TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
21inci
Birleşim
11
Kasım 2012 Pazar
(TBMM Tutanak
Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu
Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş
bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade
edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler
aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK
ÖZETİ
II.- GELEN
KÂĞITLAR
III.- YOKLAMALAR
IV.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin
Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Zonguldak
Milletvekili Özcan Ulupınarın, 8 Kasım 1829 tarihinde Uzun
Mehmetin taş kömürünü buluşuna ve taş kömürünün Zonguldak
ekonomisine katkısına ilişkin gündem dışı
konuşması
2.- Bolu Milletvekili
Tanju Özcanın, 12 Kasım 1999da yaşanan depremin yıl
dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması
3.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandırın, Mersinde yaşanan sel felaketine
ilişkin gündem dışı konuşması ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
V.- AÇIKLAMALAR
1.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, Siirtin Pervari ilçesinde meydana
gelen helikopter kazasında 17 askerimizin şehit olmasına
ilişkin açıklaması
2.- Giresun
Milletvekili Nurettin Caniklinin, Siirtin Pervari ilçesinde meydana gelen
helikopter kazasında 17 askerimizin şehit olmasına ilişkin
açıklaması
3.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandırın, Siirtin Pervari ilçesinde meydana gelen
helikopter kazasında 17 askerimizin şehit olmasına ilişkin
açıklaması
4.- Konya Milletvekili
Ayşe Türkmenoğlunun, Siirtin Pervari ilçesinde meydana gelen
helikopter kazasında 17 askerimizin şehit olmasına ilişkin
açıklaması
5.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandırın, Mersin ilinin Erdemli ilçesinde meydana gelen
sel felaketi nedeniyle yaşanan mağduriyetlerin giderilmesi
gerektiğine ilişkin açıklaması
6.- Mersin Milletvekili
Ali Özün, şehit olan Mehmetçikleri rahmetle andığına ve
Mersin ilinin Erdemli ilçesinde meydana gelen sel felaketi nedeniyle
yaşanan mağduriyetlerin giderilmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
7.- İstanbul
Milletvekili Haluk Eyidoğanın, İstanbulda çevre ve doğa
tahribatına neden olacak havaalanı projesine ilişkin
açıklaması
8.- İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanalın, şehitleri rahmetle
andığına ve sel felaketi nedeniyle Şanlıurfanın
Bozova ve Viranşehir ilçelerinde çiftçilerin mağdur durumda
olduklarına ilişkin açıklaması
9.- Antalya
Milletvekili Gürkut Acarın, şehitler için ulusumuza ve ailelerine
başsağlığı dilediğine ve Hükûmetin dış
satım konusunda tıkanan kanalları derhâl açmasını
talep ettiğine ilişkin açıklaması
10.- Adana Milletvekili
Ali Halamanın, şehitlere Allahtan rahmet dilediğine ve
Adanada İmamoğlu ile Sarıçam derelerinin ıslah
çalışmalarının yapılması gerektiğine
ilişkin açıklaması
11.-
Şanlıurfa Milletvekili Abdulkerim Gökün, şehitlere Allahtan
rahmet dilediğine ve ölümünün 74üncü yıl dönümünde Ulu Önder
Atatürkü saygı, şükran ve minnetle andığına
ilişkin açıklaması
12.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebinin, TRTnin şehit olan 17 askerimizin cenaze törenini naklen
yayınlaması sırasında törene katılanları tek tek
sayarken Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlunun ismini anmadığına ve
tarafsız olmadığına ilişkin açıklaması
13.- Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın, 17 şehide saygının gereği olarak
Türkiye Büyük Millet Meclisi çalışmalarını iki gün
erteleyerek milletvekillerinin illerindeki şehit cenaze törenlerine
topluca katılmalarının temin edilmesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
14.- İzmir Milletvekili Oktay
Vuralın, İç Tüzükten ve hukuktan kaynaklanan haklarını
kullanmalarının meşru olduğuna ve özellikle Milliyetçi
Hareket Partisine mensup milletvekillerine yapılan
saldırıları, hakaretleri kınadığına ilişkin
açıklaması
15.- İstanbul Milletvekili
Mehmet Akif Hamzaçebinin, Siirt Pervaride meydana gelen helikopter
kazasında şehit olan 17 askerin yarın memleketlerinde
toprağa verileceklerine ve bu nedenle 338 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerinin ertelenmesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
16.- Giresun Milletvekili Nurettin
Caniklinin, terörle mücadele konusunda yapılması gereken ne varsa en
etkili ve en kararlı şekilde yapılacağına ama devletin
çalışmalarının normal bir şekilde devam etmesi
gerektiğine ilişkin açıklaması
17.- Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın, Siirt Pervaride meydana gelen helikopter
kazasında şehit olan 17 askerin yarın memleketlerinde
toprağa verileceklerine ve bu nedenle 338 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerinin ertelenmesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
18.- İstanbul Milletvekili
Mehmet Akif Hamzaçebinin, şehit cenazelerine katılmak isteyen
milletvekillerinin hassasiyetlerini bildirmeleri için yerlerinden söz
taleplerinin yerine getirilmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
19.- Adana Milletvekili Ali
Halamanın, MHP Grup Başkan Vekili Mehmet Şandırın
Meclis çalışmalarının ertelenmesiyle ilgili talebinin
dikkate alınması gerektiğine ilişkin açıklaması
20.- Kayseri Milletvekili Yusuf
Halaçoğlunun, 17 şehit verilen bir ülkede milletvekilleri olarak
milletin acısını birlikte paylaşmaları gerektiğine
ilişkin açıklaması
21.- Mersin Milletvekili Ali Özün,
şehit cenazelerine katılmanın uygun olacağı kanaatinde
olduğuna ilişkin açıklaması
22.- Giresun Milletvekili Nurettin
Caniklinin, isteyen milletvekilinin şehit cenazelerine gidip sonra da
çalışmalara yetişebileceğine ve İç Tüzükün
60ıncı maddesine göre söz verme yetkisinin takdire bağlı
olduğuna ilişkin açıklaması
23.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirelin, kendi ilinde şehit olmadığına ama tüm
milletvekillerinin bir duruş sergilemesi gerektiğine ve Meclisin
çalışmasını bir gün ertelemesinin milletin vicdanında
da bir karşılık bulacağına inandığına
ilişkin açıklaması
24.- Manisa Milletvekili Özgür
Özelin, milletvekillerinin şehit cenazelerine katılmasının
teröre verilecek en iyi cevap olduğuna ve Meclisin
çalışmalarını erteleme konusunda Başbakandan haber
beklenmesini yürütmenin yasama üzerindeki vesayeti olarak gördüğüne
ilişkin açıklaması
25.- Kahramanmaraş Milletvekili
Durdu Özbolatın, pazartesi günü 338 sıra sayılı Kanun
Tasarısıyla ilgili görüşmeler yapılmazsa
Kahramanmaraşlı şehidin cenaze töreninde bulunmak
istediğine ilişkin açıklaması
26.- Mersin Milletvekili Ali
Rıza Öztürkün, Giresun Milletvekili Nurettin Caniklinin Meclis
çalışmalarının teröre göre yönetilmemesi gerektiğini
ifade ettiğini ama Türkiyede geçmişte ulusal bayramların ve
resepsiyonların terör nedeniyle iptal edildiğini herkesin
bildiğine ilişkin açıklaması
27.- İstanbul Milletvekili Ali
Özgündüzün, şehitlerin cenazesinde bulunmanın önemli olduğuna,
bu nedenle Meclis çalışmalarına ara verilmesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
28.- Adana Milletvekili Seyfettin
Yılmazın, şehit cenazelerinde olmaları gerektiğine,
338 sıra sayılı Kanun Tasarısının birkaç gün
sonra çıkmasının hiçbir şey kaybettirmeyeceğine
ilişkin açıklaması
29.- Gaziantep Milletvekili Mehmet
Erdoğanın, şehitlerden birinin de Gaziantepten olduğuna
ilişkin açıklaması
30.- İstanbul Milletvekili
Halide İncekaranın, Genel Kurulda bulunan muhalefet
milletvekillerinin sayısının zaten çok fazla
olmadığına, istiyorlarsa şehit cenazelerine
gidebileceklerine ama çalışmalara devam edilmesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
31.- Elâzığ Milletvekili
Şuay Alpayın, Meclisin çalışmasına ara vermesinin çok
anlaşılır olmayacağını düşündüğüne
ilişkin açıklaması
32.- Trabzon Milletvekili Mehmet
Volkan Canalioğlunun, şehit cenazelerinde bulunmanın herkesin
görevi olduğuna, gidecek milletvekilleri için kolaylık
sağlanması gerektiğine ilişkin açıklaması
33.- Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmakın, Hükûmetin siyasi iradeyi ortaya koyup terörle mücadele
etmediği için bu şehitlerin verildiğine ve Meclis
çalışmalarına ara vermenin rutin çalışmanın
kesilmesi gibi gösterilmesinin anlayışsızlık olduğuna
ilişkin açıklaması
34.- Çorum Milletvekili Tufan
Kösenin, şehit cenazelerine gidebilmenin Başbakanın iznine
bağlı olmasının acı verici olduğuna ilişkin
açıklaması
35.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, cenazelerinde şehitlerin yanında olmanın hem
millet hem insanlık adına hem de dinî açıdan gerektiğine
ilişkin açıklaması
36.- Ankara Milletvekili İzzet
Çetinin, şehitlerin acısı yüreklerde yaşarken Meclisi
çalıştırmaya kalkışmanın cinayete eş
değer bir olay olduğuna ilişkin açıklaması
37.- Ardahan Milletvekili Orhan
Atalayın, Meclisteki çalışmaların da memleket için
olduğuna ve partilerinin şehit cenazelerine katılacaklarla
ilgili gerekli programı yaptığına ilişkin
açıklaması
38.- Uşak Milletvekili Dilek
Akagün Yılmazın, İstanbul Milletvekili Halide
İncekaranın muhalefet milletvekilleriyle ilgili sözlerini incitici
bulduğuna ve AKP Grubu milletvekillerinin gerçek anlamda yasama faaliyeti
yapmadıklarına ilişkin açıklaması
39.- Adana Milletvekili Fatoş
Gürkanın, şehit cenazelerinin polemik konusu
yapılmasını doğru bulmadığına ilişkin
açıklaması
40.- Erzurum Milletvekili Oktay
Öztürkün, 17 şehidin cenazelerinde bulunmak taleplerini siyasi bir
atraksiyon olarak değerlendirmenin sığ bir düşünce
olduğuna ilişkin açıklaması
41.- Siirt Milletvekili Afif
Demirkıranın, Hükûmetin her ile havaalanı
yaptığı için sabah cenaze törenlerine gidip sonra da grup
toplantılarına yetişilebileceğine ilişkin
açıklaması
42.- Malatya Milletvekili Veli
Ağbabanın, Meclisin çalışmalarını
Başbakanın talimatına göre belirlemesinin kuvvetler
ayrılığı ilkesine aykırı olduğuna ve
şehitlerin cenaze törenlerine katılanlar arasında Cumhuriyet
Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlunun
ismini ısrarla söylemeyen TRT yetkililerini kınadığına
ilişkin açıklaması
43.- Denizli Milletvekili Nihat
Zeybekcinin, dün gece Denizlide şehit ailesinin yanında
olduğuna, şu anda Meclis çalışmalarına
katıldığına ve Meclis çalışmaları kaçta
biterse bitsin Denizlideki şehit cenazesine katılacağına
ilişkin açıklaması
44.- Antalya Milletvekili Gürkut
Acarın, bu ortamda Meclisin sağlıklı bir toplantı
yapabileceği kanısında olmadığına ilişkin
açıklaması
45.- Bursa Milletvekili Aykan
Erdemirin, milletvekillerinin şehitlerin cenazelerinde bulunmayı
istemelerine rağmen Genel Kurula katılmak durumunda
kalmalarının Meclisin dışında bir güçle
açıklanması gerektiğini düşündüğüne ilişkin
açıklaması
46.- Siirt Milletvekili Osman
Örenin, olayı duyar duymaz Siirte gidip olay hakkında bilgi
aldığına, bugün sabah da Diyarbakırdaki törene
katıldıktan sonra Meclise geldiğine ilişkin
açıklaması
47.- Burdur Milletvekili Ramazan
Kerim Özkanın, ağıt tutulacak bir günde Mecliste
çalışma yapılmasının gruplarda gerginliğe yol
açtığına ilişkin açıklaması
48.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanalın, kamu misafirhanelerinin amacına uygun
kullanılması gerektiğine, konut olarak kullanan milletvekili
olduğuna ilişkin açıklaması
49.- Antalya Milletvekili Gürkut
Acarın, büyükşehir belediyeleriyle ilgili kanunun bir an önce
çıkarılması için şehitler olsa da çalışmalara
devam edilmesinin mantığını anlayamadığına
ilişkin açıklaması
50.- İstanbul Milletvekili
Aykut Erdoğdunun, şehit cenazelerine gidilmesi gerekirken Meclisin
çalıştırılmasını doğru
bulmadığına ilişkin açıklaması
51.- Elâzığ Milletvekili
Enver Erdemin, şehitlerinin cenaze törenlerine gitmeyi engelleyen iktidar
partisini şiddetle protesto ettiğine ilişkin açıklaması
52.- Artvin Milletvekili Uğur
Bayraktutanın, bu vahim tablo karşısında Meclisin iki
günlük çalışmasının elzem olmadığını
düşündüğüne ilişkin açıklaması
53.- Osmaniye Milletvekili Hasan
Hüseyin Türkoğlunun, bütün milletvekillerin şehitlerin cenaze
törenlerine katılmasını sağlamanın bu Meclisin millî
görevi olduğuna ilişkin açıklaması
54.- Isparta Milletvekili S. Nevzat
Korkmazın, İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın kamu
misafirhaneleriyle ilgili ileri sürdüğü iddianın
araştırılması ve gerçeğin ortaya konulması
gerektiğine ilişkin açıklaması
55.- İstanbul Milletvekili Ali
Özgündüzün, iktidar partisi milletvekillerine kula kulluktan kurtulup Allaha
kulluk etmeleri çağrısında bulunduğuna ilişkin
açıklaması
56.- Şanlıurfa
Milletvekili Mehmet Kasım Gülpınarın, MHP Grubunun Meclis
kapalıyken Meclisi toplamanın teröre taviz vermek olduğu
düşüncesi ile şu anki düşüncesini tutarlılık
anlamında milletin vicdanına bıraktığına
ilişkin açıklaması
57.- Gaziantep Milletvekili Ali
Serindağın, kavaslara bir itimatsızlıklarının
söz konusu olmadığına, çabalarının İç Tüzükün
uygulanmasını sağlamak olduğuna ilişkin
açıklaması
58.- Giresun Milletvekili Nurettin
Caniklinin, somut bilgi ve belge olmadan iddiada bulunulmaması
gerektiğine ilişkin açıklaması
59.- Giresun
Milletvekili Nurettin Caniklinin, yapılan usul görüşmesiyle ilgili
konuya ilişkin açıklaması
60.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebinin, yapılan usul görüşmesiyle ilgili konuya ilişkin
açıklaması
61.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın,
yapılan usul görüşmesiyle ilgili konuya ilişkin
açıklaması
62.- Uşak Milletvekili Dilek Akagün
Yılmazın, yapılan usul görüşmesiyle ilgili konuya
ilişkin açıklaması
63.- Muğla Milletvekili Mehmet
Erdoğanın, yapılan usul görüşmesiyle ilgili konuya
ilişkin açıklaması
64.- Elâzığ Milletvekili Enver Erdemin,
yapılan usul görüşmesiyle ilgili konuya ilişkin
açıklaması
65.- Kocaeli Milletvekili Haydar Akarın,
yapılan usul görüşmesiyle ilgili konuya ilişkin
açıklaması
66.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürkün,
yapılan usul görüşmesiyle ilgili konuya ilişkin
açıklaması
67.- Malatya Milletvekili Veli Ağbabanın,
yapılan usul görüşmesiyle ilgili konuya ilişkin
açıklaması
68.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, yapılan
usul görüşmesiyle ilgili konuya ilişkin açıklaması
69.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebinin, 338 sıra sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanun
Tasarısına ilişkin açıklaması
70.- Giresun Milletvekili Nurettin Caniklinin, 338
sıra sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanun
Tasarısına ilişkin açıklaması
71.- İzmir Milletvekili Oktay Vuralın, 338
sıra sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanun
Tasarısının milletimizin seçme hakkını, yönetim
hakkını, demokrasiyi ve devletimizin birliği ve bütünlüğünü
haleldar edecek bir düzenleme olduğuna ve MHP Grubu milletvekillerinin
yapılması gereken tüm uyarıları yaptıklarına
ilişkin açıklaması
VI.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Balıkesir Milletvekili Namık
Havutça ve 23 milletvekilinin, SEKA Balıkesir işletmesinin
özelleştirme yöntemi, süreci, yasal dayanakları ve
sonuçlarının, özelleştirilen işletmenin
çalışanlarının bugünkü durumlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/403)
2.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan ve 23 milletvekilinin,
ülkemizdeki tohumculuk sektörünün mevcut yapısı, üretimi,
ithalatı, tüketimi ile üreticinin sorunlarının ve destekleme
yollarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/404)
3.- Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz ve 24
milletvekilinin, ASELSAN'da çalışan 5 mühendisin şüpheli
ölümlerinin, ölümlerin arkasındaki gerçeklerin ve iddiaların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/405)
B) Tezkereler
1.- Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığını temsilen bir
heyetin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi Başkanı
Dr. Hasan Bozer'in vaki davetine icabetle Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyetinin 29uncu kuruluş yıl dönümü kutlamalarında
bulunmasına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı tezkeresi (3/1046)
C) Önergeler
1.- Gaziantep Milletvekili Ali
Serindağ ve 34 arkadaşının, 338 sıra sayılı
Kanun Tasarısının 21inci maddesi üzerinde CHP Grubu
milletvekillerince verilen önergenin kapalı oturumda görüşülmesine
ilişkin önergesi
2.- Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 20 arkadaşının, 338 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 22nci maddesi üzerinde CHP
Grubu milletvekillerince verilen önergenin kapalı oturumda
görüşülmesine ilişkin önergesi
3.- Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 20 arkadaşının, 338 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 22nci maddesi üzerinde MHP
Grubu milletvekillerince verilen önergenin kapalı oturumda
görüşülmesine ilişkin önergesi
VII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri
1.- MHP Grubunun, Kuzey
Afrika ile Orta Doğudaki protestolar sonucu oluşan yeni ortamın
ve Arap Baharının yaşandığı ülkelerdeki
değişimlerin Türkiyeye ve bölge ülkelerine etkilerinin ve
sonuçlarının değerlendirilmesi hakkında, 2/11/2012
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verdiği genel görüşme önergesinin Genel Kurulun 11/11/2012 Pazar günkü birleşiminde sunuşlarda
okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi
2.- CHP Grubunun, İzmir Milletvekili Alaattin
Yüksel ve 28 milletvekilinin belediyelere sağlanan olanakların
tespiti ve belediyelerin denetimlerinin objektifliğini sağlayacak
önlemlerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla 13/6/2012
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
vermiş olduğu Meclis araştırması önergesinin, Genel
Kurulun 11/11/2012 Pazar günkü birleşiminde sunuşlarda
okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi
VIII.- SEÇİMLER
A) Komisyonlarda Açık Bulunan Üyeliklere Seçim
1.- Plan ve Bütçe Komisyonunda açık bulunan
üyeliğe seçim
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri
İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının;
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik
Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer
Gençin; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80)
(S. Sayısı: 156)
2.- Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve
Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484)
(S. Sayısı: 287),
3.- Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman
Şirketleri Kanunu Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(1/601) (S. Sayısı: 239)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık
ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681,
2/786, 2/820, 2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338)
5.- Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun
Tasarısı ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu,
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu
Raporları (1/488)(S. Sayısı: 240)
6.- Türkiye Cumhuriyeti ile Lübnan Cumhuriyeti Arasında
Serbest Ticaret Alanı Tesis Eden Ortaklık Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/562) (S. Sayısı 196)
7.- Türkiye Cumhuriyeti ile Morityus Cumhuriyeti
Arasında Serbest Ticaret Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (1/539) (S. Sayısı: 195)
8.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kazakistan
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Bilim ve Teknoloji Alanında
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporu 1/374) (S. Sayısı: 108)
X.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Giresun Milletvekili
Nurettin Caniklinin, Tunceli Milletvekili Kamer Gençin AK PARTİ Grup
Başkanına sataşması nedeniyle konuşması
2.- Tunceli Milletvekili
Kamer Gençin, Giresun Milletvekili Nurettin Caniklinin şahsına
sataşması nedeniyle konuşması
3.- Çorum Milletvekili Tufan
Kösenin, Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sadık Yakutun
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
XI.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
1.- Kapalı oturumda
kavasların dışarı çıkartılmasının
gerekip gerekmediği hakkında
2.- 338 sıra sayılı Kanun
Tasarısının geçici 1inci maddesinin 15inci
fıkrasıyla ilgili önergenin Anayasaya aykırı olduğu
gerekçesiyle görüşülüp görüşülemeyeceği hakkında
XII.- KAPALI OTURUMLAR
BEŞİNCİ, YEDİNCİ, SEKİZİNCİ ve
DOKUZUNCU OTURUMLAR
(Kapalıdır)
XIII.- OYLAMALAR
1.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısının 20nci maddesinin oylaması
2.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısının 22nci maddesinin oylaması
3.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısının 23üncü maddesinin oylaması
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısının 24üncü maddesinin oylaması
5.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısının 25inci maddesinin oylaması
6.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısının 26ncı maddesinin oylaması
7.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısının 27nci maddesinin oylaması
8.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısının 28inci maddesinin oylaması
9.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısının 29uncu maddesinin oylaması
10.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısının 30uncu maddesinin oylaması
11.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısının 32nci maddesinin oylaması
12.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısının 33üncü maddesinin oylaması
13.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısının 34üncü maddesinin oylaması
14.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısının Geçici 2nci maddesinin oylaması
15.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısının tümünün oylaması
11 Kasım 2012 Pazar
BİRİNCİ
OTURUM
Açılma Saati: 14.00
BAŞKAN: Başkan
Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Tanju ÖZCAN (Bolu)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 21'inci
Birleşimini açıyorum.
Toplantı
yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme
geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz
vereceğim.
Gündem
dışı ilk söz, 8 Kasım 1829 tarihinde Uzun Mehmetin
taş kömürünü buluşu ve taş kömürünün Zonguldak ekonomisine
katkısı hakkında söz isteyen Zonguldak Milletvekili Özcan
Ulupınara aittir. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
IV.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınarın, 8
Kasım 1829 tarihinde Uzun Mehmetin taş kömürünü buluşuna ve
taş kömürünün Zonguldak ekonomisine katkısına ilişkin
gündem dışı konuşması
ÖZCAN
ULUPINAR (Zonguldak) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 8
Kasım Uzun Mehmeti Anma ve Kömür Günü dolayısıyla gündem
dışı söz almış bulunmaktayım. Sözlerime
başlamadan önce yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Cumhuriyetimizin
kurucusu büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürkü, ebediyete intikalinin
74üncü yıl dönümü dolayısıyla bir kez daha rahmet ve
saygıyla anıyorum.
Ayrıca,
dün Siirtin Pervari ilçesinde, terörist saldırılara takviye
amacıyla görevlendirilen jandarma özel harekat timini taşıyan
askerî helikopterin yoğun sis dolayısıyla düşmesi sonucu
3ü subay, 4 astsubay, 1 uzman çavuş ve 9u uzman erbaş olmak üzere
17 askerimiz şehit olmuştur. Milletçe derin üzüntü içindeyiz.
Şehitlerimize Allahtan rahmet, ailelerine sabır ve
başsağlığı diliyorum.
Saygıdeğer
milletvekilleri, ben, maden mühendisi değilim, kömür ile ilgili bir
çalışmam da olmadı. Niçin bu konuyla ilgili söz aldım diye
içinizden bir soru geçebilir. Ben, madenci değilim ancak kömür tozunun
sokakta bile insanların ciğerini kararttığı, kömür
madenlerinde hayatlarını kaybeden madenci şehitlerinin
acılarının hemen hemen her evde yaşandığı,
sokaklarında gezerken, her türlü mekânlarındaki sohbetlerinde maden
ve madencilik ile ilgili konuların konuşulduğu, özetle
hayatın kömür olduğu acılarla yoğrulmuş bu cennet
vatana büyük katkılar sağlamış bir ilin yani kara elmas
diyarı Zonguldakın temsilcisi olarak aranızda bulunduğum
için bu konuda gündem dışı söz aldım.
Osmanlı
da kömürü dışarıdan alıyor ve ihtiyaç giderek artıyor,
zaten çökmekte olan ekonomisinin parasının çoğu kömür
alımına aktarılıyordu. Bu zor ve çaresiz durumda, askerden
izne gelen Uzun Mehmet, Zonguldaktaki Karadeniz Ereğli ilçesinin
sınırları içerisinde bulunan Neyren Deresi civarında
bulduğu taşları ocağa atması ve taşların
yandığını görmesiyle taş kömürü bulduğunu
anlamış ve bunları İstanbulda saraya götürmüş,
padişah tarafından kendisine 5 bin kuruş verilmiş ve hayat
boyu 600 kuruş aylık bağlanmıştır.
İşte, Uzun Mehmetin Neyren Deresinde kömürü bulduğu tarih 8
Kasım 1829 olarak kayıtlara geçmiştir.
Uzun
Mehmetin hayatı kimi tarihçiler arasında
tartışılagelen bir hikâyedir. Her ne kadar doğruluğu,
kesinliği tartışılsa da Uzun Mehmet Zonguldak
halkının hafızalarına kazınmıştır ve
hak ettiği değere kavuşmuştur. Burada asıl olan,
Türkiyede metalürjik özelliğe sahip taş kömürünün yalnızca
Zonguldak ve civarında üretildiğidir ve cefakâr Zonguldak halkı yüz
seksen dokuz yıldır bu taş kömürünü canını vererek,
kanı dökerek üretiyor, Türkiye ekonomisine büyük katkıda bulunuyor.
Zonguldak,
kömür sayesinde büyümüş ve kömür sayesinde
tanınmıştır. Zonguldak insanı, yeri geldiğinde
kanunlarla, zorunlu olarak asker dipçiğiyle ocaklara sokulmuş, kömür
üretimi yaptırılmıştır. Zonguldak kömür sayesinde o
kadar önem kazanmıştır ki Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra,
kanunla ilk kurulan vilayet olmuştur. İkinci Dünya Savaşı
sırasında, dönemin ülke yöneticileri, müttefiklerin yanında
Almanyaya karşı savaşa girmek için öne sürdükleri
koşulların başında Ankara, İstanbul ve Zonguldak
illerinin Alman hava saldırılarına karşı
korunmasını istemişlerdir. Yani, Zonguldak, Türkiye Cumhuriyeti
sınırları içinde koruma altına alınması gereken
en önemli üç ilden biriydi. Nasıl olmasın ki! Türkiyede üretilecek
demir-çelik için olmazsa olmaz olan, tek stratejik önem taşıyan maden
taş kömürüydü. Zonguldak halkı da bu önemli maden için her zaman
gereğini yapmış ve bu uğurda bugüne kadar 5 binden fazla
maden şehidi vermiş, on binlerce insan sakat kalmış,
taş tozu ve kömür tozunun sebep olduğu hastalılardan dolayı
yüz binlerce insan hayatını kaybetmiştir.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerimi bitirirken, bugüne kadar
madenlerde hayatını kaybetmiş bütün maden şehitlerine
Allahtan rahmet dilerken, yüz seksen dokuz yıl önce Zonguldakta taş
kömürünü bulan Uzun Mehmeti saygıyla anıyorum. Madenlerde canı
pahasına alın teri döken tüm madencilere Yüce Yaradanın
kolaylıklar vermesini diliyorum. Sabahları her gün evden
çıkarken, çoluk cocuğuyla helalleşip işe giden, ocaktan her
çıkışta geçmiş olsun sözleriyle çıkan Zonguldak
halkı ve madenciler adına yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Gündem
dışı ikinci söz, 12 Kasım 1999 yılında
yaşanan depremin yıl dönümü münasebetiyle söz isteyen Bolu
Milletvekili Tanju Özcana aittir. (CHP sıralarından
alkışlar)
2.- Bolu Milletvekili
Tanju Özcanın, 12 Kasım 1999da yaşanan depremin yıl
dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması
TANJU
ÖZCAN (Bolu) Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; ben de
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime
başlamadan önce, ebediyete intikalinin 74üncü yıl dönümü
münasebetiyle rahmetli Atatürkü saygıyla ve rahmetle anıyorum.
Yine, sayın
milletvekilleri, 12 Kasım depreminden bahsetmeden önce, dün haber aldığımız,
maalesef son derece de bizleri ve toplumu üzen, 17 şehidimizle ilgili de
bir şeyler söylemek istiyorum. Gerçekten, Türkiye Cumhuriyeti ordusunun
çok önemli mensuplarından 17sini acı bir kazada kaybettik, şehit
oldular. Kendilerine Allahtan rahmet diliyorum, kederli ailelerine de
başsağlığı dileklerimi iletiyorum.
Değerli
milletvekilleri, bugün, aynı zamanda seçim bölgem olan Boluyu da
yakından ilgilendiren, Bolunun da yaşadığı 12
Kasım 1999 depreminin yıl dönümü olması sebebiyle bugün sizlere
gündem dışı olarak birkaç hususa değinerek sözlerime
başlamak istiyorum.
Sayın
milletvekilleri, hatırlarsınız, 17 Ağustos 1999da
Türkiyenin çok önemli bir coğrafyasını ve nüfus
yoğunluğunun çok olduğu bir coğrafyayı vuran,
dünyanın en büyük depremlerinden bir tanesi meydana gelmişti. Hâlâ depremin
büyüklüğü tartışılıyor. 7,8 miydi, 7,9 muydu yoksa
8 büyüklüğünde bir deprem miydi?
Hâlâ bu depremde kaç insanın öldüğü tartışılıyor,
hâlâ tam olarak bir sayıya ulaşılamamış. Tabii, daha
Türkiye bu depremin yaralarını saramamışken biz bu
depremden yaklaşık üç ay sonra 12 Kasım 1999 saat 18.57de merkez
üssü Düzcenin Kaynaşlı ilçesi olan büyük bir depremle daha
karşı karşıya kaldık.
Sayın
milletvekilleri, gerçekten bu deprem yaşamayanlar açısından
belki çok farklı olarak yorumlanıyor. Allah kimseye
yaşatmasın, sizlere ve çoluğunuza çocuğunuza yaşatmasın.
Ancak az önce söyledim, biz üç ay arayla çok büyük iki deprem
yaşadık. 12 Kasım depremi, size izah ettiğim gibi saat
yediye üç kala olmuştu. Ben araçtaydım ve aracın lastiği
patladı zannettim önce. Sonrasında -aracı devirecek kadar
şiddetli bir depremdi neredeyse- dikiz aynasından geriye doğru
baktığımda Bolunun merkezine, binaların
ışıklarının kademeli olarak söndüğünü,
binaların birbirine çarptığını ve bunun sonucunda da
Boluyu çok büyük bir toz bulutunun kapladığını gördüm.
Öyle bir an ki değerli milletvekilleri, dua etmekten başka
yapacağınız hiçbir şey kalmıyor. Açık
alandaysanız yakınlarınız için dua ediyorsunuz, kapalı
alandaysanız kendiniz ve yakınlarınız için dua ediyorsunuz;
onun dışında yapacak, söylenecek hiçbir şey kalmıyor,
gerçekten sözün bittiği an oluyor.
Deprem
sonrasında da şunu görüyorsunuz: Zengin açısından da
deprem, deprem; fakir açısından da deprem, deprem; hiçbir şey
değişmiyor. Bu deprem vesilesiyle birçok insan aynı zamanda
kefenin de cebi olmadığını görüyor. Öldüğünüz zaman
sadece cansız bir bedenle gömüldüğünüzü, servetinizi öbür dünyaya
taşıyamadığınızı da görmüş oluyorsunuz.
Zengin de fakir de bu depremde ölüyor arkadaşlar, depremlerde ölüyor.
Sağ çıkan zengin de fakir de aç kaldığı için, bir kuru
ekmek için saatlerce sırada bekliyor depremden sonra. Zengin de
çadırda kalıyor günlerce, fakir de çadırda kalıyor, çok
fazla değişen bir şey olmuyor. O anlamda, önemli olan,
depremlerin oluşumundan sonra o depremleri yaşayan binaların
insanları öldürmemesini sağlamak.
Sayın
milletvekilleri, bu deprem sonucunda Düzcede yaklaşık 782
vatandaşımız, Boluda da yaklaşık 50
vatandaşımız hayatını kaybetti. Binlerce
vatandaşımız da yaralı hâlde kaldı, bazıları
da sakat kaldı bunların. Düzcede oran daha büyük ancak benim seçim
bölgem olan Boluda binaların yüzde 52si hasar gördü, yüzde 52si; az
hasarlı olan vardı, orta hasarlı olan vardı, ağır
hasarlı olan vardı. Hasar gören binaların çok az bir
kısmı yıkıldı, Diğer binaları
onaracağız. dedi devlet yetkilileri ve bu binalar onarıldı
ancak bu binalar onarıldıktan sonra yeni bir deprem görmedi.
Bu
binaların onarımının binaları güçlendirip
güçlendirmediği konusunda da bilim adamları ikiye bölündü, kimi dedi
ki: Bu yapılan onarımlar binaların statiğini bozdu, yeni
bir depremde daha büyük bir faciayla karşılaşabiliriz; kimi de
dedi ki: Evet, bu onarımlar fayda sağladı. Ancak yeni bir
deprem yaşamadığımız için hâlen bu
onarımların fayda sağlayıp
sağlamadığını dahi Bolu kamuoyu ve Düzce kamuoyu
bilmiyor. Şu anda Boluda ve Düzcede binlerce konutun güvenli olup
olmadığı hâlen tartışma konusu sayın
milletvekilleri.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
TANJU
ÖZCAN (Devamla) O anlamda, ben, size, buradan, şu çağrıda
bulunmak istiyorum: Lütfen, özel iletişim vergilerinden elde edilen
gelirleri depreme uygun olarak; özellikle binaların yenilenmesinde,
yeniden yapılmasında, hasarsız bina kalmaması
noktasında kullanmayı öneriyorum.
Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Gündem
dışı üçüncü söz, Mersinde yaşanan sel felaketi
hakkında söz isteyen Mersin Milletvekili Mehmet Şandıra aittir.
Buyurun
Sayın Şandır. (MHP sıralarından alkışlar)
3.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandırın, Mersinde yaşanan sel felaketine
ilişkin gündem dışı konuşması ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
öncelikle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Geçen
hafta, daha doğrusu, işte, bu hafta içerisinde Mersinin Erdemli
ilçesinde, merkezinde ve çevresinde 1 metrekareye çok aşırı
miktarda yağış düşmesi sonucunda çok ciddi bir sel felaketi
yaşandı. Üreticilerimiz, çiftçilerimiz, buralarda oturan
insanlarımız çok büyük bir tehlike altında
varlıklarını, mahsullerini kaybettiler. Bu konuyu, geçen de burada, tüm milletvekillerimizin, Mersin
milletvekillerimizin de katılımıyla Genel Kurulumunuz dikkatine
sunmuştuk ancak Sayın Bakanlarımız da buradayken bu konuda
yapılması gereken bir hususu tekrar gündeme getirmek istiyorum.
Değerli
arkadaşlar, sel felaketi, dolu yani tabii afetler dediğimiz hadise
bizim ülkemizin çok doğal bir hadisesi, olayı hâline geldi. Hemen
hemen ülkemizin her bölgesinde, her vilayetinde birçoğu da ölümlü sonuçlar
getiren afetler yaşanmakta ve insanımız binbir zahmetle
ürettiklerini, emeklerini, mahsullerini bu afetlerde kaybetmekte,
hayvanları telef olmakta. Bu, hemen ülkenin her bölgesinde ve her yıl
yaşanan bir hadise. Her mevsim demesek bile her yıl mutlaka ülkemizin
birçok vilayetinde, kazasında, köyünde bu türlü felaketleri
yaşıyoruz. Her milletvekilini ilgilendiren bir konu. Ama felaket Allahtan
geldi diyebiliriz, sabır gösterebiliriz, şükredebiliriz olana, hâle.
Ancak felaketin sonrasında yapılması gerekenler konusunda
maalesef devletimiz -tüm hükûmetleri kastederek söylüyorum- devletin yetkisini
kullanan siyasi iktidarlar bu konuda laf üretmenin ötesinde fazla bir şey
üretmiyor.
Değerli
milletvekilleri, Erdemliyi bildiğim için söylüyorum, içerinizde
Erdemliyi bilen değerli arkadaşım karşımda. Erdemli,
ekmeğini taştan çıkaran insanların
yaşadığı bir yer; taşları
kırıcılarla düzeltirler, önüne duvar, set örerler,
parasını verip toprak taşırlar, üstüne sera kurarlar ve
orada bana göre Türkiyenin en güzel sebzesini hatta meyvesini üretirler.
Artık meyveciliği bile serada yapacak kadar ileri teknolojileri
kullanarak o Toros Dağlarının başında, çoluk
çocuklarıyla, onurlarıyla yaşamanın gayretini gösterirler
ve bu insanlar burada yaşamaya inat ederler, ısrar ederler, göçmezler
buradan. Bu insanların bu gayretini bizim ödüllendirmemiz gerekir.
Yaşanan bu afetlerin sonrasında uygulanan hukuk, 1977 tarihinde
çıkartılan 2090 sayılı Kanundur; otuz beş yıl
olmuş, birkaç defa değiştirilmiş ama özüne
dokunulmamış. Sayın bakanlar özü şu: Canlı,
cansız üretim araçlarının ve tesislerinin değer
itibarıyla en az yüzde 40ı oranında zarar görmesi hâlinde ve bu
zararı başka tarımsal ürünleriyle karşılamayacak veya
bankalardan kredi alamama durumunda ancak devlet bu afetin
karşılığını, zararın
karşılığını verebilir.
Değerli
arkadaşlar, bu kanun maddesi olduğu sürece yaşanan bu afetlerin
sonrasında vatandaşlarımızın mağduriyetinin
ortadan kaldırılması mümkün değildir. Beyanatlar veriyoruz,
hasar tespit raporları düzenliyoruz, vilayetlere gönderiyoruz, Fak Fuk
Fonundan üç beş yardım ediyoruz ama o çiftçi, dişiyle
tırnağıyla kurduğu o tesisi maalesef tekrar kuramıyor.
Erdemlide yaşanan hadise budur. Toprağıyla birlikte alıp
götürmüş, yalnız serası, mahsulü değil, yalnız
üzerindeki ağacını değil, tabanındaki
toprağını da alıp götürmüş.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET
ŞANDIR (Devamla) - Bu insanlara yardım etmek bana göre bir
insanlık sorumluluğudur. Hükûmetimizin ve Parlamentonun bunu dikkate
almasını istirham ediyor, saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Hamzaçebi, söz talebiniz var, buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR
1.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, Siirtin Pervari ilçesinde meydana
gelen helikopter kazasında 17 askerimizin şehit olmasına
ilişkin açıklaması
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Dün,
Siirtin Pervari ilçesinde meydana gelen helikopter kazasında
hayatını kaybeden Türk Silahlı Kuvvetlerimizin 17 mensubunun
bugün cenaze törenleri var. Şehitlik mertebesine ulaşan
askerlerimize, Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarına Allahtan rahmet
diliyorum; ailelerine, Türk Silahlı Kuvvetlerine ve milletimize sabır
ve başsağlığı diliyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Canikli, buyurun.
2.- Giresun
Milletvekili Nurettin Caniklinin, Siirtin Pervari ilçesinde meydana gelen
helikopter kazasında 17 askerimizin şehit olmasına ilişkin
açıklaması
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Bizde
AK PARTİ Grubu olarak, dün elim bir helikopter kazasında şehit
olan, ebediyete intikal eden askerlerimize, kahramanlarımıza Allah
rahmet etsin diyoruz, mekânları cennet olsun. Cenabı Hak bu tür
hadiseleri göstermesin ve inşallah, en kısa sürede, milletimiz bu
beladan bir an önce kurtulsun diyoruz. Milletimizin başı sağ
olsun, ailelerine başsağlığı diliyoruz. Cenabı Hak,
böyle kötü olaylardan bizleri muhafaza etsin.
Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Şandır
3.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandırın, Siirtin Pervari ilçesinde meydana gelen
helikopter kazasında 17 askerimizin şehit olmasına ilişkin
açıklaması
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu olarak öncelikle bu elim kazada hayatını
kaybeden şehitlerimize yüce Allahtan rahmet diliyoruz. Başta
aileleri olmak üzere milletimizin başı sağ olsun. Ancak
şunu da ifade etmek gerekiyor: Bölücü terör örgütüyle mücadelede kaybettik
biz bunları. Bir trafik kazası değil bu, terör şehidi bu
insanlar. Dolayısıyla, Türkiyenin, Parlamentonun, Hükûmetin,
devletin, toplumun en önemli meselesi, bu bölücü terör belasını bu
ülkenin başından uzaklaştırmaktır. Bölücü terör
konusunda bir toplumsal mutabakat olarak, bir millî mutabakat olarak ne
yapılması gerekiyorsa onu yapmak gerekir. Farklı sebeplerden
oluşan mutabakatları bozmak yerine, bölücü terörle mücadelede
oluşan mutabakatı sahiplenip güçlendirmek dururken; maalesef gündeme
başka konular getirerek oluşan mutabakatları parçalamanın
hiçbir şekilde akılla, izanla ifadesi mümkün değildir. Bu
sebeple, bu felaketi de vesile kılarak, bölücü terörle mücadelede
toplumsal mutabakatı güçlendirecek gayreti göstermek üzere; Sayın
Hükûmeti, İktidar Grubunu insafa davet ediyorum, gayrete davet ediyorum.
Tekrar
şehitlerimize rahmetler diliyorum efendim.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Gündem
dışı konuşmalara Hükûmet adına, Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlu cevap vereceklerdir.
Buyurun.
IV.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR (Devam)
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları (Devam)
3.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandırın, Mersinde yaşanan sel felaketine
ilişkin gündem dışı konuşması ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı (Devam)
ORMAN
VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Saygıdeğer Başkanım, değerli milletvekilleri; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle,
tabii, dün şehit düşen 17 kahraman askerimiz için milletimizin
başı sağ olsun; ruhları şad olsun, Allah rahmet
eylesin.
Tabii,
üzüntümüz büyük, onun farkındayız. Terörle ilgili zaten ne
gerekiyorsa yapılacaktır.
Bu
konuda özellikle ikinci bir konu, Sayın Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın gündem dışı konuşmasına cevap
vermek üzere söz aldım.
Efendim,
tabii, biliyorsunuz, küresel iklim değişikliği neticesinde bütün
dünyada maalesef zaman zaman kuvvetli yağışlar oluyor.
Amerikadan tutunuz da Asyaya kadar, Japonyaya kadar. Maalesef Türkiye de -bu
gündem dışı konuşmada belirteceğim üzere-
aşırı yağışlardan ve sel baskınlarından
yeteri kadar zarar görüyor. Özellikle şunu belirteyim: Bazı yerlerde özellikle
anlık yağışlar oluyor, hatta dört beş ayda
yağacak yağışın, yirmi dört saatte bir yere düştüğünü
görüyoruz. Tabii, bu konuda Hükûmetimiz, Bakanlığımız
gerçekten çalışma yapıyor. Esasen, biz şu anda sel
baskınları ve taşkınlarıyla ilgili büyük bir eylem
planı hazırladık, inşallah onu da kısa zamanda sizlere
arz edeceğim. Ama şunu ifade edeyim: Son dokuz yılda 643 tane
dereyi ıslah ettik ve 225 bin hektarlık alanı
taşkınlardan koruduk; çok sayıda yerleşim alanı,
mahalle, köy, ilçe, hatta il taşkınlardan korunmuştur. Bugüne
kadar DSİnin yaptığı tesisler ise 5.930u geçmektedir.
Bu konuda, Hükûmetimiz
özellikle taşkınlarla ilgili mücadelede, birincisi dereleri ıslah
ediyor; ikincisi, dereler üzerine birtakım sel kapanı
dediğimiz tersip bentler inşa ediyor. Ayrıca şu anda bir de
orman teşkilatının Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel
Müdürlüğünü devreye soktuk çünkü taşkınların önlenmesinde
sadece dere ıslahları yeterli değil, özellikle çıplak
arazilerin ağaçlandırılması çok büyük fayda
sağlıyor. Çünkü yağan yağmur, eğer arazi çıplaksa
Sayın Vekilim, aniden akışa geçiyor ve bu sel
baskınlarına sebep oluyor ama arazide bitki örtüsü varsa,
ağaçlandırılmış bir araziyse, o zaman akış
katsayısı dediğimiz katsayı çok azalıyor, neredeyse
üçte 1e, dörtte 1e, beşte 1e iniyor ve akış süresi, dereye
intikal süresi de epeyce uzuyor yani sel baskınlarını önlüyor.
Bu konuda da büyük bir seferberlik başlattığımızı
ifade etmek isterim.
Bunun
dışında, bazen, maalesef, mahallî idareler olsun, özel idare ve
devletin değişik kurumları tarafından geçmiş dönemde
yapılmış birtakım sanat yapıları -menfezler,
köprüler, yollar vesaire- bunlar, dolayısıyla da bazen galiba
yetersiz oluyor, o bölgede şişe ağzı gibi bir daralmaya
sebep oluyor ve geriye doğru sel baskınlarına sebep olabiliyor.
Bunları önlemek için de ciddi bir çalışma
başlatıldı.
Mersinle ilgili ben
Geçmiş olsun. diyorum, yakinen takip ediyoruz. Zaten Mersin Valimiz
-DSİnin, diğer kamu kurumlarının ekipleri, hatta AFAD ekipleri
orada- hemen hadiseye müdahale ettiler, ben de konuyla ilgili bilgi aldım.
Bu konuda şunu
ifade edeyim: Tabii, Mersinle ilgili, özellikle
Mersin de
biliyorsunuz topografik yapısı itibarıyla taşkınlara
maruz. Bunu önlemek için ne yapmamız lazım? Birincisi, mutlaka dere
ıslahlarını yapmamız lazım. İkincisi, mutlak
surette baraj, gölet gibi biriktirme yapılarıyla hem rüsübatı
kontrol etmek hem taşkınları önlemek gerekir. Bir de açık
alanlar varsa bunları mutlaka ağaçlandırmak, yeşillendirmek
gerekir. Son olarak da -şu anda arkadaşlar inceliyor- kesitlerde herhangi
bir daralma yani derelerde veya diğer kesitlerde bir daralma söz
konusuysa, -Şişe ağzı diyoruz- onların tespiti ve onların
kurumlar marifetiyle derhâl kaldırılması konusunda
çalışma yapılıyor.
Özellikle,
Sayın Vekilim, bu vesileyle, Mersine şu ana kadar kısaca
yaptıklarımızdan bahsedeyim.
Mersin içme suyunu,
Tarsusla beraber, isale hatlarını biz tamamladık. Göksu İkinci
Merhale Projesi, Gökçeburun pompaj sulaması, Mersin-Mut Projesi
-biliyorsunuz o çok önemliydi, siz de bahsetmiştiniz- Mersin Alaköprü
Barajıyla ilgili çalışmalar devam ediyor, hem Mersin'deki Anamur
Ovasını sulayacağız hem de, biliyorsunuz,
Kıbrısa yılda 75 milyon metreküp su ileteceğiz. Bunun
dışında, Aslanköy Göleti sulaması tamamlandı. Gülnar
Köseçobanlı Bardat Göleti sulaması, gene Gülnarda Baldat Göleti
rezervuar ıslahı tamamlandı.
Dere ıslahlarına gelince: Mersin'de
biz şu ana kadar, son sekiz yılda tam 22 adet dereyi ıslah
ettik. Bunların isimlerini söyleyeceğim. Yani 20 meskûn mahal, 350
dekar alanı taşkınlardan koruduk. Bakın, Erdemlide Alata
Deresi birinci kısım tamamlanmıştı. Gülnar Ovacık
Büyük Eceli Arazisi Taşkın Koruma Tesisi, Erdemli
Arpaçbahşiş beldesiyle ilgili Arpaçbahşiş Deresi
ıslahı, Bozyazıda Akkaya köyü arazisi Akkaya Deresi
ıslahı, Erdemlide Kocahasanlı köyündeki Çaltılı ve
Mutlu Bucak dereleri ıslahı, Erdemlide Töbük kasabası Töbük
Deresi ıslahı, Silifke ilçe merkezi Bebek Deresi ıslahı,
Erdemlide Kocahasanlı beldesi Kuruçay Deresi ıslahı,
Aydıncık Büyükalan Deresi ıslahı, Aydıncıkta
Küçükalan Deresi ıslahı, Erdemlide Alata Deresi ikinci
kısım ıslahı, yine Erdemlide Arpaçbahşiş
Deresinin ikinci kısmı, Erdemlide Kızkalesi beldesi Mintan
Deresi ıslahı, Mersin merkezde Mezitli Deresi ıslahı, Tarsusta
Kusun Deresi ıslahı ikinci kısım, Silifkede Akdere
kasabası Akdere ıslahı, Tarsus Kusun Deresi
ıslahının üçüncü kısmı da tamamlandı, merkez
Efrenk Çayı ıslahı tamamlandı, yine merkezde Mezitli kasabası
Mezitli Deresi ıslahı birinci kısmını tamamladık,
ikinci kısım yapılacak; Akdere kasabası Akdere
ıslahı, Bozyazı Akkaya köyü arazisi Aksaz deresi
ıslahı, Mersin Tarsus Kusun Deresi ıslahı olmak üzere 22
tane tamamladık. Ama şu anda hızla eksikleri tamamlamaya
çalışıyoruz, her şeyi bitirdiğimiz söylenemez elbet
ama çalışmalar hızla devam ediyor.
Biliyorsunuz, Mut
Ovası sulamasıyla ilgili çalışmalar bitmek üzere,
inşallah kısa zamanda tamamlayacağız.
Ayrıca, hem
taşkın koruma hem de Tarsusta verimli arazileri sulamak
maksadıyla biliyorsunuz ben kendim de katıldım- Tarsusta
Pamukluk Barajı inşaatı yıldırım
hızıyla ilerliyor, çok kısa zaman da geçmesine rağmen
şu anda yüzde 65i tamamlandı Sayın Vekilim. İnşallah,
önümüzdeki yıl bunu da bitireceğiz; açılış tarih,
saatini ilan ettik.
Göksu Sol Sahil Cazibe
Sulaması ve Drenajı
Bir de, Sorgun
Barajıyla ilgili şunu ifade edeyim: İnşallah, Sorgun
Barajının da bir an önce tamamlanması için
65 bin dekar arazi
sulanacak, bunun da müjdesini veriyorum.
Ayrıca, Alaköprü
Barajıyla ilgili yeniden yerleşim çalışmaları devam
ediyor. Mut Dereyurt Göleti, Mut Dereyurt Göleti sulaması, Mersin merkez
Değirmendere Göleti, merkezde yine Değirmendere Göleti sulaması
ve Toroslar Değnek Göleti sulaması; bunlar da devam ediyor.
Ama daha önemlisi
şunu ifade edeyim: Hakikaten Mersinde çok dere ıslahı
yapılması gerekiyor. Özellikle Sayın Vekilim şu anda,
bakın, tam 28 derede ıslah çalışmaları devam ediyor
yani taşkını önlemek için. Bunlardan Aydıncık,
Kamaş ve Köşk dereleri ıslahı, Erdemlide Lamas Çayı
ıslahı, Erdemli Sarıyer köyü Diniker Deresi, Gülnarda
Ovacık Büyükeceli kasabasıyla ilgili dere ıslahı, Kandak
Deresi ıslahı, Silifkede merkez Soğanlı Deresi
ıslahı, Silifke Akarca Deresi ıslahı, Bozyazı Yuva
Deresi ıslahı, Erdemlide Arpaçbahşiş beldesinde üçüncü
kısım taşkın koruma, Erdemlide Tömlük Deresi
ıslahı ikinci kısım, Bozyazı Akkaya Köyü arazisi Aksaz
Deresi ikinci kısım, gene Bozyazıda Gözce köyü arazileri
taşkın koruma tesisi inşa hâlinde, Erdemlide Akdeniz Mahallesi
Madenler Çayı ıslahı, Gülnarda Sipahili köyü arazilerinin
Babadıl Deresi ıslahı, Mezitli Tece Deresi ıslahı,
Mersin Merkez Efrenk Deresi ıslahı ikinci kısım, Erdemlide
Kodaman Çayı ıslahı, Bozyazıda Yuva Deresi
ıslahı ikinci kısım, Mersinde Toroslar ilçesi Soğucak
beldesi Enligeçit, Keşlik deresi ıslahı ve Mut ilçesi Mut Deresi
ıslahı, Silifkede Bolacalı Koyuncu köyü Kocapınar Deresi
ıslahı, Tarsus Kusun Deresi ıslahı dördüncü
kısım, Erdemlide Tömük Kasabası Tömük Deresi ıslahı,
Erdemlide Kargıpınar beldesi Gilindires Deresi ıslahı,
Mersin Merkez Efrenk ikinci kısım taşkın koruma,
Bozyazı Akkaya Köyü arazileri Aksaz Deresi ıslahı, Silifke
İmamuşağı köyü Boğsak Deresi ıslahı ve
Aydıncık Köşk, Büyükalan, Küçükalan ve Kamaş dereleri yan
kollarının ıslahı olmak üzere bunlardan 28 tane şu
anda inşa hâlinde, devam ediyor. Bunlar için de herhangi bir ödenek
sıkıntısı yok. Hatta ben arkadaşlarıma talimat
verdim: Yani ne kadar hızla
Üç vardiya gerekirse
çalışsınlar. İlave para ihtiyacı olursa onları
karşılayacağız. dedik.
Bunun
dışında, ben özellikle şunu ifade edeyim: Tabii,
bunları tutmak için barajlarda, Sorgun ve Tarsus barajları
dışında, çok sayıda gölet yapmak lazım ki
taşkını tutsun. Bu maksatla tam 19 adet göletin planlaması
yapıldı, bir kısmı inşa hâlinde. Mesela, Toroslar
Dernek Göleti sulaması inşa hâlinde, Gülnar Köseçobanlı Bardat
Göleti Rezervuar ıslahı taşkın korumak için, onlar şu
anda yapım hâlinde. Yapımı devam eden -proje yapımı- 2
tane gölet var: Merkez Değirmendere Göleti ve sulamasında proje
yapımı devam ediyor. Mut Dereyurt Göleti ve sulaması proje
yapımı devam ediyor.
Gene
proje yapımı devam eden 15 tane daha gölet var, bunların
isimlerini söylemeyeceğim ama arzu ederseniz, bunların isimlerini
size ayrı ayrı verebilirim.
Bunun
dışında, tabii, sadece dere ıslahları için şunu
ifade edeyim: Mersinde ve diğer illerde ne kadar dere ıslahı
varsa, hatta yatırım programı beklemeden, ek yatırım
programına dahi almak suretiyle, çalışmaları sürdürüyoruz.
Bunun
dışında, ağaçlandırmayla ilgili çalışmalar
devam ediyor çünkü ağaçlandırma olmadan taşkınları
kontrol etmek mümkün değil, onu özetle belirtmek istiyorum Sayın
Vekilim.
Bunun
dışında, tabii, taşkınlarda önceden ikaz,
uyarının çok önemli olduğunu ben burada ifade etmek istiyorum.
Çünkü aşırı bir yağmur yağacağı zaman, bunun
önceden ikaz edilmesi hâlinde mal ve can kayıplarında gerçekten büyük
bir azalma, hatta çoğu kere mal, can kayıpları olmuyor. Mühim
olan, mal ve can kayıplarının olmaması, bilhassa, can
kaybının olmaması çok daha önemli bizim için. Bu bakımdan,
biz Mersine altı tane otomatik meteoroloji ölçüm istasyonu kurduk. Hemen,
anında uyarı yapıyoruz, hatta uyarıları bütün kurum ve
kuruluşlar, belediyelere ve ilgili birimlere bildiriyoruz. Mersin, Anamur,
Silifke, Erdemli, Tarsus ve Muta 6 tane otomatik meteoroloji ölçüm istasyonu
kurduk, anlık yağışları İnternetten görmek
mümkün. Bunun dışında, 4 yere daha otomatik meteoroloji kurma
talebi bize iletildi, bunların da çalışmaları sürüyor;
Çamlıyayla-TAGEM, Aydıncık, Gülnar, Uzuncaburça kurulacak ve
böylece 5 yere daha yeni bir meteoroloji ölçüm istasyonu kuracağız.
Bununla
ilgili, özellikle vurgulamak istediğim şudur: Yani hakikaten bu sel
baskınları ülkemizde son yıllarda görülmeye başlandı,
dünyada olduğu gibi. Bu konuda gereken ne varsa el birliğiyle
yapmamız gerektiğine inanıyorum. Biz de yatırımlara
hız verdik, dere ıslahlarına, ağaçlandırma, erozyon
kontrolüne. Ayrıca, birtakım kritik kesitlerin kontrol
çalışmaları da yapılıyor. İnşallah, birlikte
bu konuda ne yapılması gerekirse yapacağız, bunu özetle
vurgulamak istiyorum.
Diğer,
Bolu Milletvekilimizle ilgili de bir hususu belirtmemde fayda var.
Biliyorsunuz, afete maruz veya riskli alanlarda kentsel dönüşüm
çalışmaları başladı, hatta 2/Byle ayrılan
paranın neredeyse yüzde 90ına yakını da bu maksatla sarf
ediliyor. Tabii ki Türkiyede gerçekten depreme dayanıksız pek çok
yapı var, yapı stoku var. Zaman içinde bunları mutlaka
yenileyeceğiz, depreme dayanıklı hâle getireceğiz, bunun
için çalışmalar zaten başladı. Kaldı ki -depreme maruz
olanlarda- mesela 19 Mayıs 2011 tarihinde, biliyorsunuz, Simav depremi
oldu. Orada Başbakanımız bizzat benim ilgilenmem talimatı
vermişti ve bir yıl zarfında Simavda -ne gerekiyorsa- bütün
binalar yeniden yapıldı, okullar, hükûmet binaları, vesaire,
bunların hepsi, yapılması gereken binaların tamamı
yapıldı. Bunun gururunu yaşıyoruz. Ayrıca,
biliyorsunuz, daha sonra Vanda deprem oldu. Daha geçenlerde Sayın
Başbakanımız Vana giderek bir yılda TOKİnin
yaptığı kalıcı muhteşem konutların
açılışını yaptı.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Pahalıya mal oluyor.
ORMAN
VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) - Elbette
Türkiye deprem açısından dünyadaki riskli bölgelerden birisi, çok
sayıda fay var dolayısıyla bu konuda da Hükûmetimiz kentsel
dönüşüm çalışmalarıyla tarihteki en büyük adımı
atıyor. Bu gerçekten takdire değer bir husustur, bunu zaten
milletimiz görüyor.
Ben
bu duygularla, Cenabı Allah, başka bela, kaza, afetlerden, ülkemizi
terör belasından korusun temennisiyle hepinizi saygıyla
selamlıyorum efendim. Sağ olun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkanım
BAŞKAN
Sel felaketi nedeniyle söz isteyen sayın milletvekilleri var.
Sayın
Türkmenoğlu
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
4.- Konya Milletvekili
Ayşe Türkmenoğlunun, Siirtin Pervari ilçesinde meydana gelen
helikopter kazasında 17 askerimizin şehit olmasına ilişkin
açıklaması
AYŞE
TÜRKMENOĞLU (Konya) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; ben de dün Siirtte elim bir kaza sonucu hayatını
kaybeden 17 askerimize Allahtan rahmet diliyorum, ailelerine
başsağlığı diliyorum. Tüm ulusumuzun da başı
sağ olsun. Onlar, bu vatan için, bu vatanın birlik ve
beraberliği için görev yapan, kar kış demeden
dışarıda, belki de taşta uyuyan askerlerimiz. Hepsini
şükran ve minnetle anıyorum. Allah rahmet eylesin, ulusumuzun başı
sağ olsun diyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Şandır
5.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandırın, Mersin ilinin Erdemli ilçesinde meydana gelen
sel felaketi nedeniyle yaşanan mağduriyetlerin giderilmesi
gerektiğine ilişkin açıklaması
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Teşekkür ederim.
Sayın
Bakanım, verdiğiniz tafsilatlı bilgiye -taşkınların
önlenmesi için- teşekkür ederim. Ayrıca Mersinde
yaptıklarınıza da teşekkür ederim. Ancak bir husus var:
Demek ki, yeterli değil yaptıklarınız, Alata Deresinin
yarısı yapıldı, yarısı yapılamadığı
için, şimdi, Alatayı sel aldı götürdü, Arpaçbahşişde
öyle, Erdemlinin içi de öyle, diğerleri
Benim
konum bu değil, Allah yapılanlardan razı olsun ama başka
bir şey söylüyorum, buradaki konuşmada da onu söyledim.
Bakınız: otuz beş yıl önce
çıkarttığınız bir Kanunla afetlerin sonrasındaki
zararın karşılanmasında; varlıkların en az yüzde
40ının kaybedilmesini bir şart olarak ortaya koyuyorsunuz. Böylelikle
Allahtan gelen veya iktidarın eksik yaptığından
dolayı doğan zararı karşılamak noktasında bu
Kanun uygulandığı takdirde çitçinin zararı
karşılanmıyor. Benim teklifim şu: Gelin, bu 2090ı,
otuz beş yıllık bu Kanunu, değiştirelim, yüzde 40
oranını yüzde 20ye düşürelim ki varlığını
kaybetmiş, toprağını kaybetmiş yani
Benim, Erdemlide
seraların gitmesi önemli değil, seranın toprağı
gitmiş, limon bahçelerinin altındaki toprak gitmiş, bu
insanların zararını karşılamamız lazım
yoksa
Yani tamam ,yaptıklarınıza teşekkür ediyoruz ama bir
şey ifade etmiyor, o insanlar şu anda evsiz, barksız ve
mahsulünü kaybetmiş durumda devlete bakıyor, size bakıyor, bir
şey söylemeniz lazım.
ORMAN
VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Hükûmete tevcih ederiz bu hususu.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Gelin, bu Kanunu değiştirelim, bu çiftçinin
zararını karşılayalım efendim. Yoksa, Valinin yaptığı
Afet Fonundan veya işte Fak-Fukun yaptığı yardımla bu
zararlar karşılanmıyor, ben buna bir cevap beklerdim sizden.
Çok
teşekkür ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Şandır.
Sayın
Öz
6.- Mersin Milletvekili
Ali Özün, şehit olan Mehmetçikleri rahmetle andığına ve
Mersin ilinin Erdemli ilçesinde meydana gelen sel felaketi nedeniyle
yaşanan mağduriyetlerin giderilmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
ALİ
ÖZ (Mersin) Sayın Başkanım, teşekkür ederim.
Öncelikle
10 Kasım günü büyük bir felaketle kaybettiğimiz Türk Silahlı
Kuvvetleri mensupları Mehmetçiklerimizi, rahmet, şükran ve minnetle
anıyorum. Yakınlarına ve Türk milletine başsağlığı
diliyorum.
Ben
de yine Sayın Bakana, özellikle söylemek istediğim şu:
Sayın Bakanım, Sayın Şandırın da ifade ettiği
gibi, biz şu anda Mersine daha önce Hükûmetin bir programı ve proje
dahilinde yaptıklarından bir memnuniyetsizlik ifade etmedik ama bugün
gerçekten saat 11.00le veya 12.00yle bir buçuk saat arasındaki bir süre
içerisinde Mersinde, Erdemli ağırlıklı olmak üzere
Kocahasanlı, Limonlu, Üçtepe mevkisindeki insanlar gerçekten bugün
topraklarını kaybetmiş durumdalar. Dolayısıyla, burada
devletin tüm imkânları kullanılarak Kaymakamlığın ve
Valiliğin aldığı önlemlerle hasar tespit
çalışmaları yapılmaya başlanmış ancak orada
hasar tespiti aşamasında o köylü insanların çoğuna
tarlalarının tapusu sorulmakta. Dolayısıyla, hasar tespit
çalışmalarında da tam hasar net olarak ortaya konamayacak. O insanlar
gerçekten mağdur durumda. Dolayısıyla, daha bir duyarlı olmanızı
temenni ediyoruz. Yoksa o bahsetmiş olduğunuz ıslah
çalışmalarından dolayı elbette biz de teşekkür
ediyoruz ama durum şu anda geçmiş yapılanlar değil, ortaya
gelen felaketin mağduriyetinin giderilmesi için biraz daha kapsamlı
düşünüp farklı şeyler yapmak.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Eyidoğan
7.- İstanbul
Milletvekili Haluk Eyidoğanın, İstanbulda çevre ve doğa
tahribatına neden olacak havaalanı projesine ilişkin
açıklaması
HALUK
EYİDOĞAN (İstanbul) Teşekkür ederim Başkan.
Sayın
Bakan, bu resme lütfen iyi bakınız. Bu, 1/100.000lik İstanbul
Çevre Düzeni Planının üzerine 13 Ağustosta AKPnin
İstanbula yerleştirdiği ve büyük bir çevre ve doğa
tahribatına neden olacak Büyükşehir, Yenişehir ve 9 bin
hektarlık havaalanının yeridir. 9 bin hektarlık
havaalanının yüzde 80i orman alanıdır. Bu konuda ne
söyleyeceksiniz merak ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Eyidoğan.
Sayın
Tanal
8.- İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanalın, şehitleri rahmetle
andığına ve sel felaketi nedeniyle Şanlıurfanın
Bozova ve Viranşehir ilçelerinde çiftçilerin mağdur durumda
olduklarına ilişkin açıklaması
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, şehitlerimizi Allahtan rahmetle anıyorum,
ulusumuzun başı sağ olsun.
Şanlıurfada
sel felaketi nedeniyle Bozova ve Viranşehirde çiftçilerimizin mahsulleri
ve evleri su altında kalmıştır ve Şanlıurfadaki
çiftçilerimiz gerçekten mağdurdur. Şanlıurfa seksen bir ilimiz
arasında bir vilayetimizdir. Mersinde ve diğer illerimizde
yaşanan sel felaketleri nedeniyle üvey evlat muamelesini
Şanlıurfalılar niye görüyor? Aynı ilgi ve alakayı
Şanlıurfaya niye göstermiyorsunuz?
Saygılarımı
sunuyorum.
BAŞKAN
Sayın Acar
9.- Antalya
Milletvekili Gürkut Acarın, şehitler için ulusumuza ve ailelerine
başsağlığı dilediğine ve Hükûmetin dış
satım konusunda tıkanan kanalları derhâl açmasını
talep ettiğine ilişkin açıklaması
GÜRKUT
ACAR (Antalya) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
10
Kasımda 17 şehidimiz için ulusumuza ve ailelerine başsağlığı
ve sabır diliyorum. Uzun süren, AKPnin yanlış
politikalarının bir sonucu olduğunu da unutmayalım.
AKP
İktidarının dış politikası duvara
toslamıştır. Bu nedenle, öncelikle Suriye, Irak, İran,
Rusyaya yapılan dış satımlar son derece
azalmıştır. Dış politikanın Amerika Birleşik
Devletleri doğrultusunda götürülmesi, bütün komşu ülkelerle
ilişkilerimizi zedelemiştir. Bu durum, özellikle tarımsal
ihracatımızı vurmuş bulunmaktadır. Antalyada domates,
biber ve patlıcan gibi ürünlerde korkunç bir fiyat düşüklüğü
yaşanmaktadır. Domates 50 kuruşa, patlıcan 40 kuruşa,
biberin kilosu 70 kuruşa düşmüştür. Aynı şekilde meyve
ihracatı da düştüğünden, narın kilosu 45 kuruşa, portakalın
140 kuruşa kadar gerilemiştir. Üreticiler perişandır;
üretim maliyetlerini karşılayamaz, borçlarını ödeyemez
duruma düşmüşlerdir. Hükûmetin dış satım konusundaki
tıkanan kanalları derhâl açmasını talep ediyoruz, üreticiye
destek sağlamasını diliyoruz.
Çok teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın Halaman
10.- Adana Milletvekili
Ali Halamanın, şehitlere Allahtan rahmet dilediğine ve
Adanada İmamoğlu ile Sarıçam derelerinin ıslah
çalışmalarının yapılması gerektiğine
ilişkin açıklaması
ALİ HALAMAN (Adana)
Başkan, teşekkür ediyorum.
17 şehidimizin birisi
Adanalı, Fekeli. Hepsine birlikte Allahtan rahmet diliyorum, mekânları
cennet olsun diyorum.
Bir de, -Sayın Orman
Bakanımız buradayken- Adanada sel felaketi devam ediyor.
Adananın -bir tanesi merkez ilçe, bir tanesi çevre ilçe
sayılıyor- İmamoğlu, Sarıçam derelerinin ıslah
çalışmaları yapılmadığı için bugüne kadar,
sel, o alandaki topraklara çok zarar vermiştir; bu bölgenin
yapılmasını Bakan Beyden rica ediyoruz.
Teşekkür ediyoruz.
Sarıçam,
İmamoğlu
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Son söz, Sayın Gök.
11.- Şanlıurfa
Milletvekili Abdulkerim Gökün, şehitlere Allahtan rahmet dilediğine
ve ölümünün 74üncü yıl dönümünde Ulu Önder Atatürkü saygı,
şükran ve minnetle andığına ilişkin
açıklaması
ABDULKERİM GÖK
(Şanlıurfa) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Ben de 17 şehidimize
Allahtan rahmet diliyorum, ailelerine ve milletimize sabırlar diliyorum.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Atatürk, En büyük eserim. dediği Türkiye
Cumhuriyetinin kurucusu olarak, birlik ve beraberlik içinde, güçlü, müreffeh
bir devletin temellerini atmıştır. Bizler, bu güzel vatanın
ve cumhuriyetin emanetçileri olarak milletin refahı ve huzuru için var
gücümüzle çalışacağız. Bizlere hedef gösterdiği
muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkma idealini
gerçekleştirmek ve Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunun yüzüncü
yılında, yani 2023 yılında; dünyanın her alanında
gelişmiş 10 ülke arasında olmasını sağlamak,
Onun mirasına sahip çıktığımızın en büyük
göstergesi olacaktır. Ayrıca belirtmek isterim ki bizleri savaş
meydanlarında yenemeyen düşmanlarımız, bizleri kardeş
kavgasıyla zayıflatmak istiyorlar; her zaman bizlerin
zaafını bulup kendilerine farklı şekilde
bağımlı hâle getirmeye çalışıp oyunlar oynuyorlar.
Bu
duygu ve düşüncelerle, cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Atatürkü aramızdan
ayrılışının 74üncü yıl dönümünde saygı,
şükran ve minnetle anıyorum.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Gündeme
geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
Meclis
araştırması açılmasına ilişkin üç önerge
vardır, okutuyorum:
VI.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Balıkesir Milletvekili Namık
Havutça ve 23 milletvekilinin, SEKA Balıkesir işletmesinin
özelleştirme yöntemi, süreci, yasal dayanakları ve
sonuçlarının, özelleştirilen işletmenin
çalışanlarının bugünkü durumlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/403)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığı'na
Kamu
iktisadi Teşebbüsleri'nin (KİT) özelleştirilmesi 1984
yılına kadar uzanmaktadır. Bu zamana kadar uzanan
özelleştirme uygulamalarının ne ölçüde başarılı
olduğu, kim ya da kimlere yarar sağladığı, ulusal
ekonomiye beraberinde sosyal dayanışmaya ne kadar katkısı
olduğu kamuoyunda sürekli tartışılan bir konudur.
Bu
bağlamda ülkemiz için önemli KİT'lerden biri olan SEKA'nın
özelleştirilme süreci incelenmesi ve araştırılması
gereken önemli bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır.
Ülkemizde kağıt sektörü 1980'li yıllara değin SEKA ile
özdeşlemiştir.
Gerekçe:
SEKA
Balıkesir Fabrikası'nın temeli 15.10.1976 tarihinde
atılmıştır. 8.1.1981 tarihinde Balıkesir'de ilk
kâğıt üretimine geçen işletme 198 milyon dolara mal olmuş,
kuruluşundan sonra yedi yıl içerisinde de, fabrika, Dünya
Bankası'na olan borcunu ödemiştir.
SEKA
Balıkesir İşletmesi'nin varlık satışı
yoluyla özelleştirilmesine ilişkin ihale 25.03.2003 tarihinde teknik
olarak tamamlanmış ve ihale komisyonunun nihai devre ilişkin
kararı Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun 13.05.2003 tarih ve 2003/25
sayılı kararı ile onaylanmıştır. Piyasa
değeri 51.2 milyon dolar olan Balıkesir SEKA Kağıt
Fabrikası özelleştirme ihalesine katılan tek firma olan Albayrak
Turizm Seyahat İnşaat Ticaret A.Ş'ne 1.1 milyon dolara
24.06.2003 tarihinde de devredilmiştir.
Türkiye
Selüloz İş Sendikası 22.05.2003 tarihinde Bursa 2. İdare
Mahkemesi'ne dava açmıştır. Bursa 2. İdare Mahkemesi
28.07.2003 tarihinde yürütmenin durdurulmasına karar vermiş, ancak
karar Özelleştirme İdaresi Başkanlığı
tarafından uygulanmamıştır. Bursa 2. İdare Mahkemesinin
ilk yürütmeyi durdurma kararı verdiği 28.07.2003 tarihinde
Balıkesir SEKA Kağıt Fabrikası'nı geri almak zorunda
olan Özelleştirme İdaresi Başkanlığı
yaklaşık 3 yıl yargı kararlarını
uygulamamıştır.
Bununla
birlikte Bursa 2. idare Mahkemesi'nin işlemin iptali ile ilgili
verdiği karar doğrultusunda Özelleştirme İdaresi
Başkanlığı 19.02.2004 tarihli yazısı ile Albayrak
Turizm Seyahat İnşaat Ticaret A.Ş' ye bildirimde bulunularak
Balıkesir İşletmesi'nin SEKA'ya iadesi istenmiş, ancak iade
işlemi yapılmamıştır. 10.06.2003 tarihli sözleşme
kapsamında alıcıya devredilen taşınmaz mallar ile
irtifak ve kullanım haklarının bir kısmının
Balıkesir, bir kısmının da Bigadiç tapu sicilinde
kayıtlı olduğu dikkate alınarak, bu taşınmaz ve
irtifak/kullanım hakları ile alıcıya devredilen
taşınırların SEKA'ya iadesi talebiyle, 11.02.2005 tarihinde
Albayrak Turizm Seyahat inşaat Ticaret A.Ş. aleyhine, Balıkesir
1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2005/59 E. ve Bigadiç Asliye Hukuk Mahkemesi'nin
2005/50 E. sayılı dosyalarında iki dava içilmiştir.
Bu
davalarda İdare ve SEKA'nın talebi doğrultusunda, Balıkesir
1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce 25.02.2005 tarihinde, Bigadiç Asliye Hukuk
Mahkemesi'nce de 28.03.2005 tarihinde işletmenin kullanımındaki
tüm taşınır ve taşınmaz mallar ile irtifak ve
kullanım hakları üzerine ihtiyati tedbir konulmuştur.
Bigadiç
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2005/50 E. sayılı dosyasında görülen
davada mahkeme, 09.05.2007 tarihinde davanın kabulüne, Bigadiç tapu
sicilinde Albayrak Turizm Seyahat İnşaat Ticaret A.Ş. adına
kayıtlı 15 adet taşınmaz ile 16 adet taşınmaz
üzerinde adı geçen şirket lehine kurulan irtifak haklarının
iptal edilerek, SEKA (Sümer Holding A.Ş.) adına tesciline karar
vermiştir.
Bu
kararın Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nce onanarak kesinleşmesine
müteakip, söz konusu taşınmazlar ile irtifak haklarının
Sümer Holding A.Ş. adına tapudan tescil işlemleri 07.06.2010
tarihi itibariyle tamamlanmıştır.
Bütün
bunlardan görüldüğü üzere 28.07.2003 tarihinden itibaren SEKA
Balıkesir İşletmesini elinde tutan Albayrak Turizm Seyahat
İnşaat Ticaret A.Ş'nin, işletmeyi elinde
tutmasını meşrulaştıracak yasal bir dayanak
bulunmamaktadır. 28.07.2003 tarihinden beri işletme hukuka
aykırı bir şekilde bu şirketin elinde tutulmaktadır. O
günden bugüne Balıkesir SEKA, Balıkesir'in kanayan yarası oldu
ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, halen
fabrikayı Albayrak Turizm Seyahat İnşaat Ticaret AŞ' den
geri alabilmek için mücadele vermektedir.
Bütün
süreç bu dikkate alındığında, SEKA Balıkesir
İşletmesinin özelleştirme uygulamasının başlangıcından
günümüze kadar; özelleştirme yöntemlerinin bir bütün olarak incelenmesi,
SEKA Balıkesir işletmesinin özelleştirme uygulama
sonuçlarının saptanması,
özelleştirilen
işletmenin
çalışanlarının bugünkü durumlarının
belirlenmesi, SEKA Balıkesir İşletmesinin özelleştirmesinin
yasal dayanakları ve bu konudaki yargı karalarının ele
alınması ve özelleştirme sürecinin kapsamlı ve
derinlemesine araştırılması için Anayasanın 98,
İçtüzüğün 104 ve 105. maddeleri gereğince meclis
araştırması açılması için gereğinin
yapılmasını arz ederiz.
1)
Namık Havutça (Balıkesir)
2)
Erdal Aksünger (İzmir)
3)
Durdu Özbolat (Kahramanmaraş)
4)
Hülya Güven (İzmir)
5)
Candan Yüceer (Tekirdağ)
6)
Gürkut Acar (Antalya)
7)
Veli Ağbaba (Malatya)
8)
Ayşe Nedret Akova (Balıkesir)
9)
Aylin Nazlıaka (Ankara)
10)
Sabahat Akkiray (İstanbul)
11)
Kadir Gökmen Öğüt (İstanbul)
12)
Engin Altay (Sinop)
13)
Ali Serindağ (Gaziantep)
14)
Hurşit Güneş (Kocaeli)
15)
İhsan Özkes (İstanbul)
16)
Bülent Tezcan (Aydın)
17)
Ali Rıza Öztürk (Mersin)
18)
Mustafa Serdar Soydan (Çanakkale)
19)
Ali Demirçalı (Adana)
20)
Ali Haydar Öner (Isparta)
21)
Muharrem Işık (Erzincan)
22)
Tolga Çandar (Muğla)
23)
Mehmet Şevki Kulkuloğlu (Kayseri)
24)
Mehmet Şeker (Gaziantep)
2.- Burdur Milletvekili
Ramazan Kerim Özkan ve 23 milletvekilinin, ülkemizdeki tohumculuk sektörünün
mevcut yapısı, üretimi, ithalatı, tüketimi ile üreticinin
sorunlarının ve destekleme yollarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/404)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Ülkemizdeki tohumculuk
sektörünün mevcut yapısı, üretimi, ithalatı, tüketimi, üreticinin
sorunlarının ve çözüm yollarının belirlenmesi, destekleme
yollarının
araştırılması, idari ve kurumsal yasal
düzenlemelerin yapılması amacıyla İçtüzüğün 104. ve
105. maddeleri gereğince ekte yer alan gerekçeye istinaden bir Meclis
Araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.
1)
Ramazan Kerim Özkan (Burdur)
2)
Kadir Gökmen Öğüt (İstanbul)
3)
Durdu Özbolat (Kahramanmaraş)
4)
Veli Ağbaba (Malatya)
5)
Gürkut Acar (Antalya)
6)
Hülya Güven (İzmir)
7)
Ayşe Nedret Akova (Balıkesir)
8)
Sabahat Akkiray (İstanbul)
9)
Aylin Nazlıaka (Ankara)
10)
Engin Altay (Sinop)
11)
Ali Serindağ (Gaziantep)
12)
Ali Haydar Öner (Isparta)
13)
İhsan Özkes (İstanbul)
14)
Hurşit Güneş (Kocaeli)
15)
Bülent Tezcan (Aydın)
16)
Ali Rıza Öztürk (Mersin)
17)
Mustafa Serdar Soydan (Çanakkale)
18)
Ali Demirçalı (Adana)
19)
Candan Yüceer (Tekirdağ)
20)
Muharrem Işık (Erzincan)
21)
Tolga Çandar (Muğla)
22)
Mehmet Şevki Kulkuloğlu (Kayseri)
23)
Mehmet Şeker (Gaziantep)
24)
Erdal Aksünger (İzmir)
Gerekçe:
Türkiye,
nüfusunun sürekli artış göstermesi nedeniyle daha fazla bir nüfusu
barındırmak ve beslemek zorunda olduğundan, gıda
güvenliğinin sağlanması en temel gereksinim olarak ortaya
çıkmaktadır. Tohum üretim zincirinde yer alan faktörlerden
yetiştirme tekniği, hasat, işleme, muhafaza ve kalite kontrollerinin
tam olarak uygulanmadığı görülmektedir. Yetiştirme
tekniği açısından tohumluk üreten özel kuruluşlarda
sorunlarla karşılaşılmamaktadır. Ancak
üretimin daha fazla yapıldığı türlerde
ve çiftçi seralarında da üretim yapılıyor olması bazı
dezavantajları da beraberinde getirmektedir.
Tohumculuk
sektöründe bir kanun ve çok sayıda yönetmelik ve mevzuat uygulaması
yapılmaktadır. Gerek Dünya Ticaret Örgütünün
uyguladığı dünya ticaretinin daha çok serbestleştirilmesi
politikası, gerekse Uluslararası Tohum Federasyonunun ticarette
koyduğu kuralların uygulanması sırasında başta
zirai karantina olmak üzere, tohumculukla ilgili uygulanan politikalar
tohumculuğun gelişmesini teşvik edecek ve destekleyecek durumda
değildir.
Tohumculukta
destek sistemi faydalı olmaktadır. Desteklerin stratejik ürünlerde,
sertifikalı tohumluk kullanımının
yaygınlaştırılmasında bir tedbir olarak
kullanılmasına devam edilmesi önem arz etmektedir. Destekten
faydalanacak olan özel sektör kuruluşlarının belirli kriterlere
sahip olması, daha titiz bir şekilde kontrol edilmelidir.
Tarımsal üretimde kaliteli tohum kullanılması, hem tarımsal
işletmeler hem de bölge ve ülke ekonomileri açısından önemli
faydalar sağlamaktadır. Türkiye zengin bir tarım potansiyeline
sahip olmasına rağmen, bazı temel bitkisel ürünlerde bile kendi
kendine yeterli olma özelliğini korumakta zorlanmaktadır. Gelecek
yıllarda en azından nüfus ve talep veya talep artışına
paralel ilerlemeler gerçekleştirmesi için verim yönünden olduğu kadar
ürün kalitesi yönünden de rekabet gücü yüksek bitkilerin yetiştirilmesi
zorunlu hale gelmektedir. Bu nedenle;
Türkiye
tarımının yapması gereken atılımları
gerçekleştirebilmesi için tohumluk ve tohumculuk endüstrisine daha çok
önem verilmesi kaçınılmazdır. Tohumculuk sektöründe, Türkiye'nin
büyük tarım potansiyeli, alternatif ürünleri ve tohumculuk için uygun
ekolojik şartları ve bölgesel konumun elverişliliğine
karşın verim azalmaktadır. Sürekli dışarıdan
tohum ithal etmek yerine yeni çeşit geliştirmek için
araştırma ve geliştirmeye yönelik çalışmalar
yapılması gereklidir. Ekim zamanı ve kullanılan yöntemlerin
doğru seçilmemesi, çeşit ve tohumluk seçimindeki hatalar ve yöresel
yetiştirme tekniklerinin ortaya konulmaması tohumluktaki verimsizliğe
yol açmaktadır. Sertifikalı tohum fiyatlarının
yüksekliği çiftçinin kaliteli üretim yapmasını engellemekte,
çiftçilerimizin sertifikalı tohumluk kullanım oranlarının
artırılmaması nedeniyle de, üretimden beklenen verim
alınamamaktadır. Yerli tohumculuk endüstrisi geliştirilebilir,
bu konuda dışa bağımlılık azaltılabilir,
yerli üretim teknolojisi ihtiyaca cevap verebilecek hâle getirilebilirse,
tohumculuk sektörü ile ilgili verimlilik de artacaktır.
Türkiye'nin
ekilebilen alanlarını, genişletmek mümkün görünmediğine
göre bu alanlardan elde edilecek ürünün artırılmasında birinci
faktörün kaliteli tohumluk olduğu kaçınılmazdır. Büyük bir
tarımsal potansiyele sahip olan Türkiye ihracatının düşük
olması; yasal ve bürokratik engellerin fazla olduğunu,
sertifikalı tohum kullanımında gerekli eğitim, yayım
çalışmalarına gereken önemin verilmediğini göstermektedir.
Tohumculuk sektörünün dış ticarete olan katkısı
hesaplanırken büyük kısmı ithal tohumdan elde edilen bitkisel
ürün özellikle yaş sebze, konserve ve dondurulmuş sebze
ihracatından elde edilen yıllık dış satım
gelirinin dikkate alınması gerekir. Ancak burada ükemizin bitkisel
üretim potansiyeline rağmen mevcut tohum pazarı iç talep
yetersizliğinden dolayı düşüktür. Bu nedenle tohumculukla ilgili
politikalar belirlenirken Türkiye'nin bitkisel üretimi için gerekli
tohumlukların yanı sıra dış satıma yönelik
tohumlukların üretilmesi hedeflenmelidir.
3.- Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz ve 24
milletvekilinin, ASELSAN'da çalışan 5 mühendisin şüpheli
ölümlerinin, ölümlerin arkasındaki gerçeklerin ve iddiaların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/405)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aselsan'da
çalışan mühendislerden Hüseyin Başbilen 7 Ağustos 2006
tarihinde boğazı ve bileği kesilerek aracının içinde
ölü bulundu. Halim Ünsem Ünal 16 Ocak 2007 tarihinde başına tek
kurşunla ateş edilmiş olarak ölü bulundu. Evrim Yançeken 24 Ocak
2007 tarihinde 6. kattaki evinden düşerek can verdi. Burhaneddin Volkan 9
Ekim 2007 tarihinde askerlik görevini yaptığı Ankara Bando Okul
Komutanlığında nöbet sırasında şüpheli bir
şekilde öldü. Zafer Oluk 5.5.2008 tarihinde askerî görevini
yaptığı birlikte trafo bakımı sırasında
elektrik çarpması sonucunda öldü.
Ölen
bu genç insanların tümünün ortak özellikleri çok başarılı
olmaları ve Aselsan'da stratejik nitelikli askeri projeler üzerinde
çalışıyor olmalarıydı. Bu genç mühendislerin ölümleri
tümüyle şüpheli olmasına rağmen önce Savcılıklar
tarafından takipsizlik kararı verildi. Ancak son dönemde Hüseyin
Başbilen'in Babasının başvurusu sonucunda Ankara Cumhuriyet
Başsavcılığı tarafından Hüseyin Başbilen'in
ölümüne dair yeniden soruşturma başlatıldı.
Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Hüseyin
Başbilen'in ölümüne ilişkin başlatılan soruşturma
dosyasında ilk alınan Adli Tıp raporunda 10 üyeden 7 si intihar,
3 ü cinayet derken ve boğazındaki
Şüpheli
bir şekilde ölen Hüseyin Başbilen'in Milli tank projesinde görev
aldığı, bu çalışmanın ise Türkiye'nin savaş
teknolojisinde dışa bağımlılığını
ortadan kaldıracak nitelikte bir çalışma olduğu,
öldüğü gün bu konuda bir sunum yapacağı belirtildiği gibi
Başbilen'in F-16 savaş uçaklarının sinyal
kırıcı sisteminde de çalıştığı
bilinmektedir.
Yine
şüpheli bir şekilde ölen Halim Ünsem Ünal ve Evrim Yançeken'in de
Hüseyin Başbilen gibi şifre çözümü konusunda uzman oldukları,
uçak tanıma sistemlerinin millileştirilmesi, ABD güdümlü elektronik
kontrol sistemlerinin kontrol dışı bırakılması
çalışmalarını yaptıkları ve bu proje üzerinde
çalışırken öldükleri belirtilmektedir.
Aynı
şekilde Aselsan'da stratejik nitelikli askeri projeler üzerinde
çalışan Burhaneddin Volkan ve Zafer Oluk'un da ölümlerinin
şüpheli olduğu kamuoyunda dillendirilmektedir.
Aselsan'da
stratejik nitelikli askeri proje ve araştırmalar üzerinde
çalışan 5 genç mühendisin ardarda şüpheli bir şekilde
ölmeleri bir tesadüf olamaz. Bu ölümlerin tesadüf olmadığı
Hüseyin Başbilen'in ölümünün cinayet olduğuna yönelik bilirkişi
raporuyla da anlaşılmıştır.
Bu
nedenlerle Aselsan'da çalışan 5 genç mühendisin şüpheli
ölümlerinin tüm yönleriyle irdelenmesi, ölümlerin arkasındaki gerçeklerin
ve suçluların saptanması, şantaj ve askeri casusluk olduğu
iddialarının aydınlatılması ve kamuoyunda bu konularda
oluşan soruların yanıtlanması için Anayasanın
98.maddesi ve TBMM içtüzüğünün 104 ve 105.maddeleri uyarınca meclis
araştırması açılmasını saygıyla arz ve
teklif ederiz.
1)
Dilek Akagün Yılmaz (Uşak)
2)
Haydar Akar (Kocaeli)
3)
Mehmet Volkan Canalioğlu (Trabzon)
4)
Ferit Mevlüt Aslanoğlu (İstanbul)
5)
Bülent Kuşoğlu (Ankara)
6)
Celal Dinçer (İstanbul)
7)
Ali Özgündüz (İstanbul)
8)
Musa Çam (İzmir)
9)
Muharrem Işık (Erzincan)
10)
Mahmut Tanal (İstanbul)
11)
Ali Serindağ (Gaziantep)
12)
Faik Tunay (İstanbul)
13)
Gökhan Günaydın (Ankara)
14)
Mehmet Hilal Kaplan (Kocaeli)
15)
Mehmet Şevki Kulkuloğlu (Kayseri)
16)
Ümit Özgümüş (Adana)
17)
Vahap Seçer (Mersin)
18)
Ayşe Nedret Akova (Balıkesir)
19)
Haluk Eyidoğan (İstanbul)
20)
Erdoğan Toprak (İstanbul)
21)
Alaattin Yüksel (İzmir)
22)
Mustafa Moroğlu (İzmir)
23)
Adnan Keskin (Denizli)
24)
Kemal Değirmendereli (Edirne)
25)
Ali Haydar Öner (Isparta)
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler gündemdeki
yerlerini alacak ve Meclis araştırması açılıp
açılmaması konusundaki görüşmeler sırası
geldiğinde yapılacaktır.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığının bir tezkeresi vardır,
okutup oylarınıza sunacağım:
B) Tezkereler
1.- Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığını temsilen bir heyetin,
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi Başkanı
Dr. Hasan Bozer'in vaki davetine icabetle Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyetinin 29uncu kuruluş yıl dönümü kutlamalarında
bulunmasına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı tezkeresi (3/1046)
09
Kasım 2012
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet
Meclisi Başkanı Dr. Hasan Bozer'in vaki davetine icabetle,
"Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin 29. Kuruluş
Yıldönümü Kutlamaları'na, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı'nı temsilen bir heyetin resmi ziyarette
bulunması hususu; 3620 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisinin
Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un 6.
maddesi uyarınca Genel Kurulun tasviplerine sunulur.
.
Mehmet Sağlam
TBMM
Başkanı Vekili
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Karar
yeter sayısı
BAŞKAN Karar yeter sayısı
arayacağım.
Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Karar yeter sayısı yok.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 15.01
İKİNCİ
OTURUM
Açılma Saati: 15.11
BAŞKAN: Başkan
Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Tanju ÖZCAN (Bolu)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 21'inci
Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
Başkanlık
Tezkeresinin oylanmasında karar yeter sayısı
bulunamamıştı. Şimdi, tezkereyi tekrar oylarınıza
sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Katip
üyeler arasında anlaşmazlık olduğu için iki dakika süre
veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı vardır, tezkere
kabul edilmiştir.
Şimdi,
Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre
verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme
alacağım ve
oylarınıza sunacağım:
VII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri
1.- MHP Grubunun, Kuzey
Afrika ile Orta Doğudaki protestolar sonucu oluşan yeni ortamın
ve Arap Baharının yaşandığı ülkelerdeki
değişimlerin Türkiyeye ve bölge ülkelerine etkilerinin ve
sonuçlarının değerlendirilmesi hakkında, 2/11/2012
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verdiği genel görüşme önergesinin Genel Kurulun 11/11/2012 Pazar günkü
birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Danışma
Kurulu 11.11.2012 Pazar günü (bugün) toplanamadığından
Grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzük'ün 19'uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Mehmet
Şandır
Mersin
MHP
Grup Başkan Vekili
Öneri:
02
Kasım 2012 tarih ve 6550 sayı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verdiğimiz "Kuzey Afrika İle
Orta Doğu'daki Protestolar Sonucu Oluşan Yeni Ortamın Ve Arap
Baharının Yaşandığı Ülkelerdeki
Değişimlerin Türkiye'ye Ve Bölge Ülkelerine Etkilerinin Ve
Sonuçlarının Değerlendirilmesi hakkında"
verdiğimiz Genel Görüşme önergemizin 11.11.2012 Pazar günü (bugün)
Genel Kurulda okunarak görüşmelerinin bugünkü Birleşiminde
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN
- Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisi lehinde sözde isteyen Sinan
Oğan, Iğdır Milletvekili. (MHP sıralarından
alkışlar)
SİNAN
OĞAN (Iğdır) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; öncelikle 17 askerimizin şehit olması
dolayısıyla Türk milletine başsağlığı
diliyorum.
17
ocağa yine ateş düştü, 17 ocak yine söndü. Son dönemlerde bu
şekildeki kazaların, son dönemlerde benzer hadiselerin artması,
asker sevkiyatlarında kayıp vermemiz, operasyona giden askerlerimizin
bu şekilde kazaya kurban gitmesi, şehit olması, ister istemez
insanın aklına birtakım soru işaretlerini de getirmiyor
değil. 17 asker, kolay değil. Her ne kadar Türkiye'de artık 3,
5, 6, 8 askerimiz şehit olduğunda gündem olmuyor. Artık
onarlı sayılar ancak Türkiyenin gündemine oturabiliyor, onarlı
sayılarla askerlerimiz şehit olduğunda ancak gündeme
oturabiliyor bu. Yine onarlı sayılarla askerlerimiz şehit oldu,
17 askerimiz şehit oldu. Hiç olmazsa bu defa bunun Meclis tarafından
da Genelkurmay tarafından da araştırılması
gerektiğini ifade etmek istiyorum.
Değerli
milletvekillerim; bir işsiz genç Tunusta kendisini yakıyor,
üniversite mezunu işsiz bir genç kendisini yakıyor ve bu hadise bugün
binlerce insanın ölümüne sebep olan milyonlarca insanın
ayaklanmasına sebep olan büyük bir coğrafyanın yeniden
şekillenmesine vesile oluyor. Adına kiminin Arap Baharı
dediği, ancak görünürde daha çok kışa dönüşen, Orta
Doğu ve Kuzey Afrika için kışa dönüşen bu sürecin
etkilerinin araştırılması lazım.
Arap
Baharı dediğimiz hadise nedir, ne değildir? Arap Baharı
dediğimiz hadise sadece gözüktüğü gibi midir? Arap Baharı
dediğimiz hadisede Türkiyenin hesabına ne kalmıştır
görmek lazım. Arap Baharı öncesinde Türkiyenin bölgeyle ticari
ilişkileri son derece yüksek seviyedeyken, bugün Türkiyenin bölgeye olan
ithalatı ve ihracatı neredeyse durma noktasına gelmiştir.
Öyle anlaşılıyor ki, bir Arap Baharı süreci
başlatılmış, ancak bu süreci başlatanlar bir kenarda
oturmuş bekliyor, bir kenarda oturmuş bu pazarların bir gün
açılacağını, Mc Donaldsların, bilgisayar
firmalarının, şunların bunların oralara iyice sirayet
edeceği günleri bekliyor; ancak bugün bu işin taşeronluğunu
acaba kim yapsa diye düşünüyor.
Tabii,
büyük güçlerin bu kadar düşünmesine gerek kalmadı. Neden gerek
kalmadı? Çünkü bu işe çok hevesli bir Sayın
Dışişleri Bakanı ve onunla beraber kendisini Büyük Orta
Doğu Projesinin Eş Başkanı zaten çoktan ilan etmiş
bir Başbakanla karşı karşıyayız.
Dolayısıyla da böyle bir taşeronu artık ne Amerikanın
ne başka güçlerin aramasına gerek yok, zaten bu taşeronlar
kendilerini çok önceden ilan etmiş durumdaydılar.
Değerli
milletvekilleri, Büyük Orta Doğu Projesi dün ortaya çıkmış
değil, konuşmamın başında ifade ettiğim Buazizi isminde işsiz bir Tunuslu gencin
kendisini yakmasıyla da ortaya çıkmış değil. 2003
tarihinde dönemin Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice aynen şu ifadeleri
kullanmıştı: Kuzey Afrikadan Orta Asyaya kadar 22 tane
ülkenin sınırı ve rejimi değişecek. demişti.
Rice elbette müneccim değil, Riceın elinde bir sihirli küre de yok.
Ancak bu hazırlıkların olduğunu, Büyük Orta Doğu
Projesinin işler hâle getirilmesi için Amerikadaki düşünce
kuruluşlarının hatta Riceden çok daha önce çalışmaya
koyulduklarını biz zaten biliyorduk. Naçizane, bir düşünce
kuruluşunda çalışan bir arkadaşınız olarak bu
çalışmalardan biz haberdardık ancak haberdar olmayan
zannediyorum Sayın Dışişleri Bakanımız Ahmet
Davutoğluydu. Zira haberdar olmadığı için âdeta bu
meselenin üzerine atlamıştır. Sayın
Dışişleri Bakanımız atlar da, Dışişleri
personeli geride kalır mı, kalmaz. Libyada ertesi gün kıyamet
kopacakken bir gün öncesinde Libya Büyükelçiliğimizin İnternet
sitesine: Değerli vatandaşlar, herhangi bir sıkıntı gözükmemektedir,
herhangi bir uygunsuz durum yoktur, bütün iş adamlarımız
işine gücüne bakabilir. şeklinde açıklama
yapmıştır. Bu kadar kör bir zihniyet, bu kadar kör bir zihniyet
ancak Adalet ve Kalkınma Partisi
Hükûmeti döneminde rastlanılan bir zihniyettir.
Tabii, Dışişleri memuru bunu yazar da
Başbakanı bundan geri kalır mı, kalmaz. Ne demişti
Sayın Başbakan? Bizim Libyada ne işimiz var. demişti.
Kaç gün sonra biz apar topar Libyanın deniz güvenliğini sağlar
hâle geldik? Sadece üç gün sonra. Ben bu arada Dışişleri
Bakanlığımıza yazılı soru önergesi verdim dedim
ki: Siz, madem böyle Orta Doğu Projesinde büyük işler
yapıyorsunuz, hiç olmazsa bir bakalım kaç tane Orta doğu
ülkesinde Arapça bilen büyükelçimiz var? Tahmin edin kaç tane var değerli
milletvekilleri. Yok, sıfır tane. On senedir
iktidardasınız, on sene boyunca en az 100 Arapça bilen büyükelçi
yetiştirebilirdiniz ama sizin öyle bir kaygınız
olmadığı için, siz taşeronluğa ancak hevesli olduğunuz
için bugün, Büyük Orta Doğu Projesinde bir numaralı taşeron
olduğunuz hâlde 1 tane dahi o coğrafyada Arapça bilen büyükelçimiz
yok. Yüz senedir neredeyse Ermeni sorunuyla uğraşıyoruz -2nci
sorum da oydu- 1 tane sadece Ermenice bilen büyükelçimiz varmış. Ee,
bu zihniyetle Ermeni sorunuyla uğraşamazsınız. Zaten
uğraşamadığınız için de Ermeni
açılımını hemen açıverdiniz. Siz açtınız ama
Sarkisyan peşinden ne dedi? Gençlere dedi ki: Biz Karabağı
işgal ettik. Size de Ağrı Dağını hedef
gösteriyorum. Sizin zaten bütün açılımlarınız böyle
değil mi? Açılım yapıp Haburdan davulla zurnayla
teröristleri içeri aldığınız günden itibaren zaten
başladı Mehmetçiklerimiz şehit olmaya. Milliyetçi Hareket
Partisinin iktidarı döneminde bir senede sadece ve sadece 8 şehit
verilmişken bugün maalesef bir günde 10, 15, 20 şehit verir duruma
gelmiş durumdayız.
Değerli
milletvekilleri, Büyük Orta Doğu Projesinin bu arada taşeronu
Türkiye ama en çok kaybedeni de Türkiyedir. Büyük Orta Doğu Projesinin
bütün maliyeti Türkiye'nin üzerine yüklenmiştir. Hiç uzağa gitmeyin,
Suriye meselesinin bütün eziyetini Türk halkı çekmektedir. Suriye
meselesinde milyonlarca dolar kaybımızı Türk
vatandaşlarına yüklenen doğal gaz zamlarıyla, Türk
vatandaşlarına yüklenen petrol zamlarıyla ve diğer bilumum
zamlarla vatandaşlarımız ödemektedir. Sizin Orta Doğudaki
heveslerinizin, sizin Orta Doğudaki maceralarınızın, sizin
yanlış, sizin burnunun ucunu görmeyen politikalarınızın
maalesef neticesi Türk vatandaşlarımıza, milletimize yol, su, elektrik
olarak değil zam, zam, zam olarak geri gelmektedir.
Geçenlerde
bir milletvekiliniz burada çıkmış kürsüde Dandini, dandini
dastana, danalar girdi bostana. diyordu. Değerli milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisi bostan değil. Kendisini bostanda görenler varsa,
onlara diyecek bir sözüm yok. Onlar kendisini bostana girmiş -kendi
ifadeleri- gibi görebilirler. Burası Türkiye Büyük Millet Meclisidir. Ve
son olarak şunu da ifade etmek istiyorum: Burada bir
arkadaşımız size yemininizi hatırlattı diye,
milletvekili olmanıza bakmayarak her türlü hakarette bulundunuz
RAMAZAN
CAN (Kırıkkale) Ayıp be!
SİNAN
OĞAN (Devamla)
ve bu hakaretleri de parmaklarınızla
onayladınız.
RAMAZAN
CAN (Kırıkkale) Ayıp be!
SİNAN
OĞAN (Devamla) Yazıklar olsun size! (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
MEVLÜT
AKGÜN (Karaman) Sana yazıklar olsun!
SİNAN
OĞAN (Devamla) Yazıklar olsun sizin vicdanınıza!
BAŞKAN
Lütfen Sayın Oğan. Sayın Oğan, lütfen
SİNAN
OĞAN (Devamla) Yazıklar olsun! Yazıklar olsun!
MEVLÜT
AKGÜN (Karaman) Utanmaz!
SİNAN
OĞAN (Devamla) Burada hayvan kelimesini kullanıp o kelimeyi
parmaklarıyla affedenlere yazıklar olsun! Şerefsiz kelimesini
kullanıp parmaklarıyla affedenlere yazıklar olsun! Burayı
Türkiye Büyük Millet Meclisi değil bostan zannedenlere yazıklar
olsun! (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
MEVLÜT
AKGÜN (Karaman) Utanmaz herif! Otur yerine!
SİNAN
OĞAN (Devamla) Burası Türkiye Büyük Millet Meclisidir ve biz de
burada Milliyetçi Hareket Partisi olarak dimdik ayaktayız. Sizin bölünme
yasalarınıza karşı da dimdik ayaktayız.
HÜSEYİN
FİLİZ (Çankırı) Utanmıyor bu ya! Yalan söyleme!
SİNAN
OĞAN (Devamla) Siz istediğiniz kadar hayvan kelimesini
aklayabilirsiniz, siz istediğiniz kadar şerefsiz kelimesini
aklayabilirsiniz ama milletin vicdanında
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HÜSEYİN
FİLİZ (Çankırı) Dürüst ol, dürüst!
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Oğan.
SİNAN
OĞAN (Devamla) -
mahcup olmaya elbette her zaman mahkûm olacaksınız.
(MHP sıralarından alkışlar)
HÜSEYİN
FİLİZ (Çankırı) O kelimeler yakışıyor mu?
BAŞKAN
Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisi aleyhinde söz isteyen Emrullah
İşler, Ankara Milletvekili. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
EMRULLAH
İŞLER (Ankara) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisinin, Arap Baharıyla ilgili
vermiş olduğu önergenin aleyhinde söz almış
bulunmaktayım. Sözlerime başlarken yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Öncelikle
dün sabah vermiş olduğumuz helikopter şehitlerine Allahtan
rahmet, yakınlarına ve yüce milletimize
başsağlığı diliyorum. Terörle mücadelemiz
kararlılıkla sürmektedir. Hakkâri Valisinin üç günlük neticeyi
açıkladığı, üç günde 42 teröristin öldürüldüğünü
açıkladığı bir günde veya arifesinde böyle bir olayın
olması millet olarak hepimizi üzmüştür. Ancak Hükûmetimiz
kararlılıkla, hiçbir zaman olmadığı kadar koordinasyon
içerisinde terörle mücadeleyi sürdürmektedir ve terörün belini
kıracağız. Bunu, bu kürsüden açıklamaktan dolayı da
ayrıca onur duyuyorum.
Değerli
milletvekilleri, Arap toplumuna baktığımızda şunu
görüyoruz: Arap toplumu İslamdan önce kendisinden çok bahsedilen, tarihe
kayıt düşmüş bir millet değil. Ancak İslamla birlikte,
Hazreti Peygamberin bu toplum içerisinden çıkmasıyla birlikte Arap
toplumunda bir devrim yaşanmış ve ondan sonra İslamı
üç kıtaya yaymışlar, öncü olmuşlardır, önder
olmuşlardır, Endülüs devletini kurmuşlardır. Hicri 8inci
yüzyıldan sonra da Arap toplumları maalesef tarih sahnesinde özne
olarak yer almamışlar, nesne olmuşlardır.
Birinci
Dünya Savaşından sonra, Osmanlı Devleti
yıkıldıktan sonra da Araplar daha zor duruma düşmüş,
emperyalistlerin sömürgesi olmuştur pek çok ülke. Emperyalistlerin
sömürgesinden kurtulduktan sonra da maalesef emperyalistlerin atamış
olduğu despotların, diktatörlerin yönetiminde geri kalmış,
fakir kalmış, yoksul kalmış, eğitim seviyesi
düşmüş, okuma yazma bilmeyenlerin oranlarının çok yüksek
olduğu bir toplum hâlinde 20nci yüzyılda hayatını
sürdürmüş ve 21inci yüzyıla gelmiştir.
Arap
toplumlarında gerçekten Körfez ülkeleri dışında
baktığımız zaman ciddi manada yoksulluk var, fakirlik var.
Örnek vereyim, Mısırdaki okuma yazma bilmeyenlerin oranı
günümüzde yüzde 40tır, fakirlik oranı da aynı şekilde
yüzde 40tır. Dolayısıyla, Arap toplumlarının bu
devriminin arka planına baktığımız zaman, işte,
bu geri kalmışlığa, bu ezilmişliğe, bu diktatörlere
bir başkaldırı vardır.
Zaman
zaman bu kürsüde Büyük Orta Doğu Projesinden bahsedilmektedir. Evet,
90lı yıllarda konuşulmaya başlayan ve 2003
yılında Amerikanın tekrar Irakı işgalinden sonra
gündeme getirdiği Büyük Orta Doğu Projesi nedir ne değildir bir
bakalım. Bir akademisyenin çalışmasından Büyük Orta
Doğu Projesiyle ilgili amacı ve hedefleri konusunda
şunları okumak istiyorum: ABD, 2003 yılında Iraka
saldırmasının ardından 1990lı yılların
başından itibaren tartışılmaya başlanan projeyi
kamuoyunda tartışmaya açmıştır. Proje, bölge ülkelerinin
geri kalmışlığının giderilmesi amacıyla ekonomik,
sosyolojik ve siyasi bağlamda yeniden yapılanma hamlesinin
başlatılmasını öngörmektedir. Projenin öncelikli hedefi I.
Dünya Savaşı sonrasında Batılı devletler
tarafından sınırları cetvelle çizilen, anti demokratik
yönetimlerin bugüne kadar desteklendiği Ortadoğuda
demokratikleşmeyi gerçekleştirmektir. Bu hedefe ulaşmak için
siyasi alt yapının hazırlanması, serbest ve özgür
seçimlerin yapılması ve teknik yardımların verilmesi öngörülmektedir.
Bu süreçte kamuoyu desteğinin sağlanabilmesi için sivil toplum
kuruluşlarının güçlendirilmesi, projeyi destekleyen kamuoyu
önderi niteliğindeki kişilerle işbirliğinin
yapılması, medya bağımsızlığının
gerçekleştirilmesi, din ile devlet işlerinin ayrılması
hedeflenmektedir. Projede kadınlara da özel bir yer verilmektedir. Bu
çerçevede kadınların siyasette aktif olarak yer almasının
teşvik edilmesi, bu bağlamda gerekli eğitim
atağının alt yapısının oluşturulması
planlanmaktadır.
Büyük
Orta Doğu Projesi, kısacası, bu bölgeye, sözde -diyorum
tırnak içerisinde- birileri tarafından demokrasiyi getirmek için
ortaya atılan bir proje. Ancak bu Proje maalesef akamete
uğramıştır. Neden uğramıştır? Çünkü o
despot yönetimlerin yöneticileri ve diktatörler, neticede belli ülkeleri,
egemen güçleri çıkarlarının zarar göreceğini kendilerine
anlattıklarında geri adım atmışlar ve maalesef 2011
yılına kadar da bu bölgede demokratikleşme adına bir
adım atılmamıştır.
Sayın
milletvekilleri, 2011 yılı başında Tunuslu bir gencin
kendisini yakmasıyla başlayan Arap Baharı, aslında bu ezilmişliğin,
bu geri kalmışlığın, bu fakirliğin ve
başkaldırının bir sembolü olmuştur. Ve Tunusta
kısa zamanda neticeye ulaşmıştır. Ardından
Mısıra sıçramıştır.
Mısıra
baktığımızda: Arap dünyasının lider ülkesi, en
büyük ülkesi olan Mısırda milyonlar sokaklara dökülmüş ve âdeta
Nasıl olur da Tunus halkı, küçük bir Tunus bizden önce bu devrimi
başarır? dercesine, milyonlar sokaklara dökülerek,
Mısırda da çok az kan dökülerek bu süreç başarıya
ulaşmıştır. Libyada bildiğiniz gibi, maalesef,
çatışmalar olmuş, kan dökülmüştür. Yemende, Fasta,
Ürdünde de reformlar devam etmektedir; bu süreç devam etmektedir. Ta ki
Suriyeye geldiğimizde, Suriyede maalesef çok kan dökülmüştür. Biz
bu kan dökülmesin diye Türkiye olarak, Türkiye Hükûmeti olarak çok çaba sarf
ettik. Bu süreçte, Suriyede olayların başlamasından önce de
çabamızı sürdürdük, başladıktan sonra da yine
çabalarımızı sürdürdük. Maalesef bütün muhataplarımız
âdeta kapıları kapattılar ve maalesef gerekli adımları
atmadılar, reformları yapmadılar ve Suriyede kötü senaryo
maalesef hayata geçti ve bugün bir iç çatışma sürmektedir.
Ancak
Suriyede gelinen son noktaya baktığımızda şunu
görüyoruz: Artık son günlerde Suriye askerinden, Suriye ordusundan büyük
üst rütbeli subaylar veya subaylar, astsubaylar son günlerde yine ülkemize çok
sayıda sığınmacı gelmektedir. Dolayısıyla
bir çözülme söz konusudur. Dün bana gelen haberlere, Suriye içerisinden gelen
haberlere baktığımızda şunu görüyorum: Şamdaki
Alevi, Nusayri vatandaşlar Şamı terk etmeye
başladılar. Bu şunun göstergesi: Artık bundan sonra
çatışmalar Şamda yoğunlaşacak demektir. Tabii, biz
bunu arzu etmiyoruz ama maalesef sona gelindiği için artık bir
şekilde bu çatışmalar yapılacak.
Değerli
arkadaşlar, burada zaman zaman, biraz önceki konuşmacı da onu
ifade etti, bizim taşeronluk yaptığımız konusunda
ifadeler kullanıyorlar. Ben şunun altını tekrar çizerek
söylüyorum: Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiçbir dönemde bizim kadar
şahsiyetli dış politika yöneten, yürüten bir hükûmet
olmamıştır. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Bizden önceki hükûmete baktığımız
zaman
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) Sayın Başbakan Bu projenin eş
başkanı benim. dedi ya, daha ne olsun yani.
EMRULLAH
İŞLER (Devamla) Onu söyledim, eğer dinlediyseniz.
Şimdi,
bakın, biz demokrasiyi getirdiği için o projeye sahip
çıktık ama maalesef egemen güçler orada geri adım attılar,
demokrasiyi bölge halklarına çok gördüler Sayın Milletvekilim.
Ama
taşeronluk konusuna geldiğimiz zaman, bizden önceki hükûmete
baktığımız zaman; buyurun: MHPli Bakanın
İsyanı Neye isyan ediyor? Bütçeyi gelsin Cottarelli yapsın. diyor,
IMFnin müdahalesine
Taşeronluk nedir arkadaşlar? Buyurun.
Sayın Tanrıkulu şu anda da vekiliniz, isyan ediyor
bulunduğu Hükûmete Yeter artık, bu baskılara. diyor.
GÜRKUT
ACAR (Antalya) Emsal teşkil etmez ki! Sizin ne
yaptığınız önemli.
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) Gazete haberi sizin için ders olmuyor, bizim için ders
oluyor, değil mi?
EMRULLAH
İŞLER (Devamla) - Bir başka bakanınız Enis Öksüz
müdahalelere sabredemediği için, taşeronluğa Hayır.
dediği için Hükûmetten istifa ediyor. Buyurun belgesi.
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) Yalan
Yalan
Yalan
EMRULLAH
İŞLER (Devamla) Niye yalan? Belgesi burada Sayın Milletvekili.
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) Gazete haberi sizin için yalan oluyor, bizim için doğru
oluyor, değil mi?
EMRULLAH
İŞLER (Devamla) - Biraz önce sayın konuşmacı burada
dedi ki bize: Yazıklar olsun bu Meclise. Bu ifadeyi Cumhuriyet Halk
Partisinden de bir milletvekili kullandı, Milliyetçi Hareket Partisinden
de kullanıyor. Öncelikle, tırnak içerisinde söylüyorum, böyle bir
ifadeyi bu kürsüden sarf etmeyi ben saygısızlık olarak
görüyorum.
SADİR
DURMAZ (Yozgat) Arkadaşınızın söylediklerini
saygısızlık kabul etmediniz, kınama cezası vermediniz.
EMRULLAH
İŞLER (Devamla) - Buraya çıkıp o konuşmayı yapan
arkadaşımız, bizim onurumuza, bizim haysiyetimize, bizim
şerefimize dil uzattı. Ondan sonra, bu kışkırtma
sonucunda da o arkadaşlarımız o ifadeleri kullandılar.
SADİR
DURMAZ (Yozgat) Peki, niçin kınamadınız? Buradaki
arkadaşınızı kınadınız da onu niçin kınamadınız?
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) Asıl saygısızlık o değil mi yani?
EMRULLAH
İŞLER (Devamla) - Ama kışkırtıyorsunuz, hakaret
ediyorsunuz. Bu üslubunuzu gözden geçirmeniz gerekir arkadaşlar.
SADİR
DURMAZ (Yozgat) Kınama cezası verirken onu niye
akladınız? Onu niye akladığınızı ifade edin.
EMRULLAH
İŞLER (Devamla) - Bakın, biz burada konuşuyoruz. Size
karşı herhangi bir saygısız ifadede bulunuyor muyuz?
Lütfen, muhalefete sesleniyorum buradan: Bu kürsü kutsal bir kürsü, bu çatı
kutsal bir çatı.
SADİR
DURMAZ (Yozgat) Arkadaşınızı aklarken hiç mi bunları
düşünmediniz?
EMRULLAH
İŞLER (Devamla) - Bu çatının altında birbirimize
saygısızlık yapacak ifadeler kullanmayalım ve bunlar kayda
geçiyor. Yarın torunlarınızın, çocuklarınızın
utanacağı ifadeleri bu çatı altında kullanmayalım
diyorum.
SADİR
DURMAZ (Yozgat) Evet, aynı oylamada yaptığınız gibi
EMRULLAH
İŞLER (Devamla) - Hepinizi saygıyla selamlıyor
OKTAY
ÖZTÜRK (Erzurum) Oylamada gösterdiniz saygınızı.
EMRULLAH
İŞLER (Devamla) -
MHP grup önerisi aleyhinde olduğumuzu ifade
ederek saygılar sunuyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Hamzaçebi, bir söz talebiniz var.
Buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
12.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebinin, TRTnin şehit olan 17 askerimizin cenaze törenini naklen
yayınlaması sırasında törene katılanları tek tek
sayarken Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlunun ismini anmadığına ve
tarafsız olmadığına ilişkin açıklaması
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Değerli
milletvekilleri, şu nedenle söz talebinde bulundum: Dün Siirtin Pervari
ilçesindeki helikopter kazası sonucu şehit olan 17 askerimizin cenaze
töreni bugün Diyarbakırda öğle namazı sonrası
kılınan cenaze namazında yapıldı, cenaze
namazları kılındı. Şehitlere ilişkin töreni radyo
ve televizyonlar olabildiğince naklen vermeye çalıştılar.
TRT cenaze törenini naklen verdi ve TRT bu cenaze törenine ilişkin naklen
yayında törene katılan protokolün, bakanların, valinin
isimlerini tek tek sayarken törende
bulunan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Kemal
Kılıçdaroğlunun ismini anmamıştır. 4 kez bu
tekrarlama işlemi yapılmıştır, törene katılan
protokolün isimleri 4 kez sayılmıştır. Vali ismi de dâhil
olduğu hâlde, yapılan uyarıya rağmen, TRT bu taraflı
yayınından vazgeçmemiştir.
TRT bu tutumuyla
tarafsız bir kurum olmadığını, Hükûmetin kontrolünde
bir kurum olduğunu açıkça ilan etmiştir. Şehitlerin cenaze
töreni gibi, bütün ulusun ortak paydası diyebileceğimiz bir duyguyu
yaşadığımız bir törende TRTnin politikaya
bulaşması ve ucuz bir politik söylemin içerisine girmiş
olmasını kınıyorum.
Bu tutumuyla TRT, onun
görevlileri ve Sayın Genel Müdürü Anayasa suçu işlemiştir.
Anayasanın 133üncü maddesinin son fıkrası TRTye
yayınlarında tarafsız olma görevini ve sorumluluğunu
vermiştir. Şüphesiz, bu suçun gereğini yargı organları
takdir edecektir, Cumhuriyet Halk Partisi bu tutum karşısında
seyirci kalmayacaktır. Ancak bu tutumu Parlamentonun da bilgisine
sunuyorum ve TRTyi kınıyorum.
Teşekkür ederim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Cevap versin efendim, Hükûmet cevap versin.
İZZET ÇETİN
(Ankara) Bakanlar bir cevap versin.
BAŞKAN - Sayın
Şandır
13.- Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın, 17 şehide saygının gereği olarak
Türkiye Büyük Millet Meclisi çalışmalarını iki gün
erteleyerek milletvekillerinin illerindeki şehit cenaze törenlerine
topluca katılmalarının temin edilmesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) Sayın Başkanım
KAMER GENÇ (Tunceli)
Bekir, cevap versene!
MEHMET ŞANDIR
(Mersin)
bu vesileyle ben de Meclis Başkanlığının
dikkatine
KAMER GENÇ (Tunceli)
Bekir, kalksana, bir cevap ver! TRT Genel Müdürüne bu talimatı veren
sensin.
MEHMET ŞANDIR
(Mersin)
sayın Hükûmetin dikkatine, sayın iktidar
KAMER GENÇ (Tunceli)
Cevap versene Bekir! (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) Sayın Başkanım, müsaade ederseniz baştan
alayım yani.
BAŞKAN Baştan
alın Sayın Şandır, buyurun.
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) Önemli bir şey söyleyeceğim çünkü.
BAŞKAN Buyurun,
baştan alın.
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) Sayın Başkanım, öncelikle Meclis
Başkanlığımızın dikkatine, sayın Hükûmetin
dikkatine, sayın iktidar partisi grubu ve ana muhalefet partisi grubunun
dikkatine bir hususu sunmak istiyorum.
Gerçekten, ülkemiz bugün
bölücü terörle mücadele konusunda çok yoğun bir gayretin içerisinde, bu
mücadeleyi başarmak mecburiyetinde. Bunun için oluşan millî
mutabakatın gücünü de kullanarak, yapılması gereken ne varsa
yapıldığından eminim. Bu mücadelede dün 17 şehit
verdik. Bu şehitlere saygının gereği, bu mücadeleyi
desteklemek adına Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak biz bugün ve
yarın çalışmalarımızı ertelememiz ve milletvekillerimizin
illerindeki bu şehit cenaze törenlerine topluca
katılmalarını, iktidarıyla muhalefetiyle birlikte
katılmalarını temin etmemiz, bunun kararını
almamız gerekmektedir. Buradaki çalışmaların iki gün sonra
yapılmış olması Türkiyeye fazla bir şey kaybettirmez
ama bölücü terörle mücadelede hayatını ortaya koyan
şehitlerimize saygının ve bu mücadelede Türkiyenin
kararlılığını ifade etmenin anlamında bu işi
başarmamız lazım. İktidarıyla muhalefetiyle,
hükûmetiyle ve Meclis Başkanlığıyla bu noktada bugün bir
karar çıkartarak Meclisin komisyon ve Genel Kurul
çalışmalarını salı gününe ertelememiz bence
yakışır, doğru ve şehitlere saygının
gereği bir mecburiyettir.
Bunu takdirlerinize ve
gereğinin yapılması hususunda gayretlerinize sunarım.
Gerekirse salı günü
gensoruyu da çekeriz yani bu konuyu bir muhalefet atağı olarak da
görmeyiniz. Gerçekten, terörle mücadele konusunda bir kararlılık
ifadesi olarak, bir birlik ifadesi olarak bunu başarmamız gerekiyor.
Hem sayın Başkanlığın hem sayın Hükûmetin hem
sayın iktidar grubunun ve ana muhalefet grubunun dikkatine sunuyorum.
Gelin, bu kadar önemli bir konuda her şeye rağmen bir mutabakat temin
edelim, millet bizden bunu beklemektedir. Bu bir kararlılık
ifadesidir, bu gerçekten Meclisin boynunda bu şehitlere karşı
bir borçtur, bir yükümlülüktür.
Dikkatinize sunarım
Sayın Başkanım. (MHP ve CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Grup önerilerinden sonra
sayın grup başkan vekillerini davet edeceğim içeriye.
Sayın Hamzaçebi,
buyurun.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Tamam, davet ediyorsanız
Ben o çerçevede
konuşacaktım.
BAŞKAN Peki,
teşekkür ederim.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri (Devam)
1.- MHP Grubunun, Kuzey
Afrika ile Orta Doğudaki protestolar sonucu oluşan yeni ortamın
ve Arap Baharının yaşandığı ülkelerdeki
değişimlerin Türkiyeye ve bölge ülkelerine etkilerinin ve
sonuçlarının değerlendirilmesi hakkında, 2/11/2012
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verdiği genel görüşme önergesinin Genel Kurulun 11/11/2012 Pazar günkü
birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN - Milliyetçi
Hareket Partisi grup önerisi lehinde söz isteyen Hurşit Güneş, Kocaeli
Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)
HURŞİT
GÜNEŞ (Kocaeli) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
kuşkusuz, sözlerime başlamadan önce, dün kaybettiğimiz, ebedî
dünyaya tevdi ettiğimiz 17 tane fidanımızı rahmetle
anıyorum. Hepsine Allah rahmet eylesin, geride kalan tüm Meclise ve
milletimize de başsağlığı diliyorum.
Biraz
önce Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan Vekili Sayın Akif
Hamzaçebiyi izledim, çok üzüldüm. Oturum başladığı zaman
keşke bu baştan dile getirilseydi ve bu hata bir an önce
giderilseydi. Ana muhalefet partisinin lideri Türkiye Cumhuriyeti protokolünde
Başbakandan sonra gelir. Kuşkusuz, tüm muhalif partilerin
isimlerinin, böylesi bir acılı günde, eğer cenazeye gittilerse
zikredilmesi, isimlerinin telaffuz edilmesi gerekirdi. Gerçekten çok üzüldüm.
Bu konuda eminim Hükûmet gerekli önlemi alacak. Hem muhalefet partisine yani
Cumhuriyet Halk Partisine hem de Meclisimize bu konuda bilgi verileceğini
umuyorum, diliyorum.
Değerli
milletvekilleri, 2010 yılının sonlarına doğru Arap
dünyasında bir yeni rüzgâr esmeye başladı; buna, bildiğiniz
üzere Arap Baharı denmeye başlandı. İlk Tunusta oldu
-biraz önce MHPli Milletvekili Arkadaşım dile getirdi- bir gencin
kendisini yakmasıyla ortaya çıktı; buna Yasemin Devrimi dendi
ve hem Başbakan hem Cumhurbaşkanı
uzaklaştırıldı. Gerçi onlara birtakım güvenceler
verilerek uzaklaştırıldı ama uzaklaştılar. Sonra
Cezayirde aynı şey oldu, Cezayirde bir değişim oldu.
Cezayirdeki bir anlamda daha da iyi oldu çünkü anayasal bir değişim
de oldu, o on sekiz yıldır süren olağanüstü hâl kalktı. Bu
önemli bir demokratik gelişmeydi. Lübnanda bir deneme oldu,
sonuç alınmadı. Ürdünde bir deneme oldu, Ürdünün kendi düzeyinde,
kendi çapında bir değişim oldu, hükûmet yenilendi. Tabii kral
vesaire mevcut rejim kaldı. Önemli demokratik ilerlemeler
sağlanamadı ama hükûmet yenilenmiş oldu. Ummanda birtakım
değişiklikler oldu, yine benzer ayaklanmalar oldu ve bu
ayaklanmaların sonunda belediye başkanları görevden
alındı, meclise yasama yetkisi verildi, bu son derece önemli.
Yemende oldu ayaklanmalar, hükûmet yenilendi, başbakan geldi, 2011
yılının başında. Bunların hepsi bir-iki ay içinde
oldu ve toplu olarak olduğu için biz buna bir genel siyasi hareket
diyoruz.
Mısırda oldu ve
en çok kamuoyunda yer alan olay o oldu. Çünkü Mısırda Tahrir
Meydanına yüz binlerce insan aktı. Mısırdaki
değişim, kısmen ordunun da içinde bulunduğu bir biçimde
oldu, ordu işe el koydu ve değişimin önünü açtı ve meclis
dağıtıldı, seçimlere gidildi. Biliyorsunuz, Müslüman
Kardeşler seçimden çıktı, Mursi cumhurbaşkanı oldu.
Fasta oldu hemen bir ayaklanma, orada bir netice olmadı. Irakta oldu,
Irakta böyle bir hareket olduğu zaman çok sınırlı oldu,
Maliki bir daha aday olmayacağını açıkladı Başbakan,
fakat daha sonra bu değişti.
İşin en ilginci
Bahreynde oldu. Bakın, Bahreyndeki çok önemli, Bahreyndekinin
altını çizmek istiyorum. Çünkü hükûmet, Arap Baharının çok
olumlu ve demokratik bir gelişme olduğunu, Suriyenin de
tıpkı Mısır gibi, çok önemli bir siyasal değişimi
olduğunu söylüyor. Mısırda ve Libyada iktidarlar
değişirken, iktidardakilerin Sünni olduğunu ve onların
indirilmesine yardım ettiklerini söylüyor. Dolayısıyla bir
mezhepçi yaklaşımda olmadığını söylüyor. Fakat
Bahreynde ayaklananlar Şiiydi, Bahreynde ayaklananlar Şiiydi ve
Bahreyndeki ayaklanmalar çok zalimce bastırıldı.
Tıpkı Suriyedeki gibi bastırıldı, kimse sesini
çıkartmadı. Burası son derece kritik bir nokta. Bahreyni bu
Mecliste hiç duymadınız, Dışişleri Bakanı Ahmet
Davutoğlunun dilinden hiç duymadınız; Bahreynde kaç kişi
hunharca, rejim tarafından, devlet tarafından öldürüldü, hiç
duymadınız.
Biraz
önce, benden önceki konuşmacı Libyayı dile getirdi. Kuveyti
biliyorsunuz.
Şimdi,
Arap dünyası çok farklı bir dünya; hepsi Arapça konuşuyor, tabii
ki kültürel farklılıklar var, büyük bir çoğunluğu Müslüman
fakat aralarındaki ayrılıklar yani sınır
ayrılmaları doğal ayrılıklar değil,
şartların, siyasi gelişmelerin getirdiği ayrılıklar.
Dolayısıyla, ülkelerin içi de her an kaynamaya hazır ve bu
kaynama, bir biçimde, uzun yıllardır otokratik rejimlerle
durdurulmuş. Fakat ilginç bir şey var; şimdi, bunların
bazılarına, Türkiye Cumhuriyeti olarak biz, Hükûmet karşı
çıkıyoruz, mesela diyoruz ki: Suriyedeki rejim demokratik değil.
Doğru; uzun yıllardır da böyle, doğru. Şimdi, Katardaki
rejim demokratik mi? Suudi Arabistandaki rejim demokratik mi? Suudi
Arabistanda bir kadın diyor ki: Ben araba kullanmak istiyorum ya. Ben
kraliyet ailesinin mensubuyum, araba kullanma hakkım yok.
Şimdi,
bir Hükûmet, eğer ki Suriyede demokrasi istiyorsa ve demokrasi için,
sözde, Suriyedeki muhalefeti silahlandırıyorsa aklına Suudi
Arabistandaki bu kadının talebi gelmez mi? Kadın hakları,
en önemli insan hakları. Bırakınız oy vermeyi,
bırakınız seçilmeyi, bırakınız demokrasinin
olmasını, Ben araba kullanmak istiyorum yolda ve böyle bir
hakkım yok. diyor.
Şimdi,
tahmin edersiniz ki, bu durumda Sayın Davutoğlu gidecek, Suudi
Arabistanda şöyle bir demeç verecek: Ya, bu ne kepazeliktir; sizin
ülkenizde niye kadınların araba kullanma hakkı yok? diyecek
yani daha önce, Hataydan İdlibe yahut Halepe silah kaydırmadan
önce bunun aklına gelmesi gerekiyordu değil mi? Hayır, gelmiyor.
Değerli
milletvekilleri, Türkiye, bu Arap Baharı sürecinde çok önemli bir
fırsatı kaçırdı çünkü Türkiye, bu bölgede, hemen hemen bir
yüzyıla yaklaşan bir süreçte laik bir sistemle yönetiliyor ve kendi
ülkesinde giderek gelişen bir demokrasisi var yani bir rol model ama
Türkiye, ne yazıktır ki, bu ülkelere gidip nasıl bir rejime
sahip olmaları gerektiğini söylemiyor. Bir defa söyledi, Sayın
Başbakan gitti, Mısırda söyledi. Dedi ki Mursiye: Laik bir
sisteme kavuşun. Bir defa söyledi, bir ikincisi olmadı;
kaçırmadım, önemsedim ama devamı gelmedi. Oysaki bu Hükûmetin,
sürekli, bu Arap Yarımadasında yahut bütün Arap coğrafyasında,
bu Arap Baharına bir biçimde yardım etmesi gerekiyor. Nedir o
yardım? Türkiye modelini sunmak, anlatmak; silahla değil,
barışla, siyasal yöntemlerle, diplomasiyle anlatması gerekiyor.
Kadınların
özgürlüğü konusunda Türkiye bir rol model. Türkiyede elbette
kadınların sorunu var, toplumsal sorunları var, siyasal
sorunları var ama hiç kuşku yoktur ki Orta Doğu ülkelerine göre
kadınların rolü Türkiyede daha ileri. O nedenle, Türkiyenin
hükûmetinin gidip bu ülkelerde kadın özgürlüğünü savunması gerekir,
eğitim reformunu savunması gerekir. Büyük bir eğitimsizlik var
Kuzey Afrikadaki Arap ülkelerinde yahut da Arap Yarımadasının
güneyindeki ülkelerde, Körfez ülkelerinde önemli bir eğitim sorunu var,
toplumun büyük bir kesimi eğitimsiz. Türkiyenin, eğitim düzeyi
yüksek olan bir Türkiyenin bunu savunması gerekir. Anayasal reformu
savunması gerekir. Suriyede birinci savunacağımız
şey, sonuna kadar savunacağımız şey, anayasal
reformdu, silah vermeden önce anayasal reformdu.
Biraz
önce, benden önceki konuşmacı dedi ki, Sayın İşler:
Bakın, Şamdan da terkler başladı. Orada artık iyi
haberler var. Artık orada da çatışma yoğunlaşacak.
Ben üzüldüm. Ben, hiçbir Arap ülkesinde, hatta hiçbir Arap ülkesinde değil
dünyanın hiçbir ülkesinde çatışmanın olmamasını
istiyorum. Hiçbir yerde çatışma olmamalı, insanlar ölmemeli.
Sadece Müslüman kardeşlerimiz değil, bizim din kardeşimiz
olmayan ülkelerde de çatışma olmamalı.
Barışçılık bu, medeniyet bu, çağdaşlık bu.
Bizim
ülkemizde tek parti yok, bizim ülkemizde çok partili yaşam var.
Aksıyor, şikâyet ediyoruz, eleştiriyoruz ama her şeye
rağmen çok partili bir rejim var. Bu Hükûmete düşen, bu ülkelere yani
Arap Yarımadasındaki Arap Baharını yaşayan veya
yaşamaya çalışan ülkelere çok partili yaşamı,
özgürlükleri, demokrasiyi ve laik rejimi yollamaya çalışması;
silah yollamaya çalışması değil. Silahla ancak uzun vadede,
bu komşu ülkelerimiz, din kardeşlerimiz bizi ileride büyük bir
husumetle anabilir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HURŞİT
GÜNEŞ (Devamla) Bunun olmaması için, geçmişin
yaşanmaması için bu politikayı değiştirmek gerekiyor.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Milliyetçi
Hareket Partisi grup önerisi aleyhinde söz isteyen Adem Tatlı, Giresun
Milletvekili. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ADEM
TATLI (Giresun) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; MHP
Grubu önerisi aleyhinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla
selamlarım.
Ben
de dün Siirt Pervaride helikopter kazası nedeniyle şehit olan
askerlerimize Allahtan rahmet diliyor, yakınlarına, milletimize,
halkımıza başsağlığı diliyorum.
Değerli
arkadaşlar, benden önce söz alan Emrullah arkadaşımız Arap
Baharıyla ilgili birçok açıklamalarda bulundu. Ben de tabii Meclisin
yoğunluğu nedeniyle -çünkü cumartesi, pazar, pazartesi demeden
devamlı çalışıyoruz- MHP Grubu aleyhine söz almış
bulunuyor ve MHP Grubu aleyhinde olduğumu belirtiyor, hepinize
saygılarımı sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar, MHP sıralarından gürültüler)
SİNAN
OĞAN (Iğdır) Grubunun aleyhinde olmaz, grup önerisinin
aleyhinde olur.
III.- YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN
Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisini oylarınıza sunacağım,
yoklama talebi var, yerine getireceğim.
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Serindağ, Sayın Dinçer, Sayın Güler,
Sayın Gümüş, Sayın Eyidoğan, Sayın Edipoğlu,
Sayın Acar, Sayın Aksünger, Sayın Işık, Sayın
Yüksel, Sayın Özkoç, Sayın Öner, Sayın Ekinci, Sayın Güneş,
Sayın Akova, Sayın Özgümüş, Sayın Canalioğlu,
Sayın Yıldız ve Sayın Değirmendereli.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri (Devam)
1.- MHP Grubunun, Kuzey
Afrika ile Orta Doğudaki protestolar sonucu oluşan yeni ortamın
ve Arap Baharının yaşandığı ülkelerdeki
değişimlerin Türkiyeye ve bölge ülkelerine etkilerinin ve sonuçlarının
değerlendirilmesi hakkında, 2/11/2012 tarihinde Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına verdiği genel görüşme
önergesinin Genel Kurulun 11/11/2012 Pazar
günkü birleşiminde sunuşlarda
okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN
- Grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Öneri kabul edilmemiştir.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) - Sayın Başkan, grubu
Önergeye değil,
gruba karşı olduğu için grubu oylamaya sunun lütfen.
BAŞKAN
- Diğer öneriyi okutuyorum:
2.- CHP Grubunun, İzmir Milletvekili Alaattin
Yüksel ve 28 milletvekilinin belediyelere sağlanan olanakların
tespiti ve belediyelerin denetimlerinin objektifliğini sağlayacak
önlemlerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla 13/6/2012
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
vermiş olduğu Meclis araştırması önergesinin, Genel
Kurulun 11/11/2012 Pazar günkü birleşiminde sunuşlarda
okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Danışma
Kurulu 11.11.2012 Pazar günü (Bugün) toplanamadığından
Grubumuzun aşağıdaki önerisinin İçtüzüğün 19 uncu
maddesi gereğince Genel Kurul'un onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Emine
Ülker Tarhan
Ankara
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
İzmir
Milletvekili Alaattin Yüksel ve 28 Milletvekili tarafından, 13.06.2012
tarihinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Belediyelere sağlanan olanakların
tespiti ve belediyelerin denetimlerinin objektifliğini sağlayacak
önlemlerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla verilmiş olan Meclis Araştırma
Önergesinin (457 sıra nolu), Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere
bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak, 11.11.2012 Pazar günlü birleşimde
sunuşlarda okunması ve görüşmelerinin aynı tarihli
birleşimde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi lehinde söz isteyen Alaattin Yüksel,
İzmir Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)
ALAATTİN
YÜKSEL (İzmir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu, belediyelere sağlanan olanakların
tespiti ve belediyelerin denetimlerinin objektifliğini sağlayacak
önlemleri araştırarak, alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması önergesi
vermiştir ve Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına bu önerge üzerinde
konuşmak üzere söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi
saygıyla selamlarım.
Değerli
arkadaşlar, biraz sonra yine bir temel kanun görüşeceğiz. AKP
Hükûmeti, Parlamentoyu sürekli devre dışı bırakmak için
Parlamentoda kanun hükmünde kararnamelerle, torba kanunla ve istisna
olması gereken ancak çok kapsamlı tasarılarda ve ülke için çok
önemli tasarıların kanunlaşmasında kullanılması
gereken temel kanun yöntemini de esas hâline getirip hemen hemen her kanunda,
yedi maddelik kanun tasarılarında bile temel kanun yöntemini
kullanmaya başladı ne yazık ki.
Yine,
Büyükşehir Yasası da Türkiye için çok önemlidir, ama bu biçimiyle bu
tasarı, önce dokuz maddeden oluşan bu tasarı daha sonra Plan ve
Bütçe Komisyonundan ve Anayasa Komisyonundan kaçırılarak Meclise otuz
dokuz madde hâline getirilmiştir. Yine temel kanun olarak
getirilmiştir. Yerinden yönetimin, yerel demokrasinin idam fermanı
olan bu tasarıyı biraz sonra gece yarılarında halkın
görüntüsünden, izlemesinden, görmesinden uzak bir şekilde görüşmeye
başlayacağız.
Değerli
arkadaşlar, bu tasarıyla, bilmem farkında mı
milletvekilleri ama Osmanlı döneminde kurulmuş yüz yıllık
belediyeler mahalleye dönüştürülmektedir. Türkiyede mevcut belediyelerimizin
yarısı kapatılmaktadır. Kültür yoksunu AKP dünya
mirası yerleşimleri belediyesiz bırakıyor kapatarak. Tarihî
Kentler Birliği üyesi belediyeler İzmirde Çandarlı, Bademli,
Konaklı gibi; dağın, ormanın ve gölün buluştuğu
Bozdağ gibi, İmam Birgivinin kutsal kenti Birgi gibi,
Yenişakran ve antik kent merkezlerinin en önemlilerinden biri olan
dünyadaki Sart gibi, Ören gibi, Güllük belediyelerini kapatıyor. Yine
tarihî, turizm gelişme bölgesi olan yüz otuz üç yıllık Alaçatı
Belediyesini; kış nüfusu 10 bin olan, yaz nüfusu 200 bine çıkan
turizm gelişme bölgesi olan Alaçatı Belediyesini kapatıyor ve
Kültür ve Turizm Bakanımız da sanıyorum bu arada uyumaya devam
ediyor.
Değerli
arkadaşlar, bu tasarı seçim sonuçlarını AKP lehine çevirme
gibi bir anlayış da taşıyor tabii ki. En önemli
aslında neden bu, bu tasarının getirilmesinde ama herhâlde
bundan ders almamış AKP Hükûmeti 2009 öncesi bu yola başvurarak
İzmirde oluşturduğu Bayraklı gibi, Karabağlar gibi
ilçelerde, İstanbulda Ataşehir gibi ilçelerde kaybettiğinin
farkında değil. Bu yöntemleri uyguladığında halk
tarafından cezalandırıldığının farkında
değil.
Değerli
arkadaşlar, böyle önemli bir tasarıda, böyle belediyeleri kapatma
kararında referandum yöntemine başvurması gereken Hükûmet böyle
bir yönteme başvurmamıştır. Biz Cumhuriyet Halk Partisi
olarak 430 beldede buna başvurduk ve 361.720 oy kullanıldı. 351.908
hayır, 9.126 evet çıktı. İzmirde yirmi beldede AKPli,
CHPli, MHPli, DPli beldelerde aynı şekilde referandum yaptık
ve 25.580 katılım oldu, 25.230 hayır, 291 evet, 59 geçersiz oy
aldık.
Millî
iradeyi görmezden geliyorsunuz. Hoş, böyle bir endişeniz olsa 8
milletvekili bugün hapishanede değil, Parlamentoda olurdu; altına
imza attığınız protokolü uygulardınız;
İzmirde birlikte, aynı bölgede 600 bine yakın oy
aldığımız Mustafa Balbay bugün burada, bu Parlamentoda
olurdu ama Mustafa Balbayın enerjisini demir parmaklıklar
arasına kapatamıyorsunuz, oradan bu ülkenin sorunlarına
katkı vermeye devam ediyor.
Değerli
arkadaşlar, denetimle ilgili
İstanbul 15 milyonluk bir kent, 20
denetmenle denetleniyor. Ankara 4,5 milyonluk kent, 10 denetmenle denetleniyor.
İzmir 4 milyonluk kent, 96 denetmenle denetleniyor ve 52 vergi denetmeni
sürekli çalışıyor, belediye şirketlerinin -pek âdet olmamak
üzere- son beş yılını denetliyor sözde ve İzmirde
inanılmaz bir rahatsızlık yaratarak bu şirketlere fatura
kesmiş herkesi sorguya çekiyor ve belediye aleyhine tanıklık
yapmaya zorluyor.
Değerli
arkadaşlar, İzmir, kamu yatırımlarından
aldığı payda seksen bir il arasında 12nci sıralardan
72nci sıraya gerilemiştir bu Hükûmet döneminde. 2002lerde yüzde 6
olan payı yüzde 3e düşmüştür. Vergide yüzde 10,86yla 3üncü
sıradayken kamu yatırımlarından aldığı payda
72nci sıradadır. Adana bu konuda en kötü ilimizdir -bütün muhalif
belediyelere çünkü bunu uyguluyor Hükûmet- Adana 10uncu sırada vergi
öderken kamu yatırımlarından aldığı payda 81inci
sıradadır.
İzmirde
dokuz yılın toplamı 4 milyon 393 bin 244 TL kamu
yatırımı yapılmıştır. Bakan çıkıp
çıkıp Yılda 8 milyar veriyoruz. diyor ama buna devletin kendi
sitelerinden bakabilirler, rakam budur. Özelleştirme ne kadar
yaptınız? diye sorduk. Başbakanın verdiği
yanıtta, 2 milyar 779 bin dolar, yani 5 trilyon özelleştirmeden, İzmirdeki
özelleştirmeden kamuya kaynak aktarılmıştır, kamu
bütçesine. 4 milyon 393 bin kamu yatırımını
çıkarırsanız, İzmirden 609 milyon kâr etmiştir bu
Hükûmet. Maliye Bakanı 30 milyar kâr ettik. diyordu özelleştirmelerden,
aynı anlayış İzmirde de ne yazık ki sürüyor.
İzmirin ödediği vergiler de bu arada, 28 milyar
civarındadır. İzmir Büyükşehir Belediyesi, koskoca
devletten çok daha fazla yatırım yapıyor İzmire.
Değerli
arkadaşlar, İzmirde geçen hafta 27 açılış ve 7 temel
atma töreni için Genel Başkanımız geldi. Bu törenleri küçümseyen
milletvekilleri oldu, AKP milletvekilleri oldu. Bunların her biri çok
önemli projelerdi. Ama ben daha önce,
Başbakanın il kongresi sonrasında 771 proje
açılışıyla, AKP il kongresi sırasında 771 proje
açılışıyla ilgili bir soru önergesi verdim. Gelen
yanıt çok düşündürücü, çok komikti. Bu 771 projeden 705i, bizim
iktidarda bulunduğumuz il genel meclisleri tarafından
yapılmış köy projeleridir. Bunların içinde tartı
istasyonları vardır yol kenarında kurulan, bunların içinde
ambulans alımları vardır, bunların içinde yanık
merkezi vardır ve yanık merkezine alınan robotik el cihazı
da ne yazık ki bir açılış olarak sunulmuştur. Ben
Tuzluk da, eldiven de var mı? diye soruyorum değerli
arkadaşlar.
İzmirin projeleri,
Çamlı Barajı, kentsel dönüşüm projeleri, tramvay projesi, fuar
projesi denetimlerle, operasyonlarla kilitlenmeden sonra şimdi
İzmirde yeni bir şey başlatıldı, ihalelere,
İzmirin kendi olanaklarıyla yaptığı ihalelere,
yandaş müteahhitler gönderme dönemi başladı. Yazın
başında İzbetona, İzmirin asfalt işini yapan
İzbeton şirketine gönderilen iki müteahhitle İzmirin yaz
boyunca asfalt yapması engellendi. Şimdi de değerli
arkadaşlar, bizim ESHOT şirketimizde, 3.317 şoförün
çalıştığı ESHOTta, İzelman şirketimiz her
sene ihaleyi alır ve ESHOTun işini görürdü.
Değerli
arkadaşlar, İzmir Büyükşehir Belediyesinde, biliyorsunuz,
taşeronluk bitirilmişti. Şimdi, Deniz Feneri
sanıkları, İstanbul Büyükşehir Belediyesindeki itfaiye eri
ihalesinden sonra, Lapis Eğitim Organizasyon, şimdi, İzmirde
ortaya çıktı. Etkin Eğitim Organizasyon adı altında,
Beyaz Holdingin o kurucularından, ortaklarından Zekeriya Karaman ve
İsmail Karahan -ortakları arasında olan- yüzyılın
soygunu Deniz Feneri sanıkları bu ihaleye de girerek düşük
teklif vermişlerdir. Kamu İhale Kurumu, kendisi bir yolsuzluklar
kurumu hâlindedir ama şikâyetleri inceleme, sonuçlandırma sürecinde,
İzmirin projeleriyle ilgili yapılan şikâyetlerde, 56ncı
maddeye göre yirmi günde karar vermesi gerekirken seksen beş gün sonra
sadece yazı yazmakla yetiniyor.
Değerli
arkadaşlar, bu Hükûmetin anlayışı büyükşehir
belediyelerinde de hâkim. Tıpkı, İstanbul Büyükşehir
Belediyesinde, Ataşehir Belediyesi üç yıldır imar
planlarının onaylanmasını bekliyor.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALAATTİN YÜKSEL (Devamla)
Ankara Büyükşehir Belediyesi Çankaya Belediyesinin
yaptığı parkı gece yarısı gelerek 2 kez
yıkıyor, yıktıktan sonra Meclis kararı alıyor.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
ALAATTİN
YÜKSEL (Devamla) Bu ayrımcılıkları, on dakika değil,
on saat anlatsanız yetmez. Onun için, süremi doldurdum.
Çok
teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi aleyhinde söz isteyen Recep Özel,
Isparta Milletvekili. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
RECEP
ÖZEL (Isparta) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri;
CHPnin vermiş olduğu grup önerisi aleyhinde söz almış
bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle,
şehit olan kardeşlerimize, askerlerimize Allahtan rahmet, ailelerine
sabırlar diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun.
ALİ
UZUNIRMAK (Aydın) Çare bul, çare! Başsağlığı
dileyip durma, çare bul!
RECEP
ÖZEL (Devamla) CHPnin grup önerisinde konuşan
arkadaşımız, grup önerisi içeriğinden ziyade, İzmirin
sorunları, İzmir ilinde yapılan yatırımlarla ilgili,
millî gelirden ya da bütçeden, genel bütçeden aldığı
payların eksikliğiyle ilgili konuştu. Grup önerisinin Meclis
araştırma içeriğine baktığımızda da belediyeye
sağlanan olanaklar ve belediyelere yönelik soruşturma ve denetimlerde
farklı uygulamaların yapıldığına dair
uygulamanın oluşturduğu sorunların tespiti amacıyla
Konusu buydu. Acaba, Cumhuriyet Halk Partisinin vermiş olduğu ve
iddia ettiği gibi, soruşturma ve denetimlerde farklı uygulamalar
yapılmakta mıdır? Şimdi, size vereceğim rakamlarla ve
bilgilerle, bunun böyle olmadığı açık ve net bir
şekilde de görülecektir.
Biliyorsunuz,
belediyelerin rutin denetimleri, teftişleri, üç yıllık
periyotlar hâlinde bütün belediyelere yapılmaktadır. Gerek bu rutin
denetimlerde ve gerekse şikâyetler üzerine yapılan incelemelerde,
İçişleri Bakanlığının ön inceleme onayı veya
soruşturma izni verdiği olayları, belediyelerin partilere göre
dağılımını verecek olursak, vereceğimiz rakamlar
şu anda mevcut belediyelerin göreve başladığı 29 Mart
2009 ile 1 Ekim 2012 tarihleri arasını kapsamaktadır. Bu
tarihler arasında, toplam, Bakanlık makamınca 3.391 ön inceleme
onayı verilmiş, bu 3.391 ön inceleme onayından 1.535i AK
PARTİ, 1.026sı CHP, 415i MHP, 158i BDP, 257si ise diğer
partilere mensup belediyelere aittir.
Yine,
aynı tarihler arasında soruşturma izni verilen toplam olay
sayısı 1.449 olup bunun 585i AK PARTİ, 421i CHP, 218i MHP,
93ü BDP, 132si ise diğer partilere ait belediyelere aittir.
Yine
aynı tarihlerdeki araştırma onayları ise, toplam 39
araştırma onayından 22si AK PARTİ, 12si CHP, 1i MHP, 2
BDP, 2de diğer partilere aittir.
27
adet özel teftiş onayının ise 16sı AK PARTİ, 3ü CHP,
1 MHP, 3 BDP, 4de diğer partilere ait belediyelere aittir.
Peki,
görevden alma, belediye başkanları arasında durum nedir? Ona da
bakacak olursak 29 Mart 2009 ile 22 Ekim 2012 tarihleri arasında toplam 32
belediye başkanı görevden
uzaklaştırılmıştır. Bu 32 belediye
başkanının 4ü AK PARTİ, 4ü CHP, 1i MHP, 19u BDP.
BDPnin 19u, KCK soruşturma kapsamında, belediye başkanlığında
tutuklandıktan sonrasında görevden
uzaklaştırılanlardır. 1 Bağımsız Türkiye
Partisi ve 2 Demokrat Partili belediye başkanı görevden
uzaklaştırılmıştır.
Tüm
bu rakamlar, açıkça, denetim ve soruşturmalarda farklı
uygulamaların yapılmadığının açık bir
göstergesidir ancak belediye başkanlarının ve belediye
yönetimlerinin işlemiş oldukları soruşturulması ve
kovuşturulmasında herhangi bir izne gerek olmayan suçlardan ve
olaylardan dolayı cumhuriyet savcılıklarınca resen veya
şikâyet üzerine yapılan işlemler herhâlde yargı
bağımsızlığı ve tarafsızlığı
ile ilgili olsa gerek. Eğer yargının dediğimiz anlamda bir
yanlış uygulaması var ise kendi içerisinde, yargı sistemi
içerisinde denetimi de bulunmaktadır.
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Yargıçların tazminat ödeme
yükümlülüklerini kaldırdınız.
RECEP
ÖZEL (Devamla) - Türk milleti adına karar veren yargının
kararlarına da hepimizin saygı duyması gerekmektedir.
AK
PARTİli bir belediye ve belediye başkanı hakkında
yargı makamlarınca verilmiş olan tutuklama, gözaltına alma
ve açılan davalar neticesinde hiçbirimizce gidip destekler mahiyette
basın toplantıları ve açıklamalar
yapılmamıştır, gerekli disiplin işlemleri ve partiden
ihracına kadar giden işlemler de derhâl
yapılmıştır.
Belediyeye
sunulan gerek İller Bankası gerekse diğer
bakanlıkların imkânlarından faydalanmada ise tamamen objektif
esaslar geçerli bulunmaktadır. Hiçbir kimse, hiçbir belediye bu konuda
aksini düşünemez.
Çevre
ve Şehircilik Bakanlığının belediyelere
dağıtmış olduğu çöp konteyneri, itfaiye ve diğer
araç ve ekipmanlar, katı ve sıvı atık tesislerine
vermiş oldukları destekler, bütün belediyelerin ihtiyaçları ve
projeleri uygulanabilir ve rantabl olmaları ölçüsünde objektif kriterlere
göre devletin bütün kaynakları dağıtılmaktadır;
bütün belediyelere -şuradan şu
alındı- partisine bakılmaksızın objektif bir
şekilde yapılmaktadır.
Verilmiş
olan bu araştırma önergesinin içi boştur. Gündemimizde, bugün,
Büyükşehir Belediye Kanununda da belediyelere ne kadar önem
verdiğimiz, Türkiyeyi daha nasıl güzel imar edebiliriz, daha
nasıl modern belediyecileri Türkiye gündemine getirebiliriz mücadelesi
verilmektir.
Bu
nedenle, gündemimiz belli olduğundan dolayı, CHPnin gündemi
değiştirmeye yönelik bu önerisine
katılmadığımızı bildiriyor, hepinize
saygılar sunuyorum efendim. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Cumhuriyet
Halk Partisi grup önerisi lehinde söz isteyen Sadir Durmaz, Yozgat
Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)
SADİR
DURMAZ (Yozgat) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; siyasi
iktidarın muhalefet belediyelerine karşı
uyguladığı baskı, yıldırma,
itibarsızlaştırma ve bu belediyelerin halka hizmet
sunmasını engellemeye yönelik uygulamalarının tespiti
maksadıyla Cumhuriyet Halk Partisi tarafından verilmiş grup
önerisinin lehinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz
almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyeti saygıyla
selamlıyorum.
Konuşmamın
başında helikopter kazasında kaybettiğimiz 17 vatan
evladına Cenabı Allahtan rahmet, kederli ailelerine ve milletimize
de başsağlığı diliyorum.
Değerli
milletvekilleri, yerel yönetimler, yöre halkının
ihtiyaçlarını etkin bir biçimde karşılamak üzere hizmet
veren, halkın kendi seçtiği organlarca yönetilen kamu
kurumlarıdır. Kamu yönetiminde halkla en yakın ilişki içerisinde
olan birim yerel yönetimlerdir. Yerel yönetimler, yerel halkın istek ve
ihtiyaçlarını yerine getirmek amacıyla oluşturulmuş
tüzel kişiliklerdir. Çağımızda halkın beklenti ve
ihtiyaçlarına cevap verme görevinde olan kamu ve yerel yönetimler sürekli
olarak yeniden yapılanma ve etkinliğini artırma
çalışmalarına ihtiyaç duymaktadır. Bir ülkenin
gelişmesi, yerel yönetimlerin varlığı ve gelişme
düzeyiyle yakından ilgilidir. Günümüz toplumunun yükselen değer
olarak gördüğü katılımcı, şeffaf, demokratik, insan ve
hizmet odaklı yönetim anlayışı
vatandaşlarımızın en önemli beklentisidir.
Değerli
milletvekilleri, AKP hükûmetleri döneminde muhalefet belediyelerine
karşı baskı, sindirme, itibarsızlaştırma ve
hizmet vermelerini engellemeye yönelik gayretlerde artış
gözlenmektedir. Ağırlıklı olarak da vatandaşla
bütünleşerek kaynaklar ve ihtiyaçlar dengesini oluşturup insan
sevgisine dayalı çalışma esasını benimsemiş ve
başarılarını her geçen gün artıran Milliyetçi Hareket
Partili belediyelere karşı sistematik bir saldırı
başlatılmıştır. Gün geçmiyor ki bir belediyemize,
teşkilatımıza, rutin belediyecilik faaliyetleri kapsamında
yapılan konuşma ve görüşmeler üzerinden bir soruşturma
açılmasın, bir operasyon yapılmasın. Kasıtlı
olarak aylarca sürdürülen müfettiş çalışmaları, inceleme ve
soruşturmaları belediyelerimizi hizmet veremez hâle getirmiştir.
Dilekçe Kanununa aykırı olarak isimsiz, imzasız, adres
bulunmayan veya sahte isim ve imzalı ihbar mektupları işleme
konularak belediye yetkilileri zan altında bırakılmakta,
gelecekte kullanılacak siyasi argümanlar elde edilmeye
çalışılmaktadır. Bilinçli bir şekilde Çamur at, izi
kalsın. mantığıyla, bu insanlar, aile hayatları ve
toplumsal statüleri dikkate alınmadan küçük düşürülmeye
çalışılmaktadır. Gece yarıları evlerinden
alınarak çoluk çocuğunun gözleri önünde boyunları büktürülüp
zorla araçlara bindirilen yöneticilerden bazılarının bu
psikolojik baskıyı kaldıramadıkları da bir gerçektir.
Gözaltında intihar eden ve ilk duruşmada haklarında tutuksuz
yargılanma kararı verilen belediye görevlilerinin
varlığı dikkate alındığında, yapılan
uygulamanın sadece haysiyet ve şeref cellatlığıyla
açıklanamayacağı, aynı zamanda insanların
hayatına kasteden rezil bir sürece dönüştüğü gözükmektedir.
Bu
sürecin bir diğer amacının da partimize mensup
başarılı belediye başkanlarını partimizden
koparmaya çalışmak ve bunların iktidar partisine geçmesini
sağlamaya yönelik tezgâhlar olduğu apaçık ortadadır. Bu
maksatla belediyelerimizin bazı mali, hukuki ve siyasi
yaptırımlarla karşı karşıya
bırakıldıkları tarafımızdan bilinmektedir.
Esasen
Milliyetçi Hareket Partisinin belediyecilik anlayışının
özünü oluşturan temel unsur, belediye başkanının
şehrin emini olduğu ve bu anlayışla kamunun bir
kuruşuna dahi halel getirmeyerek, aldığı sorumluluğun
gereği olarak herkese eşit mesafede duran ve hizmetin
odağına insan sevgisini koyan bir anlayıştır.
Milliyetçi
Hareket Partisi olarak buna aykırı işlem ve eylemlerde bulunan
hiçbir yetkiliyi hoş görmeyeceğimizi ve aramızda
barındırmayacağımızı defaatle kamuoyuna
açıklamış bulunuyoruz.
Değerli
milletvekilleri, partimizin bu konudaki samimi beklentisi, zor şartlarda
hizmet üretmeye çalışan belediye başkanlarının ve
belediye yetkililerinin haysiyet ve şereflerine, aile hayatlarına
yönelmiş olan siyasi linç kampanyasının
durdurulmasıdır. Kendi haysiyet ve şerefine düşkün olan
herkesi bu konuda duyarlı olmaya davet ediyoruz.
İktidar
partisi, başta MHPli belediyeler olmak üzere başarılı
buldukları ve seçimle uzaklaştıramayacaklarını
anladıkları birçok belediye başkan ve meclis üyelerine yönelik
bu itibarsızlaştırma çalışmalarına hız
vermiş görülmektedir. Benden önce söz alan ve daha önce de
dinlediğimiz çok değerli iktidar partisi mensubu
arkadaşlarım sürekli olarak AKP iktidarlarının yerel
yönetimlerde ne denli tarafsız ne denli objektif hizmet vermeye gayret
ettiklerini, herkese eşit mesafede durduklarını ifade
etmektedirler.
Ben,
şimdi, burada yüce Meclisin takdirlerine ve vicdanlarına bir-iki
belgeyi arz etmek istiyorum.
Bakınız,
bu, bir bilgi notu. Bir büyükşehir belediye başkanına AKP
iktidarı tarafından yapılmış olan uygulamaların
izahatını içeren bir belge. 82 müfettiş görevden uzak
olduğum otuz aylık sürede yirmi sekiz yıl geriye giderek
yüzlerce inceleme ve soruşturmalarıyla aile fertlerimin mal
varlıkları, yurt içi, yurt dışı banka hesapları
dâhil belediyenin de bütün iş ve işlemlerini inceledi; hâlen suç
bulunmadı. Bugünkü tarih baz alındığında sadece
beş davam etmektedir. Bu davalar da bitme aşamasına
gelmiştir. Bütün belgeler ve sanıklar dinlenmiştir.
Danıştayda bekleyen bir dosyam ve İçişleri
Bakanlığında bekleyen üç dosyam mevcuttur. Bu dosyalar da incelenmiş,
bütün evraklar tamamlanmış, karar aşamasındadır.
Bugüne kadar aşağıdaki davalardan beraat ettim. diyor.
Sayfalarca beraat yazısı, beraata ilişkin açıklamalar var;
bunu, isteyen milletvekili arkadaşlarıma takdim edebilirim.
Şimdi, bu davalardan
bir tanesine ilişkin olarak, hakkındaki suçlama ve bu suçlamaya
verdiği cevabı yine yüce heyetinizin vicdanlarına ve
takdirlerine sunuyorum:
Suç: Suç işlemek
amacıyla örgüt kurma, özel hayatın gizliliğini ihlal, kamu kurum
ve kuruluşunu dolandırarak zarara uğratmak, izinsiz mermi
bulundurmak.
Açıklama:
Yazılı savunmamı dosya hâlinde bilahare takdim edeceğim.
Bu, mahkemeye verilen açıklama değerli arkadaşlar. Ancak
özetlemem gerekirse, hakkımda açılan bütün davalar, maalesef, âdeta,
talimatla hareket eden birtakım muakkipler tarafından soruşturma
metni hâline getiriliyor. Bilahare emniyet görevlilerince, muakkiplerin
hazırladığı bu metinler kes, kopyala,
yapıştır yöntemiyle fezleke hâline getiriliyor. Yüzlerce sayfalık,
çok teferruat içeren bu fezlekeler de mahkemelere iddianame olarak sunuluyor.
Mahkemenize intikal eden davamızda da, özel yetkili savcılıkça
hazırlanan iddianame gereğince, örgüt davasının lideri
konumuna getirildim. Ne var ki 21i tutuklu toplam 73 sanıklı bu
davayla benim ne ilgim olabilir ki? Diğer sanıklar, suç örgütü
kurmak, ihaleye fesat karıştırmak, rüşvet almak, vermek,
tehdit, darp, irtikâp gibi iddialarla yargılanırken hakkımda bu
suçlamalarla hiç ilgisi olmayan üç komik iddiayla beni bu davada örgüt lideri
yaptılar. Böyle dava mı olur?
Görülmekte olan davada
şahsımla ilgili iddialara gelince:
Bir: 2 şahsa ait üç
adet korsan billboarddan para almayarak, kamu zararına sebep olmak suçu.
Oysa bu iddiayla ilgili Soruşturmaya gerek yok. diye Danıştay
kararı var. Kaldı ki Adana şehrinin binlerce afiş ve billboard
yerleri, bütünüyle, 26 trilyon 250 milyar liraya ihale edilmiştir. Varsa
zarar, ihaleyi alan yükleniciye aittir.
Bir şahsın
kaldırımda yürürken görüntüsünün çekilmesinden doğan özel
hayatın gizliliğini ihlal etmek suçu. MOBESE kameralarıyla
devlet zaten bu suçu her gün işliyor.
Değerli
arkadaşlar, bir de Ruhsatsız birkaç mermi bulundurmak
Oysa
mermilerin de, silahın da ruhsatı var.
Böylece
üç billboarddan 2 kişi, kaldırımda görüntü çeken 1 kişi
daha, etti 3, mermi de var, etti
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SADİR
DURMAZ (Devamla) Adana halkının, Adana şehrinin iradesine ipotek koyan AKPnin ne denli
tarafsız olduğunu ortaya koyan bir belge.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
SADİR
DURMAZ (Devamla) Onun için, buraya çıkıp Andersenden masallar
anlatmayın. Biz sizin uygulamalarınızı biliyoruz ve biz, Cenabı
Allah ömür, imkân verdiği sürece, bu hesaplar ters döndüğünde, bugün
bunlara sebebiyet verenlerden bu hesapları
soracağımızı da burada, bir kez daha ifade ediyorum.
Yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Buyurun Sayın Yüksel.
ALAATTİN
YÜKSEL (İzmir) Sayın Başkan, biraz önce önergemizin aleyhinde
söz alan AKP Milletvekili yanıltıcı bilgiler vermiştir. Ege
Bölgesinde 21 belediyeye operasyon düzenlenmiştir, tutuklamayla
sonuçlanan. Bunun 1i büyükşehir olmak üzere, 18i CHPli belediyedir; 1
MHPli belediyedir, Edirne; 1 Demokrat Partili, Bodrum; bir de Denizlide 2
işçiyi tutuklayan bir operasyon düzenlenmiştir.
Ayrıca,
benim belediyelere yapılan ayrımcılıkla ilgili bilgi
vermediğimi söyledi. Ankaranın yedi kentsel dönüşüm projesi bir
günde onaylanırken, ortalama, AKP belediyelerinin on beş günde
onaylanırken, İzmirin kentsel dönüşüm projeleri hâlen -üç
tanesi- altı yüz otuz dokuz gündür Bakanlar Kurulunda onay beklemektedir.
Ayrıca,
denetimle ilgili, 15 milyonluk İstanbulu 20 kişi, 4 milyonluk
İzmiri 96 kişi denetliyor.
Bunu
da bilginize sunmuş olayım. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Evet,
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi aleyhinde söz isteyen Salih Koca, Eskişehir Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
SALİH
KOCA (Eskişehir) Sayın Başkanım, değerli
milletvekillerimiz; ben de Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi aleyhine söz
almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerimin
başında, şehitlerimize Allahtan rahmet, yakınlarına
ve yüce milletimize başsağlığı dileklerimi ifade ediyorum.
Toplumlar,
ilerlemelerinde katkısı olanları asla unutmazlar ve gereken
değeri verirler. İlerlemeyi sağlayan o gün iktidar iseler, halk,
onların iktidarını güçlendirerek ve kendisinden sonrakilere
örnek göstererek bu değeri verir; yok, iktidar değilseler ilerlemeyi
sağlayan, önce fikirlerini iktidar yapar, sonra da ismini nesiller boyu
yaşatırlar.
Bugün
bu halk AK PARTİyi ilerlemenin mimarlarından görüyor. Bu ilerleme
ekonomik, sosyal ve siyasal alanlarda gerçekleşen ilerlemelerdir. Bu
ilerlemelerden bir tanesi de demokrasi alanında
sağlanmıştır. AK PARTİ ile ileri demokrasi önündeki
engeller bir bir kaldırıldı, hukuka müdahale mekanizmaları
devre dışı bırakıldı. Artık yargı tam
bağımsız hareket edebilen bir yapıdadır.
Halkımız 12 Eylül referandumuyla yargıya bizzat kendisi müdahale
etmiş ve dışarıdan hiçbir müdahaleyi kabul
etmeyeceğini açık olarak göstermiştir.
Yaşanan
bu gelişmeler ışığında Cumhuriyet Halk Partisinin
grup önerisinin gerçeklerin saptırılması amacı
taşıdığını düşünüyorum çünkü yolsuzluk ile
alakalı iddialara Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele Kanunu
kapsamında doğrudan ilgili başsavcılık tarafından
işlem yapılması mümkündür ve bu tür çalışmaları
bağımsız yargı yürütmektedir. Bu nedenle,
görüşmelerini yaptığımız, Cumhuriyet Halk Partisinin
vermiş olduğu önergenin Hükûmetimiz ve AK PARTİ ile
alakalandırılmaya çalışılması geçersiz hâle
gelmektedir.
Bir
diğer noktadan, soruşturma izni verilen belediyelerle ilgili olarak
gerek disiplin işlemleri, inceleme, ön inceleme ve soruşturma konularını
kapsayan rakamları Değerli Milletvekilimiz burada tek tek verdiler.
Bu verilen rakamlara bakıldığında, merkezî yönetimin konuya
parti farkı gözetmeksiniz tüm belediyelere objektif ilkelere göre eşit
davrandığını ve devlet hassasiyet ile
yaklaştığını göstermektedir.
Ayrımcılık
konusuna gelince; ayrımcılığın her türlüsüne
karşı olduğumuz herkesin malumudur. Bu konuyu
demokratikleşmenin önündeki en büyük engellerden birisi olarak görüyoruz.
Bu nedenle, ayrımcılığın ortadan
kaldırılması hususunda bugüne kadar yaptıklarımız
ortada. Bu konuda sadece iki örnek vermem yeterli olacaktır. Bir tanesi:
İzmirin hafif raylı sisteminin gerçekleşmesinde, parti
farkı gözetmeksizin, Hükûmetimizin vermiş olduğu destekle bu
proje birlikte gerçekleştirilmektedir. Bir diğeri de seçim bölgem
olan Eskişehire, sadece Eskişehir Büyükşehir Belediyesine Orman
ve Su İşleri Bakanlığımız tarafından
sağlanan, vahşi çöplük depolama tesisinden modern depolama tesisinin
hayata geçmesi için verilen hibe desteğidir. Bu durumlar bize AK
PARTİnin şehirlerimize verdiği değerin ölçüsü olarak
belediye başkanlarının partilerinin değil, bu milletin
bizatihi kendisi olduğunu gösteriyor.
SADİR
DURMAZ (Yozgat) Elâzığ Belediyesi, Elâzığ,
Elâzığ
Elli tane sayarım sana.
SALİH
KOCA (Devamla) Sevdası millet olan ve bunu ispatlayan bir
anlayışın ayrımcılık
yaptığını söylemek, halkımız tarafından hep
reddedildi ve reddedilmeye devam edilecek.
Bu
gerçekler ışığında Cumhuriyet Halk Partisinin grup
önerisinin işleme alınmasını gerektirecek bir durumun söz
konusu olmadığını düşünüyor; görüşmelerine
başladığımız, yerinden ve bütüncül yönetimi
sağlayacak, vatandaşlar için hizmet kalitesini geliştirecek,
vatandaş memnuniyetini artıracak, kamu yönetimine daha fazla
katılımı sağlayacak, kamu yönetiminin etkinliğini
CELAL
DİNÇER (İstanbul) Belediyeleri kapatarak mı, 16 bin köyü
kapatarak mı sağlayacaksınız kamu yönetiminin
etkinliğini?
SALİH
KOCA (Devamla)
verimliliğini ve vatandaşın artan hizmet
beklentilerini karşılayacak, demokrasinin daha da gelişmesini
sağlayacak, şehrin tüm il sınırlarıyla
planlanmasına imkân sağlayacak olan ve halkımızın
heyecan ile çıkmasını beklediği büyükşehir belediye
kanununun görüşmelerine bir an evvel geçmeyi uygun görüyor, bu duygularla
yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
III.- YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisini oylarınıza
sunacağım.
Yoklama
talebi vardır, yerine getireceğim:
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Serindağ, Sayın Dinçer, Sayın Güler,
Sayın Gümüş, Sayın Demiröz, Sayın Ören, Sayın Acar,
Sayın Işık, Sayın Moroğlu, Sayın Yüksel,
Sayın Özkoç, Sayın Özel, Sayın Öner, Sayın Genç, Sayın
Topal, Sayın Akova, Sayın Canalioğlu, Sayın
Yıldız, Sayın Tanal.
Bir
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN-
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri (Devam)
2.- CHP Grubunun, İzmir Milletvekili Alaattin
Yüksel ve 28 milletvekilinin belediyelere sağlanan olanakların
tespiti ve belediyelerin denetimlerinin objektifliğini sağlayacak
önlemlerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla 13/6/2012 tarihinde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına vermiş
olduğu Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun
11/11/2012 Pazar günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN-
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Birleşime
on dakika ara veriyorum.
Kapanma
saati: 16.35
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 16.54
BAŞKAN: Başkan
Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Tanju ÖZCAN (Bolu)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 21'inci
Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Gündemin
Seçim kısmına geçiyoruz.
VIII.- SEÇİMLER
A) Komisyonlarda Açık Bulunan Üyeliklere Seçim
1.- Plan ve Bütçe Komisyonunda açık bulunan
üyeliğe seçim
BAŞKAN
Plan ve Bütçe Komisyonunda boş bulunan üyelik için Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan aday gösterilmiştir.
Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Alınan
karar gereğince, gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmına geçiyoruz.
1inci
sırada yer alan, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri
İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının;
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik
Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer
Gençin; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin
Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa
Komisyonu Raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri
İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli,
Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydının; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde
Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile
Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında
İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S.
Sayısı: 156)
BAŞKAN
- Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2nci
sırada yer alan, Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve
Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporlarının
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.- Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve
Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484)
(S. Sayısı: 287)
BAŞKAN
- Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3üncü
sırada yer alan, Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri
Kanunu Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.- Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman
Şirketleri Kanunu Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(1/601) (S. Sayısı: 239)
BAŞKAN - Komisyon?
Yok.
Ertelenmiştir.
4üncü
sırada yer alan, Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve
22 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akovanın; Aydın Milletvekili Ali Uzunırmakın;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belenin; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanalın; Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve 14 Milletvekilinin
Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifi ile İçişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık
ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681,
2/786, 2/820, 2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338) (X)
BAŞKAN
Komisyon ve Hükûmet? Yerinde.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan
BAŞKAN
- 9 Kasım
OKTAY
VURAL (İzmir) Efendim, bir hususu arz etmek istiyorum müsaadenizle.
BAŞKAN
Buyurun.
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
14.- İzmir Milletvekili Oktay
Vuralın, İç Tüzükten ve hukuktan kaynaklanan haklarını
kullanmalarının meşru olduğuna ve özellikle Milliyetçi
Hareket Partisine mensup milletvekillerine yapılan
saldırıları, hakaretleri kınadığına
ilişkin açıklaması
OKTAY
VURAL (İzmir) Efendim, Milliyetçi Hareket Partisi olarak, bu
büyükşehir yasasıyla ilgili İç Tüzükten, hukuktan kaynaklanan
bütün haklarımızı kullanıyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi
olarak bizim İç Tüzükten ve hukuktan kaynaklanan
haklarımızı kullanmamız meşrudur.
BAŞKAN
Doğrudur.
OKTAY VURAL (İzmir)
- Bu hakları kullanırken, özellikle Milliyetçi Hareket Partisine
mensup milletvekillerine saldırıları, hakaretleri
kınadığımı ifade etmek istiyorum. Milliyetçi Hareket
Partisi olarak, milletin bize verdiği iradeyi bu kürsülerde kullanmaya,
hakkımızı, hukukumuzu korumaya kararlı olduğumuzu
belirtmek istiyorum.
Tek bir endişemiz
vardır, bu endişemiz de Cenabı Hakkın bize verdiği bu
vatan gibi nimetleri, büyük Türk milleti ailesinin kardeşliği gibi
nimetleri korumaktır. Bunu koruma doğrultusunda hukuktan kaynaklanan
sözünü ve hakkını kullanan milliyetçi ve ülkücü harekete mensup
milletvekillerine saldıranlar, hakaret edenler esfelisafilinlerdir.
Bunu arz etmek
istiyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, ben de bir söz
alabilir miyim efendim.
BAŞKAN Buyurun
Sayın Hamzaçebi.
15.- İstanbul Milletvekili
Mehmet Akif Hamzaçebinin, Siirt Pervaride meydana gelen helikopter
kazasında şehit olan 17 askerin yarın memleketlerinde
toprağa verileceklerine ve bu nedenle 338 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerinin ertelenmesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; biraz önce oturuma ara verdiniz.
Dün Siirt Pervaride
meydana gelen helikopter kazasında şehit olan askerlerimizin bugün
cenaze törenleri yapıldı, yarın da memleketlerinde toprağa
verilecek şehitlerimizin cenazeleri. Birçok milletvekilimiz şehit
cenazelerine katılmak üzere kendi memleketlerine gittiler. Şüphesiz
bütün siyasi partilerden, bu cenaze törenlerine katılmak üzere
milletvekilleri ilgili illere, memleketlerine gitmişlerdir. Siz de olumlu
bir yaklaşım gösterdiniz. Bu yaşadığımız
acı gün nedeniyle, bu acı olay nedeniyle görüştüğümüz
tasarının görüşmelerinin ertelenmesi yönünde bir mutabakatı
aramaya çalıştık. Bu konuda şüphesiz iktidar partisine
büyük bir görev düşüyor. İktidar Partisi Grubu da buna olumlu
yaklaştı ama nihai olarak henüz bu karar verilebilmiş
değil. Arzu ederiz ki ilerleyen saatlerde, ilerleyen
dakikalarda tasarının ikinci bölümü üzerindeki görüşmeler
sürerken bu nihai karar ortaya konulur ve bu acı günü Türkiye Büyük Millet
Meclisi olarak da paylaşırız, milletimizin acısına
ortak oluruz ve görüşmelere ara veririz.
Teşekkür
ediyorum, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Evet,
Sayın Canikli, buyurun.
16.- Giresun Milletvekili Nurettin Caniklinin,
terörle mücadele konusunda yapılması gereken ne varsa en etkili ve en
kararlı şekilde yapılacağına ama devletin
çalışmalarının normal bir şekilde devam etmesi
gerektiğine ilişkin açıklaması
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Evet,
gerçekten, dünkü kazada 17 şehidimizin olması, 17 vatan
evladının toprağa düşmesi hiç kuşkusuz hepimizi çok
derinden etkiliyor, üzüyor bütün milletimizi. Ancak burada şu hususu da
göz önünde bulundurmak gerekiyor: Terörle yapılan mücadele ve terör bizim
normal faaliyetlerimizi etkilememeli, yönlendirmemeli, oradan yola çıkarak
bizim hareketlerimizi belirlememeli. Genel olarak söylüyorum. Terörle mücadele
dün de devam ediyordu, bugün de devam ediyor, yarın da devam edecek. Dolayısıyla,
terörle mücadele konusunda yapılması gereken ne varsa o en etkili bir
şekilde, en kararlı bir şekilde yapılacaktır,
yapılıyor ama terörün belki amaçlarından bir tanesi de bu, yani
Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak, Hükûmet olarak veya siyasi partiler, her
ne ise, aynı zamanda normal faaliyetlerimizi, normal
icraatlarımızı da yönlendirmek, etkilemek, dengeyi bozmak,
düzeni sarsmak; amaçlarından bir tanesi de bu. Bu açıdan
bakıldığında, o noktada yapılması gerekenleri
yapması gerekenler, Hükûmetimiz, görevliler, her ne ise, kimse, onlar
yapıyor, yapacak, ilave alınması gereken tedbirler varsa da
onlar alınmalıdır. Bu mücadele bu çerçevede yürütülecektir ama
devlet de çalışmalarında bu terörün amaçlarından biri olarak
ortaya çıkan bir şekilde etkilenmemeli, yönlendirilmemeli, normal
faaliyetlerine devam etmelidir.
Teşekkür
ederim Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
KAMER
GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, bu işin terörle ne ilgisi var?
Bir kaza olmuş, 17 tane şehit var.
BAŞKAN
Sayın Şandır, buyurun
KAMER
GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, şimdi, bu işin terörle
ilgisi yok. Bir helikopter kazası olmuş, 17 tane şehit var. 17
tane şehidin cenazesi bugün kaldırılırken, bu işin de
hiçbir acelesi yokken, iktidar partisi
Şimdi, bu kadar millet gerilim
içindeyken, burada birbirimize küfredeceğiz, birbirimize hakaret
edeceğiz, ondan sonra millet de acı acı bizi seyredecek.
BAŞKAN Sayın
Şandır
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) Anladım da yani Sayın Başkanım
BAŞKAN Sayın
Genç, Sayın Hamzaçebi bu düşünceleri dile getirdi efendim.
Teşekkür ederim.
Sayın
Şandır, buyurun.
17.- Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın, Siirt Pervaride meydana gelen helikopter
kazasında şehit olan 17 askerin yarın memleketlerinde
toprağa verileceklerine ve bu nedenle 338 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerinin ertelenmesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) Sayın Başkanım, bakınız, bugün
acımız büyük, 17 tane şehidimiz var. Bölücü terörle mücadelede
verdik bu şehitleri, trafik kazası değil bu ve bölücü terörle
mücadele o dağlarda amansızca devam ediyor. Güvenlik güçlerimiz,
kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, çocuklarımız bedenlerini
siper ediyorlar ve ölüyorlar.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi olarak, bu mücadeleye destek anlamında, bir irade beyanı
olarak, bugün eğer iktidarıyla muhalefetiyle
çalışmaları erteleyerek, topluca, tüm milletvekilleri olarak,
illere, şehit cenaze törenlerine katılmamız hâli o mücadeleyi
güçlendirecektir, arzumuz budur. Rutin işlerimizi yaptık ama
şimdi, üzerinde birtakım iddiaların olduğu, hatta bölücü
terör örgütünün talepleri doğrultusunda hazırlandığı
yönünde ithamların olduğu bir kanun görüşmesine
başlamayalım. Karar verilmesi için gerekiyorsa yani bu konuda iktidar
grubunun karar verip danışması için gereken süreyi de verelim, o
süre içerisinde bu çalışmalara başlamayalım, erteleyelim,
kararı bekleyelim, sonra devam edelim. Zaman telafisi, eğer kanunun
çıkması için bir zaman hesabı yapılıyorsa, Milliyetçi
Hareket Partisi olarak biz bu işin siyasetinde değiliz, bugünün
telafisini salı günü yapalım. Verdiğimiz gensoruların
görüşüleceği gün olan salı günü gensoruları çekelim, grup
önerisi de vermeyelim, diğer denetim konuları da görüşülmesin,
salı günü başlayalım, bugünü telafi edelim. Yani siz bu kanunu
çıkarmak istiyorsanız bir gün sonra çıkarmış
olasınız. Ama burada bir şeyi başaralım: Bölücü
terörle mücadelede, bu kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerinin en
acılı gününde, Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak, siyaset kurumu
olarak, siyasi partiler olarak, kendi arasında sürekli tartışan,
bazen kavga eden siyasi partiler olarak hiç olmazsa bu konuda bir ortak payda
oluşturarak bir duruş ortaya koyalım. Bu bir fırsat, bu
fırsatı değerlendirelim. Yoksa, tabii ki terör devam ediyor,
terörle mücadele devam ediyor ama bugün özel bir gün, 17 şehidimiz var.
Operasyona giderken dağa çakıldılar ve o gencecik insanlar
toprağa düştü. Acılar, ateşler evleri yakıyor.
Şimdi biz burada çok tartışmalı bir kanunu görüşürken
o şehitlerin evlerinde ve o çevrelerde canhıraş
çığlıklar yükselecek.
Şimdi,
gelin, bir duyarlılık gösterelim ve -bir talep bu, bir davet- gelin,
bir ortak nokta, bir fırsat, bir mutabakat
Yoksa biraz sonra yine
başlayacağız bağırıp çağrışmaya.
Gelin, bu fırsatı değerlendirelim.
Benim
teklifim şu: İktidar grubunun karar vermesine kadar geçecek süreyi
erteleyelim. İnanıyorum ki bir saat içerisinde karar verilecektir.
Muhtemel, kendi içinizde, kurullarınızda büyüklerinize
soracaksınız, sorun. Bir karar verin, ondan sonra devam edilecekse de
devam edelim.
Arz
ederim efendim.
BAŞKAN
Peki, teşekkür ediyorum Sayın Şandır.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık
ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681,
2/786, 2/820, 2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN
- 9 Kasım 2012 tarihli 19uncu Birleşimde İç Tüzükün 91inci
maddesine göre temel kanun olarak görüşülen tasarının birinci
bölümünde yer alan 20nci madde üzerinde değişiklik önergesi
işleminde kalınmıştı.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Başkanım, benim bu talebime bir cevap
verilsin.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Sen burayı yok sayıyorsun!
BAŞKAN
- Sayın Başkan, lütfen
İçeride toplantıyı yaptık
Sayın Başkan.
OKTAY
VURAL (İzmir) Ara verin efendim, ara verin! Bir fırsat verin.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Bir Grup Başkan Vekili bir şey söylüyor, sanki
bir şey söylenmemiş gibi devam ediyorsunuz.
BAŞKAN
- Yani bu toplantı
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Anladım, anladım. Bir cevap verilsin ama.
BAŞKAN
- Buna karar verecek ben değilim ki, buna -konuştuk- Genel Kurul
karar verecek.
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - O zaman, müsaade edin, karar verecekler versin.
BAŞKAN
- Yani üç siyasi partimizin sayın grup başkan...
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, bir saat ara verin tekrar.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Hayır efendim.
OKTAY
VURAL (İzmir) Elinizdeki yetkiyi kullanın hiç olmazsa.
BAŞKAN
- Hayır efendim, ben ara veremem ki bu vesileyle.
OKTAY
VURAL (İzmir) - Kayseriden de 3 şehidimiz var.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Yani iktidar grubuna, sayın bakanlara hitaben bir
şey söylüyorum.
BAŞKAN
- Bu vesileyle ben ara veremem ki.
OKTAY
VURAL (İzmir) Kayseriden 3 şehidimiz var ya.
BAŞKAN
- Böyle bir şey mümkün değil ki, olsa vereceğim yani.
OKTAY
VURAL (İzmir) Ara verebiliyorsunuz istediğiniz zaman.
BAŞKAN
- Fikrimi de belirttim, siz talep edince ara verdim, sizi davet ettim içeri
yani. Genel Kurulun karar vereceği, üç siyasi partinin
OKTAY
VURAL (İzmir) Danışacaklarını söylediler.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Danışılsın yani o
BAŞKAN
sayın grup başkan vekillerinin anlaşarak buraya
getireceği bir konu yani.
OKTAY
VURAL (İzmir) Danışma süresinde hiç olmazsa oturmayın.
BAŞKAN
Evet, teşekkür ediyorum.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Yani bu duyarsızlık
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Sayın Başkan, Genel Kurulun oylamasına
sunun, Genel Kurul bir karar verecek.
BAŞKAN
Madde üzerinde verilen üç önergeden ikisinin işlemi
tamamlanmıştı.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) 20nci maddede bizim önergemiz tamamlanmadı
Sayın Başkan.
BAŞKAN
- Şimdi, madde üzerindeki üçüncü önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
"Büyükşehir
Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin;
Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Malatya Milletvekili Öznur
Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu"nu ihtiva eden 338 sıra
sayılı tasarının 20. maddesinde geçen Meclisin ilk
toplantısında ibaresinin en geç bir ay içinde yapılacak
Meclisin ilk toplantısında olarak değiştirilmesini arz
ederiz.
Mehmet Erdoğan Enver
Erdem Alim
Işık
Muğla Elâzığ Kütahya
Sadir Durmaz Mustafa Kalaycı Zuhal Topcu
Yozgat Konya Ankara
S. Nevzat Korkmaz Lütfü Türkan
Isparta Kocaeli
BAŞKAN
Evet, önerge üzerinde söz isteyen
KAMER
GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, biraz önce 17 şehit
dolayısıyla
BAŞKAN
Sayın Genç, bitti bunlar.
KAMER
GENÇ (Tunceli) Bir dakika efendim
Tutumunuz çok kötü.
BAŞKAN
Lütfen, Sayın Genç
KAMER
GENÇ (Tunceli) Bir dakika
Beni dinler misiniz?
BAŞKAN
Böyle bir usul var mı! Böyle bir tartışma usulü var mı!
KAMER
GENÇ (Tunceli) Evet, var efendim.
Siz
biraz önce dediniz ki: Grup başkan vekillerini arka odaya davet
ediyorum. Yani bu 17 şehidin cenazesine katılmak için
milletvekillerinin, grupların böyle bir düşüncesi olduğunu
Siz
arkadaşları topladınız, e, şimdi, ne çıktı
orada?
BAŞKAN
Sayın grup başkan vekilleri biraz önce ifade ettiler.
KAMER
GENÇ (Tunceli) Şimdi, hangi parti karşı çıktı? AKP
Bu şehitler değersizdir, bunlar için millî bir yas tutmaya gerek
yoktur
YAHYA
AKMAN (Şanlıurfa) Sana ne ya!
BAŞKAN
İfade etti efendim burada, grup başkan vekilleri ifade ettiler
düşüncelerini.
KAMER
GENÇ (Tunceli) Efendim, kim karar verdiyse burada açıklayacaksın!
YAHYA
AKMAN (Şanlıurfa) - Orada grup başkan vekilin var senin!
BAŞKAN
Evet, Komisyon önergeye katılıyor mu? Sayın Komisyon
KAMER
GENÇ (Tunceli) Hayır, burada açıklayacaksın Sayın
Başkan! Burada açıklayacaksın efendim, açıklayacaksın!
BAŞKAN
Sayın Komisyon
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz
efendim.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
KALKINMA
BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
KAMER
GENÇ (Tunceli) Hayır, ne oldu da
Yani onu bir açıkla Sayın Başkan,
ne oldu da yani bu kararınızdan döndünüz!
BAŞKAN
Sayın grup başkan vekilleri bu konudaki düşüncelerini, biraz
önce söz verdim, ifade ettiler.
KAMER
GENÇ (Tunceli) Hayır, ne oldu da kararınızdan döndünüz
Sayın Başkan!
BAŞKAN
- Önerge üzerinde söz isteyen Mustafa Kalaycı, Konya Milletvekili
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Bunu temin etmezseniz
KAMER
GENÇ (Tunceli) Yahu, Sayın Başkan, ben sana bir laf söylüyorum.
Şimdi,
bir milletvekili olarak öğrenmek istiyorum.
OKTAY
VURAL (İzmir) Onun için ara verdiniz.
BAŞKAN
Sayın Genç, lütfen yerinize oturur musunuz.
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Niye oturacak yerine ya!
KAMER
GENÇ (Tunceli) Hayır, niye oturayım yerime?
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Siz cevap verir misiniz!
BAŞKAN
İçerideki toplantının sonucunda, burada sayın grup
başkan vekilleri düşüncelerini ifade ettiler.
OKTAY
VURAL (İzmir) AKP Grubu istemedi mi, onu söyleyin. Mutabakat mı
oluşmadı?
KAMER
GENÇ (Tunceli) Efendim, kim istemedi?
BAŞKAN
Evet, istemediğini söyledi efendim burada.
OKTAY
VURAL (İzmir) İstemediğini söyledi bak AKP Grubu da.
KAMER
GENÇ (Tunceli) E söyle!
BAŞKAN
- İfade etti kendisi Sayın Grup Başkan Vekili.
KAMER
GENÇ (Tunceli) O zaman de ki AKP Grubu bunu istemiyor. de!
BAŞKAN
Tutanaklara geçti, dağıtayım tutanakları size.
KAMER
GENÇ (Tunceli) Hayır, söyle onu o zaman.
BAŞKAN
- Düşüncelerini ifade etti yani.
Buyurun
Sayın Kalaycı. (MHP sıralarından alkışlar)
MUSTAFA
KALAYCI (Konya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Şehitlerimize
Cenabı Allahtan rahmet diliyorum. Yakınlarının ve Türk
milletinin başı sağ olsun.
Tasarı
ile hizmet yerinden yönetim yerine yerel ve bölgesel merkezler
oluşturulmaktadır. Bir yandan merkezî idarenin yetkileri zaafa
uğratılırken, bir yandan bölgesel merkezler, derebeylikler
oluşturulmaktadır. Tasarı, yerel alanda yeni bir merkeziyetçilik
üretmekte ve bölgesel güç odakları oluşturacak düzenlemeler
içermektedir; bu durum üniter devlet yapısına aykırıdır.
Üniter devlette egemenlik parçalı değildir, ademimerkeziyeti
sağlayan mahallî idareler merkezî idarenin vesayet denetimine tabidir.
İl sınırına genişleyen yetkileriyle, seçilmiş
büyükşehir belediye başkanları, il coğrafi sınırında
geçerli olacak yetkileriyle aşırı güçlü idari otoriteler hâline
gelecektir.
Bu
tasarı ile Türkiye Cumhuriyeti dilimlenerek eyaletleşmenin,
özerkliğin yolu açılmaktadır. Özerklik, eyalet, federasyon
taleplerinin PKK terör örgütünden, İmralıdan, Kandilden, bölücü ve
yıkıcı çevreler ile dış destekçilerinden geldiğini
sağır sultan bile biliyor. Bunun için son birkaç yıllık
gelişmelere bakmak yeterlidir. Milliyet gazetesi yazarı Hasan
Cemalin 2009 yılı Mayıs ayında -bir hafta boyunca
yayımlanan- Kandilde Murat Karayılan ile yaptığı
röportajda Demokratik özerklik
Mahallî İdareler Kanunu
değişir, yerel yönetimler güçlendirilir. şeklinde talebi yer
almaktadır. 24 Temmuz 2009 tarihli Sabah gazetesinde yayımlanan
İmralıdaki teröristbaşının 10 maddelik yol haritasının
7nci sırasında Yerel yönetimler güçlendirilsin, demokratik özerklik
kabul edilsin. talebi yer almaktadır. Aksiyon dergisinde 9 Temmuz 2012
tarihli sayısında Sayın Başbakan ile Leyla Zana
arasında 2012 Haziran ayında yapılan görüşmenin
ayrıntılarına yer verilmiş olup görüşmenin
aslında Oslo görüşmelerinin devamı olduğu belirtiliyor ve
demokratik özerklik maddesinin görüşmenin ana temasını
oluşturduğu ifade ediliyor. Zaten derginin manşetinde de aynen
Zananın ajandasından demokratik özerklik çıktı. diyor.
Dolayısıyla, çıkarılmak istenen bu kanunla, PKK talepleri
karşılanmakta, Osloda PKKya verilen vaatler yerine getirilmektedir.
Değerli
milletvekilleri, PKK yandaşlarınca yönetilen belediyelerin, kamu
kuruluşu oldukları hâlde, yasaları nasıl hiçe
saydığı, terör üssü hâlinde nasıl pervasızca
çalıştığı, güvenlik güçleriyle girdiği
çatışmalarda ölen terörist cenazelerini örgüt bayrağı
altında nasıl kaldırdığı, taziye odaları
açtığı, hasılı, bölücü terörü nasıl tırmandırdıkları
bilindiği hâlde yetkilerinin daha da artırılmasının
hangi sonuçları doğuracağı ortada değil mi?
Bakın, Türkiye Cumhuriyeti devletine meydan okuyan, Sayın
Başbakana bile hakaret edenlerin burada isteğinin yerine
getirildiğini görüyoruz. Kim istiyor? Daha yakında verdiği
demeç: BDPli Osman Baydemir açık açık özerklik istedi. diyor.
Değerli
arkadaşlarım, bütün bunlar yapıldığında, bölgede
PKKnın tam anlamıyla hâkimiyet kuracağı, milyonlarca
insanımızın örgütün insafına terk edileceği belli
değil mi? Bunun da uluslararası hukukta ciddi sonuçlarının
olacağı bilindiği hâlde, PKK açılımı adı
altında yerel yönetimlerin gücü hangi ihtiyacın gereği olarak
artırılıyor? PKK, şartlarını kabul ettirdikçe,
meşruiyet ve güç kazanmak istemektedir. Açılım paketinin
gereği yapıldığında, devletin hukukuna dâhil olacak ve
etnik kimliğiyle temsil noktasına çıkacaktır. Bu
kazanımlarla düşman saydığı Türkiyeyi
gerilettiğine, vura vura mevzileri düşürdüğüne inanarak daha
büyük boyutlu saldırıları düşünecektir. Kandilden inen teröristlerin
Haburda zafer işareti yapmaları bunun bir delilidir. Terör örgütünün
kazandığını düşündüğü bir sırada
saldırıları durdurmasını beklemek safça bir
davranış olur. Hiç şüphe yok ki, PKK, hedeflerine
ulaşıncaya kadar teröre devam edecektir. Bu gerçek iyi bilinmelidir.
İlk hedefi Türkiye Cumhuriyetine ortak olmaktır. Sonra, 1978
kuruluş bildirisinde açıklandığı gibi
bağımsız, birleşik, demokratik Kürdistan cumhuriyetinin
kuruluşuna geçmektir. Bu tasarı da buna hizmet etmektedir. Tekrar
sizleri uyarıyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Evet, teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunacağım
III.- YOKLAMA
(MHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Başkanım, yoklama istiyoruz.
BAŞKAN
- Yoklama talebi var, yerine getireceğim.
Sayın
Şandır, Sayın Durmaz, Sayın Korkmaz, Sayın Vural,
Sayın Halaman, Sayın Türkoğlu, Sayın Erdem, Sayın
Işık, Sayın Demirel, Sayın Öz, Sayın Kalaycı,
Sayın Halaçoğlu, Sayın Uzunırmak, Sayın Oral,
Sayın Öztürk, Sayın Başesgioğlu, Sayın Özensoy,
Sayın Öğüt, Sayın Uzunırmak, Sayın Kutluata.
BAŞKAN
Evet, bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık
ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681,
2/786, 2/820, 2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
BAŞKAN 20nci
maddenin oylanmasında
YUSUF HALAÇOĞLU
(Kayseri) Sayın Başkan, söz talebim vardı.
S.NEVZAT KORKMAZ (Isparta)
Sayın Başkanım, söz talepleri vardı.
YUSUF HALAÇOĞLU
(Kayseri) Sayın Başkanım, söz talebim vardı, kapandı
şeyden dolayı.
BAŞKAN Maddeyi
oylayacağız.
OKTAY VURAL (İzmir)
Yerinden söz talepleri var.
BAŞKAN 20nci
maddenin oylanmasının açık oylama şeklinde
yapılmasına dair bir istem vardır.
Şimdi istem sahibi
sayın milletvekillerinin adlarını tespit ettireceğim.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri)
Yerimden söz talebim vardı Sayın Başkan.
ALİ ÖZ (Mersin)
Sayın Başkan, benim de söz talebim var yahu.
OKTAY VURAL (İzmir)
Sayın Başkan, milletvekillerimizin yerinden söz talebi vardı.
Daha önce
YUSUF HALAÇOĞLU
(Kayseri) Hayır, ta baştan beri vardı.
BAŞKAN - Ali
Serindağ, Gaziantep?
OKTAY VURAL (İzmir)
Hayır efendim, var.
YUSUF HALAÇOĞLU
(Kayseri) Var efendim.
BAŞKAN Celal
Dinçer, İstanbul? Burada.
Birgül Ayman Güler,
İzmir? Burada.
Özgür Özel, Manisa?
Burada.
İlhan Demiröz, Bursa?
Burada.
Mahmut Tanal,
İstanbul? Burada.
Alaattin Yüksel,
İzmir? Burada.
Engin Özkoç, Sakarya?
Burada.
Kerim Özkan, Burdur?
Burada.
Mustafa Moroğlu,
İzmir? Burada.
Gürkut Acar, Antalya?
Burada.
Sedef Küçük,
İstanbul? Burada.
Ecder Özdemir, Sivas? Burada.
İdris
Yıldız, Ordu? Burada.
Ayşe
Danışoğlu, İstanbul? Burada.
Haluk Eyidoğan,
İstanbul? Burada.
Ramis Topal, Amasya?
Burada.
Hasan Ören, Manisa?
Burada.
Hurşit Güneş,
Kocaeli? Burada.
Kemal Değirmendereli,
Edirne? Burada.
Açık oylamanın şekli hakkında
Genel Kurulun kararını alacağım.
Açık
oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Bir
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, 20nci maddenin açık oylama sonucu:
Kullanılan Oy Sayısı |
: |
224 |
Kabul |
: |
223 |
|
|
|
|
|
|
Ret : 1(x)
Kâtip
Üye Tanju
Özcan Bolu |
Kâtip
Üye Mine
Lök Beyaz Diyarbakır |
Böylece,
20nci madde kabul edilmiştir.
1inci
bölümde yer alan maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.
Şimdi,
ikinci bölümün görüşmelerine başlıyoruz.
İkinci
bölümün
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan
Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Vural.
OKTAY
VURAL (İzmir) Efendim, sayın milletvekillerimizin yerinden söz
talepleri olduğunu size ifade etmiştim yoklamadan önce.
BAŞKAN
Evet, doğru.
OKTAY
VURAL (İzmir) Yoklama münasebetiyle silindi. Lütfen söz talebinde
bulunan milletvekillerimize İç Tüzükün 60ıncı maddesi
gereğince yerinden açıklama yapma imkânını
tanıyınız.
BAŞKAN
Sayın Vural, bir önerge
işlemi yaptık. Önerge üzerinde kimlere nasıl söz verilir
belirli.
Şimdi,
ikinci bölüm üzerine işlem yapmaya başladık
OKTAY
VURAL (İzmir) Efendim, 60ıncı maddenin bununla alakası
yok Sayın Başkan. Lütfen, milletvekillerimize söz verin.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Milletvekili
isterse 60a göre
Yani kısa bir söz istiyor. Yani, illa önergeyle ilgili
konuşacak diye bir şey yok.
OKTAY
VURAL (İzmir) Bunu da mı
esirgeyeceksiniz ya?
BAŞKAN
Bu İç Tüzükteki hakları
kullanmak
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan...
Buyurun
Sayın Hamzaçebi.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Şimdi, malum, biraz önce
şehit cenazeleri
BAŞKAN
İsterseniz sisteme girin.
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
18.- İstanbul Milletvekili
Mehmet Akif Hamzaçebinin, şehit cenazelerine katılmak isteyen
milletvekillerinin hassasiyetlerini bildirmeleri için yerlerinden söz
taleplerinin yerine getirilmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Biraz
önce, şehit cenazeleriyle ilgili bir değerlendirme yaptık,
tekrar o konuya dönmeyeceğim. Umarım, iktidar partisinin konuya
ilişkin değerlendirmesi olumlu sonuçlanır ve bu görüşmeleri
erteleriz. Ancak görüşmeler devam ettiği süre içerisinde,
şehitlerimizin olduğu illerin milletvekilleri, konuya ilişkin
olarak hassasiyetlerini yerinden ifade etmek istiyorlar efendim. Bu konuda söz
talebinde bulunan arkadaşlara söz vermenizi talep ediyoruz.
BAŞKAN
Ama gündem dışı
konuşmalardan sonra da onlara
yeteri kadar, her kim talep ettiyse söz verdim.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Efendim, gündem dışı
konuşmalar sırasında
arkadaşlarımızın önemli bir bölümü
BAŞKAN
Peki, Sayın Hamzaçebi.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Peki, teşekkür ederim.
BAŞKAN
Sayın Halaman, buyurun.
Bunlar
İç Tüzük içi filan değil, buyurun.
Birer
dakika söz veriyorum.
ALİ
HALAMAN (Adana) Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) İç Tüzüke
uygun değilse, o zaman söz vermeyin. Yani o zaman uygulamayın.
OKTAY
VURAL (İzmir) Uygulamayın o zaman.
BAŞKAN
Hayret bir şey! Ne
yapmamızı istiyorsunuz? O zaman sabaha kadar bunları
konuşalım burada.
OKTAY
VURAL (İzmir) İç Tüzüke uygun değilmiş!. İç Tüzüke
bu uygun. Neyi uygun değil?
BAŞKAN
Ama İç Tüzük belli Sayın
Vural. İç Tüzük diyorsunuz,
İç Tüzük belli, ortada.
OKTAY
VURAL (İzmir) Yani, kürsüde, muhalefetin isteğine İç Tüzüke
uygun değil. diyerek İç Tüzükün aleyhinde niye
davranıyorsunuz?
BAŞKAN Hayır,
değil, öyle değil. Gündem dışı konuşmalarda
sonuna kadar hangi arkadaşımız, hangi sayın milletvekili
söz istediyse verdim.
OKTAY VURAL (İzmir)
Efendim, bizimki gündemle ilgili.
MEHMET ŞANDIR (Mersin)
60ıncı madde
BAŞKAN Hem sel
felaketiyle ilgili verdim hem şehitlerle ilgili verdim.
OKTAY VURAL (İzmir)
Allah Allah!
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) Ama lütufmuş gibi sunmayın.
BAŞKAN Ama
şimdiye kadar uygulamalarda gündem dışı haricinde söz
isteyen sayın milletvekillerine
OKTAY VURAL (İzmir)
Hayır efendim, öyle bir uygulama yok.
BAŞKAN
bir
dakikanın haricinde söz verildi mi? Kim verdi bunu? Yapmayın bunu.
OKTAY VURAL (İzmir)
Hayır efendim, öyle bir uygulama yok.
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) 60a göre
BAŞKAN Sayın
Halaman, yeniden söz veriyorum.
Buyurun.
19.- Adana Milletvekili Ali
Halamanın, MHP Grup Başkan Vekili Mehmet Şandırın
Meclis çalışmalarının ertelenmesiyle ilgili talebinin
dikkate alınması gerektiğine ilişkin açıklaması
ALİ
HALAMAN (Mersin) Başkanım, teşekkür ediyorum ben.
Şimdi,
deminden beri de söylemiştik, 17 tane şehit cenazesi var, Allahtan
rahmet diliyoruz, bunun içinden bir tanesi Adanalı, Fekeli. Biz de
bunların cenazesine katılmak için akşamüstü gideceğiz.
Dolayısıyla Şandır Başkanımız demin bu
kanunun bir gün sonra ertelenmesiyle ilgili gayet açık, net konuştu.
Bunu gündeme alırsanız memnun oluruz.
Teşekkür
ediyoruz.
BAŞKAN
Ben gündeme aldım. Arkada toplantı yaptık.
OKTAY
VURAL (İzmir) Oturmayın Başkanım, oturmayın. Oturtan
zorla mı oturtuyor?
BAŞKAN
Sayın iktidar partisinin Grup Başkan Vekili değerlendirip
fikrini bildirecek.
Teşekkür
ediyorum.
Sayın
Halaçoğlu
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Genel Kurulun oyuna sunulur Sayın Başkan,
iktidar partisinin sözcüsünün lafına göre hareket edilmez ki!
BAŞKAN
Sayın Halaçoğlu, buyurun.
20.- Kayseri Milletvekili Yusuf
Halaçoğlunun, 17 şehit verilen bir ülkede milletvekilleri olarak
milletin acısını birlikte paylaşmaları
gerektiğine ilişkin açıklaması
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Biliyorsunuz,
helikopter kazası sonucunda 17 askerimiz şehit oldu, 2si
Kayseriden, biri Sarız, biri Bünyan ilçelerimizden. Yarın nasip
olursa onların cenaze törenlerine gideceğiz, cenaze
namazlarını kılacağız, defnedeceğiz.
Aslında,
17 şehit verilen bir ülkede, Meclisin, normal şartları
dışında çalışmalarının doğru
olmadığını düşünüyorum. Milletvekilleri olarak en
azından milletimizin acısını birlikte paylaşmamız
gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda gereğinin
yapılmasını rica ediyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Öz
21.- Mersin Milletvekili Ali Özün,
şehit cenazelerine katılmanın uygun olacağı kanaatinde
olduğuna ilişkin açıklaması
ALİ
ÖZ (Mersin) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Aynı
hassasiyetle, helikopter kazası sonucunda Mersinde de bir şehit
vardır; dolayısıyla bu şehitlerin cenazesine
katılmamızın uygun olacağı kanaatindeyim.
Bir
grup Parlamento üyesi sadece kendi isteği dışında,
uzlaşmasız, her şeye
hayır diyorsa, bunun adı demokrasiyse, herhâlde ileri demokrasi
nasıl, onu da yüce Parlamentonun takdirine bırakıyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Canikli
22.- Giresun Milletvekili Nurettin
Caniklinin, isteyen milletvekilinin şehit cenazelerine gidip sonra da
çalışmalara yetişebileceğine ve İç Tüzükün
60ıncı maddesine göre söz verme yetkisinin takdire bağlı
olduğuna ilişkin açıklaması
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Öncelikle
şu hususu belirtmek ve Meclisimizi bilgilendirmekte fayda var. Şehit
cenazelerimiz yarın öğlen namazından sonra inşallah
defnedilecek. Bu bilgiyi sizlerle paylaşmakta fayda görüyorum çünkü
katılmak isteyen arkadaşlarımız bugün değil de
yarın katılabilirler; önce onu söyleyelim.
Bir
de efendim, biraz önceki tartışmayla ilgili, 60ıncı madde.
Orada bu çerçevede söz vermek sayın başkanın takdirindedir yani
63teki gibi bir zorunluluk söz konusu değildir çünkü ifade şu: Pek
kısa bir sözü olduğunu belirten üyeye Başkan, yerinden
konuşma izni verebilir.
Bu
bir takdirdir, yöneten Sayın Başkanların takdiridir, bir
zorunluluk yoktur, verebilir, vermeyebilir.
ENVER
ERDEM (Elâzığ) Siz isterseniz verir, biz istersek vermez!
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) - Sadece bilgilendirmek için söylüyorum çünkü hep,
doğal olarak, bütün faaliyetlerimizi, icraatlarımızı
İç Tüzüke uygun olarak yapmamız gerekiyor.
Bir
de görüşme sırasında Hükûmetten veya Komisyondan
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Teşekkür ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Demirel
23.- Eskişehir Milletvekili
Ruhsar Demirelin, kendi ilinde şehit olmadığına ama tüm
milletvekillerinin bir duruş sergilemesi gerektiğine ve Meclisin
çalışmasını bir gün ertelemesinin milletin vicdanında
da bir karşılık bulacağına inandığına
ilişkin açıklaması
RUHSAR
DEMİREL (Eskişehir) Öncelikle bütün şehitlerimize Allahtan
rahmet, hepimize de başsağlığı diliyorum ancak evet,
ben Eskişehir Milletvekiliyim, belki bizim ilimizde şehit yok diye
görülüyor ama bu şehitler hepimizin şehitleri. O yüzden, ben
İlimizdeki şehit cenazeleri
sözünden öte hepimizin burada bir
duruş sergilemesi gerektiğine inanıyorum.
Ayrıca,
Van depreminde, muhtelif şehit cenazelerimizde millî bayramlardaki
törenler bile iptal edilmişken Meclisin bir günlük oturum ertelemesinin
milletin vicdanında da bir karşılık bulacağına
inanıyorum ve burada, yalnızca hükûmet eden parti milletvekillerinin
değil, milletin iradesinin geçerli olması kanaatindeyim ve lütfen,
partimizin bu talebine karşılık vereceğinize umuyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Özel
24.- Manisa Milletvekili Özgür
Özelin, milletvekillerinin şehit cenazelerine katılmasının
teröre verilecek en iyi cevap olduğuna ve Meclisin
çalışmalarını erteleme konusunda Başbakandan haber
beklenmesini yürütmenin yasama üzerindeki vesayeti olarak gördüğüne
ilişkin açıklaması
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
17
şehidimiz var. Bu acılardan bir tanesi de Manisa ilinin Turgutlu
ilçesinde otuz bir yaşındaki Anıl Barış Çetini, Pilot
Yüzbaşımızı kaybettik, yüreğimiz yandı.
Yarınki cenazede hem biz bulunmak istiyoruz hem civar illerdeki
milletvekillerimizin, her partiden milletvekilinin orada bulunacak olması
teröre verilecek en iyi cevaptır diye düşünüyoruz. Bu konuda yüce
Meclis üzerine düşeni yapacaktır diye düşünüyoruz ama Sayın
Başbakanın yurt dışından Hafta sonu
çalışacak arkadaşlar. talimatıyla gece gündüz
çalıştığımız bir ortamda hâlâ daha Başbakandan
haber bekliyoruz. deyip Meclisi o haber gelene kadar
çalıştırmaya çalışmayı da yürütmenin yasama
üzerindeki vesayeti olarak görüyorum ve bundan çok rahatsız olduğumu,
bu davranışı gösteren Başbakanı ve iktidar partisi
grubunu da kınadığımı ifade etmek istiyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Özbolat
25.- Kahramanmaraş Milletvekili
Durdu Özbolatın, pazartesi günü 338 sıra sayılı Kanun
Tasarısıyla ilgili görüşmeler yapılmazsa
Kahramanmaraşlı şehidin cenaze töreninde bulunmak
istediğine ilişkin açıklaması
DURDU
ÖZBOLAT (Kahramanmaraş) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Bugün
helikopter kazasında şehit olan askerlerimizden Uzman Çavuş Ömer
Büyükköse de Kahramanmaraşlı. Şehidimizin ailesi, bir ay yirmi
gün sonra düğünü olacak bu askerimiz için Siirtte bulunuyorlardı. Cenaze
bugün Kahramanmaraşa geldi ama eğer bu kanunla ilgili bu
görüşme pazartesi olmazsa Kahramanmaraşa gitmek istiyorum, o
acılı günde ailenin yanında bulunmak istiyorum.
Saygılar
sunuyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Öztürk
26.- Mersin Milletvekili Ali
Rıza Öztürkün, Giresun Milletvekili Nurettin Caniklinin Meclis
çalışmalarının teröre göre yönetilmemesi gerektiğini
ifade ettiğini ama Türkiyede geçmişte ulusal bayramların ve
resepsiyonların terör nedeniyle iptal edildiğini herkesin bildiğine
ilişkin açıklaması
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Sayın Başkan, Siirtin Pervari ilçesinde
meydana gelen helikopter kazasındaki şehitlerimizden bir tanesi de
Mersinlidir. Terörle mücadele sırasında gün geçmiyor ki ya terör
örgütünün doğrudan saldırıları ya da terörle mücadele
sırasında meydana gelen kazalar nedeniyle insanlarımız
şehit düşmesin.
Şimdi,
Sayın Canikli açıkladı: Meclisin
çalışmalarını teröre göre yönetmememiz lazım. dedi
ama Türkiyede ulusal bayramların ve kimi resepsiyonların sırf
terör nedeniyle geçmişte iptal edildiğini hepimiz biliyoruz. Öte
yandan, cenazelerin yarın oluyor olması Sabah saat onda gidebilirler
Yani biz burada gece 01.00e, 02.00ye,03.00e kadar
çalışacağız, yarın saat onda Mersine
yetişeceğiz! Nasıl olacak o? Onu da anlamış
değilim Canikli bunu açıklarsa sevinirim. Ben bir an önce
şehitlerimizin
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Özgündüz
27.- İstanbul Milletvekili Ali
Özgündüzün, şehitlerin cenazesinde bulunmanın önemli olduğuna,
bu nedenle Meclis çalışmalarına ara verilmesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
ALİ
ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Pervaride,
düşen helikopterde şehit olan 17 askerimize Allahtan rahmet,
ailelerine ve milletimize başsağlığı diliyorum.
Sayın
Başkan, bu şehitlerimizin bir tanesi de bizim Kars ilinin Selim
ilçesi nüfusuna kayıtlı Pilot Üsteğmen Yakup
Çınardır. Hassaten kendisine de Allahtan rahmet diliyorum. Efendim,
şehitlerimizin cenazesinde bulunmamız, herhâlde, yarın burada
yapacağımız oylamadan daha önemlidir diye düşünüyorum.
Zaten yarın olağanüstü bir çalışma günüdür, İç Tüzüke
göre Meclisin normal çalışma günü değildir. Bu nedenle
yarın şehitlerin cenazesine katılmamız için Meclis
görüşmelerine ara verilmesini saygıyla arz ediyorum.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Yılmaz
28.- Adana Milletvekili Seyfettin
Yılmazın, şehit cenazelerinde olmaları gerektiğine,
338 sıra sayılı Kanun Tasarısının birkaç gün
sonra çıkmasının hiçbir şey kaybettirmeyeceğine
ilişkin açıklaması
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Ben
de bütün şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum. Şehitlerimizden
birisi de Adana ilimizin Feke ilçesinden Uzman Çavuş Erdal Tekin.
Biliyorsunuz,
Feke ilçesi Adanaya iki, iki buçuk saat sürüyor. Yaptığımız
görüşmelerde
Yani şehitlerimizin bugün yanında
olmayacağız da ne zaman olacağız? Ama böyle, bir
yasayı zorlayarak, çalışma saatleri dışında
illaki geçireceğim anlayışıyla yapılan
çalışmayı doğru bulmuyoruz. Şehitlerimizin
yanında olmamız gereken bu günde, onların yanında olmak
zorundayız. İki gün sonra çıksa, üç gün sonra çıksa ne
kaybederiz? Yani bir yere verilen bir söz mü vardır da bu kadar alelacele,
gece yarılarına kadar, cumartesi, pazar, pazartesi çalışmak
gibi bir zorunluluk içerisindeyiz? İktidar partisinin tekrar bu konuyu
düşünerek bu konuda bir karar almasını bekliyoruz.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Erdoğan
29.- Gaziantep Milletvekili Mehmet
Erdoğanın, şehitlerden birinin de Gaziantepten olduğuna
ilişkin açıklaması
MEHMET
ERDOĞAN (Gaziantep) Sayın Başkan, şehitlerimizden bir
tanesi de Gaziantepten Serkan Perişan. Şehidimize Allahtan rahmet
diliyorum, ailesine başsağlığı diliyorum. Milletimizin
başı sağ olsun.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
İncekara
30.- İstanbul Milletvekili Halide
İncekaranın, Genel Kurulda bulunan muhalefet milletvekillerinin
sayısının zaten çok fazla olmadığına,
istiyorlarsa şehit cenazelerine gidebileceklerine ama
çalışmalara devam edilmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
HALİDE
İNCEKARA (İstanbul) Sayın Başkanım,
şehitlerimiz karşısındaki muhalefetin gösterdiği
duyarlılığa ve hassasiyete teşekkür ediyorum. Fakat biz,
muhalefetin zaten her gün Genel Kurul salonunda üçer beşer kişi, en
fazla, yoklama almak için 20 kişi olduklarını biliyoruz. Buna
rağmen, bugün buraya gelip, gidememe mazeretlerini şehitlere
bağlamalarını doğrusu anlamış değilim. (CHP
ve MHP sıralarından gürültüler)
Arkadaşlarımız
arzu ediyorlarsa gidebilirler şehirlerine. Bizim de
arkadaşlarımız
OKTAY
VURAL (İzmir) Şehitlere hakaret eden zihniyete bak ya!
HALİDE
İNCEKARA (İstanbul) Şimdi, bu memleketi o kadar kötü
yönetmişler ki yoksulluk ve terörü artırmışlar,
onların bıraktığı mirası temizlemeye
çalışan bir ekibin hızını kesmek ihtirasıdır
bu.
Çalışmaya
devam edelim efendim. (CHP ve MHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
OKTAY
VURAL (İzmir) Barzani sizinle gurur duyuyor!
BAŞKAN
Sayın Alpay
MAHMUT
TANAL (İstanbul) On yıldan beri devletin misafirhanesini
kullanıyorsun, on yıldan beri! Yazık! Günah değil mi? On
yıldan beri devletin misafirhanesini kullanıyorsun!
OKTAY
VURAL (İzmir) Ayıp! Ayıp!
ŞUAY
ALPAY (Elâzığ) Alo, alo
BAŞKAN
Sayın Alpay, buyurun, sesiniz geliyor.
31.- Elâzığ Milletvekili
Şuay Alpayın, Meclisin çalışmasına ara vermesinin çok
anlaşılır olmayacağını düşündüğüne
ilişkin açıklaması
ŞUAY
ALPAY (Elâzığ) Sayın Başkan, ben teşekkür ediyorum.
Ben
de şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum, milletimize ve ailelerine
başsağlığı diliyorum.
Milletvekili
arkadaşlarımızın şehit cenazelerine katılmasının
anlaşılır tarafı var, bunu da haklı buluyorum. Ancak
bu Meclis, İstiklal Harbi sırasında, Polatlıdan top
seslerinin duyulduğu esnada bile çalışmalarına ara vermeksizin devam etmiştir. Terörle
mücadele sırasında yaşanan bu talihsiz işle ilgili olarak
Meclisin çalışmasına ara vermesinin çok anlaşılır
olmayacağını düşünüyorum.
(CHP ve MHP sıralarından gürültüler)
Teşekkür
ediyorum.
CELAL
DİNÇER (İstanbul) - O zaman vatanı kurtarmak için
çalışmışlardı
MEHMET
ERDOĞAN (Muğla) O zaman Meclis vatanı kurtarmak için
Kurtuluş Savaşını yapmıştı, şimdi
Kurtuluş Savaşında değiliz.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sen Oslo görüşmelerini getiriyorsun buraya. Terörle
mücadele ediyorlarmış!
ALİM
IŞIK (Kütahya) Vatanın bölünmesi için çalışmadı, o
zaman vatan kurtarılıyordu Beyefendi. Şimdi vatanı
bölüyorsunuz! Bu kanunla vatanı bölüyorsunuz! Utanmadan bir de burada
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Aradaki fark bu.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Ayıp ya! Bu yaptığı ayıp!
BAŞKAN
Sayın Canalioğlu
32.- Trabzon Milletvekili Mehmet
Volkan Canalioğlunun, şehit cenazelerinde bulunmanın herkesin
görevi olduğuna, gidecek milletvekilleri için kolaylık
sağlanması gerektiğine ilişkin açıklaması
MEHMET
VOLKAN CANALİOĞLU (Trabzon) Teşekkürler Sayın
Başkan.
Sayın
Başkan, ben de şehitlerimize, vatan evlatlarına, Allahtan
rahmet, şükran duygularımızı ifade etmek istiyorum ve
Gümüşhanenin Kürtün ilçesinde de Uzman Çavuşumuz Yusuf Tüfekçi bu
helikopter düşmesinde şehit düşmüştür. Sayın Canikli Yarın
gidebilirler. diyor ama Sayın Canikli şunu biliyor ki: Trabzonda
veya bölgede öğle vakti 11.15 civarındadır. Sabah uçakla gitmek
için 9.15te yola çıkmak lazım ya da gideceklerin taksiyle, karadan
araçla gitmeleri lazım, nasıl yetişeceklerdir? Onu da onun
takdirine bırakıyorum. Ancak şehitlerimizin yanında olmak,
elbette ki hepimizin görevidir. Gidecek olan arkadaşlarımız için
bu kolaylığı sağlamak durumunda olduğunuzu söylüyor,
tekrar şehitlerimize Allahtan rahmet ve milletimize
başsağlığı diliyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Uzunırmak
33.- Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmakın, Hükûmetin siyasi iradeyi ortaya koyup terörle mücadele
etmediği için bu şehitlerin verildiğine ve Meclis
çalışmalarına ara vermenin rutin çalışmanın kesilmesi
gibi gösterilmesinin anlayışsızlık olduğuna
ilişkin açıklaması
ALİ
UZUNIRMAK (Aydın) Teşekkür ediyorum.
Sayın
Başkan, öncelikle Meclis bir mantık inşa etmeli. İktidar,
terörle mücadele etmiyor, siyasi iradeyi koyup terörle mücadele etmediği
için bu şehitler veriliyor. 2002de devraldıklarında,
sıfır terörle devraldılar. On yıldır ülkeyi onlar
idare ediyorlar. Önce, akıllarını başlarına
toplasınlar, ne konuştuklarını bilsin
arkadaşlarımız.
İkinci
olarak: Meclisin rutin çalışması İç Tüzüke göre salı,
çarşamba, perşembe günleridir. Bugün, Meclis rutin
dışında çalışıyor. Dolayısıyla,
Meclisin rutin çalışmasını kestiği. gibi göstermek
anlayışsızlıktır ve arkadaşlarımıza
şunu ikaz ediyorum: AKP Grubundan, acaba, bir tane Şehit cenazesine
katılacağım. diyebilen milletvekili yok mu? Bu çok
acıdır, çok endişe vericidir, endişe vericidir, çok
acıdır. Onun için, sayın milletvekillerinin, milletvekili gibi
davranmalarını rica ediyorum.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Köse
34.- Çorum Milletvekili Tufan
Kösenin, şehit cenazelerine gidebilmenin Başbakanın iznine
bağlı olmasının acı verici olduğuna ilişkin
açıklaması
TUFAN
KÖSE (Çorum) Şehit cenazelerine gitmek için, Türkiye Büyük Millet
Meclisi üyelerinin, milletvekillerinin AKPli Grup Başkan Vekilinin, onun
da Başbakanın iki dudağına bakmasının ne kadar
acı olduğunu düşünüyorum. İnsan, acaba AKP
milletvekillerinin şehit ailelerinin yanında bulunmaya, onların
acılarını paylaşmaya yüzleri yok mu? diye düşünmeden
edemiyorum.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Öğüt
35.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, cenazelerinde şehitlerin yanında olmanın hem
millet hem insanlık adına hem de dinî açıdan gerektiğine
ilişkin açıklaması
ENSAR
ÖĞÜT (Ardahan) Sayın Başkan, çok teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, değerli arkadaşlar; insan hayatında sadece bir defa
insanların yanında olma durumu vardır, o da ölümdür. Ölüm,
insanlarda bir defa oluyor. Bir defa olduğu için, üstelik de şehit
olduğu zaman, bizim şehitlerin yanında olmamızın hem
millet adına hem insanlık adına hem de dinî açıdan
gerektiğine inanıyorum.
Bırakın,
lütfen, bu insanların hepsinin arzusunu yerine getirelim. Bir defa dahi
olsa bu şehitlerimizin yanında olalım. Karstan 2 tane
şehit var, biri üsteğmen, biri uzman çavuş. Yani şimdi, 2
tane şehidimiz var, biz buradayız, görev yapacağız.
Bırakın, gidip şehitlere son görevimizi yapalım. Bu,
insanlık açısından da, İslamiyet açısından da çok
önem taşıyor.
Hepinize
teşekkür ederim.
BAŞKAN
Sayın Çetin
36.- Ankara Milletvekili İzzet Çetinin,
şehitlerin acısı yüreklerde yaşarken Meclisi
çalıştırmaya kalkışmanın cinayete eş
değer bir olay olduğuna ilişkin açıklaması
İZZET
ÇETİN (Ankara) Sayın Başkan, ben de öncelikle, şehit olan
17 askerimize Allahtan rahmet, acılı ailelerine ve tüm ulusumuza
başsağlığı diliyorum.
Sayın
Başkan, çalışma ilişkileri evrenseldir. Eğer bir insan
Moralim bozuk, çalışamıyorum. diyorsa ve gerçekten böyle
acı bir olayı yüreğinde yaşayan insanlar bugün
çalışmaktan imtina ediyorsa, böyle bir Meclisi çalıştırmaya
kalkışmak, tek kelimeyle söylüyorum, cinayete eş değer bir
olaydır. Yani orada ahlak dersi vermeye kalkan arkadaşın, üç
günlük ücreti mukabili, bir hafta süreyle on yıldır misafirhane
kullanmasını da hatırlatmak istiyorum.
Teşekkür
ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Atalay
37.- Ardahan Milletvekili Orhan
Atalayın, Meclisteki çalışmaların da memleket için
olduğuna ve partilerinin şehit cenazelerine katılacaklarla
ilgili gerekli programı yaptığına ilişkin açıklaması
ORHAN
ATALAY (Ardahan) Teşekkür ederim.
Sayın Başkanım,
şehitlerimize Cenabı Allahtan rahmet diliyorum. Ancak bu Meclis, en
kötü günde, yedi düvelle savaşırken bile gece gündüz
çalışıyordu. Burada yaptığımız iş, o
şehitlerin yaptığı iş gibi memleket içindir. Burada
biz, bir eğlence programı yapmıyoruz. Partimiz şehit
cenazelerine katılacak arkadaşlarımızla ilgili gerekli
programı yapmıştır. Bizim de burada memleket için
çalıştığımızı, gecemizi gündüzümüze
kattığımızı arkadaşlarımız
biliyorlardır.
Tekrar
şehitlerimize Allahtan rahmet, kederli ailelerine
başsağlığı diliyorum.
BAŞKAN
Sayın Yılmaz.
38.- Uşak Milletvekili Dilek
Akagün Yılmazın, İstanbul Milletvekili Halide
İncekaranın muhalefet milletvekilleriyle ilgili sözlerini incitici
bulduğuna ve AKP Grubu milletvekillerinin gerçek anlamda yasama faaliyeti
yapmadıklarına ilişkin açıklaması
DİLEK
AKAGÜN YILMAZ (Uşak) Sayın Başkan, çok teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, Sayın İncekaranın söylediklerini çok incitici
buluyorum.
Sayın
İncekara diyor ki: Zaten muhalefet milletvekilleri burada mıydı
ki! Burada bulunmasınlar. En fazla 20 tane bulunuyorlardı,
diğerleri gitsinler.
Biz,
AKP Grubunun nasıl çalışma içerisinde olduğunu ve gidip
salonlarda, vesair yerlerde dinlendiğini, sadece oylamalara geldiklerini,
burada gerçek anlamda yasama faaliyeti yapmadıklarını, sabaha
kadar yapılan görüşmelerde uyuduklarını gözlemledik.
Asıl, kendi çalışma biçimlerini ve aldıkları emir ve
talimatları yerine getirmek amacıyla burada bulunduklarını
bir kere ben kendilerine yeniden hatırlatmak istiyorum.
17
şehidimiz varsa efendim ve ben Uşak Milletvekili olarak Denizlideki
şehidimizin cenazesine, Turgutludaki şehidimizin cenazesine
katılamayacaksam, o zaman o cumhuriyet resepsiyonları neden iptal
edilmiştir? O zaman Başbakan neden Endonezyada
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HALİDE
İNCEKARA (İstanbul) Hanımefendi, resepsiyonda değilsiniz,
Türkiye Büyük Millet Meclisindesiniz. Siz resepsiyonlara yeminle mi
gidiyorsunuz?
BAŞKAN
Sayın Gürkan.
39.- Adana Milletvekili Fatoş
Gürkanın, şehit cenazelerinin polemik konusu
yapılmasını doğru bulmadığına ilişkin
açıklaması
FATOŞ
GÜRKAN (Adana) Sayın Başkan, teşekkür ederim.
Adanadan
da 1 şehidimiz var, Feke ilçemizden Erdal Tekin. Grubumuzdan 1
arkadaşımız yarınki cenazeye katılmak üzere
görevlendirildi, Adanaya gitti. Her grup arzu ederse, muhalefet grubu da
şehit cenazelerine katılabilir, hiçbir mahzur yok. Kimsenin
şehit cenazelerini polemik konusu yapması doğru değil,
doğru bulmuyorum ki şehit cenazelerine de her muhalefet grubu tüm
vekilleriyle katılmıyor. Mecliste yapılacak görev de milletimiz
için çok önemli bir görevdir. Resepsiyonlarla da bu görevi
karıştırmamak gerekiyor.
Saygılar
sunuyorum, teşekkür ediyorum ve başsağlığı
diliyorum şehit ailelerimize.
HALİDE
İNCEKARA (İstanbul) - Siz çalışmaya
alışmamışsınız. Çarşıya, pazara
gidemediniz bu hafta!
BAŞKAN
Sayın Öztürk
40.- Erzurum Milletvekili Oktay
Öztürkün, 17 şehidin cenazelerinde bulunmak taleplerini siyasi bir
atraksiyon olarak değerlendirmenin sığ bir düşünce
olduğuna ilişkin açıklaması
OKTAY
ÖZTÜRK (Erzurum) Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Sayın
Başkan, lütfen, sol tarafımıza bakın, buradaki
milletvekilleri yoklar şu anda. Dağdaki eşkıyanın
attığı kurşuna hukuk zemininde haklılık
kazandırmak üzere insan vücudunu kullananlara destek için
gitmişlerdir. Bu şartlarda, bizim, 17 tane şehidimizin
cenazelerinde bulunmak gibi bir talepte bulunmamızı siyasi bir
atraksiyon olarak değerlendiren arkadaşımızı da bu
sığ düşünceden kurtulmak üzere davet ediyorum.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarında alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum. Sayın Demirkıran
41.- Siirt Milletvekili Afif
Demirkıranın, Hükûmetin her ile havaalanı
yaptığı için sabah cenaze törenlerine gidip sonra da grup
toplantılarına yetişilebileceğine ilişkin
açıklaması
AFİF
DEMİRKIRAN (Siirt) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Seçim
bölgem Siirtin Pervari ilçesinde bir kaza sonucu düşen helikopterde
şehit olan 17 canımıza Allahtan rahmet diliyorum.
Acımız gerçekten büyüktür, ülkemizin başı sağ olsun ve
hepimize Allahutealadan sabrı cemil niyaz ediyorum.
Ben,
sabahleyin gittim, Diyarbakırdaki cenaze törenine katıldım,
şu anda da Meclisteki çalışmalardayım. (AK PARTİ
sıralarında alkışlar) Sayın Başbakan da
oradaydı, Sayın Kılıçdaroğlu da oradaydı.
Diğer illerden giden arkadaşlarımız var.
HALİDE
İNCEKARA (İstanbul) Görün!
AFİF
DEMİRKIRAN (Devamlı) Dolayısıyla, bildiğiniz gibi
Değerli Başkanım, İktidarımız her ilimize
havaalanı yaptığı için, sabahleyin
arkadaşlarımız atlarlar, giderler, cenaze törenlerine
katılırlar, ondan sonra gelip salı günkü grup
toplantılarına da yetişirler.
Tekrar
şehitlerimize rahmet diliyorum. (MHP sıralarından
alkışlar!)
ALİM
IŞIK (Kütahya) Yapma ya
Yapma ya
Böyle bir konuşma, milletvekiline
yakışmaz! Yazıklar olsun! Hiç konuşmasan daha iyiydi be!
Hangi
illerde havaalanı var? Söyle bakalım. Ayıp ya!
MEHMET
ERDOĞAN (Muğla) Yazıklar olsun ya!
OKTAY
VURAL (İzmir) Bir de gülüyorsun orada değil mi? Bir de gülüyorsun!
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Ar damarınız çatlamış, ar
BAŞKAN
Sayın Ağbaba
42.- Malatya Milletvekili Veli
Ağbabanın, Meclisin çalışmalarını
Başbakanın talimatına göre belirlemesinin kuvvetler
ayrılığı ilkesine aykırı olduğuna ve
şehitlerin cenaze törenlerine katılanlar arasında Cumhuriyet
Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlunun
ismini ısrarla söylemeyen TRT yetkililerini kınadığına
ilişkin açıklaması
VELİ
AĞBABA (Malatya) Sayın Başkan, teşekkür ederim.
17
şehidimize rahmet diliyorum, ailelerine sabırlar diliyorum.
Değerli
arkadaşlar, isteyen herkesin bu şehit cenazelerine
katılması gereken bir durum var. Başbakan 4+4+4te Meclise
talimat verdi. Bu, açıkça kuvvetler ayrılığı ilkesinin
ihlalidir. Başbakan bizim amirimiz değildir. Bu karara yüce Meclis
karar verir. Ben merak ediyorum Türkiye Büyük Millet Meclisinde bulunan üyeleri
milletin iradesine, Meclisin iradesine sahip çıkmayacaklar mı? Bunu
çok merak ediyorum.
Bir
de, bugün yaşanan bir utanmazlığı da burada kınamak
istiyorum. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlunun ısrarla ismini söylemeyen TRTdekilerin, o
utanmazların hepsini buradan kınıyorum! (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Zeybekci
43.-
Denizli Milletvekili Nihat Zeybekcinin, dün gece Denizlide şehit
ailesinin yanında olduğuna, şu anda Meclis
çalışmalarına katıldığına ve Meclis
çalışmaları kaçta biterse bitsin Denizlideki şehit
cenazesine katılacağına ilişkin açıklaması
NİHAT
ZEYBEKCİ (Denizli) Sayın Başkanım, teşekkür
ediyorum.
Denizlide
de Afyon doğumlu bir yavrumuzu kaybettik. Denizlide inşallah
yarın cenaze töreni yapılacak. Ben, dün gece ailenin
yanındaydım ve yarın da inşallah cenazesinde
olacağım. Dün gece cenazesinden sonra, bu sabah Denizliden
çıktım, buraya geldim, Meclis çalışmasındayım.
Sabah kaçta biterse bitsin yine çıkıp şehit cenazesinde olup
akşam yine, tekrar inşallah Meclis çalışmalarında
olacağım.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Gelmene gerek yok, sahte oyla senin burada olduğunu
gösteriyor zaten bunlar!
NİHAT
ZEYBEKCİ (Denizli) Yalnız, o sahte diyen sahtekâr, önce kendine
baksın!
Lütfen,
bakın, niyetlerinin ne olduğunu görüyorsunuz. Niyetlerinin ne
olduğunu, her şeyin ticaretini yapmak istediklerini de görüyorsunuz.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Sahte oy kullanıldığı zaman niye
konuşamadın!
SADİR
DURMAZ (Yozgat) Ticareti siz bilirsiniz, ticareti siz bilirsiniz.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Ben burada yoktum, sahtekârlık yaptılar. diye
niye soramıyorsunuz?
SADİR
DURMAZ (Yozgat) Kimse ticaret falan yapmıyor. Ahlaklı olun!
NİHAT
ZEYBEKCİ (Denizli) Bu Meclis eğer pazartesi, cuma ve pazar
çalışıyorsa sizin yüzünüzdendir.
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Senin ar damarın çatlamış! Utanmıyorsunuz!
NİHAT
ZEYBEKCİ (Denizli) Sahtekârlık da burada engellemek istemeniz
yüzündendir. Önce kendinize bakın. Orada oturup da yoklamada
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
NİHAT
ZEYBEKCİ (Denizli)
Yok diyenler sahtekârdır! (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
SADİR
DURMAZ (Yozgat) Gönderdiğiniz pusularla ortaya çıktı kimin
sahtekâr olduğu!
BAŞKAN
Sayın Acar
44.- Antalya Milletvekili Gürkut
Acarın, bu ortamda Meclisin sağlıklı bir toplantı
yapabileceği kanısında olmadığına ilişkin
açıklaması
GÜRKUT
ACAR (Antalya) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bugün,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin sağlıklı bir toplantı
yapabileceği kanısında değilim çünkü Adalet ve
Kalkınma Partisinin milletvekillerinin burada söyledikleri kabul
edilebilir değildir. Türkiye Büyük Millet Meclisinin 17 tane
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Karsın kaç kilometre olduğunu biliyor
musun sen?
NİHAT
ZEYBEKCİ (Denizli)
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Hadi be! Ne konuşuyorsun sen!
GÜRKUT
ACAR (Antalya) Sayın Başkan
BAŞKAN
Ne yapayım Sayın Acar?
ALİM
IŞIK (Kütahya) Oy pusulası hatırlatılınca mı
sinirleniyorsun? Niye yoksun o zaman burada?
BAŞKAN
Sayın Acar, lütfen devam edin siz.
GÜRKUT
ACAR (Antalya) Lütfen
Başlayabilir
miyim Sayın Başkan?
BAŞKAN
Buyurun devam edin, tabii.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Meclis Başkan Vekili mi sahtekâr o zaman? O
açıkladı. Neredeydin sen o zaman? Sahte pusula verilirken niye
konuşmadın?
BAŞKAN
Sayın Acar, sizin konuşmalarınız tutanaklara geçiyor,
devam edin lütfen.
GÜRKUT
ACAR (Antalya) Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; müsaade
ederseniz, söylemek istiyorum. Bugün, Adalet ve Kalkınma Partisinin
milletvekillerinin söylediklerini kabul etmek mümkün değildir. Türkiye
Büyük Millet Meclisi, 17 tane ocağa ateş düşmüşken burada,
17 şehit için topluca
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Erdemir
45.- Bursa Milletvekili Aykan
Erdemirin, milletvekillerinin şehitlerin cenazelerinde bulunmayı
istemelerine rağmen Genel Kurula katılmak durumunda kalmalarının
Meclisin dışında bir güçle açıklanması
gerektiğini düşündüğüne ilişkin açıklaması
AYKAN
ERDEMİR (Bursa) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, bizlerin özgür ve güven içinde yaşamı için
hayatlarını feda eden aziz şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum,
ailelerine sabır diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun.
Şu anda Mecliste bulunan üç parti grubuna mensup tüm milletvekillerinin,
yarın Genel Kurulda olmak yerine şehitlerimizle birlikte
bulunmayı arzuladığına inanıyorum.
Milletvekillerimizin
iradesi bu yöndeyken yarın zorla Genel Kurula katılmak durumunda
kalmamızın, Meclisin dışında bir güçle
açıklanması gerektiğini düşünüyorum. Hangi güç Meclis
iradesinin üzerindedir ki tüm milletvekilleri yarın şehitlerimizle
birlikte olmak isterken Genel Kurul yarın zorla toplanacaktır? Bu
gücü düşünmemiz, Türkiyede de demokrasinin önündeki en büyük engeli
gözümüzün önüne getirecektir diye düşünüyorum.
Teşekkür
ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Ören
46.- Siirt Milletvekili Osman
Örenin, olayı duyar duymaz Siirte gidip olay hakkında bilgi
aldığına, bugün sabah da Diyarbakırdaki törene
katıldıktan sonra Meclise geldiğine ilişkin
açıklaması
OSMAN
ÖREN (Siirt) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; benim
seçim bölgem olan Siirtte dün sabahki olayı duyar duymaz ilk Siirt
uçağıyla oraya intikal ettim. Dün Tugay
Komutanlığını, Alay Komutanlığını,
Sayın Valimizi ziyaret ederek olaydan bilgi aldık. Akşam Siirt
Havaalanından Diyarbakır Havaalanına tüm şehit
askerlerimizi uğurladıktan sonra, bugün sabah Diyarbakırdaki
törene katıldıktan sonra buraya geldik.
Tüm
aziz şehitlerimizi rahmetle anıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Kişisel reklamları dinlemeye
gelmedik ki Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Özkan
47.- Burdur Milletvekili Ramazan
Kerim Özkanın, ağıt tutulacak bir günde Mecliste
çalışma yapılmasının gruplarda gerginliğe yol
açtığına ilişkin açıklaması
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Burdur) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, tüm şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum. Ulusumuzun
başı sağ olsun. Ailelere sabır diliyorum. Ağıt
tutacağımız bir günde, gergin bir ortamda, Türkiye Büyük Millet
Meclisinde çalışma yapmamız gruplarda gerginliğe yol
açmıştır. Çalışmaya ara vermemizi rica ediyor,
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Tanal
48.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanalın, kamu misafirhanelerinin amacına uygun
kullanılması gerektiğine, konut olarak kullanan milletvekili
olduğuna ilişkin açıklaması
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, Ankaradaki misafirhaneler, Ankaraya gelip geçim durumu kötü
olan, geliri az olan, devlet memurlarına ayrılmış olan
misafirhanelerdir. Üç dönemden beri milletvekili olup sadece üç günlük ücret
ödeyip odayı boşaltmayanlar sahtekârlardır. Bu sahtekârların,
öncelikle, misafirhaneleri konut olarak orayı kullanmamalarını
istirham ediyorum. Misafirhaneleri misafirhane amacı doğrultusunda
kullanmalarını, milletvekili nüfuzunu da kötüye
kullanmamalarını
.
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Öyle utanmazlar mı var? Kim o ya?
Açıklayın lütfen.
MAHMUT
TANAL (Devamla) -
Meclis Başkanlığını da bu konuda
duyarlı davranmaya davet ediyorum.
Saygılarımı
sunuyorum.
BAŞKAN
Sayın Acar
(CHP sıralarından alkışlar)
49.- Antalya Milletvekili Gürkut
Acarın, büyükşehir belediyeleriyle ilgili kanunun bir an önce
çıkarılması için şehitler olsa da çalışmalara
devam edilmesinin mantığını anlayamadığına
ilişkin açıklaması
GÜRKUT
ACAR (Antalya) Teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, biraz önce konuşamadım.
Ben
arkadaşlara şunu sormak istiyorum, AKP Grubuna: Acaba, burada
çalışmalara ara vererek koyacağımız toplu bir
tavır, Büyük Millet Meclisinin Türkiyedeki tümüyle, bütün düşüncede
ve siyasi partilerle birlikte koyacağı bir tavır olmayacak
mıdır? Böyle bir tavırdan Türkiye Büyük Millet Meclisi neden
kaçınmaktadır? Bu kanundaki acele nedir? Kamuoyunda
tartışılmadan kabul edildi, hiçbir sivil toplum kuruluşunun
fikri alınmadı, oldubittiye mi getirilmek isteniyor, bundan mı
korkuyor yani AKP Grubu? Bunu merak ediyorum.
Yani
1.582 belediyeyi kapatıyoruz, 16.082 köyün tüzel kişiliğine son
veriyoruz; kamuoyunda tartışılmadı. Birdenbire olsun
bitsin, bir an önce gitsin, pazar günü de, pazartesi de
çalışalım, şehitler olsa gene çalışalım. Bu
anlayışı mantığıma
sığdıramıyorum. Lütfen, AKPli arkadaşlar, Adalet ve
Kalkınma Partisinden bu konuda anlayış bekliyorum.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Erdoğdu
50.- İstanbul Milletvekili Aykut
Erdoğdunun, şehit cenazelerine gidilmesi gerekirken Meclisin
çalıştırılmasını doğru
bulmadığına ilişkin açıklaması
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 17 şehit her ülke için önemlidir, bizim ülkemiz için çok
daha önemli olması gerekmektedir.
Terörü
destekliyor havası, şehitlerin cenazesine katılmayarak verilmez.
Bunlar, bizim çözemediğimiz bir mesele yüzünden can vermiş insanlar ve
bizler bunların en acı günlerinde en azından ailelerinin
yanında durarak, bu insanlardan en azından özür dilemeliyiz.
İktidarın
yaklaşımı doğru değildir, yarın
milletvekillerinin burada çalıştırılması doğru
değildir. Bence hepimiz buradan ayrılıp şehit cenazelerine
katılmak üzere yola çıkmalıyız.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Erdem
51.- Elâzığ Milletvekili
Enver Erdemin, şehitlerinin cenaze törenlerine gitmeyi engelleyen iktidar
partisini şiddetle protesto ettiğine ilişkin
açıklaması
ENVER
ERDEM (Elâzığ) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım.
Ben
de şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum. Tabii, ateş
düştüğü yeri yakıyor, göründüğü kadarıyla. Ben
Terörist cenazesine ağlamayan insan değildir. diyen
mantığı koruyan, kendi şehitlerinin acısını
paylaşmak üzere cenaze törenlerine gitmeyi engelleyen iktidar partisini
şiddetle protesto ediyorum.
Saygılar
sunuyorum.
BAŞKAN
Sayın Bayraktutan
52.- Artvin Milletvekili Uğur
Bayraktutanın, bu vahim tablo karşısında Meclisin iki
günlük çalışmasının elzem olmadığını
düşündüğüne ilişkin açıklaması
UĞUR
BAYRAKTUTAN (Artvin) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
3
Kasım 2002de sıfır terörle alınan Türkiye, bugün, ne
yazık ki her gün her eve ateş düşen bir Türkiye hâline geldi.
Artık genç fidanlarımızın, bu çocuklarımızın
DNA testleriyle kimliklerini tespit ediyoruz. O kadar vahim bir tabloyla
karşı karşıyayız.
Ben
de 17 şehidimize Allahtan rahmet diliyorum. Geride kalan
yakınlarına ve Türk milletine başsağlığı
diliyorum. İnşallah bu son olur diyorum.
Bugün
yapmış olduğumuz ve yarın yapacağımız
çalışmaların da bu kadar vahim bir tablo
karşısında elzem olmadığını düşünüyorum
ve kararınızı yeniden değerlendirmenizi istiyorum.
Milletvekillerinin
deminden beri yaptığı konuşmaların fazla bir önem arz
etmediğini düşünüyorum. Sayın Başbakana bir daha
sorarsanız, belki Meclis çalışmalarına son verdirir.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Türkoğlu
53.- Osmaniye Milletvekili Hasan
Hüseyin Türkoğlunun, bütün milletvekillerin şehitlerin cenaze
törenlerine katılmasını sağlamanın bu Meclisin millî
görevi olduğuna ilişkin açıklaması
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Sayın
Başkan, Anadoluda, insanlar doğum yaptığında
gitmeyebilirsiniz, sözlerine gitmeyebilirsiniz, nişanlarına
gitmeyebilirsiniz, düğünlerine gitmeyebilirsiniz ama cenazelerine
gitmediğiniz gün, sizi affetmezler.
Terör
kurbanları, bir siyasetin neticesinde ortaya çıkmış
kurbanlardır. Bu Meclisteki bütün vekillerin bu törenlere esenlik
içerisinde katılmasını sağlamak bu Meclisin millî
görevidir. Cenazelere günübirlik gidip gelmekten bahseden
arkadaşlarımız, herhâlde Türkiye coğrafyasını
bilmiyorlar ya da insan hayatını bu kadar riske atmanın hiç
gereği olmadığını anlayamıyorlar.
Geçenlerde,
gizli tanıklık yapmış olan bir terörist diyordu ki: Askere
gideceğim. Gazetecinin birisi de manşet atmış Askerler seni
bekliyor. diye. Ben de diyorum ki: Bu şehitlerin bu kadar
hatırını saymayanları, ahirette şehitler bekliyor.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Korkmaz
54.- Isparta Milletvekili S. Nevzat
Korkmazın, İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın kamu misafirhaneleriyle
ilgili ileri sürdüğü iddianın araştırılması ve
gerçeğin ortaya konulması gerektiğine ilişkin
açıklaması
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Evet, biraz önce Sayın Mahmut Tanal bir iddiada
bulundu. Kamu misafirhanelerinde öksüz, yetimin hakkını yiyerek üç
dönemdir kaldıkları misafirhanelere üç günlük para ödedikleri gibi
bir iddiada bulundu. Gerçekten, bu iddianın ortaya konulması
lazım. Bir milletvekili olarak bundan son derece rahatsızlık
duyuyorum ve bu gerçeği öğrenmek istiyorum.
Kimdir
bu utanmazlar? Ve bu işi yapanlar Büyükşehir belediyesini niye
getiriyorsunuz? sorusuna, Efendim, kamu kaynakları israf oluyor. O
yüzden biz bu büyükşehir yasasını getiriyoruz. diye iddia
edenler ise doğrusu bunu da vatandaşın öğrenmesini
istiyorum.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Özgündüz
55.- İstanbul Milletvekili Ali
Özgündüzün, iktidar partisi milletvekillerine kula kulluktan kurtulup Allaha
kulluk etmeleri çağrısında bulunduğuna ilişkin
açıklaması
ALİ
ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. Ben
özellikle iktidar grubundaki arkadaşlara bir şey söylemek istiyorum.
Değerli
arkadaşlar, arada bir görüyorum, aşağıda namaz
kılıyorsunuz. Her namazda Fatiha Suresi okunur, zorunludur. Fatiha
Suresinin 5inci ayetinde İyyâke nabudu ve iyyâke nestaîn diyorsunuz.
Yalnız sana kulluk eder, yalnız senden yardım dilerim. Ya, Allaha
verdiğiniz bu sözü tutun, kula kulluktan kurtulun da Allaha kulluk edin
diyorum.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
RECEP
ÖZEL (Isparta) - Ne alakası var?
NUREDDİN
NEBATİ (İstanbul) Sen Allahtan korkmuyor olabilirsin, biz
korkuyoruz ya! Lafını doğru söyleyeceksin ya!
BAŞKAN
- Sayın Gülpınar
56.- Şanlıurfa
Milletvekili Mehmet Kasım Gülpınarın, MHP Grubunun Meclis
kapalıyken Meclisi toplamanın teröre taviz vermek olduğu
düşüncesi ile şu anki düşüncesini tutarlılık
anlamında milletin vicdanına bıraktığına
ilişkin açıklaması
MEHMET
KASIM GÜLPINAR (Şanlıurfa) Evet, Sayın Başkanım
NUREDDİN
NEBATİ (İstanbul) Bizde kula kulluk çıkmaz. Kendine gel!
MEHMET
KASIM GÜLPINAR (Şanlıurfa)
ben de şehit olan askerlerimize
Allahtan rahmet diliyorum.
NUREDDİN
NEBATİ (İstanbul) Dinle uğraşma bari ya! Bizim dinimizle,
inançlarımızla uğraşma bari adam!
BAŞKAN
Evet, Sayın Gülpınar, devam edin lütfen.
MEHMET
KASIM GÜLPINAR (Şanlıurfa) Sayın Başkanım,
konuşmaya çalışıyorum ama
BAŞKAN
Tutanaklara geçiyor Sayın Gülpınar. Lütfen
NUREDDİN
NEBATİ (İstanbul) Sen bizim dinimizle ne
uğraşıyorsun? Sen kendine bak!
ALİ
ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) Konuşma, otur yerine!
NUREDDİN
NEBATİ (İstanbul) Her namazda değil, her rekâtta Fatiha
okuyoruz. Sadece Allaha kulluk ederiz biz.
ALİ
ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) Sakal bırakmakla Müslüman olunmaz! Namaz
kılmakla olunmaz!
NUREDDİN
NEBATİ (İstanbul) Sen bizim inancımızı
ALİ
ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) Namazını düzgün kıl!
Kıldığınız namaz
BAŞKAN
Sayın Gülpınar, lütfen konuşun.
MEHMET
KASIM GÜLPINAR (Şanlıurfa) Sayın Başkanım
ALİ
ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - Zorunuza mı gitti? Ne oldu, bir yerine mi
battı, bir yerinize mi battı?
NUREDDİN
NEBATİ (İstanbul) Git be!
ALİ
ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) Zorunuza mı gitti? Terbiyesiz herif.
NUREDDİN
NEBATİ (İstanbul) Allahtan kork! Allah buradadır.
ALİ
ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) Siz de Allahtan korksanız zaten bu hâle
gelmezsiniz.
NUREDDİN
NEBATİ (İstanbul) Git, işine bak sen!
ALİ
ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) Oturun yerinize, terbiyesizler.
BAŞKAN
Sayın Gülpınar, buyurun.
MEHMET
KASIM GÜLPINAR (Şanlıurfa) Sayın Başkanım, ben de
şehit olan askerlerimize Allahtan rahmet diliyorum.
Yazın,
biliyorsunuz bu terör olayları çok şiddetli bir şekilde
yaşandı, yine çok sayıda, miktarda şehidimiz oldu. Ben
Meclis kapalıyken Meclisi toplamak teröre taviz vermek olur. diye
düşünen
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Bir saniye Sayın Gülpınar, bekleyin.
MEHMET
KASIM GÜLPINAR (Şanlıurfa) Evet, Yazın Meclis kapalıyken
Meclisi toplamak teröre taviz vermektir. diye düşüncesini ifade eden
sevgili Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun şu anda da Meclis
açıkken Meclisi kapatmak ne anlama gelir? ifadesini
Ben bunu
tutarlılık anlamında milletin vicdanına
bırakıyorum, arkadaşlar
(MHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
SADİR
DURMAZ (Yozgat) Bunda bir mantık yok ki ne
tutarlılığından bahsediyorsun be! Aynı şey mi?
Senin mantığında sorun var. Alakası yok, hiç alakası
yok. Aynı şeyi siz söylemediniz mi?
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun
ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve
22 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili
Bülent Belen'in; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili
Öznur Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681,
2/786, 2/820, 2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN
Şimdi, ikinci bölümün görüşmelerine başlıyoruz.
İkinci
bölüm geçici 1inci ve 2nci maddeler dâhil 21 ila 37nci maddeleri
kapsamaktadır.
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Kendi ağzından çıkanı
kulağın duymuyor herhâlde! Ne dedi Başbakan? Sen ne
konuştuğunu biliyor musun?
MEHMET
KASIM GÜLPINAR (Şanlıurfa) Ben biliyorum, çok iyi biliyorum.
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Yazıklar olsun!
BAŞKAN
- İkinci bölüm üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz
isteyen Birgül Ayman Güler, İzmir Milletvekili.
Buyurun
Sayın Güler. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP
GRUBU ADINA BİRGÜL AYMAN GÜLER (İzmir) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; şehitlerimizle beraber olmak üzere
çalışmalara ara vermek en doğrusu olurdu. Neden acele
ettiklerini bir türlü anlamadığımız İktidar
milletvekillerinin bu konudaki ısrarları
ALİM
IŞIK (Kütahya) Onlar kırk dakika arayı verdi, şimdi. Oylamaya
kadar hepsi giderler, hiç merak etmeyin.
BİRGÜL
AYMAN GÜLER (Devamla) Öyle görünüyor, evet.
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Evet, Mecliste çalışmak isteyen
arkadaşlar, dışarıda ne işiniz var?
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Hocam, az bekleyin, çıkanlar çıksın,
ondan sonra konuşun.
BİRGÜL
AYMAN GÜLER (Devamla) Bu tasarıyla ilgili olarak İktidarın
neden acele ettiğine ilişkin bir fikrimiz vardı, demiştik
ki: Yerel seçimleri erkene almak istiyorlar, o yüzden bizi bu kadar
sıkıştırdılar. Sonra, yerel seçim için oylama 360da
kaldı, yerel seçim erkene alınamadı. O zaman İyi,
çalışma ve düşünme fırsatımız var. demiştik
ama çok ilginç bir durum ortaya çıktı. Şimdi,
açıklayabildiğimiz, anlamlı bulabildiğimiz bir gerekçe
yokken, Şehit cenazelerine katılmak daha uygun olmaz mı?
dememize karşın, iktidar partisi, pazar günü, yani normal
çalışma saatleri dışında olmamıza
karşın, hiçbir öneriyi dinlemiyor ve çalışmaları
sürdürmekte inat ediyor.
Bu
tasarıda neden acele ediyorsunuz? Ben, gerçekten, samimi olarak bu soruya
cevap istiyorum. İki şey olabilir: MHP Grubunun dediği gibi,
Osloda verilmiş bir söz olabilir. Eğer öyleyse, onu duymak isteriz.
Bir başka şey olabilir: Halkın bu tasarıda ne
dendiğini anlamasını istemiyor olabilirsiniz. Zaman halka
tasarıyı anlatmak için bize imkân verecek. Nasıl gizlenerek
gelmişse şimdiye kadar, bundan sonra da gizlenerek çıksın
istiyor olabilirsiniz.
ALİM IŞIK
(Kütahya) İkisi de doğru, ikisi de doğru.
BİRGÜL AYMAN GÜLER
(Devamla) Ama bunlar bizim söylediklerimiz. Bu acele neden? Sizin grubunuzdan
gerçekten bir açıklama duymayı çok arzu ederiz.
Değerli
milletvekilleri, ikinci bölümünü görüşeceğimiz bu tasarı,
öncelikle mülki sınırları belediye sınırı yapan
bir tasarı, pergelli büyükşehri terk edip mülki
sınırlı büyükşehri Türkiye'nin gündemine getiren bir
tasarı, bunu -defalarca söyledik- Anayasaya aykırı bir
şekilde yapan bir tasarı çünkü Anayasa Mahallî idareler maddesinde
der ki: Özel yönetim biçimi ancak büyük yerleşim merkezlerinde olabilir.
Oysa siz özel yönetim biçimi olarak büyükşehir belediyesini illerde
kuruyorsunuz. İl, büyüklü küçüklü çok sayıda yerleşim merkezi
demektir; büyük yerleşim merkezi demek değildir. Bu nedenle mülkili
büyükşehir modeli Anayasa Mahkemesince -en ufak bir şüphem yok- iptal
edilecektir.
İkinci olarak, bize
yapılan açıklamalarda, Neden mülkili büyükşehir, pergelli
değil de? dediğimizde dediniz ki: Geniş ölçek iyidir
kardeşim. Köyler işlerini göremiyorlar, beldeler işlerini
göremiyorlar; şu ölçeği bir genişletelim de köylüsüne,
şehirlisine aynı hizmeti verelim. Olabilir, bu gerçekten
tartışılabilir ama ölçek dediğiniz şeyin bir
türdeşliği vardır. Bir ölçek belirlemişseniz o ölçeğin
içine attığınız her örneğin bir ortak özelliği olmalı.
Bizim görüşümüz şu ki: Ortak özellik yok. Ben iktidardan, iktidar
milletvekili arkadaşlarımdan bunu açıklamalarını rica
ediyorum. Kocaeli ili 3.635 kilometrekare, 1 milyon 600 bin nüfuslu; Mersin ili
bunun 4 katı, 15.737 kilometrekare, yine 1 milyon 600 bin nüfuslu; Konya,
Kocaelinin 10 katı, 40.824 kilometrekare ve yalnızca 2 milyon
nüfuslu. Ortak ölçü ne? Nüfus ölçüsünü mü aldınız? Nüfusu da tutsam
olmuyor, metrekare, kilometrekareyi alsam da değerli
arkadaşlarım. Bu geniş, acayip geniş ölçeğin 3 binden
40 bin kilometrekareye doğru bir genişlik oluşturduğu
görülüyor. Şimdi, ölçek eğer bir ortak, türdeş yapı
göstermiyorsa bir sorun var. Neden yalnızca bir ölçü ilin nüfusu 750
binden fazla ise büyükşehir olacak? Tek ölçümüz bu. Bir çalışma
var mı diye sordum, İçişleri Komisyonunda sordum, burada tekrar
soruyorum: Neden mülki büyükşehri 750 bin nüfus eşiğinde
kurdunuz? Bunun bir araştırması olmalı,
araştırmasının olmadığı bilgisini
aldım. 750 bine kim hükmetti? sorusunun cevabını gerçekten
alamadım, almayı ve nasıl bir mantıkla bu mesele üzerinde
sonuca varılmış, bunu görmeyi bütün grubumuz olarak çok arzu
ederiz.
İZZET ÇETİN
(Ankara) Padişahımız böyle istedi! Sultanımız böyle
buyurdu!
BİRGÜL AYMAN GÜLER (Devamla)
- Dendi ki: Kocaelide, İstanbulda var kardeşim. Orada yaptık,
bak, memleket ne federalleşti ne de kötü işler oldu. Şimdi, o
iki yerde yaptığımızı başka yerlerde
yapıyoruz.
Değerli
arkadaşlarım, biraz önce verdiğim kilometrekare ve nüfus
meselesini bir kere daha tekrarlamayacağım. Metropolitan Marmara
Bölgesinin iç içe geçmiş İstanbul ve Kocaelisini memleketin
tarımsal illeri olan Şanlıurfa ve Konyasıyla
kıyaslayamazsınız, aynı modeli oralarda
başarılı olacak diye uygulayamazsınız. TÜPRAŞla
karşınıza Kocaeli çıkar, İstanbul da dünya kenti diye
çıkar. Şanlıurfa ve Konyayı onlardaki modelle
yönetebileceğinizi sanmak akıl işi değil.
Öte yandan, mülki
büyükşehir belediyesini kuruyorsunuz ve hep bir soruyu sorduk, onun asla
açıklaması gelmedi, Bence öyle değildir. cevabını
aldık. Bu, Türkiyenin idari yapısını
değiştiriyor, üniter devlet yapısına
aykırıdır. Bu,
Türkiye'yi idari federalizme sürükler. dedik. Çok basit olarak
söyleyeceğim, niye sürükler? Başkanlık sistemi yani şimdi
AKPnin Anayasada istiyorum. dediği şey, çok basit bir temel
gerektirir: Devlet tüzel kişiliği olmasın. O yüzden de bizde
bugün bakanlıkların tüzel kişiliği yoktur mesela, bizde
valiliklerin, kaymakamlıkların tüzel kişiliği yoktur
mesela; bunların hepsi devlet tüzel kişiliğidir. Vali,
kaymakamlık tüzel kişiliği olmadığı için bizde il
ve ilçenin de tüzel kişiliği yoktur. Siz, il ve ilçeye mülkili
büyükşehri getirince tüzel kişilik verdiniz. Dolayısıyla,
bizim mülki sistemimiz kendi tüzel kişiliğine sahip
kılınırsa o sistemin adı idari federalizm olur.
Bir
sorum var: AKP idari federalizmi hedefliyor mu, hedeflemiyor mu? Hedeflemiyorsa
uyarımızı dikkate alın, rica ediyorum çünkü bilimsel bilgi
bize bu dönüşümün idari federalist bir yapı kurduğunu
gösteriyor. Bunu tartışmanıza açıyorum, birdenbire redde
vardırmaya gerek yok. Çok karmaşık olduğunu, çok
tartıştığımızı biliyorum yani yalnızca
sizinle değil, biz kendi içimizde de tartışıyoruz,
başkalarıyla da tartışıyoruz ama bu saptamamızı
dikkate almanızı rica ediyorum.
Pergelli
büyükşehir terk ediliyor, mülki büyükşehre geçiliyor. O kadar temel
bir değişiklik yapılıyor ki, il özel idareleri
kaldırılıp yirmi dokuz ilde mülki sistem boşluğa
düşüyor. O yüzden yatırım izleme koordinasyon
başkanlığı kuruyorsunuz. Bakın, bunu da çok
tartışıyoruz. Bir kısım arkadaşımız
diyor ki: Merkezîleştiriyor sistemi. Bana sorarsanız, il genel
idaresinin altını boşaltıyor. Alternatif bir il genel
yönetimi kuruyor âdeta. Ve ne daha önemlisi? Değişikliği 5442
sayılı İl İdaresi Kanununda değil de -olacak iş
değil değerli arkadaşlarım- İçişleri
Bakanlığı kuruluş kanununda yapıyor. İl
genel idaresini değiştiriyorsunuz; ister güçlendiriyorum deyin, ister
zayıflatıyor, önemli değil. İl genel idaresini, 5442de
değişiklik yaparak değiştirebilirsiniz, İçişleri
Bakanlığı kurucu kanununda değiştirmek ne demek?
Değerli arkadaşlarım,
ikinci bölüm olarak konuştuğumuz bu tasarıyı, en
baştan söylediğimiz gibi, geri çekiniz.
Saygılar
sunarım.(CHP ve MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu adına söz isteyen Hasan Hüseyin Türkoğlu, Osmaniye
Milletvekili.
MHP GRUBU ADINA HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Sayın Başkan, Türk milletinin
saygıdeğer milletvekilleri, Siirt Pervaride hayatını
kaybeden şehitlerimize Cenabı Allahtan rahmet dileyerek sözlerime
başlıyorum.
338 sıra
sayılı Tasarının ikinci bölümü üzerine, Milliyetçi Hareket
Partisinin görüşlerini arz edeceğim.
Görüşmekte
olduğumuz yasa tasarısı, sizlere ve kamuoyuna takdim
edildiği gibi yeni yerel yönetimlerin kurulması ya da idari
sınır değişikliğine ilişkin basit bir yasa
tasarısı değildir. Önümüzdeki yasa tasarısı, bir
yandan demokrasinin yerel düzeyde tabana yayılması ve yerel
yönetimlerin evrensel demokratik kriterlere kavuşturulması,
diğer yandan kamu hizmetlerinin etkin ve verimli bir şekilde
vatandaşa ulaştırılması bağlamında
taşıdığı sorunlar ve marazlar bakımından
mutlaka tartışılması gereken önemli bir yasa
tasarısıdır. Bundan daha önemli bir boyutu ise
tasarının Türkiyenin millî güvenliği, milletin birliği ve
ülkenin bölünmez bütünlüğü bağlamında, maddeleri arasında
maharetle gizlenen millî risk ve tehditlerdir.
Yerel yönetimler,
demokrasinin temel yapı maddeleri, âdeta demokratik toplumun siyasal hücreleridir.
Bu bağlamda, yerel yönetimler halkın kendi yararları
doğrultusunda alınacak kararlar sürecinde gündemi belirleyebilmesini,
kararlara katılabilmesini ve yönetenlerden hesap sorabilmesini, halk
denetimini mümkün kılan, kısaca, yönetenlerin yönetime etkin siyasal
katılımını mümkün kılan en hayati demokratik kurumlardır.
Demokratik toplumda yerel yönetimlerin merkezî idareye göre yönetilenlere
coğrafi yakınlığı ve kapsam itibarıyla daha küçük
ve daha sınırlı sayıda yönetilene hizmet sunması
nedeniyle bir yandan halkın demokratik kültürünün gelişimine
katkı sağlarken, diğer yandan halkın yönetime
katılımını daha gerçekçi ve daha etkin hâle getirmekte ve
demokrasi kavramıyla basitçe ifade edilen halkın kendi kendisini
yönetme idealini optimum ölçekte realize etmektedir.
Hizmetlerin,
vatandaşa en yakın kamu idareleri tarafından görülmesi ilkesi,
ancak yerel yönetimler aracılığıyla hayata
geçirilebilmektedir. Bu nedenle, merkezî idare, yerel yönetimlerle ilgili
alacağı genel ve sisteme ilişkin kararlarda, hem yerel
demokrasi hem de hizmetin yerelleşmesi ilkelerini göz önüne almak
durumundadır. Bu husus, aynı zamanda, Türkiye'nin de taraf
olduğu Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartının da bir
gereğidir.
Büyükşehir
sınırlarının il sınırını kapsayacak
şekilde genişletilmesi, her iki ilke açısından da
hastalıklı bir durum ortaya çıkarmaktadır. AKP, 2002
yılında iktidara gelirken iki kavramı diline pelesenk
etmişti: Bunlar demokratikleşme ve yönetişim
kavramlarıydı. Üzerinde görüşmeler yaptığımız
tasarı, her iki kavram bağlamında, AKPyi 2002den bile geriye
götüren bir tasarıdır. AKP, her netameli alanda olduğu gibi
yerel demokrasi, siyasal hürriyetler ve yönetime katılma alanında da
geri vitese takmış durumdadır. Çünkü yerel demokrasinin ve
yönetime katılmanın en önemli kriteri, yönetim biriminin
olabildiğince vatandaşa yakın olması ve
vatandaşların da bu yönetim biriminin karar mekanizmalarına
dâhil edilmesi, hesap sorabilmesidir. Hükûmet, bu birimleri vatandaşa daha
da yakınlaştıracağı yerde, aksine
uzaklaştırmaktadır. Vatandaşın elini
uzattığında ulaşabileceği,
bağırdığında sesini duyurabileceği belediye
yönetimlerini kaldırıp yerine devasa, kilometrelerce uzakta yeni
birimler oluşturmaktadır.
Bir
belde halkının, bu dev boyutlu idarelerin karar
organlarının seçimine veya alınacak kararlara
katılamayacağı, yönetilenlerden hesap soramayacağı, bu
idarelerin belde yönetimleri kadar şeffaf olamayacağı
açıkça ortadadır.
Hani
demokrasiyi tabana yayacaktınız, hani vatandaşla
yönetişecektiniz, hani birlikte yönetecektiniz? Ne oldu da demokrasiden,
yerelleşmeden vazgeçtiniz?
Binlerce
belediye başkanımız, akşam yatağına yatarken
belediye başkanı olarak uyuyacak, sabah mahalle muhtarı olarak
uyanacak, belki muhtar bile olamayacak. Vatandaşın hâli belediye
başkanlarından daha vahim olacak. Evine su bağlatmak isteyen
vatandaş, sabah yoldan geçen muhtarı ya da belediye
başkanını çevirip talebini söyleyebilirken, bu yasa
çıktığında, talebini büyükşehirdeki memurlara anlatana
kadar kilometrelerce yol gidecek, günlerce tanıdık birilerini bulmak
için uğraşacak; üstüne üstlük, belediyenin şerefiyelerine,
asfalt katkı paylarına, çöp vergilerine muhatap kalacak.
Hatayın
Erzin Gökdere köyünden Dörtyolun Çat köyündeki bir vatandaşın evine
su getirmek için, Antakya merkezde kurulacak büyükşehir belediyesine
dilekçe verebilmek için tam
Bu
tasarı, yerel yönetimlerin merkezîleştirilmesi yanında bir
diğer yanıyla, AKP Hükûmetinin 2005 yılında örtülü, 2009
yılında aleni ve resmî olarak yürüttüğü yıkım
projesinin yeni bir aşamasıdır. AKP, bir taşla iki kuş
vurmanın peşindedir. Bir yandan muhalif belde belediyelerinin
işini bitirirken, diğer yandan PKKnın taleplerini
karşılamaya çalışmaktadır. Bu gerçeği,
İmralı canisinin Demokratik özerkliğin devletle,
sınırlarla bir problemi olmaz. Bir çeşit, yerelin kendini devlet
içinde ifade etmesi anlamına gelir. sözlerinde ve İmralıda
hazırladığı yol haritasında, 2/12/2007 tarihinde KCK
Yürütme Konseyi ve KONGRA-GEL Başkanlık Divanının
silahların bırakılması ve Kürt sorununun çözümü için
yayınladığı yedi maddelik deklarasyonda, KCK
iddianamesinde, Demokratik Toplum Kongresinin ilan ettiği Demokratik
Özerklik Bildirisinde ve PKK ile AKP arasında yapılan Oslo protokolünde
açıkça görmek mümkündür.
PKKnın
AKP Hükûmetine dayattığı çözüm önerilerinin 6ncı
maddesinde, yerel yönetim yasalarının değişmesi ve sözde
Kürdistan coğrafyasında, yerel yönetimlerin merkezî yönetim
yetkileriyle donatılması istenmektedir. PKKnın siyasi
uzantılarının 2009 yerel seçimleri sonrasında
yaptıkları Sandıkla, bölgenin siyasi haritası
çizilmiştir. sözleri ve arkasından ilan edilen demokratik özerlik
açıklaması, daha o günden, böyle bir tasarının önümüze
geleceğini müjdelemişti. PKKnın dün sandıkla
çizdiğini iddia ettiği sınırlar, bugün siyasal
iktidarın eliyle belirgin ve yasal hâle getirilmeye
çalışılmaktadır. AKP Hükûmeti, Oslo müzakerelerinde terörist
elebaşlarıyla vardıkları anlaşmanın gereğini
yerine getirmektedir. Çünkü bu tasarı, bir yerel yönetim yasa
tasarısı değil, ülkenin belli bir etnocoğrafyasında
yarı otonom, bölgesel idari bir oluşumu gerçekleştirmeyi
amaçlayan bir tasarıdır. Ancak hiç kimse, bu talebin PKKnın
nihai çözümü olduğu düşüncesine kapılmasın. Bu sadece
stratejik ve taktiksel bir mevzi kazanımı, sözde
bağımsız Kürdistana giden yolda bir ara hedeftir. Aksini iddia
edenler, Hollanda ve Belçika devletlerinin toprak büyüklüğüne denk,
İstanbulun 7,5 katı, Kocaelinin ise yaklaşık 9 katı
büyüklüğünde bir büyükşehir belediyesinin neden kurulduğunu bu
millete izah etmek zorundadır.
Büyükşehir
belediyelerinin sınırlarının il mülki
sınırlarına kadar genişletilmesine ilişkin bu düzenlemenin
etnik, coğrafi ve kültürel sınırlar çizmesi yanında, bu
sınırlar içerisinde özel idareleri kaldırmanın, merkezî
idare ve Türkiye Cumhuriyetini taşrada temsil eden valileri
yetkisizleştirmenin de ciddi sonuçları olacaktır.
Hükûmet,
bu tasarı ile Türkiye topraklarının bir bölümü üzerinde Türkiye
Cumhuriyeti devleti merkezî yönetimine paralel otonom bölge yönetimlerine zemin
hazırlamaktadır, millî egemenlik ve devletin hükümranlık
alanı dışında etnisiteye dayalı yeni egemenlik ve
hükümranlık alanları yaratılmaktadır.
Başbakanın
sekiz yılda siyasi çözüm, Kürt sorunu benim sorunumdur. söylemiyle
milletimiz üzerinde yaratmaya çalıştığı etnik
ayrışma, bugün coğrafi ve siyasi ayırma çabalarına
dönüşmüştür. Aslında bu çabalar AKP için beklenmeyen bir durum
değildir. Bu çabalar, aslında AKPnin siyasi mirasını
devraldığını iddia ettiği Turgut Özal hükûmetlerinin
Federasyonu tartışmalıyız, bir koyup üç
alacağız. söylemleriyle başlamıştır. Türkiye'nin
otuz yıldır muhatap olduğu terör belası sürecinin yaklaşık
yirmi beş yılı, bugün AKP zihniyetinin iktidar olduğu
hükûmetlerle geçmiştir. Otuz yıl önce terör sorununu çözmekle görevli
ve yetkili olan iktidar, bugün de işbaşındadır ve terör
sorunu hâlâ devam etmektedir. O gün Özal Hükûmetinde bakan olanlar bugün on
yıllık AKP İktidarında da bakanlık yapmış,
AKPnin üst kademelerinde görev yapmıştır, hâlen de yapmaya
devam etmektedir.
Bu
nedenle, AKP İktidarının ikide bir milletin önüne getirdiği
Bu sorun bizim iktidarımız döneminde
çıkmamıştır, otuz yıldır çözülemedi, biz hemen
nasıl çözelim? mazeretinin artık kıymetiharbiyesi
kalmamıştır. Başbakanın fikrî murislerinden
devraldığı zihniyetin gerisinde var olan farklı egemenlik
alanları, siyasal söylemlerine de yansımaktadır. Kendi
tanımıyla, Fıratın batısında nutuk irat eylerken
Türkçü gömleğini giyerek Ya sev ya terk et; Kürt sorunu yoktur, terör
sorunu vardır. Demektedir; Fıratın doğusuna geçtiği
zaman Kürtçü gömleğini giyerek Kürt sorunu benim sorunumdur. deyip Türk
milletini otuz yedi etnik gruba ayırmaktadır.
Her
nabza ayrı şerbet veren Hükûmet ve onun başı, milletimizi
bu tasarıyla da aldatmaktadır. Bu ihanet tasarısı da o
aldatmalardan biridir ve hemen geri çekilmelidir. Milletin hayrına olan
budur.
Türk
milletinin milletvekillerini saygıyla selamlıyorum. (MHP ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Şahsı
adına söz isteyen Mehmet Ersoy, Sinop Milletvekili. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MEHMET
ERSOY (Sinop) Sayın Başkanım, değerli milletvekillerimiz;
ben de Siirtteki elim kazada kaybettiğimiz aslanlarımıza
Cenabı Allahtan rahmet, bütün milletimize
başsağlığı dileyerek sözlerime başlamak
istiyorum.
Değerli
arkadaşlar, bu tasarı önümüze geldiğinden bu tarafa günlerdir,
yüzlerce saattir üzerinde çok tartıştığımız
konular var. Tabii, bu beş dakikalık bir sürede bunların
birçoğuna cevap verme şansımız da yok. İnşallah,
tartışmalar devam ediyorken sırası geldiğinde söz
alarak bunları da gidermeye çalışabiliriz.
Ancak
burada üzerinde en çok tartışılan bir konuyu, ömrünü mülki idare
amiri olarak harcamış bir kardeşiniz olarak
açıklığa kavuşturmak istiyorum.
OKTAY
ÖZTÜRK (Erzurum) Harcamışsın!
MEHMET
ERSOY (Devamla) Bizim bugün bu tasarıyla yaptığımız
en temel şeylerden bir tanesi ne? İl özel idarelerinin
kapatılması. İl özel idareleri ne iş yapar arkadaşlar?
İl özel idarelerinin iki temel fonksiyonu vardır: Bunlardan bir
tanesi, il özel idareleri, belediye hudutları dışında kalan
yerleşim birimlerinde tıpkı belediyelerimiz gibi o halkın
mahallî müşterek ihtiyaçlarını karşılamak için yerel
hizmetleri sunarlar ve organları, il genel meclisi seçimle gelir.
Başındaki vali atanmıştır.
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) İnandığını söyle
Mehmet Bey, inandığını söyle.
MEHMET
ERSOY (Devamla) Encümeni de yine atanmışların çoğunlukta
olduğu bir yapıdan oluşur. Şimdi, il özel idarelerinin bu
bütçesini il genel meclisi yapar. İkinci yaptığı iş il
özel idarelerinin, genel idarenin o il sınırları içinde,
belediye sınırları dâhil-hariç bütün il sınırları
içinde genel idarenin yapacağı yatırımlara
aracılık etmektir. Bu yatırımların da valilik
teklifini yapar, ilgili bakanlıklar ödeneğini gönderirler ve il özel
idaresi bu hizmetlerin yapılmasına aracılık eder.
Sonuç
itibarıyla şunu söylemeye çalışıyorum: Valilerin
aslında il özel idarelerinde yaptıkları bir bütçeleri yoktur,
valilerin aslında kendi takdirlerinde hizmet için kullanabildikleri tek
bir kuruşları yoktur. Ayrıca, yine yetkilerini kaybettiğini
söylediğimiz kaymakamların da kendi ilçelerinde tek bir kuruşluk
bütçeleri yoktur. Ya ne yaparlar?
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Köylere hizmet götürme birliklerini unutma.
MEHMET
ERSOY (Devamla) Köylere hizmet götürme birliğine genel idareden,
maliyeden ödenek gönderilirse harcanır, gönderilmezse harcanmaz. Öz
gelirleri var mıdır, tüzel kişilikleri var mıdır
ayrıca il özel idaresinin temsili olarak? Hayır.
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Başka nasıl olacak?
SADİR
DURMAZ (Yozgat) Başka ne olacak?
MEHMET
ERSOY (Devamla) Şimdi, il özel idareleri bu hizmetlerini
Biz bu
düzenlemeyle ne yapıyoruz? İki şey yapıyoruz. Bir: İl
özel idarelerinin belediye hudutları dışında yaşayan
insanların mahallî müşterek ihtiyaçlarını
karşılamaya yönelik hizmetlerini belediyelere devrediyoruz sadece;
çok basit arkadaşlar, başka hiçbir niyetimiz yok. Aynı
mahiyetteki hizmetler, seçilmiş bir merci tarafından yürütülsün; belediye
hudutları içindeki yolu bir merci, belediye hudutları
dışındaki yolu başka bir merci yapmasın.
SADİR
DURMAZ (Yozgat) İl genel meclisleri seçilmiş değil mi?
MEHMET
ERSOY (Devamla) Hepsini, kaynaklarımızı,
imkânlarımızı ve akıllarımızı
birleştirerek tek bir merci tarafından sunalım diyoruz. Bizim
niyetimiz bu kadar basit, bu kadar açık, bu kadar yalın.
İkincisi:
Değerli arkadaşlar, bu ülkenin üniter yapısının esas
temelini, 5442 sayılı Yasadan aldıkları yetkiyle vali ve
kaymakamlar temsil ederler. Bu düzenlemeyle vali ve kaymakamların 5442
sayılı Yasadan aldıkları yetkilerin hiçbirinde bir
düzenleme yapılmamıştır ki.
MEHMET
ERDOĞAN (Muğla) O yetkiyi nerede kullanacaklar Sayın Ersoy?
MEHMET
ERSOY (Devamla) Öyleyse valiler, bugün, hâlâ Hükûmetin de,
Cumhurbaşkanının da, devletin de temsilcisi olma
sıfatlarını devam ettirmektedirler. Bayrağı da bu
hâliyle dalgalandırmak
CELAL
DİNÇER (İstanbul) Büyükşehirlerde kaymakamlık
yaptın, yapma Allah aşkına!
MEHMET
ERSOY (Devamla) Başka bir şey daha söyleyeceğim, sürem çok
kısa.
Değerli
arkadaşlar, AK PARTİ yola çıkarken bir şey söyledi. Hepimiz
buna inandığımız için buradayız. Tek bayrak, tek
vatan, tek devlet, tek millet. dedik.
MESUT
DEDEOĞLU (Kahramanmaraş) Adı ne, adı?
MEHMET
ERDOĞAN (Muğla) Hangi millet, hangi?
MESUT
DEDEOĞLU (Kahramanmaraş) Milletin adını söyle.
MEHMET
ERSOY (Devamla) Bu söylemimize aykırı olabilecek hiçbir
çağrışıma bu grup asla izin vermeyecektir. Siz zannediyor
musunuz ki bugün otuz yıldır o bölgede mücadele eden, terörün her
türlü acısını çekmiş, terörün her türlü vahşetine
muhatap olmuş oradaki kardeşlerimizi, devletinin yanında bunca
yıldır mücadele etmiş kardeşlerimizi sahipsiz bir
şekilde
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Diyarbakır Valisini bir arayıver
bir arayıver Diyarbakır Valisini.
MEHMET
ERSOY (Devamla)
korumasız bir şekilde terörün zalim yüzünden
beslenen siyaset anlayışına teslim edeceğiz? Böyle bir
şeye
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET
ERSOY (Devamla)
ne niyetimiz olabilir, ne bu grup böyle bir şeyi
düşünebilir.
Süre
olsa da cevap versem keşke. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
OKTAY
ÖZTÜRK (Erzurum) Kaybettik oraları zaten Mehmet Bey, sayenizde
kaybettik.
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Sen de inanmıyorsun da hadi zaman
kurtardı seni, kurtuldun.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Diyarbakır Belediye Başkanına bir
şey diyebildin mi Mehmet Bey?
BAŞKAN
Başka söz talebi yok.
Bölüm
üzerinde on beş dakika süreyle soru
KAMER
GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, ben söz istiyorum. Kişisel söz,
kişisel.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Genç. (CHP sıralarından alkışlar)
KAMER
GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 338
sıra sayılı Büyükşehir Belediye Yasa Tasarı ve Teklifi
üzerinde, ikinci bölüm üzerinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, bugün hakikaten Türkiyede bütün milletin içine ateş
düşmüş, 17 tane askerimiz şehit. Şimdi, bu 17 şehit
bir trafik kazasından, bir helikopter kazasından meydana gelmiş
ve bu kaza sonucunda başka bir ülkede olsa o ülkede yas ilân edilir. Ama
şimdi Tayyip Erdoğanın çocuğu ölseydi veya sizin birinizin
çocuğu ölseydi bu yine yas ilân edilirdi. Fakat kardeşim, bu ne
utanmazlık, Bu ne duyarsızlık? Yani, bu kadar büyük bir
acının olduğu bir yerde hiçbir sebep yokken Biz bunu kanunu
çıkacağız
Yahu, bu kanunun acelesi ne?
Şimdi,
biraz önce Başkana sordum: Topladın bu grupları, e niye cevap
vermedin? Efendim, AKP Grubundan bir ses çıkmadı. dedi.
Şimdi, AKP Grubuna bakıyoruz; Bakanda kişilik yok, Grup
Başkan Vekilinde kişilik yok, Komisyon Başkanında
kişilik yok.
BAŞKAN
Sayın Genç, lütfen şu sözlerinize dikkat edin. Sayın Genç
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Ne biçim konuşuyorsun, kişiliksiz
sensin! Ayıptır ya, ne biçim insansın sen!
KAMER
GENÇ (Devamla) Şimdi, bu Tayyip yarına ölürse siz
dağılacak mısınız?
BAŞKAN
Lütfen, Sayın Genç
KAMER
GENÇ (Devamla) Yahu, kişilik varsa karar ver.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Ne biçim konuşuyorsun!
BAŞKAN
Yakışıyor mu, Meclis kürsüsüne yakışıyor mu
Sayın Genç?
KAMER
GENÇ (Devamla) Kişilik varsa karar ver.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Ne biçim konuşuyorsun!
KAMER
GENÇ (Devamla) Ver, karar ver.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Ne biçim konuşuyorsun! Böyle konuşulur
mu?
BAŞKAN
Kendinize yakıştırıyorsunuz da Meclis kürsüsüne
yakışıyor mu?
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Meclise yakışmıyorsun!
KAMER
GENÇ (Devamla) Kişilik varsa karar ver. Kişilik varsa karar ver.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Böyle konuşamaz Sayın Başkan,
böyle konuşamaz!
KAMER
GENÇ (Devamla) Yani, arkadaşlar, yani bir memlekette bir grup karar
veremiyor.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Aynen, iade ediyoruz sana. İki katıyla
iade ediyoruz, bin katıyla iade ediyoruz!
BAŞKAN
Sayın Genç
KAMER
GENÇ (Devamla) Komisyon Başkanı karar vermiyor.
BAŞKAN
Lütfen, temiz bir dille konuşun Sayın Genç, uyarıyorum sizi.
KAMER
GENÇ (Devamla) Bakan karar vermiyor. E, kim karar verecek? Tayyip karar
verecek. E, Tayyip yarına öldü, dağılacak
mısınız? Yahu, Tayyip yarın öldü, arkadaşlar, ne
olacak bu işin hâli?
CEVDET
ERDÖL (Ankara) Sizin ruh sağlığınızdan şüphem
var.
KAMER
GENÇ (Devamla) O zaman, yani siz, böyle bir
Yani, arkadaşlar, parya
statüsünde olmamak lazım; özgürce, bağımsızca karar vermek
lazım.
CEVDET
ERDÖL (Ankara) Sizin ruh sağlığınız bozuk.
KAMER
GENÇ (Devamla) Şimdi, böyle bir şeyde, memleketin en ciddi bir konusunda,
bir millî yas ilan edilmesi gereken bir konuda nasıl oluyor da ondan sonra
bu Parlamento böyle
Birisi, efendim Tayyip şeylere, kayıplara
karışmış, ulaşılmıyor, ondan sonra böyle
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Şimdi,
arkadaşlar, bakın, kaç gündür biz bu kanunu müzakere ediyoruz. Tayyip
Erdoğan nerede?
AHMET
YENİ (Samsun) Sana ne!
AYŞE
NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) Sana ne!
KAMER
GENÇ (Devamla) Ben sorarım.
AHMET
YENİ (Samsun) Sana ne!
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Diyarbakırda şimdi, cenazede.
KAMER
GENÇ (Devamla) Benim verdiğim vergiyle karısını,
çocuklarını toplamış gitmiş, en lüks saraylarda
yaşıyor.
AHMET
YENİ (Samsun) Sana ne!
KAMER
GENÇ (Devamla) Bu saraylarda yaşıyor.
AHMET
YENİ (Samsun) Seni ne ilgilendirir!
KAMER
GENÇ (Devamla) Dün burada Atatürkün ölümünün yıl dönümü vardı.
Atatürk bu
AHMET
YENİ (Samsun) Sana ne!
KAMER
GENÇ (Devamla) Bana ne
Beni ilgilendirir. Onu çek
AHMET
YENİ (Samsun) Kimsin sen?
KAMER
GENÇ (Devamla) O Başbakanlıktan istifa etsin, beni hiç
ilgilendirmez.
AHMET
YENİ (Samsun) Hadi oradan be!
KAMER
GENÇ (Devamla) Ondan sonra, bu devletin kurucusu Atatürkün ölüm yıl
dönümünde, bugüne kadar, bu devletin kurucusunun anma gününde başta Meclis
Başkanı çıkardı kürsüye. Sırf Cemil Çiçek Tayyipin
şeyinden korktuğu için kürsüye çıkmıyor. Tayyip nerede?
Saraylarda keyif çatıyor.
AHMET
YENİ (Samsun) İstismar edemezsin!
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Ayıp!
KAMER
GENÇ (Devamla) Ben soruyorum, orada, o 22-23 milyar dolar serveti olan bir
adamı ziyarete gitmiş, bir herifi ziyarete gitmiş, bir
sarayı ziyarete gitmiş; gazeteler yazıyor: Acaba oradan ne kadar
hediye aldı? O hediyeler nereye gidiyor?
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Var mı bir bildiğin? Varsa söyle.
KAMER
GENÇ (Devamla) O hediyeleri getirin, arkadaşlar, şu şehit
ailelerine verelim. Hani, bakın, bu kadar memlekette şehit var.
Tayyip gitti, Kaddafiden insan hakları ödülünü aldı, bir de 25 bin
dolar para aldı, dedi ki: Şehit ailelerine yardım
edeceğim. Etti mi? Etti mi? Ne zaman etti bunu? Bir görelim
arkadaşlar yahu!
Şimdi,
onun için, maalesef, bu Meclis özellikle AKP Grubu kişilik
bakımından çok ciddi bir sıkıntı çekiyor. Ya
arkadaşlar, bu memlekette bir bakan
(AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkan, böyle bir konuşma
olamaz. Böyle bir kişi bu Meclise yakışmıyor.
KAMER
GENÇ (Devamla) Ya tabii ki, karar vermiyorsunuz ya!
BAŞKAN
Sayın Genç, lütfen, kürsüden ayrılmaya davet ediyorum.
KAMER
GENÇ (Devamla) Karar vermiyorsunuz, sabahtan beri karar vermiyorsunuz.
ALİ
ŞAHİN (Gaziantep) Haysiyetsiz!
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Böyle bir şahsiyet, başka kelime
kullanmak istemiyorum, bu Meclise yakışmıyor Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Sayın Genç, lütfen
KAMER
GENÇ (Devamla) Bu kadar bu Meclis fuzuli olarak işgal ediliyor. Her
milletvekili acısını dile getiriyor, memleketimizin her
tarafında acı dile geliyor.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Bu ne biçim konuşma, ne biçim insansın
sen?
KAMER
GENÇ (Devamla) - Efendim, Tayyip yokmuş diye karar veremiyoruz. Böyle bir
şey olur mu arkadaşlar?
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Ben sana soruyorum: Sen de ahlak var mı, sen
de vicdan var mı, sen de insanlık var mı; sen de ne var?
KAMER
GENÇ (Devamla) - Ben de her şey var. Bende olanın sende zekâtı
yok, bende olanın zekâtı yok! Sen bir defa otur yerine, otur yerine,
otur!
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Elinde bir belge varsa konuş, elinde bir
bilgi varsa konuş! Yoksa sus.
KAMER
GENÇ (Devamla) Sayın Başkan, bunu oturtacak mısınız?
BAŞKAN
Siz de İç Tüzük gereği temiz bir dille konuşun, terbiyeli
konuşun Sayın Genç.
KAMER
GENÇ (Devamla) Hayır, oturacak mısınız? Oturtun yerine,
müdahale ediyor efendim.
BAŞKAN
67nci madde gereğince terbiyeli konuşun, temiz bir dille
konuşun.
KAMER
GENÇ (Devamla) - Terbiyeyi senden öğrenecek değilim, senden
öğrenecek değilim!
BAŞKAN
İç Tüzük gereği söylüyorum.
KAMER
GENÇ (Devamla) Sen bir defa terbiyeli konuş!
BAŞKAN
Benden öğreneceğin çok terbiye var senin.
KAMER
GENÇ (Devamla) Orada kişilik sergileyemiyorsun
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KAMER
GENÇ (Devamla)
kendi başına karar vermiyorsun, keyfî yönetiyorsun.
BAŞKAN
Öğrenecek çok şeyin var. Lütfen yerine geç.
KAMER
GENÇ (Devamla) Kaç defa usul tartışması açtın, ne bilgin
var? Hiçbir şey yok!
BAŞKAN
Geç yerine lütfen.
CEVDET
ERDÖL (Ankara) Sayın Başkan
KAMER
GENÇ (Devamla) Sayın Başkan, bu Meclisi doğru düzgün yönetecek
ne gücün var ne kabiliyetin var ne bilgin var? Hiçbir şey yok! (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Geç yerine, geç!
KAMER
GENÇ (Devamla) Boşu boşuna bu Meclisi
Böyle bir şey olmaz ya!
BAŞKAN
Yani kompleksin Meclis Başkan Vekili olmadığın için mi?
Lütfen yerinize geçiniz.
KAMER
GENÇ (Devamla) Boşu boşuna zamanımı geçirdiniz.
BAŞKAN
Kesmedim ben zamanını, zamanı falan kesmedim ben.
KAMER
GENÇ (Devamla) Olur mu böyle şey? Müdahale ettiler. (CHP
sıralarından alkışlar)
CEVDET
ERDÖL (Ankara) Sayın Başkanım, ben Meclisin Sağlık
Komisyonu Başkanı olarak beyefendinin ruh
sağlığından şüphem var. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
KAMER
GENÇ (Tunceli) Ruh sağlığı problemli olan sensin, sen!
Sen evvela git kendini doktorda muayene ettir.
CEVDET
ERDÖL (Ankara) Çok sağlıklı bir ruh hâli değil.
BAŞKAN
Sayın Canikli, buyurun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Sataşma
nedeniyle iki dakika söz veriyorum.
X.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Giresun Milletvekili
Nurettin Caniklinin, Tunceli Milletvekili Kamer Gençin AK PARTİ Grup
Başkanına sataşması nedeniyle konuşması
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; esasında öyle bir konuşmayı yapan
kişiye cevap vermek gerekmez, muhatap almak da gerekmez. Cevap vermek ve
muhatap almak onun olmayan değerini yükseltebilir, bu nedenle cevap vermek
gerekmez.
AYŞE
NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) -
Değmez, değmez
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - Ama o kadar fütursuz, o kadar dengesiz bir
saldırı söz konusu ki, en azından, çıkıp bu
söylediklerinin tamamının iftira, tamamının yalan
Ha
şunu söyleyeyim bakın değerli arkadaşlar, herhâlde, dünyada
bir cümleye, bir kelimeye bu kadar fazla yalanı sığdıran başka
bir insan var mıdır, iftirayı sığdıran başka
bir insan var mıdır çok merak ediyorum gerçekten. (CHP
sıralarından Vardır, vardır. sesleri)
Ve
bize yaptıkları hakaret ve iftiraları katıyla, kat kat
fazlasıyla kendisine iade ediyorum.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
KAMER
GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, sataşmadan söz istiyorum efendim.
BAŞKAN
Gel.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Buyurun. de, Gel. deme. Bak onun hitabet tarzı var İç Tüzükü oku
da
.
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Gel. denmez, Buyurun. denir Sayın
Başkan. Gel. denmez, olur mu yani!
2.- Tunceli Milletvekili
Kamer Gençin, Giresun Milletvekili Nurettin Caniklinin şahsına
sataşması nedeniyle konuşması
KAMER GENÇ (Tunceli) -
Sayın Başkan, biraz önce burada çıkıp da beni değersiz
kabul eden, benim sözlerime cevap verilmeyecek kadar değersiz
söylediğimi, yalan söylediğimi bu Nurettin söyledi.
Ben, bu Nurettini iyi
tanırım. Ben de maliyeciyim, sen de benim yanımda çok
kıdemsiz maliyecisin, tamam mı?
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Ne alakası var?
KAMER GENÇ (Devamla) -
Tabii, tabii, çok alakası var, çok alakası var.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Ben maliye müfettişiyim, sen nesin onu
söyle?
KAMER GENÇ (Devamla) -
Şimdi, evvela, maliyecilikte bir kural vardır, bir terbiye
kuralları vardır, kendisinden daha kıdemli olanlara
karşı saygı duyulur. (CHP sıralarından Üstat
sesleri) Ben, burada hiç yalan söylemedim. Hangisini yalan söyledim ya? Hangisini
söyledim, hangisini söyledim.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Burada hakaretten başka bir şey
yapmıyorsun.
KAMER GENÇ (Devamla) - Bir
defa, şimdi, Tayyip Erdoğana ulaştınız mı
ulaşmadınız mı?
ŞUAY ALPAY (Elazığ)
Hiçbir şeye inancın yok mu senin?
KAMER GENÇ (Devamla) Siz
niye bugünkü Meclisi tatil etmediniz? Efendim, Genel Başkana
ulaşmadık. denildi mi, denilmedi mi?
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) O bizim talebimiz değil
O bizim talebimiz
değil
Hiç mi edep yok sende?
KAMER GENÇ (Devamla) - Ee,
Tayyip ortadan kayboldu. Tayyip kayboldu diye bu Meclis karar vermeyecek mi,
AKP Grubu karar vermeyecek mi?
Şimdi, biz diyoruz
ki, 17 tane şehit bizim için çok büyük bir acıdır, bir ülke için
çok büyük acıdır ve yıkımdır. Burada insanların
acılarıyla oynamayın siz, acılarıyla oynuyorsunuz.
Tayyip Erdoğan, bu devletin kurucusu olan Atatürkün anma törenlerine
katılmıyor, Anıtkabire gelmiyor, ondan sonra
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler) O zaman bu cumhuriyete
inanmıyorsanız, bu cumhuriyetin kanunlarına göre bu memleketi
yönetmeye kalkmayın ya. (AK PARTİ sıralarından Hiç mi
iraden yok? sesi) O bakımdan yani burada çıkıp da
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Başbakanımız hakkında böyle
hakaretler
KAMER
GENÇ (Devamla) - Bakın, yüzlerce, sizinle ilgili soygun davasını,
durumunu dile getirdim. En basiti yahu, Rizede, Rizede
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler) Bak Canikli, Rizede ÇAYKURda 2 bin tane
işçi sekiz ay oturuyor, ayda 3 bin 600 lira para alıyor.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Başbakan bugün Diyarbakırda
törendeydi, şehitlerimizin cenaze
törenindeydi, haberin yok mu?
KAMER
GENÇ (Devamla) - Efendim, niye dün burada yoktu? Niye burada yoktu dün?
BÜLENT
TURAN (İstanbul) - Kaç defa şehit cenazesine katıldın?
İstismar etme!
KAMER
GENÇ (Devamla) - Dün, sırf Atatürkün anma törenine Tayyip katılmamak
için seyahat süresini uzattı.
RAMAZAN
CAN (Kırıkkale) Haydi oradan!
ŞUAY
ALPAY (Elâzığ) Hiçbir değerin yok mu senin!
KAMER
GENÇ (Devamla) Bunu herkes biliyor. Bunu halk da biliyor. Onun için, niye
inkâr ediyorsunuz? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KAMER
GENÇ (Devamla) Günün gerçeklerini inkâr etmeyin
(CHP sıralarından
alkışlar)
ŞUAY
ALPAY (Elâzığ) Kamer Genç, hiçbir tane değerin yok mu?
KAMER
GENÇ (Tunceli) Ne? Kimin?
ŞUAY
ALPAY (Elâzığ) Hiçbir tane değerin yok mu senin?
BÜLENT
TURAN (İstanbul) Gel, bu tarafa gel.
KAMER
GENÇ (Tunceli) Sen gel buraya, sen, sen! Yerinden konuşacağına
kürsüde, gel, konuş. Kürsü burada, kürsüden konuş. (AK PARTİ ve
CHP sıralarından karşılıklı laf atmalar)
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık
ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681,
2/786, 2/820, 2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN
İç Tüzük 72nci maddeye göre görüşmelerin devam etmesine dair
önerge vardır, okutuyorum:Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına İçtüzüğünün 72. maddesi
uyarınca, görüşülmekte olan 338 Sıra Sayılı
Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 2. bölümü üzerindeki görüşmelerin devam
ettirilmesini arz ve talep ederiz.
Mehmet
Akif Hamzaçebi Ali
Serindağ Celal
Dinçer
İstanbul Gaziantep İstanbul
Özgür
Özel Veli
Ağbaba Muharrem
Işık
Manisa Malatya Erzincan
Mahmut
Tanal
İstanbul
Gerekçe:
Altkomisyon,
gerçekte bir Tasarı değil Taslak üzerinde çalışmak zorunda
bırakılmıştır. Bilindiği gibi Taslak,
yasaların Hükümet kararına kadar geçen süredeki adı, Tasarı
ise TBMM Başkanlığı'na sunulduğunda
kazandığı sıfattır. Görüşülen Tasarı,
kamuoyunda yaklaşık bir yıldan bu yana söylenti halinde
dolaşan, ancak üzerinde çalışma yapılabilecek bir metin
olarak ilgili taraflarca ulaşılamayan bir metindir. Altkomisyon
çalışmalarında, Tasarı'nın yasama sürecinin gerekleri
doğrultusunda kamu kurum ve kuruluşlarından da görüş
alınmaksızın hazırlandığı
anlaşılmıştır. Bu durum, Hükümet tarafının
görüşmeler sırasında 27 önerge vererek metnin içeriğine de
etki eden değişiklikler yapması ile
kanıtlanmıştır.
Tasarı'nın
Komisyon inceleme süreci eksik bırakılmıştır. TBMM
Başkanlığı, Tasarı'nın tali komisyon olarak Plan
ve Bütçe Komisyonu, ana komisyon olarak İçişleri Komisyonu tarafından
görüşülmesini kararlaştırmıştır. İçtüzük
gereğince ana komisyon çalışmalarının, makul süre
içinde tamamlanacak tali komisyon raporunu da temel alarak yürütmesi gerekir.
Ana komisyonda dile getirilen bu durum karşısında Plan ve Bütçe
Komisyonu'ndan "işlerin yoğunluğu nedeniyle görevin yapılamayacağı
yazısı" getirilmiştir. Oysa Tasarı, Maliye
Bakanlığı temsilcilerinin verdiği bilgiye göre, bütçeye
aylık 250 milyon TL yılda toplam 3 milyar TL ek maliyet getirme
özelliğine sahiptir. Yönetimler arası mali paylaşım
sisteminin ilkelerine ve oranlarına ilişkin değerlendirilmeye
muhtaç değişiklikler getirmektedir.
Tek
komisyon olarak çalıştırılan İçişleri Komisyonu,
Tasarı'yı TBMM Başkanlığı'na (8 Ekim 2012)
sunulduktan sonra 48 saatlik bekleme süresinin hemen sonunda 10 Ekim 2012 günü
görüşmek zorunda bırakılmıştır. Partilere metin
üzerinde görüşme ve hazırlanma süresi tanınmamış,
bunun yanı sıra Komisyon'un çalışmalarını
beş gün içinde tamamlamak zorunda olduğu bildirilmiştir.
İçtüzüğe
şeklen uyan, ancak ruhunu derin biçimde zedeleyen bu tarz, Hükümet
temsilcilerinin her türlü oylamayı kendi oylarıyla istedikleri gibi
sonuçlandırma olanağına sahip bulunmaları nedeniyle her
türlü uyarıya karşın terk edilmemiştir.
Tasarı
metni, yasa yazım kurallarına aykırı bir metindir.
Tasarı, kamuoyunun görüş ve eleştirisine
kapatıldığı için yasamanın demokratik yol ve
yöntemlerinden yoksunluğun ve yasama hazırlığının
bürokratik gereklerinden uzaklığın sonucunda, yasal metinlerde
yerleşik hale gelmiş her türlü kuralı ihlal eden bir metin
olarak sunulmuştur. Tasarı, ikisi yürütme-yürürlük olmak üzere toplam
7 Madde ile 2 Geçici Madde'den oluşmakla birlikte, toplam 20 sayfa
uzunluğunda bir ana metin ve 60 sayfalık eklerle 80 sayfadır.
Örneğin Madde 4 üç sayfa, Madde 5 altı sayfa uzunluğunda tek
maddedir. Bu özelliğe başka bir örnek, "çeşitli
hükümler" başlığının tek temalı ana
düzenlemelerden önce Madde 3 olarak yerleştirilmiş
olmasıdır.
Tasarı
bir "seçim kanunudur. Tasarı, Hükümet'in yerel genel seçimleri Mart
2014'ten Ekim 2013 tarihine çekme amaçlı Anayasa değişikliği
ile birlikte gündeme gelmiştir. Tasarı açıkça seçim çevrelerini
değiştirmektedir. Yeniden ve köklü değişikliklerle yeniden
belirlediği seçim çevrelerinin, erkene alınmaya
çalışılan ilk yerel seçimlerde uygulanması
amaçlanmaktadır. Günümüzde söz konusu seçimlere bir yıllık bir
zaman kaldığı göz önüne alındığında,
Tasarı'nın bir seçim koşullarını yeniden belirleme
özelliğine sahip olduğu akılda tutulmalıdır.
Tasarı'nın
TBMM görüşmelerinde izlenen takvim bakımından görüşmelerin
verimliliğini dramatik biçimde düşürecek kadar kısa bir zaman
dilimine sıkıştırılmasının yakın nedeni
bu durumdur.
Bu
gerekçelerle, Tasarının 2. bölümü üzerindeki görüşmelere devam
edilmesi büyük önem taşımaktadır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza
III.- Y O K L A M A
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
sunacağım.
Yoklama
talebi var, yerine getireceğim.
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Serindağ, Sayın Dinçer, Sayın Güler,
Sayın Gümüş, Sayın Eyidoğan, Sayın Altay, Sayın
Özgündüz, Sayın Acar, Sayın Işık, Sayın Topal,
Sayın Canalioğlu, Sayın Ediboğlu, Sayın Genç,
Sayın Akova, Sayın Toprak, Sayın Tamaylıgil, Sayın
Köse, Sayın Özdemir, Sayın Yılmaz.
Evet,
iki dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık
ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681,
2/786, 2/820, 2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN
- Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Bölüm
üzerinde on beş dakika süreyle soru-cevap işlemi
yapılacaktır.
Sisteme
giren sayın milletvekilleri: Sayın Türkmenoğlu, Sayın
Türkoğlu, Sayın Işık, Sayın Halaman, Sayın
Serindağ, Sayın Acar, Sayın Erdem, Sayın Yılmaz,
Sayın Öz, Sayın Erdoğan, Sayın Erdemir, Sayın Özel,
Sayın Kurt, Sayın Işık, Sayın Dinçer, Sayın
Akçay, Sayın Özkan, Sayın Ağbaba, Sayın
Değirmendereli, Sayın Öztürk, Sayın Durmaz, Sayın Genç,
Sayın Köse, Sayın Demiröz, Sayın Öner, Sayın Dedeoğlu,
Sayın Ediboğlu ve Sayın Şimşek.
Bu
okuduğum sıralamaya göre söz verilecektir. Lütfen sisteme girsin
sayın milletvekilleri.
Sayın
Türkmenoğlu, girin lütfen, ilk söz sizin.
Evet
Sayın Türkmenoğlu, buyurun.
AYŞE
TÜRKMENOĞLU (Konya) Sayın Başkanım, değerli
milletvekilleri; ben de tüm şehitlerimize tekrar Allahtan rahmet
diliyorum. Konyada da şehidimiz var, şehidimizin ailesine
başsağlığı diliyorum.
Bizler
her zaman şehit ailelerimizle birlikteyiz, acılarında,
kederlerinde yanlarındayız. Sadece cenazelerinin olduğu gün
değil, sonrasında, her daim biz teşkilatlarımızla
beraber şehit ailelerimizle birlikteyiz, bunu özellikle söylemek
istiyorum. Bizlerden arkadaşlar şehit cenazelerine gittiler ama
Meclis çalışmasını engellemeye çalışmadılar.
Burada da dileyen milletvekillerimizin gidebileceğini düşünüyorum
ben. Bizler yine yarın gidip geleceğiz.
BAŞKAN
Sayın Türkmenoğlu, soru sorun lütfen.
AYŞE
TÜRKMENOĞLU (Konya) Efendim, ben daha önce bunun için söz
istemiştim. Teröre karşı ortak tavrımızın
olduğunu düşünüyorum.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin)- Sayın Başkanım, bu bir istismardır.
BAŞKAN
Sayın Türkoğlu
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Sayın Bakanım, İl Özel
İdare Kanununun 4üncü maddesi -ki bu kanun sizin devri
iktidarınızda çıkarıldı- il kapandığı
zaman il özel idarelerinin kapanacağını amir hüküm altına
almaktadır. Şimdi, bu kanunla 29 il özel idaresi kapatılmakta,
bu iki kanunu nasıl bağdaştıracağız?
Geçtiğimiz
günlerde, Diyarbakır Valisi, açlık grevine destek vermeyen, kepenk
indirmeyen esnaf üzerinde Büyükşehir Belediyesinin zabıtalar
göndererek baskı kurup ceza verdiğini ifade etmişti. Bu yasayla
devlet yanlısı köyler, aşiretler, esnaf, korucular bu tür etnik
siyaset yapan belediye başkanlarının insafına mı terk
edilecek? Bunları nasıl koruyacaksınız?
Jandarma
teşkilatı ne olacak? Bu büyükşehir belediyesi ilan edilen
illerde jandarma teşkilatı -özellikle Doğu ve Güneydoğuda-
tasfiye mi edilecek?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Işık
ALİM
IŞIK (Kütahya) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın
Bakan, bilindiği gibi, tasarıyla, 31/12/2011 tarihine göre nüfusu 2
binin altında bulunan çok sayıda belediye kapatılmaktadır.
Kapatma yerine, kişi başına düşen gelir payını
artırarak bunları yerinde bırakmayı düşünmediniz mi?
2)
31/12/2012 tarihi itibarıyla nüfuslar otomatikman güncellendiğine
göre, yayım tarihi yerine bu tarihi dikkate alarak bazı belde
belediyelerinin tüzel kişiliğinin devamına imkân
sağlanabilir mi?
3):
Birbirine yakın, kapatılmış ama birleşme kararı
alınmış belde belediyelerinin bir araya gelerek 2 binin üzerine
çıkarılması hâlinde tüzel kişiliklerinin devamını
sağlayacak bir düzenleme düşünülmekte midir?
4)Turizm
bölgelerindeki Anayasa Mahkemesi kararıyla iade edilen tüzel
kişilikleri iade etmeyi siz de düşünüyor musunuz?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Halaman
ALİ
HALAMAN (Adana) Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Şimdi,
Amerika çok benimsenen bir devlet. Onun yanında bir Teksas var, eyalet.
Coğrafyası, nüfusu Türkiyeden büyük. Orayı bir vali yönetiyor.
Türkiye coğrafyasının oradan küçük olmasına rağmen,
Türkiyeyi bu kadar bölüp, parçalayıp yönetmeyi niye düşünüyorsunuz?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Halaman.
Sayın
Serindağ
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, aracılığınızla Sayın Bakana sormak
istiyorum: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
hakkında mülkiye müfettişlerince veya İçişleri
Bakanlığı kontrolörlerince kaç defa ön inceleme izni
istenmiştir? Bakanlığınızca kaç talebe izin
verilmemiştir?
Ayrıca,
Ankara Büyükşehir Belediyesince yaptırılan ve Eskişehir
yoluna giden herkesin gördüğü demir yığını şimdi
Belediye tarafından söktürülmektedir. Bu şekilde kamu zararına
sebebiyet verilmektedir. Sayın Bakana soruyorum: Kamu zararını
buna sebebiyet verenlerden tahsil edecek misiniz? Bunun için ne
yapacaksınız?
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Acar
GÜRKUT
ACAR (Antalya) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bu
yasayla kapatılacak köy ve beldelerde yaşayan, iktisaden zayıf
halka ve dar gelirli esnafa, buraların mahalleye dönüştürülmesi
nedeniyle ilave yükler getirilmektedir. Belediye vergileri;
a)İlan
ve reklam vergisi, eğlence vergisi, akaryakıt tüketim vergisi,
çeşitli vergiler, haberleşme vergisi, elektrik ve hava gazı
tüketim vergisi, yangın sigortası vergisi, çevre temizlik vergisi,
belediye harçları, temizlik ve aydınlatma harcı, işgal harcı,
tatil günlerinde çalışma ruhsatı, kaynak suları harcı,
tellallık harcı, hayvan kesim, muayene ve denetleme harcı, ölçü
tartı aletleri harcı, bina inşaat harcı, çeşitli
harçlar, kayıt ve suret harcı, imar ile ilgili harçlar, parselasyon
harcı, ifraz ve tefrit harcı, plan proje teslim harcı, zemin
ölçme izni ve toprak hafriyat harcı, iş yeri izni harcı, muayene
ve ruhsat rapor harcı, sağlık belgesi harcı, esnaf
muaflığı harcı yükletiyorsunuz.
Bu
kadar yükü yurttaşa yüklerken tasarıyı Plan ve Bütçe Komisyonunda
tartışılmadan neden Genel Kurula getirdiniz? Tasarının
kamuoyunda tartışılmasından mı korkuyorsunuz?
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Erdem
ENVER
ERDEM (Elâzığ) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın
Bakanım, büyükşehir belediye sınırları mülki sınırları
olan özerk veya federal yönetim olmayan bir model dünyada var mıdır?
İkinci
sorum: Sayın Cumhurbaşkanı Bu reformları biz yapmazsak
birileri gelir, yapar. demişti. Görüşmekte olduğumuz bu
tasarı da Cumhurbaşkanımızın dediği reformlardan
birisi midir?
Yine,
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 14üncü maddesi,
3067 sayılı Kanunun 3üncü maddesi, Anayasanın 163üncü
maddesinin son fıkrasına göre bu düzenlemenin bütçeye yük getirip
getirmediğini araştırdınız mı?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Yılmaz
DİLEK
AKAGÜN YILMAZ (Uşak) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ben
Sayın Bakana bu tasarıdaki ihtiyaç fazlası personelle ilgili
düzenlemeyi sormak istiyorum. İhtiyaç fazlası işçilerle ilgili,
Hükûmetin gönderdiği metinde, bu
metinde ihbar tazminatı ödeneceği belirtilmiş, ancak
Komisyondan çıkan metinde İşi kabul etmeyen işçilerle
ilgili ihbar tazminatı ödenmez. koşulu vardır. Bu nedendir?
Aynı
şekilde, gelen metinde Kıdem tazminatıyla ilgili toplu iş
sözleşmeleri hükümleri devam eder. denmesine rağmen Komisyondan
çıkan metinde bu konuya herhangi bir açıklık
getirilmemiştir. Toplu iş sözleşmesi sahibi işçilerin
haklarına el konulmuştur.
Onun
yanında, Kıdem tazminatıyla ilgili ya da diğer
alacakları ile ilgili devralan
kurum sorumlu olmaz deniyor. Peki, devreden kurumların da tüzel
kişiliği ortadan kaldırıldığına göre
işçilerin izin ücretleri, ulusal bayram ve pazar ücretleri, kıdem
alacakları ne olacaktır?
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Öz
ALİ
ÖZ (Mersin) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın
Bakan, Siirt Pervarideki helikopter kazasında 17 askerimiz maalesef
şehit olmuştur. Şehitlerimize Allahtan rahmet,
yakınlarına, ailelerine ve Türk milletine
başsağlığı diliyorum.
Bu
kazada saldırı, sabotaj ihtimali var mıdır, sadece hava
şartları mı etkendir? Helikopterlerin bakımı ve
kontrolü zamanında yapılmış mıdır? Sadece kötü
hava şartlarında 17 askerimizi şehit vermek ülkeye
yakışıyor mu? Bu helikopterler ne zaman alınmıştır?
Bu helikopterlerde, en eski araçlarda bile bulunan sensörler yok mudur? Metal
yorgunluğu söz konusu mudur?
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Son
soru, Sayın Erdoğan
TUFAN
KÖSE (Çorum) Beni unuttunuz, Sayın Başkan, ben de sisteme girmiştim.
MEHMET
ERDOĞAN (Muğla) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın
Bakan, Terörist cenazesi için ağlamayan insan değildir. diyen
Emniyet Müdürüne sahip çıkmaya devam ediyorsunuz. Şehitlerimize ne
zaman sahip çıkacaksınız?
Ülkemizin
rejimini değiştiren, üniter yapısını bozan bu kanunu
çıkardığınızda bu vatan için şehit olan
kahramanlarımıza hem bu dünyada hem ahirette nasıl hesap
vereceksiniz?
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Bakanım, buyurun.
TUFAN
KÖSE (Çorum) Sayın Başkan, sisteme girdim, Çorumla ilgili bir
dakikalık bir şey söyleyeceğim.
BAŞKAN
Sayın Milletvekilim, on beş dakika soru-cevap işlemi. Bilmeden
konuşuyorsunuz, kusura kalmayın!
TUFAN
KÖSE (Çorum) Bilmediğimi nereden biliyorsunuz? Biliyorum ama bir dakika
istisna istiyorum.
BAŞKAN
Süreye bakın, dokuz dakika soru sorma süresi verdim.
TUFAN
KÖSE (Çorum) Bakın, bir kere Bilmeden konuşuyorsunuz. diye bir
söz söylemeyin.
Alacahöyükle
ilgili bir dakika
BAŞKAN
Ne yapmamız gerekiyor Sayın Milletvekilim? Hep mi size
kullandıralım?
TUFAN
KÖSE (Çorum) Ne var ki bunda bir istisna olsa. Her şey sizin
dediğiniz gibi olacak, maşallah yani!
AYŞE
NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) Herkes istisna ister o zaman.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Bakanım.
İÇİŞLERİ
BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) Sayın
Başkan
TUFAN
KÖSE (Çorum) Sayın Bakanım, beş bin yıllık tarihi barındıran
Alacahöyükü var, bununla ilgili bir cümle söyleyeceğim, bunu dikkate
almanızı istiyorum.
İÇİŞLERİ
BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) -
değerli
milletvekillerimizin cevaplandırılmak üzere yönelttikleri
soruları cevaplamak üzere sözlerime başlıyorum.
TUFAN
KÖSE (Çorum) Alacahöyükün beş bin yıllık bir tarihi var
Çorumda, UNESCOnun tarihî değerler listesinde var.
AHMET
YENİ (Samsun) Sayın Milletvekili, izin verin, biz de dinleyelim.
TUFAN
KÖSE (Çorum) Dinleyelim de benim söylediğim de çok önemli Ahmet Bey
yani.
İÇİŞLERİ
BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) Sayın
Türkoğlunun 5442 sayılı Kanuna göre iller kapanınca il
özel idarelerinin de kapanacağına dair sorusu doğrudur. İller
kapanınca il özel idareleri kapanır ama il özel idaresi
kapanınca iller kapanmaz.
Jandarmanın
ne olacağı sorusu
Jandarma aynen görevine devam edecek, sorumluluk
alanında bir değişiklik olmayacak. Büyükşehir belediyesi
düzenlemesi olmasaydı nasıl bir çalışma alanı
yürütecekse aynı tarzında çalışmasına devam edecek.
Etnik
siyaset yapan belediye başkanlarına ne gibi tedbirler alınacak?
sorusu
Bugün ne gibi tedbirler alınıyorsa yarın aynı
tedbirler, belki daha fazlasıyla alınacaktır.
MEHMET
ERDOĞAN (Muğla) Bir şey yapılmayacak yani.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Yani
Diyarbakır Belediye Başkanı örneği gibi.
İÇİŞLERİ
BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) Nasıl
anlıyorsanız.
SADİR
DURMAZ (Yozgat) Meşenin dalları ne olduysa bu da öyle olacak.
İÇİŞLERİ
BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) Sayın
Işıkın 2 binin altındaki belediyelerin payını
artırma suretiyle varlıklarının devamı noktasındaki
sorusu
2 bin nüfusun altındaki belediyelerin paylarını
artırarak varlıklarını devam ettirmeleri de bir tercihtir
ama doğru tercih değildir. Onların paylarının
kapandıkları illerin özel idarelerine aktarılması suretiyle
ile aktarılan kaynak miktarında bir değişiklik olmamakta,
aksine kaynakların işe aktarımı konusunda bir rasyonel
düzenleme yapılmaktadır.
Yayım
tarihinde nüfusların esas alınmasına yönelik sorusu
Yayın
tarihinde eğer TÜİK verebilirse
ALİM
IŞIK (Kütahya) Yıl sonu itibarıyla, 2012, güncellenmiş
İÇİŞLERİ
BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) Ki veremiyor,
veremediği anlaşıldı. Dolayısıyla 2011
yılı son kesinleşmiş nüfus sayımını esas
almak durumundayız.
SADİR
DURMAZ (Yozgat) Bu da bir vizyon ha? Sayın Bakan, üç gün önce bu yok
muydu aklınızda? Biz gittik taşrada bunun aksini söyledik siz
söylediniz diye. Ayıp ya!
İÇİŞLERİ
BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) Birleşmek için
2011 yılında karar almış olanlar var ise yayım
tarihine kadar birleşme işlemlerini bitirmiş olan ve birleşme
sonucu 2 bin nüfusu aşmış olan belediyeler kapanma işlemine
tabi tutulmuyorlar.
Sayın
Halamanın sorusu, Amerikada bir eyaletin tek valiyle idare edilmesi
hususu
Amerikanın yönetim tarzı ve idari rejimi ile Türkiye'nin
birbirine benzer yönleri varsa da benzemeyen yönleri de vardır.
Türkiyedeki yönetim Türkiyeye hastır ve il yönetimi, illerin yerel ve
merkezî idare bakımından nasıl yönetileceği hususu bizim
mevzuatımızda belirlenmiştir. Bugün de
yaptığımız, bu mevzuatta bir yenilik, bir mevzii
değişimden ibarettir.
Sayın Serindağın,
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı hakkında kaç
defa inceleme istenmiştir? sorusu tarih içermiyor ama ben 2009dan bugüne
olduğunu varsayarak cevaplamak istiyorum. İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanı hakkında 2009 seçimlerinden bugüne kadar otuz üç
araştırma ve ön inceleme yapılmıştır.
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Sayın Bakan, sorum şöyle: Ön
inceleme istenmiş ancak verilmemiş kaç dosya vardır, onu
soruyorum ben.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Burada yanlış bilgi veriyor efendim. Yanlış bilgi veriyorsunuz.
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Sayın Başkan ,sorulara gerçek
cevaplar vermiyor, yanlış cevaplar veriyor Sayın Bakan. Cevap
vermiyor Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın
Serindağ, ben, Sayın Bakanı yönlendiremem ki şu
şekilde cevaplayasın diye, benim böyle bir yetkim yok ki.
İÇİŞLERİ
BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) Ankara
Büyükşehir Belediyesinin Eskişehir yolunda yapmış
olduğu, demir, metal malzeme kullanılarak yapmış
olduğu iş merkezi inşaatıyla ilgili sorusuna
cevabımız şu: Eskişehir yolu üzerindeki iş merkezinin
yanlışlığı
KAMER GENÇ (Tunceli)
Danıştayın soruşturma açma şeyi var, siz hâlâ
açmıyorsunuz. Doksan altı tane ihalede yolsuzluk
yapıldığına dair Danıştayın kararı var,
niye uygulamıyorsun?
İÇİŞLERİ
BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu)
tarafımızdan
da, şahsen benim tarafımdan da, parti mensuplarımız ve
parti yönetimimiz tarafından da eleştirilmiş bir konudur.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Orada doğru cevap vermek zorundasın. Orada doğru cevap ver.
İÇİŞLERİ
BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) Burası
Büyükşehir Belediyesi Başkanı hakkında
başlatılmış bir inceleme esnasında, kamu zararına
sebebiyet vermeyecek şekilde projede revizyon yapılmış ve
burası kamunun elinden kamu zararına sebebiyet vermeyecek
şekilde çıkarılmıştır. Takip ettiğiniz gibi zannediyorum
yıkım işlemi de gerçekleşmektedir.
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Kamu zararı gözümüzün önünde.
İÇİŞLERİ
BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) Kamu zararına
sebebiyet vermeyecek şekilde satışı
gerçekleştirilmiştir.
Sayın Acarın
belediye vergileriyle ilgili, Büyükşehir Belediyesi
sınırlarına alınacak ve mahalleye dönüşecek köylerden
belediye vergileriyle ilgili sorusunun cevabı birkaç kez burada verildi;
kanunda da çok açık, tasarıda da çok açık olmasına
rağmen bir kez daha açıklayım: Soruda sayılan
değişik isimlerdeki belediye gelirleri vergi ve harçlarının
-ki ana kanun 2464 sayılı Kanundur.- bu kanuna göre alınacak
vergi ve harçların beş yıl süreyle bu illerimizde, köyden
şehre dönüşen mahallelerde alınmayacağı hususu kanunda
vardır. Ayrıca bir kez daha ifade etmiş olayım.
Bunun
yanında, soru-cevap bölümlerinde ve kürsü konuşmalarında da
ifade edildiği üzere
GÜRKUT
ACAR (Antalya) Sayın Bakan, Plan ve Bütçe Komisyonunda niye
getirmediniz, onu soruyorum.
İÇİŞLERİ
BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu)
emlak vergisi konusu
dile getirilmiştir.
GÜRKUT
ACAR (Antalya) - Plan ve Bütçe Komisyonunda niye
tartışmadınız?
İÇİŞLERİ
BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) Emlak vergisinden de
köylerden mahalleye dönüşecek büyükşehir
sınırlarındaki yerleşim yerlerinde oturan emlak sahiplerinin
yani mevcut köylerde oturan vatandaşlarımızın beş
yıl süreyle muaf olması konusunda da Hükûmetimizin ve parti
grubumuzun, muhalefetin de dile getirdiği hususa
katılımıyla değişiklik söz konusu olacaktır.
Önergesini hazırlatmış durumdayız.
Sayın
Erdemin Niye mülki sınırlar büyükşehir belediyesine
dönüşüyor? sorusunun cevabı: Büyükşehir belediyeleri aynı
zamanda bir yerel yönetim birimi olarak kabul edildiği için. Esas
itibarıyla il özel idareleri birer yerel yönetim birimidir ve
ENVER
ERDEM (Elâzığ) Sayın Bakan, dünyada hiç örneği var
mı?
İÇİŞLERİ
BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu)
yerel yönetimler
itibarıyla il özel idareleri il sınırlarında birer yerel
yönetim birimi olarak hizmet verebildiğine göre, büyükşehir belediyesinin
de il sınırlarında yerel yönetim birimi olarak hizmet
verebilirliğinin kabulü üzerine bu düzenleme yapılmaktadır.
ENVER
ERDEM (Elâzığ) Sayın Bakan, dünyada benzer örnek var mı,
onu soruyorum.
İÇİŞLERİ
BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) Bu düzenlemenin
bütçeye yük getirmesi söz konusu mudur? Evet, söz konusudur.
ENVER
ERDEM (Elâzığ) Ne kadar Sayın Bakan?
İÇİŞLERİ
BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) Bunu, yasanın
genel takdimi esnasında açık seçik, rakamını vererek ifade
etmiştim, bir kez daha ifade ediyorum: 2 milyar 900 küsur milyon lira yani
3 milyar lira mertebesinde, 2011 yılı gerçekleşen bütçe
rakamları itibarıyla
ENVER
ERDEM (Elâzığ) Yani 3 katrilyon yük getiren bir konu Plan ve Bütçe
Komisyonunda görüşülmemiştir.
BAŞKAN
Sayın Bakan, lütfen sözlerinizi toparlar mısınız.
İÇİŞLERİ
BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu)
3 milyar
liralık yük getirmesi söz konusudur ama gelecek yükün kanunda
sayılması söz konusu değildir. Nereden geldiğini anlamak
çok rahattır zira yüzde 5 olan genel bütçe vergi gelirleri payı yüzde
6ya çıkıyor, yüzde 2,5 olan büyükşehir ilçe belediyeleri genel
bütçe vergi gelirleri payı yüzde 4,5a çıkıyor. Bu
artışların bütçeden yerele bir pay aktarmaya sebep olduğu
aşikârdır, bunun da karşılığı bugün için 3
milyar lira mertebesindedir.
ENVER
ERDEM (Elâzığ) Gider artırıcı, gelir
azaltıcı görüşme yapılamaz.
İÇİŞLERİ
BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) - Sayın
Yılmazın ihbar ve kıdem tazminatlarına ilişkin
konusu
Burada çalışanların herhangi bir hak kaybı söz
konusu değildir. Devralan ve devreden makamların, kurumların
ihbar ve kıdem tazminatları konusunda düzenlenmiş yükümlülükleri
vardır. İş hukukundan gelen haklar saklıdır, hiçbir
personelin mağduriyeti söz konusu değildir. Sadece, iş yerinin
değişikliği gibi bu yapısal değişikliğe
bağlı bir zorunlu düzenleme yapılacaktır,
yapılmaktadır.
Sayın
Özün helikopter kazasıyla ilgili sorusu
Bu kaza, doğrusu, eminim ki
75 milyon milletimizin her ferdini üzmüştür; yurt dışındaki
vatandaşlarımızı da derinden üzmüştür. Bu kazanın
haberinin dün enteresan- 10 Kasım gününe, bir özel üzüntü günümüze
rastlaması da üzüntümüzü doğrusu daha da
artırmıştır.
Helikopterler
her alanda, güvenlik hizmetlerinde, askerî hizmetlerde, sağlık
hizmetlerinde kullanılan araçlardır. Helikopterlerin ve
uçakların, sivil havacılık
taşımacılığı dâhil kullanım şekli,
bakım hizmetleri son derece katı kurallara tabi olarak
gerçekleşmektedir, gerçekleştirilmektedir. Metal yorgunluğu gibi
bir husus asla söz konusu değildir. Zira bu tür araçlar, belli ömre, belli
kilometreye, belli saate tabi olarak çalıştırılmaktadırlar.
Görünürde parçalar, bu araçların parçaları yorulmamış,
yıpranmamış olsa bile, saati gelince, süresi dolunca
kendiliğinden, otomatik olarak değiştirilmektedir. Kaldı ki
dün kaza yapan helikopterimizin öngörülen kilometresi çok daha
başlangıçlarda, 2 bin kilometrenin altında, bakım sonrası
yol hizmet etmiş bir helikopterimizdir, kazaya maruz kalan. Ancak,
kazanın oluşu helikopterin
teknik özelliğinden değil, maalesef, pilotaj ve hava
şartlarına, iklim şartlarına bağlı olarak
gerçekleşmiş bir kazadır. Nihai sebebini şu anda açıklamamız
zaten mümkün değildir, bunun kaza kırım raporu netleşince
ortaya çıkacaktır.
TUFAN KÖSE (Çorum)
Sayın Başkanım, İç Tüzüke göre beş dakika geçti. Beni
bilmemekle itham ettiniz.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, sayın milletvekili soru soruyor, cevabını istiyor.
İÇİŞLERİ
BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) Üzüntümüz büyüktür.
TUFAN KÖSE (Çorum)
Cevabı da
Cevabı da zaten yirmi dakika içerisinde değil mi
İç Tüzüke göre?
BAŞKAN
Uyardım Sayın Bakanı.
TUFAN KÖSE (Çorum) -
İç Tüzüke göre öyle değil mi?
BAŞKAN Hayır
efendim. Dokuz dakika soru sorma süresi verdim.
İÇİŞLERİ
BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) Sabahleyin,
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın
Kılıçdaroğlu, Başbakanımız Sayın Tayyip
Erdoğan, Genelkurmay Başkanımız, kuvvet
komutanlarımız ve Millî Savunma Bakanımız, Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanımız, Millî Eğitim
Bakanımız, Başbakan Yardımcımız ve bendeniz,
birlikte, Diyarbakırda, bu 17 genç subay, astsubay, uzman çavuş
şehitlerimizin cenaze törenine katıldık. Şahsımız
adına katıldığımız gibi hem Hükûmet adına
hem Türkiye Büyük Millet Meclisi adına gerçekleşen, iktidar muhalefet
olarak gerçekleştirilmiş bulunan bu katılım, mutlaka
acıları dindirmesi mümkün değildir ama eminim ki acıları
azaltan bir katılım olmuştur. Hepimizin üzüntüsü büyüktür.
İnşallah, bu tür kazalar bir kez daha tekrarlanmaz. Bunu hem temenni
ediyoruz hem de varsa bir eksiklik tedbir noktasında, onu da almak
noktasında olduğumuzu bir kez daha ifade etmek istiyorum.
Teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın Köse
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Sayın Başkan
BAŞKAN Bir saniye
Sayın Serindağ, siz sorunuzu sordunuz.
Sayın Bakan cevap
verdikten sonra tekrar açıklama yapma hakkı yok ama vereceğim.
Buyurun Sayın Köse.
TUFAN KÖSE (Çorum)
Sayın Başkanım, şimdi İç Tüzükü bilmiyorsunuz, bilip
bilmeden konuşuyorsunuz. diyerek benim şahsımı
yaraladınız. O konuda söz istiyorum.
BAŞKAN Efendim
TUFAN KÖSE (Çorum)
İç Tüzükü bilmiyorsunuz, bilmeden konuşuyorsunuz. dediniz bana
orada. Ben yirmi bir yıllık
BAŞKAN
Hayır. Lütfen Sayın Köse
TUFAN KÖSE (Çorum)
Tutanaklara bakın o zaman, tutanaklara bakın.
BAŞKAN
Hayır. Tamam, bakabilirim tutanaklara.
TUFAN KÖSE (Çorum)
Bakın tutanaklara, aynen dediğiniz bu: İç Tüzükü
bilmiyorsunuz.
BAŞKAN
Soru-cevap işlemi on beş dakikada yapılacaktır. diye
açıklama yaptım. Dokuz dakika soru sorma hakkı verdim.
TUFAN KÖSE (Çorum)
Sayın Bakan on beş dakika zaten kendisi konuştu. Orada İç
Tüzük çalışmıyor mu?
BAŞKAN Ama Sayın
Bakanın cevap verme işlemi sayın milletvekillerinin soru sorma
süresinden kısılmış değil ki.
TUFAN KÖSE (Çorum)
Bakın, Sayın Başkanım, aynı süre içerisinde hem
milletvekili soru soracak hem Bakan cevap verecek.
BAŞKAN Sayın
Serindağ
Sayın Serindağ, buyurun.
TUFAN KÖSE (Çorum)
Sayın Başkanım, iki dakika ben sataşmadan dolayı söz
istiyorum.
BAŞKAN
Sataşma söz konusu değil ki.
TUFAN KÖSE (Çorum)
Benim şahsıma, siz, hukukçu kimliğimi rencide
ettiniz, sataştınız. İki dakika söz istiyorum bu konuda.
CELAL DİNÇER
(İstanbul) Cahillikle suçladınız milletvekilini.
BAŞKAN Buyurun
Sayın Köse. (CHP sıralarından alkışlar)
X.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
3.- Çorum Milletvekili Tufan
Kösenin, Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sadık Yakutun
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
TUFAN KÖSE (Çorum)
Sayın Başkanım, söyleyeceğimiz şeyler önemli. Yani
Sayın Bakanım birçok soruya zaten cevap da vermedi, işin
doğrusunu konuşmak lazım, bana göre eyyamcılık da
yaptı.
Şimdi, benim
söyleyeceğim şu: Bizim memleketimizde, Çorumda 24 beldemizin 22
tanesi kapatılıyor. Bu 22 tane kapatılan beldeyle ilgili bizim
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak bir yasa teklifimiz var,
tamamının kapatılmaması yönünde. Ancak burada 5 bin
yıllık bir tarihi barındıran, UNESCOnun da dünya kültür
mirasında yer alan, ülkemizde de 34 tane bulunan millî parkların
içerisinde yer alan Alacahöyük isimli bir beldemiz var, burası Hitit
İmparatorluğunun başkenti. Şimdi, buraya dünyanın
bütün yörelerinden devlet adamları geliyor, turistler geliyor. Bunlar
geldiğinde bunları orada mahalle muhtarı mı
karşılayacak, köy muhtarı mı karşılayacak? Ben
bunu merak ediyorum. Bununla ilgili Bakanlığınızın bir
düzenlemesi olacak mı? Bunu soracaktım.
Teşekkür ediyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık
ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681,
2/786, 2/820, 2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338) (Devam)
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun
Sayın Serindağ.
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Sayın Başkanım, şimdi,
Sayın Bakana bir sorum oldu. Sayın Bakanın burada sorulan
soruları doğru yanıtlaması lazım. Benim sorum şu,
tekrar yineliyorum, diyorum ki: İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanı hakkında mülkiye müfettişlerince veya
İçişleri Bakanlığı kontrolörlerince -kendisine
bağlı iki kurum- ön inceleme izni istenmiş midir? Ön inceleme
izni istendiği hâlde kaç defa İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanı hakkında ön inceleme izni verilmemiştir? Soru bu
kadar basit ve net. Varsa var, yoksa yok efendim.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN -
Teşekkür ederim Sayın Serindağ. Soruyu daha önce de
sormuştunuz.
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın
Başkan, aslında İstanbul Belediye Başkanıyla ilgili
verdiği bilgilerin hepsi yanlış.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, soru-cevap işlemi tamamlanmıştır.
Birleşime bir saat
ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 19.04
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 20.05
BAŞKAN: Başkan
Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Tanju ÖZCAN (Bolu)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 21'inci
Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
338
sıra sayılı Tasarının görüşmelerine devam
edeceğiz.
Komisyon
ve Hükûmet yerinde.
21inci
madde üzerinde üç adet önerge vardır, önergeleri geliş
sırasına göre okutup aykırılıklarına göre
işleme alacağım.
Okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 338 Sıra Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 21. Maddesindeki
dair ibaresinin ilişkin olarak değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Ali
Serindağ Candan
Yüceer Muharrem
Işık
Gaziantep Tekirdağ Erzincan
Celal
Dinçer Ali
Haydar Öner Kadir
Gökmen Öğüt
İstanbul Isparta
İstanbul
Birgül
Ayman Güler Namık
Havutça Mehmet
S. Kesimoğlu
İzmir Balıkesir Kırklareli
Gökhan
Günaydın
Ankara
Türkiye Büyük Millet
Başkanlığına
338
sıra sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 21. Maddesi'nin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederim.
Değişiklik
Önergesi:
Madde
21 - "5302 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin ikinci
fıkrasına aşağıdaki cümleler eklenmiştir.
"Denetim komisyonu çalışmalarına, il özel idaresi
dışındaki kamu kurum ve kuruluşlarında görevlendirilenlere
3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanununun 25. Maddesinin üçüncü
fıkrasında öngörülen miktarı geçmemek üzere, il genel meclisince
belirlenecek miktarda günlük ödeme yapılır. Denetim komisyonunun
emrinde görevlendirilecek kişi sayısı, 3 kişiyi geçmemek
üzere ve gün sayısı il genel meclisince belirlenir. Uzman kişilerde
aranacak nitelikler il genel meclisinin çalışmasına dair
yönetmelikle düzenlenir." Şeklinde değiştirilmesi
gerekmektedir.
Hasip
Kaplan Pervin
Buldan İdris
Baluken
Şırnak Iğdır Bingöl
Altan
Tan Erol
Dora
Diyarbakır Mardin
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
"Büyükşehir
Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin;
Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Malatya Milletvekili Öznur Çalık
ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu"nu ihtiva eden 338 sıra
sayılı tasarının 21. maddesinin tasarı metinden
çıkartılmasını arz ederiz.
Necati
Özensoy Enver
Erdem Mehmet Erdoğan
Bursa Elâzığ
Muğla
Alim
Işık Sadir
Durmaz
Kütahya Yozgat
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Necati Özensoy, Bursa Milletvekili. (MHP
sıralarından alkışlar)
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak verdiğimiz önerge üzerine söz
aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ben
de şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum. Türk milletinin
başı sağ olsun.
Meşhur
bir misal vardır: Deveye sormuşlar Neren eğri? diye. O da
demiş ki: Nerem doğru? Şimdi, bu kanuna
baktığımızda, hakikaten, doğru olan bir tarafı
yok, Anayasaya aykırı, kanunlara aykırı, İç Tüzüke
aykırı. Sayın Meclis Başkan Vekilinin de Yetkim
olsaydı geri çekerdim. dediği bir kanunu görüşüyoruz.
Tabii,
bütün bunlara baktığımızda, kanunun da içeriğine
baktığımızda, aslında, bu millete çok da katkı
sağlayacak bir kanun da olmadığı bir gerçek. Kanunun genel
gerekçesinde Bu ilke ve değerler bir yandan vatandaşlar için hizmet
kalitesini geliştirerek vatandaş memnuniyetini artırmayı
diye ifade ederek devam ediyor.
Bakın,
bütün arkadaşlarımız çıktığında ifade
ettiler Bu başka bir projenin altyapısıdır,
federasyonlaşmayı getirecektir. vesaire. Eğer bunlar olmasa,
gerçekten böyle bir projenin peşinde olmasa İktidar, bu kanun
gerçekten görüşülmeyecek, geçmeyecek bir kanun. Sebebine gelince,
bakın, iktidar partisi ben, ikinci dönemim, beş yılı
aşan bir süredir buradayım- kolay kolay, kendisine oy kaybettirecek
bir kanunu Meclisten geçirmez.
Bakın,
bu kanun mevcut iktidar partisine oy kaybettirecek bir kanun. Neden? Burada
ifade etmişsiniz vatandaş memnuniyeti diye ama ilk büyükşehir
olan illerden bir tanesi Bursanın milletvekiliyim ben, 2008de de
çıkan kanunla, pergel yasası diye ifade edilen o maddeyle de
Bakın,
Mudanyanın, Gemlikin, Kestelin, Gürsunun köylerini karış
karış geziyoruz, vatandaş diyor ki: Bu yasa geldikten sonra ben
kendi imkânlarımla, imece usulüyle getirdiğim suya şimdi ben
büyükşehre para ödüyorum. Bu ifade ettiğimin başka bir
tezadı da var, bu yasayla şimdi köyden mahalleye dönüşeceklerden
beş yıl ertelediler, onu da Sayın Bakana soruyorum:
Geçtiğimiz 2008de çıkan yasayla bugüne kadar su parası
ödeyenler ne yapacak, onların paralarını geri verecek misiniz,
onu da buradan sormak istiyorum.
İşte,
Toprak Koruma Kanununa göre, dönüm başına 900 lira ücret ödüyor
oradaki, köyden mahalleye dönen vatandaş. Yine diyor ki: İki göz,
bir oda ev yapacağım, çocuğumu evlendireceğim veya üste bir
kat daha atacağım. E, belediyeye gidiyor, 25-30 bin lira imar
parası! Yahu, Allah aşkına, birisi çıksın,
şuradan desin ki: Bu yasa geçtikten sonra köyden mahalleye dönüşen
oradaki vatandaşlara şu artıları var. Bir Allahın
kulu,
bu yasayı getirenler, tasarıyı
hazırlayanlar söyleyemezler yani bu yasa vatandaşın lehine,
vatandaşın refahını artırıcı,
vatandaşın işlerini kolaylaştırıcı bir yasa
değil. Bu beş dakika içerisinde birçok örnekler verebilirim ama
beş dakikayla sınırlı olduğu için belki bir başka
önergede köylerden mahallelere dönüşen bu yerlerdeki
sıkıntılardan çok örnekler vereceğim size. Belde olup da
beldesi kapanan, o yörede yaşayan insanlardan İyi ki belde
belediyesi kapatıldı, biz de rahat ettik. İlçeden veya
büyükşehirden daha fazla hizmet alıyoruz. diyen yine bir
Allahın kuluna ben rastlamadım.
Bakın,
ben Bu ihanet yasası, vesaire, falan filan demiyorum;
vatandaşın lehine olmayan bir yasa. Onun için bu yasayı bir an
önce geriye çekmenizde fayda var ama hiç de niyetinizin
olmadığını görüyorum. Hepinize saygılar sunarım.
(MHP sıralarından alkışlar)
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Karar
yeter sayısı arayacağım.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Bir
dakika süre veriyorum. Kâtip üyeler arasında anlaşmazlık var.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri karar yeter sayısı vardır, önerge
reddedilmiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
338
sıra sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 21. Maddesi'nin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederim.
Değişiklik
Önergesi:
Madde
21 - "5302 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin ikinci
fıkrasına aşağıdaki cümleler eklenmiştir.
"Denetim komisyonu çalışmalarına, il özel idaresi
dışındaki kamu kurum ve kuruluşlarında
görevlendirilenlere 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye
Kanununun 25. Maddesinin üçüncü fıkrasında öngörülen miktarı
geçmemek üzere, il genel meclisince belirlenecek miktarda günlük ödeme
yapılır. Denetim komisyonunun emrinde görevlendirilecek kişi
sayısı, 3 kişiyi geçmemek üzere ve gün sayısı il genel
meclisince belirlenir. Uzman kişilerde aranacak nitelikler il genel
meclisinin çalışmasına dair yönetmelikle düzenlenir."
Şeklinde değiştirilmesi gerekmektedir.
Pervin Buldan
(Iğdır) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe :
Tasarı
maddesine eklenen "3 kişiye geçmemek üzere ibaresi", kanuna hem
netlik kazandırmak için hem de yolsuzlukların önüne geçmek için
önerilmiştir.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunacağım
III. YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
- Yoklama talebi var, yerine getiriyorum.
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Serindağ, Sayın Havutça, Sayın Güler,
Sayın Özdemir, Sayın Erdoğdu, Sayın Acar, Sayın
Kaplan, Sayın Işık, Sayın Aksünger, Sayın Akova,
Sayın Özgündüz, Sayın Ediboğlu, Sayın Öner, Sayın
Canalioğlu, Sayın Yıldız, Sayın Tamaylıgil,
Sayın Toprak, Sayın Özgümüş, Sayın Özbolat, Sayın
Tanal.
Bir
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık
ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681,
2/786, 2/820, 2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN
- Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Sayın
milletvekilleri, 21inci madde üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubuna mensup
milletvekillerince verilen önergenin kapalı oturumda görüşülmesine
dair İç Tüzükün 70inci maddesine göre verilmiş bir önerge
vardır.
Kapalı
oturum istemine dair önergeyi okutuyorum:
VI.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
C) Önergeler
1.- Gaziantep Milletvekili Ali
Serindağ ve 34 arkadaşının, 338 sıra sayılı
Kanun Tasarısının 21inci maddesi üzerinde CHP Grubu
milletvekillerince verilen önergenin kapalı oturumda görüşülmesine
ilişkin önergesi
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338
sıra sayılı tasarının 21. maddesi üzerinde grubumuz
adına vermiş olduğumuz önergenin kapalı oturumda
görüşülmesini arz ve teklif ederiz.
Ali
Serindağ Celal
Dinçer Birgül
Ayman Güler
Gaziantep İstanbul İzmir
Mehmet
Ali Ediboğlu Haluk
Eyidoğan İzzet
Çetin
Hatay İstanbul Ankara
Ensar
Öğüt Engin
Özkoç Ali
Haydar Öner
Ardahan Sakarya Isparta
Hurşit
Güneş Ayşe
Nedret Akova Ayşe
Eser Danışoğlu
Kocaeli Balıkesir İstanbul
Mustafa
Moroğlu Kemal
Değirmendereli Dilek
Akagün Yılmaz
İzmir Edirne Uşak
Sedef
Küçük Mehmet
Volkan Canalioğlu Osman
Kaptan
İstanbul Trabzon Antalya
İdris
Yıldız Kamer
Genç Özgür
Özel
Ordu Tunceli Manisa
Muharrem
Işık Alaattin
Yüksel Kemal
Ekinci
Erzincan İzmir Bursa
Gürkut
Acar Binnaz
Toprak Veli
Ağbaba
Antalya İstanbul Malatya
Engin
Altay Ömer
Süha Aldan Melda
Onur
Sinop Muğla İstanbul
Hülya
Güven Osman Oktay
Ekşi Aykut
Erdoğdu
İzmir İstanbul İstanbul
Malik
Ecder Özdemir Namık
Havutça
Sivas Balıkesir
BAŞKAN
Evet, sayın milletvekilleri, kapalı oturumda Genel Kurul salonunda
bulunabilecek sayın üyeler dışındaki dinleyicilerin ve
görevlilerin dışarıya çıkmaları gerekmektedir.
Sayın
idare amirlerinden salonu boşaltmalarını temin etmelerini rica
ediyorum.
Aynı
zamanda, yeminli
DİLEK
AKAGÜN YILMAZ (Uşak) Sayın Başkan, daha önce de bu konuda
görüşlerimizi bildirdik. İç Tüzük uyarınca kavasların
dışarı çıkartılması gerekiyor. Bu konuda ben bir
usul tartışması yapılmasını istiyorum. Yine
aynı şekilde
BAŞKAN
Sayın Milletvekilim, bu, 3üncü, 4üncü defa gündeme geldi. Efendim,
yeminli
DİLEK
AKAGÜN YILMAZ (Uşak) Efendim, siz İç Tüzük konusunda
yanlış yapıyorsanız biz defalarca getirmeye devam
edeceğiz.
BAŞKAN
-
hem stenografların hem de yeminli görevlilerin
DİLEK
AKAGÜN YILMAZ (Uşak) Lütfen, bu konuda usul tartışması
istiyoruz efendim. Söz hakkı istiyorum.
BAŞKAN
Kapalı oturuma geçtik, usul tartışması istiyorsunuz.
DİLEK
AKAGÜN YILMAZ (Uşak) Efendim, ben kavasların dışarı
çıkartılması konusunda
Talebimiz bu zaten. Burada bir usul
hatası yapıyorsunuz.
BAŞKAN
Buyurun efendim.
İki
dakika söz
Lehte,
aleyhte?
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Lehte.
NAMIK
HAVUTÇA (Balıkesir) Lehte.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Lehte Sayın Başkan.
BAŞKAN
Lehte.
AHMET
AYDIN (Adıyaman) Aleyhte.
BAŞKAN
Siz de mi lehte?
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Lehte Sayın Başkan.
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Lehte ben dedim, ben dedim lehte.
BAŞKAN
Siz aleyhte. Siz de aleyhte mi?
AHMET
AYDIN (Adıyaman) Aleyhte.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Aleyhte
XI.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
1.- Kapalı oturumda
kavasların dışarı çıkartılmasının
gerekip gerekmediği hakkında
DİLEK
AKAGÜN YILMAZ (Uşak) Sayın Başkan, siz, bu İç Tüzükteki
ihlali yapmaya devam ettiğiniz sürece biz de bu tartışmayı
açmaya devam edeceğiz.
İç
Tüzük hükümleri çok açık efendim, madde 70 uyarınca kapalı
oturum önergesi verildiği takdirde kapalı oturumda bulunma hakkı
olanların dışında herkes dışarı
çıkartılır. Kapalı oturumda bulunabilecek olanlar
kimlerdir? Sadece Genel Kurul kararıyla yeminli stenograflardır, onun
dışında hiç kimse bu kapalı oturumda bulunamaz. Kavaslara
yemin ettirmekle bu hakkı getiremezsiniz.
Şimdi,
bununla ilgili daha önceki tartışmalarımızda gerekçede
bahsedilen kamu personeli kavramı dikkate çekilmiştir. Ama biz
gerekçeleri hiçbir zaman oyluyor muyuz arkadaşlar? Biz madde metnini
oyluyoruz. Madde metninde ne diyor? Stenograflar. diyor. Siz
stenografları bir tarafa bırakıp
Onlar buradalar zaten, o
konuyu oylayabilirsiniz ama kavasları burada bulunduramazsınız.
Gerekçeler hiçbir zaman bu Mecliste oylanmıyor, okunmuyor dahi,
gerekçeleri tartışmıyoruz bile. Böylesi bir hukuksuz, İç
Tüzüke aykırı bir işlemi yaparken gerekçeyi hiçbir zaman
gerekçe gösteremezsiniz.
Siz
bir hukukçusunuz Sayın Başkan. Daha önce de söyledik, yasaların
yapılma şeklini benden çok daha iyi biliyorsunuz. Madde metninde
böylesi bir konu yok ise siz bu varmış gibi hareket edemezsiniz.
İç Tüzüke aykırı, Meclisin çalışma düzenine
aykırı bir şekilde bu kavasların burada bulunması
konusunu Genel Kurulda oylamaya sunamazsınız Sayın Başkan.
Böyle bir şey yaptığınız takdirde bu Genel Kurulun hem
iradesine hem İç Tüzüke aykırı davranmış oluyorsunuz.
Hukukçu olarak sizden talep ediyorum, lütfen madde metnine uygun
davranınız, İç Tüzüke uygun davranınız,
yaptığınız çok ciddi bir hatadır. Bu konuda gereken şekilde duyarlı
davranmanızı istiyorum. Eğer yapmadığınız
takdirde grubumuz tarafından sürekli olarak bu konu gündeme
getirilecektir, getirilmeye devam
edilmelidir çünkü siz Anayasaya, yasaya ve İç Tüzüke uygun davranmak
durumundasınız. Hukukçu olarak da bu konuda sorumluluğunuz var.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Evet, aleyhte söz isteyen Ali
Rıza Öztürk, Mersin Milletvekili.
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Ben lehte istemiştim Sayın Başkan.
BAŞKAN
Efendim?
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Lehte istemiştim, lehte, Aleyhte istememiştim,
lehte istemiştim.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Efendim,
tutanaklar gelsin, bu lehte aleyhte meselesindeki tartışmaları
bitirin.
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Önce de lehte konuşulurdu, aleyhte
konuşulmazdı; önce, siz aleyhte söz verdiniz.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkanım, tutanaklara bakalım.
BAŞKAN
Hayır, ben aleyhte diye
Buraya
aleyhte yazılmış da onun için.
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Ben lehte istedim, önce
BAŞKAN
O
zaman bir oturacaksınız, önce aleyhtekine söz vereceğim.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Efendim, aleyhte ben istemiştim.
BAŞKAN
Sayın Canikli, aleyhte
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Canikli, siz aleyhte istediniz, ben lehte istedim.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Yazdırın
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Tamam, ama ben de
bir şey demiyorum.
BAŞKAN
Sayın Aydın, aleyhte...
AHMET
AYDIN (Adıyaman) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkanım.
Evet
Başkanım, bu konuyla alakalı olarak zannediyorum bu üç ya da
dördüncü usul tartışması ve aynı konuyla alakalı daha
önce yapılan usul tartışmasında Başkanlık
Divanı kararını açıkladı, gerekli görüşler sarf
edildi lehte, aleyhte aynı şekilde. Yine, aynı konuyla
alakalı olarak bir daha, bir daha usul tartışması
açılmasını ben yerinde bulmuyorum. Yani, bunun için aleyhte de
söz almış oluyorum.
DİLEK
AKAGÜN YILMAZ (Uşak) İç Tüzüke aykırı
davranılıyor Ahmet Bey. Yani,
defalarca da yapılabilir bu.
AHMET
AYDIN (Devamla) Doğal olarak, değerli arkadaşlar, tabii, bu
biraz da, işte bu işi ne kadar daha çok sürdürebiliriz, usuli
birtakım itirazlarla Meclise daha ne kadar çok zaman kaybettiririz, onun
hesabı içerisinde.
MEHMET ERDOĞAN
(Muğla) Biraz daha zaman geçsin belki doğru yola gelirsiniz.
ALİM IŞIK
(Kütahya) O senin görüşün Ahmet Bey.
AHMET AYDIN (Devamla) Bu
konuyla alakalı olarak, dediğim gibi, daha önce açılmış
usul tartışması var ve bu usul tartışmasında da
Meclis Başkanlık Divanının vermiş olduğu karar
var ve Meclis Başkanlık Divanı bu kararı uygulamak
durumunda.
DİLEK AKAGÜN YILMAZ
(Uşak) Meclis Başkanlık Divanı İç Tüzüke
aykırı karar veremez.
AHMET AYDIN (Devamla)
Aynı konuyla ilgili olarak yeniden usul tartışmasının
açılmasını yerinde bulmadığımı ifade ediyor,
hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Lehte söz isteyen Ali
Rıza Öztürk, Mersin Milletvekili. (CHP sıralarından
alkışlar)
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; bu
konuyla ilgili ilk defa usul tartışması açılıyor,
Sayın Aydın atladı sanıyorum. İtirazlar oldu ama usul
tartışması açılmadı, ilk defa yapılıyor.
Öncelikle hemen şunu
belirtmek istiyorum: Bizim kavaslara güvenimiz tamdır, kavaslarla hiç
problemimiz yoktur. Önemli olan Meclis İçtüzüğünün Meclis
çalışmalarında esas alınmasıdır. Burada Türkiye
Büyük Millet Meclisi yönetilirken esas alınması gereken temel ilke
Genel Kurul kararı değildir, İç Tüzüktür. Aksi takdirde İç
Tüzükü bir kenara koyarsanız çoğunluk partisi milletvekilleriyle
Meclisi istediğiniz gibi yönetme olayı ortaya çıkar ki bu
doğru değildir.
Şimdi, değerli
arkadaşlarım, bu kapalı oturumlara ilişkin 70inci maddede
diyor ki: Yukarıdaki fıkrada söz konusu görüşmelerin
tutanakları kâtip üyelerce tutulur. Ancak Genel Kurul uygun görürse, -Yani
ne yaparmış? Genel Kurul uygun görürse. Ne yaparmış? Yeminli
stenolar bu görevi yerine getirebilir. Kim getirirmiş? Yeminli stenolar.
Hangi görevi? Kâtiplerin tutacağı tutanak görevini. Burada kavaslar
var mı? Yok.
Ya, Allah aşkına,
Sayın Meclis Başkanım, siz okuma yazma bilmiyor musunuz ya?
KAMER GENÇ (Tunceli)
Bilmez, bilmez.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) Burada yazıyor bu.
Şimdi, peki, bir
şey söylemek istiyorum. Madem öyleydi de, geçen, terörle ilgili
yapılan kapalı oturumlarda niye buraya sağır ve dilsiz
kavas getirdiniz? Niye getirdiniz o zaman?
Şimdi, niye açık
sözlü değiliz? Siz dün o, Meclisin arkasında, sağır ve
dilsiz kavas getiremeyeceğiniz nedenle böyle bir uygulamaya
yöneleceğiniz konusunda veya yöneldiğiniz konusunda
tartışma yaptınız mı, yapmadınız mı?
Yani buradaki gerçek mesele şu: Siz sağır ve dilsiz kavas
bulunduramadığınız nedenle Ben yaptım, oldu.
mantığıyla hareket ediyorsunuz. Eğer sizin uygulamanız
doğru olmuş olsaydı Hükûmetin yaptığı kapalı
oturumlarda sağır ve dilsiz kavaslar getirmezdiniz buraya, derdiniz
ki Yeminli kavaslarla bu işi götürürüz. Burada kavas yok bir kere.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Devamla) - Yani burada siz bunu oylarken görevliler diyorsunuz. Ne görevlisi? Burada görevli demiyor
görevi diyor, bu görevi
BAŞKAN-
Teşekkür ediyorum.
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Devamla) Onun için İç Tüzük ihlalidir.
KAMER
GENÇ (Tunceli) En cahil Meclis başkan vekili bile yapmaz bunu ya!
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Devamla) Yani Meclis Başkanı İç Tüzükü ihlal
ettiği için
BAŞKAN
Evet, sözleriniz tutanağa geçti Sayın Genç En cahil Meclis
başkan vekili bile böyle yapmaz. Tamam.
KAMER
GENÇ (Tunceli) Burada kavasların bir görevi var. Bu görevi de
sağır ve dilsizler yapıyor. Yıllarca böyle yahu! Hiç burada
çalışmadın mı sen?
BAŞKAN
Sayın Şandır, buyurun, aleyhte söz istediniz.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkanım, benim aleyhte söz talebim
yok. Bundan sonra usul tartışmalarını tutanaklardan takip edin efendim, lütfen.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Benim vardı Sayın Başkan.
BAŞKAN
Peki, ne yapalım o zaman Sayın Şandır şu anda?
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Tutanakları bekleyeceksiniz.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkan, lehte benim vardı.
BAŞKAN
Tamam, şu anda ne yapalım yani nasıl çözelim?
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Tutanaklara bakacaksınız, kim lehte, kim
aleyhte istedi bakacaksınız.
Ben,
ne lehte ne aleyhte istemedim.
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Evet, Sayın Başkanım, önce lehte
konuşulması lazım, önce aleyhtekiler konuştu.
BAŞKAN
Anladım da ben yazmadım ki Sayın Kâtip Üye yazdı burada
Sayın Şandır.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Yazmış mı? Bana lütfetmiş,
konuşayım.
BAŞKAN
Sayın Şandır, Sayın Kâtip Üye yazdı.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Tamam, konuşayım.
BAŞKAN
Lütfen
Yani elinizi kaldırdınız diye Sayın Kâtip Üye
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Değerli arkadaşlar, kimse kusura bakmasın
yani
AHMET
YENİ (Samsun) Yazık, yazık!
MEHMET
ŞANDIR (Devamla) Yazık demeyin yani bu konuda Milliyetçi Hareket
Partisi
AHMET
YENİ (Samsun) Ayıp!
MEHMET
ŞANDIR (Devamla) Ahmet Bey, o Ayıp dediğiniz şey
başka bir şeydir, o size mahsus bir hadisedir.
AHMET
YENİ (Samsun) Çok ayıp oluyor!
MEHMET
ŞANDIR (Devamla) Tamam
Lütfen oturun oturduğunuz yerde.
KAMER
GENÇ (Tunceli) Ayıbı gösteririz ona!
MEHMET
ŞANDIR (Devamla) Değerli arkadaşlar, bizim bu kanuna muhalefet
edeceğimizi biliyorsunuz, İç Tüzükün tüm imkânlarını
kullanacağımızı biliyorsunuz. Niye
yadırgıyorsunuz bu türlü gayretleri? Çünkü biz bu kanunu milletimizin
birliği, devletimizin siyasi birliği açısından,
vatanın bölünmez bütünlüğü açısından muhtemel zamanlarda,
ileri zamanlarda çok ciddi tehdit ve tehlikeler getireceğine
inanıyoruz, bunu ifade ediyoruz size. Siz bizi ikna edemediniz bu konuda,
ne Komisyonda ikna ettiniz ne burada getirdiğiniz beyanlarla ikna ettiniz.
Şimdi,
Sayın Başbakanın televizyonlardaki konuşmasını
hazırlatıyorum, burada size dinleteceğim. Diyor ki:
Başkanlık sistemi. E,
başkanlık sistemi olunca tabii ki federal
yapı olacak. diyor. Üstü kaval altı şişhane olmaz tabii.
diyor. Yani, bu meseleyle siz Türkiyeye bir federal yapı
getireceğinizi Sayın Başbakanın ifadesiyle itiraf
ediyorsunuz. Biz de bunun Türkiyeyi böleceğini söylüyoruz. Bu kadar
açık, net değerli arkadaşlar. Birbirimizle akıl
yarışına girmeyelim. Sizin -biliyorsunuz bilmiyorsunuz-
niyetiniz belli, Sayın Başbakan tarafından ifade edilen
niyetiniz var.
Bir
başka iddia daha var, bu husus, Osloda konuşulmuş ve taahhütte
bulunulmuştur, yayınları çıktı bunun. E, şimdi,
biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak Anayasa üzerine yemin etmiş, bu
vatanın bölünmez bütünlüğü üzerine yemin etmiş kişiler
olarak, bir siyasi parti olarak bu yasayı engellemek bizim için namus,
haysiyet meselesidir.
Değerli
arkadaşlar, işin özü bu. Bu yasayı, ümit ediyoruz ki
aklınız başınıza gelir geri çekersiniz, yeniden
düzenlersiniz, gelirsiniz beraber çıkartırız. Bunun için bu
konulardaki
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET
ŞANDIR (Devamla)
İç Tüzük ihlallerine dikkat edilmesi
gerektiğini ifade ediyor, saygılar sunuyorum.(MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkanım
BAŞKAN
Sayın Canikli, buyurun.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) - Sayın Başkanım, kayıtlara
geçmesi için. İç Tüzükün 70inci maddesinde belirtilen stenolarla ilgili
husus sadece kâtip üyelerin yerine bu görevi yeminli stenoların
yapabileceğini düzenlemiştir.
KAMER
GENÇ (Tunceli) Ya, Nurettin senin aklın ermez buna ya! Sayın
Başkan, bu konuşulana bunun aklı ermez. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler) Sayın Başkan bu Tüzük
konuşmasına aklı ermez bunun. Ya burada önemli olan bu Mecliste milletvekilleri
dışında kimsenin olmamasıyla ilgilidir, bunun anlamı o
ya.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) - Sayın Başkanım, burada kavaslarla
ilgili herhangi bir düzenleme yok. Bakın, yıllarca sağır ve
dilsiz kavaslar tarafından bu görev yerine getirildi.
KAMER
GENÇ (Tunceli) Yani, burada milletvekilleri dışında kimse
olamaz, kavas da sağır ve dilsiz olmadıktan sonra olmaz.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Peki, soruyorum: Sağır dilsiz
kavaslarla ilgili bu İç Tüzükte herhangi bir hüküm var mı? Soruyorum
var mı? Yok.
KAMER
GENÇ (Tunceli) Var.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Nerede? Söyleyin, maddesini söyleyin.
KAMER
GENÇ (Tunceli) Sen anlamıyorsun? Anlayışın kıt,
anlayışın.
DİLEK
AKAGÜN YILMAZ (Uşak) Milletvekillerinin dışında herkes
dışarı çıkartılır. diyor. Yanlış yorumluyorsunuz.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Yani, daha önce sağır ve dilsizlerin
yaptığı görevin şimdi yeminli kavaslar tarafından
yerine getirilmesi Genel Kurul kararıyla kayıt altına
alınabilir ve uygulanabilir. Yapılan da budur ve doğrudur
Sayın Başkan.
DİLEK
AKAGÜN YILMAZ (Uşak) Nurettin Bey salon boşaltılır diyor,
boşaltılır.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) - Daha önce niye çıkardınız o zaman
Sayın Canikli?
BAŞKAN
- Teşekkür ediyorum.
Sayın
milletvekilleri
Buyurun,
Sayın Şandır.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkan, affedersiniz.
Sayın
Canikli, konuşunca bir meseleyi Genel Kurulun dikkatine sunmak
mecburiyetindeyim, kayıtlara da geçmesini istiyorum.
Sayın
Canikli arada, televizyonlara bu şehitlerimiz dolayısıyla
çalışmaların ertelenmesi konusu kendilerine sorulduğunda
PKK da Meclisi kapatmak istiyor, muhalefet de Meclisi kapatmak istiyor.
yönüyle bir beyanatta bulunmuştur.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Nerede? Ne zaman?
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Bugün televizyonlarda çıkan beyanatınız.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Ne zaman beyanatta bulundum? Bunun
dışında başka beyanat yok. Meclis Genel Kurulundaki
açıklamalarımızdır, başka yok.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Eğer bu
doğru değilse ifade etmesini gerekli görüyorum ama böyle bir ifadesi
varsa bunu şiddetle kınıyorum.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Hayır, Sayın Başkanım, Genel
Kurulda yaptığımız konuşmaların
dışında bu konuda dışarıda hiçbir ya da arkada,
odada yaptığımız konuşmalar dışında
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Şandır.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Tweette geçen, haberlerde geçen, altyazılarda
geçen bu. Muhalefet de Meclis kapatmak istiyor, PKK da
böyle bir
beyanınızın
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Şandır, burada
yaptığım beyanların dışında kesinlikle
BAŞKAN
Sayın Şandır, Sayın Canikli lütfen yerlerinize oturun.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Sayın
Canikli böyle bir beyanınızın olmadığını
ifade etmeniz yeterli.
KAMER
GENÇ (Tunceli) Var var, öyle diyor.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Kesinlikle söylüyorum ki burada
yaptığımız konuşmanın dışında
herhangi bir beyanımız söz konusu değil. Ne konuştuysak
burada konuştuk.
DİLEK
AKAGÜN YILMAZ (Uşak) Sayın Başkan, kapalı oturuma geçtik
mi?
BAŞKAN
Lütfen, Sayın Canikli oturur musunuz yerinize. Sayın
Şandır, böyle bir usul yok, oturun yerinize lütfen.
Sözleriniz
tutanaklara geçti, anlaşıldı konu.
KAMER
GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, gizli oturumun amacı ne?
DİLEK
AKAGÜN YILMAZ (Uşak) Nasıl bir ciddiyetsizliktir Sayın
Başkan, buraya bakar mısınız. Kapalı oturumda
mıyız şu anda?
KAMER
GENÇ (Tunceli) Gizli oturumun amacı milletvekilleri
dışında ve hükûmet dışında
BAŞKAN
Oturun okuyacağım ben size, oturun.
Sayın
Milletvekilleri, Genel Kurul salonunda stenograflar dışında
kavaslar, ses ve oylama, yoklama sistemiyle ilgili teknik personel, Kanunlar
ve
DİLEK
AKAGÜN YILMAZ (Uşak) Bakın, karşıya bakar
mısınız.
KAMER
GENÇ (Tunceli) Kavası nereden çıkarıyorsun?
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Kavaslar nerede yazıyor Sayın Başkan?
BAŞKAN
Henüz geçmedik ki. Henüz geçmedik ki Beyefendi.
KAMER
GENÇ (Tunceli) Ya, nerede yazıyor kavas?
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Ya, nerede yazıyor kavaslar?
KAMER
GENÇ (Tunceli) Orada Stenograf yazıyor. Stenograf da ancak şeyden
dolayı
BAŞKAN
Kapalı oturuma geçeceğiz
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Kavaslar nerede yazıyor Sayın Başkan
Tüzükte?
KAMER
GENÇ (Tunceli) Elli senelik uygulamayı nasıl
değiştirirsin?
BAŞKAN
-
Kanunlar ve Kararlar Başkanlığı görevlileri de
bulunmaktadır.
70inci
maddenin ikinci fıkrasında, kapalı oturum
tutanaklarının yeminli stenograflarca tutulmasından söz
edilmektedir.
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Başkan, 70inci maddede kavaslar nerede
yazıyor? İç Tüzükte kavaslar nerede yazıyor?
BAŞKAN
Buradaki tutanak hizmeti dışında, diğer hizmetleri
yürütecek personele de ihtiyaç bulunmaktadır.
Madde
gerekçesinden de kamu personelinin şimdiki tatbikatın aksine
dışarı çıkarılamayacağı belirtilmektedir.
KAMER
GENÇ (Tunceli) Oradaki kamu personeli Hükûmetin arkasında oturan
DİLEK
AKAGÜN YILMAZ (Uşak) Sayın Başkan, Gerekçeye mi
bakılıyor her zaman? Gerekçeyi mi oyluyoruz biz?
BAŞKAN
Mecliste görev yapan üç işitme ve konuşma engelli personel
vardır. Bu personel farklı birimlerde görev yapmaktadır. Her
birleşimde kapalı oturum ihtimaline karşı bu personelin
hazır bulundurulması yerine
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Sayın Başkan, terör toplantılarında
niye sağırları getirdiniz?
BAŞKAN
ve kapalı oturumdaki hizmetlerin aksamaması için kavaslara da
diğer personel gibi yemin ettirilmiştir.
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Sayın Başkan, soruma cevap ver cevap!
BAŞKAN
- Uygulama İç Tüzüke uygundur.
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Terör toplantılarında niye
sağırları getirdiniz?
DİLEK
AKAGÜN YILMAZ (Uşak) Gerekçeyi
niye okuyorsunuz?
BAŞKAN
Evet, kapalı oturumda Genel Kurul salonunda bulunabilecek sayın
üyeler dışındaki dinleyicilerin ve görevlilerin
dışarıya çıkmaları gerekmektedir.
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Ya sağır mısın Sayın
Başkan sen ya, duymuyor musun? Duymuyor musun sen! (AK PARTİ
sıralarından Bağırma sesleri, gürültüler)
BAŞKAN
- Sayın idare amirlerinden salonun boşaltımını temin
etmelerini rica ediyorum.
MURAT
YILDIRIM (Çorum) Bağırma!
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Duymuyor musun! Ya, duymuyor musun!
BAŞKAN
Duymuyorum.
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) AKPnin Başkanısın, geç buraya!
BAŞKAN
Yeminli stenografların ve yeminli görevlilerin salonda
kalmalarını oylarınıza sunuyorum...
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Geç buraya AKPnin Başkanıysan! Doğru
söylemiyorsun!
BAŞKAN
-
Kabul edenler
AHMET
YENİ (Samsun) Saygısıza bak ya!
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Saygısız sensin!
BAŞKAN
-
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
KAMER
GENÇ (Tunceli) Yahu, şimdi, kabul edip etmemekle ben
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Terör toplantısında, niye o zaman
sağır dilsizleri getirdiniz, onu açıkla? Nerede yazıyor
kavaslar orada, olmayan şeyi okuyorsun. Meclisi kandırıyorsun!
KAMER
GENÇ (Tunceli) Hayır, hayır, sağır ve dilsiz kavas niye
kadroya alınıyor?
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Sen yakışmıyorsun Meclis
Başkanlığına, yakışmıyorsun!
KAMER
GENÇ (Tunceli) Hayır, şimdi,
sağır ve dilsiz kavas niye kadroya alındı? Başkan, bir
açıklar mısın, sağır ve dilsiz kavaslar niye kadroya
alındı? Bir söyler misin.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Sağır ve dilsiz kavasları ne zaman
kullanacaksınız?
DİLEK
AKAGÜN YILMAZ (Uşak) Sayın Başkan, arkadaki memur
arkadaşlar neden duruyor? Onları da mı oyladınız,
onları da mı oyladınız?
KAMER
GENÇ (Tunceli) Sağır ve dilsiz kavas, niye Meclisin gündemine
alındı? Kapanma Saati: 20.39
XII.- KAPALI OTURUMLAR
BEŞİNCİ
OTURUM
(Kapalıdır)
ALTINCI
OTURUM
Açılma
Saati: 20.45
BAŞKAN: Başkan
Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Tanju ÖZCAN (Bolu)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 21inci Birleşiminin
Altıncı Oturumunu açıyorum.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Başkan, bir ara verin. Kapalı açık
Kapalı
oturum önemli bir müessesedir. Siz hâlâ bunu anlamadınız. Yani ne
için kapalı
? Ara verin; yani böyle bir şey olmaz. AKP
iktidarına böyle hizmet edilmez, kendini küçültüyorsun. Yani ara vermen
lazım.
BAŞKAN Buyurun
Sayın Serindağ.
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Sayın Başkan, bir hususu
açıklamak istiyorum izin verirseniz. Bir dakikalık
BAŞKAN Hangi konuda
açıklayacaksınız Sayın Serindağ?
KAMER GENÇ (Tunceli)
Yahu, kapalı oturuma girildi mi bir ara verilir, salon
boşaltılır, açık oturuma geçince açık oturum
şartları aranır. Sen hiçbir şey yapmadan kapalı
oturuma geçiyorsun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
57.- Gaziantep Milletvekili Ali
Serindağın, kavaslara bir itimatsızlıklarının
söz konusu olmadığına, çabalarının İç Tüzükün
uygulanmasını sağlamak olduğuna ilişkin
açıklaması
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Sayın Başkanım, bizim tüm
çabamız İç Tüzükün uygulanmasıdır. Yoksa kavas
arkadaşlarımızla ilgili herhangi bir güvensizlik sorunumuz yoktur.
Tam tersine biz onlara sonuna kadar güveniyoruz. Yalnız şunu
soruyoruz: Acaba Hükûmetin önerdiği grup toplantılarında bu
kavaslara itimadınız yoktu da mı değiştirdiniz?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum, Sayın Serindağ.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık
ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681,
2/786, 2/820, 2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN Evet,
diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 338 Sıra Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 21. Maddesindeki
dair ibaresinin ilişkin olarak değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Aykut
Erdoğdu (İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge
üzerinde söz isteyen Aykut Erdoğdu, İstanbul Milletvekili.
Buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
AYKUT ERDOĞDU
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
üzerinde tartıştığımız 338 sıra
sayılı Tasarının mahiyetini anlamak için bu
tasarıyı memleket gündemine getiren siyasal hareketin geçmişini
ve uygulamalarını birlikte hatırlamamız gerekiyor.
İktidar partisinin siyasal köklerini oluşturan millî görüş
hareketi kamunun kaynaklarıyla ilk 1994 yerel seçimlerinde
tanıştı. Bu seçimlerde ele geçirilen belediyelerden
İstanbul Belediyesi yeni yöneticilerine imar izinleri, kamu ihaleleri,
imtiyazlar ve ruhsatlar üzerinden inanılmaz fırsatlar sunuyordu.
İstanbul Belediyesinin genç ve umut vaat eden yeni Belediye
Başkanını, Hocasının yerine geçirmek fikri de o zaman
oluşmaya başladı. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
HİLMİ
BİLGİN (Sivas) İSKİden bahset.
AYKUT
ERDOĞDU (Devamla) Yapılan plana göre dönemin İstanbul
Büyükşehir Belediye Başkanı, millî
MUZAFFER
YURTTAŞ (Manisa) Seçimle kazanılan bir şeyi ele geçirmek
olamaz.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen
AYKUT
ERDOĞDU (Devamla)
görüş hareketinin başına geçecek ve
Başbakan olacaktı. Bu büyük amaca ulaşırken her yol
mübahtı, haktı ve helaldi. Bu büyük projenin gerçekleştirilmesi
için kapsamlı bir plan hazırlandı.
İBRAHİM
KORKMAZ (Düzce) Anlat, hırsızlıklarınızı anlat!
AYKUT
ERDOĞDU (Devamla) Bu planın ekonomik boyutuna göre İstanbul
Büyükşehir Belediyesi kaynakları imar
İBRAHİM
KORKMAZ (Düzce) Anlat, İSKİyi miskiyi anlat.
AYKUT
ERDOĞDU (Devamla)
ve ihaleler üzerinden seçilmiş şirketlere
aktarılacak ve bu emanetçi şirketler gelecekte uygulanacak büyük
planın finansörü olacaktı. Model başarıyla uygulandı.
AHMET
YENİ (Samsun) Aykut Bey, İSKİden başla,
İSKİden.
AYKUT
ERDOĞDU (Devamla) Değerli arkadaşlar, şu konuda sizinle
anlaşalım: Biz, yolsuzluk konusundaki her suçlamayı
ahlakımıza kabul ederiz. İSKİ dâhil, bugün, bütün
Cumhuriyet Halk Partisinin belediyeleri dâhil olmak üzere, en ufak bir
şaibe varsa, bütün Cumhuriyet Halk Partisi adına söz veriyorum, sonuna
kadar biz gideceğiz ama aynı sözü Adalet ve Kalkınma Partisi
milletvekillerinden bekliyorum. En ufak iddiada geliyorsunuz, belediyeleri
basıyorsunuz, kameralarla basıyorsunuz ve bu insanların
onurlarıyla oynuyorsunuz.
İBRAHİM
KORKMAZ (Düzce) Uzmansınız, uzman!
AYKUT
ERDOĞDU (Devamla) Bugün, Ankara Büyükşehir Belediyesinin sadece 16
katrilyon ihalesinin yarısı açık ihale, kalan ihalelerinin 4
katrilyon lirasını şirketlerine vermiş değerli
arkadaşlar. 2 katrilyon lirasını hiç kimse duymadan istisnai
ihalelerle yapmışsınız değerli arkadaşlar. Bugün,
hep birlikte bağırıyorsunuz İSKİnin
hesabını verin
İSKİnin hesabını, yapan
ahlaksızlar zaten yargıda verdi, gitti, kendisini ihbar etti.
Peki,
bugün bu yasa tasarısını gündeme getiren Sayın Menderes
Türele soruyorum. Sembol İnşaatın yaptığı
Harbiye Kongre Merkezi işi var değerli arkadaşlar. Harbiye
Kongre Merkezi işi açık ihale yapılmaksızın
pazarlık usulü ihaleyle yaptırılıyor. Alan şirket
sahibi kim? Fettah Tamince, grubunuza son derece destek veren bir iş
adamı, değil mi bu? 300 trilyon para ödeniyor 200 trilyonluk
işe. Sonra bir ihale yapılıyor tekrar, buranın
işletilmesi ihalesi. Üç tane şirket giriyor bu ihaleye. Üçü de Fettah
Tamincenin, üçü de Fettah Tamincenin. 300 trilyonluk binayı 60 bin lira
artı yüzde
GÖKCEN
ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) Yargıda ceza aldı mı da
konuşuyorsun?
KAMER
GENÇ (Tunceli) Ne bağırıyorsunuz?
AYKUT ERDOĞDU
(Devamla) Değerli kardeşim, Deniz Feneri ihalesini, Deniz Feneri
işini yargıya götürdüğümüzde, savcıları görevden alan
bir iktidarın milletvekillisiniz. (CHP sıralarından alkışlar)
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ
(Antalya) Bir tane dosyası yok.
AYKUT ERDOĞDU
(Devamla) - Deniz Feneri savcılarını dışarı
çıkaran bir iktidarın milletvekillerisiniz. Ben, size, yargıya
iletilen dosyadan bahsettim.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ
(Antalya) Yalan söylüyorsun. Belgelerini göster
AYKUT ERDOĞDU
(Devamla) - Üç yıldır, iki milyar dolarlık kömür yolsuzluğu
ihalesini
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ
(Antalya) Bir tanesini göster.
AYKUT ERDOĞDU
(Devamla) Hanımefendi bilmediğiniz bir konuda konuşuyorsunuz,
bilmiyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Devam, devam, hadi devam
AYKUT ERDOĞDU
(Devamla) Bakın, sayın milletvekilleri, buradaki sayın
milletvekili diyor ki Belgelerini çıkar. Değerli milletvekili
kardeşim, belgelerini çıkartamazsam, bu milletvekilliğinden istifa
edeceğim, hep söylüyorum, kapısından bile geçmeyeceğim.
Peki, çıkartırsam, burada benden özür diler misiniz?
SADIK BADAK (Antalya)
İspat et ama burada insanları suçlayamazsın. Doğru olmaz.
AYKUT ERDOĞDU
(Devamla) - Bütün milletvekilleri şahittir, beyefendinin adını
bilmiyorum. Söz veriyorum, söylediğim iddiaları belgelendiremezsem
istifa edeceğim. Peki, ben, belgeleri size sadece gönderirsem
SADIK BADAK (Antalya)
Yolsuzluk olduğunu ispat etmeniz lazım.
AYKUT ERDOĞDU (Devamla) Değerli
kardeşim, yolsuzluk olduğunu ispat edeceğim. Ben boşuna
konuşmam.
SADIK BADAK (Antalya)
İspat et o zaman. Yargıya gideceksiniz, ispat edeceksiniz.
AYKUT ERDOĞDU
(Devamla) - Bakın, şu yaptığınız
O zaman yürekli
olacaksınız, yürekli olacaksın, çıkacaksın
İstifa edeceğim. diyeceksin, yoksa bu suçun şerikisiniz.
SADIK BADAK (Antalya) Çıkacaksın
buraya, karalayacaksın! Bakın, böyle şey olmaz ki! Milletvekili
dokunulmazlığının arkasına
sığınıyorsun.
AYKUT ERDOĞDU (Devamla)
- Bakın ben söylüyorum, hiç gürültüye getirme. İstifa edeceğim,
istifa edecek misin?
SADIK BADAK (Antalya)
Edeceğim, evet.
AYKUT ERDOĞDU
(Devamla) Bakın değerli arkadaşlar, tutanaklara girdi, istifa
edeceğim dedi. Ben, Harbiye Kongre Merkezi ile kömür yolsuzluğunun
belgelerini getireceğim.
SADIK BADAK (Antalya)
Yargıya götür. Yargıda ispat et.
AYKUT ERDOĞDU
(Devamla) - Evet, yargıya giden Deniz Fenerinde ne yaptınız?
Bütün grubunuz ne yaptı? Hiç mi vicdanınız sızlamıyor?
Deniz Fenerinde olanları görmediniz mi? (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
SADIK BADAK (Antalya)
Milletvekili dokunulmazlığının arkasına böyle
sığınılır mı?
AYKUT ERDOĞDU
(Devamla)
namuslu ve dürüst insanları tenzih ediyorum ama bu utanç bir
partinin üzerine kalmamalı diyorum.
SADIK BADAK (Antalya)
Milletvekili dokunulmazlığını kötüye kullanıyorsun.
AYKUT
ERDOĞDU (Devamla) Bu konuşmada daha çok şeyler söyleyecektim
ama takipçisi olacağız.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (CHP Sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunacağım
III.- YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Yoklama talebi var, yerine getireceğim.
KAMER
GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, biraz önce Menderes Türelin bir suistimalinden
bahsetti. Menderes Türel çıksın, suistimali olup
olmadığını buradan
açıklasın. Yani bu Meclisin geleneklerinde o var. Menderes
Türel suistimal yapmış mı yapmamış mı?
Çıksın burada söylesin. Değil mi? Doğrusu o değil mi
arkadaşlar?
Menderes,
neredesin yahu! Çık, burada konuş.
BAŞKAN
Sayın Hamzaçebi, Sayın Serindağ, Sayın Havutça,
Sayın Güler, Sayın Demiröz, Sayın Cengiz, Sayın Acar,
Sayın Aksünger, Sayın Işık, Sayın Özel, Sayın
Öner, Sayın Ediboğlu, Sayın Özgündüz, Sayın Genç,
Sayın Ağbaba, Sayın Canalioğlu, Sayın Gürkan,
Sayın Çıray, Sayın Aydın, Sayın Değirmendereli.
Bir
dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla
yoklamaya başlandı)
KAMER
GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, Menderes Türel sataşmaya cevap
verecek mi vermeyecek mi? Ben utanırım birisi bana karşı
böyle bir suistimal ithamında bulunursa.
(Elektronik cihazla
yoklamaya devam edildi)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık
ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681,
2/786, 2/820, 2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN
- Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkan
22nci
madde üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum
KAMER
GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, 21inci madde üzerinde BDP Grubunun
önergesi var mıydı? Peki, Sayın Başkan, bir şey
söylemek istiyorum, bakın, bir parti grubu burada yok. Türkiye Büyük
Millet Meclisi gruplardan oluşur. Bir parti grubu yoksa burada, siz
müzakerelere devam edemezsiniz. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
Yahu,
sizin daha aklınız ermiyor ki bu gibi şeylere. Burası dört
gruplu bir Meclis.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sisteme girin, sesler anlaşılmıyor gürültüden Sayın
Canikli.
KAMER
GENÇ (Tunceli) Burada bir grup
Sayın Başkan, bakın, bir grup
yoksa müzakereye devam edemezsiniz.
İBRAHİM
KORKMAZ (Düzce) Allah Allah, kapatalım Meclisi!
BAŞKAN
Lütfen, Sayın Genç, ya bunu, lütfen
KAMER
GENÇ (Tunceli) Efendim ama yani Parlamento...
BAŞKAN
Buyurun Sayın Canikli.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
58.- Giresun Milletvekili Nurettin
Caniklinin, somut bilgi ve belge olmadan iddiada bulunulmaması
gerektiğine ilişkin açıklaması
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Teşekkür ederim, Sayın
Başkanım.
Sayın
Başkanım, biraz önce, bir konuşmacı bazı iddialarda
bulundu. Tabii, bu iddialarla ilgili ortaya koyduğu hiçbir somut bilgi,
belge yok; sadece boş bir iddia, boş bir iddia. Tabii, eğer
iddia söz konusu olursa iddia üretmek çok kolay Sayın Başkanım,
herkes, herkes hakkında iddia üretebilir.
KAMER
GENÇ (Tunceli) Yahu, Canikli, sen hep iddia diyorsun. Kendi akrabanı
getirdin Halk Bankası genel müdür yardımcısı yaptın.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) - Herkes, herkes hakkında her şeyi
söyleyebilir. Burada samimi yaklaşım, ciddi yaklaşım
şudur: Gerçekten elinizde bilgi, belge varsa; gerçekten bu noktada
herhangi bir olayı somut
KAMER
GENÇ (Tunceli) Şimdi, evvela, o Tayyipin
O Çalıklara çok büyük
krediler verdi.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun)
olarak ortaya koyabilecek bir husus varsa, onu
getirir konuşursunuz ya da
KAMER
GENÇ (Tunceli) Şimdi o Çalıklar 3 milyar 375 milyon dolarlık
krediyi kimden aldı?
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun)
söz konusu bahsi geçen isimlerin hiçbir tanesinin
dokunulmazlığı yok, varsa samimiyet götürün yargıya,
yargı kararı versin. Bu kadar basit.
Onun
dışında hiçbirinin anlamı yoktur
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun)
hiçbirini ciddiye almak mümkün değildir.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Canikli.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Sayın Başkan, Sayın Grup
Başkan Vekili daha önce de bunu yaptı. Bu meseleyi Sayın Grup
Başkan Vekiliyle bu Meclis kürsüsünde tekrar konuştuk. Kendisine
kömür ihaleleri yolsuzluğundan bahsettim, kendisi yok dedi, basın
aracılığıyla kendisini istifaya çağırdım,
cevap bile vermedi.
Bugün
tekrar ediyorum, ben yine söylüyorum, ben iddialarımın belgelerle
birlikte arkasındayım. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN
Sözleriniz tutanağa geçti zaten.
Teşekkür
ediyorum.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Sayın Başkan Vekilinin görevi,
halkı doğru bilgilendirmektir.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Ben yine söylüyorum, ispat edemezsem istifa
edeceğim. O arkadaş istifa edecektir
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Mahkemeye götür, yargı orada, yargıya
götür, yargı karar verir.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Deniz Feneri Davası yargıya gitti
beyefendi. Tarafınızdan yapılan müdahaleyle yetimin
hakkının yenildiği yolsuzluğu kapattınız. Bu
ayıp da size yeter.
BAŞKAN
Sayın Erdoğdu, anlaşıldı.
22nci
maddede CHP ve MHP gruplarına mensup milletvekillerince verilen
önergelerin kapalı oturumda görüşülmesine dair İç Tüzükün
70inci maddesine göre verilmiş bir önerge vardır.
Kapalı
oturum istemine dair önergeyi okutuyorum
KAMER
GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, Çalıklara 375 milyon dolar
krediyi veren Caniklinin akrabası bir kişidir. O,Halk
Bankasının Ankara şubesindeydi, sonra getirdi genel müdür
yardımcısı yaptı.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Tam anlamıyla bir yalandır! Yalan
serilerinden bir tanesidir. Böyle bir durum söz konusu değildir!
KAMER
GENÇ (Tunceli) Hayır, yalan değil!
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Ama Sayın Başkan, sürekli yalan
üretiyor, yalan üretiyor!
KAMER
GENÇ (Tunceli) Efendim, yani bu çok önemli
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Yalan, resmen yalan! Açıkça söylüyorum
KAMER
GENÇ (Tunceli) Bakın, yalan değil, doğrusunu söylüyorum.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Yalandır! Yalandır!
KAMER
GENÇ (Tunceli) 375 milyon dolar Çalıklara Halk Bankasında kredi
veren Caniklinin akrabasıdır, Ankarada verdi, ondan sonra
getirdiler genel müdür yardımcısı yaptılar. Böyle bir
şey olur mu ya!
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkanım, burada söylüyorum,
ilan ediyorum, kayıtlara da geçiyor, söylediği yalandır, hem de
kuyruklu yalan! Ayıptır ya!
KAMER
GENÇ (Tunceli) Kuyruklu yalan değil, doğru.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Kuyruklu yalan! Söylüyorum, gitsin dava
açsın. Yalan üretme makinesi.
KAMER
GENÇ (Tunceli) Kuyruğunu sen taktın, doğruya kuyruk
taktın.
BAŞKAN
Sayın Genç, lütfen oturun.
VI.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
C) Önergeler (Devam)
2.- Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 20 arkadaşının, 338 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 22nci maddesi üzerinde CHP
Grubu milletvekillerince verilen önergenin kapalı oturumda
görüşülmesine ilişkin önergesi
Kapalı
oturum önergesini okutuyorum:
TBMM
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 338 S. sayılı Kanun Tasarısının 22. maddesi
üzerinde verilen CHP grubu önergesi müzakerelerinin İçtüzüğün 70.
maddesi gereği ekli gerekçede belirtilen hususlardan dolayı
Kapalı oturum usulü ile yapılmasını arz ederiz.
BAŞKAN
Mehmet Şandır, Mersin? Burada.
Sadir
Durmaz, Yozgat? Burada.
Hasan
Hüseyin Türkoğlu, Osmaniye? Burada.
Mehmet
Erdoğan, Muğla? Burada.
Enver
Erdem, Elâzığ? Burada.
Mesut
Dedeoğlu, Kahramanmaraş? Burada.
Cemalettin
Şimşek, Samsun? Burada.
Emin
Çınar, Kastamonu? Burada.
Seyfettin
Yılmaz, Adana? Burada.
Ali
Öz, Mersin? Burada.
Zuhal
Topçu, Ankara? Burada.
Alim
Işık, Kütahya? Burada.
Ruhsar
Demirel, Eskişehir? Burada.
Mustafa
Erdem, Ankara? Burada.
Mustafa
Kalaycı, Konya? Yok.
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Takabbül ediyorum.
Yusuf
Halaçoğlu, Kayseri? Burada.
Celal
Adan, İstanbul? Burada.
Ali
Torlak, İstanbul? Burada.
Bahattin
Şeker, Bilecik? Burada.
Erkan
Akçay, Manisa? Yok.
OKTAY
ÖZTÜRK (Erzurum) - Takabbül ediyorum.
BAŞKAN
Diğer önergeyi okutuyorum.
3.- Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 20 arkadaşının, 338 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 22nci maddesi üzerinde MHP Grubu
milletvekillerince verilen önergenin kapalı oturumda görüşülmesine
ilişkin önergesi
TBMM
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 338 S.sayılı Kanun Tasarısının 22. Md. üzerinde
verilen MHP grup önergesi müzakerelerinin İçtüzüğün 70. Md.
gereği ekli gerekçede belirtilen hususlardan dolayı Kapalı
oturum usulü ile yapılmasını arz ederiz.
Mehmet Şandır,
Mersin? Burada.
Sadir Durmaz, Yozgat?
Burada.
Mehmet Erdoğan,
Muğla? Burada.
Ali Uzunırmak,
Aydın? Burada.
Hasan Hüseyin
Türkoğlu, Osmaniye? Burada.
Enver Erdem,
Elâzığ? Burada.
Mesut Dedeoğlu,
Kahramanmaraş? Burada.
Cemalettin
Şimşek, Samsun? Burada.
Emin
Çınar, Kastamonu? Burada.
Seyfettin
Yılmaz, Adana? Burada.
Ali
Öz, Mersin? Burada.
Mustafa
Kalaycı, Konya?
OKTAY
ÖZTÜRK (Erzurum) - Takabbül ediyorum.
Yusuf
Halaçoğlu, Kayseri? Burada.
Mustafa
Erdem, Ankara? Burada.
Celal
Adan, İstanbul? Burada.
Ali
Torlak, İstanbul? Burada.
Bahattin
Şeker, Bilecik? Burada.
Sümer
Oral, Manisa? Burada.
Necati
Özensoy, Bursa? Burada.
Erkan
Akçay, Manisa?
REŞAT
DOĞRU (Tokat) - Takabbül ediyorum.
Ali
Halaman, Adana? Burada.
BAŞKAN Kapalı
oturumda, Genel Kurul salonunda bulanabilecek sayın üyeler
dışındaki dinleyici ve görevlilerin dışarıya
çıkmaları gerekmektedir.
Sayın idare
amirlerinden salonun boşaltılmasını temin etmelerini rica
ediyorum.
Yeminli
stenografların ve diğer yeminli görevlilerin salonda
kalmalarını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kapanma
Saati: 21.03
XII.- KAPALI OTURUMLAR
YEDİNCİ,
SEKİZİNCİ ve DOKUZUNCU OTURUMLAR
(Kapalıdır)
ONUNCU OTURUM
Açılma Saati: 21.34
BAŞKAN: Başkan Vekili
Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Tanju ÖZCAN (Bolu)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 21inci
Birleşiminin Onuncu Oturumunu açıyorum.
KAMER
GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, böyle açamazsınız. Oturumu
açmak için önce dışarı çıkıp, sonra gelip
açacaksın. Bunu biraz öğrenin. Çok eziliyorsun, yazık sana,
acıyorum. Oturumu açmak için evvela dışarı çıkıp
ondan sonra gelip açacaksın.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık
ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681,
2/786, 2/820, 2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN
22nci madde üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
338
sıra sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı'nın 22. Maddesi'nin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Değişiklik
Önergesi:
Madde
22- "5302 sayılı Kanunun 25inci maddesinin birinci
fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"il
encümeni valinin başkanlığında, genel sekreter ile il genel
meclisinin her yıl kendi üyeleri arasından seçeceği dört üye ve
valinin her yıl birim amirleri arasından seçeceği iki üyeden
oluşur."
Hasip Kaplan Pervin
Buldan İdris
Baluken
Şırnak Iğdır Bingöl
Erol Dora Altan
Tan
Mardin Diyarbakır
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 338 Sıra Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 22. maddesi ile
değiştirilen 5302 sayılı Kanunun 25. maddesinin 1.
Fıkrasında yer alan "üye ve valinin her yıl birim amirleri
arasından seçeceği iki" ibaresinin madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ali Serindağ Birgül Ayman
Güler Muharrem
Işık
Gaziantep İzmir Erzincan
Ali Haydar Öner Candan
Yüceer Celal
Dinçer
Isparta Tekirdağ İstanbul
Gökhan Günaydın Namık
Havutça Mehmet
S. Kesimoğlu
Ankara Balıkesir Kırklareli
Ömer Süha Aldan
Muğla
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
"Büyükşehir
Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin;
Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Malatya Milletvekili Öznur
Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu"nu ihtiva eden 338 sıra sayılı
tasarının 22. maddesinin Tasarı metninden
çıkartılmasını arz ederiz.
Mehmet Erdoğan Enver
Erdem Alim
Işık
Muğla Elâzığ
Kütahya
Sadir Durmaz Nevzat
Korkmaz Hasan
Hüseyin Türkoğlu
Yozgat Isparta Osmaniye
Özcan
Yeniçeri
Ankara
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALPASLAN KAVAKLIOĞLU (Niğde)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM
(İzmir) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Önerge üzerine söz isteyen Özcan Yeniçeri, Ankara Milletvekili. (MHP
sıralarından alkışlar)
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; önümüzde devlet yetkili Büyükşehir Belediyesi Yasa
Tasarısı var, onun üzerinde konuşuyoruz. Tabii, bu
Genel Kurulda ne konuşulursa konuşulsun, eğer konuşanlar
muhalefetten geliyor ise onu dinleyen ya da onu dikkate alan bir iktidar veya
sorumlu bir algı yok. Onun için, Can ararsan, cansın / Nan ararsan,
nansın / Bu nükteyi anla ki / Ne ararsan, ondansın!. Mevlânâ öyle
diyor ve bu söylemden şunu çıkarmamız mümkün: Demek ki burada
meydana gelen hadiseler, doğrudan doğruya körler sağırlar
diyaloğuna Türkiye Büyük Millet Meclisini çevirmenin sonucu olarak ortaya
çıkıyor.
Şimdi, dünyada büyük
bir gelişme ve büyük bir dizayn var. Her tarafımız dizayn ediliyor.
Suriye dizayn ediliyor. Libya, Tunus -aklınıza gelecek- Bahreynden
tutun ve bugün içinde bulunduğumuz coğrafyanın neredeyse
tamamına yakını yeni operasyonlarla karşı
karşıya. Zannediyor musunuz ki Türkiye bu operasyonlar
dışı tutuluyor ve bu operasyonlardan hiç etkilenmeyecek
şekilde yürütülüyor? Hayır, Sayın Cumhurbaşkanı
zamanında ifade etti: Siz kendinizi değiştirmezseniz, daha
doğrusu siz yapmazsanız başkaları gelir yapar. O hâlde ne
yapılması gerekiyor? Biz kendi ellerimizle nasıl dizayn edilmesi
gerekiyorsa bunu yapalım. Bunun programını kim koydu oraya?
David Phillips koydu. Ne dedi David Phillips? Dedi ki: Eğer siz özerk
Kürdistan, demokratik özerklik derseniz halk bunu kabul etmez. Bunu bu
şekilde söylemeyin. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi adı
altında bu meseleyi gündeme getirirseniz hem halkın tasvibini
alırsınız hem de bazı şeyleri gözden
kaçırırsınız. Türkiye bugün yasal, yapısal, siyasal,
anayasal bir biçimde değiştiriliyor ve kendi ellerimizle kendi
ayaklarımızı bağlıyor, kendi
bastığımız dalı kesiyoruz. Bu, çok açık ve net.
Getirilen tasarı
Yani biz mi vehim içindeyiz? Biz mi hiçbir şeyi
görmüyoruz? Biz mi anlamıyoruz olup biteni ya da sizin mi gözleriniz kör,
kulaklarınız sağır hâle geldi? Şimdi, bunu çok
açık bir şekilde söyleyelim: Eğer bundan sonra olayların
daha şiddetli bir şekilde gelişmesi söz konusu olursa
doğrudan doğruya bu tasarıların altına, bu
yasaların altına imza atanlar bundan doğrudan sorumlu
olacaklardır. Biz Osmanlıyı böyle kaybettik, biz o topraklardan böyle
çekildik. Meclisi Mebusanda da sizin gibi insanlar vardı ve ne söylenirse
onlara, tamamen kör ve sağır davranıyorlardı ama gittikten
sonra
Bulgaristan öyle gitti, Makedonya öyle gitti, Girit öyle gitti, gitti de
gitti. Ve dolayısıyla, her şeyin bir başlangıcı,
her şeyi yerinden oynatan bazı unsurlar var. Bunları dikkatli
bir biçimde irdeleyerek cevap vermek gerekiyor.
Şimdi,
bu tasarı üzerinde biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak söylenmesi
gereken ne varsa söyledik, söylemeye devam ediyoruz,
sakıncalarını anlattık. Bu yasa tasarısıyla
bölgesel, merkeziyetçi bir yapı meydana getiriliyor, otorite içinde
otorite oluşturuluyor. Dağların, tepelerin ardındaki
köylere bu yasayla hizmet götürme imkânı büyük ölçüde yok olacaktır.
Onlarca yıllık deneyime dayanan mevcut idari yapı bir anda
değiştiriliyor. Yeni yetkiler, yeni sorumlular, yeni yapılar
oluşturuluyor. Yeni yasayla vatandaşların sorunlarının
muhatabının kim olduğunu öğrenmesi bile başlı
başına bir sorun olacaktır. Köylerin, mahallelerin, ilçelerin,
yeni düzende, kendilerini tanıma ve tanımlamaları bile bir sorun
hâline gelecektir. Birikim ve deneyim bu yasayla anlamsız hâle
getirilmiş oluyor. Hâlbuki tecrübe parayla satın alınamayacak
kadar önemli bir olgudur. Bu yasanın güneydoğuda yaracağı
kâbus inanılmaz olacaktır. Daha bir hafta önce Diyarbakır
Belediye Başkanının veya Diyarbakır Belediyesinin kepenk
kapatmayan esnafa zabıtalarını göndererek ceza tehdidinde
bulunduğunu ilin valisi söyledi. Bu yasayla devlet yetkisiyle
donatılmış olacak olan Diyarbakır, Mardin, Van
belediyelerinin ülkenin bütünlüğü bakımından nasıl bir
sonuç ortaya çıkaracağını söylemeye bile gerek yoktur.
Ey
Hükûmet! Size defalarca hem televizyondan hem de basın
toplantılarıyla seslendik: Şu Suriyeye frensiz kamyon gibi
dalmayın. Suriyeyi tanımıyorsunuz, oraya
karışırsanız oradan Türkiyeye ancak sorun,
sıkıntı, bela ithal edersiniz. dedik, dinlemediniz. Şimdi,
Türkiyedeki mülteci sayısının
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖZCAN
YENİÇERİ (Devamla) -
300 bine çıkabileceği söylenmeye
başlandı. Aynı uyarıyı bu yasa tasarısı için
yapıyoruz. Gözlerinizi, kulaklarınızı açın. Buradan
yüksek sesle, defalarca söyledik.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - Bu
tehlikeli bir tasarıdır, bu tasarı ülkenin
Yarın,
çatışmaya sebep olacak, etnik problemlere sebep olacak sonuçlar
ortaya çıkacaktır. Bundan da doğrudan doğruya siz sorumlu
olacaksınız.
BAŞKAN
Sayın Yeniçeri, Lütfen. (MHP sıralarından alkışlar)
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 338 Sıra Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 22. Maddesi ile
değiştirilen 5302 sayılı Kanunun 25. maddesinin 1.
Fıkrasında yer alan "üye ve valinin her yıl birim amirleri
arasından seçeceği iki" ibaresinin madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ali Serindağ
(Gaziantep) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALPASLAN KAVAKLIOĞLU (Niğde)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM
(İzmir) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Ömer Süha Aldan.
BAŞKAN
Ömer Süha Aldan, Muğla Milletvekili
(CHP sıralarından
alkışlar)
ÖMER
SÜHA ALDAN (Muğla) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
bu tasarı iki temel anlayışın ürünüdür. Bunlardan birinci
grubun niyeti sahil kentlerindeki yerel yönetimleri ele geçirmeye
odaklıdır. Bunun yolu açık. Madem çoğu kentin bütününde en
çok oyu alan partiyiz, o hâlde belediye başkanını da en yüksek
oy alan partiye kazandırmanın yolu bütünşehirden geçer.
mantığından yola çıkılmış.
Öte
yandan, yıllardır bakanlık yapmış ve bir kez daha
milletvekilliği yapamayacakları anlaşılanlara da eski
koltuklarını aratmayacak, yeni cakalı yerler açma çabası da
işin diğer bir yönüdür.
Bir
de, Recep Tayyip Erdoğanın ikbali meselesi var. Onun Çankayaya taşınmak
gibi, şiddetli bir arzusu malum. Lakin, o gidince AKPnin ikbali
endişe konusu. Öyle ya, Recep Tayyip Erdoğan, partisinin önünde bir
kimlik. Plan belli: Önce yerel seçimi
gücümüzü koruduğumuz 2013ün sonbaharında ve de bütünşehir
projesini içerecek biçimde yapalım. Bedelli askerlik, 2/B, köprü, yol
satışından elde edilen gelirleri harcayarak seçmenin gözünü
boyayıp, milliyetçi söylemler ve idam ipini devralma girişimleriyle,
keza, muhalefete ağır baskılar, şantajlar ve CD
operasyonları uygulayarak 29 derebeyi yaratalım. Arkasından, bu
oy gücü ve yeni derebeylerinin kent üzerindeki hâkimiyetine dayalı olarak
sıra gelsin içinde partili devlet başkanlığı da
bulunan yeni anayasa referandumuna. İdam ipinin ucunu tutarak, sahte
özgürlük ve milliyetçi söylemlerle, 12 Eylül 2010 günü yapılan
referandumda olduğu gibi, pek çok aymazı kandırabilirsek geriye
tek bir şey kalır, o da partili devlet başkanının da
seçileceği erken bir genel seçim. Recep Tayyip Erdoğan Çankayaya
avdet eder, onun sayesinde parti de erozyona uğramaz! AKP
milletvekillerinin çoğunluğunun içine sinmese de tasarıya
verdikleri destek bundandır.
Evet,
plan bu. Lakin bu yola çıkıldığında son Anayasa
değişikliğine ilişkin oylama sonucuna bakılırsa
arabanın bir lastiği patlamıştır. Şimdi, B planının
izlerini görüyoruz. Anlaşılan o ki yeni anayasa referandumu ile yerel
seçim takvimi yer değiştirmiştir. Lakin şu unutulmasın
ki gelen günler bu arabanın diğer lastiklerinin de patladığı
günler olacaktır.
İkinci
çıkar odağının niyeti Türk köylüsünü köyünden kopararak
topraksızlaştırma ve kent varoşlarında geçim derdine
düşmüş ucuz iş gücü hâline dönüştürmektir. Tarım ve
hayvancılıkta son on yıldır uygulanan ve her geçen gün
köylüyü bitiren, sosyal yardımlara muhtaç eden projeler tesadüf
değildir. Yabancılara toprak satışı alanının
köylere uzanması, 2/B arazilerinin hak sahiplerince alınamayacak bir
ortama getirilmesi, tarım ürünü ve hayvan ithalatına mahkûm edilmemiz
de tesadüf değildir. Dolayısıyla bu tasarının
altında yatan anlayış da köylünün marabalaşarak
çağdaş egemenlerin ucuz iş gücü hâline dönüşmesine
aracılık etmekten ibarettir.
Bu
tasarının içeriğine ilişkin görüşlerime gelince:
Tasarının gerekçesinde yer alan ve tanımlamada bulunan yerinden
yönetim, katılımcı, saydam ve yurttaş odaklı
gibi kavramlar birer palavradan ibarettir. Aslında, bu tasarıyı;
finansman, büyük yatırım ve rant kavramlarıyla
değerlendirmek daha doğrudur. Belediyeciliği sadece parasal
boyutta gören bir anlayışın yerinden yönetime bakış
açısının ne denli sığ olduğunu ifade etmek
isterim. Bu tasarıda birey yoktur kırsalda yaşayanların
özgürlüğü ellerinden alınmaktadır, bireyin seçtiği
kişiyle olan teması kesilmektedir. Yine, bu tasarıda hizmeti
yurttaşın ayağına götürmek yerine, yurttaşı
hizmet verilen yere gelmeye zorlama yaklaşımı vardır. Bu
tasarıyla gerçekleşmesi arzulanan proje, kentleri köyleştirme
projesidir. Oysa, kent ve köy kültürleri birbirinden ayrıdır. Kırsalda
yaşayanlar, yeterince hizmet alamayınca, hizmetin
yoğunlaştığı kent merkezlerine göç etmek zorunda
kalacaklardır. Bu, kentlerin gelişmesi değil, şişmesi
sonucunu doğuracaktır. Bu şişme, ekonomik, kültürel ve
sosyal farklılığa sahip kitleler arasında çatışma
ortamı yaratacak ve önü alınamayan sosyal olaylarla
karşılaşılacaktır. Oysa, Türkiyenin tersine göç
dalgasıyla karşılaşacağı bir ortam
yaratılmalıdır. Gelecekte büyükşehir belediyelerinin tek
işi aç yığınları doğurmak olursa hiç
şaşırmayalım diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
338 sıra
sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı'nın 22. Maddesi'nin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Değişiklik
Önergesi
Madde
22- "5302 sayılı Kanunun 25 inci maddesinin birinci
fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"il
encümeni valinin başkanlığında, genel sekreter ile il genel
meclisinin her yıl kendi üyeleri arasından seçeceği dört üye ve
valinin her yıl birim amirleri arasından seçeceği iki üyeden
oluşur."
Pervin Buldan
(Iğdır) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALPASLAN KAVAKLIOĞLU (Niğde)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM
(İzmir) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Demokrasilerde seçilmişlerin
iradesi, atanmışlardan üstündür. Karar mekanizmalarının
seçilmişler ve atanmışlar şeklinde oluştuğu
yapılarda, seçilmişlerin çoğunlukta olması bir
zorunluluktur.
Bu
nedenle maddede vali ile birlikte 3 e 3 olarak belirlenen dengenin
seçilmişler yönünde bozulması, demokratik mekanizmaların
sağlamlaştırılması açısından, il genel
meclisinden ekstra bir üye encümene eklenmiştir.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunacağım.
III. YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN
Yoklama talebi var, yerine getireceğim.
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Serindağ, Sayın Güler, Sayın Aldan,
Sayın Ediboğlu, Sayın Gümüş, Sayın Işık,
Sayın Aksünger, Sayın Özbolat, Sayın Acar, Sayın Cengiz,
Sayın Akova, Sayın Genç, Sayın Çıray, Sayın
Tamaylıgil, Sayın Kaleli, Sayın Kaplan, Sayın Erdoğdu,
Sayın Canalioğlu, Sayın Öğüt.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık
ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681,
2/786, 2/820, 2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN
- Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Sayın
milletvekilleri
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, efendim
usulle ilgili bir konuyu dikkate getirmek istiyorum.
Biraz
önce iki adet önerge dağıtıldı. Bu önergelerden birincisi
tasarının 26ncı maddesinde değişiklik öngörüyor. Bir
diğeri geçici 1inci maddede değişiklik öngörüyor.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) 28
BAŞKAN
28di galiba Sayın Hamzaçebi.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) 28inci madde
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Pardon, 26 değil, 28inci
madde.
28inci
maddeyle ilgili değişikliği ayrıca
tartışacağız. Onun hangi belediyeye yönelik olarak
getirildiğinin açıklamasını isteyeceğiz. Yani bu
sürekli oynanan bir önerge. Biraz önce dağıtılan ilk önerge
setinde, iktidar partisi grubu o maddenin, tasarıdaki 28inci maddenin
tasarıdan çıkarılması yönünde bir önerge
getirmişlerdi, dağıtılan önerge setinde o vardı.
Şimdi, öyle anlaşılıyor ki, birtakım görüşmeler
sonucunda o maddede bir başka değişiklik öngörülüyor. Bunu konuşacağız.
Ancak
dağıtılan geçici 1inci maddeye ilişkin önergede eksiklik
var. Şimdi, önerge dağıtıldı zannediliyor,
Dağıtıldı. denecek ama ekindeki listeler
dağıtılmış değil. Ya bu önergeyi
dağıtmayın Sayın Başkan ya da tam
dağıtın.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Biz verdik, ekli liste var.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Hayır, eki listeler
dağıtılmış değil.
SADİR
DURMAZ (Yozgat) Burada yok.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Hayır, biz verdik oraya da
Biz verdik.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Bir saniye
İktidar
partisi grubu Verdik. dediği
hâlde dağıtılmamasının gerekçesi nedir, onu
öğrenmek istiyoruz o zaman.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Biz verdik.
BAŞKAN
Kanunlar da dağıtıldığını söylüyor ama
bilmiyorum.
SADİR
DURMAZ (Yozgat) Yok burada.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Hayır, burada yok.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Bu özeti zaten. Daha önce
dağıtıldı.
BAŞKAN
Dağıtıldığını söylüyorlar Sayın
Hamzaçebi.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Bu özeti.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Hayır, burada
dağıtılan önerge seti serisinde onu görmüyoruz.
SADİR
DURMAZ (Yozgat) Önergeler burada. Bunun içinde de yok Nurettin Bey.
BAŞKAN
Özetinin dağıtıldığı söyleniyor Sayın
Hamzaçebi. Beş yüz kelimeyi geçtiği
için
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Efendim, tasarıya ekli
birtakım cetvelleri değiştiriyor önerge.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Doğru.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Ama değişikliği görmüyoruz.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Ama yani gerekçe beş yüz kelime olacak Sayın
Başkan.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) O beş yüz kelimeyi geçtiği için önerge
özeti... Üzerinde baktığınız zaman görürsünüz.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Efendim, gerekçenin özeti, gerekçe beş yüz kelime
olacak.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Hayır, gerekçede sayıyor
değişikliği ama cetvelin kendisini görmüyoruz.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Hayır, dağıtıldı. Daha
önceki
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Efendim, hayır,
dağıtılan önerge seti içerisinde yok.
Sayın
Başkan, bu dağıtılan önerge setiyle işlem
yapılması mümkün değildir efendim.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Hayır efendim, o maddenin görüşmelerine
kadar dağıtılabilir, değiştirilebilir.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, ayrıca
İç Tüzüke göre
Tabii o maddede hangi tutumu takınacaksınız
bilemiyorum, Emlak Vergisi Kanununda değişiklik öngören bir önergedir
bu. Emlak Vergisi Kanunu söz konusu tasarıda yoktu. İç Tüzüke göre,
87nci maddeye göre, tasarıda yer almayan herhangi bir kanunla ilgili bir
değişikliğin önergeyle getirilmesi mümkün değildir.
SADİR
DURMAZ (Yozgat) Sayın Menderes Türel iddia etmişti burada, kürsüde
Emlak vergisi de yok. demişti. Yoksa, bu önerge niye geliyor?
BAŞKAN
Sayın Hamzaçebi, madde gelince tartışılır bunlar.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Şimdiden dikkatlerinize
sunuyorum.
BAŞKAN
Tamam, hay hay, peki.
Evet,
22nci madde oylamasının, açık oylama şeklinde
yapılmasına dair bir önerge vardır, önergeyi okutup imza
sahiplerini arayacağım:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 338 S. Sayılı Kanun Tasarısının 22nci Md.sinin
oylamasının İçtüzüğün 143 Md. gereği ekli gerekçede
belirtilen hususlardan dolayı açık oylama usulü ile yapılmasını arz
ederiz.
BAŞKAN
Mehmet Şandır? Burada.
Sayın
Oğan? Yok.
ALİ
HALAMAN (Adana) Tekabül ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Halaman tekabül etti.
Sayın
Durmaz? Burada.
Hasan
Hüseyin Türkoğlu? Burada.
Mehmet
Erdoğan? Burada.
Enver
Erdem? Burada.
Mesut
Dedeoğlu? Burada.
Cemalettin
Şimşek? Burada.
Emin
Çınar? Burada.
Seyfettin
Yılmaz? Burada.
Ali
Öz? Burada.
Zühal
Topcu? Yok.
REŞAT
DOĞRU (Tokat) Tekabül ediyorum.
BAŞKAN
Tekabül edildi.
Alim
Işık? Burada.
Ruhsar
Demirel? Burada.
Mustafa
Erdem? Burada.
Mustafa
Kalaycı? Burada.
Yusuf
Halaçoğlu? Burada.
Kemalettin
Yılmaz? Burada.
Celal
Adan? Burada.
Bahattin
Şeker? Burada.
Ali
Torlak? Burada.
Erkan
Akçay? Burada.
Evet,
açık oylamanın şekli hakkında Genel Kurulun
kararını alacağım.
Açık
oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, 338 sıra sayılı Tasarının 22nci
maddesinin açık oylama sonucu:
Oy
Sayısı |
: |
238 |
|
Kabul |
: |
236 |
|
Ret |
: |
2(x) |
|
Kâtip Üye Mine Lök Beyaz Diyarbakır |
Kâtip Üye Tanju Özcan Bolu |
Böylece 22nci madde kabul
edilmiştir.
23üncü madde üzerinde iki
adet önerge vardır, okutacağım ancak bu önergeler aynı
mahiyette.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Başkan, konuşmalarınızı hiç dinleyemiyoruz,
duymuyoruz, biraz sesin çıksın. Eğer
sağlığın müsait değilse bırak burayı ya!
BAŞKAN - Bu
önergeleri okutacağım ve birlikte işleme alacağım.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Böyle bir şey olmaz ya!
BAŞKAN - Talepleri
hâlinde önerge sahiplerine ayrı ayrı söz vereceğim veya
gerekçelerini okutacağım.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338
Sıra Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Kâtip Üye biraz yavaş okusun efendim, anlamıyoruz.
Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 23. maddesinin
Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz
KAMER GENÇ (Tunceli)
Yavaş oku Hanımefendi, yavaş oku ya!
İHSAN ŞENER
(Ordu) Kulağın sağır, kulağın
Mehmet
Volkan Canalioğlu
Ali Serindağ Birgül
Ayman Güler
Trabzon
Gaziantep
İzmir
Muharrem
Işık Ali
Haydar Öner Candan
Yüceer
Erzincan
Isparta Tekirdağ
Celal
Dinçer Gökhan
Günaydın Namık
Havutça
İstanbul
Ankara Balıkesir
Mehmet
S. Kesimoğlu
Kırklareli
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Başkan, okuduklarını anlamıyoruz efendim, böyle
bir şey olur mu? Yavaş okusun.
Aynı mahiyetteki
diğer önergenin imza sahipleri:
Enver
Erdem Mehmet
Erdoğan Alim
Işık
Elâzığ Muğla Kütahya
Sadir
Durmaz Ali
Öz Mustafa
Kalaycı
Yozgat
Mersin Konya
BAŞKAN Komisyon
aynı mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM
(İzmir) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Evet, önerge
üzerinde söz isteyen?
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) Sayın Ali Öz
KAMER GENÇ (Tunceli)
Okunan önerge anlaşılmıyor, Başkanın
konuşmaları anlaşılmıyor.
Sayın Başkan,
vallahi istirahat et ya, konuşmaların anlaşılmıyor!
BAŞKAN Ali Öz,
Mersin Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)
ALİ ÖZ (Mersin)
Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 23üncü maddeyle ilgili önerge üzerinde Milliyetçi Hareket
Partisi adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi
saygılarımla selamlıyorum.
Görüştüğümüz
yasa, yaklaşan mahallî idareler seçimi öncesinde, yerel yönetimlerin
farklı kademelerinde çok ciddi sorunlara yol açacaktır. Pek çok
kesimin görüş ve düşünceleri alınmadan özensiz bir şekilde,
âdeta milletten ve milletvekillerinden kaçırılarak
hazırlanıp yüce Meclise sunulmuştur.
Yasa
tasarısına baktığımızda 1.582 belde belediyesinin
bir kısmı büyükşehir kapsamına alınarak, bir
kısmı da nüfusu 2 binin altında kaldığı
gerekçesiyle kapatılmaktadır. Ayrıca, büyükşehir
yapılan 29 ildeki il özel idareleriyle, bu illerdeki 16.082 köy tüzel
kişiliği kaldırılarak mahalleye dönüştürülmektedir. 29
ilin büyükşehir belediye sınırı il mülki
sınırı olacak şekilde genişletilmekte, yeni
büyükşehir olacak 13 ilde 23 yeni ilçe kurulmaktadır.
Yerel
yönetimlerin güçlendirilmesine, hizmetlerini sunmasındaki hız, kalite
ve kapsamı makul seviyeye çıkarmak maksadıyla alınacak iyi
niyetli tedbirlere ve yeni oluşacak olan büyükşehirlere
karşı çıkmak elbette imkânsızdır. Ancak tasarıyla
ülkemiz, mahallî idareler üzerinden bir ayrışma tuzağına
çekilmektedir. Türk yönetim sisteminin temel dayanağı olan merkezî
kontrol ve üniter özellikler ortadan kaldırılmaya
çalışılmaktadır.
Büyükşehir
kanun tasarısıyla, federe devlet modelinin altyapısı
oluşturulmak istenmektedir. Pek çok açıdan Anayasaya
aykırılıkların söz konusu olduğu bu düzenleme, Türk
idare sisteminin esaslarıyla taban tabana zıtlıklar
içermektedir.
Bu
düzenlemeyle 29 ilde il özel idareleri kaldırılmakta, büyükşehir
sınırları il sınırlarına genişletilerek il
idaresi sistemi zaafa uğratılmaktadır. Büyükşehir belediye
sınırlarının il sınırları ile
örtüştürülmesi, resmen bölge sistemine geçiştir. Bu sistem,
yerelleşme iddiasıyla genelleşme yapan bir sistemdir.
Tasarıyla
1582 belde belediyesi lağvedilmekte, belde halkının hizmete
erişimi engellendiği gibi, en tabii hakkı olan yönetime
katılım ve hesap sorabilme hakkı da elinden
alınmaktadır.
Aynı
şekilde, 29 büyükşehir bünyesindeki 16.082 köy tüzel
kişiliği kaldırılarak sosyal, ekonomik ve kültürel
açıdan ciddi sıkıntılara kapı aralanmaktadır.
Köylerin
mahalleye dönüştürülmesiyle köy tüzel kişiliklerine ait olan köy
varlıklarına el konulmakla kalınmayıp köylünün, köye ait
maddi ve manevi değerleri koruma direnci yok edilerek, yağma ve
talana zemin hazırlanmaktadır.
Aidiyetleri,
hatıraları ve manevi izleri ortadan kaldıracak bu düzenlemeyle,
köylünün şehirlilerle aynı vergi ve yükümlülüklere tabi
kılınması yoksullaşmaya, köylerin boşalmasına ve
zaten zor şartlarda yapılan tarım ve
hayvancılığın bitmesine sebebiyet verecektir.
Değerli
milletvekilleri, bir kez daha ısrarla belirtmek isterim ki biz Milliyetçi
Hareket Partisi olarak il belediyelerinin büyükşehir yapılmasına
karşı değiliz, büyükşehir belediye
sınırlarının il mülki sınırlarına genişletilerek
bölgesel yönetimlerin oluşturulmasına karşıyız.
Köylerin tüzel kişiliğinin kaldırılmasına
karşıyız ve il özel idareleriyle belde belediyelerinin
kapatılmasına karşıyız.
İl
encümeni, ihale komisyonu olarak yapacağı toplantılarda 2886
sayılı Devlet İhale Kanununun 14üncü maddesi uyarınca
eksiksiz toplanmak zorundadır. Bu tasarıya ilave edilen bu kanundaki,
maddedeki 5302 sayılı Kanunun 2inci fıkrasında
"Encümen üye tam sayısının salt çoğunluğuyla
toplanır ve katılanların salt çoğunluğuyla karar
verir. Oyların eşitliği durumunda başkanın
bulunduğu taraf çoğunluk sayılır. Çekimser oy
kullanılamaz. denilmektedir. Görüşmekte olduğumuz yasa
tasarısının 23üncü maddesiyle, bu fıkraya "Encümenin
ihale komisyonu olarak yapacağı toplantılarda da bu fıkra
hükümleri geçerlidir." ibaresi eklenmiştir. İhale komisyonu
toplantılarına hâkim olması gereken şeffaflık ve
adalet duygusunu zedeleyici bu maddeye, vermiş olduğumuz önergeyle
karşı olduğumuzu ifade ediyoruz.
Suistimallere
zemin hazırlanmayacak mıdır bu maddeyi kabul etmekle? Milliyetçi
Hareket Partisi olarak bu duruma şiddetle karşı olduğumuzu
belirtmek istiyorum.
Türkiye'nin
sonu belirsiz bir ortama sürüklenmesi ve millî varlığının
coğrafi düzlemde dağıtılmaması amacıyla en
başta Adalet ve Kalkınma Partisi olmak üzere herkes sorumlu,
duyarlı ve vicdanlı davranmak mecburiyetindedir diyor, yüce Meclisi
saygılarımla selamlıyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Aynı
mahiyetteki önerge üzerinde söz isteyen Volkan Canalioğlu, Trabzon
(CHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET
VOLKAN CANALİOĞLU (Trabzon) Trabzon
BAŞKAN
Trabzon dedim, Sayın Canalioğlu.
MEHMET
VOLKAN CANALİOĞLU (Trabzon) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz 338 sıra sayılı
Büyükşehir Belediyesi Yasası Tasarısının 23üncü
maddesi üzerine söz almış bulunuyorum, verdiğimiz önerge üzerine
söz almış bulunuyorum, yüce Meclisi saygılarımla
selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, öncelikle şunu söylemek istiyorum: Sizler, basketbol,
voleybol ya da futbol maçında maç başlamadan önce saha ortasında
kafa kafaya vererek galibiyet kararlılığı sergileyen
sporcuların ruh hâli içerisindesiniz. Bu psikolojiyle, sizlere
eleştiri getiren herkesi gerçekleri görmemekle suçluyorsunuz. Öncelikle bu
psikolojiden kurtulmamız lazım.
Ayrıca
yasalar niçin yapılır? Toplumun huzuru, rahatı,
sorunlarının çözümü için yapılır. Ancak, bu
getirdiğiniz büyükşehir yasası -ki biz buna bütünşehir
diyoruz- çok alelacele bir şekilde İçişleri Komisyonuna
getirilmiş ve yine, oradan alelacele geçirilip, yine, çarçabuk Genel
Kurula getirilmiştir.
Şimdi,
Sayın Bakanımız ve sizler Doğu Karadeniz Bölgesini çok iyi
bilen insanlarsınız ve oralara gittiğinizi, gördüğünüzü
biliyorum. Şimdi, Karadeniz Bölgesine baktığınız zaman,
köylerimiz çok dağınıktır, bir evimiz bir uçta bir evimiz
bir uçta, camimiz merkezî yerde, kahvehanemiz başka yerdedir. Siz, böyle
bir ortamda köyleri kaldırmak, onların tüzel kişiliğini
kaldırmak, oraya hizmet getirmek amacıyla bu yasaları
getiriyorsunuz ve köylerin ve beldelerin tüzel kişiliğini
kaldırıyorsunuz.
Şimdi,
Karadenizde, soruyorum, nasıl hizmet getireceğiz? Karadenizde, bir
Şolma Yaylasına ve Akçaabatın Kuruçamına,
Hıdırnebi Yaylasına nasıl hizmet getireceğiz?
Öncelikle, buraların zaten altyapısı yapılmamış,
imar planları yapılmamış, kadastrosu geçmemiş, orman
kadastrosu tamamlanmamış. Böyle bir ortamda siz diyorsunuz ki: Biz,
merkezden büyükşehir yapıyoruz ve büyükşehir başkanı
buraya hizmet getirecek Nasıl hizmet getireceğini, bunu yasa
çıktıktan sonra göreceğiz. Getiremeyeceksiniz arkadaşlar,
getiremeyecekler ve ne yazık ki bizim Trabzonlu milletvekillerimiz, bizim
ilçe kurma noktasında verdiğimiz önergeye belki de ne olduğunu
bilmeden ret oyu vermişlerdir, ama onları Trabzonda ben bile
savunamayacağım, Volkan Ağabeyleri olarak onları ben bile
savunamayacağım, bunları gayet iyi bilsinler. Çünkü niye? 305
bin nüfuslu ilçe merkezinde, merkez ilçede, ilçe kuruyoruz. Sevgili
arkadaşlar, 305 bin en azından Karadenizde en az dört-beş ilin
nüfusuna eşittir. Böylesine bir anlamda, nasıl, tek ilçeyle merkeze
hizmet vereceğiz? Bunun da hesabını iyi yapmak
durumundadırlar.
Şimdi,
bir de baktığınız zaman diyorsunuz ki: Bu külfet
getirecek. Nereye külfet getirecek? Niye diğer illerde kuruluyor,
ilçelerde külfet getirmiyor da Trabzona gelince mi külfet getirecek? Onu da bu
milletvekili arkadaşlarımızın çok iyi dinlemesi gerekiyor.
Önce belediyeleri kapatıyorsunuz, belediyelerden önce zaten banka
şubelerini kapattınız; daha sonra PTTyi, daha sonra elektrik
kurumunu, tarım kredi kooperatiflerini, sağlık
ocaklarını kaldırdınız, şimdi diyorsunuz ki:Biz
buraya hizmet getireceğiz. Bakalım nasıl getireceksiniz?
Sevgili
arkadaşlarım, bakınız, bu nereye benziyor biliyor musunuz?
İki kişi oturmuşlar, konuşuyorlarmış. Biri
demiş ki: Arkadaş, Descartes diyor ki
ve anlatıyormuş,
diğeri diyormuş ki: Arkadaş, Sokrates diyor ki
ve
anlatıyormuş, diğeri diyormuş ki: Arkadaş, sofist
diyor ki
ve anlatıyor. Şimdi, o da demiş ki Arkadaş,
tamam onlar diyor da sen ne diyorsun, sen ne diyorsun? Şimdi, sevgili
arkadaşlarım, AKPli milletvekili arkadaşlarımız,
Sayın Başbakan diyor da yapıyorsunuz; peki, siz hiçbir şey
söylemeyecek misiniz, siz ne diyorsunuz? Sizin de dediğinizi bilelim.(CHP
sıralarından alkışlar)
Geldiğimiz
noktada zaten
Geldiğimiz nokta şunu gösteriyor sevgili arkadaşlarım
AHMET
YENİ (Samsun) Trabzonun büyükşehir olmasın mı?
MEHMET
VOLKAN CANALİOĞLU (Devamla) Bu, büyükşehre karşı
değiliz, bütünşehre karşıyız. Burada, Doğu
Karadeniz Bölgesini en iyi bilenlerden biri de Ordu Milletvekili olan
İçişleri Bakanımız. Sayın Bakanımız bunu çok
iyi bilir ama geldiğimiz nokta da şudur arkadaşlar, sizin
yönetiminizdeki ülke şunu gösteriyor, bakın açık ve net
söyleyeyim. Bu ülkede sınavı şaibeli, mizahı sansürlü, futbolu
şikeli, paşası içeride, teröristi dışarıda, askeri,
polisi şehit ve siz şehit cenazelerine gitmelerini de bu Yüce
milletin bu milletvekillerine yasaklıyorsunuz, bunun da hesabını
da yarın sandıkta insanlar size soracak.(CHP sıralarından
alkışlar)
Ve
dahası gazetecileri tutuklu ve dahası millî irade içeride. Her
fırsatta millî irade diyorsunuz, millî iradeye soruyorsunuz ama beldelerin
köylerin kapatılmasına gelince siz millî iradeye sormuyorsunuz.
İşinize gelince böyle, işimize gelince böyle. Yok öyle şey
değerli arkadaşlarım, bunun hesabını kimse veremez ve
siz de veremezsiniz. Bu ülkenin üniter yapısıyla oynamaya da
hakkınız yoktur diyor, yüce Meclisi saygı ve sevgiyle
selamlıyorum.
Sağ
olun, var olun. (CHP sıralarından alkışlar)
AHMET
YENİ (Samsun) Trabzonun büyükşehir olmasını istemiyor
musun?
MEHMET
VOLKAN CANALİOĞLU (Trabzon) Olsun diyorum ama böyle olmasın.
BAŞKAN
Evet, aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Açık oylama önergesi var
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Maddede ama
Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
Yalnız,
tasarının 23üncü maddesinin oylamasının açık oylama
şeklinde yapılmasına dair iki önerge vardır; önergenin
birini okutup, diğerinde de isimleri okutacağım:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 338 S. Sayılı Kanun Tasarısının 23. Maddesinin
oylamasının İçtüzüğün 143. Md. gereği ekli gerekçede
belirtilen hususlardan dolayı açık oylama usulü ile
yapılmasını arz ederiz.
BAŞKAN
Mehmet Şandır? Burada.
Sadir
Durmaz? Burada.
Mehmet
Erdoğan? Burada.
Hasan
Hüseyin Türkoğlu? Burada.
Enver
Erdem? Burada.
Mesut
Dedeoğlu? Burada.
Cemalettin
Şimşek? Burada.
Emin
Çınar? Burada.
Seyfettin
Yılmaz? Burada.
Ali
Öz? Burada.
Zuhal
Topcu? Burada.
Alim
Işık? Burada.
Ruhsar
Demirel? Burada.
Mustafa
Erdem? Burada.
Mustafa
Kalaycı? Burada.
Yusuf
Halaçoğlu? Burada.
Celal
Adan? Burada.
D.
Ali Torlak? Burada.
Bahattin
Şeker? Burada.
Erkan
Akçay? Burada.
S.
Nevzat Korkmaz? Burada.
KAMER
GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, ekli gerekçeler dediniz ama
gerekçeyi
okumadınız.
BAŞKAN Sayın Genç, burada
gerekçe de yok, gerekçe de okutulmaz.
KAMER
GENÇ (Tunceli) - Yani niye açık oylama isteniyor; oku ekli gerekçeyi.
BAŞKAN
Evet, diğer önergenin imza sahiplerini okutuyorum:
Ali
Serindağ? Burada.
Celal
Dinçer? Burada.
Birgül
Ayman Güler? Burada.
Özgür
Özel? Burada.
İlhan
Demiröz? Burada.
Mahmut
Tanal? Burada.
Sedef
Küçük? Burada.
Mustafa
Moroğlu? Burada.
Engin
Özkoç? Burada.
Gürkut
Acar? Burada.
Recep Gürkan? Burada.
Muharrem Işık?
Burada.
Melda
Onur? Burada.
İdris
Yıldız? Burada.
Dilek
Akagün Yılmaz? Burada.
Haluk
Eyidoğan? Burada.
Kemal
Değirmendereli? Burada
Hurşit
Güneş? Burada.
Ayşe
Nedret Akova? Burada.
Sena
Kaleli? Burada.
Namık
Havutça? Burada.
Haydar
Akar? Burada.
Erdal
Aksünger? Burada.
BAŞKAN
Açık oylamanın şekli hakkında Genel Kurulun
kararını alacağım.
Açık
oylamanın elektronik oylama cihazından yapılmasını
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, 23üncü madde açık oylama sonucu:
Oy sayısı |
: |
236 |
Kabul |
: |
234 |
Ret |
: |
2 |
Kâtip Üye Mine Lök Beyaz Diyarbakır |
Kâtip Üye Tanju Özcan Bolu |
Böylece
23üncü madde kabul edilmiştir.
24üncü
madde üzerinde aynı mahiyette iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 338 Sıra Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 24. Maddesinin
Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ali Serindağ Birgül
Ayman Güler Muharrem
Işık
Gaziantep İzmir Erzincan
Ali Haydar Öner Candan
Yüceer Celal
Dinçer
Isparta Tekirdağ İstanbul
Namık Havutça Mehmet
S. Kesimoğlu Erdal
Aksünger
Balıkesir Kırklareli İzmir
Gökhan Günaydın
Ankara
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Enver Erdem Mesut
Dedeoğlu Mehmet
Erdoğan
Elâzığ Kahramanmaraş Muğla
Hasan Hüseyin Türkoğlu Alim
Işık Sadir
Durmaz
Osmaniye Kütahya Yozgat
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM
(İzmir) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önergeler üzerinde söz isteyen Mesut Dedeoğlu, Kahramanmaraş
Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)
MESUT
DEDEOĞLU (Kahramanmaraş) Sayın Başkan, çok değerli
milletvekilleri; dün, 17 tane güvenlik görevlimiz doğuda şehit
olmuştur. Ben de buradan hepsine Allahtan rahmet diliyorum, Türk
milletine ve kederli ailesine baş sağlığı diliyorum.
Temenni ediyorum ki bir daha böyle şehitlerimiz olmaz.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 338 sıra sayılı
Büyükşehir Belediye Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz
aldım, yüce Meclisi tekrar saygılarımla selamlıyorum.
Bu
Kanunu iki türlü değerlendirmek istiyorum: Birincisini, Türkiye genelinde
kapatılan 1.591 beldemiz, 16.082 köyümüzle ilgili ve en önemlisi de
Türkiye'yi bir ayrıştırmaya götüren sebep olarak. İkinci
yönüyle baktığımız zaman, uzun zamandan beri
Kahramanmaraşımızda büyükşehir olma beklentisi
içerisindeydik. Bununla beraber, yine Kahramanmaraşımızda
Elbistan ve Afşin adı altında bir şehir kurulması
ve o bölgeye hizmet vermesi noktasında ikinci bir şehrin
kurulmasıydı ama maalesef şimdi görüyoruz ki, her ikisi de
mümkün olmamıştır, Kahramanmaraş bu beklentiyi
sağlamamıştır.
Şimdi,
Kahramanmaraşımızın kapatılan beldelerine
bakıyoruz: Baydemirli, Döngele, Fatih, Fatmalı, Ilıca, Kale,
Kürtül, Karadere, Önsen, Şahinkayası, Tekir, Alemdar, Altunelma,
Arıtaş, Bakraç, Büyüktatlı, Çobanbeyli, Çoğulhan,
Dağlıca, Esence, Tanır, Geben, Yeşilova, Bozlar, Düzbağ,
Akbayır, Bakış, Büyükyapalak, Demircilik, Doğan,
Izgın, İğde, Karaelbistan, Söğütlü, Bozhüyük, Büyükkızılcık, Çardak ve
Değirmendere. Bunlarla beraber, Ericek, Kanlıkavak, Taşoluk,
Barış, Kullar, Tatlar, Büyüknacar, Evri, Narlı,
Yumaklıcerit, Beyoğlu, Kılılı, Şekerobası,
Yeşilyöre.
Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; biz bu beldeleri Kahramanmaraşta
kurabilmek için, cumhuriyet döneminden beri, başta büyüklerimiz olmak
üzere ve Kahramanmaraş halkı olarak çok büyük mücadele verdik. Neden
verdik? Bu bölgelerin büyük bir bölümü dağlık bölgelerimiz, özellikle
kuzey kazalarımızdaki bölgeler ve şimdi, üç günlük veya dört
günlük bir Meclis çalışmasıyla bu beldelerimiz ve buradaki
köylerimizin tamamı kapanacak. Kahramanmaraş halkı bunu asla
istemiyor. Dört beş günden beri fakslarımız, maillerimiz,
telefonlarımız ve gelen heyetlerimiz bunu gösteriyor. Hiç kimseye
sorulmadı. İşin garip tarafı, bu beldelerimiz büyük bir
çoğunluğu İktidar Partisinin elinde bulunan beldeler. Hepsi
isyan hâlindeler, Kahramanmaraş isyan hâlinde.
Temenni
ediyorum ki, bu yasa tasarısı Meclis gündeminden çekilir. Bunun iki
sebebi var. Birincisi, Türkiye genelinde ayrıştırmaya bir sebep
olan bir yönetim şekli; ikincisi, hizmet verilecek noktalarda, özellikle
Kahramanmaraşımızda hizmeti aksatacak noktadaki beldelerimizin,
göz bebeği beldelerimizin kapatılmasıdır. Buna
Kahramanmaraş halkı razı değildir.
Bu
tasarının tekrar gözden geçirilmesini temenni ediyorum. Bu vesileyle,
yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki önerge üzerinde
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Erdal Aksünger
BAŞKAN
- Erdal Aksünger, İzmir
Milletvekili.
ERDAL
AKSÜNGER (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
24üncü
maddede vali konusunda tanımlamalar ve yetkiler getirilmiş vaziyette.
Ben, öncelikle şuna değinmek istiyorum: Zaten ondan önce Türkiyede,
aslında çok büyük bir belediye kanunu çıkarıldı, bütün
yetkiler de TOKİye verildi. Hangi belediyelerle ilgili? Büyükşehir
belediyeleriyle ilgili, özellikle, İstanbul, Ankara ve İzmir.
Şimdi, belediye dediğiniz, sosyal bir kurumdur
ve ekonomik bir kazançla ilgili kurulmaz. Devlet de öyle bir teşekküldür
ama bakıyoruz İstanbulda Zincirlikuyudaki Karayolları
arazisini alıyorsunuz, öyle veya böyle birilerine bunu -Peşkeş
çekeceksiniz diyeceğim ama iş biraz sıkıntıya varacak-
kentin ortak yaşam kültüründen, ortak yaşam alanlarından olan
yerleri ticari bir faaliyet yapmak üzere birilerine devrediyorsunuz.
Şimdi, kentleri kent yapan meydanları,
yeşil alanları ve sembolleridir. Şimdi, akıl tektir. Gittiğiniz
zaman, işte, Avrupanın kentlerine gittiğinizde ve Amerikaya
gittiğinizde, birtakım kentlere gittiğinizde oraların
sembollerini turistler gelip görüp buralarda kenti incelemek üzere ciddi
paralar bırakırlar. Aslında, ticari mantık olarak da yaptığınız
yanlış. Karayolları arazisinin olduğu yerle Çamlıca
Tepesinin olduğu yere herhangi bir teleferik planı
yapsaydınız, aslında oraya da turistler için bir sembol
dikseydiniz, bir Amerikadaki Empire Statee verilen 40-50 doları elli kere
kişi başına alırdınız ama böyle
düşünmüyorsunuz; iş, rant tarafından bakılıyor konuya.
Şimdi,
belediyenin diğer tarafında, aslında TOKİyi belediyelerin
başına kılıcını sallayan bir kurum olarak
koydunuz, arkasından valileri getiriyorsunuz tepelerine. Şimdi,
buradaki temel şey, aslında, bütün yetkileri kısılmış
bir yerel yönetim sürecine doğru gidiyor. Burada bir örnek vereceğim
kendi ilimizden, madem böyle vizyonel bir konuyla ilgileniyorsunuz, şunu
örnek vereceğim: Özdere diye bir beldemiz vardı, daha sonra bu
Özderenin beldeliği iptal edildi, 20-25 bin nüfuslu bir yer. Sekiz ay
boyunca 20-25 bin nüfusluydu ama yazın 150 bin nüfuslara erişen bir
yerdi burası. Neden iptal edildi bu? Sizin orayı daha öncesinden
bölmeye çalıştığınız dönemlerde, o beldeleri
iptal ettiğiniz dönemde iptal edildi ama şöyle düşünmek lazım:
Bu beldelerdeki problem şu: Bütün sahillerdeki problemlerin aynısı
Özderede var. Nasıl var? İzmirin, Muğlanın veya daha
aşağı inin, Antalyanın, Mersinin dertleri hep aynı,
az nüfuslarıyla kış nüfusları arasında ciddi bir
problem var, ciddi bir uçurum da var. Peki, burada nasıl hakkaniyetli
olarak iş yapılabilirdi? MERNİS diye bir proje
çıkarttınız. Çıkarttığınız bu projede
teknolojik olarak yapıyı elde tutuyorsunuz madem, dört ayı da
tanımlasaydınız bununla, insan hareketlerini tanımlayın.
Ben
şunu demiyorum, merkezî bütçeden aktarılan paraların
adaletsizliğinden bahsetmiyorum. Yazın oralarda insanlar, bu belediye
başkanları, belde başkanları 150 bin nüfusa göre merkezî
idareden para alıyorlar, net öz gelirleri hariç, bunlar o insanların
altyapısal giderlerini karşılamakta bir kere zorlanıyorlar.
Buraya geldiğinde bunlara Vizyonumuz var. diyorsunuz, varsa bunu
yapın. Bu çok basit bir olay, niye yapmıyorsunuz diye sormak
lazım bununla ilgili.
Ayrıca,
burada çok üstünde değinilmesi gereken bir konu var. 12 Eylül 2010da
referanduma gidildi, halka Anayasayla ilgili konuları sordunuz. Neyi
sordunuz? HSYKnın yapısı nasıl olsun? diye sordunuz
mesela. Bu belediye, özellikle halkı direkt ilgilendiren bir konuda niye
halka sormuyorsunuz bu konuyu? Halkın HSYKnın yapısı
konusunda bilgisi var da bu konuda yok mu? Sordunuz oradaki yapının
nasıl değişmesi gerektiğini, kamuoyuna gittiniz, anayasa
değişikliklerini orada yaptınız, burada niye sormuyorsunuz?
Burada halka güvenmiyor musunuz bu tarafından?
Bu
ülkede çok ilginç şeyler bu tarafından yaşanıyor. Neden
yaşanıyor? Öncelikli olan kanunlar, aslında herkesin daha önce
geldiğinde söylediği kanunlar, Siyasi Partiler Kanunu var, inançla
ilgili özgürlüklerin Anayasada tanımlanması konusu var,
bunların hiçbirisi önceliğiniz değil, bunu acilen öncelikli
olarak getiriyorsunuz, aynı 4+4+4 sisteminde olduğu gibi.
Söylediklerinizin
hepsini yediniz orada aslında. Biz baştan beri söyledik, Siz bu
ihaleyi yapamazsınız, Türkiye'de böyle şeyler üretemezsiniz.
dedik, ama siz bunların hepsine karşı durdunuz, bugün
geldiğiniz noktada ne ihaleler yapılabildi ne de yerli üretim
olabildi. Bunların hepsini aşikâr en baştan biz halka
anlattık, ama siz farklı bir şekilde anlattınız
konuyu, konunun içine başka şeyler sokarak anlattınız.
Şimdi,
burada, tabii, özellikle yereldeki yerleşim birimlerinde, bu İstanbul
dâhilinde, yavaş yavaş İzmire doğru kayıyor.
İzmire kayarken şunu yapmaya çalışıyorsunuz
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ERDAL
AKSÜNGER (Devamla) Şimdi, İzmirde bu iş olmadı bir
türlü, başka bir yasayla o İzmirin tepesine çökmeye
çalışıyorsunuz. Yani bugün diyor ki, bütün merkezi yönetimi
yerel yönetimlerin tepesine bindireceksiniz. Bunun halkımız
tarafından böyle algılanması gerektiğine inanan bir
insanım.
Hepinize
saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar.)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
III.-YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunacağım.
Yoklama talebi var.
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Serindağ, Sayın Aygün, Sayın Güler,
Sayın Ediboğlu, Sayın Dinçer, Sayın Özkoç, Sayın
Özdemir, Sayın Işık, Sayın Aksünger, Sayın
Ağbaba, Sayın Acar, Sayın Özgündüz, Sayın Genç, Sayın
Çıray, Sayın Yıldız, Sayın Tamaylıgil, Sayın
Kaleli, Sayın Kaplan, Sayın Öztürk, Sayın Güven ve Sayın
Yılmaz.
Evet,
iki dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık
ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681,
2/786, 2/820, 2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
24üncü
madde üzerinde oylamanın açık oylama şeklinde
yapılmasına dair iki önerge vardır. Birincisini okuduk,
diğerinin de isimlerini okutacağım...
Sayın
milletvekilleri, sistemdeki arıza nedeniyle beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 22.36
ON BİRİNCİ
OTURUM
Açılma Saati: 22.46
BAŞKAN: Başkan
Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Özlem Yemişçi (Tekirdağ), Tanju ÖZCAN (Bolu)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 21'inci
Birleşiminin On Birinci Oturumunu
açıyorum.
338
sıra sayılı Tasarının görüşmelerine devam
edeceğiz.
Komisyon
ve Hükûmet yerinde.
24üncü maddenin oylamasında açık oylama
şeklinde bir talep vardır.
Şimdi
isimleri okutuyorum:
Hasan
Hüseyin Türkoğlu? Burada.
Sadir
Durmaz? Burada.
Mehmet
Erdoğan? Burada.
Zühal
Topcu? Burada.
Alim
Işık? Burada.
Ruhsar
Demirel? Burada.
Mustafa
Erdem? Burada.
Kemalettin
Yılmaz? Burada.
Reşat
Doğru? Burada.
Mustafa
Kalaycı? Burada.
Yusuf
Halaçoğlu? Burada.
Ali
Uzunırmak? Burada.
Celal
Adan? Burada.
Necati
Özensoy? Burada.
D.
Ali Torlak? Burada.
Ali
Öz? Burada.
Seyfettin
Yılmaz? Burada.
Sinan
Oğan? Burada.
Emin
Çınar? Burada.
Mesut
Dedeoğlu? Burada.
Bahattin
Şeker? Burada.
Diğer
önergenin imzaları:
Ali
Serindağ? Burada.
Celal
Dinçer? Burada.
Birgül
Ayman Güler? Burada.
Özgür
Özel? Burada.
İlhan
Demiröz? Burada.
Mahmut
Tanal? Burada.
Mehmet
Volkan Canalioğlu? Burada.
Engin
Özkoç? Burada.
Aykut
Erdoğdu? Burada.
Ali
Rıza Öztürk? Burada.
Gürkut
Acar? Burada.
Veli
Ağbaba? Burada.
Malik
Ecder Özdemir? Burada.
İdris
Yıldız? Burada.
Ayşe
Nedret Akova? Burada.
Haluk
Eyidoğan? Burada.
Sedef
Küçük? Burada.
Kemal
Değirmendereli? Burada.
Hülya
Güven? Burada.
Dilek
Akagün Yılmaz? Burada.
Melda
Onur? Burada.
Doğan
Şafak? Burada.
Ömer
Süha Aldan? Burada.
BAŞKAN
Evet, iki dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, 24üncü madde açık oylama sonucu:
Kullanılan
oy sayısı |
: |
250 |
|
Kabul |
: |
240 |
|
Ret |
: |
10 |
Kâtip Üye Özlem Yemişçi Tekirdağ |
Kâtip Üye Tanju Özcan Bolu |
Böylece
24üncü madde kabul edilmiştir.
25inci
madde üzerinde üç adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 338 Sıra Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 25. Maddesi ile
değiştirilen 5779 sayılı Kanunun 2. Maddesinin 2nci
fıkrasında yer alan il özel idarelerine ibaresinden sonra gelmek
üzere ve yüzde 1i köylere ibaresi olarak eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Muharrem Işık Namık
Havutça Ali
Serindağ
Erzincan Balıkesir
Gaziantep
Birgül Ayman Güler Mehmet Kesimoğlu Celal Dinçer
İzmir Kırklareli İstanbul
Ali
Haydar Öner Mevlüt
Dudu Emre
Köprülü
Isparta Hatay Tekirdağ
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
338
Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 25. Maddesinin (3)
fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Değişiklik
Önergesi:
Madde
25. (3) "29 Büyükşehir belediyesinin sınırları
içerisinde yapılan genel bütçe vergi gelirleri tahsilatı toplam
tutarının %6'sının Büyükşehir Belediyeleri
arasında nüfusları oranında aktarılması ve genel bütçe
vergi gelirleri tahsilatı toplamı üzerinden büyükşehir ilçe
belediyelerine ayrılan payların yüzde 30'u büyükşehir belediye
payı olarak ayrılır."
Hasip
Kaplan Pervin
Buldan İdris
Baluken
Şırnak
Iğdır Bingöl
Erol
Dora Altan
Tan
Mardin Diyarbakır
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
"Büyükşehir
Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Malatya Milletvekili Öznur
Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu" nu ihtiva eden 338 sıra
sayılı tasarının 25inci maddesinin tasarı metinden
çıkartılmasını arz ederiz.
Enver Erdem Mehmet
Erdoğan Alim
Işık
Elâzığ Muğla Kütahya
Sadir Durmaz Erkan
Akçay Hasan
Hüseyin Türkoğlu
Yozgat Manisa Osmaniye
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
MALİYE
BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Erkan Akçay, Manisa Milletvekili. (MHP sıralarından
alkışlar)
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Maalesef
şu anda da bir talihsizliği yaşıyoruz. 10 Kasım
2009da bu Mecliste AKPnin önce Kürt açılımı adını
verdiği, bizim ise Yıkım ve ihanet projesi olarak ifade
ettiğimiz görüşmeler bütün muhalefetimize rağmen inatla 10
Kasım 2009 tarihinde yapılmıştı.
Bugün
de Siirtte 17 şehidimizin hatırasına hürmeten, hep birlikte
ortak bir tavır koymak adına iki gün ara verme talebimize inatla
karşı gelindi ve talihsiz bir şekilde bu tasarı
görüşülmeye devam ediyor.
Değerli
milletvekilleri, bu tasarı, şekil açısından, usul
açısından, esas ve içerik bakımından, siyasi yönleriyle,
idari yönleriyle, yönetim teknikleri bakımından, ekonomik ve mali
yönleriyle, sosyal yönleriyle, kültürel ve hukuki bakımdan çok mahzurları
olan bir tasarıdır ve akıl dışı bir
tasarıdır. Bu kanunun ruhunu şu mısralar çok iyi
yansıtmaktadır, eskiden okul kitaplarında okutulurdu
ilkokullarda, Ahmet Kutsi Tecerin:
Orda
bir köy var uzakta,
O
köy bizim köyümüzdür.
Gezmesek
de tozmasak da
O
köy bizim köyümüzdür.
Orda
bir yol var uzakta,
O
yol bizim yolumuzdur.
Dönmesek
de varmasak da
O
yol bizim yolumuzdur.
Değerli
milletvekilleri, bu kanunla, milyonlarca insanımızı, yüz
binlerce insanımızı PKKnın insafına terk edeceksiniz.
İdari ve siyasi bakımdan gidemediğiniz yöreler, şehirler,
köyler ve mahalleler oluşturacaksınız.
Değerli
milletvekilleri, Sayın Hükûmet ve Sayın Adalet ve Kalkınma
Partisi Grubu, bu tasarıyı İçişleri Komisyonunda
savunamamıştır. Burada, Mecliste savunamıyorsunuz, medyada
savunamıyorsunuz, Başbakan savunamıyor, bakanlar
savunamıyor, parti teşkilatlarınız savunamıyor,
milletvekilleriniz savunamıyor, alanda savunamıyorsunuz, meydanda
savunamıyorsunuz, yandaş medyada savunamıyorsunuz, dergâhta
savunamıyorsunuz, bargâhta savunamıyorsunuz çünkü bu
tasarının yanlış olduğunu biliyorsunuz.
Değerli
milletvekilleri, yasalar ihtiyaçlardan doğar. Türkiye'nin bu yasaya
ihtiyacı olmadığını biliyorsunuz. Bu yasanın
Türkiyeye faydası olmadığını, bilakis zararı
olduğunu da biliyorsunuz. İnanmadığınız bir
yasaya sırf Başbakanın kişisel ihtirası ve
talimatına boyun eğdiğiniz için ezik ve mahcupsunuz. O yüzden
bize karşı daha hırçın davranıyorsunuz.
Değerli
milletvekilleri, bu yasa tasarısı ile köylerimize ve kırsal
kesime ağır vergi ve harç yükümlülükleri getirilmektedir. Köylerimiz
emlak vergisi, çevre temizlik vergisi, ilan reklam vergisi, haberleşme
vergisi, yangın sigorta vergisi ödeyecekler. Bina inşaat harcı,
imar harçları, iş yeri açma harcı, hafta tatili
çalışma ruhsatı harcı, hayvan kesimi, muayene denetleme,
ölçü tartı aletleri muayeneleri ücretlerini ödeyecekler. Hatta mezar yeri
ücret tarifelerini ödeyecekler. Toplu taşıma araçları hat
ücretlerini ödeyecekler. Köylüler, kırsal kesim insanları yol, su,
kanalizasyon harcamalarına katılım paylarını
ödeyecekler. Bu vergileri hâlen ödeyen il merkezi, ilçeler ve beldelerdeki
vatandaşlarımız ise yüzde neredeyse iki yüze varan fazladan
ödeme yapacaklardır. Bu kanunla ne çiftçi çiftçilik yapabilir ne ev, dam
yapabilir ne de köyde yaşayabilir. Köylerin tüzel kişiliği
kaldırılarak, mahalleye çevrilmesi sonucunda köyler tamamen
korunaksız ve talana açık hâle getirilecektir.
Hepinize
saygılar sunuyorum.(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
338
Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 25. Maddesinin (3)
fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Değişiklik
Önergesi:
Madde
25. (3) "29 Büyükşehir belediyesinin sınırları
içerisinde yapılan genel bütçe vergi gelirleri tahsilatı toplam
tutarının %6'sının Büyükşehir Belediyeleri
arasında nüfusları oranında aktarılması ve genel bütçe
vergi gelirleri tahsilatı toplamı üzerinden büyükşehir ilçe
belediyelerine ayrılan payların yüzde 30'u büyükşehir belediye
payı olarak ayrılır."
Hasip Kaplan (Şırnak) ve
arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
.
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
MALİYE BAKANI
MEHMET ŞİMŞEK (Batman) Katılamıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Gelir İdaresi
Başkanlığı verileri incelendiğinde vergi gelirleri
tahsilatına ait %80'lik kısmın içinde İstanbul ve
Kocaeli'nin bulunduğu 5 ilde gerçekleştiği görülmektedir. Bunun
önemli nedenleri arasında Kurumlar vergisi gibi gelirlerin
şirketlerin merkezlerinin İstanbul ve Kocaeli'nde bulunması ve
Bankaların merkezinin İstanbul'da bulunması gösterilebilir.
Sadece İstanbul'a ait oran % 43'tür. Bu durumda 2012 yılına ait
284 milyar TL'lik paydan ayrılan 17 milyardan 13 milyar TL'si bu gruba
aktarılmaktadır. Kayseri'de üretim yapan bir işletmenin merkezi İstanbul'da
olması durumunda buradan gelecek vergi payı Kayseri Büyükşehir
Belediyesi yerine İstanbul Büyükşehir Belediyesi
aktarılmış olacaktır. Aynı durum Van, Mardin,
Gaziantep, Erzurum, Eskişehir gibi diğer iller için de geçerlidir. Bu
durum Belediyeler arası gelir adaletsizliğine neden olmaktadır.
Nüfus oranında gerçekleşecek paylaşım bu adaletsizliğe
kısmen çözüm olacaktır. Değişiklik ile Genel Bütçe Vergi
Gelirleri toplamından Büyükşehir Belediyelerine aktarılan
payın sosyoekonomik gelişmişlik endeksine göre 1. grubun
dışında yer alan illerin genel bütçe vergi gelirlerinden
aldıkları payın artırılması
amaçlanmıştır.
III.-
YOKLAMA
(MHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) Yoklama talebimiz var Sayın Başkan.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunacağım ancak yoklama talebi var.
Sayın
Şandır, Sayın Durmaz, Sayın Korkmaz, Sayın Doğru,
Sayın Türkoğlu, Sayın Akçay, Sayın Erdoğan, Sayın
Erdem, Sayın Yeniçeri, Sayın Dedeoğlu, Sayın
Şimşek, Sayın Öz, Sayın Bulut, Sayın Işık,
Sayın Demirel, Sayın Topcu, Sayın Halaçoğlu, Sayın
Adan, Sayın Başesgioğlu, Sayın Yılmaz.
İki dakika süre
veriyorum.
Yoklama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla
yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık
ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681,
2/786, 2/820, 2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN
- Önergeyi oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 338 Sıra Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 25. Maddesi ile
değiştirilen 5779 sayılı Kanunun 2. Maddesinin 2nci
fıkrasında yer alan il özel idarelerine ibaresinden sonra gelmek
üzere ve yüzde 1i köylere ibaresi olarak eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Muharrem Işık
(Erzincan) ve arkadaşları.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz
efendim.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
MALİYE
BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Mevlüt Dudu.
BAŞKAN
Mevlüt Dudu, Hatay Milletvekili.
MEVLÜT
DUDU (Hatay) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle,
dün şehit olan 17 Mehmetçiğimize Allahtan rahmet, ailelerine ve
ulusumuza başsağlığı diliyorum. Bugün
çalışmaların başlangıcında Cumhuriyet Halk
Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi tarafından bir öneri getirildi.
Şehit cenazeleri nedeniyle Meclis çalışmalarına bir gün ara
verilmesi istendi. Ancak, bu öneri Adalet ve Kalkınma Partisi
tarafından terörle mücadeledeki
kararlılığımızı gösterme gerekçesiyle reddedildi
ve Meclisin çalışmaya ara vermesi uygun bulunmadı.
Değerli
milletvekilleri, biz, Adalet ve Kalkınma Partisinin terörle mücadele
konusundaki kararlılığını biliyoruz. Nereden mi
biliyoruz? Haburdan biliyoruz. Nereden mi biliyoruz? Oslodan biliyoruz ve bu
tasarının siparişinin Osloda verildiğini de biliyoruz
aynı zamanda. Nereden mi biliyoruz? Birkaç Mehmet ölmekle Meclis mi
toplanır? demenizden biliyoruz.
Değerli
arkadaşlarım, şehit olan Mehmekçiklerimize birkaç Mehmet
diyerek onları küçük düşürenlere bu millet Ahmetin, Mehmetin ne
olduğunu gösterecektir, bundan hiç kuşkunuz olmasın.
Bu tasarı
yaklaşık bir aydır Parlamento gündeminde, yerel yönetim sistemi
konusunda önemli değişiklikler getiriyor. Siz buna reform
diyorsunuz, ancak bir düzenlemenin reform olarak nitelendirilebilmesi için
ülkeyi ileriye götüren düzenlemeler getirmesi gerekir ama ne yazık ki bu
düzenleme ülkeyi ileri götürecek değişiklikler getirmiyor.
İl özel idarelerini
kapatıyorsunuz, yerine vali başkanlığında
atanmışlardan oluşan yatırımları izleme ve
koordinasyon merkezleri oluşturuyorsunuz yani yetkiyi seçilmişlerden
alarak atanmışlara veriyorsunuz. Köy tüzel kişiliklerini
kaldırıyorsunuz, köyleri mahalleye çeviriyorsunuz ve bundan
doğacak boşlukların getireceği sakıncaların ne
olduğunu bile bilmiyorsunuz. Belde belediyelerini Yerel Yönetimler
Özerklik Şartının 5inci maddesine ve aynı zamanda,
dolayısıyla Anayasanın da 90ıncı maddesine
aykırı olarak kapatıyorsunuz ve tüm bunları milletten kaçırarak,
gizleyerek yapıyorsunuz. Ne bir meslek kuruluşunun ne bir sivil
toplum örgütünün ne de muhalefetin görüşüne ve bilgisine
başvuruyorsunuz.
Değerli
milletvekilleri, siyaset ve devlet adamlığı sorumluluk ister.
Siyasetçinin görevi toplumu bütünleştirmektir, ayrıştırmak
değil. Ancak bu tasarı ile birkaç belediye fazla kazanmak
uğruna, oy avcılığı uğruna milleti bölme yolunda
ciddi adımlar attınız. Önceki gece sabaha karşı korsan
bir önergeyle Yenimahalleyi böldünüz. Size bu hakkı ve yetkiyi kim verdi?
Buna nasıl cüret ettiniz? Ne ilgili belediyelerin ne de halkın
bilgisini ve görüşünü almadan, bunu yaptınız ama bunun
cevabını Ankara ve Yenimahalle halkı size verecektir.
Gelelim
Hataya. Öncelikle, şunu söylemek istiyorum: Hatayda yeni ilçe
oluşumlarıyla ilgili, ilçelerin sınırlarıyla ilgili
İçişleri Komisyonunda birkaç değişiklik yapıldı.
İlçe olmayı çoktan hak etmiş Payas beldemizin ilçe
yapılması da Genel Kurulda kabul edildi, bunlar olumlu
değişikler oldu. Ancak Hatayda bunun dışında
insanların arasına mezhep duvarları örüldü. Sadece yüzde 100ü
inanın- Alevi inancına mensup yurttaşlarımızdan
oluşan ilçeler oluşturuldu. Sizi uyarıyorum: Bunu yapmaya
hakkınız yok. Bu halkı daha fazla bölmeye, devlete, millete daha
fazla zarar vermeye hakkınız yok.
Saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
III.- Y O K L A M A
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Sayın Hamzaçebi, Sayın Serindağ, Sayın Havutça,
Sayın Özgümüş, Sayın Ediboğlu, Sayın Dinçer,
Sayın Gümüş, Sayın Özkoç, Sayın Demiröz, Sayın
Yıldız, Sayın Özdemir, Sayın Özbolat, Sayın Acar,
Sayın Genç, Sayın Tamaylıgil, Sayın Akova, Sayın
Kaplan, Sayın Yılmaz, Sayın Akar, Sayın Eyidoğan,
Sayın Kaleli.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak'ın;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer
Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri Komisyonu Raporu (1/690,
2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681, 2/786, 2/820, 2/823, 2/892) (S.
Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Sayın
milletvekilleri, tasarının 25inci maddesinin oylamasının
açık oylama şeklinde yapılmasına dair bir işlem
vardır.
Şimdi,
istem sahibi milletvekillerin adlarını tespit ettireceğim:
Ali
Serindağ? Burada.
Celal
Dinçer? Burada.
Birgül
Ayman Güler? Burada.
Özgür
Özel? Burada.
İlhan
Demiröz? Burada.
Mahmut
Tanal? Burada.
Mehmet
Volkan Canalioğlu? Burada.
Engin
Özkoç? Burada.
Aykut
Erdoğdu? Burada.
Ali
Rıza Öztürk? Burada.
Gürkut
Acar? Burada.
Veli
Ağbaba? Burada.
Ejder
Özdemir? Burada.
Sedef
Küçük? Burada.
Nedret
Akova? Burada.
Haluk
Eyidoğan? Burada.
Kemal
Değirmendereli? Burada.
İdris
Yıldız? Burada.
Hülya
Güven? Burada.
Dilek
Akagün Yılmaz? Burada.
Melda
Onur? Burada.
Doğan
Şafak? Burada.
Ömer
Süha Aldan? Burada.
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Efendim, sadece okunuyor isimler, yoklama
yapılmıyor.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Sayın Başkan, özür dilerim sizden.
Sayın
Kâtip Arkadaşımız isimlerimizi okuyor ama orada başta bir
metin var, o metnin okunup
Altında imzamız var, metin okunmadan isim
okunmaz ki. Bu, usule aykırı. Ne olur yani
BAŞKAN
Sayın Tanal, İç Tüzükün 143üncü maddesinin ikinci bendini
okuyorum
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Anladım ama yani oradaki
BAŞKAN
- Açık oy istemi olduğunu bildirir ve önerge sahiplerinden en az
15inin Genel Kurul
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Ama o şekilde
KAMER
GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, hangi kanunun hangi maddesinin
MAHMUT
TANAL (İstanbul) - Sayın Başkan, üstte bizim metin var, metin
okunmadan
BAŞKAN
salonda bulunup bulunmadığını tespit eder.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Bakın, metin okunmadan
KAMER
GENÇ (Tunceli) İstemimizi belirtiyoruz orada.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Yani sadece o şekilde yanlış olur.
İsmini niçin okuduğu
KAMER
GENÇ (Tunceli) Olmaz ya!
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Kayıtlarda anlaşılmıyor o. Metnin
okunmasını istirham ediyorum sizden.
BAŞKAN
İç Tüzük böyle söylüyor Sayın Tanal.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Sayın Başkan, metnin okunmasını
istirham ediyoruz sizden, ne olur.
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Sayın Başkan, bugüne kadar okunuyordu.
Niye şimdi okunmuyor?
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) 143 bunun için uygulanamaz, 143 ayrı bir şey,
diğer durumlar için. Bunun için 20 imza gerekir.
KAMER
GENÇ (Tunceli) Hangi kanunun hangi maddesinin açık oylamasını
istediğimizi burada belirttik.
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Başkanım, bu isimler niye
okundu? Bizim ismimiz niye okunmuyor? Bizim başımız kel mi!
GÜRKUT
ACAR (Antalya) Önergelerimizi okuyun lütfen Sayın Başkan!
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım, 143 değil, 87 olacak, 20
imza arıyoruz.
BAŞKAN
Hepsini okutuyoruz zaten Sayın Özel.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Kanun maddesi oyluyoruz efendim.
BAŞKAN
İsimlerin hepsini okutuyorum diyorum.
Evet,
iki dakika süre veriyorum.
Bundan
sonra okutacağım.
(Elektronik
cihazla oylamaya başlandı)
KAMER
GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, hangi kanunun hangi maddesinin
açık oylamasını istediğimiz o önergede belirtiliyor. Siz
nasıl bunun yarısını okuyup yarısını
okumazsınız! Doğru dürüst görev yap ya! Hakikaten
utanıyoruz senin davranışlarından ya! (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
GÜRKUT
ACAR (Antalya) Sayın Başkan, buna hakkınız yok!
Önergelerimizi tam olarak okutun lütfen.
BAŞKAN
Sayın Genç, tutanaklara bakarsanız 25inci maddenin açık
oylamasını yapacağımızı ifade ettim efendim,
tutanaklarda kayıtlı.
KAMER
GENÇ (Tunceli) Hayır ama demediniz ki
Divan kâtibi isimleri okudu.
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Yoklama yapılmadı ya! Yani o imza
sahipleri Genel Kurulda mı, değil mi diye tespit edilmedi.
(Elektronik
cihazla oylamaya devam edildi)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, 338 sıra sayılı
Tasarının 25inci maddesinin açık oylama sonucu:
Kullanılan
oy sayısı: 238
Kabul:
238 (x)
Kâtip Üye Kâtip Üye
Özlem Yemişçi Tanju
Özcan
Tekirdağ Bolu
BAŞKAN
Böylece 25inci madde kabul edilmiştir.
26ncı
madde üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
KAMER
GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, tutumunuz hakkında söz istiyorum.
BAŞKAN
Önergeyi okutuyorum.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
KAMER
GENÇ (Tunceli) Bir dakika ya, bir şey söylüyorum.
Şimdi,
Sayın Başkan, orada Divana gelen önergeyi aynen okumak
zorundasınız. Biz burada açık oylama önergesini veriyoruz.
Açık oylama istediğimiz önergede
falan sayılı yasa
tasarısının falan maddesinin açık oylama
yapılmasını istiyorum. Bakın, tutanakları getirelim.
Birçok şeyleri yutuyorsunuz, konuşmuyorsunuz. Ne aceleniz var ya?
Onun için
BAŞKAN
Tüzük öyle değil ama okutacağım Sayın Genç, tamam, konu
anlaşıldı.
KAMER
GENÇ (Tunceli) Hayır efendim, tutumunuz hakkında usul
tartışması açıyorum.
BAŞKAN
Devam edin.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
KAMER
GENÇ (Tunceli) Bir dakika efendim. Bir dakika
BAŞKAN
El hareketinizi bırakın hanımefendiye karşı lütfen!
KAMER
GENÇ (Tunceli) Sonra, Divan Kâtibiniz
(AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
MUHYETTİN
AKSAK (Erzurum) Otur yerine, seni mi dinleyeceğiz!
BAŞKAN
Lütfen yani
KAMER
GENÇ (Tunceli) Doğru dürüst orada yöneteceksen yönet! Yöneteceksen yönet
be! Böyle oradan olmaz ya! Bu Meclisi rezil ettin be! Daima hata
yapıyorsun, keyfî hareket ediyorsun.
BAŞKAN
İç Tüzükü okudum biraz önce, açın okuyun siz de.
KAMER
GENÇ (Tunceli) Ya, bu kadar talimatla hareket edilmez yahu!
BAŞKAN
143üncü maddeyi siz de açın okuyun.
KAMER
GENÇ (Tunceli) İnsan o kürsüyü biraz dürüst temsil eder yahu! Yani
okunan önergeler
Divan Kâtibi
BAŞKAN
Okuyun lütfen.
KAMER
GENÇ (Tunceli) Okunan önergeyi biz anlamıyoruz.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 338 Sıra Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 26. Maddesi ile
değiştirilen 5779 sayılı Kanunun 5. maddesinin 4üncü
fıkrasında yer alan yüzde 60 ibaresinin yüzde 50 olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Muharrem
Işık Namık
Havutça Ali
Serindağ
Erzincan Balıkesir Gaziantep
Birgül
Ayman Güler Mehmet
Kesimoğlu Celal
Dinçer
İzmir Kırklareli İstanbul
Emre Köprülü
Tekirdağ
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
338
Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 26. Maddesinin (2)
fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Değişiklik
Önergesi:
Madde
26. (3) (2) Birinci fıkrada belirtilen gelişmişlik endeksine
göre dağıtılacak miktar için Kalkınma
Bakanlığı tarafından tespit edilen en son veriler esas
alınır. Bu endeksin kullanımında, belde belediyeleri için
bağlı bulunduğu ilçenin endeks değeri uygulanmak üzere, il,
ilçe ve belde belediyeleri gelişmişlik katsayılarına göre
en az gelişmiş olandan en çok gelişmiş olana doğru ve
eşit nüfus içeren beş gruba ayrılır. Eşitliği
bozan ilçe, denge kurulacak şekilde beldeleriyle birlikte bir önceki gruba
veya bir sonraki gruba ilave edilir. Birinci fıkraya göre belirlenen
miktarın yüzde 27'si birinci gruba, yüzde 24'ü ikinci gruba, yüzde 20'si
üçüncü gruba, yüzde 16'sı dördüncü gruba ve yüzde 13'ü beşinci gruba
tahsis edilir. Bu tahsisat, her grup içinde, gruba giren belediyelerin nüfuslarına
göre dağıtılır.
Pervin
Buldan Hasip
Kaplan İdris
Baluken
Iğdır Şırnak Bingöl
Altan
Tan Erol
Dora
Diyarbakır Mardin
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
"Büyükşehir
Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin;
Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın; Malatya Milletvekili Öznur
Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu"nu ihtiva eden 338 sıra sayılı
tasarının 26. maddesinin Tasarı metninden
çıkartılmasını arz ederiz.
Enver
Erdem Mehmet
Erdoğan Hasan
Hüseyin Türkoğlu
Elâzığ Muğla Osmaniye
Alim
Işık Sadir
Durmaz Erkan
Akçay
Kütahya Yozgat Manisa
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
MALİYE
BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Erkan Akçay, Manisa. (MHP sıralarından
alkışlar)
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
26ncı madde üzerine verdiğimiz önerge hakkında söz aldım.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
26ncı
maddeyle belediye paylarının tahsisine ilişkin esaslar
düzenleniyor ve mevcut uygulamaya göre büyükşehir belediye
payının yüzde 70i doğrudan ilgili büyükşehir belediyesi
hesabına aktarılırken, kalan yüzde 30luk kısmı
büyükşehir belediyeleri arasında nüfus esasına göre
dağıtılmaktadır. Yapılan düzenlemeyle, büyükşehir
belediye payı yüzde 5ten 6ya çıkarılırken,
büyükşehir belediyelerin payına aktarılan oran yüzde 70ten 60a
düşürülmüştür. Kalan yüzde 40lık kısmın yüzde 70i
nüfusa, yüzde 30u yüzölçümü esasına göre büyükşehir belediyeleri
arasında dağıtılmaktadır.
Değerli
milletvekilleri, il mülki sınırları belediye
sınırları hâline getirilmektedir. Tüm insanlarımıza
ama özellikle il merkezi dışında yaşayan
insanlarımıza yeni vergiler, yükümlülükler getirilmekte, külfetler
yüklenmekte ve vatandaşlarımız karar mekanizmalarından ve
hizmetten âdeta uzaklaştırılmaktadır.
Biraz
evvel genel yükümlülükleri sayarken süre yetmediği için
tamamlayamadık. Bu artan yükümlülükler artık köyleri yaşanmaz
hâle getirecektir, bu nedenle köyden kente göçler artacaktır. Bu
tasarının en önemli mahsurlarından birisi de köyden kente
göçleri artıracak olmasıdır.
Yine,
Türkiyede yaklaşık 700 bin basit usulde vergi mükellefi
bulunmaktadır. Bunların tamamı küçük esnaf ve dar gelirli
insanlardır. Bu kanunla, yüzbinlerce basit usuldeki vergi mükellefi,
gerçek usulde vergi mükellefi hâline gelecekler. Bunlar daha çok vergi
ödeyecekler, defter tutacaklar, çeşitli beyannameler verecekler, muhasebe
ücreti gibi yükümlülüklerin altına gireceklerdir. Bu mülki
sınırın belediye sınırı olarak belirlenmesi,
eşyanın tabiatına aykırıdır. Bu mülki
sınır devlet yönetimi ile ilgilidir ve bir ilin topyekun idaresini
kapsar ve aynı zamanda bir siyasi anlamı vardır. Alan
bazlıdır, belediye sınırları ise yerleşim
bazlıdır. Yerleşim varsa belediye vardır, yerleşim
yoksa belediye olmaz.
Bu
tasarıyla, yetkilerin valilerden alınıp büyükşehir belediye
başkanlarına verilmesi, Oslodaki PKKlı teröristlerle Hükûmetin
yaptığı görüşmelerde yer almaktadır. Bunu artık
hiçbiriniz, Hükûmet yetkilisi ve Sayın Başbakan da inkâr etmemektedir.
Osloda Başbakanın temsilcisi, Bu yetkileri önce valilere, sonra
belediyelere devredeceğiz. demektedir. Dolayısıyla, bu
tasarı, AKPyle PKK arasındaki görüşmelerin bir sonucudur,
tıpatıp uymaktadır.
Bu
görüşmeler, varılan mutabakatlar gayrimeşrudur, yasa
dışıdır, suçtur! Hükûmetin ve Başbakanın, her
şeyiyle suç teşkil eden bir görüşmede terör örgütüne verilen
sözler sonucu bu tasarı getirildiği için bu tasarı da
gayrimeşrudur. Hükûmeti uyarıyorum, terör örgütüyle yaptığınız
pazarlık sonucu kanun çıkarmaya çalışmak, sizi
gayrimeşru yapar! Bu tasarıyı millet istemiyor, bu
tasarıyı bölücüler istiyor, terör örgütü istiyor! Bu tasarı,
Anayasanın 3, 10, 123, 126, 127, 160, 170inci maddelerine
aykırıdır. Anayasaya açıkça aykırı olan bu
düzenleme, üniter yapıyı bozan bir düzenlemedir.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; tasarıyla
büyükşehirlerdeki sınırları içine alan ilçe, belde ve
köylerdeki yükümlülüklerin ve sorunların daha da artacağını
ifade ettik. İnşallah, geri kalanını da bundan sonraki
maddelerde ifade ederiz.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunacağım, karar yeter
sayısı arayacağım: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı vardır önerge
kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
338
Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 26. Maddesinin (2)
fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Değişiklik
Önergesi:
Madde
26. (3) (2) Birinci fıkrada belirtilen gelişmişlik endeksine
göre dağıtılacak miktar için Kalkınma
Bakanlığı tarafından tespit edilen en son veriler esas
alınır. Bu endeksin kullanımında, belde belediyeleri için
bağlı bulunduğu ilçenin endeks değeri uygulanmak üzere, il,
ilçe ve belde belediyeleri gelişmişlik katsayılarına göre
en az gelişmiş olandan en çok gelişmiş olana doğru ve
eşit nüfus içeren beş gruba ayrılır. Eşitliği
bozan ilçe, denge kurulacak şekilde beldeleriyle birlikte bir önceki gruba
veya bir sonraki gruba ilave edilir. Birinci fıkraya göre belirlenen
miktarın yüzde 27'si birinci gruba, yüzde 24'ü ikinci gruba, yüzde 20'si
üçüncü gruba, yüzde 16'sı dördüncü gruba ve yüzde 13'ü beşinci gruba
tahsis edilir. Bu tahsisat, her grup içinde, gruba giren belediyelerin
nüfuslarına göre dağıtılır.
Pervin
Buldan (Iğdır) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor
mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
MALİYE
BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
Değişiklik
ile gelişmişlik endeksine göre dağıtılacak miktardan
en az gelişmiş belediyelere ayrılan payların
arttırılması amaçlanmıştır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 338 Sıra Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 26. maddesi ile
değiştirilen 5779 sayılı Kanunun 5. Maddesinin 4'üncü
fıkrasında yer alan "yüzde 60" ibaresinin "yüzde
50" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Muharrem Işık (Erzincan) ve
arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor
mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
MALİYE
BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Mehmet Ali Ediboğlu
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Mehmet Ali
Ediboğlu, Hatay Milletvekili. (CHP sıralarından
alkışlar)
MEHMET
ALİ EDİBOĞLU (Hatay) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüştüğümüz yasada illerin büyükşehir
yapılmasının amacı bütünlük sağlamak ve ilin idaresini
kolaylaştırmak olarak
belirtilmektedir.
Bu
yasa Hatayda Defne ve Arsuz isimlerinde iki yeni ilçe
oluşturulmasını öngörüyor. Defne ve Arsuz
sınırları içerisinde yaşayan halkın böyle bir talebi
yoktur ve hiçbir zaman da olmamıştır. Bunun aksine, Payas beldemizde
yaşayan 40 bin vatandaşımızın yıllardır
özlemi olan ilçe olma hayali, tüm siyasi partilerin desteği ve talebine
rağmen bu yasa taslağı içerisinde yer almamış idi. Birkaç
gün önce tüm siyasi parti milletvekillerinin ortak verdiği önergeyle
Payasın ilçe olması yasaya eklendi. Payas halkına
hayırlı olsun diyorum.
Antakya ve
İskenderunda belediye seçimlerine yönelik oy hesaplarıyla
tasarlandığı açık olan Defne ve Arsuz ilçeleri, Hataya
yapılacak en büyük kötülük olacaktır. Bundan önceki dönemlerde nüfusu
2 binden fazla olan köyleri belde yaparken halka sordunuz. Birçok köy nüfusu 2
binden fazla olmasına rağmen hayır oylarının fazla
olması nedeniyle belde yapılmadı. Yani bu kararı halka
bıraktınız. Şimdi yeni ilçe oluştururken neden halka
sormayı düşünmüyorsunuz? Burada asıl sorulması gerekenler
de şunlar olmalıdır: Hatayda Defne ve Arsuz isimli iki yeni
ilçeye neden ihtiyaç duyulmuştur? Bu ihtiyaç kime ve neye göre
belirlenmiştir? Bu konuda uzman görüşü alınmış
mıdır? En önemlisi: Vatandaşın fikri sorulmuş mudur?
Bölgede yaşayan vatandaşların bunu istemediğini bilerek
neden ısrar ediyorsunuz? Eğer bilimsel, sosyal bir çalışma
varsa bunun kamuoyuyla paylaşılması ve gerekçeleriyle
anlatılması daha uygun olmaz mıydı? Hayır, böyle bir
çalışma yoksa, ne amaçla, kimlerin hangi yönlendirmeleriyle
yapıldığını vatandaşların bilme hakkı
vardır.
Değerli
milletvekilleri, toplumların yaşantılarını etkileyecek
değişimler iyice araştırılmadan, üzerinde ciddi olarak
tartışılmadan yapılmamalıdır. Öte yandan Hatayda
insanların hayatını bu kadar etkileyecek bir konuda halkın
bilgisi yok. Milletvekillerinin, belediye başkanlarının,
Valinin, konuyla ilgili sivil toplum kuruluşları ve meslek
örgütlerinin bile fikrinin sorulmadığını görüyoruz. Hiç
kimsenin fikrinin alınmadığı belliyken, yeni kurulacak
Defne ve Arsuz ilçelerinin sınırlarına
baktığımızda iktidarın bugüne kadar sözleriyle ifade
ettiği bir gerçeği yasayla uygulamaya koymuş olduğu
görülmektedir. Bu durum Hatayda var olan barış ve kardeşlik
ortamını baltalayacaktır. Etnik ve mezhepsel ayrım
yapıldığı gerçeğini ortaya
çıkarmıştır.
Değerli
milletvekilleri, eğer bu yasa Mecliste düzeltilmezse çok yazık
olacak. Bu hataya bilerek veya dolaylı olarak izin verenler,
çocukları ve torunlarına iyi bir miras bırakmamış
olacaklar. Bu ayrıştırma projesi tamamen siyasi ve ideolojik
sebeplere dayandığı izlenimini vermektedir, geçerli veya makul
hiçbir gerekçesi de yoktur. Üstelik Antakya Belediye sınırlarından
koparılmaya çalışılan mahalle ve beldelerin siyasi tercihlerine
ve kimliklerine bakılırsa bu projenin toplumsal barışa ve
Antakyanın bir kültür mozaiği olma özelliğine büyük zarar
vereceği açıkça görülmektedir.
Değerli
milletvekilleri, Antakyalılık önemli bir bilinç
barındırır. Bu bilinç, kültürlerin, dinlerin, mezheplerin
kardeşliğini temsil eder. Bu tarihsel gerçeğe zarar verecek
girişimleri yapmaya kimsenin hakkı yoktur. Tüm bu uyarılara
rağmen bu hatayı yapanlar tarih önünde de affedilmeyecektir. Daha
bugün İstanbulda 2012 Yılı Birlikte Yaşama Ödülleri birlikte
yaşama kültürüne katkısından dolayı dünyada bu anlamda
marka olan Antakya Medeniyetler Korosuna verildi. Bu yanlıştan en
kısa zamanda dönülmelidir. Ben yaptım oldu. derseniz ve
yaparsanız daha sonra öngörülemeyen sorunlarla boğuşursunuz. Bu
yasa, Antakya halkına rağmen zorla hayata geçirilse bile vicdanlarda
ve akılda kabul görmeyecektir. Antakya, binlerce yıllık
geleneğin, kültürün ve kardeşliğin adıdır. Bu
şehir ayrıştırılmamalıdır.
Ayrıştırma, şehrin sosyal dokusuna da
aykırıdır. Bu hatadan bir an önce dönülmeli ve yasanın
düzeltilmesi sağlanmalıdır. Bu çerçevede Antakyanın
sınırlarıyla oynanmaması doğru olacaktır.
Değerli
milletvekilleri, yasanın geneline ilişkin de bazı endişeler
taşıyorum ve sorularım olacak. Toplumla paylaşılmadan,
kimseye danışılmadan büyükşehir kapsamına alınan
illerde nüfusu değil 2 bin, 10 binin üzerinde olan binlerce, onlarca
belde, yine nüfusu binin üzerinde olan ve ilçe merkezine mesafesi bir hayli
uzak olan binlerce köy muhtarlığını kapatmanın Oslo
süreciyle ilgisi var mıdır? Yine Osloda verdiğiniz sözlerden
biri bundan sonraki seçimlerde ilçeleri de kapatarak seksen bir il belediye
başkanı seçmek ve fiilen eyalet sistemini hayata geçirmek midir?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
MEHMET
ALİ EDİBOĞLU (Devamla) Bu hizmetlerinizden dolayı
emperyalistlerin darphaneleri yirmi dört saat çalışsa bile herhâlde
size madalya yetiştiremeyecektir. Ne yaparsanız yapın, bu
oyunları bozacak bilinç, kararlılık ve irade Türk halkında
vardır, ama Türk halkı, sergilenen bu taşeron tiyatroyu sahneden
kaldıracak kararlılığı da gösterecektir.
Yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum
III.- YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, yoklama
istiyoruz.
BAŞKAN
- Yoklama talebi var, yerine getireceğim.
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Serindağ, Sayın Havutça, Sayın Güler,
Sayın Ediboğlu, Sayın Gümüş, Sayın Özkoç, Sayın
Demiröz, Sayın Akar, Sayın Aksünger, Sayın Dudu, Sayın
Acar, Sayın Özbolat, Sayın Özdemir, Sayın Canalioğlu,
Sayın Gürkan, Sayın Akova, Sayın Yılmaz, Sayın Kaleli,
Sayın Kaplan.
Evet,
iki dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
- Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık
ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681,
2/786, 2/820, 2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN
- Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
26ncı
madde oylamasının açık oylama şeklinde
yapılmasına dair önerge vardır, okutup imza sahiplerini arayacağım.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 338 sıra sayılı Kanun Tasarısının 26.
maddesinin oylamasının ekli çerçevede belirtilen hususlar
doğrultusunda İç Tüzük 143. maddeye göre açık oylama usulüyle
yapılmasını arz ederiz.
BAŞKAN
Hasan Hüseyin Türkoğlu? Burada.
Sadir
Durmaz? Burada.
Mehmet
Erdoğan? Burada.
Zuhal
Topcu? Burada.
Alim
Işık? Burada.
Ruhsar
Demirel? Burada.
Mustafa
Erdem? Burada.
Kemalettin
Yılmaz? Burada.
Reşat
Doğru? Burada.
Mustafa
Kalaycı? Burada.
Yusuf
Halaçoğlu? Burada.
Ali
Uzunırmak? Burada.
Celal
Adan? Burada.
Necati
Özensoy? Burada.
Ali
Torlak? Burada.
Bahattin
Şeker? Burada.
Ali
Öz? Burada.
Seyfettin
Yılmaz? Burada.
Sinan
Oğan? Burada.
Emin
Çınar? Burada.
Nevzat
Korkmaz? Burada.
Açık
oylamanın şekli hakkında Genel Kurulun kararını
alacağım.
Açık
oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, 338 sıra sayılı Tasarının
26ncı maddesinin açık oylama sonucu:
Kullanılan oy
sayısı |
: |
248 |
|
Kabul |
: |
233 |
|
Ret |
: |
15 |
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Özlem Yemişçi Tanju
Özcan
Tekirdağ Bolu
Kâtip Üye Kâtip Üye
Özlem Yemişçi Tanju
Özcan
Tekirdağ Bolu
Böylece 26ncı
madde kabul edilmiştir.
27nci maddede üç adet
önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
338 Sıra Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 27. Maddesi ile
değiştirilen 5779 sayılı Kanunun 6'ncı maddesinin
birinci fıkrasında yer alan yüzde 65'ini" ibaresinin
"yüzde 60'ını" olarak, "yüzde 35'ini" ibaresinin
de "yüzde 40'ı" olarak değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Muharrem
Işık Namık
Havutça Ali
Serindağ
Erzincan
Balıkesir Gaziantep
Birgül
Ayman Güler Dilek
Akagün Yılmaz Celal
Dinçer
İzmir
Uşak İstanbul
Emre
Köprülü Mehmet
Siyam Kesimoğlu
Tekirdağ Kırklareli
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
338
Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 27. Maddesinin (1)
fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Madde
27. (1) "(1) Kesinleşmiş en son genel bütçe vergi gelirleri
tahsilatı toplamının binde biri Maliye Bakanlığı
bütçesine nüfusu 10.000'e kadar olan belediyeler için kullanılmak üzere
denkleştirme ödeneği olarak konulur. Maliye Bakanlığı,
bu ödeneği, Mart ve Temmuz aylarında iki eşit taksit halinde
dağıtılmak üzere, İlbank A.Ş. hesabına
aktarır. İlbank A.Ş. hesabına aktarılan ödeneğin
yüzde 70'ini eşit şekilde, yüzde 30'unu ise nüfus esasına göre
dağıtır."
Pervin Buldan Hasip
Kaplan İdris
Baluken
Iğdır Şırnak Bingöl
Erol Dora Altan
Tan
Mardin Diyarbakır
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
"Büyükşehir
Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin;
Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Malatya Milletvekili Öznur
Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu"nu ihtiva eden 338 sıra
sayılı tasarının 27'nci maddesinin tasarı
metninden çıkarılmasını arz ederiz.
Enver Erdem Alim
Işık Mehmet
Erdoğan
Elâzığ Kütahya Muğla
Sadir Durmaz Hasan Hüseyin
Türkoğlu
Yozgat Osmaniye
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
KALKINMA
BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen?
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Sayın Hasan Hüseyin Türkoğlu efendim.
BAŞKAN
Hasan Hüseyin Türkoğlu, Osmaniye Milletvekili. (MHP
sıralarından alkışlar)
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Sayın Başkan, Türk milletinin
saygıdeğer milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Aziz
Türk milleti, vekillerinden oluşmuş olan bu yüce çatı
altında kurmuş olduğun devletin bekası, seni oluşturan
unsurların birliği, üzerinde yaşadığın
toprağın bütünlüğü konusunda
taşıdığımız endişeler artık vekillerine
değil, doğrudan sana hitap etmemizi gerektirmektedir. Bugüne kadar
karşılaştığımız tehditlere yüksek sesle
itiraz ettik. Ancak bugün üniter yapıyı değiştiren, bölücü
taleplere göre hazırlanan bu düzenlemenin bundan öncekilere hiç
benzemediğini, artık, etnik temelli fiziksel ve coğrafi
ayrışmanın kapısında olduğumuzu görmekteyiz.
Bu
uyarılarımızı senin en çok tercih ettiğin iktidar
partisine yönelttik. Çünkü bizler Haksızlık
karşısında susan dilsiz şeytandır. hadisine olan
bağlılığımızla hareket eden bir anlayışın
mensuplarıyız. Ancak iktidar partisinden uyarılarımıza
karşılık aldığımız tepki, daha çok Necip
Fazılın Yağmurdan korkan ürkek başlı karınca/ Hakan
sanmış kendini tepelere varınca mısralarını
hatırlatırcasına ve Yüce Yaradanın Araf Suresinin Onların
gözleri vardır görmezler, kulakları vardır işitmezler
ayet-i kerimesindeki hükme yakışır tavırlar şeklinde
gerçekleşmiştir.
Hakkını
yemeyelim, bazı AKPli vekiller köşede bucakta iken, yalnız iken
Bu düzenleme tehlikeli, bizi böler. diyebilmişlerdir. Bu düzenlemeyi
Kızılcahamamda değiştireceğiz. demişlerdir.
Ancak düzenleme Meclis gündemine gelince kendilerine Yahu, hele bir
çıksın, seçimlere daha çok var, bakarız. denildiğini ifade
etmişlerdir. Bu yaklaşımın sadece safları ve zihinsel
özürlüleri ikna edebilecek bahaneler olduğunu tabii ki bilmektesin.
Aziz
Türk milleti, İslamla şereflendiğin günden bu yana
İslamın bayraktarı olarak İslama etmiş olduğun
hizmetlerden dolayı necip sıfatını kazandın.
Sana
kem gözle bakanın, senin birliğini ve dirliğini bozanın,
seni Türk milleti olarak oluşturan Arap, Kürt, Türkmen, Laz, Çerkez gibi
alt kimliklerini ayrıştırmaya çalışanların Cenabı
Allahın el-Kahhâr adıyla kahredeceğine gönülden
inanmaktayız.
Dün
senin milleti sadıka dediğin ve senin dostluğundan
uzaklaştırılanların sonu, bu coğrafyanın en fakir
ve en sefil devleti olan Ermenistanda yaşamak olmuştur. Bugün de
senin bir kardeşini ayırmak isteyenler, buna bu yasayla hizmet
edenler Cenabı Allahın el-Kahhâr sıfatını göreceklerdir.
Biliyorum,
Türk milliyetçilerinin seni sevdiğinin farkındasın, biz de senin
bize verdiğin gücün farkındayız. Bir ozanın sözleriyle sana
seslenmek istiyorum:
Ey
Türk evladı, kendine gel, kendine!
Devletini
deliyorlar, kör müsün?
Düşmeyelim
şu Batının fendine,
Kırk
elekten eliyorlar, kör müsün?
Batı
hep böyledir, borç verir önden,
Vatan
ister vatan, yurt ister senden.
İktisadî
yönden, coğrafi yönden,
Kuşatmaya
alıyorlar, kör müsün?
Türkiye,
Türklerden nasıl alınır?
Hesabı
yapanla dost mu olunur?
Hangi
dağda hangi maden bulunur,
Bizden
iyi biliyorlar, kör müsün?
Batılı
diyor ki şu kanun gerek,
Biz
de sanıyoruz bal ile börek.
İnsan
hakkı, demokrasi diyerek,
Ne
hainler buluyorlar, kör müsün?
AB
için her bağımız hiç artık,
Kan
bağıymış, dil bağıymış, geç artık,
Türkiye'de
Türküm demek güç artık,
Türk
adını siliyorlar, kör müsün?
AB
ne yapıyor, bak vurup vurup?
Mozaik
diyorlar mermeri kırıp!
Kürt'ü
Türk'ten, Türkü Kürt'ten ayırıp,
Dilim
dilim diliyorlar, kör müsün?
Sonra
Kürt'ün çocuğunu kandırıp,
Hasan
Sabbah gibi tam inandırıp,
Büyütüp,
besleyip, silahlandırıp,
Üstümüze
salıyorlar, kör müsün?
Bırak
be milletim, gafleti bırak!
Aç
gözünü artık, şu piçlere bak!
Vatanında
bayrağını yırtarak,
Ay-yıldızı
yoluyorlar, kör müsün?
Açık
artık felakete gittiğin,
Günden
güne tükendiğin, bittiğin!
Davul
zurna ile asker ettiğin,
Evlatların
ölüyorlar, kör müsün?
Kör
müsün diyorum, hiç kızma, affet;
Zıvanadan
çıktım, nedir bu gaflet?
Savaş
var karşında, devlet yok devlet,
Sinsi
sinsi geliyorlar, kör müsün?
Bakın
Yankilerle verip el ele,
Çakalken
it oldu iki hergele!
Talabani
bile, Barzani bile,
Paçamıza
dalıyorlar, kör müsün?
Zaten
PKK'yı kuran da Batı,
Kurup
arkasında duran da Batı,
Bizi
sırtımızdan vuran da Batı!
Ensemizde
soluyorlar, kör müsün?
Bitsin
artık dostuz mostuz mavalı,
Gördük
işte en dost olan düveli!
Başımıza
kim geçirdi çuvalı?
Bir
de kıs kıs gülüyorlar, kör müsün?
İnandığımız
Türk milleti olarak gücümüzü senden alıyoruz ve senin için mücadelemizi
sürdüreceğiz.
Türk
milletinin milletvekillerini saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarında alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
338
Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 27. Maddesinin (1)
fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Değişiklik
Önergesi:
Madde
27. (1) "(1) Kesinleşmiş en son genel bütçe vergi gelirleri
tahsilatı toplamının binde biri Maliye Bakanlığı
bütçesine nüfusu 10.000'e kadar olan belediyeler için kullanılmak üzere
denkleştirme ödeneği olarak konulur. Maliye Bakanlığı,
bu ödeneği, Mart ve Temmuz aylarında iki eşit taksit halinde
dağıtılmak üzere, İlbank A.Ş. hesabına
aktarır. İlbank A.Ş. hesabına aktarılan ödeneğin
yüzde 70'ini eşit şekilde, yüzde 30'unu ise nüfus esasına göre
dağıtır."
Pervin Buldan
(Iğdır) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
KALKINMA
BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Değişiklik
ile nüfus sayısı düşük olan belediyelerin gelirlerinin
arttırılması amaçlanmıştır. Zira nüfusu
düşük belediyeler haksız olarak hizmetlerini yerine getirebilmek için
yeterli finansmanı alamamaktadırlar. Bu haksızlığın
giderilebilmesi, küçük nüfuslu belediyelerin de etkili hizmet sunabilmesi için
madde değiştirilmiştir.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 338 Sıra Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 27. Maddesi ile
değiştirilen 5779 sayılı Kanunun 6'ncı maddesinin
birinci fıkrasında yer alan yüzde 65'ini" ibaresinin
"yüzde 60'ını" olarak, "yüzde 35'ini" ibaresinin
de "yüzde 40'ı" olarak değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Muharrem Işık
(Erzincan) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
KALKINMA
BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
Dilek Akagün Yılmaz, Uşak Milletvekili.
Buyurun.
DİLEK
AKAGÜN YILMAZ (Uşak) Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; sizlere ne söylesek ikna edemeyeceğiz,
bunu biliyoruz ama en azından ben Uşakta, nüfusu 2 binin
altında kalan beldelerimizin, başkanlarımızın,
halkımızın söylediklerini burada size iletmek durumundayım,
tarihe not düşmesi için burada bunları anlatmak zorundayım.
Şimdi,
sevgili arkadaşlar, iki tane fotoğraf göstereceğim size.
Şimdi, bu, Ulubey Kışla beldesinin köy olduğu zaman ki
fotoğrafı. Bakarsanız, sevgili arkadaşlar, bunlar sizin
için çok önemli. Çünkü, diğer milletvekilleri biliyor ama sizin asıl
görmeniz lazım. Bu, köy olduğu zamanki fotoğrafı; bu da köy
olmaktan çıkıp belde olduğu zamanki fotoğrafı. Aradaki
farkı görüyorsunuz değil mi arkadaşlar?
AHMET AYDIN
(Adıyaman) - AK PARTİden
sonra, AK PARTİden sonra
[AK PARTİ sıralarından
alkışlar (!) ]
DİLEK AKAGÜN YILMAZ
(Devamla) - Şimdi, arkadaşlar,
yine aynı şekilde, bakın, köyken ne durumda, beldeyken ne
durumda. Yani, bunları belki görürseniz içiniz biraz sızlar. Geriye
dönemeyeceksiniz bu yasadan, anlıyorum ben sizi, emir ve talimatlar böyle
gelmiş ama biraz vicdanlarınıza seslenmek istiyorum.
Sayın Başkan,
sayın milletvekilleri; şimdi, Uşakta 2 bin nüfusun altında
kalan 12 beldemiz var. Bu beldeler değişik partilerden ve hepsi de
size oradan tepkilerini ve protestolarını gönderdiler. Çünkü, hepsini
ben tek tek dolaştım. Hangi beldeler bunlar? Banaz Büyükoturak
beldesi, AKPli Belediye Başkanı, size protestolarını
gönderdi. Eşme Ahmetler, MHPli Belediye Başkanı, size aynı
şekilde protestolarını gönderdi. Eşme Güllü, MHP; Ulubey
Hasköy, DSP; Ulubey Avgan, CHP; Ulubey Omurca, CHP; Ulubey Kışla,
CHP; Karahallı Karbasan, AKP; Merkez Güre, AKP; Merkez İlyaslı,
AKP; Sivaslı Yayalar, AKP; Sivaslı Ağaçbeyli, AKP; hepsi de, hiç
ayrımsız, arkadaşlar, bu konudaki sitemlerini özellikle sizlere,
AKP Grubuna iletmemi istediler.
Şimdi, ben bu
belgelerle ilgili tasarının sunuş gerekçesine baktım. Nedir
bu 2 bin nüfusun altında kalmış olan beldelerle ilgili gerekçe,
mantıklı bir gerekçe var mı, bunu biz de öğrenelim diye baktım.
Tasarının gerekçesinde hiçbir şey yok, madde gerekçesinde hiçbir
şey yok. Bu, Uşakta kapatılan 12 beldemizin hepsi de çok eski
beldeler ama tümünü birdenbire yok ediyorsunuz arkadaşlar. Siz
bunları yok ediyorsunuz, hiçbir gerekçe göstermiyorsunuz, belde
halkına sormuyorsunuz.
Belediye Yasası madde
4 çok açık, madde 8 çok açık.
Belediyeler kurulurken siz plebisit yapıyorsunuz, birleşmelerde,
katılmalarda plebisit yapıyorsunuz, hatta köy birleşmelerinde,
yasa gereği, plebisit yapıyorsunuz ancak bu beldelerin
kapatılmasında, kadim beldelerin kapatılmasında belde
halkının, o yöredeki halkın hiçbir şekilde düşüncesini
dikkate almıyorsunuz. Bizim kazanılmış hakkımız
yok mu Avukat Hanım? Kazanılmış hak diye bir şey yok
mudur hukukta? diyorlar bana. Yok. Bunu, lütfen, AKPli milletvekillerine ve
Grubuna sorun. diyorum.
Sevgili
arkadaşlar, aynı şekilde, sizler sormadınız ama biz bu
beldelerde tek tek referandum yaptık ayın 14ünde ve 21inde;
hepsinde de neredeyse yüzde 80-90 katılım oldu -size oy veren
beldeler de dâhil olmak üzere- ve hepsinde de verilen oylar çoğunlukla
Beldemiz kapatılmasın. diyeydi sevgili arkadaşlar. Siz
bunların hepsini yok saydınız.
Yalan
diyenler, giderler, orada, hem CHPli hem AKPli hem MHPli belediye meclis
üyelerinin huzurunda yapıldı bu referandumlar, onları görürler.
İlçe başkanlarınızı ararsınız, belde
başkanlarını ararsınız, onlardan sorarsınız.
Sevgili
arkadaşlar, kapatılan bu beldelerden Büyükoturak Belediye
Başkanı -AKPli- diyor ki: Benim okulum kapatıldı,
tarım ve kredi kooperatifim kapatıldı, bankam
kapatıldı, şimdi de belediyem kapatılıyor. Artık
gerisini siz düşünün, protestolarını size gönderiyor.
Avgan
ve Güllü Belediye Başkanları -2 bin nüfusun altında- kilitli
parke taşı üretiyorlar, sadece kendi köylerine, kendi beldelerine
değil, çevrelerindeki sekiz on köye de maliyetine bu kilitli parke
taşını döşüyorlar ve onlar kendileriyle beraber en az sekiz
on köye bu hizmetlerini veriyorlar.
Başka
ne hizmeti veriyorlar arkadaşlar?
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
DİLEK
AKAGÜN YILMAZ (Devamla) - Bu belde belediye başkanları itfaiye,
arazöz, cenaze ve yolcu taşıma hizmeti veriyorlar.
Bunlar,
sadece kendilerine gelen ödenekten değil, kendi ceplerinden de bu
hizmetleri veriyorlar ama siz bu emeği, bu fedakârlığı yok
sayıyorsunuz, onlar da sizi bir dahaki seçimlerde yok sayacaklar, bundan
emin olabilirsiniz. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunacağım
III.- YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN
- Yoklama talebi var, yerine getireceğim.
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Havutça, Sayın Güler, Sayın Cengiz, Sayın
Özgümüş, Sayın Çıray, Sayın Gümüş, Sayın Acar,
Sayın Ediboğlu, Sayın Aksünger, Sayın Özbolat, Sayın
Özkoç, Sayın Yıldız, Sayın Canalioğlu, Sayın
Akar, Sayın Genç, Sayın Gürkan, Sayın Kaleli, Sayın
Demiröz, Sayın Akova.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla
yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık
ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681,
2/786, 2/820, 2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN
- Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Tasarının
27nci maddesinin oylamasının açık oylama şeklinde
yapılmasına dair bir istem vardır, okutup imza sahiplerini arayacağım.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Büyükşehir
Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin;
Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali Uzun
Irmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in; İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve 14
Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Tekliflerinden ve
İçişleri Komisyonu Raporu doğrultusunda
görüşülmekte olan 338 sıra sayılı kanun
tasarısının 27. maddesinin oylamasının açık
oylama ile yapılmasını Türkiye Büyük Millet Meclisi iç
tüzüğünün Kanun Tasarı ve Tekliflerinin Genel Kurulda
görüşülmesini konu alan 81. maddesinin e) fıkrasındaki
"Tasarı veya teklifin tümü oylanır." ifadesi ve maddenin
geneline hükmeden "Anayasa değişiklikleri hariç, kanun
tasarı ve tekliflerinin tümünün veya maddelerinin oylanması,
açık oylamaya tâbi işlerden değilse, yirmi üyenin talebi halinde
açık oyla, aksi takdirde işaretle yapılır" hükmü
gereğince açık oyla yapılmasını teklif etmekteyiz.
Teklifimizin Türkiye Büyük Millet Meclisi içtüzüğü gereğince
incelenerek gereğinin yapılması hususunu Başkanlık
Divanının takdir ve değerlendirmelerine arz ederiz.
BAŞKAN
- Ali Serindağ, Gaziantep? Burada.
Celal
Dinçer, İstanbul? Burada.
Birgül
Ayman Güler, İzmir? Burada.
Özgür
Özel, Manisa? Burada.
İlhan
Demiröz, Bursa? Burada.
Mahmut
Tanal, İstanbul? Burada.
Mehmet
Volkan Canalioğlu, Trabzon? Burada.
Engin
Özkoç, Sakarya? Burada.
Aykut
Erdoğdu, İstanbul?
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Yerine Ramazan Kerim Özkan
BAŞKAN
Evet, Sayın Özkan tekeffül etti.
Ali
Rıza Öztürk, Mersin? Burada.
Gürkut
Acar, Antalya? Burada.
Veli
Ağbaba, Malatya? Burada.
Malik
Ecder Özdemir, Sivas? Burada.
İdris
Yıldız, Ordu? Burada.
Ayşe
Nedret Akova, Balıkesir? Burada.
Haluk
Eyidoğan, İstanbul? Burada.
Sedef
Küçük, İstanbul? Burada.
Kemal
Değirmendereli, Edirne? Burada.
Hülya
Güven, İzmir? Burada.
Dilek
Akagün Yılmaz, Uşak? Burada.
Melda
Onur, İstanbul? Burada.
Ömer
Süha Aldan, Muğla? Burada.
Doğan
Şafak, Niğde? Burada.
Kamer
Genç, Tunceli? Burada.
Açık
oylamanın şekli hakkında Genel Kurulun kararını
alacağım.
Açık
oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama
yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, 338 sıra sayılı
Tasarının 27nci maddesinin açık oylama sonucunu arz ediyorum:
Kullanılan
oy sayısı: 249
Kabul: 231
Ret:
18(X)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Mine
Lök Beyaz Tanju
Özcan
Diyarbakır Bolu
Böylece
27nci madde kabul edilmiştir.
28inci
madde üzerinde üç adet önerge vardır, okutacağım. Ancak,
Sayın Hamzaçebinin söz talebi vardı.
Buyurun.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Şimdi,
önemli bir maddeyi görüşüyoruz. Maddeyle ilgili bir hususu Genel Kurulun
dikkatine sunmak istiyorum.
Madde,
Belediye Gelirleri Kanununun 86, 87 ve 88inci maddelerinde
değişiklik öngörüyor. Belediye Gelirleri Kanununun söz konusu
maddeleri, belediyelerin, yol, su ve kanalizasyon yatırımlarında
yapmış oldukları harcamalar nedeniyle gayrimenkullerinin
değeri artan vatandaşlardan bu harcamalara katılma payı
almasını düzenlemektedir. Belediye Gelirleri Kanununun söz konusu
maddeleri, yürürlükte olan maddeleri bu konularda belediyelere bir takdir
hakkı tanımamış olup belediyeler bu katılma
payını almak zorundadır.
Tasarı,
28inci maddesiyle, bu harcamalara katılma payının
alınması konusunu zorunlu olmaktan çıkarıp ihtiyari hâle
getirmekte, yani belediyelerin takdir alanına bırakmaktadır.
Şimdi görüşeceğimiz iktidar partisi önergesi ise bu harcamalara
katılma payından yol harcamalarına katılma payını
muhafaza ederek, kanalizasyon ve su harcamalarına katılma payına
ilişkin düzenlemeyi maddenin dışına
çıkarmaktadır. Buna ilave olarak, geçici 1inci maddeye ilişkin
olarak verilen bir önergede de, geçmişe yönelik olarak yol
harcamalarına katılma payının, alınması zorunlu
olan katılma payının herhangi bir şekilde tarh
edilmemiş olması hâlinde alınmasını da belediyelerin
takdir alanına bırakmaktadır.
Bu
düzenleme objektif bir düzenleme değildir; doğrudan doğruya bir
veya -belki bilemediğimiz- birden çok belediyeyi hedefleyerek onların
sorunlarını çözmeye yönelik, belki soruşturma var ise bu
soruşturmaları ortadan kaldırmaya yönelik bir düzenlemedir. Yol
harcamalarına katılma payını kaldırırken -daha
doğrusu belediyelerin takdir alanına bırakırken- diğer
ikisini, kanalizasyon ve su harcamalarına katılma payını
kanunda olduğu gibi muhafaza etmenin mantığını
anlamış değilim. İktidar partisinin en son
dağıtılan önergesinden önce, şu önerge setinde
dağıtılan ve şu an işlem görmeyen, iktidar partisinin
geri çektiği önergesi ise tasarının 28inci maddesinin
tasarı metninden çıkarılmasına yönelikti. Şimdi, bir
anda bu fikir değişikliği, politika değişikliği
neden meydana gelmiştir? Doğrusu merak ediyorum. Önergeler
dağıtıldığında iktidar partisi, Adalet ve
Kalkınma Partisi 28inci maddenin tasarı metninden
çıkarılmasını, kanunun mevcut hükümlerinin olduğu gibi
uygulanmasını savunurken, şimdi verdiği önergeyle Sadece
yol harcamalarına katılma payına ilişkin
kısmını muhafaza edelim, diğerlerini kaldıralım.
diyor ve ilave olarak, geçici 1inci maddede verdiği önergeyle de yol
harcamalarına katılma payına ilişkin geçmişe yönelik olarak
alınması gereken katılma payının da
alınmasını belediyenin ihtiyarına bırakmaktadır.
Bu düzenleme, objektif bir düzenleme değildir. Soruşturma konusu
olmuş olabilir, bilemiyorum, hangisiyse, iktidar partisi veya Hükûmet bunu
açıklasın. Hangi belediyelerin sorunu bu maddeyle, bu önergeyle
çözülmektedir? Bunu bilelim, buna göre değerlendirelim, oy
kullanalım.
Bu
düzenlemeyi doğru bulmuyoruz efendim.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Durmaz
SADİR
DURMAZ (Yozgat) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ben
de aynı konuya ilişkin olarak, yapılan düzenlemenin objektif
olmadığını, adrese teslim bir düzenleme
yapıldığını ifade etmek için söz aldım.
Sayın
Başkan, ben adresi de vereyim isterseniz. Ankara Büyükşehir
Belediyesi, 2001-2006 yılları arasında yol harcamalarına
katılma payı olarak asfalt katılım paylarını
tahakkuk ettirmiş ancak tahsilini beş yıllık zaman
aşımına uğratmış, süresinde yapmayarak 25 trilyon
lira kamunun zararına sebebiyet vermiştir.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Soruşturma konusu bu.
SADİR
DURMAZ (Yozgat) - Hatta, bu soruşturma konusudur. Bir müfettişe
verilmiş, müfettiş rapor hazırlamış, Belediye
Başkanı bu raporu henüz işleme koymamıştır. Daha
sonra, iç denetim birimine göndermiş ve bu konuyu biz, Belediye Meclis
üyelerimiz vasıtasıyla takip ediyoruz, takip etmeye de devam
edeceğiz ancak burada bir husus daha var ki onu da ifade etmem gerekiyor:
Bazı vatandaşlarımızın bir kısmından
alınan bu yol harcama paylarına katılma payı, bir
kısmından alınmamıştır. Bu da adaletli bir
uygulama değildir, bunu hatırlatmak istedim.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Soruşturmada olan bir konuyu burada önergeyle
düzenliyorsunuz!
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Tarh edilmemiş.
OKTAY
VURAL (İzmir) Aklama yeri mi burası ya!
BAŞKAN
Sayın Canikli
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Önerge
sahibi olarak arkadaşlarımızın da sorularına cevap
vermek açısından bazı açıklamaların
yapılması gerekiyor.
Öncelikle
şunu belirtelim: 86ncı madde çerçevesinde yolların
genişletilmesi ya da yeni bir yol ortaya çıkarması nedeniyle
gayrimenkul sahiplerinden alınması gereken harcamalara, yol
harcamalarına katılma payının tahsilatında hemen hemen
tüm belediyelerde ciddi sorunlar yaşanıyor. Burada sorun şu:
Kanuna göre, şu andaki uygulamaya göre, 86ncı maddeye göre
katılma payı alınması zorunlu. Tahakkuk yapıyorlar
fakat tahsil edemiyorlar belediyeler. Tahsil edemiyor yani bu tamamen
Herhangi
bir şey değil, bu binlerce insanı ilgilendiriyor, binlerce
kişiden tahsil edemiyor. Sadece Ankara ya da İstanbul değil,
Türkiyedeki tüm belediyeler için geçerli. Fakat burada sorun şu, çok
açık, net olarak ifade ediyorum: Sayıştayın bu tahsil
edilemeyen paraların belediye başkanlarından tahsil edilmesi
yönünde bir eğilimi söz konusu. Çok açık, yani
tartışmasız böyle ve bütün belediyeler için geçerli ama belediye
başkanlarının burada yapacağı bir şey yok,
tahsilatı yapamıyor, yani bütün yönleri deniyor. Ne özel bir
ayrıcalık söz konusu
Gayrimenkul anlamında söylüyorum, para
anlamında söylüyorum, hepsi aynı durumda, tahsil edemiyorlar ama
SADİR
DURMAZ (Yozgat) Tahsilat yapanlar var.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Efendim, tahsil edemiyorlar. Bakın, bu
mümkündür yani vergide de, başka gelirlerde de idare bütün elinden gelen
gayreti gösterir, yüzde 100 tahsilat sağlanamaz. Bu bir realitedir, bu bir
gerçektir yani.
SADİR
DURMAZ (Yozgat) Tahsilat yapılanlar ne olacak?
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Dolayısıyla, burada bir
sıkıntı tamamen tahsilatla ilgili, başka bir şey
değil. Yani harcamayı yapıyor belediye ama bu kanuna göre
harcamaya katılma, yol harcamalarına katılma payını
tahsil edemiyor. Tamamını değil tabii, bir
kısmını tahsil edemiyor
SADİR
DURMAZ (Yozgat) Tahsil edilenleri geri ödeyelim o zaman. Nurettin Bey, tahsil
edilenler ne olacak?
KAMER
GENÇ (Tunceli) Nasıl edemiyor ya?
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Tahsil edilenlere yapacak bir şey yok.
SADİR
DURMAZ (Yozgat) Ama nasıl bir şey yok yani?
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Bakın, o ayrı bir şey, bir geçici
madde
İzin verirseniz, neden getirildi, önce onu ben arz edeyim.
OKTAY
VURAL (İzmir) Ama işte yazık o zaman.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Dolayısıyla yani burada bir
mağduriyet söz konusu. Belediye başkanları bütün yöntemleri
deniyor ama tahsil edemiyor.
OKTAY
VURAL (İzmir) Niye? Vatandaşlar da öyle mağdur oluyor.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) O zaman, bütün Türkiyedeki vergi dairesi
müdürlerini, tüm belediye başkanlarını, şu veya bu
şekilde tahsilat yapmak durumunda olan tüm görevlileri bu kapsamda
cezalandırmak gerekir yani onlardan tahsil etmek gerekir. Böyle bir
şey olabilir mi? (MHP sıralarından gürültüler) Ha, bakın,
ihmali varsa
OKTAY
VURAL (İzmir) Cezalandırın o zaman, ne olacak ki!
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) İzin verir misiniz.
genel
kurallar geçerlidir zaten. Yapması gereken çabayı sarfetmemişse
onlar genel hükümler çerçevesinde elbette takip edilir ya da
cezalandırılır.
OKTAY
VURAL (İzmir) Niye? Yandaşlardan tahsil edilmedi!
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Ha, neden 87 ve 88de böyle bir şey yok?
Şimdi, 87 ve 88de yok, neden? Çünkü orada sorun yok, tahsilat
yapılıyor orada. Eğer ihtiyari yapılırsa bu sefer
bunların tahsil edilememe durumu ortaya çıkabilir çünkü doğal
olarak, ihtiyari bırakınca meclis kararına bırakmanız
gerekiyor. E, orada da tabii, şu veya bu nedenle -popülist gerekçeler demeyeceğim
ama- meclisten bu tür kararlar çıkmayabilir yani
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Tümden kaldıralım!
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Ama o zaman kim ödeyecek? Bir rakam var, bir
bedel var, şu anda belediyelerin böyle bir gelirleri var.
Karşılığını koymadan
SADİR
DURMAZ (Yozgat) Ödemiş olanların hakkı ne olacak yani?
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun)
karşılığı
rakamını sağlamadan, alternatifini ortaya koymadan böyle bir
şey yaptığımız zaman belediye gelirlerinde ciddi
azalmalar meydana gelir, dolayısıyla sıkıntıya
girerler. Olay budur, başka bir şey yok, çok net bir şekilde
söylüyorum.
Saygılar
sunuyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
28inci
madde üzerinde üç adet
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Popülist kararlar alabilecek bir belediye meclisine
terk ediyorsun bütün ili yahu! Bak, ilin kaderini belediye meclisine terk
ediyorsun.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) 87 ve 88deki zorunlu hâle geliyor, şu
andaki uygulamaya dönülüyor tekrar.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Ama burada biri tarif ediliyor, biri.
KAMER
GENÇ (Tunceli) Yahu, kaçıncı defadır, Melih Gökçekten beri
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Hiç alakası yok, hiç alakası yok.
KAMER
GENÇ (Tunceli) Ayıp ya!
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Biri tarif ediliyor burada.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Tabii, hepsi, bütün belediyeler yani bütün
belediyeler aynı durumda, hepsi aynı durumda.
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Menderes Bey de var mı?
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Yani ben özel bakmadım ama bilmiyorum.
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Yani oradan çıktı sanki!
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Bir kısa açıklama daha
yapabilir miyim Sayın Başkanım?
BAŞKAN
Buyurun Sayın Hamzaçebi.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Şimdi,
şu sorun dikkatten kaçıyor: Özellikle geçmişe yönelik olarak yol
harcamalarına katılma payının tahakkuk ettirilip tahsil
edilmesi konusunda belediyelere takdir hakkı verilmesi demek, belediyeler
arasında eşitsizlik yaratılması demektir. Yani vergisini,daha
doğrusu yol harcamasına katılma payını ödemiş
olan mükellef, gayrimenkul sahibi bunu ödemekle kalmış olacak,
ödememiş olan bundan kazançlı çıkacak. Bunun kabulü mümkün
değil. Mevcut kanun hükmü daha doğrudur. Ya Yol harcamalarına
katılma payı alınır. diyelim ya da vazgeçelim bundan alınmaz
diyelim. Yani böyle bir düzenleme yapmaya gerek yok. Hele hele daha ileri gidip
geçmişe yönelik olarak belediyelere takdir hakkı vermek kesinlikle
eşitlik ilkesine, adalet ilkesine aykırı. O zaman, tahsil
edilmiş olanların da yol harcamalarına katılma payı
iade edilir şeklinde bir düzenleme yapmak gerekir ki eşitliğe
uygun davranmış olalım.
Teşekkür
ederim.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Yani, Meclis kararıyla geçmişi aklama yolu
açılıyor.
MEHMET
ERDOĞAN (Muğla) İşiniz, gücünüz adaletsizlik yapma.
Başka işiniz yok!
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkan, birkaç cümle söyleyebilir
miyim?
BAŞKAN
Buyurun Sayın Canikli
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Tabii,
diyaloga dönüştürmek istemiyorum ama bunların her belediyenin kendi
takdir yetkisine bırakılmasının açıkçası daha
uygun olacağı düşünüyoruz. Nedeni şu: Tahsil kabiliyeti olan
belediyeler bunu tahsil etsin çünkü seçmeni var seçimi var, bütün bu
değişkenleri dikkate alarak eğer tahsil edebileceği
kanaatindeyse etsin tahsilatı, yapsın. Ama başka nedenlerle
Sadece
bu nedenlerle değil, objektif nedenler de olabilir, oradaki
insanların gelir düzeyi, başka nedenler de olabilir. Bu çerçevede,
bir tahsilat imkânı da yoksa tahsil etmesin. Esnek bir yapının
oluşturulmasının açıkçası daha uygun
olacağını düşünüyoruz.
Tekrar
ifade ediyorum. Bunların hiçbir tanesinin bir gelir harcaması, suiistimal,
bunlarla hiçbir alakası yoktur, tamamen bu paraların tahsiliyle
ilişkilidir. Başka bir durum söz konusu değildir, tekrar
belirtmekte fayda var.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Evet,
28inci madde üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 338 sıra sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile
Bazı Kanun ve
Kanun hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair kanun Tasarısı'nın çerçeve 28 inci
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Nurettin
Canikli Ahmet
Aydın Mehmet
Doğan Kubat
Giresun Adıyaman İstanbul
Harun
Karaca Nurdan
Şanlı Oya
Eronat
İstanbul Ankara Diyarbakır
Menderes
Türel
Antalya
"MADDE
28- 26/5/1981 tarih ve 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 86
ncı maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Belediyelerce
veya belediyelere bağlı müesseselerce aşağıdaki
şekillerde inşa, tamir ve genişletilmeye tabi tutulan
yolların iki tarafında bulunan veya başka bir yola
çıkışı olmaması dolayısıyla bu yoldan
yararlanan gayrimenkullerin sahiplerinden meclis kararı ile Yol
Harcamalarına Katılma Payı alınabilir."
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Büyükşehir
Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin;
Malatya Milletvekili Veli Ağababa ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Malatya Milletvekili Öznur
Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu" nu ihtiva eden 338 sıra
sayılı tasarının 28. maddesinde geçen alınabilir
ibarelerinin alınmaz olarak değiştirilmesini arz ederiz.
Enver
Erdem Mehmet
Erdoğan Hasan
Hüseyin Türkoğlu
Elâzığ Muğla Osmaniye
Alim
Işık Sadir
Durmaz Erkan
Akçay
Kütahya Yozgat Manisa
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 338 sıra sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına dair Kanun Tasarısının 28. Maddesiyle
değiştirilen 2464 sayılı Kanunun 87. Maddesinin birinci
fıkrasının birinci cümlesinde yer alan "gayrimenkullerin
sahiplerinden" ibaresinin "işyeri sahiplerinden" olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ali
Serindağ Namık
Havutça Birgül
Ayman Güler
Gaziantep Balıkesir İzmir
Ümit
Özgümüş Haydar
Akar
Adana
Kocaeli
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge
üzerinde söz isteyen?
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Ümit Özgümüş konuşacak Sayın
Başkan.
BAŞKAN Ümit
Özgümüş, Adana Milletvekili. (CHP sıralarından
alkışlar)
ÜMİT ÖZGÜMÜŞ
(Adana) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; ben de sizleri
saygıyla selamlıyorum.
Bu madde üzerinde çok
konuşuldu ve çok söylendi, ben bir kez daha söylemek istiyorum: Bu
getirilen yasa, Türkiyede idari ya da mali ihtiyaçtan doğmuş bir
yasa değildir. Türkiyede şimdi böyle bir idari yapılanma
değişikliğine ihtiyaç yoktur, mali olarak da böyle bir
değişikliğe ihtiyaç yoktur. Zaten getirilen yasa hazineye yük
getirmektedir.
Değerli
arkadaşlar, bu yasa, fiilî olarak bölünmeye giden, fiilî olarak
özerkliğe ve sonra bölünmeye giden Türkiyenin idari bölünme
altyapısını hazırlama yasasıdır. Osmanlı ve
cumhuriyet döneminde bazı dönüşüm noktaları vardır,
dönüşüm dönemleri vardır; Tanzimat Fermanı gibi, İttihat ve
Terakki Dönemi gibi, Cumhuriyet, 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül gibi;
üzerinde çok kitaplar yazılmıştır. Bakın, son on
yıl ve özellikle son üç dört yıl, yine biraz önce
saydığım bu dönemeç noktaları gibi, önümüzdeki elli
yılda üzerinde ihanet romanları ve ihanet belgeselleri yapılacak
bir dönemdir. Türkiye çok kritik bir dönemden geçiyor.
Değerli
arkadaşlar, PKK sol literatürde kesintisiz devrim ya da sürekli devrim
denilen bir siyaset stratejisi uyguluyor. Kesintisiz devrimin üç
aşaması vardır: Birinci aşama silahlı propaganda
yöntemidir; vurulur, kaçılır. İkinci aşama, adına
gerilla deyin, terörist deyin, militan deyin, militanların mücadelesidir.
Bu mücadele içerisinde halk yoktur, sadece militan vardır, gerilla
vardır. Üçüncü aşama, yerleşik düzene geçiş; isterseniz
kurtarılmış bölge isterseniz halk savaşı deyin, halk
savaşı aşamasıdır.
Yirmi sekiz yıl
sonra, PKK birkaç ay önce, artık kurtarılmış bölge ya da
demokratik halk savaşı aşamasına geçmeye
başladı ve bunun mücadelesini veriyor. Hatırlayın,
Şemdinlide ilk kalkışmada,
silahlı kuvvetler yirmi yirmi beş gün oraya giremediler. Şimdi,
yirmi sekiz yıllık PKK mücadelesinden sonra, seksen
dokuz, doksan yıllık cumhuriyet döneminden sonra, hem
Şemdinliden hem de Ankaradan aynı atağın gelmesinin,
eş zamanlı olarak aynı dönemde gelmesinin rastlantı
olduğuna bize inandırmak istiyorsanız ben inanmıyorum. Yirmi
sekiz yıl sonra Şemdinliden başlayan hareketin idari
altyapısının Ankara'dan
gelmesi eş zamanlıdır ve bunun üzerinde düşünülmesi
gerekir. AKPliler içerisinde, AKP milletvekilleri içerisinde benim gibi
düşünen çok sayıda milletvekilinin olduğunu biliyorum.
İnanmıyorsanız eğer, İç Tüzüke göre, Türkiye Büyük
Millet Meclisinde grubu bulunan partilerle anlaşıp iki üç madde
üzerinde gizli oylama yapın, gerçeğin ne olduğunu hepimiz
göreceğiz arkadaşlar.
Bundan
sonraki aşama, yani bu yasa bu şekilde geçtikten sonra, birkaç ilin
birleştirilerek bölgesel bir yapının ortaya çıkması,
bölgesel yapı ortaya çıktığı zaman da zımni
olarak nerenin daha sonra ayrılacağının ortaya
çıkmasından sonra Türkiye'nin ayrılması. Bu yasanın
altyapısında, bu yasanın temelinde bu var. Yoksa bu, yerinden
yönetim ya da ademimerkeziyetçi bir yapı değiliz. Zaten
kapatılan belediyelerle, belde ve köy tüzel kişilikleriyle
Türkiye'nin çeşitli yerlerinde merkezî olarak farklı yapılar
oluşturuluyor. Son BDP kongresinde BDP Genel Başkanının
Türkiyede 28 tane bölgeye ihtiyaç var. demesiyle, bu çıkan ve bundan
sonra gelecek olan yasaları birleştirirseniz, gerçekten,
Şemdinli ve Ankara'nın, birisinin askerî strateji olarak, birisinin
idari olarak aynı dönemde, eş zamanlı atak
yaptığını göreceksiniz.
Değerli
arkadaşlar, yasanın samimi olmadığının başka
bir göstergesi, biraz önce Hatay milletvekili arkadaşımız
söyledi, Hatayda mezhep temeline dayalı coğrafi ayrım
yapılıyor. Bu topraklar üzerinde mezhep temeline göre ayrım
yapmak vatan hainliğidir ve ihanettir. Mahkemeye verecekseniz bir daha
söylüyorum: Bu topraklar üzerinde mezhep temeline göre, etnik temele göre
coğrafi, idari yapılanma yapmak vatan hainliğidir ve ihanetle
eş değerdir arkadaşlar. (CHP ve MHP sıralarından
alkışlar) Onun için, bu yasanın altında neler
yattığını çok dikkatli biçimde incelememiz gerekir
diyeceğim ama bunun da bir yararı olmadığını
biliyorum. En azından, bugün tarihe not düşme açısından
söylüyorum. En azından ileride kafamızı duvara vurduğumuz
zaman, hiç sevmediğim bir şey ama Ben dememiş miydim? demek
için söylüyorum.
Tekrar sizleri
saygıyla selamlıyorum. (CHP ve MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunacağım
III.- Y O K L A M A
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN
Yoklama talebi var, yerine getireceğim.
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Serindağ, Sayın Havutça, Sayın Güler,
Sayın Gümüş, Sayın Dinçer, Sayın Özel, Sayın
Çıray, Sayın Acar, Sayın Ediboğlu, Sayın Aksünger,
Sayın Akova, Sayın Genç, Sayın Özgündüz, Sayın Demiröz,
Sayın Tamaylıgil, Sayın Özbolat, Sayın Özgümüş,
Sayın Toprak, Sayın Yılmaz, Sayın Değirmendereli.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla
yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık
ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681,
2/786, 2/820, 2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, biraz önceki Hatip çok önemli bir
konudan bahsetti, mezhep temelli bir idari yapılanmadan bahsetti. Acaba,
Hükûmetin bu konuda söyleyecek bir şeyi yok mu? Yani çok önemli bir konu
bu.
ÖMER
FARUK ÖZ (Malatya) Öyle bir şey yapılmadığı için.
İÇİŞLERİ
BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) - Yok öyle bir
şey, söyleyecek bir şey yok.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Sayın Bakanım, Antakyada var böyle bir
şey.
OKTAY
VURAL (İzmir) Yani böyle bir şeye itiraz edilmemesi bile bu konuda
etnik ve mezhep temelli bir idari yapılanmanın
altyapısının hazırlandığı konusunu teyit
ediyor.
İÇİŞLERİ
BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) - Olmayan bir
şeyin üzerindesiniz. Kabul anlamına gelmez.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
OKTAY
VURAL (İzmir) Hiç olmazsa bunlara karşı duramayan bir yürek
yok ya! Söz söyleyemiyor, söz söyleyemiyor.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkanım, Hatayda var bu durum.
ÖMER
FARUK ÖZ (Malatya) Olmayan bir şeyi niye söylesin?
MEHMET
METİNER (Adıyaman) Her konu üzerine konuşulmaz ki ya!
OKTAY
VURAL (İzmir) Yok desenize. Yok diyecek yürek bile yok.
BAŞKAN
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Büyükşehir
Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tannkulu ve 20 Milletvekilinin;
Malatya Milletvekili Veli Ağababa ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak'ın;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve 14 Milletvekilinin
Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri Komisyonu
Raporu"nu ihtiva eden 338 sıra sayılı tasarının
.28. maddesinde geçen alınabilir ibarelerinin alınmaz olarak
değiştirilmesini arz ederiz.
Erkan Akçay (Manisa) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Erkan Akçay, Manisa Milletvekili. (MHP
sıralarından alkışlar)
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 28inci
madde üzerine söz aldım.
Bugüne
kadar, bütçe açıklarını kapatmak için 2/B, vergi
barışı, özelleştirme gibi arızi gelir
kaynaklarına başvuran Hükûmet, şimdi de bu büyükşehir
kanunu ile vatandaşın sırtına ağır yükler
yüklemektedir.
2012
bütçesinin 33,4 milyar Türk lirası açıkla kapatılması
öngörülüyor. 2013 bütçesinin 33 milyar 893 milyon lira açıkla
kapatılacağı bütçe kanununda öngörülüyor. Bu büyükşehir
yasasının maliyetini bir türlü ortaya koyamadı Hükûmet,
birtakım kabataslak hesaplarla 8 milyar liraya baliğ
olacağı tahmin ediliyor. Muhtemelen de bundan daha fazla bir sonuç
çıkacak, bu da bütçe açıklarını artıracak. Her bütçe
açığı da ya borçlanma ya vergi ve harç olarak da bu
vatandaşın sırtına yüklenecek. Peki, bununla yetiniliyor
mu? Hayır, bunlarla da yetinilmiyor. Yine bu kanunda pek çok yükler var.
Bunlardan biri de
Hâlihazırda, şu anda Özel İdare Kanununda
içme suyu, kanalizasyon, yol katılım payı alınmasına
yönelik herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak bu 28inci maddeyle,
büyükşehirlerde yol, kanalizasyon ve su tesisleri harcamalarına
katılım payı adı altındaki ödemeler için Meclis
kararı alınacağı öngörülmekte ve iktidar partisinin yeni
verdiği önergeyle de bu içme suyu ve kanalizasyon katılım
payından vazgeçildiği ifade edildi ve maalesef, bu zaman
darlığı nedeniyle o önergeyi inceleme imkânım da
olmadı.
Değerli
milletvekilleri, hak var, adalet var, nefaset var. Bu Meclis kararı
şartıyla, artık uygulama birliğinin kesinlikle belediyeler
tarafından sağlanamayacağı, her belediyenin kendine göre ve
çoğu zaman da politik ve keyfîliğe varan uygulamalara yol açacağı
bu maddeyle anlaşılmaktadır ve bu ödemeler, belediyelerden
doğru düzgün hizmet almayan vatandaşlardan da tahsil edilecek.
Bütünşehir yasasıyla, geri kalmış ilçeler ve köyler de,
köylerde yaşayan vatandaşlarımız da gelişmiş
şehir merkezinde yaşayan vatandaşlarımızla aynı
yükümlülüklere tabi olmaktadırlar.
Biraz
önceki konuşmamızda da saydık; yeni vergiler, yeni yükler
geliyor, mevcut yükler de artıyor. Bunları tekrar saymak istemiyorum.
Yani bu yükleri az gördünüz, bir de yol, su, kanalizasyon,
katılım payı adı altında birtakım paralar
tahsil ederek ağır ekonomik şartlar altında üretim
yapamayan insanlarımızı âdeta daha da ezmek istiyorsunuz. Ondan
sonra da çiftçiye Sen tarımsal üretim yap. diyeceksiniz!
Dikkati
çekmeyen, çok fazla konuşulmayan bir diğer husus da bugün
köylerimizin genelde büyük çoğunluğu ya hiç su bedeli, su parası
ödememekte ya da sondaj suyu kullanılan köylerdeki elektrik gideri
köylülere muhtar tarafından eşit şekilde
paylaştırılarak karşılanmaktadır ya da çok
düşük bir rakam alınmaktadır. Örneğin, Manisanın
bazı köylerinde en fazla 50 kuruşluk bir su bedeli tahsil ediliyor,
bu da daha çok elektrik masrafını karşılamak için.
Bugün
Ege Bölgesinde en ucuz suyu Manisa Belediyesi veriyor; metreküpü 2 lira 88
kuruş. Örneğin, Demirci Belediyesi 1,5 liraya veriyor. Yarın bu
büyükşehir yasasından sonra göreceğiz ki bunların su
bedelleri de köylüye ağır bir yük olarak gelecek. Bunlar maalesef
hesaplanmış, öngörülmüş, Hele bir çıksın çaresine
bakarız. anlayışıyla yaklaşılıyor. Bu
köyler mahalle oluyor; artık, ilçede ve şehir merkezinde
yaşayanlar kadar bu bedelleri ödeyecekler çünkü artık, köy
kalmadı, köylü kalmadı, mahalleli var, hepsi büyükşehir
mahallesi.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ERKAN
AKÇAY (Devamla) - Değerli milletvekilleri, maalesef süre sorunumuz var.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 338 sıra sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile
Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair kanun Tasarısı'nın çerçeve 28 inci
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli
(Giresun) ve arkadaşları
"Madde
28- 26/5/1981 tarih ve 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 86
ncı maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Belediyelerce
veya belediyelere bağlı müesseselerce aşağıdaki
şekillerde inşa, tamir ve genişletilmeye tabi tutulan
yolların iki tarafında bulunan veya başka bir yola
çıkışı olmaması dolayısıyla bu yoldan
yararlanan gayrimenkullerin sahiplerinden meclis kararı ile Yol
Harcamalarına Katılma Payı alınabilir."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Takdire
bırakıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) Katılıyoruz
Sayın Başkan.
Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce yolların
inşa, tamir ve genişletilmesi nedeniyle 2464 sayılı Kanunun
86 ncı maddesi uyarınca tarh edilmemiş olan harcamalara
katılma paylarının alınmaması belediye meclisi
kararına bırakılması amaçlanmaktadır.
III.- YOKLAMA
(MHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
OKTAY
VURAL (İzmir) Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN
Oylarınıza sunacağım
Yoklama talebi var yerine
getireceğim.
Sayın
Kalaycı, Sayın Korkmaz, Sayın Durmaz, Sayın Vural,
Sayın Erdoğan, Sayın Erdem, Sayın Akçay, Sayın
Türkoğlu, Sayın Topcu, Sayın Kutluata, Sayın Yılmaz,
Sayın Bulut, Sayın Yılmaz, Sayın Çınar, Sayın
Halaman, Sayın Adan, Sayın Başesgioğlu, Sayın Özensoy,
Sayın Türkkan, Sayın Oğan.
Evet,
iki dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
- Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya Milletvekili
Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe
Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak'ın;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki
Kanun Teklifleri ile İçişleri Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234,
2/289, 2/508, 2/681, 2/786, 2/820, 2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338)
(Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul
edilen önerge doğrultusunda 28inci maddeyi oylarınıza
sunacağım ancak açık oylama yapılmasına dair bir istem
vardır, okutuyorum:
TBMM
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 338 sıra sayılı kanun tasarısının 28.
maddesinin oylamasının ekli gerekçede belirtilen hususlar
doğrultusunda iç tüzük 143. maddeye göre müzakerelerinin açık oylama
usulüyle yapılmasını arz ederiz.
Sadir
Durmaz, Yozgat? Burada.
Mehmet
Erdoğan, Muğla? Burada.
Hasan
Hüseyin Türkoğlu, Osmaniye? Burada.
Zuhal
Topcu, Ankara? Burada.
Alim
Işık, Kütahya?
OKTAY
VURAL (İzmir) Tekeffül ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Vural tekeffül ediyor.
Ruhsar
Demirel, Eskişehir?
MUSTAFA
ERDEM (Ankara) Tekeffül ediyorum.
BAŞKAN
Tekeffül etti.
Nevzat
Korkmaz, Isparta? Burada.
Kemalettin
Yılmaz, Afyonkarahisar? Burada.
Reşat
Doğru, Tokat? Burada.
Mustafa
Erdem, Ankara? Burada.
Ali
Uzunırmak, Aydın?
MURAT
BAŞESGİOĞLU (İstanbul) Tekeffül ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Başesgioğlu tekeffül etti.
Mustafa
Kalaycı, Konya? Burada.
Yusuf
Halaçoğlu, Kayseri? Burada.
Celal
Adan, İstanbul? Burada.
Necati
Özensoy, Bursa? Burada.
Ali
Torlak, İstanbul? Burada.
Bahattin
Şeker, Bilecik? Burada.
Ali
Öz, Mersin? Burada.
Seyfettin
Yılmaz, Adana? Burada.
Sinan
Oğan, Iğdır? Burada.
Mesut
Dedeoğlu, Kahramanmaraş? Burada.
Emin
Çınar, Kastamonu? Burada.
Açık
oylamanın şekli hakkında Genel Kurulun kararını
alacağım.
Açık
oylamanın elektronik cihazla yapılmasını
oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, 338 sıra sayılı
Tasarının 28inci maddesinin açık oylama sonucu:
Kullanılan
oy sayısı: 272
Kabul:
228
Ret: 44 (x)
Kâtip Üye Kâtip Üye
Mine Lök Beyaz Tanju Özcan
Diyarbakır Bolu
Böylece
28inci madde kabul edilmiştir.
Sayın
milletvekilleri, birleşime yarım saat ara veriyorum.
Kapanma
Saati:00.40
ON İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 01.14
BAŞKAN: Başkan Vekili
Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Tanju ÖZCAN (Bolu)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 21inci
Birleşiminin On İkinci Oturumunu açıyorum.
338
sıra sayılı Tasarının görüşmelerine devam
edeceğiz.
Komisyon
ve Hükûmet yerinde.
29uncu
madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 338 Sıra Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 29. Maddesi ile
değiştirilen 2972 sayılı Kanunun 4'üncü maddesinde yer alan
"büyükşehir belediye" ibaresinin "il mülki" olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Muharrem
Işık Namık
Havutça Ali
Serindağ
Erzincan Balıkesir Gaziantep
Birgül
Ayman Güler Gürkut
Acar Mehmet S.
Kesimoğlu
İzmir Antalya Kırklareli
Celal
Dinçer Ali
Haydar Öner Emre
Köprülü
İstanbul Isparta Tekirdağ
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
"Büyükşehir
Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Veli Ağababa ve
22 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali Uzunırmakın;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve 14 Milletvekilinin
Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri Komisyonu
Raporu"nu ihtiva eden 338 sıra sayılı tasarının
29. maddesinin tasarı metinden
çıkartılmasını arz ederiz.
Enver Erdem Sinan
Oğan Mehmet
Erdoğan
Elâzığ Iğdır Muğla
Alim Işık Sadir Durmaz
Kütahya Yozgat
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor
mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Efendim, önerge
üzerinde konuşacak arkadaşımız henüz
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Sırasını değiştirebilir
miyiz efendim, bir mahzuru yoksa?
ENVER
ERDEM (Elâzığ ) Geldi, geldi
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Sinan Oğan
SİNAN
OĞAN (Iğdır) Sayın Başkan, nedir bu acele ya? Allah
Allah!
BAŞKAN
Sinan Oğan, Iğdır
Milletvekili
ALİM
IŞIK (Kütahya) Yarıda bıraktık çorbayı Sayın
Başkan, bir çorba alacağımız var sizden.
SİNAN
OĞAN (Iğdır) Sayın Başkan, nedir bu aceleniz? Yemek
yedik, bir ellerimizi yıkamaya fırsat vermiyorsunuz ya! Allah
aşkına, nedir bu aceleniz ya? Hep beraber yemek yedik geldik, bir
elimizi yıkamaya fırsat vermiyorsunuz ya! Başbakan sizi bu kadar
mı korkutmuş ya? Bu kadar mı büyük talimat vermiş ya? Nedir
bu hâliniz? (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
RECEP
ÖZEL (Isparta) Ne alakası var!
SİNAN
OĞAN (Devamla) Nedir bu hâliniz Sayın Başkan ya? (AK
PARTİ sıralarından gülüşmeler)
BAŞKAN
Buyurun Sinan Oğan.
SİNAN
OĞAN (Devamla) Niye gülüyorsunuz?
BAYRAM
ÖZÇELİK (Burdur) Tembelliğinden
SİNAN
OĞAN (Devamla) Ayıptır
ya, ayıptır!
ENVER
ERDEM (Elâzığ) Süreyi yeniden başlat Başkanım.
SİNAN
OĞAN (Devamla) Sayın
Başkan, süreyi de yeniden başlatın bu arada.
BAŞKAN
Başlatayım, buyurun.
ENVER
ERDEM (Elâzığ) Süreyi yeniden başlat çünkü bunu hak
etmiştin sen.
SİNAN
OĞAN (Devamla) Bazı şeyleri hakikaten anlamakta insan güçlük
çekiyor. Bölünme yasası olunca mesele burada beş dakikayı bile
fırsat biliyorsunuz, sabahlara kadar burada insanları
çalıştırıyorsunuz. Hiç olmazsa kadın milletvekillerini
bence bundan azat etmeli. Hani biz bir şekilde dayanıyoruz ama
kadın milletvekillerine Sayın Başkan hiç olmazsa pozitif
ayrımcılık yapmak lazım. Gecenin saat biri olmuş,
ikisi olmuş, kadın milletvekillerini burada esir tutuyorsunuz, bu
tavrınızı da kınıyorum, onu da ayrıca ifade etmek
istiyorum.
Mesele bölünme yasası
olunca, mesele büyük zehir yasası olunca sabahlara kadar
çalışıyorsunuz burada, hep beraber bizi de burada
çalışmak durumunda bırakıyorsunuz ama şehitlerimizle
ilgili -bugün 17 şehidimiz yine var- söz konusu, yasal düzenleme olunca
aynı duyarlılığı göstermiyorsunuz.
Öğretmenlerimiz var, atama bekleyen öğretmenlerimiz var. Gelin, o
atama bekleyen öğretmenlerimiz için de burada sabaha kadar
çalışalım. Var mısınız? Yoksunuz. Habur olunca
mahkemeyi teröristin ayağına kadar götürürsünüz, bölünme yasası
olunca burada banyoya gidip elimizi yıkamaya dahi fırsat
vermiyorsunuz, her dakikanın kadrini, kıymetini biliyorsunuz ama
şehitlerimizin, gazilerimizin durumunu iyileştirmek söz konusu olunca
yoksunuz burada. Öğretmen atamaları söz konusu olunca yoksunuz
burada. Milleti, hakikaten milleti, memleketi ilgilendiren diğer konular
söz konusu olunca burada yoksunuz. Bu, bir bölünme yasasıdır; bu,
Türkiyenin belli bir bölgesini Türkiyeden ayırma yasasıdır; bu,
bir federasyon yasasıdır.
Hatırlar
mısınız, bence iyi hatırlıyorsunuz, bu belediye
hâliyle bile Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir
Meşenin dalları demişti size, onu göndermişti size. Bu
yasadan sonra ne diyecek?
Sayın Başkan,
Komisyon Başkanımız Mardinli, Mardin Milletvekilimiz. Sayın
Başkan, Mardinin hâli nice olacak bu yasadan sonra; hiç düşünüyor
musunuz? Vanın hâli nice olacak bu yasadan sonra, hiç düşünüyor
musunuz? Yoksa, siz buraları gözden çıkardınız da milletten
mi saklıyorsunuz? Evet, siz buraları gözden
çıkarmışsınız, Mardini gözden
çıkarmışsınız, Diyarbakırı gözden çıkarmışsınız,
Vanı siz gözden çıkarmışsınız. Zaten
Başbakanınız daha 1991 yılında Yerel parlamentolar
oluşturulmalı. diyordu, daha 1991 yılında. Yerel
parlamentolara doğru bir gidişin büyükşehir yasasıyla önünü
açtığınızın biz farkındayız ama
televizyonları kapatsanız da, geceleri çalıştırsanız
da bu Meclisi, emin olun ki milletin vicdanında siz mahkûm
olacaksınız, milletin vicdanından bu mahkûmiyetinizi
kaçıramayacaksınız.
Bu
yasayla en çok mağdur olacak kesimlerimiz de köylülerimiz. Bir gecede siz,
köylülerimize Şehirli oldunuz artık. demekle onların hiçbirisi
şehirli olmayacak. Bugün birçok köylü vatandaşımız bize
müracaat ediyor, diyor ki: AKPden zaten umudumuz kalmadı, hiç olmazsa
Mecliste direnin, bu yasa geçmesin. Birçok beldemiz aynı şekilde
müracaat ediyor Bu yasa geçmesin. diyor.
Ben
eminim ki sizin de içinizde vicdan sahibi insanlar vardır ve bu
yasanın geçmesini vicdanına sığdırmayacak
insanlarınız vardır, insanlarımız vardır, sizin
de içinizde vardır ama bu ne büyük bir korkuymuş, Recep Tayyip
Erdoğan korkusu ne büyük bir korkuymuş ki sizin için Allah
korkusundan bile daha önce geliyor. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
NUREDDİN
NEBATİ (İstanbul) Kendine gel be, kendine gel! Ne
karıştırıyorsun ortalığı?
SİNAN
OĞAN (Devamla) Nedir bu hâliniz?
NUREDDİN
NEBATİ (İstanbul) Kendine gel! Allahı ne
karıştırıyorsun? Biz Allahtan korkarız, senin gibi
değiliz.
SİNAN
OĞAN (Devamla) Nedir bu hâliniz?
BAŞKAN
Sayın Oğan, lütfen ya! Lütfen Sayın Oğan
SİNAN
OĞAN (Devamla) Nedir bu hâliniz sizin? (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
FİKRİ
IŞIK (Kocaeli) Allahtan korkan böyle bir şey konuşmaz!
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan
Sayın Başkan, müdahale
edin.
SİNAN
OĞAN (Devamla) Konuşmayın!
Konuşmayın! Aklınızı başınıza
alın!
Recep
Tayyip Erdoğan korkusu sizde Allah korkusundan da öteye gitmiş.
Memleketi bölecek yasaları sabaha kadar getirmişsiniz burada
dayıyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Konuşmayın! Konuşmayın!
MUHYETTİN
AKSAK (Erzurum) Yazıklar olsun sana!
MEHMET
ERDOĞAN (Muğla) Otur yerine!
SİNAN
OĞAN (Devamla) Yazıklar sana olsun! Otur yerine
MUHYETTİN
AKSAK (Erzurum) Tu, tu! Sen ne biçim Müslümansın?
(Iğdır
Milletvekili Sinan Oğan AK PARTİ sıralarına doğru
yürüdü)
BAŞKAN
Lütfen
Sayın Oğan
Sayın Oğan, lütfen
(AK
PARTİ ve MHP milletvekilleri arasında karşılıklı
laf atmalar, gürültüler)
Birleşime
on dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 01.22
ON ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 01.30
BAŞKAN: Başkan
Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Mine
LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Tanju ÖZCAN (Bolu)
---0---
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 21inci
Birleşiminin On Üçüncü Oturumunu açıyorum.
338
sıra sayılı Tasarının görüşmelerine devam
edeceğiz.
Komisyon
ve Hükûmet yerinde.
29uncu
maddede Milliyetçi Hareket Partisinin önergesinde Sayın Oğanın
konuşmasının son bölümleri kalmıştı.
Kısa
bir süreniz kalmıştı. Konuşmanızı
tamamlamış mı sayıyorsunuz?
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Gerek yok efendim.
BAŞKAN
Peki.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 338 Sıra Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 29. Maddesi ile
değiştirilen 2972 sayılı Kanunun 4üncü maddesinde yer alan
büyükşehir belediye ibaresinin il mülki olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Gürkut
Acar (Antalya) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) - Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
- Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Gürkut Acar, Antalya Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
GÜRKUT
ACAR (Antalya) Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; 338 sıra sayılı Büyükşehir
Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
Tasarısının 29uncu maddesi üzerinde söz aldım. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
İktidar
partisi milletvekili arkadaşlarıma söylemek istiyorum: Değerli
arkadaşlar, bu bir ihanet yasasıdır, bölgesel yönetim
yasasıdır, bölünme, cumhuriyeti parçalama ve yok etme
yasasıdır. (AK PARTİ sıralarından gürültüler).
OKTAY
VURAL (İzmir) Aynen öyle, Şeytanla görüşürüm. diyenlerin
yasasıdır.
GÜRKUT
ACAR (Devamla) Bu yasayı yapmayı Osloda kabul ettiniz. Bu yasa,
750 bin kişilik ordumuzun 6 bin kişilik terörist grubuna
yenilmiş gibi teslim olma yasasıdır. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
Değerli
arkadaşlar, bakın, kızmayın ama dinleyin.
Osloda
Başbakan adına konuşan ve sözler veren MİT
Müsteşarı Hakan Fidan, Hükûmetin yerel yönetimlerdeki düşünce ve
niyetini çok açık bir biçimde beyan etmiştir. Aynen Oslo
tutanağından okuyorum: Belli şeylerin mahalli
teşkilatlarını kaldırıyoruz. Millî Eğitim,
şunlar, bunlar bakanlıklarını kaldırıyoruz,
valiliklere ve belediyelere veriyoruz. İlk önce valiliklere, uzun vadede
belediyelere gidecek. diyor.
ÖMER
FARUK ÖZ (Malatya) Nereden çıkarıyorsun?
GÜRKUT
ACAR (Devamla) Yani millî eğitimi de yerel yönetimlere daha sonra teslim
edeceğinizi söylüyorsunuz. Bu, Hükûmet adına ve Başbakan
adına oraya gitmiştir. Bu yasa PKKnın Avrupa temsilcileriyle,
Oslo, Brüksel, Washington ve İmralıda pişirilip şu anda
Büyük Millet Meclisinin önüne konmuştur.
ÖMER
FARUK ÖZ (Malatya) Öyle bir anlaşma mevcut değil.
GÜRKUT
ACAR (Devamla) Değerli arkadaşlarım, bakın, dinleyin,
Meriç Velideoğlu 5 Ekim 2012 tarihli yazısında ne diyor: Üçüncü
diz çökme mi? Bilmem anımsanır mı, ilk; Rabbaninin ayak dibinde
sağ dizini kırarak; ikincisi, Hikmetyarın ayak dibinde solunu
kırarak diz çökmeydi; üçüncüdeyse iki dizini birden kırıp
çöktüğü görülüyordu. Emin Çölaşan, gazetesi Sözcüde Öcalana
yazdığı açık mektupta
Öcalana yazıyor.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sen terörle mücadele nasıl
yapılıyor, ona bak.
GÜRKUT
ACAR (Devamla) Başbakana değil, Öcalana yazıyor ve diyor ki:
Ulan Apo, sen gerçekten büyük adammışsın, Tayyipe diz
çöktürmeyi başardın! diyor, 29 Eylül 2012
FİKRİ
IŞIK (Kocaeli) Şu bizim çocuklara ne oldu, ne yaptınız?
GÜRKUT
ACAR (Devamla)
Erdoğanın İmralı ile
konuşulabileceğini bildiren o demecinden sonra az da olsa böyle kimi
değerlendirmeler basında yer aldı. İmralıyla
konuşulacakların içeriği
FİKRİ
IŞIK (Kocaeli) Bizim çocuklara ne oldu? Bizim çocuklara ne
yaptınız?
GÜRKUT
ACAR (Devamla) ...ayrılıkçıların istekleri diye dillenen
yerel özerklik statüsü, anayasal statü, yerel meclisler, ana dilde
eğitimin olacağı öteden bu yana açıkça bellidir
FİKRİ
IŞIK (Kocaeli) Ne oldu bizim çocuklara, ne yaptınız?
GÜRKUT
ACAR (Devamla)
yerel yönetimler konusunda özerkliğin ilk
adımı oluşturduğundan, ardından çoğu kez
bağımsızlık isteğinin geldiğinden söz edilir. En
son örnek olarak, İspanyanın özerk Katalonya bölgesinin adım
adım bağımsızlık yolunda ilerlemesi gösterilir. Siz de
aynı doğrultuda gidiyorsunuz değerli arkadaşlarım.
Bu
yasa hiçbir demokratik kitle örgütünde tartışılmadı. Neden
tartışılmasından korktunuz? Bu yasa hiçbir demokratik kitle
örgütünde tartışılmadı. Neden
tartışılmasından korktunuz? Bu yasayla 70i Antalyada
olmak üzere 1.582 tane belediyeyi kapatıyorsunuz, 16.082 köyün tüzel
kişiliğine kilit vuruyorsunuz, yani Türkiyedeki köylerin
yarısını yok ediyorsunuz. Bu yasa, Anayasanın 126ncı
maddesinde yazılı ülkemizin yönetim yapısını kökünden
değiştirmektedir, onu da ağzına gözüne
bulaştırmaktadır. Ama siz bu yasayı Anayasa Komisyonunda
bile görüşmeye cesaret edemediniz, çünkü kamuoyunda
tartışılır diye korktunuz. Zaman kaybetmemek için de
gecenin saat ikisinde, birinde bize bunları
tartıştırıyorsunuz.
FİKRİ
IŞIK (Kocaeli) Engellemeseydiniz!
GÜRKUT
ACAR (Devamla) Değerli arkadaşlarım, bakınız, size
başka bir şey daha söyleyeyim. Şimdi, arkadaşlarım da
söyledi, illerde yeni büyükşehir belediyeleri oluşturulurken
ilerideki mezhep savaşlarının altyapısını da
burada oluşturuyorsunuz.
BEDRETTİN
YILDIRIM (Bursa) Hadi canım sende!
GÜRKUT
ACAR (Devamla) Bu günah hepinizin boynundadır.
BEDRETTİN
YILDIRIM (Bursa) Hadi canım sende!
GÜRKUT
ACAR (Devamla) Bütçeye yılda 3 milyar lira yük getiren bir kanunu
tartışıyoruz ama Plan ve Bütçe Komisyonunda
tartıştırmıyorsunuz. Niye? Çünkü zaman kaybedilir, kamuoyu
öğrenir ve haberdar olursa tepkiler büyük olabilir. Bir an önce getirmeye
çalışıyorsunuz.
Anlatılacak
çok şey var ama size şunu söyleyeyim: Karanlıklar sonsuza kadar
sürmez. Eğer merak ediyorsanız, daha önce bu kanunun veto edilmesinin
gerekçelerini okuyun diyorum.
Hepinize
sevgiler, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunacağım
III.- YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
- Yoklama talebi var, onu yerine
getireceğim.
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Serindağ, Sayın Havutça, Sayın Güler,
Sayın Gümüş, Sayın Dinçer, Sayın Demiröz, Sayın
Özgümüş, Sayın Acar, Sayın Ediboğlu, Sayın Aksünger,
Sayın Eyidoğan, Sayın Kaleli, Sayın Erdoğdu,
Sayın Çıray, Sayın Tamaylıgil, Sayın Özgündüz,
Sayın Özbolat, Sayın Kaplan, Sayın Değirmendereli.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve
22 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak'ın;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer
Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri Komisyonu Raporu (1/690,
2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681, 2/786, 2/820, 2/823, 2/892) (S. Sayısı:
338) (Devam)
BAŞKAN
- Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
29uncu
maddenin açık oylama şeklinde
yapılmasına dair bir talep vardır.
Şimdi,
önergeyi okutup istem sahibi sayın milletvekillerinin isimlerini tespit
edeceğim.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığı'na;
Büyükşehir
Belediyesi Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin;
Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova 'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Malatya Milletvekili Öznur
Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Tekliflerinden ve
İçişleri Komisyonu Raporu doğrultusunda görüşülmekte olan
338 sıra sayılı kanun tasarısının 29. maddesinin
oylamasının açık oylama ile yapılmasını Türkiye
Büyük Millet Meclisi iç tüzüğünün Kanun Tasarı ve Tekliflerinin Genel
Kurulda görüşülmesini konu alan 81. maddesinin e) fıkrasında ki
"Tasarı veya teklifin tümü oylanır." ifadesi ve maddenin
geneline hükmeden "Anayasa değişiklikleri hariç, kanun
tasarı ve tekliflerinin tümünün veya maddelerinin oylanması,
açık oylamaya tâbi işlerden değilse, yirmi üyenin talebi halinde
açık oyla, aksi takdirde işaretle yapılır" hükmü
gereğince açık oyla yapılmasını teklif etmekteyiz.
Teklifimizin Türkiye Büyük Millet Meclisi içtüzüğü gereğince incelenerek
gereğinin yapılması hususunu Başkanlık
Divanının takdir ve değerlendirmelerine arz ederiz.
BAŞKAN - Ali
Serindağ? Burada.
Celal
Dinçer? Burada.
Birgül
Ayman Güler? Burada.
Özgür
Özel? Burada.
İlhan
Demiröz? Burada.
Mahmut
Tanal? Burada.
Mehmet
Volkan Canalioğlu? Yok.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Tekabül ediyorum.
BAŞKAN
Engin Özkoç? Burada.
Aykut
Erdoğdu? Burada.
Ali
Rıza Öztürk? Burada.
Gürkut
Acar? Burada.
Veli
Ağbaba? Burada.
Malik
Ecder Özdemir? Burada.
İdris
Yıldız? Burada.
Ayşe
Nedret Akova? Burada.
Haluk
Eyidoğan? Burada.
Sedef
Küçük? Burada.
Kemal
Değirmendereli? Burada.
Hülya
Güven? Burada.
Dilek
Akagün Yılmaz? Burada.
Melda
Onur? Burada.
Doğan
Şafak? Burada.
Ömer
Süha Aldan? Burada.
Açık
oylamanın şekli hakkında Genel Kurulun kararını
alacağım.
Açık
oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Oylama
için iki dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
- Sayın milletvekilleri, 338 sıra sayılı
Tasarının 29uncu maddesinin açık oylama sonucu:
Oy
sayısı: 260
Kabul: 215
Ret : 45
(x)
Kâtip Üye Mine Lök Beyaz Diyarbakır |
Kâtip Üye Tanju Özcan Bolu |
Böylece
29uncu madde kabul edilmiştir.
30uncu
madde üzerinde üç âdet önerge vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 338 sıra sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair kanun Tasarısı'nın 30 uncu
maddesindeki
"sayısının" ibaresinin "sayısı
kadar ismin" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Nurettin
Canikli Ayşe
Nur Bahçekapılı Mehmet
Doğan Kubat
Giresun İstanbul İstanbul
Mustafa
Ataş Mehmet
Öntürk Adem
Yeşildal
İstanbul
Hatay
Hatay
Ercan
Candan
Zonguldak
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
338 sıra sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısının 30. maddesinde geçen
meclisi veya ibarelerinin madde metninden çıkarılmasını
arz ederiz.
Mehmet Erdoğan Alim
Işık Enver
Erdem
Muğla Kütahya Elâzığ
Yusuf Halaçoğlu Sadir
Durmaz Ahmet
Duran Bulut
Kayseri Yozgat Balıkesir
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 338 sıra sayılı büyükşehir Belediyesi Kanunu ve Kanun
Hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair kanunun
30. maddesinin sonuna aşağıdaki fıkranın eklenmesini
arz ve teklif ederiz.
Candan Yüceer Celal
Dinçer Muharrem
Işık
Tekirdağ İstanbul Erzincan
Mehmet S. Kesimoğlu Ali
Haydar Öner Namık
Havutça
Kırklareli Isparta Balıkesir
Birgül Ayman Güler Veli
Ağbaba
İzmir Malatya
Seçmenlerin
küçük parmakları çıkmayan boya ile işaretlenir."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Veli Ağbaba, Malatya Milletvekili.
Buyurun.
(CHP sıralarından alkışlar)
VELİ
AĞBABA (Malatya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, birçok arkadaşım gibi ben de bir buçuk yıl önce
milletvekili olarak Parlamentoda görev yapmaya başladım. Ben
yaşamım boyunca hem Türkiye hem de dünya meseleleriyle ilgilendim ve
bununla ilgili kafa yordum, yaşamım boyunca demokrasiyi savundum.
Şimdi, değerli
arkadaşlar, milletvekili olmadan önce de Malatyada siyaset yaptım,
belediye meclis üyeliği yaptım, Cumhuriyet Halk Partisinde uzunca
yıllar il başkanlığı yaptım ve Malatyanın
ve Cumhuriyet Halk Partisinin takdiriylede milletvekili seçildim. Meclise
girdim ve çok büyük bir hayal kırıklığına
uğradım, birçoğunuzun yaşadığı gibi.
Şimdi, önce,
milletvekili seçilmemizin hemen başında, 8 tane milletvekilinin
olmadığı eksik bir Meclis, eksik bir demokrasiyle
karşı karşıya kaldık ve ağızlarından
millî iradeyi düşürmeyen takiye demokratları, millî iradenin ve 8
milletvekilinin cezaevinde tutsak edilmelerine göz yumdular, ses
çıkarmadılar. Daha sonra 4+4+
FİKRİ IŞIK
(Kocaeli) Sayın Başkan, bu dil, temiz bir dil değildir. Temiz
bir dil kullanmak zorunda hatip. Temiz bir dille konuşmayan insanın
hiçbir konuşmasına itibar edilmez.
BAŞKAN Sayın
Ağbaba
VELİ AĞBABA
(Devamla) - Diğer yasalarda olduğu gibi, bu yasada da aynı
tavır gösterildi, bölge halkına sorulmadığı gibi
hiçbir derneğin, sendikanın, sivil toplumun görüşü
alınmadı, aydınların görüşü alınmadı, hiçbir
ilgili bilim adamının görüşü alınmadı.
Değerli
arkadaşlar, gelişmiş ülkelerde demokrasinin ölçüsü, sivil toplum
kuruluşlarının çokluğu ve etkinliğiyle ölçülür.
Hükûmet demokratik kitle örgütlerine, sendikalara, odalara
sormadığı gibi, düşüncesini açıklamak isteyenleri de
sertçe, faşizanca susturdular. Hatta görüşlerini açıklamak için Ankaraya
gelen insanların seyahat özgürlükleri engellenerek Ankaraya girmelerine
izin verilmedi. Otobüsle çıkıp gelenleri de, Ankaraya
ulaşanları da, bir türlü gelenleri de organik İNŞ
bombalarıyla ve tazyikli suyla susturdular.
13 şehri ve
Türkiye'yi yakından ilgilendiren bir yasayı milletvekilleri bilmiyor,
bana laf atan milletvekilleri hiç bilmiyor; tartışamıyorlar,
kimseyle konuşamıyorlar. Ben size bir şey daha söylemek
istiyorum değerli arkadaşlar. Bu yasanın birçok
kısmını maalesef İçişleri Komisyonu Başkanı
da üyeleri de bilmiyor. Ben,
İçişleri Komisyonunun Değerli Başkanının yerinde
olmak istemezdim. Onun dahi haberi olmadan, geçtiğimiz günlerde, gece yarısı, Bakan, hukuksuzca,
haksızca bir teklifle Yenimahalleyi dizayn etmeye çalışıyor.
Böyle demokrasi olur mu değerli arkadaşlar? Böyle bir
anlayış olabilir mi? Hiçbir milletvekilinin, sizlerin dahi haberi olmadan, İçişleri
Komisyonumuzun Başkanının dahi haberi olmadan bir teklif
getiriyor Bakan ve bunu kendinize hakaret olarak kabul etmiyorsunuz. Bakan
tecrübeli tabii, İçişleri Bakanımız tecrübeli.
Değerli
arkadaşlar, bizim İçişleri Bakanımız, kusura
bakmasın, darbeci bir bakan. Bir darbeci. Nasıl darbeci? Bakın,
nasıl darbeci? İnsanlar oy verdiler -kendi illerinizde de oy verdiler-
beş yıllığına belediye başkanları seçtiler.
İçişleri Bakanı bir genelge yayımladı, o genelgede
dedi ki: Ey beş yıllığına seçilen belediye
başkanları, siz üç yıl görev yapabilirsiniz. Kenan Evren
darbeci mi? Darbeci. Kenan Evren darbeyi neyle yaptı? Silahla yaptı.
İçişleri Bakanı da darbeyi genelgeyle yaptı
arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar)
Burada,
huzurlarınızda, hem Malatyada kapatılan 39 belde belediye
başkanı adına hem de
Türkiyede yetkileri alınan belde belediye başkanları adına
Bakanı bir kez daha şiddetle kınıyorum.
Değerli
arkadaşlar, şimdi, burada oy verdiğiniz yasa birçok belde
belediyesini kapatacak. Merak ediyorum, hangi yüzle, utanmadan illerinize gidip
belde belediye başkanlarının önüne çıkacaksınız,
belde halkının önüne çıkacaksınız? Bunu çok merak
ediyorum.
AHMET
AYDIN (Adıyaman) Seçimlerde görürsünüz.
VELİ
AĞBABA (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bakın, böyle bir
demokrasi olmaz. Kitapta böyle yazmıyor, tanımlar böyle
yazmıyor, okuduklarımız bunu anlatmıyor.
Okuduklarımıza baktığımız zaman, bu rejimin
adının, burada uygulamaya çalıştığınız
bu tahammülsüzlüğünüzün, bu faşizan uygulamalarınızın
tarifi faşizm olarak geçiyor.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
AHMET
AYDIN (Adıyaman) İyi bilirsiniz faşizmi.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunacağım
III.- YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)- Yoklama istiyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Yoklama talebi var, yerine getireceğim.
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Serindağ, Sayın Havutça, Sayın Güler,
Sayın Tanal, Sayın Demiröz, Sayın Dinçer, Sayın Gümüş,
Sayın Eyidoğan, Sayın Aksünger, Sayın Ediboğlu,
Sayın Acar, Sayın Akova, Sayın Özbolat, Sayın Çıray,
Sayın Tamaylıgil, Sayın Değirmendereli, Sayın Kaplan,
Sayın Öztürk, Sayın Yılmaz, Sayın Gürkan, Sayın
Kaleli.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık
ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681,
2/786, 2/820, 2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN
- Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 sıra sayılı
Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 30. maddesinde geçen Meclisi veya ibarelerinin
madde metninden çıkarılmasını arz ederiz.
Ahmet Duran Bulut
(Balıkesir) ve arkadaşları.
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge
üzerinde söz isteyen Ahmet Duran Bulut, Balıkesir Milletvekili. (MHP
sıralarından alkışlar)
AHMET DURAN BULUT
(Balıkesir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Balıkesirden geliyorum, Balıkesirin Marmara Adası, Gömeç
ilçesi sel felaketine maruz kaldı, çok sayıda hayvan telef oldu.
Gelir gelmez Meclisin açık olduğunu, gecenin bu saatinde
görüşmelerin olduğunu öğrendim ve geldim, büyükşehir yasasıyla
ilgili ben de katkıda bulunmak istiyorum.
Değerli
milletvekilleri, ülkede dün 17 şehidimiz var. Suriyeye Türkiye
karışarak, Suriyedeki muhalifleri destekleyerek, Türkiye'den
lojistik destek yaparak güneyimizi kanatmakta ve başımıza bela
almaktadır. Aldığım haberlere göre, Türkiye'den gönderilen
silahların, Türkiye'den geçen silahların, uçaksavar, roketatar,
ağır silahların birçoğunun Özgür Suriye Ordusunun
içerisindeki, oraya sızan PKKlılar tarafından ele
geçirildiği ve Türkiye'ye getirildiğidir.
Dün
düşen helikopterin, hava şartları dolayısıyla
düştüğü iddia edilen, söylenen helikopterin -benim de
aldığım haber- 12 PKKlı tarafından, bir grup
tarafından havanla düşürüldüğü şeklinde bir iddia var.
ALİ
ŞAHİN (Gaziantep) Nereden aldın o haberi?
AHMET
DURAN BULUT (Balıkesir) Ülkenin gündemi bu iken, neden, nereden
getirilen bir yasa önümüzde. Adının büyük olmasıyla
(AK
PARTİ sıralarından gürültüler) Lütfen dinleyin
Adının
büyük olmasıyla şehirlerin büyümediğini, ülkenin birçok sorunu
varken, yeni gündem değiştirip, aslında sizin zihninizin
arkasındaki gerçek gündemi getirdiğinizi düşünmekteyim.
26
kalkınma ajansının seçilmesi, büyük şehirlerin
Yani
Balıkesirde, Egede, Marmarada devlet,her kademede vatandaşla zaten
uyum içerisinde, hâkimdir ama siz Diyarbakırda, Vanda hâkim misiniz ki
şu an yetkileri bu belediyelere daha çok vererek devletin oralardaki zaafa
uğramasının yolunu açıyor, bunun
hazırlığını yapıyorsunuz? Bu tasarı kimin
mutfağında, nereden hazırlandı geldi diye düşünmeden
edemiyorum, sormadan edemiyorum çünkü bu yasanın vatandaşa, halka
getireceği herhangi bir katkı yok. Bu yasa, devletin gücünü,
kuvvetini zaafa uğratmakta ve iddia edildiği gibi federasyonun yolunu
açmak adına ortaya konan bir proje olduğu ifade edilmektedir.
Büyükşehir
yasasının getirilmesiyle benim ilimde büyük mağduriyet
yaşanacaktır. Balıkesirin sahil ilçeleri, beldeleri yazın
Şu an nüfusu 11-12 bin olan Altınova yazın 80-100 bin oluyor.
Balıkesir Büyükşehir Belediyesi oraya hizmeti nasıl
getirecektir, oradaki insanlara nasıl hizmet sunacaktır? Her şey
için, ruhsat için, temizlik vergisi için, atık su vergisi için
Büyükşehir Belediyesinin uygulamış olduğu şartlara
oradaki kapattığınız belediyelerin bölgesindeki insanlar
buna maruz kalacaktır. Bu mağduriyete neden sebep oluyorsunuz? Nedir
buna gerekçe? Eğer vatandaştan alacağınız vergilerin
artmasını istiyorsanız mevcuda ekleyin bunu.
Ortalığı allak bullak edip bu kasabalardaki, beldelerdeki çok
değerli arazilerin büyükşehrin eline geçmesi ve oralarda il genel
meclislerinin lağvedilerek büyükşehir belediyelerinin birer yerel
meclis şekline dönüştürülüp, yarın vereceğiniz
Demin iddia
edildiği gibi, eğitimden birçok konuya kadar konuları yerel
kişilerin eline bırakarak bu zafiyetin önüne nasıl
geçebileceksiniz? Tarihî bir sınav vermektedir Meclis. AKP Grubunun
vicdanıyla hareket etmesini istiyorum. Bu yasayı isteyen PKK, KCK,
Barzani, BDP ve bir de AKP Grubu, elinizi vicdanınıza koyarak konuyu
yeniden değerlendirmenizi, yarın pişman olmamanız
adına bu fırsatı değerlendirmenizi diliyor, yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
III.- YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunacağım.
Yoklama
talebi var, yerine getireceğim:
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Serindağ, Sayın Havutça, Sayın Güler,
Sayın Gümüş, Sayın Dinçer, Sayın Demiröz, Sayın Tanal,
Sayın Acar, Sayın Akar, Sayın Ediboğlu, Sayın
Aksünger, Sayın Eyidoğan, Sayın Çıray, Sayın Özbolat,
Sayın Tamaylıgil, Sayın Özgündüz, Sayın
Değirmendereli, Sayın Özgümüş, Sayın Kaplan, Sayın
Ağbaba.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Veli
Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak'ın;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer
Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri Komisyonu Raporu (1/690,
2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681, 2/786, 2/820, 2/823, 2/892) (S.
Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 338 sıra sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 30 uncu
maddesindeki sayısının ibaresinin sayısı kadar
ismin şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli (Giresun) ve
arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım. Düzeltiyorum Sayın Başkanım
Sayın
Başkanım, özür dilerim, gözlüğümle ilgili bir sorun vardı,
onunla ilgilendim.
BAŞKAN
Tamam.
Katılıyor
musunuz Sayın Komisyon?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Takdire
bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu)
Katılmıyoruz.
OKTAY
VURAL (İzmir) Katılmıyor mu, takdire mi bırakıyor?
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Sayın Bakan da katılmıyor.
BAŞKAN
Sayın Komisyon, tekrar soruyorum: Katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Takdire
bırakıyoruz efendim.
BAŞKAN
Sayın Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) Katılıyoruz
Sayın Başkanım.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Gerekçe okunsun Sayın Başkan.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Muhtar
ile ihtiyar meclisi veya heyeti üyelerinin seçiminde; muhtar ile ihtiyar
meclisi veya heyeti üyelerinin isimlerinin tek oy pusulasına
yazılabilmesi amaçlanmaktadır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul
edilen önerge doğrultusunda, 30uncu maddenin oylamasının
açık oylama şeklinde yapılmasına dair bir istem
vardır.
Okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığı'na
Büyükşehir
Belediyesi Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin;
Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak'ın;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve 14 Milletvekilinin
Benzer Mahiyetteki Kanun Tekliflerinden ve İçişleri Komisyonu Raporu
doğrultusunda görüşülmekte olan 338 sıra sayılı kanun
tasarısının 30uncu maddesinin oylamasının açık
oylama ile yapılmasını Türkiye Büyük Millet Meclisi iç
tüzüğünün Kanun Tasarı ve Tekliflerinin Genel Kurulda
görüşülmesini konu alan 81.maddesinin e) fıkrasında ki
"Tasarı veya teklifin tümü oylanır." ifadesi ve maddenin
geneline hükmeden "Anayasa değişiklikleri hariç, kanun
tasarı ve tekliflerinin tümünün veya maddelerinin oylanması,
açık oylamaya tâbi işlerden değilse, yirmi üyenin talebi halinde
açık oyla, aksi takdirde işaretle yapılır" hükmü
gereğince açık oyla yapılmasını teklif etmekteyiz.
Teklifimizin Türkiye Büyük Millet Meclisi içtüzüğü gereğince
incelenerek gereğinin yapılması hususunu Başkanlık
Divanının takdir ve değerlendirmelerine arz ederiz.
BAŞKAN
Ali Serindağ, Gaziantep? Burada.
Celal
Dinçer, İstanbul? Burada.
Birgül
Ayman Güler, İzmir? Burada.
Özgür
Özel, Manisa? Burada.
İlhan
Demiröz, Bursa? Burada.
Mahmut
Tanal, İstanbul? Burada.
Erdal
Aksünger, İzmir? Burada.
Aytun
Çıray, İzmir? Burada.
Haydar
Akar, Kocaeli? Burada.
Gürkut
Acar, Antalya? Burada.
Veli
Ağbaba, Malatya? Burada.
Malik
Ecder Özdemir, Sivas? Burada.
Ayşe
Nedret Akova, Balıkesir? Burada.
Haluk
Eyidoğan, İstanbul? Burada.
Doğan
Şafak, Niğde? Burada.
Kemal
Değirmendereli, Edirne? Burada.
Sedef
Küçük, İstanbul? Burada.
Dilek
Akagün Yılmaz, Uşak? Burada.
Melda
Onur, İstanbul? Burada.
Hülya
Güven, İzmir? Burada.
Ali
Rıza Öztürk, Mersin? Burada.
BAŞKAN
Önce açık oylamanın şekli hakkında Genel Kurulun
kararını alacağım. Açık oylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, 338 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 30uncu maddesinin açık oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı |
: |
249 |
|
Kabul |
: |
210 |
|
Ret |
: |
39 |
Kâtip Üye Mine Lök Beyaz Diyarbakır |
Kâtip Üye Tanju Özcan Bolu |
Böylece
30uncu madde kabul edilmiştir.
31inci
madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 sıra
sayılı büyükşehir Belediyesi Kanunu ve Kanun Hükmünde
kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair kanunun 31.
maddesinin "valiler, büyükşehir belediye başkanlarına"
ibaresinden sonra gelmek üzere aşağıdaki ibarenin eklenmesini
arz ve teklif ederiz.
Namık Havutça
Mehmet S. Kesimoğlu Candan Yüceer Balıkesir Kırklareli Tekirdağ Celal Dinçer
Muharrem Işık Ali Haydar Öner
İstanbul Erzincan Isparta
Birgül Ayman
Güler Haluk Eyidoğan
İzmir İstanbul
İl ve
ilçe belediye başkanları" ibaresi eklenmiştir.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 sıra
sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair Kanun
Tasarısının 31. maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ederim.
Mehmet Erdoğan Enver
Erdem Alim
Işık
Muğla Elâzığ
Kütahya
Sadir Durmaz Hasan Hüseyin
Türkoğlu
Yozgat Osmaniye
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Alim Işık, Kütahya Milletvekili. (MHP
sıralarından alkışlar)
ALİM IŞIK (Kütahya) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Gecenin bu vaktinde, öncelikle, Siirt Pervaride
şehit olan 17 askerimize Allahtan rahmet, acılı ailelerine ve
aziz Türk milletine başsağlığı diliyorum. Ruhları
şad olsun, mekânları cennet olsun diyorum.
Değerli
milletvekilleri, bugün gündüz bir arkadaşımız, iktidar partisine
mensup bir arkadaşımız şehit ailelerine destek ve teröre
karşı birlik mesajı verilmesi talebinde bulunduğumuzda, bu
gazi Meclisin savaşta bile kapanmadığını,
söylemişti; doğru söyledi. Ama o gün atalarımız cumhuriyeti
kurmak, vatan kurtarmak için kapatmamışlardı ama bugün, gecenin
bu vaktinde bu ülkeyi bölmek için kapanmıyor. Bu gecenin bu saatinde bu
kararlılık, şehit olmuş bu ülkenin bölünmemesi için
hayatını kaybetmiş askerlerimizin ailelerine desteğe
müsaade etmemek için çalışıyor.
Değerli
milletvekilleri, bu yasa büyük zehir yasasıdır. Çünkü bu yasa
cumhuriyetin ilkelerini öldürüyor, çünkü bu yasa üniter yapıyı
öldürüyor, onun için büyük zehir var bunun içinde; bin yıllık
kardeşliği öldürüyor, onun için büyük zehir yasası;
belediyeleri, belde belediyelerini, köyleri, il özel idarelerini öldürüyor,
onun için büyük zehir yasası. Büyükşehir falan deyip de milleti
kandırmaya falan kalkmayın. Bu yasa bölünme yasası, bu yasa ölüm
yasası. İnşallah sizin ölümünüz olmaz. Ama bu yasa bu ülkenin
geleceğine dinamit koyan bir yasa. Siz de tarihe -atalarımız bu
ülkeyi kurmak için isimlerini yazdırdılar- herhâlde bu dinamiti bu
ülkenin temeline koyan insanlar olarak geçerseniz. Gecenin bu vaktinde bir kez
daha parmaklarınızın ucunda vicdan sesini bir dinleyin diyorum.
Değerli
milletvekilleri, bu madde, kurduğunuz eyalet valilerine ve belediye
başkanlarına diplomatik pasaport veren bir madde. Hayırlı
olsun! Ülkeyi böldünüz, onlara bir de hediye olarak diplomatik pasaport
veriyorsunuz. Neye el kaldırdığınızı bilin diye
özellikle söylüyorum.
Onun
için bu önergemizi tasarı metninden bu maddenin
çıkartılması için verdik.
Değerli
milletvekilleri, inanıyorum ki vicdanlarınız titriyor çünkü siz
Sayın Bakana Komisyon görüşmeleri sırasında,
İçişleri Bakanlığının bilgisi dâhilinde
hazırlanmamış bir yasa olduğu yönünde kanaatimizi
bildirince, alınganlık göstermişti. Ama aradan geçen bir
aylık süre -ki 8 Ekim tarihinden bu yana bu Meclisin gündeminde bu- bizim
bu endişelerimizde ne kadar çok haklı olduğumuzu gösterdi.
Çünkü, dün başka dediniz, bugün başka diyorsunuz. Komisyonda
başka dediniz, bazı maddeleri orada çıkarttınız, sonra
Üst Komisyonda yerine koydunuz, burada çıkartıyorsunuz veya tersini
yapıyorsunuz.
Dün,
kapatılan belde belediyeleriyle ilgili kendi milletvekilleriniz, kendi
illerinizdeki belediye başkanlarına müjde verdiniz isimlerini
bildiklerim var; Hayırlı olsun, belde belediyeniz kaldı.
dediniz. Çünkü, bir önerge hazırlamıştınız.
Nüfusları yayım tarihi itibariyle güncelliyoruz, hadi gözün
aydın. dediniz ama bugün çekiyorsunuz önergeyi. E, peki Sayın
Bakanım, bu insanlara, bu haber verdiğiniz beldelerde yaşayan
vatandaşlara nedir sizin kastınız? Bir ay önce Kapattık.
dediniz, on beş gün önce Yeniden tüzel kişilik veriyoruz. dediniz,
dün Hayırlı olsun. dediniz, bugün, biraz sonra Kusura
bakmayın. diyorsunuz. Şimdi, bu nasıl ciddiyet, bu nasıl
Meclis çalışması? Kim hazırladı size bunu? Onun için
sizin haberiniz yok. Bunu bir yerlerde hazırladılar verdiler,
hayırlı olsun. Ama inanıyorum ki bu dünyada ve öbür dünyada bu
vebal size yetecek, bu vicdanlarınızın titreme sesi, mutlaka o
vatandaşlarımızın yanına gittiğinizde sizi mahcup
edecek.
Bayramda
sizler kapatılan beldenize gidemediniz. Gidemediniz çünkü vatandaş
sizi sokmadı. Düzelteceğiz. dediniz ama düzeltemiyorsunuz. O zaman
dürüst davranın, dün ne dediyseniz bugün de aynısını
söyleyin veya değiştirmek gerekiyorsa, ki aklıselim onu gerektiriyor,
gelin önergemize destek verin diyorum.
Teşekkür
ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
338 sıra sayılı büyükşehir Belediyesi Kanunu ve Kanun
Hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair kanunun
31. maddesinin "valiler, büyükşehir belediye başkanlarına"
ibaresinden sonra gelmek üzere aşağıdaki ibarenin eklenmesini
arz ve teklif ederiz.
Muharrem Işık
(Erzincan) ve arkadaşları
İl
ve ilçe belediye başkanları ibaresi eklenmiştir.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge
üzerinde söz isteyen?
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Haluk Eyidoğan konuşacak.
BAŞKAN Önerge
üzerinde söz isteyen Haluk Eyidoğan, İstanbul Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
Sayın
Eyidoğan, imzalar mısınız lütfen, imzanız yok
önergede.
HALUK EYİDOĞAN
(İstanbul) Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; bu
kanunun otuz yedi maddesini şöyle bir incelediğimiz zaman ben
rastlayamadım, bilmiyorum siz rastladınız mı- plan
sözcüğü yok. Şehirlerden, büyükşehirlerden bahsediyoruz.
Büyükşehirleri tasarlamaya, yeniden planlamaya yönelik olduğunu
düşündüğümüz bu kanunda plan sözcüğü yok.
FİKRİ
IŞIK (Kocaeli) 5216da var.
HALUK EYİDOĞAN
(Devamla) - Yani bu kanun bize -öyle bir kanaat oluştu- daha güzel kentler
sağlamayacak, ben buna inanamıyorum.
AKP döneminde deprem
şûrası yapıldı, kentleşme şûrası
yapıldı, KENTGES raporları hazırlandı ama
bakıyorsunuz bu -çünkü ortaya çıkan bildiriler, sonuçlar izlenmiyor,
yerine getirilmiyor- şov için yapılıyor. Kendi
yaptırdığı şûralara ve kendi
Bakanlığı içindeki KENTGES gibi bir kuruluşun
raporlarına saygı bile göstermiyor. Şimdi, biz, kalkıp bu
büyükşehir yasasıyla daha iyi, daha güzel, daha refah, daha
planlı kentler ortaya çıkabileceğine nasıl
inanacağız? Aylarca süren bilim adamlarının
çalışmalarını, varılan bilimsel gerçekleri elinin
tersiyle iteliyor AKP. AKP GDOlu büyüyen, GDOlu gibi büyüyen kentlerde
plansız büyümenin, imar ve rant yağmasının, arazi
talanının orkestra şefliğini yapıyor. Bugünkü durum o.
Yapılmışına baktığınız zaman
yapılacağın daha iyi olacağına bir kanaat
oluşmuyor.
Bugün büyükşehirlerin
çok ciddi problemleri var, halledilemeyen problemleri de sizin Bakanlığınızın
içindeki KENTGES raporları istatistikleri söylüyor, ben değil.
Bakın, bu KENTGES anketlerinde Türkiye genelindeki belediyelerdeki
şehir plancı istihdamının yüzde 7 oranında oldukça
düşük bir değerde olduğunu gösteriyor. Bu durum, her ölçekte
planlamanın AKP tarafından ciddiye
alınmadığını gösteren önemli bir sonuç. Yüzlerce
uzmanın ürettiği İstanbul Çevre Düzeni Planı
kararlarını umursamıyorsunuz, Başbakanınız
helikoptere biniyor, İstanbula üçüncü köprü yerini gösteren ve talimat
veren bir durum yaratıyor. Bu durumda ne gerek var plancılara? Tabii,
yüzde 7de kalacak. İlleri büyükşehir yaptığınız
zaman bunlar değişecek mi? Hayır, değişmeyecek. Ne
gerek var üniversitelere, bilim insanlarına, plancılara? Karar veren
Başbakan, büyük projenin bir kısmını yapan yabancılar,
kaybeden orman, su, doğal kaynaklar, su havzaları.
KENTGES
araştırmalarının diğer bir sonucuna göre
büyükşehir belediyelerinin planlama ve arazi kullanımı,
yeşil alanlar, ulaşım, altyapı ve atık yönetimi
yenilenebilir enerji, kentsel dönüşüm, afet ve konut gibi konular da
yerinde sayıyor. Normal illerden daha iyi değiller. Bu
çıkaracağınız büyükşehir yasasıyla mı bu
sorunları çözeceksiniz? Çözemeyeceksiniz. Çünkü öyle bir niyetiniz yok.
KENTGES araştırmalarına göre bu kadar teknik ve büyük bütçe
imkânlarına, personel fazlalığına ve sözüm ona büyük
projelere rağmen büyükşehirlerde planlama ve arazi
kullanımı yerinde sayıyor. KENTGES raporlarında bu mevcut; ulaşım
yerinde sayıyor, kentsel dönüşüm, afet risk yönetimi yerinde
sayıyor, enerji konuları yerinde sayıyor. Bu yasayı bu
hâliyle Meclisten geçirme inadınız ve aceleciliğinizin bilimle,
şehircilikle, plancılıkla hiçbir alakası yok. Bilim yoksa o
zaman siyasi bir senaryonun hazırlığı var.
Buradan
vatandaşlarımıza sesleniyorum, 1.032 beldenin, 16.082 köyün
halkına sesleniyorum: AKPye haykırın. Beldemi bana
bırakın. diye haykırın, Köyümü bana bırak. diye
haykırın. Haykıramıyorsanız, sizlere önerim,
sandıkta mührü CHPye basın.
Saygılarımla.
(CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunacağım
III.-
YOKLAMA
(MHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
OKTAY VURAL (İzmir)
- Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN Yoklama
talebi var, yerine getireceğim.
Sayın
Vural, Sayın Şandır, Sayın Durmaz, Sayın Korkmaz,
Sayın Erdoğan, Sayın Erdem, Sayın Türkoğlu, Sayın
Türkkan, Sayın Özensoy, Sayın Erdem, Sayın Işık,
Sayın Torlak, Sayın Kalaycı, Sayın Akçay, Sayın Bulut,
Sayın Halaman, Sayın Yılmaz, Sayın Oğan, Sayın
Yılmaz, Sayın Çınar.
İki dakika süre
veriyorum.
(Elektronik cihazla
yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya Milletvekili
Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe
Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak'ın;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki
Kanun Teklifleri ile İçişleri Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234,
2/289, 2/508, 2/681, 2/786, 2/820, 2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338)
(Devam)
BAŞKAN
- Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
32nci
madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 338 sıra sayılı büyükşehir Belediyesi Kanunu ve Kanun
Hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair kanunun
32. maddesinde yer alan Mahalli İdare Birlikleri ibaresinden sonra
gelmek üzere aşağıdaki ibarenin eklenmesini arz ve teklif
ederiz.
Mehmet
S. Kesimoğlu Celal
Dinçer Muharrem
Işık
Kırklareli İstanbul Erzincan
Haluk
Ahmet Gümüş Candan
Yüceer
Balıkesir Tekirdağ
ile
bu birliklere bağlı kuruluşlar ibaresi eklenmiştir.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 338 sıra sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde değişiklik
yapılmasına dair Kanun Tasarısının 32. maddesinin
tasarı metninden çıkarılmasını arz ederim.
Mehmet
Erdoğan Necati Özensoy Alim Işık
Muğla Bursa Kütahya
Enver
Erdem Sadir Durmaz
Elâzığ Yozgat
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Sayın Necati Özensoy
BAŞKAN - Necati Özensoy, Bursa Milletvekili. (MHP
sıralarından alkışlar)
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; verdiğimiz
önergeyle ilgili söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Tabii,
gecenin bu saatinde hâlâ kanunu görüşüyoruz. Daha önce ifade
ettiğimiz gibi, ben dâhil birçok arkadaşımız sabah yedide,
sekizde şehit cenazelerine katılmak üzere yola
çıkacağız. Allah, inşallah, yolda kaza bela vermez, yani bu
uykusuz hâlimizle -kendi arabalarımızla da gitmeyi planlıyoruz-
hayırlısı olur inşallah. Diğer, bütün, şehit
cenazelerine katılacak arkadaşlarıma ben kazasız
belasız yolculuklar diliyorum şimdiden.
Tabii,
bu yasayı görüşürken arkadaşlarımız gerçekten
ağır, belki de kabullenilmeyecek ifadelerde bulundular ama ben
sizlerden bir şey rica ediyorum: Bu yasanın nerelere gittiğini,
gidebileceğini görmek için, bizim söylediklerimizi bir kenara
bırakın Googlea Oslo görüşmeleri diye yazın, lütfen o
sesli bandı bizzat kulaklarınızla bir dinleyin, yani kırk
beş dakikalık falan bir bant var orada, hâlâ duruyor. Orada neler
konuşulmuş? O gün Sayın Başbakan adına ben buraya
geldim. diyen Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı
Hakan Fidanın Sayın Öcalan diye başlayan o şirin
konuşmalarını bir dinlerseniz, herhâlde
Bizim söylediklerimizi
bir kenara bırakıp sadece onları dinleyin, öyle
kararınızı verin diye ben bir tavsiyede bulunmak istiyorum
buradan.
Bakın,
şimdi, işte, bu yasada yeni ilçeler ihdas ediliyor, bazı
beldeler tekrar ilçe yapıldı, bazı ilçelere ilaveler
yapıldı, bazı ilçeler bölündü. 2008de de bunlar
yapıldı, 2008deki yasada yine, yeni ilçeler ihdas edilirken, ilçeler
bölünürken oradaki gerekçe şuydu: Yerinden yönetimin zorlaşması,
nüfusun artmasından dolayı yönetimin hantallaşması.
Şimdi, o yasada da Bursada hiçbir ilçe ihdas edilmedi, şimdi, burada
da böyle.
Bursanın
Osmangazi ilçesi var, nüfusu 800 bin. Bakın, büyükşehir olan illerden
bile neredeyse fazla bir nüfusu var yani büyükşehir olmayı hak
etmiş bir ilçe. Valiliğin daha önce yaptırdığı
bir inceleme vardı, bir program vardı; biz onu teklif olarak
getirdik, kabul edilmedi. İşte, geçtiğimiz akşamlarda
gördüm: Çankaya Türkiye'nin en büyük ilçesi, nüfus olarak Çankaya Türkiye'nin
en büyük ilçesi ama bir baktık ki Çankayaya da ilaveler
yapıldı. Yani bunları hangi mantıkla, niçin
yapıyorsunuz; bunun cevabını da siz kendi kendinize sorun, kendi
kendinize bir verin diye düşünüyorum.
Şimdi,
bazı beldelerin de ilçe yapılmasıyla alakalı
Mesela,
Bursada da Sayın Hüseyin Şahin kardeşim, galiba, biraz,
Yeniceyle ilgili birtakım girişimlerde bulundu. Yenicenin nüfusu 12
bin, hemen yanında Cerrah beldesi 4-5 bin, işte 3-5 bin köyü de ekleseniz
20 bine ulaştırmak çok mümkündü ancak Hüseyin Şahin
kardeşim bir şeyi eksik bıraktı. Şimdi, Payas Belde
Belediyesi Başkanı iki üç dönemdir bizden, Milliyetçi Hareket
Partisinden seçilip görev yürütürken bir de baktık ki sizin partinize
transfer olmuş. Arkadaşlar arıyorlar, Ya, niye, ne oldu?
Partiyle bir sorunun mu var?, Yok, partide bana ilçe olma sözü verdiler.
Bundan dolayı iktidar partisine transfer oldum. diye cevap verdi. Benim,
şimdi, keşke baştan böyle bir haberim olsaydı, Hüseyin
Şahin kardeşim de Yenice Belediye Başkanına böyle bir
teklifle gitseydi -galiba pek ahlaki bulmadı- herhâlde o belde belediye
başkanımız da sırf beldeye hizmet olsun diye -yüzde 60la
seçilen bu belde belediye başkanımız da- büyük bir ihtimalle
sizin Partinize dâhil olurdu, benim de o kardeşimizi kınamaya hiç de
hakkım olmazdı.
Gelişmelerin
nasıl olduğunu siz burada görün, bakın,
araştırın, vicdanınıza danışın bu
işler doğru mu gidiyor, yanlış mı gidiyor, Allah
rızası için gecenin bu saatinde bir düşünün.
Hepinize
saygılar sunuyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 338 sıra sayılı büyükşehir Belediyesi Kanunu ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair kanunun
32. maddesinde yer alan Mahalli idare birlikleri ibaresinden sonra gelmek
üzere aşağıdaki ibarenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Haluk Ahmet Gümüş
(Balıkesir) ve arkadaşları
ile bu birliklere
bağlı kuruluşlar ibaresi eklenmiştir.
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Önerge
üzerinde söz isteyen Haluk Ahmet Gümüş, Balıkesir Milletvekili.
HALUK AHMET GÜMÜŞ
(Balıkesir) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri, sayın
bakanlar;bütünşehir uygulamasına dair, hedefi açıklanmayan bir
tasarıyı görüşmeye devam ediyoruz. İçişleri
Bakanına, önce geçen yıl Plan Bütçe Komisyonunda, geçen ay da
İçişleri Komisyonunda sordum: Bütünşehir, uygulaması
zamanla Türkiyenin tümüne yayılması düşünülen idari bir sistem
midir? diye. Arkadan yine sorduk; Bu uygulamayla başkanlık
sisteminin alt yapısını mı hazırlıyorsunuz?
dedik. Sayın Bakan cevap vermediler veya veremediler, oysa cevap vermek
görevleriydi. Şimdi aynı soruları bu kürsüden, yeniden, hepinize
soruyorum, atlamadan cevap veriniz: Sayın üyeler, biz anayasa
çalışmalarının gidişatından şüpheleniyorduk
ki ve bakanların çeşitli beyanatlarından anlıyorduk ki,
Başbakan kendisi için başkanlık sistemini arzu etmekteydi,
arkadan geldi, baklayı ağızlarından çıkardılar;
Başbakan başkanlık sistemini arzu ettiğini açıkça
açığa vurdu. Başbakan kendisini başkan görmek
istiyormuş. Biz zaten biliyorduk, bütünşehir yasası görüntüsü
altında bizzat başkanlık sisteminin altyapısını
hazırlıyordunuz. Hükûmete sesleniyorum: Tarzınız, dürüst
bir tarz değildir. Toplumu yanıltmak istediğiniz
anlaşılmaktadır. Böyle, hedefi açıklanmayan
hazırlıkların altından milleti kandırmak çıkar.
Bu tarz, ne bu yasayı çıkarmak isteyen Meclis grubuna ne de bir
Türkiye Cumhuriyeti hükûmetine yaraşır. Alıştıra alıştıra
ilerlemek, çaktırmadan mesafe almak, halkın dikkatini saptırmak
Hükûmetin alışılmış bir davranış tarzı
olarak yerleşmektedir. Ya niyetinizi itiraf ediniz ya da bu
tarzınız tarihe böylece geçecektir.
Soruyorum:
Merkezî sistemde dahi yolsuzlukların yaygın olduğu ülkemizde tüm
ekonomik konuları veya çok genişletilmiş ekonomik alanların
kararlarının yerel yönetimlere bu oranda göçertilmesi ülkemizde ve
kimi illerimizde ne gibi sonuçlara yol açacaktır? Türkiye'nin içinde
bulunduğu mevcut gerçeklerle, her ilde seçilmiş başkanın
yönetimiyle adaleti dağıtmak mümkün olacak mıdır? Kimi
illerde yerel yönetimler giderek kendi aralarında örgütlenmiş menfaat
gruplarının eline geçerse, çete gruplarının eline geçerse,
mafyavari grupların eline geçerse vatandaşın hâli ne
olacaktır? Terörist faaliyetlere karışmış kişi ve
grupların eline böyle büyük bir yönetim gücünü vermek doğru bir
şey mi olacaktır? Ülkemizde hukuk sisteminin işleyişi ve
seçmenin yönetimi denetleyebilmesi için eğitim seviyesi yeterli midir?
Güçlü ve yerel yönetimler karşısında vatandaş yeterli
bilince sahip midir? Bunu söylerken elbette vatandaşımızın
çoğunluğunun sağduyusundan ve ahlaka
bağımlılığından kuşkumuz yoktur ancak
vatandaşın suistimal edilmesinden korkarız.
Biliyorum
ve işte burada görüyoruz ki bu konularda hiçbir
araştırmanız, bilimsel araştırmanız yoktur.
Gözünüz kapalı oy vereceksiniz, suistimal ise burada
başlamıştır. Büyükşehir, bütünşehir gerekçesiyle
Türkiye'nin koskoca idari sistemini değiştirmek istiyorsunuz ama
buradaki niyeti itiraf etmeyerek vatandaşın algısını
değiştirmek niyetindesiniz.
Sayın
milletvekilleri, bu, başlı başına temel bir suistimalin
başlangıcıdır. Niyetiniz, Türkiyenin tüm idari sistemini
bu yasayı gündeme getirerek değiştirmeye başlamaktır.
Vatandaşı aldatmayınız, dürüst olunuz. Bu yasanın
başkanlık sistemine hazırlık olduğunu itiraf ediniz.
Eğer böyle bir niyetiniz olsaydı, Sayın Bakan bunu daha önce
sorularımda söylerdiniz, söylemediniz, şimdiki gibi susuyorsunuz.
Tasarı, ne hukuka ne akla uygun bir uygulama olacaktır.
İmzalanmış taraf olduğunuz sözleşmelere uygun
olmadığı gibi tarihî değerlere de uygun değildir.
Bakın,
Balıkesirden örnek vereyim: Bir Altınova beldemiz vardır ki,
Osmanlının kuruluşundan bu yana sancak, cumhuriyetin
kuruluşundan bu yana belediyeliktir. Edincik beldemiz de aynı
şekilde derin ve önemli bir kimliğe sahip belediyeliğe sahiptir.
Şimdi, siz buraları, tarihteki önemlerine bakmadan mahalle
yapıyorsunuz. Nerede kaldı tarihe saygı? Bir de Biz,
Osmanlıcılığın savunucusuyuz. diyorsunuz. Edremit
Altınolukta aynı şey ve Altınolukta da dünyanın en
büyük muhtarlığını yaratacaksınız.
Hayırlı uğurlu olsun.(CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
III.-
YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunacağım, ancak yoklama talebi vardır.
Sayın Hamzaçebi,
Sayın Serindağ, Sayın Havutça, Sayın Güler, Sayın
Gümüş, Sayın Dinçer, Sayın Demiröz, Sayın Tanal, Sayın
Acar, Sayın Özkan, Sayın Ağbaba, Sayın Değirmendereli,
Sayın Kaplan, Sayın Tamaylıgil, Sayın Yılmaz,
Sayın Güven, Sayın Küçük, Sayın Akar, Sayın Gürkan,
Sayın Eyidoğan.
Evet, iki dakika süre
veriyorum.
(Elektronik cihazla
yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık
ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681,
2/786, 2/820, 2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Sayın
milletvekilleri, Tasarının 32nci maddesinin oylamasının
açık oylama şeklinde yapılmasına dair bir istem
vardır, okutuyorum:
TBMM
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 338 sıra sayılı Kanun Tasarısının 32.
maddesinin oylamasının ekli gerekçede belirtilen hususlar
doğrultusunda İç Tüzük 143. maddeye göre müzakerelerin açık
oylama usulüyle yapılmasını arz ederiz.
Sadir
Durmaz, Yozgat? Burada.
Mehmet
Erdoğan, Muğla? Burada.
Hasan
Hüseyin Türkoğlu, Osmaniye? Burada.
Oktay
Vural, İzmir? Burada.
Alim
Işık, Kütahya? Burada.
Mehmet
Şandır, Mersin? Burada.
Ali
Halaman, Adana? Burada.
Kemalettin
Yılmaz, Afyonkarahisar? Burada.
Mustafa
Erdem, Ankara? Burada.
Reşat
Doğru, Tokat? Burada.
Mustafa
Kalaycı, Konya? Burada.
Yusuf
Halaçoğlu, Kayseri? Burada.
Celal
Adan, İstanbul? Burada.
Ahmet
Duran Bulut, Balıkesir? Burada.
Ali
Uzunırmak, Aydın? Burada.
Necati
Özensoy, Bursa? Burada.
Bahattin
Şeker, Bilecik? Burada.
Ali
Öz, Mersin? Burada.
Cemalettin
Şimşek, Samsun? Burada.
D.
Ali Torlak, İstanbul? Burada.
Lütfü
Türkkan, Kocaeli? Burada.
Nevzat
Korkmaz, Isparta? Burada.
Mesut
Dedeoğlu, Kahramanmaraş? Burada.
Seyfettin
Yılmaz, Adana? Burada.
Erkan
Akçay, Manisa? Burada.
Sinan
Oğan, Iğdır? Burada.
Emin Çınar,
Kastamonu? Burada.
Açık
oylamanın şekli hakkında Genel Kurulun kararını
alacağım.
Açık
oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, 338 sıra sayılı Tasarının 32nci
maddesinin açık oylama sonucu:
Oy
Sayısı |
: |
225 |
|
||
Kabul |
: |
216 |
|
||
Ret |
: |
9(x) |
|
||
Kâtip Üye Mine Lök Beyaz Diyarbakır |
Kâtip Üye Tanju Özcan Bolu |
|
|||
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Böylece 32nci madde kabul
edilmiştir.
33üncü madde üzerinde iki
adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 sıra sayılı
büyükşehir Belediyesi Kanunu ve Kanun Hükmünde kararnamelerde
değişiklik yapılmasına dair kanunun 33. maddesinde yer alan
112 acil çağrı merkezleri ibaresinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
112 hizmetleri acil durumda tek çağrı merkezi
olarak
Namık
Havutça Celal
Dinçer Ali
Serindağ
Balıkesir İstanbul Gaziantep
Muharrem
Işık Ali
Haydar Öner Recep
Gürkan
Erzincan Isparta Edirne
Mehmet
S. Kesimoğlu Recep
Gürkan
Kırklareli Edirne
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 338 sıra sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde değişiklik
yapılmasına dair Kanun Tasarısının 33. maddesinin
tasarı metninden çıkarılmasını arz ederim.
Mehmet
Erdoğan Hasan
Hüseyin Türkoğlu Alim
Işık
Muğla Osmaniye Kütahya
Enver
Erdem Sadir
Durmaz
Elâzığ Yozgat
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Mehmet Erdoğan, Muğla Milletvekili.
(MHP sıralarından alkışlar)
MEHMET
ERDOĞAN (Muğla) - Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; tabii, bugün otuz beş gündür Türkiye Büyük Millet Meclisi
bu kanunu konuşuyor. Siz de Otuz beş günde bu kanunu geçirdik. diye
artık herhâlde bu gidişle sabah sevinebileceksiniz.
Tabii,
öyle bir kanun tasarısı görüşüyoruz ki neresinden tutsanız
elinizde kalıyor. Bir kere, kanun tasarısı, Anayasanın
3üncü, 10uncu, 90ıncı, 123üncü, 126ncı, 127nci, 161inci,
162nci, 163üncü, 169 ve 170nci maddelerine aykırı ama bu Mecliste
Anayasa Komisyonu Başkanı dâhil, anayasa bilen, hukuk bilen hiç
kimsenin gıkı çıkmıyor.
Kanun
tasarısı görüşmeleri başladığından bu yana
Meclis İç Tüzüğünü yerin dibine batırdınız. Bu
kanunun, Anayasa Komisyonunda, 3 milyar lira bütçeye yük getirdiğini hem
Komisyonda sunuşunda hem de burada Sayın Bakanın ifade etmesine
rağmen Plan ve Bütçe Komisyonunda bunun görüşülmesini engellediniz.
Bu
tasarı, devlet geleneğimize aykırı. Bu tasarı,
ülkemizin idari yapısını kökten değiştiriyor. 29 ilde
ne özel idare kalıyor ne köy kalıyor ne belde kalıyor.
Vatandaşın artık seçtiği sözüm ona yerel yöneticilerden
hesap sorması imkânsız hâle geliyor. Hesap sorabilmek için
vatandaşın ulaşabilmesi gerekir. Vatandaşın, bu tasarı
kanunlaştıktan sonra seçtiklerine ulaşabilmesi
imkânsızdır. Nasıl bugün hiç kimse başkentin göbeğinde
Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçeke
ulaşamıyorsa bundan sonra diğer illerde de artık
ulaşamayacaktır. Bu tasarı ülkemizin rejimini
değiştirmektedir.
Sayın
Bakan, sayın milletvekilleri; size soruyorum: Dünyada parlamenter
demokrasiyle yönetilen ülkelerde bu tasarıyla oluşturduğunuz
şehir devletleriyle idare edilen başka bir yer var mıdır?
Bu tasarı bir idari federalizm
yasasıdır.
Şimdi,
insanı en çok üzen husus da vatandaşlarımıza ciddi mali
külfet yükleyen, ülkemizi şehir devletlerine ayıran, yönetilemez bir
yapıyı oluşturan büyükşehir yasasına iktidar
sözcülerinin reform demesidir.
Değerli
arkadaşlar, bu ülke 2012 yılına ışınlanarak gelmemiştir.
Bugüne kadar böyle bir düzenlemenin niye yapılmadığını
iyi düşünmek lazım. Zannetmeyin ki siz, bu ülkeyi, sizden önce
yönetenlerden daha akıllısınız. Aradaki fark nedir biliyor
musunuz? Sizden öncekilerde var olan millî şuur sizde yok. Bu ülkeyi bize
vatan olarak bırakabilmek için bu vatan uğruna 1071den beri
canını veren, kanını veren atalarımızın
huzuruna vardığınızda ne diyeceksiniz? Sayın Bakan,
onların yanına vardığınızda yanınızda
korumalar olmayacak.
Çanakkalede
yedi düvele karşı dimdik duran, gözünü kırpmadan Hakka yürüyen
253 bin şehidimize karşı ne diyeceksiniz oraya
vardığınızda? Kurtuluş Savaşında yalın
ayak, başı kabak, cepheden cepheye koşan
kahramanlarımıza ne diyeceksiniz? 1984ten beri Batının
beslemesi PKKya karşı direnen, bu yolda şehit olan vatan
evlatlarına ne diyeceksiniz?
Biz
burada kaç gündür mücadele ediyoruz. Siz söylenenleri duymuyor, olanları
görmüyor, sadece her oylamada parmak kaldırıyorsunuz.
Tasarının maddeleri birer birer kabul ediliyor, artık
tasarının sonuna geliyoruz. Siz tasarının maddelerine Evet.
dedikçe yukarıda saydığım, tarihimizin her
noktasındaki şehitlerimizi bir kez daha öldürüyorsunuz, bütün vatanseverleri
kahrediyorsunuz. Pekâlâ kim seviniyor -bir de ona bakalım.- Hiç
düşündünüz mü? PKK seviniyor, Kandil seviniyor, KCK seviniyor,
İmralıdaki bebek katili seviniyor; velhasıl Türk milletinin
birliğine, dirliğine kasteden bütün iç ve dış
düşmanlar seviniyor; bir de Başbakanınız Recep Tayyip
Erdoğan seviniyor.
Son
olarak size şunu söylemek istiyorum: Sizi önce Allaha, sonra yüce Türk
milletine ve kanunun oylamasından önce son olarak da
vicdanlarınıza havale ediyorum.
Hepinize
saygılar. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunacağım: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 sıra sayılı
büyükşehir Belediyesi Kanunu ve Kanun Hükmünde kararnamelerde
değişiklik yapılmasına dair kanunun 33. maddesinde yer alan
112 acil çağrı merkezleri ibaresinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
112 hizmetleri acil durumda tek çağrı merkezi
olarak
Recep Gürkan (Edirne) ve
arkadaşları.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Recep Gürkan.
BAŞKAN
Recep Gürkan, Edirne Milletvekili. (CHP sıralarından
alkışlar)
RECEP
GÜRKAN (Edirne) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle
dün Siirt Pervaride bir helikopter kazasıyla şehit olan 17 Mehmetçikimize
Allahtan rahmet, yakınlarına ve milletimize de
başsağlığı diliyorum.
Dün,
tabii dün oldu 11 Kasım, gerek Cumhuriyet Halk Partisi Grubu gerek
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu ısrarla şunu söyledik, dedik ki:
Bugün ara verelim, nasılsa yerel seçimler de erkene alınmıyor,
bu kanunun acelesi yok. Gidelim, şehitlerimizin ailelerini ziyaret edelim,
cenazelerine katılalım. Pazartesi akşam veya salı bu
kanunun görüşmelerine devam edelim. Bunu çok ısrarla söyledik ama
iktidar partisi buna gerek olmadığını ifade etti. Tabii
bizim sonradan aklımıza geldi, biz bunu söylerken safiyane bir
biçimde söylemiştik, unuttuk ki birkaç Mehmet için Meclisi açmayanlar 17 Mehmet
için de Meclisi tabii ki kapatmayacaktı.
Bugün
yine Diyarbakırda 17 şehidimizin cenazelerinde, cenaze törenlerinde
hepimizin vergileriyle -CHPlisinin, MHPlisinin, AKPlisinin, BDPlisinin- siyasete oy veren, vermeyen herkesin vergileriyle
kurulmuş ve yaşamakta olan Türkiye Radyo Televizyon Kurumu
Diyarbakırdaki törende Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı
Sayın Kemal Kılıçdaroğlunu ısrarla yok saydı.
Tabii, bu şimdi, oradaki birkaç görevlinin üzerine yıkılacak, Birkaç
görevli işte unuttu. denilecek, Spiker unuttu. denilecek, Kameraman çekmedi.
denilecek.
Şunu
herkesin kendi vicdanına sormasını bekliyorum: Aynı şey
Sayın Başbakan için yapılsaydı -ki tasvip etmeyiz- acaba
bugün akşamüzeri TRT Genel Müdürü görevden alınmış olur
muydu, olmaz mıydı? Bunu gerçekten merak ediyoruz. Eğer bir
ülkede ana muhalefet liderini, vatandaşın vergisiyle kurulan ve
yaşatılan bir televizyon yok sayıyorsa ve bunu, oradaki bir iki
görevlinin ihmaline bağlıyorsa bu ileri demokrasi midir? Bunu, hükûmet
edenler, bu ülkeyi yönetenler kendi vicdanlarında cevaplasınlar.
Değerli
milletvekilleri, benim seçim bölgem Edirnede de, bu kanunla, 8 tane belde
belediyemiz nüfusu 2 binin altına düştüğü için
kapatılıyor. Bunların içerisinde biz 3 tanesinde referandum
yaptık. Bu 3 referandumda örneğin Uzunköprü Kurtbey beldemizde 995
vatandaşımız oy kullandı, bunlardan 3 tanesi Belde
belediyemiz kapatılsın. dedi, 991i Hayır. dedi. Çamlıca beldemizde 874
vatandaşımız oy kullandı, 21i Evet,
kapatılsın., 853ü Hayır, kapatılmasın. dedi.
ÖMER
FARUK ÖZ (Malatya) Tiyatro mu yapıyorsunuz?
RECEP
GÜRKAN (Devamla) Yani tiyatroyu siz bilirsiniz, nasıl olduğunu
bilirsiniz siz! Gelin, beraber oynatalım size tiyatroyu!
Keşan
Mecidiye beldemizde 719 vatandaşımız oy kullandı, 43 tanesi
Evet, kapatılsın. dedi, 674 tanesi Hayır,
kapatılmasın. dedi.
Bunu,
siz, 2008de de yaptınız, 2008de Anayasa Mahkemesinden döndü,
şimdi, yine dönecek.
Bu
beldelerden Mecidiye ve Çamlıca beldeleri aynı zamanda turizm
geliştirme bölgesinde ve bu kanunda turizm geliştirme bölgesi içinde
kalan beldelerle ilgili hiçbir düzenlemeniz yok.
Bir
şey daha yapıyorsunuz: Geçen gece Sayın İçişleri
Bakanının önergesiyle Yenimahallenin bazı mahalleleri bölündü,
Yenimahalle Belediyesinin. Bugün Yenimahalle Belediye Başkanı
açıklama yaptı, ne tesadüf ki, Çankaya ve Etimesguta bağlanan
mahallelerde, 2009 seçimlerinde, 44.753ü Cumhuriyet Halk Partisine 10.287si
de AKPye oy vermiş, 2009 seçimlerinde. 2009 seçimlerinde, Yenimahallede
Cumhuriyet Halk Partisi 150.571 oy almış, AKP 134.435 oy
almış, yani arada 16 bin fark var. Bu bölünmeden sonra, bugün seçim
yapsak CHP 104 bin, AKP 24 bin. Bunun aynısını Yunanistan
Hükûmeti Batı Trakyada Türklerin kazandığı belediyelerde
yapıyor. Türkler hangi belediyeyi kazanırsa bir sonraki seçimde Yunan
Hükûmeti, Türkler başka belediyeleri kazanmasın diye o belediyelerin
seçim çevrelerini değiştiriyorlar. Bunu dikkatinize sunuyorum.
Hepinize
saygılar sunuyorum.(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
33üncü
madde üzerinde maddenin açık oylaması yapılması
şeklinde bir istem vardır, okutup, yerine getireceğim.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına;
Büyükşehir
Belediyesi Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin;
Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova 'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Malatya Milletvekili Öznur
Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Tekliflerinden ve
İçişleri Komisyonu Raporu doğrultusunda görüşülmekte olan
338 sıra sayılı kanun tasarısının 33. maddesinin
oylamasının açık oylama ile yapılmasını Türkiye
Büyük Millet Meclisi iç tüzüğünün Kanun Tasarı ve Tekliflerinin Genel
Kurulda görüşülmesini konu alan 81.maddesinin e) fıkrasında ki
"Tasarı veya teklifin tümü oylanır." ifadesi ve maddenin
geneline hükmeden "Anayasa değişiklikleri hariç, kanun tasarı
ve tekliflerinin tümünün veya maddelerinin oylanması, açık oylamaya tabi
işlerden değilse, yirmi üyenin talebi halinde açık oyla, aksi
takdirde işaretle yapılır" hükmü gereğince açık
oyla yapılmasını teklif etmekteyiz. Teklifimizin Türkiye Büyük
Millet Meclisi içtüzüğü gereğince incelenerek gereğinin
yapılması hususunu Başkanlık Divanının takdir ve
değerlendirmelerine arz ederiz.
BAŞKAN
Ali Serindağ? Burada
Celal
Dinçer? Burada.
Birgül
Ayman Güler? Burada.
Özgür
Özel? Burada.
İlhan
Demiröz? Burada.
Mahmut
Tanal? Burada.
Aytun
Çıray? Burada.
Erdal
Aksünger? Burada.
Haydar
Akar? Burada.
Gürkut
Acar? Burada.
Veli
Ağbaba? Burada.
Ayşe
Nedret Akova? Burada.
Malik
Ecder Özdemir? Burada.
Haluk
Eyidoğan? Burada.
Doğan
Şafak? Burada.
Kemal
Değirmendereli? Burada.
Melda
Onur? Burada.
Dilek
Akagün Yılmaz? Burada.
Sedef
Küçük? Burada.
Hülya
Güven? Burada.
Ali
Rıza Öztürk? Burada.
Namık
Havutça? Burada.
Evet,
oylama için iki dakika süre veriyorum.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkan, Genel Kurulun görüşünü
alır mısınız?
Sayın
Başkanım, elektronik oylamayla yapılmasını oya sunar
mısınız?
BAŞKAN
Açık oylamanın şekli hakkında Genel Kurulun
kararını alacağım.
Açık
oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Oylama
için iki dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
- Sayın milletvekilleri, 338 sıra sayılı Tasarısının
33üncü maddesinin açık oylama sonucu:
Oy sayısı |
: |
220 |
Kabul |
: |
213 |
Ret |
: |
7(X) |
Kâtip Üye Bayram Özçelik Burdur |
Kâtip Üye Tanju Özcan Bolu |
Böylece
33üncü madde kabul edilmiştir.
Sayın
milletvekilleri, 34üncü madde üzerinde üç adet önerge vardır. Aynı
mahiyetteki bu önergeleri okutacağım ve birlikte işleme
alacağım, talepleri hâlinde önerge sahiplerine ayrı ayrı
söz vereceğim veya gerekçelerini okutacağım.
Şimdi
aynı mahiyetteki önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 sıra
sayılı büyükşehir Belediyesi Kanunu ile ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair kanunun 34.
maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Birgül
Ayman Güler Celal
Dinçer Muharrem
Işık
İzmir İstanbul Erzincan
Candan
Yüceer Ali
Haydar Öner Mehmet
S. Kesimoğlu
Tekirdağ Isparta
Kırklareli
Namık
Havutça Özgür
Özel
Balıkesir Manisa
Diğer
önerge sahipleri:
İdris
Baluken Altan
Tan Erol
Dora
Bingöl
Diyarbakır
Mardin
Hasip
Kaplan Pervin
Buldan
Şırnak
Iğdır
Diğer önerge sahipleri:
Mehmet
Erdoğan Mehmet
Günal Alim
Işık
Muğla
Antalya
Kütahya
Hasan
Hüseyin Türkoğlu Enver
Erdem Sadir
Durmaz
Osmaniye Elâzığ Yozgat
BAŞKAN
Buyurun Sayın Serindağ.
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Sayın Başkan, demin de bu konu gündeme
geldi. Sayın Divan Kâtibi önergeyi tam okumuyor, sadece isimleri okuyor.
BAŞKAN
Hayır.
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) - Evet efendim.
BAŞKAN
Sayın Serindağ, aynı mahiyette önergeler. Biri okunur,
diğerlerinin ismi okunur. Lütfen.
Aynı
mahiyetteki önergelere Sayın Komisyon katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ULAŞTIRMA,
DENİZCLİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM
(İzmir) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Özgür Özel, Manisa Milletvekili.
Buyurun.
(CHP sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Ben
Manisa Milletvekiliyim. Yeni büyükşehir olacak olan 16 tane ilden 1 tanesi
Manisa.
AHMET
AYDIN (Adıyaman) 13, 13.
ÖZGÜR
ÖZEL (Devamla) 13 yeni ilden 1 tanesi Manisa ve bu Manisanın
büyükşehir olması konusunda AKPnin sanki bunu bir lütuf gibi sunmasından
biz Manisalılar olarak çok rahatsızız çünkü on yıl önce de
Manisanın nüfusu zaten 1 milyonun üzerindeydi. Çoktan hak ettiğimiz
ve bize çok uzun süredir teslim edilmesi gereken bir haktı
büyükşehir.
CEVDET
ERDÖL (Ankara) Bize nasip oldu.
ÖZGÜR
ÖZEL (Devamla) Biz Manisanın büyükşehir olmasını
destekliyoruz ama bu bütünşehir meselesine sonuna kadar
karşıyız çünkü 1,5 milyona yakın bir nüfusumuz var bizim ve
diğer şehirlerden farklı olarak v şeklinde bir
yerleşimimiz. Manisanın merkezi İzmire sadece
Şimdi, bir bütünşehir
kavramı içinde hepsine birden bir büyükşehir belediyesi
adını vereceğiz ve bu adı verince de kentli
olacağız! Yani, koca kapılar açılacak, beş tane
sarıkız çıkacak, sallana sallana, kıyıya köşeye
pisleye pisleye meraya gidecek, akşam geri gelecek, kapının
başında bağıracak kapılar açılacak, eve girecek;
buranın adı büyükşehir belediyesi olacak! Bu işte bir
yanlışlık var.
Siz buna bir
Büyükşehir Kanunu demekle bu beldeleri, bu köyleri büyükşehir
yapacağınızı sanıyorsanız büyük bir hata
içindesiniz, bunu bir kere ortaya koyalım. Başka bir niyet var,
başka bir şey. Yoksa, şunu yapmak durumundasınız,
diyeceksiniz ki: Ey köylü Nevzat Ağa, senin bu beş tane inek için
Tarım Köy Hizmetleri Bakanlığına başvurup gidip bir
tane hayvan yetiştiriciliğiyle ilgili ruhsatname alman lazım,
onun şartlarına uyman lazım.
Bir yandan Tarım
Bakanlığı Avrupa Birliği uyum sürecini sürdürecek, siz bir
yandan bu insanların bu şekilde hayvancılık yapmasına
veya horozların, tavukların büyükşehrin sokaklarında
gezmesine izin vereceksiniz! Böyle bir şey olmaz. Bu yanlış bir
şey.
Ayrıca, şunu
söyleyeyim. Siz, iyi bir şey yapıyor gibi gösteriyorsunuz, diyorsunuz
ki: Biz bu 29 şehri abat edeceğiz, çok iyi olacak,
zenginleşecekler, kentlileşecekler. Sanki, hani babanızın
kesesinden bir şey bağışlıyorsunuz. Böyle bir şey
yok. Bundan önce, bu şehirler yüzde 4 pay alırlarken il özel
idarenin payı ve belediyenin payı- büyükşehir olanlar 6,5a
çıkacak ama olamayan şehirler yüzde 4ten yüzde 2ye inecekler. Yani,
en çok kritik sınırda olan Ordu var ya Ordu, Orduya genel bütçeden
yüzde 4 para gitti geçen sene, bu sene yüzde 2ye inecek.
S.NEVZAT KORKMAZ (Isparta)
Bakanın öyle bir talebi yok, niye konuşuyorsun? İçişleri
Bakanının öyle bir talebi yok.
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) -
Manisaya gelecek para yüzde 4ten yüzde 6.5e çıkacak ama Manisadaki,
bu, boşu boşuna, yerinden değil uzaktan hizmeti sağlamaya
yapacağınız ilave maliyet artışları, havaya giden
o paralar Orduda gerçekten beklenen hizmetin yarı yarıya
düşmesine sebebiyet verecek. Bir de çıkın bunları
anlatın bakalım.
Ve çok açık ve net
bir şekilde ortaya koymak gerekir ki, bu yapmaya
çalıştığımız işlerin tamamı ne Manisaya, ne İstanbula, Kocaeliye
ne de diğer şehirlere bir katkı sağlamayacak. Bir tek büyük
bir hayal var, başkanlık sistemi ve onunla uyumlu çalışacak
olan valiler, seçilmiş valiler. O hayale bir adım daha yaklaşmak
için kurulan bir planın parçası bu. Bu yüzden, hiçbir iktidar
milletvekili benim tamamına yakınına katılmaya
çalıştığım İçişleri Komisyonu
toplantılarında çıkıp bu meseleyi savunamadı, hiçbir
tanesi çıkıp da Manisada, yerel basında, orada burada bu
kavramları, bu meseleyi bu boyutuyla tartışmıyor, sadece
Büyükşehir olacak ne güzel olacak. Büyükşehir olsun, biz bunu
destekleyelim, hep beraber yapalım ama bu bütünşehir meselesiyle
sadece birilerinin hayallerine hizmet etmeye çalışmayın çünkü o
birileri imkân olsa sadece sizin işaret parmağınızı
milletvekili yapmaya razı.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ÖZGÜR
ÖZEL (Devamla) - Bir tek ona ihtiyaç
duyuyor. Bir tek, burada oy verirken ve parmak kaldırırken. Onun
dışında, o birisi sizin işaret parmağınız
dışında hiçbir tarafınıza kıymet vermiyor. Ben de
buna çok üzülüyorum.
Saygılar
sunarım. (CHP sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeler
üzerinde söz isteyen Hasan Hüseyin Türkoğlu, Osmaniye Milletvekili. (MHP
sıralarından alkışlar)
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) -
Sayın Başkan, Türk milletinin saygıdeğer
milletvekilleri; bu tasarıyı Meclise getirmekle Başbakanın
takkesi düşmüş, keli görünmüştür. 2010 Konya mitinginden sonra
Başbakanın geldiği iddia edilen millî çizginin aksine, PKK
açılımını ve yıkım taşeronluğunu son
hızla devam ettirdiğini ve ettireceğini göstermiştir.
Başbakanın
BDPye gösterdiği tepkinin nedeni PKKnın isteğidir çünkü PKK
doğrudan kendisiyle müzakere edilmesini istemekte, asıl
muhatabın kendisi olduğunu söylemektedir. Bu yüzden, Başbakan da
teröristle kucaklaştı diye BDPyle görüşmeyeceğini
söylerken teröristin doğrudan kendisiyle müzakereye açık
olduğunu ilan etmektedir. Artık Hükûmetin Güneydoğuyla ilgili
idari ve güvenlik siyasetine PKK yön vermekte, Başbakanı artık
PKK yönetmektedir. Sayın Başbakan maalesef PKKnın vesayeti
altına girmiştir. Terör örgütünün kanlı eylemleri
karşısında çaresiz,
sinik ve ürkek bir tavır sergileyen Hükûmetin
örgütün eylemlerine ara vermesi karşılığında
bölücülüğe verdiği her taviz, müzakerelerle örgüte
sağladığı cesaret Türkiyeyi geri dönülmez, karanlık
dehlizlere sokmuştur. Karşılanmayan her bölücü talep terörü
biraz daha artırmış, artan terör ise Hükûmeti biraz daha teslim
alıp sindirmiştir. Bu süreçte Hükûmet ve yandaş medya terörist
başını yücelten, bölücülüğü öven propagandalarıyla
toplumumuzu kitlesel olarak sindirmekte ve milletimizi PKK istemedikçe bu
sorun çözülemez. düşüncesine iterek Kandil ve İmralının
direktiflerini milletimize hazmettirip bölünmeye ve ayrışmaya
meşruiyet zemini kazandırmaktadır. Aşama aşama
yarı otonomi, demokratik özerklik, federatif yapı; çok milletli, çok
devletli, çok bayraklı ve çok dilli bir Türkiyeye doğru son sürat
gidilmektedir. AKP Hükûmeti önemli bir hata yapmış ve meseleyi tek
boyutlu olarak ele almış, sorunun güvenlik boyutunu yani teröristle
mücadeleyi göz ardı etmiştir. PKKnın taleplerini
karşılayarak sorunu çözebileceği safdilliğine
kapılmıştır. Bu nedenle, öncelikle meseleyi etnik bir sorun
olarak tanımlamış ve bu yüzden etnik kimliğin
tanınmasına yönelik çözümler üretme gayretine girmiştir. Hükûmet
önü arkası düşünülmüş, iyi planlanmış bir terörle
mücadele stratejisi geliştirememiş, küresel lobiler tarafından
hazırlanmış stratejilere sarılmıştır.
Kapıldığı küresel rüzgârların AKPyi getirdiği
nokta ortadadır: Giderek artan şehadetler, cesaret ve cesamet kazanan
bölücü siyaset, Habur rezaletleri, PKKyla pazarlık ve devletin bölücü
örgüte ateşkes ilanı. Gelinen nokta budur.
Terör
örgütünü etkisiz kılmadan, teröristle dağda ve şehirde, içeride
ve dışarıda mücadele ederek toplum üzerindeki baskı ve
şiddetini marjinalize etmeden teröristle müzakereye başlamak, terör
örgütünün talep ve isteklerini karşılamaya çalışmak terörü
ve terör örgütünü güçlendirmekten başka işe
yaramamıştır. Yapılan iyi niyetli her iyileştirme
terör örgütünün silahlı mücadelesi sonucu elde edilmiş tavizler,
kazanılmış mevziler olarak görülmüştür.
Karşılanmayan her talep ise terörün şiddetini artırarak
elde edilmeye çalışılmıştır. Bugün terörün tekrar
1990lı yıllardaki seviyesine ulaşmasının
arkasında bu anlayış vardır.
Teröristle
mücadele silahla yapılırken, terörizmle mücadele ekonomik ve sosyal
enstrümanlarla birlikte yürütülmek zorundadır. Buna
karşılık, güvenlik ve diğer sosyal tedbirleri bir yana
bırakarak, sadece terörle siyasi müzakere yöntemini benimseyen çözümler,
yeniklerin, eziklerin, acizlerin ve güçsüzlerin çözümüdür. Türk milleti böyle
bir anlayışı kabul ve tasvip edemez.
Türkiye
devleti ve güvenlik güçlerimiz, PKK karşısında yirmi sekiz
yıldır şerefli ve fedakâr bir mücadele yürütmektedir. Bu
mücadelede terör örgütü defalarca mağlup edilmiş, liderleri
yargılanmış ve cezalandırılmıştır.
Hükûmet,
millet üzerinde yarattığı mağlubiyet psikolojisiyle terör
örgütünün baskı ve şantajlarından ülkeyi bölme pahasına
verdiği tavizlerle kurtulmaya çalışmaktadır. Dağda eli
silahlı terörist bölücü tehditlerine ve cinayetlerine devam ederken,
terörist silahlarının gölgesinde eşkıya
başlarıyla müzakere yürütme yöntemi Türkiye devletinin kabul
edebileceği bir yöntem değildir. Bu müzakerelerin bir sonucu olan bu
tasarı da kabul edilebilir bir düzenleme değildir, bir an evvel
vazgeçilmesi gerekir.
Bu
duygularla Türk milletinin milletvekillerini saygıyla selamlıyorum.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Diğer
önergenin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Cumhuriyetin
kuruluşundan bugüne kadar, kutsanmış katı merkeziyetçi,
bürokratik, hantal idari yapının ülkenin ve çağın
ihtiyaçlarına cevap vermediği tespitini neredeyse bütün toplumsal
kesimlerin mutabık olduğu bir olgu olarak yeniden ele alma
gereği vardır. Cumhuriyetin ilk yıllarından bu yana,
merkezî yönetim anlayışı sürekli olarak kendini yerelde daha
fazla hissettirme adına, valileri ve kaymakamları yetkilerle
donatmıştır. Özellikle de valilerin ve kaymakamların
merkezden atanması, yerel halkı tanımayan, kültürünü bilmeyen
kişilerin yönetimlerde olması, yönetimi hem zorlamış, hem
de ihtiyaçların belirlenme sorunu nedeniyle de eksik ve sanal
kalmıştır. Bunun yanında halkın yönetimin bu
merkeziliği nedeniyle kendini yönetimde özne olarak görememesi, var olan
sorunların çözümünde de halka herhangi bir rol atfetmemiştir. Bu
nedenle merkezden atanan yöneticilerin sorunların çözümünde tek karar
mercii olması, kültürel anlamda halkı yıpratması
yanında, her vatandaşta olması gereken aidiyet hissini de
zayıflatmıştır. Merkezileşme bugüne kadar toplumsal
hayatta sorunları derinleştiren bir işlev görmesine rağmen,
günümüzde de halen daha merkezileşmede ısrar etmek, sorunları
daha da derinleştirmekten öte bir anlam ifade etmemektedir. Dünyanın
her yerinde güçlü bir toplumun en temel şartı haline gelmiştir.
Ama güç tanımındaki bu kasıt, yönetimin tek merkezliliği
değil, tek tek toplumda bulunan tüm bireylerin taleplerinin dikkate
alınarak, yönetimlerde söz sahibi olmalarıyla açıklanabilir.
Buradaki güç, bireylerin yönetim haklarının bulunmalarından
kaynaklanan dinamizm ile ifade edilir. Bu da daha demokratik ve
demokratikleştikçe güçlenen bir toplum demektir. Kökleri yüzyıllar öncesinde
kalmış, güç tanımları ve algısıyla,
merkeziyetçiliği güçlendirici adımlar atmak ancak çağı
yakalayamayanların yapabilecekleri bir şeydir.
Yatırım
İzleme ve Koordinasyon Merkezleri yerel yönetimlerin güçlendirilmesinden
çok merkezi idarenin atadığı valilik makamının
güçlendirilmesi anlamındadır. Söz konusu maddede görevleri, yetkileri
ve gelir-giderleri belirtilen söz konusu bu kurumlar valiliğin söz konusu
ildeki bütün kamusal hizmetlerin denetim, koordinasyon hatta yapım
süreçlerinde aşırı belirleyici bir hale getirilmektedir.
Özgür,
demokratik ve katılımcı bir yerel yönetim
anlayışı gereği ilke olarak seçilmişlerin görev ve
yetkilerinin artırılması ve seçilenlerin bunlardan kaynaklı
kendilerini seçenlere doğrudan ve sürekli bir şekilde hesap vermesinin
sağlanması gerekirken, halkın seçmediği ve
dolayısıyla ona hesap vermek zorunda olmayan bir kişinin söz
konusu ilde aşırı güçlü ve belirleyici kılınması
demokratikleşme değil olsa olsa Osmanlı'nın yönetim
anlayışının güncellenmiş hali olacaktır. Böylesi
bir yönetim anlayışı halkı doğrudan ilgilendiren hemen
bütün hizmetlerin ona sorulmadan veya ona hesap verilmeden
yapılmasına neden olacağı gibi, halkın yönetime
katılımının baştan engellenmesi anlamına
gelmektedir.
Böylesi
bir değişiklik önerisi AKP iktidarının yerel yönetimleri
güçlendirmek derken aslında halkın yönetime katılma
kanallarının ve seçilmişlerin yetki ve görevlerinin
artırılmasını değil de merkezi idarenin atadığı
valileri bütün seçilmişler üzerinde amir kılmayı
amaçladığını göstermektedir. Söz konusu bu yasa
tasarısını, uzun bir süredir dillendirilen başkanlık
sistemiyle birlikte değerlendirdiğimizde; bu yasa tek kişi
merkezli aşırı merkeziyetçi bir başkan tarafından doğrudan
belirlenen valilerin yönetimindeki eyaletler üzerinden halka yabancı,
toplumun katılımına kapalı ve özünde aşırı
merkeziyetçi ve tekçi bir yönetim yapısının
yaratılmasının bir adımı olarak okunmalıdır.
III.- YOKLAMA
(MHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Sayın Başkan, yoklama talep ediyoruz.
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunacağım.
Yoklama talebi var, yerine getireceğim.
Sayın
Şandır, Sayın Korkmaz, Sayın Durmaz, Sayın Erdem,
Sayın Erdoğan, Sayın Işık, Sayın Türkoğlu,
Sayın Dedeoğlu, Sayın Akçay, Sayın Vural, Sayın
Halaman, Sayın Oğan, Sayın Türkkan, Sayın
Başesgioğlu, Sayın Yılmaz, Sayın Kalaycı,
Sayın Bulut, Sayın Özensoy, Sayın Erdem ve Sayın Öz.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık
ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681,
2/786, 2/820, 2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
Sayın
milletvekilleri, tasarının 34üncü maddesinin oylamasının
açık oylama şeklinde yapılmasına dair bir istem
vardır, şimdi yerine getiriyorum:
TBMM
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 338 sıra sayılı Kanun Tasarısının 34.
maddesinin oylamasının ekli gerekçede belirtilen hususlar
doğrultusunda İç Tüzük 143. maddeye göre müzakerelerin açık
oylama usulüyle yapılmasını arz ederiz.
Sadir
Durmaz? Burada.
Mehmet
Erdoğan? Burada.
Hasan
Hüseyin Türkoğlu? Burada.
Ruhsar
Demirel? Burada.
Oktay
Öztürk? Burada.
Alim
Işık? Burada.
Zühal
Topcu? Burada.
Ali
Öz? Burada.
Seyfettin
Yılmaz? Burada.
Sinan
Oğan? Burada.
Ali
Uzunırmak? Burada.
Emin
Çınar? Burada.
Kemalettin
Yılmaz? Burada.
Yusuf
Halaçoğlu? Burada.
Bahattin
Şeker? Burada.
Celal
Adan? Burada.
D.
Ali Torlak? Burada.
Enver
Erdem? Burada.
Necati
Özensoy? Burada.
Mustafa
Erdem? Burada.
Reşat
Doğru? Burada.
Mustafa
Kalaycı? Burada.
Nevzat
Korkmaz? Burada.
BAŞKAN
Açık oylamanın şekli hakkında Genel Kurulun
kararını alacağım.
Açık
oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, 338 sıra sayılı
Tasarının 34üncü maddesinin açık oylama sonucu:
Kullanılan
oy sayısı |
: |
237 |
|
Kabul |
: |
218 |
|
Ret |
: |
19 |
Kâtip Üye Bayram Özçelik Burdur |
Kâtip Üye Tanju Özcan Bolu |
Böylece
34üncü madde kabul edilmiştir.
Sayın
milletvekilleri, 35inci madde üzerinde iki adet önerge vardır. Aynı
mahiyetteki bu önergeleri okutacağım ve birlikte işleme
alacağım.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 338 sıra sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde değişiklik
yapılmasına dair Kanun Tasarısının 35. maddesinin
tasarı metninden çıkarılmasını arz ederim.
Mehmet
Erdoğan S.
Nevzat Korkmaz Alim
Işık
Muğla Isparta Kütahya
Enver
Erdem Sadir
Durmaz
Elâzığ Yozgat
Diğer önerge
sahipleri:
Mehmet
S. Kesimoğlu Muharrem
Işık Ali
İhsan Köktürk
Kırklareli Erzincan Zonguldak
Haydar
Akar Celal
Dinçer Namık
Havutça
Kocaeli İstanbul Balıkesir
Ramazan
Kerim Özkan
Burdur
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM
(İzmir) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Evet.
Önerge
üzerinde söz isteyen Nevzat Korkmaz, Isparta Milletvekili. (MHP
sıralarından alkışlar)
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Aylarca
milletten gizlenerek şer güçlerin eseri olarak hazırlanan
tasarının Genel Kurulun önüne getirilmesine kadar katettiği
mesafe usul ve esas yönünden dikkatle değerlendirilmeli. Usul ve esas
aykırılıkları hususunda çok şeyler söylendi. Bir de
belki gözünüzden kaçan bir husus var ki tasarı hakkında son
kararınızı vermeden önce bunu da sizlerle paylaşmak
istiyorum.
Tasarının
Komisyonda görüşülmesi esnasında BDP Grubu ilk gün herkesin
kendilerinden beklediği bir propaganda konuşması yaptı. Bir
daha da Komisyondaki müzakerelere gelmedi. Sanki birileri Siz ortalıkta
görünmeyin, yan yana görünür isek kendi grubumuzu ikna edemeyiz. En iyisi siz
Komisyona gelmeyin. demiş. Hakikaten bu partinin sözcülerini bir daha
Komisyon toplantılarında görmedik. Genel Kurulda ise Yetmez ama
evet.çileri oynadılar. Bu iyi bir gelişme ama valiler de seçimle
gelmeli. Federalizmin neresi kötü? diye sordular, tasarıyı
eleştiriyormuş gibi göründüler. 2010da Anayasanın
değiştirilmesi müzakerelerinde biz bu filmi görmüştük. Neden
Anayasanın tamamını değiştirmiyorsunuz? Bu teklif
yetersiz. diye konuşuyorlardı ancak ne zaman ki AKPnin teklifine
destek olunması gerekiyordu, kaç milletvekili gerekiyorsa o kadar
milletvekili çıkıp oy kullandılar. Şimdi de ortalıkta
gözükmüyorlar. O zaman bu oyunu görmemiştiniz, inşallah bugün o
tatlı uykularınızdan uyanır ve gerçekleri görürsünüz.
Değerli
milletvekilleri, biz burada Beyler, bu yasa federalizmin önünü açar, üniter
yapımızı sıkıntıya sokar. dediğimizde, AKP
sözcüleri bizleri kastederek asılsız bir bölünme sendromu yaşadığımız
gibi bir ithamda bulunuyorlar. Onlara göre bizler sanki felaket
tellallarıyız da kaygılarımızı,
korkularımızı ifade ediyoruz.
Bakın,
kimler ne demiş, bir hatırlayalım:
23
Ağustos 2010: Çözüm, özerk Kürdistan. Ahmet Türk.
Tüm
sorunları özerklik çözer. Selahattin Demirtaş.
Osman
Baydemirin 2011de Diyarbakır Kent Konseyinde yaptığı
konuşma: Demokratik özerklik yönetim ilanı ve fiilî inşa
sürecini hızlandırma kararı aldık.
BDPnin
seçim beyannamesine göz atalım: Türkiye sosyoekonomik yapılarına
göre 20-25 özerk bölgesel yönetime ayrılacaktır. Bu bölgesel
meclisler; eğitim, sağlık, kültür, sosyal hizmetler, tarım,
denizcilik, sanayi, imar, çevre, turizm, telekomünikasyon, kadın, gençlik,
spor ve diğer hizmet alanlarından sorumlu olacaktır. Dışişleri,
maliye ve savunma hizmetleri de merkezî hükûmet tarafından
yürütülecektir. Emniyet ve adalet hizmetlerini de beyler ortaklaşa
yürütmeye karar vermişler.
Osman
Baydemir: Artık her şeyi açık konuşma zamanı
gelmiştir. Her bölgede bölgesel parlamentolar olacaktır. Bunlardan
biri de Kürdistan bölgesel parlamentosu olacaktır. Dersimde ay
yıldızlı Türk Bayrağı yanında Kürt
bayrağının yan yana dalgalanması fena mı olur? Yine
Osman Baydemir: Özerkliği, kentin idari yönetimlerini Kürtlerin kendi
yerelinde kimliksel kolektif yönetim merkezi olarak görüyoruz.
Mehdi
Eker: BDPnin ve DTKnın özerklik talebini Mecliste
tartışabiliriz.
Mehmet
Metiner: Ayrılıkçılık dâhil her fikir ve öneri özgürce
tartışılabilmelidir.
EŞREF
TAŞ (Bingöl) Doğru.
S. NEVZAT
KORKMAZ (Devamla) Değerli milletvekilleri, evet, buradan hâlâ
Doğru diyor arkadaşlarınız. Bakın, hiç inkâr da
etmediler.
Değerli
milletvekilleri, bu demeçleri, görüşleri hepiniz gayet iyi biliyorsunuz,
ben sadece yeniden hatırlattım. Ülkemizin bütünlüğü açık
bir saldırı ve tehdit altındadır. Şer güçler siyasi
parti farklılıkların üstünde maalesef bir araya
gelmişlerdir. Bu kaygı sadece Milliyetçi Hareket Partisinin
kaygısı olmamalıdır, Vatanımı seviyorum. diyen
herkesin kaygısı olmalıdır. Bu yüzden bu yasa turnusol kâğıdı
vazifesi görecektir. Vatanseverler ya şimdi konuşacaktır ya da
bundan sonra söyleyeceğinin hiçbir önemi kalmayacaktır. Çünkü bu yasa
özerklik ve bölünme taleplerini artıracaktır. Ya başlar dik olacaktır
tarih önünde ya da lekeli ve eğik. Çocuklarınıza nasıl bir
soyadı bırakacağınız hususunda tercih sizlerin
değerli milletvekilleri.
Yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önerge
üzerinde diğer konuşmacı Haydar Akar, Kocaeli Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
sakin
sakin
sesleri)
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; niye
böyle bir telkinde bulunuyorsunuz: Sakin
Sakin
Evet,
Kocaeli Milletvekiliyim. Şunu soracağım önce: Kocaeli milletvekilleriniz
var. İşte, İlyas Bey de önde oturuyor, diğer
arkadaşlar da burada.
Ben
merak ettim, üç gündür, beş gündür bu yasayı konuşuyoruz; siz
hiç mi merak etmediniz Kocaelide ve İstanbulda bu bütünşehir
uygulamasının nasıl yapıldığı hakkında?
Komisyona gittim, Komisyonlarda da yoktunuz. Hiç mi merak etmiyorsunuz Kocaelideki
uygulamanın nasıl olduğunu? Ben isterdim ki Kocaelideki
arkadaşlarım da gelsin burada anlatsınlar, biz de ikna olalım
madem bu konuşmalara, siz de ikna olun. Eğer gerçekten
faydalıysa hep beraber, hep birlikte bunu, bu kanunu buradan geçirelim.
Niye hiçbiri çıkıp anlatmadı? Çünkü anlatılacak bir
şey yok. Çünkü, Başbakanın söylediği gibi bir
başarı öyküsü yok Kocaelide.
Şimdi,
niye yok Kocaelide başarı öyküsü? Bakın, Kocaeli 3.500
kilometrekarelik bir alana sahip, Türkiyenin en küçük illerinden bir tanesi.
Siz bu yasayı nerede uygulamaya çalışıyorsunuz? 14 bin
kilometrekarelik, 15 bin kilometrekarelik, belki daha fazla Konyada,
Mardinde, Vanda uygulamaya çalışıyorsunuz.
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Konya, 40 bin kilometrekare.
HAYDAR
AKAR (Devamla) Bravo!
Kocaelinin
bir noktasından diğer noktasına toplamda
Şimdi,
Kocaelideki en yakın köy veya en uzak köy -istisnalar hariç- 15
kilometreyi, 10 kilometreyi geçmez.
İLYAS
ŞEKER (Kocaeli) Konyanın köyleri kaç kilometre?
HAYDAR
AKAR (Devamla) İstisnalar kaideyi bozmaz, birkaç tane var.
İLYAS
ŞEKER (Kocaeli) Nasıl istisna? Köyler kaç kilometre?
HAYDAR
AKAR (Devamla) Antalyada 110 kilometredir köy. Şimdi, bu köyün tüzel
kişiliğini kaldırıyorsunuz ve orayı normal bir mahalle
hâline dönüştürüyorsunuz. Şimdi, 16 tane
MUSTAFA
ÖZTÜRK (Bursa) Büyükşehir olmadan önce Gebze
HAYDAR
AKAR (Devamla) Evet, büyükşehir olmadan evvel Kocaelinde çok iyi
şeyler yapıldı. Özellikle İzmitte yapılacakları
saydığınız zaman bunun altında
kalırsınız. Niye altında kalırsınız? Çünkü,
sekiz yıldır Kocaeli 2005e kadar İzmit büyükşehirdi, daha
sonra Kocaeli büyükşehir oldu ve daha sonra da 2009daki seçimlerden de
bütünşehir olarak çıktı.
Şimdi,
Kocaelinde daha önce yapılanlarla şimdi yapılanları
karşılaştırdığımızda şöyle bir örnek
vereyim ben size: Bakın -İlyas Bey, sen de iyi dinle; bu bir
sataşmadır, gelir cevap verirsin- seçime çıkarken
Büyükşehir -bütünşehir- Belediye Başkanınız Raybüs
yapacağız. dedi, Teleferik yapacağız. dedi, Monoray
yapacağız. dedi, Stadyum yapacağız. dedi, Kongre
merkezi yapacağız.dedi, Kent meydanı
yapacağız.dedi, Otoparklar yapacağız. dedi, Üç tane yeni
baraj yapacağız. dedi. Her gün burada
Yuvacık
Barajını konuştu Başbakan Türkiyenin her yerinde. Buna
inat Üç tane baraj yapacağız. dediler, gittiler, Kandırada
bir gölet yapmaya kalktılar, Namazgâh Barajı adı altında.
Şimdi bunların
hangisi yapıldı Sayın İlyas Bey? Kocaeli Büyükşehir,
nasıl bir büyükşehir biliyor musunuz? 16 tane
bakanlığın bütçesinden büyük bir büyükşehir. Sizin
bütçenizden de büyük, 16 tane bakanlığın bütçesinden büyük bir
şehir ve Türkiyenin en borçlu büyükşehri. Zannetmeyin ki bu
Yuvacık Barajından
Geçen gün yayınladılar, Yuvacık
Barajı girmiyor bunun içerisine. Büyükşehir belediyesi olarak Ankara
Büyükşehir, Kocaeli Büyükşehir, sıraya dizilmişler,
geliyorlar. Peki, karşılığında ne yaptınız?
Unakıtanın çocuklarına yaptırdığınız
bir alt geçit, yine Unakıtanın çocuklarına
yaptırdığınız bir SEKA Park ve bunların tümünü
belediye işçilerine tamamlattırdınız. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler) Oradan laf atmayın, örneklerini
veririm. Bizim yaptığımız -aynı Başbakanın
yaptığı gibi- Türkiye Cumhuriyetinin eserlerini
satıyorsunuz, siz de Cumhuriyet Halk Partisinin Kocaelinde
yaptığı eserleri satıyorsunuz. Bunlardan bir tanesi de
doğal gazdır. 500 milyon euroya sattınız bunu ve
parasını iç ettiniz. Bugün 17 milyon TLyi ödeyemediğiniz için banka
hesaplarınıza bloke kondu. Doğru konuşacağız,
doğru söyleyeceğiz, kimseyi kandırmayacağız.
Sayın Bakan, size
sesleniyorum: Ankarada, İstanbulda metroyu üstlendiniz. Türkiyeye fert
başına 24 bin TL yılda para veren
Türkiye ortalaması 4 bin
liradır şehirlerin aldığı, Kocaelinin aldığı
1.600 TLdir ama Kocaelinin trafik sorunu sekiz yıldır
çözülememiştir. Niye bir metroyu Kocaeliye çok görüyorsunuz? Evet,
Kocaeli bütünşehir. Köyleri geçen gün anlattım burada, ne hâle
getirdiğinizi anlattım; köylülere nasıl vergiler
getireceğinizi, nasıl yeni paralar alacağınızı
insanların cebinden, anlattım. Şimdi de büyükşehirden örnek
veriyorum, bütünşehirden örnek veriyorum ve bu da yetmezmiş gibi,
Ulaştırma Komisyonunda söylemiştim size: Bu hızlı
tren burada çalışmaz. demiştim. Kentin merkezine üçüncü
bir hat yapıyorsunuz, kentin merkezine yük taşıyabilmek için,
ihanet ediyorsunuz Kocaeliye.
Teşekkür
ediyorum, hepinize de sevgiler, saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Aynı
mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunacağım
III.- Y O K L A M A
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
Yoklama talebi var, yerine getireceğim.
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Serindağ, Sayın Havutça, Sayın Güler,
Sayın Dinçer, Sayın Akar, Sayın Özer , Sayın Erdoğdu,
Sayın Demiröz, Sayın Acar, Sayın Özbolat, Sayın Aksünger,
Sayın Özkan, Sayın Öztürk, Sayın Tamaylıgil, Sayın
Değirmendereli, Sayın Yılmaz, Sayın Küçük, Sayın
Gümüş, Sayın Tanal ve Sayın Gürkan.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla
yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık
ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681,
2/786, 2/820, 2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN
Önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Aynı mahiyetteki önergeler kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
Sayın
milletvekilleri, ek madde olarak tasarıya yeni madde ihdasına yönelik
altı adet değişiklik önergesi
Başkanlığımıza intikal etmiştir. Söz konusu
önergelerden Manisa Milletvekili Sayın Hasan Ören ve
arkadaşlarının önergesiyle Manisa ilinde Alaşehir, Demirci,
Gördes, Köprübaşı, Kula, Sarıgöl ve Selendi ilçeleri
bağlanmak suretiyle Salihli adıyla yeni bir il kurulması;
Konya
Milletvekili Sayın Atilla Kart ve arkadaşlarının önergesiyle
Konya ilinde Akşehir adıyla yeni bir il, yine Konya Milletvekili
Sayın Atilla Kart ve arkadaşlarının bir diğer
önergesiyle Konya ilinde Ereğli adıyla yeni bir il kurulması;
Antalya
milletvekilleri Sayın Arif Bulut, Sayın Osman Kaptan, Sayın
Yıldıray Sapan'ın önergeleriyle Antalya İlinde Belek,
Side, Kalkan adlarıyla yeni ilçeler kurulması;
Balıkesir
Milletvekili Sayın Namık Havutça ve arkadaşlarının
önergesiyle Balıkesir ilinde Sarıköy ve Altınova
adlarıyla yeni ilçeler kurulması, yine Balıkesir Milletvekili
Sayın Namık Havutça ve arkadaşlarının diğer bir
önergesiyle Balıkesir ilinde Altınoluk adıyla yeni bir ilçe
kurulması öngörülmektedir.
Kanun
tasarısının 2nci maddesi "İlçe kurulması ve
sınırlarının belirlenmesi"
başlığını taşımakta olup yeni ilçeler bu
madde ile kurulmaktadır. 2nci madde üzerinde önerge işlemi
yapılmış ve madde kabul edilmiştir. Bu maddeden sonra
gelmek üzere, yeni il ve ilçe kurulmasına ilişkin yeni madde
eklenmesi önergeleri de işlem görmüştür. İlgili madde ve
sırası geçtikten sonra, o konuda sonradan yeni madde ihdası,
İç Tüzükün 85inci maddesinde de belirtilen kanun yazılış
tekniğine, kanun sistematiğine de uygun bulunmamaktadır. Birinci
bölümdeki görüşmelerde de 5inci maddeden sonra yeni madde olarak verilen
yeni ilçeler kurulması şeklindeki üç değişiklik önergesi 8
Kasım 2012 Perşembe günkü birleşimde işleme
alınmamıştı. Bu konuda usul görüşmesi de
yapılmıştı. Bu açıklamalar kapsamında yeni il ve
ilçe kurulması istemini içeren önergeleri Başkanlıkça işleme
alamayacağımızı belirtmek istiyorum.
Sayın
Milletvekilleri, tasarıya yeni madde ihdasına ilişkin iki önerge
daha Başkanlığımıza intikal etmiştir. Bursa
Milletvekili Sayın İlhan Demiröz ve arkadaşlarının
verdiği söz konusu değişiklik önergelerinden birisi ile Muhtar
Ödenek ve Sosyal Güvenlik Yasasının 1inci maddesinde
değişiklik öngörülerek muhtarların aylık ödeneklerinin
hesaplanmasında esas alınan gösterge miktarının
artırılması öngörülmektedir. Ancak tasarıda 2108
sayılı Muhtar Ödenek ve Sosyal Güvenlik Yasasında herhangi bir
değişiklik yapılmamaktadır. İç Tüzükün 87nci
maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, sair kanunlarda
değişiklik yapan önergeler işleme konulamamaktadır. Bursa
Milletvekili Sayın İlhan Demiröz ve arkadaşlarının
verdiği diğer yeni madde ihdası önergesiyle de İl Özel
İdaresi Kanununun 24üncü maddesinde değişiklik öngörülerek il
genel meclisi üyelerinin huzur haklarının yükseltilmesi
amaçlanmaktadır. Bu önerge çerçeve 21inci maddeden sonra işleme
alınmak üzere verilmiş olsa idi komisyonun salt çoğunluğu
aranarak işleme alınabilecekti. Ancak İl Özel İdaresi
Kanununda değişiklik öngören maddelerin işlem sırası
geçmiş bulunmaktadır. Bu nedenlerle önergeleri işleme alamıyoruz.
İLHAN
DEMİRÖZ (Bursa) Alsaydınız şaşardım zaten.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Hamzaçebi.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan,
teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; şimdi, geçici 1inci maddeye
ilişkin önergelerin görüşmesini gerçekleştireceğiz.
Geçici
1inci madde son derece kapsamlı bir madde ancak bu kapsam içerisindeki
düzenlemelerden (15) numaralı fıkraya ilişkin bir sorunu Genel
Kurulun dikkatine sunmak istiyorum.
Tasarının
İçişleri Komisyonundaki görüşmeleri sırasında,
tasarının bu şekilde yasalaşması hâlinde, köylerde
oturan vatandaşlarımızın yeni vergilerle karşı
karşıya kalacağı ve bu nedenle tasarıda bu amaçla
gerekli değişikliklerin yapılması yönünde Cumhuriyet Halk
Partili arkadaşlarımız öneride bulunmuşlardır. Ancak
bu öneriler İçişleri Komisyonu tarafından, daha doğrusu iktidar
partisi tarafından, Komisyonun çoğunluğunu oluşturan iktidar
partisi milletvekilleri tarafından dikkate
alınmamıştır. Oysa, çok açıktır: Tasarı bu
şekliyle yürürlüğe girerse köylerde oturan
vatandaşlarımız kullanmış oldukları tarım
arazileri için emlak vergisi ödeme zorunluluğuyla karşı
karşıya kalacaklardır. Hatta,
arkadaşlarımızın bu yöndeki önerisini ilgili komisyondaki
iktidar partisi milletvekillerinden birisi hâlâ o konuda Tasarıda gerekli
muafiyet hükmü var. Belediye Gelirleri Kanununa göre beş yıl süreyle
alınması gereken vergiler ertelenmektedir, daha doğrusu beş
yıl süreyle Belediye Gelirleri Kanunu hükümleri köylerde
uygulanmayacaktır. şeklinde bir açıklamayla savunmuştur.
Oysa, arkadaşlarımızın söylediği ve benim şu an
söylediğim emlak vergisidir. Emlak vergisi 1319 sayılı Emlak
Vergisi Kanununda düzenlenir, Belediye Gelirleri Kanunuyla bunun hiçbir
ilgisi yoktur. Tasarı Genel Kurulda görüşülürken bunu tekrar iktidar
partisi grubuyla paylaştım. Bu çok açık bir sorundur.
Tasarı bu şekliyle yasalaşırsa köylülerimiz
kullandığı tarım arazisi için emlak vergisi ödeyecektir.
Böyle bir anlayışla bir tasarının İçişleri
Komisyonundan Genel Kurula kadar gelmiş olmasını kabul etmek
mümkün değildir, hakikaten kabul etmek mümkün değildir.
Uzmanlığa itibar etmeyen bir Komisyon görüşmesi
gerçekleştirilmiş demek ki. Nitekim, uyarılarımız
üzerine hazırlanan önergeyle -ki aynı yönde önergeyi Cumhuriyet Halk
Partisi olarak biz de veriyoruz- köylerdeki emlak vergisi düzenlemesi, emlak
vergisi uygulaması beş yıl süreyle ertelenmektedir. Daha
doğrusu, iktidar partisinin önerisi bu yönde. Bizim önerimiz -bakın-
biraz daha farklı. Tekrar ediyorum: Köylerde beş yıl sonra bu
tarım arazileri tarımsal amaç dışında başka bir
amaçla mı kullanılacaktır ki beş yıl sureyle bunu muaf
tutuyorsunuz? Tarım arazisi, tarım arazisi olarak
kullanıldığı müddetçe emlak vergisine tabi tutulamaz. Bu,
sosyal devlet olmanın gereğidir, tarımı teşvik etmenin
gereğidir, köylünün satın alma gücünün düşük olması
nedeniyle devletin ona karşı borcunun bir gereğidir. Şimdi,
sanki bir ihsanda bulunuluyor, köylünün tarım arazisi beş yıl
süreyle emlak vergisine tabi olmayacak. Gelin, ara verelim, köylünün tarım
arazisini, tarım arazisi olarak kullanıldığı müddetçe
emlak vergisinden muaf tutalım, bunun beş yılı, on
yılı, yirmi yılı olmaz. Sanki, Trabzonun Araklı
ilçesinin Pervane köyündeki fındık bahçesi beş yıl sonra
fındık bahçesi olarak kullanılmayacak da başka bir amaçla
kullanılacak, oraya binalar, apartmanlar dikilecek. Yok böyle bir
şey. Birinci olarak söyleyeceğim konu bu.
İkinci
olarak söyleyeceğim, yine arkadaşlarımız İçişleri
Komisyonunda dikkate sundular. Basit usulle vergilendirilen mükellefler var,
köylerde gezici olarak sanat faaliyetinde bulunan
vatandaşlarımız var. Bunlar köylerde gelir vergisi ödemezler.
Bir dükkân açmış, tamir işinde bulunuyor; tasarı bu
şekliyle yürürlüğe girerse bu vatandaşımız gelir
vergisi mükellefi olacak, bunu kabul etmek mümkün değil. Yani bu
uyarıların İçişleri Komisyonunda dikkate
alınmayıp da buralara kadar getirilmesini ben anlayabilmiş
değilim, bunu da ben İktidar Partisi Grup Başkan Vekili
Sayın Canikliye ilettim. Sorun gayet açık. Nitekim, ilgili uzman
arkadaşlar çağrıldı, onlar gerekli düzenlemeleri
yaptılar ama hakikaten tasarının diğer maddelerinin de bu
anlayışla, bu toptancı anlayışla görüşüldüğü
kanaatindeyim. Bakın, bu kadar vahim bir düzenleme buraya kadar
gelebilmiş durumda. Birazcık dikkat, birazcık konulara nüfuz
etme arzusunda olan herkes tasarının
yanlışlıklarını fark edebilir, diğer maddelerinde
de sayamayacağım kadar yanlışlık vardır.
Önerim
şudur: Bu maddenin görüşmesine geçmeyelim. Şu, köylerdeki emlak
vergisi muafiyetini beş yıl değil, tarım arazisinde,
tarım arazisi olduğu sürece, şu an Emlak Vergisi Kanununda
olduğu gibi Köylerdeki tarım arazisi emlak vergisinden
muaftır... Söyleyeceğimiz şudur: Bu kanunla mahalleye
dönüştürülen köylerdeki tarım arazisi emlak vergisinden muaftır.
Bu kadar basit.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Hamzaçebi.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Gerçekten,
Sayın Hamzaçebinin ifade ettiği o iki konuyla ilgili
hatırlatmalar üzerine biz de gerekli çalışmaları
yaptık, daha doğrusu, bir tanesini biz daha önce fark etmiştik
emlak vergisiyle ilgili, onunla ilgili bir önergemiz vardı ama diğer
konuyla ilgili, Sayın Hamzaçebinin ikazı üzerine
arkadaşları şey yaptık, gerekli çalışmalar
yapıldı ve o da önergeye dercedildi. Şu an, şu hâliyle bu
alandaki sorunları giderici bir önerge -bize göre gideren bir önerge-
Genel Kurulun takdirine arz edilmiştir.
Yalnız
burada emlak vergisi ve diğer vergilerle ilgili genel olarak beş
yıllık bir muafiyet söz konusu bu köylerde, eski köylerden
mahallelere dönüşen büyükşehirlerin alanında, köylerden
mahallelere dönüşen yerlerde. Tabii burada, bu sürenin sonunda,
değerlendirmeler neticesinde, uygulama sonuçları görüldükten sonra
tekrar bunun uzatılması
mümkündür yani beş yıllık süre makul bir süre, iyi bir süre. Bu
süre sonunda gerçekten o özellikler devam ediyorsa yani hem değer olarak
hem kullanım biçimi itibarıyla, bunların tarım arazileri
olarak kullanılması devam ediyor ve özellikle kıymet olarak da
-bu da son derece önemli bir kriter çünkü orada da bu muafiyetin devam etmesi
gerektiğini çağrıştıracak ya da o sonucu ortaya
çıkaracak- fiyat düşüklüğü söz konusuysa yeniden bunların
uzatılması mümkündür. Çok uzun vadeli bir muafiyet, bu anlamda belki
gerçekçi bir yaklaşım olmayabilir, teşekkür ederim Sayın
Başkan.
BAŞKAN Evet, teşekkür
ediyorum.
Geçici madde üzerinde üç adet önerge
vardır, okutuyorum:(x)
Önerge Özeti:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 sıra
sayılı kanun Tasarısı'nın Geçici 1 inci maddesinin
dokuzuncu fıkrasındaki "Bu Kanuna göre belediye ve
bağlı kuruluşlara devredilen personelden" ibaresinden sonra
gelmek üzere "norm kadro ve" ibaresinin eklenmesini, ondördüncü ve
onbeşinci fıkralarının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini, onyedinci fıkrasına
bağlı ekli (25) sayılı liste ile ondokuzuncu fıkraya
bağlı ekli (26) sayılı listenin ekteki gibi
değiştirilmesi ve yirmibirinci fıkrasındaki "23
adet" ibaresinin "26 adet" olarak değiştirilmesi ve
maddenin sonuna aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ve
teklif ederiz.
Nurettin
Canikli Ahmet
Aydın Mehmet
Doğan Kubat
Giresun Adıyaman
İstanbul
Recep
Özel Ramazan
Can Uğur
Aydemir
Isparta Kırıkkale Manisa
İlyas
Şeker Harun
Karaca Menderes
Türel
Kocaeli İstanbul Antalya
Mine
Lök Beyaz Halide
İncekara Mustafa
Ataş
Diyarbakır İstanbul İstanbul
Adem
Tatlı
Giresun
(14) Bu Kanunla mahalleye dönüşen köylerde, bu Kanunun
yayımlandığı tarih itibarıyla 25/4/2006 tarihli ve
5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununa göre oluşturulan Ulusal
Adres Bilgi Sistemine kayıtlı veya
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından uydu
fotoğraflarıyla tespit edilen, entegre tesis niteliğinde olmayan
tarım ve hayvancılık amaçlı yapılardaki
işletmeler ile bu yerlerde oturanların ihtiyaçlarını
karşılayacak bakkal, manav, berber, fırın, kahve, lokanta,
pansiyon, tanıtım ve teşhir büfeleri, yerleşim yeri
halkı tarafından kurulan ve işletilen kooperatifler işletme
ruhsatı almış sayılır. Bu işletmelerin
bulunduğu binalar ile konutlardan, bu Kanunun
yayımlandığı tarihe kadar bitirilmiş olanlar, Çevre ve
Şehircilik Bakanlığı veya belediye ya da üniversiteler
tarafından fen ve sanat kuralları ile ilgili mevzuat hükümlerine
uygun yapıldığı tespit edilenler
ruhsatlandırılmış sayılır. Ayrıca bu
yapılar elektrik, su ve bunun gibi kamu hizmetlerden
yararlandırılır. Ancak; bu fıkranın öngördüğü
uygulamaların özel kanun hükümlerine aykırı olması
durumunda, özel kanun hükümleri geçerlidir.
(15)
Bu Kanuna göre tüzel kişiliği kaldırılan köylerde, bu
fıkranın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 29.07.1970
tarihli ve 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununa göre alınması
gereken emlak vergisi ile 26/5/1981 tarihli ve 2464 sayılı Belediye
Gelirleri Kanunu uyarınca alınması gereken vergi, harç ve
katılım payları 5 yıl süreyle alınmaz ve 31/12/1960
tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinin
birinci fıkrasının üçüncü bendi, 23 üncü maddesinin birinci
fıkrasının birinci bendi ile beşinci bendi, 66 ncı
maddesinin birinci fıkrasının beşinci bendi hükümleri 31/12/2017
tarihine kadar (bu tarih dahil) uygulanmaya devam edilir. Bu yerlerde içme ve
kullanma suları için alınacak ücret 5 yıl süreyle en düşük
tarifenin %25ini geçmeyecek şekilde belirlenir. 10/7/2004 tarihli ve 5216
sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun geçici 2 nci maddesi ile
köy tüzel kişiliği kaldırılarak mahalleye dönüştürülen
yerlerde de bu fıkra hükmü uygulanır.
"(27)
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce yolların inşa,
tamir ve genişletmesi nedeniyle 2464 sayılı Kanunun 86 ncı
maddesi uyarınca tarh edilmemiş harcamalara Katılma Payları
belediye meclisi kararıyla alınmayabilir."
TBMM
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 338 sıra sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin, Malatya Milletvekili
Veli Ağbaba ile 22 milletvekilinin, Balıkesir Milletvekili Ayşe
Nedret Akova'nın, Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak'ın,
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in, İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve 14 Milletvekilinin
Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri Komisyonu Raporu'nun
geçici 1. Maddesinin 15. Fıkrasındaki "5 yıl süreyle
alınmaz" ifadesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki
ifadenin eklenerek tadilini arz ve teklif ederiz.
"ve 31/12/1960
tarihli ve 193 sayılı gelir vergisi kanunun 9.maddesinin 1.
Fıkrasının 3. Bendi 23. Maddesinin 1. Fıkrasının
1. Bendi ile 5. Bendi, 66. Maddesinin 1. Fıkrasının 5.Bendi
hükümleri 31/12/2017 tarihine kadar (bu tarih dahil) uygulanmaya devam edilir."
Ali
Serindağ Celal
Dinçer Özgür
Özel
Gaziantep İstanbul Manisa
Namık
Havutça Ramazan
Kerim Özkan Birgül
Ayman Güler
Balıkesir Burdur İzmir
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
338
Sıra Sayılı Kanun Tasarısının Geçici 1.
maddesinin;
(2).
Fıkrasının madde metninden çıkartılmasını,
(4).
Fıkrasının 2. cümlesinin fıkra metninden
çıkartılmasını,
(9).
Fıkrasında geçen İçişleri Bakanlığınca da
ibaresinden sonra gelmek üzere her türlü sosyal ve mali hakları korunmak
kaydıyla ibaresinin eklenmesini,
(9).
Fıkrasının c) bendinde geçen beş iş günü ibaresinin
kırk beş iş günü olarak değiştirilmesini, d)
bendinin fıkra metninden çıkarılmasını,
(12).
Fıkrasının madde metninden çıkarılmasını,
(14).
Fıkrasında geçen lokanta, ibaresinden sonra gelmek üzere pansiyon
ibaresinin eklenmesini,
(15).
Fıkrasının birinci ve ikinci cümlesinde geçen 5 yıl
süreyle ibaresinin ve 3. cümlesinin fıkra metninden
çıkarılmasını,
(16).
Fıkrasının madde metninden çıkarılmasını,
(21).
Fıkrasında geçen 23 adet ibaresinin yeni kurulan ilçe
sayısında olarak değiştirilmesini,
(23).
Fıkrasında geçen uygulanır ve ibaresinin uygulanmaz ve
izleyen seçimler olarak değiştirilmesini,
(24).
Fıkrasında geçen İstanbul ve Kocaeli hariç ibaresinin
çıkartılarak en az %10unu ibaresinin en az %20sini olarak
değiştirilmesini,
(26).
Fıkrasının son cümlesinin fıkra metninden
çıkartılmasını arz ve teklif ederiz.
Alim
Işık Mehmet
Erdoğan Sadir
Durmaz
Kütahya Muğla Yozgat
Mustafa
Kalaycı Nevzat
Korkmaz Enver
Erdem
Konya Isparta Elâzığ
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Sayın Başkanım
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Sayın Başkanım
BAŞKAN
Bir saniye, şu önerge işlemi bitsin Sayın Tanal.
Mustafa
Kalaycı, Konya Milletvekili.
Buyurun
Sayın Kalaycı. (MHP sıralarından alkışlar)
MUSTAFA
KALAYCI (Konya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
AKP
Grubu adına tasarının
geneli üzerinde konuşma yapan Antalya Milletvekili Menderes Türel,
tasarıda öyle bir düzenleme olmadığı hâlde, köylerde emlak
vergisinin beş yıl süreyle alınmayacağını
söylemişti. Şimdi de bu maddede AKP Grubu tarafından verilen bir
önergeyle bu konu tasarıya dâhil edilmektedir. Böylelikle, Sayın
Türelin yanlış bilgisi de düzeltilmektedir.
AKP,
sanki köylüye vergi vardı da beş yıl
kaldırıyormuş gibi, köylüyü aldatmaya çalışıyor.
Köylüden beş yıl süreyle vergi, harç ve katılma payları
alınmayacak. demek, aslında köylüye Beş yıl sonra
canına okuyacağız. demekle aynı anlamı
taşımaktadır. Neticede köylüyü onlarca vergi, harç ve katılma
payı ödemekle karşı karşıya bırakacak bir
düzenlemeyi bu tasarıda yapıyorsunuz. Köylü hem de büyükşehir
tarifesi üzerinden vergi ödeyecek. Evi, arsası, arazisi, tarlası,
bahçesi için yüzde 100 artırımlı yani 2 kat emlak vergisi
ödeyecek. Şehirde ne ise köydeki de aynı vergiye tabi olacak. Sizin
adaletiniz bu mu?
Değerli
arkadaşlarım, özellikle birbirine sınır olan
büyükşehir ve büyükşehir olmayan illerde adaletsizlik daha belirgin
olacak. Örneğin, Konyanın köyü ile mesela Niğdenin bir köyü,
komşu köyler, birisi vergi ödeyecek, diğeri ödemeyecek. Yani vatandaşımıza
farklı hukuk uygulayacak bir sistem maalesef bu tasarıyla
getiriliyor. Köyün adına mahalle diyerek köyün ve köylünün kanına
giriyorsunuz. Bu tasarı göçü hızlandıracak, köyleri iyice
boşaltacaktır.
Değerli
milletvekilleri, kapatılan belediye ve diğer kurumlardaki personelin
diğer kurumlara nakline ilişkin düzenlemeler ile çalışanlar
yerinden yurdundan edilmektedir. Gerek sözleşmeliler gerekse il özel idare
işçileri için bakanların ve bizzat Sayın Başbakanın
verdiği sözler boşa çıkmaktadır. 2005 yılında Köy
Hizmetleri Genel Müdürlüğü kapatılırken Sayın Başbakan
İl özel idaresine devredilen işçilerin sadece işvereni
değişecek, bunun dışında başka bir sorun
yaşamayacaklar, kefili benim. demiştir.
Sayın
Başbakanın bu sözlerine rağmen, önce 2011 yılında
çıkarılan 6111 sayılı Torba Kanun ile işçilerin
iş yerleri değiştirilmiş, şimdi de kapatılan il
özel idarelerinin personeli bu madde uyarınca başka kurumlara ve
belediyelere nakledilecek, istihdam fazlası olanlar havuza alınarak
sürgün edilecek. Ne oldu Başbakanın verdiği kefalete? Sayın
Başbakanın kefaletinin hiç mi hükmü yok? İl özel idaresi çalışanları hiç olmazsa yeni
kurulan yatırım izleme ve koordinasyon başkanlığına
alınmalıdır.
Değerli
milletvekilleri, yine kamu kurum ve kuruluşlarındaki
sözleşmeliler kadroya alınmış, ancak il özel idareleri ve
belediyelerde çalışan sözleşmelilere haksızlık
yapılmıştır. AKP Hükûmeti tarafından 12 Haziran 2011
seçimlerinden bir hafta önce çıkarılan 632 sayılı Kanun
Hükmünde Kararnameyle 200 bin civarında sözleşmeli memur kadrolara
atanırken, başta il özel idareleri ve belediyelerde olmak üzere
birçok kamu kurum ve kuruluşundaki sözleşmeli personel kadroya
alınmamıştır. AKP Hükûmeti, o bildik
ayrımcılığını yine yapmıştır.
Kamuda sözleşmeli personel arasında ayrımcılık
yapılmıştır. Daha sonra, belediyeler ve il
özel idarelerinde çalışan sözleşmelilere yine bizzat
Başbakan ve bakanlar tarafından kadro sözü verilmesine rağmen
bugüne kadar bu sözler yerine getirilmemiştir. En son Anadolu
Ajansının 4 Kasım 2012 tarihli haberinde belediyelerdeki 18 bin
sözleşmelinin kadroya alınacağı, Başbakanın
talimatıyla kadro için çalışma
başlatıldığı açıklanmıştır. Tam
aksine, bu tasarı ile kapatılan il özel idareleri ve belediyelerde
çalışan sözleşmeli personel sürgün edilmektedir.
Teşekkür ediyorum,
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 sıra sayılı Büyükşehir
Belediyesi Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak'ın;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve 14 Milletvekilinin
Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri Komisyonu Raporu'nun
geçici 1. Maddesinin 15. Fıkrasındaki "5 yıl süreyle alınmaz"
ifadesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki ifadenin eklenerek
tadilini arz ve teklif ederiz.
"ve 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı gelir
vergisi kanununun 9. maddesinin 1. Fıkrasının 3. Bendi, 23.
Maddesinin 1. Fıkrasının 1. Bendi ile 5. Bendi, 66. Maddesinin
1. Fıkrasının 5.Bendi hükümleri 31/12/2017 tarihine kadar (bu
tarih dahil) uygulanmaya devam edilir."
Ramazan
Kerim Özkan (Burdur) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM
(İzmir) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Celal
Dinçer, İstanbul Milletvekili. (CHP sıralarından
alkışlar)
CELAL DİNÇER
(İstanbul) Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri;
yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Bunun
bir ihanet yasası olduğunu tekrar söylemeyeceğim çünkü yeterince
söylendi. Gecenin bu saatinde söylesem de zaten uyuduğunuz için
uyanmanız mümkün değil.
Bu
kanun tasarısından Ulaştırma
Bakanlığının -kısaca söylüyorum- Başbakanlığın,
Kanunlar ve Kararlar Dairesi Genel Müdürlüğünün haberi yoktur; sizlerin de
haberi olmadı. Bir yerlerden hazırlanıp geldi bu tasarı;
AKP milletvekillerinin de haberi olmadı, sivil toplumun da haberi
olmadı. Komisyonda düzeltebildiğimiz kadar düzelttik,
ikazlarımızın bir kısmını dikkate
aldınız ama Genel Kurulda da görüyoruz ki her maddesinde hata var,
her maddesinde düzeltilmesi gereken yön var
fakat Cemaat ne derse desin imam bildiğini okur. hesabıyla siz
hep bildiğinizi okudunuz ama bunun zararlarını, bunun
sakıncalarını göreceksiniz.
Değerli
arkadaşlar Tüzel kişiliği kaldırılan belediyeler ve
köylerde bütün taşınır ve taşınmaz mallar bir ay
içinde katıldıkları belediyelere bildirilir. deniyor ve bunlar
üzerinde tasarruf yetkisi kısıtlanıyor. Zaten demokratik hiçbir
ülkede olmayan bir genelgeyle bu tasarrufu bir yıl önce Bakanlık
kısıtladı, şimdi belediye var ama icraat yapamayacak. Özel
idareler var, ilk seçimlere kadar hayatları devam ediyor ama icraat yapamayacak.
Bu kadar saçma bir uygulama olur mu? Her türlü mal ve hizmet
alımında, satımında, personel alımında diyor ki:
Katılacak olan belediyenin onayı olacak.
Peki,
o görev yapan belediye başkanları bostan korkuluğu olarak
mı oturacaklar orada? Bunu nasıl içinize sindiriyorsunuz? Bunun
demokrasiyle ne uyuşur tarafı var?
İhtiyaç
fazlası memur sürülecek, binlerce mağdur insan ortaya çıkacak.
Onlara Kırk katır mı, kırk satır mı? diye bir
yol gösteriyorsunuz. Yazık değil mi bu insanlara, özel idare
insanlarına, belediyeye, kapatılan belde personeline?
Gene
örtülü bir af getiriyorsunuz. Köylerden belediyeye katılan, tüzel
kişiliği kaldırılan köylerde kısmi bir af
getiriyorsunuz. İşte bakkal, kahve gibi yerler de ruhsat
almış sayılıyor.
Peki,
diğer yerlerdeki, 52 ilde durum farklı, onlardan niye binlerce
liralık para, ruhsat harcı ve belge gibi şeyler istiyorsunuz?
Bir
diğer konu: İl özel idarelerine aktardıkları paralar
eğer il özel idaresince kullanılmazsa seçimlere kadar bunu
belediyelere devreder. diyorsunuz. Peki, siz, Valilikler burada devre
dışı bırakılıyor. dedik, Hayır, öyle bir
şey yok. dediniz ama şimdi görüyoruz ki valilikler devre
dışı bırakılıyor. Siz de kendiniz söylediniz
zaten Valilik ve kaymakamların yetkisi fazla, biz bunu kaldırmak
istiyoruz. dediniz. Peki, biz Valilikler yetkisizleşiyor.
dediğimizde niye karşı çıktınız?
Bir
diğer konu: Köylere yüzde 25 indirimli su parası vereceksiniz, köylü
hayvanına içirdiği suyun parasını verecek. Köylü, eğer
sizin çizdiğiniz tip projeyi kabul etmezse -biz hesabını
yaptık teknik arkadaşlarla- 8 bin liraya kadar vergi ödeyecek
arkadaşlar. Bunu niye köylüden kaçırıyorsunuz? Şu saat
itibarıyla düzeltilmeseydi, köylüler emlak vergisi vereceklerdi
arazilerine. Bu konuda köylüye siz herhangi bir avantaj
sağlamıyorsunuz, köylüye sadece hayal satıyorsunuz, kendiniz
hayal kurduğunuz için köylüye de bu hayallerinizi satıyorsunuz.
Değerli
arkadaşlar, tarım ve hayvancılık ölecek bu yasayla,
göreceksiniz. Bütün köyler boşalacak, şehirlerimiz yaşanmaz hâle
gelecek, şehirlerimiz yaşanması mümkün olmayan hâle gelecek.
Demokratik
sakıncası vardır. Kapattığınız beldelerde
belediye başkanı o halkın en yakın dostu ölümünde,
doğumunda hep yanında. Şimdi, büyükşehir belediye
başkanına ulaşması mümkün müdür? Ataşehir İlçe
Belediye Başkanı Büyükşehir Belediye Başkanına üç
yıldır ulaşamıyor. Siz
Ayrıca,
vergiler 2 katına çıkıyor. Beş yıl sonra ne olacak?
Beş yıl sonra 2 katına çıkacak. Alacak emlak vergilerini,
meskûn mahallerin içindeki veya dışındaki vergiler farklı
olarak.
Gene,
turizm bölgesindeki beldeleri kapatıyorsunuz. En büyük gelirimiz turizm
gelirleri yok olacak, o beldeleri pislik götürecek. Bundan vazgeçin, vakit
geçirmeden bu yasadan vazgeçin; düzeltelim, yeniden görüşelim.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP ve MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338 sıra
sayılı kanun Tasarısı'nın Geçici 1 inci maddesinin
dokuzuncu fıkrasındaki "Bu Kanuna göre belediye ve
bağlı kuruluşlara devredilen personelden" ibaresinden sonra
gelmek üzere "norm kadro ve" ibaresinin eklenmesini, ondördüncü ve
onbeşinci fıkralarının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini, onyedinci fıkrasına
bağlı ekli (25) sayılı liste ile ondokuzuncu fıkraya
bağlı ekli (26) sayılı listenin ekteki gibi
değiştirilmesi ve yirmibirinci fıkrasındaki "23
adet" ibaresinin "26 adet" olarak değiştirilmesi ve
maddenin sonuna aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ve
teklif ederiz.
Nurettin
Canikli (Giresun) ve arkadaşları.
(14) Bu Kanunla
mahalleye dönüşen köylerde, bu Kanunun yayımlandığı
tarih itibarıyla 25/4/2006 tarihli ve 5490 sayılı Nüfus
Hizmetleri Kanununa göre oluşturulan Ulusal Adres Bilgi Sistemine
kayıtlı veya Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
tarafından uydu fotoğraflarıyla tespit edilen, entegre tesis
niteliğinde olmayan tarım ve hayvancılık amaçlı
yapılardaki işletmeler ile bu yerlerde oturanların
ihtiyaçlarını karşılayacak bakkal, manav, berber,
fırın, kahve, lokanta, pansiyon, tanıtım ve teşhir
büfeleri, yerleşim yeri halkı tarafından kurulan ve
işletilen kooperatifler işletme ruhsatı almış
sayılır. Bu işletmelerin bulunduğu binalar ile konutlardan, bu Kanunun
yayımlandığı tarihe kadar bitirilmiş olanlar, Çevre ve
Şehircilik Bakanlığı veya belediye ya da üniversiteler
tarafından fen ve sanat kurulları ile ilgili mevzuat hükümlerine
uygun yapıldığı tespit edilenler
ruhsatlandırılmış sayılır. Ayrıca bu
yapılar elektrik, su ve bunun gibi kamu hizmetlerden
yararlandırılır. Ancak; bu fıkranın öngördüğü
uygulamaların özel kanun hükümlerine aykırı olması
durumunda, özel kanun hükümleri geçerlidir.
(15) Bu Kanuna göre tüzel kişiliği
kaldırılan köylerde, bu fıkranın yürürlüğe
girdiği tarihten itibaren 29.07.1970 tarihli ve 1319 sayılı
Emlak Vergisi Kanununa göre alınması gereken emlak
vergisi ile 26/5/1981 tarihli ve 2464 sayılı Belediye Gelirleri
Kanunu uyarınca alınması gereken vergi, harç ve
katılım payları 5 yıl süreyle alınmaz ve 31/12/1960
tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinin
birinci fıkrasının üçüncü bendi, 23 üncü maddesinin birinci
fıkrasının birinci bendi ile beşinci bendi, 66 ncı
maddesinin birinci fıkrasının beşinci bendi hükümleri
31/12/2017 tarihine kadar (bu tarih dahil) uygulanmaya devam edilir. Bu
yerlerde içme ve kullanma suları için alınacak ücret 5 yıl
süreyle en düşük tarifenin %25ini geçmeyecek şekilde belirlenir.
10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun
geçici 2 nci maddesi ile köy tüzel kişiliği kaldırılarak
mahalleye dönüştürülen yerlerde de bu fıkra hükmü uygulanır.
"(27)
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce yolların inşa,
tamir ve genişletmesi nedeniyle 2464 sayılı Kanunun 86 ncı
maddesi uyarınca tarh edilmemiş harcamalara Katılma Payları
belediye meclisi kararıyla alınmayabilir."
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN
Yerinizden, açtım Sayın Hamzaçebi, buyurun.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Peki, teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Şimdi,
okunan önergenin metninde yer alan 15 numaralı fıkradaki düzenleme,
Anayasanın eşitlik ilkesine aykırıdır. Yani bu
kanunla, köyden mahalleye dönüşen yerdeki arazi emlak vergisine tabi
olacak, bu kanun kapsamına girmeyen ve köy olarak statüsü devam edecek
olan köylerdeki arazi emlak vergisine tabi olacak veya bu kanunla mahalleye
dönüşen köylerdeki vatandaşın evinde kullandığı
içme suyu, kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla su
ücretine tabi olacak, bu kanunla köye dönüşmeyen, mahalleye
dönüşmeyen köylerdeki içme suyu ise herhangi bir şekilde tarifeye,
ücrete tabi olmayacak. Bu, Anayasanın eşitlik ilkesine çok açık
bir şekilde aykırıdır. Bu şekilde, aykırı
bir düzenlemenin görüşülmesi mümkün değildir Sayın Başkan.
Eğer görüşelim derseniz, usul tartışması talep
edeceğim.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Hamzaçebi. Lehte, aleyhte?
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Ben, aleyhte.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Lehte.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Aleyhte.
AHMET
AYDIN (Adıyaman) Lehte.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Lehte Sayın Başkanım.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Lehte.
BAŞKAN
Evet, Sayın Ahmet Aydın, lehte.(AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
XI.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
2.- 338 sıra sayılı Kanun
Tasarısının geçici 1inci maddesinin 15inci
fıkrasıyla ilgili önergenin Anayasaya aykırı olduğu
gerekçesiyle görüşülüp görüşülemeyeceği hakkında
AHMET
AYDIN (Adıyaman) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Aslında
Değerli Başkanım, bu verilen önergenin Anayasaya
aykırılık iddiasını kabul etmek mümkün değil.
Cumhuriyet Halk Partisinden de verilen önerge, benzer bir önerge. Bu önergeyle
de beş yıl süreyle birtakım vergilerden biz köylümüzü muaf
tutmaya çalışıyoruz. Aslında buna
katılınması gereken bir husus. Burada ana muhalefetin bu
itirazını da anlamak mümkün değil.
Tabii
değerli arkadaşlar, bu yasa tasarısının sonlarına
doğru geliyoruz. İlk günden beri hakikaten hiç hak etmediğimiz
çok ciddi manada ithamlar, ağır bir şekilde hakarete varan
birtakım sözleri burada işittik, duyduk.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Şu su paralarını konuşalım.
AHMET
AYDIN (Devamla) Bunların hiçbirisini kabul etmek mümkün değil. Herkese,
söylediğini biz iade ediyoruz; ayrı şey.
MEHMET
ERDOĞAN (Muğla) En kibarlarını biz söyledik yani.
AHMET
AYDIN (Devamla) Ancak, değerli arkadaşlar, böyle bölücülük, ihanet,
vatan hainliği, Oslo gibi, federasyon gibi
MEHMET
ERDOĞAN (Muğla) Sayın Aydın, biz mi gittik Osloya?
AHMET
AYDIN (Devamla) Hakikaten böyle çok
ucuz, olmayan şeylerin burada konuşulması bizleri derinden
üzmüştür.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Nerede konuşmak lazım, Oslo da mı konuşmak
lazım?
AHMET
AYDIN (Devamla) Bu ülke büyük bir
ülkedir, bu ülke güçlü bir ülkedir. Böyle paranoyalar üzerine bu ülke idare
edilemez.
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - Çoğu gerçekleşti,
gerçekleşti.
AHMET
AYDIN (Devamla) Artık bu millet de bunlara inanamıyor.
Vatanseverliği
ölçmeye gelince de hiç kimsenin bizim vatanseverliğimizi ölçmeye
hakkı yoktur; haddi de değildir.
MEHMET
ERDOĞAN (Muğla) Niye ölçmeye hakkımız yok?
AHMET
AYDIN (Devamla) - Vatanseverlik bu
ülkeye hizmet etmekle ölçülür, bu millete hizmet etmekle ölçülür.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Millet yakında ölçecek sizin ne olduğunuzu!
AHMET
AYDIN (Devamla) - Dolayısıyla
değerli arkadaşlar, herkes dönüp geçmişine baksın.
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Bu şehitler nereden geliyor?
AHMET
AYDIN (Devamla) - Biz bu millete ne
vermişiz, bu ülkeye ne vermişiz, bu millet için nasıl hizmet
etmişiz ve dolayısıyla herkes kendi vatanseverliğini ölçsün
ve bunu biz kamuoyunun takdirine bırakalım.
MEHMET
ERDOĞAN (Muğla) Bir günde 18 şehit var! Yine de utanmadan
konuşuyorsun!
AHMET
AYDIN (Devamla) - Yine değerli
arkadaşlar, tabii ki, konjonktürel partilerden bahsettiler; farklı
farklı, ağza alınmayacak birtakım ifadeler. Konjonktürel
partiler gelip geçici, saman alevi gibi olan partilerdir. Bir seçimde iktidar
olup, bir sonraki seçimde sandığın dibini bulan partilerdir.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Kendinizi tarif ediyorsunuz.
AHMET
AYDIN (Devamla) - Ancak biz on
yıldır halkın desteğiyle iktidar oluyoruz ve her
yapılan seçimde de oylarımızı artırarak
iktidarımızı devam ettiriyoruz.
GÜRKUT
ACAR (Antalya) İyice şımardınız!..
AHMET
AYDIN (Devamla) - İşte, böyle
bir muhalefet olduğu müddetçe de biz iktidar olmaya devam ederiz diye
düşünüyorum.
Yine
değerli arkadaşlar, özellikle bazı partilerimiz maalesef burada
özerkliğe kadar yol açan çok haksız ithamlarda bulundular. Bizim öyle
özerklik düşüncemiz yok. Yerel yönetimleri güçlendirmeye
çalışıyoruz.
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Mehdi Ekerin sözünü bir açıkla bakalım!
Bak, Metiner orada oturuyor, sor bakalım ona bir.
AHMET
AYDIN (Devamla) - Ama Biz geldiğimiz zaman özerklik getireceğiz.
diyen siyasi partiler var, onun genel başkanları var, o partilerin
sözcüleri var. Onlar kendilerini çok iyi bilirler.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
AHMET
AYDIN (Devamla) Dolayısıyla demokrasi adına yerel yönetimleri
güçlendiren böyle bir tasarıya karşı çıkmalarına da
anlam veremiyorum.
Teşekkür
ediyor, hayırlı akşamlar diliyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Aleyhte
söz isteyen Sayın Hamzaçebi, buyurun.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; biraz önce, oturduğum yerden bu maddedeki problemi ifade
ettim, biraz daha konuyu açmak istiyorum.
Bu
önergedeki 15 numaralı fıkra Anayasanın eşitlik ilkesine
aykırıdır. Anayasanın 73üncü maddesi Herkes mali gücüne
göre vergi ödemekle yükümlüdür. der; mali güç. Emlak Vergisi Kanunu da mali
gücü dikkate alarak köylerdeki vatandaşlarımızı emlak
vergisinden muaf tutmuştur, gayet açık.
Şimdi, bu kanunla
büyükşehir sınırları içerisine alınan köyler mahalleye
dönüştürülüyor, mahalleye dönüştüğü için artık o köylerin
emlak vergisi muafiyeti ortadan kalkıyor. Artık, o
vatandaşlarımız, köylerde yaşayan, çiftçilikle
uğraşan vatandaşlarımız tarım arazisi için emlak
vergisi ödeyecektir. Uyarımız üzerine Beş yıl süreyle bunu
muaf tutalım. diyor şimdi bu önerge. Beş yıl sonra bütün
bu köyler binayla mı dolacak, bu tarım arazileri ortadan mı
kalkacak, özelliği mi değişecek? Bu yanlış. Diğer
köydeki yani bu kanunla mahalleye dönüşmeyen, büyükşehir olmayan
köylerdeki arazi emlak vergisinden ebediyen muaf olmaya devam edecek ama bunlar
için beş yıllık bir muafiyet var; bu yanlış. Kanun,
Anayasa vergide mali gücü esas alarak bir eşitlik tanımı
yapmıştır. Yani aynı konumdan olanlara aynı
kuralları uygulamaktır bu eşitlik, farklı konumdan olanlara
farklı kuralları uygulamaktır. Bu ilkeyi bu madde altüst
etmiştir.
İkinci problem, köylerde kullanılan
içme ve kullanma suları. Şimdi, bu madde diyor ki: Ben biraz
hoşgörülü davranıyorum. diyor madde, Bu mahalleye dönüşen
köylerdeki içme ve kullanma sularının tarifesini düşük
tutacağım. Yani bu şu demektir: Balıkesirin Gönen
ilçesinin Alaattin köyünde hayvancılıkla uğraşan
İsmail Erkoyuncu kardeşimiz artık hayvana verdiği su için,
hayvanın içtiği su için su parası ödeyecektir. Ya da Trabzonun Tonya ilçesindeki, onun
köylerindeki hayvancılıkla uğraşan
vatandaşlarımız artık hayvana verdiği kullanma suyu
için para ödeyecektir. Manisanın Hacıaliler köyündeki
vatandaşımız, hayvan yetiştiren vatandaşımız
para ödeyecektir.
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Ayrıca atık su ödeyecek, atık su da; bitmiyor.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) Şimdi, bu mu Sayın Ahmet
Aydının böyle muhalefet diye bize eleştiri yönelttiği ve
kendilerinin doğru yaptığını ifade ettiği
anlayış bu mudur? Madde yanlış, madde Anayasaya
aykırıdır. Gelin, bunda ısrar etmeyin. Anayasa
Mahkemesinden dönecek olan bir düzenlemedir.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Lehte
söz isteyen, Sayın Şandır.
Buyurun.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
sonuna yaklaştığımız bu kanun, baştan bu yana tüm
konuşmacıların ısrarla ifade ettiği bir şekilde
Anayasaya aykırıdır. Anayasaya aykırılık konusu
bir türlü iktidar tarafından gerek Komisyon toplantılarında
gerekse Genel Kurul toplantılarında cevabı bulunmamış
bir sorudur. Bu konu, eğer Anayasa Mahkemesi bütünüyle
siyasallaşmadıysa, eğer hukuksa temel belirleyici husus Anayasa
Mahkemesinden Anayasaya aykırılık konusundan dönmesi gerekir.
Nedir
mesele? Sayın Ahmet Aydının, -tabii, çok teknik bir konuda-
Sayın Hamzaçebinin dile getirdiği, verdiğiniz önergeyle
getirdiğiniz aykırılığı ifade eden o teknik
konuda karşıtlık olarak ifade ettiğiniz hususlar hiç ilgisi
yok Sayın Aydın ama Anayasaya aykırılık konusu
başından bu yana ifade ediliyor.
Bakınız,
Türkiye hukuk birliği konusunda kurucu hukukun bir temel ilkesi var,
Türkiye de tek hukukla yönetiliyor ama şimdi getirdiğiniz yasayla
Türkiye'nin idari yapısını iki hukuka dönüştürdünüz; 29 il
bir ayrı hukukla, 52 il bir ayrı hukukla idare edilecek.
AHMET
AYDIN (Adıyaman) Şimdi 16 il aynı hukukla idare ediliyor.
MEHMET
ŞANDIR (Devamla) Böyle olunca Anayasanın eşitlik ilkesi gibi
10uncu maddesi -çok temel bir ilke- vatandaşların eşit bir hukuka
muhatap olması hususu bu yasayla getirdiğiniz idari düzenlemeyle,
kaldı ki yine Anayasanın 123üncü maddesi İdare, kuruluş
ve görevleriyle bir bütündür. ilkesi, bütün bunlar bu yasayla
çiğnenmiş durumda. Artık, bu yasanın Anayasaya uygunluk
gibi bir hassasiyeti yok. Bu yasanın öyle bir gayreti de yok. Bu yasa,
kendince bir devrim. Bir darbe dedi bir arkadaşımız,
doğru söyledi. Bu, Ben yaptım oldu. Ben, bu meselede bir yere ulaşacağım.
Dolayısıyla, her yol mübah, her imkânı kullanırım.
anlayışının bir sonucu bu.
Dolayısıyla,
teknik olarak Sayın Hamzaçebinin, getirdiğiniz önergeyle,
getirdiğiniz hususun Anayasaya aykırılık konusunun
cevabı verilmeli. Verilmediği takdirde, tekrar ediyorum, eğer
Anayasa Mahkemesi bütünüyle iktidarın vesayeti altında değilse,
hukuk varsa, Türkiye bir hukuk devleti olma niteliğini devam ettiriyorsa
bu yasanın Anayasa Mahkemesinden dönmesi lazım ama bu
getirdiğiniz adaletsizliği, bu getirdiğiniz önergeyi çekerek
düzeltirseniz belki bir imkân doğabilir diye düşünüyorum.
Teşekkür ediyorum.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Aleyhte söz isteyen
Sayın Mahmut Tanal, İstanbul milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
MAHMUT TANAL
(İstanbul) Teşekkür ederim Değerli Başkan.
Değerli
milletvekilleri hepinize saygılar.
Karşımda,
anayasa hukuk profesörü Sayın Burhan Kuzu Hocam durunca, anayasa
Birinci
sınıfta pratik ders kitaplarında böyle bir soru sorulduğu
zaman Efendim, cevabı nedir? Şimdiki çoktan seçmeli ders sorusu
açısından sorulmaz idi o dönem, yorum sorusu getirilir idi. Hangi, Anayasanın
maddelerine aykırı? denilirdi. Sayın Grup Başkan
Vekilimizin dediği gibi, 10uncu maddesindeki eşitlik ilkesi bir, bir
de cumhuriyetin niteliklerini belirten Anayasamızın 2nci
maddesindeki ve 4üncü madde uyarınca Değiştirilemez,
değiştirilmesi teklif edilemez. sosyal hukuk devleti ilkesine de
aykırıdır. Nedir bu sosyal hukuk devleti ilkesi Anayasanın
4üncü maddesindeki değiştirilemez, değiştirilmesi teklif
dahi edilemez? Çünkü, burada, sosyal hukuk devleti
zayıflatılıyor ve
aşındırılıyor, alanı, kapsamı
daraltılıyor yani sadece biz, bunu, eşitlik anlamında, onu
dâhil ve 2nci maddesindeki sosyal hukuk devleti
Çünkü köylümüz, çiftçilikle
uğraşan vatandaşımız dar gelirlidir, sosyal hukuk
devletinin kapsamındaki hadise, bu anlamda, dar gelirliyi koruma
anlamında sosyal hukuk devleti konulmuş durumdadır.
Eğer
sınav cevap kâğıtlarında böyle cevap verilmez ise -o dönem,
tabii ki sadece Sayın Burhan Kuzu Hoca
kâğıtlarımızı okumazdı, Selçuk Özçelik de bu
kâğıtları okurdu- biz ders geçemezdik. İşin
doğrusu bu. Ama eğer bu cevaplar karşısında -İç
Tüzükün 84üncü maddesi uyarınca Sayın Meclis Başkan
Vekilimizin resen göz önüne alması lazım- Anayasa Komisyonu
Başkanı Değerli Hocam -eğer yanlış bir şey
söylersem beni bağışlasınlar, kendilerinden özür dilerim-
bu şekilde düşünmezse Hocam sınıfta kalır, ben
sınıfı geçerim Selçuk Özçelik Hocamın
karşısında yani işin doğrusu bu. Ama Efendim, biz
grup olarak böyle bir söz aldık, bu söz karşısında bu
düşünceye katılmıyoruz. derlerse ona da saygı
duyacağım.
Özellikle
Burhan Kuzu Hocama ben sataşmada bulundum, inşallah 69uncu maddeye
göre sataşma var. der, bu konuda bize doyurucu bir bilgi verir.
Hepinize
saygılar.
İyi
akşamlar diliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Canikli, bir söz talebiniz var.
Buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
59.- Giresun
Milletvekili Nurettin Caniklinin, yapılan usul görüşmesiyle ilgili
konuya ilişkin açıklaması
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Anayasanın
73üncü maddesinde anlamını bulan ödeme gücü ilkesi burada hiçbir
şekilde ihlal edilmemektedir.
Nedeni şu: Şu anda da köyler bu muafiyetten faydalanmakta ama
köy statüsünde olmayanlar bundan faydalanmamaktadır yani eğer bir
eşitsizlik söz konusuysa bu şu anda var, yıllardan beri var,
eskiden beri var; ki, ayrıca bu anlamda, mutlak anlamda bir
eşitsizlik değildir. Neden? Çünkü, bakın, köylerde varsayım
olarak daha düşük gelir grubunda bulunan insanlar ve daha düşük
değerli vergiye tabi serbest stoku nedeniyle ya düşük oranlı
vergilendirilmekte ya da hiç vergilendirilmemektedir. Dolayısıyla, bu
kural ilk defa bununla uygulamaya konulmamaktadır.
Söylenen
şu ise yani şu anda bu kanunun yürürlüğe girişinden önce
büyükşehirlerdeki köylerin, emlak vergisi açısından vergiden
muaf olan köylerin bir kararla -işte yasal bir kararla, şu anda
yaptığımız gibi- bir yasama organının
kararıyla bir anda bu statüyü kaybetmeleri ve vergiye tabi hâle gelmeleri
nedeniyle bir eşitsizlik söz konusu deniliyor ise bu da doğru
değil. Nedeni şu: Şöyle bir varsayımdan hareket etmemiz
gerekir: Bu projeden sonra birçok yerde belki tamamı demek doğru
olmayabilir- bir değer artışı meydana gelecek, özellikle
belli bölgeler, turizm bölgeleri başta olmak üzere. Dolayısıyla,
ödeme gücü ilkesi beş yıl sonra -bu beş yıllık süre
içerisinde bu muafiyet devam ediyor, bu korunuyor- değerleme meydana
gelecek ve beş yıl sonra da değerleme meydana geldiği zaman
da vergiye tabi hâle gelecek. Dolayısıyla -biraz önce ifade ettim
konuşmamda- bu beş yıllık süre sonunda tekrar bir
değerlendirme imkânı ortaya çıkacak, kanun koyucu ve ona göre
eğer bazı bölgelerde bir kısmında ya da tamamında bu
beklenen değerleme meydana gelmemişse ve ödeme gücü ilkesi
açısından vergi ödeme kabiliyeti ödenebilir hâle gelmeyen yerlerde bu
muafiyet uzatılabilir ama artış söz konusu olduğu zaman özellikle
vergilendirmek gerekir Anayasanın 73üncü maddesindeki ödeme gücü
ilkesinin bir gereği olarak çünkü artık ödeme gücü yani vergi
ödenebilir bir hâle gelmiştir değer artışı
olacağı için. Bu projenin varsayımı odur zaten. Dolayısıyla
bu anlamda herhangi bir eşitsizlik söz konusu değildir. Tam aksine bu
yapılmadığı takdirde esas eşitsizlik anayasal anlamda
ortaya çıkar. Bu nedenle Anayasaya aykırılık söz konusu
değildir Sayın Başkanım.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Hamzaçebi, buyurun.
60.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebinin, yapılan usul görüşmesiyle ilgili konuya ilişkin
açıklaması
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Bu
tasarı yasalaştığı zaman, yürürlüğe girdiği
zaman 16.082 köy mahalleye dönüşecek. Sayın Canikli, köyler mahalleye
dönüştüğü zaman bunların arazilerinde müthiş değer
artışları olacak, bakacağız,
değerlendireceğiz, değer artışı varsa onlara emlak
vergisi ödeyeceğiz, beş yılın sonunda onları
uzatmayacağız, diğerlerini uzatacağız. anlamında
bir değerlendirme yapıyor.
Şimdi,
bu değerlendirmenin hiçbir tarafına katılmak mümkün değil.
Varsayalım ki değer artışı oldu. Ee, köylü orada yine
tarım yapıyor, yani o arazideki bir miktar değer
artışı ne ifade eder? Ayrıca, 16.082 köyde değer
artışının olması mümkün müdür sırf bu yasa
çıktı diye? Bir köye bu yasayla mahalle statüsü verdiğiniz zaman
köy olmaktan kurtuluyor mu?
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Beş yıl içinde ama
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Efendim, beş yıl içinde
kurtulacak mı? Böyle bir mantık savunulabilir bir mantık
değildir.
Anayasanın
73üncü maddesi Aynı konumda olanlara aynı kurallar uygulanır.
der. Yani istersen ona mahalle de, istersen orayaşehir de, fark etmez,
orası mahiyet itibarıyla, statüsü hâlen köy olan bir yerleşim
birimiyle aynı özelliklere sahipse ona aynı vergi
kurallarını uygularsınız. Anayasanın 73üncü maddesi
bunu söyler. Anayasa Mahkemesi de 73üncü maddeye ilişkin olarak bugüne
kadar vermiş olduğu kararlarda bunu böyle
yorumlamıştır.
İçme
ve kullanma sularına ilişkin hiçbir örnek vermediniz, orada beş
yıl süresi de yok, orada madde hemen yürürlüğe giriyor.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) İndirimli oran
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Efendim, indirimli oran
Ha,
köylüye şunu diyorsunuz, Senden şehirdeki gibi değil, biraz
daha düşük tarifeyle ücret alacağız. Yani Balıkesirin
Gönen ilçesinin Alaattin Köyündeki İsmail Erkoyuncu kardeşimiz,
artık o yetiştirdiği hayvanlar için, koyunlar için, onlara
verdiği su için artık para ödeyecektir. Yani köylünün hayvan
yetiştiriciliğindeki suyuna, hayvanın içme suyuna göz diken,
ondan para alarak bu bütçeyi denkleştirmeye çalışan bir
anlayış, bunu takdirinize sunuyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Hamzaçebi.
Sayın
Tanal
61.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın,
yapılan usul görüşmesiyle ilgili konuya ilişkin
açıklaması
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şimdi,
sayın AKP temsilcileri şunu gözden kaçırıyorlar, su bir
yaşam hakkıdır. Su, bir yaşam hakkı olduğuna
göre, yaşam hakkını ticarileştirmek yaşam
hakkının ihlali anlamına gelir. Bu anlamda, suya
ticarileştirme gözüyle bakmamak lazım. Hatta bu çerçevede, eğer İstanbul
Silivriden bakarsanız ve İstanbulda Anadolu yakasında da
Küçükyalıya kadar bakarsanız İSKİ, kontörlü sayaç
sistemine geçti, önce para, sonra su. Şimdi, bu şekilde eğer
köylerde kaçak suyu önleme adına önce para, sonra su, uygulama oraya
kadar gidecek yani insanımızın orada, su yaşam
hakkıdır ilkesi uyarınca yaşam hakkının ihlali
gelir. İkincisi, şu gözden uzak tutuluyor: Anayasamızın 2nci
maddesindeki sosyal hukuk devletini zayıflatacak,
aşındıracak düzenlemeler, 2nci maddesindeki sosyal hukuk
devletinin ihlalidir yani eşitlik ilkesine ilave olarak. Bu da Anayasanın
4üncü maddesi uyarınca değiştirilemez, değiştirilmesi
teklif edilemez kapsamın içerisinde kaldığı için Sayın
Başkanlığınızca, 84üncü maddesi uyarınca resen
göz önüne alınarak bunun çekilmesini arz ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Tanal.
ENVER
ERDEM (Elâzığ)- Sayın Başkanım, söz istiyorum.
MUSTAFA
ERDOĞAN (Muğla) Sayın Başkanım, söz istiyoruz.
BAŞKAN
Evet, usul tartışması tamamlanmıştır ancak üç
sayın milletvekilimiz bu konuyla ilgili söz istediler, ikişer dakika
söz veriyorum.
Sayın
Yılmaz, buyurun.
62.- Uşak Milletvekili Dilek Akagün
Yılmazın, yapılan usul görüşmesiyle ilgili konuya
ilişkin açıklaması
DİLEK
AKAGÜN YILMAZ (Uşak) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, burada hiç değinilmeyen konulardan bir tanesi ihtiyaç fazlası
personel. İhtiyaç fazlası personel olan işçiler, zaten pek çok
haktan yoksunlar. Bu işçilerden Bakanlığa bildirilip yeni
kurumlara gönderilenler, eğer beş gün içerisinde işe
başlamazlarsa ihbar tazminatları ödenmeksizin iş akitleri
feshediliyor. Hükûmetten gelen metinde ise ihbar tazminatları
ödeneceği belirtiliyor, 17ye göre feshedileceğinden dolayı. En
azından Hükûmet metnine dönülmelidir burada.
Onun
dışında, Sayın Başkan, yine bu ihtiyaç fazlası
personelin önceki kurumlarından olan alacaklarının sonraki kurum
tarafından ödenmeyeceği belirtiliyor ama önceki kurumların tüzel
kişilikleri yok ediliyor. O zaman bu işçiler nereden alacaklar,
kimden alacaklar alacaklarını? Bu konuda da bir düzenleme getirilmeli.
Bunun
yanında, yine Hükûmet metninde daha olumlu bir olay varken toplu iş
sözleşmesine sahip olan işçiler, bu toplu iş
sözleşmelerinin yenisi yapılıncaya kadar o haklardan yararlanacakları
belirtilmesine rağmen, komisyon metninde yine bu konudan herhangi bir
şekilde bahsedilmemiş. Toplu iş sözleşmesi hakkına
sahip olan işçilerin, kesinlikle, bu hakları gasbedilmemelidir. Yine
bu haklarını koruyacak şekilde çalışmalar devam
etmelidir. Kıdem tazminatları bu şekilde eritilmemelidir. Bu
konuya hiç değinilmiyor. Lütfen, en azından
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Yılmaz.
Buyurun
Sayın Erdoğan.
63.- Muğla Milletvekili Mehmet
Erdoğanın, yapılan usul görüşmesiyle ilgili konuya
ilişkin açıklaması
MEHMET
ERDOĞAN (Muğla) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım.
Şimdi,
bu Diyarbakırı, Mardini, Vanı PKKya teslim edeceğiz.
diye çıkartılan kanunla, Uşak, Afyon ve Kütahya
dışında Ege Bölgesinin tamamı büyükşehir hâline
getiriliyor. Bu yeni getirilen önergeyle, beş yıl sonra, köylünün
sırtına emlak vergisi gibi bir sürü yük binecek. Bu bölgede
tarımsal üretimin yapılması imkânsız hâle gelecek.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Bir saniye
Sistemden kaynaklandı.
Sayın
Erdoğan, bir yandaki mikrofondan konuşabilir misiniz.
MEHMET
ERDOĞAN (Muğla) Şimdi, Türkiyede en nitelikli
tarımın yapıldığı Ege Bölgesinde bundan sonra
köylünün sırtına sarılan bu yüklerle tarımın
yapılması, üretim yapılması mümkün olmayacaktır.
Dolayısıyla, Türk ekonomisi, önümüzdeki dönemde çok ciddi bir darbe
alacaktır. Çünkü
Türkiyede coğrafi ve iklim şartları
dolayısıyla en nitelikli tarım yapılan bölge Ege
Bölgesidir. Siz bu bölgeyi tarımın dışına çıkarıyorsunuz,
bu memlekete yapılabilecek en büyük ihanetlerden birisi de budur. Onun
için, yani siz Köyü şehir yaptım. diyerek köydeki yaşam
tarzını değiştiremezsiniz, üretim tarzını değiştiremezsiniz.
Bu köylü ilk seçimde bu tokadı size çakar ve siz oraları
büyükşehir yaptığınıza pişman olursunuz,
inşallah düzeltmek de bize nasip olur.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Erdem
64.- Elâzığ Milletvekili Enver Erdemin,
yapılan usul görüşmesiyle ilgili konuya ilişkin
açıklaması
ENVER
ERDEM (Elâzığ) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım.
Şimdi,
Sayın Başkanım, bu adalet
kavramıyla hukuk kavramı arasındaki farkı bizler
biliyoruz. Ama başta siz olmak üzere, Komisyon Başkanımız
da çok büyük adaletsizlik yaptınız, aslında hukuksuzluk yaptınız.
Yaklaşık bir buçuk aydır bu, Meclisin Komisyonunda, Genel
Kurulunda Anayasanın en az yedi sekiz maddesini sayıyorduk, şimdi
bir iki madde daha eklendi, yani bu
sekiz on maddesine aykırı olan bir düzenleme. Allah için, yani
hukukun bir gereği olarak Aykırı mıdır, değil
midir? noktasında Anayasa Komisyonuna da göndermeden, Anayasanın
piri olan hocalarımız da gözlerini, kulaklarını kapatarak
bu yasayı geçirmeye çalışıyorsunuz.
Dolayısıyla,
bu, defaatle söylendi, Anayasanın 3üncü maddesine aykırı,
devletin birliğine, bütünlüğüne aykırı; 10uncu maddesine,
eşitliğe aykırı; 123üncü maddesine, 90ıncı
maddesine
Yine, merkezî idareyi düzenleyen 126, mali idareleri düzenleyen 127,
Anayasanın 161, 162, 163, 169, 170inci maddelerinin hepsi
sayıldı. Bunları sizler de biliyorsunuz, zaten birçoğunuz
hukukçusunuz ama madem bu adaletsizliği sonuna kadar götürmek
istiyorsunuz, bence bu son, gündeme getirilen, iddia edilen konuda da
kulaklarınızı kapatın ve çalışmalarınıza
devam edin diyorum.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Erdem.
Sayın
Akar
65.- Kocaeli Milletvekili Haydar Akarın,
yapılan usul görüşmesiyle ilgili konuya ilişkin
açıklaması
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Evet Sayın Başkan, bu köylerden su parası
alınma meselesini geçenki konuşmamda anlatmıştım ama
şunu da söylemek istiyorum: Sadece su parası almayacaklar, bir de
atık su parası alacaklar yani köylü suyla beraber bir de atık su
parası ödeyecek. Yalnız, büyükşehir belediyelerinin köyden
mahalleye dönüştürülmelerine de Sayın Canikli diyor ki:Beş
yıl süreyle zaten bunlardan vergiler alınmayacak. Beş yıl
sonra da bunların değerleri artacak. Beş yıl sonra falan
değeri artmaz, yüz sene sonra da bunlar köy olacaktır. Tarımla uğraşan,
hayvancılıkla uğraşan köylerin bizim Kocaelide olduğu
gibi, başka illerde olduğu gibi köyden şehre dönüşmesi
FİKRİ
IŞIK (Kocaeli) Ya Haydar, bizden sulama tesisi istiyorlar, sen ne
diyorsun?
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Bedava konuşma!
Balaban
köyünden resen fatura kestiniz, jandarmayla evlere
dağıttınız Balaban köyünde. Jandarmayla evlere
dağıttınız ama o parayı alamadınız. O
parayı alamıyorsunuz, şimdi buradan
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FİKRİ
IŞIK (Kocaeli) Balaban köyü, İzmitin zeytinleri
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Jandarmayla yaptınız jandarmayla, konuşma!
BAŞKAN
Sayın Akar, teşekkür ediyorum.
Evet,
Sayın Öztürk, son söz
Buyurun
Sayın Öztürk.
66.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürkün,
yapılan usul görüşmesiyle ilgili konuya ilişkin
açıklaması
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (M ersin) Sayın Başkanım,
bu yasa tasarısı, kuyruğundan başına kadar neresinden
bakarsanız bakın Anayasaya aykırı. Aynı şekilde,
bizim, burada, bu koşullar altında, ağır koşullar altında
çalıştırılmamız da Anayasaya aykırı.
Anayasanın 50nci maddesi Dinlenme, çalışanların
hakkıdır. diyor. Dolayısıyla, böylesine
Bu saatte,
şu anda sadece pavyonlar açık, bir de kamyon şoförleri herhâlde
yoldadırlar. Bu bir hak ihlalidir, Anayasaya aykırıdır,
ayrıca mobbingtir. Ben, yarın sizin şahsınıza
karşı manevi tazminat davası açacağım. Mobbingi siz
uyguluyorsunuz.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Ağbaba, buyurun.
67.- Malatya Milletvekili Veli Ağbabanın,
yapılan usul görüşmesiyle ilgili konuya ilişkin
açıklaması
VELİ
AĞBABA (Malatya) Sayın Başkan, teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, AKPdeki bazı arkadaşlar, bu yasayı yapan
arkadaşlar köyü Kadıköy, Ortaköy, Bakırköy falan sanıyorlar
herhâlde. Yani köylerde, bizim köylerimizde hâlâ hayvancılık
yapılıyor, hâlâ bizim Malatyada yaylacılık
yapılıyor. Şimdi, yayladan, dağdan çıkan sudan su
parası alacaklar! Bir de bitişiğimizde Elâzığ var,
Adıyaman var. Elâzığ ve Adıyamanda hayvancılık yapanlar
su parası ödemeyecekler, Malatyada yaşayan, yaylada binbir zorlukla
üretim yapanlar, su parası ödeyecekler. Böyle bir şey kabul
edilebilir mi bilmiyorum. Şimdi, bir de yakında bu suyu da
özelleştirirler. Malatyada bir özelleştirme örneği var ki,
TEDAŞ özelleştirmesi, herkes yaka silkiyor.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Evet,
Sayın Özel, son söz, Anayasaya aykırılıkla ilgili,
buyurun.
68.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, yapılan
usul görüşmesiyle ilgili konuya ilişkin açıklaması
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, çok teşekkür ederim.
Bizim
Manisa olarak diğer yeni büyükşehir olacak illerden bir
farkımız, biz kuyuya taş atanı yakından
tanıyoruz.
Sayın
Tanrıverdi, Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan
Yardımcısıydı ama Manisada bir ağabeylik
tartışmasıdır, gidiyor. O yüzden ki, Manisa bir
şehzadeler kenti olduğu hâlde, yeni kurulacak belediyeye Bülent Arınç -hani adı
anılmasın diye, sırf şehzade- kendi ismini koymaya
çalıştı. Kendim ben tek şehzadesiyim bu partinin. diyor
ama sonra çok itiraz ettik, orası düzeldi. Kendisi Kulalı. Taptuk
Emre Hazretlerinin ve Yunus Emre Hazretlerinin türbesi Manisa merkeze
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
XI.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
(Devam)
2.- 338 sıra sayılı Kanun
Tasarısının geçici 1inci maddesinin 15inci
fıkrasıyla ilgili önergenin Anayasaya aykırı olduğu
gerekçesiyle görüşülüp görüşülemeyeceği hakkında (Devam)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, geçici 1inci madde üzerinde Giresun Milletvekili
Sayın Nurettin Canikli ve arkadaşlarının verdiği
değişiklik önergesinin, geçici 1inci maddenin (15) numaralı
fıkrasında yaptığı düzenlemeyle Anayasaya
aykırı sonuçlar doğuracağı iddia edilmiş ve konu
hakkında usul tartışması açılmıştır.
Lehte ve aleyhte görüşleri hep birlikte dinledik. Buna göre,
Başkanlığın yaptığı değerlendirmeyi
paylaşmak istiyorum:
Açık
ve net bir şekilde yazım ve hüküm olarak Anayasanın belirli bir
düzenlemesine aykırılık teşkil eden önergeyle yapılmak
istenen bir değişiklik Başkanlıkça işleme
alınmayabilecektir ancak Anayasaya uygunluk ve aykırılık
bakımından tartışmalı olan farklı görüşlerin
öne sürüldüğü değişiklik taleplerinde
Başkanlığın resen önergeyi işlemden
kaldırmasının İç Tüzükün tanıdığı
yetkileri aşacağı değerlendirilmektedir.
Birazdan
Komisyon ve Hükûmete önergeye katılıp katılmadıkları
sorulacaktır. Komisyon ve Hükûmet önergeye katılmıyorlarsa
nedenini açıklayabilirler. Ayrıca önerge sahiplerinin de önergenin
gerekçesini açıklama imkânı bulunmaktadır. Buna göre, tutumumuzda
bir değişiklik yoktur.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık
ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri
Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681, 2/786, 2/820,
2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN
Sayın Komisyon, önergeye katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Takdire
bırakıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM
(İzmir) Katılıyoruz Sayın Başkan.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Efendim, bakın, birisi hukukçu, birisi mühendis.
Mühendis Katılıyoruz. diyor, hukukçu Takdire
bırakıyoruz. Böyle bir çelişki olamaz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
İhtiyaç fazlası personelin
tespitinde norm kadro fazlası ve ihtiyaç fazlası
şartının birlikte aranması;
Mevcut yapıların herhangi bir
işleme gerek kalmadan doğrudan ruhsatlandırılmış
sayılması;
Köyken
mahalleye dönüşen yerlerde, emlak vergisinin 5 yıl süreyle
alınmaması ve Gelir Vergisi Kanunu ile tanınmış
muafiyetlerin 5 yıl süre ile korunması; amaçlanmaktadır.
Ekli
(25) sayılı listeye Payas belediyesi eklenmiş ve yeni kurulan üç
ilçenin taşradaki kadrolarına ilişkin ekli (26) sayılı
listede;
İçişleri
Bakanlığına 106, Maliye Bakanlığına 27, Milli
Eğitim Bakanlığına 48, Sağlık
Bakanlığına 63, Gıda Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığına 27, Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanlığına 33, Gençlik ve Spor Bakanlığına 9,
Diyanet İşleri Başkanlığına 15, Tapu ve Kadastro
Genel Müdürlüğüne 18, Emniyet Genel Müdürlüğüne 3 kadro ihdası
yapılmıştır.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Yoklama istiyoruz, Sayın Başkan.
III. YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunacağım
Yoklama
talebi var, yerine getireceğim.
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Öztürk, Sayın Serindağ, Sayın Havutça,
Sayın Tanal, Sayın Demiröz, Sayın Ağbaba, Sayın Akar,
Sayın Erdoğdu, Sayın Onur, Sayın Tamaylıgil,
Sayın Değirmendereli, Sayın Güven, Sayın Küçük, Sayın
Güler, Sayın Yılmaz, Sayın Acar, Sayın Eyidoğan,
Sayın Aksünger, Sayın Özbolat, Sayın Gürkan, Sayın
Şafak.
Evet,
iki dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık
ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681,
2/786, 2/820, 2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmiştir.
Kabul
edilen önerge doğrultusunda geçici madde 1i oylarınızı
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Geçici
madde 2de iki önerge vardır, okutuyorum.
TBMM
Başkanlığına,
338
Sıra Sayılı Kanun Tasarısının Geçici 2.
Maddesinin; (1). fıkrasının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini;
(1).
Ekli (27) Sayılı listede yer almayan belde belediyelerinin tüzel
kişiliğini korunmak kaydıyla, Türkiye İstatistik Kurumu
tarafından 31/12/2012 tarihi itibarıyla tespit edilecek Adrese
Dayalı Nüfus Sayım Sonuçlarına göre nüfusu 2000in altında
kalan belediyelerin tüzel kişilikleri ilk mahalli idareler genel
seçiminden geçerli olmak üzere kaldırılarak bu belediyelerin tüzel
kişilikleri köye dönüştürülmüştür. Ancak, Anayasa Mahkemesinin
6/12/2008 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 2008/34
Esas ve 2008/153 karar sayılı kararıyla tüzel kişilikleri
korunan belde belediyelerinin tüzel kişilikleri devam eder.
(3).
fıkrasında geçen 5 yıl ibaresinin 10 yıl olarak
değiştirilmesini,
(5).
fıkrasında geçen ve ekli (27) sayılı listeyle tüzel
kişiliği sona ermeyen ve Ekli (27) sayılı listede yer
almakla birlikte, ibarelerinin fıkra metninden
çıkartılmasını,
arz
ederiz.
Alim
Işık Mehmet
Erdoğan Nevzat
Korkmaz
Kütahya Muğla Isparta
Sadir
Durmaz Enver
Erdem Oktay
Öztürk
Yozgat Elâzığ Erzurum
Ali
Öz
Mersin
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 338 sıra sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Malatya Milletvekili Öznur
Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile İçişleri
Komisyonu Raporunun Geçici 2. Maddesinin madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Birgül Ayman Güler Muharrem
Işık Celal
Dinçer
İzmir Erzincan İstanbul
Namık Havutça Ali
İhsan Köktürk Ali
Serindağ
Balıkesir Zonguldak Gaziantep
Dilek Akagün Yılmaz
Uşak
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM
(İzmir) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge
üzerinde söz isteyen?
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Ali Serindağ konuşacak.
BAŞKAN Ali
Serindağ, Gaziantep Milletvekili. (CHP sıralarından
alkışlar)
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan,
sayın milletvekilleri; hiç tartışılmadan, ülkenin bir
bölümü için yeni bir yönetim modeli önerilmektedir. Bunun yerine, yönetim
sorunlarının bütün olarak ele alınması, bilimsel olarak
araştırılması, tartışılması ve
değerlendirmeler yapılması daha iyi olmaz mıydı diye
sormak lazım.
Şimdi, demin
köylerimizin şehre dönüştürüleceği ifade edildi. Yani şimdi
siz zannediyor musunuz ki bir kanunla, gece yarısı
çıkarılan bir kanunla köylerimiz şehir olacak? Öyle bir şey
olabilir mi? Bu neye benziyor, biliyor musunuz, hani bir fıkra var ya,
anlatılır: Belediye meclisi, belediye başkanının
başkanlığında toplanmış, imar sorununu
görüşüyorlar. Birisi diyor ki: Burası fay hattına çok
yakın. Öbürü de diyor ki: Ne var, bundan daha basit ne var. Bir karar
alırız, fay hattını
Şimdi, değerli
arkadaşlarım, biz şunu diyoruz: Bir ülkede ikili bir yönetim
olmaz yani 52 ilde farklı bir yönetim tarzı, 29 ilde farklı bir
yönetim tarzı olmaz, bu sürdürülebilir değildir.
Nitekim, cuma günü
Boluya gittim, bana gazeteciler sordu. Bolu Belediye Başkanı bir gazeteye
verdiği bir röportajda demiş ki: Siz bakmayın, şimdi bu
kanun çıktı, 29 ilde uygulanacak ama bir iki sene içerisinde tüm
illerde uygulanacak. Onun için siz müsterih olun. Bunu niye demiş biliyor
musunuz? Hani siz diyorsunuz ya: Büyükşehir olan yerlerde oradaki
vatandaşlarımız kalkınacak, oralara şu hizmet
gidecek. Bu 52 ildeki vatandaşlarımız da diyorlar ki: Peki,
biz üvey evlat mıyız? Ee haklılar. Madem bu yasanın
uygulandığı yerlere hizmet daha iyi gidecekse, diğer 52
ildeki vatandaşlarımız üvey evlat mı? O da onu telafi etmek
için bunu söylüyor, bu doğru. Bu, sürdürülebilir bir yönetim modeli
değil, önünde sonunda mutlaka bunu değiştireceksiniz.
Şimdi,
Sayın Bakan zannediyorum, milletvekili sıralarında oturuyor-
bir milletvekilimizin sorduğu soruya karşılık
Jandarmanın görev alanında değişiklik olmayacak. dedi.
Hâlbuki, bakınız, 2008 yılı 31 Aralık Resmî
Gazetesinde yayımlanan Ulusal Plan var. O Ulusal Planda jandarmayla
ilgili hususlar yer alıyor. Bakın, Jandarmada AB Devrimi; ne diyor?
ABye söz verildi, Jandarma Genel Komutanlığı
sivilleşiyor. En geç beş yıl içinde jandarma, İçişleri
Bakanlığına bağlanacak
Şimdi de bağlı ya:
kurumda asker yerine profesyonel siviller görev alacak. Başına kara
kuvvetlerinden orgeneral değil, emniyetten polis atanacak. Şimdi,
bu, doğrudur yanlıştır, o
işin ayrı bir yanı.
Gene,
Sayın Bakan bir protokol imzalamış: İl Özel İdareleri
ABye hazırlanıyor, projesi imzalandı. Siz, özel idareleri
kaldırıyorsunuz, ondan sonra özel idareler ABye
hazırlanıyor! Bu ne biçim şey?
Değerli
arkadaşlarım, gene, sözlerimin başında söylediğim
hususa geliyorum, diyorum ki: Gelin, siz yönetim modeliyle ilgili bir
değişiklik yapmak istiyorsanız, ülkemizin yararı ne ise onu
oturalım, tartışalım, ona göre karar kılalım. Bir
gecede, gece yarısı operasyonuyla yapılan düzenlemeler
hayır getirmez değerli arkadaşlarım.
Şimdi,
gene, Sayın Bakan sorulan soruları yanıtlamadı. Diyorum ki
ben, bakın, bir daha soruyorum: İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanı hakkında mülkiye müfettişleri ve İçişleri
Bakanlığı kontrolörlerince ön inceleme izni istenmiş de
İçişleri Bakanı tarafından izin verilmemiş dosya var
mı, varsa kaç tanedir? diye çok net soruyorum. Bu soruya bir türlü cevap
vermiyor Sayın Bakan.
Bakın, değerli
arkadaşlar, siz de hepiniz bizim gibi milletvekilisiniz, milletin hukukunu
savunmak sizin de görevinizdir, siz de bu soruları sorun, Sayın
Bakana sorun, Sayın Bakandan bu sorunun cevabını alın.
Değerli
arkadaşlarım, şimdi, diyor ki yine Sayın Bakan: Efendim,
biz belediyeler arasında herhangi bir ayrım yapmıyoruz. Öyle
mi? Kayseri Belediyesine bir mülkiye müfettişi, tüm ısrarlara
rağmen, göndermediniz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ALİ
SERİNDAĞ (Devamla) - Elâzığ Belediyesinde mülkiye
müfettişlerince yirmi otuz maddeden inceleme yapıldı, hâlâ
görevine devam ediyor.
Peki, teşekkür ederim
Sayın Başkanım, saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
TBMM
Başkanlığına,
338
Sıra Sayılı Kanun Tasarısının Geçici 2.
Maddesinin; (1). fıkrasının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini;
(1).
Ekli (27) Sayılı listede yer almayan belde belediyelerinin tüzel
kişiliğini korunmak kaydıyla, Türkiye İstatistik Kurumu
tarafından 31/12/2012 tarihi itibarıyla tespit edilecek Adrese
Dayalı Nüfus Sayım Sonuçlarına göre nüfusu 2000in altında
kalan belediyelerin tüzel kişilikleri ilk mahalli idareler genel
seçiminden geçerli olmak üzere kaldırılarak bu belediyelerin tüzel
kişilikleri köye dönüştürülmüştür. Ancak, Anayasa Mahkemesinin
6/12/2008 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 2008/34
Esas ve 2008/153 karar sayılı kararıyla tüzel kişilikleri
korunan belde belediyelerinin tüzel kişilikleri devam eder.
(3).
fıkrasında geçen 5 yıl ibaresinin 10 yıl olarak
değiştirilmesini,
(5).
fıkrasında geçen ve ekli (27) sayılı listeyle tüzel
kişiliği sona ermeyen ve Ekli (27) sayılı listede yer
almakla birlikte, ibarelerinin fıkra metninden
çıkartılmasını,
arz
ederiz.
Alim
Işık (Kütahya) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM
(İzmir) Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Evet.
Önerge
üzerinde söz isteyen
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Sayın Alim Işık efendim
BAŞKAN
Alim Işık, Kütahya Milletvekili
(MHP sıralarından
alkışlar)
ALİM
IŞIK (Kütahya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu büyük
zehir yasasının iki önemli maddesinden birisi de bu maddedir.
Birinci önemli maddesi bütünşehir adıyla eyalete dönüştüren
maddeydi. Şimdi de bağlıyoruz, geçici 2nciyle de, nüfusu 2
binin altında kalan bütün beldeleri kapattığınız
maddedir.
Şimdi,
neye oy vereceğinizi hatırlatma adına bu maddede neler geçiyor,
onu sizlerle paylaşmak istiyorum: Bu maddeyle bugün itibarıyla, bu
saat itibarıyla nüfusu 2011 yılı sonuna göre 2 binin
altında kalan 559 belde belediyesini kapatıyorsunuz.
Kapattığınız yetmiyormuş gibi, Anayasanın
eşitlik ilkesine aykırı maddeler koymuşsunuz, diyorsunuz
ki: Eğer bu kapatılan belde belediyelerinden herhangi birisi
kapatılmayan bir sınır belediyeye bağlanmak isterse Haziran
ayı 2013e kadar altı ay yedi ay süre veriyorsunuz. Belediye
meclisleri karar alsın, bağlanabilirler ama kapatılan iki belde
belediyesi yakınındaki bir belediye veya köyle beraber birleşmek
isterlerse kanunun yayımı tarihine kadar referandum
yapınız. diyorsunuz. Ya siz bu memlekette yaşamıyorsunuz
ya hukuktan, kanundan haberiniz yok. Referandum yapmanız için en az on
beş gün askı süresi, arkasından bir hafta sonraki pazar, yirmi
günlük süre var; hazırlığıyla beraber bir ay. Şimdi,
ne zaman bu? Yayım tarihi on gün sonra bitecek. Yani bu milletle alay
mı ediyorsunuz? Allah aşkına! Bunlara parmak
kaldırıyorsunuz.
Daha
sonra diyorsunuz ki: Kapattığımız yerlerde nüfus
başına gelen parayı beş yıl süreyle il özel idaresine
gönderiyoruz.
İşte,
önergemiz: 2011 yılına göre, kapatılan bu listedeki
belediyelerin dışında kalanların hakkı müktesep kalmak
kaydıyla, gelin, bunu 31 Aralık 2012ye çekelim.
Dolayısıyla -adrese dayalı nüfus kayıt sistemi,
sonuçları otomatik olarak güncelliyor- 2 binin altında kalanları
bu durumda kapatalım diyoruz ama bu arada birleşmek ya da başka
bir belediyeye bağlanmak için sürecini başlatmış olan,
seçim kurullarından referandum tarihi alan birçok beldemiz var, hepiniz
biliyorsunuz. Örneğin, benim ilimde 18inde ve 25inde tarih
almış belediyelerim var. Şimdi, siz bunu
yayınlayacaksınız, bu insanların emekleri de boşa
gidecek. Siz bir aydır milleti oyalıyorsunuz. Kaldı ki bu
oyalama - 2008 yılında kapattığınız belde
belediyelerini bu kanun Meclis gündemine gelinceye kadar Kapattık.
demediniz- beş yıldır sürüyor. Şimdi, geldiniz,
kapatıyorsunuz. Şu anda okunan ezanların şehadetinde bu 559
beldede yaşayan 1 milyona yakın insan size beddua ediyor. Bunu ben
size hatırlatmak istiyorum. Yapmayın bunu, bu insanların
aldığı hizmeti bunlara çok görmeyin. Çöp toplamayı bir
insanımıza hizmet olarak vermeyi çok görüyorsanız bunu da sizin
takdirinize bırakıyoruz.
Bu
önerge oldukça yerinde bir önerge, referandum sürecini başlatmış
olanları kurtarıyor. Nüfusunu bu bir yıllık süre içerisinde
-on bir aydır- değişik nedenlerle 2 binin üzerine
çıkarmış çok sayıda beldemiz var, onları da
kurtarıyor. Benim ilim geçen yıl deprem yaşadı, bu
depremden dolayı göç verdi ve iki üç tane beldemiz, bu göçten sonra,
depremin acılarını attıktan sonra, şu anda
nüfuslarını 2 binin üzerine çıkardılar. Bunlara bu
haksızlığı nasıl öngörüyorsunuz?
Diğer
taraftan, en önemli konulardan birisi: Yine sizi kapanmaktan kurtaran Anayasa
Mahkemesi -o kararı o aldı- 2008 yılında Turizm ve tarihî
bölgelerde bulunan beldeleri nüfus kriterini dikkate alarak
kapatamazsınız. dedi -o karar yürürlükte- şimdi, siz Anayasa Mahkemesini
tanımam. diyorsunuz.
Değerli
milletvekilleri, Sayın Hükûmetin tanımadığı Anayasa
Mahkemesi bugün sizin tüzel kişiliğinizi parti olarak koruyan Anayasa
Mahkemesidir, bunu unutmayın. O gün işinize gelen karar için Anayasa
Mahkemesini alkışladınız ama bugün onun kararını
yok sayıyorsunuz. Bu hukuksuzluğu size yaptırmazlar. Burası
hukuk devleti, dünyaya Türkiyeyi rezil etmeyiniz. Gelin, bu
vicdanlarınızı bir kez olsun hayra kaldırınız,
burada vereceğiniz oylar önemli.
Benim
ilimde Anayasa Mahkemesinin bu kararından yararlanan dört beş tane
turizm beldesi var. Bunların tüzel kişiliklerini sizin
kaldıracağınız parmaklarla yok edeceksiniz. Bunun gibi,
Türkiyede birçok beldemiz var.
Gelin,
bu hayra ortak olun. Biz, eğer buna oy vermezseniz, ret oyu verenlerin
tamamını gittiğimiz yerlerde bu millete tek tek afişe
edeceğiz. Bundan emin olunuz. (MHP sıralarından
alkışlar)
AYDIN
ŞENGÜL (İzmir) Yapma ya!
ALİM
IŞIK (Kütahya) Göreceksiniz.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Geçici
madde 2nin oylamasının açık oylama şeklinde
yapılmasına dair istem vardır. Şimdi istemi yerine
getireceğim.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Büyükşehir
Belediyesi Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin;
Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Malatya Milletvekili Öznur
Çalık ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Tekliflerinden ve
İçişleri Komisyonu Raporu doğrultusunda görüşülmekte olan
338 sıra sayılı kanun tasarısının Geçici -2.
maddesinin oylamasının açık oylama ile yapılmasını
Türkiye Büyük Millet "Meclisi iç tüzüğünün Kanun Tasarı ve
Tekliflerinin Genel Kurulda görüşülmesini konu alan 81. maddesinin e)
fıkrasındaki "Tasarı veya teklifin tümü oylanır."
ifadesi ve maddenin geneline hükmeden "Anayasa değişiklikleri
hariç, kanun tasarı ve tekliflerinin tümünün veya maddelerinin
oylanması, açık oylamaya tâbi işlerden değilse, yirmi üyenin
talebi halinde açık oyla, aksi takdirde işaretle
yapılır" hükmü gereğince açık oyla
yapılmasını teklif etmekteyiz. Teklifimizin Türkiye Büyük Millet
Meclisi içtüzüğü gereğince incelenerek gereğinin
yapılması hususunu Başkanlık Divanının takdir ve
değerlendirmelerine arz ederiz.
BAŞKAN
Ali Serindağ, Gaziantep? Burada.
Celal
Dinçer, İstanbul? Burada.
Birgül
Ayman Güler, İzmir? Burada.
Özgür
Özel, Manisa? Burada.
İlhan
Demiröz, Bursa? Burada.
Mahmut
Tanal, İstanbul? Burada.
Erdal
Aksünger, İzmir? Burada.
Aytun
Çıray, İzmir? Burada.
Haydar
Akar, Kocaeli? Burada.
Gürkut
Acar, Antalya? Burada.
Veli
Ağbaba, Malatya? Burada.
Ecder
Özdemir, Sivas? Burada.
Nedret
Akova, Balıkesir? Burada.
Haluk
Eyidoğan, İstanbul? Burada.
Doğan
Şafak, Niğde? Burada.
Kemal
Değirmendereli, Edirne? Burada.
Sedef
Küçük, İstanbul? Burada.
Dilek
Akagün Yılmaz, Uşak? Burada.
Melda
Onur, İstanbul? Burada.
Hülya
Güven, İzmir? Burada.
Ali
Rıza Öztürk, Mersin? Burada.
Namık
Havutça, Balıkesir? Burada.
BAŞKAN
Açık oylamanın şekli hakkında Genel Kurulun
kararını alacağım.
Açık
oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Bir
dakika süre veriyorum.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, 338 sıra sayılı
Tasarının geçici 2nci
maddesinin açık oylama sonucu:
Kullanılan
oy sayısı: 227
Kabul:
193
Ret: 34(x)
Kâtip Üye Kâtip Üye
Mine Lök Beyaz Tanju Özcan
Diyarbakır Bolu
Böylece
geçici 2nci madde kabul edilmiştir.
Sayın
milletvekilleri, yeni geçici madde ihdasına dair bir önerge vardır.
Önergeyi
okutup Komisyona soracağım, Komisyon önergeye salt çoğunlukla,
14 üyesiyle katılırsa önerge üzerinde yeni bir madde olarak
görüşme açacağım, Komisyonun salt çoğunlukla
katılmaması hâlinde ise önergeyi işlemden kaldıracağım.
Şimdi
önergeyi okutuyorum:
TBMM
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 338 Sıra Sayılı yasa tasarısı/teklifine
aşağıdaki geçici maddenin eklenmesini arz ederiz.
Geçici
Madde: Bu kanuna bağlı (27) sayılı listede isimleri
yazılı belediyelerin nüfuslarının 2.000in altında
olup olmadıkları Türkiye İstatistik Kurumu tarafından
20.01.2013 tarihinde yayımlanacak 2012 nüfus sayımı
sonuçlarına göre tespit olunur.
Ümit
Özgümüş Selahattin
Karaahmetoğlu Kamer
Genç
Adana Giresun Tunceli
Turgut
Dibek Gürkut
Acar
Kırklareli Antalya
BAŞKAN
Sayın Komisyon, önce üyeleri davet edin.
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Salt çoğunluğumuz
yoktur, İçişleri Komisyonu üyelerini davet ediyorum efendim.
BAŞKAN
Sayın Komisyon, salt çoğunlukla katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Salt
çoğunluğumuz yoktur Sayın Başkanım,
katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN
Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılmamış
olduğundan önergeyi işlemden kaldırıyorum.
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Sayın Başkan, Komisyon üyeleri orada
oturuyorlar, buraya gelmiyorlar efendim.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, tasarıya 36ncı madde olarak yeni bir
madde ihdasına ilişkin bir önerge daha
Başkanlığımıza intikal etmiştir.
Adana
Milletvekili Sayın Ali Halaman ve arkadaşlarının
verdiği söz konusu önerge ile Adana ilinde Feke, Saimbeyli, Tufanbeyli ve
Aladağ ilçelerinden oluşmak üzere Kozan ilçe merkezi merkez
alınarak, Kozan adıyla yeni bir il kurulması öngörülmektedir.
Bu önergeyi de biraz önce
benzer şekil ve içerikte verilen değişiklik önergeleri için
belirttiğim gerekçelerle işleme alamayacağımızı
bilgilerinize sunmak istiyorum.
36ncı madde üzerinde
üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338
sıra sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 36 ncı
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Nurettin
Canikli Ahmet
Aydın Ayşe
Nur Bahçekapılı
Giresun Adıyaman İstanbul
Ramazan
Can Recep
Özel Mehmet
Doğan Kubat
Kırıkkale Isparta İstanbul
"MADDE 36- (1) Bu
Kanunun;
a) 1 inci maddesi; 2 nci maddesi; 3 üncü
maddesinin birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü, beşinci, altıncı,
yedinci, sekizinci ve dokuzuncu fıkraları; 4 üncü maddesi; 5 inci
maddesi; 6 ncı maddesi; 7 nci maddesiyle değiştirilen 5216
sayılı Kanunun 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (g)
bendi; 5216 sayılı Kanunun 18 inci maddesinin son
fıkrasının yürürlükten kaldırılmasına ilişkin
hükmü hariç 13 üncü maddesi; 22 nci maddesi; 25 inci maddesi; 5779
sayılı Kanunun 5 inci maddesinin değiştirilen ikinci
fıkrası hariç 26 ncı maddesi; geçici 1 inci maddesinin
altıncı, yedinci, sekizinci, dokuzuncu, onuncu, onüçüncü,
onbeşinci, onaltıncı, onyedinci ve yirmidördüncü
fıkraları; geçici 2 nci maddesinin ikinci, üçüncü, dördüncü,
altıncı, sekizinci ve dokuzuncu fıkraları ilk mahalli
idareler genel seçiminde,
b) Diğer hükümleri yayımı
tarihinde,
yürürlüğe
girer."
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338
sıra sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde değişiklik
yapılmasına dair Kanun Tasarısının 36. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ederiz.
Bu kanun 01.01.2023
tarihinde yürürlüğe girer.
Mehmet
Erdoğan Enver
Erdem Alim
Işık
Muğla Elâzığ Kütahya
Sadir
Durmaz Seyfettin
Yılmaz Mehmet
Şandır
Yozgat Adana Mersin
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 338 Sıra Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanın Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 36. Maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Birgül Ayman Güler Namık
Havutça Tanju
Özcan
İzmir Balıkesir
Bolu
Celal Dinçer Malik
Ecder Özdemir Kerim
Özkan
İstanbul Sivas Burdur
Muharrem
Işık
Erzincan
MADDE
36 Bu Kanun 1.1.2071 tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) - Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Tanju Özcan, Bolu Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Pardon, Sayın Komisyon
Başkanı Katılmıyoruz. mu dedi? Yanlış mı
duydum acaba?
BAŞKAN
Katılmıyoruz. Dedi. Hayır, ben Katılmıyoruz.
anladım.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Çoğunluğunuz yok
Sayın Başkan. Yani takdire bırakıyorsunuz herhâlde?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) 2071 tarihinde dediler
de onun için efendim.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Hayır, efendim, şu ana
kadar siz takdire bırakıyordunuz çoğunluğunuz
olmadığı için. Burada çoğunluğunuz
olmadığı hâlde nasıl Katılmıyoruz. diyorsunuz,
doğrusu merak ettim.
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Efendim,
çoğunluğumuz yok.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Çoğunluğunuz
olmadığı için takdire bırakıyorsunuz değil mi?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Efendim, son okunan önerge
2071 tarihinde yürürlüğe girer. şeklindeki önerge,
katılmıyoruz efendim.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Hayır, Sayın Başkan
BAŞKAN
Evet, ben de baştan Katılmıyoruz. anladım, öyle
söylediler.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Ama çoğunluğu yok
Sayın Başkanın. Çoğunluğu olmadığı için
Komisyonun takdire bırakabilir, Katılmıyoruz. yönünde bir
kanaat beyan edemez Komisyon Başkanı.
BAŞKAN
Sayın Başkanım
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Salt
çoğunluğumuz yok, katılamıyoruz.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Efendim?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Salt
çoğunluğumuz yok, önergeye katılamıyoruz.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Tamam, salt çoğunluğunuz
yok, katılamıyorsunuz.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Olur mu! 146ncı maddeye göre burada
arkadaşlar oy kullandılar, oyların hepsi verildi işaret
oyuyla.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Özcan.
TANJU
ÖZCAN (Bolu) Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; ben
artık sabahın ilk saatlerinde sizleri Günaydın. diye
selamlamak istiyorum
Bir
haftadır yaklaşık, bu yasayı görüşüyoruz. Ben de her
anına tanıklık etme şansı yakaladım. Divanda
nöbetçi olduğum için. Hemen hemen bütün konuşmacıları
dinledim. Benim açımdan da son derece verimli bir görüşme olduğunu
sizlerle paylaşmak istiyorum. Gerçekten, özellikle, kendi partim olan
Cumhuriyet Halk Partisinin konuşmacılarına ve diğer
muhalefet partisi Milliyetçi Hareket Partisinin değerli temsilcilerine çok
teşekkür ediyorum. Gerçekten, benim şu ana kadar, yaklaşık
1,5 yıllık milletvekilliği dönemimde, takip ettiğim yasalar
arasında muhalefetin gerçekten samimi olarak katkı koymaya
çalıştığı yasalardan bir tanesi olarak bence tarihe
geçti. Burada yapılan konuşmaların, muhalefet partisi
temsilcilerinin konuşmalarının tamamı son derece dolu
konuşmalardı arkadaşlar. Son derece dolu konuşmalardı
ve arkadaşlarımız ciddi anlamda sizlere yol göstermeye
çalıştılar ancak siz belli konulardaki inadınızdan her
nedense vazgeçmediniz.
Ben
konuşmamdan sonra sizin sıralarınıza gelip
bakacağım şurada ne yazıyor diye. Bizim oradan
bakıldığında Egemenlik kayıtsız
şartsız milletindir. yazıyor, altında da Mustafa Kemal
Atatürkün imzası var. Öyle zannediyorum ki sizin oradan
bakıldığında Egemenlik kayıtsız
şartsız bana aittir., imza olarak da Recep Tayyip Erdoğan ismi
yazıyor. (CHP sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
Bunu
neden söylüyorum arkadaşlar? Gerçekten, tamam, Genel
Başkanınızın ricasını kırmamak önemli. Genel
Başkanınızın çalışma saatlerini belirlemesini de
anlıyorum da, kayıtsız şartsız biat etmenizi,
yanlış olduğunu bile bile Sayın Genel Başkanım,
şu da yanlış. demenizi beklediğimi ifade ediyorum veya en
azından belli konularda milletin vekili olarak inisiyatif
kullanmanızı beklerdim.
SITKI
GÜVENÇ (Kahramanmaraş) Siz kullanın.
TANJU
ÖZCAN (Devamla) Bu konuda hayal kırıklığına
uğradığımı ifade ediyorum.
Efendim,
ben bununla ilgili olarak sadece bir hususa değinmek istiyorum:
Bakınız, ben Bolunun milletvekiliyim. Bu yasanın yerel anlamda
benzer bir uygulaması Boluda
yapıldı. 5393 sayılı Yasanın 11inci maddesinde -iki
soyut kriter koymuş- şunu söyler: Genel imar planının ve
temel altyapı hizmetlerinin zorunlu kılması hâlinde
valiliğin, İçişleri Bakanının ve
Danıştayın görüşü doğrultusunda, üçlü görüş
doğrultusunda, onay doğrultusunda
Bir köyün tüzel kişiliği
kaldırılıp onun mahalle yapılması imkânı
doğdu 2005 yılında ve Bolu Belediyesi bunu uygulayan
belediyelerden bir tanesi oldu 2009 seçimleri öncesinde, salt siyasal
kaygıyla. Neden biliyor musunuz? 2007 seçimlerinde bu 17 köyde -belediyeye
sorgusuz sualsiz dâhil edilen -tıpkı bu yasa gibi- 17 köyde, AKPnin
oy oranı yaklaşık yüzde 70ti, yüzde 65in üstündeydi. Sırf
Seçimi kaybedebilirim. endişesiyle 17 köyden yaklaşık 17 bin
seçmeni merkeze ilave etti ve bunun sonucunda da seçimi kazandı. ancak
şunu ifade etmeliyim: İnsanlara kayıpları
anlatılınca gerçekten çok farklı tepkiler verdiklerini gördük.
2007de AKPye yaklaşık yüzde 70 oy veren insanların neler
kaybettiklerini gördükleri anda oy oranını yüzde 30lara nasıl
çektiğini de gördük. Bu noktada atalarımızın güzel bir sözü
var, Ava giden avlanır. derler. Ben, bu yasayı siz cansiparane bir
şekilde, gece gündüz çalışarak çıkartıyorsunuz
Başbakanın talimatını uygulama adına ama bu önümüzdeki
seçimlerde size çok büyük bir ters etki yapacak kanaatindeyim.
Yaklaşık 16 bin köy ve 1.500ü aşkın beldedeki milyonlarca
insan bunun hesabını size soracaktır diye düşünüyorum.
Siyaseten
sizin bundan bir şey kaybedecek olmanız bu yasanın Anayasaya aykırı
olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Bu yasanın, birçok
sözcünün ifade ettiği gibi, Türkiyenin bölünmez bütünlüğünü
tehlikeye düşürdüğü gerçeğini de değiştirmiyor. Biz
bunları söylüyoruz, sizler bunları dinlemiyorsunuz ama umuyorum
yapılacak olan ilk seçimde seçmen bu hataların hesabını,
kendi kayıplarının hesabını bu bölgede yaşayan
insanlarımız size soracaktır diyorum.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338
sıra sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde değişiklik
yapılmasına dair Kanun Tasarısının 36. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ederiz.
Bu kanun 01.01.2023
tarihinde yürürlüğe girer.
Mehmet Şandır
(Mersin) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz efendim.
BAŞKAN Önerge
üzerinde söz isteyen Seyfettin Yılmaz, Adana Milletvekili. (MHP
sıralarından alkışlar)
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi
saygıyla selamlıyorum, hepinize hayırlı sabahlar dilemek
istiyorum.
Evet,
bu kanun tasarısıyla ilgili, Milliyetçi Hareket Partisi,
komisyonlarda ve günlerdir Mecliste her şeyi söyledi ama dikkate
almayacağınız ortaya çıkıyor. Yani bu sizin kendi
kararınız, eğer kendi iradenizle verdiğiniz bir kararsa
diyeceğimiz bir şey yok, inşallah hayırlı olur,
inşallah bundan pişmanlık duymazsınız.
Şimdi,
değerli milletvekilleri, şunu söyleyeceğim: Ben ASKİ Genel
Müdürlüğü yaptım Adanada. Pergel yasasıyla beraber
birtakım köyler büyükşehir sınırları içerisine
alındı. ASKİ Genel Müdürlüğüm sırası içerisinde
bu alınan köylerden de biliyorsunuz köy tüzel kişilikleri
kaldırılmadığı için -orman köylerinde- onlar da
durumlarını muhafaza etti. Ona rağmen bu köylerin
sıkıntılarını çözmekte zorlandık. Bu sadece
Adanaya has bir şey değil.
Şimdi,
30 kilometre çapındaki problemi çözemeyen bu belediyeler, birtakım
sıkıntıları
FİKRİ
IŞIK (Kocaeli) Sizin belediyeniz
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) Beyefendi, bir dinle ya, Allah rızası için bir
dinle sabah sabah ya! Şimdi Ankaradan örnek vereceğim. Hangi
belediyeden bahsediyorsun? Aytaç Durak senin AKPnin de belediye
başkanlığını yaptı. Bir dinle.
Sayın
Ulaştırma Bakanı burada. Adana Büyükşehir Belediyesi dâhil
olmak üzere, Ankara Büyükşehir Belediyesi, diğer belediyeler Metroyu
devralın, biz bunun altında kalkamıyoruz. diye günlerce
kapınızı çaldı mı, çalmadı mı Sayın
Bakan? Ankara Belediyesinin metrosunu 900 milyon borcuyla beraber, 4 milyar
masrafıyla beraber aldınız mı, almadınız mı?
Nedir?
Demek ki oturmamış, yapılmamış, yapılamıyor.
Yani pergel yasasıyla olan bir yerde bile problemleri çözemeyen bir
büyükşehir belediyesi, mevcut belediyeler, Adana için söylüyorum,
Tufanbeylide, Saimbeylide, Fekede -ben orman bölge müdürlüğü
yaptım altı yıl- o dağ köylerindeki hangi problemi çözecek Allah
rızası için? Mersinde, Antalyada, Muğlada dağ
köylerinde, dağ ilçelerinde, mevcut yerdeki problemleri çözemeyen bir
büyükşehir belediyesi hangi problemleri çözecek?
Bunu
niye söylüyorum? Değerli arkadaşlar, bunlar bir ihtiyaçtan
doğmamıştır, bu bir ihtiyacın neticesi değildir.
Daha büyükşehir belediyelerinin mevcut hâlleriyle kendilerini yenilemesi
ve revize etmesi
gerekirken siz il mülki hudutlarını
büyükşehir hudutları hâline getiriyorsunuz. Ya, Allah
rızası için Bakan açıklasın, hepsi Bakanın kapısının
peşinde, metroların altından kalkamamışlar. Ankara
Büyükşehir Belediyesinin ne kadar borcu var? 6 milyar lira.
Yani bunu
şunun için söylüyorum: Bu bir ihtiyaçtan doğmamıştır,
bu planlı bir sürecin sonudur. Söyledim, Mehmet Metinere -AKP
Milletvekili- 1991 yılında Recep Tayyip Erdoğan Başbakanken
bir rapor hazırlatıyor. (AK PARTİ sıralarından
İl Başkanı sesleri) Doğrudur, 1991de İstanbul
İl Başkanıyken. Orada bugünün mesajları veriliyor, söylüyor
orada bugün gelinen federalizmi, eyaletleri. Hadi onu bırakın,
bakın, İsrailin Dışişleri Müsteşarı eski
Ankara Büyükelçisi aynı şeyi söylüyor, diyor ki:Kürt eyaletlerinin
kurulması için -Ne zaman söylüyor bunu? Eylül 2010da- Recep Tayyip
Erdoğanın Adalet ve Kalkınma Partisinin Kürt politikasını
gerçekleştirebilmesi için bir dönem daha iktidara ihtiyacı var. Bakın,
1991
AHMET
AYDIN (Adıyaman) Kim diyor onu?
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) Söylüyorum, İsrail Dışişleri
Bakanlığı Müsteşarı, eski Ankara Büyükelçisi. Okuyayım
beyanatlarını, 10 Eylül 2013 te
AHMET
AYDIN (Adıyaman) Ona mı inanıyorsun?
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) Ben söylüyorum, sen inanmayabilirsin Ahmet Bey. 91de
Sayın Mehmet Metinerin hazırladığı raporu ve Recep
Tayyip Erdoğanın basına şey yaptığı
Bakın, bu da sizin Recep Tayyip Erdoğanın -Meclisin
arşivine gir Ahmet Aydın Bey- aynen soruya verdiği cevabı
söylüyorum: Kürtler ayrı yaşamak istiyoruz derlerse ne olacak?
diyor. Osmanlı eyalet sistemine geçebiliriz. diyor. Meclis Kütüphanesine
gidin, Recep Tayyip Erdoğanın oradaki söyleşisinde bunu
bulursunuz. Niye söylüyorum? Bunlar planlı bir sürecin sonucunda
Ya,
siz bunları yapmak niyetindesiniz de bizim bu dağ köylerinden, orman
köylerinden ne istiyorsunuz? Yani, bu hedeflerinizi gerçekleştirmek
isterken bu köylüleri niye mağdur ediyorsunuz? Bunların
haklarını nasıl ödeyeceksiniz? Ya bugün şu olabilir
Ben
inanıyorum, siz istediğiniz kadar söyleyin, içinizde yüreği kan
ağlaya ağlaya buna evet diyecek milletvekilleri olacak, Allah
şahittir yukarıda. Çünkü bire bir konuştuğumuzda içinizde
bunu söyleyen birçok milletvekili oldu ama şunu söyleyeceğim: Mehmet
Metiner gibi birtakım milletvekilleri, onun gibi düşünen
milletvekilleri bu süreci hazırlayabilirler ama tek dil, tek devlet, tek
bayrak diye milletvekilleri hangi usulle buna oy verecekler ve bunun
hesabını kendi vicdanlarına nasıl verecekler, sormak
istiyorum.
MEHMET
METİNER (Adıyaman) Hiç ajitasyonunuza gelmeyeceğiz.
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) Hiç ajitasyona gerek yok, yani
planladığınızı gerçekleştireceksiniz.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) Ama Allah büyük, herkesin bir hesabı varsa, Cenabı
Allahın da, yüce Türk milletinin de hesabı vardır.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
MEHMET
METİNER (Adıyaman) Hayırlı sabahlar
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) Saygısızlık yapma, sen benim muhatabım
değilsin! Sen benim muhatabım değilsin, sen onlarla konuş.
AYŞE
NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) Muhatap almıyorum diyorsun, sabahtan
beri cevap veriyorsun.
SEYFETTİN YILMAZ
(Adana) Ya, Ayşe Nur Bahçekapılı Hanım, buradan cevap
verin, oradan laf atmayın.
Sen böyle yap! Sen
konuşma! Yakışıyor mu ya Grup Başkan Vekiline! Bana
niye böyle hareket yapıyorsun?
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 338
sıra sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 36 ncı
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli (Giresun) ve arkadaşları.
"MADDE 36- (1) Bu
Kanunun;
a) 1 inci maddesi; 2 nci maddesi; 3 üncü
maddesinin birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü, beşinci, altıncı,
yedinci, sekizinci ve dokuzuncu fıkraları; 4 üncü maddesi; 5 inci
maddesi; 6 ncı maddesi; 7 nci maddesiyle değiştirilen 5216
sayılı Kanunun 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (g)
bendi; 5216 sayılı Kanunun 18 inci maddesinin son
fıkrasının yürürlükten kaldırılmasına
ilişkin hükmü hariç 13 üncü maddesi; 22 nci maddesi; 25 inci maddesi; 5779
sayılı Kanunun 5 inci maddesinin değiştirilen ikinci
fıkrası hariç 26 ncı maddesi; geçici 1 inci maddesinin
altıncı, yedinci, sekizinci, dokuzuncu, onuncu, onüçüncü,
onbeşinci, onaltıncı, onyedinci ve yirmidördüncü
fıkraları; geçici 2 nci maddesinin ikinci, üçüncü, dördüncü,
altıncı, sekizinci ve dokuzuncu fıkraları ilk mahalli idareler
genel seçiminde,
b) Diğer hükümleri yayımı
tarihinde,
yürürlüğe
girer."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Takdire
bırakıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) Katılıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
- Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kabul
edilen önergeler doğrultusunda yürürlük maddesinin düzenlenmesi
amaçlanmaktadır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunacağım
III.- YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
- Yoklama talebi var, yerine getireceğim.
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Serindağ, Sayın Havutça, Sayın Güler,
Sayın Türkoğlu, Sayın Demiröz, Sayın Dinçer, Sayın
Acar, Sayın Ağbaba, Sayın Öner, Sayın Tanal, Sayın
Tamaylıgil, Sayın Gürkan, Sayın Özel, Sayın Akar,
Sayın Öztürk, Sayın Güven, Sayın Küçük, Sayın
Değirmendereli ve Sayın Aksünger.
Bir
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık
ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681,
2/786, 2/820, 2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul
edilen önerge doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
37nci
madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 338 sıra sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde değişiklik
yapılmasına dair Kanun Tasarısının 37. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ederim.
Madde
37. Bu kanun hükümlerini İçişleri Bakanı ve Başbakan
yürütür.
Mehmet
Erdoğan Enver
Erdem Mehmet
Şandır
Muğla Elâzığ
Mersin
Alim
Işık Sadir
Durmaz
Kütahya Yozgat
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 338 Sıra Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 37. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Birgül
Ayman Güler Namık
Havutça Celal
Dinçer
İzmir Balıkesir İstanbul
Muharrem
Işık Malik
Ecder Özdemir
Erzincan Sivas
MADDE
37- Bu Kanun hükümlerini İçişleri Bakanı yürütür.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen?
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Birgül Ayman Güler
BAŞKAN
Birgül Ayman Güler, İzmir Milletvekili. (CHP sıralarından
alkışlar)
BİRGÜL
AYMAN GÜLER (İzmir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
önergemizi İçişleri Bakanı yürütür diye verdik, çünkü,
tartışmalardan hatırlayacaksınız, il özel idarelerinin
kaldırıldığı 29 ilde mal
varlığını, görevlerini, personelini, neyi var neyi yoksa
kimlere verileceği konusunu İçişleri Bakanlığı kararlaştırsın
hükmü vardı. Bunun Anayasaya aykırı olduğunu
söylemiştik ama ne İçişleri Komisyonu ne de Genel Kurulunuz
dikkate aldı. Ne yazık ki bir yerel idareden görevlerin,
kaynakların, personelin, hazineye, diğer bakanlıklara, merkezî
idarede pek çok kuruluşa, diğer yerel yönetimlere devrine
İçişleri Bakanlığı bürokrasisinin karar veresi uygun
görüldü.
Efendim,
çalışmanın sonuna geldik. Hemen şunu hatırlatmakta
yarar var: Bu tasarıyla yaptığınız şey, 1974
yılında İngilterenin yaptığı bir şeydi.
İngiltere, mülki büyükşehri 9 ilinde kurmuştu ve 80li
yılların sonunda kaldırdı çok çeşitli
zararlarını gördüğü gerekçesiyle
kaldırmıştı. Başka ülkelerin deneyiminden yararlanarak
bir hatadan kendimizi korumak mümkündü.
Bu
tasarıyla beraber, 29 ilin genel bütçe vergi gelirleri tahsilat
toplamından yüzde 6 paylar kesildikten sonra, Ankaranın
kasasındaki paydan pay alacak diğer 52 il, yani Türkiyenin yoksul 52
ili, zengin 29 ilini finanse edecek. Bu tasarıyla beraber, Türkiyedeki
bölgesel dengesizliklerin artmasından gerçekten çok endişeliyiz.
Bu
tasarı nasıl bir süreçte hazırlandı? Hatırlatmakta
fayda var. Bu tasarı kamuoyuna sunulmadı, bakanlıklara
sunulmadı, bakanlıkların yazılı görüşü
alınmadı, Meclise geldiğinde tek komisyona
bırakıldı, Plan ve Bütçe Komisyonu kaçak düştü. Anayasa
Komisyonuna gitsin. dedik; bizim Komisyon Başkanımız dinlemedi.
İçişleri Komisyonu, mali boyutları ve anayasal
boyutlarını da tamamlamaya gayret ederek, Genel Kurula
olgunlaşmış bir çalışmayla gelmeye çaba gösterdi;
elbette eksik kaldı. Son tartışmalar, orada nasıl eksik
kaldığını Hükûmetin, sanıyorum net olarak gösterdi.
Komisyon
çalışmalarına toplumdan bu konuyla ilgili olanlar davet
edilmedi. 6 maddeyi çalıştık, buraya geldik
karşımızda 39 madde vardı. Elimizdeki şey bir tasarı
değildi, gerçekte bir taslaktı. Komisyonlarda 27 önerge vererek,
burada da yaklaşık 10 önerge vererek, Hükûmet, elindeki
taslağı tasarıya çevirmeye çalıştı.
Tasarı
hâlindeki metin şimdi yasa olarak karşımıza çıkacak.
Çok düzeltme yapacağız, çok hata var ama en büyük hata, Anayasa
Mahkemesine gittiğinde ortaya çıkacak. Çünkü en temel kurucu maddesi
Büyük yerleşim merkezlerinde kurabilirsiniz, illerde değil maddesi
nedeniyle bu tasarı yaşam şansı bulamayacak.
Değerli
milletvekilleri, nasıl bir tasarı? 29 ilde büyükşehir
belediyelerini borçlandıran bir tasarı. Yani İstanbul ve Ankara
büyükşehir belediyelerinde gördüğümüz o muazzam borçluluğu 29
ile yaygınlaştıracak bir tasarıya imza atıyorsunuz.
Kırsal rant ilişkilerini yaygınlaştıracak bir
tasarı; o yüzden köylerden büyük nüfus boşalmaları ve mülk el
değiştirmelerine yol açacak bir tasarıya imza atıyorsunuz
ve en önemlisi, bir idari federalizm tasarısına imza
atıyorsunuz. Bunların sakıncaları üzerinde çok geniş
olarak durduk. Biz görevimizi yaptık. Görebildiğimiz tüm
sorunları dostça ve tüm içtenliğimizle huzurunuzda
paylaştık. Keşke, siz de bizim özen gösterdiğimiz konulara
biraz kulak verseydiniz önümüzdeki dönemde çok daha iyi bir yönetim sistemine
doğru adım atardık.
Efendim,
ben bu tasarı hayırlı olsun diyemeyeceğim. Bu tasarı
Türkiyeye yapılmış büyük bir kötülüktür.
Saygılar
sunuyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan anlaşıyor ki ihtiyaç var, Hocam
bir beş dakika daha anlatsın!
BAŞKAN
- Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi
Görüşülmekte
olan 338 sıra sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde değişiklik
yapılmasına dair Kanun Tasarısının 37. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ederim.
Madde
37 Bu kanun hükümlerini İçişleri Bakanı ve Başbakan
yürütür.
Mehmet Şandır
(Mersin) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) - Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Mehmet Şandır, Mersin Milletvekili.
(MHP sıralarından alkışlar)
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
sözün sonuna geldik.
Tabii,
Sayın Hocanın ifade ettiği gibi, hayırlı olsun
demeyi çok arzu ederdik ama bu yasa bir hayırlı yasa değil.
Allah sonumuzu hayreylesin (AK PARTİ sıralarından Amin
sesleri) Bu yasayla sonumuzu ateşe attığınızın ne
zaman farkına varacaksınız, onu bilmiyorum.
Biz,
Milliyetçi Hareket Partisi olarak, ilk günden bu yana, tarihî örneklerini de
göstererek milletimizin birliğine, devletimizin siyasi birliğine,
vatanımızın bölünmez bütünlüğüne tehdit ve tehlikeler
getireceğini ifade ederek bu yasaya karşı çıktık.
Çünkü hem iç PKK saldırılarının
ulaştığı nokta hem dış konjonktürden ülkemizi
kuşatan gelişmeler, böyle bir süreçte bu türde bir yönetim
değişikliğinin, yani idari federalizme adım atacak, zemin
hazırlayacak böyle bir hukuk düzenlemesinin tehdit ve tehlikelerini,
muhtemel tehlikelerini inanınız ki birçok konuşmayla, birçok
yönleriyle anlatmaya çalıştık. Bizim için milletimizin
birliği, devletimizin siyasi birliği, vatanın bölünmez
bütünlüğü bir haysiyet, bir şeref, bir onur meselesi yani bunu
savunmak bizim asli görevimiz, ben inanıyorum ki sizin de göreviniz.
Arkadaşımız da bunu ifade etmeye çalıştı ama
yanlış anladınız.
Değerli
arkadaşlar, bakınız, tarihe bakmasını bilmeyen siyaset
adamı, devlet adamı geleceği doğru öngörmez, bugünü
doğru algılayamaz. Koca bir Balkan coğrafyasını
kaybettik. Osmanlı Devleti Balkan devletidir. Koca bir Balkan
coğrafyasını kaybettik. 1911-1913 arasındaki Balkan savaşlarını
yöneten Osmanlının Dışişleri Bakanının
sözünü birçoğunuz bilirsiniz. Kendisine bu tehlike ve bu muhtemel
gelişmeyi bahsedenlere karşı şu sözü söylemiştir:
Balkanlardan imanım kadar eminim. demiştir. Bu sözü söylemesinden
bir ay sonra Balkan savaşı çıktı, 4,5 milyon
insanımızı Balkan Dağlarında kaybettik.
Birçoğunuz Balkanlısınız, atalarınızdan bu
hikâyeleri duymuşsunuzdur.
Değerli
arkadaşlar, şimdi elinizi vicdanınıza koyun. On
yıllık iktidarınızın sonunda etnik bölücülük dünden
daha mı kötü durumda yoksa daha mı ileri durumda? Bu etnik
bölücülüğün silah zoruyla dayatıldığı bir süreçte, siyaset
yoluyla böyle bir zemin hazırlamanın tehdit ve tehlikesini
öngörmemiş olmanızı anlayabilmek mümkün değil değerli
arkadaşlar, inanınız ki anlayabilmek mümkün değil. Yani
ölümün denemesi olmaz. Bu, ülkemiz açısından, gelecek
açısından ölüme kapı aralayan bir süreç.
Dolayısıyla
bütün itirazımıza rağmen maalesef inat ettiniz, ısrar
ettiniz. Sizden biz bir şey istedik, dedik ki: Gelin, bunu mülki idare
hudutlarına taşımayınız. Diğer teknik hususları
birlikte düzenleyelim. Zamanınız var, gelin birlikte
tartışalım. Eğer, idari bir restorasyon gerekiyorsa
Türkiye'de bunu birlikte yapalım. Ama sorularımıza cevap
vermediniz, tedirginliklerimizi ciddiye almadınız. Arkadaşımın
ifade ettiği, Sayın Seyfettin Yılmazın ifade ettiği
gibi birtakım yerlerin dayatmasıyla bu kanunu bugün, buradan
çıkarıyorsunuz oylarınızla bu sorumluluğa
katılıyorsunuz. Allah indinde sorumlusunuz. Milletimizin
geleceği açısından sorumlusunuz.
Demin bir
arkadaşımız söyledi, Herkesin bir hesabı vardır. ama
bilesiniz ki mutlak hesap Allahın hesabıdır.
SITKI GÜVENÇ
(Kahramanmaraş) Şer bildiğiniz şeylerde de hayır
olabilir.
MEHMET ŞANDIR
(Devamla) Bu milleti tarih yok edememiştir. İnanıyorum ki biz,
bu millet olarak bu topraklarda yaşayan halkı görüyoruz, eğer bu
halkı etnik temelde parçalayacak bir sürece katkı veriyorsak Allah
buna razı olmayacaktır. Dolayısıyla, bu yasa hayırlı
bir yasa olmamıştır değerli arkadaşlar. Allah
encamımızı ve sonumuzu hayıreylesin diyorum.
Her şeye rağmen
ben size bir şey söyleyeyim. Attığınız taş,
ürküttüğünüz kurbağaya değdi mi? Bu kadar olumsuz
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MEHMET ŞANDIR
(Devamla) Sabahın bu saatinde, Allah başka sıkıntılar
vermesin diye temenni ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
İkinci bölümde yer
alan maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.
Sayın Hamzaçebi, söz
talebiniz vardı. İstedikleri takdirde diğer sayın grup
başkan vekillerine de söz vereceğim.
Buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
69.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebinin, 338 sıra sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanun
Tasarısına ilişkin açıklaması
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, ister üniter yapıya sahip olsun isterse federal
yapıya sahip olsun, bütün ülkelerde, bütün devletlerde kamu hizmetlerinin
merkezî yönetimler ile yerel yönetimler arasındaki bölüşümü
anayasalarda düzenlenir ve anayasaların kamu hizmetlerinin merkezî
yönetimler ile yerel yönetimler arasındaki bölüşümüne ilişkin
yaklaşımı o devletin yönetim sistemini belirler.
Bizim
Anayasamızın 126ncı maddesinde merkezî yönetim
tanımlandıktan sonra, 127nci maddede yerel yönetimler
tanımlanmıştır ve 127nci maddeye göre de yerel yönetimler
il, belde veya köy halkının mahallî ve müşterek
ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulurlar. Yani yerel
yönetimler, mahallî ve müşterek ihtiyaçları karşılamakla
görevli olan kurumlardır.
Tasarıyı
bu açıdan incelediğimizde, Anayasanın bu
yaklaşımı çerçevesinde, merkezî yönetime düşen herhangi bir
görevin yerel yönetime aktarıldığını görmüyoruz. Tam
tersine, yerel yönetimlerin bir kısım yetkilerinin il genel meclislerinin
kaldırılması suretiyle merkezî yönetime
aktarıldığını görüyoruz. Bu anlamda, yerel yönetimi
güçlendiren bir yaklaşımın bu tasarıda
olmadığını söylemek mümkündür.
Yine
bu tasarıda, Anayasanın merkezî yönetim ile yerel yönetim
arasındaki görev bölüşümüne ilişkin, biraz önce belirttiğim
çerçevede, herhangi bir yaklaşım olmamakla birlikte, Türkiye'nin
tarafı olduğu Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartına
aykırı birçok düzenlemenin olduğunu görüyoruz. Örneğin,
belde belediyelerinin kaldırılması bir referandumla
yapılması gerekirken, bu tasarı doğrudan doğruya, koymuş olduğu, yer
vermiş olduğu bir hükümle belde belediyelerinin ortadan
kaldırılmasını yasayla gerçekleştirmektedir. Bu,
Türkiye'nin taraf olduğu Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik
Şartına aykırıdır.
Yine,
2005 yılında bu Parlamentonun kabul ettiği ve yürürlüğe
koyduğu Belediye Kanununun getirdiği yaklaşım, herhangi
bir beldenin bir mahallesinin veya bir köyün bir başka belediyeye
katılacak olması hâlinde referandum yapılmasıdır.
2005teki yaklaşım Avrupa Konseyi Yerel Yönetimler Özerklik
Şartına uygun olduğu hâlde, bu tasarı bu konuda bu
uluslararası ilkeden ayrılmıştır, bu yönüyle
yerelleşmenin tam aksine bir anlayışa sahiptir. Bu
tasarının
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Toparlıyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Buyurun.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Bu tasarının bizim Anayasamıza
en aykırı düzenlemesi, bütünşehir düzenlemesi yapmak suretiyle,
Anayasanın 127inci maddesinin üçüncü fıkrasının son
cümlesine aykırı olan düzenlemedir. Anayasamızın bu ilgili
maddesine göre, sadece yerleşim merkezleri için özel yönetim modelleri
kurulabilir, bu çerçevede bütünşehir uygulaması belki
düşünülebilir ama köyleri mutlaka muhafaza etmek gerekirdi, beldeleri
mutlaka muhafaza etmek gerekirdi; bu yapılar, bu yönetim modelleri
muhafaza edilerek büyükşehir belediyeleri buralara altyapı ve
diğer yatırım hizmetlerini götürebilirdi. Bu açıdan
Anayasamıza çok açık bir aykırılık vardır.
BAŞKAN Lütfen,
toparlayın.
MEHMET DOMAÇ
(İstanbul) Yeter ama!
ALİ ŞAHİN
(Gaziantep) Kaç dakika konuşacak?
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yine bu tasarı, günlük siyasetin
birtakım problemlerini, daha doğrusu problem değil iktidar
açısından problem gözüken bazı konuları buraya
taşımıştır.
BAŞKAN Buyurun
Sayın Milletvekilim, bir şey mi söylüyorsunuz?
ALİ ŞAHİN
(Gaziantep) Kaç dakika konuşacak?
BAŞKAN Lütfen ama
ALİ ŞAHİN
(Gaziantep) Süresini bilelim ona göre sabredelim.
ALİM IŞIK
(Kütahya) Uykun mu geldi?
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Örneğin, Yenimahalle Belediyesine
ilişkin düzenlemenin bu tasarıda ne işi vardır değerli
arkadaşlar? İstanbul Sarıyer Belediyesinin, Şişli
Belediyesinin mahallelerinin birinden alınıp öbürüne katılmasının
bu tasarıda ne işi vardır? Yani AKP seçim alacağım
düşüncesiyle Yenimahalleye göz dikmiş, Sarıyere göz
dikmiş, diğer bazı beldelere göz dikmiş. Kahramanmaraş
Pazarcıkta, İskenderunda Alevi vatandaşlarımızın
olduğu mahalleleri bir yerden öbür yere taşımak suretiyle,
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde örneği görülmeyecek şekilde bir mezhep
esaslı yaklaşım göstermiştir. Bunlar bu Parlamentoya
yakışmamıştır.
BAŞKAN Lütfen,
sözlerinizi tamamlayınız. Beşinci dakika doldu.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Bu tasarıyı bu açılardan olumsuz
buluyoruz. Ancak büyükşehir belediyesi sayısının 16dan
29a çıkarılması yönündeki Cumhuriyet Halk Partisi taahhüdünün
bu tasarıda eksik bir şekilde yer aldığını ifade
ediyorum.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Canikli, buyurun.
70.- Giresun Milletvekili Nurettin Caniklinin, 338
sıra sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanun
Tasarısına ilişkin açıklaması
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Evet,
değerli arkadaşlar, arkadaşlarımızın da ifade
ettiği gibi, şu saat itibarıyla konu üzerinde konuşulmadık
herhangi bir şey kalmadı ama bazı hususların tekrar,
özellikle altının vurgulanması gerekiyor, bizim
vurgulamamız gerekiyor.
Bu
tasarıyla ilgili olarak özellikle Milliyetçi Hareket Partisine mensup
arkadaşlarımızın ortaya koyduğu bu tavır, hatta
belki hassasiyet, aşırı hassasiyet diyelim, ne derseniz deyin,
hiçbirisinin kesinlikle gerçekleşmeyeceğine ve gerçekleşme
ihtimalinin de olmadığına samimiyetle inanıyoruz. Neden? Bakın
Bu
tasarıyla belediyelerin yetki içeriğinde en ufak bir artış,
ilave yapılmamaktadır. Yani aynen öyle, yetki alanı
genişletilmektedir ikisi farklı şey. Bir belediyenin yetki
alanı genişletilmektedir, ama yetkilerinin özünde, sahip
oldukları yetkilerde, özellikle bugün itibarıyla sistemimizde,
merkezî yönetim ya da onların organları tarafından doğrudan
ya da dolaylı olarak kullanılan yetkilerden hiçbir tanesi,
oluşturulan bu büyükşehir belediye organlarına verilmemektedir,
devredilmemektedir.
Bakın,
Anayasamızın 127nci maddesinin dördüncü fıkrası aynen
şöyle: Merkezî idare, mahallî idareler üzerinde, mahallî hizmetlerin
idarenin bütünlüğü ilkesine uygun şekilde yürütülmesi, kamu
görevlerinde birliğin sağlanması, toplum yararının korunması
ve mahallî ihtiyaçların gereği gibi karşılanması
amacıyla, kanunda belirtilen esas ve usuller dairesinde idarî vesayet
yetkisine sahiptir.
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Diyarbakır üzerinde kaç defa idarî vesayet
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Bakın, bunu tam anlamıyla
karşılayan madde 34üncü madde. Baktığınız zaman
34üncü maddeye
MEHMET
ERDOĞAN (Muğla) Diyarbakır Belediye Başkanı sana her
gün meydan okuyor, ne cevap verebildiniz bugüne kadar da bundan sonra
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Lütfen, lütfen
34üncü
maddeye baktığınız zaman orada oluşturulan
başkanlığın yani ciddi anlamda, tatmin edici bir tarzda,
tam anlamıyla karşıladığı
tartışmasızdır. Çünkü bu
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) İmkânı yok.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Aynen öyle.
Tam
anlamıyla idari vesayet yetkisi olarak tanımlayabileceğimiz,
hatta bazı görüş sahiplerinin çok fazla ileri gidildiği
şeklinde ve
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Bu memleketi yöneten valiler var aranızda, onlar konuşsun onlar.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun)
merkezî yönetimin müdahalesinin çok fazla
aşırıya gittiği şeklinde yorumladığı
bir maddedir 34üncü madde. Hatta, haklı bile olabilirler çünkü bir
açıdan bakıldığında, biraz tepkisel bir düzenleme yani
biraz ön yargılı bir düzenleme.
MEHMET
ERDOĞAN (Muğla) Sayın Canikli, Grubunuzda bir sürü vali var,
birisi konuşsun.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Neden ön yargılı? Hassasiyetler
nedeniyle ön yargılı bir madde 34üncü madde yani
başkanlığın oluşturulması ve bu birimler üzerine,
yani büyükşehir belediyelerinin üzerine ciddi anlamda kuvvetli bir vesayet
yetkisinin verilmiş olması belki doğal da değil, normal de
değil. Eğer Türkiyenin bu özel durumu olmasaydı gerek bile
olmayacaktı. O yüzden, rahatlıkla bunu
karşılayacaktır.
Bakın,
bunu idari federalizm olarak da hiçbir şekilde tanımlamak mümkün
değil. Neden? Çünkü merkezî yönetimlerin sahip olduğu yetkiler
aynı alanda, aynen korunmaktadır; kaymakamların ve valilerin
kullandığı merkezî yönetimin kolları, temsilcileri ya da
hiyerarşik yapıdaki organları olarak ortada durmaktadır.
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Ortada kaldılar!
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Bir kayma söz konusu değildir. Yani ne
büyükşehirlerde valilerin bu anlamda yetkilerinde bir geriye gidiş
söz konusudur ne de kaymakamların.
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Çıkar çıkmaz ortada
bıraktınız! Yetkisiz!
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Esasında şu olmuş olsaydı
Yani
bu yasayla biliyorsunuz büyükşehirlerde il özel idareleri
kapatılıyor. Esasında, kısmen merkezî yönetimin sahip
olduğu yetkileri kullanmaları hasebiyle, özelliğiyle belki
mahallî federal organ olarak birtakım tadilata tabi tutularak kullanılabilecek
organ il genel meclisleridir, aynen öyle evet.
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Belediye meclisleri ne olacak şimdi?
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Yetkilere baktığınız zaman,
belediyelerin kullandığı yetkilerle il genel meclislerinin
kullandığı yetkiler bu anlamda
BAŞKAN
Sayın Canikli, lütfen sözlerinizi toparlayın.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Tamamlıyorum Sayın Başkan.
Bu
açıdan da il genel meclislerinin merkezî yönetimin
kullandığı okul yaptırmak vesaire, buna benzer, vergiyle
ilgili birtakım yetkileri vardır. Bunlar, merkezî hükûmetlerin
kullandıkları yetkilerdir. Belediyelerin böyle yetkileri yok. Yani
özellikle merkezî hükûmetlerin kullandığı hiçbir yetkiye sahip
değiller ve verilmemektedir ilave olarak.
Dolayısıyla,
tekrar özet olarak söylüyor ve bunu samimi hislerimizle, düşüncelerimizle,
bilerek ifade ediyoruz: Bu anlamda bu kaygıları ortaya çıkaracak
bir hüküm, düzenleme içermemektedir.
Ben,
hayırlı olmasını temenni ediyorum ve herkese, bütün
emeği geçenlere teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Vural
71.- İzmir Milletvekili Oktay Vuralın, 338
sıra sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanun Tasarısının
milletimizin seçme hakkını, yönetim hakkını, demokrasiyi ve
devletimizin birliği ve bütünlüğünü haleldar edecek bir düzenleme
olduğuna ve MHP Grubu milletvekillerinin yapılması gereken tüm
uyarıları yaptıklarına ilişkin açıklaması
OKTAY
VURAL (İzmir) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Milletimizin
seçme hakkını, yönetim hakkını, demokrasiyi ve devletimizin
birliği ve bütünlüğünü haleldar edecek bir düzenleme, sadece ve
sadece parmak çoğunluğuyla geçmiştir. Bu, milletin iradesi
değildir, milletin egemenliği hiç değildir.
Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkan Vekili olarak, Grubumuza mensup
milletvekillerimize teşekkür ediyorum. Milletimizin ve devletimizin
hukukunu korumak için mücadele ettiler, sözlerini söylediler,
uyarılarını yaptılar. Hukuktan kaynaklanan
haklarını kullandılar, haksızlık
karşısında susan dilsiz şeytan olmadılar. Namus ve
şeref üzerine yemin ettikleri değerleri korudular. Sadece ve sadece
milletin vekili oldular. Gözleri olup da görmeyenlere, kulakları olup da
duymayanlara, dili olup da konuşmayanlara, kötülüğü defetmek için
parmağını kıpırdatmayanlara söyleyecek bir şeyim
yok.
NİHAT
ZEYBEKCİ (Denizli) Kendine bak, kendine!
OKTAY
VURAL (İzmir) Ama unutulmasın ki gözler ve kulaklar, aynı
zamanda tutanaklar şehadet edecektir.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Vural.
Sayın
milletvekilleri, birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati:05.54
11 Kasım 2012 Pazar
ON DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 06.04
BAŞKAN: Başkan
Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Özlem YEMİŞÇİ
(Tekirdağ)
-----0-----
BAŞKAN
- Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 21'inci
Birleşiminin On Dördüncü Oturumunu
açıyorum.
338
sıra sayılı tasarının görüşmelerine devam
edeceğiz.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 22 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen'in;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal; Malatya Milletvekili Öznur Çalık
ve 14 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ile
İçişleri Komisyonu Raporu (1/690, 2/128, 2/234, 2/289, 2/508, 2/681,
2/786, 2/820, 2/823, 2/892) (S. Sayısı: 338) (Devam)
BAŞKAN
- Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Şimdi,
İç Tüzükün 86ncı maddesi gereğince oyunun rengini belli etmek
üzere ve lehte olmak şartıyla Namık Havutça, Balıkesir
Milletvekili.(CHP sıralarından alkışlar)
NAMIK
HAVUTÇA (Balıkesir) Çok teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; evet, bir yasa
sürecini birlikte yaşadık. Gerçekten burada çok şeyler
yaşandı ama hoş olmayan şeyler de yaşandı.
Dilerdik ki, Türkiye demokrasi tarihine güzel örnekler sergilensin.
Keşke,
Sayın Bakan yazın bu yasayı saklamasaydınız toplumdan.
Toplum, bunu yazın tartışsaydı. Keşke bu yasayı
biz, üniversitedeki akademisyenler gelseydi, orada tartışsaydık.
Yani, önümüzde birçok süre vardı ama bunların hiçbirisine fırsat
vermediniz.
Bakın,
ne yazık ki burada birbirimize çok ağır şekilde sözler
ifade edildi. Ben, bu yasanın bir ihanet yasası olduğunu asla
söylemek istemiyorum. Bu Meclisin çatısı altında bu toprakların
yetiştirdiği hiçbir vicdanlı evladın ihanet kelimesiyle
buralara geleceğine asla ihtimal vermiyorum, ona ihtimal vermiyorum. (AK
PARTİ sıralarından Bravo. sesleri, alkışlar) Ama
demokrasi adına büyük eksiklikler yaşandı, onu da kabul etmemiz
lazım. Hukuk adına burada büyük şeyler yaşandı.
Adamı vuranı idam ettik, bir başka vuranı akladık. Değerli
arkadaşlar, biri birine hain dedi, üzerine kurşun sıktık;
bir diğeri de diğerine dedi, onu da akladık. Yani Mecliste,
artık, gerçekten adaletin terazisinin adil ölçtüğü objektif
yasaları ve duruşları sergilememiz lazım.
Değerli
arkadaşlarım, bakın, bu yasayla ilgili en büyük
haksızlık benim Balıkesir ilime yapıldı.
Sayın
Bakan, değerli Komisyon üyesi arkadaşlarım; Komisyonun ilk
teklifinde, Hükûmetin teklifinde, yasanın 2nci maddesinin dördüncü
fıkrasında Balıkesir Altınoluk ilçe olarak ihdas edildi ve
bizim memlekette bu büyük bir sevinç yarattı, Altınoluklularda. Sonra
da yasa alt komisyona gitti. Ne oldu, ne geldi? Baktık, Altınoluk
çıkarıldı. Şimdi Altınoluklular soruyor bana: Başta
Sayın Recep Tayyip Erdoğanın Başbakan olarak imzası
olmak üzere tüm bakanların imzası var. İmzalarına sahip
çıkmıyorlar mı? diyor.
Ben de soruyorum: İmzalarınıza sahip çıkmıyor
musunuz Sayın Bakan?
Değerli
arkadaşlarım, bakın, benim memleketimde Edincik diye bir yer
var. Milattan önce 4000-2500 yıllarında Persler, Makedonlar,
Romalılar
Ve Ulu Cami 1368de kurulmuş, Kümbet Camisi 1470de
kurulmuş. Bu beldeyi kapatıyoruz. Yine Sarıköy, tarihi milattan
önce 4000lere kadar gidiyor. 1071 Malazgirt Savaşından sonra
işgal edilmiş, tarafımızdan alınmış, bu
belde belediyemiz kapatılıyor.
Bakın,
1.581 tane beldemizi kapatarak gerçekten yerel yönetimlerin güçlenmesini
hedefledik ama maalesef demokrasinin hücrelerini yok ettiniz. Yine 16.082
köyümüzü
Köylülerimizin haberi bile yok. Dün akşam telefonda soruyorum,
Yarın bir mahalle oluyorsunuz, biliyor musunuz? diyorum, haberleri yok
insanların. Hani demokraside -demin arkadaşım söyledi- milletin
iradesine saygı duymak esastı?
Bakın,
Fransa gibi bir ülkede, demokrasisi bizden çok daha köklü ve eski olan Fransada
bu yasa süreci tam iki yıl tartışıldı. Fransa 38 bin
belediyesi olan bir ülke. Bizim ülkemizde bir anda, baskın yapar gibi,
kafalarımıza vurur gibi, ne yazık ki zamanımızı
Bakın, altıyı sekiz geçiyor ve biz şu anda burada bu
yasayı konuşuyoruz. Keşke uzun zamanlarda, rahat ortamlarda,
milletvekillerinin kendilerini daha uygun şekillerde ifade edebilecekleri
sağlık koşullarında, uykusuz ama dinç bir şekilde
burada bu yasayı tartışıyor olsaydık, konuşuyor
olsaydık. Türkiye herhâlde artık bunu hak ediyor. Türkiye bu
manzaraları, yumruklaşma manzaralarını, AİHM
manzaralarını, burada yumruklaşmaları
RTÜK yasakladı
çocuklarımıza, çocuklarımıza Meclis TVyi göstermiyor
değerli arkadaşlar.
O
nedenle, ben de bu yasanın hayırlı olmasını dilerdim
ancak hayırlı olsun diyemeyeceğim.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Yine,
oyunun rengini belirtmek için aleyhte olmak üzere söz isteyen Sadir Durmaz,
Yozgat Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)
SADİR
DURMAZ (Yozgat) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; son söz
milletvekilinin kuralı gereğince söz aldım ama son sözü
gerçekten biz mi söyledik, Meclis mi söyledi, yoksa uzaktan kumandayla Meclisin
iradesine ipotek koyan Sayın Başbakan mı söyledi? Bunu kamuoyunun
takdirlerine bırakıyorum.
Değerli
milletvekilleri, şu ana kadar söylenmesi gereken her şeyi söyledik.
Millî üniter yapının ortadan kaldırılacağına
dikkati çektik, vicdanlarınıza seslendik ama ne yaptıysak
anlatamadık. Bizim hassasiyetimiz, ecdadımızdan
aldığımız mirası bizden sonraki nesillere bir ve bütün
olarak aktarabilmek hususundadır. Ya bu mirası layıkıyla
gelecek nesillere aktaracağız ya da birilerinin fantezileri
uğruna bir utancın içinde kahrolacağız.
Değerli
arkadaşlar, yanlışta bu kadar ısrar ne aklidir ne de
haklıdır. Sayın Başbakanın sınır
tanımaz hırsının bir sonucu olan bu yasa Ben
iktidarımı sürdüreyim de isterse Türkiye bölünsün.
anlayışının bir tezahürüdür.
Değerli
milletvekilleri, bu yasayla bölücü terör örgütüne verilen sözler yerine
getirilmektir, esasen terörle mücadele konusunda bir kararlığı
olmayan AKPnin gizli ve kirli pazarlıkları
alenileştirilmektedir. Bu yasayla bölgesel yönetimler oluşturulmakta
ve bu bölgelerin yönetimi büyük ölçüde büyükşehir belediye
başkanlarına bırakılmaktadır. Hâlihazırda
PKKnın siyasi uzantılarının kontrolünde olan
Diyarbakıra PKKnın kontrol ve denetiminde yeni büyükşehirler
eklenecektir. Bugün bile doğu ve güneydoğuda bazı
şehirlerde vali ve kaymakamlar akşam belli bir saatten sonra
lojmanlarından çıkamamakta, tayin olan kamu görevlileriyle, tezkere
alan askerler, toplu sevke tabi tutulmaktadır. Nitekim, geçtiğimiz
günlerde alınan bir kararla Mehmetçikin hava yoluyla nakledilmesi, kara
yolu güzergâhının güvenliğini
sağlayamadığımızın ilanından başka bir
şey değildir. Bugün bile Sayın Başbakanın binlerce korumayla
gittiği Diyarbakırda PKKnın baskısıyla kepenkler
kapattırılıyor ve çöpler toplattırılmıyorsa,
bütün il genelinde yetkileri artırılmış ve
güçlendirilmiş PKKlı belediyelerin neler yapabileceğini
düşünmek bile istemiyorum.
Sayın
milletvekilleri, AKPnin terörle kararlı bir mücadelesinin söz konusu
olmadığı, terörle mücadele yerine her gün kiminle müzakere
edilmesi konusunda her kafadan ayrı bir sesin çıktığı
bir ortamda bu yasayı Meclisten geçirmek, bölgede yaşayan ve PKK
yandaşı olmayan insanlarımız üzerinde her türlü baskı
ve tehdidin önünü açacaktır. PKKlı ve yetkileri
artırılmış belediyeler, kendilerinden olmayan ve kendilerine
oy vermeyen vatandaşlarımızı canlarından bezdirecek, bizar
edecek ve evini barkını, malını mülkünü yok pahasına
sattırarak göçe zorlayacaktır. Korucuların köylerine hizmet
götürmeyecek, kapanan yollarını açmayacak, terörist baskınlar
için her türlü zemini oluşturacaktır. Bütün bunların vebali de
sizin olacaktır.
Değerli
milletvekilleri, biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak, tasarının
Komisyona geldiği günden beri meşru zeminde her türlü engelleme
hakkımızı kullandık, ancak parmak demokrasisine gücümüz
yetmedi. Bugünden sonra da bu ihanet yasası hakkında milletimizi
aydınlatarak, yapılacak ilk seçimlerde bu ihanetin bedelini
ödetmesini talep edeceğiz. Milletimiz, bu bölünme yasasını asla
kabul etmeyecek ve karşılıksız bırakmayacaktır.
Ben
de tasarının hayırlı olmasını dilemeyi çok
isterdim ama hayırlı olmayacağını biliyorum. Umut
ederim ki ben yanılmış olurum. Siz, bizi her söylediğimizde
paranoyayla suçladınız ama daha şu süreçte bile
söylediklerimizde ne kadar haklı çıktığımızı,
yaptığınız
değişiklikler göstermektedir. Geçmişte de Sayın
Başbakanın inkâr ettiği ama sonradan kabul etmek zorunda
kaldığı pek çok şeyi
hatırladığımızda, inşallah yine siz haklı
çıkarsınız. Ya biz haklı çıkarsak? Orasını
düşünmek bile istemiyorum.
Bu duygularla yüce
heyeti saygıyla selamlıyorum. (MHP ve CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Tasarının
görüşmeleri tamamlanmıştır.
Tasarının tümü
açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın
şekli hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.
Açık oylamanın
elektronik oylama cihazıyla yapılmasını
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Oylama için bir dakika
süre vereceğim.
Oylama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla
oylama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, 338 sıra sayılı Kanun
Tasarısının oylama sonucu:
Kullanılan
Oy Sayısı : 260
Kabul : 223
Ret :
37 (x)
Kâtip Üye Kâtip Üye
Mine Lök Beyaz Özlem Yemişçi
Diyarbakır Tekirdağ
Böylece tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
İçişleri
Bakanı İdris Naim Şahin teşekkür konuşması
yapacaktır.
Buyurun.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
İÇİŞLERİ
BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN (Ordu) Sayın
Başkan, çok değerli milletvekillerimiz; yorucu bir
çalışmanın sonucunda, uzun süren müzakerelerin sonucunda 13 ilde büyükşehir belediyesi
kurulmasına ilişkin yasayı kabul ederek hukuki
yapımıza kazandırmış bulunmaktayız. Gerek
Komisyon sürecinde gerekse Genel Kurul sürecinde son derece uzun müzakerelere
ve farklı görüşlere sahne olan bu yasa tasarısının
özellikle ve izninizle Komisyon çalışmalarında başta
Komisyon Başkanımız ve her siyasi parti grubundan Komisyon
üyelerimizin çok değerli, özverili çalışmalarıyla
şekillendiğini ve olgunlaştığını ifade ile
kendilerine teşekkür etmek istiyorum.
Komisyon
Başkanımızın söz almamış olmasından
dolayı, izninizle
iki gün alt komisyonda, dokuz gün Komisyonda olmak
üzere on bir günlük süren Komisyon
çalışmalarında toplam 118 saat mesai sarf edilmiştir. 366
sayın milletvekilimiz tarafından Komisyon çalışmaları
süresince söz alınmış, 346 önerge verilmiş ve bunun 47si
kabul edilerek yasa tasarısında yerini almıştır.
Sayın Başkan,
çok değerli milletvekillerimiz; bu yasanın Hükûmetimize
sunulmasında, Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmasında ve
yasalaşma sürecinde sürekli katkı veren
Bakanlığımız bürokrasisine de izninizle teşekkür etmek
istiyorum.
Sayın Başkan,
çok değerli arkadaşlar; 13 ilde büyükşehir belediyesi
yapılanmasının gerçekleştirildiği bu yasa ve
büyükşehir yapılanmasına bağlı olarak oluşturulan
ilçeler ve diğer yapısal düzenlemeler konusunda gerek Komisyon
çalışmaları esnasında gerekse Genel Kurul müzakereleri
esnasında çok farklı görüşler ortaya kondu özellikle muhalefet
partilerine mensup milletvekillerimiz tarafından. Ancak bu husustaki
düzenleme ne Türkiye kamuoyu için yeni ne de sizler için, bizler için yeni bir
husus değildi. Zira, 14 Ağustos 2001 tarihinde Türk siyasi hayatına
adımını atan Adalet ve Kalkınma Partisi programımızda
büyükşehir yapılanmasının il düzeyine
taşınacağı hususu yüce milletimizle ve siyaset
dünyasıyla paylaşılmıştı. Mamafih, benzeri
program düzenlemelerinin ve vaatlerinin diğer siyasi partilerimizin
programlarında da yer aldığı bir başka vakıadır.
Sayın
Başkan, değerli milletvekillerimiz; bu yasayla, değerli
oylarınızla, katkılarınızla yasalaşan bu
tasarıyla ülkemizin yerel yönetim yasalarında ve yapısında
önemli bir değişiklik gerçekleşmiştir. Bu
değişiklikle birlikte yeni yönetsel ve mali imkânlara kavuşan
büyükşehir belediyeleri daha etkin ve ekonomik hizmet ve yatırım
yapma imkânını elde edecektir.
Yine,
şehircilik ilkelerine uygun bütüncül ve metropol planlar yapılabilme
imkânı ortaya çıkmış bulunmaktadır. Çevre ve doğa
şartları, inanıyoruz ki, bu yapıyla ortaya konacak
çalışmalarda daha dikkatli ve daha insani ve çağdaş bir
şekilde kullanılacaktır.
Sayın
Başkan, çok değerli milletvekillerimiz; uzun süren müzakereler
esnasında özellikle muhalefet partilerimizin değerli milletvekilleri
tarafından ülkemizin üniter yapısının zedeleneceğine,
ülkemizde anayasal yapımızda öngörülmeyen federal yapının
adımlarının atılacağına, zemininin
oluşacağına ilişkin endişeler ve maalesef, ihanete
varan suçlamalar dile getirildi. Yine, büyükşehir
sınırlarına alınan ve mahalleye dönüşen köylerin ve
köylünün yeterli hizmet alamayacağı, hatta yeni külfetlerin
geleceği iddiaları ısrarla vurgulandı bu
çalışmalar esnasında.
Sayın
Başkan, çok değerli milletvekillerimiz; bu yasanın amacı
kendi içerisinde açıkça yazılıdır ve bellidir. Bu yasayla
oluşacak yeni ve bütüncül yapı ve mali imkânlarla şehirlerimiz,
bundan sonra inşallah, daha kalkınmış ve
insanlarımız daha müreffeh bir hayata kavuşacaklardır. Bu
yasanın amacı
hizmet ve yatırımların daha iyi, daha
düzenli, daha planlı, daha etkin ve daha ekonomik
gerçekleştirilmesinden ibarettir. Ortaya konan siyasi endişelerin,
ortaya konan idari endişelerin gerçeklerle bağdaşır
yanı -doğrusu-
yoktur. Üniter yapı ve federal yapı üzerinde geliştirilen
söylemlerin -doğrusu- bu yasadaki düzenlemelerle uzaktan yakından bir
ilgisi bulunmamaktadır.
Sayın
Başkan, çok değerli milletvekilleri; şüphesiz, bu yüce Meclisin
her üyesinin amacı, inancı bu ülkeye ve bu ülkenin insanına,
aziz milletimize hizmetin en iyisini sunmaktır ve bu maksatla,
yasanın da en doğrusunu yapmaktır. Bizim de Hükûmet olarak ve
Hükûmetimizi oluşturan parti olarak ülkemize hizmet etmek,
insanımıza hizmet etmek en önemli ve şaşmaz
sorumluluğumuzdur.
Yine
bizim, Hükûmet olarak, parti olarak ülkenin ve milletin birliği ve
bütünlüğü, vatanın bölünmez bütünlüğü, bayrağın
tekliği, nazlı ve şanlı bir şekilde dalgalanması
şiarımızdır, namusumuzdur. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Yasanın
hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Katkı veren
herkese çok çok teşekkür ediyorum. Hepinizi sevgi ve saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
Sayın
milletvekilleri, 5inci sırada yer alan, Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu,
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu
raporlarının görüşmelerine başlayacağız.
5.- Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında
Kanun Tasarısı ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu,
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu
Raporları (1/488)(S. Sayısı: 240)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
6ncı
sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti ile Lübnan Cumhuriyeti Arasında
Serbest Ticaret Alanı Tesis Eden Ortaklık Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
6.- Türkiye Cumhuriyeti ile Lübnan Cumhuriyeti
Arasında Serbest Ticaret Alanı Tesis Eden Ortaklık
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu
(1/562) (S. Sayısı 196)
BAŞKAN Komisyon?
Yok.
Ertelenmiştir.
7nci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti
ile Morityus Cumhuriyeti Arasında Serbest Ticaret
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlayacağız.
7.- Türkiye Cumhuriyeti ile Morityus Cumhuriyeti
Arasında Serbest Ticaret Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (1/539) (S. Sayısı: 195)
BAŞKAN Komisyon?
Yok.
Ertelenmiştir.
8inci sırada yer
alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kazakistan Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Bilim ve Teknoloji Alanında İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlayacağız.
8.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kazakistan
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Bilim ve Teknoloji Alanında
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporu 1/374) (S. Sayısı: 108)
BAŞKAN Komisyon?
Yok.
Ertelenmiştir.
Alınan karar
gereğince, kanun tasarı ve teklifleriyle komisyonlardan gelen
diğer işleri sırasıyla görüşmek için 12 Kasım
2012 Pazartesi günü saat 14.00te toplanmak üzere birleşimi
kapatıyorum.
Kapanma Saati: 06.28
(X) 338 S. Sayılı Basmayazı 6/11/2012 tarihli 16ncı Birleşim Tutanağına eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(X) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(X) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) Önergenin tam metni tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.