TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
82nci
Birleşim
26
Mart 2013 Salı
(TBMM Tutanak
Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu
Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş
bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade
edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler
aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK
ÖZETİ
II.- GELEN
KÂĞITLAR
III.- YOKLAMALAR
IV.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin
Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Afyonkarahisar
Milletvekili Kemalettin Yılmazın, Afyonkarahisarın
sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması ve
Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
2.- Balıkesir
Milletvekili Ali Aydınlıoğlunun, zeytin ve zeytinyağı
sektörüne ilişkin gündem dışı konuşması
3.- Sivas Milletvekili
Malik Ecder Özdemirin, Âşık Veyselin ölümünün 40ıncı
yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Afyonkarahisar
Milletvekili Kemalettin Yılmazın, Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlunun gündem dışı konuşmaya
cevaben yaptığı konuşmasına ilişkin
açıklaması
2.- İstanbul
Milletvekili Haluk Eyidoğanın, tapu kadastro meslek yüksekokulu
mezunları kolaylıkla iş bulurken aynı dersleri gören harita
kadastro meslek yüksekokulu mezunlarının işsiz olduğuna ve
bu konuda gereğinin yapılmasını beklediklerine ilişkin
açıklaması
3.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçerinin, AKPnin, barış adı altında PKK ne
derse onu yaptığına ve Türk milletinin kendisine kurulan
komplonun farkına varması gerektiğine ilişkin
açıklaması
4.- Kocaeli
Milletvekili Mehmet Hilal Kaplanın, Kocaeli Üniversitesinde 30a
yakın öğrenciye anayasal haklarını kullanmaları
nedeniyle okuldan uzaklaştırma cezası verildiğine ve
yetkilileri bu konuda duyarlı olmaya çağırdığına
ilişkin açıklaması
5.- Malatya
Milletvekili Veli Ağbabanın, Malatyada kayısının
bazı bölgelerde don nedeniyle yüzde 90 oranında zarar gördüğüne,
derhâl zarar tespitinin yapılması ve Malatyalı üreticilerin
borçlarının ertelenmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
6.- Manisa Milletvekili
Selçuk Özdağın, Büyük Birlik Partisi eski Genel Başkanı
Muhsin Yazıcıoğlunun ölümünün 4üncü yıl dönümüne
ilişkin açıklaması
7.- Adana Milletvekili
Ali Halamanın, Adana-Kozan-Sarıçamda esnaf ve sanatkârların
işsizliğin çoğaldığını dile getirdiklerine
ilişkin açıklaması
8.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Bakanlığın
başlattığı ESBİS Projesiyle sivil toplum
kuruluşlarının zor durumda kaldığına ve bu
nedenle bu projeden vazgeçilmesini veya atanacak genel sekreterin
maaşının devlet tarafından ödenmesini talep ettiklerine
ilişkin açıklaması
9.- İstanbul
Milletvekili Kadir Gökmen Öğütün, kamu kaynaklarının heba
edildiğine ve bunun sorumlularını öğrenmek istediğine
ilişkin açıklaması
10.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, zeytin üreticilerinin sorunlarına
ilişkin açıklaması
11.- Mersin
Milletvekili Ali Özün, arıcılıkla uğraşanların
mağdur durumda olduklarına ve bu mağduriyetlerinin giderilmesi
gerektiğine ilişkin açıklaması
12.- Tokat Milletvekili
Reşat Doğrunun, Büyük Birlik Partisi eski Genel Başkanı
Muhsin Yazıcıoğlunun ölümünün 4üncü yıl dönümüne
ilişkin açıklaması
13.- Gaziantep
Milletvekili Ali Serindağın, Gaziantep Belkıs Pompaj Sulama
Tesisinin neden bitirilemediğini ve Afyonkarahisar Belediyesinin bazı
uygulamalarından Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun neden bahsetmediğini öğrenmek istediğine
ilişkin açıklaması
14.- Bingöl
Milletvekili İdris Balukenin, Bingölün dokuz gün boyunca susuz
kaldığına, bunun sorumlusunun Bingöl Belediyesi olduğuna ve
bir soruşturma başlatılıp
başlatılmadığını öğrenmek istediğine
ilişkin açıklaması
15.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, CHP Grubu olarak Musevi cemaatinin
Pesah (Hamursuz) Bayramını kutladıklarına ilişkin
açıklaması
16.- Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaşın, Büyük Birlik Partisi eski Genel Başkanı
Muhsin Yazıcıoğlunun ölümünün 4üncü ve Âşık
Veyselin ölümünün 40ıncı yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
17.- İzmir
Milletvekili Alaattin Yükselin, Diyanet İşleri
Başkanının İzmire yeni müftü atanması nedeniyle
yaptığı açıklamayı kınadığına
ilişkin açıklaması
18.- İstanbul
Milletvekili Osman Oktay Ekşinin, Âşık Veyselin bazı
yerlere gitmesine yasak konulduğu gibi spekülasyonların doğru
olmadığına ilişkin açıklaması
19.- Trabzon Milletvekili
Mehmet Volkan Canalioğlunun, Karadeniz sahil yolunun yapımında
yanlışlıklar varsa araştırılması
gerektiğine ve alternatif demir yolu projesiyle ilgili herhangi bir
gelişmenin Meclise yansımadığına ilişkin
açıklaması
20.- Antalya
Milletvekili Gürkut Acarın, DİSK, GENEL-İŞ ve
LİMAN-İŞ sendikalarına gece yarısı yapılan
baskını şiddetle kınadığına ilişkin
açıklaması
21.- İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın, Büyük Birlik Partisi eski Genel
Başkanı Muhsin Yazıcıoğlunun ölümünün 4üncü,
Âşık Veyselin ölümünün 40ıncı yıl dönümüne ve
Esenyurtta mağdur durumda olan vatandaşların
sorunlarının çözülmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
22.- Manisa
Milletvekili Özgür Özelin, Hükûmetin uygulamaları nedeniyle Manisalı
çiftçilerin zor durumda olduklarına ve bu duruma derhâl bir çözüm
getirilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
23.- Bolu Milletvekili
Tanju Özcanın, orman muhafaza memurlarının rotasyana tabi
tutulmaları nedeniyle mağdur olduklarına ve bu uygulamanın
sebebini öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması
24.- İzmir
Milletvekili Musa Çamın, İzmirin Selçuk ilçesinin Barutçu köyünde
özel ağaçlandırma adı altında yapılan uygulamaya
ilişkin açıklaması
VI.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Adana Milletvekili
Seyfettin Yılmazın, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun gündem dışı konuşmaya cevaben
yaptığı konuşma sırasında şahsına
sataşması nedeniyle konuşması
2.- Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun, Adana Milletvekili
Seyfettin Yılmazın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşma sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
3.- Adana Milletvekili
Seyfettin Yılmazın, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun sataşma nedeniyle yaptığı konuşma
sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması
4.- Karabük
Milletvekili Osman Kahvecinin, Adana Milletvekili Seyfettin
Yılmazın sataşma nedeniyle yaptığı konuşma
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
5.- Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaşın, Elâzığ Milletvekili Enver
Erdemin doğrudan gündeme alınma önergesi üzerinde
yaptığı konuşma sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
6.- Elâzığ
Milletvekili Enver Erdemin, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın
sataşma nedeniyle yaptığı konuşma sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
VII.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkan Vekili Meral Akşener
Başkanlığında Rusya Federasyonu Tataristan Cumhuriyeti
Devlet Konseyi Başkanı Farid Muhametşin'in davetine icabet etmek
üzere Rusya Federasyonuna resmî bir ziyarette bulunması Genel Kurulun
19/3/2013 tarihli 79'uncu Birleşiminde kabul edilen heyeti oluşturmak
üzere siyasi parti gruplarının bildirmiş olduğu isimlere
ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı
tezkeresi (3/1185)
2.- Libya Genel Ulusal
Kongresi ile Türkiye Büyük Millet Meclisi arasında parlamentolar
arası dostluk grubu kurulmasına ilişkin Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığı tezkeresi (3/1186)
3.- Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Cezayir Demokratik Halk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
İletişim Alanında Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün
75inci maddesine göre geri gönderilmesine ilişkin Başbakanlık
tezkeresi (3/1187)
4.- Başbakan Recep
Tayyip Erdoğanın görüşmelerde bulunmak üzere bir heyetle
birlikte 3-6 Şubat 2013
tarihlerinde Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Slovakya'ya yaptığı
resmî ziyarete iştirak etmesi uygun görülen milletvekillerinin listesine
ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/1188)
B) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 29 milletvekilinin, Hamit Fendoğlu'nun
katledilmesi ve ardından başlayan Malatya olaylarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/554)
2.- Aydın
Milletvekili Bülent Tezcan ve 24 milletvekilinin, ilk, orta ve
yükseköğretimde yapılan bazı uygulamaların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/555)
3.- Van Milletvekili
Nazmi Gür ve 21 milletvekilinin, sınırlarımızda Türk
Silahlı Kuvvetleri tarafından sivillerin öldürülmesinin nedenlerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/553)
C) Gensoru Önergeleri
1.- İzmir
Milletvekili Aytun Çıray ve 23 milletvekilinin, enerji alanında
bazı şirketlere imtiyazla çıkar sağlamak amacıyla
devlet olanaklarını kullandığı, millî güvenliği
tehdit edecek, Irak'ın ve ülkemizin bölünmesine neden olacak açık ve
gizli antlaşmalar imzaladığı iddiasıyla
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu hakkında gensoru
açılmasına ilişkin önergesi (11/26)
D) Önergeler
1.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçayın, (2/162) esas numaralı Özel Tüketim Vergisi Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin doğrudan
gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/102)
VIII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri
1.- CHP Grubunun,
İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel ve 21 milletvekili tarafından
bankaların hukuka aykırı uygulamalarının
araştırılarak tüketici haklarının etkin bir şekilde
korunmasının sağlanması için alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla 29/6/2012 tarihinde Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin Genel Kurulun 26 Mart 2013 Salı
günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
2.- AK PARTİ
Grubunun, Genel Kurulun çalışma gün ve saatleri ile gündemdeki
sıralamanın yeniden düzenlenmesine; 2, 9, 16 ve 30 Nisan 2013
Salı günkü birleşimlerinde bir saat sözlü soruların
görüşülmesini müteakip diğer denetim konularının
görüşülmeyerek kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesine; 3
10, 17 ve 24 Nisan 2013 Çarşamba günkü birleşimlerinde sözlü soruların
görüşülmemesine; (11/26) esas numaralı Gensoru Önergesinin gündeme
alınıp alınmayacağı hususundaki görüşmelerin 29
Mart 2013 Cuma günkü birleşiminde yapılmasına; 437 sıra
sayılı Kanun Tasarısının İç Tüzükün 91inci
maddesine göre temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesine
ilişkin önerisi
IX.- SÖZLÜ SORULAR VE
CEVAPLARI
1.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, köy yollarının yapımına ilişkin
İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/71) ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
2.- Adana Milletvekili Ali Halamanın,
Gökdere Barajı tünelinde meydana gelen kazaya ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1346) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
3.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, Ardahan İl Müdürlüğü Makine İkmal Şube
Müdürlüğünün Bakım Onarım Atölyesine ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1387) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun
cevabı
4.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, Ardahanın teknik eleman ve iş makinası
ihtiyacına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1406) ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
5.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlunun, Nurhaktaki bir köyün su sorununa ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1493) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
6.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlunun, Nurhaktaki bir dere yatağının ıslah
edilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1494) ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
7.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlunun, Nurhakta meydana gelen sel baskınları için önlem
alınması ve bir köyün içme suyu şebekesi sorununa ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1495) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
8.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlunun, Nurhakın sulama göleti ihtiyacına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1496) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
9.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlunun, Pazarcıktaki bir köyün eskiyen içme suyu
şebekesinin değiştirilip değiştirilmeyeceğine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1497) ve Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
10.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Ekinözündeki bazı köylerin içme ve
sulama suyu şebekeleriyle ilgili yenileme çalışması
yapılıp yapılmayacağına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1500) ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
11.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Göksundaki sulama kanallarının
iyileştirilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1520) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
12.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Göksunun sulama göleti ihtiyacına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1521) ve
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
13.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Ekinözündeki bazı köylerin içme
suyu şebekelerinin yenilenip yenilenmeyeceğine ilişkin sözlü
soru önergesi (6/1523) ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
14.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Andırındaki bir köyün temiz
içme suyu ihtiyacına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1525) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
15.- Tunceli Milletvekili Kamer Gençin, bir şube
müdürüne ve toprak döküm alanlarının gelirlerine ilişkin sözlü
soru önergesi (6/1547) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
16.- Tunceli Milletvekili Kamer Gençin,
Orman Genel Müdürlüğüne ait bir araziye ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1548) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun
cevabı
17.- Adana
Milletvekili Ali Halamanın, Seyhan Irmağı üzerindeki
Göktaş Barajı inşaatına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1594) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
18.- Adana Milletvekili Ali
Halamanın, Seyhan Irmağı üzerindeki Kavşak Bendi
Barajı inşaatına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1595) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
19.- Iğdır Milletvekili Sinan Oğanın,
Iğdırdaki bir köyün sulama sorununa ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1691) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun
cevabı
20.- Iğdır Milletvekili Sinan
Oğanın, Iğdırdaki bir köyün sulama sorununa ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1692) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
21.- Iğdır Milletvekili Sinan
Oğanın, Karakoyunlu İlçesindeki bir beldede sulama
kanallarının topraktan olmasından kaynaklanan mağduriyete
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1693) ve Orman ve Su İşleri Bakanı
Veysel Eroğlunun cevabı
22.- Iğdır Milletvekili Sinan
Oğanın, Iğdır Ovası sulama kanallarına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1694) ve Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
23.- Iğdır Milletvekili Sinan
Oğanın, Tuzlucaya bağlı bazı köylerin sulama
sorununa ilişkin sözlü soru önergesi (6/1695) ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
24.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Yeşilyurt Alpu Barajına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1724) ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
25.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Elbistana bağlı bir beldeye
sulama kanalı yapılmasına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1763) ve Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
26.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Elbistandaki bir beldeye sulama
kanalı yapılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1839) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
27.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Elbistandaki bazı beldelere sulama
kanalı yapılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1840) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
28.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Elbistandaki bir köyün su şebekesi
sorununa ilişkin sözlü soru önergesi (6/1841) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
29.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Elbistana bağlı
Kalealtı-İğde sulama sahasında bulunan kanalların
kapalı sisteme alınmasına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1842) ve Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
30.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, Iğdırdaki dere yatakları ve köprülere
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1863) ve
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
31.- Tokat Milletvekili
Reşat Doğrunun, Kelkit Irmağındaki Erbaa HES Projesine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1873) ve Orman ve
Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
32.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanalın, Şanlıurfada tahsil edilen sulama birlikleri
aidatlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1875) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
33.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, Erzurum ve Iğdır ovalarındaki sulama
kanallarının bakım ve onarımına ilişkin sözlü
soru önergesi (6/1884) ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
34.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, Muş-Bulanıktaki sulama kanallarının
bakım ve onarımına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1886) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
35.- Muğla Milletvekili
Mehmet Erdoğanın, Muğlada 2-B kapsamındaki arazilerin
rayiç bedellerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1914) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
36.- Gaziantep Milletvekili
Mehmet Şeker'in, Bakanlığın kurumsal kimliğinin
oluşturulmasına yönelik harcamalara ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1959) ve Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
37.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, orman işçisi alımına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1980) ve
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
38.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, Batmandaki bir derenin ıslah edilmesine yönelik
çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/2013) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
39.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, Ardahana yapılacak yeni yatırımlara ilişkin
sözlü soru önergesi (6/2048) ve Orman ve
Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
40.- İstanbul Milletvekili
Kadir Gökmen Öğütün, Çankırı-Bayramörene yapılacak HES
projesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2054) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
41.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, Kars ili Kağızman ilçesindeki sulama sorunlarına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/2088) ve
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
42.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, Van Gölü çevresine katı atık arıtma tesisi
yapılması ihtiyacına ve gölün turizme
kazandırılması çalışmalarına ilişkin sözlü
soru önergesi (6/2247) ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
43.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, Ardahanda yapılması planlanan sulama maksatlı
tünelin yeniden projelendirilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2249) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
44.- İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzelin, Nilüfer Çayı Havzasındaki kirliliğe ve
alınan önlemlere ilişkin sözlü soru önergesi (6/2266) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
45.- Antalya Milletvekili
Yıldıray Sapanın, Antalyanın Akseki ilçesine
bağlı bir köyün su şebekesi ihtiyacına ilişkin sözlü
soru önergesi (6/2280) ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
46.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, orman yangın işçilerinin
yıl boyu çalıştırılmasına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/2312) ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
47.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, Batman Çayı ıslahı çalışmalarına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/2326) ve
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
48.- Antalya Milletvekili Arif
Bulutun, Ispartada açılan taş ve mermer ocaklarının neden
olduğu tahribata ilişkin sözlü soru önergesi (6/2405) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
49.- Muğla Milletvekili
Nurettin Demirin, Şanlıurfadaki bir köyün ormanında keyfi
ağaç kesimi yapıldığı iddiasına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/2443) ve Orman ve
Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
50.- Antalya Milletvekili
Gürkut Acarın, orman köylerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2467) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
51.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, 2012 yılında tahrip olan
ormanlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/2551) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
52.- Tokat Milletvekili
Reşat Doğrunun, Süreyyabey Barajının sulama kapasitesine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/2557) ve
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
53.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, Kars,
Iğdır ve Ağrıda yapılan ağaçlandırma
çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2594) ve Orman
ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
54.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, Gümüşhane ve Bayburtta yapılan ağaçlandırma
çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2595) ve Orman
ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
55.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, Ardahanda yapılan ağaçlandırma
çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2596) ve Orman
ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
56.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçerinin, 2002-2012 yılları arasında
yanan veya zarar gören ormanlara ve ağaçlandırma
çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2636) ve
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
57.- Ankara Milletvekili Özcan
Yeniçerinin, orman vasfını yitirmiş arazi miktarına ve
bunların satışından elde edilen gelire ilişkin sözlü
soru önergesi (6/2637) ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
58.- Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlunun, 2011-2012 yıllarında
Osmaniyede yapılan ormanlaştırma çalışmalarına
ve 2013 yılı hedeflerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2642) ve
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
59.- Tokat Milletvekili
Reşat Doğrunun, Tokatta yapılan şehir ormanlarına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/2673) ve
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
60.- Tokat Milletvekili
Reşat Doğrunun, 2011 ve 2012 yıllarında Tokatta
yapılan ormanlaştırma çalışmalarına ve 2013
hedeflerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2674) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
61.- Tokat Milletvekili
Reşat Doğrunun, Tokat ilinde orman yangınları ile mücadele
kapsamında yangın göletleri ve su havuzları inşasına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/2675) ve
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
62.- Tokat Milletvekili
Reşat Doğrunun, orman yangınları ile mücadele
kapsamındaki çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi
(6/2676) ve Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
63.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, Batmandaki sulama kanallarının tamamlanamamasına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/2746) ve
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
64.- Tokat Milletvekili
Reşat Doğrunun, Tokattaki Meteoroloji Bölge Müdürlüğünün
kapatılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2828) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
65.- Tokat Milletvekili
Reşat Doğrunun, ani taşkın ve erken uyarı sistemi
projesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2829) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
66.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, orman içi suların
balıklandırılmasına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/2901) ve Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
67.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, yaban hayvanlarının
bakımına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2902) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
68.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, sulak alanların korumasına ve
geliştirilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3003) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
69.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükatamanın, Bakanlık tarafından kiralanan
araçlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/3060) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
70.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükatamanın, 2002-2013 yılları arasında
Bakanlıkta işe başlatılan engellilere ilişkin sözlü
soru önergesi (6/3061) ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
71.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükatamanın, Bakan Yardımcısına, görevlerine
ve çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3062) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
72.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükatamanın, Bakanlık tarafından kiralanan
taşınmazlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/3063) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
73.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükatamanın, Bakanlık tarafından düzenlenen yurt
dışı gezilere ilişkin sözlü soru önergesi (6/3064) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
74.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükatamanın, Bakanlık personeline ve açılan
davalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/3065) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun
cevabı
X.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri
1.- Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili
Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir
Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına
Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80)
(S. Sayısı: 156)
2.- Devlet
Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu
ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)
3.- Yabancılar ve
Uluslararası Koruma Kanunu Tasarısı ile İnsan
Haklarını İnceleme Komisyonu, Avrupa Birliği Uyum Komisyonu
ve İçişleri Komisyonu Raporları (1/619) (S. Sayısı:
310)
4.- Gümrük Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; 640 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye Bir Geçici
Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili Oğuz
Oyan'ın; Tarım Satış Kooperatif ve Birlikleri Hakkında
Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
İstanbul Milletvekili Hüseyin Bürge ve 23 Milletvekilinin; Sebze ve
Meyveler ile Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer
Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda ve Gümrük ve
Ticaret Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve İstanbul Milletvekili
Aydın Ağan Ayaydın'ın; 5597 Sayılı Yurt
Dışına Çıkış Harcı Hakkında Kanun ile
Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
Teklifi ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve
Turizm Komisyonu ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (1/746, 2/325,
2/330, 2/1291, 2/1304) (S. Sayısı: 437)
XI.- YAZILI SORULAR VE
CEVAPLARI
1.- İzmir Milletvekili Aytun Çırayın,
Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi ile enerji alanında gizli anlaşmalar
yapıldığı iddiasına ilişkin sorusu ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı
(7/17261)
2.- Balıkesir Milletvekili Haluk Ahmet
Gümüşün, Balıkesirin Gönen ilçesine bağlı bir köydeki
hayvan üretim tesisinin çevreye etkisine ilişkin sorusu ve Çevre ve
Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktarın cevabı
(7/17708)
3.- İstanbul Milletvekili Abdullah Levent
Tüzelin, İzmirde bir fabrikanın neden olduğu radyoaktif
atıkların üzerinin toprakla örtüldüğü iddiasına
ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan
Bayraktarın cevabı (7/17710)
4.- Mersin Milletvekili Vahap Seçerin, Mersinde
Taşucu ile Aydıncık arasındaki bölgeye yapılması
planlanan tesislere ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı
Erdoğan Bayraktarın cevabı (7/17711)
5.- Yozgat Milletvekili Sadir Durmazın, Yozgatta
yabancılara yapılan mülk satışlarına ilişkin
sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktarın
cevabı (7/17714)
6.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlunun, binaların yangın söndürme merdivenlerine
ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan
Bayraktarın cevabı (7/17715)
7.- Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceerin,
Tekirdağın Muratlı ilçesinin bir köyünde açılması
düşünülen taş ocağına ilişkin sorusu ve Çevre ve
Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktarın cevabı
(7/17716)
8.- Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplanın,
deniz kirliliğinin önlenmesi amacıyla alınan tedbirlere
ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktarın
cevabı (7/17717)
9.- Ankara Milletvekili Aylin Nazlıakanın,
enerji üretim ve satış fiyatlarına ilişkin sorusu ve Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı
(7/17728)
10.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlunun, 2012 yılında yapılan petrol aramalarına
ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldızın cevabı (7/17729)
11.- Iğdır Milletvekili Sinan
Oğanın, Iğdıra bağlı bir köyün elektrik
hatlarının yenilenmesi ihtiyacına ilişkin sorusu ve Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı
(7/17730)
12.- Iğdır Milletvekili Sinan
Oğanın, Iğdırın Tuzluca ilçesine bağlı bir
köyün elektrik şebekesinin yenilenmesi ihtiyacına ilişkin sorusu
ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı (7/17731)
13.- Muğla Milletvekili Nurettin Demirin,
Muğlada termik santrallere yapılacak işçi alımlarında
usulsüzlük yapıldığı iddiasına ilişkin sorusu ve
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı (7/17732)
14.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, Turgutludaki
sanayicilerin kömür ihtiyacına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/17733)
15.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın,
doğal gaz ithalatına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/17734)
16.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, Manisada
bir tarım arazisine termik santral kurulacağı iddialarına
ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldızın cevabı (7/17735)
17.- Bursa Milletvekili Sena Kalelinin, Bursada
faaliyet gösteren taş, mermer ve maden ocaklarına ilişkin sorusu
ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı (7/17736)
18.- Muğla Milletvekili Nurettin Demirin,
Şanlıurfanın bir mahallesindeki elektrik kesintilerine ve
kanalizasyon sorununa ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/17737)
19.- Konya Milletvekili Atilla Kartın,
TKİnin bir işletmesini özel sektöre devredeceği iddiasına
ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldızın cevabı (7/17738)
20.- Eskişehir Milletvekili Kazım Kurtun,
Eskişehirdeki bir maden işletmesinde sızıntı
olduğu iddiasına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/17739)
21.- Çorum Milletvekili Tufan Kösenin, BOTAŞ ile
ilgili bazı verilere ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/17740)
22.- Çorum Milletvekili Tufan Kösenin, bor rezervi,
üretimi ve ihracatı ile ilgili verilere ilişkin sorusu ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı
(7/17741)
23.- Çorum Milletvekili Tufan Kösenin,
TEDAŞın özelleştirilmesine ve bölgelere göre kayıp kaçak
oranına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldızın cevabı (7/17742)
24.- Çorum Milletvekili Tufan Kösenin, elektrik
üretimi için kullanılan kaynaklara ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/17743)
25.- Çorum Milletvekili Tufan Kösenin, TPAOnun yurt
dışında yaptığı aramalara ilişkin sorusu ve
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı (7/17744)
26.- Çorum Milletvekili Tufan Kösenin, son beş
yılda meydana gelen maden kazalarına ilişkin sorusu ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı
(7/17745)
27.- Yalova Milletvekili Muharrem İncenin, inşaatı
devam eden yeni Halkla İlişkiler Binasına takılan
aydınlatma sistemleriyle ilgili iddialara ilişkin sorusu ve Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Mehmet Sağlamın cevabı
(7/17971)
28.- Antalya Milletvekili Gürkut Acarın,
basın özgürlüğüne ilişkin Başbakandan sorusu ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı
(7/18009)
29.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçerinin, TRTnin
sanatçıların kılık kıyafetine müdahale ettiği
iddiasına ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınçın cevabı (7/18025)
30.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, Türkçeye
giren yabancı sözcüklere ilişkin sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı (7/18027)
31.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün,
bölgemizdeki ülkelerle tarihsel ortaklıklara ilişkin sorusu ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı
(7/18028)
32.- İstanbul Milletvekili İhsan Özkesin,
Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından haklarında ecrimisil
davası açılan din görevlilerine ilişkin sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı (7/18030)
33.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçerinin,
ülkemizdeki tarım alanlarında yapılan nitrat analizine
ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan
Bayraktarın cevabı (7/18085)
34.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçerinin, 2002-2013
yılları arasında e-atık toplama ve geri dönüştürme
uygulamalarına ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı
Erdoğan Bayraktarın cevabı (7/18086)
35.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçerinin,
yangın sonucu zarar gören orman arazileri ile ilgili çalışmalara
ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan
Bayraktarın cevabı (7/18087)
36.- Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar
Soydanın, atık yağların toplanmasına ve geri
dönüşümüne ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı
Erdoğan Bayraktarın cevabı (7/18090)
37.- Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar
Soydanın, atık araç lastiklerinin toplanmasına ilişkin
sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktarın
cevabı (7/18091)
38.- Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar
Soydanın, çimento fabrikalarında kullanılan atık motor
yağındaki tekelleşme iddiasına ilişkin sorusu ve Çevre
ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktarın cevabı
(7/18092)
39.- Van Milletvekili Özdal Üçerin, Vanın
Erciş ilçesinde yapılan kentsel dönüşüm
çalışmalarına ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik
Bakanı Erdoğan Bayraktarın cevabı (7/18096)
40.- Diyarbakır Milletvekili Emine Aynanın,
Diyarbakırda TOKİ tarafından yaptırılan bir hastaneye
ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan
Bayraktarın cevabı (7/18097)
41.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulunun, İstanbuldaki hava kirliliğine ilişkin
sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktarın
cevabı (7/18098)
42.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçerinin, zeytinlik
arazilerin korunması için alınan önlemlere ilişkin sorusu ve
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktarın cevabı
(7/18103)
43.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçerinin, 2002-2013
yılları arasında Mogan Gölü ve çevresinde yapılan
denetimlere ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı
Erdoğan Bayraktarın cevabı (7/18105)
44.- İzmir Milletvekili Oktay Vuralın,
Gümrük Uzlaşma Yönetmeliği kapsamında firmalarla yapılan
uzlaşmalara ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcının cevabı (7/18166)
45.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın,
e-haciz uygulamasına ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet
Şimşekin cevabı (7/18231)
46.- Samsun Milletvekili Cemalettin
Şimşekin, atıl durumda olan binalar ile ilgili
çalışmalara ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet
Şimşekin cevabı (7/18235)
47.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükatamanın,
2002 yılından itibaren muhalefet partilerine mensup
milletvekillerinin vermiş olduğu kanun tekliflerinin görüşülmesi
ve kanunlaşması ile ilgili verilere ilişkin sorusu ve Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Mehmet Sağlamın cevabı
(7/18347)
48.- Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akovanın, Balıkesire serbest bölge kurulmasına ilişkin
Başbakandan sorusu ve Ekonomi Bakanı Mehmet Zafer
Çağlayanın cevabı (7/18386)
49.- İstanbul Milletvekili Umut Oranın,
Anadolu Ajansının kurucu hisseleri ile ilgili verilere ilişkin
sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınçın
cevabı (7/18546)
50.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükatamanın,
promosyon ödemesi ile ilgili yapılan sözleşmeye ilişkin sorusu
ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Mehmet Sağlamın
cevabı (7/18551)
51.- Adana Milletvekili Seyfettin Yılmazın,
cevaplanmayan bazı soru önergelerine ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkan Vekili Mehmet Sağlamın cevabı
(7/19076)
26 Mart 2013 Salı
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.00
BAŞKAN: Başkan Vekili
Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Muhammet Bilal
MACİT (İstanbul), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 82nci
Birleşimini açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN
Elektronik cihazla yoklama yapacağız.
Yoklama için üç
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere
başlıyoruz.
Gündeme geçmeden
önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
Gündem
dışı ilk söz, Afyonkarahisarın sorunları
hakkında söz isteyen Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaza
aittir.
Buyurunuz
Sayın Yılmaz. (MHP sıralarından alkışlar)
IV.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin
Yılmazın, Afyonkarahisarın sorunlarına ilişkin
gündem dışı konuşması ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun
cevabı
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Afyonkarahisarın sorunlarını Türkiyeden soyutlandırmak
mümkün değil. On bir yıldır tek başına iktidarda
bulunan AKP hükûmetlerinin başarılı olup
olmadıklarının göstergesidir Afyonkarahisar. Yani tabiri caizse
dışı sizi, içi bizi yakıyor. 1999, 2002 ve 2007
seçimlerinde 7 olan milletvekili sayımız maalesef 2011 seçimlerinde
5e düşmüştür.
Doğdukları
yerde karnı doymayan insanlarımız ciddi bir şekilde göç
etmeye devam etmektedirler. Nüfusu 100ün altında 114 tane köy mevcuttur.
Nüfusu 2 binin altına düştüğü için kapatılan belediye
sayımız ise 49dur.
Afyonkarahisar,
Ege Bölgesinin en geri kalmış ili. Ekonomik, sosyal, kültürel ve
çevre faktörlerinin baz alındığı bir araştırmada
yaşanılabilir iller arasında Afyon maalesef 58inci sırada
yer almaktadır. Bu araştırmada Ankara 1inci, Eskişehir
2nci, Isparta ise 3üncü sırada yer almaktadır.
Afyonkarahisarın bu 3 ilden, ulaşım noktasında,
üstünlükleri olmasına karşın iklim ve kültürel olarak çok
farklı değildir. Bu 3 ilden tek farkı geri
kalmışlığıdır.
Afyonkarahisar insanının geçim
kaynağı tarım ve tarıma dayalı sanayi sektörüdür.
Pancar, haşhaş, patates, kiraz, vişne, arpa, buğday
üretimi, yumurta üretimi ve büyükbaş hayvan besiciliği başı
çekmektedir. Girdi maliyetlerinin çok yüksek olması nedeniyle her geçen
gün insanlarımız üretmekten vazgeçmekte, üreten
insanlarımız da ürettiklerini değerine
satamadıklarından dolayı ürettiğine pişman
olmaktadırlar. Maalesef tüm Türkiyede bitirilen tarım,
Afyonkarahisarda da kendisini hissettirmektedir. Son sekiz on yıla kadar
İstanbulun kırmızı et ihtiyacının yüzde 18ini
karşılayabilen Afyonda şu anda ithal et kol gezmektedir. Çiftçi
perişandır, kredi, faiz, borç, haciz, tefeci kıskacında inim
inim inlemektedir.
Sayın milletvekilleri, eğitimde ise yürekler
acısı bir durum vardır. Afyonkarahisardaki 8.500 öğretmen
norm kadrosunun maalesef 2.200 tanesi hâlihazırda boştur ve Millî
Eğitim İl Müdürünün açıklamalarına göre 1.270 adet derslik
açığı söz konusudur.
Sağlıkta ise -ilçelerde bir tarafa
bırakmak gerekebilir zira çok ciddi sorunları vardır- merkez
ilçede bile doktor açığı had safhadadır.
Merkezdeki 400 yataklı devlet hastanesi binbir
tantana ve reklamla açılmasına rağmen hâlâ fiziksel ve
altyapı sorunlarının yanında yıllardır var olan
MR hizmeti verilememektedir. Afyon Devlet Hastanesinde MR cihazı yoktur ve
hastalar üniversite hastanesine sevk ediliyor, verilen çekim sıraları
üç dört ayı bulmaktadır. Bu nasıl bir sağlıkta
dönüşümdür, anlamak mümkün değildir. Afyon nasibini
alamamıştır.
Sayın milletvekilleri, Afyonkarahisarda kamu
kaynakları hoyratça israf edilmektedir. Aktif hâlde iken 800
çalışanı, tedarikçi ve taşıyıcıları ile
yaklaşık 1.500-2.000 aileye iş ve aş veren Çay SEKA
Fabrikası 3 milyon 400 bin dolara yandaş bir şirkete
özelleştirme adıyla peşkeş çekilmiştir.
Şehrin kenarından geçen derenin
ıslahına dere ıslahı adı altında Orman ve Su
İşleri Bakanlığı ve belediye bütçesinden toplam
takriben 47 milyon TL harcama yapılmıştır. Yani
yaklaşık 10 tane SEKA fabrikası, diğer bir tabirle 15 bin
aileye iş ve aş verebilecek olan
kaynak maalesef Çapak Çayırına gömülmüştür.
Kapatılan
Devlet Malzeme Ofisi bölge
müdürlüğü idari binası, lojman ve depoları alkoliklerin,
uyuşturucu bağımlılarının mekânı
olmuştur. Boşaltılan eski SSK hastanesi de aynı
akıbeti beklemektedir.
Ne zaman yapılırsa yapılsın, tam on
bir yıldır AKPnin sorumluluğunda olan turizm gelişme
bölgesindeki çok kıymetli bir araziye yapılan, yapılırken
denetlenmeyen ve yapıldığından beri hiçbir zaman hizmet
vermemiş, kullanılmamış olan sözde olimpik yüzme havuzu
ise âdeta bir hilkat garibesi gibi yıllardır değerlendirilmeyi
beklemektedir. Bu konuları yerelde defalarca dile getirdim,
Mısırdaki sağır sultan duydu maalesef Afyondaki
yetkililerden ses yok.
Değerli milletvekilleri, Afyonkarahisar, bu
beceriksiz, basiretsiz, kamu imkânlarını çarçur eden yönetim
anlayışını hak etmemektedir. Hele hele marjinal
çıkışlarıyla, devlet teamüllerine aykırı tutum ve
davranışlarıyla, ulusal medyada zaman zaman boy gösteren
şımarık, yüzsüz, iş bilmez yöneticileri hiç ama hiç hak
etmemektedir.
Sayın milletvekilleri, tüm belde ve köylerde
yaşayan insanlarımızın çok ama pek çok
sıkıntıları vardır. Zaman darlığından
dolayı değinemediğimiz pek çok konu vardır. Afyonkarahisarlı
kararını vermiştir, AKPyi imam ile gönderecektir.
Saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Yılmaz.
Hükûmet adına
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu cevap verecektir.
Buyurunuz
Sayın Eroğlu. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Sayın Başkanım, değerli
milletvekillerim; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Afyonkarahisar
Milletvekili Sayın Kemalettin Yılmazın gündem
dışı konuşmasına cevap vermek üzere söz aldım.
Esasen ben teşekkür
bekliyordum Afyonkarahisar Milletvekili olarak. Yani bizim
yaptıklarımızı, son on yılda, Afyonkarahisar
Afyonkarahisar olalı böyle bir yatırım görmedi. Bakın,
özellikle ifade edeyim. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Bakın: Şöyle,
şu ana kadar biz Afyonkarahisarda son on yılda yaklaşık 5
milyar TL, 5 katrilyonluk yatırım yapmışız.
Hangisinden bahsedeyim? Bakın, Afyonkarahisara
ulaşılamıyordu, İstanbula giderken on-on iki saatte gidiyorduk.
Şu anda, Afyonkarahisarda bütün bölünmüş yollar yapıldı. Yaklaşık
500 kilometre yolla İstanbul, Ankara,
İzmir, Denizli, Konya, Antalya yani neresi aklınıza gelirse
Afyonkarahisara bağlandı. Hatta biz diyoruz ki: Artık Bütün
yollar Romaya çıkar. diye konuşmayın, bütün yollar Afyonkarahisara
çıkar. Bundan daha güzeli var mı? Geçmişte, malum, koalisyon
hükûmeti yıllarca Afyonkarahisardaki bir çevre yolunu yapamadı, onu
dahi biz yaptık; köprüleri yapamadı, onları biz inşa ettik.
Hatta, şu anda, Afyonkarahisarın havaalanı yoktu, gelmek bir
problemdi, Afyonkarahisarda artık Zafer Havaalanı var. Kütahya,
Afyonkarahisar, Uşak ortaklaşa kullanıyor; her gün 2 sefer
yapılıyor. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Kaynakları heba ettiniz.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) - Turizm
açısından Afyonkarahisarda büyük bir patlama meydana geldi,
bakın. Afyonkarahisarda otellerin doluluk oranı yüzde 90, yüzde 100;
yer bulunmuyor şu anda. Şu anda, Antalya, İstanbuldan sonra en
çok beş yıldızlı oteli olan yer Afyonkarahisar. Afyonkarahisarı
termal turizmin dünyada başkenti yaptık; Türkiyede başkent
değil, dünyada. İnşallah, bu havaalanıyla çok daha
muhteşem bir çalışma yapıyoruz. Hakikaten, Afyonkarahisar
layık olduğu yere geldi. Daha da yapacaklarımız elbette
var.
Ama şunu
özellikle vurgulamak istiyorum: Bakın, Türkiyede işsizlik
oranına baktığınız zaman yüzde 9 küsur iken,
Afyonkarahisarda bu yüzde 6 civarında. İşsizlik oranı çok
daha düşük.
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Gelin, Afyonluya soralım. İstatistiki
rakamlarla kandırıyorsunuz insanları.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) - Ayrıca,
hastaneden bahsetti Sayın Vekilimiz. Bakın, Afyonkarahisarda bir
Bolvadin Hastanesi vardı; geçmiş hükûmetler on sekiz yılda
bitiremedi, biz bitirdik.
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Sağlık raporu veriliyordu, sağlık
ocağı durumuna düşürüldü.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) - Ama şu anda
Afyonkarahisarda 400 artı 200 yataklı muhteşem eğitim ve
araştırma hastanesi var, bir. İki: Üniversite, şu anda, Türkiyenin
GATAdan sonra en modern fizik tedavi ve rehabilitasyon hastanesini açtı.
Hakikaten muhteşem bir hastane.
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Devlet hastanesinde MR cihazı var mı yok
mu, onu söyleyin Sayın Bakan.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) - Bunun
dışında, olmayan bütün ilçelere hastane yaptık. Bakın,
Sultandağında var, Sandıklıda var, Dinarda var.
İhsaniyede Kızılay Hastanesini kurduk.
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) 2.200 tane öğretmen açığı var.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) - Özellikle
Şuhut ve Çayda yoktu, onu da, inşallah, bu yıl
açacağız. Sayın Vekilim gitmiş, orada, kış
kıyamette, çalışma yapılmıyor diye şey
yapmış ama lütfen gitsin, şu anda
Şuhuttaki devlet
hastanesini ve Çaydaki devlet hastanesini bir ziyaret ederse çok daha makbule
geçer diye düşünüyorum.
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Ensenizdeyim, takip ediyorum adım adım.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Bunun
dışında, efendim, Afyonkarahisarda doğru dürüst gölet
yoktu, baraj yoktu, sulama yoktu Afyonkarahisarda. Yalnız, sayın
vekillerim, yanlış anlamayın, Her şey Afyonkarahisara
yapılıyor. diye anlamayın. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Afyonkarahisara geçmişte
koalisyon hükûmetinin yapmadıklarını, geçmişteki
hakkını teslim etmek için gayret ediyoruz.
Bakın,
şu ana kadar Afyonkarahisarda biz 28 tane sulama tesisi
açmışız. Yer altı sulamalarında çok büyük bir
adım attık. Hatta özel idareyle birlikte şu anda tam 230 bin
dekarlık arazide modern sulama sistemleri yapıyoruz. Hatta gitsin
Sayın Vekilim, otomatik olarak sulanan, SCADA sistemiyle yerinden, yani
bulunduğu yerden damlama sulama yapan sistemi dahi ilk defa
Sultadağında kurduk.
Bunun
dışında, içme suyu yoktu. Geçmişteki koalisyon hükûmeti
Afyonkarahisara maalesef arsenikli su veriyordu.
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Arsenikli su veriyorsunuz, arsenikli.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Biz Düzağaç
Akdeğirmen Barajını yaptık ve şu anda
-Afyonkarahisarı bırakın- 750 bin kişiye yetecek suyumuz
var. Afyonkarahisar volkanik bölge olduğu için maalesef arsenik problemi
var. Bütün ilçe ve beldelerin arsenik problemini tamamen çözdük. Bazı
talepler var, onlar için de geçenlerde Sinanpaşada toplu temel atma
merasimiyle onların ihtiyacını
Hiç ayrım gözetmeden,
hiçbir siyasi ayrım gözetmeden bunları yapıyoruz. 15 tane
arsenik arıtma tesisi kurduk.
Bunun
dışında, Afyonkarahisarda 103 tane dere ıslahını
gerçekleştirdik, dile kolay ve şu anda 18 tane dere ıslahı
devam ediyor.
Efendim,
Sayın Vekilimizin bahsettiği Akarçay. Sayın Vekilim,
geçmişte bu Akarçaya kokar çay deniliyordu ama şimdi Akarçayı
hakikaten muhteşem bir hâle getirdik. Şu anda Akarçay, âdeta Afyona
deniz gelmiş gibi, belediyemiz de bir tekne almış, gemi
inşallah orada -Vekilimizi de davet ediyoruz- gezecek.
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Su bulursak hep beraber gezeriz.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Bir defa,
şehirlere estetik kazandırıyoruz. Artık dere
ıslahlarını iptidai yapmıyoruz. Afyonkarahisardaki bu
Akarçay şehre muhteşem bir güzellik kazandıracaktır,
etrafı da ihya ediliyor, ağaçlandırılıyor, süsleniyor.
Neticede Afyonkarahisarlı kardeşlerim her şeyin en güzeline
layıktır.
VELİ
AĞBABA (Malatya) Malatya ne olacak Malatya? Afyon tamam da Malatya?
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) - Tamam, Malatyaya
da geleceğim. Siz de bir konuşma yapın Malatyayla ilgili. Allah
aşkına gündem dışı bir konuşma al, Malatyada
yapılanları da anlatayım. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Bakın,
Sayın Vekilim, size bir müjde veriyorum. Şu anda, gölet ve sulamayla
ilgili, 70 tane gölet ve sulaması var. Bunların isimlerini
okuyayım mı? Bunları okumam saatler alır.
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Müjdeleri çok dinledik Sayın Bakan.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) - Bunun
dışında, bakın, kusura bakmayın, marifet iltifata
tabidir. Zaman zaman da bazı şeyleri
Bakın,
Afyonkarahisarlılar bizi dinliyor. Neticede Afyonkarahisar bizi
dinlediği için, bize güvendiği için Afyonkarahisar merkezde AK
PARTİnin oyu yüzde 67dir. Her 3 kişiden 2si AK PARTİye rey
veriyor. İşte, çalışmanın, halkı sevmenin,
halkın derdiyle dertlenmenin neticesi bu. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
HASAN HÜSEYİN
TÜRKOĞLU (Osmaniye) PKKyla müzakere yapın diye mi verdiler size
oyları?
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Şimdi ormana
gelelim. Şimdi, Afyonkarahisarda ağaç yoktu, hatta benim babam çiftçilik
yapardı, manifatura dükkânı vardı, araziyi tarif ederken
Falanca tek ağacın yanındaki arsa, arazi. diye tarif ederdik.
Şimdi Afyonkarahisarda yüzde 14 olan ağaçlandırma
oranını yüzde 24e çıkardık yani
ağaçlandırmadığımız yer kalmadı.
Şehitlerimiz için Şehitler Ormanını Afyonkarahisarda
lütfen bir gidince görün, asri mezarlığın yukarısında
muhteşem bir alan var, oraya Zafer Ormanını kurduk.
Hakikaten, bunun
dışında, Afyonkarahisarda şu ana kadar 776.130 dekar
alanda ağaçlandırma çalışması yapmışız
ve yaklaşık 66 milyon 399 bin adet fidanı toprakla
buluşturmuşuz. Afyonkarahisarın ismini yakında
değiştirmeyi teklif ederse, Afyonkarahisar yerine
Afyonyeşilhisar
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Teklifi verdik Sayın Bakan, teklifi verdik.
Sizlerden ses yok.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Onu da
bekleyebiliriz yani.
Bakın, ilk
defa bal ormanlarını biz kurduk. Bakın, 7 tane bal ormanı,
84 şehidimiz için Şehitler Ormanı çünkü bu şehitlerimiz bu
vatan, bu bayrak için canlarını feda ettiler, her şehidimiz için
onlara bir orman kuruyoruz.
LÜTFÜ TÜRKKAN
(Kocaeli) Şimdi ne oldu peki? Şimdi ne oldu o şehitlere
Sayın Bakan? Şehitleri unuttunuz ama...
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Bakın, millî
parklarla ilgili, biliyorsunuz, Başkomutan Tarihî Millî Parkı ve
diğer sulak alanlar çalışıyor.
Meteoroloji
otomatik ölçüm istasyonu yoktu. Bakın, şu anda Afyonkarahisarda tam
16 adet otomatik meteoroloji ölçüm istasyonu var. Hatta, Sayın Vekilim
Ankaradan Afyonkarahisara giderken lütfen meteorolojiye girsin, hava durumu
nedir, yoldaki sıcaklıklar nedir, onları da anlık olarak
görebilir. Bunu özetle söyleyeyim
VELİ
AĞBABA (Malatya) Sayın Bakan, Malatyada meteoroloji ölçümü
kaldırıldı, biz bakamıyoruz maalesef.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Malatyaya da
geleceğim, Malatyaya da geleceğim şimdi.
Sağlık
konusunda, efendim, sağlıktan bahsetti Sayın Vekilim.
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) MR cihazı var mı yok mu Sayın
Bakanım?
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Bakın, şu
ana kadar Afyonkarahisarda 204 milyon TLlik, sağlıkta,
yatırım yapmışız. Neler? 4 tane hastane
tamamlandı, Bolvadin, Sultandağı, İhsaniye merkez, 5 hastaneye
ek bina yapıldı. Afyonkarahisar Devlet Hastanesi Acil Servis ek
binası, yoğun bakım ünitesi, Sandıklı Devlet Hastanesi
ek binası, Dinar Devlet Hastanesi Acil Poliklinik ek binası,
Sinanpaşa Devlet Hastanesi ek binası, 9 adet sağlık
ocağı alındı. Hatta, şu anda benim,
Afyonkarahisardaki bir vatandaşımın, bir kardeşimin, bir
hemşehrimin başına bir problem gelse, orada helikopter
ambülansı var, alır, en tam teşekküllü yere götürür,
istediği yerde ilacı alır, istediği yerde muayene olur.
ALİ ÖZ (Mersin)
MR var mı MR, onun cevabını versene.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Şu anda
Şuhut Devlet Hastanesi de bitti aşağı yukarı, Çay
Devlet Hastanesi bitti. Afyonkarahisarda bir müjde daha vereyim Sayın
Vekilim, onu da not alıver- 250 yataklı kadın doğum
hastanesi inşaatına yakında başlayacağız, biz de
vekillerimizle birlikte gümbür gümbür bunun temelini atacağız.
Dinarda 100 yataklı devlet hastanesinin temelini atacağız.
Şimdi, millî
eğitimden bahsetti
DURDU MEHMET
KASTAL (Osmaniye) Sırf Afyona çalışmışsın
Sayın Bakanım, sırf Afyona.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Sırf Afyona
değil, az önce söyledim Sayın Kastal, ben az önce ifade ettim,
Afyonkarahisarda geçmişte koalisyon hükûmeti hiçbir şey
yapmamış, çevre yolunu dâhi yapmamış, eksikleri
tamamlıyoruz. Onu söylemek istiyorum.
Şimdi, Millî
Eğitim Bakanlığı, bakın, 1.088 adet dersliği
tamamlamış ve daha önce Afyonkarahisarda çocuklar kitabı dâhi
bulamıyordu yani çoğu kere alamıyordu. Şu anda, kaç tane
ücretsiz kitap dağıtmışız, sayısını
söylüyorum Sayın Vekilim
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Olmayan derslik sayısını söyle,
derslik açığını söyle.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) 13 milyon 989 bin
122 adet ücretsiz ders kitabı dağıtmışız; 12.523
adet bilgisayar göndermişiz; toplam 626 okula ADSL
bağlantısı yapmışız. Kocatepe Üniversitesi
bünyesinde, bakın, sizin açamadığınız hukuk
fakültesini açtık mı, eczacılık fakültesi, diş
hekimliği fakültesini açtık mı, 11 tane birimi hizmete aldık
mı?
Ulaştırma
Bakanlığı, şu anda, destan yazıyor -onu söyledim- 500
kilometreye yakın bölünmüş yol. Hatta biz tarif ederken Afyondaki
yolları Kaymak gibi yollardan, Afyon kaymağı gibi yollardan gideceksiniz.
diyoruz. Afyon kaymağı gibi yollardan gidiyorsunuz, öyle değil
mi? Allaha şükürler olsun, şu anda, bunun dışında,
Afyonkarahisarda hiç hayal edilemeyen bir şeyi gerçekleştiriyoruz:
Temel attık, Ankara-Ayfonkarahisar-Uşak-İzmir hızlı
tren, inşallah, yakında Afyonkarahisara gelecek.
E peki, Kültür ve
Turizm Bakanlığı neler yaptı? Biliyorsunuz, şu anda,
Türkiye'nin en muhteşem müze inşaatı devam ediyor. Ayrıca,
TOKİnin yaptığı çalışmalar sayısız.
Şu anda, hatırlarsanız, Afyonkarahisarda muhteşem bir
entegre spor merkezinin inşaatı yürüyor. Daha önce TOKİ var
mıydı? TOKİ 3.577 adet bina yapmış, bunların büyük
kısmını teslim ettik. 500 kişilik polis meslek yüksekokulu
inşaatı tamamlandı. Ayrıca, Sandıklıda termal
huzurevi inşaatını tamamladık, biliyorsunuz. Kocatepe
Üniversitesine 100 konut, Dinara 110 konut; Gömüde, Serbanda 55 tane
tarım köy projeleri; merkez Erkmende 24 derslikli ilköğretim okulu,
pansiyon, ayrıca yurtlar yani bunlar özetle saymakla bitmez.
Tarım
Bakanlığına teşekkür ediyorum. Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanlığı, son on yılda,
Afyonkarahisarda -geçen yıl sonuna kadar olan rakamı aldım- 676
milyon TLlik bir tarımsal destek vermiş.
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Hayvancılık bitti Sayın Bakan,
hayvancılık bitti.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) KÖYDES ve BELDES
kapsamında yapılanları biliyorsunuz Allah aşkına.
Eskiden köylerdeki yollar çamurdan geçilmiyordu. Ben de Afyonkarahisar
Milletvekili olarak bunu biliyorum ama şu anda, Afyonkarahisarda her yere
-köylere dahi- parke taşlarını döşedik, suyu olmayan hemen
hemen köy kalmadı, kanalizasyon sistemi yapılıyor. Bunlar
gerçekten
Bakın, sizin zamanınızda bütün çöpler ovaya
atılırdı, tamam mı, dereye, ovaya. Şimdi, biz bütün
çöpleri toplayacak Afyonkarahisarda muhteşem bir katı atık
bertaraf tesisi kurduk. Hatta şu anda, orada, Türkiyede büyükşehir
dışında ilk il belediyesi olarak elektrik üretiyor çöpten,
çöpten elektrik üretiyor. Ayrıca, biliyorsunuz, bütün lağım
suları, atık sular derelere, ovalara yayılırdı. Biz,
Afyonkarahisarda, bütün o bölgenin atık sularını alan
dünyanın en ileri atık su biyolojik arıtma tesisini inşa
ettik mi? Şu anda, onun açılışı yapıldı.
Neticede, Akarçay temiz, vatandaşlarımız mutlu ve inşallah
Şimdi, ben diyordum
ki: Her 3 kişiden 2 kişi AK PARTİli. Ama şu andan itibaren
ilan ediyorum, geri kalanı da AK PARTİ aday adayı yani. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) İnşallah,
bunları hep birlikte göreceğiz.
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) İmamla gönderecek sizi.
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) AK PARTİlilere mi dikkat ettiniz Sayın
Bakanım?
VELİ
AĞBABA (Malatya) Sayın Bakanım, Malatyada su
Suyumuz yok.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Efendim, tabii, bir
de son olarak şunu söyleyeyim: Ekonomiden bahsetti
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Sayın Bakanım, mitingde değilsiniz, Meclistesiniz,
Mecliste. Ayıptır!
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Bakın,
Afyonkarahisarda sadece termal turizmi değil, kongre turizmini,
sağlık turizmini geliştiriyoruz.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Tamam, Afyona aday olacaksın, anladık.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Bir de
Afyonkarahisarda teknolojik sera ile gerçekten bir çağ atlıyoruz.
Artık Afyonkarahisarın domatesleri, biberleri dünyanın her
yerine gidiyor biliyorsunuz. Bunları özellikle vurgulamak istiyorum. Yani
Afyonkarahisarda yaptıklarımızı fazla anlatmak
istemiyorum, diğer vekillerim itiraz ediyor ama sizler de söylerseniz
Malatya için de
merak etme, Malatya için ben size bir not göndereceğim, Malatyayı
unutmuyoruz inşallah.
Netice itibarıyla,
biz, Türkiyenin sadece Afyonkarahisarına değil, Türkiyenin her
yerine hizmet götürüyoruz. Bakın, son on yılda DSİ 1.215 tane
tesis açmış, dile kolay, dile kolay, 1.215. Bunun 232si baraj,
sulama; 18 milyon dekar araziyi sulamaya açmışız.
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) Alım garantili fidanları bir anlatsana Sayın
Bakan.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Bakın, burada
Balıkesir Milletvekilim var. Her yerde, elli yıldır
yapılamayan Havran Barajını kim yaptı Sayın Vekilim?
Balıkesire suyu kim getirdi? Bakın, nereyi isterseniz
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) Alım garantili fidanları bir anlat, alım
garantili fidanları. Alım garantili fidanları da bir anlatsana
Sayın Bakan.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Yani Malatyada,
biliyorsunuz, Kapıkaya Barajını, rahmetli Turgut Özal
Barajını biz açtık.
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) Alım garantili fidanları kebapçılara verdin mi
vermedin mi?
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Keza, Recai Kutan
Barajını biz açtık. Malatyada yaptıklarımı ben
gittim, anlattım.
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) Alım garantili fidanları nereye verdin Sayın
Bakan, Allahını seversen bir söylesene?
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Şarapçılara
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Netice
itibarıyla
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) Alım garantili fidanları nereye verdin? Belgelerle
çıkaracağım size. Nereye verdin?
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Efendim, nereye
verdiğimi
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) Alım garantili fidanları kebapçıya verdin mi
vermedin mi?
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Adanaya da
veririm, merak etme; Adanaya da veririz, merak etme.
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) Kebapçıya verdin mi vermedin mi?
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Merak etme,
Adanaya da veririz.
Adanada,
bakın, İmamoğlu Sulamasını kim yapıyor, hayal
edemediğiniz?
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) Nereye verdiniz?
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Otur sen ya, otur!
Sen bilmezsin bu işleri.
OKTAY VURAL
(İzmir) Sen otur!
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Evet, hepinizi
saygıyla selamlıyorum efendim, sağ olun, var olun. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar, CHP ve MHP
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Eroğlu.
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) Sayın Başkan, Sayın Bakan hakaret etti.
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Sayın Başkan
BAŞKAN -
Sayın Yılmaz
Lütfen biraz
sessiz olun sayın milletvekilleri.
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Sayın Başkan, Sayın Bakan benim
sözlerimi çarpıtarak yapılmayanları değil,
yaptıklarını anlatmaya çalıştı. Bu konuda söz
istiyorum.
BAŞKAN
Yani
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Benim sorduğum sorulara cevap vermekten öte,
kendi yaptıklarını anlatmaya çalıştı.
BAŞKAN E,
anlattı işte. Siz de yapılmayanları anlattınız, o
da yapılanları anlattı.
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Ama sorduğum sorulara cevap vermedi.
BAŞKAN
Düzeltme mi istiyorsunuz?
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Evet efendim.
BAŞKAN
Buyurunuz Sayın Yılmaz.
LÜTFÜ TÜRKKAN
(Kocaeli) Hak geldi, batıl zail oldu.
V.-
AÇIKLAMALAR
1.- Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin
Yılmazın, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun gündem dışı konuşmaya cevaben
yaptığı konuşmasına ilişkin açıklaması
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Tabii, efendim,
iktidarda bulunan insanlar ve partiler mutlaka icraat yapmak
zorundadırlar; yoldur, kanalizasyondur, okuldur, mutlaka yapmak
zorundadırlar ve yapılan şeyleri de vatandaşın başına
kakmamak zorundadırlar.
Sayın
Bakanımız hâlâ Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünden
ayrılamamış. Afyona hizmeti sadece suyla ölçüyor ama hâlâ
Afyonun arsenikli sudan kurtulmuşluğunu yaşayamıyoruz.
Ben burada,
yapılan şeylerden ziyade eksik olanlardan bahsettim. Hâlâ Afyonda
2.200 tane öğretmen açığı var mı yok mu? Var. Hâlâ
Afyonda derslik açığı var mı yok mu? Var. Hâlâ Afyonda
doktor açığı var mı? Var.
İlçeler zaten
yürekler acısı; Dinarda, Bolvadinde, Çayda 2002 yılında
heyet raporları verilebilirken şimdi sağlık ocağı
konumuna düşürülmüştür maalesef buralar.
Afyonda
yapılan 400 yataklı devlet hastanesinin fiziki problemleri var
mı? Var. Doktor açığı var mı? Var. MR cihazı var
mı? Yok. Üç ay sonrasına, dört ay sonrasına Kocatepe
Üniversitesine sıra veriliyor. Afyona eczacılık fakültesi,
hukuk fakültesi açılacak tabii. Afyon hak ettiklerini alacak, alması
gerekir. On bir yıldır kahir ekseriyetle iktidardasınız.
Afyonlu size 6 tane, 5 tane, 3 tane milletvekili verdi. Ankaradan akan
çeşmeden Afyonun testisini doldurmadınız. Afyonluyu
oyaladınız, Afyonluyu kandırdınız ama Afyonlu bu sefer
inandı, güvendi ve de sizlere dersini verecek. Ne derler ona? Köyden
jandarmayla ayrılan geri gelir ama köyden imamla ayrılan geri gelmez.
Afyonlu kararını verdi, Allahın izniyle sizi bu seçimlerde
imamla gönderecek.
Saygılar
sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Yılmaz.
Gündem
dışı ikinci söz
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) Sayın Başkanım
LÜTFÜ TÜRKKAN
(Kocaeli) - Sayın Başkan, hakaret etti arkadaşa.
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) Sayın Başkanım, bana sataşmadan söz
istiyorum.
BAŞKAN Ne
söyledi size?
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) Sen anlamazsın, otur yerine. dedi.
Anladığımı
iddia edeceğim sana. 69a göre
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, ne ismi geçti ne cismi
geçti, öyle bir şey yok.
BAŞKAN
Anlayamadım, bir dakika, size ne söyledi?
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) Demin burada evrak imzalatırken fidanları sordum,
dedim ki: Üretim garantili fidanları da bir anlatırsan
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, laf atarken oluyor böyle
şeyler.
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) Sen anlamazsın, otur yerine. diyerek
Sataşmadan
dolayı söz istiyorum.
BAŞKAN Siz
anlayacağınızı
RECEP ÖZEL
(Isparta) Kendi sataştı, o da cevap verdi.
BAŞKAN
Nasıl yani şimdi?
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) Benim mesleğim ormancılık. Bana
anlamazsın. diyerek sataşma yapıldı. Sataşmadan
dolayı söz istiyorum.
BAŞKAN
Konuyu anladığınızı söyleyeceksiniz.
Buyurun.
VI.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.-
Adana Milletvekili Seyfettin Yılmazın, Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlunun gündem dışı konuşmaya
cevaben yaptığı konuşma sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; burada miting
meydanındaki gibi propaganda yapana kadar önce verdiğimiz sorulara
cevap verilmesi gerekiyor. Siz, üretim garantili fidan üretiminden dolayı
Türkiye genelinde ne kadar fidan ürettiniz, kendi yandaş belediyelerinize
bunun ne kadarını verdiniz, tekrar belediyelerinizden üretim
garantili fidan adı altında ne kadarını geri
aldınız? Bu Bakanlık sizin kendi partililerinize, kendi
belediyelerinize hizmet edeceğiniz bir yer değildir Sayın Bakan.
Bu sorulara cevap vermeniz gerekiyor.
İkincisi,
İktidar partisinin önündeki otoparkı orman alanından niye
verdiniz? dedim, hâlâ cevap yok.
Üçüncüsü,
Çanakkalede, geçen gün Sayın Başbakan Biz şehitliklere hizmet
ediyoruz diyor. Bu şehitlikler simülasyon merkezleri yapılırken
nerelerde neler yapıldı? Orada inşaat mühendisi ve mimarın
hak edişleri imzalamadığı için niye görevden
alındıklarını sordum, hâlâ cevabı yok. Yine, burada
simülasyon merkezleri yapılırken ne kadar hak ediş
yaptınız? Kendi kitabınızda belirtiyorsunuz. Alan
firmayı davadan vazgeçirttirmek için neler verdiniz, kimin
parasını verdiniz? Bu, Kamu İhale Kurumuna göre uygun mudur,
değil midir; bunların cevabını vermeden çıkıp
burada Bakan olarak Afyonla ilgili şunu yaptım, bunu yaptım.
demenizin bir mantığı yok. Bırakın, çok uzağa
gitmeye gerek yok Sayın Bakan, Bakanlık merkezinde, 6 trilyon lira,
fakir fukaranın, garip gurebanın parasını hiç eden,
zimmetine geçiren genel müdürü müsteşar yaptınız mı,
yapmadınız mı? Oradaki genel müdürler görevlerine devam ediyor
mu, etmiyor mu? 6 trilyon lira sizin cebinizden çıkmıyor Sayın
Bakan, çıkıyorsa gelin. Bu 6 trilyon halkın parası,
milletin parasını alabildiniz mi? Alamadınız. Onda
imzası olan genel müdürü müsteşar yaptınız mı,
yapmadınız mı? Gelin, bunlara cevap verin, Afyonla ilgili seçim
meydanında miting gibi konuşmayın. Siz bunlara cevap vermeden bu
Bakanlığı yürütme şansına sahip değilsiniz, evet.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Yılmaz.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurunuz Sayın Elitaş.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Başkan, bakın, konuşmacı Sayın
Bakana laf attı yerinden. Arkasından dedi ki Bana
sataşıldı. diye söz istedi. Şimdi, bu konuşmacı
burada sataşmaya cevap mı verdi, Sayın Bakana yeni sorular
mı sordu, yoksa iftiralarda mı bulundu? Lütfen, İç Tüzükte
olmayan bir uygulamayı hayata geçirmeyelim.
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) Anlamadığımı söyledi,
anladığımı iddia ettim.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Sayın
Başkan
BAŞKAN
Vallahi, onu bilemeyiz, sizin takdirinize kalmıştır.
Sayın Bakan,
buyurunuz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
2.-
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun, Adana
Milletvekili Seyfettin Yılmazın sataşma nedeniyle
yaptığı konuşma sırasında şahsına
sataşması nedeniyle konuşması
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; özellikle,
Bakanlığımızda bir eleman evrakta değişiklik
yaparak zimmetine para geçirmiş
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) 6 trilyon
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla)
ve bunu da biz
yakaladık. Şu anda hemen savcılığa sevk ettik, şu
anda bu hapiste.
SEYFETTİN YILMAZ (Adana)
İmzası olan genel müdürü müsteşar yaptınız mı,
yapmadınız mı?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Sayın Başkan, dinlesin.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI
VEYSEL EROĞLU (Devamla) Şimdi, bir dakika
İddia etme
BAŞKAN Lütfen, dinleyiniz.
ORMAN VE SU İŞLERİ
BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Hiçbir kimsenin bununla ilgili
SEYFETTİN YILMAZ (Adana)
Yaptınız mı, yapmadınız mı?
HALİL ÜRÜN (Afyonkarahisar) Ya
bir dinlesene kardeşim, konuşturmuyorsun!
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) Sana
mı soracağım?
HALİL ÜRÜN (Afyonkarahisar) Ya,
bir dinle bakalım.
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) Ben
sana laf atıyor muyum? İşine bak!
ORMAN VE SU İŞLERİ
BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Bir dakika
Dinler misin bir dakika
Ben
seni dinledim.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen hatibi dinleyiniz.
Buyurunuz Sayın Bakan, devam edin.
ORMAN VE SU İŞLERİ
BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Şimdi, efendim şöyle, hadise
şu: Neticede biz bunu derhâl savcılığa sevk ettik,
müfettişler de raporu hazırladı. Neticede hiç kimsenin bunda
kusuru yok.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Kendiliğinden gitti!
ORMAN VE SU İŞLERİ
BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Bu parayı suistimalle zimmetine geçiren
belli, hakkında işlem yapıldı, o da hapiste.
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) Nerede,
6 trilyon nerede?
ORMAN VE SU İŞLERİ
BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Neticede bunu da bulan kim biliyor
musunuz? İddia ettiği müsteşar, müsteşar
yardımcısı ve genel müdür.
SEYFETTİN YILMAZ (Adana)
İhmali var mı, yok mu?
ORMAN VE SU İŞLERİ
BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Bunları, bu tespiti nasıl
yaptılar? Banka hesapları
Saymanın banka hesapları kontrol
edilirken bu ortaya çıktı. Hemen ben müfettiş görevlendirdim ve
gerekli işlemler yapıldı. Şu anda da bu kişi
hapistedir.
SEYFETTİN YILMAZ (Adana)
İhmali var mı, yok mu genel müdürün?
ORMAN VE SU İŞLERİ
BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Bulan, tamamen genel müdür ve
müsteşardır. Bunu bulan biziz netice itibarıyla, neden
bahsediyor bu arkadaş? Ama, maalesef, kendisiyle ilgili zaten
birtakım işlemler yapılıyor, eskiden yaptıkları
usulsüz işlemlerle ilgili gerekli işlemler. Herhâlde onun
sıkıntısıyla arkadaşım şey yapıyor.
SEYFETTİN YILMAZ (Adana)
Açıkla!
MEHMET GÜNAL (Antalya) Açıklasana
Sayın Bakan, açıklasana! Bir şeyi varsa niye söylemiyorsun?
ORMAN VE SU İŞLERİ
BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Netice itibarıyla şöyle: Bir
iddiası varsa, hemen savcılığa versin bir dilekçe. Bizim
yüzümüz her daim açıktır, onu özellikle vurgulamak istiyorum. Yüzümüz
açık Allaha şükür.
Arkadaşın bazı
sıkıntıları var, onu biliyoruz. O bakımdan, onlara da
cevap vermeye gerek yok.
Hepinize saygılar sunarım.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Eroğlu.
SEYFETTİN YILMAZ (Adana)
Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın
Yılmaz.
SEYFETTİN YILMAZ (Adana)
Sayın Başkan, beni usulsüzlük yapmakla suçladı ve
açıklamadı. Söz istiyorum. Beni usulsüzlük yapmakla itham etti biraz
önce.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Öyle bir şey söylemedi ama öyle bir şey mi anlaşılıyor
yoksa?
MEHMET GÜNAL (Antalya) Evet, öyle
dedi işte, daha ne desin. Sayın Bakan açıklasın varsa bir
doğrusu.
OKTAY VURAL (İzmir)
Açıklamazsa müfteridir zaten.
BAŞKAN Lütfen yeni
sataşmalara mahal vermeyiniz, lütfen konuyu dağıtmayınız.
Buyurunuz.
3.-
Adana Milletvekili Seyfettin Yılmazın, Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlunun sataşma nedeniyle
yaptığı konuşma sırasında şahsına
sataşması nedeniyle konuşması
SEYFETTİN YILMAZ (Adana)
Bakın, sayın milletvekilleri, sıkışınca bir
bürokrata hakaret etmek bir Bakana yakışmıyor.
Altı yıldır
Bakansın, beş yıl bölge müdürlüğü yaptım. 10 tane, 20
tane müfettiş gönderdin bana, bir tane bir şey bulabildin mi?
Bulanı söyleyeyim. Bulan varsa, Bakan suçlu. Ne biliyor musunuz arkadaşlar?
2003 yılında fuar alanı
Bizden önce yapılmış,
1986 yılında. 2003 yılına geldiğimizde -genel müdür
burada Osman Kahveci- Cahit Kıraç, İzmir Valisi, Vali Kemal Önal
toplantı yaptık, Bakan Osman Pepe. Osman Kahveci cevap versin.
Toplandık, ne olarak çözebiliriz dedik biliyor musunuz burayı? Kent
ormanı olarak çözebiliriz. dedik ve Adanaya iktidarınız
döneminde yapılan tek yatırım.
Şimdi,
Seyfettin Yılmaza -Bakanı sıkıştırıyorum ya
ben- iki senede 12 tane müfettiş gönderdi, 12 tane. İşlemlerimle
ilgili hiçbir şey bulamadı ve şimdi diyor ki: Bu fuar
alanını verdiniz. diye benimle ilgili suç duyurusunda bulunmaya
çalışıldı ama kendi kazdığı kuyuya kendisi
düştü.
Bakın, kent
ormanlarının verilmesinde teklif eden işletme müdürü. Bölge
müdürlüğü onay makamı değil, bölge müdürü havale makamı,
kendine gelen evrakı, işletmeden gelen evrakı
bakanlığa havale eder, o onayı veren Bakanlık. Orada bir
suçlu varsa sizsiniz Sayın Bakan suçlu, sizsiniz! Onay makamı
Bakanlık, ben onay makamı değilim.
Diyor ya
Hakkında bir şeyler başlattık. Evet, niyetleri bendim.
Çünkü, ben burada muhalefet ediyorum ya
Muhalefet ederken, ben,
alnımın akıyla altı yıl bölge müdürlüğü
yaptım. 12 tane müfettiş gönderdin, bir tane bir şey bulabildin
mi Sayın Bakan? Ama Çanakkale şehitliklerini soruyorum cevap
veremiyorsun.
Bugün iktidar gücü
elinde olabilir, yarın bunların hesabını tek tek sormazsak
göreceksiniz. Eğer, bir şey biliyor da açıklamazsanız bu
sizin kabahatiniz. Altı yıldır bu Bakanlığı
yürütüyorsunuz, altı buçuk yıl bölge müdürlüğü yaptım, 15
tane müfettiş gönderdin, bir şey bulabildin mi?
Orada,
söylediği konu var ya değerli milletvekilleri, onay makamı Bakanlık,
kendi kazdığı kuyuya kendisi düştü. Eğer, suçlu varsa
Bakanlıktır. Hodri meydan gelsin açıklasın, onay
makamı ben miyim Bakanlık mı?
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Yılmaz. (MHP sıralarından
alkışlar)
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) - Milletvekilini şahit tutuyorum. Milletvekili de
oturuyor, çıksın açıklasın.
Bakın, Orman
Genel Müdürlüğü
BAŞKAN
Sayın Yılmaz, yeterince açıkladınız.
Teşekkür
ediyoruz.
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkan, o zaman Sayın Bakan kendisinin
usulsüzlük yaptığını itiraf etmiş oldu.
BAŞKAN
Şimdi, gündem dışı ikinci söz
OSMAN KAHVECİ
(Karabük) Sayın Başkan, burada, benim ismimden bahsetti,
açıklama getirmek istiyorum izin verirseniz.
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) Evet, ismi geçti, buyursun açıklasın, kent
ormanını açıklasın.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Şahit tuttu Sayın Kahveciyi.
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) Tabii, imzası olan genel müdürdü.
BAŞKAN
Buyurunuz, bir dakika veriyorum.
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) Bakanın Yolsuzluk. dediğinde onay makamı.
4.-
Karabük Milletvekili Osman Kahvecinin, Adana Milletvekili Seyfettin
Yılmazın sataşma nedeniyle yaptığı konuşma
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
OSMAN KAHVECİ
(Karabük) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; az önceki
konuşmacı benim ismimden bahsederek olaya da benim şahit
olduğumdan bahsetti. Evet, biz her ilde bir kent ormanı projesiyle
bütün illerimizde -AK PARTİnin projesidir bu- bir kent ormanı
projesi başlattık. Sloganımızda Her ilde bir kent
ormanı. Devlet ormancılığından millet
ormancılığına geçeceğiz. dedik. Bu süreç içerisinde
bazı yerlerde belediyelerimize bu kent ormanlarının
dizaynını verdik, belediye yaptı. Ancak, Adanadaki olayda kent
ormanının belediyeye verilmesinden kaynaklanan bir istismar yoktu.
Doğrudur, bakan onaylamıştır, teklif bölge
müdürlüğünden gelmiştir ve bakanın onayıyla kent
ormanları işletmek amaçlı olarak belediyelere verilmiştir.
Bunun birçok örneği vardır, sadece Adanada değildir. Ancak
Adanadaki olayda, anladığımız kadarıyla, benim
öğrendiğim -ki benden sonra
müfettişlerin tespit ettiği- amaç dışı kullanma
vardır. Kent ormanlarında ne yapılacağı tadat
edilmiştir.
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) Ne zamandan itibaren?
OSMAN KAHVECİ
(Karabük) Ama orada, tadat edilenlerin dışında, amaç
dışı kullanmadan kaynaklanan
Ki bunun sorumlusu da onun takip
edilmesinden sorumlu taşra örgütleridir. Taşra örgütü, şefinden,
müdüründen bölge müdürüne kadar sorumludur amaç dışı kullanmada.
Tespit ettikleri zaman, derhâl, tahsisin iptal edilmesini teklif etmeleri
gerekirdi. Olay bundan ibarettir. Adanadaki olay, amaç dışı,
oradaki kent ormanlarına yapılan tesislerden kaynaklanan ve bunun da
kontrol ve takibini yapmayan yetkililerdir.
Arz ederim. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
OKTAY VURAL
(İzmir) Hangi tarihten itibaren?
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Kahveci.
Gündem
dışı ikinci söz
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) Tutanağa geçsin diye söylüyorum.
BAŞKAN
Sayın Yılmaz, konu son derece net anlaşıldı.
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) Hayır, tutanağa geçsin diye söylüyorum efendim. Bir
saniye
Tutanağa geçsin diye söylüyorum.
BAŞKAN
Peki
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) Şimdi, Sayın Bakan benimle ilgili 2 tane
müfettiş gönderdi, kent ormanıyla ilgili, 2011 yılında, 2
tane müfettiş gönderdi ve herhangi bir usulsüzlük olmadığından
benim dönemimle ilgili temize çıktım. Fakat daha sonra, ben görevden
ayrıldıktan sonra, sayın genel müdürün bahsettiği
kullanım dışı şeyi, 2012 yılında
Ben 2009
yılında ayrılmışım, benden sonrasını
kapsıyor. Eğer kullanım dışı bir suç varsa
müfettişlerin belirlediği, aynı müfettiş Teftiş Kurulu
Başkanlığı yaptı. 2011 yılı benim
dışımdaki bölge müdürlülüklerini kapsıyor. Sorumluluğu
Bakana aittir.
BAŞKAN
Anlaşıldı efendim.
Teşekkür
ediyorum.
OKTAY VURAL
(İzmir) O zaman özür dileyecek misiniz Sayın Bakan? Özür dilemeyi
düşünüyor musunuz?
BAŞKAN
Gündem dışı ikinci söz, zeytin ve zeytinyağı sektörü
hakkında söz isteyen Balıkesir Milletvekili Ali
Aydınlıoğluna aittir.
Buyurun Sayın
Aydınlıoğlu. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
IV.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR (Devam)
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları (Devam)
2.-
Balıkesir Milletvekili Ali Aydınlıoğlunun, zeytin ve
zeytinyağı sektörüne ilişkin gündem dışı
konuşması
ALİ
AYDINLIOĞLU (Balıkesir) Sayın Başkan, değerli
milletvekili arkadaşlarım; zeytin ve zeytinyağını
gündeme getirmek amacıyla gündem dışı söz almış
bulunuyorum, bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Ülkemiz, zeytin ve
zeytinyağı üretimi yapan önemli ülkelerin başında
gelmektedir. Ülkemizde 2002 yılında 95 milyon olan zeytin
ağacı varlığımız, Tarım
Bakanlığımızın destekleriyle 165 milyona
ulaşmıştır. Yani, ülkemizde, bugün dünyanın insan
sağlığına son derece faydalı olduğunu
bildiği zeytin ve zeytinyağı bol miktarda üretilmektedir.
Zeytinyağının insan sağlığı ve beslenmesinde
öneminin bilinmesine rağmen maalesef insanımız yeterli derecede
zeytinyağı tüketmemektedir.
Zeytin ağaçlarımız
bir yıl mahsul verip bir yıl vermemektedir. Zeytinin toplanması,
taşınması, sofralık tane zeytin hâline dönüştürülmesi
ve yağ yapılması çok zahmetli bir iştir. Mahsul yılında
ülkemizde 200-220 bin ton zeytinyağı üretilmekte olup ne yazık
ki bunun sadece 100 binle 110 bin tonluk kısmı Türkiye'de
tüketilmektedir.
Zeytinyağlarımız
maalesef alıcı beklemektedir. AB ülkelerine zeytinyağı
satmamız gümrük duvarlarından dolayı çok zor olduğundan ve
dünyada büyük bir rekabet olduğundan dolayı üretici zor durumda
kalmakta ve maalesef ürününü satamamaktadır. Bunun için Hükûmetimizden
Uzak Doğuya, İspanyaya, Çine ve Afrikaya daha fazla ihracat
yapılması için yeni çalışmalar bekliyoruz.
Değerli
milletvekili arkadaşlarım, bakın, Avrupa ülkelerinde kişi
başına yıllık zeytinyağı tüketimi 18 ila
Balıkesirde
bölge insanımızın büyük çoğunluğu zeytin ve
zeytinyağı üretimiyle uğraşmakta ve geçimini bununla
sürdürmektedir. Özellikle Havran, Edremit, Burhaniye, Gömeç ve Ayvalıkta
gerçekten İtalyanın Toskana bölgesinde yetiştirilen en kaliteli
yemeklik zeytinyağları üretilmektedir. Yine, bunun
dışında Marmara Adamızda, Erdekte, Edincik beldemizde
gerçekten çok güzel sofralık zeytinlerimiz üretilmektedir.
Değerli
arkadaşlarım, sağlıklı yaşam için mutlaka her
evde zeytinyağı tüketilmelidir. Bugün dünyanın en önemli kanser
ilacı köpek balığı kıkırdağından elde
edilmektedir. Köpek balığından çıkan squalene adlı
madde, zeytinyağında bol miktarda bulunmaktadır.
Zeytinyağı kanser riskini yüzde 50ye kadar azaltmaktadır.
Rafine edilmemiş sızma zeytinyağı bunun için çok önemli bir
şifa kaynağıdır.
Cildi
yumuşatmak ve güzelleştirmek için zeytinyağı
kullanılır. Zeytinyağı sabunu saç dökülmesini önler, saç
diplerini güçlendirir, gastrit ve ülsere karşı korumada etkin bir rol
oynar.
Değerli
arkadaşlarım, damar tıkanıklığından
zeytinyağı insanımızı gerçekten korur. Bu
özelliğiyle kalp sağlığı açısından en uygun
yağdır.
Bakın,
Profesör Doktor Canan Karatay Hanım zeytinyağıyla ilgili neler
söylüyor: İnsan hücrelerinin sağlıklı olması
lazım. Böbrek, kalp, damarlar, beyin, bütün bu
organlarımızın hücreleri üç ayda bir yenileniyor.
Sağlıklı yenilenmesi için zeytinyağı mutlaka vücuda
girmelidir. İnsan vücuduna zeytinyağından daha faydalı bir
şey yoktur.
Evet, peki,
arkadaşlar, ülkemizde Cenab-ı Allahın bolca verdiği bu
kadar insan sağlığına dost olan zeytinyağını
niçin kullanmıyoruz? Sağlığımızı niçin
önemsemiyoruz? Bakın, Avrupalı 20-
Dünyanın bu
en kıymetlisi dediğimiz zeytinyağımızı ve
ağacımızı korumalıyız. Bundan iki yıl evvel
6,5 liraya satılan yağlarımız, maalesef bu yıl 5
liradan satılmaktadır. Tarım Bakanlığımız
kilogram başına destek vermektedir ancak 50 kuruş
olduğundan, bu destekler kâfi gelmemektedir. Tarım
Bakanımızdan ricamız, zeytine de, tane zeytine de mutlaka destek
verilmelidir.
Evet değerli
arkadaşlarım, her zaman Hükûmetimizden destekleri alan
TARİŞ, Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları
Birliği, Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi,
zeytinyağı üretici dernekleri ve zeytinyağı
tanıtım grubuna, bu ürünün üretimi, satışı,
ihracatı, reklamı ve iç piyasada daha fazla tüketimin artması
için büyük görevler düşmektedir ve biz de bunları her zaman
destekliyoruz. Başbakanımıza bununla ilgili bir rapor verdik.
Tarım Bakanımızdan da mutlaka zeytinyağımıza daha
fazla destek bekliyoruz.
Bol
zeytinyağı yiyelim diyorum, hepinizi saygıyla, sevgiyle
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Aydınlıoğlu.
Gündem
dışı üçüncü söz, Âşık Veyselin ölümünün
40ıncı yıl dönümü münasebetiyle söz isteyen Sivas Milletvekili
Malik Ecder Özdemire aittir.
Buyurunuz
Sayın Özdemir. (CHP sıralarından alkışlar)
3.-
Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemirin, Âşık Veyselin ölümünün
40ıncı yıl dönümüne ilişkin gündem dışı
konuşması
MALİK ECDER
ÖZDEMİR (Sivas) Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, değerli arkadaşlarım; büyük halk ozanı Âşık
Veysel Şatıroğlunun 40ıncı ölüm yıl dönümü
nedeniyle söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
21 Mart 1973
tarihinde yitirdiğimiz Âşık Veysel, Alevi-Bektaşi
öğretisiyle yetişmiş, bu nedenle Karacaoğlandan, Pir
Sultan Abdaldan, Dadaloğlundan, Emrahtan büyük ölçüde etkilenmiş
bir halk şairidir. Âşık Veysel, ozanlık
yaşamının ilk döneminde Dost dost diye nicesine
sarıldım/ Benim sadık yârim kara topraktır. ya da Lale
der ki behey Tanrı/ Benim boynum neden eğri/ Yârdan ayrı
düştüm gayrı/ Benden âlâ çiçek var mı gibi türkülerinde, daha çok
tabiat ve toprak sevgisi üzerine eserler üretmiştir.
İçinde yetiştiği
kültürün de etkisiyle, Âşık Veysel, hayatı boyunca her türlü
etnik ve mezhepsel ayrımcılığın dışında
kalmıştır, eserlerinde bunu belirtmiştir.
Kürtü, Türkü ve
Çerkezi
Hep Âdemin
oğlu, kızı
Beraberce
şehit, gazi
Yanlış
var mı ve neresi?
Yezit nedir, ne
Kızılbaş?
Değil miyiz
hep bir kardaş?
Bizi yakar bizim
ataş
Söndürmektir tek
çaresi. (CHP sıralarından alkışlar)
Bunu söyleyen
Âşık Veysel, insan sevgisini, insanı her türlü mülahazanın
üstünde tutmuş bir ozandır.
Değerli
arkadaşlarım, Veyselin doğup büyüdüğü köyden,
Sivrialandan onu alıp çıkaran, önce Türkiyeye, sonra dünyaya onu
tanıtan aslında cumhuriyetin ta kendisidir. O dönemlerde Sivasta
İl Millî Eğitim Müdürü olan Ahmet Kutsi Tecer ve büyük derlemeci
Muzaffer Sarısözen, Veyseli Sivastan alıp çıkarmış
ve Türkiyeye, dünyaya mal etmiştir.
Değerli
arkadaşlarım, bilindiği gibi, cumhuriyet devrimlerinin en önemli
hedefi yeni bir ulus yaratmaktı. Bu ülkede yaşayan bütün
yurttaşlarımızı -Türküyle, Kürtüyle, Çerkeziyle,
Alevisiyle, Lazıyla- eşit yurttaş yapmak hedefi vardı.
Cumhuriyetin en önemli projesi buydu. Bu projeyi gerçekleştirmek için o
dönemlerde kurulan köy enstitüleri, halkevleri olmuştur. İşte,
Âşık Veysel de asıl yaşamına köy enstitülerinde ve
halkevlerinde şiirler söyleyerek, türküler söyleyerek devam etmiştir
ve bu süreçte, köy evlerindeki, halkevlerindeki bu çalışmaları
sürecinde Veysel bütün Türkiyeyi gezmeye başlamış, dünyayı
tanımaya başlamış ve o zaman, o dönemde Türkiye'nin içinde
bulunduğu büyük gelişimi, değişimi, dönüşümü yani
cumhuriyeti kavramıştır. Bugün çoğu bakar gözlerin kör olup
görmediği ya da ortadan kaldırmaya çalıştıkları
cumhuriyetin faziletlerini görmüş, giderek Anadolu aydınlanma
devriminin yılmaz bir savunucusu olmuştur Âşık Veysel.
Değerli
arkadaşlarım, bugün üzülerek ifade etmeliyiz ki giderek bir
bölünmenin eşiğindeyiz ülke olarak. Türkü, Kürtü, Alevisi,
Sünnisiyle bizi birlikte, bir arada tutan cumhuriyetin tasfiyesi projesiyle
karşı karşıyayız. O nedenledir ki bugün Âşık
Veyseli anmaktan çok, Âşık Veyseli anlamak
ihtiyacındayız. Bizim, hepimizin, başta bu ülkeyi yönetenlerin
ve onun Uzun ince bir yoldayım türküsünü çok sık söyleyen
Sayın Başbakanın da Âşık Veyseli bir kere daha
anlaması ve kavraması gerektiği inancındayım.
Her fırsatta
cumhuriyetle, cumhuriyeti kuranlarla hesaplaşmaya çalışan
Sayın Başbakan, cumhuriyeti kuranlarla sataşmayı, onlarla
hesaplaşmayı bir siyaset biçimi hâline getirmiştir.
Yine, her fırsatta,
Sayın Başbakan, Dersimden hareketle, Alevi
yurttaşlarımızın Atatürkle, cumhuriyetle olan gönül
bağını acaba zedeleyebilir miyimin hesabını
yapıyor.
Son olarak da Âşık
Veysel üzerinden aynı hesaplaşmaya gitti Sayın Başbakan ve Âşık
Veyselin o dönemde Sazının
kırıldığını, Sivasa
sokulmadığını söyler, bunların hiçbirisi doğru
değil. Sözün kısası Âşık Veyselin sözleriyle cevap
vermek istiyorum bu iddiaya: Yürüyelim Atatürkün izine/ Boş verelim
bozguncunun sözüne/ Göz atalım şu dünyanın hızına/
Yürüyüp hedefe varalım kardaş
/
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
MALİK ECDER
ÖZDEMİR (Devamla) -
Veyselin sözleri kanun dışı mı?/
Mantığa uymazsa kesin başımı/ Bana düşman
etmiş vatandaşımı/ Sebebi neyse soralım kardaş.
Bu anlamlı günde, bir kere daha, büyük ozanı
sevgi, saygı ve minnetle anıyorum.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Özdemir.
Gündeme geçmeden
önce İç Tüzük 60a göre, sisteme girmiş Sayın
milletvekillerimize birer dakika söz vereceğim.
Sayın
Eyidoğan
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
2.-
İstanbul Milletvekili Haluk Eyidoğanın, tapu kadastro meslek
yüksekokulu mezunları kolaylıkla iş bulurken aynı dersleri
gören harita kadastro meslek yüksekokulu mezunlarının işsiz
olduğuna ve bu konuda gereğinin yapılmasını
beklediklerine ilişkin açıklaması
HALUK
EYİDOĞAN (İstanbul) Teşekkür ederim Başkan.
İşe göre
insan yerine, insana göre iş sorunu var. Tapu kadastro meslek yüksekokulu
mezunları kolaylıkla iş bulup göreve başlarken, aynı
dersleri gören harita kadastro meslek yüksekokulu mezunları işsizdir.
Türkiyede bine yakın tapu sicil müdürlükleri var, 4 bine yakın
belediye var. Bu kurumların harita ve kadastro yüksekokul mezunlarına
ilgi göstermesini ve profesyonelliğin gereğinin
yapılmasını bekliyoruz.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Eyidoğan.
Sayın
Yeniçeri
3.-
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçerinin, AKPnin, barış adı
altında PKK ne derse onu yaptığına ve Türk milletinin
kendisine kurulan komplonun farkına varması gerektiğine
ilişkin açıklaması
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Terör örgütü PKK
ve onun eli kanlı elebaşısı Hakikatleri
araştırma komisyonu kurulsun. demişti; AKP, hakikatleri
araştırma komisyonu kurmanın yollarını arıyor.
Bebek katili
Öcalan Her ilde, her bölgede demokratik özerklik geliştirilmelidir. diye
talimat vermişti; AKP, demokratik özerklik talebini Büyükşehir
Belediye Yasasını çıkararak cevaplamaya
çalışıyor.
KCK Türkiyede
zaten var olan ana dilde eğitim için oruca yatmış; buna
karşın AKP keyfî dilde eğitim yasasını
çıkarmıştır.
İmralı
canisi Akil adamlar komisyonu kurulsun. demişti; Başbakan, böyle
bir komisyonun kurulacağını açıklamış
bulunmaktadır.
PKK ne diyorsa AKP
onu yapıyor. Kan dökülmesin, barış gelsin, terör bitsin.
sözleri, PKKnın taleplerini yerine getirmenin aracı hâline
gelmiştir. İmralı canisinin taleplerini yerine getirmenin
adı, AKP sözlüğünde barıştır. Türk milleti kendisine
kurulan komplonun farkına varmalıdır; AKP ya titreyip kendine
gelmeli ya da millet AKPyi sandığa gömmelidir.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Yeniçeri.
Sayın Kaplan
4.-
Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplanın, Kocaeli Üniversitesinde 30a
yakın öğrenciye anayasal haklarını kullanmaları
nedeniyle okuldan uzaklaştırma cezası verildiğine ve
yetkilileri bu konuda duyarlı olmaya çağırdığına
ilişkin açıklaması
MEHMET HİLAL
KAPLAN (Kocaeli) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Kocaeli
Üniversitesinde, 30a yakın öğrenciye, anayasal
haklarını -basın
açıklamalarını- ve protesto haklarını
kullanmaları nedeniyle, yasa dışı sol örgütlere üye
oldukları gerekçesiyle bir yıl yarıyıl- okuldan
uzaklaştırma cezası verildi.
Hükûmet
yetkililerinin bir taraftan terör örgütüyle gizli pazarlıklar yaparak
görüşürken sorun olmadığı bir süreçte, özgür ve özerk
üniversitenin artık ayaklar altında olduğu bir süreçte, bunun
demokrasi anlayışına uygun olmadığı düşüncesindeyim.
Bu, çocukların emeklerine, ailelerinin emeklerine saygısızlıktır.
Yetkilileri bu konuda duyarlı olmaya çağırıyorum.
Teşekkür
ediyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Kaplan.
Sayın
Ağbaba
5.-
Malatya Milletvekili Veli Ağbabanın, Malatyada
kayısının bazı bölgelerde don nedeniyle yüzde 90
oranında zarar gördüğüne, derhâl zarar tespitinin yapılması
ve Malatyalı üreticilerin borçlarının ertelenmesi
gerektiğine ilişkin açıklaması
VELİ
AĞBABA (Malatya) Sayın Başkan, geçen hafta, 18 Martı 19
Marta bağlayan gece, Malatyada 50 bin ailenin geçim kaynağı,
ekmeği olan kayısımız, bazı bölgelerde yüzde 90
oranında dondan zarar gördü. Malatyada derhâl, zaman geçirilmeden zarar
tespiti yapılmalıdır. Aldığımız bilgilere
göre Malatyanın birçok bölgesinde kayısımız zarar
görmüştür. Geçtiğimiz
yıl kayısı para etmemiş, satılan
kayısılardan maalesef zarar edilmiş ve yok pahasına
satılmıştır. 50 bin aileden ancak 6 bin üretici
TARSİMe kayısılarını sigorta ettirmişlerdir, bu
nedenle Malatyalı mağdurdur.
Bir haftadan beri
Malatyalılar adına Meclisten haykırıyorum ancak ne bir AKP
milletvekili ne de Hükûmet Malatyalıların sesini duymuyor. Derhâl
Hükûmet açıklama yapmalı ve Malatyalı üreticilerin
borçlarını ertelemelidir, faizlerini silmelidir. Mecliste bulunan
başta Malatya milletvekilleri olmak üzere herkesi bu konuda duyarlı
olmaya davet ediyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Ağbaba.
Sayın Özdağ
6.-
Manisa Milletvekili Selçuk Özdağın, Büyük Birlik Partisi eski Genel
Başkanı Muhsin Yazıcıoğlunun ölümünün 4üncü yıl
dönümüne ilişkin açıklaması
SELÇUK ÖZDAĞ
(Manisa) Teşekkür ederim.
Muhsin
Yazıcıoğlunun ölümünün üzerinden dört yıl geçti.
Yazıcıoğlu, millet ile devlet meselelerinde gösterdiği
kararlılıkla aramızda olacaktır. O, hayatı
pahasına hep inançlarının gereğini yaptı,
inançlarını Meclise taşıdı ve sadece millet iradesine
inandı. O Türk sağının ortak paydasıydı, o
milletinin derin sesiydi.
Bir kar tanesi olsam
Mekkeye düşmek isterim. diyen, cenazesinde herkesin samimi olarak
hakkını helal ettiği bir Müslümandı. Demokrattı,
millet iradesine inanıyordu, değerlere saygılıydı. Fikirlerin
ve inançların farklılığı zenginliğimiz. diyordu.
Tolerans ve hoşgörü onun hayat felsefesiydi.
28 Şubatta
Namlusunu milletine çevirmiş tanka selam durmam diyerek cesaretini
göstermişti. Ama yine o süreçte söylediği Türkiye İran
olmayacak, Cezayir olmayacak ama Suriye olmasına da biz müsaade
etmeyeceğiz. sözüyle Türkiyede yapılması planlanan darbeleri
ve kurulması istenen yapıyı deşifre etmesi bence
cesaretinden daha da önemlidir.
O görmek istediği
Türkiyeyi şöyle tarif etmişti: Bir hayalim var.
Başını örten ile açanın aynı üniversitede
yasaksız, kavgasız, kardeşçe yaşadığı bir
ülke hayal ediyorum. Bir hayalim var: Kürt-Türkmen, Alevi-Sünni
ayrımı olmadan
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Özdağ.
Sayın Halaman
.
7.-
Adana Milletvekili Ali Halamanın, Adana-Kozan-Sarıçamda esnaf ve
sanatkârların işsizliğin çoğaldığını
dile getirdiklerine ilişkin açıklaması
ALİ HALAMAN (Adana)
Başkanım, teşekkür ederim.
Sayın
Başkanım -bu hafta sonu- Adana-Kozan-Sarıçamda daha çok sanayi
siteleri, organize sanayi bölgeleri, esnaf kefaletin olduğu yerler,
nakliyeciler, oto alışverişi yapanlar yani esnaf, sanatkâr
Sürekli olarak işsizliğin çoğaldığını,
işin olmadığını, dolayısıyla Hükûmetin
başka şeylerle çok uğraşmaktan
ziyade, insanların hayatını tanzim etme noktasında hayat
pahalılığını yenmekle, yeni iş imkânları
yaratmayla uğraşsın. derler. Bunu da Türkiye Büyük Millet Meclisinde
seslendirmemi istedikleri için seslendirmiş oldum.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Halaman.
Sayın
Dedeoğlu
8.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlunun,
Bakanlığın başlattığı ESBİS Projesiyle
sivil toplum kuruluşlarının zor durumda kaldığına
ve bu nedenle bu projeden vazgeçilmesini veya atanacak genel sekreterin
maaşının devlet tarafından ödenmesini talep ettiklerine
ilişkin açıklaması
MESUT
DEDEOĞLU (Kahramanmaraş) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım.
Tüm Türkiyede ve
Kahramanmaraşta esnaf ve sanatkârlar odaları birliğimiz var.
Yeni bir uygulamayla, ilgili Bakanlık ESBİS Projesi adı
altında bir proje başlattı. Bu projeyle her oda
dışarıdan genel sekreter atamak zorunda
bırakıldı. Ancak sivil toplum
kuruluşlarımızın daha kendi yerleri yokken, ofisleri,
büroları yokken böyle bir yükün altına girmeleri, bunun
SSKlarını veyahut da maliyesini, maaşını ödemeleri
mümkün değil. Hükûmetin ya bu projeden vazgeçmesini veyahut da buraya
atanacak genel sekreterin maaşının devlet tarafından
ödenmesini talep etmekteyiz.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Dedeoğlu.
Sayın
Öğüt
9.-
İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğütün, kamu
kaynaklarının heba edildiğine ve bunun sorumlularını
öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması
KADİR GÖKMEN
ÖĞÜT (İstanbul) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım.
Vatandaşın
parasının nasıl har vurulup harman savrulduğunu gösteren
bir örnek sunmak istiyorum: İstanbul emlak piyasasının 1 milyar
dolar değer biçtiği 32 dönümlük Etiler Polis Meslek Okulunun
yıkılarak yerine lüks konutların ve rezidansların
yapılacağı iddiaları doğru mudur? CHP İl Genel
Meclisi üyeleri Ali Cemal Kimverdi ve İlhami Sadıkoğlu
basında çıkan haberlere dayanarak Meclis
Başkanlığına önerge sunmuş ve önerge ilgili
komisyonlara havale edilmiştir. İddia önemlidir. Zira, İstanbul
İl Özel İdaresi, İSMEK kapsamında 2009 yılında
okulun onarım ve güçlendirilmesine ciddi harcamalar
yapmıştır. Bu binaların yıkılacağı ve
araziye lüks konutlar ve rezidanslar yapılacağı söylenmektedir.
Kamu kaynaklarının böylesine heba edilmesine göz mü
yumacaksınız? Bunun sorumluları kimdir?
Boşa harcanan
paraların diğer örneği ise Bağdat Caddesine yapılan
bisiklet yolunun önce yapılıp sonra tüm malzemelerinin
kaldırılmasıdır. Bu paraların hesabı nasıl
sorulacaktır, hem İstanbullular hem bisiklet sevdalıları
merak etmektedir. Bu sorumlular hakkında bir işlem yapılacak
mıdır?
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Öğüt.
Sayın Bulut
10.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, zeytin üreticilerinin
sorunlarına ilişkin açıklaması
AHMET DURAN BULUT
(Balıkesir) Sayın Başkan, Türkiyede çok geniş bir
coğrafyada hasadı yapılan zeytin büyük sorunlarla
karşı karşıya. İktidar partisinin sayın
milletvekilinin de ifade ettiği gibi hak ettiği desteği
alamamakta, hak ettiği pazarı bulamamaktadır. Ayvalık
Ziraat Odası Başkanı Yusuf Bey şimdi telefonda bana 1 kilo
zeytinyağı 6 lira 70 kuruşa mal oluyor. Biz, 5 dizyemlik, yani
sıfır asidin altında 5 dizyemlik zeytinyağını 5
lira 30 kuruşa satıyoruz. Rafinajlık zeytinyağını
4 liraya satıyoruz. Bu şartlar altında biz nasıl hasat
yapalım? Nasıl bu zeytinin altını sürelim? Nasıl
gübreleyelim? Nasıl tımarını yapalım? diye sorusunu
dile getiriyor.
50 kuruş
destekle zeytincinin ayağa kalkması mümkün değil.
Fındığa ve ayçiçeğine, taneye verilen desteğin mutlak
surette zeytine de verilmesini
Zeytinyağına 1,5 liraya
çıkması gerekiyor bu desteğin ki zeytinci masrafını
kurtarabilsin.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Bulut.
Sayın Öz
11.-
Mersin Milletvekili Ali Özün, arıcılıkla
uğraşanların mağdur durumda olduklarına ve bu
mağduriyetlerinin giderilmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
ALİ ÖZ
(Mersin) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Son bir ay
içerisinde başta Mersin ve Adana olmak üzere arıcılıkla
uğraşan çiftçilerimizin ciddi derecede bir mağduriyeti
vardır. Bunlar özellikle kovanlarda ciddi arı ölümleri
yaşamaktadırlar. Bunlara ilaveten Hatayda da benzer olayların
olduğu söylenegelmektedir. Dolayısıyla bu arı ölümlerinden
sorumlu olan asıl etkenin zirai ilaçlar olduğu düşüncesi
vardır. Bu zirai ilaçların kontrollü bir şekilde arı
üreticilerine ulaşması veya bunların imhası noktasında
Hükûmetin önlem alması gerekmektedir. Arıcılıktaki bu
mağduriyetin ve o çiftçilerin kredi borçlarının da ertelenmesi
gibi bir talepleri vardır.
Hükûmeti bu konuda
duyarlı olmaya davet ediyor, teşekkür ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Öz.
Sayın
Doğru
12.-
Tokat Milletvekili Reşat Doğrunun, Büyük Birlik Partisi eski Genel
Başkanı Muhsin Yazıcıoğlunun ölümünün 4üncü yıl
dönümüne ilişkin açıklaması
REŞAT
DOĞRU (Tokat) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Ülkü Ocakları
eski Genel Başkanı, Büyük Birlik Partisi eski Genel Başkanı
rahmetli Muhsin Yazıcıoğlunu ölümünün 4üncü yılında
minnet ve şükranla anıyorum. O, ülkesini, milletini,
bayrağını, toprağını seven cefakâr bir
insandı. Mekânı cennet olsun diyorum, teşekkür ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Doğru.
Sayın
Serindağ
13.-
Gaziantep Milletvekili Ali Serindağın, Gaziantep Belkıs Pompaj
Sulama Tesisinin neden bitirilemediğini ve Afyonkarahisar Belediyesinin
bazı uygulamalarından Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun neden bahsetmediğini öğrenmek istediğine
ilişkin açıklaması
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan,
Gaziantep Belkıs pompaj sulama tesisi bir türlü bitirilememektedir. Bunun
sebebi acaba çiftçilerin sulu tarım yapmak istememeleri midir? Siz de
biliyorsunuz ki enerji fiyatı çok pahalı ve bu nedenle çiftçiler sulu
tarım yapamamaktadırlar.
Başka bir
husus: Afyonda yapılanları sıralarken zannediyorum Sayın
Bakan bazı şeyleri gözden kaçırdı, bunu da söyleseydi
olurdu. Mesela, Afyonda belediye otobüsü sayısı
artırılacağına, insanların daha medeni bir
şekilde yolculuk yapmasına imkân sağlanacağına,
kadın ve erkekler için ayrı ayrı belediye otobüsü tahsisi
yapılmıştır. Sayın Bakan buna değinmedi, herhâlde
bunu unuttu.
Bir de Sayın
Bakan, Afyonda her yerde içki satışı ve içimi
yasaklanmıştır, herhâlde bunu söylemeyi unuttunuz, bu da tabii,
bir icraattır.
Frig Vadisi
Projesinden hiç bahsetmediniz, acaba bununla ilgili çalışmalar ne
safhadadır? Zannediyorum Sayın Bakan bunları unutmuştur.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Serindağ.
Sayın Baluken
14.-
Bingöl Milletvekili İdris Balukenin, Bingölün dokuz gün boyunca susuz
kaldığına, bunun sorumlusunun Bingöl Belediyesi olduğuna ve
bir soruşturma başlatılıp
başlatılmadığını öğrenmek istediğine
ilişkin açıklaması
İDRİS BALUKEN
(Bingöl) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Geçen hafta
Bingöldeydim. Seçim bölgem olan Bingölde tam dokuz gün boyunca bütün bir kent
susuz kaldı. On yıldır Bingöl Belediyesini elinde bulunduran AK
PARTİli Bingöl Belediyesi bu dokuz günlük ihmalde çok büyük bir paya
sahiptir. Bingöl Belediyesi ve sivil toplum örgütleri daha çok bölgede
yapılan bir HES barajının hafriyatının içme suyu isale
hattı üzerine dökülmesi üzerine meydana gelen bir heyelanı gerekçe
olarak gösteriyorlar. Sayın Bakan buradayken ben kendisine sormak
istiyorum: Dokuz gün bir kenti susuz bırakan sebep HES barajının
hafriyatının isale hattı üzerine dökülmesi midir? Değilse,
sorumluluk AK PARTİli Bingöl Belediyesindedir. Siz kendi
Bakanlığınızın görev alanına giren yerde bir
soruşturma başlattınız mı? Eğer bir
soruşturma başlatmadıysanız Bingöl Belediyesiyle ilgili,
Hükûmetinizin ilgili bakanları bir soruşturma başlattı
mı? Bir de, dokuz gün susuz kalan bir kente zahmet edip Hükûmetinizin bir
bakanı neden gelmedi? Bir kentin en temel yaşam hakkı olan içme
suyuna ulaşmasıyla ilgili bir sorunu önemsemiyor musunuz?
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Baluken.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Heyelan
sebebiyle
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Heyelan insan eliyle oluşturulmuş bir heyelan,
doğal bir heyelan değil.
BAŞKAN -
Buyurunuz Sayın Hamzaçebi.
15.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, CHP Grubu olarak Musevi
cemaatinin Pesah (Hamursuz) Bayramını kutladıklarına
ilişkin açıklaması
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Dün, Musevi
cemaatimizin Pesah Bayramının, diğer adıyla Hamursuz
Bayramının ilk günüydü. Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak Musevi
cemaatinin, Musevi vatandaşlarımızın Pesah (Hamursuz)
Bayramını kutluyoruz. Bu bayram, firavunlar döneminde
Mısırda esaret altında yaşayan Musevilerin Hazreti
Musanın öncülüğünde esaretten kurtulmalarının
anısına her yıl kutlanır ve bu hafta da bu bayramın
kutlandığı haftadır. Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak
sadece Türkiyedeki Musevi cemaatinin değil, tüm dünyadaki Musevilerin bu
bayramını kutluyoruz ve bütün dinlerin, bütün kültürlerin, bu din ve
kültürlere mensup bütün insanların barış içinde, özgürce
yaşadıkları bir demokrasiyi gerçekleştirebilmek umuduyla
tüm milletimize ve Musevi vatandaşlarımıza sevgi ve
saygılarımı sunuyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Hamzaçebi.
Sayın
Elitaş
16.-
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın, Büyük Birlik Partisi eski
Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlunun ölümünün 4üncü ve
Âşık Veyselin ölümünün 40ıncı yıl dönümüne
ilişkin açıklaması
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
25
Mart 2009 tarihinde aramızdan ayrılan dürüst siyaset adamı,
demokrasi şehidi Muhsin Yazıcıoğlunu saygıyla,
rahmetle anıyoruz.
Yine
21 Mart 1973 tarihinde
Türk dilini en iyi kullanan halk ozanlarından,
halk şairlerinden Âşık Veyseli de rahmetle anıyoruz.
Benim sadık yarim kara topraktır. deyip kara toprağına,
sadık yarine kavuşan;
Ben
giderim adım kalır,
Dostlar
beni hatırlasın.
Düğün
olur bayram gelir,
Dostlar
beni hatırlasın.
diyen
Âşık Veyseli ve demokrasi şehidi rahmetli Muhsin
Yazıcıoğlunu rahmetle, minnetle anıyoruz.
Saygılar
sunuyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Elitaş.
Sayın
Yüksel
17.-
İzmir Milletvekili Alaattin Yükselin, Diyanet İşleri
Başkanının İzmire yeni müftü atanması nedeniyle
yaptığı açıklamayı kınadığına
ilişkin açıklaması
ALAATTİN
YÜKSEL (İzmir) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Başbakan
ve bakanların ardından İzmir düşmanlığı,
karşıtlığı, nefreti bugün de Diyanet İşleri
Başkanının ayrımcı açıklamaları ile gündeme
gelmiş, bir kez daha İzmirliler incitilmiştir. İzmirdeki
din görevlileri toplantısında Diyanet İşleri
Başkanı İzmire yeni müftü atamasını İzmir'in
farklı bir dindarlığı var. Bu dindarlığın irfan
geleneğine ihtiyacı var, ona uygun bir müftü atadık."
demiştir.
İzmir
irfan geleneği, yardımlaşma, dayanışma duygusu en
güçlü kentlerimiz arasındadır. İzmir, Atatürk'ün deyimiyle fikri
hür, vicdanı hür, irfanı hür bir kenttir. İzmir, tarihi boyunca
çok farklı inançtan ve etnik kökenden insanın barış içinde
bir arada yaşadığı bir kenttir. İzmir
kardeşliğin, hoşgörünün kentidir. Artık yeter,
İzmirliye yönelik düşmanca, saygısızca açıklamalar
yapmaktan vazgeçin. Biz nefrete karşı bir arada yaşamı
savunmaya devam edeceğiz. Diyanet İşleri Başkanı ve
müftü derhâl görevlerini bırakmalıdırlar. Bütün bu söylemleri
kınıyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Yüksel.
Sayın
Ekşi, buyurunuz efendim.
18.-
İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşinin, Âşık Veyselin
bazı yerlere gitmesine yasak konulduğu gibi spekülasyonların
doğru olmadığına ilişkin açıklaması
OSMAN OKTAY
EKŞİ (İstanbul) Sayın Başkan, çok teşekkür
ederim.
Resmî
kayıtlara geçsin diye söz istedim.
Resmî
kayıtlara geçmesini istediğim husus şu: Rahmetli Âşık
Veysel üzerinde spekülasyonlar var; muhtelif yerlere, İstanbula,
Ankaraya, Sivasa gelmesine yasak kondu gibi. Bendeniz, 1946 veya 1947
yılında ortaokul öğrencisiydim. Âşık Veysel Sivasa
geldi, Sivas Lisesinin ortaokul bölümünde bizlere ve bütün lisenin
öğrencilerine oradaki yemekhanede konser verdi. Bizzat tanık oldum.
Âşık Veyselin bir tek, Gaziyi görememiş olmak gibi bir
üzüntüsü olmuştur, onun dışında hiçbir yerde böyle bir
muameleyle karşılaşmamıştır. Kaldı ki o
dönemin âşıkları, o dönemin halk müziği devlet
politikası olarak her zaman korunmuştur, baş tacı
edilmiştir.
Bunu
kayıtlara geçirmek için söz istedim.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Ekşi.
Sayın
Canalioğlu
19.-
Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlunun, Karadeniz sahil yolunun
yapımında yanlışlıklar varsa
araştırılması gerektiğine ve alternatif demir yolu
projesiyle ilgili herhangi bir gelişmenin Meclise
yansımadığına ilişkin açıklaması
MEHMET VOLKAN
CANALİOĞLU (Trabzon) Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın Başkan,
bilindiği gibi Karadeniz sahil yolu, siyasi anlamda vatandaşlar
üzerinde etki yapma noktasında şaşaalı bir şekilde
törenlerle açılmış ve oradan siyasi rant elde etmek için gayret
sarf edilmişti. Ama gelinen noktada görüldü ki Karadeniz sahil yolu yanlışlıkla
yapılmış bir yoldur. Ve geçen hafta içerisinde olan sel felaketi
ve yağışlar sonucunda Karadeniz sahil yolunun bilhassa
Giresundan Sarpa kadar olan bölümünde hasarlar olmuş, can ve mal
kaybına sebep olmuştur. Bu yolun araştırılması
gerekmektedir, yapımındaki yanlışlıklar varsa- ortaya
konulması gerekmektedir.
Ayrıca,
alternatif olarak demir yolu projesinin hangi aşamada olduğunu
sürekli olarak söylüyoruz ama ne yazık ki, Samsun-Sarp arası ve bu
sahil illerini de iç kısımlara bağlayan demir yoluyla ilgili
herhangi bir gelişme Meclise yansımamıştır.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Canalioğlu.
Sayın Acar
20.-
Antalya Milletvekili Gürkut Acarın, DİSK, GENEL-İŞ ve
LİMAN-İŞ sendikalarına gece yarısı yapılan
baskını şiddetle kınadığına ilişkin
açıklaması
GÜRKUT ACAR
(Antalya) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Dün DİSK, GENEL-İŞ
ve LİMAN-İŞ sendikalarına gece yarısı düşman
orduları basılıyormuş gibi yapılan baskını
şiddetle kınıyorum. Yasal sendikaları terör örgütü gibi
gören 12 Eylül yönetiminin aynı uygulamasını AKP iktidarı
yapmaktadır. Sendikaları böyle basmak emek
düşmanlığıdır. İktidar artık hayalî örgütler
yaratarak tüm muhaliflerini ve emeği ezme işini
bırakmalıdır. Bu gidiş, gidiş değildir. Buradan
şiddetle iktidarı uyarıyoruz.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Acar.
Sayın Vural
21.-
İzmir Milletvekili Oktay Vuralın, Büyük Birlik Partisi eski Genel
Başkanı Muhsin Yazıcıoğlunun ölümünün 4üncü,
Âşık Veyselin ölümünün 40ıncı yıl dönümüne ve
Esenyurtta mağdur durumda olan vatandaşların
sorunlarının çözülmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
OKTAY VURAL
(İzmir) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Öncelikle,
ölümünün dördüncü yılında, Hakka yürüyen Muhsin
Yazıcıoğluna Allahtan rahmet diliyorum. Mekânı cennet
olsun.
Tabii, Türk millî
kültürünün unutulmaz ozanı, millet ve insan âşığı
Âşık Veyseli de bu vesileyle, ölüm yıl dönümünde tekrar
anmayı da bir görev addettim.
Efendim, bir de,
Esenyurtta 70 bin mağdur insan var. Maalesef, AKPli iki belediye
arasında sıkışmışlar. Bunlar âdeta
dolandırılmışlar. Bugün Sayın Başbakana
dertlerini iletmek için gittiklerinde "Bunların ne mağduriyeti
var ki? diyerek horlanmasını doğru bulmuyorum ve bunların
sorunlarının çözülmesi konusunda, bu sorunu çıkartan AKPli
belediyelerin bu sorunu çözmesi konusunda gerekli talimatların verilmesini
özellikle Hükûmetten dilediğimi ifade etmek istiyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Vural.
Sayın Özel
22.-
Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Hükûmetin uygulamaları nedeniyle
Manisalı çiftçilerin zor durumda olduklarına ve bu duruma derhâl bir
çözüm getirilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL
(Manisa) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Başta
Saruhanlı, Akhisar ve Gölmarmara ilçelerimiz pamuk ve tütünün dünyaca en
kalitelisini üreterek geçimini sağlayan köylülerimizle doluydu. Ancak
iktidar partisinin bu konuda yapmış olduğu peş peşe
hatalı uygulamaların sonucunda bu iki değerli ürünü kaybettik.
Yerine ikame edilen zeytinde de bu sene çok kötü günler yaşanıyor. Dane
zeytine ve zeytinyağına prim verilmesine ilişkin, iktidar
partisinin sözü bütçe görüşmelerinde boş çıktı. Daha sonra
da Türkiye İstatistik Kurumunun dekar başına yapmış
olduğu çalışmayla darıya ve diğer tüm ürünlere verilen
prim miktarı eskinin yüzde 40 kadar gerisine düştü. Bu
sıkıntı köylümüzün canına tak etmiştir. Manisadaki
köylülerin bu sorununa Hükûmet tarafından derhâl çözüm getirilmesini
bekliyoruz.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Özel.
Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
Sayın
milletvekilleri, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu,
gündemin sözlü sorular kısmının 1, 512, 541, 557, 620,
621, 622, 623, 624, 626, 638, 639, 641, 642, 662, 663, 704, 705, 788, 789, 790,
791, 792, 817, 853, 919, 920, 921, 922, 939, 948, 950, 959, 961, 989, 1031,
1052, 1085, 1120, 1126, 1160, 1314, 1316, 1333, 1346, 1375, 1389, 1466, 1501,
1524, 1607, 1613, 1650, 1651, 1652, 1692, 1693, 1698, 1727, 1728, 1729, 1730,
1800, 1879, 1880, 1952, 1953, 2050, 2107, 2108, 2109, 2110, 2111 ve 2112 sıralarında
yer alan önergeleri birlikte cevaplandırmak istemişlerdir.
Sayın
Bakanın bu istemini sırası geldiğinde yerine
getireceğim.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığının bir tezkeresi
vardır, okutup bilgilerinize sunacağım:
VII.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A)
Tezkereler
1.-
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Meral Akşener
Başkanlığında Rusya Federasyonu Tataristan Cumhuriyeti
Devlet Konseyi Başkanı Farid Muhametşin'in davetine icabet etmek
üzere Rusya Federasyonuna resmî bir ziyarette bulunması Genel Kurulun
19/3/2013 tarihli 79'uncu Birleşiminde kabul edilen heyeti oluşturmak
üzere siyasi parti gruplarının bildirmiş olduğu isimlere
ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı
tezkeresi (3/1185)
21/3/2013
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel
Kuruluna
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkan Vekili Meral Akşener
Başkanlığındaki heyetin; Rusya Federasyonu Tataristan
Cumhuriyeti Devlet Konseyi Başkanı Farid Muhametşin'in davetine
icabet etmek üzere Rusya Federasyonu'nu resmî ziyarette bulunması, Türkiye
Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunun 19 Mart 2013 tarihli ve 79'uncu
Birleşiminde kabul edilmiştir.
28 Mart 1990
tarihli ve 3620 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış
İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un 2'nci maddesi uyarınca,
heyetimizi oluşturmak üzere siyasi parti gruplarınca bildirilen
isimler Genel Kurulun bilgisine sunulur.
Cemil
Çiçek
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanı
Ad ve Soyad: Seçim
Çevresi:
Malik Ecder
Özdemir TBMM İdare Amiri, Sivas
Milletvekili
Hasan Hami
Yıldırım Burdur Milletvekili
BAŞKAN Bilgilerinize
sunulmuştur.
Meclis
araştırması açılmasına ilişkin üç önerge
vardır, okutuyorum:
B)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba ve 29 milletvekilinin, Hamit Fendoğlu'nun
katledilmesi ve ardından başlayan Malatya olaylarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/554)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Hamit Fendoğlu 1965 milletvekili genel
seçimlerinde Malatya'da AP Milletvekili seçilmiş, 11 Aralık 1977'de
yapılan belediye başkanlığı seçimlerinde ise Adalet
Partisi, Millî Selamet Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi'nin desteği
ile bağımsız aday olarak Malatya Belediye Başkanı
seçilmiştir. Ankara-Emek PTT'sinden Hamit Fendoğlu adına bir
koli gönderilmiş, 17 Nisan 1978 akşamı Fendoğlu, içerisinde
bomba bulunan koliyi açınca meydana gelen patlama sonucu Hamit Fendoğlu,
gelini Hanife Fendoğlu, torunları Bozkurt ve Mehmet Fendoğlu
hayatını kaybetmiştir.
1975-80
yılları arasında tüm yurtta olduğu gibi Malatya'da da
sağ-sol çatışmaları toplumu iyice kutuplara
ayırmış, Hamido'nun öldürülmesi ise Malatya için önüne geçilemez
olayların ateşleyicisi olmuştur.
Suikastın
ertesi günü erken saatlerden itibaren, ilçe ve köylerden toplu halde insanlar
gelmeye başlamış, toplananların sayısı kısa
sürede 10 bini aşmıştır. Sloganlar atarak harekete geçen
kitle Cezmi Kartay ve Turan Emeksiz Caddesi başta olmak üzere Alevi
esnafların yoğun olduğu cadde ve mahallelerde işyerlerini
tahrip etmişler, yağmalamışlardır.
Dört gün süren ve
'Malatya Olayları' olarak anılan şiddet olayları sonucunda
4'ü Hamido ve ailesi olmak üzere toplam 8 kişi ölmüş, 20'si
ağır, 100 kişi yaralanmış, 100'ü tamamen olmak üzere,
toplam 960 işyeri ve konut yakılıp
yıkılmıştır. Olayların Malatya'ya maddi
faturasının 100 Milyon TL civarında olduğu
belirtilmektedir.
Hamit
Fendoğlu'na gönderilen bomba dışında, benzer nitelikte üç
paket daha 7 Nisan'da Ankara'dan postaya verilmiş, bombalı paketler,
Pazarcık CHP İlçe Başkanı Memiş Özdal'a, Adıyaman
Emniyet Müdür Yardımcısı Abdülkadir Oltu'ya ve Ahmet Akalın
isimli Adanalı bir işadamına gönderilmiştir.
Pazarcık'a gönderilen paketin patlaması sonucu, bir PTT
çalışanı hayatını kaybetmiştir. Adıyaman ve
Adana'ya gönderilen paketlere, İçişleri Bakanlığınca
el konulmuştur. Paketlerdeki patlayıcıların, daha önce
İstanbul ve Ankara Üniversitesi öğrencilerinin üzerine atılan
bombalarla aynı olduğu belirlenmiştir. Bombaların
gönderildiği adresler değerlendirildiğinde, amacın
mezhepsel ve etnik kimlik çatışmalar yaratmak olduğu
görülecektir.
Malatya'da meydana
gelen olaylar, 12 Eylül darbesine kadar artarak devam etmiştir. 1975-1980
arasında Malatya'da binlerce olay olmuş, aralarında
öğretmen, genç, memur, esnafların bulunduğu toplam 100 kişi
öldürülmüştür. 1975 yılında 2, 1976 yılında 6, 1977
yılında 4, 1978 yılında 39, 1979 yılında 16, 1980
yılında ise 33 kişi anarşi olaylarında hayatını
kaybetmiştir. Son cinayet darbeden 1 gün önce, Selahattin Karakaş
isimli bir öğretmenin öldürülmesidir. Ölenlerin 57'si sol görüşlü,
26'sı sağ görüşlüdür.
Hamit
Fendoğlu'nun katledilmesiyle başlayan olaylar ve gözaltı,
baskı ve işkenceyle anılan 12 Eylül Darbesinin ardından
Malatya'da yaşayan Alevi ve demokrat kişilerin büyük bir
kısmı ya köylerine dönmüş veya büyük şehirlere
göçmüşlerdir. Yaşanan olaylar Malatya'nın sosyal, inançsal ve
siyasal dokusunu değiştirmiştir.
Hamido'nun
katledilmesi 12 Eylül darbesini hazırlayan olayların önde
gelenlerinden biridir. Ülkenin anarşi ve terör olayları ile kaosa
sürüklenmek istenmesinin önemli yapı taşlarındandır.
"Malatya Olayları"nın ardından iş yerlerini
yağmalayanların dışında kimse
yakalanmamıştır. Neredeyse tüm Malatya'yı ateşe verip,
4 kişinin öldürüldüğü, yüzlerce kişinin
yaralandığı olayların ardından sadece av malzemesi
çalmakla suçlanan 1 kişi tutuklanmış, o da ilk duruşmada
tahliye edilmiştir. Olayların olduğu dönem ve sonrasında
Devletin resmî kurumları olayın çözülmesi için gerekli hassasiyeti
göstermemiş, dönemin üst düzey yetkililerine defalarca yapılan
başvurular sonuçsuz kalmıştır. Dava dosyası 1998
tarihinde zamanaşımı nedeniyle kapatılmıştır.
Yetkililer son
dönemlerde, sürekli 12 Eylülle hesaplaşılacağına dair
cümleler kullanılmaktadır. Hamido ve tüm Türkiye'deki binlerce
olayın ardındaki gerçek güçler ortaya çıkarılmadan bunu
gerçekleştirmek mümkün değildir. Toplumda Alevi-Sünni, solcu-sağcı
ayrışması yaratıp binlerce kişinin ölümüne sebep olan kişiler
mutlaka tespit edilmeli, 12 Eylülle yüzleşilmeli, sorumlular, aradan 31
yıl geçse bile yargılanmalıdır.
Hamit
Fendoğlu'nun katledilmesi ve ardından başlayan "Malatya
Olayları"nın tüm yönleriyle ele alınarak gerekçelerin
ortaya çıkarılabilmesi amacıyla Anayasa'nın 98,
İçtüzüğün 104 ve 105'inci maddeleri uyarınca Meclis
araştırması açılmasını arz ve teklif
ederiz.02.02.2012
1) Veli
Ağbaba (Malatya)
2) Ali
Serindağ (Gaziantep)
3) Recep Gürkan (Edirne)
4) Selahattin
Karaahmetoğlu (Giresun)
5) Candan Yüceer (Tekirdağ)
6) Bülent
Kuşoğlu (Ankara)
7) İhsan
Özkes (İstanbul)
8) Aykut
Erdoğdu (İstanbul)
9) Gürkut Acar (Antalya)
10) Sedef Küçük (İstanbul)
11) İlhan
Demiröz (Bursa)
12) Mevlüt Dudu (Hatay)
13) Sakine Öz (Manisa)
14) Mehmet
Şevki Kulkuloğlu (Kayseri)
15) Hülya Güven (İzmir)
16) Osman Kaptan (Antalya)
17) Doğan
Şafak (Niğde)
18) İdris
Yıldız (Ordu)
19) Mehmet
Şeker (Gaziantep)
20) Ramazan Kerim
Özkan (Burdur)
21) Kadir Gökmen
Öğüt (İstanbul)
22) Ali Haydar Öner (Isparta)
23) Ahmet
İhsan Kalkavan (Samsun)
24) Mustafa Sezgin
Tanrıkulu (İstanbul)
25) Ali
Sarıbaş (Çanakkale)
26) Namık
Havutça (Balıkesir)
27) Ayşe Nedret Akova (Balıkesir)
28) Bülent Tezcan (Aydın)
29) Haydar Akar (Kocaeli)
30) Mehmet Hilal Kaplan (Kocaeli)
2.-
Aydın Milletvekili Bülent Tezcan ve 24 milletvekilinin, ilk, orta ve
yükseköğretimde yapılan bazı uygulamaların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/555)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
İlk, orta ve
yükseköğretimde yapılan uygulamalar ve dindar bir gençlik yaratma
projesi çerçevesinde yapılan ve yapılması planlanan
çalışmaların genç kuşaklar arasında çatışma
ve bölünmeye neden olup olmayacağı, tek tip bir gençlik yaratma
çabalarının gençlik üzerindeki olumsuz etkilerinin ne
olacağı, bu proje ile nasıl bir gençlik oluşturulmaya
çalışıldığı ve bu proje ve uygulamalar
çerçevesinde yaratılacak bir kuşağın, bilim, sanat,
düşünce özgürlüğü ve yaratıcılık ekseninde nerede
olacağının tespiti için TBMM İçtüzüğünün 104, 105 ve
Anayasanın 98inci maddeleri gereğince bir Meclis
araştırması açılmasını saygı ile arz ederiz.
Gerekçe:
Başbakan
Sayın Recep Tayyip Erdoğan "dindar bir gençlik yetiştirmek
istediğini" beyan etmiş, buna karşı itirazları
ise "Ateist bir gençlik mi yetiştirmemizi mi bekliyorsunuz?"
sorusuyla karşılamıştır.
Diyanet
İşleri Başkanlığı dindar bir gençlik yaratma
projesine 1 milyar TL ayırmıştır.
İlköğretim
öğrencilerini umreye gönderme projesi hazırlanmıştır.
Millî Eğitim
Bakanlığı Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel
Müdürlüğünde görevli İbrahim Demirkan müfredata gizlice Nur cemaati
lideri Said Nursi'nin sözlerini monte ettiğini ifade etmektedir.
AKP Genel
Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik "Atatürk'ün
Gençliğe Hitabesi ayet mi?" diyerek tartışmaya
açmış, bununla eş zamanlı olarak okullardan gençliğe
hitabenin kaldırılması gündeme gelmiştir.
Bir taraftan
"dindar bir gençlik yaratma" projesi bu şekilde
uygulanırken, diğer tarafta üniversite yönetimlerini eleştiren
öğrenciler disiplin cezaları ile okullardan
uzaklaştırılmaya başlanmış, mahkemelerde
yargılanıp hapis cezası almış veya konser bileti satan
öğrenciler terör örgütü üyesi olarak yargılanmış, Necdet
Adalı, Deniz Gezmiş ve Mahir Çayan'ı anmak örgüt suçu olarak
muamele görmeye neden olmuştur.
Yaşanan
olaylar yeni bir gençlik modeli yaratma çabalarının
varlığını ortaya koymaktadır.
İlk, orta ve
yükseköğretimde yapılan uygulamalar ve dindar bir gençlik yaratma
projesi çerçevesinde yapılan ve yapılması planlanan
çalışmaların genç kuşaklar arasında çatışma
ve bölünmeye neden olup olmayacağı, tek tip bir gençlik yaratma
çabalarının gençlik üzerindeki olumsuz etkilerinin ne olacağı,
bu proje ile nasıl bir gençlik oluşturulmaya
çalışıldığı ve bu proje ve uygulamalar
çerçevesinde yaratılacak bir kuşağın, bilim, sanat,
düşünce özgürlüğü ve yaratıcılık ekseninde nerede
olacağının tespiti için TBMM İçtüzüğünün 104, 105 ve
Anayasanın 98inci maddeleri gereğince bir Meclis
araştırması açılmasını gerekli görmekteyiz.
1) Bülent Tezcan (Aydın)
2) Ali
Serindağ (Gaziantep)
3) İlhan
Demiröz (Bursa)
4) Haydar Akar (Kocaeli)
5) Sedef Küçük (İstanbul)
6) Aylin
Nazlıaka (Ankara)
7) Mahmut Tanal (İstanbul)
8) Osman Kaptan (Antalya)
9) Sakine Öz (Manisa)
10) Doğan
Şafak (Niğde)
11) İdris
Yıldız (Ordu)
12) Mehmet
Şeker (Gaziantep)
13) Hülya Güven (İzmir)
14) Ramazan Kerim
Özkan (Burdur)
15) Candan Yüceer (Tekirdağ)
16) Kadir Gökmen
Öğüt (İstanbul)
17) Ali Haydar
Öner (Isparta)
18) Mehmet
Şevki Kulkuloğlu (Kayseri)
19) Ahmet
İhsan Kalkavan (Samsun)
20) Mustafa Sezgin
Tanrıkulu (İstanbul)
21) Veli
Ağbaba (Malatya)
22) Ali
Sarıbaş (Çanakkale)
23) Namık
Havutça (Balıkesir)
24) Mehmet Hilal
Kaplan (Kocaeli)
25) Ayşe
Nedret Akova (Balıkesir)
3.-
Van Milletvekili Nazmi Gür ve 21 milletvekilinin,
sınırlarımızda Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından
sivillerin öldürülmesinin nedenlerinin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/553)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Sınırlarımızda
TSK tarafından sivillerin öldürülmesinin nedenlerinin ortaya
çıkarılması ve önlenmesi için Anayasa'nın 98'inci, İç
Tüzükün 104 ve 105'inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması
açılmasını arz ve teklif ederiz.
1) Nazmi Gür (Van)
2) Pervin Buldan (Iğdır)
3) Sırrı
Sakık (Muş)
4) Hasip Kaplan (Şırnak)
5) Murat Bozlak (Adana)
6) Halil Aksoy (Ağrı)
7) Ayla Akat (Batman)
8) İdris
Baluken (Bingöl)
9) Hüsamettin
Zenderlioğlu (Bitlis)
10) Emine Ayna (Diyarbakır)
11) Nursel Aydoğan (Diyarbakır)
12) Altan Tan (Diyarbakır)
13) Adil Kurt (Hakkari)
14) Esat Canan (Hakkari)
15)
Sırrı Süreyya Önder (İstanbul)
16) Sebahat Tuncel (İstanbul)
17) Mülkiye
Birtane (Kars)
18) Erol Dora (Mardin)
19) Ertuğrul
Kürkcü (Mersin)
20) Demir Çelik (Muş)
21) İbrahim
Binici (Şanlıurfa)
22) Özdal Üçer (Van)
Gerekçe:
3497
sayılı "Kara Sınırlarının Korunması ve
Güvenliği Kanunu" çerçevesinde sınır güvenliği, Türk
Silahlı Kuvvetlerinin Kara Kuvvetleri Komutanlığına
devredilmiştir. Bahsi geçen kanunun 2nci maddesinde sınır
güvenliğinin sağlanmasıyla ilgili olarak
"kaçakçıların yakalanması ve ilgili güvenlik birimlerine
teslim edilmesi" ifadesi yer almaktadır.
Ayrıca
aynı kanunda silah kullanma yetkisi ile ilgili olarak,
"Sınır birlikleri mensupları kendilerine bu Kanun ile
verilen görevlerin yapılmasında; diğer kanunların, silah
kullanma yetkisi dâhil, güvenlik kuvvetlerine tanıdığı
bütün hak ve yetkilere sahiptirler." ifadesine yer verilmektedir.
211
sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu'nun 87nci
Maddesi, "askerlerin silah kullanma yetkileri"
başlığı altında düzenlenmiştir. Buna göre silah
kullanmasını gerektiren haller arasında taarruzla veya
mukavemetle karşılaşılması, silah bırakma
çağrısına itaat edilmemesi, tutuklunun veya hükümlünün kaçması
ya da kaçmaya teşebbüs etmesi sonrasında "dur"
çağrısına uyulmaması durumlarında askerin silah
kullanma yetkisi bulunmaktadır. Silah kullanılması için
"başkaca bir çarenin kalmaması veya zaruret olması"
şartı aranmaktadır.
Silah kullanmak
mutlaka ateş etmek değildir. Ateş etmek son çaredir. Önce havaya
ihtar ateşi yapılır. Sonra ayağa doğru ateş
edilir, mukavemet veya taarruza veyahut tehlikeli bir tehdide varan mukavemet
hali devam ederse, hedef gözetilmeksizin ateş edilir.
Yukarıdaki
hukuki metinlerden anlaşılacağı üzere,
sınırı korumakla yetkili makamların sorumlulukları ve
silah kullanma gerekçeleri
sınırlandırılmıştır. Ancak Türkiye
Cumhuriyeti'nin kara sınırlarının denetlenmesinde yetkili
Türk Silahlı Kuvvetlerinin ilgili unsurları özellikle İran ve
Irak sınırları boyunca, "sınır ihlali"
gerekçesiyle çok sayıda sivili öldürmüştür. Sadece Van'ın
sınır bölgesini ve 2010 yılını kapsayan bazı
örnekler yetki ihlalinin artık sistematik hale geldiğini ortaya
koymuştur;
Örnek 1: 27 Nisan
2010 tarihinde, Van'ın Özalp ilçesine bağlı Yukarı
Balçık (Balçokluya Jorî) köyünün Türkiye-İran
sınırında, mazot kaçakçılığı
yaptıkları iddiasıyla, uyarı yapılmadan Türk ve İran
askerlerinin açtığı ateş sonucu Suat Uğur (15) isimli
çocuk yaşamını yitirirken, Ercan Uğur (26) ise yaralı
olarak kurtuldu. Uğur, yaralı olduğu halde askerler
tarafından tartaklandığını, askerlerin olay
sırasında kendilerine yardıma gelenleri de engellediğini ve
atlarının kafasına kurşun
sıkıldığını kaydetmişti.
Örnek 2: 15
Haziran 2010 tarihinde Van'ın Çaldıran ilçesine bağlı
Alakaya (Giresor) köyü nüfusuna kayıtlı Asım Yavrutürk (24)
isimli köylü sol gözünden tek kurşunla vurularak öldürüldü. Olay
esnasında Yavrutürk'ün yanında bulunan görgü tanığı
Abdullah Yıldız isimli genç, Türk askerlerinin kendilerine önce izli
mermi attığını, sonra da kendilerini
taradığını belirtti. Askerlerin açtığı
yoğun ateş sonucu, can havliyle kaçarak olay yerinden
uzaklaştığını kaydeden Yıldız, Yavrutürk'ün
askerler tarafından öldürüldüğünü söylemişti. Yıldız,
savcılığa da aynı ifadeyi vermişti.
Örnek 3: 26
Haziran 2010 tarihinde Van'ın Özalp ilçesi Yukarı Turgalı
(Axurka Jorî) köyünden kaçakçılık için gittiği İran'dan
dönen evli, 2 çocuk babası İslam Kesici'nin (26) köye
Örnek 4: 9 Eylül
2010 tarihinde, Kurban Bayramı arifesinde, Van'ın Saray ilçesine
bağlı Bakışık (Avzerk) köyünde "dur"
ihtarı yapılmadan Türk askerlerinin açtığı ateş
sonucu Vedat Çeri (18) kafasından vurularak olay yerinde
yaşamını yitirdi. Görgü tanıklarının
anlatımına göre, askerler ailenin Çeri'ye yaklaşmasına
müsaade etmedi. 27 Aralık 2011'de 34 sivilin sınırda Türk
savaş uçaklarınca bombalanarak öldürüldüğü Ortasu (Roboski)
katliamı ise başlı başına bir insanlık suçudur.
Hukuk devleti
olmanın zorunluluklarından biri olan faillerin açığa
çıkarılması ve sorumluların yargılanması
amacıyla Meclis araştırma komisyonu kurularak, sivillere yönelik
yaşam hakkı ihlallerine son verilmesi TBMM olarak
vatandaşlarımıza karşı en önemli
sorumluluğumuzdur.
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler
gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması
açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler
sırası geldiğinde yapılacaktır.
Bir gensoru
önergesi vardır. Önerge bugün bastırılıp sayın üyelere
dağıtılmıştır. Şimdi önergeyi okutuyorum:
C)
Gensoru Önergeleri
1.-
İzmir Milletvekili Aytun Çıray ve 23 milletvekilinin, enerji
alanında bazı şirketlere imtiyazla çıkar sağlamak
amacıyla devlet olanaklarını kullandığı, millî
güvenliği tehdit edecek, Irak'ın ve ülkemizin bölünmesine neden
olacak açık ve gizli antlaşmalar imzaladığı iddiasıyla
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu hakkında gensoru
açılmasına ilişkin önergesi (11/26)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Ulusal
basında bir süredir Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi ile Türkiye arasında
imzalanan yeni petrol boru hattı anlaşması ve Türkiye üzerinden
Irak Merkezi Hükümeti atlanarak yapılan petrol ihracatı ile ilgili
haberler yer almaktadır.
Nitekim bu
anlaşmaların Başbakan Sayın R. Tayyip Erdoğan'ın
koordinasyonunda, Enerji Bakanı Sayın Taner Yıldız'ın
ve Dışişleri Bakanı Sayın Ahmet Davutoğlu'nun
birlikte yürüttükleri bir proje olduğu ortaya
çıkmıştır. Ayrıca Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi (KIBY)
ile gizli bir anlaşmanın yapıldığı da basına
yansımıştır. Bu anlaşmanın ortaya
çıkaracağı süreçlerin de Irak'ın ve Türkiye'nin bölünmesi
ile birlikte Orta Doğu coğrafyasında yeni
istikrarsızlıklara neden olabileceği aşikârdır.
Nitekim 24 Eylülde
bir konuşma yapan KIBY Doğal Kaynaklar Bakanı Hawrami'nin,
"Kuzey Irak bölgesinden Türkiye'ye gelecek ana boru hatlarının
2014 ilk yarısında tamamlanmasını öngörüyoruz. Gaz boru
hattının yeni santraller devreye girmeden önce tamamlanmış
olması gerekiyor. Doğal gaz santrallerinin kullanımından
artan doğal gazı, Türkiye'deki iç piyasaya verebileceğimizi
düşünüyoruz." demesi edindiğimiz bilgi ve izlenimlerin
doğruluğunu açıktan teyit etmiştir.
Nitekim
Başbakan 20 Haziran 2012'de, "Oradan ham petrol alıp Türkiye'de
işleyeceğiz. Ardından Kuzey Irak'a geri göndereceğiz."
dedikten sonra 17 Kasım 2012'de de, "Irak'ın kuzeyindeki
Bölgesel Kürt Yönetimi ile Türkiye arasında enerji alanında yeni
anlaşmalar imzalandığını" açıkladı.
Bu bağlamda 8
Ocak 2013 tarihli Reuters başta olmak üzere, uluslararası yayın
organlarında ve Türk medyasında Kuzey Irak'tan Türkiye'ye tankerlerle
kara yolu üzerinden petrol ve türevleri sevkiyatının
başladığı, öncelikle Genel Enerji yetkilileri
tarafından dünyaya duyurulmuştur. Şirketin CEO'su da
yaptığı açıklama ile bu anlaşmaların
"government to government" olduğunu söylemiştir.
Başbakana
yakın iki firmanın kayırılmaya
çalışıldığı bu anlaşmalar:
1. Ahlâki olarak sorunludur: Powertrans ve Siyah
Kalem isimli şirketlere özel imtiyaz sağlanmıştır.
2. Hukuki
açıdan sorunludur: Irak Merkezi Hükümeti yerine KIBY ile anlaşma
yapıldığı ve bu anlaşmalar TBMM'de onaylanmadan
yürürlüğe sokulduğu için Hükûmet Dışişleri Bakanı
açısından anayasal suç oluşturmuştur.
3. Siyasi olarak sorunludur: KIBY bu anlaşma
ile bir devlet olarak tanınmış olmakta, böylece Irak bölünme
aşamasına getirilmektedir. Irak'ın bütünlüğünü koruma
politikamız böylece ihlal edilmektedir.
4. Güvenliğimiz açısından
sorunludur: Bölünmüş bir Irak ülkemizi de bölecektir.
5. Ticari olarak
sorunludur: Irak Merkezi Hükümeti ile yaptığımız petrol
arama anlaşmaları iptal edilme süreci
başlamıştır.
Bütün bu
yaşananların perde arkasını ve Türkiye'nin çıkarlarına
etkilerinin, yandaş şirketlerle ilişkilerinin ve Anayasa ihlali
olup olmadığının anlaşılması için Dr. Aytun
Çıray 28/01/2013'te Dışişleri ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlarına yazılı sorular yöneltmiş ve aynı
soruların cevaplanmasını 4982 sayılı Bilgi Edinme
Kanunu'na istinaden de talep etmiş, ancak henüz hiçbir yanıt
alamamıştır.
Özetle,
"Türkiye ile KIBY arasında bir enerji anlaşması
imzalandığı doğru mudur? Anlaşma kimin tarafından
imzalanmıştır? Ekleri var mıdır? Bu anlaşma neden
gizlidir? Bu uluslararası bir anlaşmaysa Hükûmetiniz tarafından
hangi tarihte onay için TBMM'ye sevk edilecektir? Irak'ta çatışma
ihtimalinin artması ilgili kurumları rahatsız etmemekte
midir?" şeklindeki sorulara süresi içinde cevap
alınamamıştır.
Sonuç olarak burada
Türkiye için de varoluşsal bir boyut söz konusu.
Sonuçta bazı
şirketlere özel imtiyazla çıkar sağlamak için devletin
olanakları seferber edilmiş; milli güvenliğimizi tehdit edecek,
Irak'ın ve ülkemizin bölünmesine neden olacak açık ve gizli
anlaşmalara imza atılmıştır. Bu nedenlerle Sayın
Ahmet Davutoğlu hakkında Anayasanın 98 ve 99uncu, TBMM
İçtüzüğünün 106ncı maddeleri gereğince gensoru
açılmasını saygılarımızla arz ve teklif ederiz.
25/3/2013
Aytun Çıray Rahmi
Aşkın Türeli Ercan
Cengiz
İzmir İzmir İstanbul
Osman Oktay Ekşi Ali
Özgündüz Muhammet
Rıza Yalçınkaya
İstanbul İstanbul Bartın
Osman Taney Korutürk İhsan
Özkes Hüseyin
Aygün
İstanbul İstanbul Tunceli
Muharrem
İşık Oğuz
Oyan Ayşe
Eser Danışoğlu
Erzincan İzmir İstanbul
Celal
Dinçer Turhan
Tayan Haydar
Akar
İstanbul Bursa Kocaeli
Ali
Demirçalı Engin
Özkoç Kamer
Genç
Adana Sakarya Tunceli
Refik
Eryılmaz Levent
Gök Sedef
Küçük
Hatay Ankara İstanbul
Ali
Serindağ Vahap
Seçer Metin
Lütfi Baydar
Gaziantep Mersin Aydın
Yıldıray
Sapan
Antalya
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Gensorunun gündeme
alınıp alınmayacağı hususundaki görüşmenin günü
daha sonra onayınıza sunulacaktır.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığının bir tezkeresi daha vardır,
okutup oylarınıza sunacağım:
A) Tezkereler
(Devam)
2.-
Libya Genel Ulusal Kongresi ile Türkiye Büyük Millet Meclisi arasında
parlamentolar arası dostluk grubu kurulmasına ilişkin Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığı tezkeresi (3/1186)
21/03/2013
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Genel Kuruluna
Türkiye Büyük
Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında
3620 Sayılı Kanun'un 4üncü maddesi uyarınca, Libya Genel Ulusal
Kongresi ile Türkiye Büyük Millet Meclisi arasında parlamentolar
arası dostluk grubu kurulması hususu Genel Kurulun tasvibine sunulur.
Cemil Çiçek
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanı
III.- YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Peki
efendim.
Sayın Hamzaçebi,
Sayın Serindağ, Sayın Şeker, Sayın Özkes, Sayın
Kalkavan, Sayın Genç, Sayın Yüksel, Sayın Yüceer, Sayın Akar,
Sayın İnce, Sayın Tanrıkulu, Sayın Güven, Sayın
Köprülü, Sayın Ağbaba, Sayın Acar, Sayın Yalçınkaya,
Sayın Özkan, Sayın Serter, Sayın Canalioğlu, Sayın
Işık.
İki dakika
süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı yoktur.
Birleşime on
dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 16.39
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 16.50
BAŞKAN: Başkan Vekili
Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Muhammet Bilal
MACİT (İstanbul), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 82nci
Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığı tezkeresinin oylanmasından
önce yapılan yoklamada toplantı yeter sayısı
bulunamamıştı.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN
Şimdi yeniden elektronik cihazla yoklama yapacağız.
Yoklama için üç dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır.
A)
Tezkereler (Devam)
2.-
Libya Genel Ulusal Kongresi ile Türkiye Büyük Millet Meclisi arasında
parlamentolar arası dostluk grubu kurulmasına ilişkin Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığı tezkeresi (3/1186) (Devam)
BAŞKAN
Tezkereyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Tezkere kabul edilmiştir.
Başbakanlığın
kanun tasarısının geri verilmesine dair bir tezkeresi vardır,
okutup oylarınıza sunacağım:
3.-
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Cezayir Demokratik Halk Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında İletişim Alanında Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün
75inci maddesine göre geri gönderilmesine ilişkin Başbakanlık
tezkeresi (3/1187)
25/3/2013
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
İlgi: 22/7/2010 tarihli ve
B.02.0.KKG.0.10/101-149/3382 sayılı yazı.
İlgide
kayıtlı yazımız ekinde
Başkanlığınıza sunulan "Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Cezayir Demokratik Halk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
İletişim Alanında Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı"nın Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün 75inci maddesine göre geri gönderilmesini arz ederim.
Recep
Tayyip Erdoğan
Başbakan
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Gündemde bulunan kanun
tasarısı Hükûmete geri verilmiştir.
Başbakanlığın
Anayasanın 82nci maddesine göre verilmiş bir tezkeresi vardır,
okutup oylarınıza sunacağım:
4.-
Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın görüşmelerde bulunmak
üzere bir heyetle birlikte 3-6
Şubat 2013 tarihlerinde Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Slovakya'ya
yaptığı resmî ziyarete iştirak etmesi uygun görülen
milletvekillerinin listesine ilişkin Başbakanlık tezkeresi
(3/1188)
19/3/2013
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşmelerde
bulunmak üzere, bir heyetle birlikte 3-6 Şubat 2013 tarihlerinde Çek
Cumhuriyeti, Macaristan ve Slovakya'ya yaptığım resmî ziyarete
ekli listede adları yazılı milletvekillerinin de iştirak
etmesi uygun görülmüş ve bu konudaki Bakanlar Kurulu kararının
sureti ilişikte gönderilmiştir.
Anayasanın
82nci maddesine göre gereğini arz ederim.
Recep
Tayyip Erdoğan
Başbakan
Eki:
1- Liste
2- Bakanlar Kurulu
Kararı
ve ekinin
suretleri
Liste
Yalçın
Akdoğan Ankara
Milletvekili
Mevlüt
Çavuşoğlu Antalya
Milletvekili
Mehmet Geldi Giresun
Milletvekili
Mahir Ünal Kahramanmaraş
Milletvekili
Ahmet Arslan Kars
Milletvekili
Vural Kavuncu Kütahya
Milletvekili
BAŞKAN
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, şimdi, Sayın
Başbakanın bir yurt dışı seyahatine gidecek heyet
olarak anladım.
BAŞKAN
Evet.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Bir milletvekili heyeti oluşturulmuş
sanıyorum. Merak ettim. Acaba tamamı iktidar partisi
milletvekillerinden mi oluşuyor?
BAŞKAN Evet
efendim.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, burası Türkiye
Büyük Millet Meclisi. Sayın Başbakanın keyfinin istediğine
göre, istediği şekilde bir Parlamento grubunu kendi parti grubundan
oluşturarak hazırladığı bir listeyi onaylama yeri
değildir. Bu, Türkiye Büyük Millet Meclisine yapılmış bir
saygısızlıktır. Sayın Başbakan iktidar partisi
grubundan milletvekilleriyle yurt dışı seyahati yapmak istiyorsa
Meclis bütçesinden değil, otursun kendi partisinin bütçesinden
karşılasın. Bunu protesto ediyoruz. Ayıptır! (CHP ve
MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre
verilmiş bir önerisi vardır.
Okutup işleme
alacağım ve daha sonra oylarınıza sunacağım:
VIII.-
ÖNERİLER
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.-
CHP Grubunun, İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel ve 21 milletvekili
tarafından bankaların hukuka aykırı
uygulamalarının araştırılarak tüketici
haklarının etkin bir şekilde korunmasının
sağlanması için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla 29/6/2012 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin Genel Kurulun 26 Mart 2013 Salı
günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin
aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
26/03/2013
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma
Kurulu; 26/03/2013 Salı günü (Bugün) toplanamadığından, grubumuzun
aşağıdaki önerisinin, İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Mehmet
Akif Hamzaçebi
İstanbul
Grup
Başkan Vekili
Öneri
İzmir Milletvekili
Alaattin Yüksel ve 21 milletvekili tarafından, 29/06/2012 tarihinde,
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
"Bankaların hukuka aykırı uygulamalarının
araştırılarak tüketici haklarının etkin bir
şekilde korunmasının sağlanması için
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi" amacıyla
verilmiş olan Meclis araştırma önergesinin (475 sıra no.lu),
Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne
alınarak, 26/03/2013 Salı günlü birleşimde sunuşlarda
okunması ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN
Önerinin lehinde İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel.
Buyurunuz
Sayın Yüksel. (CHP sıralarından alkışlar)
ALAATTİN
YÜKSEL (İzmir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
bankaların haksız ve hukuksuz uygulamalarının
araştırılarak tüketici haklarının etkin şekilde
korunması için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla vermiş olduğumuz araştırma önergesi
hakkında söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, biz buraya halkımızın sorunlarını
çözmeye, haksızlıkları engellemeye, hukuk devletini ve
demokrasiyi koruyup geliştirerek daha yaşanılabilir bir ülke
yaratmaya geldik. Halkımızdan aldığımız vekâletin
ortak amacı budur. Halkın çıkarlarını korumak
zorundayız; bu, bizler için namus borcudur.
Bütçede vergi
gelirlerinin yüzde 70i dolaylı vergilerden oluşmaktadır.
İlgili bakanlar sık sık verginin tabana
yayılmadığından, köylünün vergi ödemediğinden söz eder.
Oysa, her gün 75 milyon yurttaş -zenginlik derecesine
bakılmaksızın- içtiği çaydan, sudan, sütten, yediği
ekmekten zeytine; traktörüne koyduğu mazottan, kullandığı
elektrikten bindiği otobüse ve satın aldığı gazete,
kitap ve benzeri her türlü tüketim eşyasına dünyanın en yüksek
vergilerini ödemektedirler.
Bugün Hükûmet
bunca vergi toplamasına karşın hemen tüm
yatırımları yap-işlet-devret yöntemiyle
gerçekleştirmekte, Cumhuriyet Döneminde yapılanları da
özelleştirerek bedelini yine yoksul vatandaşa ödetmektedir.
Tüketici
soygununun yaşandığı alanlardan biri de elektrik
faturaları üzerindeki haksız ve hukuksuz ek ücretlerdir. Yoksulun
hanesinde, fabrikada, çiftçinin sulamada kullandığı elektrik
faturaları üzerinden kayıp kaçak bedeli, perakende satış
hizmet bedeli, sayaç okuma bedeli, iletim sistemi kullanım bedeli,
dağıtım bedeli, enerji fonu, TRT payı, belediye tüketim
vergisi ve tüm bunların KDVsi olarak 9 kalem haksız ücret
alınmaktadır. Bu soygun, 75 milyon yurttaşımızı
ilgilendirmektedir. Elektrik faturasının yüzde 81,3ü haksız,
adaletsiz alınan bedellerdir. Elektrik bedeli 34,31 TL olan bir fatura, bu
ek ödemelerle 63,90 TLye çıkmaktadır. Bu haksız faturayı
zorlukla geçinen yurttaş, emekli, işsiz, taşeron işçi,
sabit gelirli memur, yoksul çiftçi ödemektedir.
Toplumda bu
haksızlığa karşı büyük bir tepki vardır. Kimi
yurttaşlarımız, elektrik faturasına tepkisini soyunup
sokaklarda koşturarak göstermekte. İzmirde yaşanan bir olayda,
elektrik faturasının yüksek gelmesi nedeniyle
tartıştığı eşini ve oğlunu yaralayan
kişi, kendini öldürdü. Çok yakın bir zamanda, Meclisin Çankaya
kapısında, yine bir vatandaş, elektrik faturasını
ödeyemediği için kendi canına kıymak istedi. Bunlar, AKP
iktidarının, vatandaşı ne hâle getirdiğinin üzücü
örnekleridir.
Bakanın soru
önergemize verdiği yanıtta sayaç okuma bedeli olarak 2011
yılında tahsil edilen tutar 129,4 milyon TLdir, yani eski parayla
129 trilyon. Kayıp kaçak tutarları 2011 yılı için 2 milyar
744 milyon TL, yani eski parayla 2 katrilyon 744 milyar TLdir. 2010
yılında alınan TRT payı ise 551 milyon Türk
Lirasıdır. Bu haksız ücretleri ortadan kaldırmak için 15
Aralık 2011de kanun teklifi verdik, yakın zamanda TBMMden geçen,
Meclisimizden geçen Enerji Piyasası Kanunu içinde, iktidar partisi
sayesinde, yer almamıştır.
Değerli
milletvekilleri, yıllardır bankalar halkımızı
acımazsızca sömürüyor, Hükûmet ise yıllardır bu soyguna göz
yumuyor, açık bir hukuksuzluğun, haksızlığın,
soygunun koruyucusu gibi davranıyor. Bu soygunun özünü, bankaların
müşterilerinden kanunlara aykırı şekilde
aldığı 35 isim altındaki haksız ücretler
oluşturmaktadır. Türkiye Büyük Millet Meclisinde verdiğimiz soru
önergeleriyle tüketici soygununu gün yüzüne çıkardık.
Değerli
arkadaşlar, bugün şu tabloda görüleceği gibi -verdiğimiz
soru önergelerine aldığımız yanıtlarda-
bankaların, örnek olarak vereceğim, 2011 yılında toplam net
kârı 19 milyar 320 milyon liradır. Bu kârın 13 milyar 292 milyar
Türk lirası, bankacılık hizmetleri gelirlerine aittir yani
bankaların asıl faaliyet alanı olan faiz gelirleri
dışındaki kalemlerden oluşmaktadır, bu sözünü
ettiğimiz otuz beş kalemden oluşmaktadır. Buna bir de
kredilerden alınan ücret ve komisyonları eklerseniz, bu rakam 17
milyar 104 milyon TLye çıkmaktadır ki bu da bankaların
kârlarının hemen tamamına yakınıdır. Sadece
bankacılık hizmetleri gelirlerinin toplam gelirler içindeki payı
yüzde 68,7dir.
Türk
bankacılık sektörü, faiz gelirlerinden değil, vatandaştan
bankacılık hizmeti altında aldığı haksız
ücret ve komisyonlarla ayakta durmaktadır. Nitekim, son günlerde
bankaların, kredi kartlarını hiç kullanmayanlardan bile ücret
talep etmeye başladığı, bazı bankaların kredi
borçlarını bildiren sesli ya da mesajla bildirim sistemini
kullananlardan arama başına 5 lira ücret aldığı gibi
haberler kamuoyuna yansımaktadır. Bankalar, bozuk para sayma ücreti,
kiralık kasa ziyaret ücreti gibi yeni, çok yaratıcı masraf
kalemleri bulmaya devam ediyorlar. Mevduat hesapları üzerinden ise
haksız bir şekilde hesap işletim ücreti almakta olan bankalar,
öğrencilere burs vermek amacıyla açılan hesaplardan bile bu
ücreti tahsil etme yoluna gidebilmektedir. Birçok ücret ve komisyonun yanı
sıra, otomatik para çekme makinelerinde yapılan basit bir bakiye
görüntüleme işleminden de ücret alınmaya
başlanmıştır. İşin vahim tarafı, benzer
hukuksuz uygulamaların devlet bankaları tarafından da yapılıyor
olmasıdır.
Bankaların bu
haksız ücretleri alırken ellerindeki tek dayanak müşterilere
imzalatılan sözleşmelerdir. Fakat bu
sözleşmelerin haksız ve geçersiz olduğuna dair binlerce hakem
heyeti kararı, mahkeme kararı ve hatta, Yargıtay kararı
vardır. Çünkü bu sözleşmeler, Tüketicinin Korunması Hakkında
Kanuna da, Banka ve Kredi Kartları Kanununa da aykırıdır.
Sayın Babacan ve Sayın Yazıcı, her iki bakan da
sözleşmelerin kanuna aykırılığını her
fırsatta dile getirmektedirler.
4077
sayılı Kanunda Tüketici ile müzakere etmeden, tek taraflı, iyi
niyet kuralına aykırı biçimde tüketici aleyhine koşullar
haksızdır. diyor fakat ortada ne müzakere var ne iyi niyet var? Yani
vatandaşa Senden bu hizmet için şu kadar ücret alacağım.
denmiyor, tek taraflı olarak keyfî bedeller yüklenebiliyor.
Yine, 4077
sayılı Kanunda Sözleşmeler en az 12 punto ve koyu siyah harfli
olacak. diyor fakat sözleşmeler, Başbakanın deyimiyle,
İncik büncük, okunamaz hâlde. 5464 sayılı Kanunda
Sözleşmede kart hamilinin haklarını zedeleyici ve banka lehine
tek taraflı haksız şartlar sağlayan hükümlere yer
verilemez. diyor fakat bu incik büncük yazılmış
sözleşmeler bankalar lehine, müşteriler aleyhine haksız
şartlarla dolu.
5411
sayılı Kanunda Talepleri hâlinde müşteriyle yapılan
işlemlere ilişkin her türlü belgenin bir örneği
müşterilerine verilir. diyor fakat bankalar, kendi hesaplarına
ilişkin belge, bilgi isteyen müşteriden inanılmaz yüksek
ücretler istiyorlar.
Kısacası,
bankalar bu uyduruk ve kanunlara aykırı sözleşmelere dayanarak
âdeta kendi hukuk düzenlerini yaratmış durumdalar. Anayasanın
172nci maddesi Devlet, tüketicileri koruyucu ve aydınlatıcı
tedbirler alır, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini
teşvik eder. diyor. Dolayısıyla bu haksız
uygulamaları ortadan kaldırmak Hükûmetin görevidir. Fakat Hükûmet, bu
haksızlıklara on bir yıldır göz yumuyor, halkı
oyalıyor.
BDDK
Başkanı göreve geldiğinde Tüketicileri koruyucu tedbirler
alacağız. diyor, ortada hiçbir şey yok. Gümrük ve Ticaret
Bakanı çıkıyor Bankalar tüketiciyi aldatıyor, bunu
önleyeceğiz. diyor, ortada bir şey yok. Başbakan
çıkıyor Bankalar vicdansız, gelir, seni gırtlaklar, hiç
acıması yok. Yani orada incik büncük yazılmış
sözleşmeler seni aldatmasın, orada neler var neler. diyor fakat
ortada yine hiçbir şey yok. Kurallara, yasalara uyulması, bankalar
arası haksız rekabeti de ortadan kaldıracaktır. Tefecilik
suçlarının beş yılda yüzde 792 artmış olması,
bankacılık sektöründe önemli sorunların olduğunu
göstermektedir.
Birazdan bu
haksızlıklar hakkında bir Meclis araştırması
açılıp açılmamasını oylayacağız. Bu haksızlıkları
hepiniz az çok biliyorsunuz, Hükûmetiniz çok iyi biliyor. Buraya
halkımızın çıkarlarını korumaya geldik ve
namusumuz üzerine yemin ettik. Eğer gerçekten halkımızın
vekilleriysek, lütfen, bu haksızlıklara Dur. demek üzere bir
çalışma içine girelim ve halkımızın
haklarını koruyalım.
Saygılarımla.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Yüksel.
Aleyhinde, Bursa
Milletvekili İsmail Aydın. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Buyurunuz
Sayın Aydın.
İSMAİL
AYDIN (Bursa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; CHP
Grubunun araştırma önergesinin aleyhinde AK PARTİ Grubu
adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
CHP grup
önerisinde özellikle bankacılık hizmetlerinden doğan,
birtakım vatandaşlarımızın mağdur edildiğiyle
ilgili talepler vardır. Kıymetli arkadaşlar, Dilekçe
Komisyonumuz bu konuda vatandaşlarımızın,
yakınmalarıyla ilgili taleplerini almış, bir alt komisyon
kurarak bu konuda bir çalışma yapmıştır. Özellikle
2001 yılındaki bu talepler alınmış, yapılan
çalışmalar doğrultusunda şu anda Komisyonumuz rapor yazma
noktasına gelmiştir.
Orada
-vatandaşlarımızın yakınmaları- genellikle,
fahiş hesap işletim ücretleri, kullanılmayan kartlardan hesap
işletim ücreti istenmesi, çekilen kredinin borcunun ödenmesinden
yıllar sonra, hiçbir ihbarda bulunmaksızın, masraf sebebiyle
icra yoluna gidilmesi, kredi çekilirken dosya masrafı adı
altında yüksek meblağlar istenmesi, haksız olarak çekilen kredi
kartı aidatları ve banka komisyonlarıyla ilgili şikâyetler
mevcuttur. Bu hususta Komisyonumuzun yapmış olduğu
çalışmalarda, özellikle 5411 sayılı Bankacılık
Kanununun Faiz oranları ile diğer menfaatler
başlıklı 144üncü maddesinde Bakanlar Kurulu, bankaların
ödünç para verme işlemleri ve mevduat kabulünde uygulanacak azami faiz
oranlarını, katılma hesaplarında kâr ve zarara katılma
oranlarını, özel cari hesaplar dahil bu maddede belirtilen
işlemlerde sağlanacak diğer menfaatlerin nitelikleri ile azami
miktar ya da oranlarını tespit etmeye, bunları kısmen veya
tamamen serbest bırakmaya yetkilidir. Bakanlar Kurulu, bu yetkilerini
Merkez Bankasına devredebilir. denmektedir. Bu düzenlemeden dolayı
bankalar birtakım işlemler altında vatandaşlardan
birtakım ücretler talep etmektedir.
Ayrıca yine
09/12/2006 tarih ve 26371 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan
mevduat ve kredi faiz oranları ile kredi işlemlerinde faiz
dışında sağlanacak diğer menfaatler hakkında
2006/1 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tebliğinin
Mevduat faiz oranları başlıklı 3üncü maddesiyle bankalarca,
mevduata uygulanacak sabit veya değişken faiz oranlarının
serbestçe belirlenebileceği hükme bağlanmıştır. Yine,
bankalar bu gerekçeyle vatandaşlardan birtakım isimler altında
birtakım taleplerde bulunmaktadırlar.
Ayrıca 5411
sayılı Bankacılık Kanununun 144üncü maddesine
dayanılarak çıkarılan 2006/11188 sayılı Bakanlar
Kurulu Kararında da düzenleyici bir hüküm olmamasının, bankaların
mevduat ve katılım fonu kabulünde ücret almalarına bir engel
teşkil etmediği belirtilmiştir. Bankalar mevduat ve
katılım fonu işlemleriyle ilgili olarak alınan hesap
işletim ücretleri konusunu, Borçlar Kanununun sözleşme serbestisi
ilkesinin 119uncu maddesi ile Türk Ticaret Kanununun ücret isteme hakkı
ile ilgili 22nci maddesi çerçevesinde değerlendirmektedirler.
Yani buradan
şunu ifade etmek istiyorum: Bankalar bu birtakım isimler altında
aldıkları ücretlerin tamamını yine meri
mevzuatımıza göre talep etmektedirler. Burada hiçbir şekilde
mevzuatımızda bir boşluk söz konusu değildir. Ancak,
şunu ifade etmek istiyorum: Bu araştırma önergesi verilmeden
önce, komisyonda böyle bir çalışmanın olduğundan
ALAATTİN
YÜKSEL (İzmir) Sözleşmeler kanuna aykırı,
sözleşmeler. Bakan da söylüyor bunu.
İSMAİL
AYDIN (Devamla) -
CHP grubu haberdar olsaydı, belki de bu önergeyi
vermeyecekti.
ALAATTİN
YÜKSEL (İzmir) Bakan söylüyor, sözleşmeler kanuna aykırı.
İSMAİL
AYDIN (Devamla) - Yine özellikle Gümrük ve Ticaret
Bakanlığımızın, tüketicinin korunmasıyla ilgili
şu anda Meclisimizde bir kanunu söz konusudur. Bu kanun incelendiğinde,
bu kanunda açık bir şekilde, burada vatandaşların
yakınmasına konu olan şikâyetlerin ve yine CHP grubunun
araştırma önergesinde söz konusu olan bu iddiaların tamamı
ortadan kaldırılmaktadır.
ALAATTİN
YÜKSEL (İzmir) Destekliyor musunuz? Destekliyorsunuz yani.
İSMAİL
AYDIN (Devamla) - Bakınız, özellikle Gümrük ve Ticaret
Bakanlığımızın tüketicinin korunmasıyla ilgili
yapmış olduğu çalışmada, kanun tasarısında,
bankacılık sözleşmelerinde tüketicilerden alınan kredi
kartı üyelik ücreti, hesap işletim ve benzeri ücretler tamamen
kaldırılmaktadır, 4üncü madde ile. Yine, bankacılık
sözleşmelerinde hiçbir suretle tüketicilerden kredi kartı üyelik
ücreti, hesap işletim ücreti, dosya ücreti, ipotek fekki ücreti ve benzeri
isimler altında herhangi bir değer alınmayacağı hüküm
altına alınmaktadır.
Bankacılık
sözleşmelerinde, tüketicileri koruyucu yeni düzenlemeler getirilmektedir.
Özellikle, 19uncu ve 20nci madde tamamen, tüketicilerin bankacılık
işlemlerinden doğan haklarından ya da bu bankacılık
işlemlerinden korunması ile ilgili birtakım haklar
getirmektedir. Kredi sözleşmesi imzalamadan en az bir gün önce, bankaya,
sözleşme şartları hakkında tüketiciyi yazılı
olarak bilgilendirme zorunluluğu getirilmektedir. Yine, tüketici on dört
gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin
kredi sözleşmelerinden cayma hakkına sahip olmaktadır.
Yine, tüketici
kredisi sözleşmelerindeki kefaletin, Türk Borçlar Kanununda belirtilen
adi kefalet hükümlerine tabi olacağı düzenleme altına
alınmaktadır. Yine, bankaların, tüketicilerin ödemelerini
kambiyo senedine bağlaması veya krediyi kambiyo senedi kabul etmek
suretiyle teminat altına almaları yasaklanmaktadır.
Kredi verilmesi,
sigorta yaptırılması şartına
bağlanamayacaktır. Özellikle, konut ve otomobil gibi tüketici
kredileri için hesap açılması hâlinde, bu hesaptan herhangi bir ücret
ya da masraf talep edilemeyeceği şartı getirilmektedir.
Değerli
arkadaşlar, özellikle, bu tasarının 19uncu maddesinde:
Tüketici kredi sözleşmesi, kredi verenin, tüketiciye, ödemenin
ertelenmesi, ödünç veya benzeri finansman şekilleri
aracılığıyla kredi verdiği veya kredi vermeyi taahhüt
ettiği sözleşmeyi ifade eder. denmektedir. Açık bir
şekilde, kefalet sözleşmelerini ya da vatandaşla bankanın
yaptığı sözleşmeleri ifade etmektedir.
Kredi
kartlarına ilişkin sözleşmeler, ödemenin ertelenmesi veya
taksitle ödeme imkânı sağlamaları hâlinde tüketici kredisi
sözleşmesi olarak değerlendirilmektedir. Kredi verenin ve varsa kredi
aracının tüketiciyi bilgilendirmesi zorunludur. Tüketici kredisi
sözleşmesi, bu bilgilendirmenin yapılmasından en az bir gün
sonra kurulabilmektedir.
Yine, tüketici
kredisi sözleşmesinde, sözleşmesel faiz, efektif yıllık
faiz veya kredinin toplam maliyetinin yer almaması durumunda, kredi
tutarı, faizsiz olarak sözleşme süresinin sonuna kadar
kullandırılacaktır. Efektif faiz oranı, olduğundan
düşük gösterilmişse, kredinin toplam maliyetinin hesaplanmasında
esas alınacak sözleşmesel faiz oranı, efektif faiz oranına
uyulacak şekilde yeniden belirlenecektir. Bu hâllerde, ödeme planı,
değişikliklere göre yeniden düzenlenmektedir.
Tüketici, on dört
gün içinde, herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin
tüketici kredisi sözleşmesinden cayma hakkına sahip olacaktır.
Tüketici kredisi sözleşmesinin, iş yeri dışında
yapılan satış veya mesafeli satış yöntemiyle
kurulması durumunda da, bu maddede yer alan cayma hakkına
ilişkin hükümler uygulanacaktır. Cayma hakkını kullanan
tüketicinin krediden faydalandığı hâllerde, tüketici,
anaparayı ve krediyi kullandığı tarihten itibaren
anaparanın geri ödendiği tarihe kadar olan sürede tahakkuk eden faizi,
gecikme olmadan ve cayma bildirimini krediyi verene göndermesinden sonra en geç
otuz gün içinde ödemekle yükümlü olacaktır.
Değerli
milletvekilleri, özellikle Gümrük ve Ticaret
Bakanlığımızın bu yasa tasarısı
çalışması, CHP Grubu önerisinde belirtilen bütün
yakınmaları ortadan kaldırmaktadır. Bu nedenle, biz iktidar
partisi olarak, sürekli, Meclisin halkın gündemiyle, gerçek gündemiyle
meşgul olmasını söylüyoruz; buradaki söylemimiz de yine budur.
Tüketiciler bizden
bir an önce tüketici kanununun çıkmasını beklemektedir, tüketici
kanunumuz da Meclis gündemini işgal etmekte, Mecliste
sırasını beklemektedir. Önümüzdeki günlerde, inşallah,
hızlı bir şekilde, tüketici kanunu Meclis gündemine gelir ve
bütün bu yakınmaları hep beraber ortadan kaldırırız
diyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Aydın.
Lehinde,
İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel.
Buyurunuz
Sayın Tuncel. (BDP sıralarından alkışlar)
SEBAHAT TUNCEL
(İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; CHP Grubunun vermiş olduğu
önergenin lehine söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Bu kürsüde
Türkiyenin ekonomisine, Türkiyede yaşanan ekonomik gelişmeye
ilişkin çok şeyden bahsettik ve her defasında, aslında
iktidar partisinden milletvekilleri bu kürsüye çıkıp Türkiyenin
ekonomisinin ne kadar iyi olduğunu, muhalefetin çalışmasına
hiç gerek olmadığını, ne araştırma önergesi ne
soru önergesi ne kanun teklifi vermesine hiç gerek
olmadığını, zaten bunun hepsinin iktidar tarafından
düşünüldüğünü -biraz önce Sayın Milletvekilinin ifade
ettiği gibi- zaten kanun tasarısı
çıkartıldığını, yapılacağını
ifade ediyorlar.
Şimdi, bu
konuda ciddi bir problem var yani bu Parlamentoda eğer siyasi partiler
varsa ve herkesin bu konuda görüşü varsa bunu ortak yapmak, birlikte
yapmak gibi bir durumla
O zaman niye biz seçildik buraya, niye bu şeyleri
geliştiriyoruz, ayrı bir şey, bu ciddi bir sorun. Kaldı ki
ciddi anlamda, Türkiyede ekonomik gelişmelere ilişkin
değerlendirme yapacaksak, ne kadar kalkınıyorsak, ne kadar insan
bu kalkınmadan faydalanıyorsa, bir de ondan çok çok fazlası, bu
ülkede daha çok yoksulluk içerisinde.
Türkiye'nin yüzde
10u gibi bir kesim, gerçekten refah içerisinde. Yüzde 10, bu ülkede çok mutlu
yaşıyor. Bankalar ona çalışıyor, kanun ona
çalışıyor, Meclis onlara çalışıyor, hepimiz oraya
çalışıyoruz ama bu ülkenin yüzde 90ı mutsuz. Bu yüzde
90ını nasıl mutlu edebiliriz? konusunda bir yaklaşım
yok. Türkiye ekonomisi ilerliyor. diye bir yaklaşım içerisindeyiz
ve bununla övünüyoruz.
Peki, madem bu
kadar iyi bir noktadayız, niye peki, işçiler, emekçiler hâlâ sokakta?
Lüleburgazda on binlerce insan, bu ülkede ciddi anlamda işçilerin,
emekçilerin hak ve özgürlük sorunu olduğunu ifade etti,
taşeronlaşmaya, esnek çalışmaya, hak ve özgürlüklerdeki
sorunlara dikkat çekmeye çalıştı. Demek ki bu ülkede bir sorun
var.
Yine, bu kredi
kartları meselesinde, değerli milletvekilleri, 200 insan, kredi
kartı borcunu ödeyemediği için intihar etmiş ve Türkiyede
bireysel kredi kullanma artmış. Bu aslında olumlu bir
değerlendirme olarak gösteriliyor AKP iktidarı tarafından. Bu
demek ki yoksulluğun arttığını gösteriyor.
Türkiyede
insanlar çünkü yaşayabilmek için borçlanmak zorunda. İnsanlar
yaşayabilmek için, düşünün
Geçenlerde Sayın Bakan ifade etti
Asgari ücret kime yetmiyor? diye. Başbakan ile Sayın Bakan, bir
asgari ücretle yaşamaya çalışsın. Madem herkese yetiyor,
hiçbir sorun yok, Sayın Bakanın kendisi bir ay boyunca, milletvekili
maaşını almasın, hiçbir şey almasın, bir ay
asgari ücretle yaşasın. Biz öneriyoruz. Diyor ki: O asgari ücret herkesin
yaşamasına yetiyor. Bu ülkede 773 TL asgari ücret var. Açlık
sınırını, yoksulluk sınırını
denediğinizde insanlar bu parayla geçinemiyor.
Dolayısıyla,
bu para karşılığında ne yapacak
yaşamını devam ettirmek için? Durmadan da Sayın
Başbakan Çocuk yapın. diyor. E, bu çocuklar okula gidecek,
yiyeceği, kıyafeti var, şu var, bu var yani bunların
masrafları var. E, nasıl olacak? İnsanlar borçlanıyor,
gidip kredi alıyor, kredi kartıyla borçlanıyor.
Borçlarını ödeyemediğinde de banka hiçbir zaman şunu
söylemiyor: Aman, sen çok yoksulsun, yaşam koşulların zordur,
biz sana bir şey yapalım. falan demiyor, Getirip ödeyeceksin.
diyor. Temel sorun burada, bu yaklaşımda, bu bakış
açısında. Şimdi buradan bunun
araştırılmasını istiyoruz.
Değerli
milletvekilleri, diğer bir konu; bu kürsüde dikkat ederseniz hep uygulama
sorunlarını konuşuyoruz. Durmadan yasa çıkartıyor
çünkü bu Parlamento, sonra çok ciddi uygulama sorunlarıyla karşı
karşıya kalıyoruz. CHPnin verdiği önerge de aslında
buna ilişkin, uygulama sorunlarının
araştırılması ve bunun giderilmesi yönünde. Burada da bir
problem var. Bunu gidermenin tek yolu da, bu alanda çalışan
insanlarla temas etmek, sivil toplum örgütleriyle, bu konuda çalışan
akademisyenlerle, işi bu olan kesimlerle bu işi
çalışıp, aslında bunun üzerine kanun teklifi çıkarmak
sorunumuzu çözmesi açısından önemli ama böyle bir
alışkanlığımız da yok, çünkü ben yaptım oldu
gibi bir alışkanlık var. Her şeyi AKP iktidarı biliyor
zaten, her şeyi o kadar iyi biliyor ki, o yüzden muhalefete hiç gerek yok,
muhalefetin görüş ve önerilerine de gerek yok diye bir yaklaşım
içerisinde.
Değerli
milletvekilleri, bakın, Türkiyede şişirilmiş bir ekonomi
var. Bu, ciddi anlamda her alanda yansıyor ve Türkiyede
bankacılık da bundan etkilenmiş durumda. Mesela dünyada
özellikle Avrupa Birliği ülkelerinde, bu konuda Almanya önemli bir örnek,
bankacılık verdiği kredide şöyle bir şey yapıyor:
Yani, sürdürülebilir bir ekonominin olması konusunda da,
yaptığı yatırımın geleceği konusunda, kaç kişi
istihdam ediyor, bu yatırım sonucunda ne olacak, bunu garantiye alan
bir yaklaşım içerisinde ama bizde paradan para kazanmak üzerinden bir
yaklaşım var, ne kadar çok sıcak parayla iş yaparız
gibi. Bu, ciddi anlamda bir soruna neden oluyor. Türkiye bundan vazgeçmek
durumunda. Yani, paradan para kazanmaktan ziyade gerçekten yaptığı
yatırım sonuna kadar gidecek mi, bu yatırımda insanlar ya
da firmalar kazanç elde edecek mi, zor duruma düştüğünde bankalar
bunu destekleyecek mi, böyle bir misyonu da var ama Türkiyede Hayır, olmadı.
O zaman borcunu ödeyeceksin, ben sana karışmam. gibi bir
yaklaşım içerisinde. Bu ciddi bir sorun durumunda, bunu
değiştirecek miyiz değiştirmeyecek miyiz, mesele burada.
Değerli
milletvekilleri, Türkiyede gerçekten her geçen gün insanlar çok daha
yoksullaşmakta, çok daha fazla kredi kartına ya da krediye
başvurmak durumunda kalmaktadır. Dolayısıyla, bu konuda
aslında çok ciddi -biraz önce sayın milletvekilinin de ifade
ettiği gibi- çok fazla bir vergilendirme
Aslında bankalar, kendi
yetkisi olmadığı hâlde başka bir vergilendirme usulüne göre
insanlardan durmadan vergi kesiyor. Yani, aldığı krediden,
başka işlerden sürekli bir para kesiyor. Buna karşı itiraz
etme hakkı da
Mesela, tek tek itiraz edeceksin. Bu konuda
alınmış kararlar emsal olarak kabul edilmiyor. Mesela, hakem
kuruluna yönelik bir sürü başvuru var, bu konuda karar
alınmış, bir başkası gidip Ya, bu konuda karar
alınmış, bunu uygulayın. diyemiyor. Deniyor ki: Tek tek
başvuru yapacaksın, itiraz edeceksin. E, bu itiraz için mahkemeye
başvuracak, avukat tutacak, yeniden avukata para verecek yani bu insanlar
zaten yoksul. Yapabilse yani avukata verecek parası olsa buna itiraz
etmez. Bunun üzerinden diyorsunuz ki: Efendim, tek tek zaten başvuru
yapın, bunun hakkını geri alın. Ondan sonra da çok iyi
uygulamalar var diye
Böyle bir şey yok. Birçok insan da, gerçekten, daha
çok, evini barkını satıyor ya da başka krediler alıp
başka şeylerde ödüyor, ödeyemeyen zaten cezaevine giriyor. Bunlar çok
ciddi sorunlar. Biz bunları çözmek durumundayız.
Yani bizim
temelimiz insan olmadığı sürece, değerli milletvekilleri,
bu sorunları çözmemiz mümkün değildir. Yani şimdi o açıdan,
bakış açısı önemli. Ekonomiye nereden bakıyorsunuz,
hangi perspektiften bakıyorsunuz? AKP iktidarı başından beri
aslında neoliberal politikaları uygulamak için bu neoliberal politikaların
Türkiyeye uygulanması üzerinden bakıyor. Patronu koruyor ve burada
mağdur olan, yoksullar, emekçiler oluyor. Biz de emekçiler cephesinden
bakıyoruz. Biz yoksul, emekçi insanların temsilcileri olarak
kendimizi gördüğümüz için onların mağduriyeti üzerinden bu olaya
yaklaşıyoruz ve bu mağduriyetin giderilmesi gerektiğini
düşünüyoruz. Değerli milletvekilleri, o açıdan, CHP Grubunun
verdiği bu araştırma önergesinin bir kenara
atılmaması, Zaten yapıyorduk, zaten komisyonda var. denmeden
bu işleri gidermek gerekiyor.
Bir de bu komisyon
kurmak, tabii, Türkiyede iyi bir iş değil. Genelde de öyle, iş
yapmak istemiyorsan komisyon kur. Türkiyede durmadan komisyon kuruluyor.
Bakıyorsunuz, en son, Uludere komisyonunda gördük, Roboski komisyonunda.
Aslında, gerçekleri gizleme komisyonuna dönüşüyor çoğu zaman.
Türkiye Büyük Millet Meclisinde kurulan birçok komisyonun
baktığınızda
Mesela, ben geçen dönem Tuzlada yaşanan
iş cinayetlerine ilişkin komisyonda çalıştım, orada da
gerçekleri gizleme
Yani birçok komisyonun özelliği, gerçekleri gizleyen,
iktidarın ki çoğunluğu var- el kaldır, indir meselesi
üzerinden bakan bir noktaya dönüşüyor. Bunun Türkiye demokrasisine hiçbir
katkısı yok, bize de hiçbir katkısı yok, emekçiye de
katkısı yok.
Şunu
unutmayalım ki bu durumlar geçicidir. Eğer siz demokrasinizi
güçlendirmezseniz, eğer gerçekten işçinizi, emekçinizi, bu şeyde
üreteni mutlu etmezseniz yarın bu, sizin ayağınıza
dolanır. Kaldı ki, insanlar direniyor işte, sokakta her gün hak
ve emek mücadelesi veriyor. Hey Tekstil işçileri mesela işten
atıldı, patronları, burası destekledi. Hey Tekstile ödül
verdi bu Parlamento, ama şimdi bakıyorsunuz, işçilerin hak ve
özgürlüklerinden kaçıyor, karşılığını
vermiyor. Ama şimdi yine bu iktidar, yine bu Parlamento patronu koruyor,
işçiyi koruyan, düşünen yok, üstelik hak ettikleri hâlde.
Dolayısıyla,
değerli milletvekilleri, yani, bu yaklaşımımızı,
bakış açımızı değiştirmek lazım.
Eğer gerçekten insan odaklı düşünüyorsak, o zaman insanların,
emekçilerin, yoksulların da bu ülkede olduğunu ve milyonlar
olduğunu
Hani, 74 milyondan hep konuşurken bahsediyoruz ya -siyasetçilerin çok sevdiği bir kelime,
74 milyon insan- bu 74 milyonun neredeyse 50-60 milyonu benim dediğim
noktada. Gerçekten yoksul, kendi yağıyla kavrulmaya çalışan
insanlar. Dolayısıyla, onların hak ve özgürlüklerini güvence
altına alan bir politikadan, bir perspektiften
bakmadığımız sürece hep bu sorunlar gelecek, hep bu
kürsülerde biz bunu konuşacağız, hep sokaklarda emekçiler
direnecek, hak ve özgürlük mücadelesini yürütmeye devam edecek diyor, hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (BDP ve CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Tuncel.
Aleyhine, Sakarya
Milletvekili Münir Kutluata
(MHP sıralarından alkışlar)
Buyurunuz,
Sayın Kutluata.
MÜNİR
KUTLUATA (Sakarya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
bankaların hukuka aykırı uygulamalarının
araştırılması, tüketici haklarının korunması
için önlemlerin belirlenmesi hakkında Meclis araştırması
açılması ile ilgili, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz
almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Çok değerli
milletvekilleri, bankacılık sektörünün durumu, ekonominin durumundan
ve Hükûmetin ekonomi anlayışından farklı değildir.
Neticede, ekonomideki uygulamalar, Hükûmetin ekonomi politikaları, bankacılık
ile ilgili uygulamaların esasını teşkil etmekte ve ortaya
çıkan sonuçları belirlemektedir. O bakımdan, bankalarda
haksız kazançlar oluşuyor ise bu yapının nasıl
oluştuğuna da bakmak gerekecektir.
Bu
araştırma önergesinde bankaların hukuka aykırı uygulamalarından
söz ediliyor, bunların araştırılması ve tedbirlerinin
alınması isteniyor. Hukuka aykırı uygulamaların
araştırılmasından önce, ekonominin kurallarına
aykırı, ekonomi yönetiminin neler yapmakta olduğuna ve
nasıl sonuçlar ortaya çıkarmakta olduğuna bakmakta yarar
vardır diye düşünüyorum. Finans sektörünün en önemli
kurumlarından olan bankaların ekonomiyi finanse etmek gibi bir
fonksiyonları var iken ekonomideki dalgalanmalar çok farklı olur ve
ekonomi politikaları ekonominin ruhundan uzaklaşır, üretimi esas
almaz, dolayısıyla üretime katılan kesimlerin geliri düşer,
sermayedarın geliri düşer, işsiz iş bulamaz, işçi
kesiminin geliri düşer, ekonomik anlamda ifade ettiğimiz rantlar
eğer azalır ise elbette bankaların kazançları farklı
yollara doğru kayacaktır. Bu iktidara, âdeta ekonomik
politikaları iflas etmiş olan bu iktidara Elle tutulur neyi
gösterebilirsiniz ekonomide? diye sorsanız, verdikleri tek cevap
bankacılık sektörünün durumudur. Bankacılık sektörü 57nci
Hükûmet döneminde düzene sokulmuş ve sağlam bir bünyeye
kavuşturulmuştur ama o zaman büyük riskler göze alınarak
bankacılık sektörü, finans sektörü düzenlenirken maksat
bankaların kâr elde etmesi değildi. Şimdi, sorduğunuz zaman
söylenen, bankacılık sektörünün gayet güzel kârlar elde ettiğidir.
Hâlbuki bu araştırmada bankaların kârlarının yüzde
25inin; 4,5 milyar lira civarındaki kısmının sadece kredi
kartı aidatlarından elde edildiği söylenmektedir. Bu, işin
bir tarafıdır ama o dönemde
yapılan bu ciddi düzenlemeler bankalar kâr etsin diye
yapılmamış, bankalar ekonominin finansmanını
sağlasın, büyüyen, gelişen ekonomi içerisinde kâr etsinler diye
yapılmıştır. Yani doğrudan doğruya bir sektörün
kâr ediyor olması hiçbir şey ifade etmemektedir ama bu sektör
ekonomik gelişmenin sağlayıcısı olursa, onun
finansmanını sağlamak zorundaysa o zaman nasıl kâr
ettiği fevkalade önemlidir. Şimdi yürütülen politikalara bakacak
olursak, başkalarının parasını bularak
yaptığınız ithalat, üretim olmadığı ve
vatandaşınız üretime iştirak edemediği için, geliri
olmayan vatandaşlarınıza borç ile tüketim yaptırılmak
suretiyle yürütülmektedir, ekonominin çarkları bu şekilde
sürmektedir. O bakımdan, her gün daha fazla borçlanmak zorunda olan bir
tüketici kesimden bahsediyoruz. Banka kredilerinin çok büyük bir kısmı
üretim yerine tüketime ayrılmış bulunmaktadır.
Hane halkı
borçlarının, bildiğiniz gibi, 2002deki 6 milyar lira
civarından 286 milyar liralara çıktığı bilinmektedir.
Kredi toplam hacmini düşündüğünüz takdirde, bu ekonominin, fakir
vatandaşın ödediği paralarla bankacılık sektörünün
büyük kârlarını sağladığını ifade etmek
zorundayız.
Değerli
milletvekilleri, geçen yılın bütçe tartışmalarını
lütfen hatırlayınız. Bir önceki yıl 8,5luk büyümeden geçen
yıl 2,5a düşen büyüme oranının
Türkiye
açısından resesyon demektir. Bildiğiniz gibi, her geçen gün
gayrisafi yurt içi hasıla içindeki yabancı payı
artmaktadır. Dolayısıyla, sadece yabancı payını
bile karşılayamayan bir büyüme oranının Türkiye
açısından resesyon ifade ettiğini söyledik ve yetkili
ağızlar, Hükûmetin ilgili bakanları, birkaçı birden, bu
zeminlerde ve Meclisin diğer zeminlerinde Büyümenin
artırılabilmesi için bankaların sağlam bünyesine ve hane
halkı borçlarının düşük oranda olmasına güveniyoruz.
dediler. Yani büyümenin sadece vatandaşı borçlandırarak
sağlanabileceğini söylediler, itiraf ettiler, hem de çok rahat bir
görüntü içinde bunu kullandılar. Şimdi, siz büyümeyi, büyümeye
iştirak etmeyen, üretime iştirak etmeyen kesimleri borçlandırmak
suretiyle yürütecek olursanız, bu tür bir büyüme anlayışına
sığınacak olursanız, o zaman, bankalar da
kârlarının insani mi
Meşru demek istemiyorum ama
meşruluğu bile tartışılacak hâle gelir. Çünkü,
bankalar krediyi, özellikle tüketiciye, yarınki gelirlerine güvenerek ve
dayanarak vermiyorlar bildiğiniz gibi. Hâlbuki, krediyi iş adamı
alıyorsa, üretim çevreleri krediyi alıyorsa yarınki kârına,
kazançlarına göre alır; tüketici alıyorsa yarınki
gelirlerinden ödemek üzere alır. O bakımdan, bankaların,
kredileri verirken, yarınki gelirden ziyade, borçlananların, kredi
talep edenlerin servetine baktığı, mülkiyetine
baktığı, tapusuna baktığı çok iyi biliniyor.
Geçen hafta
Haymanadaydım, Haymanalı çiftçi diyor ki: Bankalara gittiğimiz
zaman Haymanadan tapu kabul etmiyor, Ankaradan, Çankayadan tapu soruyor.
Yani ne borçlarını öteleyebiliyorlar ne borçlarını
yapılandırabiliyorlar ne erteleyebiliyorlar ne de bu senenin
ürününden gelir elde edeceklerine güveniyorlar. Dolayısıyla, bu
yapıya düşmüş, bu hâle
sıkıştırılmış bir ekonominin içerisinde
bankacılık sektörünün diğer sektörlerden farklı olarak
kârlarını artırıyor ve sürdürüyor olması iktidar
açısından övünülecek bir şey değildir. Nitekim, verilen bu
önerge Ortaya çıkan ihtilatları çözelim, vatandaşı hiç
değilse koruma altına alalım. diye verilmiş bir önergedir.
Peki, bunlar için
muhalefetin önerge vermesi mi lazımdır? Aksaklıkları
iktidar görmüyor mu? Düzeltilmesi gerektiğini bilmiyor mu? Bu konuda da bu
kürsüye gelip geçen gün söz almak gerekti ama fırsat olmadı. Bir
milletvekiliniz Biz özelleştirme yaparız, bizim
anlayışımız budur. diyerek buradan muhalefeti
suçlamıştı. Özelleştirmeyi kimse
tartışmıyordu. İktidar da özelleştirme
yapmıyordu; iktidar, yabancılaştırma, üretim birimlerini
yabancılara devretme işi yapıyordu özelleştirme adı
altında.
Şimdi, bankacılık
sektörünüzün yüzde 40ın üzerindeki kısmı, yüzde 50ye
yaklaşan bir oranı yabancıların eline geçti ise, siz de
Türkiyede yabancıya satışı marifet sayıyor ve
adına da pazarlama diyor iseniz, pazarlamada satıştan sonra da
hizmet etme anlayışı ve mecburiyeti olduğuna göre,
bankaların bu hukuki olmayan, vicdani olmayan alanlardan büyük kârlar elde
etmesine Hükûmetin sessiz kalması konusu, ayrıca, sadece
bankacılığın korunuyor olmasından öteye, acaba
yabancıya satışlarda bu alanların gayet cazip kâr alanları
olarak gösterildiği şartı ve teşviki var mı diye insan
merak etmeden edemiyor.
Değerli
milletvekilleri, bankacılık sektörü bir ekonominin can
damarıdır, finansman ekonominin can damarıdır. Bu finansman
çok büyük oranda bankalar eliyle yürümektedir. Bankalarımız da
kârlarını üretim yapan, çok kazanan alanlardan elde etmek yerine,
borçlu tüketici kesimlerden ve çaresiz çiftçi üzerinden -gelirlerini- elde
etmek durumunda kalmışlardır. O bakımdan, bu önergenin hiç
değilse vesile edilmesi suretiyle bu haksızlıkların bir
kısmının giderilmesine fırsat verilmesi gerektiğini
düşünüyorum.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Kutluata.
III.- YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Yoklama istiyorsunuz.
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Yüksel, Sayın Öz, Sayın Moroğlu,
Sayın Özdemir, Sayın Özcan, Sayın Yalçınkaya, Sayın
Işık, Sayın Özkes, Sayın Özkan, Sayın Tayan,
Sayın Gök, Sayın Öğüt, Sayın Özel, Sayın Acar,
Sayın Korutürk, Sayın Güven, Sayın Yüceer, Sayın
Nazlıaka, Sayın Şeker.
Üç dakika süre
veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.-
ÖNERİLER (Devam)
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.-
CHP Grubunun, İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel ve 21 milletvekili
tarafından bankaların hukuka aykırı
uygulamalarının araştırılarak tüketici
haklarının etkin bir şekilde korunmasının
sağlanması için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla 29/6/2012 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin Genel Kurulun 26 Mart 2013 Salı
günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN
Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun önerisini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre
verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
daha sonra oylarınıza sunacağım.
2.- AK
PARTİ Grubunun, Genel Kurulun çalışma gün ve saatleri ile
gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine; 2, 9, 16 ve 30 Nisan
2013 Salı günkü birleşimlerinde bir saat sözlü soruların görüşülmesini
müteakip diğer denetim konularının görüşülmeyerek kanun
tasarı ve tekliflerinin görüşülmesine; 3 10, 17 ve 24 Nisan 2013
Çarşamba günkü birleşimlerinde sözlü soruların
görüşülmemesine; (11/26) esas numaralı Gensoru Önergesinin gündeme
alınıp alınmayacağı hususundaki görüşmelerin 29
Mart 2013 Cuma günkü birleşiminde yapılmasına; 437 sıra
sayılı Kanun Tasarısının İç Tüzükün 91inci
maddesine göre temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesine
ilişkin önerisi
26/3/2013
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma
Kurulu 26/3/2013 Salı günü (bugün) toplanamadığından,
İç Tüzükün 19uncu maddesi gereğince, grubumuzun
aşağıdaki önerisinin Genel Kurulun onayına
sunulmasını arz ederim.
Ahmet Aydın
Adıyaman
AK
PARTİ Grup Başkan Vekili
Öneri:
Gündemin
"Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler" kısmında bulunan 437 sıra sayılı
Kanun Tasarısının bu kısmın 4üncü sırasına
alınması ve diğer işlerin sırasının buna
göre teselsül ettirilmesi;
Genel Kurulun;
Haftalık çalışma
günlerinin dışında 29 Mart 2013 Cuma günü "Özel Gündemde
Yer Alacak İşler" ile gündemin "Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler"
kısmında yer alan işleri görüşmek üzere saat 14.00'te
toplanması;
2, 9, 16 ve 30 Nisan 2013 Salı günkü
birleşimlerinde bir saat sözlü soruların görüşülmesini müteakip
diğer denetim konularının görüşülmeyerek gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler" kısmında yer alan işlerin
görüşülmesi;
3, 10, 17 ve 24 Nisan 2013 Çarşamba günkü
birleşimlerinde sözlü soruların görüşülmemesi;
26 Mart 2013 Salı günkü (bugün)
birleşiminde 437 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerinin tamamlanmasına kadar;
27 Mart 2013 Çarşamba günkü birleşiminde
78 sıra sayılı Kanun Tasarısına kadar olan
işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar;
28 Mart 2013 Perşembe günkü birleşiminde
58 sıra sayılı Kanun Tasarısına kadar olan
işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar;
Bastırılarak
dağıtılan (11/26) esas numaralı Gensoru Önergesinin 29 Mart
2013 Cuma günkü gündemin "Özel Gündemde Yer Alacak İşler"
kısmına alınması, Anayasanın 99uncu maddesi
gereğince gündeme alınıp alınmayacağı hususundaki
görüşmelerin 29 Mart 2013 Cuma günkü Birleşiminde
yapılması, (11/26) esas numaralı Gensoru Önergesinin gündeme
alınıp alınmayacağı hususundaki görüşmelerin
tamamlanmasından sonra yine bu birleşimde 297 sıra
sayılı Kanun Tasarısına kadar olan işlerin
görüşmelerinin tamamlanmasına kadar;
Yukarıda
belirtilen birleşimlerde gece 24.00'te günlük programın tamamlanamaması
hâlinde günlük programın tamamlanmasına kadar,
çalışmalarına
devam etmesi;
2, 9, 16 ve 30 Nisan 2013 Salı günkü
birleşimlerinde 15.00-20.00 saatleri arasında;
3, 4, 10, 11, 17, 18, 24 ve 25 Nisan 2013
Çarşamba ve Perşembe günkü birleşimlerinde 14.00-20.00 saatleri
arasında çalışmalarını sürdürmesi;
437 sıra
sayılı Kanun Tasarısının İç Tüzükün 91inci
maddesine göre temel kanun olarak görüşülmesi ve bölümlerinin ekteki
cetveldeki şekliyle olması,
önerilmiştir.
437 Sıra Sayılı Gümrük Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı (1/746) |
||
Bölümler |
Bölüm Maddeleri |
Bölümdeki Madde Sayısı |
1inci Bölüm |
1 ila 23üncü maddeler |
23 |
2nci Bölüm |
24 ila 47nci maddeler |
24 |
3üncü Bölüm |
48 ila 71inci maddeler |
24 |
4üncü Bölüm |
72 ila 91inci maddeler |
20 |
Toplam Madde Sayısı |
91 |
BAŞKAN
Lehinde İstanbul Milletvekili Mehmet Doğan Kubat. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Buyurunuz
Sayın Kubat.
MEHMET DOĞAN
KUBAT (İstanbul) Sayın Başkanım, çok değerli
milletvekilleri; grubumuzun Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu hafta ve nisan
ayı çalışma gün ve saatleriyle gündemin bir kısım
işlerinin değiştirilmesine dair vermiş olduğu öneri
hakkında söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi
saygılarımla selamlarım.
Grup önerimizde
437 sıra sayılı Gümrük Kanunu ile Çeşitli Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
Tasarısının gündemin 4üncü sırasına alınarak
bugün -yüce Meclis uygun bulur, kabul ederse- görüşülmesine
başlanılması önerilmektedir.
Gümrük Kanunu
şu anda gerçekten önem arz etmektedir. Mükerrer bir kısım ceza
uygulamaları uygulamada şu anda sıkıntı
yaratmaktadır. Aynı fiil için ceza mevzuatında birden fazla
hüküm olması uygulamada da sıkıntılara yol açmaktadır.
Keza, akaryakıt, tütün ve alkol kaçakçılığına
ilişkin mevzuatta düzenlemeler içermektedir. Yine mevzuattaki bir
kısım boşlukları, örneğin gümrük
kapılarının işletilmesi ve buradaki lojistik merkezlerin işletilmesine
ilişkin hukuki boşlukları da doldurmaktadır. Yine hepinizin
malumu, Borçlar Kanununun 584üncü maddesinde eşin kefaletinde rıza
mevzusunu da düzenlemeye bağlayan oldukça önemli bir tasarıdır.
İşte, bugün, değerli arkadaşlar, onu gündeme alıp
bitimine kadar görüşmeyi önermekteyiz.
Nisan ayında
salı günleri bir saat sözlü soruların görüşülmesi; yine nisan
ayında salı günleri Meclisimizin saat üçten sekize kadar,
çarşamba ve perşembe günleri de ikiden sekize kadar
çalışması öngörülmektedir.
Bu hafta,
Sayın Dışişleri Bakanımız hakkında verilen
gensorunun Anayasa gereğince yapılacak görüşmelerinin cuma günü
yapılması önerilmektedir.
Önerimize
desteklerinizi bekler, yüce heyetinizi saygılarımla selamlarım.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Kubat.
Aleyhinde Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır.
Buyurunuz
Sayın Şandır. (MHP sıralarından alkışlar)
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Yine bir
şekil şartının yerine getirilmesi için maalesef bu İç
Tüzükün esiri olduk. Her hafta başlarken iktidar grubunun getirdiği
gündem belirleme programını tartışıyoruz burada ama
sizlerin nezdinde hiçbir anlamının, hiçbir değerinin, hiçbir
karşılığının olmadığını
biliyorum. Ancak, bütün söylemlerimize rağmen de maalesef, iktidar
grubunun değerli grup başkan vekillerini etkilememiz de mümkün
değil. Şikâyet edecek merci de yok; millete şikâyet ediyorum.
Sayın
Elitaşın hiç duymuyor kulakları
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Dinliyorum, dinliyorum.
MEHMET ŞANDIR
(Devamla) Yani şimdi, öyle bir öneri getiriyorlar ki arkadaşlar, ey
AKP Grubunun değerli milletvekilleri, kendi grup yönetiminizi size
şikâyet etmek saygısızlık olur, benim
arkadaşlarım bunlar ama öyle bir şey getiriyorlar, diyorlar ki:
437 sıra sayılı Kanun Tasarısını, salı
günü bitimine kadar görüşeceğiz. Biraz sonra oylarınızla
kabul edeceğiniz çalışma programını dikkatinize
sunuyorum. 437 sıra sayılı Kanun Tasarısı, şu
anda 91 madde, daha sonra getireceğiniz önergelerle kaç maddeye
çıkacağı belli değil, 4 bölüm.
Ben, şöyle
genel, kaba bir hesap yaptım değerli arkadaşlar, yani bu saatten
itibaren yaklaşık on beş saat
çalıştığımız takdirde Sayın
Elitaşın size reva gördüğü bu çalışmayı ancak
tamamlayabileceğiz. Yani, mesele o kadar böyle
Yani, espri ötesine geçti.
Anlamsız, hiç uygulanma kabiliyeti olmayan grup önerileriyle
yaptığınız belirleme, yani milletin aklıyla,
milletvekillerinin aklıyla alay etmek Sayın Elitaş.
Bakın,
diyorsunuz ki: Bugün, salı günü -saat şu anda altı- 437
sıra sayılı Kanun Tasarısı, 91 madde, 4 bölüm. Bizim
konuyla ilgili görevlendirdiğimiz arkadaş durmadan önerge
hazırlıyor. Ben inanıyorum ki siz de burada çok sayıda
önerge vereceksiniz çünkü değerli milletvekilleri, bu kanun, Gümrük ve
Ticaret Bakanlığıyla ilgili bir kanun olarak Meclise geldi ama
sonra, her sayın bakan, koltuğunun altında burada da 2
sayın bakan var ama ilgili değiller, başka işlerle
meşguller- birtakım teklifler getirerek bu kanunu torba kanuna
dönüştürdü, çorba kanuna dönüştürdü. Burada, Gümrük ve Ticaret
Bakanlığını ilgilendirmeyen birçok konuda maddeler var.
Yani, bakıyorsunuz, Adalet Komisyonunu ilgilendiren, hukuku, Ceza
Kanununu ilgilendiren maddeler var, bakıyorsunuz tarımı ilgilendiren
maddeler var. Yani böyle, torba kanun usulüyle, işte at torbaya misali bir
kanun getiriyorsunuz. Kanun Komisyona 10 madde geliyor, Komisyondan 90 madde
olarak çıkıyor.
Ben Sayın
Bakana teşekkür ediyorum. Sayın Hayati Yazıcı beni
aradı, Böyle bir kanunumuz var, şunu eğer tezekkür eder, üzerinde
bir uzlaşma sağlarsanız memnun oluruz. dedi. Gönderdi
sayın bürokratlarını, orada önümüze geldi kanun ama o kanun
buraya getirilen kanun değil, ona o kadar çok ilaveler yapıldı
ki daha sonra.
Şimdi, ben
inanıyorum, burada, Genel Kurulda da birçok önergeyle, -torba kanun ya- birçok bakan, kendisinin
yapamadığını, getirecek, bu torba kanun kapsamında
yapacak. Ama işin garip tarafı şu: Bu, İç Tüzüke
aykırı; İç Tüzüke yani hukuka mugayir bu hadise. Plan ve Bütçe
Komisyonundan çıkan bir kanunun Adalet Komisyonuna gitmesi lazım,
hatta Sağlık Komisyonuna gitmesi lazım, Çalışma
Komisyonuna gitmesi lazım. Yani, torba kanun bir teknik oluyor ama bunu
çorbaya dönüştürmek de bir saygısızlık veya
haksızlık oluyor, hukuka karşı saygısızlık
oluyor. Bunun adı hukuk kurmak değil değerli milletvekilleri -aranızda
çok sayıda hukukçu milletvekili olduğunu biliyorum- bunun adı
hukuk bozuculuğudur, hukuk bozuculuğu. Yani, burası kanun
yapacak, eyvallah ama kanunu, kanunun içinde kalarak yapacak. Hukuku
değiştirebilirsiniz ama hukuku kendi koyduğunuz kurallara uyarak
değiştirmeniz lazım. Öyle yapmıyorsunuz.
Şimdi, bugün
getirdikleri Danışma Kurulu kararının niye aleyhindeyiz?
Tabi ki çalışacağız, eyvallah, tabii ki gündemi belirleme
yetkisi Hükûmete ait, eyvallah ama kardeşim, şunu akıllı
uslu yapsanıza. Şimdi, getiriyorsunuz 91 maddelik kanunu, işte,
şu önümüzdeki sürede bitimine kadar koyuyorsunuz, çarşamba,
perşembeye de ilave kanunlar koyuyorsunuz ama diyorsunuz ki: Kusura
bakmayın, bu hafta böyle çalışalım ama önümüzdeki haftadan
itibaren salı günü saat
20.00ye kadar çalışalım, çarşamba günü saat 14.00 ile
20.00 arası çalışalım. Siz milletin aklıyla alay
mı ediyorsunuz? Her defasında böyle söylüyorsunuz, sonra
getiriyorsunuz, bu bitimine kadar meselesini milletvekillerine
dayatıyorsunuz. Buna hakkınız yok Sayın Elitaş.
Sayısal çoğunluğunuzla, bu sayın milletvekillerinin size
olan bağlılığı veya grup disiplini içerisinde bu
milletin aklıyla alay etmeye hakkınız yok. Sizi, sizin grubunuza
şikâyet ediyorum; sizi hukuka şikâyet ediyorum, sizi İç Tüzüke
şikâyet ediyorum, sizi millete şikâyet ediyorum. Biz muhalefet
partisi grupları olarak, eğer uzlaştığınız
takdirde, doğru teklifler getirdiğiniz takdirde, burada katkı da
vererek çok ciddi uzlaşma örnekleri verdik geçmişte, bunu övünerek
söylüyorum. Ama getirip böyle yani işte komisyonda önergelerle, Genel
Kurulda önergelerle, torba kanunla, çorba kanunla, çalışma saatlerini
Ben yaptım, oldu. taktiğiyle veya parmak çoğunluğuyla
Biz kabul ederiz, siz de uymak mecburiyetindesiniz. dayatmasıyla burada
uzlaşmalı, uyumlu, keyifli bir çalışmayı
yapamazsınız. Çok anlamsız konularda, incir çekirdeğini
doldurmaz sebeplerle bu Genel Kurulu, bu kürsüyü, bu Meclisi tatsız,
yakışıksız olaylara gebe hâle getirirsiniz, sebep
olursunuz. Dolayısıyla, bütün ısrarımıza rağmen
bu tavrınızı değiştirmiyorsunuz. Ben on
yıldır bu kürsüde konuşuyorum, on yıldır AKP Grubunun
bu tavrını tenkit ediyoruz ama bir milim de mesafe katedemiyoruz.
Dolayısıyla
benim endişem şudur: İnsan aklına ziyan, insan haysiyetine
bana göre haksızlık. Bu türlü dayatmalarla buranın huzurunu
kaçırmanızdan korkuyorum. Kocaman adamlarız, milletin oyunu
almış, buraya gelmişiz, siyasi partileriz, çözüm üreteceğimiz
yerde birbirimizle dövüşüyoruz. Ama şunu unutmayınız: Yani
bu Meclisi çalıştırma sorumluluğu AKP Grubuna ait. Millet
size bu yetkiyi, bu görevi vermiş ama getirip bu türlü akla ziyan
programlarla buranın huzurunu kaçırmaya da hakkınız yok.
Ben tekrar
Hükûmetin
gündemi devletin gündemidir. Devletin gündeminde, gerekli olan kanunları buraya
getiriyorsunuz ama unutmayın milletin gündemi de var. Muhalefet partileri
olarak biz de buraya ısrarla milletin gündemini getiriyoruz.
Bakın, bugün
Cumhuriyet Halk Partisinin buraya getirdiği konu çok önemli bir konu.
Vatandaşımız bankaların zulmü altında inliyor. Buna
bir çözüm üretmek gerekir. Gelin, bunu araştıralım, tedbirlerini
bulalım diyoruz dinlemiyorsunuz bile değerli milletvekilleri.
Yarın, Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz, bu 2/B
uygulamalarının oluşturduğu sorunları getireceğiz
buraya. Ben inanıyorum, gene dinlemeyeceksiniz, gene oylarınızla
gündeme alınmasını reddedeceksiniz. Böyle, beraberiz ama hiçbir
şekilde birlikte değiliz. Bu milletin sorunlarının çözümü
konusunda, sizden kaynaklanan sebeplerle, Türkiye Büyük Millet Meclisi, sorun
çözen değil, bizatihi kendisi sorun hâline gelen bir kuruma dönüştü.
Bunun müsebbibi sizsiniz.
Ben tekrar sizlere
saygılar sunarak bu endişelerimi ifade ediyorum.
Saygılar
sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Şandır.
Lehinde
Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Buyurunuz
Sayın Can.
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum. Grup önerimizin lehinde söz
almış bulunuyorum.
Vatandaş, 2
kişiden 1i AK PARTİye oy vermiş, toplumun
sorunlarını, insanların problemlerini çözesiniz diye, bizleri
iktidara getirmiş. Biz de toplumun, insanların problemlerini çözmek
için
Bu çözüm yolu da kanun olacaktır. Dolayısıyla, burada
gündeme getirdiğimiz kanunlar toplumun yararına kanunlardır,
vatandaşın problemlerini çözen kanunlardır. Bu nedenle,
milletvekillerinin biraz daha gayret etmesi, biraz daha fazla
çalışması zaten elzemdir. Biz vatandaşa bu şekilde
gittik, oy istedik, vatandaş da hepimizi Meclise bu şekilde gönderdi.
Dolayısıyla, MHP Grup Başkan Vekilinin burada dile getirmiş
olduğu beyanlara katılmak mümkün değil.
Yine, değerli
İstanbul Milletvekilimiz Sayın Mehmet Doğan Kubat, gündeme
ilişkin, 4üncü sıraya Gümrük Kanunu ve bazı kanunlarda
değişiklik yapılmasına dair, toplumu yakından
ilgilendiren
Özellikle kefalet hukuku açısından toplumda bir
beklenti var. Bu beklentiye burada da cevap verilecek inşallah. Bugün,
bitimine kadar, onu öne çekerek değerlendirmeyi düşünüyoruz. Çarşamba, perşembe bitimine kadar -yine
uluslararası sözleşmelerin tamamlanmasına kadar- cuma günü ise
gensoru gündeme getirilecek. Önümüzdeki hafta gündemini de Sayın
Doğan Kubat burada dile getirdi.
Bu duygular
içerisinde Genel Kurulun grup önerimize desteğini bekliyor, hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Can.
Aleyhinde
İstanbul Milletvekili İhsan Özkes.
Buyurunuz
Sayın Özkes. (CHP sıralarından alkışlar)
İHSAN ÖZKES
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AKPnin
grup önerisiyle ilgili Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına bu önerinin
aleyhinde söz almış bulunuyorum.
Değerli
milletvekilleri, Diyanet İşleri Başkanı Sayın Görmez
İzmirde din görevlileri toplantısında bir konuşma
yapıyor. Bu toplantıda Sayın Başkan gerçekten öyle bir
konuşma yapıyor ki anlamak çok güç. Sayın Başkan hangi maksatla yapıyor, niçin böyle
konuşuyor? Gerçekten, kendi bulunduğu makama uygun olmayan bu
konuşmaları neden konuşur, milletin takdirine
bırakıyorum. Sayın Başkan şöyle diyor: İzmirin
farklı bir dindarlığı var. Şu cümleye
bakınız! İzmirin farklı bir dindarlığı
var. Sayın Başkan bu dindarlık konusuna çok taktı.
Biliyorsunuz,
geçtiğimiz haftalarda Diyanet İşleri
Başkanlığı bir dindarlık anketi yaptı. Olacak bir
şey değil. Tamam, bir kişiye Namaz kılıyor mu, ne
kadar kılıyor, hangi vakitlerde kılıyor,
kaçırıyor mu, oruç tutuyor mu tutmuyor mu, zekât veriyor mu vermiyor
mu, hacca gitti mi gitmedi mi?" gibi sorular sorulabilir, buna bir
itirazımız yok ama bir kişinin çok dindar, az dindar ya da
dindar değil gibi bir ölçüsü nasıl olabilir? Sayın Başkan
acaba ne kadar dindar? Sayın Görmez ne kadar dindar? Bunu sormak
lazım. Yüzde 100 mü dindar, yüzde 99 mu dindar, yüzde
Şimdi,
Sayın Başkan der ki İzmirin farklı bir
dindarlığı var.
ERKAN AKÇAY
(Manisa) Dinsiz demek istiyor.
İHSAN ÖZKES
(Devamla) Yani 81 tane vilayet var. Ankaranın
dindarlığı, İstanbulun dindarlığı,
İzmirin dindarlığı, Çankırının
dindarlığı, Erzurumun dindarlığı
Böyle bir
şey olabilir mi?
ERKAN AKÇAY
(Manisa) Var, AKPnin
Dindarı var
İHSAN ÖZKES
(Devamla) Bu hangi mantıkla söylenir? Nasıl söylenir?
Devam ediyor
Sayın Başkan: Bu dindarlığın irfan geleneğine
ihtiyacı var. Buyurun cenaze namazına!
Yani İrfan
ne demek? Arapça bir kelime, arf kökünden geliyor -bilenler biliyor- bilmek, anlamak,
sezmek, kavramak, algılamak anlamına gelir. Yani, cümleye
bakınız: İzmirin farklı bir dindarlığı
var, bu dindarlığın irfan geleneğine ihtiyacı var.
Devam ediyor
Sayın Başkan: Öyle olduğu için, tasavvuf profesörünün, irfan
geleneğinden geçmiş birinin İzmire müftü olarak atanması
tesadüf değil. Yani, İzmirin dindarlığını
farklı görüyor Sayın Başkan, daha doğrusu İzmirin
dindarlığında bir eksiklik görüyor, sorun görüyor.
MEHMET CEMAL
ÖZTAYLAN (Balıkesir) Anlamamışsın.
İHSAN ÖZKES
(Devamla) Bu sorundan dolayı irfan geleneğine İzmirin
ihtiyacı olduğunu belirtiyor. Bu ihtiyacı gidermek için de bir
tasavvuf profesörünü İzmire müftü olarak atadığını
buyuruyor Sayın Diyanet İşleri Başkanı.
Devam ediyor:
Kentin manevi hayatını din görevlileriyle yeniden ayağa
kaldıracak, işe ehil bir kişi bu müftü. diyor. Yani
İzmirin manevi hayatı ayaklar altında, Sayın Başkana
göre İzmirin manevi hayatı yerlerde sürünüyor ve bu İzmirin
manevi hayatını ayağa kaldıracak bir müftü atamış
Sayın Başkan, bunu böyle söylüyor. Arkadaşlar, Sayın
Başkan bilmiyor mu? İzmirin öyle bir manevi hayatı var ki
İzmir düşmanı denize dökmüştür. (CHP sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar) Vatana ihanet edenlerle asla iş
birliğine girmemiştir İzmir. Hangi maneviyatı arıyor
Sayın Başkan?
Şimdi,
Sayın Başkanı irfanlı olmaya davet ediyorum, Diyanet
İşleri Başkanını irfana davet ediyorum, irfanlı
olmaya davet ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Tabii, Sayın
Başkan bunu rastgele söylemiyor. Biliyorsunuz, Sayın Başbakan da
bir zaman şöyle demişti: Zaman zaman İzmire
yakıştırılan ifadeler var. ve devam etmişti
Sayın Başbakan: İzmirle ilgili
yakıştırılan bazı ifadeler var; ilk seçimde,
inşallah, bu yakıştırmaları İzmir silip
atacaktır. Sene 1995te söylüyor, yanlış söylemiyorsam
Sayın Başbakan.
HAMZA DAĞ
(İzmir) Bilmeden çıkmışsın oraya, biraz incele.
İHSAN ÖZKES
(Devamla) Yani diyor ki Sayın Başbakan: İzmirliler eğer
AKPye oy verirse üzerlerindeki yakıştırmaları silip
süpürecekler.
MEHMET CEMAL
ÖZTAYLAN (Balıkesir) Anlamamışsın.
HAMZA DAĞ
(İzmir) İzmire hayatında gelmemiş.
İHSAN ÖZKES
(Devamla) Şimdi, Sayın Diyanet İşleri Başkanı
da Başbakanın bu söyleminin bir versiyonunu söylüyor.
Şimdi, arkadaşlar,
bir Diyanet İşleri Başkanı bölücülük yapabilir mi,
ayrımcılık yapabilir mi, ötekileştirme yapabilir mi, hem de
bunu din üzerinden, Diyanet üzerinden yapabilir mi?
Değerli
arkadaşlar, şöyle biliyoruz: AKP kendisinde olmayan belediyeleri ele
geçirmek istiyor, bu doğaldır, buna saygı duyarız, bu
siyasettir. Her siyaset, her siyasi parti bütün il ve ilçe belediye
başkanlıklarını kazanmak ister, buna söylenecek bir
şey yok. Ancak, AKPnin kazanmak istediği il ve ilçe belediyelerinde
Diyanet taşeron olarak kullanılmamalıdır, bu çirkin bir
oyun olur. (CHP sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
Şu anda, Diyanet İşleri Başkanı İzmir Müftüsünü
tartışmalı müftü yapmıştır.
RECEP ÖZEL
(Isparta) Öyle bir şey yok ya.
İHSAN ÖZKES
(Devamla) Şartlı olarak, bilinçli olarak, bir amaca yönelik olarak
İzmir Müftüsünü atadığını söylüyor. Türkçesi bu.
RECEP ÖZEL
(Isparta) Sayın Müftüm, sen siyaset yapmıyor musun?
İHSAN ÖZKES
(Devamla) Dolayısıyla, Sayın Diyanet İşleri
Başkanı derhâl özür dilemelidir.
MEHMET CEMAL
ÖZTAYLAN (Balıkesir) Emrin olur, emrin!
İHSAN ÖZKES
(Devamla) Atatürkün kurduğu Diyanet İşleri
Başkanlığı makamında bulunan bir şahsın bu
şekilde konuşması doğru değildir ama
şaşmıyoruz. Niye? Çünkü, biliyorsunuz, geçtiğimiz
haftalarda Çanakkale Zaferi kutlandı. Çanakkale şehitleri ve gazileri
rahmetle ve minnetle anıldı. Maalesef, Türkiye Cumhuriyetinin hiçbir
camisinde 15 Mart Cuma günü okunan hutbelerde Ulu Önder Atatürkün adı
geçmedi. Hâlbuki daha önceki yıllarda, her yıl, her defasında
Atatürkün adı anılırken bir yıldır Diyanet
İşleri Başkanlığının yapmış
olduğu ne mevlit programlarında ne 10 Kasımlarda ne Cumhuriyet
Bayramlarında ne de Çanakkale Zaferinde, şehitlerin ve gazilerin
anlatıldığı, rahmetle, minnetle yâd edildiği haftada
Atatürkün adı geçmedi. Hâlbuki Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Çanakkalede
bizzat savaştı, kahramanlıklar yaptı. Yarbaylıktan albaylığa
bu Çanakkale Zaferinde gösterdiği kahramanlıklar
dolayısıyla terfi etti. 1915te çıkan Harp Mecmuasında Ulu
Önder Atatürkün Çanakkalede göstermiş olduğu kahramanlık
nedeniyle, kahramanlıklar nedeniyle 1915 yılının Harp
Mecmuasına kapak oldu ama Atatürksüz bir Çanakkale Zaferi, Atatürksüz
bir Çanakkale Şehitleri ve Gazileri Haftası geçirildi ve 253 bin tane
şehidimiz, 253 bin şehidimiz
RECEP ÖZEL
(Isparta) Tane değil.
İHSAN ÖZKES
(Devamla) - Taneyi geri alıyorum, 253 bin şehidimiz
Kelle
demiyorum! Kelle demiyorum!
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
RECEP ÖZEL
(Isparta) 250 bin tane hatim okundu onlara.
İHSAN ÖZKES
(Devamla) 253 bin şehit diyorum be! (CHP sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar) 253 bin şehidimiz nedeniyle 253 bin tane
hatim okundu, bu hatmin duasını Sayın Görmez yaptı. Yine,
Gazi Mustafa Kemal Atatürkün adı geçmedi. Yahu kardeşim, Çanakkale
savaşlarını anlatıyorsun, Çanakkale savaşlarından
bahsediyorsun onlara dair. Neden Atatürkten bahsetmiyorsun? Neden bahsetmiyorsun?
Değerli
arkadaşlar
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Özkes.
RECEP ÖZEL
(Isparta) Süre bitti, süre.
İHSAN ÖZKES
(Devamla) Süre bitince rahatladınız değil mi? Çok mu
rahatladınız?
OSMAN AŞKIN
BAK (İstanbul) Çok mu önemli?
İHSAN ÖZKES
(Devamla) - Evet, önemli.
Sürem bitmediyse
konuşayım.
BAŞKAN
Sayın Özkes, teşekkür ediyoruz.
Süremiz bitti.
İHSAN ÖZKES
(Devamla) Ben teşekkür ederim Sayın Başkan. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz.
III.- YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Yoklama talebi vardır.
Sayın
Yalçınkaya, Sayın Yüksel, Sayın Moroğlu, Sayın Aygün,
Sayın Susam, Sayın Özel, Sayın Özdemir, Sayın Güler,
Sayın Öğüt, Sayın Özkan, Sayın Çıray, Sayın Acar,
Sayın Kuşoğlu, Sayın Özel, Sayın Kurt, Sayın
Tayan, Sayın Çetin, Sayın Güven, Sayın Loğoğlu,
Sayın Dinçer.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.-
ÖNERİLER (Devam)
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- AK
PARTİ Grubunun, Genel Kurulun çalışma gün ve saatleri ile
gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine; 2, 9, 16 ve 30 Nisan
2013 Salı günkü birleşimlerinde bir saat sözlü soruların
görüşülmesini müteakip diğer denetim konularının görüşülmeyerek
kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesine; 3 10, 17 ve 24 Nisan
2013 Çarşamba günkü birleşimlerinde sözlü soruların
görüşülmemesine; (11/26) esas numaralı Gensoru Önergesinin gündeme
alınıp alınmayacağı hususundaki görüşmelerin 29
Mart 2013 Cuma günkü birleşiminde yapılmasına; 437 sıra
sayılı Kanun Tasarısının İç Tüzükün 91inci
maddesine göre temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesine
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu önerisini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Öneri kabul
edilmiştir.
İç
Tüzükün 37nci maddesine göre verilmiş bir doğrudan gündeme
alınma önergesi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
VII.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
D) Önergeler
1.-
Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, (2/162) esas numaralı Özel
Tüketim Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifinin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi
(4/102)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
2/162 esas numaralı
Kanun Teklifim 45 gün içinde Komisyonda görüşülmediğinden İç
Tüzükün 37nci maddesi gereğince doğrudan gündeme alınması
konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz
ederim. 15.02.2012
Erkan
Akçay
Manisa
BAŞKAN Teklif sahibi olarak, Manisa
Milletvekili Erkan Akçay.
Buyurunuz Sayın Akçay. (MHP
sıralarından alkışlar)
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; tarımsal üretimde
kullanılan girdilerden özel tüketim vergisi alınmamasına yönelik
olarak vermiş olduğum kanun teklifi üzerine söz aldım. Muhterem
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, on
yıllık AKP iktidarı döneminde, tarımın millî gelire
katkısı düşmüştür, tarımsal ihracatımız,
tarımsal ithalatı karşılayamaz duruma gelmiştir, tarım
toprakları terk edilmekte, ekilen, biçilen alanlar azalmaktadır, köyler
boşalmış, tarımda çalışan sayısı
düşmüştür, çiftçimizin geliri her geçen yıl azalmaktadır.
Yine AKP döneminde enflasyon yüzde 142,
mazot, ilaç, gübre fiyatları ortalama 4-5 kat artarken ürün fiyatları
hemen hemen yerinde saymıştır. Bir taraftan enflasyona,
diğer taraftan da 4-5 kat artan girdi fiyatlarına ezdirilen çiftçi
borç batağına saplanmıştır. Çiftçilerin borcu on
yılda 80 kat artarak 530 milyondan 40 milyar liraya
çıkmıştır. Gübre ve elektrikte yüzde 18, zirai ilaç ve
hayvan yeminde yüzde 8 KDV vardır. Tohumluklarda yüzde 1 KDV varken sebze
tohumluklarında ve sebze fidelerinde yüzde 8 KDV vardır. Mazotta
yüzde 15,25 KDV ve 37,61 oranında ÖTV bulunmaktadır. Tarımsal
üretimdeki bu yüksek girdi fiyatları nedeniyle üretim maliyetleri
yükselmekte, Türk çiftçisi yabancı ülkelerin üreticileriyle rekabet
edememektedir.
Birleşmiş
Milletler Gıda ve Tarım Örgütünün verilerine göre, Türkiye,
pahalı üretim bakımından, pirinçte 16ncı, tütün ve
buğdayda 21inci, soyada 22nci, mısırda 26ncı
sıradadır.
Rafineri
çıkışı 1 lira 44 kuruş olan mazottan 1 lira 60
kuruş ÖTV, 55 kuruş KDV alınmaktadır. Diğer paylarla
beraber, 1 litre motorin 4 lira 24 kuruşa satılmaktadır. Bu
yüksek vergiler nedeniyle ülkemiz, tarımda dünyanın en pahalı
mazotunu kullanan ülkelerin başında gelmektedir. Mazotun litre
fiyatı Mart 2002de 1 liraydı, bugün 4 lira 24 kuruştur. Türk
çiftçisinin yıllık kullandığı mazot miktarı
yaklaşık 3 milyon 300 bin tondur. Çiftçilere verilen mazot desteği,
tarımda kullanılan mazota ödenen bedelin yüzde 5ini ancak
karşılamaktadır. Bu rakam, mazot için çiftçinin ödediği
KDVnin ancak 4te birine karşılık gelmektedir. Çiftçilerin
kullandığı kırsal motorinin ÖTVsi euro dizele göre
düşüktü. 2011 yılı Ocak ayından itibaren kırsal
motorin uygulamasının kaldırılması sonunda Türk
çiftçisi 250 milyon liralık ÖTV farkı ödemek zorunda
kalmıştır bir yılda.
Avrupa
Birliği, bütçesinin yüzde 45ini tarıma ayırmaktadır.
Tarım Kanununda Bütçeden ayrılacak kaynak gayrisafi millî
hasılanın yüzde 1inden az olamaz. denilmektedir. Tarımsal
destek 2013 bütçesinde 9 milyar liradır. Bu rakam millî gelirin yüzde
yarımı, bütçenin yüzde 2si etmektedir. Buğday üreticisinin
dekarda yaptığı mazot harcaması 50 liradır; buna karşılık,
mazot desteği olarak aldığı prim sadece 4 liradır. Destek,
yapılan masrafın sadece yüzde 7sidir. Ülkemiz tarımında
kullanılan mazotun ÖTV ve KDVsi yaklaşık 9 milyar Türk
lirası tutmaktadır. Başka bir deyişle, bütçeden tarıma
destek olarak 2013 yılında ayrılan 9 milyar Türk lirasının
tamamı, çiftçinin ödediği mazot parasından alınan ÖTV ve
KDV olarak geri alınacaktır. Bu durumda destekten söz etmek mümkün
değildir.
Gemilere ve
yatlara ÖTVsiz akaryakıt verilmektedir. Pırlantadan KDV
alınmadığı gibi, pırlantaya şimdi de ÖTV
muafiyeti getirmeye çalışan AKP Hükûmeti, çiftçilerin
kullandıkları motorinden yüzde 37,61 oranında ÖTV, yüzde 15,25
oranında KDV almaktadır. Üretim maliyetlerinin düşürülmesi için
çiftçilerimizin kullandığı mazota ÖTV ve KDV istisnası
getirilmelidir.
Bu
düşüncelerle kanun teklifimizi desteklemenizi bekler, saygılar
sunarım. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederiz Sayın Akçay.
Elâzığ
Milletvekili Enver Erdem.
Buyurun Sayın
Erdem. (MHP sıralarından alkışlar)
ENVER ERDEM
(Elazığ) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, tarımda kullanılan mazottan özel tüketim vergisi
alınmaması konusunda Milliyetçi Hareket Partisi milletvekilleri
tarafından verilen kanun teklifi üzerinde söz almış
bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün 4 lira 30
kuruş olan mazot fiyatlarının yüzde 52,3ünü yani
yarısından fazlasını ÖTV ve KDV oluşturmaktadır.
1 litre mazottan yaklaşık 1 lira 60 kuruş ÖTV
alınmaktadır. Mazota gelen zamlar nedeniyle çiftçilerimiz traktörlerine
mazot koyamaz hâle gelmiş, son on yılda çiftçi ürünlerini neredeyse
aynı fiyattan satarken mazot fiyatları 4 kat artarak 4 lira 30
kuruşa çıkmış, çiftçi bu maliyetleri nasıl
karşılayacağının tereddüdü içerisindedir.
Çiftçilerimiz
gerçekten çok zor günler yaşıyor. Mazot, gübre, elektrik, ilaç,
tohum, yem fiyatlarındaki yüksek artışlar çiftçilerin üretim
yapmasını güçleştiriyor. Ağır girdi maliyetlerinin
altında ezilen çiftçilerin artık dayanacak gücü
kalmamıştır. AKP Hükûmeti, çiftçilerimize dünyanın en
pahalı mazotunu satıyor ama milyon dolarlık gemicikleri olanlara
vergisiz mazot vermeye devam ediyor. Gemilere, yatlara, teknelere ÖTVden muaf
olarak mazot satıyor. Yıllardır ucuz mazot bekleyen çiftçi ise
hep havasını alıyor. Mazotun çiftçiye vergisiz
satılması için illa ki Başbakanın veya bakanların
çocuklarının çiftçilikle uğraşması mı bekleniyor?
Lüks arabaların, özel otoların, ciplerin aldığı
mazotun fiyatlarıyla çiftçilerin kullandığı mazotun fiyatı
aynı. Böyle uygulama, böyle adalet olur mu? Çiftçilerimizin KDV ve ÖTVye
ödediği para Hükûmetin verdiği tüm destekleri alıp
götürmektedir.
Ülkemiz,
tarımda yılda 3,5 milyon ton mazot kullanmaktadır. Bu mazotun
ÖTV ve KDVsi yaklaşık 9 milyar lira tutmaktadır. Başka bir
deyişle, bu yıl bütçeden tarıma destek olarak yapılacak
ödemelerin tamamı çiftçinin ödediği mazot parasından ÖTV ve KDV
olarak geri alınacaktır. Bu durumda gerçekten bir destekten söz etmek
elbette mümkün değildir. Mazot desteği veriyoruz. diyorsunuz.
Buğday üreticisinin dekara yaptığı mazot harcaması 56
lirayken sadece 4 liralık mazot desteğinden istifade etmekte yani
yaklaşık yüzde 7 miktarında bir destekten istifade
edebilmektedir. Çiftçiler diyor ki: Mazottan, gübreden vergiyi
kaldırın, başka bir destek istemiyoruz.
Değerli
milletvekilleri, aslında, tarımda çiftçilerimizin durumu ve
sıkıntıları bu minval üzere devam ediyor. Aslında,
konuşmamın ben devamında da bundan bahsetmek istiyordum. Ancak,
yaklaşık olarak iki yıl önce, yine bu kürsüden, Elâzığ
Belediyesindeki yolsuzluklarla alakalı, oradaki temizlik ihalesindeki
yolsuzluklarla alakalı hususları ben gündeminize getirmiştim. Ve
o gün, Değerli AK PARTİ Grup Başkan Vekili Mustafa Elitaş
Bey yaptığımız konuşmaların doğru
olmadığını ve yanlış ifadeler
kullandığımızı, yalan söylediğimizi ifade
etmişlerdi. Ben de bu kürsüden Yaptığım konuşmalarda
tek bir tane yanlış varsa milletvekilliği görevi de dâhil olmak
üzere, ben bırakmaya hazırım. Değerli Grup Başkan
Vekilim, eğer sözlerinizde doğruysanız, haklıysanız
siz de bu sözü verir misiniz? demiştim.
Arkadaşlar,
bugün Elâzığ 1. Ağır
Ceza Mahkemesinin vermiş olduğu karar, bizim söylediğimiz sözlerin yani Elâzığ Belediyesinde Elâzığ
Belediye Başkanı, belediye
başkan yardımcıları, müdürleri, memurları ve oradaki
yolsuzluk çetelerinin yapmış olduğu yolsuzlukları,
usulsüzlükleri, evrakta sahtecilikleri, ihaleye fesat
karıştırmayı yargı kararıyla tescil
etmiştir. Yolsuzluk yapan 46 insandan 45ine, en
aşağısına bir yıl on ay olmak üzere, hapis cezası
verilmiştir.
Dolayısıyla,
ben, Sayın Grup Başkan Vekilinin bu konuda gelip açıklama
yapmasını ve AK PARTİ iktidarının da diğer
belediyelerde olduğu gibi burada da belediye başkanı ve
yolsuzluk yapan bu insanlarla ilgili gereğini yapmasını,
bunların derhâl görevden uzaklaştırılmasının gerekli
olduğunu burada ifade ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Erdem.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Başkan, sayın hatip ismimden de bahsederek
Elâzığ Belediye Başkanlığıyla ilgili bir konuda
yanlış bilgi verdiğimi, yalan söylediğimi ifade
etmiştir. İzin verirseniz açıklama getirmek istiyorum.
BAŞKAN
Buyurunuz Sayın Elitaş. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
VI.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
5.-
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın, Elâzığ Milletvekili
Enver Erdemin doğrudan gündeme alınma önergesi üzerinde
yaptığı konuşma sırasında şahsına
sataşması nedeniyle konuşması
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın milletvekilimiz
burada bahsederken herhâlde bir seneye yakın bir hadiseden bahsediyor.
Kendisi Elâzığ Milletvekilidir, konuyla ilgili rakam olarak zihninde
tutuyor olabilir ama hatırladığım kadarıyla, siz, bir
araçla ilgili kiralama bedelinin çok afaki, 2 trilyon liraya çıkan
bedeller olduğunu ifade etmiştiniz.
ENVER ERDEM
(Elâzığ) Doğru.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) - Getirdiğiniz rakamlarla bizim belediyeden
aldığımız rakamlar arasında çok büyük
farklılığın olduğunu eldeki belgeler çerçevesinde,
size ifade etmiştik. Yaklaşık, tahmin ediyorum, bir aracın
2 trilyon lira bedelle kiralandığını ama onun bir araç
değil, 5 araç olduğunu ifade etmiştik.
ENVER ERDEM (Elâzığ)
Sayın Başkan, yargı kararı sonucunda ne
yapacaksınız onu söyleyin.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Yargının sonucunu ne yapacaksınız, onu söyleyin.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) -
Tekrar altını çizerek şunu söylüyorum: Elâzığ Belediye
Başkanı veya herhangi bir belediye başkanı, bu ülkede kamu
görevi yaparken her kim ki tüyü bitmedik yetimin hakkını yediyse
lanet olsun.
ENVER ERDEM (Elâzığ)
Gereğini yapacak mısınız?
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) -
Yargı bunların yakasına yapışacaktır. Biz de
aynen onu ifade ettik, dedik ki: Sizin verdiğiniz rakamlar doğru
değil, yanlış bilgilerdir ama bir yolsuzluk varsa, bir
hırsızlık varsa bunun da hesabını herkes vermelidir.
diye ifade etmiştik. Nitekim, o günkü yaptığımız
çerçevede, baktığımız
Hatta o gün bir daha bir şey
söylemiştiniz, demiştiniz ki: Bir bakan
yardımcısının şu kadar yüksek bir miktarla aylık
araç kiraladığıyla ilgili şaibeler, duyumlar var. Burada
da oturan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımızdı. Sayın
Bakan dedi ki: Sayın Milletvekilim, kim olduğunu söyleyin, hangi
araç olduğunu ifade edin, hangi bakanlıkla ilgili olduğunu bize
söyleyin, gereğini yapalım. Siz, burada duyum diye ifade
etmiştiniz. Ben de demiştim ki: Milletvekilleri duyumlarla
değil, belgelerle konuşurlar.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Şimdi
karar aldı mahkeme Sayın Elitaş, onu söyleyin
ENVER ERDEM (Elâzığ)
Gereğini yapacak mısınız?
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) -
Bakın, yargı, mahkeme kararını vermiş. Eğer
haksızsa, suçluysa, Yargıtaydan da onanırsa ne diyeceğiz?
Lanet olsun diyeceğiz.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Elitaş.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Yargıtaya
gerek yok. Muhalefet belediyelerini karakoldayken alıyorsunuz görevden. Bu
yargıdan çıkmış, alın da
BAŞKAN - Sayın Erdem
ENVER ERDEM (Elâzığ)
Sayın Grup Başkan Vekili geçen yılki konuşmalarımda
verdiğim rakamların yanlış olduğundan, kendisinin
verdiği rakamların doğru olduğundan bahsediyor. Bunu benim
düzeltmem lazım, burada bir yanlışlık var.
BAŞKAN - Buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
6.-
Elâzığ Milletvekili Enver Erdemin, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın sataşma nedeniyle yaptığı konuşma
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
ENVER ERDEM (Elâzığ)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Değerli milletvekilleri,
Sayın Grup Başkan Vekili; ben geçen yıl vermiş olduğum
rakamların -burada tekrar rakamları da tekrarlayarak- söylediğim
her ifadenin arkasındayım ve söylediğim sözlerde hiçbir tane
yanlış yok.
Ayrıca, siz Grup Başkan
Vekilisiniz, bakan yardımcısıyla ilgili söylediğim, gündeme
getirdiğim hususları, geçen yıl, benim konuşmamdan sonra,
hangi bakanlıkta bu bakan yardımcısının araç kiralama
işinin iptal edildiğini de çok rahat öğrenebilirsiniz. Yani,
söylediğimiz sözlerde bir eksiklik yok, yanlışlık yok. İlgili
birtakım bürokratları sıkıntıya sokmamak için belki
bunu bizim söylememiz doğru olmaz ama siz onu buldunuz -hangi
bakanlıkta olduğunu- ve bu ihaleyi de iptal ettiniz. Onun için,
söylediğiniz sözlerin, lütfen, arkasında duracaksınız.
Ayrıca,
burada önemli olan nokta şu: Milliyetçi Hareket Partisi belediyelerinin
veyahut da Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin belediye
başkanlarının veya oradaki yöneticilerin yolsuzlukları
nedeniyle, adını böyle koyarak, bu insanları görevlerinden
uzaklaştırıyorsunuz, görevlerine iade etmiyorsunuz. Şimdi
ben size soruyorum: 45 tane ceza alan, görevli olmasına rağmen,
Elâzığ Belediye Başkanını ve sorumlularını
görevden alacak mısınız? Yani, yiğitçe buna cevap vermeniz
lazım. Evet, yolsuzluk varsa, mahkeme karar vermişse
alacağız. veyahut da Biz yolsuzluktan yanayız. diyeceksiniz.
Teşekkür
ederim. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Erdem.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, belediye
başkanlarıyla ilgili yargının bir talebi üzerine
soruşturma izninin açılması İçişleri
Bakanlığının iznine tabidir. Bu konu dikkate
alınmış, değerlendirilmiş, incelenmiş ve
İçişleri Bakanlığı yargılanmasıyla ilgili
izin vermiştir. Eğer belediye başkanı...
ENVER ERDEM
(Elâzığ) Yargı kararını siz vermiyorsunuz.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Zaten yargı, kararını verdikten
sonra gereği yapılacaktır. Bunun da...
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Alacağız. de ya!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri)
yiğitlikle miğitlikle alakası
yoktur bu işin.
ENVER ERDEM
(Elâzığ) Yargı, yargılamaya karar veriyor, siz
vermiyorsunuz.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) AK PARTİ, yiğitçe yolsuzluğun
üzerine gitmiştir.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Sayın Elitaş, Alacağız. de, kurtul ya!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Bu milletin tüyü bitmemiş yetiminin
hakkı en iyi şekilde değerlendirilerek yatırımlara
dönüşmüştür. Türkiyenin on yıldaki geldiği nokta belli,
ondan önceki durumlar bellidir. Bunu kamuoyu net olarak görüyor.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Alacağız. de, Alacağız. de, bir şey
olmaz.
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Elitaş.
VII.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
D)
Önergeler (Devam)
1.-
Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, (2/162) esas numaralı Özel
Tüketim Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifinin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi
(4/102) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmemiştir.
Sayın
milletvekilleri, şimdi gündemin Sözlü Sorular kısmına
geçiyoruz.
IX.-
SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI(X)
1.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün, köy yollarının yapımına ilişkin
İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/71) ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
2.- Adana Milletvekili Ali
Halamanın, Gökdere Barajı tünelinde meydana gelen kazaya
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1346) ve Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
3.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün, Ardahan İl Müdürlüğü Makine İkmal Şube
Müdürlüğünün Bakım Onarım Atölyesine ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1387) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
4.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün, Ardahanın teknik eleman ve iş makinası
ihtiyacına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1406) ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
5.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Nurhaktaki bir köyün su sorununa
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1493) ve Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
6.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Nurhaktaki bir dere
yatağının ıslah edilmesine ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1494) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun
cevabı
7.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Nurhakta meydana gelen sel
baskınları için önlem alınması ve bir köyün içme suyu
şebekesi sorununa ilişkin sözlü soru önergesi (6/1495) ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
8.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Nurhakın sulama göleti
ihtiyacına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1496) ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
9.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Pazarcıktaki bir köyün eskiyen içme
suyu şebekesinin değiştirilip
değiştirilmeyeceğine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1497)
ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
10.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Ekinözündeki
bazı köylerin içme ve sulama suyu şebekeleriyle ilgili yenileme
çalışması yapılıp yapılmayacağına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1500) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
11.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Göksundaki sulama
kanallarının iyileştirilmesine ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1520) ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
12.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Göksunun sulama
göleti ihtiyacına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1521) ve Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
13.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Ekinözündeki
bazı köylerin içme suyu şebekelerinin yenilenip
yenilenmeyeceğine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1523) ve Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
14.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Andırındaki
bir köyün temiz içme suyu ihtiyacına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1525) ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
15.- Tunceli Milletvekili Kamer Gençin,
bir şube müdürüne ve toprak döküm alanlarının gelirlerine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1547) ve Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
16.- Tunceli Milletvekili
Kamer Gençin, Orman Genel Müdürlüğüne ait bir araziye ilişkin sözlü
soru önergesi (6/1548) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
17.- Adana Milletvekili Ali Halamanın, Seyhan
Irmağı üzerindeki Göktaş Barajı inşaatına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1594) ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
18.- Adana
Milletvekili Ali Halamanın, Seyhan Irmağı üzerindeki
Kavşak Bendi Barajı inşaatına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1595) ve
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
19.- Iğdır Milletvekili Sinan
Oğanın, Iğdırdaki bir köyün sulama sorununa ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1691) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
20.- Iğdır
Milletvekili Sinan Oğanın, Iğdırdaki bir köyün sulama
sorununa ilişkin sözlü soru önergesi (6/1692) ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
21.- Iğdır
Milletvekili Sinan Oğanın, Karakoyunlu İlçesindeki bir beldede
sulama kanallarının topraktan olmasından kaynaklanan
mağduriyete ilişkin sözlü soru önergesi (6/1693) ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
22.- Iğdır
Milletvekili Sinan Oğanın, Iğdır Ovası sulama
kanallarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1694) ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
23.- Iğdır
Milletvekili Sinan Oğanın, Tuzlucaya bağlı bazı
köylerin sulama sorununa ilişkin sözlü soru önergesi (6/1695) ve Orman ve
Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
24.- Tokat Milletvekili Reşat Doğrunun,
Yeşilyurt Alpu Barajına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1724) ve
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
25.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Elbistana
bağlı bir beldeye sulama kanalı yapılmasına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1763) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
26.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Elbistandaki bir
beldeye sulama kanalı yapılmasına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1839) ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
27.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Elbistandaki
bazı beldelere sulama kanalı yapılmasına ilişkin sözlü
soru önergesi (6/1840) ve
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
28.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Elbistandaki bir
köyün su şebekesi sorununa ilişkin sözlü soru önergesi (6/1841) ve Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
29.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Elbistana
bağlı Kalealtı-İğde sulama sahasında bulunan
kanalların kapalı sisteme alınmasına ilişkin sözlü
soru önergesi (6/1842) ve
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
30.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Iğdırdaki dere yatakları ve
köprülere ilişkin sözlü soru önergesi (6/1863) ve Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
31.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Kelkit Irmağındaki Erbaa HES
Projesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1873) ve Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
32.-
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın, Şanlıurfada tahsil
edilen sulama birlikleri aidatlarına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1875) ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
33.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Erzurum ve Iğdır ovalarındaki
sulama kanallarının bakım ve onarımına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1884) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun
cevabı
34.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Muş-Bulanıktaki sulama
kanallarının bakım ve onarımına ilişkin sözlü
soru önergesi (6/1886) ve
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
35.-
Muğla Milletvekili Mehmet Erdoğanın, Muğlada 2-B
kapsamındaki arazilerin rayiç bedellerine ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1914) ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
36.- Gaziantep
Milletvekili Mehmet Şeker'in, Bakanlığın kurumsal
kimliğinin oluşturulmasına yönelik harcamalara ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1959) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun
cevabı
37.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, orman işçisi
alımına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1980) ve Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
38.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Batmandaki bir derenin ıslah edilmesine
yönelik çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/2013) ve Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
39.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Ardahana yapılacak yeni
yatırımlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/2048) ve Orman ve Su İşleri Bakanı
Veysel Eroğlunun cevabı
40.-
İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğütün,
Çankırı-Bayramörene yapılacak HES projesine ilişkin sözlü
soru önergesi (6/2054) ve
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
41.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Kars ili Kağızman ilçesindeki sulama
sorunlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2088) ve Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
42.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Van Gölü çevresine katı atık
arıtma tesisi yapılması ihtiyacına ve gölün turizme
kazandırılması çalışmalarına ilişkin sözlü
soru önergesi (6/2247) ve
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
43.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün, Ardahanda yapılması planlanan sulama
maksatlı tünelin yeniden projelendirilmesine ilişkin sözlü soru
önergesi (6/2249) ve
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
44.-
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzelin, Nilüfer Çayı
Havzasındaki kirliliğe ve alınan önlemlere ilişkin sözlü
soru önergesi (6/2266) ve
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
45.- Antalya
Milletvekili Yıldıray Sapanın, Antalyanın Akseki ilçesine
bağlı bir köyün su şebekesi ihtiyacına ilişkin sözlü
soru önergesi (6/2280) ve
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
46.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, orman yangın
işçilerinin yıl boyu çalıştırılmasına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/2312) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
47.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Batman Çayı ıslahı
çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2326) ve Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
48.- Antalya
Milletvekili Arif Bulutun, Ispartada açılan taş ve mermer
ocaklarının neden olduğu tahribata ilişkin sözlü soru
önergesi (6/2405) ve
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
49.-
Muğla Milletvekili Nurettin Demirin, Şanlıurfadaki bir köyün
ormanında keyfi ağaç kesimi yapıldığı
iddiasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2443) ve Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
50.- Antalya
Milletvekili Gürkut Acarın, orman köylerine ilişkin sözlü soru
önergesi (6/2467) ve
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
51.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, 2012 yılında
tahrip olan ormanlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/2551) ve Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
52.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Süreyyabey Barajının sulama
kapasitesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2557) ve Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
53.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, Kars, Iğdır ve Ağrıda yapılan
ağaçlandırma çalışmalarına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/2594) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
54.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün, Gümüşhane ve Bayburtta yapılan
ağaçlandırma çalışmalarına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/2595) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
55.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün, Ardahanda yapılan ağaçlandırma
çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2596) ve Orman
ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
56.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçerinin, 2002-2012
yılları arasında yanan veya zarar gören ormanlara ve
ağaçlandırma çalışmalarına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/2636) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
57.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçerinin, orman vasfını yitirmiş arazi
miktarına ve bunların satışından elde edilen gelire
ilişkin sözlü soru önergesi (6/2637) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
58.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlunun,
2011-2012 yıllarında Osmaniyede yapılan ormanlaştırma
çalışmalarına ve 2013 yılı hedeflerine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/2642) ve Orman ve Su İşleri Bakanı
Veysel Eroğlunun cevabı
59.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Tokatta yapılan şehir
ormanlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2673) ve Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
60.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, 2011 ve 2012 yıllarında
Tokatta yapılan ormanlaştırma çalışmalarına ve
2013 hedeflerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2674) ve Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
61.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Tokat ilinde orman yangınları
ile mücadele kapsamında yangın göletleri ve su havuzları
inşasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2675) ve Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
62.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, orman yangınları ile mücadele
kapsamındaki çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi
(6/2676) ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
63.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Batmandaki sulama kanallarının
tamamlanamamasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2746) ve Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
64.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Tokattaki Meteoroloji Bölge
Müdürlüğünün kapatılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2828)
ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
65.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, ani taşkın ve erken
uyarı sistemi projesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2829) ve Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
66.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, orman içi suların
balıklandırılmasına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/2901) ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
67.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, yaban
hayvanlarının bakımına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/2902) ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
68.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, sulak alanların
korumasına ve geliştirilmesine ilişkin sözlü soru önergesi
(6/3003) ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
69.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükatamanın, Bakanlık tarafından
kiralanan araçlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/3060) ve Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
70.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükatamanın, 2002-2013 yılları
arasında Bakanlıkta işe başlatılan engellilere
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3061) ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
71.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükatamanın, Bakan Yardımcısına,
görevlerine ve çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/3062) ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
72.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükatamanın, Bakanlık tarafından
kiralanan taşınmazlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/3063) ve Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
73.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükatamanın, Bakanlık tarafından
düzenlenen yurt dışı gezilere ilişkin sözlü soru önergesi
(6/3064) ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
74.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükatamanın, Bakanlık personeline ve açılan
davalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/3065) ve Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
BAŞKAN
Sunuşlar bölümünde belirttiğim üzere, birlikte cevaplandırmak
istediği sözlü soru önergelerini cevaplandırması için Orman ve
Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlunu kürsüye
çağırıyorum.
Buyurunuz
Sayın Eroğlu. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Sayın
Başkanım, çok değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
(6/71) esas
numaralı sözlü soru önergesine cevap vermek üzere söz almış
bulunuyorum. Ardahan il merkezinin şehirden çıkış
yolları karayolları bölge müdürlüğü sorumluluk alanında,
köy yolları ise il özel idareleri sorumluluk alanındadır.
Belediyeye ait şehir giriş çıkış yollarında
yeniden ıslah çalışmaları ve düzenlemeleri
yapılmaktadır. Merkez İlçe, Köylere Hizmet Götürme
Birliğince Ardahan ili merkezine bağlı, şehir merkezine
yakın köy yollarının tamamı asfalt sathi kaplama
yapıldı, 2011 yılı içerisinde ilin merkezine
bağlı 7 köyün köy içi kilitli parke yapım işi
tamamlandı. Diğer köy içi yollarında ise malzemeli bakım
çalışmalarına devam edilmektedir.
(6/1346) esas
numaralı Adana Kozan ilçesinde yapımı devam eden Gökdere
Barajıyla ilgili, HESlerle ilgili
Bakanlığınızın baraj yapımında ihmali
olanlar hakkında ne gibi işler yapacaksınız?
şeklindeki sözlü soru önergesine cevap: Efendim, 4628 sayılı
Kanun kapsamında inşa edilen Gökdere Köprü Barajında meydana
gelen olayla alakalı olarak Kozan Cumhuriyet
Savcılığınca 2012 yılında başlatılan
hukuki süreç devam etmektedir. Ülkemiz hızlı bir sosyal ve ekonomik
gelişim göstermektedir. Bu gelişmeye paralel olarak ihtiyaç duyulan
elektrik enerjisinin öncelikle yerli enerji kaynaklarından
karşılanması maksadıyla yeni projeler geliştirilmesi
ve enerjide dışa bağımlılığın mümkün
olduğunca azaltılması büyük önem taşımaktadır. Bu
sebeple hayata geçirilecek HES projeleri Bakanlığımız
tarafından belirlenerek ilan edilmiş olup bu projeler
dışında yeni projelere izin verilmemektedir.
(6/1387) esas
numaralı sözlü soru önergesi: Ardahan Su ve Orman Bakanlığı İl Müdürlüğünün Makine
İkmal Müdürlüğünün bakım onarım atölyesinin
genişletilmesi talebi. Efendim, bizim böyle bir Makine İkmal Şube Müdürlüğü bakım ve
onarım atölyesi adında herhangi bir taşra kuruluşumuz
mevcut değil.
(6/1406) esas numaralı sözlü önergesine
cevabım
Soru: Ardahan halkının kısa vadede
ihtiyaçlarının süratli şekilde karşılanması,
büyük bir seferberlik ruhu içerisinde ilin acil ihtiyaç gösterilen teknik
eleman ihtiyacının karşılanması için
çalışmanız olacak mı? İkinci husus da makine
ihtiyaçlarıyla ilgili. Ardahan ilindeki birimlerimize 2012
yılında açıktan atama yoluyla yapılan alımlarda 3
orman mühendisi, 3 orman muhafaza memuru, 1 memur alımı
yapılmıştır. 2013 yılı için açıktan atama
yoluyla yapılacak personel alımlarında Ardahan ilindeki personel
ihtiyacı da göz önünde tutulacaktır. Ardahan şehrindeki
ormancılık faaliyetleri Erzurum Orman Bölge Müdürlüğü makine
parkında bulunan araç ve makinelerle yapılmakta olup yeni makine
alımına ihtiyaç yoktur, gerektiğinde buradan ilave araç temin
edilmektedir.
Kahramanmaraşla
ilgili, Nurhak ilçesine bağlı köylerin susuzluğuyla alakalı
(6/1493) sayılı sözlü soru önergesine cevabım: Köylerin içme
suyuyla alakalı görevler tamamen il özel idarelerinin uhdesindedir.
Gene
Kahramanmaraş Nurhak ilçesine bağlı Kullar beldesinde dere
yatağının ıslah edilmesiyle alakalı (6/1494)
sayılı sözlü soru önergesine cevabım: Efendim, Kullar
beldesinden geçen Çay Deresi taşkın koruması işi, 10 Ocak
2013 tarihinde ihalesi yapılarak işe başlanmıştır.
Bunun müjdesini veriyorum.
Gene (6/1495) esas
numaralı sözlü soru önergesi hakkında cevabım: Özellikle sel
baskınlarına karşı ne gibi, Kahramaraşta, tedbir
almayı düşünüyorsunuz? şeklinde soru vardı. Ayrıca,
Biçen köyünün eskimiş olan içme suyu şebekesinin
değiştirilmesini planlıyor musunuz? Efendim, Kahramanmaraş
Nurhak ilçesi içerisinden Kaleboynu, Deretarla, Kaleboynuözü, Değirmen ve
Aktaş dereleri geçmektedir. Bunlardan Kaleboynu, Deretarla ve Kaleboynuözü
derelerinde geçmiş yıllarda proje uygulanarak taşkın
problemi giderilmiştir, köylerin içme suyuyla alakalı görevler özel
idarelerin uhdesindedir.
Gene (6/1496) esas
numaralı sözlü soru önergesine cevabım: Kahramanmaraş Nurhak
ilçesinde sulama göleti yapmayı düşünüyor musunuz? şeklinde bir
soru var. Kahramanmaraş Nurhak ilçesi arazilerinin sulanması
maksadıyla geçmiş yıllarda etüt çalışması
yapılmış, ancak teknik ve ekonomik olarak gölet
yapılabilecek herhangi bir su kaynağı
bulanamamıştır. Ayrıca, Kahramanmaraş Nurhak ilçesinin
güneyinden geçen Göksu Çayından Nurhak ilçesi arazilerinin
sulanmasına yönelik etüt çalışması da
yapılmış, çay ile sulanacak arazi arasında 180 metre
üzerinde kod farkının terfi gerektirmesi sebebiyle 109 hektar alana
hizmet edecek pompaj sulaması ekonomik bulunmamıştır.
Kahramanmaraş
Pazarcık ilçesine bağlı Ufacıklı köyünün eskiyen içme
suyu şebekesiyle alakalı (6/1497) esas numaralı sözlü soru
önergesine cevabım: Az önce de ifade ettiğim üzere, köylerin içme
suyuyla alakalı görevler il özel idaresinin uhdesindedir.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Sayın Bakan, soru sahiplerinin isimlerini de söyleyebilir
misiniz?
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Kahramanmaraş
Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlunun (6/1500) esas numaralı sözlü
soru önergesi: Efendim, Çiftlik köyünün içme suyuyla alakalı sorular var,
içme suyu borularının değişmesini talep ediyor. Tabii,
köylerin içme suyuyla alakalı görevler Bakanlığımızın
uhdesinde değil, il özel idaresinin uhdesindedir.
Kahramanmaraş
Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlunun (6/1520) esas numaralı
sözlü soru önergesi: Göksun ilçesinin sulama kanallarının
iyileştirilmesi konusunda bir çalışmanız var
mıdır? Efendim, Kahramanmaraş Göksun sulaması DSİ
Genel Müdürlüğünce inşa edilerek 1983 yılında
işletmeye alınmış. İşletme bakım hizmetleri
2004 yılında Göksun Sulama Birliğine devredilmiştir. Sulama
şebekesinde yer alan kanal ve kanaletlerde rehabilitasyon
çalışmalarına esas olacak planlama çalışmamız
yapılmış ve 30/11/2012 tarihinde iadesi
gerçekleştirilmiştir.
Kanlıkavak
beldesine yapılan sulama kanalına 2,5 kilometrelik yeni bir sulama
kanalı eklemeyi planlıyor musunuz? şeklinde ikinci bir sorusu
var. Göksun ilçesine bağlı Kanlıkavak beldesi
sınırları içerisinde DSİce inşa edilerek
işletmeye alınmış bir sulama tesisi bulunmamaktadır.
Bu sebeple, mevcudiyeti bildirilen sulama kanalının uzatılmasıyla
alakalı olarak Bakanlığımız tarafından bir
çalışma yapılması mümkün görülmemiştir.
Kahramanmaraş
Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlunun (6/1521) esas numaralı
sözlü soru önergesi: Özetle Salyan Göleti ve millenmeyi önleme göleti
yapılması konusunda bir çalışma var mı? şeklinde
soru. Göksun sulaması 1985 yılında işletmeye açılmış
olup yirmi altı yıldır hizmet vermektedir. Kahramanmaraş
Göksun Sulama Projesi Rehabilitasyon Planlama Raporu ve ihalesi 30/11/2012
tarihinde yapılmıştır. Proje kapsamında Salyan Deresi üzerine
yapılacak olan Salyan Barajı ile işletmede olan Göksun
sulamasının tamamen cazibeli olarak modern sulama şebekesine
dönüştürülmesine imkân sağlanacaktır böylece.
Ayrıca,
diğer, ikinci soru: Büyükkızılcık beldesinin sulama
göletlerinin de yapılması konusunda bir planınız var
mı? Kahramanmaraş Göksun ilçesi Büyükkızılcık
kasabası arazilerinin sulanmasına yönelik,
Büyükkızılcık ve Nurhak Kullar göletleriyle sulamalarına
ait planlama raporları tamamlanmış, 7 Şubat 2013 tarihinde
proje ihalesi yapılmıştır. Bunun da müjdesini veriyoruz.
Kahramanmaraş
Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlunun köylerle alakalı (6/1523) esas
numaralı soru önergesiyle ilgili cevabım: Köylerin içme suyuyla
alakalı görevler il özel idaresi tarafından yapılmaktadır.
Kahramanmaraş
Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlunun (6/1525) esas numaralı sözlü
soru önergesi gene köylerle alakalı. Köylerin içme suyuyla alakalı
görevler il özel idareleri uhdesindedir.
Tunceli
Milletvekili Sayın Kamer Gençin (6/1547) esas numaralı sözlü soru
önergesine cevabım: İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma
Daire Başkanı Şube Müdürü Türker Eroğlu ile bir
akrabalığınız var mıdır?
Akrabalığım vardır. Kendisi İstanbul Büyükşehir
Belediyesi Çevre Koruma Daire Başkanlığında çöplerin ve
tıbbi atıkların bertarafından sorumlu Atık Yönetim
Şube Müdürü Vekilidir.
İstanbulda
orman idarelerine ait olup da
Toprak döküm alanlarıyla ilgili sorusu var.
İstanbul Büyükşehir Belediyesine 3 milyon 668 bin 853 metrekare
alanda rehabilite maksatlı toprak dolgusu için izin verilmiş ve 43
milyon 324 bin 900 TL bedel Büyükşehir Belediyesinden tahsil
edilmiştir. Büyükşehir Belediyesine toprak dolgu işleminin
tamamlanmasını takiben bu alanları en az 1,5 metre boyunda tüplü
fidanlar ile ağaçlandırması ve beş yıl süreyle
bakım yapması zorunluluğu getirilmiştir. Elde edilen
hasılat ağaçlandırma çalışmalarında
kullanılmaktadır.
Tunceli
Milletvekili Sayın Kamer Gençin (6/1548) esas numaralı sözlü soru
önergesine cevabım: Özellikle Orman Genel Müdürlüğüne ait bir alandan
bahsediyor. Bahse konu imar planı değişikliği Orman Genel
Müdürlüğü tarafından talep edilmiş olup mevcut otopark
alanı, eski imar planındaki otopark alanıyla takas edilmiş
ve şu anda kullanılan otopark alanı Orman Genel
Müdürlüğünün tapu alanı dışında kalmıştır.
Sahanın Orman Genel Müdürlüğüyle bir ilgisi yoktur.
Adana Milletvekili
Sayın Ali Halamanın (6/1594) esas numaralı sözlü soru
önergesine cevabım: Özellikle Seyhan Irmağı üzerinde kurulmakta
olan Göktaş Barajıyla alakalı soru. Göktaş Barajı ve
HES, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu kapsamında,
Bereket Enerji Üretim AŞ tarafından inşa edilmektedir. 2014
yılı sonunda tamamlanması hedeflenen barajın, derivasyon
çalışmaları tamamlanmıştır.
Adana Milletvekili
Sayın Ali Halaman (6/1595) esas numaralı sözlü soru önergesinde özellikle
Kavşak Bendi Barajıyla alakalı inşaatın ne zaman
tamamlanacağını soruyor. Kavşak Bendi Barajı ve HES,
4628 sayılı Kanun çerçevesinde, Enerjisa Enerji Üretim AŞ
tarafından inşa edilmektedir. Projeyle 185,53 megavat kurulu güçle
tam memba gelişimi durumunda yıllık 741 gigavatsaat enerji
üretimi planlanmış, aynı zamanda diğer maksatlar için de
optimum fayda sağlanarak ülke ve bölge ekonomisine maksimum katkı
hedeflenmiştir.
Iğdır
Milletvekili Sayın Sinan Oğanın (6/1691) esas numaralı
sözlü soru önergesine cevabım: Özellikle Koçkıran köyündeki kanalların
temizlenmesi, kırık kanallardan taşan suların verdiği
zararlarla ilgili soru sormuş. Sulama birliğinin faal hâle gelmesi ve
Meclis kararına dayalı olarak kanalların bakım,
onarımlarının talep edilmesi hâlinde, Bakanlığım
tarafından geliştirilen Bak-Onar I, Bak-Onar II ve rehabilitasyon ve
iyileştirme projeleri kapsamında değerlendirme yapılarak
yenilenebilir. Bakanlığıma konuyla alakalı herhangi bir
talep, şikâyet veya zarar ziyan başvurusu olmamıştır.
Iğdır
Milletvekili Sayın Sinan Oğanın (6/1692) esas numaralı
sözlü soru önergesine cevabım: Kendisi, Üçkaya köyüyle alakalı soru
sormuş. Bakanlığımın envanterinde bu köyle
alakalı sulama tesisi bulunmamaktadır. Söz konusu köylerde heyelan
sebebiyle oluşan ürün kaybıyla alakalı olarak
Bakanlığıma herhangi bir başvuru
yapılmamıştır.
Iğdır
Milletvekili Sayın Sinan Oğanın (6/1693) esas numaralı
sözlü soru önergesi hakkındaki cevabım: Kendisi Melekli beldesindeki
16 kilometrelik ve Cennetabat Mahallesindeki 24 kilometrelik toprak
kanalıyla alakalı, bu kanalların temizlenmesiyle alakalı
soru soruyor. Efendim, Bakanlığım tarafından 2008-2009
yılları arasında sorunun çözümü için teşebbüste
bulunulmuş olup Y102-20 tersiyer kanalının kapasitesi
büyütülerek bahse konu alanın şebeke dâhiline alınması
planlanmış lakin yöre halkı tarafından uygun
görülmemiştir. Yöre halkı, Y102-11 ile Y102-12 tersiyer
kanalları arasında ve Y102 yedek kanalında kontrolsüz olarak
sulama suyunu alan arkın beton kaplamalı yapılmasını
talep etmiş, bu husus teknik yönden Bakanlığımca uygun
bulunmamıştır. İşletme, bakım ve yönetim
sorumluluğu 17/12/1992 tarihinde Yeşil Iğdır Sulama
Birliğine devredilen Batı Iğdır sulama sahası
içerisinde yer alan kanalların temizliğinin ilgili birlik
tarafından yapılması gerekmektedir. Ancak, talep hâlinde Bakanlığımız
tarafından destek verilecektir.
Iğdır
Milletvekili Sinan Oğanın (6/1694) esas numaralı sözlü soru
önergesi sulama kanallarıyla alakalı hasarlarla ilgili. Söz konusu
sulama kanallarının yerleşim yerlerinden geçen bölümlerine
uyarı ve ikaz levhaları konulmuş olup sulama sezonu öncesi ve
sezon boyunca anonslar yapılarak boğulmalara karşı gerekli
ikazlar yapılmaktadır. Ayrıca, yerleşim yerlerinden geçen
bazı kanalların üzeri, projesine uygun olarak kapalı
geçilmiştir. Bakanlığıma, bahsi geçen konu ile alakalı
herhangi bir hasar ve insan sağlığına dair bir durum
intikal etmediğinden tespit ve tespite dayalı envanter,
kayıtlarımızda mevcut değildir.
SİNAN
OĞAN (Iğdır) Sayın Bakanım, Iğdırdaki
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) - Iğdır
Milletvekili Sinan Oğanın (6/1695) esas numaralı sözlü soru
önergesine cevabım: Köylerle alakalı, temizlik konusu,
kanalların temizliği
Iğdır ili Tuzluca ilçesi
Kırkbulak, Akdiz, Kumak, Hasankent, Güzeldere, Akdeğirmen ve
Canderviş köylerinin ortak sulama kanallarının geçtiği
ifade edilen sahada, Bakanlığımca inşa edilmiş bir sulama
tesisi bulunmamakta olup konunun il özel idaresi görev ve sorumluluğunda
olduğu değerlendirilmektedir.
Tokat Milletvekili
Sayın Reşat Doğrunun (6/1724) esas numaralı soru
önergesine cevabım: Tokatla ilgili Yeşilyurt ilçesinde
yapılmakta olan Alpu Barajı hangi safhadadır? diye sormuş,
ne zaman bitirileceğini soruyor. Tokat ili Yeşilyurt ilçesinde
yapımına devam edilen Alpu Barajında, baraj ana
ulaşım yolu
Kahramanmaraş
Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlu (6/1763) esas numaralı sözlü
soru önergesinde Elbistan ilçesine bağlı Büyükyapalak beldesine
ilave 3 bin metrelik sulama kanalı yapmayı düşünüyor musunuz? diye
soruyor. Cevap: Kahramanmaraş ili Elbistan ilçesine bağlı
Büyükyapalak yerleşim yerine ait arazilerin sulanmasına yönelik
işletmede olan herhangi bir tesisimiz bulunmamaktadır ancak
Büyükyapalak yerleşim yerlerine ait araziler, DSİ Genel
Müdürlüğümüzce geliştirilen ve planlama revizyon çalışmaları
onay aşamasında olan Adatepe-Karakuz Projesi ve Söğütlü
beldesine ait araziler ise planlama çalışmaları devam etmekte
olan Kavaktepe Projesi ve Adatepe-Karakuz Projesi kapsamında
sulanacaktır.
Kahramanmaraş
Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlunun (6/1839) esas numaralı
sözlü soru önergesi Kahramanmaraşın Elbistan ilçesine
bağlı Büyükyapalak beldesine ait kanalla ilgili. Az önce bununla
ilgili söyledim. Bu Adatepe-Karakuz Projesi kapsamında sulanması
planlanıyor.
Kahramanmaraş
Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlu (6/1840) esas numaralı sözlü
soru önergesinde Demircilik ve Izgın beldesine sulama kanalı
yapmayı düşünüyor musunuz? şeklinde soruyor. Izgın
beldesine ait araziler, Bakanlığım tarafından
geliştirilen ve planlama revizyon çalışmaları onay
safhasında olan Adatepe-Karakuz Projesi kapsamında sulanacaktır.
Demircilik beldesine ait araziler ise planlama çalışmaları devam
eden Kavaktepe Projesi kapsamından sulanacaktır. Kavaktepe Projesi
planlama çalışmaları ihale edilmiştir, 11/11/2011 tarihinde
sözleşmesi imzalanarak işe başlanmıştır.
Kahramanmaraş
Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlunun (6/1841) esas numaralı
sözlü soru önergesinde Özellikle Gücek köyüyle alakalı
çalışmalar var mı? diyor. Köyle ilgili çalışmalar
malum olduğu üzere il özel idarelerinin uhdesindedir.
Kahramanmaraş
Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlunun (6/1842) esas numaralı
sözlü soru önergesinde Elbistan ilçesine bağlı
Kalealtı-İğde sulama sahasında bulunan kanalların kapalı
sisteme alınması konusunda herhangi bir çalışma var
mı? diye soruluyor. İşletmede olan Kalealtı I. Merhale
Projesinin 3.869 hektarlık kısmı kanaletli şebeke, 3.865
hektarlık kısmı ise borulu şebekedir.
Kahramanmaraş-Kalealtı Sulama Projesinin rehabilitasyon planlama
yapım ihalesi ise 16 Ocak 2013 tarihinde yapıldı. Söz konusu
rehabilitasyon çalışmaları kapsamında Kalealtı 1.
Merhale Projesinin tamamının sulama suyu Adatepe Barajından
sağlanacaktır. Aynı zamanda 3.869 hektarlık kanaletli
şebekenin de kapalı şebekeye, borulu sisteme dönüşümü
gerçekleştirilecektir.
Ardahan
Milletvekili Sayın Ensar Öğütün (6/1863) esas numaralı sözlü
soru önergesinde Iğdır ilimizde meydana gelecek sel
taşkınlarıyla alakalı dere yatakları, köprülerin
güçlendirilmesi, korkulukların yapılmasıyla ilgili sorusu var.
Efendim, DSİ Genel Müdürlüğümüz, 2012 yılı sonu
itibarıyla, Iğdır ili sınırları içerisinde
bulunan 12 adet taşkın koruma, 1 adet taşkın rüsubat
kontrol işi olmak üzere toplam 13 adet taşkın koruma tesisini
tamamlayarak hizmete almış ve
Tokat Milletvekili
Sayın Reşat Doğrunun (6/1873) esas numaralı sözlü soru
önergesinde 4628 sayılı Kanun kapsamında yapılan Erbaa HES
Projesiyle ilgili son durum hakkında soru soruyor sayın vekilimiz.
Cevabımız: 4628 sayılı Kanun kapsamında Ark Enerji
Anonim Şirketi tarafından 46 megavat kurulu gücünde yapımı
öngörülen Erbaa HES için 2006 yılında verilen üretim
lisansının yürütmesinin durdurulmasına 2009 yılında
Danıştayca karar verilmiştir. Bunun üzerine proje formülasyonu
değiştirilmiştir. Tepekışla Barajı ve HES Projesi
kapsamında Ark Enerji AŞ ile Bakanlığım arasında,
2012de, 34 megavat kurulu güç üzerinden Su Kullanım Hakkı Anlaşması
imzalanmış olup şirket tarafından Ocak 2013te
Bakanlığıma sunulan revize fizibilite raporu inceleme
safhasındadır.
İstanbul Milletvekili
Sayın Mahmut Tanalın (6/1875) esas numaralı sözlü soru
önergesinde özellikle Şanlıurfayla ilgili Tahsil edilen sulama
birliği aidat gelirleri üstünde sulama birliği
başkanlarının harcama yetkisi var mıdır, toplanan bu
aidatlarla ilgili neler yapılıyor? şeklinde sorusu var. 6172
sayılı Sulama Birlikleri Kanunu uyarınca, sulama birlikleri
üyelerinden, birliğe ilk kayıt sırasında katılım
payı ve sonraki yıllarda da dekar başına su kullanım
hizmet bedeli tahsil edilmektedir. Birlikler, alacakları katılım
payı ve su kullanım hizmet bedelini, sulama tesisi ve
yetiştirilen ürüne bağlı olarak Bakanlar Kurulu kararıyla
yürürlüğe konulan yılı sonu sulama ve kurutma tesisleri
işletme ve bakım ücret tarifelerinde dekar başına tespit
edilen ücrete göre belirlemektedirler. Sulama birliklerince toplanan gelirler
6172 sayılı Kanunun 10uncu maddesinin (3)üncü fıkrasında
belirtilen hükme uygun olarak kullanılmaktadır.
5355
sayılı Mahallî İdare Birlikleri Kanununa tabi sulama
birliklerinin denetimi bu kanunda yer alan düzenlemelere göre
yapılmaktadır. 6172 sayılı Kanuna göre dönüşümlerini
tamamlayan birliklerin denetimi ise bu kanun uyarınca, 6172
sayılı Kanunun 18inci maddesinin (1)inci fıkrasında yer
alan hüküm uyarınca vali yardımcısının
başkanlığında, defterdar, tarım il müdürü, DSİ
bölge müdürü ve il mahallî idareler müdürü ve bunların görevlendirecekleri
temsilcilerden oluşan bir denetim komisyonunca yapılmaktadır.
Ardahan
Milletvekili Sayın Ensar Öğütün (6/1884) esas numaralı sözlü
soru önergesi özellikle sulama kanalında meydana gelen göçükler,
sızmalarla alakalı. Cevabım şu: Bakanlığımca
inşa edilen ve 6200 sayılı Kanun uyarınca, faydalananlara
devredilen sulama tesislerinde işletme, bakım ve yönetim faaliyetleri,
devralan kuruluşlar tarafından yürütülmektedir. Devralan
kuruluşun imkânlarının yeterli olmaması ve talep etmesi
durumunda Bakanlığımca yürütülen Bak-Onar ve Bak-Onar II projeleri
kapsamında söz konusu çalışmalar için gerekli destek
sağlanacaktır.
Ardahan
Milletvekili Sayın Ensar Öğütün (6/1886) esas numaralı sözlü
soru önergesine cevabım: Muş Bulanık sulaması
Bakanlığımca inşa edilerek 1974 yılında
işletmeye açılmış ve 2005 yılında Bulanık
Sulama Birliğine devredilmiştir. Yaşanan deprem ve 2012 Nisan
ayında artan yağışlar sonrasında sulama
kanallarının büyük ölçüde tahrip olduğu tespit edilmiştir.
Bakım onarım çalışmaları bu yıl içinde
gerçekleştirilecektir.
Muğla
Milletvekili Sayın Mehmet Erdoğanın (6/1914) esas numaralı
soru önergesi hakkında cevabım: Efendim, özellikle 2/B ile ilgili
rayiç bedelleri soruyor ama sorulan sorular tamamen Maliye
Bakanlığıyla alakalıdır. Onu arz ediyorum.
Gaziantep
Milletvekili Sayın Mehmet Şekerin (6/1959) esas numaralı sözlü
soru önergesine cevabım: Özellikle amblem, logo tasarımıyla
ilgili maliyetleri soruyor. Bakanlığım merkez teşkilat için
yapılan her türlü tabela, flama ve bayraklar için KDV dâhil toplam 20.886
TL harcamıştır.
Kahramanmaraş
Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlunun (6/1980) esas numaralı
sözlü soru önergesine cevabım: Özellikle orman işçisiyle alakalı
soruyor. Orman Genel Müdürlüğümüze bağlı orman işletme
müdürlüklerinde çalışan işçi personelimizden son iki yılda
toplam 1.423 kişi emekli olmuştur. Emekli olan bu işçilerimizin
yerine, yılda beş ay yirmi dokuz gün
çalıştırılmak üzere 2.250 yeni işçi alımına
27/6/2012 tarihi itibarıyla başlanmış ve 2012
yılı sonu itibarıyla sonuçlanmıştır. Kadro
olarak; özürlü 19, hükümlü 18 ve 7313 sayılı Terörle Mücadele Kanunu
kapsamında 25 olmak üzere, toplam 62 kadrolu işçi işe
başlatılmıştır. Kahramanmaraş ilimizde kadrolu
olarak işe başlatılan işçimiz yoktur.
Ardahan
Milletvekili Sayın Ensar Öğütün (6/2013) esas numaralı sözlü
soru önergesinde Batman İluh Deresinden bahsediliyor. Batman il merkezi
içerisinden geçen İluh Deresi, Batman sol sahil cazibe ana
kanalının tahliye kanalıdır. İluh Deresi, Batman
Çayı 0+000 kabul edilerek 6.200 metrelik kısmı açık
kaplamasız trapez kanal, 3.782 metrelik kısmı duvarlı kanal
olarak projelendirilip 2003 yılında inşaatına başlanmış
ve 2004 yılında da tamamlanmıştır. Ancak, evsel
atıkların kanal içine atılması neticesinde kanal içerisinde
istenmeyen görüntüler oluşmaktadır. Bu durumun giderilmesi için Batman
Valiliği, Batman Belediye Başkanlığı ve Kurumumuzun
yaptığı ortak çalışma ile kanal temizliği
yapılmaktadır ama atık suların giderilmesi sorunu
belediyeye aittir.
Ardahan
Milletvekili Sayın Ensar Öğütün (6/2048) esas numaralı sözlü
soru önergesine cevabım: Bakanlığın
yatırımlarına yeterli ödenek verilmekte olup projelerdeki
gecikmeler ihale sürecinin uzunluğundan ve teknik sebeplerden
kaynaklanmaktadır. İlave ödenek ihtiyacı olduğu zaman
kaynak temin edilmektedir. Yani, aslında Bakanlığımız
zamanla yarışmaktadır. Yani, projeler geçmiş yıllara
göre çok hızlı şekilde tamamlanmaktadır.
İstanbul
Milletvekili Sayın Kadir Gökmen Öğütün (6/2054) esas numaralı
sözlü soru önergesine cevabımdır: Boyalı Regülatörü ve HES
Projesi nihai ÇED raporunda, projenin arazi hazırlık ve inşaat
aşamasında 200 kişi, işletme aşamasında ise
yaklaşık 15 kişinin istihdam edilmesinin
planlandığı belirtilmiştir. Özellikle hafriyatla ilgili
soruyor yani projeyle ilgili. Söz konusu projedeki hafriyatın denetimi
9/9/2006 tarihli ve 26284 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak
yürürlüğe giren Başbakanlık genelgesiyle ve aynı zamanda,
18/3/2004 tarihli, 25406 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan
esaslar çerçevesinde yapılmakta olup arazinin hazırlanması
sırasında meydana gelecek katı atıklar, inşaat
artıkları, malzemelerin uygun şekilde bertaraf edilmeleriyle
alakalı olarak proje sahibinden taahhütname alınmaktadır.
Üçüncü sorusu da
Işıklı Barajıyla alakalı. Işıklı
Barajıyla ilgili -4628 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde-
Çankırı ili, Bayramören ve Çerkeş ilçeleri
sınırları içinde planlanan Boyalı Regülatörü ve HES Projesi
Soğanlı Çayı üzerinde yer almaktadır. Boyalı HESin
ekonomik değerlendirmeleri sırasında fayda-maliyet analizleri,
gerek mevcut durum gerekse Boyalı Regülatörü membasında
Soğanlı Çayı üzerinde yer alan diğer enerji projelerinin
işletmeye geçmesiyle ilgili memba gelişmeleri baz alınarak
gerçekleştirmiştir.
Ardahan
Milletvekili Sayın Ensar Öğütün (6/2088) esas numaralı sözlü
soru önergesi Kars Kağızmanla ilgili, meyve ağacının
kurtarılmasıyla ilgili soru sulama kanallarıyla ilgili. Kars ili
Kağızman ilçesi ve köylerine bağlı
Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün (6/2247) esas numaralı sözlü soru önergesi:
Özellikle, Van Gölü Havza Koruma Eylem Planı kapsamında, mevcut
çevresel altyapı durumuyla birlikte havzada öne çıkan meseleler,
katı atık yönetimi, atık su altyapısı
değerlendirilip kısa, orta ve uzun vadeli tedbirler tespit
edilecektir. Planın Aralık 2013te tamamlanmasından sonra,
tedbirlerin hayata geçirilmesi için Bakanlığım ilgili kurumlarla
gereken koordinasyonu temin edecektir.
Ardahan
Milletvekili Sayın Ensar Öğütün (6/2249) esas numaralı sözlü
soru önergesine cevabım: Kura Projesinin 1984 tarihli istikşaf
raporu istikametinde 2001 yılında hazırlanan master
planıyla nehrin ülkemizde kalan bölümünde sulama, enerji üretimi, içme,
kullanma ve sanayi suyu teminine yönelik havza geliştirme planı
yapılması hedeflenmiştir. Nehrin su potansiyeli 1 milyar 93
milyon metreküptür. Master plan raporunda yer alan Beşikkaya Barajı
Çoruh derivasyonunun kilit depolamasını oluşturmaktadır.
Barajda düzenlenecek sulardan Ardahan Ovası sulamasının
verilenin dışında kalan yıllık yaklaşık 217
milyon metreküp suyun Çoruh havzasına aktarılması
planlanmıştır. Çoruh havzasına aktarılacak su ile
toplam 371,6 megavat kurulu güç ile yılda 887,57 gigavatsaat enerji
üretilecektir.
İstanbul Milletvekili Sayın
Abdullah Levent Tüzelin (6/2266) esas numaralı sözlü soru önergesine cevabım:
Nilüfer Çayıyla alakalı. Nilüfer Çayı ve kollarında,
Bakanlığım görevleri kapsamında su kalitesi izleme
çalışmaları yapılmakta olup 14 adet su kalitesi gözlem
istasyonu mevcuttur. Havzada yoğun kullanımdan kaynaklanan su
kalitesi bozulmalarıyla kirlilik durumu izleme ve tespiti yapılarak
ilgili kurumlara bildirilmektedir.
Antalya Milletvekili Sayın
Yıldıray Sapanın (6/2280) esas numaralı sözlü önergesine
cevabım: Bakanlığım, 1053 sayılı Kanunla,
yatırım programında yer almak kaydıyla, belediye teşkilatı
olan yerleşim yerlerine içme, kullanma suyu temini için
görevlendirilmiş olup köylere içme suyu temin görevi il özel idarelerinin
uhdesindedir.
Kahramanmaraş Milletvekili
Sayın Mesut Dedeoğlunun (6/2312) esas numaralı sözlü soru
önergesine cevabım: Mevsimlik yangın işçilerinin sürekli
çalıştırılması için yasal bir düzenleme
yapılması gerekir, bu da tabii yüce Meclisin takdirindedir.
Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün
(6/2326) esas numaralı sözlü soru önergesine cevabım: Soru, Batman
DSİ 10. Bölge Müdürlüğü 103. Şube Müdürlüğü
koordinatörlüğünde yapılan Batman Çayı ıslahı
çalışmaları ile alakalı. 27/9/2011 tarihinde
gerçekleştirilen Batman Çayı ıslahı ihalesi, yapılan
itiraz sebebiyle ihale süreci uzamış ve yer teslimi 20/4/2012
tarihinde yapılarak sözleşme imzalanmıştır. Batman
Çayı ıslahının temeli, 28/11/2012 tarihinde Maliye
Bakanımız Sayın Mehmet Şimşekin de
katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Batman Çayı
ıslahı çalışmaları kapsamında, 2012 sonu
itibarıyla, yaklaşık 1 milyon 109 bin 805 TL harcama
yapılmış, inşaatı iklim şartlarına
bağlı olarak şu anda devam etmektedir.
Antalya
Milletvekili Sayın Arif Bulutun (6/2405) esas numaralı sözlü soru
önergesine cevabım: Antalya ve Isparta sınırlarında,
Ispartanın Sütçüler ilçesi mevkisinde, Köprüçay Irmağı üzerinde
4628 sayılı Kanun kapsamında inşa edilecek Kasımlar
Barajı ve HES Projesinin, doğal ve sosyal, ekonomik çevre üzerinde
meydana gelebilecek olumsuz etkilerinin önlenmesine veya tazminine yönelik
çalışmalar ÇED sürecinde de ele alınmakta olup bu
işlemlerden Çevre ve Şehircilik Bakanlığı sorumludur.
Mermer ve taş ocakları için Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığınca ruhsat verilmektedir.
Muğla
Milletvekili Sayın Nurettin Demirin (6/2443) esas numaralı sözlü
soru önergesine cevabım: Birecik Kaymakamlığınca, Ziyaret
köyünde, Suriye sınırındaki Karkamış demir yoluna
kadar olan sınır güvenlik bölgesinde, yol boyunca ve Fırat Nehri
kıyısındaki ağaçların görüşü engellediği
gerekçesiyle ve güvenlik maksadıyla kesilmesi ihtiyacı olduğu
hususu Şanlıurfa Orman İşletme Müdürlüğümüze
bildirilmiştir. Yapılan inceleme neticesinde, bahse konu
ağaçların gerek alan gerekse tür açısından ormanla
alakası olmadığı tespit edilmiştir. Dolayısıyla,
ağaçların kesimiyle alakalı olarak
Bakanlığımızın birimlerince alınmış bir
idari karar, verilen herhangi bir izin veya satış bahis mevzusu
değildir.
Antalya
Milletvekili Sayın Gürkut Acarın (6/2467) esas numaralı sözlü
soru önergesine cevabım: Türkiyedeki orman köyü olarak ayrılan
köylerin sayısı ve bunların illere göre dağılımlarını
soruyor. 31 Aralık 2005 tarihli ve 26040 sayılı Resmî Gazetede
yayımlanarak yürürlüğe giren Orman Köylüleri Kalkınma
Hizmetlerine İlişkin Esas ve Usullerin 4üncü maddesinde
tanımlandığı nitelikte ülkemizde toplam 21.380 adet orman
köyü mevcuttur. Nüfus hareketleri ve yerel yönetimlerle alakalı yasal
düzenlemeler sebebiyle son on yılda 1.124 adet orman köyünün niteliği
değişmiştir. ORKÖY hizmetleri kapsamında son on yılda
orman köylülerine yapılan maddi desteğin toplamı 461 milyon 756
bin 321 TLdir. Ayrıca, 6831 sayılı Orman Kanunu kapsamında
tanınan haklar sebebiyle orman köylüsü ve kooperatiflerine son on
yılda sağlanan sübvansiyon miktarı toplam olarak 1 milyar 762
milyon 395 bin TLdir.
Kahramanmaraş
Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlunun (6/2551) esas numaralı
sözlü soru önergesine cevabım: 24 Aralık 2012 tarihi itibarıyla
ülke genelinde meydana gelen toplam 2.450 adet orman yangınında
Tokat Milletvekili
Sayın Reşat Doğrunun (6/2557) esas numaralı sözlü soru
önergesine cevabım: Çekerek Irmağı üzerine kurulması
planlanan Süreyyabey Barajı inşaatına 14/4/1998 tarihinde
başlanmış olup zaman içinde, maalesef inşaatı ilerleyememiş
-hatta iz bedeliyle bekliyordu- ancak benim DSİ Genel Müdürü olduğum
dönemde inşaata hız verilmiş ve 23/11/2011 tarihinde barajda su
tutulmuştur.
BAŞKAN
Sayın Bakan, sözünüzü bitirin, sonra milletvekili
arkadaşlarımızın ek açıklama talepleri var.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Efendim,
tamamlayayım müsaade ederseniz, az kaldı. Çok hızlı
şekilde okuyayım Sayın Başkanım, müsaade ederseniz.
Çekerek
Irmağı üzerinde kurulması tasarlanan Süreyyabey Barajı
inşaatına 14/04/1998 tarihinde başlanmasına rağmen,
işletmeye yeni alındı. Sulama devreye girdiği anda
sulanacak alanlar birinci merhalede Geldingen Ovası, Amasya ve Çorumda,
Ardahan
Milletvekili Sayın Ensar Öğütün (6/2594) esas numaralı sorusu
Özellikle, Bakanlığımızca 2012 yılı sonuna kadar
Kars ilinde
Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün sorusu... Gümüşhane ilinde ise 2012
yılında
Sayın Ensar
Öğütün (6/2596) esas numaralı sözlü soru önergesine cevabım:
Bakanlığımca 2012 yılı sonuna kadar Ardahan ilinde
Ankara
Milletvekili Sayın Özcan Yeniçerinin (6/2636) esas numaralı sorusuna
cevabım: Türkiye genelinde, 2012 yılına kadar, son on yılda
22.189 orman yangını neticesinde
Ankara
Milletvekili Sayın Özcan Yeniçerinin sorusu: Orman vasfını
yitirmiş arazilerin (2/B alanları)
toplamı 410 bin hektardır. 6292 sayılı Kanun
kapsamında alanların satış işlemlerinden Maliye
Bakanlığı sorumludur.
Osmaniye
Milletvekili Sayın Hasan Hüseyin Türkoğlunun (6/2642) esas
numaralı sözlü soru önergesine cevabım: Osmaniye ilinde eylem
planı çerçevesinde 2011 yılında
Tokat Milletvekili
Sayın Reşat Doğrunun (6/2673) esas numaralı sorusuna
cevabım: Tokat merkez ilçesi Gıj Gıj mevkisinde 2006
yılında
Niksar ilçesi
Ayvaz mevkisinde
Erbaa ilçesi Üçtepeler
mevkisinde Erbaa Şehir Ormanı gibi hizmet verilebilecek Üçtepeler C
tipi piknik ve mesire yerinin tescili 19/7/2012 tarihinde
yapılmıştır. Erbaa işletme müdürlüğünce yapımı
tamamlanan mesire yeri bu yıl halkımızın
kullanımına açılacaktır.
Reşadiye ilçesinde
şehir ormanı gibi hizmet verebilecek mesire yeri kurulması
çalışmalarına 2012 yılı sonunda
başlanmış olup 2013 yılında, bu yıl içerisinde
yapımı tamamlanacaktır.
Tokat Milletvekili
Reşat Doğrunun (6/2674) esas numaralı sorusuna cevabım:
Tokat ilinde eylem planı çerçevesinde 2011 yılında
Tokat Milletvekili
Reşat Doğrunun (6/2675) esas numaralı sorusuna cevabım:
Tokat ilinde Tokat ve Niksar orman işletme müdürlükleri
bulunmaktadır. 2008 yılından bugüne kadar Tokat Orman
İşletme Müdürlüğünde 2 adet, Niksar Orman İşletme
Müdürlüğünde 6 adet yangın havuzu yapılmıştır.
Niksar Orman İşletme Müdürlüğünde 2013 yılı için 1
adet yangın havuzu yapılacaktır.
Tokat Milletvekili
Sayın Reşat Doğrunun (6/2676) esas numaralı sorusuna
cevabım: Orman Genel Müdürlüğünde orman yangınlarıyla
mücadelede 11 bin işçi, 5 bin memur ve teknik eleman görev yapmaktadır.
Bu personelin tamamına yangın sezonu öncesi işbaşı
eğitimleri bölge müdürlüklerimiz tarafından verilmektedir. 2011 ve
2012 yıllarında orman yangınlarında 2 orman yangın
işçisi, 1 orman muhafaza memuru ve 1 köylü vatandaşımız,
maalesef, hayatını kaybetmiştir. Allahtan rahmet niyaz
ediyorum. 2 işçiye toplam 121.733 TL, muhafaza memuruna 68 bin TL ve köylü
vatandaşımızın yakınlarına 68 bin TL vefat
tazminatı ödenmiştir.
Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün (6/2746) esas numaralı sorusuna
cevabım: Batman II. Merhale Projesinde
Tokat Milletvekili
Sayın Reşat Doğrunun (6/2828) esas numaralı sözlü soru
önergesine cevabım: 657 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle
Meteoroloji Genel Müdürlüğü bünyesinde hizmet veren 23 bölge
müdürlüğü kapatılmış ve 2011/2632 sayılı Bakanlar
Kurulu Kararıyla 15 bölge müdürlüğü kurulmuştur.
Tokat il
merkezinde Meteoroloji Müdürlüğü ve Tokatta Havalimanı Meteoroloji
Müdürlüğünde meteoroloji hizmetleri verilmeye devam edilmektedir. Mülga
Tokat meteoroloji bölge müdürlüğünün gayrimenkulleriyle alakalı
herhangi bir tasarruf olmamıştır, bölge müdürlüğü varken
olan durum aynen devam etmekte olup ihtiyaç fazlası 25 personel
Bakanlığın bünyesindeki diğer kurumlara
aktarılmıştır.
Tokat Milletvekili
Sayın Reşat Doğrunun (6/2829) esas numaralı sözlü soru
önergesine cevabım: DSİ Edirne Bölge Müdürlüğümüz
sorumluluğunda Meriç havzasında Edirne ili için Taşkın
Erken Uyarı Sistemi çalıştırılmaktadır. Sel ve
Taşkın Strateji Eylem Planı, 2013-2017 yılları
arasında, Bakanlığımız koordinatörlüğünde,
bağlı ve ilgili kuruluşlarla birlikte taslak safhasında
olup henüz tamamlanmamıştır. Ayrıca,
Bakanlığıma bağlı Meteoroloji Genel Müdürlüğünce
Karadeniz ve Ortadoğu Ani Taşkın Uyarı Projesi
çalışmaları sürdürülmektedir.
Kahramanmaraş
Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlunun (6/2901) esas numaralı
sorusuna cevabım: Doğal Alabalık Üretimi, Yetiştirilmesi ve
Orman İçi Suların Balıklandırılması Projesi 2005 yılında
Bakanlığımca uygulamaya konulmuştur. Proje kapsamında
Maçka Altındere Alabalık Üretme ve Yetiştirme İstasyonu ile
Mersin Bahçe Alabalık Üretme İstasyonundan ve derelerden anaçlar
alınmakta, üretilen yavrular ayrı havuzlarda büyütülmekte ve
alındıkları derelere veya göllere bırakılmaktadır.
2005-2012
yılları arasında toplam 4 milyon 233 bin alabalık yavrusu
üretilmiş ve alındıkları derelere
salınmıştır. 6 ildeki dere ve göllerden alınan anaç balıklarla
üretime başlanmış olup 2013 yılında il
sayısı 15e, dere ve göl sayısı 32ye çıkarılarak
alabalık üretim çalışmalarına devam edilecektir.
Ayrıca, DSİnin de balık üretim tesisleri vardır.
Kahramanmaraş
Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlunun (6/2902) esas numaralı
sorusuna cevabım: Bakanlığım taşra
teşkilatınca, her yıl ağır kış şartlarında
yaban hayvanlarının telef olmaması için ulaşım
yapılamayan yerlere kış aylarından önce yem stoklanmakta,
sivil toplum teşkilatlarının ve halkın
katılımı sağlanarak yemleme yapılmakta olup 2012-2013
kış döneminde 441.
Kahramanmaraş
Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlunun (6/3003) esas numaralı
sözlü soru önergesine cevabım: Sulak alanlarla alakalı
çalışmalar ülkemizin Ramsar Sözleşmesine taraf olmasıyla
birlikte hız kazanmış olup alanların korunması ve
geliştirilmesi yönünde önemli mesafeler katedilmiştir.
Bakanlığım döneminde alan etütleri ve yönetim
planlarının yapılmasında hamle yapılmış olup
23 adet sulak alan yönetim planı hazırlanarak yürürlüğe
konulmuştur.
Bursa Milletvekili
Sayın İsmet Büyükatamanın (6/3060) esas numaralı sözlü
soru önergesine cevabım: Bakanlığımda kiralama yoluyla 1i
makam aracı olmak üzere toplam 25 adet kiralık araç mevcut olup
yıllık kira tutarı 595.478 TLdir. DSİ Genel Müdürlüğü
merkez birimlerinde 27 adet kiralık araç mevcut olup yıllık
toplam 1 milyon 57 bin 879 TL ödeme yapılmaktadır. Orman Genel
Müdürlüğü merkez birimlerinde 25 adet kiralık araç mevcut olup
yıllık toplam 237.900 TL ödeme yapılmaktadır. Meteoroloji
Genel Müdürlüğü merkez birimlerinde 17 adet kiralık araç mevcut olup
yıllık toplam 331.956 TL ödeme yapılmaktadır.
Bursa Milletvekili
Sayın İsmet Büyükatamanın (6/3061) esas numaralı sözlü
soru önergesine cevabım: Bakanlığım merkez ve taşra
teşkilatı ile kuruluşlarında 2012 yılında Özürlü
Memur Seçme Sınavı ile 6, İş Kanununun 30uncu maddesine
göre 16 olmak üzere toplam 22 engelli personel istihdam edilmiştir.
Kontenjan açığı olması hâlinde derhâl
yapılmaktadır.
Bursa Milletvekili
Sayın İsmet Büyükatamanın (6/3062) esas numaralı sözlü
soru önergesine cevabım: Bakan Yardımcım Doktor Nurettin Akman,
kamu yönetimi ve halkla ilişkiler alanında ihtisas sahibi olup
23üncü Dönem Çankırı Milletvekilliği yapmıştır.
Sayın Akmanın öz geçmişi Bakanlığın genel alt
sayfasında kamuoyunun bilgisine sunulmuştur. Bakan
Yardımcıma tevdi ettiğim görevler 18/05/2012 tarihli Genelgede
belirtilmiş olup bugüne kadar bir defa yurt dışı
toplantısına katılmıştır.
Bursa Milletvekili
Sayın İsmet Büyükatamanın (6/3063) esas numaralı soru
önergesine cevabım: Bakanlığımın merkez
teşkilatı için kiralanmış herhangi bir gayrimenkul
bulunmamaktadır. Bağlı kuruluşum Orman Genel
Müdürlüğü, yeni kampüs alanı yapılıncaya kadar
Bakanlık merkez binası ile TOKİ tarafından
kiralanmış iki binada geçici olarak hizmet vermektedir.
Bursa Milletvekili
Sayın İsmet Büyükatamanın (6/3064) esas numaralı sözlü
soru önergesine cevabım: 2007-2012 yılları arasında toplam
kırk dokuz yurt dışı gezisinde bulundum. Bu gezilerim esnasında
bana eşlik eden milletvekilleri, Profesör Doktor Mustafa Öztürk, Profesör
Doktor Yusuf Ziya İrbeç, Profesör Doktor Alim Işık, Profesör
Doktor Osman Coşkunoğlu, Ali Rıza Alaboyun ve Ömer Dinçerdir.
Bursa Milletvekili
Sayın İsmet Büyükatamanın (6/3065) esas numaralı sözlü
soru önergesine cevabım: Bakanlığımın
kuruluşundan itibaren görevden alınan veya görev
değişikliği yapılan personel bulunmamaktadır.
2/B
kapsamında Orman Genel Müdürlüğüne açılan davalardan 151i kurum
aleyhine, 90ı kurum lehine neticelenmiş olup 198 dava hâlen
derdesttir.
Saygılarımla
arz ediyorum efendim.
Çok teşekkür
ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Bakan. Fakat şimdi, sisteme girmiş sayın
milletvekillerimize birer dakika söz vereceğim.
Sayın
Şeker, buyurunuz.
MEHMET ŞEKER
(Gaziantep) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Bakanım, 23üncü Dönemde, Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz
size
Kahramanmaraş ili Türkoğlu ilçesinden geçerek Gaziantep ili
İslahiye ilçesi köylerini sulayacak Orta Ceyhan Menzelet Projesinde ana
kanalın 38 kilometresinin inşaatının Kılavuzlu
sulamasının 1inci kısım işi kapsamında devam
etmekte olduğu, 12 kilometresinin yapıldığı söylendi.
Ben sorduğumda tekrar yanıt geldi sizden
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Şeker.
Sayın Acar
GÜRKUT ACAR
(Antalya) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan,
orman köylüsü çok zor durumdadır. Antalyada 2/B arazileri nedeniyle
köylüler çok zor durumdadır. Antalyada bir isyan büyüyor. Kanunda 3 kez
değişiklik yapıldı ama sorun çözülmüş değildir.
Rayiç bedeller özellikle Antalyada çok yüksektir. Bazı bölgelerde ise
neredeyse dörtte 1 oranındadır. Ya emlak değeri üzerinden
satış yapılsın ya da Antalyalılar, AKP Antalya
milletvekilinin köyündeki fiyatların uygulanmasını istiyorlar;
eşitlik, adalet istiyorlar.
Sayın Bakan,
bir de, 2/B kanunu ile orman alanları eğitim ve sağlık için
betonlaştırılacak. Bunun yolu açıldı. Orman
Bakanı olarak ormanları korumak için bir adım atacak
mısınız? Ülkede orman alanından başka, bina yapacak
yer kalmadı mı? Bu konuda bir çabanız olacak mı?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Evet, teşekkür ederiz Sayın Acar.
Buyurunuz
Sayın Bakan.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Evet, şimdi,
efendim, Kılavuzlu sulaması
Biliyorsunuz Kılavuzlu Barajı
geçmişte ilan edilmiş fakat maalesef yapılamamış.
Kılavuzlu Barajını biz bitirdik. Burada tabii, Kılavuzlu
Projesi, Menzelet Projesi çok büyük bir proje. Adım adım hepsini
tamamladık. Bakın, Sır Barajı geçişi vardı, onu
tamamladık. Hatta size bir husus daha belirteyim. Tabii, ödeneklerde
herhangi bir sıkıntı olmaması için biz bu sulamayı,
GAP kapsamında olmamasına rağmen, GAP Yüksek Kurulu
kararıyla GAP kapsamına aldık. Herhangi bir ödenek
sıkıntısı yok, şu anda hızla devam ediyor. Tabii
ki burada şu problem var: Özellikle, arazide kamulaştırma
problemleri, proje yapımında sıkıntı oluyor. O kadar
çok iş var ki yani proje firmaları gerçekten işleri
yetiştiremiyor yani o kadar çok. Bin tane gölet ve sulama projesine başladık;
GAP, KOP, DAP, bu projeler
Yani problem, planlama ve proje ihalelerinde,
yapımlarında gecikme var. Yoksa inşaatında bir gecikme yok
ama ben şu anda kendim de bugün hakikaten
MEHMET ŞEKER
(Gaziantep) Sayın Bakanım, 1inci kısmı bitirecek misiniz
bu yıl, 1inci kısmı? 38 kilometre
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Efendim, ben size
bitiş tarihini tam olarak ileteyim Sayın Vekilim.
Diğer konuya
gelince, 2/Byle alakalı
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (İstanbul) On sene beklesin Sayın Bakanım,
benim gibi.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Yok, beklemez.
Yoncalıda da
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (İstanbul) Vallahi yok. Daha tövbe, daha
inanmıyorum!
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Sayın Vekilim,
bir müsaade et, ben diğer, 2/Byle alakalı cevap vereyim.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (İstanbul) Haziranda. dediniz.
BAŞKAN
Buyurunuz Sayın Bakanım.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Efendim,
Yoncalı Barajı haziranda ihale edilecek. Söz verdik
yapacağız onu, hızlı yapacağız ama şöyle bir
şey söyleyeyim, bakın
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (İstanbul) Tamam, bir daha ağzımı
açmıyorum.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Yoncalı
Barajı iyi ki yapılmamış. Yoncalı Projesi, baraj ve
sulama projesi yanlışmış. Tamam, açık sistemi
kapalı sisteme çevirdik, çok muhteşem. Lütfen, projeyle ilgili bir
bilgi alırsanız isabet olur.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (İstanbul) Haziranda, peki.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Diğer hususa
gelince, efendim, 2/Byle ilgili, bu kangren olmuş bir mesele.
Biliyorsunuz bütün gruplar, bütün partiler 2/B meselesini çözmek için söz
verdiler yani. Neticede, hatırlayacağınız üzere bu 2/Byle
ilgili büyük bir çalışma yaptık. Yani, 2/Bnin hakikaten
çözülmesi gerekiyordu çünkü üzerinde, maalesef
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Ama hâlâ çözülemedi Sayın Bakan.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla)
tamamen üzerine
binalar yapılmış birtakım, Kepezde olduğu gibi,
sanayi tesisleri kurulmuş, şehirler, beldeler, ilçeler
yapılmış.
Şimdi, bu
mevzuda, biliyorsunuz, bu kanunu hep birlikte hazırladık; yüce
Meclisten geçti. Aslında, özellikle şunu ifade edeyim, bu çok zor
meseleyi çözmek o kadar önemliydi ki şunu özellikle vurgulamak istiyorum:
2/B alanlarıyla ilgili kim, neresini kullanıyor; kadastro, tescil
işlemleri tamamlanmamış
Biliyorsunuz, yüce Meclis 2008
yılında Orman kadastrosuyla Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün
ortaklaşa çalışması suretiyle 2/B alanlarındaki gerek
kadastro işlemlerinin gerek tescil işlemlerinin Maliye hazinesi
adına bunun devredilmesi için çalışmalarını
gerçekleştirdik. Yaklaşık, 410 bin hektarlık alanda bir
çalışma yapıldı ve bu rayiçleri de tamamen tespit eden
Biliyorsunuz, rayiçlerle de ilgili imkân sağlandı. Yani rayiç bedelin
yüzde 70i alındı, satış bedeli, artı yüzde 20
tenzilat yapılması kararlaştırıldı.
Dolayısıyla, hatta biliyorsunuz Antalyadaki durumdan dolayı
tekrar bir tenzilat yapıldı. Bunu da anlamakta zorlanıyorum yani
şimdi neticede bunlar 76 milyonun hakkı olan hususlar. Yani buradan
aldığımız para da, bildiğiniz üzere,
ağaçlandırma çalışmalarında kullanılacak, bunu
özellikle vurgulayayım.
Şimdi, bir
diğer soru da şuydu: Efendim, biz orman varlığını
azaltmıyoruz. Bakın, orman teşkilatımla ben gurur
duyuyorum. Siz diyorsunuz ki: Betonlaşma var. Hayır, öyle bir
şey yok. Bakın, size iki rakam vereyim: 1972 yılında
ormanlardaki odun serveti 936 milyon metreküp iken geçen yılın
sonunda bilhassa ağaçlandırma seferberliği ile bu rakamı
1,5 milyar metreküpe çıkardık yani yüzde 50den fazla, odun
servetimiz arttı.
İkinci husus,
bu 2/Byle alınan alan sadece 410 bin hektar ama biz sadece son beş
yılda -geçmişte de yapıldı, onlar için de herkese
teşekkür ediyorum- 2 milyon 420 bin hektar alanda çalışma
yaptık, 2 milyar adet fidanı toprakla buluşturduk. Yani bizim bir
yılda yaptığımız ağaçlandırma, erozyon
kontrolü çalışması sadece geçen sene 500 bin hektar yani bir
yıllık çalışmamız 410 bin hektardan çok daha fazla.
Kaldı ki buraları maalesef biz terk etmedik; geçmiş dönemde,
31/12/1981 tarihinden önce orman vasfını kaybetmiş alanlar.
Anayasanın da emredici hükmü var. Anayasanın 169, 170inci
maddelerinde, 31/12/1981 tarihinden önce orman vasfını kaybeden
alanların, neticede bunların değerlendirilmesi hükmü
getirilmiştir. Biz de onun gereğini yerine getirdik, Anayasanın
amir hükmünü yerine getirdik yani merak etmeyin, orman alanları
azalmıyor. Ayrıca, yanan orman alanlarını her yıl,
hiçbir şekilde başka bir yere tahsis etmeden, aynı yıl
içinde ağaçlandırıyoruz. Bunu da dikkatlerinize sunuyorum. Orman
alanları Türkiyede artıyor, onu özellikle vurgulamak istiyorum, alan
olarak ve aynı zamanda hacim olarak artıyor.
BAŞKAN
Birazcık süre vereceğim Sayın Bakanım, üç soru sahibi var.
Sayın
Dedeoğlu, buyurunuz.
MESUT
DEDEOĞLU (Kahramanmaraş) Sayın Başkanım,
teşekkür ediyorum.
Sayın
Bakanım, sorularımıza vermiş olduğunuz cevaplardan
dolayı size de teşekkür ediyorum. Ancak, vermiş olduğunuz
cevaplar Kahramanmaraşın problemlerine çözüm olacak nitelikte
değildi.
Kahramanmaraşımızın
çok problemi var Sayın Bakanım. Bunların en başında,
sulama kanallarımızın yapılmamasından dolayı
tarlalarımıza su veremiyoruz. Elbistanda, Afşinde, Göksunda,
Nurhakta, Ekinözünde, Andırında, Çağlayanceritte,
Pazarcıkta ve Türkoğlunda tarlalarımız sulama
kanallarını bekliyor. Bununla beraber, Andırında bir orman yangınımız
çıktı geçtiğimiz yıl. Sizlerin çok iyi niyetine rağmen
on sekiz günde söndüremedik. Keza,
Kahramanmaraşın Kazma Bağlarında bir yangımız
çıktı, yine iyi niyetlerinizle bu yangını da söndüremedik,
kendiliğinden söndü.
Şimdi,
Kahramanmaraşımızda, ağaçlandırma şube müdürlüğümüz
yok. Ayrıca, yangın söndürme mesai ücretlerini de
kaldırdınız. Bu hizmetler nasıl yapılacak?
Çok teşekkür
ediyorum Sayın Bakanım.
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Dedeoğlu.
Sayın
Doğru
REŞAT
DOĞRU (Tokat) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın
Bakanım, Tokat ilinde yapmış olduğunuz çalışmalar
için teşekkür ediyorum önce. Hakikaten, güzel çalışmalar
vardır.
Tabii, Tokattaki
Yeşilyurt Alpu Barajı, çok uzun yıllardan beri maalesef bitirilmeyi
bekliyor. Bu noktada da halkın da ortak isteği -çok zaman geçti- özel
bir desteğinizi bekliyoruz, en kısa zamanda bitirilmesini bekliyoruz.
İkincisi, Çekerek Irmağı üzerindeki
Süreyyabey Barajının da aşağı yukarı on dört-on
beş yıllık bir zamandır inşaatı devam ediyor,
ancak bunun sulama kanallarında çok ciddi bir çalışma yok
Sayın Bakanım. Yani, burası Yozgat, Tokat, Amasya ve Çorumu
ilgilendiren, çok geniş bir sahayı sulayacak olan su kanalları.
Dolayısıyla, bununla ilgili de bir tarih verme durumunuz var
mıdır, bunu öğrenmek isteriz.
Bir diğer
konumuz, Tokattaki, özellikle hem Kelkit Irmağı üzerinde hem de
Yeşilırmak üzerinde çok büyük sayıda HESler vardır yani
bayağı sayıda. Artık, HESler noktasında da burada bir
doygunluk vardır, HESler artık bu noktada
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Doğru.
Sayın
Öğüt
KADİR GÖKMEN
ÖĞÜT (İstanbul) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan,
Devlet Su İşlerinin tarım alanlarının sulanabilmesi
amacıyla kurduğu ve sulama tesislerinin bakım, onarım ve
işletme faaliyetlerini yürütmekle yetkilendirilen sulama birliklerinin bir
çoğu, bugün itibarıyla iflas konumuna gelmiştir. Biriken ve
ödenemeyen borçlar, yanlış ve yandaş yönetimler, bilim ve
tekniğe uygun olmayan işletme ve bakım nedeniyle çiftçi sulama
yapamamakla karşı karşıyadır. Birliklerin bütün yükünü
Devlet Su İşlerinin üstlendiği dile getirilmektedir. Sulama
birliklerinin DSİye toplam 600 milyon TL civarında borcu olduğu
söylenmektedir. Bu iddialar doğru mudur, ülke genelindeki sulama
birliklerinin DSİye toplam borcu ne kadardır, bu borç nasıl
tahsil edilecek veya ödenecektir?
Yine, Devlet Su
İşleri verilerine göre, GAPta 1 milyon 850 bin hektar alanın
yüzde 21i sulanabilmiştir. Bu alan daha önce, 2002de yüzde 14tü, on
sene içerisinde yüzde 7 ilerlemeyi başarılı görüyor musunuz? Bu
gidişle kaç yılda GAPın tamamı sulanabilecektir?
Teşekkür
ediyorum Sayın Bakanım.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Öğüt.
Buyurunuz
Sayın Bakan, beş dakika da size süre veriyorum.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Evet, ben hemen
Sayın Dedeoğlu, Kahramanmaraş Milletvekilimizi
Efendim, tabii,
Kahramanmaraşta aslında biz pek çok sayıda barajı
bitirdik; Kılavuzlu Barajını biz bitirdik, bitmeyecek bir barajdı.
Ayrıca, Kahramanmaraşın içme suyu problemini kökünden çözen Ayvalı
Barajı İçme Suyu Arıtma Tesisi
Ayrıca, biz,
Kahramanmaraşa geçtiğimiz yılın sonunda giderek orada çok
sayıda göletin sözünü verdik. Şu anda, şunu ifade edeyim;
Kılavuzlu sulaması şu anda devam ediyor. Ayrıca, özellikle,
Çetintepe Barajıyla ilgili hazırlıklar tamamlandı. Bu, o
bölgenin tamamına hizmet edecek çok önemli bir baraj. Yani, biz,
öncelikle, tabii barajları bitirelim diye karar aldık,
aşağı yukarı Kahramanmaraşta barajlar bitti,
şimdi sırada göletler. Ama bu sene biz sulamada hamle yılı
ilan ettik yani sulama ana kanalları yapıldıktan sonra
şebeke çok daha kolay. Yani mühim olan barajların
yapılması; büyük barajların yapılması zaman
alıyordu, Allaha şükür onu tamamladık, onu özellikle
belirteyim.
Ben, ayrıca,
Kahramanmaraşla özel olarak ilgileneceğim Sayın Vekilim, acil
olan yerleri de tamamlayacağız.
Bir de orman
ağaçlandırma şube müdürü yok. dediniz, şimdi ben de bu
konuda bir açıklık getirmek istiyorum. Daha önce
Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürlüğü vardı, ORKÖY
Genel Müdürlüğü, Orman Genel Müdürlüğü vardı, bunların
işleri özellikle bazı yerlerde eleman eksikliği, bazı
yerlerde eleman
fazlalığı, verimli bir çalışma olmuyordu.
Dolayısıyla biz bunları, Ağaçlandırma Erozyon Kontrol
Genel Müdürlüğünü kapattık, tamamen Orman Genel Müdürlüğüne
verdik. Yani artık arazideki bütün ağaçlandırma, erozyon
kontrolü, ormanların bakımı, yangınla mücadeleyi oradaki
işletme müdürlüğümüz yapıyor ve şu anda Kahramanmaraşta
da işletme müdürlüğümüz var. Herhangi bir eksiklik olursa
ağaçlandırma konusunda, lütfen bana bildirirseniz isabet olur.
Tabii, biliyorsunuz,
telefonla da görüşmüştük yangın esnasında. Hakikaten ben de
gayret ettim ama çok derin bir vadiydi, arkadaşlar oraya inemediler,
inmeleri de tehlikeli olacaktı ama kontrol altına alındı.
Kısmi bir alan yandı. Orayı en kısa zamanda
ağaçlandıracağız, ondan tereddüdünüz olmasın.
Efendim, Sayın
Reşat Doğrunun sorusuyla ilgili
Haklısınız, Alpu
Barajı, maalesef -geçmiş dönemde başlamış-
biliyorsunuz iz bedelle bekliyordu. Bunu kaldırdık, çok
hızlı ilerliyor yani ödenek sıkıntısı yok. Hatta,
ben arkadaşlara Bunu inşallah bu yıl sonuna bitirin. diye
talimat verdim Sayın Vekilim, bu çok önemli. Hakikaten
haklısınız yani bu konuyu ben kendim de takip ediyorum.
Bunun
dışında, Süreyyabey Barajı da maalesef geçmişte
Süreyyabey Barajının hikâyesini anlatırsam roman olur. Süreyyabey
Barajı inşa edilmiş ama projesi son derece
yanlıştı. Maalesef, proje yanlış olduğu için durdurmuşlar
zamanında. Ben bizzat giderek, bizzat kendim, projeyi yeniden ele
aldık, projedeki hataları düzelttik, yeni proje yaptık ve
Süreyyabey Barajını bitirdik, biliyorsunuz su tuttuk. Şimdi
sıra sulamada. Hakikaten burayla ilgili sulamalar -az önce de bilgi
verdim- çok hızlı devam edecek. Yani baraj bitti. Hakikaten büyük bir
baraj Çekerek Süreyyabey Barajı. Bu bakımdan sulamalara da
başladık zaten.
İnşallah, bu
sene
Az önce ifade ettim, biz Tokatta da sulamada hamle yılı ilan
ettik. Hatta derelerle ilgili, biliyorsunuz, bilhassa Yeşilırmak
Nehrinin kenarını ıslah edelim, güzelleştirelim diye karar
aldık. Ben kendim de gittim Tokata, bizzat yerinde gördüm; dereler çok
güzel oluyor, çok zarif oluyor. İnşallah, onun etrafına, iki
derenin, Yeşilırmakın iki tarafına da yol yapacağız,
ağaçlandıracağız, orayı muhteşem bir yer hâline
getireceğiz. Başka eksikler varsa bakarız.
HESlerle ilgili
şöyle bir husus var: Bunların denetimi konusunda ve bunların
havza bazında incelenmesi konusunda bir komisyon kurduk. Yani eğer
attığımız taş ürküttüğümüz kurbağaya
değmeyecekse bunlara müsaade etmiyoruz, hatta bunları özenle takip
ediyoruz.
Bir de şöyle
bir yanlış algı var, HESlerle ilgili sanki çok büyük bir alan
tahrip ediliyormuş gibi. Ben geçen gün Orman Genel Müdürlüğümüzden
çıkarttım yani HESlerle ilgili ormandan verilen izinler ne kadar
diye. Ne tahmin edersiniz? Taş ocakları için verilen izinlerin yüzde
1i bile değil. On binde 1,5 gibi bir alan. Yani HESler aslında
ormanları tahrip etmiyor, onu özetle vurgulamak istiyorum.
Diğer husus
da, sayın vekilimiz sulama birlikleriyle ilgili konudan bahsetti. Efendim,
sulama birlikleri maalesef geçmişte mahallî idareler tarafından, daha
doğrusu valilikler tarafından denetleniyordu fakat tam
denetlenememiş. Biliyorsunuz, sulama birlikleriyle ilgili yeni bir kanun
hazırlanması teklif edilmişti. Evvelki yıl Sulama
Birlikleri Kanunu çıktı, bu yıl uygulanmaya başlıyor.
Yani bunların da teknik denetiminin DSİ tarafından
yapılması, mali denetiminin ise Sayıştay tarafından
yapılması şeklinde bir karar alındı. Tabii
bunların şu anda DSİye olan borçları nedir, ne
kadardır ben hatırlamıyorum, onu yazılı olarak biz
sizlere takdim edelim ama DSİ oradan, sulama ücretlerinden tamamen bir pay
almıyor, sulama birliklerinin sulama tesislerini işletmesi için,
sulama yapması için gerekli olan personel ve diğer araç gereç,
bakım giderlerini karşılayacak kadar bir işletme bedeli,
sulama bedeli alıyor. Bunda DSİnin herhangi bir alacağı
yok, onu özetle belirteyim.
GAPa gelince
Efendim, GAP deyince, GAP sadece baraj, hidroelektrik santraller, sulama
değil. GAPta, bakın, biz çok şey yaptık. GAPta ana
kanallar büyük ölçüde tamamlandı. GAP konusunda ben sizlere -tensip buyurduğunuz takdirde- o bölge
milletvekillerimize özel bir bilgi vermek isterim. Efendim, GAPtaki
barajların büyük bir kısmı, yüzde 80i tamamlandı.
Sulamalarla ilgili de şu ana kadar yaklaşık 380 bin
hektarlık alanda bir çalışma yapıldı. Ekonomik
sulanabilir olan miktar 1 milyon 60 bin, yani 1 milyon 58 bin hektardır.
Yani, bunun yaklaşık yüzde 40ını tamamladık. Ama,
asıl olan barajlar, su kaynakları hazır, ana kanallar hemen
hemen bitti. Mesela, Şanlıurfadaki ana kanalların
tamamını hemen hemen bitirdik. Şanlıurfadaki sulamalar
BAŞKAN Ek
süremiz doldu Sayın Bakan.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Peki efendim.
Yani gerek Mardin
ana kanalı, ana kanallar, Dicle Kralkızı sulamaları, Batman
sol, sağ bütün büyük ana kanallar bitti. Bu yıl sulamalarda büyük bir
mesafe katedeceğiz.
Arz ediyorum
efendim.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Eroğlu. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Sayın
milletvekilleri, soru önergeleri cevaplandırılmıştır.
Sayın Özcan,
buyurun.
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
23.-
Bolu Milletvekili Tanju Özcanın, orman muhafaza memurlarının
rotasyana tabi tutulmaları nedeniyle mağdur olduklarına ve bu
uygulamanın sebebini öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
TANJU ÖZCAN (Bolu)
Sayın Başkanım, çok teşekkür ediyorum.
Sayın Bakan
buradayken çok önemli bir konuyu gündeme getirmem gerekiyordu. Türkiyede
binlerce orman muhafaza memuru Orman Bakanlığının, Orman
Genel Müdürlüğünün tuhaf bir uygulaması sebebiyle rotasyona tabi
tutuluyor, binlerce insan ve aileleri mağdur ediliyor. Bu noktada Sayın
Bakandan bir adım atmasını bekliyorum ben binlerce orman
muhafaza memuru adına.
Bir de, bu
uygulamaya, dikiliden satışlara girecek olan yandaş
müteahhitlere kolaylık sağlansın, yandaş müteahhitlerin
denetimleri yapılmasın diye mi tenezzül etmişler? Bu sorunun
cevabını da Sayın Bakan buradayken kendisinden istirham
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Özcan.
Sayın Çam
24.-
İzmir Milletvekili Musa Çamın, İzmirin Selçuk ilçesinin
Barutçu köyünde özel ağaçlandırma adı altında
yapılan uygulamaya ilişkin açıklaması
MUSA ÇAM
(İzmir) Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Sayın Bakan,
geçtiğimiz günlerde, burada, Meclis kürsüsünde konuşurken
İzmirin Selçuk ilçesinin Barutçu köyünde özel ağaçlandırma
adı altında 2.500 dönüm arazi Selçukun ve İzmirin
dışındaki insanlar tarafından geliniyor kiralanmaya
çalışılıyor ve kiralanıyor, müracaatlar
yapılıyor. Geçtiğimiz hafta size telefonla da bildirdim. Zahmet
ettiniz, ilgilendiniz, teşekkür ederim ama sonuçla ilgili de bilgi almak
isterim.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Çam.
Sayın
milletvekilleri, bu bir soru-cevap bölümü değil, bunu tekrar
hatırlatmak istiyorum, ayrıca özel olarak gündeme getirmek
istedikleri için söz verdim.
Otuz dakika ara
veriyorum.
Kapanma
Saati: 19.46
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 20.20
BAŞKAN: Başkan Vekili
Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Muhammet Bilal
MACİT (İstanbul), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 82nci
Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Alınan karar gereğince diğer denetim
konularını görüşmüyor ve gündemin "Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler"
kısmına geçiyoruz.
1'inci sırada yer alan, Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
X.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A)
Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.-
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının;
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik
Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer
Gençin; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin
Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa
Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156)
BAŞKAN -
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2nci sırada
yer alan, Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu raporlarının
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.-
Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum
Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı:
287)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3üncü sırada
yer alan, Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu Tasarısı
ile İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Avrupa Birliği
Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu raporlarının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.-
Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu Tasarısı ile
İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Avrupa Birliği
Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporları (1/619) (S.
Sayısı: 310)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
4üncü sıraya
alınan, Gümrük Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in, 640 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye
Bir Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili
Oğuz Oyan'ın, Tarım Satış Kooperatif ve Birlikleri
Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; İstanbul Milletvekili Hüseyin Bürge ve 23 Milletvekilinin, Sebze
ve Meyveler ile Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer
Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda ve Gümrük ve
Ticaret Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve İstanbul Milletvekili
Aydın Ağan Ayaydın'ın, 5597 Sayılı Yurt
Dışına Çıkış Harcı Hakkında Kanun ile
Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
Teklifi ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve
Turizm Komisyonu ve Plan ve Bütçe Komisyonu raporlarının
görüşmelerine başlıyoruz.
4.-
Gümrük Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; 640 Sayılı Kanun Hükmünde
Kararnameye Bir Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili
Oğuz Oyan'ın; Tarım Satış Kooperatif ve Birlikleri
Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; İstanbul Milletvekili Hüseyin Bürge ve 23 Milletvekilinin; Sebze
ve Meyveler ile Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer
Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda ve Gümrük ve
Ticaret Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve İstanbul Milletvekili
Aydın Ağan Ayaydın'ın; 5597 Sayılı Yurt
Dışına Çıkış Harcı Hakkında Kanun ile
Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
Teklifi ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm
Komisyonu ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (1/746, 2/325, 2/330,
2/1291, 2/1304) (S. Sayısı: 437)(x)
BAŞKAN
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon
raporu 437 sıra sayısıyla bastırılıp
dağıtılmıştır.
Sayın
milletvekilleri, alınan karar gereğince, bu tasarı, İç
Tüzükün 91inci maddesi kapsamında temel kanun olarak
görüşülecektir. Bu nedenle, tasarı, tümü üzerindeki görüşmeler
tamamlanıp maddelerine
geçilmesi kabul edildikten sonra bölümler hâlinde görüşülecek ve
bölümlerde yer alan maddeler ayrı ayrı oylanacaktır.
Tasarının
tümü üzerinde Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan konuşacaktır.
Buyurunuz
Sayın Kaplan. (BDP sıralarından alkışlar)
BDP GRUBU ADINA
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 437 sıra sayılı torba kanun hakkında
Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına söz aldım. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Neden torba
kanun dedim? Sayın Başkan, İç Tüzük 91e göre temel kanun
dediniz ama bu, temel kanun değil. Bunun biraz temel olabilmesi için bir
taraftan gümrük, bir taraftan akaryakıt kaçakçılığı,
bir taraftan tütün mamulleri, bir taraftan kooperatifler, bir taraftan yurt dışı
harcı, bir taraftan sebze pazarları, pazar halleri, diğer
taraftan harita mühendislerinin sorunları
Yani bunun hangisi hangi temel
kanunun parçası ki bu kadar bir araya gelmişler.
Burada
aslında kalitesiz yasa yapma süreçlerinden geçişimizin kötü bir
örneği
Bunu aslında şöyle izah etsek daha iyi olur: Bu
yasaları özensiz bir şekilde yapıyoruz. Daha çok bürokrasi
hazırlıyor, Hükûmete getiriyor, Hükûmet tarafından tasarı
olarak komisyonlara geliyor. Komisyon görüşmelerinde bir
bakıyorsunuz, bu temel yasa daha Hükûmetten komisyona gelir gelmez
değişime uğruyor. Nasıl uğradı? 65 madde geldi,
bir haftada maşallah 90 madde oluverdi. Bir haftada Hükûmetin
tasarısı bu kadar rahat gelip bir komisyonda 90 madde oluyorsa
Bırakın onu, 22 maddede eğer Hükûmet önerge verip 22 tane
önergeyle bunu düzeltme gereği duyuyorsa ya bürokratlar iyi
çalışmıyor ki, Meclisin muhatabı bürokratlar değil-
ya Hükûmet iyi koordine edemiyor. Maliye Bakanlığı, Gümrük
Bakanlığı, Çevre Bakanlığı, sebze, tarım,
hayvancılık, hepsini bir araya getirip bu torbanın içine
koyuyor, ondan sonra adı temel kanun oluyor. Vallahi Temelin kanunu
bile olamaz bu.
Bu çok
sağlıksız bir yasalaşma sürecidir. Çok kalitesiz bir
çalışma tarzıdır. Çok farklı konuların özenle
ilgili komisyonlarında görüşüldükten sonra Meclise gelmesi Meclisi
rahatlatır. Mecliste bunu önergelerle düzeltme şansı maalesef
zayıftır ama ben inanıyorum ki, komisyonda eksik kalan
önergeleri iktidar partisi burada getirecektir. Ama kaç tane? 20 tane mi?
Takriben. Burada düzeltmeye çalışacaktır.
Bu
yaklaşım tarzı son derece tehlikelidir arkadaşlar. Bu
yasaları yaparsınız, bu yasaların denetimi sağlanamaz,
muhalefetin katkısı alınamaz, ortaklaşma sağlanamaz ve
siz, bu yasaları kısa bir süre sonra tekrar değiştirmek
zorunda kalırsınız.
Ben şu
akaryakıt kaçakçılığı olayından
başlayacağım. Bağışlayın ama sınır
ticareti yapan iller vardır, sınır illeri vardır. Bu
sınır illerinin doğal olarak
Trakyada olsun Bulgaristan,
Yunanistan; Antakyada olsun ta Şırnaka kadar Suriye
sınırı, Şırnaktan Hakkâriye kadar Irak
sınırı, ondan sonra İran sınırı, Ermenistan,
Gürcistan. Bu sınır boylarında yaşayan bütün
yerleşimlerde, bütün dünyada bir gerçek var; eğer ekonomik olarak bir
getiri götürüsü varsa mutlaka o ülkelerden bize veya bizim ülkemizden onlara
mutlaka bir giriş çıkış olur. Ya vergiler yüksektir ya
gümrük yüksektir ya KDV yüksektir ya ÖTV yüksektir. Bu sadece akaryakıtta
değil, tütün mamullerinde de olur,
başka ürünlerde de olur. Ve bunun sonucudur ki Vanda -sıkça
Meclis gündemine getirdiğimiz- 2 bidon mazotu taşıdığı
için jandarmanın vurduğu kaçakçıların olaylarını
taşıdık Meclise. Şırnakta çokça böyle olay
yaşandı, bunları taşıdık Meclise. Ve burada, çok
açık söylüyorum, içimizde kanayan bir yara olan Uludere
katliamının, Roboski katliamının, kaçakçılığın,
sınır ticaretinin, 50 lira-100 lira getiri için bir bidon mazotun
bedelinin, F16 uçaklarının vurduğu 34
yurttaşımızın paramparça olmuş cesetlerinde bu mevzuat
karmaşasının büyük payı vardır. Ve adı,
gerekçesi, ne olursa olsun konulsun. Burada
34 yurttaşımız ile ilgili, Meclisin yaptığı, alt
komisyonun, özellikle iktidar parti milletvekillerinin alt komisyon
çoğunluğuna dayanarak burada koyduğu şerh, Kasıt
yoktur. konusu ve 3 parti muhalefetin buna karşı muhalefet
şerhleri vardır. Hiçbir zaman Meclis komisyonları, alt
komisyonları yasama görevini bırakıp yargı görevini
yapmadılar. Size hangi Genelkurmay, hangi vur
emrini verenin listesini verdi; komuta kademesinin, kimlerin bu işin
içinde olduğunu söyledi? Kimin ihmali var, kimin kusuru var, kimin
sorumsuzluğu var; bunun hangisini koydu ortaya da, gizli
soruşturmada, özel ağır ceza mahkemesinin dahi henüz
hazırlık tahkikatını bitirmediği bir olayda,
gizlilik şerhinin konulduğu bir olayda, bir Allahın kulunun
ifadeye çağrılmadığı bir olayda, bir tek sorumlunun
ifadesine başvurulmadığı bir olayda, millî
istihbaratın gereği olarak Biz hiçbir istihbarat girişiminde
bulunmadık. dediği bir olayda, siz, kalkıp 34 tane
insanlığa karşı işlenen suçta, katliamda Kasıt
yok. dersiniz? Burada kasıttan öte, yoğunlaştırılmış
kasıt ve taammüt vardır.
Yarın Meclis
İnsan Hakları Komisyonunda alt komisyonun raporu görüşülecek.
Bir bidon mazot için yola revan olmuş ilköğretim okulu
öğrencilerinin içinde yer aldığı, yaş kategorisi
yarısından çoğunun 20nin altında olan 34 kişiyle
ilgili Meclis ve İnsan Hakları Komisyonu hukukuyla, adaletiyle,
vicdanıyla, insanlığıyla yarın terazidedir. Ya bütün
dünyaya dalga geçercesine böyle bir olayın örtbas edilmesinin
açıklaması yapılır ya da bu alt komisyon raporu
sonuçlarıyla bu revize olan şekliyle kaldırılır,
yeniden bir araştırmayla gerçek faillerin ve cevaplarının
aranmasına, aydınlığına doğru yeniden yol
alınır.
Meclis bir
sınav altındadır. Bu sürecin, barış sürecinin,
doğruluk hukukunun, adalet hukukunun vazgeçilmez terazisinde Meclisin
bütün partileri sınavdadır arkadaşlar. Evet, yanlış
yapılmışsa yanlış, hata varsa hata; ihmal, kasıt,
sorumlular kimse buna Meclis bir karar vermek zorundadır. Böyle
başınızdan atamazsınız, savamazsınız,
kaldıramazsınız.
Burada, birçok
ülkeden daha uzun sınırı olan bir ülke olarak, Antakyadan tutun
ta Artvine kadar olan bu geniş yelpazede, sınırda ve Trakya
sınırı da dikkate alındığında, Egenin
karşı yakasında Yunanistan, Karadenizin karşı
yakasında Bulgaristan, Romanya, Ukrayna, Rusya gibi ülkelerin de yer
aldığı bu geniş coğrafyada, çerçevede, Avrasyada,
elinizi vicdanınıza koyup şunu yapacaksınız, bu
kaçınılmazdır: Bir bidon kaçak mazot için F16 uçakları bir
saat boyunca bomba yağdırırken, denizlerimizden giren 150
grostonluk kaçak akaryakıt konusunda siz ne yapıyorsunuz? diye
soracaktır halkımız, bu yurttaşımız
soracaktır bunu. Siz bir bidon mazot için kurşunları
saydırırken tonlarla, 100 tonlarla, grostonlarla akaryakıt
kaçakçılığının; Akdenizden Egeye, Egeden
Marmaraya, Marmaradan Karadenize kadar son yılların en büyük
kaçakçılıklarının Türkiyede
yapıldığını da, bu işin de bugüne kadar göz
yumularak yapıldığını da, bunların da gümrük kapılarından
yapılmadığını da herkes gözleriyle görecektir. Bu
gerçeğe de döneceğiz ve bu gerçek karşısında 150-200
grostonluk tankerleri mi yakalayacaksınız, yoksa 1 galon mazotu
katır sırtında getiren yurttaşınıza
namluları, uçakları, bombaları döndürerek mi çözeceksiniz?
Bakın,
arkadaşlar, dünyanın her yerinde sınır ticareti
vardır, belli bir oranda teşvik edilir, vergiden muaftır,
gümrükten muaftır; o, sınır ticaretinin kaçınılmaz
sonucudur. Bugün dünyanın en büyük 2 tane sınır kapısı
vardır, bu gerçeğin altını çizmek istiyorum. Birisi
Meksikayla Amerika arasındaki bir kara sınır
kapısıdır, birisi de Türkiyeyle Irak arasındaki Habur
Sınır Kapısıdır ama ithalat ve ihracat rakamları
itibarıyla baktığınız zaman dünyanın en büyük
kapısı Habur Sınır Kapısıdır
arkadaşlar. Milyarlarca ticaretin, Mersinden, Adanadan, Antepten,
Antakyadan, Şanlıurfadan, bütün Türkiyeden
ihracatımızın, yatırımlarımızın
kapısıdır.
Sayın Bakan,
bürokratlarınız da burada, şu yakın zamanda Habur
Sınır Kapısının içinden Silopiye kadar
Elbette ki Habur
Kapısı dünyanın en büyük sınır ve ticaret
kapısı olarak bir projeyle daha tarihte en büyük, farklı kapılardan
biri olacaktır. Zaho-Trabzon tren yolu, Zaho, Akdenize Adana, Mersin
üzerinden limanlara bağlanan tren yolu
Mardine kadar istasyon gelir,
Mardinden sonra Zahoya kadar olan mesafe sadece 120 kilometredir
arkadaşlar ama bu proje Türkiyenin geleceğinde yer alacaktır.
Gelin, böyle büyük düşünelim. Büyük düşünelim, büyük kazansın
ülke. Bir bidon mazot için uçakları, bombaları insanların üstüne
yığdırmayalım. Bölgede teşvikler veriyorsunuz. Yok 50
milyon TLnin üstünde parası olan KOBİlere, yabancı
şirketlerin hepsine bölgede veriyorsunuz ama bölge insanına 500
dolarlık bir istisna tanımıyorsunuz, 500 dolar
alışveriş yapma hakkını tanımıyorsunuz.
Taksilerin,
araçların gaz veya mazot depolarına bakıp bakıp cezalar
yazdırılıyor hâlâ. Böyle bir ülkede, bunlar gerçekten
konuşulduğu zaman
Siz hangi akaryakıt kaçağını
kontrol etmek istiyorsunuz, merak ediyoruz. Peki soruyorum: Bir akaryakıt
pompaj istasyonunda ölçüm yaptınız ve kaçak olduğunu, ihlal
olduğunu tespit ettiniz. O pompaj istasyonunun gittiği, geldiği
gemiye el koyabilecek misiniz? Ben bu gücü göremiyorum.
Yurt
dışı harçlarıyla ilgili düzenleme var. Deli Dumrulun
haracını biliriz, hikâyedir, ilk ilkokulda okumuşuz. Bizde de,
Mezopotamyada Allo Dinonun Dicle Nehrinde keleklerden haraç
almasını da biliriz. Sultanlar döneminde Galata Köprüsünün
girişine, çıkışına adam koyup nasıl haraç
kesildiğini de biliriz. Ya vatandaşınızdan yurt
dışına çıkıyor diye neyin haracını
alıyorsunuz? Yurt dışı çıkış harcını,
pulunu siz ne zamana kadar alacaksınız? Üç beş seneliğine
Özal döneminde konulan, konut payı için konulan bu olayı yani
getirdiniz bu yasayla, Bakanlar Kuruluna sıfıra kadar inisiyatif
tanıyarak siz bu haracı sürdürerek, bu haraçla bu vatandaşa
eziyet etmeye ne zaman son vereceksiniz? Doğru olan, bu yurt
dışı harcı var ya bundan vazgeçmenizdir, artık utanç
veriyor. Kendi ülkenden başka bir ülkeye giderken haraç vereceksin, yok
vizeler kalkıyor, maşallah gidip geliyoruz.
Arkadaşlar,
bu yasada çok şey var konuşulacak. Pazar yerlerine göz diktiniz.
Belediyelerden alıp özel kişilere ve şirketlere pazar
kurduracaksınız, mafya pazarını kurduracaksınız.
Vallahi bir
şey söyleyeyim: Siirtlilerin çoğu sebze meyve hallerinde. Büyük
ölçüde bu esnafı Siirtliler -Sayın Başbakanın
evlendiği- Siirtten vatandaşlarımız oluşturuyor.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (İstanbul) Bir tek Siirtliler mi?
HASİP KAPLAN
(Devamla) Hepsi arıyor
Hayır, yüzde
70i onlar. Yüzde 70i, bakın, pazar piyasası.
Şimdi,
kalkıyorsunuz, semt pazarlarını yasaklayacaksınız,
belediyeden alacaksınız; o zaman mafya gelecek, kuracak istediği
yere, iki tane şirket gelecek, Hükûmetten, yetkililerden alacak,
istediği yere pazarı kuracak. Biz bunu kabul edemeyiz arkadaşlar
yani bizde de sebze hallerinin bir geleneği, bir töresi, bilmem nesi var.
Kayıt dışılık varsa gereğini yap ama birdenbire
bu kadar -yüz binlerce- esnafı zor durumda bırakacak bir
çalışma içindesiniz.
Bakın,
tarım satış kooperatifleriyle ilgili, Allah aşkına,
tarım konusunda hangi doğruyu yaptınız bugüne kadar?
Kooperatifleşme, tarımın, hayvancılığın can
damarıdır. PANKOBİRLİK -Pancar Üreticileri Birliği-
bugün, Türkiye şekerini ayakta tutuyor. TARİŞ, İzmir;
zeytin, Ege; fındık
Bakın, yapmayın, etmeyin eylemeyin.
Bunların sıkıntıları varsa teşvik edersiniz,
üretime teşvik verirsiniz. E ben ne diyeyim? Şimdi, bu yasanın
içine öyle bir madde koymuşsunuz ki Türk Hava Yolları uçak
alırsa, motor alırsa, uçak mazotu yakıtı alırsa
ÖTVsi, KDVsi olmayacak. Esnaf alınca olacak, ziraatçı alınca
olacak, hayvan besleyen alınca olacak, herkes ödeyecek ama
havayolları şirketlerine Buyurun gelin kardeşim, ÖTV yok, KDV
yok, istediğini al
İstediğini al. dediğiniz kesimler
kadar, Allah için, bir de emeğiyle geçinen esnafı, binlerce üreticiyi
görseniz, onlara da o kolaylığı tanısanız, taksicilere
de, dolmuşçulara da, nakliyecilere de bu imkânı tanısanız,
deseniz ki ÖTVye, KDVye gerek yok, ekmeğinizi buradan
kazanıyorsunuz. anlarız ama siz kalkıyorsunuz, AnadoluJetin
hesabını sorduğumuzda, yüzde 50, bilmem kaçı yabancı
sermaye
Hangi hava yolu şirketini sorsanız, hisse oranına
baktığınızda, devlet sermayesinin üstünde bir yabancı
sermaye var. Kime çekiyorsunuz bunu arkadaşlar? Yanlış yapıyorsunuz.
Önergelerle düzeltmeye çalışacağız, yapıcı olmaya
çalışacağız ve biz bu hâliyle muhalifiz.
Barış ve
Demokrasi Partisi olarak saygılarımla. (BDP ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Kaplan.
Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu adına Manisa Milletvekili Erkan Akçay.
Buyurunuz
Sayın Akçay. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
437 sıra sayılı Kanun Tasarısı üzerine Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Partim ve şahsım
adına muhterem heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yeni bir torba tasarının
görüşmelerine başlıyoruz. AKP, ne zaman kamuoyunda ve Mecliste
yeterince tartışılmadan bir düzenleme yapmak istese bu yönteme
başvurmaktadır.
Tasarıda,
uçak şirketlerinin uçak ithalinde gümrük birliği dışında
da gümrük vergisi muafiyetinden oda ve borsaların siyasi baskı ve
kontrol altına alınmak istenmesine, semt pazarlarının
özelleştirilmesinden tarım kooperatif ve birlik yönetimlerinin
bürokrasiye bağlanmasına, Odalar ve Borsalar Birliği
personelinin iktidar tarafından görevden alınması yetkisinden
yurt dışına çıkış harcına kadar geniş
bir alanda düzenlemeler yapılmaktadır.
Torba tasarı
niteliği ile görüşmeye başladığımız bu
tasarıda getirilen yasal düzenlemelerin yeterince tartışılmaması,
yasama faaliyetlerinin kalitesini bozmaktadır.
Tasarıda,
krediler için eş rızasının kaldırılması ve
diğer bazı maddelerde uygun gördüğümüz olumlu düzenlemeler de
vardır ancak tasarının geneline hâkim olan olumsuz hava, bu
olumlu düzenlemeleri gölgede bırakmaktadır.
Tasarıdaki
bazı düzenlemelerde AKPnin demokrasi anlayışının
yansımalarını görmekteyiz. AKP iktidarının izin
verdiği ölçüde faaliyette bulunma ve söz söyleme hakkı tanıyan
bu anlayış, demokrasiden geriye gidiştir.
Tasarıyla,
Hükûmetin sosyoekonomik politikalarının en büyük
mağdurlarından olan esnaf ve tüccarlarımızın üzerinde
otorite kurmak suretiyle, iktidara yönelik eleştiriler ve hak arama
talepleri kısıtlanmak istenmektedir.
Odalar ve Borsalar
Birliği ile tarım satış kooperatifleri kanunlarında
yapılan değişikliklerle sivil düşünce sindirilmek
istenmektedir. Örneğin, tasarının 48inci maddesinde
yapılan düzenlemeyle, yapılan denetim üzerine görevi
başında kalması sakıncalı görülen oda, borsa ve birlik
personelinin Gümrük ve Ticaret Bakanının tasarrufuyla görevden
uzaklaştırılması düzenlenmektedir.
Hâlihazırda,
yasalar ve uygulamalar gereği oda ve borsa birliklerine merkezî
yönetimlerin zaten denetim yetkisi bulunmaktadır. Bu düzenlemeyle,
Hükûmetin, denetim yetkisiyle yetinmediği, bu kuruluşları
tahakküm altında tutma gayreti içerisinde olduğu görülmektedir.
Tasarı,
Tarım Satış Kooperatifleri Kanununda öngördüğü
değişikliklerle de benzer düzenlemeler getirmektedir. Bu düzenlemeler
bir bütün olarak ele alındığında, tarım
satış kooperatif ve birliklerinin ruhuna uygun olmayan dış
müdahalelere neden olacak düzenlemeleri içermektedir.
Tasarıdaki
örtülü amaç, birliklerin ve kooperatiflerin kendi kendini yönetmesine ve
bağımsızlığına karşı siyasi
müdahalelerin önünü açmaktır.
Hiçbir demokratik
hedefin gerekçe gösterilemeyeceği bu düzenlemelerle AKP, siyasette, sivil
toplumda, toplumsal yapılanmada tek parti hegemonyasını tesis
etme gayreti içerisindedir.
Tasarıda
çiftçinin sorunlarına dair hiçbir düzenleme yoktur. Tarımsal girdi
maliyetlerinin yüksekliği, destek primlerinin düşüklüğü, üretim
ve pazarlama sorunları, ithal edilen tarım ürünlerinin her geçen
yıl artması, tarımsal birlik ve kooperatif borçlarının
tarım gerçeklerine uygun olarak yapılandırılması ve
tarımda etkinlik ve verimliliğin sağlanması gibi
yapısal sorunlara çözüm yoktur. Anlaşılan o ki, Hükûmetin
tarım sektörüne dair hedefleri, çiftçimizin ve tarım sektörünün
varlığını devam ettirmesini değil, tarım birliklerinin
de siyasi tahakküm altına alınmasını içermektedir.
Tasarıda
Hükûmetin dış politikada içine düştüğü çıkmazları
neredeyse bir kapitülasyon niteliğindeki ekonomik tavizlerle aşmaya
çalıştığını da görüyoruz. Gümrük Kanununun
167nci maddesine eklenen bir hükümle hava yolu şirketlerinin ithal
edeceği hava taşıtları motorları ve bunların
aksam ve parçaları katma değer vergisi ve ÖTV dâhil gümrük
vergilerinden muaf tutulmaktadır. Uçak şirketlerinin uçak
alımlarında gümrük birliği üyesi olmayan ülkelerdeki firmalardan
uçak alımına gidecek olması, bazı şirketlerin Airbus
uçaklara yönelerek gümrük birliği dışındaki ülke
firmalarıyla ticaret yapmasını avantajlı hâle
getirmektedir. Uçak şirketlerine gümrük vergisinden muafiyet
tanınarak ciddi miktarda bir bütçe gelirinden mahrum
kalınmaktadır. Hiçbir ekonomik ve teknik gerekçesi olmayan bu
düzenlemeyi, Sayın Başbakanın, mayıs ayında
gerçekleştireceğini söylediği ABD gezisi öncesinde bir jest
olarak görmek de mümkündür.
Değerli
milletvekilleri, aynı zamanda bu uçak alımlarında, ithalinde
gümrük vergisi muafiyeti getirilmesi vesilesiyle bu uçakların da on
yıllık bir kiralamayla Türk Hava Yolları tarafından
edinildiğini ve gümrük vergisi alınması hâlinde de
şirketlerin zarar edeceği itiraf edilmiştir Komisyonda verilen
bilgiler dâhilinde. Bu bile özelleştirme anlayışının
getirdiği noktayı göstermesi bakımından da manidardır.
Tasarıda en
olumsuz gördüğümüz düzenlemelerden bir kısmı da Sebze ve
Meyvelerin Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanuna dair hükümlerdir.
Özellikle 70inci maddeyle belediyelerin mutlak hâkimiyetinde olan pazar yeri
kurma yetkisinin özel kişilere bırakılacak olması, sosyal
ve ekonomik boyutları çok olumsuz bir durum ortaya çıkaracaktır.
Türk milleti için sosyal bütünleşme ve ekonomik faaliyetlerin merkezi olan
pazar alanları için öngörülen bu düzenlemeyle pazar alanlarının
geleneksel rollerinden uzaklaşmasına yol açacak bir uygulama maalesef
getirilmektedir. Bu madde hükmüyle pazar yerlerinin özelleştirilmesinin
yolu açılırken, Adalet ve Kalkınma Partisi özelleştirmeyi
mahalle ve sokaklara kadar indirmektedir. Bu özelleştirme
sevdasının Türk ekonomisine ve Türk milletinin sosyal dokusuna
yönelik olumsuz etkilerine bir ek daha yapılmaktadır.
Pazar yerlerine
ilişkin bu hükümler tarımsal üretimi de tehdit etmektedir. Pazar
alanlarında kendi ürününü satan üretici, tasarının bu hükmüyle
rekabet gücünü kaybedecek, üretim sürecinden uzaklaşacak, neticede
tarımsal üretim de azalacaktır. Daha açık bir ifadeyle,
Hükûmetin ilmek ilmek ördüğü çiftçinin bitirilme projesine bu tasarıyla
bir tuğla daha konulmaktadır.
Değerli
milletvekilleri, tasarının Plan ve Bütçe Komisyonuna gelen ilk
hâlinde, Lisanslı Harita Kadastro Mühendisleri ve Büroları
Hakkında Kanuna geçici bir madde eklenmek suretiyle lisanslı harita
kadastro mühendislerinin 2009da yapılan sınavla aldıkları
lisans belgelerinden kaynaklanan tüm haklarının saklı
olduğunu belirten bir madde vardı. Düzenleme, bu hâliyle doğru
olduğunu düşündüğümüz hükümler içermekteydi ancak komisyon
çalışmaları sırasında Hükûmetin ve bazı AKP
milletvekillerinin girişimleriyle bu hüküm, bu madde, tasarı
metninden çıkarılmıştır. Bununla 2 bin
çalışanın işinden ve ekmeğinden olmasına ve en az
10 bin kişinin mağduriyetine yol açılmaktadır. Yüz
altmış beş yıllık köklü bir geçmişi olan Tapu ve
Kadastro Genel Müdürlüğünün güvenilirliği zedelenmektedir. 246
lisanslı büroda 300 bini bulan tescil işlemi, bu işlemi yapan
büroların yetkisiz olarak nitelendirilmesiyle büyük bir hukuki sorunla
karşı karşıya kalacaktır. Neticede, hak sahibinin hakkı
teslim edilmemekte fakat bu arada adalet kavramı da zedelenmektedir.
Tasarının
85inci maddesi bir diğer sorunlu alanı ifade etmektedir. 640
sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede değişiklik yapmak
suretiyle, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı personeli için bir
düzenleme öngörmektedir. Bu düzenleme nimet-külfet dengesinin olumsuz
olduğu gümrük muayene memurları için beklenen düzenlemeleri
gerçekleştirmekten uzaktır. Sayıları 1.700ü bulan gümrük
muayene memurlarının görev, yetki ve sorumluluklarına uygun
düşen denetmenlik kadrolarında değerlendirilmeleri gerekmektedir.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; tasarının 52 ile 64üncü
maddeleri arasında, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele
Kanununda değişiklikler öngören düzenlemeler bulunmaktadır.
Bugün ülkemizde kaçakçılık meselesi güvenlik, terör, toplumsal birlik,
maliye, ekonomi ve kültür gibi alanlarla ilgili çok önemli bir konudur.
Hükûmet, ülkemizde kaçakçılığın nedenlerinden birisinin
yüksek vergi oranları olduğunu itiraf ederken
kaçakçılığa rağbet ortamını yok edecek
düzenlemeleri de bir türlü yapmamaktadır. Diğer bir ifadeyle, Hükûmet
bu yapmadıklarıyla kaçakçılığı âdeta teşvik
eder bir pozisyondadır. Tasarıdaki düzenlemeler
kaçakçılıkla mücadelede etkin bir model sunmaktan uzaktır.
Kaçakçılıkla
mücadele, sadece ekonomik boyutuyla değerlendirilemez. Ülkemizde
kaçakçılık, millî güvenliğimizi de tehdit eden bir unsurdur.
Kaçakçılıkla mücadele, terörle mücadelenin şartlarından
birisidir. Hükûmet, terörle mücadele sürecini sosyal, ekonomik ve güvenlik
eksenli bir yaklaşımdan öte, siyasi bir proje olarak değerlendirmekte,
terör örgütüyle çeşitli vasıtalarla pazarlıklar
gerçekleştirmektedir. Bu yöntemle terörün sona ereceğini zannetmek
abesle iştigaldir. Terör ancak terörü ve teröristi besleyen
kaynakların bertaraf edilmesiyle sona erer. Hükûmetin pazarlık
yöntemi tam tersi bir netice doğurmakta, terör örgütü, finansal
varlığını güçlendirerek devam ettiği gibi, daha
farklı siyasi ve sosyal kazanımlar elde etmektedir.
Terör örgütü bir narko örgüttür ve yasa
dışı kazançtan oluşan bir holdingleşme içindedir.
Terör örgütü PKK, uyuşturucu, akaryakıt, sigara, alkol, canlı
hayvan, elektronik eşya gibi mali değeri fazla ürünler ve hatta insan
kaçakçılığı faaliyetleriyle -uzmanlar tarafından ifade
edildiğine göre- 60 milyar doları bulan bir parasal kaynağı
kontrol etmektedir.
Terör örgütü, Türkiye Cumhuriyetinin
sınırları içerisinde sözde birtakım gümrük örgütleri
kurarak, Türk devletine ve Türk milletine meydan okumakta, Hükûmet ise terörle
müzakere sürecini bahane ederek acz içinde PKKnın kaçakçılık
faaliyetlerine göz yummaktadır. Bilinmelidir ki, kaçakçılıkla
mücadele, aynı zamanda terörle mücadeledir. PKKnın
kaçakçılık faaliyetlerine yapılacak operasyonlar ve
alınacak diğer önlemler hem terör örgütünün mali kaynaklarını
kesecek hem de örgütün zemin bulduğu toplumsal kesimlerde sorgulanmaya
başlanacaktır. Kaçakçılıkla mücadele, terör örgütüne her
anlamda ciddi bir darbe vuracaktır. Oysa Hükûmet bu adımları
atmaktan itinayla kaçınmaktadır.
Terör örgütü, kaçakçılık
faaliyetleriyle milyarlarca dolar gelir elde ederken, terörle mücadelenin
birtakım tavizler verilerek sağlanabileceğinin düşünülmesi
tarihî ve vahim bir hatadır. AKP Hükûmeti terörü ricayla, pazarlıkla,
Türk kimliğini ve Türk milliyetçiliğini ezme çabalarıyla, terör
örgütüyle birlikte anayasa yapma gayretiyle önleme hayalindedir, söylemi budur.
Bu süreç, terörle mücadeleyi değil, terörün taleplerine boyun eğmeyi
ifade etmektedir. Hükûmet terör örgütü ile yürüttüğü pazarlık ve
hatta iş birliği ile terörün parasal kaynaklarını ve
silahlı unsurlarını içeren bir mücadele iradesini ortaya koyma
anlayışından çok uzaktır.
Değerli
milletvekilleri, Hükûmetin terör ile müzakere yöntemi, Türk milletinin birlik
ve bütünlüğüne yönelik bir manevranın hayata geçirilmesidir.
Türkiyenin, sözde barış ve bir türlü resmen
açıklayamadıkları çözüm söylemleri içerisinde millî bütünlüğü
dağıtılmaya çalışılmaktadır. 21 Mart 2013
tarihinde sahnelenen oyun, AKPnin marifetlerinin bir neticesidir. Türk milleti
teröristbaşının kuru tehditleri ile karşı
karşıya bırakılırken, Sayın Başbakan
Mesajlar büyük ölçüde bizim söylediğimiz mesajlarla örtüşüyor.
diyebilmiştir. Sayın Başbakan Erdoğan ile Öcalan âdeta birlikte
el ele, kol kola yürümektedir. Buna göre, sözde barış süreci ile PKK
terör örgütünün silahla başaramadığı, saldırı ve
şiddetle yapamadığı ne varsa Hükûmet tarafından bir
bir verilmektedir.
Türkiye bir kader
çizgisi üzerindedir. Türkiye Cumhuriyeti etnik kökenlere göre
sınıflandırılmaktadır. Bin yıllık
kardeşliğimiz tehdit altındadır. Toplum içerisinde özel
imtiyazlarla donatılmış âdeta feodal ve terörize olmuş
örgütsel bir yapı ortaya çıkarılmakta ve daha da
güçlendirilmektedir. Taleplerin ve tavizlerin ardının
arkasının kesilmeyeceği görülmelidir. Daha dün mahkemelerin dahi
terör örgütü elebaşısı olarak nitelediği birisinin, yasa
dışı örgüt lideri olmaktan çıkarılması
istenmektedir.
Süreç artık
bireysel temel hak ve özgürlükler çizgisinden çıktığı noktada,
Türkiyeyi bir etnik topluluklar olarak görenler, Bu toprakların adı
neden hâlâ herhangi bir etnik unsura vurgu yapıyor? diyenler ortaya
çıkacaktır ve maalesef de çıkmaktadır. Türk
Bayrağına saygısı olmayanlar, taşımayanlar,
artık ülkemize Türkiye denilmemesini de isteyeceklerdir. Emperyal
mahfillerde tasarlanmış olan bu manevrayla gitgide astarı
yüzünden pahalı bir durum ortaya çıkmaktadır.
Değerli
milletvekilleri, konuşmama burada son veriyor, hepinize saygılar
sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Akçay.
Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt. (CHP
sıralarından alkışlar)
Buyurunuz
Sayın Kurt.
CHP GRUBU ADINA
KAZIM KURT (Eskişehir) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın milletvekilleri,
437 sıra sayılı Kanun Tasarısı üzerine Cumhuriyet Halk
Partisi adına söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle torba
kanun ve temel kanunla ilgili temel bir değerlendirme yapmak istiyorum.
İkisi birbiriyle çelişen ve hiçbir zaman yan yana olmaması
gereken bu iki unsuru her dönem, her yasada birlikte değerlendirmek
Türkiye Büyük Millet Meclisinin demokratik geleneğine uygun düşmüyor.
Eğer gerçekten bir torba kanun var ise bunun temel kanun olarak görüşülmesi
asla mümkün değildir çünkü bizim tartışmamız, olayları
değerlendirmemiz engellenmektedir. Bu nedenle, artık bu
alışkanlıktan vazgeçmenizi diliyorum.
Yine, ikinci bir
önemli dileğim, yasa yaparken bu torba yasalar nedeniyle pek çok
milletvekilinin önerileri ciddiye alınmamaktadır çünkü örneğin
bu tasarıda Borçlar Kanununun kefaletle ilgili bir maddesi
değiştirilirken Özgür Özel arkadaşımızın ve
Sayın Mahmut Tanal arkadaşımızın önergeleri -Adalet
Komisyonunda olduğu için- Plan Bütçe Komisyonuna gelmedi,
dolayısıyla tartışılamadı,
birleştirilemedi...
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (İstanbul) Ama kendisi burada
KAZIM KURT
(Devamla) -
ama arkadaşlarımız önerilerini takip edecekler,
devam edecekler. Dolayısıyla bu yanlışlıklardan
vazgeçmenin artık zamanı gelmiştir. Bu
yanlışlıkları daha da çoğaltmadan, demokratik
geleneklerimizle yasa yapmayı öğrenelim, bilelim.
Şimdi,
önümüzdeki tasarı, gerçekten, çok sayıda yasanın çok sayıda
maddesini değiştiren bir tasarı. Ancak, burada keşke bu
yasaları bu torba yasa içerisinde kısım kısım
değiştireceğimize tamamını değiştirerek
temel anlamıyla bir değerlendirme yapabilseydik.
Önce,
tasarıdaki sıraya göre gitmek istiyorum. Vergi Usul Kanununa bir
madde ekliyoruz ve bu eklediğimiz maddeyle sahte belge düzenlemeyi, daha
doğrusu sahte fatura düzenlemeyi engellemenin yollarını
arıyoruz kendimizce. Ancak, sanki, sahte belgecilere yeni bir kredi
açıyoruz ve belge sahteciliği yaptığı
kesinleşmiş olan kişilere 50 bin lira gibi bir teminat karşılığında
daha fazla sahte fatura kesme imkânı, şansı tanıyoruz. Bunun
doğru olmadığını, ticareti biraz daha
demokratikleştirerek gerçekleştirmemizin daha mantıklı
olduğunu senelerdir Cumhuriyet Halk Partisi sözcüleri anlatmış
ama bir türlü bu alışkanlıktan vazgeçilmemiş.
Vergi Usul
Kanununun 359uncu maddesidir bu işle ilgili esas suçu oluşturan ve
maalesef, Vergi Usul Kanununun 359uncu maddesi tam 7 kez
değiştirilmiş, bunun da 4 tanesi sizin döneminizde
değişmiş. Yani, yapılan işin doğru ve düzgün
anlaşılması gerekir ki bu işlerde bir verim elde edelim.
Kaçakçılığı önlemenin yolu bu değil. Bu elbette
zamanla görülecek ve zamanla bu maddeler tekrar değiştirilecektir.
Öncelikle, bu
maddenin çok uzun bir biçimde yazılmış olmasının da
hukuki anlamda doğru olmadığını vurgulamak ve söylemek
gerekir.
Değerli
arkadaşlar, bu torba yasa için Sayın Bakan sunumunda 10
bakanlıkta, 2 tane kurul başkanlığında ve
bağımsız kurullarda tartışılarak,
görüşülerek hazırlanmış, ciddi bir çaba sonucu karşımıza
gelmiştir. diyor. Ne yazık ki bunun böyle olmadığı
komisyon çalışmalarında anlaşıldı çünkü ciddi bir
biçimde hazırlandığı iddia edilen tasarının 22
maddesi değiştirildi AKPli arkadaşlarımızın
vermiş olduğu önergelerle. Yine, bu tasarıya 11 yeni madde eklendi
ve 1 maddesi de tasarıdan çıkarıldı. Dolayısıyla,
60 madde olarak Komisyona gelen bu tasarının 30 maddesi üzerinde ya
değişiklik yapıldı ya yenilendi ya da madde
çıkarıldı. Bu da hiç ciddi bir hazırlık
yapılmadan bu işin geldiğinin bir göstergesidir.
Tasarının
2nci maddesiyle beraber, yeni yeni garabetler oluşmaya başladı.
Türkiyede, Türk Hava Yollarına gerçekten bir ayrıcalık
tanımanın, gerçekten de Türk Hava Yollarının
yapacağı uçak alımlarında bazı vergi istisnaları
getirmenin gerekip gerekmediğini Türkiye Büyük Millet Meclisinin
aslında tartışması lazım çünkü Türk Hava Yolları
Türkiyedeki hukuka uygun davranmayan ve hukuka uygun
davranmadığı için iş akdini feshettiği insanların
işe iadelerini dikkate almayan bir kurumdur. Bunu değerlendirin.
dendiği zaman Özel bir şirkettir, özel şirketin
ayrıcalığı olmaz. savunmasına karşın,
şimdi bu özel şirkete vergi kolaylığı
sağlamanın çok da doğru ve uygulanabilir bir iş
olmadığı net bir biçimde ortaya çıkmıştır.
Yine -devamla
gidiyoruz- kaçakçılık sonucu elde edilen ve zaptolunan malların
tasfiyeleriyle ilgili bazı uygulamalar değerlendirilmekte gümrük
mevzuatı çerçevesinde. Bunların bazıları gerekli ama
bazıları hiç de gerekli değil ve bunların zaman içerisinde
yeniden değerlendirilmesinin mutlaka gerektiğini tasarıdan anlıyoruz.
Tasarının
7nci maddesi, 8inci maddesi, 8, 9 ve 10uncu maddesinden sonra
düzenlenmelidir. Yasama tekniği bunu gerektirmektedir çünkü 7nci madde
232nci maddeyi değiştirirken, 8, 9 ve 10uncu maddeler 218, 227, 228
ve 231inci maddeleri ilgilendirmektedir. Dolayısıyla, bu uygulama
içerisinde de böyle bir yanlışlık söz konusudur, bunun da
redaksiyon sırasında belki dikkate alınarak düzeltilmesinde
yarar olacaktır.
4458
sayılı Kanunun 235inci maddesi küçük bir madde iken yeni
eklemelerle 4 ayrı fıkra ve 6 ayrı bent hâlinde eklenmiş ve
vergi kaybına neden olan işlemler genişletilmiştir. Bunun
değerlendirilmesi zamanla ortaya çıkacaktır.
Gümrükle ilgili
tüm işlemler ve cezalar artırılmaktadır ki
gümrüklerimizdeki kaçakçılığın bundan sonra önlenip
önlenemeyeceğini de göreceğiz çünkü aslında
kaçakçılığın sebebi ekonominin kayıt
dışı olmasıdır, ekonominin üretimsiz
olmasıdır. Bu tedbirlerle kaçakçılığın
önlenmesinin mümkün olmadığını ortaya koymak için usta
olmaya gerek yok, herkesin bildiği bir şeydir. Kaçak, gümrüksüz,
emeksiz kazancın ekonominin temeli olmasından kaynaklanmaktadır.
Torba yasa
içerisine konulan tarım satış kooperatifleri ve birlikleriyle
ilgili düzenleme, aslında, kooperatiflerin bir bütün olarak bekledikleri
yeni yasa, yeni bir düzenleme ve yeni bir açılımı reddeden,
köklü reformları yapmaktan korkan bir iktidarın ürünü olarak ortaya
çıkmıştır. Oysa bu konuyla ilgili İzmir
Milletvekilimiz Sayın Oğuz Oyanın teklifi doğrultusunda
hareket edilecek ve o yasalaşma gerçekleştirilecek olsaydı,
kooperatiflerimiz rahatlayacak, sıkıntıya girmeyecek ve bu
konuda beklenen doğru iş gerçekleştirilmiş olacaktı.
Hukuk, yasa
yapım kurallarını da mahvederek, 10 maddeden, 2 geçici maddeden
ibaret 4572 sayılı Kanunun 7nci maddesini değiştiriyoruz
ve ayrıca 5 geçici madde daha ekliyoruz. Bunların tamamı, hukuk
tekniği açısından uygun olmayan ve uygulanma
şansının olumsuz olduğu uygulamalar.
Tasarının
30uncu maddesi iki ayrı maddeyi yürürlükten
kaldırdığı için ayrı ayrı düzenlenmesinde teknik
anlamda yarar olabilirdi, bu da olmamış.
Birlik ve
kooperatiflerde seçilmiş denetim kurulunun ortadan
kaldırılması hangi sonuçları doğuracak, zaman bunu
ortaya koyacaktır. Doğru ve demokratik bir yaklaşım olup
olmadığı konusunda ve geçmişten gelen kooperatifçilik
kültürümüz ve deneyimlerimiz karşısında uygulanıp uygulanamayacağı
konusunda gerçekten belli sıkıntılar olabilir.
Yönetim kurulu
sayısının, örnek ana sözleşmenin tek tip olması, tek
tip kooperatifçiliğin gerçekleştirilmeye
çalışılması çok doğru olmayacaktır diye
düşünüyorum.
Yine, denetimle
ilgili 6102 sayılı Kanunu ilgilendiren değerlendirmeleri de
dikkatlice uygulamaya koyacak olursak, bu konuda da belli
tartışmaların gerçekleştirilmesinde yarar olduğunu
düşünüyoruz.
Tasarının
31inci maddesinde Tütün ve Alkol Piyasası Denetleme Kuruluyla ilgili bir
düzenleme yapılırken 5018 sayılı Kanuna tabi olmadan
ödenek alacak kamu yararına olan derneğin Yeşilay olarak çok net
bir biçimde buraya eklenmesinde yarar vardı ancak bunu kabul ettiremedik.
Şimdi,
derneklere yardım yapılır. ibaresi yeni yeni
yandaş derneklerin kurdurulabileceği gibi bir endişemizi ortaya
koymaktadır.
32nci madde ÖTV
Kanununun 7nci maddesine bazı istisnalar eklemekte ve bu eklenen
istisnalarla belli miktarda ÖTVden vazgeçtiğimizi ortaya
koymaktadır. Kaç lira ÖTVden vazgeçiyoruz, bunu şu anda bilmiyoruz
ama CHP olarak, çiftçinin tarımsal amaçla kullandığı
mazottan alınan ÖTVnin kaldırılması konusunda
verdiğimiz pek çok önergenin dikkate alınmadan burada başka
istisnalar getirilmesinin samimi olmadığını
düşünüyoruz.
33üncü madde yeni
yeni sorunlar yaratacak, yeni yeni suçlar üretecektir. Bu konuda da zamanla
yeni yasal düzenlemeler gerektiği ortadadır. Üreticilere
sattıkları malların akıbetini takip etmek gibi bir polislik
görevi vermek çok doğru ve uygulanabilir bir yöntem değildir.
5015 sayılı
Petrol Piyasası Kanunuyla ilgili değişiklikler de burada
torbaya girmiştir. Oysa bu yasa zaten 30 maddedir ve biz bu torbada bu 30
maddenin 14ünü değiştiriyoruz. Yani, yasanın ruhunu,
niteliğini tamamen değiştiriyoruz ve 5015 sayılı Yasa
kalıyor, bu kalan, petrol kaçakçılığını önleyecek
ya da kayıt dışını çözecek! Asla bu mümkün
değildir çünkü -petrol kaçakçılığındaki en büyük
neden- ciddi anlamda ÖTV ve KDVyle, üçte 2 oranındaki vergiyle
dünyanın en pahalı akaryakıtını kullanan Türk
tüketicisinin bu şansını ortadan kaldırmaktadır.
Şimdi, Türk köylüsüne, Türk çiftçisine yapmadığımız bu
iyiliği, akaryakıt ihtiyaç fazlasını Avrupalılara
vergisiz satmak suretiyle gerçekleştiriyoruz ve bu konudaki taleplerimiz
ciddiye alınmıyor. Ama bunu düzeltmek Cumhuriyet Halk Partisinin
boynunun borcudur diye düşünüyorum.
5015
sayılı Kanun petrole ilişkin piyasaların
sağlıklı ve düzenli işlemelerinin sağlanmasına ve
geliştirilmesine yönelik düzenleme, yönlendirme, gözetim ve denetim
işlerini kapsıyor.
Kaçak
akaryakıt tanımını değiştiriyoruz. Kaçak
akaryakıtın tanımını 5607 sayılı Kanundaki
kaçak akaryakıt tanımıdır diye niteliyoruz ama 5607
sayılı Kanunda kaçak akaryakıtın tanımıyla
ilgili bir tek cümle yok. Yoruma elverişli yasayla suç tespit etmek mümkün
değil.
Yine, 5015
sayılı Kanunun 2nci maddesinin (1)inci fıkrasına (21)
no.lu bent ile atıf yaptığımız kaçak akaryakıt
tanımını, nerede bulabilirsek uygulayacağız.
Tasarının
38inci maddesiyle, rafinerici lisans sahibine ciddi anlamda külfet yüklüyoruz.
Buradan da Hükûmetin TÜPRAŞla ciddi bir sorun
yaşadığı gibi bir izlenim elde ediyoruz ki bunun
sorgulanmasında yarar vardır.
42nci maddedeki
ulusal petrol stoku düzenlemesi ne Bakanlık ne de Petrol Piyasası
Kurumu tarafından anlatılamamıştır. Kanuna göre, bir
önceki yılın günlük ortalamasının net en az doksan günlük
miktarı stok olması gerekirken, bunun olmadığı ortaya
çıkmıştır. Tersine, bunun bir de bedelinin
TÜPRAŞın hesaplarında bloke edildiğine dair garip bir
durum ortaya çıkmıştır ki bunun düzeltilmesi zorunludur,
bir an önce gerçekleştirilmelidir.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (İstanbul) Ne zaman özelleştirildi TÜPRAŞ?
KAZIM KURT
(Devamla) Seneler oldu TÜPRAŞ özelleştirileli.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (İstanbul) Hâla para orada!
KAZIM KURT
(Devamla) Evet.
5174
sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Kanununda
yapılan düzenleme, demokratik odacılığı, demokratik
dernekçiliği ortadan kaldıran bir uygulamadır. Ancak hangi
baskıyla, hangi dürtüyledir bilemiyorum, oda temsilcisi hiçbir
itirazının olmadığını beyan etti. Ama odanın
tüm personelinin Bakan tarafından görevden alınması, seçim
öncesi bütün odalarda ciddi sıkıntılar yaratabilecek bir
durumdur.
Tarım
Kanununun 23üncü maddesinde bir değişiklik yapıyoruz ve bu
değişiklikle desteklemelerde fazla ya da yanlışlıkla
ödenenlerin geri alınmasıyla ilgili bir düzenleme getiriyoruz. Oysa
desteklemeyle ilgili, Türk köylüsünün beklediği farklı şeyler
vardı. Ben Sivrihisar Oğlakcı köyünden geçerken
uğradım. Muhtarlığa icmal listesi ilanı
asılmıştı. 200 nüfuslu bu köyde yaşayanların
tamamının destekleme olarak alacağı bedelin 27.390 lira 42
kuruş olduğunu tespit ettim. Bu da şu anlama gelir: 50-60
hanelik bu köyde devletten alınan desteklemenin tamamı hane
başına ortalama 500 lira civarındadır ki bunu söylemek bile
doğru değildir.
5607
sayılı Kanunda da, Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda da
ciddi değişiklikler yapmaya çalışıyoruz. Oysa burada
kaçakçılık suçlarını anlatmaya çalışırken
suçu genişletiyoruz ama açıkça Akaryakıt
kaçakçılığı şudur. denecek bir tanım
yapmamıştır, yapamamıştır. Ceza hukuku yorumla
hareket etmez; daha somut, daha düzgün bir tanım yapılması
gerekir. Bu yasa da toplamda 27 madde iken 9 maddesini değiştiriyoruz
ve buna 5 de yeni geçici madde ekliyoruz. Dolayısıyla, bu yasa da
elden geçirilmesi gereken ciddi bir yasa olarak duruyor.
Tasarının
66ncı maddesi ise yasa yapma tekniğine uymadan -maddeler
arasına- sıraya uygun olmadan gerçekleştirilmiştir. En
ciddi uygulamalardan birisi sebze ve meyve ile yeterli arz ve talep
derinliği bulunan diğer malların ticaretiyle ilgili düzenlemedir
ki bu, pazar yerlerimizin özelleştirilmesine kadar gidebilecek bir
uygulamanın önünü açan, kapısını açan bir
yaklaşımdır. Bunu ısrarla reddediyoruz, kabul etmiyoruz, bu
konuda tekrar bir değerlendirme yapmanızı diliyoruz.
Bu kanunun
tamamı 19 maddedir, 10 maddesini şu anda değiştiriyoruz bu
torbada. Oysa demokrasinin özü uzlaşmadır, muhalefeti dinlemedir,
muhalefetin eleştirilerine kulak asmadır. Eğer bunları
yapmazsanız, aynı Borçlar Kanunundaki kefaletle ilgili konuda yaptığımız
eleştirileri dinlemediğiniz gibi, burada da gene yanlış
yapacaksınız. Kefaletle ilgili uygulamada Tarım kredilerindeki
eş kefaletinde imza ya da izin olayını ortadan
kaldıralım. diye biz öneri vermeseydik bunu da getirmeyecektiniz.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
KAZIM KURT
(Devamla) Hepinize saygılar sunuyorum, teşekkür ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Kurt.
Şahsı
adına İzmir Milletvekili Musa Çam. (CHP sıralarından
alkışlar)
Buyurunuz Sayın
Çam.
MUSA ÇAM
(İzmir) Sayın Başkan, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
saygıdeğer üyeleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. 437
sıra sayılı Kanun Tasarısıyla ilgili şahsım
adına söz almış bulunuyorum.
Değerli
arkadaşlar, tasarı öncelikle Plan Bütçe Komisyonuna toplam 65 madde
olarak sevk edildi ancak sevk edildikten sonra da 11 yeni madde eklendi.
Ayrıca tasarının 22 maddesi de verilen önergelerle Plan Bütçe
Komisyonunda değiştirildi. 1 madde ise tasarı metninden çıkartılarak,
sonuçta 90 maddelik bir kanun olarak karşımıza gelmiş
bulunuyor.
Hükûmetin sevk
ettiği bir tasarının komisyon aşamasında toplam 22
maddesinin değiştirilmesi
Kanunların yeterince titizlikle
hazırlanmadığı ve kamu kurum ve kuruluşları ve
sivil toplum örgütleriyle yeterince diyalog sağlanmadığı
açık ve net olarak görülmektedir.
Her ne kadar
Sayın Bakan Plan Bütçe Komisyonunda 10a yakın bakanlıkla
bunlar tamamen istişare edilerek hazırlandı. dese bile, Plan
Bütçe Komisyonunda bakanlıklardan gelen bürokratlar tarafından bunun
enine ve boyuna, ciddi bir şekilde irdelenmediğini ve müzakere
edilmediğini ve Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerine yeteri kadar doyurucu
bilgiler verilmediğini açık ve net bir şekilde orada gördük.
Oysa tasarıların nasıl hazırlanacağına dair
Mevzuat Hazırlama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik 17/2/2006
tarih ve 26083 sayılı Resmî Gazetede yayımlandı. AKP
hükûmetleri kendi yaptıkları mevzuata uymamaktadırlar. Kanunun
adı Gümrük Kanunu olarak başlatılmakta ise de 65 maddelik
tasarıda sadece 15 maddenin gümrükle ilgili olması
tasarının ne kadar özensiz hazırlandığının
bir başka işaretidir. Israrla torba kanun yapmakta ve her alanda
unuttukları ne varsa gerek komisyonda gerekse Genel Kurulda eklemektedirler.
Bu işleri yaparken de muhalefetin eleştirileri ve önerileri ne
yazık ki kabul görmemektedir.
Tasarının
içeriğindeki vergiyle ilgili bölümlerde de Maliye Bakanlığı
ile bir mutabakat sağlanmadığı orada yapılan
müzakerelerde açıkça, net bir şekilde görüldü. Özellikle Vergi Usul
Kanununu ilgilendiren maddelerin yeterince açık
yazılmadığı, madde tekniği ile ilgili ciddi sorunlar
ve sıkıntılar olduğu görüldü. Çok uzun ve
karmaşık yazımla anlaşılmaz, doğru olarak
yorumlanamaz ve ileride sorunları çözemez hükümler getirilmektedir bu
düzenlemelerle. Vergi Usul Kanununa eklenen 153/(a) maddesiyle sahte
faturacıya teminat karşılığı daha çok sahte
fatura kesme olanağı ne yazık ki sağlanmaktadır.
4572
sayılı Tarım Satış Kooperatif ve Birlikleri
Hakkında Kanunun değiştirilmesi de yine köklü
değişimden korkmanın sonucudur. Ben bir TARİŞ
işçisiydim, 1980 öncesinde uzun yıllar TARİŞte
TARİŞ işçisi olarak çalıştım. O zamanlar
TARİŞte 5 bin işçi çalışıyordu üzümde, incirde,
pamukta, zeytinyağında. FİSKOBİRLİKte,
ANTBİRLİKte, ÇUKOBİRLİKte,
KARADENİZBİRLİKte, TRAKYABİRLİKte, tarım
satış kooperatiflerinde binlerce insan çalışıyordu.
Ama Dünya Bankasının vermiş olduğu finans sonucunda
tarım satış kooperatifleri tek tek tasfiye edildi ve tasfiye
edildikten sonra da o fabrikalar tamamen kapatıldı,
özelleştirildi. Onların yerine şimdi dev plazalar dikilmek
isteniyor ama o fabrikalarda çalışan işçiler işsiz ve
güçsüz kaldılar. Bu, bir tarafı.
İkinci
tarafı da, üretici tamamen piyasanın eline terk edilmiş oldu,
tüccarın eline terk edilmiş oldu. Bugün birçok ana mahsulde piyasayı
ve fiyatları ne yazık ki tüccar belirliyor. Oysa tarım
satış kooperatifleri, çiftçinin ürününü ve malını en iyi
şekilde değerlendiren, sübuanse eden, destekleyen ve onun mahsulüne
en iyi fiyatı, başfiyatı
veren kurumlardı. Ama ne yazık ki tarım satış kooperatifleri
böylelikle ortadan kaldırıldı ve tamamen işlevsiz hâle
getirildi. Özellikle tarım satış kooperatiflerinin biriken
borçlarının affedilmesi, silinmesiyle ilgili vermiş
olduğumuz önergeler ne yazık ki Plan Bütçe Komisyonunda yeteri kadar
ilgi görmedi ve reddedildi.
Şimdi,
değerli arkadaşlar, benden önceki konuşmacı
arkadaşlarımız da özellikle
Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununda ilgili kurumların yönetimi
ve denetimi açıkça belirtilmiştir. Bakanlığın, ilgili
kurumların yönetimine kesinlikle müdahale etmemesi gerekmektedir.
İlgili kurumlar sadece Bakanlık denetimine tabi olmalıdır.
Bakanlığın kesinlikle yönetimlere müdahale etmemesi gerekirken,
bu tasarıyla getirilen maddelerle yönetim ve denetime müdahale yetkisi verilmektedir.
Hele hele oda personelinin, keyfî bir biçimde, görevden alınması
yetkisinin Bakanlığa verilmesi bu kurumları çalışamaz
hâle getirecektir. Personelin de görevden
uzaklaştırılmasına yargı karar vermelidir. Herhangi
bir oda, meslek örgütü veyahut da sivil toplum örgütünün iç işlerine
Bakanlığın karışmaması gerekiyor. Orada da
Bakanlık temsilcisi geldiğinde Biz Bakanlıkla bir mutabakat
sağladık, her konuda anlaştık. dedi ama bunun öyle
olmadığına biz orada şahit olduk.
Şimdi, burada
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğine müdahale edilmesinin esas nedeni,
tahmin ediyoruz ki, Çankaya Köşküyle Başbakanlık arasında
yapılan bir yarış ve o yarışın da Türkiye Odalar
ve Borsalar Birliğinde bir
hâkimiyet kurmayla ilişkili olduğunu düşünüyoruz. Aksi
hâlde, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin kendi iç işlerine
Bakanlığın karışmasını neden bu kadar kabul
ettiğini anlayabilmiş değiliz.
Değerli
arkadaşlar, Türk Hava Yollarının Airbus veyahut da Boeingle
rekabet edebilmesi için, bazı parçalardan ÖTV ve KDVnin
alınmamasıyla ilgili bir düzenleme getiriliyor ama aslında bu
tamamen bir ayrıcalık. Bu, Türkiye Cumhuriyeti devletinin vergisini
yeteri kadar toplayamamasını da beraberinde getirecek ve
birtakım hava yollarına özel bir imtiyazı da beraberinde
getiriyor. Bu doğru bir düzenleme değildir, bunun mutlaka geri
çekilmesi veyahut da kabul edilmemesi gerekir.
Türk Hava
Yollarını söylerken, tabii, ister istemez, bugünkü Türk Hava
Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Hamdi Topçuyla ilgili
de birkaç şey söylememiz gerekiyor. Bildiğiniz gibi, 31/5/2012
tarihinde 6321 sayılı Kanunu, Türkiye Büyük Millet Meclisinde,
burada, bütün karşı çıkmalarımıza rağmen kabul
ettiniz. Orada bir gece yarısı bir düzenleme yapıldı ve
hava yolu işletmelerine, hava yollarına, Türk Hava Yolları
çalışanlarına bir grev yasağı getirildi. Haklı
olarak, Türk Hava Yollarında çalışan işçi
kardeşlerimiz, bir gece yarısı getirilen bu grev
yasağına karşı bir direniş yaptılar, anayasal
haklarını kullandılar, Uluslararası Çalışma
Örgütünün veyahut da sözleşmenin vermiş olduğu yetkiye dayanarak
iş bıraktılar ve mücadele ettiler. Buna karşılık
da Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu 305 işçi
arkadaşımızı işten attı. 305 işçi
arkadaşımız hâlen direnişlerini devam ettiriyorlar ve bu
305 işçi arkadaş dava açtı, işe iade davaları
açtılar ve mahkemelerde görülüyor. Şu ana kadar 151 işçi
kardeşimiz mahkemelerde işe iade davasını kazandı ama
ne yazık ki Hamdi Topçu
Orası, Türk Hava Yolları bir anonim
şirket deniyor ama Sayın Hamdi Topçunun çiftliği gibi
yönetiliyor; bütün akraba, tarikatlar, orada hepsi istihdam ediliyor, o
çiftlikte çalıştırılıyorlar ama mahkeme kararıyla
işe iade davasını kazanan işçi kardeşlerim, 151
işçi, bugüne kadar hâlâ daha işe başlatılmış
değildir.
Sayın Hamdi
Topçu, 7 Aralık 2012 tarihinde Rizede Recep Tayyip Erdoğan
Üniversitesinde Abbas Güçlünün Genç Bakış programına katıldı. Oradaki
konuşmasından sonra öğrencilerden bir tanesi Sayın Hamdi
Topçuya 305 işçinin işten atılma gerekçesini sordu ve
eleştirdi. Sayın Topçu da diyor ki: Türk Hava Yolları kendi
şirketim olsa işten çıkartılanları affederdim ve
işe iade ederdim. Fakat, aradan bu kadar zaman geçmesine rağmen
Sanki orası bir çiftlik ya, Hamdi Topçu istediği gibi
başlatır başlatmaz, mahkeme kararlarının onun için
hiçbir anlamı yoktur.
Bu işten
atılmalar olduğu zaman, ben, Sayın Aydın Ayaydın ve
Erdoğan Toprak Sayın Hamdi Topçuyu ziyaret ettik makamında,
gittik konuştuk. Dedik ki: Yaptığınız
yanlıştır, uluslararası sözleşmelere ve
anlaşmalara aykırıdır. En demokratik şekilde,
işten atılan arkadaşlarımız anayasal bir
haklarını kullandılar ve grev yasağına karşı
direniş yaptılar. Aydın Ayaydın burada, Erdoğan Toprak
da burada, ben de buradayım, Sayın Akif Hamzaçebi de, Sayın
Ferit Mevlüt Aslanoğlu da, Süleyman Çelebi de dâhil olmak üzere,
gittiğimizde bize şu sözü verdi, aynen bize şunu söyledi:
Arkadaşlar, mahkeme iade kararını verirse -işe iade
kararını verirse- ben bu işçi arkadaşlarımızı
işe başlatacağım. dedi. Söz ağızdan çıkar,
başka yerden çıkar mı çıkmaz mı bilmem ama söz
ağızdan çıkar ve bu kürsüde biz bunları söyledik
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MUSA ÇAM (Devamla)
Hamdi Topçu da söyledi. Eğer ağzından çıkan söz ise o
sözünü yerine getirmesini ve işten atılan arkadaşların
tamamını işe iade etmesini diliyor, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Çam.
Hükûmet adına
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Buyurunuz Sayın
Yazıcı.
GÜMRÜK VE
TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI (Rize) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Görüşülmekte
olan tasarı, 14 kanunda, 1 kanun hükmünde kararnamede değişiklik
içeren bir tasarı. Burada konuşmacıların ifade ettikleri
gibi, gerçekten, bu tasarıyla alakalı kamu kurum ve
kuruluşlarının katkı sağladığı uzun bir
çalışma süreci olmuştur.
Yine, bu
tasarı, bir torba kanun olarak
nitelendirildi. Bu nitelendirme doğru. Bu bir torba kanundur ama bu özel
bir torba kanundur.
MUSA ÇAM
(İzmir) Nasıl oluyor bu Sayın Bakan? Özel temel kanun
nasıl oluyor? Anlatın bakalım.
GÜMRÜK VE
TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI (Devamla) Niye özel bir torba kanun?
14 kanun ve 1 kanun hükmünde kararnameyi tek tek irdelediğinizde hemen
tamamı Gümrük ve Ticaret Bakanlığının görev
alanına ilişkindir ve Gümrük ve Ticaret
Bakanlığının görev alanına baktığınız
zaman, 640 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyi dikkate
aldığınızda bütün bu kanunlarda yer alan düzenlemeler
Bakanlığımızın görev ve yetki alanıyla
alakalı. Çok doğaldır ki biz, yüce Meclise 14 tane ayrı
tasarı değil, aynı Bakanlığın görev
alanını ilgilendirmesi dolayısıyla 1 tasarı hâlinde
düzenledik, zaman tasarrufunu öne aldık, getirdik. Dolayısıyla,
burada eleştiri yapan arkadaşlarıma saygı duyuyorum. Ama,
öyle değerlendirmeler oluyor ki kimisi bu kanunun genel görüşmesiyle
ilgili görüşlerini açıklarken Cumhurbaşkanı seçimleriyle
bağlantı kurabiliyor, kimisi çözüm süreciyle ilişkilendiriyor,
kimisi Gülyazıyla bunun bağlantısını kuruyor, kimisi
de Türkiye'nin Amerika Birleşik Devletleriyle olan ilişkilerini bu
kanun kapsamında dile getirebiliyor. Ha, görüştür, bunlara saygı
duyarım ama bu tasarıyı gerçekten tek tek irdelediğinizde,
eminim, hiç kuşkum yok, her biriniz, eleştiren arkadaşlarım
dâhil, bu, Türkiye için, bu metnin düzenlemesi konusunda faaliyet yürüten hedef
kitle için doğru düzenleme diyeceksiniz. Tek tek irdelediğiniz zaman,
sanırım bunun aksine bir değerlendirme yapmanız mümkün
değil.
Şimdi, ben
sözü fazla uzatmayayım. Bu tasarıyla biz ne getiriyoruz, bunları
kısaca sizlerle paylaşmak istiyorum.
Değerli
milletvekilleri, bu tasarının 1inci maddesi, gerçekten, bizatihi
sahte belge düzenlemek amacıyla ticari hayatta faaliyet yürüten
kişilerin bir daha aynı fiili işlememeleri noktasında önlem
getiren bir madde. Denetimlerde bunu denetim elemanları yakalıyor,
tespit ediyor, yaptırım uygulanıyor ama bakıyorsunuz,
aynı kişi bir süre sonra, başka bir isim altında,
başka bir logo altında yine icrai faaliyetine
başlamış, yine aynı fiili, sahtecilik fiilini icra
edebiliyor. İşte, bu kişilerin ticari hayatta yeniden aktif
olarak faaliyete başlamaları konusunda birtakım önlemler,
yaptırımlar getiriliyor, bunları düzenleyen bir madde.
Bu tasarıyla
getirdiğimiz çok önemli düzenlemelerden bir tanesi hukukun temel ilkesi:
Bir fiile bir yaptırım uygulanır. Bir fiile şayet
değişik kanunları dikkate almak suretiyle ayrı ayrı
yaptırım uyguluyorsanız, orada haksızlık var demektir
ama maalesef, böyle bir süreç yaşıyoruz. Öyle fiiller var ki
özellikle gümrük uygulamalarında hem Gümrük Kanununa göre kabahat olarak
tanımlanmış, idari yaptırım uyguluyorsunuz hem de 5607
sayılı Kaçakçılık Kanununa göre kabahat olarak
tanımlanmış, orada da ayrı yaptırım
uyguluyorsunuz. Bunun örnekleri var, şimdi örnekleri burada gündeme
getirip zamanınızı almayayım. Bu düzenlemeyle,
tasarının 12nci, 16ncı maddesinde
yaptığımız bu düzenlemeyle bu düalist uygulamayı
ortadan kaldırıyoruz. Fiil varsa yaptırımı tek ve bunu
Gümrük Kanununda dercetmiş bulunuyoruz.
Burada
yaptığımız bir diğer düzenleme, fiziki
şartları uygun olmayan kapıların yap-işlet-devret
modeliyle, yeni bir yöntemle yapılmasını sağlamak. Maalesef,
çok kötü gümrük kapılarımız var, fiziki şartları kötü.
Bunlardan birkaç tanesini saymak istiyorum: Türkgözü, Pazarkule, Dereköy,
Karkamış, Öncüpınar, Yayladağı, Akçakale gibi gümrük
kapılarımız ve bu kapıların
altyapılarını yap-işlet-devret yöntemiyle modernize etmeniz
geri dönüşüm bakımından olası gözükmüyor. İşte,
yeni bir yöntemle, getirdiğimiz düzenlemeyle, işletme süresi
bitmiş kapıların yeniden işletme hakkını tesis
ederek sağlanacak imkânla bu çok kötü durumda bulunan kapıların
yenilenmesini sağlamayı hedefliyoruz.
Bu tasarıyla
getirdiğimiz bir düzenleme
Gümrük müşavirliği biliyorsunuz
kariyer mesleği, yani herkes gümrük müşaviri olamaz. Belli
eğitimi almış olmaları lazım, staj süresi var,
adaylık süresi var ve bu süre altı yıl. Üç yıl adaylık
için bekletiliyor, üç yıl da yardımcılık için bekletiliyor.
Sonundaki sınav sonucunda başarılı olursa, altı
yılın sonunda ancak müşavir olabiliyor. Bunun süreleri uzun. Hem
sektörden hem meslek mensuplarından gelen eleştirileri, talepleri
dikkate aldık, tartıştık; bunları bir ve iki yıl,
yani toplam üç yıla indirdik. Böyle bir düzenleme var. Herhâlde buna
hayır demezsiniz.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) İçini görmeden bir şey diyemeyiz Bakanım. İçini
bir görelim, belli olur.
GÜMRÜK VE
TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI (Devamla) Eminim ki Mehmet Bey,
sizinle bir odada otursak, konuşsak hepsine evet dersiniz.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Aman açıkta konuşalım o zaman.
GÜMRÜK VE
TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI (Devamla) Tamam. İşte,
açıkta maalesef bazen şaşıyor, rüzgâr mı esiyor, ne
oluyor, bilmiyorum.
Bu tasarıyla
getirdiğimiz bir düzenleme
Kaçakçılık davalarında müdahil
idare konusunda büyük bir karmaşa yaşanıyor; kimilerinde Gümrük
ve Ticaret Bakanlığı, kimilerinde defterdarlık ya da mal müdürlüğü,
kimisinde EPDK. Dolayısıyla, böylesine önemli davaların
takibinde bir zafiyet doğuyor. Bunu ortadan kaldırıyoruz. Bütün
kaçakçılık davalarında, Gümrük Kanununu ihlal eden davalarda
artık bundan böyle Gümrük ve Ticaret Bakanlığı müdahil
olacak, belli alanlarda da EPDK müdahil sıfatını
taşıyabilecek.
Diğer bir
düzenleme, kaçak eşyanın ve terk edilmiş eşyanın
tasfiyesi. Sanırım, görmüşsünüzdür gümrük kapılarında,
işte Öncüpınarda eskiden gittiğinizde; hemen
çıkışta, sağ tarafta büyük bir alan, yüzlerce araç -antrepo olarak- tasfiye edilmek
üzere orada bekliyor. Bunların tabii tasfiye prosedürü uzun zaman
alıyor. Şu andaki mevzuata göre, dava açıldığı
tarihten itibaren bir yıl bekleyeceksiniz, bir buçuk iki yıl da dava
açma süresi varsa en az üç yıl bekleyeceksiniz. Bunu ikiye
ayırdık. Tütün ve tütün mamullerinde derhâl tasfiye getirdik. Tütün
ve tütün mamulleri nerede, hangi kurum tarafından yakalanmışsa
hemen tutanağa bağlanacak, imhası sağlanacak ve buna
ilişkin evraklar ilgili kamu kuruluşunda muhafaza edilecek. Bunun dışındaki
eşyaların ise altı ay içerisinde tasfiyesini
sağlayacağız. Ha, dava bitmemişse tasfiye edilen ürünün
bedeli emanete alınacak, yargılama sonunda beraat durumu doğarsa
elbette ki hak sahibine iade edilecek.
Bu kanunla
getirilen en önemli düzenlemelerden bir tanesi, akaryakıt
kaçakçılığıyla mücadeleyi daha etkin hâle getirmek. Onun
için, 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunuyla alakalı
düzenlemeler bu tasarıda yer alıyor ve akaryakıt
kaçakçılığıyla mücadelede koordinasyon görevi de Gümrük ve
Ticaret Bakanı olarak benim uhdemde bulunuyor.
Yaptığımız
bu düzenlemelerle, kanunun yasalaşması hâlinde, rafineri lisansı
sahiplerinin tesislerindeki tankları lisanslarına işleterek
kuruma bildirme yükümlülüğü getiriyoruz ve yine,
dağıtıcı lisansı sahiplerinin bayilerinde kaçak
akaryakıt satışının yapılmasını önleyen
teknolojik yöntemleri içeren denetim sistemi kurma yükümlülüğü
getiriyoruz.
Akaryakıt
kaçakçılığıyla mücadeleyi ciddi bir şekilde zafiyete
uğratan, akaryakıt kaçakçılığına gerçekten
karışan istasyonlarda şu an itibarıyla, sadece, marker
bulunmayan pompaların mühürlenmesiyle yetinilmesi gerekirken bu
tasarı yasalaştıktan sonra, bu tür fiillerin işlendiği
istasyonlarda lisansa bağlı bütün haklar durdurulacak, böyle bir
yaptırım getiriyoruz ve idari para cezalarının üç ay
içerisinde karara bağlanması öngörülüyor ve bir fiili iki yıl
içerisinde iki defa işleyene uygulanacak yaptırımın 2
misline çıkartılacağı bu tasarıda öngörülüyor.
Ve yine bu
tasarıyla, ürün ticareti ve tarıma dayalı sanayinin
gelişmesine öncülük eden tarım satış kooperatifleri
birliklerine yönelik, Türkiyede Kooperatifçilik Stratejisi Eylem Planı
kapsamında öngörülen hedeflere varmayı amaçlayan düzenleme
getiriyoruz. Hiçbir şey getirilmedi. dendi. El insaf,
tasarının 27nci maddesini lütfen açın, okuyun. Bakın,
Türkiyede tarım satış kooperatif birlikleri ve bunların
birikmiş, DFİFten kaynaklı borçları var Maliyeye ve bunun
toplamı 1 milyar 285 milyon TL şu an itibarıyla. Bu
tasarıda getirilen yapılanmayla, ödeme sürelerini on beş
yıla yayıyoruz, faizlerde iyileştirme yapıyoruz ve bu düzenleme
sonucu kooperatif birliklerine sağladığımız avantaj
toplam 667 milyon TLdir. İşte tarımcılara
getirdiğimiz faydalarından bir örnek size.
Değerli
arkadaşlar, bu tasarıda yer alan önemli düzenlemelerden bir tanesi de
elbette ki 5174 sayılı Kanunda yer alan, Bakanlığın
odaların denetimine ilişkin yetki ve sorumluluğu. Siz, denetim
sorumluluğunuzu yerine getirirken tespit ettiğiniz bir hukuk
dışı uygulama, bir zimmet, irtikap ve benzeri fiillerin vukuuna
ilişkin kanıtları elde ettiğiniz takdirde bir
yaptırıma yönlendiremiyorsanız, bu denetimin anlamı
olabilir mi? Elbette ki idare, böyle bir durumu tespit etmesi hâlinde,
sırf orada çalışanlarla alakalı geçici el çektirme
talebinde bulunacak. Geçici el çektirme idari bir işlemdir. Böyle bir
tasarrufun yapılması hâlinde de o tasarruftan mutazarrır olan
kişi elbette yargı yoluna başvuracak ama seçilmiş üyelerin,
organların yargı kararı olmaksızın işlerine,
görevlerine son verilmesi kesinlikle söz konusu değil, bunun
altını da çizmek istiyorum.
Bu tasarıyla
getirilen diğer bir düzenleme, 5957 sayılı, kısaca Hal
Kanunu olarak nitelenen kanunda
yapılan değişiklik. Burada rüsuma ilişkin istisnalar
yeniden düzenleniyor. Ödenecek rüsumlarla alakalı Bakanlar Kuruluna yetki
veriliyor çünkü talepler var. Üretici halleri ne kadar alacak, işte,
satıcı halleri ne kadar alacak, buna ilişkin talepleri de
karşılamak üzere böyle esnek bir düzenleme getiriliyor ve uygulamadan
doğan sorunları da tasfiye edici birtakım düzenlemeler Hal
Kanununda yapılıyor. Bunun detayına girmeyeceğim.
Gene bu
tasarıda -herhâlde buna hiç kimsenin itirazı yok, bu
anlaşıldığı için itiraz yok, itiraz edilenler bana
göre anlaşılmayan konular- işte, Borçlar Kanununun 584üncü
maddesine ilişkin, eşin kefalet izni zorunluluğunu düzenledik.
Bu tasarıda bu yer alıyor, o da bizim
Bakanlığımızla alakalı.
Gene bu
tasarıda, Türk Ticaret Kanununda, yevmiye defteriyle, karar defterinin
kapanmasına ilişkin düzenlemeler getiriyoruz. Bu da piyasanın,
sektörün taleplerinden kaynaklanan bir düzenleme.
Anonim
şirketlerin temsiline ilişkin, özellikle tüzel kişilerin temsili
için bir düzenleme getiriyoruz.
Ha, burada
getirdiğimiz gene önemli düzenlemelerden bir tanesi
Biliyorsunuz, yeni
Türk Ticaret Kanunu sermaye şirketlerinin Kamu Gözetimi, Muhasebe Standartları
Kurulu tarafından bağımsız denetim elemanlarınca
denetlenmesini öngörür. Ama, Türkiyede 100 bin dolayında anonim
şirketi ve sayısı pek fazla limitet şirketin - ki buna
büyük kooperatif birlikleri de dâhil- denetleyecek bağımsız
elaman sayısının veyahut da o standartta elemanın yeterli
olmadığı da dikkate alınarak bu alanın belirlenmesi
yetkisi Bakanlar Kuruluna verildi, geçen sene Meclisin kabul ettiği bir
değişiklikle. Dolayısıyla, Bakanlar Kurulu bu yetkisini
kullandı ve Bakanlar Kurulunun düzenlemesine göre, Türkiyede 100 bini
aşkın anonim şirket var, bunların sadece belli ölçekte
sermaye büyüklükleri dikkate alınmak suretiyle 2.700 tanesinin denetimi
yapılabilecek. Ee, diğer şirketlerin artık denetleme
organı yok. O alan, boşluk. Yaptığımız bu
düzenlemeyle, denetleme kurulunun işlevini yerine getirecek bir denetim
mekanizması getiriyoruz. Bu, kesinlikle Kamu Gözetimi, Muhasebe
Standartları Kurulunun işlevini yerine getirecek bir düzenleme
değil. Bakanlar Kurulu yetkisini kullanarak alanı ne kadar
genişletirse ve denetim organlarının, murakabe kurulu
işlemini yürütecek organların yetki alanı daralacak ve giderek
sıfıra doğru inecek.
Gene bu
tasarıyla yaptığımız bir düzenleme yurt
dışına çıkışlara ilişkin. Yaya
çıkışların da harca tabi olacağına ilişkin
bir düzenleme getirdik ve bu düzenlemeyi özellikle Sarp Gümrük
Kapısından giriş çıkışları dikkate almak
suretiyle getirmiş bulunuyoruz. 2012 yılında, Sarp Gümrük
Kapısından giriş-çıkış yapan yolcu
sayısı toplam 5 milyon 600 bin. Dolayısıyla,
yaptığımız bu düzenleme bu alana bir çekidüzen verecek.
Son olarak
şunu ifade edeyim: Gümrük ve Ticaret Bakanlığının, 640
sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle alakalı Anayasa Mahkemesine
açılmış davaya bağlı olarak, özellikle (B) grubu ve
(A) grubu elemanlarının mesleğe kabullerine ilişkin
düzenlemeler iptal edilmiş -henüz yayınlanmamış- o iptal
gerekçesi de o alana ilişkin düzenlemelerin kanun hükmünde kararname ile
değil yasayla düzenlenmesi yönündedir. Biz, bu tasarıyla, yayınlanmayan
Anayasa Mahkemesinin bu kararını dikkate almak suretiyle -kanun
hükmünde kararname ile- Bakanlığımızın (A) ve (B)
grubu istihdamına ilişkin hususları yeniden düzenliyoruz.
Bu
tasarının ülkemize, milletimize hayırlı olmasını
diliyorum. Katkılarınız için şimdiden teşekkür ediyor,
yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Yazıcı.
Şahsı
adına Muğla Milletvekili Ali Boğa.
Buyurunuz
Sayın Boğa.(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ALİ BOĞA
(Muğla) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 437 sayılı Gümrük Kanunu ve Bazı
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı hakkında şahsım adına söz
almış bulunuyorum. Hepinizi en derin sevgi ve saygılarla
selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, Gümrük ve Ticaret Bakanlığımızın
görev ve yetki alanına giren, özellikle iç ve dış ticareti
geliştirme ve uygulamada ortaya çıkan aksaklıkları
gidermek, kaçakçılıkla etkin mücadele etmek ve özellikle kaçak
eşyanın ekonomiye bir an önce kazandırılması hususunu
amaçlayan, Gümrük Kanunu, Vergi Usul Kanunu, Tarım Satış Kooperatif
ve Birlikleri Hakkında Kanunu ve biraz önce Sayın
Bakanımızın belirttiği gibi, 14 kanun ve 1 kanun hükmünde
kararnamede, uygulamada ortaya çıkan sıkıntıları
gidermek üzere hazırlanmış olan bu yasa
tasarısının oylarınızla kabul edilmesini müteakip uygulamadaki
sıkıntıları gidereceğine ve bu alanda rahatlama
getireceğine inanıyor, hepinizi saygılarla selamlıyorum.
(AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Boğa.
Sayın
milletvekilleri, şimdi, yirmi dakikalık soru-cevap bölümüne geçiyoruz.
On dakikası sorulara, on dakikası cevaplara ayrılacaktır.
Buyurunuz
Sayın Aslanoğlu.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (İstanbul) Sayın Bakan, tüketiciden sorumlu bir Bakansınız.
Size ihbar ediyorum bir hava yolu şirketini. Bugün için
İstanbul-Madrid biletleri 400 euro. Bir bilet 7 bin TL olur mu? Bugün için
İstanbul-Madrid, mille giderseniz 6 bin mille gidiyorsunuz, 45 bin mil
istiyorlar. Böyle bir fırsat olur mu? Böyle bir
kaptıkaçtılık olur mu? Bunun adı Kaptıkaçtılık.
Aynen söylüyorum, 486 euroluk bilet 3 bin küsur euro olmaz. Ben size hava yolu
şirketinin ismini bilahare veririm.
Size ihbar
ediyorum. Bir tüketici hakkının korunması amacıyla ihbar
ediyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Aslanoğlu.
Sayın Kurt
KAZIM KURT
(Eskişehir) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Bakanım, akaryakıt kaçakçılığını ve yurt
içindeki kayıt dışı ticareti önlemek için bir yasal
düzenleme içerisindeyiz. Oysa, akaryakıt
kaçakçılığının esas nedeni, açılım ve Suriye politikanızdaki eksiklik
nedeniyle Suriye, Irak ve İranda sınır güvenliğinin,
dolayısıyla da gümrük güvenliğinin olmamasıdır. Bu
konuyu değiştirmeyi daha kolay bir düşünce olarak kabul eder
misiniz?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Kurt.
Sayın
Işık
ALİM
IŞIK (Kütahya) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan,
Türk Hava Yolları son on yılda kaç uçak kiralamış ve bu
kiralama nedeniyle ne kadar zarar etmiştir? Türk Hava Yollarına
getirilen gümrük vergisi muafiyeti ile hazinenin yıllık ne kadar bir
zararı söz konusu olacaktır?
İkinci sorum
da, PKKnın hayalî ihracat ve kaçakçılık nedeniyle
yıllık geliri sizin tespitlerinize göre ne kadardır? Bu gelirin
ne kadarı Esendere Gümrük Kapısından
karşılanmaktadır?
Hükûmet olarak
Esendere Gümrük Kapısında son dönemde aldığınız
tedbirler nelerdir? Bu kapının kapatılması
düşünülmekte midir?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Işık.
Sayın Akçay
ERKAN AKÇAY
(Manisa) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Terör örgütünün
uyuşturucu, silah, akaryakıt, sigara, canlı hayvan gibi
kaçakçılık faaliyetleriyle ilgili Hükûmetinizin tespitleri nedir?
Terör örgütünün
finans kaynaklarının kesilmesiyle ilgili
çalışmalarınız var mıdır? Varsa nedir?
Hükûmetiniz ve
devletin ilgili kurumları terör örgütünün yurt dışında ve
yurt içinde kurduğu şirketlerden haberdar mıdır? Bu konuda
tespitleri var mıdır?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Akçay.
Sayın
Değirmendereli
KEMAL
DEĞİRMENDERELİ (Edirne) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sayın Bakan,
2006 yılına kadar, yurt dışından gelen araçların
Edirne Sanayi Sitesinde herhangi bir teminat gerektirmeden tamiratı
yapılıyor idi fakat 2006 yılından sonra, gelen aracın
2 katı kadar teminat isteniyor oluşu Edirne sanayisinde ve Edirne
esnafında büyük bir sıkıntı yarattı. Yani bu konunun
Özellikle bugünlerde Yunanistandaki ekonomik sıkıntıdan
dolayı Edirne sanayisinde, Keşan sanayisinde yoğun bir talep
var. Ancak, bu teminat probleminden dolayı sanayilerimiz bu imkândan
faydalanamamaktadır. Bunu değerlendirmeyi düşünüyor musunuz?
Bir de bu, oda
yöneticilerinin görevden alınması konusu savcı onayıyla
deniliyor ama genellikle bu tip tartışmaların yüzde 60ı
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Değirmendereli.
Sayın
Serindağ
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Sayın Bakan,
Kırklareli Dereköy Hudut Kapısı tır trafiğine
açılacak mı? Açılacaksa ne zaman açılacaktır?
Gene
Kırklareli İğneadada deniz hudut kapısı açmayı
düşünüyor musunuz?
Boluda uzun
süredir gümrük müdürlüğü açılmasıyla ilgili çalışmalar
yapıldı ancak bugüne kadar burada gümrük müdürlüğü
açılamadı. Boluda gümrük müdürlüğü teşkilatını
kuracak mısınız, kuracaksanız ne zaman bu
teşkilatı orada faaliyete geçireceksiniz?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Serindağ.
Sayın Eyidoğan
HALUK
EYİDOĞAN (İstanbul) Teşekkür ederim Başkan.
26 Nisan-8
Ağustos 2012 tarihleri arasında Katar Hava Kuvvetlerine ait C-17
askerî kargo uçakları 20 kez, Ocak-Mart 2013 tarihleri arasında Suudi
Arabistan Hava Kuvvetlerine ait kargo uçakları 30 kez Esenboğa
Havaalanına iniş yapmış. Referansımız New York
Times, tarih 25 Mart 2013. İnen uçaklar askerî uçak da olsa antrepo gümrük-
kaydı alınıyor mu? Herhangi bir tutanak tutuluyor mu? Yüklerin
cinsine bakılıyor mu? Bu uçaklar yüklerini boşalttılar
mı? Dönüşlerinde nereye gittiler?
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Eyidoğan.
Sayın Gök
LEVENT GÖK
(Ankara) Sayın Bakan, geçtiğimiz aylarda, Hatayda kurulan
Apaydın Kampında Suriyeden, Suriye askerlerinden ayrılan bir
kısım askerlerin orada bulunuş gerekçesini, artık
onların oradan ayrıldığı ve sivil hayata döndüğü
gerçeği olarak açıklamıştı burada
bakanlarınız ve Hükûmetiniz ancak dün, Özgür Suriye Ordusu
komutanlarından, Türkiyede o zaman bulunan Riyad El Esadın
yaralandığı ve Türkiyeye getirildiği
öğrenilmiştir. Sizce Sayın Bakan, Riyad El Esad Suriyeye bir
turistik gezi için mi gitmiştir, niçin yaralanmıştır orada,
ne olmuştur da bir yaralama hadisesi olmuştur ve onu Türkiyeye
getirme lüzumunu niçin hissettiniz?
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Gök.
Sayın
Işık
MUHARREM IŞIK
(Erzincan) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın
Bakanım, biliyorsunuz, gümrüklerde tarım ürünleri, saman hayvanlara
getiriliyor, ithal ediliyor. Tabii bunlar getirildiği zaman orada,
gümrükte sıkıntılar da yaratılıyor. Bu da Türkiyede
özellikle hayvancılığa ve tarıma verilen önemin ne kadar
olduğunu gösteriyor.
Şimdi,
sizinle ilgili değil ama Sayın Tarım Bakanımız olsun,
Sayın Orman ve Su İşleri Bakanımız olsun bu sulama
paralarıyla ilgili hiçbir önlem almıyorlar. Bütün
başvurularımıza rağmen bütün feryatlara rağmen hiçbir
başvuru almıyorlar. Hem gümrükleri rahatlatmak için hem de sizin
işiniz olmasa bile tarımla uğraşan insanların gönlünde
yer almak için bu işle uğraşır mısınız?
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Işık.
Sayın Köse
TUFAN KÖSE (Çorum)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan,
nişasta bazlı şeker üreten firmaların üretim
kapasitelerinin bu tür şeker üretiminin kotasının 3,5 katı
kadar olduğu bilinen bir gerçektir. 1/3 kapasiteyle bir firmanın
rantabl çalışmasının mümkün olmadığı, bu
firmaların kaçak üretim, kayıt dışı üretim
yaptıkları da herkesçe bilinen bir gerçektir. Şeker Kurumu
Başkanının söylediği gibi, mevcut düzenlemelerle, bu
durumla, bu kayıt dışılıkla mücadele de mümkün
değildir. Bu hususta da bir yasal düzenleme düşünülmekte midir?
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Köse.
Sayın
Öğüt...
KADİR GÖKMEN
ÖĞÜT (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Beykozda, Millî
Emlak Müdürlüğünün açıkladığı rakamlara göre fiyatlar
200 ile 650 lira arasında olmuştur. Bu fiyatlar Beykoz
halkının ödeme sınırlarını çok çok aşmaktadır.
Bu fiyatlarla Beykozluya Git. Denmektedir, Buralardan çekil, biz
buraları zenginlere vereceğiz. denmektedir. 2/B yasası sadece
bütçe açığını kapatmak için mi çıkarılmıştır?
Bu rakamların düzeltilmesi için yeni bir yasa düzenlenmesi gerekmektedir.
Bu konuda Hükûmetin yapmak istediği bir şey var mıdır?
Burada Beykozlu vatandaşlarımızın, emeklinin, dar gelirlinin
mağdur edilmemesi ve onların yerlerinde tekrar oturabilmesi için
gereken yapılacak mıdır? Hükûmete bunları sormak istiyoruz,
teşekkür ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Öğüt.
Sayın
Şeker
MEHMET ŞEKER
(Gaziantep) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Bakanım, Türkiyenin en uzun sınırı Suriyeyle olan
sınırımız. Suriye sınırı, maalesef, kevgire
dönmüş durumda. En son, Gaziantepten çalınan araçlar Suriyeye
götürülmekte, vatandaş tekrar aracını alabilmek için de
rüşvet vermektedir. Bu sınır kapılarında denetimi ya
da sınırdaki denetimi ne zaman sağlayacağız.?
Sayın Bülent
Arınç, açıklamasında televizyonlardan duyduk- bir katil olan
Laz Ziyanın, yurt dışına çıkıp oradan da bir
operasyonla, filmlerdeki gibi bir operasyonla, getirildiğini söyledi. Bu
şahıs nasıl çıkmıştır, hangi belgeyle
çıkmıştır; kimler gitmiştir, kimler getirmiştir;
bunun için nasıl bir yöntem izlenmiştir açıklarsanız
seviniriz.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Şeker.
Buyurunuz
Sayın Bakan.
GÜMRÜK VE
TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI (Rize) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Değerli
arkadaşlar, Sayın Aslanoğlu, ben dikkatle dinledim -demin de
yanımıza geldiniz, anlattınız- not aldım,
konuşacağım. Zaten arkadaşım da burada, Tüketicinin
Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürü. Üzerinde duracağım bu
konunun. Aktardığınız için teşekkür ediyorum.
Sayın Kurt
Akaryakıt kaçakçılığı sınırlarda oluyor,
sınır güvenliği yok mu? diyor, daha çok doğu ve
güneydoğuyu kastediyor.
Değerli
arkadaşlar, akaryakıt kaçakçılığı çok
değişik yöntemlerle icra ediliyor. Mesela, dün İstanbulda
yapılan bir operasyonu izlediyseniz daha çok deniz yolu
taşımacılığıyla ilgili büyük bir operasyon
yapıldı, gerçekleştirildi. Çok farklı yöntemler
kullanılıyor ama biz, bunlarla da gerçekten, imkânlar ölçüsünde,
edindiğimiz istihbarat ölçüsünde etkin bir mücadele sürdürüyoruz. Yakaladığımız
yakıt miktarı da bunu gösteriyor ama biz, mesela
Demin, siz bir taraftan
böyle söylerken geneli üzerinde değerlendirme yapan bir
arkadaşım da Sınırdan giren çıkan araçta benzin
ölçülüyor, vergi alınıyor. dedi.
Bir: Özellikle
doğuda, güneydoğuda yani komşu ülkelerden, akaryakıt
fiyatlarının ucuz olduğu ülkelerden giren-çıkan aracın
benzinini, yakıtını ölçmezsek bu taşımaya
dönüşür. Ben, birkaç yıl önce gittiğim bir kontrolde, bir
kişinin on ayda 900 defa giriş-çıkış
yaptığını gördüm. Niye giriş-çıkış
yapıyor? Standart depo kapsamı getirmek üzere. Hemen önlem
aldık, bunu sınırlandırdık. Ayda en fazla 4 defa
standart depo kapsamında yakıt alabileceksin. 4den fazla
çıkış ve giriş yapıyorsan, depondaki yakıtın
miktarı ne vergi gerektiriyorsa onu ödeyeceksin. Bu uygulamayı
yapıyoruz.
Efendim,
Sayın Işık: Türk Hava Yolları kaç uçak kiraladı,
hazine zararı nedir? Doğrusu, bu konulara ilişkin bir bilgim
yok ama arkadaşlarımız not aldı, onu yazılı
olarak size iletirler diye düşünüyorum.
İkinci bir
sorusu: PKKnın kaçakçılıktan geliri nedir? Esendere Gümrük
Kapısını kapatacak mısınız?
Değerli
arkadaşlar, bu Esendere Gümrük Kapısıyla alakalı çok
yoğun bir spekülasyon var. Sayın Işıkın da
Belki de
-mübalağa etmeyeyim ama- 40-50 tane bu konuya ilişkin soru var,
hepsini cevaplandırıyoruz. Esendere Gümrük Kapımız
gerçekten fiziki donanım itibarıyla hiç mutlu
olmadığım kapılardan birisi ama yap-işlet-devret
modeli kapsamında anlaşmamızı yaptık,
sanırım, bugün yarın -belki yapmıştır
bilemiyorum, bizim bu konudaki partnerimiz Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliği ve Gümrük ve Turizm İşletmeleri AŞ- hemen orada
temel atıp bu kapıyı yenileyeceğiz. Bu kapının
kapatılması kesinlikle söz konusu olamaz çünkü aktif
kapılarımızdan bir tanesi. Ha, orada önerilen, sınır ticaret
faaliyetinin kaldırılması yönünde bir öneri.
Gene, bu
kapıyla alakalı çok haksız birtakım bilgiler bazı
basın-yayın organlarıyla yayıldı, bir tane muhalefet
partimizin genel başkanı da dile getirdi. Ne o kapıda ne
başka bir yerde Türk Bayrağının,
bayrağımızın indirilmesi şeklinde bir olgu, bir fiil
kesinlikle söz konusu değil, burada yanlış bir takdim var. Yani,
öyle bir şey olsa hepimiz kıyamet kopartırız, böyle bir
şey olamaz. Orada yapılan bir eylem dolayısıyla bir
vatandaş, zarar gelmesi kaygısıyla bayrağı indiriyor,
görevliye teslim ediyor; bunun tutanakları var. Ben, sonra, bunun tam
tersi anlama gelecek tutanak düzenleyenler bunu görmeden kişileri tespit
edince onların ikrarları haklarında soruşturma
açtırdım. Soruşturma sonucunda, 657 sayılı
Yasanın öngördüğü yaptırımı uyguladık o
arkadaşlar hakkında.
Ha, PKKnın
geliri ne? Bunu ölçmüş, biçmiş değiliz ama tahmin ediyoruz,
görüyoruz, gözlüyoruz ki birtakım insanlar bu örgüte yardım
yapıyor, bir kısmı gönüllü yapıyor, bir kısmı
korkarak yapıyor. Kim gönüllü, kim korkarak, hangi ölçüde, ne kadar
yaptığını tespit etmemiz mümkün değil ama denetimlerde
bu amaçla ticari faaliyetin yaptırıldığına
ilişkin birtakım kanıtlar elde etmiş olmamız hâlinde,
bunları hem MASAKa hem de bizim istihbarat teşkilatımıza
gönderiyor, bunların takiplerini gerçekleştiriyoruz.
Gene, Sayın
Akçayın sorusu da bu doğrultuda. Bu çerçevede de ona cevap
vermiş oldum.
Sayın
Değirmendereli arkadaşımızın sorusu vardı. Buna ilişkin
cevabı yazılı olarak bana versinler, ben de size ileteyim. Yani,
2006 yılına kadar teminat alınmıyordu, ondan sonra
alınıyor. Sağlıklı bir verelim çünkü daha önce bir
arkadaşım da bunu bana iletti. Dolayısıyla hem siz
bilgilenmiş olun hem de ben çünkü Yunanistanda yaşanan olaylar
dolayısıyla doğrudur- bir hayli insan tamir, bakım
yaptırmak üzere Türkiye tarafını tercih etmektedir. Niye teminat
alınıyor? Sanırım, aracı burada bırakmasın,
sahtecilik fiilleri işlenmesin kaygısından kaynaklanıyor.
Bunu biz size yazılı olarak bildireceğiz.
Oda yönetimlerinin
görevleriyle alakalı
Demin konuşmamda da ifade ettim; kesinlikle,
oda yönetimlerinin görev ve yetkileriyle alakalı, idari bir tasarrufla
sona erdirme şeklinde bir düzenleme tasarıda söz konusu değil,
öyle bir niyetimiz de yok ama hepiniz bilmektesiniz ki seçilmiş belediye
başkanları, hatta koşulları oluşması hâlinde
seçilmiş milletvekilleriyle alakalı yargısal süreçler varsa,
hukuk devleti bunu gerektiriyorsa seçilmiş oda başkan ve yönetimlerinin
de elbette bir suç işlemeleri hâlinde, kural ihlal etmeleri hâlinde
Çünkü,
onlar da gelirleri, kamu gücüne dayalı olarak topluyorlar, üye
aidatlarını tekel hâlinde topluyorlar. E, bunu harcarken, sarf
ederken mutlaka hukuk kurallarına bağlı olarak faaliyette
bulunmaları gerekir. Böyle bir durumun da olması hâlinde, takdir
edersiniz ki yargı kararıyla onlara ilişkin geçici görevden el
çektirme durumu ancak hâkim kararıyla söz konusu olabilir.
Dereköy Hudut
Kapısıyla alakalı sorulan soru
Ha, burada da tabii, bizim
komşumuz Bulgaristandan kaynaklanan sorunlar var. Demin, dikkat
ederseniz, ben kanunla ilgili konuşmamda saydığım
kapılar arasında Dereköy Kapısı da vardı.
İnşallah, bu kapıyı da yenileyeceğiz ama Bulgaristan
tarafındaki yol yapımının bitimini bekliyoruz. Yol
yapımı bitince biz hemen bu kapının düzenlemesini
yapacağız.
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) - Sayın Bakan, 89 yılına kadar
orası tır trafiğine açıktı, o yolu gayet iyi
biliyorum. O yol tır geçişine engel değildir. Bir köprü
vardı, köprü de bildiğim kadarıyla yapıldı.
GÜMRÜK VE
TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI (Rize) Ben sizden o zaman bunun bir de
fotoğrafını istiyorum mümkünse. Bak, bana notu böyle verdiler.
Ben orayı bir defa gördüm.
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) - Sizin orada teşkilatınız var,
fotoğrafı çektirirsiniz.
GÜMRÜK VE
TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI (Rize) Hayır, belki itimat
etmezsiniz diye
Bana verilen notu ben sizinle paylaştım.
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Efendim?
GÜMRÜK VE
TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI (Rize) Arkadaşlarım not
verdi, paylaştım yani.
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) - E, yani o zaman yanlış.
GÜMRÜK VE
TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI (Rize) Siz tersini söylediniz. Siz
bana arkadaşlarımın verdiği notun tersini söylediğiniz
için Bir fotoğraf çekin gönderin. diyorum. E, tamam, mesele yok, o zaman
ben size göndermeyeceğim, cevap vermiş oldum. Cevabımız bu.
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) O zaman 89a kadar tır trafiğine
açık mıydı, değil miydi? Bir sorun bakalım.
GÜMRÜK VE
TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI (Rize) Sayın Gök
arkadaşımız Riyad el-Esad niçin Türkiye geldi? diye bir soru
soruyor. Ya, bu defalarca açıklanmış.
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Anlaşılmıyor efendim.
GÜMRÜK VE
TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI (Rize) Ya, bunu herhâlde
Dışişleri Bakanımıza sorarsanız cevabı o
size verir.
LEVENT GÖK
(Ankara) Sayın Bakan, size soracağız, kime soracağız?
GÜMRÜK VE
TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI (Rize) Sayın Öğüt Beykozda
emlak fiyatları arttı. 2/B yasası bütçe
açığını kapatmak için mi? diyor.
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Efendim, soruyu
cevaplandırmadınız.
GÜMRÜK VE
TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI (Rize) Hayır, 2/B yasası
bütçe açığını kapatmak için değil. Bakın, biz,
Türkiyede yönetim sorumluluğunu üstlendiğimiz günden bu yana bütün
faaliyetlerimizin merkezine insanı yerleştirmişiz. Kanun
çıkartırken insan diyoruz; yönetmelik yaparken insan diyoruz;
hangi hedef kitlesini esas alıyorsa onun sorunlarını çözmeyi
hedefliyoruz. 2/B bütçe geliri değil, 2/Bden ötürü sıkıntı
yaşayan vatandaşımızın sorunlarını çözmek
için bu yasayı çıkarttık. Elbette ki bir hibe yasası
değil, hazineye de bir getirisi olacak. Bununla ilgili iki defa düzenleme
yapılmış, bunun yeterli olduğunu düşünüyorum.
Son olarak
Sayın Şeker Suriye sınırı kevgire döndü. Yurt
dışından Cilvegözünde eylemi gerçekleştireni kim getirdi?
diyor. Bununla ilgili İçişleri Bakanımızın
açıklaması oldu. Gerçekten Suriye topraklarında, Cilvegözü
Gümrük Kapısında eylemi icra edenlere ilişkin Türkiye güvenlik
kuvvetlerinin doğrudan bir operasyonu olmamış.
İçişleri Bakanımızın açıklaması bu ama
elbette ki bilgi paylaşımı söz konusudur. Bu paylaşım
sonucu failler yakalanmış ve Türkiyeye getirilmiş,
birkaçının da aranması devam ediyor.
Suriye
sınır kapısının kevgire dönmüş olduğu
değerlendirmesi, tabii
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Süreniz sona erdi efendim.
GÜMRÜK VE
TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI (Rize) Tamamlayayım Sayın
Başkan izin verirseniz.
BAŞKAN - Bir
dakika daha süre vereyim isterseniz cümlenizi tamamlayınız.
GÜMRÜK VE
TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI (Rize) Teşekkür ediyorum.
Kapılara
ilişkin son derece ciddi önlemlerimiz var. İşte araç Türkiyeden
Suriyeye geçirilmekte, sonra geriye dönüşü olmamakta ya da rüşvetle
vesaireyle Türkiyeye geçişi sağlanmakta
Bu bir defa mümkün
değil. Biz Suriyeye Türk vatandaşlarının çıkışını,
Türkiye plakalı araçların çıkışını,
Suriyede güvenlik durumu sorunu söz konusu olduğu günden bu yana
sınırlandırmış durumdayız. Türk plakalı hiçbir
araç Suriyeye giriş yapamaz, Türk vatandaşı giriş yapamaz
güvenlik dolayısıyla ama Suriye vatandaşları, üçüncü dünya
vatandaşları, Suriye plakalı araçlar Türkiyeye gelebilir,
buradan mal alabilir, götürebilir. Bu ticari faaliyet de çok düşük düzeyde
de olsa belli ölçüde özellikle ticaret erbabının bulduğu
yöntemlerle devam ediyor.
Hepinize
teşekkür ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Yazıcı.
Tasarının
tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Beş dakika
ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 22.15
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 22.18
BAŞKAN: Başkan Vekili
Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Muhammet Bilal
MACİT (İstanbul), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 82nci
Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
437 sıra
sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Alınan karar
gereğince, kanun tasarı ve teklifleri ile komisyondan gelen
diğer işleri sırasıyla görüşmek için, 27 Mart 2013
Çarşamba günü saat 14.00te toplanmak üzere birleşimi
kapatıyorum.
Kapanma
Saati: 22.19