TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
117nci
Birleşim
16
Temmuz 2014 Çarşamba
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.-
GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.-
GELEN KÂĞITLAR
III.-
YOKLAMALAR
IV.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.-
İstanbul Milletvekili Türkan
Dağoğlunun, kızamık mikrobunun yol açtığı
SSPE hastalığının Türkiyedeki durumuna ilişkin gündem
dışı konuşması
2.- Bingöl Milletvekili İdris Balukenin, orman
yangınlarına ilişkin gündem dışı
konuşması
3.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın,
inançlarımıza yapılan saldırılara ilişkin gündem
dışı konuşması
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkanın, doğal afetler
nedeniyle çiftçilerin yaşadığı sorunlara ilişkin
açıklaması
2.-
İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğütün, İstanbulun
Kadıköy ilçesinin sorunlarına ilişkin açıklaması
3.-
Ankara Milletvekili Ülker Güzelin, İsrailin Filistine
yaptığı saldırıları dünya insanlık tarihinin
utançla hatırlayacağına ilişkin açıklaması
4.-
Antalya Milletvekili Gökcen Özdoğan Ençin, Tıpış
tıpış, paşa paşa sandığa gitmek
zorundasınız yoksa hayatlarınıza müdahale ederler. gibi
söylemlerle oy avcılığına çıkan siyasileri
kınadığına ve sandığa korkuyla değil
demokratik bir hakkı kullanmak adına gidileceğine ilişkin
açıklaması
5.-
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın, İstanbulun Maltepe,
Üsküdar ve Sultanbeyli ilçelerinin sorunlarına ilişkin
açıklaması
6.-
Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcının, Sağlık
Bakanlığının birinci basamak sağlık hizmetlerinde
yaşanan sorunlara ilişkin açıklaması
7.-
Konya Milletvekili Ayşe Türkmenoğlunun, Gazzede
yaşamını yitirenlere Allahtan rahmet dilediğine ve bir an
önce bu dramın bitmesini temenni ettiğine ilişkin
açıklaması
8.-
Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaşın, Çanakkale Onsekiz Mart
Üniversitesi Rektörü Sedat Laçinerin yaptığı antidemokratik
uygulamalara ilişkin açıklaması
9.-
Bursa Milletvekili Mustafa Öztürkün, İsrailin Filistinde
yaptığı katliamı kınadığına ve gerçek
kurtuluşun Filistin devletinin tanınmasından geçtiğine
ilişkin açıklaması
10.-
İstanbul Milletvekili Haluk Eyidoğanın, İstanbuldaki
tarihî binaların durumuna ilişkin açıklaması
11.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, HDP grup önerisi üzerinde
AK PARTİ Grubu aleyhte 2 sözü de aldığı için CHP Grubunun
söz hakkı kalmadığına ve Antalya Milletvekili Gökcen
Özdoğan Ençin yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
12.-
İstanbul Milletvekili Mihrimah Belma Satırın, İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
13.-
Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Recai Berberin, 639 sıra
sayılı Kanun Tasarısında 108 teklif ve tasarının
birleştirilmiş olduğuna ve teklif sahiplerine bu konuda bilgi
verildiğine ilişkin
açıklaması
14.- Kütahya Milletvekili Alim
Işıkın, (2/1899) esas numaralı Kanun Teklifi, 639
sıra sayılı Kanun Tasarısının kapsamına
alınmış gibi gösterilmesine rağmen teklifteki
düzenlemelerin tasarı içinde yer almadığına ve bu durumun
İç Tüzüke aykırı olduğuna ilişkin
açıklaması
15.- Mersin Milletvekili Ali Özün, (2/1655) esas
numaralı Kanun Teklifindeki düzenlemelerin 639 sıra sayılı
Kanun Tasarısının kapsamında yer almadığına
ilişkin açıklaması
VI.-
GEÇEN TUTANAK HAKKINDA KONUŞMALAR
1.-
İstanbul Milletvekili Ali Özgündüzün, 15/7/2014 tarihli 116ncı
Birleşimdeki bazı ifadelerini düzelttiğine ilişkin
konuşması
VII.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.-
Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek ve 19 milletvekilinin,
Samsunun Canik ilçesinde meydana gelen sel felaketine yol açan sebeplerin ve
ortaya çıkan mağduriyetlerin araştırılarak
alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1017)
2.-
Kars Milletvekili Mülkiye Birtane ve 22 milletvekilinin, Kemal Türkler
davasıyla ilgili ortaya atılan iddiaların
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/1018)
3.-
Kars Milletvekili Mülkiye Birtane ve 22 milletvekilinin, doğu ve
güneydoğu illerinde yaşanan elektrik kesintilerinin
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/1019)
B)
Önergeler
1.-
İzmir Milletvekili Oktay Vural ve Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlunun birlikte verdikleri, 639 sıra sayılı Kanun
Tasarısında yer alan (2/399) esas numaralı Kanun Teklifini
geri çektiklerine ilişkin önergesi (4/174)
2.-
İzmir Milletvekili Oktay Vural ve
Kütahya Milletvekili Alim Işıkın birlikte verdikleri, 639
sıra sayılı Kanun Tasarısında yer alan (2/1899) esas
numaralı Kanun Teklifini geri çektiklerine ilişkin önergesi (4/175)
3.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve
Mersin Milletvekili Ali Özün birlikte verdikleri, 639 sıra
sayılı Kanun Tasarısında yer alan (2/1655) esas
numaralı Kanun Teklifini geri çektiklerine ilişkin önergesi (4/176)
4.-
İzmir Milletvekili Oktay Vural ve
Kastamonu Milletvekili Emin Çınarın birlikte verdikleri, 639
sıra sayılı Kanun Tasarısında yer alan (2/1797) esas numaralı
Kanun Teklifini geri çektiklerine ilişkin önergesi (4/177)
5.- Samsun Milletvekili Cemalettin
Şimşekin 639 sıra sayılı Kanun Tasarısında
yer alan (2/1957) esas numaralı kanun teklifini geri çektiğine
ilişkin önergesi (4/178)
6.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve
Mersin Milletvekili Ali Özün birlikte verdikleri 639 sıra
sayılı Kanun Tasarısında yer alan (2/1372) esas
numaralı kanun teklifini geri çektiklerine ilişkin önergesi (4/179)
7.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve
Mersin Milletvekili Ali Özün birlikte verdikleri 639 sıra
sayılı Kanun Tasarısında yer alan (2/1350) esas
numaralı Kanun Teklifini geri çektiklerine ilişkin önergesi (4/180)
8.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın
639 sıra sayılı Kanun Tasarısında yer alan (2/640) esas
numaralı Kanun Teklifini geri çektiğine ilişkin önergesi
(4/181)
9.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın
639 sıra sayılı Kanun Tasarısında yer alan (2/1236)
esas numaralı Kanun Teklifini geri çektiğine ilişkin önergesi
(4/182)
10.- İzmir Milletvekili Hülya Güvenin 639
sıra sayılı Kanun Tasarısında yer alan (2/1688) esas
numaralı Kanun Teklifini geri çektiğine ilişkin önergesi
(4/183)
11.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebinin 639 sıra sayılı Kanun Tasarısında yer
alan (2/2198) esas numaralı Kanun Teklifini geri çektiğine
ilişkin önergesi (4/184)
12.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın
639 sıra sayılı Kanun Tasarısında yer alan (2/1227)
esas numaralı Kanun Teklifini geri çektiğine ilişkin önergesi
(4/185)
13.- İzmir Milletvekili Musa Çamın 639
sıra sayılı Kanun Tasarısında yer alan (2/1414) esas
numaralı Kanun Teklifini geri çektiğine ilişkin önergesi
(4/186)
14.- Bursa Milletvekili Sena Kalelinin 639
sıra sayılı Kanun Tasarısında yer alan (2/1595) esas
numaralı Kanun Teklifini geri çektiğine ilişkin önergesi
(4/187)
15.- Ankara Milletvekili İzzet Çetinin 639
sıra sayılı Kanun Tasarısında yer alan (2/324) esas
numaralı Kanun Teklifini, geri çektiğine ilişkin önergesi
(4/188)
16.- İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebinin
639 sıra sayılı Kanun Tasarısında yer alan (2/1938)
esas numaralı Kanun Teklifini geri çektiğine ilişkin önergesi
(4/189)
17.- Ankara Milletvekili İzzet Çetinin 639
sıra sayılı Kanun Tasarısında yer alan (2/139) esas
numaralı Kanun Teklifini, geri çektiğine ilişkin önergesi
(4/190)
18.- Ankara Milletvekili İzzet Çetinin 639
sıra sayılı Kanun Tasarısında yer alan (2/1131) esas
numaralı Kanun Teklifini geri çektiğine ilişkin önergesi
(4/191)
19.- Ankara Milletvekili İzzet Çetinin 639
sıra sayılı Kanun Tasarısında yer alan (2/1203) esas
numaralı Kanun Teklifini geri çektiğine ilişkin önergesi
(4/192)
20.- Ankara Milletvekili İzzet Çetinin 639
sıra sayılı Kanun Tasarısında yer alan (2/2083) esas
numaralı Kanun Teklifini geri çektiğine ilişkin önergesi
(4/193)
21.- Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcının 639 sıra sayılı Kanun
Tasarısında yer alan (2/439) esas numaralı Kanun Teklifini
geri çektiğine ilişkin önergesi (4/194)
VIII.-
ÖNERİLER
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.-
HDP Grubunun, Grup Başkan Vekili Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan tarafından, ülkemizde uyuşturucu kullanımının
önlenmesi ve azaltılmasına yönelik önlemlerin alınması
amacıyla 7/7/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 16 Temmuz 2014
Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
2.-
MHP Grubunun, Grup Başkan Vekili İzmir Milletvekili Oktay Vural, Grup
Başkan Vekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ve Ankara
Milletvekili Zühal Topcu tarafından, sürekli değişen ve
gelişen bilim dünyasında Türkiyenin de adının geçmesi için
akademisyenlerin özlük haklarıyla ilgili durumlarının
uluslararası ve ulusal arenada detaylı bir şekilde araştırılması
amacıyla 21/1/2014 tarihinde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun
16 Temmuz 2014 Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda
okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
3.-
CHP Grubunun, Manisa Milletvekili Hasan Ören ve 19 milletvekili
tarafından, kredi kartı borçlarının ekonomik ve sosyal
boyutunun araştırılması ve kredi kartı
borçlarının uzun vadede ödenebilmesi için alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla 30/4/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 16 Temmuz 2014
Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
IX.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.-
Iğdır Milletvekili Sinan Oğanın, Ardahan Milletvekili
Orhan Atalayın MHP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında Milliyetçi Hareket Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
2.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, Giresun Milletvekili
Nurettin Caniklinin usul görüşmesi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında Cumhuriyet Halk Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
3.-
Antalya Milletvekili Mehmet Günalın, Giresun Milletvekili Nurettin
Caniklinin usul görüşmesi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında Milliyetçi Hareket Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
4.-
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın, Giresun Milletvekili
Nurettin Caniklinin usul görüşmesi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında Halkların Demokratik Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
5.-
Giresun Milletvekili Nurettin Caniklinin, İstanbul Milletvekili Mehmet
Akif Hamzaçebi ve Antalya Milletvekili Mehmet Günalın sataşma
nedeniyle yaptıkları konuşmaları sırasında Adalet
ve Kalkınma Partisine sataşması nedeniyle konuşması
6.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, Giresun Milletvekili
Nurettin Caniklinin sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında Cumhuriyet Halk Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
7.-
Antalya Milletvekili Mehmet Günalın, Giresun Milletvekili Nurettin
Caniklinin sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında Milliyetçi Hareket Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
8.-
Hakkâri Milletvekili Adil Zozaninin, Giresun Milletvekili Nurettin Caniklinin
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında Halkların Demokratik Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
9.- Mersin Milletvekili Ali Özün, Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydının usul görüşmesi üzerinde
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
10.- Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydının, Mersin Milletvekili Ali Özün sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
11.- Manisa Milletvekili Recai Berberin,
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin usul görüşmesi
üzerinde yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
X.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A)
Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.-
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının;
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik
Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer
Gençin; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin
Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu
Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156)
2.-
Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum
Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı:
287)
3.-
Türkiye Sağlık Enstitüleri
Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Kars Milletvekili Yunus Kılıç ve Amasya
Milletvekili Avni Erdemir ile 79 Milletvekilinin; Türkiye Sağlık
Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun
ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal
İşler Komisyonu Raporu (1/937, 2/2229) (S. Sayısı: 615)
4.-
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetinin; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili
İdris Balukenin; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetinin; Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam
Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcının; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vuralın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili
Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza
Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz
Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul
Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili
Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin
Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın
Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye
Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi
Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay
Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara
Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin 'in;
Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine
Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut
Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili
Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3
Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya
Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in;
Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili
Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun;
Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu
Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Bursa Milletvekili
Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Trabzon
Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf
Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; İstanbul
Milletvekili Süleyman Çelebi'nin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in;
Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın
Türeli'nin; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun
Çıray'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in;
Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar
Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür
Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve Önder Matlı ile 8
Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Manisa
Milletvekili Hasan Örenin; Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum
Milletvekili Cahit Bağcı ile 37 Milletvekilinin; Manisa Milletvekili
Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan
ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115,
2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439,
2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896,
2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217,
2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302,
2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437,
2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595,
2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794,
2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938,
2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056,
2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186,
2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639)
5.- Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşmeye Ek
İhtiyari Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı ile İnsan Haklarını İnceleme
Komisyonu ve Dışişleri Komisyonu Raporları (1/892) (S.
Sayısı: 605)
XI.-
USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
1.-
639 sıra sayılı Kanun Tasarısında yer alan,
İzmir Milletvekili Oktay Vural ve Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlunun birlikte verdikleri (2/399) esas numaralı Kanun
Teklifini geri çektiklerine ilişkin önergenin kabul edilmemesi nedeniyle 639
sıra sayılı Kanun Tasarısının Genel Kurulda
görüşülmesinin İç Tüzük hükümlerine uygun olup
olmadığı hakkında
2.- 639 sıra sayılı Kanun
Tasarısında yer alan, Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve
Mersin Milletvekili Ali Özün birlikte verdikleri (2/1655) esas numaralı
Kanun Teklifini geri çektiklerine ilişkin önergenin işleme
alınmasının İç Tüzük hükümlerine uygun olup
olmadığı hakkında
3.- 639 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 1inci maddesi üzerinde İzmir Milletvekili
Oktay Vural ve arkadaşları tarafından verilen önergenin, 500
kelimeyi geçtiği hâlde özeti eklenmediği için işleme
alınmamasının İç Tüzük hükümlerine uygun olup
olmadığı hakkında
XII.-
YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Ordu Milletvekili
İdris Yıldız'ın, Kredi ve Yurtlar Kurumuna borcu bulunan
kişilere ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Akif
Çağatay Kılıç'ın cevabı (7/43622)
2.- İstanbul
Milletvekili Celal Adan'ın, Bakanlık tarafından
gerçekleştirilen ihalelere ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor
Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ın cevabı (7/43623)
3.- Van Milletvekili Nazmi
Gür'ün, Başkale'deki spor tesislerinin onarımına ve
açılacak yeni tesislere ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı
Akif Çağatay Kılıç'ın cevabı (7/43624)
4.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, son iki yıl içerisinde
yapılan temsil, ağırlama, tören ve tanıtım
harcamalarına ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Akif
Çağatay Kılıç'ın cevabı (7/43625)
5.- İstanbul
Milletvekili D. Ali Torlak'ın, uyuşturucu ile mücadele
kapsamında İstanbul ili Tuzla ilçesinde gerçekleştirilen
çalışmalara ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Akif
Çağatay Kılıç'ın cevabı (7/43768)
6.- Kastamonu Milletvekili
Emin Çınar'ın, Kastamonu'ya yönelik yatırımlara
ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay
Kılıç'ın cevabı (7/43914)
7.- Ankara Milletvekili Özcan
Yeniçeri'nin, Ankara'da sportif altyapının gelişmesi ve amatör
spor kulüplerinin desteklenmesi kapsamında yapılan
çalışmalara ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Akif
Çağatay Kılıç'ın cevabı (7/44027)
8.- Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in, kamu kurum ve kuruluşlarının engellilerin
erişebilirliğine uygun duruma getirilmesine yönelik
çalışmalara ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Akif
Çağatay Kılıç'ın cevabı (7/44217)
9.- Mersin Milletvekili Ali
Öz'ün, üniversite kampüslerindeki yemekhanelerde ve kafeteryalarda satılan
yemeklerin içine şap katıldığı iddiasına
ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay
Kılıç'ın cevabı (7/44218)
10.- İzmir Milletvekili
Alaattin Yüksel'in, 1 Ocak 2005-10 Haziran 2014 tarihleri arasında
açılışı yapılan tesislerle ilgili bazı bilgilere,
- Hatay Milletvekili Mevlüt
Dudu'nun, İstanbul'da orman alanlarının azalmasına ve bu
konuda alınan önlemlere,
- Çanakkale Milletvekili
Mustafa Serdar Soydan'ın, Çanakkale'de yağışlar sebebiyle
yaşanan tarımsal üretim kaybına,
- İzmir Milletvekili
Ahmet Kenan Tanrıkulu'nun, İzmir ve çevresine gıda, tarım
ve hayvancılık alanında yapılması planlanan kamu
yatırımlarına,
İlişkin
soruları ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı
Mehmet Mehdi Ekerin cevabı
(7/45764), (7/45765), (7/45766), (7/45767)
11.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık'ın, 17 Aralık 2013 tarihinden bu yana
Bakanlık ile bağlı kurum ve kuruluşlardaki personel
hareketlerine ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcının cevabı (7/45987)
12.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri'nin, 2002-2014 yılları arasında yurda kaçak
yollardan sokulmak istenirken yakalanan dayanıklı tüketim
mallarına ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcının cevabı (7/45988)
13.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal'ın, Destek Hizmetleri Başkanlığında görev
yapan iki personel hakkındaki iddialara ilişkin sorusu ve Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Sadık Yakutun cevabı
(7/46102)
14.- İzmir Milletvekili
Ahmet Kenan Tanrıkulu'nun, kuru üzüm rekoltesine ve ithalatına
ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcının cevabı (7/46367)
15.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri'nin, atık kağıtlar için hurda kağıt
tanımının kullanılması adına yürütülmekte olan
çalışma ve projelere ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret
Bakanı Hayati Yazıcının cevabı (7/46370)
16.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık'ın, bazı kamu görevlilerinin istifaya
zorlandığı iddiasına,
Bakanlık ile
bağlı kurum ve kuruluşların yaptığı
harcamaların bütçe kalemlerindeki ödeneklerle uyumlu
olmadığına,
Bazı kamu görevlileri
hakkında soruşturma açılarak mobbing uygulandığı
iddiasına,
Bazı kamu görevlilerinin
emekliliğe zorlandığı,
İlişkin
soruları ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcının
cevabı (7/46643), (7/46645), (7/46647), (7/46648)
17.- Bursa Milletvekili Aykan
Erdemir'in, Türk Kirazı olarak anılan kirazda ihracat iadesi
yapılmamasına ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı
Hayati Yazıcının cevabı (7/46649)
16 Temmuz 2014 Çarşamba
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.01
BAŞKAN: Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), İsmail
KAŞDEMİR (Çanakkale)
----- 0 -----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin 117nci
Birleşimini açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN - Elektronik cihazla yoklama
yapacağız.
Yoklama için iki dakika süre vereceğim.
Sayın milletvekillerinin oy düğmelerine basarak
salonda bulunduklarını bildirmelerini, bu süre içerisinde elektronik
sisteme giremeyen milletvekillerinin salonda hazır bulunan teknik
personelden yardım istemelerini, buna rağmen sisteme giremeyen
üyelerin ise yoklama pusulalarını görevli personel
aracılığıyla iki dakikalık süre içerisinde
Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.
Yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere
başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce üç
sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı
ilk söz, kızamık mikrobunun yol açtığı subakut
sklerozan -söyleyemeyeceğim Hocam, siz onu tamamlarsınız- SSPE
hastalığının Türkiyedeki durumuyla ilgili söz isteyen
İstanbul Milletvekili Sayın Türkan Dağoğluna aittir.
Buyurun Sayın
Dağoğlu. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Bu arada, Hocam, mikrofonu
açmadan evvel
Sayın milletvekili
arkadaşlarım, gerçekten Genel Kurulda bir uğultu var.
Arkadaşımız hazırlandı geldi, dinlememiz lazım.
Sükûneti sağlarsak iyi olur.
Buyurunuz Hocam.
IV.- GÜNDEM
DIŞI KONUŞMALAR
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- İstanbul Milletvekili Türkan
Dağoğlunun, kızamık mikrobunun yol açtığı SSPE
hastalığının Türkiyedeki durumuna ilişkin gündem
dışı konuşması
TÜRKAN DAĞOĞLU (İstanbul) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; kızamık
hastalığının yol açmış olduğu ensefalit
dediğimiz, hatta Sayın Başkanımın biraz evvel
söylerken zorlandığı bu panensefalit vakalarının
Türkiye'deki durumunu arz etmek üzere huzurunuzda bulunuyorum. Bu konu, daha
evvel, 17 Haziran ve 9 Temmuz tarihlerinde sayın HDP milletvekili
tarafından da bu kürsüden dile getirildi ve gündeme getirildi.
Öncelikle şunu çok iyi bilmemiz lazımdır
ki, kızamık hastalığı
Daha evvel, biz,
kızamığın komplikasyonunu sadece zatürre olarak
değerlendirirdik, ancak daha sonra, geç devrelerde, yani kızamık
hastalığını geçirdikten daha sonra, beş veya altı
yıl sonra, hatta bazen daha uzun yıllara giden zamanlar içinde, bunun
beyinde yerleştiğini ve burada, ensefalit dediğimiz bir
hastalığı da gündeme getirdiğini hep beraberce gördük. Ve
birkaç haftadır da bunun bu kürsüden dile getirilmesini de zaten bu
olayın bir kanıtı olarak değerlendiriyorum ben.
Şimdi, Dünya Sağlık Örgütünün
yapmış olduğu çalışmalarda, bu
hastalığın ortaya çıkmasının nedeninin hiçbir
şekilde yapılan aşılarla bağlantılı olduğu
görülmemiştir ve çok ince yapılan mikro araştırmalarda da
yapılan çalışmalarda da beyinde aşıya dair bir virüsün
olmadığını, ancak hastalığa dair
kızamık virüsünün yerleştiğini yıllar sonra tespit
etmişlerdir.
Peki, bu tablo karşısında Türkiyede
Sağlık Bakanlığı bunu karşıdan
seyretmiş midir? Tabii ki böyle yapmamıştır,
Sağlık Bakanlığı da bunu gündemine almış ve
aşılama programlarını arttırmıştır. Bu
hastalık doğrudan doğruya aşılamayla doğru
orantılıdır ve aşılamayı ne kadar çok fazla üst düzeye
getirirsek bu hastalığın oranında da bir azalmanın
olacağı kesindir; bunun böyle olduğunu Dünya Sağlık Örgütü
de belirtmektedir. Ancak, önergenin verildiği 17 Haziran tarihinde de
Diyarbakırda görev yapan, enfeksiyon hastalıkları uzmanı,
öğretim üyesi olan oradaki arkadaşlarımız da burada dile
getirdi ki, buralardaki aşılanmanın Sağlık
Bakanlığına bağlı olarak değil oradaki toplumun
bilinçlenmesine bağlı olarak diğer bölgelere nazaran daha az
olduğu gündeme gelmiştir. Bunun nedenlerine ben burada girmek
istemiyorum, o gün bunlara uzun uzun gelindi Kısırlık yapabilir,
çocuğunuz ölebilir. Dolayısıyla, bu nedenle, hepimiz çok iyi biliyoruz
ki o tarihlerde aşılama programları oralarda halk
tarafından aksatıldı. Bugün yapılan çalışmalarda,
Sağlık Bakanlığının yapmış olduğu
çalışmalarda, özellikle 2005 yılından sonra
aşılamalara çok büyük bir hız verildi ve bugün bu aşı
yüzde 98 oranında bütün Türkiyede, bütün bölgeleri kapsamak üzere
yapılmaktadır.
Bu hastalığın en güzel örneklerinden biri
-Dünya Sağlık Örgütünün verdiği- Çindir. Çinde
kızamık aşılanması yüzde 100lere
ulaştığı için orada bu hastalık görülmemektedir. Ben
inanıyorum ki Türkiyede de bu yüksek aşılanmanın sonucunda
bu hastalıklar artık görülmeyecektir. Peki, Sağlık
Bakanlığının burada yaptığı şey nedir?
Sağlık Bakanlığı bunların ilaçlarını
kendisi bizzat bedava olarak vermektedir, aşılamaları zaten
bedava yapmaktadır. O zaman da konuşuldu, sayın vekilim burada,
aşılamaların zaten yapılacağını söyledi,
zaten Bakanlık da yapıyor, bunda farklı bir düşünce söz
konusu değil ve burada yapılan bunlara ev hizmeti, ev hizmetinin
verilmesi de gerçekten çok önemli bir şeydir.
Nörolog bulunması konusunda, Sayın Vekilim, bu
bir üst ihtisas dalıdır, nörolog sayısı Türkiyede zaten
çok azdır ama çocuk hastalıkları uzmanı yeterince
vardır ve bu konu gelecekte aşılamayla önlenecektir.
Hepinize saygılarımı sunuyorum ve
teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Dağoğlu.
AYTUĞ ATICI (Mersin) Sayın Başkan,
sayın konuşmacı, konuşmasında, bu
hastalığın aşının yapılmasıyla ilgisi
olmadığını söyledi. Çok haklı, aşının
yapılmamasıyla ilgisi vardır, ancak aşının
yapılmama nedenini yöre halkı olarak gösterdi. Bu çok
yanlış bir şeydir, aşılamamanın nedeni
Sağlık Bakanlığının birinci basamak
sağlık hizmetlerini aksatmasıdır, nokta.
Teşekkür ederim.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Bozulmuş
aşı, bozulmuş aşı!
BAŞKAN Gündem dışı ikinci söz,
orman yangınları hakkında söz isteyen Bingöl Milletvekili
Sayın İdris Balukene aittir.
Buyurun Sayın Baluken.
2.- Bingöl Milletvekili İdris Balukenin, orman
yangınlarına ilişkin gündem dışı
konuşması
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
SSPE hastalığıyla ilgili ilk defa AK
PARTİ Grubundan bir milletvekilinin buraya gelip
konuşmasını da olumlu bulduk, yani olumlu bir çerçevede
konuşmasını. Yeni yasama yılında bence ilk
yapmamız gereken şey, bu hastalıkla ilgili bir an önce bir
araştırma komisyonu kurup gerçek nedenleri ortaya çıkarmak ve
ailelerin problemlerini çözmeye yardımcı olmak olmalı diyorum.
O konuda söyleyecek çok şey var, zaman zaman ifade
ettiğimiz için ve süremiz kısıtlı olduğu için bugün
değinmeyeceğim.
Değerli milletvekilleri, bugün, orman
yangınlarıyla ilgili söz aldım ben. Özellikle seçim bölgem olan
Bingölde, tam dört gündür, bizim Ko Spi dediğimiz Genç ilçesinde,
Akdağ bölgesinde bir yangın var ve bu yangın dört gündür
söndürülemiyor.
Pazar günü saat 13.00te bu yangının
olduğuyla ilgili haberler bize gelmeye başlayınca, hemen Bölge
Orman Müdürlüğü yetkilileriyle görüştük, bize çok tanıdık
bir gerekçe söylediler; niçin söndüremediklerinin gerekçesini söylediklerinde,
biz bir güvenlik kafasının yine devrede olduğunu hemen
hissettik, gördük. Tugay Komutanı, orman söndürme
çalışmalarına güvenlik nedeniyle izin vermiyormuş. Bu
nedenle, bu mevcut orman yangınına hiç müdahale edemediklerini, ancak
geniş bir alanda önlemeye yönelik bazı tedbirler üzerinde
çalıştıklarını ifade ettiler.
Tabii, bunu ifade ettikleri zaman, biz de, hadi diyelim
ki karadan güvenlik nedeniyle müdahale edemiyorsunuz, ama Türkiye gibi koca bir
ülkede herhâlde bir yangın söndürme uçağı ya da bir yangın
söndürme helikopteri vardır ve muhtemelen siz birkaç saat içerisinde bunu
çağırmışsınızdır diye düşündük.
Doğal olarak, diyalektik olarak düşündüğünüz zaman, bölgede koca
F16 savaş uçağı filoları olan bir ülkenin yangın
söndürme uçaklarıyla ilgili de ciddi bir
hazırlığının olmasını beklerdik ama
karşıdan aldığımız cevap bizi dehşete
düşürdü. Tüm bölgede, bölgenin genelinde, Doğu ve Güneydoğu Anadolu
Bölgesinde bir tek yangın söndürme uçağı ya da helikopteri yok.
Tam bir rezalet. Ankara ve Adanayla yazışmalar
yaptıklarını, bu yazışmaların
sonuçlarını beklediklerini ifade ettiler. Gecenin ilerleyen
saatlerinde, hiçbir müdahalenin olmadığını oradaki köylüler
bizi defalarca arayıp ifade ettiler. Aradan yirmi dört saat geçti,
pazartesi saat 13.00te aradık, hâlâ ortada bir yangın söndürme
uçağı ya da helikopteri yok. Bunun üzerine Bakanlığın
yetkilileriyle görüştük, Müsteşarla görüştük. Onun da bunu
gerekçelendirecek bir durumu yok. Yani Bölgede niye bir yangın söndürme
uçağı ya da helikopteri yok?un cevabını Sayın
Müsteşardan da alamadık. Adanadan kaldırılan bir uçak tam
on dokuz-yirmi saat sonra bölgeye ulaştı ve göstermelik bir
yangın söndürme çalışmasıyla da maalesef hiçbir
başarı elde etmeden o gün o çalışmaları bitirdi.
Şu anda hâlâ çalışmaların devam ettiği yönünde
bilgiler var ama yangın olanca hızıyla devam ediyor.
Orman Müdürü, yangın yerinin yerleşim
alanlarından uzak olduğunu gerekçe göstererek kendilerinin rahat
olduğunu ifade ediyor. Yani, bir ağaca baktığında bir
yaşamı görmeyen, bir hayatı görmeyen, bir insanı görmeyen
bir orman müdürünü atamışsınız. Dolayısıyla, onun
da bakış açısı
Yerleşim yerine uzak olduğu için
biz şu anda rahatız. diyor. Böyle bir anlayış olur mu
arkadaşlar? Bir kere, bu zihniyette olan personelin Orman
Bakanlığıyla, Orman Şube Müdürlüğüyle bir ilgisinin
olmaması gerekiyor. Dört günde, kısıtlı bir alanda, bir
yangını söndüremiyorsanız orada -kusura bakmayın-
Hükûmetinizin varlığıyla ilgili, meşruiyetiyle ilgili bir
tartışma başlar. Biz, bu konuda bir an önce etkili bir
yangın söndürme müdahalesinin yapılmasını, bu güvenlik
kafasının da artık o bölgeden çıkarılması
gerektiğini ifade ediyoruz. Bölgede geçen yıl da Mardinde, Katoda,
Cudide ormanlar yanarken müdahale etmeyen güvenlik kafası şimdi de
Bingöl dağlarındaki yangına müdahale etmiyor. Bu kafa 90lı
yıllarda ormanlarımızı yakan kafayla aynı
kafadır. Bu kafayla ya siz yüzleşeceksiniz, bu kafayı oradan
ayıklayacaksınız ya da biz o kafanın şu anda sizde
temsil edildiğini ifade edeceğiz.
Akdağdaki yangının söndürülmesi için bir
an önce gerekli yöntemlerin, gerekli tedbirlerin devreye konulması
gerektiğini ifade ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Baluken.
Gündem dışı üçüncü söz, inançlarımıza
yapılan saldırılar konusunda söz isteyen Manisa Milletvekili
Sayın Erkan Akçaya aittir.
Buyurun Sayın Akçay. (MHP sıralarından
alkışlar)
3.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, inançlarımıza
yapılan saldırılara ilişkin gündem dışı
konuşması
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; özellikle son yıllarda
inançlarımıza ve bazı değerlerimize yapılan
saldırılar konusunda gündem dışı söz aldım.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Adalet ve Kalkınma
Partisi döneminde en çok dinî ve manevi değerlerimiz erozyona
uğratılmıştır, saldırıya
uğramıştır. On iki yıllık AKP döneminde
değer yargıları çarpıtılmış, hırsızlık
ve yolsuzluk yapanlar, rüşvet verenler hayırsever iş
adamı ilan edilmiş, rüşvet zekât olarak adlandırılmıştır.
Uyuşturucuya başlama yaşı 10a, alkole başlama
yaşı 11e düşmüştür. İlköğretim okullarında
alkol ve uyuşturucu madde kullanma ve bulundurma suç olmaktan
çıkarılmıştır. Domuz eti üretimi ve
satışı serbest bırakılmış ve bu çiftliklere
Ziraat Bankasınca kredi sağlanmıştır. Tam 1.574 Kuran
kursu kapatılmıştır. Zina serbest
bırakılmıştır. Kabataşta başörtülü
kızımıza saldırdılar. diyerek oy devşirmeye
çalışan Tayyip Erdoğan, telefon açıp başörtülü
gazeteciyi işten attırmıştır, AKP aleyhine çalışan
başörtülü kızlara hakaret ederek onları hedef göstermiştir.
Bazı AKPli milletvekili, bakan yardımcısı ve yöneticilerin
Tayyip Erdoğanı kutsayan söylemleri hâlâ hafızamızda iken
son olarak İçişleri Bakanı Efkan Ala, Hazreti Muhammedin
Mekkenin fethi sırasında gurura kapıldığını
ve Allah tarafından uyarıldığını, kendilerinin
ise gurura kapılmadığını söyleyebilmiştir. Dinî
duygularımız oy için istismar edilirken, Kur'an-ı Kerimle dalga
geçen, adı rüşvete, yolsuzluğa karışan bir eski Bakan
için bütün AKPli yöneticiler, sözcüler sessiz kalmıştır.
Sizlere soruyorum: İnançlarımıza, dinimize, Kur'an-ı
Kerime ve değerlerimize yapılan hakaretler karşısında
susanlara ne diyorduk?
İmar Kanunundaki cami ibaresi ibadet yeri
olarak değiştirildi, bir tek gayrimüslimin bulunmadığı
yerlerde misyonerlik faaliyeti için pıtrak gibi kilise evler
açılmasına imkân sağlandı. Yine, Erdoğan bundan Avrupa
Parlamentosunda övgüyle bahsetti.
Türkiyede akla gelebilecek en son şey camilerin
kundaklanması ve yakılmasıdır değerli arkadaşlar
ancak ne yazık ki ramazan ayında camiler kundaklanıp
Kur'an-ı Kerimler yakılmaktadır.
2011 yılında İzmir Alaçatıda camide
Hristiyanlara ibadet yaptırıp bununla övünen Başbakan
Erdoğan, soydaşlarımızın yaşadığı
Rodos Adasındaki 27 cami kapatılıp bunlardan bir
kısmı meyhane ve eğlence yeri hâline getirilirken
ağzını dahi açmamıştır. Hicap etmeyecekleri bu
fotoğrafları sizlere gösterebilirim.
Batı Trakyada 13 Türk okulu kapatılırken
Gökçeadaya Rum okulu açılmış ve Niğdede Rum kilisesi açılmıştır.
Türkiyedeki kiliseler onarılıp ibadete açılırken,
Yunanistan Kavaladaki İbrahim Paşa Camisi kiliseye
çevrilmiştir.
Yine Erdoğan, cami imamının
yalanlamasına rağmen Gezi Parkında camide içki içti. diyerek
yalan söyleyip oy bezirgânlığı yapmıştır, ancak
aynı Erdoğan, Hükûmet, 31 Aralık 2012 tarihinde Amerikan
askerleri Adanada İncirlik Üssündeki camiye ayakkabılarıyla
girip, içki içip, Kur'an-ı Kerimi parçalamışken ve bu durum da
tutanak altına alınıp Hükûmete bildirilmişken maalesef
sessiz kalmıştır. Tabii, bunu ben söylemiyorum, bunu
şimdiki Adalet Bakanınız Bekir Bozdağ söylüyor, hem de
ıslak imzasıyla söylüyor. Bu ıslak imza, öyle Ergenekon, Balyoz
davalarındaki ıslak imzaya da benzemiyor.
Değerli milletvekilleri, Türk milleti olarak, milletvekilleri
olarak inanç dünyamıza yapılan bu saldırılara
karşı yeniden bir uyanışa geçmeye, bu
saldırıları yapanlara karşı sessiz kalmaktan mutlaka
vazgeçmeye ve sahip çıkmaya davet ediyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Akçay.
10 arkadaşımıza 60ıncı maddeye
göre söz vereceğim.
İsimlerini sırayla okuyorum: Sayın Özkan,
Sayın Öğüt, Sayın Güzel, Sayın Enç, Sayın Tanal,
Sayın Atıcı, Sayın Türkmenoğlu, Sayın
Sarıbaş, Sayın Öztürk, Sayın Eyidoğan.
Buyurun Sayın Özkan
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim
Özkanın, doğal afetler nedeniyle çiftçilerin
yaşadığı sorunlara ilişkin açıklaması
RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Burdur) Sayın
Başkan, teşekkür ederim.
İktidar yetkililerine uyarı ve önerilerimi
sıralayacağım.
2014 yılında yaşanan kuraklık,
aşırı yağış, sel baskını, dolu vurgunu
sonucu bitkisel üretim ciddi şekilde zarar görmüştür. Saman,
fiğ, yonca, mısır yani yem fiyatları
tırmanışa geçmiş, hem de üretim miktarı
azalmıştır. Hayvancılığın en önemli girdisi
olan yemde yaşanan bu sıkıntı üreticimizi mali olarak
sıkıntıya düşürmüştür. Özel bankalara olduğu
kadar, Ziraat Bankası ve Tarım Kredi borçları da ödenemez hâle
gelmiştir. Çıkarılan genelgeyle bu borçların
ertelenemeyeceği yazılı olarak bildirilmiştir.
İstek: Borçları erteleme kararnamesinden
hayvancılık kredisi kullananların
yararlandırılması gerekmektedir.
Uyarı ve önerilerimin dikkate
alınmasını rica eder, teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Öğüt
2.-
İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğütün, İstanbulun
Kadıköy ilçesinin sorunlarına ilişkin açıklaması
KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Uzun yıllardır Kadıköyün en önemli sorunu
olan Kurbağalıdere yıllar içinde İSKİ ve DSİ
tarafından güya ıslah edilmiş ama yapılan her iş ve
harcanan bütün paralar boşa gitmiştir. Şimdilerde yeniden bir
ıslah çalışması yapılmaktadır ama yapılan
iş, başlangıç planından uzaktır. Başlangıç
planı hatalıdır, bunu İSKİ kabul etmiştir. Bu
plan başladığından beri, inşaat
başladığından beri Kadıköye on dakika bile yağmur
yağmış olsa mutlaka ve mutlaka sel basmaktadır.
Kadıköylüler bir an önce bu ıslahın ve bu planlamanın
bitirilmesini istemektedir.
Ayrıca, yine Kadıköyün dört yıldır
en büyük problemlerinden birisi Fikirtepedeki kentsel dönüşümdür. Bu
kentsel dönüşümdeki belirsizlik hâlâ devam etmektedir. Burada insanlar
tedirgindir; burası, Suriyelilerin bir barınma merkezi olmuştur;
esrar, eroin ve uyuşturucu gibi ne kadar problemli satış varsa
burada yapılmaktadır. Onun için, bir an önce, buranın Hükûmet
tarafından kontrol altına alınması gerektiğini düşünüyorum,
müteahhitlerin de verdikleri sözleri yerine getirmesini istiyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Güzel
3.- Ankara
Milletvekili Ülker Güzelin, İsrailin Filistine yaptığı
saldırıları dünya insanlık tarihinin utançla
hatırlayacağına ilişkin açıklaması
ÜLKER GÜZEL (Ankara)
Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Her zaman gururla hizmet
ettiğim Türkiye Cumhuriyetinin Parlamentosundan İsrail parlamenteri
bayana seslenmek istiyorum: Haksız yere işgal etmiş
olduğunuz Filistin toprakları üzerinden kan, kin ve nefret dolu kara
vicdanınızı bütün insanlık âlemine gösteriyorsunuz. Siz,
asla bir kadın, bir anne ve insan olamazsınız. Dünya
insanlık tarihi bu yaptıklarınızı utançla, kara leke
olarak hatırlayacaktır.
Teşekkür ederim. (AK
PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
BAŞKAN Sayın Enç
4.- Antalya
Milletvekili Gökcen Özdoğan Ençin, Tıpış
tıpış, paşa paşa sandığa gitmek
zorundasınız yoksa hayatlarınıza müdahale ederler. gibi
söylemlerle oy avcılığına çıkan siyasileri
kınadığına ve sandığa korkuyla değil
demokratik bir hakkı kullanmak adına gidileceğine ilişkin
açıklaması
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ
(Antalya) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Demokratik, laik, sosyal
hukuk devletinin en önemli mekanizmalarının başında
demokratik seçimler gelir. 10 Ağustosta ülke olarak 12nci
Cumhurbaşkanımızı seçeceğiz, millî irade tekrar
sandığa yansıyacak. Bu doğrultuda, seçmenini
Tıpış tıpış, paşa paşa
sandığa gitmek zorundasınız, yoksa hayatlarınıza
müdahale ederler. gibi korku imparatorluğu yaratan söylemlerle oy
avcılığına çıkan siyasileri kınıyorum. (CHP
sıralarından gürültüler) Sandığa korkuyla değil,
demokratik bir hakkı kullanmak adına gidilir diyorum, teşekkür
ediyorum.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Başkan, doğru konuşmadığı için ben de
onu kınıyorum.
BAŞKAN Sayın Tanal
5.-
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın, İstanbulun Maltepe,
Üsküdar ve Sultanbeyli ilçelerinin sorunlarına ilişkin
açıklaması
MAHMUT TANAL
(İstanbul) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Maltepede
Başıbüyük Mahallemizde halkın inançlarıyla oynayan,
halkın inançlarıyla oy avcılığına çıkan,
dini siyasete alet eden zihniyeti kınıyorum. Aynı zamanda,
Maltepe ilçesi Başıbüyük Mahallesinde İstanbul Büyükşehir
Belediyesi belediye otobüs seferlerini düzenlememektedir. Onun için,
İçişleri Bakanını ve Çevre ve Şehircilik
Bakanını bu konuda göreve davet ediyorum.
Üsküdar ilçemizde, seçim öncesinde,
İmarınız hayırlı olsun. sloganını koyan,
pankartını asan Üsküdar Belediye Başkanlığı,
Yavuztürk Mahallesinin hâlen imar sorunu ve mülkiyet sorunu çözülememiştir.
Oy nedeniyle Üsküdar halkını kandırmışlardır. Bu
konuda Çevre ve Şehircilik Bakanını göreve davet ediyorum.
Sultanbeyli ilçemizden merkeze, Mecidiyeköye bir saat
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MAHMUT TANAL (İstanbul) -
bir buçuk saat yol
almaktadır.
BAŞKAN Sayın Atıcı
MAHMUT TANAL (İstanbul) Vatandaşın umuma
açık olan tuvaletlerin
BAŞKAN - Sayın Atıcı, açık
Sayın Atıcınınki devam ediyor.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Sultanbeylide umuma
açık tuvaletlerin yapılmasını rica ediyorum.
BAŞKAN İyi, olur, tamam.
Sayın Atıcı, buyurun.
Devam edin, on saniyeniz gitti.
6.- Mersin
Milletvekili Aytuğ Atıcının, Sağlık
Bakanlığının birinci basamak sağlık hizmetlerinde
yaşanan sorunlara ilişkin açıklaması
AYTUĞ ATICI (Mersin) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın Başkan, üç yıldır bu Mecliste
Sağlık Bakanlığının birinci basamak
sağlık hizmetlerinin kötü olduğunu ve
piyasalaştırıldığını söylüyordum ve bunun
bedelini halkımızın, bebeklerimizin ödeyeceğini
söylüyordum. Maalesef dediklerimiz yavaş yavaş ortaya çıkmaya
başladı.
2012 yılında binde 7,4 olan bebek ölüm
hızı 2013 rakamlarına göre binde 7,8e yükseldi. Az bir yükselme
gibi görülebilir, küçük bir hesap yaptığımızda ortalama 1,5
milyon bebeğin doğduğu ülkemizde yılda 600 yeni bebeğin
öldüğü anlamını taşır bu hesap. Sağlık
Bakanlığını acilen asli görevi olan birinci basamak
sağlık hizmetlerini yapmaya ve bu kaliteyi yükseltmeye davet
ediyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Türkmenoğlu
7.- Konya
Milletvekili Ayşe Türkmenoğlunun, Gazzede yaşamını
yitirenlere Allahtan rahmet dilediğine ve bir an önce bu dramın
bitmesini temenni ettiğine ilişkin açıklaması
AYŞE TÜRKMENOĞLU (Konya) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkanım.
Ben de Gazzede yaşanan insanlık
dramını, tüm dünyanın gözü önünde yaşanan bu insanlık
dramını lanetliyorum. Kundaktaki bebekler, sivil halk, çocuk,
kadın, erkek demeden öldürülüyor tüm dünyanın gözleri önünde.
Gazzede aslında insanlık öldürülüyor.
Hiçbir ülke temel hak ve özgürlükler nutku çekmesin
Türkiyeye. Türkiyeden başka bazı ülkelerde tek tük seslerin
çıktığını görüyoruz ama ne yazık ki ölenler
Müslüman olunca dünyanın gözü kulağı kapalı oluyor.
Ben, bir an önce bu katliamların bitirilmesi ve
özellikle ramazan aylarında, her ramazan
ayında aynı senaryoyu görmemiz nedeniyle Müslümanların el
birliği, güç birliği içinde buna direnç vermesi gerektiğini
düşünüyorum.
Gazzede yaşamını yitiren
tüm şehitlere Allahtan rahmet diliyorum, evlatlarını kaybeden
annelere sabırlar diliyorum ve bir an önce bu dramın bitmesini
temenni ediyorum.
BAŞKAN Sayın
Sarıbaş
8.- Çanakkale
Milletvekili Ali Sarıbaşın, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi
Rektörü Sedat Laçinerin yaptığı antidemokratik uygulamalara
ilişkin açıklaması
ALİ SARIBAŞ (Çanakkale)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi
Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulunda Öğretim Görevlisi Ömer Faruk
Kırnıça, 2012-2013 öğretim yılı bahar döneminde
öğrencilere Gezi ve Taksim olaylarının türevlerini inceleyerek
maksimum ve minimum noktalarını belirleyiniz. şeklinde soru
sorduğu gerekçesiyle Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü Sedat
Laçiner tarafından açılan soruşturma sonucu kamu görevinden
çıkarılma cezası verilmiştir. Gezi direnişini bahane
ederek öğrencilere, öğretim görevlileri ve öğretim üyelerine
karşı yürüttüğü baskı, yıldırma politikalarının
yanında, çalışanların da ekmeğiyle oynayan Çanakkale Onsekiz
Mart Üniversitesi Rektörü, antidemokratik uygulamalarıyla
barışın kenti Çanakkalenin huzurunu bozmuştur.
Haksızlığa uğrayan Öğretim Görevlisi Ömer Faruk
Kırnıçın görevine iadesiyle, Çanakkaleye huzursuzluktan
başka bir şey getirmeyen Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü
hakkında soruşturma açılması, Çanakkaleliyi,
barışın kenti Çanakkaleyi
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Öztürk
9.- Bursa Milletvekili
Mustafa Öztürkün, İsrailin Filistinde yaptığı
katliamı kınadığına ve gerçek kurtuluşun Filistin
devletinin tanınmasından geçtiğine ilişkin
açıklaması
MUSTAFA ÖZTÜRK (Bursa) Sayın
Başkanım, teşekkürler.
İsrail şu mübarek ramazan
ayında terör estirmeye devam etmektedir. Tonlarca bombayla sivilleri,
çocukları, kadınları katletmektedir. İsrail hiçbir hukuk ve
uluslararası kural tanımamaktadır; uluslararası camia
sessiz kalmaya devam etmektedir.
İsrailin gerçek yüzünü bir
kadın milletvekili şöyle yansıtmaktadır: Analar da
ölmeli. İsrailin katliamlarını ve bu düşünceyi
kınıyorum. Bu kimse, bırakın analık, insanlıktan
nasibini almamıştır.
Bir an önce barışın
sağlanmasını temenni ediyor, Filistinin yanında
olduğumuzu haykırıyor, gerçek kurtuluşun Filistin
devletinin tanınmasından geçtiğini ifade etmek istiyorum.
BAŞKAN Sayın Eyidoğan
10.-
İstanbul Milletvekili Haluk Eyidoğanın, İstanbuldaki
tarihî binaların durumuna ilişkin açıklaması
HALUK EYİDOĞAN (İstanbul) Sayın
Başkan, tarihî binalarımız ya bakımsızlıktan
yıkılıyor ya yanıyor ya da yakılıyor.
İstanbul Üsküdarda 80 dönümlük Fethipaşa Korusundaki Hüseyin Avni
Paşa Köşkü 28 Haziranda yandı. Tablolar da yandı.
diyorlar. Gerçekten yandı mı? Bu köşk ve arazi 2009
yılında Cengiz İnşaata satılmıştı.
Yangından üç gün sonra itfaiye rapor tuttu. Rapora göre, bu
yangının çıkışına dair bir bulgu ve unsur
yokmuş. Bu konuda İstanbul Valisi Sayın Mutlu
attığı bir tweetinde şöyle diyor: Tarih ve kültür
mirasımızı kaybettik, çok üzüldük. İdari inceleme
başlattık. Acaba ne yapıyorlar 28 Hazirandan bu yana? Bu konuda
yeterli bir bilgi yok. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
ne diyor? Bunların cevaplarını bekliyoruz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Özgündüz, sizin 58inci maddeye
göre bir düzeltme talebiniz var, kürsüden söz vereceğim size.
Buyurun, süreniz iki dakika.
VI.- GEÇEN
TUTANAK HAKKINDA KONUŞMALAR
1.-
İstanbul Milletvekili Ali Özgündüzün, 15/7/2014 tarihli 116ncı
Birleşimdeki bazı ifadelerini düzelttiğine ilişkin
konuşması (x)
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkanım.
Dünkü toplantıda Halkların Demokratik Partisi
grup önerisi üzerinde yaptığım konuşma sırasında
IŞİD militanlarının Kafkasya, Çeçenistan, Tunus, Fas,
Lübnan, Azerbaycan, Libya, Suudi Arabistandan gelerek Türkiye üzerinden
Suriyeye geçtikleri yönündeki sözümün yanlış
anlaşılmalara meydan vermemesi açısından bu şekilde
kayıtlara geçmesini istiyorum. Burada dünkü konuşmamda sanki
Azerbaycanın da bu IŞİDi desteklediği şeklinde bir
beyan geçmiş, bunu düzeltiyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları vardır.
Meclis araştırması açılmasına
ilişkin üç önerge vardır, okutuyorum:
VII.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Samsun
Milletvekili Cemalettin Şimşek ve 19 milletvekilinin, Samsunun Canik
ilçesinde meydana gelen sel felaketine yol açan sebeplerin ve ortaya çıkan
mağduriyetlerin araştırılarak alınması gereken
tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/1017)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Samsun ili Canik ilçesinde
meydana gelen sel felaketine yol açan sebeplerin ve ortaya çıkan
mağduriyetlerin araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla TBMM İç Tüzüğünün 104üncü ve
105'inci, Anayasamızın 98'inci maddeleri gereğince Meclis araştırması
açılması için gereğini arz ederiz. 6/7/2012
1) Cemalettin Şimşek (Samsun)
2) Sadir Durmaz (Yozgat)
3) Alim Işık (Kütahya)
4) Ruhsar Demirel (Eskişehir)
5) Sümer Oral (Manisa)
6) Oktay Vural (İzmir)
7) Mehmet Günal (Antalya)
8) Lütfü Türkkan (Kocaeli)
9) Özcan Yeniçeri (Ankara)
10) Ali Halaman (Adana)
11) Mehmet Erdoğan (Muğla)
12) Celal Adan (İstanbul)
13) Hasan Hüseyin Türkoğlu (Osmaniye)
14) Edip Semih Yalçın (Gaziantep)
15) Zühal Topcu (Ankara)
16) Mustafa Kalaycı (Konya)
17) Erkan Akçay (Manisa)
18) Mesut Dedeoğlu (Kahramanmaraş)
19) Mehmet Şandır (Mersin)
20) Bahattin Şeker (Bilecik)
Gerekçe:
Ülkemizde deprem, sel ve heyelan gibi doğal afetlere
sık sık rastlanmaktadır. Bu afetler içinde depremden sonra en
büyük can ve mal kaybına yol açan ise sel felaketidir.
Son olarak 4 Temmuz 2012 günü Samsun'un Canik ilçesinde
Mert Irmağının taşması sonucu ırmak
kenarında oluşturulan, Yaşam Kenti Canik olarak belirlenen
kentsel dönüşüm projesi kapsamında yapılan 450 haneli TOKİ
Kuzey Yıldızı konutlarında yaşayan
vatandaşlarımız can kaybına uğramıştır.
10 vatandaşımızın hayatını kaybettiği, sel
güzergâhındaki pek çok konutun da büyük hasar gördüğü sel afeti tüm
Türkiye'yi derin üzüntüye boğmuştur.
Samsun'da yaşanan sel felaketinin akabinde
yapılaşma ve yer seçimi tartışmaları ön plana
çıkmıştır. Özellikle bu olayla birlikte büyük hasar gören
ve can kayıplarının büyük bölümünün
yaşandığı yer olan TOKİ konutlarının yer
seçimi konusunda yanlışlığı ve yeterli fizibilite
çalışmalarının yapılmadığı en çok dile
getirilen konulardan biri olmuştur.
Bu yaşanan felaketten sonra, çağdaş
kentleşmenin bir gereği olan akılcı bir kent
planlaması, bu uygulama içerisinde yer alacak olan bina, yol, köprü,
sanayi tesisleri, su depoları, park yerleri, yeşil alanlar, atık
depolama alanları vb. değişik nitelikli yapılar için yapılacak
uygun yer seçimini etkileyen topografya, jeolojik yapı, hidrolojik
koşullar, iklim koşulları, yapı malzemeleri gibi jeolojik
ve jeoteknik etmenlerin ayrı ayrı ve birlikte değerlendirilerek
öngörülen kent planlaması için gereksinim duyulacak bilimsel verilere
dayalı teknikler kullanılarak hazırlanması zorunluluğu
daha net bir şekilde görülmüştür.
Siyasi bazı çıkar hesaplarından
sıyrılarak kentsel gelişmeyi ve kent planlamasını her
şeyden önce bölgenin tüm jeolojik ve jeoteknik koşullarının
iyi değerlendirilmesi ve eldeki alanların planlı bir
şekilde kullanılması yönünde ele almak gerekir. Samsun'da riskli
dere yatağına yapılan TOKİ konutlarında yaşanan
can kayıplarından da görülmüştür ki yapılacak her türlü
uygulamada yer seçimi, topoğrafik özelliklerine dair fizibilite
çalışmalarının yapılması, bölgenin doğal
çevre dengesinin korunması, kentte yaşayan
vatandaşlarımızın sağlığı, can ve mal
güvenliği ve ülke ekonomisi açısından oldukça önem arz
etmektedir.
Vatandaşlarımızın can
güvenliğini sağlamak, eğitim ve sağlık gibi temel
hizmetlerini vermek; yol, su, elektrik gibi altyapı hizmetlerini
sağlamak devletin temel görevidir. Samsun'da yaşanan sel felaketinin
bu anlamda etraflı bir şekilde ele alınması, maddi ve
manevi travmaya uğramış vatandaşlarımızın kayıplarının
tazmininin en kısa zamanda yerine getirilmesi, yaraların bir an önce
sarılması gerekmektedir. Doğal afetler nedeniyle
aşırı can ve mal kayıplarını önleyecek
altyapı sorunları mutlaka çözülmelidir. Samsun'daki sel felaketi
kapsamında taşması muhtemel derelerin ıslah
çalışması, kapsamlı bir şekilde Türkiye'nin sel
haritasının çıkarılmasına dönük çalışmalar,
Hükûmet ve ilgili bakanlık tarafından bir an önce başlatılmalıdır.
Samsun'un Canik ilçesinde yaşanan sel felaketinden
yola çıkarak, sel felaketlerinden dolayı oluşabilecek olası
can ve mal kayıplarının önüne geçmek için Türkiye'nin
ayrıntılı bir şekilde sel haritasının
çıkarılması, sel ihtimalinin yüksek olduğu yerleşim
yerlerinin tespit edilmesi ve gerekli önlemlerin alınması için Meclis
araştırma komisyonu kurulması yerinde olacaktır.
2.- Kars
Milletvekili Mülkiye Birtane ve 22 milletvekilinin, Kemal Türkler
davasıyla ilgili ortaya atılan iddiaların
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/1018)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Zaman aşımı gerekçesiyle failleri ve
gerçek sorumluları bulunmadan yargı süreci sonlandırılan
Kemal Türkler davasında, faillerin devlet tarafından korunması
başta olmak üzere, yargı süreci hakkında ortaya atılan
başkaca iddiaların araştırılması, gerçek
sorumluların tespiti ve elde edilen bulguların kamuoyu ile
paylaşılması için Anayasa'nın 98'inci, TBMM İçtüzüğü'nün
104 ve 105inci maddeleri uyarınca Meclis araştırması
açılmasını arz ve teklif ederiz.
1) Mülkiye Birtane (Kars)
2) Pervin Buldan (Iğdır)
3) Sırrı Sakık (Muş)
4) Halil Aksoy (Ağrı)
5) İdris Baluken (Bingöl)
6) Emine Ayna (Diyarbakır)
7) Altan Tan (Diyarbakır)
8) Esat Canan (Hakkâri)
9) Sebahat Tuncel (İstanbul)
10) Erol Dora (Mardin)
11) Hasip Kaplan (Şırnak)
12) Murat Bozlak (Adana)
13) Ayla Akat Ata (Batman)
14) Hüsamettin Zenderlioğlu (Bitlis)
15) Nursel Aydoğan (Diyarbakır)
16) Adil Zozani (Hakkâri)
17) Sırrı Süreyya Önder (İstanbul)
18) Ertuğrul Kürkcü (Mersin)
19) Demir Çelik (Muş)
20) Nazmi Gür (Van)
21) İbrahim Binici (Şanlıurfa)
22) Özdal Üçer (Van)
23) Leyla Zana (Diyarbakır)
Gerekçe:
22 Temmuz 1980'de silahlı bir saldırı
sonucu hayatını kaybeden DİSK Kurucusu ve Genel
Başkanı Kemal Türkler cinayetinin üzerinden otuz iki yıl geçti.
Ölümü ile ilgili dava ise 1 Aralık 2010'da failleri bulunmadan zaman
aşımı gerekçesi ile sonlandırıldı. Böylelikle
Türkiye tarihinde kara bir leke olan ve devletin açıkça sorumlu
tutulduğu bir cinayet davası daha aydınlatılmadan ortada
bırakılmış oldu. Davanın görülmeye devam ettiği
süre içerisinde, faillerin kim olduğu hakkında ailesi tarafından
ifade verilmiş ve faillerin kimlikleri açıkça dile getirilmiş
olsa da bu iddialar dikkate alınmayarak dava otuz yıla yakın
sürüncemede bırakıldı ve failler yargılanmadan, zaman
aşımı nedeniyle iki yıl önce ortadan
kaldırıldı.
Türkiye'nin demokrasi sınavlarından biri
sayılabilecek bu önemli davanın zaman aşımıyla
kapatılması yargının bağımsız hareket
edemediğini yeniden gözler önüne koymuştur. Davanın, faillerin
korunması için zaman aşımı süresi boyunca bilinçli olarak
karara bağlanmadığı yaygın bir kanaat hâline
gelmiştir. Ailesi, faillerin devlet tarafından kesin bir şekilde
bilindiğini, hatta cinayetten devletin sorumlu olduğunu öne
sürmektedir. Saldırı sonucu hayatını kaybeden Kemal
Türkler'in kızı, faillerden birinin adını kamuoyu önünde
açıkça ifade etmesine rağmen bunun yargı tarafından dikkate
alınmaması söz konusu iddiaları güçlendirmektedir.
Kemal Türkler ve benzeri davaların zaman
aşımına uğratılarak kapatılması, AKP
Hükûmetinin faili meçhul cinayetlerin aydınlatıldığı
tezini de ortadan kaldırmaktadır. AKP'nin on yıllık
iktidarı boyunca devletin açıkça sorumluluğunun bulunduğu
hiçbir faili meçhul siyasi cinayet aydınlatılmamış,
failleri yargı önüne çıkarılmamıştır. Katliam
olarak anılan davalar ise ya beraatle sonuçlanmış ya da zaman
aşımı nedeniyle aydınlatılmadan ortadan
kaldırılmıştır. Uludere (Qileban)'de 34
vatandaşın Türk Hava Kuvvetleri tarafından bombalanarak
katledilmesinin üzerinden yedi ay geçmesine rağmen, sorumlular gözler
önündeyken yargı önüne çıkarılan tek kişi yoktur.
Türkiye'de devletin sorumlu tutulduğu davalar
karşısında bir yargı geleneği hâline gelen bu tutum
binlerce davanın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine
taşınmasına sebep olmuş ve Türkiye çoğu dava
karşısında haksız bulunarak, adil yargılanma
hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle tazminat ödemeye mahkûm
edilmiştir. Neticede, Kemal Türkler davası da AİHM'e
taşındı ve davanın Türkiye aleyhine sonuçlanması
sürpriz olmayacaktır.
Avrupa Birliği üyelik müzakerelerinin 23üncü
faslını "Yargı ve Temel Haklar" konusu
oluşturuyor. Ancak Kemal Türkler davası gibi, Türkiye'nin
geçmişiyle yüzleşmesi ve yargının demokratikleşmesi
açısından hayati öneme sahip davaların AİHM'e
taşınması Türkiye'nin demokratikleşme alanında,
yargı başta olmak üzere, ciddi
sıkıntılarının olduğunu ve bu
sıkıntıların bir türlü
aşılamadığını bir kez daha gösteriyor. Kemal
Türkler davasının AİHM'e taşınması, Türkiye'nin
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6ncı maddesi temelinde
adil yargılanma hakkının ihlali nedeniyle
cezalandırılması ve gerek yargı gerekse temel haklar
konusunda üyelik müzakerelerinin tamamlanması açısından
sıkıntılarından biri olacaktır.
Bütün bu gelişmeler
çerçevesinde, Kemal Türkler davasının yargı aşaması
hakkında iddia edilenlerin açıklığa
kavuşturulması ve gerçek sorumluların ortaya
çıkarılması için bir Meclis araştırması
açılmasını Genel Kurulun takdirine sunuyoruz.
3.- Kars
Milletvekili Mülkiye Birtane ve 22 milletvekilinin, doğu ve güneydoğu
illerinde yaşanan elektrik kesintilerinin araştırılarak
alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1019)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Doğu ve güneydoğu illerinde yaşanan
elektrik kesintilerinin nedenlerinin tespit edilerek doğaya zarar
vermeden, çevreye saygılı bir yöntemle, ucuz, kaliteli ve kesintisiz
elektrik hizmetinin sağlanması için alınacak önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98inci, TBMM
İçtüzüğünün 104üncü ve 105inci maddeleri uyarınca Meclis
araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.
1) Mülkiye Birtane (Kars)
2) Pervin Buldan (Iğdır)
3) Sırrı Sakık (Muş)
4) Halil Aksoy (Ağrı)
5) İdris Baluken (Bingöl)
6) Emine Ayna (Diyarbakır)
7) Altan Tan (Diyarbakır)
8) Esat Canan (Hakkâri)
9) Sebahat Tuncel (İstanbul)
10 Erol Dora (Mardin)
11) Hasip Kaplan (Şırnak)
12) Murat Bozlak (Adana)
13) Ayla Akat Ata (Batman)
14) Hüsamettin Zenderlioğlu (Bitlis)
15) Nursel Aydoğan (Diyarbakır)
16) Adil Zozani (Hakkâri)
17) Sırrı Süreyya Önder (İstanbul)
18) Ertuğrul Kürkcü (Mersin)
19) Demir Çelik (Muş)
20) Nazmi Gür (Van)
21) İbrahim Binici (Şanlıurfa)
22) Özdal Üçer (Van)
23) Leyla Zana (Diyarbakır)
Gerekçe:
Nüfus ve sanayileşmenin hızla artmasına
paralel olarak elektrik enerjisine olan talep giderek artıyor. Türkiye
çevreye ve doğaya vereceği zararı göz ardı eden yöntemlerle
elektrik üretim kapasitesini gelişmiş ülkelere oranla hızla artırıyor
olmasına rağmen kişi başına düşen elektrik
tüketimi gelişmiş ülkelerin ve dünya ortalamasının çok
altında kalıyor. 2010 Elektrik Piyasası Raporuna göre, 2009da
Türkiyede kişi başına düşen elektrik tüketimi 2.000 MWh
iken OECD ülkelerinde 8.000 MWh, ABDde 14.000 MWhdir, dünya ortalaması
ise 4.000 MWhdir. Durum böyle olmasına rağmen Türkiye
yıllık olarak elektrik tüketimi için kişi başına
düşen ödeme miktarı ile ilk sıralarda yer alıyor.
Bölgeler arası gelişmişlik farkı göz
önünde bulundurulduğunda elektrik hizmetinin en problemli yürüdüğü
yerler Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri oluyor. Batman,
Şırnak, Van, Iğdır, Diyarbakır, Urfa, Bingöl,
Ağrı, Hakkâri, Kars, Ardahan ve Siirt gibi kentlerde, binalarda
yaşam standardı ve hizmet kalitesini, endüstriyel işletmelerde
ise üretim kalitesi ve miktarının düşüşüne yol açmadan
sağlanan bir elektrik hizmeti bulunmuyor. Arazilerinde sulama sistemi
kurulan çiftçiler elektrik kesintileri nedeniyle mahsullerinin kurumasından
yakınıyor. Urfa'da elektrik kesintilerine bağlı olarak
yaşanan su kesintileri nedeniyle tarlalarının çoğu
kurumuş durumdadır. Diyarbakır, Şırnak, Van, Mardin
gibi yazın klima kullanımını kaçınılmaz kılan
illerde kesintisiz bir elektrik hizmeti olmadığından büyük
sıkıntılar yaşanıyor. Elektrik kesintilerine
bağlı yaşanan su kesintileri ise had safhadadır.
Elektrik kesintileri ve elektrik akımı
problemi, şehir merkezleri dâhil olmak üzere ilçe merkezleri ve köylerde
tüm halkı olumsuz bir şekilde etkilemektedir. Özellikle
yağmurların, rüzgârların şiddetli olduğu mevsimlerde
ve kış aylarında elektrik kesintisi doğal bir hâl
almış durumdadır. Kış mevsiminde bölgede binlerce köye
elektrik verilemiyor. Kullanılan elektrik son derece düşük ve
kalitesiz olduğundan yaz ve kış mevsiminde ek olarak kullanılan
elektrikli aletler anında elektrik kesintisine neden oluyor.
Kent merkezlerinde ve ilçelerde iş yapan esnaf ne
büro cihazlarını ne de yaptıkları işle
bağlantılı elektrikli aletleri verimli olarak kullanamıyor.
Resmî dairelerde bir faks, bilgisayarda bir işlem ya da fotokopi
makinesinde gereken bir işlem sırasında elektrik kesintisi
nedeniyle işlemler saatlerce uzuyor. Organize sanayi bölgeleri kesintiler
yüzünden verimli çalışamıyor. Değirmenlere hububat götüren
köylüler aynı sıkıntı nedeniyle saatlerce kuyrukta
bekliyor.
Elektrik kesintilerinin en önemli sebebi gerekli
altyapının olmaması ve kalifiye eleman yetersizliğidir.
Bölge genelinde elektrik hatları otuz-kırk yıllıktır.
Bu hatlar bakım ve onarımla ayakta duruyor. Üretim kapasitesi
düşük trafolar ve yeni yerleşim alanları için ek trafoların
kurulmaması elektrik kalitesini düşürüyor ve kesintileri
çoğaltıyor.
Köylerin hemen hemen hepsinde ağaç direkler
kullanılıyor. Bu direkler vatandaşların arazilerine
konumlandırılmıştır. Köy yolları yeterli genişlikte
ve asfalt olmadığı için yeni elektrik direkleri
kurulamıyor. Köylerde elektrik hattı için kullanılan ağaç
direklerin tümünün şebekeden çıkarılması, bütün
hatların yenilenmesi, yeni yerleşim alanları için yeni ve
kapasitesi yüksek elektrik trafolarının kurulması gerekiyor.
Sayaç okuma bedeline ilişkin tüketicilerin
kafasında oluşan şüpheler ortada açık bir adaletsizlik
olduğunu gösteriyor. Kullandıkları elektrik miktarı ve
süresi ile faturaya yansıyan miktar vatandaşın kafasında
çeşitli kuşkulara sebep oluyor. Bu sebeple bu konuda
vatandaşın itirazları dikkate alınarak faturalandırma
işlemleri üzerinde kapsamlı bir inceleme
başlatılmalıdır.
Bütün bu sorunları dikkate alarak kesintisiz,
kaliteli ve ucuz bir elektrik enerjisinin sağlanması için bir Meclis
araştırması açılmasını Genel Kurulun takdirine
sunuyoruz.
BAŞKAN Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis
araştırması açılıp açılmaması konusundaki
görüşmeler sırası geldiğinde yapılacaktır.
Halkların Demokratik Partisi Grubunun İç
Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır. Okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
VIII.-
ÖNERİLER
A) Siyasi Parti
Grubu Önerileri
1.- HDP
Grubunun, Grup Başkan Vekili Iğdır Milletvekili Pervin Buldan tarafından,
ülkemizde uyuşturucu kullanımının önlenmesi ve
azaltılmasına yönelik önlemlerin alınması amacıyla
7/7/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 16 Temmuz 2014
Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulunun 16/07/2014 Çarşamba günü
(Bugün) yaptığı toplantısında siyasi parti
grupları arasında oy birliği
sağlanamadığından grubumuzun aşağıdaki
önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi gereğince Genel Kurulun
onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
İdris Baluken
Bingöl
HDP Grup
Başkan Vekili
Öneri:
7 Temmuz 2014 tarihinde, Iğdır Milletvekili
Grup Başkan Vekili Pervin Buldan tarafından verilen (448 sıra
no.lu), Ülkemizde uyuşturucu kullanımının önlenmesi ve
azaltılmasına yönelik önlemlerin alınması amacıyla
Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olan Meclis araştırma
önergesinin Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer
önergelerin önüne alınarak 16/07/2014 Çarşamba günkü
birleşiminde sunuşlarda okunması ve görüşmelerin aynı
tarihli birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi Grubu
önerisinin lehinde ilk söz Bingöl Milletvekili Sayın İdris Balukene
aittir.
Buyurunuz. (HDP sıralarından
alkışlar)
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, uyuşturucu madde
kullanımının önlenmesi ve gerekli tedbirlerin alınması
için vermiş olduğumuz önerge üzerine söz almış
bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Herhâlde çok önemli bir konu olduğunu burada ifade
etmeye gerek yok. Eminim ki vicdanı olan tüm milletvekilleri de bu
önergeye destek verirler ve yakıcı bir sorun olarak önümüzde duran bu
uyuşturucu madde kullanımının önlenmesine dair, Meclisin
inisiyatif alacağı bir çalışmayı başlatırlar
düşüncesindeyiz. Çünkü bu uyuşturucu madde bağımlılığında
özellikle gözle görülür bir artış var ve hemen hemen bütün toplumsal
kesimlerde de bu artıştan kaynaklı olarak çok büyük bir
kaygı var. Sizler de seçim bölgelerine gittiğinizde eminim ki kendi
seçmenlerinizden ya da sizi ziyarete gelen pek çok aileden bu
yakınmaları duyuyorsunuz. Özellikle, uyuşturucu
kullanımının gençlerin, çocukların normalde emanet
edildikleri kurumlar etrafında yuvalanması ise sorunu büsbütün hâlde
müdahil olunması gereken bir alan olarak önümüze getiriyor. Bunların
en başında okullar ve okul çevreleri geliyor. Anne ve babaların
çoğu, sağlıklı bir eğitim alsın diye, kendi
geleceğini, toplumun, halkının geleceğini netleştirip
katkı sunsun diye çocuğunu okullara gönderirken bu okullar
etrafında âdeta pusuya yatmış olan uyuşturucu tacirleri
maalesef büyük bir tehlikeyi ülke gündemine getirmiş durumdalar.
Neredeyse liselerde salgın hâline gelen bu
uyuşturucu kullanımı ve alınmamış olan
tedbirlerin getirdiği yakıcı durum artık ortaöğretim
seviyesine, ilköğretim seviyesine de maalesef inmiş durumda ve
ilköğretim çocuklarında da madde
bağımlılığıyla ilgili klinik vakalar her geçen
gün büyük bir sorun olarak önümüze gelmektedir.
Biz bu okul ve okul çevrelerinde özellikle yaygın
olan ve yine kullanılmamış harabe binalarda, mezarlıklarda,
ıssız olan yerlerde uyuşturucuya rahat ulaşabilme ve
buralarda kullanabilmeyle ilgili, bir kere, güvenlik tedbirlerinin tamamen
yetersiz olduğunu düşünüyoruz. Bunun pek çok yerde bilinçli bir
politika şeklinde de devrede olduğunu biliyoruz.
Örneğin benim seçim bölgem Bingölde,
Diyarbakırda, Vanda, Urfada pek çok veliyle görüştüğümüzde,
pek çok seçmenimizle görüştüğümüzde, çok yakın noktalarda polis
kontrol noktası olmasına rağmen bu uyuşturucu tacirlerine
müdahale edilmediğini insanlar bize iletiyorlar ve biz kendi
yaptığımız çalışmalarda da, sahada
yaptığımız gözlemlerde de gerçekten buna tanıklık
ediyoruz. Bu uyuşturucu maddeden dolayı tedavi gören bazı
çocukların özellikle karakolda vermiş oldukları ifadeler ve
orada içerisine girmiş oldukları diyaloglar da burada gerçekten çok
vahim bir durumu ortaya koyuyor. Bir Diyarbakırlı gencin polisin
kendisine Siyasete bulaşmayın da, o tarz işlere girmeyin de ne
yaparsanız yapın, biz onlarla çok ilgilenmiyoruz. dediği
şeklinde aktarmış olduğu bilgiler medyaya da
yansımıştı, medyanın yazılı
basınına da yansımıştı. Bu anlayış, bu
zihniyet, gelecek nesillerimizi tehlikeye atan ve neredeyse hepimizin
geleceğini bitiren bir zihniyettir. Bu zihniyetin terk edilmesi için bizim
bu işi ciddiye aldığımızı bütün topluma
hissettirmemiz gerekiyor. Dolayısıyla Meclisin bu yönüyle bu soruna
el attığının, bu sorunu takip ettiğinin bütün toplumda
hissedilmesi gerektiğinin son derece önemli olduğunu
düşünüyoruz.
Tabii, bu uyuşturucu madde kullanımıyla
ilgili sosyal pek çok faktör var. Yani sosyoekonomik bazı
sıkıntılardan tutalım da kişinin
yaşadığı, gencin, çocuğun, bireyin
yaşadığı sosyal çevredeki birtakım farklı
durumlara kadar ya da özgürlük tanımının bu tarz madde
bağımlılığı üzerinden tanımlanmasından
tutalım da bir merak duygusu, bir özentiye kadar çok farklı noktada
bu sebepleri burada sıralayabiliriz. Çoğunlukla, bu madde
bağımlılığına yakalanan gençlerin,
çocukların çoğunda da Bir defadan bir şey çıkmaz.
anlayışı üzerinden kullanıldığını ve
daha sonra bu bataklık içerisinden
çıkılmadığını gözlemliyoruz.
Özellikle sivil toplum örgütlerinin
hazırladığı raporlar gerçekten kanımızı
donduracak bilgiler veriyor. Türkiyede uyuşturucu kullanım
yaşının ortalama 15 ile 24 yaş arasında olduğu
ama son dönemde 12-13 yaş aralığında ciddi bir pikin
yaşandığı, 10-11 yaş aralığında da
kliniklere başvuran vaka sayılarında artışın
olduğunu gösteren bulgular var. Yine, bu sivil toplum örgütlerinin
yaptığı çalışmalarda daha önce daha çok yüksek gelir
grubuna sahip kesimlerde ve metropollerde bu uyuşturucu madde
kullanımı yaygınken şimdi daha çok metropollerin
varoşlarında sosyoekonomik durumu kötü olan, yoksul olan çevrelerde
ve yine yoksul olan illerde bu kullanımın, bu bağımlılığın
giderek arttığını gösteren bilgiler var.
Burada Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu
Bağımlılığı İzleme Merkezinin
raporlarını incelediğimizde de yine benzer bazı veriler
var, orada da özellikle 15 yaşın altında uyuşturucu
kullanımıyla ilgili çok ciddi tespitler var. Tabii, uyuşturucuya
bu kadar kolay erişilebiliyor olmasının hiçbir gerekçe olmadan
devlet tarafından bir öz eleştiri konusu olarak ele
alınması gerektiğini ifade ediyoruz.
Şunu biliyoruz ki: Türkiye aslında bütün
uluslararası uyuşturucu trafiğinin geçiş noktası,
geçiş güzergâhı konumunda yer alıyor. Amerikada hazırlanan
2011 Uluslararası Uyuşturucu Kontrol Stratejisi Raporunda da bu
durum tespit edilmiş, yine, Avrupa Birliği ülkelerinin
hazırladığı raporlarda da bu var. Bununla ilgili yeterince
mücadele edecek bir politikanın üretilmediğini ve yine bu geçiş
güzergâhı boyunca da bu uyuşturucunun bizim toplumsal kesimlere nüfuz
etmesini önlemeye yönelik önemli bir çalışma ortaya
koymadığımızı her şeyden önce itiraf etmemiz gerekir.
Rakamlar korkunç: Türkiyede bir yılda Avrupa Birliği ülkelerinin
tamamından 3 kat daha fazla eroin ele geçiriliyor, 2 kat daha fazla esrar
ve extacy ele geçiriliyor ama buna rağmen mevcut trafiğin bunun kat
kat üstünde olduğuna dair bilgiler var. Dolayısıyla, böylesi bir
tablo içerisinde biz gerekli önlemlerin alınmasına yönelik
birtakım çalışmaların yapılması gerektiğini
buradan tekrar ifade etmek istiyoruz.
Tabii, özellikle son günlerde de bu bonzai denen çok
öldürücü olan bir sentetik maddeden bahsediliyor. Medyaya yansıyan
haberleri sizler de eminim ki okuyorsunuz. Bir marihuana
olmadığı için ölüm riski çok daha yüksek. Sentetik olan bonzai
ağacının bazı kimyasal maddelerle işlemden
geçirildikten sonra çok kolay ulaşılabilir olması ve çok ucuz
olması nedeniyle giderek artan bir kullanımı söz konusu. Bu bonzai
çok hızlı bir şekilde ölüme doğru götürüyor.
Başlangıçta daha hafif semptomlarla başlayan tablo genellikle
esrar ve eroin kullanımıyla beraber olduğu zaman çok kısa
bir süre içerisinde karaciğer, böbrek yetmezliğinden tamamen bilincin
kapanmasına kadar giden ve anbean ölüm duygusunu bireye hissettiren bir
ölüm şekli, çok vahim bir ölüm şekli ve bununla ilgili de
Sağlık Bakanlığının, Hükûmetin çok ciddi
tedbirler alması gerektiğini düşünüyoruz.
Bu bonzainin şöyle bir özelliği var: Yani,
sanırım, İnternet üzerinden 2 TL gibi bir para miktarıyla
bile çok rahat ulaşılabilecek küçük paketleri var. Esrar bulamayanlar
ya da eroin krizine girenler bir geçiştirici olarak genellikle bunu
kullanıyorlar ve nasıl bir tabloyla karşı karşıya
kalacaklarını da bilmeden bir ölüm girdabının içerisine
saplanıyorlar. Bununla ilgili gerekli tedbirleri almazsak,
erişilebilirlik noktasında ya da bu joker uyuşturucu durumuyla
ilgili duruma müdahale etmezsek korkarız ki önümüzde ciddi ölümcül madde
bağımlılığının ölüm salgınlarıyla
karşılaşabiliriz. O nedenle ben bu konuda bütün Meclisin
duyarlı olması gerektiğini ifade etmek istiyorum.
Önergemize bütün Meclisten destek beklediğimizi
buradan vurgulayarak hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Baluken.
Halkların Demokratik Partisi Grubu önerisinin
aleyhinde Adana Milletvekili Sayın Necdet Ünüvar.
Buyurunuz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
NECDET ÜNÜVAR (Adana) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; HDP grup önerisinin üzerinde konuşmak üzere
AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, uyuşturucu konusu
gerçekten son derece önemli. Sadece bugünü değil, yarını da çok
yakından ilgilendiren önemli bir halk sağlığı
problemi. Gerçekten her gün konuşulsa yeridir. Her an gündemimizde
olması gereken çok önemli bir husus. Tabii, olay sadece
kaçakçılık veyahut da farklı sosyal sorunlara yol açma boyutuyla
gündeme geliyor ama esasında sağlık açısından, kamusal
problemler açısından, sosyal, hukuki, idari yönler
açısından, terör açısından, hatta kadına şiddet,
sağlıkta şiddet, sporda şiddet gibi konulardaki en önemli
etken maddeler açısından da konuşulması gereken bir husus.
Ülkemizde Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu
Bağımlılığı İzleme Merkezi koordinasyonuyla
yürütülüyor. TUBİM adı altında İçişleri
Bakanlığına bağlı bir şube müdürlüğü ama
farklı kurumlar, STKlar da bu kurumsal yapıya destek veriyorlar.
Tabii, madde
bağımlılığını tek bir maddeye indirgemek de
mümkün değil. Aslında madde bağımlılığı
dediğimiz zaman tütünü, alkolü, uçucu maddeleri ve uyuşturucuyu
birlikte değerlendirmek lazım ama uyuşturucuyla ilgili konular
daha dramatik sonuçları itibarıyla gündeme geldiği için
doğal olarak daha sık konuşuyoruz.
Tabii, biraz önce
Sayın Baluken de bonzaiden bahsetti. Bonzai yeni yeni gündemimize gelen
maddelerden birisi, bir psikoaktif madde. Tabii, bu maddeyle ilgili
esasında toplumda şöyle bir yanlış algılama var:
Bonzai sanki tek bir maddeymiş gibi algılanıyor ama 300 kadar
farklı kombinasyonların olduğu madde. En meşhuru bonzai
yaprağı üzerine püskürtülme yoluyla piyasaya sürüldüğü için
bonzai adıyla anılıyor ama sadece bonzaiden ibaret değil.
İlk kez 2010 yılında ülkemizde Isparta, Tekirdağ,
Eskişehir ve İstanbulda gündeme geldi ama şimdi
yaklaşık 70 ilimizde emniyet güçlerimizin farklı şekillerde
yakaladığı bir madde, kullandığı madde
şeklinde gündemimize geliyor.
Bu konularla
ilgili, tabii şöyle bir uygulama var: TUBİM önce değerlendirme
yapıyor Adli Tıpla beraber, bir maddenin uyuşturucu
olduğuna kanaat getirdikten sonra onu Sağlık
Bakanlığına bildiriyor, Sağlık
Bakanlığı da Bakanlar Kurulu kararı çıkartıyor.
Bu çerçevede 110 civarında psikoaktif madde yasak kapsamına
girmiş. Ama şöyle bir sorun var: Ucuz, doğrudur. Özellikle ülkemize
Çin, Amerika, Macaristan gibi ülkelerden hatta Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti gibi ülkelerden geliyor, İnternet üzerinden de gelebiliyor.
Özellikle uyuşturucu tacirleri piyasa tutmak adına ucuz şekilde
piyasaya sürüyor ve bir müddet sonra, artık, uyuşturucu
kullananların sayısı arttıkça fiyatının da
artacağı çok aşikâr.
Bu konuyla ilgili -tabii,
küçük kimyasal ortamda üretilen bir sentetik uyuşturucu yani bu konuyla
ilgili özel kimya mühendisleri, özel organizasyonlarla üretilen bir
uyuşturucu ve farklı farklı formatlarda kamuoyuna sunuluyor-
şöyle bir çalışma yürütülüyor, bunu kamuoyuyla paylaşmakta
yarar var: Bu maddeleri tek tek bildirip onu yasak kapsamına almak yerine
daha ana bir grup hâlinde yani jenerik sınıflandırma
dediğimiz şekilde yasak kapsamına almayla ilgili
Sağlık Bakanlığı ile TUBİM birlikte bir
çalışma yürütüyor Hacettepe Eczacılık Fakültesiyle beraber.
Bu jenerik sınıflandırma olduğu zaman daha genel birtakım
yasaklamalarla maddenin piyasada bulunabilirliğinin oldukça
azaltılabileceği kanaatindeyim.
Tabii, sadece bonzai
meselesi de değil uyuşturucu. Uyuşturucunun aslında sadece
arzla ilgili boyutu da yok, yani sadece kaçakçılık boyutu da yok.
Uyuşturucuyu belli başlı 4 ana başlık altında değerlendirmek
gerekir.
Birinci ana
başlık: Önleme, koruma. Özellikle burada hedef henüz hiç
bağımlılık yapıcı madde kullanmamış
genç kitleyi korumak ki TUBİMin araştırmalarına göre, 2012
rakamları, 15 ila 64 yaş grubunda hayatında 1 kez madde
bağımlılığı yapıcı maddeyi deneme
oranı yüzde 2,7 civarında. Bu, belki Batı Avrupa ülkelerine göre
daha düşük görülebilir ama uyuşturucu giderek daha fazla gündeme
geliyor. Çünkü, Türkiye, bir yandan doğal uyuşturucu olan
esrarın en fazla üretildiği Afganistandan Türkiyenin
batısındaki ülkelere geçiş güzergâhında ki, üç tane ana
eksen var, klasik İpek Yolu -Türkiye üzerinden geçen- Kuzey Karadeniz ve
Balkan rotası diye. Bu anlamda Türkiye bir geçiş güzergâhında;
artma riski var. Öte yandan, sentetik uyuşturucuların da Batıda
üretildiğini biliyoruz, Türkiyede üretilmiyor ama Türkiyenin güneyi ve
doğusundaki ülkelere geçiş güzergâhında. Dolayısıyla,
biz, uyuşturucuyla hiç tanışmamış genç kitleyi koruma
anlamında ciddi tedbirler almak durumundayız. Önleme, koruma da
kaçakçılığın azaltılması, yani arzın
azaltılması ve talebin azaltılması,
kullanıcıların azaltılması.
İkinci kısım da tedavi. Hepimiz biliyoruz
AMATEMler var, ÇEMATEMler var yani çocuk yaşta alkol ve madde
bağımlılığı kullanımıyla ilgili.
MEHMET HİLAL KAPLAN (Kocaeli) ÇEMATEM nerede var?
NECDET ÜNÜVAR (Devamla) Türkiyede şu anda 2
ÇEMATEM, 28 tane AMATEM var üniversite, Sağlık
Bakanlığı ve özel sektöre ait ama Hükûmetimiz önümüzdeki üç
yıl içerisinde farklı illerde 13 tane yeni AMATEM, 7 tane ÇEMATEM
yapıyor şehir hastaneleri içerisinde.
Rehabilitasyon boyutu üçüncü ana başlık;
tıbbi rehabilitasyon ve sosyal rehabilitasyon. Özellikle madde
kullandıktan sonra toplumla entegrasyon anlamındaki rehabilitasyonu
çok önemsiyoruz ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı da bu
konuyla ilgili şu anda ciddi bir çalışma yapıyor.
Dördüncü başlık da izleme ve
değerlendirme. Tabii, bütün bu farklı boyutlarıyla gündeme gelen
uyuşturucunun çok farklı bakanlıklarla ilişkisi var.
Tabii bu konu gerçekten son derece önemli,
uyuşturucu konusu ve incelenmeye de değer ama belki Sayın
Baluken geçen dönem olmadığı için hatta şu anda da Mecliste
olmadığı için bilmiyor olabilir ama geçen dönem biz çok güzel
bir çalışma yaptık, AK PARTİ, CHP, MHP ve BDP grupları
gerçekten çok güzel bir çalışma yaptık. Şu anda o
çalışmayı yapan 16 milletvekilinden 5 tanesi AK PARTİde, 1
tanesi MHPde devam ediyor, CHPden arkadaşlarımız Parlamentoda
değil, BDPden olan arkadaşımız da rahmetli oldu Sayın
Nuri Yaman ve 487 sayfalık, gerçekten çok güzel bir çalışma
yaptık -Sayın Reşat Doğru da burada- hatta geçen sefer de
yine MHP Grubunun önerisiyle bu Meclis araştırma komisyonunun
kurulması önerisinden sonra ben bütün milletvekillerimize hem 487
sayfalık raporu hem de şu özet, bütün önerileri özet olarak, renkli
olarak bastırdığımız -dışarıda ben özel
gayretle bastırdım- onların hepsini mail ortamında
yolladık. Aslında onların içinde bir önemli önerimiz vardı;
o da ulusal uyuşturucu koordinasyon üst kurulunun kurulması. Bu konuyla
ilgili Hükûmet gerçekten çok önemli bir adım attı ve bu hafta
pazartesi günü 6 bakanla beraber Uyuşturucu Komisyonu
Başkanlığı yapmış olmam ve şu anda da
Sağlık Komisyonu Başkanı olmam hasebiyle beni de davet
ettiler ve orada bir yol haritası belirlendi. Sadece bonzainin değil,
uyuşturucunun her boyutunun sosyal, toplumsal, sağlık, terör
gibi farklı yönleriyle konuşulduğu bir toplantıydı ve
periyodik olarak toplanma kararı alındı, ben de o
toplantılara katılacağım. Burada 7 tane bakanlık var,
Sağlık Bakanlığı, Millî Eğitim
Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Aile ve
Sosyal Politikalar Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ve
Adalet Bakanlığından oluşan 7 bakanlığın üst
düzey yetkilileri periyodik olarak toplanacak ve bu konuyla ilgili
konuları hem hayata geçirecek hem de yapılması gereken,
alınması gereken tedbirlerle ilgili gerçekten çalışacak.
Dediğim gibi, gerçekten, bu konu bizim her an gündemimizde olması
gereken bir husus ve sürekli çalışmamız gereken de bir husus.
Geçenlerde bir torba yasa çıktı, TCKda da
birtakım değişiklikler oldu. Biraz sonra, İstanbul
Milletvekilimiz Sayın Bülent Turan da bu konuyla ilgili bilgi verecek.
Özellikle, uyuşturucu kullanmanın âdeta, sanki suç
olmadığı gibi bir izlenim vardı, o izlenimi ortadan
kaldırmaya matuf gerçekten çok önemli bir madde değişikliği
yapıldı. Ayrıca, uyuşturucu ekmenin ve satmanın da
cezai müeyyidelerinin arttırıldığı çok önemli
değişiklikler yapıldı. Biraz sonra Sayın Turan bilgi
verecek.
Şimdi, tabii ki, aslında kâğıt
üzerinde HDP Grubunun önerisi gerçekten son derece önemli ve bu konunun
araştırılması gerekiyor ama biz bu konuyu
araştırdık ve bu konuyla ilgili, bütün önerilerimizle ilgili
bakanlıklar konuyu gündeme alıyor. Dolayısıyla, bu konu
için yeniden araştırma komisyonu kurulması değil,
araştırma komisyonunda önerilen önerilerin bakanlıklar ve
Hükûmet tarafından hayata geçirilmesi önemli ve
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
NECDET ÜNÜVAR (Devamla)
bununla ilgili de
Sağlık Bakanlığımızın
koordinatörlüğünde böyle bir çalışma başlatıldı.
Zaman zaman bu konuyla ilgili de açıkçası Uyuşturucu
Araştırma Komisyonu Başkanı sıfatıyla Meclisi de
Parlamentoyu da bilgilendirmeyi kendim için gerçekten elzem bir görev olarak
görürüm diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Ünüvar.
Sayın Hamzaçebi, sisteme girmişsiniz.
Buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
11.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, HDP grup önerisi üzerinde
AK PARTİ Grubu aleyhte 2 sözü de aldığı için CHP Grubunun
söz hakkı kalmadığına ve Antalya Milletvekili Gökcen
Özdoğan Ençin yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Önemli bir konuyu görüşüyoruz. Halkların
Demokratik Partisinin uyuşturucu maddenin, uyuşturucu madde
kullanımının gençliğe ve topluma olumsuz etkileri konulu
önerisini görüşüyoruz. Son derece önemli bir konu ancak Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu olarak bu öneri üzerinde söz hakkımız olmadığı
için görüşlerimizi ifade edemedik.
Bugüne kadar bu Parlamentoda bütün siyasi parti grup
önerileri üzerinde bütün siyasi partiler görüşür, görüşlerini beyan
ederler. Bir siyasi parti grubunun önerisiyle ilgili 4 konuşma hakkı
vardır; 2 lehte, 2 aleyhte olmak üzere ve bu 4 konuşma 4 siyasi parti
arasında paylaştırılır. 3 muhalefet partisi grup
önerisi getirmiş ise toplam konuşma hakkı, sayısı
12dir. Bu 12 sayısı, AK PARTİ de dâhil olmak üzere, 4 parti
arasında bölüştürülür. Muhalefet partileri bütün grup önerileri
üzerinde görüşlerini ifade etme imkânını bulurlar. Böylesi
demokratik bir uzlaşmayı bütün her şeye rağmen
gerçekleştirmiş olan bir Parlamentodayız. Ama bugün bu
uzlaşmanın AK PARTİ tarafından bir kenara
atıldığını, Halkların Demokratik Partisinin grup
önerisi üzerindeki 2 aleyhte konuşmanın onlar tarafından
alındığını gördüm. Kendilerinden talep ettim, bu
talebime olumsuz yanıt verdiler. Ben bu olumsuz tutumu Genel Kurulun ve
Parlamentonun, milletimizin takdirine sunuyorum.
Biraz önce, burada, bizim Genel
Başkanımızı Tıpış tıpış
seçime gideceklerdir. şeklinde cümlesini esas alarak eleştiren bir
Antalya Milletvekili vardı. Ona demokrasi anlayışının
ne olduğunu, demokrasiye karşı tutumun ne olduğunu kendi
parti grubunun tutumuna bakarak anlamasını tavsiye ederim.
Teşekkür ederim.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Kendi de
tıpış tıpış gitti. Sorun yok yani.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
VIII.-
ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti
Grubu Önerileri (Devam)
1.- HDP
Grubunun, Grup Başkan Vekili Iğdır Milletvekili Pervin Buldan
tarafından, ülkemizde uyuşturucu kullanımının
önlenmesi ve azaltılmasına yönelik önlemlerin alınması
amacıyla 7/7/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 16 Temmuz 2014
Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi Grubu
önerisinin lehinde Tokat Milletvekili Sayın Reşat Doğru.
Buyurunuz. (MHP sıralarından
alkışlar)
REŞAT DOĞRU (Tokat) Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
Halkların Demokratik Partisi Grup
Başkanlığının ülkemizde uyuşturucu
kullanımının önlenmesi ve azaltılmasına yönelik
önlemlerin alınması amacıyla vermiş olduğu önergeyle
ilgili söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Saygıdeğer milletvekilleri, önümüzdeki dönemde,
bence, ülkemizin en önemli konularının başında
bağımlılık gelmektedir. Bağımlılık
dendiği zaman sadece bir madde bağımlılığı
değil, madde bağımlılığının
dışında elektronik bağımlılık, İnternet
bağımlılığı gibi çok çeşitli
bağımlılıkları da bunun içerisinde sayabiliriz. Yani
cep telefonu bağımlılığından tutun da dizi
bağımlılığına, televizyon bağımlılığına
kadar birçok konu bunların içerisindedir ve önümüzdeki 21inci
yüzyılın en önemli sorunlarının başında da bence
bu gelmektedir. Tabii, bunların başında da özellikle bu konu,
yani uyuşturucu konusu her geçen gün ülkemizin ve dünyanın çok önemli
bir sorunu olarak karşımızda bulunmaktadır.
Bu sorunla ilgili, tabii, önce, Türkiye Büyük Millet
Meclisine çok önemli görevler düşmektedir. Herhâlde araştırma
önergesinin amaçlarından bir tanesi de Mecliste bunun gündeme getirilmesi
ve alınması gereken tedbirler ve önlemlerle ilgili olması
gerekir.
Saygıdeğer milletvekilleri, bununla ilgili
-biraz önce Adana Milletvekili Necdet Ünüvarın da söylemiş
olduğu gibi- Meclisimizde geçmiş dönemde çok önemli bir
araştırma grubu oluşturulmuş ve çok yoğun bir
çalışma da yapılmıştır. O çalışmanın
yapılmış olmasından dolayı ben, buradan, tekrar, bir
kez daha hem Başkanımıza hem de o dönemde görev alan
milletvekili arkadaşlarımıza ve ona katkıda bulunan
uzmanından diğer insanlarına kadar hepsine teşekkürlerimi
arz ediyorum.
Hakikaten çok önemli çalışmalar
yapılmış ve çalışmaların neticesinde de yine o
çalışmaların sonucunun ortaya konulduğu çok önemli raporlar
gündeme getirilmişti. Ancak, tabii, Türkiye Büyük Millet Meclisinin çok
farklı bir özelliği var: Araştırma önergeleri çok güzel bir
şekilde araştırılıyor, yapılıyor, ondan
sonra raporlar hazırlanıyor, hazırlanan bu raporlar işte
Meclisimizde tartışılıyor, önerilerin hepsi gündeme
getiriliyor. Getirilmesinin sonrasında da bunların, önerilen
kısımlarının hepsinin yapılması, gereken -yani
kanuni müeyyideler- değişikliklerin yapılması; artı,
beraberinde, ondan sonraki dönemlerde de bunların takip edilmesi
gerekiyor.
Ancak enteresandır, bütün araştırma
önergelerinde olduğu gibi bunda da, yani bu yapılan
araştırmalar neticesinde de çok fazla takip neticesinde bir
çalışma yapılmamıştır. Yani bir noktada, aylarca,
yıllarca emekler veriliyor, o emeklerin neticesinde de çok fazla bir takip
edilme durumuyla karşı karşıya kalmıyoruz. Bu
alışkanlığı mutlaka Türkiye Büyük Millet Meclisinin
değiştirmesi gerekir diye düşünüyorum. Çünkü Türkiye Büyük
Millet Meclisinde, biliyoruz, birçok konuda araştırmalar
yapılır. Araştırmaların hepsi sonrasında raflara
konulur ve onlar tozlu raflarda da başka bir araştırmayı
bekler. Ancak bugünkü görüştüğümüz konunun ben önümüzdeki dönemde, hele
de 21inci yüzyılda Yeni Dünya Düzeninin oluşması ve toplumda
sosyal yaşamdan itibaren beklentilerin değişmesi, aile
yapısındaki bozulmalar ve durumlar ortaya çıkartılınca
çok önemli olduğu kanaatindeyim.
Bakınız, bugünlerde bonzai diye bir madde de
artık uyuşturucu konusunda Türkiye'nin gündemine girmiştir.
Bonzai konusunun tabii çok farklı şekilde değerlendirilmesi
gerekir, şöyle ki: Uyuşturucuyla ilgili her geçen gün yeni yeni
maddeler ortaya konulmakta, yeni yeni maddeler bulunmakta ve bunlar da
insanlarımızın hayatını karartmaya devam etmektedir.
Saygıdeğer milletvekilleri, bu sorun sadece
belli bir kesimin değil, yaşlısıyla genciyle, fakiriyle
zenginiyle, erkeğiyle kadınıyla hepimizin
sorunlarıdır, sorunları içerisindedir. Bakınız,
Birleşmiş Milletler verilerine göre -uyuşturucudan ölümlerden-
dünyada yaklaşık olarak 250 milyon insan uyuşturucu
kullanıyor. Bunların içerisinde, yaklaşık olarak ABDde
mesela her yıl 30 bin kişinin uyuşturucudan öldüğü
şeklinde bir istatistiki bilgi ortaya konulmaya çalışılıyor.
Tabii, bunlara şöyle bir bakmış olduğumuz zaman
bunların başında esrar geliyor, amfetamin geliyor, işte
kokain geliyor; eroin gibi çok çeşitli şekillerde yoğun bir
şekilde kullanılanlar içerisinde şimdi de bonzai denen çok
tehlikeli ve de süratli bir şekilde önlem alınması gereken bir
maddeyle karşı karşıya olduğumuz görülüyor.
Sağlık Bakanlığının
çalışmaları -geçtiğimiz günlerde
çalışmalarının olduğunu yakından takip ettik-
sadece Sağlık Bakanlığı olarak değil de bütün
kurum ve kuruluşların yani Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanlığının, Gençlik ve Spor Bakanlığının
veyahut da Millî Eğitim Bakanlığına kadar diğer birçok
bakanlığın bu konuda ellerinden gelen gayreti göstermeleri
gerekiyor.
Ancak, enteresandır, bakınız, Avrupada
uygulanan, ülkemizde de bir zamanlar uygulanan ancak 2003 yılından
itibaren de Millî Eğitim Bakanlığı tarafından izin
verilmeyen, ESPAD Projesi dediğimiz, Avrupa Gençlerde Madde
Kullanımı Değerlendirme Projesi vardır. Enteresandır,
2003 yılından itibaren Millî Eğitim Bakanlığı
bununla ilgili araştırmayı bir türlü kabul etmiyor,
araştırmanın önünü açmıyor veyahut da kapatıyor.
Tabii, bunu biz müteaddit defalar dile getirdik. Şahsım olarak bu
konuda Millî Eğitim Bakanlığına hem yazılı hem
sözlü soru önergeleri vermeye çalıştım. Artı, beraberinde,
yine, Türkiye Büyük Millet Meclisinde bu konuda en fazla konuşan
milletvekillerinden birisiyim. Her zaman da konuşmamda ESPAD Projesini
mutlaka biz tekrar Millî Eğitim Bakanlığı olarak
gündemimize getirelim. Bununla ilgili, okullarımızdaki uyuşturucu
kullanımının, madde kullanımının son durumunun ne
olduğunu tespit edelim, ona göre de önlemler alalım. diye
söylemiş olmama rağmen, maalesef, çok çeşitli mazeretler ortaya
konularak -bunların bir türlü- yani Millî Eğitim
Bakanlığının bu ESPAD Projesiyle ilgili izin vermemiş
olduğunu görüyorum.
Buradan bir kez daha sesleniyoruz ki Avrupa ülkelerinin
hepsinde, yani okulların hepsinde gençler arasındaki istatistiki
bilgilerin ortaya konulduğu proje desteklenirken neden bizim ülkemizde bu
desteklenmiyor? Bunu da bir manada bu şekilde buradan söylemek istiyorum
ki inşallah bizim sesimizi Millî Eğitim Bakanlığı
yetkilileri duyar da bununla ilgili projeyi tekrar açarlar ve biz de
ülkemizdeki bu konuyla ilgili istatistiki bilgileri tam manasıyla ortaya
koymuş oluruz.
Bakınız, Türk Psikoloji Derneği
tarafından 15-24 yaş grubunda 7.681 kişide yapılan son
araştırmada şöyle bir tablo ortaya çıkıyor ki hepimizi
de bu düşündürmesi gerekir diye düşünüyorum: Ülkemizde yüzde 27
insan, yani ilk defa 14 yaşında olmak üzere düzenli sigara
kullanıyor, yüzde 9,2si alkol kullanıyor, yüzde 2,9u
arkadaşlarından en az birinin madde kullandığını
ifade ederek maddeyle tanışmış olduğunu ifade etmeye
çalışıyorlar. Yine, 7 farklı lisede yapılan araştırmada
yüzde 12,2 sigara, yüzde 23,5 alkol, yüzde 2,3 Hayatta en az bir kere madde
kullandım. şeklinde bir ifadede bulunuyorlar. Dolayısıyla,
tiner kullanımının veya çocukların, sokakta bulunan
insanların yoğun bir şekilde, kat kat artmış
olduğu bir ortamda maalesef uyuşturucuyla ilgili de çok ciddi
sıkıntılarla karşı karşıya olduğumuzu
ifade etmek istiyorum.
Saygıdeğer milletvekilleri, uyuşturucu
kullanılması beyin ve merkezî sistemlerden başlamak üzere bütün
vücudu, organları tahrip ediyor. Bu tahrip insanların sadece kendi
vücudunda da kalmıyor. Bu tahribin aynı tablosunu insanın ailesinde
görüyoruz, toplumda görüyoruz ve toplum yapısında tamamen görüyoruz.
Bunların birçoğunu da okullarımızda veyahut da evlerimizde
alacağımız basit önlemlerle gidermemiz gerekirken maalesef bunu
gideremiyoruz.
Bakınız, şu anda ülkemizde cezaevlerimizde
150 bin civarında hükümlü ve tutuklu bulunuyor. Bu hükümlü ve
tutukluların neredeyse yüzde 30, yüzde 40a varan oranda da
uyuşturucu suçlarından dolayı hapishanelerde yatmakta
olduğunu görüyoruz. Yani bu oranın gün geçtikçe de artmakta
olduğunun görülmesi, demek ki toplumda çok ciddi manada bir sorunun da
gündemimize gelmekte olduğunu gösteriyor.
Tabii bunun bir diğer yönüyle de Türkiye'mizin
dışında, özellikle Avrupa Birliği ülkelerinde yaşayan
Türk toplumu içerisinde de yoğun bir şekilde uyuşturucu kullanımının
ve uyuşturucu suçlarından dolayı insanların cezaevinde
yatmakta olduğunu görüyoruz. Geçtiğimiz günlerde Avrupa cezaevlerinde
yapmış olduğumuz araştırmalarda şunları gördük
ki: Avrupa Birliği ülkelerinde yaklaşık olarak 30 binin üzerinde
Türk mahkûm bulunuyor. Bu mahkûmların büyük bir oranı da
uyuşturucu kullanımından veyahut da uyuşturucu
suçlarından dolayı Avrupa Birliği cezaevlerinde yatıyor.
İşte burada şöyle bir konu gündeme geliyor ki: Avrupa
Birliği ülkeleri, özellikle uyuşturucu suçundan dolayı kendi
cezaevlerinde yatan insanları suçları bittikten sonra, bunların
çocukları veyahut da insanların hepsini Türkiye'ye geri gönderiyor.
Türkiye'ye geri gönderdiği zaman bunlar köyüne gidiyor, kentine gidiyor,
burada bir saatli bomba şeklinde oradaki insanlara
bulaştırıyor ve çok ciddi bir sorunla da karşı
karşıya olduğumuzu görüyoruz.
Tabii, bunların yanında uyuşturucunun bir
yönü de ticaretidir. Şu anda terör örgütlerinin en önemli gelir
kaynaklarının başında da uyuşturucu ticareti
gelmektedir. Ülkemizde terör noktasında çok büyük sıkıntı
çekerken terör örgütünün mali kaynaklarına bakmış olduğunuz
zaman bunun yaklaşık olarak 10 milyar dolar civarında büyük bir
paraya da tekabül etmiş olduğunu görüyoruz.
Sonuçta, uyuşturucuyla ilgili çok ciddi önlemler
alınması gerekir ve alınan önlemlerin takip edilmesi gerekir
diye düşünüyorum. Tabii, geçmiş olan dönemlerde bununla ilgili
komisyonlar kurulmuş, araştırmalar yapılmış ama
demek ki yapmış olduğumuz çalışmalar veyahut da
araştırmalarımız veyahut da alınan neticeler
uyuşturucunun önlenmesini tam olarak sağlayamamış.
Dolayısıyla, yeni bir komisyonun kurulmasının ben de uygun
olacağı kanaatindeyim.
Bu yönlü olarak da kabul oyu vereceğimizi söylüyor,
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Satır, buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
12.-
İstanbul Milletvekili Mihrimah Belma Satırın, İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul)
Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Biraz evvel Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan
Vekilinin sözleri üzerine söz aldım, söz verdiğiniz için de tekrar
teşekkür ediyorum.
Halkların Demokratik Partisinin grup önerisi
gerçekten önemli bir konu, uyuşturucuyla ilgili konuyu gündeme getirdiler.
Bu konuda bütün grupların hassasiyetini çok değerli buluyorum, çok
önemli buluyorum. Sorun kendi çocuklarımızın, gençliğimizin
sorunu.
Bu konuda daha evvel yapılan şeyler gereği
istişarelerle konuşmalar belirleniyor. Muhakkak iyi niyet her zaman
esastır fakat bu konunun önemine binaen sağlık, aile ve
bağımlılık konusunda uzman olduğu ve Türkiye Büyük
Millet Meclisinde daha evvelki çalışmalarda birinci durumda
bulunduğu için hafızayı tazelemek adına Sağlık
Komisyonu Başkanımızın konuşmasını ve ceza
bağlamında Türk Ceza Kanununda yapılan değişikler ve
genç bir milletvekili olması dolayısıyla Bülent Turan
vekilimizin konuşmasını önemli bulduk. Paylaşımda
Milliyetçi Hareket Partisi milletvekillerine bir konuşma daha fazla
verilmiştir, yoksa daha evvel yapılan uygulamalardan farklı bir
çalışma yapılmamıştır.
Hassasiyeti için Akif Beye ve diğer milletvekili
arkadaşlarımıza tekrar teşekkür ediyorum. Bu konunun önemli
olduğunu ve bu konuda katkı sunacak her bilginin, her
paylaşımın değerli olduğunu açıklamak istiyorum.
Teşekkür ederim.
KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) Karar yeter
sayısı istiyorum.
BAŞKAN Daha gelmedik, önceden söylediniz.
MUSA ÇAM (İzmir) Meclisin geleneklerine
aykırı bir tutum Sayın Başkan. Sayın Grup Başkan
Vekilinin açıklaması kendilerini tatmin edebilir ama burada
muhalefette bulunan bir siyasi partinin
BAŞKAN Sayın Çam, lütfen, tamam.
VIII.-
ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti
Grubu Önerileri (Devam)
1.- HDP Grubunun,
Grup Başkan Vekili Iğdır Milletvekili Pervin Buldan
tarafından, ülkemizde uyuşturucu kullanımının
önlenmesi ve azaltılmasına yönelik önlemlerin alınması
amacıyla 7/7/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması
önergesinin, Genel Kurulun 16 Temmuz 2014 Çarşamba günkü birleşiminde
sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN - İstanbul Milletvekili Sayın
Bülent Turan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Buyurun.
BÜLENT TURAN
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
HDP grup önerisi aleyhine grubumuz adına söz
aldım.
Hepinizin malumu, Türkiyede son dönemde fazlasıyla
gündeme gelen, önemli olduğunu düşündüğümüz bir sorunla ilgili
bir gündemimiz söz konusu. Ancak bu sorun hepimizin yüreğini
sızlatırken, bu sorun her gün gündemimize gelirken değişmez
bazı verileri de bilmek durumundayız.
Değerli arkadaşlar, uyuşturucu meselesi,
bildiğiniz gibi, sadece Türkiyenin meselesi, bizim meselemiz değil,
uyuşturucu meselesi dünyanın sorunu. 200 milyondan fazla
kullanıcının söz konusu olduğunu, 500 milyar dolardan fazla
ticaretin gündemde olduğunu, terör örgütlerinin, başka birtakım
yapıların işin içinde olduğunu, çok farklı
yapılanmalarla beraber, ekonomik gerekçelerle beraber gençlerimiz üzerinde
büyük bir savaşın söz konusu olduğunu hatırlatmak isterim.
Bu, bugünlerin değil bin yılların sorunu; bu, Türkiyenin
değil dünyanın sorunu.
Değerli arkadaşlar, bizim için önemli olan bir
başka husus da Türkiyenin jeopolitik konumu gereği uluslararası
transferlerde, bu pazarın doğumunda Türkiyenin de çok merkezî bir
yerde yer alması. Bildiğiniz bazı ülkelerden transit geçişlerin
Avrupaya veya diğer ülkelere yapılırken Türkiyenin de
kullanılıyor olması bizi endişelendiren bir başka
önemli husus. Huzursuzluk gibi, ağır, kuralcı ortamlarda
yaşamak gibi birtakım özel ve toplumsal sebeplerin de işin
içerisine katılması hâlinde, Bir d efadan
bir şey olmaz. anlayışının kulaktan kulağa
yayılması hâlinde çok trajik sonuçlarla
karşılaşıldığını, ölümlerle
karşılaşıldığını üzülerek görüyoruz. Az
önce, teknik bilgilerin, uyuşturucunun ne olduğunu, alınan
tedbirlerin neler olduğunu, daha önceki dönemlerde yapılan
çalışmaların neler olduğunu çok kıymetli
Sağlık Komisyonu Başkanımız Necdet Ünüvar Bey ifade
ettiler.
Değerli arkadaşlar, bildiğiniz gibi
hepinizin katkısıyla, zaman zaman farklı
yaklaşımlarla, hatta tartışmalarla da olsa beşinci
yargı paketinin on beş yirmi gün kadar önce Meclisimizden
geçtiğini ve Cumhurbaşkanımızca
onaylandığını biliyorsunuz. Bu yargı paketinin çok
değişik başlıkları olmakla beraber, en önemli
hususlardan bir tanesi de uyuşturucuyla ilgili mücadelede Emniyetin,
Adaletin çok daha hızlı ve çok daha net iş yapabilmesi için
alınan bazı tedbirlerdi. Bu tedbirleri hatırlatmakta ben fayda
görüyorum.
Değerli arkadaşlar, bildiğiniz gibi esrar
elde etmek amacıyla kenevir üretiminde suçun cezası düne kadar bir
yıldan yedi yıla kadar hapis cezasıydı. Bizim Ceza Usul
Kanunumuz gereği, bir yılla başlayan suçların büyük bir
kısmının uygulamada hep ertelendiğini, denetimli serbestlik
gibi birtakım usuli işlemlerle beraber başka cezalarla
karşılaştığını biliyorsunuz. Ancak, geçen
hafta yapılan yeni yasal düzenlemeyle bu cezanın alt limiti dört
yıla çıkarıldı yani kenevir ekiminin cezası dört
yıl ila on iki yıl oldu. Şu anlama geldi bu düzenleme: Kenevirle
uğraşan kim varsa ilk tespitte hapse girecek anlamına geldi. O
kurumun kusuruydu, bu kurumun kusuruydu, biz yakaladık o
bıraktı. gibi birtakım sözüm ona haklı ifadelerin
artık kullanılmayacağı anlamına geliyor.
Değerli arkadaşlar, bir diğer önemli
düzenleme de, uyuşturucu ve uyuşturucu maddeyle ilgili ihraç, imal ve
ithal suçunun cezası on yıldan yirmi yıla kadar hapisken, geçen
haftaki düzenlemeyle yirmi yıldan otuz yıla çıkarıldı.
Bunlar, uluslararası standartlara baktığımızda çok
önemli ve üst cezalar.
Bir diğer düzenleme: Uyuşturucu ve
uyarıcı madde satma suçunun cezası beş yıldan on
beş yıla kadar hapisken, şimdiki düzenlemeyle on yıldan
yirmi yıla kadar çıkarıldı. Bu da önemli bir düzenlemeydi.
Uyuşturucu ve uyuşturucu maddenin çocuğa
verilmesi, satılması hâlinde hapis cezasının on beş
yıldan aşağı olmayacağı hükme bağlandı.
Bir daha söylemek istiyorum: Normal düzenlemenin dışında
çocuklar söz konusuysa, çocuğa satmak, çocuğu bu konuda
değerlendirmek söz konusuysa on beş yıldan daha az ceza
olmayacağı hükme bağlandı.
Vaktinizi almamak için diğer
ayrıntılı düzenlemelere girmeyeceğim ama uyuşturucuyla
uğraşan, uyuşturucudan para kazanan, insanların
hayatını karartan kim varsa eskiye nazaran daha üst cezalarla
cezalandırılacağını ve bununla ilgili -eğer örgüt
suçuysa- ekstra ceza alacağını, koşullu salıverme
gibi, denetimli serbestlik gibi Ceza Kanunumuzun usul bölümünde düzenlenen
birtakım yasal düzenlemelerin geçen haftaki tasarıdan sonra çok daha
farklı değerlendirileceğini, uyuşturucunun çok özel gündeme
getirileceğini tekrar söylemek isterim.
Tabii, değerli milletvekili arkadaşlarım,
sadece cezaların artırılması uyuşturucuyla mücadelede
tek sebep, tek etken olmayacaktır; çok önemlidir ama tek sebep
değildir. AMATEM ve benzeri kuruluşların çok hızlıca
artırılması, -2002 yılında 11 tane olan AMATEM
merkezinin bugün itibarıyla 29 olduğunu hepimiz biliyoruz- Yetmez
ama evet. anlamında çok güzel çalışmalar ama ümit ediyorum,
ilgili her türlü adım atılarak bu konunun Türkiye gündeminden bir an
önce uzaklaştırılması, gençlerimize bu konuda daha fazla
yardımcı olunması hepimizin talebidir.
Yine bildiğiniz gibi, geçen haftalarda basında
da çıktı, Uyuşturucuyla Mücadele Üst Kurulu gibi çok önem
atfettiğimiz bir üst kurul kuruldu. Bu Üst Kurulda Sağlık
Bakanlığı gibi, Adalet, İçişleri, Millî Eğitim, Aile
ve Sosyal Politikalar, Çalışma Bakanlığı gibi 6 önemli
bakanlığın bir araya gelip toplantı yapmış
olması, Üst Kurulu hayata geçirmiş olması, alınacak
tedbirlerin ve bundan sonraki yol haritasının
çıkarılmış olması da bizim bu konudaki umudumuzu
artırmıştır.
Son yıllarda yapılan Emniyet
operasyonlarındaki yoğunluk, alınan başarılı
sonuçlar da hepinizin yine malumlarıdır. İlgili
bakanlıkların projelerinde her gün hayata geçtiğini, her
bakanlığın bu konuda hassas davranıp yeni ve somut
adımlar attığını büyük bir onurla, gururla görüyoruz.
Değerli arkadaşlar, fakat, ne olursa olsun,
hangi bakanlık hangi adımı atarsa atsın, Emniyet
şöyle yaptı, Adalet böyle yaptı. demekten çok öte öncelikle
ailelerimizin, anne-babalarımızın sorumluluğu var.
Çocuğa en yakın kişi annesidir, babasıdır ve
ardından arkadaşıdır. Bu farkındalığın
yaratılması açısından gündeme gelen
toplantıların, çalışmaların, önergelerin
yansımasıyla beraber ailelerin bu konuda çok daha hassas
olmasını, eğer şüphelendiği bir husus varsa mutlaka
bunu ilgililerle paylaşmasını, buradan yola çıkarak bu
büyük mücadelede en çok onların katkı sağlamasını ümit
ediyoruz. Gençlerimizin anlık zevkler, anlık kararlar, Bir defadan
ne olur! anlayışından uzak durarak arkadaşlarına
sahip çıkması, öğretmenlerimizin, idarecilerimizin bu konuda
adım atması en büyük temennimiz.
Değerli arkadaşlarım, bu konuyu gündeme
getiren HDP Grubu başta olmak üzere katkı veren tüm
arkadaşlarıma teşekkür etmek istiyorum. Ancak, daha bir hafta,
on gün önce yasanın uyuşturucuyla ilgili bölümünde çok önemli
düzenlemelerin yasalaşarak buradan geçmiş olması, torba yasa
gibi önemli ve çok fazla maddeden oluşan yeni tasarının gündemde
olması, torba yasanın toplumun hemen hemen her kesimini
ilgilendiriyor olması, Meclisimizin gündeminin yoğunluğu ve en
önemlisi de az önce Sayın Ünüvarın ifade etmiş olduğu,
uyuşturucuyla ilgili söyleneceklerin söylenmesi
O yüzden artık
söylenecek söz değil, yapılacak işlemlerin, eylemlerin gündemde
olması gerekçesiyle HDP grup önerisi aleyhinde oy
kullanacağımızı belirtiyor, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Turan.
Halkların Demokratik
Partisi grup önerisini oylarınıza sunuyorum ve karar yeter
sayısı arayacağım: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar
yeter sayısı vardır, grup önerisi reddedilmiştir.
Milliyetçi Hareket Partisi
Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi
vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza
sunacağım.
2.- MHP
Grubunun, Grup Başkan Vekili İzmir Milletvekili Oktay Vural, Grup
Başkan Vekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ve Ankara
Milletvekili Zühal Topcu tarafından, sürekli değişen ve
gelişen bilim dünyasında Türkiyenin de adının geçmesi için
akademisyenlerin özlük haklarıyla ilgili durumlarının uluslararası
ve ulusal arenada detaylı bir şekilde
araştırılması amacıyla 21/1/2014 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 16 Temmuz 2014
Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi
16/7/2014
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma
Kurulunun 16 Temmuz 2014 Çarşamba günü (bugün) yaptığı
toplantısında siyasi parti grupları arasında oy
birliği sağlanamadığından grubumuzun
aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Yusuf
Halaçoğlu
Kayseri
MHP Grup Başkan Vekili
Öneri:
21 Ocak 2014 tarih, 4/2421
sayıyla TBMM Başkanlığına vermiş olduğumuz
İzmir Milletvekili ve Grup Başkan Vekili Oktay Vural, Kayseri
Milletvekili ve Grup Başkan Vekili Yusuf Halaçoğlu ve Ankara
Milletvekili Zühal Topcunun Sürekli değişen ve gelişen bilim
dünyasında Türkiyenin de adının geçmesi için akademisyenlerin
özlük haklarıyla ilgili durumlarının uluslararası ve ulusal
arenada detaylı bir şekilde araştırılması
amacıyla verdiğimiz Meclis araştırması önergemizin 16
Temmuz 2014 Çarşamba günü (bugün) Genel Kurulda okunarak
görüşmelerinin bugünkü birleşimde yapılması
önerilmiştir.
BAŞKAN Milliyetçi
Hareket Partisi grup önerisinin lehinde İzmir Milletvekili Sayın
Oğuz Oyan.
Buyurunuz efendim. (CHP
sıralarından alkışlar)
OĞUZ OYAN (İzmir) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; bu konu Meclisin gündemine defalarca geliyor. En
son, 21 Ocak 2014te bu konu gene bir araştırma önergesi üzerinden
tartışılmıştı. Üniversite öğretim üyelerinin
ve yardımcılarının özlük haklarının son on
yılda ne kadar gerilediğini gösteren o kadar çok çalışma
var ki buna rağmen hâlâ bu konuda düzeltme yapılmaması akıl
alacak iş değildir. Bakın, 2001 ile 2013 arasında millî
gelir artışı 7 kat olmuş; memur maaşlarındaki
artış 11 kat olmuş, güzel; öğretmenlerde 9,5 kat
olmuş, o da iyi, peki.Peki, profesörlere gelelim, profesörlerin
maaşları 5 kat artmış. Yani millî gelir 7 kat artıyor,
öğretmenlerin 9,5 kat, profesörlerin 5 kat, yardımcı doçentlerin
gene 5,2 kat, araştırma görevlilerinin 6,3 gibi -biraz daha iyice ama
gene de çok kötü şeye göre, millî gelir artışının
altında- doçentler için de 4,2 kat yani millî gelir
artışının neredeyse yarısı kadar.
Bu bize bir şeyi gösteriyor: Hem akademisyenlerin
arasındaki maaş orantıları
farklılaşmış; eskiden doçent ile profesör arasında
daha az fark varken şimdi daha çok olmuş çünkü doçentin daha az
artmış. Bu, aslında, bizim bilimsel araştırmaya ne
kadar az önem verdiğimizi gösteren bir şey.
Bakınız, size çarpıcı bir örnek
vereyim -hani, kaymakam, vali, genel müdür kıyaslaması
yapmayayım- burada çalıştığımız Meclisteki
danışmanlarımız, birinci derecedeki danışman
profesör maaşı alıyor aşağı yukarı. Yani, bu
nasıl bir dengesizliktir? Yani Buradaki danışmanlar çok
aldı. falan demiyorum, yanlış anlamayın ama bir
profesörün, bir doçentin, bir yardımcı doçentin, bir
araştırma görevlisinin, öğretim görevlisinin dünya
standartlarının çok altında alması kabul edilebilir bir
iş değildir.
Buraya yapılacak yatırım, buraya
yapılacak özlük hakları artışı asla boşa gidecek
bir şey değildir. Eğer biz gerçekten bilime öncelik vermek
istiyorsak, eğer bizim böyle bir derdimiz varsa -olduğu
tartışmalı görülüyor- bunu yapmalıyız. Hatta, bunun
ötesinde biz bilimsel araştırmalar için özel bir statü de
oluşturmalıyız yani bilimsel araştırmaları
destekleyen bir yeni anlayış geliştirmeliyiz.
Dolayısıyla, çok ciddi bir sıkıntı olduğunu
burada görüyoruz ama sıkıntılar keşke sadece maaşla
ilgili olsaydı.
Ben bir üniversite öğretim
elemanlığından, üyeliğinden gelme bir
arkadaşınız olarak yani otuz küsur yılı -doktora
dâhil- bu kurumlarda geçirmiş biri olarak şunu söyleyeyim:
Üniversitenin olmazsa olmazı üniversitenin teneffüs edeceği
ortamdır. Eğer bir özgürlük ortamı yoksa, eğer bilimsel
özgürlüğe uygun bir yapı yoksa, uygun bir idari yapı yoksa,
yönetimi yoksa -YÖKünden üniversite rektörlüğüne,
dekanlığına kadar- öyle bir özgür havanın
solunmadığı ortamda bilim yeşermez. Bilim aykırı
olmayı sever, aykırı olmadığınız zaman bilim
üretemezsiniz. Bilim, başı sallayarak Evet efendim. ya da
birtakım birilerinden birtakım konuları alıp aktararak
olmaz; yaratıcılık, üreticilik gerekir, onun için
aykırı olmayı gerektirir. Aykırı olmak için de
üniversite yönetimlerinin baskısının olmaması gerekir,
baskı varsa üretim olmaz, bilim olmaz.
Ama bakın şimdi Türkiyede bütün üniversiteler
taşralaşıyor. Taşralaşma coğrafi anlamda
değil, yanlış anlamayın yani bugün Almanyada, Fransada,
Amerikada burada başkent dışı kentlerde dünyanın en
seçkin üniversiteleri var, coğrafi olarak anlamayın. Türkiyede de bu
taşralaşma dediğimiz şey aslında bugün birçok
merkezdeki üniversiteleri de kapsayan giderek bulaşıcı bir
hastalık olarak yayılıyor yani bilimin ikinci plana
atıldığı bir yeni durumla karşı
karşıyayız. Bakın, bugün Türkiyede 176 tane üniversite var,
bunun 102si devlet üniversitesi. Şimdi, bu devlet üniversitelerinde 122
bin öğretim elemanı var, vakıf üniversitelerinde 19 bin yani
devlet üniversiteleri yüzde 86yı temsil ediyor. Vakıf
üniversitelerindeki özlük hakları, ücretler devlet üniversitelerinden daha
iyi noktada. O yüzden de bir kaçış da oluyor, bunu besleyen bir süreç
de var. İyi ama yani, sizin öğrenciniz, öğrenci
sayısı, 2013 itibarıyla 5 milyon 89 bin öğrenci devlet
üniversitelerinde yani yüzde 93ü devlet üniversitelerinde, 351 bini vakıf
üniversitelerinde. Yani, sizin ne yapmanız gerekiyor? Bir kere, bu devlet
üniversitelerinde ana omurgayı oluşturan, üniversite eğitiminin
ana omurgasını oluşturan devlet üniversitelerine öncelik
vermeniz gerekiyor. Yani, istediğiniz kadar teşvik edin, vakıf
üniversiteleri üzerinden bir üniversite eğitimini temellendiremiyorsunuz.
Zaten bugünlerde görüyorsunuz, işte, üniversite seçmede olay tam bir piyasa
rekabeti hâlinde. Bütün gazetelerde, televizyonlarda üniversite rekabeti
Vakıf üniversiteleri özellikle bu konuda çok büyük bir rekabet içine
girdiler. İşte, Şu kadar burs veriyoruz vesaire.
Bakın, ben size
şunu söyleyeyim samimi olarak: Bugünkü devlet üniversitelerinin -104 tane
üniversite var- aşağı yukarı yarısı üniversite
niteliğini, kimliğini hak etmiyor. Vakıf üniversitelerinin de
yaklaşık üçte 2si üniversite kimliğini hak etmiyor. Bunlar lise
düzeyinde bile değiller belki de bizim dönemimizin, 60ların liseleri
ben 60larda liseyi okumuştum- düzeyinde bile değil.
Dolayısıyla, burada bir üniversite politikamızın
olması gerekiyor. Bu politikanın kuşkusuz bir özlük hakları
ayağı vardır ama ikincisi, bu dediğim genel çerçeve yani bu
özgürlük ortamının oluşması ayağı vardır.
Bakın, ben size
başka bir şey de söyleyeyim: İş güvencesi
Bir üniversite
öğretim elemanı eğer iş güvencesi tehdidi altındaysa
-ki büyük bölüm bu tehdit altında, araştırma görevlileri, yardımcı
doçentler- o zaman nasıl özgürce bilim üretecek her an kafasında
bölüm başkanı, dekan, rektör sopası varken? Atılabilir,
uzatılmayabilir. Dolayısıyla, bir kere bunu halletmeniz
gerekiyor. Yani, böyle bir eğreti statüyle üniversite öğretim
elemanlığı bağdaşmaz. Kaldı ki bu eğreti
statüler arasında da fark var. Yani, biz araştırma görevlilerini
2 ayrı statüden istihdam ediyoruz üniversitelerde. Bunun bir
ayağı, YÖK Kanununun 33üncü maddesinin (a) fıkrasına göre
istihdam edilenler, kadrolular, doğru olanı bu ama daha büyük
istihdam ayağı, YÖK Kanununun 50nci maddesinin (d)
fıkrasına göre yani eğreti, yani burslu öğrencilik gibi
tanımlanıyor, doktoran bitti mi yallah kapı
dışarı. Böyle bir anlayış olur mu? Yani, bir kere,
bütün bu 50nci maddenin (d) fıkrası kapsamında olanların
33üncü maddenin (a) fıkrası kapsamına geçirilmesi gerekiyor.
Siz bunun dışında burs vermek istiyorsanız verin, yüksek
lisansta verin. Hatta, size şunu söyleyeyim: Türkiyede gerek yüksek
lisans ve doktora öğrencileri gerekse de tıpta belirli bir sınıftan
sonraki öğrenciler bir görünmez emek ordusu olarak kullanılıyor,
bedavaya kullanılıyor değerli arkadaşlarım. Burs
verecekseniz, işte burada vereceksiniz. Yani, siz üniversitenin
işlerinde çalıştırdığınız ama hiçbir
şekilde herhangi bir sosyal güvenceye tutmadığınız
kişileri mutlaka bir kapsama, bir örgün istihdam kapsamına
almanız gerekir.
Dolayısıyla,
bilimsel araştırma faaliyetlerinin bir emek süreci olarak
tanımlanması gerekir ve burada araştırmacıların
haklarının doğru bir şekilde verilmesi gerekir. Üniversite
öğretim elemanlarının ücretlerinin mutlaka millî gelire
endekslenmesi gerekiyor ve aradaki kayıpların behemehâl, derhâl
kapatılması gerekiyor. Çünkü bugünkü ücretle, bugünkü maaş
düzeyiyle, bir kere, bir üniversite öğretim üyesinin kendi sosyal statüsüne
uygun yaşam koşullarını oluşturması mümkün olmaz
hâle geliyor ve giderek ek derslere, araştırma projelerine, vesaire
gibi kendi esas işini, esas araştırma ve eğitim işini
dışlayan birtakım alanlara kayabiliyor.
O yüzden, bu önergeye biz
Cumhuriyet Halk Partisi olarak destek veriyoruz ve sizlerin de destek
vereceğinizi umuyoruz.
İlginiz için
teşekkür ederim. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Oyan.
Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisinin aleyhinde
Zonguldak Milletvekili Sayın Ercan Candan.
Buyurunuz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ERCAN CANDAN (Zonguldak) Sayın Başkanım,
değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına
sürekli değişen ve gelişen bilim dünyasında Türkiye'nin
adının geçmesi için akademisyenlerin özlük haklarıyla ilgili
durumlarının uluslararası ve ulusal arenada detaylı bir
şekilde araştırılması ve bu hususlarda çözümler
üretilmesiyle ilgili verilen Meclis araştırması önergesi
hakkında AK PARTİ Grubu adına aleyhte söz almış
bulunmaktayım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Geleceğin nitelikli insanlarının
yetiştirilmesi tabii ki eğitimle mümkündür. Bu eğitimin
temelinde de aslında yükseköğretim kurumları yani üniversiteler
yer almaktadır, hepimiz hemfikiriz bu konuda.
Tabii, burada bunları konuşurken -biraz önce
Hocam da bahsetmişlerdi- üniversitelerle ilgili bazı bilgiler
verdiler ama 2002den 2013, 2014e gelinceye kadar ne türlü aşamalardan
geçtik bunları kısaca verdikten sonra, bu yapılanmayı, bu
çerçeveyi biraz daha belirginleştirdikten sonra yorum yapmanın daha
mantıklı olacağı kanaatindeyim. Şöyle ki: 2002
yılında 76 üniversitemiz varken, şu anda 176 üniversite var. Bu
şu demektir ki üniversite sayısı 2,5 katına
çıktı. 2,5 katına çıkarken öğrenci sayımız
da aslında 2 milyonun biraz altındayken 5 milyon civarlarına
geldi, bu da 2,5 katına çıktı ama biraz önce, bizden önceki
konuşmacı arkadaşımızın dediği gibi,
öğretim üyesi sayılarında bir yetersizlik var. Bu sayı,
doçent, yardımcı doçent, profesörlerin sayısına
baktığımızda yaklaşık 28 bin-30 binlerden 60 bin
civarına çıkmış. Bu demektir ki üniversite
artışına bağlı olarak, öğrenci sayısına
bağlı olarak orantılı bir artış yok ama burada
gözden kaçan bir şey var, o da şu: Üniversitelere ayrılan
kaynaklar. Üniversitelere ayrılan kaynaklar 2002 yılında yaklaşık
2,5 milyar civarındayken bugün 15 milyar civarında. Bunu niye
söylüyorum çerçeveyi çizerek? Şunun için söylüyorum: Biz, aslında, AK
PARTİ Hükûmeti olarak öncelikle üniversitelerin altyapı ve kaynak
sorununu çözmeye odaklandık ama bu arada öğretim üyesi
yetiştirme programlarına da yoğunlaştık. Buradaki
soruda, soru önergesinde verildiği gibi, evet, bir yerde bir
yavaşlık var, bu da öğretim üyelerinin özlük haklarıyla,
yani maaşlarıyla ilgili problemler. Bunlarla ilgili biz kendi
aramızda, kendi grubumuzda defalarca görüştük, bunu, yeni
hazırlanacak olan, hazırlanmakta olan YÖK Yasasıyla beraber ele
alalım istedik. Yalnız şurada unutulan bir nokta var,
öğretim üyelerinin aslında gelirleri iki kısma ayrılıyor:
Bir tanesi döner sermaye kısmı, bir tanesi maaşları ve ek
ders ücretleri. Ne yazık ki, döner sermaye uygulamalarının -yine
YÖK Yasasından kaynaklanan- gelirleri tamamen tıp fakültesine göre
yapılmış. Burada yapısal bazı sorunlar var, problem
buradan kaynaklanıyor. Tıp fakültesinde çalışan
öğretim üyesi arkadaşlarımızın veya avukatlık
mesleğini yapanlarımızın böyle bir problemi yok. Esas,
temel bilimlerde, mühendislik bilimlerinde ve diğer sosyal bilimlerde
öğretim üyeliği yapan arkadaşlarımızla ilgili
sıkıntımız var. Biraz önce dediğim gibi, evet, böyle
bir sıkıntımız var ama biz bunu gerek YÖK nezdinde gerek
bakanlarımız nezdinde gerek Sayın Başbakanımız
nezdinde görüştük, bu çalışmalar devam ediyor, inşallah, en
kısa zamanda YÖK Kanunuyla beraber bunların hepsini ele
alacağız.
Tabii, burada gözümüzden kaçan bir şey var: Geçen
haftalarda bir kanun çıkartmıştık biz, ne idi bu kanun
arkadaşlar? Araştırma Altyapılarının
Desteklenmesine Dair Kanun. Neden bunun üzerinde duruyoruz? Şu nedenle: Aslında,
Türkiye'de uluslararası bilimle yarışamamamız, aynı zamanda
inovasyona dayalı, icada dayalı ürünleri üretemememiz temelde
uluslararası yarışta olmamamızdan kaynaklanıyor. Bunun
da temel nedenlerinden biri sadece maaş değil arkadaşlar, bu
-temel nedenlerinden biri- üniversitelerin döner sermayelerinin ve üniversitelerin
araştırma altyapılarıyla birlikte bir motivasyonun
olmamasından kaynaklanıyor. Aslında, bu kanun, aynı zamanda
üniversitelerde ağır ağır yeni bir değişimi de
beraberinde getirecektir. Yani üreten öğretim üyesi kazanacaktır,
aynı Amerikada olduğu gibi, aynı İngilterede olduğu
gibi. Eğer bir şeyler üretebiliyorsanız
kazanacaksınız. Onun için, öğretim üyelerini bir tür üretime
yönlendirmek, hizmet ve yeni ürünlere yönlendirmek için bu kanun çok önemlidir,
önümüzdeki günlerde bu artışlar aynı zamanda öğretim
üyelerimize de yansıyacaktır, tabii ki üretim yapanlar için. Bunun
yanında, tabii, bu çıkardığımız kanunun
üniversitelerdeki öğretim üyelerinin dünyaya da açılmasını
sağlayacağını biz bekliyoruz.
Bu arada, patent gelirlerinin de yine döner sermayeyle
ilgili bağlantısı var, yine birçok
Yani dediğim gibi,
aslında YÖK Kanununu baştan aşağıya
değiştirmemiz gerekiyor, sadece maaşları değil ama
bunlar da inşallah önümüzdeki günlerde ele alınacaktır.
Biraz önce, tabii, söyledik, üniversitelerin sadece özlük
haklarıyla ilgili sorunları yok, fiziki yapılanma sorunları
var. Anadoludaki, taşradaki üniversiteler hızla gelişiyor. Bu
üniversiteler dünden bugüne hemen büyüyecek üniversiteler değil ama
görüyorsunuz ki büyük şehirlerdeki birçok üniversitenin yanında
Anadoluda da iyi üniversiteler çıkmaya ve belirmeye başladı;
patent almaya başladılar, bilimsel yayınlarda bir yerlere
gelmeye başladılar. Bununla beraber, inşallah, önümüzdeki
günlerde daha güzel gelişmeler olacaktır.
Bunları neden söylüyorum? Aslında önümüzde
duran büyük bir problem var. Bu da ne? Üretememe problemi, projeleri
geliştirememe, Türkiyenin önünde oluşacak problemleri öngörememe
problemi var. Mesela, bir örnek veriyorum: Somadaki olay. Somadaki olayla
ilgili, zamanında hiçbir üniversitemizden orada bir araştırma
projesi yapılmamış, oradaki kaza öngörüleri
çalışılmamış, oradaki olabilecek hasarlarla,
olabilecek üretim artışlarında işçilerin
azaltılmasıyla veya mekanizasyon, elektromekanik sistemlerin
geliştirilmesiyle ilgili hiçbir çalışma
yapılmamış. Neden yapılmamış? Çünkü biraz önce
söylediğim gibi, üniversitelerin döner sermaye sistemindeki
tıkanıklık sizleri bir yere alıyor ve getirip o işi
yürütmemenizi sağlıyor, çünkü öğretim üyesinin cebine
doğrudan bir gelir, maalesef olmuyor, ama önümüzdeki günlerdeki
çalışmalarda, gerek döner sermayenin düzeltilmesi gerek YÖK
Kanunundaki değişiklikler gerekse bu yeni
çıkardığımız Araştırma
Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanunun devreye girmesiyle,
üniversitelerde yeni araştırma merkezlerinin yapılmasıyla,
ben öğretim üyelerinin özlük haklarının gelişeceğine
yürekten inanıyorum. Ama bu arada yine söylüyorum, öğretim üyelerinin
özlük hakları geliştirilmeli mi? Doğru, bunlarla ilgili de yine
diğer taraftan çalışmalarımızı yapıyorum.
Bu arada grubumuz adına aleyhte oy vereceğimizi
belirtiyor, hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu önerisinin lehinde
Iğdır Milletvekili Sayın Sinan Oğan. (MHP
sıralarından alkışlar)
Buyurunuz.
SİNAN OĞAN (Iğdır) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; akademisyenlerin özlük
haklarının iyileştirilmesi amacıyla Milliyetçi Hareket
Partisi olarak verdiğimiz araştırma önergesi üzerinde
konuşuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Biraz önce iktidar temsilcisi arkadaşı
dinlediğimizde, değerli arkadaşlar, sanki on iki senedir
başka bir grup, başka bir parti iktidardaymış gibi
konuştuğunu gördük.
Değerli arkadaşlar, on iki senedir kim
iktidarda? On iki senedir siz bunları yapamadıysanız, on iki
senede akademisyenlerle ilgili herhangi bir çalışma
yapmamışsanız ne zaman yapacaksınız? Yani iktidarda
olmuş ama hâlâ kendisini muhalefette zanneden bir
anlayışın, akademisyenlerin özlük haklarıyla ilgili
herhangi bir iyileştirme yapma ihtimalinin de
olmadığını ifade edebiliriz.
Değerli arkadaşlar, Sayın Başbakan
Vizyon Belgesini açıklıyor Cumhurbaşkanı adayı
olarak, işte, bilim dünyasından bahsediyor, Türkiye'nin 2023e
hazırlanacağını söylüyor. Peki, o zaman bunu kiminle
yapacaksınız? Bunu bu ülkenin bilim adamlarıyla yapmayıp
dışarıdan bilim adamı mı ithal edeceksiniz?
Türkiyedeki bilim adamlarının,
akademisyenlerin 2003ten bugüne kadar maaş artış oranı
sadece ve sadece yüzde 6. On senede yüzde 6 artış olmuş,
Türkiyedeki enflasyon vesair ortadayken. Diğer kamu
kuruluşlarında bunun, bazılarında 7, bazılarında
9, bazılarında 10 katı artışlar olurken Türkiyede
maaşı artmayan tek kesim, özlük hakları iyileştirilmeyen
tek kesim akademisyenler. Ve akademisyenler bu anlamda
devriiktidarınız döneminde herhangi bir iyileştirmeye tabi
tutulmadığı gibi, biraz önce Milliyetçi Hareket Partisinin
verdiği önergeye siz peşinen de dediniz ki: Biz bu önergeye ret oyu
vereceğiz.
Peki, her şeyi torbaya dolduruyorsunuz. Otuz
altı gündür bu torba yasa görüşülüyor. Soma olarak yola
çıkıldı, 60 madde olarak yola çıkıldı, 160
maddeye geldi dayandı. Ben buradan soruyorum: Herkesin hakkını o
torbaya doldurmayı biliyorsunuz, akademisyenler üvey evladınız
mı, akademisyenler bu iktidarın üvey evladı mı? Acaba akademisyenler
toplumun düşünen kesimleri, toplumun düşünce üreten kesimleri
olduğu için mi siz akademisyenlere üvey evlat gözüyle bakıyorsunuz?
Değerli arkadaşlar, akademisyenlerimizi
dışlayarak Türkiyenin ileriye gitmesini sağlayamayız.
Türkiyenin bilim üretmeden
Türkiyenin sanayi üretiminin son seneler
içerisinde, sizin iktidarınızdan öncekine göre ciddi
düşüşleri var. Toplam sanayi üretimi içerisinde yüksek teknoloji
ürünlerinin her sene artması gerekirken giderek düştüğü bir
ülkedeyiz. AR-GEye yüzde 2 olarak koyduğunuz hedefin sadece
yarısını bile tutturamadınız. AR-GEye harcanan
paranın giderek azaldığı bir Türkiyedeyiz.
Bir ülke düşünün, akademisyenleri geçim derdinde, ek
iş bulmak zorunda kalıyor. Bir ülke düşünün, sanayi üretimi
içerisinde yüksek teknoloji üretimi giderek düşüyor. Bir ülke
düşünün, orada AR-GEye ayrılan pay artmak bir yana, düşüyor ve
hedeflerinizin yarısına bile ulaşamıyorsunuz AR-GE
noktasında. Peki, bu ülke nasıl ileriye gidecek? Akademisyeni, bilim
adamı dışlanan ve geçim derdinde olan bir ülkenin ilerlemesi
mümkün değil arkadaşlar.
O sebeple, gelin, bizim bu önergemize
Bir defa da
şaşırtın bizi, Türk milletini de
şaşırtın, hakikaten de akademisyenlerimizin
durumlarını ele alalım. Türkiyede eğer üniversitede
çalışan genel sekreterden, fakülte sekreterinden o üniversitedeki
akademisyen daha az maaş alıyorsa -bunu fakülte sekreteri çok
maaş alıyor manasında söylemiyorum ama- orada akademisyen
eğer sekreterden daha az maaş alıyorsa arkadaşlar, bu
adaletsiz sistem ülkeye fayda getirmez. Bizler o akademilerden mezun olup
geldik, bugün burada milletvekiliyiz ve bizim çocuklarımız, gelecek
nesillerimiz bu akademisyenlerimizin elinde yetişiyor, onların elinde
bu hamur yoğruluyor. Eğer akademisyen okuyacak kitabını
alamıyorsa, eğer akademisyen sadece evini geçindirmek derdindeyse o
nasıl bilgi üretir, o nasıl fikir üretir ve o nasıl
çocuklarımızı geleceğe hazırlayabilir?
İktidar mensubu değerli milletvekili biraz önce
konuşuyor, diyor ki: Efendim, YÖK Yasası değişecek. Ondan
sonra da akademisyenlerin durumu ele alınacak. YÖK Yasası,
rektörleri değiştirmek söz konusu olduğunda şak diye
değişiyor. Mesele rektör atamaksa, mesele orayı
yandaşlaştırmaksa hemen bunu yapabiliyorsunuz ama on iki
senedir, her nedense, akademisyenlerin durumlarını düzeltecek,
iyileştirecek herhangi bir düzenlemeyi yapamıyorsunuz. Üç dönemlik
iktidarınızın sonuna gelmişsiniz, hâlâ çıkıp
burada bir muhalefet milletvekili gibi eleştiriyorsunuz, diyorsunuz ki: Şu
sorunlar var, bu sorunlar var. YÖK Yasası değişmedi, o yüzden
bunları yapamıyoruz. Arkadaşlar, ne yapmalı?
Akademisyenler de Meclisin kapısına mı gelmeli? Bilimle
uğraşması gereken akademisyenlerin işi gücü,
öğrenciyi, üniversiteyi bırakıp sokaklara mı düşmesi
lazım? Öyle anlaşılıyor ki Türkiyede sokağa düşmeyenin,
sokağa dökülmeyenin hakkı yeniyor; hakkını gelip zorla
almak isteyenler ancak onu alıyor. Onun dışında, Biz
akademisyeniz, toplumun saygı duyduğu bir kesimiz, sokağa
düşmeyelim, gelip Meclisin önüne kendimizi zincirlemeyelim. diyen
insanlarımız on iki senedir sabırla bekliyor ama haberiniz olsun
ki akademisyenlerimizin sabrı tükenmiştir arkadaşlar ve toplumun
önünde en saygın noktada bulunması gereken -çünkü bilim üreten, çünkü
geleceğimizi şekillendiren- akademisyenler artık
boğazına kadar borca batmıştır ve akademisyenler
artık Meclisin kapısına doğru yürüyeceklerdir; sonra
Söylemedi. demeyin arkadaşlar. Ne yapacaksınız,
akademisyenlerimize de mi biber gazı sıkacaksınız, polis
marifetiyle dağıtacaksınız?
Buradan Milliyetçi Hareket Partisi olarak
akademisyenlerimizin durumunun içler acısı olduğunu,
akademisyenlerimizin konferanslara gidemediğini, akademisyenlerimizin
uluslararası toplantılara katılamadığını,
akademisyenlerimizin ev geçindirmek derdiyle yeterince bilim
üretemediğini
Buna rağmen yine de iyi üretiyorlar, onu da ifade
edeyim parantez içerisinde, bu imkânsızlıklara rağmen yine de
akademisyenlerimizden Allah razı olsun, yine de çok iyi işler
yapıyorlar ama bir yere kadar. Eğer bir akademisyen bir toplumdaki en
düşük gelir seviyesi içerisinde, o kategoride yer alıyorsa,
arkadaşlar, bu ayıp hepimizin, bu ayıp Meclisimizin; bu
ayıp, hepimizden daha çok iktidar partisinin ayıbıdır.
Toplumun akademisyen yani öğretim görevlisi yani bilim üreten,
geleceğimizi inşa edecek olan çocuklarımızı yetiştiren
kesimleri eve akşam ekmek nasıl götürürüm diye düşünmek zorunda
olmamalıdır.
Övünüyorsunuz Şu kadar üniversite açtık
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Yalan mı?
SİNAN OĞAN (Devamla) Doğru, yalan
değil, mantar gibi üniversite açılıyor. Peki, o üniversitede,
orada kimi istihdam edeceksiniz; iş bulamayan, son çare olarak oraya,
akademisyenlik gibi yüce bir mesleğe iş bulamadığı
için gelen insanlarımızı mı?
Arkadaşlar, bakınız, ben bir
akademisyenim, üniversitelerden buraya gelen bir
arkadaşınızım ve akademisyenlerimizin durumunu gayet iyi
bilen bir arkadaşınızım. Akademisyenlik, toplumun en
üstteki katmanının gidip uğraşması, iştigal
etmesi gereken bir meslek olmalıdır.
Akademisyenliğin yani geleceğimizi
şekillendiren çocuklarımızın öğretmenlerinin
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SİNAN OĞAN (Devamla)
iş
bulamadığı için giden insanlardan oluşmaması
lazım diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu önerisinin aleyhinde
Ardahan Milletvekili Sayın Orhan Atalay.
Buyurunuz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ORHAN ATALAY (Ardahan) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Bizim üniversiteleri nereden nereye getirdiğimizi
cümle âlem biliyor. Görmek istemiyorsanız size söyleyecek sözümüz de yok.
Ancak, ben bu konuşmamda, özellikle bütün dünyanın gözü içerisine
baka baka Filistin ve Gazzede sergilediği vahşete ilişkin,
İsraili kınamaya dönük bir konuşma yapacağım
değerli arkadaşlar.
İnsanlık tarihine kelimelerle tarifi
imkânsız, sayısız vahşetlerin yegâne müsebbibi olarak
geçmeyi en fazla hak eden Birinci Dünya Savaşından galip çıkan
güçlerin hasis menfaatlerinden gayri hiçbir esas gözetmedikleri bir
paylaşım sonucu teşkil ettikleri Orta Doğunun her geçen
gün daha da derinleşen trajedisi gerçekten tahammül
sınırlarını çoktan aştı. Asırlarca her türlü
dinî, etnik mezhebî ve kültürel kimlikleriyle birlikte yaşamanın
tabii geleneğini oluşturmada nispeten daha başarılı, daha
ileri bir evreyi temsil eden Orta Doğu toplumlarını tahrik edip
kendi elleriyle inşa ettikleri yapay devletçiklere bölüp sonuçta ötekinin
canını, malını, ırzını kendisine haram
bilmiş insanların her birini, bugün yek diğerinin kurduna
çevirmiş, yurtlarını cehennem kılmış,
istiklallerini dara çekmiş, istikballerini idam etmiş emperyalizmin
maskeli vicdanı ve yalancı yüzü eminim ki yüzüne tükürülmeyi bir kere
değil, binlerce defa hatta fazlasıyla hak etmiştir. Tırnak
içinde beyaz insanın eşkıyalığına kurban
edilmiş hangi coğrafyaya bakarsanız bakın, dün için kökü
kazınmış Kızılderililerden, Hint kıtasına
veya bugün için bir ateş çukuruna dönüştürülmüş Orta
Doğudan kader diye açlıktan ölüm gömleği giydirilmiş
kara Afrikaya kadar beyaz ayakların uğradığı
toprakların vicdanına derinden kulak verecek olursanız eminim
duyacağınız feryat Akifin şu mısralarına rahmet
okutacaktır:
Tükürün Ehli Salibin o hayasız yüzüne!
Tükürün onların asla güvenilmez sözüne!
Medeniyet denilen maskara mahluku görün,
Tükürün maskeli
vicdanına asrın tükürün!
Birinci Dünya
Savaşıyla Osmanlıyı tasfiye ettikten sonra tıpkı
açlıktan gözü dönmüş bir sırtlan kümesi misali doyumsuz bir
hırsla Orta Doğuya saldıran emperyal güçlerin bölgenin zaman
içinde tabii olarak oluşmuş birlikte yaşama geleneğini
ifsat ettikleri günden bu yana bölge insanına kan kusturan bu projenin en
büyük eseri, hiç kuşkusuz göğünde gazap bulutları eksik olmayan,
yerinde ise sadece azap üzümleri yetişen, his yoksulu, vicdan sefili, hak
ve hürriyet katili İsrail devleti olmuştur. Eminim ki Batı
medeniyetinin bundan daha büyük bir medarıiftiharı olamazdı.
Tarihsel sicili, bizzat kendi peygamberlerinden kendisine put talebinde
bulunmakla, peygamberlerini ve adalet talebinde bulunan insanlarını
katletmiş olmakta kirlenmiş; Mısırda
yaşadığı köleliğin, Roma ve Babil sürgünlerinin ya da
Nazilerden çektiği cevricefanın ifsat ettiği hasta töresiyle
İsrail devleti, efendilerinin gölgesinde, bugün kendisine siyonizmi
tanrı, şiddeti din, vahşeti ise günlük ibadet kılmıştır.
Ağlama Duvarının dibinde, sabah
akşam kutsal diye niteledikleri kitaplarından tezekkür ettikleri
şu sözde ayetleri duyduğumuzda ise siyonizmin sadece Filistinliler
için değil tüm insanlığı tehdit eden nasıl bir tehlike
olduğunu daha iyi idrak edeceğiz. Sözde ayetlerinde şöyle der:
Rab, İsraile şöyle dedi: Sen benim topuzum
ve cenk silahımsın; seninle milletleri kıracağım,
ülkeleri helak edeceğim. Seninle atı ve binicisini, cenk
arabasını ve binicisini, erkeği ve kadını,
kocamış adamı ve genci, ere varmamış kızı,
çobanı ve sürüsünü, çiftçiyi ve çiftini, valiyi ve kaymakamı
kıracağım. (Yeremya, bap 51)
Ey Kenan, Filistinlilerin vatanı, Rabbin sözü size
karşıdır; seni yok edeceğim, öyle ki artık sende
oturan kimse kalmayacaktır.
Ve gömülmeyecekler, toprağın yüzünde gübre
gibi olacaklar; leşleri de yerin canavarlarına ve göklerin
kuşlarına yem olacaktır. (Yeremya, bap 26)
Ve senin kökünü kıtlıkla
kazıyacağım, arta kalanların da öldürülecektir. Ey ulu
kapı, feryat et ey şehir, baştan başa ey Filistin,
artık eridin, yok oldun sen.
Evet, sakın ayet diye zikrettiğim bu
metinlerde geçen Rab kelimesiyle büyük peygamber Musanın Rabbini,
kitabın da Musaya inmiş Tevrat olduğunu düşünmeyesiniz.
Çünkü, Musanın Rabbi, Tevratta: Her kim yeryüzünde haksız yere
bir canı öldürürse bütün insanları öldürmüş gibidir...
Dolayısıyla, ifadelerde yer alan Rab olsa olsa vahşi siyonizm
olur, tıpkı bir zamanlar İsrail kavminin kendisine firavunu rab
edinmiş olması gibi.
Açıktır
ki, bu bilgi ve bilincin vücuda getirdiği sosyal, siyasal, kültürel ve
dinsel bir iklimde İsrail devletinin ötekilerle barışık
yaşama imkânı asla kalmamıştır. Keza, yarım
asrı aşkın tarihinde, hangi mazeret ve yalanlara
sığınırsa sığınsın, İsrailin asla
vazgeçemeyeceği geleneksel politikasında bir değişiklik
beklemek gerçekten safdillik olacaktır. Çünkü, bağımsız bir
Filistin devletiyle sonuçlanacak her bir sürece vahşice
saldırmak, Kudüsün en küçük bir parçasından dahi vazgeçmemek,
diasporadaki Filistinlilerin dönüşünü engellemek, işgal ettiği
topraklarda yeni Yahudi yerleşimlerini sürdürmek ve başta su olmak
üzere tabii kaynakların bulunduğu toprakları ne pahasına
olursa olsun elde tutmak
İsrailin yegâne varlık sebebi olduğu
asla unutulmamalıdır. Nitekim, en sağından en soluna, en
liberalinden dincisine kadar iktidara gelen hangi hükûmet olursa olsun bu
politikayı izlemiştir. Bundan ödün verenlerin sonu ise Kasım
1995te fanatik bir dinci tarafından öldürülen İzak Rabinin
akıbeti gibi olacaktır.
Son günlerde Filistin direniş
tarihinde önemli bir parametre olan El Fetih ile Hamas arasında
gerçekleşen ittifak sebebiyle morali bozulmuş olan İsrail
öfkesini, yeryüzünün en daracık zindanına dönüştürdüğü
Gazzeye vahşice saldırılarıyla hem de bütün dünyaya meydan
okurcasına, âdeta Filistinlileri bu ittifaka pişman ettirmek
istercesine gidermek istiyor.
Bu vahşetin mimarı
Netanyahunun Sivilleri yanlışlıkla öldürüyoruz. ifadesine
gelince: Bunun, açık bir yalan olmanın ötesinde, esasında
insanlığın zekâsı, aklı ve vicdanıyla alay
etmekten başka bir anlamı olmadığını hepimiz
biliyoruz. Zira, İsrailin kurulduğu tarihten bu yana katlettiği
insanların yüzde 99u zaten sivildi.
Yukarıda aktardığım
sözde kutsal metinlerinde de açıkça görüldüğü üzere, düşman
diye tanımlanan Filistinlilere ilişkin asker sivil, genç
yaşlı, kadın erkek, insan hayvan, hatta bitki diye bir
ayrıma dahi gitmeksizin karşı tarafta yer alan her
canlıyı yok etmek artık İsrail için kutsal birer görevdir.
O nedenle, her kim ne derse desin, bugün
insanlık için en büyük tehlike, ötekisine karşı kalbine kutsal
kitabından kan çekip kin kusan, ateş yağdıran siyonizm
tehlikesidir. Başta Orta Doğu olmak üzere, dünyada hiç kimsenin bu
tehlikeyi görmezlikten gelmek veya onunla yüzleşmek için
yarınları beklemek gibi bir lüksü olmadığı
kanaatindeyim.
Son yarım asırlık
zamanın açıkça ortaya koyduğu bir başka hakikat ise
şudur değerli arkadaşlar: Başta mazlum halklar olmak üzere dünya insanlığının kaderi bugün
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin veto hakkına sahip 5
daimî üyesinin çıkar odaklı reylerine mahkûm edildiği
gerçeği artık görmezlikten gelinemez. Dünya bunu mutlaka sorgulamak
zorundadır. Uluslararası ilişkilerde eşitlik, adalet,
özgürlük ve merhamet kavramlarını telaffuz etmeyi bile irrasyonellik
addeden modern diplomasinin öncüleri bu güçlerin, aynı zamanda
dünyanın en büyük silah tüccarları oldukları gerçeği de
unutulmamalıdır. Bu çelişki çözülmedikçe mazlumların
dünyasında kan durmayacak, fesat bitmeyecek ve feryat dinmeyecektir.
Öyleyse, barışa hasret bu dünyanın mazlum
halkları başta olmak üzere herkesin unutmaması gereken bir
hakikat var, o da şudur: Son asırda on milyonlarca insanın
katili olmuş savaşların galipleri tarafından kurulmuş
mevcut dünya düzeninde köklü değişiklikler gerçekleşene kadar
herkesin ama bütün, bütün insanlığın adalet, adalet, adalet
diye haykırmak en temel insani ve ahlaki mecburiyetidir.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama
istiyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN Yoklama talebi var.
SİNAN OĞAN (Iğdır) Sayın
Başkanım, sayın konuşmacı konuşmasının
başında akademisyenlerle ilgili çok şey
yaptığını, bizim bunları görmediğimizi ifade
ederek sataşmıştır, bizi körlükle itham etmiştir.
Müsaade ederseniz cevap vermek istiyorum.
BAŞKAN Buyurun.
IX.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.-
Iğdır Milletvekili Sinan Oğanın, Ardahan Milletvekili
Orhan Atalayın MHP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında Milliyetçi Hareket Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
SİNAN OĞAN (Iğdır) Teşekkür
ederim.
Değerli arkadaşlar, biraz önceki hatip,
doğal olarak, haklı olarak İsraili
kınamıştır, hepimiz kınıyoruz. Değerli
hatibin bu konuşmasını destekliyorum ve değerli hatibin
partisinin de bu konuşmanın gereğini yapması
gerektiğini ifade etmek istiyorum. Dün burada söylemiştim, önce
İsraille ticaretinizi keseceksiniz, İsrailin füze
saldırısının koordinatlarını tespit eden
Malatyadaki üssü kapatacaksınız, Kerkükten gelip İsraile
giden petrol hattını keseceksiniz, ondan sonra
konuşacaksınız.
Değerli
arkadaşlar, sayın hatip bir profesör ve sayın hatibin
İsraili haklı olarak kınamanın yanında
Ben burada
kendisine sataşayım -vakti yetmedi- Sayın Başkan, lütfen
siz de sataşmadan kendisine söz verin ve bir akademisyen olarak burada
bugünkü bizim önergemizin konusu olan akademisyenlerle ilgili partisinin ne
yaptığını bir anlatsın; son on sene içerisinde
akademisyenlerin sadece yüzde 6 zam aldığını ve bunun
gerekçesini gelsin, burada anlatsın. Akademisyenlerin neden Hindistandan
2,3 kat az maaş aldığını, Türkiyedeki
akademisyenlerin Güney Afrikadaki akademisyenlerden 2,5 kat neden az maaş
aldığını -hani, Amerikayla falan kıyaslamıyorum,
yanlış anlamayın, Türkiyeden ekonomik olarak daha
aşağıda olanlarla kıyaslıyorum- sayın hatip
gelsin, lütfen, sataşıyorum kendisine, buradan onları da
anlatsın. Bir profesör olarak, bir akademisyen olarak gelsin, buradan
desin ki: Evet, akademisyenler yeterince para alıyor, daha
fazlasını istemesin. Bir akademisyen olarak gelsin, lütfen bunu
söylesin.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
VIII.-
ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti
Grubu Önerileri (Devam)
2.- MHP
Grubunun, Grup Başkan Vekili İzmir Milletvekili Oktay Vural, Grup
Başkan Vekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ve Ankara
Milletvekili Zühal Topcu tarafından, sürekli değişen ve
gelişen bilim dünyasında Türkiyenin de adının geçmesi için
akademisyenlerin özlük haklarıyla ilgili durumlarının
uluslararası ve ulusal arenada detaylı bir şekilde
araştırılması amacıyla 21/1/2014 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 16 Temmuz 2014
Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu önerisini oylarınıza sunuyorum
III.-
YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama
BAŞKAN Yoklama talebi vardır.
Başlayalım
Sayın Hamzaçebi,
Sayın Öğüt, Sayın Özdemir, Sayın Ören, Sayın Tayan,
Sayın Ekinci, Sayın Eyidoğan, Sayın Çam, Sayın Güven,
Sayın Özkan, Sayın Öz, Sayın Oyan, Sayın Çelebi, Sayın
Bilgehan, Sayın Serter, Sayın Oran, Sayın Genç, Sayın
Çetin, Sayın Kaptan, Sayın Toprak.
Yoklama için iki dakika süre veriyorum ve yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın Abdülkadir Aksu?
Sayın Şükrü Erdinç?
Toplantı yeter sayısı yoktur.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
16.17
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 16.29
BAŞKAN: Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur),
İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 117nci Birleşiminin İkinci Oturumunu
açıyorum.
III.-
YOKLAMA
BAŞKAN - Milliyetçi Hareket Partisi Grubu önerisinin
oylamasından önce istem üzerine yapılan yoklamada toplantı yeter
sayısı bulanamamıştı.
Şimdi yoklama işlemini
tekrarlayacağım.
Yoklama için iki dakika süre veriyorum.
Yoklamayı başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
vardır.
VIII.-
ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti
Grubu Önerileri (Devam)
2.- MHP
Grubunun, Grup Başkan Vekili İzmir Milletvekili Oktay Vural, Grup
Başkan Vekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ve Ankara
Milletvekili Zühal Topcu tarafından, sürekli değişen ve
gelişen bilim dünyasında Türkiyenin de adının geçmesi için
akademisyenlerin özlük haklarıyla ilgili durumlarının uluslararası
ve ulusal arenada detaylı bir şekilde
araştırılması amacıyla 21/1/2014 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 16 Temmuz 2014
Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Milliyetçi Hareket Partisi Grubu önerisini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmemiştir.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu
maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme
alacağım ve oylarınıza sunacağım.
3.- CHP
Grubunun, Manisa Milletvekili Hasan Ören ve 19 milletvekili tarafından,
kredi kartı borçlarının ekonomik ve sosyal boyutunun
araştırılması ve kredi kartı borçlarının
uzun vadede ödenebilmesi için alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla 30/4/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 16 Temmuz 2014
Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
16/07/2014
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulunun 16/07/2014 Çarşamba günü
(bugün) yaptığı toplantısında siyasi parti
grupları arasında oy birliği
sağlanamadığından, grubumuzun aşağıdaki önerisinin
İç Tüzükün 19uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına
sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Mehmet Akif Hamzaçebi
İstanbul
Grup Başkan Vekili
Öneri:
Manisa Milletvekili Hasan Ören ve 19 milletvekili
tarafından, kredi kartı borçlarının ekonomik ve sosyal
boyutunun araştırılması ve kredi kartı
borçlarının uzun vadede ödenebilmesi için alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla 30/04/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırma önergesinin (1347 sıra no.lu), Genel Kurulun bilgisine
sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak 16/07/2014
Çarşamba günlü birleşimde sunuşlarda okunması ve
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılması
önerilmiştir.
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisinin
lehinde Manisa Milletvekili Sayın Hasan Ören.
Buyurunuz. (CHP sıralarından
alkışlar)
HASAN ÖREN (Manisa) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin grup önerisi
hakkında söz almış bulunuyorum.
Bugün, Somada canlarını yitiren 301
işçimizin 64ünücü günü. Böylesine mübarek bir günde canlarını
yitirenlerin ailelerine tekrar başsağlığı diliyorum,
Allahtan sabırlar diliyorum. 301 şehidimize rahmet diliyorum,
mekânları cennet olsun.
Değerli arkadaşlarım, torba yasa ile yani
61 maddeyle başlayıp bugün 148+1 maddeyle 149a çıkan torba
yasayla ilgili, Parlamento, tahmin ediyorum on beş gün boyunca, belki de
bayram da dâhil olmak kaydıyla, ısrarınız üzerine,
sabahlara kadar çalışacak. Çalışmadan hiç kaçmıyoruz,
sabahlara kadar çalışalım ama bu çalışmayı
Bu
kürsüye çıktığımda hep söylüyorum, eğer Torba yasa
içerisinde halkın lehine, güzel kanun tasarıları var. diyor
iseniz, şu Meclis kanalını açın, -Alo Fatih demeyelim,
Alo Fatihten medet ummayalım- insanlara, sahura kalktıklarında
veya yatmadan -öyle bir kültürümüz,
alışkanlığımız vardır, sahura kadar
yatmayız- magazin izleyeceklerine bu 149 maddenin ne olduğunu,
AKPnin ve muhalefetin halkın lehine olan, olmayan maddeler üzerindeki
tartışmalarını izleme fırsatı verin, ama siz de
biliyorsunuz ki halkın lehine olan 30 madde var ise halkın lehine
olmayan 100 maddeyi de üzerine, içine koyarak bu torbayı çuvala
çeviriyorsunuz.
Sayın Başbakan demişti ki Merkez
Bankasıyla ilgili: Benim sanayicim bu kadar yüksek faizle para alamaz,
kullanamaz, düşürün, aşağıya çekin. Merkez Bankası
Başkanı da Sayın Başbakanın sözüne uyarak belirli
oranda faizleri aşağıya çekti, faizler Türkiyede 8,75e indi.
Türkiyede faiz 8,75 iken kredi kartlarında faiz nasıl yüzde 30 olur?
Kredi kartlarında gecikme faizi ve normal faizin yüzde 25ler-yüzde 30lar
düzeyinde olması mümkün müdür? Siz işçiye, emekliye, dar gelirli
esnafa, sanatkâra 8,75 ile para vermeyi düşüneceksiniz ama
kullandığı kredi kartından da yüzde 30lar düzeyinde faiz
alacaksınız, emeklinin maaşına enflasyon artı 2 puan
yani yüzde 3,5-yüzde 4 zam yapacaksınız, bu emekli, bu işçi, bu
esnaf, kredi kartını kullanır iken yüzde 30 faiz ödeyecek. Bunda
bir denge var mı? Bunda bu insanların lehine bir çıkar söz
konusu mudur?
Şimdi bakalım: Şu an kredi kartı
borcunu ödeyemeyenlerin sayısı 1 milyon 858 bin. Bu, sadece kredi
kartını tamamen ödemeyenlerin sayısı. Ferdî kredi
kartı borcunu ödemeyenlerin sayısı ise 1 milyon 307 bin. Her
ikisini topladığınızda, 3 milyon 165 bin
vatandaşımız, şu an kullandığı kredi
kartlarıyla ilgili iflas etmiş durumda. Kimisi taahhütte
bulunmuş, fellik fellik kaçıyor hapse girmemek için, kimisinin ise ev
düzeni bozulmuş, aile yaşamları bozulmuş. Bununla
kalıyor mu? Hayır. Bu ülkenin 9 milyon insanı da kredi
kartlarının sadece asgari tutarını ödemekle meşgul.
Yani, siz ülkede 12-13 milyon insanın evinde huzurunu, güvenini
bozmuş durumdasınız. Ne demiştiniz insanlara?
İstikrar eşittir AKP. Peki, İstikrar eşittir AKP. ise,
13 milyon insan kredi kartı batağı içerisinde evinde huzur
bulamıyor ise, çocuklarıyla huzurlu bir yaşamı devam
ettiremiyor ise sizin bununla ilgili bir sorununuz yok mudur?
Bakınız arkadaşlar, 2011 yılında
kredi kartını ödeyemeyen insan sayısı 231 binmiş. 2014
yılında, şu an, kredi kartını ödeyemeyenlerin
sayısı üç ay içerisinde 252 bine ulaşmış yani yıl
sonu itibarıyla düşünürseniz 600 bin insan kredi kartını
ödeyemez duruma gelecek. Peki -torba yasa geliyor- torba yasa geldiğine
göre, bunlarla ilgili bir düzenleme yapmak bu Meclisin elinde değil mi?
Hani siz özelleştirdiğiniz elektrik idareleriyle ilgili Bakanlar
Kurulu kararıyla elektrik borcu bulunan çiftçilere ödenecek destekleme
ödemesini Elektrik borcunu özel sektöre ödemeden alamazsınız.
kaidesi koyuyor iseniz kredi kartlarıyla ilgili de gerekli olan
düzenlemeyi bu Meclis yapmak durumundadır.
2008-2009 yıllarında siz değil miydiniz
Ülkede artık Türk parası dışarıdaki parayla eş
değerdedir, değer kaybetmeyecek. İster İsviçre
frangıyla ister Japon yeniyle, güvenerek gidin, çalın bankanın
kapısını, ev kredisi mi alacaksınız, alın
İsviçre frangıyla. diyen siz değil miydiniz? Peki, 2008 Ocak
ayında 1 Türk lirası eşittir 1 İsviçre frangıydı.
Japon yeni 2008 Ocak ayında 1,39 TL idi, şu anda 2014te 2,56 TL.
Değerli arkadaşlarım, sizin,
maaşlarına yüzde 3,5-yüzde 4 zam yaptığınız bu
insanların, şimdi bu ev kredilerini ödemeleri mümkün müdür?
Onların beklentisi nedir? Onların beklentisi, Parlamentodan bu
konuda, Türkiyede barış içinde yaşamak için, Türkiyedeki aile
yaşamlarının daha düzgün hâle gelebilmesi için, seçtikleri
insanlardan medet ummaları kadar doğal olan başka bir şey
var mıdır?
Bunun içerisine her türlü affı getirdik, koyduk.
Doğru mu yapılmıştır? Birçoğu doğru
yapılmıştır. Eğer ülkede sizin söylediğiniz gibi,
ekonomi doğru işlemiş olsaydı BAĞ-KUR affına
gerek yoktu, SSK affına gerek yoktu, vergi affına gerek yoktu,
öğrencilerle ilgili affa gerek yoktu ama öylesine bir ekonomik kriz var ki
Türkiyede, siz insanları kazançlarının ötesinde
borçlandırdınız. Şimdi insanlar tıkanma noktasına
geldiler, bu borçları ödeyemez duruma geldiler, bu borçlarla ilgili bu
Meclisten yardım bekliyorlar.
149 maddeye bir madde daha ekleriz, bankaların kredi
kartlarıyla ilgili faizlerini, avukat masraflarını,
anaparanın dışında hepsini silip bununla ilgili gerekli
olan vadeyi yapar isek, Türkiye'de en az 15 milyon insanın huzurunu,
kaçmış olan huzurunu yerine getirme imkânımız var. Bu
mübarek günde, sizler de bu halkın temsilcisi iseniz -ki öyle olduğunuza
inanıyorum- bu halkın, 15 milyon insanın sorununa çözüm getirmek
durumundayız.
Değerli arkadaşlar, bankaların cebinden 1
lira para çıkmayacak. Varlık şirketi kurduk biliyorsunuz, 4 tane
varlık şirketi kurduk. Bankalar tahsil edemeyecekleri paraları
paket hâline getirip varlık şirketlerine veriyorlar. 1 trilyonluk
paket, 80 bin liraya varlık şirketine veriliyor. Varlık
şirketleri, telefonları çalıştırıyorlar, Hasan
Ören, kredi kartı borcun var. Gel, yarısını öde, üçte
2sini öde, kaldıralım. diye. Banka onu bilançosunda zarara yazıyor.
Peki, o zaman, devletten çıkıyor ise bu para, Meclis, bu konuda 15
milyon insana yardımcı olsun, bu ramazan günü, bu mübarek günde 15
milyonun yaşamını daha düzgün hâle getirmek için gerekli olan
düzenlemeyi yapalım. Bunların artık bugüne kadar çektikleri
sıkıntıyla ilgili, kredi kartı kullanma
alışkanlıklarıyla ilgili yeniden bir beyaz sayfa
açılmasını bu Meclisin takdirine bırakıyorum.
Cumhuriyet Halk Partisinin grup önerisine destek
vereceğinize inanıyorum.
Hepinize saygılar sunarım. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Ören.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisinin aleyhinde Bursa
Milletvekili Sayın Hüseyin Şahin.
Buyurunuz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa) Sayın
Başkan, değerli milletvekilli arkadaşlarım; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Bundan yaklaşık yirmi beş gün sonra,
inşallah, Türkiye Cumhuriyetinde ilk kez Cumhurbaşkanını
milletimiz kendi oylarıyla direkt olarak seçecek. Ben şimdiden bu
seçimin milletimize, devletimize hayırlar ve uğurlar getirmesini
temenni ediyorum.
Yine, ayrıca, bu mübarek ramazan gününde
Filistinde, Gazzede masum çocuklara, masum annelere İsrail devletinin
yapmış olduğu zulmü, onlara reva görmüş olduğu bu
zulmü, masum, korumasız, savunmasız insanlara katledercesine
yapmış olduğu bu zulmü burada şiddetle
kınadığımı da belirtmek istiyorum.
Değerli
arkadaşlar, Cumhuriyet Halk Partisinin kredi kartı
mağdurları diye adlandırarak bunların
borçlarının ve varlık yönetimine devredilen miktarların
araştırılıp bir Meclis raporu hâlinde düzenlenmesiyle
ilgili vermiş olduğu bir önerge var. Benden önce kürsüye çıkan
çok değerli milletvekili arkadaşımız, ağabeyimiz Hasan
Ören Bey'in vermiş olduğu rakamlar var, kredi kartı borcunu ödemeyenlerin
sayısını 1 milyon 858 bin olarak belirttiler lakin vermiş
olduğu önergelerde de 1 milyon 650 bin olarak belirtmişlerdi. Ferdî
kredi borcu olanların da 1 milyon 300 binin üzerinde borcunu ödemeyenlerin
olduğunu belirttiler ama vermiş olduğu önergede de bu rakamın
1 milyon 190 bin seviyesinde olduğunu belirtmişlerdi. Şunu bir
kere hepimizin idrak etmesi lazım: Kredi kartı veya kullanılan
kredi
HASAN ÖREN (Manisa)
Önergenin tarihine bak, önergenin verildiği tarihte doğru rakamlar.
HÜSEYİN
ŞAHİN (Devamla) Yenilediğinizi belirtiyorum burada Hasan Bey.
Kredi kartı veya kullanılan kredi, bankalar
veya kredi veren kuruluşlar tarafından kurumlara veya mükelleflere,
kişilere verildiği zaman, karşılığında geri
ödenmesi maksadıyla verilir. Yani size, şahsınıza bir
kurum, bir banka kredi kartı verdiği zaman ona bir limit tahsis eder
ve bu limit dâhilinde ,sizin, aslında, bu kredi kartı, ödemelerinize
yardımcı olunması için düzenlenmiş bir elektronik plastik
kullanım aracıdır yani sizin ödemelerinizi kolaylaştırır
ve sizin hayatınıza bir akışkanlık sağlar ama toplumumuzun,
kredi kartını kullanma şekli bir kredi aracı şekline
dönmüş ve özellikle de en son yaptığımız düzenlemeyle
de 5464 sayılı Kanunda kredi kartlarının veriliş
şeklini düzenlemeden önce bankalar neredeyse sokaklarda kredi
kartlarının veriliş şeklini düzenlemeden önce, bankalar,
neredeyse sokaklarda kredi kartı dağıtır
durumdaydılar. Biliyorsunuz, bunu, bir düzenlemeyle engelledik ve kredi
kartı talep etmeden, kredi kartı formunu imzalamadan, kredi
kartı sözleşmesini görüp okumadan, mükellefin veya bireyin Kredi
kartını ben talep ediyorum. beyanı olmadan bankaların
kredi kartını vatandaşlara vermesini engelledik.
Dolayısıyla, kredi kartı talep eden vatandaşımız,
kredi kartı limitini belirleyecek bankaya kendi gelirini beyan etmek
durumunda, kendi geliri ne kadarsa banka da ona o kadar bir limit tahsis etmek
durumunda ve talebi olmadan, imzası olmadan da kredi kartı
verememektedir çünkü vermemesi gerekiyor.
Özellikle o son furyada herkese kredi kartının
çokça dağıtılması, belki de bu sebebi hazırlayan bir
altlık da oluşturmuş olabilir. Ama, biz, bankaların, kredi
kartı veya ferdî kredi kullanımından doğan borçların
tahsili konusunda, kendi borçlularıyla bu paranın tahsili
noktasında sonuna kadar mücadele ettiklerini, onlara gerekli
kolaylıkları gösterdiklerini, faiz indirimine gittiklerini, vadeler
düzenlediklerini, bu noktadan sonra da tahsil edemedikleri paraları
varlık yönetim şirketine devrettiklerini çok iyi biliyoruz.
Varlık yönetim şirketine devredilen miktarlar, sizin de
dediğiniz gibi, genelde tahsil edilemeyen, tahsil zorluğu olan ve bu
tahsil zorluğundan dolayı birçoğu da adresine
ulaşılamayan vatandaşlardır, yani, dolayısıyla,
kredi kartı kullanıcılarıdır ve bunların da
varlık yönetimi şirketi tarafından da tahsili zorlukla
yapılmaktadır, çoğu da yapılamamaktadır. Yani burada
bir rakam var, 50 milyon liralık bir alacağı için 8-10 milyon
lira karşılığında varlık yönetimine, bu
alacağını devrediyor. Dolayısıyla, varlık
yönetimi, bu 8-10 milyon liradan sonra neredeyse -burada önergeden
anlaşıldığı şekliyle- 40 milyon lira kâr ediyor
gibi gözüküyor.
HASAN ÖREN (Manisa) 42 ne oluyor? Banka 42yi nereye
yazıyor?
HÜSEYİN ŞAHİN (Devamla)
Bakınız, şimdi, burada, ben, birtakım teknik bilgiler
vereceğim: Bankaların, takibe düşen kredi kartı
alacakları için bir yılın sonunda - tamamı için karşılık
ayırmaları gerekiyor. Karşılık ayırdıktan
sonra, herhangi bir tahsilat gerçekleştiğindeyse bu meblağ gelir
olarak kaydediliyor. Kurumlar vergisi açısından
baktığımızda, söz konusu örnek için, sizin verdiğiniz
örnek için söylüyorum, 50 milyon liralık bir takip için bir yılın
sonunda karşılık ayrılmış oluyor ve ödenecek
kurumlar vergisi matrahından 50 milyon lirayı düşüyor.
Doğru, bu vergi istisnası açısından bu doğru. Daha
sonra, 10 milyon liralık tahsilat gerçekleştiğinde, bu tutar
gelire alınıyor ve 10 milyon TL kurumlar vergisi matrahına
eklenmiş oluyor.
HASAN ÖREN (Manisa) Bankanın ne zararı var,
bankanın? Hazine ödüyor o parayı sen
HÜSEYİN ŞAHİN (Devamla) Krediyi
verdiğinde tahsil edemediği zaman, biliyorsunuz şirketler
açısından da öyle, şüpheli alacaklara atar, şüpheli
alacakları da tahsil edemediği zaman kurumlar vergisinden
düşmüş olur. Banka da bir tüzel kişilik olduğuna göre
eğer tahsil edemediyse bu alacağını, tahsil edemediği
alacağını, doğrudan, direkt olarak vergiden, matrahtan
düşmesi çok normaldir, bunda gayri yasal bir durum yok.
HASAN ÖREN (Manisa) Vergide
yaptığımızın aynısını, yeni sayfa
açalım, orada yapalım.
HÜSEYİN ŞAHİN (Devamla) Varlık
yönetim şirketine devredilen dosyaların çok büyük kısmında
müşteriye ulaşılamamaktadır; aciz vesikası
alınması aşamasına yakın, tahsil kabiliyeti çok
düşük dosyalardır. Devirden önce, bankalar, ödeme niyeti olan
borçlulara pek çok kolaylıklar sağlıyor, bunu az önce
zikretmiştim. Varlık yönetim şirketlerine devir bedeli de
alacağın tahsil kabiliyetinin çok düşük olması nedeniyle,
aynı oranda düşük olmaktadır.
Değerli arkadaşlar, kredi kartı
alacaklarında da faize faiz işletilmemektedir, yani kredi kartı
faiz oranının üzerine, temerrüde düştüğü zaman, bir daha
faiz işletilememektedir ve üç ay içinde de takibe geçilmektedir. Bu
nedenle, faizin çok yüksek olduğu iddiası gerçeği tam olarak
yansıtamamaktadır.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Başbakan niye indirin
diye bağırıyor?
HÜSEYİN ŞAHİN (Devamla) Kredi kartı
özel bir durumdur. Bakınız, siz kredi kartını
aldığınızda imzaladığınız
sözleşmede bu oranlar veya size uygulanacak müeyyideler orada
belirtilmektedir. Vatandaşların anapara dışındaki faiz
ve ücretler silindiğinde kalan borcu kolayca ödeyecekleri iddiası,
yukarıda izah ettiğimiz üzere tam olarak doğru değildir.
Bankalarca varlık yönetim şirketine devredilen gecikmiş
alacakların mevzuatla düzenlenmiş koşulları ve
sınırları mevcuttur. Devre konu alacakların tahsili için
öncelikle bankalar nezdinde gerekli tüm tahkikat yapılmaktadır.
Varlık yönetim şirketleri nezdinde takibat aşamasında
borçluya ulaşıldığında, yine ödeme için kolaylık
sağlandığı bilinmektedir.
Değerli arkadaşlar, biliyorsunuz, şu anda
Meclisimizin gündeminde İş Kanunu ve milletvekilleri tarafından
verilmiş kanun tekliflerini de içinde barındıran ve milletimizin
bizden bir an önce çıkmasını beklediği yasal düzenlemeler
mevcuttur. Burada Soma kazasında, elim bir kazada kaybettiğimiz
şehit madencilerimiz ve onların yakınlarını
yakından ilgilendiren düzenlemeler mevcuttur; yine, taşeron
işçilerimizi, taşeron çalışanlarımızı
ilgilendiren çok yapıcı düzenlemeler mevcuttur; vergi, Sosyal
Güvenlik Kurumu ve BAĞ-KUR alacaklarının yeniden
yapılandırılmasıyla ilgili hususlar mevcuttur. Milletimizin
bizden bir an önce çıkarılması hususunda ısrarla beklediği
bu tasarının kanunlaşması ve milletimiz tarafından da uygulamaya
geçirilmesi beklenmektedir.
Bu tasarının daha elzem olduğu, bir an
önce yasalaşması konusunda hepimizin hemfikir olduğu
düşüncesiyle, Cumhuriyet Halk Partisi grubunun önerisine
katılmadığımızı belirtir, hepinizi saygıyla
selamlarım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Sayın Başkan,
sayın hatip şunu söyledi: Bu varlık şirketleri vergiden
muaf. Yani varlık şirketleri, bankaların 5 liraya
devrettiği bir hususu 10-15 liraya tahsil ettikleri zaman, burada resmen
vatandaş perişan oluyor. Yani devredilen 5 liraya devrediliyorsa
varlık şirketinin 5 lira üzerinden icra takibini yapması
lazım. 5 lira üzerinden icra takibi yapmıyor, ana alacak olan 20 bin
ise 20 binin tamamını tahsil ediyor. Yani burada varlık
şirketi, haksız ve sebepsiz bir şekilde zenginleşiyor,
vatandaş da fakirleşiyor.
BAŞKAN Anladım.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Bu, yanlış bir
bilgi.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisinin
lehinde Antalya Milletvekili Sayın Mehmet Günal.
Buyurunuz. (MHP sıralarından
alkışlar)
MEHMET GÜNAL (Antalya) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Değerli milletvekilleri, kredi ve kredi
kartları sorunuyla ilgili, Cumhuriyet Halk Partisinin vermiş
olduğu araştırma önergesinin lehinde söz almış
bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bu çok ciddi bir sorun.
Daha önce de değişik vesilelerle tartıştık, sizlere de
ilettik. Az önce Sayın Şahin torba kanunla ilişkilendirerek Bir
an önce çıkması lazım. dedi ama maalesef onun içinde buna
ilişkin düzenleme yok, başka kesimlerle ilgili var. Ayrıca, bu
sadece ekonomik bir sorun değil. Kredi ve kredi kartı borcunu
ödeyemeyenlerin sorunu, artık, sosyal sorun hâline geldi. Birtakım
ailelerle ilgili sorunlar büyüdü, dağılmalar var, aile içi
şiddet var, bir sürü etkileri var. Ama tabii, bu noktaya nasıl geldik;
sadece vatandaş mı acaba kredi kartı borcunu krediyle, kredi
borcunu kredi kartıyla, bir kredi kartını diğer krediyle
kapatıyor? Hayır. Baktığımız zaman, Adalet ve Kalkınma
Partisinin genel politikası, zaten, borcu borçla ödeyen bir hâle
gelmiş.
Yani her seferinde Sayın Başbakan da,
arkadaşlarımız da burada konuşuyorlar Nereden nereye?
diye. Şöyle bakıyoruz, 2002 yılında -meşhur sizin
söylediğiniz 2002den biz de başlayalım- 224 milyarlık
toplam borç varken şu anda bakıyoruz 1inci çeyrek itibarıyla
570 milyara dayanmış Türkiye'nin toplam borcu. Ötekilerini de
söyleyeceğim, sizin sevdikleriniz var, merak etmeyin.
Şimdi, ama asıl dikkat çekici bir şey var.
Özel sektörün borcu 43 milyardan 265 milyar dolara çıkmış. Öyle
bir rahatlık var ki, diyorlar ki: Ya kardeşim, özel sektörün borcu,
bir şey olmaz. Peki, nasıl olacak yani onu alan vatandaş bunun
karşılığında ne gelir elde ediyor, geliri artıyor
mu, bu şirketler kâr mı ediyor, zarar mı ediyor diye
bakıyor musunuz?
RECAİ BERBER (Manisa) Artmasa verirler mi o
parayı?
MEHMET GÜNAL (Devamla) İşte Artmasa verirler
mi o parayı? Veriyorlar.
RECAİ BERBER (Manisa) Nasıl veriyorlar?
MEHMET GÜNAL (Devamla) Çünkü artık vatandaşa
verdiğini de
Bankalar şöyle yapıyor, yeni bir yöntem
bulmuşlar. Batık kredimiz çok gözükmesin diye
çağırıyor, diyor ki: Sayın Berber gelin, şu borcunuz
var, şurada şu borcunuz var. Yeni bir kredi için vallahi, normalde
kredibiliteniz dolmuş, ne yapalım? Gelin, tamamı ne kadar? diyorlar:
60 bin lira. Biz size 80 bin liralık yeni bir kredi verelim; bu
60ı ödeyin, 20yle de ihtiyacınızı giderin. Adamın
60 bin liralık batağı varken bir anda 100 bin liralık, 80
bin liralık canlı kredisi oluyor. Şimdi, Sayın BDDK
Başkanına da Bunu araştırın. diye sizin de
delaletinizle söylemiştim hatırlarsanız.
Şimdi, arkadaşlar, bu ciddi bir sorun. Yani
devletin borcu da vatandaşın borcu da özel sektörün borcu da
artıyor. Şimdi, kâr etmese diyorsunuz ama ISOnun 500 şirketi
açıklanmış, dörtte 1i zarar ediyor. Yani bakın, 2013
yılının işte rakamları. İlk 500 şirketten
geçen yıla göre
RECAİ BERBER (Manisa) Kur farkı değil
mi, kur farkı?
MEHMET GÜNAL (Devamla) Yahu, şimdi söylüyorum, siz
dediniz ya hani Ne zararı, kâr ediyor. diye. Şimdi, onun bilanço
analizini burada on dakikada yapacak hâlimiz yok Sayın Berber. Diyorum ki
bu bir önceki yıla göre aşırı derecede artmış,
zarar eden şirket sayısı. Şimdi, ilk 500 şirket bile
zarardaysa, küçük şirketler ne yapacak?
Değerli arkadaşlar, burada, esas
itibarıyla baktığımız zaman, bir taraftan
Başbakan Faizler düşsün. diyor göstermelik olarak, Sayın
Şahin de demin Faizler yüksek değil. diyor ama bunun sonucu
vatandaşımız mağdur. Neyin sonucu? Yıllardır
uyguladığınız düşük kur-yüksek faizden kaynaklı.
Bakın, Sayın Başbakanın rant dediği, lobi
dediği yer, yüzde 45 artmış, toplam gelirlerine bakarsanız,
vatandaşınki yüzde 3-4 artmış, toplam gelir
artışı o yılın. Gerçi bunu Sayın Başbakan da
söyledi Bizim dönemimizde 5 kat gelirleri artanlar bugün
karşımıza geçti. diye kendisi de itiraf etti, yani 5 kat
normalden
Faiz lobisini kastediyor, biliyorsunuz, hatırlarsanız,
geçen sene Gezi olaylarından sonra söylemişti.
Şimdi, burada önemli olan, vatandaşın
borcu çok daha kötü durumda değerli arkadaşlar. Yine, size Nereden
nereye? tablosuyla söyleyeyim: 2002 yılında vatandaşın
kredi borcu 1,9; hadi diyelim 2. Yani 2, rakamla 2 milyardan, bir anda, 2014te
bakıyorsunuz, martta 252, nisanda, mayısta biraz daha
artmış, tam 127 kat artmış bakın, 127 kat,
vatandaşın kredi borcu. Nedir bu? Kredi kartına
bakıyorsunuz, 2002de 4,3 milyar olan kredi kartı borcu şimdi
79-80 milyara çıkmış mart itibarıyla. Yani toplamda 6,3
milyar olan vatandaşın kredi ve kredi kartı borcu martta 331e,
mayısta da 343e
Ya, tam 55 kat vatandaşın borcu
artmış arkadaşlar, on yılda, 55 kat.
Bu neyin sonucu biliyor musunuz?
MEHMET DOMAÇ (İstanbul) Ev
almıştır.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Kredi alanlar ödüyorlar.
MEHMET GÜNAL (Devamla) Geliyorum, geliyorum ev
aldı kısmına; konut kredisi var. Sayın Domaç, oradan
mı geldi?
İşte vatandaş evi alıyor,
borçlandırılıyor, ipotek altında ama kredisini ödeyemiyor.
Ödeyemeyenlerin sayısına bakın bir taraftan, değerli
arkadaşlar, ilk dört ayda 523.556 kişiye çıkmış.
MURAT GÖKTÜRK (Nevşehir) Oran söyle, oran.
MEHMET GÜNAL (Devamla) Söyleyeceğim.
2013ün tamamında 941 bin kişi olduğunu
düşünürseniz, bu sene geçen senenin neredeyse 2 misline yaklaşacak;
1,5 misli kişi. Toplamda 900 bin geçen sene, şu anda ilk dört ayda
523 bin kişi ödeyememiş.
MEHMET DOMAÇ (İstanbul) Daha sonra düşecek.
MEHMET GÜNAL (Devamla) Demin rakamları verdim,
toplam tutarları verdim. Merak etmeyin, BDDKnın rakamları,
Merkez Bankasının rakamları.
Şimdi, bu, şunun bir sonucu: Tüketim
ekonomisine yönelelim, tüketici kredilerini destekleyelim, vatandaşa konut
kredisi verelim, ekonomi canlı görünsün. Peki, ihracat nerede?
İthalat nerede? Ne kadarını ithal ediyoruz? Vatandaşın
tasarruf oranını artırmadan, vatandaşın gelirini
artırmadan borçlandırırsanız böyle oluyor.
Onu da söyleyeyim, Sayın Domaç merak ediyor.
Bakın, değerli arkadaşlar, özel tasarruf
oranına bakıyoruz, yüzde 25lerden yüzde 9,7ye düşmüş 2013
sonu itibarıyla. Öbür taraftan yükümlülüklerinin harcanabilir gelirine
oranına bakıyoruz -oran istiyorsunuz, oran veriyorum- 2002de yüzde
4,7 iken şu anda yüzde 55, yani yarısından fazlasını
geçmiş harcanabilir gelirinin vatandaşın borcu.
Bakın, tekrar söylüyorum: 2002de yüzde 4,7 borcunun
harcanabilir gelire oranı, şu anda yüzde 55,7. Tam tersine, tasarruf
oranına bakıyorsunuz -buradan görünmez ama, yani ekran ancak görür,
isterseniz siz de oradan bakabilirsiniz- burada da tam tersine bir sorun var,
yüzde 25ten yüzde 9,7ye düşmüş hane halkının tasarruf
oranı.
Dolayısıyla burada sosyal bir sorun var
değerli arkadaşlar, bunu görmezden gelme şansımız yok.
Vatandaşın, 2003 yılı itibarıyla -bakın, sizin
yılla söyleyeyim- 156 milyar varlığı varken borcu sadece 8
milyarmış. Yani yüzde 5,1iymiş varlığına
borcunun oranı, toplam varlıklar, finansal varlıklar üzerinden
gidersek. 2014te ne olmuş? 730 milyar varlık var, artmış,
borç 371 milyara çıkmış. Kaç olmuş biliyor musunuz? Burada
da yüzde 51i var toplam. Yani tam 10 kat, yüzde 5,1den yüzde 51e oran
çıkıyor.
Ya, vatandaş borç batağına girmiş,
onu söylüyoruz. Bunun ekonomik, sosyal nedenleri var, bunları
araştırmamız lazım diyoruz. İşte, Sayın
Berber az önce söyledi, sağ olsun, ilgileniyor. O arada bir liste daha geldi Başkanım elime, 300 küsur
kişi, hâlâ dövizzedelerle ilgili ödeyemeyen vatandaşımız
var. Vatandaş mağdur. Bir şekilde çözmemiz lazım. Sağ
olsun, rahmetli Aslanoğluyla beraber aldığımız
inisiyatifle -yine yarın da görüşeceğiz- kanuni düzenleme
yapmadan bir şekilde çözmeye çalışılıyor ama
vatandaş mağdur. Geliyor, listesi geldi, hâlâ sorun var.
Değerli arkadaşlar, öbür taraftan, sadece
bankalar değil alacağını tahsil edemeyen. Biliyorsunuz,
Sayın Başbakan Cumhurbaşkanı adayı olunca mal
varlığını açıkladı. 2011 yılında da
vardı, hâlâ 500 bin lira onun da alacağı görünüyor, kimden
olduğunu biz bilmiyoruz ama. Yani demek ki borçlarını kimse
ödeyemiyor. Hatta, burada söyledik arkadaşlara, bir sürü, alacak yeniden
yapılandırması yaptınız. Bu arada Sayın
Başbakanın alacaklarını da bir şekilde aradan
çıkarabilirsiniz yani. Ayrıca, evi de yokmuş, burada
arkadaşlarımız söyledi. Sayın Başbakanın da
burada üç yıldır alamadığı alacakları -demek ki
vatandaşın ekonomisi iyi değil ki borcunu ödeyemiyor- bir
şekilde onun da tahsilatı için aslında torbada bir ekleme
yapabilirsiniz; onun yolunu da göstermiş olalım, her şey
nasıl olsa buraya ekleniyor.
Değerli arkadaşlar, ayrıca bu konunun,
gerçekten araştırılması gerekiyor. Sayın Başbakan
sorunu bir şekilde çözer, başka yerden bulur ama
vatandaşımız çok garip durumda, gureba durumda; sosyal etkileri
var, boşanmalar var, aile içi kavgalar var, intihar edenler var. Onun
için, gelin bu sorunu baştan araştıralım ve çözümlerini
birlikte bulalım diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Günal.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisinin aleyhinde
Şırnak Milletvekili Sayın Hasip Kaplan.
Buyurunuz. (HDP sıralarından
alkışlar)
HASİP KAPLAN (Şırnak) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Halkların Demokratik Partisi adına hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Usulden aleyhte söz aldık. Bu İç Tüzükü, Allah
kerim, değiştireceğiz. Ne demek aleyhte, lehte? Üzerinde
konuşamaz mı insan?
Bakın, Meclise ilk geldiğimde verdiğim ilk
kanun teklifleri bu kredi kartı faizleriyle ilgilidir arkadaşlar
çünkü geldiğim gün de -2007 seçimlerinde geldik ve biliyorsunuz, o büyük
dünya krizinin başlangıç yılıydı 2008- bunları
verdik, o zaman da izah ettik bankaların nasıl faize faiz
yürüttüklerini, nasıl haksızlık yaptıklarını hep
söyledik. Daha sonra çok araştırma önergesi verdik, burada da
konuştuk, burada da birkaç düzenleme geldi, anlattık fakat bu sorunu
bir türlü çözemiyoruz. Bu sorunu bir türlü çözmemizi istemeyen güçler var. Bu
güçler kim? Soruyorum: Faiz lobisi mi? Ben iktidar partisinin burada faiz
lobisini anlatmasını isterdim. Faiz lobisi mi bunu yapıyor?
Ama size birkaç rakamdan sonra birkaç gerçeği
hatırlatmak istiyorum. Bakın, çok yakın veriler bunlar. Bu
verilere baktığınız zaman, 2009da bireysel kredi borcunu ödememiş
gerçek kişi sayısı 165.309; 2010da 108 bin, 2011de 150 bin,
2012de 280 bin ama 2013te 397 bin ve -2014te bir ivme kazanıyor, çok
önemli bir ivme, dikkatinizi çekerim- şu an, 2014 itibarıyla toplam
265.294, şu an itibarıyla. Borcunu ödemeyen toplam kişi
sayısının 3 milyon 183 bin kişi olduğunu düşünün
ve aileleriyle bunları topladığınız zaman 20 milyon
yurttaşımızı yakından ilgilendiriyor. Arkadaşlar,
bu kadar büyük bir rakamın içinde size şunu söylemek istiyorum:
Türkiyede şu anki borç miktarı bireysel kredi borçlarında 343
milyar lira, Türkiyenin bütçesinden daha büyük. Her ailede, her fertte bir
kredi kartı, bir ek kredi kartı var ve son zamanlarda tüketici
derneklerini izleyin, aile boşanmaları, kavgalar, birçok adli vaka,
intihar vakası maalesef bu kredi borçlarından kaynaklanıyor.
Asgari ücret alan bir işçi düşünün, 800 lira
net
O kredi kartıyla bir ödeme yapamadığı zaman ikinci
asgari ödemede
Zaten yasayla, üç asgari ödeme yapmadığı zaman
otomatikman duruyor. Daha önce limitsizdi, bu bir limite bağlandı, o
da Avrupa Birliği müktesebatının sonucu olarak. Şimdi
soruyorum size
343 milyar lira para borç, vatandaşların 20 milyonu
yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Memurun
kirasını, elektriğini, doğal gazını düşünün,
telefon faturasını düşünün, bırakın onu,
yakıtı düşünün, doğal gazın yüzde 70lere varan
vergilerini düşünün ve Türkiyedeki 49 bankadan 37sinde
yabancıların hissesi var arkadaşlar, 37sinde. Kim
kaçırır böyle yağlı bir ülkeyi, bu kadar rahat sömüreceği
bir ülkeyi kim kaçırabilir?
Değerli arkadaşlar, hisseleri yüzde 42yi geçti
bankalarda yabancı sermayenin. Maalesef yüksek büyümenin etkisi.
diyorlar ama siz bakmayın. Yalnız sene sonu kurumlarda en çok kâr
eden kuruluşlara bakın, ilk 18 sırayı bankalar kapıyor
arkadaşlar. Nereden kapıyor, size onu da anlatmak istiyorum.
Şimdi, icra takiplerine konan bu kredi kartı
borçlarıyla ilgili düzenlemelerin artış oranının da
yüzde 7,8 olduğunu söylersem bu rakamın felaketi bir daha ortaya
çıkar arkadaşlar ve maalesef mayıs itibarıyla en büyük
aktif kalemi olan krediler yüzde 4,3 artışla 1 trilyon 92 milyar 818
milyon TLye, menkul değerler de yüzde 2,1le 292 milyar
Takipteki brüt
alacaklar da yüzde 78 artıyor. Yani sektörün, sadece bankaların dönem
net kârı 10 milyar lira.
Şimdi, yakın tarihte yapılan
açıklamaları size okuyayım, yeni, iki gün önce: 2013
yılında 344 bin kişi bu ödememe durumuna düşen, borcunu
ödemeyenler. 2014ün ilk beş ayında bireysel kredi borcunu
ödemeyenlerin sayısı 225 bine çıktı. Dikkat edin, rakamlar
uçuyor, rakamlar tehlike sinyali veriyor. Ben İngilteredeki The Economist
mi ne dergisinin, ekonomi dergisinin getirdiği sinyalleri, tehlikeleri
söylemiyorum.
Size biraz da Cumhurbaşkanı
adayınızın sözleriyle yüklenmek istiyorum. Ey iktidar, bugün
torba kanunu görüşeceğiz, aha bu kadar bir torba. 19 defa mali af
yaptınız. Sigorta primlerini, vergileri, cezaları, idareleri,
usulsüzlükleri, bilmem neleri neleri kalem kalem üst üste koyup devletin
borçlarının hepsinde yapılandırma yapıyorsunuz. Peki,
şu banka kredi kartı faizlerinde veya dövizle kredi borcu
olanların döviz fırladığında düştüğü konumu
düşünerek, bütün elindekini kaybedenlerin, evini kaybedenlerin,
yuvasını kaybedenlerin, işini kaybedenlerin mağduriyeti
karşısında bu devletin bir vicdani sorumluluğu, insani
sorumluluğu, hukuki sorumluluğu, yönetme sorumluluğu yok mudur?
Ey ustalık kabinesinin güzide milletvekilleri, size,
buradan, cumhurbaşkanınızın iftar sofrasındaki
sözleriyle hitap etmek istiyorum.
İDRİS BALUKEN (Bingöl)
Cumhurbaşkanı adayı.
HASİP KAPLAN (Devamla) Başkan adayı.
Faiz dışı gelirlerle abat olan bir lobi
var. diyor Başbakan, Cumhurbaşkanı adayı. Kredi kartı
üzerinden bazı bankaların yıllık 600 trilyon faiz
dışı gelir elde ettiğine dikkat çekiyor ve
vatandaşlara diyor ki: Kredi kartı almayın. Ve
arkasından, faiz dışı gelirlerle dünyanın farklı
bir Türkiyeyi konuştuğunu, faiz lobisinin güçlü bir Türkiye
istemediğini söylüyor, diyor ki: Ben geçenlerde faiz lobisi derken
boşuna demedim bunları, bir şey bildiğim için diyorum. Faiz
dışı gelirlerle abat olan bir lobi var. Hani şu kredi
kartları falan diyorsunuz ya, bunları almayın be. diyor.
Almayın be ya! Almayınla çözülür mü arkadaşlar ya, Allah
aşkına söyler misiniz? Kredi kartı almayın...
Almayın siz de. Cebinde kredi kartı olmayan milletvekili var mı?
Hanginiz nakitlerle dolaşıyor arkadaşlar Avrupada, şurada
burada?
Kredi kartı, 1900lere gelmeden, ilk Amerikada
kullanıldı. Türkiyedeki kullanımı daha yirmi
yıllık, otuz yıllık. Diners kredi kartlarını
bilirsiniz, yenidir ama dünya iki yüz yıldır kredi
kartlarını kullanıyor. Ama kredi kartları kullanıp da
zalimce mağduriyete uğrayan, zalimce soyulan, 1 kuruştan zalimce
100 lira tahsil eden bir başka ülke dünyanın hiçbir yerinde yoktur
arkadaşlar. İşte örnekler, ben bu kürsüden
Makbuzları
çıkardım. 1 kuruşluk borç için banka icra yolluyor, 1 kuruş
için ve 1 kuruş borç 504 lira oluyor arkadaşlar. Düşünebiliyor
musunuz, bir A4 kâğıdı bir kuruştur arkadaşlar, 1 A4
kâğıdı. Bir avukatın, bir banka memurunun adliyeye
gitmesinin benzinini düşünün, dolmuş parasını düşünün,
bırakın onu, avukatlık ücretini, bilmem nesini
1 kuruş
üzerinden banka tahsilat yapıp vatandaşa 500 katı ceza
değil, 500 bin katı ceza çıkarıyorsa, eğer bu Hükûmet
yakasına yapışamıyorsa o faiz lobisinin
ortağıdır. Bakın arkadaşlar, sadece o değil, yine
2 kuruşluk borç için, Almanyada yaşayan bir
yurttaşımıza 1.476 TL borç çıkarılmış. Bunun
örneklerini çoğaltmak mümkün arkadaşlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HASİP KAPLAN (Devamla) Bu zulme karşı
var mısınız, yok musunuz? Varsanız, bu araştırma
önergesine dobra dobra evet diyeceksiniz. Biz evet diyoruz. (HDP ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Kaplan.
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama
istiyoruz.
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisini
oylamaya sunmadan önce yoklama talebi vardır.
Sayın Hamzaçebi, Sayın Tanal, Sayın
Güneş, Sayın Çam, Sayın Eyidoğan, Sayın Ören,
Sayın Dibek, Sayın Tayan, Sayın Öz, Sayın Küçük, Sayın
Genç, Sayın Özcan, Sayın Baydar, Sayın Çetin, Sayın
Haberal, Sayın Köse, Sayın Işık, Sayın Seçer,
Sayın Türeli, Sayın Çelebi.
İki dakika süre veriyorum.
Yoklamayı başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
vardır.
VIII.-
ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti
Grubu Önerileri (Devam)
3.- CHP
Grubunun, Manisa Milletvekili Hasan Ören ve 19 milletvekili tarafından,
kredi kartı borçlarının ekonomik ve sosyal boyutunun
araştırılması ve kredi kartı borçlarının
uzun vadede ödenebilmesi için alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla 30/4/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması
önergesinin, Genel Kurulun 16 Temmuz 2014 Çarşamba günkü birleşiminde
sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN - Cumhuriyet Halk Partisi önerisini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Alınan karar gereğince sözlü soru önergelerini
görüşmüyor ve gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan
Gelen Diğer İşler kısmına geçiyoruz.
1'inci sırada yer alan, Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
X.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili
Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir
Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına
Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80)
(S. Sayısı: 156)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2'nci sırada yer alan, Devlet Sırrı Kanunu
Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu
Raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
2.- Devlet
Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu
ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3üncü sırada yer alan, Türkiye Sağlık
Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun
ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ile Kars Milletvekili Yunus Kılıç ve
Amasya Milletvekili Avni Erdemir ile 79 Milletvekilinin; Türkiye
Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Sağlık, Aile,
Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlayacağız.
3.- Türkiye Sağlık Enstitüleri
Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Kars Milletvekili Yunus Kılıç ve Amasya
Milletvekili Avni Erdemir ile 79 Milletvekilinin; Türkiye Sağlık
Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun
ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler
Komisyonu Raporu (1/937, 2/2229) (S. Sayısı: 615)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
4üncü sırada yer alan, İş Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki 108
adet Kanun Teklifi ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam ediyoruz.
4.-
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam
Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili
Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza
Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz
Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul
Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili
Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin
Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın
Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye
Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi
Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay
Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara
Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in;
Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine
Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut
Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili
Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye Milletvekili
Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3
Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya
Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in;
Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili
Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Bursa
Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim
Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf
Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; İstanbul
Milletvekili Süleyman Çelebi'nin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in;
Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın
Türeli'nin; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun
Çıray'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in;
Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar
Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in;
Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve Önder Matlı ile 8
Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Manisa
Milletvekili Hasan Örenin; Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum
Milletvekili Cahit Bağcı ile 37 Milletvekilinin; Manisa Milletvekili
Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan
ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115,
2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439,
2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896,
2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217,
2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302,
2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437,
2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595,
2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794,
2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938,
2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056,
2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186,
2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639) (x)
BAŞKAN Komisyon? Burada.
Hükûmet? Burada.
Dünkü birleşimde İç Tüzükün 91inci maddesine
göre temel kanun olarak görüşülmesi kabul edilen 639 sıra
sayılı Komisyon Raporunda birleştirilen işlerden (2/399)
esas numaralı Kanun Teklifinin geri çekilmesine dair bir önerge
verilmişti, okutup oylarınıza sunacağım.
VII.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
B) Önergeler
1.- İzmir
Milletvekili Oktay Vural ve Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlunun birlikte verdikleri, 639 sıra sayılı Kanun
Tasarısında yer alan (2/399) esas numaralı Kanun Teklifini
geri çektiklerine ilişkin önergesi (4/174)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
639 sıra sayılı Raporda yer alan,
Sayın Mesut Dedeoğluyla beraber verdiğimiz kanun teklifini geri
çekiyoruz.
Oktay Vural Mesut
Dedeoğlu
İzmir Kahramanmaraş
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Şimdi, tasarının tümü üzerindeki
görüşmelere başlıyoruz.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan
BAŞKAN Efendim?
OKTAY VURAL (İzmir) Genel Kurul, benim bu
teklifimin geri alma işlemini kabul etmedi, görüşülmesini istiyor.
Dolayısıyla ben de bu teklifte, benim kanun teklifimin hangi maddede
görüşüleceğine ilişkin, Komisyon Başkanının bilgi
arz etmesini istiyorum. Yani, benim bu kanun teklifim için Genel Kurul
kararıyla Görüşülsün. talimatı verilmiştir. Bu durumda
Komisyon Başkanı, Genel Kurulun bu iradesinin bu raporun neresinde
yer aldığını ifade etmeli ki bu görüşme
yapılabilsin.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Sadece
başlığında var, içinde yok.
RECAİ BERBER (Manisa)
Başlığında var, başlığında.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Sayın
Başkan
OKTAY VURAL (İzmir) Yani Genel Kurul iradesi
Teşekkür ederim sizlere de, bunun, bu teklifin görüşülmesini
istediniz. Bu durumda bizim teklifin görüşülmesi gerekiyor efendim.
BAŞKAN Aynı anda böyle herkes konuşunca
katiyen anlamıyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Evet, görüşülmesi
gerekir.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Sayın
Başkanım, teklifi zaten şu anda gelen tasarının
içerisinde.
OKTAY VURAL (İzmir) Nerede, nerede?
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Komisyonda
bunlar dikkate alınmış, gündeme alınmış,
değerlendirilmiş. Değerlendirilmesi, mutlaka kabul
edileceği anlamına gelmez Sayın Başkan.
Dolayısıyla, şu anda görüştüğümüz raporun içerisindedir
efendim.
OKTAY VURAL (İzmir) Kabul edileceği
anlamına gelmez değil. Ben, nerede olduğunu görün ki kabul edip
etmeyeceğinize karar verin
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Efendim,
bakacaksınız, bunlara bakacaksınız.
OKTAY VURAL (İzmir) Siz demediniz mi teklif
görüşülsün diye?
RECAİ BERBER (Manisa) Raporda var.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Sayın Başkan
BAŞKAN Evet, grup başkan vekilleri,
birbirinizle konuşmayın, veriyor bilgiyi.
Buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
13.- Plan ve
Bütçe Komisyonu Başkanı Recai Berberin, 639 sıra
sayılı Kanun Tasarısında 108 teklif ve tasarının
birleştirilmiş olduğuna ve teklif sahiplerine bu konuda bilgi
verildiğine ilişkin açıklaması
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Sayın Başkan,
gündemimizde bulunan tasarı ve tekliflerden, bu elimizdeki tasarı ve
tekliflere de benzeşik olan ve benzer maddeler ve benzer kanunlarda
maddeler içeren 108 tane teklifte birleştirme
yapılmıştır. Bu tekliflerin içerisinde de -bu
birleştirme yapıldıktan sonra- teklif sahiplerine de bu konuda
bilgi verilmiştir ve bu teklifler birleştirildikten sonra spesifik
olarak Bu teklifin içerisindeki şu madde alınmıştır
ya da alınmamıştır. gibi bir şey söylemek mümkün
değil bununla ilgili olarak ama dediğim gibi
Ayrıca, bu teklifin birleştirilmiş
olması, illa ki oradan bir maddenin alınarak bu Plan Bütçe Komisyonu
metninin içerisine konulmayı da gerektirmez.
Ayrıca, Komisyon olarak da düşüncemizi
istiyorsanız da buradaki bu birleştirmeyle ilgili düşüncenin
veyahut da bu birleştirmeye karşı olmanın veyahut da birleştirmeyle
ilgili olarak bu teklifin geri çekilmesi düşüncesinin, Genel Kurul
aşamasında değil, Plan Bütçe Komisyonunda yapılan
görüşmeler aşamasında verilmesi gerekirdi diye düşünüyoruz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Buyurunuz.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Sayın Başkan, şimdi, efendim, ben sayın Komisyon
temsilcisinin yaptığı açıklamayı yeterli
bulmadım. Kendisine bir soru da sormak istiyorum: Sayın Oktay
Vuralın geri çekilmesini istediği teklif
ÜNAL KACIR (İstanbul) Cevap vermek zorunda da
değil aslında, böyle bir usul yok.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
acaba
neyi düzenliyordu da siz bunu söylediniz? Doğrusu o konuda bir bilgi
verirseniz
OKTAY VURAL (İzmir) Bilmiyor ki zaten.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Sayın
Başkan, bunların tartışma yeri burası değil,
bunların Komisyonda
BAŞKAN Sayın Hamzaçebi bitirsin.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Sayın
Başkanım, olmaz ki, böyle bir usul yok ki.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Sayın Canikli, bir saniye efendim
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Komisyonda
tartışılması gereken şeyler efendim bunlar, hepsi
raporda var.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Sayın Başkan, böyle bir usul var mı efendim?
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Komisyon
gündemine hâkimdir, önüne gelen bütün konuları görüşmüştür ve
kararını vermiştir Sayın Başkanım, lütfen
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Sayın Başkan, konuşmayı ben yürütüyorum efendim.
BAŞKAN Ben de sizi dinliyorum.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Yani,
engellemek, geciktirmek için böyle yöntemler de kullanılmaz. İç
Tüzüke uygun böyle bir usul yok Sayın Başkan.
SİNAN OĞAN (Iğdır) Hariçten gazel
okuyan kim? Hariçten gazel okuyor adam Sayın Başkan.
BAŞKAN İyi, ben ineyim aşağıya
da düzenleyeyim ortalığı, öyle mi Sayın Oğan?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Adalet
ve Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekilinin
BAŞKAN Herkes akıl baliğ olmuş ve
de cezai ehliyete sahip insanlardan oluşuyor bildiğim kadarıyla
milletvekilleri.
Buyurunuz.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Sayın Başkan, bir grup başkan vekili ayakta konuşurken
iktidar partisinin grup başkan vekili onun konuşmasına müdahale
ederek onun konuşmasını kesme hakkına sahip değildir.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Ben
Sayın Başkana hitap ediyorum.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Arkanızdaki çoğunluk size ana muhalefetin grup başkan vekilinin
sözüne müdahale etme hakkını vermiyor, lütfen, rica ediyorum.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Peki, size
İç Tüzükü ayaklar altına alma hakkı veriyor mu?
Yani, böyle bir şey olabilir mi Sayın
Başkan?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Ama
hâlâ aynı tutuma devam ediyorsunuz siz.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Böyle bir
şey olabilir mi ama? Yanlış şey söylüyorsunuz.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Hâlâ
aynı tutumu göstermeye devam ediyor.
Siz burada ne zaman konuşsanız ben sizi
dinliyorum. Sizin şurada ayakta bizim konuşmamıza bile
BAŞKAN Sayın Hamzaçebi, evet, ben sizi
dinliyorum.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Sayın Başkan, izin verin konuşmamı tamamlayayım ama.
BAŞKAN Ben de sizi dinliyorum. diyorum. Ben size
başka bir şey söylemedim ki Sayın Hamzaçebi, Sizi ben
dinliyorum. dedim, Konuşmamı tamamlayayım. deyip beni
azarlıyorsunuz.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Söyleyecek bir şeyi yok
ki, ne yapsın.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Sayın Başkan
ALİ ŞAHİN (Gaziantep) Derdi bir şey
söylemek değil Sayın Başkan, derdi bir şey söylemek
değil, bir şey söylememek derdi.
İSMAİL AYDIN (Bursa) Söyleyeceği bir
şey yok ki.
BAŞKAN Ben sizi dinliyorum. dedim.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Sayın Başkan, ben konuşurken araya sürekli müdahale olursa
konuşma imkânım kalmıyor.
BAŞKAN Evet, şimdi oturdu yerine, ben de size
diyorum ki: Sizi dinliyorum.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Ama
bakın, ben konuşmama devam edeceğim, siz yine araya giriyorsunuz
Sayın Başkan, lütfen, rica ediyorum.
ALİ ŞAHİN (Gaziantep) Maçı
nasıl uzatırım? diyor.
BAŞKAN Şimdi, lâ havle ve lâ kuvvete illâ
billâhil aliyyil azîm, nokta. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Siz dinliyorum Sayın Başkan, sizi dinliyorum.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Sayın Akşener, size söyleyeceğim hiçbir şey yok. Size bir
şey söylemeye lüzum görmüyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Peki.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan,
şimdi, efendim, Genel Kurul benim bu kanun teklifimin görüşülmesini
istedi.
ALİ ŞAHİN (Gaziantep) Öyle bir şey
istemedi.
OKTAY VURAL (İzmir) Evet. Ben geri alıyorum.
Yani, bu kanun teklifim demek ki kabul edildi.
BAŞKAN Evet.
OKTAY VURAL (İzmir) Yani, reddedilmemiş,
görüşüldü ve ben de diyorum ki Genel Kurulun bu teklifi görüşme
iradesi bu raporun neresinde tecelli edecek?
GÜLAY DALYAN (İstanbul) Ara bul.
OKTAY VURAL (İzmir) Neresinde? Yani, Genel Kurul
diyor ki: Bu teklifi
Şimdi, tasarıyı geri
aldığı zaman görüşebilir misiniz? Görüşemezsiniz.
Tasarı geri alınmamışsa, reddedilmişse
görüşeceksiniz demektir. Ben de diyorum ki: kanun teklifimin
görüşülmesi gerekiyor. Bu konuda Genel Kurula bu kanun teklifimin, bu
sıra sayısının neresinde yer aldığını
ifade etmeye davet ediyorum.
BAŞKAN Evet.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Sayın
Başkanım
BAŞKAN Verdiği cevap bu kadar.
OKTAY VURAL (İzmir) Genel Kurul diyor ki:
Arkadaş, bu kanun teklifini ben görüşmek istiyorum.
BAŞKAN Verdiği cevap bu kadar.
OKTAY VURAL (İzmir) Nurettin Bey ve Adalet ve
Kalkınma Partisi diyor ki: Bu konu doğrudur, bu teklif
doğrudur, biz iradenizi kabul edeceğiz.
BAŞKAN Tamam, Sayın Başkan da aynı
şeyi söyledi.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Burada
Sayın Başkan, her şey burada, bakılacak. Eğer varsa
girmiş, yoksa Komisyon kabul etmemiş anlamına gelir, bu kadar
basit.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Sayın Başkan,
usul tartışması açıyorum.
BAŞKAN Tamam, hayhay, açalım.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Aleyhte.
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim, aleyhte.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Lehte.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Lehte
Sayın Başkan.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Lehte.
BAŞKAN Usul tartışmasını ben
açıyorum, talep edildi, ben açıyorum, tamamdır.
Şimdi okuyorum: Lehte Sayın Günal, Sayın
Canikli; aleyhte Sayın Öztürk, Sayın Kaplan. Doğru mu
almışım?
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Doğru değil.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Aleyhinde Sayın Vural
istedi. En önce o istedi, sonra ben lehte istedim.
BAŞKAN O zaman ben onu görmedim, sizi görünce.
Peki, tamam.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Ben lehte istedim, Sayın
Vural aleyhte en önce istedi.
BAŞKAN - Hayır,
sizi gördükten sonra görmedim.
O zaman, Sayın
Kaplan, sizden önce Sayın Vural istediği için kusura bakmayın
Ya da kura çekeceğim.
İDRİS BALUKEN
(Bingöl) Her gruptan 1 kişi konuşuyor işte, tutanakları
getirin.
ADİL ZOZANİ
(Hakkâri) Tutanakları getirin Sayın Başkan.
BAŞKAN Ben,
Sayın Vuralın aleyhte istediğini görmedim.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Efendim, en başta o istedi, ben lehte demiştim.
BAŞKAN Ben itiraz
etmiyorum ya!
İDRİS BALUKEN
(Bingöl) Biz itiraz ediyoruz.
BAŞKAN Sadece
duymadığımı söyledim.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
E, tamam.
BAŞKAN Şimdi,
görmediğimi, duymadığımı söyledim.
İDRİS BALUKEN
(Bingöl) Biz itiraz ediyoruz.
BAŞKAN Şimdi,
Sayın Kaplana bir teklifte bulundum, Hayır. dedi.
Dolayısıyla, tutanaklara bakacağım ve ona göre söz
vereceğim.
OKTAY VURAL (İzmir)
Doğru efendim, doğru.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Ara verelim, bakalım.
OKTAY VURAL (İzmir)
Tutanaklara bakın efendim.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Böyle bir tartışmada bir grubun söz hakkı
olmak zorundadır ki kendi teklifleri de var.
BAŞKAN Neyse, yani,
ben onu bilmiyorum, kendi aranızda.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Yani, ya bu nezakete uyacağız ya da her
seferinde kura çekeceğiz. Kurban Bayramına kadar kura çekmeye
hazırız arkadaşlar, siz bilirsiniz.
BAŞKAN Ben mümkün
olduğunca siyasi partilerin yöneticilerinin birbiriyle..
HASİP KAPLAN
(Şırnak) 3 partiyi buradan uyarıyorum: Vallahi billahi, Kurban
Bayramına kadar sizi getirir götürürüz buraya.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Biz, her grubun konuşmasını
savunuyoruz.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Ya centilmenlik ya da bir grubun söz hakkı
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Ya, geç, biz buradayız zaten.
İDRİS BALUKEN
(Bingöl) Sayın Başkan
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Yani, ona göre, keyfiniz bilir, vallahi Kurban
Bayramına kadar kura çekeriz.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Oraya, oraya söyleyeceksin; bize değil, oraya.
OKTAY VURAL (İzmir)
Elinden geleni ardına koyma ya!
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Centilmenlikse, her grubun söz hakkı var.
OKTAY VURAL (İzmir)
Allah Allah, yapıyoruz işte biz. Geleceğim,
yapacağım
BAŞKAN
Birleşime on dakika ara veriyorum, tutanaklara bakacağım.
Kapanma
Saati: 17.29
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 17.39
BAŞKAN: Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur),
İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 117nci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
639 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet burada.
Usul tartışması açmıştık.
Tutanaklara baktım, dolayısıyla lehte Sayın Günal,
Sayın Canikli; aleyhte Sayın Öztürk, Sayın Vural şeklinde
görünüyor.
İlk söz Sayın Ali Rıza Öztürkte.
Buyurunuz. (CHP sıralarından
alkışlar)
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri
MEHMET GÜNAL (Antalya) Önce lehte değil miydi
Başkanım?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Önce
lehinde konuşulmuyor mu Sayın Başkan? Sayın Başkan,
önce lehte konuşanlara söz verilmiyor mu efendim?
BAŞKAN - Efendim?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yani
usul, önce lehte konuşanların kürsüye çıkması değil
midir efendim?
BAŞKAN - Tamam o zaman, ben aleyhte dedim, kafam
karıştı.
Buyurun, ben sizi alayım lehte Sayın Günal. Çok
özür dilerim Genel Kuruldan.
Buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
XI.- USUL
HAKKINDA GÖRÜŞMELER
1.- 639
sıra sayılı Kanun Tasarısında yer alan, İzmir
Milletvekili Oktay Vural ve Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlunun birlikte verdikleri (2/399) esas numaralı Kanun
Teklifini geri çektiklerine ilişkin önergenin kabul edilmemesi nedeniyle
639 sıra sayılı Kanun Tasarısının Genel Kurulda
görüşülmesinin İç Tüzük hükümlerine uygun olup
olmadığı hakkında
MEHMET GÜNAL (Antalya) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Değerli milletvekilleri, tabii ki, Sayın
Başkanın lehinde söz aldım çünkü Sayın Başkanın
yapacağı bir şey yok, buradaki bütün kabahat AKP Grubunda ve
Sayın Canikli zaten onun için de sürekli bir saldırı hâlinde.
BÜLENT TURAN (İstanbul) Kime saldırdık,
nerede saldırdık?
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Kime saldırdık?
MEHMET GÜNAL (Devamla) Bakın, burada, Kanun
teklifini geri çekeceğim. diyor
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
Görüşümüzü de mi söylemeyelim? Olur mu Mehmet Bey?
MEHMET GÜNAL (Devamla) Evet, evet, daha konuşmaya
bile tahammülünüz yok. Saldırı hâlinde, şöyle saldırı
hâlinde
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Orada kime
saldırmışız?
MEHMET GÜNAL (Devamla) Bak, şu anda da
saldırı hâlindesiniz. Burada bir usul hatası var.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Kimseye saldırdığımız
falan yok.
BÜLENT TURAN (İstanbul) Sen laf at
MEHMET GÜNAL (Devamla) Meclis Başkanı buraya
yazmış. Bakın, Meclis Başkanı buraya yazmış,
Meclis Başkanı kafasından mı uydurdu? Şimdi
kafasından mı uyduruyor, nereden yazıyor?
BÜLENT TURAN (İstanbul) Üsluba bak!
MEHMET GÜNAL (Devamla) Meclis Başkanına bütün
muhalefet partileri itirazlarını iletti, bunun İç Tüzüke uygun
yürümediğini söyledi ve ben de dâhil olmak üzere gittim kendisine bir de
sözlü olarak izah ettim, bunun böyle olamayacağını, bu
şekliyle bu kanunun kabul edilemeyeceğini söyledim.
Değerli arkadaşlar, Sayın Meclis
Başkanının içine eklemediği 8 tane daha madde var
çıkarılması gereken, Meclis Başkanının
söylediği, Kanunlar Kararların çıkardığı listeye
ilave olarak. 3ünde teslim edilen, 4ünde görüşmelere
başladığımız için illegal olarak, yine, İç
Tüzüke aykırı birleştirilen başka bir teklif var, onda da
8 tane ayrı kanunla ilgili düzenlemeler var, bunların da aynı
şekilde bu tasarı içerisinde yer almaması gerekiyor. Bunun tamamı
İç Tüzüke aykırı. Siz de ondan sonra diyorsunuz ki: Niye
saldırıyoruz? Peki, niye saldırıyorsunuz? Biz size
Bunları çıkaralım, Somayla ilgili olanları ertesi gün
çıkaralım, hemen götürelim. dedik. Sonra, 61 maddelik
tasarıyı ayıklayın
Sayın Başkan burada, Soma
Komisyonunun tavsiye kararı geldi mi? Geldi. Onu da önerge olarak verdik,
aynen burada olduğu gibi, çoğunlukçu bir dayatmayla reddettiniz mi?
Evet. Tutanaklar ortada. Son gün gelip benim söylemiş olduğum
şey mademki yanlış, Sayın Canikli ona cevap versin: Adalet
Komisyonu ne görüştü bugün? Mademki siz haklısınız, niye o
madde bizim ısrarımız sonucu çekildi de bugün Adalet
Komisyonunda görüşülüyor?
BÜLENT TURAN (İstanbul)
Sağlığından dolayı.
MEHMET GÜNAL (Devamla) Ne alakası var CMK 153ün
Plan ve Bütçe Komisyonuyla? Ne alakası var İş Kanununun? Ne
alakası var avukatların bandrol ücretinin, avukatlık
vekâletnamesinin? Bunların tamamı İç Tüzüke
aykırıdır. Maalesef ve maalesef, Komisyon kendi yetkisini
aşarak burada yeni maddeler ihdas etmiştir
uyarılarımıza rağmen. Meclis Başkanının
uyarısından sonra da yapılması gereken, Sayın
Berberin bizleri çağırıp Meclis Başkanının bu
raporunu görüşmek Burada şu, şu maddeler söyleniyor
En
azından o nezaketi yapıp gene çoğunlukçu dayatmanızla oylayıp
buraya şekil açısından sağlam getirebilirdiniz
-içeriği zaten yanlış- Ama biz görüştük, oyladık.
derdiniz ama bizim haberimiz bile olmadan Sayın Berber, aynı anda tak
tak tak yazmışlar, imzalamışlar, geri göndermişler. Onun için, bu tasarı geçersizdir,
bu tasarının bu hâliyle görüşülmemesi gerekiyor. Yaşanan
tartışmaların nedeni de AKPnin dayatmacı tutumudur diyor,
teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Aleyhte Sayın Ali Rıza Öztürk.
Buyurunuz. (CHP sıralarından
alkışlar)
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarında,
Türkiye eğer Anayasasında yazılı olduğu şekilde
gerçekten bir hukuk devleti ise o zaman Hukuk devletinde yasama faaliyeti
nasıl olmalıdır? sorusunun yanıtı Türkiye Büyük
Millet Meclisine bakılarak öğrenilebilir. Eğer gerçekten hukuk
devletindeki yasama faaliyeti bu Mecliste olduğu gibiyse hukuk devleti
aslında öyle çok da güzel bir devlet şekli değilmiş, hemen
o devlet şeklinden vazgeçmek lazım! Yok, eğer gerçekten hukuk
devletinde olmaması gereken yasama faaliyetini biz Türkiye Büyük Millet
Meclisinde uyguluyor isek bundan vazgeçmemiz lazım.
Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarında, Meclis
İçtüzüğü, Anayasa bir kenara bırakılarak ve gerek Meclis
içerisinde gerekse ülke yönetiminde, sadece Meclis çoğunluğuna
dayanılarak sorunları çözme klasik anlayışı
yerleşmiş vaziyettedir. Bu, 61 madde olarak geldi. Aslında,
bunun gelme nedeni, bu kanunun gelme nedeni, Soma madeninde yaşanan
felaketle ilgiliydi, orada mağdur olan insanların
yaralarını sarmak için getirildi, 61 maddeden ibaretti fakat Soma bu
çuvalın içerisinde boğuldu, Somanın dışında her
şey buraya girdi, doldukça dolduruldu bu çuval, artık çuval bu yükü
taşıyamaz oldu.
Ve değerli milletvekilleri, yasa yapma tekniği,
yöntemi gerçekten ne ahlaka sığıyor ne de usule
sığıyor yani doğru olmuyor. Adalet ve Kalkınma
Partisi, uygulamada karşılaştığı her sorunu
Türkiye Büyük Millet Meclisindeki çoğunluğuna dayanarak çözmeyi âdet
ediniyor ve özensiz yasa yapmayı ısrarla ve inatla sürdürüyor. Bu
Mecliste iki ay önce kaldırdıkları ve reform olarak ilan
ettikleri kanunları iki ay sonra değiştirmekten
utanmıyorlar, surat hiç kızarmıyor.
Daha bugün Adalet Komisyonunda görüşülen, bu Plan ve
Bütçe Komisyonunda mesele olan teklif, CMKnın 153üncü maddesi
Yani,
sanık müdafisinin dosyayı inceleme yetkisine sınırlama
getiren hüküm, iki ay önce -özgürlükçü bir anlayış olarak-
getiriliyor, burada kaldırılıyor ve şimdi, ne hikmetse o
anlayıştan dönülüyor; noktasına, virgülüne, o madde tekrar
konuluyor. Ya arkadaşlar, iki ay önce yaptığınız
mı doğru, şimdiki mi doğru, bir karar verin!
BÜLENT TURAN (İstanbul) Anlattık onu burada!
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) Dolayısıyla,
bunun içerisine her şeyi doldurarak sorunları çözemezsiniz. Bununla
ilgili olmayan ne kadar konu varsa bunun içerisinde, bu, gerçekten Meclis
İçtüzüğünün 91inci maddesindeki temel kanunları düzenleyen
hükme açıkça aykırıdır. Bu Meclis İçtüzüğü burada
dururken, siz Türkiye'yi yönettiğiniz gibi, çoğunluğa dayanarak
burada da böyle yapmayın lütfen. Orada da aynısını
yapıyorsunuz, hâkimleri, savcıları oradan oraya sürerken burada
yasa değiştiriyorsunuz ama değiştirdiğiniz yasalar
işe yaramıyor
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) Bir ay önce burada
Yargıtayı şekillendirmek istediniz. Alın işte,
Yargıtay Birinci Başkanını kaybettiniz! (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Lehte Giresun Milletvekili Sayın Canikli.
Buyurunuz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Değerli
arkadaşlar, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Biz ilk defa yasa yapmıyoruz, ilk defa torba yasa
görüşmelerini gerçekleştirmiyoruz. Bugüne kadar komisyonlarda ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda hangi yöntemle görüşülmüş,
hangi yöntemle hazırlanmış ise yasalar ve torba yasalar, bu da
harfiyen, aynen, birebir o yöntemle hazırlamıştır ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurul gündemine gelmiştir. Yani, sanki
konuşmalardan ilk defa bu hususlar bu torba yasada gündeme geliyor, daha
önce hiçbir şekilde tartışılmayan veya önerilmeyen
yöntemler ilk kez, hayata geçirilmeyen yöntemler ilk kez bu torba yasada
gündeme geliyor gibi konuşmalar yapılıyor. Bunların hiç
birisi doğru değildir arkadaşlar.
İZZET ÇETİN (Ankara) Dün de
yanlıştı, bugün de yanlış.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Bugüne kadar,
aynı şekilde, bire bir, her aşaması, komisyondaki
aşamalar, Genel Kurul görüşme safhası, birleştirme
yöntemleri, bütün aşamaları bire bir aynı olmak üzere
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Buradaki
itirazımız bizim aynı.
İZZET ÇETİN (Ankara) Hepsi yanlış.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
sayısız torba yasa bu Mecliste
yasalaştırılmış ve şu anda uygulanmaktadır.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) E, siz yanlış
yapmaya devam ediyorsunuz.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Bu da Plan ve
Bütçe Komisyonunun iradesini yansıtacak şekilde
hazırlanmış, uzun tartışmalardan sonra bütün
boyutlarıyla, en ince detayına kadar
tartışılmış, değerlendirilmiş ve sonuçta
Komisyon kararını vermiş, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel
Kurul gündemine getirilmiş. Bu anlamda hiçbir farklılık yok,
İç Tüzüke bir aykırılık söz konusu değil. 35le
ilgili konuyu zaten dün tartıştık, değerlendirdik, o konu
karara bağlandı.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Uygun mu İç
Tüzüke, Aykırılık yok. diyorsun, uygun mu?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Şimdi,
değerli arkadaşlar, amaç o değil. Bakın, amaç engelleme,
bunu biliyoruz. Muhalefet bu tasarıyı engellemeye
çalışıyor, geciktirmeye çalışıyor, elinden gelen
bütün gayreti gösteriyor. Bakın, bu tasarı
Bazılarını
beğenmeyebilirsiniz yani beğenmediğiniz zaman o
yasalaşmayacak gibi bir yaklaşım içerisinde
olamazsınız; esas dayatmacı yaklaşım budur.
Görüşünüzü söylersiniz, kanaatinizi ortaya koyarsınız,
kamuoyuyla paylaşırsınız, varsa size göre yanlış
olduğunu düşündükleriniz, ortaya koyarsınız ama sonuç
itibarıyla görüşülür ve burada millî irade ortaya çıkar.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Yanlış devam
ediyor.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Değerli
arkadaşlar, bakın, çok önemli düzenlemeler var. Şimdi, Somada 67
kardeşimize aylık bağlanamıyor, her gün gecikiyor. Nedeni,
işte bu gösterdiğiniz engelleyici tavırdan kaynaklanıyor.
Bakın, taşeron kardeşlerimizle ilgili
(CHP
sıralarından gürültüler)
ALİM IŞIK (Kütahya) Doğru getirin,
doğru getirin, hemen çıkaralım. Yanlış getirmeyin!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
ilk defa
reform mahiyetinde bir düzenleme yapılıyor, onlara üç
yıllık sözleşme imkânı getiriliyor, kıdem
tazminatı imkânı getiriliyor, ücretli izin imkânı getiriliyor
ama engelliyorsunuz, evet sonra da engelliyorsunuz; bütün
vatandaşlarımızın bunu bilmesi gerekir. (MHP
sıralarından gürültüler)
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Onları bahane
ederek başka şeyler çıkarmayın!
OKTAY VURAL (İzmir) Yeterli değil, yeterli
değil!
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Onları bahane
ederek başka istediklerinizi çıkarmayın!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Bakın,
eleştirmekten bahsetmiyorum, karşı çıkmadan bahsetmiyorum.
Siz İç Tüzükü de kesinlikle çiğneyerek engellemeye
çalışıyorsunuz, yaptığınız budur,
yaptığınız başka bir şey değil.
MUSA ÇAM (İzmir) Sayın Başkan, siz
engelliyorsunuz. Dört hafta önce bu çıkabilirdi Meclisten.
VAHAP SEÇER (Mersin) Sizin yüzünüzden!
ALİM IŞIK (Kütahya) Kim engelliyor ya!
MUSA ÇAM (İzmir) Torba hâlinde getirdiniz bunu,
torba!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Yani,
eğer o konuda samimi olsanız ve ciddi anlamda sorunları çözen,
birçok sorunu çözen bu kanunun o hükümlerine gerçekten destek vermiş
olsanız bu şekilde davranmazsınız. Eleştirinizi
yaparsınız, kanaatinizi belirtirsiniz ama ondan sonra, sonuçta herkes
gereğini yapsın.
Hepinize teşekkür ederim. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Evet, teşekkür ederim.
ALİM IŞIK (Kütahya) Kara para aklıyor
musun bu yasayla, kara para? Kara para aklıyor musun? Ayıp ya!
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Hamzaçebi.
ALİM IŞIK (Kütahya) Kara parayı
aklayacaksın
BAŞKAN Sayın Işık, Sayın
Hamzaçebiyi duymuyorum.
ALİM IŞIK (Kütahya) Ama Sayın
Başkan, doğru konuşsun, yanlış konuşuyor.
BAŞKAN Yanlış, doğru da ben Sayın
Hamzaçebiyi duymuyorum.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Sayın Başkan, şimdi, sayın hatip bütün Genel Kurulu,
muhalefeti itham eden bir hitapta bulundu. Diyor ki: Siz
BAŞKAN Buyurun.
OKTAY VURAL (İzmir) Evet, biz de istiyoruz
Sayın Başkan.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan,
bize de söz
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın
Başkan, aynı şekilde, biz de muhalefet
sayıldığımız için
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Hamzaçebi.
IX.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
2.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, Giresun Milletvekili
Nurettin Caniklinin usul görüşmesi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında Cumhuriyet Halk Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
İktidar partisi Grup Başkan Vekilinin konuşması gerçekten
ibretlik bir konuşmadır. Diyor ki: Bu yasada Somadaki madencilere
tanınan haklar var. Siz, engellemenizle o hakları engelliyorsunuz.
BÜNYAMİN ÖZBEK (Bayburt) Doğru diyor.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Doğru, doğru.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) Ben size bir
öneri yapıyorum: Bu yasaya, o 301 madencimizin acısının
arkasına saklanarak hukuksuz düzenlemeler koydunuz.
BÜNYAMİN ÖZBEK (Bayburt) O, lafta sadece.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) Görevden
alınan kamu görevlilerinin
BÜNYAMİN ÖZBEK (Bayburt) Ya, bırakın
Allah aşkına!
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla)
mahkemeye
başvurması hâlinde, mahkemenin yürütmeyi durdurma kararı
vermesini engelleyen madde koydunuz.
MEHMET METİNER (Adıyaman) Ne güzel işte!
ÜNAL KACIR (İstanbul) Ret verirsin, ret verirsin!
Ret ver!
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) Mahkemeyi
kazanmaları hâlinde, iptal kararının uygulanmasını
engelleyen madde koydunuz.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Geçmeyecek mi buradan o?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla)
Özelleştirme uygulamaları nedeniyle yargının vermiş
olduğu iptal kararları üzerinden beş yıl geçtikten sonra
iptal kararlarının uygulanmamasını sağlayacak madde
koydunuz. Yargı beş yıl önce iptal kararını vermiş.
Beş yıldır iptal kararını uygulamıyorsunuz.
Hesabı yaptınız, beş yıl geçti; Beş
yılı koyalım ve mahkeme kararlarını
uygulamayalım. Bunu, 301 madencimizin acısının
arkasına saklanarak yapıyorsunuz. (CHP sıralarından
alkışlar)
Size öneriyorum: Bu maddeleri çıkarın, bu
yasayı üç günde çıkaralım. Çıkarın bu maddeleri, Soma
madencilerinin haklarını bugün yasalaştıralım, bugün
yürürlüğe koyalım, var mısınız?
ÜNAL KACIR (İstanbul) Hepsini
çıkarırız, sen merak etme!
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) - Eğer
dürüst iseniz bu konuda gelin, bu önerimi kabul edin, bunu yapalım.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
ÜNAL KACIR (İstanbul) Siz istemeseniz de bu
yasalaşacak! Bu yasa çıkacak!
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Sayın
Başkan, benim konuşmamı kastetmediğim şekilde
yansıttı. Söz istiyorum.
BAŞKAN Tamam, sırayla vereceğim.
Sayın Günal, siz buyurun.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Hayır efendim...
BAŞKAN - Sırayla söz vereceğim.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Sayın Başkan, gayet doğru bir şekilde yansıttım.
PERVİN BULDAN (Iğdır) Biz de istedik
Sayın Başkan.
BAŞKAN Sırayla söz vereceğim diyorum
yani siz de kaşlarınızı çatarsanız, imdat!
Sırayla geleceğiz dedik.
PERVİN BULDAN (Iğdır) Tamam Sayın
Başkan, sinirlenmeyin.
BAŞKAN Hayır Sayın Buldan, sizi
kastetmiyorum, adamları kastediyorum.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) En sessiz biz
duruyoruz.
BAŞKAN - Buyurunuz.
3.- Antalya
Milletvekili Mehmet Günalın, Giresun Milletvekili Nurettin Caniklinin
usul görüşmesi üzerinde yaptığı konuşması
sırasında Milliyetçi Hareket Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
MEHMET GÜNAL (Antalya) Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, Sayın Canikli ajite ediyor.
Tutanak tam tutulmuştur, getirttirirsiniz -Sayın Berber burada-
başında, ortasında, sonunda en az 20 defa Somayı hemen
getirin, çıkartalım
Ben ileri gidiyorum. Sayın Hamzaçebi diyor ki: Üç
günde
Şu anda çekiyoruz. Somayla ilgili maddeleri getirin, grubum
adına, hiçbir konuşma yapmayacağız, akşama
çıksın, Cumhurbaşkanına gönderelim. Hazır
mısınız?
Gelip de paralel devlet diye uydurduğunuz
şeyle mücadele edeceğiz diye bütün memur güvencesini
kaldıracaksın, haramın içine helal koyacaksın, zehrin
üstüne bir parmak bal çalacaksın, sonra da sıkılmadan Efendim,
Somayı engelliyor... Bu terbiyesizliktir. Böyle bir teklif olamaz. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
BÜNYAMİN ÖZBEK (Bayburt) Ne alakası var!
MEHMET GÜNAL (Devamla) - Engelleyen sizsiniz, engelleyen
sizsiniz!
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Nasıl
konuşuyorsun sen ya!
BAŞKAN Sayın Günal, lütfen
MEHMET GÜNAL (Devamla) Aynen söylüyorum! (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Sayın
Başkan, bu şekilde konuşamaz!
BAŞKAN Sayın Günal, lütfen
MEHMET GÜNAL (Devamla) Bizim engellediğimizi
söylemek, çok net söylüyorum Sayın Başkanım, Muhalefet bunu
engelliyor. demek terbiyesizliktir!
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Sayın
Başkan, bu şekilde konuşamaz!
BAŞKAN Lütfen
Sayın Günal, lütfen
MEHMET GÜNAL (Devamla) - Muhalefet engellemiyor,
muhalefet söylüyor. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)
İşte, burada MHP Grubu
Şu anda, Genel
Kurulda tek madde olarak oyluyoruz, getirin, o kanundan o maddeleri çekin.
Nasıl ki eğer Bunu muhalefet engelliyor. diyorsanız bu
terbiyesizliktir, ben onu söylüyorum.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Sayın
Başkan, hakaret ediyor, bu şekilde konuşamaz. Sözünü geri
alsın.
MEHMET GÜNAL (Devamla) - Muhalefet burada. Sadece Soma
değil, yeniden yapılandırmaları da koyun
BÜNYAMİN ÖZBEK (Bayburt) Siz engelliyorsunuz.
MEHMET METİNER (Adıyaman) Terbiyesiz
lafını geri alsın Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Günal
MEHMET GÜNAL (Devamla)
vatandaşın lehine
olanları ama yandaşlara havuzu değil, yandaşlara fiyat
farkını değil, yandaşlara ihale
kıyağını değil, özelleştirmenin üstünü örtmeyi
değil, memurun güvencesini ortadan kaldıran, adil yargılanma
hakkını ortadan kaldıran maddeleri çekin, geri kalanların
tamamını buradan bir gün içerisinde geçirelim, yarın Resmî
Gazetede Cumhurbaşkanı yayımlasın.
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) Ama,
engelliyorsunuz işte!
MEHMET GÜNAL (Devamla) Eğer bunun aksini
söylüyorsanız muhalefetin üstüne böyle gelemezsiniz, bunu engellemeye
devam ederiz, İç Tüzükün getirdiği bütün haklarımızı
da kullanırız. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BÜNYAMİN ÖZBEK (Bayburt) Somayla ilgili kanunu
engelliyorsunuz işte!
AHMET AYDIN (Adıyaman) Engelliyorsunuz işte,
engellemeye devam ediyorsunuz!
MEHMET GÜNAL (Devamla) Gerçek engelleyen sizsiniz,
ramazan gününde milleti buraya hapseden sizsiniz.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Engellemeye devam
ediyorsunuz!
OKTAY VURAL (İzmir) Ya, biraz da millet için
çalışın, havuzcular için çalışmayın, ihaleciler
için çalışmayın biraz da ya! Mübarek ramazanda hiç olmazsa
milletin hayrı için çalışın!
MEHMET GÜNAL (Devamla) Otuz sekiz gün Bütçe Komisyonuna
bizi hapseden sizsiniz, dayatmacı anlayışınızdır.
Buna itiraz ediyoruz. Ya sözünüzü siz geri alın
Siz geri
alırsanız bu terbiyesizlik zaten ortadan kalkmış olur.
Teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BÜLENT TURAN (İstanbul) Millet bunlara oy
vermiyor, kusura bakmayın!
OKTAY VURAL (İzmir) Biraz da milletin hayrı
için çalışın ya!
MEHMET METİNER (Adıyaman) Sayın
Başkan, bu terbiyesiz lafını geri alsın lütfen.
BAŞKAN Biliyorum, biliyorum
BÜNYAMİN ÖZBEK (Bayburt) Siz istemiyorsunuz,
Somayla ilgili kanunun çıkmasını istemiyorsunuz.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Hemen çıkaralım,
hemen, hemen. Hemen bir saat içinde çıkaralım varsanız.
PERVİN BULDAN (Iğdır) Sayın
Başkan, bizim konuşmacımız da konuşsun isterseniz,
ondan sonra hepsine
BAŞKAN İşte, şimdi
arabuluculuğu yapın da göreyim.
BÜNYAMİN ÖZBEK (Bayburt) Soma işçileri için
çıkan yasayı istemiyorsunuz!
MEHMET GÜNAL (Antalya) Nereden çıkarıyorsun
onu ya!
BÜNYAMİN ÖZBEK (Bayburt) İstemiyorsunuz! Kaç
gündür Komisyonda engelliyorsunuz.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Bak, bunun hepsini
çıkaracağız, sen hiç merak etme!
BAŞKAN Şimdi, Sayın Günal, siz bu
terbiyesiz sözünü geri alın.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Terbiyesiz demedim, Muhalefet
engelliyor. demek terbiyesizliktir
Israr ediyorum.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Sayın
Başkan, neyin doğru neyin yanlış olduğuna onlar
mı karar verecek? Böyle bir şey olur mu ya!
MEHMET GÜNAL (Antalya) Muhalefet engelliyor. demek
terbiyesizliktir çünkü biz
BAŞKAN Neyse, tutanaklara bakacağım.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Sayın Başkanım,
Plan ve Bütçe Komisyonunda tam tutanak vardır. Kaç defa teklif
ettiğimizi, oradan getirtirsiniz, orada kendilerine de söylediğimizi
BAŞKAN Tutanaklara bakacağım canım.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan,
Somayla ilgili, vatandaşın lehinde olan hususlarla ilgili
tavrımız ortadayken bunu engelliyor demenin kelimesini söyleyin siz
de, cevap verelim.
BAŞKAN Tutanaklara bakacağım.
Sayın Kaplan, buyurun.
BÜNYAMİN ÖZBEK (Bayburt) Somayla ilgili
çıkacak yasayı engelliyorsunuz.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Muhalefet kanunsuzluğu
engelliyor, muhalefet hukuksuzluğu engelliyor, öyle diyecek.
BÜNYAMİN ÖZBEK (Bayburt) Somayla ilgili
çıkacak yasayı engelliyorsunuz işte.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Muhalefet Soma kanununu engellemiyor.
OKTAY VURAL (İzmir) Aklayacaksınız,
bunun üzerinden ihalecilere rant götüreceksiniz. Yok ya! (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Yok öyle bir
şey, yok! Sözünü geri al!
OKTAY VURAL (İzmir) Hadi canım sen de!
4.-
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın, Giresun Milletvekili
Nurettin Caniklinin usul görüşmesi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında Halkların Demokratik Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
HASİP KAPLAN (Şırnak) Evet,
arkadaşlar, dinleyin, yedi sekiz saniyemi ziyan ettiniz şimdiden.
Bu torba
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Torba değil, çuval!
HASİP KAPLAN (Devamla) ...Soma tasarısı
olarak, Hükûmet tarafından, 61 madde olarak geldi. Sonra alt komisyonda
106 oldu, sonra 148 oldu. Her seferinde, muhalefet olarak, 3 parti dedik ki:
Somayla ilgili olan kısımları çıkarın, hemen üç
günde çıkaralım. Yapılandırmayla ilgili bölümü
çıkaralım, diğer bölümleri, ihtisas komisyonları var,
onlarda tartışalım, konuşalım. Bize bu kürsüden
Muhalefet bunu engelliyor, Soma yasasını. demek, çok büyük bir
haksızlık.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Bu yasayı engelliyor, bu yasayı.
HASİP KAPLAN
(Devamla) Bakın, Sayın Canikli, şu gözlere iyi bakın,
Soma madencilerinin, şu çocukların gözlerine iyi bakın.
Bakın, eğer 301 acının üzerinden, Soma tasarısı
diye getirip buraya kişiye özel yasa koyarsanız, şirketlere özel
yasa koyarsanız, özel sektöre özel yasa koyarsanız,
taşeronlaşma koyarsanız, özelleştirme koyarsanız,
hukuka aykırı olarak, Anayasaya olarak, İç Tüzüke
aykırı olarak hükümler koyarsanız, Mahkeme
kararlarını uygulamam. derseniz, arsaları taşınmaz
yaparsanız, meralara dalarsanız, her yere giderseniz, elbette
muhalefet edeceğiz ve size izin vermeyeceğiz. (HDP sıralarından
alkışlar) Muhalefet hakkımızdır, bu muhalefeti
yapacağız. Bunun adı artık Soma yasası değil,
bunun adı rant yasasıdır, torba yasadır. Bunun
adını kimse Soma tasarısı olarak adlandırmasın,
bu haksızlığı yapmayın. Konuşacağız
grup olarak ama kimse bu haksızlığı yapmasın, bizi de
suçlamayın. Biz iyi niyetle hep konuştuk, siz hep
çoğunluğunuza güvendiniz, her şeyi reddettiniz arkadaşlar,
samimi olun. (HDP, CHP ve MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Canikli,
buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
5.- Giresun
Milletvekili Nurettin Caniklinin, İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi ve Antalya Milletvekili Mehmet Günalın sataşma nedeniyle
yaptıkları konuşmaları sırasında Adalet ve
Kalkınma Partisine sataşması nedeniyle konuşması
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkan, değerli arkadaşlar;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Olan biteni bir kez daha
buradan ifade ediyorum: Bu yasanın görüşmelerini muhalefet
geciktiriyor, engellemek için her şeyi yapıyor.
MUSA ÇAM (İzmir)
Çok ayıp ediyorsunuz, iftira ediyorsunuz.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Doğru mu, değil mi? Söylediğim bu.
Dolayısıyla, buradan yola çıkarak kendi kanaatimi
söylediğim için hakaret edilmesini aynen, katıyla iade ediyorum size.
Çok ayıp şeyler yapılıyor. Ben kanaatimi söyleyeceğim
elbette ama bana bu şekilde davranamazsınız, hakaret
edemezsiniz; size bin katıyla iade ediyorum hakaretinizi.
OKTAY VURAL (İzmir)
Havuzcuları savunma, kara paracıları savunma, torba devleti
savunma Allahını seversen! Demokrasiyi, hukuku savun.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Neyin iyi olduğuna, neyin yanlış
olduğuna sadece siz mi karar vereceksiniz? Meclis karar verecek
MUSA ÇAM (İzmir)
Ayıp, ayıp!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla)
millet iradesi karar verecek. Sonuçta
görüşülecek, oylanacak, herkes her şeyi söyleyecek ve sonuçta karar
oradan çıkacak. (CHP ve MHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Ama
Doğrusunu ben bilirim, benim dediğimin dışında bir
şey yapamazsın, ne yaparsan yap bunu engellerim!
mantığı
MEHMET GÜNAL (Antalya) He, onu sen söylüyorsun.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
demokratik
bir mantık mıdır, doğru bir mantık mıdır?
Söylemeye çalıştığımız bu değerli
arkadaşlar, başka bir şey söylemiyorum ben.
OKTAY VURAL (İzmir) Hukuka aykırı
iş yapıyorsunuz, hukuksuz iş yapıyorsunuz zaten.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Bakın,
sadece o değil, bize göre, sizin yanlış bulduğunuz o
düzenlemelerin tamamı, hepsi de son derece önemlidir,
yapılandırma dâhil olmak üzere.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Tabii, tabii, yandaşlar
bekliyor, ihaleciler bekliyor!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Ayrıca,
söylediğiniz veya gündeme getirilen memurlarla ilgili düzenlemeler de son
derece önemlidir.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Evet, evet, ihaleciler bekliyor,
hepsi bekliyor seni!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Ülkenin
güvenliği açısından, geleceği açısından,
çetelerden temizlenmesi açısından da son derece önemlidir. Biz öyle
görüyoruz, biz öyle görüyoruz. (AK PARTİ sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar)
MUSA ÇAM (İzmir) Düne kadar değil miydi, düne
kadar değil miydi?
OKTAY VURAL (İzmir) Reza bekliyor, Reza!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Ve bu yasada
hiç kimseye, hiçbir şirkete özel bir düzenleme yapılmamaktadır.
OKTAY VURAL (İzmir) Reza sizinle gurur duyuyor!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Bunları
görüşeceğiz, maddeleri geldiğinde hepsini
ayrıntılı bir şekilde görüşeceğiz.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Çetelerle iş
birliği yapan sizsiniz!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Hiçbirisinde
özel bir düzenleme yok.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Nasıl yok?
OKTAY VURAL (İzmir) Reza bekliyor, Reza!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Eğer
özel düzenleme görmek istiyorsanız geçmişe bakacaksınız,
geçmişe. Bizde bunların kayıtlarının hepsi var.
Değerli arkadaşlar, bunların hepsi
milletin bütününü, bütçeyi
MEHMET GÜNAL (Antalya) Maddelere gelince duman
olacaksın, duman!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) ...devletin
mali yapısını ilgilendiren ve yapılmadığı
takdirde ciddi anlamda sıkıntıya sokacak olan düzenlemelerdir.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Hangisi, hangisi?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Kamulaştırmayla
ilgili düzenlemeler, kamulaştırma düzenlemeleri.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MEHMET GÜNAL(Antalya) Bir söyle bakalım hangisi?
Maliye Bakanı bile karşı çıktı be! Maliye
Bakanının karşı çıktığını
geçirdiniz be!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Ve burada
göreceğiz, esas bazı çetelerin, devlette kamulaştırma
üzerinden bazı çetelerin para kazanmasını engellemek için
getiriyoruz bunları.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Maliye Bakanı bile dedi
Bunu geri çekin. diye.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
MEHMET GÜNAL (Antalya) Hangi çeteler, söylesin
Başkanım.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Zamanı
gelince açıklayacağız.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Sayın Başkan
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan
BAŞKAN Önce Sayın Hamzaçebi kalktı.
Sayın Hamzaçebi, buyurun.
OKTAY VURAL (İzmir) Çete lafını
kullanan ancak çete mensubu olur.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Sayın Başkan, sayın hatip konuşmasında yeniden
sataşmada bulunmuştur.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Ne dedim
Sayın Başkan? Bu kanunu geciktiriyorsunuz. dedim, bunun neresi
sataşma?
PERVİN BULDAN (Iğdır) Muhalefet
engelliyor. dediniz Sayın Canikli.
OKTAY VURAL (İzmir) Ya sakin ol, sakin ol,
sinirlerine hâkim ol ya!
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Ben hâkimim,
ben sinirlerime hâkimim.
OKTAY VURAL (İzmir) Diline hâkim ol! Nedir ya bu
öfke, kin, nefret?
BAŞKAN Sayın Hamzaçebiyi dinliyoruz.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Burayı bu şekilde baskı
altına alamazsınız, Meclis iradesinin
çalışmasını engelleyemezsiniz!
BAŞKAN Sayın Canikli,
lütfen
HASİP KAPLAN (Şırnak)
İktidar engelliyor kendi torbasını.
OKTAY VURAL (İzmir) - İktidar
engelliyor. (CHP ve MHP sıralarından gürültüler)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Arkadaşlar, izin verin, ben konuşmamı tamamlayayım.
Sayın Başkan, ben ne zaman
ayağa kalkıp konuşmaya başlasam iktidar partisinin grup
başkan vekili konuşmama müdahale ediyor.
BAŞKAN Evet, doğru.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Kendisi biraz önce kürsüye çıktı, konuştu. Tek
bir kelime söylemedim, konuşmasını sonuna kadar dinledim.
Konuşmasında yeniden başa döndü, yeniden sataşmada bulundu.
İlk söz alma nedenim şuydu: Muhalefet, Soma işçilerine
yapılan olumlu düzenlemeler nedeniyle bu yasayı engelliyor. dedi.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN
VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Hiç öyle bir
şey söylemedi.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Bunun doğru olmadığını
çıktım, söyledim.
Tekrar çıktı, aynı
görüşünde ısrar etmek suretiyle
ÜNAL KACIR (İstanbul) Bu
yasayı dedi.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) -
ve yasadan olumlu düzenlemeleri örnek vermek suretiyle benim
söylediğimin tamamen aksine bir şey söyledi yani söylediklerimi bir
başka anlama gelecek şekilde yorumladı. 69uncu maddeye göre söz
istiyorum efendim.
BAŞKAN Buyurun.(CHP
sıralarından alkışlar)
ÜNAL KACIR (İstanbul) Sayın
Başkan, neresinde sataşma var Allah aşkına? Yapmayın!
Hayret bir şey ya!
6.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, Giresun Milletvekili Nurettin
Caniklinin sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Değerli milletvekilleri, şimdi ben size buradan bir
madde okuyacağım. Şimdi, bunun, Somada ölen 301 işçimizle
nasıl bir ilgisi var acaba? Madde şu: Madde 112 - Bu maddenin
yayımı tarihi itibarıyla devir ve teslim işlemlerinin
tamamlanmasının üzerinden beş yıl geçmiş olan
özelleştirmeler hakkında verilmiş olan yargı kararları
ile ilgili olarak geri alınma yönünde bir işlem yapılmaz. Yani
mahkeme beş yıl önce karar vermiş, Bu özelleştirme
usulsüzdür. demiş, bunu iptal etmiş. Hükûmet hesap etmiş,
Beş yıl dolduğuna göre beş yıl yazalım.
demiş, dört yıl olsa dört yıl yazacaktı, altı
yıl olsa altı yıl yazacaktı. Beş yıl sonra
diyor ki: Bunları geri almayalım. Bunun Somada ölen 301
işçimizle nasıl bir ilgisi var?
ÜNAL KACIR (İstanbul) Kim var
dedi?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(Devamla) Yazık değil mi? Soma işçilerimizin
acısının arkasına saklanıp da bu düzenlemeyi yapmak
yakışıyor mu?
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul)
Bütçeyle alakalı dedi onu, bütçeyle ilgili dedi onu zaten; Somayla ilgili
demedi ki bütçeyle ilgili dedi.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(Devamla) 100üncü madde diyor ki: Kamu görevlilerinin görevden
alınması hâlinde mahkemeler yürütmeyi durdurma kararı veremez, herhangi bir şekilde iptal kararı vermesi
hâlinde de idare bunu otuz gün değil, iki yıl içinde yerine getirir
ama bir şartla: Onu eski görevine de iade etmem, özlük
haklarını dikkate alarak bir başka göreve atarım. Bununla
ne ilgisi var Soma işçilerinin?
ÜNAL KACIR (İstanbul) Tenkit edebilirsiniz.
MEHMET METİNER (Adıyaman) Paralelcilerin
tasfiyesiyle ilgili.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) Meralar,
Bakanlar Kurulu kararıyla yapılaşmaya açılıyor. Soma
işçileriyle bunun ne ilgisi var? Belediyeler bugüne kadar
arsalarını yatırım için verebiliyordu, şimdi
diyorsunuz ki: Belediyeler -yatırımcının parası da
olmayabilir- hazır binayı versinler birtakım vakıflara. O
vakıfların kimler olduğunu sizler biliyorsunuz. Bunların
Soma işçileriyle nasıl ilgisi var? Bunları çıkarın,
Soma işçileriyle ilgili olanı bugün yasalaştıralım.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan,
aynı gerekçeyle biz de istiyoruz. Sayın Mehmet Günal
BAŞKAN Buyurun.
7.- Antalya
Milletvekili Mehmet Günalın, Giresun Milletvekili Nurettin Caniklinin
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında Milliyetçi Hareket Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
MEHMET GÜNAL (Antalya) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sayın Canikli, Meclis Başkanının
gönderdiği, İç Tüzüke aykırı olan maddelerin içerisinde bu
söylediğimiz rant maddelerinin tamamı yer alıyor. Bakın,
Kamu İhale Kanunuyla ilgili vardı, birisini aşağıda
geri çektiniz; Tapu Kanunuyla ilgili var, kamulaştırmayla ilgili
var. Defalarca söyledim, yolsuzluk dosyasının da bir kısmı
tutanaklarda var diyorum size. Kayseride stadyumla ilgili yapılan hak
düşürücü kamulaştırma
Kime kıyak geçiyorsunuz?
Başka bir örnek vereyim, Bakana da söyledik: Devlet
Su İşleri denetim yaptıracak su yapılarıyla ilgili,
denetimi yapacak olan DSİ, şirketi belirleyecek olan DSİ,
ihaleyi verecek olan DSİ. Soruyorum, diyorum ki: Arkadaş, al bunu, sen
standardını belirle, Kamu Gözetimi ve Denetimi Kurumu var, Enerji
Piyasası Düzenleme Kurumu var, sen kalkmışsın, buraya
koymuşsun, bir de ısrar ediyorsun. Peki, hangi şirkete
vereceksin? 800 küsur tane HESin ihalesini sen niye yapıyorsun
kardeşim?
Yani, şimdi biz bunlara karşı
çıkmayacak mıyız? Burada yetimin hakkı var.
Vatandaşın dava açma hakkı düşürülürse; yanlış,
sahte mahkeme kararlarıyla tapudaki kamulaştırmalar
kesinleştiriliyorsa ve siz bunu düşürüyorsanız, Memuru otuz gün
yerine iki senede yapayım, bana kimse sormasın, ben diktatörlük
yapayım. derseniz
Siz on sene beraber olacaksınız, on birinci
sene kavga edeceksiniz. Güneydoğuda paralel devlet kurulmuş,
kalkmış burada çetelerle
Asıl, çeteleri ortaya çıkaran
sizsiniz. Çete demek sadece birinin sizin menfaatinize dokunması
değil, menfaat çeteleri de, kara para aklayanlar da çetedir, organize suç
örgütleri de çetedir, bundan nemalananlar da çetedir, buna göz yumanlar
asıl çeteye destek verenlerdir, aksi takdirde
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Doğrudan bunları destekleyenler de
çetedir.
MEHMET GÜNAL (Devamla) -
Biz burada hiç kimseyi korumuyoruz, biz hukukun üstünlüğünü savunuyoruz.
Yarın bu 4 bakan -kaçırdığınız fezlekeye muhatap
olan- ve Sayın Başbakan Yüce Divanda yargılandığı
zaman onların hukukunu da biz savunacağız, Anayasaya ve hukuka uygun
olarak yargılanmalarını yine biz savunacağız, diyoruz.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sen hayal görmeye devam et. Sen hayal görmeye
devam et!
MEHMET GÜNAL (Devamla) -
Biz hukukun üstünlüğünden yanayız, onun için bunlara karşı
çıkıyoruz.
Somayla ilgili, tekrar
söylüyorum: Getirin, hemen bir saat içerisinde çıkaralım. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Buyurun
Sayın Zozani.
8.- Hakkâri
Milletvekili Adil Zozaninin, Giresun Milletvekili Nurettin Caniklinin
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında Halkların Demokratik Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
ADİL ZOZANİ
(Hakkâri) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bu İç Tüzük konusunda
en tutarlı davranan grup biziz, sebebini de söyleyeyim: Biz, 108 kanun
teklifinin tasarıyla birleştirilmesine Komisyonun ilk
aşamasında karşı çıktık, Bu, İç Tüzük 35e
aykırıdır, birleştirilemez. dedik. Birleştirdiniz,
buraya getirdiniz. Şimdi, burada yapılan tartışmalar da
İç Tüzüke aykırı şekilde devam ediyor. Ancak, tekrar
İç Tüzük tartışmalarına geri dönmeyeceğiz.
Sayın Caniklinin
galiba psikolojisi bozuk, bu aralar morali çok bozuk.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Benim psikolojim sağlam! Ona sen karar
veremezsin! Haddini aşma! Düzgün konuş! Ona sen karar veremezsin!
BAŞKAN Sayın
Zozani, kişiselleştirmeyin lütfen.
ADİL ZOZANİ
(Devamla) Ancak, bakınız, Sayın Caniklinin, biraz önce,
burada, bu kürsüde sarf ettiği sözler bir şekilde izah edilir;
Somada yaşamını yitiren 301 maden emekçisinin
acısının sömürülmesi anlamına gelir. O acıyı
sömürdü, o acı üzerine timsah gözyaşı döktü burada.
Dolayısıyla, biraz önce burada sarf ettiği sözler bir iktidar
partisi grup başkan vekiline yakışan sözler değildir;
Meclisten ve Soma emekçilerinden, yaşamını yitiren emekçilerin
ailelerinden gelip bu Meclis kürsüsünden özür dilemesi gerekir.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Mugalata yapıyorsun şu anda.
ADİL ZOZANİ
(Devamla) Kendisine yakışan budur. Getirirsiniz...
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Boş, boş konuşuyorsun!
ADİL ZOZANİ (Devamla) Boş konuşan
sensin!
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Boş
konuşuyorsun, boş! Çıkarsın kanaatini söylersin,
çıkarsın düşünceni söylersin.
ADİL ZOZANİ (Devamla) Eğer sen boş
konuşmamış olsaydın böyle bir boşluğa
düşmemiş olurdun, böyle bir handikabın içerisine girmemiş
olurdun. Evet, sen boş konuştuğun için böyle bir
yanlışın içine düştün. Kabul etmen lazım. Boş
konuştuğun için böyle bir gaf yaptın burada.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Ne gafı
ya! Doğru. Engellemiyor musun? Sen engelliyorsun işte.
PERVİN BULDAN (Iğdır) Muhalefet cevap
veriyor, dinleyin.
ADİL ZOZANİ (Devamla) Bu gaftır tabii
ki, bu gaftır. Evet, Soma emekçilerinin, Somada katledilen, o faciada
yaşamını yitiren 301 insanın acısı üzerinden
burada duygu sömürüsü yaptın.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Sen
yapıyorsun, sen!
ADİL ZOZANİ (Devamla) Gelip özür dilemen
gerekir. Gelip burada özür dilemen gerekir. Ayıp yaptığın,
ayıp ettin!
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
Ayıbı sen yapıyorsun!
BAŞKAN Birleşime beş dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 18.11
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 18.16
BAŞKAN: Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur),
İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 117nci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
639 sıra sayılı Kanun Tasarısının
görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet burada.
Usul tartışmasında son söz sizdedir
Sayın Vural.
Buyurunuz. (MHP sıralarından
alkışlar)
XI.- USUL
HAKKINDA GÖRÜŞMELER (Devam)
1.- 639
sıra sayılı Kanun Tasarısında yer alan, İzmir Milletvekili
Oktay Vural ve Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlunun birlikte
verdikleri (2/399) esas numaralı Kanun Teklifini geri çektiklerine
ilişkin önergenin kabul edilmemesi nedeniyle 639 sıra
sayılı Kanun Tasarısının Genel Kurulda
görüşülmesinin İç Tüzük hükümlerine uygun olup
olmadığı hakkında (Devam)
OKTAY VURAL (İzmir) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Tabii, Milliyetçi Hareket Partisi olarak bizim bu
getirilen kanun tasarısı konusundaki görüşlerimizi Plan ve Bütçe
Komisyonunda ifade ettik, defalarca basın toplantılarında ifade
ettik; hatta, kendileriyle telefonla da görüştüm, kendilerine de
Bakın, bu, Soma ile yeniden yapılandırma konusundaki
hususları çıkaralım, bir an önce, bu konuda, sizinle birlikte
hemen bunu çıkarırız. diye açık çek verdim. Milliyetçi
Hareket Partisi olarak tutumumuz samimi olarak bu olmuştur.
Sayın Canikli, hatırlarsınız, bunu
söyledim; yapmayın etmeyin, gelin bunları yapalım dedim.
Dolayısıyla, bu konuda, Somada 301 madencinin
yaşadığı bu sıkıntı üzerine, gerçekten,
muhalefetin onlara yapılacakları engelleme düşüncesi çok
oportünistçe bir yaklaşım. Böylesine bir ifadeyi mübarek ramazanda
size yakıştıramadım, gerçekten
yakıştıramadım. Yani, böyle bir şey...
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Dolaylı
olarak engelliyorsunuz, onu söylüyorum ben.
OKTAY VURAL (Devamla) - Soma ve yeniden
yapılandırmayı kâfi görmüyoruz; doğrudur, yeterli
görmüyoruz. Bu madenciler bugün grubumuza geldi, Sayın Akçayla kabul
ettik; ağlıyorlar, Söz verdiler, bu sözleri yerine getirmediler.
diyorlar. Sizin gruba geldiler mi gelmediler mi, bilmiyorum ama Sayın
Başbakanla görüşmelerde bulunan madenciler de geldi. Onların
talepleri dikkate alınmamış; bunları dile getireceğiz,
yeterli görmüyoruz. Ama gelin, olumluları ayıralım. Bakın,
...(x) Gelin, bunları
ayıralım, bunlarla ilgili ayırmaları yaptıktan sonra
-madem sizin bir endişeniz yok, ayıralım; bununla alakası
yok, ayıralım, bitirelim- bizim itiraz ettiğimiz konuları
gelin, daha sonra görüşün, kanun teklifi olarak getirin.
Sayın Başkan, aslında usul
tartışmasının konusu benim teklifim. Şimdi benim
teklifim ne oldu? Reddedildiyse burada yazılmaması lazım, kabul
edildiyse maddesini gösterin diyorum, yok öyle bir şey. Ne oldu benim
teklifim? Genel Kurul diyor ki: Oktay Vuralın teklifi doğrudur, ben
bunu görüşmek istiyorum. Komisyon olarak bu teklifi görüşme iradesi
var Sayın Başkan, bu teklifi görüşelim. Bu teklifin nerede
olduğunu Komisyona bildirin.
Bu bakımdan, yapılması gereken iş...
Aslında düğme yanlış iliklendi. Bu torba yasayla ilgili
geçen sene de bunlar oldu değerli arkadaşlar. Bakın, dedik ki:
Devletin acil ihtiyaçları olabilir; bir araya gelelim, neler acilse hemen
çıkartalım. Buna uymadınız. Temel kanun yanlış...
Cemil Çiçek de mi bu kanunu engellemek istiyor? Reddetti, iade etti. Cemil
Çiçek İç Tüzüke aykırı. diyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
OKTAY VURAL (Devamla) - Kırk sekiz saat geçmeden
gündeme aldınız, teklif edilemeyecek hususlar var.
Değerli kardeşlerim, biz burada sadece milletin
hukukunu savunuyoruz, sadece. Bizim yandaş medyamız yok, candaş
ihalecilerimiz de yok, haram paracı Rızalara da, kara paracılara
da geçit yok. Bizim tavrımız açık ve net bir şekilde budur.
Hepinize saygılarımı arz ediyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Vural.
Sayın milletvekilleri, İç Tüzükün 35inci
maddesine göre, komisyonlar kendilerine havale edilen kanun tasarı ve
tekliflerinden birbirleriyle ilgili gördüklerini birleştirerek
görüşebilmektedir. Komisyon raporunda birleştirilen işlerin
hangileri olduğu belirtilmektedir. Sıra sayısında da
birleştirilen her bir işin metni yer almaktadır. Komisyonun
kanun tasarısını esas alarak görüşmelerini yürüttüğü,
alt komisyon kurarak bir metin hazırlandığı ve alt komisyon
metni üzerinden çalışmalara devam edildiği, bu arada önergelerle
yeni maddelerin metne eklendiği komisyon raporundan
anlaşılmaktadır. Konsolide edilen kanun tekliflerinin
hangilerinden ne ölçüde yararlanıldığı ve metne
yansıtıldığı raporda tek tek belirtilmemektedir. Kanun
tasarısı esas alınarak üzerinden oluşturulan alt komisyon
metninin Komisyon metninde baz alınması ve rapordaki
değerlendirmelerin bunu yansıttığı görülmektedir.
Raporun ayrıntılı ve çok daha açıklayıcı
düzenlenmesi elbette tercih edilir olmakla birlikte, komisyon
raporlarını düzenleyen İç Tüzükün 42nci maddesinde komisyon
raporlarında içerik olarak konu hakkında komisyonun düşüncelerinin
ve yapılan değişikliklerin gerekçelerinin yer alacağı
belirtilmektedir. Bu çerçevede, raporun görüşmelerine başlanması
yönündeki Başkanlığın tutumu değişmemiştir.
KAMER GENÇ (Tunceli) İç Tüzüke aykırı.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan,
teşekkür ederiz.
Ama ben şunu öğrenmek istiyorum: Ben bir
milletvekili olarak kanun teklifi verdim, İç Tüzükte diyor ki: Kanun
teklifleri reddedildiği zaman bir yıl müddetle gündeme getirilmez.
Benim şimdi kanun teklifim ret mi ediliyor, kabul mu ediliyor, ne
yapacağım ya; bu kanun teklifim ne oldu?
BAŞKAN İşte kabul edildiğini
söylüyorlar, Komisyon Başkan Vekili öyle söyledi, ben öyle anladım.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Yok, öyle bir şey yok.
OKTAY VURAL (İzmir) Yani kabul edildiyse nerede
edildi?
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Maddesi yok, madde yok.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Hangi maddede?
OKTAY VURAL (İzmir) Reddedildiyse niye
birleştiriyorlar Sayın Başkan?
İSMAİL AYDIN (Bursa) Orada raporda var.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Yok, yok, madde yok
orada.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Neresinde var, nerede okudun da
Var. diyorsun ya? Neresini okudun da Var. diyorsun?
BAŞKAN Sayın Komisyon Başkan Vekilinin
söylediği şu: Genel Kurulda o kanun metni sonuçta kabul edilecek veya
kabul edilmeyecek. Doğru mu anlamışım? Siz tekrarlar
mısınız?
Buyurun.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Sayın Başkan,
Sayın Vural ve sayın arkadaşlarının yanı
sıra, bizim bu görüşmekte olduğumuz tasarıyla ilgili
görülen -dolaylı ya da dolaysız- 108 tane teklifle ilgili
birleştirme yapılmıştır. Bu birleştirme
yapılmadan önce bütün teklif sahiplerine bununla ilgili yazı
gönderilmiştir, tekliflerinin birleştirileceği ve bununla ilgili
olarak görüşlerini Komisyonda belirtmek üzere, teklifleri üzerinde
konuşmak üzere Komisyona davet edilmişlerdir.
ALİ ÖZ (Mersin) Bize yazı mazı gelmedi.
OKTAY VURAL (İzmir) Hayır, hayır,
yazı filan yok.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Var. Müsaade eder misiniz
OKTAY VURAL (İzmir) Hayır, efendim, yok
yazı. Doğru söylemiyor. Yazıyı göstersin.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Burada tekliflerin
birleştirilmesi demek, bu tekliflerdeki maddelerin tamamının,
birinin veya hepsinin burada Komisyon metnine gireceği anlamına
gelmiyor, bu değerlendirmeyi yapan Komisyonun kendisidir.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Komisyon bir değerlendirme
yapmadı.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Netice itibarıyla, Komisyon
bu 108 teklif ve tasarıyı birleştirdikten sonra bir metin oluşturmuştur
ve bu metni buraya göndermiştir. Aslında burada asıl olan,
İç Tüzükün 75inci maddesinin son fıkrası da o şekilde
olmasına rağmen, tasarı ve tekliflerle ilgili olarak burada görüşmeye
açılması doğru değildir Sayın Başkanım. Yani
burada birleştirilmiş
Siz ayrıca burada teklifleri, 108 teklifi
ya da tasarıyı ayrı ayrı görüşmüyorsunuz. Burada
görüşülmekte olan Plan ve Bütçe Komisyonunun metnidir, esas metin odur,
konuşmalar o metin üzerinden yapılmaktadır. Burada bununla
ilgili olarak bir maddenin veya bu metnin tamamının Komisyona geri
çekilmesi söz konusuysa buna yetkili olan Komisyon ve Hükûmettir, bunun
dışında milletvekillerinin bu konuda bir yetkisi yoktur.
Teşekkür ediyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan,
Komisyon Başkanı bir kere itiraf etti, dedi ki: İlgili, ilgisiz
hepsini birleştirdik.
RECAİ BERBER (Manisa) Hayır, dolaylı,
dolaysız dedi, ayıp ya!
OKTAY VURAL (İzmir) İlgili, ilgisiz dedi.
BAŞKAN Tamam, öyle demiştir.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Dolaylı, dolaysız
dedim.
OKTAY VURAL (İzmir) Dolayısıyla,
Sayın Başkan, meselenin özü şu: Benim kanun teklifim Genel Kurul
kabul ettiği zaman kabul mü edilecek, reddedildiği zaman ret mi
edilecek? Yani, ben bunu öğrenmek istiyorum. Benim kanun teklifim nihai
olarak bir oylama. Genel Kurul iradesi komisyon iradesinden üstündür, sizi de
bağlar.
BAŞKAN Doğru.
OKTAY VURAL (İzmir)
Diyor ki: Bu kanun teklifini görüşeceğim ben.
BAŞKAN Evet.
OKTAY VURAL (İzmir)
Görüştükten sonra ya kabul edecek ya reddedecek, bir diyeceğim yok
ama ben şunu öğrenmek istiyorum: Kabul ya da reddedeceği metin
nerede?
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Efendim, onun kararını hukukçular
verir, o hukuki bir şey Sayın Başkan.
OKTAY VURAL (İzmir)
Yani, reddedilirse ben bir yıl müddetle bu konuda kanun teklifi veremem.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Efendim, hukukçular karar verecek Sayın
Başkan.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Sayın Başkanım, Sayın Komisyon Başkan Vekili diyor ki:
Bu görüşüldü. Teklif falan görüşülmedi.
BAŞKAN Ben grup
başkan vekillerini arkaya rica ediyorum.
On dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 18.26
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 19.01
BAŞKAN: Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur),
İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 117nci Birleşiminin Beşinci Oturumunu
açıyorum.
639 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerine devam edeceğiz.
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- İş
Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam
Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili
Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza
Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz
Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul
Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili
Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin
Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan
Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan
Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile
2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili
Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan
Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili
Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent
Gök'ün; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ile 1 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe
Nedret Akova'nın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili
Adnan Şefik Çirkin'in ;Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır
Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve
Mahmut Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili
Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3
Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya
Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in;
Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili
Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20
Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun;
Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in; İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi'nin;
Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in; Samsun Milletvekili Cemalettin
Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in;
Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan
Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin
Şahin ve Önder Matlı ile 8 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili
Aytun Çıray'ın; Manisa Milletvekili Hasan Örenin; Denizli
Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum Milletvekili Cahit Bağcı ile 37
Milletvekilinin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa
Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun
Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195,
2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528,
2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063,
2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236,
2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364,
2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496,
2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657,
2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808,
2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963,
2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069,
2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191,
2/2192, 2/2198) (Devam)
BAŞKAN - Komisyon burada.
Hükûmet burada.
Sayın milletvekilleri, dünkü birleşimde
tasarının gündeme alınmasına dair grup önerisinden
başlayan ve tümü üzerindeki görüşmelerin başlangıcında
da devam eden usul tartışmaları bugün de farklı boyutlarda
devam etmiştir. Komisyon raporu ve kabul ettiği metinle ilgili usuli
itirazları ve bu itirazlara yönelik lehte ve aleyhteki görüşleri hep
birlikte dinledik. Tekraren belirtmemiz gerekiyor ki komisyon raporunu
işlemden kaldırma yetkisine birleşimi yöneten Başkan sahip
bulunmamaktadır. Tümü üzerindeki görüşmelerden sonra, Genel Kurul,
tasarının maddelerine geçilmesini benimseyebilir veya reddedebilir.
Geldiğimiz nokta itibarıyla artık tasarının
görüşmelerine başlanarak içeriğine dair görüşlerin paylaşılmasının
vaktidir diye düşünüyorum ve tasarının tümü üzerindeki
görüşmeleri başlatıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ALİM IŞIK (Kütahya) Sayın Başkan
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan...
BAŞKAN - Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına
ALİM IŞIK (Kütahya) Sayın Başkan,
dilekçem var.
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, bir
dakika
BAŞKAN Efendim?
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, biraz önce
siz bir mütalaa beyan ettiniz yani bu şeye geçmeden önce. O
mütalaanızda dediniz ki, okursanız: Efendim, rapor, İç Tüzükün
35inci maddesine uygun olarak düzenlenmiştir. Biraz önceki
mütalaanızda öyledir. Hâlbuki rapor, İç Tüzükün 35inci maddesine
aykırı. Çünkü İç Tüzük
OKTAY VURAL (İzmir) Meclis
Başkanının yazısı var.
BAŞKAN Hayır, öyle bir ifade yok burada.
KAMER GENÇ (Tunceli) Hayır, var efendim.
BAŞKAN Hayır, burada canım. Okurum
tekrar.
KAMER GENÇ (Tunceli) Biraz önce okuduğunuzda.
BAŞKAN Hayır, öyle bir şey yok.
Hayır
KAMER GENÇ (Tunceli) Rapor İç Tüzükün 35inci
maddesine aykırı çünkü burada Komisyon kendisine havale
edilmemiş işleri
BAŞKAN İç Tüzükün 35inci maddesine göre,
komisyonlar, kendilerine havale edilen kanun tasarı ve tekliflerinden
birbirleriyle ilgili gördüklerini birleştirerek
görüşebilmektedirler. dedim.
KAMER GENÇ (Tunceli) Ama burada farklı bir
şey var.
OKTAY VURAL (İzmir) Ama Meclis
Başkanının yazısı var efendim.
BAŞKAN Şimdi bunların usul
tartışmasını yaptık biz de
KAMER GENÇ (Tunceli) Ama Sayın Başkan,
burası çok önemli. Siz bunu sanki atladınız.
BAŞKAN Yalnız, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına bir şey daha gelmiş.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkanım,
Meclis Başkanının İç Tüzük 35e aykırı
olduğuna ve raporu reddettiğine ilişkin bu raporun metninde
yazısı var. Dolayısıyla
BAŞKAN Evet, onları ben dünden beri herhâlde
150 kere dinledim. Bütün bunları da yaptık. Yalnız, şimdi
tekrar bir tane geri çekme önergesi var, onu işleme alacağım.
OKTAY VURAL (İzmir) Tamam, sizden istirhamım
şu: Sayın Başkan, bu konuda Meclis
Başkanlığının bir iradesi olduğunu ifade etmeniz.
Meclis Başkanının burada bir iradesi var, İç Tüzük 35e
aykırıdır diye.
BAŞKAN Tamam. Komisyon da geriye göndermiş.
Benim de bu Komisyona, kalkın buradan gidin, bu
Komisyon raporunu da istemiyorum, Meclisi de kapatıyorum demek gibi bir
yetkim yok! Bitti! Usul tartışması açmaktan beynim döndü!
KAMER GENÇ (Tunceli) Burada Meclis Başkanı
niye var Sayın Başkan?
BAŞKAN Beynim döndü!
KAMER GENÇ (Tunceli) Hayır, Meclis
Başkanı niye var yani?
BAŞKAN Size yapmıyorum ya Allah
aşkına!
KAMER GENÇ (Tunceli) Usulsüzlüklere göz
yummayacaksınız. Siz orada
BAŞKAN İyi. Yok öyle bir yetkim, yok.
KAMER GENÇ (Tunceli) Hayır, diyorsunuz ki
Sayın Başkan: Efendim, 35inci maddeye açık aykırı.
BAŞKAN - Sayın Genç, bitti.
Sayın Vuralın bir teklifi var, geriye alma
teklifi; onu okutmak zorundayım.
VII.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
B) Önergeler
(Devam)
2.- İzmir Milletvekili Oktay Vural ve
Kütahya Milletvekili Alim Işıkın birlikte verdikleri, 639
sıra sayılı Kanun Tasarısında yer alan (2/1899) esas
numaralı Kanun Teklifini geri çektiklerine ilişkin önergesi (4/175)
TBMM Başkanlığına
639 sıra sayılı Kanun Tasarısı
içinde birleştirildiği gerekçesiyle tasarının 245, 246 ve
247. sayfalarında yer alan (2/1899) esas numaralı Kanun Teklifimle
ilgili olarak TBMM İç Tüzüğünün 26ncı maddesi gereğince
tarafıma çağrıda bulunmayarak müzakere imkânı
verilmemiştir. Ayrıca kanun teklifimle ilgili herhangi bir düzenleme
de yapılmamıştır.
Belirtilen nedenlerle anılan tasarı içine dâhil
edilen kanun teklifimizin geri çekilmesi için gereğini arz ederim.
Alim
Işık Oktay
Vural
Kütahya İzmir
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan
BAŞKAN Hayır, söz hakkı yok bu
işlemlerde.
OKTAY VURAL (İzmir) Yok, hayır efendim ama
ALİM IŞIK (Kütahya) Bu konuda bir
açıklama yapmak istiyorum.
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) Neye
göre açıklama?
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) Gerekçesini
okudunuz.
BAŞKAN Yerinize oturun, size 60ıncı
maddeye göre bir dakika söz verebilirim.
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, önemli
değil yani niye 60ıncı maddeye göre ki? Yani açık seçik
bir usulsüzlük yapılmış ve siz bu usulsüzlüğü örtbas etmeye
çalışıyorsunuz.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Otur yerine!
BAŞKAN Evet, ben her şeyleri örtbas etmeye
çalışıyorum! Oh, harika, tamamdır
Her şeyleri de en
güzel siz biliyorsunuz!
KAMER GENÇ (Tunceli) Efendim, Meclis
Başkanının yetkisi yoksa orada oturamazsınız.
BAŞKAN - Ordinaryüs profesörsünüz bu konuda. Benim
saygımı, size olan saygımı, size olan vefamı o kadar
istismar ettiniz ki şu andan itibaren sizi dinlemiyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) Çok güzel
Bravo!
KAMER GENÇ (Tunceli) - Sayın Başkan, bir
şey demiyorum. Burada yapılan usulsüzlükleri örtbas
BAŞKAN - Böyle şey var mı canım?
Cahil. dediniz dünden beri, dünya kadar hakaret ettiniz, hiçbirine cevap
vermedim ben size. Son derece dikkatli bir dil kullanıyorum.
KAMER GENÇ (Tunceli) - Hakaret etmedim Sayın
Başkan, yanlış anlamayın. Bu grup Anayasayı da
deliyor, İç Tüzükü de deliyor.
BAŞKAN - Cahil. dediniz, onu dediniz, Yetersiz.
dediniz, şunu dediniz, bunu dediniz, iade bile etmedim ama artık yani
istiap haddim doldu, nokta! Böyle şey yok canım!
Buyurun Sayın Işık.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
14.- Kütahya Milletvekili Alim Işıkın, (2/1899) esas
numaralı Kanun Teklifi, 639 sıra sayılı Kanun
Tasarısının kapsamına alınmış gibi
gösterilmesine rağmen teklifteki düzenlemelerin tasarı içinde yer
almadığına ve bu durumun İç Tüzüke aykırı
olduğuna ilişkin açıklaması
ALİM IŞIK (Kütahya) Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
Dilekçemizde de ifade ettiğimiz gibi, bu kanun
tasarısı içerisinde birleştirilerek yer almış bulunan
kanun teklifim, tarafıma açıklama yapmak üzere, müzakerede bulunmak
üzere herhangi bir çağrı imkânı verilmediği için
açıklanamamıştır ve bu tasarıda yer alan maddeler
içerisinde de iş ve meslek danışmanlarının
mağduriyetlerinin giderilmesine yönelik herhangi bir düzenleme de yoktur.
Yani bizim kanun teklifimiz sözde kapsama alınmış gibi
gösteriliyor ama hiçbir şekilde bu kanun teklifinde yer alan düzenlemeler
burada bulunmamaktadır.
Bu nedenle, İç Tüzüke aykırı olarak
yapılan bu işlemin iptalini ve kanun teklifimizin geri çekilmesini
talep ettik, gereğini saygılarımızla arz ediyoruz. Sizlerin
gereğini yapacağını düşünüyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Kabul edip etmeyeceklerini Genel Kurul
bilir.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Hamzaçebi oya sunabilir miyim,
ondan önce bir şey mi söyleyeceksiniz?
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Evet,
oya sunmadan önce toplantı yeter sayısı isteyeceğim
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Ha, çok özür dilerim, duymadım.
Teklifi geri çekme önergesini oylarınıza
sunmadan evvel yoklama istemi vardır.
Sayın Hamzaçebi, Sayın Seçer, Sayın Aygün,
Sayın Tanal, Sayın Türeli, Sayın Çetin, Sayın Özdemir,
Sayın Çam, Sayın Köktürk, Sayın Genç, Sayın Çelebi,
Sayın Ören, Sayın Ediboğlu, Sayın Özgümüş, Sayın
Güven, Sayın Haberal, Sayın Kuşoğlu, Sayın
Canalioğlu, Sayın Kaleli, Sayın Tayan, Sayın Toprak.
İki dakika süre veriyorum ve yoklamayı
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
vardır.
VII.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
B) Önergeler
(Devam)
2.- İzmir Milletvekili Oktay Vural ve
Kütahya Milletvekili Alim Işıkın birlikte verdikleri, 639
sıra sayılı Kanun Tasarısında yer alan (2/1899) esas
numaralı Kanun Teklifini geri çektiklerine ilişkin önergesi (4/175) (Devam)
BAŞKAN Teklifin geri alınmasına dair
önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
X.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- İş
Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara
Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam
Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili
Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza
Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz
Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul
Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili
Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin
Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın
Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi
Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay
Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara
Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in;
Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine
Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut Tanal'ın;
Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın; İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili Abdullah
Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi
ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili Özgür
Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3
Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya
Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Balıkesir
Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun;
Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili
Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Trabzon Milletvekili Mehmet
Volkan Canalioğlu'nun; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20
Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun;
Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in; İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi'nin;
Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in; Samsun Milletvekili Cemalettin
Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in;
Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan
Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin
Şahin ve Önder Matlı ile 8 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili
Aytun Çıray'ın; Manisa Milletvekili Hasan Örenin; Denizli
Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum Milletvekili Cahit Bağcı ile 37
Milletvekilinin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa
Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun
Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195,
2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528,
2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063,
2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236,
2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364,
2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496,
2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657,
2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808,
2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963,
2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069,
2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191,
2/2192, 2/2198) (Devam)
BAŞKAN Tasarının tümü üzerinde, gruplar
adına, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Manisa Milletvekili
Sayın Sümer Oral. (Gürültüler)
Sayın Oral, bir saniyecik
Sayın milletvekilleri, rica ediyorum uğultuyu
biraz keselim.
Buyurunuz Sayın Oral. (MHP sıralarından
alkışlar)
MHP GRUBU ADINA SÜMER ORAL (Manisa) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; İş Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı üzerinde Milliyetçi Hareket
Partisi adına görüşlerimi sunmak üzere huzurunuzdayım.
Sözlerimin başında saygıyla selamlıyorum yüce heyeti.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
dışarı çıkmak isteyenler biraz hızlıca hareket
ederse sevineceğim.
SÜMER ORAL (Devamla) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; torba adı verilen ve Adalet ve
Kalkınma Partisi iktidarlarıyla birlikte peydah olan kanun
tekliflerinden bir yenisiyle karşı karşıya bulunuyoruz.
Esasen kanun yapmanın, kanun kodifikasyonunun bir tekniği ve
disiplini vardır. Kanunu yapan sadece biz değiliz -hukukun disiplini
vardır, kanunu dikkatle çıkarmak lazım- hukukun üstünlüğünü
benimsemiş tüm ülkelerde uygulama genelde böyledir. Ben yaptım
oldu. çalakalem yaklaşımıyla kanuni düzenleme yapılmaz.
Türkiye olarak bizim geleneğimizde de bu böyle gelişmiştir fakat
Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde torba yasa diye bir uygulama ortaya
çıktı, belki son derece istisnai durumlarda başvurulabilecek
böyle bir uygulama ne yazık ki tam bir kural hâline dönüştürüldü.
Birbiriyle benzerliği, en ufak bir
yakınlığı bulunmayan ilgili, ilgisiz konular bir araya
getiriliyor, çoğu kez devletin ilgili kurumlarının konuyla
ilgili görüşleri dahi bulunmuyor. Temel kanunun bir yeri ve anlamı
var fakat torba adı verilen bu kanunun ne yeri ne de anlamı var.
Öyle anlaşılıyor ki Adalet ve Kalkınma Partisi bu torba
terminolojisini ve torba işini pek sevmiş, hayırlısı.
Sayın Başkan, Somada 13 Mayıs günü büyük
bir kömür ocağı faciası yaşandı. Yaşananlara kaza
demek kesinlikle mümkün değildir; öngörülebilir nedenlerden
kaynaklanıyor, ortada ağır bir ihmal ve kusur olduğu
açık. 21inci asırda, bilgi ve teknoloji çağında insan
hayatının söz konusu olduğu bir işletmede öngörülebilir
risklerin önceden öngörülememiş, tespit edilememiş, önlemi
alınamamış olmasını kabul etmek kesinlikle mümkün
değildir. Maden ocakları, özellikle kömür ocakları, bünyesinde
ciddi riskler barındıran ocaklardır. Bu işletmelerde
uygulanan teknolojinin ve bulundurulması gereken tüm cihazların
kaliteleri fevkalade önem taşır. Bu konularda maliyetlerden
kaçınmak hiçbir şekilde düşünülmez. Etkin, kaliteli ve periyodik
denetimlerle ocaklarda çalışma güvenliğinin günün her
dakikası için muhafaza edilmesi şarttır. Burada söz konusu olan
insandır ve insan hayatıdır. Şayet bu alanlarda ortada bir
teknolojik yetersizlik varsa bu durum olayın vahametini küçültmez, aksine
daha da artırır. Nitekim, yapılan tüm idari ve adli
incelemelerde bu husus tartışmaya mahal olmadan ortaya
çıkarılmıştır.
Sayın Başkan, görüşmekte olduğumuz
tasarının ele alınmasındaki temel neden, emek
şehitlerimizin acılı ailelerinin hiç olmazsa yüreklerine su
serpecek ek imkânlar sağlamak, ayrıca bunları gerçekleştirirken
maden ve kömür ocaklarının, başta iş güvenliği olmak
üzere sorunlarının bir bütün olarak değerlendirilmesiydi. Bu
arada önemli diğer konu, toprağın yüzlerce metre altında
ekmek mücadelesi veren emekçilerimizin çalışma ve mali
koşullarını tatminkâr bir düzeye çıkarmaktı.
Çıkarmakta olduğumuz bu kanunun Soma için özel
bir kanun olmasını ısrarla talep ettik, Adı Soma
olmalı. dedik. Tabii ki Somayla birlikte diğer tüm kömür ve maden
ocakları bir bütün olarak ele alınacaktı. Soma, kömür denilince
ilk akla gelen şehirlerimizin başındadır. Esasen bu yasal
düzenlemeye dönük kamuoyunda da oluşan beklenti gerçekte bu istikamette
idi. Bu arada, faciadan hemen sonra, kanuni düzenlemenin kısa sürede
sonuçlanmasının önemini defalarca belirttik, bu gibi felaketlerde
devletin farklı bir duyarlılık içinde olması
gerektiğini dile getirdik, Vatandaş devletin kapısını
çalmadan devlet vatandaşın kapısını
çalmalıdır. dedik.
Görüşmekte olduğumuz tasarıda yer alan
Somayla ilgili düzenlemeler ayrı bir paket hâlinde bir hafta içinde
kanunlaştırılamaz mıydı, bunu niye yapmadık?
Israr ve uyarılarımıza rağmen makul olanı niye tercih
etmedik? Gelişme nedense böyle olmadı; içinde her şeyin ama her
şeyin bulunduğu, vergi affına kadar birçok tasarı ve
teklifin yer aldığı, bir araya getirildiği bir düzenleme
oldu. Komisyona 61 madde olarak geldi, 148 madde olarak çıktı, tam
otuz sekiz gün de devam etti. Neticede, hareket noktası olan Soma bu
torbanın içine âdeta sıkıştırılmış
oldu. Ortaya çıkan tablo ne yazık ki bu.
Faciadan bugüne altmış üç gün geçmiş oldu,
çok zaman kaybettik. Bizim de önerdiğimiz olumlu bazı düzenlemelere
rağmen, tasarı, mevcut hâliyle, işçilere başlangıçta
yetkililerce verilmiş bulunan sözlerin ve iş güvenliğinin
kalitesini yükseltme açısından beklenenlerin hayli gerisinde
kaldı, taşeron sorunu da bir türlü çözülemedi. Somaya ve
acılı ailelere keşke Meclis olarak daha samimi
yaklaşılsaydı daha yerinde ve kuşkusuz daha şık
olurdu.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Plan ve Bütçe Komisyonunda, tasarıda yapılan değişiklik ve
eklemelerde hukuk ve kural dışına çıkma sadece şekil
kapsamıyla sınırlı tutulmadı, tasarının
içeriğinde daha ciddi düzeylere ulaştırıldı. Hukuk
devleti ve çağın gidişiyle bağdaşmayan, hatta bunlara
darbe vuran düzenlemelere yer verildi, bir bakıma hukukun canı
okundu. Bunlar, çağdaş dünyanın uygar bir ülkesi olan Türkiyeye
yakışan davranışlar olmadı. Maddeler bölümünde bu
konulara daha ayrıntılı olarak gireceğiz.
Bu arada, Plan Bütçe Komisyonunda Anayasa ve İç
Tüzük hükümlerine aykırı biçimde tasarıya eklenmiş bulunan
maddelerin tasarı metninden çıkarılmasını Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığından talep ettik. Talep
benimsenmedi ancak talebin benimsenmemiş olması bu konuların
Anayasaya ve İç Tüzüke aykırı olduğu gerçeğini de
ortadan kesinlikle kaldırmaz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 13
Mayıs günü yaşanan felaketin, 105 binin üzerinde nüfusa sahip
Somanın ekonomik hayatı üzerinde yaratmış olduğu
ciddi sarsıntı kesinlikle göz ardı edilmemeli. Aktif nüfusun
önemli bölümünün ocaklarda çalışmakta olduğu Somada, ticari
ilişkilerde ve ödemelerde oluşan ve her geçen gün daha da
yoğunlaşan durgunluk ve tıkanıklığın boyutu
kolayca öngörülebilecektir. Unutulmasın ki vatandaş, özellikle o
bölgede, genelde günlük yaşar. Somadaki bu mevcut ağır ekonomik
konjonktürün Hükûmetin gündeminde olduğunu, gerekli tedbirlerin ise
kısa sürede alınacağını umuyorum, bunun da takipçisi
olacağız. Soma bir bakıma Hükûmetin gündeminden âdeta
uzaklaşmış görünüyor ama milletin gündeminden çıkması
asla mümkün olmayacak.
Sayın Başkan, izninizle, bu bölümde,
tasarıda yer alan mali affa ilişkin görüşlerimi özet hâlinde
ifade etmek istiyorum.
Önce şu bilinmeli ki bu tür düzenlemeler hiçbir
zaman af kanunu adıyla gelmez. Bu isimle gelen bir tasarı ya da
teklif bugüne dek pek görülmemiştir; af kelimesi genelde telaffuz
edilmez. Nitekim, Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde
çıkarılmış bulunan af kanunları af adıyla
gelmemiştir, bu kez de böyle olmuştur, Ödeme
kolaylığı getiriyoruz.,Alacakları yapılandırıyoruz.
diye sunulur. Ancak, bu düzenlemelerin vergi literatüründe tek bir adı
vardır: Af.
Tasarıyla, 30 Nisan
2014 tarihinden önce kesinleşmiş vergilerin anaparalarının
TEFE oranında hesaplanacak faizlerinin ödenmesi
karşılığında, faiz ve zamların tahsilinden
vazgeçilmektedir. Komisyonda, ayrıca, cezalar da anapara kapsamına
alındı. Mevcut yapısıyla düzenleme bazı önemli
sınırlamaları bünyesinde barındırmakta olsa da netice
itibarıyla bir af kanunu, bir af düzenlemesidir.
AKP hükûmetlerince on iki
yıllık iktidarı döneminde irili ufaklı olmak üzere 8 defa
bu nitelikte af düzenlemeleri yapılmıştır. Bu
düzenlemelerin 5i kanunla, diğerleri genel tebliğlerle
gerçekleştirilmiştir. Bu dönem, mali af düzenlemelerine
sıklıkla müracaat edilen bir dönem olmuştur. Vergi aflarının
Anayasa hükümleriyle engellenmesini ileri sürerek iktidara gelen bir Hükûmetin
af bilançosunun bu kadar kabarık hâle gelmiş olmasının
hayli dikkat çekici bir tablo olduğunda sanırım herkes müttefik
olacaktır.
Sayın Başkan,
vergi sistemimizde düzenleme ihtiyacı olduğu kuşkusuz. Ancak,
ihtiyaç duyulan düzenlemeler daha çok sistemin genel yapısına dönük
olan düzenlemelerdir. Geride bıraktığınız on iki
yıla bakıldığında parça parça, dağınık
bazı düzenlemelerin yapıldığı ancak bunların bir
bütünlük içinde, sistemin tümünü kapsayan tarzda ele alınmış
olmadığı görülecektir. Nitekim, Adalet ve Kalkınma Partisi
hükûmetlerince bu gerçek tam on iki yıl boyunca hemen hemen her bütçe
kanununun Meclise sunuluşunda Maliye Bakanlarının
ağzından dile getirilmiş ancak bu istikamette somut adım
atıldığı görülmemiştir.
Bu dönemin önemli bir düzenlemesi olan Gelir
İdaresinin yapısında 2005 yılında
gerçekleştirilen değişikliğin de henüz bekleneni
verdiğini ifade etmek mümkün değildir. Türk Gelir İdaresi, vergi
denetim ve işlevi ve elemanı olmayan vergi idaresi hâline
gelmiştir. İdarenin bağımsızlık konusunu ise
değerlendirmeye gerek görmüyorum.
Uzun bir aradan sonra nihayet 12 Haziran 2013 tarihinde
Türkiye Büyük Millet Meclisine bu kapsamda bir kanun tasarısı
sunuldu. Gelir Vergisi Kanunuyla ilgili bu tasarının genel gerekçesinde
aynen şunlar dile getiriliyor: Etkin, basit ve adil bir vergi sistemi
oluşturulması, kamu finansmanının sağlam temellere
dayandırılması, sürdürülebilir kalkınmayı destekleme,
istihdamı, üretimi, tasarruf ve yatırımları teşvik
etme, vergiye gönüllü uyumu kolaylaştırma, ekonominin
kayıtlılık düzeyini artırma, bölgesel gelişmişlik
farklarını azaltmak. gösterilmektedir. Hükûmetin bu gerçeği ve
bu ihtiyacı görmesi için aradan tam on iki yılın geçmesi
gerekmişti.
Adı geçen bu tasarı ise kapağı
açılmadan tam bir yıldır Plan ve Bütçe Komisyonun
raflarında unutuldu. Sayın Komisyon Başkanımız da
herhâlde bunları dikkatle dinliyordur, Sayın Berber.
Meclise sunmuş olduğu tasarının
-buranın altını dikkatle çiziyorum Sayın Başkan-
gerekçesinde vergi sisteminde düzenleme ihtiyacının altını
çizerek belirten Hükûmetin, tasarıyı Plan Bütçe Komisyonunun
raflarında tozlanmaya bırakmaya hakkı yoktur, olmamalıdır.
Tasarı niçin hazırlandı, tasarıdan
niye vazgeçildi? Tasarının hazırlanma nedenleri ortadan
kalkmadığına göre bu tutumun nedeni mutlaka
açıklanmalıdır. Böyle bir tavrın ekonomi yönetiminin,
dolayısıyla Hükûmetin samimiyetinin ve sorumluluğunun sorgulanmasına
ve tartışılmasına yol açması tabiidir. Bu
iddiaları belirtip o düzenlemeyi uygulamaya koymazsanız,
kanunlaştırmazsanız kalkıp burada açık açık
bunların cevabını vermeniz lazım.
Değerli milletvekilleri, 2000 yılının
başında uygulamaya konulan, 3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra
Adalet ve Kalkınma Partisi hükûmetlerince benimsenen ekonomik
programın temel hedefi, sağlam bir kamu maliyesi zemininde,
sürdürülebilir bir büyüme ortamının oluşturulması idi. Hiç
kuşku yok ki bütçe ve mali disiplinin sağlanması ve
korunmasında vergi sisteminin ağırlığı büyüktür.
Bir defaya mahsus özelleştirme gelirleri vergi gelirlerinin yerini tutmaz.
Fiskal, ekonomik ve sosyal fonksiyonları dengede bir vergi sistemi,
sağlıklı bir ekonominin vazgeçilmez unsurudur ancak geride bıraktığımız
on iki yıl içinde bu alanda bir bütünlük içinde yapısal düzenleme
gerçekleştirilmemiştir. Oysa beklenen, vergi sistemimizin
çağdaş ve sağlıklı bir yapıya kavuşturulmasıdır.
Özellikle dolaylı ve dolaysız vergi arasındaki uçurum, beyan
sisteminin yetersizliği, Gelir Vergisi Kanununun âdeta yamalı
bohçaya dönen yapısı; nedense bugüne dek çalışmalar bu
istikamette yoğunlaşmadı. Bugün dolaylı vergiler, vergi
sistemimiz içinde yüzde 70lerin üzerine çıkmıştır. Adalet
ve Kalkınma Partisi geldiğinde bu oran yüzde 65teydi. Gayet iyi
hatırlıyorum, ilk bütçesinde o günün Maliye Bakanı bu yüzde 65
oranının çok olduğunu, uygulayacağı tedbirlerle bunu
aşağıya çekeceğini ifade etmişti. O bütçe sunuşu
tahmin ediyorum Bütçe Komisyonunda da vardır. Bir kere daha
hatırlamakta yarar var yani ne söylenmiş ve ne
gerçekleştirilmiş.
Hükûmete düşen, af kanununu çıkarmaktan çok, af
kanunlarının çıkarılmasına yol açan ekonomik
ortamı iyileştirmek olmalıdır. Şayet Aflar siyasi
nedenlere dayanmıyor. diyorsanız uygulanan ekonomik
politikanızın sık sık
arızalandığını peşinen kabul etmeniz gerekir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Türk vergi sistemini konu alan bir panelden sizlere küçük bir pasajı
iletmek ve sizlerle paylaşmak istiyorum. Bakın, o panelde Maliye Bakanımız
Sayın Mehmet Şimşek aynen Tabii ki aflar, Türkiyede vergi
afları her dönemde yapılmış ve bu aflar vergide uyumu ciddi
şekilde bozan bir husustur. Her ne kadar şimdi aflar için nitelikli
çoğunluk gerekiyorsa da, aslında, belki de af
yapılamayacağını Anayasada çok açık bir şekilde
ifade etmek lazım, belki de Anayasamızın
değiştirilmez maddeleri arasına sokmak lazım. Vergi
afları çok ciddi bir adaletsizlik ortaya koyuyor. diyor ve ilave ediyor,
onları okumayayım. Sayın Bakanın dile getirdiği
görüşlerinde samimi olduğunda en küçük bir tereddüdüm olmadı ve
sonuna kadar da izledim ama böyle diyen bir Maliye Bakanının
döneminde bu tür düzenlemelerin arka arkaya çıkmasını da ekonomi
yönetimi açısından gerçekten normal
karşılamadığımı ifade etmek isterim.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Komisyonda da söyledi Sayın Bakanım, Komisyonda da söyledi,
biliyorsunuz.
SÜMER ORAL (Devamla)
Sayın Başkan, sözlerimin sonunda şunları ifade etmek
istiyorum: Bu torba adı verilen kanuni düzenlemelerden
kaçınılmalıdır. Bu, doğru bir yöntem değildir.
Yanlış örnek yaratılıyor. Böyle, şekilden yoksun, bu
manada, bir bakıma ucube diyebileceğimiz düzenlemeye torba
adını vermekle günlük hayatımızda kullandığımız
iplikten ya da kıldan dokunmuş, boyu, hacmi belli, ağzı
bükülüp bağlanabilen küçük bir nesne olan torbaya da inanın
haksızlık yapıyoruz.
Sayın Başkan, torba kanunu
görüştüğümüze göre, konuşmamın sonunda şu G20yi de bu
torbanın içerisinde eklemek istiyorum. Sayın Erdoğan, 11 Temmuz
2014 günü Vizyon Belgesini açıkladığında Bizden önce G20
üyesi bir Türkiye yoktu, bizimle başladı. dedi, bu aynen
buradadır. G20, 1999da kuruldu ve Türkiye G20nin kurucu üyesidir ve
kurucu ülkesidir. O günden bu yana da burada devam etmektedir ve G20 1999da
kurulduğunda Adalet ve Kalkınma Partisi yoktu ama G20 süreci
vardı. Birinci, ikinci, üçüncü toplantısında da AKP yoktu, buna
mukabil süreç vardı. Bu bir hata mıdır yoksa bilerek mi
yapılmıştır? Ama her ikisi de hiç doğru olmamıştır.
Sayın Başkan, sözlerimi burada bitirirken
değerli milletvekili arkadaşlarıma tekrar saygıyla
sevgilerimi sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Oral.
Birleştirilen kanun tekliflerinden birinin geri
alınmasına dair bir başvuru vardır, okutup işleme
alıyorum.
VII.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
B) Önergeler
(Devam)
3.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Mersin Milletvekili
Ali Özün birlikte verdikleri, 639 sıra sayılı Kanun
Tasarısında yer alan (2/1655) esas numaralı Kanun Teklifini
geri çektiklerine ilişkin önergesi (4/176)
TBMM Başkanlığına
639 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 211inci sayfalarında yer alan (2/1655) esas
numaralı Kanun Teklifimizle ilgili olarak TBMM İçtüzüğünün
26ncı maddesi gereğince çağrıda bulunulmadığı
gibi kanun teklifimizle ilgili herhangi bir düzenleme de
yapılmamıştır.
Belirtilen nedenlerle anılan kanun
tasarısı içine dâhil edildiği belirtilen kanun teklifimizin geri
çekilmesi için gereğini arz ederiz.
Mehmet Şandır Ali
Öz
Mersin Mersin
MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Özün 60ıncı maddeye
göre
Bir dakika
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
15.- Mersin Milletvekili Ali Özün, (2/1655) esas numaralı Kanun
Teklifindeki düzenlemelerin 639 sıra sayılı Kanun
Tasarısının kapsamında yer almadığına
ilişkin açıklaması
ALİ ÖZ (Mersin) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım.
Bu kanun tasarısı içeresinde tekliflerimizin
birleştirilmiş olduğu ifade edilmekle beraber, verdiğimiz
teklifle ilgili bu kanun tasarısı içerisinde herhangi bir ibarenin
yer almadığını görüyoruz.
Özellikle Komisyon Başkanının da
Teklifleri bu tasarı içerisinde yer alan milletvekillerine bilgi
verilerek, Komisyonda söz almaları temin edildi. şeklindeki
ifadesinin doğru olmadığı kanaatindeyim.
Dolayısıyla, bu teklifle ifade ettiğimiz,
uzun süredir Türkiyede kamuoyunun da gündeminde olan bir ihtiyacı
gidermek adına bir kanun teklifiydi fakat hiçbir şekilde
değerlendirilmeye alınmadığını görüyoruz.
Dolayısıyla, bu teklifin Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri
tarafından değerlendirilmesini arz ediyor, teşekkür ediyorum.
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama
istiyoruz.
MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN - Şimdi yoklama talebi var.
MEHMET DOĞAN KUBAT
(İstanbul) Başkanım, bir saniye, Sayın
Başkanım
BAŞKAN - Hemen
başlayalım arkadaşlar.
OKTAY VURAL (İzmir)
Oylamaya geçildi efendim.
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Sayın Başkan
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama talebinde bulunduk efendim, ondan
sonra
MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul)
Sayın Başkanım, bu konuda oylamadan önce bir usul
tartışması açılmasını talep ediyoruz.
BAŞKAN - Efendim?
OKTAY VURAL (İzmir)
Efendim, oylamaya geçildi.
MEHMET DOĞAN KUBAT
(İstanbul) Oylamadan önce
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Oylamaya geçildi Sayın Başkan.
MEHMET DOĞAN KUBAT
(İstanbul) Efendim, geri çekme önergesi işleme konulamaz, bununla
ilgili usul tartışması açılmasını istiyoruz.
BAŞKAN Ama ben
görmedim sizi, kimse de söylemedi.
MEHMET DOĞAN KUBAT
(İstanbul) İşleme konulamaz.
OKTAY VURAL (İzmir)
Oylamaya geçildi.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Geç kaldın, geç, bir dahakinde yaparsın.
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Sayın Başkan
BAŞKAN Hayır,
gerçekten görmedim, arkadaşlar da söylemedi.
MEHMET DOĞAN KUBAT
(İstanbul) Zabıtlara bakın efendim. (Gürültüler)
BAŞKAN - Siz gürültü
yapmazsanız ben arkadaşları dinleyebileceğim,
dolayısıyla yani usuletle, suhuletle meseleye bir çözüm
bulacağız. Ben açık açık söyledim, Sayın Kubat
istemiş, görmedim, buradaki arkadaşlar da beni uyarmadı, o
açıdan bir şey demiyorum, dinleyeyim ama.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, ama bir saniye,
Görmedim. diyorsunuz.
BAŞKAN Evet, size
doğru bakıyordum.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Yoktu zaten görme şansınız.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Hayır ben oylama talep ettikten, yoklama
talep ettikten sonra ayağa kalktı, dolayısıyla oylama
başladı efendim.
BAŞKAN - Onu
bilmiyorum.
MEHMET DOĞAN KUBAT
(İstanbul) Siz bu konuda bir irade ortaya koymadınız ki.
BAŞKAN Bir
itirazını dinleyeyim, ondan sonra yapıyorum yoklamayı.
Buyurun.
MEHMET DOĞAN KUBAT
(İstanbul) Sayın Başkan, tasarının şu anda
81inci maddeye göre görüşmelerine
başlanılmıştır, biraz önce başladık;
dolayısıyla, 75inci maddeye göre bir geri çekme önergesinin şu
safhada artık işleme alınması mümkün değildir.
Başkanlığın bu konuda bu önergenin reddine dair bir tutum
belirlemesi lazım.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Geç kaldın, geç.
MEHMET DOĞAN KUBAT
(İstanbul) Eğer bu şekilde bir tutumunuz yoksa usul
tartışması isteyeceğim.
BAŞKAN - Anladım,
tamam. Yoklamayı, oylamayı yapayım, ondan sonra usul
tartışmasını açarım.
MEHMET DOĞAN KUBAT
(İstanbul) İşleme alınamaz
OKTAY VURAL (İzmir)
İşleme alınmış işte.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Oylama verdik efendim.
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Efendim, işleme almamanız lazım.
BAŞKAN Efendim?
MEHMET DOĞAN KUBAT
(İstanbul) İşleme alamazsınız.
AHMET AYDIN
(Adıyaman) İşleme alınmaması, oylama
yapılmaması lazım.
BAŞKAN -
İşlem başladığı için yapacağım bir
şey yok.
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Usul tartışması önce görüşülür.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Görüşüldü.
ŞİRİN ÜNAL
(İstanbul) Önce istedi, önce.
OKTAY VURAL (İzmir)
Yoklamaya geçtiniz efendim.
BAŞKAN Evet,
başlayın
Sayın Hamzaçebi
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Başkanım, sizin bu usulünüze ilişkin bir usul
tartışması açılıyor zaten.
MEHMET DOĞAN KUBAT
(İstanbul) Zabıtlara bakın efendim.
BAŞKAN - Hayır,
anladım da, başlattım ki.
MEHMET DOĞAN KUBAT
(İstanbul) Ama Sayın Başkanım, bu işlemin usulüyle
ilgili bir konu, esasa ilişkin.
BAŞKAN Ya, ne
dediğinizi ben sizin
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Günal, bağırmayın ya, vallahi kulaklarım
çınlıyor.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Ama Sayın Başkan geçti.
BAŞKAN Anladım
da kulaklarım çınlıyor yani, car car car! Amma yüksek sesle
konuşuluyor ya. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MEHMET DOĞAN KUBAT
(İstanbul) Böyle bir şey olur mu Başkanım?
BAŞKAN Bir şey
söylemek istiyorum, herkes için konuşuyorum bunu: Bir ağızdan
konuşuyorsunuz. Nefesim kesildi, yani sizin kesilmedi mi, yorulmadınız
mı? Hayret bir şey, millet ne kadar enerjik ya!
Şimdi, yoklamayı başlatmış
olduğum için bunu yapamıyoruz.
MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) Hayır,
başlamadı yoklama.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Ya kardeşim, hayret bir
şey ya, gidin adamlarınızı çağırın.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Yapamazsınız
yoklamayı.
OKTAY VURAL (İzmir) Yoklamaya başlandı
efendim.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Memurlar mı yönetecek
burayı ya?
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) Ne demek ya?
MEHMET GÜNAL (Antalya) Yoklamaya başlandı,
geç kaldın işte, bir dahakinde yap. Geç kaldın, bir dahakinde
yaparsın; öğrenmiş oldun. (AK PARTİ sıralarından
Bağırma, bağırma! sesleri)
VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) Sen de usulsüz
olduğunu biliyorsun.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Geç kaldın geç.
MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) Bu yoklama
yapılamaz efendim, bunun için usul tartışması
açıyoruz.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Sayın Başkan
MEHMET GÜNAL (Antalya) Yoklama başlamış
Sayın Başkanım, böyle dayatma olmaz.
BAŞKAN Şimdi, bağrışmayın
ya, bir dakika! Bu usul tartışmasını ben açmıyor
muyum? Açmıyorum kardeşim, yeter artık ya! Tamam, sonra
açacağım, yapmayın Allah aşkına, sıra sıra
gidiyoruz.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Sayın
Başkanım, ama bu usulünüze aykırı bir şey ve biz bu
usulü tartışmaya açıyoruz.
BAŞKAN Ama şimdi, bakın, öyle bir durum
ki, ben sizi görmedim; Sayın Hamzaçebinin dediğine göre sonra
kalkmışsınız, yoklamayı başlattım.
MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) Tutanaklara
bakalım efendim.
BAŞKAN Ya, insanları oturtacak
mıyım ben?
AHMET AYDIN (Adıyaman) Oturtacaksınız;
yoklama başlamadı. Bu yoklamanın yapılması usule
aykırı.
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) Bu yoklamanın
yapılması usule aykırıdır efendim, önce buna karar
vermeniz lazım.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Yoklama başladı.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Sayın Başkan, bu
kadar yıl vekillik yaptınız, böyle bir şey gördünüz mü ya?
Böyle bir uygulama gördünüz mü efendim siz hiç?
SAKİNE ÖZ (Manisa) Daha ne kadar
bekleyeceğiz?
MAHMUT TANAL (İstanbul) Sayın Başkan,
oturalım mı, bekleyelim mi?
AHMET AYDIN (Adıyaman) Sayın Başkan
BAŞKAN Şimdi, Sayın Aydın
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Sayın Başkan
BAŞKAN Bir saniye, cevap vereceğim o tarafa.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Sayın Başkan, 20 arkadaşımız ayakta bekliyor. Buna
hakkınız yok efendim, işleme başladınız.
BAŞKAN Ben isimlerinizi yazdım, sizi
şöyle alayım o zaman. Hepinizi yazdım.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Lütfen,
rica ediyorum, işlemi sonuçlandırın efendim.
BAŞKAN Ama bu cümleyi
Bakın, hep sürekli olarak bir emir kipiyle bana konuşuluyor.
Ben buraya bir cevap vereceğim, sizin de isimlerinizi yazdım;
buyurunuz, oturunuz lütfen, ayakta tutmuyorum.
Ama sürekli olarak ya parmak sallanıyor ya emir
kipiyle konuşuluyor, ben bugüne kadar bu çatının altında
hiç kimseye emir kipiyle konuşmadım.
Sayın Aydın, yaptığım
işlemin doğru olduğuna inanıyorum, dolayısıyla
usul tartışması açsam bile aynı fikirdeyim, o nedenle usul
tartışması açmıyorum.
Şimdi, yoklama işlemini başlatıyorum
ÜNAL KACIR (İstanbul) Olur mu öyle şey!
AHMET AYDIN (Adıyaman) Sayın
Başkanım, ama gerekçelerimizi dinlemeniz lazım.
MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) Sayın
Başkan
III.- YOKLAMA
BAŞKAN İsimleri hızlıca
okuyayım: Sayın Hamzaçebi, Sayın Sarı, Sayın Seçer,
Sayın Tanal, Sayın Eyüboğlu, Sayın Özdemir, Sayın
Moroğlu, Sayın Çelebi, Sayın Ören, Sayın Demiröz,
Sayın Güven, Sayın Öğüt, Sayın Öz, Sayın Akova,
Sayın Haberal, Sayın Köktürk, Sayın Kuşoğlu,
Sayın Türeli, Sayın Aydın, Sayın Öztürk, Sayın Toprak.
İki dakika süre veriyorum.
Yoklamayı başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
vardır.
MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) Sayın
Başkanım, oylamadan önce usul tartışması istiyoruz.
Efendim, bu önerge işleme konulamaz.
BAŞKAN Bu önerge işleme konur da
Ben usul tartışması yapacağım
şimdi.
Lehte, aleyhteleri alayım.
MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) Aleyhte.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Aleyhte.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Lehte.
İZZET ÇETİN (Ankara) Lehte.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan,
oylamayı tamamlayın Kabul edenler
Etmeyenler
diye. Yoklamayı
yaptınız.
BAŞKAN Şimdi, sadece
Bakın, Sayın Oktay Vural, getirteceğim
şimdi tutanakları. Ben tam ağzımı açtım,
Sayın Hamzaçebi toplantı yeter sayısı istediği için
ona başladık, sunuyorum diyemedim. Dolayısıyla, şimdi
de bunu alıyorum. İşlemin kendisi, usulü de bir itiraz
Onları biliyor canım da işte şimdi izah edecek hâlim yok,
ne olur
Yani, itiraz etmeyin. Hepsini yaptık, şimdi siz beyefendilerin
dediğini yapıyorum. Vallahi ağzım, dilim kurudu. İzah
edemeyeceğim yani size ama biliyorsunuz ne yapmak istediğimi.
Lehte, aleyhteleri alayım.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Aleyhte.
MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) Aleyhte.
BAŞKAN - Aleyhte iki
arkadaşımızı yazın hemen.
OKTAY VURAL (İzmir) Lehte.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Lehte.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Lehte.
İZZET ÇETİN (Ankara) Lehte.
BAŞKAN Lehte! İlk defa lehte oluyorlar, çok
teşekkür ederim.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Ben demin de lehteydim
Başkanım.
BAŞKAN Tamam.
Sayın Hamzaçebi, sizi mi yazıyorum Çetini mi?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Lehte
ben konuşacağım efendim.
BAŞKAN Ha, siz konuşacaksınız,
tamam.
İftardan sonra yine başlarız tekrar da
şu anda pilim bitti.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Sayın Aydın hiç
oturmuyor Sayın Başkanım!
MEHMET GÜNAL (Antalya) Somadaki
dayıbaşı gibi!
BAŞKAN Sayın Tanal size de lütfen
Evet, lehte, Sayın Vural, buyurunuz. (MHP
sıralarından alkışlar)
XI.- USUL
HAKKINDA GÖRÜŞMELER (Devam)
2.- 639 sıra sayılı Kanun Tasarısında yer alan,
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Mersin Milletvekili Ali Özün
birlikte verdikleri (2/1655) esas numaralı Kanun Teklifini geri
çektiklerine ilişkin önergenin işleme alınmasının
İç Tüzük hükümlerine uygun olup olmadığı hakkında
OKTAY VURAL (İzmir) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Aslında bu konuda bir usul tartışması
açmak
Zaten usul belirlenmiştir. Dolayısıyla, bu konuda
uygulamalar başlamıştır. Sizler bu konuda irade beyanı
da ortaya koydunuz bu önergeleri kabul etmeyerek. Dolayısıyla,
Sayın Başkanın yaptığı doğru bir
uygulamadır. Netice itibarıyla bir milletvekilinin kendi kanun
teklifini geri alması haktır. Yapılacak işlem çok basittir,
Geri alıyorum. diyecek, kabul ediyorsanız edilecek,
etmiyorsanız edilmeyecek. Dolayısıyla, bir milletvekilinin bir
teklif verme hakkı olduğuna göre bu teklifini geri alma hakkı da
var. Dolayısıyla, kanun teklifleri üzerinde önergeler maddelerine
geçilinceye kadar da verildiğine göre bu konuda önergelerin de geri
alınma önergesinin de verilmesi mümkündür. O bakımdan, Sayın
Başkan, uygulamanız doğrudur.
Bu konuda sakin olmak lazım. Bu çok
tartışılacak bir konu değil. Niye? Takdir edersiniz ki
değerli milletvekilleri, bir milletvekili kanun teklifi
hazırlıyor. Kanun teklifi hazırlamış Sayın Ali Öz
ve Mehmet Şandır. Bir irade beyanı var ama o irade beyanı
burada yok. Şimdi, vatandaşlar arıyorlar: Ya, bir taraftan
kanun teklifiniz görüşülüyor, diğer taraftan da bunun
-açıkçası- reddi için çalışıyorsunuz. Sizin kanun
teklifinizle alakası yok mu, nedir? diye soruyorlar. Bir milletvekili
olarak da kendi iradesinin yer almadığı bir kanun teklifi, bir
raporun içerisinde bu kanun teklifi önergesini alması haktır
arkadaşlar. Yani, bu kadar telaşa gerek yok ki, bu kadar
tartışmaya da gerek yok, bir önerge. Yani, ben şimdi kapalı
oturum önergesi veremiyor muyum? Verebiliyorum. 72ye göre görüşmelere
devam önergesi verebiliyor muyum? Veriyorum. Bu konuda, milletvekili de teklifi
geri alma önergesi veriyor. Bu bakımdan, Sayın Başkanın
yaptığı çok doğrudur.
MEHMET METİNER (Adıyaman) Kabahat sizde
değil, kabahat bizde!
OKTAY VURAL (Devamla) Yalnız, bunu işleme
almadan önce sizin bu itirazınızı yapmanız gerekiyordu.
Maalesef onu yapmadınız çünkü oylamaya geçmişti. Oylamaya
geçildiği sırada Sayın Başkanın bu oylama
tamamlanmadan bu konuda bir usul tartışması açması da
doğru değildi. Sayın Başkan da İç Tüzüke uygun
şekilde hareket ediyor.
Bu bakımdan, Sayın Başkanın bu
uygulamasının doğru olduğunu
Bir milletvekilinin kanun
teklifiyle ilgili iradesini geri alması, bu konuda Genel Kurul iradesi
ortaya çıkmadan önce geri alması, Genel Kurulun reddine ya da
kabulüne sunması onun bir İç Tüzük hakkıdır. O
bakımdan, bu İç Tüzük hakkı çerçevesinde yetkisini kullanmıştır.
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Uygulamanızın doğru olduğu kanaatindeyim. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler.
Sayın Aydın, aleyhte, buyurunuz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AHMET AYDIN (Adıyaman) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım.
Sayın Başkanım, tabii, az önce, gene
75inci maddeye dayanarak görüşmelere başlamadan önce kanun teklifini
geri almak gibi bir hakkın olduğu zaten ifade edilmişti ve bunu
da kullandı. Ancak, biz şu anda İç Tüzük 81inci maddeye göre,
ilgili kanun teklifinin, tasarısının -her neyse-
görüşmelerine başladık. 81inci madde çok açık: Kanun
tasarı ve teklifleri; Genel Kurulda, aşağıda belirtilen
usule göre görüşülür
diyor. Ve tasarının tümü üzerindeki
görüşmeler açıldı, hatta ilk konuşmacı da tasarının
tümüyle ilgili grup adına geldi, görüşlerini açıkladı.
Şimdi, tümüyle ilgili görüşmeler açılmışken, hâl
böyleyken bir şahsın ve üstelik İç Tüzük 35e göre
birleştirilen bir teklifi Geri alıyorum. demesi İç Tüzüke de
hukuka da dürüstlük ilkelerine de iyi niyet kaidelerine de tamamen
aykırıdır.
KAMER GENÇ (Tunceli) Bu usul meselesi, senin aklın
almıyor bunu, usul meselesi bu. 81le ne ilgisi var bunun, bilmiyorsun ki!
AHMET AYDIN (Devamla) Dolayısıyla,
bunların, görüşmelere başladıktan sonra
değerlendirmeye alınmaması lazım. Kaldı ki biz burada
İç Tüzük 35e göre Komisyon metnini görüşüyoruz, bir tek ilgili
arkadaşın teklifini, tasarısını görüşmüyoruz.
Orada onlarca teklif birleştirilmiş ve belli bir tasarı
üzerinde, onun doğrultusunda 35e göre birleştirilerek Komisyon
raporu hâline getirilmiş. Bizim burada görüştüğümüz Komisyon
metnidir, Komisyon raporudur.
KAMER GENÇ (Tunceli) O zaman 75inci maddenin ne
anlamı var? 75inci maddeyi açıklasana sen.
AHMET AYDIN (Devamla) Hâl böyleyken, Komisyon raporunu
görüşürken ilgili bir şahsın tek başına Ben teklifimi
geri çekiyorum. Hele ki İç Tüzük 81e aykırı olarak Ben
görüşmelerine başlansa bile
Diyelim ki son maddeye geldik, kalktı bir
arkadaş orada dedi ki: Ben teklifimi geri çekeceğim. Böyle bir
şey mümkün mü?
KAMER GENÇ (Tunceli) Çekebilir, niye çekmesin?
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Yer almıyorsa
çekerim.
AHMET AYDIN (Devamla) Mümkün değil,
görüşmelere başladıktan sonra bu mümkün değildir.
OKTAY VURAL (İzmir) Çeker ya.
AHMET AYDIN (Devamla) Bu teklifin geri çekilmesi
talebinin değerlendirmeye alınmaması lazım
Başkanlık Divanı tarafından.
ALİ ÖZ (Mersin) Bu kitap bomboş, bomboş!
AHMET AYDIN (Devamla) Dolayısıyla, Sayın
Başkanım, sizin bu konuyu, bu önergeyi değerlendirmeye
alıp, hatta oylamaya gitmeniz doğru değildir, İç Tüzüke
aykırıdır, yine, bildiğimiz dürüstlük ilkelerine
aykırıdır. Bir kuralın suistimal edilmesi iyi niyet
kurallarıyla bağdaşmaz, bütün bu kurallara
aykırılık teşkil eder.
Dolayısıyla, Sayın Başkanım,
bugüne kadar hakikaten sizin tutumunuzun hep lehinde olduk. Gerçekten Meclisi,
bütün gruplarını çok güzel idare ediyorsunuz, ben ondan dolayı
da teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Estağfurullah.
AHMET AYDIN (Devamla) Ama bu tutumunuz doğru bir
tutum değildir, İç Tüzüke aykırı bir tutumdur,
dolayısıyla bundan sonraki süreçte bunların suistimal
edileceği çok aşikârdır. Bu suistimallere meydan vermemeniz
lazım, İç Tüzükü uygulamanız lazım diyorum ve kanuna,
görüşmelere kaldığımız yerden devam etmemiz lazım
diyorum.
Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Aydın.
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, bu tamamen
yanlış konuşuyor.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Her şeyin
doğrusunu sen mi konuşuyorsun ya!
BAŞKAN Neyse, usul tartışması
yapıyoruz, usul tartışması.
KAMER GENÇ (Tunceli) 75inci madde gündeme
alınmışsa diyor. Önce bir oku, oku, okumadan konuşma ya!
AHMET AYDIN (Adıyaman) Okudum, okudum!
KAMER GENÇ (Tunceli) Diyor ki: Gündeme alınmışsa
BAŞKAN Şimdi, lehte Sayın Hamzaçebi.
Buyurunuz. (CHP sıralarından
alkışlar)
KAMER GENÇ (Tunceli) Okumuyorsunuz ya, okumuyorsunuz,
gündeme alınmışsa diyor.
BAŞKAN Sayın Genç, Sayın Hamzaçebiyi
dinleyeceğiz, lütfen
Buyurunuz.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Büyük Millet
Meclisi Genel Kurulunun çoğunluğunu oluşturan Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubu İç Tüzük maddeleri arasında dağıldı,
kayboldu, gitti. İç Tüzük maddelerini aşamıyorsunuz. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler, gülüşmeler)
RECEP ÖZEL (Isparta) Hadi be oradan!
AHMET AYDIN (Adıyaman) İç Tüzükü askıya
aldınız be!
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) İç
Tüzükten medet umuyorsunuz. Söyleyecek sözünüz yok, oyun oynuyorsunuz.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) Değerli
milletvekilleri, İç Tüzük maddelerinin birisinin diğerine
üstünlüğü yoktur. Sayın Aydın bir şeyler söylüyor, 81inci
madde
Sayın Aydın, 81e gitmeden önce şu 75inci maddenin son
fıkrasını okur musun.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Söyledim, uygulandı o.
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) Uygulandı.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) Ne diyor
75inci maddenin son fıkrası: Bu tasarı ve teklifler gündeme
alınmışlarsa geri alınmaları için Genel Kurulun karar
vermesi gerekir.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Görüşmelere
başlanmışsa demiyor.
RECEP ÖZEL (Isparta) Gündeme alınmışsa
diyor, görüşmelere başlanmışsa demiyor.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) Sayın
Başkan da geri alma yönündeki talebi Genel Kurulun oyuna sunuyor. Bundan
niye rahatsız oluyorsunuz?
AHMET AYDIN (Adıyaman) 81e bak, 81e!
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) Sayın
Aydın, böyle, dürüstlük gibi bir şeyler söylediniz. Gelin, size biraz
önce yaptığım öneriyi bir daha yapıyorum, öyle
yapalım. Diyorum ki: Şu Somayla ilgili, madencilerle ilgili olmayan;
vatandaşın lehine olmayan; vergi, prim borç
yapılandırması kapsamında olmayan; tam tersine
AHMET AYDIN (Adıyaman) Vatandaşın
lehine, hepsi milletin lehine.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla)
belirli
işler için, belirli kişileri, iş adamlarını kurtarmak
için, belirli kişilere belediyelerden taşınmaz vermek için
getirmiş olduğunuz maddeleri çıkaralım, bu
tasarıyı hemen yasalaştıralım. Niye bu kadar
uzatıyorsunuz? Bu tasarıyı uzatan sizlersiniz, Soma
işçilerinin, Soma madencilerinin, maden işçilerinin
haklarını almasını, bir an önce bu haklara
kavuşmasını engelleyen sizlersiniz
AHMET AYDIN (Adıyaman) Bırak Allah
aşkına!
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla)
vergi, prim,
borç yapılandırmasının bir an önce yürürlüğe girmesini
engelleyen sizlersiniz.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Vicdan, vicdan, el insaf!
HARUN KARACA (İstanbul) Bunları istismar
etmeyin bu kadar be!
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) Çünkü
toplumun gözüne hoş gözükebilecek bu düzenlemelerin arkasına hukuksuz
düzenlemeler koydunuz. Çıkarın bunları diyoruz, geri adım
atmıyorsunuz.
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Bunlar da milletin lehine.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) İç Tüzük maddeleri arasında kayboldunuz,
İç Tüzüke bile hâkim değilsiniz. Bakın, Sayın Başkan
oylamaya sunuyor öneriyi, ondan sonra ayağa kalkıp söz istiyorsunuz.
Neredesiniz daha önce; dinlemiyor musunuz burayı, kürsüyü? Genel Kurulu
takip etmiyor musunuz?
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Takip ediyoruz.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) Değerli milletvekilleri, 100üncü maddeyi
çıkarın; hukuk devletini ayaklar altına alan, kamu personelinin
sürgün edilmesi hâlinde mahkemede hak arama yolunu engelleyen, mahkemenin o
atamaya ilişkin olarak iptal kararı vermesi hâlinde iptal kararı
uygulanmaz anlamında düzenleme yapan 100üncü maddeyi çıkarın.
Özelleştirmelere ilişkin olarak iptal kararları uygulanmaz!
şeklinde düzenleme yapan maddeyi çıkarın. Meraları
yapılaşmaya açan maddeyi çıkarın; daha bir iki madde var,
bunları çıkarın, bu tasarıyı hemen yasalaştıralım.
Samimiyseniz, dürüstseniz, gelin bunu yapalım.
Hepinize saygılar
sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Aleyhte, Sayın Kubat.
Buyurunuz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MEHMET DOĞAN KUBAT
(İstanbul) Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar;
hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Sayın Başkanım,
şu anda görüşmekte olduğumuz 639 sıra sayılı
kanun tasarı ve tekliflerinden birisinin teklif sahibi bu
tasarının Komisyon raporunun görüşmelerine
başlandıktan sonra bu geri çekme iradesini ortaya koydu.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Tasarı değil, teklif.
MEHMET DOĞAN KUBAT
(Devamla) Başlığını okursan tasarı ve teklif
diye yazar orada. 639, okuyun önce.
MİHRİMAH BELMA
SATIR (İstanbul) Doğan Bey, okuyamaz, okusa da anlayamaz.
MEHMET DOĞAN KUBAT
(Devamla) Şimdi, 75inci madde, esasen, İç Tüzükün 73 ve 74üncü
maddeleri milletvekillerine, Hükûmete bu konuda tasarı ve teklif vermesine
ilişkin usulü düzenlemiş. Hemen akabinde 75inci maddede Hükûmet veya
teklif sahibine bu tasarı veya teklifi geri çekmesine ilişkin usulü
de düzenlemiş. Gerçekten, burada bilgi vermeden eğer gündeme
girmemişse hem tasarı hem teklif geri çekilebilir. Gündeme
alınmış ise yani o kırmızı gündeme basılmışsa
sıra sayısı ve henüz şurada görüşmelerine
başlanmamışsa teklif sahibi, tasarı sahibi elbette bunu
çekebilir. Ama 81inci ve 91inci maddeye göre, burada uygulama
başladıktan sonra artık bu konuda geri alma iradesi ancak
88inci maddeye göre esas komisyon ve Hükûmete aittir. Dolayısıyla,
burada teklif sahibinin bu yöndeki bir geri çekme iradesi hukuken kabul
edilemez ve Başkanlık Divanınca da işleme konulmaması
gereken bir işlemdir. Benim bildiğim kadarıyla ilk defa böyle
bir uygulama oluyor.
Sayın Başkanım, sizden özellikle istirham
ediyorum. Kararınız ne olursa olsun, biz sizin tarafsız
kişiliğinize saygı duyuyoruz. 63üncü maddeye göre biz bu konuda
ısrar ediyoruz. Bu konuda, Meclisin bundan sonraki uygulamalarına
esas olmak üzere, Genel Kurulun kararına başvurmanızı talep
ediyorum 63üncü maddeye göre ki bundan sonra sağlıklı bir
uygulama yapılabilsin. Yani, bir kanun tasarı ve teklifinin Genel
Kurulda görüşmelerine başlandıktan sonra, artık o
görüşülen teklif ve tasarının üzerinde esas komisyon ve Hükûmetin
88inci madde dışında, milletvekilinin teklifini geri çekme
noktasında bir iradesinin geçerli olmadığını; Genel
Kurulun ancak bu noktada, kabul veya ret noktasında tasarı ve
teklifle ilgili bir karar verme yetkisini haiz olduğunu ve bu nedenle
uygulamanın önemli olduğunu. 63üncü maddeye göre, lütfen, tutumunuzun
-lehte olsun, aleyhte olsun- Genel Kurulun oyuna sunulmasını istirham
ediyor, talep ediyor, yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Kubat.
Sayın milletvekilleri, İç Tüzükün 75inci maddesinde
teklif sahiplerinin teklifleri geri alma taleplerinin Genel Kurulun oyuna
sunulacağı belirtilmekle birlikte, bu oylamanın
çalışmaların hangi aşamasında
yapılacağına ilişkin bir kural bulunmamaktadır.
Başkanlığımızca geri alma talepleri görüşmeleri
aksatmayacak, görüşmelerin insicamını bozmayacak şekilde
birleşimin uygun bir kısmında işleme alınacak ve Genel
Kurulda oylanacaktır.
VII.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
B) Önergeler
(Devam)
3.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Mersin Milletvekili
Ali Özün birlikte verdikleri, 639 sıra sayılı Kanun
Tasarısında yer alan (2/1655) esas numaralı Kanun Teklifini
geri çektiklerine ilişkin önergesi (4/176) (Devam)
BAŞKAN - Şimdi, demin konuştuğumuz
teklifi, geri alma teklifini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Özellikle tutanaklara
geçsin diye söylüyorum.
BAŞKAN Tamam.
ALİ ÖZ (Mersin) Sayın Başkanım
BAŞKAN Sayın Öz, Allah
rızası için iki dakika durun; dinleyelim, ondan sonra.
ALİ ÖZ (Mersin) Biraz dürüstlük
öğrenelim Sayın Başkanım!
AHMET AYDIN (Adıyaman) İç
Tüzük bu konuyu iki şekilde değerlendirmiş. Şimdi, 75inci
madde görüşmelerin başladığı ana kadar olan
düzenlemedir.
KAMER GENÇ (Tunceli) Bu nerede
yazılı ya? Nerede yazılı?
AHMET AYDIN (Adıyaman) İç
Tüzük 75te çok açık.
BAŞKAN Maddelere geçilmeye kadar
alınabilir.
OKTAY VURAL (İzmir) Evet efendim,
doğrudur.
AHMET AYDIN (Adıyaman)
Görüşmelere başlayana kadar.
BAŞKAN Maddelere geçilmeyi
oyladıktan sonra yok.
AHMET AYDIN (Adıyaman)
86ncı madde görüşmelere başladıktan sonraki
kısmı düzenliyor ve 86ncı madde çok açık bir şekilde
görüşmelere başladıktan sonra geri almayı
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim,
86ncı madde onunla ilgili değil, 88inci madde. 86 değil
kardeşim ya!
AHMET AYDIN (Adıyaman) Pardon,
88.
88inci madde, Görüşmelere
başladıktan sonra esas komisyon veya Hükûmet tasarı veya teklifi
geri alabilir. diyor. Dolayısıyla, görüşmelere
başladıktan sonra bu hak sadece esas komisyonda ya da Hükûmettedir.
Onun dışında, görüşmelere başladıktan sonra
milletvekilinin geri alma hakkı yoktur, o görüşmelere başlamadan
önceki kısımdır. Dolayısıyla tutum
yanlıştır.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Kayıtlara girdi.
Sayın Ali Öz de sırada
Buyurun.
OKTAY VURAL (İzmir) Ali Beye söz
verirsiniz de
Bir konuda yanlış olmasın efendim.
88inci madde, komisyon veya hükûmetin,
geri çekme teklifini Genel Kurulda görüşme olmaksızın yerine
getirmesini amirdir. Oysa, kanun teklifi sahibi
Çoğunluk iradesiyle ancak
geri alma, almama kararı olur. Dolayısıyla ikisi çok
farklıdır Sayın Aydın.
BAŞKAN Sayın Öz, siz ne
diyordunuz?
ALİ ÖZ (Mersin) Sayın
Başkanım, hatip konuşmasında, dürüstlük ilkelerine
aykırı bir hareket olarak değerlendirdi, o yüzden söz istiyorum.
BAŞKAN Buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
IX.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
9.- Mersin Milletvekili Ali Özün, Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydının usul görüşmesi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
ALİ ÖZ (Mersin) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkanım.
Burada yaptığımız
uygulamanın, öncelikle, doğru olduğuna inanıyorum, bir.
İkincisi, biz kimseden dürüstlük
dersi almayız. Somayla alakalı bir yasa
çıkartacağız. deyip de akabinde rantçıların,
yandaşların zenginleşmesi için kanun koyarak dürüstlük olmaz;
dürüstlüğü de hiç kimseden öğrenecek değiliz. Özellikle Grup
Başkan Vekilinin şahsımı da itham ederek dürüstlük dersi
vermeye kalkmasını son derece yadırgadığımı
ifade ediyorum. Özellikle de dürüstlük konusunda sizden öğreneceğim
hiçbir şey olmadığını ifade etmek isterim. Yani bu
çatı altında belki hukukun, belki İç Tüzükün gerektirdiği
uygulamalardan farklı tavır bile sergilemiş olsak, bunun
karşılığında dürüstlükle bunu
eşleştirmiş olmanızı
yadırgadığımı ifade
etmek istiyorum. İnşallah, umarım, bunu başka
tekrarlamazsınız. Ama, sözlerinizi size aynen geri iade ediyorum
Sayın Aydın.
BAŞKAN Halkların Demokratik
AHMET AYDIN (Adıyaman) Sayın
Başkanım, yanlış anladığı için ben düzeltmek
istiyorum.
BAŞKAN İsterseniz sataşın,
aldık yolu gidiyoruz nasılsa.
Buyurun.
Bana kaş çatmayın şu andan itibaren, rica
ediyorum. Çok özenle rica ediyorum, kaş çatmayın.
10.- Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının, Mersin
Milletvekili Ali Özün sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
AHMET AYDIN (Adıyaman) Çok teşekkür ediyorum
Başkanım.
Tabii, sayın hatip doktor, biliyoruz, benim de
hakikaten sevdiğim de bir arkadaştır. Özellikle böyle bir
kastı mahsusanın olmadığını bütün hukukçular
bilir, herkes bilir. Medeni Kanun 2de dürüstlük kuralları vardır,
iyi niyet kuralları vardır. Bu, sizin dürüst
olmadığınız ya da benim o ifadeyi o şekilde
kullandığım anlamına gelmez. Bir kuralı suiniyetle
kullanmak vardır, iyi niyetle kuralları aykırı
bağdaştırmak vardır. Bu dürüstlük kuralları hukukun
evrensel bir kuralıdır. Bunu aslında sadece hukukçuların
değil herkesi bilmesi lazım.
OKTAY VURAL (İzmir) Yani, sizin
uymadığınız kurallar!
AHMET AYDIN (Devamla) Dolayısıyla, bu
kuralı nasıl böyle üzerinize aldınız, böyle bir sonuç
çıkardınız
Üzüldüğümü beyan etmek istiyorum. Böyle bir
kastım yok. Bunun dürüstlük kurallarına aykırı bir
şekilde tekrar edeceğini söyledim. Bu da hukukun evrensel bir
kuralıdır, iyi niyete aykırı bir şekilde bir
kuralın suistimal edilmesidir. Ben bunu bu şekilde ifade ettim.
Yoksa, Hocam, kusura bakmayın, ben öyle bir şey kullanmam. Sizin de
bunu bu şekilde algılamanız açıkçası beni üzdü.
Teşekkür ediyorum.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Dürüst kelimesinin
kelime anlamı o değil.
BAŞKAN Düzeltti canım, çok sevdiği de
bir insanmış.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Hayır, açık
söylemedi Dürüstlüğe uymuyor. dedi.
BAŞKAN Halkların
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan,
bakın, burada İç Tüzükte milletvekillerinin kanun teklifini geri
alma hakkı varken bu iradeyi ortaya koyanın İç Tüzükü siz
istismar ediyorsunuz. demesi ancak istismarcı bir
yaklaşımın tezahürüdür. İstismarcı olduğunu
itiraf etmiştir.
BAŞKAN Anladım.
Teşekkür ederim.
X.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- İş Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in;
Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ
Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli
Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin
Milletvekili Aytuğ Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin;
İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet
Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal
ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul
Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla
Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri
Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye
Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi
Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay
Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara
Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in;
Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine
Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut
Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili
Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye Milletvekili
Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3
Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya
Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in;
Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili
Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20
Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Barış
ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Bingöl Milletvekili İdris
Baluken'in; İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi'nin; Tekirdağ
Milletvekili Candan Yüceer'in; Samsun Milletvekili Cemalettin
Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent
Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Ankara Milletvekili İzzet
Çetin'in; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Çanakkale Milletvekili Mustafa
Serdar Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Manisa Milletvekili
Özgür Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve Önder Matlı ile
8 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Manisa
Milletvekili Hasan Örenin; Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum
Milletvekili Cahit Bağcı ile 37 Milletvekilinin; Manisa Milletvekili
Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan
ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115,
2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439,
2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896,
2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217,
2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302,
2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437,
2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595,
2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794,
2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938,
2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056,
2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186,
2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639)(Devam)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi Grubu
adına Şırnak Milletvekili Sayın Hasip Kaplan.
Buyurun.
HDP GRUBU ADINA HASİP KAPLAN (Şırnak)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Halkların Demokratik
Partisi adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Gerçekten
MUSA ÇAM (İzmir) Sayın Başkan, hatibi
dinleyemiyoruz.
HASİP KAPLAN (Devamla) Eğer dinlemek
istemiyorlarsa ara verebilirsiniz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hayır, vermiyorum ara.
Sayın
milletvekilleri, lütfen, gürültüyü hafifletirsek
Buyurunuz Sayın
Kaplan.
HASİP KAPLAN
(Devamla) Önemli bir konu konuşuyoruz arkadaşlar. Bu, bir torba
kanun. Bilmeyen, içi dolu zannedecek ama değil. Ben alt komisyondan beri
-üye olarak- üst komisyonda çalıştım ve şöyle bir
ayırdım Ne var bunun içinde? diye, Hükûmetin bütün gerekçesi 1
sayfa. Burası, tamamı muhalefet partilerinin kanun tekliflerinden
oluşuyor. Alt komisyon raporu ve şu gördüğünüz muhalefet
şerhi -yine muhalefetin- ve yine baktığınız zaman
değerlendirme 2 sayfa. Yani, bunun içinde 3 sayfa var, gerisi de gelen
önergeler, kanun maddesi olmuş, bu torba olmuş.
Bu torbada
harcadığımız otuz sekiz güne yanıyorum
arkadaşlar. Otuz sekiz gün; cumartesi, pazar sabah ondan gece bire kadar,
ikiye kadar. Harcadığımız iki yüz beş saate
yanıyorum. Uygulanan mobbinge yanıyorum. Angarya çalışmaya
yanıyorum. Bütün milletvekillerinin, bütün Bakanlık
çalışanlarının, bütün Meclis
çalışanlarının cumartesi, pazar bu mübarek ramazan gününde
bu şekilde zorla çalıştırılması
yapılırken siz bu torba kanunda iş
sağlığından, iş güvenliğinden, sendikal haklardan
ve özgürlüklerden söz edemezsiniz arkadaşlar. Çünkü Mecliste kendi
içinizde bu kadar angarya uyguladıktan sonra, personelinize mobbing
uyguladıktan sonra siz gidip bir başka iş kolunda, iş
yerinde oranın iş güvenliğini, iş sağlığını
sağlayamazsınız. Meclisin öncelikle kendi iş
güvenliğini, kendi iş sağlığını, kendi
sağlığını ve sağlıklı çalışma
koşullarını oluşturması lazım.
İki gündür
tartışmaları izliyorum, inanın acıyorum. Meclisin bir
saatlik çalışmasının kaç milyon lira olduğunu biliyor
musunuz arkadaşlar? Yani hakikaten hiçbir anlamı olmayan, hiçbir
şey ifade etmeyen bu usul tartışmalarına... Bu kadar ciddi
bir konuyu, taşeron yasasını, Somadaki 301
canımızın acısının üzerinden dersler
çıkarmayı bilimsel olarak tartışmak varken, dünya
gerçeklerini konuşmak varken, birbirimizi aydınlatmak varken ne bu
tartışma usulü? Yakışıyor mu bize? Yani, gerçekten,
canlı yayın olmasını isterdim, halkımızın
bizi izlemesini isterdim. Halkımızın bir kısmı
İnternetten izliyor şu an. Ama bu Meclisin, bu rahatı, bu lüksü
nereden?
Bakın, boşaldı Meclis çünkü oylama yok.
Elbette, istemeyen dinlemesin; merakı, ilgisi olmayan gelmesin.
Bakın, bir iç tüzük çalışması yaptık arkadaşlar
ve bu iç tüzükte dedik ki: Haftada bir oylama olsun. Herkes mecburen burada
oturmasın. İlgisi olan gelsin, meraklısı gelsin,
uzmanı gelsin, bu Meclis çalışsın. 10 kişiyle çalışsın,
daha bereketli çalışır.
Şimdi, 61 maddelik bir tasarı geldi, oldu 106
madde arkadaşlar alt komisyonda.
Sonra geldi üst Komisyona, oldu 148 madde. Uyardık, Meclis
Başkanını uyardık, dedik ki: İç Tüzük 14e göre sizin
görevinizdir, Komisyonu denetleyin. Tüzüke aykırı olarak kanun
önergeleri geliyor. Teklif, Meclis Başkanlığına
verilmemiş, havale edilmemiş. Ve üşenmedim 7 Temmuzda şu
gördüğünüz şekilde gittim, üst yazısıyla aldım
arkadaşlar, Meclis Başkanına ve Plan Bütçe Komisyonuna verdim.
Benim Başkanım, Meclis Başkanım, bu Meclisin bu
şekilde verimsiz çalışmasının baş sorumlusudur
çünkü Komisyonun çalışmasını da düzenlemedi, buradaki
tartışmaların da kaynağı oldu. Bana gönderdiği
yazı, Meclis raporu görüşüldükten sonra, 15 Temmuzda 18.45te gelen
yazısı Meclis Başkanının. Atı alan Üsküdarı
geçmiş; Meclis Başkanı bana, burada usul
tartışmaları yaşanırken cevap veriyor.
Beni bir şey daha üzdü. Meclis Başkanı 11
Temmuzda Komisyonda maden işçileri, taşeron sistemi görüşülürken
11 Temmuz raporunu inceledim. diyor. Sayın Çiçek, siz nasıl
incelediniz? Biz o gün Komisyonda daha tartışıyorduk, daha rapor
yazılmamıştı. Üstelik rapor 13ünde yazıldı, saat
on ikide son numaraları, redaksiyonları yapıldı. Biz
dijital ortamdan aldık ve muhalefet şerhini koyduk. Siz 14.00te
Komisyon Başkanımıza bir yazı yazdınız, Geri
gönderiyorum. dediniz. Komisyon Başkanı bir yazı yazdı,
siz Genel Kurula gönderdiniz. Bunun cevabını söyler misiniz, bu
torbayı siz mi Genel Kurula gönderdiniz, Komisyon mu gönderdi? Meclis
Başkanı, İç Tüzük 14/6ya göre Genel Kurulu bilgilendirmek
zorundadır ama yapmıyor.
Bakın, arkadaşlar, 30 sayfalık bir
muhalefet şerhi verdik, biz burada düşüncelerimizi
açıkladık ama çok önemli birkaç başlığı sizinle
paylaşmak istiyorum.
Torba ne demek? İç Tüzükte torba yok
arkadaşlar, temel kanun var 91inci maddede. Torba kanun, farklı
konulardaki kanun maddeleri, Danışma Kuruluyla yani 4 parti grubu
uzlaşırsa olur ama AK PARTİ maalesef bunu kötü kullanmaya
başladı. İlk, çıraklık döneminde 21 Nisanda
yaptınız ve orada 163 madde geçirdiniz. Sonra, kalfalık
döneminde, yine seçimler öncesi, 13 Şubatta 234 maddelik yine bir torba
kanun çıkardınız. Şimdi
Cumhurbaşkanlığı seçimi var, ustalık dönemindesiniz,
148 maddelik bir şey getiriyorsunuz. Bakın, dikkat edin, her birisi
dönem olarak böyle.
Şimdi, siz, hakikaten, bu İç Tüzükü yok
sayıp, Anayasayı yok sayıp Meclisi torbada keklik mi
zannediyorsunuz arkadaşlar? Böyle bir anlayış mı var yani?
Parlamenter sistemde böyle bir şey var mı arkadaşlar?
Şimdi, bu tasarıya Soma tasarısı
diyebilir miyiz artık? Mümkün değil. Üç beş tane madde var
onlarla ilgili ama verilen sözler tutulmamış. Hükûmet, Somada o
cenazeler kalkarken verdiği sözleri tutmalıdır. Buradan Hükûmeti
verdiği sözleri tutmaya davet ediyorum. Eğer çok merak ediyorsa
Hükûmet, bizde listeleri var -şöyle- kendileri getirdiler ve Hükûmetin
verdiği sözleri liste hâlinde verdiler. Birkaç tanesini
hatırlatalım isterseniz:
Devlet, teftiş raporlarını tamamlayana
kadar kimse madenlere inmeye zorlanmayacak. Arkadaşlar, otuz yedi gündür
Komisyonda bir teftiş raporu gördünüz mü? Yok.
Kimseye bu süre içinde çıkış verilmeyecek.
Maaşlar tam şekilde yatacak, 2 bin TL olacak.
6 maaş ikramiye verilecek.
Kanunda yer altında günlük saatler düzenlenecek.
Evet, saatler konusu var, haftalık çalışma saatleri var.
Emeklilik yaşı indirimi kısmen var.
Ölen madenciler sivil şehit sayılacak. Ama
onu yapmadınız arkadaşlar. Bu torba kanunda, Terörle Mücadele
Kanunu çerçevesinde, arada kazara yaşamını yitirmişlerin
statüsüne soktunuz. Bu çok ayıp! Bakın, bu çok ayıp!
Yapmayın bunu! 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu
kapsamında hak getiriyorsunuz. Hangi terör olayında öldü 301 madenci?
Eğer terör arıyorsanız onlar, onları o madenin 2 bin
kilometre derinliklerine indiren, kâr hırsıyla indiren,
zorbalığın ve kontrol edilemeyen, denetlenemeyen o taşeron
ortamının sorgulanması gereken koşullarda öldüler. Niye,
buna bu torbada da olsa sivil şehit statüsü tanıyamaz
mıydınız?
Geçiyorum... Bunu yapmayacaktınız,
yanlış yaptınız, doğru yapmadınız. Biz otuz
senedir acıları yaşıyoruz ama inanın, kâr
hırsının acısı bazen çok daha fazla
acıtıyor.
Yine, ölüm aylığı bağlanacaktı,
söz 1.400-1.500. TOKİden ev verilecekti, öğrendik ki bir
hayırsever işveren vermek istiyor. Yine, resmî tatiller, senelik
izinler falan arkadaşlar, bütün bunlar var ve ben, merak ettim, ya çocuklar
ne alıyor, ne ödenmiş iş kazası ödeneği diye, bir
bordro getirin dedim. Bana şöyle bir bordro geldi: İş
kazası ödeneği: Şerife, Rızgar, Rojda. Anne ve çocuklar.
Biliyorsunuz, emekçinin kaderinde ne kimliği, ne mezhebi, ne dini
vardır, hepsi hayatta aynı kaderi paylaşırlar. 385 lira 43
kuruş anneye, çocuklara 92,71, yine çocuğa 92,71 iş kazası
aylığı bağlanmış. Sonra ilgimi çekti, bir çocuk
daha 71,66; niye daha düşük? Uzmanlardan öğrenmeye
çalıştım, doğrusunu isterseniz, anlatmaya
çalıştı, anlayamadım. Sonra yani şöyle döndüm, onca
acının üzerinde lösemili bir çocuk
Yani bu kadar travmanın üstüne şu
çocukları, şu bebekleri, yaşadıklarımızın
hepsini bugün bu kadar sorumsuzca tartışıyorsak,
konuşuyorsak, bu Meclis bu konuyu derinliğine konuşamıyorsa,
iş güvenliği konuşulmuyorsa, iş sağlığı
konuşulmuyorsa, taşeronlaşma konuşulmuyorsa,
özelleştirme konuşulmuyorsa, kamulaştırma
konuşulmuyorsa, arsalar, taşınmazlar konuşulamıyorsa,
meralar, satılan limanlar, TÜPRAŞ konuşulamıyorsa, bu
torbanın içine giren özel yasalar konuşulamıyorsa, bu
torbanın içine giren ve kanun teklifiyle Anayasada ihlal edilen hükümler
konuşulamıyorsa, Anayasa hükmüne rağmen bu torbanın içine
Ben mahkeme kararlarını iki sene uygulamayacağım. diyen
anlayış giriyorsa, bu torbanın içine enerji sektörünün
acımasız özelleştirmelerinin son olayları giriyorsa, bunun
içine -özelleştirme sonucu mahkeme kararlarıyla iptal edilen- 5 tane
büyük sektörün yararına düzenleme yapıldığı giriyorsa
ve konuşulamıyorsa bizde bir sorun var, Mecliste bir sorun var,
iktidarda sorun var, muhalefette sorun var. Birbirimizi
sorgulayacağız.
RECAİ BERBER (Manisa) Bir aydır bunları
konuşuyoruz.
HASİP KAPLAN (Devamla) Hayır,
konuşamıyoruz. Eğer birbirimizi ikna edememişsek,
anlatamamışsak konuşamamışız demektir çünkü
-Anayasaya aykırılıkla- bir kanunla Anayasanın
değişmeyeceğini ilkokul 1inci sınıf öğrencisi
bilir. Eğer milletvekilleri bunu bilmiyorsa inanın
Arkadaşlar, bu torbayla kimin torbası doluyor,
bir de o yandan bakmamız lazım. Emekçinin mi, işçinin mi, yoksa
hakikaten sermayenin mi, TKİnin verdiği işverenler sektörünün
mü, onların verdiği alt işverenlerin mi, işçilerin
parasını kısanların mı, ikramiyelerini
kısanların mı, çocukların mamasını
kısanların mı, o kablolardan kısanların mı, o
ısıda -grizu faciasının- 2 bin metrede sürünerek kazmayla
çakılan o alanda, o sıcakta, hissedilen sıcaklıkta bunu
öngörememenin
Ki son raporlar bunun ne kadar vahim olduğunu söylüyor.
Arkadaşlar, inanın üzülüyorum, nasıl
anlatılır, bunu nasıl anlatmak gerekir diye düşünüyorum.
Çok anlattım burada, sığınak odalarını çok
anlattım. Bir maden ocağına gittim ve o maden ocağında
nasıl bir sığınak olduğunu, göçüklerde, patlamalarda
nasıl uzun bir süre, bir ay korundukları alanı, hayat
alanını, yaşam odasını gördüm. Evet, Somada hep bu
konuşuldu. Yapmayın ya! Biz, Somada yaşam odası önergesi
üzerinde saatlerce konuştuk arkadaşlar, Enerji Bakanı bile
lütfedip gelemedi. Ya, bir yaşam odasına tenezzül ettiniz! Ya, bir
yaşam odasını kurmak istemediniz, bir yaşam odası, bir
sığınak kurmak istemediniz.
Allahtan korkun, bu ramazan günü, neyi
konuşalım sizinle arkadaşlar? Torbaya dolan
özelleştirmeleri, taşeronları, partizan kadrolaşmayı,
sermayenin, yolsuzluğun, kasa alacaklarının affını,
kara paranın, kayıt dışılığın
özendirilmesini, işçilerin örgütlenme hak ve özgürlüklerinin yok
edilmesini, güvencelerin ortadan kaldırılmasını, yargı
kararlarının uygulanmamasını, hukukun yok
sayılmasını konuşamadık. Anayasanın 138inci
maddesi dedik, kimse dinlemedi. Anlattık: Niye mahkeme kararı varken
siz Seydişehiri, ETİ Alüminyumu, Kuşadası
Limanını, Balıkesir SEKAyı, TÜPRAŞın yüzde
14,76sını, mahkeme kararlarını sektör lehine
uygulamıyorsunuz? Cevabını alamadık.
Arsayı taşınmaz yaptınız.
Büyükşehirler, Türkiyenin yüzde 70 coğrafyasını
oluşturuyor. Kırk dokuz yıllığına kiralama,
doksan dokuz yıllığına hatta. Hatta tescil
Verin
babanızın malı gibi -valilik de size, Hükûmete bağlı-
istediğiniz vakfa, TÜRGEV mi olur, başka vakıf mı olur,
istediğinize verirsiniz. İstanbulun belediyelerinin çok güzel kültür
merkezleri var arkadaşlar, tarihî binaları var. Verin babam, verin.
Vermişsiniz limanları, vermişsiniz ormanları,
vermişsiniz denizleri, vermişsiniz petrolü, vermişsiniz
madenleri, kurmuşsunuz termik santralleri, nükleer santralleri, her
taraftan ithal enerji, her taraftan açık enerji, isteyen istediğini
yapıyor bu ülkede. Soma maden işçisinin, Şırnakta kuyuya
çıkrıkla inen işçinin acıları üzerinden enerji
üretileceğini zanneden anlayışlara uyarılarımız
oluyor ama bir türlü anlatamıyoruz.
Bakın arkadaşlar, kamulaştırma
alanına girdiniz, torba kanuna teklif verdiniz. Bu, Anayasada var.
Anayasayı değiştirmeye kalktınız kanunla. Size
anlattım, mülkiyet hakkı kutsaldır -Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesi Ek 1 no.lu Protokol: Mülkiyet hakkı, Anayasa
Mahkemesi- ama siz hayır dediniz. Acele kamulaştırma
2014te
39 HES, 5 baraj ve 35 tane RES rüzgâr enerjisi- 41 enerji iletim hattı,
toplam 165; acele kamulaştırma alanına giriyorsunuz. Kimin için?
Bu kanunlar özel değil mi? Bu, şirketlere özel değil mi
arkadaşlar, bu kurumlara? Kimi kandırıyorsunuz?
Şimdi, bunların 65ini Maliye,
56sını TEİAŞ, 15ini EPDK karar almış.
Ayrıca DSİ, TOKİ, BOTAŞ, TSE, valilik, mülkiyet
Bunların hepsi yapıyor. Bunların dökümleri var. Fakat bu dökümlere
girecek vaktimiz kalmadı.
Pırlanta mücevherlere istediğiniz zaman vergi
getiriyorsunuz, istediğiniz zaman kaldırıyorsunuz.
İşinize geldiğince.
Risale-i Nura el attınız. Allahtan korkun,
Saidi Nursi Norşinli, onu zindanlarda çürüttünüz, mezarını
kaybettirdiniz. Zindancısı, kalkmış şimdi
mirasçısı olmaya, kitabını basmaya
çalışıyor.
RECEP ÖZEL (Isparta) Hasip Bey, kim bastı onu?
HASİP KAPLAN (Devamla) Kitabını devlet
basamaz. Devlet basamaz, bunu unutmayın. Devlet, mirasçısı
değil, zindancısıdır.
RECEP ÖZEL (Isparta) O, aslını korumak,
aslını....
HASİP KAPLAN (Devamla) Siz öyle anlayın.
G20 zirvesine para harcanacak, ihalesiz, denetimsiz,
keyfinize göre. Vallahi çok güzel arkadaşlar, her şey ihalesiz. 1
milyar, 2 milyar, harca da harca. Kimin parası? Vatandaşın.
Şimdi, alt işveren ilişkisinde, üst
işveren ilişkisinde yaşadığımız bütün
hataları görüyorsunuz.
Yine, AFADda toplanan yardımları resmî
yardım gibi yutturmayın. Şeffaf olun, kim yaptı bunu,
anlatın. Maaşları verin.
Bakın, kasa alacaklarını affa aldınız,
yolsuzlukları af kapsamına aldınız. Yanlış
yaptınız.
Avukatlara yönelik düzenlemeler yanlış. Mahkeme
kararlarını iki yıl erteleyemezsiniz. Böyle kanun olmaz. Barolar
Birliği Staj Yönetmeliğine müdahale ettiniz ve hiç yetmiyormuş
gibi, bu tüketici hakem heyetinde bile haklarını aramasın diye
avukat ücretini kaldırdınız. Ya böyle bir şey olabilir mi
arkadaşlar?
İnternete erişimi yine yirmi dört saatten dört
saate indirdiniz. Galiba bu ara İnternette bir şeyler olacak gibi
geliyor. Ama şunu bilin: Şu torbaya Soma torba tasarısı
demeyin. Bu torba, torbası dolanların torbasıdır. Biz bu
torbaya karşı muhalefetimizi yapmaya devam edeceğiz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Kaplan.
Şimdi, birleşime ara vereceğim ama
dönüşümüzde Sayın Çetin hemen sizin sözünüz olacak, onu
hatırlatmış olayım.
İZZET ÇETİN (Ankara) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
BAŞKAN - Birleşime bir saat ara veriyorum.
Kapanma Saati: 20.20
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 21.24
BAŞKAN: Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur),
İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 117nci Birleşiminin Altıncı Oturumunu
açıyorum.
639 sıra sayılı Kanun Tasarısının
görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet burada.
Şimdi tasarının tümü üzerinde Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına Ankara Milletvekili Sayın İzzet Çetin
konuşacaktır.
Buyurunuz. (CHP sıralarından
alkışlar)
MAHMUT TANAL (İstanbul) Efendim, İzzet
Beyden önce, toplantı yeter sayısı yok. Yani vekiller
İzzet Beyi eğer dinlerlerse belki düşüncelerini
değiştirebilirler Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Tanal, isterseniz bir bir saat
ara alın, Allah rızası için.
Buyurun.
CHP GRUBU ADINA İZZET ÇETİN (Ankara)
Sayın Başkan, Değerli milletvekili arkadaşlarım, 639
sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı tasarı diyeyim ben ama tasarı mı teklif mi,
çok belli değil- üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz
aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bu kanun
tasarısı, ön hazırlıkları yapılmadan, bu kanun
tasarısından etkilenecek toplumsal kesimlerin görüşleri
alınmadan, torba kanun olarak mayıs ayından önceki dönemlerde
epeyce tartışılmış olmasına rağmen, sendikal
konfederasyonlara bile gönderilmedi. Hatta en büyük işçi sendikaları
konfederasyonu TÜRK-İŞ, 14 Mayısta teşkilatlarına
gayriresmî olarak ele geçirdiğimiz taşeron yasası diye genelge
gönderdi. 30 Mayısta bu tasarı Meclise akşam saatlerinde
gönderildi, 3 Haziranda görüşmelerine başlandı, 4 Haziranda alt
komisyonu kuruldu. Alt komisyon ve esas Komisyonda aralıksız otuz
sekiz gün süren görüşmelerde 61 maddeyle başlayan tasarı esas
Komisyona 106 maddeyle geldi, 106 maddeden şu anda 148+4+1=153e
çıktı. Şimdi burada ne olacağı, nerelere
varacağı çok belli değil.
Tabii, Hazırlığı iyi
yapılmadı. dedim. Alt komisyon görüşmelerinde AKPnin
çoğunlukçuluk anlayışı tasarının
şekillenmesinde etkili oldu, esas Komisyon görüşmelerinde de pek çok
kez tasarı konusunda AKP, alabildiğine çoğunluğunu kullanma
yöntemini seçti. Muhalefet partilerinin vermiş olduğu önergelerden
hiçbirisi dikkate alınmadığı gibi -kitabı çok
kalın olduğu için getirmedim- içi gerçekten yanlışlarla
dolu kanun teklifleri usulüne uygun olarak, teklif olarak ele
alınmadı, önergelere çevrilip önergeler reddediliş biçimiyle
geçmiş olmasına rağmen sanki işlem yapılmış
gibi kanun tasarısının, kitabın içine dercedildi.
Değerli arkadaşlar, kamuoyunda Soma kanun
tasarısı olarak bilinen bu kanun tasarısı, Somada 13
Mayısta Yaşanan, 301 madencimizin feci şekilde ölümüne yol açan
iş cinayeti sonucunda ortamı yatıştırmak
amacıyla, taşeron sisteminin azgınlaşmasını da
dizginlemek amaçlı olarak sunuldu ama ne yazık ki taşeron
sistemini dizginlemek bir tarafa, 301 madencinin -üzülerek söylüyorum-
cesetleri üzerinden taşeron sistemi Türkiyede bu tasarıyla
gerçekleştirildi.
Sadece taşeron sistemi gerçekleştirilmedi, bu
tasarıyla AKPnin 17 Aralık 2013 ve 25 Aralık 2013ten sonra
ortaya çıkan kirliliğinin, irininin temizlenmesi de -yine üzülerek
söylüyorum- madencilerin cesetleri üzerinden yapılmak istendi. Buna ne
AKPnin ne de herhangi bir kimsenin hakkı da yok, yetkisi de yok. Çünkü,
ölen madencilerin ölüm ihbarları yapıla yapıla geldi buraya. O
kazadan on beş gün evvel Manisa Milletvekili
arkadaşımızın baretiyle burada yaptığı
konuşma AKPnin oylarıyla reddedilmişti.
Aynı anlayış sürdü, hem alt komisyonda hem
esas komisyonda sürdü. Niye sürdü? Çünkü AKPnin asıl amacı Somadaki
maden faciasında yaşamını yitirenlerin geride
kalanlarının durumunu düzeltmek ve azgınlaşan sistemi
dizginlemek olsaydı 3 muhalefet partisinin de ayrı ayrı hem alt
komisyonda hem esas komisyonda vermiş oldukları
Gelin bu Soma faciasında
geride kalanlarla ilgili maddeleri, taşeron sistemiyle ilgili maddeleri,
sizi anlıyoruz, 47 kez vergi affı yaptınız, prim affı
yaptınız, o afları da getirin, üç günde geçirelim diye ayrı
ayrı önerge verdik.
İşte burada Başkan, Başkanın
yanında -kusura bakmasın- çavuşo dediğim
arkadaşım ve dayıbaşı buralarda gözükmüyor
Üst
komisyonda da alt komisyonda da tıpkı madenlerdeki
dayıbaşı yöntemiyle çalıştı Komisyon ve Meclis.
Meclis bürokratları, Çalışma Bakanlığı
bürokratları sabahlara kadar o şekilde
çalıştırıldı. Ne var bunda?
Değerli arkadaşlar, gerçekten bu tasarı
Somada yaşamını yitiren işçilerin geride kalan
çocuklarının sorununu çözmeyi amaçlamış olsaydı, o
sorunun çözümü 76 milyon yurttaşımızın, acıyı
hisseden yurttaşımızın ödediği vergilerden oluşan
bütçeden, genel bütçeden karşılanırdı. Ne yaptı AKP?
Alt komisyon çalışmaları sırasında burada
görüşülmekte olan Türk Ceza Kanununa, gece yarısı, 102nci
madde diye bir madde ekleyerek burada, o geride kalanların özlük
haklarını İşsizlik Sigortası Fonuna yıktı.
Başbakan meydanlarda bağırıyor:
İki konut vereceğiz, şunu yapacağız, bunu
yapacağız. Onu da genel bütçeden karşılama yerine, sözüm
ona hayırsever yurttaşların yapacağı evleri
dağıtarak, baba bağından mal bağışlayan
mirasyedi gibi hareket ediyor; buna hakkı yok.
Gerçekten, Türkiye Cumhuriyeti devleti,
Anayasasının 2nci maddesinde yazılı demokratik, laik,
sosyal hukuk devletiyse, 301 madencinin geride kalan çocuklarına,
eşlerine bakabilecek güçte olmalı ve öyleydi. Şimdi, siz 76
milyonun üstlenmesi gereken bir riski sadece emekçilerin İşsizlik
Sigortası Fonuna yıkarak yine kimden yana olduğunuzu
gösterdiniz.
Değerli arkadaşlar, her şeye rağmen
-3 muhalefet partisini ayırmadan söylüyorum- madencilerle ilgili, Somayla
ilgili, yer altındaki çalışmalarla ilgili, sosyal güvenliğe
ilişkin pozitif düzenlemelerle ilgili desteğimizi alt komisyonda da
esirgemedik, esas Komisyonda da esirgemedik. Ufak tefek
kırpıntılar var madencilere ilişkin ama kaza sadece Somada
olmuş gibi, Soma işçilerine, Somada yaşamını
yitirenlere var; Zonguldakta yaşamını yitirenleri,
Şırnakta yaşamını yitiren madencilerin
çocuklarını kapsamayacak şekilde düzenlendi. Amaç o ortamı
yatıştırmak, Manisayı yatıştırmak, bu arada
da bir şey yapıyormuşçasına hareket edip malı
götürmek.
Değerli arkadaşlar, gerçekten bu kanun
tasarısının içerisinde, yer altındaki çalışmalara
ilişkin, çalışma süresinin önce otuz altı saate indirilip
-herkesi sevindirdi, biz de destekledik- arkasından, verdikleri önergeyle
yeniden kırk beş saate çıkartılmasına tanık
olduk.
Pozitif düzenleme olarak: onların, madenlerde
çalışanların yıllık izinlerine dörder gün ilave
edilmesi pozitif bir düzenleme, katıldık. İzinlerinin
işveren tarafından kontrol edilmesine -izin defterlerinin-
katıldık. Onların işçi sağlığı ve
iş güvenliği önlemlerinin alt işverene yıkılması
doğru değil, asıl işverenin sorumluluğunda bunu
düzenlemeye koydular, bir şey söylemedik.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bütün
bunları yaparken taşeron sistemini
kalıcılaştırmak için Hangi işin asıl iş,
hangi işin alt işverenin işi, taşerona verilmesi
gerektiğine Bakanlar Kurulu yetkili kılınsın. denildi.
Bakanlar Kurulu da 3 sendika konfederasyonunu ve işçi, işveren
sendikalarının konfederasyonlarını, suç ortağı
olarak yakasına yapıştı ve yanına aldı. Ne
yaptı arkasından? Bugüne kadar beş buçuk yılı
aştı, en son 5 Şubat 2009da topladıkları Ekonomik ve
Sosyal Konseye üye olmak kaydıyla onların barajlarını 1e
indirdi, sendikal barajları. 2016ya kadar yüzde 2, 2018e kadar yüzde 3
olacak barajlar, bir rüşvet gibi sendikalara verilerek yüzde 1
olmasını kabul etti. Bir şey daha yaptı; bu hüküm
Anayasaya kesinlikle aykırı: Eğer bağımsız
sendikalar için yüzde 3, Ekonomik ve Sosyal Konseye üye konfederasyonlara yüzde
1 olarak uygularsanız, Anayasanın eşitlik ilkesine
aykırı davranırsınız ve bu madde Anayasa
Mahkemesinden, 2 kere 2nin 4 ettiği gibi gerçekliktir, geri gelecektir.
Bir başka aykırı düzenleme: Eğer alt
işveren de toplu sözleşme yaparsa ve sendika, toplu sözleşmeyi
kamu işveren sendikalarıyla imzalarsa oluşacak ücret
artışını fiyat farkı olarak müteahhide vermeyi kabul
ediyor. Burada da zorlama var, yine Anayasanın Herkesin sendikalara üye
olma, üyelikten ayrılma hakları vardır, buna müdahale edilemez.
hükmüne aykırıdır, bu da geri dönecektir.
Değerli arkadaşlar, acı olan bir
başka olay var: Gerçekten, madencilere ilişkin, Somadaki
işçilere ilişkin düzenlemelerde daha hiçbir şey maden
işçilerinin cebine girmedi. Cebine girmedi ama AKPnin militan kurmayları
işverenlere, böyle, hemen hemen
Öyle bir alt işveren
hayranlığı doğdu ki içlerinde, daha o düzenlemeler
yapılmadan TKİyi çağırdılar Vay efendim, biz
izinleri dörder güne çıkardık, Madenlerdeki ücret, asgari ücretin 2 katından
az olamaz. dedik, bunun bir maliyeti var, biz bu maliyeti SOMA AŞye fark
olarak vermek zorundayız. Ya kardeşim, bir yürürlüğe girsin,
çıkarırız bir kanun, sözleşmenin ya da o farkın
yürürlük tarihinden itibaren uygularız. Yok efendim, bunu hemen yazacağız.
Yani, ölen madencilerin mezarlarında ot bitmeden, daha o çocukların
yaraları, vicdanlarında akan kan durdurulmadan patrona, taşerona
ben kaynak aktaracağım. Değerli arkadaşlar, buna hiç
kimsenin hakkı yok, böyle bir vicdansızlığı Büyük
Millet Meclisinin kabul etmeyeceğini düşünüyorum.
Değerli arkadaşlar,
gerçekten, bunun içerisinde vergi affı var, sigorta prim affı var,
gümrüklere yönelik af var, yurt dışında
çalışırken emekliliğe erişememiş
yurttaşlarımıza yurt dışı borçlanma hakkı
var ama yurt içinde bir ayı, iki ayı, bir yılı, iki
yılı kalmış, prim eksiği olan, Türkiyede emeklilik
yaşını doldurduğu hâlde prim eksiği olan
vatandaşa borçlanma yok. Emeklilikte yaşa takılan
yurttaşlarımız seslerini duyurmak için her yola başvuruyor,
onların sesini duymak yok. 2000den önce vergi mükellefi olmuş ama bir
biçimde BAĞ-KURlu olamamış, o nedenle primlerini
tamamlayamamış esnafın borçlanma hakkı yok; yurt
dışına istediği kadar var!
Bunun içinde, değerli
arkadaşlar, gerçekten, madencilere yönelik düzenlemeler henüz
yasalaşmamışken alt işverene -tekraren söylüyorum- kaynak
transferi var.
Bunun içinde,
özelleştirmedeki yolsuzlukları örtmek için yasaların
uygulanmayacağına ilişkin, özelleştirmelere ilişkin
düzenleme var.
Bunun içinde, kasa
mevcutlarında, işletmenin esas faaliyet alanı
dışında elde ettiği gelirlerin, TÜRGEVe aktarılan bu
99 milyon 999 bin 990 dolarlık paranın yüzde 3 vergiyle
meşrulaşması, muhasebeleştirilmesi var.
Bunun içinde, Melih Gökçek, Yenimahalle Şentepeye
evlerin üzerinden teleferik yapıp yolun altından, binaların
altından tünel ya da raylı sistem döşemesi hâlinde
kamulaştırma ya da kamulaştırma
karşılığında irtifak hakkı kurma gibi
zorunluluğu taşımıyor, onlara serbestlik, onları
aklama var.
Bunun içinde, Belediye Kanununun 15inci maddesinde
değişiklik yapıp arsa yerine taşınmaz yazarak
İstanbuldaki kıyıları, limanları, ormanları,
yaylaları, meraları, yaylakları, otlakları, tabiat
varlıklarını, kültürel varlıkları bedelsiz ya da
düşük bedelle üçüncü kişilere aktarmak ve dolayısıyla
TÜRGEVe aktarabilmek var.
Yine bunun içinde, paralel yapıyla uzun ince bir
yolda yıllarca yürüyüp şimdi Yollarımız
ayrıldı. diyerek onlarla hesaplaşma adına memurları,
özellikle Emniyet teşkilatındaki memurları sürgün edip arkasından
yargıya giderlerse, yargı kararını iki yıl uygulamama
serbestisini istemek var.
Değerli arkadaşlar, bunun altını
çizerek söylüyorum: Bu yasa, özellikle memurların tayin, atama, terfi
vesair özlük haklarına ilişkin düzenleme 12 Eylül 1981
yılında, Kenan Evren döneminde yapıldı. Kenan Evren bile,
memurların bir ay içerisinde eski görevlerine iade edileceğini hüküm
altına almışken Recep Tayyip Erdoğan imparatorluğunun
yapmış olduğu yasada, iki yıl içinde görevine iade ama
aynı görevine değil, ücretinde eksiklik olmadan emsal bir göreve iade
ederek memurun burnunu sürtme var.
Yetmedi, hızlarını alamadılar; esas
komisyonda gündeme getiremez konuma geldiler. Burada askerlere ilişkin,
asker kişiler hakkında tesis edilen atama, görevlendirme ve
ayırma işlemleriyle ilgili olarak -aynı polisler ve üst düzey
kamu görevlileri gibi- onları da hallaç pamuğu gibi atıp iki
yıl sonra görevine iade etmemek için direnmek var. Bunun
altyapısını hazırladılar. Bunun
altyapısını hazırlamak için de yandaş bir medyaya
Paralel 40 general var. diyerek altyapısını
hazırladılar ama Plan ve Bütçe Komisyonundaki üye
arkadaşlarımız buna izin vermediler, vermedik. (CHP
sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, gerçekten, Hacettepe
Üniversitesi başta olmak üzere, üniversite arazilerini, üniversitelerdeki
tıp fakültelerinin borçları mukabilinde, borçları karşılığı
ranta açmak, satmak var.
Başbakan ya da Bakanlar Kurulunun herhangi bir
bağış kampanyası yapması hâlinde, o
bağışı mükellefin doğrudan doğruya vergiden
indirmesi, indirebilmesi var.
Yine, bu tasarının içerisinde, Başbakana
zırh oluşturmak için 380 adet, sektörel izleme ve değerlendirme
raportörü adı altında 380 militan kadro tahsis etmek var; Nereye
kullanacağı meçhul, üstelik de bu kadroyu yüzde 75e kadar
artırım yetkisi var.
Değerli arkadaşlar, gerçekten, bu kanun
tasarısı içerisinde emekçiler yok, memurlar yok, köylüler yok. Torba
kanun dediler, Taşeron sistemin yaralarını
saracağız, Somada ölen madencilerin yaralarını
saracağız. dediler. 46 milyon lira toplanmış,
Başbakan açıklıyor. Eğer bu millet Başbakana ve
AKPnin politikalarına ve tutumuna, söylemleri ile eylemlerinin bir
olduğuna inansaydı şimdiye orada imece usulü her şeyi
yapabilirdi. İnandırıcılığınızı
yitirdiniz.
Yukarıda, biz milletvekillerini bir kenara
bırakın, herkesi orada köle gibi
çalıştırdınız, köle gibi muamele yaptınız.
Değerli arkadaşlar, her şeye rağmen,
bu kanun gerçekten bir temel kanun olma niteliğinden uzak. Burada
görüşmeler yapılıyorsa bu, muhalefet partilerinin
olgunluğundan kaynaklanan bir durum. Hangi kanunların temel kanun
olabileceği İç Tüzükün 91inci maddesinde son derece açık.
Temel kanun olmayan, derme çatma, 74 kanun ya da kanun hükmünde kararnamede
değişiklik yapan bir ucubeyi getirip burada bölümler hâlinde
görüştürmenin hiçbir haklı gerekçesi yok.
Değerli
arkadaşlar, gerçekten, bu temel kanun olamaz. Bu torba
tasarının, değerli arkadaşlarım -altını
çizerek söylüyorum- ilkesi yok, kanun yapma tekniklerine uygun değil,
anlaşılır değil, kanunların genelliği ilkesine
uygun değil. Bu tasarının kuralı yok, bu
tasarının ahlakı yok, bu tasarının namusu yok.
Gerçekten, çok ilkel yöntemlerle dayatılmış bir tasarı,
kanun diye bu millete yutturulmaya kalkışılıyor. Buna hiç
kimsenin hakkı yok.
Son sözlerimi söylemeden önce, değerli
arkadaşlar, gerçekten, buna kanun diyenlere, yargıyı hiçe
sayanlara bir paragraf metin okumak istiyorum, daha doğrusu okuma yerine
anlatmak istiyorum: Biliyorsunuz Berlinde hâkimler var. cümlesi herkes
tarafından bilinen bir cümle. Bunun nereden geldiğine bir
baktım. Prusya Kralı Büyük Friedrich, Postdam ormanlarında
gezerken çok güzel bir tepede bir değirmen görür, değirmenciyi
çağırır, der ki değirmenciye: Burayı bana sat, ben
buraya saray yapacağım., Satmam. der değirmenci. Ya, 2
katı para vereceğim., Hayır, istemem. Der ki: Kat kat
fazlasını vereceğim., Olmaz. Ya, sen beni
tanımadın galiba, ben Prusya Kralı Friedrich., Bildim,
tanıdım. der. E, tanıdın da niye vermiyorsun? Ben de
zorla alırım. der, Hayır, zorla alamazsın, Berlinde
hâkimler var. der. O zamanlar Prusya Kralı Friedrich adalet reformunu
yeni yapmış; o kadar hoşuna gider ki Demek ki, benim
oluşturduğum adalet bana karşı olsa bile, benim halkım
ona güvenmiş, Berlinde hâkimler var. diyor. Ben buraya bu sarayı
yapacağım
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
İZZET ÇETİN (Devamla)
ama bu
değirmeni Prusya Krallığı var olduğu sürece kimse
yıkamayacak. der.
Adalet anlayışınıza örnek olması
dileğiyle hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Çetin.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Manisa
Milletvekili Sayın Recai Berber.
Buyurunuz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA RECAİ BERBER (Manisa)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan
639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun
Tasarısı hakkında AK PARTİ Grubu adına söz
almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, (1/931) esas numaralı
Kanun Tasarısı, arkadaşların çoğunun belirttiği
gibi, 30/5/2014 tarihinde Meclis Başkanlığına sunulmuş
ve tasarı Başkanlıkça aynı tarihte Komisyonumuza havale
edilmiştir. Tali komisyon olarak Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar,
Bilgi ve Teknoloji Komisyonu; Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonu; Sağlık, Aile,
Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu; Adalet Komisyonu, esas
komisyon olarak da bizim Komisyonumuza sevk edilmiştir. Bu komisyonların
görüşemeyeceklerine dair yazı Komisyon
Başkanlığımıza geldi, bunların hepsini
Komisyonumuzda arkadaşlarımızla paylaştık.
Tasarı ve tasarıyla birleştirilen kanun
teklifleriyle ilgili olarak daha detaylı ve teknik çalışma
yapılmasına dair, özellikle muhalefet milletvekili
arkadaşlarımızın talepleriyle birlikte, bir alt komisyon
çalışması başlatıldı ve alt komisyondan sonra da
değerli arkadaşlar, burada yine belirtildi, 2 AK PARTİ
milletvekillerinin teklifi, 68 Cumhuriyet Halk Partisi milletvekillerinin kanun
teklifi, 26 Milliyetçi Hareket Partisi milletvekillerinin teklifi, 12 de
Halkların Demokratik Partisine mensup milletvekillerinin teklifi olmak
üzere toplam 108 adet kanun teklifi İç Tüzükün 35inci maddesi
uyarınca birleştirildi.
Değerli arkadaşlar, hem alt komisyonda hem üst
Komisyonda, alt komisyonda yaklaşık yedi gün -fiilen kırk sekiz
saat- üst Komisyonda yirmi üç iş günü, yüz elli yedi saat görüşmeler
yapıldı. Arkadaşlarımız buna rağmen Bu kanunla
ilgili olarak detaylı konuşamadık, görüşemedik. gibi
ifadeler kullandılar. Üzülerek belirtmek istiyorum ki Komisyonumuzda
mutlaka ilgili bakanlarımızın tamamı bulundu. Başbakan
Yardımcısı Ali Babacan Bey ve Emrullah İşler Bey olmak
üzere, 17 bakanımız Komisyonumuzda bulundu, bilgiler verdi ve
paylaşıldı Hükûmetimiz adına.
Yine, aynı şekilde, Komisyonda fikirlerine başvurmak
üzere uzmanlar çağırılması konusunda
Biliyorsunuz, İç
Tüzükümüzde var; buna dayanarak hem kamu kurumlarından hem
değişik kurumlardan uzmanlar geldi, ayrıca 22 farklı sivil
toplum kuruluşunun temsilcileri -buna sendikalar ve konfederasyonlar dâhil-
bu çalışmalarda bulundu.
Değişiklik önergeleriyle ilgili olarak:
Komisyonun toplantılarına girebilecek olanlar -31inci maddenin
(2)inci fıkrası uyarınca- Komisyon üyeleri
dışından olmamak üzere, değişiklik önergeleri görüşüldü.
Değerli arkadaşlar, bu değişiklik
önergelerinin önemli bir kısmı da muhalefet milletvekili
arkadaşlarımız tarafından Komisyonda verildi ve
bunların önemli bir kısmında değerlendirmelerde bulunuldu.
Muhalefet milletvekili arkadaşlarımızın yaklaşık
360 önergesi olmuş ve bunlardan da 10 adedi hem değişiklik
şeklinde hem de madde ihdası şeklinde -4 tanesi madde
ihdası olmak üzere- bu 148 maddenin içinde yer aldı.
Dolayısıyla, ben öncelikle, bu bilgilerden
sonra, Komisyonumuzda büyük bir özveriyle
Gerçekten, Plan ve Bütçe Komisyonu her
zaman, teknik çalışmalarıyla Meclisimizin önemli
çalışmalarını yapıyor ancak bu torba kanun
tasarısı ve teklifleri dolayısıyla da çok önemli bir
çalışmayı gerçekleştirdi. Ben burada,
arkadaşlarımıza iktidarıyla muhalefetiyle, hepsine
teşekkür ediyorum. Bu ortaya çıkan eser hepimizindir.
Her şeyden önce, arkadaşlarımız,
tabii, burada yer almasını istedikleri ama yer almayan şeyleri
söylediler. Hâlbuki, ana başlıklar hâlinde bu kanunda nelerin yer
aldığına bir bakacak olursak değerli arkadaşlar, her
şeyden önce şunu bilmemiz lazım: Bu kanun tasarısı,
Çalışma Bakanlığı tarafından Soma maden
faciası dolayısıyla gelmedi. Çalışma
Bakanlığımız, yaklaşık iki yıldır
çalışma hayatıyla ilgili düzenlemeleri,
hazırlıkları yaptı ve özellikle, yine belirtmek istiyorum ki
iş âleminin, özellikle
işçi sendikalarının büyük 3 konfederasyonunun temsilcilerinin
mutabakat sağladığı hususların bizzat bu kanunda yer
alması sayesinde çalışmalar tamamlandı. Çalışma hayatıyla
ilgili, taşeronlarla ilgili, geniş anlamda iş güvenliğiyle
ilgili düzenlemeler zaten hazırdı ancak bir de Somada yaşanan
maden faciasında mağdur olan, kaybettiğimiz işçi
kardeşlerimizin yakınlarının da haklarını ve
birtakım imkânlarını sağlayabilmek açısından bu
kanuna dercedildi. Yoksa, hem arkadaşlarımızın hem
kamuoyunun dillendirdiği gibi, söylediği gibi bu kanun
tasarısı ve teklifi bir Soma kanunu tasarısı, teklifi
değildir. Bu kanun çalışma hayatıyla ilgilidir. Bu kanun
özellikle vergi borçları başta olmak üzere bazı kamu
alacaklarının, kesinleşmiş alacakların
yapılandırılmasıyla ilgilidir, bazı
arkadaşlarımızın dediği gibi affıyla ilgili de
değildir.
MÜSLİM SARI (İstanbul) Yapma Başkan ya!
RECAİ BERBER (Devamla) Öncelikle, Somayla ilgili
olarak, Somada meydana gelen maden kazasında hayatını
kaybedenlerle ilgili olarak, biz bu kanunun gecikeceğini düşünerek
hatırlarsanız, 1 maddesini çıkarıp Ceza Muhakemeleri Usulü
Kanununa burada görüşülürken acil olarak koyduk.
Şunu bilmenizi istiyoruz ki: Orada, esasen,
işçilerimizin bir kısmının maaşlarını
alamamaları gibi bir risk karşısında, özellikle kaza olan
maden firmasında çalışan işçilerimize firma tarafından
maaşları ödenmese bile, devletimiz tarafından ödenmesini
sağlamak amacıyla bu düzenleme yapıldı ve hızlı
bir şekilde yasalaştı, hazırlıklar tamamlandı ve
-bugün memnuniyetle öğreniyoruz ki- o işçi kardeşlerimiz,
normalde ayın 17sinde mensup oldukları,
çalıştıkları firma tarafından maaşları
ödenmekle birlikte, özellikle Eynez sahasında, o kanunun birinci fıkrasında
belirtilen ikinci maaşlarını da bu hafta içinde alacaklar. O
kaza olan ocaktaki işçi kardeşlerimiz için söylüyorum. Aynı
şekilde
MUZAFFER YURTTAŞ (Manisa) Eynez
RECAİ BERBER (Devamla) Eynez sahasındaki.
Ve bu ödemeler, altı ay boyunca, o kanunda
belirtildiği şekilde devlet tarafından yapılacak.
Tabii, burada arkadaşlar itiraz ediyorlar, diyorlar
ki: Bu, İşsizlik Fonundan yapılıyor.
Değerli arkadaşlar, İşsizlik Fonunun
yarısı devlet tarafından ödeniyor. İşsizlik Fonundan
yapılan ödeme, işsiz kardeşlerimize
yaptığımız ödemeyle aynı. Dolayısıyla,
kaynağının İşsizlik Fonu olması nedeniyle, sanki
başka bir yerden, bir yardımdan, bir fondan ödeniyormuş gibi
burada değerlendirme yapmak doğru değil her şeyden önce.
MÜSLİM SARI (İstanbul) Senin değil o
para!
MEHMET GÜNAL (Antalya) Senin değil ki,
işsizlerin parası! Bütçeden verelim.
RECAİ BERBER (Devamla) Değerli
arkadaşlar, bakın, aynı şekilde, hayatını
kaybeden işçi kardeşlerimizin Sosyal Güvenlik Kurumuna olan
borçlarının tamamı siliniyor bu kanunla. Böylece, ölüm
aylığı almalarının, yakınlarının
aylık almalarının önündeki engel kalkıyor.
Aynı şekilde, 5 yıl ya da 900 iş günü
şartı bu kanunla kaldırılıyor ve yaklaşık 64
işçi kardeşimizin de yakınlarının ölüm
aylığı almaları bu sayede sağlanıyor.
Aynı şekilde, madencilerin anne babalarına
aylık bağlanması için gereken muhtaçlık şartı
kaldırılıyor. Bu kapsamda, yine, bu işçi kardeşlerimiz
için, doğrudan doğruya Somada kaybettiğimiz işçi
kardeşlerimizin yakınlarına sağlanan bir imkân olarak,
varsa eş ve çocuklarına, yoksa kardeşlerinden birisine kamuda
istihdam edilme imkânı sağlanıyor.
Yine, madenci kardeşlerimizin yasal
mirasçılarına bedelsiz konut tahsis edilebileceğine ilişkin
düzenleme yapıyoruz.
Arkadaşlarımızın burada, özellikle,
işte, meraydı, arsaydı, ormandı, vesaireydi,
tartıştıkları konu
Somalı, Manisalı bir
kardeşiniz olarak söyleyeyim, orada da, Komisyonda anlattık, hiç öyle
bir şey yok; orada tahsis edilecek, TOKİye ya da yapacak olan
firmaya tahsis edilecek arsanın bir bölümünün ormandan
çıkarılmış, orman vasfını yitirmiş bir saha
olması nedeniyle, bir bütünlük olması nedeniyle bu düzenleme, bu
yetki alınıyor.
İZZET ÇETİN (Ankara) Onlar değil,
kentsel tasarım için, kentsel dönüşüm için! Sen çarpıtma konuyu!
RECAİ BERBER (Devamla) Dolayısıyla, bu
yetkinin başka yerlerde
Soma, adı üstünde Soma. Somayla ilgili,
sadece Soma yazıyor orada, o madde Somayla ilgili.
MUSA ÇAM (İzmir) Orada başka madde var!
Yaylak, kışlak, meralar için düzenleme var orada!
RECAİ BERBER (Devamla) Onun için, değerli
arkadaşlar, yani orada, yok meralar, ormanlar, ondan sonra birtakım
yerleri düzenleme değil, bunu bilmenizi istiyorum.
MUSA ÇAM (İzmir) Düzenleyen maddeler de var orada.
İZZET ÇETİN (Ankara) 115inci maddeden
bahset, 115inci maddeden.
VAHAP SEÇER (Mersin) Özelleştirmeden bahset.
RECAİ BERBER (Devamla) Ayrıca, biraz önce
söyledim, sadece Soma için değil, yer altında çalışan bütün
madenci kardeşlerimizle ilgili siz de biliyorsunuz ki reform
niteliğinde düzenlemeler var.
İZZET ÇETİN (Ankara) Kentsel dönüşüm ve
gelişim projelerinden bahset.
RECAİ BERBER (Devamla) Bakın arkadaşlar,
sosyal güvenlik reformunun önemli bir ayağı yer altında
çalışan işçi kardeşlerimizin emeklilik yaşlarıyla
ilgiliydi. Emeklilik yaşı 55ten 50ye çekildi ve burada,
yıpranma primleriyle beraber, onu da dikkate aldığımızda,
yer altında çalışan işçi kardeşlerimiz 43
yaşında emekli olabilecek.
İZZET ÇETİN (Ankara) Kırkağaçta
seni şikâyet edeceğim, Somada seni şikâyet edeceğim!
RECAİ BERBER (Devamla) Dolayısıyla, bu
düzenleme sadece Soma için değil, bu düzenleme sadece TKİ ya da TTK
için de değil, yer altı çalışması yapan bütün madenci
kardeşlerimiz için geçerli. Türkiyede yer altında 50 bin maden
işçisi var, 50 bin. Somadaki 5 bin-10 bin kişi değil, Türkiye
genelinde 50 bin maden işçisi var. Aynı şekilde, linyit ve
taş kömürü çıkaran maden ocaklarında çalışan
kardeşlerimizin ücreti asgari ücretin 2 katından az olamaz diye
sizlerle beraber bunu gerçekleştirdik.
MÜSLİM SARI (İstanbul) Soma yasası
değil. diyorsun, sadece Somadan bahsediyorsun. Hani Somayla ilgili
düzenleme değildi bu?
RECAİ BERBER (Devamla) Değerli
arkadaşlar, bakın, bugün burada özellikle şu söylendi:
Somadaki işçi kardeşlerimiz Ankaraya geliyor. Orada birtakım
sözler verildi, yerine getirilmedi. Ben buraya çıkan herkesten bunu
dinledim ama Allah rızası için, birisi de hangi söz verilmiş
yerine getirilmemiş onu söylemedi.
MÜSLİM SARI (İstanbul) Söyleyecek,
söyleyecek, bekle söyleyecek.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bekle, söyleyecek.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Olur mu ya? Muhalefet
şerhinde bile yazılı.
RECAİ BERBER (Devamla) Bakın, ben söyleyeyim
size.
MÜSLİM SARI (İstanbul) Kırk gündür
söylüyoruz, kırk gündür.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Muhalefet şerhini oku,
muhalefet şerhini.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Tutanaklarda var hepsi.
RECAİ BERBER (Devamla) Değerli
arkadaşlar, orada, söz verenler içinde ben de vardım.
Dolayısıyla, orada söz verilenlerin hepsi olduğu gibi, orada hiç
gündeme bile gelmeyen, işçi kardeşlerimizin bırakın
söylemeyi, talebini, aklından bile geçmeyen birtakım imkânlar, hususlar
burada düzenlendi.
OKTAY VURAL (İzmir) Vay, vay, vay! Aklından
bile geçmeyen!
RECAİ BERBER (Devamla) Evet.
İşçi kardeşlerimiz demiş ki güya, en
çok gündeme geliyor, bakın ben onu söyleyeyim: 6 ikramiye sözü verildi,
ne oldu?
Şimdi, o ikramiye meselesine bir açıklık
getireyim. İşçi kardeşlerimizin temsilcileri Ankaraya bütün
grupları, milletvekillerini ziyarete geldiğinde, Genel Merkezde
ilgili bakanlarımızla, işte, Faruk Çelik Bakanımızla,
Enerji Bakanımızla toplantı yapıldı, daha sonra da
Başbakanımızla bir görüşme yapıldı. O
görüşmede bulunan birisi olarak işçi kardeşlerimize ortalama ne
kadar ücret aldığı sorulduğunda 1.400 lira civarında
denildi. 1.400 lira ücret çok düşük. Bu ücretin en az, asgari 2 bin lira
olması lazım. diyen Başbakanımız dedi ki: Bunun bir
şekilde 2 bin liraya çıkması lazım. Bu da ancak 6 ikramiye
yani bu ücrete 6 ikramiye verilirse o zaman 2 bin liraya çıkıyor.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ya ayıptır ya!
RECAİ BERBER (Devamla) Hâlbuki biz şu anda,
değerli arkadaşlar, evet, biz şu anda asgari ücretin 2 katı
yapmakla zaten 2 bin liranın üzerinde bir ücrete çıkarmış
oluyoruz ve bunu yasal bir düzenlemeyle yapıyoruz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bak, bak! Ayıp, vallahi
ayıp!
RECAİ BERBER (Devamla) Dolayısıyla,
değerli arkadaşlar, burada
MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas)
Çarpıtmanın ancak bu kadarı olabilir ya!
RECAİ BERBER (Devamla) Hayır, hayır,
arkadaşlar, bunu söyleyen sendikacı kardeşlerimiz var burada,
sendikacı. Ben diyorum ki: Toplu sözleşmenin dışında,
yasada ikramiye konulduğu nerede görülmüş?
MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) Niye söz
veriyorsun?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ne söz verdiniz?
RECAİ BERBER (Devamla) Buranın bir
sendikası var, bu şirketin. Sendikası nerede, sendikası,
nerede sendika? Sendika gidecek Arkadaş, bu maaş da bana yetmez. Ben
4 ikramiye, 6 ikramiye istiyorum. diyecek ve o alacak, o.
İZZET ÇETİN (Ankara) Aklın ermez,
aklın ermez!
RECAİ BERBER (Devamla) Onun için, değerli
arkadaşlar, biz burada çok önemli bir düzenleme gerçekleştirdik.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Sendikayı siz
kurdunuz zaten.
RECAİ BERBER (Devamla) Plan ve Bütçe Komisyonunun
bütün üyelerine teşekkür ediyorum. Oy birliğiyle kabul edildi.
Asgari ücretin 2 katından az olamaz. denildi.
Değerli arkadaşlar, yine aynı
şekilde, ücretli izinler dörder gün artırıldı.
MUSA ÇAM (İzmir) Öyle bir şey yok, suç
ortağı yapma bizi, suç ortağı yapma!
RECAİ BERBER (Devamla) Değerli arkadaşlar,
bakın, aynı şekilde
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
burada bazı hususlar unutuluyor. Gelir Vergisi Kanununda sadece yer
altında geçen süredeki ücretler vergiden istisnaydı. Biz şimdi
tamamını, ister yer altında ister yer üstünde, ücretlerin
tamamını gelir vergisinden istisna hâline getirildi. Değerli
arkadaşlarım, net ücret alacaklar. Dolayısıyla
İZZET ÇETİN (Ankara) Ya zaten istisna
kardeşim ya! Gelir vergisi zaten yok, senden önce de yoktu!
RECAİ BERBER (Devamla) Şimdi, evet, evet.
Şimdi 6 saat neden 45 saat oldu, 36 saat oldu?
Arkadaşlar, bakın, madenciler Türkiyede ya 3 vardiya
çalışacak ya 4 vardiya. 3 vardiya çalışacaksa bunun her
halükârda 7,5 saat olması gerekiyor ve özellikle bazı maden
işletmelerinin yer altındaki sürenin dışında yer
üstündeki çalışmaları da var. Bu çalışmayı
altı saatin içine sığdırmamız mümkün değil,
dolayısıyla yer üstündeki çalışmayı ayrı
değerlendirelim ve otuz altı saatlik yer altı
çalışmasını değiştirmeden, bakın, altı
saat
İZZET ÇETİN (Ankara) Yer altında zaten
RECAİ BERBER (Devamla) Sayın İzzet Bey,
sen bu işleri çok iyi bilirsin aslında, uzmansın ama niye
çarpıtıyorsun, niye bunları görmüyorsun anlayabilmiş
değilim.
Değerli arkadaşlar, bunlar, Türkiyede yer
altı madenciliğinin 13 Mayıstan öncesi ve sonrası diye bir
milattır, bunu kabul edelim. Nasıl Türkiye 17 Ağustos
depreminden sonra konut sektöründe tamamen yeni bir dönem açtıysa, 13
MEHMET GÜNAL (Antalya) 17, 25 Aralık, bu da milat.
OKTAY VURAL (İzmir) 17 Aralık.
RECAİ BERBER (Devamla) Bakın, 17 Ağustos
depreminden sonra
MAHMUT TANAL (İstanbul) Olur mu, 17 Aralık
depremi oldu.
RECAİ BERBER (Devamla) Ne aralığı
ya Allah, Allah!
Değerli arkadaşlar, 13 Mayıs o kadar
önemli ki, bundan sonra madencilik Türkiyede artık uluslararası
standartlarda ve bu esaslara göre yapılacak.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bak, bak, bak!
RECAİ BERBER (Devamla) Bunda da özellikle Komisyon
üyelerimize teşekkür ediyoruz, madencilik sektörünün uzmanlarına
teşekkür ediyoruz; yol gösterdiler, ciddi düzenlemeler yapıldı.
Arkadaşlar, yine, burada çok önemli bir
çarpıtma var. Değerli arkadaşlar, şimdiye kadar en çok
şikâyet ettiğimiz konu taşeronla ilgili, biz de şikâyet
ediyoruz. Taşeronda çalışanların kıdem tazminatı
yok, taşeronda çalışanların izni yok, taşeronlar
asıl işverenin asıl işleriyle ilgili işler de
yapıyor; bunları söylemedik mi?
İZZET ÇETİN (Ankara) Ya, sen yarattın
kardeşim, sen! Sizin iktidarlarınız yarattı, AKP
iktidarları yarattı!
RECAİ BERBER (Devamla) Şimdi ne
yapıyoruz? Değerli arkadaşlar, artık bundan sonra kamuda
veya başka yerde kendi asli işiyle ilgili olarak taşeron
olmayacak, bitti. Evet, yasa çok açık.
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Devrim, devrim.
RECAİ BERBER (Devamla) Yasa çok açık.
MÜSLİM SARI (İstanbul) Bakanlar Kurulu karar
verir. diyor.
RECAİ BERBER (Devamla) Arkadaşlar, Bakanlar
Kurulu ve yargı kararları da dikkat edin, yargı kararları-
dikkate alınmak suretiyle yapılacak.
MÜSLİM SARI (İstanbul) Niye Karayolları
işçileri için getirmediniz?
RECAİ BERBER (Devamla) Her şeyden önce,
arkadaşlar, bakın, kendi asli işi güvenlik olan
MÜSLİM SARI (İstanbul) Karayolları
işçileri ne oldu? Mahkeme kararını niye uygulamıyorsunuz?
BAŞKAN Sayın Sarı, lütfen
RECAİ BERBER (Devamla)
kendi asli işi
temizlik olan bir firma temizlik konusunda, güvenlik konusunda bile artık
taşeron çalıştıramaz, bu kadar açık.
Dolayısıyla, asli işlerini taşeron firmalara
yaptırmanın önünü kapatıyoruz, bir.
İkincisi
MAHMUT TANAL (İstanbul) Nerede yazıyor?
RECAİ BERBER (Devamla) Biraz incelerseniz
görürsünüz.
MAHMUT TANAL (İstanbul) İnceliyoruz. Bana
söyler misiniz, nerede yazıyor?
RECAİ BERBER (Devamla) Aynı zamanda bu
insanlar eskiden olduğu gibi bir yıl değil, en az üç yıl
süreyle istihdam edilecek. Kıdem tazminatlarını eğer
orası ödemezse asıl işveren ödeyecek, ücretlerinin ödenip ödenmediğinden
asıl işveren sorumlu olacak. (AK PARTİ sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar)
Arkadaşlar, böyle bir taşeronluk
ALİ ÖZ (Mersin) Memurluktan da mı iyi yani? O
zaman devlet memurlarını taşerona geçirelim, taşerona!
RECAİ BERBER (Devamla) Arkadaşlar,
taşeron işçilere sendika bile geldi, daha ne istiyorsunuz? Sendikal
hakları bile verildi. Dolayısıyla, esasen bugün artık buna
taşeron demek yanlış olur; tamamen, gerçek anlamda bir hizmet
alımıdır; tamamen, gerçek anlamda dışarıdan alınması
gereken işlerin yaptırıldığı bir sistemdir. Bu
taşeron dönemi Türkiyede tarih olmuştur, bu yasayla beraber
taşeron işi bitmiştir arkadaşlar, bunu bilmenizi istiyorum.
MUSA ÇAM (İzmir) Sayın Berber, bu
konuşmanı yarın Kırkağaçta, Somada vatandaşa
dinleteceğim.
RECAİ BERBER (Devamla) Değerli
arkadaşlar, bakın, Burada Türkiye'nin, halkın yararına bir
şey yok. diyor arkadaşlar. Torbada ne varsa var, sayıyorlar
Şunlar yok, bunlar yok
Arkadaşlar, 35 bin öğretmen kadrosunu
ihdas eden bu komisyon değil mi?
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) Görmezler,
görmüyorlar.
MUSA ÇAM (İzmir) Neden 100 bin değil, neden?
RECAİ BERBER (Devamla) Allahını
seversen
Evet, 100 bini de siz çıkarırsınız
arkadaşlar.
MUSA ÇAM (İzmir) 2015te
çıkaracağız.
BAŞKAN Sayın Çam, lütfen
RECAİ BERBER (Devamla) Her şeyden önce,
değerli arkadaşlar, şunu bilmenizi istiyorum: Yasayla sosyal
güvenlik alanında çok önemli düzenlemeler yapıldı, gördünüz.
Bunların en başında, özellikle, çocuk sayısına göre,
özellikle kadınlarımız için emeklilikte borçlanma imkânı
getirildi. Dolayısıyla, Türkiyede ev kadınlarının ya
da çalışan hanımların
SAKİNE ÖZ (Manisa) Zaten vardı, zaten
vardı! Ne getirdiniz?
RECAİ BERBER (Devamla) Ya, lütfen
Sayısı artırıldı, süresi artırıldı,
Vardı. demeyin. Bu var olanları da 2008 yılında sosyal
güvenlik reformu yapılırken Sayın Bakanımızın
çalışmalarıyla bu Parlamento ve AK PARTİ Hükûmeti
yaptı var olanları. Daha önce bunları hiçbirisi yoktu, hiçbirisi
yoktu arkadaşlar.
SAKİNE ÖZ (Manisa) Bir sene önce vermiştik
kanun teklifini, bu torbada getirdiniz.
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) Yoktu, yoktu.
RECAİ BERBER (Devamla) Onun için, değerli
arkadaşlar, şunu bilmenizi istiyoruz: Bu kanunla getirilen en önemli
temel konuların tamamı rekor niteliktedir. Dolayısıyla,
birkaç tane hususu burada yine Türkiye'nin yararına olduğuna
inandığımız ve komisyonumuzu da doğrudan doğruya
ilgilendirdiğine inandığımız bazı önergeleri
arkadaşlarımız
MEHMET GÜNAL (Antalya) Nasıl ilgilendiriyor, bir
de onu söyle, neresinden ilgilendiriyor?
RECAİ BERBER (Devamla) Evet, çok önemli.
Arkadaşlar, mahkeme
kararıyla, Yargıtay kararıyla fiilî imkânsızlık
denmiş, diyorsunuz ki: Bu hisseleri, bu özelleştirmeleri geri
alın. Daha önce, bu özelleştirmeler Özelleştirme Yüksek Kurulu
kararıyla iptal ediliyordu, Geri alınmaz. deniyordu; şimdi
yasa yapıyoruz gene itiraz ediyorsunuz, insaf yani!
Dolayısıyla, bu
yasanın bir an önce çıkması ve Türkiyenin pek çok alanında
ihtiyaç duyulan düzenlemeleri içerdiği için, ülkemiz için
hayırlı olmasını diliyorum. Lütfen, sizlerden
istirhamımız, bu yasanın Komisyondaki kadar uzamadan, bayrama
kadar, bayram hediyesi olarak Türkiyeye bunu getirmemiz gerektiğine
inanıyorum.
Hepinize teşekkür
ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Daha erken söyledik, bir günde, bir
Söz verdik, hodri meydan dedik; gel, bir
günde çıkaralım, lazım olanları hemen çıkaralım,
yarın sabah gönderelim.
MAHMUT TANAL
(İstanbul) Sayın Başkan, özür dilerim.
Biraz önce hatip dedi ki:
Efendim, bunda taşeronlukla ilgili düzenlemeyi yaptık,
taşeronluğu kaldırdık. Ben bulamıyorum dedim,
Okursun. dedi. Sayın Bakan da burada, Komisyon Başkanı da
burada; maddeyi söyleyebilirler mi, nerede taşeronluk? Maddeyi bize bir
söylesinler.
BAŞKAN Evet,
teşekkür ederim.
Şahıslar
adına, Mersin Milletvekili Sayın Vahap Seçer. (CHP
sıralarından alkışlar)
VAHAP SEÇER (Mersin)
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Gerçekten, Sayın Başkan,
Sayın Berber; sizi dinleyince, televizyon ekranlarından sizleri
izleyen çalışanlar, kadrolu çalışanlar herhâlde bu
dizdiğiniz övgülerden dolayı kadrolu sistemi artık
bırakacaklar, taşeron işçi olarak çalışacaklar.
Yapmayın Allah aşkına!
Aslında bu konuyla
başlamayacaktım ama Sayın Bakanımın bu konuda Soma
kazasından sonra bir beyanatı var: Bu bir sömürü düzenidir, bunu
ortadan kaldıracağız. Ama, şimdi, bakıyorum
düzenlemelere, kamuda ihale süresini üç yıl yaptınız; asıl
işvereni maaşından, kıdem tazminatından sorumlu
tuttunuz. Ama, şimdi 600 bin taşeron işçi var kamuda
çalışan, toplamda da yaklaşık olarak 1 milyon 200 bin
taşeron işçi var. Bunların kalanı yani 600 bin kadarı
da özel sektörde çalışıyor. Onların güvencesi nerede,
buradan Sayın Bakana bunu sormak istiyorum bir kere.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bir kere bu
yasanın Komisyona gelişi, temel kanunun İç Tüzüke
aykırılığı burada çok tartışıldı.
Gerçekten Soma diye geldi ama bu tasarı Komisyonu komaya soktu.
MUSA ÇAM (İzmir) Bravo!
VAHAP SEÇER (Devamla) Otuz sekiz gün, şu kadar
saat, geceli gündüzlü
Biz imtina etmiyoruz, elbette ki halkın
sorumluluğu, milletin sorumluluğu üzerimizde, onların emaneti
üzerimizde, elbette çalışacağız, uyumayız gerekirse
ama şimdi Allahtan korkmak lazım.
Şimdi, bakalım ne yapmışız? 61
maddelik orijinal metin, Sayın Demiröz, olmuş 106 madde; daha sonra,
148+1 ek madde, olmuş 149 madde.
ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) İhtiyaç
varmış.
VAHAP SEÇER (Devamla) Şimdi, bizim koşulsuz
olarak desteklediğimiz Somayla ilgili düzenlemeler, yetmez ama evet;
taşeronlukla ilgili düzenlemeler, yetmez ama evet.
Bakın, şimdi, kamu alacaklarını
yeniden yapılandırdınız. Af konusuna muhalefetten önce kim
karşı çıktı? Sayın Maliye Bakanı karşı
çıktı. Peki, sordum Sayın Maliye Bakanına, dedim ki: Bu
bir seçim rüşveti mi arkadaş, bu tasarı popülizm kokuyor? Dedi
ki: Evet, bu, seçime yönelik yapılan bir düzenleme. Tutanaklardan
çıkartabilirsiniz.
Şimdi, biz,
şunu söylüyoruz: Lütfen samimi olalım. 12 Eylül 2010 referandumunu
hatırlayacaksınız, burada o dönemde görev yapan
arkadaşlarımız var. Orada, HSYK ve Anayasa Mahkemesi düzenlemesi
başka bir anlam taşıyordu, onun yanına konan 24 madde
farklı bir anlam taşıyordu. Şimdi de aynı. Bakın,
son şekliyle tasarıda 100üncü madde var. İdari Yargılama
Usulü Kanununda yapılan
Şu sizin daha sonra çete olarak
değerlendirdiğiniz -tırnak içerisinde söylüyorum- kamuda
çalışan memurları sonbahar rüzgârında savrulan yapraklar
gibi hani oradan oraya savuracaksınız ya, sonra da mahkeme
kararlarını hiçe sayacaksınız, iki yıl sonra -eh, bir
yerlere- tekrar Benzer bir kadroya ama başka bir kuruma bunu verelim.
diyeceksiniz. Böyle bir düzenleme var.
Özelleştirmeyle ilgili düzenleme
var, bu çok önemli ve adrese teslim. 5 tane Türkiyenin saygın kurumu,
doksan yıllık cumhuriyetin birikimi, tüyü bitmemiş
çocuklarımızın hakkı, bizlerin vergileriyle tohumu
atılmış, fidan hâline gelmiş, sulanmış,
çapalanmış, gübrelenmiş, dallanmış,
budaklanmış tesisler satılmış ellide 1 değerlere.
SEKA var, Balıkesir SEKA var; Seydişehir Alüminyum var; limanlar var,
Kuşadası, Çeşme Limanı var; TÜPRAŞın 14,76
hissesi var.
Şimdi, öyle bir durum
almış ki bakın, yargı yürütmeyi durdurma kararı
veriyor ama AKPyi durduramıyor. Her şeyi durduruyor yargı,
AKPyi durduramıyor. Şimdi, her iki düzenlemede de iptal kararı var,
yürütmeyi durdurma kararı var, Anayasa Mahkemesinin kararları var,
ona rağmen düzenlemeler yapıyorsunuz. Şimdi Bu düzenleme çok
iyidir, biz de katkı sunalım. Gerçekten toplumun değişik
kesimleri, değişik sosyoekonomik sınıflar, işçisi,
Somada şehit olan madencinin hak sahipleri bunları bekliyor. Hadi,
bu zehirli maddeleri görmeyelim. deyip de kusura bakmayın, sizlerin
değirmenine su taşıyamayız, bu engelleme değil.
Ben, Sayın Canikliyi de
yadırgıyorum. Bu tartışmayı Komisyonda da yaptık,
tutanakları inceleyin. Şunu söyledik: Lütfen, Somayı
çıkartın, çalışma hayatına ilişkin düzenlemeleri
çıkartın, vergiyle ilgili, kamu alacaklarıyla ilgili yeniden
yapılandırmayı çıkartın ya da toplumun gerçekten
ivedilikle beklediği düzenlemeleri çıkartın, bir an önce buradan
geçsin. Biz de eksikleri tamamlayalım, katkılarımızı
sunalım, Genel Kurulda yasalaşsın. Burada ayrıldığımız nokta yok.
Ama, bu az önce saydığım yasalar
Bakın, şimdi, kusura
bakmayın, sizin birtakım siyasi tasarruflarınızın
yardımcısı olamayız.
Nur risaleleriyle ilgili bir yasa
çıkartıyorsunuz. Şimdi, bu
ÜNAL KACIR (İstanbul) Hani, nerede?
VAHAP SEÇER (Devamla) Hayır, bu nereden
çıktı yani çok mu ivediydi?
MÜSLİM SARI (İstanbul) Biz de soruyoruz
Nereden çıktı? diye.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Hangisi?
VAHAP SEÇER (Devamla) Efendim, bu nereden çıktı?
Yani, şimdi siz bunu tekelinize alacaksınız
ÜNAL KACIR (İstanbul) Hangi madde?
VAHAP SEÇER (Devamla) İşte efendim, burada.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Nerede? Nur yazıyor
mu orada?
VAHAP SEÇER (Devamla) Fikir ve Sanat Eserleri
Kanununda yapılan düzenleme; işte, burada. Bunun burada ivedilikle
ne alakası var?
Şimdi, meraları
Bakın, dediler ki:
Somada hayırsever yurttaşlar konut yapacak. Yapsın.
RECAİ BERBER (Manisa) Soma'da yer lazım.
VAHAP SEÇER (Devamla) Orada hazine arazileri var orman
dışına çıkartılmış, ilim ve fen
bakımından artık orman olarak değerlendirilmeyen araziler
var, oralara yapsın; getirdiniz, meraları da koydunuz.
İtirazımız da
Az önce Sayın Çetinin itiraz ettiği
madde o, onu çıkarttık.
İZZET ÇETİN (Ankara) 115, 115
VAHAP SEÇER (Devamla) Bakın, 115inci madde var
meralarla ilgili.
RECAİ BERBER (Manisa) Merayı
çıkarttık ya oradan.
VAHAP SEÇER (Devamla) Bakanlar Kurulu kararıyla
kentsel dönüşüm ve gelişim projelerine meraları
alıyorsunuz. Şimdi, geçtiğimiz gün Komisyonda da söyledim:
Meralardan ne istiyorsunuz? Türkiye'nin mera varlığı 10 milyon
hektara kadar düştü, hayvancılık bitti.
Şimdi, bugün gazetede okudum, yine, Tarım
Bakanlığı bayram öncesi kurbanlık hayvan ithal ediyor.
Neden ithal ediyorsunuz? Çünkü, Türkiye hayvancılığını
bitirdiniz, meraları yapılaşmaya açıyorsunuz, bunu da
Bakanlar Kurulu kararıyla yapıyorsunuz.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bizim
itirazımız buna. Yoksa Efendim, toplumun beklediği maddeler
varmış, siz bunları engelliyorsunuz. Biz burada memleket
faydasına çalışıyoruz, yurttaşın faydasına
çalışıyoruz. Soma'daki kazazedelerin yakınları,
şehitlerin yakınları bu düzenlemeyi bekliyor da bunu Cumhuriyet
Halk Partisi ya da diğer muhalefet partileri engelliyor. Bunlar
yanlış değerlendirmeler.
Değerli
arkadaşlarım, şimdi, bakın, 112nci maddenin ve 115inci
maddenin, bunun yanında da İdari Yargılama Usulü Kanunuyla
ilgili düzenlemelerin bu tasarının içerisinden
çıkarılması lazım. Bu çalışmaların daha
fazla uzamasını istemiyorsak bunları bir an önce bunun
içerisinden çıkaralım; diğer, bizlerin katkılarıyla
çıkacak olan yasaları çıkaralım, toplumun istediği
yasaları çıkaralım.
Şimdi, bu İdari
Yargılama Usulü Kanunu çok önemli. Burada yapılan düzenlemelerde,
Anayasa 125, Anayasa 138, bunlar görmezlikten geliniyor, baypas ediliyor.
Yine bir gazete haberi:
Birçok bakanlıkta özellikle kamu üst düzey yöneticileri yer
değişikliğine maruz kalmış. Şimdi, bu yasa böyle
geçerse yani İdari Yargılama Usulü Kanununda değişiklik
yaparsanız Türkiyede yaklaşık olarak 317.911 -bu
Bakanlıktan aldığımız rakam- memur arkadaşımızı
istediğiniz yerden alacaksınız, istediğiniz yere
göndereceksiniz, idari yargıya gidecek, artık yürütmeyi durdurma
kararı alamayacak.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
VAHAP SEÇER (Devamla) -
Eğer ki bu karara mahkemeden iptal kararı çıkarsa diyeceksiniz
ki: Eski çamlar bardak oldu. Önceden seni otuz gün içerisinde aynı kamu
kurumuna, aynı görevine veriyordum ama şimdi iki yıl sonra verme
hakkına sahibim. Artık, memur arkadaşım, kamu
çalışanı arkadaşım derdini Marko Paşaya
anlatacak(!)
Saygılar sunuyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Seçer.
Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Faruk Çelik, buyurunuz.
Süreniz yirmi dakika.
ÇALIŞMA VE SOSYAL
GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Başta Soma
faciasında hayatlarını kaybedenlerin yakınları olmak
üzere toplumumuzun büyük bir bölümünü yakından ilgilendiren, son derece
önemli düzenlemeler içeren, Komisyon çalışmaları
sırasında sosyal tarafların ve milletvekillerimizin
katkılarıyla şekillenen, nihayetinde de 148 maddeye ulaşan
çok kapsamlı bir yasa tasarısıyla, teklifleriyle
huzurlarınızdayız.
İZZET ÇETİN (Ankara) Harar yasa, harar.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Devamla) Tasarı, pek çok
bakanlığımızın faaliyet alanlarına giren ve
yaklaşık 70 kanunda değişiklik öngören düzenlemeleri
içermektedir. Şu anda milletimizin gözü, kulağının Türkiye
Büyük Millet Meclisinde olduğunu özellikle belirtmek istiyorum.
Milletimizin, bu yasama yılı bitmeden bu tasarının
yasalaşması için dört gözle bir beklenti içerisinde olduğunu da
vurgulamak istiyorum.
Bakan arkadaşlarımın kendi
alanlarıyla ilgili olarak gerekli bilgilendirmeleri tasarıdaki
maddeler görüşülürken yapacakları inancı içerisindeyim. Ben
sizlere genel olarak tasarıyla, özelde de Bakanlığımı
ilgilendiren maddelerle ilgili açıklamalarda bulunmak istiyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Hükûmetimiz, sizlerin de katkılarıyla, on bir yıllık süreç
içerisinde çalışma ve sosyal güvenlik alanında son derece önemli
reformlar gerçekleştirmiştir. İş Kanunu, sosyal güvenlik
reformu, genel sağlık sigortası, intibak düzenlemesi, istihdam
paketleri, teşvik uygulamaları, memurlara toplu sözleşme
hakkı, İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası,
Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasası gibi, toplumumuzun
son derece önemli kesimlerini, neredeyse tümünü ilgilendiren önemli reformlar
gerçekleştirilmiştir. Ancak, sizlerin de bildiği gibi, sosyal
hayat hızlı bir değişim ve dönüşüm süreci
yaşamaktadır. Örneğin 2002den bu yana aktif sigortalı
sayımızda 7 milyon, pasif sigortalı sayımızda ise 4
milyon artış gerçekleşmiştir. Bu değişime ayak
uydurmak ve toplumumuzun beklentilerine etkin, verimli ve hızlı bir
şekilde cevap verebilmek için mevzuatımızı da
çağın gereklerine ve bu taleplere cevap verecek şekilde
düzenleme zarureti vardır. Yani, mevzuatımızın dinamizmi
toplumsal hayatın değişim ve ihtiyaçlarının gerisinde
kalmamalıdır. Elbette ki toplumun beklentileri sadece hükûmetlere ya
da Meclise değil sivil toplum örgütlerine, sosyal taraflara ve sendikalara
da belli oranda sorumluluklar yüklemektedir. Bu da masanın her iki
tarafında oturan çalışma hayatının tüm aktörlerinin
belli bir iş bölümü ve sorumluluk çerçevesinde sorunlara
yaklaşmalarını gerekli kılmaktadır. Sadece ücretlerin
konuşulduğu rutin toplantılar yerine iş
sağlığı, güvenliğinden sosyal güvenlik haklarına,
işsizliği azaltıcı ve istihdamı
artırıcı önlemlere, çalışanların
haklarını koruyan ve ülkemizin rekabet gücünü artıran politikalara
kadar her alanda vizyoner bir bakış açısı,
çalışma ve sosyal güvenlik hayatının vazgeçilmezi
olmalıdır. Dünya bir gündür, o da bugündür. anlayışı
yerine, ülkemizin yarınlarını düşünen uzun vadeli
politikalara katkı sağlamak toplumsal dinamizmin hassasiyet
göstermesi gereken bir durumdur. İşte, biz onun için 2023 diyoruz,
biz onun için 2053 diyoruz, onun için 2071 diyoruz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
yaptığımız tüm bu çalışmalarda sosyal
diyaloğu esas alan ve toplumun beklentilerini gözeten bir
anlayışla hareket ediyoruz. Burada ısrarla arkadaşlarımız
bazı hususlara değiniyorlar, ben özellikle şunu ifade etmek
istiyorum: Bu düzenlemeler, çalışma hayatıyla ilgili
düzenlemeler, sosyal güvenlik alanındaki düzenlemeler Soma hadisesinden
sonra ortaya çıkmış olan düzenlemeler değildir. Bunu
eğer sosyal taraflarla paylaşırsanız üç yıldır
üzerinde yoğun bir şekilde çalıştığımız
düzenlemeler olduğunu görürsünüz. İşte, bu tasarı
toplumumuzun beklentilerine cevap veren son derece önemli düzenlemeler
içermektedir. Bu sebeple, madde sayısından ziyade içeriğe
odaklanmamız gerektiği kanaatindeyim.
Tasarının SGKyla ilgili bölümü,
yaklaşık 15 milyon iş yeri ve sigortalı ile 100 milyar
TLlik alacağı ilgilendirmektedir. Bu amaçla, sigorta prim
borçları, sosyal güvenlik destek prim borçları, idari para
cezaları, genel sağlık sigortası prim borçları,
inşaat ve ihale konusu işlere ait fark ve prim borçları
yapılandırılmaktadır. Bu kapsamda, genel sağlık
sigortalıların borçlarının anaparasını peşin
ödemeleri hâlinde gecikme zamları ve gecikme cezaları tamamen
silinmektedir. Bunların dışında prim borçlarında ise
peşin ödemelerde gecikme cezası ve gecikme zammı silinerek
anapara TÜFE, ÜFEyle güncellenmektedir. Peşin ödeme yerine taksitle
ödemeyi tercih eden vatandaşlarımız açısından vade
farkı uygulanarak 6, 9, 12 ve 18 taksit imkânı getirilmekte ve taksitlerin
iki ayda bir ödenmesi sağlanmaktadır.
Değerli milletvekilleri, özellikle Soma faciası
elim olayından sonra, arkadaşlarımız tasarıda nelerin
yer aldığını burada ifade ettiler ama bir ihtilaf konusu
olarak burada takdim edilen, sanki sözler verilmiş de yerine
getirilmemiş gibi ifade edilen hususlara da bir açıklık getirmek
istiyorum. Biz işçi kardeşlerimizle bir araya geldik, gerek Manisada
bir araya geldik gerek Ankarada parti genel merkezimizde bir araya geldik.
Onlarla yaptığımız değerlendirmelerde kendilerine ne
söz verdiysek bunların tamamını yerine getirdiğimizi ifade
etmek istiyorum. Bunları arkadaşlarımız burada ifade
ettikleri için ben söylemiyorum ama özellikle sivil şehitlere verdiğimiz
haklar ne ise aynı hakları Somada hayatını kaybeden
kardeşlerimizin hak sahiplerine de verdiğimizi belirtmek istiyorum.
Diğer hususlar: Efendim, iş yerleri, ocaklar
kapalı... Ocaklar kapalı, doğru. Denetim şu anda devam
ediyor. Kapalı ocaklar açılıncaya kadar da onlara gerek
yardım olarak gerekse ücretin daha sonra işverene rücu edileceği
düzenlemeleri yapmış bulunuyoruz.
Değerli milletvekilleri, tasarının önemli
bölümlerinden bir tanesi de taşeron uygulaması konusudur. Bununla
ilgili, tabii, uzun, çok uzun şeyler söylemek mümkün ama kısaca
şunu ifade etmek istiyorum: Taşeron uygulaması bugünün
uygulaması değil, 1936 yılından beri var olan bir
uygulamadır. Bu dönem içerisinde ben gerek bu kürsüden gerek sosyal
taraflarla bir araya geldiğimde defalarca söyledim: Burada bir keyfîlik
oluşmuş, burada sıkıntılı bir atmosfer var. Bu
sıkıntılı durumun, emeğin sömürüsüne dönmesine yönelik
bu atmosferin, bu tablonun ortadan kaldırılması gerekiyor dedik.
Onun için taraflarla uzunca çalışma yaptık.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Sayın Bakan, tek parti döneminde kaldı, siz mi devam ettiriyorsunuz
bu taşeron uygulamasını?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Devamla) - Şimdi ne geldi, ne getiriyoruz bakınız
Müsaade ederseniz...
Bakınız, alt işveren yani hizmet
alımı, İş Kanununun 2nci maddesi çerçevesinde
gerçekleştirilebilecek yani bir teknolojik nedenle veya uzmanlık
gerektiren veya işin gereği durumlarında, bu 3 şart aranan
hususlarda hizmet alımı gerçekleştirilecek. Başka
Yardımcı işlerde hizmet alımı gerçekleştirilecek.
Bu yardımcı işleri de Bakanlar Kurulu olarak
belirleyeceğiz, ondan sonra değişme şartı,
şansı yok. Onlar belirlenecek ve ondan sonra onun
dışındakiler, İş Kanununun 2nci maddesindeki
hususların ve yardımcı işlerin dışındaki tüm
çalışma hayatı asıl işçi olarak gerçekleşecek. Şimdi,
arkadaşların burada çıkıp Yahu taşeron
uygulamasıyla ilgili ne getiriyor? ifadeleri
Ne getirdiğini
açıkça ifade ediyorum: Yardımcı işler ve İş
Kanununun 2nci maddesinde belirtilen hususlar dışında
asıl işverenin asıl işçisi olarak
çalıştırılacaklarını belirtiyorum.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Zaten vardı
Sayın Bakan.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Asıl işveren kamu.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Devamla) Hayır
MAHMUT TANAL (İstanbul) Olur mu öyle, zaten
vardı.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Devamla) Şimdi, bakınız, yine yasada şöyle
düzenleme geliyor: Sizin temizlik işçisi olarak
aldığınızı başka bir yerde istihdam
imkânınız vardı. Yasa diyor ki: Hayır, ihalesini
yaptığınız iş temizlik işiyse temizlik
işinden başka bir yerde istihdam etme imkânınız yok. Bak,
konuşmamın bir yerinde söyledim, buradaki keyfîliklerin tümü ortadan
kaldırılıyor.
OKTAY VURAL (İzmir) Zaten öyleydi, yahu uygulamada
zaten öyle.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Devamla) Kıdem tazminatını defalarca burada
gündeme getirdik. Kıdem tazminatı uygulamasında mevcut tazminat
on iki ayı gerektiriyor, on iki ay çalışmasını
gerektiriyor idi ama alt işverenler on bir buçuk ay
çalıştırdıkları için bundan mahrum idiler; bu
düzenlemeyi buraya yerleştirdik. Artık, taşeron
işçilerimizin kıdem tazminatı sorunu ortadan kalkmış
bulunuyor, kamu bunu tekeffül ediyor, çalıştığı
kurumlar tarafından tazminatları ödenecek.
Ayrıca, örgütlenme, toplu sözleşme
hakkını getiriyoruz ve toplu sözleşme neticesinde oluşacak
olan farklar da alt işveren bünyesinde çalışan işçilerimize
ödenecek.
Yıllık izinlerle ilgili
sıkıntıları vardı. Yıllık izin kullanma
hakları kendilerine bu düzenlemeyle veriliyor.
Ücretlerin güvencesi
Alt işveren diyor ki: Ben
ödemedim. Ödemeyince işçi hakkını arama konusunda hem zaman
kaybediyor hem de alt işvereni bulup durumunu, âdeta onun muhasebesini
inceleme gibi bir durumla karşı karşıya kalıyor idi;
bunlar ortadan kalktı. Alt işverenle mali boyutuyla, ücret boyutuyla
sorunları çözülmemiş ise onu çözmekle asıl işvereni sorumlu
tutuyoruz.
İhalelere üç yıl zorunluluğu geliyor. Üç
yıl içerisinde tabii ki gerek iş güvencesi açısından
gerekse örgütlenme açısından son derece önemli bir değişim
olduğunu burada belirtmek istiyorum.
Değerli arkadaşlar, taşeron
uygulamalarının yanında sosyal güvenlik alanında da önemli
düzenlemeler gerçekleştirdik. Bu alanda, kadın sigortalılar
açısından borçlanabilecek çocuk sayısını 2den 3e,
borçlanma süresini de dört yıldan altı yıla
çıkarıyoruz. Doğum borçlanma hakkını, SSKlı
kadınların yanında BAĞ-KURlu kadınlara ve memuriyete
başladıktan sonra doğum nedeniyle ayrılıp bir daha
memuriyete dönmeyen kadınlara da veriyoruz.
Çocuk sahibi olamayan sigortalılarımız
için SGKnın karşıladığı tüp bebek deneme
sayısını 2den 3e çıkarıyoruz.
Türk vatandaşlığından izinle
çıkan mavi kartlı gurbetçilerimize yurt dışında Türk
vatandaşı olarak çalıştıkları süreleri borçlanma
hakkı veriyoruz.
Gurbetçilerimizin sözleşmeli ülkede ilk defa
çalışmaya başladıkları tarihi Türkiyedeki işe
giriş tarihi olarak kabul ediyor ve bunların daha erken emekli
olmalarını sağlıyoruz.
Yurt dışında iş alan
işverenlerimizin rekabet gücünü artırmak amacıyla, sigorta prim
tavanlarını asgari ücretin 6,5 katından 3 katına
düşürüyoruz.
Esnaf ve ziraat odası kayıtlarındaki
sigortalı hatasından kaynaklanmayan kayıt geçersizlikleri
sebebiyle sigortalılığın iptal edilmesinin önüne geçiyoruz.
Yani, bu nedenle emekliliği iptal edilenlerin emekli aylıkları
yeniden bağlanmış olacak.
Gayrifaal iş yerlerine ait olan ve borç
asılları 100 TLyi aşmayan alacakları terkin ediyoruz.
Gelir testine girmediği için haklarında prim
borcu çıkarılan 5 milyon 300 bin vatandaşımıza gelir
testine girmeleri için altı aylık süre veriyoruz.
Disiplin affından yararlanarak memuriyete geri
dönenlere verilen borçlanma imkânının başvuru süresini
uzatıyoruz.
Ev hizmetlerinde on günden fazla çalışan
kadınların sigortalılık işlemlerini
kolaylaştırıyoruz, on günden az çalışanların
sigortalılığını ise isteğe bağlı hâle
getiriyoruz.
SGK bünyesinde Eğitim, Araştırma ve
Geliştirme Merkezi Başkanlığı kuruyoruz. İş
ve meslek danışmanları kadroya geçtikleri için
aylıklarında meydana gelen düşüşü gidererek ücretlerine 360
TLlik bir iyileştirme getiriyoruz. Yersiz olarak ödendiği tespit
edilen 65 yaş aylığı ve engelli aylıklarının
geri alınmayarak terkin edilmesi düzenlemesi getirilmektedir.
Esnaf ve sanatkârlarımızın odalara olan
aidat borçlarının ve odaların birlik ve federasyonlara, birlik
federasyonlarının da konfederasyonlara olan katılım
payı borçlarının faizlerinin silinmesi, anaparanın ise
TEFE-ÜFEyle güncellenmesi gerçekleştiriliyor.
Vergi borçlarının, vergi cezalarının,
emlak ve çevre temizlik vergilerinin yapılandırılması
gerçekleştiriliyor.
Artvin-Yusufeli ve Denizli-Acıpayam ilçeleriyle
ilgili iskân ve hak sahipliği konusunda Bakanlar Kuruluna yetki
verilmektedir.
35 bin öğretmen kadrosu ihdas edilmektedir.
Anayasa Mahkemesi kararına uygun olarak aday
memurken adaylıktan kesme veya kademe ilerlemesinin durdurulması cezası
alan memurların görevlerine son verilmemesi düzenlemesi bu tasarıda
yer alıyor.
Daha birçok düzenleme bildiğiniz gibi bu
tasarıda yer almaktadır. Belki bölümler görüşülürken spesifik
olarak bazı alanlara da değinmiş olacağım ama son
olarak şunu ifade ediyorum: Taşeron uygulaması kesinlikle
yaygınlaştırılmıyor, disipline ediliyor ve çok ciddi
sayıda da düşürülüyor. 660 bin taşeron işçisi var şu
anda kamuda. Bu rakamı burada söylüyoruz, önümüzdeki dönem içerisinde bunu
görüştüğümüz zaman kaç rakamına indiğini hepimiz
görmüş olacağız.
Ayrıca, toplu sözleşme yapılmasıyla
ilgili kamu işveren sendikasının yetkilendirilmesi konusu:
Amacımız, burada taşeron işçilerinin toplu sözleşme
yapabilmeleri. Karşılarında tabii ki bir işveren olacak,
kamu işvereninin olmasından daha doğal bir şey olamaz diye
ifade ediyorum.
Son olarak, bildiğiniz gibi, Plan Bütçe Komisyonunda
bu yasa tasarısını değerlendirirken sığınma
odası ve benzeri tartışmalar yapılmış idi. Orada
arkadaşlarımızla, muhalefetle de bir mutabakatımız vardı.
Bu düzenlemenin yönetmelikte olması çok daha doğrudur çünkü sektörler
fazladır, maden sektörleri çok çeşitlidir. Her bir maden sektörüyle
ilgili düzenlemeyi yasada yaparsanız, bu, yasal düzenleme
açısından mümkün de değildir, doğru da değildir. Bundan
dolayı Maden İşyerlerinde İş
Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliğinde bir
değişiklik yapacağımızı, bu
değişikliği de yasa Parlamentoda görüşülürken Bakanlar
Kuruluna, Başbakanlığa göndereceğimizi söylemiştik.
Dün itibarıyla bu değişikliği yaptık ve özellikle
kömür madenlerinde meydana gelebilecek olan grizu patlamaları ve
karbonmonoksit zehirlenmesiyle karşı karşıya kalan
işçilerimizin yürüyerek maske ve sağlık merkezlerine
ulaşmaları ve bu sağlık merkezlerinden yeni cihazları
alıp tekrar yeryüzüne çıkabilmeleriyle ilgili yeni bir düzenlemeyi
Bakanlar Kuruluna, Başbakanlığa göndermiş bulunuyoruz.
İnşallah kısa zaman içerisinde onaylanıp yürürlüğe
girmesinin de önemli olduğunu burada vurguluyorum.
Bölümlerde tekrar huzurlarınızda olmak
temennisiyle hepinize en derin saygılarımı sunuyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Şahıslar adına son söz
Manisa Milletvekili Sayın Selçuk Özdağa aittir.
Buyurunuz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 639 sıra sayılı İş
Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılmasına Dair Kanun Tasarısının
tümü üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
148 maddelik bu kanun tasarısı, içerisinde
büyük değişiklikleri ve yenilikleri barındırması
hasebiyle milletimiz için çok büyük önem arz etmektedir. Doğrudan ve
dolaylı olarak yaklaşık 20 milyon vatandaşımızı
ilgilendiren bu kanun tasarısıyla çözüm bekleyen konulara,
yaşanan mağduriyetlere neşter vurulmakta ve birçok mesele halledilmektedir.
Yasaların yapılma sebebi ve bu yasalara hayat
veren toplumsal ihtiyaçlardır. Yasalar toplumun
varlığını düzenli biçimde sürdürmesi için vardır ve
toplumun huzuru, rahatı, sorunlarının çözümü için
yapılır. Toplumda herhangi bir sorunun
karşılığı olan yasalar siyaset kurumunun
saygınlığına da hizmet eder. Doğal olarak 148 maddeden
ibaret olan torba yasa da böyle bir ihtiyacın sonucu hayat bulmuştur.
Demokrasilerde farklı görüşlerin olması
tabiidir. Her meselede olduğu gibi görüşmelerine
başladığımız bu yasa tasarısında da muhakkak
ki eleştiriler olacaktır. Eleştirme ve beğenmeme hakkı
da demokratik bir haktır ama her eleştiri ve hoşnutsuzluk
toplumun talepleriyle örtüşme anlamına da gelmemektedir.
Üzerinde konuştuğumuz bu yasa
tasarısı ihtiyaç ve beklentileri esas almıştır.
Korunan, insanlarımızın hukukudur. Belli kesimlerin
kayrıldığına dair ileri sürülen iddialar mesnetsizdir.
Tasarıyla sosyal güvenlik, sendikal haklar,
eğitim, sağlık, çalışma hayatı ve benzeri
konularda ciddi değişiklikler ve yenilikler yapılmaktadır.
Bu yasa tasarısıyla özellikle Somada yaşanan elim maden
kazası sonrasında mağdur olan vatandaşlarımızın
yaşadıkları problemler çerçevesinde yer altında
çalışan işçilerimize önemli maddi ve sosyal haklar
getirilmektedir. Yasayla sosyal güvenlik, BAĞ-KUR primleri yeniden
düzenleniyor, borcunu ödemediğinden dolayı sosyal güvenlik
imkânından yararlanamayan insanlarımıza yeniden fırsat
veriliyor. 2014 yılı Nisan ayı ve önceki aylara ilişkin
ödenmemiş olan sigorta primi, emeklilik keseneği, işsizlik
sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi için hesaplanacak
tutarın ödenmesi hâlinde bu alacaklara uygulanan gecikme cezası ve
gecikme zammı gibi alacakların tamamının tahsilinden
vazgeçilmektedir. Tasarıyla araç muayenesini zamanında
yaptıramayanların cezaları ve gümrük vergisi borçları da
yeniden yapılandırma kapsamına alınmaktadır. Bu
düzenlemeyle hem vatandaş primlerini daha kolay ödeyecek hem de devletimiz
tahsil edemediği primlerini tahsil edecektir.
Değerli milletvekilleri, evlerde çalışan
temizlik veya bakıcılık gibi işler yapan binlerce
kadınımız sosyal güvenlik kapsamına
alınmıştır. On günden fazla çalışmalarda artık
zorunlu sigorta yapılacaktır. Bu insanların geleceğe umutla
bakmalarını temin edecek böyle bir düzenlemenin takdirle
karşılanması gerekir. Bu insanları devletin koruyucu
kanatları altına almanın neresi yanlıştır?
Baştan beri felsefemiz, halkıyla bütünleşen devlettir. Bütün bu
adımlar insanlarımızın aidiyet duygularını da
güçlendirecektir. Öte yandan, kiralık memur alımı, üst düzey
görevlilerin önceki görevlerine dönmelerinin
zorlaştırılması gibi düzenlemeler, kamu hizmetlerinin
hızlı, çabuk ve etkili bir şekilde yapılmasını
amaçlamaktadır. Bundan sonra yürütme organı 10 defa gidip 11 defa
gelen memurlarla, mahkemelerle vakit kaybetmeyecek ve böyle bir zulüm de
kalmayacaktır.
MUSA ÇAM (İzmir) Hocam, nasıl olacak, onu bir
anlatsana! Hocam, nasıl yapacaksınız, bir anlat onu be!
SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) Aslolan, icranın
hızlı işlemesi ve vatandaşın beklentilerinin
karşılanmasıdır.
İZZET ÇETİN (Ankara) Kiralık memur
nasıl oluyor, bir anlat!
SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) Eğer kanunda bir
yanlışlık varsa Anayasa Mahkemesine gidersiniz, Anayasa
Mahkemesi gerekli düzenlemeleri yapar, tekrar buraya gelir. Türkiye Büyük
Millet Meclisi bunun için vardır. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
MUSA ÇAM (İzmir) Anayasa Mahkemesi ne güne
duruyor, Anayasa Mahkemesi!
SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) Sonra, muhalefete diyorum
ki: Muhalefet, bakın, biz iktidarız, yapıyoruz. Çok
çalışın, gayret sarf edin, iktidar olun, gelin bizim
yaptıklarımızı değiştirin, Türk toplumunu mutlu
hâle getirin.
İZZET ÇETİN (Ankara) Emrin olur!
SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) Bizim
yaptıklarımızla bu millet bizi 8 defa iktidar yaptı, 9uncu
seçimde de Cumhurbaşkanını da köşke göndereceğiz ve
içimizden de bir başbakan çıkarıp 11inci seçimimizi
kazanacağız inşallah, göreceksiniz, bunları da
yapacağız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MUSA ÇAM (İzmir) Hocam, mahkemeleri kaldır o
zaman, mahkemeleri kaldır!
SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) Değerli
milletvekilleri, tasarının neler kapsadığıyla ilgili
kısa başlıklara değindikten sonra özellikle Soma maden
faciasından dolayı Somadaki ve yurdumuzun dört bir tarafındaki
maden işçileriyle ilgili, yer altında çalışan diğer
işçileri ilgilendiren hususları biraz açmak istiyorum.
2010 yılında bu Mecliste bir
araştırma komisyonu kuruldu, Madenleri Araştırma Komisyonu
ve bu Komisyon dört ay çalıştı, bütün partilerin
ittifakıyla bir rapor düzenledi. Ardından
Cumhurbaşkanımız Devlet Denetleme Kuruluna bir görev verdi,
onlar da çalıştılar, 567 sayfalık bir rapor düzenlediler,
Meclise intikal etti. 2012 yılında bu Meclis yeni bir kanun yaptı,
İş Güvenliği ve İş Sağlığı
Yasasını düzenledi. Bu yasanın dünya yasaları içerisinde,
Avrupadaki yasalar içerisinde, Avustralyadaki yasalar içerisinde en ufak bir
geri kalır hâli yoktur ama bu yasalar, maalesef, bazı insanlar
tarafından uygulanmamıştır. Zaman zaman işverenler
tarafından, zaman zaman sendikalar veya sendikaların temsilcileri
tarafından, zaman zaman da görevli olan denetleyici müfettişler ve
bürokratlar tarafından uygulanmamıştır.
İyi yasalar yaparsınız, kötü
insanların elinde kötü tecelli edebilir. Bazen, zaman zaman da eksik
yasalar yaparsınız ama iyi insanların elinde de iyi tecelli
eder, iyi sonuçlar çıkarabilir. İşte bizim
çıkarmış olduğumuz yasa, maalesef, Somada kötü bir sonuç
çıkarmıştır. İnşallah, bundan böyle bir milat
olacak. Biraz önce Recai Berber Bey, Plan Bütçe Komisyonu Başkanımız
söyledi, nasıl ki 17 Ağustos Gölcük depremi Türkiyede inşaat
sektöründe bir milatsa, bu da, 13 Mayıs 2014 de inşallah bundan böyle
madenlerle ilgili ve de ağır işte çalışanlarla ilgili bir
milat olacaktır.
AHMET DURAN BULUT (Balıkesir) Kaçıncı milat
bu?
SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - Maden işçilerini
yakından ilgilendirmesi sebebiyle işveren-alt işveren
ilişkilerini düzenleyen önemli değişiklikler getirilmektedir.
İşverenler, alt işverene iş vermeleri hâlinde bunların
işçilerinin ücretlerinin ödenip ödenmediğini işçinin
başvurusu üzerine aylık olarak resen kontrol etmekle ve varsa
ödenmeyen ücretleri hak edişlerinden keserek işçilerin banka
hesabına yatırmakla yükümlü olacaklardır, bununla ilgili
düzenlemeler vardır.
Kıdem tazminatları,
çalıştırıldığı son kamu kurum ve
kuruluşu tarafından işçinin banka hesabına
aktarılacak, kıdem tazminatı tutarı iş yerlerinin
bütçe tertibinden ve gider kalemlerinden -yetip yetmediğine
bakılmaksınız- ödenecektir. Zorunlu ve olağanüstü
çalışılması gereken durumlar dışında, yer
altı maden işlerinde çalışanlara fazla çalışma
yaptırılmayacak, fazla çalışma
yaptırıldığı takdirde yüzde 100 zamlı olarak
ödeme yapılacaktır.
Yer altı maden işlerinde çalışanlar
için yer altındaki çalışma süresi haftada en çok otuz altı
saat olacak, günlük çalışma süresi ise yer altında altı
saati geçmeyecektir ve işçiler için yıllık ücretli izinler, on
dört, yirmi, yirmi altı gün olan izin hakları on sekiz, yirmi dört ve
otuz şeklinde düzenlenecektir. Yer altı maden işinde
çalışan işçilerin emeklilik hakları 55 yaşından
50ye düşürülecek ve bunlar yıpranma paylarıyla beraber 43
yaşına kadar düşebilecektir.
Somadaki maden faciasında hayatını
kaybeden sigortalıların Sosyal Güvenlik Kurumuna olan her türlü
borçları silinecek, ölüm geliri bağlanan hak sahiplerine prim ödeme
şartı aranmaksınız ölüm aylığı
bağlanacaktır. Maden kazasında ölenlerin eş ya da çocuklarından
birisi mutlaka devlet dairelerinde istihdam edilecek ve bu düzenleme 13
Mayıs 2014 tarihi itibarıyla geçerli olacaktır.
Linyit ve taş kömürünün
çıkarıldığı maden iş yerlerinde çalışan
işçilere ödenecek ücret asgari ücretin 2 katından az olmayacaktır.
Asgari ücret 941 liradır, 2 katı 1.882 liradır,
yılbaşından itibaren ise 2.000 lirayı geçmiş
olacaktır ama birileri Bu, 2.000 lira olmadı. diyerek bunu gündeme
getiriyorlar ve bunu da muhalefet olarak kabul ediyorlar ve muhalefet
zannediyorlar, bunu da kamuoyunun takdirine sunuyorum.
Somadaki ailelere ödenen bu rakam, aile başına
şu ana kadar AFAD tarafından toplanan para 46,5 trilyon liradır
ve burada ölen, vefat eden, şehit olan 301 kardeşimiz için her aileye
154. 450 TL para ödenecektir. Her aileye gerek Doğuş Grubu
tarafından gerekse de Gaziantep Organize Sanayisi tarafından 2 adet
ev yapılarak teslim edilecektir.
Türkiye Futbol Federasyonu oradadır. Aynı
zamanda Soma Spor oradadır ve Gençlik ve Spor Bakanlığı
oradadır, yeni tesisler yapmakta, sosyal yaşamı ve sosyal
hayatı yeniden dizayn etmeye çalışmaktadır.
Darkale köyünün turizme açılması için gayret
sarf edilmektedir. Yeni maden yatırımları vardır ve
buradaki maden yatırımlarında tamamen mekanik sistem
kullanılacak, 5 bin kişinin çalışmış olduğu
yerlerde 800 kişiyle aynı işler yapılarak belki de ölümlü
kazaların önüne geçmiş olacağız.
Değerli milletvekilleri, burada, Somada, aynı
zamanda, bir termik santral ihalesi daha yapılmıştır; 1
katrilyon liraya mal olmaktadır, beş yıl içerisinde tamamlanacaktır
ve burada 3.500 kişi çalışacaktır.
Manisa bir tarım bölgesidir. Manisa aynı
zamanda bir sanayi bölgesidir, turizm bölgesidir, eğitim bölgesidir,
kültür bölgesidir, tarih bölgesidir. Manisada yeni organize sanayiler ihdas
ediyoruz, aynen Akhisarda olduğu gibi, aynen Salihlide, Turgutluda
olduğu gibi 4 tane daha. Ve Manisada bir tane daha, 6ncı bölge
olmak üzere ve Somada da aynı şekilde üç ay önce organize sanayi
ihdas ettik ve burada bundan böyle işçi kardeşlerimiz, madencilerimiz
sadece madene mahkûm çalışmayacaklar; ELİde
çalışacaklar, SEAŞta çalışacaklar, Kolin Grubunun
yeni termik santralinde çalışacaklar ve organize sanayide
çalışmış olacaklar.
Gençlik ve Spor Bakanlığı orada
demiştim ve Eynezde çalışan 5.522 vatandaşımız,
kardeşimiz altı ay boyunca maaşlarını devletten
alacaklar. Işıklar ve Ata Bacası eğer faaliyete geçmezse üç
ay boyunca da bu kardeşlerimin maaşları ödenecektir.
Biz ne söz verdiysek imkânlar dâhilinde
Devletimiz ve
Hükûmetimiz güçlü bir şekilde bu kardeşlerimize her türlü sözü
verdik. Ben buradan kardeşlerime hayırlı olsun diyorum,
Sayın Başbakanımıza teşekkür ediyorum, Plan ve Bütçe
Komisyonunda çalışan tüm üyelere teşekkür ediyorum, sayın
bakanlara teşekkür ediyorum.
İnşallah çıkartacağımız bu
torba yasayla beraber de 20 milyon insana hayırlı olacak bu kanunun
hayırlara vesile olmasını diliyor, saygılar sunuyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Özdağ.
Sayın milletvekilleri
OKTAY VURAL (İZMİR) Sayın Başkan,
Sayın Hatip Somaya 46.5 trilyon yardım
yapıldığını ifade etti. Bu yardım aziz
milletimizin yardımıdır. Bu yardımı yapan bütün
milletimizin fertlerine şükranlarımızı arz ediyoruz.
Dolayısıyla, bu, parti kesesinden ya da Başbakanın
kesesinden gitmiş değildir. Millete bir teşekkür borçları
vardır. Milletin verdiği yardımlardır. Millete
teşekkür etmeyi unuttu zannederim ama bundan böbürleniyor.
SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) Sayın
Başkanım, milletimize teşekkür ediyorum. Evet, doğrudur ama
milletin yapmış olduğu yardımları da dizayn etmek bir
organizasyon yeteneğini gerektirir.
OKTAY VURAL (İzmir) Ya, bırak ya!
SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) O nedenle, Hükûmetimize de
teşekkür ediyorum, milletimize de teşekkür ediyorum.
Saygılar sunuyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) El kesesinden... Bunları
siz mi yaptınız be? Bizim de insanımız verdi.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
İnsan özür diler bir kere, özür diler.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, görüşülen
kanun tasarısıyla birleştirilen kanun tekliflerinden 2 kanun
teklifinin geri alınmasına dair teklif sahiplerince verilen iki
önerge vardır. Sırasıyla okutup oylarınıza
sunacağım.
VII.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
B) Önergeler
(Devam)
4.- İzmir Milletvekili Oktay Vural ve
Kastamonu Milletvekili Emin Çınarın birlikte verdikleri, 639 sıra
sayılı Kanun Tasarısında yer alan (2/1797) esas
numaralı Kanun Teklifini geri çektiklerine ilişkin önergesi (4/177)
TBMM Başkanlığına
639 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 234üncü sayfalarında yer alan 2/1797 esas
numaralı Kanun Teklifimizle ilgili olarak TBMM İç Tüzüğünün
26ncı maddesi gereğince çağrıda
bulunulmadığı gibi kanun teklifimizle ilgili herhangi bir
düzenleme de yapılmamıştır.
Belirtilen nedenlerle anılan kanun
tasarısı içine dâhil edildiği belirtilen kanun teklifimizin geri
çekilmesi için gereğini arz ederiz.
Oktay Vural Emin
Çınar
İzmir Kastamonu
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama
istiyoruz.
BAŞKAN Teklifi oylarınıza sunmadan önce
yoklama talebi vardır.
Yoklamayı yapıyorum:
Sayın Hamzaçebi, Sayın Demiröz, Sayın
Seçer, Sayın Türeli, Sayın Tanal, Sayın Özel, Sayın Çam,
Sayın Kuşoğlu, Sayın Özdemir, Sayın Ören, Sayın
Öğüt, Sayın Atıcı, Sayın Çelebi, Sayın Susam,
Sayın Kaleli, Sayın Güven, Sayın Öz, Sayın Küçük,
Sayın Haberal, Sayın Genç, Sayın Dibek, Sayın Öztürk,
Sayın Aygün, Sayın Köktürk.
İki dakika süre veriyorum, yoklamayı
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
vardır.
VII.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
B) Önergeler
(Devam)
4.- İzmir Milletvekili Oktay Vural ve
Kastamonu Milletvekili Emin Çınarın birlikte verdikleri, 639
sıra sayılı Kanun Tasarısında yer alan (2/1797) esas
numaralı Kanun Teklifini geri çektiklerine ilişkin önergesi (4/177)
(Devam)
BAŞKAN Teklifi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
5.- Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşekin 639 sıra
sayılı Kanun Tasarısında yer alan (2/1957) esas
numaralı kanun teklifini geri çektiğine ilişkin önergesi (4/178)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; Ankara
Milletvekili İzzet Çetinin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3
Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vuralın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu
ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcının;
Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; Manisa
Milletvekili Erkan Akçayın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vuralın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve MHP Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandırın; İstanbul Milletvekili
Ali Özgündüzün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın; Ankara Milletvekili İzzet Çetinin; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara
Milletvekili İzzet Çetinin; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan
Köktürkün; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın; İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanalın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile
2 Milletvekilinin; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkanın;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve MHP Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve MHP Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve
MHP Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa Çamın; Hatay Milletvekili
Adnan Şefik Çirkinin; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün;
Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın;
Mersin Milletvekili Ali Öz ve MHP Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve MHP Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 3 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya
Güven ve 34 Milletvekilinin; Trabzon
Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin
Çınar ve MHP Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve MHP Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Bursa
Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim
Işık ve MHP Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve MHP Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20
Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun;
Barış ve Demokrasi Partisi Grubu Başkanvekili Bingöl
Milletvekili İdris Baluken'in; İstanbul Milletvekili Süleyman
Çelebi'nin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in; Samsun Milletvekili
Cemalettin Şimşek'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın
Türeli'nin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili
Aytun Çıray'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve MHP Grubu
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve MHP Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Manisa Milletvekili
Özgür Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve Önder Matlı ile
8 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Manisa
Milletvekili Hasan Örenin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve MHP Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa
Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun
Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunda yer alan kanun teklifini geri
çekiyorum.
Cemalettin
Şimşek
Samsun
BAŞKAN Teklifi geri alma önergesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Bir tane daha teklifi geri alma önergesi daha
vardır, onu da okutup işleme alıyorum.
6.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Mersin Milletvekili
Ali Özün birlikte verdikleri 639 sıra sayılı Kanun
Tasarısında yer alan (2/1372) esas numaralı kanun teklifini
geri çektiklerine ilişkin önergesi (4/179)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve MHP Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ile MHP Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve MHP Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan
Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve MHP Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Tekirdağ Milletvekili
Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay
ve MHP Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve MHP Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve MHP Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve MHP Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve MHP Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın
İZZET ÇETİN (Ankara) Doğru okumuyor ki.
(Kâtip Üye Burdur Milletvekili Bayram Özçelik
tarafından önergenin okunmasına devam edildi)
İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve MHP
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin
İZZET ÇETİN (Ankara) İsimleri doğru
okumuyor ki, atlayarak okuyor Sayın Başkan.
Mersin
Milletvekili Ali Öz ve MHP Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin
Türkoğlu ve MHP Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ile 3 Milletvekilinin; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar
ve MHP Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve MHP Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır
ve MHP Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Kütahya Milletvekili Alim Işık ve MHP Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet
Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri
Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve MHP Grubu Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve MHP Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri
ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunda yer alan kanun teklifini geri çekiyorum.
Ali Öz Mehmet
Şandır
Mersin Mersin
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan,
yarısını atladı efendim.
BAŞKAN Sayın Genç, 500 kelimenin
dışında...
KAMER GENÇ (Tunceli) 500 kelime olmaz ki Sayın
Başkan, kanunun kendisi böyle. Bu, başlık efendim.
BAŞKAN Muhterem, Sayın Oktay Vural
KAMER GENÇ (Tunceli) 500 kelime olmaz burada,
işlemez. Kanunun adı bu, böyle bir şey olmaz, yanlış
olur efendim.
BAŞKAN Bazılarını Sayın Oktay
Vural çizdi.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
OKTAY VURAL (İzmir) Karar yeter sayısı
BAŞKAN Karar yeter sayısı
arayacağım. Sayar mısınız arkadaşlar.
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, efendim,
böyle bir şey olmaz. 50 kelimelik şeyi okudu efendim.
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, bakın,
Divan Kâtibi yanlış okuyor.
BAŞKAN Karar yeter sayısı vardır.
Birleşime on dakika ara veriyorum
Kapanma Saati: 22.57
YEDİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 23.10
BAŞKAN: Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Mine LÖK
BEYAZ (Diyarbakır)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 117nci Birleşiminin Yedinci Oturumunu açıyorum.
639 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Şimdi görüşülmekte olan kanun
tasarısıyla birleştirilen tekliflerden birinin geriye
alınması talebini içeren bir önerge vardır, okutup
oylarınıza sunacağım:
7.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Mersin Milletvekili
Ali Özün birlikte verdikleri 639 sıra sayılı Kanun
Tasarısında yer alan (2/1350) esas numaralı Kanun Teklifini
geri çektiklerine ilişkin önergesi (4/180)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve MHP Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu
ile MHP Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve
MHP Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve MHP Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve MHP
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve MHP Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Atila
Kaya ve MHP Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2
Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve MHP
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve MHP Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve MHP Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuş Ali Torlak ve
MHP Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve MHP Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin
Türkoğlu ve MHP Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ile 3 Milletvekilinin; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar
ve MHP Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve MHP Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve MHP Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve MHP Grup Başkanvekili Kayseri
Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve MHP Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve MHP Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve MHP Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın benzer mahiyetteki kanun teklifleri ve Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporunda yer alan kanun teklifi (2/1350) esas numaralı
Teklifini geri çekiyorum.
Ali Öz Mehmet
Şandır
Mersin Mersin
OKTAY VURAL (İzmir) Karar yeter sayısı
BAŞKAN Karar yeter sayısı
arayacağım.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir, karar yeter sayısı
vardır.
SİNAN OĞAN (Iğdır) Nerede var
Sayın Başkan?
KAMER GENÇ (Tunceli) 100 kişi yok ya!
(AK PARTİ ve CHP sıralarından
karşılıklı laf atmalar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
Rica
ediyorum
Görüşülen kanun tasarısıyla
birleştirilen kanun tekliflerinden 3 kanun teklifinin geri
alınmasına dair teklif sahiplerince verilen üç önerge vardır,
sırasıyla okutup oylarınıza sunacağım.
8.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın 639 sıra
sayılı Kanun Tasarısında yer alan (2/640) esas
numaralı Kanun Teklifini geri çektiğine ilişkin önergesi
(4/181)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve MHP Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris
Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3
Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile MHP
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin;
Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı'nın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve MHP Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza
Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz
Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul
Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili
Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve MHP Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara
Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve MHP Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent
Belen ve MHP Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in;
İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan
Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan
Akçay ve MHP Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır
ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve MHP Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural
ile 2 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe
Komisyonunda yer alan (2/640) sayılı Kanun Teklifini geri çekiyorum.
Mahmut Tanal
İstanbul
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum
III - YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama
istiyoruz efendim.
BAŞKAN - Yoklama var.
Sayın Hamzaçebi, Sayın Öğüt, Sayın
Türeli, Sayın Tanal, Sayın Demiröz, Sayın Ören, Sayın Çam,
Sayın Kuşoğlu, Sayın Özdemir, Sayın Atıcı,
Sayın Seçer, Sayın Öztürk, Sayın Özel, Sayın
Yalçınkaya, Sayın Genç, Sayın Haberal, Sayın Köktürk,
Sayın Öz, Sayın Aygün, Sayın Susam.
İki dakika süre veriyorum ve yoklamayı
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN - Toplantı yeter sayısı
vardır.
VII.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
B) Önergeler
(Devam)
8.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın 639 sıra
sayılı Kanun Tasarısında yer alan (2/640) esas
numaralı Kanun Teklifini geri çektiğine ilişkin önergesi
(4/181) (Devam)
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
9.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın 639 sıra
sayılı Kanun Tasarısında yer alan (2/1236) esas
numaralı Kanun Teklifini geri çektiğine ilişkin önergesi
(4/182)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun;
Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve MHP Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent
Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena
Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ
Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile MHP Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam
Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve MHP Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana
Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın;
Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın;
İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri
Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve MHP Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve MHP Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali
Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve MHP Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın
Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye
Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve MHP Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan
Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile
2 Milletvekilinin; benzer mahiyetteki kanun teklifleri ve Plan ve Bütçe
Komisyonunda yer alan (2/1236) sayılı Kanun Teklifini geri çekiyorum.
Mahmut
Tanal
İstanbul
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
10.- İzmir Milletvekili Hülya Güvenin 639 sıra
sayılı Kanun Tasarısında yer alan (2/1688) esas numaralı
Kanun Teklifini geri çektiğine ilişkin önergesi (4/183)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz
ve MHP Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ile MHP Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı'nın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve MHP Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin;
İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet
Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal
ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul
Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve MHP Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; CHP Grup Başkanvekili İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Muğla
Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve MHP Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ
Milletvekili Bülent Belen ve MHP Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in;
İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan
Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan
Akçay ve MHP Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır
ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; CHP Grup Başkanvekili ve
İstanbul Milletvekili Akif Hamzaçebi'nin benzer mahiyetteki kanun
teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonunda yer alan (2/1688) esas numaralı
Kanun Teklifini geri çekiyorum.
Hülya
Güven
İzmir
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
11.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin 639 sıra
sayılı Kanun Tasarısında yer alan (2/2198) esas
numaralı Kanun Teklifini geri çektiğine ilişkin önergesi
(4/184)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun;
Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve MHP Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent
Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena
Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in;
Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile MHP Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli
Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili
Aytuğ Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve
MHP Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana
Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın;
Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın;
İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri
Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve MHP Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili
Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve MHP Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve MHP Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın
Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye
Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; CHP Başkanvekili
İstanbul Milletvekili Akif Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun
Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonunda yer alan (2/2198) sayılı
Kanun Teklifini geri çekiyorum.
Mehmet Akif
Hamzaçebi
İstanbul
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
12.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın 639 sıra
sayılı Kanun Tasarısında yer alan (2/1227) esas
numaralı Kanun Teklifini geri çektiğine ilişkin önergesi
(4/185)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz
ve MHP Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam
Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve MHP Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana
Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın;
Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın;
İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal
ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve
MHP Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve MHP Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali
Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve MHP Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan
Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve MHP Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet
Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul
Milletvekili Atila Kaya ve MHP Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin benzer mahiyetteki kanun teklifleri ve Plan
ve Bütçe Komisyonunda yer alan (2/1224) sayılı Kanun Teklifini geri
çekiyorum.
Mahmut Tanal İstanbul
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
13.- İzmir Milletvekili Musa Çamın 639 sıra
sayılı Kanun Tasarısında yer alan (2/1414) esas
numaralı Kanun Teklifini geri çektiğine ilişkin önergesi
(4/186)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve MHP Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris
Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3
Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile MHP
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin;
Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı'nın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve MHP Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza
Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz
Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul
Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili
Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve MHP Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara
Milletvekili Levent Gök'ün; İstanbul Milletvekili Cumhuriyet Halk Partisi
Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebinin; Muğla Milletvekili Nurettin
Demir'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent
Belen ve MHP Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in;
İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan
Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan
Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet
Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın Benzer
Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonunda yer alan (2/1414)
sayılı Kanun Teklifini geri çekiyorum.
Musa Çam
İzmir
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
14.- Bursa Milletvekili Sena Kalelinin 639 sıra sayılı
Kanun Tasarısında yer alan (2/1595) esas numaralı Kanun
Teklifini geri çektiğine ilişkin önergesi (4/187)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu
ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu
ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı'nın;
Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana
Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın;
Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın;
İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal
ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; İstanbul Milletvekili ve CHP Grup Başkan Vekili Mehmet
Akif Hamzaçebinin; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara
Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent
Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in;
İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan
Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan
Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet
Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal'ın Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe
Komisyonunda yer alan (2/1595) sayılı Kanun Teklifini geri
çekiyorum.
Sena Kaleli
Bursa
BAŞKAN Önergeyi
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN Yoklama
isteniyor.
Sayın Hamzaçebi,
Sayın Sarı, Sayın Türeli, Sayın Çetin, Sayın Ören,
Sayın Demiröz, Sayın Kuşoğlu, Sayın Özel, Sayın Tanal,
Sayın Özdemir, Sayın Çam, Sayın Atıcı, Sayın Çelebi,
Sayın Öğüt, Sayın Haberal, Sayın Yalçınkaya,
Sayın Öz, Sayın Küçük, Sayın Kulkuloğlu, Sayın Köktürk,
Sayın Aygün, Sayın Genç, Sayın Seçer.
Yoklamayı
başlatıyorum.
İki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla
yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır.
VII.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
B) Önergeler
(Devam)
14.- Bursa Milletvekili Sena Kalelinin 639 sıra sayılı
Kanun Tasarısında yer alan (2/1595) esas numaralı Kanun
Teklifini geri çektiğine ilişkin önergesi (4/187) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
X.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.-
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetinin; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili
İdris Balukenin; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetinin; Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam
Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcının; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vuralın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili
Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza
Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz
Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul
Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal
Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in;
Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın
Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye
Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi
Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili
Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent
Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Kahramanmaraş Milletvekili
Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili
Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa
Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili
Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul
Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut Tanal'ın; Erzincan Milletvekili
Muharrem Işık'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent
Tüzel'in; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli
Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve
İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili Özgür
Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3
Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya
Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in;
Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili
Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun;
Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu
Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Bursa
Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim
Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf
Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; İstanbul
Milletvekili Süleyman Çelebi'nin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in;
Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın
Türeli'nin; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun
Çıray'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in;
Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar
Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür
Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve Önder Matlı ile 8
Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Manisa
Milletvekili Hasan Örenin; Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum
Milletvekili Cahit Bağcı ile 37 Milletvekilinin; Manisa Milletvekili
Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan
ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115,
2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439,
2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896,
2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217,
2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302,
2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437,
2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595,
2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794,
2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938,
2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056,
2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186,
2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639) (Devam)
BAŞKAN Soru-cevap
işlemine geçiyorum.
Soru-cevabın
listesini okuyorum: Sayın Işık, Sayın Genç, Sayın Tanal,
Sayın Gümüş, Sayın Çelebi, Sayın Yılmaz, Sayın Atıcı,
Sayın Öz, Sayın Kuşoğlu, Sayın Kaplan, Sayın Akçay,
Sayın Özel, Sayın Çam, Sayın Öztürk, Sayın Türeli,
Sayın Susam, Sayın Şimşek şeklindedir.
Sayın Işıktan başlıyoruz.
Evet, buyurunuz.
ALİM IŞIK (Kütahya) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın Bakan, bu tasarı içerisine
vatandaşlarımızın sabırla beklediği elektrik ve
su borçlarının, emlak vergisi borçlarının
yapılandırılmasına yönelik bir düzenlemeyi ilave etmeyi
düşünüyor musunuz?
Yine, çiftçilerimizin, Ziraat Bankasına ve
tarım kredi kooperatiflerine olan borçlarının
yapılandırılmasıyla ilgili bir düzenleme eklenecek mi?
Ayrıca, vatandaşlarımızın banka
kredi borçlarının yeniden yapılandırılması
konusunda bir düzenleme düşünülmekte midir?
İkinci soru: Karayollarında çalışan
taşeron işçilerinin, mahkeme kararlarına rağmen bugüne
kadar daimî işçi kadrolarına atanmamasının sebepleri
nelerdir? Bu durumda mahkemesi sonuçlanmış kaç işçi vardır?
Bu tasarı içerisinde bu işçilerin daimî kadroya atanmaları
yönünde bir düzenleme yapmayı düşünüyor musunuz?
BAŞKAN Sayın Genç
KAMER GENÇ (Tunceli) Teşekkür ederim.
Efendim, bu kanunla, daha ziyade, işte, 67 milyar
yani 67 katrilyon liralık vergi alacağı affediliyor. Bunun ne
kadarı affedilecek bu kanuna göre?
Ben de biraz önce söylendiği gibi,
Karayollarında
Bakın, mesela bizim Elâzığda,
Karayolları Bölge Müdürlüğünde işçilere götürü olarak verildi
yani taşeron işçiye verildi 44 trilyon liraya ama hiçbir iş
yapılmadan 44 trilyon lira müteahhide ödendi. Şimdi,
Danıştay kararı var, daimî işçi statüsünde görülmesi
gereken işler taşeron kanalıyla görülmüyor ama buna rağmen
getirilen bu kanunda da bu taşeron meselesi halledilmedi. Bu, hep millete
yanlış söyleniyor.
Ayrıca, bu kadar yanlış, İç Tüzüke
aykırı, kanunlara aykırı bir tasarı ve teklifin bu
Genel Kurula gelmesi, bu Genel Kurul için yüz karası bir şeydir.
BAŞKAN Sayın Tanal
MAHMUT TANAL (İstanbul) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın Bakan,
biraz önce Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Manisa Milletvekili
Sayın Recai Berber konuşurken -ben, aynen tutanaktan okuyorum- Asli
işi temizlik olan bir firma, temizlik konusunda, güvenlik konusunda bile
artık taşeron çalıştıramaz, bu kadar açık.
Dolaysıyla, asli işlerini taşeron firmalara
yaptırmanın önünü kapatıyoruz. şeklinde
-tutanakta- kürsüde açıklama yaptı.
Peki, böyle olunca, şu anda mesela
Mecliste, taşeronda çalışanlar arasında çaycılık
yapan var, restoranda çalışan var, her türlü hizmette
çalışan arkadaşlarımız var. Ayrıca, yine,
piyasada aynı şekilde taşeronda çalışan
arkadaşlar var. Bunların hepsi kadroya mı geçecek, yoksa Recai
Berber yanlış bilgilendirme mi yaptı, yanlış bilgi mi
verdi? Bu konuya bir açıklık getirir misiniz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Gümüş...
Sayın Gümüş burada mı?
Sayın Çelebi
SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul)
Teşekkürler Sayın Başkanım.
Sayın Bakan, buradaki tabloyu bir
kez daha gözler önüne sereceğim. Demin yaptığınız
konuşmada, işte 600 bin civarında işçi hemen üç
yıllık sözleşme sonucunda sendikalı olacak. diye bir
değerlendirme içinde bulundunuz. İş Yasasında da,
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği
Yasasında da buna benzer sorunların giderileceğini söylediniz.
2014 Ocak ayında 87 işçi yaşamını yitirdi. Şubatta
70 işçi, mart ayında 112 işçi, nisan ayında 115 işçi,
mayıs ayında 414 işçi, haziran ayında 141 işçi yani
tam 939 kişi şu anda yaşamını yitirdi, diğer
iş göremez konumda olanlar hariç. Şimdi, her söylediğiniz de
burada, işte Yasalar uygulandığında çok güzel olacak.
diye vaatte bulunuyorsunuz ama çözüm olmuyor.
BAŞKAN Sayın Yılmaz
SEYFETTİN YILMAZ (Adana)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Şimdi, bu sendikalarla ilgili
görüşleriniz nedir, onu soracağım. Biliyorsunuz Hükûmetin
yandaş sendikası diye adlandırabileceğimiz bir sendika
var. Bu sendika, Hükûmetin desteğini de alarak, kamunun gücünü kullanarak
memurların üzerinde ciddi manada bir baskı uyguluyor sendika
değiştirme noktasında. Yapılan sınavlarda, görevde
yükselmelerde ön şart olarak sendikaları değiştirildikten
sonra ancak memurlara birtakım hakların verilmesi
sağlanıyor. Bunu yaparken de
Hükûmetin gücünü kullanıyor. Bu konuda size defalarca şikâyet
gelmesine rağmen bunlarla ilgili ne gibi işlem yaptınız?
Şimdi, buradan size soruyorum: Hükûmet olarak her
konuşmanızda ileri demokrasiden bahsediyorsunuz. İleri
demokrasilerde Hükûmetin sendikası olur mu? MEMUR-SEN, Hükûmetin
sendikası mıdır? Türkiye'de bağımsız
sendikacılık yapıldığına inanıyor musunuz
Çalışma Bakanı olarak?
BAŞKAN Sayın Atıcı
AYTUĞ ATICI (Mersin) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın Bakan, 3 tane kısa ve net soru
soracağım; lütfen, kısa ve net cevap verirseniz çok memnun
olacağım.
Birinci sorum, aynı zamanda, şu anda salonda
bulunan Gençlik ve Spor Bakanını da ilgilendiriyor: Mersinde Tevfik
Sırrı Gür Stadyumunu sökmeye başladınız, bunun yerine
ne yapacaksınız Hükûmet olarak?
İki: Milletin kürsüsünden Taşeron, sömürü
düzenidir. demiştiniz, hâlâ aynı fikirde misiniz?
Üç: 11 yerde aldığınız
sağlıkta katkı paylarını 2 katına
çıkardınız, daha da artıracak mısınız?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Öz
ALİ ÖZ (Mersin) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım.
Sayın Bakan, Türkiye'de iş
kazalarının önlenmesi noktasında iş güvenliği
uzmanlığı ve iş yeri hekimliği yapanlar,
işverenlerin emrinde iken, onların maaşlı
çalışanları iken bu sorunun çözülebileceğine inanıyor
musunuz? Bakanlık olarak iş güvenliği uzmanlığı
noktasında yeni bir planlama, yeni bir değişiklik yapmayı
düşünüyor musunuz?
Bir diğer sorum da daha önce defaten, Akdeniz
Olimpiyatları öncesinde, Mersinde yeri değiştirilen Tevfik
Sırrı Gür Stadyumunun yeşil alan olacağı ifade
edilmişti Başbakan ve bakanlarınız tarafından. Buraya
AVM yapılacak mı yapılmayacak mı, yapılacaksa hangi
şirket tarafından yapılacak? Bunu öğrenmek istiyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Kuşoğlu
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın Bakan, bu sorumu Komisyonda da sormuş ama
cevap alamamıştım. Özellikle, SGKnın kamudan ve özellikle
de belediyelerden olan alacaklarını bir tablo hâlinde vermenizi rica
etmiştim, onu alamadık. Daha sonra verileceği sözü
verilmişti ama burada alabilirsek memnun olurum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Kaplan
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın Bakan,
yaşam odasını niye yönetmelikle düzenliyorsunuz? Bakın,
özelleştirme, kamulaştırma, taşeronlaştırma,
bunların hepsini kanunla yapıyorsunuz. Bunu açıklar
mısınız?
Bir de bu torbadan
herkesin beklentisi var. Sicil affı, denetimli serbestlik, akademisyenler,
kredi kartı mağdurları, öğrenci kredileri, tarım,
elektrik borçları, bilmem ne, herkesin bir beklentisi var. Bu torbada
herkesin beklentisi de yüzlerce teklif vardı. Nasıl bir umut ve hayal
kırıklığı yarattığınızın
farkında mısınız?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın
Akçay
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan, Soma
Kömür İşletmeleri AŞde çalışan işçiler temmuz
maaşlarını da alamadılar; dün almaları gerekiyordu,
bugün geçmesine rağmen alamadılar. Geçen ayki maaşlarını
hem gecikmeli olarak hem noksan almışlardı. Fark ne zaman
ödenecek?
Eynez Maden
Ocağı ve Soma Kömür İşletmeleri AŞyle ilgili
Çalışma Bakanlığı iş müfettişlerinin
teftiş sonucunu aldınız mı, sonuç ne oldu?
AKP Genel Başkan
Yardımcısı Sayın Salih Kapusuz, Somada işçilere
Güvenli olmadan madenlere inmeyeceksiniz. dedi, Enerji Bakanı Sayın
Yıldız da İşçiler madene inmiyor. diyor. Bu
çelişkiyi nasıl gidermek istersiniz?
Teşekkür ederim.
Sayın Özel
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, 23 Ekim
2013 günü yine bir soru-cevap işlemi sırasında size siyasi parti
mitingine maden işçilerinin zorla götürülmesini sorduğumda Bir adam
bir partiye gönül vermiş olamaz mı? 1 milyon 529 bin işletmemize
siyasi yasak mı getireceğiz? demiştiniz. Somada
çalışan Komisyonumuzun resmî, Meclis tutanaklarına
geçtiğinde
Eşi, partinizden 1inci sıra belediye meclis üyesi
olan şirketin genel müdürünün 30 lira yevmiye verip benzinli araca 150,
LPGli araca 100 liralık tarifeyle işçileri mitinge gitmeye
zorladığına ve işçilerin İşimden olmamak için
gittim. Korktum da gittim. Baskıyla gittim. Zorla gittim.
ifadelerini kullandığına, sadece 1 işçinin Madene inmekten
daha iyi olduğu için mitinge gittim. dediğine şahit olduk ve
Meclis tutanaklarına geçti. Hâlâ daha siyasi parti mitinglerine maden
işçilerinin götürülmesi konusunda aynı şekilde mi
düşünüyorsunuz?
BAŞKAN Sayın
Bakan, buyurunuz.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Çok teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım.
Bütün soru soran arkadaşlarımıza da
teşekkür ediyorum.
Sayın Işık Elektrik, su borçları ve
yeniden yapılandırmayla ilgili bazı kalemleri acaba ilave etmeyi
düşünüyor musunuz? diye... Tabii, bu borçların, kamu
alacaklarının yapılandırılmasıyla ilgili kurumlar
arasında önemli çalışmalar gerçekleşiyor, geçmiş
yıllarda olduğu gibi bugün de öyle. Bugün mutabakat
sağladığımız hususlar var ama bazı konular da
şu anda değerlendirme safhasında. Netlik kazanırsa, burada
sizlerle, muhalefetle de paylaşıp bir önergeye dönüştürme
imkânımız var ama kararlaştırdığımız
hususların tasarıya yansıdığını belirtmek
istiyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Biz hazırız.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Karayolları işçilerinin mahkeme
kararıyla ilgili olarak birkaç soru geldi. Şu ana kadar alt
işveren işçi sayısı 5.610, tümden kesinleşen, mahkeme
kararı neticesinde kesinleşen 5.700 civarında. Şu anda
mahkeme tarafından kesinleşmiş, bunların asıl
işçinin veya tüm haklarının, tazminatlarının
ödenmesiyle ilgili yargı kararı olduğunu belirtmek istiyorum.
Neden, efendim, bu konu bugüne kadar çözülmedi? Az önce kürsüden de ifade
ettim, gerçekten defalarca taraflarla ve bu yasanın Meclise gelmesiyle
ilgili ciddi mücadeleler verdik, ciddi değerlendirmeler,
tartışmalar oldu ama inanın bir konu, yani yalnız
Karayollarının, muvazaa neticesinde oluşan Karayolları
işçilerinin bu haklı durumları bir tek kalem; bunların
yanında çözmemiz gereken onlarca, yüzlerce sorun var. Bunların
uzlaşıp bir taslak hâline dönüşmesi konusunun kolay olmadığını
takdirlerinize sunuyorum ama netice itibarıyla bugün, bu konu
huzurlarınıza gelmiş bulunuyor. Nasıl olacak? Az önce
ifade ettim, artık, alt işveren işçisinin hangi koşullarda
alt işveren işçisi olacağı, hangi koşullarda asıl
işçi olacağı kesin hatlarla bu tasarıyla
netleşmiş bulunuyor. Yani, yardımcı işlerde alt
işveren işçisi çalışacak, bunun yanında, teknolojik
uzmanlık ve işin gereği hususlarını aynı anda
bünyesinde barındıran işlerde alt işveren işçisi veya
hizmet alımını gerçekleştirebilecek ama bunun
dışında, Karayollarında da, Sağlık
Bakanlığında da, bütün kurumlarda artık muvazaa
diyebileceğimiz hususun gerçekleşmesi mümkün değil;
gerçekleşirse yine yargı kararını verecek ve onu asıl
işçi olarak çalıştırmak zorunda kalacak. Tasarının
bence en sevinilecek tarafını, hatların artık kesin olarak
çizilmiş olması ve kimin ne şekilde istihdam edileceğinin
netlik kazanması şeklinde ifade edebilirim.
Şimdi, Sayın Komisyon
Başkanımızın az önce burada ifadelerini dinleme
imkânım olmadı ama asıl işleri yapanların taşeron
işinde çalıştırılamayacaklarını söylediğini
söylediniz. Doğrudur, bir işçi, hizmet alımı,
yardımcı işler bünyesinde değilse asıl işçidir,
kesinlikle çalıştırılamayacak.
İZZET ÇETİN (Ankara) Niye katkı
yapmıyorsunuz?
MAHMUT TANAL (İstanbul) Yani, şu anda
taşeron olanların durumu ne olacak?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Efendim, şimdi, dedim ya, bu konuda
hatlar netleşmiştir. Mevcut yargı kararları çerçevesinde,
tazminatlarını ödeyip, haklarını ödeyip onu işten
çıkarma imkânı olduğu gibi, asıl haklarını
ödemeden -çünkü ortada ciddi bir rakam da var sayısal anlamda- asıl
işçi olarak bunları çalıştırma imkânı var.
İdarenin bu konuda, bir şekilde çalışanın
OKTAY VURAL (İzmir) Yani, ver parayı, at.
Parayı verdiği zaman atar. diyorsunuz.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Meclisteki taşeron
işçiler ne olacak?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Bakınız, çalışanın
hakkını veren, çözen bir yaklaşım içerisinde
olduğumuzu belirtmek istiyorum.
Sendikalı işçi sayısı, 2014 Ocak
istatistiğine göre, çalışan işçi sayısı
KAMER GENÇ (Tunceli) Taşeronun
avukatlığını yapıyorsunuz ya!
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Arkadaşlar, ben dinledim,
beğenmeyebilirsiniz, tekrar soru imkânları var, sorarsınız.
Yani, şimdi, çok soru var, başka arkadaşlara haksızlık
olacak.
KAMER GENÇ (Tunceli) Taşeronun
avukatlarısınız siz ya!
BAŞKAN Sayın Genç, lütfen...
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) İşçi sayısının 11
milyon 600 bin 554, sendikalı işçi sayısının 1 milyon
96 bin 540 olduğunu belirtmek istiyorum.
Ayrıca, Sayın Çelebi -sendikalı işçi
sayısını verdim- İş Sağlığı ve
Güvenliği Yasasıyla ilgili temas etti. Arkadaşlar, şimdi
bakınız, olay bir politik değerlendirme değil, İş
Sağlığı ve Güvenliği Yasası Türkiyede gecikmeli
olarak çıkmış olan bir yasadır. Parlamento olarak, Hükûmet
olarak bu yasayı 2012 yılında çıkardık. Evet, zahmetli
iştir, zor iştir, sıkıntılı bir iştir,
tarafların uzlaşması gerekiyor, keskin tarafları var. Bunu
çıkardık ve Avrupa, AB normlarına, ILO normlarına uygun bir
düzenlemedir, uygun bir yasadır. Bakın, bu, benim söylemem
değil; AB Komisyonuyla bu konunun
tartışıldığından, AB Komisyonunun
teşekkülünden bahsettim kaç kere Plan ve Bütçe Komisyonunda da.
SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) Çevirisi yanlış.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) - Dolayısıyla, dedim ki:
Yasanın eksiği varsa getirin, onu düzeltelim. Ama problem ne, biliyor
musunuz?
SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) Niye
imzalamıyorsunuz ILO Sözleşmesini?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Var, şu anda geliyor...
SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) Nerede? Hep
aynı, hep böyle söylüyorsunuz.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) 3ünü imzaladık, 2sini de -şu
anda kurumların görüşü alınıyor- imzalayacağız.
Yasa, İş Sağlığı ve
Güvenliği Yasası, ILO normlarının ötesindedir, AB
müktesebatına uygundur. Bunu açıkça ifade ediyorum.
SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) Niye
uygulanmıyor?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) İş sağlığı ve
güvenliğinde farkındalık çok önemlidir arkadaşlar. Yani,
Bakanın konuyu takip etmesi, genel müdürün takip etmesi, müfettişin
takip etmesi veya iş sahibinin takip etmesi değil, adan zye
özellikle çok tehlikeli ve tehlikeli işlerde işin
farkındalığı çok önemlidir. Eğer biz bunu
oluşturamazsak, kesinlikle, mutlaka zincirin halkası bir yerde
kopuyor ve bu müessif olaylarla, bu acı olaylarla karşı
karşıya kalıyoruz. Onun için sendikaya da görev düşüyor,
başta iş sahibine, işin sorumlusuna görev düşüyor, orada
görev alan arkadaşlara görev düşüyor.
Diğer bir arkadaşımız, Ali Bey
şunu sordu, dedi ki: Siz, iş güvenliği uzmanını
patronun maaşlı elemanı hâline getirirseniz, bundan netice almak
mümkün mü? Değerli arkadaşlar, iş güvenliği uzmanı,
teftiş yapan arkadaş değil, iş güvenliği uzmanı,
çalıştığı iş yerinde işverene Eksikler
şunlardır, bunları gidermeniz gerekir yasal olarak. diye ifade
eden elemandır. Teftiş ayrı bir şey, müfettiş
ayrı bir şey, denetim ayrı bir şey.
OKTAY VURAL (İzmir) Ama işverenin
elemanı değil mi?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Şimdi, hayır, bakınız,
arkadaşlar, haksızlık etmeyelim. Bakınız, buna bir
çözüm varsa biz bunu tartışmaya hazırız.
OKTAY VURAL (İzmir) İşverenin
elemanı.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Bu sisteme bir çözüm varsa ama eğer
Soma olayında 5 iş güvenliği uzmanı mühendis arkadaş
hayatını kaybetmişse Bunları kendilerini öldürmek için
yaptı. gibi bir yaklaşım doğru olmaz. Onların
yargı süreci devam ediyor, çıkacak olan neticeler var. Bu 9 kişi
iş güvenliği uzmanı olarak ne işler yaptılar orada? O
maaşı alırlarken acaba işverene ne gibi ikazlarda
bulundular? Bunlar ne, ortaya çıktığı zaman göreceğiz.
Sistem doğru bir sistemdir, teftiş vardır, denetim vardır,
Maden Kanunu gereği orada bulunması gereken maden mühendisi
elemanı vardır
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Maaşını
işverenden alan sistem, doğru bir sistem değil.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa)
iş sağlığı
güvenliği elemanı vardır ama sistemin işlemeyişi,
sistemin ölümle neticelenmesi, meslek hastalığıyla neticelenmesi
mutlaka iyi irdelenmesi ve ortaya çıkarılması gereken bir
tabloyu önümüze koymaktadır.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Sayın Bakan, sistem doğruysa o 301 kişi nasıl öldü orada,
nasıl?
HASAN ÖREN (Manisa) Sayın Bakan, denetim ayrı
bir şey.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Efendim, bakınız, müsaade eder
misiniz? Sistemin yanlış olduğunu
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Açıklama yapamadınız günlerce, bir açıklama bile
yapamadınız, 2 bakan birbirinize girdiniz.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Efendim, yanlış olduğunu
Bakın, ben bütün arkadaşlara sesleniyorum. İş
sağlığı güvenliği mevzuatı ve uygulamalarının
neresinde, hangi halkanın zayıf olduğunu söylemeniz gerekiyor.
Bunu söylemeden bu yasanın getirmiş olduğu önemli düzenlemeleri
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yani,
hata Enerji Bakanında mı?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Aksaklığı kim yaptıysa
hesap verecek, verecek.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Hata
Enerji Bakanında o zaman, sizde değil, onu anladım ben.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Bakınız, denetimde ve bu güvenlik
konusunda suç kimdeyse hesabını verecek.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Anlaşıldı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığında
bütün sorumluluk. Bütün sorumluluk, Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığında, öyle anladım.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK
(Şanlıurfa) Bakınız, sizin kendi görüşünüz efendim.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Evet,
sizin açıklamanız onu gösteriyor.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Denetimi kamu yapar
Sayın Bakan.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Belediye borçları veya SGK olarak ifade
etmek istiyorum. Diğer vergi borçlarıyla ilgili yazılı
olarak cevap vereceğimizi ifade etmek istiyorum. SSK olarak 58,6 milyar
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN İki dakika daha ekleyin Sayın
Bakana, tamamlasın sözlerini.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa)
BAĞ-KUR olarak 24 milyar, toplam 85
milyar lira alacak var. Net olarak 45 milyar lira alacak var, faizleriyle,
gecikme zamlarıyla 85 milyar liraya çıktığını
ifade etmek istiyorum. Belediyelerin borç asılları
toplamının ise 4,9 milyar lira olduğunu belirtmek istiyorum.
Sayın Kaplan yaşam odasıyla ilgili bir
soru sordu. Değerli arkadaşlar, Komisyonda söz verdiğimiz gibi,
maden ocaklarında değil, kömür ocaklarında yaşam
odasıyla ilgili düzenlemeyi gönderdik, inşallah, kısa süre
içerisinde yönetmelik de yayımlanacak. Burada kömür ocaklarının
özelliğinden dolayı, dünyadaki uygulamaları da dikkate alarak,
oksijen ferdî kurtarıcı değişim istasyonları olacak.
Yani bir patlama meydana geldiği zaman, üzerinde
taşıdığı maskeyi takan çalışan, işçi
kardeşimiz belli bir müddet sonra bu oksijen ferdî kurtarıcı
değişim istasyonuna gidebilecek, orada tekrar yeni maskesini
alabilecek ve yeryüzüne çıkabilmek için belli sayıda, mesela, ara
yollarda ise 300 metre arayla bu istasyonlar olacak, eğer ana galeri
üzerindeyse 500 metre üzerinde
Ki, bu yönetmeliği ben sizlere
dağıttım, arkadaşlarımız mutlaka
değerlendirme yapacaklardır. Kömür madeni için bu uygulama önemli ama
diğer madenler için, ifade ettiğiniz gibi, yaşam odası
düzenlemeleri yapılabilir.
Somada maaşlar 20sinde ödeniyor, üç günlük de bir
marjı var. 20siyle 23ü arasında ödenmediği zaman ödenmedi
diyeceğiz. Geçtiğimiz ay ödendi ama bildiğiniz gibi, yasal
düzenlemeyi yaptık. Bununla ilgili bizim her türlü
hazırlığımız var, ödemeyle ilgili.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Diğer sorulara da yazılı
cevap vereceğimizi ifade ediyor, çok teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Şimdi, görüşülmekte olan kanun
tasarısıyla birleştirilen tekliflerden geriye alınması
talebini içeren önergeler vardır, okutup oylarınıza
sunacağım.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Sayın Başkan
BAŞKAN Evet
AYTUĞ ATICI (Mersin) Sayın Başkan, Sayın
Bakan, benim dışımdaki herkesin sorularını
yanıtladı neredeyse.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Benimkilere de cevap vermedi.
BAŞKAN Birçok soruyu cevaplayamadı.
AYTUĞ ATICI (Mersin) Sayın
Başkanım, çok kısa, net sorular sordum. Kolaydı sorular ama
acıtıcıydı. Bakan niçin cevap vermediğini bize
söylesin.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Sayın
Başkanım, böyle bir üslup olur mu ya!
HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul) - Böyle bir üslup olur
mu Hoca? Acıtıcı ne demek?
AYTUĞ ATICI (Mersin) Eğer yazılı
vereceğim diyorsa cevabını
BAŞKAN Yazılı vereceğim. dedi.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Sayın Başkan,
böyle bir üslup olur mu ya!
AYTUĞ ATICI (Mersin) Senin de mi canın
acıdı!
AHMET AYDIN (Adıyaman) Ne demek ya! Ne demek ya, o
ne biçim söz ya!
AYTUĞ ATICI (Mersin) Senin de mi canın
acıdı? Tabii, acıtıcı, niye cevap vermiyor sorulara?
BAŞKAN Sayın Atıcı,
Yazılı vereceğim. dedi.
HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul) - Böyle rezillik olur
mu?
AHMET AYDIN (Adıyaman) Süresi doldu, cevap
veremedi.
AYTUĞ ATICI (Mersin) Yazılı vereceğim.
diyor mu?
BAŞKAN Yazılı vereceğim. dedi,
ben duydum, tutanaklarda var.
AYTUĞ ATICI (Mersin) Peki, kayıtlara girdiyse
sorun yok.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Hakaret etmeye hakkı
yok kimsenin.
BAŞKAN Tutanaklarda var.
Evet, şimdi okutuyorum:
VII.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
B) Önergeler
(Devam)
15.- Ankara Milletvekili İzzet Çetinin 639 sıra
sayılı Kanun Tasarısında yer alan (2/324) esas
numaralı Kanun Teklifini, geri çektiğine ilişkin önergesi
(4/188)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris
Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3
Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve MHP
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Kırklareli Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin
Aytuğ Atıcı'nın; Konya Mustafa Kalaycı ve MHP Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana Turgay
Develi'nin; İzmir Musa Çam'ın; Bartın Muhammet Rıza
Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz
Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul
Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Celal Dinçer'in; Manisa Erkan
Akçay'ın; Konya Mustafa Kalaycı ve MHP Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Nurettin Demir'in; Ankara Levent
Gök'ün; Manisa Erkan Akçay ve MHP Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır'ın; İstanbul Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ
Bülent Belen ve MHP Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
Ankara İzzet Çetin'in; İstanbul Aydın Ağan Ayaydın ve
Ercan Cengiz'in; Kars Mülkiye Birtane'nin; Manisa Erkan Akçay ve MHP Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Ankara İzzet Çetin'in; Zonguldak Ali İhsan Köktürk'ün;
İstanbul Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Mahmut
Tanal'ın; İstanbul Mahmut Tanal'ın; İstanbul Atila Kaya ve
MHP Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2
Milletvekilinin; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe
Komisyonunda yer alan 2/324 sıra sayılı Kanun Teklifimi geri
çekiyorum.
İzzet
Çetin
Ankara
BAŞKAN Önergeyi
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama
istiyoruz.
BAŞKAN Yoklama isteniyor.
Sayın Hamzaçebi, Sayın Özel, Sayın Türeli,
Sayın Ören, Sayın Kuşoğlu, Sayın Çam, Sayın
Özdemir, Sayın Tanal, Sayın Atıcı, Sayın Susam,
Sayın Çelebi, Sayın Yalçınkaya, Sayın Öz, Sayın
Kulkuloğlu, Sayın Güven, Sayın Haberal, Sayın Genç,
Sayın Köktürk, Sayın Seçer, Sayın Çetin, Sayın
Özgümüş.
Evet, yoklamayı başlatıyorum.
İki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
vardır.
VII.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
B) Önergeler
(Devam)
15.- Ankara Milletvekili İzzet Çetinin 639 sıra sayılı
Kanun Tasarısında yer alan (2/324) esas numaralı Kanun
Teklifini, geri çektiğine ilişkin önergesi (4/188) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
16.- İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebinin 639 sıra
sayılı Kanun Tasarısında yer alan (2/1938) esas
numaralı Kanun Teklifini geri çektiğine ilişkin önergesi
(4/189)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara İzzet Çetin'in;
İstanbul Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Sadir Durmaz ve MHP Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; İstanbul
Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl İdris Baluken'in; Bursa Sena Kaleli ve 5
Milletvekilinin; Ankara İzzet Çetin'in; Tekirdağ Candan Yüceer ve 3
Milletvekilinin; Kahramanmaraş Mesut Dedeoğlu ile MHP Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli Mehmet Siyam
Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Aytuğ
Atıcı'nın; Konya Mustafa Kalaycı ve MHP Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana Turgay
Develi'nin; İzmir Musa Çam'ın; Bartın Muhammet Rıza
Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz
Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul
Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili
Celal Dinçer'in; Manisa Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve MHP Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Muğla Nurettin Demir'in; Ankara Levent Gök'ün; Manisa Erkan
Akçay ve MHP Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Bülent
Belen ve MHP Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Ankara İzzet Çetin'in; İstanbul Aydın
Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Mülkiye Birtane'nin; Manisa Erkan Akçay
ve MHP Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Ankara İzzet Çetin'in; Zonguldak Ali İhsan
Köktürk'ün; İstanbul Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul
Mahmut Tanal'ın; İstanbul Mahmut Tanal'ın; İstanbul
Milletvekili Atila Kaya ve MHP Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan
ve Bütçe Komisyonunda yer alan (2/1938) sayılı Kanun Teklifimi geri
çekiyorum.
Süleyman
Çelebi
İstanbul
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
17.- Ankara Milletvekili İzzet Çetinin 639 sıra
sayılı Kanun Tasarısında yer alan (2/139) esas
numaralı Kanun Teklifini, geri çektiğine ilişkin önergesi
(4/190)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara İzzet Çetin'in;
İstanbul Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Sadir Durmaz ve MHP Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; İstanbul
Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl İdris Baluken'in; Bursa Sena Kaleli ve 5
Milletvekilinin; Ankara İzzet Çetin'in; Tekirdağ Candan Yüceer ve 3
Milletvekilinin; Kahramanmaraş Mesut Dedeoğlu ile MHP Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli
Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Aytuğ
Atıcı'nın; Konya Mustafa Kalaycı ve MHP Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana Turgay
Develi'nin; İzmir Musa Çam'ın; Bartın Muhammet Rıza
Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz
Toprak'ın; İstanbul Mahmut Tanal'ın; İstanbul Mahmut Tanal
ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Mustafa Kalaycı ve MHP Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla
Nurettin Demir'in; Ankara Levent Gök; Manisa Erkan Akçay, MHP Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın
MAHMUT TANAL (İstanbul) Benim adımı
okumuyor orada Sayın Başkan.
(Kâtip Üye Burdur Milletvekili Bayram Özçelik
tarafından önergenin okunmasına devam edildi)
İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve MHP Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet
Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve
Ercan Cengiz'in; Kars Mülkiye Birtane; Manisa Erkan Akçay ve MHP Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Ankara İzzet Çetin'in; Zonguldak Ali İhsan Köktürk'ün;
İstanbul Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Mahmut Tanal;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve MHP Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural
ile 2 Milletvekilinin; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan Bütçe Komisyonunda
yer alan (2/139) sayılı Kanun Teklifimi geri çekiyorum.
İzzet
Çetin
Ankara
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
18.- Ankara Milletvekili İzzet Çetinin 639 sıra
sayılı Kanun Tasarısında yer alan (2/1131) esas
numaralı Kanun Teklifini geri çektiğine ilişkin önergesi
(4/191)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetinin; İstanbul Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Sadir Durmaz, MHP Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; İstanbul Abdullah Levent Tüzel; Bingöl
İdris Baluken; Bursa Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara İzzet
Çetin'in; Tekirdağ Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş
Mesut Dedeoğlu ve MHP Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kırklareli Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin;
Mersin Aytuğ Atıcı; Konya Mustafa Kalaycı ve MHP Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana Turgay
Develi; İzmir Musa Çam; Bartın Muhammet Rıza
Yalçınkayanın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz
Toprak'ın; İstanbul Mahmut Tanal; İstanbul Milletvekilleri
Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Celal Dinçer'in; Manisa Erkan
Akçay'ın; Konya Mustafa Kalaycı ve MHP Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Nurettin Demir'in;
Ankara Levent Gök'ün; Manisa Erkan Akçay ve MHP Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Ali Özgündüz'ün;
Tekirdağ Bülent Belen ve MHP Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır'ın; Ankara İzzet Çetin'in; İstanbul
Aydın Ağan Ayaydın, Ercan Cengiz'in; Kars Mülkiye Birtane'nin;
Manisa Erkan Akçay ve MHP Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara İzzet Çetin'in; Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Mustafa Sezgin
Tanrıkulu; İstanbul Mahmut Tanal; İstanbul Milletvekili Atila
Kaya ve MHP Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2
Milletvekilinin; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan Bütçe Komisyonunda
yer alan (2/1131) kanun teklifimi geri çekiyorum.
İzzet Çetin
Ankara
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
19.- Ankara Milletvekili İzzet Çetinin 639 sıra
sayılı Kanun Tasarısında yer alan (2/1203) esas
numaralı Kanun Teklifini geri çektiğine ilişkin önergesi
(4/192)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara İzzet Çetinin ve 13 Milletvekilinin; Ankara İzzet Çetin'in;
İstanbul Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Sadir Durmaz ve MHP Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; İstanbul
Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl İdris Baluken'in; Bursa Sena Kaleli ve 5
Milletvekilinin; Ankara İzzet Çetin'in; Tekirdağ Candan Yüceer ve 3
Milletvekilinin; Kahramanmaraş Mesut Dedeoğlu ve MHP Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli
Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Aytuğ
Atıcı; Konya Mustafa Kalaycı ve MHP Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana Turgay Develi; İzmir
Musa Çam; Bartın Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın;
İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın;
İstanbul Mahmut Tanal'ın; İstanbul Mahmut Tanal ve Gürsel
Tekin'in; İstanbul Celal Dinçer'in; Manisa Erkan Akçay'ın; Konya Mustafa
Kalaycı ve MHP Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili
Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve MHP Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in;
İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan
Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan
Akçay ve MHP Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır
ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri
ve Plan ve Bütçe Komisyonunda yer alan (2/1203) kanun teklifimi geri çekiyorum.
İzzet Çetin
Ankara
BAŞKAN Ben onu bir alabilir miyim.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Ben sizin
duyarlılığınıza teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Neyse, teşekkürü geçelim.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Niçin? Çünkü, bakın,
biz burada müdahale ettiğimiz gibi siz orada edince
O saate kadar
İstanbul Mahmut Tanal diyor. İstanbul Mahmut Tanal ne demek yani?
Burada milletvekili ibaresini kullanmak zorunda. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
İsterseniz tutanakları getirin, Sayın
Kâtip Üyenin
BAŞKAN Tamam.
Ben şimdi yazılan metni okuyorum.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Yani Kâtip Üyenin
gerçekten burada doğru okumadığı gelecek olan tutanaklarla
anlaşılacaktır.
BAŞKAN Tamam, bundan sonra ben dikkat
edeceğim, nasıl yazıldığına baktım.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum, milletvekillerinin
isimlerini okuyun lütfen:
20.- Ankara Milletvekili İzzet Çetinin 639 sıra
sayılı Kanun Tasarısında yer alan (2/2083) esas
numaralı Kanun Teklifini geri çektiğine ilişkin önergesi
(4/193)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun;
Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve MHP Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent
Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena
Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in;
Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve MHP Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli
Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili
Aytuğ Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve
MHP Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana
Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın;
Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul
Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal
ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve
MHP Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve MHP Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali
Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve MHP Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın
Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye
Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve MHP Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan
Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve MHP Grubu
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin;
Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonunda yer alan
(2/2083) kanun teklifimi geri çekiyorum.
İzzet
Çetin
Ankara
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
21.- Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcının 639
sıra sayılı Kanun Tasarısında yer alan (2/439) esas
numaralı Kanun Teklifini geri çektiğine ilişkin önergesi
(4/194)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve MHP Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris
Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3
Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile MHP Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli
Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin
Milletvekili Aytuğ Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve MHP Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili
Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza
Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz
Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul
Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili
Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve MHP Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara
Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve MHP Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent
Belen ve MHP Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in;
İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan
Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan
Akçay ve MHP Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır
ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili
Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve MHP Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural
ile 2 Milletvekilinin; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe
Komisyonunda yer alan (2/439) kanun teklifimi geri çekiyorum.
Aytuğ
Atıcı
Mersin
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan, kâtip
üye MHP Grup Başkan Vekili diye orada okudu da, önergede MHP Grup
Başkan Vekili mi yazıyor, başka şey mi yazıyor?
BAŞKAN Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkan Vekili
OKTAY VURAL (İzmir) Yani, bir önergede nasıl
değişiklik yapıyor?
BAŞKAN Şöyle yapalım: Tekrar okur
musunuz, okuyun tekrar.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Ama efendim, tüm
önergeleri öyle okudu.
BAŞKAN Onu yaptıramam kardeş, kusura
bakma. Ben yeni fark ettim, fark edildiği için düzeltiyoruz.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetinin; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun;
Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzelin; Bingöl Milletvekili İdris
Balukenin; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3
Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vuralın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcının; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; Adana
Milletvekili Turgay Develinin; İzmir Milletvekili Musa Çamın;
Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkayanın;
İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprakın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın; İstanbul Milletvekilleri
Mahmut Tanal ve Gürsel Tekinin; İstanbul Milletvekili Celal Dinçerin; Manisa
Milletvekili Erkan Akçayın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vuralın; Muğla Milletvekili Nurettin Demirin; Ankara Milletvekili
Levent Gökün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandırın;
İstanbul Milletvekili Ali Özgündüzün; Tekirdağ Milletvekili Bülent
Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandırın; Ankara Milletvekili İzzet Çetinin;
İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan
Cengizin; Kars Milletvekili Mülkiye Birtanenin; Manisa Milletvekili Erkan
Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet
Çetinin; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürkün; İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun; İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanalın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın;
İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin;
Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonunda yer alan
(2/439) kanun teklifimi geri çekiyorum.
Aytuğ
Atıcı
Mersin
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
X.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.-
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetinin; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili
İdris Balukenin; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetinin; Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam
Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcının; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vuralın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili
Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza
Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz
Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul
Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili
Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin
Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın
Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye
Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili
Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi
Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay
Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara
Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in;
Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine
Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut
Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili
Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3
Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya
Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in;
Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili
Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20
Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun;
Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in; İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi'nin;
Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in; Samsun Milletvekili Cemalettin
Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Çanakkale
Milletvekili Mustafa Serdar Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in;
Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve
Önder Matlı ile 8 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Aytun
Çıray'ın; Manisa Milletvekili Hasan Örenin; Denizli Milletvekili
Mehmet Yüksel ve Çorum Milletvekili Cahit Bağcı ile 37
Milletvekilinin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa
Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun
Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195,
2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528,
2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063,
2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236,
2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364,
2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496,
2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657,
2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808,
2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963,
2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069,
2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191,
2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639) (Devam)
BAŞKAN - Tasarının tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Şimdi, birinci bölümün görüşmelerine
başlıyoruz.
Birinci bölüm 1 ila 25inci maddeleri kapsamaktadır.
Birinci bölüm üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına söz isteyen İzmir Milletvekili Sayın Musa Çam.
Buyurunuz Sayın Çam. (CHP sıralarından
alkışlar)
(CHP İzmir Milletvekili Musa Çam Somada ölen
madencilerin adlarının yazılı olduğu bir pankartı
kürsüye astı)
İSMAİL AYDIN (Bursa) - İşiniz gücünüz
şov.
CHP GRUBU ADINA MUSA ÇAM (İzmir) Sayın
Başkan, Türkiye Büyük Millet Meclisinin saygıdeğer üyeleri;
hepinizi saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum.
Somada hayatını kaybeden 301 kardeşimizin
anısı önünde, mücadelesi önünde saygıyla eğiliyorum,
Tanrıdan rahmet diliyorum, ailelerine sabır diliyorum ve geride
kalanlara sağlık, uzun ömür diliyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
bugün, burada 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının birinci bölümü
üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi adına söz almış bulunuyorum.
Sayın Bakanı da sağlığına
kavuşmuş bir şekilde aramızda görmekten büyük bir keyif
aldığımızı, kendisine acil şifalar
dilediğimizi, sağlıklar dilediğimizi buradan bir kez daha
dile getirmek istiyorum.
Değerli arkadaşlar, 3 Haziranda başlayan,
günümüze kadar devam eden bu Plan Bütçe dönemi
Belki, Türkiye Büyük Millet
Meclisi olalı, Plan Bütçe Komisyonu Plan Bütçe Komisyonu olalı böyle
bir zulmü hiçbir zaman görmedi arkadaşlar.
BEDRETTİN YILDIRIM (Bursa) Sayenizde, sayenizde!
MUSA ÇAM (Devamla) Neden, Soma. Hayatını
kaybeden 301 arkadaşımızı ilgilendiren önemli bir kanun.
Bununla ilgili, Plan Bütçe Komisyonunda defalarca dile getirdik,
Arkadaşlar, Somayı ilgilendiren, 5510u ilgilendiren yani iş
sağlığı ve güvenliğini ilgilendiren maddeler toplam
20-25 madde. Bunları ilgilendiren komisyon Çalışma,
Sağlık, Aile Komisyonudur, bu kanun oraya gitsin; kamu alacaklarının
yeniden yapılandırılması konusunu ilgilendiren 40-50 madde
de Plan Bütçe Komisyonuna gelsin. Eş zamanlı olarak her iki komisyon
çalışsın ve Çalışma, Sağlık, Aile
Komisyonundan bir an önce Soma kanunu geçsin ve Türkiye Büyük Millet Meclisine,
aşağıya insin. Biz de Plan Bütçe Komisyonu olarak, kamu alacaklarının
yeniden yapılandırılması konusunu Plan Bütçede
görüşelim ve hemen arkasından da o, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kuruluna insin. dedik. Ama anlatamadık bunu ve beş hafta
boşuna geçti arkadaşlar ve şimdi, gecenin bu saatlerinde
buradaysak, bunun önemli nedeninin, AKP grup başkan vekillerinin ve Plan
Bütçe Komisyonu yöneticilerinin bu süreci iyi yönetememesinden
kaynaklandığının altını bir kez daha çizmek
istiyorum.
Burada tabii ki alt komisyon başkanının da
büyük rolünün olduğunu bir kez daha söylemek istiyorum.
VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) Sayenizde!
MUSA ÇAM (Devamla) Değerli arkadaşlar, 1 ila
25inci maddeler, genel anlamda Somada hayatını kaybeden işçi
kardeşlerimizin yakınlarının yaşamlarını,
onların geleceklerini, onların ailelerini ve taşeronla ilgili
konuları içeren maddelerdir. Dolayısıyla, özellikle Somada
yaşanan olaylarla ilgili birkaç şeyi söylemek istiyorum.
Değerli arkadaşlar, Somada 13 Mayıs 2014
Salı günü büyük bir felaket yaşandı. Maden ocağındaki
patlama, yangın sonucunda 301 maden işçisi hayatını
kaybetti. Literatürde buna iş kazası dendiği söyleniyor.
Acaba, gerçekten öyle mi? Alınmayan önlemler, yetersiz denetimler,
taşeron denilen ucube çalışma ilişkisi, iş kazası
denilen bu faciaların davetçisi değil midir?
Geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz
Kolombiyalı ünlü yazar Gabriel Garcia Marquez Kırmızı
Pazartesi isimli romanında, herkesin bildiği ancak engel olmak için
kimsenin müdahale etmediği bir cinayeti anlatıyor. Roman kahramanı
Santiago Nasarın öldürüleceği baştan bellidir. Çevresindeki
herkes bu cinayetin işleneceğini biliyor. Kasabadakiler bu cinayeti
bekliyor, hiç kimse cinayeti önlemek için harekete geçmiyor ve sonuç olarak
Santiago Nasar öldürülüyor. Romanda cinayetin arka planı yanında, bir
halkın ortak davranış biçimine dikkat çekiliyor.
Değerli arkadaşlar, Somada cinayetin
geleceği açık ve net bir şekilde günler önce, aylar önceden bas
bas bağırıyor, diyor ki: Somada cinayet geliyor. Ve bunu ilk
keşfeden Manisa milletvekillerimiz Sayın Özgür Özel, Hasan Ören ve
Sakine Öz arkadaşlarımız da geçtiğimiz yıl ekim
ayında Türkiye Büyük Millet Meclisine bir araştırma önergesi
veriyorlar çünkü cinayetin geleceğini görüyorlar, adım adım
geliyor.
Bu arada, zaten Manisada daha önceden, 2011
yılında hayatını kaybeden işçiler var. Azmi Tozlu 27
Haziran 2011de, Samet Güven var 2 Ağustos 2011de Uyar Madencilikte,
Bahattin Akra var, Hasan Cabaloğlu var, Hasan Gököz var, Murat Yılmaz
var, Fahrettin Başkan var, Harun Tufan var, Bilal Çınar var, Süleyman
Gülşen var, Ahmet Türk var, Ali Çetinkaya var, Yunus Güçlü var, Mustafa
Asal var. Bu işçi kardeşlerimiz zaten daha önceden
hayatlarını kaybetmişler göçükte, maden ocağında. Soma
bağırıyor, Geliyorum. diyor ve bunu fark eden Cumhuriyet Halk
Partili milletvekilleri de bununla ilgili önergeyi veriyorlar ama Somadaki bu
olaylardan ne yazık ki Hükûmet bihaber, Sayın Çalışma
Bakanımız bihaber, Enerji Bakanımız bihaber. Oradaki
cinayet Geliyorum. diye bas bas bağırıyor.
Değerli arkadaşlar, birkaç rakam vermek
istiyorum sizlere. Bakın, dünyada 1375 yılından beri iş
kazalarının kaydı tutulur ve Soma 650 yıldan beri dünyada
yaşanmış en büyük 24üncü maden faciası olarak kara tarihe
geçti arkadaşlar.
Almanyada son büyük maden
faciası 1962 yılında oldu ve 299 maden işçisi
yaşamını yitirdi. 1962 yılından beri, Sayın
Demiröz, Almanyada maden kazası olmuyor. Uluslararası
Çalışma Örgütünün (ILO) en son 2012 yılı verilerine göre,
madencilikte önde gelen ülkeler arasında, çalışan işçi
başına en yüksek ölüm oranı Türkiyededir sayın, değerli
arkadaşım.
2003-2012 döneminde
Türkiyede, 100 bin maden işçisi başına ölüm oranı 677
kişi Sayın Bakan Erdoğan Bayraktar, 677 kişi.
OKTAY VURAL (İzmir)
Hayır, Erdoğan Bayraktara niye söyledin?
MUSA ÇAM (Devamla) Bu,
İngiltere ve Norveçin 11 katı, Almanya ve Avustralyanın
yaklaşık 6 katı, Polonya ve İtalyanın
yaklaşık 4 katı, Amerika Birleşik Devletlerinin ise 2,5
katı düzeyindedir arkadaşlar.
Birleşmiş Milletlerin 1948de kabul
ettiği, ülkemizin ise 1949da onayladığı İnsan
Hakları Evrensel Bildirgesinin 23üncü maddesi Herkesin
çalışma, işini özgürce seçme, adil ve elverişli
koşullarda çalışma ve işsizliğe karşı
korunma hakkı vardır. diyor. Ulusal ve uluslararası birçok
metinde işçilerle ilgili düzenlemeler mevcuttur. Ancak, Uluslararası
Çalışma Örgütü ILOnun 176 sayılı Madenlerde Güvenlik ve
Sağlık Sözleşmesinin on dokuz yıldır Türkiye
tarafından imzalanmış olmaması
Ve bu on dokuz
yılın on iki yılında da AKP Hükûmeti iktidarda ve
Sayın Faruk Çelik de o koltukta oturuyor ama uluslararası ILO
Sözleşmesi 176 ne yazık ki hâlâ imzalanmıyor.
Değerli arkadaşlar, birçok yasa ve yönetmelik
çıkmasına karşın bugün de gönüllü mükellefiyet hükmünü
sürdürüyor; değişen çok şey var gibi görünse de işin
üzerinde çok fazla bir şeyin değişmediğini açık ve net
bir şekilde görüyoruz.
Bugün, kayıtlı yaklaşık olarak 740
işletmede 49 bin maden işçisi çalışıyor.
Ocakların teknik altyapı analizleri mevcut değil. Birçok ocakta
havalandırma sistemleri olmadığı gibi, acil durumlara
ilişkin gerekli standartlardan da yoksun. Her şeyden önce, maden
ocaklarında öncelik iş güvenliği olmalıdır. Oysa,
mevcut durumda üretimi artırmak ön plandadır. Maliyetleri en aza
indirerek daha fazla üretimi amaçlayan bir sistemin iş güvenliğini
ıskalayacağı çok açık ve nettir. Somada üretim
artırılarak maliyetin düşürülmüş olduğu söylense bile
ne yazık ki bunun bedelini işçi kardeşlerimiz hayatlarıyla
ve canlarıyla ödediler.
Siz hiç Manisanın Somasına,
Alaşehirine, Kırkağaçına, Bergamaya, Kınıka
geldiniz mi Sayın Demiröz? Oradaki annelerin, babaların
feryatlarını, çocukların, yetimlerin hâlini gördünüz mü?
Şimdi, Somayla ilgili düzenleme yapıyorsunuz.
Peki arkadaşlar, Zonguldakta hayatını kaybeden ve 3 Haziranda
yakınları Plan ve Bütçe Komisyonuna gelen -Zonguldakta, Kozluda hayatını
kaybeden- işçi kardeşlerimiz için ne yapacaksınız? Niçin
onları bu kapsam içerisine almıyorsunuz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MUSA ÇAM (Devamla) Evet, Somayı bu kapsam
içerisine almak güzel bir şey ama 1983 yılında, Türkiyedeki
maden kazalarında, iş cinayetlerinde hayatını kaybeden
işçi kardeşlerimiz ne olacak?
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Çam.
MUSA ÇAM (Devamla) Böyle bir çifte standart olabilir mi
arkadaşlar? Bunu kabul etmek mümkün müdür? Bununla ilgili önergelerimizi
Plan ve Bütçe Komisyonunda verdik, reddettiler. İktidarınız
döneminde 12 bine yakın insan iş hayatında iş
kazalarında hayatlarını kaybettiler.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) Sayın Çam,
yıllarca sendikacılık yaptın, ne yaptın bu insanlara?
MUSA ÇAM (Devamla) Onların da bu kapsam içerisine
alınması gerekiyor diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Çam.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) Plan ve Bütçe
Komisyonunda konuşuyorsun, burada konuşuyorsun, sadece
konuşuyorsun. Ne yaptınız bunlara?
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi Grubu
adına Mardin Milletvekili Sayın Erol Dora.
Buyurunuz.
HDP GRUBU ADINA EROL DORA (Mardin) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 639 sıra sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının birinci bölümü üzerine Halkların Demokratik
Partisi adına söz almış bulunuyorum, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Torba tasarı, kamuoyuna servis edilişi bakımından,
Somada henüz iki ay önce meydana gelen, ülkenin yaşadığı
en büyük maden facialarından biri olan ve 301 madenci işçinin
yaşamını yitirmesiyle neticelenen iş cinayetlerinden sonra,
Hükûmetin yoğun bir baskı altında kalması ve bu felaketteki
sorumluluğunu gizleyebilmek için yaptığı bir düzenleme
şeklindedir. Tasarıya, medya aracılığıyla
cumhuriyet tarihinin en büyük affı şeklinde duyurulan, Maliye
Bakanlığına intikal eden borçların yeniden
yapılandırılmasına ilişkin düzenlemenin de eklenmesi
sonucu, AK PARTİ, Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi,
popülist siyasetinin parçası olan, seçim yatırımı olarak
değerlendirdiğimiz ve tasarıda yer alan, büyük
çoğunluğu yurttaşların aleyhine olan düzenlemeleri
gölgelemeyi esas almıştır.
Değerli milletvekilleri, yasama usulü
açısından AK PARTİnin torba düzenlemeleri Meclise sunması
ve her defasında, birbiriyle alakalı olmayan ve müstakil bir yasa
tasarısı niteliğinde olmayan düzenlemeleri önümüze getirmesi,
Komisyon ve Genel Kurul çalışmaları esnasında da
çoğunluğu üzerinden alakasız kanunlarda son dakika önerge
değişiklikleriyle bir dayatmada bulunması, AK PARTİnin
yurttaşların hakkını, hukukunu belirleyen yasama
faaliyetine ne denli ciddiyetsiz yaklaştığını gözler
önüne sermektedir.
Ayrıca, Hükûmet, taşeronluğu
kaldıracak bir irade göstermenin aksine, Soma işçi
kıyımının yaşanmasının asli nedeni olan
taşeron uygulamasını devam ettirecek ve
yaygınlaştıracak olan düzenlemeleri sorumsuzca Somaya
ilişkin düzenlemelerle birlikte tasarıya eklemiştir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu
tasarı, Soma gibi karşımıza çıkacak nice işçi
kıyımının asıl müsebbibi olan neoliberal iktisadi
politikaların yarattığı aşırı kâr hırsının
araçları olan emek sömürüsü, güvencesiz çalışma ve taşeron
uygulamalarını kaldırmadığı gibi, maden
işçilerinin temel haklarını da bir lütuf gibi göstermeye ve AK
PARTİnin bunu siyasi bir propaganda aracı hâline getirmesine neden
olmuştur. AK PARTİnin yerel siyasetini tamamen sermayenin
ihtiyaçlarına göre dizayn etmesi sonucu bu ülkenin emekçileri neoliberal
kamusal dönüşümler ve buna göre şekillendirilen yasal mevzuat
karşısında, sermayeye karşı bir bütün olarak
savunmasız bırakılmıştır.
Değerli milletvekilleri, AK PARTİ döneminde
hayatını kaybeden 13 bini aşkın emekçinin başına
gelen iş kazalarının yaklaşık yüzde 90ının
önlenebilir kazalar olduğu bu konunun uzmanları tarafından
defalarca ifade edilmiştir. İstihdam rejiminin esnekleşmesi ve
bu alanların sermayenin insafına terk edilmesi, bugün içinde
bulunduğumuz işçi katliamlarına zemin hazırlayan temel
koşullar hâline gelmiştir. Yaşanan bunca acı deneyime
rağmen önlem almayan AK PARTİ Hükûmeti, Somada yaşanan
işçi kıyımı sonrasındaki tutum ve
açıklamalarında işçi güvenliği kavramına
yoğunlaşmak yerine fıtrat kavramına
yoğunlaşmayı daha bilimsel görmüştür. Bugüne kadar
uygulanan ve bir AK PARTİ buluşu olan, iş güvenliğini
izlemeye yetkili kişilerin istihdamının işletmeci
tarafından sağlanması tam bir işgüzarlıktır. Bir
çalışanın patronunu denetleyebilmesi eşyanın tabiatına
aykırıdır. Denetleme mekanizmalarının konunun
uzmanı olan bağımsız kişilerden oluşması
gerekmektedir.
Maden işçilerini de kapsayan yer altında
çalışan işçilerin çalışma süreleri tasarının
7nci maddesiyle düzenlenmektedir. Maddeyle İş Kanununun 63üncü
maddesinin birinci fıkrasına Yer altı işlerinde
çalışan işçiler için yer altındaki çalışma süresi
haftada otuz altı saat olup günlük altı saatten fazla olamaz.
ibaresi eklenmiş ancak maden işçilerinin genel olarak
çalışma süresi haftalık kırk beş saat olarak
kalmıştır. Patronların maden işçilerine iki saat
eğitim, madene iniş çıkış, vardiya değişimi,
yer üstünde kimi işlerde çalıştırma istemleri kabul
edilmiş, maden işçisine Soma katliamı sonrası kamuoyuna
duyurulan altı saatlik çalışma müjdesinin gerçek
olmadığı ortaya çıkmıştır.
Değerli milletvekilleri, tasarının 14üncü
ve 17nci maddelerindeki düzenlemelerle, henüz tümüyle bile yürürlüğe
girmemiş olan 6331 sayılı Yasada yeni istisnalar
yaratılmakta, dolaylı yoldan yasa işlemez hâle getirilmeye
çalışılmaktadır. İş güvenliği uzmanları
ile iş yeri hekimlerinin
bağımsızlığının gözetilmemiş
olması, yasanın uygulanmasındaki en önemli sorunlardandır.
İş güvenliği uzmanları ile iş yeri hekimlerinin
iş güvencesi açısından kuvvetlendirici hükümlere ihtiyaç
bulunmaktadır. Bu konuda iş yeri sendika temsilcisinin güvencesiyle
paralellik kurulmasına ihtiyaç bulunmaktadır. Yasanın
uygulanmasının takibinde görevli iş müfettişlerinin
bağımsız bir kuruluşta temsil edilmemesi, İş
Teftiş Kurulunun özerk bir yapı yerine Bakanlık birimi
olması da teftişte siyasi müdahale imkânı
bırakmaktadır.
Değerli milletvekilleri, torba tasarının
16ncı maddesinde yer alan düzenlemeyle İş
Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 2nci maddesinde
değişiklik yapılarak, uluslararası deniz yolu ve hava yolu
taşımacılığı yapan araçların seyrüsefer
hâllerinde kanundan muaf tutulması amaçlanmaktadır. Yeni
düzenlemeyle, uluslararası deniz yolu ve hava yolu
taşımacılığı yapan araçların seferleri
kapsam dışına çıkarılmaktadır. Bu
yaklaşımın gerekçesi olarak, bu faaliyetlerin tabi olduğu
uluslararası sözleşmelerin bulunduğu öne sürülmektedir. Çerçeve
Direktifin istisnaları içinde yer almayan ve her yıl yüzlerce gemi
adamının da iş kazasına maruz kaldığı bu
sektörlerin kapsam dışına çıkarılması durumunda,
belirtilen sektörlerin artık teftişi de yapılamayacaktır.
Uluslararası sözleşmelerin gerekli olan hususları
karşılaması durumunda, zaten istisna dışına
çıkarılmaya da gerek olmayacaktır. Oysaki gerekçede de yer
aldığı üzere, asıl amaç, sektörün rekabette
korunmasıdır, Rekabet sürsün, işçiler ölseler de olur.
denilmek istenmektedir.
Tasarının 12nci ve diğer maddeleri, AK
PARTİ Hükûmetinin muvazaa korkusunu gözler önüne sermektedir. Kamunun
personel ihtiyacını karşılamayan, kamu kurum ve
kuruluşları ile işletmelerini taşeronlaştırmaya
teşvik eden muvazaa kararlarını uygulamayarak kanun
dışı taşeronlaştırmayı destekleyen Hükûmet,
Anayasaya aykırı biçimde uygulamamakta ısrar ettiği
muvazaa kararlarının benzerlerinin oluşmaması için
tasarıda detaylı düzenlemelere yer vermiştir.
Tasarının 14üncü maddesiyle, toplu iş
sözleşmesi özerkliğine, Anayasaya ve Türkiye'nin tarafı
olduğu uluslararası sözleşmelere aykırı düzenlemeler
getirilmekte, taşeron işçilerin örgütlenmesinin önündeki engeller de
kaldırılmamaktadır.
Öte yandan, özel bir şirket adına toplu iş
sözleşmesi görüşmelerinin Kamu İşverenleri Sendikası
tarafından yürütülmesi, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi
Kanunu ile toplu pazarlık hakkının temel ilkelerine de
aykırıdır. Bu yasa maddelerine rağmen, taşeron
şirketler işçilerin haklarını ihlal etmekte, kamu
kurumları başta olmak üzere, asıl işverenler ise yasal
sorumluluklarını yerine getirmemektedir.
Sonuç olarak tasarı, işçilerin zaten var olan
ancak kamu ve taşeron şirketler tarafından ihlal edilen
haklarının daha açık biçimde düzenlenmesinden öteye gitmemekte,
işçilere yeni bir hak getirmemektedir. AK PARTİ Hükûmeti, bu
düzenlemelerle ölümü gösterdiği taşeron işçileri sıtmaya
razı etmeye çalışmakta, medya aracılığıyla
yaratılan sanal müjde nidalarıyla taşeron işçilere yeni haklar
getiriyor imajı çizmeye çalışmaktadır. Bir başka
deyişle, AK PARTİ Hükûmeti, birkaç makyajla taşeron
işçilerin sorunlarını çözüyor görünmeye
çalışmaktadır. Oysa, bu sorunların kaynağı,
işçilerin haklarının ihlal edilmesinin asıl nedeni
taşeronlaştırmanın bizatihi kendisidir.
Bu duygularla, tekrar, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Dora.
Birleşime on beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 00.38
SEKİZİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 01.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur),
İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 117nci Birleşiminin Sekizinci Oturumunu açıyorum.
639 sıra sayılı Kanun Tasarısının
görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Şimdi, gruplar adına, birinci bölümde söz
sırası Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Manisa
Milletvekili Sayın Uğur Aydemirde.
Buyurunuz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA UĞUR AYDEMİR (Manisa)
Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılmasına Dair Kanun Tasarısının
birinci bölümü üzerinde grubum adına söz almış bulunuyorum. Bu
vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, sözlerime başlamadan
önce, Soma faciasında hayatını kaybeden şehitlerimize
Allahtan rahmet diliyor, mekânları cennet olsun diyorum.
13 Mayıs 2014 Salı günü, Manisamızın
Soma ilçesinde, maden sahasında bir kaza meydana geldi. Somada elle
tutulur, gözle görülür, kalbimizin en derinlerinde hissettiğimiz somut bir
acı yaşadık. İnşallah Rabbim bizlere ve hiçbir ülkeye
böyle büyük bir acı, böyle büyük iş kazası bir daha
yaşatmasın. Her acı olayda olduğu gibi bu olayda da büyük
bir millet olmanın vasfını ortaya koyduk, birbirimize
kenetlenerek acıları yüreğimizde hissettik ve acıları
paylaşarak kardeşlerimizin acılarını azaltmaya
çalıştık.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
maden kazası olduğu andan itibaren, Hükûmetimiz, devletimizin bütün
organlarıyla Somada maddi manevi bütün imkânları seferber
etmiştir. Psikososyal destek programlarından ayni ve nakdî
yardımların hemen yapılmasına kadar tam bir koordine içinde
hareket edilmiştir. Sosyal ve psikolojik destek sağlayacak 300
kişilik bir ekip oluşturulmuş ve bu yapılırken Somada
hayatını kaybeden kardeşlerimizin ailelerinin her bir ferdiyle
ayrı ayrı ilgilenilmiştir. Evlerde psikososyal destek verilmiştir.
Bu ev ziyaretlerinde, nakdî anlamda sıkıntıları tespit
edilmiş ailelere kazanın 2nci gününden itibaren acil yardım
olarak hane başına 1.000 Türk lirası ödenmiştir. Bunun
yanında iaşe paketi, yemek ve kumanya destekleri
dağıtılmıştır.
Somada maden kazasından hemen sonra,
hayatını kaybeden madencilerimizin ailelerine sosyal güvenlik
haklarının en kısa zamanda teslim edilmesi konusunda gerekli
çalışmalar tamamlanarak 301 madencimizin 234ünün 632 hak sahibine
ölüm geliri ve ölüm aylığı bağlama işlemleri
tamamlanmıştır. Ölüm aylığı bağlanamayan 67
kardeşimizin aylıkları ise inşallah görüşmekte
olduğumuz bu tasarıda yer alan maddeler sayesinde
gerçekleşecektir.
Bu tasarının
yasalaşması hâlinde, hayatını kaybeden madencilerin Sosyal
Güvenlik Kurumuna olan her türlü borçları silinecektir. Ölüm
aylığı için gerekli olan beş yıl
sigortalılık ve dokuz yüz gün prim ödeme şartı
kaldırılarak hayatını kaybeden madencilerin yakınlarına
ölüm aylığı bağlanacaktır. Madencilerin
yakınlarından birisi, eş ve çocuklardan birisi, eşi ve
çocuğu yoksa kardeşlerden birisi kamuda istihdam edilecektir. Bunun
yanı sıra, madenci kardeşlerimizin yasal mirasçılarına
konut tahsis edilmesi amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından
bedelleri karşılanarak konut yaptırılması ve bu
konutların madencilerin mirasçılarına kurayla, bedelsiz olarak
verilmesi sağlanacaktır. Ayrıca, gelecekte sabit bir gelir
kaynağı oluşturmak üzere 2nci bir konut daha verilecektir.
Bütün bunların
yanında, kazanın meydana geldiği Eynez işletmesinde
şehit olan 301 madencimizin 630 yakınına ve hâlen o
işletmenin sigortalısı olan 2.640 madencimize altı ay
boyunca son aldıkları net ücretleri kadar ücretin ödemesi bu hafta
içerisinde, cuma gününe kadar, İŞKUR tarafından
yapılacaktır.
Ayrıca, Soma bölgesinde bulunan ve faaliyetleri
Çalışma Bakanlığımızca durdurulan Eynez,
Atabacası ve Işıklar maden işletmelerinde çalışan
toplam 5.522 madencimize üç ay boyunca eğer işveren ücretlerini ödeyemezse
ücretler de İŞKUR tarafından ödenecektir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
milletçe hepimizi hüzne boğan 301 işçi kardeşimizin
hayatını kaybettiği Soma maden faciasının üzerinden
iki ay gibi bir süre geçti. Somada, ülkemizde ciddi bir millî
dayanışma örneğine tanık olduk.
İnsanımızın hayırseverliği sayesinde yardım
hesabında toplanan miktar 46,5 milyon liraya
ulaşmıştır. Hayatını kaybeden 301 işçimizin
ailelerine 154.450şer lira olarak paylaştırılacaktır
yani yakınlarını kaybeden her bir aileye 154.450 lira ödeme
yapılacaktır.
Ayrıca, bu elim olayda hayatını kaybeden
kardeşlerimiz geride bize emanet olarak 434 evlat
bırakmışlardır. Bunların arasında eğitim
çağında olan veya gelecekte eğitim alacak olan 389
çocuğumuz ve gencimiz bulunuyor. Bu çocuklarımıza eğitim
hayatları boyunca, Millî Eğitim Bakanlığımız koordinasyonunda,
vakıf ve derneklerimiz tarafından burs sağlanacak, Gençlik ve
Spor Bakanlığımız ihtiyaç hâlinde bu
çocuklarımıza burs ve yurt konusunda da öncelik
tanıyacaktır.
Bu yasa tasarısıyla birlikte, maden sektöründe
çalışan tüm işçilerimizi ilgilendiren düzenlemeler de
getiriyoruz. Bundan sonra linyit ve taş kömürü çıkaran madencilere
ödenecek ücret miktarı asgari ücretin 2 katından az
olamayacaktır.
Ayrıca, 55 olan emeklilik
yaşı da 50ye indirilecektir. Bu durumda, mevcut koşullarda
yıpranmayla 48,5 yaşında emekli olan bir madenci kardeşim,
43,5 yaşında, inşallah, emekli olabilecektir.
Mevcut mevzuata göre,
çalışma süresi haftada en çok kırk beş saattir. Biz,
yaptığımız bu düzenlemeyle beraber madenciler için yer
altında çalışma süresini haftalık otuz altı, günlük
ise altı saatle sınırlandırıyoruz. Zorunlu ve
olağanüstü hâller dışında yer altında
çalışan madencilere fazla çalışma
yaptırılamayacaktır. Zorunlu ve olağanüstü hâllerde
yapılacak fazla çalışma için ise saat başı ücret
normal ücretin yüzde 100ünden az olamayacaktır.
Bunun yanı sıra,
maden sektöründe çalışan tüm işçiler için,
çalışılmayan günler de çalışılmış gibi
yıpranmaya yani fiilî hizmet süresi zammına dâhil edilecektir. Maden
yer altı işlerinde çalışanların hafta tatili, genel
tatil, ulusal bayram, yıllık izin, sıhhi izin, eğitim,
kurs, iş öncesi ve sonrası hazırlık süreleri de yer altında
çalışıyormuş gibi SGKya bildirilecek, bu süreler de
yıpranmaya dâhil edilecektir.
Yer altı
işlerinde çalışan işçilerimizin işten
çıkarılmasını keyfî bir durumdan da çıkarıyoruz.
Çalışanın işten çıkarılması, durumu,
kıdemi ne olursa olsun gerekçesiz olmayacak, böylece iş güvencesi
güçlendirilmiş olacaktır. Mevzuatımıza göre işe
girdikten altı ay sonra başlayan iş güvencesi, madencilerimiz
için şu andan itibaren işe girdiği andan itibaren
başlamış olacaktır. Ayrıca, yer altında
çalışan işçiler için yıllık izin süreleri dört gün
arttırılmıştır.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; bu yasa tasarımızla beraber
taşeronlarımıza da işçilerimize de yönelik ciddi
düzenlemeler yapıyoruz. Asıl işveren, taşeron
çalışmasının neticesi olarak ücretini alamayan
çalışanların ücretlerinin alt işveren tarafından
ödenip ödenmediği ve varsa ödenmeyen miktarı taşeron
firmanın hak edişinden keserek işçilerin banka hesaplarına
yatırmakla yükümlü tutulmuş ve maaş ödemesi de garanti
altına alınmıştır. Ayrıca, işçinin
bağlı çalıştığı taşeron firma
değişse bile işçi aynı işyerinde çalışmaya
devam ediyorsa izin süreleri, alt işveren değişmemiş gibi
daha önceki çalışmaları dikkate alınarak
hesaplanacaktır. Ayrıca, taşeronlara da örgütlenme hakkı
getirmiş bulunuyoruz bu tasarıyla beraber.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; on
iki yıldır, iktidarımız süresince, milletimizin
ihtiyaçları doğrultusunda, zamanın gereksinimlerine cevap veren
reform niteliğinde birçok düzenlemeye imza attık, inanıyorum ki
çizdiği hedeflerine koşan yeni Türkiyede daha nice
başarılara imza atmaya ve bunun haklı gururunu milletimize
yaşatmaya devam edeceğiz.
Sözlerime son verirken bu yasa tasarısının
vatanımıza, milletimize hayırlar getirmesini diliyor, bir kez
daha yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Aydemir.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Manisa
Milletvekili Sayın Erkan Akçay şahsı adına da
konuşacağından kendisine on beş dakika süre veriyorum,
ikisini birleştirdik.
Buyurunuz Sayın Akçay.
MHP GRUBU ADINA ERKAN AKÇAY (Manisa) Evet,
teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 639
sıra sayılı Kanun Tasarısının birinci bölümü
üzerine, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, hepimizin bildiği
üzere, bu görüştüğümüz tasarının, 13 Mayısta Somada
meydana gelen bu elim maden faciası üzerine ve maden
çalışmalarında, maden işletmelerinde maden işçilerinin
sorunlarını çözmek ve bu facianın mümkün olduğunca
yaralarını sarmak amacıyla ve çalışanların
şartlarını iyileştirmek amacıyla
hazırlandığı kamuoyuna iktidar tarafından deklare
edilmişti ve aynı zamanda maden işçilerine verilen sözlerin
yerine getirileceği ifade edilmişti.
Şimdi, bu kanun tasarısı
30 Mayısta Türkiye Büyük Millet Meclisine sunuldu, 4 Hazirandan itibaren
de Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşmeleri başladı ve 11 Temmuzda
üst Komisyon çalışmaları da tamamlandı. 61 madde olarak
gelen, Genel Kurulda geçici maddelerle birlikte toplam 153 maddeye ulaşan
bir torba tasarıyı görüşüyoruz.
Sözlerimin başında ifade etmek
isterim ki bu torba tasarı, Türkiye Büyük Millet Meclisinde bugüne kadar
görüşülen torba tasarılar içerisinde usul bakımından da,
bazı maddeleri itibarıyla esas bakımından da en berbat
tasarılardan birisidir. Âdeta bir facia yaşanmıştır;
bir yasama süreci faciası, bir hukuk faciası. Ne Anayasa
dinlenmiştir ne İç Tüzük dinlenmiştir ne teamüller, gelenekler
dinlenmiştir ve hatta, bütün temel insan hakları bile ihlal edilerek
dayatmayla bir yasama süreci geçirilmiştir. Artık öyle bir şey
açığa çıktı ki 13 Mayıstan beri, Türkiye, dayıbaşı
sistemini, taşeron sistemini konuşuyor ve dayıbaşı,
taşeron sistemi de komisyonlara ve Genel Kurula âdeta sirayet
etmiştir. Maalesef, bunu söylemek durumundayız.
Değerli arkadaşlar, birbiriyle
alakasız, karman çorman bütün maddeler bu tasarıda aynı
torbanın içerisine konulmuş. Konulan bu kuralların açık,
ulaşılabilir, öngörülebilir, belli, bütüncül bir anlayışla
hiçbir alakası yok; düzenleyici etki analizi yok. 5018 sayılı
Kanunun 14üncü maddesinde öngörülen hesaplamalar yapılmamış.
Hesapsız kitapsız bir düzenleme plansız ve programsız
geldi. 8 ayrı ihtisas komisyonunda görüşülmesi gerekiyordu,
görüşülmedi. 144 sayılı ILO sözleşmelerine göre sosyal
diyaloğa aykırı
hazırlandı. Ekonomik ve Sosyal Konseyde görüşülmedi. Zaman zaman
kavgaya varan gerilimler yaşandı. Ve sadece Hükûmet ve bürokrasi
tarafından hazırlanan, Komisyonun çok değerli iktidar partisi
milletvekillerince de sadece imzalanan bir tasarı. Ve Komisyon
safahatında da -bilinçli mi bilemiyorum ancak- hangi madde
görüşülüyorsa o maddeyle hiç alakası olmayan bir sayın bakan
ilgili bakanı Komisyonda temsil etti. Bu da gerçekten hiç de doğru
olmadı.
Şimdi, gelelim Somayla ilgili düzenlemelere
değerli arkadaşlar. Tasarıda yer alan Soma, madenler ve maden
çalışanlarıyla ilgili maddelerin tasarıdan
ayrıştırılmasını ısrarla, defaatle Genel
Kurul safahatında dahi dile getirdik ancak anlaşılmaz bir
tutumla bu ısrarlı talepler yankı bulmadı. Bunun da
sebebini biliyoruz. Tabii, içerisinde sayısı 5-6yı bulabilecek
bazı melun maddeler var ki onlara göstereceğimiz direnci yarın
seçim mitinglerinde Sayın Başbakanın veya iktidar partisi
yetkililerinin olumlu bazı maddeleri de sayarak Efendim, bak işte,
muhalefet bunları engellemeye çalışıyor. diyerek bir zülüf
perdeleme yapacağı anlaşılıyor.
Soma'da maden kazasından sonra, Başbakan
başta olmak üzere, bazı sayın bakanlar ve iktidar partisinin
bazı sayın sözcüleri bazı sözler vermişti. Tekrar
hatırlatmakta fayda var. Yer altı maden ocaklarının güvenli
hâle getirileceği ve kimsenin işten
çıkarılmayacağı sözü verildi. Peki, bu söz yerine getirildi
mi, şu an itibarıyla maden ocakları güvenli hâlde mi?
Değil. Bu söz yerine getirilmedi. Kimsenin işten
çıkartılmayacağı; bunun garantisi hâlâ yok, işçi,
gönderilen ihtarnamelerle tehdit altında, yarın ne
olacağını kimse bilemiyor. Yer altı
çalışanlarının mali ve sosyal haklarının
iyileştirileceği; bunun da nasıl
sulandırıldığını biraz sonra hep birlikte
göreceğiz. Yer altı çalışanlarına erken emeklilik
hakkı verileceği, maaşların en az 2.000 lira
olacağı, 6 maaş ikramiye verileceği, çalışma
süresinin altı saat olacağı, TOKİden ev verileceği
yönünde sözler verildi.
Değerli
arkadaşlar, bu sözlerin çok önemli bir kısmı
sulandırılarak ve âdeta kandırılarak bir şeyler
yapılıyor. Örnek vereceğim. Sayın Recai Berber burada
konuşma yaparken dikkatle dinledim. Ne demişti Başbakan?
Maaşlar 2 bin liradan az olmayacak, yılda 6 ikramiye verilecek.
Sayın Berber, burada, sanki 6 maaş ikramiye yerine 2 asgari ücretle
bunu telafi ediyoruz. diyor. Ya, ikisi birden verilecek, hem 2 bin lira
maaş hem 6 maaş ikramiye. Siz kimi kandırıyorsunuz? 1
çocuğu olan bir maden işçisinin net alacağı asgari ücret
tutarı 891 lira, 2 asgari ücret tutarı 1.782 lira. Başbakan kaç
lira dedi? 2 bin lira. Biz kaç lira diyoruz? Önergelerimiz gelecek arkadaşlar.
En az 3 asgari ücret tutarında diyoruz.
ÜNAL KACIR (İstanbul)
- 5 de ya. 5 de, ne olacak?
ERKAN AKÇAY (Devamla)
5 değil Sayın Kacır. Neden 5 demiyoruz? Makulü diyoruz.
Lütfen, izah edeceğim
Şunun için diyoruz: Çünkü bugün Türkiye Kömür
İşletmelerinde, Ege Linyitleri İşletmelerinde yani kamuda
çalışan bir maden işçisinin aldığı fiilî ücret
aşağı yukarı asgari ücretin 3 katına tekabül
ettiği için. Yani, böyle bir mantık bu; yoksa siz rica etseniz
bizden, 4 diye önerseniz biz vermeyiz onu, makul ve mantıklı
olanı veriyoruz. Şimdi, bu 6 maaş ikramiye yok.
Ondan sonra altı
saat çalışma dendi -otuz altı saat- gayet güzeldi alt komisyona
geldiğinde fakat sonradan maden firmaları iktidar üzerinde büyük bir
baskı ve lobi oluşturarak sulandırdılar, dediler ki:
Fiilen çalışılan. Yani, kazma sallanmaya başlanıp
kazmanın bırakılacağı saat olarak sayılınca
-Anadoluda bir söz var Anan anan, kadın anan. derler yani
değişen bir şey yoktur- fiilen aynı durum devam ediyor
anlamı gelmektedir; yedi buçuk, sekiz saat. Zaten Gördesten dahi Somaya
servisle, o külüstür otobüslerle iki saat yol giden işçiler var; bunlar on
iki, on üç saat zamanını sadece madene ayırıyorlar. Bu da
sulandırılmıştır.
TOKİden ev verileceği ifade edildi.
Şimdi, 2 ev verilecek. deniliyor. Seviniyoruz fakat birini filan firma,
öbürünü filan firmanın vereceğini öğrendik, ona da ayrıca
temas ederiz.
Gelelim taşeronluğa. Maden işçilerine,
sayın bakanlar, Başbakan, Hükûmet, iktidar partisi yetkilileri,
taşeronluğun kaldırılacağını, bu
dayıbaşılığın
kaldırılacağını söylediler.
Dayıbaşılığı ağzına bile almıyor
iktidar partisi. Neden almıyor acaba? Yani bu söz verildi ve AKPnin
dayıbaşılara gıkı bile çıkmıyor. Bunun
sebebini ben biliyorum, onları da bu süreçlerde açıklayacağım
çünkü dayıbaşı sistemiyle iç içe geçmiş Somadaki AKP
siyasi sistemi, birlikte çalışıyor da ondan. Onu da bu
süreçlerde teker teker, somut olarak izah edeceğiz. Zaman ilerliyor,
maalesef, keşke bir saatimiz olsa da geniş geniş anlatsak ama
maddelerde de konuşacağız, Allahın izniyle hepsini
çalışma fırsatı bulacağız.
Çalışma saatlerini ifade ettik.
Taşeronluk, hak getire, bilakis
sağlamlaştırılıyor, yasal zemini
sağlamlaştırılıyor. Yani Sayın Berber
konuşurken ben hakikaten hayret ettim; biz otuz sekiz, kırk gün
başka bir kanun tasarısı mı görüştük diye bir an
endişe de geçirdim, acaba biz mi yanılıyoruz dedim. Âdeta
taşeronluğu kaldırmışlar gibi konuşuldu. Zaten
genel gerekçesinde de var ve Sayın Bakan da Efendim, bu 1936dan beri
devam ediyor. diyor. Çok teşekkür ediyorum 1936yı referans
aldığınız için ama bu 1936 referansı sizi kurtarmaz.
Alabildiğine yaygınlaştırılan, yüz binleri
aşıp milyonları bulan bir taşeron sistemi.
Gelelim emeklilik sistemine. 2008 öncesine
dönüleceği umudu verildi. Somalı maden işçilerinin beklentisi
2008 öncesi uygulamadır. Kısmi bir iyileştirme var yani, bunu
ifade etmek gerekir ancak doğru olan 2008 öncesiydi. Buna ilişkin
önergelerimiz de var. Normal olan, özellikle yer altı maden işçiliğinde,
kömür işçiliğinde yaş şartını kaldırıp
prim gün mecburiyetini getirmekte fayda var. Bunda da makul olanın -bizim
önergemiz de o şekilde- 4 bin iş günü olduğunu ifade ediyoruz.
Önemli gördüğümüz bir diğer düzenleme de
değerli arkadaşlar, kazadan, faciadan zarar gören, hayatını
kaybeden maden işçilerinin ailelerinden 1 kişiye kamuda istihdam
hakkı veriliyor. Ancak, tabii, Soma dışında daha önceden
yaşanan maden kazalarında hayatını kaybeden
vatandaşlarımız da haklı olarak feryat ediyor bunun
eşit ve adil bir durum olmadığı konusunda. Mutlaka bu
düzenlemenin de yapılması gerekir. Tasarının ilk
görüşülmeye başlandığı 4 Haziranda Zonguldaktan,
Bartından ve diğer yerlerden pek çok vatandaşımız
tasarıya yönelik tepkilerini sırf bu nedene dayandırdılar
ki haklılardır. İlk fırsatta bunu genele teşmil ederek
daha adil bir yaklaşım sergilemek gerekir. 1 işçi evet,
olumludur fakat 2 kişinin istihdam edilmesinde de büyük fayda var.
Biliyorsunuz, Soma kırsal kesim bölgesi, maden işçileri tarımdan
kopan insanlar ve tamamı da sadece kendi çekirdek ailesini değil anne
babasını, hatta kayınpederini, kayınvalidesini de birlikte
geçindiren insanlar. Bunların üretimden kopması,
çalışmaması çok ciddi bir ekonomik yıkıma da yol
açıyor. O nedenle, bu iş hakkından birinin uygun olursa eşe
veya çocuğuna, diğerinin ana, baba veya kardeşlerinden birine
verilmesini bir sosyal politika olarak daha uygun görüyoruz. Tabii, bazı
vicdanlar bunu kabul etmeyebilir, dalgasını geçebilir ama biz bunda
samimi ve ısrarcıyız.
Bir de Eynez Maden Ocağında, yer altında,
kazadan yaralı veya sağ kurtulan işçilerimizin durumları
var. Bunu da Hükûmetin dikkatlerden uzak tutmaması gerekir. O 301
arkadaşının cenazesiyle, naaşıyla saatlerce baş
başa kalıp o acıları, o ızdırabı
yaşayan işçilerin bir daha yer altında çalışma
şansı yoktur değerli arkadaşlar. Bu işçilerimizin de
ama yer üstü ama başka alanlarda istihdam edilme mecburiyeti vardır.
Diğer hususları da bundan sonraki
konuşmalarımızda dile getirmek üzere hepinize saygılar
sunuyorum, iyi geceler diliyorum. (MHP ve CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Akçay.
Şahıslar adına son söz Tunceli
Milletvekili Sayın Kamer Gençe aittir.
Buyurunuz Sayın Genç. (CHP sıralarından
alkışlar)
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; on bir buçuk saattir burada
çalışıyoruz. Acaba on bir buçuk saattir niye
çalışıyoruz arkadaşlar? Bir kanun getirmişler,
kanundan başka her şeye benziyor, tasarıya benzemiyor. Meclis
Başkanı görevini yapmıyor, Komisyon Başkanı
yapmıyor, Hükûmet adına konuşanlar şey etmiyor. Biraz önce
Komisyon Başkanını dinledik, hep yalan söylüyor, diyor ki: Bu
meralar yalnız Somada inşaat alanına açılıyor. Aç
bakalım 115inci maddede Soma lafı var mı?
Değerli arkadaşlar, ben anladım yani
düşündüm, acaba bu AKPliler, daha bu kadar zaman geçti, niye şimdi
vergi affını getirdiler? Biliyorsunuz, 87 katrilyon lira bu
tasarıyla vergi affı getiriliyor. Şimdi, Tayyip,
Cumhurbaşkanı adayı. Şimdi, neden kavuşturmak
istiyorlar? Şimdi, Tayyip hesap açmış bankaya.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Saygılı ol!
MEHMET METİNER (Adıyaman) Saygılı
ol Kamer Bey, saygılı ol!
KAMER GENÇ (Devamla) Yeniden SSK yapıyorlar.
Şimdi, diyecek ki: Hele getirin bakalım, senin vergini
affedeceğiz ama Tayyipin hesabına bir para yatır bakalım.
Biz bunları biliyoruz arkadaş yani sizin imar aflarınızla
geçmişte TÜRGEVe ne şartlarla birtakım
bağışlarda bulunulduğunu bilmiyor muyuz?
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Sen oğlunun
arsalarına gel, oğlunun arsalarına.
KAMER GENÇ (Devamla) Şimdi, demek ki
arkadaşlar, o kadar çok büyük menfaat var ki bu işte yani
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Oğlunun
arsalarına gel, oğlunun arsalarına.
KAMER GENÇ (Devamla)
o kadar büyük menfaatler var ki
bu insanları bu kadar işkenceyle
çalıştırıyorsunuz.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Oğlunun
arsalarından bahset.
KAMER GENÇ (Devamla) Yahu, şimdi, durup dururken
şu memlekette, sene sonuna geliyoruz, Cumhurbaşkanı seçimi var,
normal olarak Cumhurbaşkanı seçim takvimi başlamış,
herkesin gidip çalışması lazım ama Tayyip Erdoğan,
tabii, devletin bütün imkânlarından yararlanıyor, bütün televizyonlar
ona çalışıyor. Eğer siz dürüstseniz, şimdi Tayyip de
dürüstse kendi hesabına kim ne para yatırmışsa
açıklasın.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Doğru
konuş, saygılı ol, saygılı!
KAMER GENÇ (Devamla) Eğer bu vergi affı çıktıktan
sonra kendi hesabına büyük paralar yatırılmadıysa ben o
zaman derim ki: Arkadaş, ben özür dilerim, ama açıklamayacaktır.
Şimdi, arkadaşlar, niye bu kanun geldi, yani bu
kanun üzerinde bu kadar ısrar ediyorsunuz? Burada önemli olan birincisi,
yargı denetimini ortadan kaldırıyorsunuz. İşte,
100üncü maddede ne diyor? Anayasaya göre yürütmenin durdurma kararı
verilebilmesi için, Anayasanın 125inci maddesine göre idari işlemin
açıkça kanuna aykırı olması ve buradan doğan
zararın telafisinin imkânsız hâle gelmesi... Kamu hizmetleriyle
ilgili bir madde getirmişsiniz Efendim, kamu hizmetleriyle ilgili verilen
işlemlerde telafisi imkânsız zarar olmaz. diyorsunuz. Şimdi
-tabii, zamanımız o kadar dar ki- o öyle olunca otomatikman
yürütmenin durdurulmasını kaldırıyorsunuz, mahkeme
kararını uygulamayan kişilere ondan sonra cezai ve hukuki
sorumluluğu kaldırıyorsunuz yani yargıyı yok
ediyorsunuz. Peki, siz burada milletvekilliğine başlarken namusunuz
ve şerefiniz üzerine Anayasaya sadakatten ayrılmayacağınıza
yemin ettiniz. Bu namus ve şeref nerede kaldı arkadaşlar?
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Doğru
konuş!
KAMER GENÇ (Devamla) Arkadaşlar, tabii, bunun
arkasındaki en büyük şeylerden biri de özelleştirmeyle
yargının- verilen ve geri alınması gereken birtakım
yerler var. Mehmet Cengize Seydişehir Alüminyum Tesislerini, 7 milyar
dolara mal olan bir şeyi 340 milyon dolara verdiniz, 1,5 milyar dolara mal
olan Oymapınar Barajını bedava verdiniz. Danıştay
burada yürütmenin durdurulması kararını verdi, iptal kararını
verdi. E, şimdi, Mehmet Cengiz sizin Tayyipin en yakın
arkadaşı.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Ya, doğru
konuş, saygılı ol Başbakana!
KAMER GENÇ (Devamla) En büyük ihaleleri alan o,
İstanbul havaalanı ihalesini alan o.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Başbakana
saygılı ol, Başbakana!
KAMER GENÇ (Devamla) Evvelsi gün bir vatandaş bana
telefon ediyor, diyor ki: Beyefendi, biz burada öyle kötü şartlarda
çalışıyoruz ki
Arkadaşlar, geçen gün bir işçi
dozerle bataklığa batmış ve kaybolmuş, ölmüş.
RECEP ÖZEL (Isparta) Nerede olmuş o ya? Kamer,
nerede olmuş bu?
KAMER GENÇ (Devamla) Bakın, basına söyledim,
kimse yazmıyor. O kadar açız, anormal şartlarda
çalışıyoruz. diyor. Türkiyede hukuk yok. Siz
yaptığınız yeminlere şey etmiyorsunuz.
Ayrıca da Özelleştirme İdaresinin
verdiği iptal davalarında o kadar büyük yolsuzluk, soygun var ki
devletin en kıymetli arazilerini Tayyip Erdoğan getirdi, en
yakınlarına verdi -bunların hepsini tek tek saymam mümkün
değil- birçoğunda iptal, yürütmenin durdurulması kararı verildi.
Şimdi, bunu getiriyorsunuz, onu şey ediyorsunuz.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Sen oğlunun
arsalarından bahset, oğlunun.
KAMER GENÇ (Devamla) İşte bu kanun
çıktıktan sonra Tayyip gidecek Hele gelin bakalım, siz bu kadar
malımızı aldınız, mülkümüzü, getirin, bizim hesaba bir
bağışta bulunun. diyeceksiniz. İşte bunu onun için
kavuşturmak istiyorsunuz yoksa ne gerek var ya? Biz tatilden sonra
gelelim, bunu çalışalım.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Hadi oradan, hadi
oradan!
KAMER GENÇ (Devamla) Tabii, o kadar çok usulsüzlük var
ki insanlarda ar olmayınca, edep olmayınca, utanma duygusu
olmayınca her şey yapabilir arkadaşlar. Yani biz her gün burada
gelip
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
RECEP ÖZEL (Isparta) Sende var mı utanma duygusu?
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Hadi oradan, hadi
oradan!
KAMER GENÇ (Devamla)
bu lafları söylemekten
utanıyoruz ya.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Hadi oradan!
KAMER GENÇ (Devamla) Sizin
yolsuzluklarınızı dile getirmekten utanıyoruz ama siz
yolsuzluk yapmaktan bir türlü hâlâ utanç duymadınız. Böyle bir
şey olur arkadaşlar?
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Genç.
KAMER GENÇ (Devamla) Ya, böyle bir şey olmaz.
Böyle bir memleket olmaz. Tamam mı?
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Otur yerine, düzgün
konuş!
KAMER GENÇ (Devamla) Ya, sana ne oturup
oturmayacağım
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Otur yerine.
KAMER GENÇ (Devamla) Sana ne be! Hayır, sana ne!
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Otur yerine.
KAMER GENÇ (Devamla) Hayır, oturmuyorum.
BAŞKAN 639 sıra sayılı Komisyon
Raporunun
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Otur yerine!
KAMER GENÇ (Tunceli) Hadi gel beni oturt o zaman.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Oğlunun
arsalarından bahset.
KAMER GENÇ (Devamla) Şimdi efendim
BAŞKAN Teşekkür ederim.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Oğlunun
arsalarından bahset.
KAMER GENÇ (Devamla) Kim oluyor bunlar bana şey
ediyor.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Hadi yürü, otur! Hadi
yürü!
KAMER GENÇ (Devamla) - Ya, bir defa sizin yerinizde
Bakın, böyle bir olayla karşı karşıya kalacaksınız
ki bu defa toplum içinde gezemeyeceksiniz.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Hadi oradan! Hadi
oradan! Yürü!
BAŞKAN Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 01.33
DOKUZUNCU OTURUM
Açılma Saati: 01.43
BAŞKAN: Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur),
İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 117nci Birleşiminin Dokuzuncu Oturumunu açıyorum.
639 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet burada.
639 sıra sayılı Komisyon Raporunun
görüşmelerinin devamı hususunda İç Tüzükün 72nci maddesine
göre verilmiş bir önerge vardır.
Önergeyi okutuyorum:
TBMM Başkanlığına
Bölüm görüşmelerinin devam etmesini İç Tüzük
72nci madde uyarınca arz ederim.
Oktay
Vural
İzmir
MHP
Grup Başkan Vekili
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama
istiyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Tamam.
Sayın Hamzaçebi, Sayın Seçer, Sayın Çam,
Sayın Ören, Sayın Demiröz, Sayın Tanal, Sayın Özel,
Sayın Atıcı, Sayın Kuşoğlu, Sayın Sarı,
Sayın Yalçınkaya, Sayın Çetin, Sayın Güven, Sayın Öz,
Sayın Özgümüş, Sayın Çelebi, Sayın Türeli, Sayın
Köktürk, Sayın Haberal, Sayın Öğüt, Sayın Toprak.
Evet, yoklamayı başlatıyorum.
İki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
vardır.
X.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- İş Kanunu
ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili
İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet
Çetinin; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat
Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Balukenin; Bursa
Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet
Çetinin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın;
Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin;
Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcının; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; Adana Milletvekili Turgay
Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili
Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri
Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in;
İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan
Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent
Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in;
İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan
Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan
Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet
Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin;
Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır
Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim
Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt
Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in;
Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine
Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut
Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili
Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye Milletvekili
Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3
Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya
Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in;
Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili
Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20
Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Barış
ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Bingöl Milletvekili İdris
Baluken'in; İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi'nin; Tekirdağ
Milletvekili Candan Yüceer'in; Samsun Milletvekili Cemalettin
Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent
Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Çanakkale
Milletvekili Mustafa Serdar Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in;
Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve
Önder Matlı ile 8 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Aytun
Çıray'ın; Manisa Milletvekili Hasan Örenin; Denizli Milletvekili
Mehmet Yüksel ve Çorum Milletvekili Cahit Bağcı ile 37
Milletvekilinin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa
Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun
Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195,
2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528,
2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063,
2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236,
2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364,
2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496,
2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657,
2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808,
2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963,
2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069,
2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191,
2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639) (Devam)
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Soru-cevap işlemine geçiyorum.
Yoklama için isimler silindi, okuyorum:
Sayın Işık, Sayın Erdoğan,
Sayın Recep Özel, Sayın Bilgin, Sayın Tanal, Sayın
Yılmaz, Sayın Çelebi, Sayın İlhan Demiröz, Sayın Tunç,
Sayın Oğan, Sayın Vedat Demiröz, Sayın Coşkun,
Sayın Yüksel, Sayın Gök, Sayın Yurttaş, Sayın
Ercoşkun, Sayın Aydın, Sayın Çetin, Sayın Genç,
Sayın Türeli, Sayın Güven, Sayın Özgür Özel, Sayın
Şimşek, Sayın Öğüt. Yani 24 arkadaşımız
sisteme girmiş.
Sayın Işık? Yok.
Sayın Mehmet Erdoğan, buyurunuz.
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Sayın Bakan, bu tasarıda getirilen düzenlemeyle
daha önce özelleştirilen ve yargı kararıyla
özelleştirilmesi iptal edilen ya da yürütmesi durdurulan hangi
kuruluşlar satın alanlara peşkeş çekilecektir?
Özelleştirme bedelleri güncellenecek mi, yoksa eski bedel üzerinden mi
satılacak?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Recep Özel, buyurun.
RECEP ÖZEL (Isparta) Sayın Başkanım,
teşekkür ediyorum.
Sayın Bakanım, taşeron iş yerleri ve
işçilere yönelik ne tür düzenlemeler yapılmaktadır bu
düzenlemeyle? Taşeron işçilerin durumu bu düzenlemeyle daha mı
iyiye gidecek, yoksa daha mı kötüye gidecek?
MEHMET GÜNAL (Antalya) Hâlâ anlamadın mı ya?
RECEP ÖZEL (Isparta) Soma maden kazası
mağdurlarına yönelik ne tür düzenlemeler yapılmaktadır?
Ayrıca, son soru olarak, şu anda
çalışanların ancak yüzde 10u kıdem tazminatı
alabilmektedir, yüzde 90ı şu veya bu sebeplerle kıdem
tazminatı alamamaktadır. Bu, kıdem tazminatı fonu kurulmasıyla
ilgili çalışmanın önündeki engeller nedir? Bakanlık olarak
ne tür çalışmalar yapmaktasınız?
BAŞKAN Sayın Işık
ALİM IŞIK (Kütahya) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın Bakan
(Gürültüler)
BAŞKAN Muhteremler, soru soranın sözleri
duyulmuyor. Yani isterseniz dinlemeyebilirsiniz.
ALİM IŞIK (Kütahya) Sayın Bakan, bugün
kamuda çalışan bir taşeron işçisinin devlete maliyeti ne
kadardır ortalama? Bu maliyetin ne kadarı işçinin eline geçiyor?
Arada buharlaşan para kimlere gidiyor? Yani öncelikle bunu öğrenmek
isterim.
İki: Son on yılda hayatını kaybeden
maden işçisi sayısı ne kadardır? Acaba hepsine, her aileden
birer kişiye kamuda istihdam hakkı verilmesi sağlanabilir mi?
Son soru da 4/Clilerle ilgili bir düzenleme
düşünüyor musunuz bu torba yasada?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Bilgin? Yok.
Sayın Tanal
MAHMUT TANAL (İstanbul) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın Bakan, kamuda asıl işi temizlik olan
bir firmada taşeron olarak temizlik işçisi çalışabilir mi?
Eğer çalışamıyorsa -biraz önce tekrar sormuştum ben,
Çalışamaz. demiştiniz yanılmadıysam- peki bunlar
kadroya mı geçecek? Yani taşeronu kaldırıyor musunuz?
Mesela şu anda Mecliste taşeronda çalışan temizlik
görevlisi personel var. Bunlar, bu kanun geçtikten sonra bu Mecliste
taşeronda çalışan temizlik görevlileri kadroya mı geçecek?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Yılmaz
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Biraz önce, bu, yandaş sendikayla ilgili
sorduğum soruya cevap vermediniz. Bu sendika konusunu tekrar soruyorum.
Yani bu MEMUR-SENe Hükûmet olarak bir desteğiniz var mıdır?
Bunların sendika değiştirme noktasındaki
baskıları size gelmesine rağmen herhangi bir şey
yaptınız mı? Bu turda inşallah cevaplarsınız.
İkinci bir sorum da bu, özellikle yangın
mevsiminin içerisindeyiz. Yangın işçileri beş ay yirmi dokuz gün
çalışıyor. Bunlar altı ay bir gün ne yapacaklar?
Bunların yapacağı işlerin büyük bir bölümünü orman
idaresinde birçok iş varken müteahhitlere vererek bu işleri
müteahhitler vasıtasıyla yaptırmayı doğru buluyor
musunuz? Bu geçici işçilerin kadroya alınması noktasında
herhangi bir çalışmanız var mıdır?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Çelebi? Yok.
Sayın İlhan Demiröz
İLHAN DEMİRÖZ (Bursa) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım.
Sayın Bakanım, il idare kuruluna katılan
müdürler -örneğin tarım il müdürü, ilçe müdürleri- emekli
olduklarında müdürlükten dolayı ek göstergeden yararlanıyorlar.
Kapatılan Toprak Sunun ekip başmühendisi, Toprak Su bölge müdürü,
Köy Hizmetleri il müdürü, Köy Hizmetleri bölge müdürü olarak emekli olan bu
arkadaşlarımız bu haktan faydalanamıyorlar, arada böyle bir
adaletsizlik var. Bunu gidermeyi düşünüyor musunuz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Yılmaz Tunç
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım.
Sayın Bakanım, tasarıya göre yer
altında çalışan işçilerimizin çalışma süresi
günlük altı saate, haftalık da otuz altı saate düşürülüyor.
Soma Maden Kazalarını Araştırma Komisyonunda
dinlediğimiz maden işçilerinin haftada bir gün tatil
yaptıkları, bunun da dinlenmeleri için yeterli bir süre
olmadığı için hafta tatilinin iki güne
çıkarılması yönünde talepleri var. İşçi
sağlığı ve işçilerin verimli çalışması
açısından günlük çalışma saatinin yedi buçuk saat olarak ve
hafta tatilinin de iki gün olarak düzenlenmesini düşünüyor musunuz?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Oğan
SİNAN OĞAN (Iğdır) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, bugün malumunuz zalim İsrail
yeniden saldırılarda bulundu ve 4 günahsız çocuk kumsalda
vurularak öldürüldü. Sayın Başbakanın Yahudi Cesaret
Madalyası var. En azından bu 4 masum çocuk öldürüldükten sonra
Sayın Başbakan Yahudi Cesaret Madalyasını geri vermeyi
düşünüyor mu? Siz olsaydınız, sizin böyle bir madalyanız
olsaydı siz geri verir miydiniz?
Bir de Türkmenler Irakta çok zor şartlarda ve
maalesef ki 1 milyondan fazla Suriyeli Türkiyedeyken en azından 5 bin
Türkmeni Türkiye alamıyor mu? Türkiye devletinin buna imkânı yok mu?
Yoksa onların da Suriyeli mi olması lazım? Söz konusu Türkmen olunca
sınırlarımız kapalı ama onun dışında
kim olursa olsun sınırlarımız açılıyor.
BAŞKAN Sayın Vedat Demiröz
VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) Teşekkürler Sayın
Başkanım.
Sayın Bakanım, BAĞ-KURa borçlu olan esnaf
ve sanatkârların geçmiş dönem borçlarının ve buna
karşılık da prim günlerinin silinmesi ancak haklarının
dondurulması yönünde çalışmamız var mıdır, ne
aşamadadır?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Coşkun? Yok.
Sayın Yüksel
MEHMET YÜKSEL (Denizli) Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Sayın Bakanım, ev hizmetlerinde
çalışan kişilerin, çalışanların ev sahibi
tarafından yani işveren tarafından sigortalanması konusunda
uygulamada büyük sıkıntılar vardı. Bununla ilgili bir
düzenleme yapıldı. Aynı kişi, yanında
çalışan
On günden fazla çalışanlar ve on günden az
çalışanlar olarak iki tür bir yapılanma yapıldı. Bu
yapılanmanın çalışanlar noktasındaki getirdikleri
nelerdir? Bir de uygulaması hangi tarihte başlayacak?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Gök? Yok.
Sayın Yurttaş
MUZAFFER YURTTAŞ (Manisa) Sayın Bakanım,
Çalışma Bakanlığı 2012 yılından bu yana
güzel bir hizmete imza atıyor. Bakanlığınız,
kurduğu ALO 170 Bilgi Edinme Hattı ile gerek işçi gerekse
işveren açısından çalışma hayatına ilişkin
soruların cevaplandırıldığı, şikâyet ve
ihbarların alındığı, 7/24 hizmet sunan ALO 170
iletişim hattını hayata geçirdi.
Şimdi, Somada da bununla ilgili bir merkez
açmayı düşünür müsünüz? Türkiyenin en büyük kamusal sosyal
sorumluluk projelerinden birisine Soma ilçesinin de dâhil edilmesi, bu sayede
Soma iş sağlığı ve güvenliği bilincinin
artması ve aksaklıkları şikâyet etme kültürünün
gelişmesine de katkı sağlayacaktır.
BAŞKAN Sayın Bakan, buyurunuz.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Şimdi, daha önceki soru-cevap işleminde Mersin
Stadyumuyla ilgili bir soru sorulmuştu. Bunun TOKİye
devredilmiş ve TOKİnin tasarrufunda bir alan olduğunu Spor
Bakanı arkadaşımdan aldım, size de ifade ediyorum.
ALİ ÖZ (Mersin) Yeşil alan değil mi
Sayın Bakan?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) TOKİnin tasarrufunda bir alandır.
AYTUĞ ATICI (Mersin) Sayın Başbakan
Yeşil alan olacak orası. demişti.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Efendim, yeşil alan sözü verince
yeşil alan olur ama TOKİnin tasarrufunda olan bir alan olduğunu
söylüyorum. Sizler de yöre milletvekili olarak ne söz verildiyse takip
edersiniz, biz de takipçisi oluruz. Verilen söz yerine gelmediyse son derece
yanlış bir uygulama olur ama şu anda TOKİye
devredildiğini ve onun tasarrufunda olduğunu söylüyorum.
AYTUĞ ATICI (Mersin) Teşekkür ederim.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Taşeron bir sömürü düzeni değil
midir? Bununla ilgili benim birçok açıklamam oldu. Şunu ifade
ediyorum: Taşeron uygulamaları maalesef çok yaygın bir hâle
geldi, mutlaka derlenip toparlanması ve hizmet alımının
belli alanlarda olması gerektiği şeklindeki bu ifademin bugün
gerçekleşiyor olmasından büyük memnuniyet duyuyorum.
Dolayısıyla, bu yaygın ve yayvan düzenleme gerçekten emeğin
sömürüsüne neden olmuştur. Bunu da açık yüreklilikle ifade ediyorum.
Bugün, bunu el birliğiyle ortadan kaldırmış oluyoruz.
Sağlık katkı payını
artıracak mısınız? diye söylüyorsunuz. Bizim,
sağlık sisteminde katkı payından amacımızın
bir gelir elde etmek olmadığını yine defalarca söyledim.
Bakınız, 2013 yılında 50 milyar -50 katrilyon-
sağlık harcamamız var Sosyal Güvenlik Kurumu olarak. Bunu
harcayan bir iktidar, bir devlet, bir yönetimin herhâlde katkı
payları konusunda ne düşündüğünü sizler daha iyi
anlarsınız. Yani, bir taraftan 50 milyar lira
harcayacaksınız, diğer taraftan katkı payları -ki çok
cüzi, devede tüy, kulak bile değil- bu noktada olan
AYTUĞ ATICI (Mersin) 11 yerde alınıyor
Sayın Bakan, hiçbir yerde 11 yerde yok.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Amacımız nedir? Katkı
paylarıyla
Dünyanın her yerinde var, bütün gelişmiş
ülkelerinde var ve çok çok daha fazla ve o ülkeler bizim sağlık
sistemimizin hangi noktada olduğunu takdirle bizlere ifade ediyorlar,
Sosyal Güvenlik Kurumunun örneklerini de kendilerine taşımaya
çalışıyorlar. Burada amaç, katkı payıyla -sizler
hekimsiniz- farkındalık oluşturmaktır.
AYTUĞ ATICI (Mersin) 11 noktada Sayın Bakan.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Sağlık harcamalarında
Nasıl olsa devlet, sosyal devlet
Dolayısıyla, ihtiyaç
olmadığı hâlde Bu imkânlardan yararlanayım. veya Bu ilaçtan
istifade edeyim. anlayışına karşı bir
farkındalığın oluşturulması amacını
taşımaktadır.
Sendikalarla ilgili şunu ifade edeyim: Efendim,
Hükûmetin gücünü kullanıyor, Hükûmetin sendikası gibi
değerlendirmeleri ben doğru bulmuyorum. Sendikalar bilirler, genel
başkanlar bilirler, Çalışma Bakanlığı olarak biz
direkt onlarla irtibattayız, gerek işçi sendikaları gerekse kamu
işveren sendikalarıyla son derece olumlu diyaloğumuz
vardır. Her sorunlarını birlikte çözüyoruz, çözmeye
çalışıyoruz ve bütün taleplerine duyarlıyız; birine
bir adım, birine bir adımdan fazla bir mesafede olduğumuzu
sendikalardan dahi alamazsınız. Bunu açıkça söylüyorum, çok net
söylüyorum. Kendilerinin davet ettikleri bütün açılışlara, bütün
taleplere biz cevap vermişizdir ve gerçekleştirdiğimiz
düzenlemeleri de yine onlarla, şeffaf bir şekilde
yaptığımız toplantılarda gerçekleştiriyoruz; bunu
özellikle belirtiyorum.
Kamuda memur alımı ÖSYM sınavı
neticesinde, aracılığıyla oluyor. ÖSYM
Sınavlar
üniversiteler tarafından yapılmaktadır. Dolayısıyla,
bu görevde yükselmelerle ilgili Şunun, bunun etkisi var. şeklinde
bir değerlendirmenin doğru olmadığını
belirtiyorum.
Bunun yanında, Taşeron işçinin maliyeti
nedir? diye ifade edildi. Tabii, buna yazılı olarak cevap vermemiz
uygun olur.
Son on yılda maden kazalarıyla ilgili
şimdi aldığım bilgi, belki farklılık da olabilir,
onun için söylüyorum, 886 maden çalışanımız diye ifade
edeyim ama teyidini yazılı olarak da sizlere yapmamızda yarar
var.
Sayın Erdoğan Özelleştirmeyle ilgili
düzenleme var tasarıda
Arkadaşlar, böyle bir değerlendirme söz
konusu değil, bu özelleştirmeyle ilgili eğer madde metnini
okursanız ne yapılmak istendiğini çok net bir şekilde
görürsünüz.
Sayın Özel,
taşeron işçileri
Soma maden kazası neticesinde maden
çalışanlarıyla ilgili yapılanları defalarca
arkadaşlarımız burada ifade ettiler. Birçok şeyin
yapıldığını biliyorsunuz. Dolayısıyla, ben
tekrar zamanınızı almak istemiyorum. Bunlar son derece önemli
düzenlemeler. Gerek taşeron çalışanlarıyla ilgili gerekse
madendeki emekçilerle ilgili son derece önemli kazanımlar, önemli
düzenlemelerdir. En basitinden, 55 yaş emekliliğin 50 yaşa ve
fiilî hizmet zammından dolayı 43 yaşa çekilmesi bile onlar için
son derece önemlidir. Ayrıca, yer üstünde gerek izin gerek tatil olarak
geçirdikleri sürelerin fiilî hizmet zammına dâhil edilmesi onların
önemli beklentileriydi, onlar gerçekleşmiş oldu. Bunun gibi birçok
kazanımları maden çalışanlarımız elde etmiş
bulunuyorlar. Ayrıca, Somada hayatlarını kaybeden bu
kardeşlerimizin ailelerinden bir kişinin de istihdamının
gerçekleştirileceğini de bu vesileyle belirtmek istiyorum.
Kıdem tazminatı
konusu uygulamada ciddi sorun yaşadığımız bir
alandı. Bu, önümüzdeki yasama dönemlerinde tartışılacak ve
burada ifade ediyorum, kıdem tazminatı fonuna geçilmesi konusunda
ittifak sağlanacak çünkü bütün çalışanların bu haktan
yararlanmaları konusundaki emeğin talebi ne yazık ki hâlen emek
örgütlerine bile yansımış değil, emek örgütleri bunun farkında
değiller ve kıdem tazminatının hâlen yüzde 10larda
çalışana yansıması şeklinde bir uygulamanın
devamından yanalar. Garip bir yaklaşımdır. Biz de
uzlaşı sağlayamadığımız için kıdem
tazminatı fonuna maalesef geçememiş bulunuyoruz.
Sayın Tanal, Mecliste
temizlik işçisi
Bakınız, Türkiye Büyük Millet Meclisinde
temizlik işçisi hizmet alımı şeklinde
yapılıyorsa, yardımcı iş olarak yapılıyorsa
burada çalışan işçiler yine alt iş verenin işçisi
olarak çalışacaklardır; hizmet alımı. Bununla ilgili
nihai yasa çıktıktan sonra, yardımcı işlerle ilgili
Bakanlar Kurulu kararı açıklandıktan sonra bahse konu hangi
işler asıl iştir, hangileri yardımcı iş
sınıfına giriyor, bunlar netlik kazanacak ve bu şekilde,
artık karmaşık bir yaklaşım, bakış
açısı ve algı ortadan kalkmış olacak.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Yani taşeronluk
bitiyor mu Mecliste?
OKTAY VURAL (İzmir) Yok canım ya.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Sayın Yılmaz, beş ay yirmi
dokuz gün çalışan işçilerin
Şimdi, altı ay çalışanlarla ilgili
bir düzenleme yaptık. Altı ayın altında çalışanlarla
ilgili şu anda bir çalışmamızın
olmadığını ifade ediyorum.
Bunun yanında, Sayın Tunç, maden
işçilerinin haftada bir gün değil de iki gün izin yapma taleplerinin
olduğunu söylediler.
Arkadaşlar, burada çalışma saatlerini
düşürüyoruz. Dolayısıyla, daha çok gün
ışığından maden çalışanlarının
yararlanması imkânı sağlanıyor. Saat kırk beş
saatten otuz altı saate düşürülünce altı gün, altı saat
çalışma şeklinde ortaya çıkıyor. Yani bu konuda ciddi
bir itiraz bize gelmedi ama tarafların Yedi buçuk saat çalışalım
ve iki gün tatil edelim. şeklinde bir yaklaşımı, yönetim
açısından bizim için bir olumsuzluk teşkil etmiyor ama yerin
altında altı saat, altı gün, haftada da otuz altı saat çalışma
konusunda bir mutabakat oluştu, bundan dolayı yasada yerini aldı
ama süreç içerisinde, görüşmeler esnasında değerlendirmelerimizi
yapabiliriz.
Şimdi efendim, Türkmenlerle ilgili
Tabii,
dış politikayla ilgilenen bir arkadaşınız olarak
hassas bir konu olduğunu sizler de biliyorsunuz. Gerek Balkan
politikalarımızda gerek Orta Doğuya
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa)
dönük politikalarımızda bu
konunun hassasiyetini sizler de biliyorsunuz.
BAŞKAN Şimdi bir dakika ekleyeyim ben. Üç
dakika eklemiştim Sayın Bakan size. Şimdi bir dakikayla bu
soruyu da tamamlayın, ondan sonra gerisini yazılı verirsiniz
herhâlde.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Bir diğer konu, Alo 170 için ifade
edilen
Gerçekten, Alo 170 son derece önemli hizmetler görüyor; binlerce,
milyonlarca müracaat ve bunun neticesinde denetimlere ve
vatandaşlarımızın bilgilendirilmesine ciddi katkı
sağlıyor. Somayla ilgili bir değerlendirme yapalım.
SİNAN OĞAN (Iğdır) Sayın
Bakan, madalya soruma cevap vermediniz. Madalyayı iade edecek mi?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Somada eğer ihtiyaç varsa onu da
değerlendirelim.
Ev hizmetlerinde bir anlamda sigortalılık
1/1/2015 tarihinde yasa yürürlüğe girerse yüce Meclisin onayıyla, ev
hizmetlerinde sigortalılık durumu başlayacak.
Sayın Demiröz, BAĞ-KUR
çalışanlarıyla ilgili, BAĞ-KUR borcu olanların hizmet
sürelerinin ve borçlarının dondurulmasıyla ilgili bir
çalışmamız var mı tasarıda? Yok. Yani, bugün esnaf
olmayan, dün esnaf olup bugün esnaflıktan çıkanların
sağlıktan yararlanamamaları gibi bir durum söz konusu
çerçevesinde bu konu ele alınmış idi. Bu konuyu, yine önergeye
dönüşüp dönüşmediğini de görüşmüş olacağız.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Ben de teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Birinci bölüm üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır. Şimdi Birinci bölümde yer alan maddeleri,
varsa o madde üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra ayrı
ayrı oylarınıza sunacağım.
Sayın milletvekilleri, 1inci madde üzerinde
Başkanlığımıza üç adet değişiklik önergesi
verilmiştir.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Sayın Başkan,
ben sizden özür dilerim
BAŞKAN Ben devam edeyim, özür dilemeyin de
şunu okuyayım.
Ancak değişiklik önergelerinden İzmir
Milletvekili Sayın Oktay Vural ve arkadaşlarının
önergesinin sıra sayısı başlığı tam olarak
kullanılarak hazırlandığından, 500 kelimeyi
geçtiği görülmektedir. İç Tüzükün 87nci maddesinin
altıncı fıkrası uyarınca, 500 kelimeyi geçtiği
hâlde özet eklenmediği için önergenin işleme alınma imkânı
bulunmamaktadır.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan,
efendim, burada değişiklik önergeleri ve gerekçeleri diyor.
Dolayısıyla, buradaki metin tamamen hitaptır.
Dolayısıyla, milletvekilleri, 100 tane milletvekili imzaladığı
zaman 500 kelimeyi geçiyor diye işleme almamazlık mı
yapacaksınız? Öyle bir şey olmaz. Bu yanlış bir
uygulama Sayın Başkanım. Dolayısıyla, yani, benim
kanaatime göre metne dâhil değildir başlık.
BAŞKAN Şimdi,
benim kanaatime göre de, yapılan uygulamalara göre, metne dâhildir.
Şimdi ne
yapacağız? Usul tartışması mı açıyoruz?
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Yani, önergeyle alakası yok.
OKTAY VURAL (İzmir)
Yani, bu konuda metne dâhil olduğuna ilişkin hiçbir ibare yok,
değişiklik önergesi diyor.
BAŞKAN Şimdi
şey mi yapıyoruz?
OKTAY VURAL (İzmir)
Usul tartışması o zaman.
BAŞKAN Usul
tartışması, peki.
MEHMET DOĞAN KUBAT
(İstanbul) Lehte.
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Lehte.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Aleyhinde.
OKTAY VURAL (İzmir)
Aleyhinde.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Aleyhte.
MEHMET GÜNAL (Antalya) O
zaman tutanağa bakacağız.
BAŞKAN Şimdi,
bir dakika
Lehte, lehte,
hızlı kalktı; aleyhte, aleyhte.
MAHMUT TANAL
(İstanbul) Efendim tutanaklara bakalım, biz daha önceden..
BAŞKAN Yok,
gördüm, bu sefer gördüm.
MAHMUT TANAL
(İstanbul) Ama görmeniz değil, işitmeniz önemli Sayın
Başkan. Yani, tutanakları getirelim.
BAŞKAN
Sayın Kubat, Sayın Aydın, Sayın Günal
Sayın
Hamzaçebi ile Sayın Vurala
Öyle mi hâllediyoruz?
MAHMUT TANAL
(İstanbul) Sayın Başkan, bu konuya geçmeden önce önemli bir
şey
BAŞKAN - Usul
tartışması olarak lehte ilk söz Sayın Kubatta.
Buyurunuz. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
XI.- USUL
HAKKINDA GÖRÜŞMELER (Devam)
3.- 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının
1inci maddesi üzerinde İzmir Milletvekili Oktay Vural ve
arkadaşları tarafından verilen önergenin, 500 kelimeyi
geçtiği hâlde özeti eklenmediği için işleme
alınmamasının İç Tüzük hükümlerine uygun olup olmadığı
hakkında
MEHMET DOĞAN
KUBAT (İstanbul) Değerli Başkanım, saygıdeğer
milletvekilleri; açılan usul tartışmasında
Başkanımızın tutumunun lehinde görüşlerimi ifade etmek
üzere söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi
saygılarımla selamlarım.
Değerli
arkadaşlar, İç Tüzükümüzün 87nci maddesinde, bir kanun tasarı
ve teklifinde ne tür değişiklik yapılmasına ilişkin
usul ve esaslar detaylı biçimde düzenlenmiştir. Bu 87nci maddede,
verilecek önergelere ilişkin gerek konu gerekse şekil yönünden bir
kısım kısıtlamalar getirilmiştir. Örneğin,
şarta bağlı önerge verilemeyeceği, yeni bir kanun teklifi
niteliğinde bir önerge verilemeyeceği, yine konu bakımından
da
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Hadi ya, onun hepsini siz verdiniz ya, yeni bir kanun teklifi.
MEHMET DOĞAN
KUBAT (Devamla) Ya, ciddi olalım biraz.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) He, işte, aynen o dediğin oluyor, aynen o dediğin
oluyor, aynen. Yeni bir kanun teklifi bunun hepsi.
MEHMET DOĞAN
KUBAT (Devamla) 87nci maddenin birinci fıkrasında da bu,
değiştirilmesi, eklenmesi yönünde verilebileceği gibi
sınırlamalar getirilmiş.
Yine, şekil
yönünden, yazılı olması, imzalı olması ve
değişiklik önergelerindeki kelime sayısının 500
kelimeyi geçmemesi bu şekil şartlarındandır.
Değerli
milletvekilleri, buradaki 500 kelimeye ilişkin limit, gerek metin gerekse
gerekçeleri kapsamaktadır. Nitekim, 584 no.lu 1973 tarihli İç
Tüzükün teklif metninin Anayasa Komisyonundaki görüşmeleri
sırasında, Anayasa Komisyonunun yapmış olduğu
değişikliğin gerekçesi de okunduğu zaman burada,
kısaca, 500 kelimenin normal 1,5 daktilo sayfasını tutan bir
metne tekabül ettiği, sayfa sınırlaması yerine bunun esas
alınmasının tatbikatta daha çok uygulanan bir usul
olduğundan dolayı bunun benimsediği belirtilmiş. Önergelere
böyle bir sınırlama koymanın milletvekillerinin kanun teklif
etme ve önerge verme yetkilerini kısıtlama anlamına
gelmeyeceği yani siz 500 sayfa bir önerge de verebilirsiniz ama özetini
koyacaksınız 500 sayfanın.. Bunun da niye
yapıldığını söylüyor, resmî dairelerde de asıl
yazıya özet eklenmesinin ihtiyat olduğu, Batı parlamentolarında
bu uygulamanın olduğu; yine, bu tarz bir özetin Meclisin kanun yapma
işlerini kolaylaştırdığı ve bu hükmün
kasıtlı surette uzun önergeler vermek suretiyle Meclisin
çalışamaz hâle gelmesi sonucunu doğuran engellemeleri önleme
amacıyla verildiği Anayasa Komisyonunun görüşmelerinde
belirtilmiş.
Türk Dil Kurumunca yayımlanan Türkçe Sözlükte metin
şöyle tanımlanıyor: Bir yazıyı biçim, anlatım ve
noktalama özellikleriyle oluşturan kelimelerin bütünüdür.
Değerli arkadaşlar, Başkanlığa
sunulan bir önergede Türkiye Büyük Millet Meclisi ibaresinden son
noktanın konulduğu, talebin belirtildiği noktanın
konulduğu yere kadar olan bölüm metin ve gerekçe olarak bu 500 kelimelik
sınırlama kapsamında olduğundan Sayın
Başkanımızın bu konudaki tutumu yerindedir.
Yüce heyetinizi saygılarımla selamlarım.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Aleyhte, Sayın Hamzaçebi, buyurunuz.
(CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugüne kadarki
uygulamaların 500 kelime çerçevesinde yapıldığını
söyleyebilirsiniz ancak bu uygulama yanlıştır. İç Tüzükün
söz konusu maddesi, önergelerin toplam kelime sayısının 500den
fazla olamayacağına ilişkin maddesi, yasama yetkisinin Türkiye
Büyük Millet Meclisine ait olduğu, çoğunluk gücüyle bu yetkinin
Parlamentonun elinden alınmayacağı varsayılarak
yapılan bir düzenlemeyi ifade etmektedir. Bugüne kadar, Adalet ve
Kalkınma Partisi hükûmetlerine kadar, sayfalar dolusu bir kanun adı,
tasarı adı olmamıştır. Siz, torba yasa uygulamalarıyla
Parlamentonun yasama yetkisine tecavüz ettiniz, bunu elinden aldınız.
500 kelimeyi aşan kanun isimlerini siz getirmek suretiyle bizzat İç
Tüzükün 87nci maddesinin söz konusu hükmünü siz daha başlangıçta
ihlal etmiş oluyorsunuz. Sonra, Genel Kurula, milletvekillerine diyorsunuz
ki: 500 kelimeden fazla önerge veremezsiniz. Önce, siz, o İç Tüzükün o
maddesine saygılı olun, torba yasa uygulaması adı
altında uygulama getirmeyin; bu kadar uzun, sayfalar dolusu kanun,
tasarı adı olmasın. Hem bunu siz yapacaksınız, hem de
milletvekillerinin kendi isteklerini, önerilerini ortaya koymak için
tasarının adını tam olarak yazmaları hâlinde Bir
saniye, bu tasarının adını yazdığınız
zaman, sadece bu ad dahi 500 kelimeden fazla oluyor, o nedenle bu önergeyi işleme
koyamayız. diyeceksiniz. Bunu kabul etmek mümkün değil. Önce, siz, o
hukuksuz uygulamanızı değiştirin, torba yasa
uygulamanızı değiştirin ki, İç Tüzükün 87nci maddesi
de normal şekilde uygulanabilir hâle gelsin. Bunu kabul etmiyorum. Bugüne
kadar böyle uygulanmış olabilir ama bugüne kadar da hiçbir torba
yasanın -torba yasalarda dahi- ismi bu kadar, sayfalar dolusu
olmamıştır. Bu anlayışınızı
reddediyorum.
Otuz saniyem var, birkaç şeyi daha söylemek
istiyorum: Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı buraya çıktı,
gerçeğe aykırı şeyler söyledi, gerçeğe
aykırı şeyler söyledi; Verdiğimiz her sözü tuttuk. dedi.
Tutmadınız. Bizzat Sayın Recai Berber, Cumhuriyet Halk Partisi
Grubuna Somalı işçilerle beraber geldiği zaman
Başbakanımız ücret 2 bin lira olacak, ayrıca 6 maaş
da ikramiye verilecek sözünü verdi. dedi. O sözü tutmadınız,
Sayın Berber, bunu Cumhuriyet Halk Partisi grup salonunda siz söylediniz.
RECAİ BERBER (Manisa) Ne söylediğimi orada
söyleyeyim.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) Daha zaman
var, zamanım yetmiyor, pardon.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla)
Söyleyeceğim başka şeyler var, bunlara ilerleyen zamanda veya
yarın devam edeceğim.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
RECAİ BERBER (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Lehte Sayın Aydın.
RECAİ BERBER (Manisa) Başkanım,
sataşmada bulundu.
BAŞKAN Efendim?
RECAİ BERBER (Manisa) Sataşma var, cevap
vermek istiyorum.
BAŞKAN Hayhay, buyurun.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Sayın Başkan, bir saniye, hangi sataşmada bulundum?
BAŞKAN Hayır, neyse, ondan sonra size
sataşmış olunur.
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) Yalan söylüyor.
dediniz, ismini zikrettiniz.
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) Yalan
söylüyor. diyorsunuz.
BAŞKAN Şimdi, bakın
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Sayın Başkan, efendim, beni dinlemek zorundasınız, bir
saniye.
BAŞKAN Dinliyorum ben sizi.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Siz
Meclis Başkan Vekili olarak, sataşma gerekçesini ortaya koymadan bir
milletvekiline söz verme hakkına sahip değilsiniz efendim. Hangi
kelimemle sataşmışım?
BAŞKAN Doğru söylemedi. dediniz ya siz,
Burada gerçekleri ifade etmedi. dediniz. Dolayısıyla, ben sizi çok
dikkatle dinledim
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Hayır, gerçekleri ifade etmediğini söyledim, bunun neresi
sataşmadır?
YUSUF BAŞER (Yozgat) Ne demek o?
BAŞKAN Tamam, o da gerçekleri ifade ettiğini
ifade edecek herhâlde.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Sayın Başkan, efendim, İç Tüzükün 69uncu maddesi gayet
açıktır, hangi hâlde sataşma olduğunu tarif eder, o
çerçevede eğer kendi talebini ortaya koyar ise verebilirsiniz ama ben
sataşmada bulunmadım.
BAŞKAN Sayın Hamzaçebi, Sayın
Başkan
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Bulunduğumu iddia ediyorsa kendisi bunu ortaya koysun. Sayın
Başkan, veremezsiniz efendim.
BAŞKAN Tamam, bir dakika. Ben sizi
alacağım dinleyeceğim sonra, buyurun.
Ama ben konuşmaları çok dikkatle izlediğim
zamanlar özellikle size hiç gerekçe istemeden verdim söz, çünkü ben
izlediğim için yani duymadığım zamanlar, bazen işte,
konuşmalar oluyor, izleyemiyorsunuz, o zamanlarda sormuşumdur. Bu
konuda en fazla muhalefet milletvekillerinin taleplerini yerine getirdim ama
siz bu usulün yanlış olduğunu söylüyorsunuz. Haklısınız,
gerekçeleri bundan sonra dinleyeceğim, bugüne kadar
yaptığım işler yanlışmış.
Şimdi, Sayın Berber, siz niçin sataşmadan
söz istiyorsunuz?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Sayın Başkan, bir saniye, bana bir şey söylediniz, izin
verirseniz ben de cevabi cümlelerimi söyleyeyim.
BAŞKAN Evet, buyurun.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Ben
bugüne kadar yaptığınız uygulamaların yanlış
olduğunu söylemedim. Böyle bir şey söylemedim.
BAŞKAN Hayır, ben dedim,
yanlışmış
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Ben
bitireyim efendim, izin verirseniz.
Şimdi, siz şunu diyorsunuz: Sayın
Hamzaçebi diyorsunuz bana, Ben, size, bugüne kadar sormadan, ayağa
kalkınca söz verdim.
BAŞKAN Hayır, dinlediğim zamanlar
dedim, konuşmaları dinlediğim zamanlar dedim.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Aynı tavrı, şimdi
RECEP ÖZEL (Isparta) Anlamak istemiyor!
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
İzin verir misiniz, bitireyim efendim.
BAŞKAN Hayır, vereceğim de parantez
açtım içine.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Efendim, ama karşılıklı olunca olmuyor işte,
görüyorsunuz, sonra Lahavle vela diye başlıyorsunuz.
BAŞKAN İyi bir şey o, Allahım
kuvvet ver. demek.
İSMAİL AYDIN (Bursa) Sayın
Başkanın ifadesini yanlış anlıyorsunuz, ne
yapsın?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Siz
susar mısınız bir, ben Sayın Başkanla
konuşuyorum.
Sayın Başkan, kısaca özetliyorum. Herkese
sorabilirsiniz, bu sizin hakkınızdır; bana sormadan
verdiğiniz zaman, zaten söz isteme nedenimi siz
anlamışsınızdır diye düşünüyorum, ama mademki ben
itiraz ediyorum, siz sayın konuşmacıdan, talep eden Sayın
Berberden sataşma gerekçesini istemek zorundasınız.
BAŞKAN İşte oraya gönderdim Sayın Hamzaçebi.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Ben
sataşmadım efendim, kendisi izah etsin, bakalım, belki ben
farkında değilim.
BAŞKAN İşte, tamam, ben de şimdi
sizin dediğinizi yapıyorum, burada bir sorun yok.
Evet, siz niçin söz istiyorsunuz?
RECAİ BERBER (Manisa) Sayın Başkan,
Somadan gelen işçi heyetiyle Cumhuriyet Halk Partisi Grubunu ziyaretim
sırasında ben de orada bulundum, evet ve orada birçok konu
konuşuldu ve bunların hiçbirinin gerçekleşmediğini ve bir
tanesinin, özellikle 2 bin liranın üzerinde bir söz verdiğimizi
söylediler.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Evet.
RECAİ BERBER (Manisa) Bununla ilgili gerçek durumu
anlatmak istiyorum.
BAŞKAN Buyurun.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Hayır, efendim, bakın, gerçek durumu anlatıyorum değil
(AK
PARTİ sıralarından Otur yerine! sesleri, gürültüler)
Sayın Başkan, bakın
(AK PARTİ
sıralarından Saygısızlık yapıyorsun. sesi)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Saygısızlık yapmıyorum.
İSMAİL DEMİR (Bursa) Yeter, ayıp
ya!
RECEP ÖZEL (Isparta) Otur yerine!
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, rica ediyorum,
lütfen
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Sayın Başkan, ben sizinle konuşuyorum efendim, burada
bağırıp çağıran bir kitle var, onlarla
konuşmuyorum.
BAŞKAN Doğrudur.
ALİ ŞAHİN (Gaziantep) Sayın
Başkan, bir kişiye esir mi ediyorsunuz Genel Kurulu?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Efendim, Sayın Berber şunu söylerse gayet tabii söz vereceksiniz,
Ben böyle bir söz söylemediğim hâlde Hamzaçebi böyle söylediğimi
söylüyor. diyorsa, elbette
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Şimdi, bir saniye, bir saniye
Sayın Berber
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Sayın Başkan, şu kitleyi susturur musunuz?
MAHMUT TANAL (İstanbul) Tutanakları getirtin.
BAŞKAN - Sayın Berber, ben konuyu anladım.
Şimdi
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Ben
böyle bir şey söylemediğim hâlde Hamzaçebi böyle diyor. diyorsa
elbette
BAŞKAN Bakın, net bir şey söylüyor.
Şimdi Ben böyle bir şey söylemedim. diyor. Siz öyle dediniz, ben
öyle duydum. Şimdi ben tutanakları isteyeceğim.
Çok özür diliyorum sizden, şöyle alayım. Bu
arada tutanakları alacağım. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
AHMET AYDIN (Adıyaman) Sayın Başkan,
olmaz böyle bir şey.
İSMAİL AYDIN (Bursa) Olmaz böyle bir şey
ya!
ÜNAL KACIR (İstanbul) İki kere kürsüden
indiremezsiniz.
BAŞKAN - Bekliyorum, gitmeyeceğim,
buradayım.
FATİH ŞAHİN (Ankara) Ayıp diye bir
şey var. İki kez kürsüye çıkıyor, geri gönderiyorsunuz. Bir
kişiye Genel Kurulu esir ettiniz burada. Yirmi dakikadır bekliyoruz
ya! El insaf!
AHMET AYDIN (Adıyaman) Sayın
Başkanım, madem olumsuz bir şey yaratıyor
Arkadaşlar, bir dakika
BAŞKAN Şimdi, önemli bir şey söyledi,
Ben öyle bir şey demedim. diyor. Bakın
AHMET AYDIN (Adıyaman) Sayın
Başkanım
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Sayın Başkan
BAŞKAN Muhteremler, bir kişi
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Sayın Başkan
BAŞKAN Bir saniye
Sözümü bitirebilir miyim?
AHMET AYDIN (Adıyaman) Buyurun efendim.
BAŞKAN - Bakın, şimdi siz itiraz
ettiğiniz için size söylüyorum. Diyor ki: Ben böyle bir şey
söylemedim. dediği zaman
RECAİ BERBER (Manisa) Siz duymadınız
mı Sayın Başkan?
ÜNAL KACIR (İstanbul) Sayın Başkan, iki
defa kürsüden hatip indiriyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN Bakın, başka bir şey
Sayın Aydın,
arkadaşlarınızı
Bunun anlamı şu: Bir kişi yani
keenlemyekûn, böyle bir konunun olmadığını söylemiş
oluyor. Şimdi
ÜNAL KACIR (İstanbul) Bizim aklımızla
alay ediyor, partimizle alay ediyor.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Hayır Sayın Başkan
BAŞKAN Bir saniye
Allah rızası için ya!
İki dakikanın kıymeti yok ama yani iki dakikayı -hayhay-
veririm, devam eder gideriz, beşe kadar da otururuz bence bir mahzuru yok.
Ama söylemeye çalıştığım şey şu: Sayın
Hamzaçebi Ben böyle bir şey söylemedim. dediği zaman...
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Hayır efendim, ben öyle bir şey söylemedim.
İSMAİL AYDIN (Bursa) Ne dediğini kendisi
bilmiyor.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Sayın Başkan, ben şunu söylüyorum: Ben böyle bir şey söylemedim.
demedim. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Ne dediniz siz? Ben öyle anladım.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Efendim, ama işte böyle bağırıp çağırınca
arkadaşlar sesim size ulaşmakta zorluk çekiyor.
İSMAİL AYDIN (Bursa) Efendim, ne dediğini
bilmiyor kendisi sabahtan beri.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Ben
şunu söyledim efendim: Ben Sayın Berberin Cumhuriyet Halk Partisi
grup salonunda olduğu zaman söylediği bir sözü hatırlattım.
Sayın Berber eğer Hamzaçebi doğru söylemiyor, ben böyle bir
şeyi söylemedim. diyor ise elbette sataşma vardır, söz
hakkı vardır ama böyle bir cümle etmedi, ben onu söylüyorum.
BAŞKAN Buyurun.
Sayın Berber, ben sizden özür dilerim.
RECAİ BERBER (Manisa) Estağfurullah
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Yani, arkadaşlarınız da çok
heyecanlandı.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Ama olmaz Başkanım
ya!
MEHMET GÜNAL (Antalya) Bağıranlar da sizden
özür dilesin, oradaki arkadaşlar. Size parmak sallayanlar vardı, biz
gördük, not ettik onları.
BAŞKAN Evet, buyurun.
IX.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
11.- Manisa Milletvekili Recai Berberin, İstanbul Milletvekili
Mehmet Akif Hamzaçebinin usul görüşmesi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
RECAİ BERBER (Manisa) Sayın Başkan,
teşekkür ederim.
Değerli arkadaşlar, gecenin bu saatinde,
herhâlde kim ne dediğini tam olarak bilmiyor. Sayın Başkan
duydu, ben duydum, özellikle geldim. Biraz önce benim kendi konuşmamı
yaparken, grup adına konuşmamı yaparkenki konuşmaya
atıfta bulunarak söylediniz, dediniz ki: Böyle böyle söylüyorsunuz,
burada gerçek dışı konuşma yaptınız. Öyle
değil mi? Yoksa grup toplantısına atıf
yapmadınız, burada benim konuşmama atıf yaptınız
ve ben o konuşmada ne grup toplantısına ne başka yere,
doğrudan doğruya bu işçilerin, bu işçi kardeşlerimizin
Ankaraya geldiklerinde sayın bakanlarımızla görüşmeden
sonra, Sayın Başbakanımızla da görüşmeleri
sırasında aldıkları ücretin, ortalama ücretin 1.400 lira
civarında olduğunu, bunun düşük olduğunu, bunun 2 bin lira
olması için
HASAN ÖREN (Manisa) Evet, 2 bin lira olması
gerektiğini, 6 ikramiye
RECAİ BERBER (Devamla) Bir saniye, söylüyorum, bir
saniye sabret.
6 ikramiye olursa ancak bunun 2 bin liraya
çıkabileceğini
HASAN ÖREN (Manisa) Hayır, yalan! 2 bin lira, 6
ikramiye.
ERKAN AKÇAY(Manisa) Yanlış, yanlış!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Allahtan kork!
ERKAN AKÇAY(Manisa) 2 bin lira ayrı, 6 ikramiye
ayrı.
RECAİ BERBER (Devamla) Evet. Siz sanki
oradaydınız.
Değerli arkadaşlar, biz şu anda Plan ve
Bütçe Komisyonunda bu kanunla maden işçilerine, yer altında
çalışan işçilere
HASAN ÖREN (Manisa) Yazık, sen yapma bari ya!
RECAİ BERBER (Devamla)
asgari ücretin 2
katından az olmamak üzere ücreti kanuna koyduk ve bu kanunda gösterilen
ücret de 2 bin liranın altında değil, 2.200 lira
civarındadır, şu andaki asgari ücretle.
ERKAN AKÇAY (Manisa) 1.780 lira, 1.780.
RECAİ BERBER (Devamla) Dolayısıyla, bu
söz yerine gelmiştir. Ayrıca, ikramiye söz konusu olursa bu
ikramiyenin de yasayla, kanunla olmayacağını, toplu sözleşmelerin
konusu olacağını, burada da sendikalar
HASAN ÖREN (Manisa) Hiçbirini söylemedin, bunları
söylemedin. Yanlış bilgi veriyorsun!
RECAİ BERBER (Devamla) Lütfen, bunların hepsi
konuşuldu. Ben burada
HASAN ÖREN (Manisa) Bunlar konuşulmadı!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hayır, hayır!
SAKİNE ÖZ (Manisa) Yok böyle bir şey!
RECAİ BERBER (Devamla) Değerli
arkadaşlar, olay tamamen bundan ibarettir. Dolayısıyla, şu
anda, bu yasadan sonra asgari ücretin 2 katından az ücret alacak hiçbir
madenci kardeşimiz kalmamış oluyor ve dolayısıyla da 2
bin liranın altında ücret alan kalmayacak.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan, gerçek
budur. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MEHMET METİNER (Adıyaman) Kimin gerçeği
söylemediği ortaya çıktı.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Efendim, şimdi bakın, sataşma gerekçesiyle söz aldı.
Gerçekte
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) Ne
sataştı? Açıklama yaptı, sataşmadı.
İSMAİL AYDIN (Bursa) Ne dedi de
sataştı?
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Hayır, saygı gösteriyorum,
çıktı, konuştu ama Cumhuriyet Halk Partisi grup salonuna
Sayın Berber geldiği zaman Soma işçileriyle beraber geldi.
Yalnız bırakmadı ki onları, bizim yanımızda bir
iktidar baskısı hissetsinler de iktidarı fazla şikâyet
etmesinler diye geldi. Biz de buyurun, hoş geldin dedik, buyurun
konuşun dedik.
Şimdi, orada söylediği şudur -ben
oradayım, Manisa milletvekillerimiz orada- Sayın Başbakan sordu:
Kaç lira ücret alıyor bu işçiler? 1.400 lira. dedi.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Kuru fasulye gibi kendini
nimetten sayıyorsun!
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Bu az,
2 bin lira olsun. Ayrıca 6 maaş da ikramiye verelim. dedi,
Başbakan böyle söyledi.
RECAİ BERBER (Manisa) Ayrıca değil.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Aynen öyle!
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) -
Sayın Berber burada çark ediyor, bunun adı çark etmektir.
İşçilerin imzaladığı tutanak var, hepsinin
imzaları burada, ıslak imzalı metin burada, arkadaşlarımızda.
Sayın Başbakanın verdiği sözler burada: 2 bin lira ücret,
ayrıca 6 maaş ikramiye. Evet, biz alışkınız
iktidarın çark etmesine, hiç şaşırmıyoruz.
BAŞKAN Evet, tutanaklara geçti.
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) Ben sizi
esefle kınıyorum. Sinir katsayınız yükselmiş. Siz
milletvekillerine kitle diyemezsiniz. Büyük bir saygısızlık,
sizi kınıyorum!
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Cevap
bile vermiyorum.
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul)
Veremezsiniz zaten cevap, hiç veremezsiniz zaten.
BAŞKAN - Evet, lehte Sayın Aydın.
Buyurunuz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
XI.- USUL
HAKKINDA GÖRÜŞMELER (Devam)
3.- 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının
1inci maddesi üzerinde İzmir Milletvekili Oktay Vural ve
arkadaşları tarafından verilen önergenin, 500 kelimeyi
geçtiği hâlde özeti eklenmediği için işleme
alınmamasının İç Tüzük hükümlerine uygun olup
olmadığı hakkında (Devam)
AHMET AYDIN (Adıyaman) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım.
Tabii, gecenin bu saatinde sinirler biraz geriliyor
olabilir de kim, neyi, nasıl konuştuğunu çok iyi idrak etmek
durumunda.
Şimdi, Başkanım, öncelikle, az önce
açılan usul tartışmasıyla ilgili olarak tutumunuzun lehinde
söz almış bulunuyorum. Zira, biz Meclis Genel Kurulu, elimde bulunan
İç Tüzük ve İç Tüzükün yetersiz kaldığı yerde de
Meclis uygulamaları, Meclis teamülleri üzerinde idare ediyoruz ve bugüne
kadar bu uygulamalar bu şekilde olmuştur. Kaldı ki İç
Tüzükün 87nci maddesi, değişiklik önergelerini düzenleyen 87nci
maddesi çok açık, sarih bir şekilde bunu düzenlemiştir. Bakın,
87nci maddesinde: Değişiklik önergeleri gerekçeli olarak verilir.
Değişiklik önergeleri ve gerekçeleri beşyüz kelimeden fazla ise,
önerge sahibi önergesine beşyüz kelimeyi geçmeyen bir özet eklemek
zorundadır. Şimdi, bir defa 500 kelimeyi geçen önerge verilmez.
demiyor. Evet, 500 kelimelik, bin kelimelik önerge verebilirsiniz, işleme
konur ama 500 kelimeyi geçiyorsa gerekçe dâhil
Metnin tamamı,
başlık ve gerekçeyle birlikte eğer 500 kelimeyi
aşıyorsa 500 kelimelik bir rapor, bir özet eklemek durumundasınız
ve o özet orada okunur. İşleme alınan, sizin daha çok kelimeli
önergeniz olabilir. Dolayısıyla, siz 500 kelimeyi aşan bu
önergeye karşılık olarak meramınızı
açıklayacak olan bir özet rapor eklemek durumundasınız ve bu
özet rapor orada okunur. Şimdi, birincisi bu. Bu çok açık ve net bir
şekilde düzenlenmiştir. İşte, metnin tabirini Doğan
Kubat arkadaşımız Türk Dil Kurumunun sözlüğünden size ifade
etti. Bütün hepsini ihtiva ediyor, o metnin içerisindeki başlık
dâhil, gerekçelerle birlikte tüm kelimeleri ihtiva ediyor; bir bu.
İkincisi: Şimdi, Komisyon raporunu burada
görüşüyoruz, orada sıra sayısı almış. Bütün o
başlığı sayacağınıza 639 sıra
sayılı Yasa Tasarısının, Yasa Teklifinin -her neyse-
şu maddesinde değişiklik öneriyorum. diyemez misiniz?
Diyebilirsiniz. Çok açık, sıra sayısı belli ve bugüne kadar
da birçok önergeyi gerek bizler gerek sizler bu şekilde veriyorsunuz.
Sıra sayısıyla birlikte bu önergeyi çok rahat ifade
edebiliyorsunuz. Dolayısıyla, bir hakkın suistimal edilmemesi
lazım, bir hakkın kötü niyetle kullanılmaması lazım. Eğer
gerçekten meramınız gerekçesiyle ifade etmekse, önerge metnini ifade
etmekse başlığı kısa tutmak adına sizin elinizde
bir takdir hakkı da var ama 500 kelimeyi aşan önergenin de raporunu,
özetini eklemek zorundasınız, onda takdiriniz yok.
Dolayısıyla, bu teamüllere uygun olarak hareket etmek
durumundayız. Aksi takdirde, burada, diyelim ki 2.500-3.000 kelimelik ha
bire önergeler verildi, bütün bunları bu şekliyle eğer sunarsak
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
AHMET AYDIN (Devamla)
asıl Meclis
çalışmaları o zaman sekteye uğrar diyor, hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Aydın.
Sayın Vural, buyurunuz. (MHP sıralarından
alkışlar)
OKTAY VURAL (İzmir)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Buradaki
tartışma, değişiklik önergelerinin 500 kelimeden fazla
olması hâlinde 500 kelimeden ibaret bir özetin konulması mecburiyeti
değil. Evet, 500 kelimeyi aştığı zaman bunun bir
özetinin konması gerekir. Burada tartıştığımız
konu, başlığın değişiklik önergesine dâhil olup
olmadığı konusudur. Yoksa, elbette, 500 kelimeyi geçiyorsa bunun
özetinin konması gerekiyor.
Bu şekilde
bakıldığında bu başlık dâhil midir, değil
midir? Diyor ki: Değişiklik önergelerinde değiştirilmesi,
kaldırılması veya eklenmesi istenen hükümler açıkça
belirtilir. Dolayısıyla, murat olan husus değişiklik
önergesidir. Biz kanun metninde değişiklik istemiyoruz ki! Kanunun
adında değişiklik istemiyoruz ki kanunun adını
zikrediyoruz. Kanunun adını zikrettikten sonra değişiklik
önergemizi veriyoruz, bu da 500 kelimelik, 500 kelimenin de daha altında.
Yani, böyle çorba yasa, torba yasa getirirseniz, dâhil olmayan önergelerin
isimlerini koyarsanız, böyle bir ucube isim koyarsanız netice
itibarıyla sonuç böyle olur.
E, bu konuda İç
Tüzükten kaynaklanan hakkımız var, niye ismini zikretmeyelim? Burada
önerge veren milletvekillerinin isimlerinin okunması, o milletvekillerinin
hakkı değil midir? İş Kanunu Tasarı deyip de Hükûmetin
tasarısının ismi okunduğu zaman hoş,
milletvekillerinin ismi okunduğu zaman Niye okuyorsunuz canım?
Olmaz.
Dolayısıyla,
bizim kanaatimize göre, bu metne ad dâhil değildir. O bakımdan, bu
konularla ilgili bakıldığında, bundan sonra,
açıkçası Değişiklik önergelerinde açık olmayan
şarta bağlı önergeler işleme konulmaz. hükmünün de aynen
uygulanması gerekiyor. Bunun da örneklerini koyacağız. O
bakımdan, tartışılan konu
Şimdi, 100
milletvekili önergeyi imzaladı Sayın Başkan, 100 milletvekili,
ne yapacağız? Yani, 200 milletvekili imzaladı önergeyi,
milletvekillerinin isimleri, önergeye dâhil mi, değil mi? Şimdi, milletvekili
isimleri de dâhil mi? Değil.
BAŞKAN Şimdi, ilk 5 imza okunuyor ya
Sayın Vural.
OKTAY VURAL (Devamla) Okunma öyle ama
Ben 500 kelimeyi
aşacak şekilde 100 milletvekilini verdim, özetini isteyecek misiniz?
Hayır. Dolayısıyla, bizim kanaatimize göre, başlık
metne dâhil değildir, değişiklik önergesinin muradı,
tamamen kanun metniyle ilgili değişikliktir. Dolayısıyla,
başlığın, metne dâhil olmadan 500 kelimenin tayin edilmesi,
bence doğru olacak olan budur.
Benim arzım bu kadar, bu bakımdan aleyhte söz
aldım.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Vural.
Sayın milletvekilleri, İç Tüzükün 87nci
maddesinin altıncı fıkrasında değişiklik
önergelerinin gerekçeli olarak verileceği ve değişiklik
önergeleri ile gerekçelerinin 500 kelimeden fazla olması hâlinde,
önergelere 500 kelimeyi geçmeyen bir özet eklenmesinin zorunlu olduğu
belirtilmiştir. Maddeye Anayasa Komisyonunda eklenen düzenleme raporda
şu şekilde gerekçelendirilmiştir:
"
verilecek önergelere 500 kelimeyi geçmeyen bir
özet eklenmesi şartı konulmuştur. Bu limit gerek metni ve
gerekse gerekçeleri kapsamaktadır. Özet,
bizzat önerge sahibinin asıl kastının Genel Kurul
tarafından anlaşılmasına yardım eder. Çünkü, uzun
metinler ekseriya okunmaz veya okunsa dahi takip edilip anlaşılması
güçtür. Önerge özetini dinleyen veya okuyan üye, önerge sahibinin
maksadını kolayca anlar. Önergeye ilgi duyarsa daha geniş bilgi
almak için önergenin tamamını okuyabilir ve bu süratle de önergelerin
kabul edilme şansı daha çok artar. Bu hüküm kasıtlı surette
uzun önergeler vermek suretiyle Meclisin çalışamaz hâle gelmesi
sonucunu doğuran engellemeleri önler. Madde hükmüne göre özet üyelere
basılıp dağıtılacak Mecliste sadece özet okunup
asıl metin zapta eklenecektir.
Başkanlığımıza İzmir
Milletvekili Sayın Oktay Vural ve arkadaşları tarafından
1inci madde üzerinde verilen değişiklik önergesi, sıra
sayısının başlığı
kullanıldığından 500 kelimeyi aşmaktadır.
Değişiklik önergeleri,
Başkanlığa takdim yazısı, değişiklik öneren
metni, gerekçesi ve varsa ekli liste ve cetvelleriyle bütündür. Hitap,
yalnızca "Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına" kısmıdır. Önerilen
değişikliğin yer aldığı tasarı veya teklifi
ve maddesini belirten kısım da önerge metnine dâhil
bulunmaktadır. Aynı şekilde metne bağlı kadro,
yerleşim yeri gibi liste ve cetveller de önerge metnine dâhildir.
Diğer taraftan, İç Tüzükün
23üncü maddesine göre Genel Kurulun görüşmeye esas aldığı
metin, esas komisyonun kabul ettiği metindir. Komisyonun kabul ettiği
metinde yer alan başlık tasarının
başlığıdır. Tasarıyı ifade etmek için daha
kısa bir başlık var iken sıra sayısının uzun
başlığını kullanmanın takdirini önerge
sahiplerine İç Tüzük ölçüsünde bırakmak gerekmektedir.
İç Tüzükün 87nci maddesine göre
gerekçeleriyle birlikte 500 kelimeyi geçen önergelere bir özet eklenmesi
gerektiğinden, değişiklik önergesine ya özet eklenmesi ya da
Meclis uygulamasında da sıkça görüldüğü üzere, sıra
sayısı numarası veya esas alınan kanun tasarısının
esas numarası veya başlığı belirtilmek suretiyle
kısaltılması tercih edildiği takdirde işleme
almamız mümkün olabilecektir.
Başkanlığın
tutumunda, yukarıda açıkladığım çerçevede usul
görüşmesi sonucunda da bir değişiklik olmamıştır.
OKTAY VURAL (İzmir) Takdir
kullanmak istiyorum o zaman.
BAŞKAN Efendim?
OKTAY VURAL (İzmir) Yani öyle bir
takdir kullanmak istiyorum.
BAŞKAN Bir saniye
Sayın milletvekilleri, iki gündür
Mecliste son derece dikkatli bir dil kullanmaya çalışmama
rağmen, her birinize ayrı ayrı saygılı bir çerçevede
davranmaya gayret etmeme rağmen, sekiz yıldır da hiç kimseye
sen diye hitap etmeden, hiç emir kipi kullanmadan bu Meclisi yönetmeye gayret
etmiş bir şahıs olarak iki gündür şahsımı hedef
alan, saygı dairesini aşan her türlü sözü, davranışı,
parmak sallamayı, emir kipini şahıslarına iade ediyorum,
herkese iade ediyorum. Şu andan itibaren her türlü saygı dairesi
dışındaki davranışa misliyle karşılık
vereceğimi de ifade etmek istiyorum.(AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Birleşime beş dakika ara
veriyorum.
Kapanma
Saati: 02.37
ONUNCU OTURUM
Açılma Saati: 02.39
BAŞKAN: Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur),
İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 117nci Birleşiminin Onuncu Oturumunu açıyorum.
639 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerine devam edeceğiz.
X.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.-
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetinin; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili
İdris Balukenin; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetinin; Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam
Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcının; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vuralın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili
Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın;
İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri
Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in;
Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın
Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye
Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi
Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay
Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili
Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in;
Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine
Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut
Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili
Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3
Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya
Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in;
Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili
Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20
Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun;
Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in; İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi'nin;
Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in; Samsun Milletvekili Cemalettin
Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in;
Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan
Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin
Şahin ve Önder Matlı ile 8 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili
Aytun Çıray'ın; Manisa Milletvekili Hasan Örenin; Denizli
Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum Milletvekili Cahit Bağcı ile 37
Milletvekilinin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa
Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun
Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195,
2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528,
2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063,
2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236,
2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364,
2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496,
2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657,
2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808,
2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963,
2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069,
2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191,
2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639) (Devam)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Gündemin 5inci sırasında yer alan,
Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşmeye Ek İhtiyari
Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ile İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu
ve Dışişleri Komisyonu Raporlarının görüşmelerine
başlıyoruz.
5.- Engellilerin Haklarına İlişkin
Sözleşmeye Ek İhtiyari Protokolün Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile İnsan
Haklarını İnceleme Komisyonu ve Dışişleri
Komisyonu Raporları (1/892) (S. Sayısı: 605)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Sayın milletvekilleri, Genel Kurul
görüşmelerinde Komisyonun hazır bulunamayacağı
anlaşılmıştır.
Alınan karar gereğince, kanun tasarı ve
teklifleriyle komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla
görüşmek için, 17 Temmuz 2014 Perşembe günü saat 14.00te toplanmak
üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 02.40