TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
112nci
Birleşim
3
Temmuz 2014 Perşembe
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- YOKLAMALAR
IV.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- Tokat Milletvekili
Reşat Doğru'nun, Avrupa Birliği ülkelerinde yaşayan Türk
çocuklarının problemleri ve alınması gereken tedbirlere
ilişkin gündem dışı konuşması
2.- Artvin Milletvekili
Uğur Bayraktutan'ın, Artvinde yaşanan sorunlara ilişkin
gündem dışı konuşması
3.- Kayseri Milletvekili
İsmail Tamer'in, Kayseride Erciyes Dağı için yapılan
yatırımlara ilişkin gündem dışı
konuşması
V.- AÇIKLAMALAR
1.- İzmir Milletvekili
Oktay Vuralın, İçişleri Bakanı Efkan Alaya sorduğu
bir soruya verilen cevaba ilişkin açıklaması
2.- Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydın'ın, Çorum Milletvekili Tufan Kösenin 593
sıra sayılı Kanun Tasarısının 9uncu maddesiyle
ilgili önerge üzerinde yaptığı konuşmasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
VI.- BAŞKANLIĞIN
GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- İzmir Milletvekili
Alaattin Yüksel ve 21 milletvekilinin, bankaların hukuka aykırı
uygulamalarının araştırılarak alınması
gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/1002)
2.- İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal ve 20 milletvekilinin, yoksulluğun nedenlerinin
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/1003)
3.- İzmir Milletvekili
Mehmet Ali Susam ve 20 milletvekilinin, tarımda girdi maliyetleri
sorununun araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/1004)
VII.- SEÇİMLER
A) Komisyonlarda Açık
Bulunan Üyeliklere Seçim
1.- Sağlık, Aile,
Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonunda açık bulunan
üyeliğe seçim
VIII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının; Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80)
(S. Sayısı: 156)
2.- Devlet Sırrı
Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet
Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)
3.- Araştırma
Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanun Tasarısı ve
Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporları (1/894) (S. Sayısı: 593)
4.- Türkiye Cumhuriyeti
Sağlık Bakanlığı ile İran İslam Cumhuriyeti
Sağlık ve Tıbbi Eğitim Bakanlığı
Arasında Sağlık ve Tıp Bilimleri Alanlarında
İşbirliğine Dair Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (1/428) (S. Sayısı: 163)
5.- Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile İran İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Türkiye-İran Hududunda Yeni Kara Hudut Kapılarının
Açılmasına Dair Mutabakat Zaptının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (1/450) (S. Sayısı: 10)
IX.- OYLAMALAR
1.- (S. Sayısı:
593) Araştırma Altyapılarının Desteklenmesine Dair
Kanun Tasarısı'nın oylaması
X.- YAZILI SORULAR VE
CEVAPLARI
1.- Ankara Milletvekili Aylin
Nazlıaka'nın, Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamında
yapılan başvurulara ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor
Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ın cevabı (7/42601)
2.- Ankara Milletvekili Aylin
Nazlıaka'nın, siber saldırılara ve alınan önlemlere
ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay
Kılıç'ın cevabı (7/42604)
3.- İstanbul
Milletvekili Celal Adan'ın, İstanbul'a yönelik proje ve
yatırımlara ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Akif
Çağatay Kılıç'ın cevabı (7/42605)
4.- Mersin Milletvekili Ali
Öz'ün, AR-GE harcamalarına ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor
Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ın cevabı (7/42608)
5.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt'ün, yurt dışından eğitim görmek için
ülkemize gelen öğrencilerin sayısı ile bu öğrencilere
verilen karşılıksız eğitim burslarına
ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay
Kılıç'ın cevabı (7/42834)
6.- İzmir Milletvekili
Hülya Güven'in, seyircisiz oynama cezası bulunan maçlara ilişkin
sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ın
cevabı (7/43069)
7.- Kütahya Milletvekili Alim
Işık'ın, Bakanlığa bağlı kurum ve
kuruluşların harcamalarının seçim dönemleri öncesinde
artış gösterdiği iddialarına ilişkin sorusu ve Gençlik
ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ın cevabı
(7/43073)
8.- Kütahya Milletvekili Alim
Işık'ın, seçim dönemleri öncesinde taşeron şirketler
aracılığıyla işçi alımlarının
artış gösterdiği iddialarına ilişkin sorusu ve Gençlik
ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ın cevabı
(7/43075)
9.- Kütahya Milletvekili Alim
Işık'ın, özel şirketlerce işletilen kömür
sahalarına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldızın cevabı (7/44584)
10.- Şanlıurfa
Milletvekili İbrahim Ayhan'ın, Şanlıurfa'da tarımsal
sulama yapan çiftçilere,
- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt'ün, Kars'taki tarım arazilerinde 2002-2013 yılları
arasında yaşanan küçülmeye,
Şırnak'taki
tarım arazilerinde 2002-2013 yılları arasında yaşanan
küçülmeye,
Van'daki tarım
arazilerinde 2002-2013 yılları arasında yaşanan küçülmeye,
Ardahan'daki tarım
arazilerinde 2002-2013 yılları arasında yaşanan küçülmeye,
Erzurum'daki tarım
arazilerinde 2002-2013 yılları arasında yaşanan küçülmeye,
Gümüşhane'deki
tarım arazilerinde 2002-2013 yılları arasında yaşanan
küçülmeye,
Osmaniye'deki tarım
arazilerinde 2002-2013 yılları arasında yaşanan küçülmeye,
Diyarbakır'daki
tarım arazilerinde 2002-2013 yılları arasında yaşanan
küçülmeye,
Yozgat'taki tarım
arazilerinde 2002-2013 yılları arasında yaşanan küçülmeye,
Tarım ve
hayvancılıkta yaşanan sorunlara,
Tarımın millî
gelirdeki payında yaşanan düşüşlere,
Kayıtlı çiftçi
sayısı ile tarımsal üretimdeki düşüşlere,
Tarım alanlarındaki
küçülme ile tarımsal üretimdeki azalmaya,
İlişkin
soruları ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı
Mehmet Mehdi Ekerin cevabı (7/44590), (7/44591), (7/44592), (7/44593),
(7/44594), (7/44595), (7/44596), (7/44597), (7/44598), (7/44599), (7/44600),
(7/44601), (7/44602), (7/44603)
11.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri'nin, Bakanlık ile bağlı kurum ve kuruluşlara
yönelik siber saldırılara ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı
Nihat Zeybekci'nin cevabı (7/44682)
12.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık'ın, arama ve işletme ruhsatı verilen maden
sahalarına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldızın cevabı (7/44683)
13.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri'nin, 17 Aralık 2013 tarihinden bu yana Bakanlık ile
bağlı kurum ve kuruluşlardaki personel hareketlerine
ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldızın cevabı (7/44684)
14.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri'nin, Bakanlık ile bağlı kurum ve kuruluşlara
yönelik siber saldırılara ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/44685)
15.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri'nin, 17 Aralık 2013 tarihinden bu yana Bakanlık ile
bağlı kurum ve kuruluşlardaki personel hareketlerine,
Bir firmanın
sattığı ürünlere,
Bakanlık ile
bağlı kurum ve kuruluşlara yönelik siber saldırılara,
- Van Milletvekili Özdal
Üçer'in, Van Gıda Laboratuvar Müdürlüğünün
çalışmalarına ve Müdürlükte istihdam edilen kişilere,
İlişkin
soruları ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı
Mehmet Mehdi Ekerin cevabı (7/44688), (7/44689), (7/44690), (7/44691)
16.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, Bakanlığın
doğal afetlere karşı aldığı önlemlere
ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin cevabı
(7/44771)
17.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, Bakanlığın
doğal afetlere karşı aldığı önlemlere,
- İstanbul Milletvekili
Erdoğan Toprak'ın, balık tüketiminin azlığına,
İlişkin
soruları ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı
Mehmet Mehdi Ekerin cevabı (7/44775), (7/44776)
18.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri'nin, 2002-2014 yılları arasında Bakanlık
tarafından satılan veya kiralanan sosyal tesislere ilişkin
sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin cevabı (7/45103)
19.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri'nin, Bakanlık teşkilatında kullanılan
araçların sayısına, navigasyon ve araç takip sistemleri ile
kasko sigortalarına ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat
Zeybekci'nin cevabı (7/45104)
20.- İzmir Milletvekili
Rahmi Aşkın Türeli'nin, otomobil satışlarındaki
düşüşe ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet
Şimşekin cevabı (7/45236)
21.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri'nin, ambalaj üreticilerinin tedarikçisi oldukları ve
tedarik aldıkları firmalarla birlikte hareket edecek kümeler
oluşturması adına yürütülmekte olan faaliyetlere ilişkin
sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin cevabı (7/45515)
22.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, Gezi Parkı eylemlerine
destek verdiği ve 17 Aralık operasyonu hakkında sosyal medyada
paylaşımda bulunduğu için aleyhinde soruşturma açılan
veya mobbing uygulanan personel olup olmadığına ilişkin
sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin cevabı (7/45637)
23.- Mersin Milletvekili Ali
Öz'ün, son 10 yıl içerisinde göreve başlayan personele ilişkin
sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin cevabı (7/45638)
3 Temmuz 2014
Perşembe
BİRİNCİ
OTURUM
Açılma Saati:
14.00
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muhammet Rıza YALÇINKAYA
(Bartın), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)
----- 0 -----
BAŞKAN Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 112nci Birleşimini açıyorum.
Toplantı
yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden
önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
Gündem
dışı ilk söz, Avrupa Birliği ülkelerinde yaşayan Türk
çocuklarının problemleri ve alınması gereken tedbirler
hakkında söz isteyen Tokat Milletvekili Reşat Doğruya aittir.
Buyurun Sayın
Doğru.
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- Tokat Milletvekili Reşat
Doğru'nun, Avrupa Birliği ülkelerinde yaşayan Türk
çocuklarının problemleri ve alınması gereken tedbirlere
ilişkin gündem dışı konuşması
REŞAT
DOĞRU (Tokat) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Avrupada
yaşayan Türk gençlerinin sorunlarıyla ilgili söz almış
bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Başta
ekonomik -ve diğer- sebeplerden dolayı yurt dışına
çalışmaya giden insanlarımız bu ülkelerdeki yüksek
seviyedeki hayat şartlarını görünce buraların cazibesiyle
oralara yerleştiler, ailelerini de götürdüler. Sonuçta, ikinci, üçüncü ve
dördüncü nesle doğru gidiyoruz. Buna bağlı olarak toplumlar
arası kültür alışverişi hız kazanmış, insanlarımızda,
sosyal ve kültürel yapıda önemli değişimler olmuştur.
Eşini ve çocuklarını Türkiyede bırakıp gidenlerin
bazıları orada tekrar evlenmiş, çoluk çocuk sahibi
olmuşlardır. Ailelerini yanına alanların -ve
diğerlerinin de- iş buldukları ülkelerin şartlarına
uyumsuzluktan kaynaklanan ciddi sorunları olmuştur. Uyumsuzluk sonucu
çocukların eğitimleri aksamış, birçok başka sorunlar
da maalesef ortaya çıkmıştır. Türk çocukları
arasında alkol, sigara, uyuşturucu madde
bağımlılığı çok ciddi sorun olarak
karşımıza çıkmıştır. Ailesi ve çevresiyle
sürekli çatışma hâlinde bulunan, uyumsuz, psikolojik sorunları
olan gençlerin sayısı giderek artmaktadır. Bu gençler arasında
suç işleme oranı da maalesef çok yüksektir.
Avrupa
Birliği ülkelerindeki cezaevlerinde 30 binin üzerinde Türk mahkûm
bulunmaktadır. Bunların büyük çoğunluğu uyuşturucu
suçundan dolayıdır, bu sayı giderek de artmaktadır.
Doğu-Batı kültürü arasında kalan Türk gençleri iki kültürü de
yeterince öğrenemediklerinden hayatta, eğitimde
başarısız olmaktadırlar. Ancak, güçlü aile desteği
alabilenler karşılaştığı sorunları
yenebilmiş, eğitimlerini başarıyla tamamlayabilmiş,
çalışma hayatında başarılı olmuşlardır;
başarısız olanları çok kötü bir hayat beklemektedir.
Ayrıca, bunların
yanında, Avrupada çeşitli ülkelerde, örneğin Almanyada,
gençlik dairelerinin binlerce Türkiye kökenli
çocuğu ailelerin elinden koruma adı altında haksız yere
aldıkları görülmektedir. Bu çocukları kendi öz kültürlerinden
uzak ailelere vererek yetiştirmektedirler, kayıtlara da Türk
değil, Alman vatandaşı olarak geçmektedir. Yani, Türk
çocuğu ailesinden çeşitli sebepler ileri sürülerek zorla
alınmaktadır. Anne, baba ve akraba, çocuğa ulaşamamakta,
çocuk kaybedilmektedir. Hatta, bazen aile arasındaki basit bir kavgadan,
sudan sebepten çocuklar ailelerden koparılmaktadır. Aileler de
kanunları iyi bilmediklerinden perişan olmakta, ne
yapacağını bilememektedirler. Bundan dolayı da sahipsiz
Türk çocuklarına destek olmak, onların haklarını savunmak
için kurulan sivil toplum kuruluşlarını devlet maddi ve manevi
yönden mutlaka desteklemelidir. Almanya genelinde bu konuda birçok dernek
faaliyet göstermektedir ancak bunların başında özellikle bir
tane dernekten size bahsetmek istiyorum.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkan, şu uğultuyu
kesebilir misiniz?
REŞAT
DOĞRU (Devamla) Kamil Altay ve arkadaşlarının
kurduğu Umut Yıldızı Derneği diye çok önemli bir
dernek vardır. Bu dernek çok farklı şekilde
çalışmakta, bu çocukların ailelerine ulaşmaya
çalışmaktadır; her türlü fedakârlığı da
yapmaktadır. Bu dernek ve diğerlerini mutlaka desteklemek
mecburiyetindeyiz. Onları desteklersek o insanlara daha fazla sahip
çıkmış oluruz ve Türk çocuklarına sahip çıkılmış
olur.
O insanlar korunmalı, onlarla
beraber olunmalıdır çünkü saygıdeğer milletvekilleri, hem
mağdur çocuk hem de mağdur aile sayısı gün geçtikçe
artmaktadır. Yabancı düşmanlığının her geçen
gün arttığı Avrupa ülkelerinde aileye, topluma, özellikle
devletimize çok önemli görevler düşmektedir. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti
Millî Eğitim Bakanlığı, Gençlik ve Spor
Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı,
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar
Başkanlığı, Yunus Emre Kültür Merkezleri, çocuklar ve
gençlere cazip olacak çeşitli projeler hazırlamalı, çocuklarımıza
sahip çıkmalı, Türkiyemize getirmelidir.
Çocuklarımızın millî ve manevi değerlere göre
yetiştirilmeleri noktasında çalışmalar yapmalı ve
ülkemizi sevdirmeliyiz. Türkçeyi çok iyi şekilde bilen, en iyi
şekilde konuşan, tarihini her noktasında bilen, tarihiyle ilgili
konuşmalar yapabilen, onu iyi anlamış olan, ülkesinin her türlü
millî ve manevi değerlerine sahip olan ve sahiplenmesi gereken çocuklar
yetiştirmek mecburiyetindeyiz. Bu şekilde ancak gençlerimize sahip çıkabiliriz
çünkü Avrupa Birliği ülkelerinde ve diğer yerlerde, 3,5 milyonun
üzerinde Türkün olduğu yerde gençlerimize ve çocuklarımıza
sahip çıkmazsak tarihî bir sorumluluk altında kalır diyor, yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkan, konuşmacıyı
dinlemeyip gürültü çıkaran arkadaşları şiddetle
kınıyorum.
BAŞKAN
Gündem dışı ikinci söz, Artvinde yaşanan sorunlar
hakkında söz isteyen Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutana aittir.
Buyurun Sayın
Bayraktutan. ( CHP sıralarından alkışlar)
2.- Artvin Milletvekili Uğur
Bayraktutan'ın, Artvinde yaşanan sorunlara ilişkin gündem
dışı konuşması
UĞUR
BAYRAKTUTAN (Artvin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
bizleri televizyonları başında izleyen, özellikle Oruçlu
köylülerine, Orcuklulara hitap etmek istiyorum.
Değerli
milletvekilleri, bu Parlamento kürsüsünden Artvinde yaşanan Cerrattepe
katliamıyla ilgili birçok konuşma yaptım, Cerrattepedeki maden
işletmeciliğinin şimdi başka bir boyutunu anlatmak
istiyorum. Artvinin en güzel köylerinden bir tanesi olan Oruçlu köyü, Deriner
Barajının yapımı nedeniyle baraj havzası içerisinde
kaldı. Baraj havzası içerisinde kalması nedeniyle köy başka
büyük bir rakıma taşındı. Daha önce bu köyün bulunduğu
yer Çoruh havzası içerisindeydi, şimdi ise havza içerisinden baraj
nedeniyle köy daha yüksek bir rakıma taşınmak zorunda kaldı
değerli arkadaşlarım.
Bu köyü şöyle
düşünün: Artvinin en güzel köylerinden bir tanesiydi, en güzel meyvenin,
en güzel sebzenin olduğu köydü, 100 yıl evvel Rus işgalinde
kalmıştı, vatansever insanların
yaşadığı muhteşem bir köydü, özel bir Artvin köyüydü.
Değerli
arkadaşlarım, öyle bir köydü ki bu köyün mezarları
Değerli
arkadaşlarım, Cerattepede çıkartılmak istenen madenle
ilgili olarak yapımcı firma, kapalı galeri usulüyle bunu
yapacağını söylemişti, şimdi yeni bir başvuruda
bulundu, dedi ki: Hayır, ben bunu kenara koyuyorum. Kapalı galeri
usulüyle yapmayacağım, açık alan işletmesi yapacağım.
Açık alan işletmesi yapmış olduğum bu barajın
yollarını da, madeni Murgula taşımak, oradan da Samsuna
aktarmak için yeni köyün, Oruçlu köyünün -eski adıyla Orcukun-
ortasından geçireceğim. Geçen haftalar içerisinde köy
muhtarlığı bir tutanak tuttu. Muhtarlığın
tuttuğu tutanakta, köye yabancı kişilerin gelerek yol
çalışmasına ilişkin etütler yaptığını,
yabancı firmanın yetkililerinin herhangi bir kurumdan izin almadan
köyün ortasından yol geçireceğini, köyün hemen üzerinde bulunan
ormanlık alanlarda, köylünün yaylalarında,
kışlaklarında, dağlarında yapılmak istenen
Cerattepedeki madencilik faaliyetiyle ilgili olarak bir atık barajı
yapılmasına ilişkin çalışmalar
yapıldığını ne yazık ki tespit ettiler,
tutanaklarla bunu ortaya koydular. Jandarmayı çağırdılar,
jandarma hiçbir şey yapmadı.
Buradan bütün
Türkiyeye haykırıyorum: Artvinin en güzel köylerinden bir tanesi
olan Oruçlu köyünü, Deriner Barajı havzası içerisinde kalması
nedeniyle yok ettik değerli arkadaşlarım. O köylülerin
mezarlarını
Artvinin bir
başka sorunu daha var: Arhavi. Arhavide de bir sorun var değerli
arkadaşlarım. Geçen hafta içerisinde Parlamentoda düzenlemiş
olduğum basın toplantısıyla dile getirdim. MNG Holding,
Mehmet Nazif Günal -buradan adını da veriyorum- Arhavinin
evladı, Arhavide Kamilet Vadisinde yürütülmekte olan bir hidroelektrik
santralin çalışmasına ilişkin olarak, bütün kuralları
göz ardı ederek, hukuk kurallarını kenara koyarak, kamu
otoritesini kenara koyarak, İl Özel İdaresinin Burada siz herhangi
bir şekilde yol yapamazsınız. şeklindeki kararlarına
rağmen doğayı katlediyor, Kamilet Vadisini katlediyor. Buradan
Mehmet Nazif Günala sesleniyorum: Sen de o toprakların çocuğusun,
Arhavinin çocuğusun, bırakın bunları bir kenara. Kamilet
Vadisine sizin değil dokunmanız, o vadiden sadece su içmeniz
gerekir.
O nedenle, orada
işletmesi devam etmekte olan orta regülatörüne ilişkin yol yapım
çalışmasıyla ilgili ikinci kez yürütmeyi durdurma kararına
rağmen faaliyetini sürdüren MNG Holdingi bir kere daha kınıyorum
ve buradan Mehmet Nazif Günala bir kere daha sesleniyorum: Arhavi ilçesinde
cemaat yurdu yapmak ile Artvin merkezde TÜRGEV yurdu yapmak arasındaki
gelgitler sırasında gelip de Kamilet Vadisini lütfen katletme.
Eğer oraya ilişkin iddian varsa, 2019 yılında belediye
seçimleri yapılacak, gelirsin Arhavide belediye başkan adayı
olursun, biz de senin siyasi iddialarını anlarız. Sen o yörenin,
o toprakların çocuğusun, Arhaviyi katletme, Kamilet Vadisini
katletme, doğayı yok etme; eğer yok edersen ne Arhavili seni
affedecektir ne Artvinli seni affedecektir.
Yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum. (CHP ve MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Gündem
dışı üçüncü söz, Kayseride Erciyes için yapılan
yatırımlar hakkında söz isteyen Kayseri Milletvekili İsmail
Tamere aittir.
Buyurun Sayın
Tamer. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
3.- Kayseri Milletvekili İsmail Tamer'in,
Kayseride Erciyes Dağı için yapılan yatırımlara
ilişkin gündem dışı konuşması
İSMAİL
TAMER (Kayseri) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugünkü
konuşmamda sizlere biraz Kayseriyi tanıtacağım,
Kayseriden bahsedeceğim.
Kayseri, Orta
Anadolunun göbeğinde, etrafı âdeta çölleşmiş bir yerde,
kendi ekmeğini taştan çıkaran bir şehir konumundadır.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar) Çünkü ,milattan önce
4000 yıllarına kadar giden bir tarihe sahiptir. Pek çok
uygarlıklar gelip geçmiştir ama Kayseri neyiyle meşhurdur?
Ticaretiyle meşhurdur.
Son yıllarda,
Büyükşehir Belediyemizin yapmış olduğu, beş yıl
öncesinde başlatılan bir Erciyes Projesi vardır. Erciyes
Projesi, beş yıl önce başlanmış, bugün, artık,
yaklaşık bir buçuk-iki yıl sonra da tamamlanacak olan bir
projedir. Erciyes Projesi, Kayseriyi aynen şu şekle
getirmiştir: Hani Erciyesin karı, Kayserinin kârı olmuştur.
Bu hâle dönüştürmüştür. Burada ben Değerli
Başkanımızı da sevgiyle anıyorum. Kendisine
hizmetlerinden dolayı da ayrıca teşekkür etmek istiyorum.
Nasıl
olmuştur bu olay? Önce altyapı çalışmaları
yapılmış, alttaki yollar yapılmış, kanalizasyon
yapılmış. Hemen onun üzerinde de 22 tane otel ihaleye
çıkarılmış ve ihale sonucu çeşitli firmalara
pazarlanmıştır. Bunlardan 2 tanesi yapılmış ve
şu anda da toplam
Şöyle bir
dünyaya baktığımızda, Innsbrucku hatırlayalım,
size Avusturyanın Innsbruckunu hatırlatmak istiyorum. Orada, 600
ila 700 bin nüfuslu şehirde, bugün 30 bine yakın ticari işletme
söz konusudur. Hemen akabinde, buradan ekmek yiyen daha binlerce insan mevcuttur
burada. Şöyle baktığımız zaman, 2010 yılında
bu şehir -sadece dağdan elde ettiği- bu işletmelerin
getirmiş olduğu sistemle 7 milyar dolar gibi bir gelir elde
etmiştir. Kayseri, kendi etrafında hiçbir şey olmamasına
rağmen, işte bu yeni projeye imza atmış, önemli projelerin
de büyük bir kısmını bitirmiş durumdadır.
Değerli
arkadaşlar, özellikle Kayseride yapılacak otellerde bir günde 6 bin
kişi ikamet edecek, -Kayseri içerisinde ise bu rakam- 25 ila 30 bin
kişi arasında Kayseriye turist gelmiş olacaktır. Tabii ki
bir saat içerisinde bu telesiyejden faydalanan da 35 bin kişi
civarında olacaktır ki bu öyle küçümsenecek bir olay değildir.
Bunun en önemli
özelliklerinden bir tanesi, üç ayağı bulunan Kayseri Turizm Master
Planının üçüncü ayağında ise şu işletmeler
bulunmaktadır: Mekanik tesisler -bunların büyük bir kısmı
bitmiş- liftler, karlama üniteleri hazırlanmış, sosyal
tesislerin 2 tanesi bitmiş, diğerleri yapılmış
vaziyette, restoranlar, otoparklar, sağlık üniteleri,
alışveriş üniteleri, günübirlik alanlar, kayak tesisleri ve cami
gibi tesisler yer almaktadır. Konaklama tesislerinin mevcut 800 adet
civarında olan yatak kapasitesi bugün için hizmete girmiştir.
Yine,
kış sporlarının yanında da yaz için de spor
alanları planlanmıştır. Alp tarzı kayak, kar sörfü,
dönüş kayağı, serbest stil kayak turları, kuzey disiplini
gibi kayakla ilgili sporların yanında, ayrıca, tırmanma,
dağ yürüyüşü, dağ bisikleti, uçurtma ve paraşüt gibi de
yine, yazın yapılacak spor aktiviteleri yapılmıştır.
Kısaca
şunu demek istiyoruz: Kayseri kendisinin, Erciyesin karını
görmüş, bunu kâra çevirmeyi başarmıştır,
başlamıştır, iki yıl sonunda da bu bitecektir. Burada
emeği geçen, başta Büyükşehir Belediye Başkanımız
olmaz üzere, tüm projede emeği geçen herkesi kutluyorum, tebrik ediyorum
ve hepinize saygılar sunuyorum.
Teşekkür
ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın Vural,
söz talebiniz var, buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR
1.- İzmir Milletvekili Oktay
Vuralın, İçişleri Bakanı Efkan Alaya sorduğu bir
soruya verilen cevaba ilişkin açıklaması
OKTAY VURAL
(İzmir) Teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, bir milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına sorularımızı yönlendiriyor ve
-Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı da bakanlara bu
soruları tevcih ederek- cevap arıyoruz yani Anayasanın bize
verdiği denetim görevini yapıyoruz. Hem milletvekillerinin
gönderdiği sorular hem de bakanın verdiği cevaplar, yetkisini
kullandıkları millî egemenliği nasıl temsil ettiklerine ve nasıl
gördüklerine ilişkin önemli belgelerdir. Bu çerçevede, benim
İçişleri Bakanına 2013ün Ekim ayında yönelttiğim
sorular vardı; Ankarada bulunan hangi cadde ve sokaklardaki otopark
işletmeciliği hangi kişi ve kurumlar tarafından
yapılmaktadır? Cadde ve sokaklardaki o otoparkların özel
kişilere, firmalara verilmeleri nasıl gerçekleşmiştir? Park
ücretlerini belirleyen kurul var mıdır? Tahsilattan herhangi bir
kesinti yapılıyor mu? diyerek sorularımı tevcih ettim.
Sayın
Başkan, dışarıdan atanmış, bürokratik
oligarşinin, derin AKPnin temsilcisi ve hukuk devletini tehdit eden bir
İçişleri Bakanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına saygısızlık
yaptığını düşündüğüm şu cevabı
göndermiştir:
İlgi
yazı ekinde İzmir Milletvekili Sayın Oktay Vuralın su esas numaralı yazılı soru
önergesi incelenmiştir.
Ankara ilinde
otoparkların kiraya verilmesi ve denetlenmesine ilişkin iş ve
işlemler mevzuat hükümleri çerçevesi dâhilinde yapılmaktadır.
Gereğini arz
ederim.
Efkan Ala
Bakan
Şu cevaba
bakın! Bu cevap size gelse yırtarsınız,
atarsınız. Meclis Başkanlığına böylesine tepeden
bakan bürokratik oligarşinin Bakanlar Kurulundaki temsilcisi, Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanına ve milletin egemenliğini temsil
eden, bu egemenlik çerçevesinde denetim yetkisi veren milletvekiline bu cevapla
hakaret etmiştir. Kendisine aynen, bunu iadeli taahhütlü gönderiyorum.
Haddini bileceksin, milletvekilinin sorduğu soruları
geçiştirmeyeceksin. Bunu paylaşmak istedim.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
Meclis
araştırması açılmasına ilişkin üç önerge
vardır, okutuyorum:
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI
A) Meclis Araştırması
Önergeleri
1.- İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel ve
21 milletvekilinin, bankaların hukuka aykırı
uygulamalarının araştırılarak alınması
gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1002)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Bankaların
hukuka aykırı uygulamalarının araştırılarak
tüketici haklarının etkin şekilde korunması için
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Anayasanın 98 ve TBMM İçtüzüğü'nün 104 ve 105inci maddeleri
gereğince bir Meclis araştırması açılmasını
saygılarımla arz ederim.
1) Alaattin Yüksel
(İzmir)
2) Hülya Güven (İzmir)
3) Candan Yüceer (Tekirdağ)
4) Faik Tunay (İstanbul)
5) Mehmet
Şevki Kulkuloğlu (Kayseri)
6) Mustafa Sezgin
Tanrıkulu (İstanbul)
7) Bülent Tezcan (Aydın)
8) Celal Dinçer (İstanbul)
9) Özgür Özel (Manisa)
10) Rahmi
Aşkın Türeli (İzmir)
11) Ali İhsan
Köktürk (Zonguldak)
12) Ali
Sarıbaş (Çanakkale)
13) İhsan
Özkes (İstanbul)
14) Ali Rıza
Öztürk (Mersin)
15) Kadir Gökmen
Öğüt (İstanbul)
16) Haydar Akar (Kocaeli)
17) Namık
Havutça (Balıkesir)
18) Turgut Dibek (Kırklareli)
19) Haluk
Eyidoğan (İstanbul)
20) Melda Onur (İstanbul)
21) Mehmet Hilal
Kaplan (Kocaeli)
22) Hasan Ören (Manisa)
Gerekçe:
Türkiye'de,
bankaların hukuka aykırı uygulamaları nedeniyle
halkımız büyük bir mağduriyet yaşamakta, çeşitli adlar
altında alınan haksız ücretler nedeniyle açık şekilde
sömürüye uğramaktadır.
Başta kredi
kartı aidatları olmak üzere, bankacılık işlemlerinden
haksızca alınan ücret ve komisyonlar bankacılık sektörünün
neredeyse temel gelir kaynağı hâline gelmiştir. Örneğin, bankacılık
sektörünün kredi kartı aidatı adı altında elde ettiği
gelir yıllık 4,5 milyar TL düzeyine ulaşmıştır ki
birçok mahkeme kararı ve tüketici sorunları hakem heyetlerinin verdiği
binlerce kararla hukuka aykırılığı tespit edilmiş
olan bu ücretlerden sağlanan gelir, bankacılık sektörünün
yıllık kârının yüzde 25'i düzeyindedir. Türk
bankacılık sektörü, temel faaliyetleriyle değil,
vatandaştan aldığı haksız ücret ve komisyonlarla
ayakta durmaktadır. Nitekim, son günlerde, bankaların kredi
kartlarını hiç kullanmayanlardan bile ücret talep etmeye
başladığı, bazı bankaların kredi kartı
borçlarını bildiren sesli ya da mesajla bildirim sistemini
kullananlardan arama başına 5 lira ücret aldığı gibi
haberler kamuoyuna yansımaktadır.
Mevduat
hesapları üzerinden ise haksız bir şekilde hesap işletim
ücreti almakta olan bankalar, öğrencilere burs vermek amacıyla
açılan hesaplardan bile bu ücreti tahsil etme yoluna gidebilmektedir.
Birçok ücret ve komisyonun yanı sıra, otomatik para çekme
makinelerinde yapılan basit bir bakiye görüntüleme işleminden de
ücret alınmaya başlamıştır. İşin vahim
tarafı, benzer hukuksuz uygulamaların devlet bankaları
tarafından da yapılıyor olmasıdır.
Bankalar,
haksız şekilde tahsil ettikleri bu ücretlerin dayanağı
olarak müşterileriyle imzaladıkları sözleşmeleri
göstermektedir. Oysa bu sözleşmeler Tüketicinin Korunması
Hakkında Kanuna da Banka ve Kredi Kartları Kanununa da
aykırıdır. Bu durum, üst mahkemeler de dâhil olmak üzere
mahkemelerin ve tüketici sorunları hakem heyetlerinin verdikleri kararlarla
sabittir. Nitekim, bu haksız ücretlere karşı Tüketici
Sorunları Hakem Heyetlerine ve yargı makamlarına başvuran
mağdurlar ödemek zorunda kaldıkları paraları geri
alabilmektedir. Fakat, Türkiye'de yaklaşık 21 milyon kişide 51
milyon civarında kredi kartı olmasına rağmen, tüketici
sorunları hakem heyetlerine başvuran kişi sayısı, 2011
yılı verilerine göre 55 bini dahi bulmamaktadır. Bankaların
vurdumduymaz bir şekilde hukuksuzluğa devam etmesini sağlayan da
bu durumdur.
Sektörde
tüketiciler aleyhine büyük bir başıboşluk ve hukuksuzluk
hâkimdir. Mevcut kanunlar bankalar tarafından hiçe sayılırken bu
kanunların getirdiği koruma mekanizmaları ise
vatandaşlarımız tarafından etkin şekilde
kullanılamamaktadır. Bankacılık Denetleme ve Düzenleme
Kurulu sanki devletin değil bankaların temsilcisi gibi davranmakta,
bu düzensizlik ve hukuksuzluk karşısında hiçbir tedbir
almamaktadır.
Anayasa'nın
172nci maddesine göre, "Devlet, tüketicileri koruyucu ve
aydınlatıcı tedbirler alır, tüketicilerin kendilerini
koruyucu girişimlerini teşvik eder." Dolayısıyla, söz
konusu haksız uygulamalar karşısında asıl iş
Hükûmete düşmektedir. Fakat, Hükümet de BDDK gibi bu hukuksuzluğun
devam etmesine ve yoksul halkımızın sömürülmesine göz
yummaktadır.
Halkın yüce
Meclisi olan Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu konuda üzerine düşeni
yapması, kuruluş amaçlarının ve varlık sebebinin
doğal gereğidir. Halka ve halkın çıkarlarına
halkın Meclisi de sahip çıkmazsa ülkemizin demokrasiyle
yönetildiğinden söz etmek mümkün olmayacaktır.
Bu gerekçelerle,
bankaların hukuka aykırı uygulamalarının
araştırılarak, tüketici haklarının etkin şekilde
korunması için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Anayasanın 98 ve TBMM İçtüzüğünün 104üncü ve
105inci maddeleri gereğince bir Meclis araştırması
açılmasını saygılarımla arz ederim.
2.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal ve
20 milletvekilinin, yoksulluğun nedenlerinin araştırılarak
alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1003)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Asgari düzeyde
karşılanamayan ihtiyaçlar esas alınmak üzere yoksulluk ve
yoksulluğun nedenlerinin tespiti amacıyla Anayasanın 98,
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 104üncü ve 105'inci
maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması
açılması hususunda gereğini saygılarımla arz ederim.
21/06/2012
1) Mahmut Tanal (İstanbul)
2) Haydar Akar (Kocaeli)
3) Musa Çam (İzmir)
4) Yıldıray
Sapan (Antalya)
5) Namık Havutça
(Balıkesir)
6) Haluk
Eyidoğan (İstanbul)
7) İhsan Özkes (İstanbul)
8) Aylin
Nazlıaka (Ankara)
9) Candan Yüceer (Tekirdağ)
10) Celal Dinçer (İstanbul)
11) Özgür Özel (Manisa)
12) Hülya Güven (İzmir)
13) Bülent Tezcan (Aydın)
14) Mustafa Sezgin Tanrıkulu (İstanbul)
15) Mehmet Şevki Kulkuloğlu (Kayseri)
16) Ali Rıza Öztürk (Mersin)
17) Rahmi Aşkın Türeli (İzmir)
18) Ali İhsan Köktürk (Zonguldak)
19) Kadir Gökmen Öğüt (İstanbul)
20) Ali Sarıbaş (Çanakkale)
21) Turgut Dibek (Kırklareli)
Gerekçe:
Yoksulluk, bireylerin veya halkımızın
yaşantısını sürdürebilecek asgari refah düzeyini yakalamaması
durumudur. Bu yoksulluk biçiminde bireyin ihtiyaçları asgari düzeyde
karşılanamamaktadır.
Yoksulluk, ülkeden ülkeye veya coğrafyadan
coğrafyaya değişik nedenlerle ortaya çıkabilir.
Başlıca nedenler arasında çevresel nedenler, ekonomik nedenler,
siyasi nedenler ve toplumsal nedenler sayılabilmektedir.
Yoksulluğun bariz nedenlerinden olan ekonomik
nedenler arasında işsizlik en başta yer almaktadır.
Koşulların yetersizliğinden seçilen kalitesiz yakıtlar,
oluşturduğu çevresel son, gıda israfları, yoksulluğu
tetiklemektedir. Ekonomik yetersizlikler nedeniyle sulamada yapılan su
israfları, açtığı tahribat sonucunda yoksulluğu
tetiklemektedir.
Siyasi
politikalar, büyük yoksulluklara neden olabilmektedir. Özellikle izlenen
yanlış politikalar, tarıma ve ağaçlandırmaya
yapılan düşük destek, sanayinin çarpıklaşması,
kirlilik yoksulluğu beslemektedir. Eğitime verilen desteğin çok
az olması, yoksul bir nesil yetişmesine neden olmaktadır.
Aşırı
nüfus artışı yaşanan ülkelerde yoksulluğun önemli bir
sorun olduğu bilinmektedir. Özellikle doğum kontrol konusunda
bilinçsiz ve yetersiz bir ülke, aşırı nüfus
artışlarına ve çarpık kentleşmeye yol açabilmektedir.
Beyin göçleri ve tarihteki yönetim biçimleri, insanları ve
toplulukları yoksul bırakabilmektedir.
Ülkemizde temel
ihtiyaç maddelerinin fiyatlarında yaşanan artış, gelir
seviyesinde artış olması gerekirken hiçbir artış
olamaması nedeniyle toplumda yoksulluk oranı hızlı bir
yükseliş sergilemektedir. Ülkemizde fiyat artışlarındaki
büyüme sürerken işsizlik oranında da büyüme yaşanmaktadır.
Ülkemizin nüfusu hızlı bir artış gösterirken bu
artışla birlikte yoksulluk oranı da artmaktadır.
Yoksulluğun
önüne geçilmesi, yoksulluk sınırında yaşayan
vatandaşlarımızın durumlarında iyileştirme
yapılabilmesi için gerekli planlamaların yapılması
zorunluluğu bulunmaktadır. En temel ihtiyaçlar olan gıda,
elektrik, doğal gaz fiyatlarında artış yoksulluğu
artıran nedenlerin başında gelmektedir.
Tüm bu konular
kapsamında, ülkemizdeki yoksulluğun nedenlerinin tespiti ve
yoksullukla mücadelede çözüm odaklı çalışmalara öncülük
edebilmek amacıyla Anayasanın 98, Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün 104 ve 105'inci maddeleri uyarınca bir Meclis
araştırması açılması hususunda gereğini
saygılarımla arz ederim.
3.- İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam
ve 20 milletvekilinin, tarımda girdi maliyetleri sorununun
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/1004)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Tarımda girdi
maliyetleri sorununu etraflıca araştırmak, konunun
taraflarıyla görüşmek, maliyetleri aşağı çekecek
yöntem ve tedbirleri araştırmak amacıyla Anayasa'nın
98inci ve TBMM İçtüzüğünün 104 ve 105inci maddeleri gereğince
Meclis araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.
1)
Mehmet
Ali Susam (İzmir)
2)
Hülya
Güven (İzmir)
3)
Mustafa
Sezgin Tanrıkulu (İstanbul)
4)
Mehmet
Şevki Kulkuloğlu (Kayseri)
5)
İhsan
Özkes (İstanbul)
6)
Celal
Dinçer (İstanbul)
7)
Musa
Çam (İzmir)
8)
Özgür
Özel (Manisa)
9)
Rahmi
Aşkın Türeli (İzmir)
10)
Haydar Akar (Kocaeli)
11)
Haluk Eyidoğan (İstanbul)
12)
Ali İhsan Köktürk (Zonguldak)
13)
Ali Sarıbaş (Çanakkale)
14)
Hasan Ören (Manisa)
15)
Ali Rıza Öztürk (Mersin)
16)
Kadir Gökmen Öğüt (İstanbul)
17)
Namık Havutça (Balıkesir)
18)
Turgut Dibek (Kırklareli)
19)
Melda Onur (İstanbul)
20)
Mehmet Hilal Kaplan (Kocaeli)
21)
Ahmet İhsan Kalkavan (Samsun)
Uygulanmakta olan tarım politikaları,
ürün maliyetinin fiyatından fazla olmasına, böylece çiftçinin
üretmekten uzaklaşmasına neden olmaktadır. Tarım
ürünlerinin fiyatlarında yıllara göre artış, tarım
girdi fiyatlarındaki artışın çok gerisinde
kaldığından tarım üretimimiz çıkmaza girmiştir.
Hatalı politikalar bir yanıyla ekonomimize ağır darbe
vururken, diğer yanıyla vatandaşlarımızın
yeterli, sağlıklı ve ucuz gıdaya erişimini
zorlaştırmaktadır.
Çiftçinin üretmekten uzaklaşması
bugün 74 milyonlara ulaşan ve her geçen gün artan ülke nüfusunun
beslenmesini imkânsız hâle getirmiştir. İhtiyacı
karşılamak amacıyla ithalat başlamış, ithalat
yapılan ürün türlerinin sayısının ve miktarının
artması tarım ürünleri ithalatını cari açıkta önemli
bir kalem hâline getirmiştir.
Ülkemiz 2011 yılında, hububat ve
hububat ürünlerine yaklaşık 2 milyar dolar, bitkisel yağa 3
milyar dolar döviz ödemiştir. Tekstil ülkesi olan Türkiye, beş yıldan beri her yıl 1 milyon ton
pamuk ithal etmektedir. Geçen yıl dünya çapında pamuk
fiyatlarının artmasıyla pamuk ithalatının
faturası 3 milyar doları aşmıştır. Türkiye'nin
2011 yılı toplam ithalat rakamı 240,8 milyar dolardır ve bu
rakamın 8,8 milyar doları tarım ithalatına aittir.
Kendi çiftçimizden esirgediğimiz
teşviki ithalat yoluyla başka ülkelerin çiftçilerine
sağlamış oluyor, kendi çiftçimiz yerine onları
zenginleştiriyor, refahlarını arttırıyoruz.
Çiftçimizin içinde bulunduğu çıkmaz
durumu daha iyi tarif edebilmek açısından girdi ürünlerinin ve ürün
fiyatlarının son on yıl içerisindeki değişimleri
karşılaştırılmalıdır:
Benzer sonuçlar
gübre ve yem gibi diğer ürünler için de geçerlidir. Örneğin A.Sülfat
ton başına fiyatı 2002'den bu yana 5 kat
artmıştır. Bu artış üre fiyatında 6,5 kat, DAP
fiyatında ise 4,5 kat seviyesinde olmuştur. Buna karşın
tarım ürünleri fiyatları mısır ürününde 2002
yılında 250 TL/ton iken 2011 yılı fiyatı 530 TL/ton
olmuştur. Ayçiçeği ürününde ise 2002 yılında 460 TL/ton
iken 2011 yılında 1.200 TL/ton olmuştur. Ortalama
artış ise 2-2,5 kat seviyesinde kalmıştır.
Tarım
üreticisinin tarım sektöründe tutunabilmesi için bu sektörden yeterli
geliri sağlıyor olmaları gerekmektedir. Öyle ki ülkemizin
patates ambarı olarak bilinen İzmir'in Ödemiş ilçesinde bugün
itibariyle
Mevcut tarım
politikası sürdürülebilir olmaktan çıkmıştır. Yeniden
yeterli ve sürdürülebilir tarımsal üretime dönmek, çiftçimizin
karnının doymasını, onun da bütün ülkenin karnını
doyurmasını sağlayabilmek için girdi maliyetlerinin aşağı
çekilmesine ihtiyaç bulunmaktadır.
Girdi
maliyetlerinin aşağı çekilmesinde tarımda kullanılan
mazottan ÖTV ve KDV'nin kaldırılması gibi doğrudan
yöntemlerin yanı sıra, kümelenme şirketleri yoluyla toplu ürün
satın alma, lojistik, depolama gibi yöntemleri ve yurt dışında
üretilen girdilerin yurt içinde üretilmesini sağlayacak AR-GE ve bilimsel
çalışmalara teşvik verilmesine kadar dolaylı yöntemler
tercih edilebilir. Tarım Kanunu'nda GSMHnın yüzde 1'i düzeyinde
destekleme bütçesi ayrılacağı öngörülmüştür. Bugüne kadar
bunun yarısına bile güçlükle ulaşılan desteklemelerin etkin
bir şekilde yapılmasını sağlamak gerekmektedir.
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler
gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması
açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler
sırası geldiğinde yapılacaktır.
Gündemin Seçim
kısmına geçiyoruz.
VII.- SEÇİMLER
A) Komisyonlarda Açık Bulunan Üyeliklere
Seçim
1.- Sağlık, Aile, Çalışma
ve Sosyal İşler Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim
BAŞKAN -
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler
Komisyonunda boş bulunan ve Cumhuriyet Halk Partisi Grubuna düşen 1
üyelik için İzmir Milletvekili Hülya Güven aday gösterilmiştir.
Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmına geçiyoruz.
1inci sırada
yer alan, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde
Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ve Anayasa
Komisyonu Raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydının; Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80)
(S. Sayısı: 156)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2nci sırada
yer alan, Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporlarının
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.- Devlet Sırrı Kanunu
Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu
Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3üncü sırada
yer alan, Araştırma Altyapılarının Desteklenmesine
Dair Kanun Tasarısı ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar,
Bilgi ve Teknoloji Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporlarının
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.- Araştırma
Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanun Tasarısı ve
Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporları (1/894) (S. Sayısı: 593)
(x)
BAŞKAN
Komisyon? Burada.
Hükûmet? Burada.
Dünkü
birleşimde İç Tüzükün 91nci maddesine göre temel kanun olarak
görüşülen tasarının birinci bölümü üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştı.
Şimdi,
birinci bölümde yer alan maddeleri, varsa o madde üzerindeki önerge
işlemlerini yaptıktan sonra ayrı ayrı oylarınıza
sunacağım.
1inci madde
üzerinde iki adet önerge vardır, okutuyorum:
TBMM Başkanlığına
593 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 1. Maddesinin 1.
fıkrasında geçen Bu Kanunun amacı, ibaresinden sonra gelmek
üzere yükseköğretim kurumları ile kamu, özel sektör ve sivil toplum
kuruluşlarına ait ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Alim Işık Reşat
Doğru Mustafa
Kalaycı
Kütahya Tokat Konya
Yusuf Halaçoğlu Murat
Başesgioğlu Mehmet
Günal
Kayseri İstanbul Antalya
Ali Halaman
Adana
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 593 sıra sayılı Araştırma
Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanun
Tasarısının 1. Maddesinin 1. Fıkrasında yer alan Bu kanunun amacı, ibaresinden
sonra gelmek üzere, Türkiyede AR-GE yatırımlarının
artmasını ve üniversiteler ile sanayinin işbirliğinin
sağlamayı teminen ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Ali Susam Haluk
Ahmet Gümüş Ümit
Özgümüş
İzmir Balıkesir Adana
Haluk Eyidoğan Gürkut Acar Ali
Sarıbaş
İstanbul Antalya Çanakkale
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ÖZCAN ULUPINAR (Zonguldak) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
KALKINMA BAKANI
CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Haluk Ahmet Gümüş, Balıkesir Milletvekili.
Buyurun.
HALUK AHMET
GÜMÜŞ (Balıkesir) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Araştırma
Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanun Tasarısı
üzerinde görüşlerimi ifade etmek üzere söz almış bulunuyorum.
Ülkemiz
gelişmekte olan ekonomiler arasında yer almaktadır.
Gelişmekte olan ekonomiden gelişmiş bir ekonomiye sahip bir ülke
hâline gelmek çetrefilli ve zor bir iştir.
Bu süreçte planlı, bilimsel çalışmalarla sürekli
desteklenen ve stratejik perspektif sahibi bir yaklaşım
gerekmektedir.
Araştırma
geliştirme çalışmalarının önemine vurgu
yapılırken sıkça bahsi geçen orta gelir tuzağı, bugün
ülkemizin tam da karşı karşıya geldiği bir husustur.
Gelişmiş bir ekonomi olma gayreti sergileme dönemine girmiş
ülkemizin, tüketime dayalı büyüme modelini bir kenara
bırakırsak, üretime dayalı bir büyüme ritmi tutulması
gerekmektedir. Ancak, sadece üretmek de yetmez. Bunu yaparken katma değeri
yüksek mallar üretmeli, bunun için de teknoloji girdisini yükseltmelidir.
İhracatçılarımızın sıkça şikâyet ettikleri
kâr marjlarının düşüklüğü sorununun, ancak bu orta gelir
tuzağıyla başa çıkmak için örgütlenmiş bir ekonomik
büyüme modeliyle aşılması mümkündür. Orta gelir
tuzağı, tam da Türkiye gibi orta gelir grubunda, yüksek gelir grubu
ekonomilere dâhil olmaya gayret gösteren ülkelerin mücadele ettikleri bir
durumdur; orta gelirli ülkelerin üretim süreçlerinin ve dolayısıyla
ihracatçılarının katma değerlerini yükseltmekte yetersiz
olmaları durumunda karşılaştıkları bir
handikaptır. Katma değeri yükseltmek için teknolojiye,
araştırma geliştirme faaliyetlerine kararlı bir
şekilde yatırım yapılması gerekir. Bunu
gerçekleştirmek için de uzun vadeli, kararlı ve planlı bir ekonomi
yönetimi şarttır.
1960lı yıllarda, Türkiyeyle benzer bir ekonomik
yapıya ve büyüklüğe sahip Güney Korenin nasıl olup da orta
gelir tuzağına düşmeden gelişmiş ekonomilere dâhil
olduğu sıkça bahsedilen konulardan birisidir. Güney Kore, 1960lardan
başlayarak üreten bir ekonomi olma yolunda adımlar atmış ve
bu üretim sürecinde giderek kalitesi ve düzeyi artan bir teknoloji katmayı
becermiştir. Tabii bu konuda uluslararası dengeler
açısından da Güney Korenin bulunduğu konumun özellikle
değerlendirildiğini ve Güney Korenin de periferi ülkelerden birisi
olarak seçilip özellikle yatırım noktası olarak
değerlendirildiğini de unutmamak gerekir.
Bu alanda istikrarlı bir yükseliş
gerçekleştirmenin şart olduğu ortadadır. Oysa Türkiye,
1960larda ithal ikameci sanayisini geliştirip orta düzeyde teknoloji
üretirken 1980lerde ihracata dayalı bir büyüme trendine girerek
düşük teknolojiye geri dönmüş, 1990larda yeniden orta düzey
teknoloji üretimine yönelmiştir. Süreklilik arz eden bir stratejiyle
sürekli teknoloji ilerleten Güney Kore ise orta gelir tuzağına
düşmeden gelişmiş ekonomiler arasına dâhil olmayı
başarabilmiştir. 1980lere kadar başa baş giden ekonomiler
arasında fark, bu tarihten itibaren ülkemiz aleyhine ciddi şekilde
açılmıştır.
Katma değeri yüksek ileri teknoloji ürünlerinin
ihracatımız, toplam ihracatımız içindeki payı çok
düşüktür. 2000li yılların başında yükseliş
göstermiş olsa da 2002den itibaren yeniden düşüş trendine
girilmiştir. Bu oranı yükseltebilmek ancak kapsamlı bir
kalkınma ana üs stratejisiyle mümkündür. Bunun için de bugünü iyi analiz
etmek, gelecekte ne olduğunu görebilmek lazım. Unutmamak lazım,
dünyanın önemli raporlarına göre, şu anda ileri gelen
ülkelerdeki raporlara göre on yıl önce yapılan gelecek tahminleri
bugün tamamıyla kökten olarak değişmiştir ama Hükûmet bunun
hâlâ farkında değildir.
Çok teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
TBMM Başkanlığına
593 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 1. Maddesinin 1.
fıkrasında geçen Bu Kanunun amacı, ibaresinden sonra gelmek
üzere yükseköğretim kurumları ile kamu, özel sektör ve sivil toplum
kuruluşlarına ait ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Reşat
Doğru (Tokat) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ÖZCAN ULUPINAR
(Zonguldak) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Reşat
Doğru, Tokat Milletvekili.
Buyurun Sayın Doğru. (MHP
sıralarından alkışlar)
REŞAT
DOĞRU (Tokat) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
593 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 1inci maddesi üzerinde
vermiş olduğumuz önergeyle ilgili söz almış bulunuyorum. Yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Bir ülkenin
gelişmesi, kalkınması, teknolojik açıdan büyümesine,
ilerlemesine ve araştırma geliştirme harcamalarının
büyüklüğüne bağlıdır. Az gelişmiş ülkelere
bakılınca, araştırma geliştirme
harcamalarının millî gelir içindeki payının çok az, gelişmiş ülkelerde ise çok yüksek
olduğu görülür. Gelişmiş ülkeler millî gelirden büyük bir
payı araştırmaya ayırırken yeni teknolojileri
ekonomiye uygulamakta, kalkınmalar da daha fazla olmaktadır. Bu
konuda İsveç 2,8; ABD ve Japonya 2,71; Avusturya 2,30 oranında millî
gelirden pay ayırırken, maalesef, ülkemiz ancak yüzde 02 ile 06
arasında pay ayırmaktadır. Bu oran, ülkemizin çok geride
kaldığının, teknoloji konusunda atılımlar
yapamadığının açık delilidir. Son on yılda her
bütçe konuşmasında AKP iktidarının araştırma
geliştirmeye daha fazla pay ayırması gerekir. denilmesine
rağmen, maalesef fazla mesafe alınamamıştır. Ülkemiz
şayet dünyada söz sahibi olmak istiyorsa bu payı mutlaka yüzde
2lerin üzerine çıkarması gerekmektedir.
Ayrıca,
ülkemizde araştırma geliştirme faaliyetlerinde bulunan teknik
eleman ve bilim adamlarının
sayısı da maalesef yetersizdir, çok azdır. Türkiyemizde
10 bin kişiye düşen araştırma ve geliştirme
faaliyetlerinde bulunan eleman sayısı AB ülkelerine göre en sonda yer
almaktadır. Türkiye, 10 bin kişi başına teknisyende 0,5;
bilim adamı noktasında 1,5 itibarıyla çok çok gerilerdedir.
Almanya ve Hollandada bu oranlar 10 kat daha yüksektir. Bundan dolayı
bilimsel yayın sayısı da diğer ülkelere göre çok azdır.
Bir ülkede her 100 bin kişiye düşen bilimsel makale sayısı
ne kadar çok ise bu, gelişmişliğin en bariz göstergesidir.
Ülkemizde
üniversiteler bünyesindeki teknoparklar çok ciddi şekilde
desteklenmelidir. Sanayi ve üniversite beraber çalışmalı,
aynı dili de kullanmalıdır. Ancak, üniversitelerimizde
çalışan okutmanından araştırma görevlisine,
öğretim görevlisine, öğretim üyesine kadar herkes çok zor
şartlar altında görev yapmaktadır, yaşamlarını
idame ettirmektedir; maaşları çok yetersiz, kadroları ise YÖK
tarafından maalesef verilmemektedir veyahut da çok zor verilmektedir.
Üniversite personeline verilen ücretler Millî Eğitim
Bakanlığında çalışan öğretmenlerin çok
altında kalmıştır. Millî Eğitim
Bakanlığı öğretmeni büyük geçim
sıkıntısı içerisindeyken üniversitede çalışan
bütün hocalarımız da maalesef aynı girdap içerisine
girmişler ve çok büyük problemlerle karşı karşıya
kalmışlardır. Üniversite öğretim elemanlarına acaba
Hükûmet ne zaman elini uzatacak, bu insanların mağduriyeti nasıl
giderilecektir? Bir de bu insanlardan araştırma ve geliştirme
noktasında bir şeyler istiyoruz, Türkiyemizin kalkınmasına
katkı istiyoruz. Ancak, bu noktada süratli bir şekilde bu
insanların durumlarını iyileştirici kararlar
alınmalı, onların maaşlarını
artırıcı veya döner sermayeden gelirlerini
artırıcı birtakım girişimlerde bulunmalıyız.
Son yıllarda
küreselleşme faaliyetleri büyük hızla devam etmektedir.
Küreselleşmenin bir parçası olan AR-GE faaliyetlerinde de yüksek
artış vardır. Türkiye olarak burada da geri kalmamamız gerekmektedir.
Rekabetten dolayı, teknolojik yeniliklerle elde edilen üretimler firmalar
tarafından başkalarına verilmemekte ya da çok büyük paralar
istenmektedir. Bundan dolayı da büyük şirketler AR-GE
departmanlarını kurmak ve geliştirmek mecburiyetindedir.
Firmalar kendi AR-GE ekipmanlarını kurmalı, desteklemek de
devletin görevi olmalıdır. AR-GE için gerekli iş ve beyin
gücünün sağlanması için devlet, üniversite ve özel sektör iş
birliği çok iyi bir şekilde yapılmalıdır. AR-GE
politikaları uygulanırken de dışarıdan yöntem ithal
edilmemelidir, milletin kendi koşullarına uygun yeni bir
yaklaşım tarzı benimsenmelidir. Ancak, bu yapılırken
yabancı ülke örnekleri de iyice incelenmelidir.
Teknolojik
gelişmede ülkeye yabancı sermaye getirilmeli ancak yerli sermaye ve
yerli sanayi unutulmamalı, her türlü destek onlara verilmelidir. Yerli
sermaye ve şirketler mutlaka ama mutlaka desteklenmelidir. Bugün, AR-GEde
güçlü olan İrlanda, İsrail gibi ülkeler toplumlarının refah
seviyesini 3 katına çıkarırken Türkiye yerinde sayıyorsa
işte burada bir sorun var demektir. Ekonomik istikrar
sağlansın, daha sonra AR-GE konularına eğilelim.
yaklaşımı çok ama çok yanlıştır.
Ülkemizin gelişmekte olan dünyada daha fazla
beklemeye zamanı yoktur diyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Karar yeter
sayısı
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum,
karar yeter sayısı arayacağım: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 14.51
İKİNCİ
OTURUM
Açılma Saati:
14.57
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muhammet Rıza
YALÇINKAYA (Bartın), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)
----- 0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 112nci
Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
593 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 1inci maddesi üzerinde
Tokat Milletvekili Reşat Doğru ve arkadaşlarının
önergesinin oylanmasında karar yeter sayısı
bulunamamıştı. Şimdi önergeyi tekrar oylarınıza
sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kâtip üyeler arasında
anlaşmazlık olduğu için elektronik cihazla oylama
yapacağız.
Üç dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama
yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime on beş dakika ara
veriyorum.
Kapanma
Saati: 15.01
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati:
15.15
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muhammet Rıza
YALÇINKAYA (Bartın), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)
----- 0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 112nci
Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
593 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 1inci maddesi üzerinde
Tokat Milletvekili Reşat Doğru ve arkadaşlarının
önergesinin ikinci oylamasında da karar yeter sayısı
bulunamamıştı. Şimdi önergeyi tekrar oylarınıza
sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı vardır, önerge kabul
edilmemiştir.
Kanun
tasarısının görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
2nci madde
üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 593 sıra sayılı kanun tasarısının 2'inci
maddesinde yer alan "ifade eder" ibaresinin "temsil eder"
ibaresi ile değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan Faysal
Sarıyıldız İdris
Baluken
Iğdır Şırnak Bingöl
Adil Zozani Sırrı
Süreyya Önder
Hakkâri İstanbul
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 593 sıra sayılı Araştırma
Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanun
Tasarısı'nın 2. Maddesinin l) bendinde bulunan
"bünyesinde" ibaresinden sonra gelmek üzere "bir özel kalem
müdürü iki danışman ve bir sekreterden" ifadesinin getirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Mehmet Ali Susam Haluk
Ahmet Gümüş Ümit
Özgümüş
İzmir Balıkesir Adana
Haluk Eyidoğan Gürkut Acar Ali
Sarıbaş
İstanbul Antalya Çanakkale
TBMM
Başkanlığına
593 sıra sayılı
Kanun Tasarısının 2. maddesinin 1.fıkrasının c)
bendinde geçen teknisyenleri ibaresinin teknik elemanı, d) bendinde
geçen Teknisyen ibaresinin Teknik Eleman, n) bendinde geçen ürün
ibaresinin de mal olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Alim
Işık Mustafa
Kalaycı Yusuf
Halaçoğlu
Kütahya Konya Kayseri
Ali Halaman Murat
Başesgioğlu Mehmet
Günal
Adana İstanbul Antalya
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ÖZCAN ULUPINAR (Zonguldak) -
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
KALKINMA
BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) - Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
- Önerge üzerinde söz isteyen Mustafa Kalaycı Konya Milletvekili.
Buyurun
Sayın Kalaycı. (MHP sıralarından alkışlar)
MUSTAFA
KALAYCI (Konya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Araştırma
altyapılarının desteklenmesini öngören bu tasarı, geç
kalınmış ve içeriği yetersiz olsa da önemli bir düzenleme
niteliğindedir.
Türkiye,
bilim, teknoloji ve yenilik performansında dünyada hâlâ çok gerilerde
bulunmaktadır. Dünya Ekonomik Forumunun hazırladığı
2013-2014 Küresel Rekabet Raporuna göre Türkiye, küresel rekabet gücü
sıralamasında 148 ülke arasında 44üncü, inovasyon kapasitesinde
45inci, AR-GEde üniversite-sanayi iş birliğinde 52nci, bilimsel
araştırma kurumlarının kalite sıralamasında
63üncü, şirketlerin AR-GE harcamalarında 68inci, bilim insanı
ve mühendis sayısında 53üncü, faydalı model ve patent
sayısında ise 41inci sırada yer almaktadır.
Dünyada
yüksek büyüme oranlarını yıllara sâri bir biçimde sürdürebilen
ülkelere bakıldığında bu ülkelerin katma değeri yüksek
ürünler ürettikleri ve ihracatlarını da bu ürünlere dayalı
olarak gerçekleştirdikleri görülmektedir. Ülkemizde bu şekilde bir
üretim ve ihracat yapısına geçilebilmesi için AR-GE, yenilik ve
teknoloji alanında önemli bir atılım yapılması
gerekmektedir ancak sanayimiz bir türlü AR-GE yoğun üretim
yapısına geçememektedir.
2002
yılında gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 0,53ü olan
AR-GE harcamalarımız 2012de yüzde 0,92ye yükselmiştir.
Bu oran, Dokuzuncu Kalkınma Planında belirlenen yüzde 2 hedefinin
çok altında kalırken aynı zamanda Avrupa Birliği
ortalamasının da yarısının altında
kalmıştır. Aynı dönemde, millî gelirin yaklaşık
3,5 kat arttığı dikkate alındığında, AR-GE
harcamaları için aynı nispette kaynak ayrılmadığı
görülmektedir. AR-GE harcamalarının gayrisafi yurt içi hasılaya
oranı 2018 yılı için yüzde 1,8; 2023 yılı için yüzde 3
olarak hedeflenmiştir. Ancak, AKP iktidarının geçmiş
yıllar performansına bakınca gelecek için umutlu olmak gerçekçi
değildir. Zira, geçmiş beş yılda sadece 0,25 puan,
geçmiş on yıldaysa sadece 0,39 puan artış gösteren bu
oranın önümüzdeki beş yılda 2 katına çıkması,
gelecek on yıldaysa 2,08 puan artış kaydetmesi gerçekçi
görünmemektedir.
Tüm dünyada
büyümenin motor gücü, ekonomilerin imalat sanayisine dayalı ihracat
yapabilme kapasitesidir. Yüksek teknoloji ürünlerinin sanayi üretimi ve
ihracatındaki payı birçok ülkede çift hanelere ulaşmışken
Türkiyede AKP döneminde iyice düşmüştür. Ülkemizde 2003
yılında yüzde 5,7 olan yüksek teknoloji ürünlerinin sanayi üretimi
içindeki payı 2012 yılında yüzde 3,5e gerilemiş; yine,
2002 yılında yüzde 6,2 olan yüksek teknoloji ürünlerinin ihracat
içindeki payı da 2012 yılında yüzde 3,7ye düşmüştür.
Yenilik ve
teknoloji altyapısı güçlü olmayan ve imalat sanayisindeki
sıçramaya dayanmayan bir üretim yapısıyla yüksek büyüme
hedeflerine ulaşılması da mümkün değildir. AKP döneminde,
tüketime, sıcak paraya ve ithalata dayalı politikalar sonucu, Türk
sanayisi yurt dışından gelen ucuz ara mallarının
tahribatıyla karşı karşıya kalmış ve
sektörel öncelikleri, giderek montaja dayalı, ithalata
bağımlı bir yapıya sürüklenmiştir. Türkiye,
sanayileşme bir tarafa, gittikçe sanayisizleşmektedir. İstanbul
Sanayi Odasının 249 büyük sanayi kuruluşumuzun 2001-2010
yılı verilerine dayanan çalışması, sanayimizin montaj
ağırlıklı bir hâl aldığını, katma
değerin nispi olarak azaldığını net bir şekilde
ortaya koymaktadır. Hem sanayimiz hem de ihracatımızın
ithalata bağımlılığı kaygı verici boyutlara
yükselmiştir. Bunu sadece enerji ithalatıyla açıklamak da mümkün
değildir. Dâhilde işleme rejimi kapsamında, firmaların
taahhüt ettiği ihracat ile buna bağlı ithalatın oranı
yüzde 62,1e yükselmiş yani bir başka deyişle 100 dolarlık
ihracat için 62 dolarlık ithalat yapılmaktadır. Bizim ülke
olarak ekonomide yeni ufuklara, yeni projelere ve çarelere
ihtiyacımız vardır.
Teşekkür
ederim. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 593 sıra sayılı Araştırma
Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanun
Tasarısı'nın 2. Maddesinin l) bendinde bulunan "bünyesinde" ibaresinden
sonra gelmek üzere "bir özel kalem müdürü iki danışman ve bir
sekreterden" ifadesinin getirilmesini arz ve teklif ederiz.
Haluk
Eyidoğan (İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
ÖZCAN ULUPINAR (Zonguldak) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Haluk Eyidoğan, İstanbul Milletvekili.
Buyurun Sayın
Eyidoğan. (CHP sıralarından alkışlar)
HALUK
EYİDOĞAN (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; şüphesiz ki bilimsel ve teknolojik gelişmenin
anahtarlarından biri de gelişmiş araştırma ve
geliştirme altyapılarıdır. Bu kanun tasarısında
öngörülen yapılanmanın mekân ve materyalini konuşurken o
mekânları yüceltecek, evrenselleştirecek bilim insanlarını
da konuşmamız lazım. Araştırma altyapılarına
ruh ve vücut verenler iyi yetişmiş, üstün yetenekli,
donanımlı bilim insanları ve teknokratlardır. O bilim
insanlarını keşfeden, yönlendiren ve yetiştiren eğitim
öğretim sistemini evrensel ölçülerde mutlaka
oluşturmalıyız. Yetişen bilim insanlarının
gereksinme duyduğu teşvikleri oluşturmalıyız. Bilim
insanlarını istihdam eden kurumların durumunu
konuşmalıyız. Şu soruyu kendimize sormalıyız:
Türkiyede inşa ettiğimiz ve sürekli orasıyla burasıyla
oynadığımız eğitim politikalarında bilim
insanı yetiştirme vizyonu ve misyonu nedir? Devlete, vakıflara,
özel kurumlara ait okullardan mezun olanların bilim ve teknoloji
üretiminde yerini bilen var mı, bir istatistik değerlendirme var
mı?
Biliyorsunuz beyin
göçü hâlâ sürüyor. İlkokuldan hatta anaokulundan başlayan eğitim
sürecinde bilim insanı potansiyelini taşıyan çocukları,
üstün yetenekli ve üstün zekâlı çocukları keşfetmek için ne
yapıyoruz? Türkiyede üstün yetenekli ve üstün zekâlı çocukların
nüfusa oranı yüzde 2dir. Tahminen Türkiyede 340 bin üstün zekâlı ve
üstün yetenekli çocuğumuz var. Bu keşfettiklerimizi nasıl
yetiştiriyoruz? Bakanlıkta Özel Eğitim ve Rehberlik Genel
Müdürlüğünün durumu nedir? Bakanlığın stratejik plana
aldığı çalışmalara hâlen
başlamadığı haberlerini duyuyoruz. Hükûmet, üstün yetenekli
bireyler için 2009-2013 Stratejik Planını 2013-2017 olarak yeniledi.
2009-2012 arasında birçok toplantı yapılmış ama bugün
değişen bir şey yok, alanında yetersiz olan kişiler
yüzünden kararlar alınamıyor, plan ve uygulama yapılamıyor.
Bilim ve sanat
merkezleri kuruldu, tahmin ediyorum sayısı 20-25 arasında.
BİLSEM sayısı artırıldı ama buralarda
yapılan görevlendirmelerde adamı olanlar yöntemiyle
yapılıyor iddiası var. BİLSEMler bazı okulların
üst katında veya amacına uygun olmayan okullarda açılıyor.
On sekiz yıldır açık olan BİLSEMlere 2013 Martına
kadar hiç program çalışması yapılmadı, yasal düzenleme
de hiç yapılmadı ve hâlâ yetersiz bir yönergeyle idare edilmeye
çalışılıyor.
Türkiyede üstün yetenekli ve zekâlı çocukların
sayısının yüzde 2 olduğunu söylemiştim.
Araştırmacı bilim insanı havuzuna önemli katkı
sağlayacak üstün yetenekli çocukların eğitiminde erken
tanılama çok önemlidir. Eskiden 1inci sınıflarda yapılan
seçim artık 4üncü sınıftan sonra yapılmaktadır. Gecikme
nedeniyle üstün yetenekli çocuklar kaybediliyor. Üstün yetenekli
çocukların eğitimi okullarda destek eğitimi odalarına
sıkıştırılmaya çalışılıyor.
İlkokullarda onlara kim ders verecek? Dersi boş geçen
öğretmenler ders veriyor çünkü diğerleri otuz saatten fazla derse
giremiyor.
Size acı bir
tespit aktarayım: Üstün yetenekli ve üstün zekâlı çocuklara
okulların çoğunda ne yazık ki engelli muamelesi
yapılıyor çünkü ilgili o okullara daha çok engelli ve otistik
çocuklar başvuruyor. Bugün birçok çocuk, anne ve babalarının ve
onları fark eden öğretmenlerinin gözü önünde heba olup gidiyor.
Ülkeler için, AR-GE yapan kurumlar için üstün yetenekli çocuklar ileride
kocaman meyve ağaçlarına dönüşecek birer tohumdur. AR-GEnin
insan ve altyapı kaynağı olan üniversitelerimizin durumunu da,
bugünkü YÖKü de, yükseköğretim sistemini de bu anlamda mikroskopun
altına koymalıyız.
Yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 593 sıra sayılı kanun tasarısının 2'inci
maddesinde yer alan "ifade eder" ibaresinin "temsil eder"
ibaresi ile değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan
(Iğdır) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ÖZCAN ULUPINAR (Zonguldak) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
KALKINMA BAKANI
CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Adil Zozani, Hakkâri Milletvekili.
Buyurun Sayın
Zozani. (HDP sıralarından alkışlar)
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, tasarının tamamı üzerinde dün genel olarak
yaklaşımlarımızı, görüşlerimizi sizlerle
paylaşmıştık. Bu tasarının mevcut hâliyle
Türkiyede ileri teknoloji yaratımına zemin oluşturma
şansının zayıf olduğunu ifade ettik.
Türkiye
sanayisinin ağırlıklı olarak mevcutta artık kaporta
sanayisi olduğu gerçeğinden hareket edersek, artık beyinsel
üretimi hedef alan, beyinsel üretimi önceleyen bir tasarı olmanın
ötesinde biraz da dostlar pazarda görsün misali gecikilmiş bir tasarı
olarak buraya getirildi ve dolayısıyla esasında ilaveten
söylenebilecek çok şey yok burada. Yine de umut ediyoruz, temennilerimizi
ifade ediyoruz ki gelişmelere, ileri teknoloji yaratımına vesile
olmasını arzu ediyoruz. Mevcut yaklaşımlarla, mevcut kaynak
yaratımıyla bunun mümkün olmadığını görmek gerekir.
Dün de ifade
ettim, bugün de tekrar ifade ediyorum: Mevcutta rakamsal olarak verilen yüzde
1lik dilime yakın AR-GE yatırımlarına yönelik
teşvikler ya da oraya yatırılan payın da sadece ve sadece
savunma sanayisinin gelişimine yapılmış yatırımın
ötesinde olmadığını ifade ettik. Üniversitelerimizin bu
konudaki hâli, bu konuya ilgisi içler acısıdır
Bakın, daha
ülkenin neredeyse üçte 1lik kesiminin karanlıkta olduğu bir dönemde
siz ileri teknolojiden söz ediyorsunuz. Artık köylüler elektrik
kesintilerinden kaynaklı olarak toplu hâlde gösteriler yapmaya
başladı. Gösteriler yapılıyor, bugün de TEDAŞ
binası yakılmış. Neden? Borçlarını ödeyemiyorlar.
İçme amaçlı olarak çalıştırdıkları kuyularda
kullandıkları elektriğin borcunu ödeyemedikleri için
elektrikleri kesiliyor, bu kesintiden kaynaklı olarak da şimdi birçok
yerde eylem var. Özellikle Büyükşehir Yasası burada geçtikten sonra,
yeni dönem uygulamasında Hükûmetin, devletin geçmişten bugüne kadar
tahsil edemediği borçları büyükşehir belediyelerine yükleyerek
çözüm üretme arayışı vardır. Alın işte, Urfada
çiftçiler ayakta, köylüler isyan ediyor. Siz de büyükşehir belediyesine
diyorsunuz ki: İçme suyu sayacını evlere bağlamak
durumundasınız. Çünkü o yasayla birlikte bütün köyleri mahalle
statüsüne getirdiniz. Büyükşehir belediyeleri de o köylere, o köylerdeki
bütün evlere, kullanıcılara sayaç takmak durumundadır ama
takamıyor çünkü şu ana kadar öyle bir sistem yok, devlet öyle bir
sistem geliştirememiş. Vatandaş kendi imkânlarıyla,
yaptıkları sondajlarla içme suyunu yer altından temin ediyor,
tamamıyla kendi imkânlarıyla bunu yapıyor. Toplu olarak da oraya
bir elektrik sayacı konulmuş ve tek sayaçtan köyün bütün su
ihtiyacı karşılanıyor. On milyarlarca borç birikmiş ve
siz şimdi Büyükşehir Belediye Yasasından itibaren belediyelere
Gidin, bu borcu tahsil edin. diyorsunuz, belediyeler de bunu yapmıyor.
Urfa Belediyesi bunu yapabiliyor mu; çıkın, burada ifade edin.
Köylere bu yönlü, içme suyu temini konusunda Urfa Büyükşehir Belediyesi
köylülere hizmet götürebiliyor mu? Götüremiyor.
MAHMUT TANAL
(İstanbul) Götüremiyor, sıfırda, sınıfta
kalmış. Halk mağdur.
ADİL
ZOZANİ (Devamla) - Niye götüremiyor? Çünkü siz istediğiniz kadar
ileri teknolojik üretim deyin, orası daha Orta Çağ
koşullarında yaşıyor, Orta Çağı
aşamamış. Siz ileri teknolojiyi kaporta taşıma olarak
algılayabilirsiniz, bu şekilde kabul edebilirsiniz ama dünyanın
kabul ettiği ileri teknoloji gelişimi kaporta taşımaktan
ibaret değildir.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
ADİL
ZOZANİ (Devamla) - Bırakın ileri teknolojik gelişmeyi,
birçok ilde insanlar hâlâ mevcut koşullarda, bu çağda karanlıkta
yaşamak durumunda kalıyorlar ve buna çözüm üretmek konusunda Hükûmet
kılını kıpırdatmıyor.
Teşekkür
ederim. (HDP sıralarından alkışlar)
MAHMUT TANAL
(İstanbul) Hakikaten mağdur, çok doğru söyledi hatip. Bu
çağda on iki saat elektrik kesintisi
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
3üncü madde üzerinde
üç adet önerge vardır; okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 593 sıra sayılı Araştırma
Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanun
Tasarısı'nın 3. Maddesinin 1. Fıkrasında yer alan
"ile Milli Eğitim Bakanından" ibaresi, "Milli
Eğitim Bakanı, Yükseköğretim Kurulu Başkanı, Türkiye
Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı ve Türkiye Esnaf ve
Sanatkarlar Konfederasyonu Başkanından" şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Ali Susam Haluk Ahmet
Gümüş Malik
Ecder Özdemir
İzmir Balıkesir Sivas
Ümit Özgümüş Haluk
Eyidoğan Gürkut
Acar
Adana İstanbul Antalya
Ali
Sarıbaş
Çanakkale
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 593 sıra sayılı
kanun tasarısının 3'üncü maddesinin 'ç' bendinin, "Araştırma
altyapısının bünyesinde kurulduğu yükseköğretim
kurumunun önerdiği yönetim kurulu üyeleri listesinin içinden
araştırma altyapılarının yönetim kurulu üyelerini
onaylamak." şeklinde değiştirilmesini, "ı"
maddesinin ise tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Pervin Buldan Faysal
Sarıyıldız İdris
Baluken
Iğdır Şırnak Bingöl
Adil Zozani Hüsamettin
Zenderlioğlu
Hakkâri Bitlis
TBMM
Başkanlığına
593 Sıra
Sayılı Kanun Tasarısının 3. Maddesinin 1.
Fıkrasının son cümlesinde geçen usul ve esasları
ibaresinden sonra gelmek üzere Bakanlar Kurulunca çıkartılacak
ibaresinin, 2. Fıkrasının g) bendinde geçen malların
ibaresinden sonra gelmek üzere en yakın diğer araştırma
altyapısına ibaresinin eklenmesini ve (j) bendinin madde metninden
çıkartılmasını arz ve teklif ederiz.
Alim
Işık Zühal
Topcu Mustafa
Kalaycı
Kütahya
Ankara
Konya
Mehmet
Günal Yusuf
Halaçoğlu Murat
Başesgioğlu
Antalya Kayseri İstanbul
Ali
Halaman
Adana
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ ÖZCAN ULUPINAR (Zonguldak) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
KALKINMA BAKANI
CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Zühal Topcu, Ankara Milletvekili.
Buyurun Sayın
Topçu. (MHP sıralarından alkışlar)
ZÜHAL TOPCU
(Ankara) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Araştırma Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanun
Tasarısı üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi adına söz
almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii bu gibi
çalışmalarda başarıyı elde edebilmek için öncelikle
zihinsel dönüşümlerin gerçekleştirilmesi gerekiyor ama
baktığımızda bu zihinsel dönüşümlerin ne kadar
gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği de gerçekten
tartışılabilir diye düşünmekteyiz. Çünkü
baktığımızda, şu anda elimizde bulunan bu
araştırma merkezlerinin veya üniversitelerin ne kadar
kullanılıp kullanılmadığı, hangi performansı
gösterdikleri ve girdi-çıktı analizlerinin nasıl
yapıldığı elimizde şu anda. Şimdi
bakıldığında, şu andaki verilerde bu elimizde bulunan
kapasitenin ve yıllardır bu kuruluşlara yapılan
harcamaların nasıl sonuç vermediğinin göstergelerinin hepsi
elimizde bulunmaktadır ve on iki yıldaki uygulamalara, politikalara
baktığımızda da bu altyapıyla beraber insan unsurunun
da nasıl telef edildiğine hepimiz günbegün şahit
olmaktayız. Bu planlamalardan önce, acaba, elimizde 200e yakın
üniversite var, bunlara yapılan harcamalar var; girdi-çıktı
analizlerinin sonuçları ne, bunlar bize nasıl bir tablo, nasıl
bir resim sunmaktadır; buradaki personel nasıl istihdam edilmektedir
ve buralarda hangi projeler nasıl geçmektedir, bazıları neden
geçememektedir; bunların düşünülmesi lazım. Şu anda
gerçekten hastalıklı bir yapı var ve bu yapının
üzerine -bu hastalık teşhis edilmeden tekrar bu
hastalığın üzerine- farklı, analiz edilmeden bir
binanın tekrar inşa edilmesi düşüncesi var burada.
Acaba
üniversitelerin yenilik üretme kapasiteleri nedir? Üniversiteler hangi
sıralamada, dünya sıralamasında nerede bulunmaktadır, önce
bunlara bir bakmak lazım.
Elimizdeki
kapasiteleri nasıl daha iyi değerlendirebiliriz, insan unsurunu
nasıl çalıştırabiliriz? Şu anda, özellikle
üniversitelerden özel sektöre veya diğer kurumlara personel
kaçışı bulunmaktadır çünkü üniversitelerin
çalışma ortamına baktığımızda,
çalışma kültürüne baktığımızda gerçekten içler
acısı hâli bizleri üzmektedir. İstihdam edilen personel acaba
hangi kriterlere göre alınmaktadır, özellikle darbe kurumu olarak yıllardır
üniversitelerin tepesinde bulunan YÖK bu kriterleri nasıl değiştirmiştir,
nasıl bir baskı uygulamaktadır, bunların da incelenmesi
lazım. Bu kadrolara alınan insanlar hangi liyakatle, hangi
niteliklere sahip olmakla alınmaktadır? Çünkü, bu insanlar, özellikle
yenileşme çalışmaları veya bir şeyi üretme kapasitesi
üzerine kurulmaktadır.
Buradan hareketle,
şimdi, üniversitede çalışan personelin maaşlarına
baktığımızda, özellikle bunlara yeniliğe ve üretmeye
endeksli bireyler olarak, araştırmaya endeksli bireyler olarak baktığımızda,
bir araştırma görevlisinin 2.251 lira, yardımcı doçentin
2.693 lira, doçentin 3.544 lira, profesörün de 5.040 lira aldığı
artık rakamlarla karşımızda. Ve son yapılan açlık
ve yoksulluk sınırı çalışmalarına baktığımızda
da açlık sınırının 1.167 TL olduğunu, yoksulluk
sınırının da 3.772 TL olduğunu artık rakamlar
bize gösteriyor. Bu durumda, araştırma görevlisi, yardımcı
doçent ve doçentin yoksulluk sınırında olduğunu
görmekteyiz. Acaba, bütün bu gerçeklere rağmen hangi düşünceyle bu
yeni yapılanmaya gidilmektedir? Öncelikle, elimizde bulunan değerleri,
bu mücevheri en iyi şekilde değerlendirip ondan sonra çözüm yolu
üretmenin çok daha faydalı olacağı düşüncesindeyiz. Bunun
için, özellikle üniversitelerin ve araştırma merkezlerinin yeniden
organize edilmesi, yeni bir organizasyona tabi tutulması ve bundan sonra
ihtiyaca binaen yeni çalışmaların yapılması
gerekmektedir.
Teşekkür
ediyoruz. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 593 sıra sayılı kanun tasarısının 3üncü
maddesinin 'ç' bendinin, "Araştırma altyapısının
bünyesinde kurulduğu yükseköğretim kurumunun önerdiği yönetim
kurulu üyeleri listesinin içinden araştırma
altyapılarının yönetim kurulu üyelerini onaylamak."
şeklinde değiştirilmesini, "ı" maddesinin ise
tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan
(Iğdır) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
ÖZCAN ULUPINAR (Zonguldak) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
EROL DORA (Mardin) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kurul, bilimsel ve teknolojik bir
değerlendirme yapabilecek kompozisyonda olmadığından,
araştırma altyapısının kullanımına
ilişkin kararların Yönetim Kurulu'na bırakılması önerilmektedir.
Bu düzenlemeyle bilimsel bilgi üretim süreci daha sağlıklı
işleyebilecektir. Zira altyapı bünyesindeki Ar-Ge süreçlerinin
yönetimi de merkezileştiği ve ilgili üniversitenin yetki ve
sorumluluğundan çıktığı takdirde altyapı ile
üniversitenin eğitim-araştırma süreçlerinde kopukluk
olacaktır. Bürokratikleşme ve "tek-tipleşme"
eğilimi artacak ve yaratıcılık ve yenilikçilik
azalacaktır. İlgili üniversitenin, altyapı bünyesindeki Ar-Ge
faaliyetlerinin başarı veya
başarısızlığındaki rolünü belirleme imkânı
kalmayacaktır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 593 sıra sayılı Araştırma
Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanun
Tasarısı'nın 3. Maddesinin 1. Fıkrasında yer alan
"ile Milli Eğitim Bakanından" ibaresi, " Milli
Eğitim Bakanı, Yükseköğretim Kurulu Başkanı, Türkiye
Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı ve Türkiye Esnaf ve
Sanatkarlar Konfederasyonu Başkanından" şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Malik Ecder
Özdemir (Sivas) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ÖZCAN ULUPINAR
(Zonguldak) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl)
Katılamıyoruz Başkan.
Evet, önerge üzerinde söz isteyen Malik Ecder Özdemir,
Sivas Milletvekili.
Buyurun Sayın Özdemir. (CHP sıralarından
alkışlar)
MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
konuşmamın başında yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Grubumuzun bu kanun tasarısı üzerindeki
düşüncelerini milletvekillerimiz ifade ediyorlar. Ben bana ayrılan
beş dakikalık sürede bir başka önemli konuyu yüce Meclisin
gündemine getirmek istiyorum.
Değerli arkadaşlarım, dün tarihlerden 2
Temmuzdu. Bu tarih belki birileriniz için bir anlam ifade etmiyor olabilir ama
içinde birazcık insan sevgisi, birazcık vicdan sahibi olan her insan
için bu tarih önemli bir tarihti. Bundan tam yirmi bir yıl önce, 2
Temmuzda, Sivasta Madımak Otelinde bir insanlık suçu, bir dram
yaşanmıştı. Aralarında Behçet Aysan, Asım
Bezirci, Metin Altıok gibi edebiyatçılardan; Muhlis Akarsu, Hasret
Gültekin, Nesimi Çimenin de bulunduğu şair ve sanatçılardan;
Koray Kaya, Menekşe Kaya, Asuman Sivri, Yasemin Sivri gibi daha 14-15
yaşını doldurmamış, tek kusurları
barışa ve kardeşliğe semah dönmek olan gencecik çocuklardan
oluşan toplam 33 insanımız Madımakta hunharca
katledilmişlerdi. Aradan yirmi bir yıl geçmiş olmasına
rağmen, bu katliamın tertipleyicilerinin, gerçek anlamdaki
faillerinin yakalanıp adalet önüne çıkarılmamış
olması ve uzun süreden bu tarafa devam eden dava hakkında takipsizlik
kararı verilmiş olması bu acıyı daha da
derinleştirmektedir.
Değerli
milletvekilleri, hepimiz biliyoruz ki bu katliamı düzenleyenlerin,
Madımakı ateşe verenlerin tek hedefi oradaki 33
yurttaşımızdan ibaret değildi; bu katliamı
düzenleyenlerin asıl hedefi, laik demokratik cumhuriyetimizdi. Alevisi
Sünnisi, Türkü, Kürtü, Çerkezi, Lazıyla birlikte bir arada
yaşayan
Nazımın ifadesiyle, bir ağaç gibi tek ve hür ve
bir orman gibi kardeşçesine yaşama arzumuz ve isteğimiz
aslında Madımakta boğulmak istenmiştir.
Geçmişte
Maraşta, Çorumda, yine Sivasta aynı mezhep kavgaları
düzenlenmeye çalışıldı ve buradan Türkiyede bir iç
savaş çıkarmayı hedefleyen çoğu zavallılar bir
şeyi görememişlerdi: Anadolu insanının mayasını
tanıyamamışlardı çünkü Anadoluda, daha doğrusu
Avrupada 13üncü yüzyılda mezhep kavgalarıyla insanlar birbirlerini
gırtlaklarken ve bugün, 13üncü yüzyıldan sonra bugün Suriyede,
Irakta, mezhep çatışmalarıyla ülkeler kan gölüne dönmüşken
eğer bizim ülkemizde mezhep kavgaları iktidarın her türlü
kışkırtmasına rağmen bir mezhep kavgası çıkmamışsa,
bunu laik demokratik cumhuriyete, doksan yıllık cumhuriyetimizin
birikimine borçluyuz.
Değerli
arkadaşlarım, tıpkı Suriyede IŞİDcilerin,
Şeriat kuracağız. diyenlerin söylemine benzer bir biçimde
Madımakın önünde sekiz saat toplanan güruh, orada sekiz saat boyunca
Laiklik yıkılacak, şeriat gelecek. diyenler aynı
ifadelerde bulunuyorlardı. Bu söylemden, bu mezhep
çatışmasından hiç kimseye bir fayda gelmeyeceğini hep
birlikte görmemiz gerekiyor.
Bugün Herkesi
kucaklayacağım. iddiasıyla Cumhurbaşkanlığı
seçimlerine iddialı girmeye çalışan Sayın Başbakan,
Hatayda 53 Sünni yurttaşımız öldü. derken, Camide içki
içtiler. yalanına sığınıp meydan meydan bu
yalanı söylerken, Türbanlı bacımıza
saldırdılar. derken, Türkiyede bir mezhep kavgasını
körüklemeye çalışıyordu.
Değerli
arkadaşlarım, dün 19 milletvekili arkadaşımızla
Sivastaydık. 10 bin insan, yirmi bir yıldan bu tarafa yorulmadan,
Türkiyenin her tarafında olduğu gibi, Sivasta bir demokratik talebi
dile getiriyorlar. Nedir o? Madımakın utanç müzesi olması.
İşin acı tarafı, on iki yıldır ne Sayın
Başbakandan ne Cumhurbaşkanlığı Köşkünde oturan
zatımuhteremden ne de heyetinizden, Hükûmetten lehte ya da aleyhte bu
konuyu telin eden tek bir cümle duymadık, on iki yıldan bu tarafa
duymadık. Bu duyarsızlığınız
karşısında insanlar ister istemez Sükût ikrardan gelir.
diyerek buradan bir çıkarmayla içinizden birileri Oh oldu, iyi ki oldu,
yandılar. mı demek istiyorlar? Çünkü, içinizde hâlâ milletvekili
olup bu davanın sanıklarının
avukatlığını yapan milletvekilleri var, Bakanlık
koltuğunda oturanlar var.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
MALİK ECDER
ÖZDEMİR (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, yirmi yıldan
bu tarafa söylenen bu demokratik talebi Türkiye Büyük Millet Meclisinin bir
kere daha gündemine getirmek istiyorum. Orada aydınlanma müzesi olmasını
isteyenler olarak bir çatışma için değil, insanlık
adına, bundan sonra bu tür katliamlar yaşanmaması dileğiyle
bir ibret müzesi olması talebimiz var. Bu talebi bir kere daha Türkiye
Büyük Millet Meclisinin dikkatine sunmak istiyorum.
Hepinize
teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunacağım
III.- YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN -
Yoklama talebi var, yerine getireceğim.
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Susam, Sayın Ayaydın, Sayın Eyidoğan,
Sayın Dibek, Sayın Toptaş, Sayın Işık, Sayın
Acar, Sayın Erdemir, Sayın Tanal, Sayın Demiröz, Sayın
Özkan, Sayın Gök, Sayın Bayraktutan, Sayın Küçük, Sayın
Danışoğlu, Sayın Özgümüş, Sayın Haberal,
Sayın Köktürk ve Sayın Serter.
Üç dakika süre
veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, toplantı
yeter sayısı yoktur.
Birleşime on beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 15.56
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati:
16.10
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muhammet Rıza
YALÇINKAYA (Bartın), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)
----- 0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 112nci Birleşiminin
Dördüncü Oturumunu açıyorum.
593 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 3üncü maddesi üzerinde
Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemir ve arkadaşlarının
önergesinin oylamasında istenen yoklama isteği üzerine yapılan
yoklamada toplantı yeter sayısı bulunamamıştı.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN -
Şimdi, yeniden elektronik cihazla yoklama yapacağız.
Yoklama için üç
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
3.- Araştırma
Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanun Tasarısı ve
Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporları (1/894) (S. Sayısı: 593) (Devam)
BAŞKAN -
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmemiştir.
Tasarının
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
3üncü maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
4üncü madde
üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 593 sıra sayılı Araştırma
Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanun
Tasarısı'nın 4. Maddesinin 1. Fıkrasında bulunan
"Yükseköğretim Kurulu Başkanı" ibaresinden sonra
gelmek üzere, "Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Türkiye Esnaf
ve Sanatkarlar Konfederasyonu'nun görevlendireceği birer üye"
ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Ali Susam Haluk Ahmet Gümüş Ümit Özgümüş
İzmir Balıkesir Adana
Gürkut Acar Haluk Eyidoğan
Antalya İstanbul
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 593 sıra sayılı kanun tasarısının 4'üncü
maddesinde yer alan "Komite, Kalkınma Bakanlığı
Müsteşarının başkanlığında Millî Eğitim
Bakanlığı Müsteşarı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı Müsteşarı, Yükseköğretim Kurulu
Başkanı ve TÜBİTAK Başkanından oluşur."
ibaresinin, "Komite, Kalkınma Bakanlığı Müsteşarının
başkanlığında Millî Eğitim Bakanlığı
Müsteşarı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
Müsteşarı, Yükseköğretim Kurulu Başkanı, TÜBİTAK
Başkanı ve ilgili Sivil toplum kuruluşlarının
temsilcilerinden oluşur." ibaresiyle değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Pervin Buldan Faysal
Sarıyıldız İdris
Baluken
Iğdır Şırnak Bingöl
Adil Zozani Sırrı
Süreyya Önder
Hakkâri İstanbul
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Kanun Tasarısının 4. Maddesinin (1)
fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Yusuf
Halaçoğlu Mustafa
Kalaycı Mehmet
Günal
Kayseri Konya Antalya
Alim
Işık Ali
Halaman Murat
Başesgioğlu
Kütahya Adana İstanbul
Mustafa Erdem
Ankara
(1) Komite,
Kalkınma Bakanlığı Müsteşarının
başkanlığında Millî Eğitim Bakanlığı
Müsteşarı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
Müsteşarı, Ekonomi Bakanlığı Müsteşarı,
Yükseköğretim Kurulu Başkanı, TÜBİTAK ve KOSGEB Başkanından
oluşur.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ÖZCAN ULUPINAR (Zonguldak) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
KALKINMA BAKANI
CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Mustafa Erdem, Ankara Milletvekili.
Buyurun Sayın
Erdem. (MHP sıralarından alkışlar)
MUSTAFA ERDEM
(Ankara) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
milletvekilleri, 4üncü madde üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi sevgiyle, saygıyla
selamlıyorum.
AR-GE,
kurulması istenen bir kurum olarak bir ideal hedefi gösterme
anlamında çok önemli bir misyon üstlenmektedir. Ancak burada
hatırlatılması gereken bir husus, burada üzerinde durulması
gereken husus, kem âlât ile kemâlât olmaz. Bugüne kadar, ülkemizde AR-GE benzeri
pek çok kurum vardır, devlet kurumlarında da pek çok kurumlar hâlâ bu
fonksiyonu icra ettiğini iddia etmektedir. Örnek olarak söylemem
gerekirse, geçmişte TRTde Araştırma İmalat Dairesi
vardı, TRT çalışanları orası için huzurevi tabirini
kullanırlardı.
Devletin
başka yerlerinde bir sürü APKlar vardır ama buralar işe
yaramayan depo vazifesi görmekte, bir şekilde yönetimin istemediği
kadrolar tarafından buralar değerlendirilmekteydi.
Burada, üzerinde
durulması gereken husus, eğer bir AR-GE kurulması gerekiyor ve
bu AR-GE ile ülke için yararlı hizmetler yapılacak ise
eşyanın tabiatına uygun olarak yapılması lazım
gelir.
Değerli
milletvekilleri, AR-GE bir irade işidir, AR-GE bir iman işidir, AR-GE
bir ideal işidir, AR-GE bir ruh işidir. Bugün, uluslararası
karşı karşıya kaldığımız manzarada,
milletlerarası mücadelede öne çıkan ülkelerin hangi ideallere, hangi
ülkülere, hangi değerlere sahip olduğunu düşündüğünüzde
ülkemizin hâlâ patinaj yapıyor olmasının arkasında yatan gerçek
millet olarak bu değerlerimizden koptuğumuz, millet olarak bu ruhu
yitirdiğimiz, millet olarak bu öz güvenden mahrum olduğumuz içindir.
AR-GE yapabilmek
için öncelikle altyapı çalışmalarının fevkalade önemli
olduğuna dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Ama gelin görün ki fiilî olarak
üniversitelerin bu işin sorumluluğunu üstlenmesi lazım gelirken,
gerek alet edevat veya kurumsal kimlik adına gerekse orada
çalışan personel adına ihtiyaca ne kadar cevap vereceği
hususu takdirlerinize arz olunur. Bir şekilde üniversite hocalarının
veya oradaki araştırmaların ekonomik olarak
başkalarına bağımlı hâle getirildiği, ailesini ve
çoluğunu çocuğunu maişet itibarıyla düşünür konuma
sokulduğunda o insanların yarınıyla ilgili bu ülkeye
kazanım kazandırabilmeleri ne kadar doğru olacaktır?
Bir başka
hususa dikkatlerinizi çekmek istiyorum. AR-GE bütün kurumlar arasındaki
bir eş güdüm sayesinde başarılı olabilir. Biz,
bırakın AR-GEyi, devlet kurumları arasında, bir
büyükşehir belediyesi içerisinde uyum olmadığını
görüyor ve devlet imkânlarının nasıl israf edildiğini
üzülerek ifade ediyoruz. PTTsi ayrı çalışıyor,
ASKİsi ayrı çalışıyor, TELEKOMu ayrı
çalışıyor, elektriği ayrı çalışıyor,
birinin yaptığını diğeri bozuyor. Şimdi, siz
AR-GE olarak eğer bu hedefleri bir bütün etrafında toplayamaz, bunu
bir ülke ideali hâline getiremezseniz yapılacak işler bu anlamda da
bir anlam ifade etmeyecektir.
Bir başka
hususa daha dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Ülkemizde AR-GEnin ürettiği projeleri
değerlendirebilecek bir irade var mıdır? Öncelikle, gerçekten
üstün zekâlı Türk insanının ürettiği projeleri,
başkalarınınkinin daha pahalısına mal
olacağı gerekçesiyle bugüne kadar çöpe atan bir toplum özelliği
gösterdik mi, göstermedik mi? Amerikadan alınır, İsrailden
alınır, Çinden alınır ama benim Türk milletimin
yapmış olduğu ürünlerin bir şekilde kıymetihükmiyesi
olmaz ise sizin yapacağınız AR-GEnin bir anlamı
olmayacaktır. AR-GEde üretilen ürünlerin bir ürün olarak kıymet
ifade edebilmesi için AR-GEde çalışanlara saygı gösterilmesi ve
devlet erkânının onlara itibar etmesi lazım gelir. TÜBİTAKta
çalışanlar bir devlet kurumu niteliğinde
çalışırken, bugün sizlerle birlikte paralel yürürken, bize
çatışır vaziyette olmalarına rağmen nasıl oluyor
da bu paralel üretenlerin sonuç
itibarıyla ürettiklerinin bir kıymetihükmiyesi olmuyor, bunu takdirlerinize
arz ediyorum.
Değerli
milletvekilleri, Amerikaya gitmeye gerek yok, uzaya çıkmaya gerek yok,
kendimize dönelim, inanç değerlerimize sahip çıkalım, İki
günü eşit olan ziyandadır. hükmünü ve İnsan ancak
çalışırsa bunun karşılığını
alır. hükmünü öğrenelim. O zaman AR-GE kurmaya gerek
olmayacaktır diye düşünüyor, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 593 sıra sayılı kanun tasarısının 4'üncü
maddesinde yer alan "Komite, Kalkınma Bakanlığı
Müsteşarının başkanlığında Millî Eğitim
Bakanlığı Müsteşarı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı Müsteşarı, Yükseköğretim Kurulu
Başkanı ve TÜBİTAK Başkanından oluşur. "
ibaresinin, "Komite, Kalkınma Bakanlığı
Müsteşarının başkanlığında Millî Eğitim
Bakanlığı Müsteşarı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı Müsteşarı, Yükseköğretim Kurulu
Başkanı, TÜBİTAK Başkanı ve ilgili Sivil toplum
kuruluşlarının temsilcilerinden oluşur." ibaresiyle
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan
(Iğdır) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ÖZCAN ULUPINAR (Zonguldak) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
KALKINMA BAKANI
CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
Türkiye'de, sivil
toplum kuruluşlarının toplumun bugününü ve geleceğini
ilgilendiren kritik konularda karar alma mekanizmalarında
bağlayıcı bir politik temsille bulunmaları elzemdir.
Araştırmaların belirlenmesi, altyapılarının
oluşturulması, fonlarının ve harcamalarının
denetlenmesi ve esas olarak tüm bunların yönetimi sadece devlet
mekanizmalarında tekelleşmemelidir. Sivil toplum
kuruluşlarının tüm bu süreçte aktif şekilde rol
alabilmelerini sağlamak, merkezî bir devlet anlayışını
aşmak için büyük öneme sahiptir.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 593 sıra sayılı Araştırma
Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanun
Tasarısı'nın 4. Maddesinin 1. Fıkrasında bulunan
"Yükseköğretim Kurulu Başkanı" ibaresinden sonra
gelmek üzere, "Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Türkiye Esnaf
ve Sanatkarlar Konfederasyonu'nun görevlendireceği birer üye"
ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Ali Susam
(İzmir) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ÖZCAN ULUPINAR (Zonguldak) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
KALKINMA BAKANI
CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Mehmet Ali Susam, İzmir Milletvekili.
Buyurun Sayın
Susam. (CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET ALİ
SUSAM (İzmir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
verdiğimiz önergeyle neyi anlattığımızı tüm
Mecliste bulunan milletvekili arkadaşlarımıza ve Bakan ve
Komisyona bir kez daha anlatmak istiyorum.
Bu kanunda bir
genel gerekçe yazmışsınız: AR-GE ve yenilik
politikalarının temel amacı teknolojik ve yenilik
faaliyetlerinin özel sektör odaklı artırılarak faydaya
dönüştürülmesi, yeniliğe dayalı bir ekosistem oluşturularak
araştırma sonuçlarının ticarileştirilmesi ve
markalaşmış teknoloji yoğun ürünlerle ülkemizin küresel
ölçekte yüksek rekabet gücüne erişmesine katkıda bulunması olarak
tespit edilmiştir. Özel sektörün yenilik yapma yeteneğinin
artırılması, araştırmacı insan gücünün
geliştirilmesi, araştırma sonuçlarının
ticarileştirilmesi, araştırma desteklerinin etkinliğinin
artırılması ile araştırma altyapılarının
etkin kullanımının sağlanması bu kapsamda öne
çıkan politika alanlarını teşkil etmektedir.
Peki, biz ne
diyoruz? Nasıl bir yapı kurmuşsunuz bunun için?
Araştırma Altyapıları Kurulu, altında İzleme ve
Yeterlilik Değerlendirme Komitesi ve Araştırma Alt
Yapıları Kurulunun organları olarak Yönetim Kurulu,
Danışma Kurulu ve müdürlükler. Peki, buralara kimi
atamışsınız? Araştırma Altyapıları
Kuruluna 3 tane bakanı atamışsınız, İzleme ve
Yeterlilik Komitesine 3 tane müsteşarı
atamışsınız, ondan sonra da diyorsunuz ki genel gerekçede:
Üretilen ürünün ticarileştirilmesini ve piyasada bu ürünün ticari bir
niteliğe kavuşmasını sağlamaya çalışacak bu
komite. Nerede burada ticarileştirecek kurumlar? Nerede Türkiye Odalar
Borsalar Birliği, nerede KOBİlerin temsilcisi TESK? Neden
bunları bu komitelere koymuyorsunuz? Derseniz ki Yönetim Kurulunda var. ama
Yönetim Kurulu asıl Araştırma Altyapıları Kuruluyla
bütün vizyonu, politikayı, ne yapılacağını talimat
olarak Yönetim Kuruluna veriyor. Eğer o politikaların içerisinde
ticari kesim yoksa, onların temsilcileri yoksa bu
yaptığınız değişiklik üniversitede
yapılmış çalışmaları ve
araştırmaları, edinilmiş bilgiyi ticari ürüne
dönüştürmeye hangi katkıyı sağlayabilecek? Bunu bakanlar
mı yapacak, müsteşarlar mı yapacak, YÖK temsilcisi mi yapacak
yoksa ticaretin gerçek vizyonuna sahip girişimci iş adamlarıyla,
bu kesimlerin ortaklaşa bir yönetimde yer almasıyla mı olacak?
Bunu dikkate almadan nasıl yapacaksınız? (CHP
sıralarından alkışlar) Onun için, size söylüyorum, bunu bir
kez daha düşünün Sayın Bakan.
Gene, bu
kurullardan iş âlemini ve girişimcilik ruhunu dışlayarak
oluşturduğunuz bürokratik yapıyla hiçbir sonuç almanız,
eski yapıdan bir adım öteye gitmeniz mümkün değildir.
Piyasanın durumu şudur: Piyasa, gerçekten, AR-GE noktasında
kamunun desteğini beklemekte, kendi de katkı koymaya
çalışmaktadır. Ama kamu bu konuda bir destek vermeye niyetliyse
bu desteğin piyasanın hangi ihtiyaçları doğrultusunda
olacağına, piyasada hangi ürünlere talep var veya hangi alanda
AR-GEnin daha etkin bir şekilde kullanılmasına ihtiyaç var,
rakiplerimiz hangi durumda, biz hangi alanda eksiğiz, bunların net
bir şekilde ortaya konulabilmesi ancak bu konuda araştırma
altyapılarının kurullarında özel sektörün ve
girişimcilerin olmasıyla mümkün. Özellikle de KOBİ düzeyindeki
firmaların temsilcilerinin olmasına ihtiyaç var.
Bakınız,
Sayın Bakanım, size söylüyorum: KOBİler biraz güçlendikleri
zaman firmalarını satıyorlar. Büyük uluslararası sermaye
alanında genişleyen KOBİlere cazip paralar verip satın
alıyor, onlar bu piyasadan çekiliyorlar. Niye çekiliyorlar biliyor
musunuz? AR-GEye veya o piyasadaki rekabete yetmiyor güçleri. Siz işte
bunları kucaklamalısınız. Bu çalışma onları
içine alırsa, onlara güvence verirse, kamu Siz yürüyün, arkanızda
ben varım, ben size destek vereceğim. derse Türk firmaları
artık kendilerini güçlü hissedip uluslararası rekabet
piyasasında olabilirler. Ama siz şimdi onları kendi kaderine
bırakıyor, bürokratik yapıyla yeni bir yapı kuruyorsunuz.
Onun için öneriyorum, önerimizi dikkate alın. Bu, Türk piyasası için
önemlidir.
Saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
5inci madde üzerinde üç adet önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 593 sıra sayılı
kanun tasarısının 5inci maddesinde yer alan kazanır
ibaresinin sahip olur ibaresi ile değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Pervin Buldan Faysal
Sarıyıldız İdris
Baluken
Iğdır Şırnak Bingöl
Adil Zozani Mülkiye
Birtane
Hakkâri Kars
TBMM Başkanlığına
593 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının 5. maddesinde geçen kurul tarafından
ibaresinden sonra gelmek üzere
belirlenen objektif ve bilimsel ölçütlere göre ibaresinin eklenmesini
arz ve teklif ederiz.
Alim Işık Murat
Başesgioğlu Ali
Halaman
Kütahya İstanbul Adana
Yusuf Halaçoğlu Mustafa
Kalaycı
Kayseri Konya
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 593 sıra sayılı
Araştırma Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanun
Tasarısının 5. Maddesinin 1. Fıkrasında yer alan
Kurul tarafından ibaresinden sonra gelmek üzere, kendilerine yapılan başvurudan
itibaren 60 gün içinde ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Ali Susam Haluk
Ahmet Gümüş Ümit
Özgümüş
İzmir Balıkesir Adana
Turgut Dibek Gürkut
Acar Ali
Sarıbaş
Kırklareli Antalya Çanakkale
Haluk Eyidoğan
İstanbul
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ÖZCAN ULUPINAR (Zonguldak) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
KALKINMA BAKANI
CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Turgut Dibek, Kırklareli Milletvekili.
Buyurun
Sayın Dibek. (CHP
sıralarından alkışlar)
TURGUT DİBEK (Kırklareli)
Teşekkür ediyorum Başkanım.
5inci maddeyle
ilgili olarak verdiğimiz önerge üzerinde söz aldım. Sizleri öncelikle
saygılarımla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, önergeyle ilgili düşüncelerimden önce, ülkenin yoğun
gündemi içerisinde bence çok ihmal edilen bir kesimin sorunundan bahsetmek
istiyorum. Ben yaklaşık bir hafta evimdeydim, bölgemdeydim,
Kırklarelindeydim. Türkiyenin her yerinde olduğu gibi benim
bölgemde de çiftçimiz buğday mahsulünü biçiyor, hatta ciddi anlamda
biçildi, yavaş yavaş artık sona gelindi diyebiliriz.
Onların yaşadığı sıkıntıları
anlatacağım, Sayın Tarım Bakanımızın da,
Sayın Ekerin de burada olması bence bir avantaj, bir şans,
belki benim konuşmamdan sonra Sayın Başkan uygun görürse o da
bir iki cümleyle düşüncelerini açıklarsa
Çünkü kamuoyu gerçekten bu
açıklamaları bekliyor.
Değerli
arkadaşlar, bu yıl Toprak Mahsulleri Ofisi farklı bir yol
izledi. Ben baktım daha önceki yıllarda neler yapmışlar:
İşte, geçtiğimiz yıl, haziran ayının daha
başlarında, 7 Haziranda bir müdahale alım fiyatı
açıklamış Bakanlık; vatandaş sürekli, buğdayı,
arpayı açıklanan fiyatlar üzerinden almak üzere ilan
yapmış. 2012ye baktım, yine 18 Haziranda böyle bir
açıklama yapmış Bakanlık. Fakat bu yıl, temmuz
ayının ilk haftasındayız, Bakanlık, Toprak Mahsulleri
Ofisi vasıtasıyla herhangi bir alım yapmak üzere bir
açıklamada bulunmadı yani bir müdahale fiyatı
açıklamadı, bunun yanında fiyat açıklamadan da üreticinin
buğdayını, mahsulünü emanete almak üzere de herhangi bir
girişimde bulunmadı.
Tabii, Niye böyle
bir uygulama içerisinde oldu Bakanlık? diye bunu
vatandaşımız soruyor. Ben de ilgililerle görüştüm
bulunduğum ilimde, işte, Kırklarelinde, ilçelerde, Ofis
müdürleriyle de görüştük. Sayın Bakanla da az önce burada ayaküzeri
en azından bu konuyu değerlendirme fırsatı buldum.
İletilen şu, Sayın Bakanın da ilettiği şu: Bu
yıl üreticimiz buğdayını serbest piyasada
düşündüğü, arzu ettiği fiyatlardan satabiliyor.
anlayışında Bakanlık. Yani Biz müdahale edersek, biz bir
fiyat açıklarsak -zannediyorum şöyle bir düşünce içerisindeler-
bizim açıkladığımız fiyat serbest piyasada üreticinin
sattığı fiyatın altında olacak, dolayısıyla
üretici bu konuda mağdur olacak; biz şu anda izlemedeyiz, ciddi bir
izleme yapıyoruz, günlük takip ediyoruz, gerekirse müdahale
edeceğiz. şeklinde bir düşünce var.
Değerli arkadaşlar, bakın, Türkiye büyük
bir ülke, 780 bin kilometrekarelik alanımız var. Şimdi, her
yerde homojen bir üretimin olduğunu, sorunların benzer olduğunu
düşünmek de bence çok yanlış. Yani, arz talep dengesi her yerde
üretici lehine oluşuyor gibi düşünmesi Sayın Bakanın veya
Bakanlığın, ben, ne kadar doğru, takdirlerinize
bırakıyorum. Benim bölgemde, bir defa, bu düşünce kesinlikle
yanlış. Belki üretimin ilk günlerinde yani buğday üretiminin ilk
günlerinde, o arz talep dengesi üretici lehine olmuş olabilir çünkü yeni
üretiliyor mal, yeni çıkıyor, tüccar veya
fabrikalar bu malı istenilen fiyattan almış olabilir ama şu
an -haberleri takip edin, sizler de girin bakın; benim ilimde de aynı
şey var, Edirnede de- üretici
götürmüş buğdayını borsaya, verilen fiyatlar nedeniyle tepki
göstermiş, satmadan tekrar evine dönmüş. Buğdayını
satacak fiyatı bulamadığı için geriye dönüyor.
Şimdi, Sayın Bakanın bu
konuyu bence tekrar gündemine alması lazım. Trakyada çiftçimiz ciddi
anlamda sıkıntı yaşıyor. Bakın, buğdayı
fabrikalar alıyor. İşte, un fabrikaları alıyor, yem
fabrikaları alıyor. Onların ithalat izinleri de var,
dışarıdan ithalat bağlantılarını da
yapıyorlar. Az önce alt yazıda da gördüm, Toprak Mahsulleri Ofisi de
-bunu sembolik olarak mı yapıyor bilmiyorum- 10 bin ton buğday,
10 bin ton arpa ithalat izni almış; o da ilginç. Onunla ilgili de
Sayın Bakan açıklarsa
Bu izni ne yapacaklar, niye alıyorlar,
her yıl mı alıyorlar, merak ediyorum. Ama buğdayı
üreticiden alan serbest piyasada fabrika sahipleri. Fabrika sahipleri zaten
almışlar. Benim bölgemde yeterince un fabrikası yok, yem
fabrikası yok. Geriye ne kalıyor? Tüccar dediğimiz, bunu
alıp satanlar kalıyor. Değerli arkadaşlar, onlar da bu
buğdayı kime satacaklar? Tabii ki fabrikalara satacaklar. Yani
fabrikaya satacağı buğdayı üreticiden fabrikanın
alacağı fiyattan alır mı? Ne yapıyor? 4 kuruş, 5
kuruş onlar da aşağıdan alıyorlar, 10 kuruş
aşağıya alıyorlar ve üretici ister istemez, fabrikalar
buğdayını almadığı için tüccarın o
vermiş olduğu düşük fiyata mahkûm oluyor. Burada mutlaka Toprak
Mahsulleri Ofisinin devreye girmesi lazım yani çiftçinin kara gün dostu
dediğimiz Ofisin devreye girmesi lazım.
Fiyat açıklaması, benim
bölgemde müdahale fiyat açıklaması mutlaka yapmaları gerekiyor
Sayın Bakanım. En kötü ihtimalle şunu yapın acil olarak:
Çiftçimiz gelsin Ofise, malını döksün, emanete döksün, fişini alsın
ne kadar döktüğüne göre. Bu arada tüccarın o spekülasyon yapabilecek
fiyatlarına maruz kalmasın ve mağdur olmasın.
Sizlerden bunu talep ediyorum ve
saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN- Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
TBMM Başkanlığına
593 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının 5. maddesinde geçen kurul tarafından
ibaresinden sonra gelmek üzere
belirlenen objektif ve bilimsel ölçütlere göre ibaresinin eklenmesini
arz ve teklif ederiz.
Alim Işık (Kütahya) ve
arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ÖZCAN ULUPINAR (Zonguldak) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
KALKINMA BAKANI
CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Yusuf Halaçoğlu, Kayseri Milletvekili.
Buyurun Sayın
Halaçoğlu.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Değerli
milletvekilleri, aslında tabii ki Türkiye'nin en büyük ihtiyaç
duyduğu konulardan bir tanesi AR-GE çalışmaları ve ülkemiz
bu konuda da çok geri kalmış bir nitelik taşıyor maalesef.
Bu yasada daha teferruatlı tenkit ettiğimiz birtakım
hususların da -keşke- yerine gelmesi hâlinde -kurulmuş
olsaydı- çok daha başarılı olacağını
düşünüyorum.
Şimdi, tabii,
üniversitelerde görev yaptık. Üniversitelerde bir birim var
araştırma geliştirmeyle ilgili ve burada birtakım maddi
destekler sağlanmaktadır. Fakat, bu maddi desteklerin
sağlandığı birçok üniversitede bütçeden alınan bu
paraların birçoğu aslında hedeflerine ulaşamayan bir
biçimde harcanmaktadır, harcanmıştır yani birtakım
ihtiyaçların giderilmesine yönelik harcamalar
yapılmıştır. Ama, bazı üniversitelerimiz de
vardır ki gerçekten çok ciddi çalışmalar yapmaktadır.
Mesela -bilmiyorum, içinizde haberi olan var mıdır, bilgisi olan var
mıdır- Yeditepe Üniversitesinin bu alanda yaptığı
çalışmaların çok önemli bir iki hususundan bahsetmek istiyorum.
Birincisi, petrol
üretimi cihetine gidiyor yani şöyle söyleyeyim: Mermer tozu ile
birtakım bakterilerden meydana gelen bir karışımla petrol
üretimi cihetine gidiyor ve bayağı ciddi bir aşama da
kaydetmiş durumda.
Keza, buna benzer
olmak üzere daha organik bir gübre üretimi konusunda çalışmaları
var.
Yine, kan
değerlerinin, kan ölçümlerinin yapılması konusunda da
yapılan çalışmalarda süreyi çok daha kısaltan, yarım
saate kadar indiren, on dakikaya kadar indiren bir çalışma düzeni
içerisinde devam ediyor. Ama, bunların sunulabilmesi için de
uluslararası birtakım yerlerden birtakım başka
çalışmalar da var. Bu çalışmaların uluslararası
platformda ticarete dönüştürülebilmesi konusunda da büyük engeller meydana
getiriliyor özellikle İsrail ve Amerika tarafından.
Değerli milletvekilleri, aslında, şimdi,
birçok bilgisayar dağıttınız, işte tablet
bilgisayarlar adı altında ama fiyaskoyla neticelendi. Neden? Çünkü
altyapısı yoktu. Bilgisayar dediğiniz zaman, içerisine
yüklediğiniz bilgiler çerçevesinde size bilgi sunar ve hizmet verir. Ama,
siz bunun altyapısını hazırlamazsanız tabii ki size
bir faydası dokunmayacaktır. Nitekim daha henüz Türkçe
yazılım karakterlerini ihtiva eden bir yazılımımız
olmadığını göz önüne alacak olursanız bilgide ileriye
gitmek veya araştırmalarda ileriye gitmek gibi bir durum söz konusu
olmaz. Dolayısıyla, öncelikle bunlara ağırlık
verilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Bu bakımdan Kurul tarafından ibaresinden
sonra gelmek üzere dedik. Belirlenen objektif ve bilimsel ölçütlere göre
sözünü özellikle koyduk; şundan dolayıydı: Şimdi, herhangi
bir çalışma düzeni içerisinde, biliyorsunuz ki bizim ülkemizde belli
bir zaman dilimi içerisinde gayet düzgün kurallar uygulanırken birdenbire
birtakım kişilerin etkileriyle farklılıklar meydana gelir
ve bunlar göz ardı edilir. İşte, Efendim, bunlar kanunda yer
almadığı için. denir. Hâlbuki böyle bir ibare aslında daha
önce ölçütleri belirlenmiş olan
Onlarla birlikte karar verileceğinin
belirtilmesinde hiçbir zarar yok, fayda vardır diye düşünüyorum
Sayın Bakan. Dolayısıyla, bunların burada reddedilmesinin
bir anlamını da göremiyorum. Bunu göz önüne almamız lazım.
Şimdi, üniversitelerimiz, tabii ki AR-GEye yönelik
çalışmalarda muhakkak ki alt kadronun temelini oluşturacak
insanları yetiştiren bir birimimizdir. Dolayısıyla, bu
bölgelerde -siz de belirlemişsiniz- aslında tematik
laboratuvarların kurulmasında çok büyük fayda olduğunu
düşünüyorum. Yani, bölgesel laboratuvarların olmasını, o üniversitelerden
farklı insanların orada araştırma yapmasını
sağlayacak en önemli hususlardan biri olacaktır. Çünkü bir
laboratuvar kurmak çok pahalıdır, öyle ucuz bir iş
değildir. Bunun bu şekliyle yerine getirilmesi ve bunlarda
-dediğim gibi- özellikle objektif ve gerçekten bilimsel ölçütlere göre
karar verilmesi son derece önemlidir. Paranın hiç olmazsa heba edilmesinin
önüne geçilir. İnşallah, 49 üniversitede merkezî araştırma
laboratuvarları var, 45inde
kurulmaya çalışılıyor, bunun sayısı artar
ama her şeyden önce şunu söyleyeyim: Kadro konusunda çok büyük
sıkıntılar var üniversitelerimizde, buralara kadro
sağlamamız lazım ama o kadroyu sağlayamıyoruz çünkü
ücretler yetersiz, üniversitelerdeki kişilere verilen ücretler yetersiz. Yani bir
araştırma görevlisi olarak giren kişi 1.700 lirayla, 1.800
lirayla nasıl araştırma yapacak, bu mümkün değil. Bunun göz
önüne alınması ve desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 593 sıra sayılı kanun tasarısının 5inci
maddesinde yer alan kazanır ibaresinin sahip olur ibaresi ile
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan
(Iğdır) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ÖZCAN ULUPINAR (Zonguldak) -
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
KALKINMA
BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) - Katılamıyoruz Sayın Başkan.
PERVİN BULDAN
(Iğdır) Gerekçe...
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
Yapılan
değişiklikle madde metninde anlam bütünlüğü sağlanarak
metne açıklık getirilmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde
kabul edilmiştir.
6ncı madde
üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 593 sıra sayılı Kanun Tasarısının
"Araştırma Altyapılarının Görev, Yetki ve
Sorumlulukları" başlıklı 6'ncı maddesinin birinci
fıkrasının "ç" bendindeki "yükseköğretim
kurumları" ibaresinden sonra gelmek üzere "yerel yönetimler
" ibaresinin eklenmesini arz ve talep ederiz.
İdris
Baluken Faysal
Sarıyıldız
Bingöl Şırnak
Pervin Buldan Adil Zozani
Iğdır Hakkâri
Mülkiye Birtane
Kars
TBMM
Başkanlığına
593
sıra sayılı Kanun Tasarısının 6. maddesinin 1.
fıkrasının (j) bendinin sonuna veya bu faaliyetlere katılanlar
desteklenmeli ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Alim
Işık Mustafa
Kalaycı Yusuf
Halaçoğlu
Kütahya Konya Kayseri
Mesut Dedeoğlu Ali Halaman Murat
Başesgioğlu
Kahramanmaraş Adana İstanbul
Mehmet Günal
Antalya
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 593 sıra sayılı Araştırma
Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanun
Tasarısı'nın 6. Maddesinin 1. Fıkrasının (ğ)
bendinin tasarı metninden çıkartılmasını arz ve teklif
ederiz.
Ümit Özgümüş Sedef Küçük Ramazan Kerim
Özkan
Adana İstanbul Burdur
Ali
Sarıbaş Mehmet
Volkan Canalioğlu
Çanakkale Trabzon
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
ÖZCAN ULUPINAR (Zonguldak) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Ümit Özgümüş, Adana Milletvekili.
Buyurun Sayın
Özgümüş. (CHP sıralarından alkışlar)
ÜMİT
ÖZGÜMÜŞ (Adana) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle
sizleri saygıyla selamlıyorum.
Daha önce bir
konuşmamda söylemiştim, özellikle Sanayi, Ticaret, Enerji Komisyonuna
teknik konularda yasa tasarıları geldiği için, çok fazla siyasi
tartışmaların olmadığı, teknik konuların
konuşulduğu bir Komisyon burası ve biz genellikle Komisyonda,
uygulamadan gelen, sanayiden gelen, ticaretten gelen insanlar,
bürokratların ve zaman zaman da üniversite hocalarının
hazırladığı yasa tasarılarının ne zaman,
nerede yanlış olacağını, ne zaman, nerede uygulama
imkânı olmadığı konusunda orada yardımcı olmaya
çalışıyoruz ve ilginçtir, zaman zaman Komisyonda veya alt
komisyonda AKP milletvekilleri de bizim görüşümüze katılırken
oylamaya geldiği zaman hem komisyonlarda hem Genel Kurulda Hükûmet
katılmıyor, komisyon katılmıyor ve önerilerimiz
reddediliyor. Hâlbuki, iyi niyetle, daha sonra kanunu, o kanunu
değiştiren bu kanuna, bu kanunu değiştiren bu kanuna
geçilmemesi için yardımcı olmaya çalışıyoruz.
Daha önce,
biliyorsunuz, geçen dönemde bir Türk Ticaret Kanunu çıktı,
hayatında 1 kilo bir şey alıp satmamış bir üniversite
hocasının hazırladığı kanun teklifinin uygulamaya
geçmeden önce 42 maddesi değiştirildi. Teşvik uygulamayla ilgili
pratikte yanlışları söyledik, ne zaman, nerede yanlışa
gideceğini söyledik; reddedildi. Sayın Bakan çok iyi bilir, bugün
hiçbir işe yaramayan, kaynak israf eden kalkınma ajanslarıyla
ilgili, uygulanamayacak veya uygulamada yanlışa gidecek çok maddeyi
söyledik; reddedildi.
Bu kanun
geldiğinde
Alt komisyona geldi, ben alt komisyondayım ve burada ileride
bürokratların başına, üniversite hocalarının
başına sorun açabilecek çok tehlikeli ve yanlış bir madde
var. O maddenin çıkarılması gerektiğini Komisyonda
söyledik. Arkadaşlarımız destek verdiği hâlde Genel Kurula
geldiğinde tasarıda olduğu gibi kalmış olduğunu
gördük.
Şimdi, kanun
tasarısının 6ncı maddesinin (ğ) bendi diyor ki:
Araştırma altyapılarında üretilen bilgi ve
geliştirilen teknolojilerin ülke ekonomisine, sınaî ve sosyal
gelişmeye katkıda bulunacak ticari değerlere dönüşmesini
sağlamak amacıyla ve Kurul onayıyla şirket kurmak ve/veya
kurulmuş şirketlere ortak olmak.
Değerli
arkadaşlar, araştırma altyapılarında daha çok, temel
bilimlere sahip, temel bilimler disiplinini almış üniversite
hocalarının, bilim adamlarının çalışması
amaçlanıyor. Yani, orada nano teknolojiyle, kimyayla, gen teknolojisiyle
uğraşacak olan hocaları, eğer orada ticarileşecek bir
ürün, bir buluş bulunmuşsa niye akçeli işlerle
uğraştıralım? Eğer orada gerçekten bir şey
üretilmişse ve ticarileşecekse araştırma altyapıları
bunu -bugün yatırım yapmak isteyen, girişimci olmak isteyen
binlerce, on binlerce sermaye sahibi var- o sermaye sahibine aktarmalı ve
oradaki bilimle uğraşan hocaları, bilimle uğraşan
bilim adamlarını -hepsinin hoca olması şart değil- bu
akçeli işlerden uzaklaştırmak zorundayız. Bunun çok önemli
sakıncaları var. Yarın bu insanlar mahkeme
karşısına çıkabilir. Kuracakları, belki daha önemlisi
ortak olacakları şirketlerin değerlemesinde sıkıntılar
yaşanabilir. Hangi şirketlere ortak olunacağı, hangilerine
ortak olunmayacağı konusunda subjektif hareket edebilirler ve
savcılık karşısına çıkabilirler.
Kurulacak olan
şirketler anonim şirketler. Anonim şirketlere
araştırma altyapılarının koyacağı para
devletin parası ve kamunun parası. Yarın bir gün bu
şirketler iflas ettiği zaman kamunun parası yok olacak.
Eyvallah, orada risk alındı ve kaybedildi ama başka
sıkıntılar da var, onlar da şu: Kimyayla, bilimle,
nanoteknolojiyle, gen teknolojisiyle uğraşan bilim adamını
getirip buranın yönetim kuruluna koydunuz, ortak olduğunuz
şirketin yönetim kuruluna koydunuz. Şirket batarsa sorun yok ama
şirket batmadan eğer bu şirketin Maliyeye ve sigortaya
borçları olursa bunlar, yönetim kurulu üyeleri şahsi olarak bunlardan
sorumlu. Orada çalışan bilim adamı ya da hoca otuz yılda
biriktirdiğini bir gün içerisinde kaybedebilir. Öyle olunca, çekin
bunları bu akçeli işlerden, şirket kurmasınlar. Ancak,
burada üretilen ve ticarileşebilecek bilgilere finansman desteği
verecek Türkiyede bir Halk Bankası var, Halk Bankasını satma
yerine tekrar onu misyon bankası hâline getirebiliriz ve Halk Bankası
bunlara destek verebilir. Ayrıca, bu tür yerlerden gelen, bu tür
araştırma alt yapılarından, araştırma
kuruluşlarından gelen ve ticarileşecek ürünler için destek
verebilecek Türkiyede girişim sermayesi ortaklıkları var.
Bunlardan bir tanesi Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin büyük
sermayesine sahip olduğu KOBİ Girişim AŞ var ve başka
bankaların var. Onlar da bu tür şirketlere rahatlıkla finansman
sağlayabilirler ve böylece bu sakıncalı işlerden
kurtulurlar.
Teşekkür
ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
TBMM
Başkanlığına
593 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 6. maddesinin 1.
fıkrasının (j) bendinin sonuna veya bu faaliyetlere
katılanları desteklenmek ibaresinin eklenmesini arz ve teklif
ederiz.
Mesut
Dedeoğlu (Kahramanmaraş) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ÖZCAN ULUPINAR (Zonguldak) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
KALKINMA BAKANI
CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Mesut Dedeoğlu, Kahramanmaraş
Milletvekili.
Buyurun Sayın
Dedeoğlu. (MHP sıralarından alkışlar)
MESUT
DEDEOĞLU (Kahramanmaraş) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 593 sıra sayılı Araştırma Alt
Yapılarının Desteklenmesine Dair Kanun
Tasarısının 6ncı maddesi üzerine vermiş olduğumuz
değişiklik önergesi hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubumuz
adına söz aldım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygılarımla
selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, üniversitelerimizde bilgi ve teknolojiye dayalı olarak
yeni ürünlerin geliştirilmesi ve yeni üretim tekniklerinin
gerçekleştirilmesi ülkemiz açısından çok büyük önem
taşımaktadır. AR-GE çalışmaları bir ülkenin
bugünü ve geleceğinin refahı açısından çok büyük önem arz
etmektedir. Bu nedenle, AR-GE konusu yalnızca ülkemizin değil, bütün
dünyanın üzerinde titizlikle durduğu en önemli konulardan biri hâline
gelmiştir. Bugün neredeyse ülkelerin gelişmişlik düzeyi AR-GE
çalışmalarına ayrılan bütçelerle tahmin edilmektedir.
Ülkemizde AR-GE için ayrılan paylar maalesef
yetersiz bir durumdadır. AR-GE çalışmaları daha fazla
desteklenmeli ve daha fazla pay ayrılmalıdır. Ülkemizin
geleceği ve refahı açısından AR-GE
çalışmaları büyük önem taşımaktadır. Özellikle
üniversiteler ayrılan düşük AR-GE payları nedeniyle
araştırma yapamaz hâle düşmüşlerdir. Kahramanmaraş
Sütçü İmam Üniversitesi de bu üniversitelerimizden sadece bir tanesidir.
Kahramanmaraş
Sütçü İmam Üniversitesinin başta AR-GE olmak üzere pek çok konuda
sorunu bulunmaktadır. Üniversitemiz 1992 yılında kurulmuş
ama aynı yıllarda kurulan üniversitelerle mukayese ettiğimizde,
maalesef ki üzülerek ifade ediyorum, çok gerilerde kalmış. Bunun
sebeplerinin en başında yeterli ilginin gösterilmemesi, kadronun
tahsis edilmemesi, yeterli bütçeler hazırlanıp takdim edilmemesi,
yatırımların yapılmaması ve nihayetinde yeni
bölümlerin açılamaması ve öğrencilerin alınamaması
sebeplerini sayabiliriz.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Kahramanmaraş Sütçü İmam
Üniversitemizin sorunları da, bu beklentileri de artarak devam etmektedir.
Verimli ve kaliteli bir eğitim için problemlerin bir an önce
aşılması gerekmektedir. Üniversitemizin problemleri
arasında fiziksel mekân problemleri, kamulaştırma problemleri,
sosyal alanlar problemi ve akademik ve idari personel problemi üst
sıralarda yer almaktadır. Üniversitenin akademik ve idari personel
kadrosu neredeyse üniversitenin ilk kuruluşunda yer alan 3 fakülte için
ihdas edilen kadrolardan oluşmaktadır. Sonradan kurulan Tıp
Fakültesi başta olmak üzere 6 fakülteyle birlikte meslek yüksekokulları
da bu kadroları kullanmaktadırlar. Üniversite, fakülte, yüksekokul ve
meslek okulu sayısı arttığı için eğitim veren
bölüm ve program sayısı da hızla artmaktadır.
Tıp Fakültesi
Araştırma ve Uygulama Hastanesinin eksiklerinin en kısa sürede
tamamlanması gerekiyor çünkü bu insan sağlığıyla
eş değer bir oranda. Ziraat Fakültesinin araştırma veya
uygulama alanlarıyla ilgili ulaşım sorunu bulunmaktadır. Bu
alanlar fakülteye
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Kahramanmaraş Sütçü İmam
Üniversitemizin Fen Edebiyat Fakültesinin ofis, sınıf ve laboratuvar
gibi fiziki mekân problemleri de bulunmaktadır. Mühendislik ve
Mimarlık Fakültesi, kendisine ait binası bulunmadığı
için İktisadi ve İdari Bilimler binasında geçici olarak,
Eğitim Fakültesi de kendisine ait bir binası
bulunmadığı için Fen Edebiyat Fakültesine ait binada eğitim
ve öğretim görmektedir. Güzel Sanat Fakültesi ne yazık ki Atatürk
Kültür ve Spor Merkezinin salonundan bozma derslik ve atölyede eğitim
faaliyetlerini sürdürmektedir. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi,
İlahiyat Fakültesi, Orman Fakültesinin de hizmet binası problemleri
bulunmaktadır. Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulunun spor tesisi ve çeşitliliği
konusunda, Sağlık Yüksekokulunun da bina ve fiziki mekân problemi de
ayrıca bulunmaktadır. Yükseköğretim Kurulunca kurulması
onaylanarak Bakanlar Kurulu onayına sunulan Göksun Uygulamalı Bilimler
Meslek Yüksekokulu, Yabancı Diller Yüksekokulu ve Elbistan Uygulamalı
Teknoloji Yüksekokulunun da problemleri bulunmaktadır.
Bu sorunların
bir an önce -eğitim alanında- çözüme kavuşması
gerekmektedir.
Bu duygu ve
düşüncelerle önergemizin kabulünü dileyerek yüce Meclisi
saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 593 sıra sayılı
Kanun Tasarısının "Araştırma
Altyapılarının Görev, Yetki ve Sorumlulukları"
başlıklı 6'ncı maddesinin birinci fıkrasının
"ç" bendindeki "yükseköğretim kurumları"
ibaresinden sonra gelmek üzere "yerel yönetimler"
ibaresinin eklenmesini arz ve talep ederiz.
İdris Baluken (Bingöl)
ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ÖZCAN ULUPINAR (Zonguldak)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
KALKINMA
BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) - Katılamıyoruz Sayın Başkan.
PERVİN BULDAN
(Iğdır) Gerekçe...
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
Araştırma
geliştirme çalışmalarının yerel ihtiyaçları,
imkânları ve kaynakları en iyi bilen yerel yönetimlerle iş
birliği içinde yürütülmesi yerelin ihtiyaçların saptanması ve
yerel kaynakların değerlendirilmesi açısından daha uygun
olacaktır.
Bu gerekçeler
dikkate alınarak bu önergeyle, araştırma
altyapılarının yerel yönetimlerle ortak çalışmalar
yapabilmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
7nci madde
üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
593 sıra
sayılı Kanun tasarısının 7. Maddesindeki müdürlükten
ibaresinin altyapı müdüründen olarak değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Alim
Işık Mustafa
Kalaycı Yusuf
Halaçoğlu
Kütahya Konya Kayseri
Murat
Başesgioğlu Ali
Halaman Mehmet
Günal
İstanbul Adana Antalya
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 593 sıra sayılı Kanun Tasarısının
"Araştırma Altyapılarının Organları"
başlıklı 7'nci maddesindeki "yönetim kurulu,
danışma kurulu ve müdürlükten" ibaresinin "yönetim ve
danışma kurulu ile müdürlükten" ibaresiyle
değiştirilmesini arz ve talep ederiz.
İdris
Baluken Faysal
Sarıyıldız Pervin
Buldan
Bingöl Şırnak Iğdır
Adil Zozani Mülkiye
Birtane
Hakkâri Kars
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 593 sıra sayılı Araştırma
Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanun
Tasarısı'nın 7. Maddesinin 1. Fıkrasının
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
(1) Araştırma altyapılarının
organları yönetim kurulu, danışma kurulu ve müdürlüktür.
Mehmet Ali Susam Haluk Ahmet Gümü Levent Gök
İzmir Balıkesir Ankara
Ümit Özgümüş Namık
Havutça Ali
Sarıbaş
Adana Balıkesir Çanakkale
Haluk
Eyidoğan
İstanbul
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ÖZCAN ULUPINAR (Zonguldak)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
KALKINMA
BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) - Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Namık Havutça, Balıkesir Milletvekili.
Buyurun Sayın
Havutça. (CHP sıralarından alkışlar)
NAMIK HAVUTÇA
(Balıkesir) Teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; 7nci madde
üzerinde söz aldım. Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekili arkadaşlarım, AKP hükûmetleri döneminde
çalışma yaşamında yaşanan iş, emek
dünyasındaki sorunlar tam bir kaos hâline gelmiştir. Bakın,
iş yaşamında yaratılan tahribat öylesine vahim tablolar
ortaya koyuyor ki işte, en son 301 kardeşimizi kaybettiğimiz
maden faciasından sonra, işçi hakları, taşeron sistemi
gündemimize geldi ve inanın, şu anda taşeron sistemi, sizin
hükûmetleriniz döneminde uygulanan ve iş yaşamında neredeyse
kalıcı hâle gelen, bir sistem hâline gelen bu taşeron sistemi
işçilerimizin âdeta çağdaş köle hâline gelmesini
sağlıyor.
Bakın, Soma
faciasıyla ilgili Soma Komisyonunda konuşuyoruz değerli
arkadaşlarım. İnanın, az önce Komisyonda işveren
işe Daha fazla nasıl para kazanırım. noktasından
baktığında orada, Somada işçilerimiz
Aynı aileden,
burada defalarca söyledik, Bigadiçin bir köyünde aynı aileden 3 erkek
evlat aynı madende çalışıyor; 3 kardeşten 2si
hayatını kaybediyor, sağ kalan da bize soruyor: Namık
Ağabey, o madene gidersek biz yaşar mıyız? Bakın, bu
iş artık yaşam mücadelesi hâline geldi. Aynı şekilde
insanlar sadece madenlerde ölmüyor, işte, belediyelerdeki taşeron
sistemiyle neredeyse yaşayan ölü hâline gelmiş. Susurluk
Belediyesinde tam 130 işçi kardeşimiz, bir şekilde, taşeron
firmaya geçmek için zorlanmış ve bunların 76sı işten
atılmış. Hafta sonunda ben Susurluktaydım. Susurlukta o
kardeşlerimiz, işten atılan, ekmeği elinden alınan,
işi elinden alınan ve parklarda haftanın üç günü eylem yapmaya
zorlanan işçi kardeşlerimizin ızdırabını burada
onlara söz verdiğim için sizlere ifade ediyorum.
Bakın, bu
taşeron sistemi, Türkiyede çalışma yaşamı
işverenlerin acımasız kâr hırsının bir
teslimiyeti hâline geldi değerli milletvekili arkadaşlarım.
Sadece AKP döneminde -ben size şey veriyorum- 2002 yılında siz
iktidara geldiğinizde 387 bin taşeron işçi vardı, bugün 1,6
milyon taşeron işçisi var Türkiyede Neredeyse, çalışma
yaşamının, kamu çalışma yaşamının
tamamı taşeron işçilere teslim edilmiş durumda. Şimdi,
bakın, taşeron işçi sayısı sizin iktidarınız
döneminde tam 4 kat artmış. Böyle bir çalışma ve istihdam
sisteminde o işçilerin iş güvencesinden yoksun, yarın
evladına ekmek götürüp götüremeyeceği belirsiz, sendika, örgütlenme
hakları tamamen yok, tamamen işverenin iki dudağı
arasına alınmış
Bakın,
Susurlukta bir kardeşimiz, 17 defa -hangi iktidar gelirse gelsin-
işten atılmış, 17 kez ve öyle bir İş Kanunu var
ki Türkiye'de, biliyorsunuz, şu anda o 76 işçi kardeşimiz
İş Kanununa göre dava açacaklar, işe iade edilecekler ama
işveren isterse, bizim İş Kanunumuz gereği, kanunen
mahkemeler haklı görse bile işe almayabiliyor yani onun kıdem
tazminatını öde, haklarını öde, gene kapının
önüne koy, gene aç bırak. Böyle bir sistem dünyanın hiçbir yerinde
yok. Bakın, Uluslararası Çalışma Örgütü, Birleşmiş
Milletler, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesi çalışmayı kutsal bir hak olarak
değerlendiriyor. Bizim yasalarımızda, Anayasamızda,
İş Kanunumuzda işçilerin emeği, çalışma
hakkı kutsal olarak değerlendiriliyor.
Evet, bugün bu
mübarek günlerde, Müslüman âleminin oruç ayı olan ramazan ayında bu
işçi kardeşlerimize belediyeler iftar çadırları kuruyor,
iyi, güzel. Peki, bu insanların yasalara dayanan, haklara dayanan
çalışma statülerini ne zaman tanıyacağız?
İnsanları böyle iftar sofralarında bir ay içerisinde yedirip
içirip doyurarak vicdani rahatlama mı sağlayacağız sadece?
O belediye başkanlarına, Hükûmetin ve iktidarın, özellikle
şunu söylemesi lazım: İftar çadırlarında
insanları doyurmak, evet, bir dayanışmadır, bir kültürdür
ama o çalışan insanların haklarını kutsal bilmek esas
olan görevdir. Siyasi iktidarın burada ana görevi, taşeron köle
sistemini düzeltecek yasal düzenlemeleri buraya getirmektir. O belediyede
çalışan, madende çalışan, kömürde çalışan
insanlarımıza insanca yaşayacak koşulları
yaratmaktır, bu yasal düzenlemeleri yapmaktır diyorum ve Susurlukta
ekmeğinden, aşından, işinden olan kardeşlerimizin
haklarının teslim edilmesi için siyasal iktidarı o belediye
başkanıyla ilgili gereken girişimleri yapmaya davet ediyorum.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 593 sıra sayılı Kanun Tasarısının
"Araştırma Altyapılarının Organları"
başlıklı 7'nci maddesindeki "yönetim kurulu,
danışma kurulu ve müdürlükten" ibaresinin "yönetim ve
danışma kurulu ile müdürlükten" ibaresiyle
değiştirilmesini arz ve talep ederiz.
Pervin Buldan
(Iğdır) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ÖZCAN ULUPINAR
(Zonguldak) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) -
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
PERVİN BULDAN (Iğdır) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Bu değişiklikle metninin daha
anlaşılır olması amaçlanmıştır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
593 sıra sayılı Kanun
tasarısının 7. Maddesindeki müdürlükten ibaresinin
altyapı müdüründen olarak değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Alim Işık (Kütahya)
ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ÖZCAN ULUPINAR
(Zonguldak) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) -
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Mustafa
Kalaycı, Konya Milletvekili.
Buyurun Sayın Kalaycı. (MHP
sıralarından alkışlar)
MUSTAFA KALAYCI (Konya) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hepinizi saygılarımla
selamlıyorum.
Teknoloji üretimi, bilimsel teknolojik buluşlar,
AR-GE ve yenilik konusunda anahtar kurumlar üniversitelerdir. Üniversitelerin
bu anlamda kendilerinden beklenen katkıyı yapabilmeleri de ülkemizin
genç ve zeki beyinlerinin üniversitelerimize çekilebilmesine, akademisyenliğin
ve araştırmacılığın cazip bir meslek hâline
getirilmesine bağlı bulunmaktadır. Ancak, ne yazık ki,
üniversitelerimiz ücret ve maddi imkânlar açısından yetenekli gençler
için cazip yerler olmaktan çıkmıştır. Bugün,
üniversitelerden mezun olan başarılı öğrencilerin akademik
kariyer yapmaktan kaçınmaları ya da akademik kariyerlerine devam
etmemelerinin önemli sebeplerinden biri, farklı kurum ve kuruluşlarda
elde edecekleri gelirin akademik personel olarak elde edecekleri gelirden çok
daha yüksek olmasıdır. Bu nedenle üniversiteler nitelikli akademik
personel temininde güçlük çekmekte ve var olan personelini de kaybetme
tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadır. Bu durum
üniversitelerin AR-GE, yenilik ve proje üretim kapasitesiyle Türkiyenin
iddialı hedeflerine katkısı açısından ciddi bir
tehlike sinyalidir. Bugünkü ücret yapısıyla öğretim
elemanları çalışma zamanlarının çoğunu
geleceğin nitelikli insanlarını yetiştirmek, bilimsel
araştırmalar yapmak, proje ve patent geliştirmek gibi
aktiviteler yerine ek derslerde harcamaktadır. Bilgi toplumu olmanın
önemini kavramış, iddialı hedefleri olan bir ülkede ekonomik
durumlarını düzeltmek için öğretim elemanlarının
önündeki seçenek daha fazla derse girmek olmamalıdır. Bugün ikinci
öğretime ek ders ücretleri akademisyenleri araştırma yapmaktan
caydıran bir unsur olarak ortaya çıkmaktadır.
Değerli
milletvekilleri, üniversite öğretim üyelerinin mali, idari, hukuki,
akademik, özlük ve sosyal haklarıyla ilgili sorunları henüz bir
çözüme kavuşturulmamıştır. Kendi mesleğine cebinden
para harcamak zorunda olan akademisyenler, değil bilimsel
araştırma yapmak ay sonunu bile getirememekte ve maddi
sıkıntılarla boğuşmaktadır. On iki
yıllık AKP döneminde akademisyenlerin hayat standartları iyice
gerilemiş, maaş artışları diğer meslek gruplarının
gerisinde kalmıştır. Üniversite hocası ücret sorununu
yüksek sesle konuşmaktan, açıkça dile getirmekten utanmakta, yüzü
kızarmakta, gururunun kırılacağını
düşünmektedir. Yapılan bir araştırmaya göre
akademisyenlerin yüzde 59u imkânı olsa başka kuruma geçmek
istemekte, yüzde 61i de çocuklarının akademisyen olmasını
istememektedir.
Son iki
yıldır akademisyenlere birçok söz ve müjde verilmiştir. YÖK
Başkanı, Millî Eğitim Bakanı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanı, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve
Maliye Bakanının son iki yıl içinde yaptıkları
açıklamalarda akademisyenlerin maaşlarının
iyileştirileceği belirtilmiştir. Başbakanın da
akademisyen maaşlarına zam yapılması için 7 Mayıs 2013
tarihinde Maliye Bakanına talimat verdiği
açıklanmıştır ama verilen sözlerin hepsi boş
çıkmıştır. Görüldüğü gibi birçok yetkili
ağızdan ümit verici konuşmalar yapılmış,
akademisyenler umutlandırılmış,
haksızlıkların sona ereceği düşünülmüş ancak
bugüne kadar akademisyenler yok sayılmış, görmezden
gelinmiştir. Yıllardır unutulan ve unutuldukça da
maaşları her geçen gün daha fazla eriyen akademisyenler özlük
haklarının iyileştirilmesi konusunda artık
umutlarını yitirmişlerdir. Akademisyenlerin özlük hakları
mutlaka iyileştirilmelidir. Üniversite personelinin ücretlerinin mutlaka
ve behemehâl statülerine yaraşır bir seviyeye
çıkarılması gerekmektedir. Akademisyenlerin maaşları
genç, zeki ve yetenekli beyinleri üniversiteye çekecek düzeye mutlaka
getirilmelidir. Üniversitelerden mezun olan başarılı gençlerin
öncelikli olarak üniversiteyi tercih etmeleri sağlanmalıdır.
Yüksek ücret, kariyerlerinin başlangıcında gençler için en
önemli cazibe unsurudur.
Teşekkür
ediyor saygılar sunuyorum.
(MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde
kabul edilmiştir.
8inci madde
üzerinde dört adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
593 sıra
sayılı kanun tasarısının 8. maddesinin 1.
fıkrasında geçen sivil toplum kuruluşlarından ibaresinden
önce gelmek üzere meslek odaları ve ibaresinin eklenmesini, beş
ibaresinin yedi, dokuz ibaresinin de on bir olarak
değiştirilmesini, son cümleden önce Ancak üyelerin en az üçü
yükseköğretim kurumlarından olmak zorundadır. cümlesinin
eklenmesini, 2.fıkrasının a) bendinde geçen onaylayarak
ibaresinin hazırlayarak onay için kurula sunmak olarak değiştirilmesini,
g) bendinden geçen müdürünü belirlemek ibaresinin de üç müdür
adayını belirleyerek birinin onayı için kurula sunmak
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Alim
Işık Mustafa
Kalaycı Yusuf
Halaçoğlu
Kütahya Konya Kayseri
Mehmet Günal Ali Halaman
Antalya Adana
TBMM
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1/894 esas numaralı
"Araştırma Altyapılarının Desteklenmesine Dair
Kanun" tasarısının "Yönetim Kurulu"
başlıklı 8. maddesinin 4. fıkrası olarak
aşağıdaki fıkranın eklenmesini ve hâlihazırda 4.
fıkra olan fıkra numarasının (5) olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mihrimah Belma
Satır Mehmet
Doğan Kubat Ramazan
Can
İstanbul İstanbul Kırıkkale
Osman
Aşkın Bak Hakan
Çavuşoğlu Mustafa
Kalaycı
İstanbul Bursa Konya
(4) İleri ve tematik araştırma
laboratuvarlarında yönetim kurulu gerek görmesi halinde yetkilerinin bir
bölümünü devretmek amacıyla, oybirliğiyle en az biri ilgili
yükseköğretim kurumundan olmak üzere kendi aralarında üç kişiden
oluşan bir icra komitesi oluşturabilir.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 593 sıra sayılı Araştırma
Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanun
Tasarısının 8. Maddesinin 1. Fıkrasının
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Mehmet Ali Susam Haluk Ahmet
Gümüş Levent
Gök
İzmir Balıkesir Ankara
Ümit Özgümüş
Gürkut
Acar Ali
Sarıbaş
Adana Antalya Çanakkale
Haluk
Eyidoğan
İstanbul
(1)"Yönetim
kurulu, araştırma altyapısının karar
organıdır ve araştırma altyapısıyla ilgili her
türlü idari ve mali sorumluluğu haizdir. Yönetim kurulu, araştırma
altyapısının ilgili olduğu yükseköğretim kurumunun
rektörü, Yükseköğretim Kurumu, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve
Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu'nun görevlendireceği birer üye
ile diğer sivil toplum kuruluşlarından seçilecek üyelerle
birlikte en az beş, en fazla dokuz üyeden oluşur. Yönetim kurulunun
yapısı, çalışma usul ve esasları ile yönetim kurulu
başkanının seçimi yönetmelikle düzenlenir.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 593 sıra sayılı Kanun Tasarısının
"Yönetim Kurulu" başlıklı 8'inci maddesinin birinci
fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve talep ederiz.
İdris
Baluken Faysal
Sarıyıldız Pervin
Buldan
Bingöl Şırnak Iğdır
Adil Zozani Mülkiye
Birtane
Hakkâri Kars
"(1) Yönetim Kurulu,
araştırma altyapısının karar organıdır ve
araştırma altyapısıyla ilgili her türlü idari ve mali
sorumluluğu haizdir. Yönetim kurulu, araştırma
altyapısının ilgili olduğu yükseköğretim kurumundan
iki, diğer yükseköğretim kurumlarından iki, özel sektörden bir,
ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından iki ve sivil toplum
kuruluşlarından seçilecek iki üye olmak üzere cinsiyet
eşitliği ilkesi dikkate alınarak toplam dokuz üyeden
oluşur. Yönetim kurulunun çalışma usul ve esasları ile
yönetim kurulu başkanının seçimi yönetmelikle düzenlenir
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ÖZCAN ULUPINAR
(Zonguldak) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yönetim kurulu
üyelerinin hangi kurumdan kaç kişi olacağının yönetmelik
yerine kanunlarla belirlenmesi keyfî uygulamalarının önüne
geçecektir. Ayrıca üyelerin seçilmesi hususunda cinsiyet
eşitliğinin dikkate alınması ile de yönetim
organlarında kadın-erkek eşitliğinin
oluşmasını sağlayacaktır.
Bu
değişiklikle yönetim kurulu üyelerinin hangi kurumlardan kaç
kişi olacağı hususları yönetmeliğe
bırakılmamış ve kanunla düzenlenmiştir.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 593 sıra sayılı Araştırma
Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanun
Tasarısı'nın 8. Maddesinin 1. Fıkrasının
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
(1) "Yönetim
kurulu, araştırma altyapısının karar
organıdır ve araştırma altyapısıyla ilgili her
türlü idari ve mali sorumluluğu haizdir. Yönetim kurulu,
araştırma altyapısının ilgili olduğu
yükseköğretim kurumunun rektörü, Yükseköğretim Kurumu, Türkiye Odalar
ve Borsalar Birliği ve Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu'nun
görevlendireceği birer üye ile diğer sivil toplum
kuruluşlarından seçilecek üyelerle birlikte en az beş, en fazla
dokuz üyeden oluşur. Yönetim kurulunun yapısı, çalışma
usul ve esasları ile yönetim kurulu başkanının seçimi
yönetmelikle düzenlenir."
Levent Gök (Ankara) ve
arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ÖZCAN ULUPINAR (Zonguldak) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
KALKINMA BAKANI
CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Levent Gök, Ankara Milletvekili.
Buyurun Sayın
Gök. (Alkışlar)
LEVENT GÖK
(Ankara) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşmekte olduğumuz 593 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 8inci maddesi üzerine söz aldım. Hepinizi
sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Ankaramızın Mamak ilçesi,
özellikle dar gelirli insanlarımızın, işçilerimizin ve
ekmeğini taştan çıkartan insanlarımızın
yaşadığı, gelir düzeyi bakımından
Ankaramızın daha geri planda kalan ilçelerinden bir tanesidir.
Burada yaşayan insanlarımız, onurlarıyla geçimlerini
sağlamakta ve Ankaramızın en güzide semtlerinden biri
olmasına karşın her türlü adaletten yoksun belediye
hizmetleriyle, devletin imkânlarını alamayan bir ilçe de ne
yazık ki -Ankaramızın merkez ilçelerinden biri olarak-
hayatlarını sürdürmeye devam etmektedirler.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
böylesine onurlu ve dürüst insanların yaşadığı Mamak
ilçesinde, geçtiğimiz haziran ayının başında, bir
belediye otobüsünün yakılması sonucunda, Ankara Büyükşehir
Belediye Başkanı, Tuzluçayır Mahallesi, Şirintepe,
Şahintepe, Karatepe, Çağlayan, General Zeki Doğan,
Âşık Veysel gibi Mamak ilçesinin en büyük mahallelerinde, ki toplam
nüfusu 100 bini bulan bu mahallelerdeki otobüs güzergâhlarını
değiştirmek suretiyle, yaklaşık bir ayı
aşkın bir süredir Mamak halkına ve Ankaralılara eziyet
etmektedir. Bu değiştirilen otobüs güzergâhları sonucunda
yurttaşlarımız, şu ana kadar kullanmış
oldukları, yaklaşık otuz yıldır, kırk
yıldır kullanmış oldukları güzergâhların ötesinde
bir başka güzergâha otobüsleri yönlendirmesi sonucunda evlerinden, iş
yerlerinden neredeyse birkaç kilometre uzakta inmekte, otobüslerden inen
yaşlılarımız ve hastalarımızı
yakınları bir başka arabayla gelip alıp evlerine
götürmekte, daha yürümeye müsait olan yurttaşlarımız ellerindeki
filelerle ve aldıkları erzaklarla yürüyerek, birkaç kilometre giderek
büyük bir mağduriyet yaşamaktadırlar. Büyükşehir Belediye
Başkanının Mamaklılara söylediği şudur: Otobüsü
yakanı bulun, ben sizin otobüs güzergâhınızı tekrar
vereyim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir
hukuk devletinde eğer biz adaletten söz ediyorsak -elbette, böyle bir kamu
malına zarar verenlerin faillerinin yakalanması gerekir ama- bunu
yapmak elbette ki devletin emniyet güçlerine düşen bir iştir,
yargının işidir. Bu işle uzaktan yakından ilgisi
olmayan yüz binlerce Mamak halkının, otobüsün yakılması
suretiyle, bir eziyete dönüştürülen güzergâh
değişikliğinden dolayı çektiği bu eziyetin
sorumluluğunu kim üstlenecektir? Bu konuda İçişleri
Bakanına soru önergesi veriyoruz, İçişleri Bakanı soru önergemize
lütfedip cevap vermiyor.
Değerli
arkadaşlarım, ulaşım hakkı bir anayasal haktır.
Siz bunu bir başka gerekçeyle değiştiremezsiniz.
İstanbulda da otobüsler yanıyor. Örneğin, Kızılay
Meydanında bir otobüs yakıldığı zaman,
Kızılaya giden bütün otobüslerin oraya girmesini yasaklayacak
mısınız? Böyle bir mantık olabilir mi?
Bakın,
mübarek ramazan ayındayız. İnsanlarımız evlerine
gidiyor oruçlarını açmak için, yetişemiyorlar Sayın Bakan,
yetişemiyorlar, gerçekten yetişemiyorlar. İftar
çadırlarına yetişemiyorlar, evlerine erzakları ulaştıramıyorlar.
Bir mübarek ramazan ayında iftarını açmaktan dahi yoksun
bıraktığımız bir dönemi yaşıyoruz. Buna
engel olmamız gerekir.
Ben,
geçtiğimiz hafta Melih Gökçeke bir hafta süre verdim bu güzergâhı
değiştirsin, eski hâline getirsin diye ama yapmadı. Bugün,
hakkında görevini kötüye kullanmaktan dolayı suç duyurusunda
bulundum.
Elbette benim
yapacağım imkânlar farklı, iktidarın yapacağı
imkânlar farklı. Ben, Hükûmeti temsil eden Sayın Bakandan ve AKP
sözcülerinden bu konuda Mamak halkının yanında olmalarını
bekliyorum. Ben, hepinizin vicdanına güveniyorum. Böyle bir eziyet,
cezaların şahsiliği prensibinden dolayı Mamak halkına
çektirilemez, çektirilmemelidir. Şimdi, bizi televizyon ekranından
izleyen Mamak halkı, bir an önce otobüs güzergâhlarının normal
hâle getirilmesini hepimizden bekliyor. Bu konuda talimatı verecek olan
elbette iktidardır. Biz muhalefet olarak görevimizi yapıyoruz ama
sizlerden de beklentimiz, bu ramazan ayında derhâl bu işi çözmek ve
Mamak halkının ulaşım sorununu bir an önce gidermektir.
Bu nedenle, ben,
bu konuyu anlattığım bu tabloyu hepinizin dikkatine sunarak
konuya ilgiyi çekmek istedim.
Sayın Bakan
ve AKP sözcülerinin huzurunda, Mamak halkının bir an önce eksi
güzergâhlarına kavuşması dileğiyle hepinizi sevgiyle,
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
TBMM
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 1/894 esas numaralı Araştırma Altyapılarının
Desteklenmesine Dair Kanun Tasarısının "Yönetim
Kurulu" başlıklı 8. maddesinin 4. fıkrası olarak
aşağıdaki fıkranın eklenmesi ve hâlihazırda 4.
fıkra olan fıkra numarasının (5) olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
4) İleri ve tematik
araştırma laboratuvarlarında yönetim kurulu gerek görmesi
hâlinde yetkilerinin bir bölümünü devretmek amacıyla, oybirliğiyle en
az biri ilgili yükseköğretim kurumundan olmak üzere kendi aralarında
üç kişiden oluşan bir icra komitesi oluşturulabilir.
Mihrimah Belma
Satır (İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ÖZCAN ULUPINAR (Zonguldak) Takdire
bırakıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN -
Hükûmet katılıyor mu?
KALKINMA BAKANI
CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılıyoruz Sayın Başkan.
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Gerekçe
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Değişiklikle
ileri ve tematik araştırma laboratuvarlarında yönetim kurulu
tarafından önemli görülen konuların yönetiminin doğrudan yönetim
kurulu üyeleri ya da yönetim kurulu üyelerinden oluşan icra komiteleri
aracılığıyla yapılabilmesi amaçlanmaktadır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
593 sıra
sayılı kanun tasarısının 8. maddesinin 1.
fıkrasında geçen sivil toplum kuruluşlarından ibaresinden
önce gelmek üzere meslek odaları ve ibaresinin eklenmesini, beş
ibaresinin yedi, dokuz ibaresinin de on bir olarak değiştirilmesini,
son cümleden önce Ancak üyelerin en az üçü yükseköğretim
kurumlarından olmak zorundadır. cümlesinin eklenmesini,
2.fıkrasının a) bendinde geçen onaylayarak ibaresinin
hazırlayarak onay için kurula sunmak olarak değiştirilmesini,
g) bendinden geçen müdürünü belirlemek ibaresinin de üç müdür
adayını belirleyerek birinin onayı için kurula sunmak
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Yusuf
Halaçoğlu (Kayseri) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ ÖZCAN ULUPINAR (Zonguldak) Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Hükûmet
katılıyor mu?
KALKINMA BAKANI
CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Gerekçe
BAŞKAN -
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Uygulamada
çıkabilecek bazı sorunların önlenmesi, yönetim kurulunun
yapısının genişletilmesi ve müdürün kurul tarafından
atanmasının sağlanması amaçlanmıştır.
BAŞKAN -
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmemiştir.
Kabul edilen
önerge doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
9uncu madde
üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 593 sıra sayılı Kanun Tasarısının
"Danışma Kurulu" başlıklı 9'uncu maddesinin
birinci fıkrasında "özel sektör" ibaresinden sonra gelmek
üzere ",sivil toplum kuruluşları" ibaresinin eklenmesini
arz ve talep ederiz.
İdris
Baluken Faysal
Sarıyıldız Pervin
Buldan
Bingöl Şırnak Iğdır
Adil Zozani Erol
Dora
Hakkâri Mardin
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
593 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 9. Maddesinin 1. Fıkrasında geçen ilgili
meslek ibaresinden sonra gelmek üzere ve sivil toplum ibaresinin eklenerek
yirmi ibaresinin yirmi beş olarak değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Alim
Işık Mehmet
Günal Yusuf
Halaçoğlu
Kütahya Antalya Kayseri
Mustafa
Kalaycı Ali
Halaman
Konya Adana
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 593 sıra sayılı Araştırma
Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanun
Tasarısı'nın 9. Maddesinin 1. Fıkrasının sonuna
aşağıdaki ifadenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Ali Susam Haluk Ahmet
Gümüş Ümit
Özgümüş
İzmir Balıkesir Adana
Haluk
Eyidoğan Levent
Gök Ali
Sarıbaş
İstanbul Ankara Çanakkale
Gürkut Acar Tufan
Köse
Antalya Çorum
"Yükseköğrenim
kuruluşları hariç olmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarından
Danışma Kurulu'na gelecek üye sayısı, üye tam
sayısının üçte birinden fazla olamaz."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ÖZCAN ULUPINAR (Zonguldak) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
KALKINMA BAKANI
CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Tufan Köse, Çorum Milletvekili.
Buyurun Sayın
Köse. (CHP sıralarından alkışlar)
TUFAN KÖSE (Çorum)
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bundan otuz dört yıl önce
Çorumda, Anadolunun çok güzel bir coğrafyasında, bir
parçasında, büyük acılar, kıyımlar ve işkenceler yaşandı,
acıyla ölüm kol kola gezdi. Mayıs sonunda başlayıp 4
Temmuza kadar devam eden yaklaşık kırk günlük olaylar sürecinde
Alevilerin inanç önderleri fırınlarda diri diri yakıldı,
aralarında hamile kadınların olduğu, engellilerin
olduğu, çocukların da olduğu 57 kişi katledildi.
Olayların zirve yaptığı yani otuz dört yıl önce
yarın, 4 Temmuz günü, yalnızca 4 Temmuz günü 17 kişi katledildi.
Acılarının önünde, anılarının önünde saygıyla
eğiliyorum.
Fakat bütün bu
acılara karşın Aleviler bağırlarına taş
bastı, bir gün olsun öç almak için ayağa kalkmadılar,
acıyı bal eylediler, acılarını bilince
dönüştürdüler. Peki, Aleviler acıyı bal eylediler,
acılarını bilince dönüştürdüler de ne oldu? Otuz dört
yıl geçmesine karşın Çorumda yapılan katliamdan
dolayı kendilerinden bir kez olsun özür mü dilendi? Hayır. Gerçek
katiller bulunup cezalandırıldı mı? O da hayır.
Aleviler, memleketimizde inançlarını özgürce yaşayabilen
eşit yurttaşlık haklarını mı alabildiler bu süreç
içerisinde? Onu da alamadılar.
Peki, Çorum,
Maraş, Sivas katliamlarına ortam hazırlayan siyasal söylem ve
yapıda bir değişiklik oldu mu? Elbette onda da bir
değişiklik olmadı, hatta daha da beter oldu.
Şimdi,
Cumhurbaşkanı adayı da olan Başbakan, miting
meydanlarında -Başbakanlığı da bırakmadan
Cumhurbaşkanı adayı olan Başbakan- Cumhuriyet Halk
Partisinin Genel Başkanını mezhebinden dolayı Önemli olan
boy değil, soy, soy, soy! diye, böyle güçlü vurgularla, miting
meydanındaki insanlara yuhalattı. Siyasal söylem hiç
değişmemiş, tahrik söylemi hiç değişmemiş. 14
yaşında ölen bir çocuğu miting meydanlarında
yuhalattı.
RECEP ÖZEL
(Isparta) Hiç uymuyor bu konuşma, hele şu vakitte hiç uymuyor!
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Ramazanda konuşulacak şey mi?
TUFAN KÖSE
(Devamla) Yani ülkeyi böldü ve gelecek yüzyıllara sirayet edecek
şekilde böldü.
Peki, olmayan bir
olayı Camide içki içildi. yalanını defalarca söyledi mi?
Söyledi. Başörtülü bacım saldırıya uğradı. dedi
mi, hiç olmayan bir şeye, Görüntüleri var. dedi mi? Dedi.
Cumhurbaşkanı olmak istiyor şu anda, yani Türkiye
Cumhuriyetinin, milletin birliğinin ve beraberliğinin temsil
edileceği makama gelmek istiyor. Yakışıyor mu bu söylemler
Cumhurbaşkanına? Yakışıyor mu?
Yakışıyor mu?
RECEP ÖZEL
(Isparta) Millet oy verecek nasıl olsa ya!
TUFAN KÖSE (Devamla)
2002de öldürülen kadın sayısı 66 iken, 2013te öldürülen
kadın sayısını bin yaptı diye mi
cumhurbaşkanı mı olacak Başbakanımız? Öyle mi?
2002de 1.963 Amerikan Doları olan dış borcumuzu 5.105 dolar
yaptı diye mi biz bunu Cumhurbaşkanı yapacağız
değerli arkadaşlar?
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Ona millet karar verecek, millet!
TUFAN KÖSE
(Devamla) Onun için mi yapacağız? Dünyada gelir
dağılımının en bozuk olduğu 2nci ülke olduk diye
mi biz Sayın Başbakanı Cumhurbaşkanı
yapacağız acaba? (AK PARTİ sıralarından Sana ne, sana
ne. sesi)
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Siz yapmayacaksınız, millet yapacak, millet!
TUFAN KÖSE
(Devamla) Yoksa iftar çadırlarında verdiği yemek
sayısını artırdığından dolayı
övündüğü için mi Cumhurbaşkanı yapacağız?
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Millet karar verir ya!
TUFAN KÖSE
(Devamla) Ya, biz isteriz ki herkes kendi evinde ya da dostlarının
evinde iftar yapsın.
Değerli
arkadaşlarım, bakın, böyle bir adayı, Hem laik hem
Müslüman olunmaz. diyen bir adayı, Demokrasi bir tramvaydır.
Gideceği yere kadar gidilir, orada inilir. diyen bir adayı mı
biz Cumhurbaşkanı yapacağız?
ALİ
ŞAHİN (Gaziantep) Adayınızın adı neydi?
HİLMİ
BİLGİN (Sivas) Çatıya çıkın!
TUFAN KÖSE
(Devamla) Onun için, böyle bir adayı mı yapacağız?
2012de Mütareke
döneminde sayısı çok artan hayat kadınlarının
sayısı 120 binin üzerine çıktı. diyen Başbakanı
mı Cumhurbaşkanı yapacağız? Soruyorum size.
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Sen adayını konuş ya!
TUFAN KÖSE
(Devamla) Ya da asgari ücretin 800 lira olduğu memlekette, 700 bin
liralık rüşvet saatini koluna takan bir adamı sekiz yıl
milletvekili, bakan yaptı diye mi Cumhurbaşkanı
yapacağız bu Başbakanı? Soruyorum size.
Beyler,
değerli arkadaşlar, bu millet ocağın altını fazla
açtı, siz dibinize tuttunuz, siz dibinize tuttunuz.
RECEP ÖZEL
(Isparta) Allah Allah!
HİLMİ
BİLGİN (Sivas) Ya sen bizi bırak, kendine bak ya!
TUFAN KÖSE
(Devamla) Şimdi ocağın altını kıstı.
Ekmeleddin Bey,
Türkiye Cumhuriyetinin, Türk milletinin varlığını ve
birliğini temsil etmek üzere Cumhurbaşkanı olacaktır.
RECEP ÖZEL
(Isparta) Samimice mi konuşuyorsun, samimi misin? Tanıyor musun sen
onu? Adını yanlış söyledin ama!
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Tanıyor musun?
TUFAN KÖSE
(Devamla) Tanıyoruz tabii, tanıyoruz.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
AHMET AYDIN (Adıyaman)
Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Aydın.
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Sayın Hatip, Sayın Başbakanımızla
ilgili
BAŞKAN
Lütfen Sayın Aydın
Söyleyeceklerinizi buyurun söyleyin, tutanaklara
geçmesi anlamında.
Buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
2.- Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydın'ın, Çorum Milletvekili Tufan Kösenin 593 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 9uncu maddesiyle ilgili
önerge üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Sayın Başkan, bir defa, tabii, kendi adayıyla
ilgili konuşamadı ama her nedense Sayın
Başbakanımızla ilgili ileri geri, çok kötü, çok tatsız
ithamlarda bulundu.
Birincisi,
Cumhurbaşkanı olmasına kararı millet verecek. Ve bugüne
kadar 8 seçim yapıldı, her seferinde aynı ifadeler kürsüde dile
getirildi ama milletin hakemliğine gittik.
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Anlamıyorlar ki.
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Her seferinde millet Sayın
Başbakanımızı baş tacı etti. Bu
Cumhurbaşkanlığı seçiminde de Türkiyenin başı,
devletin başı olarak, inşallah, bu millet, milletin gönlünde
taht kuran bu Başbakanı, Sayın Başbakanımızı
Cumhurbaşkanı olarak seçecektir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Aydın.
ALİ ÖZ
(Mersin) Tamam, devlet imkânlarını kullanmadan gitsin bakayım
hadi.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
3.- Araştırma
Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanun Tasarısı ve
Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporları (1/894) (S. Sayısı: 593) (Devam)
BAŞKAN -
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
593 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 9. Maddesinin 1. Fıkrasında geçen ilgili
meslek ibaresinden sonra gelmek üzere ve sivil toplum ibaresinin eklenerek
yirmi ibaresinin yirmi beş olarak değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Alim
Işık (Kütahya) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ÖZCAN ULUPINAR (Zonguldak) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
KALKINMA BAKANI
CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Halaçoğlu, gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
Danışma
Kurulunun yapısının genişletilerek üye
sayısının artırılması
amaçlanmıştır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 593 sıra sayılı Kanun Tasarısının
"Danışma Kurulu" başlıklı 9'uncu maddesinin
birinci fıkrasında "özel sektör" ibaresinden sonra gelmek
üzere ",sivil toplum kuruluşları" ibaresinin eklenmesini
arz ve talep ederiz.
Pervin Buldan
(Iğdır) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ÖZCAN ULUPINAR (Zonguldak) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
KALKINMA BAKANI
CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerine söz isteyen Adil Zozani, Hakkâri Milletvekili. (HDP
sıralarından alkışlar)
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Önerge üzerinde söz aldım, hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Benim dikkatinizi
çekmek istediğim bir konu var, onu sizinle paylaşmak üzere söz
aldım.
Şimdi, Mardin
Büyükşehir Belediyesinde yaşanan bir dramdan, aslında dram da
değil bir ucubelikten söz edeceğim. Mardin Büyükşehir
Belediyesi, biliyorsunuz, son Büyükşehir Yasasıyla birlikte
büyükşehir belediyesi olanlardan bir tanesidir. Ancak, Türkiyenin pek çok
yerinde pek çok ilimiz büyükşehir statüsüne geçti, Mardin de bunlardan bir
tanesiydi. Büyükşehir belediyesi statüsüne geçen diğer yerlerde
büyükşehir belediyelerine bir sorumluluk yüklendi ama sorumluluğa
denk gelecek biçimde de kaynaklar aktarıldı. Ancak, Mardin
Büyükşehirde bunun yerine farklı bir uygulamaya gidildi.
Örneğin, Mardin Büyükşehir Belediyesi şu anda bin civarında
köye hizmet götürmek durumundadır, bütün ilçelerine hizmet götürmek
durumundadır. Daha önce diğer illerde yaşanan
varlıkların büyükşehir belediyesine geçirilmesi
uygulamasının tam tersi Mardin Büyükşehir Belediyesinde
işlendi. Mardin Büyükşehir Belediyesine devredilmesi gereken
varlıklar hazineye devredildi ama bütün borçlar, sorumluluklar Mardin
Büyükşehir Belediyesine devredildi. Mesela, 1.618 arsanın
Büyükşehir Belediyesine devredilmesi gerekirdi, bunlardan sadece 1 tanesi
Mardin Büyükşehir Belediyesine devredildi, o da mezarlık. Geriye
kalan arsaların tamamı hazineye devredildi.
İl özel
idareleri, biliyorsunuz, büyükşehir belediyelerine devredildi
kadrolarıyla birlikte, varlıklarıyla birlikte. Mardin İl
Özel İdaresi binası hazineye devredildi; YİKOBa devredildi,
YİKOBun kullanımına tahsis edildi. Bina dahi belediyeye
verilmedi.
Borcunu
ödediği farklı bir uygulamadan söz edeceğim şimdi size:
Mardinde Atatürk Kültür Merkezi var. Daha önce belediyenin bünyesindeydi bu
kültür merkezi. 20 milyon civarında borcu var. Bu binanın borcu yani
Atatürk Kültür Merkezînin borcu Mardin Büyükşehir Belediyesine
devredildi, Sen bu borcu öde. dendi ama kültür merkezinin kendisi belediyeye
devredilmedi.
Mesela, borcunu
ödediği başka bir yatırımdan söz edeceğim: MovaPark
var Mardinde. Parkın borcu belediyeye devredildi, parkın kendisi
belediyeye devredilmedi.
RECEP ÖZEL
(Isparta) Hangi belediyeye devredildi?
ADİL
ZOZANİ (Devamla) Esasında sizin onu
kazanacağınızı umduğunuz bir belediyeye
devredilmiş, ismini telaffuz etmeyeyim.
RECEP ÖZEL (Isparta)
Yine belediyeye devredilmiş ama.
ADİL
ZOZANİ (Devamla) Mardin Havaalanı civarındaki 5 arsa,
ayrı bir arsa, değeri yüksek olan arsa, belediyeye ait olan arsa
belediyeden alınmış, hazineye devredilmiş. Bunların
hepsi 30 Mart seçimlerinden önce olmuş, bu uygulamalar 30 Mart
seçimlerinden önce olmuş.
İl özel
idaresine ait 61 araç valiliğin kullanımına verildi, diğer
kurumlara devredildi ama il özel idaresinin tüm borçları belediyeye
verildi. Artuklu Belediyesi hizmet binası yoktu. Mardin Büyükşehir Belediyesinin kullandığı
hizmet binası seçimlerden önce Artuklu Belediyesine devredildi. Artuklu
Belediyesine ait 115 milyon lira borç büyükşehir belediyesine devredildi.
Toplamda Mardin Büyükşehir Belediyesinin 580 milyon civarında borcu
oluşturuldu ama elindeki bütün kaynaklar elinden alındı.
Şimdi, bu
uygulama eğer vicdana sığıyorsa sizin vicdanınıza
havale ediyorum. Sayın Başbakanın, ilgili bakanların
imzasıyla oluşmuş bu garabetin bir an önce ortadan
kaldırılması gerekir, belediyeye
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
ADİL
ZOZANİ (Devamla)
devredilmesi gereken mülklerin bir an önce belediyeye
devredilmesi gerekir. Bu konuyu dikkatinize sunmak istedim.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler..: Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
10uncu madde
üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 593 sıra sayılı Kanun Tasarısının
Araştırma Altyapısı Müdürü başlıklı
10uncu maddesinin üçüncü fıkrasındaki Müdür ibaresinin İdari
Müdür olarak değiştirilmesini arz ve talep ederiz.
İdris Baluken Faysal
Sarıyıldız Pervin
Buldan
Bingöl Şırnak Iğdır
Adil Zozani Erol
Dora
Hakkâri Mardin
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Kanun Tasarısının 10. maddesinin 1. fıkrasında
geçen en az lisans mezunu ibaresinin en az doktora derecesine sahip
şekilde değiştirilmesini ve seçilir ibaresinin seçtiği
üç aday arasından Kurulca atanır olarak değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Yusuf Halaçoğlu Mustafa
Kalaycı Mehmet
Günal
Kayseri Konya Antalya
Alim Işık Murat
Başesgioğlu
Kütahya İstanbul
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 593 sıra sayılı Araştırma
Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanun
Tasarısı'nın 10. Maddesinin 1. Fıkrasının
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Mehmet Ali Susam Haluk
Ahmet Gümüş Ümit
Özgümüş
İzmir Balıkesir Adana
Ramazan Kerim Özkan Gürkut
Acar Ali
Sarıbaş
Burdur Antalya Çanakkale
Haluk Eyidoğan
İstanbul
1) "Müdür, yönetim kurulunun oy çokluğuyla
alacağı karar ile en az yüksek lisans mezunu olan ve
araştırma altyapısının çalışacağı
ilgili bilim dallarından birinde en az yedi yıllık tecrübeye
sahip kişiler arasından seçilir; üç yıl süreli
sözleşmelerle 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş
Kanunu hükümlerine göre istihdam edilir."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ÖZCAN ULUPINAR (Zonguldak) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
KALKINMA BAKANI
CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Ümit
Özgümüş, Adana Milletvekili.
Buyurun Sayın
Özgümüş. (CHP sıralarından alkışlar)
ÜMİT ÖZGÜMÜŞ (Adana) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; sizleri tekrar saygıyla selamlıyorum.
Daha konuşmamı dinlemeden Komisyon ve Hükûmetin
birisi katılmıyor, birisi katılamıyor. Her geldiğimde
söylüyorum, ikisinin arasındaki farkı bilmiyorum, katılır,
niye katılamaz. Onun için, burada yasada, tasarıda yanlış
olan bazı konuları tarihe not düşsün diye açıklamaya
çalışacağım. Çünkü, daha önce
açıkladığım ve yine Komisyonun katılmayıp
Hükûmetin katılamadığı bazı konularda daha sonra
sorunlar çıktı. Burada da sorunlar çıkacak. Biraz önce yine
kabul edilmeyen önerge ilgili de ileride mahkemelik olunduğu zaman
buradaki kayıtlardaki şeyler ortaya çıkacak. Çünkü, bu tür
tasarılar hazırlanırken şu anda bizim alt komisyonda
görüştüğümüz Rekabet Kanununda olduğu gibi kopyala
yapıştır yöntemi uygulanıyor. Bir yere geldiği zaman
hop başka bir kurumdan
alınıyor, doğru mu yanlış mı üzerinde
çalışılmadan, üzerinde tartışılmadan yeni madde
ekleniyor. Yanlış olduğunu söylediğimiz zaman da ilgili
bürokratlara bunu nereden çıkardınız diye, Şeker Kanunundan
aldık, BDDKdan aldık, oradan aldık
yapıştırdık. diyorlar. Şimdi burada da buna benzer
kopyala yapıştır yöntemiyle maddeler var. Bunlardan bir
tanesinin sakıncasını aslında daha önce kalkınma
ajanslarında gördük. Şimdi oradan buraya kopyala yapıştır
yöntemiyle almışlar.
14üncü maddenin
(3)üncü fıkrası diyor ki: Kamu kurum ve kuruluşlarından
gelen kişiler burada araştırma altyapılarında
çalıştıktan sonra, bu şekilde istihdam edilenler
Yani,
Kamu kurumundan gelenler araştırma altyapılarındaki
görevleri sona erdiğinde öğrenim durumlarına göre en geç
altı ay içerisinde yapacağı başvuru üzerine en geç üç ay
içerisinde atanır.
Şimdi,
kalkınma ajanslarında bunun sıkıntıları
yaşandı, Sayın Bakan biliyor, soru önergesi de verdim, sözlü
olarak da sordum. 2 tane personel oradan ayrıldığında
tekrar kamuya döneceğini o anda beyan etmediği için kalkınma
ajansından kıdem tazminatı alıyor -kıdem
tazminatı verilmez dediği hâlde yasa- ondan sonra kamudaki görevine
tekrar geri dönüyor. Bir sene sonra bunu ben ortaya
çıkardığımda yasal yoldan üzerine gidilerek verilen
kıdem tazminatları geri alınıyor; Bakan bir tanesinin
alındığını söylemişti benim soru önergeme
cevapla, bir tanesinin de alınacağını söylemişti.
Şimdi,
bakın, burada araştırma altyapılarından birisi kamudan
geldi ve kamuya dönecek, altı ay içerisinde başvurma hakkı var.
Hâlbuki, Yargıtayın yerleşik kararlarına göre, bu insanlar
oradan ayrılırken bir ay içerisinde kıdem
tazminatlarının ödenmesi lazım. Kıdem
tazminatlarını ödediniz, verdiniz, ondan sonra, üç ay sonra, dört ay
sonra tekrar eski görevine dönmek için gitti kurumuna dilekçe verdi. Tekrar
yasal yollardan bu insanlara verdiğiniz kıdem tazminatını
geri almaya çalışacaksınız. Öyle olunca, biz bunu baştan,
14üncü maddeye geldiğinde, önergemiz de var eğer kabul ederseniz
Araştırma altyapısından ayrılırken zaten kamuya
döndüğünde kamu onu tekrar işe almak zorunda olduğu için
ayrılırken beyanda bulunsun Ben tekrar eski kurumuma döneceğim.
diye.
9uncu maddede önemli bir şey var, orada
Danışma Kurulu 5 kişiydi, 20 kişiye
çıkarılmasını önerdik. Kırk yılda bir de olsa o
kabul edilmiş, 20 kişiye çıkmış Danışma
Kurulu. Ama orada çalışma usul ve esasları yönetmelikle
belirlenecek. Bizim orada ısrarla söylemek istediğimiz şey: 20
kişilik Danışma Kuruluna yönetmelik hazırlanırken yine
akademik kişiler, yine üniversiteden hocalar doldurulmasın,
uygulamanın içerisinden gelen kişiler olsun. Bir yerde bir
araştırma yaparken TÜBİTAKa gitmiş, KOSGEBe gitmiş,
San-Teze gitmiş ve zorluklarla karşılaşmış insanlar
da olsun, onlar da o yapının içerisinde olsun.
Sayın Bakanım da buradayken
bir şeyi hatırlatmak istiyorum. Kalkınma ajanslarında bir
performans sistemi getirdiniz, Türkiyenin her tarafından şikâyetler
geliyor. Ay sonunda, o kalkınma ajansının koyduğu
kriterlere göre, performans kriterine göre -oradaki genel sekreterin
yetkisinde- genel sekreter 250, 500, bilmem kaç lira ek maaş verebiliyor.
Bu her yerde şu anda doğru kullanılmıyor, yanlış
kullanılıyor. Ay sonu geldiğinde, oradaki genel sekretere
yakın kişiler, dayı, akraba, hısım torpiliyle cemaat,
tarikat torpiliyle, siyasi yakınlık torpiliyle, aslında
göstermelik kriterler yerine yakınlık derecesine göre performansa
dayalı prim alıyor. Bunlarla ciddi biçimde ilgilenilmesi
gerektiğini düşünüyorum ve tekrar saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Kanun Tasarısının 10. maddesinin 1. fıkrasında
geçen en az lisans mezunu ibaresinin en az doktora derecesine sahip
şekilde değiştirilmesini ve seçilir ibaresinin seçtiği
üç aday arasından Kurulca atanır olarak değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Yusuf
Halaçoğlu (Kayseri) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
ÖZCAN ULUPINAR (Zonguldak) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri)
Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Araştırma altyapısı
müdürünün lisans mezunu olması yeterli değildir. Araştırma
altyapısının vizyonu ve yapılacak işlerin belirlenmesi
ve izlenmesi hususunda müdürün etkisi ve önemi dikkate
alındığında, altyapı müdürünün en az doktora düzeyinde
akademik yeterliliğe sahip kişilerden seçilmesinin daha faydalı
olacağı düşünülmektedir.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 593 sıra sayılı Kanun Tasarısının
Araştırma Altyapısı Müdürü başlıklı
10uncu maddesinin üçüncü fıkrasındaki Müdür ibaresinin İdari
Müdür olarak değiştirilmesini arz ve talep ederiz.
Pervin Buldan
(Iğdır) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ÖZCAN ULUPINAR (Zonguldak) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
KALKINMA BAKANI
CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Bu önergeyle müdür
yerine idari müdür ifadesinin kullanılması
amaçlanmıştır. Zira, müdür yalnızca idari işlerin
yürütülmesinden sorumlu olup, ilgili bilimsel ve akademik konular yönetim
kurulu başkanına (araştırma altyapısı
başkanı) bırakılmalıdır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
11inci madde
üzerinde iki adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 593 sıra sayılı kanun teklifinin 11'inci maddesinin 5'inci
fıkrasında geçen "bilim ve teknoloji alanında faaliyet
gösteren ve kamu yararına çalışan dernek veya
vakıflara" ibaresinin çıkarılmasını
6'ıncı fıkrasında Bu madde kapsamındaki protokoller
Kurul ibaresinden sonra gelmek üzere "ilgili yükseköğretim
kurumu" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
İdris
Baluken Faysal
Sarıyıldız Erol
Dora
Bingöl Şırnak Mardin
Pervin Buldan Adil
Zozani
Iğdır Hakkâri
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığı'na
Görüşülmekte olan Kanun Tasarısının
11. madde başlığındaki ve işletme hakkı
devri" ibaresi ile (5) fıkrasının madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Yusuf
Halaçoğlu Mustafa
Kalaycı Mehmet
Günal
Kayseri Konya Antalya
Murat
Başesgioğlu Alim
Işık
İstanbul Kütahya
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ÖZCAN ULUPINAR (Zonguldak) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
KALKINMA BAKANI
CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Sayıştay
denetimine ve ihale mevzuatına tabi olmadan, üniversitelerin şirket
kurması veya şirkete ortak olmasının önünün
açılması, detayların ise yönetmelik ve protokollere
bırakılması çok geniş bir hareket ve suiistimal alanı
bırakmaktadır. Bu nedenle araştırma
altyapılarının işletme hakkının özel sektöre,
bilim ve teknoloji alanında faaliyet gösteren ve kamu yararına
çalışan dernek veya vakıflara devredilebilir olması
sakıncalı görülmektedir.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 593 sıra sayılı kanun teklifinin 11'inci maddesinin 5'inci
fıkrasında geçen "bilim ve teknoloji alanında faaliyet
gösteren ve kamu yararına çalışan dernek veya
vakıflara" ibaresinin çıkarılmasını
6'ıncı fıkrasında Bu madde kapsamındaki protokoller
Kurul ibaresinden sonra gelmek üzere "ilgili yükseköğretim
kurumu" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Adil Zozani (Hakkâri) ve
arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ÖZCAN ULUPINAR (Zonguldak) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
KALKINMA BAKANI
CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Ülkemizde, hâlihazırda araştırma
altyapılarının işletilmesi için bilim ve teknoloji
alanında faaliyet gösteren ve kamu yararına çalışan dernek
veya vakıflar bulunmaktadır. Kanun teklifinde böyle bir
değişikliğe gidilmesinin gerçekte
karşılığı yoktur. Gerçekte bir
karşılığı olmayan düzenlemenin ayrıca
suiistimallere ve kayırmacılığa kapı aralanmak
istenmiştir. Değişiklik ile bu sorunun giderilmesi
amaçlanmıştır. Madde 6'da yapılan değişiklikle
tasarı metninin daha anlaşılır olması
amaçlanmıştır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
Böylece, birinci bölümde yer alan maddelerin
oylamaları tamamlanmıştır.
Şimdi ikinci bölümün görüşlerine
başlıyoruz. İkinci bölüm, geçici madde 1 dâhil olmak üzere 12
ila 21inci maddeleri kapsamaktadır.
İkinci bölüm üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu adına söz isteyen Emin Haluk Ayhan, Denizli Milletvekili.
Buyurun Sayın Ayhan. (MHP sıralarından
alkışlar)
Süreniz on dakikadır.
MHP GRUBU ADINA EMİN HALUK AYHAN (Denizli)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
görüşülmekte olan 593 sıra sayılı Tasarının
ikinci bölümü üzerine Milliyetçi Hareket Partisinin görüşlerini arz etmek
için söz aldım. Bu vesileyle yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
Komisyon Başkanımıza teşekkür
ediyorum, en azından bizi bu konuda enforme etti, brifing aldık,
izleyebildiğimiz kadarıyla bilgilendirildik.
Gerçekten tasarının konusu araştırma
altyapılarının desteklenmesi, adı da Araştırma
Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanun Tasarısı. AR-GE
ve yenilik politikalarının temel amacı, teknoloji ve yenilik
faaliyetlerinin özel sektör odaklı artırılarak faydaya
dönüştürülebilmesi. Özel sektör, sayenizde, AKP sayesinde, Hükûmet
sayesinde her şeyi faydaya çok çabuk dönüştürebiliyor. AR-GEye de
gerek yok, 17-25 Aralık meselesi ortada, hakikaten özel sektör
açısından çok verimli geçiyor! Yeniliğe dayalı ekosistem
oluşturacakmışsınız, araştırma sonuçları
ticarileştirilecek ve markalaştırılacak, teknoloji
yoğun ürünlerin küresel ölçekte yüksek rekabet gücüne erişmesine
katkıda bulunacaksınız. Biz 17-25 Aralıkta yeniliğe
dayalı ekosistemin nasıl
yaratıldığı gördük, olayların nasıl
ticarileştirildiğini de gördük.
Bu konuda sizin
yönettiğiniz ülkemizde marka oldu. Sayın Başbakan da bu olaydan
gerçekten rahatsız Sayın Bakan, bunu konuşmalarından
anlıyoruz. Daha önce iş birliği içinde olduklarınız
size tezgâh kurmuş fakat siz hâlâ muhalefetle iş birliği yaptığını
iddia ediyorsunuz, böyle bir şey olmaz. Ben size o zamanlar bütçe
esnasında yaptığım konuşmalarda, görüşmeler
esnasında sordum, bir tek dayak yemediğimiz kaldı. Hukuk dışı
elde edilmiş delil. dediniz. Tamam, dedik. Ya bir meraktan
sorarsınız Sayın Başbakanım, bu var mı yok mu?
diye sorarsınız. dedik, üzerimize yürüdünüz neredeyse orada.
Kaldı ki, biz sizle mesai arkadaşıyız. Ben mesai
arkadaşlarıma da oradan teşekkür ediyorum, bizi
bilgilendirdiler.
AR-GE riskli bir
yatırım, geri dönüşümü uzun vadede, o da olursa maliyeti özel
sektöre çok yüksek. Özel sektör pratik bir yol tutuyor, aralarında temayüz
edenler var, onlar AR-GEye ihtiyaç duymadan 17-25 Aralıkta olduğu
gibi farklı bir işle, yöntemle bu işi beceriyorlar.
Şimdi, sizin
bir finansmanı belli olmayan sanayi stratejiniz var, AR-GE olmadan
nasıl, ne iş yapacak? Sizin geldiğinizden beri
yaptığınız katkılar, üretimde yüksek teknolojinin daha
iyi kullanılabilmesi, daha çok kullanılabilmesi... Yüksek teknolojili
üretimin fevkalade arttığını gösteren bir emare var
mı? İhraç ettiğiniz mallarda yüksek teknoloji ürünü -buralarda
söylendi- yüzde 3ler düzeyinde, ithal ettiklerinizde yüzde 13-14ler
düzeyinde. Bunun övünülecek, sevinilecek, memlekete iyi diye lanse edilecek bir
tarafı da yok, zaten yapamıyorsunuz da.
Şimdi, bu
AR-GEyle ne kadar ilişkilendirilebilir, bilmiyorum. AR-GE için bilim
adamı, mühendis istihdam edeceksiniz, alanınızda bilim ve
teknoloji geliştireceksiniz, yeni bilgi elde edeceksiniz veya mevcutla
yeni ürün, yeni bilgi elde edeceksiniz. Şimdi, AR-GE için ne
yapacaksınız? Temel araştırma, uygulamalı
araştırma, deneysel gelişim. Sürece bakarsanız,
araştırılacak konuya ilişkin yeni bilgi, belge ve deney,
gözlem lazım. Bununla ilgili daha spesifik bir pratiğe irca
edeceğiniz bir işlem lazım. Bunun da ötesinde yeni malzeme, ürün
ve araçların üretimine, yeni işlemlerin, sistemlerin, hizmetlerin
kurulmasına veya mevcutların geliştirilmesine yönelik
çalışma olması lazım. Yardımda etkinlik
sağlayacaksınız. Yardımda ne kadar etkinlik sağlayıp
sağlamadığınız tartışılır. Bize
rakamların arttığını söylüyorsunuz, istihdamı
vesaire, ama oradan elde edilen çıktının ülke ekonomisine
katkısı konusunda bir şey ifade edemiyorsunuz. Yoksa, gerisi iyi
yazılmış, bürokratların uğraştığı
bir şey.
Bir de merak
ettiğim bir şey: Burada bu işle uğraşması gereken
TÜBİTAK. Bu işle uğraşması gereken
TÜBİTAKın durumuna bakarsanız, siz orada bilimsel
çalışmıyorsunuz, tekniğe uygun
çalışmıyorsunuz. Neyle ilgili çalışıyorsunuz?
Yeni atanan Sanayi Bakanı TÜBİTAKla ilgili söyledi, hissen
doğru olmadığını düşünüyor. Siz o günleri
hatırlarsınız, o demeçleri. Yani hissen. Şurada
bulabilirsem söyleyeyim bir daha, ne diyor? Bu konuda, hissen, dinleyerek, o
işin gerçek olmadığını söylüyor. Böyle bir Sanayi ve
Teknoloji Bakanı da evlere şenlik. Şimdi, devam edelim.
Yardımların
kuşkusuz neyi var? Riskleri de var. Biraz önce TÜBİTAK dedik,
paralel diyorsunuz, değiştiriyorsunuz, inanmıyorsunuz.
Şimdi ben bu tasarıya baktım. Bu tasarı
Başbakanın imzasıyla 17/3/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisine
yazılmış. Şimdi böyle yazılan bir tasarının
muhtemelen birkaç ay önceden de çalışmaları bürokrasi
tarafından ne yapılıyor? Hazırlanıyor. Siz yarın
buradan çıkacak olumsuz bir sonuca da paralel devletin bürokratları
diye bu arkadaşları lekelemeye kalkarsanız ben çok üzülürüm.
İyi incelendi mi bu sizin tarafınızdan? Hangi memurlar izledi?
Şimdi, olaya
baktığınız zaman, olayı çok net ve açık bir
şekilde ortaya koymak lazım Sayın Bakan. Bu olması gereken
bir şeyse mutlaka burada tartışılıyor, oluyor ama
olumsuz bir netice aldığınız zaman yıllardır
birlikte hareket ettiğiniz, ne istedilerse verdiğinize
söyledikleriniz gerçekten yakışan bir şey değil. Hele
muhalefete onlarla iş birliği içinde en azından kendi siyasi
partim açısından söylüyorum- onlarla birlikte hareket edildiğini
söylemek
Hayâ duygularının dumura
uğradığını ifade etmek istiyorum. Böyle bir şey
söylenmez.
2010-2014
yıllarını strateji kapsıyor. Uzun vadeli bir vizyonu yok
sanayi stratejisinin. Nasıl geliştireceksiniz, ne
yapacaksınız? Dün yanlış anlamadıysam, televizyonda
izliyordum, 800 milyar dolar millî gelirden bahsettiniz. Bu sizin gururunuz,
ülkenin de gururu öyle değil mi? 800 milyar dolar millî gelir. 3 misli
arttı öyle değil mi kişi başına dolar sizin hesabınıza
göre? Maliye Bakanı burada bütçe konuşmasında -hiç olmasın,
bilim namusuyla- bunun TL bazında reel fiyatlarla 1,4 kat
arttığını söyledi. Bunun başka ölçme yöntemleri de
var, bunu rahatlıkla söyleyebilirim ama doğruyu söylemiyorsunuz
Sayın Bakan, Millî gelir arttı. diyorsunuz. Millî gelir ilk
çeyrekte 4,3 arttı ama dolar bazında yüzde kaç arttı? Sorun
bakalım yanınızdaki yönünüzdeki arkadaşlara. Çok iyi
bildiğini bildiğim arkadaşlar var. Yüzde 7 reel olarak dolar
bazında düştü. Niye söylemiyorsunuz bu kürsüden? 3 misli
arttı. derken dolar bazında onu söylüyorsunuz. Bunun bir mukayese
mantığı var. Maliye Bakanını sev, sevme, en
azından buraya koymuş kitabına. Ne? Satın alma gücü
paritesi, dolar, reel fiyatlarla TL. En azından bunun doğrulukla söylenmesini
isterdim.
Şimdi, zaman
zaman bu konuda Sayın Numan Kurtulmuş sizin ekonomi
politikanızla ilgili birtakım şeyler söylüyor. Lütfen
onları bir okuyun ve Numan Beyle bir tartışın. Numan Bey
kendisini hâlâ eski partisinde sanıyor.
Yani, şimdi
sizin arkanızda devlet memurları var, bir şeyler söylüyorsunuz
ama olmayanların nasıl konuştuğunu, partinizin ekonomi
politikasıyla ilgili neler söylendiğini bir takip edin bakalım.
Şimdi,
2008den bu yana 10.500 dolarda -dolar bile hesap etseniz- ne
yapıyorsunuz? Orta gelir tuzağı falan diyorsunuz da aynı
kalıyorsunuz.
Bir de şu
Merkez Bankası Başkanına paralelci mi diyeceksiniz, başka
bir şey mi diyeceksiniz; alacaksanız iki satır bir kanunla
alın adamı görevden de kurtulsun.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
EMİN HALUK
AYHAN (Devamla) Milletin haysiyetiyle bu kadar oynanmaz ya!
İstemiyorsanız -her şeyi değiştiriyorsunuz-
değiştirin onu da, gerekli düzenlemeyi yapın. Bu olayda da
gerçekten destek verelim ama bu olayın da hesabını
kitabını tutun. Tutmuyorsunuz onu. Zaten bugüne kadar bunun
gelmesinin sebebi de bu işi iyi yapmamanızdan kaynaklanıyor.
Ben yüce Meclise
saygılarımı sunuyorum. Bütün arkadaşların Ramazanını
tebrik ediyorum. Saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Bölüm üzerinde
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Kemal Değirmendereli,
Edirne Milletvekili.
Buyurun Sayın
Değirmendereli. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA
KEMAL DEĞİRMENDERELİ (Edirne) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 593 sıra sayılı
Araştırma Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanun
Tasarısının ikinci bölümü üzerine söz almış
bulunmaktayım. Yüce Meclisi saygıyla selamlarım.
Değerli
milletvekilleri, dünyanın gelmiş olduğu gelişmişlik
düzeyinde göz ardı edilmemesi gereken bakış açısı
şu olmalıdır: Yeni düzende artık sadece büyük balık
küçük balığı yutmuyor, hızlı balık da yavaş
olanı yutuyor. Teknolojinin olağanüstü hızla ilerlediği
küresel düzende ülkelerin bu yarışta yerini alabilmesi için,
hızlı, dinamik, hedef odaklı çalışan, üreten ve
güçlerini birleştiren bir felsefeyle ilerlemesi
kaçınılmazdır.
Peki, biz bu
hususta, dünya ölçeğinde nerelerdeyiz, neler yapıyoruz, neler hedefliyoruz,
aslında neler yapmalıyız? Bu kanunla araştırma ve
geliştirme altyapılarımızı geliştirelim diyoruz.
Çok olumlu ancak bunun için bazı gereklerin altını çizmemiz
gerekiyor. AR-GE gerçekten elit bir iştir. AR-GE yapısını
geliştirmede olmazsa olmaz gerekenler:
Birincisi:
İnovasyon, yenilikçilik, yaratıcılık, girişimcilik,
stratejik planlama, teşvik ve eğitim konularıyla birlikte
değerlendirilmezse bir başarıyı elde etmemiz söz konusu
olmayacaktır.
Değerli
milletvekilleri, AR-GE yarışının en temel taşı,
eğitilmiş, donanımlı nesillerdir. Genç ve dinamik bir
nüfusa sahibiz. Bu nüfusu değerlendirmek elimizde. Bu genç nüfusa, üreten,
yeni ve ihracata dayalı teknolojileri geliştiren ve
küreselleşmeye de açık alanlarda alanlarda yol aldırmamız
gerekiyor.
Ancak,
değerli milletvekilleri, 2013 OECD göstergelerinde AR-GE merkezlerini
oluşturacak bu potansiyel altyapımıza bakacak olursak 15
yaş grubunda fen, okuma ve matematik alanlarında yeterlilik
göstergesinde 38 ülke arasında maalesef 34üncü sıradayız. Doktora
seviyesinde -ki bu AR-GE merkezleri için en önemli kaynak kişileri
oluşturur- mezuniyetler arasında 39 ülke arasında 35inci
sıradayız maalesef. Yine, dünyanın önde gelen 500 üniversitesi
arasında sadece 4 üniversitemiz yer alabilmekte. Hâlbuki gayrisafi millî
hasılamızla orantıladığımızda, diğer
ülkelerin üniversiteleriyle orantıladığımızda, bizim
gayrisafi millî hasılamıza oranla 8 üniversitemizin ilk 500
içerisinde olması gerekiyor, oysa 184 üniversitemiz var ama sadece 4
üniversite ilk 500e girebiliyor.
Burada çok önemli
bir eksikliğin de altını çizmek istiyorum. Gayrisafi millî
hasıladan yükseköğrenime ayırdığımız payla,
1,1le yine OECD ülkeleri arasında 36ncı sıradayız
maalesef.
Yine, AR-GE
merkezlerini oluşturacak araştırmacı sayısı
açısından bakacak olursak 1 milyon, kişi başına mesela
Finlandiyada 7.700 kişi düşüyor, Singapurda 6 bin, Güney Korede 5
bin, bizde ise sadece 884 kişi düşüyor.
Yine, çok üstünde
durduğumuz, hep beraber üstünde durduğumuz, arzu ettiğimiz,
2023te ilk 10 ekonomi arasına girelim. derken bizim önümüzdeki 16
ekonomiden AR-GEye en az pay ayıran İspanya 20 milyar dolar
ayırmış 2012de. Yani bizim bu hedeflere bu hedeflere
ulaşmak için daha büyük katkılar koymamız gerekiyor.
Burada, bu yasa
görüşmeleri sırasında AR-GEyi ön planda tutan bir
anlayışla şunun altını çizmek istiyorum: Güney Kore
örneğine bakacak olursak, Güney Kore, ihracata yönelik AR-GE ürünlerine
destek vererek bu noktaya geliyor ve Sayın Bakan, çok önemli bir konu da:
Üretmeyen AR-GE merkezlerini Güney Kore kapatmış durumda. Yani bu
kanunda benzer maddeler yok ama bizim de bu konuları önemsememiz
gerekiyor.
Yine, değerli
milletvekilleri, ülkeler inovasyon odaklı bir kalkınmayı 3
önemli hususla gerçekleştirebilmekteler: Yetenek, teknoloji ve
hoşgörü. Yaratıcılığın önemi açık ancak
oluşumu için de açık, sosyal, kültürel ve coğrafi bir ortama,
bir ekosisteme ihtiyaç vardır. Yetenek ve teknoloji kullanımıyla
ortaya çıkan güç, toplumsal hoşgörünün yüksek olduğu bölgelere
yönelip o bölgeyi geliştirmektedir, hatta dünyadaki trendleri bile
oluşturmaktadır. Açık rejimler inovasyon ve
yaratıcılıkla yeni sektörlerde ilerleme sağlayabiliyorlar.
Yaratıcı bireylerin ekonomik değer yaratabileceği bir iklim
inşa edilebilmesi için, sadece ekonomik ve teknik açıdan bakmayıp
eğitim, sanat, siyasal kültür alanlarını da göz ardı
etmemek gerekmektedir. Siyasal iradenin yargıya müdahale ettiği,
siyasi amaçlarla girişimcinin vergi gibi hususlarda
cezalandırıldığı, farklı görüşlere sahip
olanların isimlerinin çizildiği, özel hayata müdahale edildiği,
medyanın kimilerinin tekelinde olduğu bir ortamda girişimcilik,
yaratıcılık ve yenilikler beklemek imkân dâhilinde
değildir. Ülkemiz, gelişmiş ülkelerle ürün kalitesi ve yeni ürünler
bazında rekabet edebilmek için araştırma ve geliştirmeye
önem vererek yeni değerler yaratmalı, ürettiğini
dışarıya satabilme yetisine sahip özel sektörü de
yaratmalıdır. Ancak, özel sektörün AR-GEye
ayırdığı kaynağın yüzde 42lere
çıktığı ifade edilmekle beraber bu kanun kapsamında
özel sektöre AR-GE planlamasında görev alan kurullarda yer
verilmemiştir.
Değerli
milletvekilleri, hangi alanda hangi teknolojileri geliştireceğimizi
planlayacak bir yapı hâlen maalesef kurulamamıştır.
Bakanlıklar arası iş birliği bu kanunla bile yeterli ölçüde
yapılandırılmamıştır. Söz gelimi, Türkiye'de
AR-GEnin en fazla yapıldığı savunma sanayisi ve Savunma
Bakanlığı, Enerji Bakanlığı bu kurullar
içerisinde görev almamıştır.
Eğitim
sistemi teknoloji altyapısını besleyecek en önemli etkendir.
İmam-hatip odaklı bir eğitim sisteminin yeni teknolojiler üretme
ve yaratıcılıkta bu kanunla hedeflere ulaşma konusunda bizi
sonuca götürmeyeceğini hep birlikte görmemiz gerekmektedir değerli
arkadaşlar. Normal liseleri imam-hatip liselerine çevirmenin
mantığını anlamak mümkün değildir. Bu eğitim
anlayışı da araştırma altyapılarını
destekleme yasasından verim almayı mümkün kılmayacaktır.
Sonuç olarak
Hükûmetin yönetimi, yönetim felsefesini değiştirmesi gerekmektedir.
Yaratıcılık ve girişimcilik, düşünce özgürlüğü ve
toleransla desteklenmelidir. Bu zihniyet değişmedikçe bu kanunlarla
da fayda sağlamak mümkün olmayacaktır.
Bu duygu ve
düşüncelerle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
milletvekilleri, birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
18.12
BEŞİNCİ
OTURUM
Açılma Saati:
18.19
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muhammet Rıza
YALÇINKAYA (Bartın), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
----- 0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 112nci
Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.
593 sıra
sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
Şimdi söz
sırası Halkların Demokratik Partisi Grubu adına Adil
Zozani, Hakkâri Milletvekili.
Buyurun Sayın
Zozani. (HDP sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, ikinci bölüm üzerine grubumuz adına söz aldım.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu tasarıyla
ilgili olarak eksikleri ya da olması gerekenleri ifade etmeye devam
edeceğiz çünkü özü itibarıyla karşı
çıktığımız bir tasarı değildir. Hatta, biraz
daha olgunlaşsın, biraz daha iyi bir tasarı olsun dediğimiz
bir tasarıdır nihayetinde bu tasarı ve gecikmişliğiyle
birlikte mevcutta da kendi içinde bazı aksaklıkları,
eksiklikleri barındırdığını görüyoruz.
Şimdi,
konuşmamın bu bölümünde ya da bu konuşmamda
ağırlıklı olarak bizim eksiklik gördüğümüz yani bu
sistemin, kurulacak olan AR-GE sisteminin başarıya ulaşıp
ulaşmayacağı konusundaki tereddütlerimizi ifade edeceğim.
Dünyada
yetişmiş beyin gücü yetiştirme süreçleri bellidir. Esasında
böyle bu konuda yeniden dünyayı keşfetmemize gerek yok. Türkiyedeki
eğitim sistemi bize bu konuda yeterli veri vermiyor. Yetişmiş
beyin gücünü elde etme ve üretim aşamalarında ondan yararlanma
noktasında çok zayıf olduğumuzu ifade ediyoruz. Uzun yıllar
Türkiye, dışarıya beyin göçü veren bir ülke
pozisyonundadır. Yetişmiş, bu konularda yetişmiş,
uzmanlaşmış insanların çoğunlukla
dışarıya gitmek durumunda kaldıklarını, burada
istihdam imkânları ya da kendilerini, kabiliyetlerini geliştirme
olanakları bulamadıklarını ifade ettik durduk. Bugün de
benzer bir durumla yüz yüzeyiz. Siz bu insanları eğer burada istihdam
edecekseniz onların yaşam koşullarına olanak
sağlayacak, onların bilimsel gelişimine olanak sağlayacak
altyapı çalışmalarını da yapmak
durumundasınız. Laboratuvarlara alet koymakla, Gidin burada
araştırma, inceleme yapın. demekle olacak bir şey
değil bu. Bilim insanının ülkede kalıp, ülkedeki bilimsel
gelişimin, teknolojik gelişimin önünü açmasını arzu
ediyorsak -ki arzu ettiğimiz nokta burasıdır- o zaman
onların burada kalmasını sağlayacak altyapı
çalışmalarının da yapılması gerekir. Siz bir
araştırma uzmanına, bir akademisyene 2 bin lira vererek
Türkiyede gel bilimini icra et. derseniz, bu, gerçekle bağdaşmaz.
Bu insanların burada kalmasını sağlayacak yasal, teknik
düzenlemelere ihtiyaç vardır deriz.
İkinci
olarak, dikkat ederseniz artık her meslekte üniversite
aşamasından sonra mesleğe geçiş sınavları
yapılmaya başlandı Türkiye'de. Son olarak, mesela, şu anda
komisyonda avukatların da mezuniyetten sonra sınavla avukatlık
mesleğine geçişini tartışmaya başladık, ona
ilişkin yasal düzenlemeler getiriliyor. Yavaş yavaş, bu ileride
mühendisliğe de uygulanacak, tüm
mesleklerde uygulanmaya başlayacak. Peki, eğer insanlar kendi
alanlarında üniversiteleri bitirdikten sonra, diplomasını
aldıktan sonra siz yeniden bir mesleki yeterlilik sınavına tabi
tutuyorsanız bu ne anlama gelir? O aşamaya kadar verdiğiniz
bütün eğitimden şüphe duyduğunuz anlamına gelir.
Haklısınız, şüphe de duymak gerekir çünkü mevcut
eğitim müfredatımızda yetişmiş beyin gücü elde
edemiyoruz ya da kıt olanaklarla elde edebiliyoruz, sınırlı
sayıda buna ulaşabiliyoruz. Olanlar da zaten bugüne kadarki
aşamalarda hep dışarıya gitmek durumunda kaldı.
Mesela, Amerikada
bir icada imza atmış bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı
ortaya çıktığında ertesi gün Türkiye'deki birçok gazetede
ya manşettir ya da sürmanşettir. Buna ilişkin özlemdir bu. Bu
özlemi ifade ederiz biz. Peki, bu insan Türkiye'de bu üretimi yapamaz mı?
Türkiye'de bundan yararlanamaz mıyız? Yararlanamıyoruz çünkü ona
burada bu olanakları sunamıyoruz. Eğitim sistemimiz burada buna
cevaz vermiyor. İnsanlarımızın önünü burada
açamıyoruz, üretim aşamalarındaki yetişmiş beyin gücü
neredeyse yavaş yavaş erime noktasına geliyor. Birçok sektörde kalifiye
eleman sıkıntısı yaşar duruma geldik. Türkiye'de ara
sanayide çalışan insanların yüzde kaçı bir mesleki
formasyondan geçerek orada çalışıyor? Herhangi bir ildeki bir
sanayi sitesini bir değerlendirin, orada çalışan, örneğin
tekstilde çalışan insanlar; kaç tanesi bu işin eğitimini
alarak bu işi yapıyor, orada istihdam ediliyor?
Sınırlı sayıdadır çünkü bizim eğitim sistemimiz
ara elaman yetiştirmeye göre kurgulanmadı Türkiye'de hiçbir
şekilde. Meslek liseleri bu konuda siyasetin malzemesi yapılarak
değerlendirildi. Dolayısıyla burada ara elaman yetiştirecek
meslek liseleri, meslek yüksekokulları bu konuda doğru dürüst
tartışılmadı. Eğitim sistemi yetişmiş beyin
gücü elde etme noktasında kurgulanmış değil. Burada
problemler var.
Şimdi, böyle
bir atmosferde, böyle bir ortamda biz araştırma
altyapılarının geliştirilmesine dönük bir
tasarıyı tartışıyoruz. Adını çok güzel
koyabilirsiniz, size cazip gelebilir, her birimize cazip gelebilir -Komisyon
aşamalarında da biz bunları tartıştık,
bunları konuştuk- ismen caziptir, evet. Herkes böyle bir uhde
içerisinde bu işe yaklaşıyor, bu tasarıya böyle bir uhdeyle
herkes yaklaştı; kimse siyasal bir fark koyarak bu işte bir
değerlendirme içerisinde olmadı ama olması gerekeni konuşma
noktasında, bunun altyapısını geliştirme
noktasında gayretleri yeterli gördüğümüzü ifade edemeyiz.
O nedenle,
eğer gerçekten siz burada başarı elde etmek arzusu içerisindeyseniz
domates yetiştirir gibi bilim insanı yetiştiremeyeceğinizi
bilmeniz gerekir. Tohumu toprağa atıp on beş gün sonra
filizlendiğini zannediyorsanız bu konuda bu mümkün değil.
Yıllara sâri bir emek sürecinden söz ediyoruz. Emek verilecek bu noktada.
Siz de ona altyapı sağlayacaksınız bu yetişmiş
beyin gücüne ulaşabilmeniz için. Hiçbir şey yok, hiçbir altyapı
düzenlemesi yok, yeteri kaynak ayırımı yok ama işte tabela
laboratuvarları kuracağız. Tabela laboratuvarları
dışında başka bir şey olmayacak mevcut durumda. Bu
mekanizmanın, tabelanın ötesine geçebilmeniz için, yani fiziğin
yanına kimyayı koyabilmeniz için öncelikle bunun
altyapısını da güçlendirmeniz gerekir. Beyinsel
altyapısını güçlendirmeniz lazım. Bunun da tek yolu var:
Eğitim formasyonunu gözden geçirmekten geçiyor bu. Bunu yapabilirsek
başarılı oluruz, bunu yapabilirsek biz işte bu
tasarıda amaç edinilen hedeflere ulaşabiliriz diyoruz.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
İkinci bölüm
üzerinde şahsı adına söz isteyen Mustafa Kalaycı, Konya
Milletvekili.
Buyurun Sayın
Kalaycı. (MHP sıralarından alkışlar)
MUSTAFA KALAYCI
(Konya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi
saygılarımla selamlıyorum.
Türkiye
sanayileşme hedeflerinin gerisinde kalmıştır. Sanayi
sektörü diğer sektörlere göre daha az kişinin
çalıştığı, buna karşılık daha yüksek
bir millî gelirin ve katma değerin ortaya çıkarıldığı
bir alandır ancak ne yazık ki Türkiyede işler bu yönde
gitmemektedir. Ülkemizde sanayimizin millî gelir içindeki payı
azalmaktadır. İmalat sanayisinin gayrisafi yurt içi hasıla
içindeki payı 2002 yılında yüzde 19,2 iken bu oran 2013
yılında yüzde 15,3e kadar gerilemiştir. Türkiye henüz
sanayileşmiş bir ülke olmadan bu oranın gerilemesi sanayimiz,
ekonomimiz ve ülkemiz için sağlıklı bir gelişme
değildir.
İstanbul
Sanayi Odası, Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2013
Yılı Araştırması sonuçlarını
açıklamıştır. Bu araştırmada da sanayi üretiminin
ekonomi içindeki ağırlığının giderek
azaldığı açıkça görülmektedir.
500 büyük sanayi
kuruluşunun 2004 yılında 81i, 2010 yılında
66sı, 2012 yılında 63ü zarar ederken, 2013 yılında
bu rakamın 129a yükselmesi son on yılın en olumsuz rakamı
olarak kayıtlara geçmiştir.
2012de İSO
500 şirketlerinin ödediği finansman giderleri faaliyet
kârının yüzde 34üne denk gelirken, 2013te bu oran yüzde 53e
yükselmiştir. Bu da şirketlerin yaptıkları kârın
yarısından fazlasını finansman gideri olarak geri
ödediklerini göstermektedir. 500 büyük sanayi kuruluşunun
kârlılığının da ihracatının da
azaldığı bu araştırmayla tespit edilmiştir.
Kârlılık
ve öz kaynaklardaki azalma nedeniyle şirketler finansman sağlamak
için daha fazla yabancı kaynak kullanımına yönelmiştir.
İSO araştırması, şirketlerin borç ve öz kaynak
oranının 2013de son on yılın zirvesine
çıktığını ortaya koymuştur. Buna göre, borç ve öz
kaynak oranı 2013de 20,4 puan artarak yüzde 132,4e yükselmiştir,
gelişmiş ülkelerde bu seviye yüzde 70lerdedir.
Değerli
milletvekilleri, Hükûmet ve yandaş takımı ne derse desin,
istediği kadar pembe tablo çizsin, ekonomide çok ciddi
sıkıntılar yaşanmaktadır. Millî sanayimiz, üreticimiz
zor durumdadır. Girişimcilerimiz, sanayicimiz, yeni
yatırımlar bir yana, mevcut yatırımlarını
sürdüremez hâle gelmiştir. Rekabet gücü giderek tükenmektedir. Birçok
sanayici, iş adamı ve esnaf borç batağına girmiştir.
Piyasada tahsilat yapılamamaktadır. İcralar artmakta, iflaslar
baş göstermektedir. Özetle, Türkiye ekonomisinin şaftı
kaymıştır. AKP zihniyeti ise milyonlarca insanımızı
açlığa, sefalete, işsizliğe sürükleyen ekonomik
politikalarda ısrar etmektedir. Üretime sırt çevirmiş, ithalata
kucak açmış, aşırı derecede
finanslaşmış bir ekonomik sistemin aş, iş ve umut
üretmesi imkânsızdır. Teknoloji geliştirebilen, yenilikçiliği,
girişimciliği ödüllendiren, ekonomik alan hâkimiyetini kurmak için
küreği kavrayan ve bilgi üretebilen bir ekonomik atılıma ihtiyaç
bulunmaktadır. Ezberlerin tekrarıyla, bilindik önerilere tutunmayla
ve başkalarının insafıyla Türkiye ekonomisine kalıcı
bir dinamizm ve istikrar kazandırmak nafile bir
çırpınıştır.
Açıktır ki AKP Hükûmetinin ekonomi
politikasında üretim perspektifi yoktur. Türkiye, üretmeden tüketen,
kazanmadan harcayan bir ülke hâline getirilmiş durumdadır. Türkiye
ekonomisinin düzlüğe çıkarılması için ülkeyi sıcak
para, faiz ve borç batağından çıkartacak, ülkemizi ithalat
cenneti olmaktan kurtaracak üretim, istihdam ve ihracat odaklı yeni plan
ve programlara ihtiyaç bulunmaktadır. Ancak, AKP Hükûmetinde ne böyle bir
plan ve programı hazırlayacak ne de uygulayabilecek güç ve
kararlılık maalesef bulunmamaktadır.
Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
İkinci bölüm üzerinde şahsı adına söz
isteyen Erdal Aksünger, İzmir Milletvekili
Evet, ikinci bölüm üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Şimdi, ikinci bölümde yer alan maddeleri, varsa o
madde üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra ayrı
ayrı oylarınıza sunacağım.
12nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
13üncü madde üzerinde bir adet önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Kanun Tasarısının
13. maddesinin (4). fıkrasının madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Yusuf Halaçoğlu Mustafa
Kalaycı Mehmet
Günal
Kayseri Konya Antalya
Alim
Işık Murat
Başesgioğlu
Kütahya İstanbul
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
ÖZCAN ULUPINAR (Zonguldak) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl)
Katılamıyoruz.
ALİM IŞIK (Kütahya)
Gerekçe
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
İşletme
hakkının devri fıkrasının çıkarılması
öngörüldüğünden bu fıkranın da çıkması gerekir.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
14üncü madde
üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Kanun Tasarısının 14. maddesinin (8) fıkrasında
geçen "Bu madde kapsamında" ibaresinin "Bu maddenin (4).
fıkrası kapsamında" şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Yusuf Halaçoğlu Mustafa
Kalaycı Mehmet
Günal
Kayseri Konya Antalya
Murat Başesgioğlu Alim
Işık
İstanbul Kütahya
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ÖZCAN ULUPINAR (Zonguldak) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
KALKINMA BAKANI CEVDET
YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
İş akdi
ile çalıştırılanlarla, görevli olarak
çalışıp ücretlerini kurumlarından alanlar arasında
mecburi hizmet yükümlülüğü açısından ayrım
yapılmaktadır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
15inci madde
üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 593 sıra sayılı "Araştırma
Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanun"
tasarısının "Yeterlik, Koordinasyon, İzleme ve
Değerlendirme" başlıklı 15. maddesinin 2. ve 5.
fıkralarının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini, 8. fıkra olarak aşağıdaki
fıkranın eklenmesini ve hâlihazırda 8. fıkra olan
fıkra numarasının (9) olarak değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Mihrimah Belma Satır Mehmet
Doğan Kubat
Ramazan Can
İstanbul İstanbul Kırıkkale
Hakan Çavuşoğlu Osman
Aşkın Bak Recep
Özel
Bursa İstanbul
Isparta
(2) Yeterlik
değerlendirmesine tabi tutulacak araştırma altyapıları
Bakanlık tarafından belirlenir ve değerlendirme Sekretarya
tarafından yapılır.
(5) Kurul,
araştırma altyapılarına beş yıl için yeterlik
kararı verir. Yeterlik kararı verilmiş araştırma
altyapılarının yeterlik koşullarını sürdürme
hususu izlenir ve değerlendirilir. Kurul, bu Kanun hükümlerine
aykırılık olması veya izleme değerlendirme sonucuna
göre araştırma altyapılarının faaliyetlerini yerine
getirmesinde aksaklık olması durumunda araştırma
altyapılarına gerekli iyileştirmeleri yapması için süre
verebilir, altyapının yeterliğini iptal edebilir veya
sınıfını değiştirebilir.
(8) İzleme ve
değerlendirme süreçlerinde Bakanlık ve Sekretarya tarafından
talep edilen her türlü bilgi ve belgenin ilgili kurum ve kuruluşlar
tarafından istenilen sürede verilmesi zorunludur.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ÖZCAN ULUPINAR (Zonguldak) Takdire
bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
KALKINMA BAKANI
CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılıyoruz Sayın Başkan.
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Gerekçe
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Değişiklikle
yeterlilik, koordinasyon, izleme ve değerlendirme süreçlerine açıklık
getirilmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
16ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
17nci madde üzerinde bir adet önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisin
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 593 sıra sayılı
Araştırma Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanun
Tasarısının 17. Maddesinin 4. Fıkrasında bulunan
elde edilecek gelirin ibaresinden sonra gelmek üzere en az yüzde yirmisi
ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Ali Susam Haluk Ahmet
Gümüş Ümit
Özgümüş
İzmir Balıkesir Adana
Ramazan Kerim Özkan Haluk Eyidoğan Gürkut Acar
Burdur İstanbul Antalya
Ali
Sarıbaş Mehmet
Doğan Kubat
Çanakkale İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ÖZCAN ULUPINAR
(Zonguldak) Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl)
Katılıyoruz Sayın Başkan.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yeni buluşlar yapmayı teşvik etmek
amacıyla fikrî haktan, buluşu gerçekleştiren kişiye
ayrılacak paya alt limit getirilmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
18incı maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
19uncu madde üzerinde bir adet önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 593 sıra sayılı
Araştırma Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanun
Tasarısının 19. Maddesinin 1. Fıkrasında bulunan
Bakanlık tarafından ibaresinden sonra gelmek üzere
Yükseköğrenim Kurumu, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve Türkiye
Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonunun görüşleri alınarak
ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Ali Susam Haluk Ahmet
Gümüş Ramazan
Kerim Özkan
İzmir Balıkesir Burdur
Haluk
Eyidoğan Ümit
Özgümüş Ali
Sarıbaş
İstanbul Adana Çanakkale
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ÖZCAN ULUPINAR (Zonguldak) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
KALKINMA BAKANI
CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Çıkartılacak
yönetmelikte işin içinde bulunan eğitim ve iş
dünyasının da görüşlerinin alınması
amaçlanmıştır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
Geçici 1inci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
20nci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
21inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
Böylece,
tasarının görüşmeleri tamamlanmıştır.
Tasarının
tümü açık oylamaya tabidir.
Açık
oylamanın şekli hakkında Genel Kurulun kararını
alacağım.
Açık
oylamanın elektronik cihazla yapılmasını
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Üç dakika süre
veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Araştırma Altyapılarının
Desteklenmesine Dair Kanun Tasarısının açık oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı |
: |
227 |
|
|
Kabul |
: |
226 |
|
|
Çekimser |
: |
1 |
|
|
|
|
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Muhammet Rıza
Yalçınkaya Bayram
Özçelik
Bartın Burdur
Böylece
tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
Kalkınma
Bakanı Sayın Cevdet Yılmaz teşekkür konuşması
yapacaktır.
Buyurun Sayın
Bakan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
KALKINMA BAKANI
CEVDET YILMAZ (Bingöl) Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; çok kısa bir teşekkür konuşması
için huzurunuzdayım.
Öncelikle, gerek
Sanayi Komisyonumuzda gerek Plan ve Bütçe Komisyonumuzda tasarımıza
eleştirileriyle, görüşleriyle katkı veren tüm
arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Genel Kurulumuzda da
bütün parti gruplarına teşekkür ediyorum.
Son derece güzel
bir tartışma ortamı içinde, ülkemizin geleceği adına,
2023 vizyonumuz ve Onuncu Beş Yıllık Kalkınma
Planımız açısından son derece önem taşıyan,
hayati önem taşıyan bir kanunu, bir reform tasarısını
hep birlikte kabul etmiş olduk. Ülkemize, milletimize hayırlı
olmasını diliyorum.
Bu vesileyle, bu
tasarıda emeği geçen bütün bürokrat arkadaşlara,
akademisyenlere, çeşitli aşamalarda görüş veren, destek veren
ilgili tüm kesimlere de huzurunuzda teşekkür etmek istiyorum.
Tekrar
hayırlı olmasını diliyor, hepinize hayırlı
akşamlar diliyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
4üncü sırada
yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı ile
İran İslam Cumhuriyeti Sağlık ve Tıbbi Eğitim
Bakanlığı Arasında Sağlık ve Tıp Bilimleri
Alanlarında İşbirliğine Dair Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
4.- Türkiye Cumhuriyeti
Sağlık Bakanlığı ile İran İslam Cumhuriyeti
Sağlık ve Tıbbi Eğitim Bakanlığı
Arasında Sağlık ve Tıp Bilimleri Alanlarında
İşbirliğine Dair Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/428) (S. Sayısı: 163)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
5inci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ile İran İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Türkiye-İran
Hududunda Yeni Kara Hudut Kapılarının Açılmasına Dair
Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlayacağız.
5.- Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile İran İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Türkiye-İran Hududunda Yeni Kara Hudut Kapılarının
Açılmasına Dair Mutabakat Zaptının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (1/450) (S. Sayısı: 10)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Bundan sonra da komisyon bulunmayacağı
anlaşıldığından, alınan karar gereğince,
kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri
sırasıyla görüşmek için, 8 Temmuz 2014 Salı günü saat
15.00te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 18.49