TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
120nci
Birleşim
19
Temmuz 2014 Cumartesi
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- YOKLAMALAR
IV.- BAŞKANLIĞIN
GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Malatya Milletvekili Veli
Ağbaba ve 21 milletvekilinin, 2012 KPSS lisans sınavına yönelik
bazı iddiaların araştırılarak alınması
gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/1025)
2.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 milletvekilinin, 2012 KPSS lisans
sınavına yönelik bazı iddiaların
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/1026)
3.- Manisa Milletvekili Hasan
Ören ve 22 milletvekilinin, besi hayvancılığının
sorunlarının araştırılarak alınması gereken
tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/1027)
B) Tezkereler
1.- Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığının, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanı Cemil Çiçek ve İslam İş Birliği
Teşkilatı Parlamento Birliği (İSİPAB) Türkiye
Delegasyonu Başkanı Orhan Atalayın 22/7/2014 tarihinde
İranın başkenti Tahranda düzenlenecek İslam İş
Birliği Teşkilatı Parlamento Birliği Olağanüstü Troyka
Toplantısına katılmak üzere İrana resmî bir ziyarette
bulunmasına ilişkin tezkeresi (3/1536)
V.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri
1.- MHP Grubunun, Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve arkadaşları tarafından,
ülkemizde üniversite mezunlarının yaşadıkları
işsizlik sorununun araştırılarak alınacak önlemlerin
belirlenmesi amacıyla 9/4/2013 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 19 Temmuz 2014 Cumartesi
günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin
aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
2.- CHP Grubunun, Grup
Başkan Vekilleri İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi, Ankara
Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova Milletvekili Muharrem İnce
tarafından İsrailin Mavi Marmara gemisine 31/5/2010da
düzenlediği operasyonun öncesi ve sonrasında yaşanan gerçeklerin
ortaya çıkarılması amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 19 Temmuz 2014 Cumartesi
günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin
aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
VI.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydın'ın, Bolu Milletvekili Tanju Özcanın
MHP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması
sırasında AK PARTİ Grup Başkanına sataşması
nedeniyle konuşması
2.- Bolu Milletvekili Tanju
Özcan'ın, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının sataşma
nedeniyle yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
3.- Manisa Milletvekili Hasan
Ören'in, Tokat Milletvekili Zeyid Aslanın CHP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
4.- Tokat Milletvekili Zeyid
Aslan'ın, Manisa Milletvekili Hasan Örenin sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
5.- Manisa Milletvekili Hasan
Ören'in, Tokat Milletvekili Zeyid Aslanın sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
6.- İstanbul
Milletvekili Süleyman Çelebi'nin, Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Faruk Çelikin 639 sıra sayılı Kanun
Tasarısının yeni ihdas edilen 21inci maddesi üzerinde Hükûmet
adına yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
VII.- AÇIKLAMALAR
1.- Kayseri Milletvekili
Yusuf Halaçoğlu'nun, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının
CHP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşmasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
2.- Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan'ın, elektronik oylama sonuçlarında HDP
milletvekillerinin seçim bölgesi ve parti adlarıyla ilgili hatalar
olduğuna ilişkin açıklaması
VIII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının; Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80)
(S. Sayısı: 156)
2.- Devlet Sırrı
Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet
Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)
3.- Türkiye Sağlık
Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun
ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ile Kars Milletvekili Yunus Kılıç ve
Amasya Milletvekili Avni Erdemir ile 79 Milletvekilinin; Türkiye
Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Sağlık, Aile,
Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Raporu (1/937, 2/2229)
(S. Sayısı: 615)
4.- İş Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili
İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet
Çetinin; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat
Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Balukenin; Bursa Milletvekili
Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetinin;
Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın;
Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin;
Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcının; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; Adana Milletvekili Turgay
Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili
Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri
Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in;
İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan
Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent
Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in;
İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan
Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan
Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet
Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin;
Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır
Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim
Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt
Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in;
Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine
Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut
Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili
Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3
Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya
Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in;
Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili
Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet
Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri
Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili
Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; İstanbul
Milletvekili Süleyman Çelebi'nin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in;
Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın
Türeli'nin; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in;
Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan
Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin
Şahin ve Önder Matlı ile 8 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili
Aytun Çıray'ın; Manisa Milletvekili Hasan Örenin; Denizli
Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum Milletvekili Cahit Bağcı ile 37
Milletvekilinin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa
Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun
Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195,
2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528,
2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063,
2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236,
2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364,
2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496,
2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657,
2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808,
2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963,
2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069,
2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191,
2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639)
5.- Engellilerin
Haklarına İlişkin Sözleşmeye Ek İhtiyari Protokolün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ile İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu ve
Dışişleri Komisyonu Raporları (1/892) (S. Sayısı:
605)
IX.- OTURUM
BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut'un, Şırnak Milletvekili
Hasip Kaplanın elektronik oylama sonuçlarıyla ilgili
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin konuşması
19 Temmuz 2014 Cumartesi
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muharrem
IŞIK (Erzincan)
-----0-----
BAŞKAN Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 120nci Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter
sayısı vardır, gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
Meclis
araştırması açılmasına ilişkin üç önerge
vardır, okutuyorum:
IV.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve 21
milletvekilinin, 2012 KPSS lisans sınavına yönelik bazı
iddiaların araştırılarak alınması gereken
tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/1025)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
7/7/2012 tarihinde
Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) düzenlenmiş ve bu sınava
ÖSYM'nin açıklamalarına göre 987.352 kişi
katılmıştır. Sınav sırasında ve
sonrasında KPSS sorularının sosyal medyada ve web sitelerinde
görülmesi sonucu başta sınava giren kişiler olmak üzere kamuoyu
tarafından tepkiyle karşılanmıştır.
Daha önce
yapılan bazı sınavlardaki kopya ve şifre skandalları
da eklenince insanların şüphesi giderek artmıştır. www.beyazkalem.com.tr
adlı web sitesinde KPSS tarih, vatandaşlık ve coğrafya
sorularının yayınlanması ve Dicle Haber Ajansı
tarafından yaptıkları haberin doğruluğunu ispatlamak
amacıyla soruların sosyal medya ortamına aktarılması
sonucu ÖSYM konuyla ilgili bir açıklama yapmıştır.
Dicle Haber
Ajansı, soruların sızdırıldığı
konusunda ısrar ederken ÖSYM sınavda usulsüzlük ve kopya gibi
olayların olmadığını, bu iddiaların kurumu
yıpratmak amacıyla ortaya atıldığını
belirtmiştir. Beyazkalem Yayınevi ise soruların sınava
giren öğrenciler tarafından kendilerine
ulaştırıldığını, kolaylık olması
için deneme formatında kamuoyuna sunduklarını belirtmiştir
ve soruların kendilerince deneme sınavı olarak kullanıldığı
ve önceden bazı bireylere servis edildiği iddialarının
asılsız olduğunu belirtmiştir.
Yüz yirmi dakikada
120 soru cevaplamak zorunda olan insanların soruları, öncüllerini ve
şıklarını aklında tutması, harita ve grafiklerde
dahi hiçbir hata bulunmaması dikkat çekici ve açıklanması
gereken bir durum iken ÖSYM tarafından yapılan açıklamanın
"inceleme" sonucu olarak nitelendirilmesi kuşkuları ciddi
boyutlara ulaştırmıştır. Sınavdan saatler sonra
yapılan bu açıklamada kimler tarafından nasıl bir inceleme
yapıldığı belirtilmemiş ve böyle bir incelemenin olup
olmadığı da belli değildir.
Sosyal medya
ortamında ve web sitelerinde yer alan çözümsüz sorularla birlikte çözümlü
bir sorunun ÖSYM kitapçığından çekilmiş
fotoğrafının bizzat İnternet ortamına
ulaşmış olması ise kopya şüphelerini bir kat daha
artırmıştır. Bazı iddialara göre ise sınav
başlamadan önce, saat 06.18 itibarıyla KPSS sorularının bir
kısmı İnternet ortamında servis edilmeye
başlanmıştır. ÖSYM tarafından kamuoyuna
açıklanmayan soruların daha sonra diğer kısımları
da çeşitli web sitelerinde ve sosyal medya ortamlarında dolaşmaya
başlamış olması 2012 KPSS'nin üzerindeki şaibeleri
artırmış ve kopya soruların önceden
sızdırılmış olma ihtimallerini güçlendirmiştir.
Sürekli hâle gelen
ve sorumluları bulunamayan kopya ve benzeri iddiaların
araştırılması, varsa sorumluları himaye edenlerin
tespit edilmesi ve kopya, sızdırma gibi olayların önüne geçmek
için gerekli önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasamızın
98'inci, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 104üncü ve
105'inci maddeleri gereğince Meclis araştırması
açılması için gereğini saygılarımızla arz ederiz.
09/07/2012
1) Veli Ağbaba
(Malatya)
2) Mustafa Sezgin
Tanrıkulu (İstanbul)
3) Ali Rıza
Öztürk (Mersin)
4) Ali
Serindağ (Gaziantep)
5) Hasan Ören (Manisa)
6) Süleyman Çelebi (İstanbul)
7) Bülent Tezcan (Aydın)
8) Ramazan Kerim
Özkan (Burdur)
9) Ayşe Nedret
Akova (Balıkesir)
10) Ahmet
İhsan Kalkavan (Samsun)
11) Rahmi
Aşkın Türeli (İzmir)
12) Namık
Havutça (Balıkesir)
13) Ali
Demirçalı (Adana)
14) Haydar Akar (Kocaeli)
15) Mehmet Hilal
Kaplan (Kocaeli)
16) Hasan Akgöl (Hatay)
17) Ali
Sarıbaş (Çanakkale)
18) Mehmet
Şevki Kulkuloğlu (Kayseri)
19) Mehmet Ali
Ediboğlu (Hatay)
20) Sakine Öz (Manisa)
21) Özgür Özel (Manisa)
22) İhsan
Özkes (İstanbul)
2.-
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 20 milletvekilinin,
2012 KPSS lisans sınavına yönelik bazı iddiaların
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/1026)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
7 Temmuz 2012
tarihinde ÖSYM tarafından Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS)
düzenlenmiş ve 987.352 kişi katıldığı ÖSYM
tarafından açıklanmıştır. Sınav öncesinde,
sınav süresince ve sınav sonrasında KPSS soruları sosyal
medya sayfaları (Facebook, Twitter vb.) ve İnternet sitelerinde
yayınlanarak kamuoyunda ÖSYMye yönelik iki yıldır oluşan
güvensizlik daha da artmış ve kamu vicdanı yara
almıştır.
2010
yılında gerçekleştirilen KPSS'de yaşanan kopya ve
soruları sızdırma skandalları henüz
aydınlatılmamışken son iki yılda ÖSYM tarafından
düzenlenen hemen hemen her sınavda yeni skandallar eklenmiş ve son
olarak 7 Temmuzda gerçekleştirilen KPSS ile doruğa
ulaşmıştır.
2010
yılında yapılan KPSS'nin sis perdesi
aydınlatılamamış, bir nevi aydınlatılmak
istenmeyerek üzeri örtülmek istenmiştir. 2010 yılında
yaşanan KPSS skandalları ile ilgili şüpheler 7 Temmuz 2012
sınavına kadar taşınmış ve bu sınavda da
şaibelerin sınav sırasında ortaya çıkması halk
nezdinde tepkiyle karşılanmıştır.
7 Temmuz 2012
tarihinde 987.352 adayın katıldığı sınav
soruları öncesinde kişisel sosyal medya sayfalarında, daha
sonrasında da haber sitelerinde ve dershane sitelerinde
yayınlanmıştır. Yayınlanan sorular bire bir sınav
sorularıdır, www.beyazkalem.com.tr İnternet sitesi kısa
zaman içerisinde önceden hazırlanmışçasına 120 sorunun yer
aldığı kitapçığı sitesinden
yayınlamış ve yayınlanma sonrası site yöneticisi
soruların sosyal medya sayfalarında yapılan paylaşımlardan
derlenerek yapıldığını
açıklamıştır. Kamuoyunda oluşan baskılar
sonrası ÖSYM de soruların yayınlanmasının kurumu
yıpratmak amaçlı olduğunu ve öğrencilerin
hafızalarında soruları tutmasıyla
yayınladığını açıklamıştır.
Öncelikle bu iki
açıklama gerçek dışı ve hayal ürünüdür. Adaylar yüz yirmi
dakikada 120 soruya yönelik verdikleri emek süresince soruların
detayına kadar ezberlemeleri mümkün değildir. Eğer böyle bir
şey mümkün ise o zaman bu adayların bulunup ödüllendirilmesi ve üst
organlarda bu üstün yeteneklerinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Soruların
en ince detayına kadar hatırlanması ve bu soruları da
sınav sürerken servis edilmesi alınan toplama kampı sınav
önlemleri ile kesinlikle ve kesinlikle bağdaşmamaktadır.
Yayınlanan sorularda haritaların en ince detayları dahi adaylar
tarafından teyit edilmiş ve skandal âdeta ispatlanmıştır.
Ayrıca
iddialar bunlarla da sınırlı kalmamaktadır. Sınav
soruları öncesinde birtakım dershaneler tarafından deneme
sınavlarında sorulmuş ve âdeta sınava yönelik
hazırlık yapılmıştır. İnternet forum
sayfalarında birçok aday itirafta bulunmuş, soruların
kendilerine önceden verildiğini paylaşmıştır. Bu
iddiayı da İnternet üzerinde hizmet veren arama motoru Google
verileri doğrulamaktadır. Sınava yönelik sorular gece
saatlerinden itibaren arama motorunda aranmış ve bu aramaya yönelik
veriler sınav saatine kadar artmıştır.
İnternet forum
sayfalarında birçok ilde sınava saatler kala sınav
sorularının belli ücret karşılığında
satıldığı iddia edilmekte ve satın alan kişilerin
bunu itiraf etmesiyle şüpheler, tamamen, yerini, ispatlanmış bir
skandal olduğu kanaatine çevirmiştir.
Yapılan
açıklamalar ne kamuoyunu ne de tatmin olmak için can atan kesimleri tatmin
etmemiş, tam tersi, iddiaları güçlendirmiştir. 2010
skandalı üzeri örtülmek istenmiş, bunun için toplama kampı
sınav önlemleri hayata geçirilmiştir. Su şişelerinin reklam
yazılarının dahi sınav alanına giremediği ve
lavaboya çıkmanın dahi yasak olduğu bir sistemde sınav
soruları sınav başladığı anda
yayınlanmıştır. Ayrıca ezberde tutulması
açıklaması tamamen bir fiyaskodur. Günümüzde kendi bilincinin
farkına varan küçük çocuklara dahi masallarda yer almayacak ifadelerin
resmî organlarca açıklamaya dönüşmesi ÖSYM kurumunun geldiği
içler acısı durumu ispatlamaktadır.
Ülkemizde artarak
devam eden diplomalı işsiz intiharlarıyla birlikte sınav
skandalları artık can almaktadır. Emek veren kişilerin
yetkili organlara olan güveni azalmakta, toplumda ciddi kaygılara yer vermektedir.
Bu kaygıların ölümlerle sonuçlanmasının vebali ise
sorumluları himaye altına alan anlayışa aittir.
2010 yılı
sonrası bir TV dizisi tadında sürekli hâle gelen ve her sınavda
kamuoyunu şaşırtmanın ötesine geçen skandalların
araştırılması, emeğe saygı çerçevesinden emek
veren, alın teri döken adayların tamamen alın terlerinin
karşılığını alması, yaşanan
diplomalı işsiz intiharları sonucu can alma boyutuna kadar
uzanan bu skandalların aydınlatılması için gerekli
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasamızın 98'inci, Türkiye
Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 104üncü ve 105'inci maddeleri
gereğince Meclis araştırması açılması için
gereğini saygılarımızla arz ederiz. 09/07/2012
1) Mustafa Sezgin
Tanrıkulu (İstanbul)
2) Ali
Serindağ (Gaziantep)
3) Ali Rıza
Öztürk (Mersin)
4) Ramazan Kerim
Özkan (Burdur)
5) Rahmi
Aşkın Türeli (İzmir)
6) İhsan Özkes (İstanbul)
7) Bülent Tezcan (Aydın)
8) Ayşe Nedret
Akova (Balıkesir)
9) Süleyman Çelebi (İstanbul)
10) Veli
Ağbaba (Malatya)
11) Hasan Ören (Manisa)
12) Sakine Öz (Manisa)
13) Ahmet
İhsan Kalkavan (Samsun)
14) Ali
Demirçalı (Adana)
15) Haydar Akar (Kocaeli)
16) Mehmet Hilal Kaplan (Kocaeli)
17) Hasan Akgöl (Hatay)
18) Ali Sarıbaş (Çanakkale)
19) Mehmet Şevki Kulkuloğlu (Kayseri)
20) Mehmet Ali Ediboğlu (Hatay)
21) Özgür Özel (Manisa)
3.-
Manisa Milletvekili Hasan Ören ve 22 milletvekilinin, besi
hayvancılığının sorunlarının
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/1027)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Türkiye son
yıllarda yurt dışından ithal edilen hayvan etleriyle
tanışmıştır. AKP Hükûmeti döneminde yanlış
hayvancılık politikaları nedeniyle hayvancılık sektörü
çökme noktasına gelmiştir. Yanlış politikalar zinciri,
kurbanlık hayvan ithalatıyla başlamış ve 2010
yılında özel sektöre ithalat izni verilmesiyle devam etmiştir.
Kurbanlıkları
bile dışarıdan ithal eder duruma gelmemiz
hayvancılığımızın içinde bulunduğu içler
acısı durumu gözler önüne sermektedir.
Kasaplık
canlı hayvan ithalatı teşvik edilmektedir. Bu amaçla 2011
yılında ise kasaplık canlı hayvan ithalatına uygulanan
gümrük vergisi yüzde 30'dan yüzde 15'e düşürülmüştür. Sözde et
fiyatlarındaki artışı engellemek adına yapılan bu
uygulamalar et fiyatlarındaki artışı önleyememiş,
sadece yerli üreticinin rekabet şansını yok etmiştir.
Kasaplık hayvanlar ithal edilip kesildiği için, yem, ilaç, hayvan
sağlığı gibi alanlara hiçbir katkısı
olmamıştır.
Hayvancılık
sektöründe fiyat denge unsuru olan Et ve Balık Kurumu kombinaları
özelleştirilerek kapatılmıştır. Et ve Balık
Kurumunun piyasa üzerindeki etkisi yok edilerek geçimini
hayvancılıkla sağlayan çiftçiler tüccarların insafına
terk edilmişlerdir.
Üreticiler ve
hayvancılık sektörünün temsilcileri her zaman kasaplık
canlı hayvan ithalatına karşı çıkmışlar ve
bunun hayvancılığa hiçbir katkısının
olmadığını dile getirmişlerdir. Ayrıca, getirilen
hayvanların sağlıklı olup olmadıkları ve ülkemize
taşıyacağı salgın hastalık riskleri de önemli bir
tartışma konusudur.
Çünkü kasaplık
canlı hayvan ithalatının hayvancılığa hiçbir
katkısı yoktur. Sadece mezbahada kesilmek için getirilen
hayvanların ırkları ve verimleri ne olursa olsun ülkemiz hayvan
ırklarının et ve süt verimini artırmamaktadır.
Geçimini hayvancılıkla sağlayan çiftçinin, köylünün gelir
düzeyini de artırmamaktadır.
Vatandaşlarımız
ithal ete karşıdır. Bu nedenle, vatandaşlarımız
ithal hayvanlardan üretilen et ve et ürünlerini tüketmekte isteksiz
davranmaktadır.
Kasaplık
canlı hayvan ithalatının ülke hayvancılığına
verdiği zararların tespiti, ithalatın durdurularak besi
hayvancılığının geliştirilmesi için çözüm
yollarının belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98inci, TBMM
İçtüzüğünün 104 ve 105inci maddeleri gereğince bir Meclis
araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.
1) Hasan Ören (Manisa)
2) Ali Rıza
Öztürk (Mersin)
3) Umut Oran (İstanbul)
4) Süleyman Çelebi (İstanbul)
5) Mustafa Sezgin
Tanrıkulu (İstanbul)
6) Ramazan Kerim
Özkan (Burdur)
7) Ali
Serindağ (Gaziantep)
8) Bülent Tezcan (Aydın)
9) Ayşe Nedret
Akova (Balıkesir)
10) Veli
Ağbaba (Malatya)
11) İhsan
Özkes (İstanbul)
12) Ahmet
İhsan Kalkavan (Samsun)
13) Rahmi
Aşkın Türeli (İzmir)
14) Namık
Havutça (Balıkesir)
15) Ali
Demirçalı (Adana)
16) Ferit Mevlüt
Aslanoğlu (İstanbul)
17) Haydar Akar (Kocaeli)
18) Mehmet Hilal
Kaplan (Kocaeli)
19) Hasan Akgöl (Hatay)
20) Ali
Sarıbaş (Çanakkale)
21) Mehmet
Şevki Kulkuloğlu (Kayseri)
22) Sakine Öz (Manisa)
23) Özgür Özel (Manisa)
BAŞKAN
Bilgilerine sunulmuştur.
Önergeler
gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması
açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler
sırası geldiğinde yapılacaktır.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığının bir tezkeresi
vardır, okutup oylarınıza sunacağım.
Okutuyorum:
B)
Tezkereler
1.-
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanı Cemil Çiçek ve İslam İş
Birliği Teşkilatı Parlamento Birliği (İSİPAB)
Türkiye Delegasyonu Başkanı Orhan Atalayın 22/7/2014 tarihinde
İranın başkenti Tahranda düzenlenecek İslam İş
Birliği Teşkilatı Parlamento Birliği Olağanüstü Troyka
Toplantısına katılmak üzere İrana resmî bir ziyarette
bulunmasına ilişkin tezkeresi (3/1536)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanı Sayın Cemil Çiçek ve İslam
İş Birliği Teşkilatı Parlamento Birliği
(İSİPAB) Türkiye Delegasyonu Başkanı Sayın Orhan
Atalayın 22 Temmuz 2014 tarihinde İran'ın başkenti
Tahran'da düzenlenecek İslam İş Birliği Teşkilatı
Parlamento Birliği Olağanüstü Troyka Toplantısı'na
katılmak üzere İran'a resmî bir ziyarette bulunması hususu,
28/3/1990 tarihli ve 3620 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisinin
Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un
9'uncu maddesi uyarınca Genel Kurulun tasviplerine sunulur.
Cemil
Çiçek
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN
Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Milliyetçi Hareket
Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir
önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
V.-
ÖNERİLER
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.-
MHP Grubunun, Kütahya Milletvekili Alim Işık ve arkadaşları
tarafından, ülkemizde üniversite mezunlarının
yaşadıkları işsizlik sorununun araştırılarak
alınacak önlemlerin belirlenmesi amacıyla 9/4/2013 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 19 Temmuz 2014 Cumartesi
günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin
aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
19/07/2014
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma
Kurulu 19 Temmuz 2014 Cumartesi günü (bugün) toplanamadığından
grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzük'ün 19'uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Oktay
Vural
İzmir
MHP
Grup Başkan Vekili
Öneri:
9 Nisan 2013 tarih
ve 11473 sayıyla TBMM Başkanlığına vermiş
olduğumuz, Kütahya Milletvekili Alim Işık ve
arkadaşlarının ülkemizde üniversite mezunlarının
yaşadıkları işsizlik sorunlarının
araştırılarak alınacak önlemlerin belirlenmesi amacıyla verdiğimiz Meclis
araştırma önergemizin 19 Temmuz 2014 Cumartesi günü (bugün) Genel
Kurulda okunarak görüşmelerinin bugünkü birleşiminde
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN -
Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisi lehinde söz isteyen Alim
Işık, Kütahya Milletvekili.
Buyurun Sayın
Işık. (MHP sıralarından alkışlar)
ALİM IŞIK
(Kütahya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ülkemizde
üniversite mezunlarının yaşamış olduğu
işsizlik sorunlarının araştırılması
amacıyla Milliyetçi Hareket Partisi Grubu milletvekillerimiz
tarafından verilen araştırma önergesinin Meclis gündemine
alınması önerisiyle huzurlarınıza geldim.
Özellikle, böyle
bir konunun Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından araştırma
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkan, uğultuyu
Konuşuyor
herkes.
ALİM IŞIK
(Devamla) -
kapsamında detaylı bir şekilde ele alınıp
sorunların belirlenmesinin ardından, gerekli çözüm önerilerinin yine
bu yüce Meclis tarafından ortaya konulmasının çok önemli olduğunu
düşünmekteyiz, çünkü bugün yetkililerin yaptığı
açıklamaların aksine, her geçen gün Türkiye'de genel işsizlik
oranının giderek yükseldiği, ancak bunlar içerisinde özellikle
üniversite mezunu gençlerin oranının çok daha yüksek olduğu
gerçeği hepimizce yakından bilinmektedir. Özelikle işsizlik, sefaletin,
yokluğun, yoksulluğun, anarşinin, çatışmanın ve
toplumsal girdabın temel kaynağı, sevk ve idare merkezi
durumundadır. Ülkedeki giderek artan huzursuzluğun ana
kaynaklarından birisi, özellikle genç nüfustaki işsizliğin
giderek artmasıdır. Dolayısıyla, Hükûmetin on iki
yıldan bu yana tek başına Türkiye'yi yönetmesine
karşın, maalesef, istihdam alanlarını
artıramaması, özellikle üniversite mezunu gençlerimizin istihdam
talebine olumlu cevap verememiş olması büyük bir talihsizlik ve
Türkiye'yi iyi yönetemediğinin çok önemli bir göstergesidir.
TÜİKin resmî
rakamlarına bakıldığında, özellikle ülkemizdeki
işsiz sayısının 2012 yılında 2 milyon 800 bin
civarında, 2013 yılında bunun 3 milyona
yaklaştığını ve bugün 3 milyonun üzerinde bir
rakamı aştığını da görmekteyiz. Özellikle iş
aramaktan vazgeçen ve çalışmaya hazır durumdaki veriler de bu
rakamlara katıldığında, bugün ülkemizdeki gerçek
işsizlik oranının daha yüksek olduğu ve işsiz sayısının
6 milyona yaklaştığı bilinmektedir. Her yıl 1 milyona
yakın yeni işsizin eklendiği Türkiyemizde -özellikle son birkaç
yılda bu rakam giderek yükselmekte- üniversite mezunlarının
oranının bu genel pay içerisinde arttığı çok önemli
bir tespittir. Bu, zaten TÜİKin rakamlarında da var, her ne kadar
oranlar düşük olsa da. Çünkü, gerçekte iş aramaktan vazgeçmiş
ama çalışma yaşında olan nüfus, bilindiği gibi, bu
resmî rakamlara yansıtılmadığı için oranlar düşük
görünüyor. Yani, yüzde 15-20 aralığında gösterilen bu genç
işsizlik oranının gerçekte çok daha yüksek olduğunu bilmekteyiz.
Değerli
milletvekilleri, tabii ki üniversite mezunlarının kendi grupları
içeresinde ayrı ayrı ciddi sorunları var. Fen edebiyat fakültesi
mezunları formasyon derdiyle boğuşmakta, her yıl değişen
sistemin gereği olarak üniversitenin kapılarında acaba formasyon
alabilir miyim derdiyle kapıdan kapıya koşmakta, birçok yerde
birçok masraf yapmakta. Sonuçta, formasyon alamayanlar bir taraftan
dertlenirken formasyon almış ama ataması yapılmayanlar
ayrı dert içerisinde çırpınmaktadırlar. Öğretmen olma hayaliyle
yıllarca okuyan gençlerimiz maalesef birçok branşta yetersiz
kontenjan nedeniyle atanamadığı için intiharlara varan sosyal
olaylara muhatap olmaktalar.
Mühendislik
fakülteleri ayrı bir dert içerisinde. Özellikle özel sektörde kendi
adlarına iş yapma derdinde olan mühendislerin en son muhatap
olduğu ciddi bir sorun var. Bilindiği gibi yine yüce Meclis geçen
yıl bir kanun çıkardı, en az yüzde 50 oranında ortak olan
mühendislerin kamu ihalelerine girebileceği yönünde. Fakat, buna Mimarlar
Odasının itirazı üzerine mahkeme kararıyla bu şart
iptal edildi. Şu anda özel iş yeri bulunan mühendisler, maalesef,
sizlerin sayesinde, yanlış çıkarılan bu düzenleme sayesinde
şimdi kamu ihalelerine giremez hâle geldi. Bu torba yasada mutlaka bu
sorunun giderilmesi lazım. Mimar veya mühendis ya da mimar ve/veya
mühendis eklemesiyle bu sorunun çözülebileceğini tüm meslek odaları
ve bu sorunla yüz yüze kalmış olan mühendisler sizlere de, bizlere de
ilettiler. Umarım bunu bu torba yasaya dâhil ederek bu sorunu giderebiliriz.
Dolayısıyla, mühendislik fakültelerinin kamu kurum ve
kuruluşlarında ilan edilen kontenjanlarının son derece
düşük olması nedeniyle, mümkün olduğunca kendi alanlarında
iş sahası bulma ve iş yeri açma arayışı
içerisinde olan bu gençlerimizin önündeki bu sıkıntının da
derhâl giderilmesi gerektiğini düşünmekteyiz.
Diğer
taraftan, iktisadi ve idari bilimler fakültesi mezunlarının
sayısı her geçen gün artmakta ama maalesef yine bunların kamuda
istihdamıyla ilgili ciddi sorunlar hâlen çözülmeden yaşanmaya devam
etmektedir.
Ayrıca,
özellikle eğitim fakültesi mezunlarının kendi içerisinde
öğretmen atamalarında branş
dağılımlarının doğru
yapılmadığı, bazı branşlarda ciddi sayıda
kontenjan ilanı yapılırken bazılarında son derece
yetersiz kalındığı, dolayısıyla en yüksek
derecelerle ve KPSS puanlarıyla sıralamaya girmiş olan
gençlerimizin dahi atanamadığı bir Türkiye gerçeğiyle
karşı karşıya olduğumuzu yine hepimiz bilmekteyiz.
Bunların mutlaka detaylı bir şekilde
araştırılıp gençlerimizin istihdamını
artıracak ve özellikle üniversite eğitimini tamamlamış olan
gençlerimizdeki moral çöküklüğünün giderilmesini sağlayacak
önlemlerin yine bu yüce Meclis tarafından alınması
gerektiğini düşünmekteyiz.
Önemli bir
diğer alan, teknik eğitim fakültesi mezunları ve son dönemde
yapılan değişiklikle teknoloji fakültesi mezunlarının
yaşadığı sorunlardır. Maalesef defalarca bu yüce
Mecliste gündeme getirmemize, hatırlatmamıza rağmen teknik
eğitim fakültesi mezunu matbaa öğretmenliği ve yapı
ressamlığı ya da yapı tasarımı bölümü
öğrencilerinin mühendislik tamamlama programına dâhil edilmemesi
hâlen çözülmeyen, çözüm bekleyen önemli sorunlardan birisidir. İlgililere
söyledik, Çözeceğiz. dediler ama bugüne kadar çözülmedi.
Yine, teknik
eğitim fakültesi mezunlarının teknoloji fakültesi
mezunlarıyla aynı şartlarda diploma denkliğinin
sağlanması yönündeki talepleri yüce Meclis tarafından dikkate
alınmak zorunda ve bu sıkıntının uygulamada
yarattığı dengesizliklerin giderilmesi gerektiğini
düşünmekteyiz.
Özellikle bazı
illerimizde işsizlik oranının düşük çıkmasıyla
övünen arkadaşlarımız da var içimizde. Örneğin, benim seçim
bölgem Kütahyada işsizlik oranı çok düşük diye övünen, sevinen,
güzel demeçler veren değerli milletvekillerimiz de var ama bu iller göç
vermektedir. İşsizlik oranının yüksek olması ve
istihdamın yetersiz olması nedeniyle gençlerin ili terk etmesinden
sonra kalan ihtiyarlar arasındaki işsizlik oranının
TÜİK tarafından yayınlandığı gerçeğini bir
tarafa saklayarak Memlekette işsizlik yok. demenin hiçbir sorunu çözmediğini
hepimiz çok iyi bilmekteyiz. Özellikle Anadolunun birçok ilinde yaşanan
göç sorununun temeli, üniversite mezunu işsizler başta olmak üzere
genç işsizlik oranının giderek yükselmesidir. Her hâlükârda
bunu, illere getirilecek yatırımların teşvikiyle çözmek
zorundayız.
Önergemize
desteğinizi bekliyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Milliyetçi Hareket
Partisi grup önerisi aleyhinde söz isteyen Fahrettin Poyraz, Bilecik
Milletvekili.
Buyurun Sayın
Poyraz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
FAHRETTİN POYRAZ (Bilecik) Saygıdeğer
Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım;
Milliyetçi Hareket Partisinin üniversite mezunları arasındaki işsizlik
oranlarının artışına ilişkin olarak verdiği
önergenin aleyhinde söz aldım.
Genel anlamda çerçeveye baktığımız
zaman elbette işsizlik sadece Türkiyemizin değil, ülkelerin genel
anlamda problemi, genel sorunu. Yıllar itibarıyla pek çok rakamı
verip sizleri rakama boğacak değilim ama Türkiyenin işsizlik
oranlarının, yıllar itibarıyla
zaman zaman artarak, zaman zaman azalarak yüzde 10lu seviyelerde
seyrettiğini söylemek mümkün.
Burada üniversite
mezunlarıyla ilgili olarak genel bir çerçeve çizilmeye
kalkındığında elbette başka başka kriterlerin de
mutlaka göz önüne alınması gerekiyor. Özellikle iktidarımız
döneminde üniversite sayısındaki artışın,
üniversitelerde okuyan öğrencilerin ve mezun olan öğrencilerin
sayısındaki artışın mutlaka ama mutlaka göz önüne
alınması gerekiyor. Hatırladığımız üzere,
iktidara geldiğimiz zaman ülkemizde yaklaşık 75 civarında
üniversitemiz mevcut iken bu rakam şu anda 174 civarında, vakıf
ve kamu üniversiteleri olmak üzere arttı bu sayı. Ve yine yıllar
itibarıyla, üniversitelerde okuyan öğrenci sayısına
baktığımız zaman da bu rakamın 1,5 milyondan 5 milyonu
aşan bir sayıya ulaştığını elbette
görüyoruz. Dolayısıyla, üniversiteli kesimin ve üniversite
mezunlarının artmasından mütevellit elbette rakamların da
bu anlamda değişmesi, rakamların da bu anlamda
farklılaşması normal. Ancak, genel anlamda baktığımızda
da şu anda ülkemizde, 2013 yılı itibarıyla,
yaklaşık 28 milyon civarında bir iş gücü varken bunun 5
milyon 388 bin civarını üniversite mezunlarının
oluşturduğunu görüyoruz ve geçen yılın, 2013
yılının verilerine baktığımız zaman da
aslında üniversite mezunlarının sayısının da
istihdama yeni katılma anlamında yüzde 8 artığını
görüyoruz. Ancak, Türkiye nüfusuna genel olarak
bakıldığında öğrenci sayısının -ister
bunu yüksekokul öğrencisi olarak alın ister daha da rakamı
büyütün, tüm öğrencileri esas alın- bugün Avrupadaki pek çok ülkenin
genel toplam nüfusundan büyük olduğunu elbette gözden kaçırmamak
lazım. Bu anlamda, elbette ülkemizde yatırımların
teşvik edilmesi gerekiyor. Biz geçtiğimiz dönemlerde
hatırlarsanız yatırımları teşvik anlamında
pek çok uygulamalar başlattık ve bu uygulamalar çerçevesinde de
biliyorsunuz başta bölgesel teşvikler olmak üzere, sektörel teşvikler
olmak üzere pek çok uygulamalar yapıldı. Ülkemizde ortalama olarak
bir kişilik istihdamın artırılması noktasında
yapılması gereken yatırımın yaklaşık 400 bin
lira civarında bir rakam olduğunu da hatırlamamız
gerekiyor. Dolayısıyla, bu sorun, evet, pek çok yönü olan, pek çok
boyutu olan bir sorun. Yani, bir taraftan ülkemizi büyütüp,
yatırımları artırıp, bir taraftan nitelikli iş
gücünü artırmak, bir taraftan da elbette eğitim
planlamasını iyi yapmak mecburiyetindeyiz.
Ben, lafı
fazla uzatmayacağım, Türkiye Büyük Millet Meclisimizin gündeminde
yine toplumumuzun pek çok kesimini ilgilendiren bir torba kanun yasa
çalışmamız var. Dolayısıyla, biz, gündem olarak bu
kanunun ivedilikle, bir an önce çıkartılmasını ve bu
kanundan beklentileri olan toplum kesimlerimizin beklentilerinin
karşılanması noktasında öncelikle bu kanunun görüşülmesini
istiyoruz. Elbette, tüm öğrencilerimiz gibi, yüksekokulda okuyan ve
yüksekokuldan mezun olan öğrencilerimizin sorunları da önemlidir,
onlara asla önemsiz demiyoruz. Ama bugünün gündemi torba kanun olduğu
için, mevcut, daha önce belirlenmiş olan torba kanun çerçevesinde yasama
faaliyetlerimizin devamını
Ama elbette Meclis, gündemine hâkimdir;
ben ileride, uygun görüldüğü bir zamanda da yüksekokul mezunu
öğrencilerimizin, işsiz kalan kardeşlerimizin sorununun gündeme
getirilmesinin daha faydalı olacağını düşünüyorum.
Hepinizi en kalbî
duygularımla tekrar selamlıyor, teşekkür ediyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Milliyetçi Hareket
Partisi grup önerisi lehinde söz isteyen Tanju Özcan, Bolu Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
TANJU ÖZCAN (Bolu)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Tabii, Milliyetçi
Hareket Partisinin grup önerisi son derece önemli ve hepimiz
açısından da güncel bir konu.
Sayın
milletvekilleri, milletvekili olduğumdan bu yana beni en çok üzen
konulardan bir tanesi bu, eminim sizleri de aynı şekilde üzüyordur ve
rahatsız ediyordur: İşsiz gençler sürekli kapımızda.
Siz iktidar partisi milletvekilisiniz, herhâlde sizin kapınızı
daha çok aşındırıyorlar. Ancak, beni daha da üzen,
üniversite mezunu işsiz gençlerin bizlere yaptığı müracaat.
İnsanın içi parçalanıyor. Ailesinden uzak, bin bir türlü
fedakârlıklarla değişik şehirlerde okumuş gençler
büyük bir heyecanla üniversiteyi bitiyorlar, ondan sonra hayatın
gerçeğiyle yüz yüze geliyorlar, iş bulamıyorlar.
Sayın milletvekilleri,
sizin bir sarı sendikanız var biliyorsunuz. Bu sarı
sendikanın verilerine göre -en güncel veri de değil bu, geçen
yıla ait veri- 557 bin üniversite mezunu işsiz genç var bu ülkede,
557 bin. Yine, bu sarı sendikanın geçen yılki verilerine göre
de, öğretmenlik unvanını almış atanamayan üniversite
mezunu 350 bin genç şu anda atanmayı bekliyor, bu rakamın içinde
bu da.
Sayın
milletvekilleri, şimdi size bir tablodan bahsetmek istiyorum
-İnternette de kolayca ulaşabiliyorsunuz- üniversite mezunu olan
gençlerin işsizlik oranlarını vermiş. Mesela, çok
enteresandır, hukuk fakültesi mezunu olup şu anda 7 bin işsiz
hukukçu var bu ülkede. Bunları devletin resmî kurumları söylüyor, 7
bin hukukçu işsiz. Siz her yere hukuk fakültesi açıyorsunuz ancak
yetiştirdiğiniz hukukçulara iş dahi bulamıyorsunuz.
Herhâlde dünyanın hiçbir yerinde hukukçu işsiz göremezsiniz bu
oranda. Arkadaşlar, 66 bin yaşam bilimleri mezunu var, bunun 10 bini
işsiz yani yaklaşık yüzde 15i. Matematik ve istatistik üzerine
eğitim alan gençlerimize bakıyoruz; 85 bine karşılık 8
bin işsiz var. Mimarlık ve inşaat alanında eğitim
gören gençlere bakıyoruz; rakamlar çok çarpıcı, 199 bin,
yaklaşık 200 bin, işsiz sayısı da 22 bin yani siz 22
bin işsiz mimarlık fakültesi veya inşaat fakültesi mezunu
gençten bahsediyorsunuz. Bu oranlar normal oranlar değil, dünyanın
hiçbir yerinde de böyle oranlarla karşılaşmamız mümkün
değil.
Mühendislik
işleri: Türkiyede 540 bin mühendislik fakültesi mezunu insan var ve
şu anda 46 bini işsiz, 46 bin işsiz mühendisimiz var memlekette.
Buna karşın siz ne yapıyorsunuz: Her tarafa üniversite
açıyorsunuz, güzel bir şey. Bu üniversitelere de kafanıza göre
fakülte açıyorsunuz, yüksekokul açıyorsunuz. Hiç araştırıyor
musunuz, gerçekten, Türkiyede hangi alanlarda iş imkânı
sağlayabileceğiz bu gençlere? Türkiyede, aşağı
yukarı her ay bir hukuk fakültesi açılır hâle geldi. Ziraat
mühendisleri işsiz olduğu hâlde Türkiyede, ziraat fakülteleri
hızlı bir şekilde açılmaya devam ediyor.
Diğer
taraftan, bakıyorsunuz özel sektöre, Benim şu, şu alanlarda
istihdam edeceğim üniversite mezunu personel sıkıntım var.
diyor. Ama siz ihtiyaç olan alanlarda fakülteler açmıyorsunuz, popülist
davranıyorsunuz; üç beş kişinin talebini yerine getirebilme
adına, Türkiyede, ileride işsiz kalacak şekilde,
öğrencilerin okuyabileceği fakülteleri açma noktasında
ısrarlı davranıyorsunuz.
Sayın
milletvekilleri, bu atanamayan öğretmenlerle ilgili de birkaç oran vermek
istiyorum; yine, bu en güncel veri değil. Sınıf
öğretmenliği: 9.795 kişi atanmak için başvurmuş
yaklaşık bir yıl önce, bunun 1.841i atanmış yani
neredeyse yüzde 18i, yüzde 82si atanamamış. Türk dili ve
edebiyatı: 7.733 başvuru olmuş atanmak için, 2.969unu
atayabilmişsiniz sadece. Bakın, bu rakamları dikkatinizi çekmek
için getirdim. Okul öncesi öğretmenliği, en çok atama yapılan
alanlardan bir tanesi: 4.502 kişiye karşılık sadece 1.815
kişi atanabilmiş. Kimya: 1.410 kişi atanmak için
başvurmuş. Kaç kişi atanmış Sayın Kubat? 168
kişi sadece. Fizik: 1.501 kişi başvurmuş, sadece 134 kişi
atanmış, 134 kardeşimiz öğretmen olabilmiş.
Şimdi,
arkadaşlar, bu rakamlara bakıyorsunuz ve diyorsunuz ki: Türkiyede
her şey güllük gülistanlık. Türkiyede işsizlik almış
başını gidiyor, tarım sektöründe çalışan insanları
dâhil etmediğiniz hâlde bile işsizlik Türkiyede yüzde 10
civarında gidip geliyor, yüzde 10un üstüne çıkıyor, yüzde 10un
hemen altına düşüyor ama hiçbir zaman daha küçük rakamlara
ulaşmıyor. Amerika Birleşik Devletlerinde işsizlik
oranları tarihin en yüksek oranlarına ulaştı. deniyor. En
son açıklanan verilerde yüzde 6 civarında, ki bizim gibi değil,
doğru bir hesaplama yapıldığı hâlde. Bizde gerçek
anlamda hesaplama yapılsa, tarım sektöründeki insanlar da buna
katılsa, onlar o alanda çalışıyormuş gibi
davranılmasa herhâlde işsizlik oranı Türkiyede net bir
şekilde yüzde 20nin üzerinde kalacak diyorum.
O anlamda bizim
önerimiz şu: Artık bu üniversiteleri açarken ve daha da önemlisi
açılmış olan üniversitelerde fakülteler, yüksekokullar
oluştururken lütfen bu gençlerin hangi alanlarda iş
bulacağına bakarak bunları açın, bunların
açılmasına öncülük edin, yoksa önümüzdeki süreçte üniversite mezunu
olup işsiz kalan öğrenci sayısı hızlı bir
şekilde artmaya devam edecek ve bu bizim açımızdan da -Türkiye
Cumhuriyetinin milletvekilleri açısından da- utanç verici bir durum
olarak kalmaya devam edecek.
O anlamda, bu
araştırma önergesini ben çok önemsiyorum. Eğer takdir
buyurursanız da, gerçekten bu araştırma önergesi kabul edilirse
de Türkiyedeki önemli bir sıkıntının çözümü için hep birlikte
adım atmış olacağız diyorum. Bu önergenin kabulünü
istiyorum, sizden talep ediyorum.
Bir
de sayın milletvekilleri, konuşmamın sonunda birkaç gündür
kafamı kurcalayan bir soruya cevap bulmak istiyorum. Sayın
milletvekilleri, PKK bir terörist örgüt değil mi? Muhakkak buna Evet.
diyorsunuz. İsrail de terörist bir devlet değil mi, sizin
söylemlerinizle? O da tamam. Benim burada anlayamadığım şu:
Sizin bu teröristlerle olan tuhaf ilişkinizi anlayamıyorum ben.
Şimdi, Başbakan meydan meydan dolaşıyor, PKK terör
örgütüdür. diyor, yerin dibine sokup çıkartıyor. Ama
arkasından, terör örgütü dediği PKKyla oturup müzakere ediyor çok
rahat bir şekilde. İsrail terörist bir devlettir. diyor, ne
yapıyor arkadaşlar? İsraile her konuda her türlü
yardımı yapıyor. Meydan meydan İsraili kötülüyor,
İsrail terörist devlettir. diyor ama İsrailin şu son Gazze
operasyonunu yaparken tanklarının kullandığı
akaryakıtı, buldozerlerin kullandığı akaryakıtı
bir şekilde onlara pazarlıyor ucuz fiyata. Bunu yapıyor.
Yapmıyor mu Sayın Metiner?
CUMA
İÇTEN (Diyarbakır) Yok canım!
TANJU
ÖZCAN (Devamla) Arkadaşlar, şu, son, Gazzede ölen, öldürülen,
masum, Müslüman Gazze halkının ölümünden -kusura bakmayın ama-
öldürülmesinden AKP yönetimi olarak siz de sorumlusunuz arkadaşlar. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler) Samimi olarak söylüyorum, siz de
sorumlusunuz. Bu teröristlerle ve terörist dediğiniz devletlerle
artık şu tuhaf ilişkinize bir son verin, bir karar verin.
CUMA
İÇTEN (Diyarbakır) Filistinliler niye öyle demiyor? Gazze öyle
demiyor.
TANJU
ÖZCAN (Devamla) Sağda solda aleyhinde konuşacaksın, ondan
sonra akaryakıt dâhil her türlü desteği vereceksin. Tuhaf bir
ilişki.
Bu
ara çok konuşma fırsatı bulamıyorum, son olarak bir konuya
değinmek istiyorum.
Sayın milletvekilleri,
işsizlikten bahsediyoruz burada, son zamanlarda
devriiktidarınızda özellikle sürekli din görevlisi alıyoruz,
imam alıyoruz, müezzin alıyoruz. Nereye gidiyor bu kadar imam ve
müezzin? Bakın, Boluda en son müftüyle konuştum. Şu mübarek
günlerde teravih namazı kıldıracak imam
sıkıntısı yaşanıyor köy camilerinde. 86 camide
görevli imam yok. Müftüye diyorum ki: Bu kadar imam alındı, ne oldu
bu imamlar? İmam açığı yok Boluda. diyordunuz. Bana
diyor ki: 86 tane camide imam açığımız var. Ve bir de akıl
veriyor, diyor ki: Köylü
arasında para toplasın, kendine bir görevli tayin etsin,
parasını versin cebinden, o görevli de köylüye namaz
kıldırsın. Peki, o zaman sizin atadığınız
bu görevliler nerede? Ne iş yaparlar bunlar?
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
TANJU ÖZCAN
(Devamla) Şu mübarek günlerde bile en azından bu sorunun çözümü
için adım atın diyorum.
Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Milliyetçi Hareket
Partisi Grup önerisi aleyhinde söz isteyen
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Sayın Başkanım
Sayın Başkanım
BAŞKAN Buyurun
Sayın Aydın.
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Sayın Başkanım, sayın konuşmacı
konuşmasında özellikle Türkiye-İsrail ilişkilerinde
Sayın Başbakanımızın, Türk Hükûmetimizin İsraile
bu konuda yandaş olduğunu, destek verdiğini ifade etti,
açıklamak istiyorum.
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Yalan mı ya? Yalan söylemedi ki.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Aydın, sataşma nedeniyle iki dakika söz veriyorum.
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Yalan söylemedi, doğruyu söyledi aslında.
VI.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.-
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın, Bolu Milletvekili Tanju
Özcanın MHP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında AK PARTİ Grup Başkanına sataşması
nedeniyle konuşması
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Tabii öncelikle
böyle bir günde, ramazan gününde İsrailin devlet terörü uygulamak
suretiyle âdeta sistematik olarak soykırım yaparcasına bir
halkı katletmesini bu kürsüde kınamasını isterdim. Bunu
öncelikle bir kınamasını isterdim ki, ondan sonra
Türkiye-İsrail ilişkilerini sorgulasın.
HASAN ÖREN (Manisa)
Hep beraber kınadık, demagoji yapma!
AHMET AYDIN
(Devamla) Bakın değerli arkadaşlar, samimi olalım,
elimizi vicdanımıza koyalım. Yürekler dağlanıyor,
vicdanlar kanıyor, dünya sessiz, uluslararası örgütler, bazı
güçlerin himayesinde, bu kıyıma göz yumuyor, geri planda belki destek
veriyor.
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Siz ne yapıyorsunuz?
AHMET AYDIN
(Devamla) Bizim ne yaptığımızı bütün dünya çok iyi
biliyor, Türkiye çok iyi biliyor ama siz de, şahsen sen de eğer
kafanı kuma gömmüşsen onu bilemem.
Bakın
arkadaşlar, Mavi Marmara konusunda daha önceki konularda
Türkiye-İsrail ilişkileri ve her zaman, her daim Türkiye'nin
Filistinin yanında olduğu çok aşikâr bir şekilde, net bir
şekilde ortadadır. Bir haksızlık yapmak suretiyle bunu
söyleme.
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Başbakan Gazzeye niye gitmedi?
Açıkla Ahmet Bey.
AHMET AYDIN
(Devamla) İsrailin Türkiyeden özür dilemesi, tazminat konusunda
mutabakata varmamız ama buna karşın Gazzedeki ablukayı
henüz kaldırmamış olması nedeniyle İsraille
ilişkileri en minimum düzeye düşüren bir ülke Türkiye.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Onun için ticareti en yüksek!
AHMET AYDIN
(Devamla) Türkiye dış politikası böyle erdemli bir
politikadır. Mağdurun, mazlumun yanında olan, onun hukukunu
koruyan bir politikadır. İşte, sen bu politikayı
anlayamazsın. Sen bu politikadan hiçbir şekilde nasibini
alamamışsın, kusura bakma. Kalkıp böyle bir günde, zulmün
olduğu bir günde, hunharca insanların katledildiği,
vicdanların ağladığı bir günde kalkıp burada
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Kafalarını kesenlere niye ses
çıkarmıyorsunuz?
AHMET AYDIN
(Devamla) -
Türkiye İsraile destek çıkıyor. demen hiçbir
sorumlulukla bağdaşmaz; olmayan bir şeydir, doğru olmayan
bir şeydir. Yanlışlar üzerinde burada siyaset
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
AHMET AYDIN
(Devamla) -
yaparcasına konuşmaktan kim, ne kâr elde eder? Ve bu,
bütün siyasetlerin de üstündedir. Doğru konuşmanızı
istiyorum.
Teşekkür
ederim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
TANJU ÖZCAN (Bolu)
Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Özcan.
TANJU ÖZCAN (Bolu)
Sayın Başkanım, hatip konuşmasında benim kafamı
kuma gömdüğümü söylemek suretiyle açık bir sataşmada
bulunmuştur, cevap vermek istiyorum.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Özcan, size de iki dakika söz veriyorum sataşma
nedeniyle. (CHP sıralarından alkışlar)
2.-
Bolu Milletvekili Tanju Özcan'ın, Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydının sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
TANJU ÖZCAN (Bolu)
Sayın milletvekilleri, bakın, çok özel günlerden geçiyoruz. Yani,
gerçekten hepimizin içi sızlıyor.
AHMET AYDIN (Adıyaman)
Kınamadın mı az önce yani? Kalkıp böyle bir zamanda
TANJU ÖZCAN
(Devamla) - Ahmet Bey, bakın, burada şunun farkında bile
değilsiniz, unutmuşsunuz galiba: Bakın, burada 4 parti ortak
olarak iki gün önce, İsrailin Gazzeye düzenlediği kara harekâtına
karşı Cumhuriyet Halk Partisi grup başkan vekilinin önerisiyle
ortak kınama metni hazırlayıp yayınlamadı mı
bunu, siz burada yok muydunuz? (CHP sıralarından alkışlar)
HASAN ÖREN (Manisa)
Ahmet yoktu burada.
HÜSEYİN BÜRGE
(İstanbul) Bir gün bile duramıyorsun arkasında o zaman.
TANJU ÖZCAN
(Devamla) - Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz, net olarak her yerde
İsraili açık bir şekilde kınamıyor muyuz Genel
Başkanımızdan milletvekilimize kadar? Ben burada daha dün
konuştum, İsraili açık bir şekilde kınıyorum,
İsrail terörist bir devlettir. dedim mi, demedim mi? (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
HÜSEYİN BÜRGE
(İstanbul) Tamam, dedin, sonraki gün ne dedin?
MAHMUT TANAL
(İstanbul) Dünkü tutanakları getirin ya.
TANJU ÖZCAN
(Devamla) - Her şeyi bir tarafa bırakın. Ama, arkadaşlar,
bakın, biz başımızı kumun içine gömmüyoruz; siz samimi
değilsiniz, onu söylemeye çalışıyoruz. Sen şimdi ne
yapıyorsun? İsraili her yerde eleştiriyorsun, ağır
şeyler söylüyorsun ama diğer taraftan, İsraille gizli anlaşmalar
yapıyorsun.
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Yalan söyleme! Çıkar onları, çıkar gizli
anlaşmaları. Yalan söyleme, ticari onlar.
TANJU ÖZCAN
(Devamla) - Kuzey Iraktaki Kürt federe yapısının petrolünü
alıyorsun, Akdenizde dolaştırıyorsun, sonra İsraile
bunu boşaltıyorsun.
HÜSEYİN BÜRGE
(İstanbul) Tanju, gizli anlaşmayı sen nereden biliyorsun?
TANJU ÖZCAN
(Devamla) - İşte, aynı İsrail de ne yapıyor biliyor
musun? O akaryakıtla buldozerlerin deposunu dolduruyor, tankların
deposunu dolduruyor ve bugün o masum Filistinlileri öldürüyor, katlediyor
bunları. Siz bundan sorumlusunuz.
Arkadaşlar,
siz ne anlatıyorsunuz?
HÜSEYİN BÜRGE
(İstanbul) Sen ne anlatıyorsun?
TANJU ÖZCAN
(Devamla) - Bakın, sizin Genel Başkanınız ne kadar samimi
olabilir? Yakasında Yahudi üstün hizmet madalyasıyla dolaşan bir
Başbakan, ne kadar Ben Filistinlilerin yanındayım, onların
arkasındayım. diyebilir? Çıkartsın önce şu
yakasındaki üstün hizmet madalyasını. Ayıptır,
günahtır! (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Katillerin,
teröristlerin kendisine taktığı madalyayla dolaşan bir
Başbakanın ne kadar samimi olduğundan bahsedebilirsiniz
Allahınızı severseniz? (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Evet,
teşekkür ediyorum.
V.-
ÖNERİLER (Devam)
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.-
MHP Grubunun, Kütahya Milletvekili Alim Işık ve arkadaşları
tarafından, ülkemizde üniversite mezunlarının
yaşadıkları işsizlik sorununun araştırılarak
alınacak önlemlerin belirlenmesi amacıyla 9/4/2013 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 19 Temmuz 2014 Cumartesi
günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin
aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
(Devam)
BAŞKAN -
Milliyetçi Hareket Partisi Grup önerisi aleyhinde söz isteyen Hasip Kaplan,
Şırnak Milletvekili.
Buyurun Sayın
Kaplan
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Sayın Başkan, teşekkür ederim.
İşsizlik
Türkiyenin gerçek gündemidir arkadaşlar ve gerçek gündeminde
sorunların en başında yer alıyor. Bu nedenle, Halkların
Demokratik Partisi olarak her ne kadar aleyhte bize söz hakkı verdinizse
de üzerinde konuşacağım ve işsizlikle ilgili daha önce
bizim de verdiğimiz araştırma önergeleri olduğu gibi bu
meyanda, böyle bir araştırmanın bilimsel, sosyal, siyasal, kültürel
nedenlerinin araştırılması; özellikle üniversiteyi bitiren
genç geleceğimizin, Türkiyenin geleceğinin, Türkiyenin
istikbalinin, bu gençlerin daha 23ünde, 24ünde, 25inde üniversiteyi
bitirirken işsizlik girdabında kalmaları, ev kurmaya henüz
hazırlanırken bir iş olmadığı için ev
kuramayanlar, evlenemeyenler, istikbali belirsiz olanlar, geleceği
belirsiz olanlar konusu son derece hayati, son derece önemlidir.
Türkiyede çok
ciddi bir işsizlik olduğunu biliyoruz. Bunun resmî rakamları 3
milyonun üstünde, TÜİKin yeni açıklaması. Bunun içinde
üniversiteli genç işsizlerin oranının yüksekliği
aslında düşündürücüdür arkadaşlar yani 4 işsizden 1inin
üniversite mezunu olması. Yani prefabrik gibi üniversiteler kurabiliriz.
Her ülkede üniversite okuyan öğrencilere denklik verebiliriz. Ukraynada
okuyan öğrencinin sorunları var, savaş koşullarında
Türkiye'ye gelemiyorlar; Gürcistanda var, her ülkede var, her yerde okuyorlar;
Kıbrısta var, başka yerlerde var. Sorun şu: Yani bunlar
mezun olduğu zaman, ülkeye geldikleri zaman istihdamları,
çalışmaları ne olacak biliyor musunuz? Özel sektör Gelin,
çalışın, size 600 lira; artı 140 lira da yol parası,
740 lira vereceğiz. diyor. Yani o da Tanıdık olduğunuz
hiçin hatıra binaen. diyor yani Aslında ihtiyacımız yok
çünkü ona da gerek yok.
Şimdi, bu
rakamlara baktığımız zaman size
arkadaşlarınız, hatipler bazı rakamları
açıkladılar, ben farklı bir boyutunu açıklamak istiyorum.
Şimdi, bu oranlar 557 bin, TÜİKin tabii. Bu TÜİK ne kadar
sağlıklı, ki bana göre çok sağlıklı rakamlar
vermiyor TÜİK.
TANJU ÖZCAN (Bolu)
TÜİKin değil, sarı sendikanın rakamları onlar.
HASİP KAPLAN (Devamla) Bu konuda ciddi,
tarafsız bir objektif, kayda dayalı -kayıt dışı
olan durumlar da var biliyorsunuz- çok ciddi bir araştırma
olmadığı için, Hükûmet de ustalık döneminde ama maalesef
2023 vizyonunda Ben bütün üniversitelileri işe girmiş bir Türkiye
yaratacağım. diyemiyor. Çünkü 2014, şurada ne kaldı ki,
dokuz sene arkadaşlar; dokuz senede sadece eğitimde, sadece
eğitimde, şu an, üniversite mezunu 350 bin öğretmen adayı
işsiz bekliyor ve bu torbada, torba kanunda birazdan
görüşeceğiz, 35 bin kişi için bir kadro açıldı, yani
farklı branş alanlarıyla 40 bin olabilir.
Şimdi,
öğretmenlerimiz KPSS sınavlarına giriyor, üç tane sınava
giriyorlar tek bir sınav da değil. Yani öğrenci olurken
sınav, okulu bitirirken sınav, işe girerken sınav
Yani her
birisi de tek sınav değil arkadaşlar. Zaten bu KPSS
sınavlarında çıkan yolsuzluklar, hileler hurdalar,
yandaşına, cemaatine, paraleline, Haşhaşisine verilen
cevaplar ayrı bir konu, ayrı bir tartışma konusu. Bu
torbaya da onun ivedi yargılama kanununu koyduk. Yani hiçbir şeyimiz
doğru değil.
Burada bu
sınava girecek öğretmenler üç sınavdan geçiyor. Sanıyorum
sınav bugün ve yarın, genel kültür sınavına girecekler. Eğitimci
arkadaşlarımız belki daha iyi bilir. Bir genel kültür
sınavı, bir de genel yetenek, eğitim bilimleri sınavı,
yarın da alan sınavları var; işte matematik, fen, fizik,
kimya, yani bu alanlarda.
Şimdi, buna
baktığımız zaman, bir de İŞKUR bir projeler
yapıyor, bu kalkınma ajansları. Aslında, Avrupa
Birliğinden de fonlar alıyorlar, işte en son 500 bin euro bir
fon
Avrupa Birliğinden sorumlu Bakanımız burada bir
açıklama yaparlarsa sevinirim. Çünkü bu işsizlik ve genç
işsizlik, üniversiteli, diplomalı işsizlik
Artık,
dernekleri kuruldu Diplomalı İşsizler Derneği diye bir
dernek kuruldu biliyorsunuz. Böylesi durumlar var.
Yalnız beni etkileyen bir orandan bahsetmek
istiyorum arkadaşlar. Bu genç üniversite mezunu işsizlerin içinde -yine
TÜİKin rakamlarına göre vereyim, 2013 yılını baz
alalım- yüzde 29,3 genç işsizlerdir, bu yüzde 29,3 üniversite mezunu
olanlar; lise ve altı yüzde 20,2. Tabii genç erkekler yüzde 23,4, ilginç
bir rakam bu işsiz olayında, kadınlara geldiği zaman bu
yüzde 34,4e çıkıyor. Bu çok vahim. Aslında, kadınlar evde
mi kalsın, üniversiteyi bitirenler evde daha mı iyi yemek
pişirirler veya temizlik, çamaşır, bulaşık
işlerini yaparlar, onun için mi üniversiteye gönderiyorlar? Yani,
hakikaten sorgulamak gereken bir şey. Hani diyoruz ya Kamusal alanda
düşünce, başörtüsü yasağı masağı olmadan herkes
çalışsın. Herkes de çalışsın tabii ama niye
kadınlara bir öncelik yok, bir pozitif ayrımcılık yok? Niye
bir ayağı Orta Doğuda, Avrasyada olan Türkiyenin böyle bir
fotoğraf verdiğini anlamış değilim.
Yine, torbada özelleştirmeyle ilgili yargı
kararlarının ötelenmesi var, primlerin beş yıl ödenmemesi
teşvikleri var, bölge teşvikleri var, vergilerin verilmemesi
olayı var. Ama özel sektör işi almada şöyle bir frene
bastığını söylüyor, yani şunu anlamakta yarar var:
Yani, vergi artı prim toplamı maliyeti itibarıyla
karşılaştırdığımız zaman diyor ki özel
sektör: OECD ortalaması yüzde 30dur bu yükün -işverene vergi, prim-
Avrupa Birliğinde 25 ama Türkiyede yüzde 37dir. Yani bu
şaşırtıcı bir rakam gibi geldi bana, gerçekten
şaşırtıcıdır ve bunun
araştırılması lazım ki
Genç üniversite
mezunları işe girdikleri üç yıl, beş yıl, üniversite
kredisi aldıkları için hemen icraya verilmeden, yakalarına
yapışılmadan; yeni evlenmiştir, yeni ev kuruyordur, ev
taksitlerini ödüyordur; bu gençlerimize bir yandan sahip çıkarken bir
yandan da
Yani, ilk işe girdikleri üç yıl mı olur, beş
yıl mı olur, bunlara kolaylık getiremez miyiz? Yani, bunların
istihdamı konusunda eğitim ve istihdam ayağının
iş gücü planlaması yapılamaz mı arkadaşlar? Devlet
Planlama Teşkilatı ne işe yarar, yani Kalkınma
Bakanlığı ne iş yapar, Ekonomi Bakanlığı ne
iş yapar? Müsteşarlıklar -Hazinenin- ne iş yapar?
Bunların hepsi ekonomiye bakıyor. Maliye Bakanlığı
var; hepsi, hepsi ekonomiye bakıyor ama hepsinin gündeminde genç
işsizler yok; garip olan bir durum, yani Türkiyenin gündemi
Tabii, ben
şunları ifade ederken bir şey daha söylemek istiyorum: Bu genç
işsizlerimiz Türkiyenin, ülkemizin geleceğidir. Eğer biz gençlerimize
sahip çıkamazsak geleceğimize sahip çıkamayız.
Bir de
üniversitelerde bir düşünce açıklaması nedeniyle okuldan
atılmış üniversiteli gençler var; bakın, o apayrı bir
konu. Ya, bir slogan atmıştır gençliğin heyecanıyla;
yani bunların da hem okuldan atılan işsizler ordusu içindeki
konumu
Bütün bunlarla
beraber, gelin, birlikte bir araştırma komisyonu kuralım, yeni
dönemde, 1 Ekimden sonra bunu 4 parti olarak beraber yapalım. Türkiyenin
gerçek gündeminde hayırlı bir iş yaparız diyor,
saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Milliyetçi Hareket
Partisi grup önerisini oylarınıza sunacağım: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Öneri kabul edilmemiştir.
Cumhuriyet Halk
Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir
önerisi vardır; okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
2.-
CHP Grubunun, Grup Başkan Vekilleri İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi, Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova Milletvekili
Muharrem İnce tarafından İsrailin Mavi Marmara gemisine
31/5/2010da düzenlediği operasyonun öncesi ve sonrasında
yaşanan gerçeklerin ortaya çıkarılması amacıyla
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş
olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 19 Temmuz
2014 Cumartesi günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
19/07/2014
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma
Kurulu 19/07/2014 Cumartesi günü (Bugün) toplanamadığından;
grubumuzun aşağıdaki önerisinin, İç Tüzükün 19uncu
maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Mehmet
Akif Hamzaçebi
İstanbul
Grup Başkan Vekili
Öneri:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi gündeminin Genel Görüşme ve Meclis
Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler
kısmında yer alan, grup başkan vekilleri İstanbul
Milletvekili M. Akif Hamzaçebi, Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve
Yalova Milletvekili Muharrem İnce tarafından İsrailin Mavi
Marmara gemisine 31/5/2010da düzenlediği operasyonun öncesi ve
sonrasında yaşanan gerçeklerin ortaya çıkarılması
amacıyla verilmiş olan (909 sıra no.lu), Genel Kurulun bilgisine
sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak, 19/07/2014
Cumartesi günlü birleşimde sunuşlarda okunması ve
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılması
önerilmiştir.
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi
lehinde söz isteyen Muharrem İnce, Yalova Milletvekili.
Buyurun Sayın
İnce. (CHP sıralarından alkışlar)
MUHARREM İNCE
(Yalova) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum. İsrailin
uyguladığı devlet terörünü protesto ederken, kınarken bir
başka yanlışı da yapan vatandaşlarımız var
ne yazık ki. Sosyal medyada Twitterda, Facebookta görüyoruz ki Türkiye
Cumhuriyeti vatandaşı olup da Yahudi kökenli Musevi
vatandaşlarımıza tepki koyan, Onların evini yakalım,
yıkalım, Büyükadaya gidelim. gibi mesajlar görüyorum. Bazı
gazetelerin ilginç, gereksiz, yanlış haberlerini görünce sap ile
samanı birbirine karıştırmamak gerektiğinin bir kez
daha burada altını çiziyorum. Biz İsrailin devlet
politikasından söz ediyoruz. Yoksa İstanbulda yaşayan Musevi
vatandaşlarımız İsrailin bu politikalarından memnun.
demek anlamına gelmez, bu ikisini birbirine
karıştırmayalım.
Şimdi, ben
sizlere izninizle bir şey okumak istiyorum. Bunlar benim görüşlerim
değil, bunlar Cumhuriyet Halk Partili bir milletvekilinin görüşleri
de değil. Bakın, ne diyor birisi: İsrail en büyük zaferini AKP
sayesinde kazandı. Birleşmiş Milletlerin Uluslararası Atom
Enerjisi Kurumunda İsrailin nükleer kapasitesi var mı, yok mu
oylamasında Türk delegasyonu çekimser kaldı. Geçtiğimiz sene
2010 Mayısında da Türkiye İsrailin OECD üyeliğini
onayladı, veto ettiğimiz takdirde üye olması mümkün
değildi; daha önce bir çok ülke veto etmişti. Otel lobisinde
değil, Birleşmiş Milletlerde, OECD salonlarında one
minute demek marifettir. Sayın Başbakanın kalbi Ali diyor, dili
Muaviye söylüyor. Bunu söyleyen HAS Parti Genel Başkanı, şu
anda da AKP Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş.
Bunu ben söylemiyorum, kendisi söylüyor. Bunu önce Genel Başkan
Yardımcınıza gidip bir sormanız gerekir.
Sayın milletvekilleri, sizlere bazı
sorularım olacak. Suçlamıyorum, bu sorularımın
cevabını siz de Sayın Davutoğluna gidin sorun.
1) İsrailin
NATO tatbikatlarına vetosunu hangi Hükûmet kaldırdı?
MİLLÎ SAVUNMA
BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Kaldırmadı, kaldırmadı.
MUHARREM İNCE
(Devamla) İsterseniz seçenek koyayım: A) CHP Hükûmeti. B) AKP
Hükûmeti.
MİLLÎ SAVUNMA
BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Kaldırmadı, yok öyle bir şey.
MUHAMMET BİLAL
MACİT (İstanbul) Bak, cevap veriyor, dinle. Bakan Bey cevap verdi.
MUHARREM İNCE
(Devamla) 2) OECD üyeliğine vetoyu kim kaldırdı, hangi Hükûmet
kaldırdı?
OKTAY VURAL
(İzmir) Fransız Hükûmeti!
MUHARREM İNCE
(Devamla) 3) Tepkim İsrail Devlet Başkanına değil,
moderatöredir. kim dedi?
4) Danimarkada
uçaktan indiğinde, İsrail daha özür dilemeden Siyonizm konusunda
yanlış anlaşıldım. kim dedi?
5) Mavi Marmara
baskınında yurttaşlarımız yaşamını
yitirirken, üç şartımız vardı; özür dilenecek, tazminat
ödenecek ve Gazzeye abluka kalkacaktı. Şimdi bunlardan
tazminatı, ailelerle ilgili bir sıkıntı çıktı,
onlar kabul etmedi. Peki, bu özür nasıl dilendi? Obamanın
yanından telefonla aranıyor, özür dileniyor. Bu ses kaydını
duyan var mı? Bu özrü gören var mı? Bu nasıl bir özürdür? Dünya
diplomasi tarihinde böyle bir özür var mı?
OKTAY VURAL
(İzmir) Başbakan özür diledi ama.
MUHARREM İNCE
(Devamla) 6) İsrailde nükleer silah var mı? diye yapılan
oylamada çekimser hangi ülke kaldı? Çekimser kalan ülkenin
Başbakanı kimdi?
7) Amerika
Birleşik Devletlerinde Yahudi lobilerinden dünyadaki tek Müslüman, Davut
Yıldızını alan kim? Davut Yıldızını
alan dünyadaki tek Müslüman kim?
OKTAY VURAL
(İzmir) BOP Eş Başkanı.
MUHARREM İNCE
(Devamla) 8) 13 Şubat 2009da Genel Başkan
Yardımcınız Hüseyin Çelik imzasıyla bütün okullara -60 bin
okula- bir genelge gönderildi. Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik
imzasıyla gönderilen genelgede İsrail mallarını boykot
etmeyin. dendi mi?
OKTAY VURAL
(İzmir) Ama o paralelciydi!
MUHARREM İNCE
(Devamla) 9) Suriye sınırındaki o mayınlı arazileri
-22nci Dönemden milletvekilleri var, o dönemde milletvekilliği yapan bir
arkadaşınız olarak söylüyorum- İsrailli firmalara
vereceksiniz dediğimizde, bu kürsüye gelip: Sizi gidi Yahudi
düşmanları. diye bize parmak sallayan milletvekilleri kimlerdi?
10) Kürecik kimi
koruyor? Kürecik İsraile hizmet ediyor mu? Bunun bilgisini verin.
Türkiye
Cumhuriyetinin 1948den beri bir Filistin politikası vardı.
ANAPın olması, Doğru Yolun olması, CHPnin olması,
MHPnin olması, Adalet Partisinin olması, başka partilerin
olması Türkiye'nin Filistin politikasını
değiştirmiyordu. Ne yazık ki Türkiye'nin bu Filistin
politikasını yerle bir ettiniz.
11) İsrail,
Suriye uçaklarını vurmak için Türkiye hava sahasını
kullandı mı?
12) Türkiye,
İsrail uçaklarına yakıt sağlayan bir ülke midir?
13) Filistini
destekleyen bir Suriye vardı, Orta Doğuda dengeler böyle
kuruluyordu; Suriye, Filistini destekleyen bir ülkeydi. Kendi derdine
düşmüş bir Suriyeyi siz oluşturdunuz. Kendi derdine
düşmüş bir Suriye oluşunca, tabii ki, Filistine destek veren
bir Suriye olmadığı için
sıkıntılarımızın büyük çoğunluğu da
bundan kaynaklanıyor.
3 tane dost
kaldı: Barzani, Bağdadi ve Katar Emiri ne yazık ki.
14) Türkiye
Cumhuriyetinin onuru kırıldı, İsrailde Büyükelçi oturma
düzeninde aşağılanarak, koltuğu daha düşük
yapılarak; bir başka diplomatik böyle bir olay hatırlıyor
musunuz?
Yine, size,
kronolojik bir açıklama yapayım. Bunları kim söyledi?
23 Mart 2013:
Nisanda Gazzeye gideceğim.
14 Nisan 2013:
Tarih kesinleşti. Mayıs sonu gibi Gazzeye gideceğim.
21 Nisan 2013: ABD
Dışişleri Bakanı Kerry Erdoğana Gazzeye gitme.
dedim.
14 Mayıs 2013:
Kerrynin demeci hiç şık değil, Haziranda Gazzeye
gideceğim.
18 Mayıs 2013:
Haziranda Gazzedeyim.
Aylardan temmuz. Bu
sözler kime aittir? Seçenek istiyorsanız size bu seçenekleri de veririm.
Az önce Grup
Başkan Vekili Sayın Ahmet Aydın, Sayın Tanju Özcan
konuşurken Gizli anlaşmalar yapıp
yapmadığımızı nereden biliyorsunuz? dediniz.
Bakın, ben verdiğim bir soru önergesine Sayın Ahmet
Davutoğlu imzasıyla verilen cevabı okuyorum, devletin resmî
belgesi: Bölgedeki ve dünyadaki birçok ülkeyle olduğu gibi, İsrail
ve ülkemiz arasında da çeşitli anlaşmalar akdedilmiştir.
Diğer ülke ve uluslararası kuruluşlarla olduğu üzere,
İsraille de siyasi, ticari, kültürel ve askerî olmak üzere çok yönlü
ilişkilerimiz karşılıklı imzalanan bu anlaşmalar
çerçevesinde yürütülmektedir. İkili ve çok taraflı ilişkilerin
geliştirilmesini amaçlayan bu anlaşmaların üçüncü ülkeleri hedef
alan bir yönü bulunmamaktadır. Bununla birlikte, söz konusu
anlaşmalardan bazıları, hizmetin gereği
dolayısıyla, gizli olup bunlar dışındakiler Resmî
Gazetede yayımlanmaktadır.
Hani sürekli olarak
en başta MHPyi suçladınız ya, MHPyi hep suçladınız
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Tarih ne?
MUHARREM İNCE
(Devamla) Tarihi de söyleyeyim: 9 Kasım 2009, soru önergesinin tarihi.
Hep MHPyi suçluyordunuz ya Hükûmet ortaklığınızda
Suriyeyle gizli anlaşmalar yaptınız. diye; işte, ben de
size, sizin İsraille gizli anlaşmalar yaptığınızı
Dışişleri Bakanı Sayın Davutoğlunun
imzasıyla
Biz yaptık. diyor. Gizli olanlar, Resmî Gazetede
yayımlanamayanlar, onlar ayrı ama Resmî Gazetede yayımlananlar
da var. diyor. Demek ki İsraille de gizli anlaşmalar
yapmışsınız. Değerli arkadaşlarım, Bir Musa
gelir. diyordunuz, meğer bir USA geliyormuş, bunu hep birlikte
burada gördük. Size söyleyeceğim şey şu:
Başbakanlığınız döneminde, sizin Hükûmetiniz döneminde
otuz yedi gündür rehinelerimiz var, bizim vatandaşlarımız
rehine. Sonra da Dışişleri mensuplarına monşer
diyorsunuz.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
MUHARREM İNCE
(Devamla) Türk dışişleri politikasında sizin
monşer dediklerinizin hiçbiri bu duruma düşmedi, siz düştünüz.
O monşer diye küçümsedikleriniz Türkiyeyi hiçbir zaman bu duruma
düşürmemişti.
Hepinize çok
teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Sayın Başkanım
BAŞKAN
Buyurun Sayın Aydın.
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Gizli anlaşmalarla ilgili birtakım ifadelerde
kullandı, açıklamak istiyorum.
BAŞKAN Ne
gibi ifadeler kullandı, Sayın Aydın?
AHMET AYDIN
(Adıyaman) İsraille şu tarihte gizli anlaşma
yaptığımızı ifade etti ve Hükûmetimizi ilzam eden,
Sayın Başbakanımızı ilzam eden birçok ifadeler
kullandı. (CHP sıralarından gürültüler)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Hükûmet cevap versin.
MAHMUT TANAL
(İstanbul) Hükûmet orada Sayın Başkan.
BAŞKAN Bir
saniye Sayın Aydın
Sorulan soruya
verilen cevabı okudu Sayın İnce.
MUHARREM İNCE
(Yalova) Ben soru sordum.
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Evet ama verilen cevaptan farklı bir şekilde
yorumladı efendim.
BAŞKAN Neyi
farklı şekilde yorumladı?
MAHMUT TANAL
(İstanbul) Sayın Başkan, Hükûmet orada.
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Verilen cevabı farklı bir şekilde
BAŞKAN
Sayın Aydın, konuşmayı dinledim baştan sonuna kadar,
herhangi bir sataşma söz konusu değil. Ancak siz cevap verme
durumunda değilsiniz burada çünkü grup önerisi görüşülüyor efendim.
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Efendim, Grup Başkanımıza
MAHMUT TANAL
(İstanbul) Hükûmet orada.
BAŞKAN
Gruptan, grubunuzdan Zeyid Aslan konuşmacı şimdi, o
cevaplayabilir.
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Ama Grup Başkanımıza sataştı.
BAŞKAN Ama
sataşma olmadığı süre içerisinde Ben şu
konuşmaya cevap vereceğim. deme hakkınız yok efendim.
Buyurun Sayın
Zeyid Aslan, Tokat Milletvekili.
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Hayır, birçok iddiayı efendim Grup
Başkanımıza sataşarak verdi.
BAŞKAN
Sayın Aydın, lütfen, sataşma yok efendim.
Buyurun. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
ZEYİD ASLAN
(Tokat) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk
Partisinin İsrailin Mavi Marmara gemisine 31 Mayıs 2010da
düzenlediği operasyonun öncesi ve sonrasına ilişkin
konuların araştırılmasına yönelik olarak vermiş
olduğu Meclis araştırma önergesine karşı grubumuz
adına görüşlerimizi belirtmek üzere söz almış bulunuyorum.
Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, CHPnin vermiş olduğu grup önerisiyle
ilgili olarak biraz önce önerge sahipleri adına kürsüye çıkan
Sayın İnce konuşmasının on dakikalık bölümünün
hiçbir noktasında önergeyle ilgili bir cümleden dahi bahsetmedi.
Zannediyorum tatili güzel geçmiş, Bodrumda tatilini bitirmiş, her
zaman alıştığımız üslubuyla Meclise yeni bir
renk, Meclise bir güzellik katmaya gelmiş. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Zannediyorum KPSS sınavı gibi bir test yapmaya
kalktı. Ben onu kendi üslubuyla baş başa bırakıyorum.
Tatili inşallah güzel geçmiştir, keyif almıştır.
MUHARREM İNCE (Yalova) Gayet güzeldi.
ZEYİD ASLAN (Devamla) Sorduğu soruların
hiçbirisinin biraz önce ifade ettiğim CHPnin önergesiyle alakası
olmadığı için hiçbir sorusuna cevap vermeyeceğim.
Kendisinin de söylemlerini bu konuda muhatap almadığımı
ifade etmek istiyorum. (CHP sıralarından gürültüler)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Verseydin!
ZEYİD ASLAN (Devamla) Arkadaşlar, oradan
boşa lafa atmayın lütfen. Ramazan günündeyiz, orucuz, oruca uygun
davranmaya çalışacağım; beni lütfen tahrik etmeyin. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar, CHP
sıralarından gülüşmeler) Beni lütfen tahrik etmeyin, ne
kendinizi üzün ne de şu yüce Meclisin
saygınlığının zedeleneceği bir
davranışa tevessül ettirmeyin. Lütfen, sakin sakin dinleyin. Ben
biraz önce konuşmacıyı sakin sakin dinledim, sizden de aynı
saygıyı bekliyorum.
Değerli arkadaşlar, önergenin ana konusu olan
İsrailin Mavi Marmara gemisine düzenlediği saldırıya ilişkin
olarak sorulan sorulara ve önerge içeriğine geçmeden önce Mavi
Marmaranın gittiği Gazze neresidir, Gazzeyi sadece bir kelimeden
ibaret olarak bilen arkadaşlara ifade etmek istiyorum. Gazze
KEMALETTİN YILMAZ (Afyonkarahisar) O tarafa bak.
HASAN ÖREN (Manisa) Sorulara cevap vermeyeceksen bu
yana bakma.
ZEYİD ASLAN (Devamla) Bakın arkadaşlar,
lütfen, tekrar istirham ediyorum.
Sayın Ören, Sayın Kemalettin Bey; ben nereye
bakacağımı sana, size soracak değilim.
HASAN ÖREN (Manisa) Ben öyle bir şey demedim.
Sorulara cevap vermeyeceksen
ZEYİD ASLAN (Devamla) Gözünün içine de
bakarım, başka şeye de bakarım. Lütfen
Nereye
bakacağımı bana sordurma.
HASAN ÖREN (Manisa) Ben senin nereye
bakacağına karışmam, bu mübarek günde ne
yapacağına karışmam.
ZEYİD ASLAN (Devamla) Arkadaşlar, şurada
sakin sakin konuşmak istiyorum. Lahavle çekiyorum, başka bir şey
yapmayacağım zaten.
Gazze, 1967
yılına kadar Mısırın kontrolünde olan, 1967deki
İsrail işgalinden sonra 2005 yılına kadar İsrailin
işgali altında bulunan ama 2005 yılında kısmi statüyle
özgürlüğüne kavuşmuş,
bağımsızlığına kavuşmuş bir bölgedir.
Gazze 1,5 milyon insanın yaşadığı küçük bir toprak
parçası ama onun da ötesinde, bulunduğu yer itibarıyla stratejik
açıdan, jeopolitik açıdan önem arz eden bir yerdir. Özellikle
Akdenizde uzun yıllardan beridir konuşulan doğal gaz ve petrol
rezervlerinin en fazla bulunduğu bölge Gazze açıklarıdır.
Onun için Gazzeye
yıllardan beridir İsrail tarafından önem arz ediliyor ve
Filistinin değişik bölgelerinde olaylar çıksa da
-geçtiğimiz günlerde olduğu gibi- Batı Şeriada 3
İsrailli gencin kaçırılmasının hesabı Gazzeden
soruluyorsa bunun nedeni aslında Gazzeyi uzun yıllardan beridir
yalnızlığa ve ölüme terk etmiş İsrailin,
ambargoları sonucu tamamen Gazzeyi yok etmek ve Gazzenin
açıklarında bulunan ve geleceğin en önemli petrol ve doğal
gaz rezervlerinin olduğu bölgeye sahip olma arzusudur. O yüzden, Gazze
siyasi açıdan olduğu kadar stratejik açıdan, bulunduğu konum
itibarıyla da çok büyük önem arz ediyor.
Bunun için,
özellikle 2005 yılında yapılan bağımsız
seçimlerin sonunda Gazzenin de içinde bulunduğu Filistinde yüzde 65 oy
alarak Hamasın iktidara gelmesi, o güne kadar Filistinde yapılacak
bağımsız seçimlere demokratik gözle bakan dünyayı
başka bir yöne sevk etmeye başladı ve işte, 2005
seçimlerinin sonuçlarını hazmedemeyen dünyanın zalimleri,
2005te iktidara gelen Haması terör örgütü ilan ettirerek Filistinde
kurulmaya çalışılan düzenin ve dünyaca 1994teki Oslo
görüşmelerinde tanınma yolunda atılan adımların önüne
geçtiler. 2005ten itibaren yeniden özellikle Hamasın en fazla güçlü
olduğu Gazze bölgesi daha fazla abluka altına alınmaya, orada
yaşayan insanlar daha fazla mağdur edilmeye ama insan ölümünden de
öte bölge abluka altına alınarak insanların, topyekûn tüm
insanların yavaş yavaş ölümüne doğru bir yol açılmaya
çalışıldı. İşte böyle bir ortamda Türkiyede ve
dünyanın birçok noktasındaki aktivistler, sivil toplum örgütleri,
insani duyarlılığı yüksek olan topluluklar, Mavi Marmara
gemisi adı altında yola çıktılar ve amaçları oradaki
çocuklara mama götürmekti, bebek bezi götürmekti, gıda yardımı
götürmekti, dolayısıyla insani yardım götürmekti. Ama onun
ötesinde bir hedefleri daha vardı, o da artık yavaş yavaş
ölüme terk edilmiş ve geleceği yok edilmeye çalışılan
bir nesli ve soykırım yoluyla tamamen yok edilmek istenen bir
topluluğun içinde bulunduğu durumu dünya kamuoyuna duyurmak ve dünya
kamuoyunun bu konudaki duyarlılığını artırmaktı.
Yaşananları
biliyoruz ve bu yolculuk yarı yolda yine terörist İsrail devleti
tarafından yine terör yoluyla durduruldu ve aynı zamanda birisi
Amerikan vatandaşı olan 9 arkadaşımız, kardeşimiz
Mavi Marmara gemisinde şehit edildi ve bunun yanında da 600 civarındaki
insan oradan alınarak, gözaltına alınarak İsraile
götürüldü.
Şimdi,
önergenin içeriğinde birtakım sorular var. Tabii
arkadaşlarımız bunlardan bahsetmediği için ben bunlara
kısaca, bilgilerim dâhilinde cevap vermek istiyorum. Birincisi, deniyor
ki: Efendim bu gemiye binen insanların pasaportları yoktu, vizeleri
alınmamıştı. Antalya Gümrük Kapısından
çıkarken Türk ve yabancı uyruklu olan Mavi Marmara gemisine
binmiş bütün yolcuların pasaportları da vardı, vizeleri de
vardı. Bunu araştırmak zor bir şey değil, gümrükten
araştırılabilir: gidilir gümrükten kayıtlar
alınır, isimlerle pasaportları ve vizeleri var mıdır,
yok mudur çok rahatlıkla bakılabilir. O yüzden bu önergenin bu
maddesi hiçbir araştırma yapılmadan verilmiş ve bu
şekilde söylenmiş.
İkinci olarak,
efendim -ki bu, o günden beridir zaman zaman söylenir- 45 tane AK PARTİ
milletvekili gemiye binmiş ama sonra AK PARTİ Hükûmeti, orada
insanların öldürüleceğini bildiği için vatandaşlarına
kıymış ama milletvekillerine kıyamamış, onları
gemiden indirmiş. Şimdi, Allah aşkına, biri
çıksın -bu cümleyi buraya yazan insanlar- 45i geçtim 1 AK PARTİ
milletvekilinin ismini versin. Gemiye ne zaman binmiş, nasıl geri
inmiş, inerken hangi olayla karşılaşmış?
Değil 45, 1 tane ismi dahi burada ifade etmeyip sadece soyut olarak 45
milletvekili indi, bindi. gibi çok basit rakamlar ve sözler üzerinden böyle
bir önerge verilmesi ve bunun üzerinden bir araştırma talep edilmesi
kadar komedi ve komik bir şey olamaz.
Değerli
arkadaşlar, o dönemde, ben Türkiye Büyük Millet Meclisinin Filistin
Dostluk Grubu Başkanıydım ama aynı zamanda, 1996
yılından beri de, Mavi Marmara gemisini organize eden İnsani
Yardım Vakfının kuruluşundan beri görev almış,
yönetiminde mütevelli heyet başkanlığı görevi almış
ve hâlen de fiilen çalışamasam da resmî olarak mütevelli heyet üyesi
olarak bulunuyorum. Eğer o gemiye bir milletvekili binecekse ya da geri
inecekse bunu en önce bilmesi gereken benim, o gemiye de binmesi gereken benim.
O günlerde gitmeyi düşünen ama Meclisin çalışmaları
sebebiyle gidememiş -şahsen en başta kendim olmak üzere- gitmeyi
çok arzu ettiğim hâlde Meclisin Anayasa görüşmeleri sebebiyle
gidememiş arkadaşlarınızdan biriyim. O yüzden, ikide bir
gündeme getirip, efendim İndiler bindiler
Bunların hepsi
yanlıştır, bunların hiçbirisi doğru değildir.
İddia eden, en azından somut isimlerle bunu ispat etmek
durumundadır.
Değerli
arkadaşlarım, özellikle son günlerde yaşanan İsrail
vahşetine karşı Meclis olarak dün bir bildiriyle
duyarlılığımızı ortaya koyduk.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
ZEYİD ASLAN
(Devamla) Lütfen, bu duyarlılığın gereği olarak,
bunu sulandıracak, bunu hafifletecek, bunu küçültecek söylemlerle,
kürsüden, İsrail devletinin uyguladığı terörist
politikayı neredeyse mazeret kabul ettirecek bir noktaya çevirmeyelim. Dün
ortaya koyduğumuz hassasiyeti bugün de devam ettirelim, inşallah
yarın da devam ettirelim. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Bu noktada, ben,
Meclis araştırma önergesinin, tamamen, Meclisin
çalışmalarını engellemeye yönelik ve geçmişte
kalmış, ispatı mümkün olmayan basit hadiselerden
kaynaklandığını düşünüyorum. Bu nedenle aleyhinde oy
kullanacağımı ifade ediyor, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
HASAN ÖREN (Manisa)
Sayın Başkan, İç Tüzük 69a göre şahsıma Sayın
Aslan sataşmıştır.
BAŞKAN Ne
diye sataştı Sayın Ören? (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
Bir saniye
sayın milletvekilleri, Sayın Öreni dinliyoruz, yapmayın lütfen.
Buyurun.
HASAN ÖREN (Manisa)
Başka sıralardan atılan bir lafı benim
attığımı zannederek, kendisi benim nereme
bakılacağıyla ilgili Sayın Ören, senin nerene
bakacağımı bana söyletme. diyerek
BAŞKAN
Buyurun Sayın Ören. (CHP sıralarından alkışlar)
VI.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR (Devam)
3.- Manisa Milletvekili Hasan Ören'in, Tokat Milletvekili
Zeyid Aslanın CHP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
HASAN ÖREN (Manisa)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri
Sayın Aslan,
bu mübarek günlerde pek kürsüyü kullanmayın, ne zaman kullansanız vukuat
çıkıyor.
ÜLKER CAN
(Eskişehir) Niye, niçin efendim? Kürsüyü kullanma hakkı size mi
ait?
HASAN ÖREN
(Devamla) Baktım, geçen ramazanda, bu mübarek günde bu kürsüyü
kullanmışsınız, bir şeyler
yapmışsınız bayanların neresine
bakılacağıyla ilgili. Doğrudur, yanlıştır
gazetelerde birçok şey gördük. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
ÜLKER CAN
(Eskişehir) Ayıp ya! Ayıp, ayıp!
BAŞKAN
Sayın Ören, siz kendi konunuzla ilgili, sataşmayla ilgili cevap verin
lütfen.
HASAN ÖREN
(Devamla) Şimdi, bana dönüp de Sayın Ören, senin nerene
bakacağımı ben bilirim. diyor ise benim her tarafıma
bakabilirsin, hiçbir kusuru da yok.
ÜLKER CAN
(Eskişehir) Utanmazlık yapmayın!
HASAN ÖREN
(Devamla) Bununla ilgili, Gazzede olanlarla ilgili bu Meclis daha ne
yapacak? Cumhuriyet Halk Partisinin Grup Başkan Vekili öneriyi
getirmiş, 4 siyasi partinin grup başkan vekilleri, 4 siyasi parti
kınamayı imzalamışlar. Hâlâ daha bunun üstünden siyaset
devşirmeye kalkıyorsunuz.
SALİH KOCA
(Eskişehir) Yapmayın diye önerdik, işte yapmayın diye
önerdik.
HASAN ÖREN
(Devamla) Sayın Grup Başkan Vekili onlarca soru sormuş. Bu
sorulara kim cevap verecek, MHP mi cevap verecek, HDP mi cevap verecek? Tabii
ki siz cevap vereceksiniz. İsraille bugüne kadar olan ilişkiler
içerisinde, işinize geldiğinde müttefikiniz oluyor, işinize
geldiğinde ticari ilişkileri aile boyu götürüyorsunuz, şimdi
buraya geldiğinizde ise farklı bir boyutta Gazze üzerinden kendinize
rant sağlamaya çalışıyorsunuz; doğru değil
arkadaşlar.
Ben yine de Sayın Aslana tavsiye ediyorum, bu
mübarek ramazan günlerinde bu kürsüyü fazla kullanmasın.
Hepinize saygılar sunarım. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
ZEYİD ASLAN (Tokat) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Aslan.
ZEYİD ASLAN (Tokat) Başkanım, benim neyi
söylediğini söylememe gerek yok, siz kendiniz dinlediniz, çok
ağır ithamda bulundu.
BAŞKAN Ben dinlemedim; Türkiye dinledi, dünya
dinledi.
ZEYİD ASLAN (Tokat) Çok ağır ithamda
bulundu.
BAŞKAN Söylenecek ne var Sayın Aslan burada
şimdi?
ZEYİD ASLAN (Tokat) Müsaade ederseniz ben
BAŞKAN Hayır, neyi söyleyeceksiniz
şimdi? Şu kürsüden edilen laflara karşı ne söylenebilir,
hem sizin hem Sayın Örenin söylediklerine?
HASİP KAPLAN (Şırnak) Bence özür
dilesin.
ZEYİD ASLAN (Tokat) Benim söylediğim bir
cümleyi söyler misiniz?
BAŞKAN Lütfen yani.
ZEYİD ASLAN (Tokat) Başkanım, söz
istiyorum.
BAŞKAN Sayın Aslan, ne söyleyeceksiniz?
Söyleyin, ne söyledi size?
ZEYİD ASLAN (Tokat) Ben bir şey
söylemediğim hâlde söz verdiniz.
BAŞKAN Tamam, ne diye sarf etti? Söyleyin, tekrar
edin.
ZEYİD ASLAN (Tokat) Biraz önce, Benim her
tarafıma bakabilir.den başladı, benim daha önce
söylemediğim birtakım sözleri
BAŞKAN Buyurun tekrarlayın, buyurun.
Sataşma nedeniyle iki dakika söz veriyorum.
Buyurun.
4.-
Tokat Milletvekili Zeyid Aslan'ın, Manisa Milletvekili Hasan Örenin
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
ZEYİD ASLAN (Tokat) Sayın Başkanım,
değerli milletvekilleri; aslında tekrar söz almak istemiyordum ama
ben Sayın Örenin bu kadar aşağılaşabileceğini
düşünmemiştim, bu kadar alçalabileceğini de
düşünmemiştim. (CHP, MHP ve BDP sıralarından Aa sesleri)
Söylenen çok basit, ben sizin Gözünün içine de
bakarım, başka şeye de bakarım. cümlesinden yola
çıkarak, asla bu Meclis kürsüsünde ifade edilemeyecek kadar
aşağılık bir cümleyi söyleyebilecek karakter sizde varsa
zaten size fazla söylenebilecek bir söz yok. Siz zaten kendinizi burada çok net
bir şekilde ifade ettiniz. Ben özellikle bugün ramazan olduğunu,
sakin bir konuşma yapmak istediğimi ısrarla belirtmeme
rağmen
Tabii ki siz şunu anlamışsınız:
Kimin nereden damarına basarsak nasıl bir sonuç alırız; bu
konuda başarılısınız, sizi tebrik ediyorum.
Başardınız da ama asla sonuç alamayacaksınız.
Lütfen, şu ramazan günü Meclisin mehabetini
bozmayın.
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) Ya, illaki ramazanda
mı, her zaman bozmamak lazım Meclisin mehabetini?
ZEYİD ASLAN (Devamla) Bir kez daha buradan
uyarıyorum, buradan uyarıyorum, lütfen, Allah rızası için,
güzel şekilde bir çalışma yürütüyoruz, milletimizin
beklediği bir çalışma var. Bunu siz muhalefet olarak İç
Tüzükün elbette ki tüm kurallarını, tüm haklarını
kullanarak götürmeye çalışın ama lütfen tahrik etmeyin.
Ben daha fazla bir şey söylemek istemiyorum.
Teşekkür ederim. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ALİ UZUNIRMAK
(Aydın) Sayın Başkan, her zaman ramazan olsun ya, o zaman
bozulmayacak bu Meclisin şeyi.
HASAN ÖREN (Manisa)
Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Ören.
Sormayacağım
artık, buyurun, her türlü kelimeyi birbirinize konuşabilirsiniz.
Buyurun.
5.-
Manisa Milletvekili Hasan Ören'in, Tokat Milletvekili Zeyid Aslanın
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
HASAN ÖREN (Manisa)
- Değerli arkadaşlarım, cümlenin içerisine
koyacağınız kelimelere dikkat edeceksiniz. Benim
söylediğim, geçen yıl gazetelerde yazan
MİHRİMAH
BELMA SATIR (İstanbul) Geçen yılda kaldı.
HASAN ÖREN
(Devamla)
ve doğruluğunu iddia etmeden, sadece gazetenin
yazdığını söyledim. Eksik bir tarafı varsa
tamamlayın. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Bu kadar
bağırmanıza gerek yok ya. Niye bağırıyorsunuz ki?
Niye sinirleniyorsunuz ki? Niye sinirleniyorsunuz? Sinirlenecek bir şey
yok.
Buraya
çıkacak, dönecek bu yana, hakaretleri yapacak, buna hiç kimse bir şey
söylemeyecek, ondan sonra da gazetede çıkan bir haber sizi rahatsız
edecek. Niye rahatsız ediyor? (AK PARTİ sıralarından
gürültüler) Bu cümlenin içerisinde aşağılık kelimesi
kullanılabilir mi? Başbakan ve siz, bunu her zaman yapıyorsunuz.
Başbakan da aynısını yapıyor. Bütün muhalefeti
şer grubu olarak ilan ediyor. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
Şimdi Siz
şer grubusunuz. desem alınır mısınız?
Alınırsınız. Alınırsınız değil mi?
İSMAİL
AYDIN (Bursa) Aynısını iade ediyorum. Terbiyesiz herif!
HASAN ÖREN
(Devamla) Başbakan da diyor ki: Muhalefetin hepsi şer grubudur.
BÜNYAMİN ÖZBEK
(Bayburt) Doğru.
HASAN ÖREN (Devamla)
Çıkıp Başbakana bir laf söyleseniz ya.
OKTAY VURAL
(İzmir) Bu ülkede tek şer vardır, o da Erdoğan.
HASAN ÖREN
(Devamla) Yetmiyor mu gücünüz?
RECEP ÖZEL
(Isparta) Sen de ne konuştuğunu bilmiyorsun!
HASAN ÖREN
(Devamla) Gücünüz yetmiyor mu? Yani bütün ülkenin yüzde 55ini, yüzde
57isini şer grubu olarak kabul ediyor musunuz milletvekilleri olarak?
MEHMET ŞÜKRÜ
ERDİNÇ (Adana) Ne konuşuyorsun?
HASAN ÖREN
(Devamla) Başbakanınız böyle konuşuyor. Niye
bağırıyorsunuz?
RECEP ÖZEL
(Isparta) Sen bağırıyorsun.
HASAN ÖREN
(Devamla) Ne zaman çıksa aynı hataları yapıyor. Bana ne
söylediyse kendisine iade ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)
RECEP ÖZEL
(Isparta) Hadi oradan
Hadi oradan
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 15.27
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.37
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muharrem
IŞIK (Erzincan)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 120nci
Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
V.-
ÖNERİLER (Devam)
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.-
CHP Grubunun, Grup Başkan Vekilleri İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi, Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova Milletvekili
Muharrem İnce tarafından İsrailin Mavi Marmara gemisine
31/5/2010da düzenlediği operasyonun öncesi ve sonrasında
yaşanan gerçeklerin ortaya çıkarılması amacıyla
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş
olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 19 Temmuz
2014 Cumartesi günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi üzerinde görüşmelere devam
edeceğiz.
Cumhuriyet Halk
Partisi grup önerisinin lehinde söz isteyen Yusuf Halaçoğlu, Kayseri
Milletvekili.
Buyurun Sayın
Halaçoğlu. (MHP sıralarından alkışlar)
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Değerli
milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Evet, aradan dört
yıldan fazla bir zaman geçti. 31 Mayıs 2010 gününde meydana gelen
Mavi Marmara olayı günümüze kadar sürmekte, devam etmekte ve birçok
aşama geçirildi. Çoğu zaman tazminatların ödeneceği
belirtildi, son aşamasına gelindiği belirtildi, Netenyahunun
masasında iki aydır beklediği söz konusu edildi. Bu arada,
Türkiyeyle İsrail arasındaki ilişkilerin düzene girmekte
olduğuna dair çeşitli beyanatlar söz konusu edildi Dışişleri
Bakanlığı tarafından, Başbakan tarafından ve
günümüze kadar geldik. Aslında değişen ne oldu?
Değişen hiçbir şey yok. Sadece 9 kişinin ötesinde, bir de
ayrıca komada bulunan Süleyman Söylemez Bey de maalesef hayatını
kaybetti. Böylece, Mavi Marmara olayı sonrasında ölenlerin
sayısı 10a çıktı.
Aslında
İsrail Türkiyeyle oyun oynadı. Mavi Marmarayla bir gösteri yapmak,
aslında oradaki, Gazzedekilere yardım etmenin ötesinde, siyasi bir
görüntü vermek amacıyla düzenlendiğini düşündüğüm Mavi
Marmarada, Türkiyenin İsrailden hiç beklemediği ki bunu
Dışişleri Bakanı da ifade etmektedir, etmiştir-
beklenmeyen bir ölçüde tepki görüldü ve insanlar, bu 6 gemiden oluşan
filo, Gazzeye özgürlük filosu adıyla yola çıkan bu filo, ilaç,
yiyecek ve birtakım ekipman, çocuk oyuncakları ve insani yardım
için gittiğini söyleyen bu filo, saat dörtte İsrail askerleri
tarafından baskına uğrayıp burada insanlarımız
katledildi. Yakalanan, daha doğrusu ele geçirilen gemi yolcuları
birçok işkenceye ve hakarete maruz kaldı, sorgulandı ve bunlar
bu biçimde sonunda Türkiyeye iade edildi.
Değerli milletvekilleri, bunları hepiniz
aslında biliyorsunuz. Son zamanlara kadar da bunların devam
ettiğini de biliyorsunuz. Nitekim en son 2 Mayıs 2014 gününde
Türkiyenin İsraille ilişkileri geri düzeltmek amacıyla
büyükelçisini göndereceği şeklinde de haberler ve beyanatlar söz
konusu edildi ama daha sonra gönderilmedi.
Aslında, Türkiyeyi yönetenler dış
politikada yazboz tahtası gibi deneme sınama yoluyla bir politika
götürüyorlar. Devletlerde politikalar, gelecekte nelerle
karşılaşacağınızı tahmin ederek,
varsayımlar olsa bile onun üzerinden farklı birtakım
gelişmeleri göz önüne alarak yürütülür. Yani diyelim ki Mavi Marmara
yerine ulaşsa, doğru şekilde ulaşsa ne olurdu;
ulaşmasa, İsrailin baskınına uğrasa nasıl bir
tedbir alırdınız, bununla ilgili neleri yapardınız,
bunları ciddi bir biçimde tahlil etmek suretiyle yerine getirirdiniz ama
maalesef Türkiyenin dış politikasında yazboz tahtası
uygulandı.
Aslında,
Davutoğlunun Dışişleri Bakanlığına geldiği
ilk dönemlerde Hükûmetin mesela Suriyeyle ilgili doğru bir
politikası vardı. Ticaret anlaşmaları yapmak, strateji
anlaşmaları imzalamak, vizelerin kaldırılması ve
sınırların açılması gibi birtakım politikalar
gerçekten doğru politikalardı ve nitekim bunun sonrasında,
Suriye ile Türkiyenin yakınlaşması, oradaki insanların
Türkiyeye bakış açılarının değişmesi, Hatay
meselesinin kendiliğinden çözümlenmesi gibi birtakım olaylara sahne
oldu. Hatta, o tarihlerde ben de gittim, Halepte üniversitede konferans da
verdim. Şimdi, doğru olan bir politika birdenbire Büyük Ortadoğu
Projesine maalesef harcandı. Ve Büyük Ortadoğu Projesinin
Türkiyeye getireceklerini muhtemelen Türkiye yetkilileri, dış
politikayı yürütenler veya Başbakan iyi niyetle şöyle düşündüler:
Misakımillî sınırlarına kadar uzanan bir büyük Türkiyeye
sahip olacağız. Ama bunun böyle olmayacağını çok iyi
düşünmeleri gerekirdi çünkü Arap dünyası bile kendi içerisinde
birleşemezken, Birinci Dünya Savaşı sırasında
Sykes-Picot Anlaşmasıyla sınırlar cetvelle âdeta
çizilmişken yani sınır bile yokken ve değişik mezhep
gruplarına farklı ülkelerde yer verilmişken bunun ardında
başka şeyler olacağını Türkiyenin düşünmesi
gerekirdi. Nitekim, Türk ordusunun askerinin başına çuval geçirenlere
karşı sessiz kalan Türkiye, aslında kritik noktayı orada
kaybetmişti. Ondan sonra Türkiye'nin çizdiği tüm
kırmızı çizgiler yok edildi, yeşil hâle getirildi o
çizgiler. Buradaki yanlışı çok iyi görmeniz gerekirdi.
Suriyede
Esatı devireceğim. derken aslında İsraili yücelttiniz.
Bunun farkına varmadınız. Suriyeyi Bir diktatörden
kurtaracağız. düşüncesiyle iç
karışıklığa sevk eden aslında Türkiyeden çok
Amerika Birleşik Devletleriydi ve siz buna aldandınız ve destek
verdiniz. On beş günde bitireceğinizi zannettiğiniz Suriyedeki
olaylar, bakın, üç sene geçti, hâlâ bitmiyor ve bugün, İsrail,
kendisine karşı durabilecek en güçlü kara ordusuna sahip bir devletin
eksikliğinden faydalanarak, diğer taraftan, Mısırda meydana
gelen olaylardan faydalanarak, Libyada meydana gelen olaylardan faydalanarak,
Irakta meydana gelen olaylardan faydalanarak bugün istediği gibi at
koşturabiliyor ve istediği gibi Gazzeyi bombalayabiliyor, cinayetler
işleyebiliyor. Siz bunun farkına varmadınız.
Devlet yönetimi
tecrübe gerektirir. Siz, monşer demekle geçmiş dönemdeki bütün
bilgileri, bütün birikimleri bir kenara attınız ve Türkiyeyi de
içinden çıkılmaz bir duruma soktunuz.
Değerli
milletvekilleri, İsraile, sürekli olarak one minuteyle başlayan ve
kötüleyen tavrınız
Aslında, sizin ciddi bir iş
yapmayacağınızın en önemli göstergesi neydi biliyor
musunuz? O one minutei Başbakan söylediğinde, 2004
yılında Amerikada Yahudi Üstün Hizmet Ödülünü Başbakana
vermişlerken, bu ödülü Başbakanın o tarihte iade etmemesiydi.
Bununla, siz onlara karşı ne kadar zayıf olduğunuzu
gösterdiniz ve İsrail, bunun üzerine, sizin üzerinizden her türlü oyunu
oynamaya başladı. Siz İsraille arayı -Amerikanın
isteği üzerine- düzelteceğim. derken aslında İsrail
sizinle oyun oynadı.
Bakın, Konya bölgesinde
askerî harekâta izin verdiniz ama onun ötesinde, Hatay bölgesinde uçan
İsrail insansız hava araçlarına ses çıkarmadınız.
Kıbrısa ses çıkarmadınız. Kıbrısın
doğusundaki, Doğu Akdeniz Bölgesindeki petrol aramalarına,
doğal gaz aramalarına ses çıkaramadınız. Aksine, siz
bunu önleyeceğiz derken, bunu savaş sebebi gibi gösterirken
aslında ne yaptınız? Aslında, İsrail'le ticareti 4 kat
daha fazla arttırdınız ve Türkiye Cumhuriyetinde
olmadığı ölçüde İsrail'le ilişkilerinizi düzelttiniz,
çok daha ilerisine götürdünüz. Ama İsrail sizinle
Telefonla özür
dilediğini söyleyen İsrail'i diplomatik kurallara aykırı
olarak hemen kabul ettiğinizi söylediniz ve bunu bir başarı
olarak göstermeye kalkıştınız halk arasında ama
meselenin boyutu öyle değildi.
Bakın,
Türkiye'nin Tel Aviv Büyükelçisi Oğuz Çelikkol da ne diyor:
İsrail'den bu kadar büyük tepki beklemiyorduk. Bunu sizin büyükelçiniz
söylüyor ama siz İsrail'le ticareti geliştiriyorsunuz, onun ötesinde,
petrol aktarıyorsunuz, ortaya çıkacak, Doğu Akdenizde
çıkacak doğal gaz boru hatlarının Türkiye üzerinden
Avrupaya sevk edileceği anlaşmalarını yapıyorsunuz.
Daha da kötüsü, Irakın kuzeyinde bir Kürt devleti kurulacağına
karışan bir İsrail'e ses çıkaramıyorsunuz. Siz onunla
iş birliği hâlinde hareket ediyorsunuz.
Diğer
taraftan, IŞİD denilen bir cinayet örgütü var, Allahü ekber
diyerek insanların kafasını kesiyor, buna ses
çıkaramıyorsunuz ve onlara diyemiyorsunuz ki: Siz ne biçim
Müslümansınız? Karşınızdaki insanlar Şii de olsa
Allahı kabul ediyor mu, ediyor. Kuran-ı Kerimi kabul ediyor mu?
Ediyor. Hazreti Muhammedi Peygamberim diye kabul ediyor mu? Ediyor. Siz
daha, buna, Müslüman değildir. diyerek kafasını kesen
insanlara terör diyemiyorsunuz. Siz bunlara diyemiyorsunuz ki; Müslümanlarla uğraşacağına
git İsrail'le uğraş. Çünkü siz destekliyorsunuz, ayıp
ediyorsunuz.
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Bırak Hocam ya!
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Aynen.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) Bırakı bırakın
Daha Musulda kaç
gündür tutsak bulunan, başta konsolosumuz olmak üzere bizim o kadar
Ses
çıkarmıyorsunuz, Meclisi uyutuyorsunuz, hâlbuki biliyor musunuz ki,
IŞİD şu an Musul Konsolosluğumuzu üs olarak, karargâh
olarak kullanıyor, bizim toprağımızı kullanıyor
ve siz bu konuda bir beyanat bile vermiyorsunuz.
ALİM IŞIK
(Kütahya) Danışıklı dövüş o.
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) Bunu topraktan,
insanlardan, toplumdan saklıyorsunuz. Yapmayın, kendinize gelin.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) İsraile gerçekten takiye olarak değil
başka türlü gelin. Dün Başbakan diyor ki Bursada: Efendim, yeni bir
haçlı seferiyle karşı karşıyayız. Hâlbuki, 2011
15 Nisanında Başbakan Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisinde
Haçlı Seferlerini övüyordu, Doğuya medeniyet getirdi. diyordu.
Hangisine inanacağız? Siz de bu bilgileri düşünün, kendi
fikirlerinize bakın, ondan sonra karar verin. (MHP sıralarından
alkışlar)
MEHMET METİNER
(Adıyaman) Doğuya medeniyet getirdi. diye bir lafı yok.
Yapmayın Allah aşkına.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) Haçlı mı? Bakın, videosu var, Avrupa
Konseyindeki konuşmasına bakın.
BAŞKAN
Sayın Halaçoğlu, lütfen
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisindeki
konuşmasının videosu var.
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Hocam, ikna edemezsin, ne söylersen söyle; gözleri
var görmezler, kulakları var duymazlar.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Hayır, dinletirim, burada var.
BAŞKAN
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi aleyhinde söz isteyen Ahmet Aydın,
Adıyaman Milletvekili.
Buyurun Sayın
Aydın. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Değerli
milletvekilleri, tabii, çok önemli bir meseleyi, çok sorumlu, çok
sağduyulu bir dil kullanarak konuşmak durumundayız. Bakın,
daha dün, hakikaten, Türkiye Büyük Millet Meclisi çok önemli bir imza
attı. Bütün siyasi partilerin ortak imzasıyla İsrailin bu
vahşet dolu saldırısını kınayan ve buna
karşılık olarak da İsrailden Türk milleti olarak
beklentilerimizi de ifade eden çok güzel bir bildiri yayımladı. Bu
bildirinin ilk ve son paragrafını özellikle ben tekrar sizlerin de
bilgilerinize sunmak istiyorum.
Bakın,
değerli arkadaşlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak,
İsrailin Gazzede Filistin halkına karşı bütün
uyarılara rağmen artarak süren saldırılarını
şiddetle kınıyoruz. İsrailin katliama dönüşen bu
saldırılarını uluslararası hukuk ve insan hakları
hukukunun ağır ihlalleri olarak değerlendirmekteyiz. İsrail
bu harekâtla Gazze halkını yıkıma mahkûm etmektedir. En
son olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak acılarını
derinden paylaştığımız Filistinli kardeşlerimizin
yanında olmaya, davalarına sahip çıkmaya ve bütün
koşullarda kendilerini desteklemeye devam edeceğimizi bir kez daha
ilan ederiz. Ve 4 siyasi parti grubunun da imzasıyla bu bildiri
yayımlandı. Türkiye'ye yakışan, Türkiye Büyük Millet
Meclisine yakışan bu bildiriydi, bu güzellikti ve bu güzelliğin
bozulmaması lazım.
TANJU ÖZCAN (Bolu)
Biz de onu söyledik.
AHMET AYDIN
(Devamla) Millî meselelerde, insani olan birtakım hassasiyetlerde hep
birlikte, bir araya gelerek, Türkiye'deki tüm halkımızın, 77
milyonun da desteğini alarak her zaman, her daim, mağdur olan, mazlum
olan her kimse, siyasetüstü bir yaklaşımla ona dokunmamız lazım,
yaklaşmamız lazım. Bundan dolayı da ben bütün siyasi
partilere de teşekkür ediyorum ama bunun muhafazası da gene hepimizin
elinde.
Şimdi,
İsrail Filistine böyle bir zulüm uygularken, böyle bir vahşet
varken, hiçbir şekilde tarifi mümkün olmayan acılar
yaşanırken, haksız ve hukuksuz, uluslararası hukukun, bütün
evrensel kaidelerin ihlal edildiği bir vahşetle âdeta bir
soykırım yaşanırken bizim kullandığımız
dil hakikaten çok önemlidir. Bizim bu dilin, şu ya da bu şekilde
İsrailin yaptığını haklı çıkarır
tarzda bir ifadeye asla yol açmaması lazım
TANJU ÖZCAN (Bolu)
Ya, öyle söyleyen yok.
AHMET AYDIN
(Devamla)
böyle bir yoruma asla meydan vermemesi lazım, çünkü
kararlı, tutarlı bir irade ortaya koyduk ve bu irade Türkiye
Cumhuriyeti'nin iradesidir, bu irade Türkiye Büyük Millet Meclisinin iradesidir
aynı zamanda.
TANJU ÖZCAN (Bolu)
Biz de öyle söylüyoruz.
AHMET AYDIN
(Devamla) Bu iradeden dolayı gerçekten teşekkür ediyorum ama bu
iradeye sahip çıkacaksak eğer
Bakın, bugün, özellikle böyle bir
vahşetin yaşandığı süreçte Mavi Marmara konusunu
ısıtarak buraya getirip bu araştırma önergesiyle bunu bu
süreçte sorgulamak ne derece doğru? Açıkçası onu da sorgulamak
istiyorum ben.
TANJU ÖZCAN (Bolu)
Şu madalyayı da bir sorgulasana!
AHMET AYDIN
(Devamla) Mavi Marmarada bir vahşetin olduğu, bir acının
olduğu, tamamen uluslararası sularda uluslararası hukukun ihlal
edildiği, tamamen insani yardım götüren, gıda ve ilaç götüren
bir gemiye oysaki uluslararası sularda maalesef bir saldırı
düzenlendi. Bu saldırı hiçbir şekilde, asla ve kata kabul
edilemez, bunun hiçbir gerekçesi olamaz. Kim ne derse desin bu
saldırıya baştan itibaren karşı durduk, dik durduk ve
sonuna kadar samimi ve kararlı irademizi, dik duruşumuzu Sayın
Başbakan neye mal olursa olsun ilk günden ifade etti, ortaya koydu.
Bakın
arkadaşlar, İsrail, tabii ki gücünü hepinizin bildiği bir yer ve
maalesef birçok zalim dünya devletleri de eğer zulme ortak oluyorlarsa,
zulme sessiz kalıyorlarsa, İsrailin bu vahşetine sessiz kalıyorlarsa
onların da sorgulanması lazım. Ama, ona rağmen Sayın
Başbakanımız ilk defa
Düşünün, geçmişten bu yana,
48den bu yana, 67den sonra, ne zaman derseniz deyin, çıkıp da
İsraile, İsrail Hükûmetine doğrudan ya da dolaylı bir
şekilde böyle bir özür diletme girişiminde bulunabildi mi? Bilakis,
onu da bırakın bir tarafa, Ya, İsrail yanlış
yapıyor. diyen olabildi mi?
MAHMUT TANAL
(İstanbul) - Böyle bir sorun yoktu.
AHMET AYDIN
(Devamla) - Kim dedi? Bunu ancak ve ancak Recep Tayyip Erdoğan dedi. Ancak
ve ancak o söyleyebilirdi, o söyledi ve o günden bugüne sözünün arkasında
durdu. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
TANJU ÖZCAN (Bolu)
Madalya
Madalya
AHMET AYDIN
(Devamla) - Ne dedi? Özür dileyeceksin. Evet, Obama da şahittir ve
kaldı ki İsrail Hükûmeti bunu da yalanlamadı, özür
dilediğini de kabul etti, özür diledi. Tazminatta bir mutabakata
varıldı. Ama, 3üncü şartımız vardı. Ne dedik?
Gazzedeki ablukayı tamamen kaldıracaksın. Gazze insani yardıma,
her türlü yardıma açık olacak. dedik ve o zaman da ne oldu?
Sayın Başbakanımız, evet, Gazzeye gideceğim. dedi.
Ama tarihleri iyi hatırlayalım, geçmişe iyi bakalım. Niçin
gidemedi? Niçin gitmedi? Çünkü Mısırda bir darbe oldu ve buna
darbe diyemeyenler dahi oldu, maalesef içimizde oldu, Türkiyede bile oldu.
Şu anda, sizin çatı aday olarak gösterdiğiniz kişinin dahi
Mısırdaki darbeye karşı tutumu belli.
ALİM IŞIK
(Kütahya) Dilin burkulur ramazan gününde! Ayıp oluyor, ayıp!
AHMET AYDIN
(Devamla) - Yine İsrail, Filistin meselesinde Türkiye taraf olmamalı.
diyen bir zihniyet var arkadaşlar, böyle bir vahşet.
TANJU ÖZCAN (Bolu)
Madalya ne oldu, madalya, madalya?
AHMET AYDIN
(Devamla) - Eğer sessiz kalıyorsak o zulme ortak oluyoruzdur. Ama,
biz hep Haksızlık karşısında susan dilsiz
şeytanlardan olmayacağız. dedik ve elhamdülillah olmadık.
Biz safımızı belli edeceğiz. dedik. Gücümüz neye yeterse
yetsin doğrudan yana, haklıdan yana, mağdurdan yana, mazlumdan
yana olacağız ve o günden bugüne de elhamdülillah bu dik
duruşumuzu sergiledik.
Değerli arkadaşlar,
Türkiye'nin İsrail politikasını geçmişte de bütün Türkiye
kamuoyu bilir, bütün dünya kamuoyu da bilir. Ama, gelinen noktada AK PARTİ
hükûmetleriyle birlikte Türkiye'nin dış politikasında,
İsrail politikasında, Filistine her zaman ve her daim olan
yakın duruşumuzu da ve Filistin meselesini de kendi meselemiz olarak
gördüğümüzü bütün herkes bilir.
HASAN ÖREN (Manisa)
Bir tane dostun kalmamış, hâlâ dış politika diyorsun.
AHMET AYDIN
(Devamla) - Ben buralara girecek değilim ama birkaç hususun özellikle
altını çizmek isterim.
TANJU ÖZCAN (Bolu)
Şu madalya konusunun altını çizer misin?
AHMET AYDIN
(Devamla) - Gelip, burada, bu zamanda, birtakım sorular sorarak,
insanların kafalarında birtakım endişeler ya da
birtakım haksız, mesnetsiz iddialarda bir şeyler
varmış gibi olumsuz bir algı oluşturmak ne derece
doğru?
Şimdi, sormak
istesem: Ya, sayın falanca, filanca, Sayın Muharrem İnce, sen
şunu yaptın mı, bunu yaptın mı, şunu dedin mi,
bunu dedin mi? Böyle havada kalsa bu. Doğru bir şey mi bu? Bakın,
bir defa, tabii, hepsini tam not alamadım ama dediniz ki: NATO
tatbikatına İsrail vetosunu kim kaldırdı? Ne demek
istiyorsunuz?
MAHMUT TANAL
(İstanbul) İktidar yaptı.
AHMET AYDIN
(Devamla) - Birincisi şu: Bu koskoca bir yalan. NATO tatbikatında
İsrail vetosu kalkmış değil ki Kim kaldırdı?
diye soruyorsunuz. Böyle bir şey mümkün değil. Bu iddiaların
hepsinin ispata ihtiyacı var, hepsinin ispat edilmesi lazım.
Yine, değerli
arkadaşlar, aynı şekilde, şu Üstün Cesaret Ödülü.
Bakın, bunu veren ne İsrail Hükûmetidir ne İsrail devletidir.
MUSTAFA KALAYCI
(Konya) Yahudi devleti.
AHMET AYDIN
(Devamla) - Siz kendiniz de ifade ettiniz, evet, bizim Musevi
vatandaşlarımıza, dünyadaki Musevilere karşı
kesinlikle bir yanlış algımız,
anlayışımız olamaz. İnsan olarak herkesi Yaradandan
ötürü de severiz dedik, severiz de ama yanlış yapanlara da
kapımız sonuna kadar kapalıdır.
Şimdi, bu
Üstün Cesaret Ödülünü İsrail Hükûmeti vermedi, İsrail devleti
vermedi, Amerikadaki bir Musevi komitesi, Amerikan Musevi Komitesi verdi ve
Sayın Başbakanımızın barışa olan
katkılarından dolayı verdi.
ALİ UZUNIRMAK
(Aydın) Bir tane değil, iki tane!
AHMET AYDIN
(Devamla) - Bakın, siz de ifade ettiniz, Musevilere karşı tabii
ki bizim bir şey söylememiz mümkün değil. Biz, İsrail Hükûmetinin
yanlış politikalarını, İsrail Hükûmetinin terör
uygulamalarını, soykırıma yol açan o vahşi
uygulamalarını eleştiriyoruz; İsrail halkını
değil ya da Musevi vatandaşları değil. Hatta birçok Musevi
komitesi, Musevi cemaati de İsrail Hükûmetini eleştiriyor,
İsrail devletinin bu politikalarını eleştiriyor.
Dolayısıyla, sapla samanı karıştırmamak
lazım, doğru şeyleri ifade etmek lazım, doğru
şeyleri ortaya koymak lazım ve onun üzerinden fikir üretmek
lazım.
Bizim bir tek
sorunumuz var: Filistindeki, Gazzedeki kardeşlerimizin haksız bir
şekilde, hunharca katledilmesine karşı duruşumuz var; bizim
sorunumuz bu. Biz bunu bir insanlık sorunu olarak görüyoruz, biz bunu bir
vicdan sorunu olarak görüyoruz ve orada ölen sadece masum insanlar değil,
orada insanlık ölüyor diyoruz ve bu manada birleşemeyen milletler
bir türlü birleşemedi, Güvenlik Konseyinin 5 üyesinden 1inin dahi bir
ifadesiyle 197, 198 millet bir araya gelemiyor. Bunun sorgulanması
gerektiğini ifade ediyoruz. Dünya barışı için bu
uluslararası örgütlerin kendi kendini sorgulamaya, bunların yeniden
yapılandırılmaya ihtiyacı olduğunu söylüyoruz.
Peki, tam tersine,
bu uygulama İsrailden Filistine değil Filistinden İsraile
olsaydı ya da bir Müslüman ülkeye değil ya da inancı uğruna
yaşayan birilerine değil, bu vahşi uygulamalar, bu katliamlar
başka bir yerde olsaydı bunlar susacak mıydı acaba?
İşte, bunun sorgulanması lazım diyorum ve hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Halaçoğlu.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Şimdi, efendim, az önce Sayın Grup
Başkan Vekilinin konuşmasında, burada olmayan,
adayımız olan bir kişi hakkında yaptığı bir
itham var.
BAŞKAN Kimin
hakkında efendim?
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu
hakkında. Bununla ilgili açıklama yapmak istiyorum.
BAŞKAN
Sayın Halaçoğlu, grup önerisi görüşülüyor.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Adayınız diye bizi suçladı.
BAŞKAN Size
karşı bir sataşma varsa
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Adayınız dedi efendim.
ALİM IŞIK
(Kütahya) Onunla ilgili doğru olmayan açıklamalarda bulundu.
BAŞKAN
Buyurun yerinizden veriyorum.
ALİ UZUNIRMAK
(Aydın) Ne alakası var, grup önerisiyle Cumhurbaşkanı
adayının ne alakası var Sayın Başkan? (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BÜNYAMİN ÖZBEK
(Bayburt)- Nasıl da sahipleniyorsunuz öyle?
ALİ UZUNIRMAK
(Aydın) Sahipleniyoruz, ne oluyor? Sahipleniyoruz, destekliyoruz. Yalan
dolan konuşup niye öyle şey yapıyorsun? (AK PARTİ ve MHP sıraları
arasında karşılıklı laf atmalar)
BAŞKAN
Buyurun Sayın Halaçoğlu.
VII.-
AÇIKLAMALAR
1.-
Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun, Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydının CHP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Şimdi,
Ekmeleddin İhsanoğlu AKPnin de teklifiyle, eski ismiyle İslam
Kalkınma Örgütünün Genel Sekreterliğine geldi. Herkesin bildiği
gibi, burası 57 ülkeyi temsil eden bir birliktir. Bu birlik içerisinde tek
başına herhangi bir şekilde karar vermesi mümkün değildi
Mısır konusunda. Ama ben şimdi onlara şunu sormak
istiyorum: Türkiye, neden İKÖnün toplanması için bir başvuruda
bulunmadı Mısır konusunda? Niye bu teklifte bulunmadı da
toplanmadı? Önce bunun hesabını versinler, cevabını
versinler.
İkincisi:
Bakın, Ekmeleddin Bey Filistinde devlet nişanı aldı, Kudüs
Yıldızı verildi kendisine ama Sayın Başkana da Yahudi
Cesaret Madalyası verildi İsrailde.
AHMET AYDIN
(Adıyaman) İsrailde değil. Hükûmetle, İsrail devletiyle
alakası yok, onu söylüyoruz.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Ama İsrailliler verdi. Yahudi Cesaret Ödülünü
aldı.
BÜNYAMİN ÖZBEK
(Bayburt) Yalan konuşuyorsun.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Şimdi, burada tutup da birilerini suçlamaya
kalkıştığınız zaman, kendisi Efendim, burada
birbirimizi suçlamayalım. Bu, devletler üstü, millî bir meseledir. Bu
konuda daha sakin olalım. derken aslında kendisi aynı
hatayı yapıyor. Biz burada hiçbir zaman Filistine İsrailin
saldırısını onaylayan bir tavır içerisinde
olmadık; aksine, onlara karşı çıktık, hâlâ da
karşı çıkıyoruz ve canilikle suçluyoruz. Ama aynı
caniliği yapanlara karşı da aynı tavrı onlardan bekliyoruz.
Allahü ekber. diyerek insanların kafasını kesenlere de
aynı tepkiyi göstersinler.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
V.-
ÖNERİLER (Devam)
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.-
CHP Grubunun, Grup Başkan Vekilleri İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi, Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova Milletvekili
Muharrem İnce tarafından İsrailin Mavi Marmara gemisine
31/5/2010da düzenlediği operasyonun öncesi ve sonrasında
yaşanan gerçeklerin ortaya çıkarılması amacıyla
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş
olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 19 Temmuz
2014 Cumartesi günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisini oylarınıza...
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından
bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MUHARREM İNCE
(Yalova) - Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN
Yoklama talebi var, yerine getireceğim.
Sayın
İnce, Sayın Aygün, Sayın Türeli, Sayın Özcan, Sayın
Ören, Sayın Tanal, Sayın Çelebi, Sayın Canalioğlu,
Sayın Demiröz, Sayın Özel, Sayın Çam, Sayın Erdoğdu,
Sayın Özgümüş, Sayın Küçük, Sayın Aygün, Sayın Batum,
Sayın Düzgün, Sayın Haberal, Sayın Sarı, Sayın
Kuşoğlu.
Üç dakika süre
veriyorum.
Yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla
yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
V.-
ÖNERİLER (Devam)
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.-
CHP Grubunun, Grup Başkan Vekilleri İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi, Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova Milletvekili
Muharrem İnce tarafından İsrailin Mavi Marmara gemisine
31/5/2010da düzenlediği operasyonun öncesi ve sonrasında
yaşanan gerçeklerin ortaya çıkarılması amacıyla
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş
olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 19 Temmuz
2014 Cumartesi günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Alınan karar
gereğince, gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan
Gelen Diğer İşler kısmına geçiyoruz.
1'inci sırada
yer alan, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde
Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ve Anayasa
Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
VIII.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A)
Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.-
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının;
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik
Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer
Gençin; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin
Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa
Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2nci sırada
yer alan, Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporlarının
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.-
Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum
Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı:
287)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3üncü sırada
yer alan, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı
Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Kars Milletvekili Yunus Kılıç ve Amasya Milletvekili Avni Erdemir ile
79 Milletvekilinin; Türkiye Sağlık Enstitüleri
Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler
Komisyonu Raporunun görüşmelerine başlayacağız.
3.-
Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı
Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Kars Milletvekili Yunus Kılıç ve Amasya Milletvekili Avni Erdemir ile
79 Milletvekilinin; Türkiye Sağlık Enstitüleri
Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler
Komisyonu Raporu (1/937, 2/2229) (S. Sayısı: 615)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
4üncü sırada
yer alan, İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki 108 adet kanun teklifi ve Plan ve
Bütçe Komisyonu Raporunun görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
4.-
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetinin; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili
İdris Balukenin; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetinin; Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam
Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcının; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vuralın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili
Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza
Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz
Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul
Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili
Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin
Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın
Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye
Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi
Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay
Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara
Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in;
Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine
Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut
Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili
Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3
Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya
Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in;
Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili
Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20
Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Barış
ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Bingöl Milletvekili İdris
Baluken'in; İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi'nin; Tekirdağ
Milletvekili Candan Yüceer'in; Samsun Milletvekili Cemalettin
Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in;
Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan
Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin
Şahin ve Önder Matlı ile 8 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili
Aytun Çıray'ın; Manisa Milletvekili Hasan Örenin; Denizli
Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum Milletvekili Cahit Bağcı ile 37
Milletvekilinin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa
Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun
Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195,
2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528,
2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063,
2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236,
2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364,
2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496,
2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657,
2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808,
2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963,
2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069,
2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191,
2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639)(x)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet? Yerinde.
Dünkü birleşimde, İç Tüzükün 91inci maddesine
göre temel kanun olarak görüşülen tasarının birinci bölümünde
yer alan 16ncı madde üzerindeki son önerge olan Giresun Milletvekili
Nurettin Canikli ve arkadaşlarının önergesinin oylama işleminde
kalınmıştı. Önergeyi hatırlatmak için tekrar okutup
oylarınıza sunacağım.
Önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı'nın 16 ncı maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Nurettin
Canikli Mehmet
Doğan Kubat Ramazan
Can
Giresun İstanbul Kırıkkale
Gökcen
Özdoğan Enç Osman
Boyraz Sebahattin
Karakelle
Antalya İstanbul Erzincan
Madde 16-
20/6/2012 tarihli ve 6331 sayılı İş
Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 2 nci maddesinin ikinci
fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.
e) Denizyolu
taşımacılığı yapan araçların
uluslararası seyrüsefer halleri.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge
doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
17nci madde
üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin;
İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3
Milletvekilinin; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ve 20 Milletvekilinin; Samsun
Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın Benzer
Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkerelerinin 17 nci maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Erkan Akçay Mustafa
Kalaycı Yusuf
Halaçoğlu
Manisa Konya Kayseri
Alim Işık Mesut Dedeoğlu
Kütahya Kahramanmaraş
MADDE
17- 6331 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendinde geçen "işyeri hekimi ve"
ibaresinden sonra gelmek üzere "on ve daha fazla çalışanı
olan çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde" ibaresi;
bendin sonuna "Belirlenen niteliklere ve gerekli belgeye sahip olmayan
ancak 10'dan az çalışanı bulunan ve az tehlikeli
sınıfta yer alan işyeri işverenleri veya işveren
vekili tarafından Bakanlıkça ilân edilen eğitimleri tamamlamak
şartıyla işe giriş ve periyodik muayeneler ve tetkikler
hariç iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini
yürütebilirler." cümlesi ve maddeye aşağıdaki fıkralar
eklenmiştir.
"(4)
Bu kanun kapsamında yeraltında istihdam edilen İş
güvenliği uzmanlarının aylıkları Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanlığı bütçesinden karşılanır.
Bu kapsamda istihdam edilen iş güvenliği uzmanlarının
aylık miktarı, çalışma koşulları mali ve sosyal
hakları ve diğer ilgili hususlar Bakanlar Kurulunca belirlenir."
"(5) Maden
ruhsatları, rödovans, üretim veya herhangi bir sözleşme adı
altında kiralanamaz. Maden işletmelerinde asıl işveren-alt
işveren ilişkisi kurulamaz ve/veya takım sözleşmesi
yapılamaz. Bu hükümlerin ihlali durumunda ruhsat iptal edilir."
"(6) Ruhsat
sahibi tarafından teknik nezaretçi ve daimi nezaretçiye ödenmesi gereken
ücret, Bakanlıkça oluşturulacak nezaretçilik hesabına
yatırılır. Nezaretçiler ücretini bu hesaptan alır. Ruhsat
sahibinin, ücreti yatırmaması durumunda, ruhsat teminatı irad
kaydedilerek faaliyet durdurulur. Ücretin yatırılması ve
teminatın yenilenmesi durumunda faaliyete izin verilir. Teknik nezaretçi
ve daimi nezaretçi ücreti her sene Bakanlığın görüşü
alınarak Maden Mühendisleri Odasınca belirlenerek Resmi Gazete'de
ilan edilir. Nezaretçilik hesabına ücretlerin yatırılma tarihi,
hesabın denetimi ve yönetimi ile ilgili hususlar Bakanlıkça
çıkarılacak yönetmelik ile düzenlenir. Teknik nezaretçi ve/veya daimi
nezaretçinin sözleşmesi ruhsat sahibi tarafından sırf görevini
yapmış olmasından dolayı feshedilemez. Ruhsat sahibi
tarafından 4857 sayılı İş Kanunun 25 inci maddesinde
belirtilen nedenler dışında teknik nezaretçi ve/veya daimi
nezaretçinin sözleşmesinin fesh edilmesi durumunda, ruhsat teminatı
irad kaydedilerek faaliyet durdurulur. Aynı zamanda ruhsat sahibi teknik
nezaretçi ve/veya daimi nezaretçiye aylık brüt ücretinin 10 katı
tutarında tazminat öder."
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım iki önerge
aynı mahiyette. Okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
Olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın, 6331
sayılı Kanunun 6 ncı maddesinde değişiklik öngören
17'inci maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz
ve teklif ederiz.
İdris
Baluken Erol
Dora Pervin
Buldan
Bingöl Mardin Iğdır
Hasip
Kaplan Sırrı
Süreyya Önder
Şırnak İstanbul
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Özgür
Özel Rahmi
Aşkın Türeli Ali
Rıza Öztürk
Manisa İzmir Mersin
Vahap
Seçer Bülent
Kuşoğlu Ali
İhsan Köktürk
Mersin Ankara Zonguldak
Süleyman
Çelebi Mehmet
Haberal Musa
Çam
İstanbul
Zonguldak İzmir
Muhammet
Rıza Yalçınkaya Hasan
Ören Sakine
Öz
Bartın Manisa Manisa
Kadir
Gökmen Öğüt
İstanbul
BAŞKAN Komisyon aynı mahiyetteki önergelere
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Hasip Kaplan,
Şırnak Milletvekili.
Buyurun Sayın Kaplan. (HDP sıralarından
alkışlar)
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Evet arkadaşlar, bu torbada yaşam odası
yok. Yaşam çantası olsun. dedik, önerge verdik, onu da kabul
etmediniz. Bu torba kimin için yaşam torbası biliyor musunuz?
Özelleştirmeler, ihaleler, redevans
Güzel işler, kârlı
işler, rant işleri, para işleri. Bu torba onların
yaşam torbasına döndü.
Allah
aşkına, iş güvenliği ve sağlığını
konuşuyoruz. 10 tane işçinin çalıştığı yerde
1 tane hekim denetimi olacak, onu kaldırmaya
çalışıyorsunuz. Bunu kaldırmak için bula bula hile
yollarına başvuruyorsunuz. Başvurduğunuz yol, yol
değil arkadaşlar.
Peki, size bir
şey soracağım: Tehlikeli bir iş kolunda çalışan
işçi, çırak veya stajyer insan değil mi? Onda da kan
dolaşımı yok mu? O da iş kazası olduğu zaman
etkilenmeyecek mi? Yani stajyerdir diye korunacak mı,
dokunulmazlığı mı olacak? Yani orada tüp
patladığı zaman ölmeyecek, yaralanmayacak, hiçbir şey
olmayacak, dokunulmazlığı var, hiçbir şey olmuyor
değil mi? İnsan olarak bakın arkadaşlar, insan. Tehlikeli
bir iş kolunda kim varsa insan olarak bakacaksınız.
Bakanlık
görevlendirmiş, okul, üniversite görevlendirmiş Git staj yap. Staj
yapıyorsan çalışan sayısından sayılmaz
Çalışmıyor mu? Çarklara dokunmuyor mu, makinelere dokunmayacak
mı bu tehlikeli iş kolunda? Dokunacak. O riski taşıyacak
mı? Taşıyacak. O tehlikenin altında olacak mı? Olacak.
Peki, niye, niye bunu saymıyorsunuz? Bu ayrımcılık niye
arkadaşlar? Allah aşkına, siz, işverenlerin, sermayenin,
özel sektörün, parası olanların, para babalarının,
Türkiyenin yüzde 1inin Hükûmeti misiniz ya? Niye onlara bu torbayı
yaptınız? Hakikaten, bu torbayı niye sadece onlar için
yaptınız biliyor musunuz? Bu kadar tartışıyoruz,
Komisyonda konuştuk, buraya geldi. Niye? Yani şunu da akıl
edemediniz mi, size söylüyoruz. Bunları yapmayın,
yanlıştır.
Ya, şimdi,
sanayi siteleri kuruyorsunuz her yerde, küçük küçük sanayi siteleri var. Bu
sanayi sitelerinin içinde beşerli, onarlı, on beşerli birçok
atölye, dükkân var, tornacısı var, kaynakçısı var, bilmem
nesi var. OSTİMde kaza yaşandı, kaç kişi öldü
biliyorsunuz. Peki, bu sanayi siteleriyle ilgili, KOBİlerle ilgili,
KOSGEBlerle ilgili
Ya, sizde Ekonomi Bakanı, Kalkınma Bakanı,
bilmem ne bakanı her şeye bakar, kardeşim, iş
sağlığına bakmaz, insanlara bakmaz, vatandaşa bakmaz!
Ya, bu sanayi sitelerinde bunlardan yüzlercesi var,
toplulaştırın kardeşim. Koyun oraya bir sağlık
ocağı, koyun oraya bir tane, hepsine baksın. Niye böyle hile
hurda yollara başvuruyorsunuz arkadaşlar? Yakışmıyor
size.
Özelleştirdiniz
sağlığı. Büyükşehir hastaneleri
kuracaksınız, ticarileştirdiniz. Yani şimdi bunu
kuruyorsunuz. Ama sizi takdir ediyorum! Bakın, dershaneleri okula
dönüştürmek için hazırladığınız yönergede
ilkokulda ibadethane zorunlu, sağlık odası zorunlu değil
arkadaşlar. İlkokul 1inci sınıfa başlayan bir
çocuğun sağlığını duayla koruyacaksınız
değil mi? Her gün el fâtiha deyip başlatacaksınız okula,
sağlığını koruyacaksınız; öksürürken el
fâtiha bir şurup yerine, bir hap yerine, bir doktor yerine, bir iğne
yerine! Yani sağlık ocağını, sağlık
odasını zorunlu kılmıyorsunuz, binlerce öğrenci
okuyacak o okulda. Bir üniversite düşünün 10 bin
Her üniversitesinin
kampüsünde 40 bin insan yaşıyor arkadaş. İbadethane zorunlu
ilkokul için. Bakın lise demiyorum, ortaokul için. Ama sağlık
ocağı yok. Kardeşim, zaten her mahallede Kur'an kursu yok mu,
her sokakta cami yok mu, mescit yok mu? Var. Şimdi, ilkokul 1inci
sınıftaki çocuğu götürürsün de oraya bir tane doktor da
koysanız çok mu arkadaşlar? Yapmayın arkadaşlar! Doğru
dürüst işler yaparsanız seviniriz. Gözünüzü severim, bu
yanlıştan dönün, çıkarın bu maddeyi. (HDP
sıralarından alkışlar)
VEDAT DEMİRÖZ
(Bitlis) - Stajyer sayısını artırmak için yaptık Hasip
Bey.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Aynı
mahiyetteki önergeler üzerinde söz isteyen Ali Rıza Öztürk, Mersin
Milletvekili.
Buyurun Sayın
Öztürk. (CHP sıralarından alkışlar)
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan İş Kanunu ve Bazı Kanun Hükmünde
Kararnameler ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 17nci maddesi üzerine
söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, bu kanun tasarısı, aslında Somada meydana
gelen faciadan sonra orada ölen işçilerin ve yakınlarının
acılarını dindirmek, onların yaralarını sarmak
amacıyla getirilmişti, amacı buydu ve bu nedenle de sözüm ona bu
torbayla Maden Kanununda ve 4857 sayılı İş Kanununda ve
6331 sayılı İş Sağlığı ve
Güvenliği Yasasında değişiklikler yapılacaktı,
işçi lehine değişiklikler yapılacaktı. Öyle
anlaşılıyor ki bu torba yasayı okuduktan sonra aslında
işçiler lehine bir değişiklik değil, daha ziyade
işverenler lehine bir değişiklik olmuş.
Benim üzerinde
konuştuğum madde de iş sağlığı ve
güvenliği hizmetleri. Şimdi, bir iş yerinde işveren,
aslında iş sağlığı ve iş güvenliğinin
gerektirdiği tüm önlemleri almak zorundadır. Bu önlemlerin neler
olduğunu tek tek, madde madde saymak çok da doğru değildir.
Nedeni şudur: Çok açık bir şekilde bir iş yerinde iş
sağlığı ve iş güvenliğinin gerektirdiği tüm
tedbirleri alma zorunluluğu vardır. İşin gerektirdiği
iş sağlığı ve iş güvenliği tedbirleri her
iş yerinin kendi somut özelliklerine göre ayrı ayrı tespit
edilir. Bu iş sağlığı ve iş güvenliği
hizmetlerinin sunumu aslında o işyerindeki mesleki
hastalıkların önlenmesi ve mesleki hastalıklardan korunması
çalışmalarını da kapsar. Şimdi, bu getirilen torba
kanun ile bu 6331 sayılı İş Sağlığı ve
Güvenliği Yasasının 6ncı maddesinde değişiklik
yapılıyor.
Değerli
milletvekilleri, kanunun mevcut hâlinde işverene çalışanlar
arasından iş güvenliği uzmanı, iş yeri hekimi ve
diğer sağlık personelini görevlendirme zorunluluğu
getirilmiş ama getirilen düzenlemeyle burada bir kıstas
konulmuş, iş güvenliği uzmanı ve iş yeri hekimi
açısından mevcut düzenleme korunmasına rağmen diğer
sağlık personeli bulundurma bakımından iş yerinde
çalışan işçi sayısı ve iş yerinin tehlikelilik
sınıfı esas alınmış. Buna göre 10dan fazla
çalışanı olan iş yerinde ve aynı zamanda çok tehlikeli
olan iş yerlerinde diğer sağlık personeli görevlendirme
yükümlülüğü getiriliyor işverene yani işverenin mevcut yasa
karşısındaki yükümlülüğü azaltılıyor, işçi
aleyhine bir düzenleme getiriliyor, işveren lehine bir düzenleme
getiriliyor. Peki, iş yeri çok tehlikeli sınıfından bir
iş yeri değilse ve 10dan fazla çalışan işçi yoksa,
çalışan işçi sayısı 10dan azsa o zaman ne olacak? O
zaman işveren ya da işveren vekillerinden birisi
Bakanlığın eğitim çalışmalarına
katılmış olmak kaydıyla işe giriş ve periyodik
muayenelerin dışında bu eğitimi üstlenebilecekler.
Değerli
arkadaşlarım, siz bu kanun tasarısını Somada meydana
gelen olay nedeniyle işçi sağlığı ve iş
güvenliği konusunda işverenin daha sıkı tedbirler
alması amacıyla getirmediniz mi?
MUSA ÇAM
(İzmir) Aynen öyle.
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Devamla) Niye burada şimdi kalkıyorsunuz da işvereni
yükümlülükten kurtarıyorsunuz, bir düzenleme daha getiriyorsunuz, o
iş yerinde çalışan stajyerleri ve çırakları toplam
işçi sayısının hesabında dikkate almıyorsunuz?
Yani iş yerinde çalışan işçi sayısının 10
kişi olup olmamasında o iş yerinde çalışan stajyerler
ve çıraklar dikkate alınmıyor değerli arkadaşlar. Bu
tümüyle kabul edilemeyecek bir düzenlemedir. Bu, bu torba yasanın
getirilmesinde kamuoyuna Hükûmet tarafından ilan edilen amaçla
bağdaşmamaktadır. Bu, tasarının getiriliş
amacına tamamen aykırıdır.
İyi hoş,
sizin belki amacınız aslında bu değildi. Gerçekten de
işverenler lehine düzenlemeler yapmaktı belki de. Ama ben sizin ilan
ettiğiniz amaca göre bunu söylüyorum. Bu kabul edilemez bir düzenleme.
Teşekkür
ediyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Aynı
mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve MHP Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve MHP Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile MHP Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve MHP Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve MHP Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve MHP Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay
ve MHP Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2
Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve MHP Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve MHP Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve MHP Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ile 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve MHP Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve MHP Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3
Milletvekilinin; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili
Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet
Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri
Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Samsun Milletvekili
Cemalettin Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve MHP
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve MHP Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve MHP Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın Benzer
Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkerelerinin 17 nci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan
Akçay Mustafa
Kalaycı Yusuf
Halaçoğlu
Manisa Konya Kayseri
Alim
Işık Mesut
Dedeoğlu
Kütahya Kahramanmaraş
MADDE 17- 6331 sayılı Kanunun 6 ncı
maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde geçen
"işyeri hekimi ve" ibaresinden sonra gelmek üzere "on ve
daha fazla çalışanı olan çok tehlikeli sınıfta yer
alan işyerlerinde" ibaresi; bendin sonuna "Belirlenen
niteliklere ve gerekli belgeye sahip olmayan ancak 10'dan az
çalışanı bulunan ve az tehlikeli sınıfta yer alan
işyeri işverenleri veya işveren vekili tarafından
Bakanlıkça ilân edilen eğitimleri tamamlamak şartıyla
işe giriş ve periyodik muayeneler ve tetkikler hariç iş
sağlığı ve güvenliği hizmetlerini
yürütebilirler." cümlesi ve maddeye aşağıdaki fıkralar
eklenmiştir.
"(4) Bu kanun kapsamında yeraltında
istihdam edilen İş güvenliği uzmanlarının
aylıkları Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı bütçesinden karşılanır. Bu kapsamda
istihdam edilen iş güvenliği uzmanlarının aylık
miktarı, çalışma koşulları mali ve sosyal hakları
ve diğer ilgili hususlar Bakanlar Kurulunca belirlenir."
"(5) Maden ruhsatları, rödovans, üretim veya
herhangi bir sözleşme adı altında kiralanamaz. Maden
işletmelerinde asıl işveren-alt işveren ilişkisi
kurulamaz ve/veya takım sözleşmesi yapılamaz. Bu hükümlerin
ihlali durumunda ruhsat iptal edilir."
"(6) Ruhsat
sahibi tarafından teknik nezaretçi ve daimi nezaretçiye ödenmesi gereken
ücret, Bakanlıkça oluşturulacak nezaretçilik hesabına
yatırılır. Nezaretçiler ücretini bu hesaptan alır. Ruhsat
sahibinin, ücreti yatırmaması durumunda, ruhsat teminatı irat
kaydedilerek faaliyet durdurulur. Ücretin yatırılması ve
teminatın yenilenmesi durumunda faaliyete izin verilir. Teknik nezaretçi
ve daimi nezaretçi ücreti her sene Bakanlığın görüşü
alınarak Maden Mühendisleri Odasınca belirlenerek Resmi Gazetede
ilan edilir. Nezaretçilik hesabına ücretlerin yatırılma tarihi,
hesabın denetimi ve yönetimi ile ilgili hususlar Bakanlıkça
çıkarılacak yönetmelik ile düzenlenir. Teknik nezaretçi ve/veya daimi
nezaretçinin sözleşmesi ruhsat sahibi tarafından sırf görevini
yapmış olmasından dolayı feshedilemez. Ruhsat sahibi
tarafından 4857 sayılı İş Kanununun 25 inci
maddesinde belirtilen nedenler dışında teknik nezaretçi ve/veya
daimi nezaretçinin sözleşmesinin feshedilmesi durumunda, ruhsat teminatı
irat kaydedilerek faaliyet durdurulur. Aynı zamanda ruhsat sahibi teknik
nezaretçi ve/veya daimi nezaretçiye aylık brüt ücretinin 10 katı
tutarında tazminat öder."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ
(Isparta) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
MİLLÎ SAVUNMA
BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Erkan Akçay, Manisa Milletvekili.
Buyurun Sayın
Akçay. (MHP sıralarından alkışlar)
ERKAN AKÇAY
(Manisa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 17nci maddede
verdiğimiz önerge üzerine söz aldım. Sözlerime başlarken
İsrailin Filistine ve Gazzeye saldırılarını ve
yaptığı katliamı, çoluk çocuk, kadın, yaşlı
demeden masum insanlara insafsız ve vahşi
saldırılarını şiddetle
kınadığımı belirtmek istiyorum.
Değerli
milletvekilleri, eğer İsrail bu saldırılara cesaret
bulabilmişse bölge ülkelerinin içerisinde bulunduğu vahim kaos
ortamının ve yanlış bazı politikaların rolünün
olduğu açıktır. Sayın Başbakan İsrailin Gazzeye
saldırısını yeni bir Haçlı Seferi olarak
nitelemiştir. Tabii biz, bunların devam eden Haçlı Seferleri
olduğunu biliyoruz fakat AKP Hükûmeti ve Sayın Başbakan bir
çelişkiden kurtulmak durumundadır.
Yine aynı
Sayın Başbakanın Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisinde
yaptığı konuşmada da tam aksine Haçlı Seferlerini
övdüğünü hatırlıyoruz. Haçlı Seferlerini artık
başka, farklı şekilde değerlendirmek durumundayız.
Birbirimizi tanımamızda, kültür, bilim, sanat
alışverişinde faydalı olmuştur. diyerek övgüler
dizmişti ve Haçlı Seferlerinin fayda ve faziletlerini
anlatmıştı. Siz İsraille ticareti arttırın,
petrol temin etmesini, su temin etmesini kolaylaştırın, her
türlü gizli ilişkileri geliştirin, üstüne üstlük bir de o dünyadan
cesaret madalyasını da alın; bu ciddi bir çelişkidir
değerli arkadaşlar ve bu çelişkinizi derinleştiren çok
acı bir konuşmayı da buradan tekrarlamak istiyorum.
Başbakan
Erdoğan Haçlı Seferlerini överken Papa 16'ncı Benedict de
Haçlı Seferleri nedeniyle İslam dünyasından özür diledi, Bu
seferlerde binlerce cinayet işlendi. Tanrı adına bu cinayetlerin
işlendiğini söylemek kabul edilemez. Haçlı Seferleri bizim
utancımızdır. dedi. Papa Benedictin utancı olan
Haçlı Seferleri Sayın Erdoğanın herhâlde gururu oluyor.
Değerli
milletvekilleri, 17nci maddeyle meslek lisesi ve üniversite öğrencileri
staj yaptıkları iş yerlerinde toplam çalışan
sayısına ilave edilmiyor ve böylelikle de o iş yerinin iş
güvenliği yükümlülükleri hafifletilmektedir. Oysa, iş
sağlığı ve güvenliği statüyle ilgili bir kavram
değildir, çalışma faaliyetiyle ilgilidir. Özelleştirme,
taşeronlaştırma, redevans gibi yanlış uygulamalar
sonunda madencilik sektörü, deneyim ve uzlaşmanın
olmadığı kişi ve şirketlere kalmıştır.
Bu kadar iş kazasının yaşanmasının önemli
nedenlerinden birisi de budur. Bilhassa emeklilik yaşının
yükseltilmiş olması, birtakım fiilî hizmet zamlarının
olmayışı bu mesleğin kalitesine çok olumsuz etki
etmiştir.
Yer altında
istihdam edilen iş güvenliği uzmanlarının istihdamı,
sosyal ve mali hakları işverenin iki dudağı
arasındadır. Yer altında istihdam edilen iş güvenliği
uzmanları iş güvenliği konusunda gerekli tedbirleri almaya
çalıştığı zaman, üretimi
yavaşlattığı gerekçesiyle, prim sistemiyle
çalışan, bu dayıbaşı diye tabir edilen
taşeronlarla tartışmaya giriyor ve öncelikli hedefi de üretim
olan iş yeri sahipleri, taşeronlarla tartışan iş
güvenliği uzmanlarının sözleşmelerine de son vermektedir.
Burada da bir iş yeri yönetim çarpıklığı söz konusudur
değerli arkadaşlar.
Ayrıca,
iş güvenliği uzmanlarının, idari hiyerarşide
doğrudan şirketin en üst yönetimine bağlı olma
zorunluluğu da vardır, bu da dikkatlerden kaçan çok önemli bir
konudur. Kaldı ki bizim görüşümüz mutlaka Çalışma
Bakanlığına bağlı olarak belli, özellikle yer
altında tehlikeli işlerde çalıştırılması
gerekir.
Bir diğer
yönetim çarpıklığı da en sonunda Enerji Teftiş Kurulu
Başkanı Türkiye Kömür İşletmelerinin Yönetim Kurulu
üyeliğine atanmıştı mayıs ayında. 13 Mayısta
kaza olduktan sonra, birkaç gün sonra da istifa etmek durumunda kaldı.
Yani denetlemek durumunda olan kişi denetleyeceği yerin aynı
zamanda yöneticisi olmamalıdır.
Bu
düşüncelerle hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
BÜLENT BELEN
(Tekirdağ) Karar yeter sayısı
BAŞKAN Kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Karar yeter sayısı
BAŞKAN Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
FARUK BAL (Konya)
Karar yeter sayısı istediler Sayın Başkan.
BAŞKAN
Oylama yapıldıktan sonra söylendi.
FARUK BAL (Konya)
Hayır, hem oradan söylediler hem buradan efendim.
BAŞKAN
Hayır, lütfen
Önergeyi oylamaya sunarken döndüm size, hiç kimse karar
yeter sayısı istemedi, sonradan söylendi.
18inci madde
üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
Olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın, 6331
sayılı Kanunun 15inci maddesinde değişiklik öngören
18'inci maddesindeki "veya" ibaresinin "ya da" ibaresi ile
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
İdris
Baluken Hasip
Kaplan Erol
Dora
Bingöl
Şırnak
Mardin
Sebahat
Tuncel Mülkiye
Birtane Esat
Canan
İstanbul
Kars
Hakkâri
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 Sıra Sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl
Milletvekili İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ
Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili
Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli Milletvekili
Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili
Aytuğ Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili
Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza
Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz
Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul
Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili
Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve MHP Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara
Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve MHP Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent
Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in;
İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan
Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan
Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet
Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin;
Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır
Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim
Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt
Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve MHP Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1 Milletvekilinin; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve
MHP Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili
Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır
Milletvekili Emine Ayna'nın Kanun Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun
Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun 18. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Rahmi
Aşkın Türeli Vahap
Seçer İzzet
Çetin
İzmir Mersin Ankara
Musa
Çam Süleyman
Çelebi Muhammet
Rıza Yalçınkaya
İzmir İstanbul Bartın
Hasan
Ören Mehmet
Haberal Ali
İhsan Köktürk
Manisa Zonguldak Zonguldak
Özgür
Özel Muharrem
Işık Sakine
Öz
Manisa Erzincan Manisa
Bülent
Kuşoğlu
Ankara
MADDE 18- 6331
sayılı Kanunun 15 inci maddesinin üçüncü fıkrasının
birinci cümlesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"Bu Kanun
kapsamında alınması gereken sağlık raporları
işyeri hekiminden alınır. 5'ten az çalışanı
bulunan ve az tehlikeli işyerleri için ise kamu hizmet sunucuları
veya aile hekimlerinden de alınabilir."
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve MHP Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve MHP Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile MHP Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve MHP Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve MHP Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve MHP Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay
ve MHP Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve MHP Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve MHP Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve MHP Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve MHP Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve
MHP Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve MHP Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve MHP Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 3 Milletvekilinin; Kastamonu
Milletvekili Emin Çınar ve MHP Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve MHP
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve MHP Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve
MHP Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20
Milletvekilinin; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve MHP Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve
MHP Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve MHP Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı
ve Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkerelerinin 18
inci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan
Akçay Mustafa
Kalaycı Yusuf
Halaçoğlu
Manisa Konya Kayseri
Alim
Işık Mesut
Dedeoğlu Ali
Öz
Kütahya Kahramanmaraş Mersin
MADDE 18- 6331
sayılı Kanunun 15 inci maddesinin ikinci fıkrasında geçen
"işyerlerinde" ibaresi "işlerde" şeklinde;
üçüncü fıkrası ise aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"Bu Kanun
kapsamında alınması gereken sağlık raporları
işyeri hekiminden alınır. 10'dan az çalışanı
bulunan ve az tehlikeli işyerleri için ise kamu hizmet sunucuları
veya aile hekimlerinden alınabilir. Tam teşekküllü devlet
hastanelerine raporlar için itiraz edilebilir. Tam teşekküllü devlet
hastanelerinin raporları için Sağlık Bakanlığı
tarafından belirlenen hakem hastanelere itiraz yapılır, hakem
hastanelerinin kararları kesindir."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ
(Isparta) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
MİLLÎ SAVUNMA
BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Ali Öz, Mersin Milletvekili.
Buyurun Sayın
Öz. (MHP sıralarından alkışlar)
ALİ ÖZ
(Mersin) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 639 sıra sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 18inci maddesi üzerine vermiş olduğumuz
değişiklik önergesiyle ilgili Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi
saygılarımla selamlıyorum.
Tabii ki aslında bu torba yasanın içerisinde
iş sağlığı ve güvenliği, iş yeri
hekimliği, az tehlikeli işler, tehlikeli işler, çok tehlikeli
işlerde yeni bir tasnifin yapılması Adalet ve Kalkınma
Partisinin on iki yıllık iktidarı döneminde gözümüzün önüne bir
manzarayı net bir şekilde seriyor. Bu şu demek: Türkiye'de her
gün iş kazasından 4 kişi hayatına veda ederken, bir
şekilde almış olduğumuz önlemlerle, iş
kazalarının, dünyanın ve Avrupa ülkelerinin hiçbir şekilde
istatistiklerine bile yetişemediğimiz meslek
hastalıklarının önüne geçemediğimiz gerçeğini kabul
etmemiz gerekiyor.
Bununla alakalı 6331 sayılı İş
Güvenliği Yasasını çok uzak bir zamanda
değiştirmedik. Soma faciası meydana gelmeden önce, yakın
bir zamanda, iş yeri hekimliği, iş kollarının
tanımlanması, tehlikelerinin tasnif edilmesi, iş güvenliği
ve uzmanlığı noktasında işçi güvenliğini
sağlayan önlemlerin alınmasıyla alakalı ciddi manada bir
kanun tasarısı gene torba yasa olarak gelmişti, onu düzenlemiştik.
Burada yadırgadığım asıl önemli
şey şu: Torbanın içerisine her şeyi dolduruyorsunuz, daha
önce bu Türkiye'nin bir eksiği olarak gündeme gelen, özellikle
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler
Komisyonunda görüşülen, belli karara bağlanan konuda kimlerden,
özellikle Sayın Bakanın kendini asla itham etmek istemem ama
bürokratlardan nasıl bir talimat geliyorsa yeniden düzenlemelerle
karşımıza geliyorsunuz. İş yeri hekiminin
tanımı konusunda daha önce, yine bu Türkiye Büyük Millet Meclisinde
Sağlık Bakanlığı buraya bir madde getirdi. O
Sağlık Bakanlığının getirdiği maddede,
iş yeri hekimi tanımı itibarıyla Pratisyen hekimlerin
hepsi az tehlikeli iş kollarında sertifika almaksızın
iş yeri hekimi olabilir. dediniz. Onu geçirdiniz buradan. Şimdi ne oldu?
Ne değişti şimdi? Şimdi de iş kollarına
ayırıyorsunuz. Bir kere, sizin kafanız net değil.
İtiraz ettiğimiz zaman da muhalefeti her şeyi eleştiren
olarak ifade ediyorsunuz.
O zaman da burada
konuşurken ifade ettik: Tıp fakültelerinde verilen eğitimler,
bir hekimin iş yeri hekimi olması noktasında sahip olması
gereken birikim, deneyim, tecrübenin hiçbir tanesini içermiyor. Bizim tıp
fakültelerinde -mezuniyetlerimizde- böyle bir müfredat söz konusu değil.
Dolayısıyla, her pratisyen hekimi az tehlikeli iş kolunda da
olsa iş yeri hekimi yapamazsınız. Bunların İş
Kanununa göre mutlaka sertifikalandırılması lazım. dedik.
Şimdi de herhâlde aranızda bir uyuşmazlık söz konusu oldu ki
az tehlikeli iş yerlerinde iş yeri hekimi bulundurma mecburiyetini
toptan kaldırıyorsunuz; anlamak mümkün değil.
İş
kollarına bakıyorum, az tehlikeli iş kolları
sınıflandırılmış. Evet, Türkiyede iş
ortamında, iş dünyasında belki de çalışanların en
büyük kısmının bulunduğu iş kolu az tehlikeli
işler ama bunların içerisinde de iş yeri hekiminin, iş
güvenliği uzmanının bulunması gereken değişik
iş kolları var, onları da toptancı bir bakışla
yok ediyoruz.
Şimdi, burada
ben bakıyorum, normal büro tipi iş yerlerinde belki bu iş yeri
hekimi zorunluluğunu kaldırmak iş dünyasında bir
rahatlamaya vesile olabilir, bu yönüyle baktığınız zaman
getirmiş olduğunuz madde doğru olarak değerlendirilebilir.
Ancak iş kollarını ayrı ayrı tasnif ettiğimiz
zaman iş yeri hekimi bulunması gereken, orada iş yeri hekiminin
bulunmasıyla toplum sağlığı noktasında da
kazançlı olduğumuz yerlerin göz ardı edildiğini görüyoruz.
Mesela, burada, her türlü yiyecek maddelerinin hazırlanması,
imalatı, fırınlar, pasta, börek, yufka, benzeri hamur ve sanayi
işlerinde piyasaya sunum yapan, sağlık açısından ciddi
denetim ve kontrolü olması gereken yerleri de bu tasarıyla tamamen
olaydan, kontrolden çıkarmış bir hâle getireceksiniz. Yani
niyetinizin gerçekten torba yasa içerisinde iş sağlığı
ve iş güvenliğini, denetimi, iş kazalarının
önlenmesini daha da azaltacak önlemler almak olması gerekirken iş
dünyasının taleplerini karşılayacak şekilde bu
tasarıyla gündeme geliyorsunuz, hele bir de bunu yaşamış
olduğumuz büyük bir Soma faciasının üzerinden yapıyorsunuz.
Dolayısıyla,
anlamakta büyük güçlük çektiğimi ifade ediyor, yüce heyetinizi
saygılarımla selamlıyorum. (MHP ve CHP sıralarından
alkışlar)
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı
arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir, karar yeter sayısı
vardır.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
639 Sıra Sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in;
Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ
Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli
Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin
Milletvekili Aytuğ Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin;
İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet
Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal
ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul
Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla
Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in;
İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan
Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan
Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet
Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin;
Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır
Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim
Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt
Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in;
Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine
Ayna'nın Kanun Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporunun 18. maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Rahmi
Aşkın Türeli Vahap
Seçer İzzet
Çetin
İzmir Mersin Ankara
Musa
Çam Süleyman
Çelebi Muhammet
Rıza Yalçınkaya
İzmir İstanbul Bartın
Hasan
Ören Mehmet
Haberal Ali
İhsan Köktürk
Manisa Zonguldak Zonguldak
Özgür
Özel Muharrem
Işık Sakine
Öz
Manisa Erzincan Manisa
Bülent
Kuşoğlu
Ankara
MADDE 18- 6331
sayılı Kanunun 15 inci maddesinin üçüncü fıkrasının
birinci cümlesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"Bu Kanun
kapsamında alınması gereken sağlık raporları
işyeri hekiminden alınır. 5'ten az çalışanı
bulunan ve az tehlikeli işyerleri için ise kamu hizmet sunucuları
veya aile hekimlerinden de alınabilir."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ
(Isparta) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
MİLLÎ SAVUNMA
BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Muharrem Işık, Erzincan Milletvekili.
Buyurun Sayın
Işık. (CHP sıralarından alkışlar)
MUHARREM IŞIK
(Erzincan) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; grubumuzun
vermiş olduğu madde 18deki değişiklik önergesiyle ilgili
söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygılarımla
selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, AKP Grubu içerisinde cesur bir sağlıkçı
milletvekili arıyoruz, çıkıp Biz sağlıkta tökezledik,
on iki yıldır hekimleri ve diğer sağlık
çalışanlarını perişan ettik,
sağlığı ve çalışanları
taşeronlaştıran, köleleştiren, özelleştiren,
halkın sağlığını bozan uygulamalarla her geçen
gün biraz daha batıyoruz. diyecek cesur bir milletvekili. Üçüncü dönem
olanlardan birisi olabilir. Ben, komşu ilim dadaşlar diyarı
Erzurumdan mert, cesur, yiğit bir sağlıkçı vekil
çıkar diye düşünüyorum.
On iki yılda,
herhâlde, en fazla, yandaşa rant sağlamak için, havuza para aktarmak
için Kamu İhale Yasasında, ondan sonra da Sağlık
Yasasında değiştirme yaptınız. Bu yetmezmiş
gibi, bu değişiklikleri yaparken bir de sivil örgütleri, özellikle
Türk Tabipleri Birliği ve TMMOB gibi örgütleri yok etmek için çalıştınız.
Bunu yaparken de tabii asıl amacınız bunların toplumda
etkin olmasını engellemekti, bunu da ne yazık ki
başardınız, zayıf duruma düşürdünüz.
Biz, bunları
yaparken size özellikle Böyle yapmayın. diye söylediğimiz hâlde siz
yanlışlarda aynen devam ettiniz, hiçbirini kesmediniz. Yalnız,
tabii, bu yanlışı yaparken ortaklarınızla birlikte
hareket ettiniz ama 17 Aralık çıktıktan sonra, özellikle
Sayın Başbakan çıktı, sürekli bağırdı,
Nankörler, hainler, ne istediniz de vermedik? diye söylenmeye
başladı. Özellikle, ak ozan Orhanın da söylediği gibi
İnerken aklıma bir kara perde/Her şey yeniden başlar
bittiği yerde/Dönüşü olmayan bir yola girdim/Bir
yanlışlık yaptım acaba nerede? Bir değil, binlerce
yanlışlık yaptınız, dönüşü olmayan binlerce yola
girdiniz.
Şimdi,
sağlıkta yaptığınız yanlışlara gelince,
Soma katliamından başlayalım, Soma katliamıyla ilgili neler
olur?
Geçenlerde iş
yeri hekimliği için bir sınav yaptınız. Bu sınava
7.521 kişi başvuru yapmış, 866sı sınava
girmemiş, 6.655 hekimimiz sınava girmiş, 609 tanesi yani yüzde
9u başarılı olmuş, yüzde 91i başarısız
olmuş. Bir kere, her şeyden önce sizin burada doktorların,
hekimlerin zekâsıyla, onların gururuyla oynamaya hakkınız
yok. Sınavda sorduğunuz sorulara bakıyoruz, hukukla ilgili yüzde
5, iş sağlığı genel konularıyla ilgili yüzde 15,
mevzuatla ilgili yüzde 30, sağlıkla ilgili yüzde 35, teknik olarak
yüzde 15 soru sormuşsunuz. Şimdi, burada hekimlerin bilmediğini
mi tartışacağız? Hayır ama sorduğunuz sorularla,
yaptığınız uygulamalarla, hiç ilgisi olmayan konularda
sorduğunuz sorularla hekimleri orada sanki başarısız gibi
gösterdiniz.
Daha önce 6331
sayılı Yasayı çıkardığınız zaman orada
çok güzel maddeler sıraladınız ama tuttunuz, iş
sağlığıyla ilgili asıl işvereni oradan sorumlu
yaptınız ve bugün gelinen ortamda iş hekimini etkisiz hâle getirdiniz.
Yapılması gereken şu: Kesinlikle tabipler
odasını ve TMMOBu tekrar etkin hâle getirmeniz lazım. Eğer
bu Somada yaşanan felaketin önüne geçmek istiyorsanız, oradaki
çalışan kişilerin, hekimlerin ve iş güvenlik
uzmanlarının patrona bağlı olmaması lazım.
Sonuçta, patron bunun maaşını veriyor, maaşını
veren bir kişiye de karşı çıkması mümkün değil.
Somada yaşanan olayda, orada daha önceden bir kişinin zehirlendiği,
hastaneye kaldırıldığı biliniyor, daha önceden orada
yangın çıktığı biliniyor. Orada oluşturmuş
olduğunuz o sarı sendika, tek görevi sizin mitinglerinize adam
taşımak olan o sendika hiçbir etki göstermedi. Hekimler, orada
paralı çalıştığı için, arkasında bir güvence
olmadığı için, iş güvencesi olmadığı için
sesini çıkarmadı; iş güvenliği uzmanları aynı
şekilde sesini çıkarmadı. Dolayısıyla, facia geldi,
kapımızda göründü. Bunları eğer engellemek istiyorsak,
burada Sayın Bakanın ve diğer yetkililerin şu anda yapması
gereken şey, yine, eskisi gibi iş yeri hekimlerini
bağımsız hâle getirmek, tabip odasına bağlamak,
güvencesini tabip odasından sağlamak, aynı şekilde, iş
güvenlik uzmanlarını ve diğer çalışanları da
diğer örgütlere bağlayıp maaş alacaksa ne kadar
alacağı, nasıl güvenceli olacağını bu örgütlere
bırakmak ve ciddi bir şekilde buna yüklenmektir. Yoksa, biz bu
kazanın önüne geçemeyiz.
İş yeri hekiminin görevi çok önemli ama ne
yazık ki yetkisi var, etkisi yok. Etkisi olmayan bir yerde de bir sonuç
almasının mümkün olduğunu düşünmüyoruz. Bundan dolayı,
bu, öyle
Sağlık raporu verecek, kaç kişiye verecek, bu gibi
şeylerle biz bunun önüne geçemeyiz. Gerçekçi olması gereken şey,
dediğim gibi, tabip odasını ve diğer örgütleri tekrar
işlevli hâle getirip bunu Bakanlığın himayesinden
kurtarmakla olur.
Hepinizi saygılarımla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
Olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın, 6331
sayılı Kanunun 15 inci maddesinde değişiklik öngören
18'inci maddesindeki "veya" ibaresinin "ya da" ibaresi ile
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
İdris Baluken (Bingöl)
ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ SIRRI SÜREYYA BİLGİÇ
(Isparta) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
MİLLÎ SAVUNMA
BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen İdris Baluken, Bingöl Milletvekili.
Buyurun Sayın
Baluken.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Teşekkür ediyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 18inci madde üzerine söz
almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Aslında, 18 ve
19uncu maddeler birbiriyle bağlantılı ve doğrusu
anlamlandırması mümkün olmayan maddeler şeklinde önümüze
geliyor. Baktığımız zaman, özellikle
bağlantılı olarak bu her 2 maddedeki ana içeriği burada
vurgulamak istiyorum. 10dan az çalışanı bulunan ve az tehlikeli
olarak değerlendirilen iş yerlerinde iş yeri hekimi ya da
iş güvenliği uzmanı yetkisini, sözde, Bakanlığın
eğitim programından geçmiş olan işverenlere veriyorsunuz.
Yani hekimlik mesleğinin iş yeri hekimliğiyle ilgili özel uzmanlaşması
gereken bir yetkisini, yürütmesini, burada getirip işverene, iş yeri
işverenine ya da o işveren vekiline veriyorsunuz ki
anlamlandırmak mümkün değil. Hani, Başkan hep Komisyona ve
Hükûmete katılıp katılmadığını soruyor da,
vallahi bizim de kürsüden sorasımız var: Bu şaka mı,
değil mi? Yani hem Komisyonun hem de Hükûmetin gerçekten bu maddelerin
şaka olup olmadığını bize yanıtlaması
gerekiyor.
Değerli
arkadaşlar, aranızda hekim olan milletvekilleri var, bu ülkede
sağlıkla ilgili sendikalar var, meslek örgütleri var. Bir yasayı
hazırlarken hiç mi danışmıyorsunuz, hiç mi onlara
sormuyorsunuz ya da soruyorsunuz da hiç mi görüşlerini, önerilerini
dikkate almıyorsunuz?
İş yeri
hekimliği dediğiniz şey, tıp fakültesini bitirdikten sonra
özel bir uzmanlık eğitiminden ya da özel sınavlardan, özel
sertifikasyon programlarından geçtikten sonra tanınan bir yetkidir.
Burada, güya
iş güvenliği ve işçi sağlığıyla ilgili bir
düzenleme getirmişsiniz ama hem iş güvenliğini hem işçi
sağlığını hiçe sayan bir yasa maddesini buraya
yedirmişsiniz. Bunu kabul etmek mümkün değil.
Bakanlığın ilan ettiği eğitim programından geçme
şartını da lütfetmişsiniz.
Bakın,
yarım imam dinden, imandan, yarım hekim candan eder. Burada
yarım hekim bile yok. İlkokul mezunu olacak bir işverene ya da
işveren vekiline siz bu konuyla ilgili bir yetki getiriyorsunuz. Bunun
anlaşılır hiçbir yönü yok.
Bir de 2 maddede
tanımlanmış -lütfetmişsiniz yine- işe girimler,
periyodik muayene ve birkaç böyle istisnayı da
O yetkileri de istisna
olarak tutmuşsunuz. Yani hiçbir hekimlik deneyimi olmayan bu
işverenin bunları yapamayacağını da
lütfetmişsiniz.
Gerçekten, bu madde
üzerinde ciddi bir şekilde konuşmaktan bile biz hicap duyuyoruz. Bu 2
maddenin ruhuyla ilgili bir an önce ciddi bir şekilde sorunu ele
almanız lazım. Güya küçük işletmeleri koruma adı
altında bu torba yasada bazı şeyleri önümüze getiriyorsunuz ama
unutmayın ki bu torba yasa 301 madencinin yaşamını
yitirmesi üzerine işçi sağlığı ve iş
güvenliğiyle ilgili bu Meclisin gündemine geldi. İş cinayetleri
olarak nitelendirdiğimiz, işçilerin yaşamlarına neden olan
bu iş kazalarında dünyada 2nci sırada, Avrupada 1inci
sırada bulunuyoruz. Her yıl bin işçi yaşamını
yitiriyor. Sizin Hükûmetiniz döneminde 10 binin üzerinde işçi
yaşamını yitirmiş. Burada illaki iş
yaşamını ilgilendiren her düzenleme getirdiğinizde
işvereni kayırmanız, sermayeyi kayırmanız, rant
sahiplerini kayırmanız mı gerekiyor? Böyle bir şey olabilir
mi?
Değerli
arkadaşlar, yol yakınken bu konuyla ilgili mevcut düzenlemeleri bir an
önce geri çekmenizi öneriyoruz. Ben de özellikle pasifleştirmeye
çalıştırdığınız meslek örgütlerinden, Türk
Tabipleri Birliğinden, TMMOBtan görüşler almanızı o
doğrultuda -toplum yararına, işçi yararına, emekçi
yararına bir düzenleme yapılacaksa- o şekilde Meclise
getirmenizi öneriyorum. Bu 2 maddeyle ilgili iktidar partisinde bulunan bütün
hekim arkadaşları da özellikle sorumluluğa davet ediyorum.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
Oylama sistemindeki
arıza nedeniyle on beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 17.04
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 17.23
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: İsmail KAŞDEMİR
(Çanakkale), Muharrem IŞIK (Erzincan)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 120nci
Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
639 sıra
sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine devam
edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet
yerinde.
19uncu madde
üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat
Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili
Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile
1 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2
Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ile 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ile 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin
Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 3 Milletvekilinin; Kastamonu
Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu
Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin;
Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın Benzer
Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkerelerinin 19 uncu maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Erkan Akçay Mustafa Kalaycı Alim Işık
Manisa Konya Kütahya
Yusuf Halaçoğlu Ali Öz Mesut Dedeoğlu
Kayseri Mersin Kahramanmaraş
MADDE 19- 6331 sayılı Kanunun 30 uncu
maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine
aşağıdaki alt bent eklenmiştir.
"6) 10'dan az çalışanı bulunan ve az
tehlikeli sınıfta yer alan işyerinde iş
sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin üstlenilmesine
ilişkin eğitim programları, eğitimin süresi ve
eğiticilerin nitelikleri ile görevlendirmeye ilişkin hususlar ile bu
programa katılanların belgelendirilmeleri, görev, yetki ve
sorumluluklarına dair hususları."
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 Sıra Sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in;
Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ
Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli
Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin
Milletvekili Aytuğ Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin;
İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet
Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal
ve Binnaz Toprakın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul
Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla
Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri
Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye
Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan
Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile
2 Milletvekilinin Kanun Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun 19. maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Özgür Özel Sakine Öz Rahmi
Aşkın Türeli
Manisa Manisa İzmir
Vahap Seçer Bülent Kuşoğlu İzzet Çetin
Mersin Ankara Ankara
Muhammet Rıza Yalçınkaya Hülya
Güven
Bartın İzmir
Musa Çam Süleyman
Çelebi Hasan Ören
İzmir İstanbul Manisa
Ali İhsan Köktürk Mehmet Haberal Sedef
Küçük
Zonguldak Zonguldak İstanbul
MADDE 19- 6331
sayılı Kanunun 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının
(b) bendine aşağıdaki alt bent eklenmiştir.
"6) 5'ten az
çalışanı bulunan ve az tehlikeli sınıfta yer alan
işyerinde iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin
üstlenilmesine ilişkin eğitim programları, eğitimin süresi
ve eğiticilerin nitelikleri ile görevlendirmeye ilişkin
hususlar."
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının, 6331
sayılı Kanunun 30 uncu maddesinde değişiklik öngören
19uncu maddesine aşağıdaki cümlenin eklenmesini arz ve teklif
ederiz.
10dan az
çalışanı bulunan ve az tehlikeli sınıfta yer alan
işyerlerinde, işverenlerin veya vekillerinin iş
sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin üstlenilmesine
ilişkin eğitimlerine ilişkin hususları belirlemede
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, ilgili sendika
ve meslek odalarının görüşlerine başvurulur.
İdris Baluken Pervin Buldan Hasip
Kaplan
Bingöl Iğdır Şırnak
Erol Dora Nazmi Gür
Mardin Van
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ
(Isparta) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Katılamıyoruz.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Erol Dora, Mardin Milletvekili.
Buyurun Sayın
Dora.
EROL DORA (Mardin)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kanun
tasarısının 19uncu maddesi üzerine Halkların Demokratik
Partisi adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Tasarının
bu maddesiyle, 6331 sayılı Kanunun 30'uncu maddesinde
değişiklik yapılmakta ve 10'dan az çalışanı
bulunan ve az tehlikeli sınıfta yer alan iş yerlerinde iş
sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin üstlenilmesine
ilişkin eğitim programları, eğitimin süresi ve
eğiticilerin nitelikleriyle görevlendirmeye ilişkin düzenleme
yapılmaktadır. İş sağlığı ve
güvenliği hizmetlerinin üstlenilmesine ve eğitimlerine ilişkin
hususların belirlenmesinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığının ilgili sendika ve meslek odalarının
görüşlerine başvurması ve bu doğrultuda hareket etmesi
gerektiğini ve bu maddenin buna uygun biçimde değiştirilmesi
gerektiğini düşünüyoruz.
Değerli
milletvekilleri, iş kazalarının büyük çoğunluğunu
öngörülebilir ve önlenebilir kazalar oluşturuyor. Bütün güvenlik önlemleri
alınmasına rağmen kazalar gerçekleşebilir, bunlar,
kelimenin gerçek anlamıyla kazadır. Ancak öngörülebilir ve
önlenebilir kazalara "iş kazası" demenin
sakıncaları vardır. Çünkü "kaza" ifadesi, ortada bir
sorumlunun olmadığı izlenimini yaratıyor. Ancak,
öngörülebilir ve önlenebilir kazaların hepsinde bir sorumlu vardır.
İşverenlerin ve kamu otoritelerinin gerekli önlemleri
aldığı durumlarda, güvenlik talimatlarına uymayan
işçiler de sorumludur. Ancak, ülkemizdeki genel durum -Soma'da bir kez
daha ortaya çıktığı gibi- işverenler gerekli önlemleri
almak için yeterli çabayı harcamamakta, ilgili bakanlıklar da iş
ve işçi güvenliği konusunda caydırıcı tedbirleri
almamışlardır.
Değerli
milletvekilleri, peki, işverenlerin güvenlik önlemlerini
almadığı, bakanlığın bu konuda
caydırıcı tedbirleri almadığı durumlarda
gerçekleşen ölümlü kazalara iş cinayeti demek neden uygundur? Çünkü
iş cinayeti, öngörülebilir ve önlenebilir kazayı öngördüğü hâlde
önlemek için hiçbir şey yapmayanın ölümden sorumlu olduğunu bize
hatırlatmaktadır. Ülkemizde iş kazalarıyla ilgili
yaptırımların zayıf olduğu, hukuki süreçlerin uzun
sürdüğü ve çoğu zaman sonuçsuz kaldığı
düşünülürse, ağır ihmallerin olduğu durumlarda
gerçekleşen ölümlü iş kazalarına iş cinayeti demek en
doğrusudur. Ancak, sadece bizim bunu dememiz yetmez, yasaların ve
mahkemelerin de bu türden iş kazalarına iş cinayeti muamelesi
yapması gerekir. Örneğin, Amerika Birleşik Devletlerinde
mahkemelerin, ağır ihmallerin olduğu iş kazalarında
işverenlere cinayet davası açmaları ve işverenlere ölümlü
iş kazaları vakıalarında cinayetten ceza vermesi
boşuna değildir.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; cezaların
arttırılması ve iş kazalarıyla ilgili davaların
hemen sonuçlandırılması iş kazalarının önlenmesi
için işverenleri önlem alma konusunda teşvik edebilecek önemli bir
adımdır.
İşçi
örgütleriyle daha yakın iş birliği kurulması her yıl
binlerce işçinin yaralanması ve yüzlercesinin hayatını
kaybetmesinin önüne geçebilmek için atılabilecek ikinci önemli
adımdır.
Üçüncü olarak:
Vergiler, iş güvenliği ve iş kazaları konusunda kötü bir
karneye sahip olan şirketleri cezalandırmak ve karnesi iyi olan
şirketleri ödüllendirmek için kullanılabilir. Karnesi kötü olan
şirketlere daha yüksek oranlarda vergi uygulanırken karnesi iyi olan
şirketler vergi indirimlerinden faydalandırılabilir.
Ayrıca,
iş güvenliğinin arttırılmasıyla ilgili teşvikler
sigorta teşvikleri şeklinde verilebilir. İş güvenliği
karnesi iyi olan şirketler ve çalışanları için sigorta
primlerinin düşürülmesini sağlayan düzenlemeler yapılabilir.
Değerli
milletvekilleri, iş güvenliği ve iş
sağlığıyla ilgili yatırım yapan şirketlere
çeşitli iktisadi teşvikler verilebilir. Örneğin, iş
güvenliğine yapılan yatırımın belirli bir oranı
kamu tarafından karşılanabilir.
Son olarak:
İş güvenliğini arttırmak için finansal olmayan
teşvikler de verilebilir. İş güvenliğini arttırma ve
iş kazalarını azaltma konusunda başarılı olan
şirketlere sembolik ödüller verilmesi ve tanıtılması, iş
kazalarını önleme konusunda başarısız olan
şirketlerin ise kamuoyuna duyurulması ve teşhir edilmesi
sağlanabilir.
Türkiye'nin iş
ve işçi sağlığı ve güvenliği konularında
içerisinde bulunduğu yetersiz koşulların seçim öncesi torba
kanunlara serpiştirilmiş yüzeysel yaklaşımlarla
giderilemeyeceğini bir kez daha belirtiyor, Genel Kurulu tekrar
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam
Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili
Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza
Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz
Toprakın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul
Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili
Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin
Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın
Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin Kanun Teklifleri ile; Benzer
Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun 19.
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Hülya Güven
(İzmir) ve arkadaşları
MADDE 19- 6331 sayılı Kanunun 30 uncu
maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine
aşağıdaki alt bent eklenmiştir.
"6) 5'ten az çalışanı bulunan ve az
tehlikeli sınıfta yer alan işyerinde iş
sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin üstlenilmesine
ilişkin eğitim programları, eğitimin süresi ve eğiticilerin
nitelikleri ile görevlendirmeye ilişkin hususlar."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ
(Isparta) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) -
Katılamıyoruz.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Sedef Küçük, İstanbul Milletvekili.
Buyurun Sayın
Küçük. (CHP sıralarından alkışlar)
SEDEF KÜÇÜK
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 639
sıra sayılı Kanun Tasarısının 19uncu maddesi
üzerine söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, Meclisimize 61 madde olarak sevk edilen ancak Komisyon
sürecinde kayıt dışılığın, adam
kayırmanın, kasa aflarının, rantın ve talanın yer
aldığı 98 maddenin daha ilave edilmesiyle 149 maddeye
ulaşan bir torba yasayla karşı karşıyayız.
Adalet ve
Kalkınma Partisinin Meclisimizden mutabakatla geçebilecek bir yasaya yine
müdahalede bulunduğuna ve de uzlaşma kültüründen ne kadar uzakta
olduğuna bir kez daha şahit olduk. Bu
şaşırtıcı değil, asıl
şaşırtıcı olan Soma işçileri için kanun
çıkarıyoruz. deyip yaşam odalarını reddetmektir,
asıl şaşırtıcı olan Doğayı
korumayı en iyi biz biliriz. deyip zeytinlikleri ranta açmaktır. Bu
yaklaşımı anlamak da mümkün değildir. Oysa, Somanın
da işçi sorunlarının da ekonominin de artık
kalıcı hâle gelen problemlerinin çözümü uzlaşmadadır.
Yalnızca muhalefet partileriyle değil, sivil toplum örgütleriyle,
sendikalarla da uzlaşma gereği vardır. Uzlaşma
sağlanmadan yapılan her düzenleme eninde sonunda yeni bir düzenlemeye
yol açmaktadır ve geçtiğimiz yıllar da bunun sayısız
örneğiyle doludur.
Barolardan
görüş almadan Avukatlık Kanununu değiştirirseniz,
sendikaları yok sayarak işçiler hakkında düzenleme
yaparsanız, tabipler odasına danışmadan sağlık
çalışanlarına zorunlu nöbet uygulaması getirirseniz sorun çıkması
da kaçınılmazdır. Taşeronluk sistemi de işte böylesi
bir anlayışın ürünüdür. Muhalefet tarafından, sendikalar
tarafından defalarca uyarılmasına rağmen
taşeronluğu bu kadar yaygın hâle getirip bir de üzerine bundan
şikâyetçi olmak, ancak Adalet ve Kalkınma Partisine has bir tutum
olsa gerek. Bu tasarıda da bu tutumdan vazgeçilmiş değildir.
Yoksa, hem kamuoyuna Taşeron işçileri kadroya alacağız.
deyip hem de taşeronluğu kolaylaştırıcı ve
yaygınlaştırıcı düzenleme yapmak açıklanabilir
değildir. Yoksa, hem Uluslararası Çalışma Örgütünün
sözleşmelerini imzalayıp hem de kamuda çalışan taşeron
işçileri firmaların insafına bırakmak
anlaşılabilir değildir. Muhalefetin, sendikaların,
işçilerin beklentisi taşeronluğun toptan
kaldırılmasıdır. Bu çağda fazla mesai, bayram izni,
ikramiye ve yıllık izin gibi haklarından mahrum
bırakılan taşeron işçilerin çalışma
koşulları utanç vericidir. Taşeronluk sisteminin sonuçları
nedeniyle yaşanan can kayıpları ise bu ülkenin
ayıbıdır. Bu utanca ve ayıba ortak olmamak gerek diye
düşünüyorum.
Taşeron
işçilerin yaşadığı drama en son hep birlikte Somada
tanık olduk. Kazanın ardından madenlerde çalışan
işçilere dayıbaşı denilen işçi simsarları
aracılığıyla İşbaşı yapın, yoksa
ekmeğinizden olursunuz. dendiğini gördük. İşçilerin çok
düşük maaşlarla yerin metrelerce altında yaşam
savaşı verdiklerini ve bu sistemin de bizzat devlet tarafından
beslendiğine tanık olduk. Tanıklığımız
bununla da kalmadı; bu koşulları protesto eden işçilerin ve
işçi yakınlarının tokatlandığına, tekmelendiğine
ve üzerlerine gaz sıkıldığına tanık olduk. (CHP
sıralarından alkışlar) Önlem almayan şirketlerin,
önlem almasını kontrol bile etmeyen devletle zaten kol kola
olduklarına tanık olduk. E ne yapalım, bu kaderdir
Maden
kazaları konusunda 1900lerin başından örnek veren yöneticilere
tanıklık ettik ve bu yöneticilerin yönettiği ülkemizde
yalnızca geçtiğimiz yıl 1.235 işçi, işçi
kazalarında hayatını kaybetti.
Eğer
işçilerimizin hayatının sudan ucuz olduğu bir ülke
istemiyorsak hep birlikte bir şeyleri değiştirmemiz gerekiyor.
İşçi sağlığı ve iş güvenliği
açısından da ilk iş olarak taşeronluk sistemini
değiştirmemiz gerekiyor. Eğer bu sistem böyle giderse
korkarım daha çok işçimizin ardından ağıt yakarız
diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
Bravo! sesleri, alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat
Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili
Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin;
İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin;
Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3
Milletvekilinin; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20
Milletvekilinin; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri
ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkerelerinin 19 uncu maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Erkan Akçay
(Manisa) ve arkadaşları
MADDE 19- 6331 sayılı Kanunun 30 uncu
maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine
aşağıdaki alt bent eklenmiştir.
"6) 10'dan az çalışanı bulunan ve az
tehlikeli sınıfta yer alan işyerinde iş
sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin üstlenilmesine
ilişkin eğitim programları, eğitimin süresi ve
eğiticilerin nitelikleri ile görevlendirmeye ilişkin hususlar ile bu
programa katılanların belgelendirilmeleri, görev, yetki ve
sorumluluklarına dair hususları."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ
(Isparta) Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa)
Katılamıyoruz.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Ali Öz, Mersin Milletvekili.
Buyurun Sayın Öz.
(MHP sıralarından alkışlar)
ALİ ÖZ
(Mersin) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 639 sıra sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 19uncu maddesi üzerine vermiş olduğumuz
değişiklik önergesiyle alakalı Milliyetçi Hareket Partisi grubu
adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi
saygılarımla selamlıyorum.
Tabii ki, bu
iş sağlığı ve iş güvenliği daha önce
görüşüldü. 6331 sayılı Kanunu görüşürken -o zaman böyle de
görüşmedik, çok daha etraflı, detaylı- konunun sosyal
taraflarıyla -diğer siyasi partilere mensup, daha önce iş
dünyasından gelen, buradaki eksiklikleri, aksaklıkları tespit
eden, bir sendikada üst düzeyde yöneticilik yapmış ve aramızda
Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekili olarak bulunan Sayın Çelebinin de
olduğu- uzun uzun görüştük, böyle şeyler yoktu. O zaman da
ısrarla tüm muhalefet milletvekilleri, sosyal taraflar, sendikalar olarak
üstüne basa basa bir şeyi ifade ettik Sayın Bakanım, dedik ki:
Amacımız eğer gerçekten Türkiyede iş kazalarının
önlenmesi, işçi sağlığı, iş güvenliği
noktasında köklü değişiklikler yapmaksa evrensel normlarda dünya
bunu nasıl yapıyorsa, ILO standartları neyi emrediyorsa gelin
bunlara göre bir düzenleme yapalım. O gün yapmış olduğunuz
düzenlemelerde bunların ülke şartlarına gayet uygun
olduğunu, bunların doğru olduğunu ifade ettiniz. Ama daha
sonra, 13 Mayısta, ülkemizin yaşamış olduğu vahim bir
olayla, büyük bir katliamla; denetimi olmayan, denetimsiz, kimin ne
yaptığının belli olmadığı
Türkiyede sadece
yer altı maden ocaklarında değil, diğer alanlarda da
iş güvenliği uzmanlığı yapanların, gerçek manada
denetimleri veya eksikleri tespit ettiğinde, alınabilecek önlemlerin
alınıp alınmadığı noktasında
Bakanlığın yaptırıcı bir gücü olması
gerektiğini ifade etmemize rağmen bunu yok ettiniz.
Şimdi ne yapıyorsunuz?
Şimdi, az tehlikeli iş yerlerinde çalışan sayısı
10dan azsa orada çalışan iş sahibi, patron, işveren
oranın belli alanlardaki eğitimini de verecek, eksiğini de
tespit edecek. Yani, tabiri caizse kuzuyu kurda teslim ediyoruz,
yaptığımız bu, başka bir şey değil. Burada,
iş sağlığı ve güvenliği noktasında
kazaların olmasını nasıl azaltacağız, nasıl
tedbirler alacağız? Diyelim ki şöyle: Az tehlikeli iş
kollarındaki bir işvereni düşünün, 15 çalışanı
var, ikiye ayırdı. Ne yapacaksınız? Yani 7sini bir yere
koydu, 8ini de bir yere koydu; ne olacak şimdi? Yani, bu o zaman iş
güvenliği uzmanlığı sorunundan kurtulmuş olmayacak
mı? Veya bu az tehlikeli iş kollarında tarif ettiğiniz
iş kolları mahiyet olarak, iş kolları olarak birbirinin
hepsiyle aynı özellikte değil ki.
Az önceki
konuşmamda da ifade ettim, az tehlikeli iş yerlerinde Türkiyede 600
bin civarında işyeri olduğu ve bunların da iş
kolları olarak 150 alt gruptan oluştuğu, birbirlerinden tamamen
farklı alanlarda işçi ve iş yeri ortamı olduğunu biliyoruz.
Yani, bu kanunla daha sıklaştırmak, denetimleri daha
artırmak, tedbirleri daha fazla güçlendirmek dururken kimin aklına
geliyor da biz daha da çerçeveyi genişletiyoruz, elastik bir hâle
getiriyoruz, gevşetiyoruz ve bundan ne kazanacağız? Yani, daha
büyük faciaların olması, daha büyük kazaların olması için
yeniden torba yasalarla bazı şeyleri düzeltmek zorunda mı
kalacağız?
Bir de şu arada şunu ifade etmek istiyorum:
Sayın Bakan, sizin iyi niyetinizden hiç şüphem yok ama
Türkiyede, Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamında devletin kasasından
harcanan paraların yeterli denetiminin yapılmadığı
kanaatindeyim. Öyle iller biliyorum ki tıp merkezi adı altında
şimdi bir de bilgi gizlenmesi tamamen ortadan kaldırıldı
sayenizde- sanal ortamda TC kimlikleriyle çok sayıda sanal hasta
yaratılarak devletin soyulduğunu bu kürsüden hepinizle paylaşmak
istiyorum. Bu konuda lütfen tedbirlerinizi alın. Çünkü gerçekten Sosyal
Güvenlik Kurumu olarak çok iyi şeyler yapma niyetinde olsanız da
denetleyen elemanlarınızı, Sosyal Güvenlik Kurumunun
sağlık grubundaki denetleyen elemanlarınızı ücret
olarak korumadığınız sürece Türkiyenin büyük paraları
birilerinin cebine akıp gidecek. Bunda da bu Parlamentonun vebali olmasını
istemediğim için sizleri yeniden uyarmak istiyorum.
Teşekkür
eder, saygılar sunarım. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum
III.- YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MUHARREM
İNCE (Yalova) Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN
Yoklama talebi var, yerine getireceğim.
Sayın
İnce, Sayın Özel, Sayın Türeli, Sayın Demiröz, Sayın
Tanal, Sayın Sarı, Sayın Çetin, Sayın Çelebi, Sayın
Kuşoğlu, Sayın Yılmaz, Sayın Seçer, Sayın Ören,
Sayın Özgümüş, Sayın Küçük, Sayın Düzgün, Sayın
Haberal, Sayın Güler, Sayın Öz, Sayın Kaptan, Sayın
Canalioğlu.
Yoklama
için üç dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A)
Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.-
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetinin; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili
İdris Balukenin; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetinin; Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam
Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcının; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın;
Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın;
Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın;
İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri
Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in;
Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan
Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan
Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile
2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili
Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan
Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili
Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent
Gök'ün; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır
ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in;
Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine
Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut
Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili
Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3
Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya
Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in;
Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili
Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20
Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun;
Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in; İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi'nin;
Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in; Samsun Milletvekili Cemalettin
Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent
Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Çanakkale
Milletvekili Mustafa Serdar Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in;
Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve
Önder Matlı ile 8 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Aytun
Çıray'ın; Manisa Milletvekili Hasan Örenin; Denizli Milletvekili
Mehmet Yüksel ve Çorum Milletvekili Cahit Bağcı ile 37
Milletvekilinin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa
Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun
Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195,
2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528,
2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063,
2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236,
2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364,
2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496,
2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657,
2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808,
2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963,
2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069,
2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191,
2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde
kabul edilmiştir.
20nci madde
üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam
Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili
Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza
Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz
Toprakın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul
Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili
Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin
Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın
Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye
Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi
Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay
Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara
Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gökün Kanun Teklifi
ile; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun
20. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Haberal Rahmi
Aşkın Türeli Musa
Çam
Zonguldak İzmir İzmir
Mehmet
Ali Susam Vahap
Seçer Bülent
Kuşoğlu
İzmir Mersin Ankara
Süleyman
Çelebi Muhammet
Rıza Yalçınkaya Ali
İhsan Köktürk
İstanbul Bartın Zonguldak
Hasan
Ören İzzet
Çetin Sakine
Öz
Manisa Ankara
Manisa
Özgür
Özel
Manisa
Madde 20 - 18/10/2012 tarihli ve 6356
sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun 26
ncı maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"(10)
İşveren sendikaları, tüzüklerinde hüküm bulunmak ve
şartları genel kurul kararıyla belirlenmek kaydıyla,
işçilerin sigorta primlerinin işveren payının ödemelerinde
kullanılmak ve nakit mevcudunun yüzde otuzunu aşmamak üzere
karşılıksız yardıma dayalı dayanışma ve
yardım fonu oluşturabilir."
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Erkan
Akçay Mustafa
Kalaycı Yusuf
Halaçoğlu
Manisa
Konya Kayseri
Mesut
Dedeoğlu Alim
Işık Faruk
Bal
Kahramanmaraş Kütahya Konya
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra
sayılı Kanun Tasarısının, 18/10/2012 tarihli ve 6356
sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun 26
ncı maddesine fıkra eklemeyi öngören 20nci maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
İdris
Baluken Pervin
Buldan Hasip
Kaplan
Bingöl Iğdır Şırnak
Gülser
Yıldırım Erol
Dora
Mardin
Mardin
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN
VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK
BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) Katılamıyoruz
efendim.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz
isteyen İdris Baluken, Bingöl Milletvekili.
Buyurun Sayın Baluken.
İDRİS BALUKEN (Bingöl)
Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 20nci madde üzerine vermiş olduğumuz önergeyle
ilgili söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Önemli bir yasa ve önergelerimizi
sunuyoruz. Bundan sonraki maddelerde
de yasayla ilgili görüşlerimizi aktarmaya devam edeceğiz ama ben bu
maddede Genel Kurulu, özellikle, hemen yanı başımızda olan
Rojavadaki gelişmelerle ilgili bilgilendirmek istiyorum.
Değerli
milletvekilleri, bugün, biliyorsunuz 19 Temmuz ve 19 Temmuz, Rojava devriminin
2nci yıl dönümü. Her şeyden önce, büyük bir saldırı
altında bulunan, ambargo ve abluka altında bulunan, irade kırma
ve boğma girişimleri altında bulunan ama buna rağmen büyük
bir direniş gösteren Rojava halkını ve Orta Doğu
halklarına kazandırmış oldukları devrimi biz buradan
selamlıyoruz. Kürtlerin öncülüğünde, Arapı, Türkmeni,
Süryanisi, Ermenisi, Şiisi, Sünnisi, gayrimüslimiyle, halk meclisleri
şeklinde kendini örgütleyen ve ortaya çıkan öz yönetim modelini bütün
bir Orta Doğuya taşıran bu devrimin, aslında Orta
Doğudaki bütün halklar ve devletler tarafından sahiplenilmesi
gerektiğini düşünüyoruz.
Bugüne kadar,
maalesef, bu konuda bölge devletleri düşmanca davranışları
sergilemeye devam ettiler. Bugün, devrimin başlamış olduğu
Kobanide bu acımasız saldırılar aynı şekilde,
maalesef, devam ediyor. Gerçi bu saldırıların tamamı
YPGnin büyük direnişiyle boşa çıkarıldı ancak,
özellikle Musulda, Irak ordusunun kendilerine bahşetmiş olduğu
ağır silahlarla, IŞİD çetelerinin, şu anda yeni,
ağır bir saldırı planlaması
hazırlığı içerisinde bulunduğunu biliyoruz.
Biz Halkların
Demokratik Partisi olarak Rojava devrimiyle ve Rojavadaki bütün halklarla
dayanışma içerisinde olduğumuzu ve sonuna kadar kendilerini destekleyeceğimizi
buradan ifade ediyoruz, deklare ediyoruz. Keşke Türkiye Büyük Millet
Meclisi de bugüne kadar, hemen yanı başımızda olan bu
Rojava devrimini, Rojava halklarının ortak geleceğini
sahiplenecek bir irade ve politika ortaya koymuş olsaydı.
Bakın, Türkiye
Büyük Millet Meclisi, dün, İsrailin Gazzede uygulamış
olduğu acımasız, pervasız katliamları, öne
sürdüğü devlet terörünü ortak bir iradeyle buradan lanetledi. Bunun
yankıları büyük oldu, hem içeride hem dışarıda Türkiye
Büyük Millet Meclisinin böyle bir irade ortaya koyması önemli oldu ama
bugün, Rojavada devrede olan ve aslında Orta Doğunun
tamamını bir kan deryasına çevirmek isteyen IŞİD
çetelerine karşı, Orta Doğudaki çete terörüne karşı,
bu Meclis hâlâ bir irade ortaya koyamamıştır. Girdiği her
yerde, Kürtü, Türkmeni, Arapı, Müslümanı, gayrimüslimi ayırt
etmeden acımasız bir şekilde katleden, çarmıha geren,
kafalarını, kellelerini kesen ve onlarla top oynayacak kadar insan
haysiyetinden uzaklaşmış olan bu IŞİD çetelerine
karşı, bugüne kadar bu Meclisin bir kınama, bir ortak irade
çıkarmamış olmasını biz büyük bir talihsizlik olarak
değerlendiriyoruz, ki bu IŞİD çetelerinin elinde şu anda bu
ülkenin 46 vatandaşı da rehin durumda bulunuyorlar.
Dolayısıyla, bu Meclisin, Orta Doğudaki devlet terörüne
karşı göstermiş olduğu iradeyi, çete terörüne
karşı koyması gerektiğini gerçek samimiyetin bir ölçütü
olarak burada biz tekrar ifade etmek istiyoruz.
Hükûmete de bir
çağrıda bulunmak istiyoruz: Rojava politikasının derhâl
değiştirilmesi gerekir. Rojavaya uygulanan ablukanın ve
ambargonun bir an önce kaldırılması, sınır
kapılarının ticarete açılması, Rojavada oluşan
modelin bütün Orta Doğunun barış modeli olarak bütün dünyaya
tanıtılması gerektiğini ifade etmek istiyoruz.
Afrinde, Cizrede,
Kobanide ilan edilen kantonlar ve bütün farklılıkları bir arada
tutan, anayasal güvence altına alan demokratik anayasayı, Orta
Doğudaki yangın için bir model olarak gördüğümüzü tekrar ifade
ediyoruz.
Bugün, Suruçta
Rojava devrimini selamlamaya giden binlerce halkımızı buradan
selamlıyor, ...(x) Rojava
diyorum.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum .
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
Aynı mahiyetteki
diğer önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat
Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili
Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile
1 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2
Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır
ile 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ile 3 Milletvekilinin; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20
Milletvekilinin; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve
Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkerelerinin 20 nci maddesinde yer alan yüzde
yirmi beşini ibaresinin otuzunu şeklinde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Alim
Işık Yusuf
Halaçoğlu Erkan
Akçay
Kütahya Kayseri Manisa
Mesut
Dedeoğlu Mustafa
Kalaycı Faruk
Bal
Kahramanmaraş Konya Konya
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Mehmet
Haberal Rahmi
Aşkın Türeli Musa
Çam
Zonguldak İzmir İzmir
Mehmet
Ali Susam Vahap
Seçer Bülent
Kuşoğlu
İzmir Mersin Ankara
Süleyman
Çelebi Muhammet
Rıza Yalçınkaya Ali
İhsan Köktürk
İstanbul Bartın Zonguldak
Hasan
Ören İzzet
Çetin Sakine
Öz
Manisa Ankara
Manisa
Özgür
Özel
Manisa
BAŞKAN
Komisyon aynı mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ
(Isparta) Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK
BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Evet, aynı
mahiyetteki önergeler üzerinde söz isteyen Faruk Bal, Konya Milletvekili.
Buyurun Sayın Bal. (MHP
sıralarından alkışlar)
FARUK BAL (Konya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun
tasarısının 20nci maddesi üzerinde Milliyetçi Hareket
Partisinin verdiği önergeyi açıklamak üzere huzurunuzdayım. Yüce
heyeti saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, iş
hukuku üç boyutlu bir hukuktur. Birinci boyutu itibarıyla işçinin
güvenliğini, sağlığını ve işçinin
emeğinin karşılığını alabilecek hak ve
hukukunu düzenler. İkinci boyutu itibarıyla işverenin hak ve
hukukun düzenler. Üretimin kaliteli, verimli olabilmesi için iş hukukuna
işveren lehine birtakım hükümler koyar. Üçüncü boyutu ise devletin
denetim, gözetim ve düzenleme hukukunu ortaya koyar.
Bu
kanun tasarısı, Soma faciası neticesinde ortaya
çıkmış, iş hukukumuzda olan eksikliklerin,
yanlışlıkların giderilmesi ve 21inci yüzyılda
insanlarımızın emeğinin hakkının korunarak, can
güvenliğinin sağlanarak, özellikle
madenlerde ve riskli alanlarda çalışan işçilerimizin hak ve
hukukunun gözetilmesi ve onların uğramış oldukları
birtakım mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla
getirilmiştir. Getirilirken madde sayısı 61dir, Komisyonda ise
madde sayısı 148e çıkarılmıştır. Torba
kanun olarak gelen bu kanun tasarısı, bu şekilde, bir çuvala
dönmüştür ve çuvalın içerisinde de her türlü zerzevat
bulunmaktadır.
Milliyetçi Hareket Partisi, Soma faciasında
yaşanan elim hadiselerden mağdur olanların, bu elim hadiseler
neticesinde maden şehitlerimizin öbür dünyaya göç etmesi nedeniyle ortaya
çıkan hazin duruma çare olmak için alınacak her türlü tedbirin
arkasındadır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, Somada
hayatını kaybetmiş olan işçilerimizin gözü yaşlı
anne ve babalarının, gözü yaşlı eş ve
çocuklarının her türlü hak ve hukukunun yerine getirilebilmesi için
tüm gücümüzle bunlara destek verme amacındayız.
Aynı şekilde, taşeron işçilik, AKP
Hükûmeti döneminde bir meslek hâline getirilmiştir ama taşeronluk
adı altında, tam anlamıyla bir köleliktir.
Dolayısıyla, taşeron işçilerimizin, kölelik düzeninden,
21inci yüzyıldaki iş güvenliği ve iş hukukunun temel
ilkelerinden yararlanabilen, onların izin, ücret, kıdem
tazminatı, işsizlik sigortası gibi sorunlarının
halledilerek emeklerinin karşılığını
alabilecekleri bir noktaya getirilmesi için sevk edilmiş olan hükümlerin
tamamına destek vermeye gayret göstereceğiz.
Bu mübarek günde, böyle, hayra hizmet edecek bir
işlem yapılması gerekirken, bu kanun tasarısında, bu
çuvalın içerisinde zerzevatlar var. Bu zerzevatların, sonuna kadar
Milliyetçi Hareket Partisi karşısında olacaktır ve
karşısında olmaya devam edecektir.
Değerli
arkadaşlarım, işverenler açısından
baktığımızda, iş hukukunda işveren
haklarının düzenlenmesi açısından baktığımızda,
AKPnin gözünde işverenler iki cinstir. Birincisi yandaş olanlar,
diğerleri ise yandaş olmayı reddedenler. Yandaş olanlar,
üstün bir hukuka sahiptir; onlar için, hukuk nedir; onlar için, Anayasa nedir;
onlar için, iş güvenliği nedir; onlar için, helal-haram nedir;
bunların hiçbir anlamı yoktur. Onlar için, devletin malı deniz,
yemeyen domuz. Onlar için, devletin sağlamış olduğu
imkânlar bir han-ı yağmadır, han-ı yağmadan
beslenmek onlar için en tabii haktır.
İşte, bu
İş Kanununda yapılacak değişikliklerle ilgili olmak
üzere, 112nci maddesinde sevk edilen hükümle, han-ı yağmadan
beslenen beş tane önemli, özelleştirmeyle ilgili yandaş
şirkete, hukukun üstünlüğü nedir, mahkeme kararı nedir, hâkim
nedir, mahkemenin hükmünün hukuk düzenindeki yeri nedir anlamı
tanınmadan, onun yerine, yapılmış olan yolsuzluğun,
ihale yolsuzluğunun ve devlet malının peşkeş
çekilmesinin sonucunda ortaya çıkan mahkeme kararlarının yok
sayılması hükmü sevk edilmektedir ki bu, zerzevatlardan bir
tanesidir. O zerzevatların, sırası geldiğince, diğer
maddelerde verdiğimiz önergeler çerçevesi içerisinde diğerlerini de
izah etmeye çalışacağım.
Mübarek günde
aklımızı başımıza toplayarak, hayra hizmet
ederek, harama hizmet edici bir noktadan uzak durarak önergemize destek vereceğinizi
ümit ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Aynı
mahiyetteki önergeler üzerinde söz isteyen Süleyman Çelebi, İstanbul
Milletvekili.
Buyurun Sayın
Çelebi. (CHP sıralarından alkışlar)
SÜLEYMAN
ÇELEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
arkadaşlar; ben de hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Öncelikle, otuz
sekiz gün Plan ve Bütçe Komisyonunda bu yasaların görüşülmesi
sırasında emek veren, katkı veren, muhalefetini gerçekten
toplumdan yana, halktan yana yapan tüm milletvekillerini içtenlikle kutluyorum.
Burada asla şöyle bir yanı yok işin: Orada muhalefet
yapılıyor; buraya geliyor, muhalefet; bunların işi
akşama kadar muhalefet.
İnanın,
gerek Grup Başkan Vekilimizden gerekse burada sözcülük yapan bütün
milletvekillerimizden Bu yasanın, özellikle Somayla ilgili, toplumun
diğer alanlarıyla ilgili acil konularını hemen
görüşelim, üzerinde bile konuşmadan bir günde
yasalaştıralım. diye öneriler geldi. Bunların hepsine
kulak tıkandı. Şimdi gelinen noktada, gerçekten, bu alanda
yapılması gereken değişiklikler bir müjde olarak sunuldu
her şeyden önce. Taşeronda Taşeron kalkıyor. diye bir
müjde. Şimdi soruyorum, Sayın Bakan da dinlesin: Gerçekten
kalkıyor mu? Yok. Bize vatandaşlar soruyor Taşeron
kalkıyormuş. diye. Hatta ve hatta birçok milletvekili televizyonda
-kasetlerini de burada dinletirim- açıklamalarda bulunuyorlar
Taşeron kalkıyor, gözünüz aydın. Başbakanla
konuştuk. Bunları söylüyorlar ama uygulamaya
bakıldığında taşeron kalkmıyor,
yaygınlaşıyor. Bu düzenleme, lafzi olarak bir tuzakla, yeni bir
süreçle yeniden tanımlanıyor, yeni bir vizyonla yeniden bu yasa ele
alınıyor ve bu ele alınan yasa, aslında,
çalışanlara, özellikle taşeron çalışmalarına bir
şey getirmiyor değerli arkadaşlar.
Bakın
arkadaşlar, Cumhuriyet Halk Partisi olarak tam 41 milletvekiliyle
emeğin torba yasasını buraya getirdik, şu kürsüye getirdik,
taşıdık. Sendikal örgütlenme özgürlüğü
sağlansın. dedik orada, Sendikalara uygulanan barajlar
kalksın. dedik. Şimdi gelecek diğer maddelerde. Grev
yasakları kalksın. dedik, hâlen grev yasakları devam ediyor.
Şişecamdaki grevi Bakanlar Kurulu daha yeni erteledi. Yani Grev
önündeki engelleri kaldıracağız. dedi Başbakan,
kaldırıyor, grevleri tamamen kaldırınca engel filan
kalmıyor önümüzde. Kıdem tazminatı güvenceye alınsın.
Taşeronlaşma kalksın. dedik.
4/Cliler
özellikle, yıllardır bu insanlar mağdur, hepinize
başvuruyorlar, 4/Clilerle ilgili gelin, şu torba yasada bir
iyileştirme yapalım, artık buna bir son verelim. Bu 4/Clileri
siz de dinliyorsunuz, biz de dinliyoruz ama bir türlü çözüm üretilemiyor. Bunun
da kalkacağını AKPli milletvekilleri birçok televizyon
programında söylediler. Bende bunların kasetleri var, ikinci konuşmamda
da, gerekiyorsa, kasetleri ortaya koyarım.
Emeklilikte
yaşa takılanların sorunu var. Sayın Bakan, günlerce burada
ciddi anlamda bu sorunları bütün muhalefet partileri dile getirdi, onun
üzerinde hepimizi uykuya getiriyorsunuz. Sanki yokmuş böyle bir talep,
sanki emekliler, emeklilikte yaşa takılanların sorunu
çözülmüş gibi bir yaklaşım içerisinde duruyorsunuz ve üzerini
kapatıyorsunuz. Emeklilikte yaşa takılanlar
dışında birçok alanda işçi sağlığı,
iş güvenliği açısından, çocuk işçiliği
açısından, kısmi süreli çalışanlar açısından
Emeklilerin
maaşının reel olarak millî gelirden alması gereken
payları buraya getirdik. Siz ne yapıyorsunuz? Siz, tam tersine,
bunlar yerine değerli arkadaşlar
Uğur Mumcunun
söylediği güzel bir laf vardı: Vurulduk ey halkım, unutma
bizi! Ben de Ey halkım soyuluyorsun, unutmayın bizi, bu muhalefeti
unutma. diyorum. Bu muhalefetin gayretlerinin, buradaki
çalışmalarının tamamen bu halkın yanında
olduğunu bir kez daha bu kürsüden ifade etmek istiyorum çünkü bu yasa
aynı zamanda rantın, talanın, sermayenin kasasını daha
çok doldurma yasası. Bu yasa gerçekten esnafa, bu yasa gerçekten köylüye,
memura gerçekten esenlikler getirse biz bunun altına imza atarız,
şimdi atarım. Bir sendikacı olarak bunlara karşı
çıkmamız herhâlde düşünülemez.
MEHMET METİNER
(Adıyaman) Hiç iyi bir şey yok mu?
SÜLEYMAN
ÇELEBİ (Devamla) İyi şeyler var tabii. İyi şeylerin
altına imza atarız. Biz böyle ikiyüzlü davranmayız, altına
imza atarız Güzel şey yapıyoruz. deriz, beraber de
imzalarız altını ama yanlışlara da bizi kimse ortak
edemez diyorum.
Hepinize
saygılar, sevgiler sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Aynı
mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunacağım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Karar yeter sayısı istiyoruz.
BAŞKAN Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati : 18.20
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 18.27
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan),
İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, 20nci madde üzerindeki aynı mahiyetteki Konya
Milletvekili Faruk Bal ve arkadaşları ile İstanbul Milletvekili
Süleyman Çelebi ve arkadaşlarının önergelerinin
oylanmasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi,
önergeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
20nci madde üzerinde, karar yeter sayısı
vardır, önergeler kabul edilmemiştir.
ALİ UZUNIRMAK
(Aydın) Madde ihdas edilirken, esas bakan olması lazım orada,
vekâleten olmaz.
BAŞKAN - 639
sıra sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet
yerinde.
Sayın
Kaplanın bir açıklama talebi var.
Buyurun Sayın
Kaplan.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) İç Tüzük 58e göre
BAŞKAN Efendim?
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Tutanaklara yanlış geçişler var.
BAŞKAN
Mikrofonunuz açık efendim.
Buyurun.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Efendim, kürsüden, beş dakikaya kadar
İç Tüzük
çok açık.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Kaplan.
Yerinizden
açıklama yapsanız süre vermeyecektim, süresiz olacaktı.
Buyurun.
VII.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
2.-
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın, elektronik oylama
sonuçlarında HDP milletvekillerinin seçim bölgesi ve parti adlarıyla
ilgili hatalar olduğuna ilişkin açıklaması
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Değerli arkadaşlar, bu tutanakta düzeltilmesini
istediğim husus
Bu torbayla, Komisyonda günlerce, saatlerce, burada
günlerce, saatlerce
Sadece sinirlerin gergin olduğu bir
yanlışlıklar dizini değil, elektronik
oylamalarınız kafayı yedi. Kafayı yedi diyorum,
elektronik kayıtlar bozuldu.
Buyurun, 10 Temmuz,
çözüm oylaması, tutanakları bende. Burada Şırnak
milletvekilleri, Halkların Demokratik Partisi, yapılan oylamalar net,
yasalaşma, açık oylama tablosu. Tutanak Müdürlüğünden -giderek-
doğrulattım; bu bir.
İki: 18 Temmuz
2014 saat 21.05, dün. Buraya bakıyoruz, kayıtlara, bakın
-yoklama kaydı arkadaşlar, çok ciddi kayıtlar bunlar, Meclisin
kayıtları bunlar- başlıyor, bizim Halkların Demokratik
Partisi milletvekilleriyle ilgili tabirler İngilizce yazılmaya
başlanmış, resmî dil olmuş İngilizce tutanaklarda ve
unknown -İngilizcesi unknown, ben telaffuz etmesini az biliyorum,
Fransızca bildiğim için azıcık- bilinmeyen
tanımlama. Şimdi, bu bilinmeyen tanımlamada Şırnak
milletvekilleri ve bütün HDP milletvekilleri aynı şekilde
tanımlanamıyor, Meclisin dördüncü büyük grubu
tanımlanamıyor Mecliste. Cumhurbaşkanı adayı
Sayın Recep Tayyip Erdoğan Parlamenter demokratik sistemde HDPnin
yeri olmamalıdır. dedikten sonra bizi hemen elektronikten,
tutanaklardan silmeye başladınız.
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ
(Isparta) Hadi canım sende!
HASİP KAPLAN
(Devamla) Sonra baktık ki -yanlışlık var mı yok mu
diye bütün milletvekillerini tek tek inceledim- İdris Baluken bile
aynı şekilde, hepsi.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Bilinmeyen bir dilden sonra bilinmeyen milletvekili.
HASİP KAPLAN
(Devamla) Ama en kötüsü bu üçüncü safha, bugüne gelelim.
Bunu
yapmayacaktınız arkadaşlar. Bakın, 16.00, yoklama, 19
Temmuz, bugün. Hadi yani bu yanlışları
yaptığınızı anladık da Allahtan korkun ya,
Hasip Kaplan, Adalet ve Kalkınma Partisi Milletvekili diye
yazmışsınız.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Allah korusun, Allah yazdıysa bozsun.
HASİP KAPLAN
(Devamla) Şırnak milletvekillerinin hepsini
yazmışsınız, Şırnakta sayıyı 4e
çıkardınız, hadi dedim, bakayım yanlışlık
belki Şırnaktadır, baktım İdris Baluken Grup
Başkan Vekilimiz dâhil bütün partilileri Adalet ve Kalkınma Partili
yapmışsınız.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Allah yazdıysa bozsun, Allah korusun.
HASİP KAPLAN
(Devamla) E, bu kadar olmaz arkadaşlar, dün yok saydınız,
bugün kendinizden saydınız, ya, ne oluyor bu tutanaklara demeye
başladım. Hadi dedim, elektroniktir, yazılımdır,
yazılım endüstrisinde virüs girmiştir, Amerika girmiştir,
CIA girmiştir, FBI girmiştir, onu bir düşündüm, onu da
araştırdım, arkadaşlar, baktım bizim
bağımsız milletvekilleri doğru girilmiş, hepsi
Bağımsız yazıyor hâlâ. Bir numara var arkadaşlar,
CIA mıa, kim girdiyse, FBI, MOSSAD veya bu elektronik oylamaların
sıhhatine gölge düşmüştür.
MUHARREM İNCE
(Yalova) Kedi girmiştir, kedi(!)
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Kedi, kedi (!)
HASİP KAPLAN
(Devamla) Şimdi, Sayın Başkan, bu işin sorumlusu kim?
Tutanak Başkanlığı doğru yazmış. Kanunlar ve
Kararlar Başkanlığı mı bu yoklamayı veriyor,
Bilgi İşlem Başkanlığı mı veriyor? Kim
veriyor, çıksın Başkanlık Divanı açıklama
yapsın, bunları düzeltsin.
Vallahi billahi bir
daha olursa daha güzel konuşurum arkadaşlar.
Saygılar
sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
İSMAİL
AYDIN (Bursa) O kadar parti değiştirirseniz tabii sistem çöker.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Kaplan.
IX.-
OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.-
Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut'un,
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın elektronik oylama
sonuçlarıyla ilgili yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin konuşması
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, dünden bugüne yapılan yoklamalarda, yoklama
çıktılarında Halkların Demokratik Partisine mensup
milletvekillerinin isimlerinin Adalet ve Kalkınma Partisi veya
bilinmeyen ad altında görüldüğü
anlaşılmıştır. Bu hata, sistemden kaynaklı bir
hata olup düzeltme yapılmıştır.
Hatanın
tekrarlanmaması için de gerekli tedbirler alınmıştır.
Konu da Bilgi
İşlem Başkanlığına bağlı.
Teşekkür
ediyorum.
VIII.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A)
Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.-
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetinin; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili
İdris Balukenin; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetinin; Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam
Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcının; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vuralın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili
Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza
Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz
Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul
Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili
Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin
Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın
Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye
Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Atila
Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi
Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay
Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara
Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in;
Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine
Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut
Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili
Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3
Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya
Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in;
Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili
Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20
Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun;
Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in; İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi'nin;
Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in; Samsun Milletvekili Cemalettin
Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in;
Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan
Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin
Şahin ve Önder Matlı ile 8 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili
Aytun Çıray'ın; Manisa Milletvekili Hasan Örenin; Denizli
Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum Milletvekili Cahit Bağcı ile 37
Milletvekilinin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa
Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun
Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195,
2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528,
2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063,
2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236,
2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364,
2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496,
2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657,
2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808,
2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963,
2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069,
2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191,
2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639) (Devam)
BAŞKAN
20nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Sayın
milletvekilleri, yeni madde ihdasına dair bir önerge vardır. Önergeyi
okutup Komisyona soracağım. Komisyon önergeye salt çoğunlukla,
21 üyesiyle katılırsa önerge üzerinde yeni bir madde olarak
görüşme açacağım. Komisyonun salt çoğunlukla
katılmaması hâlinde ise önergeyi işlemden
kaldıracağım.
Şimdi önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının 20 nci
maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki maddenin ihdas
edilmesini arz ve teklif ederim.
Nurettin
Canikli Recep
Özel Hakan
Çavuşoğlu
Giresun
Isparta
Bursa
Mehmet
Doğan Kubat Osman
Aşkın Bak Hilmi
Bilgin
İstanbul
İstanbul
Sivas
Salim
Uslu
Çorum
MADDE 21 6356
sayılı Kanunun 41 inci maddesinin birinci ve beşinci
fıkralarında yer alan yüzde üçünün ibareleri yüzde birinin
olarak, 43 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan yüzde üçünden
ibaresi yüzde birinden, dördüncü fıkrasında yer alan yüzde üçünü
ibaresi yüzde birini olarak değiştirilmiştir.
BAŞKAN
Sayın Komisyon, önergeye salt çoğunlukla katılıyor musunuz?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ
(Isparta) Salt çoğunluğumuz vardır, katılıyoruz.
BAŞKAN Komisyon
önergeye salt çoğunlukla katılmış olduğundan önerge
üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açıyorum.
Madde üzerinde
Halkların Demokratik Partisi Grubu adına söz isteyen Hasip Kaplan,
Şırnak Milletvekili.
Buyurun.
Süreniz on
dakikadır.
HDP GRUBU ADINA
HASİP KAPLAN (Şırnak) Değerli arkadaşlar,
demokrasilerde, gelişmiş ülkelerde demokrasinin belkemiği,
omuriliği STKlardır, emek ve meslek örgütleridir. Eğer emek ve
meslek örgütleri doğru bir şekilde örgütlenebilse -sendikalar,
odalar, barolar, dernekler- bunların hepsinin o ülkede demokratik siyaseti
etkilemeleri, yönlendirmeleri ve görüş bildirmeleri o derece etkili olur.
12 Eylülde 5 general gelip bu Meclisi kapattığı zaman ve
apoletleriyle oturup buradaki parti gruplarının liderlerini, hepsini
Zincirbozana, hükûmetin üyelerini Zincirbozana gönderdikten sonra ilk
yaptıkları şey sendikaları kapatmaktı arkadaşlar,
partilerden sonra ilk yaptıkları şey sendikaları
kapatmaktı. DİSKin binası uzun bir süre Anayasa Mahkemesi
olarak görev yaptı, el koymuşlardı. İşçilerin,
emekçilerin alın teriyle, kuruş kuruş topladıkları
paralarla kurdukları kendi binalarının hepsine el konmuştu
ve o sendikacıların büyük bir çoğunluğu mülteci oldu, yurt
dışına gitti; kalanların birçoğu soruşturuldu,
sıkıyönetim mahkemelerinden, devlet güvenlik mahkemelerinden
geçirildi. Bugün de değişen bir şey yok arkadaşlar,
azıcık toplu sözleşme deyin, örgütlenme özgürlüğü
deyin, demokratik hak ve özgürlükler deyin, Kızılay Meydanına
çıkın, TOMAyı alnınıza dayarlar, sıkarlar gazı
da, suyu da, copu da gösterirler, biraz daha öteye gittin mi plastik mermiler
konuşmaya başlar.
Yani otuz dört
yıl geçti darbenin üstünden. Otuz dört yıl sonra her iktidar kendi
sendika ve konfederasyonlarını oluşturdu, kendi işveren
konfederasyonlarını ve derneklerini oluşturdu. TÜSİAD
vardı, MÜSİADı çıkardılar. Arkasından, yok
Anadolu Girişimcileri, yok illerde farklı şeyler kuruldu.
Sendikal alanda da iktidarlar kendi yandaş iktidarlarını
kurdular. HAK-İŞ bunun örneğidir. İktidarın
yanında giderek sayısını artırmıştır.
İş güvencesi korkusuyla da birçok insan sendikasını
bırakıp oraya geçmiştir. Peki, TÜRK-İŞ?
TÜRK-İŞ ile DİSK 12 Eylül öncesi iki ana sendika olarak, birisi
merkez sağda, birisi solda iki emek örgütü olarak bir mücadelenin
içindeydi; en azından bir fren-denge sistemi vardı.
Bakın,
geldiğimiz noktanın ne kadar vahim olduğunu sizlere anlatabilmem
için sizleri Somaya götürmem lazım. Somada 301 maden işçisi can
verirken ve bu acılar yaşanırken en az konuşanlar
sendikalar oldu, sendikacılar oldu. Sendikacılar konuşmadı,
sendikacılar çıkmadı. Burada iş güvenliği yoktur.
Burada şu şu şu şu eksiktir. Burada bunlar
olmadığı için bunlar oldu. Bakanlıklar denetimi yapmadı,
ruhsatları verirken iltimas ettiler, bunun için bunlar oldu.
diyeceği bir günde herkes konuştu, Hükûmet konuştu, partiler
konuştu, liderler konuştu ama Somada bir tek -TÜRKİYE
MADEN-İŞ olması lazım isminin herhâlde, TÜRK-İŞe
bağlı- sendikacılar konuşmadı ve en sonunda halk,
sendika işçileri isyan etti ve sendikacıların bir kısmı
yönetimden istifa etmek zorunda kaldı.
Geçen hafta Meclise
gelenler, işte bu düzen sendikacılığına
karşı bir başkaldırı ortamında geldiler, Meclisin
kapısına sarı çizmeleri ve tulumlarıyla dayandılar.
Sarı çizmelerinden, tulumlarından çekindiniz, utandınız;
onların buraya girmesine izin vermediniz. Tıpkı Roboski aileleri
katliamdan geçtiği zaman mahallî kıyafetleriyle geldikleri zaman
Meclise, yerel kıyafetleriyle geldikleri zaman Meclise, bize gelip Alamayız
Çünkü bunlar başka kıyafetler giymişti. Evet, halkın
kıyafetleri yerelde farklı olabiliyor. İşçilerin
tulumları, çizmeleri ve Orhan Veli Kanıkın Kömür Karası
şiirinde dediği gibi, onuru temsil eden, emeği temsil eden bu
insanların eğer örgütlü bir sendikal mücadelesi, örgütlü bir
mücadelesi olsaydı, 12 Eylül öncesi gibi, MADEN-İŞ Sendikasındaki
örgütlenme gibi meydanları sallayan, Zonguldaktan o çizmeleri ve
baretleriyle yürüyüp Türkiyeyi sallayan maden işçileri yürüyüşü ve
direnişi olsaydı bugün Soma bu kadar rahat ve ucuz
atlatılıp bunun hesabı ortada bırakılmayacaktı.
Şimdi,
geliyorum, burada 3-4 tane önerge var. Bizim bir önergemiz var İş
kolu örgütlenmesindeki binde 5 baraj kalksın. diye. Baraj kalksın.
diyoruz. Barajın her türlüsüne karşıyız arkadaşlar;
siyasi barajlara, seçim barajlarına, hazine barajlarına
karşıyız. Biz bunları yıka yıka geldik, 2007de
bağımsız aday olduk, 2011de bağımsız aday olduk,
geldik, o barajlarınız artık bize vız geliyor.
Allahın izniyle bu 2015 seçimlerinde o barajı, barajları
başınıza geçireceğiz ama sendikal iş kolunda, emek
iş kolunda, alın terinde, Avrupa Birliğinin, gelişmiş
ülkelerin, çağdaş ülkelerin getirdiği düzenlemelere, ILOnun
şartlarına uyacaksınız. Yok, bilmem ne ekonomik sosyal
başkanlar konseyi üyesi olacak, onun için de yüzde 1den yararlanacak,
olmayanlar yüzde 3ten yararlanacak, bilmem ne olanlar şu kadardan
yararlanacak. Hâlâ 12 Eylülün, darbe anayasasının darbe
mevzuatıyla yönetmeye kalkmak bu ülkeyi, bu ülkenin işçisine,
emekçisine yapılacak en kötü davranış biçimidir.
Arkadaşlar,
Türkiyede 12 Eylülden önce 2 milyona yakın sendikalı işçi
vardı biliyor musunuz? Toplu iş sözleşmelerinden yararlanan
işçi sayısı 1 milyonun üstündeydi. Şimdilik
özelleştirmeyle, taşeronlaştırmayla Türkiyede 1 milyon 700
bin civarında sendikalı işçi var ama toplu sözleşme
yapabilenlerin sayısı 600 bindir. Biz, işçinin, emekçinin
düşmanı olan zihniyetlerin karşısında işçinin,
emekçinin haklarını sonuna kadar savunacağız. Biz öyle maslahat
idaresi değil, köklü radikal dönüşümden yanayız. Halkların
Demokratik Partisi olarak biz, emeğin sesi olacağımıza dair
meydanlarda söz verdik, söz vere vere geldik.
Şimdi, bu
ibareyi dikkate aldığımız zaman Sayın Bakanın
çabalarıyla burada -Çalışma Bakanımız da geldi
yanıma- bir madde ihdası, değişikliği öngördüler. Şimdi,
ondan önceki önergeye bakıyoruz, AK PARTİnin Grup Başkan Vekili
Canikli imzalamış: Üye olmayan işçi sendikaları için yüzde
3. Niye kardeşim? Millet mecbur mu TÜRK-İŞe, millet mecbur mu
HAK-İŞe, belki de DİSKe? Bırak kendi
sendikalarını kursun. Belki kendi konfederasyonlarını
kurarlar, belki en iyisini yaratırlar. Aynen siyasette de barajları
kaldırın, belki bu 4 partiye mahkûm olmaz Türkiyenin insanları,
yeni partiler kurarlar, yeni iradeleriyle yeni güzel insanlar gelir, bu
kahrolası kaderi değiştirirler. Yani, her şeye
sınır, her şeye fren, her şeye sistemin çarkını
koymak ve depolitizasyon politikasını uygulamak kabul edilemez.
Şimdi,
arkadaşlar, bunun yanında bir de ana muhalefetin verdiği bir
önerge var, iş kolunda yine buna yakın, en az yüzde 3 üye
şartı; işçi sendikaları için de binde 5, binde 5te
birleşiyoruz. Fakat, Sayın Bakan hemen bir tane önerge getirdi, yeni
madde ihdası.
Arkadaşlar, bu
Ekonomik ve Sosyal Konseye üye olan konfederasyonlar Millî Güvenlik Konseyinin
değişmez üyeleri midir? Millî Birlik Komiteleri midir? 1960 darbesini
yapıp ömür boyu senatör olanlar mıdır? Bunlar mı
hükmedecek? Bunlar olmadan hiç kimse konfederasyon kuramayacak mı? Böyle
bir zihniyeti kabul etmiyoruz, isyan ediyoruz, reddediyoruz. İsteyen
istediğini yapsın bakalım. Anlatacağız meydanlarda,
işçilerin haklarını nasıl engellediğinizi,
örgütlenmenin önündeki engelleri böyle koyduğunuzu tek tek
anlatacağız. Buna karşıyız ve sizleri uyarıyoruz
arkadaşlar. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Madde üzerinde
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Süleyman Çelebi,
İstanbul Milletvekili.
Buyurun Sayın
Çelebi. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA
SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Tekrar hepinizi
saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Yanlış
hesap Bağdattan döner diyoruz. Şu Mecliste yalvardık
yakardık, Şu baraj yüksek, şu barajı yapmayın. Yüzde
3 barajını Türkiye'de geçecek sendika yok. dedik, anlatamadık;
Komisyonda anlatamadık, buraya geldik anlatamadık. Şimdi yüzde
3ten yüzde 1e indiriliyor. Daha önce bir mutabakatımız vardı,
eski Millî Eğitim Bakanlığını da yapan, sonra
Çalışma Bakanımız olan Sayın Dinçerle bir Bolu mutabakatımız
vardı, binde 5. Şimdi her şeye karşı, Çarşı
her şeye karşı, muhalefet her şeye karşı.
MUSA ÇAM
(İzmir) Sayın Bakan burada, arkada.
SÜLEYMAN
ÇELEBİ (Devamla) Binde 5. Şahididir, tanığıdır
kendisi de aynı zamanda, binde 5 konusunda mutabakata vardık ve dedi
ki: Sayın Başbakanla görüşmeye gideceğiz İstanbulda,
var mısınız? Varız. dedik. Geldi işveren
sendikası, bir su koyverdi ve bitti orada, akamete uğradı çünkü
işveren sendikası bu konuda belirleyici bir rol oynuyor.
Yine dayattı
TOBB, geçen bu yasalar görüşülürken yüzde 3 diye direndi,
tartıştık, yüzde 3e getirdik. Anlattım ben bu kürsüden,
Yüzde 3 olursa 51 tane sendikadan 16 tanesi ancak barajı aşabilir,
yüzde 2 olursa 33 tanesi aşabilir, bu uygulama olursa en az 6-7 tane
sendika barajı aşamaz. dedim.
Şimdi,
bakın arkadaşlar, zamanımı iyi kullanmak adına birkaç
cümle söyleyeceğim. Şimdi diyeceksiniz ki -yine bu kürsüden
geleceğim- Ya ne istiyorsunuz? Eskiden baraj yüzde 10du, yüzde 10dan
yüzde 3e indirdik. Vicdanınıza bilmem ne yapayım.
diyebilirsiniz yani Haksızlık yapıyorsunuz. diyebilirsiniz
bize.
Şimdi,
bakın birkaç örnek vereceğim. Dokuma iş kolunda, dokuma,
hazır giyim, deri iş kolunda DERİ-İŞ Sendikası
-daha önce 1948 yılında kurulan bir sendika- eskiden baraj yüzde 10
iken 92.692 kişiydi, şimdi iş kolları birleşince bu
sayı 1 milyon 24 bin kişiye ulaştı yani 11 katına
ulaşan bir işçi sayısı var. Geliyorum,
taşımacılık iş kolunda, nakliye iş kolunda, bu
yasadan önce, o iş kolundaki istatistiklere göre, o iş kolunda
çalışan işçi sayısı 139.616 kişiydi, şimdi
705.378 kişi değerli arkadaşlar, bu da aşağı
yukarı 7 katına çıktı. Gene ağaç iş kolunda
TÜMKA-İŞ Sendikası, daha önce baraj yüzde 10ken 36.133tü,
şimdi 241.699a çıktı, bu da 7 katına yükseldi. Dolayısıyla,
en son büro iş kolundan bahsedeceğim, yüzde 10 barajı varken 436
bindi ve 436 binden sonra, şimdiki yapısıyla 2 milyon 368 bin
553e ulaştı. Yani, böylece bütün bu sendikaların yüzde 7, yüzde
8 oranında baraj sayısı arttı ve çoğu barajı
aşamıyor.
Şimdi, klasik
birtakım düzenlemeler yapılıyor burada. Şunu
açıklıkla bu kürsüden söylemek istiyorum: Daha önce -Karma
İstişare Başkanımız buradaysa bilmiyorum- AKP
adına, Avrupaya gittiğimizde Biz bunları düzelteceğiz.
dediler. Oraya gidiyorsunuz, orada, Fransada, Strazburgda diyorsunuz ki: Biz
bunları düzelteceğiz. MHPden arkadaşlar vardı, BDPden
vardı, CHPden vardı, sizler de vardınız, orada aynen bu
söz verildi, Biz bunları düzelteceğiz. ILO heyeti geliyor, onlara
aynı sözü veriyorsunuz, diğer Avrupa Komisyonu geliyor, aynı sözleri
veriyorsunuz ama burada direniyorsunuz.
Şimdi, burada
Sayın Bakan ilk konuşmasında açıkladı, 1 milyon 24
bin kişi sendikalı. dedi. Yanlış mıyım
Sayın Bakanım, 1 milyon 24 bin kişi? Bu doğru, şu anda
1 milyon 24 bin kişi sendikalı ama bunun yarısından
fazlası toplu iş sözleşmesi hakkına sahip değil. Yani,
sendika üyesi, o kadar. Sendika üyesi olanın toplu sözleşme
hakkı yoksa, o diğer sendikalı işçilerin
aldığı sosyal standartlara ulaşamıyorsa oradan bir
şey çıkmaz değerli arkadaşlar.
Biraz önce Hasip Kaplan burada anlattı, zaten darbe
ürünü bir yasal düzenlemedir bu düzenleme. 12 Eylülün bütün
kalıntılarını sileceğiz. diyorsunuz, 12 Eylülün
kalıntısı olan bir baraj sisteminin arkasına
sığınıyorsunuz. Bu bizim ülkemize
yakışmıyor, Türkiyeye yakışmıyor, Avrupa
Birliği sürecindeki bir Türkiyeye bu yakışmıyor.
Sayın Bakan, AKP yetkilileri, eğer gerçekten
sorunu çözmek istiyorsanız, bu konuda Plan Bütçede
arkadaşlarımız önerilerini verdiler. Biz aslında
barajın tamamen kalkmasından yanayız ama bir ortak nokta
bulunsun, bir ortak noktaya gelinsin diye, hani olmaz ama biz uzlaşı
çıksın diye biz bazı temel konularda ödün verdik, dedik ki: Biz
kendi iktidarımızda bunu sıfırlarız ama binde 5e
indirelim, gelin, ortak nokta yapalım. Şu anda, yüzde 1e
indirdiğinizde ek maddeler de koyuyoruz. Niye koyuyoruz ek maddeleri?
Çünkü birçok sendika diyor ki: Sendika şu anda barajı
aşamıyor. Baraj aşma sıkıntısı yaşayan
sendikalar var. Yani, kâğıt üzerinde
Sayın Başkan, siz de
buradaymışsınız, iyi de oldu bu değerlendirmem, Avrupa
Karma İstişare Komitesinde. Siz de buradasınız, iyi de
oluyor.
Dolayısıyla, biz, bu sürecin
aşılması konusunda katkı vermeye hazırız, destek
olmaya hazırız ama Türkiye artık örgütlü topluma doğru
yönelmeli. Türkiyenin bugün yaşadığı
sıkıntılar, Somada
yaşanan, sendikayı suçladığınız, genelde tüm
Türkiyedeki bütün iktidar partisi, muhalefetiyle
suçladığımız o sendikanın sebebi güdümlü
sendikacılığın olmasıdır. İşçiler
Türkiyede özgürce bir sendikayı seçemiyorlar, özgürce seçemiyorlar. Özgür
Özel orada bunları çok yaşıyor. Niye sarı sendika gibi
davranıyor? Niye o iş kazalarının vaktinde önlenmesine
müdahale etmiyor? İşverenin bir düdüğüne bağlı. İşveren
diyor ki: Eğer buralara itiraz edersen seninle ilişkimi keserim. Ne yaparım?
Ben yönetimimi istediğim gibi değiştiririm. Daha önce kamudan
geliyordu o yönetim, şimdi özel şirketlerimden benim
belirlediğim adamları yönetime koyacaksınız. Şimdi,
sendika buna diyorsanız, bu sendikaya yazıklar olsun. Böyle bir
sendika istiyorsanız
İşçinin haklarını sarı
sendikacılık yaparak işverene peşkeş çekiyor, biraz
önce sizin de başınıza gelen bu işçi
sağlığı, iş güvenliği konusunda gerekli
denetimleri yapamıyor ve o denetimler bu ölümlere neden oluyorsa buna
artık seyirci kalmayın. Özgür bir sendikal hareketi Türkiyeye,
gelin, yaygınlaştıralım. Türkiye bunu arıyor
arkadaşlar. Eğer örgütlü, gerçekten devletten
bağımsız, siyasi partilerden bağımsız, sermayeden
bağımsız bir sendikal anlayış Türkiyede egemen olsun,
Sayın Başbakan da böyle hepimize meydan okuyamaz, istediği zaman
Ben bu koşulları dayatıyorum, böyle yapıyorum. diyemez;
siz de o komisyonlarda onları dinleyip dinleyip kendi bildiğinizi
okuyamazsınız. Ama ne yazık ki cılız bir sendikal
hareket var, örgütlü olmayan bir sendikal hareket var. Bütün bu
örgütsüzlüğün sonucunda gıkını çıkaran gidiyor. Daha
önce yaşadık bunları.
Tercihler belli.
Şundan yana olacaksınız, şu sendikadan yana
olacaksınız, şu sendikaya üye olacaksınız
Bu,
memurlar için de geçerli, kamu çalışanları için de geçerli, bu,
özel sektör için de geçerli. Hatta, özel sektöre yapılan tehditleri de
biliyorum, Bizden yana sendikayı buraya sokacaksınız,
diğerlerini çıkaracaksınız. diye, özel sektörün de tehdit
edildiği birçok örneklerle doluyuz.
Gelin, burada önerdik.
Peki, Nedir bunun ilacı? diye sorsanız
Her şeyde referandum
diyorsunuz, her şeyde gidelim halkın oyuna başvuralım
diyorsunuz. Gelin, işçilerin gerçekten iradesine başvuralım,
hangi sendikayı istiyorlar, o zaman bir yüzleşelim Türkiyede; kimin
sendikasına işçiler gidecek, oraya hep beraber bir bakalım.
Göreceğiz ki işçiler, sizin gönderdiğiniz sendikanın
değil, gerçekten kendi haklarını savunan sendikanın üyesi
olacaklar. Hodri meydan, var mısınız bir referandum
yasasını burada bununla çıkarmaya? Yoksunuz. Çünkü siz
işçilerin iradesini tahakküm altına alıyorsunuz, çünkü siz
taşeronlaşmayı kendi elinizde tutuyorsunuz, Bakın,
eğer burada AKPye oy vermezseniz, sizin sonunuz işsiz kalmak. diye
tehdit ediyorsunuz. O işçiler, bırakın örgütlenmeyi, bırakın
sendikalı olmayı, orada çalışmak, 1 gram ekmek
parasını almak adına o kötü koşullara razı oluyor.
Gelin bunu, bir
daha eskisi gibi yazboz tahtasına dönüştürmeden bütünlüklü olarak bu
yasayı değiştirelim diyorum.
Hepinize
saygılar, sevgiler sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Madde üzerinde
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz isteyen Faruk Bal, Konya
Milletvekili.
Buyurun Sayın
Bal. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA
FARUK BAL (Konya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yeni
madde ihdasıyla ilgili verilmiş önerge üzerine Milliyetçi Hareket
Partisi Grubunun düşüncelerini açıklamak üzere huzurunuzdayım.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, 61 madde olarak gelen bu kanun tasarısı tam otuz
yedi gün boyunca Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmüştür. Otuz yedi
gün boyunca görüşülürken 61 madde 148 maddeye
çıkmıştır. Adalet ve Kalkınma Partisi bu ülkeyi on iki
yıldır yöneten bir partidir. On iki yıldır iş,
işçi, işveren ve bunların düzenleme ve denetlemesinden sorumlu
devlet yetkisini kullanan AKPnin bu kanun görüşülürken şimdi
aklı başına geldi ve bir madde ihdasıyla ilgili olmak üzere
önerge verdi. Otuz yedi gün boyunca Plan Bütçe Komisyonunda yapılan
görüşmelerde aklınız neredeydi veya bu kanun tasarısı
hazırlanırken aklınız neredeydi? Tabii ki bu akıl
meselesi değil, bu hak meselesi değil, bu hukuk meselesi değil.
On iki yıl boyunca Adalet ve Kalkınma Partisi, demokratik toplum
gereklerinin vazgeçilmez unsuru olan sendikaları sarı sendikalaştırmıştır,
gerek devlet memurluğu kapsamı içerisindeki kamu
sendikalarını gerekse işçi sendikalarını
iğdiş hâline getirmiş, işlevsiz hâle getirmiştir.
Taşeronlukla ilgili yapmış olduğu düzenlemelerle,
taşeron işçiyi, Adalet ve Kalkınma Partisinin emrinde memur
olarak çalışan kişileri işe alırken önce sarı
sendikaya kaydettirmiş, önce yandaş sendikaya kaydettirmiş,
ondan sonra işe başlatmıştır. Şimdi bütün
bunların düzeltilmesi, taşeronlarla ilgili düzenlemeler
yapılması gerekirken son dakika golüyle yeni bir düzenlemeyle
karşı karşıyayız. Aslında bu, AKPnin önündeki
zamanlamayı yapamamasından kaynaklanan bir durumdan değil ama
şundan kaynaklanmaktadır: Bu yasa tasarısı içerisinde çok ciddi
zerzevat maddeler bulunmaktadır. Bu zerzevat maddelerle ilgili
düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Değerli
milletvekilleri, bu tasarının 112nci maddesi, hukuk devleti ilkesini
ortadan kaldıran, yargının
bağımsızlığı ve tarafsızlığı
ilkesini ortadan kaldıran, kesinleşmiş Yargıtay,
Danıştay ve Anayasa Mahkemesi kararlarının
uygulanmasını kanunla engelleyen ve bütün bunlar yapılırken
yandaş sermayeyi devlet kaynaklarından zenginleştiren,
hakkı, hukuku, adaleti, hakkaniyeti bir kenara iterek yandaşlardan
oluşturulacak sermayenin gücünden yararlanma tasarısıdır. 112nci
maddeye göre, özelleştirilmiş olan devletin 5 tane malıyla
ilgili mahkemeler iptal kararı vermiştir. Bunlardan bir tanesi
Seydişehir Alüminyum Fabrikasıyla ilgilidir, biri TÜPRAŞ
hisseleriyle ilgilidir, diğeri Çeşme Limanıyla ilgilidir, bir
diğeri SEKA Fabrikasıyla ilgilidir ve bir diğeriyse
Kuşadası Limanıyla ilgilidir.
Değerli
milletvekilleri, bunlardan Seydişehir Alüminyum Fabrikası hem hukuken
beni çok ilgilendirmekte hem de o fabrikada çalışarak
hayatını kaybeden bir babanın evladı olarak, hukuk
fakültesini orada kazanmış, helal parayla okumuş, bitirmiş
bir insan olarak yüreğimi sızlatmaktadır.
Değerli arkadaşlarım, Seydişehir
Alüminyum Fabrikası ihaleye çıktığında, Oymapınar
Barajı ihale şartnamesinde yoktu. Dolayısıyla, ihaleye
girecek olan kişiler, Oymapınar Barajının ihale
şartları içerisinde olmadığını bildikleri için
ihaleye girmemişlerdir. Bu, yandaş bir firmaya avantaj sağlamak
üzere ihale şartnamesinden sonra bonus olarak -koskoca Oymapınar
Barajı- yandaş şirkete hibe edilmiştir, yandaş
şirkete peşkeş çekilmiştir.
Bununla ilgili bir hikâyem daha var. 57nci Hükûmet
döneminde Seydişehir Alüminyum Fabrikası zarar eden bir
fabrikaydı. Teknolojisi eski bir fabrikaydı. Teknolojisinin
rehabilitasyonu için, o tarihte bu fabrikayı inşa etmiş olan Rus
şirketleri ve kuruluşlarıyla temasa geçilmiş,
Eximbankın bir türlü tahsil edilemeyen 250 milyon dolarlık
alacağı karşılığında bu fabrikanın
rehabilitasyonu konusunda anlaşmaya varılmıştı.
Kaynağı hazır ve bu fabrika verimli, kaliteli üretim yapar hâle
getirilecekti. Bunu temin edebilmek için de devletin Oymapınar
Barajı, 57nci Hükûmet döneminde, ucuz elektrik temin etsin ve enerji
sarfiyatındaki maliyet düşürülsün diye Seydişehir Alüminyum
Fabrikasına tahsis edilmiştir.
İşte 57 Hükûmetin millî ekonomiye, Londradaki
alüminyum borsasını etkileyecek kadar güçlü bir entegre tesise, millî
bir ekonominin unsuruna böyle vermiş olduğu destek, AKP Hükûmeti
tarafından bu Oymapınar Barajının yandaş bir şirkete
peşkeş çekilmesiyle hazin bir sona ulaşmıştır. Bu
yandaş şirket bunu yapmakla kalmamıştır, aynı
zamanda Oymapınar Barajından -elektrik üretiminde- elde ettiği
enerjiyi kullanmamış, peşkeş çekilmiş olan
Oymapınar Barajından elde etmiş olduğu elektriği
devlete yüksek fiyatla satmıştır ve trilyonlarca lira
haksız menfaat elde etmiştir.
Bununla da yetinilmemiştir. 57nci Hükûmet döneminde
Seydişehire, bu fabrikanın enerji fiyatlarını düşük
mal edebilmesi için doğal gaz götürülmüştür. Doğal gazın
muslukları da kapatılmış, onun yerine Seydişehirde ve
Konya havzasında
HÜSEYİN ÜZÜLMEZ (Konya) Doğal gazın
hangi tarihte gittiğini bile bilmiyorsun Faruk Bey.
FARUK BAL (Devamla)
Sen onları iyi bilirsin Hüseyin Üzülmez, onları gayet bilirsin,
bizim ne yaptığımızı da bilirsin. Konyaya doğal
gazın ne zaman geldiğini sen de bilirsin
HÜSEYİN
ÜZÜLMEZ (Konya) Doğal gazın Konyaya ne zaman gittiğini bile
BAŞKAN
Sayın Üzülmez, lütfen.
FARUK BAL (Devamla)
-
doğal gazı getirmek için benim Bakan olarak verdiğim
mücadeleleri de bilirsin, sen de ihale için ne mücadele
yaptığını bilirsin, onun ihalesi için ne mücadeleler
yaptığını bilirsin. Ben tarihî bir
(MHP ve CHP
sıralarından alkışlar)
HÜSEYİN
ÜZÜLMEZ (Konya) Doğal gaz Seydişehire 2005te gitti.
BAŞKAN
Sayın Üzülme, lütfen.
FARUK BAL (Devamla)
Bana tarihî bir gerçeği açıklama imkânı verdiğin için de
teşekkür ederim.
Biz Konyaya
doğal gaz getirmek için mücadele ettik, o zamanın TOBBda görevli
olan Hüseyin Üzülmezi de ihaleyi kimlerle paylaşacağının
mücadelesini yapmıştır. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
Değerli
arkadaşlarım, şimdi, o doğal gaz
Benim dediklerimi
Sayın Hüseyin Üzülmez daha iyi anlıyor.
ÜNAL KACIR
(İstanbul) Ayıp, ayıp, müteahhitlik yapmak suç mu?
HÜSEYİN
ÜZÜLMEZ (Konya) Millete yalan söylüyorsun.
FARUK BAL (Devamla)
Laf atana cevap veririm.
HÜSEYİN
ÜZÜLMEZ (Konya) Bilmiyorsun, millete yalan söylüyorsun.
FARUK BAL (Devamla)
Laf atana cevap veririm.
Şimdi, o
doğal gazın fabrikanın üretiminde kullanılması
gerekirken, doğal gazın musluğu kapatılıyor, yerine
kömürden tribünler kuruluyor ve oradaki hava kirliliği ihlal ediliyor.
Değerli
arkadaşlarım, bununla da yetinilmiyor, fabrikanın içerisinde
stadyum var, bu stadyum Seydişehir Belediyesinin malı, bu stadyum da
şimdi mülkiyet olarak yandaş şirkete geçirildi; orada lojmanlar
var, teker teker hepsi satılıyor ve dolayısıyla bu kul
hakkını
bugün sizin kaldıracağınız parmaklarla
bir yandaş şirkete peşkeş çekeceksiniz. Neye rağmen?
Peygamber postunda oturan hâkimlerin Bu bir haksızlıktır, bu
bir hukuksuzluktur, bu bir yolsuzluktur. demesine rağmen. Neye
rağmen? O şirketin sahibinin havuz medyasında AKPye propaganda
yapacak yüz milyonlarca doları Başbakanın talimatıyla
götürüp takır takır vermesine ve verirken de bu milletin anasına,
bilmem, telaffuz edemeyeceğim galiz küfürler sarf etmesine rağmen.
Mübarek gündeyiz, vicdanın -ortaya koyduğu- bir
hakkaniyeti ortaya çıkaracağı bir gündeyiz, böyle bir günde
böyle bir haksızlığa hayır diyecek yüksek
vicdanların AKP milletvekilleri içerisinde de bulunduğunu
düşünüyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
HÜSEYİN
ÜZÜLMEZ (Konya) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Üzülmez.
HÜSEYİN
ÜZÜLMEZ (Konya) Sataşma var, ismimden bahsedildi.
BAŞKAN
Sayın Üzülmez, siz oradan söz attınız bildiğim
kadarıyla, hatip de kürsüden cevap verdi anladığım, lütfen.
HÜSEYİN
ÜZÜLMEZ (Konya) Ama doğru bilgiler söylemedi.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkan, Sayın Üzülmez konuya bir açıklık
getirsin.
HÜSEYİN
ÜZÜLMEZ (Konya) Doğal gazın Konyaya hangi tarihte geldiğini
bile bilmiyor.
BAŞKAN
Lütfen Sayın Üzülmez, oturacaksınız, yerinizden söz
atmayacaksınız, hatibi dinleyeceksiniz, oturun. Öyle söz atıp
ondan sonra sataşma söz konusu olmaz.
Şimdi, Hükûmet
adına söz isteyen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk
Çelik.
Buyurun Sayın
Bakan.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; evet, önemli bir tasarıyı
görüşüyoruz. Bu tasarının 20nci maddesinden sonra gelmek üzere,
bir madde ihdasıyla ilgili önergemiz ele alındı. AK PARTİ
Grubu olarak çoğunluk sağladık, ne yazık ki, muhalefetin bu
konuda, çoğunluk sağlama konusunda üye desteği olmadı. Ben
bütün grup başkan vekillerimizi ziyaret ettim, aslında bire bir
görüşmemizde olumlu yaklaşmalarına rağmen
çoğunluğu, AK PARTİ Grubundaki Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi
arkadaşlarımızla sağlamış olduk.
Ne getiriyor bu
düzenlememiz? Hemen kapının dışında 3 konfederasyona
ait sendika başkan ve yöneticileri olduğu için özellikle onların
da iyi duymaları için söylüyorum: Arkadaşlar, uzun
yıllardır Çalışma Bakanlığı görevini yerine
getirmeye çalışıyorum, diyaloğu esas almış
durumdayız. Avrupa Birliği süreciyle ilgili olarak 19uncu Fasıl
son derece önemli, kritik bir noktaya gelmiş bulunuyoruz ve bu konularda
yapacağımız düzenlemenin hem Avrupa Birliği süreciyle
ilgili, 19uncu Fasılla ilgili hem de sosyal taraflarla, sendikalarla
ilgili diyalog ve çözüme dönük olması konusunun üzerine hassasiyetle
eğilmiş bulunuyoruz.
Şimdi,
bildiğiniz gibi, iş kolu barajı yüzde 10 idi, yani Türkiyede
bir sendika herhangi bir iş kolunda yüzde 10 üyeye
ulaşamadığı zaman iş kolu barajını
aşamamış oluyor idi. Bunu daha önce Sendika Kanununu
değiştirirken, yeniden yaparken yüzde 1e indirdik ama bu yüzde 1
geçişli bir yüzde 1 idi; 2016ya kadar yüzde 1, 2016dan 2018e kadar
yüzde 2, 2018den sonra da yüzde 3te sabitlenen bir iş kolu barajı
söz konusu idi. Bu, akla, mantığa çok uygun bir düzenleme
değildi ama bu yasa acilen çıkması gerektiği için, sosyal
taraflarla, işçiyle, işverenle uzlaşabildiğimiz nokta bu
şekildeydi.
Şimdi ne
yapıyoruz? İki yıl sonra iş kolu barajı yüzde 2ye
çıkmasın, dört yıl sonra iş kolu barajı yüzde 3e
çıkmasın ve bunu yüzde 1 olarak bugünden itibaren sabitleyelim diye
bu düzenlemeyi, bu ek maddeyi, madde ihdasını huzurlarınıza
getirmiş bulunuyoruz.
Özellikle sendika
kökenli milletvekili arkadaşlarıma söylüyorum. Bakınız,
burada bu konuşmayı yapmadan sendika temsilcileriyle görüştüm, 3
konfederasyon yüzde 1de mutabık, altına imza da atmışlar,
yüzde sıfır olsun, yüzde 0,5 olsun, bu talepler saygıdeğer
ama bir mutabakat söz konusu, yüzde 1 olması gerektiği konusunda
mutabakat var.
Ben sizlere bunu
takdim ettim, doğru dediniz, Madem böyle bir mutabakat var,
doğru. Ama gördük ki söylenen ile yapılan çok farklı. Yani
öteden beri örgütlenmenin önünü açalım
Örgütlenmenin önünü açmak, burada
yapılan sendikaların geleceğiyle ilgili sağlıklı
bir düzenlemeye çıkıp, muhalefet etmek değil, bunu görüp, buna
destek vermektir ama dışarıda sendikacılarla başka
şey konuşup, içeride kürsüye gelip başka şey konuşan
arkadaşları ne yazık ki görmekten ve köken itibarıyla
sendikacılıktan gelmelerinden dolayı üzüntümü burada belirtmek
istiyorum. Son derece yanlış bir bakış açısı.
Şimdi, bunun
arkasından bir maddenin daha ihdası gerekiyordu. Neydi o madde? 2009
yılında yüzde 10 barajı vardı, yüzde 1e indiriyoruz
şimdi bu maddeyle. Buna rağmen, barajı aşamayan sendikalara
acaba onları yaşatma konusunda yeni bir imkân sağlayabilir miyiz
diye, ama bu imkânı göremediğimiz için buradan sendikacılara
sesleniyorum. O iyi niyet burada olmadığı için ne yazık ki
o maddenin burada ihdasıyla ilgili bir önergeyi getiremiyoruz diyorum.
Bu
değişikliğin, bu madde ihdasının hayırlı
olmasını diliyor, yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
SÜLEYMAN
ÇELEBİ (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Çelebi.
SÜLEYMAN
ÇELEBİ (İstanbul) Sayın Bakan konuşmasında
Zaten
sendikacı kökenli şu anda ben konuştum orada.
SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) İsim zikretmedi Sayın Başkan,
Sayın Bakan isim zikretmedi.
SÜLEYMAN
ÇELEBİ (İstanbul) Hayır, isim önemli değil, yani çok ayan
beyan belli.
SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Sayın Çelebi alınganlık
yapıyor.
BAŞKAN Ne
diye itham etti Sayın Çelebi, ne söyledi?
SÜLEYMAN
ÇELEBİ (İstanbul) Şunu söyledi, dedi ki: Burada başka,
dışarıda başka konuşuyorlar sendikacılar: Onunla
ilgili söz istiyorum.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Çelebi. (CHP sıralarından alkışlar)
RECEP ÖZEL
(Isparta) Sendikacı değilsiniz canım, milletvekilisiniz!
SÜLEYMAN
ÇELEBİ (İstanbul) Sendikacı kökenli milletvekiliyim.
BAŞKAN - Siz
sendikacı kökenlisiniz değil mi?
SÜLEYMAN
ÇELEBİ (İstanbul) Evet, aynen oyum ve onur duyuyorum o görevi
yapmaktan.
BAŞKAN
Buyurun.
VI.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
6.-
İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi'nin, Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Faruk Çelikin 639 sıra sayılı Kanun
Tasarısının yeni ihdas edilen 21inci maddesi üzerinde Hükûmet
adına yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
SÜLEYMAN
ÇELEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
arkadaşlarım; şimdi, Sayın Bakan burada başka
dışarıda başka yaklaşımını benim
yaşamımda hiç görmemiştir ama bugün nedense kızıyor,
nedense hırsını bizden çıkartıyor.
Ben size de önerdim
Sayın Bakan, Dışarıda sendikalar var, TÜRK-İŞ
var, HAK-İŞ var, DİSK var, anlaşın getirin. dedim.
Öneriyi yapan benim. Onlar bizi çağırdılar oraya, Hayır
katılmayacağım ben toplantınıza, anlaşın
gelin, siyasetçiler bu işin içinde olmasın, Bakanla anlaşın
gelin. dedim. Onlara söylediğim bu değerli arkadaşlar.
İşte sendikacılar dışarıda. Benim onlara
söylediğim şu: Bizim burada bu işin çözümü konusunda
gayretlerimiz var, tırmandırmak diye bir derdimiz yok. O sendikalar
yüzde 1e razı oluyorlar. Evet oluyorlar, altına da imza attılar
ama şunun için imza attılar değerli arkadaşlar, bunu bilin:
Zor, oyunu bozar. Şimdi, niye atıyorlar? Bir nefes almak için, bir
oksijen daha. Göreceksiniz bu Parlamentoda, bir yıl sonra, bir buçuk
yıl sonra yeniden, bu, Parlamentonun gündemine gelecek, Gelin şu
barajları binde 5e çekelim. diyeceksiniz. Böyle yapmak yerine,
gıdım gıdım, üzerinde baskı yaratmak adına,
onları böyle tehditle, şantajla, Oturun oturduğunuz yere.
demek yerine, bugün çözelim, bugün özgürlüklerine kavuşsun ve
bağımsız sendikalar olsun. Buradan bizim söylediğimiz bu.
Yoksa bizim, orada başka, orada başka bir şey
Tarihimde yoktur
Sayın Bakan, bundan sonra da olmayacaktır, tanıkları da
orada, dışarıdadır. Onlardan da rica ettim, buraya da geldiğimde
arkadaşlardan aynı konuda ricada bulundum.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
İZZET
ÇETİN (Ankara) Sayın Başkan
VIII.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A)
Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.-
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetinin; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili
İdris Balukenin; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetinin; Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam
Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcının; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın;
Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın;
Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın;
İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri
Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in;
Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın
Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye
Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi
Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili
Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent
Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Kahramanmaraş Milletvekili
Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili
Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa
Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili
Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul
Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut Tanal'ın; Erzincan Milletvekili
Muharrem Işık'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent
Tüzel'in; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli
Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve
İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili Özgür
Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3
Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir Milletvekili
Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya Güven ve 34
Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Balıkesir
Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun;
Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu
Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Bursa
Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim
Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf
Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; İstanbul
Milletvekili Süleyman Çelebi'nin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in;
Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın
Türeli'nin; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun
Çıray'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in;
Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar
Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür
Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve Önder Matlı ile 8
Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Manisa
Milletvekili Hasan Örenin; Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum
Milletvekili Cahit Bağcı ile 37 Milletvekilinin; Manisa Milletvekili
Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan
ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115,
2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439,
2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896,
2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217,
2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302,
2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437,
2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595,
2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794,
2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938,
2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056,
2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186,
2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639) (Devam)
BAŞKAN - Madde
üzerinde şahsı adına söz isteyen İzzet Çetin.
Konuşma
sıranız var, oradan söz istiyorsunuz.
İZZET
ÇETİN (Ankara) İki dakikayı da ilave et buraya o zaman.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Çetin.
İZZET
ÇETİN (Ankara) Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, ben bu madde ihdasına ilişkin, madde üzerinde söz
almak istedim ama söze girmeden önce Sayın Bakana tehditle, şantajla
yasa yapılmayacağını hatırlatmak isterim. Evet, ben de
geçmişte sendikacılık yaptım. Sendikacı olmam
hasebiyle, hiçbir zaman emekten yana olmayı ihmal etmedim, hiçbir zaman da
burada farklı, dışarıda farklı konuşmadım.
Sayın Bakan,
siz göreve geldiğinizden bugüne kadar geçen süre içerisinde
sendikaların zayıf karnını iyi yakaladınız ve
oradan iyi tuttunuz, istediğiniz yere istediğiniz şekilde
yönlendiriyorsunuz. Anayasaya aykırı hükümleri bile pazarlık
yaparak bir şey veriyormuş gibi yapıp yasaya koyabiliyorsunuz.
Ardından da gelip burada Cumhuriyet Halk Partili milletvekillerini,
sendikacı milletvekillerini orada farklı, burada farklı
konuşmakla suçlayamazsınız.
HÜSEYİN BÜRGE
(İstanbul) Onu işçilere sor, işçilere!
İZZET
ÇETİN (Devamla) Gerçekten, Kenan Evren dönemindeki hak
kayıplarından daha fazla hak kaybını AKP iktidarı döneminde
yaşadı emekçiler. Getirdiğiniz ne Sendikalar
Yasasının ne Kamu Görevlileri Sendikaları Yasasının
ne Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Yasasının ne
de sosyal güvenliğe ilişkin mevzuatta emekçilerin lehine
gelişmiş ya da sağlık alanında bir şeyin
olmadığı bugün aşikâr bir biçimde orta yerde duruyor.
Barajlar konusunda
ters baraj uygulayan ilk hükûmet siz oldunuz. Barajlar giderek düşürülür.
Siz Yapmayın. dememize rağmen giderek artan barajı getirdiniz,
şimdi de iş yapıyormuş gibi onu Ekonomik ve Sosyal Konseye
üye sendikalar için yüzde 1 diyerek, Ekonomik Sosyal Konsey sanki
işliyor, sanki Başbakan üç ayda bir toplanması gereken Ekonomik
Sosyal Konseyi beş buçuk yıldan bu yana topladı da oraya üye
olan sendika ihya olacakmış gibi işletmediğiniz,
yasasını yapıp getirmediğiniz bir kurumu bugün şantaj
unsuru olarak önümüze koyup sendika kökenli milletvekillerini tehdit etmeye
hakkınız yok.
Şimdi, o
Konseye üye olan sendikalar için yüzde 3 olan baraj yüzde 1 olacak. Ben 3
konfederasyonu da beğenmiyorum: HAK-İŞ sizin
ortağınız, TÜRK-İŞ dümen suyunuza girmiş,
DİSK iki taraftan da hep hırpalanmış. 3ü de işçi
hakkını temsil edemiyor. Ben de bağımsız sendikayım,
bende niye 3 oluyor orada 1ken, bunu izah edebilir misiniz?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Tabii,
tabii.
İZZET
ÇETİN (Devamla) Neden bağımsız sendikalarda yüzde 1
uygulayamıyorsunuz? Çünkü işinize öyle geliyor.
Döneminizde, sizden
önce, 12 Eylülde sendikalı işçi sayısı Türkiyede 2,5
milyondu, nüfus 45 milyondu; şimdi nüfus 75-80 milyon, sendikalı
işçi, toplu sözleşmeden yararlanan sendikalı işçi 600 bin
bile yok. Siz Sendikalı işçi bu kadar. deyip, Örgütlenme
özgürlüğünün önünü açacağız, örgütlenmeni geliştireceğiz.
diyerek sendikaların zayıf noktalarını yakalayıp
denetim mekanizmalarını, Devlet Denetleme Kurulunu yanlış
yapanın üzerine gönderme yerine belgelerini alıp,
dosyalarınızda tutup, Bak, ağzını açarsan, ayağa
kalkarsan seni şöyle yaparım. şantajlarıyla
sendikaları çökertip, işçileri asgari ücrete, örgütsüzlüğe
mahkûm edip yerinden kalkamaz hâle getireceksiniz, sendikalı işçi
sayısı düşecek, örgütlülük dağılacak, siz de bir
şey yapıyormuş gibi gelip burada Cumhuriyet Halk Partisinin
sendika kökenli milletvekillerini suçlamaya kalkacaksınız; böyle bir
şeyi kabul etmemiz asla mümkün değil.
Bu önergede de
yaptığınız bir şey yok. Yine, bizi dinleseydi AKPnin
Plan ve Bütçe Komisyonu üyeleri, Plan ve Bütçe Komisyonuna bu madde böyle
gelmezdi, tek madde olarak gelmezdi. 6356 sayılı Yasada ilgili
maddelerde o oranlar düşürülür, burada da bir saat boşu boşuna
kullanılmazdı.
Arkadaşlar oradan tehdit ediyor:
Reddedeceğiz. Sendikacılar orada bekliyor. Reddedersen reddet,
şantaja boyun eğmiyoruz sayın dayıbaşı,
dayıbaşılığını hiç olmazsa Genel Kurulda
yapma. (CHP sıralarından alkışlar)
ÖNDER MATLI (Bursa) Çavuş, çavuş!
İZZET ÇETİN (Devamla) Çavuş orada yok,
bugün görünmüyor çavuş, patron da yok çavuş da yok, bugün
dayıbaşı burada.
Değerli
arkadaşlar, gerçekten, şaka bir tarafa, bu yasalar
yapılırken eğer usulüne uygun yapılsa -çavuş
buradaymış- biz de burada birbirimizi hırpalamayız.
Sayın Bakanın buraya gelip bize sanki biz
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
İZZET
ÇETİN (Devamla)
iki ayrı yerde farklı
konuşuyormuşuz gibi söz sarf etmesini reddediyorum, hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Madde üzerinde
şahsı adına söz isteyen Özgür Özel, Manisa Milletvekili.
Buyurun Sayın Özel.
(CHP sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Tabii, otuz dokuz
gün Plan ve Bütçe Komisyonunda inanılmaz yoğun bir tempoyla
çalışıldı. Grubumuz inanılmaz bir emek verdi,
muhalefet partisi milletvekilleri sürekli yanlışları
uyardılar, doğruya yönlendirmeye çalıştılar, Bu
yanlışı böyle yaparsanız ilerleyen günlerde
sıkıntı olur. dediler. En başta, zaten şunu
söylediler: Somayla ilgili 17 maddelik bir düzenleme var, bunları
öncelikle yapalım, geçirelim; ardından bir başka torba kanun
görüşülecekse onu görüşürüz. Ama, iktidar partisi, bu önergeleri her
zaman teker teker reddetti ve Komisyonun süresini uzatarak hem Somaya verilen
sözleri sulandırmanın, eksik yerine getirmenin, önemli miktarda bu
sözlerden geriye durmanın kamuoyunda oluşturacağı infialden
veya kendi üzerlerine gelecek baskıdan kurtulmak istedi.
İşin bir
başka tarafı da kamu gücünü hem muhalefet üzerinde hem de sendikalar
üzerinde haksız ve orantısız şekilde kullandılar.
Bunun en bariz örneklerinden bir tanesi de biraz önce Sayın Bakanın
bu kürsüdeki konuşmasıyla tecelli etmektedir.
Sayın Bakan,
diyorsunuz ki: Ben bu maddeyi çekerim. Bu maddeyi çekerseniz,
yanlışlıkla 3 olarak bıraktığınız, ek
maddede 1e indirdiğiniz ama esas metinde 3 kalan şey
düzeltilmeyecek, vebalini de güya muhalefetten soracaklar. Sayın Bakan, bizim
inancımıza göre "Kenarı Dicle'de bir kurt kapsa koyunu,
ilahi adalet Ömerden sorar bunun hesabını. Bu, kamu yönetimimizin
temelini oluşturur; bu kültürü alan, bu kültürle yönetenlerin olması
lazım. (CHP sıralarından alkışlar)
Şimdi, siz,
hem Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olacaksınız hem
yüzde 3lük barajın yüzde 1e indirme sözünü otuz dokuz günlük Komisyon
çalışmasında titiz olarak
çalışmadığınız için eksik yapacaksınız,
düzeltmek için muhalefete konuşmama şartı öne süreceksiniz,
böyle bir sözü size kimse vermediği hâlde dışarıya veya
kamuoyuna karşı böyle bir söz dile getireceksiniz.
Bir şey daha
söyleyeyim Sayın Bakan: Sadece Diclenin kenarında kurdun
kaptığı koyunun hesabı değil sizden sorulacak, 1980
darbesinden önce 4 kişiden 3ü sendikalıyken,
devriiktidarınızda rakam yüzde 5lerin altına geldiyse, gerçek
anlamda 500 bin kişi sadece toplu sözleşme yapıyorsa, ilahi
adalet gelir sizden bunun hesabını sorar bir gün, siz
Çalışma Bakanısınız.
Taşeron, kamuda 660 bine dayandıysa -sadece
sağlığı örnek verelim- 2002 yılında
sağlık alanında 11 bin taşeron işçisi varken, bu rakam
2013te 131 bine, 2014te 160 bine çıktıysa Türkiyedeki
hastanelerde
Ya, kardeşim, taşeron işçisi dediğin paspas
yapıyor, bunun devlet memuru olmasına ne gerek var. dediğiniz o
taşeron işçi, bir gün önce taşeronda değişen
paspasçı; size, bize, devlete emanet akıl hastası genç bir
kıza denetimsizlik yüzünden akıl hastanesinde kötü muamelede
bulunuluyorsa, bunun hesabını da ilahi adalette sizden sorarlar
Sayın Çalışma Bakanı. Özellikle, iş kazaları
devriiktidarınızda parabolik olarak artıyorsa, her
yıl 1.300, 1.500 kişiyi iş kazalarında kaybediyorsak, günde
3-4 kişi iş kazalarında ölüyorsa, sizin Çalışma
Bakanı olduğunuz bir yerde Türkiyenin en büyük, dünyanın
sayılı maden kazalarından, facialarından birinde 301 can
diri diri, birkaç dakika içinde ölüyorsa ve daha sonra siz dünyada 3
işçinin ölümünden sorumlu olan, çatı çöktüğü için istifa eden
mevkidaşlarınızın aksine, hâlâ daha o makamı Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanıyla birlikte işgal ediyorsanız ve bu
konudaki gensoruda da grubunuz sizin arkanızda durabiliyorsa, o zaman,
işte, Hazreti Ömerin bu coğrafyada kamu yöneticiliği yapacak
olan herkese âdeta bir tavsiyeden de öte ortaya koyduğu şu ifadeyi
bir kez daha hatırlatırım: Diclenin kenarında, kurdun
kaptığı koyunun hesabını gün gelir bizden sorarlar.
Lütfen böyle davranınız, tehditle kamu yönetimi olmaz.
Saygılar,
sevgiler sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Soru-cevap
işlemi yapılacaktır.
Süre
on dakikadır, beş dakika soru sorma.
Buyurun
Sayın Tanal.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Bakan, tabii, hep başından itibaren dediniz ki: Taşeron
kaldırıldı. Açık ve net soru: Şimdi, Türkiye Büyük
Millet Meclisinde taşeronda çalışan işçiler var. Bu yasa
yürürlüğe girdikten sonra bu taşeron kalkacak mı? Yani,
Meclisteki taşeron işçiler kadroya mı geçecek?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Tanal.
Sayın
Çelebi
SÜLEYMAN
ÇELEBİ (İstanbul) Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın
Bakanım, asla biraz önce söylediğiniz yaklaşım içerisinde
bulunmadığımızı
Sendikaların o konudaki
mutabakatının da burada okunmasını özellikle sizden rica
ediyorum, birinci söyleyeceğim bu.
İkinci
söyleyeceğim de şu anda bu taşeron uygulaması -şimdi
çok net söylüyorum- 4/Cliler sorunu, emeklilikte yaşa takılanlar
konularında bundan sonra ne yapacağınızı söyler
misiniz.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Öz
ALİ
ÖZ (Mersin) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Bakan, Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanlığında -dün size sözlü olarak da ifade etmiştim- çalışan, özellikle fatura
tahakkuk denetimi yapan elemanların almış olduğu
aylıklarla alakalı, onların maaşlarından geriye dönük
bir kesinti yapılacağı, kurumunuzda çalışanların
da konuyla alakalı olarak Danıştaya dava açtığı,
eğer bu düzenleme olmazsa
Çünkü, daha önce, Maliyenin kanununda,
onların aldıklarının doğru olduğu ifade
edilmekte. Kurumu da zarara uğratmamak adına
yayınlanmış olan bu tip bir genelgeyle alakalı son durumun
ne olduğunu bizimle paylaşırsanız sevinirim.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Yılmaz
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Geçen de
sormuştum Sayın Bakana ama kendisi sendikalar noktasında
tarafsız olduğunu ifade etti. Şimdi, ben de eski bir memur
sendikası yöneticisi olarak çok net biliyorum ki MEMUR-SEN Hükûmetin
sendikasıdır. Hükûmetin bütün imkânlarını kullanarak
memurları tehdit ederek sendikaya üye yapması noktasında birçok
şikâyetin size de geldiğini tahmin ediyorum. Bu konuda tarafsız
düşünürseniz, tarafsız davranırsanız daha iyi olur. Bunun
örneğini görmek için de şunu yapabilirsiniz: Son yedi yılda
MEMUR-SENin üye sayısı nereden nereye gelmiştir, arkanızda
bürokratlarınız vardır tahmin ediyorum, bu rakamları
çıkarttırdığınızda göreceksiniz. Bu sendika
Hükûmetin denetiminde ve kontrolünde midir? Bunu tekrar soruyorum ve objektif
bir değerlendirme istiyorum.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın Özel
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Çok teşekkür ediyorum.
Sayın Bakan,
işverenin ödemediği takdirde maaşların İşsizlik Fonundan
ödenmesi ve ardından işverene rücu etmesiyle ilgili düzenleme
geçmişti. Sanıyorum, bu son maaşlar da doğrudan Fondan
ödeniyor ve işverenden rücu edilecek, sizin söylediğinize göre öyle
anlıyoruz.
Bir önceki
maaşlarda yanlışlıkla yapıldığı
söylenen ve Maliye Bakanlığının aksi yönde bir mukteza
vermesine rağmen hâlâ daha o kesilen vergi kesintileri işçilere
ödenmedi. Bu maaşlarda da aynı kesintinin olduğu söyleniyor. Bu
konuya açıklık getirebilir miyiz?
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın Türeli
RAHMİ
AŞKIN TÜRELİ (İzmir) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sayın Bakan,
4/Clilerin durumunu tekrar gündeme getirmek istiyorum.
Şimdi, 657 sayılı Kanunun 4/C maddesinde
düzenlenen geçici personel sayısı Komisyonda
yaptığımız tartışmalarda da
Bakanlığınız tarafından 23 bin kişi olarak
belirtildi. Bunun sadece 3 bin kişisi 4/C kategorisinin düzenlenme
şekline yani geçici işe uygundur yani TÜİK anketörleri gibi,
seçimde görev alan kişiler gibi, güzel sanatlar fakültelerindeki
canlı modeller gibi ama geriye kalan 20 bin kişi, 4/Cyle ilgisi
olmayan, özelleştirilen kuruluşlardaki işçilerin buraya getirilip
bu kadroya konması nedeniyle oluştu.
Birinci sorum: Bu 20 bin kişinin 4/C kategorisinde
olmasını uygun buluyor musunuz?
İkinci olarak da 4/Cliler hem
çalıştıkları hem emekli oldukları dönem
açısından hem de mali ve sosyal haklar açısından büyük
kayıplara uğruyorlar, bunun sonucunda da aynı işi yapanlar
arasında ciddi maaş farklılıkları oluşuyor.
4/Clileri kadroya almayı düşünüyor musunuz? Buna yönelik bir
çalışma var mıdır, varsa hangi aşamadadır, yoksa
neden yoktur?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Son soru.
Sayın Sarı, buyurun.
MÜSLİM SARI (İstanbul) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın Bakan, kanunun görüşmeleri
sırasında yapmış olduğunuz konuşmada taşeron
işçiliğin yaygınlaştırılmasının bir
sömürü olduğunu söylediniz. İktidarınızda 153 binden 700
bine çıkan kamudaki taşeron işçi sayısı
karşısında Hükûmetinizin bu sömürü ilişkisinde, bu
sömürülme düzeninde payının olduğunu düşünüyor musunuz?
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Buyurun Sayın
Bakan.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Şimdi,
öncelikle, az önce tartışılan konuya bir açıklık
getirmek istiyorum. Ekonomik ve Sosyal Konsey üyesi sendikaların
dışındaki bağımsız sendikalara dönük neden daha
farklı bir düzenleme yapmıyorsunuz? diyorsunuz.
İZZET
ÇETİN (Ankara) - Yapmıyorsunuz. değil, niye olmuyor?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) Yani,
Niye olmuyor? diyorsunuz, ben de cevabını vermek için söylüyorum.
Yani, Üçlü Danışma Kurulunda oturuyorsunuz, karşınızda
işçi ve işveren sendikaları var, mutabakata varıyorsunuz.
Siz diyorsunuz ki: Buradaki mutabakatları esas almayın.
İZZET
ÇETİN (Ankara) Sayın Bakan, siz Bakansınız, Anayasaya
aykırı düzenleme olur mu?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) Sayın
Çetin, o soruyu bana sormakta haklısınız ama aynı
şekilde 3 konfederasyona da sormanızı istiyorum.
İZZET
ÇETİN (Ankara) Sordum.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) Yani, biz
diyalog ve diyaloğun neticesine bakıyoruz.
İZZET
ÇETİN (Ankara) Onlar da siz de Anayasaya hüküm ihdas ediyorsunuz.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa)
İkincisi: Tehditle, şantajla
Efendim, böyle bir örnek
gösteremezsiniz ne kamu sendikalarıyla ilgili ne de bununla.
İZZET
ÇETİN (Ankara) İşte, yaptınız.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) Buradaki
söylediğime dikkat edin, diyorum ki: Barajın yüzde 1e inmesi
konusunda ittifak var. Ama, tam bir saattir, ittifak ettiğimiz konu
üzerinde konuşuyoruz. Bu doğru mu?
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Biz hariç Sayın Bakan, biz hariç.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) Tabii.
Hayır, hayır. Ben ana muhalefete söylüyorum.
Yani, biz yüzde 1
konusunda
SÜLEYMAN
ÇELEBİ (İstanbul) Ama diğer soru anlaşıldı
mı Sayın Bakan?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) -Şimdi
siz, ana muhalefet olarak evet diyorsunuz ama tam bir saatimizi,
anlaştığımız, uzlaştığımız
konu üzerinde harcıyoruz.
SÜLEYMAN
ÇELEBİ (İstanbul) Anlaşılmayan bir konuda
konuşuyoruz.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) -O hâlde,
diğer konu ise: Ben, burada yüzde 3lük baraj konusuyla ilgili söylemedim,
az önce Sayın Özel burada söylerken onu söylemedim ki. Bundan sonra, 2009
sendikalarıyla ilgili, 2009da yetkili olan sendikalar bugün yetkisiz
duruma düşüyor. Eğer biz uzlaştığımız konuyu
bu şekilde Mecliste ele alır isek diğer önergeyi getirmeme imkân
yok dedim ben.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Onu da çekmekle tehdit ettiniz biraz önce.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Çünkü yüce
Meclis yalnız sizden değil, iktidar grubu da var burada. İktidar
grubu bana diyor ki: Sayın Bakan, uzlaştığınız
konuda bir saat kaybettik. Yeni bir konu getireceksiniz, o da
uzlaştığınız konu, o da bir saat giderse... diye
ifade ediyorlar. Onun için, siz iki konuyu birbirine
karıştırdınız, onu ifade etmek istiyorum.
Bir diğer konu
ise, burada, TBMMde taşeron işçiler. Arkadaşlar, Sayın
Tanal, bakınız, yasa diyor ki: Yardımcı işler ise
hizmet alımı olacak.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Ne olacak yani, ne olacak?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) -Ama
bahsettiğiniz çalışanlar yardımcı işler
sınıfında ise bunlar hizmet alımı olarak
gerçekleşecek, eğer yardımcı işler
sınıfında değil iseler bunlar mutlaka kadrolu olacak.
MAHMUT TANAL
(İstanbul) Yasayı değiştirelim.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Yani o
boşluk kadroyla doldurulacak, yasa bunu getiriyor, bu ayrımı
getiriyor, bu netliği getiriyor.
MAHMUT TANAL
(İstanbul) Değiştirelim şu anda, hemen
değiştirelim. Boşluk olmasın, dolu olsun.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Efendim,
yasa, düzenleme, çok açık, hizmet alımının nasıl
olacağı -daha sonra sorulan soruda var- netlik kazanıyor.
MAHMUT TANAL
(İstanbul) Peki, özür dilerim, Bakanlar Kurulu belirlesin, Bakanlar
Kurulu üyesisiniz.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Yani yasa
yapıyoruz buradaki karmaşayı, buradaki keyfîliği ortadan
kaldırmak için. Türkiye Büyük Millet Meclisinde yardımcı
işler sınıfına girmeyen tüm personel kadrolu olmak
durumundadır. Bunu getiriyor düzenleme.
MAHMUT TANAL
(İstanbul) Kim belirleyecek? Bakanlar Kurulu. Siz de Bakanlar Kurulu
üyesisiniz. Ne olacak?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - 4/Cyle
ilgili düzenlemeler yaptık, ücretlerle ilgili düzenleme yaptık ama
4/Cyle ilgili statü olarak bazı iyileştirmeler yapalım
noktasında bizim de olumlu bakışımız var ama
uzlaşma böyle olacaksa doğrusu işimizin zor olduğunu
söyleyeyim.
ALİM IŞIK
(Kütahya) Sayın Bakan, olumlu bakışın ötesinde, bununla
ilgili verilmiş sözler var.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) Bir
diğer konu: MEMUR-SEN konusu sık sık gündeme getiriliyor. MEMUR-SEN,
efendim, şu sendika işte iktidara yakın sendika. Bu
yaklaşımları ben doğru bulmuyorum.
ALİM IŞIK
(Kütahya) Sarı sendika.
MÜSLİM SARI
(İstanbul) Biz de bu yaklaşımları doğru bulmuyoruz.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) Efendim,
ben Çalışma Bakanı olarak gerek memur sendikalarıyla gerek
işçi sendikalarıyla birlikte çalışıyorum. Ben diyorum
ki size: Sayın Milletvekilimiz, bu kanaati elde etmiş olabilirsiniz
ama bunu ilgili konfederasyonlara sorun, Sayın Bakanın,
Bakanlığın böyle bir tutumu varsa, bunu söylerseniz ben burada
gerekli şekilde almam gereken, söylemem gereken bir tavır varsa bunu
memnuniyetle alırım, hiç endişe etmeyin.
EMİN HALUK
AYHAN (Denizli) Düzenlediğiniz sözleşme yeter!
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) Somadaki
yardım
Tabii, bir yardım var şu anda işçilere
verdiğimiz, bir de aylık ücretleri
karşılığında verdiğimiz -özellikle Eynez bölgesi
için söylüyorum, Eynez Ocağı için söylüyorum- iki ödeme söz konusu.
Yer altında çalışanlarla ilgili bir kesinti söz konusu
olmayacak, onu ifade edelim. Ödemelerin de cuma günü itibarıyla
yapıldığını ifade edeyim.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Soru-cevap
işlemi tamamlanmıştır.
Şimdi, madde
üzerinde aynı mahiyette iki önerge vardır.
MAHMUT TANAL
(İstanbul) Sayın Başkan, maddeye geçmeden önce, kötü emsal
olmasın diye
Biraz önce Sayın Hüseyin Üzülmez Beye çok
ağır ithamlarda bulunuldu, söz istedi ama siz vermediniz. Yani
yarın öbür gün bize de yapılsa bize de vermeyeceksiniz. Kötü emsal
olmaz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Lütfen, Sayın Tanal, sorunuzu sordunuz, böyle bir usul yok.
İki adet
aynı mahiyette önerge vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının 20inci
maddesinden sonra gelmek üzere ihdas edilmesi teklif edilen yeni 21. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
İlhan
Demiröz Müslim
Sarı Rahmi
Aşkın Türeli
Bursa
İstanbul İzmir
Mahmut
Tanal Musa
Çam İzzet
Çetin
İstanbul İzmir Ankara
MADDE-21: 6356
sayılı Kanunun 41inci maddesinin birinci fıkrasındaki
Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az
yüzde 3 üyesi bulunması şartıyla ifadesi madde metninden
çıkarılmıştır.
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Faruk
Bal Ali
Öz Yusuf
Halaçoğlu
Konya
Mersin Kayseri
Mehmet
Erdoğan Seyfettin
Yılmaz
Muğla Adana
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki önergelere Komisyon katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ABDULLAH NEJAT KOÇER (Gaziantep)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa)
Katılamıyoruz.
BAŞKAN
Önergeler üzerinde söz isteyen Faruk Bal, Konya Milletvekili.
Buyurun Sayın
Bal. (MHP sıralarından alkışlar)
FARUK BAL (Konya)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket
Partisi olarak, iş hayatının düzenlenmesi, işçi
sağlığının, iş güvenliğinin
sağlanması, iş yerinde kaliteli ve verimli üretim
yapılmasına ilişkin hükümleri desteklediğimizi ifade
etmiştik. Ancak, bu madde içerisinde, bu tasarı içerisinde zerzevat
maddeler var demiştik. O maddelerden bir tanesini daha önceki
konuşmalarımda ifade ettim; bu, Seydişehir Alüminyum
fabrikasıyla ilgiliydi ve han-ı yağmadan beslenenlerin
nasıl AKP Grubu tarafından ve Hükûmeti tarafından tüyü bitmedik
yetim hakkına el atılarak milletin malının han-ı
yağmalarda peşkeş çekildiğini ifade etmiştik. Bu durum
yargıda tespit edilmiş olmasına rağmen, Danıştay,
Yargıtay ve Anayasa Mahkemeleri kesinleşmiş kararlarıyla
bunun yolsuzluk olduğunu tespit etmiş olmalarına rağmen, bu
tasarıyla mahkeme kararlarının ortadan kaldırılarak
sizlerin vicdani kararlarınız yerine, alınan talimatlarla
bunlara çekilmiş olan peşkeşleri kanunla aklayacak bir hâle getireceğinizi
ifade etmiştim.
Şimdi, bir
başka zerzevat maddeden bahsetmek istiyorum. Değerli milletvekilleri,
o da, bundan beş ay önce, avukatların müvekkilleriyle ilgili olmak
üzere haklarında yapılan soruşturmalarda delilleri görerek,
inceleyerek savunmalarını yapabilmelerine imkân sağlayan bir
kanun çıkarmıştık. Bu kanunda daha önce avukatların
müvekkillerinin savunma hakkını yerine getirmelerini engelleyecek
şekilde gizlilik kararlarının bulunduğunu ve o gizlilik
kararları çerçevesi içerisinde de adil yargılanma hakkının
engellendiğini ifade etmiştik. Hep beraber bunun Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesine, Anayasaya ve evrensel hukuka aykırı
olduğunu düşündük ve avukatların delillere ulaşabilme, elde
edilmiş olan delilleri inceleyebilme ve savunmalarını buna göre
yapabilme imkânını sağlamıştık.
Şimdi, bu
tasarı içerisinde bir madde daha vardır ki orada avukatların bu
delillere ulaşabilmeleri, inceleyebilmeleri
kısıtlanmaktadır yani geriye dönülmektedir. Beş ay önce
böyle bir adli soruna çözüm bulma iradesini ortaya koyan Türkiye Büyük Millet
Meclisi ve o Meclisin iradesi, şimdi AKPnin ihtiyaç duyduğu bilinmez
bir nedenden dolayı tam tersine çevrilerek adli yargılanma sürecini
etkileyecek şekilde, savunma hakkını engelleyecek şekilde,
avukatların delil inceleme, dosya inceleme hakkını ortadan kaldırmaktadır.
Buna niye ihtiyaç duyulmuştur? Mesele açıktır ve gayet de
basittir. Beş ay önce yapılmış olan soruşturmalarda,
sizin paralel yapı diye ilan etmiş olduğunuz adli evraklar
içerisindeki birtakım bilgilere siz ulaşamıyordunuz,
ulaşabilmek için bu evrensel hukuku hukukumuza taşımak gibi bir
niyetinizi ortaya koydunuz ve herkes buna müspet bir şekilde baktı ve
netice itibarıyla o delillere ulaşabilme imkânını elde
ettiniz. Peki, şimdi niye engelliyorsunuz? Şimdi devir
değişti, paralel yapı dediğiniz grupla mücadelenizde bu
defa siz aynı yoldan yürüyorsunuz yani eleştirdiğiniz,
yanlış gördüğünüz hususu siz yargı içerisinde yürütmeye
çalışıyorsunuz, o yanlışı siz tekrar ediyorsunuz
Hükûmet olarak ve bunun sanığı durumu olan kişilerin de
elde etmiş olduğunuz delillere ulaşmasını engellemek
için bu tasarıyı getiriyorsunuz.
Değerli
arkadaşlar, adalet herkes içindir, dün öyle bugün böyle olmaz. Dün filanca
grup, feşmekanca grup, bundan mağdur oluyordu, bugün siz mağdur
oluyorsunuz veya yarın bir başkası mağdur olacaktır.
Dolayısıyla, bu evrensel değeri, insanlığın
ulaşmakta büyük mücadeleler vermiş olduğu hakkaniyet, adalet
dediğimiz ölçüleri bertaraf ederek tekrar eskiye dönmek yeni Türkiye'nin,
sizin ifadenizle, harcı olmamalı, evrensel değerlerden vazgeçilmemeli
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
FARUK BAL (Devamla)
ve bu zerzevat madde böyle mübarek bir günde Türkiye Büyük Millet
Meclisinden geçmemelidir diyorum.
Teşekkür
ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Aynı
mahiyetteki önergeler üzerinde söz isteyen Musa Çam, İzmir Milletvekili.
Buyurun Sayın
Çam. (CHP sıralarından alkışlar)
MUSA ÇAM
(İzmir) Sayın Başkan, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
saygıdeğer üyeleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Biraz önce
Sayın Bakanı burada dinledik. Şu anda salonda Sayın Bakanla
konuşmak üzere olan HAK-İŞ Sendikasının eski Genel
Başkanı Sayın Salim Uslu, yine HAK-İŞ
Sendikasının eski Genel Sekreteri Hüseyin Tanrıverdi, yine
TÜRK-İŞe bağlı eski HARB-İŞ
sendikasının Genel Başkanı İzzet Çetin, DİSKin
eski Genel Başkanı Sayın Süleyman Çelebi ve DİSKin Eski Genel
Sekreteri Musa Çam olarak önemli bir konuda değerlendirme yapıyoruz.
Burada işçi kökenli 5 sendikacı var, kamu
çalışanlarından gelen sendika kökenli arkadaşlar da
vardır.
12 Eylülün
getirmiş olduğu önemli bir yasaktır arkadaşlar bu yasak.
Siz 12 Eylülle hesaplaşacağız, 12 Eylülün getirmiş
olduğu yasakları, engelleri, antidemokratik uygulamaları
kaldıracağız. diyorsunuz, bununla da övünüyorsunuz ve bunun
için de 12 Eylül 2010 yılında da referanduma gittiniz, yüzde 58 oy
aldınız ve şöyle bir kitapçık da çıkardınız,
bu kitapçık sizin kitapçığınız ve bu
kitapçığı Türkiye çapında dağıttınız ve
yüzde 58 oy aldınız. Bunun bir bölümünde şöyle diyor: Anayasa
değişikliği paketiyle ilgili referanduma evet demek için 40
neden. ve bu 40 nedenlerden 4 tanesini sizlere okumak istiyorum
arkadaşlar. Bunlardan bir tanesi 27nci maddede Aynı iş kolunda
birden fazla sendikaya üye olma imkânına evet demektir. diyorsunuz
Sayın Bakan. Ya, bırakın birden fazla sendikaya üye olmayı,
bir tanesine bile zor oluyor insanlar çünkü yetki alamıyor sendikalar.
İkincisi:
Grev hakkının önündeki engellerin ortadan
kaldırılmasına evet demektir. diyorsunuz. Daha
geçtiğimiz günlerde KRİSTAL-İŞ Sendikasının,
Anayasaya aykırı bir şekilde, grevini ertelediniz
arkadaşlar, grevini ertelediniz.
Yine, üçüncü bir
madde: 12 Eylül darbe Anayasasının kısmen de olsa
değişmesine evet demektir. diyorsunuz. Böyle bir şey söz
konusu değil.
İnsanları
ekmek ile özgürlük arasında tercihe zorlayan anlayışa son
vermeye evet demektir. diyorsunuz. Bununla beraber de yüzde 58 oy
aldınız. Ama gereğini yapmıyorsunuz. Vermiş
olduğunuz sözlerin hiçbirisine uymuyorsunuz arkadaşlar.
Şimdi, bu
baraj sisteminin kaldırılması gerekiyor. Türkiye Cumhuriyeti
devletinin altına imza atmış olduğu 87 no.lu Sözleşme
var fakat 87 no.lu Sözleşmeye uymuyorsunuz. Burada bu barajın
kaldırılması gerekiyor. 98 var, 98e uymuyorsunuz.
Sayın Bakan,
dinliyor musunuz? Son olarak da, revize edilmiş, gözden geçirilmiş
Avrupa Sosyal Şartının 5inci maddesine, örgütlenme
özgürlüğü hakkına çekincenizi devam ettiriyorsunuz ve bu çekincenin
kaldırılması gerekiyor.
Şimdi, siz
burada diyorsunuz ki: Ya, biz sendikalarla, sosyal taraflarla, emek
örgütleriyle görüşüyoruz. Bir noktaya, yüzde 1e getirmeye
çalışıyoruz. Arkadaşlar, yüzde 1 de sonunda bir
antidemokratik uygulamadır, bir barajdır. Şimdi, ölümü gösterip,
insanları sıtmaya razı edip
Yani yüzde 3ü gösteriyorsunuz,
yüzde 1e razı ol diyorsunuz. Olmaz arkadaşlar. Bu, insan
haklarına aykırıdır, örgütlenme özgürlüğüne
aykırıdır. Bunun böyle olmaması gerekiyor. Türkiye
Cumhuriyeti devletinin altına imza atmış olduğu ILO
sözleşmelerinin gereğini yerine getirmesi gerekiyor.
Sayın
Büyükelçi burada mı? Sayın Büyükelçim, 2013 yılı
İlerleme Raporundan iki satır okumak istiyorum: Toplu iş
sözleşmesi yapılması için gereken yüksek ve kümülatif
eşiklerden ötürü çok az sayıda işçi toplu iş
sözleşmelerinden faydalanabilmekte ve grevler dâhil olmak üzere toplu
eylemlerde bulunabilmektedir.
İlerleme
Raporunda Türkiye, yine, çekinceli ülkeler kategorisine giriyor ve Türkiyede
sendikal hak ve özgürlüklerin tam olarak kullanılmadığı,
yeteri kadar sendikal örgütlenmesini gerçekleştiremediği, toplu sözleşmeyi
bağıtlayamadığıyla ilgili geçtiğimiz 2013
yılı Ekim ayında İlerleme Raporuna tekrar girmiştir.
Her yıl haziran ayında Cenevrede yapılan görüşmelerde
Türkiye yine ILO sözleşmelerine uymadığı için yasaklar
içerisinde. Böyle bir şey söz konusu değildir. Bunun sıfır
olması gerekiyor. Bizim verdiğimiz önergede sıfırdır,
sıfır barajdır. Bunun yapılması gerekiyor.
Ama biz 12 Eylülün
getirmiş olduğu siyasi partilerdeki yüzde 10 barajının
kaldırılmasını istiyoruz diyoruz, siz diyorsunuz ki: Ya,
yüzde 10 seçim barajını biz getirmedik. E ondan da
faydalanıyorsunuz, yüzde 49 oy alıyorsunuz, yüzde 65 milletvekili
çıkartıyorsunuz, onu değiştirmiyorsunuz. Sendikal hak ve
özgürlüğün önündeki engelleri, yasakları kaldırmıyorsunuz
ve dolayısıyla diyorsunuz ki: Biz Türkiye'nin en demokratik
partisiyiz. Hayır, değilsiniz arkadaşlar.
Türkiyede
öncelikle yapılması gereken, Siyasi Partiler Kanununun
değiştirilmesi, seçim barajının indirilmesi ve
sendikaların önündeki engellerin, yasakların
kaldırılması ve sıfır barajın
olmasıdır. Sıfır barajın olması ILO
sözleşmelerine uygun bir sözleşmedir ve bununla ilgili önerge
getirdik. Sizden bu konuda destek istiyoruz ve oy istiyoruz arkadaşlar.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Evet,
teşekkür ediyorum.
Aynı
mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkan, karar yeter sayısı...
BAŞKAN Karar
yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
(AK PARTİ sıralarından Var, var sesleri)
Elektronik cihazla oylama
yapacağız.
Bir dakika süre
veriyorum.
(Elektronik cihazla
oylama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı vardır, önergeler
kabul edilmemiştir.
Şimdi maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
Böylece
tasarıya 21inci madde olarak yeni bir madde ihdas edilmiştir.
Herhangi bir
karışıklığa mahal vermemek için mevcut sıra
sayısı metni üzerinden görüşmelere devam edeceğiz. Kanunun
yazımı esnasında madde numaraları teselsül ettirilecektir.
Tasarının
mevcut 21inci maddesi üzerinde dört önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sayılı sıra sayılı Kanun
Tasarısının 21 inci maddesindeki "en az yüzde üç üye
şartı," ibaresinin "en az yüzde bir üye şartı,"
olarak, "bağlı işçi sendikaları için yüzde bir"
ibaresinin ise "üye olmayan işçi sendikaları için yüzde üç"
olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Nurettin
Canikli Osman
Aşkın Bak İdris
Şahin
Giresun İstanbul Çankırı
Salim
Uslu Mehmet
Doğan Kubat Recep
Özel
Çorum İstanbul Isparta
Hakan
Çavuşoğlu Hilmi
Bilgin Yusuf
Başer
Bursa Sivas Yozgat
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
Olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın, 6356
sayılı Kanuna ek madde eklemeyi öngören 21'inci maddesinde geçen
"yüzde bir" ibaresinin, "binde beş şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
İdris
Baluken Pervin
Buldan Hasip
Kaplan
Bingöl Iğdır Şırnak
Selma
Irmak Erol
Dora
Şırnak Mardin
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun;
Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris
Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3
Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı'nın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana Milletvekili
Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın
Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul
Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprakın; İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal
ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili
Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent
Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara
Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin 'in;
Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine
Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut
Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli
Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve
İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili Özgür
Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin Kanun Teklifleri
ile; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun
21. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Rahmi
Aşkın Türeli Mahmut
Tanal İzzet Çetin
İzmir İstanbul Ankara
Musa Çam Müslim
Sarı
İzmir İstanbul
Madde 21- 6356 sayılı Kanunu
aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
"Ek Madde 1-41 inci maddenin birinci ve beşinci
fıkraları ile 43 üncü maddenin ikinci ve dördüncü
fıkralarında yer alan kurulu bulunduğu işkolunda en az
yüzde üç üye şartı, işçi sendikaları için binde beş olarak
uygulanır.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin;
İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ile 3 Milletvekilinin; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20
Milletvekilinin; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri
ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkerelerinin 21inci maddesinin tasarı
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Erkan Akçay Mustafa Kalaycı Alim
Işık
Manisa Konya Kütahya
Yusuf
Halaçoğlu Mesut
Dedeoğlu Faruk
Bal
Kayseri Kahramanmaraş Konya
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ABDULLAH NEJAT KOÇER (Gaziantep) Önerge
sırasına göre son önergeye katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa)
Katılamıyoruz.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Faruk Bal, Konya Milletvekili.
Buyurun Sayın
Bal. (MHP sıralarından alkışlar)
FARUK BAL (Konya)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket
Partisi olarak -tekrar ifade ediyorum- işçilerin hakkı,
taşeronların hukukuyla ilgili bu kanun tasarısındaki
maddeleri destekliyoruz ancak Bu kanun tasarısında zerzevat maddeler
var. demiştik. Bunun iki tanesini sizlerle
paylaşmıştım. Bunlardan bir tanesi, özelleştirmeden
yararlanılan 5 tane şirketle ilgili, Anayasa'nın 138inci
maddesinin son fıkrasına aykırı olarak ortaya koymuş
olduğunuz, mahkeme kararlarının uygulanmayacağına,
Anayasa Mahkemesinin, Danıştayın ve Yargıtayın
vermiş olduğu ve kesinleşmiş olduğu kararların
uygulanmamasına ilişkindir. O kararlar, haksız ve hukuksuz
olarak, yolsuz olarak milletin malının 5 şirkete
peşkeş çekilmesiyle ilgili Anayasa Mahkemesi kararlarının,
Danıştay kararlarının, Yargıtay kararlarının
uygulanmayacağına ilişkin olarak bu Meclisten çıkacak irade
sadece İslamiyette değil, bütün dinlerin esas aldığı
adalete ve hakkaniyete ulaşma hedefine aykırıdır. Keza,
evrensel insan değerlerinin ulaşmış olduğu adil bir
şekilde insanları yönetme ilkesine aykırıdır ve
elimizdeki Anayasanın 138inci maddesine aykırıdır. Bu
zerzevat maddelerden bir başkası ise kamu görevlilerine ilişkin
olmak üzere yapılacak olan soruşturmalarla ilgilidir ve bu
tasarının 100üncü maddesidir.
Değerli
milletvekilleri, içinizde bunu okumamış olanlar vardır. Bu
maddede 3 tane önemli insanlık değeri, evrensel değer ortadan
kaldırılmakta ve hatta, sadece İslamiyetin değil, bütün
semavi dinlerin hedef aldığı hakkaniyet ve adalet ilkesini
ortadan kaldıran 3 tane temel yanlış vardır. Bunlardan bir
tanesi, mahkeme kararlarının uygulanması otuz günlük bir süreye
tabi kılınmıştır, o otuz günlük süre iki yıla
çıkarılmaktadır. İki yıl içerisinde kim öle kim kala!
Nasreddin Hocanın hikâyesinde olduğu gibi, ölme eşeğim
ölme sana yonca biçeyim, ölme eşeğim ölme sana iki yıl sonra
hakkını vereyim anlamını taşımaktadır.
İkinci yanlış ise değerli
arkadaşlarım, görevden alacağınız görevlilerin içine
düştüğü hâl, telafisi güç ve imkânsız zararları
doğuran hâllerden sayılmaz. Meclis nasıl böyle bir karar
verebilecek? Buna karar verecek olan yargı. Siz hangi vicdanla, hangi
izanla, mağdur olmuş olan bir kamu görevlisinin içine
düştüğü durumun kanunla telafisi güç olmayan bir hâl olduğuna
karar verebilirsiniz? Siz, şimdi, görevden alınacak olan
kişilerin içine düşebileceği psikolojik hâli, içine
düşebileceği ailevi sorunları, sosyal sorunları ve ekonomik
sorunları bilebilecek durumda mısınız? Hayır,
değil. Dolayısıyla, bu yanlıştır.
Üçüncüsü, daha vahimdir. Bu fıkranın üçüncü
cümlesinde yani biraz önce anlattığım iki temel konuda
belirtilecek işlemlerle ilgili kararların yerine getirilmemesi
-dikkat buyurun- ceza soruşturması ve kovuşturmasına konu
teşkil edemez. Yani, astığım astık, kestiğim kestik;
bunun adalette, hukukta herhangi bir hesabı olmayacak. Bunun adı ne
kardeşim? Bunun adı diktatörlüktür.
Değerli arkadaşlar, böyle bir
anlayışı nasıl yüce Meclis kabul edebilir? Böyle bir
anlayışı nasıl millî iradenin tecelli etmiş
olduğu Mecliste ortaya koyabiliriz? Bu mübarek günde, uğranabilecek
haksızlıkların vereceğiniz oylarla paydaşı
olabilecek, o haksızlıkları yapanlarla aynı kefede
tartışılabilecek bir hâle düşmeyeceğinizi ümit ediyor,
hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 Sıra Sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in;
Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ
Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli
Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili
Aytuğ Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili
Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın;
İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprakın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri
Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in;
Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Hatay
Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara
Milletvekili Levent Gök'ün; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ile 1 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe
Nedret Akova'nın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili
Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır
Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve
Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in;
Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve
İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili Özgür
Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin Kanun
Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporunun 21. maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mahmut Tanal (İstanbul) ve arkadaşları
MADDE 21- 6356
sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
"EK MADDE 1-
41 inci maddenin birinci ve beşinci fıkraları ile 43 üncü
maddenin ikinci ve dördüncü fıkralarında yer alan kurulu
bulunduğu işkolunda en az yüzde üç üye şartı, işçi
sendikaları için binde beş olarak uygulanır.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ABDULLAH NEJAT KOÇER (Gaziantep)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
KALKINMA BAKANI
CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen İzzet Çetin, Ankara Milletvekili.
Buyurun Sayın
Çetin. (CHP sıralarından alkışlar)
İZZET
ÇETİN (Ankara) Sayın Başkan, değerli arkadaşlar;
önergemiz üzerine söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, biraz evvelki, bir önceki madde de, ihdas edilen madde de
benzer hükümler içeren bir maddeydi. Tabii, burada esas üzerinde durulması
gereken konu
Sayın Bakanımız ayrıldı buradan belki
ama Bakanın yaklaşımı için söz aldım esasında. 3
işçi konfederasyonuyla anlaştık, sosyal taraflarla bir araya
geldik ve biz o zaman Ekonomik ve Sosyal Konseye bağlı
konfederasyonlara üye sendikalar için iş kolu barajını -kademeli
geçişi- yüzde 3e bağladık. Onlara sorsaydın. dedi.
Şimdi, ben olsam Sayın Bakanın yerinde, hiç tereddüt etmeden Bu
hüküm Anayasaya aykırı. derdim. 6356 sayılı Yasa Anayasa
Mahkemesi tarafından görüşüldüğünde göreceksiniz bu hüküm oradan
geri gelecek. Şimdi burada kaldırılıyor olması
6356
sayılı Yasanın geçici 6ncı maddesi düzeltilmiş olsa
belki Anayasa Mahkemesi de Bu davaya esas olan maddedeki düzeltme
yapılmış. deyip herhangi bir işlem yapmaya gerek
duymayabilirdi.
Değerli
arkadaşlar, sendikaları hakikaten önemsemek gerekir, sendikalar
demokrasilerin vazgeçilmez kurumları. Hatta sendikalar 20nci
yüzyılın dünya çapında en başarılı örgütleri
olarak tanımlandı Birleşmiş Milletler tarafından. Onun
başarısının altında yatan neden, gerçekten toplumsal
duyarlılığı en üst düzeyde olan kurumlardır
sendikalar. Onun için örgütlü toplum demokrasiye en alışık, en
yatkın toplumdur. Bugün İskandinav ülkelerinin nüfusları 6-7
milyon olmasına rağmen kendilerinin birden fazla derneğe üye
olması, hemen hemen sendikalaşma oranlarının yüzde 80lere
varmış olması nedeniyle hem demokrasileri hem
gelişmişlik düzeyleri en üst seviyede. Yakın tarihe bir
baktığımız zaman, İkinci Dünya Savaşından
sonra sosyal Avrupanın kurulmasında sendikaların
üstlendiği rol asla reddedilemez. Bizim ülkemizde sendikalar 12 Eylülle
geriletilmeye başlandı, sizin döneminizde dip yaptı değerli
arkadaşlar. Kenan Evren döneminden sonra Özal hükûmetleri döneminde
çıkarılan yasalarla, özellikle, hatırlayacaksınız,
Çalışanların Tasarrufa Teşvik Edilmesi Hakkında Kanun
ve konut edindirme kanunları 10dan fazla işçi istihdam eden
işletmelerde uygulandığı için iş yerleri
parçalandı, sendikal örgütlülük zayıfladı ve giderek gerileyerek
bugün işçi sendikaları açısından yüzde 6 seviyelerine kadar
geldi. Tabii, burada bir baktığınız zaman, sizin
döneminizde çok hızlı gerilemesinin nedeni,
taşeronlaşmanın çok yaygınlaşması,
özelleştirmenin hemen hemen AKPnin on iki yıllık iktidarları
döneminde tavan yapmış olması, özelleştirilen
işletmelerin kiminde üretimin durması, kiminde istihdamın
azalmasıyla birlikte işçi sayılarının azalması,
kamu hizmetlerindeki daralma -Türkiyede sendikal hareketin gerilemesinin bir
başka nedeni kamu hizmetlerindeki daralma- ve atipik istihdam modelleri
dediğimiz esnek çalışma modellerinin tamamının
çalışma yaşamına AKP iktidarları döneminde
dercedilmesi ve yaptığınız yasaların hemen hemen
tamamında emeğin dışlanmış olması bugün
gelinen noktanın asıl sebepleri.
Memur sendikaları için de aynı şeyler
geçerli. Bakın, memur sendikaları için 100üncü maddede
görüşülecek konuyla ilgili bir cümle söyleyeceğim. Kenan Evren
döneminde, 23 Nisan 1981de çıkartılan bir kanun, memurları,
herhangi bir şekilde haksızlığa uğramalarında
açtıkları davada bir ay içerisinde göreve iade ederken Kenan Evrenin
düzenlettirdiği yasa, sizin önergenizle yirmi dört ay sonra ancak bir
başka göreve, emsal bir göreve diyor. Yani, Kenan Evren dönemine biz
faşist yönetim dönemi diyorsak memurlar açısından sizinkisi 24
kat ağır bir dönemdir. Onun için, bu Ekonomik ve Sosyal Konseye
üyelik şartıyla yüzde 1e inme konfederasyonlar, işçi
sendikaları, memur sendikaları ve işveren sendikalarıyla
görüş oluşturulsa da Bakanlık tek başına yapmış
olsa da neticeyi değiştirmiyor; Anayasaya aykırıdır
ve düzeltilmesi gereklidir.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri, birleşime bir saat ara
veriyorum.
Kapanma
Saati: 20.10
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 21.13
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan),
İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 120nci
Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.
639 sıra
sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet
yerinde.
21inci madde
üzerindeki diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
Olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın, 6356
sayılı Kanuna ek madde eklemeyi öngören 21'inci maddesinde geçen
"yüzde bir" ibaresinin, yüzde beş şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
İdris Baluken (Bingöl) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ÖZCAN ULUPINAR (Zonguldak) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
KALKINMA BAKANI
CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
6356
sayılı yasada son yapılan değişiklik ile iş
kollarının birleştirilmesi, birçok sendikanın yetki
hakkını kaybetmesine neden olmuştur. Değişiklik ile bu
sorunun giderilmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının 21 inci
maddesindeki "en az yüzde üç üye şartı," ibaresinin
"en az yüzde bir üye şartı," olarak, "bağlı
işçi sendikaları için yüzde bir" ibaresinin ise "üye
olmayan işçi sendikaları için yüzde üç" olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Nurettin Canikli (Giresun) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ÖZCAN ULUPINAR (Zonguldak) Takdire
bırakıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
KALKINMA BAKANI
CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
6356
sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun 41
inci ve 43 üncü maddelerinde yer alan yüzde bir işkolu barajının
Ekonomik ve Sosyal Konsey üyesi işçi konfederasyonlarına üye olmayan
işçi sendikaları için yüzde üç olması
amaçlanmıştır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge
doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
22nci madde
üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
Olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın,
27/2/2003 tarihli ve 4817 sayılı Yabancıların
Çalışma İzinleri Hakkında Kanunun 6 ncı maddesinde
değişiklik öngören 22'inci maddesinde geçen "sekiz
yıl" ibaresinin "beş yıl" olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
İdris
Baluken Pervin
Buldan Hasip
Kaplan
Bingöl Iğdır Şırnak
Erol
Dora İbrahim
Ayhan
Mardin Şanlıurfa
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat
Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili
Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile
1 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
İstanbul Milletvekili Durmuşali
Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili
Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye Milletvekili Hasan
Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3 Milletvekilinin; Kastamonu
Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu
Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim
Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf
Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Samsun Milletvekili Cemalettin
Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri
ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkerelerinin 22nci maddesinde yer alan
"en az sekiz yıl" ibarelerinin "en az on yıl"
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan
Akçay Mustafa
Kalaycı Yusuf
Halaçoğlu
Manisa Konya Kayseri
Alim
Işık Mesut
Dedeoğlu Cemalettin
Şimşek
Kütahya Kahramanmaraş Samsun
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 Sıra Sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit
Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl
Milletvekili İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ
Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli
Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin
Milletvekili Aytuğ Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin;
İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet
Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal
ve Binnaz Toprakın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul
Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla
Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili
Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali
Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri
Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye
Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi
Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili
Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun Kanun Teklifi ile Benzer
Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun 22.
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Mehmet
Haberal Rahmi
Aşkın Türeli Vahap
Seçer
Zonguldak İzmir Mersin
Bülent
Kuşoğlu Musa
Çam İzzet
Çetin
Ankara İzmir Ankara
Süleyman
Çelebi Ali
İhsan Köktürk Muhammet
Rıza Yalçınkaya
İstanbul Zonguldak Bartın
Hasan
Ören Sakine
Öz Özgür
Özel
Manisa Manisa Manisa
"MADDE 22- 27/2/2003
tarihli ve 4817 sayılı Yabancıların Çalışma
İzinleri Hakkında Kanunun 6 ncı maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"MADDE 6-
Türkiye'nin taraf olduğu ikili ya da çok taraflı sözleşmelerde
aksi öngörülmedikçe ve 11/4/2014 tarihinden önce süresiz çalışma izni
verilmiş olan yabancıların hakları saklı kalmak
kaydıyla; 4/4/2013 tarihli ve 6458 sayılı Yabancılar ve
Uluslararası Koruma Kanunu uyarınca uzun dönem ikamet iznine sahip olanlar
veya Türkiye'de kesintisiz en az on yıl ikamet izni ile kalmış
olan veya en az on yıl kanuni çalışması olan
yabancılara, süresiz çalışma izni verilebilir. Süresiz
çalışma izni verilen yabancılar, 6458 sayılı Kanunun
44 üncü maddesinde belirtilen uzun dönem ikamet izninin
sağladığı haklardan yararlanırlar. Süresiz çalışma
izni yabancının veya işvereninin talebiyle ya da 6458
sayılı Kanunun 45 inci maddesinde sayılan uzun dönem ikamet
izninin iptalini gerektiren hallerde iptal edilir. Çalışma izni
verilen yabancıların Türkiye'ye girişleri, Türkiye'de
kalışları ve Türkiye'den çıkışlarına
ilişkin kayıtlar İçişleri Bakanlığı
tarafından Bakanlığa bildirilir."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ÖZCAN ULUPINAR (Zonguldak) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
KALKINMA BAKANI
CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Vahap Seçer, Mersin Milletvekili.
Buyurun Sayın
Seçer. (CHP sıralarından alkışlar)
VAHAP SEÇER
(Mersin) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum. 22nci maddede verdiğimiz önerge hakkında söz
aldım.
Önergenin
içeriğine girmeden, gündeme ilişkin bazı görüşlerimi
aktarmak istiyorum. Gerçekten hepimizi derinden üzen, İsrailin Filistin
halkına karşı yaptığı bir devlet terörü var. Buna
karşı, elbette Parlamentonun ortaya koyduğu tavır
doğrudur. Parlamentoda grubu bulunan 4 siyasi parti de ortak bir bildiri
yayımladı. Gayet güzel, hoş ama Parlamentoda görev yapan
milletvekilleri olarak da şunu bilmek isteriz: Acaba Hükûmet bu konuda somut
ne gibi adımlar atıyor, bu konuda ne gibi politikalar ortaya koyacak?
Bunu milletvekilleri olarak bilmek isteriz.
Şimdi, bizim bir Dışişleri
Bakanımız var, ben ortalıkta göremiyorum, ara sıra
televizyonlarda görüyorum; siz görüyor musunuz, bilmiyorum. Son, özellikle
Musulda Konsolosluğumuzun işgal edilmesi, Konsolosluk
çalışanlarının rehin alınmasından sonra o bölgede
bir dizi olaylar meydana geldi. O günlerde Sayın Canikli de söz verdi,
burada çıktı, kürsüden, bizim itirazlarımıza cevaben dedi
ki: Bugün akşama kadar gelmez ise yarın Sayın Davutoğlu
gelecek Parlamentoya, bu konuda bilgi verecek. Şimdi, üzerinden kırk
gün geçti yaklaşık olarak, Sayın Davutoğlu yok. Bir kere,
bunu AKP, CHP, MHP ya da Halkların Demokratik Partisi ayrımı
yapmadan bir sorgulamamız lazım. Siz bu Bakana, Sayın Bakana
sormuyor musunuz? Arkadaş, sen nerelerdesin? Biz iktidar
milletvekilleriyiz, bize soruyorlar Orta Doğu politikalarımız
konusunda Hükûmetiniz ne düşünür? Dün burada tartışmalar oldu,
Sayın Bolu Milletvekilimiz, Tanju kardeşimiz buna yönelik burada
birkaç görüşünü dile getirdi, hemen Sayın Canikli tekrar
çıktı kürsüye -Allah var, ben de bir şeyler diyecek zannettim-
dedi ki: Gidin, bir anket yapın, PR anketi; Filistinde Sayın
Erdoğan çıkar. Orada herkes işi gücü bırakmış,
çoluk çocuk Sayın Erdoğanın posterleriyle sokaklarda geziyor.
Arkadaşlar, yapmayın, sizleri biraz ciddiyete davet ediyorum.
Bakın, şimdi, kırk gündür orada
Başkonsoloslukta çalışan görevlilerimiz rehin
alınmış; orası Türkiye toprağı, işgal edilmiş.
Bugün yine haberlerde vardı, IŞİD orayı karargâh olarak
kullanıyor. Yani Türkiye'nin toprağı işgal edilmiş;
adam gelmiş, oturmuş, el koymuş. Bana söyler misiniz, bir
yetkiliniz, Sayın Başbakan, IŞİDe ilişkin
çıkıp Yahu bunlar terör örgütüdür, bunlar bizim
Konsolosluğumuzu işgal etmiştir. Telin ediyorum, lanetliyorum
İçten, samimi bir ifade duyan var mı? Yok, ben duymadım.
MUSA ÇAM (İzmir) Duymadık.
VAHAP SEÇER (Devamla) - Şimdi, yüz yıl öncesine
kadar aynı imparatorluğun tebaası olduğumuz. Filistin
Osmanlı topraklarındaydı; orada dindaşlarımız
var, orada soydaşlarımız var. Kültürel birliğimiz olan,
tarihî birikimimiz, birliğimiz olan insanlar katlediliyor. Yüz
yıllık bir süreç, âdeta bir soykırım uygulanıyor. Buna
yönelik hamasi nutuklar dışında, Allah aşkına,
Hükûmetin buralara çıkıp milletvekillerine Şu, şu, şu
konuda şunları yapacağız, şöyle tedbirler
alacağız. dediğini duydunuz mu? Efendim, İsraille
diplomatik ilişkilerimizi en asgari seviyeye çektik. İsrail
Dışişleri Bakanı talimat veriyor Türkiyedeki misyon
görevlilerine, Büyükelçilik çalışanlarına Ailelerinizle beraber
Türkiyeyi terk edin. diye ama Hükûmet yetkilileri Hayır, biz
ilişkileri en asgari seviyeye çektik. diyor.
Bakın, orada
Irak, orada Suriye, orada Mısır, hatta orada İran... Bugün
ağababaların projeksiyonuyla iş birliği
yapmasaydınız, o insanların elini
zayıflatmasaydınız, Irak, Suriye, İran, bu ülkeler
eğer eski durumunda olsaydı İsrail bu kadar rahat hareket
etmezdi. Şu anda, İsrail -tırnak içerisinde söylüyorum- tabiri
caizse, köpeksiz köyde değneksiz dolaşıyor. Bunun müsebbibi
eğer Amerikaysa, bunun müsebbibi eğer İngiltereyse, bunun
müsebbibi de sizin Hükûmetinizdir, siz bu işin
ortağısınız, kusura bakmayın.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
ALİ UZUNIRMAK
(Aydın) Karar yeter sayısı
BAŞKAN Karar
yeter sayısı arayacağım.
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 21.28
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 21.38
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan),
İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 120nci
Birleşiminin Altıncı Oturumunu açıyorum.
22nci madde
üzerinde Mersin Milletvekili Vahap Seçer ve arkadaşlarının
önergesinin oylanmasında karar yeter sayısı
bulunamamıştı. Şimdi önergeyi tekrar oylarınıza
sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Karar yeter sayısı vardır, önerge kabul
edilmemiştir.
639 sıra
sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine devam
ediyoruz.
Komisyon ve Hükûmet
yerinde.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat
Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili
Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin;
İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul
Milletvekili Durmuşali Torlak
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ile 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin
Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 3 Milletvekilinin; Kastamonu
Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu
Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim
Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf
Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Samsun Milletvekili Cemalettin
Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın Benzer
Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkerelerinin 22nci maddesinde yer alan
"en az sekiz yıl" ibarelerinin "en az on yıl"
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Kalaycı (Konya) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ÖZCAN ULUPINAR (Zonguldak) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
KALKINMA BAKANI
CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Cemalettin Şimşek, Samsun Milletvekili.
(MHP sıralarından alkışlar)
Buyurun.
CEMALETTİN
ŞİMŞEK (Samsun) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; öncelikle ben de Filistindeki menfur saldırıyı
nefretle ve şiddetle kınadığımı ifade ediyorum.
Ayrıca,
Kerkükteki ve Suriyedeki Türkmenlere karşı yapılan
katliamları da burada, huzurunuzda kınamak istiyorum, kınayarak
sözlerime başlamak istiyorum.
Ayrıca, bugün
Samsunda bir okulun bahçesinde Atatürk büstüne saldırı olmuş.
Onu da buradan şiddetle kınadığımı ifade etmek
istiyorum. Öyle bir haber aldık bugün.
Değerli
milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz 639 sıra sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 22nci maddesiyle ilgili olarak Milliyetçi Hareket
Partisinin vermiş olduğu değişiklik önergesi üzerinde söz
aldım. Bu vesileyle hepinizi saygılarımla selamlarım.
Değerli
milletvekilleri, aslında yasalar, millet adına, milletin
ihtiyaçları doğrultusunda, sosyal tarafların görüşleri
alınarak, uluslararası sözleşmeler ve Anayasa'ya
aykırı olmamak kaydıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi
tarafından çıkarılan sosyal mutabakat metinleridir. Ancak, bizde
yasalar yapılırken, maalesef, bu usul ve esaslar doğrultusunda
yapılmamaktadır. Son zamanlarda Türkiye Büyük Millet Meclisinden
geçirilen yasalara baktığımızda bu bütün
çıplaklığıyla görülmektedir. Bundan önce Türkiye Büyük
Millet Meclisinde görüştüğümüz ve karara bağlanan sözde terörün
önlenmesi ve toplumsal bütünleşmenin sağlanması konusundaki
yasanın yasalaşması sürecinde biraz evvel sözünü ettiğimiz
hususlara riayet edilmediği ortadadır.
Çıkarılan 6551 sayılı Terörün Sona
Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanunda
sosyal tarafların görüşü yoktur. Kendisi Anayasaya
aykırıdır. En başta, milletin iradesini, maalesef, yansıtmamaktadır.
Bu yasa, koskoca Türk milletini bir teröristbaşına feda etmektedir.
Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir yasal düzenleme görülmemiştir.
Hiçbir yerde ülkesine baş kaldırmış, bebek katili, binlerce
insanını katletmiş, askerini şehit etmiş müebbet
hükümlüsü biriyle görüşerek ve onunla anlaşarak bir kanun teklifi
hazırlamak ve buna millet adına toplumsal bir metin demek maalesef
mümkün değildir. Ne yazık ki iktidar tarafından böyle bir yasa
Meclisin önüne getirilerek yasallaştırılmıştır.
Değerli
milletvekilleri, şimdi, bu önümüze gelen yasa
-baktığımız zaman- nasıl gelmiş? Elbette ki
milletimiz büyük bir facia geçirdi. Böyle bir facianın milletimizin
başına bir daha gelmemesini, özellikle de bu faciada
hayatlarını kaybeden tüm vatandaşlarımıza Allahtan
rahmet dileyerek ve yakınlarına da
başsağlığı dileyerek sözlerime başlamak
istiyorum. Böyle bir temenni olmaz. Ama, böyle bir felaket sonunda gelen
yasanın arasına sokuşturulan adrese teslim, kişiye özel
muameleyle aslında bu yasa ne Soma'daki madencinin taleplerini
karşılamakta ne de dertlerine derman olmaktadır. Bizim en büyük
zaaflarımızdan birisi ise çıkarılan bu yasaların
uygulama eksiklikleridir.
Sayın Bakan
dün akşamki bir ifadesinde bizim iş sağlığı ve
güvenliği konusunda geçen yıl çıkardığımız
yasadan söz ederken bu yasanın AB normlarının üzerinde bir yasa
olduğunu söylemiştir. Sayın Bakan, öyleyse niçin ülkemizde hâlâ
her gün 4 kişi, yılda 1.200 kişiden fazla insan iş
kazasından dolayı hayatını kaybetmektedir? Hâlâ Türkiye
ölümlü iş kazalarında Avrupa Birliğinde 1inci, dünyada ise
3üncü sıradadır.
Değerli
arkadaşlar, demek ki burada bir eksiklik var demektir. Kâğıt
üzerinde ne yazdığınız önemli değil, sahada bunun ne
kadar uygulandığı çok çok daha fazla önemli. Somada meydana gelmiş
olan şeye bir iş kazası demek de ayrıca bilemiyoruz
mümkün mü? Bunun maalesef bir iş kazası olmadığı, bir
iş cinayeti olduğu yapılan araştırmalar sonunda
meydana çıkmıştır. Ucuz iş gücü ve ucuz maliyet elde
etmek ve başkalarına daha çok para kazandırmayı amaçlayan
bu olaylar maalesef çok üzücüdür. Bir daha olmamasını temenni
ediyorum. Ancak önce bir anlayış değişikliği yaparak
bu yasaların sahada ne kadar uygulandığına mutlaka dikkat
etmemiz gerekir.
Değerli milletvekilleri, önergesini verdiğimiz
bu 22nci madde ise şunu önermektedir: Sekiz yıl kesintisiz olarak
ikamet izni almış ve sekiz yıl burada çalışmasına
izin verilmiş yabancıların daimî iş yapmalarına izin
verilmesidir. Biz ise değişiklik önergemizde bunun on yıl olarak
değiştirilmesini temenni ediyoruz ve buna
katılacağınızı umut ederek hepinizi tekrar
saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
Olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın,
27/2/2003 tarihli ve 4817 sayılı Yabancıların
Çalışma İzinleri Hakkında Kanunun 6 ncı maddesinde
değişiklik öngören 22'inci maddesinde geçen "sekiz yıl"
ibaresinin "beş yıl" olarak değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Hasip Kaplan (Şırnak) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ÖZCAN ULUPINAR (Zonguldak) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
KALKINMA BAKANI
CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Hasip Kaplan, Şırnak Milletvekili.
Buyurun Sayın
Kaplan.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Değerli arkadaşlar, bu maddeye
baktığımız zaman, Türkiye'nin taraf olduğu
sözleşmeler var, ikili sözleşmeler var. İşte EXPO bilmem ne
fuarı için gelecekler, bilmem ne için gelecekler, çokça farklı
şeyler var. Yine birçok sözleşme imzaladık burada, işte G20
zirvesi için gelecekler, bilmem ne için gelecekler, birçok şey için ve
bunlardan bazıları, yabancı olarak gelenler, Uluslararası
Koruma Kanununa tabidir. Yani bunu Dışişleri Komisyon üyesi
arkadaşlar çok daha iyi bilirler.
Şimdi,
bunlardan işte sekiz yıl ikamet izni ile kalmış olanlara
süresiz çalışma izni verilebiliyor. Uluslararası hukuk
alanında benim gördüğüm şu: Beş yıl bir yerde
çalışılan, bir ülkeye adapte olunan yerlerde
vatandaşlık bile veriliyor, bırakın süresiz çalışma
izni verilmesini ve birçok insan elinde bir belgeyle ikamet ediyor. Basın için
böyledir, iş adamları için böyledir, İstanbulda kurulacak
borsa, finans merkezi için böyle olacak, birçok alanda
Ancak, benim dikkat
çekmek istediğim: Türkiyeye girişleri, Türkiyede
kalışları ve Türkiyeden çıkışlarına
ilişkin kayıtlar İçişleri Bakanlığı
tarafından Bakanlığa bildirilir. Gelelim işin sadedine:
Orta Doğu kaynıyor, Suriyede IŞİDin
saldırıları sürüyor, çatışmalar üç yıldır
sürüyor, İsrailin Gazzeye saldırıları sürüyor,
acılar her bir tarafa dağılmış, Türkiyeye 1,5 milyona
yakın Suriyeli gelmiş. E, bunlar da ikili anlaşmalara göre
değil ama zımni olarak Hükûmetin dış politikası
gereği Türkiyeye gelenler, Türkiyenin her tarafında şu an 1
milyon 200 bin civarında ve çoğu da kayıt dışı
olarak 20 liraya işçilikle, hatta 10 liraya işçilikle
çalışmak zorunda bırakılıyor. Yine, Musula
IŞİD saldırıları sonrası oradan birtakım göç
durumlarının olduğunu görüyoruz. Şimdi, bütün Orta
Doğu, Balkanlar ve Kafkaslar içindeki bu dengesizlik içinde bu tür nüfus
hareketleri, yerinden zorla edilmeler ve göçler ve bunun sonucunda da
sözleşmeye dayanmayan fiilî hareketlilikler olacak. Peki,
İçişleri Bakanlığı bunu kayıt altına
alıyor mu? Bunun kaydı var mı? İçişleri Bakanı
buraya gelip 1,5 milyona yakın Suriyelinin nerede kaldığına
dair buraya bir kayıt tablosu sunabilir mi? Arkadaşlar, sunamaz.
Sunamaz çünkü insanlar, insanlık suçu işlenmiş yerlerde ve
soykırım suçu işlenen ve katliamla karşı
karşıya kaldıkları yerlerde mecburen nüfus
hareketliliği yaşıyorlar ve gittikleri yerlerde
barınıyorlar, gittikleri yerlerde bir yerlerde
çalışıyorlar, bir yerlerde kalmak zorunda kalıyorlar.
Şimdi,
bakıyoruz, hakikaten hüzün verici bir durum. Filistinde acılar
yaşanıyor, Mahmud Abbas, Filistin lideri geliyor;
Cumhurbaşkanı seçim propagandasında iş adamları, sanatçılarla
beraber, böylesi acıların yaşandığı bir günde,
Türkiyede Cumhurbaşkanlığının pozları veriliyor.
Bu doğru değil arkadaşlar.
Bir şey daha
söyleyeyim: Türkiye, İsrail ve Amerika neden Uluslararası Ceza
Mahkemesinin protokolünü, sözleşmesini imzalamıyor?
İnsanlığa karşı işlenen soykırım
suçlarının, insanlığa karşı toplu
katliamların, insanlığa karşı işlenen
suçların yargılama alanına girmemek için ısrarla bu
sözleşmeyi imzalamayan dünyada 3 ülke var; biri İsrail, biri Amerika,
birisi Türkiye. Türkiye niye imzalamıyor? Eğer bunun
cevabını aramazsanız, Türkiye'nin El Nusra, El Kaide,
IŞİDe yaptığı yardımları, Özgür Suriye
Ordusuna yaptığı yardımları, onların gelişleri,
gidişleri, istihdamları ve çalışmaları bir bütün
olarak alındığında Türkiye'nin başını
ağrıtır arkadaşlar. Onun için bunun denetim altına
alınması ve kayda alınması her şeyden iyidir.
Önergemiz de bu
yönde size kolaylık tanıyor. Alın kayda, beş senede
vatandaş da yapın, belki Anayasayı değiştirecek
çoğunluk bulursunuz. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde
kabul edilmiştir.
23üncü madde
üzerinde üç adet aynı mahiyette önerge vardır, okutup birlikte
işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 Sıra Sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in;
Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ
Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli
Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin
Milletvekili Aytuğ Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin;
İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet
Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal
ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul
Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla
Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in;
İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan
Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan
Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet
Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin;
Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır
Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim
Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt
Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in;
Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine
Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut
Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi
ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili Özgür
Özel'in Kanun
Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporunun 23. maddesinin metinden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Mehmet
Haberal Rahmi
Aşkın Türeli Vahap
Seçer
Zonguldak İzmir Mersin
Bülent
Kuşoğlu Musa
Çam İzzet
Çetin
Ankara İzmir Ankara
Süleyman
Çelebi Ali
İhsan Köktürk Muhammet
Rıza Yalçınkaya
İstanbul Zonguldak Bartın
Hasan
Ören Sakine
Öz Özgür
Özel
Manisa Manisa Manisa
Mahmut
Tanal
İstanbul
Aynı
mahiyetteki diğer önergelerin imza sahipleri:
İdris
Baluken Pervin
Buldan Hasip
Kaplan
Bingöl Iğdır Şırnak
Selma
Irmak Erol
Dora İbrahim
Binici
Şırnak Mardin Şanlıurfa
Aynı mahiyetteki
diğer önergelerin imza sahipleri:
Erkan
Akçay Mustafa
Kalaycı Yusuf
Halaçoğlu
Manisa Konya Kayseri
Alim
Işık Mesut
Dedeoğlu Cemalettin
Şimşek
Kütahya Kahramanmaraş Samsun
BAŞKAN
Komisyon aynı mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ÖZCAN ULUPINAR (Zonguldak) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
KALKINMA BAKANI
CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Gerekçe
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
Değişiklikler
ile tüm çalışanlar arasında eşitliğin
sağlanması amaçlanmıştır.
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki önergeler üzerinde söz isteyen Cemalettin
Şimşek, Samsun Milletvekili.
Buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
CEMALETTİN
ŞİMŞEK (Samsun) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz yasanın 23üncü maddesi
üzerinde Milliyetçi Hareket Partisinin değişiklik önergesi üzerine
söz aldım. Bu vesileyle tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, sözde, Somada meydana gelen iş kazası sonucu
önümüze gelen ancak Somadaki sorunlara çözüm getirmekten başka içerisinde
her şey olan bir tasarıyla karşı karşıyayız.
Yine, Sayın
Bakanın dün akşam ifade ettiği gibi bir istisna olarak
düzenlenen alt işveren yasası çerçevesinde 660 bin kişi
çalışmaktadır kamuda. Bunlar kamuda daha çok hastanelerde,
belediyelerde ve Karayollarında çalışmaktadırlar. Bu
işçiler buralarda daha çok asıl işverenin işini
yapmaktadırlar ve bu iş artık kamuda çığırından
iyice çıkarılmıştır.
Sayın Bakan
çıkarılan bu yasayla artık alt işveren işçisinin
asıl işverenin işinde
çalıştırılamayacağını ifade etmektedir.
Ancak 4857 sayılı İş Kanununun 2nci maddesinin beş
ve altıncı fıkralarında Bir işverenin, işyerinde
yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı
işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve
işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren
işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği
işçilerini sadece ve sadece bu işyerinde aldığı
işle ilgili olarak çalıştıran diğer işveren ile
iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye
asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide
asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o
işyeriyle ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt
işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmelerinden doğan
yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.
İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle
uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş
bölünerek alt işverenlere verilemez. diyerek alt işverenin asıl
işveren ilişkisini düzenlemekte ve alt işverenin hangi
işlerde nasıl işçi çalıştıracağını
ortaya koymakta,
teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler
dışında asıl iş bölünerek alt işverene verilmez.
denilmektedir.
Şimdi, kamuda
yapılan ne? Öyle iş bölünerek falan verilmiyor değerli
arkadaşlar. Aynı masada yan yana, karşı karşıya
oturan asıl işverenin işçisiyle alt işverenin işçisi
aynı işi yapıyor, hatta alt işverenin işçisi mesaisi
vesairesi gibi durumlarda daha çok çalıştırılıyor.
Ancak birinin ücreti 900 lira, diğerininki ise 3.500 lira. Hatta,
belediyelerde, hastanelerde alt işveren işçileri memur gibi
çalıştırılıyorlar, memurun yaptığı
işleri yapıyorlar ancak aldıkları ücretler, sosyal haklar,
izinler arasında uçurumlar var.
Değerli
arkadaşlar, bu taşeron işçileri belediyelerde özel kanunlara
tabi olmalarına rağmen, haksız, hukuksuz bir şekilde, tam
da böyle özel kanunlarla görevlendirilmesi gereken zabıta memuru olarak
bile çalıştırılmaktadırlar. Maalesef taşerondan
mühendisler çalıştırılmakta belediyelerde, hastanelerde
tıbbi sekreter olarak çalıştırılıyorlar, kara
yollarında asıl işçilerle beraber yol çalışması
yapıyorlar. Bunlar 4857 sayılı Yasanın 2nci maddesinin
beş ve altıncı fıkralarına aykırı olarak
çalıştırılıyorlar. Sayın Bakan bunların
yasayla düzeltildiğini ifade ediyor. Öyleyse, kamuda çalışan 660
bin kişinin beklentisi kadroya geçmektir. Bu yasa 660 bin işçinin
hiçbir beklentisini karşılamamaktadır. Asıl işverenin
işini yapan bu insanları kadroya geçirecek misiniz yoksa bunlar,
korkarım, hepten işinden mi olacaklar?
Ayrıca, bu alt
işveren işçileri ücretlerinin kendilerine yetmediği konusunda
feryat ediyorlar. Bu yasa, maalesef, bunların sorunlarına cevap
vermiyor.
Değerli
arkadaşlar, dağ fare doğuruyor. Sayın Bakan, biz her gün
onlarca mail alıyoruz; çok kötü durumda olanlar, intihar etmeyi
düşünenler var.
Değerli
milletvekilleri, bu verdiğimiz 23üncü maddedeki değişiklik ise
492 sayılı Harçlar Kanununun 88inci maddesinin birinci
fıkrasında Sosyal Güvenlik Bakanlığınca süresiz
çalışma izni verilir. diyor. Biz, bu maddenin
kaldırılmasını istiyoruz.
Teşekkür
ederim.
Hepinize tekrar
saygılar sunarım. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Aynı
mahiyetteki önergeler üzerinde söz isteyen Mahmut Tanal, İstanbul
Milletvekili.
Buyurun Sayın
Tanal.
MAHMUT TANAL
(İstanbul) Teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygılarla
selamlıyorum.
Şimdi, burada,
tabii, 82nci maddedeki
Harçlar Kanunuyla ilgili, yurt
dışından Türkiyeye gelerek süresiz izin alanların harçtan
muaf olacaklarına ilişkin bir hüküm getiriliyor. Peki, buna
baktığımız zaman, harçlarla ilgili muafiyet getiriliyor
ancak tabii, bize gelen ve Türkiyede sürekli çalışma izni alan yani
süresiz çalışma izni alanlarla ilgili muafiyetin mütekabiliyet
esası açısından diğer ülkelerde de bize
tanınmış olması lazım. Eğer gerçekten diğer
ülkeler de mütekabiliyet esası uyarınca ve
Bizim vatandaşlarımız
bir başka ülkeye gidip süresiz çalışma izni alıyorsa ve
orada harç alınıyorsa, Türkiyede alınmıyorsa bu,
uluslararası sözleşmeler uyarınca da oradaki eşitlik
ilkelerine de aykırılık teşkil ediyor.
Bu açıdan, bu
kanun maddesinin getirilmesi
Öncelikle, bizim Türk
vatandaşlarımızın diğer ülkelerde görmüş
olduğu alaka, ilgi ve karşılıklılık ilkesi
nasıl anlaşılıyor? O açıdan
baktığımız zaman, gayet rahat, bu ilke
Yurt
dışında süresiz çalışma izni alan
vatandaşlarımız için bir harç alınıyor, tabii, ilgili
Bakanlık dinlemiyor ama biz bunu ne yapıyoruz? Türkiyede yurt
dışından gelip süresiz çalışma izni alanlar için bu
konuda harç almıyoruz. Bu bir çelişkidir, bu çelişkiyi gidermek
hakikaten bu fıkranın geri çekilmesiyle ancak mümkün olabilir.
Eğer bu geri
çekilmeyecekse bu sefer şunu yapmak lazım kendi içinde bir iç
çelişkinin olmaması uyarınca: Anayasamızın hükümleri
gereğince Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir. deniliyor. O
zaman, sosyal devlet ilkesi uyarınca
Süreli çalışma izni
alanlar için harç alacaksınız, süresiz çalışma izni alanlar
için harç almayacaksınız; bu, kendi içerisinde ayrı bir
çelişki barındırıyor. Bu açıdan, en azından, bu
sefer, süreli izin alanlardan da harcın alınmaması lazım ki
kendi içerisinde eşitlik sağlanabilsin.
Tabii, bu getirilen
yasa, düzenlemeler nedir, Anayasaya aykırılık açısından
ne denilebilir, ne yapılabilir? Hukuk devletlerinde genellikle
iktidarları sınırlayan hukuktur. Eğer bir devlette
sınırsız bir özgürlük varsa kaos olur. Aynı zamanda bu
sınırsız özgürlük varsa kaos olabileceği gibi iktidar da
eğer sınırsız olursa o ülkede zulüm ve baskı rejimleri
ortaya çıkar. Şimdi, şu anda yapılan yasal düzenlemelerde
görebildiğimiz kadarıyla iktidar kendisini sınırsız
sayıyor. Aslında iktidarların hukukla sınırlanması
lazım. Hukukla sınırlanmayan iktidarlar zulme ve baskı
rejimine doğru yol kateder. Peki, şu andaki yasal düzenlemeler,
memurlarla ilgili getirilen düzenleme, işlemlerin iptali sebebiyle orada
iki yıllık bir sürenin tanınması hukukla
sınırlanıyor mu? Hukukla sınırlanmıyor. Zaten
tarihte geçmişten bugüne kadar sürekli, iktidarlar kendilerini mümkün
olduğu kadar hukukla sınırlı kabul etmek istemezler,
sınırsız bir güç elde etmek isterler, bu sınırsız
gücün etkisiyle de keyfîliğe doğru yol katetmek isterler.
Asıl olan
husus, iktidarların yani hükûmetlerin koymuş oldukları kurallara
kendilerini de bağlı hissetmeleri lazım, kurallara
bağlı hisseden devletler hukuk devletleridir. Ne yapıyoruz?
Efendim, işlem hukuka aykırı, gitsin, iki yıl boyunca ben
bunu uygulamam. diyor. Bu ne demektir? Peşinen diyor ki: Ey
vatandaşlar, ben hukuku tanımıyorum, hukukun
sınırları dışına çıkacağım,
hukukun sınırları dışına çıkacağım
için de kendime iki yıllık bir opsiyonel hak tanıyorum. Onun
için, siz buna göre ne yapacaksanız yapın. Tabii, 10 Ağustos
Maalesef yani şu anda Başbakan Cumhurbaşkanı adayı, bu
açıdan, eğer vatandaşlarımız gerçekten tekrar oy
verirlerse daha fazla hukuk sınırının dışına
çıkacak ve iktidarın hukuk sınırının dışına
çıkmaması için 10 Ağustosta Recep Tayyip Erdoğana oy
vermeyin, Ekmeleddin Beye oy verin ki Türkiye
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
RECEP ÖZEL
(Isparta) Allah Allah!
MAHMUT TANAL
(Devamla) -
Cumhuriyeti devletini hukukun sınırlarına
çekmiş olalım.
Hepinize
teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Karar yeter sayısı
BAŞKAN Karar
yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
saati: 22.11
YEDİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 22.19
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan),
İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 120nci
Birleşiminin Yedinci Oturumunu açıyorum.
23üncü madde
üzerindeki aynı mahiyette üç önergenin oylanmasında karar yeter
sayısı bulunmamıştı.
Şimdi
önergeleri tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı vardır, önergeler kabul
edilmemiştir.
639 sıra
sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine devam
edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet
yerinde.
23üncü maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
24üncü madde
üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin;
İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ile 3 Milletvekilinin; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20
Milletvekilinin; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri
ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkerelerini 24 üncü maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
MADDE 24-
25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı
İşsizlik Sigortası Kanununun 46 ncı maddesinin üçüncü
fıkrasında yer alan, "
hükümlerine göre sözleşmeli personel
statüsünde çalışanlar" ibaresinden sonra gelmek üzere
(18/5/1994 tarihli ve 527 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 31 inci
maddesi kapsamında yer alan sözleşmeli statüsündeki personel
dâhil)" ibaresi eklenmiştir.
Erkan
Akçay Alim
Işık Ahmet
Kenan Tanrıkulu
Manisa Kütahya İzmir
Mustafa
Kalaycı Yusuf
Halaçoğlu Mesut
Dedeoğlu
Konya Kayseri Kahramanmaraş
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
Olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın,
25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası
Kanununun 46 ncı maddesinde değişiklik öngören 24'üncü
maddesinde geçen "yer alan" ibaresinin "bulunan"
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
İdris
Baluken Pervin
Buldan Hasip
Kaplan
Bingöl Iğdır Şırnak Erol Dora Nazmi
Gür
Mardin
Van
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 Sıra Sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in;
Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ
Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili
Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli Milletvekili
Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili
Aytuğ Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili
Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza
Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz
Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul
Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili
Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin
Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın
Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi
Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay
Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara
Milletvekili Levent Gök'ün; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ile 1 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe
Nedret Akova'nın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili
Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır
Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve
Mahmut Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın
Kanun Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporunun 24. maddesinin metinden çıkarılmasını
arz ve teklif ederiz.
Rahmi
Aşkın Türeli İzzet
Çetin Vahap
Seçer
İzmir Ankara Mersin
Ümit
Özgümüş Bülent
Kuşoğlu
Adana Ankara
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CAHİT BAĞCI (Çorum) Katılamıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
KALKINMA BAKANI
CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen İzzet Çetin, Ankara Milletvekili.
Buyurun Sayın
Çetin. (CHP sıralarından alkışlar)
İZZET
ÇETİN (Ankara) Sayın Başkan, değerli
arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, tabii, buradaki maddede
amaçlanana biz de katılıyoruz esasında. Fakat, benim üzerinde
durmak istediğim konu İşsizlik Sigortası Fonunun
yönetimine ilişkin düzenlemelere ve fonun bugüne kadarki yönetimine
ilişkin. Gerçekten İşsizlik Sigortası 1999
yılının Ağustos ayında yasalaşmış ve
yürürlüğe girmiş bir fon. Bugün itibarıyla fonun kaynakları
bir hayli büyüdü, fon şu anda 75 milyar liralık bir büyüklüğü
geride bıraktı. Tabii, fonun kullanımı kuruluş
kanununun amacının dışında gerçekleşti hep.
Hükûmetin bu konudaki yanlış uygulamaları bundan sonra ihtiyaç
duyulan fonlara da yurttaşların yanlış bakış
açılarının bir temelini oluşturacak. İşsizlik
Sigortası Fonu AKPnin iktidar olduğu 3 Kasım seçimlerinden çok
kısa süre önceye rastlamakla birlikte, AKP döneminde önce iç finansman, iç
borçlanma aracı olarak Hazinece kullanılan fon gelirleri, daha sonra
da o 2008-2012 yılları arasında 11,5 milyar lirası, -eski
deyimle katrilyon lirası- GAP yatırımlarının
tamamlanması adı altında çıkarılan kanunlarla
başka amaçla kullanıldı. GAP yatırımlarına da
değil, kimi, bazıları duble yollara, bir büyük bölümü de
yandaş müteahhitlere kaynak olarak aktarılageldi. Gerçekten,
İşsizlik Sigortası Fonunun esas amacı, işsiz kalan
işçilere iş bulmak, onlara belli bir süre, iş buluncaya kadar
yaşamlarını idame ettirebilmek için yasada öngörülen sürelerde
bir ödenek sağlamak, işverenlere de yeni istihdam alanları ve
teknoloji yenilemeleri için birtakım imkânlar sunmak iken hiç özüne uygun
kullanılmadı. Hepimizin yüreğini yaralayan 13 Mayıs 2014teki
yani iki buçuk ay önce yaşadığımız Somadaki büyük
faciadan sonra oradaki işçilere yönelik bu fon kaynaklarının ilk
anda akla gelmiş olması belki hepimizin susmasına neden oldu, O
yaralar bir an evvel sarılsın. denildi ama Hükûmet burada 76 milyon
yurttaşın yüreğindeki sızıyı hafifletebilmek için
genel bütçeden hiç duraksamadan kaynak aktararak orada ölen madencilerin,
geride kalanlarının ve hak sahiplerinin acil ihtiyaçlarını
karşılayarak ve orada çalışan işçilere
çalışmadıkları süreler için yasada öngörülen
maaşları genel bütçeden vererek başka biçimde
değerlendirebilirdi. Hükûmet ne yaptı burada? 3 Haziranda
görüşmelerine başladığımız bu tasarının
içine 20nci madde olarak alt komisyonda görüştüğümüz bir maddeyle
bunu, fonun kaynaklarının kullanılmasını gündeme
getirdi. Biz bunun doğru olmadığını söyleyince de apar
topar, Türk Ceza Kanunu görüşülürken haziran ayının ilk
günlerinde, oradan kopartıp geldi. Türk Ceza Kanunuyla sanki Somadaki
facianın bir ilişkisi varmış gibi, torba yasa
mantığı orada da nüksetti, oraya monte ederek fonun kaynaklarının
bu şekilde kullanılmasını sağladı. Tabii,
düzenleme hoş olmadı, iyi olmadı çünkü bundan sonra -Sayın
Bakan burada oturuyor, ikide bir Kıdem tazminatı fonu şöyle olacak,
kıdem tazminatı fonu böyle olacak. diyor- İşsizlik
Sigortası Fonunu ne kadar kötü kullandığınız ortada
iken başka fonları gündeme getirmenizin kabul görmeyeceğini siz
de çok iyi biliyorsunuz Sayın Bakan. Yani, fonu sanki, orada ölen
madenciler işsiz kalmış gibi onların amacına
sunmanıza biz ses çıkartmadık, diğer muhalefet partileri
ses çıkartmadı ama bu etik olmadı, bu doğru olmadı;
doğru olan, 76 milyonun ödediği vergilerden oluşan millî
bütçeden oraya hiç duraksamadan bir kaynak aktararak o yaraları sarmak
olabilirdi. Fonun gerçekten özüne, amacına uygun kullanılması
belki ileride başka düşünceleri de besler ama bu şekilde
yanlış kullanımlar ne yazık ki diğer fonların da
görüşmelerinde birtakım engellerin çıkmasına neden
olacaktır.
Biz, 24üncü maddedeki düzenlemenin bir eksikliği
giderme amacına yönelik olduğunu biliyoruz, o nedenle kürsüye geldim.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
Olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın,
25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası
Kanununun 46 ncı maddesinde değişiklik öngören 24'üncü
maddesinde geçen "yer alan" ibaresinin "bulunan"
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erol
Dora (Mardin) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CAHİT
BAĞCI (Çorum) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen İdris
Baluken, Bingöl Milletvekili.
Buyurun Sayın Baluken.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Teşekkür
ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan torba kanunun 24üncü maddesi üzerine grubumuzun
vermiş olduğu önerge lehine söz almış bulunmaktayım.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu önerge aracılığıyla, ben,
özellikle, sosyal yardımlaşma ve dayanışma
vakıflarında çalışanların, emekçilerin
sorunlarından burada bahsetmek istiyorum.
Bildiğiniz gibi,
bu sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları,
2022 sayılı Kanunda belirtilen muhtaç, özürlü, eşini
kaybetmiş kadınların aylıkları ve evde bakıma
muhtaç olanların ücretlerinin kararını yürüten
vakıflardır ve bu yetki aslında son derece önemli bir yetkidir.
Vakıfların yürütmüş olduğu bu çalışmalarda bütün
bu karar mekanizmalarını ve bu işleri yürüten
çalışanlar da bu Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma
Vakfı personeli, çalışanlarıdır. Ancak bu personelin
durumu, Türkiye'deki hukuk tanımazlığı ve AKPnin
aslında emekçilere nasıl yaklaştığını çok
net bir şekilde ortaya koyan bir ayna vazifesi görüyor. Aslında, bu
vakıflar aracılığıyla yürütülen bu hizmetlerin
tamamı Anayasa'nın 2nci ve 5inci maddeleriyle düzenlenmiş olan
Türkiye Cumhuriyetinin temel nitelikleri ve devletin temel amaç ve
görevleriyle doğrudan ilintili olmasına rağmen, bu emekçi
kardeşlerimiz kadroya alınmıyorlar. Bu, AKP eliyle yürütülen
emek sömürüsünün, emekçilere yaklaşımın anayasal işleri icra
etmesine rağmen nasıl pervasız bir şekilde devreye
konduğunu ortaya koyması açısından son derece önemlidir. Bu
çalışanların, vakıf çalışanlarının,
aslında, kamu görevlisi olarak kabul edilmesi gerektiğini
Danıştay da yargı kararıyla karar altına
almış, bu yapılan iş kamu görevi, bu işi yürütenler de
kamu görevlisi olarak Danıştay tarafından da
tanımlanmış olmasına rağmen, iş güvencesi ve
sosyal haklar söz konusu olunca, maalesef, AKP, bu yargı kararlarına
da uymuyor.
Özellikle, bu
personel, işe alınırken de 657ye tabi memurların
bağlı oldukları şartların tamamını yerine
getirmek zorundalar, KPSSye girmek zorundalar, orada belli bir puan almak
zorundalar, yani işe alırken devlet tarafından tamamen kamu
görevlisi statüsünde kabul ediliyorlar ama iş güvencesi ve sosyal haklar
kısmına gelince, bunlar kamu görevlisi sayılmıyorlar. Bu
adaletsizliğin, bu hukuksuzluğun mutlaka ortadan
kaldırılması gerektiğini düşünüyoruz. Aslında, bu
torba yasada da yapmamız gereken en önemli işlerin, bu şekilde,
muhalefet tarafından getirilen hukuksuzlukların düzeltilmesi
açısından bir fırsat olarak değerlendirilmesi
gerektiğini buradan tekrar biz ifade etmek istiyoruz. İşe
alırken, işi yürütürken, iş şartları ortaya konurken
kamu görevlisi olarak kabul edeceksiniz ama iş akdi yapılırken
kamu görevlisi statüsü tanımayacaksınız. Bunu
değiştirmek hiç de zor değil, bunu değiştirmek sadece
bir önergeye ve iktidar partisinin ortaya koyacağı bir iradeye
bakıyor. Biz bu mağduriyetin giderilmesi hususunda özellikle AKPnin
grup başkan vekillerine de buradan çağrı yapmak istiyoruz.
Ben sözlerimi
bitirmeden önce bir hususu burada dile getirmek istiyorum. Sayın
Başbakan herhâlde Cumhurbaşkanlığı seçim
çalışmalarında iyice bir
sıkışmışlık hâli içerisine girdi ki durmadan
bayrak siyaseti üzerinden HDPyi hedefleştiriyor, durmadan milliyetçi tabana
göz kırpıyor. Biz dün bu konuyla ilgili kendisine buradan bir cevap
vermiştik, bu cevabı tekrarlamaya gerek yok ama kendisine şunu
hatırlatmak istiyoruz: Bu kadar bayrak hassasiyeti varsa, meydanlarda bu
kadar bayrakla ilgili konuşacaksa bu Musuldaki Konsoloslukta inen
bayrağın durumunu bir izah etsin, halka bir izah etsin. O
Konsoloslukta şu anda IŞİD çeteleri var. Eğer bayrak
hassasiyeti üzerinden bir siyaset yürüteceksen hem suçlu hem güçlü konumunda
olmayacaksın. Ortada bu tablo varken sükût etmek de bir erdemdir ama IŞİD çeteleri
bayrağını indirecek, toprağını işgal edecek
sen meydanlarda çıkıp bayrak siyaseti yaparsan biz de seni halka
şikâyet ederiz, hiçbir inandırıcılığın da
olmaz diyoruz
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
İDRİS BALUKEN
(Devamla) -
dün yaptığımız gibi, Başbakanın bu
bayrak siyasetinden vazgeçmesi için buradan tekrar çağrıda
bulunuyoruz. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
OKTAY VURAL
(İzmir) Karar yeter sayısı.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunacağım, karar yeter sayısı
arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 22.39
SEKİZİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 22.48
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan),
İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 120nci
Birleşiminin Sekizinci Oturumunu açıyorum.
24üncü madde
üzerindeki Bingöl Milletvekili İdris Baluken ve
arkadaşlarının önergesinin oylanmasında karar yeter
sayısı bulunamamıştı.
Şimdi önergeyi
tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı
arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı vardır, önerge kabul
edilmemiştir.
639 sıra
sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine devam
edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet
yerinde.
Şimdi
diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat
Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili
Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile
1 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ile 3 Milletvekilinin; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vuralın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20
Milletvekilinin; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri
ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkerelerini 24 üncü maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
MADDE 24-
25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası
Kanununun 46 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan,
"
hükümlerine göre sözleşmeli personel statüsünde
çalışanlar" ibaresinden sonra gelmek üzere (18/5/1994 tarihli
ve 527 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 31 inci maddesi
kapsamında yer alan sözleşmeli statüsündeki personel dâhil) ibaresi
eklenmiştir.
Ahmet
Kenan Tanrıkulu (İzmir) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CAHİT BAĞCI (Çorum) Katılamıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa)
Katılamıyoruz.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen, Ahmet Kenan Tanrıkulu, İzmir
Milletvekili.
Buyurun Sayın
Tanrıkulu. (MHP sıralarından alkışlar)
AHMET KENAN
TANRIKULU (İzmir) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
görüştüğümüz kanun tasarısının 24üncü maddesi
üzerinde verdiğimiz önergeyle ilgili söz almış bulunuyorum.
Öncelikle Genel Kurulumuzu saygıyla selamlıyorum.
Görüştüğümüz
madde, 18/5/1994 tarihli ve 527 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin
31inci maddesi kapsamında yer alan yani 3291 sayılı Kanun
hükümleri çerçevesinde özelleştirme kararı alınan teşebbüs ve
bağlı ortaklıklardaki sözleşmeli statüde çalışan
personelden işsizlik sigortası priminin kesintisinin
yapılmamasını düzenleye bir maddedir bu.
Sayın
milletvekilleri, kamuda sağlıklı ve tutarlı bir personel
politikası on iki yıldır uygulanmamaktadır. AKPnin
personel ve ücret rejimi, maalesef bu süre zarfında verilen sözler yerine
getirilmediği için hiçbir reformla da karşı karşıya
kalmamıştır. Kamu çalışanları arasında
hakları en kısıtlı olanlar 4/C diye bahsettiğimiz
personeldir. Bu 4/Cli personel aynı işi ve aynı görevi
yaptıkları kadrolu personelden hem bazı haklar yönünden mahrum
kalmaktadırlar hem de maaşları çok düşük
bulunmaktadır. Kamuda çalışan geçici ve mevsimlik işçiler
de bu mağduriyetten gene nasiplerini almaktadırlar. Özellikle seçim
dönemleri öncesinde kanunla yaklaşık 220 bin işçiye kadro
verilmişti. Ancak, başta şeker fabrikaları ve çay
fabrikaları olmak üzere çok değişik kamu kurumlarında
yıllardır geçici ve mevsimlik olarak çalışan işçilere
kadro temin edilmemiş gözükmekte.
Değerli
milletvekilleri, bu görüştüğümüz tasarının ekonominin hemen
her alanında cereyan eden sorunlara kalıcı bir çözüm
getirmediği ortada. Somut birtakım düzenlemelerin maalesef bugüne
kadar buraya getirilmediğini de görüyoruz. Oysa Türk ekonomisinin mikro ve
makro çok ciddi sorunları var ve bu sorunlar giderek süreç içerisinde daha
da derinleşmektedir. Artan dış borç sarmalı içerisinde
birtakım ucuz döviz politikasıyla, dışarıdan
teşviklerle kredi alan girişimcilerimiz, özellikle sanayici kesimi,
ihracatçı girişimcilerimiz maalesef çok ciddi mağduriyetle de
karşı karşıya kalmışlardır.
Uluslararası
rekabetten etkilenmeyen ve iç pazarı belirli bir yerde olan bazı
sektörler -ki bunların başında inşaat gelmektedir- bugünkü
ekonomi yönetiminin ve iktidarın en gözde sektörleri hâline
gelmiştir. Buna bazı sağlık kesimini, eğitimi ve
enerjinin bazı alanlarını da ilave edebiliriz. Bu alanlardaki
özelleştirmeler sonucunda bu sektörler göz bebeği sektörler hâline
getirilmiş iktidar tarafından, girişimci sanayicilerimiz de
kendi alanlarından çekilip bu sektörlere geçmek zorunda
kalmışlardır. Ancak gelinen bu nokta çarpık ekonomik
yapının hâlâ daha düzelmediğini de ortaya koymaktadır ki
İstanbul Sanayi Odasının 500 büyük sanayi kuruluşuna
yönelik yaptığı anketlerde de bizim bu bahsettiğimiz
araştırma kanıtlanmış bir şekilde ortaya
konmaktadır. Ucuz dövizle dışarıdan borçlanan sanayicimizin
kendi firmalarının öz kaynaklarından yüzde 132 oranında
kredi kullandığı da bilinmektedir ancak sağlıklı
bir ekonomide, yani dünyada bu işi yapan sağlıklı
ekonomilerde eğer 100 öz kaynağınız varsa 70 kredi
almanız gerekir ve bunun hesabi kitabi tarafı da burada
yatmaktadır.
Uluslararası
ve ülke içinde iktidarın sebep olduğu birtakım siyasal
gerilimler yükselen döviz fiyatlarımızla girişimcilerimizin
üzerinde de bir kur baskısı yapmasına sebep olmuştur ve bu
ağır yükü, maalesef, özellikle ihracatçı, sanayici kesim
sırtında taşımak durumunda kalmıştır. 2012
yılında 190 milyar lira olan bu kesimin firma borçları 2013
yılında 238 milyar liraya çıkmıştır ki ciddi bir
rakam olarak karşımızda duruyor.
Değerli
milletvekilleri, ekonominin bu verimlilik kaybını dikkate
aldığımız zaman hem iş gücünde hem de sermayede ciddi
bir verimlilik kaybıyla karşı karşıyayız.
Düşük gelirli ürünlerin yelpazeden çıkıp, ileri teknolojili
ürünleri üretip ihraç edeceğimiz günlerin ve ekonomik uygulamaların
yakında uygulamaya geçmesi dileğiyle hepinize tekrar saygılar
sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunacağım, karar yeter sayısı
arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı vardır, önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
25inci madde
üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
Olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın, 4447
sayılı Kanunun 50'nci maddesinde değişiklik öngören 25'inci
maddesinde geçen "işsiz geçen dönem" ibaresinin "çalışmadan
geçen süre" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
İdris Baluken Pervin Buldan Hasip Kaplan
Bingöl Iğdır Şırnak
Erol Dora Sebahat
Tuncel
Mardin İstanbul
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı İş
Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam
Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili
Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza
Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz
Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul
Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili
Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin
Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın
Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye
Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi
Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay
Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara
Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuş Ali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün Kanun
Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporunun 25. maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
"MADDE 25 -
25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası
Kanununun 50 nci maddesinin birinci fıkrasındaki "asgari ücretin
brüt tutarının yüzde seksenini geçemez." ibaresi "asgari
ücretin brüt tutarını geçemez." şeklinde
değiştirilmiş ve üçüncü fıkrasına
aşağıdaki cümle eklenmiştir.
"4857
sayılı Kanunun 21 inci maddesi gereği işe iade davası
nedeniyle yatırılan primlerin son günü esas alınarak
işsizlik ödeneği hak sahipliği belirlenir ve işsiz geçen
dönem için ödeme yapılır."
Sakine
Öz Mehmet
Haberal Hasan
Ören
Manisa Zonguldak Manisa
Muhammet
Rıza Yalçınkaya Ali
İhsan Köktürk Süleyman
Çelebi
Bartın Zonguldak İstanbul
Musa
Çam İzzet
Çetin Rahmi
Aşkın Türeli
İzmir Ankara İzmir
Özgür
Özel Vahap
Seçer Bülent
Kuşoğlu
Manisa Mersin Ankara
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat
Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili
Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile
1 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2
Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ile 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ile 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin
Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 3 Milletvekilinin; Kastamonu
Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu
Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili
Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet
Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri
Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Samsun Milletvekili
Cemalettin Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın Benzer
Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkerelerinin 25 inci maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Alim
Işık Erkan
Akçay Mustafa
Kalaycı
Kütahya Manisa Konya
Yusuf
Halaçoğlu Ahmet
Kenan Tanrıkulu Mesut
Dedeoğlu
Kayseri İzmir Kahramanmaraş
MADDE 25- 4447
sayılı Kanunun 50 nci maddesinin birinci fıkrasının
ikinci cümlesi yürürlükten kaldırılmış, aynı
fıkranın ilk cümlesindeki yüzde kırkıdır.' ibaresi yüzde
altmışıdır. şeklinde 120 gün' ibaresi 90 gün', son
üç yıl ibaresi son beş yıl', 180 gün' ibaresi 600 gün', 240'
gün ibaresi 900 gün', 300 gün' ibaresi 1080 gün' şeklinde
değiştirilmiş ve tasarının üçüncü fıkrasına
aşağıdaki cümle eklenmiştir.
"4857
sayılı Kanunun 21 inci maddesi gereği işe iade davası
nedeniyle yatırılan primlerin son günü esas alınarak
işsizlik ödeneği hak sahipliği belirlenir ve işsiz geçen
dönem için ödeme yapılır."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CAHİT
BAĞCI (Çorum) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Katılamıyoruz.
Önerge üzerinde söz isteyen Ahmet Kenan Tanrıkulu,
İzmir Milletvekili.
Buyurun Sayın Tanrıkulu.
AHMET KENAN TANRIKULU (İzmir) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülen tasarının
25inci maddesi üzerinde verdiğimiz önergeyle ilgili olarak söz
almış bulunuyorum. Öncelikle, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Görüştüğümüz maddeyle işsiz
kaldığı dönemde işsizlik ödeneğinden yararlanıp
işe iade davası sonucunda da tekrar ücretleri ve primleri ödenenlerin
bu ödemeler düşülerek kalan tutarlarda işsizlik ödeneğinden
yararlanabilmesi hususu düzenlenmekte.
Değerli milletvekilleri, AKP hükûmetlerinin on iki
yıldır işsizlikle mücadele konusunda ciddi bir iddia ortaya
koyamadığı, bir strateji, bir plan ve istihdamın
yapısal sorunlarını çözecek herhangi bir model
getiremediğini görüyoruz.
Gene, enteresan olan bir başka konu, sanayimizin
ihtiyacı olan ara eleman yetiştirilmesi konusunda da
yaklaşık on iki yıldır herhangi bir tedbir
geliştirilememiş ve bu noktada da, maalesef, herhangi bir
çalışma içerisinde bulunamamıştır. Ancak, daha ilginç
olanı, şu anda işsiz sayısının yaklaşık
beşte 1i üniversite diplomasına sahip olan işsizlerdir. Yani,
lise diplomalı veyahut meslek lisesi diplomalı işsizlerden
ziyade, daha çok üniversite diplomalı işsizlerle karşı
karşıyayız. Bu kesimdeki işsizlik oranı şu anda
yüzde 20yi bulmakta. Yani, toplamda 2,7 milyon işsiz içerisinde
yaklaşık yüzde 20 civarında üniversiteli işsizle
karşı karşıyayız.
Değerli milletvekilleri, ekonomik olarak orta ve
uzun vadede ülkemize kazanç sağlamayacak düzenlemelerin yer
aldığı bu torba tasarıyı görüşmeye devam
ediyoruz. Ancak bu tasarı, girişimcilerimizin üzerinde günlük ticari
ve yaşam mücadelelerine katkı yapacak herhangi bir ilave de
getirmemektedir. Geldiğimiz nokta itibarıyla enflasyonun yani
Tüketici Fiyat Endeksinin son üç aydır yüzde 9ların üzerinde
demirlediğini ve çift haneleri de zorladığını
görüyoruz tıpkı işsizlikte olduğu gibi. Bu bakımdan,
haziran ayında gerçekleşen enflasyon rakamlarına
baktığımız zaman, geçmiş iki yılın oldukça
üzerinde gerçekleşen rakamlarla karşı karşıyayız.
Yine yılın ilk ayı, altı aylık enflasyonundaki
artış önceki yıllarla mukayese yapıldığı
zaman ekonominin büyük bir problemle karşı karşıya
kalacağını gösteriyor. İşte, yıllardır devam
eden bu yüksek enflasyon kronik hastalığı hem
vatandaşımızı hem girişimcimizi ezmekte ve ticaret ile
yaşam şartlarını ağırlaştırarak, her
şeyden önemlisi de ciddi bir gelir kaybına yol açarak acı ve
başarısız bir ekonomi politikasını
karşımıza getirmektedir. Faizleri emir ve kumandayla
düşürmeye çalışanlar sıra enflasyona geldiği zaman
aynı tutumu gösterememektedirler. Enteresan olan, bir ekonomide faizlerin
doğru belirlenmesinde hem tasarrufları hem tüketimi, üretimi,
doğal olarak yatırımları ve dışarıdan
gelecek olan finansman girişini de etkileyeceği için sonunda kaynak
tahsisini etkileyecek bir politikadır faiz politikası.
Değerli milletvekilleri, Türkiye İstatistik
Kurumu her ne kadar enflasyonu düşük göstermeye çalışsa da
vatandaşın enflasyonu TÜİKin enflasyonundan oldukça da
farklı gitmektedir. Örneğin Tüketici Hakları
Derneğinin yaptığı enflasyon çalışmalarında
ve takip ettiği 32 ana temel üründeki gıda enflasyonuna
baktığımız zaman bu enflasyonun ortalama yüzde 10 fiyat
artışı getirdiğini ve bazı ürünlerde de yüzde
90ı bulduğunu görüyoruz. Örneğin bu çalışmaya göre,
pirinç yüzde 44, yumurta yüzde 33, patates yüzde 27, kuru fasulye yüzde 65
artmış yani nerede TÜİKin açıkladığı
rakamlar, nerede vatandaşın karşı karşıya
kaldığı fiyatlar.
Değerli
milletvekilleri, aynı şekilde, girişimcilerimiz de yüksek
enflasyondan şikâyetçidir. Bu bakımdan ekonomide üstyapının
doğru belirlenebilmesi için altyapının da aynı şekilde
doğru, tutarlı ve yerinde belirlenmesi gerekir. Bu ekonomi teorisinin
en önemli kesimidir ve buna dikkat edilmesi gerekir.
Bizimle
birlikte teknoloji yarışına geçen Tayvan, Güney Kore, Singapur
gibi ülkeler on iki yıldır bizi çok çok geride
bırakmıştır, artık teknoloji merkezi ülkeler hâline
gelmişler ama maalesef biz bu süre içerisinde, bu teknolojiyi üretir ülke
durumuna gelemedik.
Değerli
milletvekilleri, bu tip geçici düzenlemeler yerine ekonomiyi doğru yerinde
götürecek düzenlemelerin gelmesi dileğiyle tekrar
saygılarımı sunuyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum...
III.- YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MUHARREM
İNCE (Yalova) - Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN
- Yoklama talebi var, yerine getireceğim.
Sayın
İnce, Sayın Özel, Sayın Türeli, Sayın Demiröz, Sayın
Ören, Sayın Sarı, Sayın Kuşoğlu, Sayın Çam,
Sayın Çelebi, Sayın Canalioğlu, Sayın Özgümüş,
Sayın Erdoğdu, Sayın Aygün, Sayın Küçük, Sayın Öz,
Sayın Haberal, Sayın Tanal, Sayın Öztürk, Sayın Çetin,
Sayın Ekşi.
Yoklama
için iki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla
yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri (Devam)
4.- İş Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili
İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet
Çetinin; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat
Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Balukenin; Bursa
Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet
Çetinin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın;
Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin;
Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcının; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; Adana Milletvekili Turgay
Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili
Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri
Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in;
İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan
Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla
Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in;
İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan
Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan
Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet
Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin;
Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır
Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim
Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt
Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in;
Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine
Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut
Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili
Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3
Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya
Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in;
Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili
Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili
Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet
Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri
Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili
Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; İstanbul
Milletvekili Süleyman Çelebi'nin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in;
Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın
Türeli'nin; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in;
Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan
Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin
Şahin ve Önder Matlı ile 8 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili
Aytun Çıray'ın; Manisa Milletvekili Hasan Örenin; Denizli
Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum Milletvekili Cahit Bağcı ile 37
Milletvekilinin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa
Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun
Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195,
2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528,
2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063,
2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236,
2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364,
2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496,
2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657,
2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808,
2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963,
2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069,
2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191,
2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 Sıra Sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in;
Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ
Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli
Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin
Milletvekili Aytuğ Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin;
İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet
Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal
ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul
Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla
Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri
Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye
Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan
Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile
2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili
Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan
Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt
Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün Kanun
Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporunun 25. maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Haberal (Zonguldak) ve arkadaşları
MADDE 25 -
25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası
Kanununun 50 nci maddesinin birinci fıkrasındaki asgari ücretin brüt
tutarının yüzde seksenini geçemez. ibaresi asgari ücretin brüt
tutarını geçemez. şeklinde değiştirilmiş ve
üçüncü fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.
4857
sayılı Kanunun 21 inci maddesi gereği işe iade davası
nedeniyle yatırılan primlerin son günü esas alınarak
işsizlik ödeneği hak sahipliği belirlenir ve işsiz geçen
dönem için ödeme yapılır.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CAHİT BAĞCI (Çorum) Katılmıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa)
Katılamıyoruz.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Bülent Kuşoğlu, Ankara Milletvekili.
Buyurun Sayın
Kuşoğlu. (CHP sıralarından alkışlar)
BÜLENT
KUŞOĞLU (Ankara) Sayın Başkan, değerli
arkadaşlarım; herkesi saygıyla selamlıyorum.
Görüşmekte
olduğumuz tasarının 25inci maddesi üzerinde verdiğimiz
önergeyle ilgili olarak söz almış bulunuyorum. Bu madde 4447
sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun 50nci maddesine
bir fıkra ilave ediyor ve işsizlik ödeneği hak sahipliğinin
daha net belirlenmesini getiriyor; biz de buna katılıyoruz, düzgün,
doğru bir düzenleme yapılmış. Dolayısıyla, bunun
üzerinde çok fazla konuşmayacağım değerli arkadaşlar
ama konuşmak istediğim bir konu var. Biliyorsunuz, yasama görevi
yaparken, yasama görevi yaptığımız, düzenlemekte
olduğumuz kanun maddeleri mevzuatla ilgili olarak o maddenin ilgili
olduğu kurumları da masaya yatırmakta, denetim görevimizi bu
arada yapmakta da fayda var. Bu vesileyle ben Sosyal Güvenlik Kurumuyla ilgili
bir söz söylemek istiyorum.
Sosyal Güvenlik
Kurumu, biliyorsunuz, tek çatı altında birleştirildi 2006dan
beri, bir mevzuat değişikliğiyle; çok önemliydi, yıllardan
beri beklenen bir değişiklikti bu. Bu değişiklik
sonrası neler oldu? Acaba beklenen tek çatı altında norm ve
standart birliği gerçekleşebildi mi? Tek çatının norm ve
standart birliğinin amaçları yerine geldi mi? Mesela ben bu konuda
Sayın Bakanın bir çalışma yapmasını, Plan ve
Bütçe Komisyonuna özellikle SGK tarafından yapılan bu
çalışmanın bir rapor olarak verilmesini çok arzu ederim.
Gerçekten çok iddialı bir şekilde bu konuya girdik, bu konuyu
gerçekleştirdik ama uygulamada ne oldu? Mesela ben bakıyorum,
finansal açıdan pek bir yarar getirmemiş, finansman çok önemli bir
konuydu ama Sosyal Güvenlik Kurumunun açıkları artmış,
azalmamış, sigortalı sayısında bir artış
olmasına rağmen azalmamış çünkü sağlık harcamalarında
çok büyük bir artış söz konusu olmuş. Norm ve standart
birliği sağlanamamış, yine farklı mevzuatlar söz
konusu, biz SSK, BAĞ-KUR, Emekli Sandığı diyorduk daha
önce, üçü ayrı kurumdu, şimdi de 4/A, 4/B, 4/C diyoruz,
bunların mevzuatlarını da bir kanun altında topladık ama
aslında gerçek anlamda mevzuatları da farklı değil yine.
VEDAT DEMİRÖZ
(Bitlis) Anayasa Mahkemesi bozdu.
BÜLENT
KUŞOĞLU (Devamla) Anayasa Mahkemesi de bozsa haklı bir gerekçe
Sayın Demiröz ama buna ilişkin bir düzenleme yapabilirdik, bunu
Anayasa Mahkemesinin istediği şekilde düzenleyip getirebilirdik, bu
düzenlemeyi de şimdiye kadar yapmadık. Aslında yapmamız
lazım, eksik kalan bir taraf bu, sıkıntılar var orada.
Daha fazla bir
nüfusu kavrayabildik mi diye bakıyorum, kayıt
dışılık artmış, azalmamış,
dolayısıyla, daha fazla bir nüfusu da kavrayamamışız.
Hâlbuki teknolojik imkânlar gelişmiş, otomasyon olanakları çok
daha fazla olmasına rağmen, daha fazla bir nüfusu kavrayıp
sigortalı yapamamışız, sigorta yardımlarından
yararlandıramamışız. Hâlbuki ilk önce yapılması
gereken buydu. Nüfusu kavrayamıyorsanız, gelirini bilmiyorsanız
o nüfusun, hanehalkının, ondan sonra sigortacılık
yapmanız mümkün değil. İlk yapılması gereken buydu
Sayın Bakanım. Nüfusu kavrayacaktık, gelirini bilecektik,
yaşını bilecektik, ondan sonra, tabii, bir aktüeryal yapı
içerisinde gereken mevzuat düzenlemelerini yapacaktık. Bizim bu alanda da
eksiğimiz oldu.
Denetim mesela
Denetim alanında da tek çatıdan sonra çok önemli eksiklerimiz var.
Denetimde de çok başarılı değiliz ve üç grubun denetim
kadrolarını da bir araya getirmekte epey sıkıntı çektik,
hâlen de o sıkıntı devam ediyor.
Eğitim
imkânları, kurumlara verilen eğitim imkânları yeterli
olmadı maalesef.
Kadrolar
oturmadı. Mesela Kurumun Başkanı çok defa değişti, çok
sık olarak değişti. Başkan yardımcıları ve
diğer birimlerle ilgili olarak değişikliklerden bahsetmiyorum.
Maalesef, daha önce oturmuş sayılabilecek olan bir kadro
yapısı varken, bu tek çatıdan sonra altüst olmuş, hercümerç
olmuş bir yapıyla, kadroyla karşılaştık, iyi
olmadı.
Diğer taraftan
da, bir de, emeklilikte yaşa takılanlar gibi böyle farklı
kitleler ortaya çıkardık norm ve standart birliği
sağlayacağız diye. Bugün tam olarak bilmiyoruz ama 5,6 milyona
yakın olduğu ifade edilen bir emeklilikte yaşa takılanlar
var. Bunlar ne işe girebiliyorlar ne emekli olabiliyorlar, büyük
sıkıntılar içerisinde. Sizlere de geliyordur, özellikle bizim
Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerine çok fazla müracaat ediyorlar haklı
olarak.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BÜLENT
KUŞOĞLU (Devamla) - Bir yığın sıkıntı
oluştu. Bunlarla ilgili olarak da bir ara çözüm zaman zaman önerildi ama
Bakanlık bununla ilgili
O ara çözümde söz verildiği hâlde -galiba
söz verildiği hâlde- yerine getirilmedi. Zannediyorum Kurum
başkanlarının bu tür sözleri var Sayın Bakanım.
Değerli
arkadaşlar, çok teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
Olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın, 4447
sayılı Kanunun 50'nci maddesinde değişiklik öngören 25'inci
maddesinde geçen "işsiz geçen dönem" ibaresinin
"çalışmadan geçen süre" şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
İdris Baluken (Bingöl) ve
arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CAHİT BAĞCI (Çorum) Katılmıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa)
Katılamıyoruz.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen İdris Baluken, Bingöl Milletvekili.
Buyurun Sayın
Baluken.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Teşekkür ediyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 25inci maddede verdiğimiz
önerge üzerinde söz almış bulunmaktayım. Tekrar hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Önergemiz yerinde
bir önerge. İşsiz geçen dönem yerine çalışmadan geçen
süre ibaresini öngörmüşüz ve aslında, pek çok soruna çare
getirebilecek bir formül önermişiz. O nedenle, önergemizi desteklemeniz
son derece önemlidir. Çünkü bu işsizliği aslında biraz da hep
beraber ele almak gerekiyor. Ünlü bir söz var, basit kelimelerden oluşuyor
ve işsizliği tanımlamak için de çok, zihinleri aydınlatan
bir söz. Aslında, bu söz şudur: İşsizlik yoktur,
işsizlik yaratan hükûmet ve sistemler vardır.
Biz, tabii,
Türkiyedeki bütün işsizliğin günahını, vebalini
Hükûmetinize yükleyecek değiliz. Yani insanoğlunun devletli
uygarlık sistemine geçmesi elitist bir iktidarcı anlayışla
beraber, bir sömürü sistemini kurmasıyla beraber işsizlik
başlamış ve özellikle kapitalist moderniteyle beraber bu
sömürünün zirveye ulaşmasıyla da, maalesef, işsizler ordusu
insanlığın büyük bir sorunu olarak bugüne kadar gelmiştir.
Şöyle bir
mantıkla düşünelim: Doğada, ekosistemde bir karıncanın
bile işi varken bu kadar milyonlarca insanın işsiz
olmasını sorgulamadan aslında yol alamayız. Tabii, bunu
sorgulamak için temel bir sistem eleştirisi yapmak gerekiyor.
Hükûmetinizden böyle bir sistem eleştirisi yapmanızı istemiyoruz
ama mevcut neoliberal politikalarla siz de bu işsizlik ordusunun
yaratılmasında, maalesef, her geçen gün daha fazla katkılar
sağlıyorsunuz. Bir taraftan işsizler ordusu yaratılıyor,
diğer taraftan da çalışanların iş güvenceleriyle
ilgili, aşındıran yasaları sürekli bu Meclise getiriyorsunuz.
Bakın, Meclise gelen bu yasaların, yasa tasarılarının
genel zihniyetine bir bakın, genelde sendikal örgütlenmeyi
aşındırmaya çalışan, sendikaları, meslek
örgütlerini mümkün olduğunca daraltmaya çalışan bir
anlayışı hemen hemen bütün yasa tasarılarınızda
biz görüyoruz. Örgütsüzleştirilen, sendikasız bırakılan
çalışanları aslında bir yönüyle de bu işsizler
ordusuyla tehdit ediyorsunuz. Yani âdeta Demoklesin kılıcı
şeklinde, çalışanlara da bu işsizler ordusu üzerinden
baskı yaratıyorsunuz. Bu kadar fazla işsizin mevcut olması
da sizin daha kolay bir şekilde bu sistemi yönetmenizi, yoksul kesimleri
kendinize sistem üzerinden palyatif yöntemlerle bağlamanızı
sağlıyor.
Dolayısıyla,
burada emek politikalarını bir bütün olarak masaya yatırmak
gerekir. Ancak ben kolay anlaşılması açısından,
yarattığınız mağduriyetlere, bu, Kürtçe öğretmen
adayları üzerinden bir örnek vermek istiyorum, ne kadar popülist
yaklaştığınızı iyi ortaya koyuyor.
Hatırlarsanız Hükûmetinizin şöyle bir çağrısı
olmuştu: Öğretmen olanlara Kürtçe eğitim alın, pedagojik
formasyon alın, biz sizi istihdam edeceğiz. demiştiniz,
kamuoyuna da Biz Kürtçeyi serbest bırakıyoruz, Kürtçe eğitime
geçeceğiz. demiştiniz ama çağrınıza kulak asıp
düzenini bozan, Kürtçe eğitim için evini taşıyan, çoluğunu
çocuğunu bırakıp büyük sıkıntılarla eğitim
gören Kürtçe öğretmenlerinin istihdam sorununu hâlâ çözemediniz, Kürtçeyi
de Paran kadar Kürtçe. anlayışı üzerinden özel okullara
hapseden bir anlayış ortaya koydunuz. Biz bu durumun ısrarla
düzeltilmesi gerektiğini söyledik. Vakit olmadığı için uzun
uzun anlatmayacağım ama bu konuda Millî Eğitim
Bakanlığıyla da defalarca görüşmelerimiz oldu. Şöyle
bir formül önermiştik: Yani her ile belli sayıda norm kadro tahsis
edelim, belli sayıda Kürtçe öğretmenliği için norm kadro olsun,
o ilde kaç okul varsa bu norm kadro sayısı kadar olan
öğretmenler bu okullara gidip ihtiyaç olan derslere girsinler önerisi
yapmıştık. Aslında Millî Eğitim Bakanı da bu
önerinin son derece mantıklı ve yapılabilir olduğunu
söylemişti ama maalesef aradan bu kadar süre geçmesine rağmen hâlâ bu
öğretmen adayları işsiz olmaya devam ediyorlar.
Gelin, en
azından bu torba yasada biz bu şekilde sorun yaşayan başta
Kürtçe öğretmen adayları olmak üzere bu sorun alanlarını
hep beraber çözelim. Bu torba yasada işsizlik ordusundan ne kadar
alabilirsek o kadar kârdır diyorum.
Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir. Karar yeter sayısı
vardır.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
Böylece birinci
bölümde yer alan maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.
Birleşime on
dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 23.31
DOKUZUNCU OTURUM
Açılma Saati: 23.47
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan),
İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 120nci
Birleşiminin Dokuzuncu Oturumunu açıyorum.
639 sıra
sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet
yerinde.
Şimdi ikinci
bölümün görüşmelerine başlıyoruz.
İkinci bölüm
26 ila 50nci maddeleri kapsamaktadır.
İkinci bölüm
üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz isteyen Ahmet Kenan
Tanrıkulu, İzmir Milletvekili.
Buyurun Sayın
Tanrıkulu.
MHP GRUBU ADINA
AHMET KENAN TANRIKULU (İzmir) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
görüştüğümüz kanun tasarısının ikinci bölümü üzerinde
söz almış bulunuyorum. Genel Kurulumuzu saygıyla
selamlıyorum.
Bu
görüştüğümüz bölümde yer alan maddelerin çoğunluğu, 5510
sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanunu ile 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk
Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin
Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında
Kanundaki düzenlemeleri içeriyor. Ancak, bu düzenlemelerin tamamında
ilgili konulardaki sorunların hakkaniyetli bir biçimde de
çözülemediğini görüyoruz şu ana kadar getirilen maddelerde.
İleride, bu tasarıdaki düzenlemeler sorunları yeteri kadar
gideremediği için bir kez daha aynı konularda düzenleme
yapılması maalesef kaçınılmaz olacak. Bu arada da tabii ki
vatandaşlarımızın mağduriyetleri de devam etmiş
olacak.
Değerli
milletvekilleri, bu tasarı, içinde birbiriyle çok da alakalı olmayan
konuların düzenlendiği ve genellikle de adında herkesin torba
tasarı diye birleştiği bir tasarı ve teklifler manzumesi
olarak karşımıza geldi. İktidar konu
başlıklarını ayrı ayrı düzenleme kabiliyetini
sergileyemediği için parça parça, günü kurtaracak olan düzenlemelerin bir
araya getirildiğini görüyoruz yani yok yasa, yap yasa metodu burada da
işlemiş gözüküyor değerli milletvekilleri.
Çeşitli
vaatlerle taşeron işçilerimizin devamlı ha bugün ha yarın
çıkacak diye uzun zamandır oyalandığını ve bir
beklenti içine sokulduğunu da görüyoruz ancak taşeronlukla ilgili
getirilen düzenlemeler de bir hayli eksik. Kamuda taşeron olarak
çalışanların gözetildiği, özel sektörde taşeron
çalışanlarının kulak ardı edildiği bu
düzenlemeler, belki de şimdiden çalışma
barışını tehlikeye sokacak ve çalışma hayatında
birtakım huzursuzluklara da yol açabilecektir. Nitekim, prim günü ve
yıl şartlarını tamamlamış ancak yaşı
bekleyen yani kamuoyunda emeklilikte yaşa takılanlar olarak bilinen
emekli adaylarına yönelik olarak da bugün bu tasarıda herhangi bir
çözüm getirilmemiştir.
Geçtiğimiz on
iki yıllık süre içerisinde, bunu da sayarsak sekizincisi yapılacak
olan vergi ve prim affı düzenlemelerinde yapılandırma
düzenlemeleri yine hüsranla sonuçlanacağa benziyor çünkü bundan önceki af
uygulamalarına baktığımız zaman, çoğunlukla
başarısızlıkla sonuçlandığını ve
beklenen gelirin de yaklaşık yüzde 40ına ancak ulaşılabildiğini
görüyoruz; af ve benzeri düzenlemelerle kamuoyunda bilinen ve kamu için kaynak
yaratmaya yönelik politikalar, adalet ve eşitlik ilkeleri
açısından baktığımız zaman, maalesef tartışma
getiren ve mükellef davranışlarını da etkileyen uygulamalar
olarak karşımıza çıkıyor.
Bu tasarı
devlete borcunu zamanında ödeyen mükelleflere müjdeli bir haber
vermemektedir. Ortalaması neredeyse üç yıla denk gelen af
kanunları mükelleflerde Nasıl olsa bir af çıkar, üç yılda
bir de çıkıyor, bugüne kadar da öyle oldu. diyerek gelirlerini beyan
etmemelerine veyahut da eksik gelir beyan etmelerine sebep olmaktadır.
Bugün 150 milyar liranın üzerindeki bir rakamı
görüşüyoruz bu tasarı çerçevesinde. Eğer doğru ekonomi
politikaları yerinde uygulanabilseydi, bu büyüklükteki rakam
zamanında tahsil edilebilseydi, mevcut
yaşadığımız bu ekonomik tablonun da bir hayli
farklı olması gerekecekti. Son sekiz yıllık bütçe
açıklarına baktığımız zaman bunlar meydana
gelmeyecekti, kamu borç stoku 2009 yılından itibaren bu kadar hızlı
artmayacaktı, neticede 609,5 milyar liralık kamu borç stoku yerine
459,5 milyar liralık bir borç stoku karşımıza
çıkacaktı. Borç stoku da tabii bu derece hızlı
artmadığı için son üç yılda bütçeden yerli ve
yabancıya ödenen bu paralar genellikle faizden tasarruf edilmesi gereken
miktarlar olacaktı ve bu da daha çok yatırım, üretim ve
istihdama yönelik yerinde ve doğru birtakım kaynak aktarmalarına
sebebiyet verecekti.
Yine, 2011 seçimlerinden sonra
karşılaştığımız, bütçeye yazılan bütün
negatif rakamların da pozitife dönme imkânını görecektik
eğer bu düzenlemeler zamanında yapılabilseydi.
Şimdi, bu
başarısızlığın altında kalan iktidarın
bu uygulamalarına baktığımız zaman, bu
tasarının Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde
mükelleflere şirin gözükme adına yapıldığını
da gayet iyi görüyoruz. Çünkü iktidar kendi adayına oy toplama
girişimini bu tasarının ilgili maddelerine gizli veya açık
yerleştirerek amacına ulaşmaya çalışıyor. Bu da
seçimin ne kadar adil olduğunun bir başka göstergesi.
Değerli milletvekilleri, aflar konusunda, defalarca
buraya iktidar temsilcileri geldi ve bir daha af
çıkarılmayacağını, devlete karşı ödemeleri
zamanında, düzenli ödeyen vatandaşların da
cezalandırılmayacağını Meclis tutanaklarında
belirtti. İlgili tutanaklar açılır bakılırsa bu görülebilir.
Ancak, bu sözlerinden birkaç yıl içerisinde nasıl vazgeçtiklerini de
gene getirilen bu tasarıyla da görme imkânı buluyoruz.
Öte yandan, çok garip olan bir başka uygulama da
var. Maliye Bakanı Affa karşıyım. derken, iktidar
grubunun milletvekilleri afları dizi dizi bu torbaya doldurup
karşımıza da getirmiş gözüküyor. Anayasamıza göre,
vergi adaletinin sağlanması için vergi yükünün de dengeli
dağıtılması lazım. Bu anayasal bir hüküm olarak
karşımıza çıkıyor. Vergi alınması gereken
kesimlerden yeterince vergi alınmaması veyahut vergilerin belirli
kesimler üzerinde bırakılması vergi adaletinin de on iki
yıldır ortalıkta gözükmediğinin en açık delili. Bu
vergi yapısıyla ekonominin dişlileri de maalesef düzenli
çalışmayacak, gene, her zaman olduğu gibi, dar gelirli
vatandaşların ensesinde boza pişirilmeye devam edilecek.
Değerli
milletvekilleri, ülkemizde ahbap çavuş ekonomisi veyahut da ahbap
çavuş kapitalizmi de deniyor buna, giderek hız kazanıyor. Nedir
bu ahbap çavuş ekonomisi veya kapitalizmi? Bunu kısaca
tanımlarsak, siyasi iktidar sahiplerinin ya da bürokrasinin, bazı
işleri yapmak için iş adamlarıyla çıkar iş
birliğine girmeleri veya gelirlerini paylaşabileceği iş
adamlarına ihaleleri vererek özel sektörleri kendi özel sektörleri hâline getirmeleri.
Buna ahbap-çavuş kapitalizmi deniyor.
Değerli
arkadaşlar, bu kapsamda baktığımız zaman, yurt
dışında yayınlanan saygın bir kuruluşun
hazırladığı grafiklere göre Türkiye bu ahbap-çavuş
kapitalizmi veya ekonomisi skalasında orta bir yerde, yerini çok güzel bir
şekilde de almış gözüküyor.
Şimdi,
görüşmekte olduğumuz bu tasarının bir başka yönünü
sizlere yansıtmaya çalışacağım. Hazine
Müsteşarlığının yıllık, yılın ilk
altı aylık nakit gerçekleşmelerine
baktığımız zaman, tasarının bazı maddelerinin
Hazinenin bu yıllık, altı aylık gerçekleşmelerini
olumsuz etkilediğini de görüyoruz.
Bütçe gelirlerinde
ilk yarıda, 2013 yılının aynı dönemine göre
baktığımız zaman, artış sadece yüzde 6. Öbür
tarafta enflasyon da yüzde 6ydı. Demek ki reel bir bütçe gelirinde
artış maalesef söz konusu değil. 2013ün haziran ayında
31,1 milyar liralık bir aylık gelirimiz olmuş. Bu
yılın aynı ayına baktığımız zaman, 22,6
milyar liraya düşmüş.
Şimdi, daha
enteresan bir şey var; bu paraları hazine karşılarken,
büyüyen bütçe açığının önceki yıllardan daha
farklı bir şekilde hazinenin kasasından kapatılması da
söz konusu. Bunu da nasıl yapmışlar? Haziran ayında Merkez
Bankasının Türk lirası hesabı bir ayda 22,6 milyar liradan
7,5 milyar liraya düşmüş. Ciddi bir hazinenin finansmanı söz
konusu bu kapatmada.
Borçlar ciddi bir
noktada artıyor. Özellikle, özel sektörün yurt dışından
sağladığı kredi borçlarında cumhuriyet tarihinin
rekorları da kırılıyor. Bir başka belki de üzerinde
durulması gereken bir şey: Şu anda, mayıs ayı itibarıyla
özel sektörün yurt dışı kredi borcu 208 milyar lira.
Bir başka
önemli konu da uluslararası yatırım pozisyonumuzda
geldiğimiz nokta değerli arkadaşlar. Burada da yükümlülüklerimiz
650 milyar dolara kadar yükselmiş, net uluslararası yatırım
açığımız 425 milyar doları bulmuş, ki bu ciddi
bir alarm veren husustur. Görevleri ülkemizin kaynaklarını en ideal
ve hakkaniyetli bir biçimde yönlendirmek olan ekonomi yönetimi ve
iktidarın bu başarısızlıklar nedeniyle bütçenin
ihtiyacı olan gelirleri artırmak yerine bu torba tasarıya bel
bağlamaları ve beklenen gelirin yine gerçekleşmeyecek
olması sebebiyle her zaman olduğu gibi dürüst, namuslu, işinde
gücünde olan vatandaşlarımızın cezalandırıldığı
bir tasarıyla karşı karşıyayız. Bunu ben tekrar
dikkatlerinize sunmak istedim.
Hepinize tekrar
teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Bölüm üzerinde
Halkların Demokratik Partisi Grubu adına söz isteyen Hasip Kaplan,
Şırnak Milletvekili? Yok.
Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına söz isteyen Müslim Sarı, İstanbul
Milletvekili.
Buyurun Sayın
Sarı. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA
MÜSLİM SARI (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Görüşmekte
olduğumuz torba yasanın ikinci bölümünün geneli üzerine söz
almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlarım.
Tabii, bu
yasaların bir içsel tutarlılığı
olmadığı için ve sistematiği de olmadığı
için bu tür yasaların geneli üzerine konuşmak son derece zor. Yan
yana getirebildiğimiz yasa sayısı benim ölçebildiğim
kadarıyla, sayabildiğim kadarıyla 50yi geçti, belki çok daha
fazladır. Dolayısıyla, birbiriyle ilgili olmayan bütün yasalar
bir araya getirildiği için ve bunun da bir sistematiği olmadığı
için sistematik olarak geneli üzerinde konuşmak çok mümkün olmuyor. Bu da
AKPnin yasa yapma tekniğinin bize kazandırdığı yeni
bir durumdur diye düşünüyorum. İleride Türk siyasi hayatını
yazanlar, Parlamentoya ilişkin araştırma yapan araştırmacılar
bu konuyla ilgili değerlendirmeleri de herhâlde özel bir yere koyacaklar
diye düşünmekteyim.
Ben ikinci bölümün
geneli üzerine söz aldım, dolayısıyla 26ncı maddeden
50nci maddeye kadar gidiyor. Kuşkusuz, buradaki maddelerin hepsi olumsuz
maddeler değil, olumlu maddeler de var. Gerek Komisyon görüşmeleri
esnasında gerekse Genel Kurulda Cumhuriyet Halk Partisi olumlu
düzenlemelerin hepsinin yanında oldu, hatta olumlu düzenlemeler için de
daha olumluya götürebilmek için de birçok önerge verdik. Dolayısıyla,
her şeyden önce, Cumhuriyet Halk Partisi bütün bu olumluluklara
karşıymış gibi bir gösterge, böyle bir görünüm ve böyle bir
bakış açısıyla konuya yaklaşmanın doğru
olmadığını düşünüyorum. Kayıtlara geçmesi
açısından onu da belirtmek isterim. Biz bu bölümde de olumlu olarak
gördüğümüz bütün maddelere ve bütün önergelere destek verdiğimizi
belirtmek isteriz. Ancak burada bu yasa görüşmeleri birtakım
yanlış algılarla ya da yanlış yönlendirmelerle
gidiyor. Dolayısıyla, bu yanlış yönlendirmeleri de burada
düzeltme gereği duyuyoruz.
Bunlardan birincisi
taşeron işçiliğine ilişkindir. Öyle bir hava var ki, hem
Sayın Canikli hem de Komisyon Başkanı yasanın
görüşmelerine başlarken yapmış olduğu
değerlendirmelerde sanki Türkiyede taşeron işçiliği sona
erecekmiş gibi, özellikle kamuda bu düzenlemelerle taşeron
işçiliğinden vazgeçilecek ve böyle bir çalışma yöntemi ve
modeli olmayacakmış gibi bir hava yansıttılar. Esasen
kamuoyunda da böyle bir hava var ve AKPnin algı üretme ve algı
yönetme makinesi burada da çalışıyor. Dolayısıyla,
kamuoyunda sanki bu yasayla beraber taşeron işçiliğine kamuda
son verilecekmiş gibi bir algı var. Oysa gerçek hiç böyle değil.
Gerçeğin böyle olmadığını Sayın Bakan da biliyor
ve Sayın Bakan da aslında belirtiyor. Buradaki Sayın Bakana, hem
Çalışma Bakanı hem de Komisyon çalışmalarında
bize eşlik eden, Hükûmeti temsil eden sayın bakanlara biz defaatle
sorduk: Siz taşeron işçiliğine karşı
mısınız, taşeron işçiliğinin yanında
mısınız? Her seferinde taşeron işçiliğe
karşı olmadıklarını belirttiler.
Bu yasa, aslında taşeron işçiliğini
kamuda kaldırmak bir yana, taşeron çalışma yöntemini
meşrulaştırarak daha da derinleştiriyor. Böyle bir yorum
yapsak herhâlde yanılmayız çünkü daha önceki uygulamalara ek olarak,
kamuda hangi işlerin asıl, hangi işlerin yardımcı
işler olarak yapılabileceği ve hangi işlerin ne
şekilde tanımlanacağı yetkisi Bakanlar Kuruluna
verildiği için bir sabah uyandığımızda Bakanlar
Kurulu, kamuda yapılan bir iş aslında asıl iş
olduğu hâlde Ben bunu yardımcı iş olarak kabul ediyorum.
diyebilir ve böylece aslında kamuda, kamu görevlileriyle yürütülmesi
gereken bir iş, bir hizmet alımı sözleşmesiyle taşeron
işçiliğe verilebilir. Burada Bakanlar Kuruluna çok geniş bir
yetki tanınıyor. Taşeronda çalışan bazı işçilerin
ya da taşeron işçiliğinin bazı alanları
iyileştiriliyor, bu doğru ancak bu iyileştirilme ile bu madde
hükümleri bir arada değerlendirildiğinde sistemin daha da
meşrulaştığı ve Türkiyede taşeron
çalıştırma yönteminin daha da derinleştiğini
görebiliriz.
Peki, neden? Şimdi, Sayın Bakan buraya
çıktığında dedi ki: Taşeron işçiliği bizim
mevzuatımızda yeni bir durum değildir, 1936 yılından
beri vardır. Evet, doğru, mevzuatımızda 1936
yılından beri var, aynı zamanda taşeron işçiliği
AKPden önce de vardı, dolayısıyla AKP iktidara geldiğinde
Türkiyede 153 bin kamuda çalışan taşeron işçi vardı.
Dolayısıyla, meselenin bir boyutu aslında AKPyi aşan bir
boyuttur. Meselenin bir boyutu, tamamen 1980lerden beri dünyayı
kasıp kavuran bir iktisat sisteminin, bir ideolojik hegemonyanın
yarattığı bir sonuçtur. Hepimiz biliyoruz, bunun adı neoklasik
iktisattır, neoklasik ideolojidir. Özellikle, bu çerçevede, neoklasik
iktisadın yaratmış olduğu çerçevede, devletin işlevi
sorgulanır hâle geldikçe, devletin işlevi değiştikçe,
devlet içinde atipik istihdam biçimleri ortaya çıkmaya
başladıkça, Türkiyede de 1980li yılların
başından beri taşeron işçiliğinin kamuda giderek
yaygınlaşmaya başladığını gördük.
Ancak meselenin AKPyle ilgili olan bir boyutu var,
dolayısıyla onu da belirtmek gerekir. Türkiyede 153 bin olan kamuda
çalışan taşeron işçisi AKP hükûmetleri dönemi boyunca 700
bine ulaşmışsa, o zaman AKP hükûmetlerine özgü bir durumla
karşı karşıya kaldığımızı da
belirtmemiz gerekir. Nedir bu? AKP, Türkiyede taşeronluğu yaygınlaştırarak
2 şey yapmaya çalışıyor. Birincisi, bunu bir siyaset
ediş biçimi olarak kullanmak istiyor. Çünkü, taşeron
işçiliği üzerinde kamuda kalan birtakım kamusal kaynakların
aslında özel sektöre, kendine bağlı bir sermayedar
sınıf yaratmak üzere kullanıldığı bir
mekanizmayı inşa ediyor AKP, kendine bağlı bir sermayedar yaratmaya
çalışıyor; bir kaynak transferi, kamudan özel sektöre bir rant
transferi, bir servet transferiyle bunu yapmaya çalışıyor.
İkinci bir boyutu da burada çalışan
işçilere ilişkindir. Hem bir sermaye transferi yaratmak suretiyle
kendine bağlı bir sermaye sınıfı kurmak isterken, öte
yandan da burada çalışan taşeron işçiler üzerinde siyasal
baskı uygulamak suretiyle onların oy verme
davranışlarını kendilerine dönük bir oy verme davranışı
biçimine dönüştürmeye çalışıyor. Dolayısıyla,
AKPnin taşeron sistemine karşı çıkması söz konusu
olamaz; zihniyeti gereği, siyaset ediş biçimi gereği, siyasete
baktığı yer açısından bu böyledir.
Dolayısıyla, bunun ne kadar böyle olduğunu hem Türkiye'de
taşeron işçilerin AKP dönemi boyunca artan sayısında
görüyoruz hem de taşeron işçiliğine ilişkin verilen mahkeme
kararlarının uygulanmamasında görüyoruz.
Sayın Bakan
-dünden beri, bu yasa görüşmeleri başladığından beri-
bu yasa görüşmelerinin başında kürsüye çıktı ve dedi
ki: Taşeron sistemi bir emek sömürüsüdür, taşeron sisteminin
yaygınlaştırılması bir emek sömürüsüdür.
Sayın
Bakanım, size hitap ediyorum, dinliyor musunuz? Sayın Bakanım,
size soruyorum, size soruyorum
Ben soru-cevap kısmında da
sormuştum ama buna cevap vermeyi tercih etmediniz, şimdi belki cevap
verebilirsiniz. Dediniz ki: Taşeron sisteminin
yaygınlaştırılması bir sömürüdür. Şimdi, ben de
size şunu soruyorum: İktidara geldiğinizde, kamuda 153 bin olan
taşeron işçi sayısı yine, sizin
açıklamalarınıza göre- 700 binin üzerine çıktı.
Neredeyse, kamuda taşeronla işçi çalıştırmak bir ana
sözleşme biçimine dönüştü, bir atipik istihdam biçimi bir ana
sözleşme biçimine dönüştü.
Şimdi,
eğer taşeron sisteminin bu kadar yaygınlaşması bir
sömürüyse, sizin iktidarınız döneminde, devriiktidarınız
döneminde bu kadar çok yaygınlaşıyor ise bu sömürünün nedeni siz
misiniz değil misiniz? Kim var, kim sömürüyor? Ve sizin Hükûmetiniz bu
sömürünün yanında mı karşısında mı? Eğer
buna karşı çıkıyorsanız, o zaman, taşeron
işçiliğin sayısının bu kadar artıyor
olmasını, kamuda bu kadar yürütülür olmasını neye
bağlıyorsunuz? Lütfen, bu sorularımızın
cevabını da verebilirseniz çok memnun oluruz.
Tasarının
içinde ya da teklifin içinde, bizim asla kabul etmeyeceğimiz unsurlar da
var, bunu maddeler geldiğinde arkadaşlarım anlatıyorlar,
biz de her seferinde söylüyoruz ama geneli üzerinde konuştuğumuz için
bunları mutlaka belirtelim.
Bakınız,
Anayasaya açıkça aykırı olduğu belli olan hükümler var.
Bunu Komisyon aşamasında söyledik. Aslında, AKPnin kendisi de
bu maddelerin Anayasaya aykırı olduğunu bal gibi biliyor ama
Anayasa Mahkemesinin kararları geriye yürümediğinden, Anayasa
Mahkemesi karar verene kadar geçen süre içerisinde AKP yapmak istediklerini
yapacak. Bunlardan biri, biliyorsunuz, özelleştirmeyle ilgili,
özelleştirmeyle ilgili verilen yargı kararlarının
uygulanmamasına ilişkin. Bunlardan biri kamu görevlilerine
ilişkin, kamu görevlilerinin terfi ve tayinlerinde bunlara ilişkin
verilmiş olan kararların, mahkeme kararlarının iki yıl
boyunca uygulanamaması ve bunlara ilişkin, bunları uygulamayacak
olan kamu görevlileri hakkında da cezai işlem
yapılamayacağına ilişkin. Bunlardan biri Mera Kanununa
ilişkin, çok açıktır ve başka birtakım düzenlemeler de
var. Dolayısıyla, bu düzenlemelerin Anayasaya açıkça
aykırı olduğu açıktır. Biz bu düzenlemelere
şiddetli şekilde muhalefet edeceğiz ve bu sistemden, bu torba
yasadan ayıklanması gerektiğini düşünüyoruz. Bu kadar çok
tartışmamıza ve konuşmamıza da gerek yok.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
MÜSLİM SARI
(Devamla) Aslında tasarı olarak gelen, Somaya ilişkin olumlu
düzenlemeleri içeren, belki vergi düzenlemeleri, bir iki yer düzeltilmek
suretiyle bu düzenlemelerin hepsini zaten muhalefet olarak kabul ediyoruz. Hâlâ
şansınız var, bunları ayıralım, hemen
görüşelim, bu gece bitirelim ama bu diğer düzenlemelere şiddetle
karşıyız.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Bölüm üzerinde
Halkların Demokratik Partisi Grubu adına söz isteyen Hasip Kaplan,
Şırnak Milletvekili.
Buyurun Sayın
Kaplan.
HDP GRUBU ADINA
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, teşekkür
ederim.
Halkların
Demokratik Partisi Grubu adına söz aldım. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Doğrusu, bu
torba kanunda can sıkan maddeler var, yani bir gerçek. Muhalefetin
karşı çıktığı, bir kısmı da burada
düzelen bazı maddeler var veya önergelerle düzelebilecek maddeler var.
Gerçi, bu bölümün içinde değil de bundan sonraki bölümlerde, özellikle yargı
kararları, özelleştirmeyle ilgili yargı kararları, arsa,
taşınmaz olayı, birkaç böyle konuşulması gereken madde
var. Eğer 4 parti grubu olarak Komisyondaki uzun tartışmalarda
bunu aşabilseydik, şu an gördüğümüz bu torba kanun üzerinde
fikirleri yarıştırmak daha anlamlı olacaktı. Yani
şu tarz, gecenin bu vakti sağlıksız bir
tartışmayla, biraz daha fazla çalışırız, biraz
daha fazla kalırız ama sonunda bayramdan önce veya sonra biter.
Tabii, hâlâ bunun konuşulmasının imkânı var, Sayın
Bakan da burada. Gerçi bu sosyal güvenlikle ilgili bölümler Sayın
Bakanı ilgilendiriyor, o diğer maddeler farklı
bakanlıkları ilgilendiriyor, hatta Adalet Bakanı gelse iyi olur,
yani bazı konularda, özelleştirmede ve özellikle de
İçişleri Bakanı, yerel yönetimlerle ilgili arsa,
taşınmaz olayı, bu çok tehlikeli, hakikaten sorunlu maddeleri
konuşup, bir çözüm getirmekte yarar var.
Şimdi,
vatandaş durmadan arıyor. Torba ya, torbaya her şey giriyor; af
isteyenler, denetimli serbestlik isteyenler, yaşa takılanlar, sicil
afları, öğrenci kredi afları, yani o kadar çok ki. Yani böyle
umut pompalayan bir durum ve bu umutlara cevap vermeyen bir durum hayal
kırıklığı yaratıyor, bunun içinde de hakikaten
Meclisi meşgul eden çok can sıkıcı maddeler var.
Bakın, size
buradan hemen bir iki madde bu bölümle ilgili söyleyeyim. Madde 26, tabii, bu
borsayla ilgili. Pırlanta, elmas, yakut, zümrüt, safir, zebercet, inci,
bunlara vergi geliyor Sermaye Piyasası Kanunu gereği. Yani, sizleri
kutlamak lazım yani bu Hükûmeti, AK PARTİyi gerçekten kutlamak
lazım. Sizler pırlantaya vergiyi kaldırıyorsunuz,
kazanıyorsunuz; şirketleri koruyorsunuz, sonra da finans merkezini
kuruyorsunuz, vergi alıyorsunuz yine kazanıyorsunuz. Yani, dünyada
hiç böyle bir hükûmet yok arkadaşlar, bu şekilde iki türlü kazanan. Yani,
gerçekten kutlamak lazım.
İZZET
ÇETİN (Ankara) Kazan kazan, sat sat.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Minareden at beni, in aşağı tut beni!
HASİP KAPLAN
(Devamla) Yani kişiye özel bu düzenlemeler yerine doğru dürüst bir
vergi politikamız olsa, doğru dürüst vergi yasalarımız olsa
olmaz mı? Yani bunu niye konuşamıyoruz? Yani illa hükûmetlerin
ihtiyaçlarına göre mi hareket edeceğiz?
Bakın, ilginç
maddeler var bu bölümde. Sosyal Güvenlik Kurumunun prim alacakları var.
Gitmiş, arsalara haciz koymuş, uhdesine geçmiş; e, bunları
satacak, bu, vergiden muaf olsun. Niye kardeşim? Devlet dava süjesidir,
davalı olur, davacı olur; vatandaş da davacı olur,
davalı olur. Devletin kurumunun ne özelliği var ki
ayrıcalıklı olsun? Devleti kutsayan bu zihniyet
yurttaşını da ezen zihniyettir. Yargıda da bu zihniyet var,
bakın açık söyleyeyim. Devletin ali menfaatleri gereği hazine
adına karar vermek güdüsü öne çıkıyor. Devletçi bir
yaklaşım, hukukçu değil, hukukun evrensel ilkeleri değil.
Yine, şöyle
notlar aldım: Yani bu emeklilikte yaşa takılanlar olayı.
İnanın bütün parti gruplarını defalarca ziyaret ettiler. Ve
sizi affetmeyecekler, size açık söyleyeyim, beklentilerini
karşılamıyorsunuz. Ben açık, kısa yani o kadar net
koyayım bazı konuları.
Davalardan
vazgeçenlerin işlemleri. Ya, yargılama giderleriyle ilgili konular,
kardeşim, Plan ve Bütçenin işi değil ya, Adalet Komisyonu, Ahmet
İyimaya baksın ya, Allah, Allah! Avukatlık Kanunu var, dava var,
bilmem ne var; hukuk, adalet, Adalet Komisyonunda konuşulur ya, bizim
işimiz mi de buraya getirdiniz ama torba getirdiniz.
Eğitimi
Araştırma ve Geliştirme Dairesi Başkanlığı,
AR-GE kurmak istediniz, hayır dedik mi? Yani biraz vicdanlı
konuşalım, hiçbirimiz hayır dedik mi? Hayır demedik ama
olması gerekende evet dedik, olmaması gerekende
itirazlarımızı koyduk.
Şimdi, 41inci
madde var, muafiyetler. Ben burada anlatmaya çalıştım. Ne
muafiyeti efendim? 40 binin üstünde avukat var. Baro üyesi mi? Üyesi. Avukat
olması için baroya kayıtlı olması gerekiyor mu? Gerekiyor.
E, nerede çalışıyor? Kamu kurumunda. Kamu kurumları,
gariplerim, ekonomik durumları perişan, felç olmuşlar, krizden
kıvranıyorlar. Vatandaşın avukatının durumu iyi,
vatandaşın avukatı pul ödeyecek, harç ödeyecek, para ödeyecek,
kurumun avukatı muaf olacak. Neden, neden arkadaşlar? Hani hak
eşitliği vardı, dava hak eşitliği vardı hani?
Yurttaş ile devlet arasında eşitlik yoktur. diyorsunuz,
farkında mısınız? Yani, siz niye o zaman Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesinin 6ncı maddesini imzaladınız?
Niye adil yargılamayı Anayasanın 36ncı maddesi olarak
koydunuz? 2001 koalisyon döneminde değişti bu 36ncı madde ama
sizin döneminizde de Anayasanın 90ıncı maddesini koydunuz,
Uluslararası sözleşmeler kanun hükmündedir ve bunların
Anayasaya aykırılığı dahi ileri sürülemez. dediniz.
Şimdi siz getirmişsiniz bunu, işte hap gibi Anayasa Mahkemesinde
iptal edilecek bir madde. Koymuşsunuz burada: Kurumun taraf olduğu
davalarda baroya kayıt ve vekâletname ibrazı olmayacak. Allah Allah,
ayrıcalığınız mı var? Biz sizin
avukatlarınızın hangisinin
Kaç tane sahte avukat
yakalandı, kaç tane sahte doktor yakalandı, kaç tane sahte savcı
yakalandı, kaç tane sahte subay yakalandı, kaç tane sahte
istihbaratçı yakalandı biliyoruz biz, kusura bakmayın. Ben
kamunun, ammenin avukatıyım. deyip, gelip salınabilir
ortalıkta. Vekâlet? Yok. Ee? Ayrıcalığınız
mı var, özelliğiniz mi var? Yok, efendim, daire başkanı
Neymiş efendim? Pul yapıştırmayayım, aidat
ödemeyeyim.
Barolar
Birliğinin bir vakfı var, o vakfa üç kuruş para gidiyor. O üç
kuruş parayla Barolar Birliği bütün illerde baro odalarını
teftiş ediyor, avukatlara doğru dürüst bir çalışma
imkânı tanıyor. O üç kuruşa göz dikiyorsunuz arkadaşlar.
Hepinizin adalete ihtiyacı olur, savunma hakkı kutsaldır. Onun
kuruşuna göz koyarsanız, adalette onun kuruşuna göz koyanlar
kaybederler, çok açık ifade etmek istiyorum. Maalesef bu çok ciddi bir
şey.
Madde 44de otistik
ve Down sendromlu çocukların anne ve babalarının
yararlanmayacağı gibi hükümler var. Şimdi, tabii, ben
bunların hangisini söyleyeyim? Burada konuşulması gereken çok
çok önemli şeyler var.
Bence
yormayınız kendinizi. O çok uzun girişli önergelerden, karar
yeter sayısından, yoklamadan, birbirimizi hırpalamadan bayram
öncesi bir es geçelim. Grup başkanları bir araya gelin, kriz olan 5-6
tane madde mi var, onları konuşun, onları bir ayırın,
bir yere koyun. Doğru dürüst bir şekilde beklentisi olan insanlar
var, burada bu yasadan beklentisi olan insanlar var. Çıksın, gitsin,
niye zorluyorsunuz? İnadına inat. Bu inatla doğru bir
yasalaşma süreci olmadığına inanıyoruz.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (CHP ve MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Bölüm üzerinde
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına söz isteyen İlknur
Denizli, İzmir Milletvekili.
Buyurun Sayın
Denizli. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU
ADINA İLKNUR DENİZLİ (İzmir) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasıyla Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun
Tasarısı hakkında AK PARTİ Grubu adına söz
almış buluyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tasarıya
geçmeden önce, İsrailin Filistinde uyguladığı korkunç
katliam ve insanlığa karşı işlenen suçlar
hakkındaki düşüncelerimi kısaca sizlerle paylaşmak
istiyorum.
Bizler, bu salonda
olanlar, inanıyorum ki tarihe not düşme sorumluluğunda
olanlarız. Nasıl bir dünyada
yaşadığımızı bildiğimizi bir kez daha dosta
düşmana hatırlatmamız gerektiğine inanıyorum. Zalimin
zulmünü normal bir şey gibi algılatma çabalarına Dur. demeliyiz.
Üstelik, bu itirazımızı yaparken de uyanık
olmalıyız. Sadece itiraz etmenin faydasız olduğunu
söyleyerek direnç kırıcılığı yapanlaraysa kulak
asmamalıyız. İtiraz edelim, durmaksızın itiraz edelim
ki Filistinli kardeşlerimiz bu zulmün bir gün ortadan kalkacağına
dair umutlarını yitirmesinler. Tek bir itiraz bile çok ama çok
önemli. Tek bir insanın Siz yalan söylüyorsunuz, sizin yalan
söylediğinizi biliyorum; bunu her zaman ve her yerde söylemeye devam
edeceğim. demesi bile tek başına önemli bir şey. Yalan ve
dolan üzerine kurulan uluslararası emperyalist düzene inadına
başkaldırmamız gerektiğine inanıyorum. Bunun için,
Filistin halkının yanında olmalıyız. Türkiyenin
yerini haritada göster. dediğinizde yüzünüze saf saf bakan ama
ülkemizdeki en küçük toplumsal huzursuzluk hakkında
kışkırtıcı açıklama yapmaktan hiç çekinmeyen
Batılı tanınmış insanların, deniz
kıyısında oynarken katledilen Filistinli çocuklarımızı
görmezden gelmelerinin haysiyetsizlik olduğunu söylemek zorundayız.
MUSA ÇAM
(İzmir) Çok sol bir söylem oldu İlknur Hanım.
İLKNUR
DENİZLİ (Devamla) Bu ülkede aramızda öyle ya da böyle
çözeceğimiz sorunlara binlerce kilometre öteden kötü niyetle müdahil
olanların, sosyal medya üzerinden tahrik eden çevrelerin
bağımsız Filistine desteğini Twitter üzerinden
paylaşanların tweetlerini baskı ve yıldırma
politikasıyla sildirdiğini unutmamalı,
unutturmamalıyız.
Ramazan ayında
meydana gelen bu katliam, insanlığın ortak hafızasına
tarihin en haysiyetsiz olaylarından biri olarak kazınacaktır. 8
Temmuzdan bugüne 300e yakın Filistinli kardeşimiz hayatını
kaybetti, 2 binden fazla Filistinli yaralandı. Gazzede ölenlerin siviller
olmasıysa belki de acıların en büyüğü.
Zalimlerin
saldırılarında hayatını kaybeden Filistinli
kardeşlerime Allahtan rahmet diliyor, bu saldırıların bir
an önce sonlandırılması gerektiğini bu kürsüden bir kez
daha ifade etmek istiyorum.
Sayın
milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz tasarının merkezinde
yer alan İş Kanununa ilişkin düzenlemeler, ülkemizde
çalışma hayatının standartlarını daha yüksek bir
noktaya taşıma gayretinin bir ürünüdür. Evet,
alacağımız daha çok yol var, yapacağımız,
yapmamız gereken şeyler var ama biz bu yasayla, şu anki durumu
daha ileri bir noktaya taşıdığımıza
inanıyoruz. Uygulamadaki veriler değerlendirildikten sonra
yapılması gereken ne varsa onları da yapmaya devam
edeceğiz. Emek ve alın teri en değerli şeydir.
Emeğiyle hayatını kazanan insanların haklarına sahip
çıkmak da iktidar sahibi olarak bizim görevimizdir. Üstelik emeğe,
alın terine sahip çıkmak bizim toplumsal geleneğimizdir. Ancak,
emek ve iş gücü piyasasında emeğiyle var olan
insanlarımızla ilgili yasal düzenlemelerin son yüz yıllık
geçmişine baktığımızda arzu ettiğimiz mesafeyi
almakta bazı eksikliklerimizin olduğu da açıktır.
Muhalefetteki vekillerimiz haklı olarak sadece
bugüne bakıyorlar, bugünkü durum üstünden bizi, iktidarı
eleştiriyorlar. Ama unutmayalım ki iktidarın bir sorunu ileriye
taşıma becerisi, bu sorunu hangi noktadan aldığıyla
yakından ilgilidir. Biz, iş gücü piyasasının yasal
altyapısını hangi noktadan aldığımızın
ve nereye taşıdığımızın bilinmesi ve ona
göre değerlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Yani, istediğiniz
kadar geriye bakın, Türk emek tarihinde günün koşullarına göre
eksiğin olmadığı bir zaman dilimi söyleyin lütfen. Bizim
emek ve iş gücü piyasamızın geçmişi çok
da övünülecek bir yapı göstermemektedir. Ancak, AK PARTİ
iktidarı olarak bizler ilk günden bu yana emek ve iş gücü
piyasasını çağdaş dünyanın normlarına taşımak
için durmaksızın çalışıyoruz. Şunu söyleyebilirim
ki emek piyasasıyla ilgili her getirdiğimiz yeni düzenleme var olan
durumu daha da ileriye taşımıştır.
Başarılı olduğumuz alanlar var, eksik kalan, daha ileriye
taşımamız gereken alanlar da var. Biz de bunu yapıyoruz,
iş dünyasıyla ilgili yasal mevzuatın standardını daha
ileriye taşımaya çalışıyoruz.
Evet,
daha iyisinin yapılması gerekir diyebilirsiniz, zaten muhalefet de
bunun için var. Biz yapacağız, siz de daha iyisinin
yapılması için bizleri motive edecek, bize yol gösterecek, eğer
gözden kaçırdığımız hususlar varsa bizleri
uyaracaksınız.
MUSA
ÇAM (İzmir) Bir de dinleseniz bizi.
İLKNUR
DENİZLİ (Devamla) Özellikle bu yasayla Plan ve Bütçe Komisyonunda
gerçekleştirdiğimiz otuz yedi günlük maratonun cumhuriyet tarihimizde
Komisyonumuzun en uzun soluklu çalışması olduğunu da ifade
etmek istiyorum. Birlikte daha doğruyu bulma çabasında olduk. Zaman
zaman gerginlikler yaşasak da, yaratıcı protestolarla geceyi
bitirsek de ertesi gün sabah aynı azimle ve birbirimize gülümseyerek
yeniden başladık. Doğruları birlikte bulunca da sevindik
hep birlikte, pek çok şey öğrendik birbirimizden. Ben bu çabaya
katkı koyan bütün çalışma arkadaşlarıma buradan bir
kez daha teşekkür ediyorum. (AK PARTİ, CHP ve MHP
sıralarından alkışlar)
Değerli
milletvekilleri, bu yasanın içinde pek çok düzenleme yaptık.
Madenlerle ilgili yapılanlar dışında yurt
dışında yaşayan vatandaşlara yönelik düzenlemeler,
Sosyal Güvenlik Kurumuna ilişkin borçların yapılandırılması
ile genel sağlık sigortası ve SGK prim borçlarının yapılandırılmasıyla
ilgili, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğine ait olan borçların
yapılandırılmasına dönük, esnaf ve sanatkâr
borçlarının yapılandırılması bakımından
düzenlemeler tasarıda yer alan
diğer önemli başlıklar.
Değerli
milletvekilleri, vergisel borçlarla ilgili içerikçe zengin, usulen hem esnek
hem de güçlü bir yapılandırma programı gerçekleştirdik.
Buna göre, vergi ve benzeri borçların
yapılandırılmasından yararlanmak için kanunun yayımlandığı
tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar ilgisine göre vergi dairesi veya
belediyeye başvurulması da yeterli olacaktır.
Söz konusu
yapılandırma kapsamında geniş bir yelpazede rahatlama
sağlayacak çok çeşitli borç tanımları da bulunuyor. 213
sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamındaki vergiler, çeşitli
para cezaları, taşınmaz kültür varlıklarının
korunmasındaki katkı payları, buna bağlı gecikme
zamları, büyükşehir belediyeleri su ve kanalizasyon idarelerinin
vadesi 30/4/2014 tarihinden önce olan su ve atık su bedelleri, RTÜK
tarafından verilen idari para cezaları başlıkları
bunların örnekleri olarak sayılabilir. Sigorta primi, emeklilik
keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik
sigortası primi, isteğe bağlı sigorta primi ve topluluk
sigortası, 2014 Nisan ve önceki aylara ilişkin sosyal güvenlik destek
primi, SGK tarafından takip edilen damga vergisi, özel işlem vergisi
ve eğitime katkı payı, idari para cezaları kapsam dâhilinde
değerlendirilmekte.
Bütün bunları
hayata geçirdikten sonra Daha yapacak hiçbir şey kalmadı. demiyoruz
elbette. Yapılan düzenlemeler bir sonraki aşamada daha da ileriye
taşınacaktır.
Ana hatlarıyla
hakkında bilgilendirme yaptığım tasarının bütün
vatandaşlarımıza kolaylıklar sağlamasını
temenni ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ, CHP
ve MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Bölüm üzerine
şahsı adına söz isteyen Süleyman Çelebi, İstanbul
Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)
SÜLEYMAN
ÇELEBİ (İstanbul) Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, öncelikle hepinizi gecenin
bu saatinde saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Saat şu anda
yarım. Bugün bütün gazetelerde ilanınız vardı. Biliyorsunuz
ilanınızı herhâlde. Milletin emanetine sahip çıktık.
değil mi? Şimdi, burada dolu olan bir yapı yani burası, AKP
Grubu dolu, muhalefet grubu boş ve böylece gazete ilanlarında da bunu
boy boy bugün söylediniz. Niye yaptınız bunu? Biz
çalışıyoruz ama muhalefet ortalıkta yok.
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Ne zamanın o?
SÜLEYMAN
ÇELEBİ (Devamla) Bugün.
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Fotoğraf, fotoğraf ne zamanın?
SÜLEYMAN
ÇELEBİ (Devamla) Bugünkü gazete, bugünkü gazete, bugünkü. Ben bugünkü
gazeteden bahsediyorum.
Algıyı
iyi yapıyorsunuz yani algı yönetimini.
SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Montaj mı diyorsun sen buna?
SÜLEYMAN
ÇELEBİ (Devamla) Bunu da ben montajlamadım. Sizin
ilanınız. Ben sizin ilanınızdan bahsediyorum. Yani,
buradaki ilanınızdan bahsediyorum.
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Yazıyı oku. Fotoğraf ne zamana ait?
SÜLEYMAN
ÇELEBİ (Devamla) Şimdi, bütün bunları gecenin bu saatinde
konuşuyoruz. İktidar belli, hiç kimse burada yok ama muhalefet gerek
Plan ve Bütçe Komisyonunda gerekse bütün alanlarda gece geç saatlere kadar
çalıştı.
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Anayasa oylaması bu, Anayasa oylaması.
SÜLEYMAN
ÇELEBİ (Devamla) Evet, biraz önce söylenildiği gibi, gece güzel
eylemler de oldu. Yani, insan onuruna yakışmayacak çalışma
koşullarında bir Meclis çalışması orada
yapıldı -ben de tanığıyım- kavgalar da oldu.
SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Hiç öyle bir şey olmadı.
Arkadaşların hepsi memnunlar.
SÜLEYMAN
ÇELEBİ (Devamla) Ama, bütün bunların sonucunda algı yönetimini
iyi yapıyorsunuz, diyorum. Yani, tarafları
çağırıyorsunuz -tam bir konu mankeni- onlar görüşlerini
söylüyor, muhalefet görüşlerini söylüyor; ondan sonra -siz bu konuda çok
başarılısınız, bunu kabul ediyorum- bütün sosyal
taraflar kâğıt üzerinde demokrasi vizyonu içerisinde kesinlikle
ortaya konuluyor, sahnede yerlerini alıyorlar, onlar dinleniyor; oylamaya
gelince
Hatta bazı AKPli milletvekilleri, ya, Çelebi veya diğer
arkadaşlar için Ya, çok güzel. Vicdanın aslında inip
kalkıyor. Aslında söylediğiniz doğru ama diğer bir el
bastırıyor. Şimdi, problem de tam böyle bir noktada değerli
arkadaşlar. Emek verildi, çabalar sarf edildi ama bütün bu çabaların
sonucunda bu ülkenin gerçek mağdurlarının sorunu çözülüyor mu,
oraya bakalım. Bu Meclisin çatısı altındaki taşeron
çalışanların sorunu çözülüyor mu? Bırak taşeron çalışanlarının
sorunlarını, bizde danışmanlık yapan insanlar, Plan ve
Bütçede öneride bulundular Ya, en azından bizim yarın
ayrılmamız hâlinde bize kıdem tazminatı
hakkımızı verin. dediler. Kıdem tazminatı hakkı
-angarya çalışma yasaktır- o danışman kadrolara, o
bile verilmek istenmiyor. Onlara verdik, taşeronda çalışanlarla ilgili
önerdik.
Şimdi, burada,
değerli arkadaşlar, kanun fabrikası oldu mu Meclis? Kanun
çıkartmak önemli değil, çıkarılan kanunlara uyulacak
mı, uyulmayacak mı? Niye bu kadar yoruyorsunuz kendinizi?
Şimdi, burada
AKPli konuşmacı diyor ki: Siz zaten burada Anayasaya
aykırılık varsa, gidersiniz Anayasa Mahkemesine. Zaten
hakkınız. Anayasa Mahkemesine gittiğimiz zaman da bize, Bunlar
hep Anayasa Mahkemesine gider... Zaten Anayasa Mahkemesine gittiğimiz
birçok konu, işte Sendikalar Yasası üç yıldan beri hâlen Anayasa
Mahkemesinin gündeminde yok, İş Sağlığı ve
Güvenliği yok.
Şimdi, dolayısıyla, değerli
arkadaşlarım, şöyle bir sorun var: Bakın, 4/Cliler intihar
ediyor Sayın Bakan biliyorsunuz, bunu defalarca söyledim. Emeklilikte
yaşa takılanlar intihar ediyor arkadaşlar. Ne olursunuz, rica
ettik buradan, yani herkese bütçe buluyorsunuz da bu
arkadaşlarımıza bütçe bulamıyor musunuz? Bunlara bir
ekonomik katkı, bunların sağlık hizmetlerinin
aşılacağı bir yöntemi bulmaktan bu ülke, bu insanlar acz
içinde mi? Dolayısıyla, bunların
aşıldığı bir noktayı istiyorum ve kanun üretmek
yerine kanunlara ve mahkeme kararlarına saygılı
olmanızı istiyoruz çünkü Karayollarıyla ilgili
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
SÜLEYMAN
ÇELEBİ (Devamla)
ortadaki Yargıtay kararı uygulanmıyor,
işte, diğer üniversitelerde uygulanmıyor; ondan sonra, biz
burada kanun yapalım! Hiçbir şey ifade etmiyor, hiçbir anlamı
kalmıyor. İşte, bu akşamki fotoğraf da buraya ne kadar
dikkatle baktığınızın temel göstergesidir.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Bölüm üzerinde
Hükûmet adına Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik
söz istemişlerdir.
Buyurun Sayın
Bakan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Tasarının
birinci bölümünde çalışma hayatıyla ilgili ve İŞKURla
ilgili ve maden çalışanlarıyla ilgili özellikle, önemli
düzenlemeleri geride bıraktık. Bunlar takdirlerinize sunuldu ve
inşallah, yasanın tümüyle birlikte yasalaşmış olacak.
İkinci
bölümündeyse sosyal güvenlikle ilgili önemli düzenlemeler var, bunları
görüşmeye başlıyoruz. Burada, bildiğiniz gibi, yer
altı işlerinde çalışan işçilerin emeklilik yaşının
55ten 50ye inmesi, hatta, fiilî hizmet zammıyla birlikte madende
çalışanların 43 yaşında emekli olmalarını
düzenleyen önemli konu başlıkları var. Bunların bir tanesi
de Somada hayatını kaybeden madencilerimizin yakınlarından
birisinin kamuda istihdam edilmesi düzenlemesi. Tüp bebek deneme
sayısının 3e çıkarılması var. Gelir testine
giremeyen
2012nin birinci ayından itibaren, bildiğiniz gibi, genel
sağlık sigortası tümden uygulanmaya başlanmıştı,
o dönemden bugüne gelir testine giremeyenlerle ilgili önemli
yapılandırma düzenlemeleri var. SGK prim alacaklarıyla ilgili
düzenlemeler var. Şimdi, bunları önümüzdeki saatler içerisinde
görüşeceğiz.
Burada bazı
hususlara temas edildi, onlara cevap olması açısından birkaç
hususta bilgi arz etmek istiyorum.
Sosyal güvenlik
reformu 2008 yılında gerçekleştirildi ve 2008in onuncu
ayında yürürlüğe girdi. Reformdan sonra Sosyal Güvenlik Kurumunun
mali yapısında iyileşme oldu mu, olmadı mı? Sorulan
bu. Birkaç rakam verirsem öyle tahmin ediyorum ki bu bilgiler hangi noktada
olduğumuzu sizlere gösterecek.
Sosyal Güvenlik
Kurumunun 2008 yılındaki açığı 25,9 milyar iken
açığın gayrisafi millî hasılaya oranı yüzde 2,72;
2013te ise Sosyal Güvenlik Kurumunun açığı 19,6 milyar,
gayrisafi millî hasılaya oranı ise yüzde 1,36dır. Şimdi,
bu rakamlar, 2008 öncesi ve 2013 sonu itibarıyla mukayese ettiğiniz
zaman çok net bir şekilde iyileşmenin hangi noktada olduğunu
söylüyor.
BÜLENT
KUŞOĞLU (Ankara) Maliye Bakanı, Hükûmetten, hazineden 72
milyar aktarıldığını söylüyor Sayın Bakan.
MÜSLİM SARI
(İstanbul) Sağlık harcamaları dâhil mi?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) Efendim, bakın,
şimdi dikkat edin, birkaç rakam daha vereceğim sizlere: Aktif
sigortalı sayısı 2008de 15 milyon iken 2014 yılında
19,2 milyona ulaşmıştır. Sigortalı
sayısını da sordunuz. Buradaki artış da 4 milyonun
üzerindedir. Sağlık harcamaları 2008 yılında 25 milyar
iken 2013 yılında 50 milyar liradır. Gelirlerin -en önemlisi bu
herhâlde- giderleri karşılama oranı 2008 yılında yüzde
72,2 iken 2013 yılında Sosyal Güvenlik Kurumunda gelirlerin giderleri
karşılama oranı yüzde 89,2ye ulaşmıştır.
MÜSLİM SARI
(İstanbul) Sayın Bakan, açık miktarı doğru
değil ama. Doğru rakam vermiyorsunuz Sayın Bakan.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) Şimdi, bir önemli
rakam daha bizden istendi burada. O rakam
Kayıt dışında
bir düşme olmadığı, bir eksilme olmadığı
şeklinde bir ifade kullanıldı. 2008 yılında kayıt
dışı yüzde 43,5; 2014 yılında ise kayıt
dışı yüzde 33,8 düzeylerine inmiş bulunmaktadır. Az
önce hani burada Süleyman Bey bir şey gösterdi: Ya, milletin emanetini
koruyor musunuz? Vallahi de milletin emanetini çok güzel koruyoruz, bu
rakamlarda gördüğünüz gibi. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Kenan Beyin burada
değindiği önemli hususlar vardı, biri de primlerini
zamanında ödeyen işverenler için yapılandırmanın
adaletsizlik teşkil ettiğini söylediler. Sosyal Güvenlik Kurumu
açısından böyle bir durum yok çünkü primlerini ödeyen
vatandaşlarımız yüzde 5lik bir indirimden, teşvikten
yararlanmaktadırlar. Primlerini ödeyemeyenler ise -ki şimdi,
yapılandırma neticesinde ödeyecekler- yüzde 5 TEFE, TÜFEnin
dışında bir de yüzde 5lik primlerdeki teşvikten
yararlanmama durumuyla karşı karşıya kalacaklardır.
Dolayısıyla, ödeyen, ödemeyenler açısından bir
adaletsizliğin söz konusu olmadığını belirtmek
istiyorum.
Sosyal Güvenlik
Kurumunun fiilen tahsil imkânı kalmayan ya da çok zorlaşan
alacaklarının tahsili için borç karşılığında
taşınmazların alınmasıyla ilgili bir düzenleme yaptık
ve bunları Sosyal Güvenlik Kurumu alıyor. Bu
taşınmazların satışlarının daha da
hızlandırılması açısından KDV muafiyeti
getirildiğini de burada ifade etmek istiyorum.
Değerli
arkadaşlar, emeklilikte yaşa takılanlar konusu sık sık
gündeme getiriliyor. Şimdi, iktidar partimiz burada, muhalefet
partilerimiz burada. Daha önce iktidarda olup şimdi muhalefette olan
Milliyetçi Hareket Partisinin de içinde olduğu Hükûmetin sosyal güvenlik
reformuyla ilgili attığı ilk adım var. Ben burada kürsüden
defalarca söyledim; Sosyal Güvenlik Kurumu popülizm kaldırmaz yani,
burası belki de siyasetin en az yapılması gereken,
tartışmaların bilim çevresinin, bilimin öncülüğünde
yapılması gereken en önemli kurumlarından bir tanesidir.
Şimdi, emeklilikte yaşa takılanlar
Türkiye'de emeklilik
yaşı 49-50 diyorum, şu anda 49-50. Emeklilikte yaşa
takılan. dediğiniz yani iki yılı vardır, üç
yılı vardır, 1999 yılındaki o kademelendirmeden
dolayı karşısına çıkan üç yıllık, iki
yıllık, beş yıllık süreler vardır
vatandaşlarımızın ama şu anda emekli olma
yaşı 50. Şimdi, Bu 50 yaş emekliliği çok
fazladır, bunu 90 bine döndürelim, 38 yaşında emekli
yapalım, 40 yaşında insanları emekli yapalım. diye
bir bakışınız varsa size samimi söylüyorum yıllar
geçse de iktidar olma şansınız olmaz çünkü bu millet o
acıyı yaşadı, o sıkıntıları
yaşadı.
Bakınız,
ben Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanıyım, emeklilikle
ilgili yaşa takılanlarla ilgili bir öneriniz varsa getiriniz birlikte
değerlendirelim, size söz verdiğimiz şeyi burada
açıklayalım. Ama bakınız, tekrar ediyorum, bu, üzerinde bu
şekilde tartışılacak bir konu değil, yani
vatandaşa selam verilecek bir konu değil, bir sistemi çökertirsiniz.
Nitekim 1991 yılında alınan karar sistemi çökertme
noktasına getirmiştir ve şimdi bunu ayağa
kaldırıyoruz. Nereden biliyoruz? Az önce verdiğim rakamlardan.
Düne göre çok farklı, çok daha iyi noktalarda. Yani bununla ilgili tartışmalar
başladı mı çok başka yerlere gider. Kim iktidardı, kim
ne yaptı, kim sorumluydu, kim ne yaptı? Biz ne yapıyoruz? Biz
hesap vermeye hazırız. Sosyal güvenlikte hem hizmetlerimizi özellikle
sağlık alanında geliştiriyoruz hem de aradaki sosyal
güvenlik açıklarını azaltıcı önlemler, tedbirler,
kayıt dışılığı ortadan kaldıran
düzenlemeler getiriyoruz.
Bir diğer konu
ise burada taşeronlaşmayla ilgili, taşeronla ilgili efendim
yaygınlaştı mı? Bunu ben kendim söyledim, diyorum ki: 661
bin taşeron çalışanı var.
MUSA ÇAM
(İzmir) Kamuda
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) Evet, kamuda, kamuda.
MÜSLİM SARI
(İstanbul) Sömürülüyor. diyorsunuz,
yaygınlaştırıyorsunuz Sayın Bakan.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) Bakınız,
Emeğin sömürüsüne dönüşmüştür, bu sürdürülemez ve bunun çözümü
gerekir, bununla ilgili iki yıldır taraflarla
çalışıyoruz. dedim. Çok şükür huzurlarınıza
geldi.
MÜSLİM SARI
(İstanbul) Tamam. Kaldırın, kaldırın. Siz
yaygınlaştırıyorsunuz. Sizin döneminizde
yaygınlaştı.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) Siz ekonomiye, siz
dünyaya, siz Türkiyeye eğer böyle bakacaksanız ekonomik olarak,
Hizmet alımı olmasın. diyorsanız
MÜSLİM SARI
(İstanbul) Sömürüdür. diyorsunuz,
yaygınlaştırıyorsunuz.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) Bakınız, ben
Taşeronluk sömürüdür. demedim, 1936 yılından beri var olan
bir sistemdir. dedim.
MÜSLİM SARI
(İstanbul) Yaygınlaşması sömürüdür. dediniz.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) Neyse
Şimdi, bu
konuyla ilgili bir düzenleme ihtiyacını da biz
huzurlarınıza getirmiş bulunuyoruz.
Değerli
arkadaşlar, sendikalarla ilgili de bir husus var.
MÜSLİM SARI
(İstanbul) Ne dediniz? Cevap mı verdiniz Sayın Bakan?
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) Bakınız,
sendikalarla ilgili bir husus var. 2009 Temmuz istatistiğine göre toplam
işçi sayısı 5 milyon 398 bin, toplam işçi sayısı,
sendikalı işçi sayısı ise 3 milyon 232 bin.
MUSA ÇAM (İzmir)
Toplu sözleşme yapan kaç?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) Müsaade edin ya!
Yani 3 milyon 200
bin sendikalı sayısı var.
MUHARREM İNCE
(Yalova) Biz müsaade ediyoruz da Başkan etmiyor.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) Bakınız,
buradaki yalanı dolanı, sahtekârlığı ortadan
kaldırdık. Şu anda 1 milyon 187 bin gerçek sendikalı
işçi var.
MUSA ÇAM
(İzmir) Sözleşme yapan kaç?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) Peki, dünün durumu
neydi?
BAŞKAN Evet
Sayın Bakan, teşekkür ediyorum.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) İhtilal ürünü
yasa, bize, 3 milyon sendikalı işçi ortaya koyuyor idi. Bunun
olmadığını, sahte olduğunu
çıkardığımız yasal düzenlemeyle gerçekleştirdik.
Şimdi 1 milyon 187 bin sendikalı işçi var. Yanlış
mı yaptık? Çok doğru yaptık.
MUSA ÇAM
(İzmir) Sayın Bakan, bunun ne kadarı toplu sözleşme
yapıyor? 550 bin toplu sözleşme yapan var. Yarı yarıya.
Yapmayın ya!
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) Yüce heyeti
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
Bölüm üzerinde
şahsı adına söz isteyen Cahit Bağcı, Çorum
Milletvekili. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
CAHİT
BAĞCI (Çorum) Sayın Başkan, değerli arkadaşlar;
sözlerime başlarken hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerimin
başında, ben de bu mübarek ayda kan ve gözyaşı döken,
Filistinde, Suriyede, Irakta ve dünyanın değişik bölgelerinde
acı çeken Müslüman kardeşlerimizin yanında olduğumuzu
belirterek İsraili bu vahşeti nedeniyle lanetlediğimi belirtmek
istiyorum.
Değerli
arkadaşlar, haziran ayı başından beri Türkiye Büyük Millet
Meclisi Türkiye'nin pek çok alanında sorun alanlarına çare
niteliği taşıyan bir kanun tasarısıyla Türkiye'nin
gündemine gelmiştir. Tabii ki bugün görüştüğümüz ve haziran
ayından beri üzerinde tartışılan kanun aşağı
yukarı dört ana alanda yoğunlaşmaktadır: Bunlardan
birincisi, İş Kanunundaki değişikliktir. Bir diğeri,
Sosyal Güvenlik Kurumuna ilişkin düzenlemelerdir. Üçüncü alan olarak da
Somada yaşanan acı hadisenin bir kez daha yaşanmamasına
yönelik tedbirlerin alınmasıdır. Son olarak da kamu
alacaklarının ve daha sonra ilave edilen düzenlemeyle belediye
alacaklarının yeniden değerlendirilmesi ve
yapılandırılmasına yönelik olarak -bir kanun
tasarısı olarak- Türkiye Büyük Millet Meclisi
tartışmaktadır.
Değerli
arkadaşlar, ikinci bölüm üzerinde tabii ki değerlendirmelerimi de
sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu bölüm de ağırlıklı
olarak muhalefet partisinden arkadaşlarımızın da kürsüye
çıktıklarında tıpkı birinci bölümde olduğu gibi
katkı verdikleri ve üzerinde destek niteliği taşıyan
maddeler içermektedir. Bunlardan en önemlisi: Sosyal Güvenlik Kurumunun prime
ilişkin alacaklarında KDV istisnası getirilmesidir birinci
olarak.
İkinci husus:
Sosyal Güvenlik Kurumunun -ki Sayın Kuşoğlu birinci bölüme
ilişkin konuşmasında da ifade etmişti- 2006dan bugüne
birleşen üç kurumun hangi aşamaya geldiği,
yapılanmasını gerçekleştirip gerçekleştiremediği
ve Türkiye'nin özellikle aktüeryal dengelerini sağlamada etkili olup
olamadığına ilişkin bir soru söz konusuydu. Bu çerçevede,
belki sistemin de oturmasına katkı sağlamaya yönelik olarak
Sosyal Güvenlik Kurumunda bir yeniden yapılanma; Eğitim,
Araştırma ve Geliştirme Merkezi
Başkanlığının kurulmasıyla aslında güçlü bir
Sosyal Güvenlik Kurumu hedeflenmektedir. Ki burada kurum personelinin
niteliğinin artırılmasıyla birlikte böyle bir kapasitenin
Türkiye'nin dışındaki diğer ülkelere de destek
sağlamasına yönelik -bir anlamda altyapıyı tesis edecek,
danışmanlık faaliyetlerinin de yapılmasını
sağlayacak- bir düzenleme getirilmektedir.
Bir diğer
husus kurum gelirleriyle ilgilidir ki eğitim ve danışmanlık
hizmetlerinden kurumun gelir elde etmesi düzenlenmektedir. Bu son derece önemli
bir hadisedir. Ülkemizde ilk defa bir kamu kuruluşu eğitim ve
danışmanlık hizmetleri aracılığıyla bir
gelir elde edebilecek duruma gelmiştir ki bu da ülkemizin sosyal
güvenlikte güçlü bir yapıyı tesis ettiğinin göstergesidir.
Bir başka husus,
değerli arkadaşlar, kurumun sahip olduğu gayrimaddi haklar. Bu,
günlerce tartışıldı Komisyonumuzda. Gayrimaddi hak
gerçekten nedir, ne değildir? Ama burada kişisel verilerin
korunması ilkesine ve Anayasanın bu hükmüne sadık
kalınarak sosyal güvenlik sisteminde geliştirdiğimiz, özellikle
Medula tarzı sistemler aracılığıyla bunların
satışından bir gelir elde edilmesi ve bunun sosyal güvenlik
sisteminde bir hak olarak ilk defa sisteme girişini ifade edebiliriz.
Bir başka
husus, son derece önemli, belki güçlü devlet olmanın bir gereği
olarak da ülkemizde bulunan yabancı öğrencilerin, gerek Erasmus
yoluyla gerek Mevlana programları yoluyla ülkemize gelen yabancı
uyruklu öğrencilerin genel sağlık sigortası kapsamına
alınmasıdır. Son derece insani bir durumdur, önemlidir; bunu da
burada ifade etmek istiyorum.
Doğum
borçlanmasının 3e çıkarılmasını ve buna
BAĞ-KURluların ve memurların dâhil edildiğini ifade
edebiliriz.
Ve bir diğer
husus da tüp bebekle ilgili deneme sayısının 3e
çıkarılmasıdır.
Son olarak şunu
söylemek istiyorum: Değerli arkadaşlar, yer altı madenlerinde
çalışanların tatil, genel tatil, bayram, yani çalışma
alanının dışındaki zamanlarının da
yıpranmaya dâhil edilmesi önemli bir düzenlemedir.
Tasarının
ülkemize, milletimize hayırlı olmasını diliyor, yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
milletvekilleri, 639 sıra sayılı Kanun
Tasarısının bölüm üzerinde görüşmelerinin devamı
hususunda İç Tüzükün 72nci maddesine göre verilmiş bir önerge
vardır.
Önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Bölüm
görüşmelerinin İç Tüzük 72ye göre devam etmesini arz ederim.
Oktay Vural
Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkan Vekili
Gerekçe:
Kapsamlı
değişikliklerin daha iyi anlaşılması için
verilmiştir.
III. YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MUHARREM İNCE
(Yalova) Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunacağım ve yoklama talebi var, yerine
getireceğim.
Sayın
İnce, Sayın Aygün, Sayın Türeli, Sayın Çelebi, Sayın
Özel, Sayın Tanal, Sayın Kuşoğlu, Sayın Çam,
Sayın Gök, Sayın Köse, Sayın Demir, Sayın Özgümüş,
Sayın Demiröz, Sayın Canalioğlu, Sayın Sarı, Sayın
Küçük, Sayın Haberal, Sayın Öz, Sayın Yılmaz ve Sayın
Özkan.
İki dakika
süre veriyorum.
(Elektronik cihazla
yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri (Devam)
4.- İş Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili
İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet
Çetinin; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat
Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Balukenin; Bursa
Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet
Çetinin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın;
Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin;
Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcının; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; Adana Milletvekili Turgay
Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili
Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri
Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in;
İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan
Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent
Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in;
İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan
Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan
Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet
Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin;
Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır
Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim
Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt
Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in;
Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine
Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut
Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili
Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3
Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya
Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in;
Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili
Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim
Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf
Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili
Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; İstanbul Milletvekili Süleyman
Çelebi'nin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in; Samsun Milletvekili
Cemalettin Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in;
Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan
Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin
Şahin ve Önder Matlı ile 8 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili
Aytun Çıray'ın; Manisa Milletvekili Hasan Örenin; Denizli
Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum Milletvekili Cahit Bağcı ile 37
Milletvekilinin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa
Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun
Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195,
2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528,
2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063,
2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236,
2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364,
2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496,
2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657,
2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808,
2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963,
2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069,
2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191,
2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639) (Devam)
BAŞKAN -
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge
kabul edilmemiştir.
Şimdi on
beş dakika süreyle soru-cevap işlemi yapılacaktır.
Soru sorma
sırasını okuyorum, sayın milletvekilleri tekrar girsinler,
bu sıraya göre vereceğim: Sayın Işık, Sayın Öz,
Sayın Akçay, Sayın Küçük, Sayın Yılmaz, Sayın Türeli,
Sayın Çam, Sayın Tanal, Sayın Özel, Sayın Çelebi ve
Sayın Şimşek.
Sayın
Işık, buyurun.
ALİM IŞIK
(Kütahya) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan,
yasa torba olunca sorular da biraz torba olacak.
Birinci sorum:
İşsiz iş ve meslek danışmanlarının atanmasıyla
ilgili bir düzenleme düşünüyor musunuz? Yine, atanmış,
sözleşmeli olup da kadroya geçirilenlerin aylık 800 liraya yakın
bir mağduriyeti var -iş ve meslek danışmanları
konusunda- onlar düzelecek mi?
İkinci sorum:
Bir taşeron işçisinin bugün devletin hazinesine olan ortalama
maliyeti nedir, eline geçen para ortalama nedir, aradaki fark nereye gidiyor,
bunu açıklayabilir misiniz?
Üçüncü sorum:
Ramazan ayı öncesinde, Kütahyada, Seyitömer Linyit İşletmesinde
700e yakın işçinin işine son verilerek kapının önüne
bırakıldı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı olarak bu konuda şimdiye kadar ne
yaptınız, ne yapmayı düşünüyorsunuz? Bunlar da taşeron
işçisiydi, bu işçilerin akıbeti ne olacak?
Dördüncü sorum:
Sigortalılar için geriye yönelik prim borçlanması düşünüyor
musunuz?
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın Öz
ALİ ÖZ
(Mersin) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Bakan,
özellikle Orta Doğudaki o ateş çemberi, o
karışıklıktan sonra ülkemize Suriyeden çok sayıda
mülteci geldiğini biliyoruz ama tabii ki bunun net rakamlarını
siz de ifade edemiyorsunuz çünkü gittiğimiz yerlerde
sayılarının ne kadar olduğunu bilmiyoruz. Ancak,
bunların sosyal güvenlik kurumlarından, tedavi amaçlı
hastanelerden yararlanma imkânları var. Dolayısıyla, bugüne
kadar, Sosyal Güvenlik Kurumu olarak mültecilere kurumunuz tarafından
ödenen miktar ne kadardır? Bir bu.
Bir de, Musul ve
Kerkükten de ülkemize gelenlere aynı uygulamanın
yapılmadığı şeklinde iddialar var. Hastanelerden
onların ücretsiz, bedelsiz muayeneleri, tedavi giderleri
karşılanırken Türkmenler, bunlar neden mahrum
bırakılıyor? Böyle bir uygulama var mı, yanlış
bilgi mi onu merak ediyorum.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın Akçay
ERKAN AKÇAY
(Manisa) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Somada özel bankaların tamamına
yakını, kazadan sağ kurtulan maden işçilerinin kredi
borçlarını altı ay ile bir yıl süreyle erteledi ancak
devlet bankalarının bu tür bir erteleme çalışması yapmadığını
biliyoruz. Böyle bir çalışma yaptırmayı düşünüyor
musunuz?
AFADda toplanan
46,5 milyon Türk lirası. Hayatını kaybedenlerin aileleri
başına 154 bin lira civarında bir yardım verilecek. Bu
yardımların tamamı da vatandaşlarımız
tarafından AFADa yapılan bağışlardan oluşuyor.
Ancak, kazadan sağ kurtulan işçilere AFADdan herhangi bir
yardım yapılmayacağını öğrenmiş bulunuyorum.
Peki, sağ kurtulanlar ne olacak? Bunların birçoğu işsizlik
tehdidiyle karşı karşıya, açlık tehdidiyle
karşı karşıya ve bu ocaktan sağ kurtulan
işçilerin bir daha yer altında çalışma şartları
kalmamıştır; AFADdan yardım yapmayı düşünüyor
musunuz?
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Yılmaz, buyurun.
DİLEK AKAGÜN
YILMAZ (Uşak) Sayın Bakan, ben şu konularda size
sorularımı yöneltmek istiyorum: Özellikle bu belediyelerde
çalışan, teknik eleman konumunda olan, mühendis, mimar, veteriner
konumunda olan kişilere yıllardır kadro verilmiyor. Yani, bir
gün çalışan, kendi iktidarınız döneminde alınan
kişilere kadro verilirken, on beş-on altı yıldır
çalışmış olan ve sayıları binlerle ifade edilen
bu teknik elemanlara kadro vermeyi düşünüyor musunuz?
Diğer yönüyle,
bu tasarı görüşmeleri sırasında madenlerde yaşam
odası kurulması için öneriler verilmesine rağmen bunlar
reddedildi ama öğreniyoruz ki yönetmelikte bir değişiklik
yapılacak ve gaz maskelerinin değişim istasyonları
oluşturulacakmış. Bu, yeterince bunu karşılayacak
mı? Yaşam odalarının kurulmasına neden evet
demediniz? Bunu öğrenmek istiyorum.
Diğer yönüyle
de
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın Türeli
RAHMİ
AŞKIN TÜRELİ (İzmir) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sayın Bakan, 5510 sayılı Kanunun
40ıncı maddesi fiilî hizmet süresi zammını düzenlemekte
olup 18 bentte hangi iş yerlerinde ve işlerde fiilî hizmet süresi
zammı uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Diğer
bir ifadeyle, bu madde tehlikeli işlerde ve iş yerlerinde
çalışanların yıpranma hakkını düzenlemektedir.
Bununla birlikte, sağlıkta formaldehit maddesine maruz kalınan
laboratuvar ortamında çalışanlar, matbaacılık
sektöründe çalışanlar, gemi adamları, infaz koruma kurumu
çalışanları, özel güvenlik görevlileri gibi birçok iş ve
meslek bu kapsama dâhil değildir. Bizim, torba kanun
tasarısının görüşmeleri sırasında, Plan Bütçe
Komisyonunda bu konuda verdiğimiz önergeler AKP Grubu çoğunluğu
tarafından reddedilmiştir. Sorum şudur: Bu kapsamı yeniden
değerlendirmeye ve genişletmeye yönelik olarak
Bakanlığınızca yürütülen herhangi bir çalışma var
mıdır?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Çam
MUSA ÇAM (İzmir) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Sayın Bakan, vermiş olduğunuz
sendikalı istatistiklere geçmişte yüzde 10 barajı nedeniyle
sendikalar zorunlu olarak fazladan üye yazmışlardır,
doğrudur. Yeni sistemle bu tasfiye edilmiştir. 1 milyon 200 bin
rakamını verdiniz. Ben sizden gerçek anlamda, şu anda, toplu
sözleşme yapan işçi sayısını öğrenmek istiyorum;
bir.
İkincisi: Revize edilmiş, gözden
geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı madde 2 adil çalışma
koşullarının (1) ve (3)üncü fıkrasına çekince
koydunuz; madde 4, adil ücret hakkının (2)inci fıkrasına
çekince koydunuz; madde 5, örgütlenme hakkının tümüne çekince
koydunuz; madde 6, toplu pazarlık hakkı maddesinin tümüne çekince
koydunuz; madde 7, çocukların ve gençlerin işte
korunmasının (7)nci fıkrasına çekince koydunuz; madde 22,
çalışma koşullarının ve çalışma
ortamının düzenlemesi ve iyileştirilmesi hakkının (c)
ve (d) bentlerine çekince koydunuz; madde 23, yaşlıların
korunması hakkı, maddenin tümüne çekince koydunuz ve bir de
176ncı maddeye çekince koydunuz. Bu çekinceleri ne zaman kaldıracaksınız?
Bunu öğrenmek istiyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Tanal
MAHMUT TANAL (İstanbul) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Bu tasarı madde 40ta şöyle bir hüküm var:
Kurum, işverenlerin, sigortalıların, genel sağlık
sigortalılarının, emeklilerin, bunların hak ve sahipleri
ile dul ve yetimlerinin ve kurumdan aylık alan
bu veriler
satılabilir. diyor. Sayın Bakanım, bunu biraz
açıklayabilir misiniz? Yani, Bakanlık artık burada bir ticari
kâr amacıyla mı bunu yapıyor? Neleri satıyor? Ne kadar gelir
elde etmeyi planlıyor? Bu şekilde bir düzenleme uluslararası
başka bir ülkede var mı?
Bir de Şanlıurfa Belediyesinde insanlar
işten atıldı. Bunların iadesi için bir
çalışmanız var mı?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Şimşek
CEMALETTİN ŞİMŞEK (Samsun)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan,
sizin de ifade ettiğiniz gibi, bugün kamuda 660 bin taşeron, alt
işveren grubunda çalışan kimseler var. Bunların bir
kısmı, azımsanmayacak bir kısmı, asıl
işverenin işini yapmaktalar. Dolayısıyla, belediyelerde bu
alt işverenden çalıştırılan mühendisler, veterinerler
vesaireler var. Bu kanunla, bunların bir kısmı artık alt
işveren grubunda çalışamayacaklar. Bunlar kadroya geçirilecekler
mi yoksa işlerinden mi olacaklar? Endişeleri bu. Çünkü
taşeronların gerçekten bu yasadan çok beklentileri vardı ama
dağ fare doğurdu gibi; onların açısından diyorum.
Bunların durumu ne olacak? Böyle, asıl işverenin işini
yapıp kariyer meslek sahibi olanların durumları ne olacak?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Sarı
MÜSLİM SARI
(İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Bakanım, az önce Sosyal Güvenlik Kurumunun açıklarına
ilişkin vermiş olduğunuz bilgilerin yanlış
olduğunu düşünüyorum. Siz, 19 milyarlık Sosyal Güvenlik Kurumu
açığından bahsettiniz ancak hem Maliye Bakanının
verdiği bilgiler hem 2013 yılı programına
baktığımız zaman, sosyal güvenlik primlerinden, bütçeden,
Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan transferlerin 19 milyar dolar değil
72 milyar olduğu görülür. Dolayısıyla, Türkiyede sosyal
güvenlik sistemi açıklarının millî gelire oranı da
azalmamakta, artmaktadır ve yüzde 4,6ya denk gelmektedir. Bu
açıklamalar karşısında verdiğiniz bilgilerin
doğru olduğunu hâlâ iddia ediyor musunuz?
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın Özel
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan,
her seferinde, tam o soruya gelince süreyi başarıyla bitiriyorsunuz
da bir daha soruyorum; bu sefer lütfen cevap verin.
23 Ekimde
demiştiniz ki: Maden şirketinin sahibi partili olamaz mı,
işçisinin parasını ödedikten sonra mitinge götüremez mi?
Komisyonun Somadaki toplantısında -Meclis tutanaklarına geçti
ki- işçiler Zorla götürüldük, işsiz kalma korkusuyla götürüldük,
gönlümüz olmadığı hâlde işveren baskısıyla
götürüldük. gibi cevaplar verdiler. Sadece bir tek işçi Madene
gireceğime mitinge gittim, o yüzden gittim. dedi.
Hâlâ daha AKP
mitinglerine maden işçilerinin işveren tarafından zorla
götürülmesini makul karşılıyor musunuz? Partili ise bunu
yapacak tabii. diyor musunuz?
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Sayın Çelebi
SÜLEYMAN
ÇELEBİ (İstanbul) Çok teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan,
şunu sormak istiyorum: Şu anda bu torba yasa nedeniyle affa
uğrayan, vergi, sigorta ve diğer bütün alacaklarla ilgili miktar ne
kadardır yani toplam faizlerden vazgeçilen miktar ne kadardır? Bütün
bunların toplamında emeklilikte yaşa takılanlara emeklilik
hakkı kazanmaları hâlinde her yıl ne kadar para ödenecektir?
Bunu sormak istiyorum.
Teşekkürler.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Son soru;
Sayın Demir, buyurun.
NURETTİN
DEMİR (Muğla) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan,
tünel, mermer gibi ağır maden ve yer üstü, yer altı
işlerinde hâlâ on iki saatlik çalışma vardiyaları devam
etmektedir. Ağır maden işlerinde on iki saatlik
çalışmalara engel olmayı düşünüyor musunuz? Vardiyalarda
eğer sekiz saat şeklinde düzenleme yapılırsa istihdam ve
işsizlik için bir çözüm olabilir mi?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın Bakan,
buyurun.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) Çok
teşekkür ederim Sayın Başkan.
Kusura
bakmayın, ben henüz söz alacak arkadaş var diye bekliyordum.
Şimdi, iş
ve meslek danışmanlarıyla ilgili, ilk soru o şekilde geldi.
Değerli arkadaşlar, biz iş ve meslek
danışmanlarıyla ilgili bir kadro ihdas ettik ve açıkladık,
4 bin kişi alınacağını söyledik. Sınavlar
yapıldı, birçok değerlendirmelerden sonra bu 4 bin kişi
işe yerleştirildi ve şu anda İŞKUR bünyesinde 81
vilayette iş ve meslek danışmanları son derece önemli bir
görev görmektedirler, işçiyle yani işsiz ile işveren
arasında bir köprü. Hangi nitelikte bir elamana ihtiyacı varsa bir
işverenin onu yetiştirme, onu bulup onu iş sahibi yapma
konusunda 4 bin iş ve meslek danışmanı şu anda gayret
gösteriyor ve bunların ücretleri
ALİM IŞIK
(Kütahya) - Sertifika alıp da işe yerleştirilmemiş olanlar
var.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) Müsaade
eder misiniz.
Bunlar
sözleşmeli personel olarak alınmışlardı daha önceki
düzenlemede. Bunlar şimdi kadroya alınınca yani 4/Bden 4/Aya
geçince ücretlerinde bir düşme meydana geldi. Şu andaki
yaptığımız yasal düzenlemede de ücretlerinde 360 TLlik bir
artış getiriyoruz iş ve meslek danışmanlarına.
ALİM IŞIK
(Kütahya) 800 TL azaldı.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) Sertifikası
olup da iş ve meslek danışmanı olarak iş bekleyenlerle
ilgili yeni bir kadro bakanlıklarda söz konusu olur ise bu sertifika,
tabii, her alanda olduğu gibi önemli iş görecektir ama bizim
kesinlikle 4 bin kadronun dışında Sizleri kadroya
alacağız, bu sertifikayı alırsanız şu, şu
şekilde bir işlem yapacağız. diye bir vaadimiz söz konusu
değildir ama bu sertifika niteliktir. O nitelik, inanıyorum ki yeni
iş bulmaları için de ciddi katkı sağlayacaktır.
Diğer konu ise
taşeron işçinin maliyetiyle ilgili bir soru. 1.502 TL, 52 kuruş
diye brüt olarak söyleyebilirim.
Seyitömerde 700
işçi kapı önüne bırakıldı... Yani, arkadaşlar,
yasal düzenlemeyi yapıyoruz. Yasal düzenlemeleri yaparken dikkatli
olmamız gerekiyor. Neden? Aslolan istihdamdır, işçinin iş bulmasıdır,
işverenin de gerçekten şevkle işin, kapının kilidini
açma gayreti içerisinde olmasıdır. Bunu bir bütünlük içerisinde
değerlendirmemiz gerekiyor. Artık, 20nci yüzyıl
mantığıyla çalışma hayatına, endüstriyel
ilişkilere bakma şansımız yok. Bugün artık,
işçiyi, işvereni birbirinden koparan değil, birbirinin
vazgeçilmezi gibi görmemiz gerekiyor. Dolayısıyla, Somada müessif
bir olay yaşandı ama aldığımız ve almamız
gereken tedbirlerle işletmelerin devam ettiği, işçinin daha
fazla çalıştığı, daha fazla emeğin
üretildiği ve hak sahibinin hakkını aldığı bir
tabloyu oluşturmaktır. Tabii, bize bununla ilgili gelen
şikâyetler, haksızlıklar veya hakların tazminiyle ilgili
bir durum söz konusuysa Çalışma Bakanlığı olarak
mevzuatımız çerçevesinde bunları yerine getiririz.
DİLEK AKAGÜN
YILMAZ (Uşak) Sayın Bakan, orası özelleştirilen bir
iş yeri yalnız, özelleştirme sonucu işsiz kaldılar.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa)
Sigortalılar için geriye dönük bir prim yapılandırması var
mı? Böyle bir durum söz konusu değil. Mevcut sigorta
borçlarının, prim borçlarının
yapılandırılması var. Geriye doğru bir borçlanma söz
konusu değil.
Şimdi, Suriyeden gelenlerle ilgili,
sağlıktan yararlanma
Arkadaşlar, komşumuz,
akrabalarımız. Bunlara Türkiye kapılarını dün de
açtı, bugün de açtı. Yaşanan tabloyu hepimiz biliyoruz, sıkıntıyı
hepimiz biliyoruz. Sosyal Güvenlik Kurumuna gelen sağlıkla ilgili bir
ödeme faturası söz konusu değildir, bugün itibarıyla söylüyorum.
Efendim Suriyeden gelenler arasında bir ayrım
yapılıyor. gibi bir yaklaşımı da doğrusu bir
dedikodu olarak algılamak daha doğru olur düşüncesindeyim.
ALİ ÖZ (Mersin) Hayır, hayır,
Türkmenlerden gelenler için, Kerkük ve Musuldan gelenler için söyledim
Sayın Bakan.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Bir diğer konu, Somadaki esnafın
borçlarının işte bir kısmının ötelenmesi
Ama
kamu bankalarıyla ilgili durumu ilgili bakan
arkadaşlarımızla görüşeceğimi ifade ediyorum.
Burada, vatandaşlarımızın,
hayırseverlerimizin, sivil toplum örgütlerimizin oluşturduğu
meblağ 46 milyar civarında; 154er bin lira şeklinde buradaki
hak sahiplerine dağıtılma aşamasında şu anda.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Hak sahipleri hayatını
kaybedenler; sağ kurtulanlar ne olacak Sayın Bakan?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Sağ kurtulanlarla ilgili
belediyelerden bir yardım yapıyor musunuz? dediniz. Çok şükür
onlar sağ kurtuldular. Biz özellikle sorduk, 1 kişinin yaralı
olduğu, sıkıntılı bir durumda olduğu ifade
edildi, ilgili AFAD bünyesinde onun değerlendirilmesi yapılıyor
ama sağlıklı olan oradaki işçi kardeşlerimize,
bildiğiniz gibi, şu anda hem yardım hem ücret olarak
ödemelerimizi bizler yapıyoruz.
Belediyelerde teknik elemanlara kadro meselesi
Sözleşmeliyseler bunlara kadroları verdik. Yani, geçtiğimiz
yıl verdik ama nitelikli sözleşmelilerle ilgili farklı
düzenlemeler var, onların ücret politikaları da çok farklı ama
bunun dışında kalan bir statü söz konusuysa onu özelde bilgi
olarak alırsak biz de sizlere yazılı veya sözlü olarak takdim
ederiz.
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak) Sayın Bakan,
kaç kez geldiler görüşmeye.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Gaz maskeleri, arkadaşlar, şimdi,
çokça konuşulan bir konu. Şimdi, yeni düzenlemeyle, özellikle kömür
madenlerinde gaz maskesine ulaşım
Kömür madenlerinde aslolan, bir an önce
aşağıda meydana gelen karbonmonoksit veya grizu patlaması
neticesinde yanıcı ve patlayıcı ortamdan, yani toz duman
içerisindeki, gaz içerisindeki bir ortamdan işçinin günyüzüne, yeryüzüne
çıkması konusunu gerçekleştirmek. Bunun için yanında
taşıdığı maske ve kısa bir sürede
ulaşabileceği yeni bir maske odası merkezi için şu anda
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak) Yaşam
odası değil yani.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Yaşam odası konusu kömür madeninde
geçerliliği olan bir hadise değil. Yaşam odası imkânı
var da, yaşam odası bir çaredir de, biz yapmıyoruz siz
yapmıyorsunuz diye bir yaklaşım değil. İnanın, bu
da bir işçinin canı meselesi, hayatı meselesidir, burada
yapılması gerekenleri yapmak gerekiyor; birçok yapılması
gerekenler yapıldı. Bu konuda da şu anda
attığımız adımın bu şekilde olduğunu
belirtiyorum.
Toplu sözleşme yapan kaç işçi var?
Bakınız, 840 bin işçi var, 840 bin. Peki, efendim, geçmişte
3 milyon 200 bin işçi varken ne idi? O zaman da 790 bin.
MUSA ÇAM (İzmir) - 12 Eylülden önce 2,5 milyondu,
2,5 milyondu.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Müsaade edin efendim.
Bir rakam
istiyorsunuz, veriyorum Musa Bey, 840 bin, şu anda toplu sözleşme
yapan işçi sayısı. Sizin bahsettiğiniz, sahte üyelerin
olduğu dönemde, 3 milyon 200 bin sendikalı işçinin olduğu
dönemde 790 bin işçi toplu sözleşme yapıyor idi.
AB süreciyle ilgili olarak çekincelerden bahsettiniz. Biz
o süreçleri aşıyoruz. Bakınız, 19uncu Faslı açma
noktasındayız. Ben sizlerden de, daha önce
çalıştığınız sendikalardan da bu konuda destek bekliyorum.
Çok garip bir şeydir, son sendikalar toplantısında, bir sendika,
resmen Avrupa Birliğine karşı tavır
almıştır, ben ismini burada söylemek istemiyorum.
MUSA ÇAM (İzmir) Çekinceler var, çekinceler.
BAŞKAN - Sayın Bakan, sözlerinizi tamamlar
mısınız lütfen.
MÜSLİM SARI (İstanbul) Sayın
Bakanım, SGK açıklarıyla ilgili yanıltıcı bilgi
verdiniz, düzeltir misiniz?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Bir diğer konu, arkadaşlar,
bahsettiğiniz 72 milyar Maliye Bakanımızın söylediği
hususlar, faturalı ödemeler ve Maliye ve hazine adına yapılan
ödemeler.
MÜSLİM SARI (İstanbul) Doğru, SGK
açığı budur ama budur SGK açığı.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Efendim, bakınız, SGKnın
gelirleri belli, giderleri belli. SGKnın gelir ve giderlerine 2013 sonu
itibarıyla baktığınız zaman 19,2 milyar lira açık
var.
Şimdi, bunun yanında
MÜSLİM SARI (İstanbul) Hayır efendim,
SGK açığı böyle tanımlanmaz teknik olarak,
yanıltıcı bilgi veriyorsunuz.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Ya, bütçe transferi, transfer başka bir
şey.
MÜSLİM SARI (İstanbul) Bütçeden
aktarılan paradır SGK açığı, teknik olarak da böyledir
ve artmaktadır, azalmamaktadır.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK
(Şanlıurfa) Bakınız, sizin bahsettiğiniz transfer
olayı. Siz transferden bahsediyorsunuz.
MÜSLİM SARI (İstanbul) Tabii ki, SGK
açığı budur.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - SGKya
olan transfer ama Sosyal Güvenlik Kurumunun açığından
bahsediyorum ben, açığı 19,2dir.
MÜSLİM SARI
(İstanbul) 72 milyar.
OKTAY VURAL
(İzmir) Kurum açığı değil ya, sosyal güvenliğin
açığı
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) -
Geçmiş yıllara göre her yıl düşmektedir.
MÜSLİM SARI
(İstanbul) Artmaktadır Sayın Bakan.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa)
Şirket sahibi
BAŞKAN
Sayın Bakan, lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) Sayın
Başkanım, son 2 soruya cevap verelim.
Efendim, bana
soruluyor, bundan, Soma kazasından filan önce, Şirketin sahibi
partili olur mu? Olur. Ne diyeceğiz yani?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Hayır, zorla mitinge götürüyorlar.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) Bir
dakika. Şirketin sahipleri partili olamaz. diye bir kanun
çıkaralım, madde mi getirelim? İstedikleri
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Hayır, çarpıtmayın Sayın Bakan.
SAKİNE ÖZ
(Manisa) Mitinge götürüyorlar, mitinge.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa)
Bakınız, bana aylar önce sorduğunuz soruya verdiğim cevap
bu, Olur.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Hayır, Mitinge götürüyor. dedim.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) Yani bugün
de olur, yarın da olur, şirketin sahibi
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Okuruz tutanaktan.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) Yani
işçileri varsa, götürüyorsa, eğer el bebek gül bebek gidiyorlarsa
bizim söyleyecek bir şeyimiz olmaz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
İşte, işçiler kendi isteğiyle gitmiyor.
OKTAY VURAL
(İzmir) El bebek gül bebek gittiğine inanıyor musunuz ya,
Allahını seversen ya?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Yani biz
bir özel sektörün ne ürettiği, ne üretmediği, ne kadar ürettiği,
kâr edip etmediğini sorgulamadığımız gibi siyasi
kanaatlerini de sorgulayamayız.
ERKAN AKÇAY
(Manisa) Zorla götürüyorlar Sayın Bakan, baskıyla götürüyorlar.
OKTAY VURAL
(İzmir) İşsiz kalma tehdidiyle ya, ekmek tehdidiyle miting mi
düzenlenir ya?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Son soru
şu Sayın Çelebi: Sayın Çelebi, bakınız, bir
anımı sizinle paylaşmak istiyorum son olarak. Kısa efendim,
şey değil.
Sosyal güvenlik
reformunu gerçekleştirdikten sonra Cumhuriyet Halk Partisi Anayasa
Mahkemesine gitti. Gitmeden önce, o zaman grup başkan vekili olan
Sayın Genel Başkanınızla daha önce Sosyal Güvenlik
Kurumunda çalıştığı için görüştüm ve kendileri
bakınız, bana şunu açıkça söylediler, demişlerdi ki:
65 yaş düzenlemesi son derece doğru bir düzenlemedir, biz bunu
Anayasa Mahkemesine götürmeyeceğiz. ve götürmediler. Geçmiş dönemde,
Milliyetçi Hareket Partisinin koalisyon olduğu 1999 yılında
alınmış olan kararlar da -başlangıç itibarıyla-
son derece yerindeydi, bu cümle de son derece yerindeydi.
SÜLEYMAN
ÇELEBİ (İstanbul) Ya, ben bunu sormadım ki, ben başka bir
şey söyledim.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Onun için,
emeklilik üzerinde, yaş üzerinde popülist bir yaklaşım
içerisinde olmayalım, doğru olmaz diyorum.
SÜLEYMAN
ÇELEBİ (İstanbul) Yok popülist değil, ben size başka bir
şey sordum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Bakanım.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) Ben de çok
teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
RAHMİ
AŞKIN TÜRELİ (İzmir) Sayın Bakan, yıpranma
hakkını söylemediniz.
BAŞKAN -
İkinci bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Şimdi, ikinci
bölümde yer alan maddelerin, varsa o madde üzerindeki önerge işlemlerini
yaptıktan sonra ayrı ayrı oylarınıza
sunacağım.
Birleşime
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 01.19
ONUNCU OTURUM
Açılma Saati: 01.31
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan),
İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 120nci
Birleşiminin Onuncu Oturumunu açıyorum.
639 sıra
sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine devam
edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet
yerinde.
26ncı madde
üzerinde üç önerge vardır, okutuyorum:
TBMM Başkanlığına
639 sıra
sayılı tasarının 26 ncı maddesiyle KDV Kanununun 17.
maddesinin dördüncü fıkrasının (g) bendinde yapılması
öngörülen değişikliğin el değiştirme ibaresinin ve
borsa üyeleri arasında yapılan teslimler şeklinde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Rahmi
Aşkın Türeli Bülent
Kuşoğlu Süleyman
Çelebi
İzmir Ankara İstanbul
Özgür
Özel Müslim
Sarı
Manisa İstanbul
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat
Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili
Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun; Samsun Milletvekili Cemalettin
Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın Benzer
Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkerelerinin (1/931, 2/115, 2/139, 2/158,
2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524,
2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019,
2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227,
2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350,
2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488,
2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655,
2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799,
2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957,
2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065,
2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190,
2/2191, 2/2192, 2/2198) 26 ncı maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan Akçay Mustafa Kalaycı Ahmet Kenan Tanrıkulu
Manisa Konya
İzmir
Sümer Oral Mehmet Şandır Muharrem Varlı
Manisa Mersin Adana
MADDE 26-
25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun
17 nci maddesinin dördüncü fıkrasının (g) bendindeki "Külçe
altın, külçe gümüş, kıymetli taşlar (elmas, pırlanta,
yakut, zümrüt, topaz, safir, zebercet, inci, kübik virconia)" ibaresi
"Külçe altın ve külçe gümüş teslimleri ile kıymetli
taşların (elmas, pırlanta, yakut, zümrüt, topaz, safir,
zebercet, inci, kübik virconia) 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı
Sermaye Piyasası Kanununa göre Türkiye'de kurulu borsalarda işlem
görmek üzere ithali, borsaya teslimi ve borsa üyeleri arasında el
değiştirmesi," şeklinde değiştirilmiş ve fıkranın
sonuna aşağıdaki bentler eklenmiştir.
"aa)
Çiftçilere tarımsal üretimde kullanılma amacıyla yapılan
motorin teslimleri. (Bakanlar Kurulu dekar başına ve ürün türüne göre
teslim miktarını belirleme yetkisine sahiptir.)"
"bb)
Tarımsal sulama, kültür balıkçılığı ve kümes
hayvanları çiftliği, büyükbaş ve küçükbaş işletmeleri
ve fideciler, entegre sera tesisleri, kesme çiçek üreten ve paketleyen tesisler
ile tohumculuk kuruluşları gibi tarımsal üretimde bulunan
işletmelere elektrik teslimleri."
"cc) Gübre,
ilaç, tohum, fide ve yem teslimleri."
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının,
25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun
17 nci maddesini düzenlemeyi öngören 26'ıncı maddesinin tasarı
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
İdris Baluken Pervin Buldan Hasip
Kaplan
Bingöl Iğdır Şırnak
Erol Dora Nursel Aydoğan
Mardin Diyarbakır
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İLKNUR DENİZLİ (İzmir)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
KALKINMA BAKANI
CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
İlgili madde
anayasa ve iç tüzük gereklerine aykırılık teşkil
etmektedir. Değişiklik ile bu sorunun giderilmesi
amaçlanmıştır.
OKTAY VURAL
(İzmir) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunacağım, karar yeter sayısı
arayacağım.
Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 01.40
ON BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 01.45
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muhammet Rıza YALÇINKAYA
(Bartın), İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 120nci
Birleşiminin On Birinci Oturumunu açıyorum.
26ncı madde
üzerinde Bingöl Milletvekili İdris Baluken ve
arkadaşlarının önergesinin oylanmasında karar yeter
sayısı bulunamamıştı. Şimdi önergeyi tekrar
oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı
arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Elektronik cihazla
oylama yapacağız.
Bir dakika süre
veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı vardır, önerge
kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun; Samsun
Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın Benzer
Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkerelerinin (1/931, 2/115, 2/139, 2/158,
2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524,
2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019,
2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227,
2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350,
2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488,
2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655,
2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799,
2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957,
2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065,
2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190,
2/2191, 2/2192, 2/2198) 26 ncı maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan
Akçay (Manisa) ve arkadaşları
MADDE 26-
25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun
17 nci maddesinin dördüncü fıkrasının (g) bendindeki "Külçe
altın, külçe gümüş, kıymetli taşlar (elmas, pırlanta,
yakut, zümrüt, topaz, safir, zebercet, inci, kübik virconia)" ibaresi
"Külçe altın ve külçe gümüş teslimleri ile kıymetli
taşların (elmas, pırlanta, yakut, zümrüt, topaz, safir,
zebercet, inci, kübik virconia) 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı
Sermaye Piyasası Kanununa göre Türkiye'de kurulu borsalarda işlem
görmek üzere ithali, borsaya teslimi ve borsa üyeleri arasında el
değiştirmesi," şeklinde değiştirilmiş ve
fıkranın sonuna aşağıdaki bentler eklenmiştir.
"aa)
Çiftçilere tarımsal üretimde kullanılma amacıyla yapılan
motorin teslimleri. (Bakanlar Kurulu dekar başına ve ürün türüne göre
teslim miktarını belirleme yetkisine sahiptir.)"
"bb)
Tarımsal sulama, kültür balıkçılığı ve kümes
hayvanları çiftliği, büyükbaş ve küçükbaş işletmeleri
ve fideciler, entegre sera tesisleri, kesme çiçek üreten ve paketleyen tesisler
ile tohumculuk kuruluşları gibi tarımsal üretimde bulunan
işletmelere elektrik teslimleri."
"cc) Gübre,
ilaç, tohum, fide ve yem teslimleri."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İLKNUR DENİZLİ (İzmir)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
KALKINMA BAKANI
CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Gerekçeyi mi okutuyorum Sayın Vural?
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Muharrem Varlı konuşacak.
BAŞKAN -
Önerge üzerinde söz isteyen Muharrem Varlı, Adana Milletvekili.
Buyurun Sayın
Varlı. (MHP sıralarından alkışlar)
MUHARREM VARLI (Adana)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 26ncı madde
üzerinde vermiş olduğumuz önerge hakkında söz aldım.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu maddede yine pırlanta, gümüş, altın
gibi değerli eşyaların borsada işlem görmesi hâlinde KDV
oranını sıfırlıyorsunuz, borsada işlem görmezse
KDV alınacak. Tabii, geçmişte yapılan düzenlemeye göre bu bir
miktar daha iyi bir düzenleme ama biz de önergemizde diyoruz ki: Gelin, her
kesime bir şeyler verdiniz, çiftçilerimize de bir şeyler verelim.
Mazotta, gübrede, tohumda KDV oranını sıfırlayalım,
çiftçimiz bundan faydalansın. Ama Sayın Komisyon ve Sayın Bakan
buna katılmadılar.
Ben buradan
köylümüze, çiftçimize ve milletimize Hükûmetinizi şikâyet ediyorum. Her
kesim, bakın, sanayici bundan faydalanıyor, efendim, esnaf bundan
faydalanıyor, işçi bundan faydalanıyor, memur bundan
faydalanıyor ama çiftçiye hiçbir şey yok. Niye? Çünkü çiftçi üvey
evlat, çünkü çiftçinin sahibi yok. Şimdi, çiftçiyle ilgili verilen
önergeyi reddettiğinizi burada teyit ettiniz ve sizi buradan milletimize
şikâyet ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
Yani
arkadaşlar, sanayicinin vergi borçlarıyla ilgili
yapılandırma yapıyorsunuz, efendim, sigorta borçlarıyla
ilgili yapılandırma yapıyorsunuz, her kesime veriyorsunuz ama
çiftçiye geldi mi İstemezük. diyorsunuz. Vermezük. diyorsunuz, hiçbir
şeyi kabul etmiyorsunuz. Ya, bu çiftçi üvey evlat mı bu ülkede? Niye
bunu kabul etmiyorsunuz arkadaşlar? Yani herkese bol keseden
dağıtırken bu çiftçiye gelince niye bu kadar
cimrileşiyorsunuz? Bu çiftçiyi niye bu kadar öteliyorsunuz? Çiftçiyle
nedir sizin derdiniz? Bu ülkenin insanlarını doyuran, bu ülkenin
ihracatına katkı sağlayan... Rusyaya
yaptığınız ihracatta, evinizde o taze taze domatesleri
yerken, buz gibi karpuzları yerken hiç mi bu çiftçileri düşünmüyorsunuz?
Hiç mi Allahtan korkunuz yok sizin?
RECEP ÖZEL
(Isparta) Ne biçim laf bu ya!
MUHARREM VARLI
(Devamla) Yani değerli arkadaşlarım, bakın, çiftçiyi...
RECEP ÖZEL
(Isparta) Ayıp ediyorsun böyle ya.
MUHARREM VARLI
(Devamla) Sen konuşma, senin aklın ermez!
RECEP ÖZEL
(Isparta) Senin aklın ermez!
MUHARREM VARLI
(Devamla) Çiftçiyi bu kadar öteleyen, çiftçiyi bu kadar ihmal eden başka
bir hükûmet daha gelmemiştir bu ülkede.
BÜLENT TURAN
(İstanbul) - Millet bu üsluba oy vermiyor işte.
MUHARREM VARLI
(Devamla) Evet şimdi, mazot, 8 silindirli lüks cipe binen bir insanla
traktörüne mazot koyup tarlayı sürmeye giden insan aynı ücreti
ödüyor. Ama gemicilik şirketi kuranlar lüks yatlara 1.500 liraya mazot
koyuyorlar. Yahu, bu Allahtan reva mıdır? Bu, çiftçiye bir zulümdür,
zulüm. Sizlerin bunu yapmanızı esefle karşılıyorum.
Çiftçiyi bu kadar geri plana itmenizi, çiftçiyi göz ardı etmenizi esefle
karşılıyorum ve kınıyorum. Çünkü herkese verirken,
herkesi memnun ederken çiftçiyi hep elinizin tersiyle itiyorsunuz, çiftçiyi
görmezden geliyorsunuz.
Arkadaşlar,
bakınız, bu ülkede üreten, bu ülkenin insanlarını doyuran,
hatta ihracatımızı büyük oranda gerçekleştiren çiftçimizi
hep yok sayıyorsunuz. Mazotta hep söz verdiniz, Mazotu ucuz
vereceğiz. diye, hâlâ niye vermiyorsunuz mazotu ucuz? Niye gübredeki KDV
oranını sıfıra düşürmüyorsunuz? Zümrütte,
altında, gümüşte bunu yaparken, zengin insanların
kullandığı maddelerde bunu yaparken çiftçinin temel girdilerinde
niye bunu göz ardı ediyorsunuz? Sizin çiftçiyle ilgili bir derdiniz yok,
bir sıkıntınız yok; çiftçiyi ezmek, çiftçiyi
tarlasından vazgeçirmek, köyünden koparmak için elinizden gelen her
şeyi yapıyorsunuz ama inadınıza bu çiftçi üretmeye devam edecek,
inadınıza bu ülkenin insanlarını doyurmaya devam edecek.
RECEP ÖZEL
(Isparta) İnadına AK PARTİ. diyecek ha, İnadına
AK PARTİ. diyecek.
MUHARREM VARLI
(Devamla) Öyle mi diyecek? Göreceğiz, bakacağız bakalım.
Doğru, derse de kendi bileceği iş. Ben burada çiftçinin
hakkını savunuyorum, ben de bir çiftçiyim. Eğer bu
yapılanları görmezden gelip hâlâ size oy veriyorsa benim diyecek bir
şeyim yok kardeşim o zaman. Yani, ben çiftçinin hakkını
savunuyorum, diyorum ki: Mazotu ucuzlatalım, gübreyi ucuzlatalım,
KDVyi burada da sıfırlayalım.
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Niye yapmadınız?
MUHARREM VARLI
(Devamla) Ama siz diyorsunuz ki: Yok, biz reddediyoruz. O zaman, bu çiftçi
hâlâ size oy verecekse o da çiftçinin bileceği bir şey, benim
yapabileceğim bir şey yok. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
Bakın,
arkadaşlar, burada alın teriyle ekmeğini kazanan insanları
koruyacağınıza hâlâ laf atıyorsunuz, hâlâ
sataşıyorsunuz. Bu tavrınızı da kınıyorum.
Hepinize
hayırlı geceler. (MHP ve CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum...
OKTAY VURAL
(İzmir) Karar yeter sayısı...
BAŞKAN
Arayacağım.
Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Karar yeter sayısı vardır, kabul
edilmemiştir.
Birleşime
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 02.00
ON İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 02.01
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan),
İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 120nci
Birleşiminin On İkinci Oturumunu açıyorum.
639 sıra
sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine devam
edeceğiz.
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Gündemin 5inci sırasında yer alan,
Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşmeye Ek İhtiyari
Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ile İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu
ve Dışişleri Komisyonu Raporlarının görüşmelerine
başlıyoruz.
5.- Engellilerin
Haklarına İlişkin Sözleşmeye Ek İhtiyari Protokolün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ile İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu ve
Dışişleri Komisyonu Raporları (1/892) (S. Sayısı:
605)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Sayın milletvekilleri, Genel Kurul
görüşmelerinde Komisyonun hazır bulunamayacağı
anlaşılmıştır.
Kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen
diğer işleri sırasıyla görüşmek için, 20 Temmuz 2014
Pazar günü, alınan karar gereğince, saat 14.00te toplanmak üzere
birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati:
02.02