendileri yok, tekrar geldiği zaman söz alacağım.
Hepinize iyi akşamlar diliyorum, saygılar
sunuyorum.
Sağ olun, var olun. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Kanun Tasarısının 73.
Maddesinin "ç" bendiyle değiştirilmek istenen 639
sayılı Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 14 üncü
maddesinin ikinci fıkrasının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
"(2)
Müfettiş Yardımcılarının giriş ve yeterlik
sınavlarının usul ve esasları, Müfettişliğe yükselmeleri,
görev, yetki ve sorumlulukları, bunlarda aranacak özel şartlar,
Başkanlığın çalışma usul ve esasları ile
diğer hususlar yönetmelikle belirlenir. Yapılacak giriş ve
yeterlilik sınavları kamera ile kayıt alınır."
Pervin Buldan (Iğdır)
ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ UĞUR AYDEMİR (Manisa)
Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kamunun personel alımına ilişkin olarak
yapılacak sınavların liyakat esaslarına uygun biçimde
gerçekleştirilmeleri ve sonuçları bakımından ortaya
çıkacak usulsüzlük ile sınavın iptali sonucunu
doğurabilecek her türlü şaibede usulsüzlük bakımından
herhangi bir kastı veya ihmali olmayan görevli ya da
katılımcının hak kaybına uğrayıp
mağduriyetini önlemek için sınav esnasında meydana geldiği
iddia edilen usulsüzlüklerin tespit edilmesinin kolaylaştırılması
ve adayların sınav sonuçlarına ilişkin güveninin korunup
güçlendirilmesi amacıyla sınavların kamera ile kaydedilmesi
gerekir. Bu nedenlerle madde metninin değiştirilmesi teklif
edilmiştir.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Niğde Milletvekili Alpaslan
Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100 Milletvekilinin;
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet Memurları Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (2/1613, 1/778) nın 73 üncü
maddesinin (ç) bendinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
"ç) 3/6/2011
tarihli ve 639 sayılı Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararnamenin 14 üncü maddesinin ikinci fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"(2)
Müfettiş Yardımcılarının giriş ve yeterlik
sınavlarının usul ve esasları, Müfettişliğe
yükselmeleri, görev, yetki ve sorumlulukları, bunlarda aranacak özel
şartlar ile Başkanlığın çalışma usul ve
esasları yönetmelikle belirlenir."
Erkan Akçay (Manisa) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ UĞUR AYDEMİR (Manisa)
Katılamıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
OKTAY VURAL
(İzmir) Mehmet Erdoğan
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Mehmet Erdoğan, Muğla Milletvekili. (MHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET ERDOĞAN
(Muğla) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 478
sıra sayılı Kanun Tasarısının 73üncü maddesinin
(ç) bendinde vermiş olduğumuz önerge hakkında Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, buradaki,
daha önce kanun hükmünde kararnameyle belirlenen hususun iptal edilmesinden
sonra, gene bütün iş denetçilerinin atanması yönetmelikle
belirlenmeye çalışılmaktadır. Bu, son derece eksik bir
düzenlemedir. Burada yapılacak atamaların temel kriterlerinin
muhakkak kanunla belirlenmesi lazım.
Tabii, Tarım
Bakanı biraz önce buradaydı ama şimdi kendisini Genel Kurulda
göremiyoruz. Türkiyenin tarımda geldiği nokta ve AKPnin tarıma
bakışıyla ilgili geçtiğimiz günlerde medyada yer alan bir
konu var. Bir iş adamıyla Tarım Bakanımız
arasında yapılan görüşmede Bu tarımın
modernleşmesi gerekiyor ve tarımın köylünün elinden
alınması gerekiyor. yine, Mera Kanunuyla ilgili olarak da bu çok
değerli iş adamımız Şimdi ben çok mutluyum. Bu kanun
çıktıktan sonra en büyük zenginliğimiz olan, petrolden de daha
önemli zenginliğimiz olan meralarımızı el birliğiyle işleriz,
bunları servete dönüştürebiliriz. diyor. Şimdi, tabii, bu,
aslında iktidarın tarıma, tarım politikasına ve
gıdaya bakışını çok açık olarak göstermektedir.
Çünkü, bu iktidar döneminde köylü borçlandırıldı,
fakirleştirildi. Tabii, olay sadece bununla da sınırlı bir
hâlde değil. Bugün bu torba kanunun Mecliste görüşüldüğünü
öğrenen bütün ziraat mühendisleri, veterinerler sabahtan bu yana
maillerimizi, telefonlarımızı kilitlediler, Bizim
sorunlarımızı da dile getirin. diyorlar.
Şu anda,
Türkiyede tarım konusundaki gerilemeden dolayı, tarımın
geldiği sıkıntıdan dolayı, köylünün artık üretim
yapamaz hâle geldiğinden dolayı binlerce ziraat mühendisi işsiz,
çaresiz. Veterinerlerimiz de aynı durumda çünkü Türkiyede hayvan
sayısı da durmadan azalmakta. Hiç olmazsa bu kanun içerisine
Tarım Bakanlığının boş bulunan veteriner ve
ziraat mühendisi kadrolarının serbest bırakılmasıyla
ilgili bir hüküm koyalım ve bu gençlerimizi işsizlikten
kurtaralım. Bunlar da aldıkları eğitimi bu ülkenin
tarımına katkıda kullanma imkânına sahip olsunlar. Çünkü
üniversiteyi yeni bitirmiş bu çocukların uluslararası
sermayeleri yok. Biraz önce bahsettiğiniz Mera Kanunundaki imkânlardan
yararlanarak bunların mera kiralamaları, bin başlık
çiftlikler kurmaları vesaire gibi imkânları yok çünkü bunlara kefil
olacak kimse yok. Bunlar üniversiteyi kıt kanaat, kendi imkânlarıyla
okumuş, işsiz, çaresiz gençlerimiz. Bu gençlerin
umutlarını, hayallerini kırmamak lazım, bu gençlere sahip
çıkmak lazım, bu gençlere iş vermek lazım, ekmek vermek
lazım, umut vermek lazım. Onun için de iktidarın tarım
politikasını yeni baştan gözden geçirerek tarımdaki
istihdamı, özellikle nitelikli istihdamı artıracak bir politika
ortaya koyması lazım.
Bugün Türkiye, bu
iktidar döneminde cumhuriyet tarihinde hiç gerçekleştirmediği kadar
gıda ithal etmiştir. Bunun sebebi de tarımda uygulanan
yanlış politikalardır. Gene, bu iktidar döneminde tarım
desteklemeleri sanayi desteklemesine dönüştürülmüştür. Doğrudan
tarıma verilen desteklemeler ciddi miktarda azalmış ancak
tarım makineleri vesaire gibi konulardaki getirilen desteklerle tarımın
değil sanayinin desteklenmesi noktasına getirilmiştir. Hâlbuki
köylünün beklediği, özellikle mazot, gübre ve ilaç gibi doğrudan
tarımda kullandığı girdilerdeki desteklemelerdir. Yine, bu
dönemde, maalesef, Türkiyede ilk defa, sulama yapan çiftçilerin, elektrik
borçlarını ödemedikleri için, sulama konusunda
kullandıkları elektrikleri kesilmiştir. Tarımda uygulanan
yanlış politikalar çözülmeden Türkiyede bu gıda
ithalatını durdurmak mümkün değildir.
Bu vesileyle
önergemizin kabulü hususunda desteklerinizi bekliyor, yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde
kabul edilmiştir.
73üncü maddenin
(d) bendi üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Niğde Milletvekili Alpaslan
Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100
Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet
Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (2/1613, 1/778) nın 73 üncü
maddesinin (d) bendinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Kalaycı Erkan Akçay Mehmet
Şandır
Konya Manisa Mersin
Alim Işık Enver Erdem Hasan
Hüseyin Türkoğlu
Kütahya Elâzığ
Osmaniye
Mehmet Günal Reşat
Doğru
Antalya Tokat
"d) 29/6/2011
tarihli ve 644 sayılı Çevre ve Şehircilik
Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararnamenin 14 üncü maddesinin üçüncü fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"(3)
Müfettiş Yardımcılarının giriş ve yeterlik
sınavlarının usul ve esasları, Müfettişliğe
yükselmeleri, görev, yetki ve sorumlulukları, bunlarda aranacak özel
şartlar ile Başkanlığın çalışma usul ve
esasları yönetmelikle belirlenir."
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 Sıra Sayılı Kanun Teklifinin 73. Maddesinin d bendiyle
değiştirilmek istenen 644 sayılı Çevre ve Şehircilik
Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararnamenin 14 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
"(3)
Müfettiş Yardımcılarının giriş ve yeterlik
sınavlarının usul ve esasları, Müfettişliğe
yükselmeleri, görev, yetki ve sorumlulukları, bunlarda aranacak özel
şartlar, Başkanlığın çalışma usul ve
esasları ile diğer hususlar yönetmelikle belirlenir. Yapılacak
giriş ve yeterlilik sınavları kamera ile kayıt alınır.
Pervin Buldan Adil
Zozani İbrahim
Binici
Iğdır Hakkâri Şanlıurfa
Sırrı Sakık Abdullah Levent Tüzel Nazmi Gür
Muş İstanbul Van
Hasip Kaplan
Şırnak
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve
Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporlarının 73/d Maddesinin tasarıdan
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Kazım Kurt Mustafa Moroğlu Hülya Güven
Eskişehir İzmir İzmir
Sakine Öz Sedef Küçük Kadir
Gökmen Öğüt
Manisa İstanbul İstanbul
Özgür
Özel
Manisa
BAŞKAN Komisyon, önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ UĞUR
AYDEMİR (Manisa) Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN
Hükûmet, katılıyor mu?
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Özgür Özel, Manisa Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Bir süredir
emeklilerin sorunlarını konuştuk. Millî gelirin
artışından pay alamamalarını, açlık ve yoksulluk
sınırı altında ezilmelerini, bir maaş promosyon
sözünün tutulmadığını, intibak beklerken infilak
edildiklerini ve en sonunda yüzde 3 gibi alay edilecek bir zamla emeklilerin
karşı karşıya kalmalarını konuştuk.
Bunların hepsi emeklilerin hak ettiklerinden daha kötü şartlarda
yaşamalarını sağlıyor. Ama, bir de emeklilerin hak
ettikleri bir maaşları var. Emekli dediğiniz, şu kadar
yıl prim ödersem emekli olacağım diye devletle bir akit
yapıyor, sonunda da bir maaş alıyor veya maaşından
kesilen primlerle emekliliğe hak kazanıyor. Emekli olmuş, 800
lira, 900 lira maaş alıyor.
Şimdi, siz
iktidar partisi olarak, bir önerge getirseniz ve örneğin, 1.500 lira
maaş alan emeklinin maaşını 1.200 liraya indirmeye
kalksanız Türkiyede yer yerinden oynar ama bunu sizin adınıza
birileri yapıyor. Kim yapıyor?
Sosyal Güvenlik Kurumu yapıyor. Çünkü dünyanın her yerinde insanlar
ilaçlarını alırken maliyete ortak edilsinler diye değil,
bir farkındalık olsun, iğneyi kendilerine çuvaldızı
sosyal güvenlik sistemine batırsınlar diye sembolik katılım
payları alınır. Türkiyede de siz gelmeden önce raporlulardan
hiç alınmazdı, kronik hastalardan, emeklilerden yüzde 10,
çalışanlardan yüzde 20 katılım payı
alınırdı. Şimdi -daha önce bu kürsüden birkaç kez de ifade
ettiğimi hatırlıyorum- emeklilerden 10 çeşit
katılım payı alınıyor, 3 farklı kaynaktan 10
çeşit katılım payı. Kısaca hatırlatmak isterim,
mutlaka biliyorsunuz ama, o eski ilaç toplamının yüzde 10unu
ödedikleri katılım payını ödemeye devam ediyorlar ama
muayene katılım payı diye bir şey çıktı; devlet
hastanelerinde 5 lira, özel hastanelerde 12 lira. Reçete ücreti ödüyorlar yani
muayene bir reçete ile sonuçlandıysa 3 TL.
Ayrıca, reçetelerine yazılan ilaç 3 kalemden fazlaysa her
kalem için 1 TL. Bunu 3 yapmak istediniz, muhalefetten gelen çok önemli bir
direnişin sonunda, 1 TL yaptınız, devam ediyor. Eş
değer ilaç fiyat farkı ödüyorlar yani yazılan ilacın en
ucuzundan yüzde 10 pahalısına kadarını devlet ödüyor,
üstünü emekli cebinden ödüyor yani eczanedeki Teyzeciğim, devlet bu ilacın
parasını ödemiyor, bunu istiyorsan fark ödeyeceksin.
lafının karşılığı.
Bunun yanında, özel hastane fark
ücreti ödüyorlar. Hiç alınmayacaktı. 15i geçmeyecek., 30, nihayet
90, geçen burada yetki verdik, yüzde 200e kadar özel hastane fark ücreti
ödüyorlar. Ve tetkik fark ücreti. Size yazılan bu tahlil için devlet
şu parayı ödüyor, üstünü ödersen tahlilini yaparım
teyzeciğim. parası. Ve erken muayene fark ücreti ödüyorlar.
Teyzeciğim, amcacığım; sen geçen hafta dâhiliye doktoruna
gelmişsin. Daha on günün dolmamış, erken geldin. Doktor
parasını devlet ödemiyor, sen ödeyeceksin. parası ödüyorlar.
Bunun yanında, öncelikli tetkik ücreti. Bir film çekildi, bir tomografi
çekilecek ve bir kanser şüphesi var yani tahammül yok zaman kaybına,
Bunu öğleden sonra istiyorum, süre üç ay sonraya. Mesai bitince gel, cumartesi,
pazar gel; 250 lira ver, MRını çekelim, git. parasına
öncelikli tetkik ücreti diyoruz maalesef. İstisnai sağlık
hizmeti
Eskiden, dize bir ameliyat yapılacak, diz komple
açılır, tedavi, nekahet süresi aylar sürer. Şimdi iki küçük
delik delinerek yapılan bir laparoskopik cerrahiye, daha doğrusu,
bedende olursa laparoskopik cerrahi, dizde olursa artroskopik cerrahiye
istisnai sağlık hizmeti diyoruz. Farkını ödeyene bunu
yapıyorsunuz, ödeyemeyen garibanın dizini tekrar açıyorsunuz
veya buraya 15 santimlik bir kesi yapıp oradan yapacağınız
operasyonu yapıyorsunuz.
Bunlar gerçekten
kabul edilebilecek şeyler değil ve bunların sonucu ne oluyor?
Maaşlardan yapılan kesintiler. Bunun da
karşılığını anlatayım. Ziraat
Bankasının önü, ATMnin dibi; bir tanesi emekli, yanında
güvenlik görevlisi. Teyze diyor: Maaşım eksik yatmış.
İşte, bunun karşılığı bu; maaştan
yapılan haksız, hesapsız ve bilinmeyen kesintiler, takip
edilemeyen kesintiler. İçeri gidiyorsunuz Eczaneye gidin. Eczaneye
gidiyor: Şu ilaçlar alındı, özel hastaneden bunlar
alındı. Maaş 1.400 liradan indi 1.100 liraya. Hangi kuvvet
cesaret edebilir bir emeklinin 1.400 liralık maaşını 1.100
liraya indirmeye? Yapamazsınız, yani inanılmaz bir infial
çıkar ama yapıyorlar. Buradan, size çaktırmadan, bu torba
yasalarla, sizin verdiğiniz yetkilerle yapıyorlar; teyzeler, amcalar
mağdur oluyor. Ziraat Bankasındaki feryadın sebebi budur.
Katılım payı dediğiniz, maliyete ortak etme değil,
farkındalık yaratmaktır. Cambaza bak. deyip cepten para çekmekle
veya Aç cüzdanı, bir bakayım, kuş uçuyor. deyip para almakla
katılım payı alınmaz.
Saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 Sıra Sayılı Kanun Teklifinin 73. Maddesinin d bendiyle
değiştirilmek istenen 644 sayılı Çevre ve Şehircilik
Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararnamenin 14 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
"(3)
Müfettiş Yardımcılarının giriş ve yeterlik
sınavlarının usul ve esasları, Müfettişliğe
yükselmeleri, görev, yetki ve sorumlulukları, bunlarda aranacak özel
şartlar, Başkanlığın çalışma usul ve
esasları ile diğer hususlar yönetmelikle belirlenir. Yapılacak
giriş ve yeterlilik sınavları kamera ile kayıt
alınır.
Pervin
Buldan (Iğdır) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ UĞUR AYDEMİR (Manisa)
Katılamıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
GIDA, TARIM VE
HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kamunun personel alımına ilişkin olarak
yapılacak sınavların liyakat esaslarına uygun biçimde
gerçekleştirilmeleri ve sonuçları bakımından ortaya
çıkacak usulsüzlük ile sınavın iptali sonucunu
doğurabilecek her türlü şaibede usulsüzlük bakımından
herhangi bir kastı veya ihmali olmayan görevli ya da
katılımcının hak kaybına uğrayıp
mağduriyetini önlemek için sınav esnasında meydana geldiği
iddia edilen usulsüzlüklerin tespit edilmesinin
kolaylaştırılması ve adayların sınav
sonuçlarına ilişkin güveninin korunup güçlendirilmesi amacıyla
sınavların kamera ile kaydedilmesi gerekir. Bu nedenlerle madde
metninin değiştirilmesi teklif edilmiştir.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Karar
yeter sayısı
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter
sayısı yoktur.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 23.06
ON ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 23.20
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER:
Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
----- 0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 133üncü
Birleşiminin On Üçüncü Oturumunu açıyorum.
73üncü maddenin
(d) bendi üzerinde Iğdır Milletvekili Pervin Buldan ve
arkadaşlarının vermiş olduğu önergenin
oylanmasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi önergeyi
tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı
arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 23.21
ON DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 23.26
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER:
Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
----- 0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 133üncü
Birleşiminin On Dördüncü Oturumunu açıyorum.
73üncü maddenin
(d) bendi üzerinde Iğdır Milletvekili Pervin Buldan ve
arkadaşlarının vermiş olduğu önergenin ikinci
oylamasında da karar yeter sayısı bulunamamıştı. Şimdi
önergeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı vardır, önerge kabul
edilmemiştir.
478 sıra
sayılı Kanun Teklifinin görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet
yerinde.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Niğde Milletvekili Alpaslan
Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100
Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet
Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (2/1613, 1/778) nın 73 üncü
maddesinin (d) bendinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Reşat
Doğru (Tokat) ve arkadaşları
"d) 29/6/2011
tarihli ve 644 sayılı Çevre ve Şehircilik
Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararnamenin 14 üncü maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"(3) Müfettiş
Yardımcılarının giriş ve yeterlik
sınavlarının usul ve esasları, Müfettişliğe
yükselmeleri, görev, yetki ve sorumlulukları, bunlarda aranacak özel
şartlar ile Başkanlığın çalışma usul ve
esasları yönetmelikle belirlenir.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ
(Isparta) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
GIDA, TARIM VE
HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Reşat Doğru, Tokat Milletvekili. (MHP
sıralarından alkışlar)
REŞAT
DOĞRU (Tokat) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 478
sıra sayılı Kanun Tasarısının 73üncü maddesinin
(d) fıkrasında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak vermiş
olduğumuz önergeyle ilgili olarak söz almış bulunuyorum. Yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, bir torba
kanunun yaklaşık olarak sonuna doğru gelmeye
başlıyoruz. Birçok -71 adet- kanun ve kanun hükmünde kararnamenin
çeşitli maddeleriyle ilgili olarak torba kanunda çeşitli hükümler
ortaya konuluyor ve bununla ilgili, 142 maddelik değişiklik
yapılmasıyla ilgili çeşitli konular ve sorunların
çözülmesiyle ilgili olarak verilen önergeleri de hep beraber görüşüyoruz.
İnanıyorum
ki, tabii, böyle torba kanunlar olması birçok sorunları beraberinde
de getiriyor. Özellikle kanun hükmünde kararnameler, geçmiş dönemlerde
gelmesiyle beraber, süratli bir şekilde getirilmiş olmasıyla
beraber, sorunları da beraberinde taşıyor. Hâliyle de, bu torba
kanunlarla beraber bunları da düzeltmeye çalışıyoruz. Bu
görüşmekte olduğumuz maddeyle de, çevreyle ilgili kanuna çeşitli
ekler, ilaveler yapılıyor.
Saygıdeğer
milletvekilleri, önümüzdeki dönemde, bence, Türkiye'nin en önemli
konularından bir tanesi de çevre kirliliği olacaktır. Küresel
ısınma her geçen gün artıyor. Küresel ısınmayı
şöyle bir değerlendirdiğimiz zaman, bunun esas sebebi,
ekosistemlerdeki doğal dengenin bozulması ve insanlardan kaynaklanan
çeşitli zararların ortaya konulmasında bu ortaya konuyor.
Tabii, burada,
şurası da gerçektir ki, küresel ısınma nasıl
oluşuyor, küresel ısınmanın önlemleri ve sebepleri
nelerdir, bunların çok iyi değerlendirilmesi lazımdır ancak
görmüş olduğumuz kadarıyla çok fazla da çevreye değer
verilmiyor.
Bakınız,
eğer çevre kirlenmesini önlemek istiyorsak bazı konuların
üzerinde çok ciddi manada durmamız gerekmektedir. Bunu da biz 3 ana
başlık hâlinde değerlendiriyoruz: Bunlardan bir tanesi, hukuksal
önlemler. Hukuksal önlemlerin mutlaka alınması gerekmektedir. Yani,
özellikle, ülkemizde, daha önceki zamanlarda çıkartılmış
Kyoto Protokolüne acaba tam olarak uyuluyor mudur? Bunu tabii düşünmek
gerekiyor. Şu an itibarıyla, tam olarak uyulmuş olduğunu da
söyleyemiyoruz.
Yine, beraberinde
teknolojik önlemler. Teknolojik önlemler dediğimizde, arıtma
tesisleri, biyolojik mücadele, emisyon azaltma gibi önlemleri sayabiliriz.
Bakınız, şu anda, arıtma sistemleri konusunda, ülkemizde
belediyelerin bazılarında ciddi manada arıtma sistemlerinin
yetersiz olduğunu görüyoruz. Hatta, yine birtakım fabrikalarda
arıtma sistemlerinin var olmuş olmasına rağmen,
çalıştırılmamış olduğu da görülüyor. Biraz
önce söylemiş olduğum, hukuksal kontroller dediğimiz yani
Çevre Bakanlığı yeterli oranda hem kendisi hem kendi
elemanlarıyla hem de diğer faktörler içerisinde çevreyi kontrol
etmesi veyahut da alınmış olan önlemlerin yapılıp
yapılmadığını kontrol etmesi gerekmektedir. Bu manada
da hukuksal olarak bazı kanunları çıkartıyoruz ama bunun
uygulanması daha önemlidir. Özellikle bazı fabrikalar, bilhassa maya
fabrikaları dediğimiz, suyu çok fazla kirleten, küçük akarsular
üzerine kurulmuş olan fabrikalar, maalesef arıtma tesislerini
çalıştırmıyorlar. Bunları niye
çalıştırmadınız? diye sorduğumuz zaman da
bunların maliyetinin yüksek olduğunu bazen söylüyorlar. Gizli kapaklı
olarak o arıtmadığı suyu o küçük akarsuyun üzerine
döktükleri zaman da her türlü canlıyı yok ediyorlar, hatta
beraberinde eğer o sudan, o dereden veyahut da akarsudan bir tarım
arazisi sulanıyorsa tarım arazisinin tamamen kapkara, bir yanık
şeklinde olduğunu da görüyoruz. İşte, bu manada da
özellikle kanunlar önemlidir ama kanunların uygulanması daha da
önemlidir.
Diğer bir
konumuz, üçüncü olarak da ekolojik önlemler. Yani ekolojik önlemler derken,
işte küresel ısınmayı sağlayan sera gazları
dediğimiz, karbondioksit, azot monoksit gazlarının
azaltılmasının göz önüne alınması gerekmektedir. Ama
enteresandır, bununla ilgili alternatif enerji kaynaklarını da
Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak süratli bir şekilde gündeme getirmek
mecburiyetindeyiz. Ama, gerçi bunlar getirilirken de özellikle bakıyoruz,
HES santralleri dediğimiz, küçük ırmaklar üzerine kurulan santrallerde
çok büyük sıkıntılar vardır. Bakınız, benim de
milletvekili olduğum -Tokat Milletvekili olarak- Tokatımızdan,
o Kelkit Vadisinden geçen ırmak üzerinde, Yeşilırmak üzerinde,
Kelkit Irmağı üzerinde onlarca HES santrali bir anda
kurulmuştur. O kurulmuş olan küçük HES santralleri tabii, büyük
barajlara bir şey diyemiyoruz ama- acaba, o, hani, ürküttüğün
kurbağanın çıkarttığı ses vardır ya, o sesi
karşılıyor mu diye düşündüğümüz zaman da,
saygıdeğer milletvekilleri, ekolojik yapının ve dengenin
çok bozulduğunu, o floranın, o dokunun nasıl yok edildiğini
hep beraber görüyoruz. Özellikle orman tamamen o bölgelerde talan ediliyor,
bozuluyor ve beraberinde, oradaki su belirli kaynaklara alınarak,
neredeyse, oradaki, ırmağın geçmiş olduğu yerdeki o
mikroklima yapısı tamamen yok ediliyor.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
REŞAT
DOĞRU (Devamla) - Böyle bir tabloyla karşı
karşıyız.
Teşekkür
ederim. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
73üncü maddenin
(e) bendi üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Niğde Milletvekili Alpaslan
Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100
Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet
Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (2/1613, 1/778) nın 73 üncü
maddesinin (e) bendinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Günal Erkan Akçay Mehmet
Şandır
Antalya Manisa Mersin
Alim Işık Enver Erdem Hasan Hüseyin Türkoğlu
Kütahya Elâzığ Osmaniye
Mustafa Kalaycı
Konya
"e) 29/6/2011
tarihli ve 645 sayılı Orman ve Su İşleri
Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararnamenin 10 uncu maddesinin üçüncü fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"(3)
Müfettiş Yardımcılarının giriş ve yeterlik
sınavlarının usul ve esasları, Müfettişliğe
yükselmeleri, görev, yetki ve sorumlulukları, bunlarda aranacak özel
şartlar ile Başkanlığın çalışma usul ve
esasları yönetmelikle belirlenir."
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 Sıra Sayılı Kanun Teklifinin 73. Maddesinin e bendiyle
değiştirilmek istenen 645 sayılı Orman ve Su
İşleri Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 10 uncu maddesinin üçüncü
fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
"(3)
Müfettiş Yardımcılarının giriş ve yeterlik
sınavlarının usul ve esasları, Müfettişliğe
yükselmeleri, görev, yetki ve sorumlulukları, bunlarda aranacak özel
şartlar, Başkanlığın çalışma usul ve
esasları ile diğer hususlar yönetmelikle belirlenir. Yapılacak
giriş ve yeterlilik sınavları kamera ile kayıt
alınır."
Pervin Buldan Sırrı Sakık Adil Zozani
Iğdır Muş Hakkâri Abdullah Levent Tüzel Hasip Kaplan Nazmi
Gür
İstanbul Şırnak Van İbrahim Binici
Şanlıurfa
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve
Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporlarının 73/e Maddesinin tasarıdan
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Kazım Kurt Mustafa Moroğlu Hülya Güven
Eskişehir İzmir İzmir
Sedef Küçük Sakine Öz Kadir
Gökmen Öğüt
İstanbul Manisa İstanbul
Dilek Akagün Yılmaz Uşak
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
GIDA, TARIM VE
HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) -
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Dilek Akagün Yılmaz, Uşak Milletvekili.
(CHP sıralarından alkışlar)
DİLEK AKAGÜN
YILMAZ (Uşak) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
sizleri saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, söz
almayı istememdeki asıl neden, dün yapılan saldırıyla,
palalı saldırıyla gözaltına alınan ve tutuklamaya sevk
edilen 4 kişinin bugün serbest bırakılmasıyla ilgili hukuki
nitelendirmede bir hata olduğunu, bir danışıklı
dövüş yapıldığını ve gerçek anlamda bu insanları
cezalandırmak kastıyla herhangi bir şekilde haklarında
soruşturma açılmadığını anlatmak amacıyla
burada söz alıyorum.
Şimdi, bu
şahısların ifadelerini basına yansıttılar.
Şahıslar diyorlar ki: Biz, herhangi bir şekilde
saldırmadık kimseye ve bu arada da bize herhangi bir şekilde
polis bir uyarıda bulunmadı ve polise direnmedik. Aynen verdikleri
ifade şu şekilde: Bu sırada çevik kuvvet geldi, bize Siz içeri
geçin, çekilin, biz geldik dedi, biz de iş yerimize girdik, kesinlikle
polise direnmedik. Zaten polisle aramızda herhangi bir sorun
yaşanmadı.
Bütün ifadeler bu
doğrultuda ama savcının tutuklamaya sevk maddesi Kasten
yaralama ve aynı zamanda da polise direnme. Görevli memura mukavemetten
gönderiyor savcı.
Yalnız
görülüyor ki aslında, polis onlara herhangi bir şekilde, Bu
işlemleri yapmayın, elinizdeki şeyi bırakın. diye bir
önlem almaya çalışmamış. O palalarla bu insanlar,
kadın, çoluk çocuk demeden, insanların üzerine
saldırıyorlar ve polis en ufak bir önlem almıyor, daha
onların sırtını sıvazlıyor.
Hepimiz bugünkü
görüntüleri izlemişizdir, ana haber bültenlerinde verildi. Polis sadece
onları elinin şeyiyle itiyor ve Yerinize girin. diyor, onların
da ifadeleri böyle. O zaman, öncelikle, bu polisler hakkında görevi kötüye
kullanmaktan kesinlikle soruşturma açılması ve
cezalandırılmaları yolunda gereken işlemin
yapılması gerekiyor. Bu konuda sayın bakanların ve sizlerin
hepinizin bu duyarlılığı göstermeniz gerekiyor çünkü bunun
yolu açıldığı takdirde, palayla, satırla insanlar
saldırıya başladığı takdirde, bunun yolu nereye
kadar gidecek? Orada hepimiz gördük, o satırla bir kadına
saldırdı, eğer yanlış bir açıdan yapmış
olsaydı ne olacaktı? O kadın belki orta yerinden bölünecekti,
bağırsakları ya da başkaca organlarının tümü
zarar görmüş olacaktı.
RECEP ÖZEL
(Isparta) O kadar da değil ya!
DİLEK AKAGÜN
YILMAZ (Devamla) Recep Bey, iyi baksaydınız. Şöyle değil
de şu açıdan vursaydı ne olabileceğini hepimiz görüyoruz.
Şimdi, bu suç
nitelendirmesi kasten yaralama olarak belirlenmiş. Kasten yaralama ama
aynı zamanda, silahla olduğu takdirde tutuklanma sebebi aslında
ama ne yazık ki savcı, dostlar alışverişte görsün diye
böyle nitelendiriyor. Savcı da diyor ki Suç vasfı tutuklamayı
gerektiren bir şey değil. Ama, asıl suç vasfının ne
olması gerektiğini hepimiz, biz biliyoruz: Halk arasında korku
ve panik yaratmak amacıyla tehdit. Bu eğer silahlı olursa
altı yıla kadar cezası var. Şimdi, siz suç nitelendirmesini
hatalı yapıyorsunuz, kasten yaralama diyorsunuz, Bu da zaten
tutuklamaya neden olacak bir şey değil. diyorsunuz ve bu
insanları serbest bırakıyorsunuz.
İÇİŞLERİ
BAKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Diyen kim?
DİLEK AKAGÜN
YILMAZ (Devamla) Asıl cezalandırılması gereken madde bu
olmasına rağmen, ne savcı bunu bu şekilde nitelendiriyor ne
hâkim resen bunu göz önünde tutuyor ve serbest bırakıyor. Aynı
zamanda, polisler de görevini yapmadığı hâlde, hiçbir
şekilde soruşturma açılmıyor.
İHSAN
ŞENER (Ordu) Yargının işi
DİLEK AKAGÜN
YILMAZ (Devamla) O zaman, bundan sonra herkes eline sopayı alacak,
satırı alacak, bıçağı alacak, her önüne gelene
saldıracak, ondan sonra da koruma altına alınacak, öyle
görünüyor. Öyle yapmayı istiyorsunuz. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BÜLENT TURAN
(İstanbul) Sen alma da!
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Ya, öyle bir şey yapmıyoruz. Beraberce
yapalım
Burada bizi niye taraf yapıyorsunuz?
DİLEK AKAGÜN
YILMAZ (Devamla) Arkadaşlar, neden itiraz ediyorsunuz? Görünmedi mi bu,
görmediniz mi, neden itiraz ediyorsunuz? (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen sayın hatibe müdahil olmayalım.
DİLEK AKAGÜN
YILMAZ (Devamla) Artık, polisin yapmasını değil,
vatandaşın yapmasını istiyorsunuz, vatandaşı
tahrik ediyorsunuz ve vatandaşları birbirine kırdırmaya
çalışıyorsunuz.
HÜSEYİN
ŞAHİN (Bursa) Yuh artık!
RECEP ÖZEL
(Isparta) Hayır, hayır
MUSTAFA
ŞAHİN (Malatya) Esnafı siz bıktırdınız!
DİLEK AKAGÜN
YILMAZ (Devamla) Eğer böyle devam ederseniz iç savaşa doğru bu
ülkeyi sürüklüyorsunuz, sürüklemeye çalışıyorsunuz. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri
DİLEK AKAGÜN
YILMAZ (Devamla) Hepiniz gerçeği gördüğünüz hâlde, bunları
görmezlikten geliyorsunuz.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen
DİLEK AKAGÜN
YILMAZ (Devamla) Ayıp artık ya, ayıp! Bu kadar da olmaz! (CHP
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
Sana ayıp! sesleri)
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Sayın Başkan
BAŞKAN
Müsaade ederlerse, bir saniye
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Sayın Başkan, sayın konuşmacı
grubumuzu dünkü bir saldırganın tarafıymış gibi
gösterdi. Dolayısıyla, bundan dolayı söz istiyorum efendim.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Ünal, sataşma nedeniyle iki dakika söz veriyorum.
Bir sataşmaya
mahal vermeyelim lütfen. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
V.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünalın, Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmazın görüşülen kanun teklifinin 73üncü maddesinin (e) bendiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı konuşması sırasında AK PARTİ Grubuna sataşması nedeniyle konuşması
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bu Meclis bu milletin dertlerinin,
sorunlarının, sıkıntılarının çözüm mercisidir.
Bu Meclisin mehabeti korunmalıdır. Bu Meclis, her şeyden önce,
tarafsız bir Meclistir çünkü milletin Meclisidir.
Dün, arkadaşlarımızla burada -ellerinde
iPad ile- sanki o palalı saldırgan AK PARTİliymiş gibi bir
davranışa maruz kaldık, dedik ki: Arkadaşlar, sakin olun,
İçişleri Bakanımız gelecek, açıklama yapacak.
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Demedin, keşke demiş olsaydın.
MAHİR ÜNAL
(Devamla) Sonra ilgili kişi gözaltına alındı ve bizimle
bir ilgisi olmadığı anlaşıldı.
İZZET
ÇETİN (Ankara) İşte, bu kadar çok
çalıştırırsanız...
MAHİR ÜNAL
(Devamla) Lütfen, bir dinler misiniz, sataşma da yapmıyorum.
İZZET
ÇETİN (Ankara) Hayır, böyle çalışma olur mu?
MAHİR ÜNAL
(Devamla) Şimdi, hâlâ ısrarla, dün bu ithamlarda bulunan
arkadaşların bu ithamlarından dolayı bizden özür dilemeleri
gerekirken, bugün Mahkeme onu niye serbest bıraktı? diye yine bizi
suçluyorlar.
Şimdi, burada,
eğer bir hukuksuzluk varsa hep birlikte bunun takipçisi
olmalıyız. Ama, neden ısrarla AK PARTİyi ve bizleri bir
şeylerin tarafı yapmaya çalışıyorsunuz?
İZZET
ÇETİN (Ankara) Hâkimler sizin hâkiminiz, savcılar sizin
savcınız.
MAHİR ÜNAL
(Devamla) Ve sizlerden biz şunu beklerdik: Sizler bu milletin bu kadar
yanındaysanız, eylemcilerle TOMAlara karşı durmak yerine,
esnafın, araçları yakılan insanların yanında
eylemcilere karşı durmalıydınız. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Bu kadar yer yakıldı, bu
kadar yer yıkıldı, bu kadar zarar verildi, bir şey
söylemediniz, bir tane ne idüğü belirsiz palalı sizleri bu kadar
tahrik etti.
Biz de
karşıyız, hukuki mücadeleyi de hep beraber verelim. Neden
serbest bırakılmış, kim serbest bırakmış,
gerekçesi neymiş, beraberce soralım.
Saygılar
sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
DİLEK AKAGÜN
YILMAZ (Uşak) Sayın Başkan
BÜLENT TURAN
(İstanbul) Sataşmadı Sayın Başkan.
DURDU MEHMET KASTAL
(Osmaniye) Sataşma yok!
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Sayın Başkan, ben sataşmada
bulunmadım.
DİLEK AKAGÜN
YILMAZ (Uşak) Sayın Başkan, sataşma oldu.
BAŞKAN Bir
saniye Sayın Yılmaz
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Sadece Bunun araştırmasını
beraberce yapalım. dedim.
DİLEK AKAGÜN
YILMAZ (Uşak) TOMAların önünde neden durdunuz? dendi,
Eylemcilerin yanında durdunuz. dendi.
BAŞKAN Bir
dinleyelim Sayın Yılmazı, ondan sonra
Buyurun Sayın
Yılmaz.
DİLEK AKAGÜN
YILMAZ (Uşak) Efendim, ben, doğrudan doğruya AKP Grubuna
değil
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Vandalları
BAŞKAN Bir
saniye efendim
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) İç savaş çıkaracaksınız.
dediniz, Siz sahipleniyorsunuz. dediniz.
DİLEK AKAGÜN
YILMAZ (Uşak) Bu konuda yani yargının
siyasallaştırılması nedeniyle buna neden olunduğunu
söylemek istiyorum.
İHSAN
ŞENER (Ordu) Ne alakası var!
DİLEK AKAGÜN
YILMAZ (Uşak) Aynı zamanda TOMAların önünde durdunuz,
eylemcilerle birlikte hareket ettiniz. denildi. Bu nedenle, ben
sataşmadan söz istiyorum efendim.
İDRİS
ŞAHİN (Çankırı) Düne kadar tutuklamanın istisna
olması gerektiğini söylüyordunuz, şimdi ne oldu?
BAŞKAN Ne
diye sataştı, ne söyledi de sataştı?
DİLEK AKAGÜN
YILMAZ (Uşak) Efendim TOMAların önünde durdunuz, eylemcilerle
birlikte hareket ettiniz. dedi sayın konuşmacı.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Yılmaz.
İki dakika söz
veriyorum sataşma nedeniyle.
İDRİS
ŞAHİN (Çankırı) Düne kadar diyordunuz ki: Tutuklama
istisna olsun.
2.- Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmazın, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünalın sataşma nedeniyle yaptığı konuşma sırasında Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle konuşması
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak) Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; tutuklama istisnai bir olaydır.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Devamla) Ancak, elinde
palayla insanlara saldırıyorsa
BÜLENT TURAN (İstanbul) Sizde pala vardı,
sizde!
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Devamla)
ve bu
saldırının sonucunda da bu 4 kişi, bu saldırgan 4
kişi hiçbir şekilde ciddi anlamda soruşturulmadan, gerçek suç
vasfı orada değerlendirilmeden serbest bırakılıyorsa
bu, yargının siyasallaştırılmasından kaynaklanan
bir olaydır. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
İDRİS ŞAHİN (Çankırı)
Niyetlerin yargılandığını nerede gördünüz?
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Devamla) Ayrıca, bizim
TOMAların önünde durmamızın anlamı gayet açıktı.
Biz, orada ne eylemcilerin polise zarar vermesini istedik ne de polisin
eylemcilere zarar vermesini istedik. (AK PARTİ sıralarından
Yapma ya! sesleri)
VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) Allah, Allah!
SUAT ÖNAL (Osmaniye) Millet biliyor.
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Devamla) Biz, o nedenle
TOMAların önünde oturduk, gerçekten de pasif direniş
hakkımızı kullandık
EBU BEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir)
Küfür eden kimdi?
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Devamla) O gün, Kennedy
Caddesinde hiçbir olay olmadı arkadaşlar. Ne polis gaz atmak
durumunda kaldı ne de eylemcilerin taşkın bir hareketi oldu.
Eğer, bizler o gün orada olmasaydık, yine pek çok çocuğumuz
yaralanacaktı, belki öldürülecekti
(AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) Sorumlusu sizsiniz!
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Devamla)
Ethem
Sarısülükte olduğu gibi
Biz, milletvekili olarak, oradaki bu görevimizi
yaptık, pasif direniş hakkımızı kullandık. Siz ne
derseniz deyin, sizin istediğiniz gibi muhalefet yapmak durumunda
değiliz. Biz, bu ülkenin gerçeklerini söylemek zorundayız. Bunu
söylemezsek muhalefet görevini yapamayız.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Vandallığı siz
temsil ediyorsunuz.
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Devamla) Ama sizin asıl
suçunuz, sizin asıl suçunuz, yargının
siyasallaştırılmasını sağlamanız
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) Çocuklar çiçek mi
atıyordu?
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Devamla)
ve o
yargıcın ve savcının bağımsız
davranmasının engellenmesi, doğrudan doğruya
yargının siyasete bağlanması; asıl, en büyük kusur
budur.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) Çocuklar Taksimde
çiçek mi dikiyordu, molotof mu atıyorlardı?
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
IV.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Niğde Milletvekili Alpaslan Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100 Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (2/1613, 1/778) (S. Sayısı: 478) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir. (AK PARTİ
ve CHP sıralarından gürültüler)
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan,
anlayamıyorum.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Sayın Başkan
OKTAY VURAL (İzmir) Bir dakika
Bir dakika
BAŞKAN Anlaşılıyor, şimdi
anlaşılıyor.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 Sıra Sayılı Kanun Teklifinin 73. Maddesinin e bendiyle
değiştirilmek istenen 645 sayılı Orman ve Su İşleri
Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararnamenin 10 uncu maddesinin 10 uncu maddesinin üçüncü
fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
"(3)
Müfettiş Yardımcılarının giriş ve yeterlik
sınavlarının usul ve esasları, Müfettişliğe
yükselmeleri, görev, yetki ve sorumlulukları, bunlarda aranacak özel
şartlar, Başkanlığın çalışma usul ve
esasları ile diğer hususlar yönetmelikle belirlenir. Yapılacak
giriş ve yeterlilik sınavları kamera ile kayıt
alınır.
Pervin
Buldan (Iğdır) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli) - Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kamunun personel
alımına ilişkin olarak yapılacak sınavların
liyakat esaslarına uygun biçimde gerçekleştirilmeleri ve
sonuçları bakımından ortaya çıkacak usulsüzlük ile
sınavın iptali sonucunu doğurabilecek her türlü şaibede
usulsüzlük bakımından herhangi bir kastı veya ihmali olmayan
görevli ya da katılımcının hak kaybına uğrayıp
mağduriyetini önlemek için sınav esnasında meydana geldiği
iddia edilen usulsüzlüklerin tespit edilmesinin
kolaylaştırılması ve adayların sınav
sonuçlarına ilişkin güveninin korunup güçlendirilmesi amacıyla
sınavların kamera ile kaydedilmesi gerekir. Bu nedenlerle madde
metninin değiştirilmesi teklif edilmiştir.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Önerge kabul
edilmemiştir.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Hamzaçebi.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, biraz önce, Sayın
Dilek Akagün Yılmaz kürsüden bir konuşma yaptı.
Konuşmasında herhangi bir sataşma olmadığı hâlde
MİHRİMAH
BELMA SATIR (İstanbul) Amma da olmadı!
SUAT ÖNAL
(Osmaniye) İyi ki yoktu!
HALİDE
İNCEKARA (İstanbul) Cinnet geçirdi sanki!
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Adalet ve Kalkınma Partisi grup
başkan vekili söz aldı, çıktı. Saygı duyarım,
grup başkan vekilleri benim görüşüme göre, arzu ettikleri takdirde
kürsüye çıkarlar, görüşlerini ifade ederler, İç Tüzükün
herhangi bir maddesinde bir dayanak aramam bunun için.
Tekrar, Sayın
Dilek Akagün Yılmaz kürsüye çıktı fakat Adalet ve Kalkınma
Partisi Grubu bir garip tahammülsüzlük içerisinde, Dilek Akagün
Yılmazın konuşmasına devamlı müdahale etti.
İHSAN
ŞENER (Ordu) Hem suçlu hem güçlüsünüz.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Ve en çok yadırgadığım
konu, Taksimde palalarla dolaşan birisinin tutuklanmamasına yönelik
olarak Sayın Yılmaz bir eleştiri yaparken, hukukçu
kimliğiyle öne çıkmış olan bir Adalet ve Kalkınma
Partisi milletvekili Tutuklamanın istisnai olması gerektiğini
savunmuyor musunuz? İşte, hâkim burada ona göre karar verdi ve
tutuklamadı...
İDRİS
ŞAHİN (Çankırı) Buna yargı karar verecek. dedim.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Bu ayıp, sizin grubunuza yeter.
Teşekkür
ederim. (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
İDRİS
ŞAHİN (Çankırı) Niye?
BAŞKAN
Diğer önergeyi okutuyorum
İDRİS
ŞAHİN (Çankırı) Sayın Başkanım, müsaade
eder misiniz?
Beni kastederek
söyledi, o ifade bana ait.
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) - Sayın Başkanım, sadece neyi ifade etmek
istediğini açıklamak istiyor.
İDRİS
ŞAHİN (Çankırı) - Ne ifade etmek istediğimi, müsaade
ederseniz, bir iki dakika açıklamak istiyorum.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Ben herhangi bir isim söylemedim efendim.
BAŞKAN
Sayın Hamzaçebi isim vermedi ki efendim.
İDRİS ŞAHİN
(Çankırı) Tutuklamanın istisnai olması gerektiğini
siz söylüyordunuz, diye ben dedim.
BAŞKAN
Anladım da isim vermedi. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Şimdi, önce, bu
cümleyi siz kullandınız mı kullanmadınız mı? Siz
söylediniz mi?
İDRİS
ŞAHİN (Çankırı) Evet efendim, ben söyledim,
doğrudur.
OKTAY VURAL
(İzmir) Tutanakları getirin, sonra.
İDRİS
ŞAHİN (Çankırı) - Tutanaklara geçmesi açısından
söyleyeyim o zaman.
BAŞKAN Böyle
bir açıklama olmaz ki.
ÜNAL KACIR
(İstanbul) Sayın Başkan ayıp! Öyle şey olur mu ya!
İDRİS
ŞAHİN (Çankırı) Sayın Başkanım,
şimdi
BAŞKAN
Lütfen
Böyle bir usulümüz yok Sayın Şahin.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 478 sıra sayılı Niğde Milletvekili Alpaslan
Kavaklıoğlu ve Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ile 100
Milletvekilinin; Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Devlet
Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (2/1613, 1/778) nın 73 üncü
maddesinin (e) bendinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan Akçay (Manisa) ve arkadaşları
"e) 29/6/2011
tarihli ve 645 sayılı Orman ve Su İşleri
Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararnamenin 10 uncu maddesinin üçüncü fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"(3)
Müfettiş Yardımcılarının giriş ve yeterlik
sınavlarının usul ve esasları, Müfettişliğe
yükselmeleri, görev, yetki ve sorumlulukları, bunlarda aranacak özel
şartlar ile Başkanlığın çalışma usul ve
esasları yönetmelikle belirlenir."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU BAŞKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
GIDA, TARIM VE
HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Şefik Çirkin, Hatay Milletvekili.
Buyurun.
ADNAN
ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygı, sevgi, hürmetle
selamlıyorum efendim.
Şimdi, öyle
bir kanun görüşüyoruz ki örneğin, tarımla ilgili -ben Tarım
Komisyonu üyesiyim- maddeler nerede desek, tamamını okumak zorunda
kalıyoruz. Bir maddede 53 fıkra var. Yani bizim çocukluğumuzda,
İskenderunda mahallemizde bir Tevfik Amca vardı, Şahane
Bakkalının sahibiydi -yaşıyorsa Allah selamet versin,
öldüyse Allah rahmet etsin- o dükkâna girdiğinizde bir şeyi
bulmanız mümkün değildi ama Tevfik Amca bulurdu. Yani her şey
birbirine girmiş, ne istersek her şey bulunurdu bunda, yani eczane
gibi bir bakkal dükkânıydı, ilaç da bulunurdu. Bir şeyi
söylerdik biz ne istiyorsak, gider, arkalardan bir yerden eliyle koymuş
gibi alır, getirirdi. Bir Tevfik Amca da yok ki bu kanunları bir
toparlasın. Yani getiriyorsunuz, sonra geri değiştiriyorsunuz;
getiriyorsunuz, geri değiştiriyorsunuz ve sonunda olan, yine bu
Meclise oluyor, bize oluyor, vatandaşa oluyor. Yani, mesela Sayın
Tarım Bakanı burada, Orman Bakanının şeyini
görüşüyoruz zaten, elli defa dedik Komisyonda Bu Mera Kanunu
yanlış. Bakın, geri döneceksiniz bize. diye. Döndünüz,
değiştirdiniz, bir daha değiştirdiniz, daha
değiştireceksiniz. Şimdi, bu da aynı.
Yani, bunlar istihdam
etmenin bir başka yolu hâline gelmiş. Önce sözleşmeli
alınıyor, ondan sonra kadro veriliyor; sözleşmeli
alınıyor, ondan sonra kadro veriliyor. Mesela bugün, bütün sayın
milletvekillerimize gelmiş olduğunu tahmin ettiğim bir mesajda diyor
ki: Sayın vekilim, iki yıllık evliyim. Eşim gıda
mühendisi, 2008den beri KPSSye giriyor, son sınavda 86 aldı ve
dışarıda. Bunun için bir madde var mı burada? Yok. Yani
bakınız, polisler için bir özlük hakları yasasını, emeklilik
meselelerini halledecek, iki yıldır açığız,
çalışıyoruz, getirebildik mi? Yok. Bundan da vazgeçtik.
Buralarda defalarca kürsüden izah ettik Reyhanlıda durum belli, birçok
kötü şey olacak. dedik, oldu, daha da olacak. İnşallah olmaz.
190 polis var; nöbetteki, izindeki, şuradaki, buradaki, masa
başındaki, kaldı 30 polis. 50 bin Reyhanlının merkez
nüfusu, 50 bin de Suriyeli, 100 bin kişi yani. Ne oldu? Kontrol edemedi,
53 can gitti.
Şimdi,
geçenlerde ne oldu? Bir valiz, bir çanta
Bunu hiçbiriniz duymadınız,
çünkü Hükûmet bunu kapatıyor, baskılıyor, iyi bir şey
yaptığını zannediyor ama bunlar iyi şeyler değil
arkadaşlar, yarın bize çok kötü şekilde dönecek. Boş bir
arsada, bir valiz içerisinde, bir çanta içerisinde el bombaları,
Kalaşnikof mermileri. Bunu bulanlar kim? Çocuklar. Allahtan bununla
oynamıyorlar, annelerine götürüyorlar ve anneleri de durumu fark ediyor,
emniyeti çağırıyor.
Peki, Bu nedir
acaba? diye oynasa ne olurdu efendim? Bir facia daha
8-10 çocuğun
başına biriktiği bir torba el bombasının nelere yol
açabileceğini düşünebiliyor muyuz? Bizim bunlarla
uğraşmamız lazım. Hangi kanunla, hangi
değişikliği yaparak bu Reyhanlının güvenliğini
sağlamak için nasıl özel birimler kurabiliriz, bu
Reyhanlının huzurunu, barışını nasıl temin
edebiliriz dememiz lazım.
Bakın, orada,
Suriyeli Müslüman kardeşlerimiz çok mağdur. Biz, asla onların
orada olmasından Reyhanlılılar olarak rahatsız
değiliz, başımızın tacı, ama kusura
bakmayın, onların huzurunu esas bozan Hükûmetin
uygulamalarının ta kendisidir maalesef. Bu, mutlaka böyle istenmiyor
ama yapılan yanlışlıklar ve eksiklikler ve ihmaller sonunda
buna yol açıyor. Bunu da buradan ikaz etme gereği hissettim.
Hepinize
saygılar, sevgiler sunuyorum.
Yarın sahur,
sayenizde sahura kalkmayacağız, sahuru burada, görünen o ki hep
birlikte yapacağız.
Hepinizin de
mübarek ramazanı şerifini kutluyorum efendim.
Selametle. (MHP ve
CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Birleşime
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 23.57
ON BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 00.03
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER:
Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
----- 0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 133üncü
Birleşiminin On Beşinci Oturumunu açıyorum.
478 sıra sayılı Kanun Teklifinin
görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Sayın Başkan, çalışalım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Çalışalım Başkanım, çalışalım.
Muhalefet burada, Hükûmet niye gitti?
BAŞKAN - 5inci sırada yer
alan, Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve
Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Yalova Milletvekili Muharrem
İnce'nin; Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ile
Milli Savunma Komisyonu Raporunun görüşmelerine başlayacağız.
5.- Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Yalova Milletvekili Muharrem İncenin; Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ile Milli Savunma Komisyonu Raporu (1/795, 2/64) (S. Sayısı: 479)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkan, iktidar parmak kaldırmaktan yorulmuş.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Buradayız, muhalefet burada, tutanaklara geçmesi açısından.
SÜLEYMAN
ÇELEBİ (İstanbul) Biz çalışmak istiyoruz.
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Biz çalışmak istiyoruz. Bir tane milletvekili
kalmamış, bu nasıl bir yasama, bu nasıl bir iktidar?
BAŞKAN - 6ncı sırada yer
alan, Sanal Ortamda İşlenen Suçlar Sözleşmesinin
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
6.-
Sanal Ortamda İşlenen Suçlar Sözleşmesinin
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/676) (S. Sayısı: 380)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Aramızda anlaşma var; saat on ikide
kapatacağız.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Bizim milletle aramızdaki anlaşma dışında kimseyle
aramızda anlaşma yok.
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Şimdi farklı anlaşılır.
SÜLEYMAN
ÇELEBİ (İstanbul) Gitmeyin arkadaşlar,
çalışalım.
OKTAY
VURAL (İzmir) Zaten hiç bulunmaz Sayın Başkan. Bu komisyon yok
ki! Ne görev yapar? Grup başkan vekilleri burada komisyonlar yok.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) İnanamıyorum bu AKPnin böyle terkedişine! Hep
birlikte çalışmalıyız.
BAŞKAN
- Bundan sonra da komisyonun bulunmadığı
anlaşıldığından, alınan karar gereğince,
kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri
sırasıyla görüşmek için, 8 Temmuz 2013 Pazartesi günü saat
14.00te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.
İyi
akşamlar diliyorum.
Kapanma
Saati: 00.04