TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
122nci
Birleşim
21
Temmuz 2014 Pazartesi
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.-
GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.-
GELEN KÂĞITLAR
III.-
YOKLAMALAR
IV.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.-
Muğla Milletvekili Nurettin
Demirin, Türkiyedeki kışlaların sorunlarına ilişkin
gündem dışı konuşması
2.- Osmaniye Milletvekili Suat Önalın,
İsrailin Gazze şeridine yönelik devam eden hava
bombardımanına ilave olarak 17 Temmuzda
başlattığı kara harekâtına ilişkin gündem
dışı konuşması
3.- Artvin Milletvekili İsrafil
Kışlanın, Artvinin Hopa ilçesinde yaşanan olaylara
ilişkin gündem dışı konuşması
V.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR
1.- Sinop Milletvekili Engin Altayın, Artvin
Milletvekili İsrafil Kışlanın yaptığı
gündem dışı konuşması sırasında Cumhuriyet
Halk Partisine sataşması nedeniyle konuşması
2.- Bingöl Milletvekili İdris Balukenin,
Niğde Milletvekili Alpaslan Kavaklıoğlunun HDP grup önerisi
üzerinde yaptığı konuşması sırasında HDP
Grubuna sataşması nedeniyle konuşması
3.- Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın, Bingöl Milletvekili İdris Balukenin sataşma
nedeniyle yaptığı konuşması sırasında AK
PARTİ Grubuna sataşması nedeniyle konuşması
4.- Bingöl Milletvekili İdris Balukenin,
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında Halkların
Demokratik Partisine sataşması nedeniyle konuşması
5.- Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlunun, Siirt
Milletvekili Afif Demirkıranın MHP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşması sırasında MHP Grubuna
sataşması nedeniyle konuşması
6.-
İstanbul Milletvekili Mihrimah
Belma Satırın, Bingöl Milletvekili İdris Balukenin 639
sıra sayılı Kanun Tasarısının 46ncı
maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
7.- Bingöl Milletvekili İdris Balukenin,
İstanbul Milletvekili Mihrimah Belma Satırın sataşma
nedeniyle yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
VI.- AÇIKLAMALAR
1.- İzmir Milletvekili Ertuğrul
Günayın, İsrailin Filistine yaptığı
saldırılar ve IŞİDin elinde tutsak bulunan Türk
diplomatlar hakkında Dışişleri Bakanının Meclise bilgi
vermesi gerektiğine ilişkin açıklaması
2.- Tokat Milletvekili Reşat Doğrunun,
Kıbrıs Barış Harekâtının 40ıncı
yıl dönümüne ve Gazzedeki Müslümanlara yaptığı
saldırılar nedeniyle İsraili kınadığına
ilişkin açıklaması
3.- Sinop Milletvekili Engin Altayın,
İstanbul Milletvekili Mihrimah Belma Satırın sataşma
nedeniyle yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
4.- Isparta Milletvekili S. Nevzat Korkmazın,
İstanbul Milletvekili Mihrimah Belma Satırın sataşma
nedeniyle yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
5.- İstanbul Milletvekili Mihrimah Belma
Satırın, Bingöl Milletvekili İdris Balukenin sataşma
nedeniyle yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
6.- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Faruk Çelikin, Şanlıurfanın Suruç ilçesinde yaşanan
olaylara ilişkin açıklaması
7.- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Faruk Çelikin, Şanlıurfanın Ceylanpınar ilçesinde
yaşanan olaylara ilişkin açıklaması
VII.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.-
İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu ve 21 milletvekilinin, kamu
çalışanlarının sorunlarının
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/1031)
2.- Hatay Milletvekili Refik Eryılmaz ve 39
milletvekilinin, Hükûmetin uyguladığı Suriye
politikasının neden olduğu sorunların
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/1032)
3.- Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü ve 19
milletvekilinin, arıcılık sektörünün sorunlarının
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/1033)
VIII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- HDP Grubunun, 14/7/2012 tarihinde Diyarbakır
ilinde gerçekleşmesi engellenen miting sırasında kolluk
güçlerince gerçekleştirilen orantısız güç
kullanımının, bunun sonucunda kendi partilerinin
milletvekillerinin yaralanmaları başta olmak üzere göstericilere
yönelik şiddetin nedenlerinin ve sorumlularının tüm
boyutlarıyla araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan (10/1021) esas
numaralı Meclis Araştırması Önergesinin ön
görüşmelerinin, Genel Kurulun 21 Temmuz 2014 Pazartesi günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
2.- MHP Grubunun, MHP Grup Başkan Vekilleri
İzmir Milletvekili Oktay Vural ve Kayseri Milletvekili Yusuf
Halaçoğlu tarafından, Türkiyenin Doğu Akdenizdeki kıta
sahanlığı alanlarıyla çakıştığı bölgelerinde
İsraile bağlı firmaların izinsiz petrol, doğal gaz
faaliyetlerinde bulunmaları, bu faaliyetlerin Türkiye ve Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyetine etkileri ile Türkiyenin İsrail
yaklaşımını tartışmak amacıyla 21/7/2014
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan genel görüşme önergesinin (8/13), Genel Kurulun 21
Temmuz 2014 Pazartesi günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına
ve ön görüşmelerinin aynı
tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
3.- CHP Grubunun, Edirne Milletvekili Kemal
Değirmendereli ve arkadaşları tarafından, Edirne ilinde
olağan dışı yoğun yağış nedeniyle
meydana gelen sel felaketinin yarattığı maddi hasarların
tespiti ve bölgenin afet kapsamına alınmasına yönelik
incelemelerin yapılması ve kararların verilmesi amacıyla
19/7/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin,
Genel Kurulun 21 Temmuz 2014 Pazartesi günkü birleşiminde
sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
IX.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A)
Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.-
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının;
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik
Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer
Gençin; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin
Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa
Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156)
2.-
Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum
Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı:
287)
3.-
Türkiye Sağlık Enstitüleri
Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Kars Milletvekili Yunus Kılıç ve Amasya
Milletvekili Avni Erdemir ile 79 Milletvekilinin; Türkiye Sağlık
Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun
ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal
İşler Komisyonu Raporu (1/937, 2/2229) (S. Sayısı: 615)
4.-
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetinin; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun;
Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris
Balukenin; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetinin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3
Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vuralın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcının; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; Adana
Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın;
Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın;
İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri
Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in;
Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın
Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye
Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi
Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay
Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara
Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in;
Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine
Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut
Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili
Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3
Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya
Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in;
Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili
Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim
Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf
Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili
Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; İstanbul Milletvekili Süleyman
Çelebi'nin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in; Samsun Milletvekili
Cemalettin Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in;
Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan
Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin
Şahin ve Önder Matlı ile 8 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili
Aytun Çıray'ın; Manisa Milletvekili Hasan Örenin; Denizli
Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum Milletvekili Cahit Bağcı ile 37
Milletvekilinin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa
Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun
Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195,
2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528,
2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063,
2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236,
2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364,
2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496,
2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657,
2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808,
2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963,
2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069,
2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191,
2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639)
X.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili
Ayşe Nur Bahçekapılının, Başkanlık Divanı
olarak, Şanlıurfanın Ceylanpınar ilçesinde şehit olan
askere Allahtan rahmet, yakınlarına
başsağlığı ve yaralı askerlere de acil
şifalar dilediklerine ilişkin konuşması
XI.- YAZILI SORULAR VE
CEVAPLARI
1.- Ankara Milletvekili Özcan
Yeniçeri'nin, özelleştirme sonrası maden ocaklarındaki ölümlü
kazaların artmasına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/45639)
2.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, Gezi Parkı eylemlerine
destek verdiği ve 17 Aralık operasyonu hakkında sosyal medyada
paylaşımda bulunduğu için aleyhinde soruşturma açılan
veya mobbing uygulanan personel olup olmadığına ilişkin
sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı (7/45641)
3.- Mersin Milletvekili Ali
Öz'ün, son 10 yıl içerisinde göreve başlayan personele ilişkin
sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı (7/45642)
4.- İzmir Milletvekili
Alaattin Yüksel'in, tarımsal sulamadan kaynaklanan elektrik borcu bulunan
çiftçilere ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldızın cevabı (7/45643)
5.- Ankara Milletvekili Sinan
Aydın Aygün'ün, doğal gaz aboneliğinde kullanılan ön
ödemeli sayaç sistemine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/45644)
6.- Kırklareli
Milletvekili Turgut Dibek'in, Anadolu Ajansının son bir yılda
aboneliğini iptal ettiği yayın kuruluşlarına
ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent
Arınçın cevabı (7/45696)
7.- Tekirdağ
Milletvekili Candan Yüceer'in, TRT Haber ve Spor Yayınları Dairesine
yapılan atamaya ilişkin sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı (7/45863)
8.- Kütahya Milletvekili Alim
Işık'ın, İstanbul Fatih'teki bir arazinin bir vakıf
üzerine geçirildiği iddialarına ilişkin sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı (7/45865)
9.- Kütahya Milletvekili Alim
Işık'ın, bazı şirketlerin bir vakıf için
yapılan inşaat ve tadilat işleri için ücret talep etmedikleri
iddiasına,
Ankara'daki bir lojmanın
bir vakfın üzerine geçirildiği iddialarına,
Tuzla'daki bir arazinin bir
vakfın üzerine geçirildiği iddialarına,
İlişkin
soruları ve Başbakan Yardımcısı Bülent
Arınçın cevabı (7/45869), (7/45871), (7/45872)
10.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, GDO'lu bebek mamaları ile
ilgili çeşitli hususlara,
- Ankara Milletvekili Aylin
Nazlıaka'nın, gıda denetimlerine,
- Kayseri Milletvekili Yusuf
Halaçoğlu'nun, GDO'lu ürünlerle ilgili yönetmelikte yapılan
değişikliğe,
- Hatay Milletvekili Mevlüt
Dudu'nun, GDO'lu ürünlere ve GDO ölçümlerine,
- İzmir Milletvekili
Rahmi Aşkın Türeli'nin, İzmir Tire'de yaşanan dolu
yağışından kaynaklanan mağduriyetin giderilmesine,
- Edirne Milletvekili Kemal
Değirmendereli'nin, Edirne ve Trakya'da yoğun
yağışlara bağlı olarak görülen karakök ve sarı
pas hastalıklarının buğdayda rekolte kaybına neden
olacağı öngörülerine,
- Ankara Milletvekili Özcan
Yeniçeri'nin, dericilik sektöründe dişi hayvan kesiminin düzenlenmesi
adına yürütülmekte olan çalışma ve projelere,
- Kütahya Milletvekili Alim
Işık'ın, 17 Aralık 2013 tarihinden bu yana Bakanlık
ile bağlı kurum ve kuruluşlardaki personel hareketlerine,
- Muğla Milletvekili
Mehmet Erdoğan'ın, doğal afetlerden zarar gören çiftçilerin özel
bankalardan kullandıkları kredilere ait borçların yapılandırılmasına,
- Van Milletvekili Aysel
Tuğluk'un, GDO'lu ürünler ile ilgili yönetmelikte yapılan
değişikliğe,
- İstanbul Milletvekili
Umut Oran'ın, Şap Enstitüsüne yapılan saldırıya,
İlişkin
soruları ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı
Mehmet Mehdi Ekerin cevabı
(7/45976), (7/45977), (7/45978), (7/45979), (7/45980), (7/45981), (7/45982),
(7/45983), (7/45984), (7/45985), (7/45986)
11.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, İstanbul'da bir patrikhane
görevlisinin dolandırılması olayına ilişkin sorusu ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı
(7/46112)
12.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, 2010-2014 yılları
arasında getirilen yayın yasaklarına ilişkin sorusu ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı
(7/46512)
13.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık'ın, bağlı kurum ve kuruluşların
yaptığı harcamaların bütçe kalemlerindeki ödeneklerle
uyumlu olmadığına ilişkin sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı (7/46513)
14.- Trabzon Milletvekili
Mehmet Volkan Canalioğlu'nun, bir siyasi parti genel merkezinde
çalışan personelin çeşitli bakanlık kadrolarına
atandıkları iddiasına ilişkin sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı (7/46764)
21 Temmuz 2014 Pazartesi
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan), Mine
LÖK BEYAZ (Diyarbakır)
-----0-----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin 122nci
Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayısı vardır,
görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem
dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz, Türkiyede
kışlaların sorunları hakkında söz isteyen Muğla Milletvekili Nurettin
Demire aittir.
Buyurun Sayın Demir. (CHP sıralarından
alkışlar)
IV.- GÜNDEM
DIŞI KONUŞMALAR
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Muğla Milletvekili Nurettin Demirin,
Türkiyedeki kışlaların sorunlarına ilişkin gündem
dışı konuşması
NURETTİN DEMİR (Muğla) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Muğlanın Seydikemer
ilçesinde Saklıkent bölgesinde, turizm bölgesinde maalesef dün bir sel felaketi yaşandı, 2 gencimizi
kaybettik. Allahtan rahmet diliyorum. Yaralılarımız var, bütün
bölgeye geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum buradan.
Ayrıca, Kıbrıs Barış Harekâtının
40ıncı yılını dün kutladık. Başta Bülent
Ecevit olmak üzere, Necmettin Erbakan ve barış harekâtını
tamamlayan tüm şehit ve gazilerimizi buradan bir kere daha saygıyla
anmak istiyorum.
Türk Silahlı Kuvvetleriyle ilgili bazı
sorunların yanında kışlalarda yaşanan sorunlara burada
değinmek istiyorum. Bunun için söz aldım. Öncelikle yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Türk Silahlı Kuvvetleri Türkiye devletine içten ve
dıştan gelebilecek olan tehditlere karşı savunma görevini
üstlenmiş olan silahlı devlet kuruluşudur, yaptırım
gücünü de Türkiye Anayasasından almaktadır. Türk Silahlı
Kuvvetleri bünyesinde görev yapan yükümlü asker sayısı 465 bin olmak
üzere toplam personel sayısı 623.101dir.
Ülkemiz topraklarında Türk Silahlı
Kuvvetlerinin kışlalarındaki en büyük sorunlardan bir tanesi,
özellikle, gerçekleşen asker intiharları ve ölümleridir. Düşünün
bir kere, vatan borcunu tamamlamak üzere oğlunuzu devlete teslim
ediyorsunuz, zorunlu askerlik sisteminden dolayı askere götürülen
çocuğunuzun günün birinde cenazesinin eve gelmesiyle karşı
karşıya kalıyorsunuz. Korkunç bir durum, öyle değil mi?
Yani, yüzleri geçen rakamlarda birçok gencimiz, maalesef, nedeni belli olmadan,
intihar süsüyle ve üstleri kapatılarak
Bu insanları
acılarıyla baş başa bıraktık. Üstüne üstlük
devlet bu askerleri şehit saymıyor, bir de üstüne ailelerden de
kurşun parası istiyor. Gerçekten trajik bir durum.
Ayrıca, uzman jandarmalar aldıkları Türk
Silahlı Kuvvetleri tazminatlarının astsubaylarınkine
yapılan iyileştirmeler doğrultusunda düzenlenmesini istiyorlar.
Aynı işi yapıyorlar ama yine burada da ayrımcılık
var.
Resen emekliler: Artık bunların
sorunlarını duymayan kalmadı. Sosyal ve maddi sorunları giderek
daha da derinleşen resen emekliler için çözüm bulmamız gerekiyor.
Gerçekten, Türkiyenin büyük bir ayıbıdır.
Bu sorunlar için verdiğimiz yazılı ve
sözlü soru önergelerine bugüne kadar tatmin edici bir cevap alamadık,
yeterli önlemler alınmadığı için de bu sorunların
gelecekte de devam edeceği endişesi içerisindeyiz. Ayrıca
Cumhuriyet Halk Partisi ve diğer muhalefet partileri olarak bu konularla
ilgili birçok araştırma önergesi verdik, maalesef gündeme
aldıramadık. Sonuç yine aynı, hâlâ şüpheli ölümler. Millî
Savunma Bakanlığı, askerlerimizin sorunlarına yeterli özeni
göstermemektedir. Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev başında olan
bu yoksul çocuklar için, yaklaşık iki aydır
uğraştığımız taşeron torba yasasında da
bir çözüm üretemedik.
Saygıdeğer milletvekilleri, Kıbrısta
Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığımız
bulunmaktadır. Bu askerî birliklerde de askerlerimiz zor durumda vatani
görevlerini sürdürmektedir. 10. Kolordunun, Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı
olarak 2 adet mekanize piyade tümeni, 1 adet zırhlı tugayı
bulunmaktadır, yaklaşık 40 bin askerî personel vardır ve bu
Türk Silahlı Kuvvetlerinin yüzde 6sını
oluşturmaktadır. Kıbrıs gibi yurt dışı görevi yapan
komutanlıklarımızda yeterli ödenek tahsis
olunmadığı için buradaki er ve erbaşlar özellikle zor
koşullarda görev yapmaktadırlar, çok sıcak olan bu bölgede
özellikle klima, nevresim ve kötü yemekler nedeniyle bunların
sağlıklı bir görev yapmalarının gereği maalesef
yeterince yerine getirilememektedir. Sınır nöbeti tutan askerlerimiz
için güvenli ve yeterli miktarda balistik yelek bulunmamaktadır.
Silahlarımızı yeniledik ama onların yaşam
koşullarını maalesef düzeltemedik ve psikolojik olarak,
sosyolojik olarak onların ruh sağlığıyla ilgili çok
zor durumda olduklarını görüyoruz. Bizim onların tekrar
sağlıklı bir şekilde evlerine dönmelerini
sağlamamız lazım.
Dolayısıyla, insanları öldürmek için para
bulabiliyoruz, silah için para bulabiliyoruz ama onların
koşullarını iyileştirmek için bir şey
bulamıyoruz. Bu konuda sorunların giderilmesi için Türk Silahlı
Kuvvetlerini, ilgili bakanlıkları, Hükûmeti ve Türkiye Büyük Millet
Meclisini göreve davet ediyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Gündem dışı ikinci söz,
İsrailin Gazze şeridine yönelik devam eden hava
bombardımanına ilave olarak 17 Temmuzda
başlattığı kara harekâtıyla ilgili söz isteyen
Osmaniye Milletvekili Suat Önala aittir.
Buyurun Sayın
Önal. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
2.- Osmaniye Milletvekili Suat Önalın, İsrailin Gazze
şeridine yönelik devam eden hava bombardımanına ilave olarak 17
Temmuzda başlattığı kara harekâtına ilişkin
gündem dışı konuşması
SUAT ÖNAL
(Osmaniye) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
İsrailin Filistin ve Gazzede yapmış olduğu katliamlar
üzerine gündem dışı söz almış bulunuyorum. Bu
vesileyle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, mübarek ramazan ayındayız ama içimiz yanıyor,
yüreğimiz kanıyor. Daha, yakın zamanda Arakan, Doğu
Türkistan, Suriye, Irak ve Mısırda zulme uğrayarak katledilen
din kardeşlerimizi, soydaşlarımızı, mazlum
insanları ve yapılan bu vahşetleri dünya gündemine
taşıyarak zulmü lanetlerken bugün yine işgalci İsrailin
saldırdığı Filistinde masum insanların ölüm
çığlıklarını duyuyoruz. Ramazan ayında Anadoluda
top atılınca insanlar iftara koşuyor ama Gazzede top
atıldığında mazlum insanlar şehadete koşuyor.
Evet, son beş gündür İsrailin Gazzeye düzenlediği
saldırılarda ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor.
Filistinde hayatını kaybeden insan sayısı 500ü
aştı, yaralı sayısı ise 3 bini geçti. Artık bu
vahşet ve soykırım Filistinle İsrailin arasındaki
bir mesele olmaktan çıkmış, insanlıkla İsrail
arasındaki bir mesele hâline dönmüştür.
Değerli milletvekilleri, hepinizin de medyadan takip
ettiği gibi, bir İsrailli kadın milletvekili olan Ayelet Shaked
Gazzede yüzlerce sivilin katledilmesini yeterli bulmayarak Filistinli
annelerin de öldürülmesini isteyecek kadar alçalabiliyorsa, yapılan
bombalı saldırılarda masum insanların ölümünü İsrail
halkı tepelere kurulmuş seyrangâhlardan sevinç gösterileriyle
izliyorsa, kumsalda koşup cıvıldayan çocuklar dakikalar
içerisinde toza, kana bulanmış hâlde tabutlara parça parça
konuluyorsa, kimyasal silahlar kullanılıp hastanelerin
vurulmasına kadar savaş suçları aleni olarak işleniyorsa
artık bu sadece Filistinin sorunu olamaz, bu bir insanlık suçudur,
bu bir insanlık sorunudur. İnsani duygularını yitirmeyen,
vicdanı nasırlaşmamış herkes, tüm dünyayı hiçe
sayan ve soykırım yapan İsraile tepki vermek zorundadır.
Bu vahşete duyarsızlık ve tarafsızlık zulme ortak
olmaktan başka bir şey değildir. Evet, Türkiye olarak biz bu vahşete duyarsız
kalmadık ve kalmayacağız da.
Değerli milletvekilleri, şu resme bakın,
cani İsrailli askerin giydiği tişörtte hamile Filistinli
kadının karnı hedef alınarak one shot two kills
yazıyor yani 1 atış 2 ölü. Bu ne demek? Bu, bir vahşetin
göstergesidir ve Filistinli hamile kadınlar karnındaki
çocuklarıyla birlikte hedef gösterilmektedir.
Şu resimde ayağı başıyla
birleşmiş bu çocuk jimnastik yapmıyor. Belinin ortasına düşen bomba
vücudunu ikiye katlamış ve böyle iki büklüm bir çocuğun
cansız bedeni vahşetin boyutunu sergiliyor.
Şu resimler katledilen masum, günahsız
yavruları gösteriyor. Evet, ninnilerle uyutulması gereken bebeklerin
kurşunlarla susturulduğu bir dünyada susanlar alçaktır. Biz
susmadık ve bu vahşete duyarsız kalmadık.
Daima mazlumların yanında yer alan
Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, her zaman,
her platformda bu vahşeti dünyaya haykırarak Birleşmiş
Milletler ile tüm hâkim güçleri İsraile karşı yaptırıma
çağırmıştır. Ama ne yazık ki Filistin ve Gazzede
yapılan bu insanlık dışı katliam tüm dünya
devletlerinin ve dünya barışını korumak gibi bir misyonu
bulunan Birleşmiş Milletlerin gözü önünde yapılırken dünya
susuyor, Batı susuyor, hatta İslam dünyasının önemli bir
kesimi susuyor. Filistinde günahsız yavrularla birlikte insanlık
ölüyor, insanlık onuru ölüyor, âdeta bir soykırım
yaşanıyor. Buradan Amerikaya, Rusyaya, tüm dünya liderlerine
sesleniyorum: Bu olaylara seyirci kalarak masum yavruların katledilmesine
çanak tuttuğunuz için insanlığınızdan utanın.
Bu vesileyle, bu
vahşeti kınayan Türkiye Büyük Millet Meclisinin değerli 4 grup
yönetimine ve üyelerine de teşekkür ediyorum.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Gündem
dışı üçüncü söz, Artvinin Hopa ilçesinde yaşanan olaylar
hakkında söz isteyen Artvin Milletvekili İsrafil Kışlaya
aittir.
Buyurun Sayın
Kışla. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
3.- Artvin Milletvekili İsrafil Kışlanın, Artvinin
Hopa ilçesinde yaşanan olaylara ilişkin gündem dışı
konuşması
İSRAFİL KIŞLA (Artvin) - Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri;
15 Temmuz akşamı Hopada İnsani Yardım Vakfına
yönelik yaşanan çirkin saldırı hakkında söz almış
bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Mübarek bir ramazan akşamında İnsani
Yardım Vakfının fakirlere yönelik olarak organize etmiş
olduğu iftar programına saldırıda bulunan, ideolojinin
esiri olmuş bir avuç militanın yapmış olduğu
taşlı sopalı saldırıyı nefretle
kınıyorum. Bundan üç yıl önce de 2011 seçimlerinde Hopada
kendini bilmez bir avuç militan tarafından
Başbakanımızın otobüsüne de taşlı
saldırı yapılmıştı. Bütün Türkiyenin nefretle
kınadığı, Hopa halkını ve Artvinli
hemşehrilerimizi derinden üzen bu çirkin saldırıdan bir Artvinli
olarak hep utanç ve mahcubiyet duydum. Artvinli her yerde insani meziyetleriyle
takdir toplarken Hopadaki 50-60 kişilik aşırı sol, gözü
dönmüş militanlar Artvinliye bu mahcubiyeti
yaşatmışlardır.
Ne yazık ki Cumhuriyet Halk Partisi de yapılan
bu olayları sahiplenmiş, cesaretlendirmiş ve bu olayların
üzerinden siyasi rant devşirmenin peşine düşmüştür. Gerek
Hopa halkı ve gerekse Artvin halkı 30 Mart seçimlerinde Cumhuriyet
Halk Partisine ve onunla gönül bağı olan illegal örgütlere de gerekli
cevabı vermiş, Cumhuriyet Halk Partisini Artvinde yerel
yönetimlerden uzaklaştırmış, AK PARTİyi yerelde
iktidara taşımıştır. Bu vesileyle, Artvin halkına
bu takdir ve teveccühlerinden dolayı da Meclis kürsüsünden bir kez daha
şükranlarımı arz etmek istiyorum. Artvinli, istikrardan yana,
demokrasiden yana ve AK PARTİden yana tavır koymuştur.
Ramazan ayı ki
birlik, beraberliğimizi ve kardeşliğimizi güçlendirmemiz gereken
bir aydır. Böyle bir mübarek ayda bir sivil toplum kuruluşunun
iftarına saldırarak 6 polis ve 10 vatandaşımızın
yaralanması, iftar tırının ve araçlarının tahrip
edilmesi ve iftar programının iptal edilmek mecburiyetinde kalınması
kabul edilebilir bir durum değildir. Ne yazık ki emniyet birimleri de
gerekli tedbiri zamanında almayı
başaramamışlardır.
Bu müessif olay gösteriyor
ki Hopa üzerinde bir gizli el tarafından hâlen oyunlar oynanmak
istenmektedir. İnsani Yardım Vakfı İHHyı bütün dünya
Mavi Marmara gemisiyle tanır. İHHnın dünyadaki en büyük
düşmanının da herhâlde İsrail olduğunu biliriz. Çünkü
Mavi Marmara gemisiyle İsrailin dünya nezdindeki itibarını
yerlerde süründürmüş, İsrailin tehditlerine boyun eğmemiş,
İsrailin barbar yüzünü bütün dünyaya bir kez daha göstermiştir.
Gezi olaylarıyla
sokağı tahrik edenleri, 17 Aralık ve 25 Aralık darbe
girişimleriyle Türkiyeyi bir kaos ortamına sokmak isteyenleri
biliyoruz. Özellikle, Adanadaki MİTe ait tırlara yönelik
yapılan operasyonla Türkiyeyi dışarıdan terör örgütlerine
yardım eden ülke görüntüsü verme gayretlerine de hep beraber şahit
olduk. Ne yazık ki aynı şekilde İHHyı da terör
örgütlerine yardım eden bir örgüt diye gösterme gayretlerine giren
İsrail ve onun yerli işbirlikçilerinin ağzıyla
hazırlanmış bildirilerin Hopada
dağıtılmış olması bu olayların perde
arkasında kimlerin olduğunu açıkça ele vermektedir. Kin ve
nefret dolu, halkı alenen isyana ve düşmanlığa teşvik
eden, tahrik ve tehdit dolu bildiri belli ki paralel yapının lojistik
desteğiyle hazırlanmıştır. Şunu iyi bilin ki
halkımız bu türlü kirli planlara ve kirli oyunlara asla prim
vermeyecektir. Bu kin ve nefret tohumlarını ekenler ve şiddeti
bir yöntem olarak görenler bilsinler ki bu yol çıkmaz bir yoldur. Bu
olayların arkasındaki planlayıcılar, bunları sahneye
koyan piyonları ve ona zemin hazırlayanlar ve göz yumanlar er veya
geç bunun bedelini ödeyeceklerdir. Hopanın artık şiddetin kol
gezdiği ve terör örgütlerinin cirit attığı, halkın
tedirgin edildiği bir ortam olmasından Hopa halkı da Artvin
halkı da rahatsızdır. Cumhurbaşkanlığı
seçimleri öncesi bu olayların cereyan etmiş olması da tesadüf
değildir. İnanıyorum ki Hopa halkı 10 Ağustos
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de bu olayları tasvip etmediğinin
açık mesajını verecek ve oynanmak istenen oyunu
halkımızın feraseti ve sağduyusuyla bir kez daha
bozacaktır.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
ENGİN ALTAY (Sinop) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Altay.
ENGİN ALTAY (Sinop) Sayın Başkan,
sayın hatip Hopada meydana gelen, bizce de çok üzücü olan olayın
Cumhuriyet Halk Partililer tarafından yapıldığını
iddia etti. Partimize açık bir iftira var. Yani, çok ayıp bir kere
de
BAŞKAN Buyurun Sayın Altay, iki dakika söz
veriyorum sataşma nedeniyle. (CHP sıralarından
alkışlar)
V.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Sinop Milletvekili Engin Altayın, Artvin Milletvekili
İsrafil Kışlanın yaptığı gündem
dışı konuşması sırasında Cumhuriyet Halk
Partisine sataşması nedeniyle konuşması
ENGİN ALTAY (Sinop) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, bu bir sataşma değil,
bu bir iftira, çirkin bir iftira. Daha fazlasını söylemek
istemiyorum. Ben, biraz önce sayın vekil konuşurken Artvinle de
görüştüm. Hopada İnsani Yardım Vakfının bir
tırla oraya giriş yaptığını, orada bir iftar tertip
etmek istediğini ve burada kimi -bence kendini bilmez- insanların bu
organizasyona karşı fiziki, fiilî bir saldırıda
bulunduklarını ben de öğrendim bu vesileyle.
Ancak, Sayın Milletvekilim, size hiç
yakıştıramadım. Eğer o saldırıların
içinde bir tane Cumhuriyet Halk Partisi yöneticisi, yöneticisinden geçtim, bir
tane alelade partimizin üyesi varsa ve siz bize bu isimleri verirseniz -size
laf söylemek istemiyorum, biz bir de hemşehriyiz ama çok ayıp- biz
gereğini yaparız ama veremezseniz yarın öbür gün gelip bu
kürsüden bütün Cumhuriyet Halk Partisi ailesinden özür dilemeniz gerekir. Varsa
kendini bilmez, partiyle bir şekilde üyeliği bulunup da o
etkinliğin içinde bulunmuş bir Cumhuriyet Halk Partili varsa biz o
Cumhuriyet Halk Partiliyle ilgili gereğini yapacağız. Burada
partim adına söz veriyorum.
Ama, Sayın Milletvekili, sizden de bu
saldırıya katılan, Cumhuriyet Halk Partisinde yöneticilik görevi
yapan yapmayan, üyelik aidiyeti olan her kim varsa sizden o isimleri
yarına kadar istiyorum. Bana bu isimleri vermezseniz ben yarın gelip
buradan sizi müfteri ilan edeceğim.
Genel Kurulu saygıyla selamlarım. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Kışla, buyurun.
İSRAFİL KIŞLA (Artvin) Söylemediğim
bir sözle tavsif edildim. Onun için izah edeyim.
BAŞKAN Efendim?
MAHMUT TANAL (İstanbul) Tutanakları getirin
efendim. Nasıl söylemedi?
ENGİN ALTAY (Sinop) Cumhuriyet Halk Partililer
olarak söyledi.
BAŞKAN Söylediklerinize cevap verdi.
İsimleri getirin yarına kadar, ben ilgileneceğim. dedi
Sayın Altay.
İSRAFİL KIŞLA (Artvin) Ben şu
andaki iftar olayıyla ilgili
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) İftira
ediyor. dedi Sayın Başkan.
ENGİN ALTAY (Sinop) Evet, iftira tabii ki,
Cumhuriyet Halk Partisinin bu olayda bir dahli yoktur.
İSRAFİL KIŞLA (Artvin) Cumhuriyet Halk
Partisi diye söylemedim.
ENGİN ALTAY (Sinop) Söylediniz Cumhuriyet Halk
Partisi diye.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Tutanağı getirin
efendim, tutanağı getirin, oradan çıkacak.
İSRAFİL KIŞLA (Artvin) 2011
seçimlerindeki Hopa olaylarında
ENGİN ALTAY (Sinop) Hayır, hayır, bu
olayda söylediniz.
MAHMUT TANAL (İstanbul) İlk cümlen bu.
İSRAFİL KIŞLA (Artvin)
Cumhuriyet Halk
Partisi ile gönül bağı bulunan terör örgütleri dedim.
ENGİN ALTAY (Sinop) Tutanağı isteyin.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Tutanakları getirtin
Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Kışla, önce
tutanakları getirteyim, konuştuklarınızı size bir
göndereyim.
Teşekkür ediyorum.
Sayın Günay, buyurun.
VI.- AÇIKLAMALAR
1.- İzmir Milletvekili Ertuğrul Günayın, İsrailin
Filistine yaptığı saldırılar ve IŞİDin
elinde tutsak bulunan Türk diplomatlar hakkında Dışişleri
Bakanının Meclise bilgi vermesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
ERTUĞRUL GÜNAY (İzmir) Sayın
Başkanım, değerli arkadaşlarım; İsrailin
Filistine saldırılarının üzerinden on beş güne
yakın zaman, kara harekâtının üzerinden bir haftaya yakın
zaman geçti. Yüzlerce insan öldü ve binlerce insan da yaralandı. Keza,
kırk beş günden bu yana da IŞİDin elinde 40a yakın
Türk diplomatı tutsak durumda bulunuyor. Şimdi, milletvekili
arkadaşlarımız -iktidar ve muhalefetten- gazete haberleri
üzerinden bu konularda değerlendirme yapmak zorunda kalıyorlar, zaman
zaman bu konularda eylem yapmak zorunda kalıyorlar fakat bu kadar ciddi
bir konuda ne Dışişleri Bakanı Meclise gelip bir bilgi
sundu ne de Dışişleri Komisyonu Başkanı böyle bir
bilgi sundu. Böyle bir ihtiyacımızın olduğunun
altını çizmek istiyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu
konuları görüşürken biraz daha ciddiye alınması hem
Anayasanın hem de demokrasi prensiplerinin gereğidir.
Arz ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Doğru, buyurun.
2.- Tokat Milletvekili Reşat Doğrunun, Kıbrıs
Barış Harekâtının 40ıncı yıl dönümüne ve
Gazzedeki Müslümanlara yaptığı saldırılar nedeniyle
İsraili kınadığına ilişkin açıklaması
REŞAT DOĞRU (Tokat) Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
Kıbrıs Barış Harekâtının
40ıncı yılını kutluyoruz. Aziz şehitlerimizi
rahmetle, gazilerimizi şükran ve saygıyla anıyorum.
Kıbrısın da Türk milletinin öz değeri olduğunu,
hiçbir zaman vazgeçilemeyeceğini ifade etmek istiyorum.
Ayrıca, Gazzede, Filistinde Müslümanlara, Irak ve
Suriyede Türklere yapılan, Türkmenlere yapılan
saldırıların hepsinden canımızın
yandığını ifade etmek istiyorum.
Gazzede yapılan saldırıları
şiddetle kınıyorum. Irak ve Suriyedeki Türkmenlere yapılan
saldırıları şiddetli bir şekilde kınıyoruz.
Demek ki konu Müslümanlar ve Türkler olunca dünyanın ne kadar ikili
oynamış olduğunu ve ilgi göstermediğini hep beraber
görüyoruz.
Bu noktada da bütün dünya insanlarının ve insan
hakları derneklerinin bu yönlü olarak çalışmalar
yapmasını ve gerekli her türlü söylemi söylemesi gerektiğini
ifade ediyorum.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları vardır.
Meclis araştırması açılmasına
ilişkin üç önerge vardır, ayrı ayrı okutacağım.
1inci ve 2nci sırada okutacağım Meclis
araştırması önergeleri 500 kelimeden fazla olduğu için
önergelerin özetleri okunacaktır ancak önergelerin tam metni Tutanak
Dergisine eklenecektir.
VII.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve 21 milletvekilinin, kamu çalışanlarının
sorunlarının araştırılarak alınması gereken
tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/1031) (x)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Anayasamızın 49uncu maddesi gereğince,
çalışan haklarının korunması ve çalışanların
çalışma koşulları için uygun koşullar yaratmanın
bir görev olmasına rağmen çalışanların hakları
korunmamakta, sömürülmekte ve çalışma koşullarındaki
düzensizlikler düzeltilmeyerek çalışanlar âdeta ölüme
terkedilmektedir. AKP Hükûmeti, çalışma koşullarında
yaptığı yeni düzenlemeler ile 2012 Türkiyesi çağın
gerisine doğru hızlı bir ilerleyişle kölelik
anlayışını egemen kılmaya
çalışmaktadır. Hak talep eden ve emeğini savunan
çalışanlar işlerinden olmakta ve
cezalandırılmaktadır. Ayrıca son on yılda sürekli
artan ve önlenemeyen iş kazaları ile emekçilerin vefat haberleri
kölelik anlayışının her geçen gün daha da yüksek sesle
topluma egemen olduğunun bir ispatıdır.
Kamuda görev alan memurlar, işçiler ve
sözleşmeli çalışanlar siyasi iktidar tarafından baskı
altına alınmakta ve hemen hemen tüm hareketlerinin takip
edileceği, kurum bünyesinde birbirini izleyen yapılar
oluşturularak çalışanlar arasında
ayrıştırmayı artıracak uygulamalar başlatılmaktadır.
Kamuda çalışanlar, tüm hareketlerinin inceleneceği, siyasi
iktidar aleyhinde haklı dahi olsalar en ufak bir eylem
gerçekleştirmeleri durumunda işlerinden olma tehdidiyle
karşı karşıya bırakılmaktadırlar. Bu
baskı kişisel sosyal medya sayfalarına kadar
taşınmakta, kendi görüşlerini paylaşan, ülkedeki
yanlışlıkları eleştirmeleri durumunda veya haklı
taleplerini dile getirmeleri durumunda haklarında soruşturma
açılmaktadır.
Ayrıca, özelleştirme mağdurları olan
4/C çalışanları, aynı sektörde aynı işi
yapmalarına rağmen, çalışanlar arasında
eşitsizlik oluşturularak mağdur edilmektedir. Sağlık
güvencelerinin yok sayıldığı, iş kaybetme riskinin her
daim artarak devam ettiği ve yaptığı işin
karşılığı olarak emeklerinin karşılığını
alamamaktan dolayı ötekileştirilmekte ve mağdur edilmektedir.
4/C çalışanlarının mağduriyetini yurdun her kesiminden
gelen intihar haberleri kanıtlamaktadır.
Genel olarak çalışanların sosyal
hakları AKP iktidarı tarafından her geçen gün gasbedilmekte,
çalışanlar arasında eşitsizlikler oluşturularak
sevgisizlik ve güvensizlik çalışma ortamları yaratılmaktadır.
Ayrıca, iş sağlığıyla yapılmayan
düzenlemeler nedeniyle artarak devam eden vefat haberleri hemen hemen her
günümüzü doldurmaktadır. Ne acıdır ki yaşanan ölümlerin
çoğu, sosyal güvencesiz olan ve açlıkla mücadele eden
çalışanları bulmakta ve ilgililer bu ölümlere kayıtsız
kalarak kanla dönen bu düzeni devam ettirmektedir.
Anayasamızın 49uncu maddesinin
"Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir. Devlet,
çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma
hayatını geliştirmek için çalışanları korumak,
çalışmayı desteklemek ve işsizliği önlemeye
elverişli ekonomik bir ortam yaratmak için gerekli tedbirleri alır.
" ifadesini hayata geçirmek, kamuda yaşanılan fişlenmeleri,
çalışanlara uygulanan zorbalıkları ortadan kaldırmak,
çalışanlara temel insan hak ve özgürlükleri doğrultusunda uygun
çalışma ortamları yaratmak için hangi politikaların
uygulanacağını belirlemek amacıyla Anayasa'nın
98'inci, TBMM İçtüzüğü'nün 104
ve 105inci maddeleri uyarınca Meclis araştırması açılmasını
arz ve teklif ederiz.
1) Mustafa Sezgin Tanrıkulu (İstanbul)
2) Ayşe Nedret Akova (Balıkesir)
3) Süleyman Çelebi (İstanbul)
4) Veli Ağbaba (Malatya)
5) Hasan Ören (Manisa)
6) Ramazan Kerim Özkan (Burdur)
7) Ahmet İhsan Kalkavan (Samsun)
8) İhsan Özkes (İstanbul)
9) Bülent Tezcan (Aydın)
10) Umut Oran (İstanbul)
11) Ali Serindağ (Gaziantep)
12) Rahmi Aşkın Türeli (İzmir)
13) Namık Havutça (Balıkesir)
14) Ali Demirçalı (Adana)
15) Haydar Akar (Kocaeli)
16) Mehmet Hilal Kaplan (Kocaeli)
17) Hasan Akgöl (Hatay)
18) Ali Sarıbaş (Çanakkale)
19) Mehmet Şevki Kulkuloğlu (Kayseri)
20) Mehmet Ali Ediboğlu (Hatay)
21) Sakine Öz (Manisa)
22) Özgür Özel (Manisa)
2.- Hatay Milletvekili Refik Eryılmaz ve 39 milletvekilinin,
Hükûmetin uyguladığı Suriye politikasının neden
olduğu sorunların araştırılarak alınması
gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1032)
(x)
Özet
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Hükûmetin uygulamakta olduğu Suriye politikası
bölgemizi ve ülkemizi hızla bir kaosa doğru sürüklemektedir. Hükûmet
tarafından desteklendiği iddia edilen silahlı muhalif gruplar
20/07/2012 tarihinde Suriye'nin Türkiye'ye açılan Bab-AI Hava
Sınır Kapısına yönelik bir terör saldırısı
gerçekleştirmiştir. Sınır kapısına saldıran
silahlı gruplar gümrük kapısını tahrip ve talan etmiş,
onlarca tırımız yakılmış ve malları
yağmalanmıştır. Şoförlerimiz canını zor
kurtarmıştır. Sınır kapısının
kapatılması ve muhalif silahlı gruplar tarafından
işgal edilmesi üzerine bölge ekonomisinde ticaret ve ihracat tamamen durma
noktasına gelmiştir. Nakliye firmaları, sanayici,
ihracatçı, turizmci ve esnaf iflasın eşiğine gelmiş,
sınır ticareti durmuştur.
Sığınmacılar için Antakya merkeze
bağlı Apaydın köyünde kurulan kampın amacıyla ilgili
basında birtakım iddia ve suçlamalar yer almış, ülkemizi
silahlı gruplarla iş birliği yapan, onlara yardım ve
yataklık eden bir ülke pozisyonuna düşürmüştür. Ülkemizi zan
altında bırakan, ulusal güvenliğimizi tehdit eden ve bölgede
yaşayan vatandaşlarımızı da tedirgin eden bu
iddiaların mutlaka araştırılması gerekmektedir.
Hatay'daki bütün resmî hastaneler, acil servisler
sığınmacılara ve çatışmada yaralanan silahlı
muhalif militanlara tahsis edilmiştir. Öncelik
sığınmacı ve silahlı militanlara
tanınmaktadır. Yoğun bakım servislerinde tedavi görmesi
gereken vatandaşlarımız yer olmadığı gerekçesiyle
hastanelere alınmamakta, bu vesileyle tedavi olmakta zorlanmaktadırlar.
Hastanelerin güvenlik ve hasta kabul kayıtları incelendiğinde bu
iddiaların doğruluğu ortaya çıkacaktır.
Orta Doğuya yolcu taşıyan otobüslerimiz
silahlı muhalif gruplar tarafından durdurulmakta, çoğu zaman
yolcuların paraları ve eşyaları gasbedilmektedir.
Basında, Türkiye'nin muhalif gruplara silah
desteği ve eğitimi sağladığı, koruyup
kolladığı ve militanların ülkemizi geçiş
güzergâhı olarak kullandığı, silah sevkiyatlarının
ülkemiz üzerinden yapıldığı yönünde çok vahim haber ve
iddialar yer almaktadır. Bu iddialar ülkemizin ulusal güvenliğini
tehlikeye sokmakta ve ülkemizi silahlı gruplara yardım ve
yataklık yapan bir ülke konumuna düşürmektedir. Bu iddiaların
araştırılması ülkemizin ulusal çıkarları
açısından bir zaruret hâline gelmiştir.
Hatay ili Reyhanlı ve Yayladağı ilçelerine
bağlı bazı köylerden muhalif gruplara silah sevkiyatı
yapıldığı ve değişik ülkelerden getirtilen
militanların da Suriye'ye geçişlerine yardımcı
olunduğu yöre halkı tarafından dillendirilmektedir.
Son dört beş aydır, değişik
ülkelerden toplanan militanların hava yoluyla Hatay havaalanına
getirtildiği ve Hatay üzerinden Suriye'ye savaşmaya gittiği
yönünde haberler yer almaktadır. Ağustos ayının ilk haftasında,
30 otobüs dolusu militanın Antakya çevre yolundan Yayladağı
sınırına götürülüp oradan Suriye'ye geçişlerine
yardımcı olunduğuna dair haberler
yayınlanmıştır. Yine, aynı dönemde Suudi
Arabistan'ın Riyad şehrinden kalkan Suudi Arabistan NAS Air
Havayollarına ait uçakla 50 El Kaide militanın Hatay havaalanına
geldiği ve hiçbir kontrolden geçmeden, kiralanan araçlarla Suriye
sınırına götürüldüğü ifade edilmiştir. Söz konusu
militanlar Suriye'ye savaşmaya gittiklerini ifade etmiştir. Yöre
halkından bazı görgü tanıkları bu haberleri
doğrulamaktadır.
Suriye yönetimine karşı mücadele etme
bahanesiyle değişik ülkelerden gelen on binlerce kişinin
Antakya, Reyhanlı, Altınözü ve Yayladağı ilçe merkezlerinde
ev tuttukları ve bunların hiçbir kaydının tutulmadığı,
konteyner kentler ve çadırlarda taşkınlık
çıkardıkları, polisimize saldırdığı, resmî
araçlarımızı ve kamu binalarımızı yakıp
yıkabildiği hatta bayrağımızı dahi indirebilme
cesaretini gösterdikleri bilinmektedir. Bunların varlığı,
tutum ve davranışları halkta büyük bir tedirginliğe yol
açmaktadır. Toplumun huzur ve güvenliğini tehdit eden bu durum
kesinlikle görmezden gelinemez.
Sınırdan giriş
çıkışların serbest olduğu, kontrolün
yapılmadığı yönünde çok yoğun şikâyetler yer
almaktadır. Bu durum ilimiz ve ülkemiz açısından ciddi bir
güvenlik tehlikesi oluşturmaktadır.
Bölgemizde yaşanan bu tehlikeli gidişi
durdurmak, sebep ve sonuçlarını tespit etmek, alınacak
tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98inci, İç
Tüzükün 104 ve 105inci maddeleri gereğince Meclis araştırması
yapılmasını saygılarımla arz ederim.
1) Refik Eryılmaz (Hatay)
2) Mevlüt Dudu (Hatay)
3) Mehmet Ali Ediboğlu (Hatay)
4) Ali Rıza Öztürk (Mersin)
5) Mehmet Şeker (Gaziantep)
6) Engin Altay (Sinop)
7) Uğur Bayraktutan (Artvin)
8) Mustafa Moroğlu (İzmir)
9) Umut Oran (İstanbul)
10) Selahattin Karaahmetoğlu (Giresun)
11) Engin Özkoç (Sakarya)
12) Kadir Gökmen Öğüt (İstanbul)
13) Özgür Özel (Manisa)
14) Orhan Düzgün (Tokat)
15) Malik Ecder Özdemir (Sivas)
16) Sena Kaleli (Bursa)
17) Candan Yüceer (Tekirdağ)
18) Ayşe Eser Danışoğlu (İstanbul)
19) Ümit Özgümüş (Adana)
20) Erdal Aksünger (İzmir)
21) Aytun Çıray (İzmir)
22) Atilla Kart (Konya)
23) Ahmet Toptaş (Afyonkarahisar)
24) Mehmet Şevki Kulkuloğlu (Kayseri)
25) Tanju Özcan (Bolu)
26) Dilek Akagün Yılmaz (Uşak)
27) Adnan Keskin (Denizli)
28) Mustafa Serdar Soydan (Çanakkale)
29) Recep Gürkan (Edirne)
30) Kemal Ekinci (Bursa)
31) Ayşe Nedret Akova (Balıkesir)
32) Bihlun Tamaylıgil (İstanbul)
33) Ali Sarıbaş (Çanakkale)
34) Namık Havutça (Balıkesir)
35) Bülent Tezcan (Aydın)
36) Rahmi Aşkın Türeli (İzmir)
37) Mehmet Volkan Canalioğlu (Trabzon)
38) Aytuğ Atıcı (Mersin)
39) Bedii Süheyl Batum (Eskişehir)
40) Haydar Akar (Kocaeli)
3.- Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü ve 19 milletvekilinin,
arıcılık sektörünün sorunlarının
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/1033)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Bal üretiminde dünyada ilk 5te yer alan Türkiye 'de,
bilinçsiz ilaç kullanımı gibi sebeplerle özellikle Trakya bölgesinde
toplu arı ölümleri yaşanmaktadır. Her yıl yaşanan
arı ölümlerinde yıllık kayıp yüzde 10 civarındayken bu
yıl yaşanan kaybın yüzde 40 olduğu
açıklanmıştır. Konuyla ilgili uzmanların yaptığı
araştırmaya göre bunun en büyük nedenlerinden birinin tarım
ilaçları olduğu tespit edilmiştir. İlaçlar
arıların bağışıklık sisteminin çökmesine
neden olurken arıların ölmesi ve çevrede yeterli arı
olmaması sebebiyle tarımda da büyük miktarda verim kaybı
olduğu tespit edilmiştir.
Tarım alanlarında zararlılara
karşı böcek ilacı, hastalıklara karşı fungisit
(mantar ilacı) ve yabancı otlara karşı herbisitler
(yabancı ot ilacı) kullanılmakta, bu kimyasallar da birlikte
kullanıldıklarında arıları böcek ilaçlarından
daha da fazla etkilemektedir dolayısıyla tarım ilaçları da
arıların ölmesine sebep olmaktadır. Etkisi düşük düzeyde
olan kimyasallar ise vücutlarına bulaşarak arı ürünlerine
geçmekte, bu da arıların yaşam sürelerini kısaltırken
bağışıklık sistemlerini zayıflatarak
hastalıklara karşı direncin azalmasına neden
olmaktadır. Arılardan elde edilen ürünlerle insanlara geçen bu
kimyasallar ise kanser yapıcı özellik taşımaktadır.
Bilinçsiz ilaç kullanımı sebebiyle toplu
arı ölümleri gerçekleşirken bunun ortaya
çıkardığı olumsuz sonuç sebebiyle arıcılar maddi
zarara uğramakta ancak uğradığı zararlar maalesef
karşılanmamaktadır. Arıcılık tek geçim
kaynağı olan aileler de gelir kaynaklarını kaybetme
noktasına gelmişlerdir.
Arıcılık ülkemizde birçok şehirde
yapılırken arıcılığın geliştirilmesi,
arıcılık araştırma merkezlerinin yetersizliği, hastalıklara karşı mücadelenin
yetersiz olması, dünya
sıralamasında ön sıralarda yer alan Türkiye'de
arıcılığı bitme noktasına getirmiştir. Tüm
bu sebeplerle, özellikle yoğun olarak Trakya bölgemizde meydana gelen
arı ölümlerinin önlenmesi,
arıcılığın
geliştirilmesi ve arıcılıkla uğraşan
üreticilerimizin sorunlarının araştırılarak tespit
edilip gerekli önlemlerin alınması için Anayasanın 98, İç
Tüzükün 104üncü ve 105inci maddeleri uyarınca bir Meclis
araştırması komisyonu kurulmasını saygıyla arz
ederiz.
1) Emre Köprülü (Tekirdağ)
2) İhsan Özkes (İstanbul)
3) Ahmet İhsan Kalkavan (Samsun)
4) Mustafa Sezgin Tanrıkulu (İstanbul)
5) Ali Rıza Öztürk (Mersin)
6) Umut Oran (İstanbul)
7) Bülent Tezcan (Aydın)
8) Ali Serindağ (Gaziantep)
9) Rahmi Aşkın Türeli (İzmir)
10) Namık Havutça (Balıkesir)
11) Ali Demirçalı (Adana)
12) Haydar Akar (Kocaeli)
13) Mehmet Hilal Kaplan (Kocaeli)
14) Hasan Akgöl (Hatay)
15) Ali Sarıbaş (Çanakkale)
16) Mehmet Şevki Kulkuloğlu (Kayseri)
17) Mehmet Ali Ediboğlu (Hatay)
18) Sakine Öz (Manisa)
19) Özgür Özel (Manisa)
20) Veli Ağbaba (Malatya)
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler gündemdeki
yerlerini alacak, Meclis araştırması açılıp
açılmaması konusundaki görüşmeler, sırası
geldiğinde yapılacaktır.
Halkların Demokratik
Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir
önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
Okutuyorum:
VIII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- HDP Grubunun, 14/7/2012 tarihinde Diyarbakır ilinde
gerçekleşmesi engellenen miting sırasında kolluk güçlerince
gerçekleştirilen orantısız güç kullanımının,
bunun sonucunda kendi partilerinin milletvekillerinin yaralanmaları
başta olmak üzere göstericilere yönelik şiddetin nedenlerinin ve
sorumlularının tüm boyutlarıyla araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan (10/1021)
esas numaralı Meclis Araştırması Önergesinin ön
görüşmelerinin, Genel Kurulun 21 Temmuz 2014 Pazartesi günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma
Kurulunun 21/7/2014 Pazartesi günü (bugün) yaptığı
toplantısında siyasi parti grupları arasında oy
birliği sağlanamadığından grubumuzun
aşağıdaki önerisinin, İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla
arz ederim.
İdris
Baluken
Bingöl
Grup
Başkanvekili
Öneri:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi gündeminin Genel Görüşme ve Meclis Araştırmasına
Dair Öngörüşmeler kısmında yer alan (10/1021) esas
numaralı 14/7/2012 tarihinde Diyarbakır ilinde gerçekleşmesi
engellenen miting sırasında kolluk güçlerince gerçekleştirilen
orantısız güç kullanımının, bunun sonucunda partimiz
milletvekillerinin yaralanmaları başta olmak üzere göstericilere
yönelik şiddetin nedenlerinin ve sorumlularının tüm
boyutlarıyla araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergelerin görüşülmesi, Genel Kurulun 21/7/2014 Pazartesi
günlü birleşiminde birlikte yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN
Halkların Demokratik Partisi Grup önerisi lehinde söz isteyen
Ertuğrul Kürkcü, Mersin Milletvekili.
Buyurun Sayın Kürkcü.
(HDP sıralarından alkışlar)
ERTUĞRUL KÜRKCÜ
(Mersin) Sevgili arkadaşlar, Sayın Başkan; hepinizi sevgi ve
saygıyla selamlıyorum.
Grubumuz adına, bu
araştırma komisyonu kurulması için görüşülecek önergemizi
sunmak isterim.
Biliyorsunuz, bu önerge 2012de verilmişti,
şimdi 2014teyiz ancak Değişen ne var? diye soracak
olursanız, hiçbir şey olmadığını ben şahsen
Suruçta deneyimledim.
Önerge, Diyarbakırda gerçekleşen ve bir halk
yürüyüşünün kuvvet zoruyla önlenmesinin sonucunda ortaya çıkan olaylarda
halktan, vekillerimizden insanların orantısız şiddet
kullanımı dolayısıyla uğradıkları
yaralanmalar
Bunlar arasında, Sevgili Grup Başkan Vekilimiz Pervin
Buldanın yakın mesafeden ayağına hedef alınarak
sıkılmış bir gaz kapsülü sonucunda ayağının
kırılması, vekillerimizin darbedilmesi ki o zaman da ben bu
darbelere maruz kaldım
Ve sonuç olarak, Diyarbakır bütün gün boyunca
bir sıkıyönetim hâli yaşadı. Yasada herhangi bir
karşılığı olmayan bir fiilî sıkıyönetimin,
fiilî olağanüstü hâlin sonucu olarak, toplantı ve gösteri
özgürlüğünden doğan haklarımızı kullanamadan, bu
Diyarbakırdaki etkinliğimiz bertaraf edilmek istendi.
Bu Meclis araştırması önergesi bununla
ilgiliydi fakat bugün, bunu konuşma sırası geldiğinde,
aslında sanki bir dejavu gibi Urfanın Suruç ve Birecik ilçelerinde
çok benzer, bununla bütünüyle paralel davranışlarla karşı
karşıyayız.
Öyle anlıyoruz ki Adalet ve Kalkınma Partisinin
hükûmet etme yöntemi, tekniği içerisinde en önemli yer tutanlardan birisi,
valilerin birer derebeyi özgürlüğüne sahip olarak Anayasa'dan, yasalardan,
uluslararası sözleşmelerden doğan yurttaş
haklarını sadece tahdit etmekle kalmamaları, bu hakları
çiğnemeleri ve bu hakların sahiplerine karşı ölçüsüz,
orantısız, kabul edilemez bir şiddet uygulamalarıdır.
Suruçta meydana gelen olaylar, esasen, Rojava devriminin
2nci yıl dönümü dolayısıyla Suruç halkının ve çevre
illerden, ilçelerden gelen halkın bir araya gelerek, karşıda
biriken, sınırın öte yakasında biriken Rojava
devrimcilerini selamlamak istemesi sırasında ortaya çıktı.
Bizler, orada milletvekilleri olarak bulunduk, yerel yöneticilerle, askerlerle
ve polisle müzakereler yürüttük ve belli bir mesafeden bu selamlamanın
yapılacağı konusunda anlaştık. Ancak, daha sonra gelen
Taşkınlık oluyor. haberiyle tekrar harekete geçmek üzereyken,
burada emniyet güçlerinin, jandarmanın başlattığı
saldırıyla, hava kararmışken orada biriken bini
aşkın insanın hem ağır bir biber gazı saldırısı
altında hem cop ve diğer darbeleyici vasıtalarla
saldırıya uğrayarak kaçışmaya başladıklarını
gördük ve onlara yardımcı olmaya çalışırken kendimizi
Suruç Devlet Hastanesinde bulduk.
Manzara vahimdir. Tutalım ki yasayı aşan
bir davranış olmuş olsun -öyle bir davranış yok ama
tutalım ki öyle olmuş olsun- bunun bedeli şu olabilir mi: Suruç
Devlet Hastanesine kaldırılan 13 hastadan 3ü Suruçta
bakılamadığı için Urfaya cankurtaranla gönderildi,
ambulansla gönderildi; 1isi kulağından boynuna kadar ortaya
çıkan bir kesikle kısmi yüz felci geçiriyordu, öteki başına
aldığı darbeyle bir kafa travması geçiriyordu,
diğerinin de sol kolu 2 yerinden kırılmıştı.
Ayrıca, gaz fişeğinden darbe alan ancak Suruçta tedavisine
devam edilen insanlar vardı. Gaza maruz kalarak solunum yetersizliği
çeken insanlar hastanede solunum cihazına
bağlanmışlardı. Bu arada, farkında değildim ama
ben de bir darbeyi alnımdan almıştım.
Şimdi, bu tabloyu bir
gösteride kendi toprağında, yaşadıkları ilçenin
topraklarında karşıdaki Kürtlere selam vermek için orada bulunan
ve tutalım ki heyecanlı davranan kitleye reva görülmesini makul
gösterecek ne vardır? Kaldı ki valinin yaptığı
açıklamada şunu okuyoruz: Hiç kimse yaralanmamıştır,
hiç kimse hastaneye kaldırılmamıştır ve haberler
abartılıdır. denmektedir. Üstelik daha fazlası var, orada
kurulmuş olan çadırlar ateşe verildi. Sadece çadırlar
ateşe verilmekle kalmadı, yurttaşların bu toplanma
bölgesinde bıraktıkları 2 vasıta yakıldı,
ateşe verildi ve bu saldırı dün ve bugün de Birecikteki
toplanma merkezinde devam etti; araçlar ırmağa yuvarlandı,
insanlar saldırıya ve gaza maruz kaldılar.
Şimdi, kendi
kendimize sormalıyız: Ne yapılmak isteniyor ve ne
yapılıyor? İnsanlar gösteri mi yapıyorlar Rojavayla
dayanışma için? Bundan daha doğal ne olabilir? Bugün, Rojava
devriminden başka, IŞİD karşısında, insan
kafası kesen, insan ciğeri yiyen bu haydut sürüsü
karşısında Rojava devriminden başka güvenebileceğiniz
bir güç var mı? Konsolosluğunuz işgal edilmiş,
diplomatlarınız rehin alınmışken onun karşısında
Suriye ve Irak topraklarında direnebilen biricik güç Kürdistan devrimiyken
bununla dövüşmek niye? Niçin bununla dövüşmeyi seçersiniz? Bir çözüm
süreci cereyan ediyorken bu çözüm sürecinin bu tarafında duranlara
saldırıyı ve şiddeti niye uygun görürsünüz ve bunun
adına hükûmet etmek mi dersiniz?
Aslında bugün, dün ve
önceki gün Birecikte ve Suruçta olanları yapanların gerisinde duran
siyasi iradenin Filistin hakkında, Filistinde sürdürülen şiddet ve
vahşet hakkında bu kadar desteksiz konuşması da pek yerinde
olmasa gerekir. Önce kendi yurttaşlarına, kendi halkına, kendi
ülkesindeki diğer halklara karşı davranışına
bakacak Hükûmet, ondan sonra da Filistine dönüp söz söyleyecek. Üstelik,
Filistine söz söylemek isteyenlerin bu sözlerinin gerçek olduğuna bizi
inandırmaları için son beş yılın -2009dan bu yana-
ihracat ve ithalat kalemlerine baktığımızda göreceğiz
ki esasen İsraille ilişkiler tıkırındadır,
ticaret gani ganidir, her iki taraf bu ilişkiden kâr etmeye devam
etmektedir ama arada olan, Filistinin Arap halkına ve Türkiye'nin ve
Suriyenin Kürt halklarına olmaktadır.
Ben, Adalet ve Kalkınma Partisi üyesi milletvekili
arkadaşlarımızı ve bakanları, İçişleri
Bakanını uyarmak istiyorum: Bu yol, yol değildir. Türkiye'nin
bugün Orta Doğuda biricik dostu, sınırın dört bir
tarafında yaşayan Kürtlerdir. Kürtlerle, onların yaptıkları
devrimlerle, onların Türkiye'nin ve Orta Doğunun diğer
halklarına karşı düşman IŞİD çetelerine, El Nusra
çetelerine, El Kaide çetelerine karşı savaşını
desteklemek var iken onlara karşı saldırgan bir siyaset
izlemenin ne İslam kardeşliği iddiasıyla ne halklar
arası dayanışma iddiasıyla ne çözüm ve barış
iddiasıyla bir ilişkisi olabilir.
O nedenle, buradan Hükûmeti uyarıyoruz ve Meclisi,
bu süreci araştırmaya davet ediyoruz. Hükûmetin yerel yetkililerinin,
valilerin, kaymakamların, emniyet ve jandarmanın, emniyet müdürleri
ve jandarma komutanlarının halka karşı
uyguladıkları bu orantısız şiddetin gerisinde Hükûmet
siyaseti var mıdır, yok mudur? Var ise Hükûmet bunun
hesabını vermelidir. Yok ise bu valiler ve jandarma komutanları
Türkiye Cumhuriyetinde birer derebeyi gibi yaşayamayacaklarını
öğrenmelidirler.
Aslında Hükûmetin, bugün neredeyse parçalı hâle
getirdiği devlet aygıtının var olan hâli, bu derebeylere
cesaret veriyorsa bu parçalılığa son vermek de bu Meclisin
görevidir. Meclisi göreve davet ediyorum.
Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Halkların Demokratik Partisi grup önerisi aleyhinde
söz isteyen Alpaslan Kavaklıoğlu, Niğde Milletvekili.
Buyurun Sayın Kavaklıoğlu. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ALPASLAN KAVAKLIOĞLU (Niğde) Sayın
Başkan, yüce Meclisin değerli üyeleri; Halkların Demokratik
Partisi Grubunun, 14/7/2012 tarihinde Diyarbakır ilinde gerçekleşmesi
engellenen miting sırasında kolluk güçlerince gerçekleştirilen
güç kullanımının, bunun sonunda parti milletvekillerinin
yaralanmaları başta olmak üzere göstericilere yönelik şiddetin
nedenlerinin ve sorumlularının araştırılması
amacıyla Anayasanın 98inci ve İç Tüzükün 104 ve 105inci
maddeleri gereğince Meclis araştırması açılması
önergesi aleyhinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli üyeler, toplantı ve gösteri
yürüyüşü düzenleme hakkı Anayasamızın 34üncü maddesiyle
düzenlenmiştir. 34üncü maddeye göre: Herkes, önceden izin almadan,
silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri
yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir. Toplantı ve gösteri
yürüyüşü hakkı ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç
işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel
ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin
korunması amacıyla ve kanunla sınırlanabilir. Toplantı
ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanılmasında
uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir.
Değerli milletvekilleri, görüldüğü gibi,
Anayasanın 34üncü maddesine göre herkes, önceden izin almadan, silahsız
ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme
hakkına sahiptir. Ancak, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri
Yürüyüşleri Kanununun 17nci maddesiyle Mülki idare amiri, millî
güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel
sağlığın ve genel ahlâkın veya
başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla
belirli bir toplantıyı bir ayı aşmamak üzere erteleyebilir
veya suç işleneceğine dair açık ve yakın tehlike mevcut
olması hâlinde yasaklayabilir. denilmektedir.
Eylem ve etkinliklerde, gerekli uyarılar
yapılmasına rağmen yasal sınırı aşarak
kanunsuz fiil ve davranışlara devam eden ya da eylemi
sonlandırmayarak dağılmakta direnen gruplara güvenlik
kuvvetlerince müdahalede bulunulmaktadır. Güvenlik güçlerimiz, özellikle
toplumsal olaylar başta olmak üzere, kamu düzeni ve güvenliğinin
tesisi ve devamı için mevzuatla kendisine verilen görevleri yerine
getirmek amacıyla orantılılık ilkesine uygun olarak
gerektiğinde zor kullanma tedbirlerine başvurmaktadır.
Bu çerçevede, ilde genel emniyet ve asayişi
sağlamakla görevlendirilen mülki idare amirlerinin, düzenlenecek olan
toplantı ve gösteri yürüyüşünün kanun hükmünde belirtildiği
şekilde düzenlemesine gidilmektedir. Kamu düzeni ve güvenliğinin
bozulacağı bu tür eylemlerin gerçekleşmesi durumunda, telafisi
mümkün olmayan zararların önlenebilmesi amacıyla, elde edilecek
veriler doğrultusunda zorunlu olarak Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesinin 11inci maddesi, Anayasa ve ilgili mevzuatın
belirlediği esaslar çerçevesinde erteleme veya yasaklama kararları
alınabilmektedir. Burada temel amaç, insanların temel hak ve
özgürlüklerinin kullanılmasına engel olunması değil, bu hak
ve özgürlüklerin güvenli ortamlarda kullanılması amacıyla
gerekli tedbirlerin alınmasıdır.
Değerli
arkadaşlar, o dönemdeki Barış ve Demokrasi Partisi ve Demokratik
Toplum Kongresi, almış oldukları ortak bir kararla Kürt
sorununun demokratik çözümü sloganıyla 14 Temmuz 2012 tarihinde
Diyarbakır ili İstasyon Meydanında bir miting gerçekleştirme
kararı almıştır. Diyarbakır Valiliğince, 7
kişilik düzenleme kurulunun yaptığı yazılı müracaatta 14 Temmuz 2012 Cumartesi günü
İstasyon Meydanında açık hava toplantısı
yapılmak isteğinin bildirilmesi üzerine gerekli inceleme ve
çalışmalar başlatılmıştır ancak Valilik,
düzenlenmek istenen mitingin Silvan saldırısının yıl
dönümü ve aynı zamanda sözde demokratik özerkliğin ilan edildiği
gün olması nedeniyle halkın yanlış bilgilendirilerek
sokağa çekilmek istenmesinden dolayı izin verilmediğini
belirtmiştir. Valilik açıklamasında, miting düzenlenmek istenen
tarihin 14 Temmuz 2011 gününün ilimiz Silvan ilçesi, Dolapdere köyünde 13
askerimizin bölücü terör örgütü PKK ve KCKlı teröristlerce şehit
edilmesi, 7 askerimizin de yaralanmasıyla sonuçlanan hain
saldırının yıl dönümü olduğu
ifade edilmiştir.
Yapılan istihbari çalışmalarda,
vatandaşlarımızın yanlış bilgilendirilmesi
suretiyle, halkımızı sokağa çekmeye, güvenlik güçlerimiz
ile vatandaşlarımızı karşı karşıya
getirmeye, düzenlenecek kanunsuz etkinlik ve eylemlere katılım
sağlamaya teşebbüs eden illegal gruplar ve müzahir
oluşumların bulunduğuna dair bilgiler de bulunduğu
kaydedilmiştir.
Ayrıca, söz konusu
mitingle ilgili olarak o dönemde bazı çevrelerce yapılan
açıklamalar ve çeşitli basın yayın organlarında yer
alan haberlerde direniş, savaş gibi telkinlerde bulunularak
vatandaşlarımız arasında kin, nefret ve düşmanlık
duyguları oluşturulabilecek çağrılara yer verilmiştir.
Yapılan açıklamalar, basın yayın organlarında yer alan
haberler ve edinilen istihbari bilgiler sonucu, yapılması planlanan
açık hava toplantısının yasa dışı PKK-KCK
terör örgütleri ile sözde elebaşlarının propagandasına
dönüşeceği anlaşılmıştır. Söz konusu
mitingin gerçekleşmesi durumunda, yapılacak illegal propagandalar,
tahrik ve kışkırtmalarla vatandaşımızın
karşı karşıya getirilmesi ve bu yolla kin,
düşmanlık ve çatışma ortamı oluşturulmaya
çalışılacağı görülmüştür.
Yine, düzenlenmek istenen
toplantı tarihinin teröristlerce 13 askerimizin şehit edilmesi ve
7sinin de yaralanmasına yol açan Silvan saldırısıyla ve
sözde kanun dışı yönetim yapılanması ilanıyla
aynı güne getirilmesi de söz konusudur. Gerek terör olaylarına
karşı son zamanlarda yükselen toplumsal hassasiyet gerekse
vatandaşlarımızın sorunlarının çözümü
noktasında tüm toplum katmanlarından oluşan olumlu
bakış ve çözüm arayışlarını ortadan
kaldırabilecek bir nokta olduğunu, bunun da çeşitli provokasyon
neticesinde istenmeyen sonuçlara yol açabileceği
değerlendirilmiştir. Bu nedenle, 14 Temmuz 2012 tarihinde yapılması
planlanan açık hava toplantısına Diyarbakır Valiliğince
izin verilmemiş ve konu, düzenleme komitesine 6 Temmuz 2012 Cuma günü
tebliğ edilmiştir.
Yani, görüldüğü gibi,
uygulama, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri
Kanununun 17nci maddesinin işletilmesiyle doğmuştur.
Diyarbakır Valiliğinin 6/7/2012 tarihli ve 3754 sayılı
yasaklama kararına rağmen, 12 Temmuz 2012 tarihinde İstasyon
Meydanına 4 ana koldan girerek miting yapılmak istenmiş fakat
görev alan güvenlik kuvvetleri alana girişlere engel olmuş ve birçok
noktada güvenlik kuvvetlerine karşı taşlı, havai
fişekli, molotofkokteylli, bombalı saldırılar
gerçekleştirilmiştir. Yapılan saldırılara
karşı güvenlik kuvvetleri tarafından orantılı olarak
müdahalede bulunulduğu Valilikçe ifade edilmiştir.
Değerli
milletvekilleri, şunu özellikle belirtmek istiyorum: 2002-2012
yılları arasında ülkemizde, ilgili mevzuat çerçevesinde, kanuni
olarak düzenlenen toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde hiçbir ölüm
olayı meydana gelmemiştir. Bununla beraber, müdahale sırasında
zor kullanma sınırlarını aşan personel hakkında
derhâl adli ve idari işlem başlatılmıştır.
Örneğin, zor kullanma sınırlarını
aştığı iddiasıyla Ocak 2002-Mayıs 2012 dönemi
içerisinde 3.410 personel hakkında adli yönden dava, Ocak 2005-Mayıs
2012 dönemi içerisinde ise idari yönden 4.267 personel hakkında
soruşturma açılmıştır.
Değerli milletvekilleri, AK PARTİ döneminde,
geçmişteki hükûmetlerle kıyaslanmayacak kadar insan hakları
konusunda büyük ilerlemeler kaydedilmiştir. İnsan
haklarının, demokrasinin ve hukuk devleti ilkesinin korunması ve
ileri götürülmesi, iktidara geldiğimiz günden bu yana öncelikli hedefler
arasında yer almıştır. İnsan hak ve özgürlüklerini bir
davranış biçimi hâline getirmek ve bu sayede insan hakları
ihlallerini ortadan kaldırmak için en büyük yatırımı da
demokrasiye yapmak gerektiğine inanıyoruz. Hükûmetimizin
programında en çok hâkim olan kavram demokrasidir.
AK PARTİ döneminde, insan haklarının
geliştirilmesi ve güçlendirilmesine ilişkin kurumsallaşma
çalışmaları ağırlık kazanmıştır.
Kaba kuvvetin, kaba işkencenin ortadan kaldırılması yönünde ciddi ilerlemeler
sağlanmıştır. Özgürlükleri genişletecek kararlar
almaya da kararlılıkla devam edeceğiz.
Halkların Demokratik Partisi Grubunun vermiş
olduğu Meclis araştırması açılması önergesine
katılmadığımı belirtiyor, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Baluken.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Sayın
konuşmacı konuşması esnasında Barış ve
Demokrasi Partisinin 14 Temmuz etkinliğiyle ilgili, savaş
çağrıları yapıldığını ifade etti,
grubumuza sataşmada bulundu.
BAŞKAN Buyurun Sayın Baluken.
Sataşma nedeniyle iki dakika söz veriyorum.
V.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
2.- Bingöl Milletvekili İdris Balukenin, Niğde Milletvekili
Alpaslan Kavaklıoğlunun HDP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşması sırasında HDP Grubuna
sataşması nedeniyle konuşması
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Gerçekten, sayın milletvekilinin
konuşmasını, daha doğrusu metni okumasını büyük
bir hicapla burada izledik. Sanki Niğde Milletvekili değil de
Niğde Emniyet Müdürlüğünde görevli bir komiser buraya sunuma
gelmiş. Anladığımız kadarıyla, metni de bir
komiser yazıp elinize tutuşturmuş.
Şu önergenin gerekçesine
baktığınız zaman bile, burada, insan birkaç cümle söylerken
bir vicdani muhasebe yapar. Bir partinin grup başkan vekilinin
ayağı kırılacak şekilde, açık yara olacak
şekilde, üç ayı aşkın bir süre tedaviyi gerektirecek
şekilde bir yaralanma, 1 milletvekilinin korneasında
yırtılma, 1 milletvekilinin göz retinasında yara oluşumu, 2
milletvekilinin vücudunun her tarafında ekimozların oluşumuyla
ilgili bir müdahaleyi burada meşrulaştıran bir konuşma
yapıyorsunuz. Böyle yaptığınız için, milletvekillerine
şiddet uygulayan polis terörü aynı şekilde devam ediyor.
Dün, işte, arkadaşlarımıza Suruçta
aynı valinin ve polisin zihniyeti sizden cesaret alarak terör
uyguladı. Ertuğrul Beyin yaralanması, Nursel
Aydoğanın ciddi bir şekilde darbedilmesinin altında yatan
gerçek şey sizin zihniyetinizin vermiş olduğu cesarettir.
Şu sıralarda da bu süre içerisinde sayısız milletvekili
yaralandı. Hiçbir hükûmet döneminde, sizin Hükûmetiniz döneminde
olduğu kadar milletvekillerine pervasız bir şekilde polis
şiddeti, polis terörü uygulanmadı. Neredeyse, artık rutin hâle
geldi, her toplumsal şiddette eline copu alan bir polis,
karşısındaki milletvekiline şiddet uygulamaya
başladı ve siz çıkıp Polis destan yazdı. şeklinde
bunu meşrulaştıran konuşmalar yapıyorsunuz.
Sizi kınıyorum, bu zihniyeti
kınıyorum, milletvekilleri olarak, bundan sonra olabilecek bütün
sorumluluğun sizin zihniyetinizde olduğunu buradan ifade ediyor,
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Elitaş.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Grup
Başkan Vekili Alpaslan Beyi eleştirirken AK PARTİ Grubunu ve AK
PARTİ Grubunun Hükûmetini de eleştirmiştir. Müsaade ederseniz
cevap vermek istiyorum.
ENGİN ALTAY (Sinop) Ne dedi?
BAŞKAN Buyurun Sayın Elitaş,
sataşma nedeniyle iki dakika söz veriyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
3.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın, Bingöl Milletvekili
İdris Balukenin sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında AK PARTİ Grubuna
sataşması nedeniyle konuşması
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Değerli milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisi, uyulması gereken, uyulacağı tahmin
edilen, düşünülen ve uyulması mecburiyetinde olan kanunları
yapmakla görevlidir. Türkiye Büyük Millet Meclisinin üyeleri kanunları
yaparken, bunlara uyulmasını vatandaştan isterse, o Meclisin
değerli üyelerinin de yaptıkları işleri, halkla beraber
yaptıkları işleri de yasalara uygun olarak yapması gerekir.
Yasa dışı yapılan bir eylem içerisinde, milletvekillerinin
öncülük yaparak, milletvekillerinin yasa dışı eylemleri tahrik
ederek, vatandaşı arkasına toplayarak güvenlik güvenlik
güçlerine karşı saldırmalarını tasdik etmek, teşvik
etmek milletvekillerinin görevi arasında değildir.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) Kime
saldırmışız?
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Öldürecek misiniz?
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) Öldürme meselesi
değil.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Nedir o zaman?
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) Yıllarca bu
memlekette terör estirenler, yıllarca
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) Kime
saldırmışız, kime saldırmışız?
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Senin zihniyetin terör
estiriyor işte.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) -
bu memlekette
teröristlerin arkasında duranlar, yıllarca teröristleri
alkışlayanlar güvenlik güçlerini terörist diye itham edemezler.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) Sen terörist
dediğinle müzakere yapıyorsun. Ne yapacaksın? Hangi tarihte
yaşıyorsun yahu, hangi yılda yaşıyorsun?
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) Bu Hükûmeti, millî
birlik, kardeşlik, beraberlik çözüm sürecini yapan bir Hükûmeti siz
kalkacaksınız, getireceksiniz burada Terör estiriyor. diye ifade
ettireceksiniz. Siz güvenlik
güçlerine saldıracaksınız, güvenlik güçlerini öldüreceksiniz,
askeri şehit edeceksiniz
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) Kim askeri şehit
ediyor be?
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Kim askeri şehit
ediyor? Saçma sapan konuşmayın.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) Utan, utan!
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Senin zihniyetin
onları şehit ediyor.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) -
şehit edenleri
alkışlayacaksınız, arkasından kalkacaksınız,
burada siz Terör estiriyor. diyeceksiniz.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) Utan be!
OKTAY VURAL (İzmir) Terör örgütünü muhatap alan
sizsiniz ya, çözüm sürecini yasalaştıran sizsiniz ya.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Teröristleri alkışlayanlar,
Türk güvenlik güçlerine, askerine, polisine Terör estiriyor. diyemezler.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Sayın
Başkan, herhâlde ifade etmeye gerek yok yani.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) Söz istiyorum Sayın
Başkan.
BAŞKAN Biriniz oturun, Grup Başkan Vekili
şey yapıyor.
KAMER GENÇ (Tunceli) Gezide öldürülen gençlerin
günahı bunların boynuna değil mi?
BAŞKAN Sataşma nedeniyle söz veriyorum.
Buyurun Sayın Baluken.
4.- Bingöl Milletvekili İdris Balukenin, Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaşın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında Halkların Demokratik Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
İDRİS BALUKEN
(Bingöl) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu asker
asker, polis şehit etme meselesine hemen bir değineyim- polisin
şehit olmasına sebep olan zihniyet, Kürt meselesini ve
demokratikleşme sorununu çözümsüz bırakan sizin zihniyetinizdir. Biz
legal siyasi parti olarak başından beri bu meselenin
barışçıl yoldan çözülmesi için elimizden gelen bütün gayreti
gösteriyoruz.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Teröristi alkışlayacaksınız
ERTUĞRUL KÜRKCÜ
(Mersin) Ya ne diyorsun sen Teröristi alkışlamak. falan?
İDRİS BALUKEN
(Devamla) Siz Hükûmetiniz döneminde her türlü soykırım operasyonunu
yaparak, askerî operasyonlar yaparak, Roboski benzeri katliamlar yaparak,
siyasi soykırım operasyonları yaparak
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Polise tokat atacaksın terör olmayacak!
İDRİS BALUKEN
(Devamla) -
savaş politikalarını gündemleştirdiniz, orada
yaşamını yitiren askerin de, polisin de, gerillanın da
canından birinci derecede Hükûmetiniz sorumludur; bu bir.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Hâlâ teröristi koruyorsunuz.
İDRİS BALUKEN (Devamla) İkincisi:
Toplantı ve gösteri yapma hakkıyla ilgili anayasal güvenceler
vardır. Sizin derebeyi ilan ettiğiniz valilerinizin keyfî
uygulamasıyla hiç kimse demokratik gösteri hakkından vazgeçmez. Sizin
bu zihniyetiniz, Gezide onlarca insanımızın yaşamını
yitirmesine, onlarca, yüzlercesinin yaralanmasına neden oldu; Licede
aynı şekilde, Yüksekovada aynı şekilde. Bu zihniyetin
kendisi, terörün ta kendisidir. Ali İsmaili sokak ortasında öldüren,
Ethem Sarısülükü öldüren, Medeni Yıldırımı Licede öldüren,
Yüksekovada 3 genci sadece gösteri hakkını kullanıyor diye
öldüren ve bundan hesap sormayan zihniyet, terör zihniyetinin ta kendisidir;
söylediğiniz bütün sözleri aynı şekilde size iade ediyorum ben.
Burada, özellikle milletvekillerinin darbedilmesiyle
ilgili bir önerge görüşülüyor; siz, yine, her zaman
yaptığınız gibi, topu başka yere çekerek bu önergenin
gündeme alınmaması üzerinden siyaset yapıyorsunuz.
Yanlış yapıyorsunuz; her yaptığınız
yanlış size başka bir fatura olarak geri dönecektir, aynı
şiddetle siz karşılaşacak şekilde bu ülkede ciddi
sıkıntılar hepimizin önüne gelecek diyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Halkların Demokratik Partisi grup önerisi lehinde
söz isteyen Muharrem Işık, Erzincan Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
OKTAY VURAL (İzmir) Terör örgütüyle görüşen
kim, muhatap alan, çözüm süreci diye paketi getiren kim?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) O tarafa söyle.
OKTAY VURAL (İzmir) - İyi oldu terörist
demeniz, terör örgütü demeniz ama keşke bunu Başbakan da dese ya.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) O tarafa söyle, o
tarafa!
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) Niye bu tarafa? Ne
söylüyorsun bu tarafa?
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Sensin, en büyük
terörist sensin, senin zihniyetindir, tamam mı.
VIII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.- HDP Grubunun, 14/7/2012 tarihinde Diyarbakır ilinde
gerçekleşmesi engellenen miting sırasında kolluk güçlerince
gerçekleştirilen orantısız güç kullanımının,
bunun sonucunda kendi partilerinin milletvekillerinin yaralanmaları
başta olmak üzere göstericilere yönelik şiddetin nedenlerinin ve
sorumlularının tüm boyutlarıyla araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan (10/1021)
esas numaralı Meclis Araştırması Önergesinin ön
görüşmelerinin, Genel Kurulun 21 Temmuz 2014 Pazartesi günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
MUHARREM IŞIK (Erzincan) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; tabii, şu tartışmalara
baktığım zaman gördüğüm şey şu
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Teröriste
sarılmadım ben.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Terbiyesizlik yapma!
MUHARREM IŞIK (Devamla)
hiçbir zaman için ne
yazık ki şöyle bir testere gibi olup herkese eşit
davranamadınız.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Teröriste
sarılmadım ben.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Örtbas edip
öldürdüğün o gençlerin hepsi teröristin kim olduğunu gösteriyor.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Polise yumruk
atmadım ben.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) Ne olacak lan
sarılmışsam? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Düzgün konuş lan!
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Hepsi teröristin kim
olduğunu gösteriyor. Sen aynı faşist zihniyetinle devam
ediyorsun. Bağırma öyle, bağırma! Nasıl
konuşuyorsun sen?
MUHARREM IŞIK (Devamla) Her şeyi kendi
işinize geldiğiniz gibi yorumlamayı biliyorsunuz ve buna devam
ediyorsunuz.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Yanındaki nasıl
konuşuyor?
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) Nasıl
konuşuyormuşum?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Ne diyorsun sen?
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) Ne olacak?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Ne, ne olacak?
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) Ne yapacaksın?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Neyi ne
yapacağız?
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Kabadayı mısın
sen?
MUHARREM IŞIK (Devamla) Değerli
milletvekilleri
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, birleşime
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 15.04
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.15
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muhammet Bilal MACİT
(İstanbul), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)
-----0-----
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 122nci Birleşiminin İkinci Oturumunu
açıyorum.
Halkların Demokratik Partisi grup önerisinde söz
sırası Erzincan Milletvekili Muharrem Işıktadır.
Buyurun Sayın Işık. (CHP
sıralarından alkışlar)
MUHARREM IŞIK (Erzincan) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Halkların Demokratik Partisi grup önerisi
lehinde söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygılarımla
selamlıyorum.
Değerli Başkan, değerli milletvekilleri;
bir az önce Sayın Elitaşın buraya çıktığı
zaman söylediği laf, daha önce bana Kızılayda yapılan
saldırıyı aklıma getirdi. O zaman, saldırı
olduğu zaman dönemin Sayın Bakanı da bana aynı lafı
söylemişti: Ne işin var orada, niye gittin? Tabii, oraya giden
herkes, kafasına göre, terörist muamelesi görecek insanlar.
Biraz önce sayın vekil konuşurken dedi ki:
Anayasanın 34üncü maddesine göre herkesin izinsiz gösteri yapma
hakkı var. Size göre toplanan 10 kişi de terörist -ülkeyi
yıkacak, Hükûmeti yıkacak- 100 kişi de aynı şekilde.
Bir tanesine izin vermiyorsunuz ki, kim toplanmış, niye
toplanmış?
Şimdi, Gezi olaylarıyla başlayan süreçte,
insanların o zaman hiçbiri oraya bir şey çıkarmak için gitmedi.
Evet, biz bulunduk, gittik, oradaki eylemlerin hepsinde bulunduk.
Amacımız neydi? Amacımızı açık söyleyelim:
Milletvekiliyiz ya, dokunulmazlığımız var sözüm ona,
polisler biraz daha yumuşak davranır!
Değerli milletvekilleri, ülkemizde gelinen noktada
birbirimizi kandırmayalım- yaptığınız her
şeyi doğru buluyorsunuz, hiçbir şeye yanlış
demiyorsunuz.
Bakın, dün akşam burada bir olay
yaşandı. Bir milletvekili bizim de tasvip etmediğimiz
şeyler söylemiş olabilir, söyledi. Sayın Grup Başkan Vekili
tutanakları getirdi, orada okuyor ve millet de zaten bir an önce gitmek
için uğraşıyor, herkes çıkıp gitmeye
çalışıyor. Sayın Canikli burada millete
bağırıyor: Durun, tutanakları okuyorum. Niye dursunlar
burada, ne yapacaklar? Amaç ne, altta ne var? Ha, CHPliler mi size
saldıracak da CHPlileri döveceksiniz? Yapmayın, lütfen yapmayın
bunu. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) Ne alakası
var ya, ne alakası var?
MUHARREM IŞIK (Devamla) Evet, aynen öyle, aynen
öyle.
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) Kime söyledi? Sana
da söylediler o zaman, sana da söylediler.
MUHARREM IŞIK (Devamla) Bırakın, herkes
gidiyor. Hayır, onun konuşmasını demiyorum ben, onun
konuşmasını demiyorum ben. Bak, yüzünü asma.
Konuşmasını demiyorum ama Caniklinin oradaki şeyini,
şiddette gelinen noktayı göstermek için söylüyorum.
Yaptığınız her şeyi,
dediğim gibi, kendinize göre doğru görüyorsunuz. Karşıdaki
insanların hiçbir şeyini olura alıp da O da doğrudur.
demiyorsunuz. Artık gerçekten bir güç zehirlenmesine girmişsiniz.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Kamer Gençin sözünün
savunulacak bir tarafı var mı?
MUHARREM IŞIK (Devamla) Ve size göre, yapılan
her şey de
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) O sözleri kabul mu
ediyorsun?
MUHARREM IŞIK (Devamla) Benim söylediğim
lafı iyi dinle. Bak, söylediğim lafı anlamadın.
Sayın Canikli, millet gidiyor, milleti niye burada
tutuyorsun? Tamam, okuyacaksın, okumana bir şey demiyorum. Biz onu
söylüyoruz.
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) Canikli söylemedi
bir kere, Canikli söylemedi, ben de söylemedim.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Dinle kardeşim, dinle
ya!
MUHARREM IŞIK (Devamla) Aynen. Bir dinleyin ya,
bir dinleyin. Bak, süremi yiyorsun, bir dinle.
Amaç ne burada, ben onu söylüyorum. Şiddet
konusunda, ne yazık ki özellikle Sayın Başbakan
Bakın, polisleri koruyorsunuz değil mi? Güzel.
Polislere kimse bir şey demesin; güzel. Biz şöyle diyoruz: Bu Türkiye
Cumhuriyetinin polisleri eğer gerçekten vatandaşın polisiyse,
vatandaşın can güvenliğini koruyorsa, herkese eşit
davranıyorsa onların hepsi bizim başımızın
üstüne. Ben hekimlik yaptım, Erzincanda polislere benden iyi davranan bir
insan yoktu, hiçbir zaman için ayrım yapmadık polisler üzerinde.
Peki, ne oldu? Çok sevdiğiniz polisleri on iki yıl sonra, niye 17
Aralıktan sonra hallaç pamuğu gibi attınız? Onlar da Türk
polisi değil miydi? Ha, size dokundu. Aynı şey burada, hiç değişen
bir şey yok.
Polis bana şiddet uyguladı, 16 polis bana
saldırdı. Tekrar edeyim: O zamanın İçişleri
Bakanı Ne işin var orada? diye bana güldü. O, polislerle ilgili
değil. Ve sonuçta mahkeme, kararı vermiş, polisin şeyinde
hiçbir şey yapılmamış gibi bir karar verilmiş.
Polisler orada beni tanımıyormuş, saldırmamışlar.
Bir müsteşarınız Somada tekme attı.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) Müşavir,
müşavir.
MUHARREM IŞIK (Devamla) Müşavir mi?
Tekme attı, o müşavire yedi gün rapor verildi.
Aynı Adli Tıp, o doktorlar benim yaralanmamda -dizimde kanama var, omzumda
yaralanma var- basit yaralanma diye geçiştiriyor, İş güç
kaybı olmamıştır. diye karar veriyor. Bunları
gördükten sonra nasıl durursunuz şimdi?
Şimdi, milletvekiline, sizden bir milletvekiline
Hatırlarsınız Hatayda olanı. Ne oldu? Polis milletvekilinin
oğluna bir hata yaptı, milletvekili gitti, orada polisleri
sıraya dizdiler. Onlar da Türk polisi değil miydi? Şimdi,
milletvekiline yapılan şiddet, tamam, sizin umurunuzda olmayabilir
ama bu vatandaşa nasıl yapar? Gördük işte, Gezi olaylarında
onca ölen insan, göz göre göre vurulan insanlar
Bunlar hâlen geziyorlar. Bir
tanesi toplum baskısı olduğu için geçen hafta tutuklandı.
Ali İsmail Korkmazı öldürenler hâlen geziyor, görüntülerde
apaçık var, her şey göründüğü hâlde hâlen geziyor. Hadi,
milletvekillerini, tamam, önemsemeyin -ha, size gelince, tabii, önemsersiniz
ama- milletvekillerini önemsemeyin, vatandaşı da mı
önemsemiyorsunuz? Bugün vatandaşın başına gelenleri
görüyorsunuz ama dediğim gibi, kendinize gelince aynı şekilde
buna devam ediyorsunuz.
Değerli milletvekilleri, bakın, bu çok
tehlikeli bir gidişat. Polisin bu şekilde kendini devletin tek
koruyucusu, tek savunucusu görmesi çok tehlikeli.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) Devletin
değil iktidarın, iktidarın.
MUHARREM IŞIK (Devamla) - Bunun sonu çok tehlikeli
olur. Vatandaşı koruması lazım, vatandaşın polisi
olması lazım. Eğer Ben devletin polisiyim, devleti korumak bana
düşer
diye; her ortaya çıkan insana, 10 kişi, 20 kişi, 100
kişi toplandığı zaman Bu, Hükûmeti yıkmak için
hareket ediyor. diye o zihniyetle hareket ederse gerçekten, bu, çok tehlikeli
sonuçlara gider, karşısında şiddet
kullandığı toplum tekrar birleşir. Ondan sonra da kötü
sonuçlar çıktığı zaman, bu sefer çıkıp biraz önce
söylediğiniz gibi Terörist sıkmış, sıkmayalım
mı? Milletvekili şunu yaptı
Ya, milletvekiline
davranışını görmüyor musunuz?
1 Mayıs törenlerinde İstanbulda gözümle,
canlı canlı gördüm. Hiçbir şey yok, herkes şurada
toplanmış, herkes bekliyor. Polis bilinçli olarak anons ediyor,
Cumhuriyet Halk Partisini işaret ediyor. Cumhuriyet Halk Partili
milletvekilleri orada, hiç taşkınlık yok Arkadaşlar,
taş atmayın
Taş atan da yok. Biraz sonra gazlıyorlar.
Gezi yıl dönümündeki olaylarda her tarafı polis
kesmiş, Taksime girmek mümkün değil, hiçbir yerden giremiyorsun. Bir
bakıyoruz, 100 metre ileride Sayın milletvekilleri, kenara çekilin,
gruplar geliyor. Nereden girdi bu gruplar içeriye, nereden geldiler? Ha,
diyecekseniz Paralelin polisleri. E, o zaman, paralelin polislerini
almıştınız zaten, onlar da kalmamıştı.
Yapılan her şey bilinçli yapılıyor. Yani, Sayın Başbakanın çıkıp da ikide
bir Destan yazdılar
Ne zaman demişti? Paralel polislerin olduğu
zaman demişti Destan yazdılar. diye. Polisler nasıl
sabrediyor? demişti. E, bunları söylerken bunları niye
görmüyorsunuz sayın milletvekilleri? Biraz bunları görmeniz
lazım. Bu vatanı hepimiz seviyoruz, hiçbiriniz vatanı bizden
fazla sevmiyorsunuz, herkes de vatanını seviyor. Ama, sizin
gidişatınız artık, tek zihniyet oluyor. Bundan sonra
yaptığınız şey
Bizden başkası olmayacak.
zihniyetine götürüyorsunuz.
Bugün
Cumhurbaşkanlığı seçimleri için çalışmalar
yapıyorlar. Dün Hataydaki konuşmaları hiçbir şeye
yakışır mı ya? Cumhurbaşkanı olacaksın sen.
Resmen hedef gösteriyor.
Biraz önce, sayın
milletvekili çıkıp Cumhuriyet Halk Partisi ve içindeki illegal
örgütler. diyor, sonra Demedim. diyor. Ya, bir kere, o illegal örgüt
dedikleriniz, o grupların birçoğu Cumhuriyet Halk Partisine... Bak, şimdi,
herkes biliyor olabilir, herkes de CHPyi sevebilir ama kalkıp da
bunu bu şekilde lanse edip
kendinize oradan bir pay çıkarmaya çalışmak kadar
yanlış bir şey olabilir mi? Zaten, hep mazlumu oynadınız, oynamaya da
devam ediyorsunuz, Buradan da bir rant çıkaralım. diyorsunuz, Buradan
da bir şey kazanalım. diyorsunuz. Ya, mazlum değilsiniz ki siz,
mağdur olmuşsunuz artık. Polise emir veriyorsunuz Vurun.
Polis, milletvekilini karşısında gördüğü zaman inanın
ki düşmanını görmüş gibi hareket ediyor, milletvekili gidip
güzelce bir şey anlatmaya çalışıyor. Biz, Ali Rıza
Öztürk Milletvekiliyle birlikte Kızılaydaki olayda polise gidip
Arkadaşlar, yapmayın, bakın, buraya toplanan insanların,
hiç kimsenin bir amacı yok, taşkınlık yapmıyorlar,
burada toplantısını yapıp, eylemini yapıp dağılacaklar
büyük ihtimalle. dedik. Hiçbir şey yok, dönüyoruz arkamızı
saldırıyorlar, dönüyoruz arkamızı saldırıyorlar.
Sebep ne, niye saldırıyorsunuz? Bir yerlerden emir geldi. Ama, şu var, bu neyi gösteriyor biliyor
musunuz? Bu, sizin gidişatınızın kötü olduğunu
gösteriyor. Çünkü, bir ülkede eğer demokrasi kalmamışsa,
eğer demokrasi bitmişse onu yöneten insanlar, her zaman için
karşısında muhalif olan insanlardan korkarlar. Korktukları
için de karşısında muhalif olan insanları
dağıtmak için polis şiddeti kullanılırlar. Ama, ne
olur? İşte, 17 Aralıkta olduğu gibi olur, 25 Aralıkta
olduğu gibi olur. Ne kadar kendi karşınıza bir hedef
koyarsanız
Çünkü zayıfsınız, ne derseniz deyin yani
örgütlerin içinde o kadar da güçlü değilsiniz. İnsanlar da artık
bazı şeyleri görüyor, polisler de artık bazı şeyleri
anlamaya başladı.
E, dün yaşanan olay,
orada milletvekilleri resmen darp ediliyor, vali telefona çıkmıyor.
Vali orada emir veriyor. Engellemesi gerekirken, vali telefona çıkıp
da ne yapılması gerektiğini söylemiyor. E, böyle nereye
gideceğiz biz? Bunun sonu şiddet tabii, başka bir şey
değil ki. Ama şiddetten beslenmeyle bir yere gidemezsiniz, sonu da
bunun kötü patlama olur. Ondan dolayı, burada yapmamız gereken: Artık,
aklı kullanmamız lazım, ortak aklı kullanmamız
lazım.
Ha, bizim söylediğimiz şeylerin çok mu önemi
var? Hiç önemi yok, hiç birini takmıyorsunuz, onu biliyoruz. Kendi
kafanızda, daha doğrusu size verilen talimatlar doğrultusunda
-zaten bunları yapmamak için- gidiyorsunuz. Ama inanın ki birkaç sene
sonra bu dönüp size gelecek. Bakın, döner gelir bu. Nasıl ki daha
önceki olanlar geldi ayağınıza dolandı, nasıl ki
yargıda ayağınıza dolandılar, nasıl ki -size
göre- polisler de dolandılar; bu da aynı şekilde gelip
dolanacak, bu çıkardığınız yasalar da yarın sizi
gelip bulacak.
ENGİN ALTAY (Sinop) Hakan Fidan da dolanacak.
MUHERREM IŞIK (Devamla) Hakan Fidan da dolanacak.
Şimdi, TİBi kaldırıyorsunuz. Niye
kaldırıyorsunuz? Kendi devletini yaratacak, militarist bir hükûmet
kuracaksınız, militarist bir devlet yapacaksınız. Bu gelip
geçecek, bu ülkede ne hükûmetler geldi geçti, siz de gideceksiniz ama sonuçta
pişman
Ama şunu söyleyeyim: Yarın milletvekilliği
bitecek, milletvekilliği bittikten sonra şöyle aynanın
karşısına geçtiğiniz zaman gerçekten şunu söyleyin:
Biz bu toplumun 76 milyonuna sözde değil özde, gerçekten eşit
davrandık, onları kucakladık.
Hepinizi saygılarımla selamlıyorum. (CHP
ve HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Halkların Demokratik Partisi grup önerisi aleyhinde
söz isteyen Recep Özel, Isparta milletvekili. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
RECEP ÖZEL (Isparta) Sayın Başkan, çok
değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Halkların Demokratik Partisinin vermiş olduğu grup önerisinin
aleyhinde söz almış bulunmaktayım.
Biraz önce konuşan Muharrem Beyin en son
cümlesinden söze başlamak istiyorum. Evet, biz 76 milyonun, 77 milyonun
her birine eşit bir şekilde davrandık, bu konuda hiç kimsenin
şüphesi olmasın.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Atma Recep din kardeşiyiz.
BÜLENT BELEN (Tekirdağ) - Buna inanıyor musun
Recep Bey?
RECEP ÖZEL (Devamla) Şimdi, her türlü şiddete
hep birlikte karşı olmamız gerekiyor.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) Atma Recep din
kardeşiyiz.
RECEP ÖZEL (Devamla) Kime uygulanıyorsa,
şiddet kimden geliyorsa hep birlikte bunun karşısında
olmamız gerekiyor. Milletvekiline uygulanan şiddeti de şiddetle
protesto ediyoruz.
KAMER GENÇ (Tunceli) Lafla değil, icraatla olur
icraatla.
RECEP ÖZEL (Devamla) Ama, milletvekillerimizin de kendi
görev alanları içerisinde topluma örnek olması gerekirken,
şiddetin önünde durması gerekirken bir takım eylemlerin önünde
gidip, TOMAların önüne yatıp, polisin karşısında
durup orada bulunan göstericilere de bir destek vermemeleri
gerekiyor. Her şeyi konuşabiliriz, konuşa konuşa burada
anlaşabiliriz, bir problemimiz varsa konuşarak çözebiliriz ama
şiddeti çözümün bir vesilesi, şiddeti çözümün bir aracı olarak
kullananlar karşısında da milletvekili olarak hep birlikte
durmamız gerekiyor.
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Ne şiddeti ya? Ne silah var ne
saldırı var! Ne şiddeti?
RECEP
ÖZEL (Devamla) - Polisin uygulamış olduğu yanlış
uygulamalar olmuş olabilir ama sadece polisi hedef tahtasına oturtup
da polise taş atan
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) 3
kişinin bir araya gelmesi şiddet midir?
RECEP
ÖZEL (Devamla) -
polise molotof atan, polise şiddet uygulayanlara da hep
birlikte aynı oranda karşı çıkabiliyor muyuz? Sorun burada,
problem burada.
Biraz
önce burada konuşan Ertuğrul Kürkcü Milletvekili Doğuda,
güneyde her yer karıştı, orada sadece Kürtler sizin dostunuz.
diye
Arkadaşlar, bizim Kürtle bir problemimiz yok, Arapla bir
problemimiz yok, Museviyle bir problemimiz yok. Bizim o coğrafyada
haksız uygulamalar yapan devlet
yönetimleriyle, yanlış uygulamalarla problemlerimiz var, hiçbir
halkla problemimiz yok. Bütün insanlığı insan olduğu için
seviyoruz, her birine de hizmet etmek istiyoruz. Bütün coğrafyanın,
dünyanın dört bir köşesindeki mazlum milletlerin sesi,
kulağı olmaya çalışıyoruz.
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Ya, önce kendi ülkene bir hizmet et de ondan
sonra
Kendi ülkene hizmet et.
RECEP
ÖZEL (Devamla) - Şimdi, olay olalı iki yıl olmuş. 2012
yılındaki bir olayı
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Dün de oldu, aynı oldu, dün de aynı şey oldu.
RECEP
ÖZEL (Devamla)
bugün, en son şu Urfadaki olaylarla Suruçta-
birleştirerek burada gündeme getirdiniz. Tabii ki biraz önce
söylediğim gibi, dün burada valinin telefona çıkmaması
olayında, elbette bütün milletvekili arkadaşlarımızın
telefonuna valinin çıkması, onlara çözüm bulması, onları
muhatap alması gerekir. Eğer çıkmıyorsa o kamu görevlisinin
kendini bir check etmesi gerekir diye düşünüyoruz.
TANJU
ÖZCAN (Bolu) Siz ne yaparsınız?
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Bugün de basını aramış. Niçin
bunları haber yaptınız? diye basını tehdit etmiş
o vali.
RECEP
ÖZEL (Devamla) - Şimdi, geldi Muharrem kardeşimiz burada halkın
polisi dedi. Arkadaşlar, halkın polisi olmaz ya, devletin polisi
olur. Halkın polisi olursa yani, devletine hizmet eden, milletine hizmet
eden halkın polisi...
ENGİN
ALTAY (Sinop) Devlet kimin, devlet?
RECEP
ÖZEL (Devamla) Devletin polisi olur, halkın polisi olmaz, bunu bir kere
Devletin polisi, halkın polisi olan
Halkına, devletine hizmet eden
polis olur. Biri devletin polisi, biri halkın polisi diye böyle bir
ayrım da olmaz. Bunları lütfen
ENGİN
ALTAY (Sinop) Hizmet bekleyen devlet değil, hizmet bekleyen
halktır, bu literatürü bilmiyorsun. Devlet hizmet bekler mi? Halk hizmet
bekler.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Polis devleti olmaz.
RECEP
ÖZEL (Devamla) Polis devleti olmaz, kabul; polis devleti de olmaz, kabul ama
devletin polisidir, halkın polisi değildir.
Grup
önerisinin iyi niyetlerle, bugünkü gündemi
değiştirmek niyetiyle de verildiğini düşünüyoruz.
Kamuoyunun kaç günden beri beklemiş olduğu
torba kanunu bugün görüşelim. Bayramdan önce çıkartabiliyorsak
çıkartalım, eğer çıkartamıyorsak da bayramın
hemen akabinde gelip burada çalışarak bunu, bir an önce milletin
gerçek beklentilerine cevap verecek ölçüde neticelendirelim diyoruz.
HASAN ÖREN (Manisa) Ne kadar isterseniz o kadar
çalışalım.
RECEP ÖZEL (Devamla) Grup önerisinin aleyhinde
olduğumu bildiriyor ve hepinize saygılar sunuyorum efendim. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Sayın
Başkan, milletvekillerinin şiddeti teşvik eden eylemlerde önde
yürüdüklerini ve teşvik ettiğini söyledi. Ona bir cevap vermek
istiyorum.
BAŞKAN Anladım da sizin partinizle,
şahsınızla ilgili bir şey söyledi mi?
RECEP ÖZEL (Isparta) Söylemedim efendim.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Partimizi
suçladı.
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) Genel
konuştu.
BAŞKAN Genel anlamda
Partiyle ilgili bir
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Hayır, partimizi
suçladı. Ben açıklama yapmak istiyorum.
BAŞKAN Hayır, partinizle ilgili söyledi mi
diyorum.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Tabii, partimize
sataştı.
BAŞKAN Cümle kullandı mı?
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Tabii, evet.
RECEP ÖZEL (Isparta) Hiç kullanmadım efendim.
BAŞKAN Tutanakları getirteyim, sizin
partinizin ismini kullandıysa vereceğim Sayın Baluken, hayhay.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Tamam.
ENGİN ALTAY (Sinop) Açıkça itham etti.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Karar yeter sayısı
Sayın Başkan
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunacağım, karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Elektronik cihazla oylama yapacağız.
Bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, karar yeter
sayısı yoktur.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 15.33
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 15.41
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan), Mine
LÖK BEYAZ (Diyarbakır)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 122nci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Halkların Demokratik Partisi grup önerisinin
oylamasında karar yeter
sayısı bulunamamıştı. Şimdi öneriyi tekrar
oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı
arayacağım.
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Karar yeter
sayısı vardır, öneri kabul edilmemiştir.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun İç Tüzükün
19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
2.- MHP Grubunun, MHP Grup Başkan Vekilleri İzmir Milletvekili
Oktay Vural ve Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu tarafından,
Türkiyenin Doğu Akdenizdeki kıta sahanlığı
alanlarıyla çakıştığı bölgelerinde İsraile
bağlı firmaların izinsiz petrol, doğal gaz faaliyetlerinde
bulunmaları, bu faaliyetlerin Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyetine etkileri ile Türkiyenin İsrail
yaklaşımını tartışmak amacıyla 21/7/2014
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan genel görüşme önergesinin (8/13), Genel Kurulun 21
Temmuz 2014 Pazartesi günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına
ve ön görüşmelerinin aynı
tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
21/07/2014
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulunun 21/07/2014 Pazartesi günü
(bugün) yaptığı toplantısında siyasi parti
grupları arasında oy birliği
sağlanamadığından grubumuzun aşağıdaki
önerisini İç Tüzük'ün 19'uncu maddesi gereğince Genel Kurulun
onayına sunulmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Yusuf
Halaçoğlu
Kayseri
MHP Grup Başkan Vekili
Öneri:
21
Temmuz 2014 tarih, 8053 sayıyla TBMM Başkanlığına
İzmir Milletvekili ve MHP Grup Başkan Vekili Oktay Vural ile Kayseri
Milletvekili ve MHP Grup Başkan Vekili Yusuf Halaçoğlu'nun
verdiği "Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki kıta sahanlığı alanlarıyla
çakıştığı bölgelerinde İsrail'e bağlı firmaların izinsiz petrol,
doğal gaz faaliyetlerinde bulunmaları, bu faaliyetlerin Türkiye ve
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne etkileri ile Türkiye'nin İsrail
yaklaşımını tartışmak amacıyla
verdiğimiz genel görüşme önergemizin 21/7/2014 Pazartesi günü (bugün)
Genel Kurulda okunarak görüşmelerinin bugünkü birleşiminde yapılması
önerilmiştir.
BAŞKAN Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisi
lehinde söz isteyen Adnan Şefik Çirkin, Hatay Milletvekili.
Buyurun Sayın Çirkin. (MHP sıralarından
alkışlar)
ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
hepinizi saygı, sevgi, hürmetle selamlıyorum.
Sayın milletvekilleri, öncelikle, biz de -bu
Meclisin tamamının duyguları olan- İsrailin
yaptığı acımasız vahşeti ve oradaki Müslüman
kardeşlerimize yaptığı kıyımı sizler gibi,
sizlerin içindeki duygular gibi bir defa daha ifade ediyor ve İsraili bir
an evvel bu kıyımdan, bu zulümden vazgeçmeye davet ediyoruz.
Bununla beraber, içinde
yaşadığımız günlerde, bugünlerin hassasiyetiyle,
Gazzedeki kardeşlerimizin içinde yaşadığı
sıkıntılara binaen söylenilen lafların, verilen demeçlerin,
aynı zamanda, Türkiye Cumhuriyeti içerisinde yaşayan Musevi kökenli
vatandaşlarımızın da düşünülerek verilmesi ve
onların da -vatandaşlarımız olması münasebetiyle-
hukuklarının, durumlarının zedelenmemesi noktasında da
hassas davranılmasının faydalı olduğu kanaatini de
belirtiyorum.
Sayın milletvekilleri, dış politika çok
farklı bir şeydir. Hükûmetler -örneğin, Türkiyede bugün Adalet
ve Kalkınma Partisi Hükûmeti- yurt içindeki problemlerde, meselelerde,
uygulamalarında zaman zaman devleti, zaman zaman da her hükûmet gibi
destek aldığı siyasi partiyi temsil eder, bu normaldir çünkü
toplumun huzuruna çıkmış, ondan kendi söylevleriyle destek
almış ve bu şekilde de iktidara gelmiş bir siyasi partinin
hükûmetidir. Dolayısıyla, onun icraatlarından o siyasi parti de
yarın sorumlu olacağından zaman zaman da kendi siyasi partisini
temsil eder. Ancak bilinen bir realite vardır ki hangi hükûmet olursa
olsun, yurt dışında, Türkiye Cumhuriyeti topraklarının
dışarısında sadece Türkiye Cumhuriyeti devletini temsil
eder.
Şimdi, içinde yaşadığımız
hassas günlerde İsrailin bu acımasız vahşetine
karşı iktidar partisinin tutumuyla ilgili ve İsrailin
geçmişte yaptıklarına karşı davranış ve
tutumlarıyla ilgili bir kısım değerlendirmelerde bulunarak
bugünkü yapılan bu faaliyetlerin ve İsraile yapılan
çıkışların meseleyi halletmekten çok uzak olduğunu
ifade etmeye çalışacağız.
Sayın milletvekilleri, hepinizin bildiği gibi,
Güney Kıbrıs Rum yönetimi, bizim de kıta
sahanlığımızda veyahut hak iddia ettiğimiz, henüz
muvazaalı alanlar olan petrol ve gaz sahalarında arama faaliyetlerine
başlamıştır. Buralarda bir kısım petroller,
gazlar çıkmış ve aynı zamanda da Hükûmetimiz, aynı
gün, aynı saatte yüksek volümlü, yüksek perdeden açıklamalarda
bulunmuştur. Güya oraya sismik araştırma gemisi gönderilmiş
ve Türkiye'nin hakları korunmaya
çalışılmıştır.
Şimdi, öncelikle şunu ifade etmek lazım:
Kuzey Kıbrıstaki tüm petrol ve gaz aramalarının arkasında
İsrail vardır. Öyle ki İsrail, bugün 5 bin konutluk bir alanda
Güney Kıbrısta yerleşmiş -bunu ileride 20 bin konuta
çıkaracağı ifade edilmektedir- ve oradaki ekonomik
haklarını gözetmek üzere orada bir çalışma
yapmaktadır. Çok gariptir, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
toprakları sınırları içerisinde bir de liman
kurmuştur. Bu da çok gariptir, Karpaz bölgesine yakın bir tarafta
İsrail bir de liman kurmuştur. Şimdi, İsrailin ekonomik
çıkarlarını gözeten faaliyetlerini hangi argümanlarla -silahla,
topla, tankla, tüfekle de- desteklediği ortada olan bir gerçekken biz
Sayın Dışişleri Bakanına bunu sorduk, mealen
Türkiyenin hak sahibi olduğu yerlerde, ekonomik alanlarında bulunan
bir kısım petrol aramaları İsrail destekli
yapılıyor, bu konuda ne yaptınız? dedik. Bu soruyu
sorduktan sonra beş ay cevap alamadım, beş ay sonra tekraren
sorduğumuzda, Dışişleri
Bakanlığımızın bize verdiği cevapta, bir kere,
zımnen, aynı sahalarda Güney Kıbrıs Rum yönetimiyle beraber
İsrail destekli petrol ve gaz çıkarma çalışmalarının
yapıldığı bu belgeyle teyit edildi. Peki, biz de soruyoruz:
Hükûmet ne yaptı, Dışişleri Bakanlığı ne
yaptı? Bol bol demeç, bol bol kınama, başka bir şey yok, bir
tek nota dahi yok.
Sayın milletvekilleri, şimdi yüksek perdeden
Ey, Netanyahu..., Ey İsrail... açıklamalarının
İsrail nezdinde hiçbir değerinin olmadığı ortada. Bu
aradan geçen süre içerisinde ne yaptırımı
yapmışız? 2013te cevaplanmış, ticaretimiz
artmış. Ticaret artmışsa yaptırım nedir? Bir sürü
gizli anlaşmalar yapılmış, bu burada belgelerle
açıklanıyor. Açık anlaşmayı anladık, gizli
anlaşma nedir? Demek ki her iki ülkenin menfaatine yönelik burada
anlaşmalar yapılmış yani bunlar boş. Güzel,
şaşaalı, yüksek perdeden atılan nutuklar,
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine de malzeme edilmek suretiyle,
bu millet nezdinde bir değer bulmayacaktır.
Bir başka açıdan
baktığımızda, buradaki petrol sahaları aynı
zamanda Türkiye Cumhuriyeti devletinin millî çıkarlarıdır.
Petrol sahası, İsrailin de millî çıkarı kabul edileceğine
göre, İsrail yarın askeriyle burayı ekonomik çıkar
sahası olarak kabul edip, korumaya kalkıp da burnumuzun dibinde
İsraili komşu olarak bulduğumuzda, o zaman Türkiye Cumhuriyeti
devleti ne yapacaktır ve bu aradan geçen süre içerisinde Türkiye
Cumhuriyeti devleti ne yapmıştır?
Sayın milletvekilleri, Hükûmet buna cevap vermek
zorundadır. Gazzedeki zulmü bir kenara bırakamayız elbette ama
Gazzedeki zulmü sözde kınayıp İsrailin tüm bu
yaptıklarına sesini çıkarmamak tam manasıyla ikircikli ve
bugün Gazze için dökülen gözyaşlarının sahteliğini ortaya
çıkaracak bir belgedir.
Hükûmetin Gazze konusunda yaptığı
faaliyetler bir gözyaşı muhalefetinden başka bir şey
değildir, bol nutuktur, içinde hiçbir yaptırım yoktur. Mesela,
İsraili kınıyoruz, İsrail hakkında birçok demeç
veriyoruz, İsraile bunun bedelini ödeteceğimizi söylüyoruz.
Peki, Suriyede kullanılan meşhur kimyasal
silah meselesi -tüm dünyayla beraber herkes biliyor ki- Suriyenin elindeki
kimyasal silahın elinden alınıp İsrailin Orta
Doğudaki güvenliğini sağlama almak adına yapılan bir
operasyondu. Bugün Amerikan kuruluşları dahi bu kimyasal silahı
muhalefetin kullandığını ifade ediyor. Türkiye Cumhuriyeti
devleti ve Hükûmeti ne yapmıştır? Suriyenin kimyasal silahlarının
elinden alınması için, İsrailin menfaatleri adına, bu
kimyasal silahın Suriye tarafından
kullanıldığını İsraille beraber, müştereken
ifade etmiştir. Böyle bir dış politika olmaz ve dış
politika iç politikaya sahte beyanlarla malzeme edilmez. İsraile
karşı bir yaptırım gücü varsa Türkiye'nin ki vardır,
her zaman vardır ama Hükûmetin böyle bir niyeti yoktur. Niçin bu
yaptırım gücü olmadığına
baktığımızda, bir de bakıyoruz ki İsraille
petrol ve gaz arayan bu şirketlerin ortağı maalesef ve maalesef
meşhur Çalık şirketidir. Hükûmetin bunlara bir açıklama getirmesi
gerekmektedir. Kuzey Iraktaki petrol tankerlerle Hatay Dörtyola
taşınıp yine Çalık tarafından bugün dış
piyasaya sürülmekte ve bu da İsrail tarafından
alınmaktadır. Siz İsrail jetlerinin yakıtını
Mersinden göndereceksiniz ama bu sorulduğu zaman Kamu tarafından
gönderilen bir yakıt yok. diyeceksiniz. Kim gönderiyor bunu? Özel
şirketler. Bu bir bahane değil, olamaz. İşinize
gelmediğinde Türkiye'nin millî sermayesi kabul edilen Koça en
ağır yaptırımları uygulayan, bir özel şirkete en
ağır hakaretleri eden ve aynı zamanda ona vergiciler gönderip
yüzlerce trilyonluk vergi cezası kesen Hükûmet maalesef kendi
şirketlerine karşı, Mersin'deki şirketlerine
karşı hiçbir yaptırım uygulamamaktadır, sadece Biz
göndermedik, bunun kamuyla alakası yok. demektedir.
Sayın milletvekilleri, bugün İsrail,
Müslümanı, ızdırap hâlinde, işkenceyle katletmektedir.
Bugün Kerkük'teki Türkmen de katledilmektedir, bugün Suriyedeki Türkmen de
katledilmektedir. Hükûmetten aynı konuda neredeyse tek kelime duyamamak
Suriye ve Kerkükteki Türkmenin yüreğini kanatmaktadır,
sahipsizliğini tescillemektedir. Bir Türkmen liderin ifadesiyle sözlerimi
bitirmek istiyorum: Burada herkesin silahı var çünkü herkesin sahibi
var. diyor Iraklı bir Türkmen lideri. Ama Türkiye Cumhuriyeti devletinin
bize kuru fasulye göndermekten başka bir şeye gücü yetmiyor. diyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Devamla) -
İşte dünya liderliği, işte dünya devleti, işte dünya
hükûmeti.
Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisi aleyhinde söz
isteyen Osman Korutürk, İstanbul Milletvekili.
Buyurun Sayın Korutürk.
OSMAN TANEY KORUTÜRK (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, önce bir konuya açıklık
getirmek istiyorum: Meclisimizin usulleri ve İç Tüzükü
dolayısıyla burada yapacağım konuşma aleyhinde olarak
takdim edilmekle beraber lehinde.
Şimdi, çok önemli bir konuyu Milliyetçi Hareket
Partisi bugün gündeme getirmiş bulunuyor. Bu konunun gündeme
getirildiği noktada, İsraille Filistin arasında son derece
üzücü, kaygı verici, insan haklarını en ağır
şekilde zedeleyen, insancıl hukuku en ağır şekilde
zedeleyen bir çatışma var. İsrail tarafından bir katliam
yürütülüyor. Biz, Türkiye olarak yüksek sesle bunu kınamakla birlikte, ne
yazık ki bugün elimizden hiçbir şey gelmiyor. Biz, bu son dönemde,
son beş yıldır giderek artan bir şekilde
etkisizleşmeye başladık. Çok yüksek sesle her şeyi
eleştiriyoruz, çok ağır kınamalarda, çok ağır
suçlamalarda, çok ağır vurgulamalarda bulunuyoruz ama elimizden
hiçbir şey gelmiyor. Bakın, Güney Kıbrıs Rum yönetimi bugün
Kıbrısın tamamına ait olan doğal gaz ve petrol
zenginliklerini alıyor ve kullanıyor.
2003 yılında Mısırla bir
anlaşma yaptılar. Mısırla yapmış oldukları
anlaşma, Doğu Akdenizde münhasır ekonomik bölge
sınırlandırması anlaşmasıydı. O
sıralarda Mısırla bizim aramız çok iyiydi, Adalet ve
Kalkınma Partisi de bir yıldır iktidardaydı.
Mısırla aramızın o derece iyi olmasına rağmen biz
Mısırı bundan o tarihte caydıramadık.
2007 yılında aynı anlaşmayı
Güney Kıbrıs Rum yönetimi bu defa Lübnanla yaptı. Lübnanla
olan ilişkimiz Mısırla olan ilişkimizden de daha
yakındı. Hükûmetin Lübnanla olan ilişkisi o kadar
yakındı ki o tarihte Hükûmet kurma çabaları için Saad Hariri, Hizbullahla, Hizbullahın
Başkanı Nasrallahla sığınaklarda Hükûmet kurma
müzakereleri yaparken Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu
gizlice gidip o sığınaklarda Hükûmetin kurulmasına
yardımcı olmaya çalışmıştı; biz de bunu
eleştirmiştik, Gizlice gidiyorsun, oralara,
sığınaklara mığınaklara giriyorsun, orada
kalkıp da üzerine bir İsrail roketi düşse, bir şey olsa
bunun altından Orta Doğu kalkamaz. Bunları nasıl
yapıyorsun? demiştik.
O kadar yakın olmalarına rağmen, o kadar
içli dışlı olmalarına rağmen 2007 yılında
Lübnan ile Güney Kıbrıs Rum yönetiminin yapmış olduğu
münhasır ekonomik bölge sınırlandırma
anlaşmasını engelleyemediler. Kaldı ki bu anlaşmadan
da çok kısa bir süre önce, iki ay önce, Türkiye geçen gün süresini
uzatmış olduğumuz Lübnandaki UNIFIL Barış Gücüne
katkıda bulunmuştu.
Şimdi, bugün görüşmekte olduğumuz önerinin
mevzusu olan İsrail ile Güney Kıbrıs arasındaki
münhasır ekonomik bölge sınırlandırma
anlaşmasının tarihi 2010. Çok daha önemli çünkü bu anlaşmaya
göre artık petrol ve doğal gaz çıkarılmasına
başlandı. Petrol çıkartılmasının ötesinde,
İsrail Doğu Akdenizde üretilecek olan petrol ve doğal gaz
depolama ve nakliye tesislerine konulmak üzere ve bunları korumak üzere 20
bin kişilik bir askerî müfreze ayırdı. Bu askerî müfreze Güney
Kıbrısta konuşlanacak, aileleriyle beraber,
bağlılarıyla beraber, sivil personeliyle beraber 50 bin
kişiye ulaşacak. Buna Yunanistan da bir yerden girdi. Şimdi öyle
bir noktaya geldik ki bugün o bölgede çok ciddi bir katliam yapmakta olan,
bizim hiçbir şekilde müdahil olamadığımız,
bağırmaktan çağırmaktan, lanetlemekten başka bir
şey yapamadığımız İsrail, Yunanistan, Güney
Kıbrıs ile birlikte üçlü bir ittifak hâlinde o bölgede hem askerî
birlik bulunduruyor oraları korumak için hem de petrol çıkarmaya
çalışıyor, doğal gaz çıkarmaya
çalışıyor, çalışmakla kalmıyor,
çıkarıyor.
Ne demişti Hükûmet, Sayın Başbakan,
Sayın Dışişleri Bakanı: En ağır
şekilde tepki gösteririz. Gemilerimizi, filolarımız,
filotillalarımızı bu bölgeye sevk ederiz. demişti. Sene
2010du, 2014ün içindeyiz. O bölgede artık aramalar sonuç verdi, petrol
üretimi yapılıyor ve bu petrol üretimi falan yapılırken
asıl, gene bu önergenin içerisinde çok isabetli bir şekilde yer
verilmiş olan çakışmalar söz konusu arkadaşlar.
Çakışma dediğimiz nedir? Bakın, bu konuyu biz daha önce,
ben bizzat bu kürsüde söyledim. Bir kere daha burada tekrar edeyim, hem
zabıtlara geçsin hem arkadaşlarımız dinlesinler çünkü bu
çok önemli bir şey. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığının
Doğu Akdenizde petrol ve doğal gaz arama çalışması
yapacağını ilan ettiği bölgelerin de Akdenizdeki Rum
yönetiminin İsraille sözde münhasır ekonomik bölge anlaşması
diye imzaladığı ekonomik bölgedeki 1, 4, 5, 6 ve 7 numaralı
parsellerle kesiştiğini bilin. Bunlar bizim kendi bölgemiz.
diyoruz, Rumlar Bunlar bizim kendi bölgemiz. diyorlar. İsraille
birlikte de, biz daha henüz o bölgelerde hiçbir şey yapmazken bu bölgeleri
işletiyorlar. Bu, aslında normal olarak yarın öbür gün bu
bölgede bir de bu üçlü ile Türkiye arasında ciddi bir çatışma
çıkmasına yol açabilecek çok önemli bir konudur.
Değerli arkadaşlar, Türkiye, hep söylüyoruz bu
bölgede ağırlığı olan bir ülkeydi. Türkiye burada hiç
kimseyi tehdit etmezdi ama Türkiye'nin gücünden çekinilirdi, tehdit etmesine
gerek yoktu. Türkiye hiçbir zaman çıkıp Ben bu bölgenin lideriyim,
sahibiyim, hizmetkârıyım
böyle şeyler söylemezdi. Ama herkes
Türkiye'nin bu bölgenin liderlerinden biri olduğunu bilir, ona göre davranırdı.
Biz kimseyi tehdit etmezdik ama bizi de kimse tehdit etmezdi ve edemezdi.
Şimdi yavaş yavaş bunun değiştiğini görüyoruz.
Şimdi biz kimi tehdit etsek artık gülüp geçiyor insanlar. Türkiye'nin
büyüklüğü imajı, bizim hepimizin çok övündüğümüz, iftihar
ettiğimiz, bugüne kadar inanarak geldiğimiz bu görüntü, bu imaj
yavaş yavaş değişiyor.
Bakın, Güney Kıbrıs Rum Yönetiminden
bahsediyoruz, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi yarım bir devlet. Güney
Kıbrıs Rum Yönetimi hak iddia ettiği toprakların
yarısında ne hukuken ne fiilen hakkı olmayan bir devlet. O
devletin Dışişleri Bakanı İsraille birlikte bu petrol
ve doğal gaz çıkarmalarına başladığı
sırada Türkiye, bu konuda tepki gösterecek, seni tehdit ediyor.
diyorlar. Bırakın, Türkiye konuşur, bağırır
çağırır ama bunun arkası gelmez, hiçbir şey yapamaz.
diyor. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi gibi yarım bir devletin dahi
Dışişleri Bakanı Türkiye hakkında artık böyle
düşünmeye başladı.
Gazze diyoruz, Gazzedeki duruma yardım edelim.
diyoruz, Gazzedeki duruma yardım etmek bağırmakla
çağırmakla olmuyor arkadaşlar. Bir şekilde girmek
lazım bu konuların içerisine, barışı oluşturmak
için girmek lazım, kalıcı bir ateşkesi sağlayabilmek
için girmek lazım. Bizim girmemizi bırakın, bu konuda
yapılan görüşmelere, konuşmalara, toplantılara Türkiye
artık davet edilmez oldu. Bu toplantıları düzenleyen
Mısır, Türkiyeyi itham eder oldu. Bizim yapacağımız
ateşkesi, Haması kışkırtmak suretiyle Türkiye
engelliyor. diyorlar.
Şimdi, bu,
Türkiyeye yakışır, Türkiyenin layık olduğu
bir durum mudur? Bu dış politikayı ne zaman düzelteceğiz
arkadaşlar, nasıl düzelteceğiz, kim düzeltecek?
Dışişleri Bakanı hâlâ beyanat veriyor: Amacımız
şudur, şunu yapmaya çalışıyoruz. falan
Nerede çalışıyor,
kimle çalışıyor; telefonla çalışmak oluyor mu, var
mı böyle bir şey? Telefonla yapılan çalışmadan bir
netice gelmesini bekleme ihtimali var mı? Ben böyle bir şey görmedim
bu yaşıma geldim, bu kadar sene Dışişlerinde
çalıştım; telefon diplomasisi, gözyaşı diplomasisi,
acayip acayip birtakım yeni yöntemler duyuyoruz, işitiyoruz. Ama,
görüyoruz, bu yöntemlerden de bir şey çıkmıyor.
Onun için, Cumhuriyet Halk Partisi olarak usulen aleyhine
söz almış olduğum bu önergenin bugün hiç olmazsa gündeme
alınmasını, burada hep birlikte konuşmamızı
tavsiye ediyorum.
Bakın, geçen gün Dışişleri Komisyonunda
Gazzedeki durumla ilgili olarak bir ortak bildiri çıkardık. Bu ortak
bildiriyi çıkarırken hepimiz bu ortak bildiriye katkıda
bulunduk. Bazı konuda ben Şöyle bir düzeltme yapılsın.
dedim, benim yapmış olduğum düzeltmeyi Komisyon
Başkanı daha başka türlü formüle etti; Adalet ve Kalkınma
Partisinden, Milliyetçi Hareket Partisinden arkadaşlar katıldı.
Bütün bunların bir arada yapılması çok güzel bir şey, böyle
olması lazım, Genel Kurulun da böyle çalışması
lazım. Bizler, başka milletlerin insanları değiliz,
aynı milletlerin insanıyız; ihtisas sahibi, bilgi sahibi, bu
konularda tecrübe sahibi insanlarız, hep birlikte
çalışmamız lazım diyorum.
Bir kere daha bunu düşünmeniz talebiyle hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisi lehinde söz
isteyen Nazmi Gür, Van Milletvekili.
Buyurun Sayın Gür. (HDP sıralarından
alkışlar)
NAZMİ GÜR (Van) Teşekkürler.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlar;
Filistin kan ağlıyor. Filistinde bir yanımız, kalbimiz,
beynimiz şiddet altında, bombalar altında ve biz, maalesef, ülke
olarak burada yeterince büyük bir tepkiyi hem halk olarak hem de devlet olarak
göstermiş değiliz. Tabii, bunun, niye göstermediğimizin birçok
nedeni var. Konuşmamda bunları tek tek sizlerle
paylaşacağız.
Değerli arkadaşlar, İsrail devletinin
Filistine yönelik saldırısı, özellikle Gazze bölgesindeki
saldırısında sivil ölümler hızla artıyor.
İsrailin sınır tanımayan şiddeti maalesef her gün
yüzlerce cana mal oluyor. Bir taraftan Filistin halkıyla
dayanışmamızı yükseltirken, bir taraftan Filistinde
barışın tesisi, Filistin sorununun kökten çözümü için
uğraşırken öbür yandan katliamlara seyirci olmak, katliamlara
tanıklık etmek elbette ki hepimizin yüreğini kanatıyor.
İsrail devleti bundan tam beş yıl önce de
yine Gazzeye bir kara harekâtı düzenlemişti, sınırsız
kara harekâtı ve hava harekâtlarıyla Gazze halkını
özellikle yoksulluğa, açlığa, sefalete terk etmişti.
Şimdi de İsrail yaptığı bütün açıklamalarla,
Filistinin, özellikle Gazze bölgesinin bütün altyapısını
çökertmek, Filistini, Gazze bölgesini yaşanmaz bir hâle getirmek için
elinden geleni yapıyor ve fakat başta İslam dünyası olmak
üzere İsraili durduracak ve dur diyecek hiçbir güç yok maalesef, buna Türkiye
de dâhil.
Değerli arkadaşlar, elbette ki özgürlük ve
bağımsızlık her halkın hakkıdır. Filistin
halkının da kendi kaderini tayin etmek hakkı onun en kutsal
haklarından birisidir. Filistin halkının özgür
yaşaması, Filistin halkının kendi topraklarında, kendi
sınırları içerisinde özgürce yaşaması elbette ki bizim
de desteklediğimiz ve bizim de baştan itibaren yanında
olduğumuz, dayanışma içinde olduğumuz bir tutum, bir
durumdur.
Değerli arkadaşlar, her saldırıda
binlerce Filistinli yaşamını yitiriyor, her saldırıda
binlerce insan yaralanıyor ve her saldırı sonrası Filistin
neredeyse taş devrine dönüyor ama maalesef bu konuda sesini çıkaran,
bu konuda sesini yükselten yok. Arap dünyası denilen devletler
topluluğu maalesef Filistinlilere, kardeşlerine sahip
çıkmıyor, darmadağın bir durumda ve onların Filistine
yardımı mümkün görünmüyor. Öte yandan, İslam ülkeleri
liderliğine soyunan ve nihayetinde de bölgede kendi alanında güç olma
iddiasında bulunan Türkiye'nin de Filistin sorununa müdahale etmesi,
sesini yükseltmesi mümkün görünmüyor; biraz sonra, belgelerle, niye mümkün
olmadığını açıklayacağız.
Birincisi şu
değerli arkadaşlar: Hükûmet İsraille ilgili bütün
ilişkileri sıfırladık -özellikle Sayın Başbakan
bunu söylüyor- her şeyi kopardık. noktasında konuşurken
gerçeğin böyle olmadığını biraz sonra belgelerle
sizlerle paylaşacağız.
Değerli
arkadaşlar, Sayın Erdoğanın, Sayın
Başbakanın birkaç Filistin sorunuyla, Arap sorunuyla ilgili birkaç
anekdodunu sizlerle paylaşmak istiyorum. Şöyle diyor Sayın
Başbakan: İslam dünyası İsraile karşı
tavrını ortaya net koyamadığı sürece bu
sıkıntılar daha da çok sürecektir. Ne diyor başka?
Türkiye olarak bizim, İsraile karşı tavrımız nettir.
Biz, İsraille olan ilişkileri âdeta sıfırlamış
noktadayız. Bunu yine Sayın Başbakan söylüyor. İsrail bir
defa, dünyada barışı tehdit eden bir ülkedir. Hiçbir zaman
barış yanlısı olmamıştır. diyor Sayın
Başbakan. Yine Türkiye olarak biz bir defa, şahsen ben bu görevde
bulunduğum sürece hiçbir zaman İsraille olumlu bir şeyi
düşünmem." diyor Sayın Başbakan; oysa son on iki
yıldır Başbakan olan kendisi ve biraz sonra rakamlarla
açıklayacağım ilişkileri de geliştiren yine bu
Hükûmet. Yine değerli arkadaşlar, Başbakan şöyle
sesleniyor: Ben ve sorumluluğum altındaki yönetim bu görevde
olduğumuz sürece asla bu işe olumlu bakmayız. Hangi işe
olumlu bakmazlar? İsraille ilişkileri iyileştirme ya da
İsrailin Filistin üzerindeki zulmünü azaltma konusunda girişimde
bulunma. Her iki şekilde de okuyabilirsiniz. Peki, gerçek durum nedir,
reel durum nedir? Onu şimdi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Başbakan İlişkileri
sıfırladık, İsraille asla olumlu bir şey
düşünmem. derken, İslam dünyasına tavır koyma
çağrısı yaparken aslında AKP Hükûmeti ile İsrail
ilişkilerinde hiçbir sıfırlama olmamıştır
değerli arkadaşlar, ekonomik, ticari ve savunma alanında iş
birliği anlaşmaları olduğu gibi yürürlüktedir ve
bunların gereği yapılıyor. Savunma sanayisi alanında 2
milyar dolarlık iş birliği anlaşması mevcut değerli
arkadaşlar. Bunu biz söylemiyoruz; bunu, Sayın Altan Tanın
ilgili bakana sorduğu bir soru önergesine verdiği cevapta kendisi
söylüyor; İsraille güvenlik iş birliği antlaşması
gereği 2 milyar dolarlık iş yapmışız, iş
tutmuşuz. Bir taraftan da Filistin davasına, Filistinlilere sahip
çıktığımızı iddia ediyoruz.
Başka ne diyor Sayın Başbakan,
değerli arkadaşlar; rakamlar
Özellikle bu meşhur one minute
olayından sonra, Sayın Başbakanın 2009daki Davos
çıkışının ardından Türkiyenin İsraille
ithalatı azalmamış, tam tersine artmıştır. Burada
rakamlar var değerli arkadaşlar; gün gün, ay ay Türkiyeyle olan
ithalatın, ihracatın, yani dış ticaretin nasıl
arttığını el birliğiyle görebiliriz. Demek ki ticari
alanda da bir azalma söz konusu değil. Eğer bir azalma söz konusu
olsaydı bir tavır ortada olurdu. Bir tavır olsaydı derdik
ki: Evet, dış ticarette bir azalma var. Demek ki bu Hükûmet
İsraile karşı tavır uyguluyor. Ama asıl tavrı
İsrail uyguluyor. Niye? Daha dün bütün yurttaşlarına Tatil için
Türkiyeye gitmeyin. diyen yine İsraildir, tavrı koyan
İsraildir aslında, Hükûmet ile Başbakan değil.
Yine, değerli arkadaşlar, Türkiyenin
İsrailden yaptığı ithalat karşısında
ödediği paraların, özellikle
İsrailin kasasına giden her kuruşun Filistin halkına,
Filistinlilere bomba olarak, kurşun olarak döndüğünü herhâlde
söylemeye gerek yok.
Değerli arkadaşlar, yine, bu, Heronlar,
biliyorsunuz, İsrailden satın alındı. Yine, askeri ve
güvenlik iş birliği antlaşması çerçevesinde ithal edilen bu
Heronlar Kürtlere karşı uzun süre kullanıldı, bir
kısmı düştü bir kısmı, yine, özellikle İsrailli
yetkililerin ya da firmanın Türkiyeye karşı edindiği
taahhütleri yerine getirmemesi üzerine vazgeçilmiş oldu. Şimdi kendi
Heronumuzu kendimiz yapıyoruz. diyeceksiniz ama nihayetinde, İsrail
Heronları Türkiye toprakları
üzerinde uçarken herhâlde Filistin halkını düşünmedik.
Bir küçük rakam daha vereyim değerli
arkadaşlar: 2002 yılında yani AKP Hükûmete gelirken
İsraille olan dış ticaret yani ihracatımız 861 milyon
dolardı. 2013ün rakamı ise 383 milyon dolardır. 2012de,
değerli arkadaşlar, 2,330 milyon dolar İsraille dış
ticaret yapmışız. Rakamları çoğaltmak, sizlere fazla
belge göstermek elbette ki mümkündür ama bu, Filistindeki katliamı,
Filistindeki sivil yok oluşu elbette ki engellemiyor.
Bunları niye sizlerle paylaştık
değerli arkadaşlar? Bunları, dış politika konusunda
tutarlı bir çizgi izlemeyen Hükûmetin ve hele hele Filistin konusunda
nasıl çifte standartlı davrandığınızı ve
Filistin konusunda bugün niye etkili olamadığınızı
sizlere göstermek, bir kez daha göstermek için söyledik. Belki benden sonra,
AKP sözcüleri, çıkıp bunun
böyle olmadığını iddia edeceksiniz, Filistin için
gözyaşı dökeceksiniz, Filistinliler için
ağlayacaksınız ama bu gerçekten hiçbir şekilde samimi
olmadığınızın bir kanıtı olarak ortada
duracak ve bizim halkımız elbette ki bu söylenenlere inanmayacak.
Değerli arkadaşlar, biz Halkların
Demokratik Partisi olarak, biz Kürtler olarak her zaman Filistin
davasının yanında durduk; bu davanın yanında durma,
Filistin halkıyla dayanışma içinde olma kararlılığımız
hızla devam edecek ve Filistin gerçekten özgür oluncaya kadar bu
dayanışmamız, Filistin halkıyla olan
dayanışmamız sürecek ve devam edecek. Bunu açık ve samimi
bir şekilde söylemekte fayda var ki, Filistin halkının bizim
desteğimize, bizim onunla kucaklaşmamıza ihtiyaç duyduğu
bugünlerde çifte standartlı, bir taraftan İsraille ilişkileri
sonuna kadar kullanırken öbür taraftan da Filistin davasında
Filistinlilerin yanında olduğumuzu söylememizin hiçbir
inandırıcılığı yoktur. Bir kez daha Hükûmeti
gerçekten Filistin halkının yanında durduğunu, Filistin
halkının davasını desteklediğini ve bu samimiyeti
göstermeye davet ediyoruz, bunun yolu da mevcuttur. İlk etapta bu
Hükûmetin yapması gereken Filistin için İsraille olan bütün
ilişkileri dondurmak, İsraille olan bütün ihracatını,
ithalatını, dış ticaretini durdurmak ve İsraille
imzaladığı bütün uluslararası sözleşmeleri sadece
askıya almak değil; özellikle, güvenlik ve iş birliği
konusunda askerî bütün sözleşmeleri iptal etmeye davet ediyoruz.
Esasında Hükûmetin tavrı da bu şekilde netleşecektir.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisi aleyhinde söz
isteyen Afif Demirkıran, Siirt Milletvekili.
Buyurun Sayın Demirkıran. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AFİF DEMİRKIRAN (Siirt) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla
selamlıyorum.
Milliyetçi Hareket Partisinin grup önerisi üzerine söz
almış bulunuyorum. Sözlerimin başında ben de bütün
arkadaşlarım gibi İsrailin Filistinlilere, Gazzelilere
karşı yürütmekte olduğu bu zalimce müdahalenin, katliamın
kınanması, nefretle ve şiddetle kınanması
gereğini bir kez daha burada vurgulamak istiyorum. Biz Parlamento olarak
bunu yaptık, Dışişleri Komisyonumuz da bunu yaptı.
Eminim ki Türkiyenin dört bir tarafında insanların, Filistinli
kardeşleri için, Gazzeli kardeşleri için ciğerleri yanıyor.
500ün üzerinde insan öldü, bunun dörtte 1i çocuk, birçok kadın var. Bunu
kınamamak, bunu nefretle kınamamak mümkün değildir. İçimiz
kan ağlıyor. Dolayısıyla burada gerek Milliyetçi Hareket
Partisinden arkadaşımın gerek Cumhuriyet Halk Partisinden
arkadaşımın gerek Halkların Demokratik Partisinden arkadaşımın
İsraille ilgili ifadelerini şiddetle destekliyorum. İsraile
karşı, Hükûmetimiz, Parlamentomuz, ülke olarak gerekli tedbiri almak
durumundayız ve bununla ilgili çalışmalar da malumunuz,
yapılmaktadır ama önemli olan, İsrailin bu hunharca
katliamına karşı milletin topyekûn bir direniş gösteriyor
olması. Milletvekilleri belki de ilk defa toplu hâlde gidip İsrail
Büyükelçiliğinin önünde, Büyükelçinin konutunun önünde bir basın
bildirisi okudular. Burada Cumhuriyet Halk Partisinden arkadaşım da,
AK PARTİden arkadaşlarım da vardı, birçok
değişik sivil toplum örgütleri de vardı; bu da İsraile
karşı duruşun bir göstergesidir.
Şimdi, grup önerisine geldiğimiz zaman:
Doğrusu grup önerisi Kıbrısla mı ilgili, İsraille mi
ilgili; İsrail-Türkiye ilişkileri mi, İsrail-Güney
Kıbrıs Rum kesimi ilişkileri mi, Türkiye-Güney Kıbrıs
Rum ilişkileri mi? Orada belli bir netlik yok. Ama madem böyle bir grup
önerisi geldi, bir defa, ben müsaade ederseniz, Türkiye'nin, Güney
Kıbrıs Rum kesimiyle ilgili duruşunu Kuzey Kıbrıs Türk
kesimi ile Güney Kıbrıs Rum kesimi arasındaki ilişkileri, Avrupa
Birliği perspektifinde durum nedir; bunu sizlerle kısaca
paylaşmak istiyorum.
Tarihçesine baktığımız zaman çok
kısa bir şekilde: Malumunuz, 1960 yılında bir
Kıbrıs Cumhuriyeti kurulmuştur, her iki kesimin ortak
olduğu. Sonra, 1963 yılında Rumlar bu devleti
çalışamaz hâlde işgal ettiler ve daha sonra 1974
yılında da buranın Yunanistana ilhak edilmesi üzerine bir darbe
girişimi oldu. Tabii ki Türkiye burada sessiz kalamazdı. Temmuz
1974te Türkiye oraya müdahale etti ve Kıbrıs Türkünün davası
için, Kıbrıs Türkünün yanında yer aldı ve onları Rum
mezaliminden kurtardı. Daha sonra, işte, siyasi eşitlik ve iki
toplumlu, iki kesimli bir Kıbrıs için çeşitli
çalışmalar yapıldı. Malumunuz, 1977, 1979, ta 1983e kadar
bu devam etti. Ancak herhangi bir sonuç alınamayınca 1983
yılında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kuruldu. Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kuruldu ve ondan sonra da tabii çeşitli
çalışmalarla bugüne kadar süregeldi.
Geldik 2004 yılına. 2004 yılında uzun
çalışmalar sonucunda, Kıbrısın federal bir
yapıya kavuşması için, iki kesimli, siyasi eşitliğe
dayalı bir federal bir yapıya kavuşması için o zamanki
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annanın
liderliğinde uzun süren müzakereler yapıldı ve Nisan 2004
yılında bu müzakereler sonucunda elde edilen plan referanduma gitti.
Normalde her iki taraf da bu plana evet diyecekti ama Rum kesimi hayır
dedi, Türk tarafı evet dedi. Peki, Avrupa Birliği ne yaptı?
Birkaç hafta içinde, Rum kesiminin, sözde Rum kesiminin temsil etmiş
olduğu Kıbrısı Avrupa Birliğine üye yaptı ve
Kıbrısta Türk kesimi üzerinde daha önceden konmuş olan
izolasyonların hâlen devam ediyor olduğunu görüyoruz.
O zaman çeşitli sözler verildi Kuzey Kıbrıs
Türkünü biraz rahatlatmak için, işte, Ambargolar kalkacak. vesaire ama
bunların hiçbir zaman gereği yerine getirilmedi. Şimdi, bu da
Güney Kıbrısı şımarttı; açık ve net
söylüyorum, Avrupa Birliğinin bu tavrı Güney Kıbrısı
şımarttı ve küçücük bir Kıbrıs, şu anda, devasa
Avrupa Birliğini bir şekilde esir almış bulunuyor. Bu
şımarıklık sonucunda Güney Kıbrıs Rum Yönetimi
tek taraflı olarak güneydeki bazı parselleri, işte,
münhasır ekonomik bölgeler de oluşturarak çeşitli parselleri
ihalelere çıktı buralarda doğal gaz ve petrol araması
yapmak üzere.
Tabii ki, Akdenizin doğal gaz ve petrol
kaynakları önünde sonunda, bir gün, bir şekilde yeryüzüne
çıkarılacaktır, önemli yataklar var orada, bunu açık ve net
söyleyeyim ve Akdeniz çok önemli bir bölge; Avrupaya giden petrolün yüzde 70i
Akdeniz üzerinden gitmektedir, dünya ticaretinin yüzde 30u Akdeniz üzerinden
yapılmaktadır. Enerji de her zaman herkesin iştahını
kabartan bir husus. Şimdi, Güney Kıbrıs bunu yapıyor ve
orada çeşitli ihaleler açtı, çeşitli firmalarla anlaşmalar
da yaptı grup önerisinde yazıldığı gibi. Gerçi
oralarda henüz sadece 12nci parselde bir çalışma
yapılmış bulunuyor, miktarı da çok aşırı bir
rakam değil, 120 milyar metreküp civarında bir rakam ama o veya ona
benzer diğer yataklar eğer bir gün geliştirilirse zaten
Türkiyenin dışında herhangi bir şekilde ihraç edilebilme
şansı yok çünkü Yunanistan üzerinden ihraç edersen çok uzun boru
hattı gerekiyor, LNG terminalini oluştursan çok pahalı.
Dolayısıyla, bunun, Türkiye üzerinden gitmesi gerekiyor. Bunun için
de ne olması gerekir? Türk tarafının pozisyonu belli. Türk
tarafı diyor ki: Buradaki bütün kaynaklar Kıbrısta
yaşayan herkese aittir. Dolayısıyla, ancak biz toplu bir çözüm,
kesin bir çözüme kavuştuktan sonra bu kaynakların çıkarılması
gerekir. Daha önce Kıbrıs Türkü bir öneride daha bulundu: Evet,
oturalım, beraberce, bunu çıkaracaksak nasıl
paylaşılacağına da karar verelim, ona göre bu
paylaşımı da yapalım. Ama Rum tarafı buna da gelmedi.
Dolayısıyla, biz diyoruz ki, Kıbrıs
Türkü diyor ki: Bir gün Kıbrısta bir anlaşma
sağlanacaktır. İki kesimi ihtiva eden bir federal yapı
oluşacaktır. Ha, bunun oluşmadığını
varsayalım. Vallahi Türk tarafı Türkiyeyle anlaşmalar
yapmıştır, kıta sahanlığı
anlaşması yapmıştır, Türkiye Petrolleriyle
anlaşma yapmıştır. Bu anlaşmalar çerçevesinde sismik
aramalar yapılmaktadır. Piri Reis orada uzun zamandan beri arama
yapmaktadır. Her ne kadar bazı sahalarda çakışma varsa da
bu çakışmalarla ilgili de tavrımızı net olarak ortaya
koymuşuzdur. Bizim sahaya yapılan müdahalelerle ilgili olarak biz
gerekli tedbiri almışız ve orada herhangi bir gemi
yanlışlıkla kıta sahanlığımıza
yaklaştığı takdirde, bunun dışarıya
çıkması için gerekli ikaz da yapılmıştır ve bu
başarılmıştır da.
Dolayısıyla, arkadaşlar, biz, burada
İsraili kınarken Kıbrıs Türkünün haklarının da
en üst seviyede savunmasını yapıyoruz ve hiçbir zaman
Kıbrıs Türkünün haklarına halel gelmemesi için elimizden gelen
her türlü gayreti gösteriyoruz. Orada Güney Kıbrıs Rum yönetiminin
açmış olduğu ihalelerle ilgili NE firmasının,
malumunuz olduğu gibi, kesin, net bir şekilde Türkiyedeki enerji
ihalelerine girmesini engellemiş bulunuyoruz.
Şimdi, konu enerjiden açılmışken
Vaktim de dolmak üzere. Enerji Türkiye'nin geleceğiyle ilgili çok önemli bir
husustur, dünyanın geleceğiyle ilgili de çok önemli bir husustur.
Dolayısıyla, Türkiye enerji kaynaklarını geliştirecek,
Türkiye Akdenizdeki haklarından istifadeyle oralardaki enerji
kaynaklarını geliştirecek, Türkiye Karadenizdeki enerji
kaynaklarını da geliştirecek ve Türkiye bölgenin bir enerji
terminali olma yolunda şiddetle ve hızlı bir şekilde ileri
gitmektedir.
Onun için, son kez, son söz olarak bunu söylüyorum:
Avrupa Birliğine de diyoruz ki, enerji faslı açılsın ki
Avrupanın da enerji güvenliğini biz sağlayalım.
Hepinizi saygıyla selamlarken, bu önergenin
aleyhinde söz almış bulunuyor ve bugün için bu önergenin gündeme
alınmasının herhangi bir şey ifade etmediğini
belirtmek istiyorum.
Saygılar sunuyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın
Başkanım
BAŞKAN Buyurun Sayın Halaçoğlu.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Konuşmacı
önergemizin belirsizliğinden ve muğlaklığından söz
etti, sataşmada bulundu. Söz istiyorum.
BAŞKAN Sataşma nedeniyle iki dakika söz
veriyorum.
Buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
V.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
5.- Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlunun, Siirt Milletvekili
Afif Demirkıranın MHP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında MHP Grubuna sataşması
nedeniyle konuşması
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
Değerli milletvekilleri, önergemizin herhâlde
sayın konuşmacı tarafından okunmadığı belli.
AFİF DEMİRKIRAN (Siirt) Çok okudum, kaç sefer
okudum.
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) Türkiye'nin Doğu
Akdenizdeki kıta sahanlığı alanlarıyla
çakıştığı bölgelerde İsraile bağlı
firmaların izinsiz petrol, doğal gaz faaliyetlerinde
bulunmaları, bu faaliyetlerin Türkiye ve Kıbrıs Cumhuriyetine
etkileri ile Türkiye'nin İsrail yaklaşımını
tartışmak amacıyla verdik. Bunda bir belirsizlik var mı ne
için olduğu veya ne için olmadığı? Yani yapmayın
Böylesine ne idiği belirsiz türden bir önerge vermişsiniz. denmez.
Her şeyden önce, burada, mesele, 2010
yılında Kıbrıs bölgesinde İsraillilerin Güney
Kıbrısla birlikte yaptıkları araştırmalar sonrasında Türkiye'nin buna
karşılık birtakım yaptırım sözleri olmuştu.
Neydi efendim? Gemilerle Piri Reis gidecek, orada gerekli karşı
çalışmaları yapacak. Sonuçta ne oldu? Hemen bir müddet sonra 23
Eylülde Piri Reis geri döndü. Şu an Kıbrısta değil. Yani
Kıbrısta. dediniz. Piri Reis Türkiyede, İzmirde
demirlemiş vaziyette duruyor ve
arızalı.
AFİF DEMİRKIRAN (Siirt) Mesafe çok az.
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) Dolayısıyla, böyle
bir şey söz konusu değil. Buradaki önemli olan mesele şu: Siz
hem Gazzeden dolayı İsraili tenkit edeceksiniz, sürekli
konuşacaksınız ama bu arada İsraille anlaşmalar
yapacaksınız; böyle bir şey olabilir mi? Siz oradaki doğal
gaz ve petrolün Türkiyeden nakledilmesiyle ilgili anlaşmalar
yaptınız mı, yapmadınız mı; bütün mesele bu.
Yapmadınız. Siz hem bağıracaksınız
çağıracaksınız, Orada çocuklar öldürülüyor, 500den fazla
insan öldürüldü. diyeceksiniz -tamam, bir canilik gerçekleştiriliyor
orada- ama siz bununla ilgili sadece konuşacaksınız, hiçbir
tedbir almayacaksınız; ne ticarete son vereceksiniz ne bununla ilgili
herhangi bir yaptırımda bulunacaksınız, hiçbir şey
yapmayacaksınız; yapmayın lütfen. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
VIII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- MHP Grubunun, MHP Grup Başkan Vekilleri İzmir Milletvekili
Oktay Vural ve Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu tarafından,
Türkiyenin Doğu Akdenizdeki kıta sahanlığı
alanlarıyla çakıştığı bölgelerinde İsraile
bağlı firmaların izinsiz petrol, doğal gaz faaliyetlerinde
bulunmaları, bu faaliyetlerin Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyetine etkileri ile Türkiyenin İsrail
yaklaşımını tartışmak amacıyla 21/7/2014
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan genel görüşme önergesinin (8/13), Genel Kurulun 21
Temmuz 2014 Pazartesi günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına
ve ön görüşmelerinin aynı
tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Milliyet Hareket Partisi grup önerisini
oylarınıza sunuyorum
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Karar yeter
sayısı istiyorum.
BAŞKAN Karar yeter sayısı isteniyor,
arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter
sayısı vardır, öneri kabul edilmemiştir.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu
maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme
alacağım.
3.- CHP Grubunun, Edirne Milletvekili Kemal Değirmendereli ve
arkadaşları tarafından, Edirne ilinde olağan
dışı yoğun yağış nedeniyle meydana gelen sel
felaketinin yarattığı maddi hasarların tespiti ve bölgenin
afet kapsamına alınmasına yönelik incelemelerin
yapılması ve kararların verilmesi amacıyla 19/7/2014
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 21 Temmuz 2014 Pazartesi günkü
birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
21/7/2014
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulunun, 21/07/2014 Pazartesi günü
(bugün) yaptığı toplantısında, siyasi parti
grupları arasında oy birliği
sağlanamadığından, grubumuzun aşağıdaki
önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi gereğince Genel Kurulun
onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Engin
Altay
Sinop
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Edirne Milletvekili Kemal Değirmendereli ve
arkadaşları tarafından, "Edirne ilimizde olağan
dışı yoğun yağış nedeniyle meydana gelen sel
felaketinin yarattığı maddi hasarların tespiti ve bölgenin
afet kapsamına alınmasına yönelik incelemelerin
yapılması ve kararların verilmesi" amacıyla 19/07/2014
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan Meclis araştırma önergesinin (1454 sıra
no.lu), Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne
alınarak, 21/07/2014 Pazartesi günlü birleşimde sunuşlarda
okunması ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşimde
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi
lehinde söz isteyen Kemal Değirmendereli, Edirne Milletvekili.
Buyurun Sayın Değirmendereli. (CHP
sıralarından alkışlar)
KEMAL DEĞİRMENDERELİ (Edirne) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Edirnede yaşanan sel
felaketiyle ilgili olarak Meclis araştırma komisyonu kurulmasına
ilişkin önergemiz üzerinde söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, oldukça zor bir dönemden
geçiyoruz. Orta Doğuda büyük bir insanlık ayıbı
yaşanıyor. Irakta IŞİD vahşetinin yanı sıra
Gazzede de İsrail insanlık suçu işliyor. Gazze halkına,
Türkmenlere ve mezhebe dayalı vahşete maruz kalan tüm halklara hep
birlikte üzülüyoruz.
Bunlara kolumuz nasıl ulaşır diye
çabalarken biz kendi felaketlerimizle de mücadele etmeye
çalışıyoruz. Geçtiğimiz hafta Edirnemizde bir sel felaketi
yaşadık. Bu yoğun gündem içerisinde ulusal
basınımızda yer bulamayan selin bizlere bilançosunu ve Edirne
halkının durumunu paylaşmak istiyorum. Durum gerçekten felaket.
Ateş düştüğü yeri yakıyor. 16 Temmuz gecesi yoğun ve
etkili yağış Edirnemizde, özellikle Uzunköprü ilçemizin
merkezinde ve Uzunköprünün Aslıhan, Sığırcılı ve
Dereköyde yaklaşık 20 evin tamamen yıkılmasına, 100ü
aşkın evin de oturulamaz hâle gelmesine neden oldu.
Bakın değerli milletvekilleri, o yüzlerce evden
sadece bir tanesinin fotoğrafını paylaşmak istiyorum.
İnsanlarımız ev eşyalarını da tamamen kaybetti.
Köyler çamur ve balçık içinde kaldı. Bir köylü
vatandaşımızın çamura batmış hâlini görüyoruz.
Yüzlerce su motoru, traktör, otomobil su altında kaldı. Bunun
yanı sıra, bölgede insanlarımızın en önemli geçim
kaynağı olan hayvanlar telef oldu ve Toprak Mahsulleri Ofisinin
açılmayıp alım yapmamasından dolayı köylülerimizin
bahçelerinde depoladıkları yüzlerce ton buğdayı sel
aldı, götürdü.
Bakın, değerli milletvekilleri, on beş,
yirmi gün Sayın Tarım Bakanıyla ve TMO yetkilileriyle
görüştük, ısrarla Ofisin kapılarını açmadılar.
Bunun üzerine 65 kuruşa kadar düşen buğday fiyatları,
zararına olduğu için köylü vatandaşlarımız
buğdayı bahçelerinde stok etme gayreti içerisinde oldular ama burada,
fotoğrafta da görüldüğü gibi, bu yağmurdan etkilenen binlerce
ton bunun gibi yüzlerce fotoğraf var- buğday yemlik hâle geldi
maalesef. Ofis kara gün dostu olduğunu maalesef göstermedi.
Değerli milletvekilleri, bunun
dışında, bu köylerde yaşanan problemlerin
dışında Ergene ve Meriç ovalarında da sel 150 bin dönüme
yakın ekili tarım arazisini sular altında bıraktı.
Bakın, değerli milletvekilleri, bunlar ekili tarım arazileri,
ekili tarım arazileri arkadaşlar.
Şimdi, Uzunköprünün, merkezden başlamak üzere
Çiftlikköy, Salarlı köyü, Paşayenice, Sazlımalkoç,
Sığırcılı, Çakmak, Eskiköy, Kırköy,
Kırcasalih, Kavakayazma, Balabankoru; Meriçte Akıncılar,
Saatağacı, Küçükaltıağaç, Büyükaltıağaç,
Yenicegörece, Adasarhanlı köyleri; İpsalada Balabancık,
Sultanköy, Sarıcaali, Sarpdere, Turpçular köylerinin ekili alanları
tamamen sular altında kaldı, yaklaşık 20 bin köylümüz bu
sel felaketinden doğrudan etkilendi. Değerli milletvekilleri, bu
bölgelerimizdeki çiftçilerin zararı 100 milyon TLyi aşmış
durumdadır.
Bu selin temel sebeplerinden biri de DSİ
tarafından daha önce planlanmış olan dere
ıslahlarının ödenek yokluğu gerekçesiyle hayata
geçirilememiş olmasıdır. Bu nedenle, yoğun
yağış bu sonucu doğurmuştur. Sayın Bakan dün
diyor ki: Ne zaman ihtiyaç olursa Cenab-ı Allah yağmur gönderiyor.
Ama Sayın Bakan önce tedbiri almalı, sonra tevekkül etmelidir.
Değerli milletvekilleri, daha önce de yine bu
bölgemizde dolu ve yağıştan etkilenen çiftçilerimizin, bugün
selden zarar gören çiftçilerimizin, Ofis açılmadığı için
malını satamayıp borcunu ödeyemeyenlerin, kısa vadeli çare
olarak torba yasa kapsamında Tarım Kredi ve Ziraat Bankasına
olan borçlarının ertelenmesi, faizsiz ertelenmesi, elektrik
borçlarının yeniden yapılandırılması gerekmektedir
yoksa bu bölgedeki yaklaşık 20 bini aşkın
insanımız çok büyük mağduriyet yaşayacaktır.
Bir de bu çiftçilerimizin zararlarının,
Bakanlık tarafından ifade edilen tarım sigortası konusu
var. Tarım sigortası yani TARSİM koca bir aldatmacadan öteye
geçememektedir. Bugün, çiftçi 100 dönüm arazisinden ancak yüzde 10unu veya
15ini sigortalatmakta. Sigortalattığı arazide hasar
yaşadığında herhangi bir tazminat alamamakta
TARSİMden. Bu da yıl be yıl çiftçinin arazilerini
sigortalamasından kaçınmasını sağlamaktadır.
Değerli milletvekilleri, on binlerce
insanımızın etkilendiği bu sel felaketinin
boyutlarının objektif olarak belirlenmesi gerekmektedir.
Zararların tazmininin değerlendirilmesi, bundan sonra da benzer
felaketlerin yaşanmaması için alınması gereken önlemlerin
saptanması amacıyla Meclis araştırma komisyonu kurulması
talebinde bulunduk. Destek olmanız dileğiyle saygılar sunuyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi aleyhinde söz
isteyen Tülay Kaynarca, İstanbul Milletvekili.
Buyurun Sayın Kaynarca. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
TÜLAY KAYNARCA (İstanbul) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi aleyhine söz
aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Cumhuriyet Halk Partisinin grup önerisi Edirnedeki sel
felaketiyle ilgili. İstanbul Milletvekili olarak teşkilatta Edirne
koordinatörlüğü görevimiz de var. Dolayısıyla, oradaki
çalışmalar, oradaki yapılanlar, bir önceki dolu felaketinde
yaşanılanlarda gerçekleştirdiğimiz girişimlerle ilgili
de bilgi vermek isterim.
Edirne ili Uzunköprü ilçesinde 16 Temmuz Çarşamba
gecesi saat 03.30 itibarıyla yaşanan felaket, şiddetli
sağanak yağış gerçekten toplam on üç saat sürmüştür ve
Uzunköprü ilçemiz başta olmak üzere, tam yirmi dört saat, ilk önce 136
kilo, arkasından 81 kilogram olmak üzere toplam 217 kilo
yağış düşmüştür. Bunu niye belirtiyorum, niye
altını çiziyorum? Çünkü Marmarada, bu bölgede 1956 yılında
Çanakkalede yaşanan bir yağış felaketi var ki, o zamanki
rakam 137,8 kilo yağış miktarını içeriyor. Yani, sel
felaketinin boyutunu anlatabilme adına bu rakamları vermek isterim.
Sonra, hemen ertesi gün, Sayın Sağlık
Bakanımız, aynı zamanda Edirne Milletvekilimiz, 18 Temmuz saat
14.00 itibarıyla, özellikle Uzunköprüde çok hasar olduğu için merkez
ilçe de olmak üzere hasar gören o bölgede olay yerine gitmişlerdir. Bir
önceki çalışmada yani yaklaşık bir iki hafta önce dolu
felaketinin olduğu Lalapaşa merkezli o alanda yine benim de
katıldığım tespitler olmuştur, çiftçilerle özellikle
görüşmüşüzdür. Az önce Sayın Kemal Vekilimin belirttiği
oradaki çiftçilerle ilgili sigorta önemli bir gerçektir çünkü o
görüşmelerde anladık ki birçok nedenle sigorta yapmayan, yapamayan
çiftçilerimiz de var, devamında gelişen süreç var.
Sayın Bakanımızın ziyaretlerinde,
oraya gittiğinde, başta merkez ilçe olmak üzere, Uzunköprü,
Kiremitçisalih köyü, Çakmak köyü, Sığırcılı köyü ve
Aslıhan köylerinde ziyaretlerde bulunmuşlardır.
Taşkından etkilenen ilçe ve köylerimizde, İl Valisi ve kamu
kurum ve kuruluşlarının yetkilileriyle zarar ve ziyan tespit
çalışmaları yerinde incelenmiştir ve yapılabilecekler
hususunda da ilgililere gerekli talimatlar verilmiştir. Yine, söz konusu
yerleşim alanlarında ikamet eden vatandaşlarımıza da
Edirne Valiliği hemen aynı gün, sıcağı
sıcağına
Çünkü çok vahim bir tablo vardır o gün.
Sıcak yemek ve içme suyu dağıtımı da o gün anında
yapılmıştır, bu da çok önemlidir.
Yine, bugün Bakanlar Kurulu toplanacak, Sayın
Bakanımız, Edirne Milletvekilimiz Sayın Mehmet Müezzinoğlu,
kabine üyelerine, özellikle Sayın Bakanımız Veysel
Eroğluna da konuyla ilgili bilgi sunacaklarını
iletmişlerdir, bunu da belirtmek isterim.
Yine, sel baskınında kurtarma
çalışmalarına özellikle değinmek istiyorum ben çünkü 20ye
yakın vatandaşımız o gün, o an çok hızlı bir
şekilde organize olarak
Ki 1 kardeşimiz helikopterle
kurtarılmıştır, bu çok önemli. Yine, aynı gün, sel
baskınında arama kurtarma ekiplerince Aslıhan köyünde 2,
Kırcasalih, Meşelide 2, Çukurköyde 1 kardeşimiz, Uzunköprü
Kilise mevkisinde 3 ve Uzunköprü merkezde de 12 olmak üzere 20
vatandaşımız, ayrıca 1 vatandaşımız da yine
sel felaketinde, o anda kurtarılmıştır. Bu organizasyonda
emeği geçenleri ben tebrik ediyorum çünkü anlık bir olaydır, can
kaybının olmaması sevindiricidir, çok şükür.
Yine, Uzunköprü ilçesinde kurtarma
çalışmalarında ciddi bir ekip görev almıştır,
çevreden de gelen desteklerle birlikte; ona da özellikle işaret etmek
istiyorum. İlimiz merkezinde, Edirnede yine AFAD arama kurtarma ekibinde
3 araç, 3 bot, 12 personel, UMKE ve 112 Acil, 2 ambulans toplam 5 personel,
EDAKtan 8 personel görev yapmıştır. Kurtarma
çalışmalarında Uzunköprü Kaymakamlığıyla birlikte
de istişare edilmiştir, yine, Belediyeyle de çalışmalarda
elbette birlikte istişare edilmiştir.
İl Afet ve Acil Durum
Müdürlüğü, İl Özel İdaresi, belediye
başkanlıkları, İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü
ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü teknik
elemanlarınca mahallelerde, adı geçen köylerde hasar tespit
çalışmaları yapılmıştır. Gıda,
Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü teknik
elemanlarınca yapılan ön çalışmalarda -ki Sayın
vekilimiz az önce de ifade etti- çiftçilerimizin de ciddi zararları var.
71 bin 646 dekar -çok önemli bir oran
bu- ekili alanın sular altında kaldığı tespit
edilmiştir. 31 konut, yine, birçok ağıl ve müştemilat hasar
gören yapılardır. Ben evrakları getirdim ama ayrıntıya
girmek istemiyorum. Tüm resmî kurumlar gerek Tarım
Bakanlığı gerek DSİ her biri bu hasar tespitlerini ve
yapılabileceklerle ilgili çalışmalarını bu son bir hafta
içerisinde yerine getirmiştir.
Yine, Edirne İl Özel
İdaresince hasar gören içme suyu, kanalizasyon, köprü, yol, menfez,
istinat duvarı -bunlar da yıkıldı çünkü- köy içi parke ve
asfalt yollarla ilgili tespit çalışmaları yapıldı ve
Başbakanlık AFADdan acil yardım talebinde bulunuldu. Yani, bu
bölgelere adı geçen, zarar gören yapının yeniden inşa
edilmesi, belli bir kaynak getirilmesi için de talepte bulunuldu resmî
yazılarla; bunun da özellikle altını çizmek istiyorum.
Bugün itibarıyla, 21
Temmuz itibarıyla nehirlerimizde riskli bir durumun söz konusu
olmadığının da, aldığım bilgiler
itibarıyla, altını dikkatle çizmek istiyorum.
Ben bir başka hususa
değinmek isterim kalan vakit içerisinde, o da şu: aslında
şuna bakmak lazım, özellikle merkezde, Uzunköprü merkezde zarar gören
yapılara baktığımda dere kenarında, dere
yatağındaki inşaat yapısına gerçekten dikkat çekmek
istiyorum ben çünkü bu konuda gerçekten bir şeyler yapmak lazım.
1989-1994 yılları arasında verilen bir imar izni var. Sayın
vekil de dikkat ederse, oradaki belediyeyle de istişare ederek buradaki
dere yatağı imarının -en azından bundan sonraki ve
önceki dönemlerde hassasiyetle- olmaması gerekliliği yönünde dikkat
çekmek istiyorum. Ne yazık ki Orada yine yapılanmanın
varlığı söz konusu. diye bugün bilgi aldım tekrar. Dere
yatağı da o bölgedeki yapılar da bu dönem itibarıyla zarar
gördü bu afetten.
Yine diğer bir konu başlığı da
Kırkkavak Deresi: Şehir içindeki bölümde 1994-1999 yılları
arasında yapılan, derede bulunan 3 adet köprünün eğim
açısı farklı. diye bilgiler geldi, oradan aldık resmî
yazıda.
Uzunköprüde hâlâ yağmur suyu toplama projesinin
bulunmaması da ilginç.
Yani gerek belediye gerek DSİ gerek devletin tüm
kuruluşları adı altında yapılabilecek çok
çalışma var. Benzer afetlerde neler yapabiliriz,
vatandaşımız daha az nasıl zarar görebilir; bütün bunu
dikkate almak lazım. Ama şunu da belirtmek lazım çünkü söze
başlamadan önce dikkat çektim, özellikle altını çizdim:
Çanakkalede 1956 yılında rekor bir yağış var ve
şu anda onu geçmiş durumda bu Edirne Uzunköprüdeki
yağış oranı. Yani gerçekten bir felaketle karşı
karşıyayız.
Dolayısıyla, devletin tüm birimlerinin, o gün
olduğu gibi, 20 vatandaşımızın
kurtarılışı ve devamında alınan tespitler gibi
bundan sonra da kendilerine düşeni en iyi şekilde yapacakları
inancını taşımaktayım.
Dün torba kanun görüşmelerimiz var idi.
Dolayısıyla, bugün o görüşmeler, devam edecek.
KEMAL DEĞİRMENDERELİ (Edirne)
Borçların ertelenmesine desteğinizi bekliyoruz.
TÜLAY KAYNARCA (Devamla) Sayın vekilimizin
altını çizdiği gerçeklerin de, tespitlerin de
farkındayız ki Lalapaşadaki doluyla ilgili, ben de gittim,
oradaki 3 köyümüzü gezdik; birisi Demirköydü, Lalapaşa ilçesiydi, her
biriydi.
Dolayısıyla, bunlar doğru tespitler.
Yapılabilecekler var, vatandaşımızın kendi
yapması gerekenler var, sigortalamak gibi mesela. Orada ciddi bir oran
vardı.
Dolayısıyla, bu duygu ve düşüncelerle, bu
tespitlerle, bugün torba kanunu görüşüyor olmamız nedeniyle grup
önerisi aleyhine görüş belirttiğimi ifade ediyor, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi lehinde söz isteyen
Bülent Belen, Tekirdağ Milletvekili.
Buyurun Sayın Belen. (MHP sıralarından
alkışlar)
BÜLENT BELEN (Tekirdağ) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun vermiş
olduğu araştırma önergesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Sözlerime başlamadan evvel, Gazzede İsrailin
yaptığı insanlık dışı zalimliğe
Hükûmetin daha etkili bir şekilde karşı durmasını,
alınacak tedbirler noktasında daha da aktif görev almasını
Bununla birlikte, bu zalimliğin sadece Gazzede değil, Irak
çöllerinde kimsesiz, Allahına terk edilen Türkmenlere karşı
duyarlı olunması
Doğu Türkistanda Çin mezalimi altında
inleyen Uygur Türklerinin geçtiğimiz ay 20si idam edilmiştir. Her ay
Çin, planlı bir şekilde Doğu Türkistanda soykırım
uygulamaktadır. Bu konuda da Hükûmetin duyarlı olmasını, en
azından Çine bu konuda bir nota vermesini talep ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Trakya ve Marmara Bölgesi son zamanlarda çok büyük miktarlarda
yağış almıştır. Bu yağışlar
neticesinde vatandaşlarımız büyük zarara uğramışlardır.
Cihan devleti Osmanlı İmparatorluğuna doksan iki yıl
başkentlik yapan serhat şehrimiz Edirne bu yağışlardan
özellikle çok etkilenmiştir. Şehrin içinden geçen Meriç ve Tunca
nehirlerinin su seviyesi yağışlar neticesinde sık sık
yükselmekte, meydana gelen su baskınları büyük zararlara sebep
olmaktadır.
Edirne ilimizde 16 Temmuz 2014 günü saat üç buçukta
başlayan ve yaklaşık on üç saat süren şiddetli
yağış neticesinde, Edirneye bağlı Uzunköprü ilçesinde
Trakya bölgesinin tarihinde ilk defa 217 kilogram yağış düşmüştür.
Bu yağışlar neticesinde Kırcasalih-Uzunköprü il yolu ve
Çakmak-Sığırcılı köy yolu ulaşıma
kapanmış, Uzunköprü ilçesine bağlı Aslıhan köyünde 1
adet kerpiç ev yıkılmış, çok şükür can kaybı
meydana gelmemiştir. Uzunköprü ilçesine bağlı Kırcasalih, Aslıhan,
Sığırcılı, Meşeli, Çakmak, Kuzucu köylerinde
yoğun yağış nedeniyle bazı evleri su
basmıştır. Afet bölgesinde mahsur kalan yaklaşık 20
vatandaşımız AFAD ekiplerince
kurtarılmışlardır.
Yoğun yağışın tarım
yoğunluklu bölgelere yağması neticesinde bazı bölgelerde
hâlâ su çekilmemiştir. Edirne Tarım İl Müdürlüğünün
verdiği bilgiye göre 60.700 dekar, bizim öğrendiğimiz
kadarıyla da 150 bin dekar ekili arazi sele maruz
kalmıştır.
Sel ve benzeri felaketlere karşı önlem almak ve
vatandaşlarımızın mağdur olmasını önlemek,
devletin temel görevlerindendir. Özellikle Edirnede Devlet Su
İşlerinin bitiremediği baraj ve göletler ile
temizlenemediğinden sazlık hâline gelen kanallar ve dere
yatakları bu felakete sebep olmuşlardır. Yaşanan bu felaket
sebebiyle Edirne ilimizde sel felaketine uğrayan yerlerin afet bölgesi
ilan edilmesi gerekmektedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Trakya bölgesinin incisi ve benim de seçim bölgem olan
Tekirdağımız da son yağışlardan nasibini alan
başka bir il olmuştur. 16 Temmuz günü yaşanan sel felaketinde
Ergene Nehrinin taşması neticesinde, Ergene ilçesinde 9 konut sular
altında kalmıştır. Ulaş Mahallesi ile Karamehmet
Mahallesini birbirine bağlayan köprü çökmüş ve kullanılamaz
hâle gelmiştir. Ayçiçek tarlaları su altında kalmış,
çiftliklerde büyük zararlar oluşmuş ve küçükbaş hayvanlar sel
sularına kapılıp telef olmuşlardır. Süleymanpaşa
ilçemizde münferit su baskınları yaşanmış, köprü ve
kavşaklara su toplanması nedeniyle araçlar ve içerisindeki
vatandaşlar sele maruz kalmışlardır. Özellikle sahil yolu
yoğun yağış nedeniyle denizle birleşmiştir. AFAD
İl Müdürlüğüne bağlı kurtarma ekipleri araçların
içlerinde mahsur kalan vatandaşları kurtarmışlardır.
Yaşadığım
yer olan Çorlu ilçesi de yoğun yağışa maruz
kalmış, bu yağış neticesinde yapımını
TOKİnin üstlendiği ve Adalet ve Kalkınma Partili eski bir
milletvekiline inşasını verdiği ve hizmete girdiğinden
bugüne kadar sürekli problemler yaşanan ve problemleri bir türlü bitmeyen
Çorlu Devlet Hastanesini ne yazık ki her yağışta olduğu
gibi bir kez daha bu yağışla beraber su basmış ve
bodrum kattaki tıbbi cihazlar ve gereçler kullanılamaz hâle
gelmiştir. Bu kadar problemli, kalitesiz bir hastaneyi yaklaşık
226 bin nüfuslu Çorlu ilçesine layık gören siyasilere ve
tamamlanmadığı hâlde tamamlanmış gibi bu hastaneyi
teslim alan bürokratlara da buradan teessüflerimi bildiriyorum. 2 ilimizde de
en büyük tesellimiz can kaybının yaşanmamış
olmasıdır.
AKP hükûmetlerinin mevcut
tarım politikaları sebebiyle hâli perişan olan çiftçi
vatandaşlarımız yaşadıkları sel felaketiyle daha
da mağdur olmuşlardır. Bu sezon buğdayını Toprak
Mahsulleri Ofisinin almadığı, dünyanın en pahalı
mazotunu kullanan, gübre ve ilaç için binlerce lira harcamak zorunda kalan,
bütün tarlaları, traktörleri, tarım aletleri bankalar tarafından
ipotek altına alınmış ve tüccarın insafına
kalmış Türk çiftçisi, bunlar yetmezmiş gibi, üstüne bir de sel
felaketi yaşamış ve mağduriyetleri katbekat artmıştır.
Türk çiftçisinin mağduriyetleri yalnız bunlarla
sınırlı değildir. Canlı hayvan ithaline onay veren
AKP, hayvancılıkla geçimini sürdürmeye çalışan köylümüzü
perişan etmiştir. Yeri gelmişken, buradan Hükûmet yetkililerine
sormak istiyorum: Kurban Bayramı öncesinde şu anda kapalı olan
canlı hayvan ithalatını açmayı düşünüyor musunuz? Bu
haberler Trakya bölgesindeki vatandaşlar tarafından bu aralar
sıklıkla dile getirilmektedir. Eğer düşünüyorsanız
çiftçi kardeşlerim adına sizlerden rica ediyorum, bu
düşüncenizden vazgeçin. Bırakın, hem köylümüz kendi
hayvanını satsın hem de alacak olan
vatandaşlarımız yerli besi hayvanını tüketsin.
Trakya hayvan hastalıklarından ari bölgedir.
İthal hayvanlar bölgemize ithal edildikleri ülkelerden hastalık
taşıyabilir. Bu sebeple, Trakya bölgesinin hayvan ithalatı
serbest kalırsa ithalata kapalı bölge ilan edilmesinde fayda
vardır. Canlı hayvan ithalatı neticesinde sadece köylümüz zarar
görmüyor, ithal hayvanın piyasaya sürülmeden önce tutulduğu bölgede
de insan sağlığı çok ciddi tehdit ediliyor. Geçtiğimiz
yıllarda Çorlu ve Marmara Ereğlisi ilçelerinde bulunan ithal angus
çiftliği, yöre halkını, yaydığı koku ve
dışkı atıklarının içme sularına
karışması gibi iddialarla canından bezdirmişti.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Türk çiftçisinin bunca derdi ve sorunu arasına AKP hükûmetleri sayesinde
yeni biri daha eklendi. 30 Nisan 2014 tarihinde Resmî Gazetede
yayımlanarak yürürlüğe giren 6537 sayılı Toprak Koruma ve
Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun neticesinde çiftçi vatandaşlarımız büyük
sıkıntılar yaşamaktadır. Söz konusu kanun neticesinde,
tarlasını satmak isteyen vatandaşlar tarlasını
istediği kişiye satamıyor, ya sınır komşusuna
satacak veyahut da devlet alacak ama devlet hangi parayla alacak, kaynağı
nereden bulacak ve kaç paraya alacak; bu da belli değil. Sınır komşusuna
satmak istese, alıcı satıcının ona mecbur
olduğunu bildiği için fiyatı kıracak. Belki komşusuyla
husumeti var, ona hiç satmak istemeyecek. Alıcı ve satıcı
anlaşsa bile bu sefer de devreye bürokrasi giriyor. Tapu müdürlüğü
ilçe tarım müdürlüğüne yazıyor, ilçe tarım müdürlüğü
il tarım müdürlüğüne yazıyor, il tarım müdürlüğünden
tekrar geriye dönmesiyle ilgili yaklaşık yirmi ila otuz günlük bir
süreç yaşanıyor yani acil bir iş için tarlasını satmak
isteyen, oğlunu, kızını evlendirmek isteyen çiftçimiz
tarlasını satamıyor.
Veraset yoluyla intikal eden arazilerin vârislerinden
tarımla iştigal eden tarafından satın
alınacağı vazediliyor. Hangi parayla alacak, kaynağı
nereden bulacak? Bu konuda, uzun vadeli ve faizsiz kredi temin edilmesi
gerekmektedir. Böyle bir uygulama olmaz, olmamalı, bu sorun derhâl ilgili
yönetmelik değiştirilerek ortadan kaldırılmalı ve
vatandaşların mağduriyetleri giderilmelidir.
Sayın Başkan, Edirne ilinde yaşanan sel
felaketi sebebiyle bunun zararlarının tespiti için
araştırma komisyonu kurulması ve bölgenin afet bölgesi
ilanıyla ilgili MHP Grubu olarak lehinde oy vereceğimizi belirtir,
Genel Kurulu saygıyla selamlarım. (MHP ve CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi aleyhinde söz
isteyen Ramazan Can, Kırıkkale Milletvekili. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Buyurun Sayın Can.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) Ya, Trakya
nere, Kırıkkale nere?
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi
üzerine söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Evet, Kırıkkale nere, Edirne nere? Edirnede
milletvekilimiz, Sayın Bakanımız Mehmet Müezzinoğlu Bey
var, konuyu yakinen takip etmekte zaten. Biz de, biliyorsunuz, aynı zamanda,
Türkiye milletvekiliyiz, Kırıkkale seçim bölgemiz olsa da. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
burada Tülay Hanım ve Kemal Bey, gerçekten, Edirnede yaşanan afetin
trajedi boyutlarına geldiğinden bahsettiler. Ben konuşmama
hazırlanırken Edirne Valimizi de aradım -kendisine de
teşekkür ediyorum huzurlarınızda- Vali Beyden de bilgiler
aldım. Gerek araştırma önergesinde gerek Vali Beyin vermiş
olduğu bilgiler ve gerekse Tülay Hanım ve Kemal Beyin vermiş
olduğu bilgiler örtüşmekte.
16 Temmuz 2014 gecesi, yaklaşık on üç saat
süren yağmur metrekareye 220 kilogram olarak düşmüştür. Bu,
korkunç bir rakamdır, afetin derecesini göz önüne sermek
açısından bu rakamı verdim. Özellikle Edirne ili Uzunköprü
ilçesinin merkez, Aslıhan, Sığırcılı ve
Dereköylerinde gerçekten çok büyük bir afet olmuştur, ağır bir
afet olmuştur. Yoğun yağış neticesinde onlarca ev
yıkılmış, hayvanlar telef olmuş, maddi hasar meydana
gelmiştir. Tek tesellimiz, Allahtan, can kaybı
olmamıştır.
Olay mahalline giden kaymakam, olay yerinde gerekli
tedbirleri ve önlemleri almıştır. Akabinde, Vali Bey devreye
girmiş, sağ olsun, gerekli önlemleri almış, bürokrasiyi
harekete geçirmiş, konuyla ilgili raporları ve tespit
tutanaklarını Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığına
ve ilgili Başbakan Yardımcımıza konuyu iletmiştir,
konuyu yakinen takip etmektedir. Yine, Edirne Milletvekilimiz, Sağlık
Bakanımız Sayın Mehmet Müezzinoğlu Bey olayı yakinen
takip etmekte ve Bakanlar Kurulunda borçların ertelenmesiyle ilgili, afet
kapsamına almayla ilgili çalışmaları yakinen takip
edecektir. Edirne Milletvekilimiz de konuyu zaten yakinen takip etmekte.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Vali Beyden aldığım bilgilere göre, 40 bin dönüm çeltik
yaklaşık bir haftadır sular altında ve çarşamba gününe
kadar bu sular çekilmez ise maalesef, çeltik hasat edilemez seviyeye gelecek.
Diğer taraftan, yine, Kemal Beyin verdiği bilgiler, benim
yapmış olduğum araştırmalar ve Vali Beyin vermiş
olduğu belgeler doğrultusunda, hasat edilen buğday Toprak
Mahsulleri Ofisine verilemediğinden, evlerinin önünde satışa arz
bir şekilde beklemekteyken maalesef, bu afet neticesinde bu hububat da
zarar görmüş. Bu hububatın durumu artık, yemlik derecesinde
midir, hayvan yemi olarak kullanılabilir mi, kullanılamaz mı? Bu
manada Tarım Bakanımızla da yapmış olduğumuz
istişarelerde -bizim Kırıkkalemizden de çiftçilerimiz aramakta-
buradaki hadise ise şudur: Toprak Mahsulleri Ofisi, fiyat belirleme
açısından Tarım Bakanlığı piyasada giden
fiyatı takip etmekte. Serbest piyasada oluşan fiyat müdahale edilecek
boyuta gelmemiştir. Müdahale edilecek boyuta geliyor şu aşamada,
aldığım bilgiler de fiyatların düşme noktasına
geldiği noktasında.
BÜLENT BELEN (Tekirdağ) Çok düştü Ramazan
Bey, çok.
RAMAZAN CAN (Devamla) Burada bu tespitlerle Tarım
Bakanımız bunu yakinen takip etmekte, gerektiğinde müdahale
edecektir ve Toprak Mahsulleri Ofisi de hububat almaya başlayacaktır.
Bunu da yakinen takip etmekteyiz.
BÜLENT BELEN (Tekirdağ) İş işten
geçti artık.
RAMAZAN CAN (Devamla) - Yine, buradaki buğdayın
750 ton olduğundan bahsedilmekte, 3 köprünün
yıkıldığı, 8 köyün içme suyu problemi olduğu,
Vali Beyin bu içme suyu problemleriyle ilgili girişimleri sayesinde suların
bağlandığını fakat tekrar patlayan,
sıkıntılar olan yerlere müdahale ettiği noktasında
Yine Vali Beyin vermiş olduğu bilgiye göre, yaklaşık 300
evi su basmıştır, yıkılan evler olmuştur ve sudan
dolayı ev eşyalarının zarar gördüğü olmuştur.
Bunlarla ilgili hasar tespit tutanakları güncellenmektedir, bu hasar
tespit tutanaklarından sonra müdahaleler olacaktır diye
düşünüyorum ben.
Netice itibarıyla, burada dere ıslahı,
gölet, set, barajla ilgili talepler, tarım sigortasıyla ilgili
talepler gündeme geldi; bunları takip etmeliyiz.
Arkadaşlar, şunu özellikle söylemek istiyorum
ben: Afettir, mücbir sebeptir diye kenara çekilmek doğru
değildir, bizler de üzerimize düşen tedbirleri almak
durumundayız. Çiftçilerimiz, köylülerimiz, valiliğimiz,
kaymakamlığımız ve bürokratlarımız ve biz
siyasetçiler olarak, mücbir sebep, afettir mazeretini
sığınmamalıyız, gerekli önlemleri her zaman
almalıyız, çiftçilerimizi tarım sigortası noktasında
eğitmeliyiz, buna rağmen de bir şey olursa o zaman tevekkül
etmeliyiz diye düşünüyorum ben.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Komisyonu kuralım.
RAMAZAN CAN (Devamla) Evet, komisyonla ilgili
LEVENT GÖK (Ankara) Önergeyi destekle Ramazan Bey.
RAMAZAN CAN (Devamla) Biliyorsunuz 639 sıra
sayılı Torba Kanunu görüşmekteyiz, bu da Edirnede yaşayan,
Uzunköprüde yaşayan vatandaşlarımızı ilgilendiren bir
mesele ve Türkiye'nin diğer vilayetlerinde yaşayan
insanlarımızı ilgilendiren bir mesele. Özellikle Soma
şehitleriyle ilgili mağduriyetlerin giderilmesi noktasında ve
yapılandırma noktasında, kamuoyunun büyük bir bölümünü
ilgilendiren sıkıntılara çözüm getiren bu torba yasayı,
özellikle Soma şehitlerimizin haklarını verme noktasında,
onlara bayramdan önce bir hediye sunabilmek amacıyla, bütün
gruplarımızla el birliğiyle, inşallah cuma gününe kadar
yasalaştırırız, onlara buradan bir bayram hediyesi
sunarız. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
LEVENT GÖK (Ankara) Uzunköprüyü de kurtaralım
ama.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hadi Ramazan Bey, destekliyorum
de.
RAMAZAN CAN (Devamla) Netice itibarıyla,
Uzunköprü, Edirne ve Türkiye'nin bütün vilayetleri, 779 bin metrekare, bütün
hepsi bizim, bütün problemleri bizimdir, dolayısıyla bütün
problemleri çözmek için biz buradayız. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
Ben demin konuşmama başlarken Edirne
milletvekili değilsin. diye bir laf attınız; biz Türkiye
milletvekiliyiz, dolayısıyla Türkiye'nin bütün sorunlarını
araştırmak durumundayız.
Burada bunu dile getirirken de Edirne halkı,
özellikle Uzunköprü, İpsala halkı ve orada yaşayan, mağdur
olan köylülerimiz sorunlarını takip etmiyoruz gibi bir şey de
edinmesinler; onlara özellikle yaşamış oldukları
mağduriyetten dolayı geçmiş olsun diyoruz, inşallah
yaralarını saracağız.
Son söz, Soma şehitlerinin mağduriyetini de hep
beraber giderelim, cuma günü onlara inşallah bir bayram hediyesi
sunalım diyorum.
Gündemin yoğun olması nedeniyle grup önerisine
katılmakla birlikte, inşallah farklı zamanlarda memleketin bütün
meselelerini masaya yatırırız diyor, Genel Kurulu bu duygularla
tekrar saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisini
oylarınıza sunacağım.
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN - Yoklama talebi var, yerine
getireceğim.
Sayın Altay, Sayın Özel, Sayın
Serindağ, Sayın Gök, Sayın Özcan, Sayın Haberal, Sayın
Tayan, Sayın Gümüş, Sayın Özkan, Sayın Değirmendereli,
Sayın Genç, Sayın Kuşoğlu, Sayın Acar, Sayın Öz,
Sayın Serter, Sayın Küçük, Sayın Tamaylıgil, Sayın
Bilgehan, Sayın Ekşi, Sayın Nazlıaka.
İki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, toplantı
yeter sayısı vardır.
VIII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
3.- CHP Grubunun, Edirne Milletvekili Kemal Değirmendereli ve
arkadaşları tarafından, Edirne ilinde olağan
dışı yoğun yağış nedeniyle meydana gelen sel
felaketinin yarattığı maddi hasarların tespiti ve bölgenin
afet kapsamına alınmasına yönelik incelemelerin
yapılması ve kararların verilmesi amacıyla 19/7/2014
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 21 Temmuz 2014 Pazartesi günkü
birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Alınan karar gereğince gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmına geçiyoruz.
1inci sırada yer alan, Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporunun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
IX.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili
Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir
Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına
Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80)
(S. Sayısı: 156)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2nci sırada yer alan, Devlet Sırrı Kanunu
Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu
Raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
2.- Devlet
Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu
ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3üncü sırada yer alan, Türkiye Sağlık
Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun
ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ile Kars Milletvekili Yunus Kılıç ve
Amasya Milletvekili Avni Erdemir ile 79 Milletvekilinin; Türkiye Sağlık
Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal
İşler Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
3.- Türkiye Sağlık Enstitüleri
Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Kars Milletvekili Yunus Kılıç ve Amasya
Milletvekili Avni Erdemir ile 79 Milletvekilinin; Türkiye Sağlık
Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun
ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal
İşler Komisyonu Raporu (1/937, 2/2229) (S. Sayısı: 615)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
4üncü sırada yer alan, İş Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki 108
adet kanun teklifi ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
4.- İş
Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetinin; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili
İdris Balukenin; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetinin; Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam
Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcının;
Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; Adana
Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın;
Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın;
İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri
Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in;
Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın
Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye
Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi
Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay
Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara
Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in;
Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna'nın;
İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut Tanal'ın; Erzincan
Milletvekili Muharrem Işık'ın; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in;
Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve
İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili Özgür
Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3 Milletvekilinin;
Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir Milletvekili Rahmi
Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya Güven ve 34
Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Balıkesir
Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun;
Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu
Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Bursa
Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim
Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf
Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; İstanbul
Milletvekili Süleyman Çelebi'nin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in;
Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın
Türeli'nin; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun
Çıray'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in;
Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar
Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür
Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve Önder Matlı ile 8
Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Manisa
Milletvekili Hasan Örenin; Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum
Milletvekili Cahit Bağcı ile 37 Milletvekilinin; Manisa Milletvekili
Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan
ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115,
2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439,
2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896,
2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217,
2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302,
2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437,
2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595,
2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794,
2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938,
2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056,
2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186,
2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639) (X)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Geçen birleşimde İç Tüzükün 91inci maddesine
göre temel kanun olarak görüşülen tasarının ikinci bölümünde yer
alan 43üncü madde kabul edilmişti.
44üncü madde üzerinde üç adet önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte Olan 639 Sıra Sayılı
Kanun Tasarısı'nın, 5510 sayılı Kanunun 28 inci
maddesinde değişiklik öngören 44üncü maddesinde geçen "50"
ibaresinin "45" olarak değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Pervin
Buldan İdris
Baluken Nursel
Aydoğan
Iğdır Bingöl Diyarbakır
Erol Dora Hasip Kaplan
Mardin
Şırnak
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer ve 3 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın;
Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın;
İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprakın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri
Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Ankara Milletvekili İzzet
Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve
Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; İstanbul
Milletvekili Durmuş Ali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili
Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır
Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve
Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in;
Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve
İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili Özgür
Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin Kanun
Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporunun 44. maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Rahmi
Aşkın Türeli Ali
Serindağ Vahap
Seçer
İzmir Gaziantep Mersin
Mehmet
Volkan Canalioğlu Ramazan
Kerim Özkan Hülya
Güven
Trabzon Burdur
İzmir
MADDE 44- 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 28 inci
maddesinin altıncı fıkrasında yer alan "55"
ibaresi "50" şeklinde ve sekizinci fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve dokuzuncu
fıkra eklenmiştir.
"Emeklilik veya
yaşlılık aylığı bağlanması talebinde
bulunan kadın sigortalılardan başka birinin sürekli
bakımına muhtaç derecede ağır engelli çocuğu
bulunanların ve emeklilik veya yaşlılık
aylığı bağlanması talebinde bulunan
sigortalılardan otistik spektrum bozukluğu veya down sendromu
tanısı konulmuş çocuğu bulunan anne ya da babadan birinin,
bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra geçen prim ödeme gün
sayılarının dörtte biri, prim ödeme gün sayıları
toplamına eklenir ve eklenen bu süreler emeklilik yaş hadlerinden de
indirilir."
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuş Ali Torlak ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun; Samsun
Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın Kanun
Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları ile Tezkerelerinin (1/931,
2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434,
2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885,
2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203,
2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301,
2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422,
2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516,
2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747,
2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799,
2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957,
2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065,
2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190,
2/2191, 2/2192, 2/2198) 44 üncü maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Madde 44 - 31/5/2006 tarih ve 5510
Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanununun 28 inci maddesinin altıncı fıkrası
aşağıdaki şekilde, yedinci fıkrasındaki " 55"
ibaresi '50' şeklinde ve sekizinci fıkrasında yer alan
"malûl" ibaresi "ağır engelli" şeklinde
değiştirilmiş ve altıncı fıkradan sonra gelmek
üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
"En az 20 yıldan beri
Bakanlıkça tespit edilen maden işyerlerinin yeraltı
işyerlerinde sürekli veya münavebeli olarak çalışan ve bu
işlerde en az 4000 gün malullük, yaşlılık ve ölüm
sigortaları primi ödeyen sigortalılara yaş şartları
aranmaksızın 8100 gün prim ödemiş sigortalılar gibi
yaşlılık aylığı bağlanır. "
50 yaşını dolduran ve malullük,
yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi
çalışmalarının en az 1800 gününü Bakanlıkça tespit
edilen maden işyerlerinin yeraltı işlerinde geçirmiş olan
sigortalılara yaşlılık aylığı
bağlanır."
" 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle
Mücadele Kanununun 21 inci maddesinin birinci fıkrasının (j)
kapsamına girenler hariç olmak üzere 3/11/1980 tarihli ve 2330
sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması
Hakkında Kanuna göre veya 2330 Sayılı Kanun hükümleri
uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlara göre
harp veya vazife malullüğü aylığı almakta olup da
çalışanların kendileri rapor veya vergi muafiyet belgesi
istenmeden üç bin altı yüz prim gün sayısını
doldurmaları halinde yaşlılık aylığına
bağlanır."
Erkan
Akçay Mustafa
Kalaycı Ahmet
Kenan Tanrıkulu
Manisa Konya İzmir
Mehmet
Şandır Sümer
Oral
Mersin Manisa
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ERTUĞRUL SOYSAL (Yozgat) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa)
Katılamıyoruz.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Erkan Akçay, Manisa Milletvekili.
Buyurun Sayın
Akçay. (MHP sıralarından alkışlar)
ERKAN AKÇAY
(Manisa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 44üncü
maddede verdiğimiz önerge üzerinde söz aldım. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Öncelikle, biraz
evvel burada konuşan iktidar partisi temsilcisi bir değerli
milletvekili arkadaşımız Somayla ilgili düzenlemelerin bayram
öncesi bir bayram hediyesi olarak çıkarılacağını ifade
etti. Şimdi, öncelikle, ifade etmek isterim ki bu Somayla ilgili
düzenlemeler, maalesef, bayrama yetişmiyor. Bunun da başsorumlusu
iktidar partisinin torba tasarıyla ilgili anlaşılmaz,
uzlaşılmaz ve katı tutumundan ve pek çok maddeyi buraya zorla
dâhil etmesinden kaynaklanmıştır.
İkinci önemli
husus da: Bu, bir hediye değildir değerli arkadaşlar. Buna bir
lütuf olarak yaklaşılmasını da kesinlikle doğru
bulmuyorum, son derece yanlış bir anlayıştır. Bu bir
hakkın teslimidir, bir devletin sosyal devlet kavramıyla yapması
gereken bir husustur; hediye başka bir anlam
taşır.
Değerli arkadaşlar,
şimdi, hediye ifade ediyorsunuz. Biliyorsunuz AFADda 146,5 milyon lira
para toplandı ve hayatını kaybeden 301 maden işçisinin
ailesine 154 biner lira bu vatandaşlarımız tarafından
AFADa yapılan bağışların
dağıtılacağı bizzat Başbakan tarafından
ifade edildi. Sayın Başbakan, Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliğinin 16 milyon liralık bir çekini, çok büyük, devasa bir
pankart hâlinde basın huzurunda törenle bu çeki kabul etti. Şimdi, bu
bağışları yapanlar bütün vatandaşlarımız.
Burada, ben, doğrusu merak ediyorum, acaba Sayın Başbakan kendi
cebinden kaç lira AFADa veya Somalı mağdur insanlara yardım
etti? Bilemiyoruz ancak bu yardımların sanki AKP yapıyormuş
veya Sayın Başbakan cebinden veriyormuş gibi de reklamı
yapılıyor; bunu da son derece yanlış buluyorum. Bu,
vatandaşlarımızın yaptığı bir
yardımdır. Ayrıca, vatandaşlarımız sadece AFADa
bağışta bulunmamışlardır, bizzat, bire bir maden
işçilerine giderek gerek para gerek ayni yardımlarda
bulunmuşlardır canla başla bir seferberlik hâlinde, hatta pek
çoğu da yurt dışından özellikle gelerek bu
yardımlarını ulaştırmıştır. Bütün
vatandaşlarımıza bu bağış ve yardımları
için de tabii şükranlarımızı sunuyoruz.
Bayrama bir haftalık bir zaman
kaldı. Bu AFAD yardımları ne zaman dağıtılacak?
Bu önemli bir sorudur. Bayram öncesi bunun dağıtılması
gerekir; bir.
İkincisi: Bu AFADa yapılan
bağışlar bir yardım şeklinde sadece 301 maden
işçimizin ailesine, hayatını kaybedenlerin ailelerine verilecek.
Ama, ocaktan 487 işçimiz de hayatını güç bela kurtardı,
onların da büyük bir mağduriyeti vardır. Bu bağış
ve yardımlardan mutlaka onların da yararlandırılması gerekmektedir.
Şimdi, 2 de konut verileceği ifade ediliyor ve
öğreniyoruz ki bunu da hayırsever iş adamları yapacak. E, peki, Hükûmet olarak sen ne
yaparsın kardeşim? Yani vatandaşlarımız
bağış yapacak, konut yapacak, o zaman Sen ne yaparsın?
diye sorarız.
Değerli milletvekilleri, bu 44üncü maddede önemli
ve önemli olduğu ölçüde de doğru bulduğumuz iki düzenleme var:
Birincisi: 44üncü maddeyle yer altı maden
işlerinde çalışanların emeklilik yaşı 55ten
50ye indirilmekte ancak prim gün sınırı ile ilgili bir
düzenleme yoktur burada.
Bir de malul ibaresi ağır engelli
şeklinde değiştirilerek otistik veya down sendromlu
çocukların anne ve babalarına yüzde 25 erken emeklilik hakkı
verilmektedir.
Bizim buradaki önergemiz de yaş tahdidini
kaldırarak yirmi yıl fiilen çalışan ve bu işlerde en
az 4 bin gün sigorta primi ödeyen sigortalılar için, yaş
şartı aramadan 8.100 gün prim ödemiş sigortalılar gibi
yaşlılık aylığı bağlanması
öngörülmektedir.
Bu düşüncelerle önergemizin kabulünü diler, hepinize
saygılar sunarım. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Karar yeter
sayısı...
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunacağım, karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Karar yeter
sayısı yoktur.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.26
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 17.36
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan), Mine
LÖK BEYAZ (Diyarbakır)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 122nci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve
arkadaşlarının önergesinin oylanmasında karar yeter
sayısı bulunamamıştı. Şimdi önergeyi tekrar
oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı
arayacağım.
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Karar yeter
sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer ve 3 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın;
Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın;
İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprakın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri
Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Ankara Milletvekili İzzet
Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve
Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; İstanbul
Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili
Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır
Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve
Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in;
Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve
İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili Özgür
Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin Kanun
Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporunun 44. maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Hülya Güven (İzmir) ve arkadaşları
MADDE 44- 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 28 inci
maddesinin altıncı fıkrasında yer alan "55"
ibaresi "50" şeklinde ve sekizinci fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve dokuzuncu
fıkra eklenmiştir.
"Emeklilik veya
yaşlılık aylığı bağlanması talebinde
bulunan kadın sigortalılardan başka birinin sürekli
bakımına muhtaç derecede ağır engelli çocuğu
bulunanların ve emeklilik veya yaşlılık
aylığı bağlanması talebinde bulunan
sigortalılardan otistik spektrum bozukluğu veya down sendromu
tanısı konulmuş çocuğu bulunan anne ya da babadan birinin,
bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra geçen prim ödeme gün
sayılarının dörtte biri, prim ödeme gün sayıları
toplamına eklenir ve eklenen bu süreler emeklilik yaş hadlerinden de
indirilir."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ERTUĞRUL SOYSAL
(Yozgat) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Madde üzerinde söz isteyen Hülya Güven,
İzmir Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)
Buyurun Sayın Güven.
HÜLYA GÜVEN (İzmir) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın milletvekilleri, 639 sıra
sayılı Torba Tasarının 44üncü maddesiyle ilgili
verdiğimiz önerge hakkında görüşlerimi sunmak üzere huzurunuzda
bulunuyor, saygılarımı sunuyorum.
Sayın milletvekilleri, her zaman olduğu gibi,
yine bu tasarıda da Somada hayatını kaybeden 301 emekçiden
sonra iş güvenliği, iş sağlığı ile ilgili ya
da ilgisiz birçok yama yapılmaya çalışılmaktadır. Daha
önceleri de yapıldı ve yamaların hiçbir zaman açıkları
kapatamadığını gördük. Tartışılmadan,
aceleye getirilerek yapılan madde değişikliklerinin ya da madde
eklerinin eksikleri kapatma değil, yeni açıkları
yarattığı bir gerçektir. Aslında bugüne kadar yasa
tasarılarının aceleye getirilmesiyle
karşılaştığımız olumsuzlukları ve
sıkıntıları yurttaşlarımızla birlikte
yaşıyoruz. Özellikle engelli ve engelli aileleri çok daha
yakından yaşıyorlar çünkü vaat edilen iyileştirmeler
yapılmıyor, sadece yapılıyormuş gibi
davranılıyor.
Bugün engelliler açlık grevine gidiyor, dört gündür
açlık grevindeler. Kadınlar kadın cinayetlerine karşı
eyleme gidiyorlar. Nedenini iktidar düşünüyor mu acaba? AKP, Engelli
Yasasını ilk kendisinin çıkardığıyla övünüyor.
1998 yılında engellilerden sorumlu Devlet Bakanı Sayın
Hasan Gemicinin yaptığı çalışmaları
hatırlamak istemiyorsunuz herhâlde. 1962 yılında çıkan özel
eğitime muhtaç çocuklar için yönetmeliği de hatırlamakta yarar
var.
2012 yılında kadına şiddetle ilgili
yasa çıktı. O günden bu yana cinayete kurban giden, şiddete
uğrayan kadın sayısı katlanarak artmaya başladı.
Kürtaj yasak. denildi yasa çıkarılmak istendi, Çocukları
engelli de olsa biz bakarız. denildi ama bugün yuvadaki çocuklar
pencerelerden düşüp ölüyorlar, yurtlarda devlet koruması altında
olması gereken çocuklara, özellikle engellilere taciz ve tecavüz
olaylarının arttığını görüyoruz. Engelli
bakımevlerinde engelli çocuklar da dövülmeye başlandı. Mahkûm ve
tutuklu çocuklara yapılan eziyetleri ayrı tutuyorum.
Sorunların bu kadar yoğun olmasının
nedeninin kanunların yetersizliği olmadığını
bizler biliyoruz ama acaba iktidar biliyor mu? Nedenlerin ortaya
konulmadığı, çözüm aranmadığı sürece
istenildiği kadar torba kanun yapılsın sonuç hiçbir zaman
değişmeyecektir. Her şeyden önce engellilerin de birer birey
olduğunu ve engellilerin insan hakları olduğunu hatırlamak
gereklidir.
Her yıl 30 bin ama bu sene nedense 20 bin engelliye
iş olanağı sağlanacak diye sınavlar açıldı
ama rakam 2 bine, 1.500e, bu sene 3 bine düşmüş ama kaç kişiye
iş verildi o da belli değil, sadece söylenen rakamları
görüyoruz. Çoğu engelliye Yanlış tercih yaptınız,
seneye bir daha başvurun. denildiğini gördük. Yani aslında
Hükûmetin engellilere hiçbir zaman işe alma, iş verme diye bir
kaygısının olmadığını görüyoruz. Amaç,
verilen 300-500 lirayla engellileri eve kapatmak aileleriyle birlikte. Tabii,
durum böyle olunca aileler sürekli umut ediyorlar ve hayal
kırıklığı yaşıyorlar.
44üncü maddede ağır engelliden bahsediliyor.
Ağır engelli tanımı yeterli mi? Otistik ve down sendromlu
çocukların engellilik oranları kaçtır? Aslında onlarla
beraber bir yirmi dört saatin geçirilmesini isterdim. Çocukların yirmi
dört saat gözden uzak tutulmaması gerektiğini hep birlikte
anlardık. Kanun yapıcıların otistik ya da down sendromlu
çocukların aileleriyle konuşmalarını dileriz.
On iki yıldan bu yana aileler sorun
yaşamaktadırlar. Down sendromlu çocuğu belli bir yaşa kadar
büyük bir özveriyle büyüten ailelerde anne ya da babanın birisinin erken
emekli olmalarının sağlanması gerekiyor. Bu
yapıldığı zaman aile ve çocuklarına mutluluk ve güven
duygusunu sağlamak mümkün olacaktır ve bunu yapmak da, uygulamak da
hepimizin görevidir.
Bu nedenle önergemizin kabulünü arz eder,
saygılarımı sunarım.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte Olan 639 Sıra Sayılı
Kanun Tasarısı'nın, 5510 sayılı Kanunun 28 inci
maddesinde değişiklik öngören 44üncü maddesinde geçen "50"
ibaresinin "45" olarak değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Erol Dora (Mardin) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ERTUĞRUL SOYSAL
(Yozgat) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Erol Dora,
Mardin Milletvekili.
Buyurun Sayın Dora. (HDP sıralarından
alkışlar)
EROL DORA (Mardin) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 639 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 44üncü maddesi üzerinde Halkların Demokratik
Partisi adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Tasarının 44üncü maddesiyle yer altı
işlerinde çalışan işçilerin emeklilik yaşı 55ten
50ye indirilmektedir. Ağır koşullarda, insan
sağlığına uygun olmayan madenlerde -Türkiye madenleri
dikkate alınacak olursa- işçilerin can güvenliklerinin
sağlanmadığı koşullarda; madenlerde, tünellerde,
kanalizasyonlarda çalışan işçileri kapsayan bu düzenlemeyle
emeklilik yaşının 50ye çekilmesi olumlu bir gelişme olarak
değerlendirilebilir ancak biz bunu eksik görüyoruz.
Diğer taraftan, bu maddede sadece emeklilik
yaşının düzenlenmesi eksik bir yaklaşımın
ürünüdür. Yapılan değişiklikte prim gün sınırıyla
ilgili bir düzenleme ise bulunmamaktadır.
Değerli milletvekilleri, Hükûmetçe getirilen bu
düzenleme, Türkiyede ortalama insan ömrünü dikkate almadan
hazırlanmıştır. Bu düzenleme, yer altı işlerinde
çalışan işçilerin erken yaşlarda iş gücü kaybı
sorunları yaşadıkları gerçeğini göz ardı ederek
hazırlanmıştır. Bu düzenleme, sağlıksız
koşullarda çalışan maden işçilerinin erken yaşlarda
maruz kaldıkları kalıcı hastalıkları dikkate almadan
hazırlanmıştır. Bu düzenleme maden veya diğer yer
altında çalışan işçilerin yaptıkları iş
karşılığında aldıkları düşük ücretler
neticesinde ekonomik bakımdan kalitesiz bir yaşam sürdürdükleri
görmezden gelinerek hazırlanmıştır. Bu düzenleme Türkiyede
çalışanların iş karşılığında
aldıkları ücret ile emekli maaşlarının
karşılaştırılması yapılmadan
hazırlanmıştır. Sadece emekli maaşıyla ve ek bir
iş yapmadan geçinmenin mümkün olmadığı bilindiği hâlde
bilmezden gelinerek hazırlanmıştır.
Değerli milletvekilleri, 50 yaşındaki bir
madencinin yer altında çalışması neredeyse
imkânsızdır. Madencilik sektörü en zor ve riskli sektörlerin
başında gelmektedir. Bu sektörde çalışanlar, hayati tehlike
dâhil olmak üzere, pek çok anlamda risk altında görev yapmaktadırlar.
Maden ocakları ve özellikle yer altı işleri, meslek
hastalıkları ve özellikle toplu ölümlü iş kazaları
açısından hâlâ çok yüksek risk taşımaktadır.
506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa göre
yirmi yıldan beri sigortalı olarak maden işlerinde
çalışanlara emeklilik hakkı verilmekteydi. Şu an 50ye
indirilmeye çalışılan madencilerin 55 yaşında emekli
olabilmeleri şartı bizzat AK PARTİ Hükûmeti tarafından 2008
yılında çıkarılan 5510 sayılı Sosyal Sigortalar
ve Genel Sağlık Sigortası Kanunuyla getirilmiştir. Böylece,
yer altında çalışan maden işçilerinin emeklilik
koşulları bizzat AK PARTİ Hükûmeti tarafında
ağırlaştırılarak dünyanın en zor ve riskli
işini yapan maden işçileri mağdur edilmiştir.
Değerli milletvekilleri, yer altında
çalışan maden işçileri genç yaşta meslek
hastalıklarına yakalanmakta ve fiziksel zorluklar nedeniyle ileri
yaşlarda yer altında çalışamamaktadırlar. Bunun
sonucunda da sürekli istihdam kapasitesini artıran maden şirketleri
ihtiyacını karşılayacak yeterli ve nitelikli iş gücünü
bulamamaktadırlar. Maden çalışanları yer altında
sadece kömür tozuna değil, farklı birçok kanserojen maddelere de
maruz kalıyorlar. Özellikle, kömür çıkarılması
sırasında oluşan tozlardan kaynaklanan, uzun vadede grizu
patlamaları ve göçüklerden daha büyük risk taşıyor. Yapılan
araştırmalar kömür madenlerinde çalışanlarda akciğerde
toz ya da kimyasal madde birikmesine bağlı hastalıklar ve
şiddetli solunum bozukluğu hastalıklarının azımsanmayacak
oranlarda görüldüğünü ortaya koyuyor.
Değerli milletvekilleri, defaatle söylemekte büyük
lüzum görüyoruz ki AK PARTİnin, kaza oldukça, ölüm oldukça, işçi
cinayeti oldukça daha net biçimde açığa çıkan yasal
yetersizlikleri yamamaya çalışan yasama üslubu, tarzı
değişmedikçe bu işçi cinayetleri farklı mahiyetlerde devam
edecektir. Bizler bu ülke yurttaşlarının temsilcileri olarak
yurttaş sağlığını, yurttaşların iş
güvenliğini, yurttaşların sosyal güvenliklerini ilgilendiren ve
kamunun genel çıkarlarını ilgilendiren konularda birkaç sermaye
patronunun çıkarlarını önceleyerek bir yere
varamayacağımızı bildirmek istiyoruz. Emek verenin
hakkını alması, sağlıklı kalması ve can
güvenliğinin sağlanması konularında birinci derecede
sorumlu olan, Parlamento çoğunluğuna sahip AK PARTİ Hükûmeti ve
bu partinin milletvekilleridir. Hükûmetin bu sorumluluklarını
hakkıyla yerine getirmesi gerektiğine inanmaktayız.
Bu nedenle, biz 50 yaşın 45 yaşa
indirilmesini öneriyoruz.
Tekrar Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
45inci madde üzerinde üç adet önerge vardır,
okutuyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte Olan 639 Sıra Sayılı
Kanun Tasarısı'nın, 5510 sayılı Kanunun 40
ıncı maddesinde değişiklik öngören 45'inci maddesinin
sonuna aşağıdaki cümlenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
"Maden sektöründe çalışanların bugüne
kadar kıdemlerine dahil edilmemiş bu haklarını,
başvurmaları halinde geçmişe dönük olarak kullanabilirler."
Pervin Buldan Erol Dora İdris Baluken
Iğdır Mardin Bingöl
Nursel Aydoğan Hasip Kaplan
Diyarbakır Şırnak
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Manisa Milletvekili Erkan
Akçayın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili
Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun; Samsun Milletvekili Cemalettin
Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın Kanun Teklifleri
ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı
Tezkerelerinin (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324,
2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689,
2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156,
2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248,
2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414,
2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514,
2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716,
2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899,
2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000,
2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156,
2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) 45 inci
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Erkan
Akçay Mustafa
Kalaycı Ahmet
Kenan Tanrıkulu
Manisa
Konya
İzmir
Sümer
Oral Mehmet
Şandır
Manisa Mersin
MADDE 45- 5510 sayılı Kanunun 40 ıncı maddesinin
birinci fıkrasına aşağıdaki cümle ve ikinci
fıkrasına aşağıdaki bentler eklenmiştir.
"Tablonun (10) numaralı sırasında
belirtilen sigortalıların, fiili hizmet süresi zammından
yararlandırılacakları dönem içerisinde kalan; yıllık
ücretli izin, sıhhi izin, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil
günleri ile eğitim, kurs, iş öncesi ve sonrası
hazırlık sürelerinde fiilen çalışma ve söz konusu işlerin
risklerine maruz kalma şartı aranmaz.
19)
Maden Ocakları Maden
ocaklarında (elementer civa bulunduğu 90
saptanan
civa maden ocakları hariç), yerüstünde
yapılan
işlerde çalışanlar
20)
Sağlık Kuruluşları Kamuya
ait sağlık kuruluşlarında sağlık hizmetleri 90
ve yardımcı
sağlık hizmetleri sınıfında görev yapan
personel ile özel
sağlık kuruluşlarında aynı
görevleri yerine
getiren personel
21) Milli Eğitim
Bakanlığı'nda Öğretmen
olarak çalışanlar 90
22) Silah ve mühimmat imalatı yapan Silah ve
mühimmat imalatı 90
fabrikalar yapan
fabrikalarda çalışanlar
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara
Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris
Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3
Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı'nın;
İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri
Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Kocaeli Milletvekili Haydar
Akar'ın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin;
Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın
Türeli'nin Kanun Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve
Bütçe Komisyonu Raporunun 45. maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Rahmi
Aşkın Türeli Ali
Haydar Öner Hülya
Güven
İzmir Isparta İzmir
Vahap
Seçer Ali
Serindağ Mahmut
Tanal
Mersin Gaziantep İstanbul
MADDE 45 - 5510
sayılı Kanunun 40 ıncı maddesinin birinci
fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiş, ikinci
fıkrasının (18) numaralı bendinden sonra gelmek üzere
aşağıdaki bentler eklenmiştir.
Tablonun (10)
numaralı sırasında belirtilen sigortalıların, fiili
hizmet süresi zammından yararlandırılacakları dönem
içerisinde kalan; yıllık ücretli izin, sıhhi izin, hafta tatili,
ulusal bayram ve genel tatil günleri ile eğitim ve kurs sürelerinde fiilen
çalışma ve söz konusu işlerin risklerine maruz kalma
şartı aranmaz.
19) Tıbbi
Patoloji Laboratuvarları Formaldehid
(Formalin) maddesine 60
maruz kalınan
ortamda çalışanlar (Tıbbi Patoloji Uzmanları, Uzmanlık
Öğrencileri, Teknisyenler)
20) Anatomi Anabilim
Dalları ve Laboratuvarları Formaldehid (Formalin) maddesine 60
maruz
kalınan ortamda çalışanlar
(Anatomi Uzmanları,Uzmanlık
Öğrencileri,Teknisyenler)
21) Diğer
Laboratuvarlar Formaldehid
maddesine maruz kalınan
60 ortamların bulunduğu
laboratuvarlarda
çalışanlar
22) Denizlerde ve Limanlarda Gemi
Adamları, Gemi Ateşçileri 180
Gemi
Kömürcüleri, Dalgıçlar
23) Ceza ve
Tevkifevleri Genel İnfaz
ve Koruma Memuru 60
Müdürlüğü
24) Hakimlik,
Savcılık
Hakimler, Cumhuriyet Savcıları 90
25) 112 Acil Servis Hizmetleri 112
Acil sağlık Hizmetleri Çalışanları 60
26) Özel Güvenlik Hizmetleri 10/6/2004
tarihli ve 5188 sayılı Özel 60
Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun
Kapsamında fiilen çalışan özel
Güvenlik görevlileri
27) 16) 5953
sayılı Kanun 13/6/1952
tarihli ve 5953 sayılı Kanuna 90
Kapsamındaki
işyerleri tabi
olarak çalışan sigortalılar
28) Basın ve
Gazetecilik 1)
Solunum veya cilt yoluyla vücuda geçen 90
İşyerlerinde
4857 sayılı İş gaz
veya diğer zehirleyici maddelerle
Kanununa göre
çalışanlar çalışan
işyerleri
2)
Fazla gürültülü ve ihtizaz yapıcı makine
ve
aletlerle çalışarak iş yapılan işyerleri
3)
Tabii
ışığın hiç olmadığı veya
münhasıran Suni ışık altında çalışan
işyerleri
4)
Günlük
mesainin yarıdan fazlası saat 20.00'den sonra çalışarak yapılan
işyerleri
5)
Doğrudan
doğruya yüksek hararete maruz bulunarak çalışılan
işyerleri
6)
Fazla
ve devamlı fiziki gayret sarf edilerek İş yapılan
işyerleri"
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ERTUĞRUL SOYSAL
(Yozgat) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Hülya Güven,
İzmir Milletvekili.
Buyurun Sayın Güven.
HÜLYA GÜVEN (İzmir) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın milletvekilleri, 639 sıra
sayılı torba Tasarının yine 45inci maddesiyle ilgili
olarak verdiğimiz önerge hakkında görüşlerimizi sunmak üzere
huzurunuzda bulunuyor, yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
Sağlıkta
Dönüşüm Projesiyle sağlıkta devrim yaptık. diyen AKP
Hükûmetinin yaptığı devrim aslında parası
olmayanların tedavi olamamalarına, hekim ve diğer
sağlık çalışanlarının da şiddete maruz
kalmalarına yol açmıştır. Hatta hekim ve
çalışanların maruz kaldığı şiddetin boyutu o
kadar büyümüştür ki Türkiye Büyük Millet Meclisinde ilk kez bir meslek
grubuna yönelik şiddet ile ilgili araştırma komisyonu
kurulmuştur. Ayrıca, sağlık
çalışanlarının maruz kaldığı olumsuzluk
sadece şiddet değildir, hastalıkların teşhis
basamağından başlayarak tedavisi ve takipleri süresince de çok
çeşitli risklerle karşı karşıya kalmaktadırlar.
Laboratuvarlar, servisler, ameliyathaneler, aslında bunun sayısı
daha da artırılabilir.
Aslında ülkemizde iş hayatında tüm
çalışanlar risk altındadırlar. En fazla risk altında
çalışan kesim ise taşeron sistemi içinde kalanlardır.
Taşeronluk, alt taşeronluk ve dayıbaşılık gibi
sistemler kalkmadığı sürece Somada olduğu gibi 301 değil,
çok daha fazla can kaybı olmasına yol açacaktır. Bugün
geldiğimiz nokta memurlar dâhil tüm çalışanların adım
adım taşeronlaştırılmaya doğru
götürüldüğüdür, buna sağlık sistemi de,
sağlıkçılar da dâhil olmakta. Ülkemizde insanlar işsiz bırakılarak
ya da işsiz bırakılma tehdidiyle taşerona
yönlendiriliyorlar. Türkiye'de yaşayıp Türkiye'de çalışan
ve iş riskine maruz kalmayan iş alanlarımız maalesef yok.
Bu nedenle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanununda düzenlenen fiilî hizmet süresi zammında adaletli bir şekilde
yeniden düzenleme yapılması gerekmektedir. Hâkim ve
savcıları düşünelim, askeriyeye bağlı iseler hizmet
süresi zammı alabiliyorlar, sivil ise alamıyorlar.
Haksızlık değil mi? Demir çelik sektöründe çalışanlar,
okullar -öğretmenlere yönelik şiddet olayları da arttı
biliyorsunuz, ölen öğretmenlerimiz var- fabrikalarda çalışanlar,
gürültülü ya da kimyasal gazlarla ışıksız ortamda,
ısı yüksek ortamda çalışanlar, basın
çalışanları, gıda, tarım ve hayvancılıkla
ilgili alanlarda çalışanlar, 112 Acil Servis
çalışanları, laboratuvarlarda çalışanlar, aslında
tüm sağlık çalışanları risk altındaki ayrı
bir grubu oluşturmaktadır ve buna aslında ekleyebiliriz, hemen hemen ülkemizde riskli olmayan alan yok
gibi çünkü iş sağlığı ve iş güvenliği
sorunları çözümlenmiyor. Nitekim, yalnızca 2014 yılında
çocuklar dâhil en az 1.200 kişinin
hayatını kaybettiği bildirilmektedir. Kayda girmeyenleri
bilmiyoruz. Bugün maden ocaklarında yaşam odasını bile çok
gören bir zihniyet mevcutken insan haklarına saygı beklemek
anlamsız olmaktadır. Ancak, yine de, fiilî hizmet zammının
riskli meslek ve iş gruplarına göre yeniden düzenlenmesi
gerekmektedir.
Kınıkta maden kazası nedeniyle ziyaret
ettiğimiz bazı evlerde ne gördük biliyor musunuz, birer
parmaklarını kaybetmiş genç çocuklar gördük. Sebebini sorduk:
Ne oldu? diye İş kazası. dediler. Ama bu çocuklar
kayıtlı mı iş kasası olarak? Değil. Aslında,
ülkemizde, birçok iş kazalarının kaydı
yapılmamaktadır ve şikâyet
etmeye de korkuyorlar tabii ki, işlerini kaybetmekten korkuyorlar
ama yaptıkları sadece
engellilikleri için üzülmek, aileleri de üzülüyorlar.
Bizim, bu konuda verilmiş olan tüm önergelerimizin
dikkate alınmasını arz ediyor, saygılarımı
sunuyorum.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
ENGİN ALTAY (Sinop) Karar yeter sayısı
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Elektronik cihazla oylama yapacağız.
Bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, karar yeter sayısı vardır, önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Manisa Milletvekili Erkan
Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Tekirdağ Milletvekili
Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuş Ali Torlak ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun; Samsun Milletvekili Cemalettin
Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın kanun teklifleri
ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı tezkerelerinin (1/931, 2/115,
2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439,
2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896,
2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217,
2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302,
2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437,
2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595,
2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794,
2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938,
2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056,
2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186,
2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) 45 inci maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Erkan Akçay (Manisa) ve arkadaşları
MADDE
45- 5510 sayılı Kanunun 40 ıncı maddesinin birinci
fıkrasına aşağıdaki cümle ve ikinci
fıkrasına aşağıdaki bentler eklenmiştir.
"Tablonun (10) numaralı sırasında
belirtilen sigortalıların, fiili hizmet süresi zammından
yararlandırılacakları dönem içerisinde kalan; yıllık ücretli
izin, sıhhi izin, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günleri ile
eğitim, kurs, iş öncesi ve sonrası hazırlık
sürelerinde fiilen çalışma ve söz konusu işlerin risklerine
maruz kalma şartı aranmaz.
19)
Maden Ocakları Maden
ocaklarında (elementer civa bulunduğu 90
saptanan
civa maden ocakları hariç), yerüstünde
yapılan
işlerde çalışanlar
20)
Sağlık Kuruluşları Kamuya
ait sağlık kuruluşlarında sağlık hizmetleri 90
ve yardımcı
sağlık hizmetleri sınıfında görev yapan
personel ile özel
sağlık kuruluşlarında aynı
görevleri yerine
getiren personel
21) Milli Eğitim
Bakanlığı'nda Öğretmen
olarak çalışanlar 90
22) Silah ve mühimmat imalatı yapan Silah ve mühimmat imalatı 90
fabrikalar yapan
fabrikalarda çalışanlar
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ERTUĞRUL SOYSAL (Yozgat)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Erkan Akçay,
Manisa Milletvekili.
Buyurun Sayın Akçay. (MHP sıralarından
alkışlar)
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 45inci maddede verdiğimiz önerge üzerine
söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun
40ıncı maddesine göre, değerli arkadaşlar, yer altı
maden ocaklarında, kanalizasyon ve tünel yapımı gibi yer
altı iş yerlerinde çalışanlara hâlihazırda yüz seksen
gün fiilî hizmet süresi zammı verilmektedir. Bu tasarının
45inci maddesiyle de yer altı işlerinde çalışanların
yıllık ücretli izin, sıhhi izin, hafta tatili, ulusal bayram ve
genel tatil günleri ile eğitim ve kurs süreleri fiilî hizmet süresi
zammına dâhil edilmektedir. Öncelikle ifade etmek isterim ki bu olumlu bir
düzenlemedir ancak bazı noksan gördüğümüz tarafları da
bulunmaktadır.
Şimdi, kanalizasyon ve tünel yapımı gibi
yer altında ve yer altı maden ocaklarında çalışanlara
yüz seksen gün fiilî hizmet zammı verilirken yine aynı maden
ocaklarında, yine aynı bu tehlikeli iş yerlerinde yer üstünde de
oldukça zor koşullarda çalışma yapılmaktadır ve bu yer
üstünde çalışanlar da fiilî hizmet süresi zammından, herhangi
bir süreden yararlanamamaktadırlar. Bunlara da doksan gün fiilî hizmet zammı
verilmesini öngörüyoruz. Örneğin kömür ocağında yer üstünde
çalışanlar yer altındakiler kadar olmasa da bazı ciddi
tehlikelere maruz kalabilmektedirler ve aynı sorumlulukları
üstleniyorlar ve kömür tozu soluyorlar. Bunlara da doksan gün fiilî hizmet
süresi zammı öngörüyoruz.
Diğer bir çalışan grubu da
sağlık çalışanları. Sağlık kurumları da
yirmi dört saat kesintisiz hizmet vermektedir. Hekimlerimiz ve
yardımcı sağlık çalışanları birçok mesleki
riskle karşı karşıya kalmaktadırlar ve aynı
zamanda pek çok sorunla da mücadele etmektedirler.
Sağlık kurum ve kuruluşlarında
sağlık çalışanlarına şiddet öyle bir hâl
almıştır ki, Türkiyede ilk defa, bir meslek grubuna yönelik
şiddet olaylarının önüne geçmek için Türkiye Büyük Millet Meclisinde
bir araştırma komisyonu kurulmuştur. Binlerce sağlık
çalışanı her gün ölümcül hastalıklara yakalanma riskiyle
karşı karşıyadır. Personel eksikliğinden
kaynaklanan yoğun iş yükü ve ardından bitmek bilmeyen nöbetler,
fazla mesailer sağlık çalışanlarını her geçen gün
daha fazla yıpratmaktadır ve kendi sağlıklarını
da doğrudan etkileyen birçok unsura maruz kalan sağlık
çalışanlarının, hastanelerde yaşanan
aşırı yoğunluk ve fazla iş yükü nedeniyle
psikolojileri de çok olumsuz etkilenmektedir. Yine, bu en zor mesleklerden biri
olan sağlık çalışanlarına da yılda doksan gün fiilî
hizmet zammı süresi verilmesini öngörüyoruz.
Bir diğer çalışan grubu da
öğretmenlerimizdir. Öğretmenlerde derslik açığı,
okullardaki teknik ve fiziki altyapı imkânlarının
yetersizliği, kalabalık sınıflar, öğretmenlere yönelik
itibarsızlaştırma politikaları, okullarda yaşanan
güvenlik sorunu ve öğretmenlere yönelik de giderek artan şiddet
olayları, özür grubu tayinlerinin yapılmaması,
yaşadıkları maddi sıkıntılar gibi daha
sayılabilecek bazı hususlar nedeniyle de bu fiilî hizmet süresini
doksan gün olarak da öngörüyoruz.
Fiilî hizmet zammının özünde, ağır ve
yıpratıcı işlerde çalışan
sigortalıların korunması düşüncesi vardır.
Ayrıca, silah ve mühimmat imalatı yapan fabrikalarda çalışanlar,
önceden 4534 sayılı Emekli Sandığı Kanunu
kapsamında fiilî hizmet süresi zammından yararlanırken en son
çıkan 5510 sayılı Kanunla bu kapsam dışına
çıkarılmıştı. Oysa, 5510 sayılı Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihte mühimmat ve patlayıcı üretimi
yapan fabrika, iş yerleri de en riskli grup olarak 5inci grupta
sayılıyorlardı. 29 Mart 2013 tarihinde yürürlüğe giren
İşyeri Tehlike Sınıfları Tebliğindeki
sıralamaya göre silah ve mühimmat üretimi yapan iş yerleri çok
tehlikeli olarak gruplanmıştır. Bunlara da mutlaka doksan gün
fiilî hizmet zammı verilmesinde fayda görüyoruz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte Olan 639 Sıra Sayılı
Kanun Tasarısı'nın, 5510 sayılı Kanunun 40
ıncı maddesinde değişiklik öngören 45'inci maddesinin
sonuna aşağıdaki cümlenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
"Maden sektöründe çalışanların bugüne
kadar kıdemlerine dahil edilmemiş bu haklarını,
başvurmaları halinde geçmişe dönük olarak kullanabilirler."
Erol Dora (Mardin) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ERTUĞRUL SOYSAL
(Yozgat) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen İdris
Baluken, Bingöl Milletvekili.
Buyurun Sayın
Baluken.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Teşekkür
ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
45inci maddedeki önergemiz üzerine söz almış bulunmaktayım.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Aslında, bu maddede olumlu bir düzenleme var. Bu
düzenlemeyle madencilik sektöründe çalışan tüm işçilerin
çalışılmayan günlerinin de çalışılmış
gibi yıpranmaya dâhil edilmesi şeklinde tarif edebiliriz. Bunu olumlu
karşılıyoruz. Yani maden işlerinde
çalışanların haftalık tatili, genel tatil, ulusal bayram,
yıllık izin, sıhhi izin, eğitim, kurs, iş öncesi ve
sonrası hazırlık sürelerinin de yer altında
çalışılıyormuş gibi SGKya bildirilerek
yıpranmaya dâhil edilmesi tabii ki olumlu bir gelişmedir. Ancak bu
olumlu gelişmeleri yaparken muhalefetin vermiş olduğu
önergelerle zenginleştirmek ve kapsamını genişletmek
gerektiğini biz düşünüyoruz.
Bizim vermiş olduğumuz önergede bu madenci
emekçilerin geçmişe yönelik
yıpranmışlıklarının da hesaba
katılmasını öneriyoruz. Yani, örneğin, Somadaki katliamda
sağ kurtulan madencilerin geçmişe dönük bu
yıpranmışlık durumlarının da geçmişe yönelik
olarak burada ele alınması gerektiğini ve yasaya dâhil edilmesi
gerektiğini öneriyoruz.
Yine, diğer muhalefet partilerinin de vermiş
olduğu önergelere baktığımızda, olumlu birtakım
öneriler var, biz o önerilere de katılıyoruz. Yani sağlık
alanında, işte, 112 çalışanlarının, patoloji
laboratuvarında, anatomi laboratuvarında çalışanların,
deniz ve limanlarda tehlikeli işlerde çalışanların,
basın ve gazetecilik işlerinde çalışanların, infaz
koruma memurlarının, öğretmenlerin bu fiilî hizmet süresi
zammından yararlanması gerektiğini düşünüyoruz.
Burada belki ayrı bir parantez açılması
gereken bir sektör var ki bu, inşaat sektörü. İnşaat sektöründe
çalışan emekçilerimiz aslında bu iş cinayetlerinin,
işçi katliamlarının en yoğun yaşandığı
sektörde çalışmak zorunda kalıyorlar. Nitekim, Türkiyedeki
istatistiklere baktığımız zaman iş cinayetlerinde en
fazla kaybın olduğu sektör olarak bu inşaat sektörü
karşımıza çıkıyor. Oran yüzde 4,9 gibi yüksek bir
oran. Yani çalışan her 100 inşaat işçisinden, emekçisinden
neredeyse 5i bir şekilde iş kazalarından dolayı
mağdur ediliyor. Dolayısıyla, bu riskli alanlarla ilgili bir
düzenleme yapmaya ihtiyaç var çünkü Türkiyedeki iş cinayetleriyle ilgili
durum, iş kazalarıyla ilgili durum son derece vahim.
İstatistiklere baktığımız zaman,
Avrupada iş kazalarında yaşamını yitirenler konusunda
şu anda 1inci sıradayız, dünyada da Hindistandan ve Rusyadan
sonra 3üncü sırada yer alıyoruz. Dolayısıyla, hani, bu
tarz, çalışma hayatını etkileyen yasa tasarıları
hazırladığımız zaman aslında kapsamlı
bazı düzenlemelerle burada bütün bu risk alanlarının tespiti ve
buna yönelik tedbirlerin alınmasını öngörmüş olsaydık
daha faydalı bir iş yapıyor olacaktık çünkü özellikle
yaşamını yitirenlerin yaş grubuna
baktığımız zaman da çok vahim bir tablo önümüze
çıkıyor. Bakın, bir yılda Türkiyede, 2013
yılında örneğin 1.235 işçi bu iş kazalarından
dolayı yaşamını yitirmiş ve yaş
ortalamalarına baktığımız zaman 14 yaş ve
altında olan 18 çocuk işçi yaşamını yitirmiş,
15-17 yaş aralığında olan 41 çocuk işçi yaşamını
yitirmiş ve 18-27 yaş arasında da 249 işçi yani özellikle
genç popülasyonun, genç grubun çalışmak zorunda kalması,
güvencesiz çalışma koşullarında
çalıştırılması vahim bir tabloyu önümüze getiriyor.
Dolayısıyla, keşke bu düzenlemeler yapılırken biz bütün
bu tabloları masaya yatırma şansına sahip olsaydık.
Bu önergelerde muhalefetten gelen önerilere bence
açık olun diyoruz, hep bu çağrıyı yapıyoruz ama
maalesef AKP Hükûmeti bırakın muhalefetten gelen önergeleri, Meclis
bünyesinde çalışan komisyonların raporlarını bile
dikkate almıyor. En somut örneği Sağlıkta Şiddet
Olaylarını Araştırma Komisyonu kurmuştuk yani aylarca
çok verimli bazı çalışmalar ortaya konuldu. O raporlarda ifade
edilen önerilerin hiçbirinin bugün hayata geçmediğini, Bakanlık
tarafından dikkate alınmadığını üzülerek
belirtiyorum. Böyle olmadığı için de sorun devam ediyor,
sağlıkta şiddet devam ediyor diyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
46ncı madde üzerinde üç adet önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı
Kanun Tasarısı'nın, 5510 sayılı Kanunun 41 inci
maddesinde değişiklik öngören 46'ıncı maddesinde geçen
"ve çocuğunun yaşaması ibaresinin tasarı metninden çıkarılmasını
arz ve teklif ederiz.
Pervin
Buldan Erol
Dora İdris
Baluken
Iğdır Mardin Bingöl
Nursel
Aydoğan Hasip
Kaplan
Diyarbakır Şırnak
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam
Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili
Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza
Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz
Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul
Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili
Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; İstanbul
Milletvekili Ali Özgündüz'ün; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay
Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün;
Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri
Gürsel Tekin ve Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah
Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi
ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili Özgür
Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin Kanun
Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporunun 46. maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Rahmi Aşkın Türeli Ali Serindağ Vahap Seçer
İzmir Gaziantep Mersin
Ramazan Kerim Özkan Mehmet
Volkan Canalioğlu
Burdur Trabzon
Madde 46- 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve
Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 41 inci maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"a) Kanunları gereği verilen ücretsiz
doğum ya da analık izni süreleri ile 4 üncü maddenin birinci
fıkrasının (a), (b) ve (c) bendi kapsamındaki
sigortalı kadının, en fazla biri sigortalılık
başlangıç tarihinden önce ve üç defaya mahsus olmak üzere doğum
tarihinden sonraki iki yıllık süreyi geçmemek kaydıyla
borçlanılacak sürelerde uzun vadeli sigorta kolları
açısından sigortalı sayılmaması ve çocuğunun
yaşaması şartlarıyla talepte bulunulan süreleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Manisa Milletvekili Erkan Akçayın;
Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; Yozgat
Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili
Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu
Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili
Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet
Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri
Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun; Samsun Milletvekili Cemalettin
Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu ile Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı
Tezkerelerinin (1/931,2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324,
2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689,
2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156,
2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248,
2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414,
2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514,
2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716,
2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899,
2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000,
2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156,
2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) 46
ncı maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan
Akçay Mustafa
Kalaycı Ahmet
Kenan Tanrıkulu
Manisa Konya İzmir
Sümer
Oral Mehmet
Şandır
Manisa Mersin
MADDE 46 - 5510 sayılı Kanunun 41 inci
maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiş, birinci fıkraya
aşağıdaki (k) ve (l) bentleri eklenmiş, üçüncü
fıkrasının birinci cümlesinden sonra gelmek üzere
aşağıdaki cümle eklenmiş, dördüncü
fıkrasının (a) bendinde yer alan "(h) ve (j) bentleri"
ibaresi üzere "(h), (j), (k) bentleri" şeklinde
değiştirilmiştir.
"a) Kanunları gereği verilen ücretsiz
doğum ya da analık izni süreleri ile 4 üncü maddenin birinci
fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamındaki
sigortalı kadının, üç defaya mahsus olmak üzere ve
sigortalılık şartı aranmaksızın doğum
tarihinden sonra iki yıllık süreyi geçmemek kaydıyla
borçlanılacak sürelerde uzun vadeli sigorta kolları
açısından sigortalı sayılmaması ve çocuğunun
yaşaması şartlarıyla talepte bulunulan süreleri,"
"k) Tabii olduğu sosyal güvenlik hükümlerine
göre emekli yaşını doldurduğu halde halen çalışan
veya mücbir sebeple sosyal güvenlik kurumuyla ilişiğine ara
vermiş olanların on yıla kadar eksik süreleri,"
"l) 3308 sayılı Mesleki Eğitim
Kanununda belirtilen çıraklar ile meslek liselerinde okumakta iken veya
yüksek öğrenimleri sırasında staja tabi tutulan
öğrencilerin çıraklık ve staj süreleri,"
"Birinci fıkranın (l) bendinde geçen
sürelerin borçlanılması halinde, çıraklık ve stajın
başladığı tarih, sigortalılık başlangıç
tarihi olarak esas alınır."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ERTUĞRUL SOYSAL
(Yozgat) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Evet, önerge üzerinde söz isteyen Mustafa
Kalaycı, Konya Milletvekili.
Buyurun Sayın Kalaycı. (MHP
sıralarından alkışlar)
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hepinizi saygılarımla
selamlıyorum.
Görüşmekte olduğumuz maddeyle daha önce 2 çocuk
için geçerli olan doğum borçlanması 3e çıkarılmakta ve
işçilerin yararlanabildiği bu haktan BAĞ-KURlu ve memur
kadınlara da yararlanma imkânı getirilmektedir.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak yıllar önce
verdiğimiz sigortalı kadın esnaf ve sanatkârlar ile
sigortalı kadın çiftçilerin de doğum borçlanması
yapabilmesini içeren kanun tekliflerimiz, nihayet bu tasarıyla
birleştirilerek kabul edilmiştir. Ancak Milliyetçi Hareket Partisi olarak
verdiğimiz kanun tekliflerinde, ayrıca kadınların
sigortalılıktan önce gerçekleşen doğumları için de
borçlanma hakkından yararlanabilmesi öngörülmesine karşın, bu
önerimiz Komisyonda AKP grubu tarafından reddedilmiştir.
Kadınların doğum borçlanması yapabilmeleri için
doğumdan önce sigortalı olarak tescil edilmiş olmaları
şartı aranmaktadır. Bu nedenle, kadınlar, işe girmeden
evvel yaptıkları doğum nedeniyle çalışma
hayatından ayrı kaldıkları süreyi borçlanamamaktadır.
Hâlbuki erkekler, işe girmeden önceki askerlikte geçen süreleri
borçlanabilmektedir.
Doğum da kadınların çalışma
hayatından ayrı kalmalarına neden olmakta, belirli bir süre
sigortalı olarak çalışabilmelerine imkân vermemektedir.
Kadınların da işe başlamalarını doğumdan
sonraya bırakabileceğinden hareketle, işe girmeden evvel
yaptıkları doğumlar için borçlanma yapabilmelerine imkân
verilmelidir.
Değerli milletvekilleri, Hükûmet bu konuda
çelişkili bir uygulama da yapmaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumu
çıraklık ve stajyerlikte geçen süreleri hizmetten saymaz iken Kurumun
16/9/2010 günlü genelgesine göre çıraklık ve stajyerlikte
yapılan doğumlar için borçlanma imkânı verilerek bu süreleri
hizmetine saymaktadır. Yani sigortalı kadına,
Çıraklık ve stajyerlik süresi içinde doğum yapmışsan
hizmetine sayarım, doğum yapmamışsan hizmetine saymam.
denilmektedir. Bu, açıkça çelişkidir, tutarsızlıktır
ve eşitliğe aykırı bir uygulama olup hakkaniyetle
bağdaşmamaktadır.
5510 sayılı Kanunun 5inci maddesine göre,
mesleki eğitim gören ve staja tabi tutulan öğrenciler, 4üncü
maddenin (1)inci fıkrasının (a) bendi kapsamında
sigortalı sayılmaktadır. Ayrıca, kanunun 7nci maddesine
göre de sigorta hak ve yükümlülükleri mesleki eğitime ve staja
başladıkları tarihten itibaren başlamaktadır. Ancak,
yine aynı kanunun 38inci maddesine göre malullük, yaşlılık
ve ölüm sigortalarının uygulamasında dikkate alınacak
sigortalılık süresinin başlangıcı malullük,
yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olarak ilk defa kapsama
girildiği tarih olarak kabul edildiğinden, çıraklar ve
stajyerler çıraklık ve staj süreleri için malullük,
yaşlılık ve ölüm sigortasından sağlanan haklardan
yararlanamamaktadır yani çıraklık ve staj sürelerini hizmetine
saydıramamaktadır.
Bir taraftan çırak veya stajyer öğrenci olarak
çalışanlar sigortalı sayılırken ve de çırak ve
stajyer olarak çalışmaya başlanılan tarih
sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilirken
diğer taraftan bu hakların sadece kısa vadeli sigorta kollarıyla
sınırlı tutulması ve sadece doğum yapana
ayrıcalıklı bir uygulamaya gidilmesi eşitsizliğe ve
dolayısıyla mağduriyete neden olmaktadır. Yaşanan
mağduriyetin giderilmesinin yanında mesleki eğitimin
özendirilmesine de katkıda bulunmak amacıyla çırak olarak çalışmaya
veya staja başlanılan tarih uzun vadeli sigorta kolları
bakımından da sigortalılık başlangıç tarihi
olarak esas alınmalı, çıraklık ve staj süresi için
borçlanma hakkı verilmelidir.
Uygulamada doğum, askerlik, aylıksız izin,
doktora veya uzmanlık, avukatlık stajı gibi, hatta bir
çalışma ya da sigortalılık olmaksızın geçen
bazı süreler borçlanılabilmektedir.
Anayasanın eşitlik ilkesi de dikkate
alınarak uygulamada adaletin sağlanması için aslında fiilen
bir çalışmaya ve sigortalılığa dayanan
çıraklık ve staj süresine borçlanma hakkı tanınmalı,
bu çalışmalar sigortalılık başlangıç tarihi
yönünden de dikkate alınmalıdır. Bu nedenle önergemize
desteklerinizi bekliyoruz.
Teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
ENGİN ALTAY (Sinop) Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN Yoklama talebi var, yerine
getireceğim.
Sayın Altay, Sayın Türeli, Sayın Özcan,
Sayın Ören, Sayın Yıldız, Sayın Sarıbaş,
Sayın Kuşoğlu, Sayın Çam, Sayın Küçük, Sayın Öz,
Sayın Özgündüz, Sayın Acar, Sayın Gümüş, Sayın Güler,
Sayın Serter, Sayın Bilgehan, Sayın Ekşi, Sayın
Haberal, Sayın Özel ve Sayın Seçer.
İki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, toplantı
yeter sayısı vardır.
IX.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A)
Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.-
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetinin; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili
İdris Balukenin; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetinin; Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam
Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcının; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vuralın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili
Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza
Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz
Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul
Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili
Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in;
Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın
Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye
Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi
Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay
Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara
Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in;
Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine
Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut
Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili
Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3
Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya
Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in;
Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili
Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20
Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun;
Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in; İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi'nin; Tekirdağ
Milletvekili Candan Yüceer'in; Samsun Milletvekili Cemalettin
Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in;
Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan
Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin
Şahin ve Önder Matlı ile 8 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili
Aytun Çıray'ın; Manisa Milletvekili Hasan Örenin; Denizli Milletvekili
Mehmet Yüksel ve Çorum Milletvekili Cahit Bağcı ile 37
Milletvekilinin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa
Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun
Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı
Tezkereleri (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324,
2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689,
2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156,
2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248,
2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414,
2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514,
2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716,
2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899,
2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000,
2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156,
2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) (S.
Sayısı: 639) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639
sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit
Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl
Milletvekili İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ
Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli
Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin
Milletvekili Aytuğ Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin;
İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet
Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal
ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul
Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın;
İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; İzmir Milletvekili Musa
Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili
Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul
Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut Tanal'ın; İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar
Akar'ın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin;
Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi
Aşkın Türeli'nin Kanun Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun
Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun 46. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Ali
Serindağ (Gaziantep) ve arkadaşları
Madde 46- 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve
Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 41 inci maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"a) Kanunları gereği verilen ücretsiz
doğum ya da analık izni süreleri ile 4 üncü maddenin birinci
fıkrasının (a), (b) ve (c) bendi kapsamındaki
sigortalı kadının, en fazla biri sigortalılık
başlangıç tarihinden önce ve üç defaya mahsus olmak üzere doğum
tarihinden sonraki iki yıllık süreyi geçmemek kaydıyla
borçlanılacak sürelerde uzun vadeli sigorta kolları
açısından sigortalı sayılmaması ve çocuğunun
yaşaması şartlarıyla talepte bulunulan süreleri,
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ERTUĞRUL SOYSAL
(Yozgat) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor mu?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY KILIÇ
(Samsun) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Sakine Öz,
Manisa Milletvekili.
Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
SAKİNE ÖZ (Manisa) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; tasarının 46ncı maddesinde yer
alan doğum borçlanması düzenlemesi üzerine söz aldım. Hepinizi
saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Doğum borçlanmasını siyasi bir lütuf ve
seçim yatırımı olarak değil, kadınlar için temel bir
hak ve eşitliğe adanmış bir adım olarak gören kanun
teklifimi 3 Nisan 2013te vermiş ve Hükûmete düzenli aralıklarla bu
konuda acil bir ortak yasal düzenleme yapılması
çağrısında bulunmuştum. Ne yazık ki gerek Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı gerekse adında kadın
sözcüğü geçmeyen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı,
alanlarıyla ilgili birçok torba yasa Meclise gelmesine karşın,
yaklaşık bir buçuk yıldır 1 maddelik doğum
borçlanması düzenlemesine yanaşmamıştır. Sayın
Fatma Şahin ve Sayın Ayşenur İslamın dönemlerinde bu
konunun önemine defalarca dikkat çekmeme rağmen, binlerce
kadının talebi Hükûmet tarafından vurdumduymazlıkla,
sessizlikle karşılanmıştır.
30 Ocak 2014te Meclis kürsüsünden Sayın Bakana,
Ayşenur İslama seslenmiş ve Bakanlıkta kadınlara dair
temel sayısal verilerin eksikliklerini, buna ilişkin sosyal politika
açmazlarını tek tek sıralamıştım. Sayın
Bakan İslama kadına yönelen şiddet, ayrımcılık
ve koruma önlemleri, istihdam ve girişimcilik alanındaki ortak
sorunlarımızı nasıl aşacağımıza dair
net sorular yöneltmiştim. Aynı konuşmamda kadınların
doğum borçlanması hakkının sosyal bir bakanlık modeli
için yaşamsal değer taşıdığını
belirterek, yasa teklifim için ortak bir çalışma önermiştim.
Sayın milletvekilleri, ben, kanun teklifini vereli
bir buçuk sene oldu, Sayın Ayşenur İslamla bu teklifi yüz yüze
görüşeli neredeyse altı ay oldu. Geçen sürede, kadınlardan
neredeyse her gün sayısız telefon ve mail aldım. Her bir
kadın doğum borçlanması talebini sorguluyor, kanunun
sigortalı başlangıç tarihinin öncesini de kapsayarak
çıkmasını istiyordu. Kadınların güvenceli bir
çalışma yaşamına, kendi ayakları üzerinde
geleceğe huzur dolu gözlerle bakmasına, fırsat
eşitliğine ve sosyal adalete dayalı yaşamasına bir
parça katkı koyacak bu kanun teklifini temelde şu gerekçelerle
vermiştim:
Basit ve içten, binlerce kadının
paylaştığı iki ortak sorunumuz vardı: Doğum
yapmadan önce SSKya kayıtlı çalışan kadınların
kullandıkları ücretsiz doğum ya da analık izni süreleri
emeklilik için hesaplanıyorsa bu hak neden diğer sigortalı
kadınlar için geçerli olmasın? Doğum borçlanması talebiyle
başvuran kadınların başvuru tarihinde sigortalı
olmaları neden yeterli sayılmıyor? Sigortalılık öncesi
döneme ait doğumları neden borçlanma kapsamına
alınmıyor? Biz, kadınların yaşadığı bu
sorunlardan yola çıktık. Nisan 2013teki kanun teklifimizde
sigortalı kadın tanımını tümüyle genişlettik ve
SSK, BAĞ-KUR, Emekli Sandığı ayrımını, genel
sağlık ve isteğe bağlı sigortalı
farkını tümüyle kaldırmayı önerdik.
Şimdi, torba tasarı içine
sıkıştırılan bu düzenleme için yeni bir ortak
adım çağrısı yapıyorum. Doğum borçlanması
tüm sigortalı kadınlar için genişletilirken, gelin bir adım
daha atalım. Borçlanma için 2 çocuk, 3 çocuk tartışmasından
önce, kadınların doğum borçlanması için
başvurdukları tarihte sigortalı olma şartını
yeterli sayalım, tıpkı askerlik borçlanmasında olduğu
gibi. Bu sayede sigortalılık öncesi tarihteki doğumları da
borçlanma kapsamına alarak emekli olmayı
kolaylaştıralım. Bu olanağı tanımazsak binlerce
kadının mağduriyeti devam edecek, emeklilik prim gün
sayısı dolmayacak, yeni bir yasa maddesi gelene kadar
kadınların huzurlu bir gelecek ve emeklilik umudu ertelenecektir,
tıpkı Dul kadınlara 250
bin lira maaş vereceğiz. dediğinizdeki gibi bu yasa da çok az
kadını etkileyecek, çok az kadın yararlanacak.
Meclisimizin bu
tasarıya çok ufak bir ek yaparak doğum borçlanması
hakkını sigortalılık başlangıç tarihinden önce de
tanıyan bir değişikliğe karar vermesini diliyor, hepinizi
saygı ve sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı
Kanun Tasarısı'nın, 5510 sayılı Kanunun 41 inci
maddesinde değişiklik öngören 46'ncı maddesinde geçen "ve
çocuğunun yaşaması ibaresinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
İdris Baluken (Bingöl) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ BOĞA
(Muğla) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY KILIÇ
(Samsun) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Evet, önerge
üzerinde söz isteyen İdris Baluken, Bingöl Milletvekili.
Buyurun Sayın
Baluken.
İDRİS BALUKEN
(Bingöl) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
46ncı maddede
verdiğimiz önerge üzerine söz almış bulunmaktayım. Tekrar
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu önergeye
baktığımız zaman kadınlarla ilgili olumlu ama yetersiz
bir düzenleme görüyoruz. Ben önerge üzerinde düşüncelerimi aktarmadan
önce, özellikle her geçen gün artan kadına yönelik şiddet ve
kadın cinayetlerini tekrar Genel Kurulun bilgisine sunmak istiyorum.
Bu konuda neredeyse her gün birkaç kadının
yaşamını yitirdiği çok acı haberleri görüyoruz ve bu
Meclis maalesef, bu kadın cinayetlerinin önlenmesine yönelik herhangi bir
gündemi buraya getirmiyor, Genel Kurulun bilgisine sunmuyor. Aslında bu
konuda öncülük etmesi gerekenler kadın milletvekilleridir. Hemen hemen her
gün sokakta 2-3 kadın yaşamını yitirirken; şiddetten
dolayı, taciz, cinsel istismar, tecavüzden dolayı hayatı
kararıyorken buradaki kadın milletvekillerimizin tamamının,
siyasi parti ayrımı gözetmeksizin ortak bir refleks içerisinde
olması gerektiğini ifade etmek istiyorum; hatta Meclis kapanmadan
önce, bu torba yasadan çok daha önemli olarak, sadece kadın cinayetlerini
görüşmek üzere bu Genel Kurulun bir genel görüşme yapması gerektiğini,
buradan, ben, bütün Genel Kurula ve özellikle kadın milletvekillerimize
öneriyorum.
Tabii, Niye bu kadın cinayetleri ve kadına
yönelik şiddet durmuyor?un cevabını, işte, dünden beri
burada, bu Meclis kürsüsünden ifade ediyoruz.
Bir kadın milletvekilimiz, Sayın Nursel
Aydoğan, dün Urfanın Suruç ilçesinde, kendisine yönelik tekme
darbeleri ve coplar nedeniyle, koksiks kırığı şüphesi
nedeniyle, şu anda çok ciddi bir sağlık problemi
yaşıyor.
Bir kadın milletvekili, düşünün ki sokak
ortasında, oradaki kolluk güçleri tarafından darp ediliyor,
kendisinin bütün hayatını etkileme potansiyeli olan bir travmaya
maruz kalıyor ama bu kürsüden, biz, bunu protesto eden, bunu telin eden
bir kadın milletvekilinin konuşmasına bile tanık olmuyoruz.
Siz, kadın milletvekiline yönelik bu şekilde
şiddeti, sokak ortasındaki işkenceyi meşru gören bir
sessizliği, bir suskunluğu öngörürseniz, kadın cinayetlerinin de
önünü açmış olursunuz diyorum. Bu konuda, başta kadın
Sayın Grup Başkan Vekili olmak üzere, bütün kadın
milletvekillerini, Urfa Valisini ve sorumluları istifaya davet edecek
şekilde bu olayı telin etmeye, kınamaya davet ediyorum.
Şimdi, önergeye gelince, tabii, dediğim gibi
olumlu ama yetersiz bir değişiklik. Burada, sigortalı
kadınlara, çocuğunun yaşaması şartıyla ve
doğum tarihinden sonra iki yıllık süreyi geçmemek üzere, 3
defaya mahsus getirilmiş bir düzenleme var.
Değerli milletvekilleri, bakın, çocuğun
yaşama şartı bir kere Türkiye koşullarında çok
gerçekçi bir şart değil çünkü yeni doğan ölüm
oranlarının gelişmiş ülkelere göre daha yüksek olduğu
bir toplumda, bir ülkede yaşıyoruz. Yine, doğumdan sonraki çocuk
takibinin yetersiz olduğu, sağlık hizmetlerinin, bu konuda
maalesef çok iç açıcı olmayan istatistiklerin olduğu bir ülkede
yaşıyoruz. Dolayısıyla burada, çocuğun yaşama
koşulunun getirilmiş olmasını biz büyük bir eksiklik olarak
değerlendiriyoruz. Bir kadının çocuğunu kaybetmesi,
herhangi bir nedenden dolayı doğumdan sonra çocuğunu kaybetmesi
başlı başına büyük bir travmadır ve bu travma
nedeniyle çoğu zaman intihar eden kadınlar gerçeği var.
Dolayısıyla, böyle, çocuğun yaşama durumuna
endekslemiş, bir şarta bağlamış olmanızı biz
doğru bulmuyoruz.
Diğer taraftan, mevcut yasaya
baktığımız zaman, 5510 sayılı Yasada
kadınların doğum borçlanması hakkından
yararlanabilmeleri için doğumdan önce sigortalı olma gibi bir
şart olduğunu görüyoruz, bunun da doğru
olmadığını düşünüyoruz.
Bu hakkın, doğumdan önce sigortalı olup
olmadığına bakmaksızın bütün kadınlara
tanınması gerektiğini ifade ediyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, yeni madde ihdasına dair
bir önerge vardır.
Malumlarınız olduğu üzere,
görüşülmekte olan tasarı veya teklife konu kanunun komisyon metninde
bulunmayan ancak tasarı veya teklifle çok yakın ilgisi bulunan bir
maddenin değiştirilmesini isteyen ve komisyonun salt çoğunlukla
katıldığı önerge üzerinde yeni bir madde olarak
görüşme açılacağı İç Tüzükün 87nci maddesinin
dördüncü fıkrası hükmüdür. Bu nedenle, önergeyi okutup Komisyona
soracağım. Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılırsa
önerge üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açacağım.
Komisyonun salt çoğunlukla katılmaması hâlinde ise önergeyi
işlemden kaldıracağım.
Önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam
Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili
Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza
Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz
Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul
Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili
Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin
Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın
Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye
Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili izzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali
İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin;
Benzer Mahiyetteki Kanun
Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkereleri yasa tekliflerinin (1/931, 2/115,
2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439,
2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896,
2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217,
2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302,
2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437,
2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595,
2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794,
2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938,
2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056,
2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186,
2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198 46. Maddesinden sonra gelmek üzere
aşağıdaki maddenin 47. Ek madde olarak - tasarı / teklif
metnine eklenmesini teklif ederiz.
Ek Madde 47- 5510 sayılı Kanunun 43 ncü
maddesinin birinci fıkrasının ilk cümlesindeki %40ı
ibaresi % 50si şeklinde değiştirilmiştir.
Rahmi
Aşkın Türeli Kamer
Genç Hasan
Ören
İzmir Tunceli Manisa
Ali
Sarıbaş Sakine
Öz İzzet
Çetin
Çanakkale Manisa Ankara
BAŞKAN Komisyon önergeye salt çoğunlukla
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ BOĞA
(Muğla) Efendim, öncelikle Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerimizi Komisyon
sıralarına davet ediyorum.
Sayın Başkanım, salt
çoğunluğumuz olmadığı için katılamıyoruz.
BAŞKAN Komisyon önergeye salt çoğunlukla
katılmadığından önergeyi işlemden
kaldırıyorum.
47nci madde üzerinde üç adet önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte Olan 639 Sıra Sayılı
Kanun Tasarısı'nın, 5510 sayılı Kanunun 61 inci
maddesinde değişiklik öngören 47'inci maddesinde geçen
"burslandırılan" ibaresinin "burs almaya hak
kazanan" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Pervin
Buldan İdris
Baluken Nursel
Aydoğan
Iğdır Bingöl Diyarbakır
Hasip
Kaplan Erol
Dora
Şırnak Mardin
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun; Samsun
Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın Benzer
Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkerelerinin (1/931, 2/115, 2/139, 2/158,
2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524,
2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019,
2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227,
2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350,
2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488,
2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655,
2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799,
2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957,
2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065,
2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190,
2/2191, 2/2192, 2/2198) 47 nci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
MADDE 47- 5510 sayılı Kanunun 61 inci
maddesinin altıncı fıkrasının birinci cümlesinden
sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir.
"Uluslararası Öğrenci Değerlendirme
Kurulu kararı ile burslandırılan uluslararası
öğrencilerin bildirimleri ise, Yurtdışı Türkler ve Akraba
Topluluklar Başkanlığı veya Uluslararası Öğrenci
Değerlendirme Kurulu tarafından görevlendirilen kurum tarafından
yapılır."
Erkan
Akçay Reşat
Doğru Mustafa
Kalaycı
Manisa Tokat Konya
Ahmet
Kenan Tanrıkulu Sümer
Oral Mehmet
Şandır
İzmir Manisa Mersin
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam
Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili
Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza
Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz
Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul
Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın
Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye
Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Barış ve Demokrasi
Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay
Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara
Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in;
Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine
Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut
Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli
Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve İstanbul
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; İzmir Milletvekili Rahmi
Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin Kanun Teklifleri ile; Benzer
Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun 47.
Maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
MADDE 47- 5510 sayılı Kanunun 61 inci
maddesinin altıncı fıkrasına birinci cümlesinden sonra
gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir.
"Uluslararası Öğrenciler
Değerlendirme Kurulu kararı ile burs verilen uluslararası
öğrencilerin bildirimleri ise, Yurtdışı Türkler ve Akraba
Topluluklar Başkanlığı tarafından
yapılır."
Rahmi
Aşkın Türeli Ali
Serindağ Vahap
Seçer
İzmir Gaziantep Mersin
Ramazan
Kerim Özkan Mehmet Volkan
Canalioğlu Tanju
Özcan
Burdur Trabzon Bolu
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ BOĞA
(Muğla) Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY KILIÇ
(Samsun) Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Tanju Özcan, Bolu Milletvekili.
Buyurun Sayın
Özcan. (CHP sıralarından alkışlar)
TANJU ÖZCAN (Bolu)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Evet, biz burada
günlerdir bu torba yasayla ilgili mesaimizi yapıyoruz, parti sözcüleri
eleştirilerini, önerilerini dile getiriyorlar. Son derece yapıcı
öneriler de var ancak bugüne kadar maalesef herhangi birini kabul
ettiğinizi biz görmedik.
Tabii, biz Mecliste
bu yoğun mesai sarf ederken günün hep bu saatlerinde Sayın
Başbakan da meydanlarda sürekli olarak bizlere ağır hakaretlerde
bulunuyor. Sayın milletvekilleri, bir hususu dikkatinize çekmek istiyorum:
Yaşanan seçim Cumhurbaşkanlığı seçimi, Sayın
Başbakan da, Genel Başkanınız da
Cumhurbaşkanlığına, yani cumhurun
başkanlığına, tüm halkın Cumhurbaşkanı
olmaya talip ama meydanlarda kullandığı dile bakıyorsunuz,
herhâlde hasbelkader Cumhurbaşkanı seçilirse bizim
kaygılarımız haklı çıkacak, herkesin Cumhurbaşkanı
olmayacak, böyle bir iddiası olmadığını gösteriyor.
Şimdi,
arkadaşlar, bugün aynısını gene tekrarlıyor CHP
zihniyeti pisliktir." demek ne demek? Bunu nasıl içimize sindirmemizi
bekliyorsunuz? Bakın, hatırlatmak için söylüyorum: CHP zihniyeti Kuvayımilliye
zihniyetidir, CHP zihniyeti Atatürkün zihniyetidir. (CHP
sıralarından alkışlar) O yüzden bu tür kelimeleri
kullanırken daha bir dikkatli olmak lazım, haddini de bilmek
lazım.
MEHMET ALTAY
(Uşak) Sana göre o.
TANJU ÖZCAN
(Devamla) Arkadaşlar, bir de Sayın Başbakan bize çok
kızmış, ben ve birkaç arkadaşımız Sayın
Başbakana verilen Yahudi Üstün Cesaret Madalyasını burada
dillendirmiştik.
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Bunlar bayatladı Tanju.
TANJU ÖZCAN
(Devamla) Sormuşlar Sayın Başbakana Sürekli dillerine
doluyorlar." diye. Arkadaşlar, nasıl dilinize
dolamazsınız? Şimdi, bu madalyayı kim vermiş, hiç
araştırdınız mı, samimi olarak
araştırdınız mı? Veren dernek, sivil toplum örgütü
Amerika Birleşik Devletlerinde. İncelediğinizde samimi olarak
şunu göreceksiniz: Yüz beş yıllık tarihi boyunca bu
madalyayı 10 kişiye vermiş, sadece 10 kişi, 10
kıymetli kişi; bunun 9u İsrailli, cumhurbaşkanları,
başbakanlar, İsrailin kurucuları; 1 tane bunlar
dışında Yahudi olmayan birine bu madalya verilmiş, o da bizim
Sayın Başbakan. Sayın Başbakana ısrarla diyoruz ki:
Bakın Gazzede kan döküyor bunlar, bunlar katil. O zaman çıkart
şu yakandaki madalyayı, bunların madalyasını at
gitsin. Ama Çıkartmam Allah, çıkartmam. diyor nasıl
kıymetli bir madalyaysa bu?
Arkadaşlar, bakın, siz Gazze fatihliğine
soyunacaksınız Gazzedeki mazlum halkın temsilcisiyim ben,
onların hakkını, hukukunu koruyorum. diyeceksiniz, sonra
bunları katledenlerin yakana taktığı madalyayla meydan
meydan dolaşacaksınız yalancı pehlivan gibi. Böyle bir
şey yok arkadaşlar, böyle bir şey yok! Bu, insanları ve
bizleri son derece rencide ediyor.
BÜNYAMİN ÖZBEK (Bayburt) Oradan size ekmek
çıkmaz Tanju.
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) Önergeye gel,
önergeye. Pehlivanlara hakaret etme, hakaret etme pehlivanlara, tuş
yaparlar.
TANJU ÖZCAN (Devamla) - Arkadaşlar, bu
madalyayı veren örgütün asli amaçlarına
baktığınızda şunu göreceksiniz: İsrail devletinin
güvenliğini sağlamak ve bekasını korumak, asli
amaçlarından iki tanesi bu. O yüzden kimin madalyasını
yakasına taktığına ve bununla
dolaştığına bir bakmak lazım.
Arkadaşlar, ısrarla bu madalyayı
çıkartmıyor Sayın Başbakan. Bu madalyanın
Allahınızı severseniz önemi nedir?
ALİM IŞIK (Kütahya) Altın mı
madalya, altın mı? Madalya altın mı acaba? Çok değerli
olabilir
TANJU ÖZCAN (Devamla) - Yani manevi bir değeri mi
var? Şunu mu demek istiyor: Ben İsraile böyle şeyler
söylüyorum ama İsrail devleti benim için çok kıymetlidir, onun
taktığı madalyanın bende manevi değeri var mı
diyor? Bunu mu söylüyor, bunu mu
anlayalım yoksa arkadaşlar, bu madalyanın, bu hiç
görmediğimiz madalyanın çok büyük bir maddi değeri mi var acaba,
maddi bir değeri mi var?
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) Başbakan üst
üste 8 defa seçim kazandı, sen kaç seçim kazandın? Başbakan
8 tane üst üste seçim kazandı, sen
kaç seçim kazandın? Kaç tane seçim kazandın?
TANJU ÖZCAN (Devamla) Arkadaşlar, ben, sizin
Başbakanınızın, Genel Başkanınızın
paraya çok tamah eden bir genel başkan, bir başbakan olduğunu
biliyorum.
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) Kaç tane seçim
kazandın? Kaç tane seçim kazandın?
TANJU ÖZCAN (Devamla) - Eğer madalyanın çok
büyük bir ekonomik değeri varsa, rica ediyorum, aramızda para
toplayalım, bunun değerini Başbakana verelim o da atsın
şu madalyayı, kurtarsın bu ülkeyi bu yükün altından. (CHP
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) Kaç seçim
kazandın sen? Kaç seçim kazandın?
BAŞKAN Sayın Bak, lütfen
TANJU ÖZCAN (Devamla) Böyle bir rezillik olmaz.
Sayın milletvekilleri, şunu
karıştırmayalım, elmalarla armutları birbirine
karıştırmayalım.
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) Hangi seçimi
kazandın?
BAŞKAN Sayın Bak, lütfen
TANJU ÖZCAN (Devamla) - Sizin üç tane seçimi
kazanmış olmanız bugün o katillerin yakanıza
taktığı madalyayla dolaştığınız
gerçeğini ortadan kaldırmıyor.
BÜNYAMİN ÖZBEK (Bayburt) Oradan ekmek çıkmaz
size.
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) Hangi seçimi
kazandın, hangi seçimi? Altmış yıldır seçim
kazanmadın be.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Hitler de seçim
kazandı, Mussolini de seçim kazandı.
TANJU ÖZCAN (Devamla) - Gazzedeki insanlar ne
düşünür Allahınızı severseniz?
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) Altmış
yıldır seçim kazanmadın, konuşuyorsun.
MEHMET ALTAY (Uşak) Sen Gazzeye gidebiliyor
musun?
TANJU ÖZCAN (Devamla) - Ben Gazze fatihiyim, dünyada bir
tek ben kalsam sizin arkanızdayım. diyeceksiniz, orada her gün
çocuklar öldürülecek, o çocukları öldürenlerin yakanıza
taktığı madalyayla göğüsünüz gere gere
dolaşacaksınız.
MEHMET ALTAY (Uşak) Gazzeye Kemal
Kılıçdaroğlunu götürelim, Tayyip Erdoğanı götürelim
hangisini tanıyacak insanlar bakalım.
TANJU ÖZCAN (Devamla) - Ayıptır günahtır
arkadaşlar, ayıptır günahtır.
MEHMET ALTAY (Uşak) Burada öyle lafla olmuyor o,
alana gitmekle oluyor.
TANJU ÖZCAN (Devamla) - Genel kurulu saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar, AK
PARTİ ve CHP sıraları arasında
karşılıklı laf atmalar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Manisa Milletvekili
Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuş Ali Torlak ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun; Samsun Milletvekili Cemalettin
Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın benzer
mahiyetteki kanun teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı tezkerelerinin (1/931, 2/115, 2/139, 2/158,
2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524,
2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019,
2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227,
2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350,
2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488,
2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514,2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655,
2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799,
2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957,
2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065,
2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190,
2/2191, 2/2192, 2/2198) 47 nci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
MADDE 47- 5510 sayılı Kanunun 61 inci
maddesinin altıncı fıkrasının birinci cümlesinden
sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir.
"Uluslararası Öğrenci Değerlendirme
Kurulu kararı ile burslandırılan uluslararası
öğrencilerin bildirimleri ise, Yurtdışı Türkler ve Akraba
Topluluklar Başkanlığı veya Uluslararası Öğrenci
Değerlendirme Kurulu tarafından görevlendirilen kurum tarafından
yapılır."
Erkan Akçay (Manisa) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ BOĞA (Muğla)
Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY KILIÇ
(Samsun) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Reşat
Doğru Tokat Milletvekili.
Buyurun Sayın Doğru. (MHP
sıralarından alkışlar)
REŞAT DOĞRU (Tokat) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
639 sıra sayılı kanun
tasarısının 47nci maddesi üzerine vermiş olduğumuz
önergeyle ilgili söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Bu önergede Yurtdışı Türkler ve Akraba
Topluluklar Başkanlığının kanunundaki bir maddesinin
daha iyi çalışabilirliği, işlenebilirliği noktasında bir çalışma
yapılmıştır, bence olumlu bir çalışmadır.
Bizim önergemiz de maddenin daha iyi anlaşılabilir hâle getirilmesini
amaçlamaktadır.
Saygıdeğer milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti
devleti, yurt dışında yaşayan
vatandaşlarımızla ilgili çalışmalar yapmak ve
sorunlarına çözüm üretmek, soydaş ve akraba topluluklar ile sosyal,
kültürel ve ekonomik ilişkileri geliştirmek amacıyla
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığını
kurmuştur. Bu kuruluş yurt dışında yaşayan
vatandaşlarımızın yanı sıra ülkemize eğitim
için gelen öğrencilerin eğitim sürelerinin başarılı
şekilde devamı ve sonlandırılmasına kadar çeşitli
çalışmalar yapmaktadır. 1992 yılından itibaren Büyük Öğrenci
Projesi adı altında öğrenciler ülkemize gelmektedir. 167
ülkeden de öğrenci ülkemize davet edilmekte ve okutulmaktadır.
Saygıdeğer milletvekilleri, 1990lı
yılların başında Sovyet Rusyanın
dağılmasıyla beraber beş Türk devleti
bağımsızlığını kazanmıştır.
Bağımsızlığını kazanan Türk devletlerine,
Türkiye Cumhuriyeti devleti çok önemli yardımlar yapmış,
ilişkilerinin geliştirilmesi için de çok değişik kurum ve
kuruluşlar oluşturmuştur. Bunların başında
TİKA sayılabilir ve diğer önemli projelerden bir tanesi de
Büyük Öğrenci Projesi adlı projedir. Büyük Öğrenci Projesi
adı altında Türk dünyasından ve birçok ülkeden öğrenciler
ülkemize getirilmekte ve bu öğrenciler de devletimizin çeşitli
okullarında okutulmaktadır. Bu proje adı altında da
binlerce öğrenci hem okutulmuş hem de onun sonrasında, bu
çocuklar okutulduktan sonra memleketlerine gönderilmiş, memleketlerinde de
çok önemli görevler yapmışlardır.
Ancak daha önce ülkemizde okuyan öğrencilerin birçok
sorunu maalesef vardır. Bu çocuklarımızın sorunlarının
başında, barınma noktasında çok büyük
sıkıntıları oluşmuştur; beraberinde,
almış oldukları burslar konusunda çok büyük sorunlar meydana
gelmiştir. Ama enteresandır bu sorunlar maalesef çözülmemiştir.
Çeşitli defalar, müteaddit defalar sorunlarla ilgili
çok çeşitli konular gündeme getirilmiş, çocukların çeşitli
noktalarda almış oldukları paralar yeterli görülmemiş çünkü
bunların birçoğu gelmiş oldukları ülkelerde fakir ailelerin
çocuklarıdır. Bu gelen öğrencilere -çünkü onlar bizim de
çocuklarımızdır, Türk dünyasının çeşitli
yerlerinden gelmişlerdir başlangıçta, dolayısıyla-
Türkiye Cumhuriyeti devletinin her noktasında sahip çıkması
gerekirdi. Ancak enteresandır, maalesef, bu çocuklarımıza tam
olarak sahip çıkılmamış, hatta bazıları da
küserek kendi ülkelerine dönmüşlerdir. Kendi ülkelerinden buraya gelerek
eğitim yapmalarının sağlanması beklenirken, maalesef,
tam tersi sıkıntılarla karşı karşıya
kalınmıştır.
Buradan şuna geçmek istiyorum: Bu çocuklar bizim
çocuklarımızdır. Bu çocuklara her noktasında yardım
etmek de bizim görevlerimiz içerisindedir. Gerçi şu anda, Türk
dünyasının dışında diğer birçok yerden de, 167ye
varan ülkeden de çocuklar ülkemize gelerek eğitim almaktadırlar.
Ancak nereden gelirse gelsinler bu çocukların hepsi ülkemizin misafirleri
olduğuna göre bunlara her türlü ilgiyi ve desteği göstermek de bizim
vazifemiz olmalıdır.
Bazı önerilerimizi sizlere sunmak istiyorum: Bu
çocuklarımız ülkemize geldiği zaman mutlaka, devletimizi
tanıma noktasında, tanışma toplantıları
yapılması gerekmektedir. Hem kendi aralarında hem bizim
çocuklarımızla beraber olmalılar hem de devletin çeşitli
kurumlarıyla bunları tanıştırmak mecburiyetindeyiz.
Çünkü bu çocuklar bizim misafirlerimizdir, çeşitli imkânları sunmak
da devletimizin ve bununla ilgili başkanlığın ve
bakanlığın görevleri içerisinde olması gerekir.
Ayrıca, koruyucu aileler oluşturulup bu
çocuklarımızla diyaloglar kurulabilir. Rehber aileler
programının mutlaka bu çocuklarımıza uygulanması
gerekir ki geçmiş dönemlerde bununla ilgili bazı çalışmalar
yapılmıştır. Bunların süratli bir şekilde
devamı getirilmelidir. Çocuklar ev ortamında ailelerle beraber
olmalıdır.
Okulunu bitirip ülkesine dönen çocuklarla ilgili de
ilişkiler mutlaka devam ettirilmeli, oralarda bulunan TİKA
marifetiyle veyahut devletimizin kurum ve kuruluşları
tarafından, sivil toplum kuruluşları kurmaları bunlara
sağlanmalı ve o noktada desteklenmelidir.
Ayrıca, şurası da bir gerçektir ki,
bununla ilgili ülkemizde de çeşitli sivil toplum kuruluşlarına
görevler düşmektedir. Kurulan sivil toplum kuruluşları
marifetiyle de kardeş ülkelerden gelen çocuklara sahip
çıkılabilir.
Ayrıca, üniversitelerimizin uluslararası
öğrenci ofisleri mutlaka geliştirilmeli ve tam zamanlı
uluslararası öğrenci sayısını
artırmalarının sağlanması gerekmektedir.
Bunları sağlayarak 300 milyonluk Türk
dünyasının gençlerinin emeklerine sahip çıkın, onlarla
beraber olun diyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Karar yeter sayısı
BAŞKAN - Karar yeter sayısı
arayacağım.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Elektronik cihazla oylama yapacağız.
Bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, karar yeter
sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte Olan 639 Sıra Sayılı
Kanun Tasarısı'nın, 5510 sayılı Kanunun 61 inci
maddesinde değişiklik öngören 47'inci maddesinde geçen "burslandırılan"
ibaresinin "burs almaya hak kazanan" şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
İdris Baluken (Bingöl) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ BOĞA
(Muğla) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen İdris
Baluken, Bingöl Milletvekili.
Buyurun.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, 47nci madde üzerinde
konuşacağım. Tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, bu 47nci maddeye baktığımız
zaman, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar
Başkanlığı bursuyla ülkemize gelen yabancı uyruklu
öğrencilere genel sağlık sigortasıyla ilgili bir düzenleme
yapılmış. Bu, olumlu bir düzenlemedir, buna karşı
çıkmak mümkün değil ama hazır laf burstan ve öğrencilerden
açılmışken, Gençlik ve Spor Bakanımız da buradayken
biraz da ülke içindeki öğrencilerin sorunlarına bir parmak basmak
gerekiyor.
Sayın Bakanım, özellikle bu barınma
sorunu, yurt sıkıntısı çok had safhada, büyük bir sorun
olarak öğrencilerin karşısına çıkıyor. Adım
başı üniversite açtığınız için ve
altyapısını tamamlamadan, mevcut koşullarını
hazırlamadan, sadece bir üniversite açmış olmak için bu
planlamayı doğru yapmadığınız için
öğrencilerin pek çoğu barınacak bir yurt bulmakta
sıkıntı çekiyor. Özellikle yeni üniversitelerin
açıldığı illerin çoğunda böyle bir sorun var. Ben
Bingöl Üniversitesine, Dersim Üniversitesine yurt bulamadığı için
kayıt yaptırmayan pek çok öğrenci biliyorum, pek çoğu bize
bu konuda başvurdular, yardım istediler.
Tabii, bu barınma konusu için denilebilir ki: Bu
kadar kısa süre içerisinde bu kadar fazla yurt yapılamayabilir. Bunu
da belki belli bir noktaya kadar anlayışla karşılarız
ama bu durumda sizin gündeminizde evlerde kalan öğrencilere bir kira
desteğinin, kira yardımının olması gerekiyor çünkü
gerek göçler gerek işte, Orta Doğuda yaşanan
sıkıntılardan dolayı çok muazzam bir kira
artışı patlaması durumuyla karşı
karşıyayız ve çoğu ilde mevcut kiraların ortalama
rakamları öğrenci bütçelerinin çok çok üzerinde. Bu nedenle burada
sosyal devlet ilkesinin gereği olarak öğrencilere bir kira
desteği yapmanın gündeminizde olması gerektiğini
düşünüyoruz.
Tabii, öğrencilerin çoğu geçim
sıkıntısı yaşıyorlar. Çoğuna öğrenim
kredisi veriliyor ama bu öğrenim kredisi karşılıksız
verilmiyor, geri ödemeli olması şartıyla veriliyor. Maalesef
üniversiteyi bitirince üniversiteli işsizler ordusu gerçeğiyle
karşılaştığımız için bu öğrencilerin
çoğu çalışma hayatına başlamadan yıllarca
işsiz dolaşıyorlar ama bu arada da öğrenim kredisinin geri
ödemeli faizleri devasa rakamlara ulaşıyor, çoğunun icralık
pozisyonları oluşabiliyor. Bu kredileri geri ödeyemediği için
intihar aşamasına gelen pek çok öğrencinin, daha doğrusu
pek çok üniversite mezunu işsizin olduğunu biliyoruz.
Biz aslında öğrencilerin bütün bu
öğrencilik süresi içerisinde pek çok hakkının devlet
tarafından ücretsiz olarak sağlanması gerektiğini
düşünüyoruz. Düşünün ki bir devlet, Sosyal devletim. diyor ama
kendi öğrencisine bir ücretsiz yemek bile veremiyor. Burada sosyal devlet
olmanın hangi ilkesinden bahsedeceğiz? Bırakın ücretsiz
yemek vermeyi, çoğu üniversitede yemek ücretleri çok fahiş fiyatlarda
olduğu için öğrenciler zaman zaman bu zamları, ücretleri
protesto ediyorlar. Bu öğrenciler hakkında da soruşturma
açılıyor, bazıları gözaltına alınıyor,
bazıları tutuklanıyor, cezaevlerine gönderiliyor.
Dolayısıyla, bu tarz sorun alanlarını
gidermek için bence, özellikle Avrupa ülkelerini, Almanya, İsveç gibi
ülkeleri örnek alabiliriz. Oralarda toplu taşıma ücretlerinde bile
çok sembolik ve cüzi bazı fiyatlandırmalar üzerinden
öğrencilerden talepte bulunuluyor.
Tabii, bir de bu sosyal güvenlik ve sağlık
boyutu var. Özellikle tıp fakültesinin olmadığı illerin
çoğunda mediko da olmuyor. Medikonun olmadığı
şehirlerde de öğrenciler, herkesin ödemek zorunda olduğu muayene
katkı ücretleri, katkı payları, işte ilaçtan doğan ek
ücretleri ödemek zorunda kalıyorlar. Yani hepiniz öğrencilik
geçirdiniz, bunlar öğrenci bütçesini aşan şeylerdir. Bunlarla
ilgili düzenlemelerin yapılması gerektiğini düşünüyoruz.
Son olarak da: Üniversiteyi bitirip de işsiz
kalanların, öğrencilikle ilişkisi kesildiği zaman sosyal
güvenlikleri kalmıyor. Yani bazen üç yıl sürüyor, bazen beş
yıl sürüyor bu işsizlik süreleri. Bu süre içerisinde bu üniversite
mezunlarının, işsiz üniversite mezunlarının mutlaka
sosyal güvenlikten yararlanması gerektiğini düşünüyor, ilgili
bakanlıklara bu konuda duyarlılık çağrısı
yapıyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Buyurun Sayın Satır.
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) Biraz
evvel Sayın Grup Başkan Vekili bir konuda benden bilgi istedi. 69a
göre söz verirseniz
BAŞKAN Buyurun Sayın Satır. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
V.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
6.- İstanbul Milletvekili Mihrimah Belma
Satırın, Bingöl Milletvekili İdris Balukenin 639 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 46ncı maddesiyle
ilgili önerge üzerinde yaptığı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Grup Başkan Vekili Urfada meydana gelen olaylarla
ilgili bilgi istemişti. Ben yetkililerden bilgileri aldım. Kamuoyunu
ve Meclisi doğru bilgilendirmek adına bu bilgileri sizlerle
paylaşmak istiyorum müsaade ederseniz.
Öncelikle, dün ve bugün devam eden, Sayın Valinin
telefona çıkmaması konusu hakkında bir iki cümle söylemek
istiyorum. Tabii ki, biz, seçilmiş milletvekili olarak bütün bürokratlarla
doğru ve verimli bir ilişki içinde çalışmak
zorundayız. Bürokratlar da, sayın valiler, sayın genel müdürler
ve tüm bürokratlar bir milletvekilinin telefonuna en kısa sürede
çıkmak durumundalar. Burada bir yanlış anlama, usulsüzlük veya
bir gecikme varsa bunu kendi aralarında hallederler diye düşünüyorum.
Bu Valimizle görüştüğümde, 6 kez evini
aradığınız ve evine not
bıraktığınız söylendi fakat cep telefonuyla direkt,
bildiğiniz hâlde veya bilebildiğiniz hâlde diyelim
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Meclis santralini
arayın Sayın Başkan Vekili, dünden beri
tartışıyoruz, ayıp ama ya! Meclis santralini arayın.
MİHRİMAH BELMA SATIR (Devamla) Müsaade
ederseniz devam edeceğim.
ulaşabileceğinizi ben de tahmin ediyorum.
Ayrıca, dün ve bugün itibarıyla
yaklaşık 30 kadar BDPli milletvekiliyle Urfa Valimiz direkt
görüşmüş, sanıyorum sizinle de görüşmüş. Bu konuyu
kapatalım ama bütün valilerin
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Bu konuyu
kapatmayacağız, birazdan cevap vereceğim size. Çok ayıp
yani! Grup Başkan Vekili olarak ayıp yani ya!
MİHRİMAH BELMA SATIR (Devamla) Cevap
verebilirsiniz.
Valiler milletvekillerinin telefonlarına
çıkmalılar, orada bir sorun yok.
İkincisi: Urfada meydana gelen olayla ilgili, siz
de biliyorsunuz, bahsettiniz, Ziyaret bölgesinde yaklaşık 200-300
vatandaşımız diyelim, PKK bayraklarıyla IŞİDin
tam karşısındaki bölgede çadır kurmuşlar ve
nümayiş yapmışlar. Güvenlik güçleri de bu nümayişi önlemek
adına çadırların kaldırılması çalışmasında
bulunmuş. Bu sırada birtakım olaylar meydana gelmiş ve
maalesef birtakım araçlar güvenlik güçleri tarafından tahrip
edilmiş. Sayın Vali bu işi yapan güvenlik güçleri hakkında
soruşturma açmış ve bunu da Urfa Valiliğinin sitesine
koymuş. Urfa Valiliğinin sitesinde de bunu görmeniz mümkün.
Nursel Hanımla ilgili de: Sayın Vekilimiz o
bölgeye gitmek istemiş ama gitmemesinin uygun olacağı kendisine
bildirilmiş. Kendisinin yaralandığı veya herhangi bir
travmaya uğradığına dair bir bilgi Vali tarafından
bana verilmedi. O olayı yapan yaklaşık 300 kişi içerisinde,
elinde molotofkokteyller, bombalar vesaire bulunanlar da
Savcılık
tarafından bombalara el konulmuş ve gözaltında olan
vatandaşlarımız da var.
Bu bilgiyi heyetinizle paylaşıyorum. Hiçbir
kadının, hiçbir kimsenin şiddete maruz kalmasını tabii
ki istemeyiz, bir kadın parlamenter olarak bunu her zaman
kınarız. Hele bir kadın milletvekilinin güvenlik güçleri veya
başka bir şekilde şiddete maruz kalmasını ben de
istemem ama olayları da tetikleyecek pozisyonda olmamalıyız,
kamuoyunu da yanlış bilgilendirmemeliyiz.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) Ya, ne
tetiklemesi Allahını seversen. Milletvekilleri neyi tetikleyecek?
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Ayıp, ayıp
ya!
MİHRİMAH BELMA SATIR (Devamla) Türkiye
Cumhuriyetinin güvenliği her zaman daha önemlidir
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Ayıp, ayıp, ayıp!
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) Niye
tetiklesin milletvekilleri?
MİHRİMAH BELMA SATIR (Devamla)
terörü
destekleyecek hiçbir faaliyeti de
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) Burada
Başbakanınız destan yazdırdı, siz de bunu meşru
görüyorsunuz.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Sayın
Başkan
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) Ayıp
ya, ayıp!
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul)
Ayıp! diyemezsiniz.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Yani, bir şey
söylemeye gerek yok.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul)
Milletvekiline yapılan şiddeti nasıl meşru görürsünüz ya?
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Sataşmadan
dolayı cevap vermem gerekiyor.
BAŞKAN Buyurun Sayın Baluken.
ENGİN ALTAY (Sinop) Sayın Başkanım
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul)
Nasıl meşru görürsünüz?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Ne
bağırıyorsun?
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) Hayret
bir şey ya!
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Orada konuşana
ne bağırıyorsun?
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul)
Milletvekiline yapılan hareketi nasıl meşru görür ya? Nasıl
meşru görürsünüz ya?
RECEP ÖZEL (Isparta) Orada konuşan grup
başkan vekiline nasıl bağırıyorsun sen, bayana?
BAŞKAN Buyurun Sayın Baluken.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Bir bayan grup
başkan vekiline nasıl bağırıyorsun?
(HDP Bingöl Milletvekili İdris Balukenin AK
PARTİ sıralarına doğru yürümesi)
HALUK İPEK (Ankara) Otur yerine!
(AK PARTİ ve CHP sıraları arasında
karşılıklı laf atmalar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, birleşime
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.43
BEŞİNCİ
OTURUM
Açılma Saati:
19.52
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER:
Muharrem IŞIK (Erzincan), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 122nci Birleşiminin
Beşinci Oturumunu açıyorum.
639 sıra
sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine devam
edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet
yerinde.
Şimdi, söz
sırası Sayın Balukende.
Buyurun Sayın
Baluken.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta)- Sayın Başkan
ENGİN ALTAY (Sinop)
Aslında ben önce ayağa kalkmıştım Başkanım
ama
BAŞKAN Vallahi, üçünüze birden söz veremiyorum.
Buyurun.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Sayın Başkan,
Bakanlar Kurulu üç gün yas ilan etti.
BAŞKAN Sayın Baluken, buyurun.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Böyle bir
çalışma mı olur yas ilan ediliyorsa?
BAŞKAN Sayın Tanal, lütfen, sayın hatip
kürsüde. Yani bunu yapmayın.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Özür dilerim sayın
hatipten ama yani Bakanlar Kurulu üç gün yas ilan etmişse
BAŞKAN Sayın Baluken, buyurun.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Filistin için karar
almışlar.
BAŞKAN - Sürenizi de yeniden başlatıyorum.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Sayın Balukenden
özür diliyorum.
7.- Bingöl Milletvekili İdris Balukenin, İstanbul Milletvekili
Mihrimah Belma Satırın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Doğrusu, ben çok
şaşırdım Sayın Grup Başkan Vekilinin buradaki
konuşmasını duyunca. Ben, bir kere, bu konularla ilgili
kendisinden bir bilgilendirme istemedim. Zaten, kendisinin böyle bir konumu da
yok, böyle bir yetkisi de yok. Burada Kabinenin değerli bakanları
var. Bununla ilgili bilgilendirme isteyeceksek Kabinedeki bakanlardan isteriz.
Siz İçişleri Bakanı değilsiniz, Kabinedeki bir bakan
değilsiniz. Belli ki biraz İçişleri Bakanlığıyla
ilgili belki bir hazırlığınız olduğu için gelip
burada ifade ediyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Yakışır, yakışır vallahi.
İDRİS BALUKEN (Devamla) Şimdi,
bakın, değerli milletvekili arkadaşlarım, dünden beri bir
konu konuşuyoruz. Buraya AK PARTİ Grubu adına çıkan her
arkadaş ısrarla bizi yalanlamanın telaşı içerisinde.
Ya, arkadaşlar, bir kere, bir milletvekilinin
söylediği söze itibar etmiyorsanız, burada ciddi bir sorun var
demektir. Dünden beri diyoruz ki Meclis santralinin kayıtlarını
çıkarabilirsiniz. Tam 5 kez Meclis santralinden aramamıza rağmen
Vali Bey Konutta ama telefona çıkmıyor. yanıtını aldığımızı
ifade ediyoruz. Bir partinin grup başkan vekili bunu söylüyor. Aradan on
saat geçmesine rağmen bu Vali Bey bizim telefonumuza çıkmıyor,
AK PARTİden bir milletvekili arar aramaz telefona çıkan Vali
ALİM IŞIK (Kütahya) Ama o AK PARTİli
milletvekili, nasıl çıkmasın?
İDRİS BALUKEN (Devamla) AK PARTİ
milletvekilinin telefonu üzerinden, Ben kendisiyle görüşebilirim. diyor.
Böyle bir anlayış olur mu arkadaşlar?
HAYDAR AKAR (Kocaeli) AKPnin valisi
İDRİS BALUKEN (Devamla) Böyle bir
anlayış olur mu? Yani bunu hanginiz kabul edersiniz?
Bir önceki gece 2 milletvekili
arkadaşımızla telefonla görüşmüş ama ertesi gün yani
ayın 20sinde 3 milletvekili arkadaşımızın gün boyu
aramasına rağmen tek bir telefona çıkmamış. Gerekçesi
de, dün gece görüşmüş ya, ondan dolayı tekrar herhâlde bizim
telefonlarımıza çıkma zahmetine katlanmamış. Böyle bir
gerekçe olabilir mi arkadaşlar? Bunu savunmanız büyük bir
ayıptır.
Burada özellikle bir kadın milletvekiline yönelik
yapılan şiddeti meşrulaştırmanızı da
kınıyorum, size hiç yakıştıramadım. Öyle bir
durum yok arkadaşlar, kadın milletvekilinin gitmemesi gereken bir yer
yok. Kadın milletvekili arkadaşımızın gittiği yer
Türkiye Cumhuriyetinin sınırları içerisindeki Ziyaret köyüdür.
Orada normal hayat devam ediyor, orada bölgenin her tarafından gelen
insanlar var. İnsanların gittiği yere milletvekili tabii ki
gider ama bu milletvekilinin yüzlerce kolluk gücü tarafından
darbedilmesini gerektirmez. Ben sizi kürsüye davet ederken Gelin buradan
kadın milletvekiline yönelik şiddeti amasız ve fakatsız
kınayın. demiştim.
Bakın, gün boyu bu Vali Bey sürekli yanlış
bilgiler aktarmış, anladığım kadarıyla size de
yanlış bilgiler aktarmış. İlk gece
OYA ERONAT (Diyarbakır) Seninkiler ne kadar
doğru?
İDRİS BALUKEN (Devamla) Sizi muhatap
almıyoruz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Milletvekilini niye
muhatap almıyorsunuz? Seçilmiş milletvekilini niye muhatap
almıyorsun sen?
İDRİS BALUKEN (Devamla) Seçilmiş
milletvekili değil o, seçilmiş milletvekili değil o,
atanmış o.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) Hadi oradan!
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Seçilmiş
milletvekili, seçilmiş milletvekili Türkiye Büyük Millet Meclisinin. Niye
muhatap almıyorsun?
İDRİS BALUKEN (Devamla) Sözümü bitirmeme izin
verin.
İlk gece yaşanan olaylar dışında
orada yaşanan bir hadise de yoktur.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Seni kim muhatap alıyor?
İDRİS BALUKEN (Devamla) - O müdahalenin bir
gerekçesi yoktur.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul)
Sayın Başkan
BAŞKAN - Daha önce söz isteyenler var Sayın
Satır, bir oturun.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) YSKnın
atanmış memurusun sen!
OYA ERONAT (Diyarbakır) Otur yerine!
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Sen otur!
Kadınsın sen, otur, edebini bil!
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Kimi tehdit
ediyorsun sen ya?
OYA ERONAT (Diyarbakır) Terbiyesiz! Otur yerine!
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) Doğru
konuş!
BAŞKAN - Sayın Altay, buyurun.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
3.- Sinop Milletvekili Engin Altayın, İstanbul Milletvekili
Mihrimah Belma Satırın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ENGİN ALTAY (Sinop) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Genel Kurulda böyle bir sebeple ortamın gerilmesi
beni üzdü. Ancak, önce şunu söylemem lazım müsaade ederseniz
Sayın Başkan, bir usul hatası da
yaptığınızı ya da göz yumduğunuzu belirtmem
lazım. Şudur: Sayın Grup Başkan Vekili iki gündür
Şanlıurfada yaşanan olaylarla ilgili olarak şikâyetini
ortaya koydu, Hükûmetten bir ses gelmedi. Daha sonra iktidar partisinin Grup
Başkan Vekili Sayın Satır bu kürsüde bir bakanın
yapabileceği, ancak ve ancak bir bakanın yapabileceği
Yani
Valinin mazeretlerini iktidar partisi milletvekilinin, Grup Başkan
Vekilinin burada açıklaması kabul edilemez. Valiyle ilgili mazereti,
Meclise verilmesi gereken bilgiyi vermek Hükûmetin görevidir.
Ben şimdi yüce Türk milleti adına Sayın
Bakanı kürsüye davet ediyorum yani sizin
aracılığınızla.
BAŞKAN Verecek zaten efendim.
ENGİN ALTAY (Sinop) Sayın Bakanın bu
meseleyle ilgili Meclise bilgi vermesi lazım; bir.
Öte yandan, hiçbir hâl ve şart altında, her ne
sebeple olursa olsun, bırakın milletvekilini, polisin alelade bir
vatandaşa dahi cebir ve şiddet kullanması eğer vatandaştan
bir cebir ve şiddet yoksa kabul edilemez, bunu doğru bulmuyoruz ancak
bu cebir ve şiddet bir değil, iki değil, üç değil, dört
değil, beş değil; milletvekillerimize de uygulandı. Dün de
Halkların Demokratik Partisinin 2 sayın milletvekiline uygulanan bu
cebir ve şiddeti de önce Başkanlık Divanı olarak sizin
mutlaka ve mutlaka kınamanız lazım. Fenerbahçe şampiyon
olunca o Divandan şampiyonlukla ilgili bir mesaj veriyorsunuz; çok güzel,
doğru yapıyorsunuz. Burada bu milletvekillerine, polis
tarafından, kendini bilmez, hadsiz, densiz polis tarafından bir
milletvekiline yapılan bir saldırıyı kınamak sizin en
öncelikli görevinizdir. Bunu da hatırlatmak istiyorum. (CHP ve HDP
sıralarından alkışlar)
Ve Sayın Bakanın burada, bu Parlamentoda
Hükûmetin var olduğunu ispat etmesini istiyorum. Aksi takdirde, ben,
Hükûmet olarak, bakan olarak Sayın Satırı
tanıyacağım. Yani, böyle bir şey olamaz.
BAŞKAN Belki de Allah söyletmiştir Sayın
Altay.
ENGİN ALTAY (Sinop) Sayın Satır Valiyle
ilgili burada izahat veremez, doğru değildir. İzahat verecek
olan bakandır.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sataşmadan söz
verseydiniz daha iyiydi. Ne oldu bu?
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Altay, sayın grup başkan
vekillerinin kürsüye çıktıklarında ben hangi konuları
nasıl konuşacaklarını izah etme makamında
değilim; bir.
İkincisi: Dün Sayın Baluken
KAMER GENÇ (Tunceli) Niye açıklama
hakkını veriyorsun? Mademki anlamıyorsun niye açıklama
BAŞKAN Siz duyduğunuzu anlamıyorsunuz.
İkincisi: Dün Sayın Baluken ve Sayın
Kaplan bu konuyu gündeme getirdiklerinde -ben konuşma metinlerini de
gönderdim- sayın milletvekillerinin herhangi bir taarruza
uğradıklarından bahsetmediler, bir şiddete
uğradıklarından bahsetmediler.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Ya, dünden beri
konuşuyoruz, el insaf ya! Bugün önerge indirdik, el insaf yani! Şimdi
bunu da mı inkâr ediyorsunuz?
BAŞKAN Hayır, lütfen. Konuşma
metinlerini tekrar gönderirim, tüm grup başkan vekillerine de gönderirim,
ilk konuşma metni.
Şöyle yapılsa: Gelindiğinde, söz
alındığında olay anlatılarak milletvekillerinin
şiddete maruz kaldığı söylenmiş olsa tabii ki biz
buradan gereken tepkiyi koyarız. Böyle bir şey söz konusu değil,
dün bunu izah ettim.
ENGİN ALTAY (Sinop)
Ama bu artık ortaya çıktı.
BAŞKAN Buyurun
Sayın Korkmaz, söz talebiniz vardı.
İDRİS BALUKEN
(Bingöl) Ya, bugün bile bir saat konuştuk, siz hâlâ bir kınama
cümlesi kullanmadınız. Biz artık ne söyleyelim size?
BAŞKAN - Sayın
Halaçoğlu grup adına talep ettiği için, buyurun.
4.- Isparta Milletvekili S. Nevzat Korkmazın, İstanbul
Milletvekili Mihrimah Belma Satırın sataşma nedeniyle
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) Sayın Başkan, Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Ben burada özellikle bir
yöntem hatasına dikkat çekmek istiyorum. 5442 sayılı İl
İdaresi Kanununa göre, illerde valiler; devletin, Hükûmetin ve ayrı
ayrı her bakanlığın temsilcileridir yani iktidar partisi
Meclis grubunun değil. Dolayısıyla, yaptıkları
icraatlarla ilgili, sorumluluklarla ilgili de Hükûmet temsilcisinin
çıkıp cevap vermesi lazımdı. Maalesef, AKP Meclis Grup
Başkan Vekilinin cevap vermiş olması uygun düşmemiştir
devlet teamüllerine. Maalesef bu bile devletin bir parti devleti hâline
geldiğinin göstergesidir.
Teşekkür ediyorum.
(MHP sıralarından alkışlar)
OSMAN AŞKIN BAK
(İstanbul) Kalkınma Bakanı cevap verdi ya.
BAŞKAN Sayın
Satır, buyurun.
5.- İstanbul Milletvekili Mihrimah Belma Satırın, Bingöl
Milletvekili İdris Balukenin sataşma nedeniyle
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MİHRİMAH BELMA
SATIR (İstanbul) Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Çelişkilerle dolu iki üç dakika geçirdik.
Şimdi, biraz evvelki
zabıtlara bakarsanız, Sayın Baluken, bir kadın milletvekili
ve Grup Başkan Vekili olarak, Urfa Valisini uyguladığı
şiddetten dolayı istifaya davet etmem gerektiğini söyledi. Bunun
üzerine istifaya davet edeceğim bir kişinin doğru yapıp
yapmadığını direkt birinci ağızdan öğrenmek
istedim ve olayları anlattım. Yanlış hiçbir ifadede
bulunduğumu düşünmüyorum, usule aykırı bir şey
yaptığımı da düşünmüyorum. Bütün valiler, bütün
güvenlik güçleri bizlerin güvenliği için görev alırlar, istifa edip
etmemeleri konusu İçişleri Bakanlığımızın
kararıdır.
İDRİS BALUKEN
(Bingöl) Haşhaşi olanlar hangileriydi?
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) Bu Vali
Beyle yaptığım görüşmede ben tatmin oldum. IŞİD
güçlerine karşı orada toplanan grup, molotofkokteylli, bombalı
grup bir infial yaratmak ve olay yaratmak istemektedirler, Urfayı bu
konularda gündemde tutmak istemektedirler. Güvenlik güçleri bunun için gerekli
tedbirleri almıştır. Usule aykırı yapılan
güvenlik güçlerinin işlemleriyle ilgili de Sayın Vali soruşturma
açmıştır, üzerine düşen görevi fazlasıyla
yapmıştır. Bu konuda kamuoyunu bilgilendirmek ve kamuoyunu
yanlış bilgilendirmeyi önlemek adına bu konuşmayı
yaptım. İç Tüzüke ve usule uygun bir konuşmadır.
Takdirlerinize sunuyorum.
Teşekkür ederim. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Bu açıklamayı bal
gibi bir bakan yapabilirdi.
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) Tutanaklara
bakın, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz açıklama
yaptı.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, söz istiyorum.
BAŞKAN Buyurun.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) İşte, bak, senin
açıklaman havada kaldı, Bakan açıklama yapıyor.
6.- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelikin,
Şanlıurfanın Suruç ilçesinde yaşanan olaylara ilişkin
açıklaması
ÇALIŞMA VE SOSYAL
GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) Çok
değerli milletvekili arkadaşlarım, iki gündür
Şanlıurfada yaşanan
hadiselerden dolayı, Meclis kürsüsünde, yaşanan olaylar ve
neticeleriyle ilgili değerlendirmeler yapılıyor. Doğrusu,
ben, dünkü görüşmelerde, Mecliste ve görüşmelerde
bulunmadığım için olayları takip etme imkânım
olmadı ama Hükûmet adına burada bulunan bakan
arkadaşımızın kısa da olsa yerinden bilgi verdiğini
arkadaşlarım bana ifade ettiler.
Öncelikle şunu ifade etmek istiyorum:
Şanlıurfa bir huzur şehri, Şanlıurfa bir peygamberler
şehri, son derece önemli şehirlerimizden birisi, birçok özellikleri
olan bir şehir. Böyle bir şehirdeki bu konuların Yüce Meclis
çatısı altında tartışılıyor
olmasının aslında hem Şanlıurfalıları hem de
hepimizi üzdüğü kanaati içerisindeyim.
Öncelikle, ben, dün bu olayla ilgili bilgi aldıktan
sonra Sayın Valiyi aradım ve uzun bir görüşme yaptım.
Görüşmede bana ifadesi şöyle oldu: Rojava bölgesinde, Suriyede
önemli gelişmeler var, önemli sorunlar yaşanıyor Suriyede.
Oradaki Kürt nüfus açısından, oradaki Türkmenler açısından,
oradaki Araplar açısından gerçekten ciddi boyutlara
ulaşmış bir sorunlar yumağıyla karşı
karşıyayız. Bu çerçevede, Suruç bölgesinde 2-3 bin kişinin
buluştuğu, hatta önemli bölümünün de Urfa dışından
gelen, Rojava bölgesinde yaşanan sorunların
duyarlılığı içerisinde olan
vatandaşlarımızın Suruç ilçesinde sınıra
doğru hareket ettiklerini, milletvekili arkadaşların da
aralarında olduğunu ve milletvekillerinden Pervin Buldan
Hanımla 7-8 kez görüştüklerini, Van milletvekiliyle sürekli
irtibatta olduklarını Vali Bey ifade ettiler. Biz bu yoğunlukla
uğraşırken, Değerli Grup Başkan Vekilinin Vali Beyi
aradığını -ama ev telefonundan
aradığını- dolayısıyla bu yoğunluk
çerçevesinde zaten irtibatta olduğumuz Pervin Buldan Hanımla ve
diğer arkadaşlarla irtibatta oldukları için
Belki de, yine de,
kendisine haber ulaşırsa dönmesi gerektiği hâlde dönmemesini bir
eksiklik olarak burada ifade ediyorum.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Yok öyle bir şey
Sayın Bakan, yok öyle bir şey, bu bilgilerin hepsi yalan.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Ama
haber kendisine ulaşmadı ise zaten ilgili milletvekili
arkadaşlarıyla olay anında, olay yerinde irtibatta
oldukları için bu konuyla
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Ya, bir gece önce
görüşmüş Pervin Hanımla, yok öyle bir şey.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Ben neticeyi bağlayacağım da
müsaade edin.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Ama yani doğru
bilgi vermiyorsunuz.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Şimdi, konu milletvekilleriyle
irtibatı gelişmiş
Yapılmak istenenin, Suruçta Suriye
sınırına doğru yürüyüp orada eylemlerini gerçekleştirecekleri
şeklinde ifade edilmiş. Fakat kısa bir süre sonra, karşı
tarafta da, Rojava bölgesinde de bir yoğunluğun hareket etmekte
olduğu ve
ALİM IŞIK (Kütahya) Orası neresi
Sayın Bakan?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Efendim?
ALİM IŞIK (Kütahya) Rojava neresi?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa)
sınır ihlaline dönük bir tabloyla
karşı karşıya kalındığı, bundan
dolayı da güvenlik güçlerinin müdahale etmek zorunda kaldığı
şeklinde ifade ettiler. Burada şunu tashih etmemiz gerekiyor: Tabii
ki bir güvenlik sorunudur, tabii ki sınır meselesidir, devletimizin
güvenlik güçleri sınırın ihlal edilmemesiyle ilgili gerekli
hassasiyeti göstereceklerdir, üzerine düşen görevleri yapacaklardır.
Ama milletvekili arkadaşlarımızın büyük bir dikkat ve
hassasiyetle olay yerinde muhafaza edilerek, korunarak zarar görmeyecek bir
şekilde bu müdahalenin yapılması son derece yerinde bir
değerlendirmedir. Hangi milletvekili olursa olsun, netice itibarıyla
milletin temsilcisi, milletin vekili, milletin ta kendisi.
Dolayısıyla, biz bir milletvekilimizin bu olaylarda zarar görmesini
tasvip etmemiz söz konusu değil, mümkün değil. Ama böyle bir olay
olmuş ise bu olayın nedenlerinin İçişleri Bakanıyla
görüştüğüm için söylüyorum- derhâl soruşturularak burada
milletvekiline kasti bir darp söz konusu ise, kasti bir fiilî durum söz konusu
ise tabii ki bu araştırılıp çıkacak, bu
çıktığı zaman ancak mülki amirlerle ilgili, yöneticilerle
ilgili nasıl bir tavır takınılacak, ondan sonra söylenmesi
gereken şey söylenir.
Ama açıkça şunu
ifade ediyorum: Sınır bölgesinde bir eylem, bir gösteri
yapacağız derken eğer sınırı geçme veya
sınırı ihlal etme boyutuna olaylar dönüyorsa güvenlik güçlerinin
orada yapabileceği tek şey vardır, olaya müdahale etmedir, olaya
müdahale ederken de gerekli hassasiyetleri dikkate alarak bu müdahaleyi
gerçekleştirmedir. Tez elden, hızlı bir şekilde olay
soruşturulup özellikle milletvekillerimize dönük eğer bir
yanlış davranış söz konusu ise gerekenin
yapılacağını ifade ediyoruz ama geneli itibarıyla
işlemin, güvenlik güçlerinin görevlerini yaptıklarını da
burada belirtmemiz gerekiyor çünkü değerli arkadaşlar, toplumsal
olayların -3 bin kişiden bahsediyorum, karşıdan gelen 2-3
bin kişiden bahsediyorsunuz- nereye varacağı belli olmaz, çok
daha vahim durumlarla karşılaşılabilirdi.
Bundan dolayı bir
müdahale, evet ama bu müdahalenin ölçüleri çok dikkatle yapılmalı,
hele hele bir milletvekiline dönük bir şeyi tasvip etmemiz söz konusu
değildir diyorum ve çalışmalarımızda başarılar
diliyorum.
Teşekkür ediyorum
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Başkan, Hükûmet adına konuştu, söz hakkı
düşer.
İDRİS BALUKEN
(Bingöl) Sayın Başkan, sadece tutanaklara geçmesi
açısından bir iki cümle ifade edeceğim.
Sayın Bakana
teşekkür ediyorum. Yalnız, Sayın Bakana aktarılan bilgilerde
şöyle bir eksiklik var: Hem İçişleri Bakanımız hem
Bakan Yardımcımız bilirler, bahsedilen bu, sınıra
doğru yürüyüş ve sınıra müdahale olayı 19u gecesi
yarım saatle sınırlı olan bir şeydir ve orada da
milletvekillerimiz gençlerin bu, duygusal heyecanla yapmış
oldukları, kendilerine de zarar verebilecek şeyi önlemeye yönelik
çalışmalarda bulunmuşlardır. Sonrasında orada
demokratik çerçevenin dışına çıkabilecek tek bir eylem,
etkinlik söz konusu değildir.
Bu konuda İçişleri Bakanlığı
yetkilileriyle de görüşmeler yaptığımızda, demokratik
çerçevenin dışına çıkmayacak, sınırda can
güvenliğini tehdit altına almayacak hiçbir etkinliğe müdahale
edilmeyeceği ifade edilmişti ama buna rağmen, örneğin bu
sabah 60-70 yaşındaki kadınlar, analara, neredeyse baraj sularına
düşecek şekilde öldürücü müdahaleler yapıldı.
Dolayısıyla, Sayın Bakana, yarım
saatlik bir sınıra yüklenme üzerinden verilen bilgi bütün bu zaman
kesitinde, içerisinde sunulmuş. Bu doğru bir bilgi değildir;
bugün itibarıyla da hiçbir sıkıntı yoktur.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, birleşime
bir saat ara veriyorum.
Kapanma Saati: 20.11
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 21.09
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan), Mine
LÖK BEYAZ (Diyarbakır)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 122nci Birleşiminin Altıncı Oturumunu
açıyorum.
639 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerine devam edeceğiz.
IX.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.-
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetinin; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili
İdris Balukenin; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetinin; Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam
Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcının; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın;
Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın;
Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın;
İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri
Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in;
Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan
Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan
Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile
2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili
Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan
Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili
Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent
Gök'ün; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır
ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in;
Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine
Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut
Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili
Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3
Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya
Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in;
Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili
Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20
Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun;
Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in; İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi'nin;
Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in; Samsun Milletvekili Cemalettin
Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent
Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Çanakkale
Milletvekili Mustafa Serdar Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in;
Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve
Önder Matlı ile 8 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Aytun
Çıray'ın; Manisa Milletvekili Hasan Örenin; Denizli Milletvekili
Mehmet Yüksel ve Çorum Milletvekili Cahit Bağcı ile 37
Milletvekilinin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa
Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun
Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195,
2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528,
2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063,
2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236,
2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364,
2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496,
2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657,
2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808,
2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963,
2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069,
2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191,
2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639) (Devam)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Birleşime yarım saat ara veriyorum.
Kapanma Saati:21.10
YEDİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 21.40
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan), Mine
LÖK BEYAZ (Diyarbakır)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 122nci Birleşiminin Yedinci Oturumunu açıyorum.
639 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
48inci madde üzerinde üç adet önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte Olan 639 Sıra Sayılı
Kanun Tasarısı'nın, 5510 sayılı Kanunun 63 üncü
maddesinde değişiklik öngören 48'inci maddesinde geçen üç
ibaresinin beş ibaresi ile değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Pervin
Buldan Erol
Dora İdris
Baluken
Iğdır Mardin Bingöl
Nursel
Aydoğan Hasip
Kaplan
Diyarbakır Şırnak
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili
Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili
Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf
Halaçoğlu'nun; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kanun Teklifleri
ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkerelerinin (1/931, 2/115, 2/139, 2/158,
2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524,
2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019,
2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227,
2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350,
2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488,
2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655,
2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799,
2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957,
2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065,
2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190,
2/2191, 2/2192, 2/2198) 48 inci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan
Akçay Mustafa
Kalaycı Ahmet
Kenan Tanrıkulu
Manisa Konya İzmir
Sümer
Oral Mehmet
Şandır
Manisa
Mersin
MADDE 48- 5510
sayılı Kanunun 63 üncü maddesinin birinci fıkrasının
(e) bendinde yer alan "39" ibaresi "41", "iki"
ibaresi "dört" şeklinde değiştirilmiş ve
aynı maddeye üçüncü fıkrasından sonra gelmek üzere
aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Harp
malullüğü kapsamında aylık almakta olan harp malullerinin
kendileri ve bunların eşleri, 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve
Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna veya 2330 sayılı
Kanun hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren
kanunlara göre malullük aylığı almakta olan vazife malullerinin
kendileri ile bunların eşleri, bu Kanunun 47 nci maddesi ile 5434
sayılı Kanunun 56 ncı maddesi ve mülga 45 inci maddesi
kapsamında vazife malulü olarak aylık almakta olan vazife malullerinden
ise başkasının yardımı ve desteği
olmaksızın yaşamak için gereken hareketleri yapamayacak derecede
malul olanların kendileri ile bunların eşleri, birinci
fıkranın (e) bendinin (3) ve (5) numaralı alt bentlerinden muaf
tutulur."
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in;
Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Barış
ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay
Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara
Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili
Rahmi Aşkın Türeli'nin Kanun Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun
Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun 48. Maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Rahmi
Aşkın Türeli Vahap
Seçer Bülent
Kuşoğlu
İzmir
Mersin Ankara
Bihlun
Tamaylıgil Adnan
Keskin Musa
Çam
İstanbul
Denizli İzmir
Ali
Sarıbaş Mahmut
Tanal Müslim
Sarı
Çanakkale İstanbul İstanbul
Madde
48 - 5510 sayılı Kanunun 63 üncü maddenin birinci
fıkrasının (e) bendinde yer alan "iki" ibaresi
"dört" şeklinde değiştirilmiş ve aynı
maddeye üçüncü fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki
fıkra eklenmiştir.
"Harp
malullüğü kapsamında aylık almakta olan harp malullerinin
kendileri ve bunların eşleri, 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve
Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna veya 2330 sayılı
Kanun hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren
kanunlara göre malullük aylığı almakta olan vazife malullerinin
kendileri ile bunların eşleri, bu Kanunun 47 nci maddesi ile 5434
sayılı Kanunun 56 ncı maddesi ve mülga 45 inci maddesi
kapsamında vazife malulü olarak aylık almakta olan vazife
malullerinden ise başkasının yardımı ve desteği
olmaksızın yaşamak için gereken hareketleri yapamayacak derecede
malul olanların kendileri ile bunların eşleri, birinci
fıkranın (e) bendinin (3) ve
(5) numaralı alt bentlerinden muaf tutulur.
BAŞKAN Okunan son önergeye Komisyon
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ BOĞA
(Muğla) Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY KILIÇ
(Samsun) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde Sayın Ali
Sarıbaş konuşacak, Çanakkale Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
ALİ SARIBAŞ (Çanakkale) Sayın
Başkan, çok değerli milletvekilleri; yine, bir torba değil,
çuval yasa üzerinde ve bunun 48inci maddesinde söz almış
bulunuyorum. Bu vesileyle sizlere en derin sevgi ve saygılarımı
sunuyorum.
Bu maddedeki değişikliği tüm Cumhuriyet
Halk Partisi olarak tabii ki kabul ediyoruz, bunu destekliyoruz. Ancak buradaki
3 ibaresi yerine 4 ibaresinin daha iyi olabileceğini, teknik anlamda
da desteklenmesi gerektiğini sizlere ifade etmek istiyorum.
Değerli arkadaşlar, Türk Silahlı
Kuvvetleri devletimizin sınırlarını koruyup
güvenliğimizi sağlamaktadır. Ülkemizin bütünlüğünü hedef
alan terör örgütlerine karşı yurt içi ve yurt dışı
mücadelede her çeşit düşman veya teröristlerin saldırısı
ile savaş bölgesindeki hareket ve hizmetleri sırasında
yararlanılmaktadır; kimi kolunu, kimi bacağını da kimi
de gözünü kaybetmektedir.
Değerli arkadaşlar, vatanı için
canını seve seve veren şehitlerimizin emanetlerini, bedenlerini
düşünmeden siper eden gazilerimizin ve onların
yakınlarının ne tür mağduriyetleri varsa onları
ortadan kaldırmalıyız. Bugün yataklarımızda rahat yatabiliyorsak
onların sayesindedir. Onlara ne versek azdır. Hükûmet tarafından
şehit yakınlarına, gazi ve yakınlarına terör mağduriyetleri
nedeniyle ikinci iş hakkı yasayla verilmesine karşın
uygulamalarda hâlâ sıkıntılar yaşandığı
görülmektedir. Bu sıkıntılar bir an önce giderilmelidir. Yine
bugünlerde iş konusunda müracaat edenlere yılbaşında
kadrolar ya da Bir yıl sonra boşalacak. gibi gerekçeler
gösterilmemelidir diye düşünüyorum.
Değerli milletvekilleri, muharip gazilerin
maaşlarını biliyor musunuz? Şu anda Türkiyede en az
maaş alan durumdalar. 480 ile 600 lira arasında olup oldukça güç
durumdadırlar. Bu maaşların acilen yaşanabilir düzeye
çıkarılması gerekmektedir. Muhtar maaşlarından bile
oldukça düşük düzeydedir. Gaziler arasındaki maaş
farklılıklarının bir an önce giderilmesi ve
maaşların yükseltilmesi, sosyal, özlük ve mali hakların
iyileştirilmesi mutlaka sağlanmalıdır.
Harp ve vazife malulü sayılanlara, sağlık
raporu istenmeden, ücretsiz seyahat kartlarını ibraz etmeleri
şartıyla 1.600 cc'den düşük ve beş yıl süreyle
kullanmak şartıyla ÖTV'siz binek araç alabilme hakkı
verilmelidir. Ayrıca bu araçları birinci derecede yakınları
da mutlaka kullanmalıdır. Kore ve Kıbrıs gazilerine
ayrıca devlet madalyası verilmeli, Devlet Övünç Madalyası
verilenlere de şeref aylığı mutlaka
bağlanmalıdır.
Gazilerimizin günlük yaşamında motivasyon ve
morale ihtiyaçları vardır. Bu da ekonomiyle ölçülmez. Bu
değerlerimiz kendilerini yalnız hissetmemelidirler. Günlük
yaşamlarında çok zorluklarla karşılaşmaktalar ve
otobüslere bile binerken yardıma muhtaç durumdadırlar. Vazife malulü
rütbelilere yüzde 25 zam uygulanmalıdır. Harp, vazife şehit ve
malullerine faizsiz konut kredisi verilmelidir. Devlet Övünç Madalyası ve
maaşı mutlaka verilmelidir. Harp ve vazife malullerine iş
hakkı da diğerlerine tanındığı gibi
tanınmalıdır. Ortez-protez harp ve vazife malulleri için
muhtaçlık şartı kaldırılmalıdır. Çıkarılan iş hakkından
malul gazilerin de yararlanması sağlanmalıdır. Harp, vazife
şehit aileleri ve malul gazilerin ailelerinden katılım ve ilaç
katkı payları da mutlaka alınmamalıdır çünkü bu
ihtiyaçları karşılanırsa biz de
Geçmişimizden bugüne yaşam
hakkını bizlere sağlayan ülkenin üniter devlet
yapısıyla birlikte bugün varsak, bugün hâlâ nefes alabiliyorsak, bu
ülkede yaşayabiliyorsak, bu ülkenin suyu ile havası ile
yaşıyorsak bunların sayesinde rahat rahat oturabiliyoruz ve
yaşayabiliyoruz.
Onun için,
özellikle sosyal devlet anlayışında bu gazilerine, malullerine
sahip çıkmayan bir devlet geçmişine de sahip çıkmıyor
anlayışını taşımaktadır ki bu konuda da bu
maddeyi destekliyoruz ve aynı zamanda da bunun yeterli
olmadığını ve üç yerine dört denemenin mutlaka daha
başarılı olacağına inanıyorum.
En derin sevgi ve
saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum
KAMER GENÇ
(Tunceli) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime on
dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 21.56
SEKİZİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 22.03
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan), Mine
LÖK BEYAZ (Diyarbakır)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 122nci Birleşiminin Sekizinci Oturumunu açıyorum.
Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaş ve
arkadaşlarının önergesinin oylanmasında karar yeter
sayısı bulunamamıştı. Şimdi, önergeyi tekrar
oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı
arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Oylamayı elektronik yapıyoruz arkadaşlar.
İki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Karar yeter sayısı vardır,
önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Manisa Milletvekili Erkan
Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Tekirdağ Milletvekili
Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuş Ali Torlak ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun; Samsun
Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın kanun teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu ile Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı
tezkerelerinin (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324,
2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689,
2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156,
2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248,
2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414,
2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514,
2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716,
2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899,
2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000,
2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156,
2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) 48 inci
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Erkan Akçay (Manisa) ve arkadaşları
MADDE 48- 5510 sayılı Kanunun 63 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde yer alan 39"
ibaresi 41", "iki" ibaresi "dört" şeklinde
değiştirilmiş ve aynı maddeye üçüncü fıkrasından
sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
Harp malullüğü kapsamında aylık almakta
olan harp malullerinin kendileri ve bunların eşleri, 2330
sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması
Hakkında Kanuna veya 2330 sayılı Kanun hükümleri uygulanarak aylık
bağlanmasını gerektiren kanunlara göre malullük
aylığı almakta olan vazife malullerinin kendileri ile
bunların eşleri, bu Kanunun 47 nci maddesi ile 5434 sayılı
Kanunun 56 ncı maddesi ve mülga 45 inci maddesi kapsamında vazife
malulü olarak aylık almakta olan vazife malullerinden ise
başkasının yardımı ve desteği
olmaksızın yaşamak için gereken hareketleri yapamayacak derecede
malul olanların kendileri ile bunların eşleri, birinci
fıkranın (e) bendinin (3) ve (5) numaralı alt bentlerinden muaf
tutulur."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ
(İstanbul) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY KILIÇ
(Samsun) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Önerge üzerinde Konya Milletvekili
Sayın Mustafa Kalaycı konuşacak.
Buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
MUSTAFA KALAYCI (Konya) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hepinizi saygılarımla
selamlıyorum.
Evli olmakla birlikte çocuk sahibi olamayan
kadınlara, 5510 sayılı Kanunda aranan şartları
taşımak kaydıyla tüp bebek uygulaması için sağlanan
destekler en fazla iki deneme için geçerli iken bu tasarıyla üç denemeye
çıkarılmakta, ayrıca harp ve vazife malulleri ile eşlerinin
bu haktan yararlanabilmeleri kolaylaştırılmaktadır. Bu
madde Milliyetçi Hareket Partisi olarak destek ve katkı verdiğimiz
olumlu bir düzenlemedir. Deneme sayısının dörde
çıkarılması daha da uygun olacaktır.
Değerli milletvekilleri, şehit
yakınları ile gaziler ve maluller için verilen haklarla ilgili olarak
uygulamada bazı mağduriyetler yaşanmaktadır. Geçen yıl
temmuz ayında çıkarılan kanunla tüm harp ve vazife malullerine
iş hakkı tanınmıştır. Ancak iş
hakkının kullanımına ilişkin olarak 5434
sayılı Kanunun mülga 45inci maddesi kapsamında olan ordu ve
polis vazife malullerinin memur olarak atanmaları durumunda vazife
malullüğü aylığı kesilmektedir. Ayrıca,
aylıklarının kesilmesine ek olarak memur vazife malullerine
verilen ikinci emeklilik hakkı düzenlemesinde de adları
zikredilmemiştir.
Yine, tüm harp ve vazife malullerine tanınan sosyal
güvenlik destek primi muafiyeti de aynı madde kapsamında olan rütbeli
ordu vazife malulleri ile polis vazife malullerine
tanınmamıştır.
Bunun yanında, 2330 sayılı Kanun ile 5434
sayılı Kanunun 56 ve 64üncü maddeleri kapsamında yer alan harp
ve vazife malullerine verilen yüzde 25 maaş zammından, maalesef, 5434
sayılı Kanunun mülga 45inci maddesi kapsamında olan rütbeli
ordu vazife malulleri ile polis vazife malulleri
yararlanamamıştır.
Anayasanın eşitlik ilkesiyle
bağdaşmayan bu ayrımcı uygulamaların izahı mümkün
değildir. Bu itibarla, 5434 sayılı Kanunun mülga 45inci
maddesi kapsamında olan rütbeli ordu vazife malulleri ile polis vazife
malullerinin de 5434 sayılı Kanunun 56ncı maddesi kapsamına
alınmaları ve daha önce sağlanan haklardan aynı tarihten
geçerli olarak yararlanabilmeleri için gerekli düzenleme
yapılmalıdır.
Değerli milletvekilleri, 2012 ve 2013 Temmuz
aylarında şehit yakınları ve gazilerimize iş
hakkı tanınmasına yönelik düzenlemeler yapılmakla birlikte,
uygulamaya hâlen geçilmemiştir. Bu kapsamda 35 bin kişinin
istihdamı uzun süredir sağlanmamış iken, 3 bin kadroluk ilk
grup atamanın ramazanın son haftasında yani bu hafta içinde
verilecek iftarda yapılacağı daha önce
açıklanmıştır. Bilindiği üzere, AKP zihniyetinin en başarılı
olduğu konulardan birisi istismar siyasetidir. Anlaşılan o ki,
Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde bu konu siyasi şova
dönüştürülerek istismar edilecektir.
Şehit aileleri ve gazilerimiz iki yıldır
bizleri aramakta Kanunu çıkardınız ama hâlen atamalar
yapılmadı. diye şikâyet etmektedir.
Şehit aileleri ve gazilerimize verilen
hakların, başta Sayın Genel Başkanımız Devlet
Bahçeli olmak üzere, Milliyetçi Hareket Partisinin yoğun çabaları,
hatta tehdide varan çağrılarımız ve baskılarımız
sonucu 2012 ve 2013 yılı Temmuz aylarında çıkarılan
torba kanunlara dâhil edilmesi sağlanmıştır. Buna
basında geniş yer bulan açıklamalarımız, Meclis
zabıtları ve bizatihi o dönemdeki Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanı ve şehit ailelerimiz ile gazilerimizin dernekleri şahittir.
Şimdi, hem 35
bin kişinin atamasını uzun süredir geciktireceksiniz hem
de bunlardan 3 binini atamayı müjde diye sunacaksınız.
Yemezler. Bu, dürüstlük değildir. İstediğiniz kadar bu konuyu
istismar edin, şehit aileleri ve gazilerimiz gerçekleri bilmektedir. PKK'nın isteklerine gelince
gecikmeden şak diye
yaptığınızı da onlar çok iyi biliyor. Onları asla
kandıramazsınız.
Değerli milletvekilleri, Hükûmet, muharip
gazilerimizi de tüm uygulamalarda görmezden gelmektedir. Muharip gazilerimize
bugün 500 lira aylık verilmekte, başka bir gelir veya aylık
almadığını belgeleyenlere ise net asgari ücret yani 891
lira aylık ödenmektedir.
Gazilerimize farklı şeref aylığı
ödenmesi, aylık bağlama gerekçesi olan "vatana hizmet"
kriteri dışında bir kriterin esas alınması suretiyle
şeref kriterinin farklılaştırılmasına yol
açtığından amacına uygun değildir.
Gazilerimiz, AKP Hükûmetinin kendilerini ayrıma tabi
tuttuğundan şikâyet etmektedir. Bu farklılık giderilmeli,
gazilerimize bağlanan aylıkların brüt asgarî ücret tutarına
yükseltilerek hepsine aynı tutarda şeref aylığı
ödenmeli, ayrıca ölümü hâlinde dul eşinin yanı sıra
çocukları ile anne ve babasına da aylık
bağlanmalıdır.
Teşekkür eder, saygılar sunarım. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum
III. YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Yoklama istiyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Yoklama talebi var.
Sayın Akar, Sayın Türeli, Sayın Dinçer,
Sayın Ören, Sayın Demiröz, Sayın Köse, Sayın Yılmaz,
Sayın Genç, Sayın Seçer, Sayın Kuşoğlu, Sayın
Sarıbaş, Sayın Çam, Sayın Nazlıaka, Sayın Güven,
Sayın Küçük, Sayın Tanal, Sayın Çetin, Sayın Aygün,
Sayın Tamaylıgil, Sayın Ekşi.
Yoklama için iki dakika süre veriyorum ve süreyi
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
yoktur.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 22.22
DOKUZUNCU OTURUM
Açılma Saati: 22.27
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan), Mine
LÖK BEYAZ (Diyarbakır)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 122nci Birleşiminin
Dokuzuncu Oturumunu açıyorum.
III. YOKLAMA
BAŞKAN Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve arkadaşlarının önergesinin
oylamasından önce istem üzerine yapılan yoklamada toplantı yeter
sayısı bulunamamıştı.
Şimdi yoklama işlemini
tekrarlayacağım.
Yoklama için iki dakika süre veriyorum ve süreyi
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
vardır.
IX.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.-
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetinin; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris
Balukenin; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara
Milletvekili İzzet Çetinin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3
Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vuralın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcının; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; Adana
Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın;
Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın;
İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri
Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in;
Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ
Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan
Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan
Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile
2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili
Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan
Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili
Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent
Gök'ün; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ile 1 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe
Nedret Akova'nın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili
Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır
Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve
Mahmut Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili
Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3
Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya
Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in;
Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili
Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Trabzon
Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Barış ve Demokrasi
Partisi Grup Başkanvekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in;
İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi'nin; Tekirdağ Milletvekili
Candan Yüceer'in; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Rahmi
Aşkın Türeli'nin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir
Milletvekili Aytun Çıray'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe
Nedret Akova'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Ankara Milletvekili İzzet
Çetin'in; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Çanakkale Milletvekili Mustafa
Serdar Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Manisa Milletvekili
Özgür Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve Önder Matlı ile
8 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Manisa
Milletvekili Hasan Örenin; Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum
Milletvekili Cahit Bağcı ile 37 Milletvekilinin; Manisa Milletvekili
Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan
ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115,
2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439,
2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896,
2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217,
2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302,
2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437,
2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595,
2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794,
2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938,
2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056,
2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186,
2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
639 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon? Burada.
Hükûmet? Burada.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte Olan 639 Sıra Sayılı
Kanun Tasarısı'nın, 5510 sayılı Kanunun 63 üncü
maddesinde değişiklik öngören 48'inci maddesinde geçen üç
ibaresinin beş ibaresi ile değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
İdris Baluken (Bingöl) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ
(İstanbul) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY KILIÇ
(Samsun) Katılmıyoruz.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
İlgili düzenleme ile tüp bebek uygulamasında
deneme sayısı sınırı ikiden üçe
çıkarılmıştır. Bu anlamda düzenleme olumlu olmakla
birlikte deneme sayısı sınırının beşe
çıkarılması daha uygun olacaktır. Çünkü tüp bebek
tedavileri aileler için başlı başına bir stres
kaynağıdır. Deneme sayısı
sınırının az olması da bu stresi arttırmakta ve
uygulamanın başarısız olmasına neden olmaktadır.
Bu gerekçelerle bu önerge ile tüp bebek uygulamasındaki deneme
sayısı sınırı arttırılmıştır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
49uncu maddeye geçmeden önce yeni madde ihdasına
dair bir önerge vardır sayın milletvekilleri. Komisyon bu konuyla
ilgili olarak çoğunluğu aramak zorunda, bu nedenle önergeyi okutup
Komisyona soracağım. Komisyon önergeye salt çoğunlukla
katılırsa önerge üzerinde yeni bir madde olarak görüşme
açacağım. Komisyonun salt çoğunlukla katılmaması
hâlinde önergeyi işlemden kaldıracağım.
Şimdi önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun;
Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris
Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3
Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı'nın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana
Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın;
Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın;
İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri
Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in;
Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in;
İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan
Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan
Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet
Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali ihsan Köktürk'ün; İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin;
... Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe
Komisyonu Başkanlığı Tezkereleri yasa tekliflerinin (1/931,
2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434,
2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885,
2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203,
2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301,
2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431,
2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540,
2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775,
2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932,
2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051,
2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178,
2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) 48. Maddesinden sonra gelmek
üzere aşağıdaki maddenin 49. Ek madde olarak tasarı/teklif
metnine eklenmesini arz ederiz.
Bülent
Kuşoğlu Kamer
Genç Vahap
Seçer
Ankara Tunceli Mersin
Ali
Sarıbaş Musa
Çam
Çanakkale İzmir
Ek Madde 49 5510
sayılı Kanunun 65 nci maddesinin birinci fıkrasının
birinci cümlesindeki bir kişi ile sınırlı olmak üzere
ifadesi madde metninden çıkarılmıştır.
BAŞKAN
Komisyon, önergeye salt çoğunlukla katılıyor musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben
Komisyon üyelerimizi buraya davet ediyorum, Komisyon sıralarına.
İZZET ÇETİN (Ankara) Ben buradayım.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ
(İstanbul) Komisyon üyelerimizi tekrar davet ediyorum önergeyle
alakalı, madde ihdasıyla alakalı.
ENGİN ALTAY (Sinop) Yok, yok, belli oldu.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ
(İstanbul) Sadece 1 üyemiz vardır.
İZZET ÇETİN (Ankara) Ben bir dışarı
bakıp geleyim isterseniz.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ
(İstanbul) Salt çoğunluğumuz olmadığı için
katılamıyoruz. (CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Komisyon önergeye salt çoğunlukla
katılmamış olduğundan, önergeyi işlemden
kaldırıyorum.
49uncu maddede üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
Manisa Milletvekili Erkan Akçayın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa Milletvekili
Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Atila
Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili
Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu
Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun; Samsun
Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın Kanun
Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkerelerinin (1/931, 2/115, 2/139, 2/158,
2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524,
2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019,
2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227,
2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350,
2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488,
2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655,
2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799,
2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957,
2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065,
2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190,
2/2191, 2/2192, 2/2198) 49 uncu maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan Akçay Mustafa
Kalaycı Ahmet
Kenan Tanrıkulu
Manisa Konya İzmir
Mehmet Şandır Sümer Oral Mesut
Dedeoğlu
Mersin Manisa Kahramanmaraş
MADDE 49- 5510 sayılı Kanunun 64 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiş ve birinci fıkrasından
sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
b) Geleneksel, tamamlayıcı, alternatif tıp
uygulamaları ile Dünya Sağlık Örgütü ve Sağlık
Bakanlığınca izin veya ruhsat verilmeyen sağlık
hizmetleri ve Dünya Sağlık Örgütü ile Sağlık
Bakanlığınca tıbben sağlık hizmeti olduğu
kabul edilmeyen sağlık hizmetleri.
"Kurumla
sözleşmeli özel sağlık hizmet sunucuları ile Kurumla
kısmi branş veya sağlık hizmeti alım sözleşmesi
imzalamış olan vakıf üniversitesi sağlık hizmeti
sunucuları, Kuruma bildirmiş oldukları hekimlerden sözleşme
kapsamı branşlarda fiilen hizmet sunanlar tarafından verilen
sağlık hizmetlerini, Kurumca belirlenen istisnalar hariç olmak üzere
ve Kurum mevzuatına uygun olarak fatura edebilirler. Aksi takdirde, bu
faturalara ait tutarlar Kurumca karşılanmaz."
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639
Sıra Sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in;
Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ
Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli
Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin
Milletvekili Aytuğ Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin;
İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet
Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal
ve Binnaz Toprakın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul
Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla
Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in;
İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan
Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan
Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet
Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; Burdur Milletvekili Ramazan
Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili
Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent
Gök'ün; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ile 1 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe
Nedret Akova'nın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili
Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Manisa
Milletvekili Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin
Kanun Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporunun 49. maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Aylin Nazlıaka Rahmi Aşkın Türeli Ali
Serindağ
Ankara İzmir Gaziantep
Ramazan Kerim Özkan
Vahap Seçer Mehmet Volkan
Canalioğlu
Burdur Mersin Trabzon
MADDE 49- 5510 sayılı Kanunun 64 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (b) bendinin başına
"Geleneksel, tamamlayıcı, alternatif tıp uygulamaları
ve" ibaresi ile birinci fıkrasından sonra gelmek üzere
aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
Kurumla sözleşmeli özel sağlık hizmet
sunucuları ile Kurumla kısmi branş veya sağlık hizmeti
alım sözleşmesi imzalamış olan vakıf üniversitesi
sağlık hizmeti sunucuları, Kuruma bildirmiş oldukları
hekimlerden sözleşme kapsamı branşlarda fiilen hizmet sunanlar
tarafından verilen sağlık hizmetlerini, Kuruma Türk Tabipler
Birliğinin ücretleri üzerinden fatura edebilirler.
BAŞKAN Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 22.47
ONUNCU OTURUM
Açılma Saati: 23.16
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan), Mine
LÖK BEYAZ (Diyarbakır)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 122nci Birleşiminin Dokuzuncu Oturumunu açıyorum.
639 sıra Sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon? Burada.
Hükûmet? burada.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte Olan 639 Sıra Sayılı
Kanun Tasarısının, 5510 sayılı Kanunun 64 üncü
maddesinde değişiklik öngören 49uncu maddesinin tasarı
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan İdris
Baluken Nursel Aydoğan
Iğdır Bingöl Diyarbakır
Hasip Kaplan Erol
Dora
Şırnak Mardin
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ
(İstanbul) Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Hükûmet?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN Önerge üzerinde
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Gerekçe okutalım
efendim.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarı Somada 301 maden işçimizin
hayatına mal olan kazadan sonra, madende çalışanların
koşullarının düzeltilmesi adına bir tasarı olarak
getirildiği ifade edilmiş ancak bu tasarıya madencilerin
koşullarını düzenleyen maddelerin dışında
maddeler de eklenmiştir. Bu durum siyasal etik açısından kabul
edilebilir olmadığı gibi tasarı metninden
çıkarılarak farklı bir tasarıda ele alınması daha
uygundur. Değişiklik ile bu sorunların giderilmesi
amaçlanmıştır.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam
Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili
Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza
Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz
Toprakın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul
Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili
Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin
Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın
Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye
Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu'nun; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay
Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara
Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in;
Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin Kanun Teklifleri ile; Benzer
Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun 49.
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Aylin Nazlıaka (Ankara) ve arkadaşları
MADDE 49- 5510 sayılı Kanunun 64 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin başına
"Geleneksel, tamamlayıcı, alternatif tıp uygulamaları
ve" ibaresi ile birinci fıkrasından sonra gelmek üzere
aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
Kurumla sözleşmeli özel sağlık hizmet
sunucuları ile Kurumla kısmi branş veya sağlık hizmeti
alım sözleşmesi imzalamış olan vakıf üniversitesi
sağlık hizmeti sunucuları, Kuruma bildirmiş oldukları
hekimlerden sözleşme kapsamı branşlarda fiilen hizmet sunanlar
tarafından verilen sağlık hizmetlerini, Kuruma Türk Tabipler
Birliğinin ücretleri üzerinden fatura edebilirler.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ
(İstanbul) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN Önerge üzerinde Ankara Milletvekili
Sayın Aylin Nazlıaka konuşacak.
Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
AYLİN NAZLIAKA (Ankara) Sayın Başkan,
başlamadan önce, burada böyle kokteylde gibi herkes ayakta sohbet ediyor,
acaba ufak bir uyarıda bulunabilir misiniz? (AK PARTİ
sıralarından Sana ne! sesleri)
BAŞKAN Siz buyurun Sayın Nazlıaka, ben
gerektiği zaman gerekli ikazda bulunabilirim.
Buyurun.
HAMZA DAĞ (İzmir) Sana ne! Sana ne!
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
AYLİN NAZLIAKA (Ankara) Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
torba yasanın 49uncu maddesiyle ilgili olarak söz almış
bulunuyorum. Yüce heyeti saygıyla selamlarım.
HAMZA DAĞ (İzmir) Senden mi
öğreneceğiz?
AYLİN NAZLIAKA (Devamla) Ne oldu, çok
sinirlendiniz? Niye sinirlendiniz bu kadar?
Evet, değerli milletvekilleri, sözlerime
başlamadan önce, bugün çok değerli bir insanı kaybettik, Verda
Ermanı kaybettik. Ülkemizi dünya çapında temsil eden çok
kıymetli bir piyanistti kendisi. Buradan tüm sanatseverlere
başsağlığı diliyor, ailesine, yakınlarına,
tüm sevenlerine sabır ve dayanma gücü diliyorum.
Şimdi, değerli milletvekilleri, bu önerge
aslında sağlık sektörüyle ilgili. Hiç şüphesiz, AKP
iktidarı döneminde hem hasta olmak hem de sağlık sektöründe
çalışan olmak çok zor ve giderek de zorlaşıyor. Ama ben
şimdi size başka bir şeyden bahsedeceğim, bir ciğer
sökme operasyonundan bahsedeceğim size.
Bu ciğer sökme operasyonu nasıl
başladı biliyor musunuz? İlk olarak Atatürk Orman
Çiftliğiyle başladı, ardından Gezide devam etti,
ardından ODTÜ ormanlarıyla devam etti ve yetmedi, 8 Mart 2014
tarihinde İrfan Şahinbaş Atölye Sahnesine bir gece
yarısı ansızın girildi ve oradaki ağaçlar kesildi,
oradaki binalar yıkıldı ve sanatçılar gasbedildi. 7 Nisanda
olay tekrarlandı. Firmanın yürütmeyi durdurma kararı
olmasına rağmen ısrarlı bir şekilde arazinin gasbedilmesine
sizin Hükûmetiniz ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı sesini
çıkarmadı. Yetmedi, iki gün önce gene İrfan Şahinbaş
Atölyesine bir gece ansızın girildi. Bu sefer, firma elemanları
sanki savaşa gidiyormuş gibi ellerinde silahlarla ve sopalarla girip
oradaki sanatçıları ve güvenlik elemanlarını gasbettiler, hatta
öyle ki bir kadın güvenlik elemanı olaylar esnasında kalp krizi
geçirdi. Hani, bu Gezi olaylarında ya da bir sendika direnişi
olduğunda anında orada biten kolluk güçleri var ya,
çağırılmasına rağmen nedense o akşam bir türlü
gelemedi, hatta Ostim Polis Karakolu arandı, cevaplayan polis telefonu
sanatçının yüzüne kapattı. Dolayısıyla, olay yerine
polis geldiğinde zaten iş işten geçmişti. Peki, sizin
Kültür ve Turizm Bakanınız ne yaptı? Çok yoruldu kendisi,
parmaklarını oynattı ve bir tweet attı. Tweette
Olayı izleyeceğim. dedi. Buradan Sayın Bakana seslenmek
istiyorum: Sayın Bakan, sizin işiniz izlemek değildir. Siz
devleti yönetme sorumluluğuyla bu sorunu çözmek zorundasınız. O
firmanın yürütmeyi durdurma kararı vardır. Orada sizin
sanatçılarınız gasbedilmiştir. Buna daha fazla seyirci
kalmayacaksınız, izlemeyeceksiniz. Bakan kelimesini herhâlde
bakmak olarak algılıyor kendisi. Buradan kendisine bunu bir kez
daha duyuralım lütfen.
Değerli milletvekilleri, tabii, bu gasplar bitmedi.
Yani devlet arazisini yağmalayan bir hükûmet olabilir mi? Oluyor. Yani
sizin döneminizde buna sık sık şahitlik ediyoruz. Bugün ama
önemli bir olay daha oldu, danışma Atatürk Orman Çiftliğinde,
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanının hayali projelerinden
birisi olan ANKAPARK Projesini iptal etti, yürütmeyi durdurma kararı
verdi. Danıştay 14. Dairesi kararında buradaki hayvanat
bahçesinin 29 hektarlık bir alanı kapsadığını
ancak proje için 217 hektarlık bir arazinin ilan edildiğini,
buranın da tarıma elverişli bir alan olması nedeniyle
yürütmenin durdurulması gerektiğini söyledi. Yani talana dur dedi.
Bunlar yetmiyormuş gibi, bugün, aynı zamanda, Akün ve Şinasi
Sahnesinin ihalesine de çıkıldı fakat bir kez daha
sanatseverlerin direnciyle bu ihale de iptal edildi.
Özetle şunu söylemek istiyorum AKP
milletvekillerine: Sizin döneminiz sanatın ve doğanın
gasbedildiği bir dönemdir.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Hadi canım sen
de, hadi be!
AYLİN NAZLIAKA (Devamla) Hiçbir Hükûmet döneminde
böyle bir saldırıya uğranılmadı.
RECEP ÖZEL (Isparta) Daha modern, daha güzel yerler
yapılıyor ya.
AYLİN NAZLIAKA (Devamla) Bu var ya bu,
IŞİD kafasıdır. Sanata IŞİD kafasıyla
saldırıyorsunuz.
RECEP ÖZEL (Isparta) Allah Allah
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Bırak be!
AYLİN NAZLIAKA (Devamla) Sizler burada otururken
Bilal Erdoğan bir gemicik daha aldı, biliyor musunuz?
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) Ankaragücüne ne
oldu Ankaragücüne?
AYLİN NAZLIAKA (Devamla) Ama bir söz vardır:
Akıl ve servet sanatın yerine geçtiğinde birilerinin
cüzdanı dolarken kafalar boşalır. der.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Biz de piyanist Verda Ermana Allahtan rahmet diliyoruz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Karar yeter sayısı
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum,
karar yeter sayısı arayacağım: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler...
Elektronik cihazla yapalım.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Sayın Başkan,
şunu görüyorsunuz, yani olmadığını görüyorsunuz.
İhtilafa düşerseniz soracaksınız. Tek
başınıza karar verebilirsiniz siz burada. Burada yeter sayı
yok.
BAŞKAN Sayın Korkmaz,
karşılıklı konuşmayalım ama Divan üyelerinin
talebini yerine getirdim.
Teşekkür ederim.
İki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Karar yeter sayısı vardır,
önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
Manisa Milletvekili Erkan Akçayın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun; Samsun
Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın Kanun Teklifleri
ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkerelerinin (1/931, 2/115, 2/139, 2/158,
2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524,
2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019,
2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227,
2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350,
2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488,
2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655,
2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799,
2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957,
2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065,
2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190,
2/2191, 2/2192, 2/2198) 49 uncu maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mesut Dedeoğlu
(Kahramanmaraş) ve arkadaşları
MADDE 49 - 5510 sayılı Kanunun 64 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiş ve birinci fıkrasından
sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
b) Geleneksel, tamamlayıcı, alternatif tıp
uygulamaları ile Dünya Sağlık Örgütü ve Sağlık
Bakanlığınca izin veya ruhsat verilmeyen sağlık
hizmetleri ve Dünya Sağlık Örgütü ile Sağlık
Bakanlığınca tıbben sağlık hizmeti olduğu
kabul edilmeyen sağlık hizmetleri.
"Kurumla sözleşmeli özel sağlık
hizmet sunucuları ile Kurumla kısmi branş veya sağlık
hizmeti alım sözleşmesi imzalamış olan vakıf
üniversitesi sağlık hizmeti sunucuları, Kuruma bildirmiş
oldukları hekimlerden sözleşme kapsamı branşlarda fiilen
hizmet sunanlar tarafından verilen sağlık hizmetlerini, Kurumca
belirlenen istisnalar hariç olmak üzere ve Kurum mevzuatına uygun olarak
fatura edebilirler. Aksi takdirde, bu faturalara ait tutarlar Kurumca
karşılanmaz."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN
ŞAHİN (Bursa) Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ÇALIŞMA
VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK
(Şanlıurfa) Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN Önerge üzerinde Sayın Mesut
Dedeoğlu konuşacak, Kahramanmaraş Milletvekili.
Buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
MESUT DEDEOĞLU (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 639 sıra sayılı
İş Kanunu ile Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılmasına Dair Kanun Tasarısının
49uncu maddesi üzerine vermiş olduğumuz değişiklik
önergesi hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubumuz adına söz
aldım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygılarımla
selamlıyorum.
Sayın milletvekilleri, biraz önce basından
aldığımız bilgiye göre, Ceylânpınarda Suriyeden
açılan bir ateş sonucunda bir askerimiz şehit olmuş, 2
askerimiz yaralanmıştır. Şehit askerimize Allahtan rahmet,
yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz.
Değerli milletvekilleri, hazırlanan bu torba
yasalar, Hükûmet ile milletimizin gündeminin ne kadar farklı olduğunu
açık bir şekilde ortaya koymaktadır, özellikle de
sağlık konusunda. Milletimiz, Hükûmetten ülkemizin her geçen gün
artan sorunlarına çözüm beklemektedir. Hükûmet ne yapıyor? Ülke
sorunlarına çözüm bulacak yasalar yerine, sorunları daha da büyütecek
ve derinleştirecek yasalar hazırlamaktadır. Hükûmet, ülkemizin
her geçen gün ağırlaşan ve derinleşen sorunlarını
genellikle seçim öncesi hazırlamış olduğu torba yasalarla
çözmeye çalışıyor.
Bu uygulamalar yanlıştır, ülkemizin ve
milletimizin sorunlarını yalnızca arada sırada
hazırlanan torba yasalarla çözmek mümkün değildir. Ülkemizin
sorunları tek tek ele alınarak geniş katılımlı
çalışmalarla çözüme kavuşturulmalıdır. Kaldı ki
hazırlanan bu torba yasa ülkemizde bazı sorunları çözüme
kavuşturuyormuş gibi gözükse de pek çok sorunu da beraberinde
getirmektedir. Hazırlanan bu torba yasa, yine pek çok haksız
uygulamayı da beraberinde getirmektedir. Bunların en
başında memurlarla ilgili yapılan düzenleme gelmektedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
torba yasa, bu düzenlemeyle 3 milyon memurumuzun iş güvencesini elinden
almaktadır. Bu torbanın içindeki en haksız düzenlemelerden bir
tanesi de budur. Bu, yanlış bir düzenlemedir. Hükûmetin bu konudaki
düzenlemeyi derhâl geri çekmesini bekliyoruz.
Memurlarla ilgili düzenlemenin dışında,
madenlerde bulunması gereken yaşam odalarının
işverenin inisiyatifine bırakılması da yine bir haksız
düzenlemedir. Maden ocaklarında yaşam odaları mutlaka zorunlu
hâle getirilmelidir. Ayrıca özelleştirme konusunda yapılan
bazı düzenlemeler, Hükûmete yakın kişilere ayrıcalık
tanımaktadır.
Bu yasadan sonra TÜPRAŞ ve PETKİM gibi büyük
özelleştirme çalışmalarında yargı
kararlarını uygulayan ve iptal kararının ardından
tekrar ihaleye çıkan ve daha sonra fiyat artışı yapan
Hükûmet SEKA konusunda aynı yöntemi uygulamamıştır. Bu
amaçlarla Belediyeler Kanununda da büyük değişiklikler
yapılmıştır. Yeni değişikliklerle belediyelerin
ellerindeki hazine arsaları veya kendine ait arsaları istedikleri
kişiye veya kurumlara veya vakıflara devretme yetkisi
getirmiştir.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; torba yasada bu tip düzenlemelere
yer veren Hükûmet, ülkemizin en önemli sorunlarından birisi hâline gelen
kredi ve kredi kartı borçları konusunda köklü bir düzenlemeye de gidememiştir.
Ülkemizde geçen şubat ayında kredi kartı borcunu ödeyemeyenlerin
sayısı yüzde 63, ferdî kredi borcunu ödeyemeyenlerin sayısı
da yüzde 51 olarak artmıştır. Ayrıca, ülkemizde icradan
satılık ilanlarda ve ipotekli konut satışlarında da
büyük bir patlama yaşanmaya başlamıştır. Bu kredi
kartı patlamalarında veyahut da krediyle alınan konutlarda büyük
bir patlama seçim bölgem olan Kahramanmaraşta da büyük bir
çoğunlukla yaşanmıştır. On iki yıl önce
Kahramanmaraşta 1 tane olan icra müdürlüğü şu anda 7ye
çıkmıştır. 2014 yılının ocak ve haziran
döneminde de yaklaşık 27 bin adet icradan satılık menkul,
gayrimenkul ve taşıt ilanı verilmiştir. Bu rakamlarda 2013
yılının aynı dönemine oranla yüzde 40lık bir
artış meydana gelmiştir.
İşçi,
memur, emekli, esnaf ve çiftçimizin beklentilerini karşılayacak
düzenlemelere ne yazık ki bu torba yasada yer verilmemiştir.
Ayrıca, yapılan düzenlemelerde taşeron işçilerinin devlet
aleyhine açacakları davaların da önü kesilmiştir.
Bu duygu ve
düşüncelerle değişiklik önergemizin kabulünü dileyerek yüce
Meclisi saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
X.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur
Bahçekapılının, Başkanlık Divanı olarak,
Şanlıurfanın Ceylanpınar ilçesinde şehit olan askere
Allahtan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve
yaralı askerlere de acil şifalar dilediklerine ilişkin
konuşması
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, biz de Divan olarak Ceylânpınar ilçemizin
Doruklu Karakolunda görev yapan askerlerimize ateş açılması
sonucunda şehit olan askerimize Allahtan rahmet diliyoruz,
yakınlarına başsağlığı diliyoruz ve
yaralı askerlerimize de acil şifalar diliyoruz.
IX.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.-
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetinin; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili
İdris Balukenin; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetinin; Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vuralın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu
ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcının;
Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; Adana
Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın;
Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın;
İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri
Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in;
Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan
Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan
Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile
2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili
Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan
Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili
Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent
Gök'ün; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır
ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in;
Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine
Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut
Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili
Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3
Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya
Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in;
Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili
Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20
Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun;
Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in; İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi'nin;
Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in; Samsun Milletvekili Cemalettin
Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent
Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Çanakkale
Milletvekili Mustafa Serdar Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in;
Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve
Önder Matlı ile 8 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Aytun
Çıray'ın; Manisa Milletvekili Hasan Örenin; Denizli Milletvekili
Mehmet Yüksel ve Çorum Milletvekili Cahit Bağcı ile 37
Milletvekilinin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa
Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun
Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195,
2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528,
2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063,
2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236,
2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364,
2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496,
2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657,
2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808,
2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963,
2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069,
2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191,
2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
50nci maddede üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
Manisa Milletvekili Erkan Akçayın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Tekirdağ Milletvekili
Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu
Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun; Samsun
Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın Kanun
Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkerelerinin (1/931, 2/115, 2/139, 2/158,
2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524,
2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019,
2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227,
2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350,
2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488,
2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1518, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655,
2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808,
2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963,
2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069,
2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191,
2/2192, 2/2198) 50 nci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan
Akçay Reşat
Doğru Mustafa
Kalaycı
Manisa Tokat Konya
Ahmet
Kenan Tanrıkulu Mehmet
Şandır Sümer
Oral
İzmir Mersin Manisa
MADDE 50- 5510
sayılı Kanunun 68 inci maddesinin ikinci fıkrasının
"dördüncü ve beşinci cümleleri madde metninden
çıkarılmış, dördüncü fıkrasında yer alan
"asgari ücretin % 75'ini," ibaresi "asgari ücretin % 50'sini',
"asgari ücretin dörtte birini" İbaresi "asgari ücretin onda
birini" şeklinde ve beşinci fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"63 üncü maddenin birinci fıkrasının
(e) bendi gereğince sağlanan ve bir hastalığın tedavisinin
başka tıbbî bir yöntemle mümkün olmaması nedeniyle
yapılacak yardımcı üreme yöntemi tedavisi
dışındaki, yardımcı üreme yöntemi tedavisinde
katılım payı ilk denemede % 30, ikinci denemede % 25, üçüncü
denemede % 20 oranında uygulanır. Ancak katılım payında
dördüncü fıkra gereği uygulanan üst limit dikkate alınmaz."
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı,
teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun 50nci maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Rahmi
Aşkın Türeli Musa
Çam Vahap
Seçer
İzmir İzmir Mersin
Tanju
Özcan Nurettin
Demir Bülent
Kuşoğlu
Bolu Muğla Ankara
MADDE 50- 5510 sayılı Kanunun 68 inci
maddesinin beşinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"63 üncü maddenin birinci fıkrasının
(e) bendi gereğince sağlanan ve bir hastalığın
tedavisinin başka tıbbi bir yöntemle mümkün olmaması nedeniyle
yapılacak yardımcı üreme yöntemi tedavisi
dışındaki, yardımcı üreme yöntemi tedavisinde
katılım payı ilk denemede % 20, ikinci denemede % 15, üçüncü
denemede % 10 oranında uygulanır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte Olan 639 Sıra Sayılı
Kanun Tasarısı'nın, 5510 sayılı Kanunun 68 inci
maddesinde değişiklik öngören 50'inci maddesinde geçen
"katılım payı ilk denemede %30, ikinci denemede %25, üçüncü
denemede %20 oranında uygulanır" ibaresinin "katılım
payı uygulanmaz." ibaresi ile değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Pervin
Buldan İdris
Baluken Nursel
Aydoğan
Iğdır Bingöl Diyarbakır
Hasip
Kaplan Erol
Dora
Şırnak
Mardin
BAŞKAN Okunan son önergeye Komisyon
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN
ŞAHİN (Bursa) Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Önerge üzerinde Sayın İdris
Baluken konuşacak, Bingöl Milletvekili.
Buyurun.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, 50nci madde üzerine
verdiğimiz önergeyle ilgili konuşacağım. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Bizim sağlıkla ilgili genel politikamız
belli, buradan da hep ifade ediyoruz. Eşit, ulaşılabilir,
nitelikli ve altını çizerek söylüyorum, parasız sağlık
hizmeti bir sosyal devletin yapması gereken en önemli iştir diye
düşünüyoruz. Hastayla araya para ilişkisi koydunuz mu, elinizi hastanın, hasta
yakınının cebine uzattınız mı, biz Halkların
Demokratik Partisi olarak o düzenlemelerin karşısında oluruz.
Burada yapılan düzenleme de yine bu şekilde paralı
sağlık sisteminin bir uygulaması şeklinde tezahür
etmiş.
Bugüne kadar Sağlıkta Dönüşüm Projesi
adı altında yaptığınız şey, aslında
Paran kadar sağlık anlayışını uygulamaya
koymaktır, sağlığı paralı hâle getirmekti. Biz bu
iflas eden sağlık politikasının, Sağlıkta Dönüşüm Projesinin Halka külfet,
sermayeye servet şeklinde bir yansıması dışında
başka bir işe yaramadığını düşünüyoruz. Bu
maddede yine halka külfet ve işte, özel sektöre alan yaratan, servet
yaratan bir uygulama var. Yardımcı üreme tedavisi yönteminde ilk
denemeden sonra yüzde 30 ve yüzde 25 katılım payı
alınırken ilk 2 denemede, 3üncü denemede de yüzde 20
katılım payı alınması öngörülüyor. Burada, tabii, buna
katılmak mümkün değil. Genel olarak sağlıktaki bütün
katkı paylarının, tedavi paketlerindeki aradaki fark
ücretlerinin, ilaçlarla ilgili ortaya çıkan kalemlerin biz mutlaka
parasız hâle getirilmesini savunuyoruz. Özellikle özel hastanelere alan
açan uygulamalarınızla beraber, hasta hastaneye
adımını attığı andan itibaren eczaneden ilaç
alıp çıkıncaya kadar sürekli olarak kendi cebinden eksilen bir
durumla, bir bütçeyle karşı karşıya kalıyor. Buradaki
uygulama da dediğim gibi aynı ruhu bu şekilde devam ettirmenin
bir arayışı.
Bakın, hep Sağlıkta Dönüşüm
Projesiyle ilgili burada farklı tablolar çiziyorsunuz. Ben birkaç veri
üzerinden Sağlıkta Dönüşüm Projesinin neden
başarısız olduğunu söyleyeyim: Çünkü her şeyden önce
sağlığa bütçe ayırmıyorsunuz. Yapmanız gereken en
temel şeye bütçe ayırmadığınız zaman orada
nitelikli bir hizmet sunmanız, o hizmetle ilgili bir memnuniyet
yaratmanız ne hizmet alanlar açısından ne hizmet verenler
açısından mümkün olmaz. OECD ülkelerinin 2009 yılındaki
sağlık harcaması 3.222 dolar iken -kişi başına
ortalama- Türkiye'de bu rakam -neredeyse üçte 1i- 902 dolardır. Bunun
yanında, OECD ülkelerinde ortalama bin kişiye düşen hekim
sayısı 3,4 iken Türkiye'de bu sayı 1,6dır.
Çalışan hemşire sayısı üzerinden bu rakama
baktığımızda, OECD ülkelerinde bin kişiye düşen
hemşire sayısı 8,4 iken Türkiye'de bu rakam maalesef 1,5tur.
Dolayısıyla tüm bu rakamlar da sağlığa
yaklaşımınızı ve sağlıkla ilgili
çabanızın nereye gittiğini açık bir şekilde ortaya
koyuyor.
Bu tasarıdaki 50nci maddede yedek üreme
tedavisinden yararlanmak isteyenlere de Siz ancak paranız kadar
yararlanabilirsiniz. diyorsunuz. Yani parası olanlar, katkı
payı verebilenler bu haktan faydalanacaklar ama parası olmayan,
yoksul kesimler, yoksul insanlar bu haktan yararlanmayacaklar.
Dediğim gibi, halka ücretsiz sağlık
hizmeti verilmesini özenle ve önemle, altını çizerek savunan bir
siyasi parti olarak, bu yaptığınız düzenlemenin uygun
olmadığını, eşitlik hukukuna aykırı
olduğunu ve dolayısıyla da bu maddenin düzeltilerek Genel Kurula
getirilmek üzere tasarıdan çekilmesini biz öneriyoruz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı,
Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun 50. maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin Demir (Muğla) ve arkadaşları
MADDE 50- 5510 sayılı Kanunun 68 inci
maddesinin beşinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"63 üncü maddenin birinci fıkrasının
(e) bendi gereğince sağlanan ve bir hastalığın
tedavisinin başka tıbbî bir yöntemle mümkün olmaması nedeniyle
yapılacak yardımcı üreme yöntemi tedavisi
dışındaki, yardımcı üreme yöntemi tedavisinde
katılım payı ilk denemede % 20, ikinci denemede % 15, üçüncü
denemede % 10 oranında uygulanır.
BAŞKAN Okunan önergeye Komisyon
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN
ŞAHİN (Bursa) Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Katılamıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde Muğla Milletvekili
Sayın Nurettin Demir konuşacak. (CHP sıralarından
alkışlar)
NURETTİN DEMİR (Muğla) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; taşeron yasası, torba
yasanın 50nci maddesi üzerinde söz aldım. Öncelikle yüce heyeti
saygıyla selamlarım.
Efendim, öncelikle, şehit olan askerimize Allahtan
rahmet, yaralanan askerlerimizin de sağlıklarına kısa
sürede kavuşmalarını diliyorum.
Orta Doğu, maalesef, bir ateş topuna
dönmüş durumda. Gerek IŞİD teröristlerinin yaptıkları
saldırılar, katletmeler, Filistinde yaşanan olaylar, maalesef,
tabii ki ülkemizi de yakından ilgilendiriyor. Özellikle
Şanlıurfada son zamanlarda gördüğümüz, son günlerde, son
beş-altı ayda toplumun iyice gerildiğini ve birbiriyle gergin
bir hâle geldiğini rahatlıkla görebiliyoruz. Arazilerin
toplulaştırılması ve bununla ilgili yaşanan
haksızlıklar, çiftçilerin borçları, sulama
uygulamalarındaki adaletsizlikler, elektrik sorunu, sınır
ihlalleri, mülteci kamplarının sorunları artık
Şanlıurfalıları germiş ve yormuştur. Bu durum,
Şanlıurfanın yönetiminde ciddi sorunların baş göstermesine
neden olmaktadır. Üstüne üstlük bir de yüksek işsizlik
Şanlıurfayı iyice canından bezdirmiştir.
Şanlıurfada güvenlik güçleri tarafından
bir kadın milletvekili ve diğer milletvekillerine uygulanan
şiddeti ve Urfa Valisinin muhalefet milletvekillerinin telefonlarına
yanıt vermemesini kınadığımı belirtmek istiyorum.
Özellikle Urfa Milletvekili, denetmen milletvekili olarak Sayın
Bakanın, 3 bin kişiyi, emniyet güçlerinin bayağı bir benzetmiş
olmasını, bu benzetme sırasında da milletvekillerine dikkat
edilmemesini, burada, kürsüde ifade etmesini de kınıyorum.
Şimdi, yasayla ilgili olarak ilginç bir, tabii ki
tezat var. 301 Somalı burada ölmüşken, 400-450 kadar çocuk yetim
kalmışken, bu kadar da kadının dul kalmış
olduğu bir yerde yani ölenlerin sorunlarıyla ilgilenecekken, biz bu
yasayla yeni doğum yapacakların ve onlara yapılacak olan
fırsatları gündeme getirerek bir tezat teşkil etmiş
oluyoruz.
Ancak burada dikkat çekilmesi gereken bir nokta var
sayın milletvekilleri: İki dönem önce bu yasada tüp bebek
uygulamaları, üç tüp bebek uygulaması olarak yapılıyordu.
Ancak yine AKPnin buraya getirmiş olduğu yasa teklifiyle 2ye
indirildi, bu yanlış fark edildi ve bu yanlışın
düzeltilmesi için yani 3 kere uygulamayla başarı oranının
yüzde 80e, yüzde 85lere çıkacağı fark edilerek bu yasa tekrar
getirildi.
Dolayısıyla, 5510 sayılı Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 68inci
maddesinin beşinci fıkrasında değişiklik
yapılıyor, bu maddeyle tüp bebek denemeleri 3e çıkarılıyor.
Ancak, buradaki şartlara bir madde olarak da yüzde 20 oranı
getiriliyor, aslında yoksul olan bu insan kesimi yani çocuk sahibi olmak
isteyenler -yoksul ve varsıl olarak baktığımızda- en
alt kesimde oldukları için bu oranların hiç olmaması gerekir.
Dolayısıyla, bu yüzde 20, 30, 35in gelmesinin nedenini anlamakta
zorlanıyoruz.
Tüp bebekte özellikle bürokrasinin ortadan
kaldırılmamış olması ve diğer iyileştirme
faktörlerinin getirilmemiş olması yasanın eksiklikleri olarak
ortaya çıkmakta çünkü evlenme yaşı ilerleyen kesimlere de
yumurta saklama hakkının verilmesi gerekiyordu, bunların
olmadığını görüyoruz. 35 yaş üzerinde embriyo transfer
sayısının
39 yaş üzerindeki kadınlarda 3 embriyo
transferi yapılması gerekirken bu düzeltilmedi ve tüp bebek
yaşının 39 yaşın altında tutulmuş
olması önemli bir eksiklik çünkü gelişmiş ülkelerde tüp bebek
uygulamaları 43 yaşına kadar uzatılabiliyor Belçikada
olduğu gibi.
Dolayısıyla, bu yasanın olumlu
olduğunu düşünüyoruz ve beni dinlediğiniz için de teşekkür
ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
ENGİN ALTAY (Sinop) Başkanım,
arkadaşlar geliyorlar, gelmişken bir yoklanalım diye
düşünüyorum.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunacağım ama yoklama talebi var, önce onu bir tespit edelim.
Sayın Altay, Sayın Türeli, Sayın Dinçer,
Sayın Sarı, Sayın Özel, Sayın Yıldız, Sayın
Akar, Sayın Kuşoğlu, Sayın Çam, Sayın Acar, Sayın
Seçer, Sayın Genç, Sayın Kaplan, Sayın Ören, Sayın
Nazlıaka, Sayın Tamaylıgil, Sayın Güler, Sayın
Haberal, Sayın Tanal, Sayın Öner.
Yoklama için iki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
vardır.
IX.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- İş
Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetinin; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili
İdris Balukenin; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetinin; Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam
Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcının; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vuralın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili
Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza
Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz
Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul
Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili
Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin
Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın
Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye
Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi
Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay
Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara
Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in;
Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine
Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut
Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili
Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye Milletvekili
Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3
Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya
Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in;
Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili
Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20
Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Barış
ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Bingöl Milletvekili İdris
Baluken'in; İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi'nin; Tekirdağ
Milletvekili Candan Yüceer'in; Samsun Milletvekili Cemalettin
Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent
Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Çanakkale
Milletvekili Mustafa Serdar Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in;
Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve
Önder Matlı ile 8 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Aytun
Çıray'ın; Manisa Milletvekili Hasan Örenin; Denizli Milletvekili
Mehmet Yüksel ve Çorum Milletvekili Cahit Bağcı ile 37
Milletvekilinin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa
Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun
Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195,
2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528,
2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063,
2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236,
2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364,
2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496,
2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657,
2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808,
2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963,
2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069,
2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191,
2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
Manisa Milletvekili Erkan Akçayın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Tekirdağ Milletvekili
Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun; Samsun
Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın Kanun
Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkerelerinin (1/931, 2/115, 2/139, 2/158,
2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524,
2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019,
2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227,
2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350,
2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488,
2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655,
2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799,
2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957,
2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065,
2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190,
2/2191, 2/2192, 2/2198) 50 nci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Reşat Doğru (Tokat) ve arkadaşları
MADDE 50 5510
sayılı Kanunun 68 inci maddesinin ikinci fıkrasının
"dördüncü ve beşinci cümleleri madde metninden
çıkarılmış, dördüncü fıkrasında yer alan
"asgari ücretin % 75'ini," ibaresi "asgari ücretin % 50'sini',
"asgari ücretin dörtte birini" ibaresi "asgari ücretin onda
birini" şeklinde ve beşinci fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"63 üncü maddenin
birinci fıkrasının (e) bendi gereğince sağlanan ve bir
hastalığın tedavisinin başka tıbbî bir yöntemle mümkün
olmaması nedeniyle yapılacak yardımcı üreme yöntemi
tedavisi dışındaki, yardımcı üreme yöntemi tedavisinde
katılım payı ilk denemede %25, ikinci denemede %20, üçüncü
denemede %15 oranında uygulanır. Ancak katılım payında
dördüncü fıkra gereği uygulanan üst limit dikkate alınmaz."
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa)
Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ÇALIŞMA VE SOSYAL
GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa)
Katılamıyoruz.
BAŞKAN Önerge
üzerinde Sayın Reşat Doğru konuşacak, Tokat Milletvekili.
(MHP sıralarından alkışlar)
REŞAT DOĞRU (Tokat) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
639 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 50nci maddesi üzerine vermiş olduğumuz
önergeyle ilgili söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Sözlerimin başında, Ceylânpınarda Suriye
tarafından açılan ateş neticesinde şehit olan askerimize
Allahtan rahmet diliyorum. 2 yaralımız olduğunu öğrendik,
yaralı kardeşlerimize de acil şifalar diliyorum. Mutlaka,
Irakta, Suriyede Türk milletine yapılan bu yanlışların
hepsinin hesabı bir gün sorulur diye de ümit ediyorum.
Diğer bir sözüm de: Bugün itibarıyla
öğrenmiş olduğumuz üzere, Irak Türklerinin liderlerinden, Türkmen
millî davasının yılmaz savaşçısı Sadun Köprülü
hayatını kaybetmiştir. Sadun Köprülüye de buradan, Türkiye
Büyük Millet Meclisi kürsüsünden rahmet diliyorum, sevenlerine
başsağlığı diliyorum. O değerli bir
insandır. On yedi yıl süresince hapiste yatmış ve Irak
Türklerinin davasını en iyi şekilde temsil etmiş olan büyük
bir insandır. Irak Türkmen Cephesinin de bir müddet temsilciliğini
yapmış olan birisiydi. Allahtan rahmet diliyorum.
Saygıdeğer milletvekilleri, bu önergemiz, bu
50nci madde, bilindiği gibi yardımcı üreme tedavisindeki
katkı payıyla ilgili olan bir maddedir. Tabii, katkı
payları, son zamanlarda ülkemizde artık can yakmaya da
başlamıştır. Şöyle ki: Burada tabii, üremeyle ilgili,
fakir ve garip insanlar, üreme neticesinde tüp bebek veya çeşitli
yöntemlerle çocuk sahibi olmak için hastanelere gittikleri zaman çok büyük mali
külfetle karşı karşıya kalmaktadırlar.
Dolayısıyla, bunlardaki katkı paylarının en
azından fakir insanlarda ortadan kaldırılması gerekir.
Tabii, bunun yanında, 2022 sayılı
Kanundan maaş alan insanlar da veyahut da emekli olup da geçinmekte
zorlanan insanlar da katkı paylarıyla karşı
karşıyadır birçok konuda. Bu yönlü olarak da buralardan en
azından kaldırılması, iyileştirilmesi noktasında
Türkiye Büyük Millet Meclisinin mutlaka çalışma yapması gerekir.
Tabii, sağlık personelinin bunların
dışında çok önemli sorunları vardır ki
sağlık personeli olarak insanlarımızın hekiminden
hemşiresine kadar, yardımcı sağlık personeline kadar
özlük hakları konusunda çok ciddi sorunları vardır. Özlük
haklarını mutlaka Türkiye Büyük Millet Meclisinin iyileştirmesi
gerekmektedir. Özellikle Sağlık Bakanlığından
beklenen, Hükûmetten beklenen bu olmasına rağmen maalesef hiçbir
gelişmenin de olmamış olduğunu görüyoruz. Hekimler emekli
olmaktan, sağlık personeli emekli olmaktan korkmaktadır.
Dolayısıyla, özlük hakları konusunda mutlaka bir şeyler
yapılmalıdır.
Tabii, ikinci önemli konu da hekimlere ve
sağlık personeline karşı oluşan şiddetten
bahsetmek istiyorum. Son zamanlarda sağlık personeline yapılan,
oluşan şiddet de -basında yer aldığı
kadarıyla- artık çekilmez hadde doğru süratli bir şekilde
gidiyor. Bu, motivasyon eksikliği yaratıyor ve beraberinde de tüm
hekimler üzerinde çalışma performansını düşürüyor
saygıdeğer milletvekilleri. Şöyle ki hekimlik tabii çok
çalışılması gereken, çok özveri isteyen bir meslek
grubudur. Siz sadece sabahleyin saat sekizde gelip akşam 17.00de veyahut
19.00da evinize gittiğiniz zaman, belki diğer personel veyahut
diğer iş grupları herhangi bir sorumluluk almaz ama hekimlerde
bu böyle değildir. Hekimler mutlaka evlerine gittiği zaman, hatta
tatile giderken bile sorumluluk bilinci içerisinde giderler, cumartesi ve pazar
günleri de ağır şekilde çalıştıklarını
biz biliriz. Öyleyse bir de bunun üzerine hekime şiddetle
karşılaşıldığı zaman durumun daha da vahim
olduğunu görüyoruz.
Saygıdeğer milletvekilleri, ülkemizde
sağlıkla ilgili çok ciddi sorunlar vardır. Gerçi Hükûmetin
söylemleri içerisinde sağlıkta çağ atladıklarını
ifade ederler, çok büyük işler başarmış olduklarını
söylerler ama şöyle bir şey vardır ki eğer bir fizik
tedavi, rehabilitasyon hastanız varsa, bir yoğun bakım
hastanız varsa başınıza gelen tabloyu da o zaman
görürsünüz. Biz her zaman söylüyoruz: Eğer Türkiyede sağlıkta
bir iyileşme olduğunu görmek istiyorsanız Ankara Numune
Hastanesine veyahut İstanbulda Haseki Hastanesine gitmiş
olduğunuz zaman oradaki hekimlerin çekmiş olduğu çileyi,
vatandaşımızın çekmiş olduğu çileyi orada gördüğünüz
zaman ve işte orada eğer iyileştirme varsa, orada bir
şeyler yapılmışsa o zaman konuyu çözmüş olabilirsiniz.
Ama öyle bir şey vardır ki gidin Ankara Numune Hastanesine, muayene
olmayı bırakın yani bir fizik tedavi, rehabilitasyon merkezine
yatmak isteseniz size iki ay, üç ay, belki altı ay sonrasına gün
verirler. Hâlbuki bu işin gayet kolayı vardır. Ne
yapılması lazımdır? Bu rehabilitasyon merkezlerinin bir
bölümünü şehrin belirli merkezlerine taşıyabilirsiniz, orada
300-500 yataklı merkezler oluşturabilirsiniz; hem insanlar
rahatlamış olur hem hastalar rahatlamış olur ama maalesef,
enteresandır, bunların hiçbirisini yapmıyoruz.
Tabii, bunun yanında şu anda koruyucu
hekimlikle ilgili olarak çok ciddi sıkıntılar da vardır.
Tatlandırıcılar, hazır gıdalar insanlar üzerinde çok
ciddi sorunlar ortaya koymaktadır, alerjik deri döküntülü
hastalıklarından tutun da son zamanlarda artan kanser vakalarına
kadar.
Sonuçta, sağlıkta birçok şeyin
yapılmasının zamanı geçmektedir ama geçen zaman da geri
gelmemekte ve sağlık kaybedilmektedir diyor, yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Önergeyi oylarınıza sunacağım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Karar yeter sayısı
BAŞKAN Karar yeter sayısı
arayacağım, peki.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter
sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, ikinci bölümde yer alan
maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.
Şimdi üçüncü bölümün görüşmelerine
başlayacağız ama on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 00.18
ON BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 00.33
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan), Mine
LÖK BEYAZ (Diyarbakır)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 122nci Birleşiminin On Birinci Oturumunu açıyorum.
639 sıra Sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon burada.
Hükûmet burada.
Şimdi üçüncü bölümün görüşmelerine başlıyoruz.
Üçüncü bölüm, 70inci maddeye bağlı (a) ve (b)
fıkraları ile 74üncü maddeye bağlı (1), (2) ve (3)üncü
fıkralar dâhil 51 ila 74'üncü maddeleri kapsamaktadır.
Üçüncü bölüm üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına Konya Milletvekili Sayın Mustafa Kalaycı konuşacak.
Buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA MUSTAFA KALAYCI (Konya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 639 sıra
sayılı Kanun Tasarısının üçüncü bölümü üzerinde
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Bu vesileyle
hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Örgütsüzlüğü, güvencesiz çalışmayı,
kayıt dışını, kuralsızlığı
tetikleyen, insan onuruna yaraşır düzgün iş
tanımını yok sayan ve AKP döneminde yaygınlaşan
taşeron işçilik uygulaması ülkemizde çalışma
hayatının dengelerini bozmakta, ekonomik ve sosyal olarak büyük bir
tahribat yaratmaktadır.
Bu tasarıda çalışma hayatıyla ilgili
birçok kanunda değişiklikler yapılmakla birlikte taşeron
sistemi kaldırılmadığı gibi, önü
açılmaktadır. Yandaş müteahhitlere kaynak aktarma aracı
hâline dönüşen bu düzenden vazgeçilmemekte, tersine bu sistem
kalıcılaştırılmaktadır. Hukuka aykırı
hileli taşeron uygulamaları âdeta ödüllendirilmekte ve yaptırımları
hafifletilmektedir.
AKP zihniyetinin dört elle sarıldığı
ve acımasızca uyguladığı taşeron sisteminde para
ve rant vardır ama içinde insana yer yoktur, her şey para içindir ve
insanın değeri de ürettiği mal ve hizmet kadardır.
Taşeron sisteminin hedefinde işçinin sesini kesmek ve işverene
işçinin sırtından daha fazla para kazanma imkânı getirmek
vardır. O nedenle, taşeron sistemi var olduğu sürece
işçilere bu tasarıyla verilen bazı haklar kâğıt
üzerinde kalacaktır çünkü bu sistemin varlık nedeni işçi haklarını
hile yoluyla ortadan kaldırmaktır.
Çeşitli kamu kuruluşlarında yapılan
taşeron uygulamalarının hileli olduğu ve işçilerin
başından itibaren kamu kurum ve kuruluşunun işçisi
olduğu yönünde çok sayıda yargı kararı bulunmaktadır
ancak AKP Hükümeti üç yıldır yargı kararlarını
dinlememiş ve keyfi bir biçimde hileli taşeron uygulamasına
devam etmiştir. Zaten, AKP Hükûmeti eğer samimi olsaydı önce bu
yargı kararlarını uygulardı.
Taşeron işçilerin kadrolara atanacaklarına
dair aylardır özellikle yandaş medyada yer alan müjdeli haberlerin
hepsi boş çıkmıştır. Taşeron işçilerin
umutları yıkılmıştır.
Sayın Bakana sorsanız Taşeron
işçilere kadro sözü vermedik. diyecektir. Söze gerek yok ki, ortada
yargı kararları var, işçiler haklarını dava yoluyla
kazanmıştır.
Karayollarında taşeron işçisi
adıyla çalıştırılan işçilerin açtıkları
davalar sonucu, yargı, bu işçilerin işe
başladıkları tarihten itibaren Karayolları Genel
Müdürlüğü işçisi olduğuna karar vermiştir, Yargıtay da
bu kararı onamıştır. Aynı şekilde,
sağlıkta, mahallî idarelerde ve başka kamu kurumlarında da
dava kazanan taşeron işçiler bulunmaktadır. Ancak AKP Hükûmeti
üç yıldır bu yargı kararlarını uygulamamaktadır.
AKP Hükûmeti yargı kararlarını takmamaktadır. Davayı
kazanmış işçilerin hâlen taşeron işçisi olarak
çalıştırılması suçtur. AKP Hükûmeti üç
yıldır yargı kararlarını alenen çiğnemekte,
açıkça suç işlemektedir. Yargı kararlarına
uymayanların haktan, hukuktan, adaletten bahsetmeye, hukukun
üstünlüğünü savunmaya, demokrasiyi ağzına almaya hakkı yoktur.
Değerli milletvekilleri, tasarının bu
bölümünde Sosyal Güvenlikle ilgili bazı değişiklikler yapan
maddeleri görüşüyoruz. Bugün kamuda ek göstergesi 3600'ün altında
olan kamu çalışanları emeklilikte büyük mağduriyet
yaşamaktadır. Mevcut maaşlarına göre emekli
aylıklarında yüzde 50-60 gibi düşme
yaşandığından, emekli olmayıp yaş haddini
bekleyen, hizmet yılı ve yaş şartını
doldurmuş birçok kamu çalışanı bulunmaktadır. Bu
durumda olan hukuk müşaviri, avukat, öğretmen, şube müdürü, mal
müdürü, şef, polis, hemşire, sağlık bilimleri lisansiyeri,
kimyager, fizikçi, matematikçi, istatistikçi, tekniker, jeolog, imam ve
memurlar emekli aylıklarında iyileştirme
yapılmasını, emekli aylığı hesabındaki
adaletsiz ve eşitliğe sığmayan uygulamanın düzeltilmesini
beklemektedir ama bu tasarıda böyle bir düzenleme maalesef yoktur.
Bu tasarıda bizzat Başbakan tarafından,
Hükûmet tarafından verilen sözler
de yerine getirilmemektedir. Sağlık çalışanlarına,
polislere, akademisyenlere, kamu avukatlarına, öğretmenlere, esnaf ve
sanatkâra verilen sözler yine kulak arkası edilmiştir.
Bakınız, 13 Mayıs 2014 tarihinde
tertiplenen Sağlık Çalışanları Türkiye
Buluşması'na katılan Sayın Başbakan, sağlık
çalışanlarına yıpranma payı müjdesini vererek, "Yıpranma
payıyla ilgili çalışmayı yaptıracağım.
Yıpranma payını ne kadar yapabiliriz?' dedim, dediler ki:
Beş yıla bir yıl. Ben arkadaşlarıma talimat
vereceğim, beş yıl hizmeti olana bir yıl yıpranma. Bu
çalışmayı da Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığımızla el ele yürütüyoruz." demiştir.
Sayın Bakan, sağlık çalışanlarının
yıpranma payı hani nerede? Bu tasarıda Sosyal Güvenlik
Kanunuyla ilgili düzenlenen maddeler arasında yıpranma payıyla
ilgili 41inci maddede de değişiklik yapılıyor ama
sağlık çalışanlarına yıpranma payı verilmiyor.
Sayın Bakan, verilen sözü neden yerine getirmiyorsunuz?
Başbakanın sözüne ne oldu?
Sayın Başbakan 15 Temmuz 2007 tarihinde bir
televizyon programında seçimlerden sonra masaya yatırılacak ilk
konunun polislerin özlük hakları olduğunu söylemiş, yine, geçen
yıl ramazan ayında Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet
Şube Müdürlüğünde verilen iftar yemeğine katılan Sayın
Başbakan yaptığı konuşmada polisin emeklilik
haklarını düzenleyen çalışmanın gelecek yasama
yılında kanunlaştırılmasına gayret edeceklerini
söylemiştir. Yasama yılının sonuna geldik ama bu
tasarıda polislerimiz yine yok. Tamamına yakını
yükseköğrenimli olan polislerimiz, emsallerine bakarak 3600 ek göstergeyi haklı olarak istiyor. Sayın Bakan,
polislerimize 3600 ek göstergeyi niye vermiyorsunuz? Sayın
Başbakanın polisin özlük haklarıyla ilgili verdiği sözü neden
yerine getirmiyorsunuz?
Ülkemizde kamu çalışanlarının birçok
sorunu olmakla beraber, yılların birikimiyle sorunları
devleşen ve kronikleşen tek kamu çalışanları kamu
avukatlarıdır. Kamu avukatları âdeta kamunun üvey evladı
muamelesini görmektedir. Kamuda çalışan avukatlar ve hukuk
müşavirlikleri yüklendikleri ağır sorumluluklara
karşın büyük mali sıkıntı içinde bulunmaktadır.
Yaklaşık bir yıl önce AKP Kadın Kolları Başkanı
ve MKYK üyesi Güldal Akşit Hanımefendinin kamu avukatları
sorunlarını Başbakana ilettiği, Başbakandan da kamu
avukatlarına destek sözü geldiği, kamu avukatlarının
mağduriyetini giderecek kanun değişikliği
yapılması için Maliye Bakanlığına Yardımcı olun.
talimatı verdiği haberleri 22 Haziran 2013 tarihinde tüm ulusal
medyada yer almıştır. Özlük hakları oldukça geride kalan,
yıllardır maaşlarının artacağı umuduyla
haklarının verilmesini sabırla bekleyen kamu avukatları bu
haberi sevinçle karşılamışlardır. Ancak bugüne kadar
birçok torba kanun düzenlemesi yapılmasına karşın kamu
avukatlarının özlük haklarıyla ilgili bir düzenlemeye
gidilmemesi hayal kırıklığı
yaşatmıştır.
Akademisyenler ve öğretmenler AKP döneminde
yoksullaşmış, kamu çalışanları arasında en
düşük ücreti alan kesim olmuştur. Çalışırken geçimini
sağlamakta zorlanan ve emeklilikte sefalete mahkûm edilen akademisyenler
ve öğretmenlerimizin aylık ve ek ders ücretleri, insanca bir hayat
sürmeleri için yeterli değildir.
Son iki yıldır akademisyenlere birçok söz ve
müjde verilmiştir. YÖK Başkanı, Millî Eğitim Bakanı,
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı, Hükûmet Sözcüsü ve Maliye Bakanı,
son iki yıl içinde yaptıkları açıklamalarda
akademisyenlerin maaşlarının iyileştirileceğini
belirtmişler, Başbakanın da akademisyen maaşlarına zam
yapılması için 7 Mayıs 2013 tarihinde Maliye Bakanına
talimat verdiği açıklanmıştır ama verilen sözler hep
boş çıkmıştır.
AKP zihniyeti atanamayan öğretmenler için de büyük
sözler vermiştir. "Şu sisteme bakın hele, ülkede 72 bin
öğretmen açığı var!, Sen sınavla öğretmen
seçiyorsun, hangi akla hizmet ediyorsun?, Biz Hükûmeti kurduğumuzda
bütün öğretmenleri göreve başlatacağız ve öncelikli olarak
eğitim sorununu çözeceğiz." diyen Sayın
Başbakandır ama bugün öğretmen açığı 119 bini,
atanamayan öğretmen sayısı 350 bini
aşmıştır; öğretmenler yine sınavla alınmaya
devam edilmektedir. Dolayısıyla, söz verip tutmayan, üstelik
atanamayan öğretmenleri yem bekleyen güvercinlere benzeten ve Başka
işe baksınlar. diyen, öğretmenleri de az çalışıp
fazla maaş almakla suçlayan ve hakir gören bir zihniyetten bu memlekete
hayır gelir mi? Atama bekleyen öğretmenler umutla beklerken,
öğretmen açığı ücretli öğretmenlerle giderilmektedir.
Bu tasarıda yer alan 35 bin öğretmen kadro sayısı
artırılmalı, öğretmen ihtiyacı atamayı bekleyen
öğretmenlerden karşılanmalıdır.
Esnaf ve sanatkârımıza perakende sektörünü
düzenleyecek yasal düzenleme sözü verilmesine rağmen on iki
yıldır bu söz tutulmamış, yabancı sermaye lobilerine
boyun eğilmiştir. Sayın Başbakan, esnaf ve sanatkârı
bu lobilere yem dahi etmek istemiştir. On yıl içerisinde AVM
sayısı 62'den 310'a çıkmış olup yakın zamanda
368'e çıkması beklenmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MUSTAFA KALAYCI (Devamla) Sözünde durmak önemli bir
haslettir; yüce dinimiz de verilen söze uyulmasını emreder, söz
verip, gücü olduğu hâlde yerine getirmemeyi
münafıklığın alameti olarak görür. Bizden
hatırlatması.
Teşekkür ediyorum. (MHP ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Halkların Demokratik Partisi Grubu adına Mardin
Milletvekili Sayın Erol Dora konuşacak.
Buyurun.
HDP GRUBU ADINA EROL DORA (Mardin) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 639 sıra sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının
3üncü bölümü üzerinde Halkların Demokratik Partisi adına söz
almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Torba tasarının 52nci maddesinde yapılan
düzenlemeyle, Sosyal Güvenlik Kurumu ödemesi kapsamındaki sağlık
hizmetleri ve ürünleri listelerine girmek, bu listelerde kalmak veya listelerde
değişiklik yapmak için başvuruda bulunan ya da kurumla
sözleşme yapmak için başvuran gerçek veya tüzel kişilerden
yıllık ücret veya başvuru ücreti alınması hususunda
değişiklikler öngörülmüştür. Buna ilişkin usul ve esaslar
Kurumca belirlenir. denilerek kuruma gelir getirmek hedeflenmiş ancak tek
taraflı olarak kullanılacak bu yetkiyle anlaşmalı
eczanelerin zorda kalabileceği düşünülmemiştir. Bu ücretin ne
kadar olacağı ise Bakanlığın insafına
bırakılmıştır.
Değerli Milletvekilleri, tasarının
56'ncı maddesiyle 5510 sayılı Kanuna geçici madde eklenerek ev
hizmetlerinde çalışanların sigortalılığıyla
ilgili düzenlemeler yapılmaktadır. Bu kanuna göre, iş
kazası veya meslek hastalığından dolayı geçici iş
göremezlik ödeneği ödenmesi veya sürekli iş göremezlik geliri ya da
malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından aylık
bağlanabilmesi için prim ve prime ilişkin her türlü borçların
ödenmiş olması şartı aranmaktadır. Bu
sigortalılarla ilgili iş kazası ve meslek
hastalığı olaylarında kanunun 21inci maddesinin birinci
fıkrası hükümlerinin uygulanmaması adaletsizliktir.
Değerli milletvekilleri, tasarının 74üncü
maddesi, Millî Eğitim Bakanlığı Kanunu ve ilgili kanun
hükmünde kararnamelerde değişiklik öngörerek Millî Eğitim
Bakanlığı bünyesinde istihdam edilmek üzere 35 bin öğretmen
kadrosu ihdas etmektedir.
Her seçim döneminde olduğu gibi
Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde de AK PARTİ Hükûmeti
bu torba tasarıya birçok olumsuz düzenleme koyduğu hâlde bazı
vergi afları çıkartarak ya da Soma madenci işçi
kıyımı gibi önemli bir olaydan sonra kamuoyunun
baskılarına ve beklentilerine cevap vermek bağlamında bu
maddede de öğretmenler için yeni kadrolar ihdas ederek pragmatik bir
yaklaşımla kamuoyu algısını yönetmeyi hedeflemektedir.
AK PARTİ Hükûmetinin samimi olmadığını bu maddede de
çok açık bir biçimde görebiliyoruz. Zira AK PARTİ'nin iktidarda
olduğu on iki yıllık süreçte atanamayan öğretmen
sayısı oldukça ciddi bir biçimde artmış ve bugün
yaklaşık 350 bin gibi bir rakama ulaşmıştır.
Değerli Milletvekilleri, her yıl yüz binlerce
öğretmen atama beklerken on binlercesi hayatını kazanmak için
ücretli öğretmenliğe veya diğer sektörlerde, çoğu zaman da
düşük ücretler ve sosyal güvence olmaksızın vasıfsız
işler yapmaya mecbur bırakılırken, bu torbada
sermayedarların yüklü borçlarını silip 35 bin kadro ihdas etmek
çok açık bir siyasi rantçılıktır.
AK Parti iktidarı döneminde, sadece 2007'den bu yana
onlarca öğretmen atanamadığı ve işsiz
kaldığı için intihar etmiştir.
AK PARTİ Hükümetinin bu maddedeki öğretmen
kadrosu ihdası, bırakın eğitim sendikalarının
açıkladığı öğretmen ihtiyacı
sayısını, kendi açıkladığı öğretmen
açığına bile yaklaşmayan bir sayıdır. Üstelik bu
ihdas edilen kadrolar, kadro bekleyen öğretmenlere lütuf gibi görülmekte
ve kamuoyuna bu şekilde yansıtılmaktadır.
Değerli Milletvekilleri, diğer taraftan,
bilindiği gibi demokratikleşme paketi, ana dilde eğitim gibi
tartışmalar sürerken okullarda verilen seçmeli ders sistemi bile
henüz gayriciddi bir durumdadır. İki yıldır, bu sistem için
eğitim alan ve mezun olan Kürtçe öğretmenlerinin ataması
yapılmamıştır. Hâl böyleyken, sanki seçmeli dersin bütün
gerekleri yerine getirilmiş gibi açıklamalar yapılmaktadır.
Millî Eğitim Bakanlığı
tarafından üniversitelere Kürtçe öğretmeni yetiştirmek
amacıyla verilen talimat hükümsüz kılınmıştır ve
gerekli adımlar atılmamıştır. Pek çoğu görev
yaptığı kurum veya iş yerinden istifa ederek Kürtçe
öğretmeni olmak için bir yılını heba etmiş ve telafisi
imkânsız maddi bir yükün altına girmiş olan öğretmen
adaylarının mağduriyetleri tüm yakıcılığıyla
devam etmektedir.
Sayın Başkan, değerli Milletvekilleri;
tasarının 66'ncı maddesinde, Manisa ili Soma ilçesinde meydana
gelen maden faciasında hayatını kaybeden madenci işçilere
ilişkin olarak "Sosyal Güvenlik Kurumuna olan her türlü borçları
terkin edilir ve hak sahiplerine Kanun hükümlerine göre aylık
bağlanır, bu kanunda öngörülen primlerin eksik olan kısmı
Maliye Bakanlığınca Kuruma ödenir." denilmektedir.
Ayrıca, 3713 sayılı Kanun kapsamında Soma'da
yaşamını yitiren madenci işçilerin ailelerinden birer
kişinin kamuda istihdamı öngörülmektedir.
Değerli milletvekilleri, Komisyon
görüşmelerinin başında Maden Şehitleri Derneği
yönetici ve ailelerinin aynı durumda olanların eşit olarak
kapsama alınması talepleri AK Parti üyelerince reddedilmiş, Zonguldak,
Şırnak, Afşin ve birçok yerde maden şehitleri bu haklardan
yararlanamaz duruma düşürülmüştür. İhtiyaç olan bu düzenleme,
Türkiye gibi maden kazaları açısından dünyada ilk sıralarda
yer alan bir ülke için oldukça dar bir nitelik taşımaktadır.
Değerli milletvekilleri, son on bir yılda
Türkiye'de gerçekleşen toplu işçi ölümlerine neden olan ve iş
cinayeti sayılabilecek büyük çaplı maden facialarını
Hükûmete tekrar hatırlatmak gerektiğini düşünüyoruz.
22 Kasım 2003, Ermenek Maden Faciası:
Karaman'ın Ermenek ilçesindeki faciada 10 maden işçisi hayata veda
etti.
8 Eylül 2004, Küre Maden yangını: Kastamonu'da
meydana gelen yangında 19 maden işçisi öldü.
2 Haziran 2006, Dursunbey grizu patlaması:
Balıkesir'in Dursunbey ilçesinde meydana gelen patlamada 17 işçi
hayatını kaybetti.
10 Aralık 2009, Mustafakemalpaşa grizu
patlaması: Bursa'da meydana gelen grizu patlamasında 19 işçi
hayatını kaybetti.
17 Mayıs 2010, Zonguldak grizu patlaması:
Yaşanan grizu patlamasında 30 kişi hayatını kaybetti.
8 Ocak 2013, Kozlu grizu patlaması: Yer yine Kozlu,
8 madenci hayatını kaybetti.
13 Mayıs 2014, Soma Maden Ocağı: Resmî
rakamlara göre 301 madenci işçinin cenazesi ailelerine teslim edildi.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Soma madenci işçi kıyımı gerçekleşmemiş olsaydı
şu an Meclise getirilmiş bu yüzeysel tasarıyı bile
görüşmüş olmayacaktık.
Avrupa Birliğine üye olmaya çalışan,
bölgesinde öncü ve önder bir ülke olma rollerine soyunan Türkiye, maden
ocaklarında gerçekleşen işçi cinayetleri istatistikleri
karşısında kapsamlı yapısal adımları atma
noktasında hâlâ direnebilmektedir.
Madenci işçi kıyımları neticesinde
sorumlu bakanların istifa etmesi, sorumlu kamu görevlilerinin görevden
alınması ise Türkiye için henüz ulaşılması çok uzak
etik ilkeler niteliğindedir.
Ölümlü iş kazalarında tedbirsizlik, iş ve
işçi güvenliğini sağlama noktasında gerekli önlemleri
almama, ihmal etme, masraftan kaçma gibi nedenlerle sorumlu olan
işverenlerin yargı önünde hesap vermemeleri de hukuk devleti olma
iddialarıyla bağdaşmamaktadır.
Değerli milletvekilleri, sermaye ve devlet
ilişkileri, özellikle madenler gibi tehlikeli iş alanları söz
konusu olduğunda, tamamıyla tarafların ortak
çıkarlarına dayanan, ancak üreten, emek veren, hayatını riske
atan madenci işçilerin hak ve güvencelerini gözetmeyen bir şekilde
düzenlenmiştir.
Yeni bir işçi cinayeti yaşanmadan daha
kapsamlı, popülist ve siyasi rant kaygılarından uzak, başka
kanunları araya sıkıştıran torba yasalardan uzak,
iş ve işçinin güvenliğini, ayrıca işçinin
çalışma şartlarını ve ekonomik yaşam kalitesini
gelişmiş ülke standartlarına yükselten bir kanuna ve
uygulamalara ihtiyacımız bulunmaktadır. Ancak Hükûmetin
hazırlamış olduğu bu tasarı bahsettiğimiz
niteliklere sahip değildir.
Bu duygularla tekrar Genel Kurula
saygılarımı sunuyor, hepinize hayırlı akşamlar
diliyorum. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Ankara
Milletvekili Sayın Bülent Kuşoğlu konuşacak. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) Sayın
Başkan, değerli arkadaşlarım; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Üçüncü bölüm üzerinde söz aldım.
Biliyorsunuz bu torba kanun şekil olarak epey tenkit
edildi, edilmesi de gerekirdi. Hem iktidar tarafından -biliyorum- hem de
muhalefet partileri tarafından epey eleştirildi. Epey
yanlışları var; usul olarak, hazırlık olarak ve buraya
getirilişiyle ilgili olarak epey eksikleri var. Ama bunun
dışında -ben bu tarafını geçmek istiyorum- 148
maddelik bu torba tasarı yasalaştığında toplumu
nasıl etkileyecek, ona hiç dikkat ettik mi, ona baktık mı? Çok
önemli bir değişiklik yapıyoruz. Bu 148 madde yaklaşık
60 ayrı kanunla ilgili yani toplum hayatıyla ilgili, devlet
hayatıyla ilgili, kamuyla ilgili çok önemli değişiklikler
getiriyor. İşte bunun nasıl değişiklikler getireceği,
ne kadar olumlu olacağıyla ilgili hiç düşündük mü? Toplum bir
değişim içerisinde, Türkiye bir değişim içerisinde,
dönüşüm içerisinde. Bu dönüşüme, bu değişime, bu torba
kanun, bu 148 madde nasıl katkıda bulunacak hiç o tarafını
düşündük mü? Olumlu mu olacak bu değişim, bu dönüşüm, bu
katkı? Bu torba kanunun bunlara
katkısı olumlu mu olacak yoksa olumsuz mu olacak? Biz fren mi
yapıyoruz? Topluma, devlete, Türkiyeye fren mi yaptırıyoruz? Bu
taraflarıyla ilgili olarak hiç düşündük mü? Gördüğüm kadarıyla
bu alanda çok önemli sorunlar var.
Sayın Bakanım, sizin konularınızla
ilgili olarak belki çok fazla sorun yok ama Hükûmeti temsil eden birisi olarak düşündüğünüzde, olaya
baktığınızda -ki, öyle baktığınızı
çok sanmıyorum şimdiye kadar, sadece kendi konularınızla ilgili olarak
baktınız- çok önemli sorunlar olduğunu göreceksiniz. Bu
düzenlemelerin bir maliyeti olması lazım, devlete getirdikleri
olması lazım, topluma, sivil toplum kuruluşlarına bir
şeyler getiriyor olması lazım olumlu veya olumsuz. Ben bazılarına dikkatinizi çekmek
istiyorum. Mesela, vergiyle ilgili bazı düzenlemeler getiriyoruz.
Kesinleşmiş alacakların yeniden -sizin deyiminizle af değil
ama- düzenlenmesini getiriyoruz.
Şimdi, düşünebiliyor musunuz, 2 esnafız
ben ve siz, aynı yerde çalışıyoruz ama bir müddet sonra
Maliye tarafından ikimize de bir vergi cezası bir raporla geliyor.
Ben hiç ilgilenmiyorum, ödemiyorum da; siz mahkemeye veriyorsunuz, yargıya
intikal ettiriyorsunuz. Ben ödemiyorum, ilgilenmiyorum, hiçbir şekilde
kale almıyorum, bugün bana af geliyor, siz yargıya intikal
ettirdiğiniz için size af yok. Böyle bir haksızlık olabilir mi
yani? Biz, bakın, aynı yerde aynı işi yapan 2 esnaf için
böyle bir haksızlık yapıyoruz. Niye Ben konuyu yargıya
intikal ettirmiyorum, ödemiyorum. diyorum bana af geliyor da, konuyu
yargıya intikal ettiren, hakkını aramaya çalışan
birisi için ihtilaflı konularla ilgili olarak af gelmiyor? Bu bir
haksızlık değil mi, toplumda bir sıkıntı
yaratıyor? Bunun bir bedeli olacaktır herhâlde. Maliye Bakanı bu
affa karşı çıktı, açık olarak Plan ve Bütçe
Komisyonunda Ben buna taraftar değilim. dedi.
Biliyorsunuz, bütçe haziran ayında ilk defa
açık verdi. İlk defa değil de geçen yıla göre önemli ölçüde
açık verdi; 3,4 milyar liralık bir açığımız var
ilk altı ayda. Ayrıca, vergi gelirlerinde haziran ayında bir
düşme var, 7,3 milyar liralık bir düşüş var.
Sıkıntılı hâle gelmiş. Vergi gelirlerini tahsil
edemiyoruz. Özellikle kurumlar vergisinde sorun var, katma değer
vergisinde sorun var, piyasada bir sorun var. Peki, bunlarla ilgili bir
şeyler getiriyor mu bizim bu yaptıklarımız? Bunlarla ilgili
bir çözümü var mı? Yok. Bakıyorsunuz, biz getire getire
Bir de biraz önce söylediğim kesinleşmiş
alacakların yanı sıra diyoruz ki: Fiktif cari hesaplarla
ilgili, kasa mevcutlarıyla ilgili bir af getiriyoruz. Bunun ne
faydası olacak? Yüzde 15 yerine yüzde 3 bunu vergilendirmenin topluma,
sıkıntılı olan kuruluşlara, özel sektöre
getirdiği hiçbir şey var mı? Yok tabii ki ama biz sadece bu
konularla ilgili olarak getiriyoruz. Hâlbuki bu vergiyle ilgili düzenlemeleri,
matrah artırımından -6111de yaptığımız
gibi- envantere kadar, stoklara kadar her konuyla ilgili olarak getirebilirdik.
Toplumda da bu konu gündeme geldiği için böyle bir beklenti oluştu.
Neden bunu yapmıyoruz da sadece bu iki konuyu gündeme getiriyoruz?
Doğru bir şey yapmıyoruz. Bu, toplumda bir
sıkıntı yaratacaktır. Bu, maliyeye karşı, vergi
egemenliğine karşı, dolayısıyla devlet otoritesine
karşı toplumun sıkıntılı bakmasını
sağlayacaktır en hafif deyimiyle ya da medyada
yazıldığı gibi, sadece medya havuzuna para ödeyen
şirketler var, bunlar kendi ceplerinden ödedikleri için, bu şirketler
ödeme yaptıkları için cari hesaplarında, ortaklar cari
hesabında sıkıntı var, fiktif olarak ödeme
yapılmış ya da kasalarında bu para görünüyor. Bunları
mı sadece yok etmek için getirdik? Bu bir sıkıntı, bu
toplum bununla ilgili olarak devlete bir güvensizlik duyacaktır.
Doğru olmayan bir iş yapmış oluyoruz.
Mesela bir başka yönüne bakayım, yine bu
kanunda var: Bir kamu çalışanı olduğunuzu düşünün,
senelerden beri
uğraşmışsınız, düzenli, düzgün
çalışmışsınız, gelmişsiniz bir yere daire başkanı
olmuşsunuz, genel müdür olmuşsunuz, genel müdür
yardımcısı olmuşsunuz. Bir müddet sonra sizi durup dururken
almışlar görevden ve siz de demişsiniz ki: Mahkemeler var, ben
de mahkemeye gidiyorum. Mahkemeye gitmişsiniz, bir sene
uğraşmışsınız didinmişsiniz, sizi mahkeme
gerekçesiz alındığınız için, haksız alındığınız
için görevinize iade etmiş. Şimdi, kişinin bu hakkını
nasıl ortadan kaldırırız? Biz bu yargı
kararını iki sene uygulamayız, iki sene sonra da uygularsak
Hiç
uygulamazsak kimse dava açamaz nasıl diyebiliriz, böyle bir madde
getiririz? Yani yargı kararlarını yok saymak gibi bir
hakkımız nasıl olabilir? Bunun toplumda nasıl etki
yaratacağını hiç düşünüyor muyuz? Bu kişinin
çocukları nezdinde, bu kişinin devlete bakışının
nasıl olacağını tahayyül edebiliyor muyuz? Çok olumsuz bir
düzenleme kişinin hak ve hürriyetleri açısından, Anayasaya
aykırılık açısından, devletin tahribi
açısından çok önemli bir düzenleme, olumsuzluklar var.
Mesela bir
diğer konu, böyle farklı konuları gündeme getiriyorum, Kültür
Bakanlığı yani devlet diyor ki: Ben koruma süresi dolmadan
bazı eserleri alırım, ister basarım, ister basmam;
bazı sanat eserlerini, bazı kültür adamlarının eserlerini,
sanatçıların eserlerini, âlimlerin eserlerini alırım, ister
basarım, ister basmam. Biz medyadan biliyorduk ama Komisyon
sırasında da onun gerçekten öyle olduğunu öğrendik, Saidi
Nursi ile ilgili olarak risalelerinin basımını devlet bundan
sonra üstlenecek, Kültür Bakanlığı üstlenecek, yani basmayacak
veya keyfine göre basacak, eksik basacak, bazı yerlerini basacak,
bazı yerlerini basmayacak. Neden yapılır bu? Yani bir anlam
verebiliyor musunuz bunun toplum hayatında nelere mal
olacağını, nasıl bir sıkıntı
getireceğini düşünebiliyor musunuz? Devlet neden bir eserin
basımını, yayımını üstlenir, anlamak mümkün
değil. Tabii ki aynı paralelde sadece bu risalelerle ilgili
kalmayacak, Nazım Hikmetin eserlerini de, Sabahattin Alinin eserlerini
de alacak kendi tekeline, basmayacak veya istediği şekilde
basabilecek. Şimdi, bu yaptığınız düzenlemelerin
maliyetini görebiliyor musunuz?
Ya da üniversite hastaneleri
Üniversite hastanelerine
biz özel sektör hastanelerine verdiğimiz para kadar para vermiyoruz; yüzde
195 SUT fiyatlarının üzerinde para veriyoruz özel hastanelere,
üniversite hastanesine para vermiyoruz. Oradaki döner sermayeler
çalışmıyor ve ondan sonra bu devlet üniversiteleri sıkıntıda,
Hacettepe gibi köklü kuruluşlar sıkıntıda, borç içerisinde,
Efendim, Hacettepe arsalarını satsın,
taşınmazlarını satsın borcunu ödesin. diyoruz. Ya,
özel sektör hastanesi kadar değer vermediğimiz vakıf hastanelerine
veya devlet hastanelerine bu yapılacak şey midir, doğru mudur bu
yaptığımız? Yılların kurumlarını biz
yok ediyoruz ve burada gecenin bu saatlerine kadar, bu mübarek ramazan
ayında -iki aydan beri, biz bir taraftan da Plan ve Bütçe Komisyonunda
çalıştık- devleti tahrip ediyoruz yani
yaptığımız işe bakar mısınız? Bu kadar
bu gerginlik içerisinde yaptığımız işlere bakar
mısınız? Buna birçok örnek verebilirim. Ayrıca toplumun da
çok büyük beklentileri var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) Değerli
arkadaşlar, ünlü Astronom Laplaceın 78 yaşında ölmeden
önce söylediği şu sözü
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Kuşoğlu.
BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) Sayın
Başkanım, bitireyim.
BAŞKAN Elimde olsa, tabii ki.
BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) Bildiklerimiz
hiçbir şey, bilmediklerimiz muazzam. demiş. Bizim de bu torbadaki
yaptıklarımız hiçbir şey, yapmadıklarımız
muazzam. Yapmadıklarımızla çok büyük sıkıntılar
getirdik. Bunu bilmemiz lazım. Çok iyi değerlendirmemiz lazım.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim tekrar.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına
Sayın Ahmet Arslan
MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) Sayın
Başkan, çekiyoruz.
BAŞKAN Konuşmayacaklar.
Peki, şahsı adına konuşmalara
geçiyoruz.
Şahsı adına ilk konuşmacı
Sayın Yusuf Halaçoğlu, Kayseri Milletvekili.
Buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; aslında bu kanunun birkaç maddesi var ki, 10
kadar maddesi, bunlar çıktığı takdirde, aslında bu
gördüğümüz kanun bir hafta içerisinde tümüyle çıkar yani bu kadar
uzatılmasına da gerek kalmaz ve bu maddelerden birkaç tanesini
sizinle paylaşmak istiyorum. Yani siz buna ne kadar onay verirsiniz onu da
hep birlikte değerlendirelim.
Şimdi, bu maddeler içerisinde, bu kanun içerisinde,
taslak içerisinde 76ncı madde diye bir madde var. Şimdi, 76ncı
maddede ilginç olan şey şu: Bilanço esasına göre defter tutan
kurumlar vergisi mükellefleri 31.12.2013 tarihi itibarıyla düzenledikleri
bilançolarında gözükmekle birlikte işletmelerinde bulunmayan kasa
mevcutları ve işletmenin esas faaliyet konusu
dışındaki işlemleri dolayısıyla
ortaklarından alacaklı bulundukları tutarlar ile ortaklara
borçlu bulundukları tutarlar arasındaki net alacak
tutarlarını bu Kanunun yayımlandığı tarihi
izleyen üçüncü ayın sonuna kadar vergi dairesine beyan etmek suretiyle
düzeltebilirler. Allah aşkına, zaten beyan etmemiş, o zamana
kadar kaçırmış aslında bunu ve siz, buna, af
getiriyorsunuz.
Kısa kısa gidiyorum. 91inci maddeye
baktığımız zaman 91inci maddede de şöyle söylüyor,
DSİnin HESlerle ilgili vermiş olduğu ihaleler
sonrasındaki durumla ilgili, diyor ki:
taşkın ve nehir
yatağı düzenlemesi gibi su yapılarının da denetim
masrafları ilgililerine ait olmak üzere denetim hizmeti DSİ
tarafından yapılır veya DSİ tarafından yetkilendirilen
Türk Ticaret Kanununa göre kurulmuş şirketlerden DSİ'ce
müşavirlik hizmeti satın alınarak yaptırılır.
Yani, bir yerde ranta dönük bir yapı meydana getiriyorsunuz, siz denetlemiyorsunuz,
tamamen bir şirkete bağlıyorsunuz meseleyi, denetlemeyi ve
ayrıca, diyorsunuz ki: Su yapıları yapmak üzere
görevlendirilmiş ve yetkilendirilmiş kamu kurum ve
kuruluşları ile mahalli idareler, mevzuatı çerçevesinde talep
etmeleri halinde su yapılarının denetim hizmetleri bu madde
kapsamında yapılır. dedikten sonra devam ediyorsunuz, bir sürü
şey var ama şimdi bunların eksikliklerinin düzeltilmesi
işini de siz kurum olarak üstlenmiyorsunuz, bu denetim şirketlerine
bırakıyorsunuz yani devlet hâline getiriyorsunuz kurumları. Bunu
kabul etmek mümkün değil.
100üncü maddeye gelince. 100üncü madde de, memur
mahkemeye başvuruyor, kazanıyor mahkemeyi, görevine ataması
yapılıyor ama siz iki yıl boyunca bunu uygulamama kararı
alıyorsunuz. O zaman mahkemelerin, hukukun ne gereği kalıyor?
İkincisi: Aynı yere tekrar vermiyorsunuz adam haklı olduğu
hâlde, başka işler yapıyorsunuz. Bunu ne için
düşündüğünüzü biliyoruz ama bunlar olmaz.
112nci madde: Bu maddenin yayımı tarihi
itibarıyla devir ve teslim işlemlerinin tamamlanmasının
üzerinden beş yıl geçmiş olan özelleştirmeler hakkında
verilmiş olan yargı kararları ile ilgili olarak
sözleşmelerinde belirtilen haller dışında bu
kuruluşların geri alınması yönünde herhangi bir işlem
tesis edilmez. Yani, kime peşkeş çekiyorsunuz? Yani, bunu kabul
etmek yine mümkün değil.
En önemli maddelerden bir tanesi, 124üncü madde.
Diyorsunuz ki: 5393 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin beşinci
fıkrasının birinci cümlesinde yer alan arsa ibaresi
taşınmaz olarak değiştirilmiş... Hangi sebeple
değiştiriyorsunuz, arsayı taşınmaz
yapıyorsunuz? Yani binaları, her şeyi içine sokuyorsunuz?
Bu maddeye bir de şey ekliyorsunuz
Şimdi, kime
veriyorsunuz? TÜRGEVe vereceksiniz. Yani, belediyeler
taşınmazlarını istedikleri gibi TÜRGEVe, vakfa
verebilecekler. Yani, Başbakanın oğlunun vakfına verecekler;
nitekim veriyorlar, bundan dolayı da problemler çıkıyor.
Şimdi, bana söyler misiniz hangi hakla veriyorsunuz
halkın malını bir vakfa? Bu yetkiyi kimden alıyorsunuz?
Yani bakın arkadaşlar, burada kısaca belirttiğim -sadece 5
maddeden söz ettim- bu 5 maddeyi çekin, ondan sonrasını çok rahat
çıkarabiliriz. Niye bunlar? Hani başka
takıldığımız maddeler de var aslında, bazı
düzeltilmesi gereken maddeler de var ama bunlar o kadar fazla göz
alıcı şeyler değil, önemli şeyler değil ama siz
bakın, haksız yere birine tutuyorsunuz belediyelerin
vakıflarını veriyorsunuz.
Mesela, başka bir madde daha var: Bütün
meraları belediyelere bırakıyorsunuz yani toplu konut için,
bilmem ne için. Allah aşkına, mera dediğimiz zaman, mera zaten
köye aittir ve hayvancılıkla ilgilidir ama siz tutuyorsunuz
belediyeye devretmeye kalkışıyorsunuz. Ya yazıktır,
günahtır yani bunları yapmayın hiç olmazsa. Yani bir köyün
merasını siz bir büyükşehir belediyesi tarafından onlara
teslim edeceksiniz. Ayıptır yapmayın! Bunları düzeltelim,
ondan sonra bu maddeleri çok daha çabuk geçiririz; aksi takdirde maalesef
uğraşacağız.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Şimdi, soru-cevap işlemine
başlayacağız.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Sayın Başkan
.
BAŞKAN Sayın Bakan, Ceylanpınar
hakkında mı açıklamada bulunacaksınız?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Sayın Başkan, kısa bir
açıklama yapacağım.
BAŞKAN Buyurun.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
7.- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelikin,
Şanlıurfanın Ceylanpınar ilçesinde yaşanan olaylara
ilişkin açıklaması
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri, ben de hepinize hayırlı geceler diliyorum.
Efendim, yasama faaliyetleri, tabii son derece önemli.
Görüştüğümüz tasarının üçüncü bölümüne geçmiş
bulunuyoruz; bunlar da, burada bulunan maddeler de
ağırlıklı olarak Bakanlığımla ilgili
maddeler olduğu için tabii ki görüşmeler esnasında yine
katkılarımız olacak, açıklamalarımız olacak.
Şimdi, yasanın geneli itibarıyla az önce
değerli grup başkan vekili üç beş maddenin
sıkıntılı olduğunu ifade ettiler. Bunlarla ilgili
tabii görüşmeler yapılmasında yarar var; ben bunu tüm bu
çalışmalarımızın her safhasında ifade ettim.
Bazen bilgi eksikliğinden kaynaklanan değerlendirmeler oluyor. Niyet
iyi olmasına rağmen eğer karşılıklı bilgi
eksikliğinden kaynaklanan sıkıntılar söz konusu ise bunları
gidermemizde yarar var ama biz idare olarak çok net bir şekilde size
açıklama yapmamızda fayda var. Yani neden, neyi, niçin
yaptığımızı çok şeffaf bir şekilde
anlattıktan sonra muhalefetin bu konudaki katkıları son derece
önemlidir. Nitekim birkaç maddede bunu gruplarla gerçekleştirdik,
gerçekleştiriyoruz. Bahse konu maddeleri de yine ben aldım rakamsal
olarak, onlar üzerinde de değerlendirme, tartışma yapalım.
İyileştirme imkânı, müphem bir durum varsa, gerçekten
açıklığa kavuşturulması gereken bir durum varsa
bunları konuşmaya hazır olduğumuzu ifade ediyorum. Ama
geneli itibarıyla tasarıya baktığımız zaman tasarıda
inanın bir an önce yasalaşması gereken çok önemli düzenlemeler
var. Bütün kesimleri, neredeyse 76 milyonun tamamını ilgilendiren çok
önemli düzenlemeler var. Bunların gecikmesi de diğer taraftan üzüntü
verici bir tablo oluşturuyor. Onun için diyalog merkezli
yaklaşımdan yana olmalıyız ve gerçekten de milletin
beklediği bu düzenlemeleri daha fazla geciktirmemeliyiz.
Değerli milletvekilleri, bu akşam
bildiğiniz gibi üzücü bir olay Şanlıurfamızda ve
sınır boylarımızda yine cereyan etti. Saat 22.00 sularında
Resulayn denilen, Ceylanpınarın karşısında bulunan
Suriye topraklarından Türkiyeye geçmeye, Ceylanpınara geçmeye
çalışan 10-15 kişilik bir unsur -teröristler mi, kaçakçılar
mı, ne olduğu henüz netlik kazanmayan çeşitli unsurlar-
Ceylanpınara geçmeye çalışırlarken askerlerimizle, kule
nöbeti gören askerlerimizle çatışmaya girmiş bulunmaktalar ve
neticesinde 3 askerimiz yaralanıyor, 1 askerimiz Ceylanpınar
Hastanesine götürülürken yolda şehit oluyor, diğer 1 askerimiz ise
Viranşehir Devlet Hastanesinde karın boşluğundan
almış olduğu kurşunlar neticesinde ameliyata
alınmış bulunmakta, 3üncü askerimiz ise ayağından
almış olduğu yaradan dolayı Şanlıurfa merkezdeki
Mehmet Akif İnan Hastanesinde ameliyata alınmış
bulunmaktadır.
2 askerimize acil şifalar diliyoruz, şehit olan
askerimize de Allahtan rahmet diliyoruz. Bölgemizde gerçekten sıcak
gelişmeler oluyor, komşu ülkelerde çok sıcak gelişmeler
yaşanıyor; -umarım- bunlar ülkemizi, milletimizi üzecek olaylara
dönüşmez temennisinde bulunuyorum.
Hepinize saygılar sunuyor, iyi akşamlar
diliyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
ENGİN ALTAY (Sinop) Sayın Başkan,
Sayın Bakan İç Tüzükün 59uncu maddesinin ikinci fıkrasına
göre mi söz aldı yoksa görüştüğümüz kanun
tasarısının üçüncü bölümü hakkında mı?
BAŞKAN Ceylanpınarla ilgili açıklama
yapmak için söz aldı.
ENGİN ALTAY (Sinop) O zaman bize de söz vermeniz
lazım. Onun için yani bence üçüncü bölümde almış olsun da
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Hükûmet adına çıktım.
BAŞKAN Konu önemli olduğu için,
yapacağı açıklama Ceylanpınarla ilgili olduğu için
kendisine söz verdim yoksa usulü biliyoruz.
ENGİN ALTAY (Sinop) Ben Niye? diye demiyorum
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Biliyoruz o usulü biz.
Teşekkür ederiz.
ENGİN ALTAY (Sinop) Bize de söz vermeniz icap eder
ama. Bizler üzgünüz, polemik yapmıyoruz, bilahare
konuşacağız.
IX.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.-
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetinin; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili
İdris Balukenin; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetinin; Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam
Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcının; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vuralın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili
Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza
Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz
Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul
Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili
Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin
Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın
Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye
Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi
Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay
Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara
Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in;
Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine
Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut
Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili
Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye Milletvekili
Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3
Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya
Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in;
Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili
Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20
Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun;
Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in; İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi'nin;
Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in; Samsun Milletvekili Cemalettin
Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent
Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Çanakkale
Milletvekili Mustafa Serdar Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in;
Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve
Önder Matlı ile 8 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Aytun
Çıray'ın; Manisa Milletvekili Hasan Örenin; Denizli Milletvekili
Mehmet Yüksel ve Çorum Milletvekili Cahit Bağcı ile 37
Milletvekilinin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa
Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun
Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195,
2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555,
2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103,
2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242,
2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372,
2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498,
2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677,
2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837,
2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983,
2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083,
2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192,
2/2198) (S. Sayısı: 639) (Devam)
BAŞKAN Şimdi, soru-cevap kısmına
geçeceğiz.
Süremiz on beş dakika, süreyi yedi buçuk, yedi buçuk
olarak paylaştırdık. Yedi buçuk dakikada sayın
milletvekillerinin sorusu için söz vereceğim, diğer yedi buçuk
dakikada Sayın Bakan cevap verecek.
Sayın Işık, buyurun.
ALİM IŞIK (Kütahya) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sayın Bakan, bu tasarıyla atanması
öngörülen 35 bin öğretmen kadrosunun kendi içerisinde
paylaşımı konusunu umarım Kabine içerisinde
değerlendireceksinizdir. Özellikle tarih öğretmenlerinin, matematik,
fizik ve benzeri gibi bazı branş öğretmenlerinin yıllarca
mağdur edildiği ve en azından bu kadrolardan hak ettikleri
payın verilmesi yönündeki talepleri umarım değerlendirilir. O
konuya ilişkin görüşünüzü almak istiyorum.
İkincisi: Kadroya geçirilen iş ve meslek
danışmanlarının aylık 800 TL civarındaki
maaş düşmesi 360 TLlik artırımla kısmen giderilmekte
ancak geriye kalan 500 TLye yakın mağduriyeti nasıl gidermeyi
düşünüyorsunuz?
Yine, atama bekleyen iş ve meslek
danışmanlarıyla ilgili bundan sonrası için ne
söyleyebilirsiniz? Bunlar bu sertifikaları kullanabilecekler mi,
kullanamayacaklar mı?
Bir diğer soru: IŞİD terör örgütünün
elindeki konsolosluk çalışanlarının akıbeti nedir? Bu
konuda Hükûmet adına bir şey söyleyebilecek misiniz?
Memurlara disiplin affı getirilmesi
düşünülmekte midir? Bu tasarıya ilave etmeyi düşünüyor musunuz?
Son olarak: 2004 yılında
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Türeli
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, genel sağlık sigortası
tescili yapılmış olup da gelir testine başvurmayan
kişiler, bildiğiniz üzere bu kanun kapsamında altı ay
içinde başvurdukları takdirde tescil tarihinden itibaren primi
ödeyecekler ve hizmet alabilecekler. Ancak bu kişiler genel
sağlık sigortası primini ödemedikleri dönemde sağlık
hizmeti alamadılar. Şimdi, onların sağlık hizmetinden
yararlanmadığı dönem için geriye doğru giderek prim
almanın hiçbir mantığı, bir anlamı yok. Yani yarın
bu konuyu ilgili maddede görüşeceğiz, Plan Bütçede de
tartıştık. Bu durumu düzeltmeyi düşünüyor musunuz?
Gerçekten ciddi bir adaletsizlik var.
İkinci konu da, atanmayı bekleyen
öğretmenler konusu. 300 binin üzerinde öğretmen adayı
atanmayı bekliyor. Millî Eğitim Bakanının
açıklamasına göre ise 130 bin öğretmen açığı var.
Şimdi, gene bu kanun tasarısında 35 bin kadro veriliyor fakat bu
yetersiz. Bunu artırmayı düşünüp bu sorunu gerçekten temelden
çözmeyi düşünmüyor musunuz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Özel
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sayın Bakan, burada yaptığınız
bir konuşmada SGKnın açığının 19 milyar
olduğunu ifade etmiştiniz ama Kalkınma
Bakanlığının sitesindeki dokümanlarda SGKya bütçe
transferleri 77 milyar olarak gözüküyor. Bu konuya açıklık
getirebilir misiniz?
Bir diğer konu da: Uyar Madencilikte
çalışmış, iki aylıkları kalmış olan,
tazminatları orada kalmış olan ya da maluliyetten dolayı
tazminat hak etmiş olanlar tazminatlarını alamıyorlar ve
çok ciddi bir mağduriyet içindeler. Bu konuda Başbakanın ve
partinizin milletvekillerinin defalarca verilmiş sözleri var. Bu
aşamada bu konuya bir çözüm getirmenizi bekliyorlar Ramazan Bayramı
da yaklaşırken. Bu konuya da bir katkı sağlamayı
düşünüyor musunuz?
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Akçay
ERKAN AKÇAY (Manisa) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Somadan feryatlar yükselmeye ve artmaya devam ediyor
Sayın Bakan. Şimdi, Sayın Özelin de ifade ettiği gibi
Uyar Madencilik Şirketi diye bir maden şirketi var. En son 11
işçinin vefat ettiği kaza 20 Ekim 2013te yaşandı ve 700
civarında işçi maaşını almadan bunlar, sahipleri
kayıplara karıştı ve yöneticileri de ortada yok. Masum
mühendis kişilere de sorumluluğu üzerlerine yüklemişler; ne
tazminatlarını ne aylıklarını alabiliyorlar. Bu
konudan haberdar mısınız? Konuyu takip ediyor musunuz? Hükûmet
olarak bu konuda ne yapacaksınız?
Bu çok önemli bir konudur.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Şimşek, buyurun.
CEMALETTİN ŞİMŞEK (Samsun)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, Türkiyede kamuda ağız ve
diş sağlığı hizmetleri yaklaşık 130
civarında ağız ve diş sağlığı
merkezinde 7 bin civarında diş hekimiyle verilmeye
çalışılmaktadır. Buralarda yılda ortalama 30 milyon
poliklinik yapıldığına göre 10 milyon civarında insan
gidiyor ve tedavi oluyor demektir. Türkiye'nin nüfusunun 76 milyon
olduğunu düşünürsek, geriye kalan bu insanların sağlık
hakkını gasbettiğinizi düşünüyor musunuz? Buna bir çözüm
üretmek için çalışmanız var mı?
BAŞKAN Sayın Çam, buyurun.
MUSA ÇAM (İzmir) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Bu düzenlemeyle birçok vatandaşımızın
borçları yeniden yapılandırılıyor Sayın Bakan,
sayıları yaklaşık olarak 11 milyon olan SSK, BAĞKUR ve
Emekli Sandığı mensubu vatandaşlarımız,
yurttaşlarımız da Herkese var, bize neden yok? diyor.
Özellikle emekli maaşları çok düşük olan SSK ve BAĞKURlu
emekliler bir beklenti içerisinde. Bunlarla ilgili bir intibak yasası yapmayı
düşünüyor musunuz? Emeklilerimizin emekli maaşlarını
yükseltecek bir düzenleme planınızda var mıdır? Bunu
öğrenmek istiyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Köse
TUFAN KÖSE (Çorum) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Sayın Bakan, sigortalı olup dokuz yüz gün primi
tamamlamaksızın ölenlerin askerlik borçlanması da dâhil hiçbir
borçlanmaları kabul edilmiyor, hâlbuki askerlik borçlanmalarını
yapabilseler geride kalan eşleri ve çocuklarına maaş
bağlanabilecek. Buna ilişkin komisyonda da bir kanun teklifi var.
Buna ilişkin bir çalışma yapar mısınız? Birincisi
bu.
İkincisi de; Ülkemizin geleceği gençlerimizi
eğiten öğretmenlerimizin, özellikle de emekli öğretmenlerimizin
maaşları çok düşük. Emsali askerler, emsali yargı
mensupları öğretmenlerin 2 katına yakın emekli
maaşı almaktayken kırk yılını dolduran, kırk
beş yılını dolduran emekli öğretmenlerimizin
aldıkları emekli maaşları 1.400-1.500 TL
aralığında. Bu konuda bir düzeltmeye ilişkin
çalışmanız var mı?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Çirkin son soru soracak olan
milletvekili arkadaşımız.
Buyurun.
ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan, Hükûmetiniz Gazzedeki zulüm için üç
gün yas ilan etti. Tabiatıyla bu bizim tarafımızdan da kabul
gören bir değerlendirme. Ancak, aylardan beri Türkmenlerin bir çilesi var
ve Gazzedeki sayının çok çok üstünde Türkmenler, hele son zamanlarda
Kerkükte kayıplar veriyor. Hükûmetiniz Türkmenler için, Türkmenlerin bu
kaybı ve zulmü için tek bir gün, bir saat bile yas ilan etmedi. Gerçekten
hem bir milletvekili hem bir Türkmen olarak Hükûmetinizin Türkmenlere
karşı bu ilgisizliğini merak ediyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Bakanım, buyurun.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Çok teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
35 bin öğretmen kadrosu, 5 bin de ataması
yapıldı; 40 bin öğretmen atanıyor. Bugüne kadar 454 bin
öğretmen ataması gerçekleştirildi iktidarımız
döneminde. Bunlar branşlara göre nasıl olacak? İhtiyaca göre.
İhtiyaçlar dikkate alınarak öğretmen atamalarının
yapıldığını hepimiz biliyoruz.
İş ve meslek danışmanlarıyla
ilgili şu anda 360 liralık bir artış öngörüyoruz. Bu fark
500 lira civarında değil, 340 lira civarında bir fark söz
konusu. Fakat biz bu yasal düzenlemeyi
Yani onları sözleşmelilikten
kadroya alırken şunu ifade ettik: Tercihinizi sözleşmeden yana
da kadro istiyorsanız kadrodan yana da kullanabilirsiniz. Bize daha sonra
dediler ki: Kadroya geçtiğimizde ciddi şekilde
maaşlarımızda bir kayıp var, bunun telafisi
Telafisi
cihetine gideceğimizi, gayret edeceğimizi söyledik ama kendilerine
tıpatıp bir telafi sözü vermedik, Kadro veya sözleşmeli
tercihinde bulunun. dedik. Kendileri, hemen hemen tümü kadro tercihinde
bulundular. Biz de o sözümüzün gereği olarak bugün ciddi bir
artış sağlıyoruz, aynı zamanda kadrolu hâle
getirmiş bulunuyoruz.
Atanamayanlar diyorsunuz, bir yere atama kadroyla olur
yani bir yerde talep yoksa atamayı niye yapacaksınız? Sertifika
almış olan her insanı atayacaksınız diye bir kural söz
konusu değil ama
ALİM IŞIK (Kütahya) Sayın Bakan,
sertifika verilmeye devam ediliyor. O zaman onu durdurun.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Yani bu sertifika her alanda veriliyor.
Şimdi, bakın, bizim MYK, Meslekî Yeterlilik Kurumumuz var, şimdi
standartları belli olan işlerde sertifika alacak herkes. Rastgele
çalışma imkânı da yok. Onun için sertifika artı bir
değerdir, onun alınması bir dezavantaj değil avantaj temin
ediyor.
IŞİDle ilgili tanımı siz
yaptınız, ben de aynen tanımınıza
katılıyorum.
Memurlara disiplin affı şu an itibarıyla
tasarımızda yok, Plan ve Bütçede ayrıntılı
görüşüldü. Danışma Kurulunda bu konular sık sık
gündeme geldi 1 derece verilmesi, disiplin affı konuları ama malum,
kurumlar arasında bir uzlaşmayla bunlar gerçekleşiyor. Toplu
sözleşme süreçlerinde önemli kazanımlar elde ediliyor, önemli konular
tartışılıyor. Buraya nasıl yansıyacağını
yasa bittiği zaman göreceğiz.
Gelir testiyle ilgili önemli bir soru var.
Bildiğiniz gibi 2012 Ocak ayından itibaren tümden genel
sağlık sigortasına geçmiş bulunuyoruz. O günden bugüne
gelir testi yaptıramayan vatandaşlarımız var. Onlarla
ilgili prim borçlarındaki tablo son derece önemli bir noktaya
ulaştı fakat bunlar gelir testi yaptırmadıkları için
bilemiyoruz hangi oranda, gelir testinin neticesinde prime tabiler mi,
değiller mi; onu da bilmiyoruz. Belki de asgari ücretin üçte 1inden az
geliri olduğu için prime tabi değiller. Onlar sosyal devletin
imkânlarından yararlanacaklar. Onun için gelir testine tabi
olmalarıyla ilgili bir süre veriyoruz.
Şimdi, deniyor ki: Bunlar sağlıktan
yararlanmadılar. Sağlıktan hiç yararlanmadıklarına
göre bunlardan niye bir iki yıllık prim tahsilatında
bulunuyoruz? Belki siz de hiç sağlıktan yararlanmadınız,
yüz binlerce vatandaşımız sağlıktan yararlanmadı
ama aylık primini ödüyor. Genel sağlık sigortası demek
zaten bu demek. Herkes gücü nispetinde genel sağlığa
katkıda bulunuyor, prim ödüyor ama sağlığa ihtiyaç
duyduğu anda da kamu bu hizmetini kendisine sunuyor.
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir)
Sayın Bakan, yararlanamadı ki insanlar.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Dolayısıyla, yalnız bu
noktada olan vatandaşlarımız değil, birçok
vatandaşımız prim ödemesine rağmen sağlıktan
yararlanmıyor, ihtiyaç olduğu zaman zaten sigorta devreye girmiş
oluyor.
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir)
Sayın Bakan, bu kasko gibi; kasko yaptırmadıysanız
arabanızla bir kaza yaparsanız alamazsınız. Kaskoyu da
geriye doğru sizden almaz.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Sosyal devlet nerede?
BAŞKAN Buyurun Sayın Bakan.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Şimdi, anlıyorum Sayın
Başkan yani ben genel mantığı söylüyorum.
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) Ama bu
sigorta mantığı değil.
BAŞKAN Karşılıklı
konuşmayalım lütfen Sayın Türeli.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Yani, biz onların bulundukları
durumu
Yani, biz üç yıldır genel sağlık sigortasına
geçtik. Herkes gelir testine girmeli, hangi sınıfta prim ödemesi
gerekiyorsa o noktada prim ödemeli ve sağlıktan yararlanmalı.
dememize rağmen, eğer belli sayıdaki
vatandaşlarımız bu sağlık gelir testine
girmemişse o onların eksiği.
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) Bu
onların suçu değil ki Sayın Bakan.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Para mı var ki ödesin
Sayın Bakan? Para yok ki vatandaşta.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Biz de o eksiği gidermek için
şimdi onlara çok ciddi bir imkân sunuyoruz, belki
vatandaşlarımızın önemli bir bölümü sağlıktan bedelsiz
yararlanacak.
MÜSLİM SARI (İstanbul) Haberi yok ki, niye gelir
testi yaptırsın?
MAHMUT TANAL (İstanbul) Para yok, para.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Şimdi, işte söylüyoruz.
MÜSLİM SARI (İstanbul) Niye gelir testi
yaptırmadınız?
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
MÜSLİM SARI (İstanbul) Gelir testini niye
resen yapıyorsunuz?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Şimdi, altı ay boyunca da yine
duyuracağız. Diyeceğiz ki: Gelin
MÜSLİM SARI (İstanbul) Hayır ama kabahat
sizde, insanlara duyuramamışsınız.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, bu
karşılıklı sohbet bölümü değil.
MÜSLİM SARI (İstanbul)
Ulaştıramamışsınız insanlara.
BAŞKAN Sorularınızı sordunuz,
Sayın Bakan cevap veriyor, lütfen
MAHMUT TANAL (İstanbul) Yasama faaliyeti
yapıyoruz Sayın Başkan.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Efendim, sizin de sorumluluğunuz var
milletvekili olarak, bizim de sorumluluğumuz var. Hepimizin bunu duyurmak
için
MÜSLİM SARI (İstanbul) Siz Hükûmetsiniz,
Hükûmetsiniz siz.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Bakınız, elli yıldır
Türkiyenin hayalidir genel sağlık sigortasına geçmek. Bunu bu
Hükûmet başarmıştır, genel sağlık sigortasına
geçmişiz.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Geriye dönüş
yaptınız, geriye dönüş.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Açınız, okuyunuz, Türkiyedeki bu
hayal yıllardır gerçekleşmedi. Şimdi, yani, genel
sağlık sigortasından geri mi dönelim?
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) Zaten
büyük bir kısmı yeşil kartlı Sayın Bakan.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Geri dönmeyeceğimize göre katkı
sunma konusunda sizler de elinizdeki tanıtımları, bu konudaki
yasal durumları vatandaşa anlatacaksınız, bizler de
anlatıyoruz.
MUSA ÇAM (İzmir) Kamu stoklarını
Başbakanın reklamına dönüştürmeyin.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Şimdi, bakın, çok önemli sorular
var, sonra diyorsunuz ki: Cevap vermiyorsunuz. Cevap vermeye
çalışalım, müsaade edin.
SGK açıkları 19,2 milyar dedim, 19 demedim.
Şimdi, SGK açığı var, açık bu. Peki, 77 milyar ne? 77
milyarın içerisinde bütçe transferi var diyoruz. Efendim, transfer SGK
açığıdır
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) E, transfer
açıktır, ya açıktır.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Ya, bunu demeyin diyorum, siz bana Sosyal
Güvenlik Kurumunun açığını soruyorsunuz.
MÜSLİM SARI (İstanbul) Sosyal güvenlik
sisteminin açığı.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Bunun içerisinde devlet katkısı
var, seyyanen zammı var, teşvikler var.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) Transfer açık
değil
Ya, açık ki transfer
BAŞKAN Buyurun, serbest diyeceğim, buyurun.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Yani, bakınız, hazine primlerde 5
puan teşvik uyguluyor, bunu hazine üzerinden ödeyebiliriz ama SGK
üzerinden ödendiği için SGKnın açığı olarak bunu
ifade etmeniz doğru değil.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) Açıktır
ama, bu açıktır yani.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Şehit aylıklarını
ödüyoruz, bunu Aile Bakanlığının ödemesi gerekiyor. Bunun
gibi birçok kalem var, transfer kalemleri var ama SGKyı konuşuyoruz,
SGKnın açığı ortada. Siz şimdi bir mali tabloya
bakıyorsunuz, o konuda haklısınız ama bu SGKnın
açığı değildir diyorum çünkü siz bana reformdan sonra
sordunuz, dediniz ki: Reformdan sonra Sosyal Güvenlik Kurumu nedir? dediniz.
Ben de size onu anlattım, 2008 yılında
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ÇALIŞMA VE SOSYAL
GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) -
25,5 milyar olan
açık, şimdi 16,5a geriledi dedim.
BAŞKAN Artı
bir dakika daha veriyorum Sayın Bakan, artı bir dakika.
Buyurun.
MAHMUT TANAL
(İstanbul) Sayın Bakan, bakın, parayla tomografi
yapılıyor.
ÇALIŞMA VE SOSYAL
GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa)
Ağız-diş sağlığı son derece önemli.
Değerli milletvekilimizle ben de görüştüm. Burada, dünyadaki birçok
ülkeden, hemen hemen tamamından çok daha geniş bir sağlık
uygulama tebliğimiz var. Ağız-diş
sağlığıyla ilgili de çalışmamız var. Ben
sağlık açısından belki de temel teşkil eden ağız-diş
sağlığıyla ilgili mutlaka Sosyal Güvenlik Kurumunun
taşın altına elini koymasından yana olduğumu bir kez
daha bütün şeffaflığıyla ifade ediyorum.
Uyar Madenciliğe
bizim bir sözümüz olmadı arkadaşlar. Arkadaşlar söz verdi.
diyorsanız, bakınız, sorumluluk bizim sırtımızda.
Ben arkadaşlarla görüştüm, işçilerle görüştüm, bizim böyle
bir vaadimiz söz konusu değil. 2013 Aralık ayında bu
işletmede meydana gelen ölümlü kazadan dolayı bu ocak
kapatıldı ve burada haksızlıklarla ilgili teftiş
kurulumuz çalışmasını sürdürüyor. Orada çalışanlarımızın,
emekçilerimizin hakları varsa onu temin edeceğiz ama tüm ocaklarda
meydana gelen, yüzlerce ocakta meydana gelen bazı uygulamaları kamu
tarafından karşılayalım gibi bir yaklaşım da
doğru değil.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Bakan.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Onu
demek istemedik Sayın Bakan.
ÇALIŞMA VE SOSYAL
GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) Son olarak da
Sayın Başkanım, askerlik borçlanması yapma imkânı var
yani askerlik borçlanmasıyla ilgili sorun söz konusu değil.
ERKAN AKÇAY (Manisa) SGKya da bir sürü borçları
var.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
ÇALIŞMA VE SOSYAL
GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) Diğer
soruları da müsaadenizle yazılı cevaplayacağım.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Üçüncü bölümün soru-cevap
işlemi tamamlanmıştır.
Birleşime beş
dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 01.34
ON İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 01.36
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan), Mine
LÖK BEYAZ (Diyarbakır)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 122nci Birleşiminin On İkinci Oturumunu
açıyorum.
639 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Bundan sonra da komisyonların
bulunamayacağı anlaşıldığından, alınan
karar gereğince, kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen
diğer işleri sırasıyla görüşmek için 22 Temmuz 2014
Salı günü saat 15.00te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum;
hayırlı sahurlar diliyorum.
Kapanma Saati: 01.37