TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
75inci
Birleşim
7
Mart 2013 Perşembe
(TBMM Tutanak
Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu
Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş
bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade
edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler
aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK
ÖZETİ
II.- GELEN
KÂĞITLAR
III.- YOKLAMALAR
IV.- OTURUM
BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Meral Akşenerin, 8 Mart Dünya
Kadınlar Gününe ilişkin konuşması
2.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Sadık Yakutun, Adıyaman
Milletvekili Mehmet Metinere geçmiş olsun dileğinde bulunduğuna
ve olayı kınadığına ilişkin konuşması
V.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin
Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Eskişehir
Milletvekili Ruhsar Demirelin, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe ilişkin
gündem dışı konuşması
2.- Artvin Milletvekili
Uğur Bayraktutanın, 7 Mart Artvinin kurtuluş gününe
ilişkin gündem dışı konuşması
3.- Artvin Milletvekili
İsrafil Kışlanın, 7 Mart Artvinin kurtuluş gününe
ilişkin gündem dışı konuşması
VI.- AÇIKLAMALAR
1.- Uşak
Milletvekili Dilek Akagün Yılmazın, 8 Mart Dünya Kadınlar
Gününe ilişkin açıklaması
2.- Malatya
Milletvekili Öznur Çalıkın, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe
ilişkin açıklaması
3.- Manisa Milletvekili
Sakine Özün, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe ilişkin
açıklaması
4.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, CHP Grubu adına, 8 Mart Dünya
Kadınlar Gününe ilişkin açıklaması
5.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandırın, MHP Grubu adına, 8 Mart Dünya
Kadınlar Gününe ilişkin açıklaması
6.- İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın, Ürdün Kralının Anıtkabirde
döktüğü gözyaşlarının, İstiklal Mücadelesinin
İslam dünyasına nasıl bir ilham kaynağı olduğunu
gösterdiğine ve millî hakemimiz Cüneyt Çakırla ilgili olarak
İngiliz gazetelerinin attığı başlıkları
kınadığına ilişkin açıklaması
7.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünalın, AK PARTİ Grubu adına, 8 Mart Dünya
Kadınlar Gününe ilişkin açıklaması
8.- Bingöl Milletvekili
İdris Balukenin, BDP Grubu adına, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe
ilişkin açıklaması
9.- Konya Milletvekili
Ayşe Türkmenoğlunun, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe ilişkin
açıklaması
10.- İstanbul
Milletvekili Tülay Kaynarcanın, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe
ilişkin açıklaması
11.- Diyarbakır
Milletvekili Nursel Aydoğanın, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe
ilişkin açıklaması
12.- Ankara
Milletvekili Tülay Selamoğlunun, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe
ilişkin açıklaması
13.- Bursa Milletvekili
Sena Kalelinin, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe ilişkin
açıklaması
14.- Malatya
Milletvekili Veli Ağbabanın, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe
ilişkin açıklaması
15.- Tokat Milletvekili
Reşat Doğrunun, 8 Mart Dünya Çalışan Kadınlar Gününü
kutladığına ve Tokat ilindeki çiftçilerin borçlarına
ilişkin açıklaması
16.- İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın, CHP grup önerisinin görüşülmesi
sırasında, Türkiyedeki kadınların eğitim durumuna
ilişkin açıklaması
17.- Adıyaman
Milletvekili Mehmet Metinerin, Meclis kulisinde CHPli bir milletvekili
tarafından fiilî saldırıya uğradığına ve bu
durumu kınadığına ilişkin açıklaması
18.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, 6/3/2013 tarihinde Genel Kurulda
yaşanan olayların bugüne taşınmış
olmasını doğru bulmadığına ve üzüntülerini ifade
ettiğine ilişkin açıklaması
VII.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Ankara Milletvekili
Levent Gök ve 21 milletvekilinin, Atatürk Orman Çiftliğinin yönetiminde
Atatürk'ün vasiyetine ve hazineye hibe etme amacına aykırı
düzenlemelerin araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/532)
2.- Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 27 milletvekilinin, tutuklu ve hükümlü
öğrencilerin sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/533)
3.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan ve 21 milletvekilinin, Türkiye Cumhuriyeti devleti ve
Hükûmetinin Suriye politikasının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/534)
VIII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri
1.- CHP Grubunun,
İstanbul Milletvekili Fatma Nur Serter ve 28 milletvekili tarafından
AKP iktidarının on yıllık uygulamalarının millî
eğitim sisteminde yarattığı kargaşa ve nitelik
kaybının, millî eğitim politikalarındaki tutarsızlıklar
ve hataların, eğitimdeki vizyon ve kararlılık
eksikliğinin ve bunların gençlik üzerinde yaratmakta olduğu
sorunların araştırılması amacıyla 26/2/2013
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin Genel Kurulun
7 Mart 2013 Perşembe günkü birleşiminde sunuşlarda
okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi
B) Danışma
Kurulu Önerileri
1.- Danışma
Kurulunun, Genel Kurulun 8/3/2013 Cuma günü toplanmamasına ilişkin
önerisi
IX.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri
1.- Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili
Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir
Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına
Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80)
(S. Sayısı: 156)
2.- Devlet
Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu
ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)
3.- Elektrik
Piyasası Kanunu Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu ve İzmir Milletvekili Alaattin Yükselin; Elektrik
Piyasası Kanunu ve Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Antalya
Milletvekili Osman Kaptanın; Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Gelirler
Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Ali
Halamanın; Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulunun; Elektrik Piyasası Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 2 Milletvekilinin;
Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve Sanayi,
Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporları
(1/724, 2/246, 2/427, 2/448, 2/815, 2/829) (S. Sayısı: 426)
4.- Yabancılar ve
Uluslararası Koruma Kanunu Tasarısı ile İnsan
Haklarını İnceleme Komisyonu, Avrupa Birliği Uyum Komisyonu
ve İçişleri Komisyonu Raporları (1/619) (S. Sayısı:
310)
5.- Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ve Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti Arasında Bilimsel ve
Teknolojik İşbirliği Anlaşması ile Anlaşmaya
İlişkin Mektupların ve Anlaşmada Değişiklik Yapılmasına
Dair Notaların Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında
Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/695)
(S. Sayısı: 348)
6.- Stratejik Deniz
Taşımacılığı Taahhütlerine İlişkin Çok
Uluslu Uygulama Düzenlemesine Katılmamızın Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/602) (S. Sayısı: 325)
X.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Giresun
Milletvekili Nurettin Caniklinin, İstanbul Milletvekili Aykut
Erdoğdunun görüşülen kanun tasarısının 8inci maddesi
üzerinde verilen bir önergedeki konuşması sırasında Adalet
ve Kalkınma Partisine sataşması nedeniyle konuşması
2.- İstanbul
Milletvekili Aykut Erdoğdunun, Giresun Milletvekili Nurettin Caniklinin
görüşülen kanun tasarısının 8inci maddesinde sataşma
nedeniyle yaptığı konuşması sırasında şahsına
sataşması nedeniyle konuşması
3.- Giresun
Milletvekili Nurettin Caniklinin, İstanbul Milletvekili Aykut
Erdoğdunun, görüşülen kanun tasarısının 8inci
maddesinde sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
4.- İstanbul
Milletvekili Aykut Erdoğdunun, Giresun Milletvekili Nurettin Caniklinin
görüşülen kanun tasarısının 8inci maddesinde sataşma
nedeniyle yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
5.- Giresun
Milletvekili Nurettin Caniklinin, İstanbul Milletvekili Aykut
Erdoğdunun, görüşülen kanun tasarısının 8inci
maddesinde sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında AK PARTİ Grubuna ve şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
6.- Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın, İstanbul Milletvekili
Aykut Erdoğdunun görüşülen kanun tasarısının 8inci
maddesi üzerinde verilen bir önergedeki konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
7.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldızın görüşülen kanun tasarısının 8inci
maddesinde sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
8.- İstanbul
Milletvekili Aykut Erdoğdunun, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldızın görüşülen kanun tasarısının
8inci maddesinde sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
9.- Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın, İstanbul
Milletvekili Aykut Erdoğdunun görüşülen kanun
tasarısının 8inci maddesinde sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
10.- İstanbul
Milletvekili Aykut Erdoğdunun, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldızın görüşülen kanun tasarısının
8inci maddesinde sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
XI.- USUL HAKKINDA
GÖRÜŞMELER
1.- Kanun
tasarısının görüşmeleri sırasında Genel Kurulda
karar yeter sayısının bulunup bulunmadığı ve
Başkanlık Divanında muhalefetten bir kâtip üye bulunmaması
nedeniyle görüşmelere devam edilip edilmeyeceği hakkında
XII.- YAZILI SORULAR VE
CEVAPLARI
1.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tanın, Diyanet İşleri
Başkanlığı öncülüğünde Amerikada yaptırılan
bir camiye ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bekir
Bozdağın cevabı (7/15445)
2.- Ankara Milletvekili
Aylin Nazlıakanın, yurt, burs ve kredi başvurularına ve
kredi geri ödemelerine ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat
Kılıçın cevabı (7/15829)
3.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçayın, cirit sporunun geliştirilmesi amacıyla
yapılan çalışmalara,
Manisanın Selendi
ilçesinde bir cirit sahası yapılıp
yapılmayacağına,
İlişkin
soruları ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıçın
cevabı (7/16217), (7/16644)
4.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçayın, alınan ve kiralanan taşıtların
maliyetine ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat
Kılıçın cevabı (7/16218)
5.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Bakanlık bünyesinde boş bulunan
memur kadrolarına ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat
Kılıçın cevabı (7/16219)
6.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, yap-işlet-devret modeliyle
yapılan yatırımlara ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor
Bakanı Suat Kılıçın cevabı (7/16220)
7.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun, özelleştirilmesi planlanan
spor tesislerine ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat
Kılıçın cevabı (7/16423)
8.- İstanbul
Milletvekili D. Ali Torlakın, Bakanlıkta istihdam edilen engelli
memur sayısına ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı
Suat Kılıçın cevabı (7/16424)
9.- İstanbul
Milletvekili D. Ali Torlakın, Bakanlıkta kiralama yoluyla hizmet
veren araçlara ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat
Kılıçın cevabı (7/16425)
10.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun, Bakanlık personelinin
e-mail ve sosyal medya hesaplarının denetlenip denetlenmediğine
ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıçın
cevabı (7/16643)
11.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Perakende Yasa Tasarısına
ilişkin Başbakandan sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcının cevabı (7/16802)
12.- Mersin Milletvekili
Ali Özün, küçük esnafın sorunlarına ilişkin sorusu ve Gümrük ve
Ticaret Bakanı Hayati Yazıcının cevabı (7/17287)
13.- İstanbul
Milletvekili Osman Oktay Ekşinin, bir muhabirin TBMM yerleşkesine
girişi sırasında üzerinde bulunan kitapçığa güvenlik
görevlileri tarafından el konulmasına ilişkin sorusu ve Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Mehmet Sağlamın cevabı
(7/17980)
14.- İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzelin, bir muhabirin TBMM yerleşkesine
girişi sırasında üzerinde bulunan kitapçığa güvenlik
görevlileri tarafından el konulmasına ilişkin sorusu ve Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Mehmet Sağlamın cevabı
(7/18349)
7 Mart 2013 Perşembe
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Meral
AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: Muhammet Bilal MACİT
(İstanbul), Fatih ŞAHİN (Ankara)
-----0-----
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 75inci Birleşimini açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN
- Elektronik cihazla yoklama yapacağız.
Yoklama
için iki dakika süre vereceğim. Sayın milletvekillerinin oy
düğmelerine basarak salonda bulunduklarını bildirmelerini, bu
süre içerisinde elektronik sisteme giremeyen milletvekillerinin salonda
hazır bulunan teknik personelden yardım istemelerini, buna
rağmen sisteme giremeyen üyelerin ise yoklama pusulalarını
görevli personel aracılığıyla iki dakikalık süre
içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica
ediyorum.
Yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere
başlıyoruz.
IV.- OTURUM
BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Meral Akşenerin, 8 Mart Dünya
Kadınlar Gününe ilişkin konuşması
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, yarın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, kutlu
olsun.
Dünyada
yüzyılı aşkın bir süredir kadınlar, hakları için
mücadele ediyorlar; vatandaş olmak için, siyasal hakları için,
iş ve ücretleri için. Bu mücadelenin öznesinin kısaca eşitlik
olduğunu söyleyebiliriz. Biz kadınlar haklar açısından
eşit olmak istiyoruz.
Bu
uzun, zahmetli mücadelede Türk kadınlarının da büyük
katkısı inkâr edilemez. Kadriye Hanımı, Fatma Aliye
Hanımı ve onların ardıllarını saygıyla,
şükranla ve rahmetle anıyoruz.
Bugün
gelinen noktada dünya için konuşuyorum- kadın hakları oldukça
ilerleme göstermiş gibi kabul edilebilirse de, benzer mücadelelere,
başka haklar için yapılan mücadelelerin sonuçlarına
bakıldığında, maalesef kadın haklarıyla ilgili
mücadelelerin sonuçlarının aynı olmadığını
görüyoruz. Bu tespiti sizlerle paylaşmak istiyorum.
Divan
adına, tekrar, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun. (AK
PARTİ, CHP ve MHP sıralarından alkışlar)
Gündeme
geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
VELİ
AĞBABA (Malatya) Sayın Başkan, hiç dinlemediler, kadın
hakları umurlarında değil. Sizi dinlemediler, şikâyet
ediyorum size AK PARTİ Grubunu.
GÖKCEN
ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) Nereden çıkartıyorsunuz?
VELİ
AĞBABA (Malatya) Hiç dinlemediniz.
Kadın
hakları umurlarında değil.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri
Sayın
milletvekilleri, şimdi, üç sayın milletvekilimize gündem
dışı söz vereceğim. Bu arkadaşlarımızın
hazırlıklarının sağlıklı ve sıhhatli
bir biçimde takip edilebilmesi için Mecliste sükûneti sağlarsak iyi olur.
Değerli
arkadaşlarım, sohbetlerinizi, lütfen, dışarıda, çay
eşliğinde yaparsanız çok sevineceğim.
Gündem
dışı ilk söz, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü
münasebetiyle söz isteyen Eskişehir Milletvekili Sayın Ruhsar
Demirele aittir.
Buyurun
Sayın Demirel. (MHP sıralarından alkışlar)
V.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin
Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Eskişehir
Milletvekili Ruhsar Demirelin, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe ilişkin
gündem dışı konuşması
RUHSAR
DEMİREL (Eskişehir) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Malumunuz,
yarın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Bu cümleden olmak üzere, parti
grubumuzun düşüncelerini sizlerle paylaşmak arzusundayım.
Bu,
kadın konusu, iktidar olanın bardağın dolu
tarafını, muhalefet olanın boş tarafını
konuşacağı, kayıkçı kavgasına dönüştürülecek
bir durum değil. Bu ülkenin bir realitesi var, tıpkı dünyada
olduğu gibi. Türkiyenin de gerçeklerini konuşmak lazım ama ben
bu konuşmayı istatistikler üzerinden yapmayı da çok doğru
bulmuyorum. Çünkü istatistikler de bizim hangi pencereden
baktığımıza bağlı. Yani, Türkiyede kabinede kaç
kadın var? Kaç müsteşarımız niye yok? Valimiz niye az?
Bunları konuşabiliriz ama bunlar bize daha iyi bir yaşam
hakkı, daha iyi bir yaşam ortamı sağlamıyor. Bizim
yapmamız gereken, ülkemizin gerçeğini bilip bununla ilgili
alabileceğimiz pozisyonda, insan paydasında parlamenterler olarak
birlikte hareket edebilmemiz.
Ben
tek bir istatistik söylemek istiyorum: Türkiyedeki kadınların üçte
2si kadına yönelik şiddeti tasvip ettiğini söylüyor.
Dolayısıyla, kadınların, her 3 kadının 2 tanesi,
bu ülkede şiddeti tasvip ediyorsa bizim oturup da bardağın dolu
tarafını siz anlatın, boş tarafından biz bakalım,
birbirimizle bunu konuşmak değil, bu gerçeklik üzerinden bir çözüm
yolu aramamız gerekiyor.
Mesela,
Türkiyedeki bazı kadınlarımızın bir sorunu var. Ben
buradan, Sayın Aile Bakanımız, kadından sorumlu, sosyal
politikalardan sorumlu Bakanımız Sayın Fatma Şahinin de
duyarlılık göstereceğine inandığım bir şeyi
parti grubum adına dile getirip çözüm talebinde bulunmak istiyorum.
Her
kadın ve her erkek anne baba olma vasfına sahip olamaz fizyolojik
olarak. O zaman bunun çözümleri
vardır, evlat edinilebilir ama bunun meşru yollarla olabilmesi
adına devletin bazı kural ve kanunları var. İşte 2012
yılında çıkarılan bir yönetmelikle evlat edinmek isteyen
anne ve babaların, Avrupa Birliğine uyum çerçevesinde en az ilkokul
diplomasına sahip olmalarını hepimiz onayladık ve bir
yönetmelik çıktı. Fakat biliyorsunuz ki Türkiyedeki
kadınların 5 tanesinden 1i okuryazar bile değil,
bırakınız ilkokul diplomasını. Dolayısıyla,
biz bu aileleri illegal şekilde evlat edinme yoluna sevk ediyoruz. Ben
Sayın Fatma Şahinden rica ediyorum, bu yönetmelikte hiç değilse
en az bir ebeveynin ilkokul mezunu olması gibi bir düzenleme getirilirse
Mesela, benim Rizenin Pazar ilçesinde tanıdığım -şu
anda sanıyorum bizi de izliyorlardır- bir aile var. Bu aile, ekonomik
durumu iyi, sosyal şartları gayet iyi bir aile ama
hanımının ilkokul diploması olamadığı için
evlat edinemeyen bir aile. Bu kadınlarımızın
sorunlarına çözüm olması adına belki böylesi günleri bir
şans olarak görebiliriz, değilse birbirimize Sen şunu eksik
yaptın, senin zamanında bu oldu. diyerek biz ne Türkiyedeki
kadınların ne de bizden sonra bu kürsüleri işgal edecek kız
çocuklarımızın sorunlarına çözüm bulamayız ve biz
Milliyetçi Hareket Partisi olarak şöyle bir şey talep ediyoruz:
Cinsiyetlerimizin sıfat olmadığı bir hayatı yani bir
manken erkekse başına erkek manken yazılır, bir
kadın gazeteci ise başına kadın gazeteci
yazılır. Cinsiyetlerimiz bazı mesleklerde toplumsal cinsiyet
ayrımı dediğimiz sebepten ötürü sıfat gibi
adımızın başında geçer.
Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu olarak tek temennimiz cinsiyetlerimizin sıfat
olmadığı yarınlarda, mutlu, birlikte, huzur içinde bir
hayat sürmek. Bütün
kadınların, bütün annelerin, bütün kız
çocuklarımızın, herkesin Dünya Kadınlar Gününü kutluyoruz.
Saygılarımla.
(MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın
Demirel.
Gündem
dışı ikinci söz, Artvinin kurtuluş yıl dönümü
münasebetiyle söz isteyen Artvin Milletvekili Sayın Uğur
Bayraktutana aittir.
Buyurun Sayın
Bayraktutan.
2.- Artvin Milletvekili
Uğur Bayraktutanın, 7 Mart Artvinin kurtuluş gününe
ilişkin gündem dışı konuşması
UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) Ben Artvinim dostlar,
bensiz olmaz.
Siryada
şarabım asma dalında,
Bundandır başının dumanı
Genyanın,
Bundandır yalpalaması Çoruhun.
Ben Artvinim dostlar, bensiz olmaz. (CHP
sıralarından alkışlar)
Ardanuçta kaleyim, yüzyıllar saklı
taşduvarlarımda.
Berta Köprüsüyüm, selam dururum Evherden esen yele.
Efkâr Tepesinde bir delikanlı, al
yazmasını düşler yavuklusunun;
Gelin görün, pancarcı olmuşum,
Horona durmuşum Saharada üç nesil birden.
Ben Artvinim dostlar, bensiz olmaz. (CHP
sıralarından alkışlar)
Bir yanım barıştır benim,
Korzuldaki zeytin ağacına sorun.
Hırçın poyrazıyım Karadenizin Hopa
kıyısında,
Bir yanım kavga.
Arhavide çay çiçeği,
Murgulda bakır,
Çifteköprüde alabalık, kan benekli.
Ben Artvinim dostlar, bensiz olmaz.
Yakılmamış ağıtlarım var
gidenlerin ardından.
Bıldırcın mevsiminde atmacayım.
Çıngırak sesleri baharın müjdecisidir
Beyazsu Yaylasında;
Kemençe, ney, tulum, davul, zurna,
Akordiyon sesiyim bir düğünde,
Güzellikleri anlatırım dört dilden.
Ben Artvinim dostlar, bensiz olmaz.
Dağ dağ olurum, deniz deniz.
Gönül gönül olurum, yürek yürek.
Sınır boylarında bayrak,
Kurtuluş Savaşında mavzer.
Ben özgürlüğüm, ben bağımsızlık,
Ben Kaçkar Dağıyım, ben deli horon.
Günü geldiğinde,
Atabarı değil,
Atatürk olurum Kocatepede.
Ben Artvinim dostlar, bensiz olmaz. (CHP ve MHP sıralarından
alkışlar)
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bu ülkeye güneş hep kuzeydoğudan,
Artvinden doğar ve biz Artvinliler her zaman güneşe döneriz yüzümüzü
yani aydınlığa, çağdaş yaşam biçimine.
Geçmişten sadece ders alır, değerlerimizi taşırız
yarınlara ve mutlaka geleceğe döner yüzümüz, aydınlık
geleceğe. Atatürke bakar bizim yüzümüz, değerlerine, devrimlerine,
ilkelerine bakar bizim yüzümüz. Varsa bir tehlike ilk farkına varan biz
oluruz, ilk tepki veren, mücadele eden ve bu cumhuriyetin
değerlerinden asla vazgeçmeyen, ödün vermeyen, bu cumhuriyetin nirengileri
oluruz. Demokrasiyi sahiplenir, ondan hiç vazgeçmeyiz çünkü biz Artvinliyiz, bu
toprakların barındırdığı değerlerin tümünde
biz varız. Kuzeydoğudan doğan güneşiz biz. Bu ülkede
demokratik katılımın ve mücadelenin arandığı,
cumhuriyet ve değerlerinin altının çizileceği her
karanlığa doğan güneş oluruz biz çünkü biz Artviniz,
aydınlığa bakar yüzümüz. Tüm geçmişinde çıkar
ilişkilerini, bağnazlığı ve kardeş
kavgasını tanımayan Artvinlinin olağanüstü
birlikteliği, bu çağdaş Atatürkçü yolda Türkiye'nin
gelişimine damgasını vurmuştur.
Artvinli,
Atatürkçü, cumhuriyetçi ruhuyla bir kurtuluş gününü daha coşkuyla
kutlamaktadır. 7 Mart 1921 tarihinde düşmanı kovan Artvinli,
şimdi de aynı ulusal ruh ve mücadele azmiyle, Cerattepede maden
bahane edilerek saldırıda bulunan ve topraklarımıza tecavüz
etmek isteyen iş birlikçileri de tarihe gömecektir. Artvinli, doksan iki
yıl önce vermiş olduğu mücadeleyi Mustafa Kemalin ruhuyla yine
verecek, gözleri para hırsıyla bürünmüş kapitalistleri topraklarından
kovacaktır.
O
nedenle diyoruz ki 7 Mart işgalin adıdır. O nedenle diyoruz ki 7
Mart cumhuriyetin adıdır. O nedenle diyoruz ki 7 Mart Atatürkün ta
kendisidir. O nedenle, 7 Mart, bu ülkeye doğan güneşin,
kuzeydoğudan doğru güneşin adıdır diyoruz. Çünkü
Artvinli olmak, yeri gelince Çoruhun
hırçınlığını, yeri gelince yaylaların
sessizliğini barındırmaktır. Artvinli olmak, bu ülkeye
güneşi kuzeydoğudan doğurmak, yüzünü daima
aydınlığa, çağdaşlığa çevirmektir. Artvinli
olmak, bazen Cankurtaranda tırmanmak, bazen de Karadenizin
hırçın dalgasında kürek çekmektir. Artvinli olmak, ömrü boyunca
kazandığı tüm servetini hiç düşünmeden
bağışlayıp dünyanın en büyük Atatürk
anıtını Artvinde dalgalandırmaktır. (CHP ve MHP sıralarından
alkışlar)
7 Mart kurtuluş
gününü birlik ve beraberlik duygularıyla kutluyor, çalışmaktan
onur, paylaşmaktan gurur duyanların memleketi Artvinin milletvekili
olarak yüce heyetiniz başta olmak üzere televizyonları
başında bizleri izleyen tüm Artvin ve Artvin sevdalılarına
saygılarımı sunuyor, Atatürkün mabedinden, onun En büyük
eserim dediği Türkiye Büyük Millet Meclisinden sizleri tekrar
saygıyla selamlıyor, çağdaşlığın,
eğitimin, cumhuriyetin ve Kemalizmin meşalesi Artvinin
kurtuluşunun tüm ulusumuza ve Artvinlilere hayırlı olmasını
diliyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Bayraktutan.
Gündem
dışı üçüncü söz, Artvinin kurtuluş yıl dönümü
münasebetiyle söz isteyen Artvin Milletvekili Sayın İsrafil
Kışlaya aittir.
Buyurun
Sayın Kışla (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
3.- Artvin Milletvekili
İsrafil Kışlanın, 7 Mart Artvinin kurtuluş gününe
ilişkin gündem dışı konuşması
İSRAFİL
KIŞLA (Artvin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Artvinin kurtuluş yıl dönümü münasebetiyle gündem dışı
söz almış bulunuyorum. Heyetinizi saygıyla selamlarım.
Bugün
serhat illerimizden Artvinin düşman işgalinden kurtuluşunun
92nci yıl dönümüdür. Bundan tam doksan iki yıl evvel, 7 Mart 1921
tarihinde Artvin ve çevre halkımızın Rus ve Ermenilere
karşı verdiği var olma mücadelesi yeni Türk Hükûmetinin
diplomatik ve askerî başarılarıyla âdeta taçlanmış ve
Artvin halkı tekrar ve ebediyen hürriyetine kavuşmuştur.
13
Temmuz 1873te imzalanan Berlin Anlaşmasıyla Artvin savaş
tazminatı olarak Ruslara verilmişti ve halkımızın
kara günler dediği kırk yıllık esaret dönemi bu
şekilde başlamıştır. 1914 Kasımında
Yüzbaşı İsmail Hakkı Bey komutasındaki Melo sınır
taburu, Çarlık Rus ordusunun Artvin ve çevresindeki birliklerini bozguna
uğratmış ve bunun üzerine Ruslar Artvini terk etmek zorunda
kalmışlardır. Ne yazık ki bu sevinç de çok uzun
sürmemiş ve Birinci Dünya Savaşında imzalanan Mondros
Mütarekesiyle Osmanlı ordusunun 1914ten önceki
sınırlarının gerisine çekilmesi gerektiğinden, Artvin
ve çevresi boşaltılmış ve bu defa da ilimiz İngilizler
tarafından işgal edilmişti. İngiliz işgali 1920
yılının Nisan ayına kadar sürmüştür. İngilizler
çekilirken şehri Gürcistana bırakmışlardır. Artvinin
yeniden kazanılması ise Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmetinin
askerî ve diplomatik başarılarının sonucunda mümkün
olmuştur. Kazım Karabekir komutasındaki 15. Kolordunun yeni
Türkiyenin ilk askerî zaferini Karsı kurtararak
gerçekleştirmesinden sonra Türk Hükûmeti, 22 Şubat 1921de Gürcistan
Cumhuriyetine ültimatom vermiş ve 23 Şubat 1921de verilen cevapla
Artvinin terk edileceği Gürcistan tarafından resmen
açıklanmıştır. Böylece Artvin, kesin olarak Türkiye
topraklarına katılmış ve özgürlüğe kavuşması
7 Mart 1921de mümkün olmuştur.
Çok
değerli milletvekilleri, çok şükür o günler geride kaldı. 75
milyonluk genç nüfusu, sağlam ekonomisi, caydırıcı askerî
gücü ve lider yapısıyla sadece bölgesinin değil, bütün
dünyanın önemli güç dengelerinden birisi hâline gelen büyük Türkiyemiz,
artık dostlarına güven verirken düşmanlarına da korku
salmaktadır. Millet olarak sahip olduğumuz yüce değerlerin
kıymetini bilmek ve bu değerlere ebediyen sahip çıkmak
mecburiyetindeyiz. Cennet vatanımıza sahip çıkmak demek sadece
hudutlarda nöbet tutmak değil, geleceği emanet edeceğimiz çocuklarımıza
vatan ve bayrak sevdasını aşılamak, hatta şanlı
geçmişimizi onlara en iyi şekilde öğretmekle mümkün
olacaktır çünkü geçmişini bilmeyen milletler geleceklerine asla yön
veremezler. Dolayısıyla,
Kurtuluş Savaşı yılları bütün dünyanın takdir ve
ibretle izlediği, milletçe de büyük bir gururla
hatırladığımız ve nesillere de göğsümüzü
kabartarak anlatacağımız emsalsiz bir kurtuluş
destanıdır.
Kurtuluş
coşkusunu tekrar yaşadığımız bu tarihî günde
Artvinimiz hiç şüphesiz ki yarınlara umutla bakarken enerji,
ulaşım, eğitim, turizm ve sağlığa dönük
yatırımlarıyla daha müreffeh, daha gelişmiş bir il
olma hedefine doğru adımlarla ilerlemektedir, kalkınma
mücadelesini aralıksız devam ettirmektedir.
Bu
kurtuluş günü vesilesiyle Artvin halkının bir teşekkürünü,
bir de talebini huzurlarınızda arz etmek istiyorum. Önümüzdeki
yıl inşallah hizmete açılacak olan Hopa Cankurtaran Tüneliyle,
nice canlara can olmuş olan Türkiyenin en uzun tüneliyle
Yine,
enerji alanındaki yapılan yatırımlarla Artvin, Türkiyede
üretilen, hidroelektrik santrallerde üretilen enerjinin yüzde 30una denk bir
enerji üretecek il olacaktır ve Türkiye'nin ekonomisine ciddi
katkılarda bulunacaktır.
Talebimiz
ise cennet misali doğal güzelliklerle, göllerle, vadilerle, yaylalarla,
millî parklara sahip olan doğa harikası Artvinimizin turizm
sektöründeki en önemli sorunu hava ulaşımıdır. Şu anda
81 il içerisinde hava ulaşımı noktasında en
sıkıntılı il Artvindir; Trabzondan üç saat, Karstan üç
buçuk saat, Erzurumdan dört saatte kara yoluyla ancak Artvine gelinmektedir.
Bu
münasebetle Artvin ve Rizeye birlikte hitap edecek bir havaalanı için
Artvin ve Rize milletvekilleri olarak müşterek yapmış
olduğumuz çalışmanın hayırlı bir sonuca
ulaşmasını ve Artvinin de bu yönde turizmle yeni bir
kazanım elde etmesini diliyor, yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Şimdi,
60ıncı maddeye göre pek kısa söz talepleri var. Grup
başkanvekillerine söz vereceğim. Ayrıca bugün iyimser
ayrımcılık uygulamaya karar verdim. Kadın milletvekillerine
söz vereceğim, artan süreyi de diğer erkek milletvekillerine
vereceğim, itiraz falan da istemiyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
Evet,
önce kadınlardan başlıyorum.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Grup başkan vekillerine sonra mı söz
vereceksiniz?
BAŞKAN
Sonra grup başkan vekillerine söz vereceğim. O kategori dışı.
Buyurun
Sayın Yılmaz.
VI.- AÇIKLAMALAR
1.- Uşak
Milletvekili Dilek Akagün Yılmazın, 8 Mart Dünya Kadınlar
Gününe ilişkin açıklaması
DİLEK
AKAGÜN YILMAZ (Uşak) Çok teşekkür ederim Sayın
Başkanım bize böyle bir olanağı
sağladığınız için bugün.
Yarın
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, bütün dünyadaki emekçi
kadınların gününü kutluyorum. Ülkemizde ve dünyada
kadınların sadece kadın olması nedeniyle
ayrımcılığa uğramadığı,
aşağılanmadığı, şiddete
uğramadığı ve ölmeye yatırılmadığı
bir dünyada yaşama umuduyla ve dileğiyle tüm dünya
kadınlarının Emekçi Kadınlar Gününü kutluyorum.
Aynı
zamanda, Sayın Başkanım, buradan, bütün Türkiyedeki
insanlarımıza ve köylülerimize şu fotoğrafı göstermek
istiyorum. Bu, Uşakın Sivaslı ilçesinin Selçikler beldesinde
artık traktörüne benzin alamayan, mazot alamayan bir
vatandaşımızın, pet şişede aldığı
mazotu traktöründe kullandığı ve köylünün çok zor durumda
kaldığı bir anı yansıtıyor.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Çalık
2.- Malatya
Milletvekili Öznur Çalıkın, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe
ilişkin açıklaması
ÖZNUR
ÇALIK (Malatya) Sayın Başkanım, öncelikle 8 Mart Dünya
Kadınlar Günü için bizlere söz verdiğiniz ve ayrıcalık
yaptığınız için size teşekkür ediyorum ve özellikle
şunu belirtmem gerekir ki: Eğer mevzubahis kadınsa gerisi
teferruat. Bu konuda siyaseti de her anlamda uzak tutmamız gerekiyor ve
biz son on yılda çok önemli yasal düzenlemeler yaptık
kadının haklarının teslimatı için ve bu yasal
düzenlemelerle birlikte yapılması gereken en önemli işlem toplumsal,
zihinsel değişim ve dönüşümü sağlamak. Bunun için, hem tüm
siyasi partilere hem kanaat önderlerine hem de sivil toplum örgütlerine çok
ciddi görev düşüyor.
Yeni,
Birleşmiş Milletler toplantısından geldik ve oradaki
Türkiye'nin kadın fotoğrafı tüm ülkeler tarafından ciddi
manada alkışlandı. Özellikle, Avrupa Konseyi İstanbul
Sözleşmesi, kadına karşı şiddetin önlenmesiyle ilgili
yapılan bu anlaşma bizim için orada gurur kaynağı oldu. Bu,
Türk Ceza Kanunu, Türk Medeni Kanunu, Anayasa, bunların hepsinde
yapılması gereken en önemli işlem
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Öz
3.- Manisa Milletvekili
Sakine Özün, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe ilişkin
açıklaması
SAKİNE
ÖZ (Manisa) Sayın Başkan, tutumunuz için teşekkür ediyorum
öncelikle.
BAŞKAN
Fikir size aitti.
SAKİNE
ÖZ (Manisa) Dünya ve Türkiyede kadınlarımızın emek
mücadelesinin sonucu elde edilen gelir düzeyi, makam, mevki, dil, din
farkı gözetmeden ve aidiyet farkı gözetmeden evden işe, sokaktan
Meclise kadınların maruz kaldıkları her türlü ayrımcılığı
ve şiddeti öncelikle kadınların tartışacağı
bir diyalog ortamına ihtiyaç bulunduğunu ifade ederek tüm
kadınların emeklerinin karşılığını
talep ederken eğitim ve çalışma hakları için mücadele
verirken şiddete maruz kalmadıkları,
ayrımcılığa tabi tutulmadıkları bir dünyada
yaşamayı diliyor, 8 Mart Emekçi Kadınlar Gününü kutluyorum.
Teşekkürler.
BAŞKAN
Evet, şimdi, Sayın Hamzaçebi
4.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, CHP Grubu adına, 8 Mart Dünya
Kadınlar Gününe ilişkin açıklaması
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Dünya
Çalışan Kadınlar Günü bütün kadınlarımıza
hayırlı olsun. Bütün kadınlarımızı kutluyorum.
Günün isminde geçen çalışan kelimesi sanki, herhangi bir işte
çalışmayan kadınlarımızı dışlıyor
gibi bir anlama gelmekle birlikte, gerçekte bütün kadınlarımız
toplum hayatımızda çok yoğun bir şekilde
çalışmaktadır. Aile sorumluluğu, çocuk sorumluluğu,
onların toplumsal hayattaki yeri kadınlarımızı
olağanüstü bir yükün altında bırakmaktadır.
Kadınlarımızın
toplumdaki statülerinin yükseldiği, ekonomik, siyasi ve sosyal hayattaki
başarılarının arttığı,
başarılarını gerçekleştirdiği bir Türkiye'nin
gerçekleşmesi dileğiyle bütün kadınlarımıza Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu olarak saygılarımızı sunuyoruz,
kendilerini kutluyoruz.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Şandır
5.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandırın, MHP Grubu adına, 8 Mart Dünya
Kadınlar Gününe ilişkin açıklaması
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Çok teşekkür ederim Sayın Başkan.
Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu olarak biz de kadınlarımızın 8 Mart
Kadınlar Gününü yürekten kutluyoruz.
Bize
göre kadınlarımız, milletimizin, kültürümüzün, töremizin temel
taşıyıcısı, millî değerde bir ortak
paydamızdır. Kadınlarımız baş
tacımızdır. Kadınlarımızın birçok sorunu
vardır. Bu sorunların belirlenmesi, çözümlerin belirlenmesi için
Meclisimizin bir komisyon kurması aslında çok güzel olur. Daha da
güzel olacak bir şey, 8 Mart Kadınlar Gününde umut ederdik ki,
beklerdik ki burada bir sayın bakan bilgi versin, tüm gruplar onar dakika
konuşsunlar ama böyle birer dakikalık konuşmalarla bu önemli
günü geçiştirmiş olmayı dikkatinize sunarım.
Kadınlarımızın,
gerçekten değerini, kıymetini bilerek bu önemli gününü yürekten
kutluyorum, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak saygılar,
şükranlar sunuyorum.
BAŞKAN
Sayın Vural
6.- İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın, Ürdün Kralının Anıtkabirde
döktüğü gözyaşlarının, İstiklal Mücadelesinin
İslam dünyasına nasıl bir ilham kaynağı olduğunu
gösterdiğine ve millî hakemimiz Cüneyt Çakırla ilgili olarak
İngiliz gazetelerinin attığı başlıkları
kınadığına ilişkin açıklaması
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, iki konuyu arz etmek istiyorum. Birincisi,
tabii, Ürdün Kralının Anıtkabirde döktüğü
gözyaşları. Şüphesiz bu gözyaşları, Mustafa Kemal
Atatürkün emperyalist güçlere karşı giriştiği istiklal mücadelesinin
İslam dünyasında bugün ne anlam ifade ettiğini, nasıl bir
karşılığının olduğunu ve İslam
dünyasına nasıl bir ilham kaynağı olduğunu
anlatmış olmakta. Aynı zamanda, kurduğu Türkiye
Cumhuriyetinin de payidar olmasını da göstermektedir. Bugün Türkiye
Cumhuriyetinin hangi şartlar altında, nasıl kurulduğunu
anlamayanlara örnek olması bakımından o karelerin değerli olduğunu
düşünüyorum.
Ayrıca,
millî hakemimiz Cüneyt Çakır çok değerli bir temsil görevini
başarıyla yapmaktadır, yapmıştır, önemli bir
değerdir. Manchester United ve Real Madrid arasında yapılan
Şampiyonlar Ligi maçı yönetimiyle ilgili İngiliz gazetelerinin
attığı başlıklar hadsizliktir, terbiyesizliktir. Cüneyt
Çakır nezdinde Türk milletine hakaret dolu bu ırkçı
anlayışı kınadığımı ve Sayın
Cüneyt Çakıra da bundan sonraki görevlerinde başarılar
dilediğimi ifade etmek istiyorum.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Ünal
7.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünalın, AK PARTİ Grubu adına, 8 Mart Dünya
Kadınlar Gününe ilişkin açıklaması
MAHİR
ÜNAL (Kahramanmaraş) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; kültürümüzde Kadın eli değmek diye ifade
ettiğimiz ve elinin değdiği her şeyi güzelleştiren,
estetiğin, hassasiyetin ve güzelliğin timsali olan
kadınlarımızın Kadınlar Gününü kutluyoruz. Ama
kadınlarımızla ilgili yüce Meclisimizin haklara,
eşitliğe dair düzenleme yapması tabii ki yeterli değil.
Kadınlarımıza ilişkin zihniyetin, algının,
paradigmanın değişmesi gerekiyor. Sevgili Peygamberimizin
asırlar öncesinden Kadınların erkekler üzerinde, erkeklerin de
kadınlar üzerinde hakları vardır. diyerek eşit haklara
vurgu yaptığı ve fiziksel, duygusal, cinsel, ekonomik veya sözlü
istismara veya şiddete uğrayan kadınlarımızın
şiddetten korunmasının titizlikle sağlanması konusunda
hassasız.
Aynı
şekilde, kadınlarımızın siyasette temsil
haklarının artırılması, Türkiyenin geleceğinde
daha fazla söz sahibi yapmak için sadece Mecliste değil, yerel
yönetimlerde ve
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Baluken
8.- Bingöl Milletvekili
İdris Balukenin, BDP Grubu adına, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe
ilişkin açıklaması
İDRİS BALUKEN
(Bingöl) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Ben
de grubumuz adına tüm dünya emekçi kadınların 8 Mart Gününü
kutluyorum. Biz Barış ve Demokrasi Partisi olarak bugüne kadar
kadın özgürlük mücadelesinde değer yaratmaya çalışan ve
bunun için alanlarda, sokaklarda, Mecliste, bulunduğumuz her platformda
bunu yaşama geçirmeye çalışan bir politika yürütüyoruz.
Paradigmamız demokratik, ekolojik, cinsiyet özgürlükçü bir
paradigmadır. Kadın sömürü sisteminin, beş bin yıllık
bir erkek egemen sisteminin, ataerkil bir zihniyetin yarattığı bir
sonuç olduğunu düşünüyoruz ve bunun mutlaka aşılması
gerektiğine inanıyoruz. Bunun için 2 Marttan başlayarak on güne
yayılan çok görkemli, çok coşkulu, çok heyecanlı kadın
özgürlük mitingleri düzenliyoruz. Ben hem bu özgürlük mitinglerinde emeği
geçen bütün arkadaşlarımı grubumuz adına kutluyorum hem de
bundan sonraki sürecin kadın özgürlük mücadelesiyle şekillenecek bir
barış süreci olmasını temenni ediyorum. Özellikle
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Türkmenoğlu
9.- Konya Milletvekili
Ayşe Türkmenoğlunun, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe ilişkin
açıklaması
AYŞE
TÜRKMENOĞLU (Konya) Sayın Başkanım, teşekkür
ediyorum.
Dünyada
ve ülkemizde huzur ve barışın daim olabilmesi için dil, din,
ırk ayrımı yapılmaması ne kadar önemli ise cinsiyet
ayrımcılığının da yapılmaması o kadar
önemlidir. Bugün dünyada olduğu gibi Türkiyede de kadınlar önemli
sorunlar yaşamaktadır. Bu sorunların çözümü noktasında
kadınlarımız da fikirlerini ileri sürmekten çekinmemeli,
aktivitelerini ortaya koymalıdırlar. Kadınlara karşı
uygulanan şiddet ve her türlü ayrımcılığın
önlenerek hak eşitliğinin tesisi hedefine sadece mevzuat
düzenlemeleriyle ulaşamayacağımız aşikârdır. AK
PARTİ hükûmetleri olarak
kadınlara yönelik haklar büyük bir ivme kazanmıştır. Her
konuda olduğu gibi kadınlarımızın siyasette, Parlamentoda
temsili ve yönetimde daha etkin konuma ulaşmaları hususunda
çığır açılmış kendilerini kanıtlama imkânları
tanınmıştır.
8
Mart Dünya Kadınlar Gününü sadece ismen anmak, birkaç güzel sözle
geçiştirmek gibi sıradan durumlar çok eskilerde kaldı.
Türkiyede bir türlü gerçekleşmeyen yasal düzenlemeler tozlu raflarda
bekleyen yasalar
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Kaynarca
10.- İstanbul
Milletvekili Tülay Kaynarcanın, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe ilişkin
açıklaması
TÜLAY
KAYNARCA (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Öncelikle
Dünya Kadınlar Gününü kutluyorum. 1857li yıllarda 40 bin dokuma
işçisi kadının, ki tarihte de en büyük kitle hareketidir bu,
kadınlar adına, o dönemlerde yaşanmış ve bugünümüze
kadar gelen kadın mücadelesinin bir simgesi Dünya Kadınlar Gününü bu
anlamda da kutluyorum. Kadınlarımızın hayatın her
aşamasında daha çok katılımcı bir görev üstlenmesi
gerektiğine inanıyorum. Ayrıca geleneklerimiz,
inancımız açısından da kadın ailede ilk öğretmen,
ilk eğitimci, bunu da çok önemsiyorum. Dolayısıyla
kadınlarımızın toplumda daha görünür ve daha güçlü
oldukları bir Türkiye arzusuyla tüm kadınlarımızın
Dünya Kadınlar Gününü yürekten tebrik ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Aydoğan
11.- Diyarbakır
Milletvekili Nursel Aydoğanın, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe
ilişkin açıklaması
NURSEL
AYDOĞAN (Diyarbakır) Ben de öncelikle ülkemizde ve dünyadaki tüm
kadınların 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü kutluyorum.
Kadın özgürlük mücadelesinde yaşamlarını yitiren bütün
kadınları da saygıyla, minnetle anıyorum.
Değerli
arkadaşlar, bir ülkedeki demokrasinin ölçüsü, aynası şüphesiz ki
cezaevlerine yaklaşımla ölçülür. Bu anlamda özellikle son bir
yıldan beri Türkiyedeki siyasi tutukluların kaldığı
cezaevlerinde cezaevleri görevlileri tarafından tutuklulara fiziksel
işkence yapıldığıyla ilgili haberler Türkiyede
kamuoyunun ve basının gündeminden düşmemektedir. Bu anlamda
özellikle Bolu, Tekirdağ, Nevşehir, Yozgat, Van cezaevleri olmak
üzere bütün siyasi tutsakların kaldığı cezaevlerindeki bu
insanlık dışı uygulamalara karşı Adalet
Bakanlığını daha büyük bir hassasiyetle cezaevlerine
yönelik bu hak ihlallerini ortadan kaldırmaya ve daha duyarlı olmaya
davet ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Selamoğlu
12.- Ankara
Milletvekili Tülay Selamoğlunun, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe
ilişkin açıklaması
TÜLAY
SELAMOĞLU (Ankara) Sayın Başkanım, değerli
milletvekilleri; Türkiyedeki tüm kadınlarımızın ve
dünyadaki kadınların Kadınlar Gününü kutluyorum. Ama üç yüz
altmış beş gün içerisindeki sadece bir günde anılmak bu
değeri bence yansıtmıyor çünkü kadınlarımız -sadece
kendi ülkemiz için söylemeyelim- tüm kadınlar bu dünyanın
yarısını teşkil ediyorlar nüfus olarak ve
yaratılmışlığın özelliği olarak da bu
birliğin, bütünlüğün ve dünyanın geleceğinin
sorumluluğunu almış gruplar ama özellikle Türkiyede AK
PARTİ ile gelişen dönemde kadınların insanlık
hakları üzerindeki tüm çalışmaları tamamlamaya
çalışıyoruz; bunları gündeme getiriyoruz, farkındalıkları
artırıyoruz, bilinci artırıyoruz. Türk
kadınının güçlü olması, Türkiyenin geleceğini
belirleyecektir.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Buyurun
Sayın Kaleli.
13.- Bursa Milletvekili
Sena Kalelinin, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe ilişkin
açıklaması
SENA
KALELİ (Bursa) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ben,
tüm erkeklerimizin ve kadınlarımızın, bir cinsiyetin, bir
ırkın, kimliğinin, diğerinin üstünlüğüne,
aşağılığına ilişkin kültürel
kalıplarını değiştirmelerini, Atatürkün şu
sözünü hep hatırlamalarını istiyorum: Özgürlüğünüzü,
ruhunuzu baskılardan kurtarın. Vazgeçmeyin. Çevrenizdeki,
komşunuzdaki zedelenmiş ruhları kale alın. Yeniden
kimliklerine kavuşmalarına yardımcı olun. sözleri hep
kulağımızda olsun.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Sayın Ağbaba...
14.- Malatya
Milletvekili Veli Ağbabanın, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe
ilişkin açıklaması
VELİ
AĞBABA (Malatya) Sayın Başkan, 8 Mart Dünya Emekçi
Kadınlar Gününü ben de kutluyorum. Bizler Cumhuriyet Halk Partisi Cezaevi
Komisyonunun üyeleri olarak cezaevlerini geziyoruz. Burada bulunan
kadınların, çocuklu kadınların, üniversite öğrencisi
kadınların da Kadınlar Gününü kutluyoruz.
Ayrıca,
maalesef, birçok kadın tutuklu, sadece ve sadece 8 Mart Dünya Emekçi
Kadınlar Gününü kutladıklarından dolayı cezaevlerinde
tutulmakta. Bu insanları, bu kadınları, sadece muhalif
olduğu için cezaevine tıkan zihniyeti de buradan bir kez daha
Mecliste kınıyorum. Onların özgürlüğüne bir an önce
kavuşmalarını diliyorum.
Ayrıca
KESKte görev yapan sendikacıların, üniversite öğrencisi
kadınların da Emekçi Kadınlar Günü'nü kutluyorum.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Doğru
15.-
Tokat Milletvekili Reşat Doğrunun, 8 Mart Dünya Çalışan
Kadınlar Gününü kutladığına ve Tokat ilindeki çiftçilerin
borçlarına ilişkin açıklaması
REŞAT
DOĞRU (Tokat) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Ben
de 8 Mart Dünya Çalışan Kadınlar Gününü kutluyorum.
Kadınlarımız yüce Türk milletinin baş tacıdır,
emekleri hiçbir zaman ödenemez.
Ülkemizin
birçok yerinde olduğu gibi Tokat ilinde de çiftçiler borçlu duruma
düşmüşlerdir. Muhtarlıklara her gün icra dairelerinden onlarca
tebligatlar gelmektedir. Çiftçiler ürünlerinin para yapmamasından ve
çeşitli afet gibi faktörlerden dolayı başta bankalar, tarım
kredi kooperatifleri ve özel sektöre borçlanmışlardır. Borçlarını
da ödeme imkânları maalesef yoktur. Çok zor durumda ve mağdurdurlar.
Hükûmetten bu borçların tekrar yapılandırılmasını
ve faizlerin silinmesini beklemektedirler. Durumun hassasiyetini Meclise anlatmak
istiyorum. Hükûmetten ilgi bekliyoruz.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Gündeme
geçiyoruz.
İLHAN
DEMİRÖZ (Bursa) Başkanım, söz hakkı
AYKAN
ERDEMİR (Bursa) İlk on kişiye vermediniz.
BAŞKAN
Olabilir de 10u tamamladık, 10 veriyorum.
İLHAN
DEMİRÖZ (Bursa) Sayın Başkanım, ilk defa 3üncü
sırada bir şöz aldık.
NUREDDİN
NEBATİ (İstanbul) Ben de 5inci sıradaydım.
BAŞKAN
Yani olabilir ama
Bakın, Meclis Başkan
AYKAN
ERDEMİR (Bursa) Onu da vermediniz Sayın Başkan.
ABDULLAH
LEVENT TÜZEL (İstanbul) Sayın Başkan, bu seferlik hepimize söz
verin.
BAŞKAN
Ondan sonra nasıl bir şey biliyor musunuz, 54 kişi müracaat
etmişti.
İLHAN
DEMİRÖZ (Bursa) Sayın Başkanım, ilk 10da
istemiştim.
ABDULLAH
LEVENT TÜZEL (İstanbul) Ama bugün sadece kadın vekiller değil,
bizler de dileklerimizi ifade edelim.
BAŞKAN
Bugün ben de öyle istedim, öyle yaptım, tamam. Yani vermeme hakkım
da var biliyor musunuz, ben veriyorum.
İLHAN
DEMİRÖZ (Bursa) Sayın Başkan, vardır mutlaka ama yani
BAŞKAN
Ben veriyorum sizlere söz hakkını. Ama başından söyledim,
Kadın milletvekillerimize iyimser ayrımcılık
uygulayacağım. dedim ve 8 kadın arkadaşımıza,
bütün grup başkan vekillerine ve sisteme girenlere verdim, 2 erkek
arkadaşımıza da verdik sözü ve bitti.
İLHAN
DEMİRÖZ (Bursa) Başkanım, Artvin ilinin kurtuluşuyla
ilgili
BAŞKAN
Olabilir de hayır.
İLHAN
DEMİRÖZ (Bursa) Peki, teşekkür ediyorum.
BAŞKAN
Yani her itiraz eden
Böyle olursa olmaz.
İLHAN
DEMİRÖZ (Bursa) Başkanım, itiraz etmiyorum.
BAŞKAN
Hayır hayır. Ben yönetemem, onun için
İLHAN
DEMİRÖZ (Bursa) Peki, peki. Tamam Başkanım.
AYKAN
ERDEMİR (Bursa) Sayın Başkanım, hem kadınlara hem
erkeklere verseniz daha şık olur.
BAŞKAN
Sisteme giren 17 kişi vardı. Şimdi bakın, ben size bir
şey söyleyeyim. Muhterem arkadaşlarım, kadınlar
konuştu.
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Burdur) Dünya Emekçi Kadınlar Günü olduğu için
konuşmuyoruz.
VELİ
AĞBABA (Malatya) İlhan Ağabey de konuşsun.
BAŞKAN
O ha bire konuşuyor zaten. Gene konuştururuz ama, bakın,
kadınlar bir şey söyledi, herkese söylüyorum.
Şimdi
diyorsunuz ki: Kadınlar bizim analarımızdır,
bacılarımızdır., Cennet anaların
ayağının altındadır. Hepsi amenna ve saddakna ama
kadınlar diyor ki: Tamam, bunlar kabul de, biz de dünyayı istiyoruz
kardeşim. Dinleyin bakalım. Tamam
(Alkışlar)
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
Meclis
araştırması açılmasına ilişkin üç önerge
vardır, okutuyorum:
VII.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Ankara Milletvekili
Levent Gök ve 21 milletvekilinin, Atatürk Orman Çiftliğinin yönetiminde
Atatürk'ün vasiyetine ve hazineye hibe etme amacına aykırı
düzenlemelerin araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/532)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Cumhuriyetin
kuruluş yıllarında bizzat Atatürk tarafından kurulan
Atatürk Orman Çiftliği, alan olarak Ankara kent çanağı diye
tabir edilen coğrafi yapıyı ifade eder.
Cumhuriyetin
ilk yıllarında modern tarımın halka tanıtılması
ve ilk zirai uygulamaların yapılması amacıyla kurulan AOÇ,
Atatürk'ün şahsi mal varlığı idi ve kendi tasarrufu
altında bulunuyordu. AOÇ bugün Ankara'nın akciğeri
sayılır.
Atatürk,
bu mal varlığını 11/06/1937 tarihinde şartlı
olarak hazineye bağışladığını vasiyet
etmiştir.
Atatürk,
AOÇ, savaş koşullarından yeni çıkmış bir ülkenin
kendi kendini besleyebilmesi, tarımsal alanda sanayileşmenin bir
modeli olarak ortaya çıkmıştır.
Atatürk'ün
hibe edişinde temel amaç, bu modelin hayata geçirilmesi gerçeğinde en
küçük bir tereddüt söz konusu değildir.
Atatürk
Orman Çiftliği Gazi Yerleşkesinin koruma statüsü geçtiğimiz
2011 yılı Ağustos ayında Ankara Kültür ve Tabiat
Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun aldığı
kararla 1inci derece doğal sit alanından çıkarılıp
3üncü derece doğal sit alanına dönüştürülmüştür.
Bir
günde alelacele karar üretilerek yapılan bu değişiklikle Atatürk
Orman Çiftliği arazilerinin parça parça ve Atatürk'ün vasiyeti ile
hazineye hibe amacına aykırı olacak elden
çıkarılmasının kapısı açılmış
bulunmaktadır.
Bu
durum, AOÇ'nin kuruluş amacına da, Atatürk'ün vasiyetine ve hibe
amacına aykırı olduğu kadar koruma mevzuatına da, kamu
yararı ve hukuka da aykırıdır.
Ankara
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu, 10
Ağustos 2011 tarihli ve 6281 sayılı Kararıyla, AOÇ 1inci
derece doğal ve tarihî sit alanı içinde yer alan
Şimdilerde ise;
Gazi Yerleşkesinin Başbakanlığa devredildiği.
TOKİ aracılığıyla alanın yapılaşmaya
açılacağı, büyük bir alışveriş merkezi veya büyük
bir sağlık merkezi inşaatı için bir özel kuruluşa
devrinin düşünüldüğü gibi konular kamuoyunda konuşulmakta ve rahatsızlık
yaratmaktadır.
Sivil toplum
kuruluşları, meslek odaları bu gelişmeleri çeşitli
etkinliklerle protesto etmektedirler.
AOÇ alanında
Başbakana Beyaz Saray inşa edileceği söylentileri
yaygınlaşmaktadır.
Mustafa Kemal
Atatürk'ün, 11/06/1937 tarihli vasiyetnamesinde, "Tasarrufum
altındaki bu çiftlikleri bütün tesisat, hayvanat ve demirbaşları
ile beraber hazineye emanet yorum." demesine rağmen Atatürk Orman
Çiftliği arazileri korunamamış, alan tarım
dışı kullanıma açılmıştır.
Bütün bu nedenlerle,
Atatürk'ün vasiyetine ve hazineye hibe etme amacına aykırı
düzenlemelerin tamamının tespiti ve yapılması mümkün
düzeltmelerin saptanabilmesi amacıyla Anayasa'nın 98inci ve TBMM
İç Tüzüğünün 104 ve 105inci maddeleri uyarınca Meclis
aştırması açılmasını arz ederiz.
1) Levent Gök (Ankara)
2) Mustafa Serdar Soydan
(Çanakkale)
3) Uğur Bayraktutan
(Artvin)
4) Alaattin Yüksel (İzmir)
5) Mehmet Ali
Ediboğlu (Hatay)
6) İlhan Cihaner (Denizli)
7) Ahmet Toptaş (Afyonkarahisar)
8) Bedii Süheyl Batum (Eskişehir)
9) Metin Lütfi Baydar (Aydın)
10) Orhan Düzgün (Tokat)
11) Ramazan Kerim Özkan (Burdur)
12) Mevlüt Dudu (Hatay)
13) Celal Dinçer (İstanbul)
14) Gürkut Acar (Antalya)
15) Aykut Erdoğdu (İstanbul)
16) Veli Ağbaba (Malatya)
17) Salih Fırat (Adıyaman)
18) Ali İhsan
Köktürk (Zonguldak)
19) Ali Özgündüz (İstanbul)
20) Haydar Akar (Kocaeli)
21) Turgut Dibek (Kırklareli)
22) Osman Oktay
Ekşi (İstanbul)
Gerekçe:
Atatürk Orman
Çiftliğinin hazineye hibe edilişinin üzerinden altmış
yıl geçmiş, ancak amacına uygun olarak
kullanılmamıştır.
Bunun üzerine 02/06/1992
tarih ve 2436 sayılı Kurul Kararı ile doğal ve tarihî sit
alanı ilan edilmiştir.
27/07/1993 tarih ve 3097
sayılı Kurul Kararı ile sit alanı sınırları
belirlenmiştir.
Kültür ve Tabiat
Varlıklarını Koruma Kurulunun 07/05/1998 tarih ve 5742
sayılı Karar ile de 1inci derecede sit alanı olarak ilan
edilmiştir.
Alınan kurul
kararlarının, atılan her adımın Atatürk'ün vasiyetine
aykırılık taşımaması, cumhuriyetin ilk
yıllarında belirlenen misyona uygunluk içinde olması gerekir.
Atatürk Orman Çiftliği alanlarının kent açısından
kısır, dar kapsamlı değerlendirmelerle kentsel yeşil
alan rekreasyon alanı olarak tasarlanması Atatürk'ün mirasına ve
araziyi hazineye hibe etme amacına uygun düşmemektedir.
Araştırma
önergesinin tarihsel, siyasal ve tarımsal boyutları
bulunmaktadır. Siyasal iktidarın Atatürk'ün vasiyeti ve hibe
koşullarına duyarsızlığından ve
ilgisizliğinden yola çıkılarak telafisi mümkün olmayabilecek
adımların atılmasının önlenebilmesi için
konunun TBMM aracılığıyla incelenmesi, araştırılmasının
uygun olacağı düşünülmüştür.
2.- Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 27 milletvekilinin, tutuklu ve hükümlü
öğrencilerin sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/533)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Mahpus
öğrencilerle ilgili hemen her gün basın yayın organlarında
haberler yer almaktadır. Tutuklama sayısı her gün
artmaktadır ve dava açılan öğrencilerden pek çoğu
ağır cezalara çarptırılmaktadır. Mahpus öğrenci
kavramı giderek sosyal ve siyasal alanda önem kazanmakta ve toplum
nezdinde tepkilere yol açmaktadır.
Mahpus
öğrenciler konusunda en can yakıcı sorun ise eğitim
hayatlarının kesintiye uğraması veya tamamen bitmesidir.
Bir öğrencinin mahkûm olsa dahi hayatını tamamen
değiştirecek bir olaydır. Oysa gerek hapishane gerekse
üniversite yönetimleri tarafından bu konuda duyarlı
davranılmadığı yönünde çok sayıda haber yer almaktadır.
Mahpus öğrenciler tarafından şahsıma gönderilen mektuplarda
da bu konu sıkça işlenmektedir. Söz konusu haber ve mektuplarda
üniversite yönetimlerinin güvenlik gerekçesiyle öğrencileri sınava
almadığı ve hapishane yönetimlerinin mahpus öğrencilerden
yol ve yemek parası talep ettiği dile getirilmektedir. Bu durumda öğrencilerin
eğitimleri fiilen kesintiye uğramakta veya tamamen son
bulmaktadır.
Tutuklanan
öğrencilerin, özellikle yabancı dilde eğitim veren
üniversitelerin öğrencilerinin, ders notlarını temin etmesi ve
sınavlarına hazırlanması da yaşanan sorunlar
arasındadır. Hapishanelere gönderilen ders okumaları ve
notları öğrencilere iletilmemekte veya geç iletilmektedir.
Yabancı dilde olan okuma ve notlar aylar, hatta bazen yıllar sonra
gönderilen kişiye ulaştırılmaktadır ki bu durumda
öğrencinin sınavlarına hazırlanması imkânsız hâle
gelmektedir.
Pek
çok öğrenci gözaltına alındığında,
tutuklandığında veya haklarında dava
açıldığında üniversite yönetimleri, öğrenciler
hakkında disiplin soruşturması başlatmakta ve yargı
kararı kesinleşmeden öğrencilere uzaklaştırma ve
okuldan atılma gibi cezalar verilmektedir. Bu durumda masumiyet karinesi
hiçe sayılarak peşinen cezalandırılma uygulanmaktadır.
Bu cezaların büyük çoğunluğu anayasal hak olan gösteri ve
yürüyüş hakkının kullanımı sonucu
gerçekleştirilen eylemlere yönelik uygulanmaktadır. Anayasanın,
masumiyet karinesinin çiğnenmesi ve özgürlüklerin
kısıtlanması gibi sorunlarla birlikte öğrencilerin
eğitim hayatının kısıtlanması veya ortadan
kaldırılması gibi ağır sonuçlar ortaya
çıkmaktadır.
Tutuklu
ve hükümlü öğrenci sayılarıyla ilgili elimizde net bilgiler
bulunmamaktadır. Mahpus ilköğretim, lise, ön lisans, lisans, yüksek
lisans ve doktora öğrencilerinin ve öğrenciyken tutuklanıp
okuldan süresiz uzaklaştırma cezası alan öğrencilerin
sorunlarının muhtelif olacağı düşünülmelidir. Tutuklu
ve hükümlü öğrenci sayısının ve hangi düzeyde öğrenci
olduğunun tespiti söz konusu sorunların giderilmesi
açısından önem arz etmektedir.
Lise
mezunu olup üniversite sınavlarına hazırlanmak isteyen
öğrenciler de çeşitli sorunlar yaşamaktadır. Resmen
öğrenci statüsünde olmamakla birlikte fiilen öğrenci durumunda olan
öğrencilerin sayılarının tespiti ve sorunlarının
çözümü ise daha detaylı ve planlı bir çalışmayı
gerektirmektedir.
Tutuklu ve hükümlü öğrencilerin
yaşadığı sorunların çözümü için çözüm önerilerinin
tespiti de başka bir gereklilik olarak gözükmektedir. Öğrencilerin
eğitimlerine devam edebilmesi için yasal sorunlar da tespit edilmelidir.
Tutuklu ve hükümlü öğrenci sayısının
tespit edilmesi, üniversite yönetimleri tarafından verilen disiplin
cezalarının araştırılması, mahpus
öğrencilerin eğitimlerine devam edebilmesi için mevcut
sorunların tespit edilmesi ve öğrencilerin eğitimlerine devam
edebilmesi için çözüm önerileri üretilebilmesi için, Anayasanın 98,
İç Tüzükün 104 ve 105'inci maddeleri uyarınca Meclis
araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.
03/02/2012
1) Veli Ağbaba (Malatya)
2) Kamer Genç (Tunceli)
3) Ali Serindağ (Gaziantep)
4) Gürkut Acar (Antalya)
5) Haydar Akar
(Kocaeli)
6) Bülent Kuşoğlu (Ankara)
7) Sakine Öz (Manisa)
8) Bedii Süheyl Batum (Eskişehir)
9) Ramazan Kerim Özkan (Burdur)
10) Ali Haydar Öner (Isparta)
11) Mustafa Serdar Soydan (Çanakkale)
12) Ali Rıza Öztürk (Mersin)
13) Tufan Köse (Çorum)
14) Selahattin Karaahmetoğlu (Giresun)
15) Aykut Erdoğdu (İstanbul)
16) Binnaz Toprak (İstanbul)
17) Osman Taney Korutürk (İstanbul)
18) Kazım Kurt (Eskişehir)
19) Mahmut Tanal (İstanbul)
20) Mehmet Volkan Canalioğlu (Trabzon)
21) Adnan Keskin (Denizli)
22) Sena Kaleli (Bursa)
23) Mevlüt Dudu (Hatay)
24) Osman Aydın (Aydın)
25) Rıza Türmen (İzmir)
26) Celal Dinçer (İstanbul)
27) Ayşe Gülsün Bilgehan (Ankara)
28) Recep Gürkan (Edirne)
3.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan ve 21 milletvekilinin, Türkiye Cumhuriyeti devleti ve
Hükûmetinin Suriye politikasının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/534)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Suriye'de en son Mevlit Kandili gecesi Suriye
askerlerince yapılan katliam bütün vicdanları
kanatmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti devleti ve Hükûmetinin Suriye
politikası ile ilgili Anayasa'nın 98, İç Tüzükün 104 ve
105'inci maddeleri gereğince Meclis araştırması
açılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
1) Altan Tan (Diyarbakır)
2) Pervin Buldan
(Iğdır)
3) Hasip Kaplan (Şırnak)
4) Sırrı Sakık (Muş)
5) Murat Bozlak (Adana)
6) Halil Aksoy (Ağrı)
7) Ayla Akat (Batman)
8) İdris Baluken (Bingöl)
9) Hüsamettin Zenderlioğlu (Bitlis)
10) Emine Ayna (Diyarbakır)
11) Nursel Aydoğan (Diyarbakır)
12) Adil Kurt (Hakkâri)
13) Esat Canan (Hakkâri)
14) Sırrı Süreyya Önder (İstanbul)
15) Sebahat Tuncel (İstanbul)
16) Mülkiye Birtane (Kars)
17) Erol Dora (Mardin)
18) Ertuğrul Kürkcü (Mersin)
19) Demir Çelik (Muş)
20) İbrahim Binici (Şanlıurfa)
21) Nazmi Gür (Van)
22) Özdal Üçer (Van)
Gerekçe:
Türkiye Cumhuriyeti ile Suriye arasında derin
tarihî, kültürel, ekonomik ve sosyal ilişkiler mevcuttur.
Suriye vatandaşlarının önemli bir kesimi
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının akrabalarıdır.
Suriye'de meydana gelen her türlü müspet veya menfi olaya
Türkiye vatandaşlarının kayıtsız kalmaları mümkün
değildir.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu
bugüne kadar 62 kez Suriye'ye gittiğini beyan etmiş, ancak bu 62
sefer sonucu neler konuştuğunu ve ne gibi neticeler elde
ettiğini açıklamamıştır. Hâlen Suriye'de yaşayan
Kürtlerin önemli bir kısmının kimlikleri bile yoktur ve
İslami fikre sahip Müslümanların on binlercesi cezaevindedir. Suriye
siyasetinin hızla değişeceği bugünlerde Türkiye'nin acilen
doğru bir siyaset takip etme mecburiyeti vardır.
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler gündemdeki
yerlerini alacak ve Meclis araştırması açılıp
açılmaması konusundaki görüşmeler sırası
geldiğinde yapılacaktır.
Cumhuriyet
Halk Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir
önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
VIII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri
1.- CHP Grubunun,
İstanbul Milletvekili Fatma Nur Serter ve 28 milletvekili tarafından
AKP iktidarının on yıllık uygulamalarının millî
eğitim sisteminde yarattığı kargaşa ve nitelik
kaybının, millî eğitim politikalarındaki
tutarsızlıklar ve hataların, eğitimdeki vizyon ve
kararlılık eksikliğinin ve bunların gençlik üzerinde
yaratmakta olduğu sorunların araştırılması
amacıyla 26/2/2013 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin Genel Kurulun 7 Mart 2013 Perşembe
günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Danışma
Kurulu; 07.03.2013 Perşembe günü (Bugün) toplanamadığından,
Grubumuzun aşağıdaki önerisinin, İçtüzüğün 19uncu
maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla
arz ederim.
Mehmet Akif Hamzaçebi
İstanbul
Grup Başkan Vekili
Öneri:
İstanbul
Milletvekili Nur Serter ve 28 Milletvekili tarafından, 26.02.2013
tarihinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
"AKP iktidarının 10 yıllık uygulamalarının
Milli Eğitim sisteminde yarattığı kargaşa ve nitelik
kaybının Millî Eğitim politikalarındaki
tutarsızlıklar ve hataların eğitimdeki vizyon ve
kararlılık eksikliğinin ve bunların gençlik üzerinde
yaratmakta olduğu sorunların araştırılması"
amacıyla verilmiş olan Meclis Araştırma Önergesinin (754
sıra nolu), Genel Kurul'un bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer
önergelerin önüne alınarak, 07.03.2013 Perşembe günlü birleşimde
sunuşlarda okunması ve görüşmelerinin aynı tarihli
birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN
- Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisinin lehinde ilk söz İstanbul
Milletvekili Sayın Fatma Nur Sertere ait.
Buyurun
Sayın Serter. (CHP sıralarından alkışlar)
FATMA
NUR SERTER (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; sözüme başlarken Sayın Başkan, sizlere
teşekkür etmek istiyorum, bugün kadın milletvekillerine
tanıdığınız ayrıcalık nedeniyle ve 8 Mart Dünya
Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle önce Türkiye Büyük Millet Meclisinin bütün
kadın emekçilerinin ve milletvekilleri başta olmak üzere dünya
kadınlarının 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü
kutluyorum ve gelecekte kadının şiddet görmediği, erkekle
her anlamda eşit olduğu aydınlık bir dünyaya bir an önce
kavuşma özlemimi de ifade etmek istiyorum.
Değerli
milletvekilleri, Cumhuriyet Halk Partisi olarak millî eğitim konusunda bir
araştırma komisyonu kurulmasını öneriyoruz. AKPnin on
yılı aşkın iktidarı süresince izlediği
politikalar, eğitimin temel sorunlarını çözümlemeye yönelik
istikrarlı bir sistem oluşturamadığını ortaya
koymuştur.
AKP, özellikle 4+4ün altyapısı
hazırlanmadan, tepeden inme bir biçimde uygulamaya sokulmasıyla
eğitime, eğitimin niteliğini artıracak değil ama
siyasi proje üretecek bir araç olarak baktığını
kanıtlamıştır.
Millî
eğitim sistemi, Adalet ve Kalkınma Partisinin on yıllık
iktidarında tam bir yapboz oyununa dönüştürülmüştür. On
yıllık iktidarda 5 kez millî eğitim bakanının
değiştirilmiş olması, aslında eğitimdeki
başarısızlığın en somut itirafıdır.
AKPnin on yıllık dönemde eğitimle ilgili performansı
beş başlıkta özetlenebilir: Yapılıp bozulanlar,
yapılırken bozuk çıkanlar, sonuçsuz kalanlar, fırsat
eşitliğine aykırı olanlar ve yasa dışı
olanlar.
Yapılıp
bozulanlardan birkaç örnek, alfabenin neredeyse tüm harflerini sınavlar
için kullandınız: OKS, SBS, YGS, LYS, YDS, ALS, DGS, YÖS, DUS, TUS,
ALES vesaire devam edip gidiyor. (CHP sıralarından
alkışlar)
Bir
sınav enflasyonu yarattınız ve ardından dershaneleri
kapatmaya kalktınız, sınavlar yerli yerinde dururken. Oysa,
sizin döneminizde dershane sayısını 2.122den 3.867ye
çıkarttınız. OKSyi önce SBS yaptınız, sanki OKS
kalkıyormuş gibi bir algı yarattınız, sonra SBSyi
altı ve yedinci sınıflara da uyguladınız, daha sonra
üç yıl bu uygulamayı yaptıktan sonra altı ve yedinci
sınıflardan SBSyi kaldırdınız ama üç yıl boyunca
çocuklara ve ailelere cehennem azabı yaşattınız. Maalesef,
kaynakları israf edip öğrencilerin o çocuksu mutluluğunu
çaldınız. Şimdi, SBSyi kaldırmaya kalktınız.
SBSyi kaldırmaya kalktığınızı
açıkladıktan sonra, birden, Anadolu liselerinin bazılarına
çok yüksek talep olabileceğini fark ettiniz ve bir SBSyi
kaldırırken yerine bütün Anadolu liselerini kapsayacak GSS,
İLS, KAS gibi çeşitli adlar altında sınavların
yapılacağı bir sistemin projesini ve
çalışmasını başlattınız.
Genel
liselerdeki eğitimin niteliğini yükseltmek yerine -defalarca burada
söyledik- genel liseleri görünmez kılmayı seçtiniz, genel liselerin ismini
değiştirerek bu görünmezliği sağlayacak projeler
başlattınız. Bir bakanınız geldi, onların
adını Anadolu lisesine çevirmeye kalktı, diğeri onu
beğenmedi akademik lise dedi, sonra vazgeçildi, tekrar Anadolu lisesi
olsun. dedi. Aslında, genel liselerin niteliğini artırmak
yerine, tüm Anadolu liselerini genel lise düzeyine indirgeyecek bir projeye
imza attınız.
Müfredatı
değiştirdiniz 2004te, sonra beğenmediniz, tekrar
değiştirdiniz. Engelliden öğretmen olmaz. dediniz, sonra
Başbakan Bal gibi olacak. dediği için geri adım
attınız, engellinin öğretmenliğiyle ilgili kararı
kaldırdınız. Eş ve mazeret ataması için
öğretmenlere gerçekten çile çektirdiniz. Atamaları yılda 1e
indirdiniz, sonra yeniden eski uygulamaya çark ettiniz.
Okula
başlama yaşını -tüm itirazlara rağmen-
altmış ay olarak ilan ettiniz, okullar açılırken
vazgeçtiniz, Altmış altı aylık olanlar gelsin. dediniz.
Kat
sayıyla sürekli oynadınız, önce kaldırdınız,
sonra binde
Gelelim
yapılırken bozuk çıkanlara: Okul Sütü Projesini
başlattınız. Sadece otuz dört gün süt
dağıttınız, 800 bin öğrenciyi bu otuz dört günde
sütsüz bıraktınız. Sütleriniz bozuk çıkınca da süt
alerjisine sığındınız. Sonra, beş günden
vazgeçip, okul sütü dağıtımının üç gün yeterli
olacağını ilan ettiniz. Geçen ders yılının
sonunda, yaklaşık 20 milyon liralık sütü de okullarda
bırakarak devleti zarara uğrattınız. Serbest kıyafet
uygulamasını başlattınız, başlatırken
sakıncalarına kulak tıkadınız, sonra daha
başlarken geri adım attınız, çok da iyi yaptınız.
Gelelim
sonuçsuz kalanlara: FATİH Projesini yüzyılın projesi ilan
ettiniz. Eğitimdeki nitelik sorununun bu projeyle çözümleneceğini
sandınız. Başbakanı elinde tabletle dağ, bayır
dolaştırdınız. Stratejik planda Proje 2014te bitecek.
dediniz, 2013te bütün okullara tablet dağıtımı son
bulacak, hepsini tamamlayacağız. dediniz. Şimdi size rakam
veriyorum: 2013ün ortasındayız, bütün okullardaki öğrencilerin
tablet alanlarının oranı binde 3tür arkadaşlar; Ankarada
bu oran binde 1, Türkiye genelinde binde 3tür. (CHP sıralarından
alkışlar) Ayrıca, tabletin eğitimin niteliğinde hiçbir
değişiklik yapmadığına ilişkin denetim
raporlarını da kamuoyundan sakladınız. Şimdi
soruyorum: Stratejik planı mı yanlış uyguladınız,
yanlış yaptınız, uygulamayı mı yanlış
yaptınız, yoksa sadece halkın gözünü boyamayı mı
amaçladınız?
İktidar
olmadan Atanmayan öğretmen kalmayacak. dediniz. Başbakan
yaptığı bütün mitinglerde -Gaziantep, İstanbul, Kocaeli-
ilan etti, Bizim dönemimizde atanmayan öğretmen kalmayacak. dedi. O
dönemde, 40 ila 50 bin arasında ataması yapılmayan öğretmen
vardı, şimdi sayıyı 350 bine çıkarttınız,
üstelik onları Eminönündeki güvercinlere benzetip Haydi başka
kapıya. dediniz.
İBRAHİM
KORKMAZ (Düzce) İkna olduk, ikna olduk!
FATMA
NUR SERTER (Devamla) Gelelim fırsat eşitliğine
aykırı olanlara: Tüm okullarda derslik sorunu yaşanırken,
imam-hatiplere ayrıcalık tanıdınız. Önce 1.141
imam-hatip okulu açtınız, sonra bunların 42sini
kapattınız -bir yaptığınızı hemen
arkasından bozma âdetiniz var çünkü- daha sonra bu okulları yüzde 75
boş kapasiteyle tuttunuz, öte yandan ortalama sınıf mevcudunu
50ye, 60a yükselttiniz ve şu sorunun cevabını hiç vermediniz:
16.905 bağımsız ilkokuldan mezun olacak öğrenciyi 3.558
ortaokula nasıl sığdıracağınızı
defalarca sorduk, hâlâ buna cevap vermediniz.
Hafızlık
eğitimi diye bir proje, büyük proje başlattınız, 9
yaşındaki çocukları bir yıl okuldan
uzaklaştırdınız, izinli saydınız. Bunu yaparken
sözde çocuğun isteği gibi, yönetmeliğe bir kalıp
eklediniz, 9 yaşında çocuğun bir isteği, bir kararı
olamayacağını bildiğiniz hâlde çocuğun isteğini,
tercihini, yeteneğini ve çocuk haklarını görmezden geldiniz.
Yasaları
yok saydınız. Siyasi projenizin simgesi olan türbanı yasalara
aykırı olarak bütün okullara soktunuz
İHSAN
ŞENER (Ordu) Hangi yasa?
FATMA
NUR SERTER (Devamla)
bütün okullara bayrak yaptınız,
anaokullarındaki 3 yaşındaki çocukların
başlarını bağlattınız, 3 yaşında
anaokulu öğrencilerinin başlarını
bağlattınız.
İLYAS
ŞEKER (Kocaeli) Niye rahatsız oluyorsunuz?
FATMA
NUR SERTER (Devamla) Atatürkçü gençlik
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
FATMA
NUR SERTER (Devamla) Kadınlar Günü nedeniyle bir cümle
İHSAN
ŞENER (Ordu) Zaten iyi şeyler söylemiyorsun, bak kesiliyor.
BAŞKAN
Buyurun.
FATMA
NUR SERTER (Devamla) Atatürkçü gençlik yetiştirmeyi tek tipleşme
saydınız, Atatürk milliyetçiliğini yasalardan söküp
attınız ama Dindar Gençlik Projesini tek tipleşme
saymayıp övgüyle anlattınız.
Laik
eğitimi yok etmenin, cumhuriyet değerleriyle hesaplaşmanın,
ülkeyi dönüştürmenin hevesiyle kendi gücünüze taptınız.
Vizyonsuz,
altyapısız eğitim politikanızla eğitimi bir enkaza
dönüştürdünüz, insanların, gençlerimizin yaşamını da
maalesef azaba dönüştürdünüz.
Değerli
milletvekilleri, Türkiye sahipsiz değildir. Bunların cevabını,
bütçeye bu konuda verdiğiniz zararların hesabını vermeye
mecbursunuz.
İLYAS
ŞEKER (Kocaeli) Millet sahip çıkıyor sandıkta.
FATMA
NUR SERTER (Devamla) - Eğer gücünüz varsa, eğer doğru
yaptığınıza inanıyorsanız bir Meclis
araştırma komisyonunun kurulmasına onay verirsiniz.
İLYAS
ŞEKER (Kocaeli) Merak etme, millet sahip çıkıyor
sandıkta.
FATMA
NUR SERTER (Devamla) - Eğer onay vermiyorsanız bu bir
kaçıştır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FATMA
NUR SERTER (Devamla) - Bu kaçışın hesabını bu millet
size soracak.(CHP sıralarından alkışlar)
İLYAS
ŞEKER (Kocaeli) Millet sandıkta hesap soruyor, hiç merak etme.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu önerisinin aleyhinde Amasya Milletvekili Sayın Avni
Erdemir.
Buyurun
Sayın Erdemir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AVNİ
ERDEMİR (Amasya) Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; CHP Grubunun, AK PARTİ eğitim
politikalarının araştırılmasıyla ilgili Meclis
araştırması açılmasını içeren grup önerisi
üzerine söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli
milletvekili arkadaşlarım, AK PARTİ iktidarı kurulduğu
günden itibaren ülkemizin kalkınması, gelişmesi, lider ülke,
güçlü toplum hedefine ulaşılması için eğitimi en temel
hizmet alanı olarak görmüş ve kabul etmiştir. Zira biz
inanıyoruz ki insanımızın hayat kalitesini yükseltmek,
insan kaynağımızı dünya ile rekabet edilebilir bir konuma
getirmek ancak eğitimle mümkündür. İşte, bu anlayışla
son on yıl içerisinde eğitimde çok önemli değişiklikler
gerçekleştirdi AK PARTİ iktidarı. Öncelikle, hükûmetlerimiz
döneminde eğitim bütçesi hep 1 numara, 1inci sırada oldu.
Yükseköğretim bütçesi haricinde 2002 yılında 7,5 milyar lira
olan eğitim bütçesi bugün yüzde 537 artışla 47,5 milyar liraya
çıkmıştır değerli arkadaşlar.
Değerli
arkadaşlar, öğrencilerimizin okuduğu, öğrencilerimizin
barındığı, öğretmenlerimizin hizmet ürettiği ve
çalıştığı okulları, yurtları daha kaliteli
hâle getirmeden kaliteli hizmet üretilemez anlayışı içerisinde
son on yıl içerisinde 188.459 dersliğin yapımını
tamamladı AK PARTİ iktidarı.
Sekiz
yıllık kesintisiz zorunlu eğitim yerine on iki yıllık
zorunlu kademeli eğitimi getirerek on iki yıllık süre üç
kademeye ayrıldı. Evet, ilkokula başlama yaşı
altmış aya ve zorunlu olarak altmış altı aya indirildi,
bilerek yapıldı, bilinçli yapıldı değerli
arkadaşlar.
İlköğretimi,
dört yıl ilkokul ve dört yıl ortaokul ile imam hatip ortaokulu olarak
düzenledi AK PARTİ iktidarı.
Ortaöğretimde
yüzde 100 okullaşmayı hedefleyerek liseleri zorunlu hâle getirdi AK PARTİ
iktidarı.
Üniversiteye
girişteki okul katkı puanlarını kaldırdı,
üniversiteye girişteki katsayı farklılıklarını
giderdi AK PARTİ iktidarı.
Ortaokuldan
başlamak üzere öğrencileri üst öğrenime yönlendirmek
amacıyla seçmeli ders sayılarını artırarak 21e
çıkardı. Kuran-ı Kerim, Hazreti Muhammedin hayatı,
matematik uygulamaları, bilim uygulamaları, yabancı dil,
yaşayan diller ve lehçeler gibi seçmeli dersler alma imkânı getirdi
AK PARTİ iktidarı ve mesleki eğitimin, eğitimin
içerisindeki payı yüzde 35den yüzde 51lere çıktı AK PARTİ
iktidarında.
İlk
ve ortaöğretimde ezberciliğe dayalı ders
müfredatlarını değiştirdik. Öğrenmeyi öğreten ve
insanlarımızın kendisine, düşüncesine ve işine güven
duymasını sağlayacak bir anlayışı hayata geçirdi
AK PARTİ iktidarı.
FATİH
Projesi kapsamında, evet, şu ana kadar meslek liseleri
dışındaki tüm liseler, tekrar söylüyorum, meslek liseleri
dışındaki tüm liselerde, 3.657 lisede 85 bin sınıfta
akıllı tahta yerleştirildi AK PARTİ iktidarında ve
13.500 tablet bilgisayar öğretmen ve öğrencilerimizin hizmetine
sunuldu.
2013
yılı Şubat ayı itibarıyla ikinci yılın
başlangıcında, 81 il, 217 pilot okulumuzda öğretmen ve
öğrencilerimize 49 bin tablet dağıtımı
gerçekleştirildi.
FATMA
NUR SERTER (İstanbul) Yüzde
oranı ne Sayın Erdemir, yüzde oranı?
AVNİ
ERDEMİR (Devamla) İnşallah, FATİH Projesi
kapsamında, 2013 yılı içerisinde 3.500 okulun İnternet alt
yapısı düzenlenecek, 7 bin okula geniş bant İnternet
erişimi sağlanacak, meslek liselerindeki 75 bin derslik de
akıllı tahtayla tanışacak AK PARTİ iktidarında. O
gün, eğitimdeki 1 milyon 250 bin öğretmene, öğrenciye tablet
bilgisayarlar dağıtacağız. İnşallah, dört
yıl içinde de yurt genelindeki tüm okullarımızda bu proje,
FATİH Projesi tamamlanmış olacak.
Değerli
arkadaşlarım, yine AK PARTİ iktidarında, bugün eğitim,
öğretimin içerisindeki öğretmen arkadaşlarımızın
yarısından fazlası, evet, yarısından fazlası yani
bugün eğitim öğretimin içerisindeki 357 bin öğretmen
arkadaşımız AK PARTİ iktidarında atandı ve yine
2012 yılı içerisinde, tarihte ilk defa en fazla, 57 bin
öğretmen, AK PARTİ iktidarında atandı değerli
arkadaşlarım.
Değerli
arkadaşlar, yükseköğretimde de önemli değişiklikler
yapıldı. Bakın, yükseköğretim bütçesi 2002
yılında 2,4 milyar liraydı, evet, 2,4 milyar lira. Bugün nedir?
15,2 milyar liradır. Artış oranı yüzde 510 değerli
arkadaşlar, bunu küçümseyemezsiniz. Bu, değişen; bu
gelişen; bu büyüyen Türkiyenin sonucudur değerli arkadaşlar.
Değerli
arkadaşlar, evet, üniversite sayılarımız ortada.
Değerli arkadaşlar, AK PARTİ iktidarının
devraldığı Türkiyede 76 devlet üniversitesi vardı, bugün
170 devlet üniversitesi var. Yeni kurulan 51 üniversiteye, değerli arkadaşlar,
105.933 kadro ihdas edildi. Yükseköğretimde net okullaşma oranı
2002 yılında yüzde 14 iken bugün yüzde 35lerin üstüne
çıkmıştır değerli arkadaşlar. Bu yıl
getirdiğimiz yeni bir uygulamayla üniversite birinci öğretim ve
açık öğretim öğrencilerinden alınan harçlar
kaldırıldı. Evet, eğitim ücretsiz oldu değerli
arkadaşlar.
Değerli
milletvekili arkadaşlarım, bütün bunları nasıl yaptık
dersiniz? Milletimizden aldığımız güç ve destekle
yaptık, ülkemizde temin ettiğimiz siyasi ve ekonomik istikrarla başardık
bütün bunları.
Arkadaşlarımızın
araştırma önergesinde, eğitim uygulamalarının her gün
değiştiği ve bu değişikliklerin öğrenciler
üzerinde olumsuz etkiler bıraktığı ifade ediliyor.
Değerli arkadaşlar, Her şey Türkiye için, her şey
gençlerimiz için, her şey onların daha iyi, kaliteli eğitimi
için. diyerek yola çıkan ve yukarıda saydığım tüm
çalışmaları onlar için yapan iktidarımızın,
gençlerimizi uygulamalarıyla sıkıntıya sokması elbette
düşünülemez. AK PARTİ iktidarı olarak biz, her konuda
olduğu gibi eğitimde de ne yaptığımızı
biliyoruz; gençlerimizi, yavrularımızı daha güzel
yarınlara, daha nitelikli nasıl taşırız, onları
yaşayacakları çağa göre nasıl yetiştiririz, onun
mücadelesini veriyoruz.
Değerli
arkadaşlar, değişimden korkmayalım, değişim kaçınılmaz.
Hayat değişiyor, hayata bakış değişiyor, tüm
dünyada eğitim anlayışı, eğitim politikaları
değişiyor. Bu dinamik sosyal hayatın içinde, dünyada değişen
eğitim anlayışı içinde eğitim sistemimizin, ders
programlarının, kademeler arası geçiş sisteminin de
değişmesi elbette kaçınılmazdır.
Siz
eğitimde hiçbir değişiklik olmasını istemiyor musunuz?
1940lı yıllardaki eğitim anlayışıyla, 1960 model
ders programlarıyla ülkemizin, cumhuriyetimizin kuruluş vizyonu olan
çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkabileceğini mi
düşünüyorsunuz?
Unutmayalım
ki, değişim ve yenileşme kaçınılmaz.
Değişmeyenler rekabet edemezler, değişmeyenler
başaramazlar. Elbette eğitim uygulamalarında da
değişiklik olacak, uygulamada çıkan aksaklıklar
düzeltilecek. Doğru olduğuna inanılarak başlanılan
işlerde aksaklıklar, noksanlıklar varsa elbette düzeltilecek.
Siz
neyi istiyorsunuz? Bir karar alalım ve o eğitim
uygulamalarını kırk yıl, elli yıl, yüz yıl hiç
değişmeden devem ettirelim mi istiyorsunuz? Eğer bunu
istiyorsanız inanın yanlış yoldasınız. Ülkemiz
için yanlış yoldasınız, yavrularımız için
yanlış yoldasınız.
Bakın, ülkemiz için,
yavrularımız için 4+4+4 dediğimiz, eğitimde yeni bir
anlayış getirdik değerli arkadaşlar. Bu anlayışa
mı yanlış diyorsunuz? Eğer buna yanlış diyorsanız,
unutmayın ki on iki yıllık zorunlu eğitime yanlış
diyorsunuz. Dünyanın, Avrupalıların çocukları on iki
yıl zorunlu eğitim görürken bizim çocuklara sekiz yıl
eğitim yeter diyorsunuz farkında olmadan. Eğer 4+4+4e
hayır diyorsanız, Biz tek tip eğitim istiyoruz, biz 7
yaşındaki çocuklarla 14 yaşındaki çocukların
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Erdemir, size de bir dakika vereceğim.
Buyurun.
AVNİ ERDEMİR
(Devamla) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Eğer, siz, 4+4+4e
hayır diyorsanız Biz tek tip eğitim istiyoruz, biz 7
yaşındaki çocuklarla 14 yaşındaki
yavrularımızın aynı okulu, aynı salonu, aynı
koridoru, aynı lavaboyu kullanmasını, paylaşmasını
istiyoruz; öğrencilerin isteklerine, yeteneklerine, ilgilerine göre ders seçmelerini
istemiyoruz. diyorsunuz farkında olmadan. Biz, 4+4+4e, evet,
karşıyız. derken Biz katsayı adaletsizliğinin
devamını istiyoruz, meslek liselerinin ayağındaki
prangaların çözülmesini istemiyoruz. diyorsunuz farkında olmadan.
İşte, biz, bütün
bu anlayışla ülkemiz için, yavrularımız için, evet, onlar
için, onların rahatsız olabileceği her türlü uygulamayı
değiştirmeye devam edeceğiz.
Bu duygularla önergenin
aleyhinde olduğumu ifade ediyor, yüce heyetinizi saygıyla, sevgiyle
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu önerisinin lehinde Ankara Milletvekili Sayın Zühal Topcu.
Buyurun Sayın Topcu.
ZÜHAL TOPCU (Ankara)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konuşmama
başlamadan önce, bugün Kadınlar Günü. Ben hem bütün
kadınlarımızın hem de bütün erkeklerimizin bu gününü
kutluyorum çünkü hayat ortak, ortak kararlar alınıyor. Onun için, her
ne kadar Kadınlar Günü olsa da ben, yine, ortak olarak kutlamamız
gerektiğini düşünüyorum.
Milliyetçi
Hareket Partisi adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama,
önce, 5inci Millî Eğitim Bakanımız Sayın Profesör Doktor
Nabi Avcının geçen gün bir televizyon konuşmasında
yaptığı bir açıklamayla başlamak istiyorum. Sayın
Nabi Avcı 4+4+4 dönüşüm süreci kolektif bir
çalışmadır. On beş yirmi yıldır önerilen
çözümlerden yapılmış bir çalışmadır. O süreçte
benim verdiğim bir örnek var. Bir yolda 140-
Eğitimde
dönüşüm, daha çok, sindirilerek ve beklentilere yönelik olarak
gerçekleştirilmelidir. On bir yıllık
iktidarınızın çıktıları olan pek çok
sınavzede, veli, öğrenci, öğretmen, sisteminizin getirilerine
dair hayal kırıklığı yaşamaktadır.
Halkımız, her Millî Eğitim Bakanının yeni bir konu ile
ilgili söylemlerinden artık endişe duymaya
başlamıştır. Sayın Nabi Avcıdan beklediği
tek şey bu milletin Aman, yeni bir icraat yapmayın, bizi zor duruma
sokmayın.dır artık. 4+4+4ün üzerinden bir yılı
aşkın süre geçmesine rağmen, sistemin bütün girdileri -ki bunlar
öğrenci, öğretmen, veli ve idareciler- herkes karmaşa içindedir.
SBSyi
kaldıracağız. diyorsunuz veya Bu son SBS. diyorsunuz, daha
sonra Fazla talep edilen okullar kendi sınavlarını yapabilir.
diyecek kadar da büyük bir yanılgı içerisine düşüyorsunuz.
Lütfen Sayın Bakan, altyapısını
hazırlamadığınız, yerine koyacağınız
sistemi projelendirmeden, geçerliliğini ve güvenilirliğini test
etmeden toplumun önüne çıkmayınız. Çünkü,
yaptığınız en küçük değişiklik, SBS örneğinde
olduğu gibi 1 milyon 200 bin yavrumuzu etkilemektedir, velileri ve bizleri
de aynı zamanda, aynı şiddette etkilemektedir.
Eş durumu tayinleri
için topluma çıkıp şirin görünmeye çalışırken
Pek çok öğretmen eş durumu tayininde bilgisayarlarını
açtıklarında şöyle bir yazıyla
karşılaştılar: İliniz sınırlarında
alanınızda öğretmen eksiği olmadığı için
tayin başvurunuz kabul edilmemiştir.
Alan
değişikliği dediniz, işi karmaşık hâle
getirdiniz. Bugün okullarda, alan değiştiren pek çok öğretmen
atandığı alan ile ilgili olarak hiçbir hizmet içi eğitimden
geçirilmeden bir hafta gibi bir sürede görevine başlamakta ve
öğretmen, öğrenci gözünde ve kendi dünyasında zor anlar
yaşamaktadır.
Son
yaptığınız yer değişikliğinden dolayı,
bugün ülkemizde pek çok okul dönem ortasında öğretmensiz duruma
düşmüştür. Dün Mersinden bir veliden mail aldık. Her dönem iki
dönemde atanan öğretmenler tekrar tayin istediği için şu anda
neredeyse bir yıldır çocuklarının öğretmensiz
kaldığını bildirmekte. Bu mudur sizin planlama anlayışınız,
bu mudur on bir yıllık iktidarın vizyonu? Temennimiz
yavrularımızın geleceği ve velilerin rahatı için bir
an önce Millî Eğitim Bakanlığının işi bilenlere
devretmesi ve sürekliği olan bir bakanlık hâline
dönüştürülmesidir.
Son yapılan yer
değişiklikleri ile iller öğretmen açıklarını
kapatabilmeleri için belediye hoparlöründen öğretmenler anonsu
geçilmektedir, sanki yatmakta olan bir hasta için kan aranıyormuş
gibi.
Aldığınız
ücretli öğretmenlerin hangi alanlarda olduğunu biliyor musunuz
Sayın Bakan? Pedagojik formasyonları var mı, incelediniz mi, bu
mu sizin eğitim anlayışınız? Geleceğimizin
teminatı olan yavrularımız için ehil olan, pedagojik formasyon almış, atama
bekleyen pek çok öğretmen adayınıza niçin bu çocukları
emanet etmiyorsunuz? On bir yıllık iktidarınız boyunca,
öğretimi, yöneticiyi ciddi anlamda itibarsızlaştırmaya
çalıştınız. Eğitimciliği üç ay yaz tatili olan
yan gelip yatma mesleği olarak tanımladınız.
Unutmayın Sayın Bakan, siz de bir eğitimcisiniz,
öğretmenlik, sadece sınıfa girip çıkmaktan ibaret olmayan
bir meslektir, öncesi ve sonrası da olan bir iştir.
Eşit
işe eşit ücret. dediniz. Her ne hikmetse, öğretmen bu yasadan
nasibini almamıştır. Bugün, öğretmen, okulunda beraber
çalıştığı memurundan dahi daha düşük ücret almaktadır.
Bu mudur sizin öğretmene vaadettiğiniz değer?
Millî
eğitim gibi devasa bir yapı, bu yapının
paydaşlarının ve onların temsilcilerinin
düşüncelerini, önerilerini, uyarılarını dikkate almadan
kurumsal bilgi ve tecrübe birikimini göz ardı ederek, dar bir çerçeveyle
yönetilmeye çalışılmıştır.
YÖK,
uygulamaları ve çözüm önerileriyle çökmüş, hantal bir kurum hâline
dönüşmüştür toplum nezdinde, özellikle akademik camiada
güvenirliği kalmamıştır. Rektör ve dekan atamalarında
akademisyenlerin görüşleri ve kararları dikkate
alınmamıştır. Geçtiğimiz on yıllık periyotta
üniversiteler toplumda özellikle yıpratılmış ve
itibarsızlaştırılmıştır. Akademisyenlerin ve
üniversite çalışanlarının özlükleri her geçen gün daha kötü
duruma getirilmiştir. YÖK Yasası ise hâlâ hazırlanamamış
ve Meclis gündemine getirilememiştir.
2005
yılında Öğretmen Kariyer Basamakları Yönetmeliği
getirdiniz. Öğretmenliği bundan böyle kariyer mesleği hâline
getirdiğinizi beyan ettiniz, bir daha ses çıkmadı, sadece
okullarda öğretmenlerin aralarını açtınız bu
uygulamayla çünkü uzman ve başöğretmen olarak
atadığınız öğretmenlerle bu unvanı almayan
öğretmenler arasında hiçbir görev farkı bulunmamaktadır,
sadece maaş farkı olmuştur. Siz, bu unvanı almayan bir
öğretmen gibi düşünün kendinizi, nasıl bir tepki verirdiniz?
Yöneticileri
beceriksizlikle suçladınız ve bunların okulları için cansiparane
çalışıp okullarını ayakta tutma
uğraşlarında ödül yerine cezalar
yağdırdınız. Bu mu sizin eğitimdeki vizyoner
yaklaşımınız? Bunlar yetmezmiş gibi son bir yönetici
yönetmeliği çıkardınız teknik detaylarını
konuşmak istemiyorum bu arada, bir haftadır basında yer
alıyor bu bilgiler, bu kısa sürede- ama yanlışlarla dolu
bir yönetmeliktir bu. Sayın Bakan, sanki başka bir bakanlık
hazırlamış gibi üzerinde tekrar düşünülerek revizyona
gidilebileceğinden bahsediyorsunuz. Bugüne kadar sürdürdüğünüz bu
yöntemi yönetici atama yönetmeliğinde de görüyoruz Biz yaptık,
oldu. anlayışı. Bu anlayış, sizi toplum nezdinde güvenilmez
ve komik duruma düşürüyor, lütfen dikkat ediniz.
Mevcut
uygulamalarınızdan çıkan sonuç bize şunu söylemektedir: Düz
liselerin sonunda tabelaları değişti, Anadolu liseleri oldu.
Devamında ilkokul ve ortaokullarda uygulanan adrese dayalı sistemi
liselere de getireceğiz. diyorsunuz. Bir miktar iyi okulumuz
kalmıştı, onu da bu sistemle halledip herkesi özel okullara
yönlendiriyorsunuz. Bu mudur sizin vizyonunuz, bu mudur sizin bu ülkenin
geleceği olan yavrularımıza reva gördüğünüz?
Eğitimde
kalite diye bir kaygı taşımıyorsanız en kolay yol
nedir? Okulu aç, kalite ne olursa olsun Biz okulu açtık ama. buna
mı gücünüz yetiyor, kalite anlayışınız bu mudur?
Aksini söylüyorsanız uygulamalarınızla çelişiyorsunuzdur.
Bir taraftan okulların kalitesini düşürüyorsunuz, diğer taraftan
ise Dershaneleri kaldıracağız. diyorsunuz. Bu ne kadar büyük
bir çelişkidir? Onu söyleyelim.
5inci
Millî Eğitim Bakanı olarak atanan Sayın Avcıdan,
beklentilerimiz, mevcut uygulamaların ve bundan sonraki uygulamaların
ülkemizin gerçekleriyle bağdaşan vizyoner ve uygulanabilir projelerden
oluşmasıdır. Özellikle, bazı sorunları da
başlıklar hâlinde vermek istiyorum: Rehber öğretmen
açığının kapatılması, üniversitelerdeki talep
edilmeyen açık kontenjanların talep edilebilir yeni bölümlerle
değiştirilmesi, bunların da üzerinde durulması çok önem arz
etmektedir.
Konuşmamın
sonunda hepinize teşekkür eder, hepinizi saygıyla selamlarım.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Topçu.
Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu önerisinin aleyhinde Bitlis Milletvekili Sayın
Hüsamettin Zenderlioğlu. (BDP sıralarından alkışlar)
Buyurunuz.
HÜSAMETTİN
ZENDERLİOĞLU (Bitlis) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; CHP önerisi üzerine söz almış bulunmaktayım. Bu
vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün
yine, geleceğimizi ilgilendiren eğitimi konuşuyoruz. Bu dünyada
insanlar bir yer edinebilmek için mutlaka eğitilmelidir, onun için
eğitim önemlidir ve eğitim ülkenin kalkınmasında birinci
sorundur.
AKP
Hükûmetinin millî eğitim politikalarının genel durumunu incelediğimizde,
millî eğitimle ilgili hiç iç açıcı bir şey görmüyoruz.
Millî eğitim politikalarının köklü bir değişime
ihtiyacı vardır. Geçmişten günümüze kadar birçok soruna
neşter atmak istediler, ama bu on yıl içerisinde hiçbir şey yine
değişmedi, sorunlar gittikçe kronikleşerek devam etti. Ancak
4+4+4le tekrar millî eğitim sorununa çözüm aramak için böyle bir proje
üretildi, ama ne yazık ki bu proje bugün amacına ulaşmadı
ve amacına da hizmet etmemektedir, çünkü 4+4+4le bu proje birçok alanda
yetersiz kaldı ve çocuk gelinler yaratacak.
Baştayken,
geçen yıl aynı bu konu üzerinde tartıştık, sanayide
çocuklar çalıştırılacak, dolayısıyla bu projenin
uygun olmadığını ifade ettik, ama görünen odur ki yine
aynı yerdeyiz. Bugün de birçok alanda bu politikayla ilgili kargaşa
devam etmektedir, çünkü geçmiş yıllardan bu yana birikerek artan
sorunların hemen hemen hiçbiri kalıcı, doyurucu bir sistemle
çözüme ulaştırılmadı, yani sorun çözülmedi ve yine
eksikler, aksaklar devam etmektedir. Hatta sorunların çözümü yerine daha
çok içinden çıkılmaz bir duruma getirmiştir ama şunu
biliyoruz ki her şeyin başında eğitim önemlidir.
Eğitim sadece insanların davranışlarını
değiştirmek değildir. Eğitim ve öğretimle olan
ilişkileri bir dizayn içerisinde değerlendirmek gerekir. Bu da okul,
öğrenci, çevre ile iletişim içerisinde olması gereken bir
tablodur. Her ne kadar bununla ilgili bazı alanlarda bir iyileşme
olmuş ise de yeterli değildir. Bu konuda hiçbir şey
yapmamış, böyle ketum da davranmıyoruz; birçok adımlar
atılmış ama bu adımların gerçekten eğitimin
sorunlarını çözebilecek kapasitede olmadığını
ifade ediyoruz.
Geçenlerde
yine Urfa ilimizde, basına yansıyan bir biçimiyle, hâlen 45-50
kişilik bir sınıfta eğitim görülmektedir. El vicdan!
21inci yüzyılda yaşıyoruz. Şimdi, 6 kişi, 7 kişi
veya 20 kişilik sınıflar varken 50 kişilik bir
sınıfta o çocuk nasıl eğitim görecek? Bu eğitimde,
öğretmen
Hani diyor ya: At buldum meydan yok, meydan buldum at yok. E,
şimdi bakıyoruz o tabloya, inceliyoruz, analiz ediyoruz, görüyoruz ki
öğretmen yetersizliği de var orada. Hani bu atamalarda işte
şu kadar kişi atanmıştı? Eğer atanmış
olsaydı, eğer yapılan derslikler bu orantıya cevap
olmuş olsaydı neden orada 50 kişi veya 45 kişi eğitim
görsün? O çocuklara yazık değil mi?
Özellikle
eğitim hakkının kullanılması noktasında
geçmişten bugüne yaşanan sorunlar AKP Hükûmeti döneminde artarak
yoluna devam etmiştir.
Türkiyede
2012 yılı itibarıyla eğitilebilinir nüfusun bir bölümü
eğitim hakkından yeterince yararlanamamaktadır. Eğitimin en
önde gelen sorunlarından birisi de okullaşma oranıdır.
Geçtiğimiz on yıl içinde tam olarak sorun çözülmediği gibi,
gittikçe girift bir durum arz etmektedir. Okullaşma oranı günümüzdeki
ideal oranına ulaşmamıştır. İstanbul gibi bir
kentte ilkokula giden çocuklarla üst sınıftaki gençler, veliler,
mahalle bir bütün olarak okulun önünde dizilerek kavgaya tutuşmuştur.
Peki, eğer bu oran sağlanmış olsaydı, eğer böyle
bir hazırlık olmuş olsaydı neden velilerle diğer
öğrenciler veya üst düzeydeki o gençlik dönemini yaşayan
eğitimci veya öğrencilerle karşı karşıya gelsin?
Burada büyük bir problem var, biz bunu vurgulamak istiyoruz. Bunu çözelim,
hayal olarak değil. Sadece bu kürsüye çıkıp istatistiklere göre
bazı rakamları vermek çözüm değildir.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yazılı olarak
cevaplanmasını istediğim soru önergesinde, baraj
yapımından dolayı Mutki ilçesinin köylerinden Yenidoğan ve
Ulaş köylerinde, sadece baraj yapımından dolayı, öğrencilerin
eğitimlerini yapabilmeleri için yaptıkları bütün başvurular
olumsuz olarak cevaplandırılmıştır. Ancak,
eğitimini tamamlayabilmeleri için Millî Eğitim
Bakanlığı ve il millî eğitim müdürlüğü tarafından
hiçbir çalışma da yürütülmemiştir. Bitlis ilinin genelinde 215
ilköğretim okulu kaloriferli, 368 ilköğretim okulu ise hâlen
sobalıdır. Bu nedenle eğitim ve öğretim
sağlıklı olarak yürümemektedir. Özellikle Bitlis il ve ilçe
köylerinde öğrenciler eğitimlerini tamamlayamamaktadırlar.
Öğretmenlerin olmayışı, dersliklerin
yapılmayışı nedeniyle çocuklarımız ve gençlerimiz
eğitim hakkından mahrum kalmaktadırlar, yeterince eğitim
almamaktadırlar. Peki, böyle bir düzeyde eğitim gören bu
çocuklarımız İstanbuldaki bir
kolejle nasıl yarışabilirler? İstanbulda
eğitim gören bir çocukla, kolej mezunu olan bir çocukla nasıl
aynı sınava tabi tutabiliriz? Bunun için yapılan hiçbir
çalışma da yoktur özünde.
Geçmişten
bugüne kadar yapılan bütün eğitim çalışmaları
bölgemizde okuma oranını artırmayarak aksine
insanlarımızın cahil ve eğitimsiz kalmasına neden
olmuştur. Çünkü insanlar ancak kendi ana dilleriyle bir şey
kavrayabilir, anlayabilir, dünyayı yorumlayabilir.
Bitlis
merkez ve ilçelerinde ise eğitim sorunları saymakla elbette ki
bitmez. Özellikle altyapı, öğretmen, ulaşım,
ısınma sistemleri bunlardan sadece birkaçıdır. Bunun
dışında, öğretmenlerin sorunu hiç de iç açıcı
değildir. Geldiğimiz noktada, eğitimin sorunları sadece
Bitlis ilinde değil, Türkiyenin her yerinde aynıdır.
Kalıcı olarak yapılan bir çözüm bulunmamaktadır.
Eğitim sistemi her geçen gün değiştirilmektedir. Çocuklarımızın
geleceğiyle oynanmaktadır.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Birleşmiş Milletler
Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütünün araştırmaları sonucu
ortaöğretim öğrencilerinin bir bölümü 9 veya 10uncu
sınıfta okulu terk etmektedir. Türkiyenin kırsalında yaşayan
kız çocuklarının yüzde 65i liseyi bitirmiyor. Ancak bu oran,
erkeklerde ise yüzde 36dır. Herkes İçin Eğitim
Aslında
AKP Hükûmeti, eğitimi serbest piyasaya açmakla okulları birer
işletme ve ticarethane hâline getirmiştir. AKP Hükûmeti
çocuklarımızın geleceğiyle oynamakta ve
ticarileştirmekte
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Bir saniye.
Bir
dakika ekliyorum size de, buyurun.
HÜSAMETTİN
ZENDERLİOĞLU (Devamla) AKP Hükûmeti çocuklarımızın
geleceğiyle oynamakta ve ticarileştirmektedir.
Ticarileştirmekten vazgeçip iyi, kaliteli bir eğitim sistemi ve
öğretmenlerin sorunlarını çözen bir anlayışla bunu
ortadan kaldırabilir. Yoksa, zamanlı veya zamansız yapılan
tayinler de tabii ki bu sorunların ana nedenlerinden biridir.
YÖK
Yasasını tartışmayacağım, hâlen duruyor.
Üniversitelerdeki teknik düzeyde doçent, asistan, araştırmacılar
hâlen doğru dürüst bir proje üretip sunamıyorlar ve bunu engelleyen
bir anlayış, geri bir anlayış vardır, geri bir
zihniyet vardır. Eğer biz eğitimde ilerlemek istiyorsak,
kalkınmak istiyorsak her şeyden önce YÖK Yasasını belli
bir düzeye ulaştırmamız gerekir. Eğitimde tekrar, yeniden
nasıl başarılı olunabilinir, dünya ölçümleri, dünyadaki
örnekleri, modelleri bir daha gözden geçirerek
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HÜSAMETTİN
ZENDERLİOĞLU (Devamla)
bu projeyi yeniden üretmeliyiz.
Bu
vesileyle hepinizi en içten duygularımla selamlıyorum. (BDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Vural
VI.- AÇIKLAMALAR
(Devam)
16.- İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın, CHP grup önerisinin görüşülmesi
sırasında, Türkiyedeki kadınların eğitim durumuna
ilişkin açıklaması
OKTAY
VURAL (İzmir) Evet, teşekkür ederim Sayın Başkan.
Hem
eğitimle ilgili araştırma hem de Dünya Kadınlar Günü
münasebetiyle aslında bir konuyu zikretmek istiyorum: Dünya
Bankasının 2013 Dünya Kalkınma Raporuna göre Türkiyede
kadınların ortalama öğrenim yılı 6,1 yıl, yani
ilkokul seviyesinde. Maalesef Namibya, Zambiya, Zimbabve üstümüzde. ABD
üniversite seviyesinde, biz ilkokul seviyesindeyiz. 45 ülke içerisinde 37nci
sıradayız, yani sondan 9uncu sıradayız.
Dolayısıyla kadınların ekonomik ve sosyal kalkınmaya
daha fazla katkı sağlamasını temin etmenin yolu da -en
önemlisi- eğitimdir. Bu iki konu vesilesiyle bu hususu kamuoyuna,
sayın Genel Kurula arz etmek istedim.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu önerisini
III. YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, yoklama
istiyoruz.
BAŞKAN
Tamam.
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Susam, Sayın Çıray, Sayın Aygün,
Sayın Serter, Sayın Serindağ, Sayın Çelebi, Sayın
Toptaş, Sayın Öner, Sayın Akar, Sayın Çetin, Sayın
Aslanoğlu, Sayın Öz, Sayın Düzgün, Sayın Erdoğdu,
Sayın Kaleli, Sayın Korutürk, Sayın Özcan, Sayın Özkan,
Sayın Bulut.
Yoklama
için iki dakika süre veriyorum ve başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı
yoktur.
Birleşime
on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.43
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 16.55
BAŞKAN: Başkan Vekili Meral
AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Fatih
ŞAHİN (Ankara)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 75inci
Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
III. YOKLAMA
BAŞKAN
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisinin oylamasından önce yapılan
yoklamada toplantı yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi,
yoklama işlemini tekrarlayacağım.
Yoklama
için iki dakika süre veriyorum ve yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır.
Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Gündemin
Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler Kısmına geçiyoruz.
1inci
sırada yer alan, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik
Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu raporunun
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
IX.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri
1.- Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili
Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir
Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına
Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80)
(S. Sayısı: 156)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2nci
sırada yer alan Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu raporlarının
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2 - Devlet
Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu
ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3üncü
sırada yer alan, Elektrik Piyasası Kanunu Tasarısı ile
İstanbul Milletvekili Sayın Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve
İzmir Milletvekili Sayın Alaattin Yükselin; Elektrik Piyasası
Kanunu ve Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Antalya
Milletvekili Sayın Osman Kaptanın; Türkiye Radyo Televizyon Kurumu
Gelirler Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Sayın
Ali Halamanın; Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Sayın
Mustafa Sezgin Tanrıkulunun; Elektrik Piyasası Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Sayın Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 2
Milletvekilinin; Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa Birliği Uyum
Komisyonu ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji
Komisyonu raporlarının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.- Elektrik
Piyasası Kanunu Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu ve İzmir Milletvekili Alaattin Yükselin; Elektrik
Piyasası Kanunu ve Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Antalya
Milletvekili Osman Kaptanın; Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Gelirler
Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Ali Halamanın; Elektrik
Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun; Elektrik
Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 2
Milletvekilinin; Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa Birliği Uyum
Komisyonu ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji
Komisyonu Raporları (1/724, 2/246, 2/427, 2/448, 2/815, 2/829) (S.
Sayısı: 426) (*)
BAŞKAN
Komisyon burada,
Hükûmet
burada.
Geçen
birleşimde, İç Tüzükün 91inci maddesine göre temel kanun olarak
görüşülen tasarının 1inci bölümünde yer alan 7nci maddesi
kabul edilmişti.
8inci
maddede dört önerge vardır, sırasıyla okutup işleme
alacağım.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Elektrik
Piyasası Kanunu Tasarısının 8. maddesinin (1).
fıkrasında geçen ve teknik olmayan ibarelerinin fıkra
metninden çıkartılmasını arz ve teklif ederiz.
Oktay
Vural Alim
Işık Emin
Haluk Ayhan
İzmir Kütahya Denizli
Bahattin
Şeker Bülent
Belen Necati
Özensoy
Bilecik Tekirdağ Bursa
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
426 sıra sayılı tasarının 8. Maddenin
Osman
Aydın Haydar
Akar Vahap
Seçer
Aydın Kocaeli Mersin
Durdu
Özbolat Candan
Yüceer Mehmet
Ali Susam
Kahramanmaraş Tekirdağ İzmir
Kemal
Değirmendereli Ümit
Özgümüş Aykut
Erdoğdu
Edirne Adana İstanbul
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 426 sıra
sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Tasarısının 8
inci maddesine aşağıdaki hükmün sekizinci fıkra olarak
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mahir
Ünal Mehmet
Doğan Kubat Abdullah
Çalışkan
Kahramanmaraş İstanbul Kırşehir
Sevde
Bayazıt Kaçar Tülay
Selamoğlu Nurcan
Dalbudak
Kahramanmaraş Ankara Denizli
Erol
Kaya Avni
Erdemir Ercan
Candan
İstanbul Amasya Zonguldak
(8) İletim
şebekesi dışında, ulusal iletim sistemi için geçerli
standartlara uygun olan ve üretim faaliyeti gösteren tüzel kişinin
lisansı kapsamındaki üretim tesisi ile müşterileri ve/veya
iştirakleri ve/veya serbest tüketiciler arasında özel direkt hat
tesisi, TEİAŞ ile üretim faaliyeti gösteren tüzel kişi
arasında yapılacak sistem kontrol anlaşması ile mümkündür.
BAŞKAN
Şimdiki önergeyi okutup işleme alıyorum.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
426 sıra
sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Tasarısının 8.
maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
İdris
Baluken Hüsamettin
Zenderlioğlu Nazmi
Gür
Bingöl Bitlis Van
İbrahim
Binici Hasip
Kaplan Abdullah
Levent Tüzel
Şanlıurfa Şırnak İstanbul
BAŞKAN
Komisyon, önergeye katılıyor musunuz?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI M. MÜCAHİT FINDIKLI (Malatya)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Hükûmet, katılıyor musunuz?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Kim konuşacak?
ABDULLAH
LEVENT TÜZEL (İstanbul) Ben konuşacağım.
BAŞKAN
Sayın Tüzel, buyurun.
ABDULLAH LEVENT TÜZEL
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Enerji Piyasası
Kanununu konuşuyoruz. Biliyorsunuz, ülkemizde ve bölgemizde bütün
politikaların merkezinde, çatışmaların, çelişkilerin
merkezinde yer alan enerji konusunda Hükûmet bir kez daha piyasanın
ihtiyaçları, özel şirketlerin, tekellerin ihtiyaçları
doğrultusunda bunu hazırlıyor. Ama öncelikle ben bugünün
anlamına uygun birtakım hatırlatmalarda bulunmak istiyorum.
Bundan on dört yıl
önce sendikacı Süleyman Yeter İstanbul Emniyetinde işkenceyle
öldürülmüştü. Uzun süre inkâr edilen bu cinayeti işleyenler
yargılanmamış aksine terfi ettirilmiştir. Yani
anlayacağınız gibi işkenceye sıfır tolerans diye
bir şey yoktur.
Değerli
milletvekilleri, bildiğiniz gibi, muhalif ve talepkâr herkes için
işkence ve baskı ülkemizin gerçekliği. Bu nedenledir ki
yaşama, emeğe, bedenine sahip çıkan kadınlar 8 Mart Dünya
Emekçi Kadınlar Günü etkinliklerinde her yerde isyanlarını dile
getirmekteler. Muhafazakâr iktidarın kadını erkeğe ve
aileye mahkûm ederek şiddeti sürekli beslemesi karşısında,
bugün, bildiğimiz gibi kadın milletvekilleri de bu baskıdan,
şiddetten, tacizden kurtulamamıştır, evde fiziki
şiddete uğramıştır, kürsüde sözlü tacize
uğramıştır. Üç çocuk tavsiyedir. deyip bunu kendilerine
reva görenler de bu cinsiyetçi şiddetten kurtulamayacaktır ve biz bir
kez daha 8 Mart vesilesiyle emeği, doğayı, geleceği,
barışı ve çözümü kadınlarla kazanacağız deyip 8
Martı ve emekçi kadınları kutluyoruz.
Evet, bu selamlamadan
sonra özellikle Enerji Piyasası Kanununa tekrar dönmek istiyorum.
Bu yasayı
hazırlayanlar yani ülkemizde enerji ihtiyacından söz edenler,
aslında bu, ülkenin ihtiyacı değil, bir taraftan dışa
bağımlılık ama diğer taraftan ülke ihtiyacı
kavramı birbirine karıştırılmamalı. Bugün,
hidroelektrik santrallerle, termik santrallerle ülkenin birçok doğal
alanını tahrip etme pahasına bu enerji santrallerini açan
zihniyet, aslında uluslararası şirketlerin ve komşu
ülkelerin ve de Avrupa Birliğinin enerji ihtiyacı için bunların
önünü açmıştır. İşte bunlardan bir tanesi Avusturya
menşeli OMV şirketi Samsun Akçayda doğal gaz çevrim termik
santralini yapmakta.
Şimdi, yasaya bakıldığında
mantığında ne var? Enerji maliyetinin düşüklüğünü
gözetmek. Yani, bu maliyeti en aza getirmek için, biliyorsunuz, ocak
ayında çıkarılan yasa da yine vergi imtiyazları ve
teşviklerle bu şirketlerin kullanacağı akaryakıta,
motorine her türlü desteği vermiş ama enerji ihtiyacı olan ve bu
elektriği tüketecek yurttaşa, tüketiciye ucuz ve düşük ücretle
sunmayı gözetmemekte. Dolayısıyla, bu yasanın mantığında
eksik olmayan elektrik zamları aslında yine gelecekte
yurttaşımızı tehdit edecektir. Ama, bakıyoruz,
halkımızın asıl isteği, ihtiyacı, elektrik
faturalarında yüzde 45i bulan vergi yükünün, çok değişik
kalemlerdeki vergi yükünün kaldırılması, iletim
hatlarının onarılması, yoksul, depremzede durumundaki
emekçiye kesilen cezaların silinmesi, velhâsılı hep dillerden
düşmeyen sosyal devletin gereğinin yapılmasıdır ama bu
yasada bu mantığı görmek mümkün değil.
Bildiğiniz gibi, lisans sahibi şirketlere aynı
şekilde hizmet alımıyla bu sektörde de taşeronun
yaygınlaşması aslında bu yasanın
mantığında. Sayaç dağıtım, bildiğiniz gibi,
yine bu şirketlere terk edilerek yeni bir soygun kapısı
açılmakta. Bütün varlığı yokluğu, hayatı piyasa
olan, ticaret olan bir iktidar anlayışının
yapacağı da elbette bu oluyor.
Aynı şekilde, Bakanlığın denetim
görevi ve yetkisini özel denetim şirketlerine devretmesi de bire bir
geçmişte bu düzenlemeyi ortadan kaldıran Anayasa Mahkemesi
kararlarına da aykırılık oluşturmakta. Hatırlayın
Erzurumda 5 TEDAŞ işçisinin, gölette boğulmasını. Bu
yasa sadece imtiyaz ve piyasacılık adına yeni gölet
facialarının önünü açacaktır.
Ama
ben, özellikle Kadınlar Günü vesilesiyle, Enerji Bakanı da buradayken
Enerji Hanım spotunu hatırlatmak istiyorum: Kadının yeri
bir kez daha- evidir. diyen ama her tür teşviki, her tür
dayanışmayı ondan bekleyen bu zihniyete ben de buradan isyan ve
itiraz ediyorum.
Teşekkür
ederim. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 426 sıra sayılı Elektrik Piyasası Kanunu
Tasarısının 8inci maddesine aşağıdaki hükmün
sekizinci fıkra olarak eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mahir Ünal
(Kahramanmaraş) ve arkadaşları
(8)
İletim şebekesi dışında, ulusal iletim sistemi için
geçerli standartlara uygun olan ve üretim faaliyeti gösteren tüzel kişinin
lisansı kapsamındaki üretim tesisi ile müşterileri ve/veya
iştirakleri ve/veya serbest tüketiciler arasında özel direkt hat
tesisi, TEİAŞ ile üretim faaliyeti gösteren tüzel kişi
arasında yapılacak sistem kontrol anlaşması ile mümkündür.
BAŞKAN
Komisyon, katılıyor musunuz?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL MAZICIOĞLU (Gaziantep)
Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılıyoruz Sayın Başkan.
MEHMET
ALİ SUSAM (İzmir) Bakanlık bir açıklama yapabilir mi bu
katılmasının gerekçeleri hakkında? Bu maddeye fıkra
ilave edilmesini, yeni önergelerinin gerekçelerini Sayın Bakan
açıklayabilir mi?
BAŞKAN
Gerekçeyi okuyacağız ya.
MEHMET
ALİ SUSAM (İzmir) Önerge sahiplerinin değil, Sayın
Bakanın katılma gerekçesi.
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) Gerekçe okunsun, biz açıklarız.
BAŞKAN
Sayın Canikli, kim konuşacak? Gerekçeyi mi okutalım?
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkan, gerekçe
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
Yapılan
düzenleme ile 9uncu maddede dağıtım sistemi için yapılan
düzenlemeye paralel bir düzenleme ile iletim sisteminde de özel direkt hat
tesis edilebilmesi amaçlanmaktadır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 426 sıra sayılı tasarının 8. maddenin 1.
fıkrasının üçüncü cümlesi ve 2. fıkrasının c)
bendi madde metninden çıkartılmış ve diğer bentler
buna göre teselsül ettirilmiş, 5 fıkrasında bulunan 10
yıldır ibaresi yerine kesin kabulden sonra 5 yıldır.
ibaresi getirilmiştir.
Osman Aydın (Aydın) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon, katılıyor musunuz?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL MAZICIOĞLU (Gaziantep)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Kim konuşacak?
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Aykut Erdoğdu.
BAŞKAN
Sayın Erdoğdu, buyurunuz. (CHP sıralarından
alkışlar)
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; şimdiye kadar biz ülkemizde hep bir siyasal rejim
değişikliği endişesinden bahsettik ama bu ülkenin ekonomik
rejim değişikliği endişesi gibi bir endişesi
vardır. Bu ekonomik rejim değişikliği vahşi kapitalizme
giden süreçtir ve vahşi kapitalizme giden süreç de işte bu kanunlarla
çıkarılmaktadır.
Şimdi
görüşeceğimiz kanun maddesinde bir maddeyi okuyorum, diyor ki:
TEİAŞın yeterli finansmanı olmaması veya
zamanında yatırım planlaması yapılamaması
durumlarında, söz konusu yatırımlar, bu tesise
bağlantı talebinde bulunan tüzel kişi veya kişilerce
müştereken yapılabilir veya finanse edilebilir. Ne demek istiyor?
Dağın başında bir baraj kurulmuş, termik santral
kurulmuş, bunun iletim sistemine bağlantısı özel sektör
tarafından yapılabilir diyor. Masum görünüyor değil mi?
İşte, bu, kötü niyetli Hükûmetin masum olmayan yasalarından
biridir değerli milletvekilleri.
Bu
yatırımın normalde kimin tarafından yapılması
gerekiyordu? Kamu tarafından yapılması gerekiyordu. Kime
yaptırıyorlar? Özel sektöre yaptırıyorlar. Kamu
yapsaydı ne olacaktı? Kamu İhale Kanunu kapsamında
yapılacaktı. Özel sektör neye göre yapıyor? Hemen hemen hiçbir
şeye göre yapmıyor. Tıpkı vampire sarımsak
gösterdiğinizde kaçtığı gibi, hırsıza Kamu
İhale Kanunu gösterdiğinizde kaçar değerli milletvekilleri.
Peki,
bu maddeye niye ihtiyaç duyuldu? 2003 yılından 2010 yılına
kadar 427 milyon liralık bağlantı işleri Kamu İhale
Kanununa tabi olmaksızın özel sektöre yaptırıldı.
Peki, özel sektöre yaptırıldığında ne oldu?
İşte, tamamı Bakan tarafından onaylanmış
teftiş kurulu raporları. Bir barajda 20 milyon liraya
bitirileceği iddiası bulunan bir işin 85 milyon liraya
bitirildiğine yönelik bir teftiş kurulu raporu ve teftiş kurulu
raporu bunu tespit ettikten sonra ne diyor: İlgili tarafların
yazılı olarak uyarılması. 20 milyon liraya bitecek bir
işin 85 milyon liraya yasaya ve hukuka aykırı olarak Kamu
İhale Kanunu kapsamı dışında
yaptırılması karşılığında yasaya
aykırılık diyor. Peki, Enerji Bakanlığı bu
durumda ne yapıyor? Enerji Bakanlığının Roma ordusu
çıkıyor yeni bir kanun getiriyor hep getirdiği gibi; bir aklama
kanunu getiriyor ve bu kanun bu maddenin orijinalini koyuyor. Yani Kamu
İhale Kanunu kapsamında yapılması gereken bir işin
bundan sonra özel sektör tarafından kamu kaynaklarını kullanarak
yapmasının önünü açıyor değerli arkadaşlar.
Tıpkı kömür yolsuzluğunu akladığı gibi, bu
yolsuzluk da Kamu İhale Kanununun dışına
çıkarılarak aklanıyor. Ve diyor ki Satılan elektrik
fiyatlarının iletim ücretleri düşecek. Ama vahşi sermayeye
bir kıyak çekmekten de vazgeçmiyor. Hemen peşindeki madde ne diyor:
Üretim tesislerinin, işletmeye giriş tarihinden itibaren beş
yıl süreyle iletim sistemi sistem kullanım bedellerinden yüzde elli
indirim yapılır. Fakirin elektriğinden yüzde 50 indirim yapmak
aklımıza gelmiyor ama sermayenin yaptığı elektrik
üretimi tesislerinin hepsinde yüzde 50 üretim tesis teşvik maddesi olarak
yapıyorlar. (CHP sıralarından alkışlar)
Peki,
bundan sonra neler oluyor değerli arkadaşlar? Bundan sonra yeni bir
inceleme başlatılıyor bu konuyla alakalı ve bu inceleme
sırasında Enerji Bakanlığının yönetim kalitesine
yönelik çok önemli tespitleri var müfettişin. İki daire birbirine
giriyor; APK Dairesi ile Tesisler Dairesi. Tesisler Dairesinin APK Dairesine
yazısını teftiş raporundan okuyorum, diyor ki: APK Dairesi
Başkanlığı, bağlantı anlaşması ve eki
sözleşmesi gereğince neyi ne ile çarparak nasıl sonuç elde etmek
istiyorsa ek 4teki tabloyu kullansın. Böyle devlet yönetilmez, böyle
rezalet olmaz. Teftiş Kurulu raporuna geçen, Neyi istiyorsan onunla çarp,
istediğin sonucu bul. diye bir yazı yazılmaz. Böyle bir devlet
yönetimi olmaz arkadaşlar.
Sonra,
bu müfettişler bir rapor yazıyorlar, Burada önemli suçlar var.
diyorlar, Kamu İhale Kanununun kapsamı dışına
çıkılarak 400 trilyon para harcanmış. diyorlar. Sayın
Bakanın hoşuna gitmiyor. Sayın Bakan alıyor, diğer
müfettiş grubuna veriyor. Sayın Bakanın verdiği diğer
müfettiş grubu aynı tespitleri yapıyor. Aynı tespitleri
yaptıktan sonra Burada hiçbir suç yoktur. diyor. Yani devletin
parasını yasaya uygun olarak harcaması gerekenler yasanın
tamamen kapsamı dışında özel sektöre fahiş fiyatlarla
iş yaptırıyor, suç yok. Öbür tarafta İzmir Belediyesi 100
tane, 200 tane sandviç gönderiyor, 60 yaşındaki kadın altı
ay hapiste tutuluyor. Böyle hukuk düzeni olmaz, böyle zulüm olmaz. Şimdi
bunu öğrendiniz, bunun vicdani hesabıyla yaşayın.
Teşekkür
ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Buyurun
Sayın Canikli.
NURETTTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkan, biraz önce sayın
konuşmacı kötü niyetli Hükûmet ve buna benzer ifadeler kullanarak
BAŞKAN
Buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
X.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Giresun
Milletvekili Nurettin Caniklinin, İstanbul Milletvekili Aykut
Erdoğdunun görüşülen kanun tasarısının 8inci maddesi
üzerinde verilen bir önergedeki konuşması sırasında Adalet
ve Kalkınma Partisine sataşması nedeniyle konuşması
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkan, değerli
arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Evet,
biraz önce sayın konuşmacı suçlayıcı, gerçekten
ağır ifadelerde bulundu.
HALUK
EYİDOĞAN (İstanbul) Raporu okudu raporu.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Yani rapor sonuç itibarıyla, ne
olduğunu bilmiyorum yani rapor hüküm değildir, kesinleşmiş
bir karar değildir. Varsa bile öyle bir rapor
Bbilmiyorum olup
olmadığını yani kendisi buradan okudu. İspat etmeden,
hüküm altına alınmadan herhangi bir kişiyi, herhangi bir kurumu
suçlamak doğru değil, mümkün değil. Bu yakışık
olmayan bir yaklaşımdır. Önce onu belirtmekte fayda var.
Sadece
Kamu İhale Kanununa tabi olmadığından ya da kamu ihale
kapsamı dışına çıkarıldığından
yola çıkarak birtakım suçlamalarda bulunmak gerçekten yani en hafif ifadeyle
son derece ağır, yanlış bir tutumdur,
davranıştır. Bu kadar yani daha fazla bir ifade kullanmak
istemiyorum.
Şimdi,
bakın daha önce de defalar kere söyledik buradan, ifade ettik. Hiçbir
dönemde kamu harcamaları bizim dönemde olduğu kadar kamu ihale
kapsamında uygulamaya konulmamıştır.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Hayda!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Elbette, aynen öyle.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Yapmayın ya!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Bizden önceki hükûmet döneminde, 2886
sayılı Kanunda, hemen hemen alımların neredeyse
tamamına yakını, büyük çoğunluğu
OKTAY
VURAL (İzmir) İyi ama uygulamadınız ki.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Bakın izin verin lütfen.
2886
sayılı Kanun kapsamı dışındaydı, öyle
değil mi? Öyleydi.
OKTAY
VURAL (İzmir) Hepsini istisna yaptınız.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Ayrıca, mesela KİTler, kamu iktisadi
kuruluşları, inanılmaz kaynak kullanan KİTler daha önce
Kamu İhale Kanunu kapsamı dışındaydı, öyle
değil mi, 2886?
OKTAY
VURAL (İzmir) Ama kapsamda olanları çıkarttınız.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Onlar suçlu, siz değil, onlar yaptı o
kanunu!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Şimdi Kamu İhale Kanunu kapsamı
içinde mi? İçinde. Uygulamasını kim yapıyor? Biz
yapıyoruz. Şu anda kamu harcamalarının yüzde 90ından
fazlası resmî rakam bunlar- Kamu İhale Kanunu kapsamında
yapılmaktadır.
Bakın,
yolsuzluk isteniyorsa, aranıyorsa AK PARTİ döneminde
aramayacaksınız bunu
OKTAY
VURAL (İzmir) Nurettin Bey, neleri kapsamdan çıkarttınız?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla)
AK PARTİ döneminde aramayacaksınız
çünkü harcamaların büyük çoğunluğu Kamu İhale Kanunu
kapsamında.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Arayacaksanız kamu ihalesine tabi olmadan
önceki dönemde arayacaksınız. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Canikli.
OKTAY
VURAL (İzmir) Ama neleri kapsam dışına
çıkardınız?
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Sayın Başkan, Sayın Grup
Başkan Vekili konuşmasında ağır, yanlış,
hatalı ifadeler kullandığımı son derece önemli bir
konuda belirtmiş, şahsıma sataşmıştır.
Ayrıca yanlış ve eksik bilgi vermiş, kürsüden
parlamenterleri yanıltmıştır. Söz istiyorum efendim.
BAŞKAN
Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
Şimdi
siz ağır, hatalı cümleler dediniz, siz de ağır,
hatalı cümleler kullanmayın ki devamı gelmesin.
2.-
İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdunun, Giresun Milletvekili
Nurettin Caniklinin görüşülen kanun tasarısının 8inci
maddesinde sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; halkın milletvekilinin görevi halkın
çıkarlarını korumaktır. Elimde okuduğum
evrakların hepsi resmî belgedir, altında Sayın Bakanın
imzası vardır. Sayın Başkan diyor ki: Kamu İhale
Kanununda bizim dönemizde uygulandığı kadar
uygulanmamaktadır. Kamu İhale Kurumu Başkanının
konuşmasını söylüyorum Sadece yüzde 5i gelmektedir Kamu
İhale Kanununa. diyor. İstisnalara yani Kamu İhale Kanunundan
kaçırmak için koyduğunuz istisnalara artık alfabe yetmiyor, T
harfine geldiniz. 5 harf vardı, 24 harf daha üzerine koydunuz. Bugün,
300-400 milyar dolarlık kentsel dönüşümü istisna maddesine alan
sizsiniz.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) FATİH Projesi.
AYKUT
ERDOĞDU (Devamla) Eğitim reformundaki FATİH Projesinin
tamamını çıkaran sizsiniz.
Kömür
yolsuzluğunun raporunu ben yazdım ve İhale Kanununa
aykırılıktan ihaleye fesat karıştırma suçu var.
dedim ve onu, o yolsuzluğu aklamak için o maddeyi çıkaran sizsiniz ve
siz o sırada Grup Başkan Vekiliydiniz ve siz Maliye kökenli bir Grup
Başkan Vekilisiniz. (CHP sıralarından alkışlar) Burada
birçok milletvekili bunu bilmeyebilir ama siz bilmek zorundasınız
çünkü mesleğiniz o. Peki, bunu yaptığınızda ne oldu?
Kömür yolsuzluğunu çıkardınız, belirli şirketlere
imtiyaz verdiniz. Sayıştay raporu orada. Artık ihaleleri devlet
adına bu şirketler yapıyorlar çünkü onların ihalesiz kömür
satma hakkı var. Ve Sayıştay diyor ki: Yüzde 30 fiyat
artmıştır. Ve bu nerede yapılıyor? Bu, fakire kömür
dağıtılırken yapılıyor, garibana kömür
dağıtılırken yapılıyor. Bu, siyasi ahlak
anlamında, siyasi etik anlamında tartışılması
gereken bir durumdur. İktidar partisinin milletvekilleri dönüp kendi
partisinde bunu sorgulamalıdır, Enerji Bakanına
sormalıdır: Fakir ailelere kömür dağıtımı
yolsuzluğunda bir teftiş kurulu raporu vardı da sen onu sümenin
altına koydun mu koymadın mı? Bunu sizin ona sormanız
lazım.
Hepinize
teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Bakan da cevap verse iyi olur efendim.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun.
3.- Giresun
Milletvekili Nurettin Caniklinin, İstanbul Milletvekili Aykut
Erdoğdunun, görüşülen kanun tasarısının 8inci
maddesinde sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Bakın, değerli arkadaşlar, biraz
önce Kamu İhale Kurumu Başkanına atfen bir ifadeden bahsedildi.
Kamu İhale Kurumu Başkanının ihalelerin ancak yüzde 5inin
Kamu İhale Kanunu kapsamında, mevzuatı çerçevesinde
yapıldığını söylediği ifade edildi.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Avrupa Birliği raporunu söyleyeceksin ama.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Bir dakika, bir saniye. Biraz önceki ifade aynen
böyle.
Bu
kesinlikle doğru değil. Kamu İhale Kurumu Başkanı
şunu söylüyor, -daha sonra tekzip etti- diyor ki: Yüzde 5 ihalesi
yapılan yani toplam ihalenin yüzde 5i bize itirazen geliyor. Bakın,
aradaki farka bakın.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) İtiraz sözünü sonradan kullandı
Sayın Başkan.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) İtirazen bize gelen yüzde
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Düzeltti ama o ifadeyi Sayın Başkan.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Bakın, arkadaşlar lütfen, lütfen
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Plan ve Bütçe tutanakları orada, lütfen
yanıltmayın.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Gördüğünüz gibi, ne kadar yanlış
ne kadar yanıltıcı. Yanıltıcı ifade bu. Resmî
rakam, devlet alımlarının, harcamalarının yüzde
90ından fazlası Kamu İhale mevzuatına göre
yapılıyor. Daha önceki dönemde bu oran yüzde 40ın
altındaydı.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Böyle bir ifade yok. Sayın Başkan,
yapmayın etmeyin ya!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Tüm kamu için söylüyorum, bakın, yüzde
40ın altında idi. Bu da son derece doğal. Sadece KİTlerin
kullandığı kamu kaynaklarını hesap ettiğinizde bu
rakamın, ne kadar daha fazla büyük kaynağın bu dönemde, AK
PARTİ hükümetleri döneminde Kamu İhale mevzuatına göre
yapıldığını görürsünüz.
OKTAY
VURAL (İzmir) Ha bire kapsam dışına
çıkartıyorsunuz Kamu İhale Kanununu.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Bakın, değerli arkadaşlar; bu
kömür yolsuzluğu çok konuşuldu. Şu söylendi, denildi ki:
Efendim, 1 milyar dolarlık -bu rakamlar kullanıldı- kömür
yolsuzluğu var. O açıklamalar yapıldığında, AK
PARTİ döneminde toplam dağıtılan kömürün, ödenen
paranın tamamı bile 1 milyar doların çok altındaydı,
bakın, buyurun.
Ya,
1 milyar dolar kömür yolsuzluğu var. deniliyor, o yıl
itibarıyla sekiz-dokuz yılda dağıtılan kömürlerin
toplamı bile 1 milyar dolar değildi arkadaşlar. Nedir bu?
Soruyorum size: Nedir bu?
NECATİ ÖZENSOY
(Bursa) Yanlış biliyorsun Canikli. Yanlış, yanlış.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Yanıltma istiyorsanız budur. Gerçek
rakamlar burada. Esas, kesinlikle, kaynakların gerçek yerine
ulaşması AK PARTİ döneminde olmuştur. Bunun
sayısız örnekleri vardır.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
OKTAY VURAL (İzmir)
Ama doğru değil bu Sayın Canikli.
AYKUT ERDOĞDU
(İstanbul) Sayın Başkan, özür diliyorum. Milyar dolarlık
bir rakamda, Sayın Grup Başkan Vekili ve bu teftiş raporunu
yazan bir müfettiş olarak da, bana da, bu rakamın haksız
olduğunu, yanlış olduğunu beyan etmiştir. Kürsüden
düzeltmek istiyorum Sayın Başkan.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Görüşümü söylüyorum Sayın Başkan
yani.
AYKUT ERDOĞDU
(İstanbul) Önemli bir konudur, düzeltmek zorundayım Sayın
Başkan.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Allah aşkına! Öyle şey olur mu! Görüşümü
söylüyorum.
BAŞKAN Yani
bakın, şimdi herkes canının istediğini söyledi. Dün
burada bir hadise oldu
AYKUT ERDOĞDU
(İstanbul) Hayır, Sayın Başkanım
BAŞKAN Bir saniye
Bir saniye
Allah rızası için ya! Şimdi bir şey anlatmaya
çalışıyorum. Burada bir hadise oldu ve sonuç olarak herkes daha
uyumlu, dikkatli, eleştiri yapılsa bile hakarete girmeyen bir sistem
içinde yürüneceğini söyledi.
AYKUT ERDOĞDU
(İstanbul) Sayın Başkanım
BAŞKAN Şimdi,
bakın, siz konuştunuz, beyefendi konuştu; siz konuştunuz,
beyefendi konuştu
Ben bu konuşmaların içinde birbirinize
hakaret görmedim. O onu düzeltecek, bu
AYKUT ERDOĞDU
(İstanbul) Sayın Başkanım
BAŞKAN Tamam,
buyurun, düzeltin ama artık son. Yani bundan sonrası yok; ara
veririm, herkes biter. Yani bitmeyen senfoni!
4.- İstanbul
Milletvekili Aykut Erdoğdunun, Giresun Milletvekili Nurettin Caniklinin
görüşülen kanun tasarısının 8inci maddesinde sataşma
nedeniyle yaptığı konuşması sırasında şahsına
sataşması nedeniyle konuşması
AYKUT ERDOĞDU
(İstanbul) Sayın Başkanım, biz milletin vergisiyle olan
her şeyi bitmeyen senfoniye çevirmeye hazırız.
Şimdi, Sayın
Grup Başkan Vekili diyor ki: O zaman dağıtılan kömür 1
milyar dolar değildi. Sayın Başkan, biz ihalesiz alınan
kömür yolsuzluğundan bahsediyoruz. 1 milyar, ihalesiz alınan, ihaleye
fesat karıştırılarak alınan kömürden bahsediyoruz. Bu
kömürün yaklaşık 1,2 katrilyonu fakire dağıtıldı,
çok daha fazlası, 1 milyar dolar değil, milyar dolarların
üzerindeki kısmı termik santrallere fahiş fiyatlarla
alındı ve ihalesiz alındı, ihalesiz alındı.
Ben şimdi size
şunu söylüyorum
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) TKİden alındı.
AYKUT ERDOĞDU
(Devamla) TKİ aldı. TKİ aldı.
Ben bunun ihalesiz
alındığını ortaya koyarsam -siz defaten bu işi
yapıyorsunuz- benden özür dileyecek misiniz? Bütün milletvekillerine
belgeyi göndereceğim, ihalesiz alınan kömür tutarının 1
milyar doların da üstünde olduğunu ispatlayacağım. O zaman
siz, Grup Başkan Vekili olarak, yetimin
hakkıyla ilgili, halkı burada
kandırdığınızdan dolayı benden ve bütün halktan
özür dileyecek misiniz? (CHP sıralarından alkışlar)
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Siz yolsuzluk
yapıldığını ispat ettiğinizde
yapacağım.
AYKUT
ERDOĞDU (Devamla) Çünkü ben yolsuzluk yaptıklarını ifade
edeceğim, ben ihaleye fesat
karıştırdıklarını, bu kömürleri ihalesiz
aldıklarını
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Yolsuzluk yapıldığına dair en
ufak bir bilgi belge yok.
AYKUT
ERDOĞDU (Devamla)
hatta madenleri de ihalesiz
aldıklarını, fahiş fiyatla sattıklarını,
yetimin hakkını yediklerini ispatlayacağım. Bütün
milletvekillerine bunu göndermeye hazırım. Gönderemezsem ben özür
dileyeceğim, gönderirsem siz özür dileyecek misiniz? İşte
halkın meydanı, işte halk da şahidimiz! (CHP
sıralarından alkışlar)
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Yolsuzluğu ortaya koyun, o zaman özür
dileyeceğim.
AYKUT
ERDOĞDU (Devamla) Tamam, yolsuzluğu ortaya koyacağız,
bütün milletvekilleri şahittir. Eğer bunu yapamazsam özür
dileyeceğim, yaparsam siz özür dileyeceksiniz.
Benim
için bu mesele bütün milletvekillerinin huzurunda tartışmaya
açıktır.
Çok
teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, şimdi, efendim, Türkiye Büyük
Millet Meclisi olarak milletvekili önemli bir konuyu ifade etti. Bu tamamen
yürütmenin yaptığı icraatla ilgili. Böyle bir konuda yürütmenin
suskun olması, Sayın Bakanın suskun olması da
anlaşılır gibi değil.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Efendim, grubumuzu ilgilendiriyor Sayın
Başkan. Önce grubumuzla ilgili ithamlara biz cevap verelim.
OKTAY
VURAL (İzmir) Bu konuda özellikle Sayın Bakanın Parlamentoya
bilgi vermesi gerekiyor. Muhatabı Bakanlıktır. Dolayısıyla,
lütfen, Sayın Bakan bununla ilgili bilgi versin.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkanım, çok açık bir
şekilde sayın konuşmacı hem de ismimi zikrederek
birtakım açıklamalarda bulundu. O ayrı bir konu ama önce
grubumuzla, şahsımla ilgili kısımlara bir cevap vereyim.
OKTAY
VURAL (İzmir) Gruba yönelik bir sataşma söz konusu değil ki,
doğrudan doğruya yürütmeyle ilgili. Yasama, yürütme... Kim yürütme
kim yasama, belli değil.
BAŞKAN
Buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Şimdi,
biz herhâlde
Sabaha kadar bu böyle sürecek ha.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Sayın Başkan, bu mesele önemli. Ben
BAŞKAN
Peki, ben varım.
5.- Giresun
Milletvekili Nurettin Caniklinin, İstanbul Milletvekili Aykut
Erdoğdunun, görüşülen kanun tasarısının 8inci maddesinde
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında AK PARTİ Grubuna ve şahsına
sataşması nedeniyle konuşması
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Arkadaşlar, bakın, biraz önceki
tartışma konusuyla ilgili çok net bir şey söylüyorum.
VELİ
AĞBABA (Malatya) Sayın Bakanın ağzı yok mu?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) O tarihe kadar toplam üretilen
-dağıtılan falan değil, toplam üretilen- kömürün
değeri bile bu rakamın çok çok altında. Çok net söylüyorum.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Hiç boşuna şey yapma. Ben ispatlayacağım.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) İzin verin, lütfen, lütfen
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) Yanlış biliyorsun ya!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Resmî rakamlar bunlar.
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) TKİ rakamlarını getireyim sana,
yanlış biliyorsun ya!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Dolayısıyla, ayrıca, bu kömür
kimden alınıyor? Türkiye Kömür İşletmelerinden satın
alınıyor değerli arkadaşlar, Türkiye Kömür
İşletmelerinden satın alınıyor.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Ya, firmalardan alıyor, böyle
yapamazsınız ya!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Fak Fuk Fon ya da bunu dağıtan kimse
Türkiye Kömür İşletmesinden alınıyor. Para Türkiye Kömür
İşletmesine aktarılıyor, doğru mu? Doğru.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Çeliklerden alınıyor, Aksa
şirketinden alınıyor. Nasıl böyle bilgi verirsiniz ya?
Yanlış bilgi veriyorsunuz.
RECEP
ÖZEL (Isparta) Niye bağırıyorsun? Bağırma!
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Kes sesini be! Kes sesini! Bu yetimin
hakkı. Senin gibi hırsızlara
RECEP
ÖZEL (Isparta) Sen ne biçim konuşuyorsun ya?
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Sen ne biçim konuşuyorsun?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Nedir Türkiye Kömür İşletmeleri? Kamu
kurumu, devletin bir kurumu. Böyle bir şey olabilir mi? Böyle bir
yanlış yaklaşım olabilir mi değerli arkadaşlar?
Siz
en ufak bir yolsuzluğu ispat ederseniz o zaman gerekeni
yapacağım ben ama ortada en ufak bir iddia, en ufak somut herhangi
bir şey yok.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Elini indir lan! Terbiyesiz
(AK PARTİli
ve CHPli milletvekillerinin birbirleri üzerine yürümeleri,
karşılıklı laf atmalar)
HİLMİ
BİLGİN (Sivas) Sen ne diyorsun?
RECEP
ÖZEL (Isparta) Saygısız!
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Ağabey, orada parayı yesinler
içsinler, her türlü ahlaksızlığını yapsınlar, sen
de savun! Ne biçim ahlak bu be!
BÜLENT
TURAN (İstanbul) Sen de Lan diye bağır
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) En ufak
bir ispatı ortaya koyamadığınız takdirde sadece
müfteri olursunuz.
Bütün
bu yapılan hakaretleri size aynen katıyla iade ediyor, hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ ve CHP sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN
Birleşime on dakika ara
veriyorum.
Kapanma
saati : 17.28
ÜÇÜNCÜ
OTURUM
Açılma
Saati: 17.42
BAŞKAN:
Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: Muhammet Bilal MACİT
(İstanbul), Fatih ŞAHİN (Ankara)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 75inci Birleşiminin
Üçüncü Oturumunu açıyorum.
426 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerine devam edeceğiz.
IX.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri (Devam)
3.- Elektrik
Piyasası Kanunu Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu ve İzmir Milletvekili Alaattin Yükselin; Elektrik
Piyasası Kanunu ve Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Antalya
Milletvekili Osman Kaptanın; Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Gelirler
Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Ali Halamanın; Elektrik
Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun; Elektrik
Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 2
Milletvekilinin; Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa Birliği Uyum
Komisyonu ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji
Komisyonu Raporları (1/724, 2/246, 2/427, 2/448, 2/815, 2/829) (S. Sayısı:
426) (Devam)
BAŞKAN - Komisyon burada.
Hükûmet burada.
8inci madde üzerindeki önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Elektrik Piyasası Kanunu
Tasarısının 8. maddesinin (1). Fıkrasında geçen ve
teknik olmayan ibarelerinin fıkra metninden
çıkartılmasını arz ve teklif ederiz.
Oktay Vural Alim
Işık Emin
Haluk Ayhan
İzmir Kütahya Denizli
Bahattin Şeker Bülent Belen
Bilecik Tekirdağ
BAŞKAN Komisyon,
katılıyor musunuz?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ HALİL MAZICIOĞLU (Gaziantep) Katılmıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ENERJİ VE TABİİ
KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Kim konuşacak?
Sayın Özensoy, buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
NECATİ ÖZENSOY (Bursa)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; verdiğimiz önerge
üzerine söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii,
ben, maddeyle ilgili, aslında TEİAŞın buradaki görev
tanımları yapılmış, oradaki konularla ilgili öncelikle
konuşacaktım daha geniş ama biraz önceki tartışmada
bizzat KİT Komisyonu üyesi olarak ve daha dün TKİnin denetiminde
bulunmuş bir milletvekili olarak da burada konuşulan rakamların
doğrusunu vermek boynumun borcu diye düşünüyorum.
Bakın,
burada Sayıştay raporu, TKİnin raporlarından buradan
söylüyorum size: 2003ten 2011e kadar dağıtılan, fakirlere
dağıtılan toplam kömür miktarı 13 milyon ton. Bunun
TKİden verilen miktarı 7 milyar 489 milyon ton, ticari
dediğimiz yani doğrudan teminle, ihalesiz alınan miktarı 5
milyon 560 bin ton.
Şimdi,
sadece 2011 yılında, sadece 2011 yılında KİAŞ firmasından 257 bin ton,
Yeni Çeltek firmasından 170 bin ton, Çelikler firmasından 320 bin
ton, Geliş firmasından 388 bin ton yani yaklaşık 1 milyon
tonu geçen, ihalesiz, TKİ kömür almış, fakirlere bu şekilde
yani sosyal yardım vakıflarına böyle iletmiş, faturayı
kesmiş.
Bakın,
TKİnin hazineden şu anda 1,6 milyar lira alacağı var
sadece
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) 1,6 milyar lira
NECATİ
ÖZENSOY (Devamla) -
ve burada, bakın, Sayıştay
raporlarında açıkça diyor ki: Ey TKİ, sen kendi
ocaklarında ürettiğin kömürü 169 liraya mal ediyorsun CIF bedelle,
niye Çeliklerden 275 liraya alıyorsun? diye eleştiri getiriyor,
Bunu düzeltin. diyor. Senin kendi çıkardığın ocaklardaki
kömürlerin fakirlere dağıtılan kömürlere yetecek miktarda
olmasına rağmen niye doğrudan teminle, ihalesiz, üstelik kendi
maliyetinin yüzde 60 üzerinde bir maliyetle alıyorsun? diye soruyor,
Sayıştay soruyor bunu ama öneri olarak getiriyor. Biz de alt
komisyonda bunun niye olduğunu, her türlü hesabını sorduk, üst
komisyona taşınmasını sağladık. Bakın,
sadece maliyetler değil, 2003ten 2011e kadar, aslında, rüçhan
hakkı veya redevanslı sahalardan doğrudan teminle TKİnin
alma yetkisi olmamasına rağmen, doğrudan teminle olmuş.
Biraz önce Aykut Beyin dediği gibi, bunların üstünü kapatmak,
soruşturmaları bitirmek adına kanun çıktı, 3/(r)
maddesi ilave edildi Doğrudan teminle redevanslı sahalardan
alabilirsiniz. diye. Bakın, o kanun da yetmedi, şimdi,
redevanslı sahalardaki işletmecilik yapanlar ne yapıyorlar
biliyor musunuz? 100 bin ton kömür üretiyorsa -ki bu redevans
miktarlarından
Bu da Sayıştay raporlarında eleştiri
olarak, öneri olarak var- 300 bin ton kömür satmış TKİye. E,
nereden çıkardın bunu? Bir başka yerden, bir başka kömür
firmasından, özel sektörden bu kömürü bu firma almış, üzerine de
tekrar kârını koymuş, TKİye satmış. TKİ de
bu görev zararı doğrultusunda ki burada bir sürü, bakın, 7-8
tane eleştiriyi, sadece ve sadece fakirlere dağıtılan,
sosyal yardımlaşma vakıflarına gönderilen kömürlerle
ilgili
TKİ 35 milyon ton kömür satıyor yıllık. Bu
yaptığı iş 2 milyon ton. Neredeyse işte, yüzde 5i
bile değil, yüzde 5ine tekabül eden bir konunun hesabını
veremiyor TKİ. Diğer konularla alakalı herhangi bir şey
dediği yok kimsenin ama Niye fakirlere, garip gurebaya
dağıtılan bu kömürlerin hazineden TKİye aktarılan
paraları birilerini zengin etmek üzere harcanıyor?un rakamları
burada, Sayıştay raporları. Daha önce soruşturmaya konu
olmuş
ama soruşturmalarda, biraz önce ifade edildiği
gibi, kanun çıktıktan sonra üzeri örtülmüş. Ama lütfen
sayın milletvekilleri, belgelere göre, doğru bilgilere göre burada
konuşmaları yapalım.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkanım
BAŞKAN
Efendim
OKTAY
VURAL (İzmir) Siz oturumu
kapatmadan önce çok önemli, ciddi iddialar ortaya kondu. Biraz önce Sayın
Milletvekilim de bunları söyledi. Yani biz, ivedilikle yürütmenin bu vahim
iddialar karşısında burada cevap hakkını
kullanmasını istiyoruz. Bu konunun açıklığa
kavuşturulması gerekiyor. Aksi takdirde burada bir müzakerenin
anlamı kalmıyor. Lütfen
Bu vesileyle ileteyim.
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) Ben söz
istemiştim.
BAŞKAN
Sayın Vural, Sayın Bakan söz talep etmişti fakat kavga
ettiğiniz için ben ayrıldım mecburen.
OKTAY
VURAL (İzmir) Ettiğimiz
Bizim
BAŞKAN
Hayır hayır. Yani milletvekilleri kendi arasında kavga
ettiği için o nedenle ara verdim ben, sükûnet sağlansın diye.
Şimdi, sizin bu konuşmanızdan sonra Sayın Bakana da arzu
ederse söz veririm.
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) Söz istiyorum.
BAŞKAN
- Buyurun.
İki
dakikalık bir süreniz var. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
AHMET
AYDIN (Adıyaman) - İki dakikada hangi birine cevap verecek.
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) - On dakika verin
Sayın Başkan.
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Bu, önemli bir iddia efendim, yeterince izah
edilmesi lazım.
BAŞKAN
O zaman bir saniye
Sayın
Bakana beş dakika söz vermeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Sataşmaya
ben iki dakika veriyorum. Onun için sizin görüşünüzü aldım, sonra
emsal tutup benden talep etmeyin diye.
Buyurun.
X.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
6.- Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldızın, İstanbul Milletvekili Aykut
Erdoğdunun görüşülen kanun tasarısının 8inci maddesi
üzerinde verilen bir önergedeki konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) Sayın
Başkan, değerli arkadaşlar; bir kısım iftiralarla dolu
olsa dahi sessizce ve sakin olarak dinledim. O yüzden bu iftiraları yapan
milletvekilleri kimse onların da sessiz olarak dinlemesini özellikle Divandan
talep ediyorum.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Sen iftira de, biz sessiz dinleyelim.
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) Şimdi, bu
kadar pişkinlik fazla. Burada Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığına bu Genel Kurulda bir gensoru verildi, CHP
tarafından. Daha sonra gensoruya imza koyan arkadaş, Yalnızca
iktidar partisi içinde değil, kendi partisi içerisinde de itibar kaybetti.
Nasıl itibar kaybettiğini kısaca anlatacağım.
Şimdi,
bunun üzerine sesini yükseltmekle bir insan haklı olmaz arkadaşlar.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar) Efendiliğini
normalde muhafaza ederek bunları Genel Kurulda herkesin duyabileceği
bir sesle anlatmak lazım. Normalde burada kavga çıkartmaya
çalışarak da haklı olunmaz. Bunun üslubunu AK PARTİ
hükûmetlerinin 11inci yılında tekrar hatırlatmak gerçekten bana
son derece girân geliyor.
VELİ
AĞBABA (Malatya) Bu kadar olur mu! Böyle bir şey olur mu ya,
gözümüzün içine baka baka!
BAŞKAN
Sayın Ağbaba, lütfen, ne olur
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) Bunu izliyorlar, vatandaşlarımız
izliyorlar ve vatandaşlarımız da bunun notunu çok
rahatlıkla veriyorlar.
BAŞKAN
Ama lütfen
Cevap hakkı doğduğu zaman veriyorum. Veriyorum!
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla)
Arkadaşlar, ben
sessizce
VELİ
AĞBABA (Malatya) Her akşam, her akşam
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) Bakın, ne
kadar enteresan bir durumdur ki haksız olduğu hâlde
bağırmayı kendinde hak görenler, ben haklı olduğum
hâlde yine de sakin konuşmaya gayret ediyorum.
VELİ
AĞBABA (Malatya) Konuya gel, konuya!
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Haksız olan da sensin, ihaleye fesat
karıştırmış adamlara ihale veren de sensin!
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla)
Arkadaşlar, ben şimdi size bir örnek
vereceğim, yaşanmış bir hadisedir isteyen
arkadaşlarımız stenograflardan bunların
tutanaklarını alabilirler. Gensorunun konusu şuydu: Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanlığı yasaklı bir firmayı,
yasaklı bir şahsı ihaleye aldı diye. Yasaklı bir
kişiyi ihaleye almak suçtur arkadaşlar. Bunu isterse
kaldırımda yürüyen bir vatandaş, isterse bir milletvekili suç
duyurusunda bulunduğu takdirde savcılık bunun takibini
hızlıca yapar. Biz kendilerine bir çağrıda bulunduk, siz bu
işleri çok iyi biliyorsunuz ve hatta öyle bir anlayış var ki,
bir arkadaş bana şöyle diyor: Sizin orada çok para dönüyor. Bizim
orada daha çok para dönmesi için uğraşıyoruz biz. O para nereye
dönüyor arkadaşlar? Ekonomide derinlik kazandırmaya
çalıştığımız bir AK PARTİ hükûmetlerinin
iktidarındayız biz. Gayrisafi yurt içi hasılayı 3
katına çıkarttık, keşke 5 katına çıkartabilsek.
Ve biz 2 trilyon dolarlık 2023 yılında gayrisafi yurt içi
hasılayı oluşturmaya çalışıyoruz. Çok para
dönmesi demek, senin cebine mi dönmesi demek? Bunun kadar büyük ayıp
olabilir mi?
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Olmaz ama yapanlar var.
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) Şimdi Orada
çok büyük para dönüyor. İtham bu.
Arkadaşlar,
biz daha çok para dönmesi için uğraşıyoruz. Ama bu işe
başlarken, bismillah derken bir şey söylemişiz: Allah, bizlere,
çoluk çocuğumuza, bırakın o çok para dediğiniz
miktarları, 1 lira bile yedirmeyi nasip etmesin.
HALUK
EYİDOĞAN (İstanbul) İhalesiz!
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) Bilerek
değil, bilmeyerek de olsa yedirmesin. diyoruz biz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Siz, şimdi, kalkıyorsunuz
VELİ
AĞBABA (Malatya) Amin, amin, amin!
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) Bakın, örnek
vereceğim arkadaşlar, lütfen dinleyin, örnek veriyorum, çok somut
örnek veriyorum ben.
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) Yediriyorsunuz zaten; yemiyorsunuz, yediriyorsunuz,
yediriyorsunuz.
HALUK
EYİDOĞAN (İstanbul) İhalesiz, ihalesiz!
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) Bu firma giremez.
dediniz, biz de dedik ki: Bununla alakalı bir teklif veriliyor.
BÜLENT
BELEN (Tekirdağ) Konuyla ne alakası var?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) Konuyla çok
alakalı, dinlerseniz anlarsınız.
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) Şu rakamları söyleyin Sayın Bakan.
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) EÜAŞın
Afşin-Elbistanla alakalı dekapaj işi için
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Boyayalım
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) Mahcup olduğunu biliyorum ama
dinleyeceksin, ne yapalım.
bir
firmayla alakalı yasaklandığını iddia ediyor.
İkinci gelen firma da diyor ki: Bu firma yasaklıdır -CHPnin
gensorusuyla alakalı, hatırlatıyorum- bunun girmemesi
lazım.
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) Bugünü söyleyin Sayın Bakan, bugünkü rakamları
söyleyin.
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) Konu mahkemeye
taşınıyor, Ankara 4. İdare Mahkemesinde görülüyor.
İddialar hemen hemen bu gensorudakinin aynısı şeklinde tekrar
ediliyor. Mahkeme diyor ki
Önce savunma şu: Haklarında kamu
davası açılan şirket yetkililerinden anılan şirketle
bir ortaklıklarının bulunmadığı, ihale tarihi
itibarıyla bu yetkililerin birinin şirketin genel müdürü olarak,
diğerinin de şirketi temsil ve ilzama münferiden yetkili olduğu,
4734 sayılı Kanunun 58inci maddesinde şirket müdürü veya
şirketi temsil ve ilzama yetkili şahıslardan biri hakkında
ihalelere katılmaktan yasaklama kararı bulunması hâlinde, şirketin
ihalelere katılmasını yasaklayan bir hükmün
bulunmadığı ve bu nedenle davanın reddi gereği.
diyor. Mahkeme 2008e 2278 sayılı kararında bunu
açıklıyor.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Bakan.
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) Sonra
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) Daha ben sözümü
bitirmedim, bir dakika.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Yo, yo, devam et.
BAŞKAN
Süreniz bitti.
Çok
teşekkür ederim, sağ olun.
BÜLENT
BELEN (Tekirdağ) Hikâye anlattım, giremedim. diyor.
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) Şimdi,
Sayın Başkanım
VELİ
AĞBABA (Malatya) Konuya giremedi Sayın Bakan.
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla)
bizim
konuşmadığımız aleyhimize kullanılmasın.
Sessiz ve vakur bir şekilde dinliyoruz ve herkesin günahını ve
vebalini boyunlarına takıyoruz.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Görüşeceğiz, şimdi ben de kürsüye
geleceğim.
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) Bir dakika, konuyu
o kadar konuştunuz.
BAŞKAN
Sayın Bakan, teşekkür ederim.
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) Ben devam
ediyorum, bir anlatayım.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Devam et, devam et.
BAŞKAN
Beş dakika süreniz doldu.
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla)
Arkadaşım kusura bakma, kendi partinin içinde dahi
itibarını kaybetmişsin
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Kim yaptı bunu ya? Onu söyle, boşuna
ortaya konuşma! Hangi arkadaş?
MAHİR
ÜNAL (Kahramanmaraş) Bağırma, bağırma!
RAMAZAN
CAN (Kırıkkale) Bağırma!
BAŞKAN
Beş dakikanız bitti, teşekkür ediyorum.
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) Ben, bundan
sonraki söz hakkımda gensoruyla alakalı nasıl yanlış
yapıldığını, nasıl saptırılmak
istendiğini açıkça beyan edeceğim. O gensoru bir parti için
değil, o bir şahıs için tam bir utanç vesilesidir.
Arz
ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Hamzaçebi, buyurun.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Bakan
konuşmasında Aykut Erdoğdu için Kendi partisi içinde de itibar
kaybetmiştir. diyerek partimize bir sataşmada bulunmuştur
efendim.
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) Evet, aynen öyle.
BAŞKAN
Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
7.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldızın görüşülen kanun tasarısının 8inci
maddesinde sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Sayın Aykut Erdoğdu görüştüğümüz
tasarının 8inci maddesi üzerinde söz alarak birtakım iddialarda
bulundu. İhalesiz, Kamu İhale Kanununa tabi olmaksızın
ilgili elektrik şirketinin alımlarından söz etti, İhale
Kanununun baypas edildiğinden söz etti. Yine, kömür yolsuzluğu
olarak ifade edilen bir rapordan söz etti. Sayın Bakanı veya
Bakanlığın işlemlerini eleştiren bir konuşma
yaptı. Sayın Bakan söz aldı, kürsüye çıktı. Geniş
bir zaman imkânı bulsun, iddiaların hepsini cevaplasın arzu
ettik. Genel Kurulun arzusuna uyarak Sayın Başkan da Sayın
Bakana iki dakika yerine beş dakika süre verdi ama Sayın Bakan
konuşmasında Sayın Erdoğdunun iddialarına yönelik
hiçbir şey söylemedi; geriye gitti, gensoru görüşmeleriyle ilgili bir
şeyler söyledi. Sayın Bakan, gensoruyu geride bıraktık.
Arzu edilirse yeniden gensoru konusu tabii ki görüşülebilir ama şimdi
konu o değil. Yani, siz neden konuyu gensoruya götürdünüz de gensoru
konusunu, oradaki iddiaları burada tekrar tartışmaya
açıyorsunuz? Konu başka, iddialar başka. Eğer bu iddialara
siz cevap vermiyorsanız, vermeme yolunu tercih ediyor iseniz, bu iddialar
karşısında verecek cevabınız yok olarak anlarım
ben bunu; durum budur. Hiç topu taca atmaya gerek yok, ortada ciddi bir iddia
vardır. Dolayısıyla Sayın Erdoğdunun iddiaları
nedeniyle veya milletvekilliği uygulamaları nedeniyle parti içinde
itibar kaybettiği gibi bir iddia Sayın Bakanın arzusudur
zannediyorum ama böyle bir arzu hiçbir zaman gerçekleşmeyecektir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) - Sayın Bakan kendi parti içindeki
kendi itibarına baksın!
Teşekkür
ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Buyurun.
8.- İstanbul
Milletvekili Aykut Erdoğdunun, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldızın görüşülen kanun tasarısının
8inci maddesinde sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bu gensoru konusunu netleştirelim. Gensoru konusu
şudur: İhaleye fesat karıştırmış
şirketlerin ortakları ve şirketler hâllerine bağlı
olarak İhale Kanununun 11, 17, 58 ve 59uncu maddelerine göre
yasaklanması ve ihaleye sokulmaması gerekmektedir. Bu yasaklama
kararını ya idare verir ya yargı verir. Bu idare bu kararı
vermiş mi? Vermemiş. Bu idare bu kararı vermediği için bu
şirket ihaleye fesat karıştırdığı,
rüşvet verdiği Enerji Bakanlığında tekrar ihale
almış. Bütün bunlar evraklarıyla sabittir. Ondan sonra ne
olmuş? Buna bir itiraz olmuş. Diyor ya Yargı kararı var.
Yargı kararından önce ne olmuş? Bu ihaleye fesat
karıştırmanın detaylarını anlatan bir tebliğ
var. Tebliğde şirketin durumunu açıklayan bir konu
Tebliğ,
Maliye Bakanlığı Kamu İhale Kurulu tarafından iptal
edilmiş. İptal edildiği için tebliğin
yarattığı boşluktan da idare mahkemesi bu kararı
vermiş ve ihaleye fesat karıştırmaktan, rüşvet
vermekten hükümlü olan o şirketler bugün en büyük
özelleştirmelerdeler. Bu Bakanlıkta ihaleye fesat
karıştırmışlar, bu Bakanlıkta rüşvet
vermişler ve bu Bakanlıktaki ihaleye fesat karıştırma,
rüşvet kararı yargı kararıyla, yargı kararıyla
kesinleşmiş ve tekrar ihale vermişler. Buraya çıkan
Bakanın bu zavallı bir hâlidir. Bu, yüz kızartıcı bir
hâldir arkadaşlar. Sorun; İhaleye fesat
karıştırmaktan ve rüşvet vermekten bu firma hükümlü mü?
Sorun: Siz buna tekrar ihale verdiniz mi? Sorun Kamu İhale Tebliği
değiştirildi mi? Sorun Siz, yasaklama kararını
almanız gerekirken aldınız mı? diye. Şimdi buraya
çıkıyor Milletvekilinin ses tonu yüksek. Ben şimdiye kadar
hiçbir milletvekiline nezaketsizlik etmek istemem ama ben milletin vekiliyim.
Bu, yürek yakıcı bir durum; benimle birlikte sizin de mücadele
etmeniz lazım çünkü o insanlar açlık içinde vergi veriyor. Siz Allahın
adını anarak iktidara geldiniz, size bütün ayetleri sizin
ahlakınızla hatırlatırım ben.
BÜLENT
TURAN (İstanbul) Şeytanın adıyla mı geldi? O
nasıl bir laf ya! O nasıl bir laf ya!
AYKUT
ERDOĞDU (Devamla) Allahın adını anarak geldiysen onun
emirlerine uymak, eğer bu referansla geldiysen uymak durumundasın.
Ben seni senin ahlakınla yargılıyorum.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AYKUT
ERDOĞDU (Devamla) - Ben yetimin
hakkını anlatırken sen oradan bağırıyorsun, sen
kendi ahlaki değerlerini tartış, sen kendi ahlaki duruşunu
tartış.(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Erdoğdu.
Sayın
Özensoy
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) Biraz önce Sayın Bakanım kürsüden Bana atılan
iftiralara cevap vereceğim. şeklinde, ben de birtakım rakamlar
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Sizi kastetmedim.
BAŞKAN
Sizi kastetmediğini söylüyor, sizinle alakası
olmadığını söylüyor.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, burada konuşan
milletvekilleri dedi.
BAŞKAN
Hayır kastetmedim. diyor. Zorla niye kastettiriyorsunuz?
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) O zaman tutanaklara geçirelim Sayın Başkanım.
OKTAY
VURAL (İzmir) Düzeltiyorsunuz.
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) Düzelttim, kastetmedim
ki onu yani.
BAŞKAN Şimdi tutanaklara geçti,
ben geçireyim; Sayın Özensoyu kastetmediğini şifahi olarak da
ifade etti Sayın Bakan.
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) Peki efendim.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) - Ama her
ikimizin de iddiası var Sayın Başkan. İkimizin
iddiasına da iftira dedi.
BAŞKAN
Ya olabilir ama ne yapalım şimdi?
MAHİR
ÜNAL (Kahramanmaraş) Sayın Başkan, burada mahkeme
kurmadık.
BAŞKAN
İşte onu söylüyorum.
MAHİR
ÜNAL (Kahramanmaraş) Biz burada bir kanunu görüşüyoruz.
BAŞKAN
Evet.
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) Sayın Başkan, iftiradan bahsetti; bizim
söylediklerimiz de giriyor mu girmiyor mu, onu bilelim en azından.
BAŞKAN
Ya önergelerin birinde konuşursunuz olur.
Şimdi
buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
9.-
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın,
İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdunun görüşülen kanun
tasarısının 8inci maddesinde sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) Arkadaşlar,
bu gensorunun peşini bırakmayacağız.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) - Biz de
bırakmayacağız.
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanlığı hakkında açılan gensoru tam bir
utanç vesilesidir. Onu ister şahıs isterse hükmi şahsiyet
hangisi yaptıysa utanç vesilesidir. Sebebini açıklıyorum: Bu
firma hükümlü müdür? diye sordu. Cevap; bu firma hükümlü değildir. O
şahıs hükümlü müdür? Evet, o şahıs hükümlüdür, davası
da devam etmektedir.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Hükümlüdür, karar var.
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) O şahıs
ihaleden yasaklı mıdır? Arkadaşlar, şu anda da
yasaklıdır.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) Niye
yasaklamadınız?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) Şimdi
yasaklı olan
Siz dediniz ki iki türlü yasaklanır bunlar: Ya mahkeme
kararıyla ya idari kararla. Mahkeme yasaklamış bunu ve diyor ki:
Bu şahıs ihalelere giremez. Şartlarını açıklamış,
yüzde 51 şart koymuş, anlatmış, anlatmış,
detaylara boğmayayım.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Mahkeme yasaklamış. dediniz.
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) Sorusu on beş
dakika olan konunun cevabı beş dakika olmaz arkadaşlar.
Bakın,
şimdi, -şu anda da yasaklı ama- yasaklı olan bir kişiyle
alakalı Siz bunu niye ihaleye aldınız? diyor. Arkadaşlar,
yasaklı olan birinin ihaleyi alması çok açık bir suçtur. Ben
şimdi, kendisini bütün Genel Kurulun ve milletimin huzurunda davet
ediyorum; eğer sen dürüst gibi görünmeye çalışan ve bunu sesinle
bastırmaya çalışan birisiysen lütfen suç duyurusunda bulun
savcılığa ve de ki: Bu Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı bu suçu işlemiştir.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Hodri meydan!
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) Eğer mahkeme
seni ilk celsede reddetmezse ben istediğinize varım. Bu kadar
açık bir konuda insan nasıl bu kadar suçlu ve ne kadar güçlü
olabilir? Arkadaşlar, şu anda hâlâ o yasaklıdır.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Talimat verirsiniz!
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) Arkadaşlar,
gürültüye getirmeyin lütfen, gürültüye getirmeyin.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Sen getiriyorsun.
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) O yasaklı
olan kişi ihaleye girebiliyor. diyorsunuz. Ben diyorum ki: O
yasaklı kişi şu anda da ihaleye giremiyor, önceden de girmedi.
Gensoruyu bunun üzerine oturtup da konuşan bir milletvekili
bırakın başka bir partide
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla)
kendi partisinde
itibar kaybetmez mi ya? Bu kadar açık bir suç yapılmaz mı? (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
BÜLENT
TURAN (İstanbul) Millet biliyor millet, Sayın Bakanım.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Sayın Başkan, sonuçta, usul
BÜLENT
TURAN (İstanbul) Hakaret yok Sayın Başkan.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Ne demek hakaret yok?
BAŞKAN
Buyurun.
10.- İstanbul
Milletvekili Aykut Erdoğdunun, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldızın görüşülen kanun tasarısının
8inci maddesinde sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Sayın Başkan, defaten anlattım.
Bu şahıs hakkında yargılama başladığı
an, mahkeme iddianameyi başlattığı an yasaklama kararı
verilmek zorundaydı ve Kamu İhale Genel Tebliği diyordu ki: Bu,
şirket ortakları da olduğunda şirket ihaleden
yasaklanır. Tebliğ değişti mi? Değişti,
değişti. Ben maddesini getireceğim hangi tebliği
değiştirdiğinizi. Yasaklamak bunu
Bak buna cevap vermiyor: Yasaklama
kararı verdiniz mi? İdarenin böyle bir yasaklama kararı yok,
vermek zorunda olduğu kararı vermiyor. Buraya bir madde getirildi
hatırlıyor musunuz? İhaleye fesat karıştıran
şirketlerin önünü açan bir madde getirildi. İşte, bu
şirketler için getirildi çünkü -olması gereken neydi?- İhaleye
yasaklama kararı verdiğinizde bu şirketlerin girmiş
olduğu ihalelerdeki teminatlarının devlete irat kaydedilmesi
gerekiyordu. Sadece bir şirket üzerinden konuşmuyorum ki. Bu
şirket bana 1 milyon liralık tazminat davası açtı.
Sanırlar ki ben bu 1 milyonluk tazminat davalarından
yılacağım. Şimdi, Sayın Bakan buraya geliyor -gün gibi
açık bir gerçeği- diyor ki: Yargıda ilk celsede beraat
almazsa
Ben şimdi, Sayın Bakana soruyorum, kömür yolsuzluğunda
da savcılık bir
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) O zaman savcılığa
suç duyurusunda bulun arkadaş ya!
AYKUT
ERDOĞDU (Devamla) Bulunacağım. Bak şimdiye kadar
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) Ben de seni davet
ediyorum. Bu kadar da pişkinlik olmaz.
AYKUT
ERDOĞDU (Devamla) Pişkin sensin, yolsuzluğun içinde olan da
sensin, bütün bunlara onay veren de sensin.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) Mahkeme kararı
var, elimde. Ayıp denen bir şey var!
AYKUT ERDOĞDU
(Devamla) Şimdi, deminden beri hakaretamiz cümleler kullanıyorsun,
ben gene nezaketimi bozmuyorum. Senin Bakanlığında ihaleye fesat
karıştırmış bir şirkete, bütün yasa hükümleri
açık olmasına rağmen tutup da bu şirkete ihale vermek için
insanın vicdanının kara olması gerekir, insanın vicdan
gözünün kör olması gerekir. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
Velev ki bu maddeler
olmasa bile -ki bu maddeler var- dürüst, namuslu, onurlu insanların bu
firmanın karşısında durması lazım. Sen bu suçla
yargılanıyorsun, ben sana yetimin hakkını emanet edemem. Seni
bu ihalelere sokmam. demen için yüzlerce madde varken sen bütün bu maddelerin
arkasından doldurup ve bu insanların uçağına binerek
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) Bak, kendini
gösteremezsin bu konuşmayla. Uğraşma boşuna.
AYKUT ERDOĞDU
(Devamla) Ben sana sordum, yolculuğa çıkıyorsan
Ben senin
Vicdan gözünün kararmışlığından başka hiçbir
şey söylemiyorum.
BÜLENT TURAN
(İstanbul) Sen ne demek ya, nasıl bir üslup bu!
AYKUT ERDOĞDU
(Devamla) Kendisini artık millete havale ediyorum.
BAŞKAN
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 18.06
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 18.14
BAŞKAN: Başkan Vekili Meral
AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: Muhammet Bilal MACİT
(İstanbul), Fatih ŞAHİN (Ankara)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 75inci
Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
426
sıra sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
devam edeceğiz.
IX.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri (Devam)
3.- Elektrik
Piyasası Kanunu Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu ve İzmir Milletvekili Alaattin Yükselin; Elektrik
Piyasası Kanunu ve Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Antalya
Milletvekili Osman Kaptanın; Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Gelirler
Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Ali Halamanın; Elektrik
Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun; Elektrik
Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 2
Milletvekilinin; Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa Birliği Uyum
Komisyonu ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji
Komisyonu Raporları (1/724, 2/246, 2/427, 2/448, 2/815, 2/829) (S.
Sayısı: 426) (Devam)
BAŞKAN
Komisyon? Burada.
Hükûmet?
Burada.
9uncu
madde üzerinde üç önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 426 sıra sayılı tasarının 9. Maddesinin 1.
Fıkrasının beşinci cümlesi ve 6. Fıkranın son
cümlesi madde metninden çıkartılmış, 5. Fıkrada
bulunan ilgili dağıtım şirketini işleten
dağıtım ibaresinden sonra gelmek üzere ve tedarik ibaresi, 7.
Fıkrasında bulunan kullanıcıdan izbedelle
devralınır. ibaresinden sonra Devralma işlemi
tamamlandıktan sonra dağıtım şirketleri sayaç teçhizi,
bakımı, onarımı ya da işletmesine dair hiçbir bedeli,
hiçbir şekilde tüketici tarifesine yansıtmaz. Sayaç devir işlemleri
her türlü, vergi, resim ve harçtan muaftır. ifadesi eklenmiştir.
Osman Aydın Haydar
Akar Vahap
Seçer
Aydın Kocaeli Mersin
Durdu Özbolat Candan
Yüceer Mehmet Ali
Susam
Kahramanmaraş Tekirdağ İzmir
Ümit Özgümüş Kemal
Değirmendereli
Adana Edirne
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Elektrik Piyasası Kanun Tasarısının 9. maddesinin
(6). fıkrasının son cümlesinin madde metninden
çıkartılmasını, 7. fıkrasına sayaçlar
ibaresinden önce gelmek üzere ekonomik ömrü dolmuş ibaresinin ve (11).
fıkrasının sonuna aşağıdaki cümlenin eklenmesini
arz ve teklif ederiz.
Dağıtım
şirketi, dağıtım bölgesindeki tüketicilerden sayaç okuma
bedeli, kayıp kaçak bedeli ve TRT payı adları altında
ayrıca bir bedel alamaz.
Oktay Vural Alim
Işık Emin
Haluk Ayhan
İzmir Kütahya Denizli
Bahattin Şeker Adnan
Şefik Çirkin
Bilecik Hatay
BAŞKAN
Şimdiki önergeyi okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
426
sıra sayılı Elektrik Piyasası Kanun
Tasarısının 9. maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
İdris Baluken Hüsamettin
Zenderlioğlu Nazmi
Gür
Bingöl Bitlis Van
İbrahim Binici Hasip
Kaplan Erol
Dora
Şanlıurfa Şırnak Mardin
BAŞKAN
Komisyon katılıyor musunuz?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI M. MÜCAHİT FINDIKLI (Malatya)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Erol Dora konuşacak.
BAŞKAN
Sayın Dora, buyurun. (BDP sıralarından alkışlar)
EROL
DORA (Mardin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 426
sıra sayılı Elektrik Piyasası Kanunu
Tasarısının 9uncu maddesi üzerine vermiş olduğumuz
değişiklik önergesi üzerine söz almış bulunmaktayım,
Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
Konuşmama
başlamadan önce ben de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü
kutluyorum, saygılarımı sunuyorum.
Değerli
milletvekilleri, ekonomik ve toplumsal kalkınmanın en önemli
girdilerinden olan enerji, 70li yıllardan günümüze tüm dünya ülkelerinin
gündemini ağırlıklı olarak işgal etmekte ve
uğrunda savaşlar meydana gelmektedir. Bu bağlamda, ekonomik
büyümedeki önemli rolüyle enerji, kalkınma programlarının
vazgeçilmez bir unsurudur. Enerji politikaları özellikle gelişmekte
olan ülkelerde sürdürülebilir kalkınma planlarının
bütünleşmiş bir parçasını oluşturmaktadır. Her
türlü ekonomik faaliyetin temel girdisi olan elektrik enerjisinin kullanım
alanının günümüzde sürekli olarak gelişen teknolojiye
bağlı olarak hızlı bir şekilde artması sonucu,
enerji ve buna bağlı olarak elektrik enerjisi sosyal hayatın
kaçınılmaz bir unsuru hâline gelmiştir. Elektrik enerjisi
tüketimi, ekonomik ve sosyal gelişmenin en önemli göstergelerinden
birisidir. Bir ülkede kişi başına düşen elektrik enerjisi
üretimi veya tüketimi, o ülkedeki hayat standardını
yansıtması bakımından önemlidir.
Nisan
2012 itibarıyla Türkiyenin toplam elektrik üretiminin yüzde 45i
doğal gaz, yüzde 28i kömür, yüzde 23ü hidroelektrik kaynaklar ve
ancak yüzde 2,1i rüzgâr enerjisi ile karşılanmaktadır.
Doğal gaz hâlen elektrik enerjisi üretimimizde en yüksek paya sahip olmaya
devam etmektedir. Enerji kaynakları bakımından net
ithalatçı ülke konumunda olan Türkiyede enerji arzının yüzde 73ü ithalat ile
karşılanmaktadır.
Barış
ve Demokrasi Partisi olarak bir önceki kanun tasarısında da dile
getirdiğimiz gibi, tüketici için yeterli, ucuz ve kaliteli elektrik
ihtiyacına yönelik düzenleme yapma gereksinimi maalesef bu yasa
tasarısında da göz ardı edilmiştir. Bütün amaç, piyasa
memnuniyeti olduğu için bu türden düzenlemelerin
yapılmamasını artık normal karşılıyoruz
ancak vatandaşların ucuz ve kaliteli elektrik ihtiyacının
karşılanması gerektiği söyleminden vazgeçmeyeceğiz.
Anayasamızda var olan sosyal devlet olmanın yükümlülüklerini Hükûmet
yürütme olarak yerine getirmeli, bu çerçevede, su ve elektrik gibi temel
yaşam araçlarını vatandaşlarımıza
sağlamalıdır. Hükûmetin sorumlulukları ortadayken ülkemizde
tam tersi bir süreç yaşanmakta, enerji fiyatları her yönüyle giderek
artmaktadır. Elektrik piyasasında oluşan sistem, elektrik
enerjisinin ucuz maliyetli elde edilmesi hâlinde bu ucuzluğun tüketiciye
yansımaması olarak çalışmaktadır. Bu, aynı
zamanda sektördeki şirketlerin daha fazla kâr etmesi anlamını
taşımaktadır. Dolayısıyla, yapılması gereken,
düşük maliyet kriterinin yanı sıra, elektriğin tüketiciye
düşük ücretle sunulmasını sağlamaktır.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yasa tasarısı halktan yana
bir
yasa olmaktan çok, özel şirketlerin elini
güçlendiren, lisansı iptal edilmiş ya da çalışması
durdurulmuş HES firmalarına inşaatlarına devam
edebilmelerini sağlayacak bir yasa tasarısıdır bu.
Tasarının 9uncu maddesi kayıpların nasıl
karşılanacağına dair belirsizliği gidermediği
gibi dağıtım şirketlerinin hareket alanını
oldukça yüksek tutmaktadır. Bilindiği gibi bir önceki kanun
uyarınca üretim şirketlerinin dağıtım şirketleri
üzerinde kontrol kuracak şekilde hissedar olması
yasaklanmıştır. Tasarının 9uncu maddesi bu
kısıtlamayı kaldırmakta ancak dağıtım
şirketlerinin elektrik piyasasında faaliyet gösteren herhangi bir
başka tüzel kişide doğrudan ya da dolaylı hissedar
olmasını engellemektedir.
Bu
vesileyle değişiklik önergemizin kabul edilmesini bekliyor, Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür
ediyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına,
Görüşülmekte
olan Elektrik Piyasası Kanun Tasarısının 9. maddesinin
(6). fıkrasının son cümlesinin madde metninden
çıkartılmasını, 7. fıkrasına sayaçlar
ibaresinden önce gelmek üzere ekonomik ömrü dolmuş ibaresinin ve (11).
fıkrasının sonuna aşağıdaki cümlenin eklenmesini
arz ve teklif ederiz.
Dağıtım
şirketi, dağıtım bölgesindeki tüketicilerden sayaç okuma
bedeli, kayıp kaçak bedeli ve TRT payı adları altında
ayrıca bir bedel alamaz.
Adnan
Şefik Çirkin (Hatay) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon, katılıyor musunuz?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL MAZICIOĞLU (Gaziantep)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Sayın Çirkin, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
ADNAN
ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bu kanunun gerekçesi, daha önce
lisans almış ancak herhangi bir nedenle öngörülen sürede bu
yatırımları yapamamış olan şirketlerin
mağduriyetinin önlenmesi, ekonomik ömrünü doldurmamış
sayaçların değiştirilmesinin önlenmesi ve benzeri gerekçeler ama
aslında hep bu değil tabii.
Şimdi,
biraz evvel bahsedilen, bahse mevzu olan, büyük tartışmalara mevzu
olan milyarlarca lira, dolar yolsuzlukların yanında, bunun onda 1i
bile olmayan, çiftçilerimizin borçları ve bunların
sıkıntıları var, izniniz olursa bunlardan bahsetmek
istiyorum.
Şimdi,
burada dün Sayın Bakana çiftçilerin elektrik faturası ödemelerini
nasıl olur da aylık şekilde, ay başlarında
ödeyebileceğini sormuştum. Yani Allah selamet versin, Süleyman
Demirel Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle kırk günde ancak
onun tabiriyle söylüyorum- hıyar yetişir, o bile kırk günde
yani otuz günde, bu patates eken, pamuk eken, pancar eken, buğday eken
çiftçi hangi gelirle bu faturayı ödeyecek? Sayın Bakan bana hayretler
verici bir cevap verdi. Bunu sulama birliklerinin istediğini ifade etti.
Oysa, Sulama Birlikleri Derneğinin Sayın Bakandan taleplerinde (d)
bendinde dönemsel, ekim-aralık uyumlaştırılması ifade
ediliyor tahsilatın. Yani burada sulama birlikleri mi doğruyu
söylemiyor Sayın Bakan, yoksa siz mi doğruyu söylemiyorsunuz ya da
bizimle dalga mı geçiyorsunuz?
Çiftçilerin
borçlarının yeniden yapılandırılması konusunda
durumlarının zor olduğu, Ziraat Bankasının, her
kurumun çiftçiyle uğraştığını, bugün Kumluda
tarım kredi kooperatiflerinin -Kumlu gibi küçücük 5-6 bin nüfuslu bir
ilçede- yüz otuz dosyasının icraya verildiğini
Bunda tarım
kredi yöneticilerinin hiçbir kabahati yok, onlar iyi işler yapmaya
çalışıyorlar ama çiftçinin durumundan bahsediyoruz. Bu durumda
olan çiftçilerin borçlarının yeniden
yapılandırılmasıyla ilgili sorduğum soruda, bir
yapılandırma yaptıklarını ve ısrarla geçmiş
faizi sildiklerini ifade etti, ben silmediklerini ifade ettim. İşte
burada, 25/02/2011 tarihli, Resmî Gazetede yayımlanan
yapılandırma kanununda TEFE/TÜFE aylık değişim
oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın
diyor. Yani
Sayın Bakan, bulunduğunuz kurumun kanunlarından,
kararlarından acaba haberiniz mi yok? Bu nasıl bir anlayış,
bu nasıl bir ciddiyet?
Ayrıca,
bunlarla beraber, bu aylık tahsilat sebebinin ne olduğunu
sorduğumda, bana Sayın Bakan, sözlü olarak, sulama birliklerinin
talebi olduğunu ifade etti ancak gerçekte, bana yazılı
verdiği cevapta, dağıtım şirketlerinin kâr etmesi
adına böyle bir düzenleme yaptığını ifade etti. Bu
nasıl iştir? Yani bu çiftçiyi düşünen bir bakanlık olmaz
mı? Tarım Bakanlığı zaten enteresan
uygulamalarıyla çiftçiden uzaklaşıyor gitgide yani Enerji
Bakanlığı, TÜİK, bunların hepsi çiftçinin aleyhine
kararlar alıyor ve bu çiftçimiz de maalesef -bakanların kendi
ifadeleriyle- yüzde 60 oranında iktidar partisine oy veriyor. Bu işte
bir gariplik var, çiftçimize de düşen bir vazife var.
Değerli
arkadaşlar, bu vesileyle burada bir görevi de ifade etmek istiyorum: Bugün
Engin Alan Paşamızı ziyaret ettik. Kendisini soran herkese
sevgi, saygı ve hürmetleri var. Bir isteği olup
olmadığını sorduğumda Dimdik ayaktayım. Bu
devlet benden hizmet beklerse, buradan da tahliye olursam, ertesi gün
-canımı feda etmem gerekirse- dışarıda da gerekeni
yapmaya hazırım. dedi. (MHP sıralarından
alkışlar)
Milliyetçi
Hareket Partisi olarak -birileri duysun- her şeye rağmen biz de
hazırız ve kimseden de bir korkumuz yok çünkü Kandilden bir iki
zırvalar duyuyoruz ve hepsine karşı
hazırlıklıyız. Herkes de ayağını denk
alsın!
Hepinize
saygı, sevgi ve hürmetlerimi sunuyorum efendim. (MHP
sıralarından alkışlar.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 426 sıra sayılı tasarının 9. Maddesinin 1.
Fıkrasının beşinci cümlesi ve 6. Fıkranın son
cümlesi madde metninden çıkartılmış, 5. Fıkrada
bulunan ilgili dağıtım şirketini işleten
dağıtım ibaresinden sonra gelmek üzere ve tedarik ibaresi, 7.
Fıkrasında bulunan kullanıcıdan izbedelle
devralınır. ibaresinden sonra Devralma işlemi
tamamlandıktan sonra dağıtım şirketleri sayaç teçhizi,
bakımı, onarımı ya da
işletmesine dair hiçbir bedeli, hiçbir şekilde
tüketici tarifesine yansıtmaz. Sayaç devir işlemleri her türlü,
vergi, resim ve harçtan muaftır. ifadesi eklenmiştir.
Osman Aydın (Aydın) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon katılıyor musunuz?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL MAZICIOĞLU (Gaziantep)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor musunuz?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Susam, buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET
ALİ SUSAM (İzmir) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; konuşmama başlamadan önce, öncelikle Ankarada bir
yangın sonucu iş yerlerini kaybeden tüm esnaf
arkadaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. En
kısa zamanda hem yerel yönetimlerin hem Bakanlığın
kendilerinin iş yerlerine kavuşması konusunda gerekli duyarlılığı
göstermesini burada hasseten rica ediyorum.
Verdiğimiz
önergeyle ilgili olarak da özellikle bir şeyin altını çizmek
istiyorum. Dağıtım şirketleri bundan sonra sayaçları
kendi mülkiyetine alacak. Kendi mülkiyetine alırken, onlar bu
sayaçları iz bedelle kendi mülkiyetlerine geçirecek ve bunların
karşısında onların yasal altyapısını
oluşturmuş oluyoruz ancak parasıyla sayacını alıp
iz bedelle dağıtım şirketine vermiş tüketicinin
hakkını bu yasada açık bırakıyoruz. Onun için, bu
verdiğimiz önergeyle diyoruz ki: Bundan sonra, sayacın mülkiyeti
dağıtım şirketine geçtiğine göre, sayaç bakım,
tamir ve benzeri tüm masrafları dağıtım şirketinin
kendisi üstlenmelidir çünkü bundan sonra sayaç değişiklikleri
yapıldığında, gene yatırım programı
içerisinde, o tüketici kendi mülkiyetinde olmasa da o sayacın bedelini
ödemek durumunda kalacaktır. Onun ötesinde, onun hukuki
altyapısı da en azından bundan sonra elektrik faturalarına
gelen bu bedellerin alınmayacağının bu kanuna
dercedilmesidir. Bu eksikliği giderme doğrultusunda bir teklif
verdik.
Ayrıca,
bu konunun başka bir yanı var: Sayacı dağıtım
şirketine verdikten sonra ne gibi bir durum ortaya çıkacak? Bugüne
kadar milyonlarca sayaç Türkiyede üretiliyor ve değiştiriliyor.
Sayaçla ilgili üretim yapan birçok fabrikamız var. Bu fabrikalar hem ülke
içi piyasaya mal üretiyorlar hem uluslararası dış ticaret yapma
fırsatı buluyorlar. Şimdi, biz bu insanları, bu
fabrikaları, bu fabrikada çalışan insanları tümüyle
dağıtım şirketlerinin insafına terk ettik.
Dağıtım şirketleri kendi tedarik şirketleri vasıtasıyla
Ben Türkiyedeki fabrikalardan sayaç almıyorum. dediği zaman, Ben
Çinle anlaştım, ucuz ve uygun fiyatla buldum. dediği zaman,
Türkiyedeki bütün sayaç fabrikaları stop etmiş olacak demektir, o
işçiler sokakta kalacak demektir.
Bununla
ilgili olarak, bu Komisyonda, bütün bunların tedbirinin alınması
konusunda teklif ve önergeleri getirdik. Dedik ki: Bu bir sektör. Türkiyede,
aldığınız karar, sonuç itibarıyla bir ekonomik karar
olarak bir kısmı yok ediyor, bir kısma avantaj
sağlıyor. Burada adil olmak zorundasınız ve herkesin
hakkını koruyacak ve ülke sanayicisinin bu sektörden yok
olmamasını sağlayacak bir tedbiri almak bu
Bakanlığın görevidir.
Yani
dağıtım şirketinin hak ve menfaatini korumak nasıl
Bakanlığın göreviyse, bugüne kadar bu ülkede sayaç üretmiş
fabrikaların da hak ve menfaatlerini korumak zorundayız, aynı
-az önce dediğim gibi- tüketicilerin de hak ve menfaatini korumak zorunda
olduğumuz gibi.
İşte,
bu önergemizi bu gerekçelerle verdik ama tüm bu gerekçeleri doyuracak, bunun
karşısında sayaç sanayimizi ayakta tutacak bir tedbir
alamadığımızı üzülerek görmüş olmaktan son derece
müteessirim.
Bu
anlamıyla, ben burada bu konuyu bir kez daha Bakanlığın
dikkatine sunuyorum. Onlara bu sektörün ayakta kalması için destek
vermeleri gerektiğini söylüyorum. Sanayi Bakanlığıyla ve
diğer bakanlıklarla irtibata geçerek bu sektörde çalışan
binlerce işçinin, bu sektördeki fabrikaların hak ve menfaatlerini
korumak hepimizin görevidir.
Bu
duygularla önergemizin kabul edilmesini istiyor, hepinize saygılar sunuyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Karar yeter sayısı arayacağım.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter
sayısı yoktur.
Birleşime
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 18.33
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 18.39
BAŞKAN: Başkan Vekili Meral
AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: Muhammet Bilal MACİT
(İstanbul), Fatih ŞAHİN (Ankara)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 75inci
Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.
İzmir
Milletvekili Sayın Mehmet Ali Susam ve arkadaşlarının
önergesinin oylamasında karar yeter sayısı
bulunamamıştı.
Şimdi
önergeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısı arayacağım: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar
yeter sayısı vardır, önerge reddedilmiştir.
426
sıra sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
devam edeceğiz.
Komisyon?
Burada.
Hükûmet?
Burada.
9uncu
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Madde
10da üç önerge vardır, sırasıyla okutup işleme
alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Elektrik
Piyasası Kanunu Tasarısının 10. maddesinin 2.
fıkrasının madde metninden çıkarılmasını ve
3. fıkradaki Kurul onayı ibaresinin Kurum onayı olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Oktay
Vural Mehmet
Şandır Alim
Işık
İzmir Mersin Kütahya
Emin Haluk Ayhan Bahattin
Şeker
Denizli Bilecik
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 426 sıra sayılı tasarının 10. Maddesinin 3.
Fıkrası madde metninden çıkartılmış, 6.
Fıkrasının birinci cümlesinde yer alan özel sektör tüzel
kişilerinin üretim ibaresinden sonra diğer tedarik
şirketlerinden ibaresi eklenmiş, yüzde yirmisini ibareleri yüzde
onu olarak değiştirilmiştir.
Osman
Aydın Haydar
Akar Candan
Yüceer
Aydın Kocaeli Tekirdağ
Mehmet
Ali Susam Vahap
Seçer Durdu
Özbolat
İzmir Mersin Kahramanmaraş
Ümit Özgümüş Kemal
Değirmendereli
Adana Edirne
BAŞKAN
Şimdiki önergeyi okutup işleme alıyorum.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
426
sıra sayılı Elektrik Piyasası Kanun
Tasarısının 10. maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
İdris Baluken Demir Çelik İbrahim
Binici
Bingöl Muş Şanlıurfa
Hüsamettin Zenderlioğlu Abdullah Levent Tüzel
Bitlis İstanbul
BAŞKAN
Komisyon, katılıyor musunuz?
SANAYİ, TİCARET,
ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL MAZICIOĞLU (Gaziantep)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın
Çelik, buyurunuz. (BDP sıralarından alkışlar)
DEMİR ÇELİK
(Muş) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Enerji
Piyasası Kanunu Tasarısının 10uncu maddesi üzerine
Barış ve Demokrasi Partisi adına söz almış
bulunmaktayım. Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Enerji Piyasası Kanunu
Tasarısını tartışmaya ve konuşmaya
başladığımız dünden bu yana, Ankaranın
Altındağ ilçesinde Yunus Emre Çarşısı esnafı
beklenmedik bir kazayla karşı karşıya
kalmıştır. 5 Martı 6 Marta bağlayan gece saat on iki
sıralarında meydana gelen bu kazadan yangın 685
esnafımızın mağduriyetine yol açmış
bulunmaktadır. Enerji ve elektrik kaynaklı olduğu tahmin edilen
bu kazadan 685 esnafın -toplamda 15 bin civarında ailesini dikkate
aldığımızda- çok ciddi bir mağduriyet
yaşandığı tarafımızdan gözlenmiştir.
Bugün itibarıyla,
Diyarbakır Milletvekilimiz Sayın Nursel Aydoğanla beraber
esnafımızı ziyaret etme durumunda
kaldığımızda, gördüğümüz manzara yürek
acıtır niteliktedir. Her şeyden önce, bu esnafın ve
esnafın ailesinin yaşadığı mağduriyete Hükûmetten
yerel yönetime, belediye başkanından bütün Ankaralı
vatandaşlarımızın dayanışma ve paylaşma
elini uzatması, muhtaç bulunan insanlarımızın yüreklerine
su serpecektir. Tesellisi can kaybı olmayan bu yangının
muhataplarına ben şahsım, partimiz ve Genel Kurul adına
ziyaretlerde de bulunurken geçmiş olsun dileklerimizi iletmiştik.
Ancak, esnafın bir çoğunun dişinden tırnağından
artırdığı ve mala döktüğü, göz nuru olan bu
birikimlerinin bir yangınla gitmiş olması yanı sıra
banka kredisi, vergi borcu ve benzeri yükümlülüklerle kendilerini
karşı karşıya bıraktırıyor olması,
onları derin düşüncelere sevk etmiş bulunmaktadır. Buna
rağmen de tek tesellileri olarak yerel yönetimlerin yıllar öncesinde
söz verdiklerinin yerine getirilmesi beklentilerini dile getirmişlerdir.
Çarşının, yine 685 esnafımızın ihtiyacına
cevap verebilecek nitelikte dizayn edilmesi, yapılması ve
zamanından önce esnafımızın ticari faaliyetine hazır
hâle getirilmesi beklentileridir. Biz de bu beklentinin yanında, bu
talebin sürdürücüsü ve kazandırıcısı olma noktasında
kendilerinin yanında olduğumuzu ifade ettik.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; enerji, insanın toplumsal
ihtiyaçlarının karşılanması açısından
olmazsa olmaz nitelikte ve özellikte olan bir kaynak iken, enerji,
piyasalaştırılıp
metalaştırıldığı oranda, toplumun kaybetmeye
başladığı enerjiyi elinde tutan birimin, kişinin,
kesimin ya da toplumsal grubun her gün yeniden kazandığı
siyasal, iktidari ve sermaye birikimine yol açan bu kazanımlarıyla
doğamızı ve toplumumuzu da tahakküm altına almaya başladıkları
bir süreçte yeniden piyasayı, enerji piyasasını enine boyuna
tartışmaya muhtaç bir konumdayız.
Türkiyemizin
birçok bölgesinde, Karadenizden Doğu Anadoluya, Akdenizden Egeye
birçok dağa ve dereye hapsedilen hidroelektrik santralleriyle
dağlarımızın, ovalarımızın,
sularımızın, derelerimizin, biyolojik tür ve
çeşitliliğimizin yok edildiği gerçeğiyle bize
kazandırıldığı söylenen enerji, toplam enerji
ihtiyacımızın yüzde 5ine tekabül etmiyorken bu
yanlıştan geri dönmemek, bu yanlışta ısrar etmek bizim
kabul edebileceğimiz bir durum değildir. Bu olsa olsa bir
kısım sermaye çevrelerine değerlerimizi; kültür, tarih,
doğal değerlerimizi peşkeş çekmektir. Bu
yanlışın yerine, yenilenebilir enerji kaynaklarını;
güneşi, rüzgârı, suyu harekete geçirmek, onlardan yararlanmak, hem
çevre kirliliğinin önüne geçmek demektir hem
sağlığımızın tehdit edilmemesi, sağlıklı
bir toplumsal ilişkiyle doğal ortamın sağlanması
anlamına gelecektir. O anlamıyla
tartışacağımız, gündemleştireceğimiz konu
yenilenebilir enerji kaynakları olmalıdır.
Buna
rağmen de yanlış ısrarın esnafımıza ve
halkımıza verdiği zarardan kaynaklı da kendilerine bir kez
daha geçmiş olsun dileklerimi iletiyor, bir an evvel Hükûmetin gerekli
yardımı bu esnaf arkadaşlarımıza vermesi
gerektiğini ileterek iyi akşamlar diliyorum. (BDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 426 sıra sayılı tasarının 10. Maddesinin 3.
Fıkrası madde metninden çıkartılmış, 6.
Fıkrasının birinci cümlesinde yer alan özel sektör tüzel
kişilerinin üretim ibaresinden sonra diğer tedarik
şirketlerinden ibaresi eklenmiş, yüzde yirmisini ibareleri yüzde
onu olarak değiştirilmiştir.
Candan Yüceer (Tekirdağ) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon,
katılıyor musunuz?
SANAYİ, TİCARET,
ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL MAZCIOĞLU (Gaziantep)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet, katılıyor mu?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın
Akar buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Enerji Piyasası
Kanununu konuşuyoruz.
Öncelikle, bu maddede,
aslında elektriğin ithal edilmesiyle ilgili bir önerge verdik ama ben
önce şunu hatırlatmak istiyorum: Bakan, 2014te Sayaç bedelleri
alınmayacak, halka sayaçlar bedava verilecek, değiştirilecek.
demesine rağmen, Kocaeli SEDAŞta sayaçlar halka da haber verilmeden
değiştirilmekte ve ücretleri de tahsil edilmektedir, faturaya
yansıtılmaktadır.
Şimdi, bu kanunla
zaten bunu resmîleştiriyorsunuz. Hem söz veriyorsunuz halka
Sayaçları bedava değiştireceğiz. diyorsunuz hem de bu
kanunda bunu resmîleştiriyorsunuz, resmîleştirdiğiniz gibi bir
de halktan tahsil ediyorsunuz. İz bedeli dediğiniz, eski
sayaçları da, vatandaşın para ödeyerek aldığı
sayaçları da belki 1 kuruşa belki 2 kuruşa alacaksınız
ama daha sonra da yeni sayaçların, dağıtım şirketinin
seçmiş olduğu sayaçların bedelini halktan tahsil edeceksiniz.
Eğer halka söz verdiyseniz sayaçların da bedelsiz
değişimini sağlarsınız diyorum.
Sayın
Bakan, biraz evvel burada çeşitli konuşmalar oldu ama o
konuşmalara ilave olarak ben de bir şeyler hatırlatmak isterim.
Burada her söylenen söze şiddetle karşı çıkıyorsunuz,
araştırma gereği bile duymuyorsunuz. Ben de bir-iki örnek vermek
istiyorum ondan: Şimdi burada arkadaşlarım örnek verdiler,
Sayıştay 2010 Raporu, 142nci sayfa. Pazarlık usulüyle
yapılan ihalede 14 firmadan 107 bin ton kömür, ortalama 168 liradan
alındı, sonra da 5 firmadan -biraz evvel bahsedilen 5 firmadan-
ihalesiz, tonu 229 TLden alındı ve 529 bin ton kömür
alındı. Yani şimdi, bunu
araştıracağınıza, bunun niçin böyle olduğunu
araştıracağınıza, sorumluları
cezalandıracağınıza, bunları burada savunmak durumunda
kalıyorsunuz.
Şimdi,
diyoruz ki: Enerjide dışa bağımlıyız. Enerjide
gerçekten dışa bağımlıyız, hele sizin
iktidarınız döneminde, AKP döneminde dışa
bağımlılık daha çok artmış yani cari
açığımızın, dış ticaret
açığımızın en büyük kalemi, ekonomideki en büyük
kalemi bu olmasına rağmen, enerji olmasına rağmen,
dışa bağımlılık sizin döneminizde
artmış. Bakan ne diyor: Üretim arttığı için enerji
ihtiyacımız artmıştır. Bu nedenle de
dışarıya bağımlılık
artmıştır. Doğru söylüyor, üretim artmıştır
ama üretim artarken yerli kaynak dediğimiz kömürü kullanmazsanız,
kömür kullanımını yüzde 45lerden yüzde 27ye indirirseniz ve
doğal gaz kullanımını da aynı derecede
artırırsanız, sizin kaynağınız olmayan doğal
gazı, ne olur? Üretimle birlikte dışa
bağımlılık bir hayli artmış olur. Bir stratejiniz
yok. Bunu anlatmaya çalışıyorum. Bakın, Türkiyedeki enerji
üretiminin elektriği karşılama oranı sizin döneminizde her
sene sürekli gerilemiş, 27,6ya düşmüştür.
Şimdi,
taş kömürü ithalatına bakıyorsunuz, taş kömürü ithalatı
artmış ama Zonguldaka gittiğinizde,
baktığınızda, Zonguldaktaki taş kömürü üretimi sizin
döneminizde yarı yarıya düşmüş. TKİye
bakıyorsunuz, sizin döneminizde yarı yarıya düşmüş.
Şimdi bunları söyleyip tek kaynağımız olan, enerji
üretim kaynağımız olan kömürü bu kadar vasıfsız
kullanırsanız,
bu kadar projesiz kullanırsanız, bu kadar
hesaplamadan kullanırsanız bunun bir nedeni olmalı diye
insanın sorası geliyor. İşte, bunun nedenini gelip bu
kürsüden açıklamak zorundasınız. Eğer yerli
kaynağınız kömür varsa ve bunu kullanmıyorsanız
açıklamak zorundasınız. Afşin-Elbistandaki atıl duran
kömür kaynağını kullanmıyorsanız bunu açıklamak
zorundasınız. Yine Kangaldaki, yıllarca 27 liradan
aldığınız kömürün tonunu -Sayıştay
raporlarına göre- ikinci ihalede 8,65 liraya alabiliyorsanız ve
devlet milyarca lira zarara uğruyorsa bunu bu kürsüden açıklamak
zorundasınız.
Türkiyede
halkın şikâyet ettiği en büyük konulardan bir tanesi de
elektrik. Biraz evvel, muhtarlar telefon ediyor, gelen faturalarda 30 lira, 40
lira, 50 lira gibi zamlar geldiğini söylüyor; siz, bu kürsüden, zam
gelmediğini ifade ediyorsunuz. Bunları vatandaşa anlatmak
zorundasınız.
Şimdi,
bu kürsüye gelip insanlara Yok sen beni gensoruyla sorguladın, yok
hakkımda şöyle söyledin. değil, bu gerçekleri
anlatacaksınız. Türkiyedeki elektriğin ortalama üretim maliyeti
7 kuruş. 7 kuruş olma nedenini de siz çok iyi biliyorsunuz.
Doğal gaza vermiş olduğunuz garanti alımları nedeniyle
7 kuruş. Yine, ithal kömürle yapılan üretimler nedeniyle, termik
santrallere vermiş olduğunuz garanti alımlar nedeniyle 7
kuruş ama halka kaça satıyorsunuz bunu? 35 kuruşa
satıyorsunuz.
Bir
kez daha yineliyorum: Eğer biraz evvel bahsettiğiniz gibi,
dininizden, imanınızdan şüpheniz yoksa, gelirsiniz, 7
kuruşa mal ettiğiniz elektriği halka niye 35 kuruşa
sattığınızı burada açıklarsınız.
Eğer bunu açıklamıyorsanız bu halk size bir gün
hesabını sorar. Her seferinde bahsettiğiniz gibi, hiç de
güvenmeyin yüzde 52ye. Yüzde 52 veren halk sizi bir gün sandığa
gömer. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
III.- Y O K L A M A
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN
Yoklama istendi.
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Susam, Sayın Kaptan, Sayın Özdemir, Sayın
Şeker, Sayın Bayraktutan, Sayın Aydın, Sayın
Serindağ, Sayın Demiröz, Sayın Akar, Sayın Ağbaba,
Sayın Erdoğdu, Sayın Çelebi, Sayın Köprülü,
Sayın Kaleli, Sayın Volkan Canalioğlu,
Sayın Danışoğlu, Sayın Aksünger, Sayın
Ediboğlu.
Tamamdır,
yoklama için iki dakika süre veriyorum ve yoklamayı
başlatıyorum.
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır.
IX.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri (Devam)
3.- Elektrik
Piyasası Kanunu Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu ve İzmir Milletvekili Alaattin Yükselin; Elektrik
Piyasası Kanunu ve Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Antalya
Milletvekili Osman Kaptanın; Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Gelirler
Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Ali
Halamanın; Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulunun; Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 2 Milletvekilinin; Elektrik Piyasası
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii
Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporları (1/724, 2/246, 2/427,
2/448, 2/815, 2/829) (S. Sayısı: 426) (Devam)
BAŞKAN
- Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Elektrik
Piyasası Kanunu Tasarısının 10. maddesinin 2.
fıkrasının madde metninden çıkarılmasını ve
3. fıkradaki Kurul onayı ibaresinin Kurum onayı olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Oktay
Vural (İzmir) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon katılıyor musunuz?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL MAZICIOĞLU (Gaziantep)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Şandır, buyurun. (MHP sıralarından
alkışlar)
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
bugünün son yayın dakikalarında iki konuyu dikkatlerinize sunmak için
söz aldım.
Değerli
arkadaşlar, birincisi şu: Sayın Özelleştirme İdaresi
eski Başkanı burada. Mersinin Gülnar ilçesinin, Silifke ilçesinin
sahillerini turizm bölgesi olarak ilan eden Sayın Metin Kilci, sayın
bürokratımız burada. Sizler de biliyorsunuz -sayın Mersin AKP
milletvekilleri de burada- Türkiyemizin zannediyorum turizm açısından o kadar
değerli sahilleri ki bunlar, buralar milletin malı, buralar yalnız
orada yaşayan insanların değil, bu ülkede yaşayan tüm
insanların, hatta gelecek nesillerin de adına söylüyorum,
onların malı. Şimdi burada önce bir nükleer santral
yapılıyor, bütün itirazlarımıza rağmen engelleyemedik.
Gülnarın, Büyükecelinin en güzel dört koyunu içine alacak şekilde
bir nükleer santral yapılarak burası turizme kapatılıyor.
Şimdi de Silifkenin Yeşilovacık beldesinde ve Akdere beldesinde
kömüre dayalı iki tane termik santral yapılması
çalışmaları var.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; gerçekten bu sahiller bu milletin
ortak malı, gelecek nesillerin de malı. Buraları ithal kömüre
dayalı termik santrale açarak, bana göre, kendinizle çelişiyorsunuz.
Hem ikinci turizm projesini Mersinden başlatıyor Sayın
Başbakan hem de turizm açısından bu ülkenin vazgeçilmez bir
değeri olan bu Mersin sahillerini önce nükleer santrale, sonra da termik
santral yapılmasına açıyorsunuz.
Bakın,
Yeşilovacık beldesinde şimdi bir çimento fabrikası
yapılıyor. Değerli milletvekilleri, değerli AKP
milletvekilleri çok iyi bileceklerdir, 1970li yıllarda SEKA
Kâğıt Fabrikasının Mersin Silifke Taşucu beldesinde
yapılmasının maliyetini bugün Mersinliler ödüyor. Antalyadan
daha zengin bir turizm potansiyeline sahip olan Mersine maalesef turizm
gelmedi. Niye? SEKA fabrikasından dolayı. Şimdi bu termik
santrali, nükleer santralleri buraya ısrarla, inatla yaparak yine Mersin
halkının, Mersinde yaşayan insanların geleceğini
karartıyorsunuz. Bu noktada Mersin halkı bu soruyu size
soracaktır. İnanıyorum ki AKPnin değerli milletvekilleri
de bu gelişmeden rahatsızdır. Buna bir tedbir geliştirilmesini,
buna ruhsat verilmemesini, buna izin verilmemesini Yeşilovacık
halkı adına, Akdere halkı adına, Büyükeceli halkı
adına sizlerden istirham ediyorum.
İkinci
söyleyeceğim şey şu: Sayın Bakan, bu kanun gerçekten
toplumun çok büyük kesimini ilgilendiren bir kanun; Elektrik Kanunu bu,
Elektrik Piyasası Kanunu. Şimdi, bu kanunu tanzim ederken muhalefet
partilerinin yoğun katkısına, talebine, ısrarına
rağmen beklediğimiz düzenlemeleri yapmadınız. Türk
toplumunun tamamını ilgilendiren bir kanun, tüketiciyi ilgilendiren
bir kanun. Biraz önce arkadaşlarımız da söyledi, ben de
listeledim. Bakın, aktif elektrik bedeline ek olarak 9 kalemde ilave para
istiyorsunuz tüketiciden. Bu, zulüm. Değerli milletvekilleri, Sayın
Bakan, değerli Hükûmet, bakın, ben size sayayım: Aktif elektrik
bedeline ek olarak dağıtım sistemi kullanım bedeli
istiyorsunuz, kayıp kaçak bedeli istiyorsunuz, perakende hizmet bedeli
istiyorsunuz, iletim bedeli istiyorsunuz, sayaç okuma bedeli istiyorsunuz,
belediye tüketim vergisi istiyorsunuz, Enerji Fonuna ödeme istiyorsunuz ve
TRTye pay alıyorsunuz. Sayın Bakan, bu hangi insafa sığar?
Ve bu dolaylı vergi, herkesten istiyorsunuz bunu. Dolayısıyla,
böyle önemli bir kanunu düzeltirken, tüketiciye zulüm olan bunu düzeltmeden,
bunu düzenlemeden muhalefetin bütün taleplerine rağmen, verdiği
önergelere rağmen bunu düzeltmeden bu kanunu buradan geçirmeniz bana göre
bu millete zulüm olur. Gelin, bizim de desteğimizle, doğru bir önerge
vererek tüketicinin üzerindeki bu yükleri kaldıracak bir düzenleme
yapalım. Yoksa bu kanun millet vicdanında, kamu vicdanında
mahkûm edilecek ve bunun hesabı mutlaka bir zeminde ve bir zamanda
sizlerden sorulacaktır.
Bu
hususları arz etmek üzere söz aldım.
Hepinize
teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Fenerbahçeye
başarılar diliyorum hepiniz adına. İnşallah
kazanır. (Alkışlar)
Birleşime
bir saat ara veriyorum.
Kapanma saati: 19.01
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 20.02
BAŞKAN: Başkan Vekili
Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muhammet Bilal MACİT
(İstanbul), Fatih ŞAHİN (Ankara)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 75inci
Birleşiminin Altıncı Oturumunu açıyorum.
426
sıra sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
devam edeceğiz.
Komisyon
ve Hükûmet yerinde.
11inci
madde üzerinde üç önerge vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 426 sıra sayılı tasarının 11. Maddesinin 2. 3. 4.
5. 6 ve 9. Fıkralarının Madde metninden
çıkartılmasını arz ve teklif ederiz.
Osman
Aydın Haydar
Akar Candan
Yüceer
Aydın Kocaeli Tekirdağ
Mehmet
Ali Susam Kemal
Değirmendereli Durdu
Özbolat
İzmir Edirne Kahramanmaraş
Vahap Seçer Ümit Özgümüş
Mersin Adana
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım iki önerge
aynı mahiyette bulunduğundan önergeleri birlikte işleme alacağım.
Talepleri hâlinde önerge sahiplerine söz vereceğim.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Elektrik
Piyasası Kanun Tasarısının 11. maddesinin metinden
çıkartılmasını arz ve teklif ederiz.
Oktay
Vural Alim
Işık Emin
Haluk Ayhan
İzmir Kütahya Denizli
Bahattin
Şeker Necati
Özensoy
Bilecik Bursa
Aynı mahiyetteki
diğer önergenin imza sahipleri:
İdris
Baluken Demir
Çelik İbrahim
Binici
Bingöl Muş Şanlıurfa
Abdullah
Levent Tüzel Hüsamettin
Zenderlioğlu
İstanbul
Bitlis
BAŞKAN
Komisyon aynı mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL MAZICIOĞLU (Gaziantep)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen İbrahim Binici, Şanlıurfa
Milletvekili.
İBRAHİM
BİNİCİ (Şanlıurfa) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; tasarının 11inci maddesiyle ilgili
değişiklik önergesi üzerine söz almış bulunmaktayım.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, elektrik piyasasıyla ilgili bu tasarıyı
görüşürken elektrik enerjisinde hatırı sayılır ölçekte
tüketim yapan ve sayıları 2 milyonu aşan çiftçimize hizmet
vermeye çalışan sulama birliklerinin enerji noktasındaki
sorunlarına dikkatinizi çekmek istiyorum. Bildiğiniz üzere, daha
geçtiğimiz günlerde, sulama birliklerinin karşı
karşıya kaldığı sorunların araştırılması
ve komisyon kurulmasıyla ilgili teklif, her zaman olduğu gibi, yine, maalesef,
AKP oylarıyla reddedilmişti.
Hafızalarımızı
tazeleme adına, rakamlarla birliklerin durumunu bir kez daha
hatırlayalım istiyorum. Türkiye'de 418 adet sulama birliği
bulunuyor. Bu birliklerde toplam sayıları 4 bin civarında olan insanımız
istihdam ediliyor. Birliklerin hizmet götürdüğü çiftçilerimizin
sayısıysa 2 milyonu aşıyor. Bu birlikler sayesinde sulanan
tarımsal alanın büyüklüğü 410 bin hektarı bulmaktadır.
Buraya
özellikle dikkatinizi çekmeye çalışacağım. Sulama
birliklerinin toplam borcu 2012 yılı sonu itibariyle 800 milyonu
aşmış durumda yani eski parayla 800 trilyon yani 1 katrilyona az
kalmış. Sulama birliklerinin 800 milyonu aşan borçları
içerisinde en önemli kalemi ise elektrik borcu oluşturuyor.
Bildiğiniz
üzere, bazı alanlarda tarlaların sulanması için pompanın
gücünden yararlanmak yani elektrik enerjisi gerekmektedir. İşte bu
sorun da burada ortaya çıkmaktadır ve kullanılan elektriğin
bedeli sulama birliklerinin borç hanesine yazılmaktadır. Sulama
birlikleri, kullanıcı olan çiftçilerimizden kabaran bu faturalar için
gerekli parayı toplayamıyor çünkü çiftçimiz bu paraları
ödeyemiyor. Neden mi? diyeceksiniz? Sayenizde. Çiftçimizi borç
batağına attınız, çiftçimizi açlığa mahkûm
ettiniz, mazota yaklaşamaz, gübre alamaz ve tarlasını sulayamaz
duruma getirdiniz. Bu da sizin tabii ki beceriniz sayesinde.
Sulama
birliklerinin dağıtım şirketlerine olan borçlarına
çare bulunmazsa ekim döneminin başladığı bu günlerde
pompalar duracak, tarlalar susuz kalacak, tarım sektörü ve çiftçilerimiz
büyük bir darbe yiyecektir.
Değerli
milletvekilleri, hani diyoruz ya Kanunların ruhu var, lafzı var,
felsefesi var. diye. İşte bu tasarının felsefesinde,
ruhunda sayıları 28 milyonu aşan tüketicilere ilişkin tek
bir kelime bile yok. Bu tasarıda borç batağında ve iflasın
eşiğinde sulama birlikleri yok. Bu tasarıda 2 milyon çiftçimiz,
aileleriyle birlikte düşündüğümüzde 10 milyon insanımız
yok.
Ben şimdi sizlere
kendi seçim bölgem Şanlıurfa'dan toplam borçları 400 milyona
dayanmış 22 sulama birliğinden seçtiğim birini örnek
olarak vermek istiyorum. 180 bini aşkın dekarlık alana ve 6 bin
civarında çiftçimize hizmet veren bu birlikte 55 civarında personel
çalışıyor. Birliğin 2012 yılında toplam 4,5
milyon lira borcu var. Bu miktar tahakkuk olup gerçekleştirilen tahsilat
miktarı 2,5 milyon civarındadır. Birliğin 2012
yılı içinde gider kalemleri ise aynen şu şekildedir:
Personel maaşı, SSK, yakıt, bakım ve onarım giderleri
3 milyon 760 bin TL civarındadır. Birliğin 2012 yılı
için elektrik faturası ise gecikme faizleri ile tam 7 milyon TLdir.
Şimdi,
ben hükûmet sıralarında oturan Değerli Bakana soruyorum: Bu
hesabın içinden nasıl çıkarsınız?
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
MEHMET
AKİFHAMZAÇEBİ (İstanbul) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Ancak, ortak önerge olduğu için ikinci söz sahibine de
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Bir tane daha mı var?
BAŞKAN
- Önerge üzerinde söz isteyen Necati Özensoy, Bursa Milletvekili.
Buyurun.
(MHP sıralarından alkışlar)
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
verdiğimiz önerge ile ilgili söz aldım. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Elektrik
üretimi, iletimi ve dağıtımı gerçekten çok zor bir denklem;
içinde çok değişkenleri olan, çok bilinmeyenleri olan bir denklem.
Bunun içerisinde bu değişkenleri ne kadar çok
çoğaltırsanız, bilinmeyenleri ne kadar çok
çoğaltırsanız bu denklemi çözmek o kadar zor hâle gelir. Bu,
özellikle elektrik piyasasındaki dengeleme ve uzlaştırma yani
daha önceki PMUM dediğimiz Piyasa Mali Uzlaştırma Sistemi
teknik bir konudur. Bu konuya sadece mali bir konu olarak bakarak, yeni bir
firma kurarak, yani bunu da borsa gibi değerlendirerek yeni kurulacak olan
Borsa İstanbula -ki kanunu çıktı ama hâlâ kurulmuş da
değil, o da ayrı bir vakıa; şu anda Borsa İstanbul
kurulmuş bir şirket de değil- böyle mali bir yapıya bu
sistemi emanet etmek bence doğru bir şey değil çünkü bu elektrik
üretim, iletim sisteminde, teknik konularda, bugüne kadar, TEİAŞ, ne
kadar elektrik gerektiği ve ne kadar elektriğin bu anlamda hatlara
verilmesi, yük alma, yük atma gibi işlemleri, teknik olarak da, teknik
elemanların, birikimli elemanların da bu konuda
çalışmalarıyla, birikimleriyle bu işlemleri sürdüregeldi. Şimdi,
bunu sadece bir mali konu gibi düşünerek, elektrik borsasını
oluşturmak adına da böyle bir yapının
kurulmasının doğru olmadığını
düşünüyorum ben. Bir taraftan TEİAŞın üzerinden bu yükü
aldığınızı düşünüyorsunuz ama, gün öncesini
üzerinden alıyorsunuz ama saatlik fiyatları belirlemek yine
TEİAŞın sırtında duruyor yani saatlik fiyatlar,
saatlik yük alma, yük atma mevzuları yine TEİAŞın üstünde
olduğuna göre, gün öncesinin de yine TEİAŞ tarafından devam
ettirilmesi, bu çok bilinmeyenli, çok değişkenli denklemin daha
bugünkü sistemde yürümesini kolaylaştırır. Aksi hâlde, bu
kanunda oluşturulacak bu kuruluş bu sistemi daha zor hâle getirir.
Biz buradan bunun iyi niyetli olarak ifadesini ortaya koymaya
çalışıyoruz ve yarınlarda sıkıntıya düşülmemesi
açısından bu uyarılarımızı yapıyoruz.
Gerçekten, PMUM piyasayı dengeleme açısından önemli ama PMUMda
zaten Türkiyedeki elektrik üretimindeki bu dengeleme
sıkıntılarından kaynaklanan
Kaldı ki ikili
anlaşmalara daha fazla önem verilmesi gereken bu sistemde, PMUMda,
elektriğin yüzde 30unun bu sistemde olması da
Ayrıca bu
anlamda, nihai anlamda doğru yönetilmediğinden dolayı PMUMda
doğru fiyatlar oluşmadığından dolayı
fiyatların yükselmesine vesile olduğundan dolayı, bu yüzde
30luk alışveriş nihai tüketiciye böyle yükselerek sonunda
fatura ediliyor, bunun sıkıntısını da vatandaş
çekiyor.
TEİAŞın
sırtına şimdi bir başka şey daha bindirilmiş.
Aslında biraz önceki önergede bu konuyu konuşacaktım, başka
bir konu gündeme geldi. Sistem üzerindeki TEİAŞın teknik kayıplarını,
TEİAŞ, kendisi dışarıdan satın alarak,
fazlasını satarak gibi, bu dengelemenin içerisinde lüzumsuz bir
işin içerisine de girmiş oluyor. Daha sonra enterkonneksiyon
sisteminde, diğer ülkelerle bu sistemi oluşturduktan sonra
birtakım ihtiyaçlar olursa zamanı geldiğinde bunların
yapılması lazım. Şu anda böyle bir uygulama hem
TEİAŞın üzerine artı bir yük bindirecektir hem de elektrik
piyasasındaki dengeleme işlemlerini yapan PMUMu
TEİAŞın yetkisinden alıp, sorumluluğundan alıp
böyle bir kuruma vermek elektrik piyasasını daha çok kaosun içerisine
sokacaktır.
Bunu,
buradan bu maddenin çıkarılmasını teklif ettik.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Aynı
mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunacağım. Yalnız,
karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Karar yeter sayısı vardır,
önergeler kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 426 sıra sayılı tasarının 11. Maddesinin 2. 3. 4.
5. 6 ve 9. Fıkralarının Madde metninden
çıkartılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet Ali Susam
(İzmir) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL MAZICIOĞLU (Gaziantep)
Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen?
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Aykut Erdoğdu.
BAŞKAN
Aykut Erdoğdu, İstanbul Milletvekili. (CHP sıralarından
alkışlar)
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; enerjiyle alakalı
tespit ettiğimiz usulsüz işlemleri, tespit ettiğimiz hukuksuz
işlemleri öğlen konuşmalarında paylaştık ama ne
yazık ki bir cevap alamadık sorularımıza.
Şimdi,
doğal gazla alakalı tespit ettiğimiz hususlarda birkaç şeyi
yüce Meclisinizle paylaşmak istiyorum.
Değerli
arkadaşlar, biliyorsunuz, uluslararası piyasalarda, doğal gazda,
ülkeler arasında anlaşma yapılmadan önce bir taahhüt verilir,
belirli bir miktar doğal gaz alma taahhüdü verilir. Aksi takdirde,
alınmasa dahi, bu doğal gazın parasının ödeneceği
taahhüdü bulunur. Buna al ya da öde taahhüdü denir. Bu anlaşmaların
birçoğu geçmiş dönemlerde yapılmıştır ama mevcut
Hükûmet döneminde de yapılan anlaşmalar vardır ve bu
anlaşmalar yapılırken de Türkiye ekonomisinin ortalama yüzde 7-8
büyüyeceği tahminleri yapılmıştır, ama ülkemiz bu
kadar büyümediği için de, ne yazık ki, doğal gazda, geçen
yıl itibarıyla -Sayıştay raporlarında geçen rakamlara
göre- 4 milyar dolar alamadığımız doğal gazın
parasını ödemek zorunda kaldık.
Bu
durum karşısında Hükûmetin bulduğu çözüm şuydu:
Elektrik üretiminde yerli kaynaklarımız olan kömür veya hidroelektrik
santraller yerine doğal gaz üzerinden elektrik üretilmeye
başlandı. Bu durum ortaya çıkınca nasıl bir durum
ortaya çıktı? Termik santrallerimiz, emre amade termik
santrallerimiz, kömürle çalışan termik santrallerimiz
kapatıldı ve doğal gaz üzerinden elektrik üretilmeye
başlandı ve 2002 yılında yüzde 20-25 civarındaki
doğal gazla elektrik üretimi bu dönemde yüzde 50ye çıktı.
Peki,
biz neden alamadığımız doğal gaza bu kadar para
ödüyoruz değerli arkadaşlar? Çünkü doğal gazı depolamak
için tesis yapmamız gerekiyor. Yazın doğal gazın talebi az,
kışın çok fazla, bu dengeyi sağlayabilmemiz için tesis
yapmamız lazım. On beş yıldır, bu ülkenin, Tuz
Gölünün altında bir doğal gaz depolama tesisi yapma rüyası var
ama Enerji Bakanlığında -yargı kararlarından
söylüyorum, yargı tutanaklarından söylüyorum- bir Tuz Gölü çetesi
olduğu için, ihaleye rüşvet karıştırmaktan
yargılandıkları için ve hüküm de giydikleri için, bu Tuz Gölü
depolama tesisleri bir türlü yapılamıyor değerli
arkadaşlar.
Enerji
Bakanlığı bir diğer yanlış olarak ne
yapıyor? Bir anda LNG ithalatına izin veriyor yani sizin doğal
gazı kullanmanız gerekiyor, doğal gazı
almadığınız zaman para ödeyecek devlet, bir anda doğal
gazın ikame malı olan LNG ithalatı konusunda özel sektöre bir
kapı açılıyor ve özel sektör buradan para kazanırken, kamu
alamadığı doğal gazın parasını ödüyor.
Doğal
gazla ilgili sorunlar burada bitiyor mu? 2003 yılında siz Yüce Divana
gönderdiniz kendinizden önceki hükûmeti. Fiyat konusunda bu ülkeye ihanet
edilmiştir. demiştiniz. Eski Enerji Bakanı Hilmi Güler 2004
yılında büyük gürültülerle Rusyaya gitti, dedi ki: Ben Türkiye
lehine formülü değiştireceğim. Formülü nasıl
değiştirdiği 2007 yılı Sayıştay raporunda
ortaya çıktı. Formül içerisindeki katsayıları
değiştirdiği için 2007 yılında ödemek zorunda
olduğumuz fatura 566 milyon dolar. Sayıştay raporundan
söylüyorum, 566 milyon dolar bu çok iyi formül sayesinde ekstra para ödedik.
Burada
bitti mi? Hayır. Azerbaycan ile bir anlaşmamız var. Fiyat
bandının 70 ile 120 dolar arasında olduğuna karar
verilmiş, böyle bir anlaşma yapılmış. Sayın
Enerji Bakanı gidiyor Azerbaycana, anlaşmadaki 70 ile 120 dolar
fiyat bandındaki maddeyi iptal ediyorlar, fiyat 400 dolara
çıkıyor. Bir buçuk yıl için bu ülkenin ödediği fatura 1,4
milyar dolar, geçmişe yönelik Azerbaycana ödediğimiz fiyat
farkı 1,4 milyar dolar. Sayın Bakana soruyoruz, diyoruz ki: Bu
uluslararası anlaşmada ne gereği vardı ki Türkiye lehine
olan bu formül değiştirildi? Bunlar gizlidir. diyor, bir şey
söylemiyor. Peki, Sayın Bakan, bu konuyu gelsek bize açıklar
mısınız? Eğer bir millî güvenlik meselesiyse, biz bunun
elbette ki -muhalefet milletvekiliyiz- gereğini yaparız. diyoruz.
Bize açıklayacağını söyledi ve biz bunu
paylaştık, şimdiye kadar bilgi alabilmiş değiliz.
Bir
de Sayın Bakana şunu soruyorum: Nabucco diye bir proje vardı.
Ülkemiz hat ülkesi. Nabucco Projesini, Karadenizden geçişi, Putine
yılbaşı hediyesi vererek Karadeniz geçişini
onayladığınız için Nabuccoyu öldürdünüz. Putine bu
kıyağı neden yaptık? Neden ülkemizin geleceğini
karartacak bir hediyeyi Putine verdik? Benim milletvekili olarak bunları
bilmeye hakkım var, ben bu halkı temsil ediyorum; Sayın
Bakanın da bunları anlatma sorumluluğu var.
Hepinize
çok teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
12nci
madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Elektrik
Piyasası Kanun Tasarısının 12. maddesinin 3.
fıkrasında yer alan Sınırda ibaresinin Sınır
bölgelerinde şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Oktay Vural Mehmet
Şandır Alim
Işık
İzmir Mersin Kütahya
Emin Haluk Ayhan Reşat
Doğru Bahattin
Şeker
Denizli Tokat Bilecik
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 426 sıra sayılı tasarının 12. Maddesinin 1 ve 2.
Fıkralarının sonunda bulunan yapılabilir ibareleri
yapılır, 3 ve 4. Fıkraların sonunda bulunan verilebilir
ibareleri verilir şeklinde değiştirilmiştir.
Osman Aydın Haydar
Akar Vahap
Seçer
Aydın Kocaeli Mersin
Candan Yüceer Durdu
Özbolat Mehmet
Ali Susam
Tekirdağ Kahramanmaraş İzmir
Kemal Değirmendereli Ayşe
Eser Danışoğlu Ümit
Özgümüş
Edirne İstanbul Adana
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL MAZICIOĞLU (Gaziantep) -
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen?
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Ayşe Eser
Danışoğlu
BAŞKAN
Ayşe Eser Danışoğlu, İstanbul Milletvekili.
Buyurun.
(CHP sıralarından alkışlar)
AYŞE
ESER DANIŞOĞLU (İstanbul) Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; 426 sıra sayılı Elektrik Piyasası Kanunu
Tasarısının 12nci maddesi üzerine Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Yarın
8 Mart, öncelikle tüm kadınların Emekçi Kadınlar Gününü de bu
vesileyle kutluyorum.
Görüştüğümüz
kanun tasarısı bu ülkede yaşayan herkesi doğrudan
ilgilendirmekte. Dolayısıyla kamuoyu da kendi hakları
açısından tasarının yasalaşma sürecini dikkatle takip
ediyor.
Tasarının
12nci maddesi elektrik ithalat ve ihracatını düzenlemekte. Elbette,
enerji üretmek, bu alanda dışa
bağımlılığı azaltmak hepimizin hedefi. Ancak
tüketici haklarına ve doğa haklarına değer veren demokratik
devletler, elektrik üretimi ve dağıtımıyla ilgili politikalarını
kamu yararı doğrultusunda belirliyorlar. Avrupa Birliğine tam
üyelik sürecinde kanunlarımızın Avrupa Birliği
müktesebatına uyum sağlaması yönünde çalışmalar
yapıyoruz. Bu tasarının da Avrupa Birliğinin konuya
ilişkin düzenlemeleri ve direktifleri doğrultusunda
hazırlanması gerekiyor.
Nüfusun
arttığı, kaynakların azaldığı
dünyamızda kalkınma politikaları belirlenirken artık
öncelik doğanın korunması ve sürdürülebilirliği ve bundan
devlet ve ilgili sektör sorumlu. Ancak, görüyoruz ki kanun
tasarısında bu yönde ilkeler açıkça belirtilmediği gibi,
çevre mevzuatına uyum için tanınan süre de 2018. Bu, şirketlerin
telafi edilmeyecek doğa tahribatına sebep olabilecekleri kadar uzun
bir süre.
Yenilenebilir
enerji kaynaklarının kullanılmasının anlamı az
miktarda elektrik üreten yüzlerce hidroelektrik santrali kurarak doğaya,
ormanlara geri dönüşü olmayan zararlar vermek, dereleri kurutmak, buradaki
canlı hayatı öldürmek, ülkemizi bir enerji üretim şantiyesine
dönüştürmek şüphesiz ki değildir. Burada bir örnek vermek
istiyorum: Rizenin Çamlıhemşin ilçesi Fırtına Vadisi bir
doğa harikasıdır, eminim birçoğunuz da görmüşsünüzdür.
Burası Türkiyenin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerle
korunması gereken bir bölgedir. Burada yağmur ormanları
vardır, müthiş bir biyolojik çeşitlilik vardır. Bu ormanlar
dünyada korumada öncelikli 100 alandan biri. Burada suyun ve doğanın
ticaretleştirilmesine hayır diyen, mücadele eden insanlar var.
Salarha Vadisi de bir içme suyu havzası. Kazım Delalın burada
yaşayan on binlerce insanın içme suyu hakkı için sahip olduğu
tek ineğini satıp dava açarak verdiği mücadeleyi umarım
hepiniz biliyorsunuzdur. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli
milletvekilleri, suya erişim hakkını korumak temel bir insan
hakkı mücadelesidir. Bu tasarının mahkeme kararlarıyla
durdurulmuş HES inşaatlarının devam etmesine neden
olacağı da çok ciddi bir endişe konusudur. Millî iradeye
verdiği önemi dilinden düşürmeyen iktidarın su hakkını
ve yaşadığı ortamı korumak isteyen halkla mücadele
etmesi en hafif ifadeyle düşündürücüdür.
Ülkemizde
rüzgâr ve güneş enerjisinden geniş biçimde yararlanma imkânı var. Bu varken ve
tasarının bu yatırımları açıkça teşvik
etmesi de geniş çevrelerce beklenirken maalesef tasarıda bu konuda da
hiçbir destek yer almamaktadır.
Diğer
yandan, dünyanın Fukuşima felaketinden sonra artık
sırtını döndüğü, güvenliği garanti edilemeyen,
atık sorununa çare bulunamayan nükleer enerji
yatırımlarına, üstelik yöre halkları itiraz ve protesto
ederken Akdeniz ve Karadeniz sahillerimizi açma noktasına geldik.
Tasarıyla
ilgili itiraz edilecek pek çok konu var. Gene Avrupa Birliği
direktiflerine dönersek, burada savunmasız ve incinebilir gruplar olarak
tanımlanan, kesintisiz enerji arzı için tedbir alınması
gereken gruplar var. Bunlar tasarıda dikkate
alınmamıştır. Oysa özellikle engelli ve yaşlılar
ülkemiz nüfusu içinde önemli yer tutmaktadır. Doğal afet, sel, deprem
gibi acil durumlar için de herhangi bir düzenleme yoktur.
Değerli
milletvekilleri, bu tasarı, özü itibarıyla, bir enerji piyasası
ve borsası oluşturmak için hazırlanmıştır. Kamu
yararının gözetilmesi gereken bu alanda tüketicinin ihtiyaçları
ve doğanın korunması göz ardı edilmektedir. Biz bu
tasarıyla ilgili itirazlarımızı sürdüreceğiz çünkü biz
ucuz, kaliteli ve temiz enerji istiyoruz.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Elektrik
Piyasası Kanun Tasarısının 12. maddesinin 3.
fıkrasında yer alan Sınırda ibaresinin Sınır
bölgelerinde şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Oktay Vural (İzmir)
ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL MAZICIOĞLU (Gaziantep)
Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Reşat Doğru, Tokat Milletvekili.
Buyurun.
(MHP sıralarından alkışlar)
REŞAT
DOĞRU (Tokat) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 426
sıra sayılı Kanun Tasarısının 12nci maddesi
üzerine vermiş olduğumuz önergeyle ilgili söz almış
bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Tabii,
konu elektrik kanunu olunca Anadoludaki ve özellikle de milletvekili
olduğum Tokat ilindeki çiftçi kardeşlerimiz ve yine, hidroelektrik
santralinin kurulmakta olduğu bölgelerdeki insanlarımız bu
kanunla ilgili olarak bizleri arıyorlar. Çiftçilerin özellikle söylemeye
çalıştıkları şudur ki sulama birlikleri
vasıtasıyla şu anda ödenmeyen elektrik borçları
vardır. Dün maddenin geneli görüşülürken Sayın Bakana
sormuş olduğumuz soruda, çiftçilerin sulama birliklerine olan
borçlarıyla ilgili herhangi bir yapılandırma yapılacak
mıdır veyahut da borçları ödemeyenle ilgili neler
yapılacaktır diye sorduğumuz zaman, tabii üzüldüğümüz bir
cevapla karşı karşıya kaldık. Herhangi bir şey
yapılamayacağını ifade ettiler. Bu durum insanlar üzerinde
çok büyük bir sıkıntı yarattı ve belki onlarca insan bu
noktada yeniden üzüntü içerisine girdiler.
Bakınız,
sulama birlikleri elektrik borçlarını ödeyemiyor. Sulama
birliklerinin üzerinde çok ağır yükler var. Üzerlerinde personel var,
çeşitli işte geçmişe matuf borçlar var, borçlar katlanarak
gelmiş ve o borçların artık bırakın ana
parasını yani faizinin bile ödenmesi, hiçbir şekilde ödenmesi
mümkün değil. Buna mutlaka bir çözüm bulunması gerekiyor.
Diyeceksiniz ki: Ödeyen vatandaşların suçları nedir?
Doğru, ödeyen vatandaşların suçlarıyla ilgili olarak ona
bir şey demek istemiyorum ama en azından ödenmemesinden dolayı
tarlasını sulayamayan ve hakikaten çok zor durumda olan insanlar var.
Anadolunun birçok vilayetinde şu anda çok ciddi manada göçler
vardır.
Bakınız,
bu kanunla beraber elektrik fiyatlarında düşme beklenirken veyahut da
elektrik fiyatları, acaba bazı kalemleri düşürülebilir diye
beklenirken, kanunun içerisine bakmış olduğumuz zaman, işte
TRT katılım payından tutun da kayıp kaçağa kadar bir
sürü ek ücretlerin olduğunu görüyoruz. Ama vatandaş için bunlar çok
önemlidir sayın milletvekilleri. 4 kişilik bir ailenin açlık
sınırı 998,6 liradır, yine yoksulluk sınırının
da 2.995 lira olduğu, asgari ücretin de 800 lira olduğu bir zamanda
her hâlde o elektrik faturalarındaki 40 liranın, 50 liranın veya
60 liranın ne kadar önemli olduğunu ifade etmek istiyoruz. Yani çiftçi
kardeşlerimiz hem elektrik faturalarını, evlerindeki
faturayı ödeyemiyorlar, aynı şekilde de tarlarında ve
bahçelerinde kullanmakta olduğu işte o sulama suyundaki elektrik
faturaları yine ödenmiyor.
Bu
mealde Hükûmetten çok şey bekleniyor. Bakınız Çiftçi
desteklenecek. deniyor. Eğer çiftçi desteklenecekse bu desteğin her hâlde
reel manada olması gerekmektedir. Yani eğer siz çiftçinin
kullanmış olduğu elektrik fiyatlarını
düşürürseniz veya mazottaki fiyatı düşürürseniz veyahut da
işte ilaçtaki, tohumdaki KDV ile ÖTVyi düşürürseniz, işte o
zaman çiftçi desteklenmiş olur ama şu an itibarıyla çiftçiler
elektrik parasını bile ödeyemiyorlar.
Tabii,
bunun yanında ikinci bir konumuz da, Kelkit Vadisinde şu anda 29
tane HES projesi mevcuttur değerli arkadaşlar. Sayın
Bakanlığa sormuş olduğumuz yazılı önergemizde,
işte, verilen cevapta yaklaşık olarak, neredeyse Kelkit Irmağının
ve beraberinde Yeşilırmakın her bareminde, her bölümünde
onlarca HES yani 29 tane HES bulunmaktadır. Tabii, hidroelektrik
santrallerine karşı olmak veyahut da elektrik üretimine
karşı olmak diye bir şey söz konusu değildir. Ancak, bu HES
santrali projelerine en azından, ruhsat verilirken ÇED
raporlarının çok önemli olduğunu ifade etmek istiyoruz.
Gerçi,
bu kanunda özellikle ifade etmek isteriz ki bu kanun görüşülürken Çevre
Komisyonuna bu kanun gönderilmedi. Burada da, işte, özellikle bu elektrik
enerjisi elde edilen yerlerdeki çevre uyumlarının 2018
yılına kadar uzatılmış olduğu ve 2018
yılına kadar yapılması gerektiği ifade ediliyor.
Hâlbuki burası doğru değildir. Güneş enerjisinin, hidroelektrik
santrallerin, rüzgâr santrallerinin kurulduğu ve elektrik enerjisinin elde
edilmiş olduğu ortamda herhâlde ÇED raporları daha önemlidir
veyahut da çevre uyumu daha önemlidir.
Dünkü
konuşmamda da ifade etmeye çalıştım. Şu anda, rüzgâr
santrallerinin kurulmuş olduğu yerlerde çok ciddi manada
sıkıntılar vardır. Bakınız, rüzgâr santrallerinin
kurulduğu çevrenin etrafında 2-3 kilometrelik mesafede hayvanlar
yaşayamamaktadır, kuşlar yaşayamamaktadır, çok ciddi
manada sıkıntılar olduğu görülmektedir. Tabii, diyeceksiniz
ki Rüzgâr santralleri kurulmasın mı? Tabii ki kurulsun. Güneş
santralleri kurulmasın mı? Tabii ki kurulsun. Ama çok ciddi manada
etütler yapıldıktan sonra bunların kurulmasının
herhâlde daha farklı mana ifade etmesi gerektiğini ifade etmek
istiyorum.
Yani
sonuçta, bazı şeyler yapıyoruz ama beraberinde de
bazılarını yıkmakta olduğumuzun da şuurunda olmak
mecburiyetinde olduğumuzu ifade ediyor, yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
13üncü
madde üzerinde iki adet vardır, okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 426 sıra sayılı Tasarının 13. Maddesinin 5. Fıkrasında
bulunan Kurul tarafından belirlenecek süre içerisinde ibaresi kanunun
yürürlüğe girmesinden itibaren bir yıl içinde şeklinde
değiştirilmiştir.
Osman Aydın Haydar
Akar Vahap
Seçer
Aydın Kocaeli Mersin
Durdu Özbolat Candan
Yüceer Mehmet Ali
Susam
Kahramanmaraş Tekirdağ İzmir
Ümit Özgümüş Kemal
Değirmendereli
Adana Edirne
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Elektrik Piyasası Kanun Tasarısının 13. Maddesinin 5.
fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
(5)
Dağıtım lisansı sahibi organize veya ıslah organize
sanayi bölgesi onaylı sınırları içerisinde olup bedelsiz ya
da sembolik bir bedelle veya işletme ve bakım
karşılığı TEDAŞa devredilmiş veya
TEDAŞ tarafından ibra edilmiş olan dağıtım
tesislerinin mülkiyeti bedelsiz olarak ilgili organize veya ıslah organize
sanayi bölgesine devredilir.
Oktay
Vural S. Nevzat
Korkmaz Alim
Işık
İzmir
Isparta Kütahya
Emin
Haluk Ayhan Bahattin
Şeker Necati
Özensoy
Denizli
Bilecik
Bursa
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL MAZICIOĞLU (Gaziantep)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Nevzat Korkmaz, Isparta Milletvekili. (MHP
sıralarından alkışlar)
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Elektrik Piyasası Kanunu Tasarısının 13üncü
maddesinin (5)inci fıkrasının değiştirilmesi için
verdiğimiz önerge üzerine söz aldım, yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Bu
önergemizde, organize sanayi bölgelerinde bedelsiz ya da sembolik bir bedelle
işletme veya bakım karşılığı TEDAŞa
devredilmiş dağıtım tesislerinin mülkiyetinin bedelsiz
olarak devredilmesinde bizce bir sakınca yok; buna ilaveten, ıslah
organize sanayi bölgeleri de aynı imkândan istifade etsin diyoruz. Milletin
iktidarı olduğunu iddia eden AKP için, işte size bir samimiyet
sınavı. Önergemize destek olup olmamanızdan bunu
anlayacağız.
Değerli
milletvekilleri, elektrik üretim sektöründeki en önemli öncelik, daha önceki
konuşmacıların da belirttiği gibi, arz güvenliğidir.
Türkiye, 2002den bu yana, enerjide Çinden sonra en fazla talep
artış hızına sahip olan ülkedir. Son on yıl içerisinde
talepteki yıllık artış yaklaşık yüzde 7
civarındadır. Önümüzdeki yıllarda da bu alandaki öngörüler yine
yüzde 7 ve üzerinde olacağını gösteriyor.
Türkiyenin
enerji talebi giderek artarken bu talebin yüzde 80ini de ithalatla
karşıladığımızı belirtmeliyim. Bu artan
talebe karşılık verebilmiş midir Hükûmet? Yerli üretimi
artırıp arz güvenliğini temin açısından bir gelişme
kaydetmiş midir? Hayır. Aksine, yerli üretimde toplam içerisinde bir
gerileme var. Türkiyenin ihtiyacı olan enerjide 2003 yılında
yüzde 28 olan yerli üretimin payı 2012 yılı itibarıyla
yüzde 27ye gerilemiştir. 2011 yılında ağırlıkla
petrol ve doğal gaz olmak üzere enerji ithalatına 55 milyar dolar
ödeyen Türkiyenin 2012 yılı sonunda 62 milyar dolara
ulaştığını biliyoruz bu alandaki
faturasının. Bu rakamın önemini şu şekilde daha veciz
biçimde anlatabiliriz herhâlde: Bu rakam dış ticaret
açığının üçte 1inden daha fazladır.
Petrolde
yüzde 94, doğal gazda yüzde 97 dışa
bağımlıyız. Elektrik enerjisi üretiminde durumumuz nedir?
Türkiyede üretilen elektrik enerjisinin yüzde 43ü doğal gazdan, yüzde
24ü hidroelektrik santrallerinden, yüzde 20si yerli kömürden, yüzde 7si
ithal kömürden, yüzde 2si rüzgâr, yüzde 4ü de sıvı yakıttan elde
edilmekte. Demek ki bu kadar acil, bu kadar önemli bir alanda, ülkeyi
yönetmekle yetkilendirilmiş Hükûmet, ağustos böcekleri gibi
yatmış, yazı geçirmiş ama enerji alanındaki bu
beceriksizliğinden dolayı maalesef kara kış geliyor.
Yerli
üretimi artırıp arz güvenliğini sağlamak üzere, Hükûmetin
on yıldır ortaya koyduğu köklü hemen hemen hiçbir çözüm yok.
Hâlâ daha satış, hâlâ daha rant işleriyle, hâlâ daha
şapkadan tavşan çıkartma ile meşgul. Üretimin önünü açacak
tedbirleriniz nerede Sayın Hükûmet? Arz güvenliğini garanti
altına alacak ve yatırımları hızlandıracak kaynak
bazında alınması gereken tedbirleriniz nerede?
Bu
tasarıda da bu soruların cevabını vermek yerine yine bir
şeylerle meşgul olduğunuzu görüyoruz. Kamulaştırma
işlemlerini EPDKdan alıp Maliye Bakanlığına
veriyorsunuz. Neden ve neyi murat ediyorsunuz? EPDK bu işi
kotaramıyor mu diyorsunuz? Bürokratik işlemlerin yoğunluğu
mudur canınızı sıkan? Eğer böyleyse bunun siyasi
sorumluluğu Hükûmete ait değildir de kimindir? Yoksa EPDKnın
bağımsız üst kurul olmasından mı şikâyetiniz?
AKPnin,
siyasi etkilerden nispeten uzak bu üst kurullara karşı
başından beri bir alerjisi var. Ya buraları kendi
adamlarıyla doldurup, sıradanlaştırıp arka bahçesi
hâline getirmek ya da yetkilerini bir bir tırpanlayıp işlevsiz
duruma getirmek gibi bir yol izliyor.
Dilimiz
varmıyor ama bugüne kadar bu ülkeye yaşattıklarınızla
şu soruyu sormadan da geçemiyorum: EPDKdan alıp Bakanlığa
vermekten muradınız, istediğiniz kişilere daha fazla
kamulaştırma bedeli ödemek için midir? Hükûmete Milliyetçi Hareket
Partisi olarak tavsiyemiz, bu enerjinizi millet hayrına olmayan
işlere tahsis etmek yerine, yarın milletin enerjisiz kalıp
karanlığa mahkûm olmaması için faydalı işlere ayırmanız.
Önergemizin
kabulü ile yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 426 sıra sayılı tasarının 13. Maddesinin 5.
Fıkrasında bulunan Kurul tarafından belirlenecek süre
içerisinde ibaresi, kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren bir yıl
içinde şeklinde değiştirilmiştir.
Osman Aydın (Aydın) ve
arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL MAZICIOĞLU (Gaziantep)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Durdu Özbolat, Kahramanmaraş Milletvekili.
(CHP sıralarından alkışlar)
DURDU
ÖZBOLAT (Kahramanmaraş) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 426 sıra sayılı kanunun 13üncü maddesiyle
ilgili olarak söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu
saygılarımla selamlıyorum.
Üzerinde
görüşmekte olduğumuz 13üncü maddenin özellikle organize sanayi
bölgelerinin yaşadığı sıkıntıları
düzenlemesi gerekiyordu. Organize sanayi bölgeleri, ülkemizin en önemli sanayi
ve ticaret alanlarıdır, Türkiyedeki ihracatın ve üretimin en
yoğun yapıldığı yerlerdir. Türkiyede elektriğin
yüzde 20sini organize sanayi bölgeleri tüketmektedir. Bu rakam, henüz organize
sanayi bölgesi olmayan bölgeleri de hesaba kattığımızda,
Türkiye elektrik tüketiminin en büyük bölümünü oluşturmaktadır.
Özellikle Anadoludaki OSB kuruluşları kendi elektrik, su, doğal
gaz, arıza bakım, imar çalışmaları ve inşaat
ruhsatlarına varana kadar birçok alanda bağımsız bir
statüye sahiptir. Zaten sanayi kuruluşlarının bu
bağımsız konumu olmadan yatırım yapması da mümkün
değildir. Ancak, bu kadar geniş yetki ve sorumluluğa sahip
olmasına karşın, yeterince donanımlı personele sahip
olmayan kuruluşların tüm bu işleri sorunsuz bir şekilde
yapması da beklenemez. Birçok organize sanayi bölgesi yöneticisi söz
konusu EPDK mevzuat ve kurallarını uygulayacak donanıma sahip
olmamakla birlikte, kimi yetersizlikler nedeniyle ciddi yaptırım ve
cezalarla karşı karşıya kalmışlardır.
Elektrik
dağıtım şirketlerinin milyarlarca dolar
karşılığında çalıştırdığı
yüzlerce personelle yaptığı işleri OSBlerin birkaç emekli
personelle yapması mümkün değildir. Aynı zamanda, OSBlerin
tarife, altyapı, tesis yatırımları için gereken yüksek
bütçeli işlerin, sanayiciye ilave yük getirmeden, ilgili
dağıtım şirketleri tarafından
karşılanması gerekmektedir.
Büyük bir
çoğunluğu doğuda bulunan OSBlerin sanayiciye kestikleri
elektrik faturalarının tahsilatında yaşadığı
sorunlar nedeniyle her dakika elektrik kesintisi korkusu
yaşanmaktadır. Ülkemizin motor
kuruluşlarını içinde barındıran OSBlere, devlet
tarafından, sadece arsa tahsisi desteğiyle değil, aynı
zamanda tarife modellemesiyle de destek ve teşvik verilmesi gerekmektedir.
OSBlerin kendi elektrik tesislerini kurmaları için devletin faiz ve vergi
indirimi sağlayacak düzenlemeler yapması OSBlerin ucuz elektrik
tedariki için çok önemlidir.
Değerli
arkadaşlar, son dönemde elektrik piyasasındaki ucuz elektrik
furyası sekteye uğrasa da artık yavaş yavaş daha
sağlam temellerde yürümeye başlamıştır. Ancak, sanayi
kuruluşları bu hizmeti dağıtım şirketlerinden
değil de elektrik toptan şirketlerinden birkaç ay alıp yeniden
dağıtım şirketlerine dönmek istediklerinde yüzde 15 daha
pahalı bir tarifeden elektrik almak zorunda kalmaktadırlar. Bu mesele
yüzünden, sanayicinin piyasadan ucuz elektrik alma isteği
dağıtım şirketleri tarafından engellenmektedir. Oysa
herkesin istediği yerden elektrik alması serbest piyasa
koşulları için çok önemlidir.
Değerli
arkadaşlar, serbest tüketici limitinin düşürüldüğü çarşaf
çarşaf her gün gazetelerde yayımlanıyor ancak fiilî olarak
serbest piyasadan elektrik almak o kadar kolay olmuyor. Geçen sene yaşanan
şubat krizinden sonra TEİAŞ şartları o kadar
zorlaştırmıştır ki üretimi ya da ithalatı olmayan
elektrik toptan şirketinin dağıtım şirketleriyle
rekabet etmesi uygulama olarak mümkün değildir. TEİAŞ elektrik
satmak isteyen toptancıdan sattığı elektrik
kadarını nakit ve teminat olarak alıyor. Zaten sanayicimize
ucuza elektrik satmak için tek haneli kârlar elde etmeye çalışan
toptan şirketler, teminat mektubu komisyonu ve yüksek işletme
sermayesi nedeniyle zarar ederek bu faaliyeti bırakıyorlar. Bir de
acı gerçek var ki dağıtım şirketlerinden ayrılan
perakende hizmet lisansı adı altında ciddi bir piyasa
baskısı oluşturacaklardır. Bu sorunun muhakkak çözülmesi
gerekmektedir, aksi takdirde sanayicilerimizi uluslararası piyasada
rakipleriyle rekabet edecek seviyeden uzaklaştırırız.
Bu
duygularla tüm Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
14üncü
madde üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Elektrik Piyasası Kanun Tasarısının 14. Maddesinin 4.
Fıkrasında geçen Kurum ibaresinden önce gelmek üzere Bakanlık
görüşü alınarak ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Alim Işık Emin Haluk Ayhan Bahattin Şeker
Kütahya Denizli Bilecik
Cemalettin
Şimşek Oktay Vural Necati
Özensoy
Samsun İzmir Bursa
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 426 sıra sayılı tasarının 14. Maddenin 1.
Fıkrasının d) bendinden sonra gelmek üzere
aşağıdaki bent eklenmiştir.
e)
Rüzgar enerjisiyle elektrik üreten santrallerin şebekeye düzenli enerji
vermesini teminen kurulacak 5 megavata kadar pompaj depolamalı
hidroelektrik (PHES) santralleri
Osman Aydın Haydar Akar Durdu Özbolat
Aydın
Kocaeli Kahramanmaraş
Candan
Yüceer Mehmet
Ali Susam Ümit
Özgümüş
Tekirdağ
İzmir Adana
Kemal
Değirmendereli Vahap
Seçer
Edirne
Mersin
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
426
sıra sayılı Elektrik Piyasası Kanun
Tasarısının 14. maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
İdris
Baluken Hüsamettin
Zenderlioğlu Nazmi
Gür
Bingöl Bitlis Van
Hasip
Kaplan İbrahim
Binici
Şırnak Şanlıurfa
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL MAZICIOĞLU (Gaziantep)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen İdris Baluken, Bingöl Milletvekili (BDP
sıralarından alkışlar)
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Elektrik
Piyasası Kanunu Tasarısının 14üncü maddesi üzerine
grubumuz adına söz almış bulunmaktayım. Heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Aslında,
başından beri, bu Elektrik Piyasası Kanunu
Tasarısının içeriğine baktığımız
zaman, daha çok elektrik üretiminde doğal gaz çevrim santrallerinin
payını düşürmek ve dışa bağımlılığı
azaltmak adına, yenilenebilir enerji kaynaklarının
artırılmasına yönelik bir düzenleme şeklinde
gerekçelendirildiğini görüyoruz. Ancak, burada sorun, bu yenilenebilir
enerji kaynaklarının kapsamına HES barajlarını almak.
Şu ana kadar bu Hükûmet döneminde yapılan HES sayısı 2
binleri aşmış durumda ve hedeflenen HES baraj sayısı
da 10 binleri buluyor.
Biz,
her şeyden önce şunu belirtmek istiyoruz, defalarca da bu kürsüden
belirttik: Yenilenebilir enerji kaynağı, bizce doğanın
dengesini bozmadan enerjiyi doğanın kendi akışı
içerisinde alıp tekrar doğaya aktarmak ve tekrar kullanmak
şeklinde tanımlanmalı. Bu açıdan
baktığımız zaman, HESlerle ilgili bu tanıma uyan
hiçbir şey görmüyoruz. Çünkü, HESler yapıldıkları yerlerde
o bölgenin tarihi, sosyal, toplumsal bütün dokularını tahrip eden,
ekolojik sistemi altüst eden, biyoçeşitliliği ortadan kaldıran
projeler olarak karşımıza çıkıyor. Kamuoyunun çok
bildiği örneklerden Hasankeyfin sular altında kalması tam bir
tarihî miras katliamıdır. Yine, Munzur Vadisinde, Peri Suyu
Vadisinde yapılan HESlere, ekolojik sistemi ve biyolojik
çeşitliliği ortadan kaldıran maalesef- önemli talan projeleri
gözüyle bakıyoruz. Bizler, burada, bugüne kadar HESlere karşı
sayısız kez dile getirdik görüşlerimizi ama maalesef, Hükûmet bu
konuda, HESler konusunda bildiğini yapmakta, bildiğini okumakta
ısrarda devam ediyor.
En
son, Sayın Başbakanın köyünde de, yapılmak istenen HESlere
karşı oradaki yöre halkının tepki gösterdiğini,
yargı yoluna başvurduğunu ve hâlâ hukuksal süreci devam
ettirdiğini biliyoruz. Sadece bu örnek bile, aslında, nasıl bu
HES uygulamalarının halka karşı
yapıldığını bizce ortaya koyuyor.
Tabii,
bu kanun tasarısına baktığımız zaman farklı
handikaplar da var. Geçmişte üretim lisansı verilmiş olan
firmaların belirlenen sürede söz konusu projelerinde eğer bir
çalışma yapmama durumları söz konusuysa lisansları iptal
ediliyordu ancak bu tasarıya göre lisans iptali hiçbir şekilde söz
konusu olmayacak. Öyle ki yani burada, bu tasarının bu hâliyle sanki
bir yerlerden ısmarlama bir tasarı olduğu kanaati uyanıyor
bizde.
Bir
diğer düzenleme: Özellikle bu 14üncü maddede, eğer HESlerle ilgili
yürütmeyi durdurma kararları varsa -yargı kararları, mahkeme
kararları- bile bu yürütmeyi durdurma kararlarını devre
dışı bırakan, baypas eden bir uygulamayı görüyoruz.
Bugüne
kadar, HESlerle ilgili yargı kararları verilirken iki şey göz
önünde bulunduruluyordu; bunlardan birincisi, hukuka aykırılık;
ikincisi, telafisi imkânsız zararların oluşması. Ancak,
bugün Mecliste görüşülen bu elektrik piyasası kanununun 14üncü
maddesiyle, mahkeme kararı ile iptal edilmiş olsa bile eğer HES
projesi belirli bir noktaya gelmiş ise yani geri dönülemez bir noktaya
gelmiş ise kamu yararı görülmesi bahanesiyle devam ettirilebiliyor. Yani
burada yargı kararları, mahkeme kararları da tamamen hiçe
sayılacak şekilde, yerli ve uluslararası sermayenin cebine
milyon dolarlar aktaran, akıtan bir düzenlemeyi maalesef görüyoruz. Bunun
doğru olmadığını, bu uygulamadan mutlaka vazgeçilmesi
gerektiğini, bu nedenle, verdiğimiz bu önergenin kabul edilmesi
gerektiğini düşünüyoruz.
Bakın,
bugüne kadar, yargı tarafından yürütmeyi durdurma kararı verilen
Artvinde, Hopada, Fındıklıda, Fırtına Vadisinde,
Çayeli Senozda, Çatalderede, Güneysuda, Rize Askoroz Deresinde,
Ambarlıkta -liste uzuyor- sayısız örnekler var ve burada
getirmiş olduğunuz düzenleme, aslında daha önce de getirmiş
olduğunuz bir yargı düzenlemesinin devamı şeklinde. Daha
önce de İdari Yargılama Usulü Kanunu hakkında bir
değişiklik yapmıştınız. Orada da yürütmeyi
durdurma kararı verilirken idarenin savunması ve bilirkişi
raporu şartını getirerek, bu yürütmeyi durdurma kararına
kadar aslında bu projeyi yapanlara sekiz ay, on aylık bir süre
tanımıştınız. Şimdi, görüyoruz ki birbiri
ardına gelen bu
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İDRİS
BALUKEN (Devamla)
yasa tasarıları, yargının halk
adına, halkın yararına vermiş olduğu kararları da
baypas etme niteliği taşıyor. En azından, HESlerle ilgili
bu kanun maddesinin ilgili önergesine destek istiyoruz.
Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından
alkışlar)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunacağım, karar yeter sayısı
arayacağım.
Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı vardır, önerge
kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan sıra sayılı
tasarının 14. Maddenin 1. Fıkrasının d) bendinden
sonra gelmek üzere aşağıdaki bent eklenmiştir.
e)
Rüzgar enerjisiyle elektrik üreten santrallerin şebekeye düzenli enerji
vermesini teminen kurulacak 5 megavata kadar pompaj depolamalı
hidroelektrik (PHES) santralleri
Osman Aydın (Aydın) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL MAZICIOĞLU (Gaziantep)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Durdu Özbolat, Kahramanmaraş Milletvekili.
(CHP sıralarından alkışlar)
DURDU
ÖZBOLAT (Kahramanmaraş) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
426 sıra sayılı kanunun 14üncü maddesi üzerine söz
almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bu
kanunun belki en önemli düzenlemesi, şu an görüşmekte olduğumuz
14üncü madde üzerinden yapılmıştır. Lisanssız üretim,
Türkiyenin belki de en geç kaldığı işlerden birisidir.
Avrupada
güneş yok ama tüm çatılar yıllardır güneş panelleriyle
kaplıdır ama bizde beş altı senedir başlayan bir
uygulamaya bir türlü hız kazandıramıyoruz. Nedeni çok ama en
baştan başlamak gerekirse 100 kw idi, 500 kwa çıkardık;
hep beraber, üç sene önce çıkardık kanunu, tabii, yine tüm yasal
düzenlemelerde olduğu gibi, uygulama ve esasları bürokrasinin
şefkatli ellerine bırakarak.
Yönetmelik,
tebliğ, kurum kararları gibi prosedürlerle bugüne kadar getirdik.
Dağıtım şirketleri sağ olsunlar, ellerindeki rant
alınacak korkusuyla ikincil mevzuatlara olmadık, bin türlü engel
koydular.
Değerli
arkadaşlar, bu işin mantığı, kendi elektriğini
üretmektir yani herkesin, kendi kapısının önünü temizlemesidir
ancak her ne hikmetse, dağıtım şirketleri, orman, hazine,
bakanlık derken iş öyle bir noktaya geldi ki kısıtlı
alanlar, kısıtlı trafo bağlantıları ve
amacına uygun olmayan düzenlemeler nedeniyle iş gene büyük
şirketlere kaldı.
Dağıtım
şirketlerine yapılan başvuruları inceledim; yapılan
başvurular çeşitli gerekçelerle reddedilmiş. Zaten o yönetmelik,
kanun, tebliği inceleyip de ona göre yatırım yapacak nitelikte
elektrik tüketicisi de yoktur. Birkaç belediye ve elektrik üretim
faaliyetlerinde bulunan kişiler dışında başvuru
şartlarını taşıyan yok.
Orman
Genel Müdürlüğü geçen haziran ayında lisanssız başvurularla
ilgili bir genelge yayımladı; 5346 sayılı Kanunun ilgili
maddesi ile Orman Kanununun 17nci maddesi enerji
yatırımlarının orman arazilerinde yapılmasına
açıkça izin vermesine rağmen, bu genelgeyle orman arazisine yapılan
başvurulara izin vermeyeceğini bildirdi.
Bununla
birlikte, kamu kurum ve kuruluşlarının yetkisinde olan, özel
sektör-kamu ayırmadan yapılan tüm başvuruların son onay
hakkı Sayın Başbakanda toplanmış durumdadır. Yani
birisi herhangi bir kamu arazisini kiralayacak veya alacaksa, bunun hiçbir genel
müdür ve bakan imzasıyla verilemeyeceği, basit bir genelgeyle, tüm
yetkinin Başbakanda olacağı açıklanmıştır.
Bu, bürokrasinin işlevsizleştirilip yerine tüm yetkinin tek bir elden
yönetilmesidir. Bu, dünyanın hiçbir demokratik hukuk devletinde görülmemiş
bir durumdur. Şu an tüm işler durma noktasındadır.
Başbakanlıkta iş takibi yapan simsarların piyasada
nasıl iş yaptıklarını biliyoruz. Üstelik,
Başbakanlıkta bu işlere alanıyla hiç ilgisi olmayan bir
daire başkanlığı bakıyor.
Değerli
arkadaşlar, burada yapılan düzenlemeyle 500 kwyı 1 megavat
yaparak bu işi hızlandıramayız. Dağıtım
şirketlerinin ve Bakanlığın bu işlerin
yapılmasındaki işleyişlerini keyfiyetten
uzaklaştırarak bunu başarabiliriz.
Sayın
Bakan, lütfen 500 kwyı 1 megavata çıkardım. demekten ziyade,
uygulamanın hızlanması için bürokratlarınıza talimat
veriniz. Kanun yapıyoruz, sonra yine yönetmelik, tebliğ gibi
araçlarla kurumların ellerine teslim ediyoruz. Yenilenebilir Enerji Genel
Müdürlüğü bu işlerle ilgili ön işleri yapsın,
hazırlasın, yatırımcıların önüne koysun,
yapılması gereken çalışmalarda mühendislik ve teknik destek
versin. 1 megavata çıkartırken TEİAŞ bağlantı noktasındaki
sınır hâlâ 2 megavat olarak duracak mı? Yani, koca bir TMye
yalnızca 2 megavat mı bağlanacak?
Değerli
arkadaşlar, bir de sizlere, bu madde ile bağlantılı önemli
bir konuyu burada dile getirmek istiyorum. Bakınız, 5346
sayılı Kanunun ek cetveline göre yerli katkı tablosu var. Bu
tablodaki ürünlerde yerli kullananlar alım garanti rakamı üzerinden
beş yıl süreyle destek alıyorlar. Ancak, şu an hem
lisanslı yatırımcılar hem de lisanssız
yatırımcılar tarafından çokça şikâyet gelmektedir. Bu
mesele yüzünden yerli katkının yürütüleceği maddelerin
Bakanlık görevlileri tarafından kabul görmediği söyleniyor. Bu
konuda, bizlerin bu meseleyi burada muhakkak çözmesi gerekiyor. Aksi takdirde,
bizim bu teşvik maddelerini yazmamızın hiçbir anlamı yok.
Bu
önergemizin kabulünü diler, bu duygularla Genel Kurulu saygıyla
selamlarım. (CHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, Divanın
oluşumunda İç Tüzüke aykırılık var efendim, bunu size
notla bildirdim. Oturumu Sayın Meral Akşener yönetiyordu.
BAŞKAN
Evet.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Daha sonra o ayrıldı,
yerine siz geldiniz.
BAŞKAN
Evet.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Ancak, şu an, siz ve 2 Kâtip Üye,
Başkanlık Divanındaki 3 kişi iktidar partisinden.
BAŞKAN
Doğru.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sizin de bildiğiniz gibi,
muhalefetin bir temsilcisinin Divanda olması gerekir. Bu şekilde
görüşmelere devamın mümkün olmadığını
düşünüyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Başkan, ben sizin gönderdiğiniz nota cevaben, Sayın
Akşenerin ricası üzerine burada olduğumu ancak muhalefetten
şu anda Mecliste kâtip üye bulunamaması sebebiyle böyle devam
ettiğimizi söyledim. Doğru ancak İç Tüzükte de buna
aykırı herhangi bir hüküm bulunmamakta. İç Tüzükün 55inci
maddesi Başkan oturumu açar ve gerekirse kapatır. Oturumun
devamınca Başkanlık makamı ve kâtip üyelikler boş kalamaz.
sadece bunu düzenliyor. Bunun aksine, burada Başkanın yanında
ayrı partilerden kâtip üyelerin bulunması, şimdiye kadar
yapılan centilmenlik anlaşması gereği veya iyi niyet
sebebiyle. Doğrudur, yapılan uygulama doğrudur ancak bugün fiilî
bir imkânsızlık söz konusu. Cumhuriyet Halk Partisinin sayın
kâtip üyeleri burada olmadığı için böyle devam ediyoruz
Sayın Hamzaçebi. Eğer istiyorsanız bu konuda usul
tartışması açabilirim.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Hayır efendim.
BAŞKAN
Başka yapabileceğim bir şey yok da onun için diyorum yani.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Ama Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Siz de ifade ettiniz.
BAŞKAN
Doğru.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Doğru dediniz, bana hak
verdiniz. Bugüne kadar bu, bu şekilde uygulandı. Bu şekilde
yapılan uygulama bir İç Tüzük uygulaması şekline
dönüşmüştür. Dolayısıyla, bu bir İç Tüzük hükmüdür
aslında, bunu değiştiren bu tutum İç Tüzüke
aykırı bir tutumdur, bu bir.
İkincisi,
böyle bir Divan oluşuyor ama muhalefet partilerine veya Cumhuriyet Halk
Partisine -diğer partiler adına konuşamam- herhangi bir
şekilde bir bilgi verilmiyor. Ben size oturduğum yerden bir not
gönderdim: Divanın oluşumu doğru değil, muhalefetin bir
temsilcisi yok. Siz bana bir cevap yazdınız: Muhalefetten kimse
yok.
BAŞKAN
Evet.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Size düşen görev, muhalefetin
temsilcilerini arayıp, bulup, Divana getirip orada yerlerini
almalarını sağlamaktır. Bu şekilde görüşmelerin
devamı mümkün değildir efendim. Yani sizler bir karar vereceksiniz,
muhalefeti bilgilendirme ihtiyacını duymayacaksınız, bu
şekilde devam edecek. Bunu kabul etmiyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Sayın Hamzaçebi, muhalefetten kâtip üye ihtiyacı
duymadığımızdan değil. Biraz önce, uygulamanın
doğru olduğunu söylediğimi söylediniz. Ben İç Tüzük hükmü
olmadığını, partiler arasındaki iyi niyet...
MALİK
ECDER ÖZDEMİR (Sivas) Başlangıçta vardı.
Başlangıçta niye arıyorsunuz o zaman?
BAŞKAN
Bir saniye sayın milletvekili, lütfen
Sayın Hamzaçebiyle
konuşuyoruz, ifade edebiliyor kendisini. Grubun da düşüncesini ifade
ediyor Sayın Hamzaçebi. Lütfen ama
Zaten,
son anda, Sayın Akşenerin ricası üzerine geldim.
Yapabileceğimiz başka bir şey yok, devam edeceğiz
Sayın Hamzaçebi. Biraz önce belirttiğim gibi, istiyorsanız
buyurun
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, konu usul
tartışmasıyla gündemden çıkarılabilecek kadar hafif
değildir.
BAŞKAN
Peki, muhalefetten yani Cumhuriyet Halk Partisinden kâtip üye gelsin, ara
verelim.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Ara verelim efendim, bulalım.
BAŞKAN
Peki, ara verelim.
Yarım
saat ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 21.01
YEDİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 21.28
BAŞKAN: Başkan Vekili
Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muhammet Bilal MACİT
(İstanbul), Fatih ŞAHİN (Ankara)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 75inci
Birleşiminin Yedinci Oturumunu açıyorum.
426
sıra sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
devam edeceğiz.
Komisyon
ve Hükûmet yerinde.
14üncü
madde üzerindeki önergeyi okutmadan önce
Sayın Hamzaçebi, yarım saat
ara verildi. Efendim, Sayın Yalçınkaya Sayın Meclis
Başkanımızla birlikte yurt dışında, Sayın
Özcanı 0532 316 51
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN
Görüşlerinizi dile getirirseniz, buyurun efendim. Daha önce zaten bu
konuda usul tartışması da açılmış, uygulama var
zaman içerisinde.
Buyurun.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, şimdi
bu itirazımın bir nedeni var. Birincisi, bugüne kadarki teamül,
uygulama.
İkincisi,
ben karar yeter sayısı istedim. Burada karar yeter sayısı
olmadığı hâlde siz Karar yeter sayısı var. dediniz.
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Bir saniye sayın milletvekilleri, lütfen
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, orada
eğer muhalefetten bir üye olsaydı siz Karar yeter sayısı
var. diyemeyecektiniz, en azından Üyeler arasında
anlaşmazlık var. gerekçesiyle iki dakika süre verecektiniz.
RECEP ÖZEL (Isparta) Onu
yapalım.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Bir saniye
Buna hakkınız
yok Sayın Başkan. Yani, orada muhalefet temsilcisi yok diye burada
karar yeter sayısı olmadığı hâlde Karar yeter
sayısı var. demenizi ben o makama
yakıştıramıyorum, buna hakkınız yok.
BAŞKAN Efendim, ben
saymadım, kâtip üyelerimizin söylemesine göre karar yeter sayısı
var veya yok diyorum. Şimdiye kadar hiç saymıyorum
uygulamalarımda Sayın Hamzaçebi, bunu biliyorsunuz.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Kâtip üyelelerin
BAŞKAN Bundan sonra
da şöyle yapacağım o zaman: Karar yeter sayısı istendiğinde
elektronik cihazla oylama yapacağım. (AK PARTİ
sıralarından Evet. sesleri)
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, usul
tartışması
BAŞKAN Buyurun.
Lehte, aleyhte?
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Aleyhte.
BAŞKAN Aleyhte
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Lehte
BAŞKAN - Lehte
isteyen, Sayın Canikli.
Buyurun, Sayın
Hamzaçebi.
Üç dakika süre veriyorum
efendim.
AHMET YENİ (Samsun)
Üyeniz nerede? Üyenizi getirin.
XI.- USUL HAKKINDA
GÖRÜŞMELER
1.- Kanun
tasarısının görüşmeleri sırasında Genel Kurulda
karar yeter sayısının bulunup bulunmadığı ve
Başkanlık Divanında muhalefetten bir kâtip üye bulunmaması
nedeniyle görüşmelere devam edilip edilmeyeceği hakkında
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Terbiyesizlik etme de dinle! (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın
Hamzaçebi, lütfen, lütfen
Lütfen, sayın
milletvekilleri
AHMET YENİ (Samsun)
Terbiyesiz sensin, ahlaksız herif!
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) Hem suçlu hem güçlü.
BAŞKAN Sayın
Hamzaçebi, Meclise yakışıyor mu? Size yakışıyor
mu? Lütfen
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) Bravo, bravo
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen
AHMET YENİ (Samsun)
Sayın Başkan, bana Terbiyesiz. diyemez, özür dilemesi lazım.
RAMAZAN KERİM ÖZKAN
(Burdur) Çileden çıkarıyorsun, ondan sonra da
RECEP ÖZEL (Isparta) Bir
de Grup Başkan Vekilisin.
AHMET YENİ (Samsun)
Koskoca Grup Başkan Vekili
Sözünü
geri alsın Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın
Yeni, söyledim, ben sözü Meclise de yakıştıramadım,
Sayın Hamzaçebiye de yakıştıramadım.
AHMET YENİ (Samsun)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Yeni, lütfen oturun, Sayın Hamzaçebi açıklamayı yapacaktır.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) Değerli Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bir insan buraya çıkıyor, insan birazcık
sabırlı olur.
AHMET YENİ (Samsun)
İnsan olsan yapmazsın be!
BAŞKAN Sayın
Yeni, lütfen
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) Evet, size cevap vermeyeceğim, size cevap
vermeyeceğim.
BÜLENT TURAN
(İstanbul) Bravo(!)
AHMET YENİ (Samsun)
Veremezsin zaten!
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) Size cevap vermeyeceğim, siz laf atmayı
meslek edinmiş bir kişisiniz, size cevap vermeyeceğim.
AHMET YENİ (Samsun)
Ayıp, ayıp! Terbiyeni koru, terbiyeni!
BAŞKAN Sayın
Yeni, lütfen
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) Size cevap vermeyeceğim.
Sayın Başkan,
süremi
AHMET YENİ (Samsun)
Sayın Başkan bana Terbiyesiz! diyemez.
BÜLENT TURAN
(İstanbul) Özür dilemesi lazım Sayın Başkan.
AHMET YENİ (Samsun)
Özür dilemesi lazım!
BAŞKAN Sayın
Yeni, Sayın Hamzaçebi açıklama yapacak, lütfen
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) Siz bana güzel bir şey söylüyorsunuz: Bana
terbiyesiz diyemezsiniz. Evet, söylememeliyim, doğru.
BAŞKAN Evet.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) Ama, siz bu uyarıyı yaptıktan sonra,
siz benim daha öteme geçip başka şeyler söylüyorsunuz. Ben kimseyi
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Hamzaçebi, süreyi yeniden başlatıyorum.
Buyurun.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) Kimseyi kırma amacıyla bir söz söylemedim,
söyleme arzum yok. Sizleri kırdıysam üzgünüm, üzüntümü ifade ederim
ama
Neyse, ben konuşmamı yapayım.
Değerli
milletvekilleri, şimdi önemli bir tasarıyı görüşüyoruz. Bir
teamül var. Başkanlık Divanında muhalefet partilerinden bir
temsilci olur. Ben Başkanlık Divanında muhalefet temsilcisinin
olmadığını fark ettiğim zaman Sayın Başkana
bir not gönderdim, Divanda temsilci yok dedim. Bana da cevap verdi yazıyla,
not gönderdi: Sayın Meral Akşenirin yerine oturdum. Şu anda da
muhalefetten kimseyi bulamadım. Dolayısıyla da
yapabileceğim bir şey yok. Görüşmelere devam ettik olabilir.
Sayın Başkanın o konuda iyi niyetini ben esas alırım,
güvensizlik ifade etmem ama karar yeter sayısı talep ettim -iki kez,
bir veya iki kez, şimdi yanlış bir şey söylemeyeyim-
salonda karar yeter sayısı olmadığı hâlde, Sayın
Başkan Karar yeter sayısı var. dedi. Ben saymadım.
diyor, olabilir. Kâtip üyelere baktım, onların Var. demesi üzerine
de Var. dedim... Şimdi, bunun yanlış olduğunu Sayın
Başkan kendisi fark etti, diyor ki: Ben şimdi elektronik cihazla
oylama yapacağım.
Şimdi,
iyi niyetin herkes tarafından dikkate alınması gerekir.
Sayın Meral Akşener ayrılıp gitmişse, yerine iktidar
partisine mensup bir arkadaşımız gelmiş ise bu oturumu
objektif olarak yönetmek zorundadır. O yönetimden bir tereddüt duyulur ise
bu görüşmeleri sağlıklı götüremeyiz. Ben Sayın
Başkanın tutumunun doğru olmadığını
düşünüyorum. Ayrıca, bunun da bir usul edinilmemesi gerektiğini
ifade ediyorum.
Son
olarak söyleyeceğim de şudur: Mademki Sayın Meral Akşener
ayrılıyor, o zaman, buradaki siyasi parti gruplarına, muhalefet
partisine, Cumhuriyet Halk Partisine -Milliyetçi Hareket Partisinin doğal
olarak haberi olduğunu düşünüyorum, Barış ve Demokrasi
Partisini bilemiyorum- nezaketen haber vermek gerekir. Bu nezaketi ihmal
edersek işte, tasarı görüşmelerinde böyle gereksiz zaman
kaybına neden oluruz.
Teşekkür
ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Evet,
tutumum lehinde söz isteyen Nurettin Canikli, Giresun Milletvekili. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
arkadaşlar, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu
konu daha önce de müteaddit kereler Genel Kurulda gündeme geldi,
tartışıldı, değerlendirildi. Başkanlık
Divanında en az 1 üyenin muhalefeti temsil eden arkadaşlardan
olması gerektiği şeklinde kuraldan hareketle veya o genel
yaklaşımdan hareketle, şu andaki tablonun buna uygun
olmadığı itirazı üzerine bu tartışma
başladı. Daha önce de benzer tartışmalar
yaşanmıştı.
Şimdi,
tabii, burada eğer şöyle bir durum söz konusu olsa bu kuralın
mutlak surette uygulanması gerekir tartışmasız bir
şekilde: Divan oluşturulurken bu kuralın hayata geçirilmesini
sağlamak amacıyla muhalefete mensup
arkadaşlarımızın talebi olur ise -yani görev almak, orada
bulunmak talebi- tartışmasız bir şekilde bu kuralın
uygulanması gerekir ve bu durumda uygulanır, başka bir seçenek
de yok yani mutlaka orada muhalefete mensup bir arkadaşımız yer
alır. Ancak, muhalefete mensup Divan üyesi
arkadaşlarımızın şu veya bu nedenle -hiç önemli
değil bu- herhangi bir nedenle bulunmaması, bulunamaması hâlinde
-tırnak içerisinde söylüyorum- bu bir mücbir sebeptir ve mecburiyettir
çünkü bunun alternatifi, bunun aksi Meclis çalışmalarına son
vermektir, Meclisin kapatılması anlamına gelir. Bir başka
ifadeyle, herhangi bir nedenle, bir taktik gereği ya da başka bir
nedenle muhalefete mensup arkadaşlarımız böyle bir tavır
içerisine girdikleri takdirde Meclis hiçbir zaman toplanamaz, Divan
oluşmaz ve çalışamaz hâle gelir. Tabii, böyle bir şeyin
kabul edilmesi mümkün değil ya da böyle bir kural böyle bir sonucu hiçbir
şekilde doğuramaz, doğurması mümkün değil. Bu ancak
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Öyle bir olay olmadı ama.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Hayır, yani bu her zaman mümkündür.
Şu
anda, bakın -biraz önce Sayın Başkan ifade etti-
arkadaşlarımız arandı. Ha, bu aranma gerekebilir, o tamam
yani öyle bir durumda muhalefete mensup Divan üyesi
arkadaşlarımızın davet edilmesi için gereken bir adım
atılır, çalışma yapılır, nitekim o da
yapıldı. Biraz önce Sayın Başkan da bunu ifade etti, Genel
Kurulu bilgilendirdi, bu yapılır.
Ulaşılamadığı takdirde, makul bir süre içerisinde
bulunamadığı takdirde böyle devam eder, etmek durumundadır.
Değerli
arkadaşlar, Sayın Başkanın; biraz önce bundan sonraki
benzer durumlarda karar yeter sayılarınında tespitinin
elektronik cihazla yapılacağını ifade etmesi sadece
tereddütlerin giderilmesine yöneliktir, tartışma ortamı oluşmamasını
sağlamaya yöneliktir; başka bir anlam taşımaz,
doğrudur da. Sayın Başkanın bundan sonra benzer durumlarda
bu şekilde hareket etme kararı doğru ve yerindedir. Yoksa daha
önce karar yeter sayıları istendiğinde karar yeter
sayısı olmadığı hâlde varmış gibi gösterilmesinin
bir yansıması değildir, öyle değerlendirmemek lazım,
düşünmemek lazım.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Sonuç itibarıyla bu tespiti herkes gözle
yapıyor; sizler de, B+aşkanlık da gözle yapıyor.
Dolayısıyla burada mutlak suretle vardır, yoktur gibi bir
tespit yapmak ya da fikir ortaya koymak doğru değildir. Herkes kendi
bulunduğu durumdan, kendi bakış açısına göre bir tespit
yapıyor.
Sayın
Başkanın, Başkanlık Divanının tutumu yerindedir.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Tutumum
lehinde söz isteyen Mehmet Şandır, Mersin Milletvekili. (MHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Değerli arkadaşlar, tabii söz konusu olan
güvensizlik. Öyle de olunca birlikte çalışmak, ortak müzakere yapmak
çok zorlaşıyor. Akşamdan bu yana birkaç defa bazı konularda
mutabakata varıldı, tekrar bozuldu. Dolayısıyla şimdi
tartıştığımız sonuç yani kendiliğinden
oluşan bir sonuç değil. Baştan bu yana aslında Meclisimizde
böyle bir yanlışlık var. Herkes burada sorumlu davranmak
mecburiyetinde. Yani, sayın Divan kâtipleri, ne olacak, karar yeter
sayısı yok dense iki dakika sonra, beş dakika sonra temin edilse.
İşte, kazanılmaya çalışılan zamanın belki 5
katı fazla zaman kaybımız oluyor. Bu sebeple söylüyorum
değerli arkadaşlar, sorumluluk iktidar grubuna aittir çünkü büyük
olan o, sorumlulukta da büyük olan o, yetkide de büyük olan o, sayısal
olarak da büyük olan o. Uzlaşma arama sorumluluğu da onlara ait.
Haklı bir sebepten ikide bir uzlaşmayı bozarak iktidarla
muhalefet grupları arasındaki güvensizlik ortamının
yaratılmasının kimseye bir faydası yok. Milletin
zamanını çalıyoruz -genelleyerek söylüyorum- ama bunun sorumlusu
sizsiniz. Siz yöneteceksiniz bu Meclisi, beraber yöneteceğiz ama her
defasında öyle muhalefeti suçlayarak varılan uzlaşmaları
bozarsanız birlikte çalışma imkânını kaybederiz.
Değerli
arkadaşlar, bakın, benim üçüncü dönemim bu ve üçüncü dönem Grup
Başkan Vekilliği yapıyorum, on yılı geçti. Şimdi,
bu kanunla ilgili 146 tane önerge verilmiş, bunun 54 tanesi iktidar
grubundan.
Sayın
Başkanım, yani bir kanun tasarısı getiriyorsunuz,
Komisyonda her maddeye 1den fazla önerge veriyorsunuz, muhalefetin 92 tane
önergesi var, 1 tanesini bile kabul etmiyorsunuz. Nasıl müzakere olacak
bu? Nasıl ortak bir zemin oluşturacağız da milletin
sorunlarına çözüm üreteceğiz? Gecenin saat onu, on biri olmuş.
Bu saatten sonra yapılan çalışmadan ne hayır bekliyorsunuz?
Eğer bir müzakere yapıyorsak, ortak aklı üretmek gibi bir
gayretimiz varsa işte bu tartışmalar olmadan çok daha
hızlı çalışarak burada çok daha büyük neticeler
aldığımız örnekleri unutmadık, beraber inşa ettik
bunu. Sonucun sorumlusu sizsiniz sayın iktidar partisi grup yöneticileri.
Tabii,
Sayın Başkanın, Sayın Divan Başkanının kâtip
üyelere inanmış olması da bir handikap.
Arkadaşlarımızın daha sorumlu, daha dikkatli olması ve
bu tartışmalara sebep olmamasını temenni ediyorum.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET
ŞANDIR (Devamla) Gerçekten makul bir sürede çalışalım,
angaryaya dönüşmeyen bir sürede çalışalım, yoksa bu ve buna
benzer birçok sorunlar tekrar yaşayabiliriz.
Saygılar
sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
milletvekilleri, İç Tüzükün 15inci maddesinin ikinci fıkrası
uyarınca, başkan vekillerinin hangi birleşimleri yöneteceklerine
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı karar vermektedir. Bu kapsamda,
aylık olarak düzenlenen Başkanlık Divanı nöbet çizelgesinde
başkan vekilleriyle birlikte görev yapacak kâtip üyeler de belirli bir
hafta için belirlenmektedir. Bu çizelgeye göre, birleşimler yönetilirken
zaman zaman çeşitli zorunluluklar veya ihtiyaç üzerine kâtip üyeler
birbirlerinin yerine görev aldığı gibi, başkan vekilleri de
kendi aralarında görev değişiminde bulunabilmektedirler. Bu
çerçevede, istisnai olarak gelişen durum karşısında
Başkanlık Divanı kimi zaman aynı siyasi partiye mensup
üyelerden oluşabilmektedir. Örnek vermek gerekirse: 3 Mart 2011 tarihli
Birleşimde Başkan Vekili Nevzat Pakdil ve Kâtip Üyeler Bayram Özçelik
ve Harun Tüfekcidir. 11 Ekim 2012 tarihli Birleşimde Başkan Vekili
Sadık Yakut ile Kâtip Üyeler Mustafa Hamarat ve Özlem Yemişçi
Divanı oluşturmuşlardır. Örnekleri çoğaltmak
mümkündür. Bu konuda, 18/11/2008 tarihinde Başkan Vekili rahmetli Eyyüp
Cenap Gülpınar ile Kâtip Üyeler Yusuf Çoşkun ve Fatma Salman
yönetimindeki Birleşimde usul tartışması açılmış
ve tutum değişmemiştir.
Ayrıca,
İç Tüzükün 64üncü maddesine göre başkan vekilleri birleşimi
tarafsız bir şekilde yönetmek durumundadırlar.
Bu
açıklama karşısında tutumumda herhangi bir
değişiklik olmamıştır.
IX.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri (Devam)
3.- Elektrik
Piyasası Kanunu Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu ve İzmir Milletvekili Alaattin Yükselin; Elektrik
Piyasası Kanunu ve Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Antalya
Milletvekili Osman Kaptanın; Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Gelirler
Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Ali
Halamanın; Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulunun; Elektrik Piyasası Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 2 Milletvekilinin;
Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve Sanayi,
Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporları
(1/724, 2/246, 2/427, 2/448, 2/815, 2/829) (S. Sayısı: 426) (Devam)
BAŞKAN 14üncü
madde üzerindeki son önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Elektrik Piyasası Kanun Tasarısının 14. Maddesinin 4.
Fıkrasında geçen Kurum ibaresinden önce gelmek üzere Bakanlık
görüşü alınarak ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Oktay
Vural (İzmir) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI M. MÜCAHİT FINDIKLI (Malatya)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Cemalettin Şimşek, Samsun Milletvekili.
(MHP sıralarından alkışlar)
CEMALETTİN
ŞİMŞEK (Samsun) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri,
Elektrik Piyasası Kanunu Tasarısının 14üncü
maddesinin (4)üncü fıkrasında
vermiş olduğumuz değişiklik önergesi üzerine söz
aldım. Yüce heyetinizi saygılarımla selamlarım.
14üncü
maddeye baktığımızda, lisanssız yürütülebilecek
faaliyetleri düzenleyen bir yasa maddesi. Burada, daha çok, sisteme dâhil
olmayan, küçük çapta üretim yapan yerlerin faaliyetlerinin nasıl
düzenleneceğine dair bir madde üzerinde konuşuyoruz.
Bu
14üncü maddede Bu kişilerin sisteme bağlanmasına ilişkin
usul ve esaslar ile satışa başvuru yapılmasına ve
denetim yapılmasına ilişkin usul ve esaslar Kurum
tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir. diyor. Biz usul
ve esaslardan sonra gelmek üzere, bunun Bakanlık görüşü
alınarak kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle
düzenlenmesini öneriyoruz.
Esasen
Milliyetçi Hareket Partisi olarak gerçekten çok itiraz ettiğimiz yasalar
var; çok karşı çıktığımız, direndiğimiz
yasalar var ama özellikle bu yasa ya da bu madde çok fazla da dikkate alarak
çok fazla muhalefet ettiğimiz bir şey değil. Bunun bu
şekilde olup olmaması o kadar da önemli değil. Bizim önergemizin
elbette ki kabul edilmesini istiyoruz ama çok üzerinde durduğumuz bir
şey değil.
Esas
ifade etmeye çalıştığımız şey, biraz evvel
Sayın Bakanım burada cevap verirken dedi ki Biz bu işe
Bismillah. deyip başladığımızda, değil böyle
büyük hesaplar, paralar vesaireler, Allah bize tek kuruşu bile nasip
etmesin bu olayda. ve biz kesinlikle inanıyoruz Sayın
Bakanımızın bu niyetle, bu şeyle
çalıştığına ama bu yasalar masum vaziyette
çıkarıldıktan sonra hizmete sunulduğunda bazı
kişilere farklı davranılması, farklı yerlerden,
farklı şekillerde yapılması muhalefeti,
vatandaşlarımızı en çok endişelendiren konudur. Yani,
yasanın işleyiş sürecinde bir kısım insanlara daha
farklı davranılması, daha onların menfaatine sunuluyor gibi
ya da adrese teslim yasalar gibi olmuş olmasından
rahatsızız. Yoksa elbette ki bu yasaların tamamına kökünden
karşı değiliz. Onun için diyoruz ki: Bu yasalar işlerken
yandaşlar çok fazla korunmasın.
Bir
de şimdi, burada Elektrik Piyasası Yasa Tasarısını
konuşuyoruz. Biz biliyoruz ki,
elbette vatandaşlarımızın birçoğu elektrik
ücretlerini ödemekte zorluk içerisindeler. Hakikaten, Samsunda özellikle
-sulamada kullanılıyor elektrik- ürünleri sulamada kullanılan elektrik giderlerini -ben
biliyorum, defalarca gidiyorum, görüşüyorum orada- vatandaşlar
ödeyemediler arkadaşlar, ödeyemiyorlar; taksitlendirilmiş, tekrar
ödeyemiyorlar. Yani, vatandaşların ödeyebilecekleri bir seviyeye
çekmeyi amaçlamalıyız fiyatları; başka yapılacak bir
şey yok, çok zor durumda. Üretime de etkisi oluyor bunların.
Vatandaşlar icralık oluyorlar, borçlarını ödeyemiyorlar.
Onun için, bu yasaları çıkarırken birinci önceliğimizin
mutlaka ve mutlaka, elektrik ücretlerinin vatandaşlarımıza bir
dert olmaktan
Acaba elektrik faturası kaç lira gelecek, bunu
ödeyebilecek miyim ödeyemeyecek miyim? derdinden kurtarmamız lazım.
Yani, harcama kalemlerinde elektrik fiyatları eğer vatandaşta
önemli bir yer tutuyor ve bunu ödeyip ödeyemeyeceğini düşünüyorsa
Bunun hakikaten dünyada böyle olmadığını, birçok ülkede
elektrik fiyatlarının ne olduğunun vatandaş öderken farkına bile
varmadığını biliyoruz ama Türkiyede çok pahalı geliyor;
bunu ucuzlatmanın bir yoluna gideceğimize
yaptığımız şey şu, daha çok işte, kayıp-kaçaklarla,
tahsil parasıyla vesaire bunları artırma yoluna gidiyoruz.
Bütün sıkıntı
buradadır Sayın Bakanım. Yani, benim arz etmeye
çalıştığım, bizim arz etmeye çalıştığımız,
elektrik fiyatlarının, elektrik birim fiyatlarının
ücretlerinin vatandaşlar tarafından ödenebilir olmasıdır;
onu ifade edeyim.
Bir
de birçok yasada, biliyorsunuz çıkan yasalarımızda ABye
atıfta bulunuluyor. Bu yasada da
ABye atıfta bulunuluyor. Yani, ABye atıfta bulunulunca bu yasa daha
iyi, cici gibi geliyor herhâlde. Bu ABde gelinen noktada 2005te müzakereler
açıklandıktan sonra sadece bir fasıl açılmış ve
kapatılmış; onda da bir ilerleme yok. O hâlde ona da burada
atıfta bulunmasının bir yararı yok diye düşünüyorum.
Acaba
Oslo süreci de, Abdullah Öcalanla yapılan görüşmeler de bir Avrupa
Birliği süreci midir?
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
CEMALETTİN
ŞİMŞEK (Devamla) Onun müktesebatına
uyumlaştırmak için mi bu görüşmeleri yapıyorsunuz diyor,
hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
15inci madde üzerinde
dört adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 426
sıra sayılı tasarının 15. Maddesinin 1.
Fıkrasının 3. ve 4. cümleleri madde metninden
çıkartılmış, maddedeki Bakanlık ibareleri Kurum
olarak değiştirilmiştir.
Osman Aydın Haydar
Akar Durdu
Özbolat
Aydın Kocaeli Kahramanmaraş
Mehmet Ali Susam Müslim
Sarı Vahap
Seçer
İzmir İstanbul Mersin
Candan Yüceer Ümit
Özgümüş Kemal
Değirmendereli
Tekirdağ Adana Edirne
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 426 sıra sayılı
"Elektrik Piyasası Kanunu Tasarısı"nın 15 inci
maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan
"...ilgili piyasaların işleticisi olan Borsa İstanbul
Anonim Şirketine ilişkin düzenlemeler..." ifadesinin
"...Borsa İstanbul Anonim Şirketi tarafından
işletilecek olan piyasalara ilişkin 6.12.2012 ve 6362
sayılı Sermaye Piyasası Kanunu hükümleri..." şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin
Canikli Mehmet
Doğan Kubat Mustafa
Şahin
Giresun İstanbul Malatya
Ramazan Can Özlem
Yemişçi Mehmet
Erdoğan
Kırıkkale Tekirdağ Gaziantep
Ali Şahin Salim
Uslu Halil
Mazıcıoğlu
Gaziantep Çorum Gaziantep
Mehmet Akyürek
Şanlıurfa
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Elektrik Piyasası Kanun Tasarısı'nın 15'inci
maddesinin (1). Fıkrasının ilk cümlesinden sonra gelmek üzere
aşağıdaki cümlelerin fıkraya eklenmesini arz ve teklif
ederiz.
"Tabii afetler dışında elektrik kesintilerinden ve
bu nedenle oluşacak zararlardan Dağıtım Şirketleri
sorumludur. Kayıp-kaçak, sayaç okuma, sayaç yenileme ve benzeri
gerekçelerle tüketiciden ücret talep edilemez."
Oktay
Vural Emin
Haluk Ayhan Bahattin
Şeker
İzmir Denizli Bilecik
Alim
Işık Münir
Kutluata
Kütahya Sakarya
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
426 sıra sayılı Elektrik Piyasası Kanun
Tasarısı'nın 15. maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
İdris
Baluken İbrahim
Binici Hüsamettin
Zenderlioğlu
Bingöl Şanlıurfa Bitlis
Hasip
Kaplan Nazmi
Gür
Şırnak Van
BAŞKAN
Komisyon önergelere katılıyor mu?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI M. MÜCAHİT FINDIKLI (Malatya)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
15.
maddeyle üretim ve dağıtım şirketlerinin denetlenmesi
işi özel denetim şirketlerine devredilmektedir. Oysa daha önce benzer
içerikte olan 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji
Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı
Kullanımına İlişkin Kanun'un 6/C maddesinde yer alan hüküm
Anayasa Mahkemesi'nin 2011/27 E. 2012/101 K ve 5.7.2012 tarihli kararıyla
iptal edilmiştir. "Bu Kanun kapsamındaki üretim tesisleri ile
elektrik üretimi yapılan diğer tesislerin lisansı
kapsamındaki inceleme ve denetimi EPDK tarafından yapılır
veya gerektiğinde masrafları ilgililerine ait olmak üzere EPDK
tarafından yetkilendirilecek denetim şirketlerinden hizmet satın
alınarak EPDK tarafından yaptırılabilir. Denetim
şirketleri ile ilgili uygulamaya ilişkin usul ve esaslar,
Bakanlık görüşü alınmak kaydıyla EPDK tarafından
çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir" şeklindeki
düzenlemenin "veya gerektiğinde masrafları ilgililerine ait
olmak üzere EPDK tarafından yetkilendirilecek denetim şirketlerinden
hizmet satın alınarak EPDK tarafından yaptırılabilir.
Denetim şirketleri ile ilgili uygulamaya ilişkin usul ve esaslar,
Bakanlık görüşü alınmak kaydıyla EPDK tarafından
çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir" kısmı Anayasa'ya
aykırı bulunmuştur. Dolayısıyla Tasarı'daki yeni
düzenleme de Anayasa Mahkemesi kararına aykırılık
taşıyacağından 15. Maddenin tasarı metninden çıkarılması
gerekmektedir.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Elektrik
Piyasası Kanun Tasarısı'nın 15'inci maddesinin (1).
Fıkrasının ilk cümlesinden sonra gelmek üzere
aşağıdaki cümlelerin fıkraya eklenmesini arz ve teklif
ederiz.
"Tabii
afetler dışında elektrik kesintilerinden ve bu nedenle
oluşacak zararlardan Dağıtım Şirketleri sorumludur.
Kayıp-kaçak, sayaç okuma, sayaç yenileme ve benzeri gerekçelerle
tüketiciden ücret talep edilemez. "
Münir Kutluata (Sakarya)
ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI M. MÜCAHİT FINDIKLI (Malatya)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Münir Kutluata, Sakarya Milletvekili. (MHP
sıralarından alkışlar)
MÜNİR
KUTLUATA (Sakarya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Elektrik
Piyasası Kanunu Tasarısının 15inci maddesine bir cümle
eklenmesi vesilesiyle söz almış bulunuyorum. Üzerine söz
aldığım önergemizde Tabii afetler dışında
elektrik kesintilerinden ve bu nedenle oluşacak zararlardan
dağıtım şirketleri sorumlu olmalıdır diyoruz.
Ayrıca, kayıp-kaçak, sayaç okuma, sayaç yenileme ve benzeri
gerekçelerle tüketicilerden para talep edilmesin diyoruz. Bu
haksızlıklar vatandaşlarımızın canını
bezdirecek boyutlara ulaşmıştır. Bunların önüne
geçilsin istiyoruz.
Enerji
ithalatçısı bir ülkede özel sektörden yararlanılmak isteniyorsa
bu enerji üretimi alanında mı olmalıdır, yoksa mevcut
elektriğin dağıtım ve tahsilatıyla ilgili mi
olmalıdır? Esasen sorunun temelinde bu ayrım yatmaktadır
diye düşünüyorum. Kendi döneminde enerji tüketiminin yerli kaynaklarla
karşılanma oranının yüzde 31lerden yüzde 26,5lara
düştüğü bir iktidarın enerji politikası var mı, yok mu
gerçekten tartışma konusu olacaktır. Buna sadece bir örnek
vermekle yetinmek istiyorum: Hâlâ Türkiyenin bir enerji arama platformu
yoktur. Şu ana kadar Türkiyenin bir petrol arama gemisi yoktu, son aya
kadar.
Doğu
Akdenizde, Kıbrıs çevresinde Rum kesimi İsraille beraber
yoğun, bol doğal gaz ve petrol kaynaklarına
ulaşmışken Türkiye Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin
varlığını tartışmakla, Annan planlarıyla
vakit geçirdiği için kendi kardeş devletimizin alanında petrol
aramak hiçbir zaman aklımıza gelmemiştir. O bakımdan,
içeride yenilenebilir enerji kaynakları, rüzgâr enerjisi vesaire gibi
tartışmalar yararlı olabilir ama işin özüne yönelik
tartışmalar olmadığını şimdiden
söylemeliyiz.
Değerli
milletvekilleri, sık sık duyuyoruz iktidar mensubu
arkadaşlarımızdan Özel sektörün dinamizminden istifade etmek
istiyoruz. deniliyor. Doğrudur, özel sektörün dinamizminden istifade
etmeli ancak bu, elektrik dağıtım meselesidir. Özel sektörün
motivasyonu kârdır, kâr maksimizasyonudur; azami kâr elde etmek arzu eder,
bunun için de üretimi artırır, daha fazla satış yapmaya
çalışır. Burada üretimi artıramadığına göre,
daha fazla satış da yapamayacağına göre kâr
artırmanın yolu masraflardan kısmaktır ve aynı ürüne
daha fazla fiyat talep etmektir. Nitekim, bu yapılmaktadır,
düşük maliyet sağlanmak üzere tasarrufa gidiliyor ve gerekli
yatırımların yapılmaması yüzünden tüketiciler
devamlı, her zaman elektrik kesintileriyle karşı
karşıya kalıyorlar. Bunun zararlarından tüketicilerimizi
korumamız gerekir diyoruz.
Aynı
şekilde, düşük maliyetle çalışmak için taşeronluk
müessesesine başvurup taşeron firmalarıyla, taşeron
işçileriyle iş görmekteler yani çaresiz insanların üzerinden
maliyet düşürme yoluna gidilmektedir.
Diğer
taraftan, yüksek gelir elde etmek üzere sayaç okuma bedeli diye bir bedel
tüketiciden niye alınır? Bakkala gittiğiniz zaman bir
alışveriş sonucu bakkal size terazide tartma bedeli
diyemediğine göre vatandaştan bu bedel ne için
alınmaktadır? Sayaç yenileme bedeli nedir? Bakkal terazi yenileme bedelini
müşterisinden isteyemediğine göre bu ne adaletsizliktir? Kapatıp
açmayı bir gelir kapısı olarak görmeye müsaade etmek ne anlama
gelmektedir? Gerçekten medeni bir ihtiyaç olmanın ötesinde en doğal
ihtiyaç hâline gelmiş olan bu elektrik kullanımı vatandaşımız
için eziyet hâline getirilmiştir.
Değerli
milletvekilleri, bir başka nokta kayıp kaçak meselesidir. Kendi
parasını ödeyen vatandaş başkalarının
kaybını ve kaçağını niye ödemek zorunda
kalmaktadır? Bu, çok rahatsız edici bir şeydir. Bu noktada Sayın
Bakanın bunun kul hakkı olduğunu ve devlet hakkı
olduğunu söylediğini dün dinledik. Sayın Bakan haklı
olabilir ama kul hakkını ve devlet hakkını koruyacak olan
Hükûmettir. Sayın Bakan, isterseniz bunun kul hakkı meselesi
olduğunu izah işini Diyanete bırakalım, Diyanet görevlileri
vaazlarında vatandaşlarımıza bu güzel yolu tavsiye etsinler
ama siz iktidar olmanın, devlet olmanın gereğini yerine getirmek
suretiyle hem vatandaşlarımızın hakkını koruyun
hem de devlet olmanın gereğini yerine getirmek suretiyle ricacı
olmak yerine gerekeni yapmak suretiyle bu adaletsizliği lütfen giderin
diye istiyoruz.
Her
şeye rağmen yasanın yararlı olması dileğiyle
hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 426 sıra sayılı "Elektrik Piyasası Kanunu
Tasarısı"nın 15 inci maddesinin birinci
fıkrasının birinci cümlesinde yer alan "...ilgili
piyasaların işleticisi olan Borsa İstanbul Anonim Şirketine
ilişkin düzenlemeler..." ifadesinin "...Borsa İstanbul
Anonim Şirketi tarafından işletilecek olan piyasalara
ilişkin 6.12.2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası
Kanunu hükümleri..." şeklinde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Nurettin Canikli
(Giresun) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI M. MÜCAHİT FINDIKLI (Malatya)
Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılıyoruz.
MAHİR
ÜNAL (Kahramanmaraş) Gerekçeyi okutun.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Enerji
Piyasaları İşletme Anonim Şirketi bünyesinde Borsa
İstanbul Anonim Şirketi tarafından işletilecek olan
piyasalarda işlem görecek sözleşmeler ve ürünler 6362
sayılı Sermaye Piyasası Kanunu kapsamında düzenlenmekte
olup, 15 inci maddede teklif edilen değişiklikle, faaliyete geçmesi
sonrasında bu piyasaların gözetim ve denetimine ilişkin olarak
mevzuatta ortaya çıkabilecek muhtemel problemlerin giderilmesi
amaçlanmıştır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 426 sıra sayılı tasarının 15. Maddesinin 1.
Fıkrasının 3 ve 4. cümleleri madde metninden
çıkartılmış, maddedeki Bakanlık" ibareleri
Kurum" olarak değiştirilmiştir.
Müslim Sarı
(İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI M. MÜCAHİT FINDIKLI (Malatya)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Müslim Sarı, İstanbul Milletvekili.
(CHP sıralarından alkışlar)
MÜSLİM
SARI (İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
426 sıra sayılı kanunun 15inci maddesindeki önergeyle ilgili
söz almış bulunuyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, yasa elbette birçok açıdan değerlendirilebilir,
birçok açıdan eleştirilebilir. Gerçekten de eleştirilebilecek
çok yanı var ve iki gündür yasayı konuşuyoruz, komisyonlarda da
konuşuyoruz, genel değerlendirmelerde de bulundu arkadaşlarım.
Ben, mümkün olduğu kadar maddenin özüne ilişkin ve maddeye
ilişkin değerlendirme yapmak istiyorum. Özellikle bana
ayrılmış olan bu beş dakikada düşüncelerimi
açıklamak istiyorum.
Bu
madde sorunlu bir maddedir yani yasanın birçok maddesi sorunludur belki
ama özellikle denetimi düzenleyen bu maddenin çok sorunlu olduğunu düşünüyorum
iki sebepten dolayı: Birincisi, kamusal bir yetkinin, bir denetim
yetkisinin özel sektöre devredilmesini öngörmektedir. İkincisi, bu
denetimin maliyetini de denetlenene yüklemektedir. Yani, hangi açıdan
bakarsanız bakın sorunlu.
Sondan
başlayacak olursak, bir kamusal yetkinin, bir denetim yetkisinin, bir
kanunun uygulanmasından doğan bir yetkinin masraflarının
yani bu denetimin gerçekleştirilmesinin masraflarının denetlenen
kesimlere, o kanundan etkilenecek denetlenen kesimlere yükleniyor olması,
esasen, ne bizim kamu geleneğimize uygundur ne de bizim hukuk sistemimize
uygudur. Bir yasanın uygulanmasının ortaya çıkabilecek
sonuçlarının tazmin edilmesi ayrı bir şeydir, bir
yasanın uygulanmasının sonuçlarının denetlenmekle
ilgili masraflarının denetlenene aktarılması ayrı bir
şeydir. Örneğin, bir İmar Yasası düzenlemesi var, imara
aykırı bir yapı var, bu yapıyı
yıktırıyorsunuz, eski duruma getiriyorsunuz ve o işlemi
yapan kişiden bunun maliyetini tahsil ediyorsunuz, bu, ayrı bir
şeydir ama orada, o İmar Kanununun uygulanmasıyla ilgili olarak
bir yasal düzenlemeyi uygulamakla yükümlü olan kişilerin, örneğin maaşlarını,
örneğin yol paralarını tutup da o denetlenenden almaya
kalkışmak ise apayrı bir şeydir. Dolayısıyla, bu,
bizim hukuk sistemimizde yer almayan bir durumdur, bizim geleneklerimize de
uygun değildir o yüzden buna şiddetle karşı
çıkıyoruz.
Ancak
bu yasadaki, bu maddedeki asıl önemli sıkıntı kamusal
hizmetin, hatta saf kamusal hizmetin kamudan alınarak -ki denetleme
yetkisidir bu- özel sektöre devredilmesidir. Şimdi, özel sektörün elektrik
piyasasındaki, özellikle enerji piyasasındaki yeri son derece
yenidir. Dolayısıyla, çok tecrübeli olduğunu söyleyemeyiz, çok
ciddi bilgi birikiminin olduğunu söyleyemeyiz. Bu alan, aslında,
kamunun var olduğu, yıllardan beri var olduğu, deneyim ve
tecrübe biriktirdiği bir alandır. Dolayısıyla, özel
sektörün bu konuda herhangi bir bilgi ve birikiminin çok fazla
olmadığını düşünecek olursak, onların denetim
konusunda yetkilendirilmesi ve bununla ilgili raporlar düzenlemesi konusunda
onlardan hizmet alınmasının hem uygun
olmadığını düşünüyoruz hem de bunun birtakım
suistimallere yol açabileceğini düşünüyoruz.
Daha
da önemlisi, bu düzenleme, aslında, Anayasaya aykırıdır.
Aslında, bununla ilgili 5346 sayılı Yasanın ilgili hükmü
2012 yılı Temmuz ayında Anayasa Mahkemesi tarafından iptal
edildi. Bakın, sayın milletvekilleri, Anayasa Mahkemesi
gerektiğinde
masrafları ilgililere ait olmak üzere, EPDK tarafından
yetkilendirilecek denetim şirketlerinden hizmet satın alınarak EPDK
tarafından yaptırılır. hükmünü iptal edildi. Şimdi,
Anayasa Mahkemesi bunun Anayasaya aykırı olduğunu söylüyor.
Yani, bir kamusal hizmetin, bir yasanın uygulanmasından doğan
denetim yetkisinin kamudan alınarak özel sektöre verilmesini Anayasa
Mahkemesi Anayasaya aykırı buluyor. Hâl böyleyken şu anda
konuştuğumuz maddenin ilgili hükmü de aynı buna bağlı,
aynı bu çerçevede hükümler getiriyor. Dolayısıyla, burada
Anayasaya aykırılık çok açık ve nettir.
Dolayısıyla, Anayasa Mahkemesinin -daha üzerinden altı ay
geçmeden- sekiz ay geçmeden iptal ettiği bir hükmü yeniden buraya getirmek
ve yeniden tartışmak, Anayasayı yokmuş gibi kabul etmek ya
Anayasaya saygısızlıktır ya anayasal düzene
saygısızlıktır, Anayasa ile kurulmuş olan çerçeveye
saygısızlıktır ya da özensiz bir biçimde
hazırlanmıştır. Yani, ilgili hükmü buraya koyanlar, bu
çerçevede bir değerlendirme yapanlar bunu görememişlerdir diye
düşünüyorum.
Bu
özelliğiyle, yasanın bu maddesinin bu hükümleri Anayasaya
aykırıdır, Türkiye'nin geleneklerine aykırıdır,
hukuk sistemine aykırıdır. Dolayısıyla, bu maddelerin
yasa metninden çıkarılması gerekir.
Bu
çerçevede hazırlanan önergemize destek talep ediyorum.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Kabul
edilen önerge doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
16ncı
madde üzerinde iki adet önerge vardır okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Elektrik
Piyasası Kanun Tasarısının 16. maddesinin (1).
Fıkrasının b) bendinde geçen "talimatlara" ibaresinin
"mevzuata" şeklinde, (4)'üncü fıkrasında geçen
"getirmesini kabul edilemeyecek düzeyde aksattığının"
ibaresinin "getirilmemesi hâlinde" şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Oktay Vural Alim
Işık Emin
Haluk Ayhan
İzmir Kütahya
Denizli
Bahattin Şeker Necati
Özensoy Özcan
Yeniçeri
Bilecik Bursa
Ankara
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 426 sıra sayılı tasarının 16. Maddesinin 3.
Fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini, 4. Fıkranın madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Osman
Aydın Durdu
Özbolat Haydar
Akar
Aydın
Kahramanmaraş Kocaeli
Candan Yüceer Emre
Köprülü Mehmet
Ali Susam
Tekirdağ Tekirdağ
İzmir
Ümit Özgümüş Kemal
Değirmendereli Vahap Seçer
Adana
Edirne Mersin
(3)
Bir dağıtım bölgesinde lisansı kapsamında faaliyet
gösteren dağıtım şirketinin, mevzuat ihlallerinin
dağıtım faaliyetini Kurum tarafından hazırlanan
yönetmelikte belirlenen usul ve esaslara uygun biçimde yerine getirmesini kabul
edilemeyecek düzeyde aksattığının veya mevzuat ihlallerinin
dağıtım faaliyetinin niteliğini ya da kalitesini kabul
edilemeyecek düzeyde düşürdüğünün veya mevzuata aykırılıkları
itiyat edindiğinin veya acze düşmesi ya da acze düşeceğinin
Kurul kararıyla belirlenmesi durumunda ilgili "İşletme
Hakkı Devir Sözleşmesi hükümleri geçerlidir.
BAŞKAN
- Komisyon önergeye katılıyor mu?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI M. MÜCAHİT FINDIKLI (Malatya)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen?
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Emre Köprülü.
BAŞKAN
- Emre Köprülü, Tekirdağ Milletvekili.
Buyurun.
(CHP sıralarından alkışlar)
EMRE
KÖPRÜLÜ (Tekirdağ) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
AKP tarafından uygulanan dışa bağımlı siyasetin
bir başka tezahürü de çok açık bir biçimde görülmektedir ki enerji
politikasında. Bu politika da artık iflasın eşiğine
gelmiş. Bugün elektrik üretimimizin yüzde 60ı ithal girdilerle
gerçekleştiriliyor. AKP, ülkenin enerji kaynaklarını etkili ve
verimli kullanamadığı için hem dış ticaret
açığı artıyor hem de vatandaşlarımız
elektriği daha pahalı bir biçimde kullanmak zorunda kalıyorlar.
Şimdi,
bu kapsamda yapılacak mevzuat düzenlemelerinde elektriğin yeterli,
sürekli ve düşük maliyetli üretimi ve bu kapsamda da çevreye de uyumlu bir
şekilde tüketicinin kullanımına sunulması şeklinde düzenlemeler
ve mevzuat yapılması gerekirken AKP Hükûmeti tarafından bu
kapsamın tamamen dışında pahalı ve dışa
bağlı bir enerji politikası izleniyor.
Şimdi,
bu yasa kapsamında da açık olarak vatandaş değil,
dağıtım şirketinin ya da şirketlerinin ihtiyaçları
ve beklentileri karşılanıyor, kamusal hizmet ya da halkın
beklentileri hiç önemsenmiyor.
Değerli
milletvekilleri, aslında bu süreç yeni değil, biraz daha bunun
geçmişine gitmemiz lazım. Elektrik dağıtım
işlerinin özelleştirilmesinde ve özelleştirme faaliyetlerinde de
gerekçe ve bu faaliyetlerin altında yatan bu.
Özelleştirmelerden
sonra kamu hizmeti amacı bir tarafa itiliyor, asıl amaç olarak
nasıl daha fazla para kazanırız, nasıl daha fazla kâr
ederiz amacı ortaya çıkıyor.
Şimdi,
sizlere birkaç örnek vereceğim: Şimdi, Trakyada da elektrik
dağıtım işi özelleştirildi ve Trakya Elektrik
Dağıtım AŞ, TREDAŞa verildi. İlk iş olarak
ne yapıldı? İlk iş olarak Trakyada sokak, cadde ve köy
aydınlatmalarında kullanılan 8.113 tane sokak lambası
söküldü. Bunu nereden bu kadar emin konuşuyorum? Önergelerime verilen
cevaplardan konuşuyorum. Köyler, caddeler, meydanlar karanlıkta
kaldı. Çok açık olarak söyleyebiliriz ki cumhuriyetin ilk
yıllarında elektrik giden köyler, cumhuriyetin 90ıncı
yılında, AKP iktidarında karanlıkta kaldı. Bu
ayıp zaten AKP iktidarına yeter ama başka bir olay da var,
sadece Tekirdağ, Edirne ve Kırklareli illerinde elektrik borcunu iki
üç gün içinde ödemedi diye toplam 293 bin abonenin elektriği kesildi, her
birinden 18 lira açma kapama parası toplandı. Yazıktır
vatandaşa yapılan. Yazık ama daha büyük yazık başka.
Ben bunu Sayın Bakana Mecliste sorduğumda Bakan aynen şu
cevabı verdi, tutanak elimde: Bunların hepsi kamu adına
yapılıyor, bunlar şirketin cebine gitmiyor ki. dedi. Bu konu
açık olarak söylüyorum ki doğru değildir. Bakan o günkü oturumda
da hem Meclisi hem halkı yanlış bilgilendirmiştir. Kâr
seviyesinin üstünde çıkanlar devlete gider ama diğerleri
şirketin cebine gider.
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) Kart gönderdim.
EMRE
KÖPRÜLÜ (Devamla) - Başka bir konu daha var değerli milletvekilleri,
para hırsının geldiği son nokta. Bakın, birkaç gazete
haberi okuyayım size: Caminin elektriği borçtan dolayı kesildi,
cemaat namaz kılamadı. Elektriği kesilen camide ezan sesi
sustu.
Şimdi,
bu konuda diyeceksiniz ki: Ya bunlar gazetelerin abartılı haberleri,
böyle şey olur mu? Bunlar yandaş basın, yandaş medya. O
zaman, Bakan Taner Yıldız imzalı soru önergesinden
okuyayım, diyor ki: Keşan, İpsala, Enez ve Çorlu bölgelerinde
toplam 6 adet caminin elektriği borçtan dolayı kesilmiştir.
Şimdi
ben size soruyorum: Camiler, ibadethaneler kâr elde edecek, para
kazanılacak yerler midir? Veya şunu açık olarak söyleyelim:
Bugün Savaş yıllarında, İkinci Dünya Savaşında
askerler, Mehmetçik o camilerde yattı. diye ortalığı
kaldıranlar, kendi dönemlerinde 2013 yılında elektriği
kesildiği için ibadet yapılamayan, ezan okunamayan camiler için hiç
mi bir şey söylemeyecekler? (CHP sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar) Gerçekleri açık olarak ortaya koymak lazım. Bu
iş para kazanmanın dışında, kâr elde etmenin
dışındadır diyorum.
Herkese
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Elektrik Piyasası
Kanun Tasarısının 16. maddesinin (1). Fıkrasının
b) bendinde geçen "talimatlara" ibaresinin "mevzuata"
şeklinde, (4)'üncü fıkrasında geçen "getirmesini kabul
edilemeyecek düzeyde aksattığının" ibaresinin
"getirilmemesi hâlinde" şeklinde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Özcan Yeniçeri (Ankara)
ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI M. MÜCAHİT FINDIKLI (Malatya)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Özcan Yeniçeri, Ankara Milletvekili.
Buyurun.
(MHP sıralarından alkışlar)
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Elektrik Piyasası Kanunu Tasarısının
16ncı maddesinin (1)inci fıkrası üzerinde verdiğimiz
değişiklik önergesini bahane ederek söz almış bulunuyorum.
Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Türkiye'nin
bugün 60 milyar dolar enerji ithalatı için harcadığı bir
para var, gittikçe de artıyor. Türkiye enerjide çok büyük oranda
dışa bağımlı, bu bağımlılık da
büyük oranda İran ve Rusyaya. Genel ithalat içinde ödenen
her 100 doların 22,46 dolarının enerji
için ödendiği de biliniyor. Enerjinin her alanı Türkiye yönünden
hayatidir. Türkiyenin geleceği her şeyden daha çok enerji üretiminde
ve kullanımında sağlayacağı gelişmelere
bağlıdır. Üretmeyen ekonomi refah değil,
bağımlılık yaratır. Enerji, ekonominin de ötesinde
yaşamın ana unsurudur. Bu tasarı, elektrik piyasasında
radikal değişiklikler öngörmesine karşın elektrik üretimi
odaklı bir tasarı değildir. Piyasanın düzenlenmesi,
elektrik üretimini teşvik ve tüketicinin haklarının
korunması ile birlikte bu tasarının düzenlenmesi ve dizayn
edilmesi gerekmekteydi. Piyasa düzenlemesi, bilindiği gibi sistemle
ilgilidir, üretim ve tüketim ise insanla ilgilidir. İnsanı esas
almayan yapısal bir düzenlemenin başarılı olma
şansı da maalesef yoktur.
4628
sayılı Kanunun uygulamaya konulduğu 2001 yılından bu
yana elektrik üretimi, iletimi ve dağıtımı alanında
kamu yararını esas alan ciddi gelişmeler
yaşanmadığı gibi dışa
bağımlılık artmış, kayıp kaçak
oranlarında azalma olmamış ve aboneler yüksek fiyatla elektrik
tüketmek zorunda kalmışlardır.
Bakanlığın,
getirmiş olduğu bu yasa tasarısıyla kafasının
fena hâlde karışık olduğu gözlenmektedir. Enerji
Bakanlığı, âdeta ithalat denildiğinde gözü hiçbir
şeyi görmemektedir. Hadi petrol, doğal gaz ithalatı
anlaşılır bir şey çünkü ülkemizde maalesef zengin
kaynaklarımız yok ama kömür zengini bir ülkeyiz biz aynı zamanda
ve kömür zengini bir Türkiye, kömür ihtiyacının yüzde 91ini ithal
ediyor. Türkiye son dokuz yılda ithal kömüre harcanan parasını
yüzde 547 oranında artırmıştır. Taş kömürü
ihtiyacının yüzde 91i, linyitin ise yüzde 39u ithal ediliyor. 2000
yılına kadar elektrik sisteminde ithal kömür santrali yoktu, daha
sonra yapılan yatırımlar yerli değil, ithal kömürü
kullanacak şekilde santraller olarak kuruldu. Yani, tamamen çok uluslu
şirketlere veya diğer ülkelerin ihtiyaçlarına uygun bir santral
sistemi ikame edildi ve oradan gelen yer altı kaynakları
kullanılıyor. Türkiyenin yer altı kaynakları ise maalesef
kullanılmayı bekliyor.
Değerli
milletvekilleri, piyasa faaliyetleri sonucunda elektrik enerjisinin bugün
kilovatsaat fiyatı çok yüksek rakamlara ulaşmıştır.
Elektrik tüketimi bugün Türkiyede geniş kesimler için risk hâlini
almıştır. Bu kanun tasarısı Elektrik Piyasası
Kanunu olmaktan daha çok tüketiciye yeni yükümlülükler getirme kanun
tasarısıdır.
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Allah Allah ya!
ÖZCAN
YENİÇERİ (Devamla) Evet, peygamber peygamber. Bir de
kelimeişehadet getirin öyle.
Şimdi,
şu hâle bir bakar mısınız? Yani aktif elektrik bedeli,
kayıp kaçak bedeli, perakende hizmet bedeli, iletim bedeli, belediye
tüketim bedeli, enerji fonu, TRT fonu, fon oğlu fon. Yani, vatandaşa
bu kadar bedel, bu kadar fon, bu kadar ilave hangi vicdan alabilecek bir
ilavedir, onu sizin vicdanlarınıza bırakıyorum.
AKP
Hükûmeti, ilginçtir, Şeyh Edebalinin İnsanı yaşat ki
devlet yaşasın. sözünü sürekli olarak tekrarlamasına
karşın çıkardığı her yasa insan
yaşamını daha da zora sokacak politikalarla malul bir politika
izliyor. İnsana âdeta yükümlülük getiren, maliyet getiren,
pahalılık getiren bir politikanın sürdürüldüğünü görüyoruz.
AKPnin devlet yönetiminde esas aldığı bir ilke var; bu, bir cümleyle
Maneviyatçı söylem, materyalist eylem. Hadise budur, tarifiniz de bundan
ibarettir.
Değerli
milletvekilleri -bu zamanın canına okuyayım, bu gene şey yapmış-
bugün yaşanmış, yaşanmakta olan süreçten de
anlaşılacağı gibi, bu kaygıları giderecek, sorunları
çözecek olan yasal düzenlemelerin kamu yararı anlayışı
içinde ele alınması ve tarafların katılımıyla
hazırlanması gerekmektedir.
Yasa
tasarının hayırlı olmasını diliyorum. (MHP ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
17nci
madde üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Elektrik
Piyasası Kanunu Tasarısının 17nci maddesinin 1inci
fıkrasında yer alan veya gerekmesi hâlinde resen revize edilerek
onaylar ibaresinin ve revize edildikten sonra uygun görüldüğü takdirde
onaylanır şeklinde, 2nci fıkrasında geçen formülleri
mevzuatta belirtilen koşullarda tadil edilebilir ibaresinin de formüller
tadil edilebilir şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Oktay
Vural Alim
Işık Emin
Haluk Ayhan
İzmir
Kütahya
Denizli
Bahattin
Şeker Necati
Özensoy
Bilecik
Bursa
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 426 Sıra sayılı Elektrik Piyasası Kanunu
Tasarısının 17 inci maddesinin altıncı
fıkrasının (f) bendinin birinci cümlesinden sonra gelmek üzere
Ancak, bu sınırlamalarla bağlı olmaksızın;
Kurulca sosyal ve ekonomik durumlar gözetilerek belirlenecek bir miktarın
altında elektrik enerjisi tüketen tüketiciler için ayrı tarife
yapılabilir. cümlesinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin
Canikli Mehmet
Doğan Kubat İlyas
Şeker
Giresun
İstanbul
Kocaeli
Ramazan
Can Enver
Yılmaz Salim
Uslu
Kırıkkale
İstanbul
Çorum
Şirin
Ünal İhsan
Şener Ziver
Özdemir
İstanbul
Ordu Batman
Ali
Şahin Mehmet
Akyürek Mustafa
Şahin
Gaziantep
Şanlıurfa
Malatya
Özlem
Yemişçi
Tekirdağ
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 426 sıra sayılı tasarının 17. Maddesinin 1.
Fıkrasında bulunan gerekmesi halinde" ibaresinin,
gerekçelendirilmesi suretiyle" ibaresi ile değiştirilmesini,
6.
Fıkrasının (c) bendinin ikinci cümlesinde bulunan
"teknik" ibaresinden sonra gelen "ve teknik olmayan""
ibaresi madde metninden çıkartılmasını,
7.
Fıkrasının sonunda bulunan "Bakanlar Kurulu kararı ile
belirlenir ve ilgili kurumun bütçesinden ibaresinden sonra gelmek üzere
tüketiciye geri" ibaresinin eklenmesini,
8.
Fıkrasının sonuna "Bireysel aboneliklerde 4077
Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri ile
mala ve cana gelen zararlarda Borçlar Kanunu 49. ve 146. Madde hükümleri
saklıdır." ifadesinin eklenmesini,
3.
Fıkrası ile 6. Fıkrasının (f) bendinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Osman
Aydın Haydar
Akar Vahap
Seçer
Aydın
Kocaeli
Mersin
Durdu
Özbolat Candan
Yüceer Mehmet
Ali Susam
Kahramanmaraş
Tekirdağ
İzmir
Kemal
Değirmendereli Ümit
Özgümüş
Edirne
Adana
(3)
Onaylanan tarifeler içinde, söz konusu tüzel kişinin piyasa faaliyetleri
ile doğrudan ilişkili olmayan unsurlarla sayaç okuma bedeli, teknik
olmayan kayıplar ve TRT payı yer alamaz. İletim ek ücreti bu
hükmün istisnasını oluşturur.
f-)
Son kaynak tedarik tarifesi: Serbest tüketici niteliğini haiz olduğu
hâlde elektrik enerjisini, son kaynak tedarikçisi olarak yetkilendirilen
tedarik lisansı sahibi şirket dışında bir tedarikçiden
temin edemeyen tüketicilerin korunması ve rekabetçi piyasaya yumuşak
geçişini sağlayacak ve son kaynak tedarikçisinin makul kâr etmesine
imkân verecek düzeyde, üç ay geçmemek üzere, yürürlükteki perakende
satış tarifelerini geçmeyecek tarzda hazırlanır. Son kaynak
tedarik yükümlülüğü kapsamında uygulanması öngörülen tarifeler
tedarik lisansı sahiplerince ayrıca teklif edilir. Bu madde ve
gerekçesi ile çelişen kurul kararları geçersiz sayılır.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI M. MÜCAHİT FINDIKLI (Malatya)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Mehmet Ali Susam, İzmir Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET
ALİ SUSAM (İzmir) Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; bu madde aslında mihenk taşlarından bir tanesi.
Tüketicinin tarifelerle hak ve menfaatlerinin korunmasını gösteren
bir madde. Burada verdiğimiz önergedeki maddelere bakarsanız, çok net
bir şekilde -bu kanunun amacında- tüketiciye ucuz ve kaliteli enerji
sağlama konusundaki amaç maddemize uygun, onu tamamlayan önergeler
veriyoruz.
Önerimizin
(6)ncı fıkrasının (c) bendinde teknik ibaresinden sonra
gelen teknik olmayan ibaresinin kaldırılmasını istiyoruz.
Bu ne demektir? Teknik kayıplar evet olabilir ama teknik olmayan
kayıp dediğimiz tanımlama kaçaktır. Kaçak
olayının tüketiciye yansıtılması tüketici hakları
açısından da ve elektrik kullanan tüketiciler açısından da
haksız bir konumdur.
(7)nci
fıkranın sonunda gelen Bakanlar Kurulu kararıyla belirlenir ve
ilgili kurumun bütçesinden ibaresinden sonra gelen sübvanse edilen
paranın geriye -tüketiciden alınmış bir kaynaktır-
verilmesinde tüketiciye iade edilir ibaresinin konulması gerekmektedir.
Ve
yine, (8)inci fıkranın bireysel aboneliklerde 4077 sayılı
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerinde yani
kullanılan elektriklerin teknik nedenlerle tüketiciye zarar
verdiğinde, bu zararlar can ve mal kaybı olabilir, bundan dolayı
tüketiciye, bir tazminat ödenmesi gerekliliği, bu kanunun içerisine
dercedilmelidir.
Yine,
en önemli konulardan bir tanesi, (6)ncı fıkranın (f) bendinde,
söz
konusu tüzel kişinin piyasa faaliyetleriyle doğrudan ilişkili
olmayan unsurlarla, sayaç okuma bedeli, teknik olmayan kayıplar ve TRT
payı yer alamaz. Değerli arkadaşlar, yüzde 2lik TRT payıyla ilgili olarak
Komisyonda da çok konuştuk. Tüm arkadaşların oy birliğiyle
söylediği şey şudur: Doğru, yüzde 2 TRT payı
haksızdır çünkü TRT artık bu ülke koşullarında
diğer medya kanallarından farklı bir kuruluş değildir.
Eğer TRTnin farklılıkları var ve desteklenmesi
gerekiyorsa, bu, vatandaşın cebinden değil, devletin bütçesine
koyacağı bir fondan karşılanmalıdır. Onun için,
TRTyi seyretmeyen insandan da yüzde 2 pay alıyorsunuz. Hele hele sanayiye
geldiğinde bu oranın ne kadar büyük olduğunu, ne kadar
haksız bir vergi olduğunu dikkatlerinize sunuyorum. Bu anlamıyla
TRT payının kaldırılması, bizim uzun zamandır
üzerinde durduğumuz ve bu Meclisin çoğunluğunun da vicdanen
kaldırılmasına inandığı bir konudur. Bu
anlamıyla getirdiğimiz önergede bu vardır.
Son
kaynak tedariği meselesi de bu kanunun önemli konularından bir
tanesidir. Değerli arkadaşlar,
burada, son kaynak tedariğiyle ilgili Komisyonda söylediklerimiz
üzerine görüyorum ki Adalet ve Kalkınma Partisi, bir miktar, tüketicinin
hakkını korumak için miktar sınırlamasıyla bunu hayata
geçirmeye çalışıyor. Nedir bu biliyor musunuz? Ben piyasadan
elektrik almak için gidiyorum, anlaşmışım, bir
dağıtım şirketinden alıyorum ama piyasada daha ucuz
fiyatta elektrik buldum, geçmek istiyorum. Geçmek istediğimde beni
engelleyen bir durum ortaya çıkıyor. Beni piyasanın
belirlediği tarifenin üzerinde bir tarifeyle ürün alma noktasına
getiriyorsunuz. Bu, hiçbir zaman serbest piyasa koşullarına uygun bir
durum değildir; bu, serbest tüketicinin istediği gibi ürünü tedarik
etme noktasında kısıtlayan bir durumdur. Bu anlamıyla,
bunu, tümüyle, ben, yeni bir dağıtım şirketiyle
anlaşma noktasına geldiysem, fiyatı uygun bulduysam ona
geçebilme hakkını alabilmek durumundayım ve işte o zaman
piyasada serbest rekabet ortamını sağlayabiliriz, bu
anlamıyla verdik.
Bu
önergelerin hepsi tüketiciyi korumaya dayalıdır. Desteklerinizi
bekliyor, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 426 Sıra sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Tasarısının
17 inci maddesinin altıncı fıkrasının (f) bendinin
birinci cümlesinden sonra gelmek üzere Ancak, bu sınırlamalarla
bağlı olmaksızın; Kurulca sosyal ve ekonomik durumlar
gözetilerek belirlenecek bir miktarın altında elektrik enerjisi
tüketen tüketiciler için ayrı tarife yapılabilir. cümlesinin
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin
Canikli (Giresun) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI M. MÜCAHİT FINDIKLI (Malatya)
Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılıyoruz Sayın Başkan.
MAHİR
ÜNAL (Kahramanmaraş) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Herkesin serbest tüketici
olduğu durumda; tüketicilerin rekabetçi piyasaya geçmesini teşvik
edecek şekilde belirlenecek bir tarifenin tedarikçisini seçemeyecek
durumda olan tüketiciler aleyhine oluşturacağı etkilerin önlenmesi
amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Elektrik
Piyasası Kanunu Tasarısının 17nci maddesinin 1inci
fıkrasında yer alan veya gerekmesi hâlinde resen revize edilerek
onaylar ibaresinin ve revize edildikten sonra uygun görüldüğü takdirde
onaylanır şeklinde, 2nci fıkrasında geçen formülleri
mevzuatta belirtilen koşullarda tadil edilebilir ibaresinin de formüller
tadil edilebilir şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Oktay
Vural (İzmir) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI M. MÜCAHİT FINDIKLI (Malatya)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge
üzerinde söz isteyen Necati Özensoy, Bursa Milletvekili. (MHP
sıralarından alkışlar)
NECATİ ÖZENSOY
(Bursa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; verdiğimiz
önergeyle ilgili söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu madde tarifeler ve
tüketicilerin desteklenmesiyle ilgili bir madde. Tabii, tarifelerin
belirlenmesiyle tüketicileri koruyup kollamak tek başına yetmiyor.
Tarifelerin nasıl belirleneceğiyle ilgili bir sürü madde
konulmuş burada. Zaten mevcutta da buna benzer tarife belirlenmeleri var.
Ancak burada yeni, (7)nci fıkrada,
tüketicilerin desteklenmesi fıkrasında Belirli bölgelere veya
belirli amaçlara yönelik olarak tüketicilerin desteklenmesi amacıyla
sübvansiyon yapılması gerektiğinde, sübvansiyon fiyatlara
müdahale edilmeksizin yapılır. Sübvansiyonun tutarı ile usul ve
esasları ilgili Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu
kararıyla belirlenir ve ilgili kurumun bütçesinden ödenir. diyor.
Şimdi, bunun hangi maksatla, ne için yapıldığı da çok
fazla belli olmayan muğlak bir ifade. Elbette tüketicilere sübvansiyon
gerekiyor.
Bu
anlamda, hep bu kanun görüşüldüğünden bu yana, başından
beri tartışılan en önemli konulardan bir tanesi de tabii
tüketicilerin aslında haksız yere ödedikleri kaçak elektrik fiyatları.
Şimdi, Sayın Bakan tabii ocak ayında bir açıklama
yapmış bir gazetede, orada demiş ki: Kayıp kaçak
miktarı yüzde 15e çıktı Sayın Bakan yuvarlamış
rakamı, kayıp kaçak miktarı şu anda özelleşen
dağıtım şirketleri değerleri de dâhil yüzde 16,8. Bunu
TEDAŞın resmî belgesinden söylüyorum size.
Şimdi,
bakın, biraz önce de yine Özcan Bey faturalarda fonlardan, vesairelerden
bahsetti. Yine, TEDAŞın tarifelendirmesine
baktığımızda, bu yüzde 16,8den TRT payı
alınıyor, diğer ilave bütün fonlar, vergiler alınıyor.
Ya, bari hiç olmazsa vatandaşın kullanmadığı,
birilerinin hırsızlık yaparak yani başkalarının
çaldığı o elektrik tüketimini ödeyen vatandaştan bu fiyatların
üzerinden TRT payı, efendim, fonlar, vergiler alınmasın yani bu
kayıp kaçak oranının, faturasını ödeyen
vatandaşlara ödettirilmesi zaten bir yük, bir garabet. Bir de onun üzerine
bu kayıp kaçak oranlarından da, bakın, TRT payı ve
diğer fonlar ve işte KDV vesaire alınıyor. Yani yüzde 16,8
öyle küçük bir rakam değil, yaklaşık 250 milyar kilovatsaatlik
bir rakam yani çarptığımızda bedeliyle, bütün her şeyi
üzerine koyarsanız neredeyse 80-90 milyar lirayı bulan bir
meblağdan bahsediyoruz, bunun yüzde 16sından bahsediyoruz yani 10
milyon liradan, 20 milyon liradan bahsetmiyoruz. Kayıp kaçağın
içerisinde yüzde 2lik TRT payı bile 80-90 milyon lira tutuyor.
Değerli
arkadaşlar yani bunları, elektrik piyasasıyla ilgili böyle
bundan sonrasıyla alakalı kapsamlı bir şeyi
görüşüyorsak hiç olmazsa burada vatandaşı koruyup kollayacak bir
yasaysa yani tarifeler ve tüketicilerin desteklenmesi ise nasıl
tüketicileri desteklemeyi
Bakın, daha önce de ben ifade ettim. Bu
işte bu kaçağı önleyemeyen devletse, bunun suçlusu devletse
Kaldı
ki yine EPDK kararlarıyla bölgesel fiyatlandırmaya geçilecekti. Hadi
geçilmedi, Sayın Bakanın dediği gibi, bölgesel fiyat
farklılıkları da doğru değil, o bölgelerde
faturalarını ödeyenlerin de onlardan tahsil edilmesi doğru
değil ama buradaki sübvansiyonu işte o kaçaklara devletin veya
işte bakanlığın kullanması lazım. Yani fatura
ödeyen vatandaşlara yüklemenin doğru olmadığı zaten
zaman zaman mahkeme kararlarında bile olsa bir türlü hayata geçirilmiyor.
Bütün
bunların uygulamada dikkate alınmasını buradan talep
ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Kabul
edilen önerge doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
18inci
madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Elektrik
Piyasası Kanunu Tasarısının 18nci maddesinin (2).
fıkrasında geçen işletme hakkı ibaresinden önce gelmek
üzere 20 yıla kadar ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Oktay Vural Alim
Işık Emin
Haluk Ayhan
İzmir Kütahya Denizli
Bahattin Şeker Necati Özensoy
Bilecik Bursa
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 426 sıra sayılı tasarının 18. Maddesinin 2.
Fıkrasındaki düzenlenebilir ibaresinin düzenlenir şeklinde
değiştirilmesini ve maddenin sonuna aşağıdaki
fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Osman Aydın Aykut Erdoğdu Haydar
Akar
Aydın İstanbul Kocaeli
Vahap Seçer Candan
Yüceer Durdu
Özbolat
Mersin Tekirdağ Kahramanmaraş
Mehmet Ali Susam Ümit Özgümüş Kemal
Değirmendereli
İzmir Adana Edirne
5)
Bu özelleştirme uygulamaları sırasında ve sonrasında,
bu kanunda belirtilen dağıtım faaliyetlerinde yer alan herhangi
bir gerçek veya özel sektör tüzel kişisinin kontrol ettiği
dağıtım şirketleri uhdesindeki bölgelerde
dağıtılan toplam elektrik enerjisi miktarı, bir önceki
yıl tüm dağıtım bölgelerinde dağıtılan
elektrik enerjisi miktarının yüzde yirmisinden fazla olamaz.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI M. MÜCAHİT FINDIKLI (Malatya)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Aykut Erdoğdu, İstanbul Milletvekili.
(CHP sıralarından alkışlar)
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bu kanunun, başından beri bu kanunun vahşi
kapitalist sistemin bir parçası olduğunu ve uluslararası finans
kapitalin ülkemizi işgal kanunu olduğunu anlatmaya
çalıştık. Şimdi bunu yine somut bir madde üzerinden,
18inci madde üzerinden anlatmaya çalışacağım.
Değerli
arkadaşlar, bu ülkenin Türkiye Elektrik Kurumu diye bir kurumu vardı.
Bu Türkiye Elektrik Kurumunu finans kapitalin talimatları çerçevesinde
tekelci bir yapıdır diye önce üçe böldüler. Bu üçe bölmenin sebebi,
üretim, iletim ve dağıtımın tek bir kamunun elinde
bulunmasının rekabeti bozduğu gerekçesiydi. TEDAŞ,
TEİAŞ, TETAŞ ve EÜAŞ olmak üzere şirketler bölündü.
EÜAŞ üretimde, TEİAŞ iletimde, TETAŞ ise bir Düyun-ı
Umumiye kurumu olarak daha önce yapılmış yolsuzlukların
finans kalesi olarak kuruldu, bir de TEDAŞ şirketi kuruldu. Önce
dağıtım şirketleri özelleştirildi.
Peki,
TEK bölünürken ne denilmişti? Bu tek bir yapıdır, tekelci bir
yapıdır, yatay, bütünleşik bir yapıdır, rekabet
yoktur. diye bölünmüştü. Kanunda şöyle bir hüküm vardı, diyordu
ki bu özelleştirme sırasında, bu bölünmenin
mantığı içerisinde: Elektrik dağıtım
şirketi özelleştirmelerinde Türkiyenin toplam elektrik
dağıtımının yüzde 20sinden fazlası bir
şirketin eline geçemez. diye hüküm vardı. Bu yüzde 20sinin, eline
geçemez mantığı o özelleştirme kısmındaki
tekelci yapıyı bozmak üzere kurulmuştu. Şimdi, getirilen bu
kanun maddesiyle önce yüzde 30 düşünüldü, şimdi bu
sınırlandırma da kaldırıldı. Siz şimdi
diyeceksiniz ki: Acaba bu sınırlandırmanın
kaldırılmasının mantığı nedir?
Değerli
arkadaşlar, bir tane enerji şirketi var. Bu enerji şirketi Çoruh
Elektrik, Fırat Elektrik ve Trakya Elektriki satın aldı. Toplam
piyasanın yüzde 7,46sıdır bu şirketin büyüğü. Vangölü
ve Boğaziçi Şirketini de satın aldı ve onay bekliyor. Bu
iki şirketin toplam büyüklüğü de 14,56dır. Yani bir şirket
toplam elektrik dağıtım piyasasının ne
kadarını ele geçirmiş oldu? Yüzde 21ini. Şimdi aynı
şirket AYEDAŞ ve Toroslara da teklif verdi. Bu iki şirketin de
toplamı yaklaşık yüzde 17. Yani tek bir şirket bu ülkenin
toplam elektrik dağıtımının yüzde 37sine hâkim olmak
üzere. Şimdi, peki, biz dönüyoruz, bu şirket nasıl bir
şirket? Bu şirketin yönetim kurulu başkanı bir enerji
yolsuzluğunda rüşvet suçundan hüküm giymiştir değerli
arkadaşlar.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Yok artık.
AYKUT
ERDOĞDU (Devamla) Rüşvet suçundan hüküm giymiştir, bunu
Sayın Bakan da bilmektedir. Şimdi, biz kamunun
varlığını, halkın varlığını, TEKi
üçe bölüp, paramparça edip satarken ne dedik? Rekabetçi yapılar ortaya
koyacağız, hizmet kalitesi artacak ve fiyatlar düşecek,
değil mi? Şimdi, düşünün ki bir şirkete, Türkiyenin
elektrik dağıtımının yüzde 37sini tek ele vermiş
durumdasınız. Bu şirketi finanse eden de uluslararası
finans şirketleri.
Bu
özelleştirmelerde yapılanlar burada bitmiyor değerli
arkadaşlar. TEDAŞ özelleştirmelerinin ne anlama geldiğini
önümüzdeki dönemde nesiller anlayacaklar değerli arkadaşlar ve buna,
çıkardığınız kanunlarla ne yazık ki iktidar partisi
sebep olmuş olacak.
Değerli
arkadaşlar, demin Emre kardeşim çıktı burada cami
elektriğinden bahsetti. Ben size bir olayı anlatmak istiyorum. Bir
şirket var, özelleştirmeden bir dağıtım şirketini
almış. Bu özelleştirmeden dağıtım şirketini
alan bu firma, sokak elektriğinin, camilerin, okulların
parasını hazineden tahsil ediyor çünkü bunlar kamusal alan
olduğu için hazine bunların parasını ödüyor ve cami
elektriğine, sokak elektriğine, okul elektriğine çift saat
takarak buralarda dolandırıcılıklar
yaptığına yönelik iddialara ilişkin bir iddianame
düzenleniyor ve bu iddianame, bu rapor cumhuriyet başsavcılığına
iletiliyor. Ben bu raporu ısrarla Enerji Bakanlığının
ilgili genel müdürlüğünden anayasal hakkım gereği istiyorum ve
bu raporu vermiyor.
Peki,
bu şirket hangi şirket? Sizler çok üzülebilirsiniz,
kırılabilirsiniz ama bu şirket, Sayın Genel
Başkanınızın damadının yönettiği şirket
değerli arkadaşlar. Eğer bu Cumhuriyet Halk Partisi adına
olmuş olsaydı, bizim Genel Başkanımızın
damadının yönettiği şirket nitelikli dolandırıcılıktan
yargılanıyor olsaydı bu Cumhuriyet Halk Partisi o Genel
Başkanı bir gün tutmazdı. Bu yüzden bunun adı Cumhuriyet
Halk Partisidir. (CHP sıralarından alkışlar)
Şimdi
bu gerçeği öğrendiniz, şimdi bu gerçekle yüzleşin.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına,
Elektrik
Piyasası Kanunu Tasarısının 18nci maddesinin (2).
Fıkrasında geçen işletme hakkı ibaresinden önce gelmek
üzere 20 yıla kadar ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Alim Işık
(Kütahya) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI M. MÜCAHİT FINDIKLI (Malatya)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Alim Işık, Kütahya Milletvekili. (MHP
sıralarından alkışlar)
ALİM
IŞIK (Kütahya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
günün bu geç vaktinde hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Söz
konusu elektrik
BAŞKAN
Alim Bey, yeni başladık henüz, geç vakit değil yani.
Buyurun.
ALİM
IŞIK (Devamla) Yani bugünün geç vaktini, yarının erken vakti
sayabiliriz ama her şeye rağmen, tabii, çalışmaya devam
edeceğiz.
Elektrik
Piyasası Kanununun özelleştirmeyle ilgili 18inci maddesi üzerinde
vermiş olduğumuz önerge için söz aldım.
Özellikle
bu maddenin çok önemli bir madde olduğunu düşünüyoruz. Gerçekten
Türkiyenin çok stratejik konularından birisi olan enerji konusu,
maalesef, son on yılda izlenen politikaların sonucu olarak geldi,
dayandı- özelleştirilecek yani satılacak son tesislerin yer
aldığı konu hâline geldi. Cumhuriyet tarihi boyunca
yapılmış olan birçok fabrika, tesis satıldı,
otoyollar, köprüler satıldı, şimdi sıra elektrik
tesislerine geldi. Herhâlde bundan sonra kalan sadece su ve hava var, sıra
da onlara gelecek.
Şimdi,
bu politikayı tabii ki şu anda yürütmeden sorumlu Hükûmet bir
şekilde değerlendirecek, bunun doğru ya da yanlış
olduğuna da vatandaşımız karar verecek. Biz her şeye
rağmen yapılacak olan özelleştirmelerin doğru
yapılması arzusundayız. Onun için de yasal düzenlemeleri
açık kapı bırakmayacak şekilde yapmamız hâlinde
yaşanacak ve biraz önce birçok örneğini hepimizin duyduğu ve
şimdiye kadar değişik defalar değişik
milletvekillerimiz tarafından burada dile getirilen özelleştirmelerdeki
usulsüzlükler, yolsuzluklar konusunu bu yapılacak iyi düzenlemelerle aza
indirebilir miyiz, engelleyebilir miyiz? diye gayret ediyoruz.
Önergemiz
de bu elektrik tesislerinin özelleştirilmesi sırasında özellikle
TEDAŞ ve diğer ilgili kurumlar tarafından yapılacak
işletme hakkı devirlerinde bir süre konmasıyla ilgili.
Tasarının ilgili maddesinin (2)nci fıkrasına
baktığımızda Elektrik dağıtım
şirketleri ile İlgili bölgede faaliyet göstermek üzere kurulan
elektrik dağıtım şirketleri ile TEDAŞ arasında
işletme hakkı devir sözleşmesi düzenlenebilir. diyor ve bunun
belirli bir süreye bağlanması söz konusu ama bu süre belirsiz.
İşte önergemiz yirmi yıla kadar bu sözleşmenin
yapılabilmesi ve işletme hakkının yirmi yılı
aşmamasına yönelik bir düzenlemeyi kapsıyor. Neden yirmi
yıl? Daha yeni şu anda süreci devam eden Seyitömer Termik Santrali ve
Seyitömer Linyit İşletmesi kömür sahasının bir bütün
hâlinde ihaleye çıkılmasında bir madde kondu, kömür
sahaları işletme hakkı devriyle satışa
çıkıldı ve 2054 yılına kadar, tekrar söylüyorum, kırk
bir yıllığına oradaki tüm rezervin tamamının
bitirileceği bir süreye göre özelleştiriliyor.
Değerli
milletvekilleri, bu ülkenin yarınını satarak
doğmamış çocukların hakkını yemek hiçbirimizin
haddi değil. Şimdi yapılacak olan yine bu sahadaki özelleştirmelerde
kırk, elli yıllık işletme hakkı devirleriyle
Türkiyenin tüm rezervlerini satacağız. O nedenle buraya bir süre
konmasının bu ülkenin yararına olduğunu düşünüyoruz.
Özelleştirme konusunun bir kez daha yüce Meclis tarafından yeniden
değerlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz. İlla satmak
zorunda değiliz, geliniz bu elektrik özelleştirmelerinin, özellikle
üretim tesislerinin özelleştirilmesinin önüne geçelim, bundan vazgeçelim
diyoruz. Çünkü bununla rekabet etme şansınız yok. Bugün,
yap-işlet-devret, yap-işlet, EÜAŞ bünyesindeki santrallere
BOTAŞta 600 dolar/metreküp fiyatla verilen doğal gaza
karşılık özel üreticilere 360 dolar/metreküp fiyatla verilen bir
Türkiyede özel sektörle diğerlerinin rekabet etme şansı yok.
Bunların önüne geçmemiz lazım.
Bu
duygu ve düşüncelerle hepinizi tekrar saygıyla selamlıyor,
önergemize desteğinizi bekliyoruz. (MHP ve CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
19uncu
madde üzerinde 3 adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 426 sıra sayılı tasarının 19. Maddesinin 3.
Fıkrasındaki tarifeler yoluyla ibaresinin Bakanlık
bütçesince şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Osman Aydın Haydar Akar Vahap
Seçer
Aydın Kocaeli Mersin
Durdu Özbolat
Candan Yüceer Mehmet Ali Susam
Kahramanmaraş Tekirdağ İzmir
Ümit Özgümüş Kemal Değirmendereli Kazım Kurt
Adana
Edirne
Eskişehir
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 426 sıra sayılı Kanun Tasarısının 19.
maddesinin (1), (3), (7) ve (8). fıkralarının
aşağıdaki şekilde değiştirilerek (9).
fıkranın madde metnine eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Alim Işık Necati
Özensoy Emin
Haluk Ayhan
Kütahya Bursa Denizli
Oktay Vural Cemalettin
Şimşek Reşat
Doğru
İzmir Samsun Tokat
(1)
Elektrik piyasasında üretim faaliyetlerinde bulunan önlisans veya lisans
sahibi özel hukuk tüzel kişilerinin kamulaştırma talepleri Kurum
tarafından değerlendirilir ve uygun görülmesi hâlinde 2942
sayılı Kamulaştırma Kanununda belirtilen esaslar dahilinde
Kurumca kamulaştırma yapılır. Bu konuda Kurulca verilecek
olan kamulaştırma kararları kamu yararı kararı yerine
geçer. Bu durumda kamulaştırma bedelleri ile kamulaştırma
işlemlerinin gerektirdiği diğer giderler kamulaştırma
talebinde bulunan önlisans veya lisans sahibi tüzel kişi tarafından
ödenir.
(3)
Elektrik Piyasasında Dağıtım Faaliyetlerinde bulunan lisans
sahibi özel hukuk tüzel kişilerinin, dağıtım faaliyetleri
için gerekli olan özel mülkiyetteki taşınmaz mallarla ilgili
kamulaştırma talepleri TEDAŞ Genel Müdürlüğünce
değerlendirilir ve uygun görüşmesi halinde TEDAŞ Genel
Müdürlüğünce kamulaştırma kararları alınarak
kamulaştırma işlemleri yürütülür. Elektrik
Dağıtım tesisleri ile ilgili kamulaştırma bedelleri
ile kamulaştırma işlemlerinin gerektirdiği diğer
giderler kamulaştırma talebinde bulunan dağıtım
lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından ödenir.
Dağıtım
lisansı sahibi tüzel kişilerce ödenen, yeni dağıtım
tesisleri ile ilgili yapılan kamulaştırmaların
gerektirdiği kamulaştırma bedelleri ile diğer giderler bu
tüzel kişilere tarifeler yoluyla geri ödenir.
(7)
Özel hukuk tüzel kişilerince yürütülen üretim faaliyetleri için gerekli
olan Hazineye ait taşınmazlar dışındaki kamu kurum
veya kuruluşlarına ait taşınmazlar Kurumca,
dağıtım faaliyetleri için gerekli olan Hazineye ait
taşınmazlar dışındaki kamu kurum veya kuruluşlarına
ait taşınmazlar TEDAŞ Genel Müdürlüğünce, 2942
sayılı Kamulaştırma Kanununun 30 uncu maddesi uygulanarak
temin edilir. Bu taşınmazlar üretim veya dağıtım
tesislerinin mülkiyetine sahip olan ilgili kamu kurum veya kuruluşuna,
bunların bulunmaması hâlinde ise Hazineye ait olur.
(8)
Piyasada üretim faaliyetinde bulunan önlisans veya lisans sahibi özel hukuk
tüzel kişileri, faaliyetleri ile ilgili olarak Hazinenin mülkiyetindeki
veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazlar üzerinde
irtifak hakkı tesisi, kullanma izni veya kiralama yapılabilmesi için
Kurumdan talepte bulunur. Bu talebin Kurulca uygun görülmesi hâlinde, ilgili
mevzuat uyarınca Maliye Bakanlığı ile önlisans veya lisans
sahibi özel hukuk tüzel kişileri arasında önlisans veya lisans süresi
ile sınırlı olmak üzere irtifak hakkı tesisi, kullanma izni
veya kiralama sözleşmesi düzenlenir. Bu sözleşmelerde,
sözleşmenin geçerliliğinin önlisansın veya lisansın
geçerlilik süresi ile sınırlı olacağı hükmü yer
alır. Bu şekilde tesis edilen irtifak hakkı, kullanma izni veya
kiralama bedelini ödeme yükümlülüğü, önlisans veya lisans sahibi özel
hukuk tüzel kişisine aittir.
Piyasada
dağıtım faaliyetinde bulunan lisans sahibi özel hukuk tüzel
kişileri, faaliyetleri ile ilgili olarak Hazinenin mülkiyetindeki veya
Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazlar üzerinde daimi
irtifak hakkı tesisi, kullanma izni veya kiralama yapılabilmesi için
Maliye Bakanlığından talepte bulunur. Bu talebin Maliye Bakanlığınca
uygun görülmesi hâlinde, ilgili mevzuat uyarınca Maliye
Bakanlığı ile dağıtım lisansı sahibi özel
hukuk tüzel kişileri arasında, TEDAŞ Genel Müdürlüğü lehine
daimi irtifak hakkı tesisi, lisans süresi ile sınırlı olmak
üzere kullanma izni veya kiralama sözleşmesi düzenlenir. Bu şekilde
tesis edilen ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11 inci
maddesine göre belirlenecek daimi irtifak hakkı bedeli ile kullanma izni
veya kiralama bedelini ödeme yükümlülüğü dağıtım
lisansı sahibi özel hukuk tüzel kişisine aittir.
Dağıtım lisansı sahibi özel hukuk tüzel kişileri
tarafından ödenen söz konusu daimi irtifak hakkı, kullanma izni veya
kiralama bedelleri tarifeler yoluyla geri alınır.
Piyasada
kamu tüzel kişiliğini haiz önlisans veya lisans sahibi tüzel
kişilerce yürütülen üretim, dağıtım veya iletim
faaliyetleri için gerekli olan. Hazinenin özel mülkiyetindeki veya Devletin
hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazlarla ilgili olarak irtifak
hakkı tesisinin veya kullanma izni verilmesinin talep edilmesi hâlinde,
Maliye Bakanlığı tarafından ilgili kamu tüzel kişileri
lehine lisans süresince bedelsiz irtifak hakkı tesis edilir veya kullanma
izni verilir.
(9)
Kurum veya TEDAŞ Genel Müdürlüğü tarafından ya da kamu tüzel
kişiliğini haiz önlisans veya lisans sahibi tüzel kişilerce,
elektrik, doğal gaz ve petrol piyasası faaliyetleri için gerekli olan
taşınmazlar, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun
27 nci maddesi hükümlerine göre acele kamulaştırılabilir.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
426 sıra
sayılı Elektrik Piyasası Kanun Tasarısının 19.
maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Adil
Kurt Hüsamettin
Zenderlioğlu İbrahim
Binici
Hakkâri Bitlis Şanlıurfa
Hasip
Kaplan İdris
Baluken
Şırnak Bingöl
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI M. MÜCAHİT FINDIKLI (Malatya)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Daha
önce de çeşitli sorunlara ve hak gasbedilmelerine neden olan acele
kamulaştırma yasası nedeniyle, mülkiyet hakkı ihlal
edilmektedir. Yine kamulaştırmanın halkın ya da mülkiyet
sahibinin iradesi dışında cebren yapılması, evrensel
haklar bakımından kabul edilemezdir. Bu nedenle bu madde tasarı
metninden çıkarılmalıdır.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunacağım, karar yeter
sayısı arayacağım.
Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı yoktur.
Beş
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 22.53
SEKİZİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 23.02
BAŞKAN: Başkan Vekili
Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Fatih
ŞAHİN (Ankara)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 75inci Birleşiminin
Sekizinci Oturumunu açıyorum.
Bingöl
Milletvekili İdris Baluken ve arkadaşlarının önergesinin
oylanmasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi önergeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar
yeter sayısı arayacağım.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum:
Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kâtip
üyeler arasında anlaşmazlık olduğu için elektronik cihazla
oylama yapacağım.
Bir
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı vardır, önerge
reddedilmiştir.
19uncu
madde üzerindeki diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 426 sıra sayılı Kanun Tasarısının 19.
maddesinin (1), (3), (7) ve (8). fıkralarının
aşağıdaki şekilde değiştirilerek (9).
fıkranın madde metnine eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Alim Işık (Kütahya) ve
arkadaşları
(1)
Elektrik piyasasında üretim faaliyetlerinde bulunan önlisans veya lisans
sahibi özel hukuk tüzel kişilerinin kamulaştırma talepleri Kurum
tarafından değerlendirilir ve uygun görülmesi hâlinde 2942
sayılı Kamulaştırma Kanununda belirtilen esaslar dahilinde
Kurumca kamulaştırma yapılır. Bu konuda Kurulca verilecek
olan kamulaştırma kararları kamu yararı kararı yerine
geçer. Bu durumda kamulaştırma bedelleri ile kamulaştırma
işlemlerinin gerektirdiği diğer giderler kamulaştırma
talebinde bulunan önlisans veya lisans sahibi tüzel kişi tarafından
ödenir.
(3)
Elektrik Piyasasında Dağıtım Faaliyetlerinde bulunan lisans
sahibi özel hukuk tüzel kişilerinin, dağıtım faaliyetleri
için gerekli olan özel mülkiyetteki taşınmaz mallarla ilgili
kamulaştırma talepleri TEDAŞ Genel Müdürlüğünce
değerlendirilir ve uygun görüşmesi halinde TEDAŞ Genel
Müdürlüğünce kamulaştırma kararları alınarak
kamulaştırma işlemleri yürütülür. Elektrik
Dağıtım tesisleri ile ilgili kamulaştırma bedelleri
ile kamulaştırma işlemlerinin gerektirdiği diğer
giderler kamulaştırma talebinde bulunan dağıtım
lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından ödenir.
Dağıtım
lisansı sahibi tüzel kişilerce ödenen, yeni dağıtım
tesisleri ile ilgili yapılan kamulaştırmaların
gerektirdiği kamulaştırma bedelleri ile diğer giderler bu
tüzel kişilere tarifeler yoluyla geri ödenir.
(7)
Özel hukuk tüzel kişilerince yürütülen üretim faaliyetleri için gerekli
olan Hazineye ait taşınmazlar dışındaki kamu kurum
veya kuruluşlarına ait taşınmazlar Kurumca,
dağıtım faaliyetleri için gerekli olan Hazineye ait taşınmazlar
dışındaki kamu kurum veya kuruluşlarına ait
taşınmazlar TEDAŞ Genel Müdürlüğünce, 2942 sayılı
Kamulaştırma Kanununun 30 uncu maddesi uygulanarak temin edilir. Bu
taşınmazlar üretim veya dağıtım tesislerinin
mülkiyetine sahip olan ilgili kamu kurum veya kuruluşuna, bunların
bulunmaması hâlinde ise Hazineye ait olur.
(8)
Piyasada üretim faaliyetinde bulunan önlisans veya lisans sahibi özel hukuk
tüzel kişileri, faaliyetleri ile ilgili olarak Hazinenin mülkiyetindeki
veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazlar üzerinde
irtifak hakkı tesisi, kullanma izni veya kiralama yapılabilmesi için
Kurumdan talepte bulunur. Bu talebin Kurulca uygun görülmesi hâlinde, ilgili
mevzuat uyarınca Maliye Bakanlığı ile önlisans veya lisans
sahibi özel hukuk tüzel kişileri arasında önlisans veya lisans süresi
ile sınırlı olmak üzere irtifak hakkı tesisi, kullanma izni
veya kiralama sözleşmesi düzenlenir. Bu sözleşmelerde,
sözleşmenin geçerliliğinin önlisansın veya lisansın
geçerlilik süresi ile sınırlı olacağı hükmü yer
alır. Bu şekilde tesis edilen irtifak hakkı, kullanma izni veya
kiralama bedelini ödeme yükümlülüğü, önlisans veya lisans sahibi özel
hukuk tüzel kişisine aittir.
Piyasada
dağıtım faaliyetinde bulunan lisans sahibi özel hukuk tüzel
kişileri, faaliyetleri ile ilgili olarak Hazinenin mülkiyetindeki veya
Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazlar üzerinde daimi
irtifak hakkı tesisi, kullanma izni veya kiralama yapılabilmesi için
Maliye Bakanlığından talepte bulunur. Bu talebin Maliye
Bakanlığınca uygun görülmesi hâlinde, ilgili mevzuat
uyarınca Maliye Bakanlığı ile dağıtım
lisansı sahibi özel hukuk tüzel kişileri arasında, TEDAŞ
Genel Müdürlüğü lehine daimi irtifak hakkı tesisi, lisans süresi ile
sınırlı olmak üzere kullanma izni veya kiralama sözleşmesi
düzenlenir. Bu şekilde tesis edilen ve 2942 sayılı Kamulaştırma
Kanununun 11 inci maddesine göre belirlenecek daimi irtifak hakkı bedeli
ile kullanma izni veya kiralama bedelini ödeme yükümlülüğü
dağıtım lisansı sahibi özel hukuk tüzel kişisine
aittir. Dağıtım lisansı sahibi özel hukuk tüzel
kişileri tarafından ödenen söz konusu daimi irtifak hakkı,
kullanma izni veya kiralama bedelleri tarifeler yoluyla geri alınır.
Piyasada
kamu tüzel kişiliğini haiz önlisans veya lisans sahibi tüzel
kişilerce yürütülen üretim, dağıtım veya iletim
faaliyetleri için gerekli olan Hazinenin özel mülkiyetindeki veya Devletin
hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazlarla ilgili olarak irtifak
hakkı tesisinin veya kullanma izni verilmesinin talep edilmesi hâlinde,
Maliye Bakanlığı tarafından ilgili kamu tüzel kişileri
lehine lisans süresince bedelsiz irtifak hakkı tesis edilir veya kullanma
izni verilir.
(9)
Kurum veya TEDAŞ Genel Müdürlüğü tarafından ya da kamu tüzel
kişiliğini haiz önlisans veya lisans sahibi tüzel kişilerce,
elektrik, doğal gaz ve petrol piyasası faaliyetleri için gerekli olan
taşınmazlar, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun
27 nci maddesi hükümlerine göre acele kamulaştırılabilir.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ M. MÜCAHİT FINDIKLI (Malatya)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Şandır, gerekçeyi mi okutuyorum?
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Sayın Emin Haluk Ayhan...
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Emin Haluk Ayhan, Denizli Milletvekili. (MHP
sıralarından alkışlar)
EMİN
HALUK AYHAN (Denizli) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan 426 sıra
sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Tasarısının
19uncu maddesinde değişiklikler ile fıkra eklenmesine
ilişkin önerge üzerinde söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. Yüce heyetinizden de önergemize destek talep ediyorum.
Şimdi,
kanun yapımına gerçekten Hükûmetin ve komisyonların -AKPli
üyeler özelikle- bakış açısı açısından,
tasarıların hazırlanması ve görüşülmesinde seviye
açısından önemli irtifa kaybedildiğini ifade etmek istiyorum. Bunu
söylememin sebebi şu: 10 madde, 13 madde şeklinde düzenlenecek bir
hükmü 1 maddeye sığdırıyorsunuz. Bir değişiklik
de yapmak istersek bunun nasıl olduğunu size anlatmak için biz bu
önergeyi verdik, gerekçemizde de diğer nedenleri belli.
Şimdi,
gerekçemiz ise bilindiği üzere 4628 sayılı Elektrik
Piyasası Kanununun yürürlüğe girdiği 2001 yılından itibaren
EPDK üretim ve dağıtım tesislerinin yapılabilmesi için
gerekli olan özel mülkiyetteki taşınmaz malların
kamulaştırılma işlemleri yürütülüyor. Hâlen 800
dolayında enerji yatırımıyla ilgili taşınmaz
malların temini işlemleri yürütülüyor. Görüşülmekte olan bu
tasarının 19uncu maddesinin bu hâliyle yasalaşması halinde
enerji yatırımlarının yapılmasının
aksayacağı, yetki karmaşasına sebep olunacağı,
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunca yürütülen işlemlerin akamete
uğrayacağı, bu nedenlerle de enerji yatırımlarının
bir an önce gerçekleştirilebilmesi için önergemizde yer alan
düzenlemelerin yapılması gerektiği düşünülmektedir. Bu
nedenle desteğinizi istiyoruz.
Gecenin
bu saatinde fazla bir şey söylemek istemiyorum, önerge de yeterince
açık. Ancak tasarı görüşmelerinin gerek Komisyonda gerekse Genel
Kurul görüşmeleri esnasında sıkıntıların
yaşandığı açık. Burada bunu hep birlikte
yaşıyoruz ve görüyoruz. Ama bunun temel nedeni, hem kanun tasarısına
ilişkin Hükûmetin çok hazırlıksız bir tasarı getirmesi
hem de Komisyonda görüşmeler esnasında AKPli yönetici ve Komisyon
üyelerinin çok anlamlı davranmamasından kaynaklanan bir olay. Bunu
şöyle ifade etmek istiyorum: Yetersiz geçiyor görüşmeler. Neden bu
Dün de ifade ettim, bugün bizim diğer arkadaşlarımız da
ifade ettiler; şayet, geçici maddeleriyle yürütme ve yürürlüğü de
çıkardığınız takdirde 31 maddelik bir tasarı bu.
31 maddelik tasarıda iktidar partisi 54ten fazla önerge veriyor ve
gerçekten hepsini değiştiriyor. Bunu şöyle yorumlamak mümkündür
diyebilirsiniz: İktidar partisi, gerçekten, burada katkı
sağlıyor, Türkiye Büyük Millet Meclisinde tasarı
olgunlaşıyor, fevkalade iyi hâle geliyor. Bunu böyle düşünmek
mümkün ama bunun o zaman yolu, alt komisyon kurup, bunu iki üç gün içinde çözüp
gerek üst komisyonda gerekse Genel Kurulda hem vakit almaması hem de daha
mükemmelleştirilmesi açısından uygun olacağını
düşünüyoruz. Ama bunu iktidar partisi gerek tasarıyı getirme
açısından gerekse Komisyon yöneticileri bir haysiyet meselesi
yapıyorlar, gereksiz yere de ortalığı gererek buradaki
tatsız durumun ortaya çıkmasının nedeni oluyorlar. Bu,
hakikaten yönetimde beceriksizlik demek istemiyorum ama idareyi bilmemekten
kaynaklanan bir olay olarak düşünüyorum. Böyle olmaması
lazımdı. Ben çok daha ağır sözlerle bunu ifade edebilirdim
ama gecenin bu saatinde ifade etmek istemiyorum.
Yalnız,
gerçekten, burada ne olup ne olmadığının çok iyi izah
edilmesi lazım. Sayın Bakan dışarıda
yaptığı geziler kadar şayet Komisyonda ve burada, bu
işe önem verdiğini hissettirseydi bu daha kolay geçebilirdi. Gerçi,
hakkını inkâr etmem, alt komisyon kurulması için Sayın
Bakan gerçekten istedi, Komisyon reddetti, onu da açıklıkla ifade
ediyorum.
Yalnız,
hâlen, bu, Erbile giderken Kayseriye iniş meselenizi bir stratejik
devlet meselesi olarak görüyorum ve açıklamanızı talep ediyorum
Sayın Bakanım.
Şimdilik
söyleyeceklerim bu kadar.
Teşekkür
ediyor, saygılarımı arz ediyorum. Önergemize destek bekliyorum.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 426 sıra sayılı tasarının 19. Maddesinin 3.
Fıkrasındaki tarifeler yoluyla ibaresinin Bakanlık bütçesince
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Kazım Kurt
(Eskişehir) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI M. MÜCAHİT FINDIKLI (Malatya)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Kazım Kurt, Eskişehir Milletvekili.
(CHP sıralarından alkışlar)
KAZIM KURT
(Eskişehir) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın
milletvekilleri, 426 sıra sayılı Yasa
Tasarısının 19uncu maddesinde vermiş olduğumuz önerge üzerinde söz
aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Yarın 8 Mart Dünya
Emekçi Kadınlar Günü. Tüm kadınlarımızın bu gününü kutluyorum.
Elektrik Piyasası
Kanunu 2001 yılında çıkmış ve 2001 yılından
bu yana on yıllık sizin iktidarınız döneminde 3 kez
değişikliğe uğramış; şimdi, 4üncü değişiklik
ve bu sefer köklü bir değişiklik.
Eski kanunun 15inci
maddesinin içinde bir bölüm olarak alınan bu kamulaştırma ile
ilgili bölüm, şimdi neredeyse dört beş madde hâline
dönüştürülebilecek nitelikte, büyüklükte tek bir madde altında
toplanmış.
Burada esas olan
çelişki şu: Tüm işleri özel sektör mantığıyla
işleteceğiz ve hareket imkânını genişleteceğiz.
diyerek özelleştirme kapsamına alıyoruz ama özelleşen
işlerde şirketlerin uygulamak durumunda kaldıkları
bazı özel ticari ilişkileri de devletin gücüyle
kamulaştırma yapmak suretiyle ya da imtiyazlar yaratmak suretiyle
onlara ayrı bir hak ve yetki vermeye çalışıyoruz. Eğer
gerçekten mantık özelleştirme ve bu özelleştirme sonucunda
insanların eşit haklar içerisinde bir ilişki sağlaması
ise bu olayda da kamulaştırma yapmak yerine özel şirketlerin
vatandaşla uzlaşmasını sağlayarak parasıyla satın
almayı sağlamak gerekir. Devletin hakkını ve yetkisini
kullanan şirket, vatandaşla ilgili uygulamaya geldiği zaman
yanlış uygulamalarla haksız rekabet gerçekleştirmekte ve bu
haksız rekabet sonucunda da kötüye kullanmalar söz konusu olmakta.
Şimdiye kadar yapılan kamulaştırmalarda özel
şirketlerin hiçbir zaman büyük arazilerde ya da uygun olmayan yerlerde
işlem yaptığı görülmemiş. Nerede boş arazi,
nerede yol kenarı, nerede vatandaşla sürtüşme sağlanmayacak
ilişki, orada bu işlemi yapmış ama şehir merkezlerinde,
kent rantının olduğu yerlerde bu haklarını kötüye
kullanarak pek çok konuda yanlış kamulaştırmalar
yapmış. Vatandaşın bu kamulaştırma
davalarıyla uğraşması ve işi çözdürme, iptal ettirme
şansı da çok ender olduğu için haksız rekabet suretiyle bir
haksız mal edinme sağlanmış. Bu sayede tekelleşen
firmalar tekel uygulamalarını kötüye kullanmak suretiyle de
vatandaşı zarara uğratmıştır.
Şimdi vermiş
olduğumuz önergeyle, hiç olmazsa bazı noktalarda, vatandaşla
uzlaşılamasa bile bu işin bedelinin bir kısmına sosyal
devlet mantığı içerisinde yaklaşılması
gerektiğini düşünüyoruz.
Özelleşen
işlerde firmalar çok büyük paralar kazandıkları hâlde çok küçük
yatırımlarla bu işleri geçiştirmekte ve hiçbir zaman
kalıcı, büyük yatırımlara yönelmemektedir. Bu da işin
işleyişi açısından sakıncalı sonuçlar
doğurmaktadır.
Önümüzdeki süreçte, bu
işi tekelleşmeden kurtarmadığınız sürece hem
kötüye kullanılacak bir kanun hem kötüye kullanılacak bir madde
olarak bu madde geçecektir. Biz bunun doğru olmadığını
düşünüyoruz.
Önergemize destek
vermenizi ve bu konuda
Hatta mümkünse bu yasayı geri çekmenizi talep
ediyoruz çünkü işleyişi gerçekleştirirken hak, adalet ve
ekonomik çıkarlar açısından sosyal devlet mantığı
ortadan kalkmıştır. Bu şirketler tamamıyla devlet
imtiyazını kullanan tekeller olarak sömürüye ve vatandaşın
sırtından para kazanmaya devam etmektedir. Bu yanlıştan bir
an önce dönülmesinde yarar olduğunu düşünüyoruz.
Hepinize
iyi akşamlar diliyorum.
Saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Arayacağım.
Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı arayacağım.
Kâtip
üyeler arasında anlaşmazlık olduğu için elektronik cihazla
oylama yapacağız.
Bir
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, önerge reddedilmiştir, karar yeter
sayısı vardır.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
20nci
madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 426 sıra sayılı tasarının 20. Maddesinin 1.
Fıkrasının birinci cümlesinden sonra aşağıdaki
cümlenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Osman
Aydın
Haydar Akar Vahap
Seçer
Aydın
Kocaeli
Mersin
Durdu
Özbolat Candan
Yüceer Mehmet
Ali Susam
Kahramanmaraş Tekirdağ
İzmir
Ümit
Özgümüş Kemal
Değirmendereli
Adana
Edirne
Arz
güvenliğini tesis ederken yerli yenilenebilir kaynaklara
ağırlık verilir.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
426
Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 20. maddesinin (1).
Fıkrasının (a) bendinin 3. cümlesinde geçen sistem işletim
fiyatına yansıtılmak suretiyle, enerji bedeli ise ibaresinden
ile enerji bedeli olarak değiştirilmesini, (b) bendinin 2.
cümlesinde geçen kurum tarafından ibaresinden sonra gelmek üzere
çıkartılacak ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Oktay Vural Alim
Işık D.
Ali Torlak
İzmir Kütahya İstanbul
Emin Haluk Ayhan Celal
Adan
Denizli İstanbul
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI M. MÜCAHİT FINDIKLI (Malatya) -
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
- Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) -
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Necati Özensoy, Bursa Milletvekili. (MHP
sıralarından alkışlar)
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
verdiğimiz önerge üzerine söz aldım. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Tabii,
20 inci madde aslında bu kanunun bütününün özü yani arz güvenliği.
Bütün bu maddeler, bütün bu elektrik piyasası kanunu arz güvenliğini
sağlamak üzere yapılıyor. Dolayısıyla, diğer
bütün maddeler de bu arz güvenliğini desteklemesi gereken maddeler. Burada
sadece işte, projeksiyon hazırlamakla, vesaireyle falan arz
güvenliği zaten sağlanmaz ama bizim daha önceki maddelerde bazı
uyarılarımız oldu. Mesela, ön lisans uygulamasına
geçiliyor. Ön lisans uygulamasındaki süre muğlak kaldı yani En
fazla yirmi dört ay verilir. diyor, minimum ne kadar verildiği belli
değil. Bakın, orada görüştüğüm sayın bürokratlar
işte, Bazı RESlerde filan çok fazla uzun süre gerekmiyor. gibi
birtakım gerekçeler öne sürdüler ama bakın, TEİAŞın
yine ben her zaman olduğu gibi belgelerden konuşacağım-
sorunlarını bahsettiği sayfada, okuyorum: İletim tesisleri
ihale ve tesisleşme sürecinde yaşanan sorunlar aşağıda
sıralanmıştır. ÇED sürecinin uzun yani üç yüz yetmiş
beş güne varan süre olmasının yanında,
kamulaştırma işlemleri ve akabinde gelen dava süreci; orman ve
tarım dışı arazi, kadastro, mera, maliye hazinesi, sit
alanı izinlerinin alınmasında ve orman kesiminde yaşanan
sıkıntılar tesis sürecini olumsuz yönde etkilemektedir. diyor.
Bunu söyleyen kim? TEİAŞ, devletin kurumu. Yani devletin kurumu bu
anlamda yatırım yaparken bu kadar uzun sürelerde
sıkıntılar yaşıyorsa, tabii ki özel sektör bu anlamda
hem teminatlarını yatırıp ondan sonra da verilen o süreyi
iyi kullanamaz, o belgeleri oraya veremezse yatıracağı teminat
da dolayısıyla orada yanmış olacak. Onun için bilhassa hadi
bu konular, bu maddelerde muğlak kaldı ama hiç olmazsa yönetmelikler
çıkartılırken yönetmeliklerde bu hassasiyetler gözetilerek
yatırımcının iştahını kapatmamak adına bu
tür konularda biraz daha dikkatli olmak lazım. Sayın
Başbakanın ortaya koyduğu projeksiyon çerçevesinde 2023
yılı için 100 bin megavatlık güce ulaşmak için yine 100
milyar dolarlık yatırım gerekiyor bu önümüzdeki süreçte yani on
yılda Türkiye
Tabii ki büyük çoğunluğunu, bu gösteriyor ki özel
sektör yapacak yani 100 milyarlık yatırımı yapacak,
insanların da cesaretlendirilmesi gerekmektedir.
Başka,
buradaki elektrik piyasasının bazı maddelerine
baktığımızda da yine iştah kırıcı veya
caydırıcı birtakım maddelerin de olduğunu görüyoruz.
Bunun
dışında, arz güvenliğini sağlamak için tabii birçok
metot da var. Mesela aslında arz güvenliği dediğimiz, puant
saati gücünü önemli ölçüde yukarıya çıkarmaktır. Puant saati
gücünü eğer biz yukarıya çıkaramazsak yani elektriğin en
fazla kullanıldığı saatlerdeki gücümüzü yukarıya
çıkarmazsak, geçmişte yapılan yatırımlar atıl
hâle gelirse, emre amadelikler düşerse vesaire, bütün bunlar arz
güvenliğini sıkıntıya sokacak konular.
Yine,
bakın, bu sayaçların değiştirilmesi konusunda birtakım
sıkıntılar var, vatandaşa iki defa üst üste fatura
ediliyor. Aslında bakın, Bakanlık bu sayaçları yani
akıllı sayaçları bedava değiştirse bunu buradaki
bahsedilen sübvansiyonlardan sağlasa; puant saatlerindeki harcamaları
düşürerek, bunu iyi anlatarak vatandaşa, puant gücümüzü
aşağı düşürerek de elektrik fiyatının hem daha
aşağı çekilmesini, vatandaşın daha az fatura ödemesini
hem de yatırımlarımızın daha az olmasının
önünü açar diye düşünüyorum.
Ben,
bu sözlerle hepinize saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 426 sıra sayılı tasarının 20. Maddesinin 1.
Fıkrasının birinci cümlesinden sonra aşağıdaki
cümlenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Osman Aydın (Aydın) ve
arkadaşları
Arz
güvenliğini tesis ederken yerli ve yenilenebilir kaynaklara
ağırlık verilir.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL MAZICIOĞLU (Gaziantep)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Durdu Özbolat, Kahramanmaraş Milletvekili.
(CHP sıralarından alkışlar)
DURDU
ÖZBOLAT (Kahramanmaraş) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 426 sıra sayılı kanunun 20nci maddesi üzerine
söz aldım, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
Dünyadaki
ülkeler enerjideki arz güvenliğini sağlamak için türlü türlü çözümler
üretmeye çalışmaktadırlar. Enerjinin arz güvenliği bir
ülkenin temel stratejisi olmak zorundadır. Arz güvenliği ülkelerin
dış politikalarını belirleyen en önemli değer
olmuştur. Türkiye son on beş yıldaki kötü enerji stratejileri
nedeniyle sürekli ihmal ettiği arz güvenliğinin
acısını halkımıza yaşatmıştır.
Değerli
arkadaşlar, TEİAŞın yapmış olduğu strateji
raporları Türkiye'nin gerçekliğinden uzaktır. Ülkenin enerji
kaynaklarının planlanması, devletin yatırımlardan
çekilmesi nedeniyle özel sektörün vicdanına
bırakılmıştır. Özel sektör, zaten ağır
bürokrasi ve finansman sıkıntısı nedeniyle
yatırımlarını sürekli ertelemektedir. TEİAŞ,
şu an elektrik piyasasındaki arz sıkıntısını
yüksek fiyatlardan elektrik alarak çözmeye çalışmaktadır.
Değerli
arkadaşlar, TEİAŞ, EPDKnın bağlantı görüşü
verilen projelerinin realize koşullarını görmeden, on
yıllık, yirmi yıllık planlar yapıp Hükûmeti
rahatlatmayı bir kenara bırakıp üzerinde iyi tahlil edilmiş
ve devletin kendi kaynaklarını kullanarak stratejik yerlere
yatırım yapmasını sağlamalıdır.
Hükûmetimiz,
Özelleştirme İdaresine sevk ettiği ve verimsiz
çalışmakta olan santralleri, bir an önce, tekrar, revize ve iyileştirmelerini
yapıp TEİAŞın emrine vermelidir.
Bakanlığımız,
doğal gaz santralleriyle arz güvenliği planlamasını
bırakıp, bir an önce, kaynak çeşitliliği ve yerli
kaynaklara dayalı enerji santrallerini destekleyecek gerçekçi teşvikler
üretmelidir.
Bakınız,
bu üzerinde görüşmekte olduğumuz madde, fiyat terbiyesiyle günü
kurtarmak için TEİAŞın eline vereceğimiz imtiyazlardan
ibaret düzenlemeler içermektedir. Oysaki, Hükûmetimizin, biran önce, bu geçici
çözümler yerine, yerli kömürleri ihale edip fakir fukara fonlarına kaynak
üretmekten ibaret olan şartnameleri değiştirmesi gerekmektedir.
Yerli kömüre dayalı santrallerin kurulması için MTA
vasıtasıyla mühendislik hizmetleri sunacak düzenlemeler yapılmalı
ve en önemlisi de, yerli kömüre dayalı santral yatırımcıları
için alım garantisi verilmelidir.
Doğal
gazdan elektrik üreten mevcut santraller, özellikle soğuk kış
günlerinde tam kapasite çalıştıkları için şu an 180
milyon metreküp -günlük- transfer değerini sıkıntıya
sokmaktadır. BOTAŞ, kış aylarında çok pahalı olan
spot enerjiyi alarak basıncı dengede tutmaya
çalışmaktadır. Bu, çok tehlikeli bir durumdur. LPG,
kış aylarında hem tedariki zor hem de boru gazından yüzde
50 pahalıdır. Bir iki sene içerisinde 5-10 milyar metreküplük bir hat
devreye girmezse çok soğuk günlerde sanayi ve halkımız
soğuktan donma tehlikesi yaşayabilir.
Değerli
arkadaşlarım, TEİAŞ, planlamasını sadece mevcut
şart ve koşullarda yapabilir. Ancak, Hükûmet
yatırımların planlamasını yapmakla sorumlu olduğu
için öncelikle arz güvenliği sorunu tüm ilgili kamu kurum,
kuruluşlarıyla yapılmalıdır. Hazırlanan
raporların realize olmadığını hazırlanan daha
önceki strateji belgesinde gördük. Rüzgâr da 2013te 5 bin megavat olması
gerekiyordu, ne oldu? 2007 1 Kasım başvuruları daha yeni lisans aldı
ve biz, daha yeni, rüzgârda 2 bin megavatı geçtik. Üç beş kanal tipi
hidro ile arz güvenliği sağlanamayacağı için
Bakanlığımız bu konuyu hem bizler hem de sektör
temsilcilerinin taleplerini dinleyerek yapmalıdır.
Güneş
daha piyasada yok. Komisyon ve Meclis çoğunluğuna dayalı olan
düzenlemeler bir dayatma şeklinde buraya gelmiştir. Bizler, bu
ülkenin insanlarının çıkarları ve menfaatleri için ortak
akılda anlaşmak zorundayız. Ömür boyu iktidarda kalmanız
mümkün değil. Düzenlemeleri öyle hazırlamanızın size ancak
bir yıl, iki yıl avantajı olur. Onun için, bir devlet
stratejisini enerjide acilen kurmak zorundayız. Arz güvenliği bunun
temel dayanağıdır. O yüzden önerimizi desteklemenizi diler,
saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
21inci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde
kabul edilmiştir.
22nci
madde üzerinde aynı mahiyette iki önerge vardır, okutup birlikte
işleme alacağım ve talepleri hâlinde önerge sahiplerine söz
vereceğim.
Okutuyorum:
TBMM
Başkanlığına
426
sıra sayılı Kanun Tasarısının 22. maddesinin
Tasarı metninden çıkartılmasını arz ve teklif ederiz.
Alim
Işık D.
Ali Torlak Emin
Haluk Ayhan
Kütahya
İstanbul
Denizli
Celal
Adan Oktay
Vural İstanbul
İzmir
Aynı mahiyetteki
diğer önergenin imza sahipleri:
Mehmet Ali Susam Haydar
Akar Osman
Aydın
İzmir Kocaeli Aydın
Haluk Eyidoğan Musa
Çam Ümit
Özgümüş
İstanbul İzmir Adana
Namık Havutça
Balıkesir
BAŞKAN
Komisyon aynı mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI M. MÜCAHİT FINDIKLI (Malatya) -
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Alim Işık, Kütahya Milletvekili.
Buyurun.
(MHP sıralarından alkışlar)
ALİM
IŞIK (Kütahya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 426
sıra sayılı Tasarının 22nci maddesinin tasarı
metninden çıkartılması için vermiş olduğumuz önerge
hakkında söz aldım. Bu vesileyle bir kez daha yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Neden
buna ihtiyaç duyduğumuzu sadece Hükûmetten gelen orijinal tasarıdaki
hâlini ve Komisyonda değiştirilmiş hâlini
karşılaştırarak sizlerin vicdanlarına havale ediyorum.
Hükûmetten
gelen orijinal tasarıda bu hizmet alımıyla ilgili 22nci maddeyi
sizlerle paylaşmak istiyorum bir kez daha: Elektrik enerjisi üretim,
iletim ve dağıtım faaliyeti gösteren tüzel kişiler, gerekli
hallerde üretim, iletim ve dağıtım tesislerinin işletilmesi
ve bakım-onarım işlerini hizmet alımı yoluyla yaptırabilirler.
Hangi faaliyetlerin hizmet alımı yoluyla
yaptırılabileceği Kurul tarafından belirlenir. diyordu.
Komisyonda Hükûmetten gelen değişiklik talebi ve Komisyon üyelerinin,
iktidar partisinin Komisyon üyelerinin önergesiyle bu madde Lisans sahibi
tüzel kişiler, lisansları kapsamındaki faaliyetlerle ilgili
olarak hizmet alımı yapabilirler. denildi. Dolayısıyla
Hükûmetin biraz daha insaflı olarak bazı faaliyetlerle
sınırlandırmış olduğu taşeronluk sistemini
şu anda görüştüğümüz tasarı metninde her alana yaydık.
Dolayısıyla çaycılığı da, oradaki temizlik
işini de diğer sektörlerde yaşanan dramların benzeri bir
örnekle bu sektöre getirmiş oluyoruz.
Devam
ediyorum: Ancak bu durum ilgili lisans sahibi tüzel kişinin lisanstan
kaynaklanan yükümlülüklerinin devri anlamına gelmez. Ne anlama geliyor?
Hiçbir anlam ifade etmez. Yani Lisans dışında her şeyi
hizmet alımı yoluyla yaptırabilirsiniz. diyen ucu açık bir
madde hâline geldi.
Değerli
milletvekilleri, hepiniz çok iyi biliyorsunuz, hepinizin seçim bölgesinde
şu anda işleyen taşeron sistemi bir facia. Bir yıllık
sürenin sonunda şirket değişiyor. Dolayısıyla,
kıdem tazminatı olarak ödeyeceği parayı garantiye alma
adına kişiden 2 bin, 3 bin, 8 bin, 9 bin, 10 bin TLlik senet
alınıyor. Size belgelerini gösterebilirim, gecenin bu vaktinde
ortamı germek istemiyorum. Ama bu parayı, senedi alan firma
çalışan taşeron işçinin hesabına
yatırdığı asgari ücreti işçiye çektiriyor,
istediği kadar miktarı ertesi gün geri teslim etmezse ya işine
son veriyor ya da senedi önüne dayıyor, haczi götürüyor, elinden
parasını alıyor.
Değerli
milletvekilleri, buna hiçbirinizin vicdanı razı olamaz. Gelin, hiç
olmazsa, bu sektöre bu dramı yaşatmayalım. Bu madde önümüzdeki
dönemde hepimizi vebal altında bırakacak önemli olayların
yaşanacağı bir maddedir. Onun için bu maddenin tasarı
metninden çıkması gerekiyor. Aksi takdirde dramlara siz de ortak
olmuş olacaksınız, vebale hepimiz ortak olmuş olacağız.
Biz, bu maddenin çıkartılmasının çok yerinde
olacağına inanıyoruz çünkü bu taşeron sistemi bugünkü
hâliyle her geçen gün daha da büyük sorunları yaşatmaya devam ediyor,
bu sektörde bari bu sorunların yaşanmaması lazım. Hiç
olmazsa çalışan insanlar alın terinin
karşılığı emeğini
Yüklenici
adı altında taşeronun taşeronu var -bir de alt
yükleniciler- onların yaşattıkları artık apayrı
bir dram. Malzemeyi alıyor, işçiyi çalıştırıyor;
bir bakıyorsunuz hesap zamanı gelmiş, ortalıkta firma yok,
kaçmış, kaybolmuş, peşine düşün ki
bulasınız. Arıyorsunuz ilgili yeri, diyor ki: Biz ana
sözleşmeyi yaptığımız ana yükleniciye parayı
ödedik. Onun çalıştırdığı alt taşeronlarla
bağlantımız yok. Bizi ilgilendirmez. Olan memleketin
evladına oluyor, olan memleketin esnafına oluyor. Bu sektörde de
bunları yaşayacağız.
Özellikle
bu maddenin tüm vicdanlarda tartılarak oylanmasını talep
ediyorum. Hepinize saygılar sunuyor, önergemize desteğinizi
istiyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Aynı
mahiyetteki önergeleri üzerinde söz isteyen Musa Çam, İzmir Milletvekili.
Buyurun.
(CHP sıralarından alkışlar)
MUSA
ÇAM (İzmir) Sayın Başkan, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
saygıdeğer üyeleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Yarın
8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Tüm kadınlarımızın da 8
Martını kutluyorum, sağlık, esenlikler diliyorum,
barış diliyorum, kardeşlik diliyorum.
426
sıra sayılı Kanun Tasarısının 22nci maddesiyle
ilgili söz almış bulunuyorum. Değerli arkadaşlar, son yirmi
beş yılda enerji piyasasını adım adım
özelleştirmeye açan Türkiye, 1990 yılından itibaren
başladığı fiilî işletme haklarını devir
süreçlerinde 2010 yılından itibaren tüm elektrik
dağıtımını bütünüyle özelleştirmeye
başlamış ve bitme noktasına gelmiştir. Üretimde
kamunun giderek azalan payının da özelleştirilmesi planlanmakta,
bugünkü ana yönelimleri hidroelektrik santral ve termik santral
inşası olan özel enerji şirketleri teşvik edilmektedir.
Neoliberal politikalar enerji alanındaki herhangi bir gelişmeyi emek
ile sermaye, halk ile emperyalizm arasındaki çatışmanın
doğrudan bir parçası olarak karşımıza
çıkarmaktadır. Bu durum, bir emekçi ailesinin evini aydınlatma
kaygısı ile emperyalist savaşları, bir enerji
işçisinin iş yerindeki mücadelesi ile doğayı savunma
mücadelesini birbirine bağlayan yeni bir toplumsal çatışma ve
politikleşme sürecine işaret etmektedir.
1993
yılında Irakta yaşanan, basitçe, Amerika Birleşik
Devletlerinin ülkeyi işgal etmesi değildir; oradaki enerji,
elektrik, petrol ve doğal gaz rezervleri olduğunu hepimizin bilmesi
gerekiyor. Savaşı tetikleyen unsurlardan birinin de Saddam
Hüseyinin, petrolü ABD doları yerine euroyla satma önerisini gündeme
getirmesi olduğu bilinmektedir. Aynı şekilde, ABDnin işgal
için Birleşmiş Milletlerden onay istediği, Avrupa ülkelerinden
itiraz gördüğü hatırlanmalıdır. AKP iktidarı, her
şeye rağmen, Irakın işgalinde ABDye yardımcı
olmuş, onun taşeronu olmuş; Türkiye hava sahası,
limanları ve üsleri komşu ülkenin işgalinde
kullandırılmıştır.
Yine,
bugün Suriyede iki yıldır devam eden savaşın önemli
nedenlerinden bir tanesinin enerji, petrol ve maden yatakları
olduğunu unutmamamız gerekiyor.
Şimdi,
sıra elektrik üretimi alanına geldi. Enerji, bir kamusal hak olmaktan
çıkarılarak sadece kâr ettiği ölçüde üretilen ve parası ödendiği
ölçüde tüketilen bir metaya dönüştürülmektedir. 76 milyonluk ülke
nüfusunun tamamı açısından fahiş fatura, elektriksiz ve
doğal gazsız kalma, parası ödendiği hâlde dahi
karanlıkta kalma tehlikesi, 230 bin enerji işçisi için de güvencesiz
çalışma ve işsizlik tehdidi anlamına geliyor.
Daha
önce kamu tekelinde bulunan ancak özelleştirmeye hazır hâle
getirilmek için üretim, iletim, dağıtım ve ticaret birimlerine
bölünen ve şirketleştirilen elektrik sektörü bu şirketleri de
kendi içinde coğrafi olarak parçalamıştır. Bunun sonucunda
da 18 dağıtım şirketi açığa çıkmış
ve bunların tamamına yakını özelleştirilmiştir.
Değerli
arkadaşlar, İstanbul Anadolu Yakası elektrik
dağıtım hizmetleri 1990 yılında özelleştirilerek
AKTAŞa satıldı. AKTAŞ, bu süreçte elektriği kamudan
aldığı fiyatın 2 katından daha fazlasına
sattı; faturalara bakım ve yatırım bedelleri ekletti ancak
bakım ve onarım çalışmalarını neredeyse
sıfıra indirdi. Bu süreç kayıpları artırdı ve
hizmet kalitesini düşürerek sık sık kesintilere yol açtı.
Fahiş fiyattan satılan elektriğe rağmen AKTAŞ kamudan
aldığı elektriğin parasını ödemedi. Elektrik
Mühendisleri Odasının açtığı davalar sonucunda
AKTAŞ tabelası indirildi.
Şimdi
getirilen bu maddeyle, değerli arkadaşlar, üretim, iletim,
dağıtımın işletilmesi, bakım, onarım
işleri hizmet alımı yöntemiyle alınmak istenmektedir.
Kısacası, tamamen, artık elektrik enerjisinde
çalışanların tamamı, hizmet alımı
taşeronlaşmaya dönüşmektedir.
Değerli
arkadaşlar, yılda 11 bin insan iş kazalarından, iş
cinayetlerinden dolayı hayatını kaybetmektedirler. Bunların
önemli bir bölümü taşeronlaşmadan kaynaklanmaktadır.
Şimdi,
siz bu sektörü tamamen taşeronlaşmaya dönüştürdüğünüz
takdirde Türkiyede iş cinayetlerinin, iş kazalarının her
geçen gün daha da fazla olacağını unutmamamız gerekiyor. Bu
nedenle, 1992 yılında hayatını kaybeden 262 maden
işçisini unutmamamız gerekiyor. Geçtiğimiz günlerde Kozluda
hayatını kaybeden maden işçilerini unutmamamız gerekiyor.
Bunların önemli nedenlerinden bir tanesi taşeronlaşma ve hizmet
alımının dışarıdan yapılmış
olmasından kaynaklanmaktadır. Bunlara fırsat vermeyin. Bu
nedenle biz önergemizi verdik ve sizlerden rica ediyoruz, diyoruz ki:
İş kazalarına ve iş cinayetlerine imkân vermeyin. Ve bu
önergeye destek vermenizi istiyoruz. Türkiye, Türkiye olalı on bir
yıldır
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSA
ÇAM (Devamla) -
böyle bir eza görmedi, böyle bir ceza görmedi arkadaşlar.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
III.-
YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunacağım
ancak yoklama talebi var, yerine getireceğim.
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Susam, Sayın Değirmendereli, Sayın
Özdemir, Sayın Özkan, Sayın Gümüş, Sayın Demirçalı,
Sayın Özel, Sayın Kuşoğlu, Sayın Kurt, Sayın
Sarı, Sayın Çam, Sayın Demiröz, Sayın Kaleli, Sayın
Erdoğdu, Sayın Danışoğlu, Sayın Aslanoğlu,
Sayın Akar, Sayın Öztürk, Sayın Havutça.
Bir
dakika süre veriyorum, efendim.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
IX.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri (Devam)
ile İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve İzmir Milletvekili Alaattin
Yükselin; Elektrik Piyasası Kanunu ve Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu
Gelirleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi, Antalya Milletvekili Osman Kaptanın; Türkiye Radyo Televizyon
Kurumu Gelirler Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Ali
Halamanın; Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulunun; Elektrik Piyasası Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 2 Milletvekilinin;
Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve Sanayi,
Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporları
(1/724, 2/246, 2/427, 2/448, 2/815, 2/829) (S. Sayısı: 426) (Devam)
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
Sayın
Metiner, söz talebiniz var, buyurun.
VI.- AÇIKLAMALAR
(Devam)
17.-
Adıyaman Milletvekili Mehmet Metinerin, Meclis kulisinde CHPli bir
milletvekili tarafından fiilî saldırıya
uğradığına ve bu durumu kınadığına
ilişkin açıklaması
MEHMET
METİNER (Adıyaman) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, dün bu Mecliste çok üzücü, çok tatsız bir olay
yaşandı. Kendi adıma, bugün yapmış olduğum basın
toplantısında, sarf etmiş olduğum hakaret sözcüklerinden
dolayı Türkiye kamuoyundan özür diledim. Dün grup başkan vekillerimiz
de karşılıklı olarak birbirlerinden gruplar adına özür
dilediler.
Özür
dilemek bir erdemliliktir, olgunluktur; korkaklık, acziyet değildir.
Burası Türkiye Büyük Millet Meclisidir. Her türlü siyasal
tartışmalarımızı medeni bir biçimde yapabiliriz.
Hakaret sözcüklerine gerek yok.
Dün
iki grup başkan vekilimizin açıklamasından sonra bu olayın
kapanmış olduğunu varsaydım. Bundan takriben bir saat önce
Genel Kuruldan mescide doğru gittim. Yaşadığım bir
olayı aktarmak istiyorum. Olayın şahitleri de Cumhuriyet Halk
Partili milletvekilleridirler; Sevgili Sinan Aygün, Durdu Özbolat Bey. Her
ikisine de çok teşekkür ediyorum. Oradan geçerken, dün tatsız bir
biçimde tartıştığımız CHPli vekil telefonda
konuşuyor gibi yaparak Bu Mecliste soytarılarla, bu Mecliste
manyaklarla, sapıklarla uğraşıyorum. diye arkamdan
hakaretler savurdu. Cevap vermem hâlinde nasıl siyasal sonuçlar
doğurabileceğini öngördüğüm için duymazlıktan geldim.
Sağ olsunlar, Durdu Özbolat Bey geldiler, tebrik ettiler. Herkes kendine
yakışanı yapar. Siz de kendinize yakışanı
yaptınız. dediler. Kendilerine bir kez daha teşekkür ederim.
Mescit
çıkışında da tekrar Durdu Beyle ayaküstü konuştum.
Hatta, Sayın Hamzaçebiye birlikte gidelim, bu gerginlik Meclise
yakışmıyor, konuşalım. Siz de olaya tanık
oldunuz
Tam böyle konuşurken ayaküstü, gene aynı milletvekili
ayaklandı -kuliste oturuyormuş meğer, ben görmedim- hakaretler
savurdu. Çık karşıma. dedi, fiilî saldırıda bulundu.
Tabii, ben üzüntülü bir şekilde sadece kendisine Yazık. demekle
yetindim. Yani milletvekillerine vuruşmak, dövüşmek
yakışmaz. Kendisine cevap vermem hâlinde bugün burada çok farklı
bir tablo ortaya çıkabilirdi, bunun siyasal sonuçları hepimizi
üzebilirdi. Ben tekrar içeriye geldim.
Böyle
bir olayın yaşanmış olması, Meclis çatısı
altında yaşanmış olması şahsen beni çok
üzmüştür. Benim bildiğim, bizim geleneklerimizde düşmana bile
kendi evinde saldırılmaz. Meclis kulisleri bizim evimiz
sayılır. Ben buna rağmen, Türkiyedeki siyasal
sonuçlarını düşünerek olgunlukla karşıladım. Bu
gerginliklerin Türkiyeye, Meclise yakışmadığına
inanıyorum. Bu olayı, fiilî saldırıları, hakaretleri
her iki vekilimizin bulunduğu yerde yaptılar. Başka vekil
arkadaşlar da şahittirler. Araya giren CHPli vekil
arkadaşlarımız daha da tatsız bir olayı önlemiş
oldular. Şiddetle ve hiddetle kınıyorum, teessüfle
kınıyorum. Eğer, grup başkan vekillerimiz gruplarına
hâkim olamazlarsa bundan sonra çok daha başka tatsız olaylar
yaşanabilir. Hiçbirimiz bunu temenni etmeyiz.
Bunun
burada kapanmasını temenni ediyorum. Medeni bir şekilde
birbirimizden özür dilemesini öğrenmeliyiz. Bunun, korkaklık,
zayıflık biçiminde, birileri tarafından anlaşılmamasını
rica ediyorum ama lütfen bu müessif olayı Genel Kurul olarak
kınayalım. Genel Kurulun bilgisine arz ediyorum. Teessüfle
kınıyorum, şiddetle ve hiddetle kınıyorum. Bir daha yaşanmaması
dileğiyle
Sorumlulukla hareket ettim, olgunlukla hareket ettim.
Umarım, başka arkadaşlarımız da bu sağduyuyu
gösterirler.
Teşekkür
ediyorum.
IV.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)
2.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Sadık Yakutun, Adıyaman
Milletvekili Mehmet Metinere geçmiş olsun dileğinde bulunduğuna
ve olayı kınadığına ilişkin konuşması
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Metiner. Geçmiş olsun diliyoruz.
Aynı zamanda olayı da kınıyoruz.
Buyurun
Sayın Hamzaçebi.
VI.- AÇIKLAMALAR
(Devam)
18.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, 6/3/2013 tarihinde Genel Kurulda
yaşanan olayların bugüne taşınmış
olmasını doğru bulmadığına ve üzüntülerini ifade
ettiğine ilişkin açıklaması
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Dün
akşam Genel Kurulda gergin anlar yaşamamıza neden olan bazı
olaylar oldu. Bunların sonrasında, hem Adalet ve Kalkınma
Partisinin Sayın Grup Başkan Vekili hem de Cumhuriyet Halk Partisi
Grup Başkan Vekili olarak ben açıklamalar yaptık. Ben,
üzüntülerimi ifade ettim.
Böyle
olayların Türkiye Büyük Millet Meclisinde yaşanmaması gerekir.
Parlamentoda elbette olayın, tasarıların, tekliflerin
görüşülmesinin bir doğal sonucu olarak zaman zaman gerginlikler
yaşanabiliyor ancak bu gerginlikleri birbirimizi üzecek noktaya getirmeden
sonlandırmasını da bilmeliyiz. Dün akşam, maalesef, bu
anlamda, Parlamento, iki siyasi parti grubu iyi bir sınav veremedi. Ben
üzüntülerimi dün ifade ettim.
Dünkü
olayın dünde kalması gerekir tabii ki, o bugüne hiçbir şekilde
taşınmamalı. Bugüne taşınmış
olmasını hiçbir şekilde doğru
bulmadığımı ve hiçbir şekilde bu olayı tasvip
etmediğimi Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan Vekili olarak ifade
ediyorum. Ben de üzüntülerimi ifade ediyorum.
Teşekkür
ederim. (CHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Şandır söz isteyecek misiniz?
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Hayır efendim.
BAŞKAN
Peki, teşekkür ederim.
IX.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri (Devam)
3.- Elektrik
Piyasası Kanunu Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu ve İzmir Milletvekili Alaattin Yükselin; Elektrik
Piyasası Kanunu ve Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Antalya
Milletvekili Osman Kaptanın; Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Gelirler
Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Ali Halamanın; Elektrik
Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun; Elektrik
Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 2 Milletvekilinin;
Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve Sanayi,
Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporları
(1/724, 2/246, 2/427, 2/448, 2/815, 2/829) (S. Sayısı: 426) (Devam)
BAŞKAN
23üncü madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
426
sıra sayılı Elektrik Piyasası Kanun
Tasarısının 23. Maddesinde yer alan .her yıl, ifadesinin
çıkarılarak ,altı ayda bir ifadesinin eklenmesini arz ve
teklif ederiz.
İbrahim
Binici Hüsamettin
Zenderlioğlu İdris
Baluken
Şanlıurfa Bitlis Bingöl
Hasip
Kaplan Adil
Kurt
Şırnak Hakkâri
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 426
sıra sayılı tasarının 23. Maddesine
aşağıdaki Fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Ali Susam Haydar
Akar Osman
Aydın
İzmir Kocaeli Aydın
Ümit
Özgümüş Haluk
Eyidoğan
Adana İstanbul
(2) Önlisans
başvurusu için gerekli şartları sağlayan rüzgar ve
güneş enerjisine dayalı elektrik üretim tesisi başvuruları
Kurum tarafından sürekli alınarak bağlanabilir kapasite
çalışmaları için TEİAŞ veya ilgili
dağıtım şirketine gönderilir. TEİAŞ veya ilgili
dağıtım şirketi tarafından, kullanılacak
teknolojinin şebeke bakımından etkileri de dikkate alınarak
uygun bağlantı görüşü verilen başvurular
değerlendirmeye alınır.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI M. MÜCAHİT FINDIKLI (Malatya)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Hamzaçebi
MEHMET
ALİ SUSAM (İzmir) Gerekçe
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Ülkemizde
önemli bir potansiyeli olan rüzgar ve güneş enerjisinin potansiyelinin
arttırılması amacıyla sürekli başvuru ve
bağlantı imkanı tanınmıştır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
426
sıra sayılı Elektrik Piyasası Kanun
Tasarısının 23. Maddesinde yer alan .her yıl, ifadesinin
çıkarılarak altı ayda bir ifadesinin eklenmesini arz ve teklif
ederiz.
Adil
Kurt (Hakkâri) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI M. MÜCAHİT FINDIKLI (Malatya)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Her
yıl yapılacak açıklamalardan ziyade, altı ayda bir
yapılacak olan açıklamalar, var olan hataların bütün bir
yıl boyunca devam etmesinin önüne geçebilecektir.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
24üncü
madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutuyorum:
TBMM
Başkanlığına
426
Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 24. Maddesinde
geçen demiryolu ve demiryolunun ibarelerinden önce gelmek üzere karayolu
veya ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Oktay
Vural Alim
Işık D.
Ali Torlak
İzmir Kütahya İstanbul
Emin
Haluk Ayhan Celal
Adan
Denizli İstanbul
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 426 sıra sayılı tasarının 24. Maddesinin kenar
başlığının Altyapının yerinin
değiştirilmesi, 1. Fıkrası birinci cümlesinde bulunan
hidroelektrik santral projeleri ibaresinin projeler şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Ali Susam Haydar
Akar Osman
Aydın
İzmir Kocaeli Aydın
Ümit
Özgümüş Haluk
Eyidoğan Namık
Havutça
Adana İstanbul Balıkesir
Sena
Kaleli
Bursa
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI M. MÜCAHİT FINDIKLI (Malatya)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Sena Kaleli, Bursa Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
SENA
KALELİ (Bursa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 426
sıra sayılı Elektrik Piyasası Kanunu
Tasarısının 24üncü maddesi üzerinde vermiş olduğumuz
önergemiz üzerine söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Bu
vesileyle Mecliste hâlen çalışmakta olan, görev yapan ilgili
arkadaşlarımızı, kadın milletvekillerimizi ve tüm
kadınları 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle
kutluyorum. (CHP, AK PARTİ ve MHP sıralarından
alkışlar)
Keşke
ülkemizde stratejik ürün ve hizmetlerin konularıyla ilgili sorumlu
mevkilerde hep kadınlar olsa, geleceğimizle ilgili kararları hep
kadınlar verse çok daha barışçıl, duyarlı, sorumlu,
ilkeli bir gelecek planlardık diye düşünüyorum.
Değerli
arkadaşlar, stratejik ürünlerin içinde en çok ilgilenilen konu enerji
politikalarıdır. AKP hükûmetleri döneminde değişen enerji,
strateji ve politikaları diğer stratejik ürünler olan temiz su ve
gıda konularını sıkıntıya soktuğu gibi çözüm
de getirememektedir. Tüm konularda tıkanıklığın temel
sebebi politik yaklaşımlardır. Bu düzenleme enerji sektöründeki
pastanın dağılımının günümüz
koşullarına uyarlanması ve
piyasalaştırılmasıdır. Bu tasarı, daha önce
çıkartılmış olan elektrik, doğal gaz, kömür, petrol ve
LPG yasalarıyla EPDK gibi düzenlemelerin yetersizliğinin de bir
çeşit itirafıdır.
Değerli
milletvekilleri, ülkemiz, enerji tasarrufu ve yenilenebilir enerji
kaynakları bakımından büyük bir potansiyele sahiptir.
Çağdaş küresel enerji politikalarına uygun olarak, kalan
hidroelektrik potansiyelinin iyi değerlendirilmesi ve doğru
adımların atılması gerekir. Yenilenebilir enerji
kaynakları, 2000 yılı rakamlarıyla küresel enerji talebinin
yalnızca yüzde 1ini karşılarken bu rakamın 2025
yılında yüzde 6ya, 2050de yüzde 12ye ulaşacağı
öngörülmektedir.
Bu
çerçevede, önergemize konu olan 24üncü madde, inşa edilecek hidroelektrik
santrallerinin su tutma alanında kalan demiryollarının
güzergâhlarının, kamulaştırma bedeli
karşılığında değiştirilmesini içermektedir.
Ancak, bu tek başına hiçbir anlam taşımamaktadır.
Enerji politikaları, sadece ekonomiye hizmet etmekle kalmamalı,
çevreye ve gelecek kuşakların haklarına da sahip
çıkmalı, Allahın bahşettiği doğa korunmalı,
sosyoekonomik ve demokratik yapı etkileri de değerlendirilmelidir.
Kamu
varlıklarının yanı sıra tarım ve orman arazileri
ile tarihî ve kültürel zenginlikleri ve yaşam biçimi üzerindeki etki,
yerel ve bölgesel ölçekte gözetilmelidir. Demiryolu güzergâhı gibi tarihî
ve kültürel varlıkların, kara yollarının
taşınabilirliği alternatifi de değerlendirilmelidir. Bu
hassasiyetlere yalnız hidroelektrik santralleri için değil, rüzgâr,
güneş, jeotermal ve kömüre dayalı termik santraller konusunda da
ihtiyaç duyulmaktadır. Aksi hâlde, doğanın dengesi bozulacak,
stratejik ürünlerden temiz su ve gıda sıkıntıları
yaşanacaktır. Bunun için de en başta doğaya ve insana
saygı duyan bir zihniyete ve hükûmete ihtiyaç duyulmaktadır. Böyle
bir düzenleme, telafisi mümkün olmayan her türlü doğa ve çevre
tahribatının yasal güvence altına alınması demektir.
Ne yazık ki mesele kalkınma olunca, gerisi teferruat oluyor.
Dağıtım
kanallarının iyileştirilmesi ve tasarruf bilincinin
geliştirilmesi olmazsa olmazdır. TRT payı hariç
TRT payı,
sanayicinin yükü; kayıp-kaçak da tüketicinin yükü olmaya devam etmektedir.
Bu işin külfeti doğaya ve insana, nimeti ise rantçılara ve
yandaşlara düşecektir.
Bu
duygularla, önergemizin kabulünü diliyor, doğaya ve insana saygıya
davet ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
TBMM
Başkanlığına
426
Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 24. Maddesinde
geçen demiryolu ve demiryolunun ibarelerinden önce gelmek üzere karayolu
veya ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Necati Özensoy (Bursa) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI M. MÜCAHİT FINDIKLI (Malatya)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Necati Özensoy, Bursa Milletvekili, buyurun. (MHP sıralarından
alkışlar)
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
verdiğimiz önerge üzerinde söz aldım. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Evet,
saat itibarıyla, artık, 8 Mart oldu. Ben, Dünya Kadınlar Günü
vesilesiyle bütün kadınların gününü kutluyorum. Tabii, bu arada
emekçi kadınlar diye bir ayrım yapılıyor, belki
Türkiye'nin dışındaki yerlerde bu ayrım yapılabilir
ama Türkiye'de yaşayan kadınlarımızın içerisinde
emekçi olmayan yok, evinde oturan dahi büyük emeklerle hayatını
sürdürüyor. Dolayısıyla, Türkiye'deki bütün kadınların,
ben, bu anlamdaki günlerini kutluyorum.
24üncü
madde, rölekasyon maddesi. Tabii, bu, yine biraz önce ifade ettiğim gibi,
arz güvenliğine destek olsun, hatta, yenilenebilir yerli kaynakların,
projelerin bir an önce hayata geçirilmesi, onların işini
kolaylaştırmak adına konulmuş bir madde gibi gözüküyor.
Bundan sonrasıyla alakalı doğru bir madde ama bunun içerisine
daha önce su kullanım hakkını, anlaşmalarını
tamamlamış, bundan önce projeye başlamış olanlar da
dâhil edildiğinde şimdi bunu sormak gerekiyor: Kaç kişi bu
durumda? Yine bir haksız rekabete söz konusu olur mu olmaz mı? Çünkü
su kullanım anlaşmaları yapılırken, hidroelektrik
santrallerinde elbette o yapılacak projenin maliyeti de söz konusu bu
projeye girenler, bu projeyi yapmak isteyenler için. Dolayısıyla,
eğer böyle bir madde o anlaşmalar yapılırken olmuş
olsaydı, belki bu rekabetin içerisine girip o fiyatları değişik
şekillerde ortaya koyacak yatırımcılar da olabilirdi.
Dolayısıyla, proje başlayıp anlaşmalar
yapıldıktan sonra, bu maddeyle, geçmişe yönelik bu projelerin de
içerisine dâhil edilmesi bir anlamda haksız rekabete yol açacak diye
düşünüyorum.
Ama
her şeye rağmen yine ifade ediyorum: Bundan sonraki projelerle
alakalı YPK öngörmüş, öyle planlamış, yüzde 70 yerli
kaynaklarla elektrik üretimini yapmak üzere bir öngörüde bulunmuş; bu çok
zor bir hedef. Yani yapılan başvurulara bakıyorsunuz, lisans
almış projelere bakıyorsunuz, bunların içerisinde oranlara
bakıyorsunuz, maalesef bu oranlar hiç de öyle yüzde 70, yüzde 30 gibi
değil, tam tersi şeklinde, yani şu andaki mevcut durumdan yani
yüzde 72lik yabancı kaynakları daha da belki de yukarıya
çıkartacak şekilde hâlâ doğalgaz termik santralleri, hâlâ
taş kömürü, ithal taş kömürüyle yapılacak santraller hayata
geçecek bu oranlamaya baktığımızda.
Yenilenebilir
enerjilerle ilgili bir kanun çıkardık. Bakın, bunlar da güzel;
teşvik var onun içerisinde, yenilenebilir enerjilerin hem alım
garantileriyle ilgili. Alım garantilerinin fiyatlarını gerçi biz
doğru bulmadık; daha doğrusu, daha önce çıkanı, sadece
eurodan dolara çevirerek burada rakamları belirledik. Orada ilave olarak
şu vardı: Yerli teçhizatlarla, yerli malzemelerle bu santraller
yapılırsa, ilave işte 2 sent, 2,3 sent gibi rakamlar geliyor o
kanunda.
Şimdi,
TEMSANın denetiminde, ifade ettim, dedim ki: TEMSAN bu avantajı
kullanmalı. Dolayısıyla, siz yerli üretim yapıyorsunuz;
projelerini yapanlara siz bu yaptığınız işi
tanıtın, bu avantajı da kullanın, hem de yerli üretime de
yerli kaynaklara da destek olun. Bana gelen cevap şu Sayın
Bakanım, bu konuyu da lütfen takibe alın: Türkiyede bir ürünün
yerli olup olmadığını tescil edecek akredite olmuş bir
kurum yok. Değerli milletvekilleri, yani o kanun, şu anda öyle bir
kurum olmadığı için atıl vaziyette. Bunu da bilgilerinize
sunarım.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
25inci
madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 426 sıra sayılı Kanun Tasarısının 25 inci
maddesinin birinci fıkrasındaki yapılmış olan
ibaresinin yapılan şeklinde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Mahir Ünal Mehmet
Doğan Kubat İdris
Şahin
Kahramanmaraş İstanbul Çankırı
Nihat Zeybekci Osman
Kahveci Şuay Alpay
Denizli Karabük Elâzığ
Ahmet Tevfik Uzun Mustafa
Ataş Hakan
Şükür
Mersin İstanbul İstanbul
Alpaslan
Kavaklıoğlu
Niğde
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 426 sıra sayılı tasarının 25. Maddesinde bulunan
ve yapılan işlemler ibaresinden sonra her türlü ibaresi
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Ali Susam Haydar
Akar Osman Aydın
İzmir Kocaeli Aydın
Ümit Özgümüş Haluk
Eyidoğan Namık
Havutça
Adana İstanbul Balıkesir
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI M. MÜCAHİT FINDIKLI (Malatya)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Namık Havutça, Balıkesir Milletvekili.
(CHP sıralarından alkışlar)
NAMIK
HAVUTÇA (Balıkesir) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; ben de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü yürekten
kutluyorum ve burada Anadolunun yiğit kadınlarına, emekçi
kadınlarına saygılarımı, sevgilerimi sunuyorum.
Değerli
milletvekilleri, tasarının 25inci maddesi üzerinde verilen önerge
üzerinde söz aldım.
Şimdi,
Türkiyenin enerji politikalarının, AKP iktidarı döneminde ne
kadar dışa bağımlı hâle geldiğini, esasında
rakamlar gösteriyor.
Sayın
Bakan, bizde doğal gaz çıkmıyor ama Bandırma Körfezine
durmadan doğal gaz çevrim santralleri yapılıyor. Bandırma
Körfezini zaten bir değişik, yanlış enerji
politikalarıyla, yatırımlarla yok ettik, kirlettik. Şimdi,
Erdek Körfezine de benzer şekilde sanki doğal gaz o topraklarda
çıkıyor gibi durmadan çevrim santrali yapıyoruz. Tabii, Bunlar
yapılmasın. demiyoruz ama Türkiyenin enerji politikasının
kendi kaynaklarına, yeşil enerjiye, güneş enerjisine
Rüzgâr
enerjisi potansiyeli çok fazla olan bölgemizde bunlar değerlendirilmek
yerine, bakıyoruz, bizde olmayan ve Türkiyenin ana
kaynaklarının birçoğunu dışa bağımlı
hâle getiren bir siyasi çizgi izleniyor.
Değerli
milletvekilleri, bakın, rakamları da veriyorum. Türkiyede enerji
talebinin yerli üretimle karşılanma oranı giderek azalıyor.
1990 yılında yüzde 48,1; 2009 yılında yüzde 29,5a
düşüyor; 2010 yılında bu, yüzde 28,5e düşüyor ve 2011
yılında yüzde 27,6ya düşüyor. Yani, iktidarınız
döneminde Türkiye, yerli enerji kaynaklarında giderek ciddi bir
düşüşle dışa bağımlı hâle geliyor.
Türkiyede elektrik üretiminin yüzde 43,5i doğal gazdan, yüzde 12,2si
ithal kömürden gerçekleşiyor. Fuel oil gibi diğer ithal
kaynakları da sayarsak tüm elektrik üretimimizin yaklaşık yüzde
60ı ithal girdilerle gerçekleşiyor. Bu kaynakların ülkeye
maliyeti 36 milyar doları buluyor.
Şimdi,
bakıldığında, Balıkesirde rüzgâr enerjisiyle ilgili
birçok yatırımlar yapıldı ve burada ciddi anlamda
kaynakların ve yeni projelerin gerçekleşmesi için zeminler de mevcut.
Değerli
milletvekilleri, enerji politikasının temel stratejisi olarak
çağdaş dünyada kullanılan tüm enerji kaynaklarını
kullanmalıyız. İşsizliği önleyecek bir oran olarak
yılda ortalama yüzde 7lik bir büyümeyi, sürdürülebilir
kalkınmayı gerçekleştirecek bir enerji politikasını
hayata geçirmek için ayrımsız tüm kaynakları kullanmak
zorundayız.
Türkiyenin
yerli enerji kaynaklarının yetersiz olduğunu iddia eden AKP
Hükûmetinin bu yaklaşımları asılsız ve
yanlıştır. Türkiyenin değerlendirilmeyi bekleyen ve
başlanmış yatırımları büyümeyi rahatlıkla
karşılayacak yeterliktedir. Türkiyenin henüz devreye
alınmamış linyit ve hidroelektrik potansiyeli, hiç de devreye
alınmamış güneş ve rüzgâr potansiyeli, biyoyakıt ve
jeotermal potansiyeli vardır. Bunlar devreye
alındığında, 2011 yılında tükettiğimiz
elektrik enerjisinin, yani yaklaşık 229 milyar kilovatsaatin
yaklaşık 3 katından fazlasını üretebiliriz.
Türkiyenin
potansiyeli bununla da sınırlı değildir. Enerji
verimliliğinden elde edilecek kazanımlar ve mevcut santrallerin
rehabilitasyonu, kayıp kaçakların kabul edilebilir seviyeye çekilmesi
gibi unsurların bu potansiyele eklenmesi durumunda yaklaşık 800
milyar kilovatsaatlik bir atıl potansiyelin devreye girmesi demektir.
Bütün
bunlar göstermektedir ki, AKPnin enerji politikaları doğru
değildir, Türkiyeyi dışa bağımlı hâle
getirmiştir. İşte, doğal gazla ilgili son zamlar ve
halkımızın sırtına yüklenen faturalar bunun en somut
göstergesidir. Bu nedenle, bu politikalardan bir an önce vazgeçilerek, ulusal
enerji politikaları, yerli kaynaklarımızdan az önce
saydığımız güneş enerjisine, rüzgâr enerjisine ve bu
kaynakların verimli kullanılması, kayıp kaçakların önlenmesine
ve yatırımlarımızın bu alana çekilmesi gerekmektedir.
Bu
nedenle, biz bu enerji politikalarının, Türk halkının
çıkarlarına uygun politikalar olmadığını
düşünüyoruz ve yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
III.-
YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN
Yoklama talebi var.
Önergeyi
oylarınıza sunacağım. Yoklama talebi var, onu yerine
getireceğim.
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Susam, Sayın Aydın, Sayın Demiröz,
Sayın Özel, Sayın Gümüş, Sayın Demirçalı, Sayın
Özkan, Sayın Çam, Sayın Sarı, Sayın Kurt, Sayın
Kuşoğlu, Sayın Havutça, Sayın Özdemir, Sayın Aygün,
Sayın Erdoğdu, Sayın Kaleli, Sayın
Danışoğlu, Sayın Öztürk, Sayın Akar.
Bir
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
IX.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri (Devam)
3.- Elektrik
Piyasası Kanunu Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu ve İzmir Milletvekili Alaattin Yükselin; Elektrik
Piyasası Kanunu ve Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Antalya
Milletvekili Osman Kaptanın; Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Gelirler
Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Ali
Halamanın; Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulunun; Elektrik Piyasası Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 2 Milletvekilinin;
Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve Sanayi,
Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporları
(1/724, 2/246, 2/427, 2/448, 2/815, 2/829) (S. Sayısı: 426) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 426
sıra sayılı Kanun Tasarısının 25 inci maddesinin
birinci fıkrasındaki yapılmış olan ibaresinin
yapılan şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mahir Ünal
(Kahramanmaraş) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI M. MÜCAHİT FINDIKLI (Malatya)
Takdire bırakıyoruz efendim.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Aydın, gerekçeyi mi okutuyorum efendim?
AHMET
AYDIN (Adıyaman) Gerekçe
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkanım, oylamadan
önce veya şimdi bir açıklama yapmak istiyorum maddeyle ilgili.
BAŞKAN
Buyurun.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Değerli
milletvekilleri, bu madde, Elektrik Piyasası Kanunu kapsamındaki
bazı işlemlerin ve bu kapsamda düzenlenecek olan
kâğıtların damga vergisi ve harçlardan istisna edilmesini
öngörmektedir. Vergi kanunlarına istisna getiren bütün düzenlemelerin,
ilgili vergi kanunlarında yapılacak değişiklikle
gerçekleştirilmesi bir genel kuraldır. Bu kanun kapsamında
düzenlenecek kâğıtların damga vergisinden istisna edilmesine
ilişkin hükmün Damga Vergisi Kanununa, harçlardan istisna edilmesine
ilişkin hükmün de Harçlar Kanununa konulması gerekir. Vergi
kanunlarının bu çok temel bir kuralıdır. Böyle olduğu
hâlde hem yatırımcılar açısından hem idare
açısından zorluk yaratacak şekilde Bu kâğıtlar veya
işlemler damga vergisinden istisna mı, harçlardan istisna mı?
diye bir soru gündeme geldiğinde herkes, ilgili vergi kanununa
bakacağından son derece sorun yaratacak bu düzenlemeyi, düzenleme
yeri itibarıyla doğru bulmadığımızı,
düzenleme yerinin Damga Vergisi Kanunu ve Harçlar Kanunu olduğunu Genel
Kurulun dikkatine sunmak istedim, o nedenle söz aldım.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Gerekçeyi
okutuyorum.
Gerekçe:
Yerli
kaynaklara dayalı elektrik üretim maksadıyla Devlet Su
İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yapılmış
ve yapılacak olan ve hidroelektrik kaynak katkı payı ödenmesine
ilişkin hüküm bulunanlar da dâhil olmak üzere Su Kullanım Hakkı
ve İşletme Esaslarına İlişkin Anlaşmalardan, 6200
sayılı Kanunun 24 üncü maddesi kapsamında ortak tesis
yatırım bedeli geri ödemesi olanlar hariç olmak üzere damga
vergisinden istisna edilen kâğıtlar arasında yer alması ve
harç istisnası amaçlanmaktadır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul
edilen önerge doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Birinci
bölümde yer alan maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.
Şimdi,
ikinci bölümün görüşmelerine başlıyoruz.
İkinci
bölüm, 30uncu maddeye bağlı (1), (2), (3), (4), (5)inci
fıkralar ile geçici 1 ila 16ncı maddeler dâhil, 26 ila 33üncü
maddeleri kapsamaktadır.
İkinci
bölüm üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Osman
Aydın, Aydın Milletvekili. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP
GRUBU ADINA OSMAN AYDIN (Aydın) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. İkinci bölümün
geneli üzerinde grubum adına söz aldım.
Bu
kanunun amacı, elektrik piyasasının düzenlenmesi ve ülkemizin
önümüzdeki süreç içindeki enerji politikalarını, Yüksek Planlama
Kurulu tarafından belirlenen enerji politikalarını ve
hedeflerini gerçekleştirmek. Bu konuda Yüksek Planlama Kurulu
tarafından hedeflenen, alınan kararlar çerçevesinde hedeflenen yüzde
30 ithal, yüzde 70 yerli kaynaklardan üretim. Hakikaten ekonomimiz
açısından, ekonomimizin dengesizliklerinin ortadan
kaldırılması açısından, özellikle ekonomimizin en
temel sorunlarından olan dış ticaret
açığının çözümü açısından bu Yüksek Planlama
Kurulunun almış olduğu, koymuş olduğu hedef hakikaten
çok önemli fakat burada, ters olan bir şey var. Yüksek Planlama Kurulunun
koymuş olduğu hedef maalesef mevcut durumda ve önümüzdeki süreç
içinde hiçbir şekilde göz önüne alınmamış,
gerçekleştirilmesi doğrultusunda da herhangi bir eğilim dahi
gözlenmiyor.
2012
yılı mevcut 240 milyar kilovatsaatlik üretim içindeki yüzde
56nın üzerindeki ithal payı göz önüne
alındığında, zaten mevcut durumun, Yüksek Planlama
Kurulunun ortaya koymuş olduğu hedeflerden çok uzakta olduğu
açık bir şekilde görülmekte iken, önümüzdeki süreçte,
inşası başlanmış ve inşası devam eden ve
inşası başlanacak olan lisans almış olan
yatırımlardaki dağılımı da gördüğümüzde, bu
hedeften biraz daha uzaklaşıldığı, enerji, elektrik
üretiminde ithal kaynak oranının yüzde 65lere doğru
tırmandığı görülmektedir.
Neden?
Şu anda inşası devam eden, lisansa bağlanmış
22.600 megavatlık ithal kömür ve doğal gaz santrali, 20 bin
megavatlık hidroelektrik ve rüzgâr enerjisi santrali, 3.800
megavatlık linyit, taş kömürü ve asfaltit santrali ve diğerleri
olmak üzere, 47 bin megavatlık ilave edilecek olan yeni tesis içindeki
ithal kaynaklardan enerji üretecek olan kesimin payının yüzde
65lerde olması, bugünkü mevcut ithal payını daha da
yukarılara, yüzde 65lere, yüzde 60ın üzerlerine
taşıyacağı ayan beyan ortadadır. Bunun yanında,
Hükûmetimizin açıklamış olduğu 15 bin megavatlık
nükleer santral inşasının hedeflenmesi, nükleer santralde
kullanılacak olan yakıt ve inşasına kadar diğer bütün
malzemelerin ithal kaynaklardan oluşması, bu ithal oranını
daha da yukarılara çekecektir.
Bunun
dışında, inceleme aşamasında olan 33 bin
megavatlık doğal gaz ve 16 bin megavatlık ithal kömüre
dayalı santraller de devreye girdiğinde, Yüksek Planlama Kurulunun
koymuş olduğu hedefe bırakın yaklaşmayı, daha da
uzaklaşacağı açık bir şekilde görülmektedir.
Yüksek
Planlama Kurulunun koymuş olduğu hedef doğru mudur,
yanlış mıdır, hakikaten, bu, gerçekleştirilmesi mümkün
olmayan bir hedef midir veyahut da bugün yapılmakta olan
yatırımlar mecburen mi yapılmak zorundadır; bunu da
incelediğimizde, hakikaten, Yüksek Planlama Kurulunun koymuş
olduğu yüzde 30 ithal, yüzde 70 yerli kaynaklardan elektrik üretilmesi
hedefinin hiç de uzak olmadığı görülmekte. Bugün, mevcut 57 bin
megavat ve kurulmakta olan 47 bin megavatlık enerji santrali göz önüne
alındığında, 104 bin megavatlık kurulu güce önümüzdeki
süreç içinde ülkemiz ulaşmakta ve 104 bin megavatlık kurulu güçten
üretilecek olan 530 milyar kilovatsaat gibi bir üretim de 2023 hedeflerini,
2023 öngörülerini karşılamaktadır.
Bunun
yanında, bundan sonraki yatırımlarda özellikle yerli linyit
rezervlerimizin devreye sokulması konusunda kaynakları o yöne
doğru yönlendirdiğimizde, hakikaten, linyit rezervlerimizin
kapasitesinden yılda 100 milyar kilovatlık enerji
üretebileceğimiz açıkça görülmekte ve linyit rezervlerimizin
değerlendirilmesi için yapılması gereken yerli santral
inşasının, yerli santral imalatının ve yerli kömür
üretimindeki problemlerin çözümü için geliştirilecek olan AR-GE
çalışmalarında hem istihdam yönüyle hem de teknoloji yönüyle
ülkemizin hakikaten birçok sorununa ve bu geliştirilen teknolojilerin
diğer sektörlerde de kullanılması neticesinde birçok
katkısı olacağı açık bir şekilde görülmektedir.
Hidroelektrik
kaynaklarının devreye sokulmasından, hidroelektrik
potansiyelimizin tamamının devreye alınmasının
neticesinde, bunların desteklenmesi neticesinde hidroelektrik
potansiyelimizden 170 milyar kilovatsaat yıllık üretim elde
edileceği açık bir şekilde görülmektedir. Rüzgâr enerjisi
potansiyelimizin, 50 bin megavat civarında olan rüzgâr enerjisi
potansiyelimizin devreye sokulmasıyla yaklaşık 130 milyar
kilovatsaatlik yıllık üretimin gerçekleşeceği
Güneş
enerjisi potansiyelimizle ilgili, hakikaten, bizim yarı
randımanımızda olan Avrupa ülkelerinde binlerce megavatlık
enerji yatırımı yapılırken, nedense bizdeki güneş
enerjisi yatırımlarının daha hâlâ emekleyerek yürümesi,
hakikaten bu kaynağımızın da, 400 milyar kilovatsatlik
yıllık üretim potansiyeline sahip olan bu
kaynağımızın da hakikaten hızlı bir şekilde,
devreye sokulduğu takdirde bu hedefe, Yüksek Planlama Kurulunun hedefine
ne kadar hızlı bir şekilde ulaşılacağı
ortaya çıkmaktadır.
Bizim
elimizdeki en önemli enerji kaynaklarından bir tanesi bordur. Bugün
dünyanın birçok ülkesinde borun enerji olarak kullanılması
için AR-GE çalışmaları
hızla devam etmekte ve hakikaten bugün, bor, enerjide fiilen
kullanılır hâle gelmiştir. Özellikle füzelerin enerjisinde bor
direkt olarak kullanılmaktadır ve araba yakıtı olarak
kullanılması için büyük çapta araştırmalar, AR-GE çalışmaları
devam etmektedir. Başbakanımızın ortaya atmış
olduğu yerli araba üretimi konusundaki konunun hakikaten bugün normal
olarak bindiğimiz arabaların yerli olarak üretilmesinin bir espri
sağlamayacağı ama boru yakıt olarak kullanabilen bir yerli
otomobilin dünya çapında ülkemize hakikaten hem çok büyük bir kaynak
sağlayacağı hem de büyük bir yenilik geliştirilmesinde
ülkemizin büyük bir öncülük yapacağı ortadadır. Önümüzdeki süreç
içinde yeterli AR-GE çalışmaları yapıldığı
takdirde, önümüzdeki süreçte, bizim dışımızda, bordan
enerji üreten santral kurabilme şansına sahip olan başka ülke
olduğunu zannetmiyorum. Eğer ki başka bir ülke bordan elektrik
üretmek için santral kurmaya kalktığı takdirde ülkemize
milyarlarca dolarlık bor bedeli ödemek zorunda kalacağını
hepimiz bilmeliyiz.
Bunun
dışında, dünyanın önemli toryum rezervlerine sahip
olduğumuzu her ortamda dile getiriyoruz. Toryumun enerjide kullanılabilmesi
için ülkeler büyük çapta, milyonlarca dolarlık AR-GE
çalışmalarını bugünden yapmaktadırlar ve bu AR-GE
çalışmaları hızla devam etmektedir ama dünyanın önemli
toryum rezervlerine sahip olan ülkemizde toryumdan enerji üretilmesi konusunda
maalesef yeterli çalışma yapılamamaktadır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OSMAN
AYDIN (Devamla) -
Bu
hedeflere ulaşılması için yerel kaynaklarımız
yeterlidir. Bunun desteklenmesi ve teşvik edilmesi çok önemlidir. Bu
konuda AR-GE çalışmalarının yapılması çok
önemlidir.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Şimdi,
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına, aynı zamanda şahsı
adına söz isteyen Emin Haluk Ayhan, Denizli Milletvekili.
Dolayısıyla
süreniz on beş dakika. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP
GRUBU ADINA EMİN HALUK AYHAN (Denizli) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan Elektrik
Piyasası Kanunu Tasarısının ikinci bölümü üzerine
Milliyetçi Hareket Partisinin görüşlerini arz etmek üzere söz
almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi bu vesileyle tekrar saygıyla
selamlıyorum.
Kanun
tasarısının genel gerekçesinde, 4628 sayılı Kanunun
mevcut hâliyle ve içerdiği düzenlemeler ile piyasa aktörlerinin ve düzenleyici
kurumların 2001 yılından beri katettiği bazı
gelişmeleri kapsamadığının görüldüğünü
söylüyorsunuz. Bu ne zamandan itibaren oldu? Siz on senedir
iktidardasınız ama, temel amaca baktığımızda,
elektrik piyasası reformunun 2001 yılında gerçekleştirildiği,
ancak rekabetin önünde engellerin kalkması gerektiği söyleniyor. Siz
daha bu piyasada ne kadar işlem yapılabileceğini bile tahmin
etmekte acz içindesiniz. Onu ifade etmek istiyorum. Bilmiyorsunuz burada ne
olacak, ne olabilecek. Düşük maliyetle nihai amaç ve arz güvenliğini
sağlayacak yatırım ortamı
Ne kadar
alışveriş yapacağınızı bilmiyorsunuz, arz
güvenliğini, ne istediğinizi bilmiyorsunuz; ne kadar
yatırım yapılacağını, ne kadar büyüme
sağlayacağınızı, ne kadar büyüme
varsayımınız var, bunları söylemiyorsunuz. Gerekçede böyle
bir şey yok zaten. Bu çakma tasarıdan
çıkardığınız çıkma tasarıda nereden
bakarsanız bakın sıkıntı var. Onun gerekçesi bundan
uzun. İşin ne kadar gayriciddi tutulduğunu göstermesi
açısından
Orada Enerji Bakanlığının talimatları
diyor. Serbest piyasada talimat mı olur canım? Böyle bir şey
olabilir mi?
Şimdi, Avrupa
Birliği -yaptığınız işi düzgün yapmanız
lazım- yönerge çıkardıkça siz kanun yapacaksınız. Buna
uygun bir düzenleme yapalım da siz de sıkıntıya girmeyin.
Bu Parlamento düzgün bir iş çıkarsın, o anlamda söylemek
istiyorum.
Şimdi,
biz ne istedik? Bir alt komisyon kurulsun, bütün siyasi partilerden hukukun
öngördüğü ölçüde üyeler bu işte iyice uzmanlaşsın, hem
Komisyonun önüne hem de Genel Kurulun önüne ciddi, görüşlerini arz edecek,
ittifak hâlinde olunan -olunmayabilecek maddeler de vardır, onlar
Komisyonda ve burada tartışılabilir- bir hususu getirelim dedik.
Ya, bundan kaçmanın, körü körüne inat etmenin, sadece bir üyenin Ben
başkan vekiliyim, daha önce yaptık da olmadı. gibi
söylemleriyle bunu bu hâle getirmenin hiçbir anlamı yoktu.
Bakın,
Elektronik Ticaret Kanun Tasarısında Gaziantep Milletvekili Mehmet
Beye defalarca bu kürsüden teşekkür ettim alt komisyonda
yaptığı çalışmalar için, gittim yanına, gene
teşekkür ettim. İnsanlık bunu gerektirir. Ama illa Ben bunu
farklı bir şekilde yapacağım, inat muhalefetle,
istediğimi çıkarırım, muhtevasında ne olduğunu
bilmesem de önemli değil. derseniz bu böyle olur.
Sayın
Başkan -tutanaklarda var, fazla gitmek istemiyorum; Sayın
Başkanın şahsına da saygım var-
şaşırttılar, açmadı oturumu, tekrar
açtırdılar. Ya, tutanaklarda var. Çok üzülüyorum ben bunları
konuşurken. Esas muhatabına söylemek istiyorum da buralarda
göremiyorum. Ama onun yüzünden Sayın Başkan burada hırpalanıyor.
Şimdi,
burada nezih bir ortamda o işi götürmek varken gruplar arasında
gerginlik
İşi götürmek, güzel bir şekilde neticelendirmek
varken işi zıvanadan çıkarıyoruz, işin ciddiyeti
kaçıyor. Geçen anlattım, aynı komisyonda TUSKONu koyuyorsunuz,
MÜSİADı koymuyorsunuz, MÜSİAD üyesi
arkadaşlarınız bizim arkadaşlara söylüyorlar Haluk Bey
söylesin, TUSKON da çıksın da ben de rahat edeyim. diye. Bunlar
bizim yalan söylediğimiz şeyler değil, vaka olan şeyler.
Biz, iş ciddi olsun diyoruz. Bir Odalar Birliğini koyduğunuz
zaman, bir Barolar Birliğini koyduğunuz zaman bir şey söyledik
mi? Ama işi olmadık mecraya sürüklediğiniz zaman bu neyi
gösterir? Sizin bu konuları ciddiye almadığınızı
veya bu konuları bilmediğinizi gösterir.
Şimdi,
bunu defalarca söyledik. Hakikaten, gerekçeye baktığımız
zaman, gerek komisyonlarda gerekse Genel Kurulda iktidar partisinin kanun
yapım süreciyle ilgili çalışmalarında seviye
itibarıyla son derece irtifa kaybettiğini görüyorum. Bu beni üzüyor.
Bu, neticede, Türkiye Cumhuriyetinin kanunu, Türkiye Büyük Millet Meclisinden
geçmiş bir kanun olacak. O zaman, biz bunun düzgün olmasını
istiyoruz.
Bakın,
Sayın Bakan biz orada söylediğimizde, görüşürken, bize, alt
komisyon için Komisyonun takdir edeceğini söyledi,
katılabileceğini ima eden işaretle de başını
salladı; onu burada teşekkür ederek de ifade ediyorum. Sayın
Bakanı tenkit ettiğim, fikirlerinde uzlaşmadığım
birçok alan var ama doğru söylenileni de takdir etmemenin bizce bir
anlamı yok, takdir de edeceğiz. Ama görüyorum ki ısrarla bu
söyleniyor, ısrarla böyle bir
şey yapılmak isteniyor. Niye kötü şeyleri AKP Grubu
algılıyor da, komisyonlarda yapılan iyi şeyleri söylemiyor?
İyi şeyleri de söyleyin.
Şimdi,
sektörde kayıt dışılık var mı? Sayın Bakan
tutturuyor Vanla Dicleyi
Hangi ildi Sayın Bakanım, bir tane daha
söylüyordunuz? Onları kapsam dışı bırakırsan,
değerlendirme dışı bırakırsan
Onlar, Türkiye
Cumhuriyetinin dışında, ayrı bir yer mi canım?
Nasıl böyle bir şey konuşabilir? Afyonda aynı şeyi
konuşuyorsunuz, başka yerde aynı şeyi konuşuyorsunuz.
Niye yanlış anlaşılacak ifadelerle bu işin üstüne
gidiyorsunuz? Komisyonun bunların üzerine ciddi şekilde ne
yapması lazım? Eğilmesi lazım.
Şimdi Kanun Yapım Süreci Sempozyumu diye
burada bir sempozyum yapıldı; Sayın Hamzaçebi oradaydı,
sizin grubunuzdan Başbakan Yardımcısı Sayın
Bozdağ o zaman oradaydı. Burada 3 bin maddeye varan kanunlar geçti,
uzlaşarak geçti. Ne var bu kanun da böyle geçse? Ne
sıkıntınız var, bunu gerçekten anlamakta zorluk
çektiğimi ifade etmek istiyorum.
Türkiyede
enerji talebi hızla artıyor, yatırım gerekli. Bakın,
100 milyar kilovatsaat ilave, yaklaşık
Aşağı
yukarı olabilir. Sizin bunu karşıladığınızı
ben takdirle ifade ettiğimi söyledim Sayın Bakan ama bunun
maliyetinin ne olduğunu size sorduğumda cevap alamıyorum. Sizin
dört beş sene, iktidara geldiğinizde kasıtlı olarak
yapmadığınız zammın bedeli 10 milyar dolar; nereden
bakarsanız bakın, bu açık. Bunları falan bizim
tartışmamız lazım, net bir şekilde söylememiz
lazım.
Yatırım
ortamının sağlanması için piyasaların rekabetçi olma
arzusu yaygın. Doğaldır da ama bu regülasyona özellikle enerjide
baktığınız zaman gerçekten önemli bir olay var. Sadece piyasaya
bırakmak bu işi çözmüyor. Nitekim, nükleere gidiyorsunuz,
başkalarıyla başka şekilde anlaşıyorsunuz. Kötü
anlamda da söylemedim. Buradan kanun olarak riskleri üstünüzden başka
yere, Meclisin üstüne götürerek ne yaptınız? Bu işi yapmaya
çalıştınız. Kendi açınızdan haklı da
olabilirsiniz. Ama enerji talebinin karşılanmasında yüksek
oranda dışa bağımlılık var. Bu iş stratejik
bir alan, kamuyu da bu alandan soyutlamak mümkün değil. Yerli ve
yenilenebilir enerji kaynaklarının değerlendirilmesinin önemi, kaynak
ve menşe çeşitlendirilmesi gerekli, enerji verimliliğinin
artırılmasıda gerekir. Enerji kaynaklarına
yakınlık ve enerji köprüsü olabilmek önemlidir. Geçmiş on
yılda 100 milyar kilovatsaat artan enerji ihtiyacını temin
etmenizi takdir ettiğimi biraz önce de söyledim ama bunun topluma maliyetinin
ne olduğunu ne yaptım? Soruyorum, cevap alamıyorum.
Sizin,
dış politikada bu kadar bağımlılığı
düşündüğünüz zaman, bu Erbile gidişinizi önemsiyorum,
inemediğinizi önemsiyorum. Bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı
olarak, bir Türkiye Büyük Millet Meclisi milletvekili olarak burada ne
olduğunu öğrenmek istiyorum. Açık değilsiniz,
kaçıncı keredir burada soruyorum, bunu öğrenmek istiyorum.
Biraz
önce ifade ettiğimiz gibi, burada 49 madde var. 49 maddenin
16sını düştüğünüz zaman, 2 de yürürlük ve yürütmeyi, 31
madde. 31 maddede 54ten fazla -Allahtan korkun- önerge vermişsiniz ve
kabul etmişsiniz. Bu, zaten sizin ciddi bir şekilde
tasarıyı hazırlamadığınızı, Komisyonda
da yani ciddi bir şekilde ele alınmadığını çok açık
ve net bir şekilde gösterir. 92 tane önergenin reddedildiğini dikkate
aldığınızda, o zaman muhalefete de hiç değer
vermediğiniz ortaya çıkar. Burada anlaşmamazlık doğal
o zaman. Yani bu kadar şeyde gayet doğal muhalefetin önerge vermesi
ve orada, benim gördüğüm kadarıyla da Sayın Başkanı
baskı altında tuttular, gerçekten baskı altında tuttular.
Çok üzüldüm. Ben, başka türlü de davranış biçimi
sergileyebilirdim. İçinde bulunduğu hâletiruhiyeyi anlayarak üzerine
de fazla gitmedik, açık söylüyorum. Tutanakların hepsini aldım.
Orada, okusak hakikaten sıkıntıya girersiniz Sayın
Başkanım. Yani gayet açık, net söylüyorum.
Bunun
dışında, bakın, yüzde 40-45 devletin payı var, yüzde
20-25 yap-işlet-devret, yüzde 15-20 yap-işlet. Şimdi, nükleeri
de dikkate aldığınızda ne yapmak lazım? Bu
piyasanın buradaki alanını bilmemiz lazım. Bize hâlâ
söylemediniz ısrarla, burada ne kadar -ne olacağını-
alışveriş olacağını. Bu piyasa işlemlerinde
ne olacağını bilmek istiyoruz. Bunu ben size söyledim.
Sayın Müsteşar benim oda arkadaşım, bunu hesaplar.
Özellikle mi vermek istemiyorsunuz? Onu da anlamakta zorluk çektiğimi bir
kez daha ifade etmek istiyorum. Tutanaklara da geçsin.
Sayın Bakanım,
siz mi merak etmiyorsunuz hiç ya da bize mi vermek istemiyorsunuz? Onu
da anlamakta ne yapıyorum? Zorluk çektiğimi ifade etmek istiyorum.
Şimdi,
bu yürütmeyle yürürlüğü de kaldırdığınız zaman 31
maddeden 16 geçicinin ne kadarı bu kanunla ilgili? Siz alan
temizliyorsunuz, alan. Problem kalmasın, alan temizliyorsunuz. Yani buraya
baktığınız zaman, bu maddelerde ne olması
gerektiği, neden buraya konulduğu, bu gerekçeler falan bunları
karşılamıyor. Özel sektör geldi, diyor ki: Biz Bakanlıkla
iş birliği içinde çalıştık, bu tasarı böyle
hazırlandı. Özel sektörün hangi kesimiyle birlikte çalıştığınızı
ben anlamıyorum. Bu kadar önerge, hem de iktidar kanadından, mutlaka
özel sektörün de baskısıyla geldi. Demek ki siz özel sektörün
işinize gelen kanadıyla çalıştınız, işinize
gelmeyen kanadıyla çalışmadınız; onu ifade etmek
istiyorum. Yoksa, bu kadar önerge nereden gelecek? CHPli arkadaşlara da,
bizlere de gelen talepleri biz de önerge olarak buraya yansıttık ama
siz kendinize gelen önergeleri ne yaptınız? Buraya dercetmeye
çalıştınız. Ya getirdiğiniz kanun sakattı,
tasarı sakattı yahut da size gelen önergeler sonradan baskıyla
yaptırıldı. O zaman, bunun anlamı bu. Burada bunları
açıkça konuşmak lazım. Ama bu kanun yapım sürecinde AKPnin
izlediği bu tutumu gayriciddi buluyorum. Bu, Türkiye Büyük Millet Meclisi
açısından övünç vesilesi olacak bir durum değildir.
Utanılacak bir durum demek istemiyorum. Burası neticede Türkiye Büyük
Millet Meclisi, hepimiz bu Meclisin üyeleriyiz, millet seçti getirdi.
Ben
yüce heyeti tekrar saygıyla selamlıyorum ama bu Erbil meselesinde
ısrarlıyım Sayın Bakanım.
Yüce
heyeti saygıyla selamlıyorum. (MHP ve CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Hükûmet
adına, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Taner
Yıldız.
Buyurun.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) Sayın
Başkan, değerli arkadaşlar; ikinci bölümün
başındayız ve tabii ki maddelerimiz var, geçici maddelerimiz
var. Şu ana kadar yapılan eleştirilere sürem içerisinde cevap
vermek isterim.
Şimdi
TEİAŞın iletim hatları pahalı mıdır, ucuz
mudur? dendi ve 25 milyonluk bir iş 85 milyon liraya
yaptırıldı. şeklinde bir açıklama yaptı
arkadaşımız ve bunun da bir rapora
dayandığını söyledi. Bu raporu baştan almak isterim,
bir. O rapor gerçi benim söyleyeceklerimi değiştirmeyecek yani
sonucunu değiştirmeyecek ama...
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) Soruşturma raporu var.
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) İkincisi: İki
tane -yani sonucunu değiştirmeyecek ama- temel nokta var.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) - Raporu hemen vereceğim size.
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) TEİAŞ
iletim hatlarını ya 4734 sayılı normalde- Kamu İhale
Kanunu kapsamında yapar, kendi programında, kendi ihale
kapsamında yapar veya gelen bir yatırımcı, özellikle son
yedi, sekiz yıldan bu tarafa, çok aşırı talepleri, güç
taleplerini enterkonnekte sisteme bağlamak için talepte bulunur. Biz onun
ödeneği o anda yoksa veya programımızda yoksa kendisine deriz
ki: Sen, bunu yapabilirsin. O, kendisi yapar.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) - Hangi yetkiyle?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) İhale
Kanununa tabi değildir. Kendisi yapar ve 4628 sayılı Kanunun
geçici 14üncü maddesi çerçevesinde santral sahibi tarafından da bu
yapılır. TEİAŞ
Şimdi, bu kısmı önemli
arkadaşlar. Şimdi, bakın, bir şey söylüyorsunuz, en
azından onun cevabını doğru bilmek zorundasınız.
Bir milletvekili, iktidarda veya muhalefette, herhangi bir sektörde hepsini
bilmeyebilir. Bunu sormak hakkıdır ve Genel Kurulda bunların da
cevaplanması lazımdır ama o cevaplandıktan sonra tekrar
ısrar ederseniz ben onda bir başka maksat ararım. Şu anda
bunu tekrar söylüyorum, bir başka zaman gündeme getirdiğinizde
farklı bir üslupla söyleyeceğim bunun cevabını. Bu tesisin
Kendisi yaptı ya, çok pahalıya da yaptı, 85 milyona yaptı
ya bunu. Hani diyorsunuz: 85 milyona yaptı, 25 milyonluk
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Ben demiyorum, rapor diyor.
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) Ama bakın,
onun statüsünün ne olduğunu devam etmiyorsunuz. Aynen geçenlerde mahkeme
kararı olduğu hâlde onu söylemediğiniz gibi. Diyorsunuz ki:
Bunun mahkeme kararının olması lazım. Ben diyorum ki:
Mahkeme kararı burada. Sayısını, tarihini veriyorum, siz
kaldığınız yerden devam ediyorsunuz. O zaman mesafe katedemeyiz
arkadaşlar.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Ama Sayın Bakan, siz de doğruyu
söylemiyorsunuz, rica ederim!
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) Siz belge
istiyorsunuz, belge getiriyorum. Biraz sonra bir daha getireceğim.
Bakın, burada bu fotokopileri size vereceğim.
Şimdi,
diyoruz ki, bizim kuralımız şu: Tesis kaç liraya mal edilirse
edilsin, o yıl içerisindeki -uygulamadan bahsediyorum- TEİAŞın
kamu ihale kapsamında yaptığı ihalelerde gerçekleşen
en düşük birim fiyattan ödenmektedir. İsterse 3 katına mal
etsin. Sen benim ödediğim rakama baksana kardeşim kamu olarak.
Şimdi,
ben bunu söylüyorum ve diyorum ki -yalnız, ortalaması da değil-
en düşük rakamdan. Yatırımcı ne diyor? Kamunun,
aslında yatırımcının hakkı biraz kamuya geçiyor
ama diyor ki: Ben şuraya 200 milyon dolarlık yatırım
yapıyorum. Bunun iletim hattı ne kadar? 2,5 milyon dolar. Ha ben bunu
2,2 milyon dolara mal etmişim, ha da 2,5 milyon dolara mal etmişim,
ben işimin bittiğine bakayım. Yatırımcı bunu
söylüyor.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Aptal işte!
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) Kamu, bütün
bürokrasisiyle beraber kendini garanti altına alacak ve 4734
sayılı Kamu İhale Kanunu yapılmışçasına o
fiyattan alıyor, madde bir.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) O zaman hiçbir kurum ihale yapmasın, hepsi
böyle yapsın.
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) Bu da bir usuldür,
bunu denemekte fayda olabilir. Evet, işlerin
hızlandırılması açısından böyle bir şey
faydalı olabilir.
Gelelim
müstakil hatların
Ha, Bunlarla alakalı soruşturma dedik.
TEİAŞın, -şimdi, lütfen bu tarihi not edin- 2009/57998
soruşturma no -bu dediğiniz konularla alakalı- karar no:
2012/58111. Bunun fotokopisini size göndereceğim, kovuşturmaya yer
olmadığına dair işlemden kaldırma kararı.
TEİAŞın yetkilileri
suç, görevi kötüye kullanma, ihaleye fesat
karıştırma. Synen dediğiniz tarzda. Suç, tarihi ve yeri:
2009, 2010; Ankara. En son noktasını okuyorum, 4 sayfadır bunun
mülahazası Kovuşturmaya yer olmadığına ve
kararın bir örneğinin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığına gönderilmesine
bütün detaylarıyla
alakalı konu.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) - İşte o bahsettiğimiz kanunu
çıkarttığınız için bu karar çıktı.
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla)
Arkadaşım, ben şimdi sana
Ben senin ne söylediğini
biliyorum, ben ne anlattığımı biliyorum.
İki:
Bununla bitmedi: Şimdi, bu kömürlerle alakalı dediniz. Bunu ben
size önceden de gönderdim. Asıl benim bozulduğum nokta şu: Siz
bu bilgiye sahip olduğunuz hâlde bunu tekrar kullanıyorsunuz,
asıl sıkıntılı olan budur.
Bir
işlemden kaldırma kararı daha: Selahaddin Anaç TKİ Genel
Müdürü. Suç: Görevi kötüye kullanma. 2003, 2004, 2007, 2008; bütün fakir
kömürleriyle alakalı, fukara kömürleriyle alakalı. Suç yeri: Ankara.
Silopideki
ve Şırnak Valiliğindeki, sizin daha önce gensoruda da gündeme
getirdiğiniz, bir başka konu vesilesiyle gündeme getirdiğiniz
konuyla alakalı, işlemden kaldırılmasına, kararın
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Teftiş Kurulu
Başkanlığına gönderilmesine
Ankara Cumhuriyet
Savcısı, 27/05/2010.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) İşte bu yasayı, af
yasasını çıkarmasaydınız
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) Bu da bitmedi,
sizin, yalnızca bu Genel Kurulda değil, yine mahkemelerde takip
ettiğiz bir konu var ki bir milletvekili, bir vatandaş
Biraz önce de
dedim, Lütfen, Cumhuriyet Başsavcılığına suç
duyurusunda bulunun. dedim.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Deniz Fenerinde de
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) O ihaleyle
alakalı konuda da diğerinde de. Ha, sen Hukuka güvenmiyorum.
diyorsan, o ayrı bir konu tabii.
Şimdi,
gelelim, sizin verdiğinizle alakalı ferdî olarak Ankara Cumhuriyet
Savcılığına başvurdunuz -2003 ve 2010
yıllarıyla alakalı- 6 tane CHP milletvekilimiz de aynı
şekilde suç duyusunda bulundu.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) 2011de af kanununu
çıkarmasaydınız bunlar olmayacaktı.
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) Ben buraya
mahkeme kurarım, bu Genel Kurulda bunları çözerim. diyorsunuz. Ben
de diyorum ki: Kusura bakmayın, yani burası da lâyüsel bir yer değil.
Siz, bir konuyu gündeme getiriyorsunuz, ben cevabını veriyorum ve
üslubu içerisinde cevap veriyorum.
Aynı
şekilde -bunun da fotokopisini size göndereceğim- 2012
yılında -bu fakir fukara
kömürleriyle alakalı- Somadan -şu anda TKİnin kendi tesislerinden-
siz bu kömürün verilmesini istiyorsunuz. Hemen maliyetlerini
çıkartayım: Somadan Güneydoğu Anadolu Bölgesine, 1.600
kilometreye 2011 yılında 550 TL olacakken biz 270 TLye
Şırnaktan kömür elde ettik.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Ya bu hesap
Yazık size Sayın Bakan,
kim o genel müdür ya?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) 2010
yılında 462 TLyken 233 TLye
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Ah ah! Çok yazık.
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) Şimdi,
Şırnakla alakalı, üç tane valiliğimiz ve diğer
bölgelerden elde edilen kömürlerin spektlerini beğenmediler.
Beğenmeyebilirler çünkü biz bu -bu niye yanlış demiyorum-
arkadaşlarımıza şunu söyledik: Arkadaşlar, 2 milyon
ton kömür dağıtıyorsunuz, içindeki 40-50 bin tondan dolayı
adınızı kötüye çıkarmayın. Ben valilerimizi
aradım telefonla, Arkadaşlar, o kömürleri geri gönderin. dedim.
Ben, ister il merkezlerinde isterse ilçelerde -şu anda bir tanesi de CHP
milletvekilidir ve CHP milletvekilimiz de valiyken o işi doğru
yapmıştır- spektlerine
uymadığı için O kömürü kullanmayın. dedim. Tek tek
söylüyorum.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Hangi kömür? Nerede üretilmiş o kömür?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) Şimdi, 2008 yılındaki
değerleriyle beraber
Değerli
arkadaşlar, siz diyorsunuz ki 8inci maddeyle alakalı: Buna ne gerek
var? Sizin bu enterkonnekte sistemin
dışında böyle bir şeye gerek var mı? Şimdi,
PETKİMde ve diğer kuruluşlarda kendi ihtiyaçları için
yapılacak iletim hatlarıyla alakalı hususlarda biz diyoruz ki:
Kendin bunu yapabilirsin. Bunu yaparken de
standartlara uyacaksın. Hat tesisinin işletilmesinde ve
yapılmasında, bunlarla alakalı herhangi bir problem yok.
Üreticisi kendi müşterisine bir iletim hattı çekebilir ve bunları
da bilabedel olarak enterkonnekte sisteme devreder. Şimdi, bunun neresinde
kötülük var? Arkadaşlar, Türkiye'de 1 milyon kilometre iletim ve
dağıtım hattı var, bunun yaklaşık 60 bin
kilometresi iletim hattı. Türkiye'deki
büyüme bir kısım Avrupa Birliği üyesi ülkelerin büyümesi
kadar oluyor, yedi tane ülkenin büyümesi kadar oluyor ve onu söyledim, her
yıl bir Slovakya ekleniyor Türkiye'ye, bir buçuk yılda bir
Türkmenistan kadar enerji ekleniyor. Yani, bu bir değişimdir, bu bir
dönüşümdür.
Konularıma
devam ediyorum. Enerji alımıyla alakalı konuştunuz.
Değerli arkadaşlar, enerji tasarrufunun konu edilebileceği birçok
alan var, çocuktan yaşlıya varıncaya kadar. Bunlardan bir tanesi
de Enerji Hanımdır. Hanımlarımıza hitap
edebileceğimiz bir yön vardır. Bu, ne küçültücüdür ne eve
hapsetmektir; bütün hanımlara hitap eden kısım. Erkeklere de
hitap eden kısım var, yaşlıya da hitap eden kısım
var, çocuklara da hitap eden kısım var.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) - Yani biz enerji
tasarrufuyla alakalı, enerji verimliliğiyle alakalı
konuşurken niye bunu bir başka noktaya çekelim?
Erbil
uçağı, elektrik faturaları pahalı mıdır, Nabucco,
Güney Akım, al ya da öde ne oldu Azeri fiyatı, Mersindeki nükleer
turizme mâni midir, bütün bunları da bir diğer konuşmada arz
edeceğim.
Saygılarımla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Yıldız.
Şimdi,
şahsı adına söz isteyen Özgür Özel, Manisa Milletvekili.
Buyurun.
(CHP sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, ikinci bölüm üzerinde şahsım adına söz
almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
8
Mart Dünya Kadınlar Gününü, öncelikle emekçi bir kadın olan annemin
ve değerli eşimin ve Türkiyedeki, dünyadaki bütün emekçi
kadınların gününü kutluyorum, saygılar sunuyorum.
Bugün
burada elektrikle ilgili, enerjiyle ilgili konuşuyoruz. Türkiyede
elektrik fiyatları pahalı. Neden pahalı diye
baktığımızda, aslında, elektriğin üretim
aşamasından gelen yani girdilerin pahalı olmasından
kaynaklanan bir ana sorun var. Biz elektriği yaygın olarak doğal
gazdan, petrolden, kömürden, rüzgârdan ya da hidroelektrik santralleriyle yani
suyla karşılayarak üretiyoruz. Üretimde bu girdilerin temininde
eğer bir yükseklik varsa elektrik fiyatları da bu yüzden yüksek
oluyor.
Şimdi,
kömür meselesi konuşuluyor. Kömürde, TKİnin bütün eleştirilere,
bütün raporlara, bütün suç duyurularına rağmen kömürü ihalesiz olarak
ve fahiş fiyattan temin ettiği burada konuşuluyor, bu konuda
çıkıp kimse açıklama yapmıyor. Sonra, Mehmet Amca ay
sonunda elektrik faturası gelince bakıyor, Ya bu fatura nasıl
bu kadar geldi? diyor. Mehmet Amca bu vakitte bizi izleyebiliyor olsa ona
şöyle söylemek lazım: Mehmet Amca, bu kömür ihalesinde birilerin
yediği hurmalar ay sonunda geliyor, senin faturanı
tırmalıyor. Bu kömürdeki ihalesiz alım sırf Mehmet amcayı
vurmuyor, hepimizi sıkıntıya sokuyor. Kömürü sadece elektrik
üretiminde kullanmıyoruz. Sayın Bakanın deyimiyle Fakir fukara
kömür olarak da dağıtılıyor. Kömürü kim
dağıtıyor? Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma
Fonu. Ne beklersiniz? Bu Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma
Fonunun bir kömür ihalesi açması lazım, Türkiyenin en büyük kömür
alıcısı olarak kıran kırana, kamunun da özel sektörün
de olduğu bir kömür temini ihalesi yapması lazım ama bunu
yapmıyorlar. Ne yapıyorlar? O kömürü TKİden alıyorlar.
TKİden alınması demek, ihalesiz ve burada eleştirilip bir
kelimeyle bile cevap verilmeyen bu yöntemle Sosyal Yardımlaşma ve
Dayanışma Fonuna belli yerlerden kömür temin etmek demek.
Bakın,
Ali Babacan bir ara çıktı ne dedi: Sosyal Yardımlaşma ve
Dayanışma Fonu doğrudan kömür alım ihalesi açsın.
Ortalık karıştı, ortalık. Hükûmetin Başbakandan sonra en güçlü
bakanlarından bir tanesi bunu söyledi, bir anda ortalık
karıştı. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma
Fonu bir kömür ihalesi açsın da görelim bakalım, TKİ girsin, bu
fiyatlarla o ihaleyi alsın. Ondan sonra da burada Sayın Bakan gerine
gerine otursun.
Doğal
gaz ile elektrik üretimine geldiğimiz zaman: Rusyadan, İrandan,
Azerbaycandan doğalgaz alıyoruz. Bir tane formül var, kocaman
kitapta gördüm, Plan Bütçede sordum, aklım almadı, sonra dediler ki:
Bu formül, o formül. Rusyaya gitti birileri, bu formülde bir çarpan
değişti, Türkiyeyi 2 milyar dolar çarptı Ruslar. Ya olur mu
böyle bir şey, sorun hesabını. Bakana sorduk devlet
sırrı dedi. Sonra Gazprom diye bir şirket var; ukala adam,
çıktı, övüne övüne, dünyadaki en pahalı doğal gazı
Türkiyeye kasnakladığını, onu da o formül dairesinde
yaptığını söyledi. Bizde devlet sırrı, Gazpromun
o Rus iş adamları övünüyorlar bizi nasıl
çarptıklarıyla ilgili.
Benim
bildiğim elektrik depolanamaz, yani bugün konuştuğumuz anlamdaki
elektrik depolanamaz. Enterkonnekte sistem diye bir sistem var, oraya
verilecek, arz-talep dengesi olacak. Birinden biri farklı olursa
ortalık karışır. Şimdi, siz, öyle bir iş
yapıyorsunuz ki özel sektörün doğal gaz ve kömür ile
çalıştırdığı santrallerden 18 kuruşa
kilovatı taahhüt ediyorsunuz, o anda onu alacaksınız,
kullanınca da alıyorsunuz ama arz-talep dengesi bozuluyor, arz
fazlası var ama adama ödeyeceğiz. Ne yapıyoruz? Kebanın
şalterini yarıya indir veya Çanı kapat, Kangalı kapat,
Elbistan Termik Santrali indirsin. Peki, kaç paradan alıyorsun? 18
kuruştan alıyorsun. Kapattığın Çan kaç paraya
üretiyor? 6 kuruşa üretiyor. Böyle bir yaklaşım olabilir mi? Bu
hangi vicdana sığar?
Doğal
gazda al ya da öde anlaşması: Sıkıntı neden? Depolayamıyoruz
diye. Sayın Bakan sormak isterim: Tuz Gölünün altına -bir
çılgın proje vardı- doğal gaz deposu yapıyordunuz. Ne
oldu? Şimdi, aynı faka elektrikle basacaksınız. Konya
Ovasının altında aküler hazır herhâlde! Bir tek o durumda
bu iş işler, onun dışında doğal gazda
başımıza ne getirdiyseniz, Şimdi de öyle getirirsiniz.
Konya Ovasının altını akümülatörle döşemeden bu
işi yaparsanız, yetimin hakkını orada Gazproma
yedirdiğiniz gibi, burada da elektrik üreten özel şirketlere
yedirirsiniz.
Saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Şimdi
soru-cevap işlemi yapılacaktır.
Sayın
Şandır, buyurun.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Çok teşekkür ederim.
Sayın
Bakanım, gecenin bu saatlerinde tüketicilere ve Mersinlilere bir müjde
vereceğiniz umuduyla soruyorum, öncelikle Mersinliler adına
soruyorum: Silifke Yeşilovacık ve Akdere beldelerinde ithal kömüre
dayalı termik santral yapılmasına müsaade edecek misiniz?
Etmemenizi temenni ediyorum.
İkinci
sorum da, konuşmamda da ifade ettim, aktif elektrik bedeline ilave edilen
ve tüketicinin gerçekten belini kıran, gerçekten de doğru olmayan,
hak olmayan, dolaylı vergi düzeyindeki 9 kalem ek bedelin hiç olmazsa bir
kısmını tüketicinin üzerinden almayı düşünür müsünüz?
Bu
iki konuda bir müjde verirseniz gecenin bu saatindeki zahmete değer diye
düşünüyor, teşekkür ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Halaman
ALİ
HALAMAN (Adana) Sayın Başkanım, teşekkür ederim.
Sayın
Bakanım, bu kanun görüşülürken, bizim vermiş olduğumuz bir
kanun teklifi var enerjide denetimin kamusal bir görev olduğuna dair. Ama,
bu kanunun içerisinde Bu denetim vazifesini firmalar yapsın, yapan
firmaya da kim yaptırıyorsa parasını ödesin. diyorsunuz.
Bunu Danıştay bozmuş. Şimdi, Danıştayın
bozmasına rağmen, ısrar noktasında bu özelleştirmeyi
getiriyorsunuz. Bakanlık olarak siz kamu adına görev
yapıyorsunuz. Bu görev devrini uygun buluyor musunuz?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Erdoğan...
MEHMET
ERDOĞAN (Muğla) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın
Bakan, seracıların kullandığı elektriği
tarımsal tarife üzerinden ücretlendirmeyi düşünüyor musunuz?
Yine
mahkeme kararıyla durdurulan Muğla Köyceğiz Beyobasındaki
Yuvarlakçay HES inşaatı bu kanun yürürlüğe girdikten sonra
yeniden gündeme gelecek mi?
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Ayhan...
EMİN
HALUK AYHAN (Denizli) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Bu
tasarı kanunlaştığı takdirde, bu kapsamda piyasadaki
işlem hacmi ne olacak? Onu Sayın Bakandan sormak istiyorum, bir.
İkincisi
de başkalarının kayıp kaçağını Denizlili
vatandaşların, sanayicilerin ödemesinden siz, Bakan olarak
rahatsızlık duymuyor musunuz? Denizlili sanayici ne kadar
başkalarının ödemediğini ödemeye devam edecek?
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Kuşoğlu...
BÜLENT
KUŞOĞLU (Ankara) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Bakanım, geçenlerde Alman Şansölyesi Merkel Türkiyeyi ziyaret etti,
biliyorsunuz. Bunu yorumlayan BBCnin şöyle bir yorumu var, diyor ki:
Almanyada nükleer santral dönemi kapandı tümüyle. Alman nükleer santral
yapımcısı firmalar da Türkiyeye yöneldiler. Türkiyede 2
nükleer santral yapımıyla ilgili ihale tamamlandı ama yine de
görüşmeler yapıldı. Onlarla ilgili bir gelişme oldu mu?
Sizinle görüşüldü mü acaba? Şimdiye kadar bir ilerleme, gelişme
var mı acaba?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Gümüş...
HALUK
AHMET GÜMÜŞ (Balıkesir) Balıkesirde Alibey Adasında
rüzgâr enerji santralleriyle ilgili bir izin alındığı
söyleniyor. Bununla ilgili daha önce size sormuştuk ama net bir cevap
alamıyoruz. Cunda Adası diye de, Cunda diye de bilinir burası, turizmin
çok önemli ve aktif olduğu bir yerdir. Bu bölgede rüzgâr enerji
santralleri kurmak çok garip ve anormal bir şeydir. Bu konuda, bu izinler
konusunda belki de- bizim, bu izinlerin altında imarla ilgili
birtakım şüphelerimiz de var. Bu izinler konusunda bunlar
gerçekleşecek midir? Yani turizmin göbeğine ve tarihin tepesine
rüzgâr santrali pervaneleri mi takacağız?
Teşekkür
ederim.
Rüzgâr
enerjilerine de karşı değiliz.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Özkan
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Burdur) Sayın Başkan, teşekkür ederim.
Sayın
Bakan, hayvansal üretimde kullanılan enerjilerde KDVyi yüzde 18den yüzde
1lere çekmeyi düşünüyor musunuz? Yine, tarımsal amaçlı sulamada
kullanılan elektrikte KDV yüzde 18, yine onu yüzde 1lere çekmeyi
düşüyor musunuz?
Yine,
kültür mantarı devamlı elektrik kullanıyor hem yaz hem
kış. Bunda da sanayide kullanılan elektrikteki indirimden
yararlanmak istiyorlar. Bu konudaki düşüncenizi almak istiyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Aydın
OSMAN
AYDIN (Aydın) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Özellikle
ülkemizin toryum rezervleri yönünden çok önemli kaynaklara sahip olduğu
hepimizce bilinmekte. Bu toryum yataklarının hem cevher olarak üretilmesi
hem de enerji alanında kullanılması için dünya ülkelerinin
birçoğu, dünyada birçok ülke milyonlarca dolarlık AR-GE
yatırımlarının çalışmalarını
şimdiden başlatmış durumda. Bu konuda ülkemizin hakikaten
bu şansını önümüzdeki süreç içinde kullanabilmesi için, bugünden
AR-GE çalışmalarına önemli kaynaklar ayırması
lazım ki yarın bu toryum yataklarımızdan, toryum
rezervlerimizden yararlanabilelim. Bu konuda bir çalışmamız var
mı? Bu konuda AR-GEye bütçe ayırdık mı?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Kurt
KAZIM
KURT (Eskişehir) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Bakan, yukarıda Plan Bütçe Komisyonu toplantısında Türk Hava
Yollarının ödemekte olduğu TRT payları
kaldırıldı. Şimdi, sizin
Bakanlığınızın sorumluluğunda, tüketici
elektriğindeki elektrik ücretinde, kayıp kaçakta, açma, kapamada TRT
payı var. Bunu kaldırma konusunda neden bir adım
atmazsınız?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Demiröz
İLHAN
DEMİRÖZ (Bursa) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
On
beş gün önce Niğdeye yapmış olduğumuz ziyarette
çiftçiler şöyle bir sıkıntılarını dile getirdiler:
Daha önce sulama birliklerinin icralık borçlarında, elektrik
borçlarında trafoların sökülerek alındığını
ama son günlerde bu özelleştirilen veya oradaki şirketler
tarafından -bu defa trafo olarak değil- demir direkleri kesilerek tüm
hattın alındığını ifade ettiler. Bu konuda size
gelen şikâyetler mutlaka vardır. Ne gibi önlem almayı
düşünüyorsunuz?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Özel, son söz
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Bakan, eğri oturalım doğru konuşalım. Ben
milletvekiliyim. Aykut Erdoğdu da burada bir şey söyledi, dedi ki: Başbakanın
damadının şirketi camiye iki tane sayaç takmış. Yani
camileri dolandırmış. Sizin elinizde bu konuda bir tane
teftiş kurulu raporu var. diyor. Siz çıkıyorsunuz, yirmi dakika
orada konuşuyorsunuz, bu konunun etrafından dolanıyorsunuz.
Hatta ilk söylediğinde ben Yok artık. dedim, siz gözünüzü
kaçırdınız.
Bana
deyin ki: Böyle bir şey yok kardeşim. Böyle bir rapor yok. Bu iki
tane şey yok. Böyle bir şey yok. İçimiz rahat etsin ama cevap
verin. Böyle bir teftiş kurulu raporu var mı, yoksa bu konuyu ilk kez
mi duyuyorsunuz?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Bakan, buyurun.
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) Camiye mi dediniz?
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Sokak aydınlatması demek istiyor.
Bu
cami aydınlatmasında nitelikli dolandırıcılıktan
yargılama var mı, yok mu?
BAŞKAN
Sayın Bakan, buyurun.
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) Sayın
Başkan, değerli arkadaşlar; öncelikle, tabii, problem üzerine
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Son sorudan başlayın.
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) Arkadaşlar,
998 tane soru önergesine süresinde cevap vermiş bir Bakanlığa
soruyu cevaplamadı ithamında bulunmayın lütfen ya. Şimdi
onların hepsini tek tek saymayayım size. Burada bütün, istisnasız,
hepsini cevaplamışız biz. Herhangi bir sorudan falan
kaçtığımız yok.
Ben
şimdi dakikaya bakıyorum. Dokuz dakikada soru sorulan konunun
altı buçuk dakikada cevabı olur mu? İnsaf edin ya! Verin bana
şimdi yirmi beş dakika, ben hepsini cevaplayayım.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Tamam verelim Başkan, verelim
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) Arkadaşlar,
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığında bilgiden yana bir
sıkıntı yok, şeffaflıktan yana da bir
sıkıntı yok. Kusura bakmayın, ben de otuz yıllık
mühendisim, bu işlerin içerisinde bulunuyorum. Bizim herhangi bir
sıkıntımız yok. Sizin şunu söyleyebilmeniz lazım
Arkadaşlar,
bakın, Eğri oturup doğru konuşalım. diyorsunuz. Ben
size ısrarla, her yıl Türkiyeye bir ülke eklendiğinden, enerjinin
büyümesi açısından, bahsediyorum. Ya, 2012 yılında bir
Slovakya eklendi Türkiyeye.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) E, tamam.
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) Ama bir dakika
Tamam. diyorsunuz da, 35 milyon adet abone var. Bizim elimize ulaşan
3.600 tane, 3.200 tane
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Slovakya demiyorum, Çalık diyorum Çalık!
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) Ya, bir dakika
kardeşim, sıranı bekle! 11inci sırada sordun sen.
Sıranı bekle, bir dakika.
RECEP
ÖZEL (Isparta) Bekleyemez o!
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) Arkadaşlar,
bir milletvekili arkadaşımızın burada soru sorma hakkı
vardır ve onu öğrenme hakkı vardır, bu en tabii
haktır. E, müsaade edin de bunu cevaplayayım diyorum ben.
Şimdi,
arkadaşlar, büyük resim şunu söylüyor: 35 milyon adet abonesi olan,
29 milyon adet de mesken abonesi olan bir ülkede yaşıyoruz.
Şikâyetleri öyle bir ön plana çıkartıyorsunuz ki
Bunların
bir kısmının giderilmesi için bizzat illerinde toplantı
yapıyoruz. Kimlerle? Valilerin, belediye başkanlarının,
milletvekillerinin bulunduğu ortamda. Bu cuma günü saat dokuzda Konyada
bu toplantıyı yaptık. Katılan arkadaşlarımız
burada, bilirler. Enine boyuna, Niğdede -dediğiniz-
Nevşehirde, Aksarayda, Karamanda, Kırşehirde ve
Konyanın bulunduğu altı ilde ne var ne yok hepsini masanın
üzerine döküyoruz. Her türlü eleştiri serbest, her türlü yorum serbest.
Bizim amacımız üzüm yemek, bağcı dövmek değil. Ve biz
orada, son üç yılda 315 milyon TL yatırım
yapmışız, bu altı ilde. Bir arkadaş diyor ki: Buraya
taş üstüne taş konmadı. Ya, böyle bir şey gerçek olmaz ki.
Ben tek tek takip ediyorum. Son iki yılın yatırımları
bu illerde 2,5 katına çıkartıldı.
Şimdi,
değerli arkadaşlar, büyük resim şunu söylüyor: 35 milyon adet
abonenin bize gelen şikâyet oranı on binde 1den küçük. Ha, biz buna
bakmayalım mı bu on binde 1den küçük diye? Hayır,
bakacağız. Elektrik kesintisi olmuş, bakacağız.
Atmosfere açık bir işletme. Nasıl oluyor lodos
çıktığında Marmarada gemi seferleri durduruluyor da kar
yağdığında elektrik devam ediyor? Dünyanın her
tarafında böyledir bu. Ben size açıkça söylüyorum. Atmosfere
açık işletmelerde işletmeye dayalı sürekli sıkıntılar
olabilir. 1900 tarihinde değil, 2012de New Yorkda 6 milyon kişi
elektriksiz kaldı. 2012nin Kasım ayında 12 milyon kişi
elektriksiz kaldı Moskovada. Herhangi bir dağ başından
falan da bahsetmiyorum.
Şimdi,
arkadaşlar, bu yalnızca Türkiyede olan bir şey değil.
Bunların giderilmesi için uğraşmak, bunların altında
ezilmek anlamına gelmez. Türkiye 229 milyar kilovatsaatten 242 milyar
kilovatsaate çıktı 2012 yılında. Bu elektriğin hepsini
ben kullanmıyorum ki; vatandaşlarımız, sanayicimiz kullanıyorlar
ve Türkiyede elektrikteki, enerji sektöründeki büyüme ekonomik büyümenin 2
katı civarındadır. Kurulu güçteki büyüme 4.100 megavat, 2,5-3
katıdır. Şimdi, biz, bir yandan büyüyoruz, bir yandan
değişiyoruz. Siz, şimdi öyle bir şey anlatıyorsunuz
ki, öyle bir tablo çiziyorsunuz ki, kusura bakmayın, büyük resmi tamamen ezen
ve sanki Türkiyede elektrik
kullanılmıyormuşçasına bahsediyorsunuz. Bu, doğru
değil.
Şimdi,
arkadaşlar, soruş sırasına göre geliyorum. Sayın
Şandırın Mersindeki nükleer santrallerle alakalı
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Sayın Bakan, bakın, termik santralleri
soruyoruz.
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) Bakın, önceki
konuşmanızda, Sayın Başbakanın turizmle alakalı
konularını ve nükleer santrali söylediniz, tek tek not aldım.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Termik santrali de söyledim.
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) Termik santrali
şu anda sordunuz. Bir önceki sorunuzda da Sayın Başbakanın
turizmle alakalı, turizm alanı ilan etmiş olmasına
rağmen nasıl nükleere izin verdiğinden bahsettiniz.
Cevaplıyorum.
Değerli
arkadaşlar, elin turisti, Pariste 40 kilometre ileride 4 tane nükleer
santral varken 55 milyon insan Parisi ziyaret ediyor ve tekrar söylüyorum:
1.100 kilometrelik Loire Nehri üzerinde 6-7 tane nükleer santral var ve burası
dünya koruma alanı içerisine alınmış bir yerdir. Balık
tutanlar var, sandalla gezenler var, pikniğini yapanlar var. Niye oradaki
turiste bir şey olmuyor da bizim Mersindeki turistimize bir şey
oluyor? Ben bunu anlamıyorum. Nasıl oluyor da -oradaki tarım alanlarından
en fazla ihracat yapan 10 ülkenin nükleer santrali var- dünyadaki en büyük
ihracat yapan ülkelere bir şey olmuyor da bizim tarımımıza
bir şey oluyor?
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) 5inci jenerasyon
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) Bu oyunlara lütfen
gelmeyelim. En gelişmiş ülkeler, dünyada 3 tanesi nükleer güç
santrallerinin yarısına sahipler. Amerika Birleşik Devletleri,
Fransa ve Japonyada dünyadaki toplam 442 tane santralin yarısı var
arkadaşlar. O yüzden, biz gelişmemize bakalım, biz
sanayileşmemize bakalım. Bunun iktidarı, muhalefeti olmaz.
İlerleyen Türkiye hepimizin Türkiyesi. Yarın bir gün senin
çocuklarına da lazım olacak, benim çocuklarıma da lazım
olacak. Bırakın, Türkiye'nin önünde durmayalım arkadaşlar.
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Biz İlerlemesin. demiyoruz Sayın Bakan, İlerlemesin.
demiyoruz.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) 515 bin tane parça
var bir nükleer santralde. Bizim yerli sanayicimiz ne kadarını
yapabilecek? Ne kadarını yapabilecekse o kadarını
yapabilecek. Bunun yüzde 30unu mu yapacak, yüzde 70ini mi yapacak, hep
beraber göreceğiz. Bu yıl yüzde 30unu yapar, üç yıl sonra yüzde
40ını yapar.
Arkadaşlar,
değişim, ilerleme sosyal bir olaydır. Her değişimin
riski büyüktür ama AK PARTİ hükûmetlerimizle beraber biz bu riskleri
aştık. O yüzden, bu konuda endişe etmeyelim, korkmayalım.
Azeri fiyatla alakalı
al ya da ödeyle alakalı
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Sayın Başkan, Bakan hiçbir soruya cevap vermediği için on dakika
daha verin.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Sayın
Başkanım, ben talep ediyorum, bütün soruları cevaplayıncaya
kadar süre talep ediyorum.
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Hiçbir soruya cevap vermediği için on dakika daha süre verin.
ENERJİ VE TABİİ
KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) Hiçbir sorudan kaçmıyorum,
kaçıyormuş imajını vermiş olmaktan da
Açıkça
söylüyorum
Kusura bakmayın
BAŞKAN Sayın
Akar, siz sordunuz, Sayın Bakan da cevap veriyor ama cevap vermiyorsa
bilemem. Benim sorunum değil, Sayın Bakan burada.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) Siz soruyu sorarken
özgürsünüz de ben cevap verirken nasıl cevap vereceğimi size mi
soracağım? Kusura bakmayın!
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Hayır ama sorulara cevap vermediniz ki Sayın Bakan.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Evet, devam ediyorum.
Azeri fiyatını
niçin yükselttiniz? dediler. Ben kendi kafama göre 1,1 milyar dolara
yükseltebilir miyim arkadaşlar? Neyse ya, bugün canım istedi, Azeri
kardeşlerimize de biraz yardımım olsun. diye 1,1 milyar dolar
verilir mi? Sözleşme var, kontrat var. Okumadıysanız, lütfen,
göndereyim, okuyun kontratı. Her üç yılda bir taraflara revizyon
hakkı verir o sözleşmeler; yüksek olan fiyatları düşürmek,
düşük olan fiyatları da yükseltmek üzerine. İranda şu anda
biz ne yapıyoruz, niçin tahkime verdik arkadaşlar? Sözleşmemizde
yazıyor, dedik ki: Üç yılda bir revizyon hakkı var,
fiyatlarınız yüksek. O Yüksek değil. dedi. O zaman biz
anlaşamıyorsak ben İsviçre mahkemelerine veriyorum anlaşmak
için. 2007 yılında bu oldu, 705 milyon dolar biz para aldık.
Değerli arkadaşlar bu benim uydurduğum, benim ortaya
çıkarttığım bir şey değil ki, sözleşme ne
diyorsa onu yapacağız. Al ya da ödeyle alakalı dediniz. Ben, size
yazılı ve görsel basının önünde bahsetmiştim.
BAŞKAN
Sayın Bakan, lütfen sözlerinizi toparlayınız.
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) O zaman bu
kısmını diyeyim, geriye 13 tane soru kalıyor
Başkanım.
BAŞKAN
Yazılı cevaplayabilirsiniz.
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) Al ya da ödeyle
alakalı, Türkiyenin parasını verip de
Arkadaşlar, önemli
bir şey söylüyorum, sorduğunuz için söylüyorum, bunu belki on
beşinci kez tekrar ediyorum. Türkiyenin Rusya Federasyonundan 2012
yılının sonunda doğal gazı almayıp da 1 dolar
alacağı olan hiçbir kalem yoktur.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) - Sayıştay yalancı
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) Bakın, Rusya
Federasyonunda
Ben şimdi, size bir cümleyi tekrar ediyorum: Rusya
Federasyonuyla al ya da ödelerle alakalı konuda 2012nin sonunda bunu
bitirmiştir, Azerbaycan ve İranda da 2014ün sonuna kadar
bitireceğiz. Bu şu demektir: Türkiyenin 1 dolar ödeyip de
alamadığı gaz kalmayacak anlamında söylüyorum bunu. Rusya
Federasyonunda kalmadı 3,6 milyar metreküp al ya da ödeden kaynaklanan
doğal gazı. Ben şimdi çok açık ve yanlış anlamaya
müsait olmayan bir cümle sarf ettim, tutanaklara geçti. Ben bunu televizyonda
söylüyorum, gazetede yazdırıyorum. Tekrar tekrar söylüyorum, Rusya
Federasyonunda bizim al ya da ödeden dolayı herhangi bir
alacağımız kalmamıştır. İran ve boru
hatlarındadır bu, orada da kalmayacaktır.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) - Ne kadar İranda?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) Nabucco ve Güney
Akımla alakalı bahsediyorum. Güney Akım, münhasır ekonomik
sahada, Karadenizde yapılan Rusya Federasyonunun gerçekleştirmek
istediği bir projedir, yapabilirler veya yapamazlar. Bize dediler ki: Siz
ortak olur musunuz? Biz bu projeye ortak olmak istemediğimizi belirttik.
Nabuccoda ne oldu? Şimdi, bir projeyi tercih etmek diğerinden
vazgeçmek anlamına gelmez. 2035 yılına kadar, Avrupa
Birliği üyesi ülkelerin doğal gazdaki probleminin çözümünün bir
parçası olmak adına 4 tane proje geliştiriliyor arkadaşlar.
Bu 4 projenin de gerçekleşmesine rağmen, Avrupa Birliğinin
öngördüğü büyüme rakamları hâlâ karşılanamıyor. Bu ne
demektir? Kısa ve orta vadede bunlar birbirine rakip projeler gibi görünse
de uzun vadede bunlar birbirine rakip değildir.
Teşekkür
ediyorum.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Ne oldu Çalık? Ne oldu nitelikli
dolandırıcılık?
BAŞKAN
Sayın Bakanım teşekkür ediyorum.
İkinci
bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Şimdi,
ikinci bölümde yer alan maddeleri, varsa o madde üzerindeki önerge
işlemlerini yaptıktan sonra ayrı ayrı oylarınıza
sunacağım.
Birleşime
yarım saat ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 01.23
DOKUZUNCU OTURUM
Açılma Saati: 02.02
BAŞKAN: Başkan Vekili
Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muhammet Bilal MACİT (İstanbul),
Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 75inci
Birleşiminin Dokuzuncu Oturumunu açıyorum.
426
sıra sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
devam edeceğiz.
Komisyon
ve Hükûmet yerinde.
26ncı
madde üzerinde üç adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 426 Sıra sayılı Elektrik Piyasası Kanunu
Tasarısının 26 ıncı maddenin sonuna
aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.
(6)
Üretim lisansı kapsamında 7 inci maddenin ikinci fıkrasında
belirtilen faaliyetleri yapar.
Nurettin
Canikli Mehmet
Doğan Kubat İsmail
Kaşdemir
Giresun İstanbul Çanakkale
Şirin
Ünal Hüseyin
Bürge Bülent
Turan
İstanbul İstanbul İstanbul
Mehmet
Muş Hacı
Bayram Türkoğlu
İstanbul Hatay
(6) Üretim lisansı kapsamında 7 inci
maddenin ikinci fıkrasında belirtilen faaliyetleri yapar.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 426 sıra sayılı tasarının 26. Maddesinin 4.
Fıkrası madde metninden çıkartılmıştır.
Mehmet
Ali Susam Haydar
Akar Osman
Aydın
İzmir Kocaeli Aydın
Ümit
Özgümüş Haluk
Eyidoğan Turgay
Develi
Adana İstanbul Adana
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 426 sıra sayılı Elektrik
Piyasası Kanunu Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu ve İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel'in; Elektrik
Piyasası Kanunu ve Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Antalya
Milletvekili Osman Kaptan'ın; Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Gelirler
Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Ali
Halaman'ın; Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu'nun; Elektrik Piyasası Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 2 Milletvekilinin;
Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifiyle Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve Sanayi,
Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar ve Bilgi ve Teknoloji Komisyonu
Raporlarının 26. maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Alim
Işık Emin
Haluk Ayhan Mustafa
Kalaycı
Kütahya Denizli Konya
Mehmet
Erdoğan Yusuf
Halaçoğlu Ali
Halaman
Muğla Kayseri Adana
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI M. MÜCAHİT FINDIKLI (Malatya)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Evet, önerge üzerinde söz isteyen Sayın Şandır
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Gerekçe efendim
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarı bugün enerji sektörünün ve elektrik
piyasasının içinde bulunduğu sorunları çözmekten
uzaktır. Tasarı, esas komisyonunun dışında AB Uyum
Komisyonuna ve Plan ve Bütçe Komisyonuna tali komisyon olarak gönderilmiş
ancak Plan ve Bütçe Komisyonu görüş bildirmemiştir. AB Uyum
Komisyonunun tali komisyon olarak gönderdiği rapor ise tasarının
bu hâliyle AB direktifleriyle çelişen, çatışan bir tasarı
olduğunu, dolayısıyla çevre düzenlemelerine yönelik tedbirlerin
yeterince alınmadığını belirten ifadeler içermektedir.
Tasarı özünde, 20 Şubat 2001 tarihli ve 4628
sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun güncellenmesinden ibarettir.
Diğer taraftan, bu tasarının orijinal hâlindeki bazı
maddeler tasarının içerisinden çıkartılıp bir teklif
hâline getirilerek 22 Ocak 2013 tarihli ve 6408 sayılı Kanunla
yasalaşmıştır. Bu kanunda, 31 Aralık 2012 tarihi
itibarıyla süresi dolan ulusal tarifenin 2015 yılına kadar
uzatılması sağlanarak Bakanlar Kuruluna bu süreyi beş
yıl daha uzatma yetkisi verilmiştir. Bu düzenlemeyle, Türkiye'nin 21
elektrik dağıtım bölgesinin tamamında meydana gelen
kayıp kaçak ve benzeri gibi haksız tüketimlerin 76 milyon Türk
insanına eşit olarak paylaştırılacak şekilde
ulusal tarifenin devamına karar verilmiştir. Böylece dürüst
vatandaşlarımız adeta cezalandırılmıştır.
Tasarının başlığında, TRT payı, sayaç okuma
bedeli vb. gibi ek ödemelerin kaldırılmasına yönelik Kanun
Teklifleri yer almasına rağmen, bu kanun tekliflerinin hiçbir maddesi
bu tasarıya eklenmemiştir.
Tasarı, elektrik
enerjisi üretimini artıracak ve
arz güvenliğini sağlayacak teşvikler
içermemektedir. Tasarı, Tüketicilerin; aktif
elektrik bedeline ek
olarak dağıtım
sistemi kullanım bedeli, kayıp kaçak bedeli, Perakende hizmet bedeli,
İletim bedeli, sayaç okuma bedeli, belediye tüketim vergisi, enerji fonu,
TRT payı gibi ek yükleri ödemesine yol açan bir tasarıdır.
Tasarıyla, lisans sahibi tüzel
kişilerin,
lisansları
kapsamındaki faaliyetlerini yürütebilmelerinde,
dışarıdan hizmet alımının önü
açılmaktadır. Yani, lisans sahibi üreticiler veya
dağıtıcı firmalar, artık, Türkiye'nin kangreni hâline
gelmiş taşeron sistemine bu sektörde de girmiş
olacaklardır. Şimdiye kadar birçok çalışanın
mağdur edildiği, birçok işçinin hayatını
kaybettiği taşeron sistemi, elektrik piyasasında da yeni
canların yanmasına yol açacaktır.
Üretim
tesislerinin çevre mevzuatıyla uyumlu hâle getirilmesine yönelik
düzenlemeler için, 2018
yılına kadar süre
tanınarak çevrenin 5 yıl daha tahrip edilmesine adeta göz
yumulmuştur. Tasarı bazı firmalara ilişkin özel
düzenlemeler içermektedir. Tasarı, elektrik paralarını
ödeyemeyen çiftçilerimiz başta olmak üzere birçok
vatandaşımızın aynı sorunları yaşamaya devam
etmesine yol açacaktır. Mahkemelere düşmüş, parası veya
işi olmadığı için borcunu ödeyemeyen
vatandaşlarımızın sorunları çözülememiştir.
Türkiye ithal ettiği petrolün toplam yüzde 63'ünü İran ve Rusya'dan,
doğal gazın yüzde 77'sini sadece İran ve Rusya'dan ithal
etmektedir. Hükümetin uyguladığı ithal politikasını
değiştirecek ve ülkemizi dışa
bağımlılıktan kurtaracak yeni düzenlemeler
getirilmemiştir. Hükümetin doğalgaz ithalatına dayalı
enerji ve elektrik piyasası politikasını değiştirecek
önlemler tasarıda yer almamıştır. Tasarı ile
abonelerin mülkiyetindeki sayaçların dağıtım şirketlerine
devredilerek bir çok yeri sayaç üreticisinin mağdur edileceği
düzenleme getirilerek yeni sorunların yaşanmasına yo
açılmaktadır. Enerji arz güvenliğimizin sağlanması
için doğalgaz ve petrolde yaşanacak krizlere karşı gerekli
düzenlemelerin yapılması gerekirken bu düzenlemeler
yapılmamıştır. Yenilenebilir kaynaklara dayalı rüzgar,
güneş, jeotermal, biyokütle vb. gibi enerji kaynaklarına yönelik
düzenlemelerin ve AR-GE teşviklerinin artırılması gerekmektedir.
Tasarı ile öngörülen son kaynak tedarikinde zor durumda kalmış
tüketiciye pahalı fiyattan ürün satmanın önü
açılmıştır. Tasarı ile Kuruma ve Kurula, lisans
iptalini gerçekleştirecek yetkiler verilmekte, reel sektörün sürekli
lisans iptali tehdidi ile karşı karşıya
bırakılmasına yol açılmaktadır. Belirtilen nedenlerle
ilgili maddenin Tasarı metninden çıkartılması gerekir.
III.- YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Evet, önergeyi oylarınıza sunacağım ancak yoklama talebi
var, onu yerine getireceğim.
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Aydın, Sayın Demiröz, Sayın
Kuşoğlu, Sayın Aygün, Sayın Akar, Sayın
Demirçalı, Sayın Aksünger, Sayın Kurt, Sayın Sarı,
Sayın Çam, Sayın Gümüş, Sayın Özkan, Sayın Özdemir,
Sayın Öztrak, Sayın Öztürk, Sayın Erdoğdu, Sayın
Kaptan, Sayın Özel, Sayın Havutça.
Bir
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın Selçuk Özdağ? Burada.
Sayın
Edip Uğur, Balıkesir Milletvekili? Burada.
Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
IX.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri (Devam)
3.- Elektrik
Piyasası Kanunu Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu ve İzmir Milletvekili Alaattin Yükselin; Elektrik
Piyasası Kanunu ve Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Antalya
Milletvekili Osman Kaptanın; Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Gelirler Kanunu
ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Ali Halamanın; Elektrik
Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun; Elektrik
Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 2
Milletvekilinin; Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa Birliği Uyum
Komisyonu ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji
Komisyonu Raporları (1/724, 2/246, 2/427, 2/448, 2/815, 2/829) (S.
Sayısı: 426) (Devam)
BAŞKAN
- Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 426 sıra sayılı tasarının 26. Maddesinin 4.
Fıkrası madde metninden çıkartılmıştır.
Mehmet
Ali Susam (İzmir) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI M. MÜCAHİT FINDIKLI (Malatya)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Turgay Develi, Adana Milletvekili.
TURGAY
DEVELİ (Adana) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
burada görüştüğümüz 426 sıra sayılı Kanun
Tasarısı, aslında küresel finansın tüm dünyada enerji
pazarlarını ve üretimini yeniden gözden geçirmesine tekabül eden bir
kanuna tekabül ediyor. Türkiyede de bu konuda küresel finansın
taleplerine uygun olarak iç piyasa düzenlemesini sağlayan bir yasal
düzenleme yapılıyor. Tabii, bunu yaparken içerideki bu işin
taşeronluğunu alan Hükûmet, kendi payına düşeni de enerji
özelleştirmeleri sırasında yandaşlarına
dağıtıyor. Bu bölümü Adalet ve Kalkınma Partili sayın
milletvekillerinin çok iyi dinlemelerini istirham ediyorum çünkü
birçoğunun bu yaşanan yolsuzluklardan, suistimallerden, görevi kötüye
kullanmalardan haberi olduğunu zannetmiyorum.
Arkadaşlar,
elektrik dağıtım şirketlerinden Meram Elektrikin
özelleştirilmesi sırasında, TEDAŞın Genel
Müdürlüğünün, Sayıştay bürokratlarının, TEDAŞ
Teftiş Kurulu müfettişlerinin tespitlerine ve bütün
uyarılarına rağmen, kasada 30 milyon lira para
bırakılarak dağıtımı özelleştirilen
şirkete sermaye aktarılmıştır. Bu, teftiş kurulu
raporlarıyla Sayıştay denetçilerinin raporlarına
girmiştir. Ayrıca, özelleştirme işlemi yapılmadan
önce, devir işleminden beş ay önceye tekabül eden bir sürede,
elektrik sayaçları okunmayarak, okunanlar tahsil edilmeyerek
yaklaşık 50 milyon lira para Meramı alan şirketin
tahsilatına bırakılmıştır. Toplam 80 milyon lira
para
Ayrıca, bu şirketlerde özelleştirmeden önce yöneticilik
yapan, bu işlemlere kaynaklık eden yöneticiler de devredilen şirkette
yönetici olmaya devam etmişlerdir.
Şimdi,
kes-kopyala-yapıştır usulsüzlükleri, suistimalleri gibi
aynı yöntem Fırat Elektrikin özelleştirilmesi
sırasında da yaşanmıştır. Fırat Elektrik
özelleştirilmeden önce, TEDAŞ Genel Müdürlüğünün
Kasanızdaki paraları borçlarınıza yatırın ve
kasa hesabını bize gönderin. talimatına rağmen, kasadaki
para eksik bildirilmiş ve 15 milyon lira para özelleştirilen
şirketin kasasında bırakılmıştır. Bununla
beraber, KİT Komisyonunda yaptığımız
araştırmalarda, özelleştirmesi yapılan 11 şirketin
tamamında aynı tür kes-kopyala-yapıştır
usulsüzlükler tespit edilmiştir. Bunlar, teftiş kurulu
raporlarıyla sabittir, Sayıştayın raporlarına
girmiştir. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı,
bu yıl görüşmemiz gereken bu raporları bir üst yazıyla
teftiş kurulundan almış, Sayıştaydan almış
ve Enerji Bakanlığının denetim kuruluna göndertmiştir
yani ortaya çıkan usulsüzlükleri, yolsuzlukları zamana yayarak, başka
formüller bularak kapatmaya çalışacaklar.
Bu
konuyla ilgili Özelleştirme İdaresinin ve Enerji
Bakanlığının hangi yöntemleri
kullandığını da bir sonraki gündemde söz
aldığımız zaman anlatacağım.
Saygılarımı
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 426 sıra sayılı Elektrik Piyasası Kanunu
Tasarısının 26 ıncı maddenin sonuna
aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli (Giresun) ve arkadaşları
(6)
Üretim lisansı kapsamında 7 inci maddenin ikinci fıkrasında
belirtilen faaliyetleri yapar.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI M. MÜCAHİT FINDIKLI (Malatya)
Takdire bırakıyoruz efendim.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılıyoruz Sayın Başkan.
AHMET
AYDIN (Adıyaman) Gerekçe
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
Üretim
lisansı sahibi olan EÜAŞın hak ve yükümlülüklerinin
sayıldığı bu madde de 7 inci maddenin ikinci
fıkrasında belirtilen faaliyetlerin yer almaması nedeniyle bu
faaliyetleri yapamayacağı yönünde oluşabilecek tereddütlerin
giderilmesi amaçlanmaktadır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum
III.- Y O K L A M A
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN
Peki, yoklama talebi var, yerine getireceğim.
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Aydın, Sayın Demiröz, Sayın Aygün,
Sayın Kuşoğlu, Sayın Gümüş, Sayın Akar,
Sayın Develi, Sayın Çam, Sayın Sarı, Sayın Kurt,
Sayın Aksünger, Sayın Erdoğdu, Sayın Özkan, Sayın
Özdemir, Sayın Öztrak, Sayın Öztürk, Sayın Susam, Sayın
Kaplan, Sayın Özel.
BAŞKAN Bir dakika
süre veriyorum.
(Elektronik cihazla
yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
IX.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri (Devam)
3.- Elektrik
Piyasası Kanunu Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu ve İzmir Milletvekili Alaattin Yükselin; Elektrik
Piyasası Kanunu ve Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Antalya
Milletvekili Osman Kaptanın; Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Gelirler
Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Ali
Halamanın; Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulunun; Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 2 Milletvekilinin; Elektrik Piyasası
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii
Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporları (1/724, 2/246, 2/427,
2/448, 2/815, 2/829) (S. Sayısı: 426) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
III.-
YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Tekrar, maddede yoklama istiyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Yoklama
talebiniz var, yerine getireceğim.
Sayın Hamzaçebi,
Sayın Susam, Sayın Aydın, Sayın Demiröz, Sayın Çam,
Sayın Kuşoğlu, Sayın Gümüş, Sayın Akar,
Sayın Develi, Sayın Aygün, Sayın Sarı, Sayın Kurt,
Sayın Aksünger, Sayın Erdoğdu, Sayın Özkan, Sayın
Özdemir, Sayın Öztrak, Sayın Öztürk, Sayın Özel, Sayın
Kaptan.
Bir
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
IX.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri (Devam)
3.- Elektrik
Piyasası Kanunu Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu ve İzmir Milletvekili Alaattin Yükselin; Elektrik
Piyasası Kanunu ve Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Antalya
Milletvekili Osman Kaptanın; Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Gelirler
Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Ali
Halamanın; Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulunun; Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 2 Milletvekilinin; Elektrik Piyasası
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii
Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporları (1/724, 2/246, 2/427,
2/448, 2/815, 2/829) (S. Sayısı: 426) (Devam)
BAŞKAN
Maddeyi kabul edilen önerge doğrultusunda oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Birleşime
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 02.22
ONUNCU OTURUM
Açılma Saati:02.34
BAŞKAN: Başkan Vekili
Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muhammet Bilal MACİT
(İstanbul), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 75inci
Birleşiminin Onuncu Oturumunu açıyorum.
426
sıra sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
devam edeceğiz.
Komisyon?
Yok.
Ertelenmiştir.
4üncü
sırada yer alan, Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu
Tasarısı ile İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu,
Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
raporlarının görüşmelerine başlayacağız.
4.- Yabancılar ve
Uluslararası Koruma Kanunu Tasarısı ile İnsan
Haklarını İnceleme Komisyonu, Avrupa Birliği Uyum Komisyonu
ve İçişleri Komisyonu Raporları (1/619) (S. Sayısı:
310)
BAŞKAN Komisyon?
Yok.
Ertelenmiştir.
5inci
sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Amerika Birleşik
Devletleri Hükümeti Arasında Bilimsel ve Teknolojik
İşbirliği Anlaşması ile Anlaşmaya
İlişkin Mektupların ve Anlaşmada Değişiklik
Yapılmasına Dair Notaların Onaylanmasının Uygun
Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı ile
Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
5.- Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ve Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti Arasında Bilimsel ve
Teknolojik İşbirliği Anlaşması ile Anlaşmaya
İlişkin Mektupların ve Anlaşmada Değişiklik
Yapılmasına Dair Notaların Onaylanmasının Uygun
Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı ile
Dışişleri Komisyonu Raporu (1/695) (S. Sayısı: 348)
BAŞKAN Komisyon?
Yok.
Ertelenmiştir.
6ncı
sırada yer alan, Stratejik Deniz
Taşımacılığı Taahhütlerine İlişkin Çok
Uluslu Uygulama Düzenlemesine Katılmamızın Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporunun görüşmelerine başlayacağız.
6.- Stratejik Deniz
Taşımacılığı Taahhütlerine İlişkin Çok
Uluslu Uygulama Düzenlemesine Katılmamızın Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/602) (S. Sayısı: 325)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Danışma
Kurulunun bir önerisi vardır, okutup oylarınıza
sunacağım.
VIII.-
ÖNERİLER (Devam)
B) Danışma
Kurulu Önerileri
1.- Danışma
Kurulunun, Genel Kurulun 8/3/2013 Cuma günü toplanmamasına ilişkin
önerisi
Danışma Kurulu
Önerisi
Tarih: 8/3/2013
Danışma
Kurulunun 7/3/2013 Perşembe günü yaptığı toplantıda,
Genel Kurulun 8/03/2013 Cuma günü toplanmaması hususunun onaya
sunulması uygun görülmüştür.
Cemil
Çiçek
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanı
Ahmet
Aydın Mehmet
Akif Hamzaçebi Mehmet
Şandır
Adalet
ve Kalkınma Partisi Cumhuriyet
Halk Partisi Milliyetçi
Hareket Partisi
Grubu
Başkan Vekili Grubu
Başkan Vekili Grubu
Başkan Vekili
Pervin
Buldan
Barış
ve Demokrasi Partisi
Grubu
Başkan Vekili
BAŞKAN
Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Alınan
karar gereğince, kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen
diğer işleri sırasıyla görüşmek için, 12 Mart 2013
Salı günü saat 15.00te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma
Saati:02.37