TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
18inci
Birleşim
8
Kasım 2012 Perşembe
(TBMM Tutanak
Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu
Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş
bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade
edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler
aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- YOKLAMALAR
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- İstanbul Milletvekili Türkan
Dağoğlunun, Lösemili Çocuklar Haftasına ilişkin gündem
dışı konuşması
2.- İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susamın,
eğitim uygulama okulu ve iş eğitim merkezlerinin
sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
3.- Malatya Milletvekili Öznur Çalıkın,
Malatya ve yatırımlarına ilişkin gündem dışı
konuşması
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- BDP Grubu adına Grup Başkanvekili Pervin
Buldan'ın, Kürt sorununun çözüm yöntemlerinin tespiti için birçok ülkede
uygulanan demokratik özerklik modellerinin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/397)
2.- Elâzığ Milletvekili Enver Erdem ve 20
milletvekilinin, Doğu Anadolu Fay Hattı üzerinde bulunan
Elâzığ ilindeki deprem riskinin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/398)
3.- Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaz
ve 21 milletvekilinin, Afyonkarahisar-Kocatepe'nin sorunlarının,
geçmişinin, bugününün ve geleceğinin, tarihimizdeki önemine
yakışır bir hâle getirilmesi için yapılması gereken
yasal düzenlemelerin araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi
(10/399)
B) Önergeler
1.- MHP Grubu adına Grup Başkan Vekili
İzmir Milletvekili Oktay Vuralın,
338 sıra sayılı Kanun Tasarısının 8inci
maddesinde MHP Grubuna mensup milletvekillerince verilen önerge
işlemlerinin kapalı oturumda görüşülmesine ilişkin önergesi
2.- Yalova Milletvekili Muharrem İnce ve 20 arkadaşının, 338
sıra sayılı Kanun Tasarısının 9uncu maddesinde
CHP Grubuna mensup milletvekillerince verilen önerge işlemlerinin
kapalı oturumda görüşülmesine ilişkin önergesi
VI.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- BDP Grubunun, 2/11/2012 tarihinde, Iğdır
Milletvekili Grup Başkan Vekili Pervin Buldanın cezaevlerinde
12/9/2012 tarihinde başlayan ve iki siyasi talebi içeren süresiz
dönüşümsüz açlık grevi, sağlık ve ekonomik
durumlarının araştırılması amacıyla
vermiş olduğu Meclis araştırması önergesinin, Genel
Kurulun 8/11/2012 günkü
birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
2.- MHP Grubunun, 2/11/2012 tarih ve 6553 sayı ile
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş
olan, ülkemizde yabancı, gerçek ve tüzel kişilere yapılan
taşınmaz satışları hakkındaki genel görüşme
önergesinin, Genel Kurulun 8/11/2012 günkü
birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
3.- CHP Grubunun, muhtarların sosyal ve ekonomik
sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla verdiği (10/26) esas numaralı
Meclis Araştırması Önergesinin ön görüşmesinin, Genel
Kurulun 8/11/2012 Perşembe günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
VII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR
1.- Bingöl Milletvekili İdris Balukenin, Bursa
Milletvekili Hüseyin Şahinin Barış ve Demokrasi Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının; Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük
Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında
İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S.
Sayısı: 156)
2.- Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve
Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484)
(S. Sayısı: 287)
3.- Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman
Şirketleri Kanunu Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(1/601) (S. Sayısı: 239)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık
ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681,
2/786, 2/820, 2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338)
IX.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
1.- 338 sıra sayılı Kanun
Tasarısına yeni madde ihdasına dair verilen önergeye ekli
listelerin okunmamasının İç Tüzükün 87nci maddesine uygun olup
olmadığı hakkında
2.- 338 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 3üncü maddesinin Anayasaya aykırı
olduğu gerekçesiyle görüşülüp görüşülemeyeceği
hakkında
3.- 338 sıra sayılı Kanun
Tasarısına yeni il ve ilçe kurulmasına ilişkin yeni madde
eklenmesini öngören önergelerin işleme alınmamasının
İç Tüzüke uygun olup olmadığı hakkında
X.- KAPALI OTURUMLAR
ON
BİRİNCİ ve ON ÜÇÜNCÜ
OTURUM
(Kapalıdır)
XI.- OYLAMALAR
1.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 4üncü maddesinin
oylaması
2.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 6ncı maddesinin oylaması
3.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 8inci maddesinin
oylaması
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 9uncu maddesinin oylaması
XII.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın,
Kütahya ili merkez ve ilçelerine yapılan spor yatırımlarına
ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıçın
cevabı (7/8611)
2.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutanın,
2012 yılında Artvin ilindeki spor kulüplerine yapılan desteklere
ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıçın
cevabı (7/8929)
3.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulunun, Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yaşanan elektrik
kesintilerine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldızın cevabı (7/9433)
4.- Mardin Milletvekili Erol Doranın, Mardinde
yaşanan elektrik kesintilerine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/9436)
5.- Diyarbakır Milletvekili Nursel
Aydoğanın, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinin enerji ve
sulama kanalı sorunlarına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/10005)
6.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulunun, Şanlıurfada yaşanan elektrik kesintilerine
ve çiftçilerin mağduriyetine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/10006)
7.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulunun, Batmanda yaşanan elektrik kesintilerine ve
çiftçilerin mağduriyetine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/10007)
8.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulunun, Osmaniyede yaşanan elektrik kesintilerine ve
çiftçilerin mağduriyetine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/10008)
9.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulunun, Şırnakta yaşanan elektrik kesintilerine ve
çiftçilerin mağduriyetine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/10011)
10.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulunun, Kiliste yaşanan elektrik kesintilerine ve çiftçilerin
mağduriyetine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldızın cevabı (7/10013)
11.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulunun, Mardinde yaşanan elektrik kesintilerine ve
çiftçilerin mağduriyetine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/10015)
12.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulunun, güneydoğu illerindeki spor projelerine ve spor toto
teşkilat reklam tabelalarına ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor
Bakanı Suat Kılıçın cevabı (7/10026)
13.- Yalova Milletvekili Muharrem İncenin,
Bakanlık tarafından açılması planlanan yurt
dışı koordinasyon ofislerine ilişkin sorusu ve Gençlik ve
Spor Bakanı Suat Kılıçın cevabı (7/10027)
14.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkanın, Londra
Olimpiyat Oyunlarında sporcularımızın
başarısızlığının nedenlerine ilişkin
sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıçın cevabı
(7/10028)
15.- Uşak Milletvekili Dilek Akagün
Yılmazın, il spor merkezlerine kayıt yapılırken
doldurulan formlara ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat
Kılıçın cevabı (7/10029)
16.- Eskişehir Milletvekili Kazım Kurtun,
spor salonları ve stadyumlara girecek gazetecilerin akreditasyon
işlemlerine ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat
Kılıçın cevabı (7/10030)
17.- Mersin Milletvekili Vahap Seçerin, Mersinde
düzenlenecek 2013 Akdeniz Oyunlarına ilişkin sorusu ve Gençlik ve
Spor Bakanı Suat Kılıçın cevabı (7/10031)
18.- Aydın Milletvekili Metin Lütfi
Baydarın, 2002-2012 yılları arasındaki olimpiyat
oyunlarında ülkemizin temsiline ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor
Bakanı Suat Kılıçın cevabı (7/10032)
19.- Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmakın, 2012 Londra Olimpiyatlarına katılan kafileye
yapılan harcamalara ve alınan madalyalara ilişkin sorusu ve
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıçın cevabı (7/10033)
20.- Eskişehir Milletvekili Kazım Kurtun,
Eskişehirde TOKİ tarafından yapılacak olan stadyuma
ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıçın
cevabı (7/10034)
21.- İzmir Milletvekili Alaattin Yükselin,
Diyanet İşleri Başkanlığından Gençlik ve Spor
Bakanlığına geçiş yapan personele ilişkin sorusu ve
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıçın cevabı (7/10035)
22.- Ankara Milletvekili Levent Gökün, 19 Mayıs
Stadyumunun eksikliklerinin giderilmesine ilişkin Başbakandan sorusu
ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıçın cevabı
(7/10415)
23.- Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcının, Kredi ve Yurtlar Kurumundan yurt ve burs talebinde
bulunan öğrencilerin kişisel bilgilerinin bazı cemaatlerin eline
geçtiği iddialarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Gençlik
ve Spor Bakanı Suat Kılıçın cevabı (7/10455)
24.- Bartın Milletvekili Muhammet Rıza
Yalçınkayanın, YURTKUR yurtlarında barınan ve burs alan
öğrencilere ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat
Kılıçın cevabı (7/10606)
25.- Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülünün,
Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumunun Tekirdağ ilindeki
hizmetlerine ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat
Kılıçın cevabı (7/10608)
26.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulunun, İstanbuldaki üniversite öğrencisi
sayısına ve barınma olanaklarına ilişkin sorusu ve
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıçın cevabı (7/10609)
27.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün,
lisanslı sporcuların sağlık taramalarına ilişkin
sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıçın cevabı
(7/10610)
28.- İzmir Milletvekili Ahmet Kenan
Tanrıkulunun, ülkemizdeki engelli spor kulüplerine ilişkin sorusu ve
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıçın cevabı (7/10611)
29.- Hatay Milletvekili Mevlüt Dudunun, Hataydaki
üniversite öğrencilerinin barınma sorunlarına ilişkin
sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıçın cevabı
(7/10612)
30.- Bingöl Milletvekili İdris Balukenin, Yüksek
Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumuna bağlı yurtlar ve
kapasitelerine ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat
Kılıçın cevabı
(7/10613)
31.- İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya
Önderin, futbolculara uygulanacak vergilere ilişkin sorusu ve Maliye
Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı (7/10714)
32.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçerinin, 2003-2012
yılları arasında Bakanlık bünyesinde kiralama yoluyla
hizmet veren binalara ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik
Bakanı Erdoğan Bayraktarın cevabı (7/11066)
33.- Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın, Bakanlık tarafından mükelleflere gönderilen
mektupta yer alan bazı ifadelere ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı
Mehmet Şimşekin cevabı (7/11125)
34.- Antalya Milletvekili Yıldıray
Sapanın, Başbakanlık Koruma Müdürlüğüne ilişkin
Başbakandan sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bekir
Bozdağın cevabı (7/11406)
35.- Bingöl Milletvekili İdris Balukenin, Bilgi
Edinme Kanunu kapsamında yapılan başvurular ile ilgili bazı
verilere ilişkin Başbakandan sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Bekir Bozdağın cevabı (7/11412)
36.- Uşak Milletvekili Dilek Akagün
Yılmazın, Başbakanlık koruma görevlileri ve koruma
araçlarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Bekir Bozdağın cevabı (7/11418)
08 Kasım 2012 Perşembe
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır),
Tanju ÖZCAN (Bolu)
-----0-----
BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 18inci Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayısı
vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline
gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz,
Lösemili Çocuklar Haftası münasebetiyle söz isteyen İstanbul
Milletvekili Türkan Dağoğluna aittir.
Buyurun.
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- İstanbul Milletvekili Türkan
Dağoğlunun, Lösemili Çocuklar Haftasına ilişkin gündem
dışı konuşması
TÜRKAN DAĞOĞLU (İstanbul)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Lösemili Çocuklar
Haftası nedeniyle gündem dişi söz almış bulunuyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
İçinde bulunduğumuz bu hafta,
çocuk sağlığı açısından son derece önemli bir
hastalık olan lösemiye karşı farkındalık yaratmak ve
lösemili çocukların sorunlarının konuşulup,
tartışıldığı bir haftadır.
Tüm kanser türlerinde olduğu gibi, ne yazık ki lösemi
vakalarında da dünya çapında endişe verici bir artış
gözlenmektedir. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre her yıl
dünya genelinde kansere yakalanan 180 bin çocuğun 1.500ü lösemi
hastasıdır ve yine Dünya Sağlık Örgütünün 2020 verilerine
göre, bu değer 2020 yılında 2 misline çıkacak diye
hesaplanmaktadır. Çocukluk çağı kanserlerinin tüm kanserlerin
yüzde 4ünü oluşturması ise, bu konuya ne denli önem vermemiz
gerektiğinin başlı başına bir
kanıtıdır.
Türkiyede bu karamsar tablo bir istisna teşkil etmemektedir.
Aynı şekilde Türkiyede de kanser vakaları gün geçtikçe eskiye
nazaran daha fazla artmaktadır. Bununla beraber, özellikle son
yıllarda gelişen modern tanı ve tedavi yöntemleri sayesinde,
lösemideki iyileşme oranları yüzde 80lerden yüzde 90lara çıkmıştır
ve buradaki neden, kemoterapinin düzenli olarak uygulanması, çevre ve
temizlik koşullarının iyileşmesi ve gıda
sağlığına dair bilinçlenme de bu süreci desteklemektedir.
Tedavi edilebilen, ancak son derece zorlu ve maliyetli bir
süreci gerektiren lösemi hastalığında, çocuklarımız
yaşamlarının en masum dönemlerinde zor bir
hastalığın pençesinde yaşam mücadelesi vermektedir. Sosyal
devlet anlayışı içinde İktidarımız, AK
PARTİ, çocuklarımızın yarınlara
sağlıklı birer birey olarak hazırlanması için lösemili
çocuklarımızı yalnız bırakmamaktadır. On sekiz
yaş altı çocukların tamamen sağlık güvencesi
kapsamında tutulması, lösemi tedavisinin ücretsiz
gerçekleşmesinde önemli bir yapı taşıdır. Artık,
çocuğu kanser diye, çocuğu lösemi diye hayvanını satan, evini
satan, tarlasını satan ya da kolunda bileziğini satan ailelerle
karşılaşmıyoruz. Bunların hepsini devlet kendi
bütçesinden zaten ödüyor.
Değerli milletvekilleri, nitelik ve
nicelikleri giderek artan devlet hastanelerinde bu birimlerde konusuna hakim ve
uluslararası literatür ve uygulamaları takip eden uzman
sağlık çalışanlarımız görev almaktadır. Yeni
kurulan ve kapasiteleri güçlenen onkoloji birimleri de bu anlamda önemli
faydalar sağlamaktadır. Sağlık Bakanımızın
geçtiğimiz gün açıkladığı üzere lösemi
hastalarının Türkiyede temin etmekte zorlandığı
ilaçlar artık Hacettepe Üniversitesi bünyesinde ve TÜBİTAK ile ortak
çalışmalar sonucunda üretilecektir. Sağlık
Bakanlığı Kanser Daire Başkanlığının
önümüzdeki günlerde hayata geçireceği evde bakım hizmetleriyle
ülkemizde bir yenilik daha gerçekleşecek ve o küçücük masum
çocukların hastane köşelerinde daha fazla vakit kaybetmemeleri ve
daha sağlıklı bir ortamda tedavi görmeleri bu hizmet sayesinde
onlara sağlanacaktır.
Bilindiği üzere lösemili
çocuklarımızın tedavilerinde önemli bir etmen de kemik
iliği naklidir. Sağlıkta Dönüşüm Programı çerçevesinde
nakil merkezî sayısında önemli bir artış
kaydedilmiştir ve bugün Türkiyede 56 tane nakil merkezî vardır.
Ancak, bizim sorunumuz doku bulmaktadır. Bugün 480 tane çocuk
hastamızın kemik iliği nakline ihtiyacı vardır.
İşte, biz bugün, bugün burada bu konuştuklarımızla ve
bu hafta bu konuya yaptığımız vurgularla eğer toplumu
bu konuda bilinçlendirirsek ve bu doku nakillerine bir katkımız
olursa ben şahsen kendimi mutlu addedeceğim.
Bu açıklamayı yaptıktan
sonra da herkesi saygıyla selamlıyorum ve herkese iyi
çalışmalar diliyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(İstanbul) Türkan Hanım, ilaç bulamıyorlar ilaç, onu da dile
getirin; lösemi ilacı bulamıyorlar.
TÜRKAN DAĞOĞLU (İstanbul)
Bulacaklar efendim, Türkiyede yapılacak.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(İstanbul) Onu da bir söyleyin de.
TÜRKAN DAĞOĞLU (İstanbul)
Söyledim.
BAŞKAN - Gündem dışı
ikinci söz Eğitim Uygulama Okulu ve iş eğitim merkezlerinin
sorunları hakkında söz isteyen İzmir Milletvekili Mehmet Ali
Susama aittir. (CHP sıralarından alkışlar)
2.- İzmir Milletvekili Mehmet Ali
Susamın, eğitim uygulama okulu ve iş eğitim merkezlerinin
sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
MEHMET ALİ SUSAM (İzmir)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gündem
dışı bugün söz almamın nedeni: Mesleki eğitim
merkezleri ve özel eğitim iş uygulama okullarında 21 Temmuzda
çıkarılan bir yönetmelikle artık yirmi üç yaşının
üzerindeki çocuklar bu okullardan eğitim alma şansını
kaybettiler.
Öncelikle, size bu okullara hangi çocukların
gittiğini bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Bu okullara engelli
çocuklarımız gidiyor. Bir düşünün, çocuğunuz
doğmuş, engelli, yaşamı boyunca evinizde onunla her anı
geçirmek zorunda olan bir anne bir babasınız. Bu çocuğun evde
-hangi ekonomik gücünüz olursa olsun- yirmi dört saat sizinle birlikte
olması çocuğun gelişimi açısından çok zordur. Devletin
sosyal devlet olma gereği bu çocuklarla ilgili iş yapabilme gereğine,
okul açabilme, eğitim verme gereğine ihtiyacı vardır. Büyük
Önder Mustafa Kemal Atatürkün dediği gibi Eğitimde feda
edebileceğimiz tek bir ferdimiz bile yoktur. düsturuyla
açılmış olan bu okullarda bu çocuklarımız eğitim
almakta idi.
Bir eğitim gönüllüsü, böyle bir okulu
kazandırmış bir hayırsever olarak da söylüyorum. Bu
çocuklarla dört yılı aşkın süredir beraberim. Evlerinden
gelip bu okula geldikleri günü de biliyorum, bu okulda iki üç yıl sonra geldikleri
düzeyi de biliyorum. İçine kapanık gelmiş bir çocuğun bale
yaptığını, tiyatro oynağını ve folklor
gösterisine katılabildiğini görüyorum. Ama bu çocuklar, şimdi,
yeni bir sistemle, 4+4+4 gibi bir uygulamayla okullarından
alındılar.
Değerli arkadaşlar, eğer eğitimde bir
tasarrufa ihtiyaç varsa yapılması gereken en son tasarruf bu
alandadır. Bu çocuklarımız en çok eğitime ihtiyacı
olan çocuklardır. Bunun gerekçesi yeni çocukları alıp, üç
yıl eğitip ondan sonra bunları yenileriyle desteklemek; Okulum
yoktur, okul imkânım yoktur. diyerek böyle bir kararname çıkarmak
değildir.
Millî Eğitim Bakanlığı
dedi ki: Yirmi üç yaşından sonra halk eğitimlere gidecekler.
Halk eğitimlerin durumunu biliyorsunuz, halk eğitimler bu çocuklar
için hiçbir özel koşula sahip değil. Bu çocuklar için
öğretmenler özel olması gerekiyor, fedakârca eğitime gönül
vermiş öğretmenler olması gerekiyor, eğitim
almış, eğitilmiş öğretmenler olması gerekiyor. Bu
çocuklar için her şart uygun olması gerekiyor.
Bu sefer, baskı üzerine Millî
Eğitim Bakanlığı bir uygulama yaptı. Uygulama, halk
eğitim merkezlerinin geçici yerlerinde bu çocukları eğitme
noktasında ama servis yok ama yemek yok. Bu çocukların bu durumda
eğitim alma şansları yok. Bir kısmına
yardımcı olduk; taşımayı ilçe belediyelerine verdik,
yemeği büyükşehire verdik ama bu çocuklarımız için ne
yapılacağı konusunda Millî Eğitimin ne
hazırlığı var
Ama hazırlığı olmadan da
bir talimatla bu çocukların eğitim hayatına son veriyorlar.
Değerli arkadaşlar, size
şunu hatırlatmak istiyorum: Bu çocuklardaki sevgi
katışıksız ve hesapsız kitapsız sevgidir. Böyle
bir okulu gidin bir ziyaret edin. Bu çocukların iş yaparken
duyduğu mutluluğu görün. Bu çocukların arkadaşlarıyla
birlikte mutluluğunu görün. En önemlisi de çocuğunun gelişmesini
gören anne babanın mutluluğunu görün. Bu kadar mutluluğu bu
insanlara çok görmek Bu eğitim sisteminde reform yaptım. diyen
insanlar için oturup kırk kere düşünülmesi gereken durumdur.
Dikkatinizi bu konuya çekmek için bugün söz
aldım. Hepinizi bir kez daha düşünüp Millî Eğitim
Bakanlığını bu konuda çıkarmış olduğu
kararnameyi düzeltmeye, bu okulların sayısını
artırmaya davet ediyorum. Bu iş parayla olmaz. 506 lira para
veriyoruz. diyorlar, para bu işin iyi olması için yeterli bir konu
değildir.
Bu duygularla yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyor, bu konuda desteklerinizi bekliyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Gündem dışı üçüncü söz,
Malatya ve yatırımları hakkında söz isteyen Malatya
Milletvekili Öznur Çalıka aittir.
(AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
3.- Malatya Milletvekili Öznur
Çalıkın, Malatya ve yatırımlarına ilişkin gündem
dışı konuşması
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) Sayın
Başkanım, değerli milletvekilleri; Malatya ve
yatırımları üzerine şahsım adına gündem
dışı söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Bildiğiniz gibi, son üç günden bu yana
Büyükşehir Yasa Tasarısıyla ilgili olarak Meclisimiz çok
yoğun bir çalışma içerisinde. Sabah beşe kadar hep beraber
buradaydık ve inşallah bu yapmış olduğumuz
çalışmalar neticesinde Malatyamız da büyükşehir olacak
iller arasında olacak.
Malatya 6.500 yıllık kent tarihine
sahip bir şehir. Bu muazzam birikimin üzerine, şehrin dokusuna,
imajına ve kurgusuna saygılı çok önemli yatırımlar
yapıldı ve yapılmaya da devam ediyor. Böylece, Malatya bugün,
Türkiyenin en yaşanabilir illeri arasında bulunmaktadır ve on
yıldan bu yana Malatyada neler yaptığımızı
beş dakikaya sığdırmak tabii ki çok zor. Fakat kısaca
şunu söylemek isterim ki: On yıldan bu yana Malatyaya toplam 3,5
katrilyonluk yatırımı biz AK PARTİ İktidarı
döneminde götürdük. En önemli yatırımlarımız içerisinde,
Ulaştırma Bakanlığımız yaklaşık 1,5
milyara yaklaşan bir yatırımı Malatyaya aktardı ve
bildiğiniz gibi, bir şehrin başka şehirlerle
yarışabilmesi ya da ülkenin gelişimine katkı sunabilmesi
için özellikle ulaşım ağlarının rekabete yetecek
düzeyde olması gerekmekte. Bakanlığımız 2003
yılından bu yana yapmış olduğu çalışmalarla
cumhuriyet tarihinin seksen yılda yapamadığını on
yılda yaptı. Seksen yılda 36 kilometrelik duble yolu, biz on
yılda 284 kilometreye çıkardık. Bu miktar, Malatyanın
batıda Kayseriyle, doğuda Elâzığ ile güneyde Mersin ile
bağlantı yollarının tamamlandığını
ifade ediyor. Kuzeyde bulunan Malatya-Hekimhan-Sivas yolumuzun ise 2012
Yatırım Programına alındığını ifade
ediyor, bu yolun ihale çalışmaları da sürmekte. Arapgir-Trabzon
yolu Malatyanın Karadenize bağlantı yolu olacak, çok önemli
bir yol ağı olacak. Sadece kara yollarında mı
ulaştırma faaliyet gösterdi? Hayır, hava yollarında da
çığırlar açtık ve havaalanına giden
yollarımız protokol yolu oldu. Malatyadan Ankaraya,
İstanbula, İzmire, Antalyaya, Suudi Arabistana, hacca seferler
artık yapılıyor; Almanyaya Kölne, Frankfurta seferler
düzenleniyor ve Malatya ulaşımda güçlendikçe ihracatta gösterdiği
başarı da artıyor.
Özellikle ihracatımıza katkı
sunan en önemli ürünümüz kayısımız ve ülkemiz kuru
kayısıda dünya üretiminin yüzde 90ını
karşılıyor. Bir yıl içerisinde yaklaşık 200
milyon dolarlık ihracata imza attık ve Tarım
Bakanlığımız tarımdaki, kayısıdaki bu
yapmış olduğumuz desteklere toplam 520 trilyon -eski parayla-
destek verdi. Kayısından söz etmişken tüm Meclisi ve milletimizi
bir kez daha bilgilendirmek isterim ki, artık, kayısı uçuyor,
dünya kayısıyla uçmaya başlayacak. Türk Hava Yolları
Yönetim Kurulu Başkanımız Sayın Hamdi Topçuyla
yapmış olduğumuz görüşmeyle artık, uçaklarda tüm
dünyaya 200 noktada 30 milyon yolcumuza kayısı ikram edeceğiz ve
artık, dünya natürel kayısıyla ve mucize ürün
kayısıyla uçmaya devam edecek. Ayrıca Türk Hava Yollarında
bundan sonra yurt dışı uçuşlarınızda da kırk
dakika Malatyanın tanıtım filmini seyredeceksiniz. Ben bu
konuda desteklerini esirgemeyen Yönetim Kurulu Başkanımız Hamdi
Topçuya, milletvekillerime, Malatya Belediye Başkanıma ve tüm
Malatya sivil toplum örgütlerine ve basın mensuplarına teşekkür
ediyorum.
Malatya sağlıkta çok önemli yatırımlar
aldı ve almış olduğu yatırımlarla birlikte
şu an Malatya Türkiye'nin en önemli sağlık turizmi kenti olacak.
Bu vesileyle Sayın Bakanımıza ve tüm ekibine ben teşekkür
ediyorum. Özellikle, Malatyada kurulacak olan 800 yataklı hastanemiz
Malatya için çok önemli bir adım. Turgut Özal Tıp Merkezîyle, şu
an yapılan kadın doğum ve çocuk hastanesiyle, fizik tedavi ve
rehabilitasyon merkezîyle Malatya yatırım merkezî, sağlıkta
turizm merkezî olacak. Akçadağ, Arapgir, Pütürge, Doğanşehir ve
Hekimhan ilçelerimizde devlet hastanelerimizi yapmaya devam ediyoruz ve Orman
Bakanlığımızın yapmış olduğu
çalışmalarla şu an 3 tanesi hali hazırda bulunan
barajımızın daha açılışı yapılmadı
ve 513 trilyonluk yatırımı biz Malatyamıza aldık ve
TOKİ, şu ana kadar 610 trilyonluk yatırımı toplamda 6.886
konutu Malatyada, sosyal konut olmak üzere inşa etti ve kentsel
dönüşümü başlattık ve Malatyayı yeniden inşa
ediyoruz. Büyükşehir olacak olan Malatyanın, bu yeni kentsel
dönüşümle de doğunun cazibe merkezî olacağına inancımız
tamdır.
Bu vesileyle ben başta Sayın
Başbakanımız olmak üzere emeği geçen
bakanlarımıza teşekkürlerimi sunuyorum, bütün milletvekillerine
teşekkür ediyorum, sağ olun.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ferit Mevlüt
Aslanoğlu, bu kadar emeği var adamın, onun hakkını
yiyene hakkımızı helal etmeyiz. Malatya demek Ferit Mevlüt
Aslanoğlu demek, o kadar emeği var.
BAŞKAN
Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.
Meclis Araştırması
açılmasına ilişkin üç önerge vardır, okutuyorum:
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- BDP Grubu adına Grup Başkanvekili Pervin
Buldan'ın, Kürt sorununun çözüm yöntemlerinin tespiti için birçok ülkede
uygulanan demokratik özerklik modellerinin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/397)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Ülkemizin bu gün olduğu gibi
geçmişten beri süre gelen en büyük sorunu, Kürt sorunudur. Sorunun çözümü
olarak uygulanan şiddete dayalı sistem, soruna çare olmaktan öte
sorunu derinleştirmiştir. Çok kültürlü ülkelerde yaşanan benzer
sorunların çözüm yolu olarak özerklik modelleri uygulanmış ve
soruna çare bulunmuştur. Türkiye'nin bu çok kültürlülük sorununu
aşması, iç barışı sağlaması,
barış, güven, huzur ortamını tesis etmesi
açısından, çözüm yollarını tespit edebilmek amacıyla
bugün birçok ülkede uygulanan demokratik özerklik modellerinin
araştırılmasını, yerinde incelemeler
yapılmasını ve bu amaçla Anayasa'nın 98. ve İç
Tüzükün 104 ve 105. maddeleri gereğince "Meclis
Araştırması" açılmasını
saygılarımla arz ederim.
Pervin
Buldan
Iğdır
BDP
Grup Başkan Vekili
Gerekçe:
Türkiye'de Kürt halkı,
sayıları yirmi milyonu aşkın büyük bir halktır. Kürt
halkı, tarih, dil, kültür, gelenek, coğrafi bölge gibi etkenler
itibariyle farklı bir topluluk, yani farklı ve kadim bir
halktır.
Kürtlerle birlikte ülkemizde farklı
dil ve kültüre sahip başka etnik yapılar da bulunmaktadır.
Farklılıklara sevgi, saygı, hoşgörü gösterilmeden,
kendilerini özgürce ifade etmeleri sağlanmadan, barışık
demokratik bir toplumu kurmak mümkün değildir. Farklı kültürlerin,
yapıların demokrasilerde ayrılık nedeni değil,
birliğin harcı olduğu, hukuk devleti güvencesinde
yaşadığı bir gerçektir. Çok kültürlü toplumlarda farklılıkların
bir arada özgür ve eşit yaşaması yönünde anlayış ve
davranışlar geliştirilmediği takdirde, çatışma ve
ayrılıklar yaşanmaktadır. Bugün ülkemizde yaşanan
çatışma ortamı, Kürt halkının kendi kültürünü, dilini
özgürce yaşaması ve yaşatmasına asimilasyon
politikaları ve kıyımlar ile engel olunması sonucunda
meydana gelmiştir. Bugün dahi çözülmesi gereken acil sorunların
başında gelen en önemli sorun Kürt sorunudur. Türkiye'de Kürt
sorununun kökten çözümü, silahların bırakılması ve yeni
demokratik bir süreci başlatarak ülkemizin ekonomik, sosyal, siyasal ve
kültürel açıdan güçlenmesini sağlayacaktır. Otuz beş
yıldır devam eden çatışmalı ortam göstermektedir ki
sorunun çözüm yolu silah değil müzakere ve uzlaşıdır.
Sorunun acil çözümü ve bir an evvel barış ortamının
sağlanabilmesi için çözüm yollarını araştırmak ve
dünya örneklerinden yararlanmak gerekmektedir.
Çok kültürlü toplumlarda, sosyal
barışı ve bölge kültürlerinin gelişmesini
sağlamanın, ülkenin bir bölgesindeki farklı kültür ve kimlikleri
korumanın yöntemi ve çözüm yolu dünyanın birçok çok kültürlü
ülkesinde uygulanan demokratik bölgesel özerklik modelidir. Demokratik özerklik
modeli eşit yurttaşlığı, özgür bireyi, örgütlü toplumu
güçlü kılar. Temsilde adalet ile halkın iktidara
katılımı sağlanır. Yerel, bölgesel özellikler dikkate
alınarak sorunların çözümü kolaylaşır.
Bağımsız yargının sağlanması, her türlü
askeri, yargısal ve bürokratik vesayetin son bulması sağlanır.
Fransa, İspanya, İtalya gibi tek
resmî dil kullanan ülkeler ile birden fazla resmî dil kullanan İsviçre, Belçika,
Hindistan, Finlandiya gibi ülkeler bölgesel özerklik politikası
uygulayarak soruna çözüm bulmuşlardır. Çünkü yerinden yönetime
dayanan sistemler sorunların çözümüne uygun modeller hâline
gelmişlerdir.
Kürt sorunun çözüm yöntemlerinin tespiti
için Mecliste bir komisyonun kurularak, bu komisyon
aracılığıyla, dünyada demokratik özerklik modellerinin
araştırılması ve yerinde incelemeler
yapılmasının fayda sağlayacağı
düşüncesindeyiz.
2.- Elâzığ Milletvekili Enver Erdem ve 20
milletvekilinin, Doğu Anadolu Fay Hattı üzerinde bulunan
Elâzığ ilindeki deprem riskinin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/398)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Doğu Anadolu Fay hattı ülkemizin
en önemli deprem kuşaklarından birisidir. Elâzığ ilimiz de
bu deprem kuşağı üzerinde yer almaktadır. Son yıllarda
deprem uzmanları, Elâzığ
ilinde büyük şiddette ve yıkıcı bir deprem
beklediklerini belirtmektedirler. Olası bir depremde ilimizde, deprem
öncesi ve sonrası alınması gereken tedbirleri tespit etmek ve
gerekli çalışmaları yapmak için, Anayasanın 98'inci,
içtüzüğün 104-105'inci maddeleri gereğince bir Meclis Araştırması
açılmasını arz ve teklif ederim. 16.12.2011
1) Enver Erdem (Elâzığ)
2) Ruhsar Demirel (Eskişehir)
3) S. Nevzat Korkmaz (Isparta)
4) Mustafa Kalaycı (Konya)
5) Seyfettin Yılmaz (Adana)
6) Ali Öz (Mersin)
7) Alim Işık (Kütahya)
8) Muharrem Varlı (Adana)
9) Lütfü Türkkan (Kocaeli)
10) Mehmet Şandır (Mersin)
11) Reşat Doğru (Tokat)
12) Oktay Öztürk (Erzurum)
13) Ali Uzunırmak (Aydın)
14) Sinan Oğan (Iğdır)
15) Hasan Hüseyin Türkoğlu (Osmaniye)
16) Erkan Akçay (Manisa)
17) Sümer Oral (Manisa)
18) Kemalettin Yılmaz (Afyonkarahisar)
19) Mehmet Erdoğan (Muğla)
20) Emin Haluk Ayhan (Denizli)
21) Ali Halaman (Adana)
Genel Gerekçe:
Doğu Anadolu Fayı (DAF) ülkemizin
en önemli deprem kuşaklarından birini oluşturur. DAFın
jeolojik özellikleri ve tarihsel deprem kayıtları bu kuşak
içerisinde aletsel büyüklüğü 7den büyük depremlerin olabileceğini
göstermektedir.
Elazığ ilimiz, Doğu Anadolu
Fay hattının üzerinde yer almasıyla olası ciddi bir deprem
riskiyle karşı karşıyadır. Bu günkü Elazığ,
1834 yılında Harput mezrasının ovaya
taşınmasıyla kurulmuştur. Elazığ il merkezî fay
kontrollü bir havza olup şehir, bu havzada biriken alüvyal çökeller
üzerinde yer almaktadır. Havzayı denetleyen faylar DAF zonuna
yaklaşık paraleldir.
Elazığ şehir merkezî 2.
derece deprem kuşağında ancak; Karakocan, Kovancılar, Palu,
Maden, Sivrice ilçeleri ve Gezin beldesi 1. derece deprem bölgesi
kapsamında yer almaktadır.
Palu-Hazar fayı 50 km, Hazar-Sincik 85
km lik uzunlukta olup etkileyeceği alanlar açısından oldukça
önemlidir.
Elazığ deprem kayıtlarına
bakıldığında durumun ciddiyeti
anlaşılacaktır. Örneğin, 1789 yılında
gerçekleşen depremde Elazığ ve Tunceli ilinde büyük
yıkımlar yaşandığı ve 51.000 kişinin
hayatını yitirdiği bilinmektedir.
Yine ilimizde, 1874 yılında 7,1;
1875 yılında 6,7; 1905 yılında 6,8; 1910 yılında
5,0; 1977 yılında 5,1; yakın tarihlerde ise 13 Temmuz 2003
yılında 5,7; 11 Ağustos 2004 yılında 5,3; 26
Kasım 2005 yılında 5,2; 9 Şubat 2007 yılında 5,0;
8 Mart 2010 yılında 6,1 ve 24 Haziran 2011 5,4 büyüklükte depremler
meydana gelmiştir.
Son yıllarda yapılan GPS (Global Positioning System:
Küresel Konumlama Sistemi) çalışmalarına göre, DAF üzerindeki
yıllık kayma 10 mm dir. Son büyük depremden günümüze kadar geçen
süre, (1789-günümüz 222 yıl) ve yıllık kayma hızı (10
mm) dikkate
alındığında yaklaşık 2.22 metre strain (gerilim)
enerjisi biriktiği anlaşılmaktadır. Deprem uzmanlarına
göre bu sonuç, bu bölgede 7 ve üzeri bir şiddette olası bir depremin
habercisidir.
Elâzığ ilinde yapılan zemin
etütleri yeterli değildir. Hem merkez belediye de teknik eleman
sayısı yetersizdir hem de birçok ilçe belediyesinde jeoloji mühendisi
bulunmamaktadır. Bu nedenle zemin etütlerinde yeterli denetim
sağlanamamaktadır.
Elâzığ il merkezî yerleşim
alanının yapı stoğu yaklaşık % 90 kadarı
alüvyon zemin üzerinde bulunduğu için deprem hasar riski yüksektir.
Ayrıca, Elâzığ ilinde, bilhassa yer altı suyunun yüzeye
yakın olduğu bölgelerde zemin sıvılaşması bahis
konusudur.
İlimiz merkezî yerleşim
alanında yaklaşık D-B doğrultusunda uzanmakta olan,
Elâzığ Fayı olarak adlandırılan ters fay, daha
ayrıntılı incelenmelidir. Depreme dayanıklı konutlar
yapılmalı, ayrıca uygun konut alanları önceden tespit
edilmelidir. Deprem erken uyarı sistemleri desteklenmeli ayrıca
Elâzığ ili ve çevresindeki illerle koordineli çalışmalar
yapılmalıdır.
Elâzığ il deprem riski, zemin ve
bina yoğunluğu açısından mikro bölgelere
ayrılmalı, deprem riski yüksek olan bölgelerdeki bina
yoğunlukları azaltılmalı, buralara park alanları,
yeşil sahalar, açık spor alanları ve geniş bulvarlar
yapılmalıdır. Bunun için kent bilgi sistemleri, bölgelendirme ve
CBS (Coğrafi Bilgi Sistemi) gibi çalışmalarla il merkezî
projelendirilmelidir.
İlimizde, yeni yerleşim
yerlerinin, yapılaşmaya açılmasında, jeolojik ve jeoteknik
etütler, bilimsel ölçütler ve standartlar kapsamında
gerçekleştirilmeli ve zorunlu kılınmalıdır. Arazi
çalışmaları ile 1/5000 ölçekli jeolojik haritalar hazırlanmalı
ve risk haritaları türetilmelidir.
Elâzığ ilimiz, bu depremsellik
yönüyle, Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında öncelikli iller
arasına alınmalı ve acil tedbirler belirlenmelidir.
Bu nedenle;
Elâzığ ilimizde olası bir
depreme karşı, deprem öncesi ve sonrası tedbirlerin
alınması, hem hayati hem de maddi hasarların olabildiğince
önüne geçilmesi amacıyla bir Meclis Araştırması
açılmasını arz ve teklif ediyorum.
3.- Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaz
ve 21 milletvekilinin, Afyonkarahisar-Kocatepe'nin sorunlarının,
geçmişinin, bugününün ve geleceğinin, tarihimizdeki önemine
yakışır bir hâle getirilmesi için yapılması gereken
yasal düzenlemelerin araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/399)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Afyonkarahisar ilimizde bulunan Büyük
Taarruzun başlatıldığı Kocatepe'nin
sorunlarının belirlenmesi, geçmişinin, bugününün ve
geleceğinin araştırılması, tarihimizdeki önemine
yakışır bir hale getirilmesi için idari ve kurumsal yasal
düzenlemelerin yapılması ama amacıyla Anayasa'mızın
98'inci, İçtüzüğün 104. ve 105. maddeleri gereğince ekte yer
alan gerekçeye istinaden bir Meclis Araştırması
açılmasını arz ve teklif ederiz.
1) Kemalettin
Yılmaz (Afyonkarahisar)
2) Lütfü
Türkkan (Kocaeli)
3) Oktay
Vural (İzmir)
4) Ali
Uzunırmak (Aydın)
5) Mehmet
Şandır (Mersin)
6) Necati
Özensoy (Bursa)
7) Oktay
Öztürk (Erzurum)
8) Enver
Erdem (Elâzığ)
9) Ali
Öz (Mersin)
10) Hasan
Hüseyin Türkoğlu (Osmaniye)
11) Sinan
Oğan (Iğdır)
12) Alim
Işık (Kütahya)
13) Mesut
Dedeoğlu (Kahramanmaraş)
14) Süleyman
Nevzat Korkmaz (Isparta)
15) Sümer
Oral (Manisa)
16) Erkan
Akçay (Manisa)
17) Ali
Halaman (Adana)
18) Emin
Haluk Ayhan (Denizli)
19) Mustafa
Kalaycı (Konya)
20) Mehmet
Erdoğan (Muğla)
21) Zühal
Topçu (Ankara)
22) Seyfettin
Yılmaz (Adana)
Gerekçe:
Aradan 89 yıl geçmiş
olmasına rağmen Büyük Taarruz artan bir ilgi ile ulusal ve
uluslararası alanda önemini koruyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin
atıldığı, destanların yazıldığı,
varoluş mücadelemiz Kurtuluş Savaşının en önemli
safhasıdır Büyük Taarruz. Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk, 26
Ağustos 1922'de Büyük Taarruz'u, Afyonkarahisar'ın merkez ilçesine
bağlı Büyük Kalecik kasabası sınırlan içinde yer alan
1874 rakımlı Kocatepe'den başlatmış ve günümüzde de
varlığını sürdüren siperden bizzat sevk ve idare
etmiştir. Kocatepe'nin önemi Türkiye Cumhuriyeti tarihi
açısından tartışılmazdır. Kocatepe Türk Tarihinin
önemli noktalarından olan Gelibolu Yarımadasından farksız
değildir. Ancak yıllardır Kocatepe unutulmuştur.
Kocatepe'nin Büyük Taarruz için başlangıç noktası seçilmiş
olması tesadüf değildir. 1874 rakımı ile Kocatepe'den Yunan
Ordusunun işgalinde olan bütün toprakları panoramik olarak görmek
mümkündür. Bugün de ordumuzun siperlerini, mevzilerini, düşman
siperlerini, ateş noktalarını açıkça görebilmek mümkündür.
Kocatepe'de bulunan Atatürk Anıtı 1993 yılında
yaptırılmış kısıtlı bir peyzaj
çalışması yapılmıştır. Şu hâli ile
yılda bir defa 26 Ağustos tarihinde
vatandaşlarımızın ziyaret edebildiği bir anıt
olmaktan öteye geçmemektedir. Kocatepe'nin hak ettiği değere
kavuşturulması, tarihinin tam olarak
araştırılması ve gelecek nesillere aktarılması
gerekmektedir. Alanda ciddi bir rekreasyon çalışması
yapılması tarihî dokuya ve çevreye zarar vermeden insanların
ziyaret etmesi, tarihimizin tam idrakinin sağlanması, Kültür ve Tarih
Turizmi merkezî haline getirilmesi için çalışmaların
yapılması gerekmektedir.
Bu sebeple Kocatepede tarihi doku göz
önüne alınarak, tarihî
araştırmaların yapılması, alanda tarihî yapıların korunması, gerekli sosyal
donatıların yapılması, alanın doğal panoramik
müze haline getirilmesi için gerekli çalışmaların
yapılması, yaşanan sorunların ve çözüm yollarının
tespiti için gerekli altyapılar ve bununla ilgili yasal düzenlemelerin
yapılması, fizibilite ve araştırma raporlarının oluşturulabilmesi,
sorunların ve alınacak tedbirlerin tespiti amacıyla,
Anayasanın 98. ve TBMM İçtüzüğünün 104 ve 105. maddeleri
gereğince meclis araştırması açılmasını arz
ve teklif ederiz.
BAŞKAN Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis
araştırması açılıp açılmaması konusundaki
görüşmeler sırası geldiğinde yapılacaktır.
Barış ve Demokrasi Partisi Grubunun İç Ttüzükün
19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır. Okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
VI.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- BDP Grubunun, 2/11/2012 tarihinde, Iğdır
Milletvekili Grup Başkan Vekili Pervin Buldanın cezaevlerinde
12/9/2012 tarihinde başlayan ve iki siyasi talebi içeren süresiz
dönüşümsüz açlık grevi, sağlık ve ekonomik
durumlarının araştırılması amacıyla
vermiş olduğu Meclis araştırması önergesinin, Genel
Kurulun 8/11/2012 günkü
birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
08,11,2012
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulunun 08.11.2012 Perşembe günü
(Bugün) yaptığı toplantısında, siyasi parti
grupları arasında oy birliği
sağlanamadığından
Grubumuzun aşağıdaki önerisini, İçtüzüğün
19uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Pervin Buldan
Iğdır
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
2 Kasım
2012 tarihinde, Iğdır Milletvekili Grup Başkanvekili Pervin
Buldan tarafından verilen (1733 sıra no.lu), "Cezaevlerinde 12.09.2012
tarihinde başlayan ve iki siyasi talebi içeren süresiz dönüşümsüz
açlık grevi" sağlık ve ekonomik durumlarının
araştırılması amacıyla, Türkiye Büyük Millet Meclisine
verilmiş olan Meclis Araştırma Önergesinin, Genel Kurul'un
bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak,
08.11.2012 perşembe günlü birleşiminde sunuşlarda okunması
ve görüşmelerin aynı tarihli birleşiminde yapılması
önerilmiştir.
BAŞKAN
Barış ve Demokrasi Partisi grup önerisi lehinde söz isteyen
İdris Baluken, Bingöl Milletvekili. (BDP sıralarından
alkışlar)
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
açlık grevleriyle ilgili vermiş olduğumuz araştırma
önergesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, uzun bir süredir devam eden bu açlık grevleriyle ilgili
buradan sürekli duyarlılık çağrısı yapıyoruz ve
maalesef bugüne kadar bu Meclisin inisiyatif alarak, irade ortaya koyarak
sorunu çözmeye çalışan bir yaklaşım gösterdiğine
tanıklık etmedik ve bu duyarsız yaklaşım açlık
grevlerinin bugün 58inci gününe girmesine maalesef bir şekilde zemin
hazırladı. Bugün 10 binlerce tutuklu bunların içerisinde 63
siyasi tutuklu arkadaşlarımızın 58inci gününe
girdiği, ölümle yüz yüze geldiği bir süreci maalesef
yaşıyoruz. Dün ben Diyarbakır Cezaevine gittim, açlık
grevinde bulunan tutuklu arkadaşlarla görüştüm. Burada olması
gereken, bu Meclis çatısı altında
çalışmalarını yürütmesi gereken milletvekillerinin demir
kapılar ardında, beton duvarlar arasında, bu ülkeye demokrasi
gelmesi adına, bu ülkeye barış gelmesi adına kendi
bedenlerini açlığa ve ölüme yatırdıklarına
tanıklık ettim.
Sayın İbrahim Ayhan, Sayın Kemal
Aktaş, Sayın Faysal Sarıyıldız burada çözüm
zeminlerini tartışmayla ilgili çalışmalarda bulunması
gerekirken maalesef Diyarbakır D Tipi Cezaevinde duymamış
olduğunuz seslerini duyurma adına kendi bedenlerini açlık
grevine yatırmış durumdalar. Bundan hepimizin
rahatsızlık duyması gerekiyor. Gelinmiş aşama
itibarıyla son derece kritik bir eşiğin tam içindeyiz. Dün
görüştüğüm arkadaşların, Diyarbakır Cezaevindeki
arkadaşların eriyen bedenlerini gördükçe bizim burada
insanlığımızın nasıl eridiğine canlı
tanıklık ettim. Zayıflayan bedenlerinde onlar yüksek moralleri
ve kararlı iradeleriyle kendilerini ayakta tutmaya
çalışıyorlar ama bizler biraz daha geç kalırsak eriyen
insanlığımızı kurtarma adına elimizde var olan
bütün zeminleri kaybedebiliriz.
O nedenle, her gün buraya bu sorun
çözülünceye kadar, insanlığımızı kurtarıncaya
kadar, kendi onurumuzu kurtarıncaya kadar bu açlık grevleriyle
ilgili, duyarlılık çağrısıyla ilgili bir gündemi
getireceğiz ve her gün eminim ki bu sorunla ilgili duyarlı olup,
buraya gelip bunu ifade edemeyen arkadaşlarımızı
cesaretlendirme noktasında çağrılarda bulunacağız.
Değerli arkadaşlar, bakın,
burada bu açlık grevleriyle ilgili her öneri getirdiğimizde,
özellikle iktidar partisinden milletvekili arkadaşlar çıkıp,
ezbere olan, hazırlanmış birtakım metinleri buraya getirip
sunuyorlar. Soruna teğet bile geçmeyen tüm metni BDPye hakaret, BDPye
-deyim yerindeyse- küfür, eleştiri içeren birtakım
yaklaşımlarla burada dile getiriyorlar. Biz defalarca bunun
yanlış olduğunu söyledik, bugün yine söylüyoruz. Bu sorun, böyle
siyaset malzemesi yapılacak, BDP, AKP, CHP, MHP üzerinden birbirini
yıpratmaya çalışacak bir sorun değildir. Çünkü yüzlerce
insanın ve belki de bu sorunun çözümü dâhilinde, daha sonraki süreçlerde
binlerce insanın canının söz konusu olduğu bir sorundur.
Ülkemizde binlerce sorun var; bu sorunlar
hakkında buraya gelelim, birbirimizi eleştirelim, birbirimizi yerden
yere vuralım, gerekirse birbirimize hakaret de edelim ama ortada insan
hayatı varken, ortada ölümle yüz yüze gelmiş insanların durumu
söz konusuyken bu yaklaşımdan artık vazgeçelim. Etik olan,
ahlaki olan, vicdani olan, siyasi olan, insani olan yaklaşım budur.
Bakın, burada, bu kürsüde konuşan
bir arkadaşımız, Sayın Sırrı Süreyya Önder Mamak
Cezaevinde girmiş olduğu açlık grevi süreciyle ilgili bir
konuşma yapmıştı. 40ıncı günde kendi
ihtiyaçlarını karşılama noktasında, yetersizlik
yaşadığı noktalarda kendisine aynı cezaevinde bulunan
ülkücü arkadaşlarının yardımcı olduğunu
söylemişti. Ne oldu? O ülkücü tutuklular kendi davalarına ihanet mi
etmiş oldular, ülkücülükten mi vazgeçmiş oldular? Hayır, bir
insani erdem gösterdiler. Bir insani erdem gösterdikleri için, söz konusu olan
insan canı olduğu için, siyaseti geri plana bırakıp insani
pencereden yaklaştığı için yirmi yıl sonra dünya
görüşü en zıt olan bir partinin temsilcisi olarak bizler burada,
Mecliste onları sizlere örnek gösteriyoruz. Bu sorunun da bu pencereden
ele alınması gerekiyor. Siyasi düşüncemiz ne olursa olsun, dünya
görüşümüz ne olursa olsun, sorunlara yaklaşımımız,
çözümümüz ne olursa olsun insan yaşamı ortada. Yüzlerce insanın,
binlerce insanın canıyla ilgili bir durum ortada ve bu insanlar
sadece bir müzakere ve diyalog sürecinin önü açılsın diye,
savaşla ilgili süreçler artık bitsin diye, bu ülkeye demokrasiyle
ilgili, özgürlükle ilgili, barışla ilgili bir kapı
açılsın diye böylesi bir eyleme başvurmuşlar. Bizim
yapmamız gereken, bu sese kulak verip bir an önce bu sorunun çözümüyle
beraber Kürt sorununda bir müzakere ve diyalog sürecinin önünü açmak, akan
kanın artık durmasını önlemek olmalıdır.
Bakın, bütün dünyada benzer sorunlar
şu anda müzakere ve diyalog süreçleriyle çözülüyor. Kolombiya ve FARC
arasındaki savaşta elli yılı aşkın bir sürede 200
bin insan yaşamını yitirdi. Ama bugün Kolombiya ve FARC müzakere
masasına oturmuş durumdalar, müzakere ediyorlar. Bu
konuşmayı yaptığımız dakika itibarıyla Bu
akan kanı nasıl durdurabiliriz.in görüşmelerini
yapıyorlar. Daha bir ay olmadı, Filipinlerde, Filipinler ve Moro
İslami Kurtuluş Cephesi müzakere masasına oturdular. Kırk
yılı aşkın bir süredir 150 bin insanın ölümüne yol
açan bu savaşın müzakereyle bitmesi gerektiğini bütün dünyaya
ilan ettiler ve işin en ilginç yanı Türkiye Büyükelçisi Filipinler ve
Moro İslami Kurtuluş Cephesi arasındaki bu müzakerelerde
gözlemci sıfatıyla orada o müzakerelerin içerisinde yer aldılar.
Şimdi siz dünyada yürüyen savaş
süreçleriyle ilgili müzakere süreçlerinde gözlemcilik yapacaksınız
ama kendi ülkenizde müzakere lafını ağzına alanı bile
hemen mahkûm edeceksiniz, cezaevine atacaksınız, teşhir
edeceksiniz, ölümle yüz yüze getireceksiniz. Bu yaklaşımın bir
an önce terk edilmesi gerekiyor. Dünyada geçmişte de benzer
sorunların tamamı müzakere ve diyalog süreçleriyle çözüldü.
İngiltere ile IRA arasındaki savaş yüz yılın üzerinde
sürdü, binlerce insan hayatını kaybetti. Bugün yaşanan
açlık grevleri süreci aynı şekilde IRA direnişçileri
tarafından ortaya kondu.
Bakın, bugün gelinen aşamada
açlık grevine yatan Bobby Sandslerin, efsanevi IRA direnişçilerinin
ortaya koymuş olduğu çözümün gerçek çözüm olduğunu bütün
insanlık kabul etti. Bugün, açlık grevinde IRAlı direnişçileri
ölüme götürenleri tarih lanetliyor ama Bobby Sandsleri ve o direnişi
ortaya koyanları tarih müzakere, diyalog ve barış adına
bütün halklara örnek gösteriyor. İspanya-ETA süreci aynı
şekilde, İsrail-Filistin Kurtuluş Örgütü aynı şekilde.
Bütün bu sorunların çözümü konuşarak, istişare ederek, müzakere,
diyalog süreçlerini işleterek oluyor.
Biz, burada, BDP olarak, bu sorunun
müzakere ve diyalog çözümüyle ilgili projemizi ortaya koyuyoruz: Demokratik
özerklik diyoruz, iddia ediyoruz Bizim projemiz hayata geçirilirse,
silahlı bütün unsurların silahlarını bırakacak
şekilde bir süreç işleyecek. diyoruz. Asker, polis, gerilla, sivil,
bütün ölümlerin önüne geçecek bir proje getirdiğimizi söylüyoruz.
Diğer siyasi partilere de Yaşamla ilgili, çözümle ilgili projeniz
nedir? diye soruyoruz. Bitirelim, kökünü kazıyalım, öldürelim,
bayrak dikelimin bir proje olmadığını, yaşamla ilgili
çözüm projelerinin siyasi partilerin görev ve sorumluluğu olduğunu
söylüyoruz. Konuşmaktan korkulmaması gerektiğini söylüyoruz.
Bakın, Başbakan, Avrupada bu
sorunlar konuşulursa, bakın nasıl cezaevine girecekler. diye
Elâzığ Meydanında söylüyor, ama Avrupaya bakıyoruz özerk
olan İskoçya bağımsızlığını
konuşuyor, referanduma gidecekler. Birleşik Krallık ve
İskoçya, kendi demokrasisine o kadar güveniyor ki
Bağımsızlığı bile referanduma götürelim. diyor.
İspanyada 1,5 milyon Katalan bağımsızlık için
yürüyüş yapıyorken
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
IDRIS BALUKEN (Devamla)
tanklar, coplar,
TOMAlar, bombalar, orada devreye girmiyor, demokratik bir hak olarak bunlar
hep değerlendiriliyor.
Aynı şekilde, Belçikada,
Flamanlar özerk oldukları hâlde Biz bağımsızlık
istiyoruz. diyebiliyorlar.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
İDRİS BALUKEN (Devamla) - Biz Bu
ülkenin bütünlüğü içerisinde, demokratik özerklik projesi çerçevesinde bir
çözüm önerisi, bir çözüm projesi diyoruz. Bütün siyasi partilere de, çözümle
ilgili bir an önce projenizi ortaya koyun, bu sürecin, açlık grevlerinin
can kaybına neden olmayacak şekilde bir an önce hayata geçirilmesi
çağrısını tekrar yineliyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum (BDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Barış ve Demokrasi
Partisi grup önerisi aleyhine söz isteyen Murat Yıldırım, Çorum
Milletvekili.
MURAT YILDIRIM (Çorum) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
BDP Grubu tarafından verilen Meclis
araştırması açılmasına dair önerge aleyhinde söz
almış bulunmaktayım.
Maalesef, açlık grevi hâlen
sürmektedir. 12 Eylül 2012 tarihinde birinci grup açlık grevine
başlamış, 13 ve 15 Ekimde ise ikinci bir grup eyleme
başlamıştır. Açlık grevi, hükümlü ve tutukluların
kendilerine üç öğün verilen iaşe reddetme biçiminde
başlamıştır. Grev, ilk olarak 6 ceza infaz kurumunda
başlamış ve yayılarak da devam etmiştir. 1 Kasım
itibarıyla 66 cezaevinde 683 kişinin açlık grevinde olduğu
bilinmektedir, bu sayı bir ara 975e kadar ulaşmıştır.
Yaptığımız tespitlerde Adalet
Bakanlığımızın cumhuriyet başsavcılıklarına
konuya karşı duyarlı olmasına dair yazışma
yapıldığı görülmüştür.
Sayın Bakanımız konuya
gerçekten çok duyarlı bir şekilde yaklaşmaktadır. Doktor ve
sağlık memuru görevlendirilmesi, acil ambulans bulundurulması
için Sağlık Bakanlığıyla koordineli olarak
çalışmaktadır. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü merkezînde
oluşturulan kriz merkezî vasıtasıyla kurumlardan günlük bilgiler
alınmakta ve değerlendirilmektedir.
Biz de Komisyon olarak Bolu Cezaevini
ziyaret ederek yerinde incelemelerde bulunduk. Bu cezaevinde toplamda 118 PKK
terör örgütü hükümlüsü bulunmaktadır. 17 odada 19 kişi açlık
eylemini sürdürmektedir, bunların 10u 12 Eylül 2012 tarihinde, kalan 9u
ise 15 Ekim 2012 tarihinde eyleme başlamıştır.
Dolayısıyla eyleme ilk başlayanların bugün itibarıyla 57nci
günüdür, ikinci grup ise 25 gündür açlık grevindedirler. Her
koğuşta en az 1 kişi eylemde bulunmaktadır. Eylemcilerin
kendi talepleriyle, yaş ve sağlık durumuna göre örgüt mensubu
bazı hükümlülerce seçildiği öğrenilmiştir.
Son kontroller 30 Ekim 2012 tarihinde
yapılmış; ancak bu tarihten sonra muayene kabul edilmemektedir.
Bu tarihten sonra kontroller ancak gözle yapılabilmiştir.
İaşe almayı reddeden eylemcilere meyve suyu, şeker, su,
limon gibi takviye besinler verilmekteyken 30 Ekim tarihi itibarıyla bu
uygulamaya da son verilmiştir.
Devletin kontrolünde olan mahkûmların
gerek Komisyon olarak gerek milletin bir temsilcisi olarak gerekse de bir insan
olarak hiçbir insanın zarar görmesini istemeyiz. Bu insanlar her ne kadar
terör suçundan hükümlü ya da tutuklu bulunsalar da sonuçta insanlardır.
Şu anda devletin koruma ve kollaması altında hükümlülüklerini
sürdürmekte ve cezalarını çekmektedirler. Siyasi talepleri
bulunmaktadır. Hiçbir siyasi talep insanın sağlığından,
can güvenliğinden öte olamaz. Bu sebeple, cezaevlerinde açlık grevi
yapan insanların bir an önce bu eylemlerine son vermeleri
çağrısında bulunuyorum.
Siyasi talepler silahla, açlık grevi
gibi can pazarlığıyla değil, konuşarak, anlaşarak
bu çatı altında çözülmelidir. Adalet Bakanımız önümüzdeki
günlerde Meclise ana dilde savunma hakkına yönelik bir düzenlemenin
geleceğini beyan etmiştir. Doğrusu, aslında beyan etmeye,
Meclise getirmeye de gerek yok. Bu, zaten bir haksa savcılar, hâkimler
bunu talep edip, görüşmelerini sağlaması gerekir diye düşünüyoruz.
Burada yargının bunu çözmesi gerekir kanaatindeyiz.
Bu durum Hükûmetin iyi niyetli tutumunun
göstergesidir. İnsanların bu şekilde can pahasına eylemlere
sürüklenmesini bu çatı altındaki hiçbir siyasi partinin kabul
edeceğini zannetmiyorum. Çünkü bu, kendi varlığının
inkârıdır. Bu, siyasetin dışlanması,
konuşmanın dışlanmasıdır.
Tutuklu ve mahkûmları baskı ve
dayatmalarla bu eylemlere sürükleyenler sağduyudan yoksun olsalar da
açlık grevine devam eden insanlar, üzerindeki tüm baskılara
karşı koymalı ve açlık grevini
sonlandırmalıdır.
Cezaevlerini İnceleme Komisyonu olarak
yaptığımız incelemelerde yanımızda doktorlar da
bulunuyordu. Önümüzdeki günlerde ayrıntılı raporumuzu
yayınlayacağız. Yaptığımız gözlemlerin bir kısmında edindiğimiz bilgileri burada
sizlerle paylaşmakta yarar
olduğuna inanıyorum. Doktorlar eylemcilerin genel
durumlarının iyi olduğunu beyan ettiler. 1 kişinin günde
2.000 kaloriye ihtiyacı olduğunu söylediler. Eylemcilerin
aldıkları sıvı gıdaların 500 kalori
civarında bir enerji vereceği, buna bağlı olarak ciddi bir
hâlsizlik içinde olmaları gerekirken görüşülen eylemcilerde böyle bir
hâlsizlik emaresi görülmediğini söylediler.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Bunu hangi doktor söyledi Sayın Hatip, hangi doktor
bunu söyleyebilir?
MURAT YILDIRIM
(Devamla) Bunu, hem kurum doktoru hem bağımsız doktor
Orada
sizin temsilciniz de vardı, Ertuğrul Bey de vardı CHPden Mahmut
Bey de vardı ve Komisyon olarak gittik, biz hiç kimseyi de ayırt
etmedik, beraberce bir arada
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Hiçbir doktor kırk gün boyunca yetersiz gıda alan
bir kişi hakkında böyle bir rapor düzenlemez, düzenleyemez,
tıbbi etiğe aykırıdır.
MURAT YILDIRIM
(Devamla) Efendim rapor
Gözle zaten muayene edilmiyor, gördüklerini
söylediler, biz de doktorların gördüklerini söylüyoruz. Burada bu kendi
bilgimiz değil, inceledik, Komisyon olarak gördüklerimizi
paylaşıyoruz. Burada 30a yakın cezaevini inceledik, bu 30a
yakın cezaevlerinin hepsinde fiziki şartlarda bir sıkıntının
olmadığı, kötü muamele, işkence, geçmişe yönelik olan
sıkıntılarının olmadığını biz
tespit ettik, bunlar raporla sabittir ve sizler de bunu görüyorsunuz. Ama bu
son olaylar açlık greviyle ilgilidir. Bunun da maalesef
dışarıdaki yönlendirmeyle yapıldığı da
görülmektedir. Keşke siyasiler burada yapsalar.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Onlarla görüştünüz mü? Onlar yönlendirmeyle mi girdik
dediler?
MURAT YILDIRIM
(Devamla) - Ya bilemem yani yönlendiriyorlar mı?
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Bilmezseniz o zaman neye dayanarak söylüyorsunuz?
MURAT YILDIRIM
(Devamla) - Kendi istekleriyle mi yapıyorlar?
BAŞKAN
Genel Kurula hitap edin Sayın Yıldırım, lütfen
MURAT YILDIRIM (Devamla) - Burada açlık
grevinde olmalarını hiç kimse kabul etmiyor, biz de kabul etmiyoruz.
İnsanların canı üzerinde siyaset yapılmasını hiçbir
şekilde kabul etmiyoruz.
İBRAHİM
BİNİCİ (Şanlıurfa) Yani siz tarafsız bir
Komisyonun üyesi olarak gitmişsiniz
Ayıp ya ayıp. Bir de
İnsan Hakları Komisyonusun.
MURAT YILDIRIM
(Devamla) Ayıp değil, ben gerçeği söylüyorum. Eğer
doğruyu söylemek ayıpsa ben bu ayıbı yaparım ama sizin
yaptıklarınız eğer yönlendirmek şeklinde oluyorsa bu
da doğru değildir.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Hayır Sayın Vekilim, size bizi yönlendiriyorlar,
bize talimat verdiler o yüzden girdik diyen oldu mu? İnsan Hakları Komisyonu üyesisiniz
sizin tarafsız olmanız lazım. Komisyon olarak gittiniz.
MURAT YILDIRIM
(Devamla) Efendim, burada ben doktorların beyanını söyledim,
bağımsız bir doktor geldi. Bağımsız doktorla
birlikte kurum doktoru da oradaydılar. Cezaevine girdiğimizde,
Kimler açlık grevinde? diye sorduğumuzda ancak kendilerini beyan
ettiler. Öyle hâlsizlik emareleri veyahut da açlık grevindeyim diye
kendisini ortaya koyan olmadı. Biz söyledikten sonra, Biz açlık
grevi sürdürüyoruz dediler. 3 kişiden 2si açlık grevi sürdürüyor
veya açlık grevini, kendisini ortaya koyanlar olmadı. Biz söyledikten sonra Biz
açlık grevi sürdürüyoruz. dediler, 3 kişiden 2si açlık grevi
sürdürüyor ve 10 kişilik bir koğuşta 1 kişi açlık
grevi sürdürüyor ve diğerleriyle birlikte bakıldığı zaman
da gözle tespit edilecek bir noktada olmadığını ben
söylüyorum ve doktorlar bunu söyledi. Bu benim kendi tespitim
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Vekilim,
ağır konuşuyorsunuz, birkaç gün sonra cenazeler
çıkınca bu konuşmaların altından
çıkamazsınız.
MURAT YILDIRIM (Devamla) Hayır,
efendim, biz buna razı değiliz, buna karşılık
vermiş değiliz, böyle olsun da istemiyoruz.
BAŞKAN Sayın
Yıldırım, karşılıklı konuşmayalım
lütfen, Genel Kurula hitap edin.
MURAT YILDIRIM (Devamla) Benim tespit
ettiğim bir şeyi söylüyorum burada. Kesinlikle burada
HALİL AKSOY (Ağrı) Cezaevinde
size yemek almadıklarını söylediler mi?
MURAT YILDIRIM (Devamla) Efendim?
HALİL AKSOY (Ağrı) Size
yemek almadıklarını söylediler mi?
MURAT YILDIRIM (Devamla) Evet,
söylediler.
HALİL AKSOY (Ağrı) Kantin
işliyor mu?
MURAT YILDIRIM (Devamla) Kantin
işliyor, evet.
HALİL AKSOY (Ağrı) Ne
alıyorlar kantinden?
MURAT YILDIRIM (Devamla) Yani kantinden
ne alıp almadıklarını
Ben burada tespitlerimi
HALİL AKSOY (Ağrı)
Kantinden ne alıyorlar? Ne alıyorlar kantinden, onu söyler misiniz?
BAŞKAN Lütfen Sayın
Milletvekili
MURAT YILDIRIM (Devamla) Yine, heyet
olarak tutuklu ve mahkûmların grev süresince kilo kaybı ve kantin
alışverişlerini de inceledik, bunları da inceledik yani hem
kilo kaybı var mı, kantinden alışveriş
yapıldı mı diye. F tipi ceza infaz kurumunda birincisi 22
Ekimde, ikincisi 30 Ekimde yapılan kilo-nabız kontrol
tutanakları üzerinde yaptığımız incelemelerde 19
eylemcinin 12sinin 1 ile 7 kilo arasında değişen kilo
kaybına uğradıkları, bir eylemcinin 2 kilo
aldığı, kalan 6sının aynı kiloda
kaldıkları tespit edilmiştir. Bu bir tespittir.
PERVİN BULDAN (Iğdır) 7
kilo az mı?
MURAT YILDIRIM (Devamla) Efendim, ben
bilemem.
PERVİN BULDAN (Iğdır) 7
kilo vermek az mı?
MURAT YILDIRIM (Devamla) Yahu, 7 kilo
Bak, ben bu polemiğe girmek istemem, ben olanları söylüyorum.
Kantin alışveriş listesi
üzerinde yapılan incelemelerde ise, açlık grevindeki bazı
hükümlülerin domates, salatalık, yoğurt, kuru kayısı,
peynir, konserve, balık, meyve, bisküvi, çikolata gibi katı
gıdalar aldıkları, eylemcilerle aynı koğuşta
kalan diğer hükümlülerin de alışveriş listesinin de oldukça
uzun olduğu görülmüştür. Bunlar, ben Komisyon olarak gördüklerimizi
söylüyorum. Heyetin amacı, eylemcilerin eyleminde samimi olup
olmadıklarını sorgulamak olmasa da, konunun gündeme gelmiş
olması nedeniyle bu iddiayı kısmen inceledik ve
araştırdık. Doğru bilgilenmesi lazım, kamuoyunun da
doğru bilgilenmesi lazım, sizin de doğru bilgilenmeniz
lazım.
SIRRI SAKIK (Muş) Canım
Kardeşim, yarın -Allah korusun- ölüm gerçekleşse
MURAT YILDIRIM (Devamla) Sizin
grubunuzdan da orada arkadaşınız var, Ertuğrul Kürkcü Bey
var, yani CHPden arkadaşlar var.
İDRİS BALUKEN (Bingöl)
Sayın Başkan, dün, cezaevinden geldik, doğru bilgilere sahibiz.
MURAT YILDIRIM (Devamla) Ee, biz de
cezaevindeyiz. Ben orada şartların
Yoğunluktan
sıkıntı var mı? Var. 80 kişilik koğuşlar
elbette sıkıntılı, bir an önce onların çözülmesi
lazım.
Cezaevinde, geçmişte ana dilde
konuşma telefonda yoktu, bu hak verildi. Cezaevinde sağlık
problemleri vardı, edindiğimiz raporlar bunlar, çözüldü. Askerî
cezaevlerinde tek tip elbise vardı, bunlar çözüldü. Askerî cezaevlerinde,
diğer şeylerde kontroller vardı, girişte sıkı
kontroller vardı; bunlar, edindiğimiz raporlar neticesinde çözüldü.
HALİL AKSOY (Ağrı) O
elbiseleri biz giymedik.
MURAT YILDIRIM (Devamla) Efendim, giyip
giymediklerini bilemiyorum ama olanları biz söylüyoruz.
Burada
HALİL AKSOY (Ağrı) Ölüm
pahasına da olsa giymedik, her gün dayak yememize, işkence
yapmalarına rağmen bunu yaptık.
MURAT YILDIRIM (Devamla) Öte yandan, BDP
Grubunun açılmasını istediği Meclis
araştırması önergesine ilişkin
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MURAT YILDIRIM (Devamla) -
birçok
çalışma, gerek bağımsız kuruluşlar gerekse
Sağlık Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı
tarafından tespit edilmiş konulardır, yani araştırma
önergesinin konusu olmadığını söylüyor, saygılar
sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Barış ve Demokrasi Partisi Grubu
önerisi lehinde söz isteyen İzzet Çetin, Ankara Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
İZZET ÇETİN (Ankara) Sayın
Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Barış
ve Demokrasi Partisi grup önerisinin lehinde konuşmak üzere söz
aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, her
şeyden önce hepimiz insanız. Yani iktidar partisinin
konuşmacı milletvekili arkadaşımızın gerçekten
zor bir görev yaptığına tanıklık ettik. Elindeki
rakamlar tabii ki önerge sahibi Barış ve Demokrasi Partisinin
Sözcüsünün söylediği rakamlarla aynı. Yani 66 cezaevinde 683
tutuklunun süresiz ve dönüşümsüz açlık grevinde olduğu ve
58inci gününde bulunduğu, yine bunlardan 2sinin açlık grevlerini 16
Ekimden bu yana ölüm orucuna çevirdiği belli. Günlerdir benzer konuyu burada
konuşuyoruz, tartışıyor arkadaşlarımız.
Öneriler de ısrarla hemen hemen her gün Meclisin gündemine geliyor. Çözüm
aranıyor ama yani biraz ruhunuzu mu yitirmişsiniz,
insanlığı giderek kayıp mı ediyoruz
kaygısına düşüyoruz ister istemez. Yani 58 gün, 50 gün, 40 gün
kaç gün olursa olsun, açlık grevine yatan insanların hâlâ
sağlıklı olduğunu burada iddia etmeye kalkışmak
doğaya aykırı, insanlık bilimine aykırı,
biyolojik olarak mümkün olmayan bir şeyi ispata çalışmakla
eş anlamlı.
Yani çözüm yeri, böyle bir sorunun, Meclis
olduğu için bir araştırma önergesi veriliyor ve Mecliste gelin,
bunu tartışalım, bir komisyon kuralım, incelensin, tartışılsın,
çözülsün isteniyor; bundan kaçınmak hiçbir şey kazandırmaz.
Yani gerçekten, geçtiğimiz haftalarda
bizim arkadaşlarımız da cezaevlerini dolaştılar,
izlenimlerini onlar da anlattı. Şimdi buradan, kalkıp da
tanık göstererek Bir şey yok, kantinden alışveriş
yapıyorlar, şöyleler, böyleler
diyerek iyilik hâllerini ortaya
koymaya çalışmak hakikaten yakışmadı. Bu
arkadaşlar, işte bizim arkadaşlarımız da söylüyor;
gözleri seğiriyor, burunları kanıyor, yüz hatlarındaki
gerilimi okumak mümkün yani hâlsiz oldular, hâlsiz kaldılar.
Değerli arkadaşlar, olay
gerçekten hem insani açıdan, hem siyasi açıdan ele alınması
gereken bir konu. Biz burada siyasi boyutuna katılmayabiliriz,
katılmayabilirsiniz ama en azından bu sorunun geçmişten ders
alınarak
Biz bunu 12 Eylül döneminde yaşadık, 90lı
yıllarda yaşadık, 2000li yıllarda yaşadık, ölüm
oruçlarında müdahaleye ya da dönüşümsüz olduğu için ölümlere tanıklık
ettik, dünyaya rezil olduk.
Yine, ben konuşmanızın bir
cümlesine katılıyorum: Hiçbir siyaset insan
sağlığının önüne geçerek onu canından edecek
kadar ileriye götürecek bir eylem biçimi olamaz -insan
sağlığına zarar verecek bir eylem biçimi olamaz- insan
sağlığına zarar verecek bir eylem biçimini asla ben de
tasvip etmem ama belki yol alınacak, belki çözüm bulunacak bir konuyu
Sayın Başbakan yurt dışından Bunlar dalga geçiyorlar,
yiyip içiyorlar. diyerek konuşunca, sizin de burada öyle
konuşmanız maalesef doğru yani anlayışla
karşılamamız gerekir çünkü Başbakanız o yoldan
gidiyor.
Değerli arkadaşlar,
sağlığa önem vermiyorsunuz ama Sayın Başbakanın
kendi sağlığı her şeyden önemli ama
Başbakanın söylemleri, AKPnin eylemleri,
hazırladıkları tasarılar ya da kanun teklifleri, bizim
sağlığımızı da bozuyor. Gerçekten bunların
da bir ili alınmasının zamanı geldi. Bakınız,
artık giderek Başbakanın ne kadar zararlı konuma
geldiği Junge Welt gazetesinde yayınlandı, Türkçe olarak.
Almanya ziyaretinde Savaş kışkırtıcısı
defol. diye başlık attı Alman gazetesi.
Şimdi
FATİH ŞAHİN (Ankara) Sana
da burada bunu göstermek mi düşüyor?
İZZET ÇETİN (Devamla) - Evet, evet,
Başbakan da yönetim özürlü İçişleri Bakanınız da benim
sağlığımı da bozuyor, halkın
sağlığını da bozuyor.
FATİH ŞAHİN (Ankara)
Ayıp ediyorsun!
İZZET ÇETİN (Devamla) Ne ayıp
ediyormuşum? Dün gece ahlak anlayışınıza, yasa yapma
anlayışınıza yakışır bir yasa
tasarısını buraya getirdiniz.
FATİH ŞAHİN (Ankara) Biz iş
yapıyoruz, iş.
İZZET ÇETİN (Devamla) Kurt sisli havayı
sever, eşkıya gece çıkar ininden, siz de gece üç buçukta yasa
getirerek benim sağlığımla oynuyorsunuz.
BAŞKAN Sayın Çetin, lütfen ama Türkiye Büyük
Millet Meclisi Genel Kurulu kürsüsünden sarf edilecek sözler mi şunlar
Sayın Çetin, lütfen.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Engellerseniz sabah
beşe kadar olur.
İZZET ÇETİN (Devamla) Engelleyeceğiz
değerli arkadaşlar.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Ne
konuştuğunun farkında değilsin.
İZZET ÇETİN (Devamla) Şimdi, siz ne
yaptığınızın farkında değilsiniz, ben ne
konuştuğumun farkındayım
FATİH ŞAHİN (Ankara) Millî bir
ağızla konuş, millî bir ağızla.
İZZET ÇETİN (Devamla) Siz, hiçbir şeyi
yani Başbakanınız ne derse, Bakanınız ne derse,
yönetme özürlü Bakanınız, kuklacı, taklacı
Bakanınız ne derse onları burada söylüyor, onları burada
konuşuyorsunuz. Halkın sağlığıyla oynuyorsunuz,
kamu düzeniyle oynuyorsunuz, cumhuriyetle oynuyorsunuz, demokrasiyle
oynuyorsunuz, insan haklarıyla oynuyorsunuz. İnsanlar orada ölüm
orucuna yatmış, burada aşağılıyorsunuz.(CHP ve
BDP sıralarından alkışlar)
Yaptığınız yasa tasarıları
ortada, bir gece yarısı operasyonuyla bir ilçeyi paramparça
ediyorsunuz, seçim kaygısıyla. Ne yaparsanız yapın, cetvel
alın elinize çizin, ne Yenimahalleyi alabileceksiniz Ne Etimesgutu
alabileceksiniz ne Çankayayı ne Ankarayı. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BÜLENT TURAN (İstanbul) Anket yap
İZZET ÇETİN (Devamla) Zaten korktuğunuz
ve kaçmakta olduğunuz ortada, Başbakanınız veda mektubunu
kurultayında okudu ama nereye kaçarsa kaçsın, ne yaparsa yapsın
yaptıklarının hesabı, zenginleşmesi, bu tip, insanlara
eziyet etmesinin hesabı sorulacak. Gün gelir defteriniz dürülür, bir gün
yaptıklarınızın hesabı sizden de sorulur. Meydan o
kadar boş değil. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
FATİH ŞAHİN (Ankara) Hiç
merak etme!
İZZET ÇETİN (Devamla)
İnsanlar ölüyor, alay ediyorsunuz; insanlara duyarsız
kalıyorsunuz, çıkarlarınız için yasa yapıyorsunuz.
Gece yarısı gidip Haririlerle görüşüp bu ülkenin
yoksullaşması pahasına peşkeş çekiyorsunuz kamu
kuruluşlarını.
FATİH ŞAHİN (Ankara)
Ağır ol, ağır!
İZZET ÇETİN (Devamla) Hiç
ağır olacak bir şey yok.
Değerli arkadaşlar, dün
yaptığınız işin ne namusu var ne ahlakı var ne de
demokrasiyle bağdaşır bir yönü var. Tam bir
eşkıyalık örneği gösterdiniz.
Onun için, değerli arkadaşlar,
biraz yaptıklarınızın farkına varın, özgür
milletvekili olun, burada insan haklarına yönelik bir öneri
yapılıyorsa hiç olmazsa insana insan olduğu için, dili, dini,
ırkı, cinsiyeti ne olursa olsun ona insan olduğu için
saygılı olun, hiç olmazsa, elli sekiz gündür açlık grevinde olan
bir insana Yiyor, içiyor; doktor sağlam raporu verdi. diye hakaret
etmeyin. Bir de o insanları öyle taciz etmeye kalkışmayın.
Değerli arkadaşlar, biz
Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu konunun çözüm yerinin Meclis olduğunu
düşünüyoruz ve konuşulmasında,
tartışılmasında yarar görüyor ve destekliyoruz.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP ve
BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
AYTUĞ ATICI (Mersin) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun.
AYTUĞ ATICI (Mersin) Sayın
Başkanım, şimdi deminden beri konuşmaları dinliyorum.
AKP adına konuşan sayın hatip dünkü konuşmamı
dinlememiş olabilir. Bu teknik bir konudur, sağlık konusudur.
İşin siyasetini bir kenara bırakıp insani duygularla, olayın
vahim olduğunu herkesin görmesi gerekiyor.
Sayın Başkan, Türkiye Büyük
Millet Meclisi oradan çıkan tabutları gördükten sonra, burada kimse
kimsenin yüzünü bakamaz hâle gelir. Bakın, bir hekim olarak söylüyorum,
durum gerçekten vahimdir.
Dikkatinize sunmak istedim efendim. (CHP ve
BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
İDRİS BALUKEN (Bingöl)
Sayın Başkan, konuyla ilgili ben de bir açıklama yapmak
istiyorum çünkü dün Diyarbakır Cezaevindeydim. Yaklaşık bir
aydır hemen hemen bütün cezaevlerini gezdik.
Meclis İnsan Hakları Komisyonu
adına Bolu Cezaevine gidip gözlem yapan arkadaşımız
maalesef referans olarak tarafsız bir gözlem yapmayı, insan
hakları adına bir gözlem yapmayı çok fazla önüne koymamış
gibi görüyoruz.
Talimatla bu eylemin başladığını
söylüyor; talimatla başladığına dair bir belge varsa
buradan açıklaması gerekirdi. Tutuklulardan herhangi birinin Biz
talimatla yapıyoruz diye bir irade beyanı varsa açıklaması
gerekirdi.
Yiyorlar, kantinden
alışveriş yapıyorlar diye bir açıklaması oldu;
bununla ilgili elinde bir veri varsa mutlaka burada açıklaması
gerekirdi.
Bir de, işin sağlık boyutu
var. Yani, kırk gündür, elli gündür yetersiz düzeyde enerji alan,
beslenmeyen insanlara bir doktorun, bir hekimin Herhangi bir sağlık
problemi yoktur diye bir rapor vermesi mümkün değildir. Eğer o yönlü
rapor veren bir doktor varsa, onu da burada bütün Türkiye kamuoyuna
açıklaması gerekirdi.
Biz şundan kaygı duyduk: Meclis
İnsan Hakları Komisyonu, insan haklarından çok
Başbakanın yaklaşımını ortaya çıkaracak, meşrulaştıracak
bir çalışma yapmış, dolayısıyla bununla ilgili,
Sayın Hatipten, varsa elinde bir belge açıklamaya davet ediyorum.
SIRRI SAKIK (Muş) Hatibe düşen
tek görev çıkıp özür dilemektir.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Barış ve Demokrasi Partisi grup
önerisi aleyhine söz isteyen Hüseyin Şahin, Bursa Milletvekili. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Barış ve
Demokrasi Partisinin Meclis araştırma önergesinin aleyhinde söz almış
bulunmaktayım.
Hükûmetimiz, hükûmette bulunduğu on
yıllık dönemde demokratikleşme yolunda çok ciddi hamlelerde
bulunmuştur, bu konuda Türk demokrasisine çok ciddi manada katkı
koymuştur.
Son dönemde cezaevi şartları ve
infaz sistemi insancıl yaklaşımlarla yeniden
düzenlenmiştir. Barış ve Demokrasi Partisinin Meclis
araştırma önergesi açılmasını istediği,
açlık grevlerinin durumunun araştırılmasını
istediği konuda da, son grup toplantımızda Sayın
Başbakanımız hem bu eylemde bulunan tutuklulara hem de bunların
ailelerine bu duruma bir an önce son vermeleri konusunda tavsiyelerde
bulunmuş ve bunu istemişlerdir. Aynı durum Bakanlar Kurulu
toplantısından sonra, pazartesi günü, Hükûmet Sözcümüz Başbakan
Yardımcımız Bülent Arınç tarafından da dile
getirilmiştir. Kaldı ki, Bakanlar Kurulu toplantısından
sonra Başbakan Yardımcımızın, Bakanlar Kurulu
kararlarını açıklarken Sayın
Başbakanımızın talimatları doğrultusunda,
Barış ve Demokrasi Partisinin her gün kürsüye gelerek ve çeşitli
yayın organlarında da dile getirdikleri ana dilde savunma
hakkını istemeleri konusunda, mevzuattaki şartların
iyileştirilmesi konusunda bir talimatları da olmuştur.
Şimdi, bu konuda da Adalet Bakanlığımız
çalışmalara başlamıştır ve yine 30 Eylülde büyük
kongremizde Sayın Başbakanımız halkımıza hitaben
yaptığı konuşmada bu durumu dile getirmiş ve ana dilde
savunma hakkının bir hak olduğunu, mevzuattaki eksiklerin
giderilerek bunun düzenlenmesi konusunda çalışmalara başlayacağımızı
bildirmişlerdir ama Barış ve Demokrasi Partisi yetkilileri
kürsüye her çıktıklarında bu durumu dile getirmişler,
neredeyse bunu tetikler bir duruma gelecek pozisyona getirmişlerdir.
Biz hiç kimse bu durumdan olumsuz
etkilensin istemiyoruz, insanlar ölsün istemiyoruz, hasta olsun dahi
istemiyoruz. Cezaevi şartlarının iyileştirilmesi konusunda,
infaz sisteminin iyileştirilmesi konusunda çok ciddi adımlar ve
hamleler atıyoruz. BDP Grubunun da bizim bu yaptığımız
çalışmalara zaman zaman destek vermesini istediğimizde, hiçbir
şekilde bizim yanımızda olmayarak, neredeyse bu durumu
tetikleyen ve arkadan bu durumu destekleyen bir tavır sergilediğini
gözlemlemekteyiz.
Eğer burada ölümler olacak olursa
bunun sorumlusu biz değiliz, sizlersiniz. Bu konuda sizi bir kere daha bu
kürsüden AK PARTİ Grubu adına uyarmak istiyoruz.
SIRRI SAKIK (Muş) Zaten içeride kilo
alıyorlar, ölmeyecekler!
HÜSEYİN ŞAHİN (Devamla)
Onların şartlarının iyileşmesi için bizler gece gündüz
çalışırken, Adalet Bakanlığı yetkililerimiz
çalışırken siz buradan rant elde etme peşindesiniz.
Bakınız, size sesleniyorum: Uyku
uyuyan insanı uyandırmak kolaydır. İki tokat
atarsınız kendine gelir, uyandığı zaman da gerçekleri
görür ama uyku uyuma rolünü yapanları ne yapacaksınız, rol
yapıyorsa ne yapacaksınız? İşte, siz rol yapma
durumundasınız. Sizden ülkenin gerçekleriyle yüz yüze gelmenizi
istirham ediyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ALTAN TAN (Diyarbakır) Ayıp, ayıp!
İBRAHİM BİNİCİ
(Şanlıurfa) İnsanlık adına utan, utan! İnsanlar
ölüyor.
HÜSEYİN ŞAHİN (Devamla)
Bakınız, ülkemizin demokratikleşme yolunda son on yılda AK
PARTİ hükûmetleriyle elde ettiği kazanımlara balta vurmak
isteyebilirsiniz ama biz bildiğimiz doğrultuda
İBRAHİM BİNİCİ
(Şanlıurfa) Din, iman, vicdan var mı sende?
HÜSEYİN ŞAHİN (Devamla)
ülkemizi medeni
ülkeler seviyesine çıkartmakta emin adımlarla ilerleyeceğiz.
Bundan siz de emin olabilirsiniz.
Sayın Başkanım, Barış ve
Demokrasi Partisinin Meclis araştırması açılması
hakkındaki durumun aleyhinde söz almış bulunmaktayım.
Biliyorsunuz gündemimizde Büyükşehir Belediyesi Kanun Tasarımız
var. Ülkemizi demokrasi reformuna, belediyelerin önünü açacak bir reforma
kavuşturacak bu Kanun Tasarısının, bir an önce gündemde
yerini alarak kanunlaşmasını istemekteyiz ve Barış ve
Demokrasi Partisinin Meclis araştırma önergesinin aleyhinde
olduğumuzu belirtiyor, hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Buyurun Sayın Baluken.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Sayın
Başkan, Sayın Hatip konuşması sırasında BDPnin
bu işi tetiklediğini ve bununla ilgili ölümlerden sorumlu
olacağını söyledi. Bu nedenle
BAŞKAN Buyurun, sataşma nedeniyle iki dakika
söz veriyorum. Lütfen yeni sataşmaya mahal vermeyelim.
VII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR
1.- Bingöl Milletvekili İdris Balukenin, Bursa
Milletvekili Hüseyin Şahinin Barış ve Demokrasi Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; burada konuşurken de
çağrı yaptık. Yani buraya gelince bir siyaset yapma, buradan bir
siyaset, bir siyasi rol, bir siyasi rant çıkarma
arayışından kaçalım dedik. Çünkü ortada insan hayatı
var, insan canı var.
Şimdi, BDPyi bu işi tetiklemekle
suçlamanız doğru değil, halk da buna inanmıyor. Bakın,
Meclis İnsan Hakları Komisyonu gidip orada görüşmüş,
arkadaşınız konuştu. Sorduk: Bu tutuklular kimden talimat
aldıklarını herhangi bir şekilde size irade olarak beyan
ettiler mi? Elinizde böyle bir belge var mı? Bu insanların
tamamı politik olarak, siyasi olarak, yıllarca belli bir birikime
sahip ve kendi iradesini ölüme yatıracak kadar da kararlı insanlar.
Dolayısıyla, buraya gelip halkı yanıltmanız doğru
değil. Bu insanların tamamı kendi iradeleriyle ölüm orucu,
açlık grevi eylemine başlamış durumdalar ve Ancak kendi
irademiz bunu bitiririz. diyorlar.
Çağrı konusuna gelelim. Bu insanların bize
söylediği şey şudur: Meclis olarak tüm siyasi partiler bu
taleplerimizin siyasi çözümü konusunda irade beyan etsin, sorumluluğu
üstlensin, o durum da bizi tatmin etsin, biz o durumda gerekli olan
adımı atalım, bırakalım. diyorlar. Biz
çağrı yapıyoruz. Gelin buraya, AKP, CHP, MHP, BDP, her dört
siyasi parti Biz bu taleplerin yerine getirilmesi konusunda siyasi inisiyatifi
alıyoruz, siyasi iradeyi alıyoruz, bir yol takvimi belirliyoruz ve bu
sorunları çözeceğiz. diyelim, açlık grevini bırakma
çağrısını hep beraber yapalım. Ama, altında
siyasi bir proje olmadan BDPnin de, AKPnin de, CHPnin de yapacağı
çağrının bir karşılığı yoktur.
Diğer taraftan, uykuyla ilgili
söyledikleriniz de hiç ahlaki değil. Açlık grevi
başladığı günden bugüne kadar biz doğru dürüst uyku
uyumuyoruz; alanlardayız, sokaklardayız, Mecliste diplomatik
görüşmelerdeyiz, siyaseti zorluyoruz, buradan bir çözüm çıkarmaya
çalışıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
İDRİS BALUKEN (Devamla) Buradan
tekrar şunun çağrısını yapıyoruz: Bu işi
böyle siyasi rant, siyasi polemik konusu yapmayalım. Sayın Adalet
Bakanının yaptığı bütün girişimler
anlamlıdır. Gelin, AK PARTİ sıralarından Sayın
Adalet Bakanının girişimlerine destek veren milletvekili
arkadaşlar buradan konuşsunlar, güç katsınlar ve bunu bir
Hükûmet politikası hâline getirsinler; sorun da böyle çözülür.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydının; Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında
İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S.
Sayısı: 156) (Devam)
BAŞKAN Barış ve Demokrasi
Partisi grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
OKTAY VURAL (İzmir) Karar yeter
sayısı
BAŞKAN Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun İç
Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Efendim,
karar yeter sayısı istendi.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Sayın
Başkan, karar yeter sayısı talebi ulaşmadı mı?
AHMET YENİ (Samsun) Geç
kaldınız, geç.
İZZET ÇETİN (Ankara) Yok, geç
kalmadı, geç kalmadı da duymazlıktan geldi, duymazlıktan
geldi.
BAŞKAN - Şimdi, Sayın
Şandır, bakın, Sayın Vural istedi. Ne zaman istedi? Kabul
edenler
sözünden sonra Sayın Vural karar yeter sayısı istedi.
Hayır, duymadım değil, duydum ama
MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Herkes duydu,
siz duymadınız!
BAŞKAN - Tutanakları isteyelim,
cevap verelim size.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Sayın
Başkanım, herkes duydu ama siz duymadınız, maalesef öyle.
BAŞKAN - Duydum efendim,
Duymadım. demiyorum ben.
OKTAY VURAL (İzmir) Duydunuz mu
duymadınız mı?
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Ama
Başkanım, bakın, iki
gündür çok zorlu, çok stresli bir görüşme yapıyoruz. Bugün de
muhtemelen öyle olacak.
BAŞKAN Hayır, öyle olmasın
canım, öyle olmasını istemiyoruz.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Günün
başında, lütfen, bu Meclisi böyle stresli bir ortama sokmayın!
OKTAY VURAL (İzmir) Karar yeter
sayısı işlemini alın.
BAŞKAN - Evet, tutanakları
inceleyeceğim, tamam, getirip vereceğim size, göndereceğim.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun İç
Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan, karar
yeter sayısı
Anlayamadım ne dediğinizi.
BAŞKAN Oylamaya sunduktan sonra, ben Kabul
edenler
dedikten sonra söylediniz.
AHMET YENİ (Samsun) Oylamaya geçildikten sonra
dedi.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Hayır efendim.
BAŞKAN Duymadım. demedim, duydum.
OKTAY VURAL (İzmir)
- Oylamaya sunulurken zaten istendi. Oylamaya sunulurken
AHMET YENİ (Samsun) Oylamanın
yarısı bitmişti.
OKTAY VURAL (İzmir) - Sizin ne zaman
oylayacağınızı bilemem ki. Oylamaya geçildiği anda
karar yeter sayısı istedim.
BAŞKAN Niye canım? 4 tane konuşmacı
var; 2 lehte, 2 aleyhte konuşmacılardan sonra oylamaya sunulur.
OKTAY VURAL (İzmir) Oylamaya geçilirken karar
yeter sayısı istenir zaten, geçilmeden istenmez.
AHMET YENİ (Samsun) Geç kalındı.
BAŞKAN Ama oylamaya geçtikten sonra, sunduktan
sonra söylediniz Sayın Vural.
OKTAY VURAL (İzmir) Hayır, hayır.
BAŞKAN - Ben sizin sözünüzü duydum efendim.
Tutanakları getirtip gönderirim size, okurum tutanakları.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Sayın Başkan,
tutanakları incelemiş
BAŞKAN Tutanakları gönderirim size. Ben
duydum sözünüzü, duymadım demiyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) İşlemi bitirdikten
sonra tutanakları göndermeniz olmaz. Böyle bir usul olur mu ya!
BAŞKAN Yapacağımız bir şey yok
ki.
OKTAY VURAL (İzmir) Böyle bir söz alışverişi olur mu ya!
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkan,
yangından mal kaçırır gibi hemen oylamaya koyuyorsunuz.
OKTAY VURAL (İzmir) - Ne aceleniz var ya!
BAŞKAN Ama
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Şöyle bir
etrafınıza bakın ya! Nedir, ne değildir.
OKTAY VURAL (İzmir) Sakin olun.
BAŞKAN Sayın Vural
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Başkanım,
Milliyetçi Hareket Partisinin bu talebini sonuçlarıyla birlikte ortadan
kaldırıyorsunuz, tutanakları getirtseniz ne olacak!
BAŞKAN Hayır, sonuçlarıyla birlikte
ortadan kaldırmıyoruz.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Biz karar yeter
sayısı istemişiz.
BAŞKAN Sayın konuşmacı kürsüden
inerken elinizi kaldırmış olsanız, karar yeter
sayısı istemiş olsanız şimdiye kadar uygulamalarda
olduğu gibi Oya sunuyorum: Kabul edenler
Ancak karar yeter
sayısı arayacağım. derim ama ben Kabul edenler
dedikten
sonra siz karar yeter sayısı
istediniz.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkanım,
tutanaklara bakın.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Hayır efendim, bundan
önce söyledi.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Peki, efendim, biz
haklıysak nasıl geriye çevireceksiniz hadiseyi?
BAŞKAN Geriye çevirme imkânımız yok
tabii ki.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Tabii yani.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Olur mu? Bakın,
sonuçlarıyla birlikte ortadan kaldırıyorsunuz.
BAŞKAN Peki, niye böyle bir işlemi
yapayım ben? Oylamaya sunmadan önce Sayın Vural söylese niye
yapayım? Gerekçesi ne bu işin? Mantığı ne?
MEHMET GÜNAL (Antalya) Hızlandırmak için,
talimatı yerine getirmek için. Neden olduğu belli değil mi!
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Sayın Başkan,
yapın, ne olacak yani! Niye geriyorsunuz?
MUHARREM İNCE (Yalova) Sayın Başkan,
beş dakika ara verin.
BAŞKAN Yapmadım. diyorum, onu söylüyorum.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Az daha bekle de gelsinler!
BAŞKAN Peki, karar yeter sayısı
arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
MEHMET GÜNAL (Antalya) 83.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Yok Sayın Başkan.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Ben saydım, 83 kişi.
BAŞKAN Elektronik oylamayla
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Yapmayın efendim.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Kaç kişi varmış?
Bir söyleyin bakayım, Kaç kişi varmış?
BAŞKAN Var diyor Sayın Kâtip Üye.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Kaç kişi varmış?
Söyle bakayım, kaç kişi var? (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN Saymadım ki, benim meselem değil,
kâtip üyelerin meselesi.
İki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylamaya
başlandı)
MEHMET GÜNAL (Antalya) 80 kişi yok
be! Karşı değiliz, 80 kişi yok.
BAŞKAN Hayır, yok dedi, kâtip
üyeler arasında anlaşmazlık var.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta)
Başkanlık Divanı sadece AKPnin Başkanlık Divanı
değil! 83 kişi var, saydık tek tek! Olmaz öyle şey!
BAŞKAN Ee, ne yapmamız
gerekiyor?
MEHMET GÜNAL (Antalya) Ara vereceksin,
çağıracaklar, bakacaksın. Yok, yok! Ben saydım 80 kişi
vardı.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Zaman
kazandırıyorsun efendim!
BAŞKAN Ee, her zaman
yaptığımız bu değil mi sayın milletvekilleri,
niye tepki gösteriyorsunuz?
MEHMET GÜNAL (Antalya) Böyle bir şey
olur mu!
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Sayın Başkan, yani siz bugünü
çıkmaza götürüyorsunuz daha günün başında.
BAŞKAN Sayın Korkmaz, bugünü
hiç çıkmaza sokmuyorum, her zaman yaptığımız
uygulamayı tekrar ediyoruz. Eğer kâtip üyeler arasında
anlaşmazlık varsa
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Hayır,
bu kadar aleni bir hakkı yerine getirmeyerek, aslında bütün bu
Meclise saygısızlık yapıyorsunuz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hiç kimseye
saygısızlık yapmıyorum efendim.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Efendim, bu
düzeltilebilir, düzeltin lütfen!
BAŞKAN Biz Meclisi
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Sayın
Başkanım, her defa divan kâtiplerine müracaat etmiyorsunuz,
bakıyorsunuz, varsa var, yoksa
Hüküm veriyorsunuz.
BAŞKAN Hayır, ben uygulamamda
her zaman sayın kâtip üyelere soruyorum, aralarında
anlaşmazlık varsa
MEHMET GÜNAL (Antalya) Oradan görünmüyor
mu?
BAŞKAN Evet, elektronik cihazla
oylama yapıyoruz.
(Elektronik cihazla oylamaya devam edildi)
MUHARREM İNCE (Yalova) Oy
pusulalarını da kontrol edelim o kişiler burada mı diye
Sayın Başkan. Sahtekârlık olmasın, bakalım.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 15.18
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.28
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır),
Tanju ÖZCAN (Bolu)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 18inci Birleşiminin İkinci Oturumunu
açıyorum.
Barış ve Demokrasi Partisi Grubu
önerisinin oylanmasında karar yeter sayısı
bulunamamıştı. Şimdi, öneriyi yeniden oylarınıza sunacağım
ve karar yeter sayısı arayacağım: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Evet, karar yeter sayısı vardır, kabul
edilmemiştir.
Yalnız bilgi anlamında getirttim:
Barış ve Demokrasi Partisi
Grubunun önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Oktay Vural (İzmir) Karar yeter
sayısı
Başkan Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Ama Kabul
etmeyenler
le birlikte cümleniz tamamlanacak. O anda söylenmiş işte.
(AK PARTİ sıralarından gürültüler) Arkadaşlar, Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
değil mi?
BAŞKAN Sayın Korkmaz, söyledim,
Kabul edenler
diye sordum, ondan sonra söylendi. dedim yani
söylediğimden hiçbir farklılık yok.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Nevzat Bey,
oylamaya geçmeden önce
BAŞKAN Yani burada kasıt aramanızı
yadırgıyorum.
Evet, Milliyetçi Hareket Partisi grup
önerisini okutuyorum:
2.- MHP Grubunun, 2/11/2012 tarih ve 6553 sayı ile
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş
olan, ülkemizde yabancı, gerçek ve tüzel kişilere yapılan
taşınmaz satışları hakkındaki genel görüşme
önergesinin, Genel Kurulun 8/11/2012 günkü
birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulunun 08.11.2012
Perşembe günü (bugün) yaptığı toplantısında,
siyasi parti grupları arasında oybirliği
sağlanamadığından Grubumuzun aşağıdaki
önerisini İç Tüzük'ün 19'uncu maddesi gereğince Genel Kurulun
onayına sunulmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Oktay Vural
İzmir
MHP Grup Başkanvekili
Öneri:
2 Kasım 2012 tarih ve 6553 sayı
ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına vermiş olduğumuz
Ülkemizde Yabancı Gerçek ve Tüzel Kişilere Yapılan
Taşınmaz Satışları hakkında verdiğimiz
Genel Görüşme önergemizin 8.11.2012 Perşembe günü (bugün) Genel
Kurulda okunarak görüşmelerini bugünkü Birleşiminde
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Milliyetçi Hareket Partisi
grup önerisi lehinde söz isteyen Alim Işık, Kütahya Milletvekili.
(MHP sıralarından alkışlar)
ALİM IŞIK (Kütahya)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; grubumuzun ülkemizde bugüne kadar yapılan yabancı ve gerçek tüzel kişilere ilişkin taşınmaz satışlarının genel görüşmeye alınması ve Meclis gündeminde uzunca bu konudaki müzakerelerin yapılmasına yönelik önergemiz üzerine söz aldım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, özellikle
ülkemizde yabancı gerçek ve tüzel kişilerin mülk edinmesine yönelik
çalışmalar cumhuriyet tarihi boyunca değişik dönemlerde
zaman zaman kamuoyu gündemine yoğunlukla gelmiş, zaman zaman seyrek
şekilde bu çalışmalar devam etmiştir. Ama ilginç olan bir
şey vardır, 2002 yılında Adalet ve Kalkınma Partisi
hükûmetlerinin işbaşına gelmesiyle, birçok alanda olduğu
gibi, vatan topraklarının satışı da hızla
yükselmiş ve birçok değişiklik bu yüce Meclisin çatısı
altında kamuoyu gündemine tekrar gelmiştir. Özellikle Adalet ve
Kalkınma Partisi hükûmetlerinin bu on yıllık iktidar sürecinde
en fazla değişiklik yaptığı kanun, hepinizin de
yakından bildiği gibi, Kamu İhale Kanunudur. Geçen yine bu
konuyla ilgili bir düzenleme bu yüce Meclisten geçti, o zaman ifade
etmiştim, on yılda toplam 25 kez Kamu İhale Kanunu
değiştirilmiş ve bu 25 değişiklikte 152 adet
değişiklik gerçekleştirilmiştir. Bu 152
değişiklik bazı maddelerde birden fazla, bazı maddelerin
bazı fıkra veya cümlelerinde birden fazla, aynı iktidar
döneminde vuku bulmuştur.
İkinci en fazla yapılan
değişiklik ise Tapu ve Kadastro Kanununda yapılan
değişikliklerdir. Bununla ilgili 2005 yılında 2 kez, 2008
yılında 3 kez, 2009 yılında 4 kez, 2012 yılında
da 2 kez olmak üzere toplam 11 kez bu kanunda, Tapu Kanununda
değişiklik ortaya çıkmıştır. Kadastro Kanunundaki
değişiklikleri saymıyorum.
Şimdi, baktığınız
zaman bu değişikliklerin özünde, yabancıların gerçek ya da
tüzel kişi olarak ülkemizde taşınmaz edinmesi önündeki
sınırları genişleten ve kaldıran
değişiklikler birbirini izlemiştir. Bu amaçla ilk kez 1934
yılında 2644 sayılı Tapu Kanununda yapılan
değişiklikle yabancıların ülkemizden taşınmaz
edinmesinin önü açılmış ama çok önemli bir sınırlama
konmuştur ki karşılılık yani mütekabiliyet esası
dikkate alınmak kaydıyla, bizim ülkemizin vatandaşları
hangi ülkede hangi şartlarda taşınmaz edinebiliyorsa o ülkenin
vatandaşları da ülkemizde aynı şartlarda taşınmaz
edinebilecek şekilde bir sınırlandırılma
getirilmiş. Daha sonra 1984 ve 86 yıllarında, zamanın
Anavatan Partisi hükûmetleri döneminde, karşılıklılık
ilkesinin kaldırılmasına yönelik girişimlerde
bulunulmuş; Meclisten ilgili kanunlar çıkartılmış ama
günün Anayasa Mahkemesi karşılıklılık ilkesinin yok
edildiği ve uluslararası hukukun zedelendiği gerekçeleriyle bu
değişiklikleri iptal etmiş. Dolayısıyla, mütekabiliyet
esası yürürlükte kalmaya devam etmiş. Arkasından, Adalet ve
Kalkınma Partisi hükûmetleri döneminde -2003 yılında- 4875 ve
4916 sayılı kanunlarla, yine Anavatan hükûmetleri dönemindeki
değişikliklerin benzeri yüce Meclisten
çıkartılmış. Mütekabiliyet esasının yok
edilmesini ya da daha büyük değişikliklerle sınırlamanın
kaldırılmasını öngören kanunlar, yine o yıllarda -2005
yılında- Anayasa Mahkemesinin iptaliyle bu tehlike önlenmiş.
Tabii, Adalet ve Kalkınma Partisi,
2007 seçimlerinden sonra yeniden Meclise güçlenerek geldikten sonra boş
durmamış, bir kez daha bu Kanunla ilgili değişikliği
gündeme getirmiş ve 3 Temmuz 2008 tarihli ve 5782 sayılı
Kanunla, yabancı uyruklu gerçek kişilerin merkez ilçe ve ilçeler
bazında, mücavir alanların yüzölçümünün yüzde 10unu geçmeyecek
şekilde, daha önce binde 5le sınırlı olan mülk edinme
şartını genişletmiş; arkasından -ciddi anlamda- yabancı gerçek ve
tüzel kişilerin ülkemizin özellikle kıyı şehirlerinde mülk
edinmesinde patlama yaşanmış. Biraz sonra rakamları sizlere
vereceğim, resmî rakamları. Bu da yetmemiş, Adalet ve
Kalkınma Partisi hükûmetlerinin özellikle cari açığı
kapatacak ciddi bir kaynak olarak gördüğü bu alanı genişletme
çalışmaları devam etmiş ve en son, 3 Mayıs 2012 tarihli ve 6302 sayılı Tapu ve Kadastro
Kanununda değişiklik öngören Yasayla, değerli milletvekilleri,
mütekabiliyet esası kaldırılmış. Daha sonra aynı
Yasada, iş yeri ve mesken olarak mülk edinebilmesi şartı
vardı, o da kaldırıldı. 2,5 hektara kadar olan
sınır 30 hektara kadar kişi başına genişletildi,
Bakanlar Kurulu kararıyla 60 hektara kadar çıkarıldı.
Ayrıca, ilçe mücavir alanı değil bakınız, ilçe yüz
ölçümünün yüzde 10una kadar toplamda mülk satışının önü
açıldı. Şimdi getirilen büyükşehir adı altında
ÜNAL KACIR (İstanbul) Hayır, öyle değil.
ALİM IŞIK
(Kütahya) - Bakarsanız Kanuna görürsünüz değerli arkadaşlar,
Kanun burada. Özel mülkiyete tabi alanların ilçe yüz ölçümünün yüzde 10u
kadar. Bakınız, kanunu iyi okuyun.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Hayır
Hayır
ALİM IŞIK (Kütahya) - Sayın Başkan, Kanunu
okursanız ne olduğunu anlarsınız, siz tecrübeli bir
milletvekilisiniz.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Özel mülkiyete konu alanın
yüzde 10u.
ALİM IŞIK (Kütahya) - Burada Kanunu okuyayım:
Özel mülkiyete tabi alanların ve ilçe yüz ölçümünün
Alanlarda 30 hektara
kadar, ilçe yüz ölçümünün yüzde 10u. Bunun yorumunu yaparsınız,
Sayın Bakan varsa gelir açıklar. Dolayısıyla bu alanlar
BÜLENT TURAN (İstanbul) Hocam
ALİM IŞIK (Kütahya) - Değerli arkadaşlar,
burada Kanun önümüzde. Bu Kanunu tekrar okuyarak zamanımı kaybetmek
istemiyorum, bakınız, özet olarak okuyorum: Özel mülkiyete konu ilçe
yüz ölçümünün yüzde 10unu ve kişi başına ülke genelinde 30
hektarı geçemez. Bakanlar Kurulu kararıyla 60 hektara kadar
BÜLENT TURAN (İstanbul) Şimdi oldu Hocam.
ALİM IŞIK (Kütahya) - Şimdi, bu yüzde 10 alan,
büyükşehir yasasıyla, ilçe sınırlarının tüm mülki
idare sınırlarına genişletilmesiyle nasıl
değişecek? Dün Sayın Bakana sorduk, bir tehlikenin
olmadığını söyledi ama olup olmayacağı konusunu
zaman gösterecek. Bizim endişelerimiz, bunun tüm ilçe sınırlarının
yüzde 10una genişlemesiyle önümüzde çok ciddi sorunların
yaşanacağı yönündedir.
Şimdi, size, 12 Nisan 2012 tarihli önergemize, Sayın
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktarın 17
Mayıs 2012 tarihli resmî
cevabıyla yapılan, bugüne kadar gerçekleştirilen toplam
satışları paylaşmak istiyorum. 21/12/1934e kadar yani
cumhuriyet öncesi durum toplam 114.792 metrekare; cumhuriyet sonrası
durum, 1934-1984 arası, 1 milyon 956 bin 537 metrekare; 1984-1986
arası 235 bin 424 metrekare; 1986-2003 tarihleri arası 9 bin 116 bin 148
metrekare; 2003ten sonraki durumu dikkate değer buluyorum, 3/7/2003 ve
29/12/2005 tarihleri arasında 7 milyon 963 bin 2005-2008 tarihleri
arasında 18 milyon 404 bin 108 metrekare ve 2008den bugüne kadar, son
değişiklikten bugüne kadar 79 milyon 614 bin 692 metrekare yani yüzde
10a çıkarttığınız dönemde tüm
satışların yüzde 90ına yakını 2008den bugüne
kadar. Ne zamana kadar? 2012 Mayıs ayına kadar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ALİM IŞIK (Devamla) - Şimdi,
mayısta yaptığımız bu değişiklikten sonra
patlamanın ne olduğunu bilmiyoruz. İşte bu genel
görüşme Türkiye kamuoyunun ve yüce Meclisin doğru bilgilendirilmesi,
gelecekteki risklerin ortaya konması açısından çok önemlidir. Bu
nedenle bu genel görüşme önergemize desteğinizi bekliyorum, bu konuyu
bundan sonraki günlerde çok fazla oranda
tartışacağımızı ümit ediyorum. Çünkü Türkiyeyi
çok büyük bir tehlike beklemektedir. Bunun boyutlarını bu yüce
Meclisteki değerli milletvekillerinin detaylı bir şekilde bilmesi
gerekiyor.
Bu duygu ve düşüncelerle önergemize
desteğinizi bekliyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Öneri aleyhinde söz isteyen Ahmet Baha
Öğütken, İstanbul Milletvekili. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
AHMET BAHA ÖĞÜTKEN (İstanbul)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime geçmeden önce
yüce Meclisi ve aziz Türk milletini saygıyla selamlıyorum.
Ülkemizde yabancı gerçek ve tüzel
kişilere yapılan taşınmaz satışları kanunu
genel görüşmesi hakkında Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisi
aleyhine söz almış bulunuyorum.
Sözlerime geçmeden önce, ülkemiz için dönüm noktası
olan 3 Kasım 2002 seçimlerinin 10uncu yılına girmiş
bulunmaktayız; ülkemiz ve milletimiz için muhteşem bir on yıl
geçiren ve kurulduğu günden beri girdiği her seçimi daha güçlü
çıkarak, Türkiye hazır, hedef 2023. diyerek yoluna devam eden
millet sevdalısı AK PARTİmizin 10uncu iktidar
yılını kutlayarak başlamak istiyorum.
Mayıs ayında çıkarılan bu Kanunla
ilgili olarak Kanunun ruhunu iyi anlamak, anlamaya çalışmak gerekir.
Bu Kanunun, dünyanın en büyük 10uncu ekonomisinden birisi olmayı
hedeflemişsek eğer ve bu hedefe emin adımlarla ilerliyorsak
yabancı sermayenin rahat ve güven içinde girebilmesi için
atılmış büyük bir adım olduğunu düşünüyorum. Yani
ne kadar yabancı yatırımcı ülkemize çekebilirsek, ne kadar
yabancı fonu da ülkemizde kullanabilirsek o kadar hedefimize
yaklaşmış olacağız. Bunun aksini düşünen bir
vekil arkadaşım olduğunu zannetmiyorum. Yabancı
yatırımcı, bırakın sanayi kuracaksa kursun, tarım
yapacaksa yapsın, ev alacaksa alsın. Denetimli bir şekilde, iyi
niyet içinde ülkemizde bu misafirleri kanunlarımıza, tarihimize, örf
ve âdetlerimize, misafirperverliğimize yaraşır bir şekilde
ağırlayalım.
Altını çizerek tekrar ediyorum, Kanunun ruhunu
iyi anlamak lazım. Zaten dünyada kendi iç dinamikleriyle refaha
ulaşmış ve dünyanın en büyük ekonomileri arasına
girmiş hiçbir örnek ülke yoktur. Bunu anlayabilmek için yurt dışı
ile ülkemizi mukayese etmemiz gerekir. İngiltere, Belçika, Almanya,
İspanya ve Hollanda gibi gelişmiş ülkelerin bu konudaki
yaklaşımlarını bir inceleyelim. Bu ülkelerin
bakış açılarına konuşmamın sonunda
değineceğim.
Yasallaşan bu Kanunu genel hatları ile
anlatacak olursak, ülkemizde yabancılara taşınmaz mal
edinilmesini sağlayan ilk düzenleme 22/12/1934 tarih 2644 sayılı
Kanunun 36ncı maddesinde yabancı uyruklu gerçek kişilerin bir
köye bağlı olmayan müstakil çiftliklere veya köy
sınırları dışında kalan arazinin 30 hektardan
çoğuna ancak hükûmetin izniyle sahip olabilecekleri hükme
bağlanmıştır. 1934le 2006 arası yıllar,
yabancı uyruklu gerçek kişilerin ülkemizde edineceği alan
karşılıklı olmak şartı ile 30 hektar olarak belirlenmiş
ve bu miktarı geçen alanları edinebilme hükûmetin iznine
bağlı kılınmıştır. Böylece, 1934 ila 2006
yılları arasında Hükûmet tarafından izin verilmek
şartı ile yabancı uyruklu gerçek kişilerin genel olarak
sınırsız taşınmaz edinme hakkı
bulunmamaktaydı. Ancak 2006 yılında değişiklikle
yabancı uyruklu gerçek kişilerin ülke genelinde edineceği
taşınmazlar ile bağlantısız ve sürekli nitelikli
sınırlı ayni hakların toplam yüz ölçümü 2,5 hektara
düşürtülmüştür. 1934 ila 2006 yılları -taşınmaz
edinme hakları hariç- paralel olarak yapılan değişiklikler,
ilçe yüz ölçümünün yüzde 10unun ve ülke genelinde yabancıların
edinebileceği toplam yüz ölçümünün 30 hektarı geçmeyeceği, ülke
menfaatleri göz önünde bulundurularak Dışişleri
Bakanlığı görüşü üzerine Çevre ve Şehircilik ve Maliye
Bakanlığının 30 hektarı 2 katına
çıkartılabileceği öngörülmüştür. Kanun hakkında genel
bilgi vererek hatırlatma yaptım.
Ülke topraklarının
yabancılara satılması yolunda açıldığı,
bunun Anayasaya aykırı olduğu, vatan topraklarının
yabancıların istilasına uğradığı yönünde
eleştiriler yapılmaktadır. Bu eleştirilerin haksız
olduğunu, ülkemizdeki yabancı satışlarının
yalnızca AK PARTİ döneminde başlamadığını,
geçmişte yapılan satışların, hatta bugün burada bizi
eleştirilenlerin
ALİM IŞIK (Kütahya) Yüzde
90dan fazlası AK PARTİ döneminde, onu da kaydet.
AHMET BAHA ÖĞÜTKEN (Devamla)
...iktidar olduğu dönemlerde de bu satışların
gerçekleştiğini
ALİM IŞIK (Kütahya) AKP
AHMET BAHA ÖĞÜTKEN (Devamla)
kayıtlara baktığımızda görmemiz mümkün
olacaktır.
Biz az sattık. diyebilirler.
Aslında satmadılar, satamadılar.
ALİM IŞIK (Kütahya)
Satamadılar mı?
AHMET BAHA ÖĞÜTKEN (Devamla)
İktidar ve güvenin olmadığı, ekonominin çöktüğü bir
ülkeye siz olsanız yatırım yapar mısınız?
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Satın
memleketi, satın!
AHMET BAHA ÖĞÜTKEN (Devamla) - Elbette
yapamazsınız.
ALİM IŞIK (Kütahya) Güzel
kardeşim, onu bir düzelt sen! Satamadıları Biz iyi
sattık. diye düzeltirsen iyi olur!
AHMET BAHA ÖĞÜTKEN (Devamla) Zaten
satılanın adı üstünde taşınmazın mal
varlığı. Taşınmaz mal varlığı, ismi
üstünde. Yabancının satın aldığı bu
taşınmazı alıp kendi ülkesine veya bir başka ülkeye
götürmesi mümkün değil.
Yatırım aracı olarak
taşınmazların yabancılar tarafından
kullanılması önemli kazançlardan biri
ALİM IŞIK (Kütahya)
Yakında sizi de satarlarsa şaşma! O zaman yabancı ülkeye
gidiyor mu, gitmiyor mu görürsün!
AHMET BAHA ÖĞÜTKEN (Devamla)
gayrimenkul
yatırımlarından daha uzun vadeli ve düşük riskli
yatırımlar olmasıdır. Üstelik alınan önlemler ve
kotalarla tekelleşme, manipülasyon yapma gibi hiçbir ekonomik risk de
içermemektedir.
Diğer bir getirisi de şüphesiz,
hızla gelişmekte olan Türk inşaat sektörü üzerinde
olmuştur. Hepimiz biliyoruz ki hızlı büyüyen ülkemiz
ekonomimizin en güçlü ayaklarından biri inşaat sektörüdür. Büyüyen,
markalaşan, globalleşen Türk inşaat firmaları iç
pazarın hacmini ve çeşitliliğini artırırken global
anlamda da büyük başarılar elde etmektedir. Yine çok önemli bir
getirisi turizm sektöründe olmuştur. Ülkemizde gayrimenkul alan
yabancılar, ülkemizin tanıtımına, ülkemize gelen turist
sayısının artmasına, yerleştikleri bölgenin ekonomik
gelişmelerine önemli katkılada bulunmaktadırlar. Bir taraftan
satın aldıkları gayrimenkullerle o bölgedeki tasarrufları
artırıyorlar, bir taraftan da gayrimenkulde talep yaratarak
vatandaşlarımıza ait gayrimenkullerin daha değerli
olmasını sağlıyorlar. Emekli maaşlarını ve
diğer kazançlarını da yaşadıkları bölgeye
harcadıkları için bölgenin kalkınmasına katkıda
bulunuyorlar. Yine nereden bakarsanız bakın, yerleştikleri
bölgeye ekonomik açıdan çok büyük katkı sağlıyorlar.
2002de 13 milyon turistten 8 buçuk milyon dolar elde etmişken, on
yılda bu rakamı 31 buçuk milyon turistten 23 milyon dolara
çıkartarak rekor kırdık, gelen turist sayısını
inşallah bu ve bunun gibi çalışmalarla çok daha iyi konuma
getireceğimiz inancındayım.
Ülkemize uluslararası doğrudan
yatırımın artması için yaptığımız
çalışmalar neticesinde 2002 yılına kadar yapılan
yatırımlar 1 milyar doları aşmazken, 2003 ve 2011
yıllarından sonuna kadar 110 milyar dolara
ulaşmıştır. Bu rakamları daha yukarılara
çıkartmamızı sağlamamız bu kanunla daha
netleşecektir. Örnek vermek istiyorum: İspanyada yabacılar
tarafından edinilmiş taşınmaz sayısının 2
milyon civarında olduğunu, 350 ile 400 milyar euroluk bir sermaye
hareketinin gerçekleştiğini biliyor musunuz? Avrupanın ciddi
anlamda ekonomik krizde olması Türkiyeyi önemli bir yatırım merkezî
hâline getirmeye başlamışken, bu fırsatı en iyi
şekilde değerlendirmemiz için bu yasanın çıkmış
olmasının yerinde olduğunu düşünüyorum.
Yine karşılıklılık
ilkesinden bahsetmek istiyorum: Karşılıklılık
ilkesiyle yurt dışında yaşayan
vatandaşlarımız bulundukları ülkelerde taşınmaz
mal edinebileceklerdir. Bu karşılıklılık ilkesinin
kaldırılmasıyla hem Türkiye cumhuriyetleri
sınırlarında yaşayan vatandaşlarımıza hem de
ülkemiz toprakları dışında yaşayan
vatandaşlarımıza büyük bir katkı sağlanmış
olacağına inanıyorum. Karşılıklılık
ilkesi kaldırıldı derken tabii ki tamamen de
başıboş bırakılmadı, ülkemiz menfaatleri
gereği özel şartlar getirilmiştir. Mesela, Rusya ve Ukrayna için
Karadeniz hassasiyeti korunmuş, Yunanistan için de sahil ve
sınır illerde olmamak şartı ve bazı ülkeler için de
mesken ve iş yeri kısıtlaması getirilmiştir.
Karşılıklılık ilkesi 1934 yılında, yani
yetmiş sekiz yıl önce yürürlüğe girmiş, o günün Türkiye'si
ile 21inci yüzyılın Türkiye'si arasında büyük fark
bulunmaktadır. Bugün artık demokrasisi gelişmiş, öz
güveni yüksek, ekonomik olarak kendisini
dünyaya ispat etmiş bir Türkiye var. Değişen ve gelişen
dünyaya her alanda olduğu gibi bu konuda da duyarsız kalmayarak
yabancı gayrimenkul satışının önündeki engelleri
kaldırdık ve Türkiye'nin kazanmasını sağladık.
Ben inanıyorum ki bir gün gelecek, buna muhalefet edenler ve onların
evlatları bunu yapan kişilere, millet sevdalısı AK
PARTİ Hükûmetine teşekkür edecekler.
Yukarıda bahsettiğim bazı
gelişmiş ülkelerde yabancıların mal edinmesiyle ilgili
olarak birkaç ülkeyi konu almak istiyorum: Almanyada yabancıların
taşınmaz edinimine yönelik herhangi bir yasal sınırlama
yoktur. Belçika, İngiltere, İspanya, Hollanda yine aynı
şekilde yabancıların taşınmaz edinimi
bakımından hemen hemen hiçbir kısıtlama getirilmediği
ülkeler arasındadır.
Sonuç olarak: Gelişmiş bu
ülkelerde yabancıların taşınmaz edinimi hakkında ciddi
bir kısıtlamaya gidilmemişken, çıkartılan bu Kanunun
2023te dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girmeyi hedefleyen
ülkemizin ekonomisi için gayet olumlu bir adım olarak
atıldığını düşünüyor, yürürlükte olan bu
yasanın ülkemiz ekonomisine büyük fayda sağlayacağına inandığımı
bir kez daha vurguluyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Öneri lehinde söz isteyen Ali İhsan
Köktürk, Zonguldak Milletvekili. (CHP sıralarından
alkışlar)
ALİ İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak)
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; yabancılara toprak
satışına yönelik Milliyetçi Hareket Partisinin grup önerisi
üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubumuz adına söz almış
bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, tarihsel
süreç olarak ilk kez Osmanlı İmparatorluğunun gerileme
döneminde yabancı gerçek kişilerin ülkemizde mülk edinmelerine olanak
tanınmıştır. 1854 yılında dış
borçlanmalara başlayan ve 1874 yılına kadar 15 kez dış
borçlanma gerçekleştiren Osmanlı Devleti, borçların ödenme görüşmeleri
sırasında İngilterenin dayatmasıyla 1868 yılında
yabancı gerçek kişilere Osmanlı topraklarında mülk edinme
hakkı tanımıştır. Ancak, yabancılara mülk satışı
Osmanlı maliyesinin toparlanmasını sağlamamış ve
yine Avrupa devletleri tarafından Osmanlı hazinesine el
konulmasını, Düyun-ı Umumiye idaresinin kurulmasını
engelleyememiştir. Osmanlının geçirdiği bu tarihsel süreci,
yabancılara mülk satışı konusunda özellikle ders almak
amacıyla Genel Kurulun dikkatine sunuyorum.
Değerli milletvekilleri, bu süreç, hepimizin
bildiği gibi ulusal Kurtuluş Savaşımızda
durdurulmuş; ülke toprakları üzerinde, tam bağımsız,
laik, demokratik, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur.
Cumhuriyeti kuranlar toprağın sadece bir mülkiyet sorunu
olmadığının, toprağın aynı zamanda devlet
egemenliğinin asli ve vazgeçilmez bir unsuru olduğunun bilincinde
olarak köylerde yabancıların taşınmaz edinmesini
yasaklamışlar, ayrıca genel sınırlamalar
getirmişler ve temel ilke olarak da karşılıklılık
ilkesini özellikle ve özenle korumuşlardır.
12 Eylül 1980 darbesinden sonra iktidara gelen
anlayış tarafından, Sevda Tepesi gibi, ülke
topraklarımızın yabancılara peşkeş çekilmesinin
önünü açan süreçse Anayasa Mahkemesi tarafından durdurulmuş, ancak bugün
gelinen noktada AKP İktidarı tarafından aynı süreç hoyratça
devreye sokulmuştur.
Değerli milletvekilleri,
karşılıklılık şartı aranmaksızın
yapılan düzenlemelerin Anayasa Mahkemesi tarafından ısrarla
iptal edilmesine karşılık, 3 Mayıs 2012 tarihinde 6302
sayılı Yasa ile bu Yasanın 35inci maddesiyle yabancıya
toprak satışında karşılıklılık ilkesi
kaldırılmıştır. İş yeri ve mesken olarak
kullanma şartı kaldırılmıştır. Uygulama imar
planı ve mevzi imar planı içerisinde bu amaçlarla ayrılmak ve
tescil edilmek şartı kaldırılmıştır. Ülke
genelinde yabancıların edinebileceği toprak miktarı 2,5
hektardan yani 25 dönümden 60 hektara yani 600 dönüme
çıkarılmıştır. Merkez ilçe ve ilçeler bazında
uygulama imar planı ve imar planı içerisinde kalan alanların
toplam yüzde 10unu aşmamak şartı da kaldırılarak çok
daha geniş bir tanımlama getirilmiştir. Kısaca, AKP
İktidarı tarafından yapılan son değişiklikle,
ulus devletimizin sınırları içerisinde kalan her yerin ön
koşulsuz ve ölçüsüz olarak yabancılara satılmasının
önü açılmıştır. Fabrikalarımızı,
limanlarımızı, bankalarımızı babalar gibi satan
ve artık satacak bir şey bırakmayan Adalet ve Kalkınma
Partisi için gelinen son nokta, ülke topraklarının
satışı olmuştur.
Değerli milletvekilleri, toprak sadece
basit bir mülkiyet sorunu değildir, ülke toprakları devletin
egemenliğinin ve bağımsızlığının asli
ve vazgeçilmez bir unsurudur. Bu nedenledir ki yabancılara toprak
satışı konusunda ülkeden ülkeye değişen, üç ülke
dışında bütün ülkelerde var olan sınırlamalar söz
konusudur.
Örneğin İsrailde ülke
topraklarının yüzde 92si devlete aittir. İsrailde,
bırakın yabancılara toprak satışını,
İsrail Hükûmeti kendi vatandaşlarına dahi mülkiyet edinme
hakkı tanımamaktadır. Keza, Körfez ülkeleri açısından
baktığımızda, Türk vatandaşları Körfez
ülkelerinde, bırakın taşınmaz satın almayı,
taşınmaz üzerindeki çakılları bile satın alma
hakkına sahip değildir. Yine, eski Demirperde ülkeleri Avrupa
Birliğine geçiş sürecinde yabancılara toprak
satışı konusunda çok uzun geçiş süreçlerini Avrupa
Birliği ülkelerine kabul ettirmişlerdir.
Değerli milletvekilleri, belirtmek
gerekirse şunu da belirtmek istiyoruz
Çünkü ırkçı bir
anlayışla olaya yaklaşmıyoruz. Bu anlamda insan
haklarına paralel, ölçülü bir toprak satışı konusunda herhangi
bir tereddüt içerisinde değiliz. Ancak Türkiye'nin jeopolitik
bakımdan dünyanın son derece önemli bir konumunda olması,
dünyanın en duyarlı bölgelerine yakınlığı, büyük
devletlerin çıkar çatışmalarının tam
kavşağında bulunması, yabancılara toprak
satışı konusunda geniş boyutlu bir değerlendirmeyi
zorunlu kılmaktadır.
Ayrıca, emperyalizmin sadece
adının değiştiği ancak dünyadaki tüm enerji
kaynaklarına, tarım alanlarına ve su havzalarına sahip olma
hedefinden vazgeçmediği bir süreçte, yabancılara toprak satışının
hassasiyeti asla ve asla göz ardı edilmemelidir.
Bugün gelinen noktada ise, seksen
yıllık cumhuriyet tarihinde satılan toprak parçasının
onlarca katı, ölçüsüz ve ilkesiz bir şekilde AKP İktidarı
tarafından satılmaktadır. Ülkemizin geleceği ipotek
altına alınmaktadır. Kısa erimli ticari çıkarlar
uğruna ülkemizi borçlandıran, dünyadaki en büyük 2nci cari
açığı gerçekleştiren Adalet ve Kalkınma Partisi
İktidarının borçluluğu azaltma, cari açığı
azaltma hevesleri uğruna ülke topraklarımız ölçüsüz bir
şekilde, hoyratça bir şekilde, geleceği düşünmeden,
çocuklarımızın geleceği göz ardı edilerek elden
çıkarılmaktadır. Bu konudaki soru önergelerimize yanıt
verilmemektedir. Sayın Bakan az önce buradaydı, özellikle 3
Mayıs 2012 tarihinde çıkartılan Yasadan sonra vermiş
olduğumuz soru önergelerimizin hiç birisi yanıtlanmamaktadır.
Bugün, hepimiz biliyoruz ki başta GAP
bölgesi olmak üzere, başta Ege ve Akdeniz Bölgesindeki geniş turizm
alanları olmak üzere, ülke toprakları yabancılar tarafından
kapatılmaktadır. Ancak, bu konuda vermiş olduğumuz soru
önergelerimize, özellikle Sayın Bakan tarafından yanıt vermekten
imtina edilmekte, yabancıya toprak satışı konusunda
ülkemizin geldiği nokta, yurttaşlarımızın gözünden
kaçırılmaktadır.
Bu nedenle, bizler, Milliyetçi Hareket
Partisinin hassasiyetine katılıyoruz. Ülke
topraklarımızın, ölçüsüz, ön koşulsuz ve ilkesiz bir
şekilde satışının geldiği noktanın,
ülkemizin geleceğini karartacak, çocuklarımızın
geleceğini ipotek altına alacak derecede vahim bir noktaya
geldiği konusunda biz de Milliyetçi Hareket Partisinin hassasiyetleriyle
aynı noktadayız. Bu nedenle, bu konunun, ciddi ve derinlemesine
araştırılması, gerçek rakamların, yabancıya
satılan toprak miktarlarının gerçek rakamlarının Türk
halkı önüne çok açık bir şekilde çıkarılması
gerektiğini düşünüyoruz.
Ben,
bu duygu ve düşüncelerle öneriye destek veriyor ve yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum. (CHP ve MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisi
aleyhinde söz isteyen Adem Tatlı,
Giresun Milletvekili. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ADEM TATLI (Giresun) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; MHP Grubu önerisi aleyhine söz
almış bulunuyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Meclis gündemimizin yoğunluğu
nedeniyle MHP Grubu önerisinin aleyhinde olduğumu belirtiyor, hepinize
teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Evet, Milliyetçi Hareket Partisi grup
önerisini oylarınıza sunuyorum.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkan, karar yeter
sayısı
BAŞKAN Karar yeter sayısı
arayacağım: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı
yoktur.
Birleşime beş dakika ara
veriyorum.
Kapanma
Saati : 16.01
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 16.09
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır),
Tanju ÖZCAN (Bolu)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 18inci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisinin
oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi öneriyi yeniden oylarınıza sunacağım ve karar
yeter sayısı
arayacağım. Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter
sayısı vardır, kabul edilmemiştir.
Şimdi, Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun İç
Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
3.- CHP Grubunun, muhtarların sosyal ve ekonomik
sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla verdiği (10/26) esas numaralı
Meclis Araştırması Önergesinin ön görüşmesinin, Genel
Kurulun 8/11/2012 Perşembe günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
08.11.2012
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma
Kurulu; 08.11.2012 Perşembe günü (Bugün) oybirliği
sağlanamadığından Grubumuzun aşağıdaki
önerisini, İçtüzüğün 19 uncu maddesi gereğince Genel Kurulun
onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Emine
Ülker Tarhan
Ankara
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Gündeminin,
Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına
Dair Öngörüşmeler Kısmında yer alan (muhtarların sosyal ve
ekonomik sorunlarının araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla); 10/26 Esas Numaralı Meclis
Araştırma Önergesinin görüşmesinin, Genel Kurulun 08.11.2012
Perşembe günlü (Bugün) birleşiminde yapılması
önerilmiştir.
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi grup
önerisi lehinde söz isteyen Ferit Mevlüt Aslanoğlu, İstanbul
Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(İstanbul) Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; bu
benim muhtarlarla ilgili belki on yılda en az 70inci konuşmam. Bir
kere şunu söylüyorum: Bu insanlar sadece -meseleleri ne para ne pul-
onurlarını istiyorlar, onurluca bir muhtarlık yapmak istiyorlar.
Bu insanların derdi, yine altını çiziyorum, ne para ne pul.
Değerli arkadaşlarım, hep diyorsunuz Biz,
2002den bu yana nereden geldik nereye gittik? 2002den bu yana, bu dosya
2002den bu yana verdiğiniz sözleri kapsayan bir dosya. Ben, size -2002ye
gitmeyeceğim, hepsi var burada- 2005te sizin bir Grup Başkan
Vekilinizin burada yaptığı konuşmayı okuyorum. Diyor ki:
İnşallah ilk Bakanlar Kurulu toplantısına getiriyoruz.
İlk Bakanlar Kurulu
Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine gelecek,
inanıyorum ki Meclis tatile girmeden muhtarlarla ilgili yasa
çıkacak. Bunlar tutanak, Meclis tutanağı, sene 5.5.2005. Daha önce, isterseniz 2003e
de gideyim. Şimdi
RECEP ÖZEL (Isparta) - O zaman
muhtarların özlük hakları geldi.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla)
- Recep Bey, otur oturduğun yerde, laf atma. Altından
kalkamazsın.
Değerli milletvekilleri, bu insanlar
sizin bizim gibi, benim gibi genel başkanlarının listeye
konmasıyla seçilmiyor. Bu insanlar bileğinin hakkıyla,
yürekleriyle adaylıklarını koyuyor ve seçiliyorlar ve birçok
ildeki milletvekili oyundan bir muhtar daha fazla oy alıyor. Demokrasinin
ilk beşiği, diyorsunuz. Nerede demokrasi? Nerede demokrasi? Bunlar
seçiliyor. Bir tarafta devlet memuru, bir tarafta değil.
Kirasını mı veriyorsunuz, telefon parasını mı
veriyorsunuz? Ne veriyorsunuz bu insanlara? Sadece verdiğiniz 400 lira
para. Bu parayla övünmeyin. 400 lira veriyorsunuz
9uncu derecede bir muhtarın
BAĞ-KUR primi kaç para? Onu da alıp gidiyorsunuz, el ele el
başta.
Bir adrese dayalı sistem getirdiniz.
MEHMET MÜEZZİNOĞLU (Edirne) -
Çoğu emekli muhtarların.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla)
Beyefendi hakkını ver. Siz de emeklisiniz, ben de emekliyim. O
zaman siz de milletvekili parası almayın. Ben de emekliyim, siz de
emeklisiniz; muhtar emekli olabilir. Ben de emekliyim. Benim o zaman emekli
maaşı almamam mı gerekiyor? Muhtar emekli diye, böyle
bileğinin hakkıyla seçilen muhtar hakkını alamayacak mı?
Değerli milletvekilleri, Sayın
İçişleri Bakanının burada olmasını isterdim.
Sayın İçişleri Komisyon Başkanıma, İçişleri
Komisyon Başkanıma sataşıyorum. İçişleri Komisyon
Başkanıma sataşıyorum. Sayın Valim, size
sataşıyorum, size sataşıyorum, sataşıyorum.
MUAMMER GÜLER (Mardin) - Nedir efendim
sataşma konusu?
AHMET AYDIN (Adıyaman) - Sayın
Başkan, sataşmaya meydan vermeyecek şekilde konuşsun.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla)
Muhtarlar olunca lütfen
Bir yerel yönetimler kanunu geçiyor. Ben, Komisyonda
da bu konuda her şeyi söyledim. Sayın İçişleri Bakanım
Sayın İdris
Daha önceki İçişleri Bakanlarımın
hepsinin burada ifadeleri var, tutanakları var Sayın
Başkanım. En son, Sayın İdris Naim Şahin Beyefendi
geçen seneki Plan Bütçe Komisyonunda aynen ifadesi şudur: Derhâl köy
kanununu getiriyorum, derhâl getiriyorum, derhâl.
Sayın Valim, gitmeyin,
sataşacağım size dur, gitmeyin.
MUAMMER GÜLER (Mardin) Dinliyorum,
dinliyorum.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla)
Gitmeyin, gitmeyin ve sizin vebalinize soracağım bu
muhtarları.
Şimdi, Sayın İdris Naim
Şahin Derhâl getiriyorum. Nerede? Bu derhâl ne zaman acaba? Derhâl ne
zaman, bu derhâl?
Değerli arkadaşlar, bir Yerel
Yönetimler Kanunu geçiyor, 16 bin muhtarlığı yok ettiniz,
mahalleye çeviriyorsunuz. Yiğitseniz, inanıyorsanız,
muhtarın on senedir onurunu, şerefini, haysiyetini, eğer korumak
istiyorsanız, sözünüzün eriyseniz, aynen böyle söylüyorum bak, buradaki
tutanaklardaki sözünüzün eriyseniz, bir önergeyle, dün nasıl, gece
yarısı önergesiyle Yenimahalleyi sünnet ettiniz, aynen söylüyorum,
sünnet ettiniz, evet sünnet ettiniz, bir önergeyle, dün gece, gece
yarısı operasyonuyla.
Kardeşim, bir önerge görüşülür. Oranın
milletvekili var, belediyesi var, ilgili kişiler var, Komisyon
Başkanı var. Komisyonda görüşmeyeceksin, getireceksin bir
önergeyle Yenimahalleyi sünnet edeceksin.
Getirin, bir tek önergeyle, bir tek
maddeyle. Muhtarlar para pul peşinde değil, kendi hükmi
şahsiyetlerini arıyorlar: Ben neyim, ben kimim? Benim görevim, benim
sorumluluğum nedir; kaymakama karşı mı, valiye
karşı mı, kime karşı? Her gelen, muhtarın
yakasına yapışıyor; Polis gidiyor muhtara, savcı
çağırıyor muhtarı Gel kardeşim. Bir suç
işlediği zaman
ALİ ÖZ (Mersin) Jandarma da muhtara
gidiyor.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla)
jandarma tabii, jandarma her an gidiyor. Bir suç işlediği zaman
devlet memuru gibi suçlu oluyor.
Arkadaşlar, bu kanun geçiyor, bu
kanunda, verdiğiniz sözünüzü tutun.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Tutmaz bunlar.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla)
Ben söylemiyorum, buradaki tutanaklar söylüyor ve en sonunda da, 2005teki
-Sayın Aydın, orada oturan- bir Grup Başkan Vekiliniz diyor ki:
Çok teşekkür ederim. Fevkalade iyi niyetle, samimice bu konuyu ifade
ettiniz, derhâl getiriyoruz. Yahu, bu derhâl ne zaman, Allah aşkına,
ben bu derhâli bilmiyorum. Allah aşkına bana şu derhâli bir
öğretin, şu derhâli bir öğretin.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Hangi grup
başkan vekili bu ya? Hangisi, hangisi?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla)
Ahmet Aydın Bey bilir.
MUHARREM İNCE (Yalova) Hangi grup
başkan vekili? Ahmet Aydın mı?
AHMET AYDIN (Adıyaman) Ben
değilim, ben yoktum o zaman.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla)
Şu anda milletvekili olmadığı için ismini vermiyorum,
milletvekili olsa verirdim, şu anda milletvekili değil, orada oturan.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Sözünü yerine
getirmediği için milletvekili yapmadık.
OKTAY VURAL (İzmir) Ahmet Aydın
Bey, mert olun, dürüst olun, yiğit olun, yiğit, yiğit!
AHMET AYDIN (Adıyaman) Yiğidim
ben.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla)
Bir önerge hazırla, getir. Türkiyedeki tüm muhtarlar için tüm gruplar
olarak hazırladığınız önergeye derhâl imza vermek
bizim için bir şereftir, bizim için bir onurdur.
OKTAY VURAL (İzmir) Şimdi bu
kanuna, büyükşehre koyalım.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla)
Derhâl, şimdi, şimdi, şimdi
(CHP sıralarından
alkışlar)
OKTAY VURAL (İzmir) Şimdi, bu
kanuna
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla)
Şimdi, şimdi, şimdi
Eğer şu kadarcık bir
yiğitlik varsa -verdiğiniz sözlerin- senden önce söz veren
insanların sözünü, onurunu, şerefini, haysiyetini taşımak
senin için bir görevdir.
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta)
Tutmadıkları kaçıncı söz.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla)
Benim bir arkadaşım, benim Grup Başkan Vekilim, ben bir söz
verdiğim zaman, benim imzama sahip çıkmıyorsa bizce namertliktir
bu, namertliktir.
OKTAY VURAL (İzmir) Bizde de
öyledir.
MUHARREM İNCE (Yalova) Ben
tutarım.
BAŞKAN Sayın Aslanoğlu,
lütfen ama, lütfen
OKTAY VURAL (İzmir) Ben de
tutarım, getir imzalayalım önergeyi.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla)
Arkadaşlar, arkadaşlar
OKTAY VURAL (İzmir) Önergeyi getir,
imzalayalım.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla)
Arkadaşlar, vakit, vakit, vakit geç değil.
ALİ ÖZ (Mersin) Vakit, bu vakit.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla)
Vakit şu anda.
Sayın Aydın, Sayın
Aydın, size sesleniyorum
AHMET AYDIN (Adıyaman) Sayın
Canikli burada.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla)
Sayın Canikli, hoş geldiniz.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
Hoş buldum.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla)
2003ten beri, 2002den beri siz de vardınız. Ben, burada, bu
tutanakları size verebilirim. Verilen sözleri o gün, getirdik, geldik,
hazırladık sözleri
Bugün, vakit bugündür.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Bir de muhtarlara
seslen.
OKTAY VURAL (İzmir) Ya, bırak
sözü, imzalarına bile sahip çıkamıyorlar.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla)
İmzanıza sahip çıkın, sözünüze sahip çıkın. Sayın
Canikli.
MUHARREM İNCE (Yalova) Onlar senin
Grup Başkan Vekiline benzemez.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla)
Biz Cumhuriyet Halk Partisi Grubu, zannediyorum Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu da derhâl size her türlü katkıyı vermeye hazırız.
OKTAY VURAL (İzmir) Biz önergeyi
hazırladık bile.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla)
Hazırlayın, onurla, şerefle
Bir madde, bir madde Sayın
Canikli, bunu imzalamaya hazırız. Bu yerel yönetimler kanunu, bu,
bunun içindedir. Çünkü, ben artık şaştım, biri Köy
kanunu. dedi getirdik, biri bilmem ne dedi, ben de
şaşırdım.
OKTAY VURAL (İzmir) Bizim önergemiz
var zaten.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla)
Emanetinize sahip çıkın.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından bravo sesleri, alkışlar, MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi
aleyhine söz isteyen Hasip Kaplan, Şırnak Milletvekili.
HASİP KAPLAN (Şırnak)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi
önergesi üzerinde söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Gerçekten tarihî günler geçiriyoruz. Çok
önemli ve Türkiyenin kaderini, geleceğini, kardeşliğini,
birlikte çözümleri, hepsini çok yakından ilgilendiren bir durumla
karşı karşıyayız ve bunu defalarca
arkadaşlarımız dile getiriyorlar.
Elli sekizinci günündeki açlık grevi
700 kişiyle başlamışken bugün 10 binlere
ulaşmışsa ki bu, dünya tarihinde sivil itaatsizlik eylemi olarak
açlık grevinin dünyadaki ilk kitlesel ve en yüksek orandaki açlık
grevi.
Dün Silivrideydim, 40 tane avukatın
yargılandığı davadaydım ve 40 tane avukat, savunma
görevleri nedeniyle tutuklu olan avukat da açlık grevine
başlamıştı. Ana dilde savunma talepleri nedeniyle
sorguları yapılamadı ve duruşma uzak bir tarihe ertelendi.
Üç yıldır aynı durum devam ediyor; bunu anlatabilmek için
Mecliste defalarca dile getirdik. Hükûmet, bugün ana dilde savunma konusunda bir
teklifi imzaya açtıklarını beyan etti. Elbette ki, bu
sorunları seviyeli bir üslupla, dille, diyalogla, konuşarak ve
birlikte çözümünü bulmak zorundayız. Çünkü Türkiyedeki açlık
grevlerinin tarihine baktığımız zaman, özellikle 12 Eylül
darbesinden sonra çok ağır sonuçları olan bir sicili, son derece
kara olan bir dönemi, son otuz beş yılı görüyoruz.
12 Eylül darbesinin ve o zaman
Diyarbakır 5 No.lu Cezaevinin koşullarındaki bir açlık
grevinde 4 PKK üyesinin açlık grevinde ölümü sonrası gelişen
olaylarla, Türkiyede 1984te silahlı mücadele, çatışma dönemine
girildiğini bütün dünya biliyor.
2000 yıllarında, F tipi tecrit ve
yalnızlaştırma döneminde yüzlerce tutsağın açlık
grevlerinde öldüğü ülkenin o tarihine bakın, o tarihte, o günlerin
sayfalarının da kapkaranlık olduğunu ve ülkenin yasa
dışı, kanun dışı çete, darbeci, derin
ilişkilerin, derin hareketlerin, gizli örgütlerin sürekli gündemde
olduğu görülüyor.
Bugün bizi buradan dinleyen bütün
vatandaşlarımıza seslenmek istiyorum: 58inci gün öylesine kritik
bir gün ki, Hükûmetin artık söylemden öte somut adım atması
gereken bir dönemdeyiz. Bu açıdan baktığımız zaman
savunma konusundaki teklif nasıl ki bir somut adımsa, yine hukuken
infaz yasamıza göre, Anayasaya göre, yasalarımıza göre avukat
görüşü konusu da bir fiilî hukukun çiğnenmesi olayıdır. Bu fiilî
hukuksuzluğu da gidermek gerekiyor. Bunun giderilmesi, tamamen Hükûmetin
iradi bir açıklamasıyla olabilecek bir konudur. Bunun bu şekilde
yerine getirilmesi -bir tarafın kazanıyorum, kaybediyorum kaygılarının
ötesinde- bu açlık grevlerini selametle, ölüm olmadan, cenaze
çıkmadan bitirmek Türkiyenin geleceğine ve sorunların çözümüne
de büyük katkı sunacaktır. Bu konuda hâlâ sorumluluk Hükûmettedir. Başbakan
Endonezyadadır. İnanıyoruz ki Endonezyaya gitmişken, Uzak
Doğuya, Filipinlerdeki elli yıldır kırk yıldır
mücadele veren İslami gerilla örgütü Moronun nasıl belli bir süreden
sonra silahları susturduğunu ve kendi içinde çözümü hayata
getirdiğini de algılayabilir. Aynı şekilde, yine
Kolombiyada FARCın Oslo sürecinde -daha yakın bir tarihte-
silahların susturulması olayı ve temelli bir çözüm.
Şimdi, biz burada Meclis olarak bütün
bunların hayati bir konum arz ettiği bir durumda gerçekten üslup
konusunda çok dikkatli olmamız gereken bir dönemdeyiz. Bazı
arkadaşlarımız veya Başbakan veya bazen Hükûmet üyeleri -hepsini kastetmiyoruz
elbette- dillerine hâkim olamıyorlar. Evet, bir ara İtalyada temiz
eller operasyonu yapılmıştı, gerçekten Türkiyede de temiz
diller operasyonuna sanki bir ihtiyaç var. Yani, bu konuda Amerika başkanlık
seçimine bakıyoruz; 2 lider mücadele ediyor, sonra seçim bitiyor birinin
diğerine karşı üslup ve tarzına
baktığımız zaman
Yani Amerikanın hep kötü
yanları emsal alınmış; biraz da bu seviyeli dil
yaklaşımı konusunun bütün partiler ve gruplar arasında
diyaloğun önünü açacağını ifade etmek istiyoruz. Hükûmeti bu konuda bizim gösterdiğimiz
çabaların aynısını
göstermeye davet ediyoruz, aba altından sopa göstermenin, tehdit etmenin,
bize yönelik, parlamenterlere yönelik ve kitleselleşen bu eylemliliğe
yönelik yaklaşımların doğru olmadığını
ifade ediyoruz ve buradan, tekrar, tarihî bir çağrıda bulunuyoruz,
Tarihî bir sorumlulukla karşı karşıyasınız.
diyoruz.
Biz parti olarak yerel yönetimlerin
iktidarını parti programına, tüzüğüne alan ve demokratik
özerklik modeliyle yerel yönetimleri en alt birimden en üst birime kadar yani
mahalle muhtarlığından, köy muhtarlığından
büyükşehir belediyesine kadar en geniş anlamda savunan bir partiyiz;
bu konuda programında, tüzüğünde bu kadar net görüşü olan tek
partiyiz. Onun için seçimle gelen muhtarların, mahalle muhtarı olsun,
köy muhtarı olsun, ki bunlar sayı olarak oldukça fazla ve bu
sayı olarak oldukça fazla olan seçilmiş ve demokrasi ki onlarla
başlıyor, muhtarların sorunları konusunda Meclisin yeterli
bir duyarlılık göstermediğinin çok net farkındayız.
Bunu, her partiye mensup muhtar, şikâyetini dile getiriyor, bizleri
ziyaret ediyorlar.
Eğer biz gerçekten demokrasinin
yerellerde başladığına inanıyorsak ve yerellerle
beraber demokrasinin güçleneceğine inanıyorsak merkezî otoriter
sistemlere karşı, diktatörlüklere karşı o muhtarlara sahip
çıkmamız, muhtar ve heyetinin işini
kolaylaştırmamız, onların da tıpkı kaymakamlar
gibi, valiler gibi mülki temsil özellikleri dikkate alınarak onların
bu görevleri yaparken
Her olayda, her vukuatta, her cezai konuda
komutanın çağırdığı muhtarların, polisin
çağırdığı muhtarların, aramalarda
bulundurulmasından tutun da oranın kendi imkânları içindeki imar
planlarından kadastro girince kadastro bilirkişiliğine kadar
bütün yüklerin yüklendiği bu muhtarlar konusunda bir çözüm getirmek, daha
doğrusu sorunlarının ortak noktalarını tespit edip
onları daha etkili ve işlevsel bir kamu faaliyeti alanına da
katmak elbette ki yerel iktidarların güçlenmesi açısından son
derece faydalı olacaktır. Biz, bu anlayışla, böylesi bir
araştırma önergesi nedeniyle kabul oyu veriyoruz ve diyoruz ki bunu
araştırmak Türkiyeye gerçekten faydalı olacaktır.
Şimdi, Büyükşehir Belediyesi
Yasasının tartışıldığı bugünde, köylerin
mahalle olacağı bugünde, muhtarlığı bu hâliyle
bırakırsanız o zaman muhtarlıkları kapatın,
yekten kurtulursunuz, muhtarlık sorunu diye bir şey kalmaz. Oralara
da sözleşmeli birer tane insan koyarsınız, asgari ücretten,
dersiniz Muhtarların görevini yap. O atanmışlık,
işte, dikta rejimi olmanın özelliğidir. Seçimle gelenlere
milletin iradesi gözüyle bakmak lazım, onların sorununu çözmek
lazım diyoruz. Bu konuda destek vereceğimizi söylüyoruz.
Saygılarımla. (BDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi
lehinde söz isteyen Nevzat Korkmaz, Isparta Milletvekili. (MHP
sıralarından alkışlar)
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Cumhuriyet Halk Partisinin,
muhtarlarımızın sosyal ve ekonomik sorunlarının
iyileştirilmesi, sosyal güvenlik primleri nedeniyle düştükleri
durumun tespiti ve daha etkin çalışma koşullarının
yaratılması amacıyla vermiş olduğu grup önerisi
üzerine Milliyetçi Hareket Partisinin görüşlerini açıklamak üzere
huzurlarınızdayım.
Bu husus, değerli arkadaşlar,
birçok defa gündeme geldi. Buradan hemen hemen her parti grubu söz aldı,
bu sorunla ilgili görüşlerini dile getirdi. En son on gün önce Milliyetçi
Hareket Partisi aynı konuda bir grup önerisi getirmişti. Yine o grup
önerisinde de Milliyetçi Hareket Partisinin görüşlerini açıklamak
üzere huzurlarınıza gelmiştim. Konuşmalar daha bugün gibi
hafızamızda. Özellikle Milliyetçi Hareket Partisinin, Cumhuriyet Halk
Partisinin, bu sorunun, bir an önce Meclis kürsüsünde dillendirildikten sonra
bir Meclis araştırma önergesine çevrilmesi ve sorunun çözümü için
sarf etmiş oldukları sözlere karşılık Adalet ve
Kalkınma Partisi de kendi görüşlerini açıkladı.
Birçok sorunu o
konuşmalarımızda kürsüye taşıdık ki bunların
hepsi de birbirinden haklı, birbirinden önemli sorunlardı ama
değerli arkadaşlar, bugüne kadar buraya bu meseleyle ilgili getirilen
Meclis araştırma önergeleri, grup önerileri hepsinde de, maalesef,
hiçbir sonuca varılamadı. Bunun müsebbibi bildiğiniz üzere
iktidar partisidir. Maalesef, söylediklerimizin hepsi kulak arkasına
atıldı hatta inkâr ve ihmal yollarına gidildi, arpa boyu yol
alınamayınca da bu problemler bu sefer yine bir başka muhalefet
partisi tarafından gündeminize tekrar getirildi.
Ben biliyorum, benden sonra Adalet ve
Kalkınma Partisi sözcüsü çıkacak, muhtemelen konuşması
şu şekilde olacak çünkü daha önceki konuşmaları da
aynı çerçevedeydi: Muhtarlarımız çok önemli, çok
saygıdeğer insanlar, biz onları çok seviyoruz, bunlar
demokrasimizin beşiği, okulu ama gündemimiz çok yoğun,
gündemimiz o kadar önemli ki maalesef bu meseleleri bugün
konuşamayız, daha sonra konuşalım deyip bir tarafa
atacaklar.
MEHMET GELDİ (Giresun) Aynı
senin dediğin gibi!
S.NEVZAT KORKMAZ (Devamla) Şayet
bundan sonra da bu konuşmalar üzerine de bir çözüm üretilemezse
muhtemeldir, en geç bir ay içerisinde bu mesele tekrar gündeme gelecektir.
Herhâlde, Türk milletinin kürsüsünde başka bir lisan ile hitap edilirse
şaşırmayın. Konuşmacıya sorduğunuzda
vereceği cevabı, şimdiden ben size söyleyeyim. Değerli
milletvekilleri, onlarca kez bu sorunları Türkçe anlattık,
anlamadınız. Şimdi, belki anlarsınız diye bir
başka lisan kullanıyoruz. diyecekler. Bakın, bu ruh hâli tehlikelidir.
Şayet millet, millet iradesinin tecelli ettiği Türkiye Büyük Millet
Meclisinden ümidini kesmeye başlamış ve işi trajikomik bir
mizaha çevirmeye çalışıyorsa bir vahamet var demektir. Bir
şeyler yapılması lazım. Demokrasinin en temel okulu
dediğimiz muhtarlıklar, belediyeler kapatılıyor ki iki
gündür bu yasa tasarısını bu Meclise dayatıyorsunuz, bu da
bu milletin çığlığını
duymadığınızı, verdiği mesajı
almadığınızı gösteriyor. Diyeceksiniz ki Ne yaparsak
yapalım millet bizi destekliyor, köyler, kasabalar bizlerin
arkasında. Bu desteğin ilanihaye olmadığını ve size
verilen bu desteğin, kendilerine zulmedilmesi için verilmediğini bir
kez daha hatırlatmak istiyorum.
İktidarları millet getirir, millet götürür.
Köylünün, muhtarlıkların iradesinin nasıl tecelli edeceğini
yakında göreceksiniz. Muhtarlıkların birçok problemi var,
bunları on gün önce teferruatıyla anlattık. Tekrardan
kaçınmak için, tekrar ayrıntılarıyla anlatmak istemiyorum.
Ha gerçekten, çözmek niyetindeyseniz bu problemleri, biraz sonra oylama
yapılacak, -bu oylamayı da yüzlerce, belki binlerce
muhtarımız da izleyecek.- Meclis araştırma önergesine
Evet deyin ortak bir komisyon ile aslında ezelden beri belli olan
sorunlara hangi çözümleri üreteceğimizi oturup konuşalım ve
önerilerimizi, tasarı yahut teklifleri hâline getirir ve bu sorunları
da en kısa zamanda bir çözüme kavuştururuz diyoruz.
Bu önergeye Hayır demeniz hâlindeki böyle bir
netice bekliyorum maalesef, bu samimiyet sınavında sınıfta
kalmış olacaksınız. Karnelerinizi de hiç merak etmeyin
arkadaşlar, muhtarlarımız ilk fırsatta verecekler.
Milliyetçi Hareket Partisi köylerimizin, muhtarlarımızın
problemlerinin çözümü için bir muhalefet partisi olarak bugüne kadar elinden
gelen her şeyi yapmıştır, vicdanı rahattır.
Birçok kez Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Meclis
araştırma önergesi vermiştir, muhtarlıkların
sorunlarının aşılması için önerilerimizi içeren kanun
teklifleri vermiştir. Ancak hiçbir çözüme
ulaşamadığımızı görmekten, maalesef büyük bir
üzüntü duyuyoruz.
Zaman zaman sözcüleriniz de bu kürsüye
çıkıyor: Efendim, on yıl önce muhtar maaşları
şöyleydi, bugün böyle. gibi hakikaten kara bir propaganda, mizahi
cevaplar üretiyorlar. İyi de değerli arkadaşlar, o dönemdeki
BAĞ-KUR primleri ile bugünkü SGK primlerini de bir kıyaslayın.
Elma ile armudu aynı kap içinde değerlendirmek ve rakamlara
istediğiniz gibi taklalar attırmak, herhâlde AKPnin bugüne kadar en
güzel yaptığı iş olsa gerek.
Milliyetçi Hareket Partisi diyor ki:
Köylerimize, tıpkı özel idareler ve belediyelere olduğu gibi
nüfus başına İller Bankasından kaynak aktaralım.
Efendim, ben bu teklifimizi, Büyükşehir Yasası konuşulurken
İçişleri Komisyonumuzda da yinelemiştim.
Değerli arkadaşlar, bu, gerçekten
önemli bir konu. Köyün temsilcisinin -ki biraz önce bir
arkadaşımız da belirtti, aynı zamanda köydeki mülki
temsilcidir bu, devletin temsilcisidir- aslında hakkı olan bu
payı, kendilerine vermeyerek de maalesef köyü, köylüyü, muhtarı
sağa sola el açar olmaktan kurtaramıyoruz kıymetli
arkadaşlar.
Muhtarlarımızın
maaşları -Sayın Aslanoğlu da söyledi- gerçekten çok komik,
429 lira 58 kuruş. Evet, öte taraftan, SGK primlerine bakıyoruz
arkadaşlar, SGK primlerinin de en asgarisi 320 lira. Geriye kalan 109 lira
58 kuruş, harca harca bitmez. İnternet, elektrik, su, telefon,
ısınma ve gelene gidene ikram, çay masrafları vesaire...
Açıkça muhtara diyoruz ki: Hizmet için zorunlu olan bu giderleri cebinden
karşıla. Niye? Niye arkadaşlar? Her hizmetin, her kamu
hizmetinin bir bedeli var. Herkes için, her kurum için memura, belediye
başkanına, emekliye, askere, polise, hatta milletvekillerine bir
kaynak ayırıyoruz yaptıkları hizmetlerin
karşılığı olarak; soran olduğunda da bu giderleri
Hizmet bedeli. olarak izah ediyoruz. Muhtar için bunu niye çok görüyorsunuz?
Muhtar, babasının işini mi yapıyor arkadaşlar?
Yaptığı giderlerin genel bütçeden mutlaka ödenmesi lazım.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak 2011
seçimlerinde, seçimler öncesinde milletimize bir taahhütte bulunduk, dedik ki:
Biz iktidara geldiğimiz zaman ilk etapta muhtar maaşlarını
en az asgari ücret seviyesine çıkaracağız ve ihtiyar heyeti
üyelerine de yaptıkları hizmetlerin
karşılığında toplantı başına
hakkıhuzur ücreti ödeyeceğiz. Bunun için de bugüne kadar birçok kez
Meclise kanun teklifi verdik. İçişleri Bakanını birçok
arkadaşımız soru yağmuruna tuttu ama nafile,
karşımızda, âdeta, bir duvar var ve söylediklerimiz bu duvardan
geriye dönüyor. Âdeta, muhtarları köyüyle birlikte AKP cebine
atmış, oyları cebinde; konuya maalesef bu kadar sığ
yaklaşıyor, onlardan almış oldukları bu oyu da bu
şekilde istismar ediyor.
Muhtarların statülerinin
belirsizliğinden yargılanmalarına kadar, silah ruhsatı
ücretlerinden toplu taşımdan indirimli faydalanmalarına kadar
birçok sorunları var. Tabii, süremiz az arkadaşlar ancak biz
Milliyetçi Hareket Partisi olarak çözüm için hazırız ve her zaman
hazırız. Kimin tarafından getirilirse getirilsin Milliyetçi
Hareket Partisi
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) -
muhtarlarımızın bu sorunlarını giderme konusunda
elinden geleni yapacaktır diyor, yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi
aleyhinde söz isteyen Alpaslan Kavaklıoğlu, Niğde Milletvekili.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ALPASLAN KAVAKLIOĞLU (Niğde)
Sayın Başkan, yüce Meclisin değerli üyeleri; Cumhuriyet Halk
Partisinin muhtarların durumu ile ilgili Meclis araştırması
açılması önergesi aleyhine söz almış bulunuyorum. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Köy ve mahalle muhtarlıkları,
yerel yönetimlerin temeli; muhtarlarımız da temel
taşıdır. 442 sayılı Köy Kanununda muhtar, köyde
devlet tüzel kişiliğinin temsilcisi olarak devlet işlerini, köy
tüzel kişiliğinin temsilcisi olarak da köy işlerini yapmakla
görevlendirilmiştir. Bu yanıyla muhtarlar aynı zamanda kamu
görevlileridir.
Türkiyede hâlen 35.148 köy muhtarı,
17.805 mahalle muhtarı olmak üzere 53 bin muhtar bulunmaktadır.
SSKya tabi olanların sayısı
toplam 4.644tür. Emekli Sandığına bağlı olanlar ise
577dir. BAĞ-KURa tabi muhtar sayımız 7.911dir ve
BAĞ-KURa tabi muhtar sayısının toplamı 24.998 yani 25
bin muhtarımız BAĞ-KURa tabidir. Muhtar olmaları
sıfatıyla 5510 sayılı Kanunun 4/b maddesi gereğince
sigortalı sayılanların sayısı ise 5.133tür. Aktif
çalışan muhtar sayısı bugün 36.352dir.
Vatandaşların
sorunlarını, isteklerini en iyi bilen onlardır. Bizler de
muhtarlarımızın sorunlarını biliyoruz ve muhtarlara
değer ve önem veriyoruz.
Muhtarlık bizim gönlümüzde millete
itibarlı bir hizmet icrasıdır. Vatandaşla devlet
arasında köprü olan muhtarlarımız bizim yerel birimlerimizde
gözümüz kulağımızdır. Bugüne kadar muhtarların durumunu
iyileştirmek için önemli çalışmalar yapıldı. AK
PARTİ İktidarı döneminde köylerin içme suyu, yol, parke
taşı gibi altyapı sorunlarının çözüldüğü,
muhtarların artık hizmetler sayesinde daha memnun şekilde
görevlerini sürdürdüğü aşikârdır.
Muhtarlarımız yapılanları
hiç unutmamışlardır. AK PARTİ hükûmetleri, özellikle sosyal
güvenlik priminden özlük haklarının iyileştirilmesine,
muhtarların imkânlarının artırılmasına,
binalarının yenilenmesine ve bilgisayar verilmesine kadar birçok
katkı sağlamıştır. Muhtarlarımızın,
yasalardan kaynaklanan görevlerini gerektirdiği gibi yapabilmeleri ve
zamanlarını görevlerine daha verimli biçimde tahsis edebilmeleri için
çalışmalar yapılmıştır.
Değerli milletvekilleri,
muhtarlarımızın ödenekleri hakkında da Hükûmetimiz
tarafından dönem dönem iyileştirmeler
yapılmıştır. Muhtar aylıklarında 2002-2012
yılları arasında sürekli bir artış
yapılmıştır. Aralık 2002de muhtar
aylığı, daha doğrusu muhtar ödeneği 97 lira iken
Aralık 2011de 384 TL, Eylül 2012de 410 TLye
ulaşmıştır. Yani, AK PARTİ hükûmetleri zamanında
muhtar ödenekleri 4 katın üzerinde artırılmıştır.
Muhtar emekli aylığı incelendiğinde,
yine AK PARTİ hükûmetleri döneminde emekli aylıkları 3 kat
artırılmıştır. 2002 yılında 377 lira emekli
aylığı alırken muhtar, Eylül 2012 yılında 1.042
lira emekli aylığı almaktadır.
Sayın milletvekilleri,
muhtarlarımızın özlük haklarında da önemli gelişmeler
olmuştur. Sosyal Güvenlik ve Genel Sağlık Sigortası
Kanununda muhtarlarımızın emeklilik hakları
iyileştirilmiştir. Kısa ve uzun vadeli sigorta kolları
uygulaması bakımından, hizmet akdine bağlı olarak veya
bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına
bağımsız çalışan köy ve mahalle muhtarları
arasında uygulama farklılıkları
kaldırılmıştır. Köy muhtarlarının on
beş gün ödediği sosyal güvenlik primi, otuz gün olarak
saydırılmıştır. Sigortalılığın başlangıcının,
köy ve mahalle muhtarları için, seçildikleri tarihten itibaren
başlamasını sağlayacak düzenleme
yapılmıştır. Kendi adına ve hesabına
bağımsız çalışan köy ve mahalle muhtarları için,
sigortalılığın sona ermesi, muhtarın görevlerinin sona
erdiği tarihten itibaren, hizmet akdiyle çalışan
muhtarların ise yeniden çalışmaya başladığı
tarihten itibaren kesilecektir. Böylelikle sigortalılık süresi
bakımından muhtemel bir boşluk oluşmasının önüne
geçilmiştir.
Değerli arkadaşlar, muhtarların yerel
yönetim organlarına demokratik katılımı bizim dönemimizde
artırılmıştır. Hükûmetimizce, mahallî idareler reformu
kapsamında yapılan yasal düzenlemelerde il genel meclisine, ilçeler
için, her yıl ilçe köy muhtarlarının kendi aralarından
temsilci seçmesi hükme bağlanmıştır. İl özel idaresi
giderleri arasında köylere ve köy birliklerine yapılacak
yardımlara yer verilmiştir. Mahalle muhtarlarına, belediye
hizmetlerinin mahallenin ihtiyaçlarına uygun olarak götürülebilmesi için
belediyeyle iş birliği yapma görevi, belediyelere de mahallenin ve
muhtarlığın ihtiyaçları ve sorunları için gerekli
yardım ve desteği sağlama görevi verilmiştir. Belediye
meclisine, belediye sınırları içerisinde bulunan mahalle muhtarlarının
kendi aralarından her yıl meclis üye sayısının 1/5i
kadar temsilci seçilmesi öngörülmüştür.
Hükûmetimizce yürütülen yeni
çalışmalar önümüzdeki aylarda sonuçlanacak ve memnun kalınacak
bir köy kanunu ve muhtarların özlük hakları düzenlemesini bu iktidar
yapacaktır. Hükûmetimizin muhtarların özlük ve mali haklarıyla
ilgili çalışması vardır. Kanunlarımızda
yapılacak değişiklikler üzerinde çalışmalar devam
etmektedir.
Köy muhtarlarının olduğu
gibi mahalle muhtarlarının da özlük hakları iyileştirilecektir.
Bununla birlikte köy muhtarı ve mahalle muhtarı arasındaki görev
farklılıkları olacaktır. Yani, muhtar
arkadaşlarımızın memnun olacağı köy kanunu ve
muhtarların özlük hakları düzenlemesini bu iktidar yapacaktır.
Muhtarlarımız, bu yasama
döneminde yapılacak ilgili yasa değişikliğiyle daha iyi bir
statü elde edecek, vatandaşlara daha etkili hizmetler verecektir.
Değerli Başkan, değerli
milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin muhtarların durumuyla ilgili
olarak Meclis araştırması açılması talebini uygun
bulmadığımı belirtiyor, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
OKTAY VURAL (İzmir) Karar yeter
sayısının aranmasını istiyorum.
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi grup
önerisini oylarınıza sunacağım, karar yeter
sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Sayın
milletvekilleri, karar yeter sayısı yoktur, birleşime on dakika
ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 16.49
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 17.03
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Fatih ŞAHİN (Ankara), Tanju
ÖZCAN (Bolu)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 18inci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisinin oylamasında
karar yeter sayısı bulunamamıştı. Şimdi öneriyi
yeniden oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısı arayacağım.
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Karar yeter
sayısı vardır ve kabul edilmemiştir.
Gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmına geçiyoruz.
1inci sırada yer alan, Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydının; Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve
Anayasa Komisyonu Raporunun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının; Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80)
(S. Sayısı: 156)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2nci
sırada yer alan, Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve
Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu raporlarının
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.- Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve
Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484)
(S. Sayısı: 287)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim, bu
Komisyon nerede? Kaç gündür yok, merak etmediniz mi? Başına bir
şey gelmiş olmasın, Allah korusun!
BAŞKAN Sizin merakınız
yeter Sayın Vural.
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim,
Başkanlık olarak bakarsanız, Genel Kurula bilgi verirseniz...
Çalışmıyorlarsa uyarın.
BAŞKAN 3üncü sırada yer alan,
Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu Tasarısı
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.- Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman
Şirketleri Kanunu Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(1/601) (S. Sayısı: 239)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
OKTAY VURAL (İzmir) Yine yok Komisyon. Nerede
bunlar Sayın Başkan, hiç merak etmiyor musunuz?
BAŞKAN 4üncü sırada yer alan,
Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu
ve 20 Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve 22
Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akovanın;
Aydın Milletvekili Ali Uzunırmakın; Tekirdağ Milletvekili
Bülent Belenin; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın; Malatya
Milletvekili Öznur Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun
Teklifleri ile İçişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık
ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681,
2/786, 2/820, 2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338) (x)
BAŞKAN Komisyon ve Hükümet? Yerinde.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Vural.
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim, bundan
önce 2nci madde görüşüldü, kabul edildi zannedersem, değil mi
efendim?
Şimdi, burada, Komisyonda Sayın
Hükûmetin redaksiyon taleplerinden biri 2nci maddenin 25inci
fıkrasında yer alan mahalle ibaresinin değiştirilmesi
şeklinde yazılmış ama Komisyon raporunda yer alan ibaresi
olarak değiştirilmesine ilişkin
BAŞKAN Tekrar eder misiniz, şey
yapamadım.
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim,
Komisyonda Hükûmetin yer alan mahalle ibaresinde bir redaksiyon talebi var
ama Komisyon raporunda yer alan ibaresinde bir redaksiyon istenmiş.
Dolayısıyla, burada redaksiyon talebinin dışında
kelime eklemeleri var. Bu konuda, zannederim, yeniden uygun bir şekilde
redakte edilmesi gerektiğini düşünüyorum.
BAŞKAN Evet, Sayın Komisyon
OKTAY VURAL (İzmir) - Yer alandan sonra o zaman
mahalle kalırsa, yer alan mahalleleri ve mahalle olarak geçmiş
olur. O bakımdan, bu 2nci maddeyle ilgili bir bakınız.
BAŞKAN Sayın Komisyondan bir açıklama
isteyelim.
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI
MUAMMER GÜLER (Mardin) Sayın Başkan, müsaade ederseniz hemen
baktıracağım ve Sayın Vurala ve
Başkanlığınıza bilgi takdim edeceğiz efendim.
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim, bu işlemi
sonlandıralım. Belki, o konuda bir redaksiyon talebi olacaksa, bu
maddeye geçmeden önce redaksiyon talebi olursa daha iyi olur.
BAŞKAN Sayın Başkan açıklama
yapacak mısınız?
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Bir
bakalım efendim.
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI
MUAMMER GÜLER (Mardin) Şimdi, ilgililerle, Sayın Başkanım,
tutanakları alıp Sayın Vuralın ifade ettiği konuyu
inceleteceğim. Müsaade ederseniz daha sonrasında bu konuyla ilgili
bilgi takdim edelim.
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) Bir ara verelim, onu
değerlendirin Sayın Valim. Bir ara verelim de bir değerlendirin.
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI
MUAMMER GÜLER (Mardin) Ben ara vermeye mezun değilim efendim.
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) Ara vermeden
nasıl değerlendirilecek?
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) Ara vermeden
değerlendirilmez bu Sayın Valim.
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) Televizyon kapanana
kadar ara.
BAŞKAN Evet, Sayın Vural
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkanım,
3üncü maddeye geçeceksiniz herhâlde. Bizim bu maddeyle ilgili
BAŞKAN Hayır, 2nci madde üzerinde yeni bir
madde ihdası var, iki tane, o işlemi yapacağım.
OKTAY VURAL (İzmir) Yeni madde ihdası,
anlıyorum.
BAŞKAN - Evet, sayın milletvekilleri, 2nci
madde üzerinde yeni madde ihdasına dair bir önerge vardır. Bu
nedenle, önergeyi okutup Komisyona soracağım. Komisyon önergeye salt
çoğunlukla, 14 üyesiyle katılırsa önerge üzerinde yeni bir madde
olarak görüşme açacağım, Komisyonun salt çoğunlukla
katılmaması hâlindeyse önergeyi işlemden
kaldıracağım.
Evet, Sayın Komisyon üyeleri de lütfen yerlerine
buyursunlar.
Şimdi önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
338 sıra sayılı kanun
tasarısının 2 nci maddesinden sonra gelmek üzere
aşağıdaki maddenin 3 üncü madde olarak eklenmesini arz ederiz.
Madde 3- Altınova, Çandarlı,
Yenişakran ve Zeytindağ adında yeni dört ilçe ile Bergama
adıyla yeni bir il kurulmuştur.
Ali Rıza Öztürk Mehmet Ali Susam Süleyman Çelebi
Mersin İzmir İstanbul
Ali Serindağ Birgül Ayman Güler
Gaziantep İzmir
BAŞKAN Evet, Sayın Komisyon,
önergeye salt çoğunlukla katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Salt çoğunluğumuz yoktur
Sayın Başkanım, katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN Komisyon önergeye salt
çoğunlukla katılmamış olduğundan önergeyi
işlemden kaldırıyorum.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Sayın
Başkan, gene, bak, salt çoğunluğu davet etmediniz. Sayın
Başkanım, yani bakın, gene çağırmadınız.
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim,
Komisyon üyelerinin
BAŞKAN Evet, sayın
milletvekilleri, yeni madde ihdasına dair
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Sayın
Başkan, bakın, gene usulsüzlüğe devam ediliyor. Komisyonda salt
çoğunluğumuz yoktur
Çağırıldı mı salt
çoğunluk?
BAŞKAN Ben davet ettim efendim.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Ne zaman
ettiniz?
OKTAY VURAL (İzmir) Hayır,
etmediniz!
BAŞKAN - Lütfen tutanaklara bakın
efendim.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Etmediniz.
BAŞKAN - Önerge okunmadan Sayın
Komisyon üyeleri lütfen yerlerine buyursunlar. dedim, tutanaklarda var
efendim.
SEYFETTİN YILMAZ (Adana)
Başkanım, bir gelsinler bakalım.
BAŞKAN - Kaldı ki davet edilme
gibi, İç Tüzükte, ne Komisyon Başkanının ne de bizim, öyle
bir şey de yok, söz konusu da değil ama dün
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim, Komisyon
üyelerimiz geliyordu oraya, Sayın Başkan hemen Yok. dedi.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Şimdi,
bakın, Komisyon Başkanı nereden biliyor?
BAŞKAN- Efendim, ben davet ettim, var
tutanaklarda. Lütfen Sayın Öztürk, bakın tutanaklara, yoksa
itirazınızı yapın, hayhay.
OKTAY VURAL (İzmir) - Efendim,
geliyor.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
yeni madde ihdasına dair bir önerge vardır, okutuyorum.
Evet, Sayın Komisyon üyeleri, lütfen
yerlerinize buyurun.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
338 sıra sayılı
Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısına aşağıdaki maddenin 3 üncü madde olarak,
ekli listenin (25) sayılı liste olarak eklenmesini, diğer madde
ve liste numaralarının buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif
ederiz.
İlhan Demiröz Turhan Tayan Ali Serindağ
Bursa Bursa Gaziantep
Mehmet S. Kesimoğlu Ali İhsan Köktürk Celal Dinçer
Kırklareli Zonguldak İstanbul
Sena Kaleli M. Volkan Canalioğlu
Kemal Ekinci
Bursa Trabzon Bursa
İl kurulması
Madde 3- Bu Kanunla kurulan Tahtaköprü,
Kurşunlu, Yenice ve Cerrah ilçeleri bağlanmak suretiyle Bursa iline
bağlı İnegöl ilçesi merkez olmak üzere İnegöl adıyla
bir il kurulmuştur.
Bu maddeyle kurulan ilde merkezî idare
tarafından oluşturulacak teşkilata ait kadroları, bu
Kanunun yayımı tarihinden itibaren geçecek 30 günlük süre içinde
ihdas etmeye Bakanlar Kurulu yetkilidir.
Bu maddeyle kurulan ilde merkezî idare
tarafından oluşturulacak teşkilatla ilgili her türlü atama
işlemleri bu Kanunun yürürlüğe girişinden itibaren geçecek 60
günlük süre içinde tamamlanır. Bu süre içinde yeni kurulan il ve bu ile
bağlanan ilçelerde merkezî ve mahalli idarelere ait her türlü iş ve
işlemler ile idari ve adli davalar ve bunlara ilişkin bütün iş
ve işlemler halihazır bağlılık durumuna göre
yönetilir.
Bu maddeyle kurulan ilin il genel meclisi,
merkez ilçe ile bu ile bağlanan ilçelerin halihazır il genel meclis
üyelerinden teşekkül eder. İl genel meclisi ile il valisinin daveti
ile toplanır, organlarını seçer ve bütçelerini yapar.
Bu maddeyle kurulan ile bağlanan
ilçelerdeki il özel idarelerinin bütün nakit, varidat, tahakkuk, tahsilat,
bakaya muamele ve hesapları, menkul ve gayrimenkulleri, hak alacak ve
borçları ve bunlarla ilgili defter, dosya ve evrak Kanunun yürürlüğe
girmesini takip eden 90ıncı günden itibaren bu ilçelerin
bağlandığı il özel idarelerine geçer ve bu tarihi takip
eden 10 günlük süre içerisinde devir ve teslim yapılır."
BAŞKAN Evet, Sayın Komisyon üyeleri, lütfen
yerlerinize buyurun.
Sayın Komisyon, önergeye salt çoğunlukla
katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ KOMİSYON BAŞKANI
MUAMMER GÜLER (Mardin) - Sayın
Başkanım, salt çoğunluğumuz olmadığı için
katılamıyoruz efendim.
Arz ediyorum.
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) Nerede? Görevlerini
ihmal ediyor Komisyon üyeleri. Bir kısım Komisyon üyeleri görevlerini
ihmal ediyorlar.
BAŞKAN Salt çoğunlukla
katılmamış olduğundan önergeyi işlemden
kaldırıyorum.
MUHARREM İNCE (Yalova) Sayın
Başkan, ekini okudunuz mu?
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, yeni madde
ihdasına dair bir önerge vardır, okutuyorum
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkan, bu maddeyle ilgili ekin de okunması gerekiyor
tabiatıyla.
BAŞKAN Efendim?
OKTAY VURAL (İzmir) Maddenin eki var
efendim, liste var. Bu liste okunmadı. Dolayısıyla, işlemi
tekrar yapmanız gerekecek. Ekli liste dediği için efendim, liste,
maddenin mütemmim cüzü, onun okunması gerekiyor.
BAŞKAN Temel kanun olduğu için
eklerin okunmadığı şeklinde
OKTAY VURAL (İzmir) Maddelerde
ekleri okunmuyor mu efendim? Maddelerde eki okumuyor musunuz?
BAŞKAN Evet.
OKTAY VURAL (İzmir) Olur mu? Verilen
önergelerin hepsinde ekler okunuyor efendim. Bundan önce Hükûmetin
getirdiği önergeler ekleriyle birlikte okundu, hep böyle
yapıldı. Önerge işlemleri eksiz yapılamaz efendim. O zaman,
ek okunmayınca
BAŞKAN Değişiklik önergesi
olduğu için okutulmuyor efendim.
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) Niye
eklendi okutmuyorsanız?
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim, eklerin
okunması gerekiyor. Önergenin iradesi bu.
BAŞKAN Biraz önce okunan önergenin
ekini okutuyorum:
25 Sayılı Liste
İnegöl İline Bağlanan
İlçe, Bucak, Kasaba ve Köyler
1) Akbaşlar İnegöl Merkez
2) Bahariye İnegöl Merkez
3) Bayramşah İnegöl Merkez
4) Boğaz İnegöl Merkez
5) Alibey İnegöl Merkez
6) Çavuş İnegöl Merkez
7) Çayyaka İnegöl Merkez
8) Çeltikçi İnegöl Merkez
9) Değdinler İnegöl Merkez
10) Dipsizgöl İnegöl Merkez
11) Dönmez İnegöl Merkez
12) Eskiköy İnegöl Merkez
13) Gülbahçe İnegöl Merkez
14) Hamidiye İnegöl Merkez
15) Hamzabey İnegöl Merkez
16) Hayriye İnegöl Merkez
17) Hoca İnegöl Merkez
18) İclaliye İnegöl Merkez
19) İsaören İnegöl Merkez
20) Karakadı İnegöl Merkez
21) Karalar İnegöl Merkez
22) Karagölet İnegöl Merkez
23) Kestanealan İnegöl Merkez
24) Konurlar İnegöl Merkez
25) Kozluca İnegöl Merkez
26) Kulaca İnegöl Merkez
27) Lütfüye İnegöl Merkez
28) Maden İnegöl Merkez
29) Muratbey İnegöl Merkez
30) Orta İnegöl Merkez
31) Sarıpınar İnegöl Merkez
32) Soğukdere İnegöl Merkez
33) Sungurpaşa İnegöl Merkez
34) Sipali İnegöl Merkez
35) Tekke İnegöl Merkez
36) Topuz İnegöl Merkez
37) Yeniyörük İnegöl Merkez
38) Akhisar Beldesi İnegöl Merkez
39) Tahtaköprü İlçesi İnegöl Merkez
40) Kurşunlu İlçesi İnegöl Merkez
41) Yenice ilçesi İnegöl Merkez
42) Cerrah İlçesi İnegöl Merkez
BAŞKAN Evet, Sayın Komisyon,
önergeye salt çoğunlukla katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Salt çoğunluğumuz
olmadığı için katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Evet, salt çoğunlukla
katılamadığı için önergeyi işlemden
kaldırıyorum.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 Sıra
Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 2. maddesinden sonra gelmek üzere
aşağıdaki maddenin eklenmesini ve madde numaralarının
buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Tolga Çandar Ercan Cengiz Ali Serindağ
Muğla İstanbul Gaziantep
Ömer Süha Aldan İlhan Cihaner R. Kerim Özkan
Muğla Denizli Burdur
Candan Yüceer Nurettin Demir İhsan Özkes
Tekirdağ Muğla İstanbul
MADDE 2- (1) Ekli 1 sayılı
listede adları yazılı mahalle ve köyleri kapsamak ve merkezî
Göcek beldesi olmak üzere Muğla İlinde Göcek adıyla bir ilçe
kurulmuştur.
(2) Ekli
2 sayılı listede adları yazılı mahalle ve köyleri
kapsamak ve merkezî Turgutreis beldesi olmak üzere Muğla İlinde
Turgutreis adıyla bir ilçe kurulmuştur.
(3) Ekli
3 sayılı listede adları yazılı mahalle ve köyleri
kapsamak ve merkezî Seki beldesi olmak üzere Muğla İlinde Seki
adıyla bir ilçe kurulmuştur.
BAŞKAN Evet, Sayın Komisyon?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Salt çoğunluğumuz yoktur,
katılamıyoruz efendim.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkan, listeleri okuması lazım.
BAŞKAN Sayın Vural, beş
yüz kelimeyi geçtiği için özetini okuttuk.
OKTAY VURAL (İzmir) Listeleri,
listeleri
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
Liste, özete dâhil.
BAŞKAN Ama önerge sahibi o
şekilde verdi, özet diye verdi, özetini verdiler, listeler de dâhil.
OKTAY VURAL (İzmir) Özet değil
efendim, ondan sonra listeler var. 3 liste, beş yüz kelime değil ki
efendim o! Listeler efendim, liste!
BAŞKAN Anladım da beş yüz
kelimeyi geçtiği için okutulmuyor Sayın Vural.
OKTAY VURAL (İzmir) Geçmiyor
efendim, geçmiyor! Nasıl geçecek?
Bu liste, listenin beş yüz kelimesi
olur mu?
BAŞKAN Evet, Sayın Başkan,
katılıyor musunuz önergeye salt çoğunlukla?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılamıyoruz efendim.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkan, ekli listelerin okunması gerekiyor. Gerekçeyle ilgili
değildir. Biraz önce ekli listeyi okuduğunuza göre, burada da ekli
listeyi okumanız gerekiyor.
BAŞKAN Ama burada beş yüz kelimeyi
geçme problemi olduğu için efendim
OKTAY VURAL (İzmir) Beş yüz
kelimeyle ilgili değil. Geçmiyor, ekli liste beş yüz kelimeyi
geçmiyor.
BAŞKAN Hayır, ekli listeyi siz
ayrı düşünüp Beş yüz kelimeyi geçmiyor. diyorsunuz. Önergenin
tamamı, ekli liste dâhil beş yüz kelimeyi geçtiği için önerge
sahibinin teslim ettiği özeti okuyoruz.
OKTAY VURAL (İzmir) Önerge beş
yüz kelime nasıl oluyor ya! Ekli 1 liste diyor, Ekli 2 liste diyor, Ekli
3 liste diyor.
BAŞKAN Sayın Vural, 87nci
maddeyi okuyorum: Değişiklik önergeleri gerekçeli olarak verilir.
Değişiklik önergeleri ve gerekçeleri beşyüz kelimeden fazla ise,
önerge sahibi önergesine beşyüz kelimeyi geçmeyen bir özet eklemek
zorundadır. Biz de buna göre işlem yapıyoruz.
OKTAY VURAL (İzmir) Ekli liste
efendim, gerekçeye geçmediniz daha siz. Siz daha gerekçeye geçmediniz.
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) Önergenin
ekli listesi o ya.
OKTAY VURAL (İzmir) Ancak
işleme alırsanız
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) Gerekçe
ayrı bir şey.
BAŞKAN Önergeyi bir bütün olarak
değerlendiriyoruz, gerekçesi de dâhil.
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) Yahu gerekçe
mi o? Ekli liste ya, önergenin ekli listesi.
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) O
yanlış, önergede sayılmadan ilçe mi kurulur?
OKTAY VURAL (İzmir) Ekli liste
okunacak.
BAŞKAN Önerge sahibine soralım.
OKTAY VURAL (İzmir) Ya önerge
sahibiyle ilgili değil ki.
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) Önergenin ne
olduğunu nereden bilecek millet, okumazsa ekli listeyi?
OKTAY VURAL (İzmir) Hangi köyün
nereye bağlanmak istediğini öğrenmek istiyoruz, iradeyi öyle
kullanacak milletvekillerimiz. Şurada ilçe kurulmuştur
Neresi nereye
bağlanmış?
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) Önergede
belli olmadan ilçe kuruluyor.
OKTAY VURAL (İzmir) Ekli listeyi
göreceğiz ya.
BAŞKAN Evet, Sayın Vural,
önerge sahibi özet olarak belirlemiş. Eğer bu konuda usul
tartışması istiyorsanız açarım, yoksa
oylayacağım.
OKTAY VURAL (İzmir) Aleyhinde.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Aleyhinde.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Lehinde.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
Lehte Sayın Başkan.
BAŞKAN Ama gruplar olarak
anlaşın yani şimdi tekrar
OKTAY VURAL (İzmir) Yani usul
tartışmasını nasıl açıyorsunuz böyle bir konuda,
anlayamadım.
BAŞKAN Ne yapalım yani?
OKTAY VURAL (İzmir) Biraz önce
okudunuz.
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) Önergenin
kendisidir ekli liste ya.
BAŞKAN Ama beş yüz kelime
meselesi var, izah ediyorum. O zaman dinlemiyorsunuz Sayın Vural, kusura
kalmayın. Hayır, söylediğimizi anlamıyorsunuz
demeyeceğim çünkü dinlemiyorsunuz anlaşılan.
OKTAY VURAL (İzmir) Dinliyorum
efendim.
BAŞKAN Hayır, dinlemiyorsunuz.
OKTAY VURAL (İzmir) Anlatamıyor
olabilir misiniz? Anlatamıyorsunuz herhâlde.
BAŞKAN Dinlemiyorsunuz, yok.
OKTAY VURAL (İzmir)
Anlattığınızı anlıyorum.
BAŞKAN - Lütfen yani... Sadece
muhalefet yapma anlamında da
Bu Meclisin çalışması gerekir
Sayın Vural.
OKTAY VURAL (İzmir)
Çalışması gerekir
Komisyonlar oturmadığı zaman
Çalışması gerekir. niye demiyorsunuz? Komisyon oturmuyor
kanunlarda. O çalışmayan komisyonlar hakkında ne işlem yapıyorsunuz?
BAŞKAN Komisyonlar benim yetkimde
değil efendim, komisyon başkanları var.
OKTAY VURAL (İzmir) Nasıl yok?
Başkanlığın komisyonları denetleme yetkisi var.
BAŞKAN Meclis Başkanı var
efendim, benim yetkimde değil.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Sayın
Başkan, Anayasa 95, birinci fıkra
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) Ya önergenin
ne olduğunu nasıl anlayacak ekli listeyi okumazsan, hangi ilçeler ne
olacak?
BAŞKAN Evet, lehte söz isteyen
Nurettin Canikli, Giresun Milletvekili. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
İki dakika süre veriyorum.
IX.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
1.- 338 sıra sayılı Kanun
Tasarısına yeni madde ihdasına dair verilen önergeye ekli
listelerin okunmamasının İç Tüzükün 87nci maddesine uygun olup
olmadığı hakkında
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tartıştığımız
konu, değişiklik önergelerinin hacmiyle ilgili. Yani verilen
değişiklik önergelerinin, gerekçesiyle birlikte ne kadar olması
gerektiği noktasındaki bir tartışmayı şu anda
yapıyoruz.
Biraz önce Sayın Başkan da ifade
etti, esasında, İç Tüzük ve bugüne kadarki uygulaması ve İç
Tüzükün lafzı o kadar açık ki burada Değişiklik
önergeleri gerekçeli olarak verilir. deniyor. Bundan sonrası:
Değişiklik önergeleri ve gerekçeleri -birlikte yani metinle
birlikte, değiştirilmesi istenen içerikle birlikte gerekçesinin
toplamı- beşyüz kelimeden fazla ise, önerge sahibi önergesine
beşyüz kelimeyi geçmeyen bir özet eklemek zorundadır. Burada gerekçe
de, metin de, değişiklik önergesi de beş yüz kelimeyi
aşabilir, bin kelimeyi bulabilir, iki bin kelimeyi bulabilir. Çok net bir
şekilde kanun koyucu buna sınır getirmiş ve birlikte
değerlendirerek sınır getirmiş ve bunu da
Veya demiyor
zaten. Değişiklik önergeleri ve gerekçeleri birlikte
değerlendirilerek, ikisinin toplamı beş yüz kelimeyi
geçemeyecek. Beş yüz kelimeyi geçtiği zaman da İç Tüzük diyor
ki: Önerge sahibi, beş yüz kelimeden az olacak şekilde bunu özet
olarak ekler.
Aynen böyle yapılmış. Önerge
sahibi, bu kurala uyarak, beş yüz kelimeden az olacak şekilde bir ek
yapmış ve Kâtip Üyemiz de bu eki okudu. Yapılan işlem
doğrudur, İç Tüzüke uygundur. Burada gerçekten bir
tartışma olmasını ben anlamakta zorlanıyorum. Bugüne
kadar da farklı hiçbir uygulaması da yok, hiçbir itiraz da
olmadı bugüne kadar.
Başkanlığın tutumu
doğrudur.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Aleyhte söz isteyen Ali Rıza Öztürk,
Mersin Milletvekili.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Başkanlığınızın
tutumunun aleyhine söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
kanunların metni iskelettir, vücudun iskeletidir. Gerekçeler ise
kanunların metninin anlaşılmadığı, kanun
metinlerinin neyi ifade ettiğinin kesin olarak belirlenemediği
durumlarda başvurulması gereken metindir yani başka bir
anlatımla, gerekçeler kanunların ruhudur, ruhu. Yani siz
Bir vücudu
ayakta tutan iskelet, nasıl ki kanunun madde metniyse, ona anlam veren de
gerekçesidir.
Şimdi, burada, değişiklik
önergesinin beş yüz kelimeden fazla olamayacağına ilişkin
bir uygulamayı Madde metnini de kapsar. şeklinde getirdiğiniz
zaman, o zaman kanun maddesinde sınırlama getiriyorsunuz demektir. Bu
doğru bir uygulama olmaz. Burada, kanunun ana maddesinin eki, o ekli listelerdir.
Yani ne yapılmak isteniliyor, o önergede verilen esas maddeyle ne
yapılmak isteniliyor, o önergelerle, o ekli listelerle? O bir bütündür.
Hangi köy nereye bağlanıyor, hangi belde nereye bağlanıyor,
o ekli listede belirtilmiştir. Dolayısıyla, o ekli listelerin de
okunması gerekiyor. Bunu gerekçe
içerisinde değerlendirmek, bir kere, İç Tüzükün 87nci maddesinin
konuluş amacına aykırı bir yorum tarzıdır. Yani
önemli olan, burada konulmak istenilen,
varılmak istenen amaç nedir, onu bence anlamak lazım.
Dolayısıyla, soyut bir
şekilde, Önergeler, gerekçelerle ana metin birlikte
değerlendirildiğinde beş yüz kelimeyi geçemez. dediğiniz
zaman, o
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla)
değişiklik önergelerini hiçbir zaman uzun, beş yüz kelimeden
fazla veremeyeceksiniz demek anlamındadır. Bu da yasama faaliyetini
kısıtlar. O nedenle Başkanlığın tutumunun
aleyhinde söz aldım.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Lehte söz isteyen Mehmet Günal, Antalya
Milletvekili.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Ben lehinizde söz istedim çünkü size hak
veriyorum. Sizin yerinizde, ben de gelip, eğer aldığım
talimatları yerine getirecek olsam, her seferinde AKP Grup Başkanvekili ne diyorsa onu yaparım
veya buradan gösterdikleri zaman ne diyorlarsa onu yaparım. Siz, size
verilen görevi yapmaya çalışıyorsunuz. Onun için, bu tutumunuzu
anlayışla karşılıyorum ama sizin de bizim talebimizi
anlayışla karşılamanız lazım. İç Tüzüke
aykırıysa, maddelerde farklı yorumlar varsa biz de onu söylemek
zorundayız.
Şimdi ben size soruyorum: Beş yüz
kelimeyle sınırlıyorsunuz Sayın Bakan, Sayın Komisyon
Başkanı. Eğer Komisyonda o 48 maddeyi getirmeseydiniz, o 48
maddeyi topladığınız zaman 4üncü madde kaç sayfaydı,
kaç kelimeydi? Yani, şimdi, o zaman her şeyin özetini mi
getireceksiniz? Bununla ilgili, ekindeki bu tablolar ne işe yarıyor
Sayın Bakanım, Sayın Başkan? Bakın, bu kadar tablo
var. Bakın
OKTAY VURAL (İzmir)
Tamamını değiştireceğiz. Ne yapacağız?
MEHMET GÜNAL (Devamla) Bunun neredeyse
üçte 1inden fazlası ek, tablolarla. Bunu siz kanunun kendinden
saymıyor musunuz? Şimdi, biz buna nasıl karar vereceğiz?
Belki, ben öbür ilçenin çıkarılmasını isteyeceğim veya
diğer beldenin eklenmesini isteyeceğim. Allah rızası için
-şimdi arkadaşlarımız burada oy kullanacaklar, el
kaldıracaklar- grup başkan vekillerinin dışında kaç
kişiye bu önergeyi dağıttınız da arkadaşlarımız
hangi ilçenin, nerenin sınırı içerisinde olduğuna
bakıyor? Böyle bir şey var mı? Var mı arkadaşlar
haberiniz? Önde grup başkan vekillerine birer tane verildi. Hiç olmazsa
burada okuyacaksınız ki bütün arkadaşlarımız duysun,
ona göre de Evet. ya da Hayır. şeklinde görüşlerini
Peki, önceden verilmiş bir kararı
burada bizlere oylatmak istediğiniz için içine gerek duymuyorsunuz.
Biliyoruz, aceleniz var, bir an önce verilen görevi yapıp bitirelim
istiyorsunuz ama bunu İç Tüzüke uygun yapacaksınız. Siz
talebinizi söyleyeceksiniz, biz de eleştirimizi getireceğiz,
doğru olanı yapacağız diyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Aleyhte söz isteyen Oktay Vural, İzmir
Milletvekili.
OKTAY VURAL (İzmir) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Bu bir hukuk katliamıdır. Bunun
üzerinde usul tartışması açmak bile abesle iştigaldir. Yani
bir önergeyi okuyacaksınız, ekini okumayacaksınız,
işleme alacaksınız, zorundadır
O zaman, işleme
almayacaktınız. Böyle bir şey olabilir mi yani? Mantık
dışı, mütemmim olan, maddeyle ilgili 1 sayılı listede
ne yazıyorsa onu koyacaksınız. Zorundaydı
Peki, yapmadı,
ne yapacaksınız? Ne yaptınız şimdi siz? Eklemedi, ne
olacak?
BAŞKAN Kararımı şimdi
söyleyeceğim.
OKTAY VURAL (Devamla) Önergeyi
işleme tuttunuz. Yani böyle bir şey olur mu ya? Ekli 1
sayılı liste mütemmim cüzüdür, işleme
aldığınıza göre ekli 1 sayılı listeyi de okumak
zorundasınız. Önergeyle ekli 1 sayılı liste de zaten yüz
kelimeyi geçmiyor. Yani eğer bu konuda Kanunlar Kararlar da böyle bir
beyanda bulunmuşsa buradan da Sayın Meclis Başkanına
sesleniyorum: Olmaz böyle bir şey. Sayın Başkan, bu bir hukuk
katliamı ya! Elli kelimeyi okumayacağız diye burada işlem
yaptırıyorsunuz, zorundadır
Tamam, eklemedi, ne
yapacaksınız? Önerge verme hakkını mı
engelleyeceksiniz? Engelleyecekseniz, İşleme alınmaması
gerekir. diyorsa niye işleme aldınız? Niye işleme
aldınız o zaman? Alınıyorsa, zaten işleme
alındıktan sonra gerekçe konusunda talepte bulunacaksınız.
İşleme aldığınız bir önergenin ekini okumak
durumundasınız. Burada beş yüz kelimeyle ilgili bir
sınır yoktur. Lütfen, bu konuda -usulle ilgili değildir, esasla
ilgili bir konudur- bir tartışma yapılması bile son derece
yanlıştır.
Teşekkür ederim. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın milletvekilleri, İç
Tüzükün 87nci maddesi değişiklik önergelerini düzenlemiştir.
Değişiklik önergeleri, Başkanlığa takdim
yazısı, gerekçesi ve varsa ekli liste ve cetvelleriyle bütündür.
Değişiklik önergelerinin beş yüz kelimeyi geçmeyeceği,
geçtiği takdirde özetlerinin ekleneceği 87nci madde hükmüdür.
Beş yüz kelimeyi geçmeyecek şekilde hazırlanan özet
okutulmaktadır. Dünkü birleşimde, Cumhuriyet Halk Partisi ve
Milliyetçi Hareket Partisi grupları üyesi milletvekillerince verilen
beş yüz kelimeyi geçen değişiklik önergeleri sahipleri özet
hazırlamışlardır, Genel Kurulda bu özet okunmuştur. Meclis
araştırması, genel görüşme, gensoru gibi denetim
yolları önergelerinde de beş yüz kelimeyi geçen önergelerin özetleri
okutulmaktadır. Uygulamada herhangi bir sorun bulunmamaktadır.
OKTAY VURAL (İzmir) Peki. Özet yok
burada?
BAŞKAN Özet var efendim.
OKTAY VURAL (İzmir) Nerede?
BAŞKAN Efendim, gerekçesini
okuyayım önerge sahibinin.
Gerekçe:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün lafzi yapılarak Genel Kurulda verilecek önergeler
beş yüz kelimeyle sınırlandırılmakta, beş yüz kelimeyi geçen önergelerin
özetlerinin Genel Kurulda okunması şeklinde uygulama
yapılmaktadır. Milletvekillerinin yasamanın görevini yerine
getirmelerini engelleyen bu uygulama nedeniyle bu özet önerge
MEHMET GÜNAL (Antalya) Önergenin ekinde
var mı? Önergenin ekinde özet var mı?
BAŞKAN Bir saniye efendim, bitmedi
cümlemiz.
OKTAY VURAL (İzmir) Böyle bir
uygulama var mı ya!
BAŞKAN - Sayın Vural, lütfen.
Biz, sizi dinliyoruz söz verip burada.
Cümlenin bitmesine tahammülünüz yok.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Önergenin ekinde
özet var mı?
BAŞKAN Önerge sahibinin gerekçesini
OKTAY VURAL (İzmir) Vallahi
yazık, hem işleme alıyorsunuz. Ben şunu diyorum: Önergeyle
ekli listeler beş yüz kelimeyi geçiyor mu?
BAŞKAN Bu uygulama nedeniyle, bu
özet önerge verilmek zorunda kalınmıştır. Cümlenin
bitmesine tahammülünüz yok ki efendim. Cümlemi bitireyim.
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) Önergeyi
okutup işleme alırken beş yüz kelimeyi geçiyor mu önerge?
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Altında
öyle yazıyor, okuyun.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in; İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve 14
Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri
Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681, 2/786, 2/820,
2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338)
(Devam)
BAŞKAN Sayın Komisyon, önergeye
katılıyor musunuz salt çoğunlukla?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Salt çoğunlumuz yoktur Sayın
Başkanım, katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Salt çoğunluk
olmadığı için önergeyi işlemden kaldırıyorum.
Sayın milletvekilleri, 3üncü madde
üzerinde 13 adet değişiklik önergesi
Başkanlığımıza intikal etmiştir. Verilen
önergelerden 2si Cumhuriyet Halk Partisinin, 9u Milliyetçi Hareket
Partisinin, 1i Barış ve Demokrasi Partisinin, 1i de AK PARTİ
grubuna mensup milletvekillerince verilmiştir.
Milliyetçi Hareket Partisi grubuna mensup
milletvekilleri tarafından tasarının 3üncü maddesinin her bir
fıkrasında değişiklik öngören toplam 9 önerge
verilmiştir.
Bilindiği gibi, tasarı ve
tekliflerin Genel Kurul görüşmelerinde bir
çerçeve madde içerisinde farklı maddeleri değiştiren her
fıkra ayrı bir madde olarak telakki edilmekte ve ayrı ayrı
görüşülerek oylanmaktadır. Ancak görüşmekte olduğumuz
tasarının 3üncü maddesi herhangi bir kanunda değişiklik
öngörmemekte olup kod madde niteliğindedir. Maddenin konu itibarıyla
tüzel kişiliği kaldırılan il özel idareleri, belediye ve
köylerle ilgili hükümler içerdiği, belli bir amaç bütünlüğü
taşıdığı görülmektedir. Bazı fıkralarda
çeşitli kanunlara atıflar yapılmış olması,
fıkraların ayrı maddeler şeklinde işlem görmesini
gerektirmemektedir. Tasarının temel kanun olarak görüşülmesine
yönelik Genel Kurulun 6 Kasım 2012 tarihli 16ncı Birleşiminde
alınan kararda da bölümlerin hangi maddelerden oluşacağı
kararlaştırılmıştır. Bu nedenle,
Başkanlığımızın madde fıkralarını
ayrı maddeler hâlinde işleme tabi tutması mümkün
bulunmamaktadır.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkan
BAŞKAN Bugüne kadar uygulamalarda
kod madde niteliğinde olan bu tür maddelerin Genel Kurulda fıkralar
hâlinde görüşülmesi söz konusu değildir. Örneğin, 13/02/2011
tarihli ve 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanunun Diğer alacaklar ve çeşitli hükümler
başlıklı, 32 fıkradan oluşan 17nci maddesi bütün
olarak görüşülmüş ve önerge işlemleri de tek madde üzerinden
yapılmıştır.
Aynı zamanda, 10/07/2003 tarihli 4924
sayılı Eleman Temininde Güçlük Çekilen Yerlerde Sözleşmeli
Sağlık Personeli Çalıştırılması ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanunun Çeşitli hükümler
başlıklı, 6 fıkradan oluşan 9uncu maddesi yine
Kurulda tek bir madde olarak görüşülmüş ve önerge işlemleri de
tek madde üzerinden yapılmıştır.
Malumlarınız olduğu üzere,
İç Tüzükün 91inci maddesi uyarınca temel kanun olarak
görüşülen işlerde, her madde üzerinde en fazla iki adet
değişiklik önergesi verilebilmektedir. Ancak her siyasi parti
grubunun önerge verme hakkı saklıdır. Bu nedenle, her siyasi parti
grubuna mensup milletvekillerince imzalanmış birer önergeyi
işleme alabileceğim. Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhuriyet Halk
Partisi gruplarına mensup milletvekillerince imzalanan
değişiklik önergelerinden hangisinin işleme
alınacağı noktasında gruplardan bir bildirim gelmezse kura
yoluyla tespitine gidilecektir.
BAŞKAN Buyurun, Sayın Vural.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan, daha önceki
ifadelerinizle bunlar aynı değil. Dolayısıyla bu usul,
önerge verme hakkımızı gasbeden ve yasamanın etkin
çalışmasını engelleyen bir husustur. Böyle bir uygulama,
egemenlik hakkımızın kısıtlanması anlamına
geliyor. Dolayısıyla, böyle bir uygulamayı bir ifadeyle
geçiştirmeniz mümkün değil. O bakımdan yanlış bir
uygulamadır, benzer uygulamalar değildir. Fıkraların çok
olarak, bir madde olarak görüşülmesi, benzer görüşülmesi orada imkân
dâhilinde olabilir, burada aynı mahiyette olmayabilir.
Dolayısıyla bizim iddiamız, bunların aynı mahiyette
olmadığına ilişkindir. O bakımdan, aynı mahiyete
ilişkin olmayanları ayırarak görüşülmesini temin etmeniz,
ona göre de gruplara ayrı madde olarak görüşüleceğini ifade
etmeniz gerekmektedir.
Genel Kurulun
aldığı karar temel kanunda şu şu maddeler demesi
irademizi bağlamaz. O madde olduğu zaman da örnekleri olmuştur.
İçinde ayrı bir madde olarak gözükmesi gereken fıkraları da
ayrı madde olarak değerlendirdiğimiz de vaki olmuştur. O
bakımdan, bu uygulamanız da bununla aynı değil, inceleyerek
karar verin.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Vural.
Buyurun Sayın Canikli.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Sayın
Başkanım, biraz önce, yani şu anda
yaptığımız tartışmada
BAŞKAN Sayın Canikli, sesiniz duyulmuyor, isterseniz
yerinizden
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlar;
şimdi, bir maddenin içerisinde birden fazla fıkra olması, sadece
bu nedenle, yani birden fazla fıkra şeklinde dizayn edildiği
için her bir fıkranın ayrı madde olarak görüşülmesi
sonucunu doğurmaz. Buradaki kriter: Bu fıkranın ya da cümlenin,
başka bir kanunda, herhangi bir kanunda, bir maddesinde değişiklik yapıp
yapmaması belirler. Esas itibarıyla ayrı madde olarak
görüşülüp görüşülmeyeceğini.
Bir başka ifadeyle, tek bir fıkra
içerisinde diyelim 5 tane cümle olsun, bu 5 cümlenin her birisi farklı
kanunların farklı maddelerini değiştiren hükümler içeriyor
ise tek bir fıkra olmasına rağmen 5 ayrı madde olarak
görüşülmek zorundadır. Dolayısıyla, sadece buradaki
fıkradan yola çıkarak içeriğine bakmadan, herhangi bir kanunun
maddesinde değişiklik yapıp yapmadığına bakmadan
böyle bir ayrı madde olarak görüşülmesini önermek ya da iddia etmek
İç Tüzüke kesinlikle aykırıdır. 91inci maddenin ikinci
fıkrası bu konuda çok açık bir şekilde bu konuyu netleştirmektedir.
Biraz önce bahsedildiği gibi bugüne kadarki bilaistisna tüm uygulamalar da
bu yöndedir, aksi bir tane uygulama söz konusu değildir.
Ayrıca, daha önce şimdi o metne
arkadaşlarımız ulaşmaya çalışıyor- 4 siyasi
partinin grup başkan vekillerinin Meclis Başkanı Sayın
Cemil Çiçekle birlikte bir toplantıda aldıkları ilkesel
kararlar da var.
MEHMET GÜNAL (Antalya) İlkesel
kararlar başka kanunlar için.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) -
Onlara da bakıldığında, o ilkesel karara
bakıldığında da aynı yaklaşımı,
aynı sonucu oradan görmek mümkündür. Dolayısıyla, buradaki
kanunlara atıf yapması başka bir şey, o kanunu
değiştirmesi başka bir şey. 3üncü maddedeki her bir
fıkra, her bir cümle bu kanunun, şu anda görüştüğümüz 338
sıra sayılı kanunun maddesidir. Buradan gidip başka bir
kanunda değişiklik yapmıyor.
OKTAY VURAL (İzmir) Kanunun maddesi
ise efendim
İtiraf etti Kanunun maddesi dedi. Yani kanunun maddesi ise
ayrı görüşülmesi lazım.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
Dolayısıyla, başka bir kanunda değişiklik
yapmadığı için de bütün tamamı bu kanunun esas maddesidir,
metnidir.
OKTAY VURAL (İzmir) Maddesi
dediniz.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
Evet, aynen öyle. Dolayısıyla, tüm olarak 3üncü maddenin tek bir
madde olarak görüşülmesi şeklindeki uygulama ve yorum doğrudur.
Sayın Başkanım,
teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Buyurun Sayın İnce.
MUHARREM İNCE (Yalova) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Temel New Yorkta müteahhit olmuş,
belediyeden ruhsat almış. 120 kat demişler; Temel
Anladım, 120 kat, 1 çekme kat. demiş.
Şimdi, bu, aynen öyle. Kaçak kat
çıkmak gibi bir şey bu. Yani yasamanın
saygınlığını yok etmesi bu.
Şimdi, bakınız, 1inci fıkrada il
özel idaresi, 2ncide ilçe belediyeleri, 3üncüde bağışlar,
4üncü de köy korucuları, 5incide madenler, 6ncıda ruhsatlar. Yani
bir maddenin içine bunları toplayacaksınız. Bu şu demektir:
Yani pek çok maddeyi, 7 maddeyi 1 maddenin içine toplarım, önerge
sayısını da siyasi parti gruplarının 1 önerge
sayısıyla sınırlandırırım. Yasama faaliyetini
gasbetmektir bu. Bu, kaçak kanun yapmaktır. Böyle bir mantık olabilir
mi? Yani bu çoğunluğun
Yani utanmaz bir yasa olur bu. Böyle bir
şey olamaz. Yani burada, hukuka uymadığını, İç
Tüzüke uymadığını, Anayasaya
uymadığını anlamak için hukuk fakültesini bitirmeye gerek
yok. Karga sesiyle bülbül sesini ayırt etmek için nasıl müzisyen
olmaya gerek yoksa, bunu anlamak için de hukukçu olmaya gerek yok. Bu bir zekâ
ürünü değildir, bu bir kurnazlıktır. Burada yapılan, kaçak
bir yolla kanun yapma tekniğidir. Muhalefetin önünü kesmek için, önerge
sayısını azaltmak için yapılmıştır.
Haklı olarak ,tabii ki muhalefet partileri 1den fazla önerge vermek
durumunda kalıyorlar. Böyle bir kanun olabilir mi? Yani hukuk fakültesi
mezunu arkadaşlarımız, siz de onlardan birisisiniz, sizin
vicdanınız elveriyor mu buna? Sizin hukuk
anlayışınız el veriyor mu? Böyle kanun olur mu?
BAŞKAN Hayır, İç Tüzükün 91inci
maddesinin ikinci fıkrası çok net, açık Sayın İnce.
(CHP sıralarından gürültüler)
EMRE KÖPRÜLÜ (Tekirdağ) Bir sürü
maddede değişiklik öngörüyor.
MUHARREM İNCE (Yalova) Sayın Başkan
BAŞKAN Anladım da, İç Tüzük var elimizde
efendim. Yani Komisyonda görüşülmüş, bu şekilde gelmiş.
MUHARREM İNCE (Yalova) Bu, kaçak kat
çıkmaktır.
BAŞKAN - İç Tüzükün 91inci maddesinin ikinci
fıkrasını tekrar okuyalım isterseniz.
MUHARREM İNCE (Yalova) Sayın Başkan, onu
ben okudum, defalarca okudum. Peki, siz, sizin hukuk
anlayışınıza göre
OKTAY VURAL (İzmir) Köy koruculuğu ile özel
idare
MUHARREM İNCE (Yalova) Birbirinden bu kadar kopuk
olan, aralarında hiçbir bağ olmayan konular. Yani köy korucuları
bir fıkrada, madenler bir yerde, ruhsatlar bir yerde, özel idare bir
yerde, ilçe belediyesi bir yerde. Böyle kanun olur mu?
İZZET ÇETİN (Ankara) Sayın bakanlar,
dinleyin!
MUHARREM İNCE (Yalova) Böyle kanun olur mu?
Yazık, yazık! Yazık! Bu memleketin hukuk fakültelerinin 1inci
sınıfındaki çocuklar bile güler bize.
İZZET ÇETİN (Ankara)
Yürütmeciler, dinleyin.
MUHARREM İNCE (Yalova) - Buna
gülerler.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Ben teşekkür ediyorum.
Evet, 3üncü madde üzerinde, biraz önce
yaptığım açıklama gereğince, Cumhuriyet Halk Partisi
ve Milliyetçi Hareket Partisince verilen önergeler üzerinde de kura çekerek
dört önergeyi okutacağım.
Evet, ilk önergeyi okutuyorum, AK
PARTİnin önergesini...
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkan
BAŞKAN - Buyurun.
OKTAY VURAL (İzmir) Yani usul
tartışması
Bizim önerge verebilmemiz için ara veriniz
lütfen. Önerge vereceğiz, ara veriniz efendim. Düzenleyip yeni bir önerge
vereceğiz efendim.
BAŞKAN Evet, önergelerinizi
belirlemeniz için, on dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 17.48
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 18.38
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Fatih ŞAHİN (Ankara), Tanju
ÖZCAN (Bolu)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 18inci Birleşiminin Beşinci
Oturumunu açıyorum.
338 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın
Başkan, 17.38de ara verdiniz on dakika için. Şimdi tam elli bir
dakika
Bu Meclisi çocuk oyuncağına çeviriyorsunuz. Maalesef bu,
Meclis Başkanlığının yönetimsizliğinden
kaynaklanıyor. Usulüne uygun olmayan raporlar geliyor buraya. Buraya ciddi
bir komisyon ve hükûmet gelip oturmuyor. Türkiye Büyük Millet Meclisinin
karşısına olgunlaşmış bir komisyon metni, raporu
gelmiyor ve siz zorluyorsunuz, milletvekilleriyle alay ediyorsunuz. Bu Türkiye
Büyük Millet Meclisi alay yeri mi?
BAŞKAN Sözleriniz tutanaklara geçti
Sayın Genç.
Teşekkür ederim.
KAMER GENÇ (Tunceli) Efendim?
BAŞKAN Sözleriniz tutanaklara geçti.
KAMER GENÇ (Tunceli) Ya tutanaklara
geçmesi değil kafanıza geçmesi lazım. Bu kafanızı
toparlamanız lazım.
BAŞKAN Sözleriniz sizinle mütenasip
sözler efendim.
KAMER GENÇ (Tunceli) - Türkiye Büyük Millet
Meclisinin onuruna yakışır bir yönetim göstermeniz lazım.
BAŞKAN Sizinle müsemma, mütenasip
sözler efendim.
KAMER GENÇ (Tunceli) Şimdi,
bakın, ara veriyorsunuz AKP Grubu önerge getirsin diye. Böyle bir şey
olur mu?
BAŞKAN 3üncü madde üzerinde
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Öztürk.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Anayasa
madde 6: Hiçbir kişi ya da organ Anayasadan kaynaklanmayan bir yetkiyi
kullanamaz. Bu 3üncü maddenin son fıkrası, bu Kanunun
uygulanması ile ilgili tereddütleri gidermeyi, düzenleyici ve yönlendirici
işlemler yapmayı yönetmeliğe bırakmıştır. Yani
merkezî yönetim ile yerel yönetim arasındaki görev
paylaşımının bir bakanlığın yönetmelik,
genelge düzenlemesine bırakılması Anayasanın 123üncü
maddesine aykırıdır. 123üncü madde İdare, kuruluş ve
görevleriyle bir bütündür ve kanunla düzenlenir. diyor. Yani bu husus, bir
bakanlığın genelge ve yönetmeliğine
bırakılamayacak bir husustur; bu nedenle, Anayasaya aykırıdır.
Bu konu görüşülemez, bunun düşürülmesi lazım. Öncelikle, bu
yönde ben usul tartışması açılmasını istiyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkanım, burada Anayasaya bakarsanız İdare, kuruluş
ve görevleriyle bir bütündür... diyor. Dolayısıyla, bu konuda
tereddütleri gidermek, düzenleyici işlemler yapmak, düzenleyici yetki
vermek bir bakanlığa kanunla olmadığı için tereddüt
uyandırır. Bence o düzenleyici ibaresinin çıkarması
gerekiyor orada. Düzenleme kanunla olur, yetki verilemez, kanunla olur.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Hayır,
yetki veriyorsun, yönetmelik yetkisi veriyorsun. Bak diyorsun ki:
İçişleri Bakanlığı yetkilidir.
OKTAY VURAL (İzmir) Yani bu, o zaman
yetki kanunu olurdu. Kanun hükmünde kararname olur; ki bu öyle olmaz Bakanlar
Kuruluna verilirdi. Düzenleyicilik konusunda problem var, tereddütleri giderme
tamam ama düzenleme yapamaz; yeniden düzenleyemez.
Nurettin Bey, düzenleme yapamaz,
düzenlemeyi biz kanunla yapacağız, tereddütleri gidereceğiz.
BAŞKAN Evet, Sayın Öztürk.
Değişiklik önergesi verilebilir üzerinde
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkanım
BAŞKAN Değişiklik önergesi
verilebilir gruplar tarafından, diyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkanım, şimdi, bu egemenlik yetkisi kanunla
yapılacağına ve -Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş
bir görevdir.- kanunla düzenlendiğine göre, yürütmeye verilemez. Dolayısıyla
düzenleyici işlem yapamaz; bu ihtilaflar, görev paylaşımı
konusunda yeni bir düzenleyici işlem tahsis edemez. Dolayısıyla
BAŞKAN Ama bunun yolu da Anayasa Mahkemesine
müracaat etmek yani.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkanım, yani şimdi Egemenlik yetkisi yürütmeye
devredilmiştir. diye bir kanun maddesi gelse E, ne yapayım
canım, Anayasa Mahkemesine gidin. Böyle bir şey olur mu ya?
BAŞKAN Hayır olur mu canım.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Sayın
Başkanım, usul tartışması açılmasını
istiyorum.
BAŞKAN Efendim?
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Usul
tartışması açılmasını istiyorum.
BAŞKAN Usul
tartışması
Buyurun, lehte mi, aleyhte mi?
MEHMET GÜNAL (Antalya) Lehte.
BAŞKAN Lehte mi, aleyhte mi?
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Aleyhte.
BAŞKAN Aleyhte.
Oturun o zaman.
ENVER ERDEM (Elâzığ) Sayın
Başkan, aleyhte.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Lehte.
BAŞKAN - Lehte, Mehmet Günal,
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
Lehte, Sayın Başkan.
ENVER ERDEM (Elâzığ) Aleyhte.
OKTAY VURAL (İzmir) Aleyhte.
BAŞKAN Aleyhte, Oktay Vural.
ENVER ERDEM (Elâzığ)
Başkanım, ben aleyhte diyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Aleyhte, Enver
Erdem, efendim.
BAŞKAN Sayın Günal, buyurun.
IX.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
2.- 338 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 3üncü maddesinin Anayasaya aykırı
olduğu gerekçesiyle görüşülüp görüşülemeyeceği
hakkında
MEHMET GÜNAL (Antalya) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, burada, tabii ki
siz Anayasa Mahkemesine gönderiyorsunuz, Doğrudan oraya gidin.
diyorsunuz.
Şimdi, değerli arkadaşlar,
düzenleme yetkisi
Sayın Canikli diyor ki: Esasları bile
belirlenir. Esasları neyin belirlenir?
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
Hayır, kanunlara
MEHMET GÜNAL (Devamla) Yok, yok.
Bizim yaptığımız
kanunun uygulanmasına ilişkin esaslar belirlenir. Düzenlemenin
yetkisini bakana veremeyiz, hatta yetersizlikleri gidermeyi, belirsizlikleri
gidermeyi de bakanlara veremeyiz çünkü size söyledik kabul etmediniz,
birleştirdiniz, hepsini tek maddeye koydunuz ama ayrı
bakanlıkları ilgilendiren şey var. Yönlendirme yetkisinin bile
Bakanlar Kurulunda olması lazım. Yani yönlendirme yetkisi bile olsa
-düzenleme zaten olmaz ama- bunun bakanlar arasındaki anlaşmazlıkları
gidermek üzere olması gerekiyor. Dolayısıyla, bu şekliyle
Anayasanın 123üncü maddesindeki şeye aykırı. Tabii,
Sayın Başkan daha önce söyledi, geldi Burada var. diye, Metnin
içerisinde var. diye bunun görüşülmesini istiyor. O, Kanunlar Kararlara
soruyor, buradan da bakıyor, devam ediyor. O konuda kendi yetkisi
dışında diye söylüyor ama hep söylediğimiz bir şey
var: Demin eğer bunun ayrı ayrı görüşülmesi mümkün
olsaydı görecektik ki ayrı hükümler var, ayrı bakanlıklar
var. Dolayısıyla, bunların tek bir şey içerisinde,
İçişleri Bakanlığının yetkisinde düzenlenmesi
kanun yapma yetkisinin, yani düzenleme yetkisinin verilmesi anlamına
geliyor. Sayın Bakanın tutumundan ziyade, burada, içerikte sorunumuz
var. Yani Hükûmetin de, Komisyonun da bu konuda dikkatli olması
lazım. İki bakanımız burada duruyor. Diyelim ki -az önce
geldi Sayın Kültür ve Turizm Bakanımız- iki bakan arasında
şey varsa bunun çözüm mercisinin Bakanlar Kurulu olması gerekir. Onun
için, kanun metnine Hükûmetin ve Komisyonunun dikkat ederek orada belki sizin
de ortak önergenizle -bizim var önergemiz- oraya katılabilirseniz onun
üzerinde tekrar tartışırız.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Aleyhte söz isteyen Enver Erdem, Elâzığ
Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)
ENVER ERDEM (Elâzığ) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım.
Sayın Başkanım, bu tasarı
İçişleri Komisyonuna geldiği günden itibaren Anayasaya
aykırılığıyla alakalı yüzlerce, binlerce defa
gündeme getirilmiş olmasına rağmen kimsenin kılı
kıpırdamıyor.
Şimdi, mahallî idareler
Anayasanın 127nci
maddesinin birinci fıkrası: Mahallî idareler; il, belediye ve köy
halklarının mahallî müşterek ihtiyaçlarını
karşılamak üzere kuruluş esasları kanunla belirtilen ve
karar organları, gene kanunda gösterilen, seçmenler tarafından
seçilerek oluşturulan kamu tüzel kişileridir. Yani bunların, il
özel idarelerinin, belediyelerin ve köylerin kamu tüzel kişisi olduğu
Anayasa hükmüdür arkadaşlar. Şimdi, siz, burada bir kanun
tasarısıyla bu tüzel kişilikleri nasıl
kaldıracaksınız? Yine Anayasanın 169uncu, 170inci
maddelerinde orman köylüsü tarif ediliyor, orman köylüsünün hak ve
menfaatlerinden bahsediliyor. Siz şimdi bu tasarıyla orman köylüsü kavramını
nasıl kaldıracaksınız?
Anayasanın 126ncı maddesinde,
arkadaşlar, merkezî yönetim ve yerel yönetimden bahsediliyor. Şimdi,
siz bu düzenlemeyle merkezî yönetimi ve yerel yönetimi birbirine hem
karıştırıyorsunuz hem merkezî yönetimi ortadan
kaldırıyorsunuz.
Açık ve net olarak Anayasaya aykırı olan
bu düzenlemenin, getirmiş olduğunuz bu düzenlemenin, Anayasaya
aykırılığını başka nasıl ifade edelim?
Yani sizlerin
Allahınızı severseniz biraz kalplerinizi
açın. Yani sürekli Sayın Başbakanın söylediği gibi kalpleriniz
mi mühürlenmiş? Yani bunu görün artık. Bu, Anayasaya
aykırıysa, aykırı olduğunu sizler de kabul edin ve ona
göre
Komisyonda gönderilebilirdi; Anayasaya
aykırılığı tespit edilip gönderilebilirdi, orada
Sayın Başkan göndermedi. Buraya geldik, burada da Anayasaya
aykırılığıyla alakalı konuyu görüşmek ve
karar vermek üzere Anayasa Komisyonuna gitmesi lazım. Şimdi bunu
yapamazsanız yani yarın millete bunun cevabını, Allaha
bunun cevabını nasıl vereceksiniz? (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Evet, teşekkür ediyorum.
Lehte söz isteyen Nurettin Canikli, Giresun
Milletvekili. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Usul tartışmasının
konusu, 3üncü maddenin (9)uncu fıkrasındaki düzenleyici ifadesi.
Düzenleyici ifadesinin burada yer alamayacağı, bir başka
ifadeyle kanunla Bakanlığa böyle bir düzenleyici işlem yapma
yetkisi verilemeyeceği iddiasından kaynaklanıyordu, oradan
geliyor tartışmanın esas kaynağı.
Şimdi, değerli arkadaşlar,
bu, aslında standart bir ifade. Esas itibarıyla da kanunların
uygulanmasını göstermek ve tereddütleri gidermek amacıyla
getirilen ve bu amaçla ikincil mevzuat düzenleme yetkisi veren
-Bakanlığa ya da ilgili bakanlığa- bir madde. Nitekim, cümlenin
başına baktığınız zaman zaten Bu Kanunun uygulanması
ile ilgili tereddütleri gidermeye
diye başlıyor.
Ayrıca, bakın, değerli
arkadaşlar, diyelim ki bu konuda Bakanlık, yetkisini aşarak,
kanunla düzenlenmesi gereken bir hususu, ikincil mevzuat olarak yönetmelikte
düzenledi. Bu durumda, o, mutlaka iptal edilir. Yani, örnek olarak söylüyorum:
Özlük haklarıyla ilgili, kanunla düzenlenmesi gereken bir husus
hakkında tebliğ ya da yönetmelikte hüküm dercetti. Bu durum da çok
açık bir şekilde Anayasaya ve yasalara aykırılık
teşkil eder ve ilgili kurum, ilgili yargı merci de o yönetmeliği
ya da o tebliği iptal eder. Dolayısıyla, bunun burada yer
almış olması, bu Bakanlığa, yani düzenleyici
ifadesini biraz önce iddia edildiği gibi anlamda yorumlasak dâhi, bu
konularda, bu içerikte bir düzenleme yapma yetkisi kesinlikle vermez.
Verdiği zaman da gereken düzeltmeler yargı tarafından
yapılır. Dolayısıyla, burada herhangi bir
sıkıntı söz konusu değil. Hatta bir çok kanunda, klasik
olarak Bu konuyla ilgili usul ve esasları belirlemeye Maliye
Bakanlığı ya da Bakanlar Kurulu ya da ilgili bakanlık
yetkilidir. şeklinde çok şablon, standart bir ifade yer alır.
Orada, bakın, usulün yanında bir de esas kelimesi yer alır.
Ama burada kastedilen esas kanunla, mutlaka sadece kanunla düzenlenmesi
gereken bir kuralı düzenleme yetkisi vermez ama onun kuralı bellidir;
o, ancak kanunla düzenlenir. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Canikli.
Aleyhte söz isteyen Ali Rıza Öztürk,
Mersin Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Anayasa madde 6: Hiçbir kimse ya da
organ Anayasadan kaynaklanmayan bir yetkiyi kullanamaz.
Görüşülmekte olan tasarının
3üncü maddesinin son fıkrası ise, merkezî yönetim ile yerel
yönetimler arasında görev paylaşımını bir
bakanlığın yönetmelik, genelge ve düzenlemelerine
bırakmıştır. Bu, Anayasanın hem idarenin hem de yerel
yönetimlerin ilgili düzenlemelerinin kanunla yapılmasına ilişkin
123üncü maddesinin birinci fıkrasına açıkça
aykırıdır.
Şimdi, burada Sayın Canikli,
bunun, tereddütleri gidermeye yönelik bir düzenleme olduğunu, madde
olduğunu söyledi. Burada tereddütleri gidermeye -virgül- düzenleyici ve
yönlendirici işlemler yapmaya İçişleri Bakanlığı
yetkili kılınmış.
Şimdi, tereddütleri gidermek
açıklayıcı bir işlemdir ama düzenleyici işlemler ise
kurucu işlemlerdir. Dolayısıyla, buradaki kurucu işlemi
Türkiye Büyük Millet Meclisi kanunla ancak yapabilir. Bunu, siz, yürütme
organından birisine terk edemezseniz. Burada, eğer terk ederseniz,
Anayasanın 6ncı maddesine kişilere Anayasadan kaynaklanmayan
bir yetkiyi kullanma hakkı vermiş olursunuz. Bu nedenle bu,
Anayasaya aykırıdır.
Anayasaya aykırılık
iddiaları öncelikle görüşülmek durumundadır. Meclis
Başkanının Canım, Anayasa Mahkemesi var, oraya
gidersiniz. demeye hakkı yoktur. Anayasa Mahkemesi, açık ve seçik
Anayasaya aykırı olup olmaması konusunda belirsiz, yani bizim
çıplak gözle belirleyemeyeceğimiz hususları belirler ama
açıkça Anayasaya aykırı olan bir hususu Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığının görüşmesi Anayasanın
95inci maddesine aykırıdır. Çünkü, Anayasanın 95inci
maddesi Türkiye Büyük Millet Meclisi, çalışmalarını, kendi
yaptığı İç Tüzük hükümlerine göre yürütür. demektedir.
Kendi yaptığı İç Tüzük hükümleri de Anayasaya uygun olarak
yapılmış kurallardır, dolayısıyla o kurallara
göre yürütülmesi gerekmektedir.
Değerli arkadaşlarım, aslında bu
tasarının doğru bir tarafı yok, baştan itibaren
Anayasaya aykırılıklarla dolu bir tasarı, hukuk devleti
ilkesine aykırı bir tasarı, Anayasanın 10uncu maddesindeki
eşitlik ilkesine aykırı bir tasarı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) Meclis
Başkanlığının öncelikle bu yönlerden açıklama
yapması gerekir.
Kaldı ki, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkan Vekilinin, Meclis Başkanlık Divanını
işaret ederek, saati işaret ederek yönlendirmesi doğru bir
işlem değildir.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Hayır,
hayır, yönlendirme değil
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) - Bu, Meclis
Divanını tahakküm etmeye yönelik bir işlemdir, doğru
bulmuyorum.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
Arkadaşlar, yarım dakika geçti.
BAŞKAN Sayın Öztürk, süreden dolayı
Karşıdaki saate bakarsanız iki dakikalık süre
ayarlanmadığı için.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Sen Grup Başkan
Vekilisin, senin dediğin şey geçiyor, benim grup başkan vekilim
işaret etmiyor.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, idare hukukunda
düzenleyici işlem, ikincil mevzuat olarak da adlandırılan
yönetmelik, genelge, yönerge gibi düzenlemeleri ifade eder. Anayasanın
124üncü maddesinde bakanlıkların yönetmelik çıkarabileceği
öngörülmüştür. Çeşitli kanunlarda uygulamada doğabilecek
tereddütleri gidermeye ilgili bakanın yetkili olduğuna dair hükümlere
de yer verilmektedir.
Bilgilerinize sunulur.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Sayın Başkan,
bakın tereddütleri gidermeye diyorsunuz. Orada tereddütleri gidermeye, -virgül-düzenleyici
işlemler yapmaya
Onu niye okumuyorsunuz? Yani şimdi, bakın,
bir sipariş etmişsiniz kanunlara, kanunlar bile
BAŞKAN Hayır, ben maddeden okumadım ki;
evet, kendi düşüncemi okuyorum ben.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Bakın, en son
okuduğunuz tutanağı getirtin.
OKTAY VURAL (İzmir) Düzenleyici işleme
gerek yok Başkan, söylediğiniz doğru.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Bakın, orada
tereddütler gidermeye diyor. Ya şimdi akıl var, mantık var.
Tereddütleri giderme, -virgül- düzenleyici işlem yapmak. Ama siz Meclisi
yanıltıyorsunuz Sayın Başkan, Madde tereddütleri gidermek
şeklinde düzenlendi. diyorsunuz.
BAŞKAN Tutumumda bir değişiklik söz
konusu değil.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Ne demek söz konusu değil
Başkan y?! Okuduğunuz orada. Düzenleyici işlemler var orada,
maddede.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık
ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri
Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681, 2/786, 2/820,
2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338)
(Devam)
BAŞKAN 3üncü madde üzerinde 5 adet önerge
vardır, ancak önerge işlemlerine başlamadan önce Sayın
Başkanın bir açıklaması var.
Buyurun Sayın Başkan.
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI
MUAMMER GÜLER (Mardin) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Başkanım, tasarının 2nci
maddesinin (25)inci fıkrasında yapılan redaksiyonun rapor
metnine eksik yansıtılmasıyla ilgili olarak Sayın Oktay
Vuralın dile getirdiği konu hakkında bilgi sunmak istiyorum.
Malumları
olduğu üzere, Genel Kuruldaki görüşmeler Komisyonun kabul ettiği
metin üzerinden yürütülmektedir. Komisyonumuzda ise görüşmeler
sırasında kabul edilen önergeler ve alınan redaksiyon yetkisi
gereğince metne son şekli verilmektedir. Redaksiyon yetkisi kavram,
anlam ve dil birliğinin, Türkçemizin doğru kullanımının
ve yazım kurallarına uygunluğun sağlanması
amacıyla, anlam ve hüküm değişikliğine yol açmayacak
şekilde gerekli düzeltmelerin yapılması amacıyla
kullanılmaktadır.
Nitekim,
338 sıra sayılı Komisyon Raporunun 153üncü
sayfasında Komisyonumuzda alınan genel redaksiyon yetkisi ifade
edilmiştir. Ancak 338 sıra sayılı Raporun 150nci
sayfasında tasarının 2nci maddesinin 25inci fıkrasında
-redaksiyon yetkisinin nasıl kullanıldığına
ilişkin alt paragrafta- alt komisyon metnindeki yer alan ifadesinden
sonra gelen mahalle ifadesi Komisyon tutanaklarında yer almasına
rağmen, raporda sehven yer almamıştır.
Tutanaklara geçmesi amacıyla bu
yazım eksikliğinin ifade edilmesine ihtiyaç duyulmuştur.
Sayın Oktay Vurala teşekkür
ediyor, Genel Kurulun bilgilerine saygılarımla arz ediyorum efendim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Evet, önergeleri geliş
sırasına göre okutup, aykırılıklarına göre
işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 sıra
sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair kanun
Tasarısı'nın 3 üncü maddesinin yedinci ve sekizinci
fıkralarının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli Mehmet Doğan Kubat Ramazan Can
Giresun İstanbul Kırıkkale
Osman Aşkın Bak Ahmet Berat Çonkar Ali Şahin
İstanbul İstanbul Gaziantep
Yusuf Başer Hilmi Bilgin H. Hami
Yıldırım
Yozgat Sivas Burdur
"(7) İl özel idarelerinin tüzel
kişiliğinin kaldırıldığı illerde;
a)
3213 sayılı Kanuna göre verilen maden ruhsatları için il özel
idareleri ve köylere hizmet götürme birliklerine verilen Devlet hakkı, I
(a) grubu madenler için alınan harçlar ile aynı Kanuna göre
valiliklerce yapılan I (a) grubu maden ihalelerinden elde edilen gelirler,
b) 5686
sayılı Kanuna göre verilen idare payına ilişkin gelirler ve
harçlar ile aynı Kanun gereğince valiliklerce yapılan
ihalelerden elde edilen gelirler,
c) 3213
ve 5686 sayılı Kanunlar gereğince valilik ve
kaymakamlıklarca uygulanan idari para cezaları,
ç) 3213
ve 5686 sayılı Kanunlar gereğince yapılan ihaleler nedeniyle alınan teminatlardan
elde edilen gelirler, genel bütçeye genel bütçeye gelir kaydedilir.
(8) Bu maddenin yedinci fıkrası
kapsamında elde edileceği tahmin edilen gelirler esas alınarak
Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı bütçesine gerekli ödenek
konulur. Bu ödenekler öncelikle madenin veya jeotermal ve doğal mineralli
su kaynaklarının bulunduğu yere en yakın yerleşim yerlerinin
altyapı ve mahalli müşterek ihtiyaçlarında kullanılmak
üzere İçişleri Bakanlığı bütçesine
aktarılır. Aktarılan bu ödenekler Yatırım İzleme
ve Koordinasyon Başkanlıkları aracılığı ile
kullanılır."
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 sıra
sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair kanun
Tasarısı'nın 3 üncü maddesine ikinci fıkrasından sonra
gelmek üzere aşağıdaki fıkranın eklenmesini,
diğer fıkraların teselsülünü arz ve teklif ederiz.
İdris Naim Şahin
Ordu
İçişleri Bakanı
3- "21.07.1983 tarihli ve 2863
sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun
12 nci maddesi kapsamında il özel idarelerince kullanılan haklar ve
yetkiler ile yürütülen görevler, il özel idaresi bulunmayan illerde
Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığınca
kullanılır ve yürütülür. Bahsedilen kanun hükmü uyarınca
toplanan taşınmaz kültür varlıklarının
korunmasına katkı payı tutarları, defterdarlıklar
bünyesinde açılan emanet hesaplarına aktarılır. Toplanan
paraların yüzde yirmilik kısmı Kültür ve Turizm
Bakanlığının öncelik vereceği projelerde
kullanılır. Yıl içinde proje karşılığı
tahsis edilmeyen miktar aynı amaçla kullanılmak üzere kültür ve turizm
bakanlığı bütçesine aktarılır. Aktarılan bu
miktarları aynı amaçla kullanmak üzere gelecek yıl bütçesine
aktarmaya Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilidir."
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 sıra
sayılı kanun tasarısının 3. maddesinin 2. ve 9.
fıkralarının Anayasa'ya aykırı olması nedeniyle
metinden çıkarılmasını;
Yine 1. ve 3. fıkraların metinden
çıkartılmasını, 5. ve 6 .fıkralarının
"illerde" sözcüğünden sonra ilgili mahalle ihtiyar heyeti ile
ilçe Belediye Meclisinin olur görüşleri üzerine" sözleri eklenerek
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Birgül Ayman Güler Muharrem Işık Namık Havutça
İzmir Erzincan Balıkesir
Dilek Akagün Yılmaz Mehmet S. Kesimoğlu Ali Serindağ
Uşak Kırklareli Gaziantep
Celal Dinçer
İstanbul
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı'nın 3. Maddesi'nin dördüncü fıkrasının
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
(4) "Bu kanun ile tüzel
kişiliği kaldırılan köylerde görev yapan geçici ve gönüllü
köy korucularının da tüzel kişiliklerine son verilir."
Pervin
Buldan İbrahim Binici Erol Dora
(Iğdır) (Şanlıurfa) (Mardin)
Hüsamettin
Zenderlioğlu Halil
Aksoy Levent
Tüzel
(Bitlis) (Ağrı) (İstanbul)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
"Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Malatya Milletvekili Öznur
Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporunu ihtiva eden 338 Sıra
Sayılı tasarının 3. Maddesinin 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 ve
9.fıkraları aşağıdaki gibi
değiştirilmiştir. Arz ederiz.
Mehmet
Erdoğan Hasan
Hüseyin Türkoğlu Enver
Erdem
(Muğla) (Osmaniye) (Elazığ)
Alim
Işık Mehmet
Günal Nevzat
Korkmaz
(Kütühya) (Antalya) (Isparta)
Sadir
Durmaz
(Yozgat)
"(2) Mevzuatla il özel idarelerine yapılan
atıflar bu Kanun kapsamında tüzel kişiliği
kaldırılan il özel idareleri için ilgisine göre bakanlıklara,
bakanlıkların bağlı veya ilgili kuruluşları ile
bunların taşra teşkilatına, Hazineye, valiliklere,
büyükşehir belediyelerine ve bağlı kuruluşlarına veya
ilçe belediyelerine yapılmış sayılır. Tüzel kişiliği
kaldırılan il özel idarelerine 22/2/2005 tarihli ve 5302
sayılı İI Özel idaresi Kanunu ve diğer mevzuatla
verilmiş olan yetki, görev ve sorumluluklar Valilikler tarafından
kullanılır ve yerine getirilir. Söz konusu il özel idarelerinin
mahkemelerde süren davaları ile il özel idarelerinin mahkemelerde süren
davaları ile il özel idaresi olarak faaliyet gösterdikleri dönem ve
yapılan işlemlere ilişkin olarak açılan davalarda muhatap,
valiliklerdir."
Bu kanunla Tüzel kişiliği
kaldırılan il özel idaresi, belediye veya köy tüzel
kişiliklerine şartlı olarak bağışı
yapılan taşınır ve taşınmazları
hakkında 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve
Kontrol Kanunu hükümlerine göre işlem yapılır.
Bu Kanun ile tüzel kişiliği
kaldırılan köylerde görev yapan geçici ve gönüllü köy korucuları
hâlen görev yaptıkları yerlerde görev yapmaya devam ederler.
Bunların 18/3/1924 tarihli ve 442 sayılı Köy Kanunu ve
diğer mevzuatta kendileri için öngörülen haklara ilave olarak sosyal
güvenlik pirimi devlet tarafından karşılanır ve ücretleri asgari ücretin yüzde 150sinden az
olamaz.
4/6/1985 tarihli ve 3213 sayılı
Maden Kanununa göre verilen I (a) grubu maden ruhsatı ile 3/6/2007 tarihli
ve 5686 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular
Kanununa göre verilen jeotermal kaynaklar ve doğal mineralli sular
ruhsatına ve bütün hususlara ilişkin yetki ve görevler, il özel
idarelerinin tüzel kişiliğinin kaldırıldığı
illerde valiliklerce yürütülür."
3213 sayılı Kanuna göre maden
üretim faaliyetleri ile bu faaliyetlere dayalı ruhsat sahasındaki
tesisler için işyeri açma ve çalışma ruhsatına ilişkin
denetim dâhil tüm yetki ve görevler, il özel idarelerinin tüzel
kişiliğinin kaldırıldığı illerde
valiliklerce yürütülür."
İl özel idarelerinin tüzel
kişiliğinin kaldırıldığı illerde, 3213
sayılı Kanuna göre verilen maden ruhsatları için il özel idareleri
ve köylere hizmet götürme birliklerine verilen Devlet hakkı, I (a) grubu
madenler için alınan harçlar ile 5686 sayılı Kanuna göre verilen
idare payına ilişkin gelirler ve harçlar genel bütçeye
aktarılır.''
İl özel idarelerinin tüzel
kişiliğinin kaldırıldığı illerde, 3213
sayılı Kanuna göre yapılan I (a) grubu maden ihaleleri ve 5686
sayılı Kanun gereğince valiliklerce yapılan ihalelerden
elde edilen gelirler ile valiliklerce uygulanan idari para cezaları ve
teminat iratları genel bütçeye aktarılır.
Bu Kanunun uygulanması ile ilgili
tereddütleri gidermeye ve yönlendirici işlemler yapmaya Bakanlar Kurulu
yetkilidir."
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor
mu?
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen
Mehmet Günal, Antalya Milletvekili.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, az önce
bununla ilgili bir usul tartışması yaşadık. Bu maddede
Çeşitli hükümler başlığı altında
Arkadaşlarımız
daha önceki örnekleri söylediler ama bunun (1)inci fıkrası tip
mimari projelerle ilgili. Ben şimdi size alakasını
söyleyeceğim, siz de elinizi vicdanınızı koyup karar verin.
Atıflarla ilgili,
bağışlarla ilgili, köy korucularıyla ilgili. Burada sadece
birleştirilebilecek mahiyette olan tamamıyla, aslında
birleştirilmemesi gereken ama- (5), (6), (7) ve (8) var, onları da
içinde Maden kelimesi geçiyor diye hadi birleştirdiniz. (1), (2), (3),
(4) hiç birbiriyle alakası olmayan düzenlemeler getiriyor. Maalesef, bu
gibi hususlar aslında geçiş hükümleri olarak genelde kanun teklif ve
tasarılarının sonunda geçici maddeyle düzenlenen hükümler ama
burada işin esasına girmiş, metnin içerisindeki, asıl metin
içerisindeki maddelerin, böyle, bize kod madde gibi düzenletilmesi doğru
değil, öncelikle onu söyleyeyim. En fazla,
zorladığınız zaman yapabileceğiniz (5), (6), (7) ve
(8)inci fıkralar. Onu da içinde maden
geçiyor diye haydi birleştirdiniz diyelim, diğerlerinin hiçbirinin
alakası yok değerli arkadaşlar.
Şimdi, Sayın Başkan, burada,
bu maddenin içerisindeki demin tartıştığımız
kısım, hakikaten burada 123üncü maddeye aykırı bir durum
var. Yani birbiriyle alakasız, az önce saydım, tip projeler var, köy
kanunuyla ilgili var, korucularla ilgili var. Ee peki bunlarla ilgili şeyi
kim giderecek? Diyelim ki düzenlemeyi çıkardık, sorun çözülmüyor.
Bizim önergemizin içerisinde Bakanlar Kurulu yetkilidir. var. Şimdi, iki
bakan anlaşamadığınız zaman kim çözer? Öyle
bakmayın, bakanlık içerisindeki kurumlar anlaşamıyor.
Yukarıda SPK Kanununu görüşüyoruz, aynı bakanlığa
bağlı kurumlar, o Olmaz. diyor, o Ben bunu kabul etmem diyor. Ya
biriniz frenci, biriniz gazcı oldunuz.
OKTAY VURAL (İzmir) Anlaşamazsa
Sayın Bakan biber gazını kullanır!
MEHMET GÜNAL (Devamla) - Herkes birbirine çakıyor Sayın
Arınçın tabiriyle. Yani uzlaşmazlık makamı neresi?
Sayın Başbakan. Yani Bakanlar Kurulunda bir araya geleceğiz.
Yani onun için, en azından bizim bu önergemizi kabul ederseniz bu
kısmını Anayasaya aykırı olmaktan kurtarmış
oluruz.
Şimdi, biz burada -değerli
arkadaşlar- sürekli olarak suçlanıyoruz. Asıl olarak
suçlanması gereken sizsiniz, İç Tüzüke aykırı
davrandığınız için. Biz demokratik olarak İç Tüzükün,
Anayasanın bize verdiği yetkiyi kullanıyoruz. Daha
doğrusu, milletin bize verdiği muhalefet etme yetkisini kullanıyoruz.
Bunu elimizden alma hakkınız yok. Yani ne yapalım? Sizin parmak
çoğunluğunuz var, Biz geçirelim. Tamam, vebalini üstlenmek
zorundasınız. Vebalini nasıl üstleneceksiniz? Biz bunun
yanlış olduğunu kamuoyuna anlatacağız, siz de
doğru olduğunu anlatacaksınız ama doğru bir
şekilde ve meşru kurallara riayet ederek, Anayasaya, İç Tüzüke
riayet ederek anlatacağız. Biz anlatacağız, ondan sonra
vatandaş kararını verecek. Peki bu saatten sonra vatandaş
duyuyor mu? Hayır. Geçmiş olsun! Saat yediyi geçti. Biz size
söylüyoruz, çok meraklı olanlar İnternetten seyrediyor.
Değerli arkadaşlar, bu, bir
dayatmadır. Bizim karşı olduğumuz budur.
İçeriğini tartışırız; siz de söylersiniz, biz de
söyleriz. Oylarsınız, biz de Türk milletine aldığımız
yetkiyi, emaneti teslim eder şekilde deriz ki: Adalet ve Kalkınma
Partisi böyle yapıyor. Ey millet, haberiniz olsun. Onun için, böyle bir
oldubittiyle bu maddeleri bir araya sıkıştırarak Anayasaya
ve İç Tüzüke aykırı şekilde bu Komisyon Raporunun ve
tasarının tartışılması doğru değildir.
Ayrıca, şimdi arada
arkadaşlarımız itiraz etti Neyi bekliyoruz? diye. Hükûmetten
bir önerge gelmesi bekleniyormuş. Bakıyoruz bu Hükûmetten gelen
önergeye -az önce arkadaşlarımız okudu- Kültür ve Tabiat
Varlıklarını Koruma Kanunu çerçevesinde il özel idarelerince
kullanılan haklar ve yetkilerle yürütülen görevler il özel idaresi
bulunmayan illerde Yatırım İzleme Koordinasyon
Başkanlığınca kullanılır. diyor. Sonrasında
Buradaki katkı payı tutarları defterdarlıklar bünyesinde
emanete aktarılır. Sonra -asıl burada geliyor- Toplanan
paraların yüzde 20lik kısmı Kültür ve Turizm
Bakanlığının öncelik vereceği projelerde
kullanılır. Sayın Bakan geldi, önergeyi verdi, gitti.
OKTAY VURAL (İzmir) Gitmedi,orada duruyor.
MEHMET GÜNAL (Devamla) Ee, şimdi, daha önce nereye
gidiyordu? Bbelediyelere mi gidiyordu Sayın Bakanım? Yani
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Arkanda. Arkanda
MEHMET GÜNAL (Devamla) Duruyor mu? Peki, şimdi, haydi
onu da anladık da haydi neyse anladık
Diyecek ki: Ben turizmle
ilgili yerlere kullanacağım.
Sayın Günay, Sayın Bakanım, size
söylüyorum, Mddeyi almışsınız, gidiyorsunuz. diyorum.
Tamam öncelik vereceğiniz projeleri anladım da, bir Plan ve Bütçe
Komisyonu üyesi olarak o paraların tekrar Turizm
Bakanlığının bütçesine aktarılmasını
anlayamadım. Yani, Onda da partizan davranırsınız.
diyemiyor, şimdi görmeden uygulamayı da
Turizm önceliğine bir
şey demiyorum da artanları niye bütçeye aktarıyorsunuz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY
(İzmir) Aynı amaçla. Uygulamalarımızı biliyorsunuz.
MEHMET GÜNAL (Devamla) Hayır, aynı amaçla
değil, emanet hesapta dolaşsın. Ondan sonra da gene aynı
amaçla kullanırsın yani tekrar
Turizm Bakanlığının bütçesine
Herhâlde bütçe
açığının kapatılması için turizmden de destek
bekliyorsunuz diyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarında
alkışlar)
KAMER GENÇ (Tunceli) Karar yeter sayısı
Sayın Başkan.
III.-
YOKLAMA
(MHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkan, toplantı yeter sayısı istiyorum.
BAŞKAN Evet, önergeyi oylarınıza
sunacağım ancak bir yoklama talebi var.
Sayın Vural, Sayın Günal, Sayın Durmaz,
Sayın Korkmaz, Sayın Şimşek, Sayın Halaçoğlu,
Sayın Erdoğan, Sayın Işık, Sayın Demirel,
Sayın Erdem, Sayın Öz, Sayın Öztürk, Sayın Özensoy,
Sayın Adan, Sayın Akşener, Sayın Topcu, Sayın
Başesgioğlu, Sayın Halaman, Sayın Belen, Sayın
Çınar
Evet, iki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Veli
Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak'ın;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer
Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri Komisyonu Raporu (1/690,
2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681, 2/786, 2/820, 2/823, 2/892) (S.
Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 3. Maddesi'nin
dördüncü fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
(4) Bu kanun ile tüzel kişiliği
kaldırılan köylerde görev yapan geçici ve gönüllü köy
korucularının da tüzel kişiliklerine son verilir.
Pervin
Buldan (Iğdır) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor
mu?
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen
Levent Tüzel, İstanbul Milletvekili.
ABDULLAH LEVENT TÜZEL (İstanbul)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Bir tasarı daha
halkımızın
Kent ve kırında, ülkenin değişik
bölgelerinde yaşayan halkımızın geleceğini,
yaşamını son derece ilgilendiren bir yasayı ancak işte
böyle kapalı bir ortamda konuşuyor oluyoruz. Onca
tartışmadan sonra ancak konuya girebildik.
Ben de bu 3üncü maddeyle ilgili, önce
demokratikleşmeyle ilgili kısmını, daha sonra da
barışla ilgili kısmını değerlendirmek istiyorum.
Bu düzenlemeyle, bir kez daha, Hükûmet, merkezîyetçi, bürokratik, otoriter
yapısını tekrar güçlendirmek istiyor ve birçok laf
kalabalığı arkasında, şimdiye kadar yapılan
birçok yasalarda olduğu gibi, katılım, saydamlık,
yerindenlik, yerel katılım, yerel demokrasi lafları
arkasında aslında, yeniden, başkanlık sistemine doğru
ileri atılmış bir adım gerçekleştiriyor. Sadece bu da
değil tabii. Yani atanmış valilerin seçilmişleri devre
dışı bırakması, il özel idarelerinin
kaldırılması, bunların yerine yatırım izleme koordinasyon
merkezînin kurulması; bütün bunlarda sadece demokrasiyi,
katılımcılığı, halkın iradesini ortadan
kaldırma değil, tabii ki, şimdiye kadar çıkan bütün
yasalarda olduğu gibi rant ve yağmadaki engelleri temizleme de var. Tabii
ki, yine aynı şekilde, siyasi seçim hesaplarıyla Hükûmetin
kendine bağlı belediyelerin sayısını artırma
hesapları da var ama bütün burada yani kaldırılan belediyeler,
köyler, bütün buralarda çalışanların hakkı ne olacak? Bu,
çalışanlara sorulmuyor; tıpkı o belediyelere katılmak
isteyen, belediyelerin yönetimini belirleyen halka sorulmadığı
gibi. Yani hiçbir yerde, bu yasa getirilirken, referandum yoluyla Sizin buna
izniniz var mı, onayınız var mı, buradaki belediyeleri
kaldırıyoruz, il özel idarelerini kaldırıyoruz, siz ne
dersiniz? diye halka sorulmuyor. Peki, kime soruluyor? İşte demin
tartışıldığı gibi, İçişleri
Bakanına soruluyor. Doğacak anlaşmazlıklarda, birtakım
şeyleri düzenleme konusunda İçişleri Bakanı tek yetkili.
Açıkçası, vali,
İçişleri Bakanı ve Başbakan bu zincir içerisinde. Bütün
yetkiler, karar
Özel bürolar, özel görevliler eliyle, personel eliyle bir
karar ve yetki mekanizması oluşuyor.
Yatırım İzleme ve
Koordinasyon Merkezî ne yapacak? derseniz. İşte, kentinden
kırına bütün bu alanlar, tarım alanları ve buradaki
madenler, HESler, su kaynakları, ormanlar, yaylalar, sit alanları,
bütün kıyılar yeniden sermayeye ruhsatlanmak üzere, yağmalanmak
üzere. Herhâlde Başbakan, bu yasayla birlikte ülkenin en büyük
işvereni, en büyük taşeronu olacak. Kim için
çıkarılıyor? Yerli, yabancı, uluslararası
yağmacı kuruluşların bu alanları yağmalaması
ve ruhsatlandırması üzerine.
Tabii ki hizmet alımında her
zamanki gibi eşitsizlik ve ayrımcılık bir kez daha
karşımıza çıkıyor. Şimdi söylenecek şey çok
ama hızla barış kısmına geçmek istiyorum
değişiklik önergesinin. Köyü kaldırıyorsunuz ama köy
koruyuculuğunu kaldırmıyorsunuz.
Şimdi, bu Hükûmetin halkın en çok
ihtiyaç duyduğu barış konusunda adım atması gerekiyor.
1985te getirilen düzenlemenin en son Mardin Bilge köyünde 44 kişinin
ölmesiyle bu köy koruculuğunun nasıl bir suç örgütüne
dönüştüğünü hep birlikte gördük. 45 bin kişi bu alanda istihdam
ediliyor ama bu istihdama artık son verilmesi lazım. Ne için
getirildi bu köy koruculuğu? Çözülmeyen, savaşla yok edilmek istenen
ve kendine bağlanmak istenen Kürt sorununda getirildi. Şimdi
çözülmeyen Kürt sorunu, binlerce açlık greviyle, cezaevlerinde, bütün
ülkenin gündemine gelmiş durumda ve şimdi, bugün 58inci güne
dayanmış durumda.
Biraz önceki oturumda AKP milletvekilinin, cezaevlerini
dolaşan milletvekilinin açlık grevindekilerin hâlsizliğini ve
hasta hâlini görmezden gelmesi, burada gerçekten ölümleri ister ve seyirci
kalan bir hâl demektir ve bu şekilde aleyhte konuşmasını
gerçekten ben esefle karşılıyorum. Eğer ki Hükûmetin halkla
kucaklaşma, Kürt halkıyla barışma, bu ülkede toplumsal
barışı sağlama diye bir derdi varsa, gerçekten ölümleri
önleme diye bir niyeti varsa derhâl adım atılmalı. Bu
halkın çocukları, evlatlarımız ölmesin ve Kürt sorununda
konuşularak, demokratik, siyasi müzakere yoluyla çözümün önü
açılsın diyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ABDULLAH LEVENT TÜZEL (Devamla) Yoksa tarih bu Hükûmeti
affetmeyecektir.
Teşekkür ediyorum. (BDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum
III.-YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
MUHARREM İNCE (Yalova) Yoklama talep ediyorum.
BAŞKAN Yoklama talebi var, yerine
getireceğim.
Sayın İnce, Sayın Günaydın,
Sayın Havutça, Sayın Dinçer, Sayın Öner, Sayın Köprülü,
Sayın Işık, Sayın Öztürk, Sayın Genç, Sayın
Çetin, Sayın Güler, Sayın Nazlıaka, Sayın Öz, Sayın Yüksel,
Sayın Moroğlu, Sayın Karaahmetoğlu, Sayın
Tanrıkulu, Sayın Türmen, Sayın Çıray, Sayın Akgöl.
Evet, iki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydının; Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında
İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S.
Sayısı: 156) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 sıra
sayılı kanun tasarısının 3. maddesinin 2. ve 9.
fıkralarının Anayasa'ya aykırı olması nedeniyle
metinden çıkarılmasını;
Yine 1. ve 3.fıkraların metinden
çıkartılmasını, 5. ve 6. fıkralarının
"illerde" sözcüğünden sonra ilgili mahalle ihtiyar heyeti ile
ilçe Belediye Meclisinin olur görüşleri üzerine" sözleri eklenerek
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Muharrem Işık (Erzincan) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor
mu?
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen?
Celal Dinçer, İstanbul Milletvekili;
buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
CELAL DİNÇER (İstanbul)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, kıymetli
milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Konuşmamın başında,
büyük sakıncalar içeren bu kanun tasarısının -temenni etmeyiz ama- yasalaşması
hâlinde ülke bütünlüğü açısından arzu edilmeyen sonuçlar
doğuracağını, milletin bunun hesabını sizlere çok
ağır bir şekilde ödeteceğini belirtmek istiyorum.
AKP İktidarı, çılgın
projeler ürettiğini zannederek çılgınlık yapıp hem
içte hem de dış politikada ülkemizi maceraya sürüklemektedir. Bu yasa
geçerse Türk tarihi bugünü kara bir gün olarak yazacaktır. Allah, sizi,
devletin kuruluş hukukunu değiştiren ve parçalanmasına yol
açan düzenlemeleri getiren ve cenaze namazında helallik verilmeyen
Osmanlı Paşası, Osmanlı Sadrazamı Âli
Paşanın durumuna düşürmesin.
Dün gece, Sayın İçişleri
Bakanımızın son dakikada seçim kazanmaya yönelik verdiği
önergeyi hepimiz yerinde gördük, ibretle izledik.
Değerli arkadaşlar, Sakaryadaki
görevim sırasında Marmara depremini yaşadım. Bu depremde
hafızamda kalan bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum: Yeni
yaptırdığı bir binanın taşıyıcı
zemininde bulunan kolonları keserek alt zemin katını oto
galerisi yapmak isteyen bir vatandaşımız, bütün ikazlara
rağmen bu kolonları kesmiş. Depremden sonra bu bina yerle bir
oldu. Bütün ikazları dinlemeyen bu şahıs, ailesi ve beraberinde
5 aile maalesef depremde can verdi ve bu insanın
kapıldığı para hırsı, onun da acı sonu oldu.
Şimdi, sizler seçim kazanmak
hırsı ile ülkemizin temel direkleriyle oynuyorsunuz. Dikkat edin, bu
ülke parçalanırsa siz de altında kalırsınız. Bu kadar
hırs hem ülkemize hem de sizin sağlığınıza iyi
değildir.
Haburdaki çadır oyununun bir
benzerini şimdi Mecliste sergiliyorsunuz, buna da demokrasi oyunu
diyorsunuz. Silivride sergiliyorsunuz, terör örgütü üst düzey yöneticisini
tanık, onunla mücadele eden kahraman bir Türk Silahlı Kuvvetlerinin
Genelkurmay Başkanını sanık olarak
yargılıyorsunuz. Muhalefetin ikazlarına sırt
çeviriyorsunuz. Bütün yasaları sizin değirmeninize su
taşıyacak şekilde çıkarıyorsunuz veya öyle
zannediyorsunuz. Sizler çocuk mu kandırıyorsunuz?
Yirmi dokuz ili büyükşehir yaparak 250
kilometre mesafedeki yerleri buralara bağlayıp hizmet
almasını bekliyorsunuz ama bir gece yarısı önergesiyle
1.500 metre mesafedeki bir birimi Yenimahalle Belediyesinden koparıp
mesafe uzak diye başka ilçelere bağlıyorsunuz.
Bu tasarıda, büyükşehir olan il
belediyeleri için -kurulacak diğer ilçelerde de aynı şekilde-
objektif hiçbir ölçüye bağlanmadan listeler
yapılmıştır. Kahramanmaraşta, Hatayda,
Şişlide ve son olarak -demin de arz ettiğim gibi-
Yenimahallede yapılan bu değişiklikler tamamen seçim kazanmaya
yönelik değişikliklerdir. Bu tür değişiklikleri niçin orada
yaşayan halka sormuyorsunuz? Halktan korkuyor musunuz? Yüreğiniz
varsa bu değişikliği halka sorun, o zaman cevabını
alacaksınız.
Geçmişte seçim sonuçlarını
beğenmediği için Kırşehiri ilçe yapan zihniyet neyse,
bugün de seçimlerde -kendi tabiriyle- ele geçiremediği illeri parçalamaya
çalışan zihniyet arasında hiçbir fark yoktur ancak oyun sürerken
kuralları değiştirerek faul yapanlara vatandaşın
tepkisi dün ne ise bugün de öyle olacaktır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Sayın İçişleri Bakanının bu ülkede
bakanlık yapmış Genel Başkan Yardımcısı
Sayın Adnan Keskin hakkında söylediği sözlerin yakışık
almadığını da burada belirtmek istiyorum. Bakanın
sözlerini ben, karakolda bir vatandaşımızı döven, daha
sonra da vatandaştan şikâyetçi olup bu vatandaşı döverken
ellerinin incindiğini ve davacı olduklarını belirten
polislerin beyanına benzetiyorum.
Şimdi, değerli arkadaşlar,
dikkatinizi çekmek istiyorum. Çok sayıda belediye kapanıyor, çok
sayıda çığlık duyuyoruz. Acaba, AKP sıralarında
bu çığlıkları hiç duyan yok mu, yoksa aldıkları
talimat gereği bunları duymazlıktan mı geliyorlar?
Değerli arkadaşlar, bu kanun
tasarısı gerçekleşirse, kanunlaşırsa yüzlerce il özel
idare ve belediye personeli çok perişanlık yaşayacaktır. Bu
tasarıda, dediğim gibi, toplum mühendisliği
yapılmaktadır, toplum dönüştürülmek istenmektedir.
Dolayısıyla Anayasaya aykırı bu yasanın geri
çekilmesi Türk toplumu için faydalı olacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
CELAL DİNÇER (Devamla) - Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza
sunacağım...
III.-
YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup
milletvekili ayağa kalktı)
MUHARREM İNCE (Yalova) Yoklama talep
ediyoruz.
BAŞKAN - Yoklama talebi var, yerine
getireceğim.
Sayın İnce, Sayın
Günaydın, Sayın Havutça, Sayın Çelebi, Sayın Cengiz,
Sayın Öner, Sayın Köprülü, Sayın Işık, Sayın
Güler, Sayın Öztürk, Sayın Genç, Sayın Nazlıaka, Sayın
Köktürk, Sayın Çetin, Sayın Özdemir, Sayın Karaahmetoğlu,
Sayın Moroğlu, Sayın Öz, Sayın Özgündüz, Sayın Yüksel,
Sayın Türmen.
İki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
toplantı yetersayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık
ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681,
2/786, 2/820, 2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 sıra
sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 3 üncü maddesine ikinci fıkrasından sonra
gelmek üzere aşağıdaki fıkranın eklenmesini,
diğer fıkraların teselsülünü arz ve teklif ederiz.
İdris
Naim Şahin
Ordu
İçişleri
Bakanı
3 21.07.1983 tarihli ve 2863 sayılı
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın
Başkan, İçişleri Bakanının verdiği bu önerge
Anayasaya aykırı efendim, işleme koyamazsınız.
BAŞKAN Sayın Genç, önerge bir
okunsun, lütfen.
Kültür ve Tabiat
Varlıklarını Koruma Kanununun 12 nci maddesi kapsamında il
özel idarelerince kullanılan haklar ve yetkiler ile yürütülen görevler, il
özel idaresi bulunmayan illerde Yatırım İzleme ve Koordinasyon
Başkanlığınca kullanılır ve yürütülür. Bahsedilen
kanun hükmü uyarınca toplanan taşınmaz kültür varlıklarının
korunmasına katkı payı tutarları, defterdarlıklar
bünyesinde açılan emanet hesaplarına aktarılır. Toplanan
paraların yüzde yirmilik kısmı Kültür ve Turizm Bakanlığının
öncelik vereceği projelerde kullanılır. Yıl içinde proje
karşılığı tahsis edilmeyen miktar aynı amaçla
kullanılmak üzere Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesine
aktarılır. Aktarılan bu miktarları aynı amaçla
kullanmak üzere gelecek yıl bütçesine aktarmaya Kültür ve Turizm Bakanlığı
yetkilidir.
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın
Başkan, bakın, bir şey söylüyoruz size, lütfen bizi dinleyin.
Şimdi, bu önerge Anayasaya aykırı. Biliyorsunuz bizde fonlar
kaldırıldı. Herhangi bir gelirin herhangi bir
bakanlığa tahsis edilmesi ilkesinden vazgeçildi. Anayasamıza
göre bütün gelirler bütçede toplanır, ondan sonra bütçeden
dağıtılır. Şimdi burada birtakım gelirler Turizm
Bakanlığına tahsis ediliyor, bu bir fon tesisidir. 5018
sayılı Kamu Mali Yönetim Kanununa göre, Anayasaya göre böyle bir
fon teşkili mümkün değildir. Bu, Anayasaya aykırı bir
önergedir, işleme konulmaması lazım.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Genç, tutanaklara geçti.
Sayın Komisyon önergeye
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Sayın Hükûmet
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) Katılıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum
MAHMUT TANAL (İstanbul) Sayın
Başkan, özür dilerim.
BAŞKAN Buyurun Sayın Tanal.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Şimdi,
bu bakanlıklar arasındaki bütçe aktarımıyla ilgili bizim
Anayasamızın 161, 162, 163, takdir edersiniz- orada Bakanlıklar
arasındaki bütçede eğer bir gelir artışı varsa, bu,
bir başka bakanlığa yetki verme suretiyle aktarım olamaz.
deniliyor. Yani bunun bu şekilde dile getirilmesi ve bu yetkinin Kültür
Bakanlığına verilmesi Anayasaya aykırı. Sayın
Başkanlığınızca bu hususun nazara
alınmasını istirham ediyoruz. Yani, çünkü takdir edersiniz,
eğer teklif edilen bir teklif Anayasaya aykırıysa Meclis
Başkanlığınızca resen göz önüne almanız gerekiyor.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Tanal.
Evet, gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Toplanan paraların verimli olarak
kullanılması amacıyla bu önerge verilmiştir.
BAŞKAN Evet, oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 33 sıra sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 3 üncü maddesinin
yedinci ve sekizinci fıkralarının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz
Nurettin Canikli Mehmet
Doğan Kubat Ramazan
Can
Giresun İstanbul Kırıkkale
Osman Aşkın Bak Ahmet Berat Çonkar Hilmi Bilgin
İstanbul İstanbul Sivas
Ali Şahin H. Hami
Yıldırım Yusuf
Başer
Gaziantep Burdur Yozgat
"(7) İl özel idarelerinin tüzel
kişiliğinin kaldırıldığı illerde;
a) 3213
sayılı Kanuna göre verilen maden ruhsatları için il özel
idareleri ve köylere hizmet götürme birliklerine verilen Devlet hakkı, I
(a) grubu madenler için alınan harçlar ile aynı Kanuna göre
valiliklerce yapılan I (a) grubu maden ihalelerinden elde edilen gelirler,
b)
5686 sayılı Kanuna göre verilen idare payına ilişkin
gelirler ve harçlar ile aynı Kanun gereğince valiliklerce
yapılan ihalelerden elde edilen gelirler,
c)
3213 ve 5686 sayılı Kanunlar gereğince valilik ve
kaymakamlıklarca uygulanan idari para cezaları,
ç)
3213 ve 5686 sayılı Kanunlar gereğince yapılan ihaleler nedeniyle alınan teminatlardan
elde edilen gelirler,
genel bütçeye gelir kaydedilir.
(8) Bu maddenin yedinci
fıkrası kapsamında elde edileceği tahmin edilen gelirler
esas alınarak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bütçesine
gerekli ödenek konulur. Bu ödenekler öncelikle madenin veya jeotermal ve
doğal mineralli su kaynaklarının bulunduğu yere en
yakın yerleşim yerlerinin aItyapı ve mahalli müşterek
ihtiyaçlarında kullanılmak üzere İçişleri
Bakanlığı bütçesine aktarılır. Aktarılan bu
ödenekler Yatırım İzleme ve Koordinasyon
Başkanlıkları aracılığı ile
kullanılır."
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin)
Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın
Öztürk.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin)
Şimdi, Sayın Kâtip okurken 338 sayılı yasadan bahsetti.
Oysa bize dağıtılan önerge 388 sıra sayılı.
BAŞKAN 388 sıra
sayılı, doğru. Burada da öyle yazıyor.
OKTAY VURAL (İzmir) Evet. Nasıl
338 okuyor?
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Şimdi,
ya Kâtip yanlış okudu, orada arkadaş müdahale etti
Önemli olan
bize dağıtılan bu metindir.
BAŞKAN Hayır, burada Sayın
Canikli düzeltmiş, parafı da var.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Ama,
şimdi, bakın, düzeltmesi...
OKTAY VURAL (İzmir) Ama sizde de
aynı, 388
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Sizde de
aynı.
BAŞKAN Bende de 388.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Bize
dağıtılan, düzeltilmiş hâliyle bize
dağıtılmadı, dolayısıyla burada 388 sıra
sayılı yasayı görüşmüyoruz, burada 338i görüşüyoruz.
BAŞKAN Düzeltilmiş hâliyle
dağıtılsın. Doğru, yani, burada 338 olarak
düzeltilmiş efendim.
OKTAY VURAL (İzmir)
Dağıtın, dağıtın.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Yeniden
işleme koyamazsınız Sayın Başkan, olur mu? Yani,
önerge başka, şey başka.
BAŞKAN Tamam, dağıtılsın,
okuyalım.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Sayın
Başkan, şimdi, bakın, siz bu Meclisi keyfinize göre
yönetecekseniz o ayrı bir konu.
BAŞKAN Hayır, Sayın
Öztürk, söylediğinizin aksini söylemedik ki burada.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Şimdi,
bize dağıtılan önerge madem düzeltildi ise onun bize
dağıtılması lazım.
BAŞKAN Ya, kafanızdakini
söylüyorsunuz, sizin söylediğinizin aksini söylemedik ki burada Sayın
Öztürk.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Efendim?
Efendim, efendim?
BAŞKAN Dinlemiyorsunuz ki. Sizin
söylediğinizin aksini söylemedim ki ben burada.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) E, tamam, o
zaman bunu işleme koymamanız lazım, düştü bu önerge.
BAŞKAN Tamam, yeniden
dağıtılsın diyorum. Dağıtılsın yeniden.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Efendim?
OKTAY VURAL (İzmir) Yeniden
dağıtacaklar, düzeltmeyi yeniden dağıtacaklar.
BAŞKAN Anlamıyor musunuz,
dinlemiyor musunuz, kusura kalmayın lütfen!
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Dinlemez
olur muyuz Sayın Başkan? Yani, bunlara sizin dikkat etmeniz
lazım. Kâtip arkadaşımız orada hangi hakla onu farklı
okuyor?
KÂTİP ÜYE MİNE LÖK BEYAZ
(Diyarbakır) Farklı okumuyorum ya!
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Bir kere,
tarafsız olması lazım.
BAŞKAN Hayır, kafanıza bir
şey yerleştirmişsiniz, makineli tüfek gibi onu söylüyorsunuz,
başka bir şey değil ki.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Ne
münasebet canım. Yani, siz istediğinizi yapın, yasama
faaliyetinizi
BAŞKAN Evet, siz de
aynısınız.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) O zaman
bize gerek yok Sayın Başkan, siz yapın istediğiniz gibi.
BAŞKAN Birleşime bir saat ara
veriyorum.
Kapanma Saati:
19.39
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 20.42
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ
(Diyarbakır), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
-----0-----
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 18inci Birleşiminin Altıncı
Oturumunu açıyorum.
338 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Tasarının 3üncü maddesi
üzerindeki son önergeyi yeniden okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 sıra
sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 3üncü maddesinin yedinci ve sekizinci
fıkralarının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli Mehmet Doğan Kubat Ramazan Can
Giresun İstanbul Kırıkkale
Osman Aşkın Bak Ahmet Berat Çonkar Ali Şahin
İstanbul İstanbul Gaziantep
Yusuf Başer Hilmi Bilgin H. Hami
Yıldırım
Yozgat Sivas Burdur
(7) İl özel idarelerinin tüzel
kişiliğinin kaldırıldığı illerde;
a)
3213 sayılı Kanuna göre verilen maden ruhsatları için il özel
idareleri ve köylere hizmet götürme birliklerine verilen Devlet hakkı, I
(a) grubu madenler için alınan harçlar ile aynı Kanuna göre
valiliklerce yapılan I (a) grubu maden ihalelerinden elde edilen gelirler,
b)
5686 sayılı Kanuna göre verilen idare payına ilişkin
gelirler ve harçlar ile aynı Kanun gereğince valiliklerce
yapılan ihalelerden elde edilen gelirler,
c)
3213 ve 5686 sayılı Kanunlar gereğince valilik ve
kaymakamlıklarca uygulanan idari para cezaları,
ç)
3213 ve 5686 sayılı Kanunlar gereğince yapılan ihaleler
nedeniyle alınan teminatlardan elde edilen gelirler,
genel bütçeye gelir kaydedilir.
(8) Bu maddenin yedinci fıkrası
kapsamında elde edileceği tahmin edilen gelirler esas alınarak
Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı bütçesine gerekli ödenek
konulur. Bu ödenekler öncelikle madenin veya jeotermal ve doğal mineralli
su kaynaklarının bulunduğu yere en yakın yerleşim yerlerinin
altyapı ve mahallî müşterek ihtiyaçlarında kullanılmak
üzere İçişleri Bakanlığı bütçesine
aktarılır. Aktarılan bu ödenekler Yatırım İzleme
ve Koordinasyon Başkanlıkları aracılığı ile
kullanılır.
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor
mu?
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) Katılıyoruz
Sayın Başkanım.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
Gerekçe Sayın Başkanım.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılması öngörülen
değişiklikle madencilik faaliyeti nedeniyle yolların
bozulması, köprülerin çökmesi gibi oluşabilecek hasarların
telafi edilmesi ve bazı yatırım hizmetlerinin
karşılanması suretiyle madencilik faaliyetlerinden yerelde
yaşayan vatandaşlarımızın dolaylı da olsa
yararlanması amaçlanmaktadır.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Karar yeter
sayısı Sayın Başkanım.
BAŞKAN Arayacağım.
Önergeyi oylarınıza
sunacağım, ancak karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul Edenler
Kabul Etmeyenler
Sayın
Milletvekilleri, karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati:20.44
YEDİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 20.55
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ
(Diyarbakır), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
-----0-----
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 18inci Birleşiminin Yedinci Oturumunu
açıyorum.
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli ve
arkadaşlarının önergesinin oylanmasında karar yeter
sayısı bulunamamıştı.
Şimdi önergeyi yeniden
oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı
arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar
yeter sayısı vardır, önerge kabul edilmiştir.
338 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Kabul edilen önergeler doğrultusunda
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde
kabul edilmiştir.
Yeni madde ihdasına dair önerge
vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
338 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 3. Maddesinden sonra gelmek üzere
aşağıdaki maddenin tasarı metnine eklenerek diğer
maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ederiz.
MADDE 4.- 10/7/2004 tarihli ve 5216
sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun 4. Maddesinde geçen
10.000 metre ibaresi 20.000 metre olarak, 750.000den fazla ibaresi de
200.000den fazla olarak değiştirilmiştir.
Alim Işık Mehmet Erdoğan Sadir Durmaz
Kütahya Muğla Yozgat
Hasan Hüseyin Türkoğlu Enver Erdem Özcan Yeniçeri
Osmaniye Elâzığ Ankara
Mehmet Günal Oktay Öztürk Bülent Belen
Antalya Erzurum Tekirdağ
BAŞKAN Sayın Komisyon, önergeye
salt çoğunlukla katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
MEHMET ERDOĞAN (Muğla)
Komisyonu davet etmediniz Sayın Başkan.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
Sayın Başkan, salt çoğunluk
BAŞKAN Salt çoğunluk var mı efendim? Salt
çoğunlukla katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Salt çoğunluğumuz yoktur
Sayın Başkanım, katılmıyoruz.
MEHMET ERDOĞAN (Muğla)
Sayın Başkan, Komisyonu davet etmediniz.
BAŞKAN Evet, önergeye Komisyon salt çoğunlukla
katılamadığı için
ALİM IŞIK (Kütahya) Komisyon davet edilmedi
Sayın Başkan.
BAŞKAN Efendim?
ALİM IŞIK (Kütahya)
Komisyon davet edilmedi.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Öyle bir usul
yok arkadaşlar ya. Nereden çıkarıyorsunuz bunu?
BAŞKAN Efendim, Tüzükte
Başkanlığın komisyonu davet etmesi gibi bir şey söz
konusu değil Sayın Erdoğan.
Evet, onun için, Komisyon önergeye salt
çoğunlukla katılmadığından önergeyi işlemden
kaldırıyorum.
ENVER ERDEM (Elâzığ) Komisyon
Genel Kurulda ama. Yani, Genel Kurulda olup olmadığına
bakıyorsanız Genel Kurulda var ama başka bir yerde
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) Yani dün bununla ilgili usul
tartışması yapıldı ve dün bununla ilgili Başkanın davet edeceğini
söylediniz, sabahki oturumda davet ettiniz.
BAŞKAN 4üncü madde üzerinde üç adet önerge
vardır; okutup işleme alıyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkan, bir konuyu tekraren, tutanaklara geçmesi açısından ifade
ediyorum.
BAŞKAN Buyurun.
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim, bu
4üncü madde, bölgesel yönetimlere kapı aralayan, mülki idare
kavramını ortadan kaldıran, idarenin bütünlüğünü ortadan
kaldıran bir maddedir. Dolayısıyla bu, Türkiye'nin geleceği
açısından vahim sonuçlar doğurabilecektir ve maalesef, bu
illerimizde köylerinde yaşayan vatandaşlarımızın bütün
zenginliği, bu Büyükşehir kavramı içerisine koyacağı
zenginlikler ortadan kaldırılmaktadır, yeşil kökler yok
edilmektedir.
Burada, Genel Kurulda, bu maddenin Komisyon
tarafından ya da Bakan tarafından çekilmesini, tarih huzurunda
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına arz ediyorum. Bu, tehlikeli bir
yasa maddesidir, yanlıştır, doğru değildir. Lütfen, bu
maddeyi çekiniz. Bölgesel yönetimlerle ilgili siyasi birtakım taleplere
kapı aralayacaktır. Bunu özellikle Genel Kurulun bilgilerine arz
ediyorum Milliyetçi Hareket Partisi olarak, samimi olarak bu konuda tecrübe
sahibi olan bütün arkadaşlarımızın bu maddenin kaldırılması,
geri çekilmesi konusunda Sayın Bakan ve Sayın Başkandan talepte
bulunmalarını özellikle istirham ediyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Vural.
4üncü madde üzerinde 3 adet önerge vardır, okutup
işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
"Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Malatya Milletvekili Öznur
Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu" nu ihtiva eden 338 Sıra
Sayılı tasarının 4. Maddesinde geçen
"Sınırları il mülki sınırı olan ve"
ibaresinin madde metninden çıkarılması hususunu arz ederiz.
Mehmet Erdoğan Hasan Hüseyin Türkoğlu Enver Erdem
Muğla Osmaniye Elâzığ
Alim Işık Nevzat Korkmaz Mehmet Günal
Kütahya Isparta Antalya
Sadir Durmaz
Yozgat
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
şimdi okutacağım önergeler aynı mahiyette
bulunduğundan önergeleri birlikte işleme alacağım.
Talepleri hâlinde önerge sahiplerine ayrı ayrı söz vereceğim
veya gerekçelerini okutacağım. Şimdi aynı mahiyetteki
önergeleri okutuyorum.
İkinci önergenin imza sahipleri:
Birgül Ayman Güler Muharrem Işık Mehmet S. Kesimoğlu
İzmir Erzurum Kırklareli
Ali Serindağ Celal Dinçer Namık Havutça
Gaziantep İstanbul Balıkesir
Üçüncü önergenin imza sahipleri:
Pervin Buldan İbrahim Binici Erol Dora
Iğdır Şanlıurfa Mardin
Halil Aksoy Hüsamettin Zenderlioğlu
Ağrı Bitlis
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergelere komisyon
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUHAMMER GÜLER (Mardin) - Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor
mu?
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen
Ertuğrul Kürkcü, Mersin Milletvekili.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) Sayın
Başkan, sevgili arkadaşlar; bu 4üncü maddenin tasarı metninden
çıkartılmasını istiyoruz. Aslında tasarının
kendisinin gündemden çıkartılmasını istemek de vardı
ama buraya kadar geldi.
Şimdi, bu kanun
değişikliği aslında Amerikalıların 1812de icat
ettikleri terimle Gerrymandering denilen iştir yani bir seçimi kazanmak
için seçim bölgelerini, bu seçim sistemini düzenleyen gücün istediği
şekilde toplamak, çıkartmak ve bunları sonunda irrasyonel ama
seçimi iktidardaki güce kazandıracak şekilde düzenlemektir. Adını
Massachusetts Valisi Elbridge Gerryden alır ve 1812 model bu Amerikan
işi şimdi 2012de Türkiyeye gelmiştir. Tam iki yüzyıl
sonra Amerikalıların yaptığı işi bize Adalet ve
Kalkınma Partisi Hükûmeti dayatmaktadır.
Tabii bu Gerrymandering lafı şuradan geliyor:
Gerry valinin adı, salamander da bunun sonunda seçim bölgeleri
düzenlendiğinde haritada bu bir çeşit yılankavi bir kertenkele
gibi gözüktüğü için salamanderin manderi, Gerrynin Gerrysi
Gerrymandering olmuş.
Bu şimdi bizim için uzun hikâye. Biz
bunu Türkçeleştirirsek aslında buna Tayyiplemece diyebiliriz çünkü
bu Başbakan Tayyip Erdoğanın aklından çıkan
fikirlerdir ya da eninde sonunda ona mal edilen fikirler olduğu için biz
bu Tayyiplemece sistemini istemiyoruz. Bu şekilde bir idari yerel
düzenleme yapılamaz. Amma velakin bunun tek sebebi seçim kazanmak
değil, aynı zamanda hiçbir üretken karakteri kalmış olmayan
bu sistemin ekonomiyi sermaye çıkarlarına göre yeniden düzenlemek
için inşaat merkezli bir atılım, sermaye çevrimi sistemini
aramasıyla da ilgilidir.
Dolayısıyla bu İnşaat
Ya Resulullah! diyerek yola çıkmış olan Hükûmetin kent
arazilerini satmak, yeniden satmak, yeniden satmak, emlak ve inşaata
dayalı bir iktisadi gelişme modelini de bu vesileyle kamu
kaynaklarını seferber ederek ayakta tutmak için kurduğu bir
sistemdir. Bu sistemin reddini isteriz, bu maddenin
çıkarılmasını isteriz. Aslında tasarının
kendisi tamamıyla antidemokratiktir, antiüretkendir, antihalkçıdır,
anti her şeydir. O nedenle biz bunu istemeyiz.
Bununla birlikte, bugün bu meseleler görüşülürken
burada söz alarak süregiden açlık grevleri konusunda beyanda bulunan
İnsan Hakları İnceleme Komisyonunun Alt Komisyonu Cezaevi
Komisyonu Başkanı Murat Yıldırım
arkadaşımızın buradaki beyanlarını da düzeltmek
isterim. Ben Murat Yıldırım arkadaşımızdan,
hakikaten o cezaevinde insanlarla konuşurken söylediklerini burada
söylemesini isterdim. Siz demediniz mi Murat Bey, Taleplerinizin tamamı
haklıdır, doğrudur, bunların yerine gelmesi gerekir. Niye
onları söylemiyorsunuz da aç mıydı tok muydu
Çünkü tokla
açı ayırt edemiyorsunuz. Gidiyorsunuz koğuştaki en tombul
adama geçmiş olsun demeye, hâlbuki orada açlıktan titreyen
insanları görmüyorsunuz. Çok mu iyiydiler? Bizimle konuşurken soluk
soluğa kalmıyorlar mıydı? Oturmalarını
söylediğimiz hâlde ayakta durmaya çalışıyorlardı fakat
sonunda oturmak zorunda kalmıyorlar mıydı? Bu insanların
hepsi yorgun, çökkün değil miydi? Niçin bu hakikati söylemiyorsunuz? Niye
hâlâ biz aslında bir açlık grevi var iken var mı yok mu diye
tartışıyoruz da bunun arkasındaki sebebi
tartışmıyoruz? Sebeplerin hepsinin haklı olduğunu
onlara söylediniz. Burada da gelin söyleyin haklıdır hepsinin
yüzüne karşı
MURAT YILDIRIM (Çorum) Nerede söyledim?
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Devamla) Evet bu
talepler doğrudur. Bunlara karşı çıkılamaz. dediniz,
kulağımla duydum. Niye sizin söylediğinize inanacağız
da benim söylediğime inanmayacağız? Mahmut Bey burada, o da söylesin,
Ayhan Bey yanınızda, o da söyledi. Bütün bunları söyledik.
Şimdi, o yüzden, biz kendi davranışlarımızla hayatla
ölüm arasındaki çizgide duran insanları ölüme doğru itmeyelim.
Onları iradelerinin sahiciliğini ispat için ölümü göze almaya
teşvik etmeyelim. Hayatın elinden tutalım. O yüzden de bu
taleplerin -madem ki dediğiniz gibi gerçektir, hakikidir, doğrudur-
yerine getirilmesi için Cezaevi Komisyonu olarak niçin devreye girmiyorsunuz?
Niçin 30 kere talep ettiğim hâlde İmralı Cezaevine niçin tetkike
gitmiyoruz?
orası bizim yetki
alanımızın dışında mı? Bizim gücümüz
sahasında olmayan herhangi bir cezaevi mi var Türkiye'de? Niye gitmiyoruz
oraya bakmıyoruz? Niçin, niçin denilenleri yerinde tetkik etmiyoruz? Niçin
Meclis araya girmiyor? Niçin Meclis Türkiye'nin kaderine hâkim olmuyor da iki
tane uzmanın sözüyle hareket ediyor? Çok rica ediyorum, size hiç
yakıştıramadım bu davranışı, hiç
yakıştıramadım. (BDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önerge üzerinde söz isteyen Aylin
Nazlıaka, Ankara Milletvekili.
AYLİN NAZLIAKA (Ankara) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum,.
Şimdi, öncelikle getirilen bu yasa hiç
şüphesiz Türkiye'nin idari yapısını baştan
aşağı değiştirecektir ve bu yasa cumhuriyetle
yaşıt olan bazı belde belediyelerini kapatacaktır. Yeniden,
yerinden yönetim anlayışını da ters yüz edecektir.
Değerli milletvekilleri, bu önergeyle
Anayasaya da gene bir aykırılık söz konusudur. Yani yine bir
hukuk katliamı yaşanmaktadır. Biz önergemizde: Büyükşehir
belediyesi, tıpkı Anayasanın öngördüğü gibi, büyük
yerleşim merkezleri için kurulmalıdır, iller için değil.
diyoruz ve ben bu yapılan katliamla ilgili, hukuk katliamıyla ilgili
olarak size Ankaradan da birkaç örnek vermek istiyorum, bunlardan bir tanesi
Temelliyle ilgili. Temelli, bildiğiniz gibi Ankaranın bir
çeşit cazibe merkezîdir, hatta Türkiye'nin cazibe merkezî olduğunu
bile söyleyebiliriz. Sizler Temelli Belediyesini kapatmadan önce, Temelli bugün
olduğu gibi göç veren değil göç alan bir yerdi. Temelli, Türkiye'nin
ikinci büyük organize havzasıydı. Ancak maalesef bugün
geldiğimiz noktada Temellide su şebekesi yoktur arkadaşlar.
Temelli de bağlantı yolu yoktur.
Bakın, size Ankaradan bir örnek daha
vereyim: Yine Ankaranın Polatlı ilçesine bağlı köy olan ve
daha sonra sizin mahalleye çevirip Büyükşehir Belediyesine
bağladığınız Beyobası, Bacı ve Girmeçte
hâlen kanalizasyon yoktur. Düşünebiliyor musunuz, Dünyanın 17nci
büyük ekonomisiyiz. diyoruz, dünyanın 17nci büyük ekonomisinin
Başkentinde kanalizasyonu olmayan mahallelerimiz olduğunu görüyoruz.
Sorarım size değerli
arkadaşlar: On sekiz yılda 1 metre metro yapamayan Ankara
Büyükşehir Belediyesi mi Ankaranın 170 kilometre ötesindeki
Şereflikoçhisara hizmet götürecek?
Gene sorarım size: Ankaranın
göbeğinde meydana gelen bir göçükte Kadir Selim adlı
vatandaşımızın hayatını kaybetmesine neredeyse
seyirci kalan Büyükşehir Belediyesi mi Ankaranın 165 kilometre
ötesindeki Sarıyara hizmet götürecek? Ankaranın köstebek
yuvasına dönmüş yollarını onaramayan, Ankaranın temiz
su kullanmasına imkân sağlamayan, hava kirliliğiyle ilgili
gerekli mücadeleyi veremeyen bu Büyükşehir Belediyesi mi, Allah
aşkınıza, Ankaranın uzaktaki beldelerine hizmet götürecek?
RIFAT SAİT (İzmir) İzmiri
de söyle, İzmiri. İzmir Büyükşehiri söyle. İzmirdeki
metroyu söyle!
AYLİN NAZLIKAYA (Devamla) -
İzmirle ilgili hiçbir sorunumuz yoktur.
Gelelim dün akşam, dün sabaha
karşı yaptığınıza, onu da hatırlayalım.
Dün gece yeni bir hukuk katliamı daha yaptınız, bir gece
operasyonu yaptınız ve Ankaranın Yenimahalle Belediyesine
bağlı olan bazı mahalleri aldınız Etimesguta,
aldınız Çankayaya bağladınız. Yani dün gece,
Yenimahalle Belediyesine bağlı olarak yatan vatandaşlarımız
sabah kalktığında Çankaya Belediyesine bağlıydı.
Arkadaşlar, bu nasıl bir vicdansızlıktır, bu
nasıl bir hukuksuzluktur? Hadi, anlıyoruz, birtakım oy
hesaplarıyla Ankarayı yeniden dizayn etmeye
çalışıyorsunuz, ama göreceksiniz, sizler Ankarayı bölmeye
çalışsanız da, parçalamaya çalışsanız da, Ankara
haritasını değiştirseniz de, cumhuriyetin Başkentini
alamayacaksınız, boşuna hiç uğraşmayın,
alamayacaksınız. Başkentliler size izin vermeyecek,
Başkentliler size oy vermeyecek, hiç boşuna
uğraşmayın. (CHP sıralarından alkışlar)
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) Dört
dönemdir bizde.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Zaten
bizde.
AYLİN NAZLIKAYA (Devamla) Hiç, hiç
uğraşmayın boş yere.
Şimdi, Ankara milletvekillerine
sesleniyorum: Ankara milletvekilleri, dün buradan bize haritalar gösterdiniz,
birtakım iknalarda bulunmaya çalıştınız. Biliyoruz ki
sizler gelecek nesilleri değil, gelecek seçimleri düşünerek siyaset
yapıyorsunuz. Tamam, fakat ben şunu merak ediyorum: Siz hangi yürekle
kapatılan belde belediyelerine gidip, oradaki vatandaştan oy
isteyeceksiniz? Siz hangi vicdanla mahalleye çevirdiğiniz köylere gidip
oradaki evleri ziyaret edeceksiniz?
Bakın arkadaşlar, bu yasa
otoriter bir yasadır, bu yasa dayatmacı bir yasadır, bu yasa
Recep Tayyip Erdoğanı padişah yapma yasasıdır, bu
yasa AKPye yeni rant alanı kazandırma yasasıdır. Tarih ve
millet bu yasaya olumlu oy veren siz AKPli milletvekillerini asla ve asla
unutmayacaktır, bu böyle biline.
Ve son söz; keşke Başbakanın
aklınıza vurduğu prangayı kopartıp atabilseniz,
keşke Başbakanın yüreğinize, vicdanınıza
koyduğu ipoteği kaldırabilseniz, hayatınızda bir kez
hakça, sağduyulu, akıllıca davranabilseniz.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Karar yeter
sayısı istiyoruz.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki
önergeleri oylarınıza sunacağım
III.-
YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup
milletvekili ayağa kalktı)
MUHARREM İNCE (Yalova) Yoklama
istiyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Yoklama talebi vardır,
yerine getireceğim.
Sayın İnce, Sayın
Nazlıaka, Sayın Dinçer, Sayın Ayman, Sayın Havutça,
Sayı Öztürk, Sayın Canalioğlu, Sayın Işık,
Sayın Seçer, Sayın Genç, Sayın Köprülü, Sayın Ağbaba,
Sayın Kaleli, Sayın Güven, Sayın Çıray, Sayın Yüksel,
Sayın Düzgün, Sayın Yıldız, Sayın Dibek, Sayın
Demirkol
İki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık
ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681,
2/786, 2/820, 2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN - Aynı mahiyetteki
önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya Milletvekili
Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe
Nedret Akovanın; Aydın Milletvekili Ali Uzunırmakın;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belenin; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanalın; Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve 14 Milletvekilinin
Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri Komisyonu Raporu nu
ihtiva eden 338 Sıra Sayılı tasarının 4. Maddesinde
geçen Sınırları il mülki sınırı olan ve
ibaresinin madde metninden çıkarılması hususunu arz ederiz.
S. Nevzat Korkmaz
(Isparta) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor
mu?
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen
Nevzat Korkmaz, Isparta Milletvekili.
Buyurun. (MHP sıralarından
alkışlar)
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz tasarının
4üncü maddesine Milliyetçi Hareket Partisinin verdiği
değişiklik önergesi üzerinde söz aldım. Yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bu
önergemizle, 5216 sayılı Büyükşehir Kanununda tarif edilen
büyükşehir tanımının değiştirilmesine ve
büyükşehir sınırlarının il mülki
sınırları olmasına itiraz ediyoruz. Diyoruz ki
arkadaşlar, bu tanımı bozmayın. Aslında diyoruz ki:
Türkiye Cumhuriyetinin iki yüz yıldır devam edegelen idari sistemini
bozmayın. Bölgesel yönetimlere kapı aralamayın, üniter
yapıyı tahrip etmeyin. İdari sistemimiz vücut bulurken ne
savaşlar ne isyanlar, ayaklanmalar ne buhranlar ne siyasal iktidarlar
görmüştür. Hatta 2 tane de devlet görmüştür. Bu kadar tecrübe, bu
kadar gelip geçen yılların imbiğinden süzülmüş yaşanmışlıklar
var. Bunları görmezlikten gelip, elinizin tersiyle devletin
hafızasını yok edip sanki devlet yönetimi yazboz
oyunuymuş gibi ne idiğü belli olmayan ve dünyada da bir örneği
bulunmayan ucube bir sistem getiriyorsunuz. Kendi grubunuzun bile kafası
karışık Olsun, Sayın Erdoğan hazretleri istiyor, o
istiyorsa doğru yanlış önemli değil tiz yerine getirilecek
ve tiz bu yasa çıkarılacak.
Değerli
milletvekilleri, Anayasamızda büyükşehir yönetimi gibi özel bir
yönetim biçimi var. Zaten Milliyetçi Hareket Partisi büyükşehir
kurulmasın demiyor. İhtiyaç varsa 13 değil 33 tane kuralım,
belde belediyelerine, kırsala daha çok kaynak aktaralım. Ama
değerli arkadaşlar, dünyanın hiçbir parlamenter demokrasisinde
il mülki sınırlarıyla büyükşehir
sınırlarının örtüştüğü bir büyükşehir
belediyecilik modeli yok. Evet, iki kademeli belediyecilik var. Evet, merkez
ilçe sınırlarında kurulan metropol belediyecilik var ama eyalet
yönetimi benzeri bir belediyecilik anlayışı sadece Amerikada,
Almanyada yanılmıyorsam 3-4 tane kentte var, zaten onlar da eyalet.
Değerli milletvekilleri, İstanbul ve Kocaeli için de
söylediğimiz şudur: Bu illerin durumu diğer illerden
farklı, yüz ölçümleri küçük, kırsal alan ile şehir merkezleri
birbiri içine girmiş, köyleri kalmamış; bu yüzden ne 2008de ne
de bugün bu 2 şehir için hiçbir itirazımız
olmamıştır. Sadece bu yasa için demiyorum, diğerlerinde de
hizmet gerekleri gerektiriyorsa hiçbir zaman aleyhte olmadık hatta
destekledik ama Konya 39 bin kilometrekare toprak büyüklüğü olarak
Kocaelinin 10, İstanbulun 8 katı. Antalyanın bir ucundan
diğerine mesafesi 600 kilometre. Mersinin ilçesi Anamurdan il merkezîne
dört ila dört buçuk saatte gidiyorsunuz. Şehir merkezînin kenar
mahallelerine dahi hizmet götürülemez iken, çarpık ve hukuksuz
kentleşmenin önüne geçilemez iken şimdi Dağları,
taşları imar edeceğim. diye bir kuyruklu aldatmacayla ortaya
çıkıyorsunuz. Sanki şehirlerde her şeyi
yapmışsınız da kırsal kalmış. Şehirleri
kalkındırmışlar da büyükşehir belediye
başkanları, şimdi köyleri, kasabaları istiyorlar.
Efendim, gayet iyi biliyorsunuz ki bu
tasarının asıl gerekçesi hizmet gerekleri falan değil,
Osloda verilen sözler. Bakın, Osloda ne diyor Başbakanın özel temsilcisi?
Kime? PKKnın Avrupa temsilcisine.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Sen orada
mıydın ya Nevzat?
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) Yetkiler
önce valiliklere, sonra da belediyelere devredilecek. diye. Belediyelere
bırakılacak da ne olacak? Merkezî idare etkisizleştirilecek,
merkezî idare geri çekilecek. Terörün azdığı, her gün 3-5 can
aldığı bugünlerde yapıyorsunuz bu
değişikliği değerli arkadaşlar.
Bir taraftan, Terör polisiye tedbirlerle
önlenemez. derken
Doğrudur, polisiye tedbirlerle önlenemez sadece,
ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel tedbirleri de almak lazım ama bu
tedbirleri kim alacak, kim uygulayacak? Belediye başkanları mı?
Yani Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanının bir
taraftan özerklik isterken diğer taraftan terörü besleyen kaynakların
ortadan kaldırılması için belediye yetkilerini
kullanmasını mı bekliyorsunuz? Şayet, bu gaflet uykusu
değil ise en iyimser nitelendirmeyle saflığın
daniskasıdır.
İl mülki
sınırlarının büyükşehir sınırları
yapılmasını ülke güvenliği açısından, hizmetlerin
en ücra köşelere kadar götürülmesi açısından sakıncalı
bulduğumuzu ve bu düzenlemeden vazgeçip bu kanun tasarısını
bir an önce geri çekmenizi istiyor, saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri, birleşime
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 21.23
SEKİZİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 21.31
BAŞKAN:Başkan Vekili Sadık YAKUT (Kayseri)
KÂTİP ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır),Muhammet
Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 18inci Birleşiminin Sekizinci Oturumunu
açıyorum.
338 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Sayın milletvekilleri,
tasarının 4üncü maddesinin oylamasının açık oylama
şeklinde yapılmasına dair bir önerge var. Önergeyi okutup imza
sahiplerini aratacağım.
TBMM Başkanlığına,
338 Sıra Sayılı kanun
tasarısının 4. maddesinin açık oylama ile
oylanmasını arz ederiz.
BAŞKAN - Alim Işık? Burada.
Oktay Vural? Burada.
Sadir Durmaz? Burada.
Nevzat Korkmaz? Burada.
Mehmet Erdoğan? Burada.
Cemalettin Şimşek? Burada.
Ali Torlak? Burada.
Bülent Belen? Burada.
Enver Erdem? Burada.
Zühal Topcu? Burada.
Oktay Öztürk? Burada.
Sümer Oral? Burada.
Seyfettin Yılmaz? Burada.
Emin Çınar? Burada.
Yusuf Halaçoğlu? Burada.
Mustafa Kalaycı? Burada.
Emin Haluk Ayhan? Burada.
Celal Adan? Burada.
Necati Özensoy? Burada.
Ali Halaman? Burada.
Evet, açık oylama şekli hakkında
Genel Kurulun kararını alacağım.
Açık oylamanın elektronik oylama
cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
İki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama
yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
338 sıra sayılı Kanun Tasarısının 4üncü
maddesinin açık oylama sonucu:
Oy sayısı: 277
Kabul: 217
Ret: 60
(×)
Kâtip Üye Kâtip Üye
Mine Lök Beyaz Muhammet Rıza
Yalçınkaya
Diyarbakır Bartın
Böylece madde kabul edilmiştir.
5inci madde üzerinde üç adet önerge vardır, okutup
işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
338 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının 5. Maddesinin 5216 sayılı Kanunun 4.
Maddesindeki 750.000den fazla olan kısmının 500.000den fazla
olan şeklinde değiştirilmesi hususunu arz ederiz.
Altan Tan İdris Baluken Ertuğrul Kürkcü
Diyarbakır Bingöl Mersin
Nazmi Gür Hüsamettin Zenderlioğlu Levent Tüzel
Van Bitlis İstanbul
Erol
Dora
Mardin
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
"Büyükşehir
Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin;
Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Malatya Milletvekili Öznur Çalık
ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporunu" ihtiva eden 338 Sıra
Sayılı tasarının 5. Maddesiyle değiştirilen 5216
Sayılı Kanunun 4üncü maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ederiz.
Mehmet Erdoğan Hasan Hüseyin Türkoğlu Enver Erdem
Muğla Osmaniye Elâzığ
Alim Işık Sadir Durmaz Nevzat Korkmaz
Kütahya Yozgat Isparta
"MADDE 4- Toplam
nüfusu 200.000'den fazla olan illerin il belediyeleri kanunla büyükşehir
belediyesine dönüştürülebilir."
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 sıra sayılı
kanun tasarısının 5. maddesinin Anayasaya aykırı
olması nedeniyle metinden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Birgül Ayman Güler Muharrem Işık Namık Havutça
İzmir Erzincan Balıkesir
Dilek Akagün Yılmaz Mehmet S. Kesimoğlu Aylin Nazlıaka
Uşak Kırklareli
Ankara
Ali
Serindağ Celal
Dinçer
Gaziantep
İstanbul
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkan, bu önergelerin müzakerelerine başlamadan önce
Bu bir kanun. Şimdi, bu kanunda
deniyor ki: 750 binden fazla olan illerin il belediyeleri kanunla
büyükşehir belediyesine dönüştürülebilir. Yani bir kanunla bir
diğer kanunu
Yani bir kanun çıkarttık biz, 500 bine indirdik;
yapamaz mıyız?Yani Kanunla
değiştirilebilir demek, sanki bunun bir üst hukuk normuymuş gibi
ortaya konduğu
Kanunların kanunlara üstünlüğü yoktur.
Dolayısıyla bu konuda egemenliği bir kanunla
sınırlandıran ve kanunla düzenlenmesine amir bir hususun kanunda
yer alması kadar saçma bir şey olmaz.
KAMER GENÇ (Tunceli) Bu Anayasa değil ki.
OKTAY VURAL (İzmir) - Yani Anayasa değil bu,
Kanunla düzenlenebilir diyor 750 bine. 700 bini düzenledik, ne
yapacağız? Çıkarttık bir kanun, ne olacak? Yani bu zaten
kanun, o da kanun.
BAŞKAN Redaksiyon yetkisi verelim efendim.
OKTAY VURAL (İzmir) Bilemiyorum yani bununla
ilgili gerçekten bir düzenleme
Teşekkür ederim Sayın Başkan
gerçekten.
KAMER GENÇ (Tunceli) Geri çeksinler geri, maddeden
çıkarın bunu.
OKTAY VURAL (İzmir) Gerek yok aslında,
kanunla zaten düzenleyebiliriz çünkü bunlar zaten düzenlenmiştir,
büyükşehir oldu zaten.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Şöyle,
5216da başka gerekçeler de var, başka kriterler de var. Bu sadece
OKTAY VURAL (İzmir) Ama kanunların kanuna
üstünlüğü yok.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Doğru
onda haklısınız ama Oktay Bey nedeni sadece bu. Diğer
Büyükşehir Kanununda coğrafya kriteri, başka kriterler de var.
Ona takılı kalmadan sadece
Nüfusa demek yeterli.
OKTAY VURAL (İzmir) 250 bini aşan kurulur.
deyin, Büyükşehir belediyesi olur. deyin. Tekrar kanuna niye gerek var?
BAŞKAN Evet Sayın Vural, önce Komisyonun bir
açıklamasını isteyelim. Fakat buradaki kastedilen konu, toplam
nüfusu 750 binden fazla olan iller İl Belediyeleri Kanunuyla
büyükşehir belediyesine dönüştürülebilir. Yani 750 bin nüfusu
geçenler için kastediyor.
OKTAY VURAL (İzmir) 700 bini yapamaz
mıyız biz?
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Bir kanun
çıkartıp 500 bin yapamaz mıyız?
BAŞKAN Ama büyükşehir belediyesi
yapılması için
OKTAY VURAL (İzmir) Çıkarttık kanunu
Sayın Başkan, 700 bin dedik, Ordu ilini büyükşehir
yapıyoruz. dedik. 700 bin olduğu için saymayız. mı
diyecekler?
BAŞKAN Buradaki 750 rakamı 700e indirilirse
tabiî ki olabilir.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Sayın
Başkan, bir izahta bulunabilir miyim?
BAŞKAN Buyurun.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Şimdi,
Büyükşehir Belediyesi Kanununun 4üncü maddesine göre büyükşehir
kurulabilmesi için nüfusun dışında başka birtakım
kriterler getiriliyor ve buna göre Bakanlar Kurulu kararıyla
kurulabiliyor. Dolayısıyla bu kanun, eğer kanunla kurulur
hükmü olmaz ise 750 bini aştığı zaman Bakanlar Kurulu
kararıyla kurulabilir. anlamına geliyor.
OKTAY VURAL (İzmir) Kurulsun.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
Bunu sınırlandırmak için kanunla kurulması zorunluluğu
getiriliyor.
OKTAY VURAL (İzmir) Niye
sınırlandırıyorsunuz? 750 bin nüfusu
Kriterler uyuyorsa
yapın.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
Hayır ama bakın, 4üncü maddede sadece nüfus kriteri getirdiğiniz
zaman, diğer şartları aramadan Bakanlar Kurulu kararıyla
kurulabiliyor. Dolayısıyla, bu ifade doğru Sayın
Başkan. Eksiklik ya da boşluk olur.
OKTAY VURAL (İzmir) Kanun kanunu
sınırlandıramaz.
BAŞKAN Evet, Sayın Başkan,
bir açıklama yapacaksınız.
Buyurun.
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Sayın Başkanım, 5216
sayılı Kanunun 4üncü maddesi Belediye sınırları
içindeki ve bu sınırlara en fazla 10.000 metre uzaklıktaki
yerleşim birimlerinin son nüfus sayımına göre toplam nüfusu
750.000den fazla olan il belediyeleri, fizikî yerleşim durumları ve
ekonomik gelişmişlik düzeyleri de dikkate alınarak, kanunla
büyükşehir belediyesine dönüştürülebilir. gibi bir rakamı
getiriyordu. Mevcut Kanun, il toplamındaki 750 bin sayısını
esas almakla beraber, 4üncü maddede zikredilen fiziki yerleşim durumu ve
ekonomik gelişmişlik düzeylerini de dikkate almayan yeni bir
düzenleme şeklinde yapılmıştır.
OKTAY VURAL (İzmir) Evet, bu
durumda
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Ve bundan sonra da toplam nüfusu 750 bini
geçecek olanlarla ilgili kanuni bir düzenlemenin yapılmasına imkân
sağlamıştır.
Komisyon olarak görüşümüz
OKTAY VURAL (İzmir) O zaman Nurettin Beyin dediği
doğru değil. Diğer kriterler aranıyor. diye bir şey
yok, kaldırılmış.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
Bakanlar Kurulu kararıyla kuruluyor.
OKTAY VURAL (İzmir) Ama
kaldırılmış, sadece nüfus kriteri gelmiş.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
Ama eğer bunu koymazsanız
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Sayın
Başkan
BAŞKAN Evet Sayın Öztürk
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Sayın
Başkanım
KAMER GENÇ (Tunceli) Ya, Sayın
Başkan, en cahil bir adam bile bunun bir Anayasa düzenlemesi şeklinde
geldiğini anlar.
OKTAY VURAL (İzmir) Nurettin Bey,
sizin dediğiniz şeyler aranmıyor artık.
BAŞKAN Bir saniye
Buyurun Sayın Öztürk.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Sayın
Başkanım, bu kanun maddesi, bir Anayasa maddesi değil. Bence
böyle bir Anayasa maddesiymiş gibi
KAMER GENÇ (Tunceli) Sanki Anayasa
maddesi. Öyle bir şey olur mu ya?
BAŞKAN Yok canım, ilgisi yok.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Yani il
belediyelerinin büyükşehir belediyesine dönüştürülüp
dönüştürülmeyeceğinin kanunla düzenleneceğini belirtiyor. Zaten,
neyin kanunla düzenleneceği neyin düzenlenmeyeceği Anayasa'da
bellidir. Dolayısıyla, bir kanunla başka bir kanun zaten
sınırlanamaz. O yönden baktığımızda da Sayın
Caniklinin söyledikleri doğru değil yani burada çok gereksiz bir
madde bu, çok gereksiz bir düzenleme. Kanun hükmünde kararnameyi de
sınırlayamazsınız kanunla yani zaten kanun çıkacaksa
çıkar, Meclis çıkartır bir kanunu.
KAMER GENÇ (Tunceli) Ya, kanun 1
milyonluk nüfusu büyükşehir yapamaz mı yani? Veyahut da 500 binlik
nüfusu büyükşehir yapamaz mı? Böyle bir şey olur mu yani? Ya,
bunu aptallar düzenlemişler herhâlde!
BAŞKAN Evet, Sayın Başkanın
açıklamalarıyla birlikte 5inci madde üzerindeki önergelere
geçiyorum, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 sıra
sayılı kanun tasarısının 5. maddesinin Anayasaya
aykırı olması nedeniyle metinden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Birgül
Ayman Güler (İzmir) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor
mu?
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkan, ne oldu o konu? Birdenbire önergeler
BAŞKAN Sayın Başkan
açıklamayı yaptı. Herhangi bir mahzuru olmadığı
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Ne
yaptı Sayın Başkan açıklama?
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim,
gerçekten şey yapamadık.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Sayın
Başkan, biz size bir şey söyledik.
BAŞKAN Ama kendi aranızda
Tekrar etsin isterseniz Sayın Başkan.
OKTAY VURAL (İzmir) Gerçekten kusura
bakmayın ama
BAŞKAN Sayın Başkan,
buyurun biraz önceki konuyla ilgili.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Efendim, bir
beş dakika ara verin de izah etsin.
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Sayın Başkanım tekrar arz
edeyim müsaade ederseniz.
5216 sayılı Kanunun mevcut
4üncü maddesi Büyükşehir belediye sınırları içindeki ve
bu sınırlara en fazla 10.000 metre uzaklıktaki yerleşim
birimlerinin son nüfus sayımına göre toplam nüfusu 750.000den fazla
olan il belediyeleri, fizikî yerleşim durumları ve ekonomik
gelişmişlik düzeyleri de dikkate alınarak kanunla
büyükşehir belediyesine dönüştürülebilir. diyor, kanunla.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Evet.
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Şimdi, aynı düzenleme ekonomik
gelişmişlik ve fiziki yerleşim durumu kriterleri dikkate
alınmaksızın ve yerleşim yerinin merkezî itibarıyla
değil, il toplamının 750 bin olması hâlinde yine kanunla
yapılabileceğini öngörüyordu.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Zaten
kanunla yapılır Sayın Başkan.
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Müsaade eder misiniz.
Anayasanın 127nci maddesinde de
büyük yerleşim merkezlerinin kanunla düzenlenebileceği ilkesinden
hareketle böyle bir düzenlemenin yapılmış olduğunu
düşünüyoruz.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Anayasada
doğru.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Sayın
Başkan
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkan, 700 bin nüfuslu bir yeri büyükşehir belediyesine
dönüştürebilir miyiz, dönüştüremez miyiz?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Sayın Başkanım, eğer
toplam nüfusu 750 bin değilse dönüştürülemez.
OKTAY VURAL (İzmir) Neye göre?
Olabilir mi böyle bir şey, mümkün mü?
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Ya, kanun
çıkartırım.
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Efendim, siz 750 bin kriterini başka
bir kanunla değiştirirseniz, elbette ki kurulabilir.
OKTAY VURAL (İzmir) Hayır
efendim, olur mu öyle şey ya.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Yeni bir
kanun çıkartırım.
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Efendim, kanun koyucu şu anda 750
bin kriterini öngörüyor.
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim, bizde
yok.
Sayın Başkan, bu bir temel
kanun gibi kavram yok bizde, temel kanun adı altında bir çerçeve
kanun yok. Bununla ilgili, Kamu Yönetimi Temel Kanunuyla ilgili şey zaten
iptal edildi.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Bu zaten
kendisi kanun.
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Ama bakın dönüştürülebilir
diyor. Yani bir üst norm olsa, bir mecburiyet veya bir otomatik düzenleme gibi
algılamak lazım.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Şimdi,
Sayın Başkan
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul)
Sayın Başkan, 750 bin demenize gerek yok. Aksi takdirde kendinizi
sınırlıyorsunuz. Daha başka yerleri yapamazsınız.
Efendim, 750 bin
Bunları yaptık. dersiniz, sorun biter.
OKTAY VURAL (İzmir) Bunları
yaptık. dersiniz ya, Bunları yaptık.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) Yürütme
de Bu iller büyükşehirdir
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Ben, müsaade ederseniz, bundan sonra da
il toplam nüfusunun 750 bini geçen yerlerde
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul)
olabilmesi için
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) -
böyle bir kanunla yeni bir düzenlemenin yapılmasına cevaz
veren bir kanun olarak değerlendiriyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Zaten
yapabiliyor
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin)
Yazmasanız da var zaten o.
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim, bunun
düzenlenmesi gerekir gerçekten.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) Hükûmet
kendisini bağlıyor
OKTAY VURAL (İzmir) Bir kanun bir
diğer kanunu sınırlandıramaz. Çerçeve kanun yok, temel
kanun diye bir kavram yok. Bence bunu Sayın Başkanım, yeniden
BAŞKAN Ama Sayın Vural, bak,
mevcut yürürlükteki 5216
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Ama Anayasadaki hükümden dolayı.
Arz ediyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN Şimdi, mevcut
yürürlükteki 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Yasasının
4üncü maddesini okuyalım: Belediye sınırları içindeki ve
bu sınırlara en fazla 10.000 metre uzaklıktaki yerleşim
birimlerinin son nüfus sayımına göre toplam nüfusu 750.000'den fazla
olan il belediyeleri, fizikî
yerleşim durumları ve ekonomik gelişmişlik düzeyleri de
dikkate alınarak, kanunla büyükşehir belediyesine
dönüştürülebilir. Mevcut yasadaki bu.
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) İlçe
belediyesi var 800 bin nüfuslu
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim, yani bu
böyle düzenlenmiş olabilir ama Kanunla düzenlenebilir. Sizce böyle bir
tabir olur mu? Yani 700 bini çıkarttık
BAŞKAN - Kriter koymuş, kriterini belirliyor
OKTAY VURAL (İzmir)
700 bin yaptık. Mesela,
Sayın Şahin dedi ki: Ben Ordunun büyükşehir olmasını
istiyorum. Kriterler de yok zaten, yerleşim durumuyla ilgili filan da
yok. 700 bin
10 bin nüfus mu eksikti Ordunun?
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) 30 bin.
OKTAY VURAL (İzmir) 30 bin mi? Yaptık,
destek vereceğiz. dedik. Efendim, 750 bin, olmaz. Ya biz burada
kaldırdık parmaklarımızı, olacak Ordu. dedik, ne
olacak?
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Olur.
OKTAY VURAL (İzmir) Olur. Olur işte diyoruz
yani olmaz diye bir şey yok.
BAŞKAN Buradaki kriteri 700 bine indirirseniz olur
tabii, yasadaki kriteri 700 bine indirirseniz olur.
OKTAY VURAL (İzmir) Yani Sayın Bakan herhâlde
bu kadar sözden sonra Ordunun büyükşehir olması için bir bakan
imzası
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Sayın Başkan,
bunu düzeltsinler yani. Bunu siz de anladınız aslında,
Sayın Canikli de anladı yani niye açıklama yapmaya geliyor? Bunu
düzetsinler.
BAŞKAN Efendim?
OKTAY VURAL (İzmir) Düzeltilemez mi Sayın
Başkan? Bir düzeltme imkânı yok mu acaba?
BAŞKAN Hayır, neyini düzeltecek,
anlaşılır gibi değil.
OKTAY VURAL (İzmir) Yani mümkün mü?
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Yani bunun düzeltilmesi
lazım.
ALTAN TAN (Diyarbakır) Düzeltilmesi lazım.
BAŞKAN Evet, konu
anlaşılmıştır efendim.
Sayın Komisyon
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Sayın Başkanım, mevcut
düzenlemenin ben uygun olduğu konusundaki görüşümü arz ettim. Esas
düzenleme 5216daki düzenlemeye sadık kalınarak sadece bir kriter
değişikliği getirilmiş ve prosedür muhafaza edilmiştir
şeklinde düşünüyorum. Arz ediyorum.
BAŞKAN Son okuttuğumuz önergeye
katılıyor musunuz efendim?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Sayın Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS
NAİM ŞAHİN (Ordu) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Evet, önerge üzerinde söz isteyen?
Yalova Milletvekili Sayın Muharrem İnce,
buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
MUHARREM İNCE (Yalova) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın milletvekilleri hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu yasada insan yok, bu yasada refah yok, hukuk yok,
mutluluk yok, demokrasi yok, zekâ yok ama kurnazlık var. Bu yasada rant
var, bu yasada gizli emeller var. 7 maddeyle Komisyona geliyor, 39 madde
oluyor. Bu yasada korku var korku. 86da ara seçimde milletvekili olamadı
Recep Tayyip Erdoğan, 89da Beyoğlu Belediye Başkanı
olamadı, 91de tercihli sistemde milletvekili olamadı, eski günlerine
dönme korkusu var.
Bakın İzmirde bunu denediniz,
yaptınız, ne oldu? Başarılı olabildiniz mi
İzmirde? Olamadınız. Şimdi, cetvelle sınır
çizmek, Afrika ülkeleri gibi. Dürüstlük yok bunun içinde. Ne yazık ki,
hani bugünlerde çok konuşuyoruz ya gizli tanık, gizli emeller var
bunun içinde.
Gizli tanıkla ilgili de bir şey
söylememe izin verin: Söyle bana gizli tanığını, sana kim
olduğunu söyleyeyim diyorlar zaten.
Şimdi değerli
arkadaşlarım, sandıkta olmazsa savcıyla almak istiyorsunuz,
savcıyla da alamazsanız kanunla almak istiyorsunuz. Bu bir Oslo
yasasıdır. Anayasaya uygun değildir ama Osloya uygun bir
yasadır bu. 1.582 belde, 16.082 köy tüzel kişiliğini yok
ediyorsunuz. Belediyeleri, köyleri, il özel idarelerini yok ederek reform
yaptığınızı söylüyorsunuz. Yani, fabrika kapatarak
sanayi reformu, okul kapatarak eğitim reformu, hastane kapatarak
sağlık reformu yapan tek parti sizsiniz.
Tasarruf yapmak için diyorsunuz,
tasarruf. Ya böyle bir şey olabilir mi! Tasarruf yapmak için belediye
kapatıyorsunuz, Başbakanın 7 tane uçağı var, 7 uçağı!
ALİM IŞIK (Kütahya)
Büyükşehir Ankara, Melih Gökçekten tasarruf yapsın!
MUHARREM İNCE (Devamla) 7 uçaktan
bir vazgeçin önce. Başkanlık sarayı yapmaya
çalışıyorsunuz, 7 uçakla saltanat kuruyorsunuz, sonra
tasarruftan söz ediyorsunuz.
Bu yasa bir rant yasasıdır, çünkü
köy tüzel kişiliklerinin arazilerine göz dikmiş
durumdasınız.
Saman ithal eden, Angustan kurban kesen bir
iktidarın tarımla ilgili mantığı da ancak zaten böyle
olur.
Demokrasiden söz ediyorsunuz, millî
iradeden söz ediyorsunuz; millete sordunuz mu bunları? Mahallenin
bağlı olduğu belediyeyi değiştirirken halka sordunuz
mu?
Bu yasayı ayak oyunlarıyla
belediyeleri gasbetme olarak kullanıyorsunuz. Kırşehiri ilçe
yapan kafa işte bu kafadır. Eli kolu bağlı belediye ister
misiniz? diyen kafa işte bu kafadır. Kırşehiri oy vermedi
diye ilçe yapan kafayla, 89da gazetelere çarşaf çarşaf ilan veren
Özal kafası işte bu kafadır, Eli kolu bağlı belediye
istiyor musunuz diye.
Değerli arkadaşlarım,
seçimin kuralını tek başına belirleyebilirsiniz, Oslo
sözünüzü yerine getirebilirsiniz ama sandıkta
kalacağınızı hiçbir şekilde unutmayınız.
ALTAN TAN (Diyarbakır) Valiler
seçimle gelecekti Osloya göre. Gelmedi.
MUHARREM İNCE (Devamla) - Size
şunu söyleyeceğim: Bu yasa bir İdris Naim Ağa
yasasıdır! Niye ağa dedin? demeyin çünkü bir sene 52 bin
liraya ağa oldu, ikinci sene 53 bin liraya ağa oldu, sonra da
ağalık beratını kimden aldı biliyor musunuz? 11
ihalenin 8ini kendi kardeşine usulsüz veren belediye başkanından
aldı.
Bu yasada demokrasi yok, hukuk yok, bu
yasada rant var. İstanbulla
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) Boyundan büyük yalan
söyleme. Utan biraz, utan!
MUHARREM İNCE (Devamla) Sen utan
biraz, sen utan! Sende biraz utanma olsa yüzün kızarırdı zaten.
BAŞKAN Lütfen sayın
milletvekilleri.
MUHARREM İNCE (Devamla) Sen utan
biraz.
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) Terbiyesizlik etme orada!
MUHARREM İNCE (Devamla) Terbiyesiz
sensin! Terbiyesiz sensin! Terbiyesiz sensin!
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) İspat et.
MUHARREM İNCE (Devamla) Neyi ispat
Soru önergesine verdiğin cevap orada. 11 İhaleyi kardeşinin
şirketine verdi mi, vermedi mi?
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) Hangi kardeş?
İspat edemezsen ahlaksızsın!
MUHARREM İNCE (Devamla) Ben ispat
ederim. İspat edemeyen şerefsizdir!
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) Aynen öyle.
MUHARREM İNCE (Devamla) Ben ispat
ederim. Verdi mi, vermedi mi? Soru önergesine verdiğin cevabı unuttun
galiba.
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) Hangi kardeşim? Kim
benim kardeşim?
MUHARREM İNCE (Devamla) O bir
ağa yasasıdır dedim. 11 ihale, 8inde şaibe var mı yok
mu? Ben bunları iddialı konuşuyorum. İspat et. diyor.
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) Önce belgeni koy sonra hükmünü
ver adamsan!
MUHARREM İNCE (Devamla) Geleceksin
buraya, açıklayacaksın onları. Daha seninle işimiz bitmedi
merak etme.
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) Yeni başladı.
MUHARREM İNCE (Devamla) Daha seninle
işimiz bitmedi. (CHP sıralarından alkışlar)
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) Bugün başladı.
MUHARREM İNCE (Devamla) Sen devleti
gönder, sen polisi gönder. Gönder peşimize, gönder.
Telefonlarımızı dinle, takip et bizi. Merak etme, mangal gibi
yüreğimiz var bizim.
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) Ama kül dolu!
MUHARREM İNCE (Devamla) Kalbimizde
imanımız var, mangal gibi de yüreğimiz var. (CHP
sıralarından alkışlar)
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) İçi kül dolu!
MUHARREM İNCE (Yalova) Seninle
işimiz bitmedi daha.
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) Sen şarlatansın,
terbiyesiz!
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunacağım: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
MUHARREM İNCE (Yalova) Biz senin
polis memurun değiliz. Biz senin maraban da değiliz, polis memurun da
değiliz.
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) Sen ancak
şarlatansın!
MUHARREM İNCE (Yalova) Biz
milletvekiliyiz burada.
BAŞKAN Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu
MUHARREM İNCE (Yalova) Ona gaz
sıkmana gerek yok, üç dakikada ağzını da kuruturum,
gözlerini de yaşartırım zaten.
ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in; İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve 14
Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri
Komisyonu Raporunu ihtiva eden 338 Sıra Sayılı
tasarının
MUHARREM İNCE (Yalova) Elinden
geleni ardına koyma, ne istiyorsan öyle yap, istediğini yap.
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) Merak etme!
MUHARREM İNCE (Yalova) Merak etme
diyor bak! Ne yaparsın?
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) Merak etme, rahat ol demek.
5. Maddesiyle değiştirilen 5216 Sayılı
Kanunun 4üncü maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ederiz.
Enver Erdem (Elâzığ) ve arkadaşları
MUHARREM İNCE (Yalova) Ne
yaparsın, polisleri mi gönderirsin? Ne yaparsın? (AK PARTİ
sıralarından Bağırma sesleri)
Sayın Başkan, oradan diyor ki:
Merak etme, görürsün. diyor. Oradan öyle diyor. Merak etme, görürsün diyor.
BAŞKAN Lütfen
Lütfen oturun.
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) Merak etme, görürsün.
demedim.
MUHARREM İNCE (Yalova)
Delikanlı olacaksın, tek başına geleceksin! Öyle, devletin
polisleriyle gelmeyeceksin!
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) Geç bunları geç!
MUHARREM İNCE (Yalova) Gelsene o
zaman yüreğin varsa!
BAŞKAN Sayın İnce, lütfen
oturunuz yerinize.
MUHARREM İNCE (Yalova) Nerede sende
o yürek? Devletin polisini kullanma, kendin gel yüreğin varsa.
BAŞKAN Sayın İnce, lütfen
MUHARREM İNCE (Yalova) O gariban
çocukları üstümüze salma.
BAŞKAN Sayın Komisyon, önergeye
katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas)
Şu ele kola bak! Eline koluna bir sahip ol sahip Sayın Bakan.
Bedenine birazcık sahip ol! Diline
değil de bedenine sahip ol: Ne, bu yahu! Tavır mı Allah
aşkına. Sakin ol birazcık, sakin.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen,
Enver Erdem, Elâzığ Milletvekili. (MHP sıralarından
alkışlar)
ENVER ERDEM (Elâzığ)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, 338 sıra
sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 5inci maddesi üzerinde söz almış
bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bu düzenleme
milletimizin sorunlarının çözülmesine yönelik, idari sistemimizin
eksiklikleri ve sıkıntılarını gidermeye yönelik bir
düzenleme değildir. Bu düzenleme, bölgesel gelişmelere paralel olarak
ülkemizin ihtiyaçları göz ardı edilerek, Arap Baharının
Türkiyede uygulanmasının bir değişik versiyonu olarak
gündeme getirilmiş, AK PARTİ Grubuna verilen emir doğrultusunda
bugün Genel Kurula indirilmiş bir yasadır. Maalesef bu yasa,
değerli Hocamız, Birgül Ayman Güler Hocamızın ifadesiyle
Bir tekâmül yasası değildir, bir taklit yasasıdır. Bize
uyan, bizim tarihimize, kültürümüze, binlerce yıllık birikimimize
uygun olarak bir tekâmül yasasının ülkemizin idari alandaki
sorunlarını gidermek üzere bu Genel Kurula getirilmesiydi, maalesef
bu yapılamamıştır.
Değerli milletvekilleri, bu tasarı gündeme
getirildiği günden itibaren, gerek Komisyonda, alt komisyonda gerekse
bugün Genel Kurulda bu tasarının eksikliklerini biz gündeme getirmeye
devam edeceğiz. Bu tasarının birtakım gizli
amaçlarının olduğun ben daha önce yapmış olduğum
bazı konuşmalarda da değinmiştim. Bu yasanın
Anayasaya aykırı olduğunu, uluslararası antlaşmalara,
İç Tüzüke, kanunlara, Anayasa Mahkemesi kararlarına, mevzuat yapma
tekniklerine uygun bir düzenleme olmadığını da ifade etmiştik
ve etmeye de yine devam edeceğiz. Yine, getirdiğiniz bu düzenleme
bizim idari sistemimizde, il idaresi kavramına, yetki
genişliği ilkesine, mahallî idarelerin il, belediye ve köy olarak
düzenlenmiş olmasına ve idarenin bütünlüğü ilkelerine de
aykırılıklar teşkil ettiğini defaten ifade etmiş
buluyoruz.
Bu tasarının gizli amaçları nelerdir diye
bakıldığı zaman değerli milletvekilleri, bir defa,
cumhuriyetin temel dayanaklarını, birliğini ve bütünlüğünü
bozmak gibi bir hedefi vardır. Merkezî yönetimin gücünü azaltmak, illerde
valilerin ve kaymakamların yetkilerini azaltmak, valilerin ve
kaymakamların azalan bu yetkilerini büyükşehir belediye
başkanlarına devretmek suretiyle, otonomiyi, siyasi ve idari
özerkliği gündeme getirecek sonuçların ortaya çıkmasına
neden olacaktır.
Değerli milletvekilleri, şimdi
sayacağım birtakım yasalarla, geçmişte, yakın süre
içerisinde gündeme getirdiğiniz birtakım yasalarla, bu
büyükşehir yasasının da birtakım noktalarda birbiriyle
ilintili olduğunu sizlerin dikkatlerine sunacağım. Bugün, bir
önerge vesilesiyle de değerlendirildi. Tapu Kadastro Kanununda
değişiklik yapılarak yabancılara, mütekabiliyet
şartını da kaldırarak, bir yerleşim biriminin yüzde
10unu pazarlamayı, satmayı düzenlediniz; hatırlayın. Yani,
bir ülkenin, mütekabiliyet esasını bile göz ardı ederek ülke,
vatan topraklarını satmasının ne kadar vatanperverlik
olduğunu da ayrıca takdirlerinize sunayım. Şimdi, bu,
yabancılara mülk satışıyla alakalı düzenlemede 30
hektara kadar, gerçek ve tüzel kişiler arazi alabileceklerdi, yine,
Bakanlar Kurulu kararıyla bu 2 katına kadar
çıkarılabilecekti.
Getirmiş olduğunuz 2/B
Yasasıyla da orman vasfını kaybetmiş arazilerin
vatandaşlara satışıyla alakalı bir düzenleme
getirdiniz. Buna da gerçek bedelin yüzde 75i gibi bir rakam koydunuz,
dolayısıyla fakir fukara, fındık üreticisi veyahut da bu
arazileri elinde bulunduran vatandaşların bunu alabilmesinin
yollarını kapattınız ve bir hüküm koydunuz, dediniz ki:
Eğer, genel hükümlere göre zamanında müracaat etmeyen ve bedelini
yatırmayan vatandaşların arazisini genel hükümlere göre
satacağım. Şimdi, bu yasalar birbiriyle ilgili mi, değil
mi göreceksiniz.
Mera Kanununda değişiklik yapan
tasarıyı İçişleri Komisyonunda görüştük, yakında
o da huzurunuza getirilecek. Onunla da meraların kiralanması ve
satılması şeklinde bir düzenleme karşınıza
çıkarılacak.
Yine, Kentsel Dönüşüm
Yasasını getirdiniz, benzer bir madde koydunuz.
Dolayısıyla değerli milletvekilleri, Yunanistan için
söylediğiniz Vatan topraklarını satmak zorunda
kalıyorlar. ifadesini
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Evet, teşekkür ederim.
ENVER ERDEM (Devamla) - Türkiye'nin yüzde
10unu satmak gibi bir planla sizlerin sattığınız
şeylerin vatan toprağı olup olmadığını da
ben dikkatlerinize sunmak istiyorum.
Teşekkür ederim. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup
milletvekili ayağa kalktı)
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Yoklama
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunacağım, yoklama talebi var, yerine getireceğim.
Sayın Dinçer, Sayın Güler,
Sayın Havutça, Sayın Öztürk, Sayın Özdemir, Sayın
Işık, Sayın Canalioğlu, Sayın Genç, Sayın Dibek,
Sayın Köktürk, Sayın Köprülü, Sayın Susam, Sayın
Çıray, Sayın Özel, Sayın Akar, Sayın Güven, Sayın Öz,
Sayın Kurt, Sayın Demirçalı, Sayın Yüksel.
İki dakika süre veriyorum.
Yoklama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri
toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık
ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681,
2/786, 2/820, 2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkan, biraz önce kürsüde Sayın Bakan hakkında önemli
iddialarda bulunuldu, lütfen Sayın Bakana bu konuda bir açıklama
hakkı veriniz, Genel Kurula bu konuda bir açıklama hakkı
veriniz.
BAŞKAN Sayın Bakanın kendi
tercihi, bilemem yani.
OKTAY VURAL (İzmir) Niye
vermiyorsunuz efendim?
BAŞKAN - Lütfen Sayın Vural.
Sayın Bakanımızın kendi tercihi.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Biz de
merak ediyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Lütfen...
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim,
talepleri yok mu?
BAŞKAN - Benim karar vereceğim
bir şey değil ki efendim, kendi tercihi.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
338 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının 5. Maddesinin 5216 sayılı Kanunun 4.
Maddesindeki 750.000den fazla olan kısmının 500.000den fazla
olan şeklinde değiştirilmesi hususunu arz ederiz.
İdris Baluken (Bingöl) ve arkadaşları
BAŞKAN Sayın Komisyon önergeye
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ ALPASLAN KAVAKLIOĞLU (Niğde) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Sayın Hükûmet
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Evet, önerge üzerinde söz
isteyen Altan Tan, Diyarbakır Milletvekili.
KAMER GENÇ (Tunceli) Ya, şu 750 bini
de 700e indirelim de Mardin de, Ordu da büyükşehir olsun. Niye
olmasın? Kültür Bakanı ile
İçişleri Bakanı niye istemiyor Ordunun büyükşehir
olmasını?
ALTAN TAN (Diyarbakır) Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; en fazla sorulan sorulardan birisi şu:
Neden 750 bin? Ve verilen cevap da Kanun koyucu öyle uygun gördü. Bu
hazırlanan yasa ile Türkiyenin toplam nüfusunun yüzde 75i bu yeni yasaya
göre büyükşehir belediyesi Kanunlarına göre yönetilecek. Bir
başka ifade ile 74 milyon 724 bin olan resmî nüfusun 56 milyonu yine bu
yasaya göre yönetilecek. Esasında, madem böylesine köklü bir
değişiklik yapıyorsunuz, hazırlıyorsunuz ve ülkenin
yüzde 75ini yeni bir kanunla yönetmeyi önünüze koyuyorsunuz, o zaman neden
ülkenin tamamında bunu uygulamıyorsunuz? Dörtte 3ü eğer böyle
yönetiliyorsa dörtte 1i de aynı şekilde yönetilsin ve bir bütünlük
sağlansın. 750 bin rakamına göre büyükşehir olan Muğla
ve Mardinin şehir merkezlerinin nüfusu 90 binin altında ama
Elâzığ, Sivas ve Batman gibi illerin merkez nüfusları 350 bin
civarında. Burada da ciddi bir terslik var. 500 bin nüfusu en azından
esas aldığımız zaman Elâzığ, Sivas, Batman gibi
merkez nüfusları 350 binin üzerinde olan şehirlerin de yine bu
şekilde, bu yönetimden faydalanma imkânları ortaya çıkıyor.
Bir diğer en önemli nokta: Sevgili
arkadaşlar, Sayın Başbakan partiyi kurduğu ilk günden
bugüne kadar yaklaşık on bir on iki yıldır hemen her
fırsatta Biz etnik milliyetçiliğe, bölgesel milliyetçiliğe,
dinsel milliyetçiliğe karşıyız. diyor ama bakın, Mardine
bir üniversite kuruldu, bunun adı Artuklu Üniversitesi oldu. Şu an
yine, Mardin merkez şehir içine bir isim arandı ve ne hikmetse hiçbir
isim bulunamadı ve tekrar Artuklu ilçesi kuruldu. Artuk kim? Biz, Artuka,
Artukoğullarına karşı değiliz. Tarihte Mardinde bir
dönem hüküm sürmüş Alparslanın generallerinden Artukun
çocuklarına verilen bir isim. Ama bakınız, Mardin en az beş
bin yılık bir şehir ve burada Kürt, Eyyubi ve Mervaniler toplam
beş yüz yıla yakın hükümranlık sürmüşler, Araplar,
Süryaniler, Kürtler, Ermeniler yaşamışlar. Siz bulduğunuz
her fırsatta Mardine Artuk ve Artuklu ismini koyduğunuz zaman ne
yapmak istiyorsunuz, bunu ben başta Mardin Milletvekili ve
İçişleri Komisyonu Başkanı Sayın Muammer Gülere
sormak istiyorum. Neden Artuk ismi? Neden Eyyubilerle ilgili bir isim yok?
Neden yine aynı şekilde Mervanilerden veya başka bir tarihî
referansa dayanan bir isim seçimi yok? Bütün bir seçim dönemi boyunca
bunları kullanacağız.
Yine aynı şekilde,
Kızıltepenin Arapça konuşan Gökçe Belediyesini,
yıllardır Kızıltepeye bağlı olan bir belediyeyi
tekrar Mardin merkeze bağlıyorsunuz, Artukluya ve bu şekilde
kaydırmacalarla, tıpkı Türkiyenin başka yerlerinde
olduğu gibi seçim kazanmaya çalışıyorsunuz. İnan edin,
Mardini Erzuruma da bağlasanız, Konyaya da bağlasanız
durum değişmeyecek, büyükşehir belediye
başkanlığını inşallah BDP kazanacak.
Ve, 1847de Sultan Abdülmecit Botan mirliğinin
ortadan kalkmasından sonra Kürdistan eyaletini kurdu. Bu kadar bile
isimler konusunda cesur olamıyorsunuz ve bir de çıkıp Sayın
Başbakan diyor ki: Asimilasyon bitti. Binlerce, on binlerce köy,
şehir, dere, kasaba, dağ ismi değiştirildi; bugün de
Mardinin, beş bin yıllık Mardinin geldiği nokta bu ve
Mardine layık görülen isim Artuklu.
Değerli arkadaşlar, çok fazla önemsemiyoruz,
sadece tarihe kaydolsun diye söylüyoruz. Büyükşehir belediyesini
aldıktan sonra meclis kararıyla bu isimlerin tamamını
değiştireceğiz, o zaman bakalım ne yapacaksınız.
Hepinize sevgiler, saygılar.(BDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul Edenler
Kabul Etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan, bu
maddeyi oylayacaksınız galiba şimdi, 5inci maddeyi ama bu
kanunla ilgili hususun düzeltilmesi konusunda bir adım atılması
gerekir. Siz 2004 yılında çıkmış bir kanunda da var.
diyorsunuz ama
BAŞKAN Komisyon Başkanı
açıklamayı yaptı, yerinde olduğunu söyledi. Yapılacak
da herhangi başka bir şey yok yani.
OKTAY VURAL (İzmir) Açıklamayla giderilecek bir
konu değil ki, bir anlamı yok yani.
KAMER GENÇ (Tunceli) Komisyonun da açıklaması
yeterli değil.
BAŞKAN Anlam nasıl olsun yani, ne
yapılması gerekir?
OKTAY VURAL (İzmir) Yani kanunla düzenlenebilir
ifadesi doğru değil.
ALİ RIZA ÖZTÜRK Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Vural, siz görüşlerinizi
açıkladınız, Komisyon Başkanı da görüşünü
açıkladı.
ALİ RIZA ÖZTÜRK Olmaz ki canım, olmaz ki
Sayın Başkan.
BAŞKAN Yasa çıktıktan sonra eğer
şey değilse Anayasa Mahkemesi yolu vardır, yargı yolu
vardır yani.
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, bu nüfusu
700 bine indirsek de bu Ordu da büyükşehir olsa ne olur? Niye, Ordu
İçişleri Bakanıyla Kültür Bakanı istemiyor Ordu
büyükşehir olsun?
BAŞKAN Evet, maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, yeni madde
ihdasına dair bir önerge vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
338 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 5. Maddesinden sonra gelmek üzere
aşağıdaki maddenin eklenerek diğer maddelerin buna göre
teselsül ettirilmesini arz ederiz.
MADDE 6.- 10/7/2004 tarihli ve 5216
sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun 5. Maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
MADDE 5.- Büyükşehir belediyesinin
sınırları, adını aldıkları büyükşehirlerin
valilik binası merkez alınmak üzere 20.000 metre
yarıçapındaki bir dairenin sınırlarıdır.
İlçe belediyelerinin
sınırları, kaymakamlık binası merkez alınmak
üzere 10.000 metre yarıçapındaki bir dairenin
sınırlarıdır.
Alim Işık Mehmet Erdoğan Sadir Durmaz
Kütahya Muğla Yozgat
Cemalettin Şimşek Enver Erdem Nevzat Korkmaz
Samsun Elâzığ Isparta
BAŞKAN Evet, Sayın Komisyon, üyeleri davet eder
misiniz?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALPASLAN
KAVAKLIOĞLU (Niğde) Salt çoğunluğumuz yoktur, Komisyonu
davet ediyoruz.
BAŞKAN Sayın üyeler, buyurun yerlerinize.
Sayın Komisyon, önergeye salt çoğunlukla
katılıyor musunuz?
Bir dakika, geliyorlar.
SADİR DURMAZ (Yozgat) Özcan, nereye kaçıyorsun
Özcan? Özcan kaçma. (CHP ve MHP sıralarından Kaçmayın.
Kaçmayın. sesleri)
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan, böyle
bir şey olmaz. Uyarın Sayın Başkan. Meclisin ciddiyetine
aykırıdır bu davranış, ayıp ayıp!
BAŞKAN Evet, Sayın Komisyon, salt çoğunlukla
katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALPASLAN
KAVAKLIOĞLU (Niğde) Salt çoğunluğumuz yoktur,
katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN Sayın Komisyon önergeye salt çoğunlukla
katılamadığı için önergeyi işlemden
kaldırıyorum.
Sayın milletvekilleri, yeni madde
ihdasına yönelik üç adet değişiklik önergesi daha
Başkanlığımıza intikal etmiştir. Söz konusu
önergelerle yeni ilçeler kurulması öngörülmektedir. Kanun
tasarısının 2nci maddesi İlçe kurulması ve
sınırlarının belirlenmesi
başlığını taşımakta olup, yeni ilçeler bu
maddeyle kurulmaktadır.
2nci madde üzerinde önerge işlemi
yapılmış ve madde kabul edilmiştir. Bu maddeden sonra
gelmek üzere yeni il ve ilçe kurulmasına ilişkin yeni madde eklenmesi
önergeleri de dünkü birleşimde işlem görmüştür.
Şu an, tasarının 5inci
maddesi kabul edilmiştir. İlgili madde ve sırası geçtikten sonra o konuda
sonradan yeni madde ihdası kanun sistematiğine de uygun
bulunmamaktadır. Bu nedenle, yeni ilçe kurulması istemini içeren bu
önergeler Başkanlıkça işleme alınmayacaktır.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Öztürk.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Sayın
Başkan, şimdi, arkadaşlarımız Kararlar ve Kanunlar
sipariş üzerine kendilerine nasıl söyleniliyorsa öyle
yapıyorlar. Önce geldiler buraya dediler ki
BAŞKAN Sipariş başka nereden düzenlenir
efendim?
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Evet,
sipariş üzerine görüş veriyorlar. Önce geldiler buraya dediler ki:
Biz grup başkan vekilleriyle anlaştık ikiden fazla
verilmeyecek.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
Bölüm için Sayın Öztürk.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Ben ona itiraz ettiğim zaman, bunun
örneğini de gösterdikten sonra
gittiler dediler ki: Bu, bununla ilgili değil.
Şimdi, ben madde üzerinde
değişiklik önergesi vermiyorum, yeni madde ihdası veriyorum.
Dolayısıyla ben onu maddenin sonunda da veririm, bu kanunla ilgili o
çünkü, başında da veririm.
ALTAN TAN (Diyarbakır) Doğru,
doğru diyor.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Yani ben
O
maddede bir değişiklik önergesi değil benim önergem, yeni bir
maddedir. Dolayısıyla onunla ilgili olup olmaması o maddeyle
şey değil, o kanunla ilgili olması önemlidir. Bu kanunla
ilgilidir benim önergem. Dolayısıyla bu önergenin işleme
alınması lazım.
OKTAY VURAL (İzmir) Zaten kanunun
sistematiği bozuk. Bu tasarının
sistematiği yok ki.
BAŞKAN Ben gerekli açıklamayı yaptım,
isterseniz yeniden aynı şeyleri tekrar edeyim.
OKTAY VURAL (İzmir) Yok ama yok,
alacaksınız efendim.
MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas)
Sadece açıklama yapmakla mı
BAŞKAN Evet, istiyorsanız usul
tartışması açayım.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Usul
tartışması açalım Sayın Başkan.
BAŞKAN Buyurun, lehte
Aleyhte
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Aleyhte.
OKTAY VURAL (İzmir) Aleyhte.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
Lehte.
BAŞKAN Lehte Nurettin Bey.
ALTAN TAN (Diyarbakır) Aleyhte.
KAMER GENÇ (Tunceli) Ben de aleyhte
istiyorum Sayın Başkan, ben aleyhte istiyorum.
BAŞKAN Aleyhte üç oldu ama.
Sayın Vural, aleyhte.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Altan
Bey önce söyledi Sayın Başkan.
BAŞKAN Öztürk aleyhte, Sayın Canikli lehte
ALTAN TAN (Diyarbakır) Aleyhte
BAŞKAN Aleyhte yok, lehte
ALTAN TAN (Diyarbakır) Lehte olarak yaz o zaman.
BAŞKAN Lehte, Sayın Canikli buyurun.
IX.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
3.- 338 sıra sayılı Kanun
Tasarısına yeni il ve ilçe kurulmasına ilişkin yeni madde
eklenmesini öngören önergelerin işleme alınmamasının
İç Tüzüke uygun olup olmadığı hakkında
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Sayın
Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, her şeyden önce bu, 3 tane yeni madde
ihdasına ilişkin önerge verilmesi hususu sadece biraz önce
Divanın, Sayın Başkanın belirttiği husus
açısından İç Tüzüke aykırılığın
dışında ayrıca 91inci maddeye de çok açık bir
şekilde aykırıdır değerli arkadaşlar. Neden? Çünkü
İç Tüzükün 91inci maddesinin ikinci fıkrasında:
Milletvekilleri esas komisyon veya Hükûmet değişiklik önergeleri
verebilir. Milletvekilleri tarafından Anayasaya aykırılık
önergeleri dâhil madde üzerinde iki önerge verilebilir. Ancak her siyasi parti
grubuna mensup milletvekillerinin birer önerge verme hakkı
saklıdır. Temel yasa görüşmelerinde -bunu hepimiz biliyoruz,
başından beri bu şekilde uygulanıyor- her madde için her
grup ancak 1 tane önerge verebiliyor. Dolayısıyla bu açıdan da
çok net bir şekilde 91inci maddeye aykırılık teşkil
etmektedir. Ayrıca -daha önce bir ara konuşmalarda ifade ettim- 4
siyasi partinin grup başkan vekilleri ve Sayın Meclis
Başkanımızın birlikte yaptığı bir
toplantıda ilkesel anlamda birtakım kararlar alındı -onun
metinleri var, sanıyorum sizlerde de var- o mutabakat ya da ilkesel
kararları açısından da bakıldığında ona da aykırı çünkü orada şu
karara varıldı: Bölüm üzerinde en fazla iki tane yeni madde
ihdası geçici madde dâhil olmak üzere verilebilir, öngörülebilir gruplar
tarafından, denildi. Bu da bütün siyasi parti grupları
tarafından kabul edildi. Dolayısıyla bu şekildeki bir
uygulama
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) -
İç Tüzüke aykırıdır.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Evet, aleyhte söz isteyen Ali Rıza
Öztürk, Mersin Milletvekili.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; şimdi 87nci maddeyi Sayın
Canikli okudu. Dedi ki: Her madde için yedi önerge verilebilir genel
uygulamada.
Şimdi, kimler verebilir?
Milletvekilleri verebilir, Hükûmet verebilir.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
Temel yasa için değil o.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) - İzin
ver
Komisyon verebilir. Ne verebilir? Ek madde
verebilir, yeni madde verir, madde üzerinde değişiklik verebilir.
Şimdi, burada ne diyor? Madde
üzerinde bir değişiklik önergesi yedi maddeyle
sınırlanır. Bu benim talebim, yeni madde ihdasıdır.
Şimdi, bakın, bir yandan bunu
söylüyorsunuz, bir yandan 23üncü Dönem Beşinci Yasama Yılı
83üncü Birleşimde arka arkasına 3 tane yeni madde ihdası
yapılıyor. Ben bu örneği gösterdiğim zaman arkadaşlar,
oradan çark ediyorlar, efendim, ilgili değilmiş. İlgili olup
olmamasıyla da ilgili size bir örnek vereyim. Terörle Mücadele Kanununun
10uncu maddesi, başlık dâhil her şeysiyle birlikte
değiştirildi üçüncü yargı paketi kapsamında. Getirildi 250,
251, 252nci şeyi, oraya takıldı. O zaman o maddeyle çok mu
ilgiliydi? Onu söylediğimizde ne denildi? Efendim, bu kanunla ilgili.
Şimdi benimki de kanunla ilgili. Yani
ben Silifkenin Taşucu beldesi ile Tarsusun Huzurkent beldesinin ilçe
yapılmasına ilişkin bir önerge veriyorum. Bu önerge
değişiklik önergesi değil, bir maddeyi değiştirmiyor,
5inci maddeyi değiştirmiyor, yeni bir madde ihdası. Ben, bunu
yürütmeden önce herhangi bir yerde talep edebilirim.
Ha, burada Başkanlığın
bir tek uygulaması olacaktır. Komisyonun yerinde olup
olmadığını arar, yoksa reddeder ama baştan Kanunlar
Kararlardaki bir bürokratın Ben istemiyorum. ya da İstiyorum.
şeklindeki bir açıklamasıyla biz burada yasama faaliyeti
yürütemeyiz. Kanunlar Kararların o kadar birbiriyle çelişen
görüşleri var ki, ben bunları ayıklamaya kalksam ne ömrüm yeter
ne de vaktim yeter değerli arkadaşlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) -
Şimdi, burada esas olan mesele şudur: Bizim önergemiz yeni bir
değişiklik önergesi değildir, bu kanunla ilgilidir, maddeyle
ilgili olup olmamasının hiçbir önemi yoktur. Önerge
sınırlaması da değişiklik önergeleri içindir, yeni
madde ihdası için geçerli değildir. Geçen dönem burada
tartışma yaptık, ondan sonra bunu getirdiniz zaten. Bu 3
önergeyi ondan sonra kabul ettiniz. Yani efendim çok olursa ne olur?
Hakkın kötüye kullanılması olur mu olmaz mı diye
E,
şimdi ben bir önerge veriyorum, bu hakkın kötüye
kullanılması mıdır?
Teşekkür ediyorum.(CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Öztürk.
Evet, lehte söz isteyen Altan Tan,
Diyarbakır Milletvekili.
ALTAN TAN (Diyarbakır) Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; başından beri her söz
aldığımızda aynı şeyi söylüyoruz. Bu kadar önemli
maddeleri, ülkenin bütününü ilgilendiren ve önümüzdeki kırk, elli ve belki
yüz yılı belirleyecek olan kanun değişikliklerini bu kadar
paldır küldür, çalakalem ve ben yaptım, oldu şeklinde
getirirseniz olacak olan budur. Şu an, siz bunu yine paldır küldür
geçirmeye çalışıyorsunuz, muhalefet de yakasından,
paçasından, boyundan, eninden, altından, üstünden tutarak bunu
engellemeye çalışıyor, kan revan içerisinde madde geçiyor,
kanunlar geçiyor. Bunun ülkeye bir faydası yok, yani bu Parlamentonun yeri
de bu değil. Bunların doğru düzgün, makul, meşru, kamuoyunu
tatmin edecek bir zaman dilimi içerisinde, açık seçik
konuşulması ve tartışılması lazım.
Şimdi de, işte bu bir değişiklik önergesi midir, yeni bir
madde midir, yeri midir, değil midir
Tabiri caizse laf oyunlarıyla
veya taktik savaşlarıyla -hatta affınıza
sığınarak söyleyeyim- cambazlıklarıyla bir yere
gitmeye çalışıyoruz. Bu gidilecek yer de bizi doğru bir
yere götürmez.
Şimdi, burada da madem bu usuller,
yani kâğıt üzerindeki usuller üzerinden gidiyoruz, yeni bir madde
ihdası olduğu vakit bunun yeri olup olmadığına kim
karar verecek? Yani o zaman, burada ne zaman bir yeni madde teklifiyle
gelirseniz işte Efendim, bunun yeri burası değildir. deyip geri
çevirme yetkisi kimde, nasıl
Onun için tekrar tekrar şunu
söylüyoruz: Bu tip mevzular bu şekilde giderse maalesef yine bugüne kadar
yaşadığımız
acı tecrübeleri
yaşarız. Döneriz bir sene, iki sene sonra tekrar
değiştirmeye kalkarız. Bir sürü de yanlışlıklar
eksiklikler olur. Bu yolun çıkar yol olmadığını
artık iktidar anlamalı ve muhalefetle bir diyalog yolunu,
anlaşma yolunu bulmalı.
Saygılar sunarım. (BDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Aleyhte söz isteyen Oktay Vural, İzmir
Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın
Başkan, ben istemiştim aleyhte. Senin gözün hiç beni görmüyor ki.
BAŞKAN Lütfen, görüyorum
KAMER GENÇ (Tunceli) Görmüyorsun be
kardeşim yahu. Sana karşı çok sabırlı
davranıyorum.
BAŞKAN Vallahi, sabırsız
davranın Sayın Genç, ne yapacaksanız?
KAMER GENÇ (Tunceli) Burada her
çıkışımda
Çok keyfî hareket ediyorsun.
BAŞKAN Çok sabırsız
davranın efendim.
KAMER GENÇ (Tunceli) Meclisi çok keyfî
yönetiyorsun. Senin gözün görmüyor bizi. Benim bilgim karşısında
cehaletinle mağlup olacağını bildiğin için
BAŞKAN Sizin bilgilerinizden
faydalansak Sayın Genç.
KAMER GENÇ (Tunceli)
beni oraya
çıkarmıyorsun. Böyle bir şey olur mu yahu.
BAŞKAN Sayın Genç, dün de bu
tartışmalar yapıldı burada.
KAMER GENÇ (Tunceli) Kaç defa
çıkıyoruz, burada söylüyoruz, yanlış yapıyorsun,
taraflı hareket ediyorsun
BAŞKAN Dün burada bu
tartışmalar yapıldı, her partiden birer kişi
yazılması kabul edildi.
KAMER GENÇ (Tunceli)
uşakça hareket
ediyorsun. Ondan sonra gelip de bize söz vermiyorsun.
BAŞKAN Buyurun Sayın Vural.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkan, milletvekillerimiz burada Türk milletinin egemenliğini
kullanıyor. Dolayısıyla bu konuda İç Tüzük gereğince
verilmiş bu önerge doğrudan doğruya kanunla ilgilidir ve hiçbir
kısıtlamaya tabi değildir. Sistematik adı altında
egemenliği kısıtlayamazsınız, kaldı ki bu
tasarı sistematik değil ki.
Bakın, size, 5216 sayılı
Yasa diyor. 5216 sayılı Yasanın 8inci maddesi 9; 9uncu
maddesi 24ü düzenliyor; 12nci maddesi 10u düzenliyor. Ondan sonra
atlıyoruz 5393e, ondan sonra 5302ye iniyoruz. Sistematik yok ki burada.
Hangi sistematikten bahsediyorsunuz. Dolayısıyla, yani
Sistematiğimize uymuyor. diyerek böyle bir önergeyi işleme almamak
kabul edilebilecek bir konu değildir. Alacaksınız, çoğunluk
iradesini arayacaksınız. Sayın Nurettin Canikli, efendim,
91inci maddeye göre temel yasa olarak görüşülür, 2 önerge
verilirmiş. Olur mu?
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin)
Değişiklik önergesi 2 tane.
OKTAY VURAL (Devamla)
Değişiklik önergesi 2 tane ama ek madde olduğu zaman burada o
madde bile bölüm gibi görüşülür biliyor musunuz? Hiçbir
kısıtlama yok. Burada çoğunluk iradesi kabul ettiği zaman
hiçbir kısıtlama yoktur.
Bakın, Sayın Başkan, burada,
87nci maddede açıkça belirtiliyor, ek madde önerme hakkı
vardır, kanunla da ilgilidir. Siz, olmayan bir sistematikle bizim
egemenlik hakkımızı, önerge verme hakkımızı nasıl
kısıtlayacaksınız? Arayacaksınız, varsa var,
yoksa yok. Müsaade edin de milletvekilleri iradesini kullansınlar. Orada,
efendim, Bizim sistematiğimize uymuyor. diyerek böyle bir önergeyi
işleme koymamak egemenliği kısıtlamak demektir. Velev ki böyle oldu, velev ki böyle oldu,
burada, o önergeyi okutmanın ne zararı var?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
OKTAY VURAL (Devamla) - O bakımdan,
bence, bu önergeyi ilgisi dolayısıyla okumanız, işlem
dolayısıyla da salt çoğunluğu aramanız gerekmektedir.
Sistematik adı altında İç Tüzükte yer almayan farazi bir
kavramla egemenliği kısıtlıyorsunuz. İç Tüzükün
neresinde var bu?
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Uygulama
burada var, uygulama burada.
MEHMET GÜNAL (Antalya)- Tüzüke uymuyorlar
ki zaten.
OKTAY VURAL (Devamla) Kaldı ki
BAŞKAN Evet, teşekkür ediyorum
Sayın Vural.
OKTAY VURAL (Devamla) Kaldı ki,
Komisyon Raporunun ne kadar yanlış olduğunu ifade etmemize
rağmen, Olabilir canım, işte olmaması gerekiyor ama,
işte içeriğine bakın. dediniz siz, Usulde olabilir eksiklik
ama içeriğine bakın. dediniz, Komisyon Raporunu öyle kabul ettiniz.
Şimdi kalkıp sistematikten bahsediyorsunuz, böyle bir usulü de esas
hâline dönüştürüyorsunuz. Bu bakımdan, bu önergenin işleme
alınması için komisyon çağrısı yapmanız
gerektiğini düşünüyorum.
Teşekkür ederim. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın milletvekilleri
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın
Başkan, 87nci maddede ek ve geçici madde konusunda bir sayı yok
ki, okuyun oradan Ek ve geçici madde verilir. diyor.
BAŞKAN Evet, teşekkür ediyorum
Sayın Genç.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Burada
uygulama var uygulama, sizin uygulamanız var burada.
KAMER GENÇ (Tunceli) Bakın, 87nci
maddenin o son cümlelerini okuduğunuz zaman burada ek ve geçici madde için
komisyon çoğunluğunu da arayamazsınız.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın milletvekilleri
KAMER GENÇ (Tunceli) Bir dakika bir
dinleyin canım, bir dinle!
BAŞKAN Dinledim Sayın Genç,
aynı şeyleri söylüyorsunuz.
KAMER GENÇ (Tunceli) Bakın, komisyon
çoğunluğu, müzakere konusu kanununla ilgisi olan bir maddeyle ilgili
verilen önergede aranır. Bakın, okursanız, 87nci maddenin bir,
iki, üç, dördüncü fıkrasında bu belirtilmiş.
BAŞKAN Sayın Genç,
anlaşıldı konu, teşekkür ediyorum.
KAMER GENÇ (Tunceli) Ama bunları
doğru okuyun. Ek ve geçici maddenin sayısı hakkında 87nci
maddenin
BAŞKAN Tamam görüşümü bildireceğim.
Ben de okudum, doğru okudum.
KAMER GENÇ (Tunceli) 58inci madde
sayısı hakkında 87nci maddede bir kısıtlama yok.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
Parlamentonun bir çalışma düzeni vardır. Bu düzeni İç
Tüzükümüz ve teamüller belirlemektedir.
Yine kanunların belli bir
sistematiği, yazım düzeni vardır. İç Tüzükün 85inci
maddesinde geçen kanun yazılış tekniği,
yazılış veya sıra bakımından bozukluğun
düzeltilmesi kavramları kanun yapım tekniğini ifade etmektedir.
Bir kanun tasarı ve teklifi görüşülürken, düzenlemenin maddeleri
üzerinde değişiklik önergesi verilebildiği gibi geçici veya ek
madde önergesi de verilebilmektedir. Bu önergelerin ilgili maddenin konusuyla
örtüşmesi, madde sıralamasına uygun düşmesi gerekmektedir.
Mesela, geçici madde eklenmesi istemi, yürürlük maddesinden önce talep
edilmelidir. Tasarının kod maddeleri geçilmişken, çerçeve
maddelerine sıra gelmişken araya tekrar kod madde yerleştirmenin
kanun sistematiğine uygun düşmeyeceği açıktır.
Bu nedenle görüşümde bir
değişiklik yoktur.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Sayın
Başkan bu sizin uygulamanız.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkan, bu 85inci madde komisyonlarla ilgili, keşke komisyonda
iş yapsaydı bu tetkik kurulu.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Bakın, bu
sizin uygulamanız Sayın Başkan, bu sizin uygulamanız; bu
bir.
İki: Terörle Mücadele Kanununda da
tersini savundunuz, tersini yaptınız. 10uncu maddeyle ilgili,
söyledim kürsüde. Yani Terörle Mücadele Kanunu, gelen tasarıda, hükûmet
tasarısında hiç alakası olmadığı hâlde,
başlıkları bilmem nesi farklı olduğu hâlde tamamen her
şeyi değiştirildi. Burada itiraz ettiğimizde Efendim
Kanunun tamamıyla ilgilidir. dediniz, onu oraya yerleştirdiniz.
İşte AKP Grubunun talebi olunca
böyle, muhalefetin talebi olunca şöyle yaptığınız
zaman bu olmuyor. İşte bu tartışma, burada, bu nedenle
çıkıyor Sayın Başkan. Bu da sizin yönettiğiniz bir
oturumda alınan bir karar, 3 tane yeni madde ihdası.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Öztürk.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Ya
teşekkür etmeye gerek yok ki!
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkan, burada istismar olmadığına göre herhangi bir
engelleme şeyi yok. Kendi ilindeki bir ilçeyle ilgili bir konuyu
paylaşmak istiyor Genel Kurula. Yani böyle bir konuda milletvekilinin sorumlu
olduğu ildeki seçmenlerine karşı
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Veli
Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak'ın;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer
Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri Komisyonu Raporu (1/690,
2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681, 2/786, 2/820, 2/823, 2/892) (S.
Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN 6ncı maddeyi üzerinde 3
adet vardır. Okutup işleme alıyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 sıra
sayılı kanun tasarısının 6. maddesinin Anayasaya
aykırı olması nedeniyle metinden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz
Birgül Ayman Güler Muharrem Işık Mehmet. S. Kesimoğlu
İzmir Erzincan Kırklareli
Ali
Serindağ Celal
Dinçer Namık
Havutça
Gaziantep İstanbul Balıkesir
Muharrem
İnce
Yalova
BAŞKAN Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Mehmet
Erdoğan Hasan
Hüseyin Türkoğlu Enver
Erdem
Muğla Osmaniye Elâzığ
Alim
Işık Sadir
Durmaz S. Nevzat
Korkmaz
Kütahya Yozgat Isparta
Yusuf
Halaçoğlu
Kayseri
BAŞKAN Aynı mahiyetteki üçüncü önergenin imza
sahipleri:
Pervin Buldan İbrahim Binici Hüsamettin Zenderlioğlu
Iğdır Şanlıurfa Bitlis
Erol Dora Halil Aksoy İdris Baluken
Mardin Ağrı Bingöl
BAŞKAN Evet, aynı mahiyetteki önergelere Sayın
Komisyon katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALPASLAN
KAVAKLIOĞLU (Niğde) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM
ŞAHİN (Ordu) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN İdris Baluken, Bingöl Milletvekili.
Buyurun.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 6ncı madde hakkında vermiş
olduğumuz önerge üzerine söz almış bulunmaktayım.
Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, bütün ülkenin idari yapısını
değiştiren veya ele alan bir düzenlemeden bahsediyoruz ama bu
tasarı ele alınırken sivil toplum örgütlerinden, meslek
örgütlerinden, siyasi parti gruplarından -deyim yerindeyse- saklanarak
hazırlanarak Meclise getirildiğine tanıklık ediyoruz.
Mecliste, aynı şekilde Komisyon sırasında yangından
mal kaçırırcasına geçirilen bir yasa tasarısı. Genel
Kurulda da halkın bilgilenmediği, 74 milyonu ilgilendiren bir
tasarıyı 74 milyonun gözünden kaçıracak şekilde ele alan
bir yaklaşım var. Dolayısıyla burada sadece bu
tasarının bu şekilde ele alınış şekli bile
antidemokratiktir ve mevcut idari sorunların hiçbir şekilde bu
tasarıyla aşılamayacağının da en temel
göstergesidir.
Ülkemizde temel olan sorun şudur: Cumhuriyetin
kuruluşundan bugüne kadar katı, merkezîyetçi, bürokratik, hantal bir
idari sistem vardır. Çağdaş demokrasilere
baktığımız zaman ulaşmak istediğimiz Avrupa
Birliği kriterlerine, normlarına baktığımız zaman
yerinden yönetimi esas alan, yerindenlik ilkesine uygun ademimerkezîyetçi bir yönetimi esas alan
bir idari yapının olduğunu görüyoruz. Çağdaş
demokrasilerde, Avrupa Birliği kriterlerinde insan haklarıyla ilgili,
demokrasiyle ilgili, hukukun üstünlüğüyle ilgili olmazsa olmaz kriterlerden
birisi de bu yerelleşmeyle ilgili sürecin tamamlanmasıdır.
Yani desantralizasyon
dediğimiz yerelleşmeyle ilgili süreci siz
tamamlayamadığınız zaman orada herhangi bir şekilde
demokrasinin, katılımcı demokrasinin gereğinden bahsetmeniz
mümkün değildir.
Bakın,
buradaki tasarıya bakıyoruz yani valilerin ve kaymakamların bile
hâlâ merkezî hükûmet tarafından atanmış olarak yetkilerinin daha
fazla artırıldığı, il üzerindeki en üst bir seviyede
tutulan karar merci olarak dikte ettirildiği,
dayatıldığı bir noktayı görüyoruz. Bunun kabul
edilebilmesi mümkün değil. Yani, bir vali, bir kaymakam gitmiş
olduğu yerin bütün yereline yabancı, bütün o özgürlüklere, kültürel
zenginliklere yabancı bir şekilde merkezî hükûmetin talimatları
doğrultusunda çalışırsa orada bir idari reformdan bahsetmek
mümkün değildir. Eğer gerçekten bu şekilde bir düzenleme yapmak
istiyorsanız valileri ve kaymakamları halkın seçmesinden
korkmayacaksınız. Valileri ve kaymakamları o bölgedeki,
yereldeki halkın kendisi seçecek. Bunu yapmadan siz yerelleşmeden
bahsedemezsiniz.
Diğer
taraftan, beldelerdeki halkın görüşünü almadan, herhangi bir
referandum süreci ya da bir ortaklaşma mekanizmasını esas
almadan belde belediyelerini kapatıyorsunuz. Yani oradaki halkın
karar alma süreçlerine, kendileriyle ilgili yetki veya denetim konusundaki
bütün yetkilerine el koyuyorsunuz ve bunu merkezî bir yapıya
bağlıyorsunuz. Dolayısıyla, bu başlı
başına antidemokratik, yerelleşmenin önüne geçen, merkezîyetçi
vesayeti artıran bir uygulamadır.
Diğer
birtakım sakıncaları arkadaşlarımız dile
getirdiler yani köyün tüzel kişiliğini kaldırmak, bu ülkenin
sosyolojik ve demografik yapısını göz önünde bulundurmamak,
başlı başına, daha önceki yasa
tasarılarınıza da baktığımız zaman ekolojik
talanla ilgili birtakım kaygıları bizde uyandırıyor. Biz, özellikle, yerel yönetimlerle ilgili
bir düzenleme yapılacaksa bunun temel referansının Avrupa
Birliği Yerel Yönetimler Özerklik Şartı ve Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesine uygunluk olduğunu düşünüyoruz.
Buradaki tasarının tamamının Avrupa Birliğinin bu
Yerel Yönetimler Özerklik Şartına aykırı olduğunu
düşünüyoruz.
Diğer taraftan, muhalefetin,
diğer muhalefet partilerinin bölgesel yönetimlerle ilgili, eyalet
sistemiyle ilgili kaygıları var, keşke öyle olmuş olsa,
öyle olsaydı en büyük desteği biz sunacaktık. Yani sadece
buradaki Bakana baktığınız zaman, bu İçişleri
Bakanının, bırakın özerklikle ilgili, herhangi bir özellik
taşıyan bir tasarıyı hazırlama yeteneği olmadığını
hepinizin bilmesi gerekiyor. Gazdan, bombadan, panzerden, TOMAdan, operasyondan
başka bir şey bilmeyen bir Bakanın özerklik gibi, bölgesel
yönetim gibi son derece iddialı, çağdaş demokrasilerin bel
kemiği olan bir düzenlemeyi esas alan kanun tasarısını
getirmesi mümkün değildir. Ama umarız ki
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
İDRİS BALUKEN (Devamla)
bir an
önce bölgesel yönetimi esas alan, yerelleşmeyi esas alan birtakım
düzenlemeler yapılır.
Teşekkür ediyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkan, efendim, şu anda 6ncı maddeyi görüşüyoruz
değil mi, madde üzerindeki önergeleri?
BAŞKAN Evet.
OKTAY VURAL (İzmir) 5inci maddeyi
oyladınız mı siz?
(CHP sıralarından Hayır,
oylanmadı sesleri)
BAŞKAN Oyladım.
OKTAY VURAL (İzmir) Hayır
efendim, oylamadınız.
BAŞKAN Hayır, 5inci madde
oylandı, ondan sonra yeni madde ihdasıyla ilgili konuştuk.
OKTAY VURAL (İzmir) Hayır
efendim, bakın, tutanaklara baktım yok. Siz önergeyi
oyladınız, oylamadan önce itiraz yaptık, ondan sonra 6ya
geçtiniz, oylamadınız.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Madde
oylanmadı, 5inci madde oylanmadı Sayın Başkan. O Kanunlar
Kararlardaki arkadaşlar bilgi verse ya, onlar başka işlerle
uğraşacağına bunu söylesinler işte.
MUHARREM İNCE (Yalova) Bu kanun
düşer Başkanım, düşer bu kanun.
BAŞKAN Birleşime on dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 21.44
DOKUZUNCU OTURUM
Açılma Saati: 22.55
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ
(Diyarbakır), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
-----0-----
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 18inci Birleşiminin Dokuzuncu Oturumunu
açıyorum.
338 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Sayın Vural
KAMER GENÇ (Tunceli) Evet, neyse, yani
oylanmışsa tamam.
BAŞKAN En son önerge üzerinde
konuşan Sayın Altan Tandı. Sayın Altan Tanın
konuşmasından sonra son paragrafı:
Değerli
arkadaşlar, çok fazla önemsemiyoruz. Sadece tarihe kayıt olsun diye
söylüyoruz. Büyükşehir belediyesini aldıktan sonra Meclis
kararıyla isimlerin tamamını değiştireceğiz. O
zaman bakalım ne yapacaksınız?
Hepinize sevgiler, saygılar. (BDP
sıralarından alkışlar)
Başkan Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir
Evet, maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
OKTAY VURAL (İzmir) Tutanaklarda
varsa tamam. Biz tutanaklara sorduk Yok. dediler çünkü.
ALTAN TAN (Diyarbakır) Sayın
Başkan, sorun ne, biz anlamadık.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki
diğer önergeler üzerinde söz isteyen Yusuf Halaçoğlu. (MHP
sıralarından alkışlar)
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri
OKTAY VURAL (İzmir) Pardon Yusuf
Bey.
Sayın Başkan, demek ki sizin
tamamen belki de
Ne kapalıydı bilmiyorum ama burada duyulmadı,
arkadaşlar da tutanaklara geçmemiş, içerideki ancak dinlemeden sonra
tespit edilmiş. Dolayısıyla bu konuyla ilgili, zannederim, biraz
daha Genel Kurulun bilgisine sunarak oylamayı yapın.
BAŞKAN Sayın Halaçoğlu,
buyurun, yeniden başlatıyorum sürenizi.
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, bugün 1
şehidimiz var, biliyorsunuz Yozgatlı. Allah rahmet eylesin, Allah
yakınlarına sabır versin. Türk milletine geçmiş olsun,
başsağlığı diliyorum. Bu şehit haberlerinin
gölgesinde böyle bir ihanet kanununu maalesef görüşmekteyiz.
Bu arada şunu özellikle belirteyim: 8
Kasım 1912 Selanik şehrinin elden çıkışının
100üncü yıl dönümü. Bunu da özellikle Meclis kürsüsünden belirtmek
istedim.
Değerli milletvekilleri, muhakkak ki birçoğunuz
yurt dışına çıkmışsınızdır ve
burada müzeleri de gezmişsinizdir diye düşünüyorum. Yine aynı
şekilde yaşadığımız şehirde -Ankarada-
Anadolu Medeniyetleri Müzesi var, burayı kimler gördü, kimler görmedi
bilmiyorum ama gerçekten görmemiş olanlar için söylüyorum, bu müzeyi
gezmenizi dilerim.
Bu müzeye baktığınız zaman
Avrupadaki müzelerle mukayese edeceğiniz çok önemli bir durum söz konusu.
Avrupadaki müzelerde genelde o coğrafyalarda kurulan devletlere
baktığınız zaman aşağı yukarı, diyelim
Fransada, tek devletin kurulmuş olduğunu görürsünüz. Fransada
sadece tek devletin ve tek medeniyetin kurulmuş olduğunu görürsünüz.
Keza, aynı şekilde Almanyaya baktığınızda
Almanyada tek devletin kurulmuş olduğunu görürsünüz,
İngilterede tek devletin kurulmuş olduğunu görürsünüz.
Hâlbuki Anadolu Medeniyetleri Müzesini gezmiş
olanlar şunu iyi bilirler ki Anadolu coğrafyası çok zengin bir
coğrafyadır ve burada çok devlet kurulmuştur ve çok medeniyet
çökmüştür.
Buradan neyi kastediyorum? Her iki tarafa
baktığınız zaman Anadolu coğrafyasının ne
Amerika Birleşik Devletlerine ne Avrupa coğrafyasına
benzemediğini, bu coğrafyanın çok sıkıntılı
bir coğrafya olduğunu görürsünüz. Dolayısıyla, burada
atacağınız her bir adımın çok dikkatli olması
gerekir. Öyle ki devletlerin tarihlerine baktığınız zaman,
çok basit gibi görülen bazı alınmış olan kararlar o
devletlerin çöküşünde birinci derecede rol oynar.
Bakın, hepinizin çok yakından bildiği
koskoca 23 milyon kilometrekareye hükmeden Osmanlı Devletinin Kanuni
Sultan Süleyman döneminde o zaman çok basit gelen Toprak Kanunuyla ilgili
yaptığı bir değişiklik aslında Celâli
İsyanlarına, ardından zirai ekonominin çöküşüne ve iç
karışıklıklara sebep olarak o tarihten itibaren
Osmanlı Devletinin çöküşünde çok önemli bir rol
oynadığını görürsünüz. İşte, Balkanlarda 1912
Savaşlarının temelinde de aynı yanlış ve
dikkatsizlik yatmıştır. Dolayısıyla, ülkeyi yöneten
insanların attıkları her adımı çok dikkatli olarak
atmaları ve onun getireceği sonuçları da iyi tahlil etmeleri
gerekir. Zaten devlet adamı dediğiniz mefhumla, devlet adamı
ileriyi gören ve ileride, aldığı kararların ne sonuçlara
ulaşacağını bilen ve bunu değerlendiren insan
demektir. Hâliyle, şimdi aldığınız kararların,
büyükşehir yasasıyla ilgili aldığınız
kararların sonuçlarını çok iyi tahlil etmeniz gerekir.
Büyükşehir belediye başkanlıkları oluşturabilirsiniz
ama neden mücavir alanı daha genişletip il sınırlarına
kadar götürüyorsunuz?
Şimdi, şöyle düşünün: Farklı
bir zihniyeti, diyelim ki Diyarbakır Belediye
Başkanlığını ele aldığınız zaman,
köylere kadar giden buralarda köyleri mahalle yapıyorsunuz ve buraya
bağlıyorsunuz- oradaki asker aileleri, köy korucularının
ailelerinin ne duruma düşeceğini bir düşünün. Nasıl
mücadele edecekler terörle? Çünkü teröre destek veren bir anlayışla
iç içe yaşacaklar.
Bırakın bunları,
birtakım başka hususları göz önüne
aldığınızda, büyükşehirler kendi iç mücavir
alanlarında bir görevi yerine getiremezken bütün bir ili nasıl kontrol
edecekler? Diğer taraftan yine demokrasi dediğimiz mefhum, halka
kadar hizmeti indirebilmek anlamına gelir. Ama bunu
yaygınlaştırarak, yönetimi yaygınlaştırarak
yaparsınız. Ama siz şehir devletleri hâline getiriyorsunuz
vilayetleri. Yani belediye başkanı tüm ili kapsayacak bir yetkiye
sahip olacak.
Şehir devletleri dedim, Amerika
Birleşik Devletleri diyoruz. Aslında Amerika eyalet sistemiyle
yönetilmiyor, 52 devletten meydana geliyor. Onun için Amerika Birleşik
Devletleri diyoruz. Yani, siz, Türkiye Cumhuriyeti yerine Türkiye
birleşik devletlerini mi kurmak istiyorsunuz? Bunu çok iyi
düşünmenizi istirham ediyorum. Tekrar değerlendirin.
Attığınız bu adımın vebali yarın çok
ağır olacaktır.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önerge
üzerinde söz isteyen Muharrem Işık, Erzincan Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
MUHARREM IŞIK (Erzincan) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygılarımla
selamlıyorum.
6ncı madde üzerinde söz
almış bulunmaktayım. Bu maddede büyükşehir belediyeleri
sınırları il mülki sınırı olarak
belirlenmiş, ilçe belediyeleri sınırları da ilçe mülki
sınırı olarak belirlenmiş. Tabii, burada belirlenirken her
tarafın İstanbul, İzmit gibi olduğu düşünülerek
yapılmış. Köy tüzel kişilikleri kaldırılarak,
beldeler yok edilerek bu şekilde büyük bir şehir oluşturulmaya
çalışılmış tüm şehir olarak. Gerçi, tabii, burada
baktığımız zaman böyle bütünleştirici bir şey
yapmanız sizin pek ruhunuza uygun değil ama burada bütünşehir
olarak koymuşsunuz çünkü sizin genelde en iyi
yaptığınız şey, bölerek, parçalayarak bir
şeyleri sağlamak.
İşte, Yenimahalleyi dün gece saat üç buçukta böldünüz, daha önce de
Şişliyi bir buçukta Komisyonda bölmüştünüz. Bu şekilde
böle böle seçimleri alıp gidiyorsunuz.
Tabii, buradaki bu madde daha çok seçim
yasası olarak görülüyor. Diğer şeyleri zaten
arkadaşlarımız söylediler. Seçim almak için
çıkardığınız bir yasa, aynı zamanda da 1453lere
selam gönderen rant yasası olarak geliyor.
Burada, özellikle eski milletvekillerimiz
çıkıp konuştukları zaman sizin içinizde işte ülkeyi
seven, çok değer veren değerli insanlar olduğunu söylüyor. Ben
de eminim ki öyle insanlar vardır, hepiniz de öylesinizdir ama tabii,
burada yapılan uygulamalara baktığımız zaman o kadar
şey anlatılıyor, Komisyonda o kadar şey
anlatıldı, burada o kadar şey anlatıldı,
yanlışlar söyleniyor, hiç mi bir tane bu insanların
anlattığı doğru yok? Hiçbirini kabul etmeden geçiyorsunuz.
Tabii, burada çıkan şey,
aldığınız komut gereği, bunu yerine getirmek zorunda
olduğunuz için getiriyorsunuz çünkü Komisyonda da gördük, burada da
gördük, kendi aranızda konuşurken de söylüyorsunuz, bu yasada bir
sürü yanlış var ama bir türlü bunu kabul edemiyorsunuz.
Tabii, ülkede özellikle şu anda
gidişata baktığımız zaman sanki sultanlıkla
yönetiliyoruz, sanki despotlukla gidiyoruz, sanki diktatörlüğe
gidiyormuş gibi bir izlenim almaya başladık. Ülkeyi göz göre
göre kutuplaştırmaya götürüyorsunuz. Bunların zararını
tabii ki çekeceğiz.
Tabii, ülkede, şu anda
gördüğümüz, yazarları, medya patronlarını, holding
sahiplerini, vergi memurları ile müfettişlerle
sıkıştırarak, korkutarak yandaşınız
yaptınız, onları baskı altına aldınız.
Yaklaşık 100 muhalif gazeteciyi, bine yakın öğrenciyi,
bilim insanlarını, milletvekillerini, belediye
çalışanlarını sizin belediyeden olmayanları tabii-
hepsini içeri tıktınız.
Bununla beraber, şimdi de yeni yasayla birlikte
artık ne yapacaksınız onu biliyoruz, herkes de söylüyor zaten.
Dün akşam, eski Sayın Meclis Başkanımız buraya
çıktığı zaman Meclisin onuruna yakışır
şekilde davranmamız gerektiğini, birbirimizi
kırmamamız gerektiğini, dışarı
çıktığımız zaman birbirimizin yüzüne
bakacağımızı söyledi, ben de katılıyorum ama
burada kendi istedikleriniz olduğu zaman eğer ki bir yerleri ilçe
yapacaksanız nüfusu 50 binden 20 bine düşürmek için oylamada ortak
imza atıyorsanız o zaman iyi oluyoruz ama Yenimahalle bölünürken
karşı çıktığımız zaman, o zaman kötü
olduğumuzu söylüyorsunuz, gerdiğimizi söylüyorsunuz. Hiçbir şeyi
kabul etmediğiniz için burası geriliyor ama onu bir türlü kabul
etmiyorsunuz. Hiç acıma duygunuz yok, acımayı hiçbir zaman için
görmediniz. Evet, acıma duygusu olmadığı için de
yaptığınız atamalarda; yaptığınız
işe alımlarda; rant paylaşımlarında; tutuklamalarda
taraflı olarak; ölüm döşeğinde yatan, bugünkü açlık grevini
yapan insanlarda; iktidarda kalmak için yaptığınız
yasalarda; kafanızda o kindar gençliği yetiştirmek için
koyduğunuz, eğitime getirdiğiniz yeni uygulamalarda; sırf
vatandaşı kandırmak için yıllardır
yaptığınız, sağlıkta dönüşüm
dediğiniz, sonunda özelleşmeyle birlikte ücretli bölüme geçecek
sağlıktaki dönüşme ve hekimlere yaptığınız
şiddetlere ve en önemlisi cumhuriyetin tüm kazanımlarına
yaptığınız ve onu yok etmek istediğiniz; ayrıca
Atatürke direkt olmasa bile endirekt olarak söylediğiniz bütün
saldırılarınıza rağmen; ülkeyi, insanları
öteleştirmenize rağmen; işte, bugün Hatayda görüyoruz
nasıl böldüğünüzü, neler yapmaya
çalıştığınızı; bu ülkeyi kanun hükmünde
kararnamelerle yürütmeye çalıştığınızı;
kaymakamları, valileri, savcıları, hâkimleri, müdürleri atarken
sanki tek tornadan çıkmış gibi insanlardan oluşmasına,
Türk Dil Kurumunu, Türk Tarih Kurumunu, Atatürk Orman Çiftliğini yok
etmeye çalışmanıza millî bayramları yasaklamanıza
bugün gerçi 10 Kasımda geri adım attınız, ne olduysa
bilmiyoruz, bütün bunlara baktığımız zaman, bütün
yaptığınız bu tahriplere baktığımız
zaman şu anda söylemek istemiyorum ne yapmak istediğinizi ama ben
şunu söyleyeceğim: Siz bu cumhuriyeti sevmiyorsunuz ve cumhuriyetle
de sorununuz var, bunu yaparken de maalesef böyle, insanları
öteleştirerek, insanları bir yerlere iterek yapıyorsunuz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza
sunacağım.
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup
milletvekili ayağa kalktı)
MUHARREM İNCE (Yalova) Yoklama
istiyoruz.
BAŞKAN Yoklama talebi var,
yerine getireceğim.
Sayın İnce, Sayın
Havutça, Sayın Öztürk, Sayın Seçer, Sayın Özdemir, Sayın
Dinçer, Sayın Işık, Sayın Köprülü, Sayın
Kesimoğlu, Sayın Köktürk, Sayın Yılmaz, Sayın Genç,
Sayın Öz, Sayın Güven, Sayın Aydın, Sayın Özgündüz,
Sayın Çandar, Sayın Onur, Sayın Dibek, Sayın Özkan.
İki dakika süre veriyorum ve
yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık
ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri
Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681, 2/786, 2/820,
2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338)
(Devam)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki
önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önergeler kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri,
tasarının 6ncı maddesinin oylamasının açık
oylama şeklinde yapılmasına dair bir önerge vardır.
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın
Başkan, bakın, 4üncü maddede diyor ki: Büyükşehir
belediyelerinin sınırları il mülki
sınırlarıdır. 6ncı maddede de diyor ki:
Büyükşehir belediyelerinin sınırları il mülki
sınırlarıdır. Hem 4üncü maddede diyor bunu hem 6 ncı
maddede böyle bir şey olur mu? Yani, bakın, 4üncü maddede diyor ki:
Büyükşehir belediye sınırları il mülki
sınırlarıdır. bir de 6ıncı madde de Büyükşehir
belediyelerinin sınırları il mülki
sınırlarıdır. diyor. Niye böyle iki tane şey konuluyor?
BAŞKAN 4üncü madde tanımlama maddesi
Sayın Genç.
KAMER GENÇ (Tunceli) Hayır yani bir şey
söylüyoruz burada, kanun yapıyoruz ya.
BAŞKAN Evet, sayın milletvekilleri,
tasarının 6ıncı maddesinin oylamasının açık
oylama şeklinde yapılmasına dair bir önerge vardır,
önergeyi okutup imza sahiplerini arayacağım.
Oktay Vural, İzmir? Burada.
Alim Işık, Kütahya? Burada.
Mehmet Erdoğan, Muğla? Burada.
Cemalettin Şimşek, Samsun? Burada.
Bülent Belen, Tekirdağ? Burada.
Oktay Öztürk, Erzurum? Burada.
Zuhal Topçu, Ankara? Burada.
Enver Erdem, Elâzığ? Burada.
Şefik Çirkin, Hatay? Burada.
Ali Torlak, İstanbul? Burada
Sümer Oral, Manisa? Burada.
Yusuf Halaçoğlu, Kayseri? Burada.
Necati Özensoy, Bursa? Burada.
Ali Halaman, Adana? Burada.
Sinan Oğan, Iğdır? Burada.
Hasan Hüseyin Türkoğlu, Osmaniye? Burada.
Celal Adan, İstanbul? Burada
Sadir Durmaz, Yozgat? Burada.
Emin Çınar, Kastamonu? Burada.
Ali Öz, Mersin? Burada.
BAŞKAN Evet, açık oylamanın şekli
hakkında Genel Kurulun kararını alacağım. Açık
oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını
oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
İki dakika süre veriyorum.
( Elektronik cihazla oylama
yapıldı )
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
338 sıra sayılı Kanun Tasarısının 6ncı
maddesinin açık oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı :
286
Kabul : 225
Ret : 61 (x)
Kâtip Üye Kâtip Üye
Mine Lök Beyaz Muhammet Rıza
Yalçınkaya
Diyarbakır
Bartın
Böylece madde kabul edilmiştir.
7nci madde üzerinde 3 adet önerge
vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
338 sıra sayılı
Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı'nın 7. Maddesinde geçen "Büyükşehir ve ilçe
belediyeleri tarım ve hayvancılığı desteklemek
amacıyla her türlü faaliyet ve hizmette bulunabilirler." ifadesinden
sonra gelmek üzere "tarım il müdürlükleri belediyelere her türlü
danışmanlık hizmetini vermekle yükümlüdür." ifadesinin
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan İbrahim
Binici Halil Aksoy
Iğdır Şanlıurfa Ağrı
Hüsamettin
Zenderlioğlu Erol
Dora Nazmi
Gür
Bitlis Mardin Van
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
"Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Malatya Milletvekili Öznur
Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu" nu ihtiva eden 338 sıra
sayılı Tasarının 7. Maddesinde geçen mabetler ile
ibaresinin ibadet yerleri ile olarak değiştirilmesini ve kentsel
tasarım projelerine uygun olarak bu yerlere cephesi bulunan yapılara
ilişkin yükümlülükler koymak" ile nakdi yardım yapmak
ibarelerinin Tasarı metninden çıkarılmasını ve g)
bendinin sonuna aşağıdaki cümlenin eklenmesini arz ederiz.
Mehmet
Erdoğan Hasan
Hüseyin Türkoğlu Enver
Erdem
Muğla Osmaniye Elâzığ
Alim
Işık Sadir
Durmaz Nevzat
Korkmaz
Kütahya Yozgat Isparta
Özcan Yeniçeri Ali Öz
Ankara Mersin
İlçe belediyelerinin ticari maksat
taşımayan, hemşehrilerini bilgilendirme amaçlı
levhalarının asılacak yerlerini ve bunların şekil ve
ebatlarını belirleme yetkisi ilçe belediyelerine aittir.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 sıra sayılı
Kanun Tasarısının 7. maddesinin metinden
çıkarılmasını arz teklif ederiz.
Birgül
Ayman Güler Muharrem
Işık Namık
Havutça
İzmir Erzincan Balıkesir
Dilek
Akagün Yılmaz Mehmet
S. Kesimoğlu Ali
Serindağ
Uşak Kırklareli Gaziantep
Muharrem
İnce Celal Dinçer
Yalova İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor
mu?
BİLİM, SANAYİ VE
TEKNOLOJİ BAKANI NİHAT ERGÜN (Kocaeli) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen?
Namık Havutça, Balıkesir
Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)
NAMIK HAVUTÇA (Balıkesir)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, 7nci madde
üzerinde söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, Sayın İçişleri
Bakanı burada olsaydı ona bir soru sormak isterdim. Anayasanın
23üncü maddesinin üçüncü fıkrası Seyahat hürriyeti, ancak bir suçun
soruşturma ve kovuşturması sebebiyle ve suç işlenmesini
önlemek için engellenebilir ve kanunla düzenlenir. diyor.
Şimdi, geçtiğimiz Cumhuriyet
Bayramında Türk halkının Türkiye'nin her yerinden Ankaraya
gelmesiyle ilgili, cumhuriyet kutlamalarına gelmesiyle ilgili, Türkiye'nin
her yerinde seyahat özgürlüğü Anayasaya aykırı bir
şekilde
Anayasa çiğnenmiştir.
Şimdi, ben bunu, İçişleri
Komisyonunun bir üyesi olarak yazıyla İçişleri
Bakanlığına -Emniyet Genel Müdürlüğüne- sordum. Bana gelen
yazı, değerli arkadaşlarım: Gizlilik ibaresi
olduğundan bu yazı size gönderilememektedir.
Şimdi, ben buradan soruyorum
Sayın Bakan: Ben İçişleri Komisyonunun ve Türk
halkının seçtiği bir milletvekili olarak emniyet müdürlerinin,
kaymakamların gördüğü bir yazıyı niye göremiyorum? Bu,
hangi ileri demokrasi anlayışına ve yargı
anlayışına uygundur?
Yine, dün Ayvalık Belediye
Başkanımız bir suçtan dolayı, sanki adam dünyadan kaçacak,
yurt dışına kaçacak gibi yaka paça gözaltına
alınıyor. Değerli arkadaşlarım, halkın
seçtiği Belediye Başkanı; makamı orada. Bu şekilde,
itibarsız bir şekilde, onları
aşağılayıcı bir şekilde kamuoyunun gözü önünde
küçük düşürmek hiç kimsenin haddi değildir. Artık,
İçişleri Bakanı görevini yasalara ve Anayasaya uygun olarak
yapmak zorundadır.
Değerli arkadaşlarım, yasa
tasarısını biz Komisyonda çok tartıştık.
Anayasaya aykırı, açık, aykırı. Anayasanın
127nci maddesinde ihdas edilmiş bulunan yerel yönetimleri yok eden bir
yasa.
Şimdi, biz, bununla ilgili, birçok
yerde kamuoyu araştırmaları yaptırdık, hatta
referandumlar yaptık, hem de AKPli belediyelerin olduğu yerde;
CHPli belediyelerde zaten yaptırdık.
Bakın, Bandırma Edincik,
kullanılan oy 3.897, bunların 3.900 tanesi Hayır diyor. Yine
Erdek Karşıyaka, AKPli belediye, 1.400 oy
kullanılmış, toplam seçmen 2 bin. Yine Erdek Ocaklar,
bağımsız belediye, 1.014 yurttaşımız Hayır
demiş. Yine Gönen Sarıköy, AKPli belediye, toplam seçmen 3.800,
2.739 yurttaşımız Hayır demiş. Yine Manyas
Kızıksa, 690 yurttaşımız; Sındırgı
Yaylabayır, 739 yurttaşımız; Marmara Avşa 1.322
yurttaşımız Hayır demiş. Yani bunlar Cumhuriyet Halk
Partili belediyeler değil.
Değerli arkadaşlarım,
milletin iradesi diyoruz ve siz hiç sormadan, danışmadan 16.082
köyümüzün varlığına son veriyorsunuz. Bu köylülerimizin
meraları, yaylaları, kışlakları, tarlaları,
evdeki kazanını satarak aldığı tarlalar var, köy ortak
malı. Size kim verdi bu yetkiyi ve hangi yetkiyle onların
mallarını belediyenin malı hâline getiriyorsunuz? Bu
insanların, onların ortak malı. Bunlar düşünüldü mü?
Hayır, düşünülmedi değerli arkadaşlarım.
Değerli arkadaşlarım, bu
yasa, uluslararası sermayenin açgözlülüğünü doyurmak için köylülerin
meralarını, hazine arazilerini ranta açma yasasıdır. Bu
yasa, bölgeler arası farklılıkları, ekonomik
farklılıkları ortadan kaldıracak bir yasa değil, bizi
bütünleştiren bir yasa değil, tam aksine Türkiyeyi ayrıştırma
yasasıdır. Bu yasada bölgesel farklılıkları daha fazla
belirginleştirecek adımlar atılmaktadır. Bakın, bu
Anayasaya aykırılık iddiasıyla biz elbette bunun gereğini
yapacağız. Ancak Türkiyede ulusal birlik ve bütünlüğümüzü,
üniter yapımızı zedeleyecek bir adım
atılmaktadır; bunun burada yapılmaması gerekir. O nedenle,
bu yasanın, yazım tekniği, görüşülmesi
bakımından, kamuoyunda tartışılmaması
bakımından yeniden Komisyona geri dönerek, orada bütün
detaylarıyla düşünülerek yeniden ele alınması gerekmektedir.
Değerli arkadaşlarım, Fransa
gibi bir ülkede 38 bin belediye var. Fransada bu yasa iki yıl
tartışıldı, bizde sabahlara kadar kafamıza
bastıra bastıra, komisyonlarda sabaha kadar direnerek ancak üç günde
geçirdiniz.
O nedenle, bu yasanın mutlaka geri
çekilerek detaylı incelenmesi gerekiyor diyor, hepinize saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
"Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilin; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Malatya Milletvekili Öznur
Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu"nu ihtiva eden 338 sıra
sayılı Tasarının 7. Maddesinde geçen mabetler ile
ibaresinin ibadet yerleri ile olarak değiştirilmesini ve kentsel
tasarım projelerine uygun olarak bu yerlere cephesi bulunan yapılara
ilişkin yükümlülükler koymak ile nakdi yardım yapmak ibarelerinin
Tasarı metninden çıkarılmasını ve (g) bendinin sonuna
aşağıdaki cümlenin eklenmesini arz ederiz.
Ali
Öz (Mersin) ve arkadaşları
İlçe belediyelerinin ticari maksat
taşımayan, hemşehrilerini bilgilendirme amaçlı
levhalarının asılacak yerlerini ve bunların şekil ve
ebatlarını belirleme yetkisi ilçe belediyelerine aittir.
BAŞKAN Evet, Komisyon önergeye katılıyor
mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI
MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI
NİHAT ERGÜN (Kocaeli) Katılmıyoruz.
Önergenin üzerinde söz isteyen Ali Öz, Mersin
Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)
ALİ ÖZ (Mersin) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sayın Başkanım, değerli
milletvekilleri; 338 sıra sayılı Büyükşehir Belediyesi
Kanununun 7nci maddesi üzerine grubumuz adına söz almış
bulunuyorum. Yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bu kanun tasarısı
Genel Kurula gelmeden önce gerek toplum katmanları gerek sivil toplum
kuruluşları gerekse komisyonlar gerekse iktidar milletvekilleriyle
yeterli oranda ve zamanda tartışılmadan, bir oldubittiye
getirilerek yangından mal kaçırır gibi alelacele
yasalaştırılmaya çalışılmaktadır.
Tasarının Anayasaya aykırılık teşekkül eden çok
sayıda düzenlemeleri ve belirsizlikleri ve keyfî uygulamalara imkân
verecek tarafları vardır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu
tasarının her anlamda eksiklerle dolu olduğuna inanıyoruz.
Yerel yönetim alanlarını kapatarak toplumun daha iyi hizmet
alacağına kimi inandıracaksınız?
Pergel yasaya göre, daha önceki büyükşehir
kapsamına dâhil olan, kapatılmış olan beldelerdeki hizmetin
aksadığını bölgelerinize gittiğinizde kendiniz görüp
tespit etmiyor musunuz? Beldelerin ve köylerin tüzel kişiliğini
ortadan kaldırmak doğru bir karar değildir. Yapılmaya çalışılanlar
milletin menfaatlerine olmayacaktır. Büyükşehir
sınırlarının il sınırları ile
örtüştürülmesi ülkemizde sorunları azaltma yerine, artıracak bir
uygulamadır. Mevcut büyükşehir belediyesinin sınırları
il mülki sınırı olarak genişleyecektir. AKP bu tasarıyı
hazırlarken toplumun hangi kesimleriyle
tartışmıştır? Bu, gerçekten merak konusudur. Belde
belediye başkanları ve muhtarlara Sizin tüzel kişiliğinizi
ortadan kaldıracağız. deseydiniz acaba hangi cevabı
alırdınız?
Tasarı, ülkemizin yönetim geleneklerini, Anayasaya
yansıyan merkez-taşra dengesini ve asırlara dayanan kurumsal
yapıları hesaba katmadan anlık bir karara dayanılarak
hazırlanmış bir görüntü vermektedir. Bu tasarıyla,
yasalaşması hâlinde merkezî idarenin taşrada temsilinin
zayıflayacağı, hükûmet ve devlet politikalarının
yerine getirilmesinin güçleşeceği veya imkânsız hâle
geleceği aşikârdır.
İl idaresi sisteminin
aşındırılması, taşrada devletin
tarafsızlığını ve hukukun üstünlüğünü uygulayacak
makamların zayıflamasına ve zaman içerisinde ortadan
kalkmasına yol açacaktır. Bu tasarıyla ortadan
kaldıracağınız il idaresi, yerel demokrasinin en büyük
teminatıdır, ancak anlaşılan, yerel demokrasiden
vazgeçmiş olduğunuz görülmektedir.
7nci maddeyle tamamen büyükşehir
belediyelerine, âdeta, ulufe dağıtmak gibi bir yetkiyi
tanımlıyorsunuz. Burada amatör spor kulüplerine destek vermek
amacıyla teknik direktör, antrenör ve öğrencilere vereceğinizi
ifade etmiş olduğunuz bu yardımları, acaba hangi
öğrenciye, hangi kıstaslarla? Kim tarafından belirleneceği
belli olmaz bir şekilde vereceksiniz. Dolayısıyla, burada
aslında gizli niyetiniz, büyükşehirleri, âdeta, yeni bir yağma
kapısı olarak toplum huzurunda deklare etmekten başka bir
şey değildir.
Daha önceki büyükşehir yasa
tasarısında bu amaçla dağıtılacak olan ayni
yardımlar yasalarımızda mevcutken, bunun yanına nakdî
yardımı ilave etmeniz tutarsız da bir davranıştır
ve pratikte, sonuçta siyasi yandaşlarınıza vereceğiniz
imkânlardan öteye yeni bir avantaj sağlamayacaktır.
Büyükşehir belediye yasasıyla
beraber tarım ve hayvancılık alanında destekleme
faaliyetlerinin olacağını yasa tasarısında ifade
ediyorsunuz. Hepimiz biliyoruz ki, büyükşehir
sınırlarının içerisinde, çoğu alanlarda
hayvancılık noktasında hayvancılıkla uğraşan
insanların sayısı oldukça azdır. Ben şunu gerçekten
çok merak ediyorum, büyükşehir sınırları içerisinde
hayvancılığa nasıl destek vereceksiniz, neyi vereceksiniz?
Yani, hayvancılık desteğini bu alanda büyükşehir
belediyelerinin verme ihtimali ve imkânı kısıtlı ve zaten
yoktur.
Öbür taraftan, herkesin üzerinde
hassasiyetle durması gereken konulardan bir tanesi de şudur: Bu
maddeyle büyükşehir belediyelerine verilen yetkilerden biri olan
Ticari
maksat taşımayan, hemşehrilerini bilgilendirme amaçlı
levhaların asılacağı yerleri, bunların şekil ve
ebatlarını belirleyecek olan ,büyükşehirlerdir.
Dolayısıyla, büyükşehirler, kendi alt belediyeleri eğer
kendi siyasi partisine mensup değilse, bugüne kadar görmüş
olduğumuz uygulamalarda, özellikle diğer siyasi partiye mensup
belediye başkanlarına bu imkânı hiçbir zaman
tanımamaktadır. Buna Türkiyede yaşayan her insan mutlak suretle
şahittir. Bu uygulama doğru değildir. Oysaki, gerçekte bu
tasarıda düzenlenmesi gereken ve değiştirilmesi gereken,
özellikle bu amaçla kullanılacak olan levhaların yerinin
belirlenmesi, bunlardan elde edilecek olan bir gelir varsa bu gelirlerin direkt
olarak ilçe belediyeleri tarafına aktarılması. Onlara bir kaynak
oluşturması maksadıyla önergeye olumlu oy
kullanacağınızı tahmin ediyor, hepinize saygı ve
sevgilerimi sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
III.-Y O K L A M A
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
MUHARREM İNCE (Yalova) Yoklama talep ediyoruz.
BAŞKAN Yoklama talebi var, yerine getireyim.
Sayın İnce, Sayın Güler, Sayın
Havutça, Sayın Cengiz, Sayın Özdemir, Sayın Seçer, Sayın
Genç, Sayın Öztürk, Sayın Yılmaz, Sayın Köktürk, Sayın
Köprülü, Sayın Çıray, Sayın Aydın, Sayın Güven,
Sayın Öz, Sayın Özgündüz, Sayın Çandar, Sayın Yüksel,
Sayın Özkan, Sayın Özel, Sayın Edipoğlu.
İki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, toplantı
yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
338 sıra sayılı
Büyükşehir belediyesi kanunu ile bazı kanun ve kanun hükmünde
kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair kanun
Tasarısı'nın 7. Maddesinde geçen "Büyükşehir ve ilçe
belediyeleri tarım ve hayvancılığı desteklemek
amacıyla her türlü faaliyet ve hizmette bulunabilirler." ifadesinden
sonra gelmek üzere "tarım il müdürlükleri belediyelere her türlü
danışmanlık hizmetini vermekle yükümlüdür." ifadesinin
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Nazmi
Gür (Van) ve arkadaşları
BAŞKAN Sayın Komisyon önergeye
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor
mu?
BİLİM, SANAYİ VE
TEKNOLOJİ BAKANI NİHAT ERGÜN (Kocaeli) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen
Nazmi Gür, Van Milletvekili.
NAZMİ GÜR (Van) Teşekkürler Sayın
Başkan.
Değerli arkadaşlar, hepinizi
saygıyla selamlıyorum. Grubum adına söz almış
bulunuyorum.
Tabii, Türkiye'nin idari
yapısını kökten değiştirecek bir yasayı
görüşüyoruz ve bu yasayı görüşürken, maalesef, yasadan
etkilenecek milyonların, onların sivil toplum örgütlerinin, o
bölgedeki milletvekillerinin hiçbirinin görüşünü almadan, apar topar bir
yasa hazırlanıyor ve bu yasanın, hem muhalefetin hem sivil
toplum örgütlerinin hem halkın iradesine rağmen geçiriliyor
olması büyük bir şanssızlık; aslında, Türkiye için de
büyük bir zaman kaybı.
Değerli arkadaşlar, tabii,
yasalar yapılırken, yasalar yasama erkini elinde bulunduran Meclis
tarafından yapılırken öncelikle halkın
yaşamının, halkın ihtiyaçlarının, dönemin, zamanın
ihtiyaçlarının göz önünde bulundurulması gerekiyor. Burada
partinin, partilerin, çıkar gruplarının ya da herhangi bir
sınıfın ihtiyaçları göz önünde bulundurulmaz ama öyle
görülüyor ki bu yasa taslağı hazırlanırken çok ince düşünüldü
ve âdeta bir cerrah titizliğiyle hazırlanan yasalar var. Somut bir
örnek vereyim: Tabii -bir Van Milletvekili olarak- Vanın büyükşehir
belediyesi olarak ilanının söz konusu olduğunu da biz de herkes
gibi bir sabah uyandığımızda basından okuduk.
Vanın büyükşehir olması, ihdas edilen yeni iki ilçenin
sınırları, onlara bağlanacak mahalle ve köylere
ilişkin hem bölge milletvekilleri, il milletvekilleri hem sivil toplum
örgütlerinin hiçbir biçimde görüşü alınmamıştır. Hele
hele bu yasayla doğrudan etkilenecek yurttaşların,
seçmenlerimizin hiçbirinin görüşü alınmamıştır.
Bizim bu yasayı
eleştirdiğimiz temel noktalardan birisi de tarafı
olduğumuz, kurucusu olduğumuz özellikle Birleşmiş Milletler
ve Avrupa Konseyinin uluslararası belgelerine, yine tarafı
olduğumuz ve girmeye çalıştığımız Avrupa
Birliğinin temel belgelerine aykırılık teşkil
etmesidir. Tabii ki biz bir taraftan demokrasinin yerellere, mümkünse en ücra
köşeye kadar ulaşmasını, halkın kendi kendini
yönetmesi gerektiğini, katı demokratik, merkezîyetçi
yapının ademimerkezîyetçi bir yapıyla 21inci yüzyıla uygun,
modern bir idari sistemin getirilmesini savunurken, tam tersi, vesayeti
katmerleştiren, vesayeti, merkezî hükûmetin vesayetini büyükşehirler
üzerinde iyice perçinleyen bir sistem, bir yeni yapılanma getiriyor.
Görünürde, süper belediye başkanları yaratma iddiası
altında olan bu yasa, aslında, hükûmete, merkezî hükûmete
doğrudan bağlı olan, başbakana doğrudan
bağlı olan ve merkezî hükûmetin atadığı süper valiler
yaratıyor. Hem ekonomik hem idari vesayet giderek katmerleştiriliyor,
bunun üzerine siyasi vesayeti de düşündüğümüzde bu yasanın
gerçekten demokratikliğinden herkesin şüphe duyması gerekiyor ve
bizim, bu ülkenin bu tür antidemokratik yöntemlerle hazırlanmış
ve Hükûmetin sayısal çoğunluğuyla dayattığı bir
yasayla karşı karşıya olduğumuzun farkında
olmamız gerekiyor ve bu yasanın, gerçekten, bütün
taraflarının, özellikle yurttaşlarımızın, sivil
toplum örgütlerinin, belediyelerin tamamıyla
tartışılması, olgunlaştırılması, sonra
Meclise ve Parlamentoya getirilmesi gerekirken bunun tam tersi bir yöntemle bu
yasanın gündeme alınması, bizim, hem iktidarın ve hem de
Parlamentoda çoğunluğu elinde bulunduran AK PARTİnin pragmatik,
yararcı bir yaklaşımla bu yasayı geçme ve geçirmesiyle
ilgilidir. Biz bu konuda Hükûmeti bir kez daha sağduyuya çağırıyoruz.
Eğer gerçekten anayasal bir reform sürecinde olan bir Türkiyede yerel
yönetimlerde bir anayasal reform, yerel yönetimlerde bir hukuki reform
istiyorsanız bu yasanın halkla birlikte
tartışılması ve gündeme getirilmesi gerekiyor.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Evet, teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
8inci madde üzerinde 3 adet önerge
vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
"Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Malatya Milletvekili Öznur
Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporunu" ihtiva eden 338 sıra
sayılı Tasarının 8. Maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ederiz.
Mehmet Erdoğan Hasan Hüseyin Türkoğlu Enver Erdem
Muğla Osmaniye Elâzığ
Alim Işık Sadir Durmaz Lütfü Türkkan
Kütahya Yozgat Kocaeli
S. Nevzat Korkmaz Mesut Dedeoğlu
Isparta Kahramanmaraş
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 8. Maddesinde "Türkiye
Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu'nun görevlendireceği ilgili
odanın temsilcisinin" ifadesi yerine "ulaşımla ilgili
kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının (üst
kuruluş varsa üst kuruluş olmak üzere) temsilcilerinin"
ifadesinin getirilmesi biçiminde değiştirilmesini; ve
"ulaşım sektörü ile ilgili ifadesinin
çıkarılmasını, "temsilcileri" sözcüğünden
sonra gelmek üzere "ile tüketici dernek ve federasyonlarının
temsilcileri" sözcüklerinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Birgül Ayman Güler Muharrem Işık Mehmet S. Kesimoğlu
İzmir Erzincan Kırklareli
Ali Serindağ Celal Dinçer Namık Havutça
Gaziantep İstanbul Balıkesir
Mehmet Ali Susam
İzmir
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
338 sıra sayılı
Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı'nın 8. Maddesinin son cümlesinde yer alan "ilgili
kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarından ihtisas meslek
odalarının temsilcileri" ibaresinden sonra gelmek üzere" ve
konuyla ilgili olarak önerisini sunup dilekçeyle başvuran kişilerin
ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan İbrahim Binici Halil Aksoy
Iğdır Şanlıurfa Ağrı
Hüsamettin Zenderlioğlu Erol Dora Altan Tan
Bitlis Mardin Diyarbakır
BAŞKAN Birleşime beş
dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 23.42
ONUNCU OTURUM
Açılma Saati: 23.49
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır),
Tanju ÖZCAN (Bolu)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 18inci Birleşiminin Onuncu Oturumunu
açıyorum.
338 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
8inci maddede Milliyetçi Hareket Partisi Grubuna
mensup milletvekillerince verilen önerge işlemlerinin kapalı oturumda
görüşülmesine dair İç Tüzüğün 70inci maddesine göre
verilmiş bir önerge vardır.
Kapalı oturum istemine dair önergeyi
okutuyorum:
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
(Devam)
B) Önergeler
1.- MHP Grubu adına Grup Başkan Vekili
İzmir Milletvekili Oktay Vuralın,
338 sıra sayılı Kanun Tasarısının 8inci
maddesinde MHP Grubuna mensup milletvekillerince verilen önerge
işlemlerinin kapalı oturumda görüşülmesine ilişkin önergesi
TBMM Başkanlığına
338 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 8. maddesi üzerindeki MHP Grubuna ait önerge
işlemlerinin kapalı oturumda yapılmasını grup
adına arz ederiz.
Oktay
Vural
İzmir
MHP
Grup Bakan Vekili
BAŞKAN Evet, kapalı oturumda
Genel Kurul salonunda bulunabilecek sayın üyeler dışındaki
dinleyicilerin ve görevlilerin dışarıya çıkmaları
gerekmektedir.
Sayın idare amirlerinden salonun
boşaltılmasını temin etmelerini rica ediyorum.
Yeminli stenograflar ve yeminli
görevlilerin salonda kalmalarını oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kapanma
Saati: 23.51
ON BİRİNCİ OTURUM
(On Birinci Oturum
kapalıdır)
X.- KAPALI OTURUMLAR
ON
BİRİNCİ OTURUM
(Kapalıdır)
------ 0 -----
ON İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 23.59
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır),
Tanju ÖZCAN (Bolu)
-----0-----
BAŞKAN Kapalı Oturumdan sonraki
On İkinci Oturumu açıyorum.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık
ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681,
2/786, 2/820, 2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN En aykırı önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
"Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Malatya Milletvekili Öznur
Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporunu" ihtiva eden 338 sıra
sayılı Tasarının 8. Maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ederiz.
Lütfü
Türkan (Kocaeli) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) -Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor
mu?
SANAYİ VE TİCARET BAKANI
NİHAT ERGÜN (Kocaeli) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Kocaeli
Milletvekili Lütfü Türkkan, buyurun. (MHP sıralarından
alkışlar)
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın
Başkan, değerli üyeler; yerel yönetim düzeyindeki bu yapılanma
bölgesel otonomi arzularını artıracak özellikleri de içinde
taşımaktadır. Bir diğer anlatımla, terörist
yapılanmalar hedefledikleri bölgesel otonomi altyapısını
kuracaklar ve büyükşehir belediyeleri vasıtasıyla da bunu
Diyarbakır örneğindeki gibi sistematize edeceklerdir.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu
Bölgesindeki belediyelerin etnik temelli siyasi partilerin kontrolüne girmesi,
bu bölgedeki korucu köylerin en temel kamu hizmetlerinden bile
yararlanmalarında sıkıntılara neden olacaktır.
Bakın, dağda çocuğu olan ailelere bile bin liraya kadar
belediyeden yardımlar, sosyal yardımla da aileden
Çocukları PKK
terör örgütüne katılmış ailelerin var olması
Belediyelerde
iş bulmak için bile PKK içinde çocuğunun olmasının gerekli
olduğu bir belediye yapılanmasının varlığı
söz konusu ise yapılacak bu değişiklik ile acaba Mardin,
Şanlıurfa, Van ve Diyarbakırın bütün bütün gözden
çıkarılması ve belediyeler bağlamında PKKya teslim
edilmesi mi düşünülmektedir?
2011 milletvekili seçimlerinde, AKPnin
yeni büyükşehir olacak illerden Van ve Mardinden aldığı
oyların oranı sırasıyla yüzde 40 ve yüzde 32dir, bu oran
Diyarbakırda ise yüzde 33tür. Bundan sonraki seçimlerde, bölgesel
yapı ve etnik milliyetçilik birlikteliğinde, Vanda da, Mardinde de
seçimlerde etnik kökene yatırım yapan partinin dışında
bir seçim kazanma olanaksızlaşacaktır.
ALTAN TAN (Diyarbakır)
İnşallah.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) Böylelikle,
terörü finanse eden konumunda sıklıkla ismi zikredilen
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinin yanına 2 tane daha belediye
hediye edilmiş olacaktır.
ALTAN TAN (Diyarbakır) Van zaten
BDPde.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) Peki, siz
kırsaldaki muhafazakâr oyların büyükşehir içine katılarak
belediyelerin yeniden kazanılmasını mı
düşünmektesiniz? Bakın, yerel yönetimlerde, kanunlarla beraber
Yerel
yönetimler kanunlarla kendilerine verilen görevleri yapıyorlar. Yarın
eğitim, sağlık ve asayişi verdiniz mi, alın size
adı konulmamış bir federasyon.
İkinci adımı da şu,
Sayın İçişleri Bakanı burada olsa sormak isterdim:
İçişleri Bakanlığını da ikiye ayıracaklar,
birisi yerel yönetimler bakanlığı, öbürü de iç güvenlik
bakanlığı. Bununla beraber, yerel yönetimler bakanlığına
bağlı belediyelerin mücavir alan sınırlarının
dışında idari alanlara da taşınmasıyla, bütün
oraların yönetimi merkezî yönetimden alınıp federasyonun ikinci
ayağı oluşmuş olacaktır.
Deniz kenarlarında neredeyse
artık satılacak yer kalmadığı için, yeni on üç il daha
büyükşehir yapılacak ve imarlarında 1/10.000, 1/100.000 gibi
bir rantın elde edilmesini
hedeflediyseniz, onu bilmiyorum. Merkez nüfusu 100 binin altında olan
Muğla ve Mardin büyükşehire dönüştürülürken merkez nüfusu 300
binin üzerinde olan Sivas, Elâzığ ve Batmanın büyükşehire
dönüştürülmemesi gerçekten bu kanun yapılırken çok önemli bir
çelişkiyi de ortaya koymaktadır.
Sayın Başkan, değerli
üyeler; devlet sistemlerini birçok ölçüte göre tasnif edebiliriz ama en önemli
ölçüt egemenlik ölçütüdür. Egemenlik ölçütüyle tasnife kalktığınız
zaman iki büyük sistem karşınıza çıkıyor: Birisi
üniter devletler, diğeri de federal devletler. Bu kanunla beraber,
görüyorum ki Adalet ve Kalkınma Partisi üniter devlet yapısından
vazgeçmiş, federal devlet yapısına doğru yelken açmaya
başlamıştır. Ama ben size hatırlatmak istiyorum: Bu
devletin beş bin yıllık gelenekleri var, teamülleri var. Bu
devlet aşiret devleti, kabile devleti değildir. Bunu böyle yapmak
için de fazla uğraş sarf ediyorsunuz.
Saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza
sunacağım: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
338 sıra sayılı
Büyükşehir belediyesi kanunu ile bazı kanun ve kanun hükmünde
kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair kanun
Tasarısı'nın 8. Maddesinin son cümlesinde yer alan "ilgili
kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarından ihtisas meslek
odalarının temsilcileri" ibaresinden sonra gelmek üzere "ve
konuyla ilgili olarak önerisini sunup dilekçeyle başvuran kişilerin
ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Pervin
Buldan (Iğdır) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor
mu?
BİLİM, SANAYİ VE
TEKNOLOJİ BAKANI NİHAT ERGÜN (Kocaeli) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen
Altan Tan, Diyarbakır Milletvekili.
ALTAN TAN (Diyarbakır) Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; bu yasa Türkiye Büyük Millet Meclisi
gündemine geldiği andan itibaren bir bölünme, parçalanma, federasyon
sözüdür gidiyor .
Değerli arkadaşlar, öncelikle,
burada konuşma yapan sayın konuşmacıların,
konuşanların bir şeyi gözden kaçırdıkları
kanaatindeyim.
Bugün, özerklik,
otonomi, federasyon bütün dünyada uygulanan yönetim biçimleri ve Türkiye
Cumhuriyetinin Anayasa Mahkemesi çok açık ve net bir kararla KADEP
partisinin federasyon isteme, savunma tüzüğünü, maddesini Anayasaya
aykırı bulmadı. Yani bu
ne demek? Türkiye'de, bir siyasi parti, çok açık bir şekilde,
bırakınız özerklik ve otonomiyi, yerel yönetimlerin güçlendirilmesini,
federasyonu bile savunabilir.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) Hangi yasa
yapılıyor görüyorsunuz değil mi?
ALTAN TAN (Devamla) Biz bunları
sükûnetle, uhuvvetle ve sükûnetle
eğer tartışamayacaksak, konuşamayacaksak bugün dünyada 200ün
üzerindeki devletin 120ye yakının kullanmakta olduğu sistemleri
tamamen gayrimeşru ilan etmiş duruma düşeriz.
Bugüne kadar, örnek veren bütün
konuşmacılar Avrupadan örnek veriyorlardı. İşte,
Belçika sistemi, İsviçredeki kantonal sistem, Almanyanın federal
bir cumhuriyet olması, Amerika Birleşik Devletlerindeki eyalet
sistemi, İtalyadaki bölgesel yönetimler, vesaire vesaire vesaire
İsterseniz, size biraz da doğudan
örnek vereyim: Bugün, Gürcistanda yine aynı şekilde özerk bölgeler
var; yani Abhazya var, Osetya var, Acara var. Yine aynı şekilde ,bugün,
Azerbaycanın Nahçıvan özerk bölgesi var. Rusyada 21 özerk bölge
var, yani kendi dillerini kullanabilen, kendi bölgesel
parlamentolarını -mesela bunlardan birisi Çeçenistandır-
kullanabilen 21 tane özerk bölge var. Yine aynı şekilde, Güney
Afrikada 11 tane resmî dil var, Hindistanda on 16 tane resmî dil var. Çinde
bile bugün Uygur Bölgesi, Sincan Bölgesi bir özerk bölge olarak yönetilmekte,
yine bizim inancımıza göre Çin orayı işgal etmiş
olmasına rağmen, bakın tekrar ediyorum, Çin orayı
işgal etmesine rağmen, yine kendi dilini kullanabilmekte, özerklik
statüsünden faydalanabilmektedir. Batı Trakyadan Bulgaristana kadar da
yine bu konuda farklı farklı yönetimler vardır. Onun için, bir
yönetim şeklini böyle, baştan silip atmak hiçbir şekilde siyaset
bilimiyle bağdaşmamaktadır. Bunun faydalarını,
zararlarını konuşabiliriz.
Mesela, biz de bugün Meclise gelen bu kanun
tasarısına karşı çıkıyoruz.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Silahla
yapamadığınızı AKPye kanunla yaptırıyorsunuz.
ALTAN TAN (Devamla) - Niye karşı
çıkıyoruz? Çünkü karmakarışık, yarım yamalak,
yetkilerin kimde olduğu belli olmayan bir kanun tasarısı
geliyor. Belediye meclisi ile il genel meclisini birleştiriyor, il genel
meclisini sözde belediye meclisinin yetkilerinden mündemiç kılıyor
fakat aynı şekilde Yatırım İzleme ve Koordinasyon
Başkanlığı diye bir başkanlık oluşturuyor, bunun
yetkisinin sınırları ne, belli değil. İşte Kamu
yatırımlarını izler, koordine eder, gerekirse müdahale
eder. Peki, belediye bir kamu kuruluşu mu? Evet. Belediyenin hangi
yetkilerine müdahale eder? Ben Sayın Komisyon Başkanına
sorduğumda Bir köy yolu kapalı olduğu vakit belediye açmazsa
müdahale eder. Keşke bu kadar masum olsa. Yani peki, Yatırım
İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı da o köyün yolunu
açmazsa ona kim müdahale edecek? Yani jandarma karakolu mu müdahale edecek?
Dolayısıyla, bu kanun
yapılırken bütün bu yetki ve sorumlulukların doğru düzgün
belirlenmesi lazım ve bu işin doğrusu, artık böyle bir düzenlemede
valinin de seçimle gelmesi en doğru çözüm olurdu diye düşünüyoruz ve
nitekim Türkiyenin bir müddet sonra tartışacağı bu yetki
karmaşasıdır ve seçilmiş vali, istesek de istemesek de
gündemimize gelecektir.
OKTAY VURAL (İzmir) Onu da
getirecekler zaten.
ALTAN TAN (Devamla) - Son söz olarak, bu
Mardin Artuklu meselesini tekrar gündeminize sokuyorum.
Sevgili arkadaşlar, Artuklu, Artuklu,
Artuklu
500 küsur köyünde Mardinin, ana dili Türkçe olan tek bir köyü yok. Geçmişteki
Selçuklu idaresini bu kadar vurgulamanızın asimilasyondan başka
veya bir önyargıdan başka bir anlamı yok. İyi ki Mardinin
adını Moğolkent koymadınız!
Teşekkür ederim. (BDP
sıralarından alkışlar)
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) Onu da
yapacağız sırası gelince! Fırsat olursa onu da yapacağız!
ALTAN TAN (Diyarbakır) Vallahi biz
seneye değiştiririz, Meclis nasıl olsa bizde.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) - Aynen sizin gibi
düşünüyoruz!
BAŞKAN Evet, önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) PKKnın
silahla yapamadığını, AKP kanunla yapıyor; o da
Sayın Başkana nasip oldu! Allaha hamdolsun!
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Niye
başınızı öne eğdiniz?
ALTAN TAN (Diyarbakır) Memleket
Kürdistan, şehir Mardin.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Bak,
açık açık söyledi.
BAŞKAN - Diğer önergeyi
okutuyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 sıra
sayılı kanun tasarısının 8. Maddesinde Türkiye
Şoförler ve Otomobilciler Federasyonunun görevlendireceği ilgili
odanın temsilcisinin ifadesi yerine ulaşımla ilgili kamu
kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının (üst
kuruluş varsa üst kuruluş olmak üzere) temsilcilerinin ifadesinin
getirilmesi biçiminde değiştirilmesini; ve ulaşım sektörü
ile ilgili ifadesinin çıkarılmasını temsilcileri
sözcüğünden sonra gelmek üzere ile tüketici
ENGİN ALTAY (Sinop) Sayın
Başkan, çok hızlı okuyor hiçbir şey anlayamıyoruz.
Biraz yavaş.
BAŞKAN Biraz yavaş okuyun.
OKTAY VURAL (İzmir) Gecenin bu
saatinde yoruldu Sayın Üye.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Kanun
yapıyoruz burada.
BAŞKAN Uyardım efendim. Tamam.
ALİ ÖZ (Mersin) Vır
Vır
Vır
Bitti.
BAŞKAN - Buyurunuz, okumaya devam
ediniz efendim.
dernek ve federasyonlarının
temsilcileri sözcüklerinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Ali Susam (İzmir) ve
arkadaşları.
BAŞKAN Evet, Sayın Altay
anladınız mı şimdi?
ENGİN ALTAY (Sinop) Anladım.
BAŞKAN Komisyon?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Sayın Bakan?
BİLİM, SANAYİ VE
TEKNOLOJİ BAKANI NİHAT ERGÜN (Kocaeli) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen
Mehmet Ali Susam, İzmir Milletvekili. (CHP sıralarından
alkışlar)
Buyurun.
MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bu kanunla ilgili bazı
görüşlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Şu kanun Meclise geldiğinde
komisyonlarda görüşülürken şöyle bir duyguyu içimden geçirdim:
İnşallah büyükşehir belediyesinin uygulamalarından dersler
çıkarılıp daha demokratik, daha yerele önem veren, şu anki
büyükşehir uygulamasının tek adam zihniyetini ortadan
kaldırıp daha katılımcı, sivil toplum örgütlerini,
meslek odalarını ve halkın belediyelerde sözünün
geçebileceği düzenlemeleri yapabileceğimiz bir uygulamayı
inşallah geçiririz. diye düşündüm. Ama tam tersi bir uygulamayla
karşı karşıya olmaktan son derece üzüntülüyüm.
Değerli arkadaşlar, sizlerin
pratikte gördüklerinizi bir kez daha süzgecinizden geçirmenizi istiyorum.
Şu an, mevcut büyükşehir belediye başkanlıklarında
Başkanın karşısında durabilecek mevcut bir yapı
var mıdır, elinizi vicdanınıza koyun söyleyin.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Var.
MEHMET ALİ SUSAM (Devamla)
Büyükşehir belediyesi istediği her şeyi yaptırabilecek
noktada. Böyle bir belediye başkanına öyle yetkiler daha veriyorsunuz
ki artık kralı daha da kral yapıyorsunuz ve o kral,
insanların ulaşamayacağı geniş alanların
kralı oluyor.
Size bir örnek vereyim. Arkadaş,
Bergamanın Yuntdağının köyündeki vatandaşın
muhtarı olmadıktan sonra bir derdini gidip İzmir Büyükşehir
Belediyesine anlatmasının imkânı var mı? Şu an mevcut
muhtarlar bana diyorlar ki: Biz ulaşamıyoruz belediye
başkanlarımıza. Size demiyorlar mı?
MİHRİMAH BELMA SATIR
(İstanbul) Demiyorlar.
MEHMET ALİ SUSAM (Devamla) Çok
güzel! Bunu samimiyetle söyleseniz inanırım ama sizin belediye
başkalarınıza ulaşamayan onlarca vatandaşı
biliyorum ben. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanınıza kaç
kişi ulaşabiliyor, soruyorum. Onun için değerli arkadaşlar
(Gürültüler) Dinleyin, bir dakika. Hep beraber, aklıselim olarak şunu
yapmamız lazım: Bu Büyükşehir Yasası,
1) Köy tüzel kişiliklerini ortadan
kaldırmamalı,
2) Belde belediyelerinin yeterli güçte
olmak koşuluyla varlıklarını koruması
sağlanmalı,
3) Büyükşehir belediyelerinin daha
demokratik olabilmek için, başta meslek odalarının tüm
büyükşehir komisyonlarına birer temsilci gönderebilecekleri,
kontenjan meclis üyelerinin meslek odalarından olabileceği, imar
planlarını, kent düzenlemesini sivil toplum örgütlerinin
katkısıyla yapabileceği demokratik meclislerin
oluşmasına ihtiyaç vardır. Ama bu kanunda bunun bir zerresi bile
yoktur.
Şimdi, konuştuğumuz bu
maddede de ulaştırmayla ilgili bir konu var. Ulaştırma
Koordinasyon Kurulunun 24 tane temsilcisi var. Zamanınızı
almamak için okumuyorum. 24 temsilcisinin 10 tanesi; büyükşehrin
müdürleri, diğerleri denizcilikten jandarmaya, hava limanlarından
ulaştırmaya kadar herkes var. 1 tane de TŞOFtan, Şoförler
Federasyonundan temsilci kondu. Dedim ki Bir de birliklerden, esnaf odaları
birliklerinin temsilcisi olsun. TŞOF esnaf değil mi? Tabii ki
şoför esnafı ama o kentte esnafın tümünü kucaklayan birliktir.
Birliğin tüzel kişiliği, sivil toplum örgütü, meslek odası
olarak o UKOMEde ikinci bir kişi olarak temsil edilmesi 24 kişinin
içerisinde gerekli ve zorunludur. Bunu yapmayı Sayın Bakandan rica
ettim ama şu ana kadar başaramadım. Sayın AKP
temsilcilerinden de gayret gösteren arkadaşlarımız oldu.
Ben şunu söylüyorum: Bu konuda
verdiğimiz önergede de bu temsilcilerin ötesinde diğer
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MEHMET ALİ SUSAM (Devamla) -
kamu
kuruluşlarının da temsilcilerinin katılmasına ihtiyaç
vardır. Ancak bu yasayı bu şekilde
demokratikleştirebiliriz. Demokratik bir büyükşehir belediye
yasasıyla köylerin tüzel kişiliğinin korunduğu, beldelerin
olduğu ve katılımında sivil toplum örgütlerinin etkin
olduğu bir büyükşehir yasasını özlediğimizi söylemek
istiyor, saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunacağım
III.-
Y O K L A M A
(CHP sıralarından bir grup
milletvekili ayağa kalktı)
MUHARREM İNCE (Yalova) Sayın
Başkan, yoklama istiyoruz.
BAŞKAN Yoklama talebi var, yerine
getireceğim.
Sayın İnce, Sayın Öztürk,
Sayın Güler, Sayın Havutça, Sayın Seçer, Sayın Özdemir,
Sayın Dinçer, Sayın Tanal, Sayın Cengiz, Sayın Genç,
Sayın
Yalçınkaya, Sayın Köktürk, Sayın Altay, Sayın Öz,
Sayın Güven, Sayın Özkan, Sayın Aydın, Sayın
Çıray, Sayın Susam, Sayın Ediboğlu.
Evet, iki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık
ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri
Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681, 2/786, 2/820,
2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338)
(Devam)
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri, 8inci maddenin
oylamasını açık oylama şeklinde yapılmasına dair
önerge vardır.
Önergeyi okutup imza sahiplerini
arayacağım.
Sadir Durmaz, Yozgat? Burada.
Oktay Vural, İzmir? Burada.
Nevzat Korkmaz, Isparta? Burada.
Ali Öz, Mersin? Burada.
Mehmet Erdoğan, Muğla? Burada.
Cemalettin Şimşek, Samsun?
Burada.
Bülent Belen, Tekirdağ? Burada
Mehmet Günal, Antalya? Burada.
Ruhsar Demirel, Eskişehir? Burada.
Celal Adan, İstanbul? Burada.
Oktay Öztürk, Erzurum? Burada.
Ali Uzunırmak, Aydın? Burada.
Enver Erdem, Elâzığ? Burada.
Alim Işık, Kütahya? Burada.
Seyfettin Yılmaz, Adana? Burada
Hasan Hüseyin Türkoğlu, Osmaniye?
Burada.
Emin Çınar, Kastamonu? Burada.
Ali Torlak, İstanbul? Burada.
Lütfü Türkkan, Kocaeli? Burada.
Yusuf Halaçoğlu, Kayseri? Burada.
Şefik Çirkin, Hatay? Burada.
Açık oylamanın şekli
hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.
Açık oylamanın elektronik oylama
cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
İki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama
yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
338 sıra sayılı Kanun Tasarısının 8inci
maddesinin açık oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı :
270
Kabul : 212
Ret : 58 (x)
Kâtip Üye Kâtip Üye
Mine Lök Beyaz Tanju Özcan
Diyarbakır Bolu
Böylece madde kabul edilmiştir.
9uncu madde üzerinde 3 adet önerge
vardır, okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
338 sıra sayılı Büyükşehir
Belediyesi Kanunu ile bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde
değişiklik yapılmasına dair kanun
tasarısının 9. maddesinde geçen diğer proje giderleri
ifadesinden sonra gelmek üzere yurt dışı ilgili birliklere
katılım giderleri eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan Halil Aksoy Erol Dora
Iğdır Ağrı
Mardin
İbrahim Binici Hüsamettin Zenderlioğlu İdris Baluken
Şanlıurfa Bitlis Bingöl
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım önergeler
aynı mahiyette olduğundan önergeleri birlikte işleme
alacağım. Talepleri hâlinde önerge sahiplerine ayrı ayrı
söz vereceğim veya gerekçelerini okutacağım. Ancak Cumhuriyet
Halk Partisi Grubuna mensup milletvekillerinin önergesinin kapalı oturumda
görüşülmesine dair İç Tüzükün 70inci maddesine göre verilmiş
bir önerge vardır. Şimdi, kapalı oturum istemine dair önergeyi
okutuyorum:
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
(Devam)
B) Önergeler (Devam)
2.- Yalova Milletvekili Muharrem İnce ve 20 arkadaşının, 338
sıra sayılı Kanun Tasarısının 9uncu maddesinde
CHP Grubuna mensup milletvekillerince verilen önerge işlemlerinin
kapalı oturumda görüşülmesine ilişkin önergesi
TBMM Başkanlığına
338 sıra sayılı kanun
tasarısının 9. maddesindeki CHP Grubuna ait önergenin iç tüzük
70 uyarınca kapalı oturumda görüşülmesini arz ve teklif ederiz.
Muharrem İnce Ali Rıza Öztürk Hülya Güven
Yalova Mersin İzmir
Birgül Ayman Güler Namık Havutça Celal Dinçer
İzmir Balıkesir
İstanbul
Özgür Özel Orhan Düzgün Turgut Dibek
Manisa Tokat Kırklareli
Emre Köprülü Aytun Çıray Ali İhsan Köktürk
Tekirdağ İzmir Zonguldak
Dilek Akagün Yılmaz Kamer Genç Sakine Öz
Uşak Tunceli Manisa
İdris Yıldız Vahap Seçer Malik Ecder Özdemir
Ordu Mersin Sivas
Ali Özgündüz Melda Onur Tolga Çandar
İstanbul İstanbul Muğla
BAŞKAN Kapalı oturumda
Genel Kurul Salonunda bulunabilecek sayın üyeler dışındaki
dinleyicilerin ve görevlilerin dışarıya çıkmaları
gerekmektedir. Sayın idare amirlerinden salonun boşaltılmasını
temin etmelerini rica ediyorum.
Yeminli stenografların ve
yeminli görevlilerin salonda kalmalarını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Kapalı oturuma geçiyoruz.
Kapanma
Saati: 00.31
X.- KAPALI OTURUMLAR (Devam)
ON ÜÇÜNCÜ
OTURUM (Devam)
(Kapalıdır)
----- 0 -----
ON ÜÇÜNCÜ OTURUM
(On Üçüncü Oturum gizlidir)
ON DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 00.41
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır),
Tanju ÖZCAN (Bolu)
-----0-----
BAŞKAN - Kapalı oturumdan sonraki
On Dördüncü Oturumu açıyorum.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık
ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681,
2/786, 2/820, 2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN - 9uncu madde üzerinde 3 adet
önerge vardır, aynı mahiyetteki önergeleri okutup işleme
alıyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkan
Sayın Başkan
BAŞKAN Bir saniye
OKTAY VURAL (İzmir) Görüşmelere
devam edemezsiniz, Komisyon temsilî yok, temsil edilmemektedir. Bu kanunu
görüşemezsiniz, Komisyon yoktur.
BAŞKAN Evet, Sayın
OKTAY VURAL (İzmir) Hayır
efendim.
BAŞKAN - Sözcüsü değil mi Komisyonun?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ MEHMET ERSOY (Sinop) Özel Sözcüyüm.
OKTAY VURAL (İzmir) Sözcü de
değil, Başkan da değil
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Özel
Sözcü.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Olmaz
Sayın Başkan...
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) Böyle
kanun yapılmaz. Kapandı, kapandı.
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ MEHMET ERSOY (Sinop) Özel Sözcüyüm. (CHP ve MHP
sıralarından gürültüler)
OKTAY VURAL (İzmir) Hayır
efendim, değil. Efendim, Komisyon olmadığı için
BAŞKAN Bir dakika efendim,
bakalım yani, baksınlar.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkanım, yok, raporda yok.
BAŞKAN Tamam, bakarız, burada
da var rapor.
(Başkanlık
kürsüsü önüne toplanmalar)
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
153üncü sayfada Sayın Başkan
BAŞKAN Anladım da burada var
rapor diyorum. Bu kadar şeye gerek yok. Yoksa devam etmeyiz ya.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkan, raporda yok.
BAŞKAN Lütfen oturun
OKTAY VURAL (İzmir) Burada
olması lazım.
BAŞKAN - Bir saniye, bir
okuyayım: Komisyon üyelerimizden İstanbul Milletvekili
OKTAY VURAL (İzmir) Burada
olması lazım Bu raporun sözcüsü olarak burada yazması
lazım.
BAŞKAN Bir dakika, okuyayım:
Komisyon üyelerimizden
OKTAY VURAL (İzmir) Burada
yazılı mı?
BAŞKAN Özellikle
yazılmış efendim. İstanbul Milletvekili Hüseyin Bürge
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim, burada
yok.
BAŞKAN Bir dinler misiniz efendim,
lütfen.
OKTAY VURAL (İzmir) Evet.
BAŞKAN Niğde Milletvekili
Alpaslan Kavaklıoğlu, Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar ve
Sinop Milletvekili Mehmet Ersoy İç Tüzükün 45inci maddesi uyarınca
Genel Kurulda İçişleri Komisyonunu temsil etmek üzere bu konuda özel
temsilci olarak seçilmişlerdir. (AK PARTİ sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar)
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkan, burada yazılmamış. Siz tutanaktan okuyorsunuz.
Oraya yanlış geçmiş olabilir.
BAŞKAN Hayır, Komisyon raporu.
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim, raporda
olmayan bir hususu ben burada ifade ettim. Bu raporun doğru olup
olmadığı konusunda tereddüdüm var. İmza da yok, Başkan
yazıyor, Başkan Vekili yazıyor, Sözcü yazıyor, burada Özel
Sözcü yazılmamış.
BAŞKAN Sayın Vural, sizin
söylediğiniz sayfanın bir önceki sayfasında yazıyor. Yani,
siz 154ü okudunuz, 153üncü sayfasında
OKTAY VURAL (İzmir) Tamam da
yazılmamış efendim.
BAŞKAN Nasıl yazılması
gerekir bu okuduğumun haricinde Sayın Vural?
OKTAY VURAL (İzmir) Buraya
yazılması lazım.
BAŞKAN Bu imza, karar imza
sayısı
OKTAY VURAL (İzmir) Buraya
yazılması lazım. Bakın, ben, bununla ilgili raporun düzgün
tanzim edilmediğini ifade ettim.
BAŞKAN Sayın Vural, buradaki
isim sahipleri raporu imzalayanlar.
OKTAY VURAL (İzmir)
İmzalamışlar, Özel Sözcü olarak yazılmamış.
İDRİS BALUKEN (Bingöl)
Sayın Başkan, İç Tüzükte yazıyorsa onu uygulayın.
BAŞKAN Yazılmış.
OKTAY VURAL (İzmir) Gösterin
bakalım.
BAŞKAN Üst tarafta
yazılmış, alt tarafta da imza etmişler bunu.
Evet, görüşmelere devam ediyoruz.
Aynı mahiyetteki önergeleri okutuyorum
ve işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Sayın
Başkan, anlaşılmıyor, gürültü var duyamıyoruz.
BAŞKAN Susarsanız
anlarsınız efendim.
Buyurun, devam edin.
Balıkesir Milletvekili Ayşe
Nedret Akovanın; Aydın Milletvekili Ali Uzunırmakın;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belenin; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanalın; Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve 14 Milletvekilinin
Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri Komisyonu Raporu nu
ihtiva eden 338 Sıra Sayılı tasarının 9. maddesinin
Tasarı metninden çıkarılmasını arz ederiz.
Mehmet Erdoğan Hasan Hüseyin Türkoğlu Enver Erdem
Muğla Osmaniye Elâzığ
Alim Işık Sadir Durmaz Nevzat Korkmaz
Kütahya Yozgat Isparta
Ruhsar Demirel Mesut Dedeoğlu
Eskişehir Kahramanmaraş
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 sıra
sayılı kanun tasarısının 9. maddesinin tasarı
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Birgül Ayman Güler Muharrem Işık Namık Havutça
İzmir Erzincan Balıkesir
Dilek Akagün Yılmaz Mehmet S. Kesimoğlu Celal Dinçer
Uşak Kırklareli İstanbul
Ali
Serindağ
Gaziantep
BAŞKAN Aynı mahiyetteki
önergelere Sayın Komisyon katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Sayın Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ
(Sivas) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen?
MUHARREM İNCE (Yalova) Sakine Öz,
Manisa.
BAŞKAN Sakine Öz, Manisa
Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın Öz, lütfen imzalar
mısınız, imzanız yok burada.
SAKİNE ÖZ (Manisa) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; görüştüğümüz büyükşehir
tasarısı, 5216 sayılı Kanunun 24üncü maddesinin 1inci
fıkrasının Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen (n)
bendinin yeniden düzenlenmesidir yani Anayasaya
aykırılığı tescilli bir bendi tekrar dayatmanın
olduğu bir maddede söz almış bulunmaktayım.
2004te
çıkardığınız ve 2007de Anayasa Mahkemesince iptal edilen
yasada büyükşehir belediyesinin giderleri arasında kamu yararı
görülen konularda yurt içi ve yurt dışı kamu sektörü, özel
sektör ve sivil toplum örgütleriyle birlikte yapılan ortak hizmetler ve
giderleri de sayılmıştır. Mahkeme bu giderlerin ancak
mahallî müşterek ihtiyaç ölçütünde uygun olarak yapılabileceğini
belirterek iptal etmiştir. Şimdi bu düzenlemeyi ortak hizmet deyip
yeniden getirmektesiniz. Sanki aksi mümkünmüş gibi de bu Kanun da
büyükşehir belediyesinde verilen görevlerle sınırlı olarak
diye devam ederek ne yapmak istiyorsunuz? Yurt dışı
kuruluşlarında hangi ortak hizmeti göreceksiniz ya da hangi yurt
dışı kamu ve özel kuruluşlarında ve hangi yurt
dışındaki sivil toplum örgütlerine hizmet edeceksiniz? Okyanus
ötesine el mi sallıyorsunuz?
Değerli milletvekilleri, belediye
sınırlarını il sınırına çevirerek tek
merkezli bir yöneticiyle eyalet sistemine kapı aralayan bu tasarı ile
AKP, yine her zamanki davranış biçimini sergilemektedir yani yine
muhalefeti, meslek örgütlerini, sivil toplum örgütlerini yok saymaktadır.
Geçen hafta ilimden bir muhtar telefonla
beni aradı. Diyor ki: Ben köyümün bana verdiği yetkilerle
oluşan köy bütçesinin sahibiyim. Bu bütçeyle yol, kanalizasyon, su
getirebilirim, köyüme okul yapabilirim, köy konağı yapabilirim.
Arazileri köylüler için nasıl kullanacağıma karar verebilirim.
Köyümün nerede olduğunu bilmeyen büyükşehir belediye meclisi
bunların hiçbirisini yapamaz çünkü ben Manisadan
Değerli milletvekilleri, ilimde öyle
köylerimiz veya beldelerimiz var ki, bırakın bağlı
olduğu ili, ilçesi bile ona hizmet götüremez nitelikteki uzaklıkta. Artık
bazı vatandaşlarımız sözde yerel yöneticilerini ancak
televizyonda görebilecek durumdalar. Oysa deneyimler göstermiştir ki
kapısı halka açık belediyeler, belediye başkanları
daha başarılı olmaktadır. Tabii o süper başkan, o
federal yönetimin bir parçası olduğu izlenimini veren süper
başkan
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; on yıllık AKP İktidarı boyunca köylülerin
iflahının kesildiği apaçık ortada. Köylülerimiz ürünlerini
beş, altı yıl önceki bedele ancak satabilir durumda. Bir
köylünün karnı mahalleli olunca doymuyor, üreticinin de ürettiğinin
değeri bilinirse ancak öyle doyabiliyor.
Değerli milletvekilleri,
şehirlerin birbirlerine planlama koşullarına göre
bağlanması gerekir. Şehir plancılarının
direktiflerine ya da onların belirlediği standartlara göre
bağlanabilir, hizmet üretme veya uygulama koşulları bu
koşullarla olabilir ama AKPnin plancılarla sorunu var. Elbette ki
plancıların dediklerini dinlemeyecek çünkü onlar sizin yanlışlarınızı
yüzünüze vuruyor, çünkü onlar sizleri eleştiriyor,
yaptığınız yanlışları mahkemelerle sizlere
yeniden düzelttiriyor. Onun için, plancıların güçlerini her sene
biraz daha ellerinden alır duruma geliyorsunuz. İmar Kanununda nisan
ayında 4 kez, bir ayda 4 kez plancıların
kazanılmış haklarını elerinden alıyorsunuz.
Değerli milletvekilleri, AKP bir yandan belediye
başkanının yetkilerini yetkilendirirken...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SAKİNE ÖZ (Devamla) - Devamını sonra
söylerim.
Teşekkürler. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Evet, aynı mahiyetteki önerge üzerinde söz isteyen
OKTAY VURAL (İzmir) Ruhsar Demirel
BAŞKAN Ruhsar Demirel, Eskişehir. (MHP
sıralarından alkışlar)
RUHSAR DEMİREL (Eskişehir) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Ancak ülkemin makûs talihi hiç değişmiyor. Ne
zaman önemli bir yasa, ne zaman milleti, memleketi kökten
değiştirecek ehemmiyetli bir yasa varsa, bu muhtemelen gece
yarısı ya da sabaha karşı konuşuluyor, yine böyle bir
zamandayız.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Gündüz
çalıştırmıyorsunuz ki!
RUHSAR DEMİREL (Devamla) Ama bu seferkinde daha da
acı bir durum var. Hiç değilse öbürlerinde, konunun ilgili
bakanı kanunu sahiplenip, nezaket gösterip oturuyordu. Dün akşam
Sayın Orman Bakanı, bugün Sayın Millî Savunma Bakanı
buradalar. Doğrudur, millî anlamda savunulması gereken bir durum var
burada. Sayın Bakan kendisiyle ilgili kanunu savunmak adına burada
bile oturamamıştır. Kendisinin bile oturamadığı
bir kanunu, biz burada millete anlatmaya çalışıyoruz. Hangi
koşullarda? Yayınların yapılmadığı
koşullarda. Peki, Sayın Bakan ne zaman oturuyor? Televizyon
yayınının olduğu saatlerde. Bu bile herhâlde şu Mecliste,
şu anda bulunan arkadaşlarımın durumu anlayabilmeleri için
yeterlidir.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Yarım saat önce
ayrıldı.
RUHSAR DEMİREL (Devamla) Beyefendi
söyleyeceğiniz varsa söz ister söylersiniz.
S.NEVZAT KORMAZ (Isparta) Efendim siz ona
bakmayın. Beş senedir öyle, kadrolu laf atıcı.
RUHSAR DEMİREL (Devamla) Ayrıca, bu kürsüde benden
birkaç kişi önce konuşan birisi, ülkelerin farklı yerlerindeki
etnik yapılardan, otonom yönetimlerden bahsetti. İnsanlar bir
şeyler konuşurken biraz bilgiye dayalı konuşmalı.
Bizim bugün Amerika Birleşik Devletleri dediğimiz yer, farklı
devletlerden oluşmuş bir yapı iken eyalet sistemiyle bütünleştirilmiştir.
Almanya ise zaten 1848de Birleşik Almanya hâline getirilmiştir.
Kafkasları, Doğu Türkistanı, oralarda yaşananları,
zaten hepimiz bu çağda olduğumuz için biliyoruz, oraya hiç girmeye
gerek yok fakat tarih, vizyon sahibi olmayanlar için acımasız
öykülerle doludur. Bunlardan birileri ders alsın, haddini bilsin, ne
konuştuğundan haberi olsun. Burası Türkiye Cumhuriyetinin
Meclisinin kürsüsü. (MHP sıralarından alkışlar) Ülkenin
neyini konuştuğunuzu
Herkes haddini bilecek!
Ayrıca, söz konusu 9uncu madde; evet,
daha önce Anayasa Mahkemesi iptal etmiş. Neden? Kamu yararı.
dedikleri için. Çünkü, kamu yararını herkes kendine göre yorumluyor.
Çünkü, Anayasanın 127nci maddesi mahallî idarelerle ilgili ve bunun
mahallî müşterek menfaatler üzerine kurulu bir düzen olduğunu
söylüyor. Kamu yararı ilkesini çıkararak, hani Şark
kurnazlığı deniliyor ya böyle bir yasa getirmişsiniz. Bu
yasa teklifinde de söylenen sözleri ben size buradan okuyayım: Bu Kanunda
büyükşehir belediyesine verilen görevlerle sınırlı olarak,
yurt içi ve yurt dışı, kamu ve özel kuruluşlar ve sivil
toplum örgütleriyle birlikte yapılan ortak hizmetler ve diğer proje
giderleri. Arkadaşlar, ben size özetle söyleyeyim, yeni Deniz
Fenerlerimiz geliyor, hayırlı olsun. Bu örnek de sanıyorum size,
neye imza atmak üzere olduğunuzu, neyi
oyladığınızı, neye evet dediğinizi bir nebze
olsun hatırlatacaktır. Dünyanın birçok ülkesinde, ülkemizin
hukuk sistemi adına bir yüz karası olarak telaffuz edilen, bazı
raporlara geçmiş olan, Türkiyenin bu konudaki hukuk sistemini küçük duruma
düşüren Deniz Fenerinin sizin bu imzalarınızla çok sayıda
yavrusu olacaktır. Deniz feneri karanlıkta denizcilere yol gösterir.
Benim bu örneğim, umuyorum, size, şu karanlık yasa
tasarısında bir ışık olur. Kendi Bakanının
bile savunmak için kenarda oturmadığı, her tür manipülasyonun
yapıldığı, bir sürü şaibeli maddelerin olduğu,
Anayasaya uygun olmadığı herkes tarafından kabul
edilmiş bir yasa için sanıyorum bu deniz fenerinin ışığı
size bir nebze olsun ışık tutar.
Ama ben buradan, kayıtlara geçmesi için,
başka bir şey söylemek istiyorum: Bugüne kadar köy olan yerler
mahalle olacak ve o mahalleler olduğunda ne olacak? Bugün oralarda nikâh
kıyan muhtarlar nikâh kıyamayacak. Bugün oralarda defin ruhsatı
veren muhtarlar defin ruhsatlarını veremeyecek. Ha, bunlar ne olacak
olmayınca, beldeye mi gelebilecek? Hayır, artık beldeleri de
kaldırıyorsunuz, ilçelere gelecekler diye düşünüyorsunuz.
Aslında burada yapılan çok basit bir istatistik oyunu. Bu
yapılan yasayla beraber Türkiyedeki kentli nüfusu yüzde 80in üzerine
çıkaracaksanız ve sanıyorum bununla da ilerleme" diye
övüneceksiniz. Beyler ve bayanlar, istatistikler övünmek için değildir.
Ülkenin realitesi şehirde yaşamakla şehirli
olunamayacağını gösterecek kadar kent kültüründen yoksun bir
tablo çiziyor.
Ben bu duygularla, umuyorum önergemize
destek verirsiniz diyor, hepinize iyi akşamlar diliyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Aynı mahiyetteki önergeleri
oylarınıza sunacağım
III.- Y O K L A M A
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
MUHARREM İNCE (Yalova) Yoklama
istiyoruz.
BAŞKAN Yoklama talebi var, yerine
getireceğim.
Sayın İnce, Sayın Öztürk,
Sayın Güler, Sayın Havutça, Sayın Tanal, Sayın Özgündüz,
Sayın Altay, Sayın Yalçınkaya, Sayın Akar, Sayın
Susam, Sayın Köktürk, Sayın Aydın, Sayın Güven, Sayın
Öz, Sayın Yüksel, Sayın Yıldız, Sayın Düzgün,
Sayın Onur, Sayın Ediboğlu, Sayın Canalioğlu.
İki dakika süre veriyorum.
Yoklama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık
ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681,
2/786, 2/820, 2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki
önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkan, bu toplantıya katılma milletvekilinin hakkı
değil mi? Üç dakika süre verdiğinize göre üç dakika içinde gelip de
Ben bu toplantıda vardım. demek isteyen milletvekilleri olabilir.
BAŞKAN Olabilir.
OKTAY VURAL (İzmir) Ee, niye? Süreyi
veriyorsunuz, süreyi kullandırmak zorundasınız.
BAŞKAN Sonradan kâğıt
verebilirler efendim.
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim
BAŞKAN Sonradan kâğıt
verebilirler efendim.
SITKI GÜVENÇ (Kahramanmaraş) Herkesi
var kabul ediyor.
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim, bu
yoklamayla ilgili diyoruz.
BAŞKAN Hayır, hayır,
buradaki mantık şu Sayın Vural: Bir defa, yoklama talebinde
bulunan
OKTAY VURAL (İzmir) Bu yoklamayla
ilgili.
BAŞKAN -
partinin istediği
sayının olup olmaması. O sayı olduktan sonra yoklamaya son
veriyoruz, evet.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Bu
yaptığınız şimdi sizin hukuka uygun mu Sayın
Başkan? OKTAY VURAL (İzmir) Bu yaptığınız
doğru değil Sayın Başkan.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Sayın
Başkan, bu yaptığınız usule uygunsa helal olsun!
BAŞKAN Önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
338 sıra sayılı 338
sıra sayılı Büyükşehir belediyesi kanunu ile bazı
kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik
yapılmasına dair kanun Tasarısı'nın 9. Maddesinde
geçen diğer proje giderleri ifadesinden sonra gelmek üzere yurt
dışı ilgili birliklere katılım giderleri eklenmesini
arz ve teklif ederiz.
İdris Baluken (Bingöl) ve
arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor
mu?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ
(Sivas) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen
İdris Baluken, Bingöl Milletvekili.
İDRİS BALUKEN (Bingöl)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 9uncu madde üzerindeki
önergemiz üzerine söz almış bulunmaktayım. Heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Gecenin biri, 74 milyondan toplantıyı izleyen yok,
oturumu izleyen yok ve biz de 74 milyonun belki de kırk yıllık,
elli yıllık geleceğini ilgilendiren bir tasarıyı
konuşuyoruz. Sadece bu tutum bile bu tasarının halktan
saklanmaya çalışıldığı, halkın gözünden
kaçırılmaya çalışıldığıyla ilgili net
bir tabloyu açığa çıkarıyor. Aslında buradaki
konuşmalardan çok fazla bir anlam da çıkaramıyoruz yani ben BDP
dışındaki muhalefetin dile getirdiği kaygıların
tamamının tasarıda olmasını çok arzu ederdim. Ama
maalesef, biz tasarıya baktığımız zaman, evrensel
ölçütlere göre değerlendirdiğimiz zaman çağdaş
demokrasilere göre değerlendirdiğimiz zaman, bu belirtilen
kaygılara rastlamıyoruz yani burada temel olarak esas
alınması gereken kriter Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik
Şartı olmalı ve bu Şartın gereğiyle ilgili
eğer bir idari reform yapılıyorsa bu tasarının içerisinde
düzenlemeler olmalı. Bu Şartın temeli, esası şudur:
Yani kamusal hizmetlerin ve görevlerin büyük bir kısmının
merkezî idare tarafından yerel yönetimlere, yerellere devredilmesiyle
ilgili bir süreci esas alıyor. Beldeden bölgeye kadar her yerde
halkın karar alma süreçlerine katıldığı ve kendi
kendisini yönetmenin önünü açan birtakım düzenlemeleri aslında esas
alıyor. Yerel Yönetimler Özerlik Şartının ruhu bu iken
mevcut tasarıda maalesef bunun tam aksi şekilde uygulamaları
görüyoruz. Yerel yönetimlerin vergi toplamadan tutun da bölgesel
eşitsizlik durumunda aradaki dengesizliği gidermede merkezî hükûmet
üzerine düşen dengeleyici fonksiyonların nasıl
düzenlendiğini yine bu Yerel Yönetimler Özerkli Şartında
görebiliriz ama maalesef, burada, bu bahsetmiş olduğum
uygulamaların hiçbirini biz göremiyoruz. Devlet, merkezî hükûmet kendi
yaptığı pek çok hizmeti eğer yerel yönetimlere
devretmiş olsaydı, örneğin sağlıkla ilgili, turizmle
ilgili, ulaşımla ilgili, sporla ilgili, eğitimle ilgili pek çok
yetkiyi yerel yönetimlere devretmiş olsaydı o zaman biz Avrupa Yerel
Yönetimler Özerklik Şartına uygun bir idari reformdan
bahsedebilirdik.
Şimdi, bu şart bizim için
bağlayıcıdır çünkü biz 1988de bu Şartı kabul
etmişiz, 1991de de imzalamışız. Bazı yönlerine
çekince koymakla beraber imzalamış olduğumuz bu Şart
Anayasanın 90ıncı maddesine göre ülke açısından
bağlayıcıdır.
Şartın ruhuna
baktığımız zaman, çok dilli belediyecilik ile ilgili yine
birtakım düzenlemelerin olduğunu ancak burada hiçbir şekilde
bunun esas alınmadığını görüyoruz. Burada yerelden
yetkinin alındığını, merkezîleşme sürecinin daha
fazlalaştığını gösteren en somut delil, belediye
sayısının son on yılda 3.228den 1.384e düşmesidir.
Yani sadece bu bile yerelden çok merkezîleşmeyi esas alan bir uygulamayla
karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.
Tabii, köylerin durumunu izah ettik.
Özellikle meraların, yaylaların betonlaşması, tarım
alanlarının sermaye tarafından talan edilme riskiyle ilgili
kaygılarımızı burada dile getirdik. Yatırım ve
İzleme Koordinasyonunda valilerin, vali
yardımcılarının yetkilerinden bahsettik. Bütün bunlar merkezî
yapının yerel üzerindeki hâkimiyetini gösteren temel şeylerdir.
Muhalefet burada kaygılarını
dile getirirken BDPyi etnik milliyetçilikle suçluyor. Etnik milliyetçilik tüm
farklılıkları, ülkedeki tüm farklılıkları tek bir
pota altında eritmeye çalışan milliyetçiliktir. BDP ülkedeki
bütün farklılıkları Kürtleştirmeye çalışan bir
siyasetin sahibi değildir. Hangi siyasi parti ülkedeki Kürtleri,
Lazları, Çerkezleri, Ermenileri, Süryanileri Türkleştirmeye
çalışıyorsa etnik milliyetçiliği yapan onlardır. Ezen
ulus milliyetçiliği ile ezilen ulusun özgürlük mücadelesini birbirinden
ayırt etmemiz gerekiyor.
Bakın, operasyon yapılmayan
belediyemiz kalmadı. Belediye başkanlarımızın, meclis
üyelerimizin yarısı cezaevinde ama ona rağmen bu kürsüden hâlâ
korkular ifade ediliyor. Mardin Belediyesini de alacağız,
Urfayı unuttunuz, Urfayı da alacağız. Bu belediyenin,
büyükşehir belediyesinin içermediği düzenlemede olan Bitlisi,
Ağrıyı, Bingölü, Muşu da alacağız. Siz de
halkın iradesine saygı göstereceksiniz, çünkü demokrasi bunu
gerektiriyor.
Hepinize saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri,
tasarının 9uncu maddesinin oylamasının açık oylama
şeklinde yapılmasına dair önerge vardır. Önergeyi okutup
imza sahiplerini arayacağım.
TBMM Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 sıra sayılı
kanun tasarısının 9. maddesinin, tüzüğün ilgili hükmü
uyarınca açık oylama şeklinde yapılmasını arz ve
teklif ederiz.
Muharrem İnce, Yalova? Burada.
Ali Rıza Öztürk, Mersin? Burada.
Birgül Ayman Güler, İzmir? Burada.
Namık Havutça, Balıkesir? Burada.
Mahmut Tanal, İstanbul? Burada.
Celal Dinçer, İstanbul? Burada.
Kamer Genç, Tunceli? Burada.
Sakine Öz, Manisa? Burada.
Rıza Yalçınkaya, Bartın? Burada.
Osman Aydın, Aydın? Burada.
Tolga Çandar, Muğla? Burada.
Alaattin Yüksel, İzmir? Burada.
İdris Yıldız, Ordu? Burada.
Orhan Düzgün, Tokat? Burada.
Osman Korutür,k İstanbul? Burada.
Dilek Akagün ,Yılmaz Uşak?
Burada.
Mehmet Hilal, Kaplan Kocaeli ? Burada.
Engin Altay, Sinop ? Burada.
Kadir Gökmen, Öğüt İstanbul ?
Burada.
Özgür Özel, Manisa ? Burada.
Candan Yüceer, Tekirdağ ? Burada.
BAŞKAN Açık oylamanın
şekli hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.
Açık oylamanın elektronik oylama
cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
İki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
338 sıra sayılı Kanun Tasarısının 9uncu
maddesinin açık oylama sonucu:
|
Kullanılan oy
sayısı |
: |
268 |
|
|
Kabul |
: |
215 |
|
|
Ret |
: |
53 |
|
Kâtip Üye Mine Lök Beyaz Diyarbakır |
Kâtip Üye Tanju Özcan Bolu |
Böylece, 9uncu madde kabul
edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, birleşime
yirmi dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 01.11
ON BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 01.39
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır),
Tanju ÖZCAN (Bolu)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın Milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 18inci
Birleşiminin On Beşinci Oturumunu açıyorum.
338 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
10uncu madde üzerinde 3 adet önerge vardır, okutup
işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 sıra sayılı
kanun tasarısının 10. Maddesi ile 5216 sayılı
yasanın 26. maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümlede kişilere
sözcüğünden sonra gelen devri sözcüğünün metinden
çıkarılarak işletme amacıyla verilmesi sözlerinin
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Birgül
Ayman Güler Mehmet
S. Kesimoğlu Ali
Serindağ
İzmir Kırklareli
Gaziantep
Namık Havutça Celal Dinçer Muharrem
Işık
Balıkesir İstanbul Erzincan
Osman Aydın
Aydın
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
338 sıra sayılı
Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı'nın 10. Maddesinde yer 26ncı maddesinin birinci
fıkrası ifadesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan Hüsamettin Zenderlioğlu Erol Dora
Iğdır Bitlis Mardin
İbrahim Binici Halil Aksoy İdris Baluken
Şanlıurfa Ağrı
Bingöl
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
"Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Malatya Milletvekili Öznur Çalık
ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu"nu ihtiva eden 338 Sıra
Sayılı tasarının 10. Maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz
ederiz.
Mehmet Erdoğan Hasan Hüseyin Türkoğlu Enver Erdem
Muğla Osmaniye Elâzığ
Alim Işık Sadir Durmaz Nevzat Korkmaz
Kütahya Yozgat Isparta
Bülent Belen
Tekirdağ
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor
mu?
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz
isteyen?
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın
Başkan, buradaki bu 2886 sayılı Kanun Kamu İhale Kanunu
değil mi? Niye onu yazmadınız?
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
Onun yürürlükte olan hükümleri var, oraya bağlı.
BAŞKAN Bülent Belen, Tekirdağ
Milletvekili.
BÜLENT BELEN (Tekirdağ) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 338 sıra
sayılı Büyükşehir Belediyesi KanunuTasarısının
üzerinde, 10uncu maddesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisinin vermiş
olduğu önerge üzerine, grup adına, söz almış bulunuyorum.
Heyetinizi saygıyla selamlarım.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Türkiye, mahallî idareler ölçeğinden başlayarak
fikrî ve fiziki ayrışma tuzağına aleni ve ısrarlı
bir şekilde Hükûmet eliyle sürüklenmektedir. Türk yönetim sisteminin
üzerine yaslandığı merkezî kontrol ve üniter özellikler
aşama aşama elenme ve eritilme riskiyle karşı
karşıyadır. Bu Büyükşehir Kanunu Tasarısıyla
federe devlet modelinin prototipi planlanmış ve bölgesel bazda hemen
hemen her yetkiye haiz olacak derebeylerin ihdas edilmesinin önü
açılmıştır. Bu durum, Türk idare sisteminin ilke ve
esaslarıyla taban tabana zıtlıklar içermektedir. Yapılması
planlanan düzenlemeyle büyükşehir sınırları il
sınırlarını kapsayacak şekilde
genişletileceğinden il idaresi sistemi ciddi düzeyde yara
alacaktır; belde belediyeleri ve çok sayıda köy tasfiye edilecektir; sosyal,
kültürel ve ekonomik doku bozulacaktır.
Kanun tasarısıyla birlikte 16.082
köyün tüzel kişiliğinin kaldırılması, kentlerdeki
kontrolsüz ve plansız yığılmayla birlikte, yozlaşma ve
yoksulluk artacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi, Dokuz Işık
ilkelerinden biri olan köycülük gereğince köy topluluğu
politikasının oluşturulması gerektiğine ve köylerden
tarım kentleri inşa etmenin önemine inanmaktadır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; şu anda görüştüğümüz kanun
tasarısıyla hükûmet yetkilileri tarafından bütçeye 4 milyar Türk
lirası gibi büyük bir yük geleceği ifade edilmektedir. Ancak, bu
kanun tasarısı, maalesef Plan ve Bütçe Komisyonunda
görüşülmediği için bu kanun ile bütçeye ne kadar yük
getirileceği konusunda net bir fikir sahibi olunamamıştır.
Her hâlükârda bütçeye milyarlarca lira yük getirecek olan bu kanun
tasarısının, Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmeden,
yangından mal kaçırırcasına İçişleri Komisyonuna
getirilmesi soru işaretlerini de beraberinde getirmektedir. Kanun
tasarısıyla birlikte kırsalda yaşadığı hâlde
sözde büyükşehirli olacak olan vatandaşlarımıza
yansıtılacak olan ilave yükler de yine
vatandaşlarımızı çok zor günlerin beklediğinin
işaretidir.
Kırsalda yaşayıp da sözde
büyükşehirli olacak olan vatandaşlarımızın
sırtına yüklenecek olan ilave yüklerden bazıları şunlardır:
Emlak vergileri yüzde 100 artacaktır. Hâlen kırsal alanda basit
usulde vergilendirilmekte olan esnaf ve sanatkârlar bundan sonra gerçek usulde
vergilendirilecek, dolayısıyla vatandaşlarımız yüksek
vergilerle yüzleşecektir. Çevre Temizlik Vergisi yüzde 25 oranında
artırılacaktır. Artık köydeki vatandaşımız
da imar harcı ödeyecektir. Hâlihazırda köydeki
vatandaşlarımız da iş yeri ruhsatı harcı
ödeyeceklerdir. Köydeki vatandaşlarımız da elektrik, su,
atık su ve kanalizasyon için şehirdeki vatandaşlarımız
gibi ücret ödeyeceklerdir.
Bu düzenleme iyi niyetli bir düzenleme
değildir, öncelikle bu düzenleme Kandilin talebidir. Bu düzenleme
Başbakanın özel temsilcisi sıfatıyla görüşmelere
katılanların, eli kanlı terör örgütünü temsilen oturanların,
Oslocuların talebidir. Bu düzenleme eli kanlı terör örgütünün
uzantısı olan KCK yapılanmasının talebidir. Bu
düzenleme Orta Doğuda milyonlarca Müslüman kanının dökülmesi
pahasına Orta Doğunun yeniden
yapılandırılmasını isteyen Büyük Orta Doğu
mimarlarının talebidir, İmralının talebidir.
Kısaca, Türk milletinin birliğini bozmaya çalışan, bin
yıllık kardeşliğimizin temellerini parçalamaya
çalışan, ülkemizi şehir devletlerine ayırmak isteyen iç ve
dış mihrakların ortak talebidir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bu düzenleme Türkiye Cumhuriyeti devletinin içinde
bulunduğu sorunların çözümüne katkıda bulunmayacaktır,
bilakis çözümü daha da güçleştirecek olan bu tasarı Sayın
Başbakanın hayalinde var olan başkanlık sisteminin bir
unsuru olarak federatif yapıyı gündeme getirecektir.
Sayın Başkan, sözlerime son
verirken AKP Grubuna mensup milletvekillerini aklıselime davet edip bu
yasaya ret oyu vermelerini talep ediyor, saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Karar yeter
sayısı Sayın Başkan.
BAŞKAN Arayayım.
Kabul etmeyenler
Karar yeter
sayısı yoktur.
Birleşime beş dakika ara
veriyorum.
Kapanma
Saati: 01.47
ON ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 01.52
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır),
Tanju ÖZCAN (Bolu)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
Türkiye Büyük Meclisinin 18inci Birleşiminin On Altıncı
Oturumunu açıyorum.
Tekirdağ
Milletvekili Bülent Belen ve arkadaşlarının önergesinin
oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi
önergeyi yeniden oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısı arayacağım.
Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı
vardır ve önerge kabul edilmemiştir.
338 sıra
sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine devam
edeceğiz.
Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
338 sıra
sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı'nın 10. Maddesinde yer alan "26ncı
maddesinin birinci fıkrası" ifadesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
İdris
Baluken (Bingöl) ve arkadaşları
BAŞKAN Sayın Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) - Katılmıyoruz
efendim.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Madde 10da yer alan 26ncı
maddenin fıkrası olmaması nedeniyle ifadenin yasa
tasarısından çıkarılması gerekmektedir.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 sıra sayılı
kanun tasarısının 10. Maddesi ile 5216 sayılı
yasanın 26. maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümlede
kişilere sözcüğünden sonra gelen devri sözcüğünün metinden
çıkarılarak işletme amacıyla verilmesi sözlerinin
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Celal Dinçer
(İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) - Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
MUHARREM İNCE (Yalova) Osman
Aydın konuşacak.
BAŞKAN Osman Aydın,
Aydın Milletvekili.
Sayın Aydın, buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
OSMAN AYDIN (Aydın) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri, 338 sıra sayılı
Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının
10uncu maddesi hakkında söz almış bulunmaktayım.
Bu kanunun getirdiği 29 il özel
idaresinin ortadan kaldırılması, 1.582 belediyenin ortadan
kaldırılması, 16.082 köy tüzel kişiliğinin ortadan
kaldırılması hakikaten idari yapımızda köklü bir
değişiklik yapacaktır. Bu köklü değişikliğe
rağmen bu kanunun bugüne kadar yapılan, bu ana kadar yapılan
konuşmalarında gerektiği gibi komisyonlarda dahi
görüşmesinin yapılmadığı açık bir şekilde
beyan edildi. Böyle bir temel değişiklik getiren bir kanunun
yangından mal kaçırırcasına bu şekilde
çıkartılmasının hakikaten iktidarın düşünmesi
gereken bir olay olduğunu düşünüyorum.
Bu kanunun gerekçelerinde tasarruf
sağladığı söylenmekte fakat kanunun tasarruf
sağlamadığı, Hazinenin üzerine yılda 3-4 milyar gibi
ek yük getirdiği Maliye Bakanımız ve Maliye uzmanları
tarafından beyan edildi. Bu 3-4 miyar liralık getirmiş
olduğu ek yüke rağmen Plan ve Bütçe Komisyonunda bu kanunun
görüşülmeden direkt Genel Kurula gönderilmesi hakikaten iktidar
tarafından tekrar tekrar düşünülmesi gereken bir husus olduğu
düşüncesindeyim.
Bir diğer gerekçe, büyükşehir
alanında sunulan hizmetlerin tek merkezden yürütülmesiyle ortaya
çıkan ölçek ekonomileri sayesinde daha az kaynakla daha çok, daha kaliteli
hizmet sunulacağı iddia edilmekte kanunla. Bu husus belki
İstanbul gibi birbiri içine girmiş olan ilçelerin olduğu
büyükşehirlerde bu husus belki, hakikaten ölçek ekonomisi çerçevesi içinde
ekonomik bir getiri sağlayabilecektir. Ama Aydın örneğini ben
sizlerle paylaştığımda, Aydın merkezînden 100
kilometrenin üzerinde bir uzaklığa sahip olan ilçelerdeki
büyükşehir tarafından hizmet götürülecek olan büyükşehre
bağlantı yollarındaki 1 kilometrelik bir yolun temizliği
için günlük olarak gidecek olan, sadece temizlik aracının
getireceği ek yükün ne kadar büyük olacağı herkes
tarafından aleni bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Bu
açıdan, bu büyükşehir belediye yasasının böyle bir büyük
ortak ekonomik ölçek yaratacağı iddiası kesinlikle ve kesinlikle
doğru değildir.
Bu yasanın getirecek olduğu en
büyük sakıncalardan bir tanesi, bu iptal ettiğimiz 16.082 köy tüzel
kişiliğinin yıllardan beri o fakir fukara, garip gureba
köylülerin ortak çabalarıyla imece usulüyle gerçekleştirmiş
oldukları ortak mülklerinin akıbetinin ne olacağı
Bu
kanunda açık bir şekilde, bunların ortaya
çıkardıkları değerlere, gayrimenkullere el
konulacağı söylenmektedir. Bu fakir fukara, garip gureba köylülerin
yıllarca çalışarak, alın teri dökerek ortaya
çıkardıkları binlerce dönümlük zeytinlik alanların,
fıstık çamı alanları bu köylülerin elinden gasbedilmesi
hangi vicdana sığar? O nedenle, bu köylülerin mağduriyeti
nedeniyle bu kanunun ortadan kaldırılması lazım.
Bakanlar Kurulunun 95/6430 sayılı
Kararıyla büyükşehir sınırları içindeki küçük
esnafları basit usulde vergi mükellefliğinden gerçek usulde vergi
mükellefliğine geçilmektedir. Ufacık bir köydeki, ufacık bir
bakkal dükkânını çalıştıran esnaf
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
OSMAN AYDIN (Devamla)
bir berber bu
kanun çerçevesi içinde basit usulden gerçek usule geçmesiyle sadece yılda
binlerce liralık zarara uğramaktadır. Bu küçük esnafın
zararlarını kim karşılayacak? Onun için, bu nedenlerle bu
kanunun geri çekilmesi en akılcı yöntemdir.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP ve
MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
11inci madde üzerinde 3 adet önerge
vardır, okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
338 sıra sayılı Büyükşehir belediyesi
kanunu ile bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde
değişiklik yapılmasına dair kanun
Tasarısı'nın 11. Maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Değişiklik önergesi
Madde 11'de "gerekli arsa
alımları ile bölge ve genel otoparkların inşasında
kullanır." İfadesinden sonra gelmek üzere, "Büyükşehir
belediyeleri sınırları içinde otopark ihtiyacının
kalmadığı tespit edilmesinden sonra, büyükşehir belediyesi
bağlı ilçelerden kendisine aktarılan gelirlerin yüzde
altmışı ilçe belediyelerinde kalır, yüzde kırkı
büyükşehir belediyelerine aktarılır." İfadesinin
eklenmesine
Hasip Kaplan Erol Dora Altan Tan
Şırnak Mardin Diyarbakır
İdris
Baluken Nazmi
Gür
Bingöl Van
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 sıra
sayılı kanun tasarısının 11. Maddesi ile
değiştirilen 5216 sayılı yasanın 27. maddesine eklenen
fıkranın aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Birgül Ayman Güler Muharrem Işık Mehmet S. Kesimoğlu
İzmir Erzincan Kırklareli
Ali
Serindağ Celal
Dinçer Namık
Havutça
Gaziantep İstanbul Balıkesir
Muharrem
İnce Mahmut
Tanal
Yalova İstanbul
"İmar mevzuatı uyarınca
belediyelerin otoparkla ilgili olarak elde ettikleri gelirler büyükşehir
Belediye Meclisinin görüşü alınarak o ilçede yapılacak planlama
çerçevesinde otopark tesisi için gerekli arsa alımları ve otoparkların
inşasında kullanılır. Bu gelirler başka bir amaçla
kullanılamaz"
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
"Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Veli
Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak'ın;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanalın; Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve 14 Milletvekilinin
Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri Komisyonu
Raporu"nu ihtiva eden 338 Sıra Sayılı tasarının
11. Maddesinin 1. fıkrasının madde metninden
çıkartılarak 2. fıkrasının aşağıdaki
gibi değiştirilmesini arz ederiz.
Mehmet Erdoğan Hasan Hüseyin Türkoğlu Seyfettin Yılmaz
Muğla Osmaniye Adana
Enver Erdem Alim Işık Sadir Durmaz
Elazığ Kütahya Yozgat
Nevzat Korkmaz
Isparta
"İmar mevzuatı uyarınca
belediyelerin otoparkla ilgili olarak elde ettikleri gelirler tahsil tarihinden
itibaren bir ay içinde büyükşehir belediyesine aktarılır.
Büyükşehir belediyeleri bu geliri tasdikli plan ve beş
yıllık imar programına göre hazırlanan kamulaştırma
projesi karşılığında otopark tesisi için gerekli arsa
alımları ile bölge ve genel otoparkların inşasında
kullanır. Bu gelirler bu fıkrada belirtilen amaç
dışında kullanılamaz."
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor
mu?
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen?
OKTAY VURAL (İzmir) Hasan Hüseyin
Türkoğlu.
BAŞKAN Hasan Hüseyin Türkoğlu,
Osmaniye Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye)
Sayın Başkan, Türk milletinin saygıdeğer milletvekilleri;
338 sıra sayılı Yasa Tasarısının 11inci maddesi
üzerinde vermiş olduğumuz önerge üzerine söz almış
bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Yaklaşık bir aydır müzakere
ettiğimiz bu tasarıyla ilgili olarak her zeminde, her şekilde
düşüncelerimizi aktardık, endişelerimizi sizlerle
paylaştık, hatta bu uğurda sesimiz kısıldı ama
derdimizi anlatamadık, sizleri ikna edemedik. Şunu öncelikle ifade
etmeliyim ki: Tarih önünde mesul olursunuz. Tarih sizi, Türk devletini beka
tehlikesine sokan iktidar partisi olarak anar. Tarih sizi, Türk milletinin
birliğinin bozulması yolunda katkıda bulunan bir siyasi hareket
olarak yazar. Tarih sizi Türk vatanının bölünmez bütünlüğünü
federatif yapıların, bölgesel yapıların hatta PKKnın,
KCKnın ve onların siyasi uzantılarının talebi
doğrultusunda vatanın bölünmez bütünlüğünü tehlikeye sokacak bir
siyasi hareket olarak yazar.
Emin olunuz ki bugün sizin iradenizi bu
tasarı çerçevesinde kullanan şahıs, yarın milletin
huzurunda, Allahın huzurunda vereceğiniz hesaplar söz konusu
olduğunda ortalıkta bulunmayacaktır. Bu hesap bizzat sizden
sorulacaktır. Cenabı- Allah, o atasözümüzde olduğu gibi, her
koyun kendi bacağından asılacağı gibi bu
tasarıyla Türk milletine attığınız tehlikeden
dolayı, başına gelecek belalardan, musibetlerden dolayı
şüphesiz ki sizi sorumlu tutacak.
Biz, Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu
uyarıları sizlere yapmak zorundayız. Bu tasarının
hazırlanma aşamasındaki perde arkası
çalışmaları, bu tasarının hazırlanış
şekliyle ilgili mevzuat hazırlama usul ve esaslarına
ilişkin eksiklerini, bu tasarının Türkiye Büyük Millet Meclisine
geldiğinde gitmesi gereken komisyonlara gitmesi gerekirken sadece
İçişleri Komisyonuna havale edilmesini ve İçişleri
Komisyonunun da diğer komisyon görüşlerinin alınması
taleplerimizi reddederek sadece kendi görüşlerini komisyon raporu olarak
hazırlamasını, alt komisyonda ve esas komisyonda
yaptığımız görüşmelerde önerilerimizin hiçbirisinin
dikkate alınmamasını hepsini bir araya getirdiğinizde bu
tasarı gerçekten arızalı bir tasarıdır. Bu tasarı
Anayasamızın 3, 10, 123, 126, 127, 169 ve 170inci maddelerine her
seferinde birden fazla şekillerle aykırıdır.
Bu tasarı, Türk hukuk tarihine, bu
Meclisin yasamayla ilgili tarihine kara bir leke olarak geçecektir ve bu
tasarı, sizlerin bir yafta gibi sürekli, ömür boyu boynunuzda
taşıyacağız bir leke olarak, kara leke olarak
kalacaktır.
Bu tasarıyı akıl sahipleri,
vicdan sahipleri ve birazcık da millet sevgisi bulunan insanların bir
an evvel bu Meclis gündeminden geri çekmesi en sağlıklı yoldur.
Bizim size söyleyebileceğimiz bu tasarıyla ilgili tek tavsiye budur.
Cenab-ı Allah sizlere akıl, fikir
versin. Bu memlekete, bu millete de beka versin.
MEHMET GELDİ (Giresun) Biraz da sana
versin.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Devamla)
Mehmet Geldiye de biraz fazla versin.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 sıra
sayılı kanun tasarısının 11. Maddesi ile değiştirilen
5216 sayılı yasanın 27. maddesine eklenen fıkranın
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Mahmut
Tanal (İstanbul) ve arkadaşları
"İmar mevzuatı uyarınca
belediyelerin otoparkla ilgili olarak elde ettikleri gelirler Büyükşehir
Belediye Meclisinin görüşü alınarak o ilçede yapılacak planlama
çerçevesinde otopark tesisi için gerekli arsa alımları ve
otoparkların inşasında kullanılır. Bu gelirler
başka bir amaçla kullanılamaz."
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor
mu?
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen
Mahmut Tanal, İstanbul Milletvekili. (CHP sıralarından
alkışlar)
MAHMUT TANAL (İstanbul) Değerli
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Anayasamızda mahallî idareler tahdidi
olarak sayılmış belediye ve köy olarak ancak, tabii, bu son
düzenlemeyle birlikte büyükşehir belediyesinin bulunduğu yerlerdeki
köylerin tamamının kaldırılıp mahalleye dönüşmesi
nedeniyle ortaya çıkabilecek olan sakıncalardan bir tanesini hemen
size gecenin ilerleyen bu saatinde söylemek isterim değerli
milletvekilleri.
Allah gecinden versin, hepimizin ve
vatandaşımızın annesi, babası vefat edebilir. Mevcut
olan Yasada, Sayın Komisyon Başkanı bir eski mülki idare amiri
olduğu için, takdir edersiniz Köy Kanununda defin ruhsatını
verme yetkisi muhtarlara ait idi ve aynı zamanda büyükşehirlerde
mezarlıklar müdürlüğünde belediyeye bağlı doktorlar defin
ruhsatını veriyor, ilçelerde ise
doktorlar veriyor bu anlamda.
Eğer Sayın Komisyon
Başkanı dinlerse
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Dinliyorum, dinliyorum.
MAHMUT TANAL (Devamla) Şimdi, bu
yasayla, getirilen bu yasayla kapatılan o köylerle ilgili muhtarlık
rahmetli olan kişiyle ilgili defin ruhsatını veremeyeceğine
göre, mevcut olan düzenlemeyle Büyükşehir belediyesi verir. diyor Ancak
bu yetkiyi ilçe belediye de verebilir. diyor.
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Aile hekimi de verebilir.
MAHMUT TANAL (Devamla) Bakın
Verebilir. diyor ve Türkiyede öyle köyler var ki ilçeye
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Aile hekimi verebilir.
MAHMUT TANAL (Devamla) Peki, aile hekimi
nerede yaşar? İlçede yaşar. Peki, vatandaş, ya cenazeyi
ilçeye getirecek, arabayla geri götürecek veyahut da
ÜNAL KACIR (İstanbul) Öyle
değil.
MAHMUT TANAL (Devamla) Hiç öyle demeyelim
değerli arkadaşım yani mevzuatı okumadığın
için tabii hemen ikaz ediyorsunuz. Muhalefet olarak ne kadar yapıcı
Yani bu açıdan gerçekten yasada büyük bir eksik var.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Aile hekimi
köylere muayeneye bile gidiyor.
MAHMUT TANAL (Devamla) Değerli
Arkadaşım, siz orada demirbaş, söz atan bir milletvekili
arkadaşımız olarak yani lütfen bu görevinizden, bundan vazgeçin.
İkincisi: Şimdi, belediye
kanununa göre bir sefer bir belediye nasıl kurulur,nasıl kurulur,
nasıl açılır, bir köy nasıl kapatılır, nasıl
köy hâline getirilir? Sayın Bakan, Sayın Komisyon Başkanı
ve siz değerli milletvekili, hele hele belediye
başkanlığından Parlamentoya gelen belediye başkanları
çok daha rahat bilir. Nedir mesele? Bizim 5393 sayılı Belediye
Kanununun 9uncu maddesinde, bir belediye sınırı içinde
mahallenin kurulması, kaldırılması, birleştirilmesi,
bunların tamamı belediye meclisinin kararıyla kaymakamın
görüşü alınarak kurulur. Geliyoruz, aynı şekilde, yine 5393
sayılı Kanunun 11inci maddesine göre Danıştayın
görüşü alınarak İçişleri Bakanının teklifi
üzerine müşterek kararnameyle kurulur ve kapatılır. Peki, bu
olunca, Belediye Kanununun 9uncu ve 11inci maddesinde olunca ve bu kanunlar
da yine sizin Hükûmet döneminde yapıldığına göre biz mevcut
olan bu kanunları tatbik etmeden Meclisi günlerce bu kadar neden
uğraştırıyoruz? Peki, buna ne derler?
Ben, Komisyonunuzla ilgili dedim ki: Sayın
Komisyon, bu Komisyonunuzun yetkisinde değil, asıl Komisyonunuz Plan
ve Bütçe Komisyonu olduğu hâlde siz buna yetki tecavüzünde bulundunuz.
Şimdi, aynı şekilde de mevcut olan kanuna göre
yapmadığınız için yine bir yetki tecavüzü söz konusu. Yani
neresinden tutarsanız tutun, mevcut olan belediyenin açılması,
kurulması, kapatılması, sınır değişiklikleri
Belediye Kanununun 9uncu maddesinde, 11inci maddesinde var, 442
sayılı Köy Kanununda köylerle ilgili var. Bunların hepsi var
iken, bu kanunların hiçbirisini tatbik etmemiş iken çünkü bunlar
idari işlemle, idari tasarrufla yapılabilecek olan şeyler-
bunlardan vazgeçerek kanunla yapılması gerçekten bir yetki tecavüzü,
kanuna olan güveni, itimadı sarsan bir tutum.
Sizden istirhamım, hiç olmazsa vatandaşın
siyasete ve siyasetçiye olan güveninin kazanılmasını,
siyasetçinin itibarsızlaştırılmaması için konulan bu
kanunlara riayet edilmesini arz eder, hepinize saygılar sunarım. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
338 sıra
sayılı Büyükşehir belediyesi kanunu ile bazı kanun ve kanun
hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair kanun
Tasarısı'nın 11. Maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Değişiklik önergesi
Madde 11'de "gerekli arsa alımları ile
bölge ve genel otoparkların inşasında kullanır."
İfadesinden sonra gelmek üzere, "Büyükşehir belediyeleri
sınırları içinde otopark ihtiyacının
kalmadığı tespit edilmesinden sonra, büyükşehir belediyesi
bağlı ilçelerden kendisine aktarılan gelirlerin yüzde
altmışı ilçe belediyelerinde kalır, yüzde kırkı
büyükşehir belediyelerine aktarılır." İfadesinin
eklenmesine
İdris Baluken (Bingöl) ve
arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER
GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM
ŞAHİN (Ordu) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yasa tasarısında elde edilen gelirlerin ne zamana
kadar büyükşehir belediyelerine aktarılacağı
belirtilmemiştir. Gerekli arsa alımlarının
yapılıp, yapılanmaların bitmesi sonrasında, elde
edilen gelirlerin tamamının büyükşehir belediyelerine
aktarılmaya devam edilmesi gerekmemektedir. Çünkü bu fonda yaşanacak
birikim atıl bir birikim olacaktır. Bu fonda yaşanan birikim
hiçbir şekilde başka bir amaç nedeniyle kullanılmayacaktır.
Zamanla ortaya çıkması muhtemel yenileme yatırımları
ve yeni alımlar nedeniyle, Büyükşehir belediyeleri
sınırları içinde mevcut ihtiyaçları karşılayan
tüm otopark çalışmalarının bitmesinden sonra olmak üzere,
ilçe belediyeleri otoparklardan elde ettikleri gelirlerin yüzde
kırkını büyükşehir belediyelerine aktarmaya devam
etmelidirler. Yine ilçe belediyeleri otoparklardan elde ettikleri gelirlerin
yüzde altmışını otopark modernleştirme
yatırımları amacıyla kullanır.
Bu anlamda büyükşehir belediyeleri sınırları
içerisinde gerekli tüm otopark ihtiyaçlarının elde edilen gelirlerin
toplulaştırmasıyla karşılanabilmesinin yanında,
ilçe belediyelerinin kendi sınırları içinde yapacakları
otopark modernleştirme yatırımları nedeniyle, özgün
otoparklar ortaya çıkacaktır. Bu ilçe belediyelerimizin
özgünlüklerinin ön plana çıkarılması için iyi bir araç
olacaktır. Bu hem belediyeciliğimizin gelişmesine katkı
sunacak, hem de dünya belediyeciliği noktasına örnek
uygulamaların ortaya çıkmasına zemin hazırlayacaktır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
12nci madde üzerinde 3 adet önerge vardır, okutup
işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 sıra sayılı
kanun tasarısının 12. Maddesi ile değiştirilen 5216
sayılı yasanın 10. maddesinin
başlığının Büyükşehir belediyesi ve ilçe
belediyelerinin yetkileri, imtiyazları ve muafiyetleri olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Birgül Ayman Güler Muharrem
Işık Mehmet
Siyam Kesimoğlu
İzmir Erzincan Kocaeli
Ali Serindağ Celal
Dinçer Namık
Havutça
Gaziantep İstanbul Balıkesir
Dilek Akagün Yılmaz
Uşak
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım önergeler aynı
mahiyette bulunduğundan önergeleri birlikte işleme
alacağım, talepleri hâlinde önerge sahiplerine ayrı ayrı
söz vereceğim veya gerekçelerini okutacağım:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akovanın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmakın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belenin;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın; Malatya Milletvekili Öznur
Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporunu ihtiva eden 338 Sıra
Sayılı tasarının 12. Maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ederiz.
Mehmet Erdoğan Hasan
Hüseyin Türkoğlu Enver
Erdem
Muğla Osmaniye Elâzığ
Alim Işık Sadir
Durmaz S. Nevzat
Korkmaz
Kütahya Yozgat Isparta
Özcan Yeniçeri
Ankara
Diğer
önergenin imza sahipleri:
İdris Balüken Altan
Tan Nazmi
Gür
Bingöl Diyarbakır Van
Hasip Kaplan Erol
Dora
Şırnak Mardin
BAŞKAN Aynı mahiyetteki
önergelere katılıyor musunuz Sayın Komisyon?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor
mu?
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen
Alim Işık, Kütahya Milletvekili. (MHP sıralarından
alkışlar)
ALİM IŞIK (Kütahya)
Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri
MAHMUT TANAL (İstanbul) Hocam, kime teşekkür ediyorsun?
ALİM IŞIK (Devamla)
Alkışlara teşekkür ediyorum yani uyarmak için
yapıldığını düşünüyorum. Bazı
arkadaşlar dinlemekten imtina ettikleri için onlar uyansın diye grup
arkadaşlarım bu desteği gösterdiler. Teşekkür ediyorum.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Hocam, uykudan
mı geldiniz?
ALİM IŞIK (Devamla) Uyuyanlar
var Sayın Başkanım, siz onu biliyorsunuz.
Görüşülmekte olan 338 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 12nci maddesi üzerine
vermiş olduğumuz önerge hakkında konuşacağım. Bu
vesileyle bu geç vakitte sizlere iyi geceler diliyor, saygılar sunuyorum.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Âmin
Âmin
ALİM IŞIK (Devamla)
Değerli milletvekilleri, bu konuda, tasarının Türkiye'ye neler
getirip götüreceğini öngören birçok konuşma yapıldı ancak
anlaşılan o ki gelen emir demiri kesiyor. Sizlere bu emir nereden
geldi bilemiyoruz ama -tahminlerimiz elbette ki bizlerde kalmak üzere- bu
tasarının bu ülkenin bekası adına çok ciddi tehlikeler
öngören bir tasarı olduğunu bir kez de ben duyurmak istiyorum. Fakat
bugüne kadar gerek komisyon görüşmeleri sırasında gerekse Genel
Kurul aşamasında değerli arkadaşlarım bu
sıkıntılara defalarca değinmesine rağmen, gerek
Hükûmetin gerekse Genel Kuruldaki değerli AKP milletvekillerinin
tavrında hiçbir değişikliğin olmadığı ve
bundan sonra da olmayacağı görülmektedir.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Aynen öyle.
ALİM IŞIK (Devamla) Ancak ben,
size -muhalefetten gelen önerileri dikkate
almadığınızı kabullenerek- sizin zaman zaman
milletvekili olarak referans gösterdiğiniz, AKP hükûmetlerinin
icraatlarını zaman zaman medyada öven bir ismi referans göstererek,
onun ağzından bu tasarıyı değerlendirmek istiyorum. Bu
isim, gazeteci yazar Sayın Hasan Celal Güzel. Kendisinin, 27 Eylül 2012
tarihli Sabah gazetesinde yazdığı köşe
yazısından, bu tasarıyla ilgili ifadelerini aynen okuyarak
sizlerle paylaşmak istiyorum.
Yeni Büyükşehir Belediye Kanununa
dikkat! başlığı altında bir sayfalık bir yorumu
var. Oradan bazı cümleleri, önemli gördüklerimi sizlerle paylaşmak
istiyorum. Kendisi diyor ki: Değişime ve reforma taraftarım.
Lakin, yeni Büyükşehir Belediyesi Kanun Taslağı fevkalade
yanlış ve mahzurludur.
Yeni kanun tasarısı
çalışmalarına göre mevcut büyükşehir belediyelerine on üç
il daha katılmakta, bu belediyelerin kurulmasıyla il genelindeki
bütün belde belediyeleriyle köylerin tüzel kişilikleri kaldırılarak
bunlar belediyelere mahalle olarak katılmaktadır. Bu model,
Türkiyede sadece İstanbul ve biraz da İzmit için geçerli olabilecektir.
Bunun haricinde, Büyükşehir belediye hudutlarının il hududu
olarak kabul edilmesi her bakımdan son derece yanlış, tehlikeli
ve mahzurludur. Buna geçiş olarak değerlendirilebilecek mevcut 50
kilometrelik uygulamalar da fiyaskoyla sonuçlanmıştır.
Bu kanun yürürlüğe girerse şu
önemli mahzurlar ortaya çıkacaktır:
Bu sistem, yerelleşme iddiasıyla
genelleşme yapan bir sistemdir. Bu durumda hizmet akışı
tamamen aksayacak, bütün ilçelere ve mahalle hâline getirilmiş köylere
gerektiği gibi hizmet götürülemeyecektir.
Birçok mahzurlarını
saymış, sonuç olarak: Bu uygulama sonunda Diyarbakır merkezli,
Van, Mardin, Şanlıurfanın da dâhil olduğu yeni bir etnik
bölge ve terör örgütünün hâkimiyetinde bir ayrılıkçı yönetim
oluşturulmaktadır. Bu da federatif sisteme ve özerk bölgeye yol
açacaktır. Başbakan Erdoğanın, İçişleri
Bakanı Şahinin ve Genelkurmay Başkanı Özelin terörü
sonlandırmak için var güçleriyle çalıştıkları bir
dönemde, böylesine tehlikeli bir kanun çıkarılması, sadece
teröre hizmet olacaktır. Bu kanun çıkarılmadan da yerel
hizmetler artırılabilir ve yerel yönetimler dengeli bir şekilde
güçlendirilebilir. demektedir Sayın Celal Güzel.
Bize inanmıyorsanız, sizi her
zeminde sürekli destekleyen bu şahsın düşüncelerine
inanmanız gerektiğini söylüyorum.
Ayrıca, Türk İdareciler
Derneği Genel Başkanı Saffet Arıkan Bedükün ve birçok
değerli idarecinin aynı mahiyette eleştirileri ve
uyarıları söz konusudur. Bu vebal, size herhâlde öbür dünyada yeter.
İnanıyorum ki bu kanunun sonuna kadar, vicdanlarınız biraz
titreyerek parmaklarınız da ona göre kalkar diyorum.
Teşekkür ediyorum. (MHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Diğer önergenin gerekçesini
okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarı maddesinde yer alan ilk kademe
belediyelerin metinlerden çıkarılması mevcut sorunların
çözümüne hizmet etmemektedir. Buna rağmen, böyle bir uygulamanın başlatılması,
belediyelerin yerelliği esası çiğnenmektedir. Yine Avrupa yerel
yönetimler özerklik şartında belirtilen Yerindenlik ilkesi de bu
değişiklikle çiğnenmiş olacaktır. Bu anlamda madde
12nin tasarı metninden çıkarılması gerekmektedir.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki
önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 sıra
sayılı kanun tasarısının 12. Maddesi ile değiştirilen
5216 sayılı yasanın 10. maddesinin
başlığının Büyükşehir belediyesi ve ilçe
belediyelerinin yetkileri, imtiyazları ve muafiyetleri olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Dilek
Akagün Yılmaz (Uşak) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor
mu?
İÇİŞLERİ BAKANI
İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen
Dilek Akagün Yılmaz, Uşak Milletvekili. (CHP sıralarından
alkışlar)
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak)
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşmekte
olduğumuz 338 sıra sayılı Kanun Tasarısının
12nci maddesi üzerine verdiğimiz önerge üzerinde konuşmak üzere söz
almış bulunuyorum ama bu konudaki sözüme başlamadan önce
Sayın Meclis Başkan Vekilimizin burada yapmış olduğu
bir İç Tüzük ihlalini anımsatmak istiyorum.
Kapalı oturumları düzenleyen
70nci maddenin üçüncü fıkrasına baktığımızda,
Yukarıdaki fıkrada söz konusu görüşmelerin tutanakları
kâtip üyelerce tutulur. Ancak, Genel Kurul uygun görürse, yeminli stenolar bu
görevi yerine getirebilirler. denmektedir.
Sayın Başkanım, siz
hukukçusunuz, buradaki yazan konunun ne olduğunu gayet iyi biliyorsunuz
ama buna rağmen, yeminli stenolarla ilgili Genel Kurulun görüşünü
aldınız, oylamaya koydunuz ancak kavaslarla ilgili -yeminli de
olsalar da yeminsiz de olsalar- herhangi bir şekilde bu Genel Kurul
salonunda olmasını asla kabul ettiremezsiniz, böyle bir oylama
yapamazsınız. İç Tüzük hükmü bu kadar açıkken böylesi bir
İç Tüzük ihlalini neden yaptınız? Bunu aslında Genel Kurula
açıklamanız lazım. Şimdi, böyle yapılırsa,
eğer bu kadar ciddiyetsiz bir şekilde burada görüşmeler sürerse
yani Anayasa önemli değil, yasalar önemli değil, İç Tüzük önemli
değil, biz istediğimiz gibi burada Genel Kurul
çalışmalarını yürütürüz derseniz o zaman bu kadar
insanın burada bu saatlere kadar bulunmasına gerek yoktur yani siz o
tasarıları doğrudan doğruya Resmî Gazetede
yayınlayın gitsin. Bizlere burada gerek yok yani bizler hepimiz
burada o zaman figüran yerine koyuluyoruz. Yani hiçbir şekilde ciddiyetle
bakılmıyor bu olaylara diye düşünüyorum ben. Meclisi de sadece
görüntü olarak siz burada işgal ettiriyorsunuz Meclisteki milletvekillerine
de. Eğer İç Tüzük hükümleri uygulanmayacaksa, siz bir hukukçu olarak
bu hükümleri uygulamayacaksanız o zaman burada bizlerin
oturmasının anlamı yoktur diyorum.
Yani bu konudaki görüşlerimi dile
getirdikten sonra, yine bu kanun tasarısıyla ilgili, istihdam
politikasıyla ilgili bazı konulara dikkat çekmek istiyorum. Burada
özel idarelerin, 29 büyükşehirdeki özel idarelerin tüzel
kişiliği kaldırılmaktadır. Aynı şekilde,
tüzel kişiliği kaldırılan belediyelerin de personelleri
özel idarenin personeli ve belediyelerin ihtiyaç fazlası personelleri
komisyon tarafından incelenmekte ve bu komisyon tarafından incelenen
ihtiyaç fazlası personel İçişleri Bakanlığına
bildirilmekte, ardından da Devlet Personel Başkanlığı
tarafından belirli yerlerde görevlendirilmesi yapılmaktadır.
Şimdi, öncelikle, işçilerle
ilgili düzenlemedeki aksaklıklara değinmek istiyorum ben.
İşçi statüsündeki ihtiyaç fazlası personel diğer kurumlara
atanıyor, diğer kurumlara gönderiliyor. Bu gönderildikleri
kurumların il içi mi olacağı, il dışı mı
olacağı öncelikle belli değil. Burada bir hak kaybı söz
konusu olabilir. Onun dışında, atama emrinden itibaren beş
gün içinde işe başlamadıkları takdirde, bu işçilerin
İş Kanununa göre iş akitleri feshediliyor. Tasarı, ilk
geldiği hâliyle, Hükûmet tarafından gönderildiği hâliyle iş
akitleri feshedilen bu işçilere ihbar tazminatı ödenmesine
rağmen, Komisyonda yapılan değişiklikle beş gün içinde
işe başlamayan işçilerin ihbar tazminatları gasbedilmiştir,
ihbar tazminatları yok edilmiştir. Siz, zaten işçileri
bulundukları yerlerden söküp kopartıyorsunuz, ardından da
yıllarca bu kurumlarda çalışmış, emek vermiş
insanlara ihbar tazminatını da çok görüyorsunuz, ihbar
tazminatını vermiyorsunuz. Bu olmaması gereken bir şey, ama
ne yazık ki komisyonda bu hâle gelmiş, ihbar tazminatları ortadan
kaldırılmıştır.
Bunun yanında, yeni işyerine
başlamayı kabul eden işçilerle ilgili olarak, önceki borçlardan,
yeni devralan iş yerleri ya da kurumların, bu işleri devralan
kurumların sorumlu olmayacağını söylüyorsunuz. Peki,
sorumlu olmayacaksa bu yeni işyerleri, işçilerin fazla
çalışmasından, ulusal bayram alacaklarından, pazar tatili
ücretlerinden, izin ücretlerinden eğer devralan kurumlar sorumlu
olmayacaksa kim sorumlu olacak arkadaşlar? Bu konu öylesine muğlak
bir durumda ki, tüzel kişiliği kaldırılan özel idareler
sorumlu olacak. Tüzel kişilikleri kaldırılıyor
bunların. Tüzel kişiliği kaldırılan belediyeler
sorumlu olacak. Yani işçilerin hakları gasbedilecek, yok edilecek.
Çünkü bunların tüzel kişilikleri yok edildiğine göre, eski
işverenlerinden alamayacaklarına göre bu türden sosyal
haklarını, o zaman kimden alacaklar, nereden alacaklar? Çok ciddi bir
sorundur.
Teşekkür ederim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Sayın Yılmaz, kapalı
oturumlara ait tutanakları incelediğiniz zaman, yeminli
stenograflarla birlikte yeminli görevlilerin de Genel Kurulda kalması
oylarınıza sunulmuştur, Genel Kurulun oylarına.
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak)
Efendim İç Tüzükte var mı bu konu? İç Tüzükte yok efendim.
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim, o zaman
yeminli seyirci olunca onu da mı kabul edeceğiz.
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak)
İç Tüzükte olmayan bir şeyi nasıl oylarsınız?
BAŞKAN Yeminli görevliler
arasında kavasların yanı sıra teknik personel ile Kararlar
ve Kanunlar Başkanlığı görevlileri de bulunmaktadır.
OKTAY VURAL (İzmir) Ama yeminli
seyirci de var!
BAŞKAN - Bunu, kapalı oturumda
sorulması üzerine izah ettim efendim.
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim, yeminli
basın mensuplarımız var.
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak)
Anlamıyorum, ama yaptığınız İç Tüzüke
aykırı.
OKTAY VURAL (İzmir) Yeminli
basın mensupları var, Mustafa Bey yirmi yedi yıldır yeminli,
otuz beş yıldır yeminli.
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak) Bir
hukukçu olarak yaptığınız gerçekten İç Tüzüke
aykırı.
BAŞKAN Efendim kavaslar yeminli
görevliler olarak zikredildi. Bunların içerisinde kavaslar var, teknik
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak)
İç Tüzüke aykırı olarak böyle bir oylamayı
yaptıramazsınız, İç Tüzükte yok böyle bir şey.
OKTAY VURAL (İzmir) Gerçekten yok
Sayın Başkan.
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak)
70inci maddede böyle bir şey yok efendim. Nasıl yapabilirisiniz siz
bunu?
BAŞKAN Birleşime beş
dakika ara veriyorum.
Kapanma
saati: 02.33
ON YEDİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 02.35
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır),
Tanju ÖZCAN (Bolu)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 18inci Birleşiminin On Yedinci Oturumunu
açıyorum.
338 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Bundan sonraki tasarılarda komisyon
aransa bile bulunamayacağı için, alınan karar gereğince
kanun tasarı ve teklifleri ile komisyondan gelen diğer işleri
sırasıyla görüşmek için, 9 Kasım 2012 Cuma günü saat
14.00te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati:
02.36
(x) 338 S. Sayılı Basmayazı 6/11/2012 tarihli 16ncı Birleşim Tutanağına eklidir.
× Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.