TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
123üncü
Birleşim
22
Temmuz 2014 Salı
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- YOKLAMALAR
IV.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- Gümüşhane
Milletvekili Kemalettin Aydın'ın, Gümüşhanede Türkiyedeki
sorunlara çözüm önerilerine ilişkin gündem dışı
konuşması
2.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır'ın, Irak Türkmenlerinin durumuna ilişkin
gündem dışı konuşması
3.- Kocaeli Milletvekili Hurşit
Güneş'in, Suriyeli kitlesel mülteci akımına ilişkin gündem
dışı konuşması
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Bursa Milletvekili
Hüseyin Şahin'in, Gazzedeki katliamı nedeniyle İsraili
kınadığına ilişkin açıklaması
2.- Sinop Milletvekili Engin
Altay'ın, Şanlıurfanın Ceylânpınar ilçesinde
şehit olan askerlere Allahtan rahmet dilediğine, CHP grup
toplantısında canlı yayını engellemeye yönelik
sabotajın sorumlularının bulunması için Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanını göreve davet ettiğine ve polis
teşkilatının bazı mensuplarına yönelik operasyonla
ilgili Hükûmetin bilgi vermesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
3.- Kayseri Milletvekili
Yusuf Halaçoğlu'nun, Şanlıurfanın Ceylânpınar
ilçesinde şehit olan askerlere Allahtan rahmet, Lice yolunda patlayan LPG
yüklü tankerde yaralananlara acil şifalar dilediğine ve devletin
görevlendirdiği insanların yaptıkları görevler nedeniyle
tutuklanmasını kınadığına ilişkin
açıklaması
4.- Burdur Milletvekili
Ramazan Kerim Özkan'ın, ülke genelinde yaşanan elektrik kesintileri
nedeniyle Hükûmeti duyarlılığa davet ettiğine ilişkin
açıklaması
5.- Tokat Milletvekili
Reşat Doğru'nun, Şanlıurfanın Ceylânpınar
ilçesinde şehit olan askerlere Allahtan rahmet dilediğine ve Tokat
ilindeki kuraklık nedeniyle çiftçilerin Hükûmetten yardım beklediğine
ilişkin açıklaması
6.- Mersin Milletvekili
Aytuğ Atıcı'nın, asistan hekimlerin özlük
haklarının acilen düzeltilmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
7.- Bursa Milletvekili
İlhan Demiröz'ün, Bursanın Mustafakemalpaşa ilçesinin Demirdere
köyünde yaşayan vatandaşlardan alınan atık su bedelinin,
kanalizasyon olmaması nedeniyle haksız olduğuna ilişkin
açıklaması
8.- Samsun Milletvekili
Cemalettin Şimşek'in, Şanlıurfanın Ceylânpınar
ilçesinde şehit olan askerlere Allahtan rahmet dilediğine ve
Suriyedeki terör unsurlarına destek veren AKP Hükûmetini
kınadığına ilişkin açıklaması
9.- Balıkesir
Milletvekili Namık Havutça'nın, Balıkesirin İvrindi
ilçesinde bulunan madenlerde işçilerin güvenliği ve
sağlığıyla ilgili hiçbir önlemin
alınmadığına ve Balıkesirin Savaştepe ilçesinde
hayvanlarda görülen çiçek hastalığına karşı Hükûmet
yetkililerini duyarlılığa davet ettiğine ilişkin
açıklaması
10.- İzmir Milletvekili
Nesrin Ulema'nın, Soma maden kazası sonrasında Cumhuriyet Halk
Partisinin madencileri ve yakınlarını kışkırttığına
ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlunun
İzmirin Kınık ilçesinde madenci ailelerini ziyaret
etmediğine ilişkin açıklaması
11.- Manisa Milletvekili
Özgür Özel'in, CHPli Meclis Başkan Vekilinin birer dakikalık söz
verme uygulamasından memnuniyet duyduklarına ve İzmir
Milletvekili Nesrin Ulemanın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
12.- Manisa Milletvekili
Selçuk Özdağ'ın, Manisanın Soma ilçesinde Gürmin Metalde
çalışanların ücretlerinin ödeneceğine ve Akkord firmasında
çalışan işçilerin durumuna ilişkin açıklaması
13.- Tunceli Milletvekili
Kamer Genç'in, 4 bakanla ilgili fezlekelerin Türkiye Büyük Millet Meclisi
üyelerinden kaçırıldığına ve
Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce kamuoyuna
açıklanması gerektiğine ilişkin açıklaması
14.- Artvin Milletvekili
Uğur Bayraktutan'ın, Artvin Cerattepedeki maden ocağıyla
ilgili olarak Rize İdare Mahkemesi tarafından keşif
yapıldığına ilişkin açıklaması
15.- Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın, Adanada durdurulan tırlarla
ilgili kamuoyunu tatmin edecek sağlıklı bir bilginin henüz
verilmediğine ilişkin açıklaması
16.- İzmir Milletvekili
Ertuğrul Günay'ın, IŞİDin elinde bulunan Türk diplomatlar
ve Gazzeye yapılan kara harekâtıyla ilgili Hükûmetin bilgi vermesi
gerektiğine ve emniyet mensuplarına yapılan operasyonu bir
hukukçu olarak ayıpladığına ilişkin
açıklaması
17.- Antalya Milletvekili
Gürkut Acar'ın, 25 dönümün altındaki zeytinliklerin imara
açılmasının yağma ve talana neden olacağına
ilişkin açıklaması
18.- Konya Milletvekili Faruk
Bal'ın, AKPnin bulaştığı yolsuzlukları
örtebilmek için kanuni düzenlemeler yaptığına ilişkin
açıklaması
19.- Kocaeli Milletvekili
Haydar Akar'ın, İzmit Anadolu Lisesini birincilikle bitiren
Işıtan Önderin birinciliğinin mahkeme kararıyla iade
edildiğine ve bu kararın yerine ulaşmasını engellemeye
çalışan kamu görevlilerini kınadığına
ilişkin açıklaması
20.- Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in, Şanlıurfanın Ceylânpınar ilçesinde
2 askerin yaşamını yitirdiği çatışmalarla ilgili
Hükûmetin olayın bütün detaylarını araştırması ve
sorumlularla ilgili gerekli açıklamaları yapması
gerektiğine ilişkin açıklaması
21.- Kayseri Milletvekili
Yusuf Halaçoğlu'nun, Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcının
sataşma nedeniyle yaptığı konuşmasındaki
bazı ifadelerine ve Şanlıurfanın Ceylânpınar
ilçesinde 2 askerin şehit olduğu çatışmalarla ilgili
Hükûmetin açıklama yapması gerektiğine ilişkin
açıklaması
22.- Sinop Milletvekili Engin
Altay'ın, Şanlıurfanın Ceylânpınar ilçesinde 2
askerin şehit olduğu çatışmalarla ilgili Hükûmetin bilgi
vermesi gerektiğine ilişkin açıklaması
23.- Sinop Milletvekili Engin
Altay'ın, Türk Hava Yollarının İstanbul-Tel Aviv seferini
yapan 2 uçağının Ben Gurion Havaalanına indirilmemesi ve
Şanlıurfanın Suruç ve Ceylânpınar ilçelerinde şehit
edilen askerlerle ilgili Hükûmetin bilgi vermesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
24.- Bilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanı Fikri Işık'ın, Sinop Milletvekili Engin
Altayın yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
VI.- BAŞKANLIĞIN
GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- BDP Grubu adına,
Grup Başkan Vekili Bingöl Milletvekili İdris Balukenin toplumsal
olaylarda biber gazı kullanımının ve sağlığa
etkilerinin araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/1034)
2.- İstanbul
Milletvekili Sebahat Tuncel ve 21 milletvekilinin, yaşlıların
yaşadıkları sorunların ekonomik, toplumsal ve kültürel
boyutlarıyla araştırılarak alınması gereken
tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/1035)
3.- Kars Milletvekili Mülkiye
Birtane ve 21 milletvekilinin, trafik kazalarının sebeplerinin
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/1036)
B) Duyurular
1.- Başkanlıkça,
Kadın Erkek Fırsat Eşitliği, Kamu İktisadi
Teşebbüsleri ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonlarında siyasi
parti grubu mensubu olmayan milletvekillerine düşen birer üyelik için aday
olmak isteyen siyasi parti grubu mensubu olmayan milletvekillerinin
yazılı olarak müracaat etmelerine ilişkin duyuru
C) Önergeler
1.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkanın, (2/342) esas numaralı 2108 Sayılı Muhtar
Ödenek ve Sosyal Güvenlik Yasasında Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin doğrudan gündeme
alınmasına ilişkin önergesi (4/196)
VII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri
1.- HDP Grubunun, Grup
Başkan Vekili Iğdır Milletvekili Pervin Buldan tarafından,
Suriyede başta Rojava halkına karşı olmak üzere halklara
karşı vahşet uygulamaları ile bilinen IŞİD ve El
Nusra örgütlerinin ülkemiz gençlerini Suriyedeki savaşa sürüklemeleri
için yaptıkları faaliyetlerin araştırılması
amacıyla 14/4/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 22 Temmuz 2014 Salı
günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin
aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
2.- MHP Grubunun,
Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaz ve arkadaşları
tarafından, Afyonkarahisar ilinde bulunan Büyük Taarruzun
başlatıldığı Kocatepenin sorunlarının
belirlenmesi, geçmişinin, bugününün ve geleceğinin
araştırılması, tarihimizdeki önemine yakışır
bir hâle getirilmesi için idari ve kurumsal yasal düzenlemelerin
yapılması amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin (10/399), Genel Kurulun 22 Temmuz 2014
Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
3.- CHP Grubunun, Bursa
Milletvekili İlhan Demiröz ve 21 milletvekili tarafından, Bursada
faaliyet gösteren taş, maden, mermer ve kum ocaklarının neden
oldukları sorunların araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin (10/1000), Genel Kurulun 22 Temmuz 2014
Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
4.- AK PARTİ Grubunun,
Genel Kurulun çalışma gün ve saatleri ile gündemdeki
sıralamanın yeniden düzenlenmesine ve 5 ve 12 Ağustos 2014
Salı günkü birleşimlerinde sözlü sorular ile diğer denetim
konularının görüşülmeyerek gündemin Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmında yer alan işlerin görüşülmesine; 6 ve 13
Ağustos 2014 Çarşamba günkü birleşimlerinde sözlü soruların
görüşülmemesine ilişkin önerisi
VIII.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaş'ın, Iğdır Milletvekili Sinan
Oğanın HDP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında Adalet ve Kalkınma Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
2.- Millî Eğitim
Bakanı Nabi Avcı'nın, Iğdır Milletvekili Sinan
Oğanın HDP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında Hükûmete sataşması nedeniyle
konuşması
3.- Iğdır
Milletvekili Sinan Oğan'ın, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın ve Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcının
sataşma nedeniyle yaptıkları konuşmaları
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
4.- Sinop Milletvekili Engin
Altay'ın, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın sataşma
nedeniyle yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
5.- Iğdır
Milletvekili Sinan Oğan'ın, Amasya Milletvekili Mehmet Naci
Bostancının HDP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
6.- Kayseri Milletvekili
Yusuf Halaçoğlu'nun, Amasya Milletvekili Mehmet Naci
Bostancının HDP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında MHP Grubuna sataşması
nedeniyle konuşması
7.- Millî Eğitim
Bakanı Nabi Avcı'nın, Iğdır Milletvekili Sinan
Oğanın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında Hükûmete sataşması nedeniyle
konuşması
8.- Afyonkarahisar
Milletvekili Kemalettin Yılmaz'ın, Kırıkkale Milletvekili
Ramazan Canın MHP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
9.- Kırıkkale
Milletvekili Ramazan Can'ın, Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin
Yılmazın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
10.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın AK PARTİ grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında şahsına ve CHP Grup
Başkanına sataşması nedeniyle konuşması
11.- Afyonkarahisar
Milletvekili Ahmet Toptaş'ın, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın AK PARTİ grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
12.- Kayseri Milletvekili
Yusuf Halaçoğlu'nun, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın AK
PARTİ grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması
sırasında şahsına ve MHP Grubuna sataşması
nedeniyle konuşması
13.- Bolu Milletvekili Tanju
Özcan'ın, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın AK PARTİ
grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
IX.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili
Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydının; Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80)
(S. Sayısı: 156)
2.- Devlet Sırrı
Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet
Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)
3.- Türkiye Sağlık
Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun
ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ile Kars Milletvekili Yunus Kılıç ve
Amasya Milletvekili Avni Erdemir ile 79 Milletvekilinin; Türkiye
Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Sağlık, Aile,
Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Raporu (1/937, 2/2229)
(S. Sayısı: 615)
4.- İş Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili
İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet
Çetinin; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat
Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Balukenin; Bursa
Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet
Çetinin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın;
Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin;
Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcının; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; Adana Milletvekili Turgay
Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili
Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri
Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in;
İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın;
Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla
Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in;
İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan
Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan
Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet
Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin;
Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır
Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim
Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt
Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in;
Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine
Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut
Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi
ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili Özgür
Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman Milletvekili
Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin Milletvekili
Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye Milletvekili Hasan
Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3 Milletvekilinin;
Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir Milletvekili Rahmi
Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya Güven ve 34
Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Balıkesir
Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun;
Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu
Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Bursa
Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim
Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf
Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili
Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; İstanbul Milletvekili Süleyman
Çelebi'nin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in; Samsun Milletvekili
Cemalettin Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in;
Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan
Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin
Şahin ve Önder Matlı ile 8 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili
Aytun Çıray'ın; Manisa Milletvekili Hasan Örenin; Denizli
Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum Milletvekili Cahit Bağcı ile 37
Milletvekilinin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa
Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun
Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195,
2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528,
2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063,
2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236,
2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364,
2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496,
2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657,
2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808,
2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963,
2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069,
2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191,
2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639)
5.- Engellilerin
Haklarına İlişkin Sözleşmeye Ek İhtiyari Protokolün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ile İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu ve
Dışişleri Komisyonu Raporları (1/892) (S. Sayısı:
605)
X.- YAZILI SORULAR VE
CEVAPLARI
1.- İzmir Milletvekili
Ahmet Kenan Tanrıkulu'nun, Vakıfbank Genel Müdürlüğüne
yapılan atamalara ilişkin sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Ali Babacanın cevabı (7/45701)
2.- İzmir Milletvekili
Ahmet Kenan Tanrıkulu'nun, bir Türk bankası hakkında Almanya'da
kara para aklama nedeniyle soruşturma açıldığı
iddialarına ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı
Ali Babacanın cevabı (7/45877)
3.- Ankara Milletvekili Özcan
Yeniçeri'nin, gemi inşa sanayine uzun vadeli kredi sağlanması
adına yürütülmekte olan çalışma ve projelere ilişkin sorusu
ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacanın cevabı
(7/46116)
4.- Ankara Milletvekili Özcan
Yeniçeri'nin, kredi kartları ile ilgili yapılan taksit
sınırlandırmasına ilişkin sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Ali Babacanın cevabı (7/46118)
5.- İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın, çay ocaklarından elde edilen gelire
ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili
Sadık Yakutun cevabı (7/46245)
6.- İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın, bir personele ilişkin sorusu ve Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Sadık Yakutun cevabı
(7/46246)
7.- İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın, bir bürokrat hakkındaki iddialara
ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili
Sadık Yakutun cevabı (7/46734)
8.- İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın, TBMM Başkanlık Konutu ihalesine
ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili
Sadık Yakutun cevabı (7/46736)
22 Temmuz 2014 Salı
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP
ÜYELER: Muhammet Bilal MACİT (İstanbul), Mine LÖK BEYAZ
(Diyarbakır)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 123üncü
Birleşimini açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN
Elektronik cihazla yoklama yapacağız.
Yoklama için üç
dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla
yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır.
Görüşmelere
başlıyoruz.
Gündeme geçmeden
önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz
vereceğim.
Gündem
dışı ilk söz, Gümüşhanedeki sorunlara çözüm önerileri
hakkında söz isteyen Gümüşhane Milletvekili Kemalettin Aydına
aittir.
Buyurunuz
Sayın Aydın. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
IV.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.-
Gümüşhane Milletvekili Kemalettin Aydın'ın, Gümüşhanede
Türkiyedeki sorunlara çözüm önerilerine ilişkin gündem
dışı konuşması
KEMALETTİN
AYDIN (Gümüşhane) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
konuşmamın başlığı, Gümüşhanedeki
sorunlara değil, Gümüşhanede Türkiyedeki sorunlara çözüm
önerileri başlığıydı, onu düzelterek başlamak
istiyorum.
Gümüşhane, gelişmişlikte ya da kendisini
Türkiyenin diğer illeriyle ve Batı toplumlarının illeriyle
buluşturması adına, on iki yıldır büyük bir ivmeyle
büyümüştür; ulaştırmada, Devlet Su İşlerinde,
eğitimde, sağlıkta tüm yatırımları çözüm
bulmuştur. Şu an için öyle büyük bir sorunu yok, mevcut
sorunları da kendisi içerisinde çözülegitmektedir. Ama burada
Gümüşhanemin ve Gümüşhaneli kardeşlerimin yerel, genel, ulusal,
bölgesel ve global sorunlarda nasıl durduğunu Türkiye Büyük Millet
Meclisindeki değerli milletvekilli arkadaşlarımızla
paylaşmak istedik.
Özellikle, son yıllarda yaşamış
olduğumuz Mavi Marmara olaylarında, Gezi olaylarında, 17, 25
Aralık gibi hukuk darbesi girişimlerinde ve son günlerde
yaşadığımız Gazzedeki hamile kadınların
dahi öldürülerek soykırıma gidilme arzuları durumunda
Gümüşhanelilerin nasıl davrandığını, ne
hissettiğini ve nasıl tepkiler gösterdiğini sizlerle
paylaşmaktı amacım.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin İsrailin
zalimliğini özellikle İsrail konutuna tüm milletvekillerinin yürüyerek
protesto ettiği bir ortamda, tüm siyasi partilerin bir araya gelerek
İsraili kınadığı bildirgenin ardından,
milletvekillerinin ve siyasi parti gruplarının basın
açıklamalarının ve bugün İnsan Hakları İnceleme
Komisyonunun bu konudaki basın açıklaması ve Sayın
Başbakanımızın dünyada tek de olsa İsrailin bu
zulmüne karşı İslam coğrafyasının lideri olarak
gösterdiği tavırların yanında Gümüşhane halkı da
Millî İradeye Saygı Platformu oluşturmuştur. Özellikle, 17
Aralık ve 25 Aralıktaki darbe girişimleri ve Türkiyenin
geleceğinin yok edilme çalışmalarına karşı Millî
İradeye Saygı ve Yeni Türkiye Platformu oluşturulmuş, tüm
ilçelerde bu toplantılar yapılarak millet bilgilendirilip milletin
iradesine sahip olma duyguları pekiştirilmiştir.
Yine, Millî İrade Platformu, 30a yakın sivil
toplum örgütünden oluşmuş, bilgilendirme çalışmalarına
devam ettikten sonra da mübarek ramazan ayında Millî İrade Platformu
İftarı vermiş, şehrimizde bugüne kadar gelmiş
geçmiş tüm siyasi partilerde yer alan, siyasi öz geçmişi olan, kanaat
önderi olan, sivil toplum örgütlerinde yer almış herkes o iftara
katılarak Türkiyede Gümüşhanelilerin duruşunu net bir
şekilde ortaya koymuştur.
Yine,
geçtiğimiz hafta, Gümüşhanenin önemli meydanlarından birisi
olan Zafer Meydanında Gümüşhanelinin tüm siyasi partileri bir araya
gelerek sivil toplum örgütleriyle beraber İsraili telin mitingi
yapıp, yazılı ve görsel medya aracılığıyla
da İsrailin yaptığı katliamları kınamıştır.
Gümüşhanenin
millî iradeye sahip oluşunun arkasında, son yıllarda milletin
iradesinin Türkiye Büyük Millet Meclisine tam olarak
yansıdığı ve ülkenin bölge lideri ve dünya lideri
olmasında hızla ilerlediği ve bu yürüyüşün
başkanı olan Sayın Recep Tayyip Erdoğanın
duruşunun arkasında olduğunu ortaya koyduğunu tüm milletimizin
bilmesini arzu ediyoruz.
Özellikle
İsrailin Filistinde emzikli çocuklar, daha ana sütü dahi almadan
katlettiği çocuklar karşısında Gümüşhanelilerin
duruşunun arkasında şu yatmaktadır: İsraile
karşı Türkiye Büyük Millet Meclisinin yayınlamış olduğu
bildiri ya da konsolosluk konutuna yürümek ya da telin mitingleri yapmanın
arkasında başka bir durum söz konusudur. Türkiye'nin istikrarlı
ve güvenli büyümesinin devam etmesinin gerekli olduğunu, Türkiye'nin dünya
liderliği yolundaki hızlı yürüyüşünün asla durmadan devam
etmesinin gerekli olduğunu, bu yürüyüşün durmaması için de
doğduğu andan itibaren Erdoğan gibi bir liderin arkasında
duracağını tüm Gümüşhane sivil toplum örgütleri ve Millî İrade
Platformunu sizlerle paylaşmak istiyor, saygılarımı sunuyorum.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Aydın.
Gündem
dışı ikinci söz, Irak Türkmenlerinin durumu hakkında söz
isteyen Mersin Milletvekili Mehmet Şandıra aittir.
Buyurunuz
Sayın Şandır. (MHP sıralarından alkışlar)
2.-
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın, Irak Türkmenlerinin
durumuna ilişkin gündem dışı konuşması
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) Teşekkür ederim Değerli Başkanım.
Kemalettin
Hocanın söylediklerine inanmak durumundayız, Gümüşhanenin
hiçbir sorunu kalmamıştır, eyvallah ama değerli
milletvekilleri, bölgemiz kıyameti yaşamaktadır.
Kafamızı kuma sokmayalım. Çevremizde yaşayan tüm insanlar,
hiçbir etnik fark gözetmeden, hiçbir inanç farkı gözetmeden, kıyameti
yaşamaktalar.
Gazzede
yaşananlar her defasında her milletvekilimiz vasıtasıyla
burada dile getiriliyor ama hemen hudutlarımızın ötesinde,
Irakta, soydaşlarımızın, Türkmenlerin
yaşadıklarını da sizlerin bilgilerine ve takdirlerine
sunmak istiyorum. 10 Haziran 2014 tarihinde terör ötesi olmanın ötesinde,
bir ideolojik saplantıyla İslam devleti kurmak, bunun için cihat
yapmak iddiasıyla Musula saldıran IŞİD dediğimiz,
DEAŞ dediğimiz katiller sürüsü -başka bir şey söylemeye
gerek yok- hiçbir hukuka, hiçbir inanç değerine bağlı
kalmaksızın insan öldürebilen katiller sürüsünün Musulu
işgalinden itibaren Türkmenelinde, Irakta kıyamet
yaşanmaktadır. Türkmenler öncelikle topraklarından sürülerek,
çok şuurlu bir şekilde, nüfus kaydırması yapılarak
Bu
proje, bu program yalnız IŞİDin vahşeti değil, onun
ötesinde birtakım projelerin de uygulaması. Yani IŞİD,
orada yaşayan herkese; Asuriye, Süryaniye, Keldaniye, tüm
Hristiyanlara, hatta Ezidilere Şebaklara, tüm insanlara, Araplara
zulmediyor, katlediyor ama öncelikle Türkmenlere, öncelikle Türkmenlere ve
Türkmenlerin yaşadıkları topraklardan sürülmelerine öncelik
veriyor. Bu topraklar, ne yazık ki
Yani, IŞİD, Şii
oldukları için Telaferdeki Türkmenleri katlediyor, topraklarından
sürüyor ama Irakın merkezî yönetimi, bu defa Şii olduğu için
Musuldaki, Telaferdeki Sünni Türkmenlere saldırıyor. Sonuç
itibarıyla, Şiisi de, Sünnisi de, Türkmenler bir yok olma günü
yaşıyorlar.
Değerli milletvekilleri, bunlar bizim
soydaşlarımız ve inanız ki bizim
faturalarımızı ödüyorlar. Buraları bin yıldır
yönetmiş atalarımız buraları terk ettikten sonra da orada
kalan insanlarımız bizim faturalarımızı ödüyorlar.
Bugün, Şii oldukları için Telaferden sökülüp atılan Türkmenler
maalesef Erbile de kabul edilmiyor, maalesef Kerküke de kabul edilmiyor.
Necef yollarında, Kerbela yollarında, IŞİDe de
yakalanmamak kaygısıyla çöllerden giderek, bir yandan
sıcağın kavurmasıyla, bir yandan IŞİDin
tehdidiyle yok oluyorlar; gözümüzün önünde bir vahşet yaşanıyor.
Değerli milletvekilleri, Gümüşhanenin
sorunları çözülmüş olabilir ama insan olmanın
sorumluluğunda, aynı tarihi paylaşmış olmanın
sorumluluğunda Irak Türkmenelinde yaşanan bu vahşete
duyarsız kalmamız Allah indinde bile kabul edilmez. Onun için sizleri
2 hususta uyarmaya çalışıyorum.
1991de yaşanan Saddam zulmünden sonra
Birleşmiş Milletler nasıl Kürt soylu kardeşlerimize
güvenlikli bölgeler oluşturduysa, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetinin
müracaatıyla Telaferdeki Şii Türkmenlere de Sünni Türkmenlere de
böyle güvenlikli bir bölge oluşturulması Birleşmiş
Milletlerin gündemine getirilmeli. Bunu Türkiye Büyük Millet Meclisi
sahiplenmeli, Hükûmete bu yönde telkinde bulunmalı.
İkincisi de: Kamplar kurulmalı. Türkmenler
sığınacak yer arıyor, çöllerde yok oluyorlar. Niye
hudutlarımızın hemen içinde ve kenarında bu Türkmenler için
kamp kurmuyoruz? Suriyeli Türkmenlere, Suriyeli
sığınmacılara gösterdiğimiz bu
alicenaplığı Iraklı
Türkmenlere göstermek de bizim bir vicdan sorumluluğumuzdur. Bunu sizin
takdirlerinize ve bilgilerinize sunmak istedim.
Hepinize saygılar sunuyorum.
Teşekkür ederim. (MHP ve CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın
Şandır.
Gündem dışı üçüncü söz, Suriyeli kitlesel
mülteci akımı hakkında söz isteyen Kocaeli Milletvekili
Hurşit Güneşe aittir.
Buyurunuz Sayın Güneş. (CHP
sıralarından alkışlar)
3.-
Kocaeli Milletvekili Hurşit Güneş'in, Suriyeli kitlesel mülteci
akımına ilişkin gündem dışı konuşması
HURŞİT
GÜNEŞ (Kocaeli) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, öncelikle konuşmaya başlarken, şu an
itibarıyla Gazzede yaşamını yitiren 583 kişiyi
rahmetle anıyorum, bunların 154ü çocuk, onları da rahmetle
anıyorum, Cenab-ı Allah, inşallah onları nurlar içinde
yatırır. 3.554 kişi yaralı vaziyette, yine bunların
1.125i çocuk. Büyük bir vahşet.
Bugün Başbakanı
izledik, Gazzeye neden yardım eli uzanmıyor? diye şikâyet de
etti.
Tabii, Orta
Doğunun durumu malum. Asıl önemlisi, Orta Doğuda
İsrailin tehdit unsurlarının ortadan
kaldırılması. Özellikle son yıllarda İsrailin çok
korktuğu, çekindiği, sevmediği, itiraz ettiği Suriye
yönetimi şimdi aciz içinde. Müslümanlar mezhep savaşıyla
meşgul Orta Doğuda ve Suriyede 160 bin kişi öldü. Katar ve
Suudi Arabistan bu konuda etkin ülkelerden biri fakat her iki ülke de, dikkat ediniz,
Gazzeye yardım elini uzatmadı.
Şimdi, benim
aklıma Mavi Marmara olayı geliyor. Biliyorsunuz Mavi Marmara son
derece önemli, bir başka insanlık vahşeti.
Yurttaşlarımız katledildi, Gazzeye yardım
götürüyorlardı. Hükûmet bu konuda itiraz etti ve konuyu
Birleşmiş Milletlere taşıdı ve Birleşmiş
Milletler bu konuyu araştırmak üzere bir komisyon kurdu, Palmer
Komisyonu. Bu komisyonun raporunu, 2011 yılında yayınlanan
raporunu unutmamak gerekiyor. Hükûmetin inisiyatifiyle kurulmuş bir
komisyon, Birleşmiş Milletlere kurdurulmuş, ama komisyonun
raporunda Gazzeye olan ablukanın haklı ve yerinde olduğu, yasal
ve haklı bulunduğu zikredildi, yazıldı. Tabii, oraya
Türkiye Cumhuriyetinin ve bu Hükûmetin yolladığı temsilci
muhalefet şerhini koydu ama, ne yazık ki o tarihe kadar, yani 2011e
kadar, hiçbir yasal güvencesi yokken, hiçbir yasal dayanağı yokken
Gazzeye olan ablukanın
Böylelikle Gazze ablukası hukuki güvence
almış oldu. Ne yazık ki Gazzedeki Müslüman kardeşlerimizin
durumu böylece daha kötüye gitti.
Değerli
arkadaşlar, Suriyeden gelen göç hakkında çeşitli rakamlar
söyleniyor. Kimisi 1 milyon 200 bin diyor, Başbakan
Yardımcısı bunun o civarda olduğunu söyledi, 1 milyon 200
bin civarında olduğunu söyledi, Birleşmiş Milletler yine o civarda
rakamlar söylüyor. Türkiye şu anda Lübnandan sonra 2nci ama çok
yakında, bu yılın sonunda 1inci olacak çünkü 1,5 milyon
Suriyeli Türkiyede yaşıyor olacak. Şimdi, bunun rakamı
belli değil ama sorun son derece ciddi. Sokaklarda Somadaki
işçilerimiz gibi yoksul biçimde dolaşan Suriyeliler var ve bu rakam
1,5 milyonu aşıp da eninde sonunda bunların kendi ülkelerine
dönmediği ortaya çıktığı zaman -ki daha da artabilir-
o zaman durum daha vahim olacak.
Şimdi, biraz
önce Sayın Şandır Iraktaki Türkmenlerden bahsetti. Keşke
onlar da gelebilse, onların da önünü açabilsek,
sıkışmış kalmış vaziyetteler. Ve Türkiye bu
muazzam göç dalgası altında ekonomisini ve sosyal
yaşamını düzenlemek zorunda.
Değerli milletvekilleri, bu Suriyeli
vatandaşların sadece 200 bini barınak sahibi, diğerleri
ortalıklarda, ne olacağı meçhul. Şimdi, bugün basında
gördüm, bir hazırlık var ama o hazırlık ne kadar çözüm olur
bilemiyorum. Fakat, mutlaka bir dış politika
hazırlığı değişikliği gerekiyor, toplu barınak
inşaatları gerekiyor, eğitim olanaklarının
geliştirilmesi gerekiyor, sağlık olanaklarının
geliştirilmesi gerekiyor. İşte, bu nedenle, bugün, bir
araştırma komisyonu kurulması için bir önerge verdim. 81 ilde
kaç Suriyeli yaşıyor, bunu bir tevatürden çıkaralım da
kayda alalım; kaydı yok bunun. Kaç Suriyeli var, ne olacak
bunların geleceği, çocukları ne olacak, eğitimleri ne
olacak, sağlıkları ne olacak, 75 milyonun
sağlığı ne olacak? Bunları tespit etmeliyiz. Bu, son
derece önemli bir konu. 1,5 milyon göçmenle yıl sonunda karşı
karşıya olacağız ki bu büyük olasılıkla 2015
yılında artacak. İnşallah Türkmenler de gelir,
artmasından bir kaygımız yok, Türkiye şefkat
kucağını açıyor ama konu önemli ve araştırmazsak
daha büyük sorunlarla karşı karşıya kalabiliriz.
Meclisin dikkatine sunmak istedim.
Teşekkür
ediyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Güneş.
Gündeme geçmeden
önce sisteme girmiş sayın milletvekillerimize kısa söz
haklarını vereceğim.
Sayın
Şahin
V.-
AÇIKLAMALAR
1.-
Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin'in, Gazzedeki katliamı nedeniyle
İsraili kınadığına ilişkin açıklaması
HÜSEYİN
ŞAHİN (Bursa) Sayın Başkanım, bugün, günlerdir süren
Gazzedeki İsrail katliamını şiddetle kınıyoruz.
Sultan büyük
Abdülhamid Han, o dönemde kendisinden parasıyla Filistin
topraklarını satın almaya gelen Theodor Herzle, onu reddederek,
Bu toprakları ben hayattayken asla alamayacaksınız.
demişti. O dönem orada huzur vardı, barış vardı,
kardeşlik vardı ama sonrasında cetvelle çizilen Orta Doğu
topraklarında bugün kan ve gözyaşı hâkim maalesef. O dönemin
huzur ve kardeşliğini ve Sultan Abdülhamid Hanı rahmet ve
minnetle anıyoruz ve İsrailin de katliamı gerçekleştiren
ordusunu ve parlamenterlerini; çocuk demeden, anne demeden, yaşlı
demeden insanları katledenleri şiddetle
kınadığımızı
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Şahin.
Sayın Altay
ENGİN ALTAY
(Sinop) Başkanım, teşekkür ederim.
Bir dakika mı?
Bizim bir istisna vardı, ona göre ayarlayacağım kendimi.
BAŞKAN
Buyurun, konuşunuz efendim, iki dakika grup başkan vekillerine.
2.-
Sinop Milletvekili Engin Altay'ın, Şanlıurfanın
Ceylânpınar ilçesinde şehit olan askerlere Allahtan rahmet
dilediğine, CHP grup toplantısında canlı yayını
engellemeye yönelik sabotajın sorumlularının bulunması için
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanını göreve davet
ettiğine ve polis teşkilatının bazı mensuplarına
yönelik operasyonla ilgili Hükûmetin bilgi vermesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
ENGİN ALTAY
(Sinop) Başkanım, teşekkür ederim.
Öncelikle, dün gece
Ceylânpınarda meydana gelen çatışmada ölen, öldüğü
duyurulan 2 askerimize, şehit olduğu duyurulan 2 askerimize
Tanrıdan rahmet diliyorum. Bu çatışma ortamına vesile
olacak tavır ve tutumlardan herkesin kaçınmasını temenni
ediyorum. O bölgede huzurun ve sükûnun sağlanması için devletin
üstüne düşeni yapmasını beklediğimizi söylemek isterim,
önce onu söyleyeyim.
Başkanım,
bugün grup toplantımız esnasında, Genel
Başkanımızın konuşması sırasında
Türkiye Büyük Millet Meclisinin canlı yayın araçlarına enerji
sağlayan güç kaynağında, konuşmamızın canlı
yayınlanmasını engellemeye yönelik bir sabotaj
yaşanmıştır. Bütün canlı yayın araçlarına
giden güç minimize edilmiş ve bütün canlı yayın
araçlarının uydu bağlantısı kesilmiştir. Bu
düşündürücü, düşündürücü olduğu kadar çirkin ve ibret verici bir
durumdur. Sayın Meclis Başkanı Genel Kurulu izliyorsa bu konuda
grubumuza bilgi vermesini ve sorumlularla ilgili işlem
başlatmasını talep ediyorum ve benzer olayların bir daha
yaşanmaması konusunda da Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanını göreve davet ediyorum, ona sorumluluğunu
hatırlatmak istiyorum.
Öte yandan,
Sayın Başkanım, bu sabaha karşı Emniyet Genel
Müdürlüğü bünyesinde polis teşkilatımızın kimi
mensuplarına yönelik başlatılan operasyonla ilgili olarak da
Türkiye'nin çok garip ve ibret verici bir manzarayla karşı
karşıya bulunduğunun bilinmesini istiyorum. IŞİDe
sözle bile operasyon yapamayanların kendi polis teşkilatındaki
memurları sabaha karşı terörist tutuklar gibi, terörist avlar
gibi operasyonlarla taciz etmeleri, gözaltına almaları
Hangi sebeple
olursa olsun bunlar Türkiyede vatandaşın, kamuoyunun vicdanında
kuşkuyla, endişeyle karşılanan olaylardır. Hükûmetin
de bu operasyonlarla ilgili Genel Kurulu derhâl bilgilendirmesini talep
ediyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Altay.
Sayın
Halaçoğlu
3.-
Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun, Şanlıurfanın
Ceylânpınar ilçesinde şehit olan askerlere Allahtan rahmet, Lice
yolunda patlayan LPG yüklü tankerde yaralananlara acil şifalar
dilediğine ve devletin görevlendirdiği insanların
yaptıkları görevler nedeniyle tutuklanmasını
kınadığına ilişkin açıklaması
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Dün
Ceylânpınarda meydana gelen ve Suriye tarafından açılan
ateş sonrasında şehit olan askerlerimize Allahtan rahmet
diliyorum, yakınlarına sabır diliyorum, yaralılara da acil
şifalar diliyorum.
Ayrıca, Lice
yolunda patlayan LPG yüklü tankerde yaralananlara da acil şifalar
diliyorum.
Öte yandan, maalesef, Türkiyede meydana gelen
birtakım olaylarda hukuk dışı hareket ettikleri ve bu
hukukun herkese yarın lazım olacağı düşüncesiyle,
yapılacak operasyonlarda devletin kendisinin görevlendirdiği
insanların yine kendi görevlerinden, yaptıkları görevlerden
dolayı tutuklanmasını da kınıyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Halaçoğlu.
Sayın Özkan
4.-
Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın, ülke genelinde yaşanan
elektrik kesintileri nedeniyle Hükûmeti duyarlılığa davet
ettiğine ilişkin açıklaması
RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Burdur) Sayın
Başkan, teşekkür ederim.
Ülke genelinde elektrik özelleştirilmiştir,
ancak vatandaşlarımızdan her gün şikâyetler
almaktayız. Hafta sonu veya bir iki gün gecikme yüzünden elektrikler
kesilmektedir. Bir nine feryat ediyor Buzdolabımdaki kurban etim koktu.
diye, bir şeker hastası bağırıyor Dolapta
insülinlerim bozuldu. diye, süt inekçisi bağırıyor Süt
makinesini çalıştırmadım, ineklerimin göğüsleri hasta
oldu. diye. Bu feryatlara Hükûmetin duyarlı olmasını istiyorum.
Ayrıca, tarımsal sulamada kullanılan enerji ödemelerinde
kuraklıktan veya aşırı yağıştan veya doludan
dolayı güçlükler çekilmektedir, ödemelerde yapılandırma
beklenmektedir. Hükûmeti bu konuda uyarıyor, duyarlılığa
davet ediyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Özkan.
Sayın Doğru
5.-
Tokat Milletvekili Reşat Doğru'nun, Şanlıurfanın
Ceylânpınar ilçesinde şehit olan askerlere Allahtan rahmet
dilediğine ve Tokat ilindeki kuraklık nedeniyle çiftçilerin
Hükûmetten yardım beklediğine ilişkin açıklaması
REŞAT DOĞRU (Tokat) Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
Ceylânpınar ilçesinde hain terör örgütü
militanlarınca 2 askerimiz şehit edilmiştir, 6 askerimiz de
yaralanmıştır. Şehitlerimize rahmet, yaralılara acil
şifalar diliyorum.
Ayrıca, Tokat ilinde havaların kurak geçmesi ve
çeşitli meteorolojik olaylar neticesinde çiftçilerde üretim
düşüklüğü had safhadadır. Bazı yerlerde üretim neredeyse
durma aşamasına gelmiştir. Tokat ilinde Kazova, Zile, Kelkit,
Artova çiftçileri, borçlarını ödeyemedikleri için icralara
düşmek üzeredir; borçların ertelenmesi, çiftçilerin nefes alması
için Hükûmetten acil önlemler beklenmektedir.
Hükûmetin, vakit kaymeden, çiftçilerle ilgili
kararlarını bekliyor, teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Doğru.
Sayın Atıcı
6.-
Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı'nın, asistan hekimlerin
özlük haklarının acilen düzeltilmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
AYTUĞ ATICI (Mersin) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, tıp fakültelerinde ve eğitim hastanelerinde
çalışan asistan hekimler tükenme noktasında gelmişlerdir ve
Türkiyenin her tarafından feryat ediyorlar. Uzun zamandır
bırakın iyi sağlık hizmeti vermeyi, ruhsal ve bedensel
sağlığımızı bozacak şartlar altında
çalışmaktayız. diyorlar. İstekleri ise çok basit,
şunlar: İnsanlık dışı olan
günaşırı nöbetin kaldırılması, ödenmeyen nöbet
ücretlerinin ödenmesi, daha çok para kazanmak uğruna aşırı
artırılan iş yükünün insani boyuta çekilmesini istiyorlar. Her
kırk sekiz saatin otuz iki saati çalıştırılan genç
doktorlardan sadece özür dilenebilir. Bu insanlık dışı
uygulamadan derhâl vazgeçilmeli ve asistan hekimlerin özlük hakları acilen
düzeltilerek kendilerine iade edilmelidir.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN Teşekkür
ederiz Sayın Atıcı.
Sayın Demiröz
7.-
Bursa Milletvekili İlhan Demiröz'ün, Bursanın Mustafakemalpaşa
ilçesinin Demirdere köyünde yaşayan vatandaşlardan alınan
atık su bedelinin, kanalizasyon olmaması nedeniyle haksız
olduğuna ilişkin açıklaması
İLHAN
DEMİRÖZ (Bursa) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın
Başkanım, sizin aracılığınızla,
Büyükşehir Yasasının uygulanmaya başlamasından sonra,
Bursa Mustafakemalpaşa ilçesi Demirdere köyünde su işleriyle ilgili
yetkili kurum BUSKİ olmuştur. Ancak, BUSKİnin
faturalandırma yaparken atık su bedeli ve buna bağlı KDV
oranı yaptığı fark edilmiştir. BUSKİyle
yaptığımız görüşmelerde, atık su bedelinin
kanalizasyon işleriyle ilgili olduğunu ifade ettiler. Ancak,
Demirdere köyünde kanalizasyon yoktur. Kanalizasyon olmayan bir yer için
alınan bu bedelin haksız olduğunu ilgili
vatandaşımız sormaktadır, bu konuda bilgi istiyoruz.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Demiröz.
Sayın
Şimşek
8.-
Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in, Şanlıurfanın
Ceylânpınar ilçesinde şehit olan askerlere Allahtan rahmet
dilediğine ve Suriyedeki terör unsurlarına destek veren AKP
Hükûmetini kınadığına ilişkin açıklaması
CEMALETTİN
ŞİMŞEK (Samsun) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bugün
Şanlıurfa ilimizin Ceylânpınar ilçesinde, Doğan Haber
Ajansının haberine göre, PKKnın Suriye kolu olan PYD
militanları; başka bir iddiaya göre ise kaçakçı oldukları
söylenen bir grup Türkiyeye sızmaya çalışırken güvenlik
güçlerinin dur ihtarına uymayarak ateşle karşılık
vermiş, ilk ateşte kurşunların hedefi olan nöbet
kulübesindeki görevli piyade erler Adem Dövüşken ve Berat
Sağırkaya şehit olmuşlardır. Şehit askerlerimize
Allahtan rahmet, ailelerine başsağlığı diliyorum.
İzlediği
yanlış politikalarla Güneydoğu
sınırımızı yol geçen hanına çeviren ve
Suriyedeki terör unsurlarına destek veren AKP Hükûmetini
kınıyorum. Güneydoğu sınırımızın bir an
önce kontrol altına alınması ve PKK militanları başta
olmak üzere, Güneydoğudan Türkiyeye sızan ve Türkiyenin
güvenliğini tehdit eden bu terör gruplarının, bu sızma
hareketlerinin mutlaka önüne geçilmesi gereklidir diyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Şimşek.
Sayın Havutça
9.-
Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın, Balıkesirin
İvrindi ilçesinde bulunan madenlerde işçilerin güvenliği ve
sağlığıyla ilgili hiçbir önlemin
alınmadığına ve Balıkesirin Savaştepe ilçesinde
hayvanlarda görülen çiçek hastalığına karşı Hükûmet yetkililerini
duyarlılığa davet ettiğine ilişkin
açıklaması
NAMIK HAVUTÇA
(Balıkesir) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Soma maden kazasından sonra iş ve işçi
sağlığı konusunda önlemler alınmasını
beklerken en son Balıkesir İvrindide, Gözlüçayır köyünde,
Antimuan madeninde 2 yurttaşımız daha hayatını
kaybetmiştir. Orada, Özgür Vekilimizle beraber
baktığımızda, iş ve işçi
sağlığı konusunda hiçbir önlemin
alınmadığını, Afrika
koşullarında maden üretiminin yapıldığını ne
yazık ki gördük.
Yine,
Balıkesir Savaştepede, hayvanlarda çiçek
hastalığından dolayı -keçilerde ve koyunlarda- ölümlerin olduğu,
bölgeden bildiriliyor. Bu konuda, Hükûmetin, insanlara da geçme
olasılığı yüksek olan bu hastalığın
önlenmesiyle ilgili acilen o bölgeyi karantinaya alması ve müdahale etmesi
gerekiyor. Ben bunu buradan Hükûmet yetkililerine bir kez daha ifade ediyorum.
Savaştepede hayvanların ölümüne yol açan bu hastalık acilen
önlenmezse insanlara geçme olasılığı da çok yüksektir.
Bölgeden bize bu şikâyetler anbean iletiliyor. Hükûmet yetkililerini
duyarlılığa ve bölgeye müdahaleye davet ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Havutça.
Sayın
Ulema
10.-
İzmir Milletvekili Nesrin Ulema'nın, Soma maden kazası
sonrasında Cumhuriyet Halk Partisinin madencileri ve
yakınlarını kışkırttığına ve CHP
Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlunun İzmirin
Kınık ilçesinde madenci ailelerini ziyaret etmediğine
ilişkin açıklaması
NESRİN
ULEMA (İzmir) Sayın Başkan, Soma maden kazasının
meydana geldiği ilk günden itibaren, Sayın
Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere,
bakanlarımıza ve milletvekillerimize karşı bir linç kampanyası
başlatan CHPnin, madencileri ve şehit ailelerinin
yakınlarını ne derece düşündüğünü, bu konuda ne kadar
hassas olduğunu, Sayın Kılıçdaroğlunun
Kınık ilçemizi ziyaretinde bir kez daha gördük. Her fırsatta
madencileri ve yakınlarını kışkırtarak sokaklara
çağıran, yaptığı yardımları bile kendi
siyasi geleceği için kullanan CHP zihniyeti, acıları
paylaşmaya gelince yine menfaatinin kurbanı oldu. CHP Genel
Başkanı, geçtiğimiz gün çatı adaylarına oy istemek
için geldiği maden kazasında tam 51 şehit veren Kınık
ilçemizde bir tek aileyi ziyaret etmediği
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Ulema.
Buyurunuz
Sayın Özel.
11.-
Manisa Milletvekili Özgür Özel'in, CHPli Meclis Başkan Vekilinin birer
dakikalık söz verme uygulamasından memnuniyet duyduklarına ve
İzmir Milletvekili Nesrin Ulemanın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, AKPli Meclis başkan vekilleri tarafından uygulanmayan
ancak tarafınızdan uygulanan, milletvekillerinin kendilerini ifade
etmesi ve gündemle ilgili bir şeyler söylemesi için çok kıymetli,
demokratik bir tavır olan bir dakikalık söz hakkını
tanıyor oluşunuzdan büyük memnuniyet duyuyoruz. CHPli Meclis
Başkan Vekilinin yarattığı bu özgürlük ortamını
AKPli milletvekillerinin de kullanıyor olması bizim
açımızdan ayrı bir
kıvançtır.
Biraz önce
sayın İzmir Milletvekilimizin ifade ettiği konu, Genel
Başkanımızla ilgili verilen bilgiler tamamen çarpıtmaya
yöneliktir. Sayın Başkanımız maden kazasından hemen
sonra yapmış olduğu ziyarette çok sayıda madenci ailesine
taziye ziyaretinde bulunmuştur. Esas, aksi durum, maden kazasını
siyasete alet etmek olurdu. Onu da en iyi başaran AKP vekilleridir.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Özel.
Sayın
Özdağ
12.-
Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ'ın, Manisanın Soma ilçesinde
Gürmin Metalde çalışanların ücretlerinin ödeneceğine ve
Akkord firmasında çalışan işçilerin durumuna ilişkin
açıklaması
SELÇUK ÖZDAĞ
(Manisa) Sayın Başkan, birkaç gün önce burada gündem
dışı söz alan Cumhuriyet Halk Partisi Manisa Milletvekili
Sayın Özgür Özel, Soma'daki iki konuyu gündeme getirmiştir. Bir
tanesi, Gürmin Metaldi. Orada 3 maden ocağında -olayın olduğu
ve 2 tane maden ocağıyla ilgili- maaşlarını devlet
ödüyor üç ay ve altı ay boyunca ama Gürmin Metalde çalışan 100e
yakın kişiye ise maaşları ödenmeyecekti çünkü ayrı bir
firmaydı. Bununla ilgili görüşmeleri yaptım. Pazartesiden itibaren
bunların ücretleri ödenecektir. Bu nedenle, gündeme getirdiği için
Sayın Özgür Özele teşekkür ediyorum.
İkinci konu,
Elide Akkord adlı bir firma var -Ada Metal diyerek- burada 120
kişi çalışmaktadır, taşeron bir firmadır.
Taşeron firmayla ana firma anlaşamadıkları için 120
kişi işsiz kalmışlardır. Dilekçe verdikleri için
işten çıkarıldıkları konusu doğru değildir
ama arkadaşlarımızın Fazla mesai ücretimiz ödenmedi.
demeleri doğrudur. Bu konuyu Çalışma Bakanlığı
gündeme getirirse bu konunun da takipçisi olacağız ve bu konuda yeni
firmayla anlaşma yapıldığı takdirde de mağdur
olan işçilerin öncelikle işe alınmaları noktasında da
çalışmamız yapılacaktır.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Özdağ.
Sayın Genç
13.-
Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in, 4 bakanla ilgili fezlekelerin Türkiye Büyük
Millet Meclisi üyelerinden kaçırıldığına ve
Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce kamuoyuna
açıklanması gerektiğine ilişkin açıklaması
KAMER GENÇ
(Tunceli) Kusura bakmayın Sayın Başkan, oradayken silindi
talebim.
BAŞKAN Takip
ediyorum efendim.
Buyurun.
KAMER GENÇ
(Tunceli) 4 bakanla ilgili tespit edilen ve ucu Tayyip Erdoğana dayanan
fezlekelerde büyük hırsızlık ve yolsuzluklar tespit
edildiği malumlarıdır. Yedi aydır bu fezlekelerdeki
yolsuzluk ve hırsızlıkların saklanması için, Tayyip
Erdoğan tarafından, Cemil Çiçeke ve Soruşturma Komisyonu
Başkanına talimat verilmiş ve bu 2 kişi, Tayyip
Erdoğanın verdiği bu talimat gereğince bu fezlekeleri
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinden kaçırmakta:
Cumhurbaşkanı seçiminden önce buradaki yolsuzluk ve hırsızlıkların
kamuoyundan saklanması hedeflenmektedir.
Şimdi, Tayyip Erdoğan, eğer alnı
açıksa, Cumhurbaşkanı seçiminden önce bu
fezlekeleri açıklamalı, kamuoyu bundan haber almalı, ayrıca
kendisinin ve ailesinin sahip olduğu devasa servetlerin hesabını
vermelidir. İnsanlardan gerçekleri saklayarak bir yere varamaz.
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Genç.
Sayın Bayraktutan
14.-
Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan'ın, Artvin Cerattepedeki maden
ocağıyla ilgili olarak Rize İdare Mahkemesi tarafından
keşif yapıldığına ilişkin açıklaması
UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
21 Temmuz Pazartesi günü yani dün Artvin
Cerattepede çıkartılmak istenen madenle ilgili olarak Rize
İdare Mahkemesi tarafından keşif
yapılmıştır. Bilindiği üzere -burada birçok kereler de
ifade ettim- Artvin Cerattepede maden çıkartılmak istenen yer, Kafkasör
Turizm Merkezine, Atabarı Kayak Merkezine, Hatila Vadisi Millî
Parkına en yakın olan yerlerden bir tanesidir. Dün yapılan
keşif esnasında mahkeme heyeti de burada çıkartılmak
istenen maden faaliyetinin yaratacağı tahribatı bire bir
görmüş, orada yapılacak olan ağaç katliamının ne
derece ve boyutta olduğunu, bir kenti nasıl yok edeceğini hep
beraber görmüştür.
Ben, yüce Parlamentodan dünkü keşfe
katılan bütün Artvinlileri, Artvin dostlarını bir kere daha
yürekten kutluyorum, Artvinli olmanın onurunu, gururunu taşıyan
ve dün bu keşfe katılarak bu çevre felaketine izin vermeyeceklerini
bir kere daha kararlılıkla ifade eden bütün Artvinlilere buradan
teşekkürlerimi sunuyorum.
Teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Bayraktutan.
Sayın Akova
15.-
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın, Adanada
durdurulan tırlarla ilgili kamuoyunu tatmin edecek sağlıklı
bir bilginin henüz verilmediğine ilişkin açıklaması
AYŞE NEDRET AKOVA (Balıkesir)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Adanada durdurulan tırlarla ilgili
kamuoyunu tatmin edecek sağlıklı bir bilgi henüz
verilmemiştir, üstelik yapılan dezenformasyonla, görevini yapan
güvenlik güçleri suçlu konumuna sokulmaya çalışılmıştır.
Ancak bilinen gerçekler, tanıkların ifadeleri, tutulan tutanaklar
göstermiştir ki Suriyeye yasa dışı olarak yüksek miktarda
cephane sevkiyatı, bizzat iktidarın gözetiminde ve korumasında
yapılmaktadır. Tırlarda tespit edilen füze, roket, top mermisi,
çeşitli çap ve miktarda mühimmatın akıbeti ne olmuştur?
Görevi gereği tırlarda arama yapan güvenlik görevlileri neden
suçlanmaktadır? Adanada durdurulan tırlar hususunda hâkim ve
savcıların yerleri değiştirilerek baskı
yapıldı. Adil ve tarafsız yargılamanın
yapılmasının engellendiği hususunda adalet duygusunun yok
olmaması için ne yapılması planlanmaktadır? Yasa
dışı cephane sevkiyatına göz yummak mı, yoksa
ülkemizin sınırlarının yasa dışı
operasyonlarla delik deşik edilmesine göz yummak mı suçtur? Bu
cephane sevkiyatı önceden engellenseydi, şimdi, canlı kalkan olarak teröristlerin elinde tutulan
Türkler, özgür ve güvenlik içinde hayatlarına devam edemezler miydi?
Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Akova.
Sayın Günay...
16.-
İzmir Milletvekili Ertuğrul Günay'ın, IŞİDin elinde
bulunan Türk diplomatlar ve Gazzeye yapılan kara harekâtıyla ilgili
Hükûmetin bilgi vermesi gerektiğine ve emniyet mensuplarına
yapılan operasyonu bir hukukçu olarak ayıpladığına
ilişkin açıklaması
ERTUĞRUL GÜNAY
(İzmir) Sayın Başkanım, ülkemiz, ulusal ve uluslararası
alanda çok ciddi sorunlarla karşı karşıya. Dün de arz
etmeye çalıştım, kırk beş günden bu yana
İslamın adını da haksız biçimde kullanan bir çetenin
elinde diplomatlarımız var ve Gazze, bir haftadır kara
harekâtı altında 500den fazla ölü, binlerce yaralı verdi. Bu
koşullarda Dışişlerinin, Dışişleri
Bakanlığının, Hükûmetin, Türkiye Büyük Millet Meclisine
bilgi vermesi zaruridir. Meclis bir anlamda hiçe sayılıyor bu
bilgisizlikle. Hükûmet, bilgi vermezken, tam tersine, bugünlerde 17 ve 25
Aralık operasyonlarına savcılığın, adliyenin
talimatları gereğince katılmış bulunan emniyet
mensupları üzerine bugün sahur vaktinde bir kara harekâtı
başlattı. Bunu, bu gündem saptırma gayretini milletimizin
takdirine sunuyorum ve gerçekten bir hukukçu olarak bütün kalbimle
ayıplıyorum.
Saygılarımı
sunarım.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Günay.
Sayın Acar...
17.-
Antalya Milletvekili Gürkut Acar'ın, 25 dönümün altındaki
zeytinliklerin imara açılmasının yağma ve talana neden
olacağına ilişkin açıklaması
GÜRKUT ACAR
(Antalya) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
25 dönümün altındaki zeytinliklerin imara
açılması bir yağma ve talan yasası olacaktır. Antalya
Ticaret Borsası, 1920 yılında kurulmuştur, 22 dönümlük bir
vakıf zeytinliğinden bir Zeytinname çıkarmıştır,
bunu Meclise getirmekten onur duyuyorum. Şöyle diyor Zeytinname: ...yani
öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, yetmişinde bile
mesela zeytin dikeceksin... Cennet bekçisi, üç tohum verir Hazreti Âdemin
oğluna, Âdem öldüğünde ağzına konulacak ve öyle gömülecektir.
İşte, Akdenizin simgesi üç kutsal ağaç öyle çıkar
peygamber toprağından. Biri selvi, biri sedir, biri de zeytindir.
Tufan sonrası karayı arayan Hazreti Nuh, bir beyaz güvercin salar
toprağı bulsun diye ve güvercin ağzında yeni
koparılmış bir zeytin dalıyla döner. Tanrıça
Athenanın insanlara sunduğu şey salt zeytin değil,
yerleşik uygarlık ve barıştır. Akıl
tanrıçası bilge Athenanın sembolü olmak da zeytin dalına
nasiptir. Sıvı altın der zeytine Egeli Homeros. Hekimlerin
atası Hipokrat önerir En iyi ilaç zeytinyağıdır. diye.
Zeytinyağıyla onurlandırılır ve Anadolu, bir
zeytinyağı uygarlığıdır. Zeytinliklerden elinizi
çekin, yanarsınız diyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Acar.
Sayın Bal
18.-
Konya Milletvekili Faruk Bal'ın, AKPnin bulaştığı
yolsuzlukları örtebilmek için kanuni düzenlemeler yaptığına
ilişkin açıklaması
FARUK BAL (Konya)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Ülkemizin
etrafında kara bulutlar dolanmakta. Bir tarafta, PKK, IŞİD,
bonzai, kaçakçılar, ekonomik sorunlar dururken, geçtiğimiz süre
içerisinde, 17, 25 Aralık tarihlerinde ortaya çıkan
yolsuzlukları araştırıp soruşturan, onlarla ilgili
delilleri tespit eden polisler üzerinde de ciddi bir haksız uygulama
başlamış durumdadır. Bu tabii, demokratik değerleri
benimsemiş ülkelerde olmaması gereken bir iştir. AKP, Hükûmet
indinde ve Başbakanlık katında dâhil olmak üzere
bulaşmış olduğu yolsuzlukları örtebilmek için, dikkat
buyurun, önce Adli Zabıta Yönetmeliğini değiştirdi, HSYK
Kanunu, Yargıtay Kanunu, Danıştay Kanunu, sulh ceza hâkimlerinin
oluşturulmasına dair kanun, Ceza Muhakemesi Kanunu ve Ceza
Kanununda, tüm hukukumuzu ilgilendiren alanlarda, bu soruşturmaları
kapatabilmek amacıyla değişiklikler yaptı.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Bal.
Son olarak,
Sayın Akar
19.-
Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın, İzmit Anadolu Lisesini
birincilikle bitiren Işıtan Önderin birinciliğinin mahkeme
kararıyla iade edildiğine ve bu kararın yerine
ulaşmasını engellemeye çalışan kamu görevlilerini kınadığına
ilişkin açıklaması
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Sayın Başkan, Kocaelinin İzmit ilçesinde İzmit
Anadolu Lisesini birincilikle bitiren Işıtan Önder, yıl sonu
bitirme töreninde, kendisi gibi öğrenci olan ve eğitim ve yaşam
hakkı elinden alınan Ali İsmail Korkmaz ve Berkin Elvandan
bahsettiği için okul birinciliği elinden
alınmıştır. Durumu, Millî Eğitim Bakanının
bizzat kendisine, Hükûmet sıralarında anlattım ve dinlettim.
Millî Eğitim Bakanı, bu konuşmanın içeriğinde hiçbir
şey olmadığını söylemesine rağmen, bu
çocuğumuzun okul birinciliği, Millî Eğitim
Bakanlığı tarafından iade edilmemiştir ama mahkeme
kararıyla çocuğun okul birinciliği iade edilmiştir. Son
gündü, son günde de bu kararın, mahkeme kararının YÖKe
yetiştirilmesi gerekiyordu; önce okula gitmesi gerekiyor, daha sonra YÖKe
bildirilmesi gerekiyordu. Kocaeli Valisi, Millî Eğitim Müdürü ve
İzmit Kaymakamı bu kararın okula ve YÖKe yetişmemesi için
ellerinden gelen her şeyi yaptılar.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
HAYDAR AKAR (Devamla)
Buna rağmen, postacıların yanında bizzat
öğretmenler, postacılarla beraber hareket ederek mektubun veya
kararın yerine ulaşmasını sağladılar. Bunun için
de buna engel olan tüm kamu görevlilerini huzurunuzda kınıyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Akar.
Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
Meclis
araştırması açılmasına ilişkin üç önerge
vardır, okutuyorum:
VI.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.-
BDP Grubu adına, Grup Başkan Vekili Bingöl Milletvekili İdris
Balukenin toplumsal olaylarda biber gazı kullanımının ve
sağlığa etkilerinin araştırılarak
alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/1034)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Kolluk
kuvvetlerinin toplumsal olaylarda ve demokratik gösterilerde pervasızca
kullandığı biber gazları birçok
yurttaşımızın yaşamını yitirmesine sebep
olmuştur. Biber gazının sağlığa etkisine yönelik
olarak, İçişleri Bakanı doğal ürün açıklamasıyla
kamuoyunda infial yaratmış, ilgili meslek kuruluşları ise
yaptıkları bilimsel araştırmalarla biber gazının
sağlığa ciddi etkilerinin olduğunu
açıklamışlardır. Biber gazı
kullanımının sağlığa zararlarını tespit
etmek, biber gazı kullanımının yol açtığı ve
ölümle sonuçlanan olayların adli ve idari aşamalarını
incelemek amacıyla Anayasa'nın 98inci, TBMM İçtüzüğünün
104 ve 105'inci maddeleri uyarınca Meclis araştırması açılmasını
arz ederim.
İdris Baluken
BDP Grup Başkan Vekili
Gerekçe:
Biber
gazının kolluk kuvvetleri tarafından pervasızca
kullanılması Metin Lokumcu, Çayan Birben, Hacı Zengin başta
olmak üzere birçok yurttaşımızın yaşamını
yitirmesine sebep olmuştur. Biber gazının mevcut etkisine
karşılık İçişleri Bakanı ve Türk Toraks
Derneği tarafından yapılan açıklama basına şu
cümlelerle yansımıştır:
İçişleri
Bakanı: "Göz yaşartıcı OC gazının, tamamen
doğal bitki olup insan sağlığı üzerinde
kalıcı hiçbir etkisi olmadığına dair İstanbul
Üniversitesi Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji Ana Bilim
Dalı tarafından verilmiş rapor mevcuttur. CS gazı ise
üretici firma tarafından uygun eğitim almış personel
tarafından kullanıldığında insan
sağlığına zararlı olmadığına dair
verilen kalite güvenlik belgesiyle kullanılmaktadır. Bu çerçevede,
kayıtlarımıza göre, ülkemizde, Emniyet teşkilatı
tarafından kullanılmakta olan gaz mühimmatlarından kaynaklanan
bir ölüm vakası yaşanmamıştır."
Türk Toraks
Derneği: "Türk Toraks Derneği, biber gazı
kullanımından kaynaklanan sağlık sorunlarını
sorgulayan kamuoyunun başvurularıyla sık olarak
karşılaşması sonucunda konuyu incelemek üzere 2012
yılı içinde "Göz Yaşartıcı Gazlara
Bağlı Olarak Görülen Solunum Sağlığı Sorunları"
başlıklı bir projeyi derneğin üyesi olan bir
araştırma ekibiyle gerçekleştirmiştir.
Çalışmanın ön sonuçlarına göre, biber gazının üst
hava yollarından alt hava yollarına kadar sigara
kullanımına benzer zararlı etkilere yol açtığı
gözlenmiştir. Biber gazı kullanımının solunum
işlevlerini bozduğu ve küçük hava yollarındaki akım
hızının, karşılaşılan biber gazı
miktarı arttıkça azaldığı
anlaşılmıştır. Bu durum, tıkayıcı hava
yolu hastalıklarının bu grupta arttığını
düşündürmektedir. Türk Toraks Derneğinin çalışması,
biber gazıyla karşılaşmış olup da ölmeyen
şanslı bireyler üstünde gerçekleştirildiği için sonuçlar
sadece solunum sistemi üstündeki tehlikeli etkilerini ortaya koymuştur.
OC biber
gazının doğal bitki olduğu açıklaması bizzat
biber gazı üreticilerinin OC ürünlerinde biber özütü
dışında, alkol, organik çözücüler, hidrokarbon gibi maddelerin
katkı maddesi olarak kullanıldığını
belirtmeleriyle çelişmektedir. Biber özütü dışındaki bu
maddelerin solunması bile ani kalp, solunum, sinir sistemi
etkilenmelerine, ritim bozukluklarına ve ölümlere yol açmaktadır
(Smith G, Health Hazards of Pepper Spray, NCMJ, 1999). Yapılan
araştırmalar biber gazının;
Astımın
bir çeşit alt grubuna yol açabildiğini (Reaktif Havayolu
Disfonksiyonu Sendromu),
Önceden astım tanısı
olan hastalarda ölüme neden olabildiğini,
Kapalı alanda
kullanıldığında daha da ölümcül olabildiğini,
Biber gazının yoğun
kullanımla açık alanda da ölümcül olabildiğini
göstermektedir."
Tüm bu
açıklamalar ve bilgilerden hareketle biber gazının
kullanımı, sağlığa zararları, bundan önceki
süreçlerde yaşanan ölümlerle ilgili olarak idari ve adli süreçlerin
denetlenmesi ve gerekli tedbirlerin alınması amacıyla bir TBMM
araştırmasının açılmasını talep ediyoruz.
2.-
İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel ve 21 milletvekilinin,
yaşlıların yaşadıkları sorunların ekonomik,
toplumsal ve kültürel boyutlarıyla araştırılarak
alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1035)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Türkiye
yaşlıların yaşadığı sorunların
ekonomik, toplumsal, kültürel boyutlarının araştırılması
ve tespit edilmesi, yaşlıların evrensel haklarının
sağlanması için yapılması gereken yasal ve fiilî
düzenlemelerin tespit edilmesi ve mevcut sosyal güvenlik politikalarından
dolayı mağdur olan yaşlı vatandaşların
sorunlarının çözümü için görüşmelerin yapılması ve
özellikle yerel yönetimler düzeyinde eksikliklerin tespit edilmesi için
araştırmaların yapılması amacıyla
Anayasanın 98'inci, İç Tüzükün 104 ve 105'inci maddeleri
gereğince Meclis araştırması açılması için
gereğini arz ederiz.
1) Sebahat Tuncel (İstanbul)
2) Pervin Buldan (Iğdır)
3) Sırrı
Sakık (Muş)
4) Halil Aksoy (Ağrı)
5) Hasip Kaplan (Şırnak)
6) Emine Ayna (Diyarbakır)
7) Altan Tan (Diyarbakır)
8) Esat Canan (Hakkâri)
9) Erol Dora (Mardin)
10) İdris
Baluken (Bingöl)
11) Murat Bozlak (Adana)
12) Ayla Akat Ata (Batman)
13) Hüsamettin
Zenderlioğlu (Bitlis)
14) Nursel
Aydoğan (Diyarbakır)
15) Adil Zozani (Hakkâri)
16) Sırrı
Süreyya Önder (İstanbul)
17) Mülkiye Birtane
(Kars)
18) Ertuğrul
Kürkcü (Mersin)
19) Demir Çelik (Muş)
20) Nazmi Gür (Van)
21) İbrahim
Binici (Şanlıurfa)
22) Özdal Üçer (Van)
Gerekçe:
Dünya nüfusu
hızla yaşlanırken yaşlanma olgusunu görmezden gelmek yerine
sorunu fark etmek; ayrımcılık yerine eşitliğin
sağlandığı bir toplum yaratmak için yaşlı
haklarının geliştirilmesi, yaşlılara yönelik
hizmetlerin çeşitlendirilmesi gerekmektedir. Türkiye'de on milyon emekli
yaşlı nüfus bulunmaktadır. 7 milyon 500 bin emekli açlık sınırının
altında aylıkla yaşamaktadır. Çevresiyle ilişkileri
istemi dışında azalan, mevcut sosyal, siyasal, kültürel ve
ekonomik fırsatları kullanamayan, toplumla doğrudan
dayanışmaya giremediğinden mutluluğu azalıp
umutsuzluğu artan yaşlıların hayata
katılımları sınırlandığından yaşam
kalitesi düşmektedir.
Yaşlılık
emeklilik iç içe kavramlardır. Yaşlıların, emeklilerin
toplumdaki durumu toplumun kültür seviyesini, gelişmişlik düzeyini
gösterir. Ülkemizde 65 yaş üstü 5 milyon 500 bin, 60 yaş üstü ile
birlikte 7 milyon 500 bin insan vardır. 1999 yılından bu yana
SSK'lı ve BAĞ-KURlu emeklilerin aylıklarının
hesaplanması üzerinde yapılan değişiklikle beraber, emekli
aylıklarında eşitsizlik giderek derinleşmiştir.
2007'de Hükûmetin sunduğu emekli aylıklarına ülkenin büyüme
oranının dâhil edilmesi uygulamasının
kaldırılmasını içeren tasarıyla emekliler bütçe
dışına atılmıştır. Bütün emeklilerin
aylıklarının 2013'te üçte 1 oranında, daha sonraki beş
yıl sonunda da yüzde 50 oranında azalacağı öngörülmektedir.
Sosyal güvenlik politikalarının işlevsiz hâle gelmesi ve özel
emeklilik gibi uygulamalarla piyasa koşullarına
bırakılması tüm emekçileri etkilediği gibi emeklileri de
etkilemiştir.
Yaşlıların
da her insan gibi uygun güvenli bir çevrede yaşama, temiz su, gıda
maddeleri, ilaç, beslenme, sağlık, sosyal hizmet, yeterli gelir olanaklarına
sahip olma, uygun eğitim ve öğretim programlarına ulaşma,
eğitsel ve kültürel etkinliklere aktif olarak katılma, aile,
yakın çevre, toplum ile kuşaklar arası yardımlaşmayla
desteklenme, gereksinim duyduğunda profesyonel bakım hizmeti alma,
kişisel saygınlığını geliştiren hizmet ve
olanaklardan yararlanma, yeni teknik ve teknolojilerinden yararlanma dâhil
evrensel hakları vardır. Birleşmiş Milletlerin 1982
yılında kabul ettiği Yaşlılık İlkeleri
başlığı altındaki ilkeler evrensel hakları
içermektedir. Türkiye'nin de imzaladığı tüm sözleşmeler
yanı sıra Anayasa, sosyal güvenlik, sosyal yardım, sosyal
hizmetlere ilişkin ve ilgili diğer konulardaki tüm yasal düzenlemeler
ile "Türkiye'de Yaşlıların Durumu ve Yaşlanma Ulusal
Eylem Planı (2008)" ile bu hakları hukuken
tanımıştır ancak uygulamada yaşlıların
topluma katılımlarından, eğitim, kültür gibi faaliyetlere
erişimleri, sosyal güvenlik hakları, emeklilik hakları,
yaşlı bakımı, yaşlılara yönelik şiddet gibi
pek çok alanda sorunlar devam etmektedir. Yaşlıların
yaşadığı sorunların ekonomik, toplumsal, kültürel
boyutlarının araştırılması ve tespit edilmesi,
yaşlıların evrensel haklarının sağlanması için
yapılması gereken yasal ve fiilî düzenlemelerin tespit edilmesi ve
mevcut sosyal güvenlik politikalarından dolayı mağdur olan
yaşlı vatandaşların sorunlarının çözümü için
görüşmelerin yapılması ve özellikle yerel yönetimler düzeyinde
eksikliklerin tespit edilmesi amacıyla bir araştırma komisyonu
kurulmasını önermekteyiz.
3.-
Kars Milletvekili Mülkiye Birtane ve 21 milletvekilinin, trafik
kazalarının sebeplerinin araştırılarak
alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1036)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Her yıl
binlerce vatandaşımızın ölümüne sebep olan trafik
kazalarının sebeplerinin ortaya çıkarılarak, daha fazla can
kaybı yaşanmasını önlemek amacıyla alınacak
tedbirlerin belirlenmesi için Anayasa'nın 98inci ve İç Tüzükün
104üncü ve 105inci maddeleri gereğince bir Meclis araştırması
açılmasını arz ve teklif ederiz.
1) Mülkiye Birtane (Kars)
2) Pervin Buldan (Iğdır)
3) Sırrı
Sakık (Muş)
4) Halil Aksoy (Ağrı)
5) Hasip Kaplan (Şırnak)
6) Emine Ayna (Diyarbakır)
7) Altan Tan (Diyarbakır)
8) Esat Canan (Hakkâri)
9) Sebahat Tuncel (İstanbul)
10) Erol Dora (Mardin)
11) İdris
Baluken (Bingöl)
12) Murat Bozlak (Adana)
13) Ayla Akat Ata (Batman)
14) Hüsamettin
Zenderlioğlu (Bitlis)
15) Nursel
Aydoğan (Diyarbakır)
16) Adil Zozani (Hakkâri)
17) Sırrı
Süreyya Önder (İstanbul)
18) Ertuğrul
Kürkcü (Mersin)
19) Demir Çelik (Muş)
20) Nazmi Gür (Van)
21) İbrahim
Binici (Şanlıurfa)
22) Özdal Üçer (Van)
Gerekçe:
Türkiye'de trafik
kazaları sonucu hayatını kaybeden kişi sayısı,
konunun acilen gündeme alınmasını gerektirecek derecede ciddi
rakamlara ulaşmıştır. Her gün onlarca kişi kazalarda
can veriyor. Ulaştırma Bakanlığının resmî
açıklamalarına göre, 2002-2009 yılları arasında
Türkiye genelinde toplam 35 bin 244 kişi trafik kazalarında
yaşamını yitirmiştir. Bu yıl da binlerce kişi
aynı şekilde hayatını kaybetti. 21-22 Temmuz tarihleri
arasında, yani sadece iki gün içinde meydana gelen trafik kazalarında
43 vatandaşımız hayatını kaybetti. Yine 2
Ağustos'ta Sinop'un Boyabat ilçesinde freni boşalan tırın
üzerinden, hareket halindeki bir otomobilin üzerine düşen kepçe 2'si çocuk
7 kişinin ölümüne sebep oldu. Yaşanan kazaların
sayısına ve kazaların meydana geliş şekline
bakıldığında, kazaların sadece sürücü hatasından
değil, ciddi denetim ve önlemlerle ortadan kaldırılabilecek
onlarca faktörden kaynaklı meydana geldiğini görüyoruz.
Trafik kazası
sonucu yaralı olarak hastanelere kaldırılıp, yolda veya
hastanede ölenlerin trafikte ölüm istatistiklerine dâhil edilmediği göz
önünde bulundurulduğunda, trafik kazaları sonucu meydana gelen ölüm
sayısının söz konusu rakamların üzerine
çıkacağı kesinlik kazanıyor. Dünya Sağlık
Örgütünün (WHO) istatistiklerinde Türkiye'de her yıl on binden fazla
insanın trafik kazalarında hayatını kaybettiği, yüz
binlercesinin ise sakat kaldığı yer alıyor.
Türkiye bu durumda
ölümlü trafik kazalarının yaşandığı ilk 10 ülke
arasındadır. Emniyet Genel Müdürlüğünün verilerine göre trafik
uygulamalarına bakıldığında her yıl araçların
3'te 1'ine cezai yaptırım uygulandığı görülüyor.
Sadece 2011 yılının ilk 9 ayında 6 milyon 343 bin 181
trafik cezası işlemi uygulanmış. Bu rakamlar denetim
faaliyetlerinin yeterince yapıldığını gösteriyor olsa
da denetimlerin büyük bir kısmı şehir içinde
yapılıyor. Ancak en fazla can kaybına neden olan trafik kazaları,
şehir dışında yaşanıyor. Buralardaki denetimler
ise oldukça yetersiz. Meydana gelen kazalar sadece sürücü kusurlarından
kaynaklanmıyor. Yol, trafik uyarı levhaları, hız
sınırı kontrolü, aracın yola uygun olup
olmadığı vb. faktörler de kazalara neden oluyor. Ne yazık
ki şehir dışında trafik kontrolden çıkıyor.
Şehirler arası otobüslerin, özel ve ticari araçların kontrolleri
sistemli olarak yapılmıyor. Araç lastiklerinin eskimiş olması
ya da mevsim koşullarına uygun olmaması, fren sisteminin sorunlu
olması, aracın tüm parçalarıyla trafiğe uygun olup
olmadığı vb. sebepler onlarca insanımızın
hayatına mal oluyor.
Araştırmalarda,
sürücülerin trafik güvenliği için hayati önem taşıyan
levhaları tam tersi anlamlarda yorumladığı ortaya
çıkmıştır. Ehliyetler sağlık testi onaylı
olarak yenilenme süreli verilmediğinden, sürücünün sağlık sorunu
veya araç sürüş kapasitesi ve bilgisine yönelik veriler bulunmuyor. Trafik
kazaları, sürücü hatalarının yanı sıra kara
yollarındaki altyapı eksikliğinden de kaynaklanıyor. Trafik
Güvenliği Vakfı, Türkiye'de yaklaşık 65 bin kilometrelik
kara yolunun yüzde 40'ının güvenli olmadığını ileri sürmüştür.
Bölünmüş yollar yeniden projelendirilmeden, eski yola uydurularak
yapılmıştır. Yolların çoğunda işaretleme
yeterli değildir. Mıcırlı yollar sürücüler için tehlike
oluşturuyor. Karayolları
Genel Müdürlüğü, kara yollarında trafik güvenliğini
sağlamak üzere sorumluluğu altındaki tüm kara
yollarını sürekli kontrol altında tutmalıdır. Sadece
olası kaza potansiyeli yüksek olan yerler değil, en ufak bir risk
taşıyan yollarda da riskler tespit edilip trafik güvenliğini
sağlayacak tedbirler alınmalıdır. Bütün bu hususları
göz önüne alarak trafik kazaları sonucu on binlerce insanımızın
canına mal olmuş yolların, ihmallerin, tedbirsizliklerin ve
sürücü hatalarının mercek altına alınarak trafikte can
kaybını önlemek için bir araştırma komisyonu
kurulmasını Genel Kurulun takdirine sunuyoruz.
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler
gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması
açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler
sırası geldiğinde yapılacaktır.
B)
Duyurular
1.-
Başkanlıkça, Kadın Erkek Fırsat Eşitliği, Kamu
İktisadi Teşebbüsleri ile Avrupa Birliği Uyum
Komisyonlarında siyasi parti grubu mensubu olmayan milletvekillerine
düşen birer üyelik için aday olmak isteyen siyasi parti grubu mensubu
olmayan milletvekillerinin yazılı olarak müracaat etmelerine
ilişkin duyuru
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği,
Kamu İktisadi Teşebbüsleri ile Avrupa Birliği Uyum
Komisyonlarında siyasi parti grubu mensubu olmayan milletvekillerine de 1
üyelik düşmektedir. Bu komisyonlara aday olmak isteyen siyasi parti grubu
mensubu olmayan milletvekillerinin, 25 Temmuz 2014 Cuma günü saat 18.00e kadar
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına yazılı
olarak müracaat etmelerini rica ediyorum.
Şimdi,
Halkların Demokratik Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine
göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme
alacağım ve daha sonra oylarınıza sunacağım.
VII.-
ÖNERİLER
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.-
HDP Grubunun, Grup Başkan Vekili Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan tarafından, Suriyede başta Rojava halkına
karşı olmak üzere halklara karşı vahşet
uygulamaları ile bilinen IŞİD ve El Nusra örgütlerinin ülkemiz
gençlerini Suriyedeki savaşa sürüklemeleri için yaptıkları
faaliyetlerin araştırılması amacıyla 14/4/2014
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun
22 Temmuz 2014 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda
okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma
Kurulunun 22/07/2014 Salı günü (bugün) yaptığı
toplantısında, siyasi parti grupları arasında oy
birliği sağlanamadığından grubumuzun
aşağıdaki önerisinin, İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
İdris
Baluken
(Bingöl)
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
14 Nisan 2014
tarihinde, Iğdır Milletvekili Grup Başkan Vekili Pervin Buldan
tarafından verilen 5234 sıra no.lu, Suriye'de başta Rojava
halkına karşı olmak üzere halklara karşı vahşet
uygulamaları ile bilinen IŞİD ve El Nusra örgütlerinin ülkemiz
gençlerini Suriye'deki savaşa sürüklemeleri için yaptıkları
faaliyetlerinin araştırılması amacıyla Türkiye Büyük
Millet Meclisine verilmiş olan Meclis araştırma önergesinin,
Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne
alınarak 22/07/2014 Salı günlü birleşiminde sunuşlarda
okunması ve görüşmelerin aynı tarihli birleşiminde yapılması
önerilmiştir.
BAŞKAN
Lehinde, Mardin Milletvekili Erol Dora. (HDP sıralarından
alkışlar)
Buyurunuz
Sayın Dora.
EROL DORA (Mardin) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; vermiş olduğumuz önerge üzerine Halkların
Demokratik Partisi adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, insanlık tarihinin doğduğu,
uygarlığın beşiği olan Mezopotamya toprakları,
tarih boyunca ve günümüze kadar yaşanan savaşlar, insanlık
suçları, soykırım ve katliamlar nedeniyle birçok insanlık
trajedisine ve toplumsal travmalara şahitlik etmiştir ve etmektedir.
Her savaşta olduğu gibi bugün Irak savaşında da, Suriye
savaşında da, İsrailin Gazze halkına
yaptığı saldırılarda da, kısaca 3 semavi dinin
beşiği olmakla övünen Orta Doğuda, savunmasız insanlar ve
özellikle küçük çocuklar din veya mezhepleri yüzünden öldürülebiliyorlar.
Değerli
milletvekilleri, 2003 yılında Amerikanın Irakı
işgalinden sonra yüz binlerce insan katledilmiş ve milyonlarca insan
yerinden yurdundan olmuştu. Bu dönemde Irakta yaşayan Asuri,
Süryani, Keldani, Kürt, Ermeni, Türkmen, Arap, Ezidi halkları büyük
acılar yaşamışlardır. Özellikle binlerce
yıldır yaşadıkları topraklarında günümüzde azınlık
ve korumasız konuma gelen Asuri-Süryani-Keldani halkının dörtte
3ü baskı ve katliamlar sonucunda ülkeyi terk etmek zorunda
kalmışlardır. Başka bir deyişle, 1,5 milyona
yakın olan nüfusları yaklaşık 400 bine düşmüştür.
Değerli
milletvekilleri, Orta Doğu coğrafyasında son beş
yıldır başlayan yeni savaş dalgasının son
halkalarından olan Suriyede üç yılı aşkın süredir
devam eden savaş, 170 bin insanın ölümüne, milyonlarca insanın
ülkelerini terk etmesine ve milyonu aşkın Suriyelinin de ülkemize
sığınmasına neden olmuştur. 2003te Irakta meydana
gelen savaştan sonra ülke âdeta terör örgütlerinin yuvası hâline
gelmiştir. Bu kaotik ortamdan beslenerek güç kazanmış El Kaide
gibi terör örgütleri, Irakta, Suriyede ve diğer Orta Doğu
ülkelerinde türeyerek El Nusra ve IŞİD gibi farklı terör örgütleri
ortaya çıkmıştır. IŞİD terör örgütünün Suriye ve
Irakta barbarlık konusunda sınır tanımayan
uygulamaları ve işlediği insanlık suçları devam
etmektedir.
Değerli
milletvekilleri, IŞİD terör örgütü, Musulu işgalinden sonra
bölgedeki işgal ve saldırılarına devam ederken Irakın
yıllardır kurtulamadığı kaos ortamının daha
da derinleşmesine yol açmıştır. IŞİDin Irakta
saldırılarını başlattığı günlerde,
Uluslararası Göç Örgütünün tespitlerine göre sadece Musulda bir hafta
içerisinde yaklaşık 500 bin kişi evlerini terk etmek zorunda
kalmıştır. Bölgede yaşayan Kürtler, Araplar,
Asuri-Süryani-Keldaniler, Ermeniler, Türkmenler, Şabaklar ve Ezidiler,
bölgeyi terk ederek görece daha güvenli bölgelere sığınmaya
çalışmaktadırlar. IŞİD terör örgütünün bölgede binlerce
insanı barbarca katlettiği haberleri gelmeye devam etmektedir. Rehine
alınan Türkiye Konsolosluğu çalışanlarının
akıbeti konusunda ise hâlâ sağlıklı bilgilere sahip
değiliz.
Değerli
milletvekilleri, yaklaşık iki ay önce Musul ve civar kentlerin
IŞİD tarafından işgalinden sonra, bölgede yaşayan
bütün farklı inançlar, farklı etnik grupların Suriyede üç
yıldır devam etmekte olan iç savaşta olduğu gibi en büyük
zararı gördükleri açıktır. Suriyede de durum bundan farklı
değildir. Özellikle, savunmasız durumda olan Hıristiyan kesimler
terör örgütlerinin hedefi konumundadır. İç savaş öncesinde
Suriyede 2 milyona yakın Hristiyan nüfus yaşıyorken, bugün bu
nüfusun yarısından fazlasının Suriyeyi terk etmek zorunda
kaldığı tahmin edilmektedir. On beş aydır Suriyede
kaçırılmış 2 üst düzey Hristiyan din adamı, Süryani
Ortodoks Metropoliti Yuhanna İbrahim ve Rum Ortodoks Metropoliti Pavlus
Yazıcının akıbetleri hâlâ belirsizliğini
korumaktadır.
Değerli
milletvekilleri, IŞİD teröristlerinin denetiminde olan Musul ve
Ninova bölgesi, Asuri-Süryani-Keldanilerin yoğun olarak
yaşadığı bölgelerdir. Ancak maalesef, artık, o
bölgenin en kadim halkına yaşam hakkı tanınmamakta ve
zorunlu göç dayatılmaktadır. Bir kez daha Ninova yakarıyor.
IŞİD
örgütünün kontrol ettiği bölgelerde yürürlüğe koyduğu despot
uygulamalar, kendi anlayışı dışında inançlara
sahip halklara yaşam hakkı tanımamaktadır. Özellikle
Musulda son bir hafta içerisinde IŞİD, kentte yaşayan
Hıristiyanların evlerini işaretleyerek, hayatta kalabilmeleri
için, Müslüman olmalarını ya da cizye ödemelerini şart
koşmuştur. Aksi takdirde, mal ve mülklerini bırakıp kenti
terk etmeleri için, geçen cumartesi gününe kadar mühlet
tanımıştı. Bu şartlara uymayanları da idamla
cezalandırılacağını duyurmuştu. Bunun üzerine, kentte
yaşayan Asuri-Süryani-Keldaniler, Şiiler, Türkmenler, Ezidiler,
Hristiyanlar evlerini, işyerlerini, mal mülk ve ibadet yerlerini geride
bırakarak yollara düşerken kontrol noktalarında üzerlerindeki
cep telefonları gibi kişisel eşyalara bile el konulmuş bir
biçimde göç etmek zorunda kalmışlardır.
Değerli
milletvekilleri, Musulun dışındaki diğer bölgelerde devam
eden çatışmalar nedeniyle de son iki ay içerisinde on binlerce Asuri,
Süryani, Keldani bölgeyi terk ederek yoğunlukla Kürdistan bölgesine ya da
diğer güvenli bölgelerdeki kilise ve manastırlara
sığınmaktadırlar. Geride bırakılan ve
IŞİD örgütünün eline geçen tarihî kilise ve manastırların
bir kısmı bombalanarak ya da yakılarak imha edilmektedir. Daha
birkaç gün önce, Musulda bulunan Süryani Katolik Metropolitik Kilisesi
ateşe verilmiştir.
Değerli
milletvekilleri, demokratik ulus paradigması bağlamında
Rojavada yaşayan bütün halkların ve bütün farklı
inançların ortak kurucu bir irade geliştirerek inşa ettikleri
demokratik, özerk yönetimin bir kantonu olan Kobaniye yönelik IŞİD
teröristlerinin büyük çaplı saldırıları devam etmektedir.
IŞİD terör örgütü, özellikle Iraktaki kaotik ortamdan faydalanarak
elde ettiği ağır silahlar ve Suudi Arabistan ve Katar gibi
devletlerden de sağlamış oldukları destekle, Rojavada
kendi demokratik yaşam ve yönetim modelini oluşturmakta olan Kürt,
Süryani, Asuri, Keldani, Türkmen, Ermeni, Arap, Ezidi, Alevi, Nusayri,
Müslüman, Hristiyan ve diğer halklara karşı
saldırılarını devam ettirmektedir. Ayrıca, Türkiyenin
911 kilometrekarelik Suriye sınırlarını bu radikal, illegal
örgütlere âdeta açık tutarak sınır tanımayan katliamlar
gerçekleştirebilen bu örgütlerin güçlenmesine zemin
hazırlamıştır. IŞİD terör örgütü sağlanan desteklerle
gitgide tüm Orta Doğu için büyük bir tehlike arz etmeye
başlamıştır. Yaratılmış olan bu
canavarın kendisine destek vermiş ve vermekte olan devletler için de
yakın zamanda büyük tehlikeler arz edeceği sır değildir.
Değerli
milletvekilleri, sonuç olarak, Irakta, Suriyede süregiden katliam ve
cinayetler ve Gazzede Filistin halkına karşı yapılan bunca
zulme rağmen, başta Birleşmiş Milletler, Amerika ve Avrupa
Birliğinin bütün bu olup biten insanlık suçları
karşısında duyarsız ve çifte standartlı bir tutum
sergiledikleri ibretle izlenmektedir. Oysaki Birleşmiş Millet
Sözleşmesinin kuruluş amacında aynen şu ifadelere yer
verilmektedir: Savaş felaketinden gelecek kuşakları korumaya,
temel insan haklarına, insan kişiliğinin onur ve değerine,
erkekler ile kadınların ve büyük uluslar ile küçük ulusların hak
eşitliğine olan inancımızı yeniden ilan etmeye,
adaletin korunması ve antlaşmadan doğan yükümlülüklere
saygı gösterilmesi için gerekli koşulları yaratmaya ve daha
geniş bir özgürlük içinde daha iyi yaşama koşulları
sağlamaya, uluslararası barış ve güvenliği korumak
için güçlerimizi birleştirmeye karar verdik. denilmektedir. Ancak hepimiz
açık biçimde görmekteyiz ki, Birleşmiş Milletler, kendi
sözleşmesini hiçe sayan bir tutum içerisindedir.
Ayrıca hemen
her konuda karar yetkisi Güvenlik Konseyine bırakılmış, 5
daimî üyesine aklınıza gelebilecek her konuyu veto etme imkânı
tanınmış, üstelik 25inci maddesiyle de üye devletlerin
tamamının Güvenlik Konseyi kararlarına uyacakları taahhüt
altına alınmıştır. Güvenlik Konseyinin 5 daimî üyesi
Çin, Fransa, Rusya Federasyonu, İngiltere, Amerika Birleşik
Devletleridir yani bunların istemedikleri herhangi bir konuda
Birleşmiş Milletlerden herhangi bir karar da çıkmamaktadır.
Dolayısıyla artık Birleşmiş Milletlerin de
sorgulanmasının zamanı gelmiştir diye düşünüyoruz.
Irakta ve
Suriyede yaşayan Kürtler, Türkmenler, Araplar, Asuri-Süryani-Keldaniler
ve Ezidiler, aynı zamanda Anadolu ve Mezopotamyanın yerli
halklarıdırlar ve Türkiye halklarıyla akraba
topluluklardır. Başta iktidar olmak üzere, tüm siyasi partilerin
gerek yurt içi ve gerekse yurtdışı politika ve söylemlerinde
kültürler, inançlar ve halklar arasındaki kardeşliği ve
barışı özellikle vurgulayan, ayrıca hiçbir etnik kültür ve
inancı ötekileştirmeyen bir yaklaşım ve tutum
geliştirebilmek noktasında daha duyarlı ve eşit
davranmaları gerekmektedir.
Değerli
milletvekilleri, gelişmeler neticesinde artık daha açık
görmekteyiz ki Orta Doğu coğrafyasında farklı etnik ve
dinsel toplulukların bir arada bulunduğu zengin kültürel yapı
dikkate alındığında çözüm yolu,
farklılıkların bir arada ve birbirlerinin haklarına
saygılı biçimde yaşayabilmeleri demokratik ulus ve ortak vatan
zihniyetinden geçmektedir. Halklar ve inançlar arasında geliştirilen
hiyerarşik, tahakkümcü ve sömürücü politikalar sadece ilgili halklara
zarar vermeyecek, insanlığın siyasal tarihinde
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
EROL DORA (Devamla)
siyasi tarihinde, edebî tarihinde büyük acılarla belleklerde yerini
alacaktır.
Genel Kurulu tekrar
saygıyla selamlıyorum. (HDP ve CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Dora.
Aleyhinde,
Iğdır Milletvekili Sinan Oğan.
Buyurunuz
Sayın Oğan. (MHP sıralarından alkışlar)
SİNAN
OĞAN (Iğdır) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; kaç gündür Orta Doğu bölgesinde
katliam üzerine katliam yaşanıyor, yas üzerine yas
yaşanıyor ve elbette ki bunun bir sonucu olarak da Türkiye'de yas
ilan ediliyor, biz de buna tamamen katılıyoruz. Elbette yas ilan
edilmelidir ancak yasın doğal felaketler sonucu ilan edildiğinin
ve bunun ötesinde başka şeylerin de yapılabileceğinin de
altını çizmek lazım. Gazzede her gün insanlarımız
katlediliyor, Telaferde her gün insanlarımız öldürülüyor, Türkmen
çocukları aç susuz 50 derece sıcakta katlediliyor ama bununla ilgili
bir güne bir gün bir arkadaşımızın burada gelip bir
Türkmeneli atkısı takmadığını da üzülerek
gördüğümü ifade etmek istiyorum.
Değerli
arkadaşlar, IŞİD ve El Nusra gibi örgütler bölgede âdeta bir
Müslüman kıyımına giriştiler. IŞİDin
Müslümanları öldürmesiyle İsrail zulmü arasında da çok fazla bir
fark yok, bundan da hiçbir şekilde şüphemiz yok. Nedense bölgede hep
Müslümanlar ölüyor, nedense bölgede hep Müslümanlar öldürülüyor ama Türkiye
orada ölen Müslümanların arasında bile ayrım yapıyor.
Türkiye demek belki doğru olmaz, AKP iktidarı desek daha
doğru olur. Gazzede ölen bizim insanımız ama Türkmenelinde
ölen de bizim insanımız, Rojavada ölen de bizim
insanımızdır değerli arkadaşlar. Biz bir tarafta
ölenin çığlığını duyamazsak, biz bir tarafta
tecavüz edilen çocukların sesini duyamazsak, biz bir tarafta her gün
kaçırılan, çarmıha gerilen Türkmen kadınlarının
sesini duymayıp sadece Gazzenin sesini duyarsak
Bunu burada ifade etmek
bile inanın çok kolay değil, zor çünkü ölüler arasında bir
kıyaslama yapmak doğru değil, acılar arasında bir
kıyaslama ve bir yarışma yapmak doğru değil, ama,
sizin, sadece tek bir tarafa bakıp öbür tarafa sessiz kalmanızı
da anlamak mümkün değil; bunu da dile getirmek mecburiyetindeyiz.
Değerli
arkadaşlar, bir taraftan Gazzede saldırılar sürerken, bir
taraftan Güneydoğu Anadolu Bölgemizde Ceylânpınarda askerlerimiz
şehit edilirken, diğer taraftan 1,5 milyon Suriyeli Türkiyeye
gelirken ben cevabını bulamadığım bir soruyu buradan,
yüce Meclisten sormak istiyorum. Türkiye büyük bir ülke. Elbette,
komşularımız içerisinde sıkıntı çekenlere kucak
açmalıyız; nitekim açtık, 1,5 milyon insan Türkiyeye geldi.
Daha önce Saddamın zulmünden kaçan Iraktaki Kürt kardeşlerimiz de
Türkiyeye geldi, Türkiye onlara da kucak açtı ve doğru bir şey
yaptı. Bugün, Suriyeden kaçanlara Türkiye kucak açtı, doğru bir
şey yaptı. Her ne kadar Türkiyede onların da zor şartlar
altında olduğunu biliyor olsak da hiç olmazsa IŞİD zulmünün
altında değiller, hiç olmazsa can güvenlikleri noktasında bir
sıkıntı yok.
Peki, ben buradan
soruyorum: Türkiye, oradan gelebilecek 5 bin, 10 bin Türkmeni almaktan âciz
mi? Sizin iktidarınız 5 bin Türkmeni, 5 bin Türkmen çocuğunu
Türkiyeye almaktan âciz mi? 5 bin Türkmen gelse Türkiyeye yük mü olacak? 1
milyon; 1,5 milyonun üzerine bir 5 bin Türkmeni niye kabul edemiyoruz? Niye
Suriyeliden vize istemiyoruz, niye Suriyeliden pasaport istemiyoruz da
Türkmene illa Git pasaport al. diyoruz. Kimden alacak Türkmen? Gidip
IŞİDden pasaport mu çıkaracak? Zaten kampta 50 derece
sıcaklıktalar. AKP iktidarının bu sorunun
cevabını vermesi lazım. Biz niye Türkmenleri Türkiyeye kabul
edemiyoruz? Orada yaşanan Türkmen katliamına niye
kaygısızız? Kızılayımız, AFADımız
ne işe yarıyor? Bugün o Türkmene orada su götüremiyorsak, bugün
oradaki Türkmen çocuklarına ilaç götüremiyorsak yazıklar olsun bize,
yazıklar olsun hepimize! Orada Türkmenler kan ağlıyor ama sizin
kılınız kıpırdamıyor. Orada Türkmenler aç
açıkta, kadınları tecavüze uğruyor. AKPnin kadın
milletvekillerine sesleniyorum: Bir eylem de bunun için niye
yapmıyorsunuz, Türkmen kadınlarına tecavüz edilirken bir eylem
de Türkmen kadınları için niye yapmıyorsunuz? Niye onlar söz
konusu olunca sesiniz çıkmıyor da başka yerler söz konusu olunca
-haklı olarak- sesiniz çıkıyor? Çıkmalıdır, o
konuda desteğimiz size tamdır ama Türkmen olunca niye kör,
sağır ve duymazsınız, niye Türkmenlere karşı bu
kadar duyarsızsınız?
ÜNAL KACIR
(İstanbul) Siz yaptınız mı?
SİNAN
OĞAN (Devamla) Yapıyoruz. (MHP sıralarından
alkışlar)
Milliyetçi Hareket
Partisi kendi imkânlarıyla yardımı topladı ve Allah
razı olsun, Ocak Başkanımız Olcay Bey de götürdü eliyle
teslim etti.
ÜNAL KACIR
(İstanbul) Hayır, hayır, sizin kadınlarınız
yaptı mı bir eylem?
SİNAN
OĞAN (Devamla) Ama sizin elinizde devlet imkânı var
arkadaşlar. Sizin elinizde
ÜNAL KACIR
(İstanbul) Ya, yapsınlar, onlar da yapsınlar da yani
SİNAN
OĞAN (Devamla) Siz bostan korkuluğu musunuz!
İktidarsınız siz, iktidar; yapacaksınız!
ÜNAL KACIR
(İstanbul) Bağırma!
SİNAN
OĞAN (Devamla) Siz bu ülkenin vergisini sağa sola çarçur
ediyorsunuz, Türkmen olunca bu devletin imkânları niye harcanmıyor?
Bu devlet, sınırını Türkmene niye açmıyor? Türkten
bu kadar mı rahatsızsınız, Türkmenden bu kadar mı
rahatsızlık duyuyorsunuz?
Arkadaşlar,
orada ölen çocuklarda sizin de sorumluluğunuz var, orada ölen çocuklarda
sizin de sorumluluğunuz var. Orada kadınlara tecavüz ediliyor ama
buradan çıkıp kınamıyorsunuz bile. Zaten,
iktidarınız kınama makamına dönüşmüş, ancak
kınıyorsunuz. Gazzedeki katliamı kınıyor ama ticaret
yapmaya da devam ediyorsunuz. Başbakan Yardımcısı
çıkıp Ticaret yapmak zorundayız, yoksa oradan Filistine
gitmez. diyor. Böyle bir şey yok arkadaşlar, kimseyi
kandırmayın. Bu artan ticaretinizi, Gazzeyle değil,
İsraille artan ticaretinizi bu şekilde, insanları
kandırarak -kimseyi kandıramazsınız- söyleyemezsiniz.
Orada Türkmen
insanlarımız ölüyor arkadaşlar. Biz Türkiye olarak onları
buraya almak zorundayız. Buraya gelen 1,5 milyon Suriyeli
vatandaşımızı, Müslümanı buraya kabul ediyorsak -ki
etmeliyiz- oradaki Türkmeni de kabul etmeliyiz. Niye çifte standart? Niye
iktidarınız Türke karşı bu kadar düşman? Niye Türke
karşı bu kadar yadsınız? Niye Türk olunca burada sesiniz
soluğunuz çıkmıyor arkadaşlar? (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
ÜNAL KACIR
(İstanbul) Kardeşim, yapma ya! Ne ayrımı?
SİNAN
OĞAN (Devamla) Peki, kaç tane Türkmen Türkiyeye geldi? Size soruyorum,
kaç tane Türkmen Türkiyeye kabul edildi?
ÜNAL KACIR
(İstanbul) - Ne demek kaç tane Türkmen geldi? Ben kaydını
mı tutuyorum ya? Ben mi tutuyorum kaydını da bana soruyorsun?
Hayret bir şey ya!
Sen söyle kaç tane
geldi?
SİNAN
OĞAN (Devamla) Hükûmetinizden varsa burada soruyorum, çıkıp
burada deyin ki: 1,5 milyon Arap Suriyeliyi buraya getirdik, 5 bin tane de
Türkmeni getirdik. Diyemiyorsunuz, çünkü Türkmenden pasaport istiyorsunuz,
Türkmeni buraya sokmuyorsunuz çünkü. Türkmenlerin katledilmesinde sizin
besleyip büyüttüğünüz IŞİD terör örgütü ve dolayısıyla
sizin katkınız, sizin parmağınız var.
ÜNAL KACIR
(İstanbul) Ayrım yapılır mı ya?
Ayrımcılık yapılır mı ya?
SİNAN
OĞAN (Devamla) Değerli arkadaşlar, doğru bilgiyi o zaman
gelin burada söyleyin.
ÜNAL KACIR
(İstanbul) - Böyle politika olmaz ya!
SİNAN
OĞAN (Devamla) Gelin burada deyin ki, AKPnin kadın
milletvekilleri, gelip burada deyin ki: Türkmen kadınlara orada tecavüz
edildi, biz de şu eylemi yaptık.
ÜNAL KACIR
(İstanbul) - Kürt, Türkmen, Arap ayrımı yapmıyoruz.
SİNAN
OĞAN (Devamla) - Orada Türkmen kardeşlerimiz katledilirken Burada
bir günlük yas ilan ettik. deyin.
MUSTAFA AKIŞ
(Konya) Türkmenlere desteğimizi Mehmet Şandıra sor sen, o
bilir!
SİNAN
OĞAN (Devamla) - Orada Türkmen kardeşlerimiz aç susuz kalırken
5 bin tanesini Türkiyeye aldık. deyin; ben de çıkıp buradan
sizden özür dileyeyim. Gelip söyleyin bunu ama söyleyemezsiniz.
MUSTAFA AKIŞ
(Konya) Mehmet Şandıra sor!
SİNAN
OĞAN (Devamla) Türkmene Türkiyenin kapısını
kapatmışsınız. Bunun hesabını bu millet size
soracak. Bu dünyada da soracak, ahirette de soracak. Türkmenin orada aç susuz,
biilaç kalmasına sizin bu kadar duyarsız, bu kadar ilgisiz kalmanızın
hesabını, elbette, elbette Allahım soracak size bunun
hesabını.
Saygılar
sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Oğan.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurunuz Sayın Elitaş.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Konuşmacı konuşmasında AK
PARTİ iktidarını, AK PARTİ milletvekillerini ve Hükûmetini
Türk düşmanı diye tanımladı.
BAŞKAN
Duyamıyorum.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Türk düşmanı diye tanımladı.
TANJU ÖZCAN (Bolu)
Doğru söylemiş.
ÜNAL KACIR
(İstanbul) Ayıp ya!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Burada terbiyesini kaybetmiş birisi de
Doğru söylemiş. diyor.
TANJU ÖZCAN (Bolu)
Terbiyem yerinde benim.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sen buradan laf atmayacaksın bana! Buradan
laf atmayacaksın sen bana!
ENGİN ALTAY
(Sinop) Laf atma kardeşim.
BAŞKAN
Şimdi, Sayın Elitaş, evet, sizin söz talebinizi
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) İzin verirseniz cevap vermek istiyorum. Türk
düşmanı diye tanımladı bizi diyorum, AK PARTİ
iktidarını.
BAŞKAN Evet.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Bunun böyle olmadığını ve
hamaset yaptığını ifade etmek istiyorum. Sataşmadan
dolayı
ÜNAL KACIR
(İstanbul) Tiyatro yapıyor ya, ne hamaseti!
ENGİN ALTAY
(Sinop) Sayın Başkan, söz vermeden, buraya söz vermeden, ben de bir
şey arz etmek istiyorum.
BAŞKAN
Sayın Altay, sizin isteğiniz nedir?
ENGİN ALTAY
(Sinop) Şimdi, hatibi ben de dikkatle dinledim. Hatip Hükûmeti Türk
düşmanlığıyla suçladı, doğru; bostan
korkuluğu olmakla suçladı, o da doğru. Ama Hükûmete yapılan
eleştiriye Hükûmet cevap verir, grubun cevap vermesini doğru
bulmuyorum Sayın Başkanım.
ÜNAL KAÇIR
(İstanbul) Ya bizden eylem yapmamızı istiyor canım!
ENGİN ALTAY
(Sinop) Hükûmet versin cevabı.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Yani benim adıma, sizin adınıza
nasıl konuşuyor burada?
BAŞKAN
Şimdi, Sayın Altay
ENGİN ALTAY
(Sinop) Sayın Başkanım, Hükûmeti eleştirdi hatip. O zaman
ben de söz isteyeceğim, Hükûmeti eleştirdi, ben de söz istiyorum o
vakit.
BAŞKAN
Şimdi
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) İste, senin de Hükûmetin.
ENGİN ALTAY
(Sinop) Hükûmet cevap versin.
BAŞKAN Bir dakika
sayın grup başkan vekilleri, bir dakika.
Hükûmetin
eleştirisini tabii ki Hükûmet cevaplar
ENGİN ALTAY
(Sinop) Hükûmet cevap versin.
BAŞKAN -
ama
burada gruba yönelik olarak hitap etti, o da var. Onun için, Sayın
Elitaşa iki dakika süre vereceğim.
ENGİN ALTAY
(Sinop) Hayır, Sayın Başkan, gruba yönelik bir itham yok,
tutanakları isteyin.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Hayır, Hükûmet cevap verecek zaten. Ben AK
PARTİ Grubu adına
BAŞKAN
Hükûmet cevap verecekse talep eder, cevabını verir.
ENGİN ALTAY
(Sinop) Sayın Başkanım, hatibin gruba yönelik bir kelimesi
yok, iddia ediyorum.
İSMAİL
KAŞDEMİR (Çanakkale) Var, var. AK PARTİnin kadın
milletvekilleri niye eylem yapmıyor? dedi.
ENGİN ALTAY
(Sinop) Tutanakları isteyin, ondan sonra söz verin.
BAŞKAN Siz
de, Sayın Avcı da sataşmadan cevap verecek.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Tutanaklara bakılsın Sayın
Başkanım.
ENGİN ALTAY
(Sinop) Hatibin gruba yönelik bir eleştirisi yok Sayın
Başkanım.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan
YUSUF HALAÇOĞLU
(Kayseri) Tutanaklara bakın lütfen.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Niye rahatsız oluyorsunuz?
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Herhangi bir şekilde
Sadece Hükûmeti
suçladı, herhangi bir şey yok.
BAŞKAN Gruba
yönelik ben şey yaptım.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan çok dikkatli bir
şekilde dinlemiş.
ENGİN ALTAY
(Sinop) Hayır, tutanakları istemeniz lazım Sayın
Başkan.
BAŞKAN -
Buyurunuz Sayın Elitaş.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Herhangi bir şey yok.
BAŞKAN
Tutanaklara da, evet, tekrar bakarız. Ama ben de duydum, gruba yönelik
var.
Buyurunuz
Sayın Elitaş.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkanım, Hükûmet zaten cevap
verecek.
BAŞKAN
Hükûmetin talebini şimdi gördüm. Siz gruba, Hükûmet de kendisi cevap
versin.
Buyurunuz efendim,
sataşmadan.
VIII.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.-
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş'ın, Iğdır Milletvekili
Sinan Oğanın HDP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında Adalet ve Kalkınma Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Ben iki gündür
bakıyorum, Cumhuriyet Halk Partisi grup başkan vekili
arkadaşlarımız ile Milliyetçi Hareket Partisinden bazı
arkadaşlarımız grup başkan vekillerinin verdiği
cevaptan rahatsız oluyorlar.
ENGİN ALTAY
(Sinop) Yok, hiç öyle bir rahatsızlığımız yok.
Hükûmet versin cevabı.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Yani diyorlar ki: Bakan, Hükûmet buradayken siz
niye veriyorsunuz? Siz İçişleri Bakanı olmaya
layıksınız. diye onları söylüyorlar. Bizim
arkadaşlarımız, 311 milletvekili
ENGİN ALTAY
(Sinop) Senin gözün orada biliyorum, senin gözün orada.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Sen kaçırdın treni Elitaş, senin olma
şansın yok artık. Ama belki, Başbakan yaparlar seni!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Bakın, şunu diyorum: 311 milletvekili
her türlü göreve layık arkadaşlarımızdan seçilmiştir.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar) Yani o konuda
hiçbirimizin kaygısı, korkusu yok, müsterih olabilirsiniz. Bu
arkadaşlarımız her görevi yapabilecek kabiliyettedir.
AHMET TOPTAŞ
(Afyonkarahisar) Niye dışarıdan getirdiniz öyleyse?
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Hani size küfredenler vardı ya; Süleyman Soylu, Numan
Kurtulmuş, onları niye getirdiniz?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Ha, siz grubunuzla değerlendiriyorsanız
ona bir şey demem. Bizim burada 311 milletvekilimiz onu yapar, bu konuda
rahatsız olmayın, bir.
AHMET TOPTAŞ
(Afyonkarahisar) İçişleri Bakanını niye
dışarıdan getirdiniz?
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Genel Başkanınıza söylemediği laf kalmadı
onların. Niye getirdiniz? Biz söylesek kıyameti
kopartırsınız.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) İki: Hatibi de çok iyi dinleyin. Hatip burada
elini kürsüye vurarak milletvekili arkadaşlarımızı bostan
korkuluğu olmakla suçladı. Artı, kadın milletvekillerimizle
ilgili Eylem yaptınız mı? dedi.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Süleyman Soylunun söylediğini ben söylesem burada hepiniz
ayağa kalkarsınız.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Ama şunu söylüyorum: Bütün
konuşmaları, bütün söylemleriyle, Irakta yaşayan, Musulda
ortaya çıkan hadiseler münasebetiyle Türkmen kardeşlerimize
yapılan zulmü ifade etmeye çalıştı. Buna hepimiz
katılıyoruz, orada bir zulüm var ama bu zulümle ilgili konuyu
O
bölgede yaşayan insanlarımızın selameti için, o bölgede
yaşayan insanlarımızın daha iyi bir durumda olmaları
ve tehlikelerle karşı karşıya kalmaması için Hükûmet
bir politika ortaya çıkarıyor, koyuyor.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Nedir, politikası ne ya Hükûmetin? Şimdi, soruyoruz sana,
Hükûmetin politikası ne orada?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Burada gelip de kürsülerde yumruk atarak
Şunu yaptınız, bunu yaptınız. demek hiçbir şeyi
ifade etmez. Sadece karından konuşmak anlamına gelir.
SİNAN
OĞAN (Iğdır) Ne yaptınız Sayın Elitaş? Bir
tane yaptığınız şeyi söyleyin.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Üç: Söylemleri tamamıyla Arap
Müslümanı buraya getiriyorsunuz, bağrınıza
basıyorsunuz; Türkmen Türkü buraya getirip bağrınıza
basmıyorsunuz.
SİNAN
OĞAN (Iğdır) Haklı olarak basıyorsunuz. dedim.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Ya bırak artık şu
kafatasçılığını, bırak artık şu
ırkçılığı!
SİNAN
OĞAN (Iğdır) Suriyelileri haklı olarak getirdiniz ama
Türkmenleri haksız olarak getirmiyorsunuz.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Biz bu milleti ne olursa olsun, mezhebi, dini,
cinsi, ırkı ne olursa olsun insan olarak bağrımıza
bastık.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Bu ülkede yaşayan 77 milyon Türkü, Kürtü,
Alevisi, Sünnisi, hepsi bu vatanın evladıdır diyoruz.
SİNAN
OĞAN (Iğdır) Söyleyin, söyleyin, deyin ki: 5 bin Türkmeni
getirdim. Söyleyin, söyleyin; Hükûmet değil misiniz, söyleyin. Kaç
Türkmeni getirdin, söyle.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Biz bu dünyada yaşayan her bir ferdi
Yaradandan ötürü seviyoruz.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Elitaş.
SİNAN
OĞAN (Iğdır) Söyle, kaç Türkmen getirdin, söyle. Söyleyin,
söyleyin, ben de özür dileyeceğim sizden, söyleyin.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Anlayın artık bunu. Bakın,
bakın, artık söylemek istemiyorum. Mübarek gün, ramazanın son
günlerine geldik. Ben oruçluyum.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Elitaş, lütfen
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Niye söylüyorsun bunu ya? Niye naklen yayın yapıyorsun
oruçlu olduğunu?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Herkesin ramazanı mübarek olsun. Ramazan
Bayramını da tebrik ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Elitaş, teşekkür ediyoruz.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkanım
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) Türklüğü sevmek ne zamandan beri ırkçılık oldu?
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Senden başka oruç tutan yok mu, oruçluyuz diyorsun orada ya!
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkan, ırkçılıkla suçladı.
Sataşmadan söz istiyorum.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) Türkü, Türklüğü sevmek ne zamandan beri
ırkçılık oldu?
BAŞKAN -
Sayın Halaçoğlu, şimdi size söz vereceğim fakat daha önce
Hükûmet söz istedi Sayın Oğan sataştığı için.
Hükûmet adına
da Sayın Avcıya söz veriyorum.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Mikrofonda, oruçluyum
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Müslüman birbirine söyler Haydar Bey.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Niye söyleme gereği duyuyor Müslüman birbirine?
BAŞKAN -
Sayın milletvekilleri, lütfen daha sakin bir üslupla
Buyurunuz
Sayın Avcı. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
2.-
Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın, Iğdır
Milletvekili Sinan Oğanın HDP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşması sırasında Hükûmete
sataşması nedeniyle konuşması
MİLLÎ
EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; sayın konuşmacının
Hükûmetimize ve parti grubumuza yönelik bu yakışıksız
sözlerini kınıyorum.
Hükûmetin
Türkmenlerle ilgili bir şey yapmadığı konusunda
yaptığı benzetmeleri, doğrusu Türkiye'nin bölge
halklarına bakışına ilişkin sağlıklı
tutumuyla bağdaşmayan ve âdeta kavimler arasında bile isteye
ayrımcılık yapıldığını, üstelik
Türkmenlere de kastımahsusla yardım edilmediği
imalarını içeren bu konuşmayı ben Sayın Oğana
hiç yakıştıramadım.
Türkiye,
Türkmenlere yardım ediyor ama bunu davul çalarak yapmıyor.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) Şimdi sen söyledin. Sayın Bakan, şimdi sen söyledin
açık açık. Şu anda afişe ettin bütün kamuoyuna.
MİLLÎ
EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) Neyi?
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) Bizim söylememizle senin söylemen arasında ne fark var?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Dinle bir dakika!
Sayın
Başkan, müdahale edin!
BAŞKAN
Lütfen Sayın Korkmaz, lütfen
MİLLÎ
EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) Türkiye
yaptıklarını davul çalarak yapmıyor.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) Türkiye yardım etti. diyorsun. Biz söyleyince mi kabahat
oluyor?
MİLLÎ
EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) - Bu kadarını
söylememi siz istediniz.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) Bunda bir sorun varsa niye konuşuyorsun devlet ricali olarak?
BAŞKAN
Sayın Korkmaz, lütfen
MİLLÎ
EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) Kızılay, AFAD
gerekeni, gerektiği biçimde, gereken zamanda, gereken yerde, gereken
üslupla yapıyor.
Hepinize
saygılar sunarım. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Avcı.
ENGİN ALTAY
(Sinop) Sayın Başkan
SİNAN
OĞAN (Iğdır) Sayın Başkan
BAŞKAN Sizi
de dinleyeyim Sayın Oğan. Sizin talebiniz?
SİNAN
OĞAN (Iğdır) Sayın konuşmacı ırkçı
olarak suçladı beni. Zaten doğrudan sataşmadır. Hükûmet
temsilcisi de Yakışıksız. dedi. Dolayısıyla,
ona da müsaade ederseniz cevap vermek istiyorum.
ÜNAL KACIR
(İstanbul) Irkçı demedi, ırkçı söylem dedi.
BAŞKAN Evet,
buyurunuz Sayın Oğan.
Aynı anda söz
istemiştiniz, konuşan o olduğu için ona söz veriyorum
müsaadenizle.
ENGİN ALTAY
(Sinop) Benim talebim geçerli, oturuyorum Başkanım.
BAŞKAN
Sayın Oğan, buyurunuz.
3.-
Iğdır Milletvekili Sinan Oğan'ın, Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaşın ve Millî Eğitim Bakanı Nabi
Avcının sataşma nedeniyle yaptıkları
konuşmaları sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
SİNAN
OĞAN (Iğdır) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ben, burada,
diğer insanlarımıza karşı yapılan
yardımları haklı olarak destekliyoruz dedim,
ayrımcılık yapmadım.
SONER AKSOY
(Kütahya) Sen şov yapıyorsun, şov!
SİNAN
OĞAN (Devamla) Dedim ki: Suriyeli kardeşlerimize haklı olarak
kucak açtınız. Hatta biraz daha geriye gittim, Saddamın
zulmünden kaçan Halepçedeki Kürt kardeşlerimize bu ülke haklı olarak
kucak açtı. dedim. Kobanideki vatandaşlarımıza
yapılan zulmü de buradan kınadım. Dolayısıyla, ben bir
ayrımcılık yapmıyorum.
Ama ben şunu
anlamıyorum: Niye Türke karşı bu kadar kininiz var
arkadaşlar? Türke niye yardım yapmıyorsunuz? Türkmene
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Hâlâ saçmalıyorsun ya!
RECEP ÖZEL
(Isparta) Ne kini be, ne kini! Lüzumsuz!
ÜNAL KACIR
(İstanbul) Sen aklını mı yedin?
SİNAN
OĞAN (Devamla) Ben, burada Sayın Hükûmetten rica ettim, istirham
ettim, dedim ki: Ben özür dileyeceğim, gelin Hükûmet olarak deyin ki, biz
5 bin Türkmeni, kapımızı açtık, aldık.
ERTUĞRUL
SOYSAL (Yozgat) Geldiler de almadık mı?
SİNAN
OĞAN (Devamla) Şu kampta da bakıyoruz deyin, söyleyin bunu.
Varsa Sayın Bakanım, söyleyin.
MİLLÎ
EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) Söylenmez ki
SİNAN
OĞAN (Devamla) Nasıl söylenmiyor? 1,5 milyon insan buraya gelince,
bunu her gün Sayın Başbakan televizyonlarda söylüyor da Türkmenlere
yapılan yardımı mı söyleyemiyorsunuz?
OSMAN ÇAKIR (Düzce)
Nüfus sayımı yapacağız, kaç tane Türkmen var
SİNAN
OĞAN (Devamla) Ben Türkmenlerle konuşuyorum, Türkmenler diyor ki:
Bize yeterli yardım yapılmıyor. Peki, Türkmenlere yardım
yapılıyorsa, açlıktan ölen çocukları nasıl izah
edeceğiz? 50 derecede susuzluktan kıvranan, yanan çocuğu
nasıl izah edeceğiz? Eğer yardım yapıyorsanız,
yardımı peşmergeye teslim ediyorsanız, o da Türkmene
vermiyorsa, o da sizin beceriksizliğiniz, kusura bakmayın
arkadaşlar. Yardım yapılmıyor oraya. Oraya yardım
yapılsaydı, bugün Türkmenler açlıktan ölmezdi.
Türkiye gibi büyük
bir ülkenin yanı başında kardeşleri açlıktan,
susuzluktan ölüyor; buna isyan etmeyip neye isyan edelim, bunun için kürsüye
yumruk vurmayıp ne için vuracağız arkadaşlar? Burada içimiz
yandığı için bunu söylüyoruz, muhalefet yapmak adına
söylemiyorum.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
SİNAN
OĞAN (Devamla) Samimiyetime emin olabilirsiniz, yapın, ben buradan
çıkıp size Türk milletinin önünde teşekkür edeceğim. Ama
yapın, kapıyı açın, Türkmenler gelsin, ben de burada söz
veriyorum, çıkıp size teşekkür edeceğim.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Oğan.
Sayın Altay,
sizin talebinizi tam anlayamamıştım.
RECEP ÖZEL
(Isparta) Ya, senin sözüne mi güveneceğiz ya! Sen versen ne olur,
vermesen ne olur!
İSMAİL
KAŞDEMİR (Çanakkale) Mehmet Şandıra sordun mu hiç,
Mehmet Şandıra?
SİNAN
OĞAN (Iğdır) Suriye Türkmenleriyle Irak Türkmenleri
farklı şeyler, bilmediğinizi
Bilin, cahil cahil
konuşmayın ya!
BAŞKAN
Sayın Oğan, gayet net anlaşıldı bütün konular.
Sizin talebinizi
ben anlayamadım.
ENGİN ALTAY
(Sinop) Arz edeyim Sayın Başkanım: Sayın Elitaş
konuşmasında benim sayın milletvekilinin Hükûmete yönelik eleştirilerine
cevap vermemesini istememden kaynaklı olarak
Yani ben dedim ki:
Sayın hatip Hükûmete çattı, size çatmadı, size
sataşmadı. Hükûmet bostan korkuluğu mu? diye hatip söyledi,
bence bunu da Elitaş Hükûmet adına cevap vererek biraz teyit etti ama
benim meramım şu: Sayın Elitaş, benim, iktidar partisine
mensup 311 çok sayın milletvekilinin bakanlık yapacak muktediratta
olmadığını ima ettiğimi söyleyerek, 311 milletvekili
nezdinde benim sözlerimi çarpıttı.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) E, tamam, öyle demediysen
anlaşıldı.
ENGİN ALTAY
(Sinop) Evet, onu düzeltmem lazım.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Tamam, meram anlaşıldı,
kayıtlara geçti.
ENGİN ALTAY
(Sinop) Ben İktidar milletvekilleri bakanlık yapamaz; o
muktediratta, o yetenekte, o kapasitede değil. demedim. Bunu düzeltmem
lazım, 311 kişi bana düşman olur Sayın Başkan.
BAŞKAN
Buyurunuz Sayın Altay, düzeltiniz, buyurunuz. (CHP sıralarından
alkışlar)
4.-
Sinop Milletvekili Engin Altay'ın, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
ENGİN ALTAY
(Sinop) Teşekkür ederim.
Bu Parlamentoda
oturan her sayın milletvekili, bu koltuklara, en az, oturanlar kadar
oturmaya layıktır, hakkıdır; önce onu söyleyeyim.
Sayın Elitaş, orucunuz kendinize, şekeriniz yükseliyor, burada
ne söylediğinizi bilmiyorsunuz.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Ölçtürdüm, iyi şekerim.
ENGİN ALTAY
(Devamla) Yani ona bir dikkatinizi çekerim. Öte yandan, sayın hatibin
konuştuklarının gerçek payı olduğu ortaya
çıktı. Türkmenlere yardım ediyor musunuz? Etmiyorsunuz. dedi.
MİLLÎ
EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) Ediyoruz.
ENGİN ALTAY (Devamla) Sayın Bakan,
çıkarsınız dersiniz ki: Kardeşim, şunu şunu
şunu şunu şunu yaptık. Fakat bunu diyecek mecaliniz,
hâliniz falan yok da ben asıl başka bir şey söyleyeyim:
Sayın Bakan, siz buraya yakınsınız, bakın burada bir
harita var. Şu kırmızı noktaların hepsi
çatışmalı.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI
(Eskişehir) 47 tır yardım gitti.
ENGİN ALTAY (Devamla) Türkiye'nin güneyinde,
Suriyede, Irakta şu kırmızı noktalarda insanlar ölüyor,
Müslümanlar ölüyor. Sekiz ayrı noktada insanlar, çocuklar ölüyor,
öldürülüyor, tecavüz ediliyor, diri diri toprağa gömülüyor. Orta
Doğunun kan gölüne çevrilmesinde bu Hükûmetin büyük vebali vardır.
(CHP sıralarından alkışlar) Bu Hükûmetin büyük vebali
vardır. Oradaki teröristlere, unsur diye
tanımladığınız IŞİDe -El Nusra, El Kaide
ben bilmem, hepsi aynı topluluk, aynı kafa, aynı
anlayış- silahı kim gönderdiyse, bunlara tankı, füze
başlığını kim gönderdiyse, gönderilmesine kim
aracılık ettiyse, Türkiye üzerinden topraklarımızın ve
hava sahamızın kullanılması dâhil kim sebep olduysa, kimin
dahli varsa Cenab-ı Allah katbekat belasını versin, onları
kahretsin. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın Altay.
VII.-
ÖNERİLER (Devam)
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.-
HDP Grubunun, Grup Başkan Vekili Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan tarafından, Suriyede başta Rojava halkına
karşı olmak üzere halklara karşı vahşet
uygulamaları ile bilinen IŞİD ve El Nusra örgütlerinin ülkemiz
gençlerini Suriyedeki savaşa sürüklemeleri için yaptıkları
faaliyetlerin araştırılması amacıyla 14/4/2014
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun
22 Temmuz 2014 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda
okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Lehinde Isparta Milletvekili Ali Haydar
Öner.
Buyurunuz Sayın Öner. (CHP sıralarından
alkışlar)
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) Sayın
Başkanım, değerli milletvekilleri; Iğdır Milletvekili
Sayın Pervin Buldanın 14 Nisan 2014 tarihinde Barış ve
Demokrasi Partisi Grup Başkan Vekili olarak verdiği, şimdi de
Halkların Demokratik Partisi Grup Başkan Vekili olarak gündeme
getirilen HDP grup önerisi lehinde CHP adına söz almış bulunuyorum.
Sayın milletvekillerimizi saygıyla selamlıyorum.
Halkların
Demokratik Partisi grup önerisi 14 Nisan 2014te verilmiş. O tarihte
İslami değerler kullanılarak, kutsal değerler sömürülerek,
özellikle Güngören, Bağcılar ve Başakşehir ilçeleri ile
Haznedar, Mareşal Çakmak ve benzeri mahallelerde ülkemiz gençlerini
kandırarak Irak Şam İslam Devleti adını kullanan
örgüte katılımlar sağlandığı ve bunun
araştırılması gerektiği belirtiliyor.
Bu grup önerisinin
çok isabetli bir öngörü olduğu bugün daha iyi anlaşılıyor
ama kimin umurunda? Sorumluluk sahiplerinin umurunda. Ama, şahsi
emellerini bir kişinin siyasi emelleriyle tevhit eden AKP Grubunun
umurunda mı? Suriyede tansiyon yükseldiğinde, Türkiye Esad
kardeşinin adını Esede çevirdi, rejime karşı olan bütün
unsurları destekledi. Desteklenen örgütler arasında El Kaide, El
Nusra gibi radikal örgütlerin olduğu
anlaşıldığında, ABD Şama karşı
Türkiyeyle iş birliğini terk etti.
Örgüt, Ebu Musab
Zerkavi tarafından kurulup El Kaideye katılan, Tevhid vel Cihad
olan adını Mezopotamya El Kaidesine dönüştüren örgüttür. Ebu
Hamza El Muhacir ve daha sonra Ebu Ömer El Bağdadi Irak İslam
Devletini kurmuş, 2010da Ömer El Bağdadinin öldürülmesi üzerine
Ebu Bekir El Bağdadi örgütün başına geçerek önce Irak Şam
İslam Devletini, daha sonra da İslam Devletini kurmuş,
kendisini halife ilan etmiştir.
Örgüt, Suriyede,
Rakkadan başlayarak kuzeyde Telafer ve Musula, Kerkük
sınırına dayanıp Tuzhurmatudan İran
sınırına yönelen, güneyde Ramadi ve Felluceyi ele geçiren,
Bağdatı tehdit eden bir güce kavuşmuştur. Örgüt, Suriyede
9, Irakta da 7 eyalet kurmayı hayal etmektedir.
IŞİD
örgütü kimin desteğiyle büyüdü? IŞİDe Türkiyeden cihatçı
geçinenler katıldı. Silah ve malzeme yardımı
yapıldı mı?
TANJU ÖZCAN (Bolu)
Yapıldı.
ALİ HAYDAR
ÖNER (Devamla) - Adanada yakalanan tırlar kime silah ve cephane
götürüyordu?
MAHMUT TANAL
(İstanbul) - IŞİDe.
ALİ HAYDAR
ÖNER (Devamla) IŞİDe niçin terörist örgüt diyemiyorsunuz?
TANJU ÖZCAN (Bolu)
Biz eğittik!
ALİ HAYDAR
ÖNER (Devamla) - Terörist bir örgüte, terörist diyememenin iki nedeni
olabilir: Birisi, o örgüt dost sayılmaktadır; bir diğeri, o
örgütten korkulmaktadır. İkisi de yakışmamaktadır.
Saldırdıkları
yerlere konvoylar hâlinde giren, gördükleri her insana insafsızca
ateş eden, teslim aldıklarını acımasızca
kurşuna dizen, İslamın adını kullandıkları
hâlde İslami ve insani duygulardan yoksun olan, bu gaddar topluluğa
ne denebilir?
Türkiyenin, Suriye
rejimine karşı savaştıkları gerekçesiyle desteklediği
örgütlerle şu andaki münasebetleri nasıldır? Türkiyenin
Suriyeye vurması kime yaramıştır? İsraile
karşı etkin karşı duruş sergileyen Suriye rejiminin
zayıflatılmasının İsrailin zalim yöneticilerini
cesaretlendirdiğini söyleyebilir misiniz? İsrail Golan Tepelerini
vururken, İsrail Gazzeyi insafsızca vururken insanlık
vicdanını kanatan durumu yeniden değerlendirmek gerekmez mi?
Değerli
milletvekilleri, 11 Haziranda Musul Başkonsolosluğumuz
basıldı. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu
bir gün önce Musul için her türlü önlem alındı. demişti.
IŞİDe haber vermemiş, IŞİDin bundan haberi
olmadığı için, geldiler Başkonsolosluğumuzu
bastılar. Kaçıncı kez Hiç kimse gücümüzü test etmeye
kalkışmasın. demişti Sayın Davutoğlu.
Aldığı önlemler neymiş anlaşılamadı. Test
ile testiyi de karıştırmış olmalı.
Musulun
işgalinden önce Musul Valisi Türkiye'ye gelmişti. Ne konuştular?
IŞİD Musula dayandığında Bay Vali niçin
karşı koymadı, orduyu dağıttı, geri çekti?
11 Haziranda
Musula giren IŞİD bir ihtarla Başkonsolosluk görevlilerini esir
aldı. Türkiye'den verilen talimat Teslim olun. şeklindeydi.
Türkiye
ağır bir ihmal yükü altında kalmıştır.
Yurttaşlarımızı, Başkonsolosluk görevlilerini, önce
yakınlarını tahliye etmedi, personel sayısını
azaltmadı, işgal öncesinde kozmik evrak imha edilmedi. Böyle devlet
anlayışı, böyle Dışişleri
Bakanlığı uygulaması olur mu? Kendi kendini
sıfırlayan bakan kim?
Bizim, Suriyede,
Irakta kardeşlerimiz, akrabalarımız, akraba
topluluklarımız var. IŞİD bunlara zulüm, katliam uyguluyor,
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının, Dışişleri
Bakanının sesi çıkmıyor. Dışişleri Bakan
Yardımcısı Herhangi bir sorun yok. diyor. Bu kadar soruna
nasıl yok denir, anlamak kabil değil.
Başbakan aciz içinde, Eğer Müslümansanız
Başkonsolosluk görevlilerini bırakın. diyor. Emevi Camisinde
namaz kılmak isteyen Başbakan ne hâle düşmüş!
Cumhurbaşkanı adayı Başbakan, devletin tedbirsizliği
neticesinde Lübnanda kaçırılan pilotlar misali kurtarma
senaryoları için hangi tarihi uygun görüyor?
(x)
senaryoydu. Kaçırılan pilotlar için iyi bir senaryo uygulandı.
Rol mükemmel ama Konsolosluk yöneticilerimiz, aileleri, çocukları
özgürlüklerinden mahrum, hayatlarından endişeli.
Suriyedeki, Iraktaki Türkmenler, Kürtler, Araplar,
Hristiyanlar, diğer inançlara mensup olanlar bizim kardeşlerimiz,
akrabalarımızdır. IŞİD, işgal ettiği
yerlerde kendi mezhebinden olmayanları toplayıp kurşuna dizdi,
katletti, Türkmenleri, Kürtleri, kendi mezhebinden olmayan Arapları ve
Hristiyanları öldürdü, yaraladı, kalanları sürdü. Kardeşlerimiz,
akrabalarımız yollarda, kızgın çöldeler; aç ve perişan
insanlar, masum çocuklar ve anneler feryat içinde. IŞİD lideri olup
kendini halife ilan eden Ebu Bekir El Bağdadinin, Sıffin Savaşında
Hazreti Aliye karşı mızraklarının ucuna Kuran-ı
Kerim sayfalarını geçiren Muaviyeden ne farkı var? Kerbelada
peygamber torununu şehit eden Yezitten ne farkı var? Böyle
birilerine Müslüman diyebilir miyiz?
TANJU ÖZCAN (Bolu)
Diyemeyiz.
ALİ HAYDAR
ÖNER (Devamla) Bu önerge desteklenmeli, IŞİDin faaliyetleri
etraflıca araştırılmalıdır. Sözde İslam
devleti mi, her ne bela ise bu terör örgütü ve eylemlerinin olası
sonuçları Meclisimizce araştırılmalıdır.
İslami duyguları sömüren canavardan İslam âlemi
kurtarılmalıdır.
Hak edenlere
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Öner.
Aleyhinde, Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancı.
Buyurunuz
Sayın Bostancı. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Amasya) Sayın Başkan, değerli arkadaşlar;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Her şeyden önce, IŞİD terör örgütü mü,
değil mi? spekülasyonları yapılıyor; Türkiye Cumhuriyeti
devleti IŞİDi terör örgütü listesine aldı dolayısıyla
terör örgütü olarak tanımlıyor; spekülasyona gerek yok,
IŞİD bir terör örgütüdür. Çıkıp burada Öyle
tanıyorsunuz, böyle tanıyorsunuz. demenin manası yok, öncelikle
bunu belirteyim.
BÜLENT BELEN (Tekirdağ) Sana mı
soracağız nasıl tanımlayacağımızı?
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - İkincisi:
Biraz önce Sinan Beyi dinlerken aklıma Hüseyin Nihal Atsız geldi.
KEMALETTİN YILMAZ (Afyonkarahisar) Kemikleri
sızlıyor, kemikleri!
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Büyük sürpriz oldu bizim
için!
KEMALETTİN YILMAZ (Afyonkarahisar) Kemikleri
sızlıyor Nihal Atsızın.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Atsızı
buradaki arkadaşlar bilirler. Nihal Atsız Yolların Sonunda
şöyle der:
Bugün yollanıyorken bir gurbete yeniden
Belki bir kişi bile gelmeyecektir bize
Bir kemiğin ardından saatlerce yol giden
İtler bile gülecek kimsesizliğimize.
Hüseyin Nihal Atsız, Türkiye Cumhuriyetinin bir
yazarı ve şairi.
KEMALETTİN YILMAZ (Afyonkarahisar) Düşünür ve
fikir adamı, sadece şair diye önemsizleştirme.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - İtlerin bile
kimsesizliğine gülecek bir adam olması gerekir miydi Türkiye
Cumhuriyetinin içinde? Hayır. Ama, kafasında öylesine bir Türklük
algısı vardı ki o hayalî Türklük onu Türkiyenin içindeki gerçek
Türklerden ayrı düşürdü, hatta MHPlilerden bile ayrı
düşürdü -geçmişi buradaki arkadaşların bir kısmı
bilmez, ben bilirim- onlardan bile ayrı düşürdü. Hüseyin Nihal
Atsızın yanındakiler 3 kişiyi, 5 kişiyi geçmedi.
Eğer gerçekten halkın içindeki insanlarla
gerçek referanslar üzerine, duygular üzerine bağ kurmayıp bir
muhayyel dünyada yaşarsanız, o zaman itlerin bile
kimsesizliğinize güleceği yalnız bir insan olursunuz. Hele
Türkiye Cumhuriyeti devletinin içinde böyle bir yalnızlığa
doğru yol almak, insanın, işte, kafasındaki o hayalî Türklüğün
onu götürdüğü bir kader olur, düşündüğü Türklük onun
hapishanesine dönüşür, gerçek Türklükle de hiçbir alakası olmaz. Bunu
niçin söylüyorum? Yani, AK PARTİ Grubu -affedersiniz- yüzde 50 oy
almış, 21 milyon oy almış bir siyasi hareket, on iki
yıldır iktidarda.
BÜLENT BELEN (Tekirdağ) Yüzde 43 oy
aldınız, nereden yüzde 50? Bir de hoca olacaksın!
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Affedersiniz,
affedersiniz... Yani, bu heyete oy veren insanlar, bu Türklük düşmanı
heyete oy veren insanlar Türk değiller mi? Türklük
düşmanlıklarını göre göre mi oy veriyorlar? (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Türklük için
vermiyorlar.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Bu nasıl bir
kafa?
İşte, bu şekilde hayalî bir Türklük
oluşturulursa o zaman, hakikaten itlerin bile kimsesizliğine
güleceği bir yalnızlığa götürülür milliyetçilik. Bu naif
milliyetçiliktir, bu çocuksu milliyetçiliktir.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) Hüseyin Nihal Atsız daha neler neler demiş.
İşine geleni okuyup işine gelmeyeni de unutma.
BÜLENT BELEN
(Tekirdağ) Bir zamanlar sen de o hayalin peşindeydin.
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Devamla) Ayrıca, şunu da belirteyim: Arkadaşlar,
gelip burada ihtilaçlar içinde, çırpınarak çok dramatik bir durumu
anlatıyormuş gibi yapıp
BÜLENT BELEN
(Tekirdağ) Dramatik durum yok mu?
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Sizce orada hiçbir şey yok, değil mi?
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Devamla)
sonunda hep AK PARTİ
hasımlığına, düşmanlığına lafı
getirmek şöyle bir bağlam doğurur: Iraktaki Türkmenin
kanının bile, eğer AK PARTİye laf söyleyeceksem, bunun
aracı olmasından ben çekinmem, bunu da kullanırım.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Sayın Hocam, İspanyol Hükûmetini mi eleştirsinler?
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Devamla) İnsanlar böyle anlarlar, ben de oturduğum yerden
böyle anlarım.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) İspanyol Hükûmetini mi eleştirsinler? Kime söyleyecek?
Size söyleyecek tabii.
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Devamla) Buradan Türklüğe de bir hayır çıkmaz.
Türkiye Cumhuriyetinin içinde iktidar partisine, yüzde 50 oy almış
bir partiye Sen Türklük düşmanısın. demek, Türklüğe bir
hizmet değildir
ALİ UZUNIRMAK
(Aydın) Allah, Allah!
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Devamla)
milliyetçiliğe bir hizmet değildir.
ALİ UZUNIRMAK
(Aydın) Allah, Allah!
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) Senin öyle bir kaygın mı var ya? Sen ne konuşuyorsun
Allah aşkına?
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Devamla) Benim kaygımın ne olduğunu ben biliyorum;
sen bilmezsin, sen geçmişi de bilmezsin.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) Ben senin kaygılarına değil, lafa değil,
icraata bakarım, icraata.
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Devamla) Sen bilmezsin, geçmişi bilmezsin.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) Lafa değil, icraata bakarım ben.
BÜLENT BELEN
(Tekirdağ) Biz senin geçmişini biliyoruz.
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Devamla) Sizler 2014ün, AK PARTİnin
sağladığı özgürlük ortamında
Bozkurtlarsınız. Siz bugünün Bozkurtlarısınız. (AK
PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) Lafa değil, icraata bakarım.
MEHMET NACİ BOSTANCI
(Devamla) Ben geçmişi de biliyorum. Nevzat, sen hiç konuşma bir
kere. Konuşma!
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) Biz ülkücülüğü konuşuyoruz, türkücülüğü değil!
Türkücülüğü konuşma!
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Devamla) Sen konuşursun, lafını yaparsın, o
kadar.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Türkücü bile olamazsın, türkücü, ülkücüyü
geç!
BAŞKAN
Lütfen karşılıklı konuşmayalım.
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Devamla) Değerli arkadaşlar, tabii Milliyetçiyim. diye
iddia edip Türk milletine hizmet iddiasında olan insanların
akıllı olması lazım.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) Ha şunu bileydin! Geldiğin noktaya bak ya!
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Devamla) Sonuçta benim partime ne getirir? hesabına
dayalı bir akletme, milliyetçiliğe hizmet değil.
Dolayısıyla, söylediğin her söze dikkat edeceksin. Burada AK
PARTİyi Türklük düşmanı göstermek, size üç tane oy bile
getirmez ama kafa sürekli O Türklük düşmanı, bu Türklük
düşmanı
Türklük kala kala bana kaldı. Hüseyin Nihal Atsız
kafası. Yalnızlığınıza gidersiniz.
Yanlış. İddianız Türklüğe hizmetse, bu kafa
yanlış. Buradan Türklüğe hizmet çıkmaz.
İkincisi,
Türkmene yardım ediyor musunuz? Ya, Sinan kardeşim, sen burada
öyle ihtilaçlar içinde davranıyorsun ki kıvranarak,
bağırarak, ben doğrusu bir psikolojik durumla karşı
karşıyayız diye düşündüm.
BÜLENT BELEN
(Tekirdağ) Terbiyeni takın, terbiyeni!
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Devamla) Senin eğer yirmi dört saatin, affedersin
Sen, yerine
oturduğunda da yirmi dört saatin bu şekilde eğer bir trans hâli
içinde geçiyor, Türkmenlerle yatıp kalkıyorsan helal olsun ama ben
görüyorum ki oturuyorsun, gülüyorsun, gündelik hayatını
sürdürüyorsun, buraya gelince ne oluyorsa oluyor, burada bir dramatik durum
doğuyor.
Aklıma Cenap
Şahabettinin sözü geliyor. Cenap Şahabettin diyordu ki: Havas
beğendikçe alkışlar, avam alkışlandıkça
beğenir. Şimdi, alkışlandıkça beğeneceği
varsayımıyla burada bir dramatik tablo ortaya koymanın
neticesinde bir kanaat uyandırmaya çalışıyorsanız o
kanaat uyanmaz. Bu millet on iki yıldır kimin ne
yaptığını gayet iyi biliyor, aklıselimi de var,
Türklük sevgisi de var; iyi ki var ve o doğrultuda davranıyor. Sait
Halim Paşanın dediği gibi, lütfen, fikirlerden gerçekliğe
gitmeyin, gerçeklikten fikirlere gelin. Yoksa, aranızda okumayanlar
vardır Ahmet Hikmet Müftüoğlunun Çağlayanlarını,
oradaki Turhan Nasıl Çıldırdı durumuna düşersiniz.
Kafanızda hayal kurup Türkiyeye öyle bakmayın, Türkiyenin
gerçekliğiyle yüzleşin, kafanızdaki fikirleri onun istikametinde
değiştirin.
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Sen kendine sakla bu fikirlerini kardeşim!
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Devamla) Kendi bilgimizin esiri olmayalım.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) Artı sonsuzdan eksi sonsuza salınan bir adamın
tavsiyelerini mi dinleyeceğiz?
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Devamla) Ta binlerce yıl öncesinde o Çinli bilge demiş
ki: Kendi bataklığının esiri olan kurbağaya ben ne
anlatabilirim?
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) Neredeydin, neredesin, nereye geldin?
SİNAN
OĞAN (Iğdır) Türkmenlere sınır niye kapalı?
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Devamla) Kendi bataklığımızın esiri
olmayacağız.
SİNAN
OĞAN (Iğdır) Hocam, çok basit, Türkmene sınır niye
kapalı, onu söyle. Başka bir şey demene gerek yok, sadece onu
söyle, niye kapalı?
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Devamla) Değerli arkadaşlar, aslında HDPnin grup
önerisi üzerine konuşmaya gelmiştim ama bir başka niyetle
geliyorsunuz, bir başka konuşma yapıyorsunuz, bu da herhâlde
karşılıklı etkileşim diyelim.
SİNAN
OĞAN (Iğdır) İki dakika otuz üç saniyen var, Türkmene
sınır niye kapalı, onu söyle.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Haberi yok ki!
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Devamla) HDPnin önerisine gelince
Ha, bu arada,
Türkiye Cumhuriyeti bölgedeki herkese el uzatıyor.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Evet, evet!
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Devamla) Çıkıp burada yaptınız mı,
sayıyı söyleyin, bilmem ne söyleyin demenin manası yok.
BÜLENT BELEN
(Tekirdağ) Türkler hariç, Türkler hariç!
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Devamla) Evet, evet, o yardımları yapıyor.
NAMIK HAVUTÇA
(Balıkesir) Hoca, el uzattığı her yerde insanlar ölüyor!
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Devamla) Siz de olsanız başka bir şey
yapmazsınız, yapacağınız bunlardır.
ENGİN ALTAY
(Sinop) Olur mu öyle?
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Devamla) Olur mu böyle
değil.
NAMIK HAVUTÇA
(Balıkesir) - Ölenleri gösterdiler.
ENGİN ALTAY
(Sinop) Terör ihraç etmeyiz, yeter, terör ihraç etmeyiz, terörist ihraç
etmeyiz!
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) İhracatta rekor kırdınız terörde!
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Devamla) Siz de kim mazlum olsa; Türkmeni, Kürtü, Arapı,
kim mazlum olsa ona el uzatırsınız çünkü siz ve biz aslında
netice olarak aynı değerler üzerindeyiz, birbirimizden çok ayrı
değiliz.
BÜLENT BELEN
(Tekirdağ) Yoo.
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Devamla) Siz de farklı davranmayacaksınız. Siz
evrenin bir tarafında, biz evrenin bir tarafında değiliz.
ENGİN ALTAY
(Sinop) Doğru, biz terörist yetiştirip göndermeyeceğiz oraya
Müslüman kanı akıtmaya, doğru.
MEHMET HİLAL
KAPLAN (Kocaeli) Biz teröristlere yardım etmeyiz.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) Tırlarla silah gönder, ondan sonra da Niye adam öldürüyorlar,
niye Müslüman kesiyorlar
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Devamla) Değerli arkadaşlar, hepimiz Türkiye
Cumhuriyetinin ortak atmosferi içerisinde soluklanıyoruz. Bu siyasi
ayrılıklar olur, rekabet de olur. Bunları sanki bambaşka
dünyalardaki iki ayrı parti, iki ayrı insan tipi gibi düşünmek
hem gerçekçi değil hem de bu memlekete hizmet değil.
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Biz başka dünyaların insanıyız zaten!
BÜLENT BELEN
(Tekirdağ) Gerçekleri senden mi öğrenecek bu insanlar?
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Devamla) Türkiye Cumhuriyeti devletinin yapabilecekleri belli,
elindeki imkânlar belli. Herhâlde savaş açmasını
beklemiyorsunuz. Elbette ki insani birtakım yardımları yapacak.
MEHMET HİLAL
KAPLAN (Kocaeli) Niye? Suriyeye savaş açıyordunuz uçaksavarla!
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Devamla) Elbette ki uluslararası forumlarda Orta Doğu
coğrafyasında yaşanan insani dramları dile getirecek.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) Siyasetin mümkün olanların sanatı olduğu yeni mi
aklınıza geldi?
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Hani senin Hakanın, Davutoğlun, Fidanın? Kim yazıyordu
senaryosunu?
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) Mısıra meydan okurken, Iraka, İrana meydan
okurken
Yeni mi aklınıza geldi reel siyaset?
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Devamla) Bizim dış politikamızın
dayandığı temel, hakkaniyet ve adalettir.
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Roketle mi gelecek adalet ile hakkaniyet?
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Devamla) Şu küresel sisteme güçlü bir Türkiyenin
katacağı da budur. Bugün biz takip ediyoruz, yarın burada kim
olursa olsun aynı istikamette davranmak durumunda çünkü uluslararası
sisteme, benim kanaatim o ki Türkiye Cumhuriyeti devletinin katabileceği
en önemli değer hakkaniyet ve adalet istikametinde bir duruştur.
Bugün biz yapıyoruz, yarın inşallah başkalarına nasip
olur ve şunu biliyorum: Başkalarına nasip olmasını
tayin edecek olan da bu istikamette olanların ancak halktan destek
alabilmesidir, bunu da unutmayalım. Yoksa, kafanızdan başka tür
fikirler geçirirseniz bu fırsatı ve imkânı da
bulamazsınız.
HDP önergesi
üzerine konuşamadım. Aslında aynı önergeyi
getirmişler. Aynı önerge üzerine farklı bir konuşma
yapacaktım, onu da bir başka bahara bırakalım.
Çok teşekkür
ediyorum. Saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Bostancı.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkanım
BAŞKAN Buyurunuz
Sayın Halaçoğlu.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın konuşmacı Akıllı
olacaksınız., Hâlinize itler bile güler. gibi, grubumuza
doğrudan sataşmada bulunmuştur.
BAŞKAN Evet.
SİNAN
OĞAN (Iğdır) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Oğan, siz
SİNAN OĞAN (Iğdır) Efendim,
aynı şekilde, ismimi de zikrederek Psikolojik durumunuz bozuk.
demiştir, Hâlinize itler bile güler. demiştir. Müsaade ederseniz,
Grup Başkan Vekilimizden sonra ben de cevap vermek istiyorum çünkü
grubumuz adına sataşmada bulundu.
BAŞKAN Size şahsınıza
sataştığı için söz vereceğim Sayın Oğan.
Sonra da grup olarak size söz vereceğim Sayın Halaçoğlu.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Sayın
Başkan, sonra da bir yerimden
BÜLENT TURAN (İstanbul) Sayın Başkan,
Meclisi hep aynı konular meşgul ediyor ama.
BAŞKAN O,
ismini zikrederek
BÜLENT TURAN
(İstanbul) Hakaret eden kendisi, yanlış konuşan kendisi,
seviyesizlik yapan kendisi.
ENGİN ALTAY
(Sinop) Hasta. dedi ya, daha ne desin adama?
BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Oğan.
VIII.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
5.-
Iğdır Milletvekili Sinan Oğan'ın, Amasya Milletvekili
Mehmet Naci Bostancının HDP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
SİNAN OĞAN (Iğdır) Değerli
arkadaşlar, şimdi, hocamdan burada hiç olmazsa, Türkmenler için
-dokuz dakika konferans verir gibi bir şeyler anlattı ama- bir dakika
Türkmenlerle ilgili Şunu yaptık, sınırı açtık,
sınırı açacağız. diye bir şey demesini beklerdim
ama yok.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sana ders verecek
hâli kalmadı!
SİNAN OĞAN (Devamla) Hocamın
söyleyeceği bir şey yok çünkü yaptığınız bir
şey yok.
BÜLENT TURAN (İstanbul) Hangi Türkmene faydan
oldu be!
SİNAN OĞAN (Devamla) Hocam diyor ki,
sayın konuşmacı diyor ki: Bunlar size oy getirmez. Değerli
arkadaşlar, bizim farkımız budur, biz Türkmeni oy olarak
görmüyoruz.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Hadi canım
sende!
SİNAN OĞAN (Devamla) Biz Türkmen üzerinden oy
devşirmiyoruz.
RECEP ÖZEL (Isparta) Allah Allah!
SİNAN OĞAN (Devamla) Hocam benim için
Psikolojik durumun bozuk. dedi.
BÜLENT TURAN (İstanbul) Bozuk, evet.
RECEP ÖZEL (Isparta) Bozuk. demedi, Kontrol etsin.
dedi.
SİNAN OĞAN (Devamla) Hocam, kusura
bakmayın, eğer sizin bu vahşet karşısında
psikolojiniz bozulmuyorsa
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) Allah Allah!
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Ben
sağlıklıyım çok şükür.
SİNAN OĞAN (Devamla)
eğer bu
vahşet karşısında siz hâlâ günlük
yaşamınızı devam ettiriyorsanız
RECEP ÖZEL (Isparta) Sen günlük yaşamını
devam ettirmiyor musun?
SİNAN OĞAN (Devamla)
kusura bakmayın
Hocam, geçmişte bu hareketin içerisinde bulunmuş ama bu hareketten
hiçbir şey öğrenmemişsiniz.
TÜLAY BAKIR (Samsun) Etkisiz tepkinin bir faydası
yok.
SİNAN OĞAN (Devamla) Değerli
arkadaşlar, orada Türkmenler ölürken benim burada bir Türk olarak
RECEP ÖZEL (Isparta) Hangi Türke ne faydan var, onu
söylesene, ne faydan var?
SİNAN OĞAN (Devamla)
Türk olmaktan da gurur
duyarak oradaki Türkmenin ölümüne, çocukların aç susuz kalmasına
benim gönlüm razı değil, benim vicdanım razı değil.
RECEP ÖZEL (Isparta) Hiç kimsenin değil.
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) Ne faydan oldu?
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) Ne yaptın,
ne yaptın?
SİNAN OĞAN (Devamla) Eğer sizin gönlünüz
razıysa, sizin psikolojinizi bu bozmuyorsa, sizin vicdanınız
rahatsa
BÜLENT TURAN (İstanbul) Hadi be!
SİNAN OĞAN (Devamla)
o Türkmen
çocukların o dünyada iki eli sizin yakanızda olacak, söylüyorum.
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) Allah Allah, sanki
bilmiyoruz kimin eli kimin yakasında olacak.
SİNAN
OĞAN (Devamla) Değerli arkadaşlar, Türkmenlerle ilgili, burada
bir Allahın kulu, ya Hükûmet ya grup başkan vekili veya bir
milletvekili çıksın, desin ki: Biz Irak sınırını
kapatmadık, isteyen Türkmen buraya gelebilir. Bunu söyleyecek cesarette
bir arkadaşınız varsa burada dinlemeye hazırız. (AK
PARTİ sıralarından Gelmesi doğru mu? sesi)
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Oğan.
ALİ
ŞAHİN (Gaziantep) - Getirsek Niye getirdiniz? dersiniz.
SİNAN
OĞAN (Iğdır) Gelmesi niye doğru olmasın? 1,5 milyon
Suriyeli buraya geliyor, doğru oluyor da Türkmen gelince mi
yanlış olacak? 1,5 milyon Suriyeliyi alıyorsunuz, 1 Türkmeni
niye alamıyorsunuz? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Sayın Oğan
SİNAN
OĞAN (Iğdır) - Sizin Türke
düşmanlığınız belli.
BAŞKAN -
Teşekkür ediyoruz Sayın Oğan.
MİLLÎ
EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) Sayın
Başkan, sataşmadan söz istiyorum.
BAŞKAN -
Sayın Halaçoğlu da konuştuktan sonra Hükûmet adına
Sayın Avcı konuşmak istiyor sataşmadan dolayı.
Buyurunuz
Sayın Halaçoğlu.
6.-
Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun, Amasya Milletvekili Mehmet Naci
Bostancının HDP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında MHP Grubuna sataşması
nedeniyle konuşması
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Değerli
milletvekilleri, tabii, burada bir atalar sözünü hatırlatmak istiyorum:
Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.
RECEP ÖZEL
(Isparta) Aynen Hocam, aynen.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) Söylediklerinizle, yaptıklarınızla
birbirini tutmayan bir tavır içerisindesiniz.
Hoca dedi ki:
IŞİD terör örgütleri listesine alındı. Nerede? Gösterin
bana. Öyle bir şey söz konusu değil terör örgütü diyemiyorsunuz.
Ayrıca, Musul
Başkonsolosluğumuz şu an IŞİDin karargâhı
hâlinde ama ona da ses çıkarmıyorsunuz.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sen araştırmıyorsun,
danışmanına söyle, araştırsın.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) - IŞİDe, Allahü ekber diyerek kafa kesen
IŞİDe ses çıkaramıyorsunuz, herhâlde oradaki insanların
insan olmadıklarını düşünüyorsunuz ki kafa kesenlere ses
çıkarmıyorsunuz.
Şimdi, bana
Atsızdan bahsediyorsunuz. Siz önce Atsızın sözlerine -eğer biliyorsanız doğru
düzgün- daha dikkat edin.
Bakın,
Atsız diyor ki: Biz Türküz, tarihimize ve yakın mazimize dayanarak
Türküz der ve bundan haklı bir iftihar duyarız. Allah
aşkına, bir kere ağzınızdan Türküz kelimesi bile
çıkmıyor, Anayasaya rağmen çıkmıyor ama Atsızın
şiirini okuyorsunuz. Atsızın şiiri
ALİ UZUNIRMAK
(Aydın) Anlamını bilmiyorlar, anlamını
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) İstismar, istismar!
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) - Bakın Bir gün yollanıyorken bir gurbete
yeniden/ Belki bir kişi bile gelmeyecektir bize./ Bir kemiğin
ardından saatlerce yol giden/ İtler bile gülecek kimsesizliğimize.
diyor Atsız.
Şimdi, siz zannediyor musunuz ki
Sadece Gazzedeki
insanları insan olarak görüp ötekileri insan olarak görmüyorsunuz...
İnsan olarak görmüyorsunuz çünkü orada katliama uğrayan Türkmenler
için
RECEP ÖZEL (Isparta) Niye öyle diyorsun Hocam? Niye
görmeyelim?
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) Mazlum her yerde
mazlumdur. Her mazlum bizim için değerlidir.
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) Niye üç gün Gazze için
yas ilan ediyorsunuz da Türkmenler için yas ilan etmiyorsunuz? Ayinesi
iştir kişinin lafa bakılmaz dedim onun için. Gazze için üç
günlük yas ilan edenler, Türkmenler için de üç günlük yas ilan etsinler.
BAYRAM ÖZÇELİK
(Burdur) Ne alaka!
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) Ama yapamazsınız, yapamazsınız
çünkü Başbakanınızın
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla)
ağzından Türküm lafı da
çıkmıyor. Çünkü, siz sadece mensubiyet duygularınızla
hareket eden ve ırkçılık yapan kişilersiniz.( MHP
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Halaçoğlu.
RECEP ÖZEL
(Isparta) Allah Allah!
MEHMET ŞÜKRÜ
ERDİNÇ (Adana) En büyük ırkçı sizsiniz!
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Kimin ırkçı olduğu belli.
BAŞKAN - Teşekkür
ederiz.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan
BAŞKAN -
Sayın Baluken ne içindi?
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) - Sayın Başkan, dün geceden beri yaşanan bir
hadiseyle ilgili, sınır bölgesinde yaşanan bir hadiseyle ilgili
kamuoyunda dezenformasyon bilgileri var. Genel Kurulu doğru bilgilendirmek
açısından yerimden söz istiyorum.
BAŞKAN
Sayın Avcının konuşmasından sonra size söz vereyim.
Buyurunuz
Sayın Avcı
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Amasya) Efendim, bir konuyu açıklığa
kavuşturmak istiyorum. Efendim, bir cümle
BAŞKAN
Efendim?
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Amasya) Ben, Sinan Beyin psikolojik olarak rahatsız
olduğunu asla söylemedim.
SİNAN
OĞAN (Iğdır) Öyle dediniz.
ENGİN ALTAY
(Sinop) Öyle algıladık biz.
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Amasya) Aksine, son derece sağlıklı olduğunu
ifade ettim.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) - Bırak kelime oyunlarını ya!
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Amasya) Sadece, kürsüye geldiğinde farklı
davrandığını ifade ettim.
Teşekkürler.
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) O zaman sizin bir tedaviye ihtiyacınız var,
hep yanlış anlaşılıyorsunuz.
BAŞKAN Peki,
tutanaklara geçmiştir, düzeltmiştir.
Buyurunuz
Sayın Avcı. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
7.-
Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın, Iğdır
Milletvekili Sinan Oğanın sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında Hükûmete
sataşması nedeniyle konuşması
MİLLÎ
EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) Sayın
Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; ben de
oturduğum yerden, aşağı yukarı Meclisin
tamamını görebiliyorum. Gerçekten, Naci Beyin tespiti çok
doğru. Bazı arkadaşlarımızın kürsü
performansları ile koltuk performansları epey bir farklı. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
ENGİN ALTAY
(Sinop) O ne demek ya? Bu nasıl bir laf? Koltuk ne demek?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Genel Kurul sizi çok iyi anlıyor Sayın
Bakan.
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Bir bakana çok yakıştı, hele hele
Millî Eğitim Bakanına çok yakıştı!
ENGİN ALTAY
(Sinop) Sayın Bakan, bu lafı açmanız lazım.
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Esefle kınıyorum sizi. Bir Millî
Eğitim Bakanına çok yakıştı bu sözler! Esefle
kınıyorum sizi.
MİLLÎ
EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) Ayrıca, buradan
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Bir Millî Eğitim Bakanına çok
yakıştı, üçüncü kez söylüyorum.
BÜLENT TURAN
(İstanbul) Kürsüde ağlıyor orada gülüyor, Hocam söylemeyecek
mi onu?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI
(Devamla) Şunu kısaca söyleyeyim: Türkiye, Birleşmiş
Milletler terör listesinde yer alan El Kaide, El Nusra ve IŞİDi
kendi mevzuatı bakımından da terör örgütleri listesine almıştır.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Niye yardım
ediyorsunuz siz terör örgütlerine o zaman? (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) Sen mi
dağıtıyordun yardımı, orada mıydın?
KEMALETTİN YILMAZ (Afyonkarahisar) Niye
kınamıyorsun, niye terörist diyemiyorsun?
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Hangi tarihte, hangi
kararla aldınız?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI
(Eskişehir) Yardım konusuna gelince, bugüne kadar Iraka, Irak
Türkmenlerine sadece Kızılay üzerinden giden, son on beş gün
içerisinde 47 tır, yarın 20 tır Gaziantepten Telafere hareket
ediyor, toplam planlanan tır sayısı 176.
BÜLENT TURAN (İstanbul) Yüzün kızardı
mı?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI
(Eskişehir) AFADın yaptıklarını ayrıca
AFADın sitesinden de okuyabilirsiniz.
SİNAN OĞAN (Iğdır) Sayın
Bakanım, kaç Türkmen geldi Türkiyeye?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI
(Eskişehir) Hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BÜLENT TURAN (İstanbul) Biraz yüzün
kızarsın be!
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın
Avcı.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Sayın
Başkan
BAŞKAN Oylamadan sonra size söz vereyim, tam bu
konuyla ilgili değil.
VII.-
ÖNERİLER (Devam)
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.-
HDP Grubunun, Grup Başkan Vekili Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan tarafından, Suriyede başta Rojava halkına
karşı olmak üzere halklara karşı vahşet
uygulamaları ile bilinen IŞİD ve El Nusra örgütlerinin ülkemiz
gençlerini Suriyedeki savaşa sürüklemeleri için yaptıkları
faaliyetlerin araştırılması amacıyla 14/4/2014 tarihinde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş
olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 22 Temmuz
2014 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN - Halkların Demokratik Partisi Grubu
önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Buyurunuz Sayın Baluken, bir açıklama
yapacaktınız.
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
20.-
Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in, Şanlıurfanın
Ceylânpınar ilçesinde 2 askerin yaşamını yitirdiği
çatışmalarla ilgili Hükûmetin olayın bütün detaylarını
araştırması ve sorumlularla ilgili gerekli
açıklamaları yapması gerektiğine ilişkin
açıklaması
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Sayın Başkan, Genel Kurulu bilgilendirmek üzere
söz aldım.
Dün, Ceylânpınar sınır bölgesinde
yaşanan bir çatışmada 2 askerin yaşamını
yitirdiği bilgisiyle ilgili çelişkili olan açıklamaları
ibretle ve kaygıyla takip ettiğimizi ifade etmek istiyorum.
Dün, olaydan hemen sonra, olay yerinde incelemelerde
bulunan Urfa Valiliğinin yapmış olduğu açıklamada 21
Temmuz Pazartesi gecesi kaçakçılarla yaşanan bir
çatışmanın neticesinde olayın cereyan ettiği ve 1
askerin yaşamını yitirdiği ifade edilmişti. Bugün ise
Genelkurmay Başkanlığı tarafından yapılan
açıklamada olaydan PYDnin sorumlu
olduğu, açılan ateşe karşı ateşle cevap
verildiği ve 6 PYDlinin yaşamını yitirdiği ifade
edilmiştir.
Her şeyden
önce şunu ifade edelim: PYD demokratik Suriye için mücadele eden,
Suriyedeki bütün terörist unsurlarla ve Suriye demokrasisini tehdit eden
güçlerle siyasi mücadele yürüten bir siyasi partidir. Hiçbir askerî faaliyeti
yoktur. Orada askerî faaliyet yürüten güç YPGdir, YPG de sadece PYDnin
değil, bütün Suriye halkının çıkarlarını,
iradesini korumak üzere mücadele etmektedir. Biz, bu çelişkili
açıklamalar üzerine olayı inceledik, araştırdık,
Rojavadaki arkadaşlarımızla da görüştük. Bölgenin
kaçakçıların kullandığı bir bölge olduğu
bilgisini yereldeki herkes biliyor, hem halk biliyor hem oradaki devlet
yetkilileri biliyorlar. Bu yaptığımız görüşmeler
neticesinde de Rojavadaki arkadaşlarımız, YPG güçleri ile
Türkiye ordusu arasında asla bir çatışmanın
yaşanmadığını bize çok net bir şekilde ifade
ettiler. Şu anda basına düşen haberlerde de Serekaniye Binxet
Halk Meclisi Başkanı Ferec Mihemed, YPG güçlerinin girdiği bir
çatışma olmadığını, bölgenin
kaçakçıların kullandığı bir bölge olduğunu,
yaşamını yitiren ya da yaralı olan tek bir YPG
savaşçısının olmadığını ifade
etmiştir.
Ayrıca,
olayın PYD ve...
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan, bu konu çok önemlidir, bir
yarım dakikanızı daha rica edeceğim.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Bakan, gitmeyin, bir dakika bekleyin.
BAŞKAN
Buyurun.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan, son cümlemden itibaren bir dakikada
bitirmeye çalışayım.
Sayın Ferec
Mihemed, Serekaniye Halk Meclisi Başkanı, YPG güçlerinin girdiği
bir çatışma olmadığını, bölgenin
kaçakçıların kullandığı bir bölge olduğunu, tek
bir yaşamını yitiren ya da yaralı YPG
savaşçısının olmadığını, olayın
PYD ve YPGyle ilişkilendirilmeye çalışılmasının
maksatlı olduğunu açık bir şekilde ifade etmiştir.
Yine, basına,
YPG Serekaniye Komutanlığı tarafından yapılan
açıklamada, olayla hiçbir ilgilerinin olmadığı, yaralı
ya da yaşamını yitirmiş tek bir
savaşçılarının olmadığı, konuyla ilgili
detaylı bir açıklamanın da önümüzdeki saatlerde kamuoyuyla
paylaşılacağı açık bir şekilde ifade
edilmiştir.
Dolayısıyla
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, burada PYDnin sözcüsü
değildir ki! PYDnin açıklamalarının burada ne alakası
var Sayın Başkan?
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan, Genel Kurulu doğru
bilgilendirmek açısından
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) PYD açıklamalarını yapar, Türkiye
Büyük Millet Meclisinde bu olmaz. Sayın Başkan, burası Türkiye
Büyük Millet Meclisi
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Sayın
Başkan, şunu susturursanız niyetimi ifade edeceğim! Böyle
bir şey olur mu? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) PYD Türkiyenin dışında bir
örgüttür. Türkiyenin dışındaki bir örgütün böyle bir
açıklaması burada olamaz.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Dünden beri bu Meclisi provoke ediyorsun.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, bir söz
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, Türkiye
dışındaki bir örgütün sözcüsü gibi burada davranamaz.
BAŞKAN
Lütfen, lütfen
Açıklama yapmak, Genel Kurulu bilgilendirmek talebiyle söz
aldı.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Efendim, PYDnin açıklamasını
yapıyor. PYD, açıklamasını yapar.
BAŞKAN
Sözünüzü lütfen tamamlayınız, bitiriyoruz.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan, açıklama yapma sebebimiz de
şudur: Tarihî bir Kürt ve Türk savaşını provoke etmek
isteyen güçler devrededir. Bu güçler, kamuoyunu da yanlış
bilgilendirecek şekilde yeni bir çatışmalı dönemi
amaçlamaktadırlar. Bu amaç doğrultusunda da özellikle Rojava ile
Türkiye arasında çok ciddi sonuçları olan birtakım
komploları devreye koymak istemektedirler.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Baluken, net
anlaşılmıştır.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Dolayısıyla, hem iktidar partisi hem de Hükûmetin
bu konuda olayın bütün detaylarını araştırması ve
sorumlularla ilgili gerekli açıklamaları kamuoyuna yapması
gerekmektedir.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkanım
BAŞKAN
Sayın Halaçoğlu, buyurun.
21.-
Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun, Millî Eğitim Bakanı
Nabi Avcının sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ve Şanlıurfanın
Ceylânpınar ilçesinde 2 askerin şehit olduğu
çatışmalarla ilgili Hükûmetin açıklama yapması
gerektiğine ilişkin açıklaması
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Demin benim sözüm
IŞİDin terör örgütü
olduğuna dair bilgi verin dedim, Sayın Bakan IŞİD terör
örgütü listesine alındı Türkiyede. dedi.
BAŞKAN Evet.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) 19 Haziran 2014 tarihli Bakanlar Kurulu
kararıyla Resmî Gazetede yayınlanan yeni terör örgütü listesinde
IŞİD yok, varsa söyleyin. Yani, 19 Hazirandan sonra
çıktıysa söyleyin bana ama yok.
ENGİN ALTAY
(Sinop) Yok, yok.
KEMALLETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Ama doğruyu söylemiyor işte Bakan.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) İkincisi: Ceylânpınarda olan hadisede, 2
askerimizin şehit olmasıyla ilgili hadisede Valilik kaçakçı
olduğunu ifade ediyor, Genelkurmay terörist olduğunu ifade ediyor.
Hangisine inanacağız? Hükûmet açıklama yapsın.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz.
ENGİN ALTAY
(Sinop) Sayın Başkan, ben de bir meramımı anlatmak
istiyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Sayın Altay, buyurunuz, bir dakika süre veriyorum.
22.-
Sinop Milletvekili Engin Altay'ın, Şanlıurfanın
Ceylânpınar ilçesinde 2 askerin şehit olduğu
çatışmalarla ilgili Hükûmetin bilgi vermesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
ENGİN ALTAY
(Sinop) Türkiye büyük bir ülke diyoruz, büyük bir devlet diyoruz. Evvelsi gün
Suruçta, dün Ceylânpınarda askerlerimiz öldü, şehit oldu. Askerini
kimin öldürdüğünü bilmeyen bir devlet Orta Doğuda hamiliğe ve abiliğe
soyunacak güya! Burası Türkiye Büyük Millet Meclisi. Sayın Grup
Başkan Vekilinin dediği gibi, Türkiye, var olduğundan beri bütün
dünyanın gözünün üstünde olduğu, her türlü provokasyona açık,
jeostratejik önemi çok büyük bir coğrafya. Bu Parlamento, Suruçta olup
biteni, Ceylânpınarda olup biteni öğrenemeyecekse yok olsun! Böyle
bir şey olabilir mi?
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Altay.
ENGİN ALTAY
(Sinop) Bir dakika Sayın Başkanım.
Hükûmet orada.
Hükûmetin derhâl bu Parlamentoya bilgi vermesi lazım. Eğer vermezse
ben de Sinan Oğan gibi, Hükûmeti bostan korkuluğu olmakla itham
ediyorum!
BAYRAM ÖZÇELİK
(Burdur) Çek git, o zaman çek git!
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Altay.
On beş dakika
ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 17.05
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 17.23
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP
ÜYELER: Muhammet Bilal MACİT (İstanbul), Mine LÖK BEYAZ
(Diyarbakır)
-----0-----
BAŞKAN -
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 123üncü
Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
Milliyetçi Hareket
Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir
önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve daha sonra
oylarınıza sunacağım.
VII.-
ÖNERİLER (Devam)
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.-
MHP Grubunun, Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaz ve
arkadaşları tarafından, Afyonkarahisar ilinde bulunan Büyük
Taarruzun başlatıldığı Kocatepenin
sorunlarının belirlenmesi, geçmişinin, bugününün ve
geleceğinin araştırılması, tarihimizdeki önemine
yakışır bir hâle getirilmesi için idari ve kurumsal yasal
düzenlemelerin yapılması amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin (10/399), Genel Kurulun 22 Temmuz 2014
Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
22/7/2014
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma
Kurulunun 22/7/2014 Salı günü (bugün) yaptığı
toplantısında, siyasi parti grupları arasında oy
birliği sağlanamadığından grubumuzun
aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Yusuf
Halaçoğlu
Kayseri
MHP
Grup Başkan Vekili
Öneri:
Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin, Genel
Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair
Öngörüşmeler kısmında yer alan Afyonkarahisar Milletvekili
Kemalettin Yılmaz ve arkadaşlarının (10/399) esas
numaralı, Afyonkarahisar ilimizde bulunan Büyük Taarruzun
başlatıldığı Kocatepenin sorunlarının
belirlenmesi, geçmişinin, bugünün ve geleceğinin
araştırılması, tarihimizdeki önemine yakışır
bir hâle getirilmesi için idari ve kurumsal yasal düzenlemelerin
yapılması amacıyla verdiğimiz Meclis araştırması
açılması önergemizin 22/07/2014 Salı günü (bugün) Genel Kurulda
okunarak görüşmelerin bugünkü birleşimde yapılması
önerilmiştir.
BAŞKAN Lehinde, Afyonkarahisar Milletvekili
Kemalettin Yılmaz.
Buyurunuz Sayın Yılmaz. (MHP
sıralarından alkışlar)
KEMALLETİN YILMAZ (Afyonkarahisar) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Afyonkarahisar ilimizde bulunan
Büyük Taarruzun başlatıldığı Kocatepenin
sorunlarının belirlenmesi, bugününün ve geleceğinin
araştırılması, tarihimizdeki önemine yakışır
bir hâle getirilmesi için idari ve kurumsal yasal düzenlemelerin
yapılması amacıyla Milliyetçi Hareket Partisi olarak vermiş
olduğumuz Meclis araştırması açılması
teklifimizle ilgili grubum adına söz almış bulunuyorum. Yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, aradan doksan iki yıl geçmiş olmasına
rağmen, Büyük Taarruz artan bir ilgiyle ulusal ve uluslararası alanda
önemini koruyor. Türkiye Cumhuriyetinin temellerinin
atıldığı, destanların yazıldığı,
varoluş mücadelemiz Kurtuluş Savaşının en önemli
safhasıdır Büyük Taarruz. Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk, 26
Ağustos 1922de Büyük Taarruzu, Afyonkarahisar'ın Merkez ilçesine
bağlı Büyükkalecik kasabası sınırları içinde yer
alan 1.874 rakımlı Kocatepe'den başlatmış ve günümüzde
de varlığını sürdüren siperden bizzat sevk ve idare
etmiştir.
Kocatepenin önemi
Türkiye Cumhuriyeti
tarihi açısından tartışılmazdır. Kocatepe Türk
tarihinin önemli noktalarından olan Gelibolu Yarımadasından
farklı değildir. Ancak, yıllardır, Kocatepe maalesef unutulmuştur.
Kocatepe'nin Büyük Taarruz için başlangıç noktası seçilmiş
olması tesadüf değildir. 1.874 rakımlı Kocatepeden Yunan
ordusunun işgalinde olan bütün toprakları panoramik olarak görmek
mümkündür. Bugün de ordumuzun kullandığı siperleri, mevzileri,
düşman siperlerini, ateş noktalarını açıkça görebilmek
mümkündür. Kocatepede bulunan Atatürk Anıtı 1993 yılında
yaptırılmış, kısıtlı bir peyzaj
çalışması yapılmıştır. Şu hâliyle,
yılda bir defa, 26 Ağustos tarihinde
vatandaşlarımızın ziyaret edebildiği bir anıt
olmaktan öteye geçmemektedir. Kocatepe'nin hak ettiği değere
kavuşturulması, tarihinin tam olarak
araştırılması ve gelecek nesillere aktarılması
gerekmektedir. Alanda ciddi bir rekreasyon çalışması
yapılması, tarihî dokuya ve çevreye zarar vermeden insanların
ziyaret etmesi, tarihimizin tam idrakinin sağlanması, kültür ve tarih
turizmi merkezi hâline getirilmesi için çalışmaların
yapılması gerekmektedir.
Bin
yıllık kardeşliğimizin mührü ve cumhuriyetimizin âdeta
tapusudur Kocatepe. Din için, namus için, vatan için, özgürlük için, bayrak
için şehadet şerbetini içmiş vatan evlatları koyun koyuna
yatmaktadır Bayburtlu Yüzbaşı Agâh Efendi
Şehitliğinde.
Cumhuriyetin
temelleri bu inanç, bu gayret ve fedakârlık sayesinde
atılmış, millî ve manevi değerlerle harmanlanmış,
ümit ve umutla büyük hedeflere doğru yolu çizilmiş; siyasi, hukuki ve
sosyal teşkilatlanmamızın sonucunda bugünlere gelinmiştir.
Gelinen bu noktada,
cumhuriyeti kuran iradenin maalesef ihmal edilmesi, ötelenmesi,
dışlanması, zaman zaman da yok edilmeye
çalışılması sonucunda âdeta emperyalist güçlerin topla
tüfekle elde edemediklerini sinsice, hazmede hazmede, hazmettire hazmettire
dayatmaları sonucunda Türkiye Cumhuriyeti bugün ağır tehditlerle
boğuşmaktadır. Bağımsızlık ve şeref
sembolümüz, birlik ve kardeşlik nişanemiz ay yıldızlı
al bayrağımız bugün hain furyasının hedefindedir. Türk
Bayrağı, belirli aralıklarla, çekildiği gönlerden alçakça
indirilmekte veya buna teşebbüs edilmektedir. Bu olaylar çoluk çocuk
işi değildir, tesadüfi de değildir.
Türk kültürü ciddi
bir yabancılaşma ve yozlaşmanın
sınırındadır. Tarihî şark meselesi adım adım
gerçekleşmektedir. Asırlardır gündemde olan Türkleri Anadolu'dan
çıkarma, İslamiyet'i küçültme, terörize etme planı adım
adım amacına doğru ilerlemektedir. Bu hain emele payandalık
ve paryalık yapan içimizdeki siyasi ve silahlı taşeronlar,
ülkemizi her geçen gün büyük bir çıkmazın içine çekmektedir.
Büyük Orta Doğu Projesi Eş Başkanı ve
siyasi taşeronu olan AKP üst düzey yöneticileri ile Büyük Orta Doğu
Projesinin silahlı taşeronu olan PKK ele ele verdiler ve millî ve
üniter devlet yapımıza, toprak
bütünlüğümüze, millî birliğimize ve beraberliğimize çok ciddi
darbeler vurmaktadırlar. Ülkemizde maalesef ahlakın, hukukun,
vicdanın, dürüstlüğün, huzur ve kardeşliğin her
geçen gün erozyona uğradığını üzülerek müşahede
ediyoruz. Türk milleti böyle bir zillete razı olmaz, katlanamaz ve
inanıyorum ki katlanmayacaktır. Her zaman olduğu gibi
doğruyu, iyiyi, güzeli, helali, sevabı tercih etme erdemini mutlaka
gösterecektir.
Değerli
milletvekilleri, Türkiye çok zor bir coğrafyada yer alıyor.
Etrafımızdaki etnik ve mezhebi rekabetler kan dökmeye devam etmekte,
komşularımızda ciddi bir kaos hâkim olmuş durumdadır.
Büyük
Orta Doğu Projesinin gereği, bugün Orta Doğu, etnik, dinî,
ideolojik ve mezhebi farklılıkları kaşınarak,
çatıştırılarak dünyanın en istikrarsız alanı
hâline getirilmiştir. Arap Baharı diyorsunuz ya, ne oldu? Arap
Baharı kan, gözyaşı, ölüm ise böyle bahar olmaz olsun. Ne oldu
Libyaya? Ne oldu Mısıra? Ne oldu Suriyeye?
Dün
Arap Baharının hamisi ve mimarı olarak övünen BOP Eş
Başkanı bugünlerde yeni bir deyimle ortaya çıktı ve bunu
her gittiği ortamda âdeta kulak dolgunluğu oluştururcasına
söylemeye devam ediyor.
BOP
Eş Başkanının yeni Türkiye'si, Türklüğün
çiğneneceği, milliyetçiliğin ayaklar altına
alınacağı, bölücülerin söz sahibi ve yol gösterici
olacağı bir yapıdır.
Büyük
Orta Doğu Projesinin Eş Başkanının yeni Türkiye'sinde
yalan, dolan, talan, yüzsüzlük, yasak, yabancılaşma, kamplaşma,
sahtekârlık, münafıklık ve riyakârlık hâkim olacaktır
maalesef.
Büyük
Orta Doğu Projesinin Eş Başkanının yeni Türkiye'si,
zorbaların, eşkıyaların sözünün geçtiği, millî ruh ve
millî ahlakın dumura uğratıldığı,
işsizliğin, yoksulluğun, sefaletin artacağı ve masum
insanlarımızın istismar edildiği bir ülkenin adı
olacaktır maalesef.
Büyük
Orta Doğu Projesi Eş Başkanının sözünü ve vaadini
verdiği yeni Türkiye, Ermeni diasporasından özür dileyen,
Kıbrıs'tan vazgeçen, Ege'yi Yunanlılara, Akdeniz'i Rum ve
siyonistlere pazarlayan, isyancılara ve işgalcilere anıtlar
yaptıran, hainleri baş tacı yapan, âdeta akıl
tutulması yaşanan bir ülkenin habercisidir.
Büyük Orta Doğu Projesi Eş
Başkanının yeni Türkiye'si, kadın cinayetlerinin âdeta otomatiğe bağlanacağı,
uyuşturucu kullanma yaşının düşeceği, suç ve
suçlu sayısının tavan yapacağı, icra dairelerinin
sayısının artacağı, esnafa, memura, çiftçiye,
emekliye, işçiye hayat hakkı tanımayan, hatta yok farz eden bir
ülke gerçeğidir.
Büyük Orta
Doğu Projesi Eş Başkanının yeni Türkiye söylemi,
17-25 Erdoğan'ın diktatörleşeceği, Hırsız var.
diyenlerin dövüleceği, Saat kaç? diye soranların mahkûm
edileceği, devlet hazinesinin soyulup soğana çevrileceği,
hukukun resmen çiğneneceği, kanunsuzlukların
resmileşeceği bir ülke manzarasıdır. Bu, kabul edilemez ve
edilmeyecektir değerli milletvekilleri.
29 Ekim 1923 tarihi
bizim için yeni bir Türkiye'nin miladı olmuştur. Bu miladı, hiç
eskimeyecek olan yeni Türkiye'yi, Büyük Orta Doğu Projesinin Eş
Başkanı ve siyasi taşeronu 17-25 Erdoğan ve BOP
silahlı taşeronu PKK ve diğer çıkar çeteleri dahi
eskitemeyecektir. Doksan iki yıl önce Kocatepeden, cumhuriyetin
kurulduğu topraklardan Türk milleti olarak tavrını koyan irade
buna müsaade etmeyecektir. Türk milleti, cumhuriyetini kuran irade
etrafında birleşip bütünleşerek Türkiye'yi sahipsiz
bırakmayacaktır.
Bu duygu ve
düşünceler içerisinde araştırma önergemize desteklerinizi
bekler, yüce heyetinizi saygıyla selamlarım efendim. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Yılmaz.
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Araştırma önergesinden bahsetmedin ki.
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Herhâlde büyük ölçüde
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Afyondan bahsetmedin ki hiç. Bari, Afyonu ben
anlatayım o zaman.
ALİM IŞIK
(Kütahya) Afyon demek millî birlik demek, Afyon demek tarih demek
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Ama, anlatmadı ki.
ALİM IŞIK
(Kütahya) -
Afyon demek Türkiye Cumhuriyeti demek. Bunları
bilmiyorsan biraz oku, tarihe bak.
BAŞKAN
Aleyhinde, Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ürün.
Buyurunuz
Sayın Ürün.
HALİL ÜRÜN
(Afyonkarahisar) Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri;
Milliyetçi Hareket Partisinin 2011 yılının son aylarında
vermiş olduğu bir araştırma önergesinin de bugün gündeme alınması
hususunda aleyhte konuşmak üzere huzurlarınızdayım.
Hepinizi hürmetle ve muhabbetle selamlıyorum.
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Kocatepenin aleyhinde olunmaz ama, ecdat kanı
var.
HALİL ÜRÜN (Devamla) Şimdi,
önerge elimde, tam da ben de onu söyleyecektim, teşekkür ediyorum Kemalettin
Bey.
Şimdi, önergede yazıyorsunuz
ki zatıalileriniz ve MHPli büyüklerimiz: Büyük Taarruzun
başlatıldığı Kocatepenin sorunlarının
belirlenmesi, geçmişinin, bugünün ve geleceğinin anlaşılması,
tarihimizdeki önemine yakışır bir hâle getirilmesi için idari ve
kurumsal yasal düzenlemelerin yapılması amacıyla
araştırma önergesini istiyoruz. diyorsunuz. Biraz önce lehe
yapmış olduğunuz konuşmada ne Kocatepeyle ilgili ne de
Kocatepenin anlam ve önemi, geçmişi, geleceğiyle ilgili bir şey
söylemiyorsunuz, tam tersine, bizim asla kabul etmeyeceğimiz, genel olarak
gerçeklere aykırı, tamamen uydurma ve Türk milletinin geleceği
hakkında negatif düşüncelerden oluşmuş sanki bir temenniler
bülteni arz ediyorsunuz. Hâlbuki Kocatepeyi konuşmamız lazım,
Kocatepenin geçmişini, geleceğini konuşmamız lazım.
Ama, siz, 1923te kurulan cumhuriyetin 100üncü kuruluş yıl dönümüne
Türkiyeyi en ileri seviyede hazırlamaya çalışan bir Hükûmetin,
onun için çalışan bir Başbakanın ve onun için
çalışan milletvekillerinin yaptıklarını tamamen
akları kara göstermek suretiyle negatif bir tablo ortaya koyuyorsunuz.
Bunun kabul edilmesi mümkün değil.
Şimdi, esas konumuzla ilgili ben
birtakım şeyleri arz etmek istiyorum yüce Meclise ve
zatıalilerinizin de bilmesi lazım. İki yıl önce vermiş
olduğunuz önergeden bu tarafa, siz de biliyorsunuz ki, her sene bu
törenlerde bir hafta boyunca beraber oluyoruz. Her sene yeni gelişmeler
yapılıyor. Kurtuluş Savaşımızın en önemli
noktası olan, bitiş noktası olan Büyük Taarruzun
başladığı geceden itibaren törenlerin, seremonik olarak
yapılan törenlerin bir haftanın daha dışına
çıkarılabilmesi için ciddi projeler gerçekleştiriliyor, bunlar
adım adım ilerliyor. Gerek Kocatepe Büyük Taarruz alanında -millî
parklarda- gerekse bu savaşın diğer alanları olan
Kütahyanın Dumlupınar ilçemizde, Zafertepede, Çalköyde ve
diğer, Kurtuluş Savaşının yürümüş olduğu
bütün arazilerde adım adım projeler gidiyor.
Değerli milletvekilleri, ama
Türkiyedeki tüm hizmet projelerinde olduğu gibi bu projelerin yürümesi
normal planlanan sürenin en azından 3 katında sürüyor. Bütün alan
millî park, bütün alan sit alanı ve Kültür Bakanlığı, Eskişehir Kültür Varlıklarını Koruma Bölge
Kurulu onayından geçmesi gereken projeler, her defasında
değişen projeler, Hükûmetin, Bakanlığın, Millî Parklar
Genel Müdürlüğümüzün yapmaya çalıştığı
işleri 3 katı süreye çıkarıyor. Bu da ciddi anlamda vakit
kaybı oluyor ama buna rağmen son on senede, on iki senede Hükûmetimiz
çok ciddi mesafeler kaydetmiştir. En son, Kurtuluş
Savaşımızın daha iyi anlatılabilmesi için
İstiklal Tanıtım Merkezi ya da kamuoyunda kullanıldığı
gibi Panorama Müzesinin temelini de geçtiğimiz günlerde Sayın
Başbakan Yardımcımız ve Orman ve Su İşleri
Bakanımız birlikte atmışlardır. İstiklal Harbi,
bu yapılacak olan İstiklal Tanıtım Merkezinde yeniden
canlandırılacaktır. Türkiyede ilk defa üç boyutlu olarak Millî
Mücadele, bu merkezde anlatılmaya çalışılacaktır.
Bunun için yaklaşık olarak üç senedir uğraşan
Bakanlık, Millî Parklar Müdürlüğü ancak temel atmaya muvaffak
olmuştur. İnşallah, diliyoruz ve temenni ediyoruz ki
kazasız belasız, bu müze en kısa sürede hayata geçirilir ve
gelecek nesillerimize sadece yazları ağustos ayında
anlattığımız olayları, bütün bir on iki ay boyunca
anlatabilme imkânına kavuşalım diye umuyoruz, bu amaçla da bu
projeyi gerçekleştirmeye çalışıyoruz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
şimdi, cumhuriyeti kuran irade 29 Ekim 1923 tarihinde bu ülkede bir
yönetim başlatıyor ve cumhuriyetin en önemli kurumu Türkiye Büyük
Millet Meclisi. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.
diye hem Genel Kurulun hem de grup toplantı salonlarının
duvarlarına yazıyoruz. Arkasından, milletin egemenliğini kullanmış
olduğu sandıklardan sonra sandıklarda yapılan seçimlerden
sonra hükûmetler geliyor, icraatlarını orta yere koyuyor ancak öyle
görüyoruz ki Türkiye Büyük Millet Meclisinde -ben üç senedir bu Mecliste
sizlerle beraber çalışıyorum- bu araştırma
önergelerinde maalesef verimli bir sonuç alamıyoruz. Milletin egemenliğinin
tezahür etmiş olduğu şu yüce Mecliste her çalışma
günümüzde iki yıl öncesinden, bir yıl öncesinden verilmiş
araştırma önergelerini konuşarak saatlerce vakit kaybediyoruz.
Elbette ki araştırma önergeleri verilecektir, Meclisin en önemli
çalışmalarındandır Sayın Başkanım. Ancak,
görüşülen araştırma önergeleri, zatıalileriniz ile gruplar
arasında anlaşarak getirdiğiniz, birlikte mutabakat
sağladığınız araştırma önergeleri bu
Mecliste kabul ediliyor, devam ediliyor.
ERKAN AKÇAY
(Manisa) Hep sizin getirdiklerinizi mi görüşeceğiz burada, sizden
başka kimse bir şey getiremeyecek mi yani? Hep sizin dediklerinizi mi
konuşacağız bu Mecliste? Hâkimiyet milletindir diyoruz.
HALİL ÜRÜN
(Devamla) Hayır, hep beraber
Efendim, beraber
anlaştıklarımız da var, daha iki üç gün önce
konuştunuz.
Şimdi, ben bir
Afyonkarahisarlı olarak Kocatepeyle ilgili olarak, Kurtuluş
Savaşının yapıldığı bölgelerle ilgili
olarak bir araştırma yapılmasına elbette karşı
çıkmam, elbette bu araştırmalar yapılmalı.
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) İşte, böyle, Allah razı olsun.
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Kendisi anlatmadı ki, kendisi hiç anlatmadı
ki.
HALİL ÜRÜN
(Devamla) Evet.
Elbette
karşı çıkmam, bunlar araştırılmalı. Biz
bunları zaten araştırtıyoruz, birtakım şeyler de
yaptırıyoruz. Ben, bu konuşma görevi grup tarafından
tarafıma tevdi edildiğinde ilgili müdürlüğe sordum, 7 sayfa
icraat raporu gönderdiler. Şimdi, bunlarla sizin
başınızı ağrıtmanın hiçbir anlamı yok.
Mümkün olan her şeyi yapmaya çalışıyorlar. Ama şu
andaki düşüncem şudur ki, âcizane fikrimi zatıalilerinizle
paylaşıyorum ki bu araştırma önergesine evet dememizin
hiç kimseye faydası olmayacaktır.
ERKAN AKÇAY
(Manisa) Yani baş ağrısı mı yapıyor bu
konuşmalar?
HALİL ÜRÜN
(Devamla) Evet diyeceğimiz araştırma önergeleri, daha önceki
uygulamalardan ve teamülden de belli olduğu gibi, sayın grup
başkan vekillerinin daha önce anlaşarak bu Genel Kurula getirmiş
oldukları önergelerdir.
ALİM IŞIK
(Kütahya) Yani grup başkan vekilin sana onay vermezse evet diyemeyeceksin
ha? Yapma, etme eyleme!
HALİL ÜRÜN
(Devamla) Evet, aynen öyle. Hiç çekinecek bir şey yok.
ERKAN AKÇAY
(Manisa) İktidar partisinin başı ağrıyor!
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Senin iraden yok mu Halil ya?
HALİL ÜRÜN
(Devamla) Biz Türkiyeye hizmet etmeye çalışan, aşkla,
şevkle çalışan bir grubuz, birlikte hareket ediyoruz.
ALİM IŞIK
(Kütahya) O zaman sen, grup başkan vekilinin vekili olmaya devam et.
Afyonun vekili olacaksın!
HALİL ÜRÜN
(Devamla) Ben Afyonkarahisarın vekiliyim ve şu anda, önerge konusu
olan araziyle ilgili olarak en çok çalışmaları da biz
yapıyoruz.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Unutmayın ki sizin getirdiğiniz önergeler
de bütün grupların önergeleri değil.
HALİL ÜRÜN
(Devamla) Değerli milletvekilleri
MAHMUT TANAL
(İstanbul) Grup Başkan Vekiliniz sizi dinlemiyor, niye? Ciddiye mi
almıyor?
HALİL ÜRÜN
(Devamla) Grup Başkan Vekilim bunları biliyor, ben daha önce
söyledim ona, ben sizin için konuşuyorum.
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Halil, gözünü seveyim yapma şöyle!
HALİL ÜRÜN
(Devamla) Değerli milletvekilleri, toparlayacak olursak, Kurtuluş
Savaşımızın gerçekleşmiş olduğu, her
santimetrekaresinde aziz şehitlerimizin kanı ve şehitlerimizin
kemiklerinin bulunduğu büyük bir bölge olan, Afyonkarahisar ve bir
kısmı da Kütahya ilimizin sınırları içerisinde olan,
bu araştırma önergesinin konusu olan bölgede şu ana kadar
yapılanların kesinlikle yetersiz olduğunu söylememiz mümkün
değildir. Şu anda o bölgede yaşayan, yerleşim yerlerinde
yaşayan, Büyükkalecikte, efendim, Kışlacıkta,
Küçükkalecikte, Dumlupınarda, pek çok yerde yaşayan
insanlarımızın sorunları var millî parktan dolayı.
Biraz önce sözünü ettiğim sit alanından dolayı, yerleşim
yerlerinde gerek kişilerin yapmış olduğu inşaatlarda
gerekse kamu için yapmış olduğumuz sulama tesislerinde her ne
yapılacaksa her defasında Eskişehirdeki Anıtlar Yüksek
Kurulunun bir kısım engellemeleriyle
karşılaşıyoruz. Elbette bunları buradan şikâyet
olarak söylemiyorum ancak bir durum tespiti açısından söylüyorum ki,
gerçekten bu bölgedeki sorunları çözmeye Hükûmetimiz son derece büyük bir
aşkla ve şevkle devam etmektedir. Şu ana kadar çözdüklerimiz
vardır, bundan sonra da çözeceklerimiz devam edecek ve bu bölgede
yaşayan insanlarımızın sorunlarını
çözeceğiz. Ama asıl nihai hedefimiz, gelecek nesillere ve şu
anda ülkemizde yaşayan gençlerimize Kurtuluş
Savaşını, Başkomutanlık Büyük Taarruz Muharebesini
en iyi şekilde anlatabilmek ve bunu gelecek nesillere bir şuur olarak
kazandırabilmektedir. Bu noktada, Gençlik ve Spor
Bakanlığımız -geçtiğimiz yıllarda- artık
Afyonkarahisara da büyük organizasyonlar yapmakta, çok sayıda gencimizi
Kocatepeye ve bu törenlerin yapıldığı alanlara
taşımaktadır. Temenni ediyoruz ki önümüzdeki günlerde,
önümüzdeki yıllarda hem Millî Eğitim Bakanlığımız
hem Gençlik ve Spor Bakanlığımız burada yapılacak olan
tesislere ve müzelere, Kurtuluş Savaşımızın daha iyi
anlatılabilmesi için gençlerimizi ve öğrencilerimizi daha çok
getirecek ve inşallah, 2023lere daha bilinçli bir Türk nesliyle
ulaşmış olacağız.
Bu duygu ve
düşüncelerle, mutabakat olmaması sebebiyle bu araştırma
önergesine evet diyemeyeceğimizi saygıyla arz ediyorum. Hepinizi
hürmetle selamlıyorum efendim. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Ürün.
YUSUF HALAÇOĞLU
(Kayseri) Sizin önergelerde de mutabakat yok yalnız, ona göre.
BAŞKAN
Lehinde, Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş.
Buyurunuz
Sayın Toptaş. (CHP sıralarından alkışlar)
AHMET TOPTAŞ
(Afyonkarahisar) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Milliyetçi Hareket
Partisinin (10/399) esas numaralı, Afyonkarahisar ilimizde bulunan Büyük
Taarruzun başlatıldığı Kocatepenin
sorunlarının belirlenmesi, geçmişinin, bugünün ve
geleceğinin araştırılması, tarihimizdeki önemine
yakışır bir hâle getirilmesi için idari ve kurumsal yasal
düzenlemelerin yapılması amacıyla bir Meclis
araştırması talebi vardır, bu talep konusunda Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle
yüce Meclisi saygılarımla selamlarım.
Değerli
arkadaşlar, doksan üç yıl önce Kocatepe ve etrafı Yunan
işgali altında yanıyordu ağustosun sıcağında.
Biraz önce Afyondan -konuşacağımı öğrenince-
arkadaşlar telefon ediyorlar bana; Emirdağ, Bolvadin,
Sandıklı, Dazkırı tarafında buğday, arpa
hasatları yüzde 50nin altında, insanlar yanıyor, kredi
borçları var, birikmiş devasa faizlerini ödeyemiyor Bir çözüm
bulsunlar, Kocatepenin eteklerinde biz yanıyoruz. diyorlar.
Sultandağında vişne üreticileri, insanlar -vişne 1 lira
ile 130 kuruş arasında alıcı buluyor, toplama parası
değil- iki gün boykot ettiler ama çaresiz satmak zorunda kaldılar.
Kocatepeden başlamışken, Kocatepenin eteklerindekilerinin
sorunlarını bir kez daha vurgulamak gereği duydum, bunu da
dinlediğiniz için teşekkür ederim.
Gelelim Kocatepe
konusuna. Değerli arkadaşlar, Kocatepe, Türkiye tarihinin dönüm
noktasıdır. Varlık yokluk kararının verildiği an
ve varlık yokluğumuza karar verildikten sonra var olmamızı
sağlayan savaşın başlangıcıdır Kocatepe.
Kocatepenin araştırılmasına şu ya da bu biçimde
karşı çıkmak, Kocatepenin rehabilitasyonuna, oradaki
çalışmaların geliştirilmesine, oranın
tanıtım merkezi hâline getirilmesine, orada insanların birçok
şeyi öğrenebileceği konusundaki inancım nedeniyle destek
veriyorum.
Kocatepe sadece
Afyondan ibaret değil. Değerli arkadaşlar, Kocatepede 7 tane
şehitlik var. Yüzbaşı Agâh Efendi Şehitliği, Hava
Şehitliği, Giresunlular Şehitliği, Anıtkaya
Şehitliği, Şuhut
Şehitliği, Yıldırım Kemal Şehitliği, Miralay
Reşat Çiğiltepe Şehitliği yani bunların belki ismini
duydunuz ama birçoğunu bilmiyorsunuz çünkü Türkiyede birçok insan
bilmiyor, binler bilmiyor, milyonlar bilmiyor çünkü böyle bir gayretiniz
olmadı. Hâlbuki ulusal Kurtuluş Savaşımız, dünyada
emperyalizme karşı verilen ilk savaştır ve ezilen
ulusların önder kabul ettiği Mustafa Kemalin önderliğinde
verilen bir savaştır ve bu savaştan sonra o uluslar da kendi
ulusal haklarını ve bağımsızlıklarını
korumak için, örnek alarak savaşa girişmişlerdir.
Değerli
arkadaşlar, Kocatepe için birçok şey yapılması gerekiyor.
Değerli arkadaşım anlattı Kocatepeyle ilgili projeleri.
Bir istiklal müzesi yapılması doğrudur ama Kocatepeyi ne kadar
anlatır istiklal müzesi? Sit alanlarından bahsetti, oradaki
insanların sulama kanallarından bahsetti, evlerinden
Bunlar
doğrudur, bunları çözmenin kolay yolları vardır; elinizde
çoğunluk vardır, istediğiniz yasal düzenlemeleri
yaparsınız, hatta Kocatepe, bu alanlar fazla geliyorsa iptal
edersiniz şehitlikleri, millî parkları ve onu da kökten çözmüş
olursunuz!
Bakınız,
Kocatepede neler yapılıyor? 2008 yılında Şuhut
Belediye Başkanımız Ekrem Özsoyun girişim ve destekleriyle
Zafer Yürüyüşü yani Mustafa Kemalin, İsmet Paşanın
Şuhuttan yola çıkarak Kocatepe Savaşını
başlatmak üzere Kocatepeye vardıkları yürüyüşü aynen
gerçekleştirmek için Zafer Yürüyüşü adında bir yürüyüş
düzenlendi. Bu yürüyüş artık bugün geleneksel hâle gelmiştir.
Türkiyeden binlerce insan, binlerce genç bu yürüyüşe katılarak
Kocatepede neler olduğunu, Kocatepenin anlamını daha iyi
kavrama konusunda birçok bilgiye sahip olmaktadır. Kocatepeyi bilmek çok
önemlidir çünkü tarihî mücadelelerini ve kahramanlarını
tanımayanlar bağımsızlığına sahip
çıkamazlar. Bunun en basit örneği de etrafımızda yaşanan
olaylarda gözükmektedir.
Kocatepe tarihî,
kültürü ve kazanımlarıyla çok önemli ama bu önemine uygun olarak
Kocatepe Savaşının geçtiği alanlar yeniden
düzenlenememiş durumdadır. Ulaşım, dinlenme, bilgilenme
mekânları yapılamamıştır, yapılmalıdır.
Kocatepe, ulusal kurtuluşun kilit noktasıdır, bir ulusun var
olma savaşıdır. Bu öneme mütenasip bir Kocatepe müzesi
kurulmalıdır. Bu konuda çalışma yapanlar, yazarlar,
şairler, sanatçılar desteklenmelidir.
Afyon
Otogarını işleten özel şirket Afyonda bir panorama
yaptı otogara. Otogardaki panorama Kurtuluş Savaşını
gösteren bir panorama ama değerli arkadaşlar, bu panorama için biz
bir yabancı karı-kocaya telif ücreti ödemek zorunda kaldık.
Nerede bizim sanatçılarımız, nerede bizim
yazarlarımız, nerede bizim ressamlarımız? Demek ki Kocatepe
bizim için çok önemli değil.
Değerli
arkadaşlar, tarihini bilmeyen milletler yok olup gitmeye mahkûmdur.
Öyleyse tarihimize ve tarihî kahramanlarımıza sahip
çıkmanın zamanı gelmiştir.
Anzaklar binlerce
kilometre uzaktan Çanakkaleye gelirler ve ayin yaparlar ama biz Afyon
Sandıklı yolu üzerinden 10 kilometre içeriye girip de Miralay
Reşat Çiğiltepenin mezarını ziyaret etmeyi kendimize zaman
kaybı sayarız. Her birimiz Antalyaya, Marmarise, Bodruma,
İzmire tatile geçmişizdir; hangimizin aklına geldi Miralay
Reşat Çiğiltepenin mezarına uğrayıp ziyaret etmek,
anısı önünde saygıyla eğilmek ya da dua etmek? Hiç kimsenin
aklına gelmedi.
Şimdi, ulusal
kahramanlarınız aklınıza gelmezse, ulusal kurtuluş
savaşlarınızı önemsemezseniz bugün Arap
Yarımadasındaki, Orta Doğudaki duruma düşersiniz;
Gazzede olanları anlayamazsınız, emperyalizme karşı
savaşı anlayamazsınız.
Ben size küçük bir
örnek söyleyeyim, ulusal Kurtuluş Savaşına Urlalı bir Rum
olarak katılan bir askeri anlatıyor, Dido Sotiriyu: Asker
aslında sosyalist bir asker fakat Yunan ordusuna katılmış,
Türk ordusuna esir olmuş, tekrar Yunanlılara
karışmış ve Kocatepede savaşıyor. Önüne bir
bomba düşmüş, el bombası. El bombasını alıyor,
bakıyor, bir Fransız markası; kendi cebindeki atacağı
el bombasına bakıyor, bir Fransız markası, diyor ki:
Benden selam olsun Anadoluya, lanet olsun bizi bize kırdıranlara!
İşte İsrailde, işte Orta Doğuda eğer
emperyalizmin oyunlarını anlamazsanız, ulusal Kurtuluş
Savaşını anlamazsanız onları hiç
anlamazsınız. Emperyalizme karşı savaşın ne
olduğunu anlamazsanız Kocatepeyi hiç anlamazsınız.
Değerli
arkadaşım Kocatepeye ilgili yapılanları anlattı ama
Afyondan geçerken gözünüze çarpmıştır, Kocatepe Üniversitesini
gösteren ok AK Üniversite olarak yazılı. Kocatepeyi AK
Üniversiteye çevirdiniz değerli dostum. Kocatepe Üniversitesi,
Kocatepeden adını alan bir üniversite. AK Üniversite diye bir
üniversite gördünüz mü? Kocatepeyi de AKa çevirirseniz Kocatepenin
anlamını kaybedersiniz.
Değerli
arkadaşlar, Mustafa Kemali, İsmet Paşayı
anlattığımız zaman içinizden bazılar tweet
atıyor ahlaksızca ölü seviciler diye. Biz
kahramanlarımızı unutursak,
kahramanlıklarımızı gelecek nesillere aktaramazsak,
anlatamazsak, yeni kahramanlar yetiştirmezsek yeni ölü seviciler
değil ama yeni yiyiciler yetiştiririz. Biz kahramanlarımızla
övünüyoruz ama 100 trilyona Erzurum'a diktiğiniz -daha sekiz sene
olmadı- bina -yiyicileriniz tarafından- yerle bir oldu.
Kahramanlarınıza
sahip çıkacaksınız. Ulusal Kurtuluş
Savaşının değerlerini bileceksiniz, ulusal Kurtuluş
Savaşının kahramanlarına değer vereceksiniz, ulusal
Kurtuluş Savaşının geçtiği yerlere değer
vereceksiniz. Kocatepeyi bir çekim merkezi hâline getireceksiniz, Afyonun
turizmine önemli katkısı olacak. Kocatepeyle ilgili
araştırma yapanlara destek olacaksınız, Kocatepeyle ilgili
çizerlere destek olacaksınız, ressamlara destek
olacaksınız. Biz Kocatepeyle ilgili tablolara telif ücreti ödemek
zorunda kalmayacağız o zaman. Demek ki Kocatepeye bugüne kadar önem
vermemişiz. Kocatepe adını Afyon yolunda bile insanlar
okumasın diye Kocatepe Üniversitesini AK Üniversite
yapmışız.
ÜNAL KACIR
(İstanbul) Afyonkarahisar ya.
AHMET TOPTAŞ
(Devamla) Değerli arkadaşlar, tarih zor anlaşılan bir
konu. Eğer anlamazsanız, yarın Türkiyede, Orta Doğuda
desteklediğiniz IŞİD gibi başınıza yeni belalar
açarsınız, emperyalizmin oyunuyla Türkiyeyi bölersiniz, Türk
halklarını birbirine düşürürsünüz,
kamplaştırırsınız, ondan sonra yeni
kurtarıcılar ararsınız. Bu memleket yeni
kurtarıcılar aramasın lütfen. Kocatepe çok önemli, çok
değerli, araştırılması, adının geçmesi bile
çok önemli, adının anılması bile çok önemli. O nedenle bu
önergeye yürekten destek veriyoruz. Önergeyi verenlere de teşekkür
ediyorum.
Teşekkür
ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Toptaş.
Aleyhinde,
Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can.
Buyurunuz Sayın
Can. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Milliyetçi Hareket Partisinin vermiş olduğu grup önerisi üzerine söz
aldım. Bu vesileyle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Burada enteresan
bir şekilde görüşmeler devam ediyor. 22 milletvekilimiz bu grup
önerisine imza atmış. 1inci sırada Kemalettin Yılmaz,
Afyonkarahisar Milletvekili.
Kemalettin Bey,
araştırma önergesinde, Afyonkarahisar ilimizde bulunan, Büyük
Taarruzun başladığı Kocatepenin sorunlarının
belirlenmesi, geçmişinin, bugününün, geleceğinin
araştırılması, tarihimizin önemine yakışır
bir hâle getirilmesi için Afyon ilinin ve Kocatepenin
araştırılmasını istiyor. Gayet mantıklı,
güzel bir öneri fakat her ne hikmetse on dakika yapmış olduğu
konuşmada Afyonla ilgili, Kocatepeyle ilgili bir tane konuşmada
bulunmuyor.
MAHMUT TANAL
(İstanbul) Sen bulun ya!
RAMAZAN CAN (Devamla) Afyonkarahisar
Milletvekili olacaksın, Afyonkarahisar ismini kullanacaksın,
önergede yer alacak ama burada, Genel Kurulda dile getirmeyeceksin.
Ahmet Beye
teşekkür ediyorum -konuşmalarında
katılmadığım bölümler de var ama- Afyondan bahsetti.
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Böl, parçala, yönet taktiği uyguluyorsun.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Sen Türkiye milletvekilisin.
RAMAZAN CAN
(Devamla) Allahtan Halil Ürün var Afyon Milletvekili de, Afyonun
sorunlarını, araştırma önergesine konu olan oradaki
konuların nasıl yapılandığını, nasıl
çözümlendiğini anlatıyor. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Tabii, bu arada
Sayın Bakanımız Veysel Eroğlu ve Değerli Milletvekili
Sait Açba da Afyonun problemlerini dile getirmekte.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Problemleri dile getirmeyecek, çözecek, çözecek.
RECEP ÖZEL
(Isparta) Çözüyor, çözüyor ya!
RAMAZAN CAN
(Devamla) Afyon son on yılda aldığı
yatırımlarla Ege Bölgesinin parlayan bir yıldızı
olmuştur, daha da ilerleyecektir. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Şimdi,
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Afyonla ilgili,
isterseniz, biraz bilgi vermek istiyorum. Afyon, Osmanlının son
döneminde Karahisar-ı Sahip adıyla anılan Anadolu Selçuklu
Beyi Sahip Beyin ismini verdiği
O zaman Osmanlı topraklarında
adı Karahisar olan 2 tane vilayetten biri Karahisar-ı Şarki,
şimdiki Giresun Şebinkarahisar; diğeri de Karahisar-ı
Sahip, Afyon vilayetidir. Afyon vilayeti günümüzde 18 ilçesiyle, 388 köyüyle,
707 bin nüfus ve 14.237 kilometrekare alanıyla ilerleyen ve günümüzün
modern bir şehri olmaya aday, parlayan bir yıldızıdır.
AHMET TOPTAŞ
(Afyonkarahisar) Rakam yanlış.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Türkiye milletvekilisin Ramazan sen.
RAMAZAN CAN
(Devamla) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 26
Ağustos 1922 gerçekten önemli, Ahmet Beyin söylediklerine aynen
katılıyorum. Nasıl ki 1071 Malazgirt, Türklerin Anadoluya
girmesinde -kapının açılması- önemliyse 1176 da vardı
bizim tarihimizde, Miryokefalon. Isparta Yalvaç bölgesinde cereyan eden
savaş da, artık Anadolunun Türklerin egemenliğine girdiği
ve Türklerin ana vatanı olduğunun teyit edildiği bir
savaştır. Bunu şunun için söylemek istiyorum: 1176 ve geldik
1915 Çanakkale Harbi. Çanakkale Harbinde de artık
anlamışlardır ki yabancılar, bura Türklerin ana
vatanıdır.
Yine, 1921deki
yirmi iki gün, yirmi iki gece süren kanlı savaşta, Sakarya Meydan
Muharebesinde de, Anadolu Türklerin olduğu için, ne kadar önemi haiz
olduğu bir daha teyit edilmiştir. 9 Eylül 1922de düşmanın
İzmirde denize dökülmesiyle başlayan bu süreç, bu savaş
Afyonda cereyan eden bir savaş olmakla birlikte, Anadolu
insanının orada şehit edildiği büyük bir savaş
olmuştur. Bu büyük bir milattır diye düşünüyorum ben. Bu
nedenle, nasıl ki Çanakkale Harbinin geçtiği coğrafya millî
park ilan edilmiş ve oradaki anılar yaşatılıyorsa, ne
kadar önemliyse, bizim için Sakarya da, Dumlupınar da,
Başkomutanlık Meydan Savaşının
yapıldığı Kocatepe de önemlidir. Bu manada, önergeyi
getiren arkadaşımıza, her ne kadar burada bahsetmediyse de
teşekkür ediyorum.
Dolayısıyla
burada bu savaşın hatıralarının canlanması
açısından ve yeni yetişen neslin geleceğe
ışık tutması açısından oranın millî bir
açık park alanı ilan edilmesi ve oraya yapılan
yatırımları da, Çanakkale Savaşı meydanlarında
olan yatırımların yine Kocatepede
yapıldığını da ve bu noktadaki teknik bilgileri de
Halil Ürün kardeşimiz verdi. Kendisine de huzurlarınızda
teşekkür ediyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; özellikle şunu belirtmek
isterim ki bu savaşla ilgili teknik kısa bir bilgi vermek istiyorum.
Bu savaş cereyan ederken 186 bin askerimiz -98.670i piyade, 5.282si
süvari olmak üzere- 2.025 makineli tüfeğimiz, 830 ağır makineli,
323 top, 208 motorlu aracımız var. Yunan tarafının ise 195
bin askeri -130 bini piyade olmak üzere- 1.300 süvari, 3.150 makineli tüfek,
1.002 ağır makineli tüfek, 344 top, 50 uçak, 3.818 motorlu aracı
var. Yani süvarili asker sayısı haricinde gerçekten kâğıt
üzerinde bizden çok güçlü bir ordusu var ama netice itibarıyla Anadolu
insanı, Anadolu evladı -tekrar Allahtan rahmet diliyorum
şehitlerimize- neticede büyük bir savaşa imza atmışlar.
2.318 şehidimiz, 9.360 yaralımız, toplamda 13.476
zayiatımız bulunmakla birlikte, taarruz olmasına rağmen;
18.250 Yunan ölüsü, 16 bin yaralı, 35 bin esir, 3.720 kayıp, toplam
73 bin zayiat olmuştur. Bunu şunun için söylüyorum değerli
arkadaşlar: Taarruz savaşında taarruza geçen taraf fazla zayiat
verir. Buna rağmen zayiatları
karşılaştırdığımızda 5 misli fazla
Yunan zayiatı olmuştur. Gerçekten, Anadolu evlatları orada bir
tarih yazmıştır. Bu tarihi canlandırma adına grup
önerisine tabii ki katılıyoruz ancak -biliyorsunuz- 639 sıra
sayılı torba yasayı görüşüyoruz. Bayağı da bir
mesafe aldık. İnşallah, cuma gününe kadar hep beraber -muhalefet
partisi milletvekilleri de destek olacaklar inşallah- Soma
şehitlerimize bir hediye vereceğiz bayramdan önce diye
düşünüyorum.
Bu duygular
içerisinde grup önerisi üzerinde konuştuğumu beyan ediyor, yine de
grup önerisini Genel Kurulun takdirine sunuyor, tekrar saygıyla
selamlıyorum hepinizi. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederiz Sayın Can.
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurunuz
Sayın Yılmaz.
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Sayın hatip benim söylediklerimi
çarpıtarak, Afyonla ilgili hiçbir şeyden bahsetmediğimden,
Kocatepeyle ilgili hiçbir şeyden bahsetmediğimden söz ederek,
vermiş olduğum önergeyi önemsizleştirmeye
çalışmıştır; sataşmıştır ismimi
kullanarak. Söz istiyorum efendim.
BAŞKAN Buyurunuz
Sayın Yılmaz. (MHP sıralarından alkışlar)
VIII.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
8.-
Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaz'ın, Kırıkkale
Milletvekili Ramazan Canın MHP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Kocatepeyi Türkiye
Büyük Millet Meclisinin gündemine taşımış olmaktan son
derece mutluyum, gururluyum, sevinçliyim. Katkı sağlayan herkese
saygılarımı sunuyorum. Ancak bizim Kocatepenin, Kocatepe ruhunun,
cumhuriyeti kuran iradenin bilinmesi, tanıtılması,
yaşanması, yaşatılması ve gelecek kuşaklara
aktarılması konusunda Kocatepede birtakım
altyapıların yapılması lazım, panoramik müzenin
yapılması lazım. Oraya gelen insanların
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Konuşmadın ama...
KEMALETTİN
YILMAZ (Devamla) - Burada var Ramazan Bey, sen dinlemedinse, laf atmaktan
fırsat bulamadınsa bilemiyorum, tutanaklarda var.
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Tutanakları getir, bak istersen.
KEMALETTİN
YILMAZ (Devamla) - Buraya panoramik müzenin yapılması lazım.
Buraya gelen insanların insani ihtiyaçlarını
karşılayabilecekleri altyapının gerek çevreyi gerekse
tarihî dokuyu bozmadan yapılması talebimizdir, dileğimizdir.
Tarihî ve panoramik müze yapılması adı altında, maalesef,
tanıtım müzesi olmaktan öteye geçilememiştir şu ana kadar.
Bu, ciddi bir eksikliktir.
Bunun
dışında burada Afyonla ilgili olarak benim
dışımdaki 2 Afyonlu milletvekili
arkadaşımızın söylediklerini methederek, benim Afyondan da
bahsetmediğimden söz ederek diğer bazı illerdeki
milletvekillerinin arasındaki sürtüşme gibi bizi de böl, parçala
şeklindeki bir yaklaşımınızı da
kınıyorum. Biz, Söz konusu Afyon olunca gerisi teferruattır.
anlayışında olan milletvekilleriyiz. Buradan da bütün
milletvekili arkadaşlarıma saygılar sunuyorum.
Tekrar ediyorum,
Kocatepe Türkiye Cumhuriyeti tarihinin mührüdür, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin
âdeta tapusudur; yaşanması, yaşatılması adına
burada Meclis araştırması açılarak Ben yaptım, oldu.
zihniyetiyle değil, Türkiyede, Kocatepeye neler yapılması
lazım, gelişen dünyaya, gelişen Türkiyeye ayak uydurabilmesi
için neler yapılabilmesi lazım. anlayışıyla
çağdaş ilmin ışığı altında, bilimin
ışığı altında herkesin katkı
sağlaması için önerimize destek vermenizi talep ediyorum.
Saygılar sunuyorum efendim.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Yılmaz.
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Sayın Başkanım
BAŞKAN
Buyurunuz Sayın Can.
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Kınıyorum diyerek bana sataştı.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Afyon Milletvekili yok galiba AKPde başka.
Ramazanı çıkarıyorlar Edirneye de, Afyona da.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Ramazan sen Afyonlu musun?
MAHMUT TANAL
(İstanbul) Kırıkkale Milletvekili Sayın Başkan,
Afyon Milletvekili değil.
ERKAN AKÇAY
(Manisa) Afyonla ne alakan Ramazan, Afyon milletvekili arkadaşlar var
burada.
BAŞKAN
Nasıl? Söz ettiği hâlde söz etmediğini söylediği için sizi
kınadı, siz de öyle söylemediğinizi beyan etmek istiyorsunuz,
düzelteceksiniz?
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Ben de onu açıklayacağım.
BAŞKAN -
Buyurunuz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Tutanaklara bakarız Sayın
Başkanım.
AHMET TOPTAŞ
(Afyonkarahisar) Tamam, zabıtlara geçti Ramazan.
ERKAN AKÇAY
(Manisa) Ya, bize cevap verecek Afyon Milletvekili yok mu?
9.-
Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can'ın, Afyonkarahisar
Milletvekili Kemalettin Yılmazın sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
burada Afyonun bir probleminin gündeme taşınmasından biz de
mutlu oluruz. Sayın arkadaşımıza da ben teşekkür ettim
fakat Afyonla ilgili bazı şeylerden de bahsetsin. dedim.
Gerçekten, sataşmam da fayda verdi, Kemalettin Bey geldi, burada Afyonu
anlattı. Ona vesile olduğu için de tekrar teşekkür ediyorum ben.
Ben şunu
özellikle söylemek istiyorum: Sakarya, Çanakkale neyse Miryokefalon odur,
Kocatepe odur.
Teşekkür
ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN -
Teşekkür ediyoruz Sayın Can.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Ramazan, bir gün Kırıkkalenin problemlerini
konuşmadın şurada!
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Sayın Ramazan Milletvekilimiz acaba Afyonda ne
kadar kalmış, Afyonu ne kadar tanır? Afyonu gelip geçerken
görmüştür mutlaka.
Takdirlerinize
sunuyorum.
BAŞKAN
Tamam, peki.
VII.-
ÖNERİLER (Devam)
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.-
MHP Grubunun, Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaz ve
arkadaşları tarafından, Afyonkarahisar ilinde bulunan Büyük
Taarruzun başlatıldığı Kocatepenin
sorunlarının belirlenmesi, geçmişinin, bugününün ve
geleceğinin araştırılması, tarihimizdeki önemine
yakışır bir hâle getirilmesi için idari ve kurumsal yasal
düzenlemelerin yapılması amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin (10/399), Genel Kurulun 22 Temmuz 2014
Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu önerisini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Şimdi,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre
verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
daha sonra oylarınıza sunacağım.
3.-
CHP Grubunun, Bursa Milletvekili İlhan Demiröz ve 21 milletvekili
tarafından, Bursada faaliyet gösteren taş, maden, mermer ve kum
ocaklarının neden oldukları sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin (10/1000),
Genel Kurulun 22 Temmuz 2014 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda
okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi
22/7/2014
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma
Kurulunun, 22/7/2014 Salı günü (Bugün) yaptığı
toplantısında, siyasi parti grupları arasında oy
birliği sağlanamadığından, grubumuzun
aşağıdaki önerisini İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla
arz ederim.
Engin
Altay
Sinop
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Gündeminin Genel Görüşme ve Meclis Araştırması
Yapılmasına Dair Öngörüşmeler kısmında yer alan
Bursa'da faaliyet gösteren taş, maden, mermer ve kum ocaklarının
neden oldukları sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla İlhan
Demiröz ve 21 arkadaşı tarafından verilmiş olan (10/1000)
esas numaralı Meclis araştırması önergesinin
görüşmesinin, Genel Kurulun 22/7/2014 Salı günlü (Bugün)
birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN
Önerinin lehinde, Bursa Milletvekili İlhan Demiröz.
Buyurunuz
Sayın Demiröz. (CHP sıralarından alkışlar)
İLHAN
DEMİRÖZ (Bursa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
taş, maden, mermer ve kum ocaklarının neden oldukları
sorunların ve sonraki yıllarda ortaya çıkabilecek problemlerin
bugünden tespit edilerek gereken önlemlerin alınması amacıyla
vermiş olduğumuz Meclis araştırması önergesi üzerine
söz almış bulunuyorum. Sizleri ve ekranları başında
bizleri izleyen değerli yurttaşlarımızı saygı ve
sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Sözlerime,
günlerdir Gazzede Filistin halkına İsrail tarafından uygulanan
katliamı şiddetle ve nefretle kınayarak başlamak istiyorum.
Değerli
arkadaşlar, taş ocakları, maden, mermer ve kum
ocaklarının işletilmesinin ihtiyaç olduğunu biliyoruz ancak
bildiğimiz bir başka konu ise ülkemiz coğrafyasına, tarih
dokusuna, sosyal yaşamına ve verimli tarım alanlarına
onarılması güç zararlar verilerek büyük çevre felaketlerine zemin
hazırladıklarıdır. Gerekli inceleme, değerlendirme
yapılmadan, doğaya ve su kaynaklarına vereceği zarar
araştırılmadan ÇED raporları veriliyor, ruhsatlar verilip
denetlenmiyor. Bu işletmeler ülkemizin doğasına, tabiatına
ve insanlarımıza büyük acılar yaşatmaktadır, Manisa
Somada, Bursa Mustafakemalpaşa Bükte, Amasyada, Zonguldak Kozlu
ocaklarında olduğu gibi. Bitki örtüsünü, yeşil alanları
tahrip eden bu işletmeler topografik yapıyı çıkan
hafriyatlarla -dökme nedeniyle- bozmaktadırlar. Dinamit
kullanılması nedeniyle su yatakları değişmekte, su
toplama havzaları zarar görerek su kirliliğine neden olmaktadır.
28 Haziran 1998 yılında Danimarkanın Aarhus kentinde
Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu tarafından imzaya
açılmış Çevresel Konularda Bilgiye Erişim, Çevresel Karar
Verme Sürecine Halkın Katılımı ve Yargıya Başvuru
Sözleşmesi 30 Ekim 2001 tarihinde Avrupa Birliği ve 43 ülke
tarafından imzalanmıştır. Burada ifade edilmesi gereken bir
husus bu sözleşmenin onaylanmasının Avrupa Birliği üyelik
yolunda Türkiye'nin yerine getirmesi gereken şartlardan olduğudur.
Ancak, ilerleme raporlarında Türkiye'nin hâlâ bu sözleşmeyi
imzalamadığını özellikle belirtmek istiyorum.
Değerli
arkadaşlar, değerli milletvekilleri; Osmanlı
İmparatorluğu döneminde Taşocakları Nizamnamesi
yayınlanmış ve şöyle ifade edilmiş: Bir köy veya
kasaba veya birden çok köylere mahsus mera, koru ve diğer umuma ait arazi-i
metrukede ocak açılması, işletilmesi için ruhsat verilmesi ancak
o köy ve kasaba halkının o araziden sağlamakta olduğu
yararın zedelenmemesi şartına bağlıdır.
Bir asır önce
çıkarılan taş ocaklarıyla ilgili düzenlemelerin aksine
maalesef bugün köy halkı, çevre etkileri değil, kişilerin,
yandaşların kazanacağı para miktarına
bağlıdır.
Seçim bölgemiz
Bursa; İstanbul, Ankara gibi metropoller olmak üzere Marmara, Ege ve
İç Anadolu Bölgesinde birçok ili besleyen tarımsal merkez
durumdadır. Ancak, tarımsal açıdan çok önemli olan bu ilimiz
Bursamızda, giderek azalan tarım alanlarının
korunması gerektiğini de ifade etmek istiyorum.
Bursamızın
dağ ve tepeleri, Ankaradan maden arama ruhsatları çerçevesinde
tamamen parsellenmiştir. Yıllarca çiftçilerin gözleri gibi
baktığı çalılık, fundalık, ormanlık alanlara
artık vatandaşlar girmemektedir. Çünkü ellerindeki belgeyle belli bir
süre için alınan bu alanların ÇED raporu dikkate alınarak
belirli kısımlarda çalışma yapmak suretiyle etrafları
çevrilmiştir.
Değerli
milletvekilleri, Bursa seyahatinizde İzmir, İstanbul veya Ankara
istikametinden gelirken Uludağ yamaçlarında insan yüzüne ustura
atılmış şekilde taş ocaklarını, maden
ocaklarını, mermer ocaklarını görebilirsiniz.
Ayrıca,
İstanbul-Orhangazi-Gemlik-İzmir otoban yolunda zeytin alanları
içerisinde de taş ocaklarıyla, kırma taş tesisleriyle
karşılaşabilirsiniz.
Başka bir
konuyla karşılaşmanız ise bilgisayardan İnternete
girerek Bursada satılık taş ocakları olduğunu ve hem
de şehir merkezine 22 kilometre, hızlı trene 4 kilometre
mesafede olduğunu da belirtmek isterim.
Değerli
milletvekilleri, Nilüfer Çayımız var, sahibi yok; kirletiyorlar,
kirli akıyor. Mahkeme kararına rağmen Orhaneli Başköy ve
Mustafakemalpaşa Kabulbaba ve Sülük köylerinde maden ocakları
çalışmaya devam ediyor. İnegöl Tüfekçikonağı HES
Projesiyle Tüfekçikonağı köyü, Sulhiye, Mezit, Osmaniye,
Eskikaracakaya, Rüştiye, Yeniköy, İhsaniye, Kınık, Özlüce
köyü ve Kurşunlu beldesi susuz bırakılıyor.
Keles Kozağacı Vadisindeki Durak,
Harmandemirci, Yunuslar, Davutlar, Denizler, Çayören, Issızören
mahallerini içine alan termik santrale 2006daki olumsuz rapora rağmen
hâlâ bu konuda ısrar devam ediyor. Yenişehir Karacaali ve Karaköy'e
ait mera alanları elden çıkartılarak oto test merkezi
kurulduğunu da belirtmek istiyorum.
Değerli
milletvekilleri, yeşil Bursayı gri yapanlar, TOKİ ucubeleriyle
Bursalımızı çevreleyenler şimdi de şehrin merkezinde
termik santral ve çimento fabrikası kurulması için müsaade
etmektedirler. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
Bursalılara sormadan, onların adına Demirtaşta termik
santral, Nilüfer İnegazide çimento fabrikası kurulmasının
ön olurlarını veriyor.
Bu
Bakanlığın ÇED raporuyla ilgili konusundaki olumsuz örneklerini
çoğaltabiliriz. Türkiyenin yükselen turizm değeri İzmir
yarımadasında Çeşme, Urla, Karaburun, Seferihisar ve
Alaçatıda maalesef taş ocaklarına ÇED onayının verildiğini
ifade etmek istiyorum. Bir başka ÇED onayının verildiği
yer, Artvin Cerattepede altın madeni için ÇED raporunun verilmesidir.
Artvinliler ayakta, Dere Mahallesi, Haypetlisi,
Korzullusu, Oruçtan, Melodan Dirinkten, İşkabilden, Sinkottan,
Hezordan, Geyishaneden Kafkasör'e insan zinciriyle ulaşıyorlar.
Cerattepe için yanlarında olduğumu ifade ediyor, Artvin'i bu onurlu
direnişinden dolayı kutluyor, hepsine buradan sevgi ve
saygılarımı sunuyorum.
Değerli
arkadaşlar, Bursada ÇEDle ilgili bunlar olurken Acaba Genel Kurulumuzda
neler oluyor? diye sorarsanız, Plan ve Bütçe Komisyonu ile Genel Kurulda
yapılanlar, 149 maddelik torba yasanın içerisinde çiftçinin, köylünün
sıkıntılarını giderecek bir maddenin
olmadığını belirtmek istiyorum. Çiftçilerimiz
sıkıntı içerisinde. Burada onlara vereceğimiz, Ziraat
Bankası ile tarım kredi kooperatiflerindeki faizlerin silinmesiyle
ilgili yapılandırma, yine sulama birliklerine ve sulama
kooperatiflerine, TEDAŞa olan elektrik borçlarının
yapılandırılması onları mutlaka ve mutlaka belli
noktalarda rahatlatacaktır. Çünkü bu yıl, 2014 yılında, her
zaman Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığının tarımı yok etme pahasına
yaptığı politikaların haricinde bir de ayrıca
yağmurla, doluyla, selle çiftçilerimizin çok zor durumda
olduklarını ifade etmek istiyorum.
Plan ve Bütçe Komisyonunda
çiftçilerimizin sorunlarını bir nebze giderecek önergelerimizi
reddeden iktidar partisine mensup milletvekili arkadaşlarımın
Genel Kurul çalışmalarında aynı yönde vereceğimiz
önergelerimize bu sefer destek olacaklarının yanı sıra,
taş, maden, mermer ve kum ocaklarının neden oldukları
sorunların tespiti ve sonraki yıllarda ortaya çıkabilecek
sorunları tespit etmek amacıyla vermiş olduğumuz Meclis
araştırma önergesine destek vereceğini umut ediyor, hepinizi
sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.
Sağ olun, var
olun. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Demiröz.
Aleyhinde, Bursa
Milletvekili Mustafa Öztürk.
Buyurunuz
Sayın Öztürk. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MUSTAFA ÖZTÜRK
(Bursa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; CHP grup
önerisinin aleyhinde söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Yarın
inşallah Kadir Gecesi; öncelikle Kadir Gecenizi kutluyorum. Kadir
Gecesinin dünyadaki bütün Müslümanlara, bütün insanlığa
barış getirmesini, huzur getirmesini Cenab-ı Allahtan niyaz
ediyorum.
Çevre ve su
kaynakları, ova ve tarım alanları hepimizin ortak
değerleridir. Bugün bu değerler bütün dünyanın gündemindedir ve
olmaya da devam edecektir. Amacımız gelecek nesillere temiz ve
yaşanabilir bir çevre ve modern şehirler bırakmaktır. AK
PARTİ olarak 2023 hedeflerimizin ana başlıklarından bir
tanesi de budur. Önergede yer alan çevre duyarlılığı ve su
kaynaklarının korunması noktasındaki düşüncelerinize
katılıyorum ama katılmadığım noktalar da var,
alınan tedbirler ve kontroller gibi. Önemli olan, bu değerlerimizi
hep beraber korumamız, uygulamaları yürütmemiz ve denetlememizdir.
Bunun için de hem ovalarımızın korunması hem de
planlı, sağlıklı kentlerin oluşması için gerekli
çalışmaları biz AK PARTİ iktidarı olarak ve
belediyeler olarak yaptık, bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz.
Bursa ilimiz
gerçekten tarih ve medeniyetin beşiği olan bir ilimizdir. Bunlarla
birlikte sanayi, ticaret ve turizm kenti olduğu gibi, tarım ve
gıda kentidir. Bursa Ovamızdaki güzel meyve ve sebzelerin tadına
doyum olmaz.
Yine coğrafi
güzellikleriyle Bursa yaşanmaya ve görülmeye değer bir
şehrimizdir. Bu nedenle bizim iktidarlarımız döneminde
hükûmetlerimiz ve belediyelerimizle bu şehrin unutulmuş, yok
olmuş, yıkılmış tarih ve kültür eserlerini ortaya
çıkardık. Bursa bugün bir tarih kenti özelliğine kavuştu.
CHP grup önerisinde
Giderek azalan tarım alanlarının korunması gerekmektedir.
denilmekte. Ben buna katılıyorum. Ancak Bursa'nın tarım
arazileri bizim dönemimizden önce böl, parçala, sat
anlayışıyla satılan arsalara yapılan kaçak
yapılara, plansız şehirleşmelere izin verildi. Hepimiz
biliyoruz, maalesef göç hem yerel yöneticilerin hem de genel yöneticilerin
arkasından geldiği bir nokta oldu ve Bursaya çözüm üretemediler. Biz
ne yaptık? Biz ise orayı kurtarıyor ve Bursayı tekrar eski
o yemyeşil hâline dönüştürmeye gayret ediyoruz, büyük bedeller
ödeyerek, coğrafi güzelliklerini ortaya çıkarıyoruz.
Bursa sizin de
bahsettiğiniz bu özelliğini yitirmek üzere iken diğer
şehirlerimizin olduğu gibi Bursa'nın imdadına
yetiştik. Çıkardığımız kanunlarla ve
belediyelerimizin yaptığı çalışmalarla büyük
çoğunluğuyla bu kaçak yapılaşmaların önüne geçtik.
Türkiye gibi enerjide dışa bağımlı olan ve enerji
çeşitliliği ihtiyacı olan bir ülkede Maden işletmeyelim.
diye bir mantık olamaz. İş güvenliği, çevre
duyarlılığı, su kaynaklarının muhafazası
gibi konular bizim için de sizin için de öncelikli ve hassas konulardır.
Doğal kaynakların insan ve toplum yaşamındaki önemi
bilinmektedir. Yaşamı fonksiyonel
hâle getiren araç ve gereçlerin yüzde 99'u doğal kaynaklardan, özellikle
de madenlerden sağlanmakta, dolayısıyla toplumların refah
ve gelişmişlik düzeyleri ile madencilik faaliyetleri arasında
yakın bir ilişki bulunmaktadır. Çağdaş bir yaşam
için madencilik faaliyetleri vazgeçilmezdir. İçinde bulunduğumuz
yüzyılda, çevre faktörü göz ardı edilerek hiçbir ekonomik faaliyet
gibi madencilik faaliyetlerinin de yürütülmesi mümkün değildir.
Madenciliğin çevreye etkileri yadsınamaz. Ancak madencilik
sektöründe, çevre dostu teknoloji ve yöntemlerin kullanılması,
madencilik süreçleri ya da sonrasında çevrenin korunmasına ve
yenilenmesine yönelik önlemlerin alınması, sektörün gelişimini
engellemeyecek, aksine genel anlamda sektörün gelişimine yönelik
katkıyı yapacaktır.
Sorunlara çözüm
bulmak yerine, üretim yapmayı kesin engelleyecek şekildeki
çalışmaların, ilimize, dolayısıyla ülkemize zarar
verdiği göz ardı edilmemelidir. Kullanılmakta olan maden
çıkartma metotlarına bakılmaksızın her türlü maden
işletmeleri yoğun olarak arazilerin bozulmasıyla beraber
doğal çevrenin tahribine neden olmaktadır. Madencilik faaliyetlerinin
neden olduğu çevre kirliliğinin en bariz örneklerinden birisi
açık maden işletmelerinin çevreye verdiği zararlardır.
Madencilik faaliyetleri kapsamında açık işletme yöntemi
başta hava, gürültü ve su kirliliğine neden olmaktadır. Bu
konuda sektöre büyük görevler düşmektedir. Tabii ki denetim
mekanizmasının da çok iyi işlemesi gerekiyor.
Ayrıca Bursa
ilimiz maden ocakları sahaları bakımından oldukça zengindir.
Özellikle Orhaneli ve Keles ilçelerimiz Bursa ili içinde bu konuda en zengin
ilçelerimizdir. Bu nedenle var olan zenginliklerimizden mutlaka
yararlanmalıyız. Dünyada modern anlamda nasıl bir
çalışma yapılıyorsa biz de daha iyisini hedeflemeli ve
yapmalıyız. İlimizdeki
maden çeşitliliği beraberinde birçok cevherleşmeyi de
getirmiştir. Yapılan çalışmalar ilimizde önemli endüstriyel
ham madde, metalik maden yatak ve zuhurlarını ortaya
çıkarmıştır.
Bursa ilimizdeki
madencilik faaliyetlerine şöyle bir göz attığımızda; 138
adet arama, 428 adet işletme olmak üzere toplam 566 adet ruhsat
bulunmaktadır. İşletme ruhsatlarının 312 adedinde
işletme izni verilmiş, 116 adedine işletme izni
düzenlenmemiştir. Bursa ili dâhilinde 146 adet mermer, 76 adet kalker, 33
adet krom, 6 adet kömür ve 5 adet manyezitkrom işletme ruhsatı
bulunmaktadır. Kamu kurumlarının ham madde ihtiyacının
karşılanması için de 79 adet ham madde üretim izin belgesi
verilmiştir.
Yeni müracaatlara
baktığımız zaman: 2012 yılında 109, 2013
yılında da 90 adet ruhsat müracaatı vardır.
İlimizde en
fazla üretilen maden kalker ve kromdur. Bunların üretim miktarlarına
baktığımız zaman:18 milyon 379 bin tonla kalker, daha sonra
2 milyon 379 bin tonla krom, yine 1 milyon 106 bin tonla mermer gelmektedir.
Madencilik
sektörünün çevreyle ilişkilerinin ve çevre politikalarının
tartışılarak sektördeki bilimsel ve teknik bilgi üretiminin
araştırmacı, uzmanlar ve tüm paydaşlar tarafından
paylaşılması amacıyla -işte sizin verdiğiniz bu
önergenin içeriği doğrultusunda- Bursa ilinde, 9-10 Mayıs 2012
tarihinde Bursa ilindeki madencilik faaliyetleri ve çevresel sorunları
konulu bir çalıştay düzenlenmiştir.
Bu
çalıştayda 5 alt grup oluşturulmuş. Onlar
şunlardır: Maden mevzuatı çalışma grubu, ÇED
mevzuatı çalışma grubu, çevresel etkiler (su, hava, toprak,
gürültü) çalışma grubu, Bursa'da madencilik çalışma grubu,
iyi madencilik uygulamaları çalışma grubu.
Dolayısıyla,
çalışma gruplarında moderatör desteği ve yönetiminde konu,
sorun ve çözüm önerileri görüş alışverişinde bulunulmuş,
ortaya çıkan raporların tartışılması ve
sonuçlandırılmasıyla çalıştay bildirisi
hazırlanmış ve kamuoyuna sunulmuştur. Bu sonuç bildirgesi
hem ilgili kurum ve kuruluşlarımız için hem Bakanlık için
rehberlik etmektedir ve çalışmalar da buna göre yürütülmektedir.
Ocakların
işletmesinin bitiminden sonra hem orman hem de tarım arazisi olarak
geri kazanımların önemli
olduğunu düşünüyorum. Gelişmiş ülkelerde bununla ilgili çok
güzel örnekler olmakla birlikte, ülkemizde bu konuda daha hassas
davranılmalı ve gerekli denetimler yapılmalıdır.
Bizler çevreye
verdiğimiz önem kadar su ve su kaynaklarına da aynı hassasiyetle
yaklaşıyoruz. Bursa çeşmelerinden gönül
rahatlığıyla su içebilirsiniz. Belediyenin ve Hükûmetimizin
yaptığı çalışmalarıyla gerçekten de Bursa bu
konuda ender illerimizden bir tanesidir.
Yine, bizim
köylerimizin kronikleşmiş su problemi vardı. Bizim
hükûmetlerimiz döneminde, KÖYDES ve BELDES projeleriyle, tüm Türkiyede
olduğu gibi, Bursada da köylerimizin içme suyu problemini çözdük. Daha sonra
ortaya çıkan problemlere de anında duyarlı olduk ve müdahale
ettik. Problemleri çözme noktasında gerekli girişimleri yaptık,
işte, bu önergenizde de bahsedilen Orhaneli Başköydeki su
probleminde olduğu gibi. Bizzat şahsım köye giderek, mermer
ocağına inerek, su kaynağına da giderek orada gerekli
denetimleri yaptık, örnekleri aldık. Sonrasında
hazırladığımız raporu bilgi olarak Başbakan
Yardımcımızın makamına, gereği için de DSİ Genel Müdürlüğüne,
Maden İşleri Genel Müdürlüğüne, İl Özel İdaresine ve Bursa İl Sağlık Müdürlüğüne
göndererek çözüm üretme noktasında katkı yaptık, daha
doğrusu problemi çözdük.
Bu rapor ve
yazışmaların sonucunda, Bursa Valiliği tarafından
18/4/2013 tarihli yazıyla Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü
ve DSİ tarafından bir komisyon oluşturularak, başta
Başköy ve civarında bulunan ocaklar olmak üzere, tüm Bursa ilinde
bulunan ocak sahalarında denetimlerin yapılması ve üçer
aylık periyotlarla bilgi verilmesi görevi verilmiştir. İstenen
komisyon 14/5/2013 tarih ve 273314 sayılı valilik yazısıyla
oluşturulmuş olup bundan sonraki denetimler bu komisyon marifetiyle
sürdürülecektir. DSİ Genel Müdürlüğümüz de gerekli
çalışmaları bu komisyon tarafından ve buna bilgi
katkısı yaparak mermer ocaklarının mevzuatı ve ÇED
raporları doğrultusunda da sürdürmektedir.
Ben, bizzat,
buradaki raporda belirttim. Yani bu bir tane maden ocağının su
kaynağına etkisi olabileceğini, dolayısıyla, suyun
kirlenmesine, fiziksel kirlenmesine sebep olacağını, bunun
giderilmesi gerektiğini söylemiştik. Bundan sonra DSİ bir karar
aldı, Bakanlar Kurulu kararıyla bu alanı genişletti ve
koruma altına aldı. Dolayısıyla, biz, su kaynaklarına
da sonuna kadar duyarlıyız. Temiz su içmek, güzel yaşamak, yaşanabilir
bir çevrede yaşamak, bütün halklarımızın isteğidir. AK
PARTİmiz de yaptığı çalışmalarla bunu
göstermiştir.
Bundan sonra da
aynı çalışmaları, çevreye
duyarlılığımızı sürdüreceğiz diyorum, yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Öztürk.
Lehinde, Bingöl Milletvekili
İdris Baluken.
Buyurunuz
Sayın Baluken. (HDP sıralarından alkışlar)
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Teşekkür ediyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin
vermiş olduğu, Bursa ilinde faaliyet gösteren taş, maden, mermer
ve kum ocaklarının neden olduğu sorunların
araştırılarak gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir
komisyonun oluşturulması önergesine
katıldığımızı buradan hemen ifade ederek
sözlerime başlamak istiyorum. Konuşmama başlamadan önce hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Önergenin
içeriğine baktığımız zaman zaten bu önergeye
hayır demenin koşullarının olmadığını
açık bir şekilde ifade etmek gerekiyor. Bursa ilinde tarım
alanlarının giderek azalmasını, ekolojik
yıkımı, insan hayatını tehdit eden kum
ocaklarının, maden ocaklarının ÇED raporları olmadan
büyük felaketlere davetiye çıkaracak şekilde devreye
konulmasını tabii ki bu Meclisin araştırması
gerekiyor. Bunun için bir araştırma komisyonunun kurulması
şu açıdan önemlidir: Sizin daha çok sermayeyi önceleyen politikalarınızla
her yerde insan sağlığını ve doğayı tehdit
eden ciddi çevre felaketleriyle, maalesef, karşı karşıya
kalabiliyoruz. Belki Bursayla ilgili bir komisyon kurulursa, bu, Türkiye
açısından bu çevre felaketlerini ortaya koyma açısından bir
biyopsi alma; o biyopsi üzerinden, o parça üzerinden bütün Türkiyeye bir çözüm
önerisi sunma fırsatını önümüze koyabilir.
Dolayısıyla, biz bu önergenin isabetli olduğunu
düşünüyoruz, önergeye olumlu oy kullanacağımızı
buradan başta hemen ifade etmek istiyoruz.
Değerli
milletvekilleri, aslında ben birkaç hususu da burada bu önerge vesilesiyle
dile getirmek istiyorum. Özellikle, dün gece Diyarbakır-Bingöl yolunda
yaşanan vahim bir trafik kazası nedeniyle hepimizin yüreği
yanmıştır, hepimizin yüreğine büyük bir acı, maalesef,
düşmüştür. Diyarbakır-Bingöl yolunda bir LPG tankerinin
patlaması sonucu, yoldan geçen 2 yolcu otobüsü ve 1 Doblo aracın
tutuşması söz konusu. Bu vahim olayda şu ana kadar 1
vatandaşımız yaşamını yitirmiş, 14ü çok
ağır olmak üzere 64 vatandaşımız da çeşitli
yerlerinden yaralı hâle gelmiştir ve şu anda değişik
hastanelerde tedavi altına alınmış durumdalar.
Ben, her
şeyden önce yaşamını yitiren vatandaşımıza
Allahtan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum, can
kaybının artmamasını buradan temenni ediyorum. Özellikle
yaşanan tablonun büyük bir afet durumu olduğunu ifade etmek
istiyorum. Yani öyle büyük bir afetle karşı karşıyayız
ki yaralı sayısı -ki bu yaralıların pek çoğunun
vücudunda yüzde 50den fazla yanıklar var- Türkiyedeki yanık ünitesi
kapasitelerinin üzerinde olacak şekilde bir hadise cereyan etmiştir.
Dün geceden beri
ambülans, uçak ve helikopterlerle tam bir seferberlik hâli şeklinde bu
yaralılara, başta sağlık emekçilerimiz olmak üzere gerekli
olan hizmetler verilmeye çalışılıyor. Şu anda
Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesinde diğer
hastanelerin yanık ünitelerine transfer bekleyen 21 yaralımız
var. 21 hasta için, yaralı için de Sağlık
Bakanlığı yetkilileriyle biz görüştük, gerekli
hazırlıkların yapıldığını ve birkaç
saat içerisinde bu yaralıların da başka hastanelere
nakledileceğini ifade ettiler. Umarız ki hızla bu yaralılar
da gerekli tedavi imkânlarını bulacakları merkezlere bir an önce
taşınırlar.
Burada, tabii, gece
yarısından itibaren Diyarbakırda oluşturulan bir kriz
masası var. Bu kriz masası son derece koordineli bir şekilde bir
çalışma yürütmeye çalışıyor, Diyarbakır Valisi de
gece yarısından itibaren kriz masasına gelen bilgileri bizlerle
paylaşıyor. Umarız ki bütün bu çalışmalar neticesinde
daha fazla can kaybı olmaz, yaralılarımız da bir an önce
sağlıklarına kavuşurlar. Trafik kazalarıyla ilgili de
umarız ki gerekli tedbirler ve önlemler alınır ve bu düzeyde
canımızı yakan hadiseler tekrar önümüze gelmez.
Tabii, burada
birkaç hususu da vurgulamak istiyorum. Yani biz muhalefet olarak illaki bir
önerge getirdiğimizde ya da buradan bazı konulara
değindiğimizde sırf iktidarı yıpratalım,
işte belirli konularda siyasi bir kazanç elde edelim üzerinde bir
yaklaşım ortaya koymuyoruz. Dünden beri işte, Urfa Valisiyle
ilgili Meclis gündemine sürekli bilgilendirmede bulunduk yani burada
kişilerle zaten bir problemimiz yok, ben Urfa Valisini de tanımam,
Diyarbakır Valisini de şahsi olarak tanımam ama iki zihniyet ve
iki yaklaşım arasındaki farkı burada hep beraber
konuşacağız ki ülkenin menfaati açısından, halkın
menfaati açısından doğru olanı yakalayalım. Bunu
yapmamız elzemdir.
Bakın,
özellikle Urfada yaşanan hadiselerle ilgili her bilgi
aktardığımızda maalesef iktidar partisi vekilleri bir
savunma pozisyonuna geçtiler. Biz şunu söyledik ya da şimdi onu
söyleyelim: Oradaki kamu görevlilerinin görevi vatandaşların can ve
mal güvenliğini sağlamaktır. Can güvenliği
açısından üç gündür Urfada iyi bir sınav verilmemiştir,
1i gazeteci olmak üzere 2si ağır, onlarca yaralının olduğu
bir müdahaleyi mutlaka soruşturmak gerekir. Yine, Milletvekillerine
yönelik bir darp olayı varsa burada vali başta olmak üzere sorumlular
hakkında gerekli idari ve adli süreçlerin yürütülmesi gerekir.
demiştik. Mal güvenliği için de aynı şekilde bu söylemlerimizi
dile getirmiştik.
Bakın, ben size Urfada üç gün içerisinde
yaşanan hadiselerden, vatandaşın mal güvenliğini
koruması gereken devlet görevlilerinin ne yaptığının
fotoğraflarını göstereyim. Burada sivil vatandaşa ait bir
araç var, orada bu aracın güvenliğinden sorumlu olan devlet
görevlileri araca saldırıyorlar değerli arkadaşlar.
Bakın, burada araç pert olacak şekilde müdahaleler
yapılıyor, 15e yakın araç bu şekilde pert edildi. Nasıl
bir nefret duygusuysa arkadaşlar, bakın, insanlardan, milletvekillerinden,
gazetecilerden geçtik; araç üzerinde inanılmaz düzeyde, hepimizi
utandıran müdahaleler yapılmış. Burada bakın, bu
güvenlik güçleri aracı devirmeyi başarmış, bu araç bir
vatandaşımıza ait araç ve dediğim gibi 15e yakın araç
bu şekilde tahrip edildi.
Burada da tamamen
ters çevrilmiş ve işte güvenlik güçleri de aracı tahrip edip
ters çevirdikleri için neredeyse kutlama yapacak şekilde bazı
işaretlerde bulunuyorlar.
Bakın, burada
da milletvekillerimizin ve halkın içerisinde bulunduğu çadır ateşe
verilmiş.
Bu tabloları
biz buraya getirdiğimizde, siz buraya çıkıp maalesef bu
tabloları savunur pozisyona düşüyorsunuz. Bunları yapmayın
arkadaşlar. Şimdi, vatandaşın aracına zarar veren
güvenlik güçleri ve onlara bu talimatı veren bütün yetkililer hakkında
soruşturma açmanın, en başta sizin Hükûmetinizin görevi
olduğunu buradan ben tekrar hatırlatmak istiyorum.
Dün bunları
söylediğimizde, bu tabloların polis terörü ya da işte güvenlik
güçlerinin terörü olduğunu söylediğimizde, AK PARTİ Grup
Başkan Vekili çıkıp burada bütün polislere, askerlere terörist
dediğimizi iddia ederek tartışmayı başka bir yöne
çekti. Asla, ne bütün polis ve askerlere karşı
düşmanlığımız var ne de hepsine terörist deme
durumumuz var.
Dün de buradan,
ben, Ali İsmaili, Ethemi, Medeni Yıldırımı,
Berkini, Uğur Kurtu yargısız infaz yapan bir
anlayışın terör olduğunu ve Hükûmetin de bu terörün üzerine
gitmesi gerektiğini ifade etmiştim. Yanlış yapan kimse bunu
ifade edip onunla ilgili süreçleri yürütmekle yükümlüsünüz. Böyle bir
dokunulmazlık, belirli görevlilere dokunulmazlık, bir peygamberlik
kutsiyeti atfederek bu ülkedeki yanlışları düzeltemeyiz.
Nitekim,
Hükûmetinizin uygulamaları da burada ifade edilenlerin aksi yönünde. Dün
siz buradan bu ifadeleri kullanırken, gece yarısı, devlet
içerisinde paralel faaliyette bulunduğunu iddia ettiğiniz polisler
hakkında soruşturma ve operasyon yürüttünüz ve bu saate kadar da
sanırım 60ı aşkın polis yanlış yaptığı
için şu anda gözaltına alınmış durumda yani
yanlış illaki size yapılınca soruşturma konusu
olacaksa orada da sorunlu bir şey var.
Burada sizin
şu duruşu göstermeniz gerekiyor: Eğer bir yanlış varsa
bütün yönleriyle kamuoyuna açıklama yapma, bu konuda sonuna kadar
gittiğini kamuoyuna gösterme, yürütülen operasyonun da bir
Cumhurbaşkanlığı seçim malzemesi değil, gerçekten bir
paralel devlet mücadelesi olduğunu ortaya koyma gibi bir
sorumluluğunuz olduğunu düşünüyorum.
Umarım ki
bundan sonraki yanlışları, yanlışı yapan kim
olursa olsun
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
İDRİS
BALUKEN (Devamla)
öyle klasik devletçi reflekslerle savunur pozisyona
girmezsiniz temennisinde bulunuyorum. Konuşmamı bitirirken de
önergeye olumlu oy kullanacağımızı tekrar
hatırlatıyorum.
Teşekkür
ediyorum. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Baluken.
Aleyhinde, Denizli
Milletvekili Mehmet Yüksel.
Buyurunuz
Sayın Yüksel. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MEHMET YÜKSEL
(Denizli) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Cumhuriyet Halk
Partisi Grubunun önergesi aleyhinde söz almış bulunmaktayım. Bu
vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Burada, Cumhuriyet
Halk Partisi Bursa Milletvekili, Değerli Ağabeyimiz, İlhan
Demiröz kardeşimizin 2012 yılında hazırlamış
olduğu araştırma önergesiyle ilgili, bu önerge hakkında
Burada yazılanların hepsinin altına imza atarız, bunda bir
sıkıntı yok, hep beraber ve tespit edilen konularda bir taraftan
madenlerin çıkartılması yapılırken, bir taraftan da tarımı,
çevreyi, doğayı koruyarak bu işin yapılması
gerektiği konusunda önemli bir önerge. Ancak, bu arada da yine, AK
PARTİden, partimizden Bursa Milletvekili, kardeşim Mustafa Öztürk
Bey de bu işin nasıl yapılacağı noktasında güzel
açıklamalar yaptı. Sonuç itibarıyla, bu önergeyle ilgili,
inşallah, ben de burada bir milletvekili olarak, kardeşiniz olarak
önümüzdeki günlerde
Şu arada -biliyorsunuz- bir taraftan bayram
çalışması var, bir taraftan da halk dilinde torba yasa
dediğimiz, hakikaten, 4 Hazirandan beri, Plan Bütçedeki arkadaşlarımızla
beraber alt komisyondan beri, iktidar-muhalefet bütün milletvekili
arkadaşlarımız, kamuda görev yapan bütün kardeşlerimizle
birlikte
İZZET
ÇETİN (Ankara) Bu kanunun sence adı ne?
MEHMET YÜKSEL
(Devamla) Torba yasa.
gece gündüz, hatta ramazan girdiği zaman sahuru da
birlikte yaptığımız, bu yasayla ilgili
çalışmalarımız devam ediyor ve bugün de partilerimizin
hepsinin birbirinden değerli önergeleri var. Bu önergelerin hepsinin de
mutlaka bir kıymeti harbiyesi var, bir önemi var ama tabii bizim iktidar
cephesinden baktığımızda, bu önergeleri, bu sürenin
uzatılmasıyla ilgili olarak verilmiş olan önergeler olarak
algılıyoruz. Ama bu algı önergelerin yanlış veya
doğru olduğu anlamına gelmez. Elbette, gerek Milliyetçi Hareket Partisinin
gerek Halkların Demokratik Partisinin gerekse Cumhuriyet Halk Partisinin
vermiş olduğu önergelerin hepsinde güzel konular var.
Burada, Somayla ilgili, yine, birlikte, muhalefet
partili arkadaşlarımızın katkılarıyla çok önemli
maddeleri geçirdik ve Somada 13 Mayısta kaybettiğimiz 301 canın
yakınlarının ve oradan yaralı kurtulan kardeşlerimizin
haklarıyla ilgili ciddi mücadeleler verildi. İnşallah bu
düzenlemelerle bir nebze olsun onları ve çevrelerini rahatlatabiliriz.
Onun dışında, yine, toplumumuzda SSK prim
borçları, BAĞ-KUR prim borçları olan vatandaşlarımızın
şu anda büyük bir beklentileri var, onların borçlarının
yeniden yapılandırılması var. Burada, prim borcunun
aslıyla ve ÜFE-TÜFEye göre hazırlanmış faizleriyle
birlikte geri ödemesi ve bunda da ödeme kolaylığı getirilmekte;
6, 9 ,12, 18 taksit olmak üzere, ikişer aydan hesap ettiğimiz zaman
36 aya varan bir yapılandırma, ödeme kolaylığı
getirilmekte. Burada sigorta primlerinde ceza yok, cezayı terkin ediyoruz
ama peşin ödeyen vatandaşlarımıza yüzde 5 indirim
yapıldığı için de en azından onların
haklarını orada zayi etmiyoruz. Ama, vergiyi ilgilendiren konularda
vatandaşlarımız şunu söylemekteler
Peşin ödeyen,
vergisini zamanında ödeyen vatandaşlarımızın
mağdur edilmemesi için de bu sefer verginin aslıyla beraber vergi
cezası ve gecikme zammı yani ÜFEye göre zammı birlikte tahsil
ediliyor. Bunda da yine bir ödeme kolaylığı getirilmiştir.
Onun dışında, Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliğine bağlı odalarımızın, mükelleflerimizin,
üyelerimizin odalara olan borçlarının ve odalarımızın
da üst kurula olan borçlarının, aynı zamanda esnaf birliklerinin
de aynı şekildeki borçlarının yeniden
yapılandırılmasıyla ilgili de önemli maddeler
bulunmaktadır.
Onun
dışında, araç muayenesiyle ilgili de yine
vatandaşlarımızdan gelen önemli talepler vardı. Burada da
yine araç muayenesini zamanında yaptırmamış olan
vatandaşlarımız, bu yılın yani 2014ün Aralık
sonuna kadar muayenelerini yaptırmaları şartıyla aylık
yüzde 5 olan enflasyon oranı tutarındaki cezayı ödememek
kaydıyla, bunun karşılığında yüzde 1lik
aylık oranında hesaplanan tutarı ödemekle bu araç muayenelerini
de yenilemiş olacaklar. Bundan doğan borçlarından da
kurtulmuş olacaklar.
Onun
dışında, yine esnaf ve ziraat odaları
kayıtlarında geçersizlik sebebiyle emeklilikleri iptal edilmiş
olan BAĞ-KURluların aylıklarının yeniden
bağlanması düzenleniyor.
Yine, iş yeri
kapanmış işverenlerimizin borç aslı 100 TLnin altında
olan borçlarının silinmesi gündeme geliyor.
Onun
dışında, yine toplumumuzda ev hizmetleri diye geçen ev
hizmetlerinde çalışan vatandaşlarımızın
sigortalanabilmesi, güvence altına alınabilmesi için de yeni bir
düzenleme getiriliyor. Burada on günden az on günden çok gibi bir iki bölüm
var. Bu da, şu anda, hâlihazırda evinde hizmetli çalıştıran,
yardımcı hizmetli çalıştıran vatandaşlarımızın
mutlaka sigorta yaptırmaları ve bundan sorumlu oldukları için de
bildirge vermeleri gerekiyor. Bildirge vermeleri noktasında da ciddi evrak
fazlalığı var, muamele, işlem fazlalığı var.
Bunun için pek çok ev sahibi, işveren, maalesef bu sebepten dolayı
sigorta yaptırmamaktadır. Burada yapılan uygulamayla, getirilen
yenilikle bunu kolay hâle getiriyoruz. Yanında hizmetli
çalıştıran vatandaşlarımız, bir defaya mahsus
olmak üzere, çalıştırdığı kişiyle birlikte
kuruma ait bildirgeye birlikte imza atarak beyan edecekleri süreyle ilgili bir
bildirge verecekler. Onun, devamlı, her ay, onunla ilgili hesaba
parasını yatırılmak suretiyle, primi yatırılmak
suretiyle sigortalılığı devam edecek. İşveren
olan ev sahibi, artık her ay ayrı bildirge vermek, her ay şifreyle
İnternete girme gibi zorluktan kurtulmuş olacak.
Dolayısıyla, bir defa verilen bu beyan geçerli sayılacak ancak
değişiklik esnasında ikinci bir beyan verildiğinde o
geçerli olacak, verilmediği sürece ilk verilen beyan geçerli olacak.
Onun
dışında, on günden az çalışan, yine çoğumuzun
evlerine haftada bir defa hizmet için, temizlik için gelen
bayanlarımız, kardeşlerimiz de bir aile yanında eğer
ayda on günden fazla çalışmadıysa, on günden azsa sigortalarını
kendileri yatıracaklar, isteğe bağlı sigorta yapma
hakları var. Şu ana kadar onların iş kazalarında,
başlarına gelen herhangi bir kaza sonrasında iş göremezlik
primi veya iş kazasıyla ilgili kendilerini koruyan bir madde yoktu.
Burada, yine on günden az çalışan kardeşlerimiz kendilerine ait
isteğe bağlı sigorta yaptıklarında ev sahipleri yüzde
2lik iş kazasıyla ilgili prim ödemek şartıyla bir kupon
sistemi getiriliyor. Tahmin ederim uygulama Ocak 2015te başlayacak.
Bununla ilgili kurum çalışmalarını yapıyor. Bu da
büyük bir kolaylık getirecek. Asgari ücrete göre hesaplanarak günlük
çalışma saatlerine göre hazırlanmış kuponlarla
yanımızda haftada bir, haftada iki, kaç gün geldiyse, ay bazında
onun altındaysa geldiği gün sayısı bu kardeşlerimize
çalıştığı gün ve saate uygun olarak kuponlar
verilecek. Bu kuponlar alınırken bankalara işveren iş
kazasıyla ilgili yüzde 2lik prim ödemek zorunda, diğer kalan
primleri de çalışan vatandaşımız, kardeşimiz,
işçimiz ödemek zorunda.
Bu ve buna benzer
daha pek çok maddeler var, tahmin ederim 148 madde. Şu anda, bugün nasip
olursa üçüncü bölüme başladığımızda 51inci madde
itibarıyla görüşmelere devam edeceğiz. Bayrama kadar bunu
bitirmek en büyük temennimiz ama tabii, şöyle muhalefet
sıralarına bakıyorum, kafalar böyle olunca ümidimiz yok. Tahmin
ediyorum bayramdan sonra da gelip çalışmalara devam edeceğiz.
Ben bu duygu ve
düşüncelerle Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun vermiş olduğu
önergenin aleyhine oy kullanacağımı söylüyor, hepinize iyi
akşamlar diliyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Yüksel.
Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Şimdi de Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun
İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır,
okutacağım, sonra da işleme alıp oylarınıza
sunacağım:
4.-
AK PARTİ Grubunun, Genel Kurulun çalışma gün ve saatleri ile
gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine ve 5 ve 12 Ağustos
2014 Salı günkü birleşimlerinde sözlü sorular ile diğer denetim
konularının görüşülmeyerek gündemin Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmında yer alan işlerin görüşülmesine; 6 ve 13
Ağustos 2014 Çarşamba günkü birleşimlerinde sözlü soruların
görüşülmemesine ilişkin önerisi
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma
Kurulunun 22/7/2014 Salı günü (bugün) yaptığı toplantıda
siyasi parti grupları arasında oy birliği
sağlanamadığından, İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince grubumuzun aşağıdaki önerisinin Genel Kurulun
onayına sunulmasını arz ederim.
Mustafa Elitaş
Kayseri
AK PARTİ Grup Başkan Vekili
ÖNERİ:
Gündemin
"Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler" kısmında bulunan 641, 240, 604 ve 494 sıra
sayılı kanun teklifi ve tasarılarının bu
kısmın 5, 6, 7 ve 8inci sıralarına alınması ve
diğer işlerin sırasının buna göre teselsül
ettirilmesi,
Genel Kurulun;
23 ve 24 Temmuz
2014 Çarşamba ve Perşembe günleri saat 12.00'de toplanması;
5, 6 ve 7
Ağustos 2014 Salı, Çarşamba ve Perşembe günleri saat
13.00'te toplanması;
Haftalık
çalışma günlerinin dışında 25 Temmuz ile 4 ve 8
Ağustos 2014 Pazartesi ve Cuma günleri saat 14.00'te toplanması ve bu
birleşimlerinde "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan
Gelen Diğer İşler" kısmında yer alan işlerin
görüşülmesi;
5 ve 12 Ağustos 2014 Salı günkü
birleşimlerinde sözlü sorularla diğer denetim konularının
görüşülmeyerek gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmında yer
alan işlerin görüşülmesi;
6 ve 13 Ağustos 2014 Çarşamba günkü
birleşimlerinde sözlü soruların görüşülmemesi;
Çalışma
saatlerinin;
22 Temmuz 2014 Salı günkü (bugün)
birleşiminde 604 sıra sayılı Kanun Tasarısına
kadar olan işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar;
23 Temmuz 2014 Çarşamba günkü
birleşiminde saat 20.00'ye kadar;
24 Temmuz 2014 Perşembe günkü
birleşiminde 605 sıra sayılı Kanun Tasarısına
kadar olan işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar;
25 Temmuz 2014 Cuma günkü birleşiminde 547
sıra sayılı Kanun Tasarısına kadar olan işlerin
görüşmelerinin tamamlanmasına kadar;
4 Ağustos 2014 Pazartesi günkü
birleşiminde 599 sıra sayılı Kanun Tasarısına
kadar olan işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar;
5 Ağustos 2014 Salı günkü
birleşiminde 565 sıra sayılı Kanun Tasarısına
kadar olan işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar;
6 Ağustos 2014 Çarşamba günkü
birleşiminde 464 sıra sayılı Kanun Tasarısına
kadar olan işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar;
7 Ağustos 2014 Perşembe günkü
birleşiminde 10 sıra sayılı Kanun Tasarısına
kadar olan işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar;
8 Ağustos 2014 Cuma günkü birleşiminde
335 sıra sayılı Kanun Tasarısına kadar olan
işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar;
Yukarıda
belirtilen birleşimlerde gece 24.00'te günlük programların
tamamlanamaması hâlinde günlük programların tamamlanmasına
kadar;
12, 13 ve 14
Ağustos 2014 Salı, Çarşamba ve Perşembe günkü
birleşimlerde ise 14.0024.00 saatleri arasında
çalışması;
çalışmalarına
devam etmesi;
Önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin lehinde, İstanbul
Milletvekili Mehmet Doğan Kubat.
Buyurunuz Sayın Kubat. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) Sayın
Başkan, çok değerli milletvekilleri; grubumuzun vermiş
olduğu öneri lehinde görüşlerimi ifade etmek üzere söz
almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygılarımla
selamlarım.
Değerli arkadaşlarım, grup önerimizde
Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu hafta ve ağustos ayı içerisindeki
çalışma gün ve saatleri ile gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri
bölümündeki bir kısım işlerin sıralarının
değiştirilmesi önerilmektedir.
Buna göre, 641 sıra sayılı Ceza Muhakemesi
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin gündemin 5inci sırasına, yine 240 sıra
sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun
Tasarısının gündemin 6ncı sırasına ve bir iki
uluslararası sözleşmenin de gündemin 7 ve 8inci sıralarına
alınmasını önermekteyiz.
Çalışma gün ve saatleriyle ilgili olarak da
değerli arkadaşlar, biliyorsunuz, 639 sıra sayılı
torba kanunun görüşmelerine devam ediyoruz; şu anda da üçüncü
bölümdeyiz, yaklaşık üçte 1ini bitirdik, 148 maddenin 50 maddesini
görüştük. Üçüncü bölümün üzerindeki görüşmeleri de dün bitti,
önergelere bugün başlayacağız, inşallah kısa sürede o
da tamamlanır diyorum.
23 Temmuz Çarşamba günü, yani yarın saat
12.00de çalışmalarımıza başlayıp sekizde
inşallah tamamlayacağız. Perşembe günü, saat yine 12.00.
Cuma günü, 14.00te başlayıp işlerin bitimine kadar.
Ağustos ayında ise: Bayram sonrası 4
Ağustos Pazartesi günü 14.00te başlayacağız; 5, 6, 7
Ağustos Salı, Çarşamba ve Perşembe günleri saat birde
başlayacağız; 8 Ağustos Cuma günü de yine saat ikide
başlayacağız ve gündemdeki işlerin bitimine kadar
çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
Bunun dışında 12, 13, 14 Ağustos
tarihlerinde de saat 14.00 ile 24.00 arasında Genel Kurulun
çalışmalarına devam etmesini önermekteyiz.
Önerimize
desteklerinizi bekliyor, yüce heyetinizi saygılarımla
selamlıyorum.(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Kubat.
Aleyhinde,
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi. (CHP sıralarından
alkışlar)
Buyurunuz
Sayın Hamzaçebi.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun Meclis gündemini
yeniden düzenleyen bu önerisi vesilesiyle Hükûmetin dış
politikası konusunda, zamanın izin verdiği ölçüde bir
değerlendirme yapmak istiyorum.
İsrailin
Gazzeye saldırısı nedeniyle Türkiye-İsrail ilişkileri
iç siyasetimizin temel gündem maddesi hâline gelmiştir. Sayın Başbakan
İsraile karşı sert açıklamalar yapıyor ama sadece
açıklama yapıyor, miting meydanlarında konuşuyor,
televizyon ekranlarında konuşuyor, başka bir şey
yapmıyor, yapamıyor. Maalesef Sayın Erdoğan Hükûmetinin,
Sayın Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin bu konuda yapabileceği
herhangi bir şey yok, atabileceği herhangi bir adım yok. Türkiye
Cumhuriyeti, dış politikasında tarihinin en zayıf dönemini
yaşamaktadır. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bundan üzüntü duyduğumuzu
ifade etmek istiyorum.
Değerli
milletvekilleri, siyaset samimiyet üzerine yapılır. Siyaset yapmak,
gerçekleri çarpıtmak demek değildir; siyaset yapmak, yalan söylemek
değildir; siyaset yapmak, rakiplerine tuzak kurmak ve onların
gerçeklerini saptırmak değildir, rakiplerine çamur atmak
değildir. Siyasette ister hayal vadedin ister umutsuzluk vadedin,
doğrulardan ve gerçeklerden hareket etmek zorundasınız.
Eğer doğrulardan, gerçeklerden hareket etmiyorsanız siz
samimiyet üzerine siyaset yapmıyorsunuz demektir. Böylesi bir siyasetin
vatandaş nezdinde de hiçbir inandırıcılığı
olmaz.
Değerli milletvekilleri, bunları söyleme
ihtiyacını şu nedenle duydum: Geçen hafta, 16 Temmuzu 17 Temmuza
bağlayan gece İsrailin Gazzeye saldırısı nedeniyle
oturduğum yerden söz alarak İsrailin bu
saldırısını kınadım ve Türkiye Büyük Millet
Meclisini, 4 siyasi parti grubunu İsrailin Gazze
saldırısını kınaması için ortak bir bildiri
yayınlamaya davet ettim. Tüm siyasi partiler bu önerime destek verdiler,
oturumu yöneten Meclis Başkan Vekili ara verdi, arkada toplandık ve
bu bildirinin ertesi gün yayınlanması konusunda hep birlikte karar
verdik. Ertesi gün, ben Genel Başkan Yardımcımız Sayın
Faruk Loğoğlundan Meclisin yayınlayacağı bildiriye
esas olmak, daha doğrusu, o çalışmada dikkate alınmak üzere
bir taslak metin hazırlamasını rica ettim. Sayın
Loğoğlu eksik olmasın, kendisine çok teşekkür ediyorum-
bir taslak metni süratle hazırlayıp bana saat yarım
sularında gönderdi ve ben bunu 3 siyasi parti grubunun grup başkan
vekillerine ilettim, kendilerini de telefonla aradım Bir taslak metni
size gönderiyorum. dedim. Genel Kurul açıldı 17 Temmuz günü, Adalet
ve Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekili Sayın Nurettin Canikli
kendilerinin de hazırladığı bir taslak metni getirdiler
-Milliyetçi Hareket Partisi, Halkların Demokratik Partisi de vardı-
ve dedik ki: Bu metinleri Sayın Faruk Loğoğlu alsın,
konsolide etsin, bir araya getirsin, grupların görüşlerini
yansıtan bir metni ortaya koyalım. Örneğin, bizim metnimize
ilişkin olarak Sayın Canikli Şu bir iki cümle olmasa iyi olur.
dedi, ben de Sayın Caniklinin metnine Bu çok uzun olmuş, bir
Meclisin metninde bu kadar uzun anlatılması doğru
değildir. dedim ve hep birlikte bu görüşü ortaya koyduk,
paylaştık, Sayın Faruk Loğoğlu metni bu görüşler
ışığında hazırladı, getirdi ve 4 siyasi
parti bu metni imzaladık, yayınladık. Türkiye Büyük Millet
Meclisinin İsrailin Gazzeye saldırısı konusunda böylesi
bir ortak iradeyi göstermesi gerçekten önemli olmuştur, güzel bir
katkı olmuştur.
Fakat 19 Temmuz
2014 tarihinde Sayın Erdoğan Ordu mitinginde bir konuşma
yapıyor. Önce Türkiye Büyük Millet Meclisini bu ortak tutumu nedeniyle
kutluyor, sonra diyor ki: Ama Cumhuriyet Halk Partisi oraya bir metin getirdi,
metinde İsrailin meşru savunma hakkı var. Biz bunu çıkarttık.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Allah, Allah!
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) Değerli milletvekilleri, siyaset samimiyet
üzerine yapılır. Ben, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
yayınlayacağı metne hazırlık olmak üzere bir taslak
metin getirdim ve taslak metinde de İsrailin meşru savunma
hakkı var. diyerek, İsraili masum göstermeye veya onun bu
hareketini meşru göstermeye çalışan hiçbir ifade yer
almamaktadır, bunu şiddetle reddederim. Sayın Erdoğan
gerçekleri saptırıyor, çarpıtıyor.
Merak ettim,
Sayın Canikliyi aradım. Sayın Canikli, biz böyle bir şey
konuşmadık, Bu metni alın yayınlayın. da demedik,
böyle bir şey de yok. Ben, Sayın Başbakana sadece sizin
metninizi gönderdim, kendim başka herhangi bir yorum yapmadım. Öyle
anlaşılıyor ki Sayın Başbakan, bu yorumu kendi kendine,
bizim metnimizden hareketle yapmış.
Ben, şimdi,
Sayın Loğoğlunun o taslak metninin ilgili cümlesini okuyorum
sizlere, sizlerin bilgisine, takdirine sunuyorum. Taslak metin bu, sonra Meclis
farklı bir metin yayınladı. İlgili bölümü okuyorum, metin şu:
Karadan, havadan ve denizden ağır bombardıman altında
tutulan Gazzede, can kaybı ve yaralı sayısının
yükselmesini derin üzüntüyle ve kaygıyla karşılıyor,
kadın ve çocuklar başta olmak üzere masum sivillerin öldürülmelerini
ise tüm insanlığı yaralayan kabul edilmez ve affedilmez bir
insanlık suçu olarak görüyoruz. İsrailin meşru savunma
hakkı, hiçbir surette toplu cezalandırma eylemi için bir gerekçe
sayılamaz. Orantısız güç kullanılmasının, meşru
savunma hakkı tanım ve uygulamasında yeri yoktur.
Diyeceksiniz ki:
Burada bir meşru savunma lafı var. Ben, size, Sayın
Başbakanın son günlerdeki üç cümlesini söyleyeceğim. Birincisi
19 Temmuz 2014. Maalesef, İsrail aynı zulmüne, aynı
orantısız güç kullanımına devam ediyor. 20 Temmuz, TGRT
Haber: İsrail, orantısız güç kullanmak suretiyle çoluk çocuk
demeden, deniz kenarındaki çocukları öldürecek kadar bir ihanet
içindedir. Ve yine, 21 Temmuzda TRT Haberde diyor ki: İsrail,
orantısız güç kullanmaya devam ediyor. Yani, Başbakan diyor ki
orantılı güç kullanabilir, yani daha az öldürürse olur.
ÜNAL KACIR
(İstanbul) Orantısız güç ile meşru savunma aynı
şey mi?
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) Değerli milletvekilleri, bizim
söylediğimizle Sayın Erdoğanın söylediği
arasında içerik olarak fark yoktur. Bu, yakışmıyor.
Siyaset, çarpıtma üzerine yapılmaz.
Ben size bir örnek
vereceğim, Sayın Erdoğanın ikiyüzlü siyasetine örnek
vereceğim, bu, bir ikiyüzlü siyasettir: Yıl 99
Bugün Sayın
Başbakan grup konuşmasında, 1948den başlayarak
İsrailin Filistine karşı nasıl saldırı ve
katliam yaptığını tarihler vererek anlatıyor: 2002de
Ceninde katliam yaptı, 2009da Gazzede katliam gerçekleştirdi, kana
doymadı. diyor. 2009da Cumhuriyet Halk Partisi Grubu Türkiye Büyük
Millet Meclisine bir öneri getiriyor. Sayın Onur Öymen, 6 Ocak 2009
tarihli Genel Kurulda konuşuyor: Gelin, İsraili
kınayalım. Bir ortak bildiri taslağını da ben iktidar
partisi grubuna verdim ama iktidar partisi grubu bunu kabul etmedi. diyor.
Başbakan şikâyet ediyor şimdi, İsrail katliam gerçekleştirdi.
Peki, bu katliama karşı Cumhuriyet Halk Partisinin Gelin, ortak
irade gösterelim, Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak bir bildiri
yayınlayalım. önerisini niye geri çeviriyorsunuz? Bu, ikiyüzlü
siyaset değil midir değerli milletvekilleri?
Devam ediyorum.
Bugün diyor ki Sayın Başbakan: Onlar
Muhalefeti kastediyor,
çatı adayı kastediyor, herkesi kastediyor.
İsraile
karşı nöbet tutacak bir hükûmet istiyorlar. Sayın
Başbakan, İsraile karşı nöbeti Kürecikte siz
tutuyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
İHSAN
ŞENER (Ordu) Hâlâ orada mısınız?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) 10 Şubat
2012de ABD-İsrail ortak tatbikatında, Kürecik üssüyle
İsraildeki eş üssün karşılıklı
çalışabilirliği test ediliyor. NATOya geçmiş değil,
Amerikan tesisi daha.
Zaman kalmadı,
çok süratle tamamlayacağım. Ben, Sayın Başbakana bir
sözünü hatırlatacağım. Tarih 12 Eylül 2011: Er veya geç
Gazzeye gideceğim. Tarih 15 Nisan 2013: Mayıs sonu Gazzedeyim.
Amerika Dışişleri Bakanı Kerry: Erdoğan Gazzeye
gitmemeli. Başbakan Gazzeye gideceğim. Kerrynin
açıklaması şık olmadı. Haziranda gideceğim.
diyor.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) Başbakan Gazzeye gidemedi ama bu yıl
Gebzeye gitti, onu biliyorum.
Teşekkür
ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
RECEP ÖZEL
(Isparta) Gazzeyle Gebze, çok komik oldu!
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Hamzaçebi.
Kayseri
Milletvekili Yusuf Halaçoğlu. (MHP sıralarından
alkışlar)
RECEP ÖZEL
(Isparta) Yanlış, yanlış efendim.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, lehte
MEHMET DOĞAN
KUBAT (İstanbul) İkinci lehte, Sayın Elitaş.
BAŞKAN Daha
sonra sıra sizin efendim.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Peki.
BAŞKAN
Buyurunuz efendim.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Değerli
milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
AKPnin sunmuş
olduğu önerge üzerine söz aldım. Yani, zannediyorum ki ikide bir,
sürekli süreyi uzatmakla ne yapmak istediklerini de bilmediklerini
gösteriyorlar aslında bununla. Tabii, ne yapmak istediklerini bilmedikleri
gibi, bir de çıkıp muhalefete iftira atıyorlar. Dün Sayın
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu
toplantısından sonra, muhalefetin yasayı engellediğini,
Tüzüke aykırı olarak engellediğini söylüyor. Hâlbuki, her
şeyden önce, Tüzüke uymayarak bu yasayı bu şekilde getirenler,
öncelikle iktidar partisidir.
Değerli
milletvekilleri, evet, biz bu yasanın bazı maddelerine kesinlikle ve
şiddetle karşıyız. Hangi sebeple karşı
olduğumuzu da çok net bir şekilde ortaya koyacağım ve
sizler de bunu kabul edeceksiniz. 76ncı maddede, aynen Bilanço
esasına göre defter tutan kurumlar vergisi mükellefleri, 31/12/2013 tarihi
itibarıyla düzenledikleri bilançolarında görülmekle birlikte
işletmelerinde bulunmayan kasa mevcutları ve işletmenin esas
faaliyet konusu dışındaki işlemleri dolayısıyla
ödünç verme ve benzer nedenlerle ortaya çıkan ortaklıklarından
alacaklı bulundukları tutarlar ile ortaklara borçlu bulunduğu
tutarlar arasında net alacak tutarlarını bu Kanunun
yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü ayın sonuna kadar
vergi dairelerine beyan etmek suretiyle öderler. diyor.
Değerli
milletvekilleri, aslında, bunu söylerken ne yapmak istiyorlar? Bununla
birlikte, şirketlerin bilançolarında gösterdikleri, kasalarında mevcut
olmayan paralar
Nereye verdiler bu paraları, kime verdiler?
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Havuza.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) Havuza aktardılar.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Haram medyaya, haram medyaya.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) Şimdi, siz buna yüzde 3, vergi
karşılığı tekrar beyanname vermek suretiyle bu
paraları, kara parayı aklamış olacaksınız ve
gündeme, tekrar piyasaya sunmuş olacaksınız. Allah
aşkına, yapmayın, bunu hangi izanla kabul edeceksiniz? Bir
tanesi bu. Daha geniş olarak anlatırım ama herkes kendisi de
okusun, baksın.
Diğer bir
madde 91inci madde. 91inci maddede de aynen şöyle diyorsunuz: Devlet Su
İşleri, HESlerle ilgili birtakım hizmetler alıyor. Bu
hizmetlerle ilgili olarak ne diyor? Diyor ki:
taşkın ve nehir yatağı
düzenlemesi gibi su yapılarında denetim masrafları ilgililerine
ait olmak üzere denetim hizmeti DSİ tarafından yapılır veya
DSİ tarafından yetkilendirilen Türk Ticaret Kanununa göre
kurulmuş şirketlerden DSİce müşavirlik hizmeti satın
alınarak yaptırılır. Kime yaptıracaksınız?
Hangi müşavirlik şirketini, kim kuruyor? Niye siz yapmıyorsunuz?
Yani, her şeyi kontrol ederken bunları niye etmiyorsunuz?
Nitekim,
arkasından ne yapıyorsunuz biliyor musunuz, bunları hangi konuma
getiriyorsunuz, diyorsunuz ki: Mevzuata ve projeye
aykırılığın giderilmemesi hâlinde
Ki mevzuata ve
projeye aykırı bir hareket olursa siz denetlemiyorsunuz, bu
müşavirlik şirketine denetletiyorsunuz. Allah aşkına,
kargalar güler buna, yapmayın. Kime kontrol ettiriyorsunuz, hangi
müşavirlik şirketine devletin görevini veriyorsunuz? Bu mümkün mü?
Bunu yapmanız mümkün değil.
Diğer bir maddeye geçiyorum, 100üncü madde. Ne
diyorsunuz: Ancak, 23/4/1981 tarihli ve 2451 sayılı Bakanlıklar
ve Bağlı Kuruluşlarda Atama Usulüne İlişkin Kanuna
Ekli (1) ve (2) sayılı Cetvellerde gösterilen unvanları
taşıyan görevler ile farklı atama usullerine tabi olsalar dahi
daire başkanı ve üstü görevlere, sivil memurlar hariç kolluk
teşkilatlarının kadrolarına; açıktan, naklen veya
vekâleten yapılan atama ve bu görevlerden alınma, bu görevlerle
ilgili yer değiştirme
Yani siz adamı görevden alıyorsunuz, mahkemeye
başvuruyor, mahkeme yeniden atıyor adamı, idare mahkemeleri
durdurma kararı alıyor. Siz iki yıl sonra başka bir göreve
atamak gibi bir kararla hukuku hiçe sayıyorsunuz. Nasıl hukuk
devletisiniz, bu olabilir mi? Hak ve hukuk diye bir şey var, sözde,
isminiz Adalet ve Kalkınma Partisi. Adalet nerede burada? Yani mahkeme
kararına niye uymuyorsunuz? Ha, bunu kabul etmemiz mümkün mü? Kabul
etmemiz mümkün değil. Sizin kendi aranızda meydana gelmiş
birtakım sıkıntılarınız varsa bu bizi
ilgilendirmez, yok paralel yapılanma, yok şu, yok bu; bunlar bizi
ilgilendirmez. Siz hukuka saygı göstermek zorundasınız. Tabii ki
bunu kabul etmeyeceğiz.
Ardından 112nci maddeye geçiyorum,112nci maddeye
bir geçici madde eklemişsiniz: Bu maddenin yayımı tarihi
itibarıyla devir ve teslim işlemlerinin tamamlanmasının
üzerinden beş yıl geçmiş olan özelleştirmeler hakkında
verilmiş olan yargı kararları ile ilgili olarak
sözleşmelerinde belirtilen haller dışında bu
kuruluşların geri alınması yönünde herhangi bir işlem
tesis edilmez. Peki, beş yıl da geçmiş olsa, mahkeme,
kararını vermişse niye özelleştirmelerden geri vazgeçmiyorsunuz,
kime peşkeş çekmiş oluyorsunuz, niye yargı kararına
uymuyorsunuz? Hani hukuk devleti, hani yasama organı, hani demokrasi?
RECEP ÖZEL (Isparta) Yargı kararlarını
uygulamak imkansız hâle geldiyse
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) İmkânsız hâle
gelmesinden bahsetmiyor bakın. Yargı kararını uygulama hâli
her zaman mevcuttur. Yani, siz yargı kararını
uygulamayacaksınız ve ondan sonra Hukuk devletiyiz. diyeceksiniz.
Bir başka madde, 115inci maddede ne diyor?
25/02/1998 tarih ve 4342 sayılı Mera Kanununun 14üncü maddesinin
birinci fıkrasına eklenen bentle: İlgili belediye sınırları
içerisinde alternatif alan bulunmaması şartıyla Bakanlar
Kurulunca kentsel dönüşüm ve gelişim projesi alanı olarak ilan
edilen" denilen yerler nereye bırakılıyor? Belediyeye bırakılıyor.
Ne kadar gülünç bir şey. Yani siz, birtakım rant alanlarını
sürekli olarak birilerine peşkeş çekeceksiniz,
kooperatifleştireceksiniz. Niye mera alanları
Büyükşehir
oldunuz, büyükşehirde her yer mera alanıdır.
Hayvancılık yapılan yerlerin mera alanlarına da el
koyacaksınız anlamına gelir bu. Kimlere vereceksiniz, ne
yapacaksınız? O zaman bunu bu şekliyle yapamazsınız,
sınırlandırmak zorundasınız.
İşte Kayseride, Kayseride Hunat Camisi
Vakfı. Ta Danişmentlilerden gelen 17,5 dönüm arazinin bugün yerinde
ne var? Kayseri Forum binası var. Önce stadyum diye alındı, sonra
oraya bırakıldı. Hani vakıf arazisi, nereye gitti? 17,5
dönüm arazi nereye gitti? Aynı şekilde kullanılacak.
Bir 115inci
maddeniz var ki, bu, merayla büyük rantlar sağlanacak bir hususu ortaya
çıkarıyor.
Bir başka
madde, 124üncü madde, diyorsunuz ki: 5393 sayılı Kanunun 15inci
maddesinin (5)inci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan
arsa ibaresi taşınmaz olarak değiştirilmiş ve
maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
Bir dakika,
arsayı niye taşınmaz hâline getiriyorsunuz? Çünkü
arkasına koyduğunuz şu maddelerden dolayı. Bundan
dolayı Fatih Belediye Başkanı yargılanıyor. Çünkü,
orada bir vakfa, Başbakanın oğlunun vakfına arazi
aktarmış. Arazi de değil sadece, Silivride de bir yurdu
aktarmış. Bunu meşru hâle getirmeye
çalışıyorsunuz. Yapmayın, yani Allah aşkına! Siz,
halkın malını, belediyenin malını hangi hakla bir
vakfa verebilirsiniz? Kim veriyor size bu yetkiyi?
FARUK BAL (Konya)
Vakıf kimin Sayın Başkanım, vakıf kimin?
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) - Bu vakıf kimin vakfı? Dediğim gibi,
Başbakanın oğlunun vakfı.
FARUK BAL (Konya)
Mesele orada.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) - Nasıl veriyorsunuz?
ERKAN AKÇAY
(Manisa) Soygun yapacaklar, soygun! Yağma, talan
Başka nasıl
yapacaklar ki?
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) - Verme hakkına sahip
misiniz halkın malını? Veremez
Vakıf olmaz. Bakın,
vakıf belli gruplara hizmet eder. Şimdi, Silivride yapılan
yurdun şeyi nedir? Yurtta kalanlardan para toplanıyor, bu parayla
Bakın, olur mu? Fatih Belediyesinin, Fatih halkının ne
lakası var Silivriyle? Yapmayın Allah aşkına! Fatih
halkının malı olan bir şeyi veremezsiniz.
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Fatihte Silivrikapı var.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) - Hayır arkadaş! Yani bugün ramazan
ayındayız bakın. Kul hakkı denilen bir şey
vardır. Allah korkusunun en önemli göstergelerinden birisidir, kul
hakkına uymak zorundasınız.
Ya,
vakıf
Kaç türlü vakıf var, biliyor musunuz? Sizin kaç türlü
vakıf olduğunu bilmeniz lazım önce. Demin söyledim: Hunat Camisi
Vakfını niye Kayseri Forum yaptınız belediyeye vererek?
Nasıl izah edeceksiniz? Caminin vakfı, ta Danişmentlilerden
kalan, Selçuklulardan önce. Ondan sonra caminin kapısında cami için
para toplayacaksınız.
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Allah, Allah!
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) - Tabii ki git, Kayseriyi gör.
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Silivrikapı Hoca, Silivri değil.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) - Bakın, ben bir şey söylüyorum size. Ben
size Hunattan demin bahsettim. Silivrikapı, Silivri, ne fark eder? (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
Yani,
Silivriye yarın gideceksiniz bunların yüzünden, unutmayın. Bu
haksızlığı, bu hukuksuzluğu yapma
karşılığında tabii ki biz direneceğiz ama siz
bunu onayladığınız takdirde bunun vebalini de siz
yüklenmiş olacaksınız, sonra Muhalefet engelledi. demeyin.
Eğer Somayla ilgili
Biz söyledik: Bu maddeleri çıkarın, üç
günde bitirelim. Ama siz illaki bunları koymak istiyorsunuz.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Halaçoğlu.
Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş.
Buyurunuz
Sayın Elitaş. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Kayseri
Milletvekili Sayın Halaçoğlu, Kayseriyle ilgili bazı meseleleri
söyledi. Ondan önce de bizim grup önerimizi O kadar yanlış
yapmışlar ki. diye ifade etti ama ben burada yanlışın
ne olduğunu anlayamadım. İki üç dakika da bizim
yanlışımızla ilgili şeyler söylemeye
çalıştı ve görüşeceğimiz 639 sıra sayılı
Kanun Tasarısının üçüncü bölümüyle ilgili dün akşamki
söylediklerini aynen tekrar etti.
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Anlamıyorsunuz, o yüzden tekrar etmek gerekiyor.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) - Dün akşam burada sizi dinleyen
milletvekilleri bunun harfiyen aynı olduğunu gördüler, dinlediler.
Herhâlde, bugün, dün akşamki yaptığınız
konuşmanın tekrarı kayıtlara geçsin diye bugün
yapmış olabilirsiniz.
Bakın,
yaptığımız işlem şu
Önergelerinize de yarın tutanakları
inceleyenler bakacaklar, bugüne kadar 50 madde geçti. 50 maddenin okunma süresi,
özellikle sizin önergenizin okunması yaklaşık yedi dakika
sürüyor. O yedi dakikalık kısmın tamamı, önerge üzerindeki
yazılan şu şunun kanun teklifiyle, şu sıra
sayısıyla, 2 taksim şu veya 2ye şu gibi önergelerle,
Başkanlık fezlekesiyle diye gelen ama bir bakıyorsunuz diyor
ki, örnek veriyorum: Yaptığı toplantıdayı Yaptığı
toplantı diye, bir cümle değişikliği diye ifade
ediyorsunuz ve ortaya koyuyorsunuz. Aslında, bunun
ERKAN AKÇAY
(Manisa) Onun sebebini bilmiyor musun sen?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) O önergenin ne olduğunu mu?
ERKAN AKÇAY
(Manisa) O önergeler, maddede olumlu bir düzenleme varsa
değiştirmek istemediğimizi gösterir. Teşekkür etmen
lazım.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Hayır, o önergenin
Ben onu söylüyorum
Erkan Bey, ona teşekkür edeceğim.
Yani, o
tutanakları inceleyenler, Milliyetçi Hareket Partisi milletvekillerinin
olağanüstü bir şekilde bu kanuna
çalıştıklarını, müthiş bir şekilde
incelediklerini
ERKAN AKÇAY
(Manisa) Evet, evet
FARUK BAL (Konya)
Bir harf bile önemli, bir nokta bile önemli.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla)
ve bir cümlede geçen bir kelimenin sözlük olarak
değiştirilmesi gerektiğini uzun çalışmalar sonucunda
anladıklarını ve Bunlar ne kadar büyük
çalışmışlar, emeklerine teşekkür ediyoruz. diyeceklerini
Tarihte sizi görecekler ve madalya vereceklerdir.
ERKAN AKÇAY
(Manisa) Utan utan bundan, bunları söylemekten utanman lazım senin!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Bakın, HDP Grubu diyor ki
539
569
Sıra
sayısı kaç?
HÜSEYİN BÜRGE
(İstanbul) 639.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) 539 sıra sayılı Kanun Teklifinin
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) 639
ERKAN AKÇAY
(Manisa) Tasarıdan haberin yok senin be.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sen çalışmamışsın ya, 639. Grup
başkan vekilisin, daha sıra sayısını bilmiyorsun. Ne
kadar ayıp!
ERKAN AKÇAY
(Manisa) Grup başkan vekilisin tasarıdan haberin yok.
Adını bile bilmiyorsun, numarasından haberin yok.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) 639 sıra sayılı Kanun Teklifini
şu hâlde olarak değiştirelim diyor. Cumhuriyet Halk Partisi
farklı bir şekilde yapıyor.
ERKAN AKÇAY
(Manisa) Bu tasarıyı hepinizden iyi biliyoruz biz, hepinizden.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Doğrudur.
ERKAN AKÇAY
(Manisa) Var mısın tartışmaya?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Onun için cümle yerine tümce diyorsunuz,
kelime yerine sözcük diyorsunuz, çok iyi bildiğiniz için!
ERKAN AKÇAY
(Manisa) Orada 148 maddedeki önergeleri konuşacağız. Cahil
adam!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Bakın, değerli milletvekilleri,
şimdi, Kayseri Hunat Camisi Vakfıyla ilgili söylediğiniz yerin
geçmişi nedir?
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Nasıl?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Şu anda Kayseri Forum olan yerin
geçmişinde ne vardı? Ne vardı orada?
FARUK BAL (Konya)
Geçmişi vakıf işte, vakıf. Ne olursa olsun.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Geçmişinde stadyum vardı.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) Daha
önce 1957 yılında yapılmış stadyum, Kayseri
Büyükşehir Belediyesinin yaptığı anlaşma çerçevesinde
stadyum, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğüne ait bu stadyum, Kayseri
Büyükşehir Belediyesinin yaptığı anlaşma çerçevesinde
bugün Türkiyeye örnek olan 33 bin kişilik bir stadyum hâline getirildi.
Sattığı parayla Kayseri Belediyesi, o bölgenin hem stadyumunu yaptı hem
şehir terminalini yaptı ve bunu da örnek hâle getirdi. Eğer o
şeyle de ilgili hak sahipleri -vakıflar da var, vakıf olan bir
kısım hak sahipleri de var- istimlak edilme süreci içerisinde,
istimlak edildiği dönem içerisinde mahkemeye gittiler. Mahkeme dedi ki: Bu
stadyum, altmış yıla yakın bir süredir
kullanılmış, amacını gerçekleştirmiştir,
bunun yerine başka bir stadyum yapıldığından ve
Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğüne devredildiğinden hak sahiplerinin
mahkemedeki itirazları reddedilmiş ve Yargıtay da bunu
onamıştır. Yani, buradaki kanunda ifade ettiğiniz -100üncü
madde mi, diğer madde mi o kanundaki- konu, maalesef, bu kanun
tasarısının içerisinde yok Sevgili Hocam.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) - 100üncü madde mi yok?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) - Bakın, o Kayseri Stadyumuyla ilgili olan
kısım bu kanun tasarısı içerisinde yok; bir.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Ya, meralardan bahsettik.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) - Kayseriyle ilgili mesele
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Meradan bahsettim, onun için vakıf arazisinden
bahsettim.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) - Ya Hocam, etme gözünü seveyim, meradan vakfa
geçiyorsun, vakıftan Hunat Camisine geçiyorsun, oradan stada geçiyorsun
yani bir yolda yürü ondan sonra ne yapacağına git.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Ben şimdi size izah ederim. Şimdi, ben
izah ederim
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Sen de grup önerinden bahset ya. Süre bitiyor ama.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) - Kayseri Stadyumuyla ilgili olan kısım
bu konuda yok, onu bilgilerinize sunmak istiyorum.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Ben şimdi size izah ederim onun ne
olduğunu, vakfı da izah ederim. Ne üçkâğıtçılıklar
döndüğünü, vakfını da izah ederim; onu da izah ederim size.
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Sen önce grup önerinizi bir izah et. Grup önerisini izah ettin
mi?
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) -
Değerli milletvekilleri, bakın, Sayın Hamzaçebi bir mesele ifade
etti, geldi, Sayın Başbakanın
17 Temmuz tarihinde -Sayın
Canikli de gelmiş buraya, herhâlde kendisi de cevap verir- burada
alınan bir karar gereğince, İsraildeki ortaya çıkan
hadisenin Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kınanmasıyla
ilgili bir ortak önerge ortaya çıkmış. Şimdi,
duyduğumuz kadarıyla hem Cumhuriyet Halk Partisinin değerli
milletvekili bir arkadaşımız hem de AK PARTİden bu konuyla
ilgili bir arkadaşımız veya Dışişleri Komisyonu
üyesi arkadaşlarımız bir metin hazırlarlar ve siyasi partiler bir araya gelirler, görüşürler.
Daha sonra bunu ortak metin hâline getirmek üzere bir anlaşma yaparlar ve
sonuçta da bu metin ortaya çıkar ve 19 Temmuz tarihinde Sayın
Başbakanın bu konuyla ilgili, Cumhuriyet Halk Partisinin
getirdiği taslakla ilgili çarpıtarak farklı bir şey ifade
ettiğini söylerler. Ben bunu, Sayın Başbakanın
konuşmasını dinlemedim. O gün Genel Kurulda
çalışmalarımız vardı, söyleyip söylemediği konusunda
emin değilim, zaman da olmadığından teyit edemedim ama
Sayın Hamzaçebinin bir sözünden Cumhuriyet Halk Partisinin niyetinin ne
olduğu belki anlaşılabilir diye ifade etmek istiyorum, Türkiye
Büyük Millet Meclisi tutanaklarında mevcut. Sayın Hamzaçebi söylüyor
bunu: İsrailin Gazzeye yönelik olarak başlatmış
olduğu askerî harekât giderek amacını aştı.
Amacı neydi? Yani İsrail meşru müdafaa mı yapıyordu ki
bu askerî harekât amacını aştı? Arkasından söylenen
cümlelerde de geliyor, diyor ki: Amacını aştı, artık
bu, çocukları ve sivilleri öldürmeye doğru gitti. Yani
İsrailin eğer Gazzeye yaptığı harekât
amacını aşmamış olsaydı, bu, meşru
müdafaadan başka bir şey değildi anlamının
çıktığı o taslağınızı ben
aradım...
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Kendini savunma amaçlı yaptığını
açıkladığı için söylüyor.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) - ...buradaki notlardan aradım, bulamadım
ama sizin yaptığınız, herhâlde, o günkü
konuşmanız olabilir, o günkü konuşma çerçevesinde bu
yaptığınız cümleden aynı amaç çıkar.
İki,
Siyasetçiler dürüst olmalı, namuslu olmalı. Doğru
söylüyorsunuz. Mesela, şu cebimde bir önerge var, dün sizin grubunuzun
verdiği bir önerge var. Hatırlarsanız hep beraber
hazırladığımız, düzenlediğimiz, 2 milletvekili
arkadaşımızın, Sayın Toptaşın da
beraberinde olduğu ve disiplin kuruluna gönderdiğiniz, milletvekili
emekli maaşlarıyla ilgili yaptığımız bir
artırma söz konusuydu.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Kimi disipline gönderdik?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) - Sayın Toptaşla beraber
imzalarının olduğu...
AHMET TOPTAŞ
(Afyonkarahisar) Biz bir yere gitmedik.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) - ...ve Tanju Beyin de imzasının
bulunduğu ama Sayın Kılıçdaroğlunun...
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Sayın Elitaş, kimseyi disipline göndermedik, doğru
söylemiyorsun. Ama doğru konuşun lütfen.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) - ...Sayın Cumhurbaşkanına mektup
yazarak Ne olur bundan vazgeçin. dediği bir teklif vardı. Siz onu
getirdiniz buraya, kanun tasarısının içerisine madde ihdası
olarak ortaya koydunuz. O zamanki neydi biliyor musunuz? O zamanki yüzde 60tı
herhâlde, sizin getirdiğiniz teklif eğer kabul edilseydi, AK
PARTİ milletvekilleri, Komisyon üyeleri oraya oturmuş olsalardı,
o teklifle birlikte, milletvekili emekli maaşlarına yüzde 56,5 zam
gelmiş olacaktı. Sizi disipline verdiler Sayın Toptaş, biliyorsunuz,
o konuyla ilgili.
AHMET TOPTAŞ
(Afyonkarahisar) Hayır, hayır, disipline falan vermediler.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Ne alakası var ya!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) O konuyla ilgili disipline verdiler.
AHMET TOPTAŞ
(Afyonkarahisar) Hayır, yok öyle bir şey.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Hayır, doğru söylemiyorsun Elitaş, doğru
söylemiyorsun. Bir sefer doğru konuş o kürsüden ya! Her zaman
aynısı. Şu imamı anlat sen o zaman, imamı.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Şimdi, siyasetçi, lafının
arkasında durmalı. Allah rahmet eylesin, Ferit Mevlüt Aslanoğlu
bu konuyla ilgili perişan oldu, dün o önergeyi dinledikten sonra kemikleri
sızlamıştır.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) İmamı anlat Elitaş.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Bakın, sizin Genel Başkanınız,
Genel Müdürken, oğlu 13 yaşında -Mart 1994 veya 1996- ortaokul
talebesi, büyük bir şirkette sigortalı işçi olarak
çalışıyor.
HASAN ÖREN (Manisa)
Hırsızlıktan iyidir be kardeşim ya!
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Elitaş, imamı anlat, imamı. İmamı anlat,
akçeli işleri anlat sen.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) Sordum kendisine, dedim ki: Sizin oğlunuz ortaokul
talebesiyken, Mart 1994 tarihinde, okula mı gitti, saz çalmaya mı
gitti? Okula gittiyse eğer bu sazı nasıl yapacak, sigortalı
nasıl gözükecek?
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) İmamı anlat, bırak bu işleri. AKP Grubunun
yüzde 90ının çocukları sigortalıdır, tek tek
çıkarsın, söylesinler. Boş ver sen bu işleri, imamı
anlat, imamı.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Burada eğer farklı bir durum söz
konusuysa, burada eğer, sizin 1998, 1999 yıllarında çıkarmayı
planladığınız uzun vadeli
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Çirkin siyaset yapma be!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla)
uzun süreli, 2001 yılındaki emeklilik
yaşının uzatılmasına yavrunuzun takılmaması
için mi bunu yaptınız diye sorduğumuzda, Sayın
Kılıçdaroğlu
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Onun çocukları kamunun malını çalmadılar,
kamunun malını hortumlamadılar.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla)
Grup Başkan Vekiliydi, cevap veremedi. En
son da biliyorsunuz, torununu, daha 1 yaşındaki torununu sigorta
ettirmişti.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Elitaş.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Sen imamı anlat, imamı. Nasıl
paylaştınız, onu anlat.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Dürüst olan siyasetçi, dürüstlüğünü her yerde
göstermelidir. Kendisi çamur olan, çamur içerisinde gezen siyasetçi
başkasına çamur atmaya tenezzül etmemelidir, tevessül etmemelidir.
ADNAN
ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay) Çeşme başı
kavgası bu!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkan
AHMET TOPTAŞ
(Afyonkarahisar) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sırayla söz taleplerinizi alacağım.
Buyurunuz
Sayın Hamzaçebi.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın hatip bana sataşmada
bulunmuştur. Genel Kurulda 16 Temmuzu 17 Temmuza bağlayan gece
İsraili kınama konusunda yaptığım
açıklamayı amacından farklı bir şekilde kullanmak
suretiyle bana sataşmıştır. Ayrıca, Genel
Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğluna
aslı astarı olmayan cümlelerle sataşmada bulunmuştur
efendim.
BAŞKAN
Buyurunuz Sayın Hamzaçebi.
AHMET TOPTAŞ
(Afyonkarahisar) Sayın Başkan...
BAŞKAN - Sonra
da sizi dinleyeceğim.
VIII.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
10.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin, Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaşın AK PARTİ grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşması sırasında
şahsına ve CHP Grup Başkanına sataşması nedeniyle
konuşması
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
benim, Sayın Başbakanın kullandığı cümleyle
ilgili aldığım metin İnternette var, Sayın
Elitaşta bu yoksa ben kendisine bunu takdim edebilirim. Bunu ben
görmedim, bilmiyorum, inceleyemedim. demeye gerek yok, Sayın
Başbakan burada söylüyor. Ben, o gece İsraili açık, net bir
şekilde kınadım. Sizin bütün mahcubiyetiniz,
Mısırdaki idamlar konusunda olsun, İsrailin Gazzeye
saldırısı konusunda olsun, önce Cumhuriyet Halk Partisinin harekete
geçmesidir, bundan rahatsızsınız.
Bakın bir
şey daha söyleyeyim size: Gazzeye yönelik olarak, bizim
arkadaşlarımız, Gazzeye gitmek üzere başvuruda bulundular.
Hani, siz böyle bir şey yapıyor musunuz? Gazzeye sahip çıkmak
öyle olur, meydanlarda boş boş konuşmakla olmaz.
ERKAN AKÇAY
(Manisa) Gemilere bindiler de sonra tekrar indiler.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) Sayın Başbakan ne diyor? İsrail,
orantısız güç kullanıyor, çoluk çocuk demeden öldürüyor. Yani,
Orantılı kullanırsa, çoluk çocuğu öldürmezse olur. anlamı
çıkar bundan.
HARUN KARACA (İstanbul)
O size ait, o size ait.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) İşte, sen onu söylüyorsun.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) Evet, İsrail, orantısız güç
kullanıyor, çocuk ve kadın demeden öldürüyor.
HARUN KARACA
(İstanbul) O size ait, tutanaklara bakın. Konuşma
tutanaklarında adı var.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Tutanakta var.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) Yani Çocukları ve kadınları hariç
bırakırsa diğerlerini öldürebilir. diyor Tayyip Erdoğan.
HARUN KARACA
(İstanbul) Buna bu milleti inandıramazsınız.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) İnanma ya, inanma!
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) Değerli milletvekilleri, şimdi, Sayın
Elitaş, Genel Başkanını savunacak, Sayın Kemal
Kılıçdaroğlunu kötüleyecek ya, çok yanlış bir yere
girdi. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Lütfen sessiz olalım.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) Diyor ki: Sayın Genel
Başkanınızın çocuğu bilmem hangi tarihte, küçük bir
yaşta sigortalı oldu. Bizim Genel Başkanımızın
çocuklarının gemicikleri yok, bizim Genel
Başkanımızın çocuğu sadece gitar çalıyor,
başka bir şey çalmayı bilmiyor. (CHP sıralarından
"Bravo" sesleri, alkışlar)
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Bizim cumhurbaşkanı adayı gibi, iyi iyi.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) - Bizim Genel Başkanımızın,
çocuklarıyla Paraları sıfırlayın. şeklinde bir
telefon konuşması olmuyor. Bizim bütün
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
ÜNAL KACIR
(İstanbul) Terbiyesizlik yapıyorsun.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Kim terbiyesiz, bakın kim terbiyesiz? Evet, biz terbiyesiziz,
bunları söylediğimiz için.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) Siz oturup bir düşünün, nasıl bir Genel
Başkanınız olduğu konusunda, belki gerçekleri görürsünüz.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Hamzaçebi.
AHMET TOPTAŞ
(Afyonkarahisar) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurunuz Sayın Toptaş, sizi dinleyeyim.
AHMET TOPTAŞ
(Afyonkarahisar) Benim hakkımda doğru olmayan bilgi verdi,
işte Disipline sevk etti. dedi.
BAŞKAN
Buyurunuz Sayın Toptaş.
11.-
Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş'ın, Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaşın AK PARTİ grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
AHMET TOPTAŞ
(Afyonkarahisar) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Elitaş, ben, bir önergeye imza attım, haklı olarak, o önergemin
arkasında dimdik durdum; bir.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Çok güzel.
AHMET TOPTAŞ
(Devamla) Çünkü benim ailemde ne haksız kazançla trilyonlar kazananlar
var ne ihale alanlar var ne ihale pazarlayanlar var. Ben emeğimle geçinen
bir insan olarak Parlamentoya geldim, Parlamentoda halkın bütçesinden
helal para almam gerekiyor, başkalarına kul olmamak,
başkalarının işini takip etmemek için diye o imzayı
attım, arkasında da durdum.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Niye Cumhurbaşkanına mektup yazdın?
AHMET TOPTAŞ
(Devamla) Ben, Sayın Grup Başkan Vekili, özgür ve demokrat bir
partinin, demokrat ve özgür bir milletvekiliyim. (CHP sıralarından
"Bravo" sesleri, alkışlar) Ben, biat kültüründen gelmedim,
doğru bildiğim her şeyi yaparım, arkasında da dururum.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Bravo!
AHMET TOPTAŞ
(Devamla) Ben hiç kimseye emir eri olmadım, emir komuta zinciri
altında olmadım, hayatımda bugüne kadar devlete bile baş
eğmedim. Değilse benimle ilgili yalan yanlış şeyleri
söylemeyin, benim partim beni disipline de vermedi, hiç kimse de bana Niye
böyle yaptın? diye sormadı, bunun böyle bilinmesini isterim.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Size kim imza attırdı?
AHMET TOPTAŞ
(Devamla) Beni karıştırmayın, ben kendim attım
imzayı.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Size kim imza attırdı?
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Özgür iradesiyle gidip attı.
AHMET TOPTAŞ
(Devamla) Benim özgür irademle
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Özgür irade mi? Yalan söyleme!
AHMET TOPTAŞ
(Devamla) Yalanı sen söylüyorsun, hayatımda yalan söylemedim!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Özgür iradenle mi attın, biri sana talimat
mı verdi?
AHMET TOPTAŞ
(Devamla) O imzamın da arkasında durdum, hâlâ da duruyorum, hiç
kimseden de korkum yok.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Biri sana talimat mı verdi?
AHMET TOPTAŞ
(Devamla) Geçin onları, geçin. Siz kendinize bakın, ben attım o
imzayı; oraya geldim, ben attım. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Toptaş.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Kim çağırdı seni?
BAŞKAN Sakin
olunuz lütfen.
AHMET TOPTAŞ
(Afyonkarahisar) - Ben attım, ben imza.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Kim çağırdı seni?
AHMET TOPTAŞ
(Afyonkarahisar) - Ne demek Kim çağırdı? Kendim geldim. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Lütfen sakin olunuz.
FATİH
ŞAHİN (Ankara) Tıpış tıpış sandığa
gidecek misin, gitmeyecek misin?
AHMET TOPTAŞ
(Afyonkarahisar) - Ne demek? Ya, hayatınız boyunca özgür
olmadınız da bugün savunuyorsunuz. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Halaçoğlu, buyurunuz.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkanım, Sayın
Elitaş grubumuzun önergeleriyle ilgili sataşmada bulundu, ayrıca
benim yanlış bilgi verdiğimi söyledi.
BAŞKAN
Buyurunuz Sayın Halaçoğlu.
12.-
Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın AK PARTİ grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında şahsına ve MHP Grubuna
sataşması nedeniyle konuşması
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Değerli
milletvekilleri, aslında kanunun ilk lafzına bakacak olursanız,
kanunun adını siz koymuşsunuz. Bizim kanunun adını
Tüzük gereği o şekilde sunmamız gayet tabiidir, bunda ne Tüzüke
aykırı herhangi bir taraf vardır ne de başka bir şey.
Dolayısıyla, bunun herhangi bir şekilde tenkit edilmesini bile
kabul etmemiz mümkün değil. Ama illaki Engelliyorsunuz. diyorsanız,
evet, engellemeye çalışıyoruz, onu da açık açık
söyleyeyim. Engellemeye çalışıyoruz çünkü -deminki
söylediğim- iyi birtakım yasalar getiriyorsunuz, onun yanına
birtakım kişilere rant sağlayacak maddeler koyuyorsunuz, onlarla
birlikte onu geçirmeye çalışıyorsunuz. Bunu kabul etmemiz mümkün
değil, onun için de karşı çıkıyoruz.
İkinci olarak,
şimdi Kayseri Forumdan bahsettiniz, vakıf... Ben şundan
dolayı bahsettim: Mera alanlarını nasıl peşkeş
çekeceğinizi anlatmak için söyledim vakıf arazisini. Yani
düşünün, bir caminin vakfını bu hâle getiriyorsanız
Yani
siz Bir stadyum yapacağız. diye alıyorsunuz, stadyum
yapıyorsunuz, ardından
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Ya, orası stadyum zaten.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) - Bunlar mazbut vakıflardır. Vakıflar Kanununu
okuyun, mazbut vakıflar kamuya ilişkin kullanımı bittikten
sonra eski yerine iade edilir. Siz iade etmediniz, Kayseri Forum
yaptınız, onu da Hollandalı Multi Corporationa
sattınız. Ardından onlar iflas etti, onu da geldi, Amerika
Birleşik Devletleri firması Blackstone satın aldı. Tamam
mı? Türklere ait bile değil o sizin söylediğiniz vakıf
arazileri; 17,5 dönüm araziden bahsediyorum. İnsaf edin biraz! Cami
vakfını bile harcıyorsunuz rant için. Yapmayın yani!
2011de açıldı o Forum yani sizin zamanınızda
açıldı, 21 Aralık 2011de, siz ne diyorsunuz?
Dolayısıyla, yapmayın
OSMAN AŞKIN
BAK (İstanbul) Hocam, Fatihteki konuyu düzeltmeniz lazım.
Silivrikapı orası, Fatih ilçesinin sınırları
içerisinde.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) Tamam, Fatihin Silivrikapısı olsun, ne
olursa olsun, öyle bir vakfa siz belediyenin, halkın malını
veremezsiniz! Hiçbir malı başkasının adına
veremezsiniz. Bu, kul hakkıdır.(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Halaçoğlu.
TANJU ÖZCAN (Bolu)
Sayın Başkan...
BAŞKAN
Buyurunuz Tanju Özcan, siz ne için söz istediniz?
TANJU ÖZCAN (Bolu)
Efendim, Sayın Elitaş yaptığı konuşmada ismimi
zikrederek benimle ilgili gerçeğe uygun olmayan beyanlarda bulunmak
suretiyle sataşmıştır. Ben sataşmadan dolayı söz
istiyorum.
BAŞKAN Bu
imza için mi?
TANJU ÖZCAN (Bolu)
Evet.
BAŞKAN
Buyurunuz Sayın Özcan. (CHP sıralarından alkışlar)
13.-
Bolu Milletvekili Tanju Özcan'ın, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın AK PARTİ grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
TANJU ÖZCAN (Bolu)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikli olarak,
gündemde olmayan bir konuyu Sayın Elitaşın sağa sola
çekmek suretiyle bugün buraya getirmesini çok anlamsız buldum ama
kendisine de çok yakıştırdığımı ifade
ediyorum.
Şimdi, o
günlerde yaşanan tartışmalardan dolayı herhangi bir
disiplin sürecinin işletilmediğini açık olarak ifade etmek
istiyorum, bu bir. Velev ki o günlerde ben Tanju Özcan olarak herhangi bir
haksızlığa maruz kalmışsam bile, ben bundan
dolayı hakkımı helal ediyorum partime.
BÜLENT TURAN
(İstanbul) Kim yaptı haksızlığı?
TANJU ÖZCAN
(Devamla) Burada bir problem var mı?
İkincisi,
burada gelip bu konuları gündeme getirenlerin şunu da
sorgulaması gerekir diye düşünüyorum: Sizin parti grubunuza mensup
bazı milletvekillerinin burada milletvekillerine hakaret ettiğini çok
açık olarak hatırlıyoruz. Hatta bizim milletvekillerimize darp
uygulayan milletvekilleri olduğunu da hatırlıyoruz. Siz disiplin
sürecinden söz edecekseniz, önce onlarla ilgili neden disiplin süreci
başlatmadığınızı burada anlatmanız
lazım. Ayıptır, yazıktır ve şu tutumunuz
gerçekten kınanmaya da muhtaçtır.
Çok teşekkür
ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Özcan.
VII.-
ÖNERİLER (Devam)
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
4.-
AK PARTİ Grubunun, Genel Kurulun çalışma gün ve saatleri ile
gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine ve 5 ve 12 Ağustos
2014 Salı günkü birleşimlerinde sözlü sorular ile diğer denetim
konularının görüşülmeyerek gündemin Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmında yer alan işlerin görüşülmesine; 6 ve 13
Ağustos 2014 Çarşamba günkü birleşimlerinde sözlü soruların
görüşülmemesine ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu önerisini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Şimdi, İç
Tüzükün 37nci maddesine göre verilmiş bir doğrudan gündeme
alınma önergesi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
VI.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
C)
Önergeler
1.-
Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkanın, (2/342) esas numaralı 2108
Sayılı Muhtar Ödenek ve Sosyal Güvenlik Yasasında
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/196)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
29/08/1977 tarihli
2108 sayılı (2/342) Muhtar Ödenek ve Sosyal Güvenlik Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifimiz ilgili
komisyonda kırk beş gün içinde görüşülmediği için İç
Tüzükün 37nci maddesi gereğince kanun teklifimizin doğrudan Genel
Kurula getirilmesini talep ediyorum.
Saygılarımla.
11/04/2012
Lütfü
Türkkan
Kocaeli
BAŞKAN
Teklif sahibi olarak Kütahya Milletvekili Alim Işık.
Buyurunuz
Sayın Işık. (MHP sıralarından alkışlar)
ALİM IŞIK
(Kütahya) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Kocaeli Milletvekilimiz Sayın
Lütfü Türkkanın 2108 sayılı Muhtar Ödenek ve Sosyal Güvenlik
Yasasının 1inci maddesinde bir değişiklik
yapılması amacıyla vermiş olduğu ve sonradan benim de
aynen katıldığım kanun teklifinin doğrudan yüce
Meclisin gündemine alınmasıyla ilgili söz almış
bulunmaktayım. Bu vesileyle sizleri ve bizleri izleyen değerli
vatandaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.
Bu kanun
teklifimiz, ülkemizin en ücra yerleşim birimleri olan mezra, mahalle ve
köylerinde kamu adına görev yapan muhtarların özlük
haklarının iyileştirilmesini ve bu amaçla da muhtarlara
ayrılacak ödeneklerin en az asgari brüt ücret düzeyinde olmasını
ama Bakanlar Kurulunun uygun görmesi hâlinde de 2 katına kadar
artırılmasını öngörmektedir.
Dolayısıyla
muhtarların içinde bulunduğu sıkıntılı durumun
düzeltilmesini amaçlayan bu teklifin, her ne kadar 2012 yılı ocak
ayında verilmiş olmasına rağmen bugün sıraya
alınabiliyorsa da hâlen geçerliliğini koruyan bir teklif
olduğunu söylemek istiyorum. Çünkü 12 Temmuz 2013 tarihinde yani geçen
yıl yasama döneminin sonunda, yine aynen bugünlerde olduğu gibi, bir
torba yasayla, tüm partilerin ortak hazırladığı bir önergeyle
muhtarların ödeneklerinde kısmi bir iyileştirme
sağlanmıştı, yani 460 TL dolayında olan aylık
ödemenin 875 TLye çıkartılmasını öngören bir düzenleme
oldu. Fakat bu, muhtarların içinde bulunduğu
sıkıntıyı çözmeye yetecek bir iyileştirme değil
sayın milletvekilleri. Çünkü muhtarların emekli
olmayanlarının, özellikle BAĞ-KURlu olarak sosyal güvenlik
primini ödemek zorunda kalmaları, ayrıca muhtarlık
birimlerindeki harcamaları tamamen kendi ceplerinden yapmak durumunda
olmaları, bunun yanında da kendilerinin oturacağı bir
muhtar ofisinin bulunmadığı yerlerde muhtarın
vatandaştan gelen her türlü talebi, köyüne veya mahallesine gelen misafiri
evinde karşılamak zorunda kalması, sosyal durumları gereğince
daha yüksek bir maaş almasını zorunlu kılmaktadır.
Bu teklifimiz, buna
yönelik bir tekliftir. Dolayısıyla, bu yüce Genel Kurulun gündemine
alınarak yeniden, hiç olmazsa bugünkü brüt asgari ücret düzeyi olan 1.134
TL bugünkü rakamlarla söylüyorum- yani 1.100-1.200 TL arasında değişen
bir aylık muhtarlık ödeneğini almaları içinde
bulundukları sıkıntının çözümüne katkıda
bulunacaktır diyorum. Önergemiz bunu amaçlamaktadır.
Bu vesileyle de muhtarlarımızın, özellikle
son dönemde Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemine geçilmesi ve
vatandaşların adres bilgilerini, ikametgâh bilgilerini doğrudan
nüfus müdürlüklerinden alabilmelerinin karşılığında bu
tür bir hizmeti verme durumunda kalmamaları onların iş yükü
açısından hafifleticidir, ancak yıllarca bundan dolayı
evrak tasdik bedeli olarak tahsil ettikleri gelirlerden de bir taraftan geri
durmak zorunda kalmalarına yol açmıştır.
Gelinen noktada
mahallenin ve köyün temsil yetkilisi olan muhtarların durumunun
düzeltilmesi, inanıyorum ki, yüce Mecliste görev alan her milletvekilinin
içinden geçen bir konudur. Böyle, tek maddelik bir kanun teklifinin Meclis
gündemine alınarak bir an önce kanunlaştırılması
hâlinde bu düzenlemeden hepimizin olumlu yönde etkileneceğini belirtiyor,
kanun teklifimizin Meclis gündemine alınması konusunda desteklerinizi
bekleyerek tekrar saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Işık.
Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı.
Buyurunuz
Sayın Kalaycı. (MHP sıralarından alkışlar)
MUSTAFA KALAYCI
(Konya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi
Hareket Partisi Kocaeli Milletvekilimiz Lütfü Türkkanın
muhtarlarımızla ilgili verdiği ve benim de
katıldığım kanun teklifi üzerine söz aldım. Hepinizi
saygılarımla selamlıyorum.
Muhtarlarımız,
devlet ile vatandaş arasında iletişim kurulmasında,
vatandaşların hizmet beklentilerinin ilk elden yetkili makamlara
aktarılması ve hizmetin gerçekleşmesinde önemli bir görevi
yerine getirmektedir. 2014 yılına kadar aldıkları
aylık ödeneklerin çok yetersiz olması nedeniyle birçok
muhtarımız büyük sıkıntılar çekmiştir, birçok
muhtarımız prim borcunu ödeyemediğinden sosyal güvenceden yoksun
duruma düşmüşlerdir. Geçen yıl temmuz ayında
çıkarılan torba kanunla muhtarlarımız
rahatlatılmıştır. Muhtar aylık ödeneklerinin 875 lira
düzeyine yükseltilmesine ilişkin düzenlemenin torba kanuna dâhil
edilmesinde Milliyetçi Hareket Partisinin özel gayreti ve yıllardır
muhtarlarımız için verdiği mücadele mutlaka etkili
olmuştur.
Muhtarlarımız,
yetmiş yıl önce çıkarılan yasalarla görev yapmaya
çalışmaktadır. Hatta doksan yıllık 442
sayılı Köy Kanunu, mahalle muhtarlıklarıyla ilgili
yetmiş yıllık 4541 sayılı Kanun şu anda
yürürlüktedir. Bu kanunlar yeniden günün koşullarına göre
düzenlenmeli, muhtarların görev tanımları yeniden
yapılmalı, sorumluluğu olduğu kadar yasal yetkileri de
artırılmalıdır. Köy odası ve mahalle
muhtarlıkları hizmet bürolarının ilgili il özel idareleri
ve belediyeler tarafından yaptırılması ve zaruri
giderlerinin karşılanması, muhtarların belediye toplu
taşıma araçlarından ücretsiz yararlanmaları, ayrıca
muhtar derneklerinin ülke yararına bütünleşmesi amacıyla
muhtarlar birliği kurulması ve muhtarların il genel ve belediye
meclislerinde temsil edilmeleri için yasal düzenleme
yapılmalıdır.
Değerli
milletvekilleri, bugün il genel meclisi üyeleri ve belediye meclisi
üyelerimizin de birçok sorunu bulunmaktadır. Büyükşehir belediye
meclisi üyeleri ve il genel meclisi üyeleri bağlı ilçelerden seçilmekte
ve ilin tamamına hizmet etmektedir, bu nedenle pek çok zorlukla
karşı karşıya kalmaktadır. Bu
arkadaşlarımız sadece toplantı başına huzur
hakkı alabilmektedir, ödenen huzur hakkı da yetersizdir. Milliyetçi
Hareket Partisi olarak bu konuda verdiğimiz kanun teklifleri Meclis
gündeminde beklemektedir. İl genel meclisi ve belediye meclisi üyelerinin
hem sosyal güvenceye kavuşturulması hem de aldıkları huzur
hakkının iyileştirilmesi gerekmektedir. Ayrıca büyükşehir
belediye meclisi üyelerinin yeşil pasaport hakkından
yararlanmaları ve silah taşıma ruhsatı alabilmeleri için de
gerekli düzenleme yapılmalıdır.
Belediye
başkanlarımızın da özlük haklarıyla ilgili
sorunları bulunmaktadır. Özellikle emekli belediye
başkanlarımıza ödenen tazminatlarla ilgili, makam ve görev
tazminatıyla ilgili farklı uygulamalar bulunmaktadır. Kanunun
tanıdığı makam, görev ve temsil tazminatından
bazı belediye başkanlarının yararlandırılıp
bazı belediye başkanlarının
yararlandırılmaması Anayasanın eşitlik ilkesine
aykırıdır. Geçmişte Emekli Sandığı
iştirakçiliği yok. diye bu tazminatlardan yararlanamayan, görev
yapmış birçok belediye başkanımız bulunmaktadır.
Yine, uzun süre belediye başkanlığı yapmış
olmasına rağmen Atamayla geldi. diye bu tazminatlardan
yararlanamayan belediye başkanlarımız vardır. SSK ve
BAĞ-KUR emeklisi mağdur belediye başkanlarımızın
hak ettikleri şekilde makam ve görev tazminatlarını alabilmeleri
gerekmektedir.
Yine, 2008
yılında çıkan Sosyal Güvenlik Yasasıyla bu tarihten sonra
yani 2009 yılında belediye başkanı seçilen
başkanlarımız eğer geçmişinde Emekli
Sandığı iştirakçiliği yoksa maalesef yine bu
tazminatı alamamaktadır. Ama hiç memuriyeti olmamakla birlikte
askerliğini yedek subay olarak yapmış olanlar
yararlanabilmektedir. Belediye başkanlarının özlük hakları
iyileştirilmeli, belediye başkanlarının emekli
aylıkları arasındaki farklılıklar giderilmeli; her ne
şekilde olursa olsun belediye başkanlığı
yapanların belediye başkanlığı için belirlenen ek
gösterge, makam ve görev tazminatlarından eşit olarak
yararlandırılması gerekmektedir.
Teşekkür
ediyor, saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Kalaycı.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Karar yeter sayısı
BAŞKAN Karar
yeter sayısı arayacağım.
Kabul etmeyenler
Elektronik cihazla
oylama yapalım.
İki dakika
süre veriyorum.
(Elektronik cihazla
oylama yapıldı)
BAŞKAN Karar
yeter sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.
Şimdi,
alınan karar gereğince sözlü soru önergeleri ile diğer denetim
konularını görüşmüyor ve gündemin Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmına geçiyoruz.
1inci sırada
yer alan, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde
Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ve Anayasa
Komisyonu Raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
IX.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A)
Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.-
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının;
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik
Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer
Gençin; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin
Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa
Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2nci sırada
yer alan, Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporlarının
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.-
Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum
Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı:
287)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3üncü sırada
yer alan, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı
Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Kars Milletvekili Yunus Kılıç ve Amasya Milletvekili Avni Erdemir ile
79 Milletvekilinin; Türkiye Sağlık Enstitüleri
Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler
Komisyonu Raporunun görüşmelerine başlayacağız.
3.-
Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı
Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Kars Milletvekili Yunus Kılıç ve Amasya Milletvekili Avni Erdemir ile
79 Milletvekilinin; Türkiye Sağlık Enstitüleri
Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler
Komisyonu Raporu (1/937, 2/2229) (S. Sayısı: 615)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
4üncü sırada
yer alan, İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile benzer mahiyetteki 108 adet kanun teklifi ve Plan ve
Bütçe Komisyonu Raporunun görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
4.-
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetinin; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun;
Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris
Balukenin; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara
Milletvekili İzzet Çetinin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3
Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vuralın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcının; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; Adana Milletvekili
Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın
Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul
Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal
ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili
Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent
Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in;
İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan
Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan
Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet
Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin;
Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır
Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim
Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt
Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in;
Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine
Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut
Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili
Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3
Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya
Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in;
Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili
Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet
Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri
Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili
Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; İstanbul
Milletvekili Süleyman Çelebi'nin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in;
Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın
Türeli'nin; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun
Çıray'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in;
Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar
Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür
Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve Önder Matlı ile 8
Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Manisa
Milletvekili Hasan Örenin; Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum
Milletvekili Cahit Bağcı ile 37 Milletvekilinin; Manisa Milletvekili
Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan
ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115,
2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439,
2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896,
2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217,
2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302,
2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437,
2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595,
2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794,
2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938,
2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056,
2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186,
2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639) (X)
BAŞKAN
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Geçen
birleşimde, İç Tüzükün 91inci maddesine göre temel kanun olarak
görüşülen tasarının üçüncü bölümünün üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştı.
Şimdi üçüncü
bölümde yer alan maddeleri, varsa o madde üzerindeki önerge işlemlerini
yaptıktan sonra ayrı ayrı oylarınıza
sunacağım.
51inci madde
üzerinde üç önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının, 5510
sayılı Kanunun 72 nci maddesinde değişiklik öngören 51inci
maddesindeki eklenmiştir ibaresinin ilave edilmiştir ibaresi ile
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
İdris
Baluken Erol
Dora Sebahat
Tuncel
Bingöl Mardin İstanbul
Ertuğrul
Kürkcü Esat
Canan
Mersin
Hakkâri
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 Sıra Sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in;
Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ
Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili
Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli Milletvekili
Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili
Aytuğ Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili
Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza
Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz
Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul
Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili
Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin
Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili İzzet
Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve
Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili
Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün;
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun; İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2
Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili
Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan
Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudunun; Manisa Milletvekili
Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin Kanun
Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporunun 51. maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Özgür
Özel Levent
Gök Rahmi
Aşkın Türeli
Manisa
Ankara İzmir
Musa
Çam Vahap
Seçer Bülent
Kuşoğlu
İzmir Mersin
Ankara
MADDE 51- 5510
sayılı Kanunun 72 nci maddesine aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.
"Bu maddenin
üçüncü fıkrasında belirtilenler hariç olmak üzere 63 üncü maddede
belirtilen komisyonlara iştirak edenler ile bilimsel ve akademik
nitelikleri dikkate alınarak Kurum tarafından bilimsel nitelikli
komisyonlarda veya tıbbi inceleme, tıbbi değerlendirme,
tıbbi uygunluk onayı verme gibi iş ve işlemlerle ilgili
yürütülen çalışmalarda; üniversitelerden görevlendirilen öğretim
üyelerine, kamu ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarından
görevlendirilen tabip, diş tabibi ve eczacılara (6.500) gösterge
rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı
sonucu bulunacak tutarı geçmemek üzere ödeme yapılır. Bu
ödemenin usul, esas ve miktarı ile diğer hususlar, Kurum'un önerisi
alınarak Maliye Bakanlığı tarafından belirlenir."
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra
sayılı Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan
Vekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun; Samsun Milletvekili
Cemalettin Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın Kanun Teklifleri
ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkerelerinin (1/931, 2/115, 2/139, 2/158,
2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524,
2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019,
2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227,
2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350,
2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488,
2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655,
2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799,
2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957,
2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065,
2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190,
2/2191, 2/2192, 2/2198) 51 inci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan
Akçay Mustafa
Kalaycı Alim
Işık
Manisa Konya Kütahya
Yusuf
Halaçoğlu Cemalettin
Şimşek Mesut
Dedeoğlu
Kayseri Samsun Kahramanmaraş
MADDE 51- 5510
sayılı Kanunun 72 nci maddesinin ikinci fıkrasının ilk
cümlesi Komisyon; Bakanlık, Maliye, Sağlık, Kalkınma,
Ekonomi, Aile ve Sosyal Politikalar bakanlıkları, Hazine
Müsteşarlığı, üniversite sağlık hizmeti
sunucuları ile özel sağlık hizmeti sunucularını
temsilen Bakanlıkça belirlenecek birer üye ve Kurumu temsilen iki üye olmak
üzere onbir üyeden oluşur." şeklinde
değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.
"Bu maddenin
üçüncü fıkrasında belirtilenler hariç olmak üzere 63 üncü maddede
belirtilen komisyonlara iştirak edenler ile bilimsel ve akademik
nitelikleri dikkate alınarak Kurum tarafından bilimsel nitelikli
komisyonlarda veya tıbbi inceleme, tıbbi değerlendirme,
tıbbi uygunluk onayı verme gibi iş ve işlemlerle ilgili
yürütülen çalışmalarda; üniversitelerden görevlendirilen öğretim
üyelerine, kamu ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarından
görevlendirilen tabip, diş tabibi ve eczacılara (6.000) gösterge
rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı
sonucu bulunacak tutarı geçmemek üzere ödeme yapılır.
63 üncü maddede
belirtilen komisyonlarda ve bilimsel nitelikli komisyonlarda veya tıbbi
inceleme, tıbbi değerlendirme, tıbbı uygunluk onayı verme
gibi iş ve işlemlerle ilgili yürütülen çalışmalarda
görevlendirilenlerin, çalışmaları ile ilgili her türlü giderler
Kurumca ödenir. Bu ödemenin usul, esas ve miktarı ile diğer hususlar
Kurum ve Maliye Bakanlığınca müştereken belirlenir."
BAŞKAN Komisyon
bu son okuttuğum önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ABDULKERİM GÖK (Şanlıurfa)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
BİLİM,
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek, buyurunuz efendim. (MHP
sıralarından alkışlar)
CEMALETTİN
ŞİMŞEK (Samsun) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, 639 sıra
sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısıyla ilgili olarak 51inci maddede verdiğimiz
değişiklik önergesi üzerine söz aldım. Bu vesileyle hepinizi
saygılarımla selamlarım.
Ancak, konuya
girmeden evvel bir şeyi ifade etmek istiyorum. Ben de Sayın
Başbakanın geçen sene mayıs ayından beri Gazzeye
gidemediğini biliyordum, hatta bu konuyla alakalı bir soru da sordum
diye düşünüyorum, öyle hatırlıyorum ama Gebzeye gittiğini
bilmiyordum. Sayın Hamzaçebiye bu bakımdan çok teşekkür
ediyorum. Belki Amerika oraya gitmesine müsaade etmiştir diyorum.
Ayrıca, bir de
şunu söylemek istiyorum: Biraz evvel iktidar partisinin çok değerli
grup başkan vekili buraya çıkıp bir muhalefet partisinin
liderinin çocuğunun 13 yaşında sigortalı olduğunu ve
bunu büyük bir ayıp, büyük bir suçmuş gibi söyledi. Ortalık 17, 25
Aralık hadisesiyle çalkalanıyor, Adli Kolluk Yönetmeliğini
değiştirdiniz, polisleri, savcıları oradan oraya
gönderdiniz, 100 milyon dolarlardan bahsediliyor, bunun Sayın
Başbakanın oğlunun hesabına girip
çıktığı belli, polisleri oradan oraya savurduğunuz,
bir şeyler konuşulurken sanki çok önemliymiş gibi bunu
söylemesini ben iktidar partisinin değerli grup başkan vekiline
yakıştıramadım diyorum.
51inci maddeyle ilgili değişikliğe
gelince: Bu 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Yasasının 72nci maddesine bir fıkra eklenmek
suretiyle 72nci maddenin üçüncü fıkrasındakiler hariç olmak üzere,
63üncü maddede belirtilen komisyonlara iştirak edenler ile bilimsel ve
akademik nitelikleri dikkate alınarak SGK tarafından bilimsel
nitelikli komisyonlarda veya tıbbi inceleme, tıbbi
değerlendirme, tıbbi uygunluk onayı verme gibi iş ve
eylemlerle ilgili yürütülen çalışmalarda üniversiteden
görevlendirilen öğretim üyelerine, kamu ve özel sağlık kurum ve
kuruluşlarından görevlendirilen tabip, diş tabibi ve
eczacılara 6500 gösterge rakamının memur aylık kat
sayısıyla çarpımı sonucu bulunacak tutarı geçmemek
üzere ödeme yapılır. Bu ödemenin usul ve esasları kurum ve Maliye
Bakanlığınca müştereken belirlenir. denilmektedir.
Bu 72nci maddeyle, ayrıca 65inci madde gereği
ödenecek sağlık hizmetlerinin kurumca ödenecek bedellerinin
komisyonlar kurularak ödenmesi belirlenmektedir. Bizim değişiklik
önergemizde, Ekonomi Bakanlığı ve Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanlığı da bir kurula eklenerek, Sağlık Hizmetleri
Fiyatlandırma Komisyonuna dâhil edilerek Komisyonun üye sayısı
9dan 11e yükseltilmek istenmektedir.
Bu komisyonları kurmak, değerli
milletvekilleri, sorunumuzu çözmüyor. Şunu ifade edeyim: Bu komisyonlar,
sağlık hizmetlerinde SGKnın hastalar için yapacağı
yol, yatak ücreti, yiyecek ücreti, bir yere sevk edildiklerinde verilecek
ücretlerin yanında, SUT talimatı uyarınca ödenmesi gereken
fiyatları belirlemektedir.
Ama ben size buradan çok önemli bir şey söylüyorum:
Hakikaten, biz burada kanunları güzel yapıyoruz ama uygulama
safhasında asla böyle bir şey yok. 2005 yılından beri
Sağlık Uygulama Tebliği fiyatlarında en ufak bir
değişiklik yapılmamışken şimdi burada böyle bir
komisyon kurup da bunları yeniden bir komisyon hâline getirip burada
komisyonlar tarafından belirlenebileceğini söylemek çok komik
kaçıyor.
Değerli milletvekilleri, gerçekten 2005
yılındaki SUT fiyatları hâlâ geçerlidir, hatta bu
fiyatların bazıları ödemelerden
çıkarılmıştır. 2005ten beri hiç
değişmemiş olan SUT fiyatlarına rağmen, enflasyondaki
artışı hesapladığımızda yüzde 100ün
üzerindedir. Onun için, buradan kaliteli bir sağlık hizmeti beklemek,
bu fiyatlarla daha güzel bir sağlık hizmeti beklemek maalesef mümkün
değildir.
Değerli milletvekilleri, 5510 sayılı Kanunun
63üncü maddesinin (d) fıkrası, kişilerin hastalanmaları
hâlinde diş tedavilerinin nasıl yapılacağını
belirlemektedir. Vaktim kalmadığı için burada izah
edemeyeceğim ama bugün, diş tedavi hizmetleri, sağlık
hizmetleri bakımından, ağız ve diş
sağlığı hizmetleri bakımından yerlerde
sürünmektedir. Bu sağlık hizmetlerinin, ağız ve diş
sağlığı hizmetlerinin de mutlaka düzeltilmesi
gerekmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
CEMALETTİN ŞİMŞEK (Devamla) Bugün,
130 sağlık merkezinde 7 bin diş hekimiyle verilmek istenen bu
sağlık hizmetleri yetersizdir, serbestten mutlaka sağlık
hizmeti satın alınmaktadır.
İSMAİL TAMER (Kayseri) 10 bine
ulaştı.
CEMALETTİN ŞİMŞEK (Devamla) 10 bine
ulaşmadı, 7-8 bin civarında.
Teşekkür ederim. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Şimşek.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 Sıra Sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili
Ferit Mevlüt Aslanoğlunun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl
Milletvekili İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam
Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili
Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza
Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz
Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul
Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili
Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin
Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili İzzet
Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve
Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili
Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün;
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun; İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2
Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili
Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan
Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudunun; Manisa Milletvekili
Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin Kanun
Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporunun 51. maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Özgür Özel (Manisa) ve arkadaşları
MADDE 51- 5510
sayılı Kanunun 72 nci maddesine aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.
"Bu maddenin
üçüncü fıkrasında belirtilenler hariç olmak üzere 63 üncü maddede
belirtilen komisyonlara iştirak edenler ile bilimsel ve akademik
nitelikleri dikkate alınarak Kurum tarafından bilimsel nitelikli
komisyonlarda veya tıbbi inceleme, tıbbi değerlendirme,
tıbbi uygunluk onayı verme gibi iş ve işlemlerle ilgili
yürütülen çalışmalarda; üniversitelerden görevlendirilen öğretim
üyelerine, kamu ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarından
görevlendirilen tabip, diş tabibi ve eczacılara (6.500) gösterge
rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı
sonucu bulunacak tutarı geçmemek üzere ödeme yapılır. Bu
ödemenin usul, esas ve miktarı ile diğer hususlar, Kurum'un önerisi
alınarak Maliye Bakanlığı tarafından belirlenir."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ERTUĞRUL SOYSAL (Yozgat) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
BİLİM,
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Bir
saat ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 20.08
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 21.09
BAŞKAN: Başkan Vekili
Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Muhammet Bilal MACİT
(İstanbul), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 123üncü
Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
639 sıra
sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
kaldığımız devam edeceğiz.
Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
Otuz dakika ara
veriyorum.
Kapanma
Saati:21.10
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 21.43
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP
ÜYELER: Muhammet Bilal MACİT (İstanbul), Mine LÖK BEYAZ
(Diyarbakır)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 123üncü
Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
639 sıra
sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
kaldığımız devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet
yerinde.
51inci madde
üzerindeki önerge işleminde kalmıştık.
Hükûmet ve
Komisyonun katılmadığı önerge hakkında Cumhuriyet Halk
Partisinden Sayın Seçer konuşacak.
Buyurunuz
Sayın Seçer. (CHP sıralarından alkışlar)
VAHAP SEÇER
(Mersin) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum. Malum, torba yasayı görüşüyoruz. 51inci maddede
verdiğimiz önergeyle ilgili söz aldım.
AKPnin grup
önerisine göre çalışmalarımız bayramdan sonra devam edecek,
Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar. Eğer bu
görüşmeleri tamamlayamazsak bayramdan sonra da çalışmalara devam
edeceğiz. Hoş, sanıyorum artık bu yasama yılında
Meclisin tatil yapma imkânı ortadan kalkıyor.
Bu düzenleme
içerisine, örneğin emeklilerin sorunu var, bunları da koyalım;
yaşa takılanlar var, bunları da koyalım; BAĞ-KURlular
var, tarım sigortalılar var; özellikle son yıllarda işleri
pek iyi gitmeyen tarımsal üretim yapan, hayvancılık yapan
çiftçilerimizin sorunları var, onların da borçları var,
onların da ertelenmesi gerekiyor. Önergelerle bunları da
zenginleştirelim, bu 149 madde -ek maddeyle beraber- 200 maddeye, 250 maddeye
çıkabilir, bizim için bir sakıncası yok.
Değerli
arkadaşlarım, komşuda yangın olunca bize de
sıçramaması mümkün değil. Özellikle son, ikinci Körfez krizinden
bu yana, ardından Arap Baharıyla beraber Orta Doğuda önemli
gelişmeler oldu. Orta Doğu 1900lü yılların
başından bu yana, Birinci Dünya Savaşından sonra ilk kez
bu kadar önemli süreçler yaşıyor, âdeta sınırlar yeniden
çiziliyor.
Dün burada
çalışma yaparken gece üzüntülü bir haber aldık.
Ceylânpınarda, hudutta bir çatışma sonucu 1 askerimizin
şehit olduğu ve yaralı askerlerimizin olduğu haberi geldi.
Daha sonra şehit sayısı 2ye çıktı. Tabii, uzun
süredir doğudan, güneydoğudan askerlerimizin şehit haberlerini
almamanın huzurunu, mutluluğunu yaşıyorduk; bizi derinden
üzdü. Ben şehit olan askerlerimize Allahtan rahmet diliyorum, kederli ailesine,
halkımıza başsağlığı diliyorum, yaralı
askerimize acil şifalar diliyorum.
Sayın
Çalışma Bakanı dün burada bu konuya ilişkin
değerlendirme yaparken orada hududu bekleyen askerlerimiz ile
unsurların çatışmasında terörist unsur mu, kaçakçı
mı, bunların belli olmadığından bahsetti. Sayın
Urfa Valisinin de sanıyorum açıklamaları bu yönde oldu. Ama
bugün dikkatimi çekti, Genelkurmayın bir açıklaması var, diyor
ki: Orada en az 6 PKK ya da PYD terörist unsurun öldürüldüğü
değerlendiriliyor. Yani, böyle kesin bir şey yok.
Şimdi, buradan
şuraya gelmek istiyorum: Biliyorsunuz, Suriye
sınırımız bizim en uzun sınırımız,
yaklaşık 900 kilometrelik bir kara sınırı. Özellikle
Şubat 2011den bu yana, Suriyedeki iç
karışıklıklardan bu yana bu Parlamentoda Suriyeye
ilişkin politikalarınız çok tartışıldı.
Yanlış işler yapıyorsunuz. Orada terörist unsurlara destek
veriyorsunuz. Âdeta o hat kevgire döndü, yol geçen hanına döndü,
affedersiniz. Bunları bir öngörüyle sizlere aktarmaya, anlatmaya
çalıştık ama anlatamamışız. Şimdi, böyle bir
kaos ortamında, herhâlde, oradakiler kaçakçıysa yerel kaçakçılar
değil. Bir iddiamız var, bir argümanımız var. Suriye
olaylarından sonra IŞİD diye bir örgüt peydahlandı. Bu,
şu anda Irakta, Suriyede korkunç da bir güç elde etti, önemli bir
parasal yapıya erişti, silah gücüne erişti, insan gücüne
erişti. Dünyanın belki de birçok İslam ülkesinden bunun
içerisinde Türkiye de var- cihat amaçlı, örgüte katılan binlerce
insan var ve bunları desteklediniz, bunlara göz yumdunuz o
sınırdan gelişlerine, geçişlerine. Yaralıların
burada, özellikle Suriyeye sınır illerde, Osmaniyede,
Şanlıurfada, Gaziantepte tedavi görmelerine göz yumdunuz. Onlara
lojistik destek sağladınız, parasal destek
sağladınız, silah desteği sağladınız.
Dün Genel
Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan önemli bir toplantı
yaptı, basın toplantısı yaptı Adanada yakalanan
tırlarla ilgili. O tutanakları kamuoyuyla paylaştı. Oradaki
kolluk güçlerinin, savcının tutanaklarıyla çıktı, bir
basın toplantısı yaptı.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
VAHAP SEÇER
(Devamla) - Esenboğadan bir yabancı uyruklu uçaktan yüklenen
silahların -bu tır şoförünün ifadeleriyle sabit olan- nerelerden
alınıp nerelere götürüldüğünü, sınırda kimlere teslim
edildiğini, hangi illegal örgütlere teslim edildiğini dün ifşa
etti.
Gerçekten,
Türkiye'nin Orta Doğuyla ilgili politikalarından kaynaklı
yanlışları bir bumerang misali gelecek, bizi tekrar vuracak.
Umut ediyorum böyle olmaz.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Seçer.
Önergeyi
oylarınıza
III.- YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
ENGİN ALTAY
(Sinop) Sayın Başkan, yoklama talep ediyoruz.
BAŞKAN
Yoklama talebi vardır.
Sayın Altay,
Sayın Türeli, Sayın Tanal, Sayın Özel, Sayın
Yıldız, Sayın Eyidoğan, Sayın Canalioğlu,
Sayın Akar, Sayın Susam, Sayın Çam, Sayın Öner, Sayın
Nazlıaka, Sayın Kuşoğlu, Sayın Güven, Sayın Seçer,
Sayın Özdemir, Sayın Acar, Sayın Loğoğlu, Sayın
Onur, Sayın Aygün.
Üç dakika süre
veriyorum.
(Elektronik cihazla
yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayımız vardır.
IX.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A)
Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.-
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili
İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet
Çetinin; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat
Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Balukenin; Bursa
Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet
Çetinin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın;
Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin;
Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcının; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; Adana Milletvekili Turgay
Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili
Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri
Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in;
İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan
Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent
Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in;
İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan
Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan
Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet
Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve
Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay
Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara
Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in;
Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine
Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut
Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili
Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3
Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya
Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Balıkesir
Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun;
Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu
Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Bursa
Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim
Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf
Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; İstanbul
Milletvekili Süleyman Çelebi'nin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in;
Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın
Türeli'nin; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun
Çıray'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in;
Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar
Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür
Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve Önder Matlı ile 8 Milletvekilinin;
İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Manisa Milletvekili Hasan
Örenin; Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum Milletvekili Cahit
Bağcı ile 37 Milletvekilinin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin Benzer
Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195,
2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528,
2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063,
2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236,
2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364,
2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496,
2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657,
2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808,
2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963,
2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069,
2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191,
2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639) (Devam)
BAŞKAN -
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeye
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının, 5510
sayılı Kanunun 72 nci maddesinde değişiklik öngören 51inci
maddesindeki eklenmiştir ibaresinin ilave edilmiştir ibaresi ile değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
İdris
Baluken (Bingöl) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ABDULKERİM GÖK (Şanlıurfa)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
BİLİM,
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN O
zaman gerekçeyi okuyalım.
Gerekçe:
Değişiklik
ile metnin daha anlaşılır olması
amaçlanmıştır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Madde 51i
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde 51 kabul
edilmiştir.
52nci madde
üzerinde üç önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
Olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın, 5510
sayılı Kanunun 73 üncü maddesinde değişiklik yapmayı
öngören 52'inci maddesinin üçüncü fıkrasında geçen "ve/veya
yaptırmaya, buna bağlı olarak hizmet alımı
yapmaya" ibaresinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
İdris
Baluken Erol
Dora Mülkiye
Birtane
Bingöl Mardin Kars
Hasip
Kaplan İbrahim
Binici
Şırnak Şanlıurfa
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra
sayılı Manisa Milletvekili Erkan Akçayın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu
Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili
Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet
Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri
Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in;
Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktav Vural'ın Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu ile Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı
Tezkerelerinin (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324,
2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689,
2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156,
2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248,
2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1346, 2/1372, 2/1383, 2/1414,
2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437,
2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595,
2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794,
2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938,
2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056,
2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186,
2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) 52 nci maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Erkan
Akçay Mustafa
Kalaycı Alim
Işık
Manisa Konya Kütahya
Yusuf
Halaçoğlu Mesut
Dedeoğlu
Kayseri Kahramanmaraş
MADDE 52- 5510
sayılı Kanunun 73 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında yer
alan "otelcilik hizmeti ile" ibaresi madde metninden
çıkarılmış, onuncu fıkrasının ikinci cümlesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye
on birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki
fıkralar eklenmiştir.
"Ancak, 72 nci
maddede belirtilen usullere göre bedelleri karşılanacak olan bu
kapsamdaki ürünler, garanti süresi kapsamında veya aynı amaca yönelik
ürün talepleri Kurum tarafından yayınlanan ürün listelerinden, yine
Kurum tarafından belirlenen usul ve esaslara göre
karşılanır."
"Kurum, fatura
denetimi konusunda kriterler koymaya, alternatif geri ödeme modelleri
oluşturmaya ve bu konularda tespitler ve denetimler yapmaya ve/veya
yaptırmaya, buna bağlı olarak hizmet alımı yapmaya
yetkilidir.
Kurum, gerçek veya tüzel kişilerden; ödeme
kapsamındaki sağlık hizmetleri ve/veya ürün listelerine girmek
için yapılan başvurulardan asgari ücretin yirmi katını
geçmemek üzere başvuru ücreti, ilaç hariç olmak üzere diğer
tıbbi malzeme ve ürünlerden listelerde kalmak için asgari ücretin üç
katını geçmemek üzere yıllık aidat, fiyat düşüş
talepleri hariç olmak üzere listelerdeki değişiklik taleplerinden her
bir işlem için asgari ücret tutarını geçmemek üzere işlem
ücreti, kamu kurumu niteliğinde tüzel kişiliği haiz meslek
kuruluşları ile yapılan protokollere dayalı
sözleşmeler hariç olmak üzere sözleşme imzalamak için asgari ücretin
on katını geçmemek üzere sözleşme ücreti alabilir, bu ücretleri
yurtiçi imal ürün ve ithal ürün gruplarına göre farklılaştırabilir.
Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurumca
belirlenir."
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 Sıra Sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl
Milletvekili İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ
Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli
Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin
Milletvekili Aytuğ Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin;
İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet
Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal
ve Binnaz Toprakın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul
Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla
Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın
Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye
Birtane'nin; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2
Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili
Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan
Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Manisa Milletvekili
Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin Kanun
Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporunun 52. maddesinin metinden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Özgür
Özel Vahap
Seçer Rahmi
Aşkın Türeli
Manisa Mersin İzmir
Musa
Çam Bülent
Kuşoğlu
İzmir Ankara
BAŞKAN
Komisyon son okuttuğum önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ABDULKERİM GÖK (Şanlıurfa)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
BİLİM,
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Cumhuriyet Halk Partisinin önergesi üzerine Manisa Milletvekili Sayın
Özgür Özel konuşacak.
Buyurunuz
Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum. 52nci maddedeki önergemiz üzerinde söz almış
bulundum.
Dün, bir diğer
maddede ifade ettiğim gibi, aslında Plan ve Bütçe Komisyonuna
maddelerin geliş hâli, alt komisyon ve Komisyondan çıkışı
arasında ciddi farklar var. Bu açıdan maddenin gelmiş
olduğu nokta, ilk baştaki niyete göre muhalefetin çok ciddi
eleştirileri ve katkılarıyla bir yere kadar gelmiş durumda
ama yine de hâlâ daha kamu yönetimi açısından, Adalet ve
Kalkınma Partisinin Hükûmet olma anlayışı
açısından çok ciddi ipuçlarını da içinde barındırıyor.
Oysa, bu topraklarda kamu yönetimi geçen gün de bahsetmiştim- Hazreti
Ömerin o Fıratın kenarında Bir oğlağı kurt
kapsa benden hesabını sorsunlar. ifadesinden kök alan veya Şeyh
Edebalinin Osman Beye vasiyetinde olduğu gibi bir devlet yönetimi
geleneğimiz var bizim. Ama Adalet ve Kalkınma Partisi Biz söylersek
olur, biz ne dersek kural odur. Kimselere danışmayız,
zorlarız; özellikle sivil toplum örgütlerini, meslek örgütlerini hiçe
sayarız. Paydaşlık diye bir şey yok iktidar diye bir
şey var. Oyu kim aldıysa onun düdüğü çalar, onun dediği
olur. anlayışıyla yönetmeye devam ediyor.
Bu,
Sağlık Bakanlığıyla Sosyal Güvenlik Kurumu
arasındaki yetki çekişmesinin, iki kurum arasındaki
sağlığın patronajının kimde olduğuyla
ilişkili çelişkilerin de su yüzüne çıktığı önemli
bir madde. Sosyal Güvenlik Kurumu diyor ki: İnsanların,
sigortalıların kullanacağı ilaçlar benim listelerime girmek
zorunda. Bu bile bir tartışma konusu çünkü bir ülkede
hastaların hangi ilaçlarla tedavi olacağına o ülkenin
sağlık otoritesi karar verir. Başvurular, ruhsat
başvuruları Sağlık Bakanlığına
yapılır. Bu başvurular neticesinde, elbette Sağlık
Bakanlıkları başvuru harçları falan da alırlar ve bir
karar verirler. Geri ödeme kurumunun ise geri ödeme kriterleri üzerinde kafa
yorması lazım En etkin tedaviyi, en uygun maliyetle nasıl
karşılarız? diye ama bizim Sosyal Güvenlik Kurumunun kendine
ait listeleri var ve o listeler, aslında Sağlık
Bakanlığına Senin verdiğin ruhsatın bir önemi yok,
benim listeme girerse öderim. deme noktasındaydı bugüne kadar. SGK
şimdi âdeta vites yükseltiyor, SGK şunu söylüyor: Bu listelere
girmek için aynı, Sağlık Bakanlığına
başvuruda harç ödediğiniz gibi, bana da para ödeyeceksiniz. Hatta,
dedim ya, Şeyh Edebalinin veya Hazreti Ömerin bize vasiyet
bıraktığı kamu yönetimindeki makullükler falan bir yana,
âdeta -nereden bakmak gerekirse- mesele birazcık Deli Dumrula dönmüş
durumda. Biliyorsunuz, Deli Dumrul köprünün başında, ortasında,
sonunda para isteyen adam. SGK da diyor ki: Geri ödeme listelerine girecekse
bir firma, girerken para ödeyecek, kalmak için para ödeyecek, çıkmak
isterse para ödeyecek. Âdeta, Deli Dumrulun köprüsü gibi. Ama burada,
sağ olsun, alt komisyon başkanımız üst Komisyonda gayret
gösterdiler, muhalefetten katkı aldılar, bunu İlk başta 10
asgari ücreti geçmez, kalmak için 3 asgari ücreti geçmez. gibi, hani, makul
sayılabilecek sınırlara indirdi diyeceğim ama firmanın
gücüyle orantılı olarak bakmak lazım.
Bir de bir yandan
ülkeler ister ki herkes ilacını getirsin, geri ödeme kapsamına
soksun, benim vatandaşım, benim hastam bu işten şifa
bulsun. Sağlık Bakanlığı dışında ikinci
bir bariyer koymak, üstüne de burada olduğu gibi paralar yazmak hakikaten
akıl kârı değil. İlk hâline
baktığınızda, sözleşmeli eczaneler sözleşme
yaparken orada kalmak için SGKya gelip hava parası ödeyeceklerdi, hatta
eczaneyi kapatacaksınız, ayrılmak için para alacaktı SGK. O
yanlışlardan başka bir kanunla çeliştiği için dönüldü
ama hâlihazırda karşı karşıya
kaldığımız durumda, ilaçların Sosyal Güvenlik Kurumu
hazretlerinin listesinde bulunması için para ödenmesi ve devam etmesi için
para ödenecek olması gerçekten akıl alır gibi değil.
Dünyada bu işler böyle yapılmıyor, paydaşlarla yapılıyor.
Türk Eczacıları Birliğinin, tabiplerin, Barolar Birliğinin,
hasta hakları derneklerinin olmadığı geri ödeme sistemleri,
onların gelip orada kendi dertlerini anlatamadıkları geri ödeme
sistemleri sonuç vermiyor.
İşin
ilginci, ilaç sanayisi açısından bakarsanız da 1.900
liralık bir kur uygulanmakta ve bu yüzden birçok ilaç Türkiyede piyasada
bulunmuyor veya göstermelik olarak geliyor, aylarca bulunmuyor, biraz daha
sürülüyor piyasa, bulunmuyor. Bunlara çare bulmak lazım. Bunun için de
sağlığın patronajının ait olduğu
Sağlık Bakanlığının elinde olması, Deli
Dumrulluğa soyunmuş olan SGK kurumunu da olması gereken noktaya
doğru birilerinin çekmesi lazım.
Saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Özel.
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Karar yeter sayısı...
BAŞKAN Karar
yeter sayısı istiyorsunuz, arayacağım efendim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Karar yeter
sayısı yoktur.
Birleşime on
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 22.08
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 22.19
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP
ÜYELER: Muhammet Bilal MACİT (İstanbul), Mine LÖK BEYAZ
(Diyarbakır)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 123üncü
Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.
52nci madde
üzerinde Manisa Milletvekili Özgür Özel ve arkadaşlarının
önergesinin oylamasında karar yeter sayısı
bulunamamıştı. Şimdi önergeyi tekrar oylarınıza
sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı vardır, kabul
edilmemiştir.
Şimdi, 639
sıra sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet
yerinde.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı Manisa Milletvekili Erkan Akçayın;
Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat
Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili
Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim
Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf
Halaçoğlu'nun; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktav Vural'ın Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu ile Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı
Tezkerelerinin (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324,
2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689,
2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200,
2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258,
2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422,
2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516,
2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747,
2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906,
2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032,
2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158,
2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) 52 nci
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Alim
Işık (Kütahya) ve arkadaşları
MADDE 52- 5510
sayılı Kanunun 73 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında yer
alan "otelcilik hizmeti ile" ibaresi madde metninden
çıkarılmış, onuncu fıkrasının ikinci cümlesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye
on birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki
fıkralar eklenmiştir. "Ancak, 72 nci maddede belirtilen usullere
göre bedelleri karşılanacak olan bu kapsamdaki ürünler, garanti
süresi kapsamında veya aynı amaca yönelik ürün talepleri Kurum
tarafından yayınlanan ürün listelerinden, yine Kurum tarafından
belirlenen usul ve esaslara göre karşılanır."
"Kurum, fatura
denetimi konusunda kriterler koymaya, alternatif geri ödeme modelleri
oluşturmaya ve bu konularda tespitler ve denetimler yapmaya ve/veya
yaptırmaya, buna bağlı olarak hizmet alımı yapmaya
yetkilidir.
Kurum, gerçek veya
tüzel kişilerden; ödeme kapsamındaki sağlık hizmetleri
ve/veya ürün listelerine girmek için yapılan başvurulardan asgari
ücretin yirmi katını geçmemek üzere başvuru ücreti, ilaç hariç
olmak üzere diğer tıbbi malzeme ve ürünlerden listelerde kalmak için
asgari ücretin üç katını geçmemek üzere yıllık aidat, fiyat
düşüş talepleri hariç olmak üzere listelerdeki değişiklik
taleplerinden her bir işlem için asgari ücret tutarını geçmemek
üzere işlem ücreti, kamu kurumu niteliğinde tüzel kişiliği
haiz meslek kuruluşları ile yapılan protokollere dayalı
sözleşmeler hariç olmak üzere sözleşme imzalamak için asgari ücretin
on katını geçmemek üzere sözleşme ücreti alabilir, bu ücretleri
yurtiçi imal ürün ve ithal ürün gruplarına göre farklılaştırabilir.
Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurumca
belirlenir."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) Katılmıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
BİLİM,
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı.
Buyurunuz
Sayın Kalaycı. (MHP sıralarından alkışlar)
MUSTAFA KALAYCI
(Konya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi
saygılarımla selamlıyorum.
Görüştüğümüz
maddede yapılan düzenleme, vazife ve harp malullerinin ihtiyaç
duydukları her türlü ortez, protez ve diğer iyileştirici araç ve
gereçlere ulaşmasını engelleyebilecek mahiyettedir. Bu itibarla,
maddenin gerekçesi olarak sunulan firmalarca yapılan suistimallerin
önlenmesi için başka tedbirler alınmalıdır.
Gazilerimiz ile
vazife ve harp malullerinin ihtiyaç duydukları her türlü ortez, protez,
araç ve gereçlerin 5510 sayılı Kanunun 73üncü maddesi uyarınca
herhangi bir kısıtlama getirilmeksizin kurumca verilmesi
gerekmektedir. O nedenle bu hüküm maddeden çıkarılmalıdır.
Bu maddede,
ayrıca, Sosyal Güvenlik Kurumunun listelerine girmek, bu listelerde kalmak
veya değişiklik yapmak ya da sözleşme yapmak için
başvuranlardan ücret alınması öngörülmektedir.
Sosyal Güvenlik
Kurumu işin kolayını bulmuş. Kurumun listelerine girmek
için başvuracaksan "Ver asgari ücretin 20 katını.",
listede kalacaksan "Ver asgari ücretin 3 katını.", listede
değişiklik yapacaksan "Her bir işlem için ver bir asgari
ücret.", sözleşme imzalayacaksan "Ver asgari ücretin 10 katını."
demektedir. Zaten Hükûmet aynı anlayışla sigortalıları
ve emeklileri de yolmaktadır.
Sigortalılar
ve emeklilerden muayene parası, fark ücreti, reçete parası, kutu
parası, ilaç fark parası, katılma payı diyerek alınan
paralarla sağlık hizmetleri paralı hâle getirilmiştir. AKP
Hükûmeti Deli Dumrul'u bile mumla aratmaktadır.
Vatandaşın
hastanelere para vermeye artık takati kalmamıştır. 2008
yılında özel hastaneye giden vatandaştan alınan yüzde 30
fark ücreti 2010 yılında yüzde 90'a, 2013 yılında yüzde
200'e çıkarılmıştır. Emekliler yapılan kesintiler
nedeniyle aylığının ne olduğunu, neyin nereye
kesildiğini dahi bilememektedir. AKP Hükûmeti, emeklileri ele güne muhtaç hâle
getirmiştir. Emeklinin aldığı aylıkla nasıl
geçinebileceği umurlarında bile değildir. Emeklilere maaş
artışı yerine harçlık veren Hükûmetin bu ay emeklilere
verdiği zam sadece 30-40 liradır. Asgari ücrete bu ay yapılan
zam da sadece 45 lira olup artış yüzde 5,3 düzeyindedir. Dolayısıyla
altı aylık enflasyonun altında kalmıştır.
AKP, asgari ücretle
çalışanları enflasyona ezdirmektedir. AKP, memurları da
enflasyona ezdirmektedir. Aylıklarına memur maaş
artışına bağlı zam alan sözleşmeliler, 4/C'liler,
65 yaş aylığı alan yaşlılar ve muhtaç engelliler
de enflasyona ezdirilmektedir.
Beceriksizce
imzalanan toplu sözleşme sonucunda alınan 123 liralık seyyanen
zam memura pahalıya patlamıştır. Tarihî başarı
olarak nitelendirilen bu toplu sözleşme sonucu memurlar ilk defa bu temmuz
ayında ikinci yarıyıl zammını
alamamıştır. 123 liralık komik zam aylar öncesinden eriyip
gitmiştir. Bugün çalışanlar ve emekliler aldıkları
aylıkla geçinememekte, birçoğu borç batağına girmiş,
geçim sıkıntısı çekmektedir.
Soruyorum: Hani
Türkiye zenginleşmişti? Hani kişi başına 10 bin dolar
gelir? Çalışanların ve emeklilerin büyük çoğunluğu
açlık sınırının altında aylık
almaktadır. Bu işte bir gariplik yok mu?
Tabii ki, ülkemizde
büyüyüp zenginleşenler de var. AKP döneminde rüşvetçiler,
kaçakçılar, vurguncular, faizciler, rantiyeciler ve kamunun parasıyla
yolunu bulan yandaşlar köşe olmuştur. Zaten bu ağır
-mübarek günlerde çektirilen- eziyetin altında da onlar yatmaktadır.
Bizim bu
tasarıda esastan itirazımız olan topu topu 5-6 maddedir. Ama AKP
yönetimi bunlar için dayatmaktadır.
Mübarek ramazan
ayında bulunduğumuz bugünlerde Hükûmet insafa gelmelidir. Bu torba
kanunda memurlara enflasyon farkı ödemesi maddesi mutlak suretle dâhil
edilmeli, kamu görevlilerinin toplu sözleşmede
uğratıldığı zarar giderilmelidir. Asgari ücretten vergi
alınmaması ve aileleriyle birlikte insanlık onuruna uygun bir
yaşayış sağlayabilecek düzeye getirilmesi için düzenleme
yapılması, emeklilerimize de hiç olmazsa bir bayram ikramiyesi
verilmesi suretiyle bayramda yüzlerinin güldürülmesi bugünlerde yapabileceğimiz
en hayırlı iş olacaktır. Gelin, asgari ücretli
işçilere, memurlara, yaşlılara, engellilere ve emeklilere
buradan bir bayram müjdesi verelim.
Teşekkür
ediyorum, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Kalaycı.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Karar yeter sayısı
BAŞKAN Kabul
etmeyenler
Karar yeter
sayısı aranıyor.
Elektronik cihazla
oylama yapacağız.
İki dakika
süre veriyorum.
(Elektronik cihazla
oylama yapıldı)
BAŞKAN Karar
yeter sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte Olan 639
Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın, 5510
sayılı Kanunun 73 üncü maddesinde değişiklik yapmayı
öngören 52'inci maddesinin üçüncü fıkrasında geçen "ve/veya
yaptırmaya, buna bağlı olarak hizmet alımı
yapmaya" ibaresinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
İdris Baluken (Bingöl) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
BİLİM,
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Gerekçe
Gerekçe:
Belirtilen ibare
kurumların alana ilişkin hizmet satın alımlarının
da yolunu açmaktadır. Değişiklik ile bu sorunun giderilmesi
amaçlanmıştır.
BAŞKAN
Gerekçesini okuttuğum önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
52nci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Madde 53 üzerinde
dört adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 53
üncü maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Elitaş Mehmet
Doğan Kubat Ramazan
Can
Kayseri İstanbul Kırıkkale
Recep
Özel Osman
Aşkın Bak Osman
Boyraz
Isparta İstanbul İstanbul
"MADDE 53 - 5510 sayılı Kanunun 82 nci
maddesinin birinci fıkrasında yer alan "6,5
katıdır." ibaresi "6,5 katı, ancak sosyal güvenlik
sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt
dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak
üzere götürülen Türk işçileri için 3 katıdır."
şeklinde değiştirilmiştir."
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte Olan 639 Sıra Sayılı
Kanun Tasarısı'nın, 5510 sayılı Kanunun 82 nci
maddesinde değişiklik öngören 53'üncü maddesinde geçen "üç"
ibaresinin "sekiz" olarak değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
İdris
Baluken Nazmi
Gür Esat
Canan
Bingöl Van Hakkâri
Sebahat
Tuncel Erol
Dora
İstanbul Mardin
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun; Samsun
Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın Benzer
Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkerelerinin (1/931, 2/115, 2/139, 2/158,
2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524,
2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019,
2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227,
2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350,
2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488,
2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655,
2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799,
2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957,
2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065,
2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190,
2/2191, 2/2192, 2/2198) 53 üncü maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan
Akçay Mustafa
Kalaycı Alim
Işık
Manisa Konya Kütahya
S.
Nevzat Korkmaz Yusuf
Halaçoğlu Mesut
Dedeoğlu
Isparta Kayseri Kahramanmaraş
Sinan
Oğan
Iğdır
MADDE 53- 5510
sayılı Kanunun 82 nci maddesinin birinci fıkrasında yer
alan "16 yaşından büyük" ibaresi madde metninden
çıkarılmış ve fıkranın sonuna
aşağıdaki cümle eklenmiştir. "Ancak, işverenlerce
yurt dışındaki işyerlerinde
çalıştırılmak üzere götürülen sigortalıların
sigorta primine esas günlük kazanç üst sınırı sigortalılara
ait günlük kazanç alt sınırının üç katıdır."
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 Sıra Sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ve Mahmut Tanal'ın; Erzincan Milletvekili
Muharrem Işık'ın Kanun Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun
Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun 53. maddesinin metinden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Rahmi
Aşkın Türeli Hasan
Ören Sedef
Küçük
İzmir Manisa İstanbul
Bülent
Kuşoğlu Ali
Sarıbaş Vahap
Seçer
Ankara Çanakkale Mersin
İlhan
Demiröz Tufan
Köse
Bursa Çorum
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
BİLİM,
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Kim
konuşacak acaba?
Sayın Küçük,
buyurunuz efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
SEDEF KÜÇÜK
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 639
sıra sayılı Kanun Tasarısının 53üncü maddesi
üzerine söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları
Sözleşmesinin 32nci maddesi, çocuğun ekonomik sömürüye
karşı korunmasını; riskli ya da eğitimini
engelleyecek, sağlığına veya bedensel, akılsal,
ruhsal, ahlaksal, toplumsal gelişimine zarar verecek işlerde
çalıştırılmayacağını belirtmektedir ancak
ülkemizdeki realite bu değildir.
Ülkemizde 6 ila 17
yaşları arasındaki 15 milyon 250 bin çocuktan 1 milyonu
çalışmaktadır. 1 milyon çocuktan söz ediyoruz, 62 ilimizin
nüfusundan daha büyük, Lüksemburg ve Malta nüfusları toplamından çok
daha fazla olan bir sayıdan söz ediyoruz. Çocuk haklarına uymayan bir
şekilde işleyen ve çocukların geleceğini ipotek altına
alan bir ekonomik yapıdan söz ediyoruz. Faturanın yalnızca
çocuklarımıza değil, geleceğimize de kesildiği bir
ülkeden söz ediyoruz.
Değerli milletvekilleri, bu sorun yeterli yasal
altyapının var olmasıyla çözülememektedir çünkü Meclis görevini
yerine getirmiş, yasaları çıkarmıştır. 2005
yılında başlayan, Çocuk İşçiliğinin Önlenmesi
İçin Zamana Bağlı Politika ve Program Çerçevesine göre, on
yıl içinde yani 2015te, çocuk işçiliğinin en kötü biçimleri
öncelikli olmak üzere, çocuk işçiliğinin tamamen ortadan
kaldırılması hedeflenmişti. 2015e altı ay kaldı,
hâlâ 1 milyon çocuk ucuz iş gücü olarak çalışma
hayatının içindedir. Birçok alanda olduğu gibi, bu konuda da
mevzuatın yeterli olması, eylem planları hazırlanması
sorunun çözümüne yetmemektedir çünkü uygulamada hatalar vardır.
Her şeyden önce, çocuk işçiliğinin kaynak
bulduğu unsurları ortadan kaldırmamız gerekir. Çocuk
işçiliğinin en temel, en önemli nedeni ise yoksulluktur.
Yoksulluğu ortadan kaldırmadan, yoksul kesimler üzerinde
yoksulluğun etkilerini azaltmadan çocuk işçiliği tamamen ortadan
kaldırılamaz. Ve ülkemizde hâlihazırda derin bir yoksulluk ve
gelir adaletsizliği hüküm sürmektedir. Bu kadar derin bir gelir
adaletsizliğinin ve yoksulluğun olduğu yerde, olmayan bir
şey vardır, o da sosyal devlettir.
Hiçbir ana baba sahip oldukları
çocuklarının beden gelişimini henüz tamamlamadan
çalışmak zorunda kalmasını istemez ama insanlar yoksulsa,
yoksul bırakılmaktaysa, işsizse, geçimlerini
sağlayamıyorlarsa, yeterli ve ücretsiz eğitim haklarından
faydalanamıyorlarsa çocukları çalışmak zorunda
kalmaktadır. Çünkü bu durumda devlet yeterince görevini yapamıyordur,
devlet, sosyal devlet olamamıştır. Unutulmamalıdır ki,
çözüm üretemeyen bir devlet sorunun asıl parçası ve asıl
taşıyıcısıdır.
Değerli
milletvekilleri, günümüzün en önemli zenginliği eğitilmiş,
dinamik, çağını iyi okuyan nesillerdir yani beşerî sermayedir.
Uluslararası Çalışma Örgütü raporlarında çocuk
işçiliğinin önlenmesi için hükûmetlere ücretsiz eğitime
yatırım yapmaları ısrarla önerilmektedir.
Çocuklarımızın yoksulluk nedeniyle eğitim hakkından
yoksun kalmaları, yoksulluğun kuşaktan kuşağa aktarılmasına
ve âdeta bir yoksulluk kısır döngüsünün yaratılmasına neden
olmaktadır. Bu sarmalı kırabilecek tek unsur ise eğitimdir
ama burada sözünü ettiğim eğitim, çocuklarımızı
belirli bir kalıba dökmeye çalışmayan, bilimsel,
çağımızın gereklerine ve gerçeklerine uygun bir
eğitimdir. Bu ülkede herkes iyi yaşamayı hak etmektedir.
İnsanlarımızı insanca koşullar içinde yaşatmak
ise bu Meclisin temel görevidir.
Ama ne olursa
olsun, önce çocuklar demek zorundayız. Önce çocuklar demezsek bu ülkenin
bir geleceği olmayacaktır diyor, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Küçük.
III.- YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
ENGİN ALTAY
(Sinop) Yoklama Sayın Başkan.
BAŞKAN
Yoklama talebiniz var.
Peki, efendim.
Sayın Altay,
Sayın Türeli, Sayın Öz, Sayın Sarı, Sayın Demiröz,
Sayın Kaplan, Sayın Seçer, Sayın Kuşoğlu, Sayın
Susam, Sayın Çam, Sayın Güven, Sayın Özgümüş, Sayın
Özel, Sayın Onur, Sayın Küçük, Sayın Acar, Sayın
Yılmaz, Sayın Öner, Sayın Haberal, Sayın Ekşi.
Yoklama için üç
dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla
yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır.
IX.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A)
Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.-
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetinin; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili
İdris Balukenin; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara
Milletvekili İzzet Çetinin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3
Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vuralın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcının; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; Adana
Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın;
Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın;
İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri
Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in;
Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın
Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye
Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi
Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay
Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara
Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in;
Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine
Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut
Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili
Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3
Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya
Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in;
Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili
Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim
Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf
Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; İstanbul
Milletvekili Süleyman Çelebi'nin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in;
Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın
Türeli'nin; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun
Çıray'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in;
Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar
Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür
Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve Önder Matlı ile 8
Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Manisa
Milletvekili Hasan Örenin; Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum
Milletvekili Cahit Bağcı ile 37 Milletvekilinin; Manisa Milletvekili
Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan
ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115,
2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439,
2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896,
2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217,
2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302,
2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437,
2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595,
2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794,
2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938,
2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056,
2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186,
2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639) (Devam)
BAŞKAN -
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Beş dakika ara
veriyorum sayın milletvekilleri.
Kapanma
Saati: 22.50
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 22.55
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP
ÜYELER: Muhammet Bilal MACİT (İstanbul), Mine LÖK BEYAZ
(Diyarbakır)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 123üncü
Birleşiminin Altıncı Oturumunu açıyorum.
639 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
ENGİN ALTAY (Sinop) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Altay.
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
23.-
Sinop Milletvekili Engin Altay'ın, Türk Hava Yollarının
İstanbul-Tel Aviv seferini yapan 2 uçağının Ben Gurion
Havaalanına indirilmemesi ve Şanlıurfanın Suruç ve
Ceylânpınar ilçelerinde şehit edilen askerlerle ilgili Hükûmetin
bilgi vermesi gerektiğine ilişkin açıklaması
ENGİN ALTAY (Sinop) Teşekkür ederim.
Sayın Başkanım, biraz önce haber
portallarına bir haber düştü. Bu habere göre, Türk Hava
Yollarının Tel Aviv-İstanbul seferini, İstanbul-Tel Aviv
seferini yapan 2 uçak Ben Gurion Havaalanına inmemiş;
indirilmemiş, inememiş, bu konularda bilgi sahibi değiliz.
ALİ ŞAHİN (Gaziantep) Tüm hava
yolları için
ENGİN ALTAY (Sinop) Ancak, daha bugün iktidar
partisinin Genel Başkanı grup toplantısında Oraya
uçakları göndermeyelim mi? demişti, çok iyi hatırlıyorum.
Bu konuda Sayın Bakandan, Hükûmetten bilgi istiyoruz.
İlaveten, bugün saat 16.00 civarında Suruçta
ve Ceylânpınarda şehit olan askerlerimizin kim tarafından
şehit edildiğini Hükûmete sormuştum. Aradan sekiz saat geçti, bu
konuda da bir yanıt alamadık.
Bu konular Türkiye Büyük Millet Meclisindeki
milletvekillerine söylenmiyorsa ya da milletvekilleri bu konuları
öğrenmiyorsa bu ülke vatandaşlarının vay geldi hâline.
Arz ediyorum, Hükûmetten bu konularda izahat bekliyoruz.
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Altay.
BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI
FİKRİ IŞIK (Kocaeli) Sayın Başkan
BAŞKAN -
Buyurunuz.
24.-
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık'ın, Sinop
Milletvekili Engin Altayın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
BİLİM,
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli)
Sayın Başkanım, bugün, biliyoruz ki, pek çok hava yolu
şirketi İsraile olan uçuşlarını iptal etti, onu
biliyoruz ama Türk Hava Yollarıyla ilgili sıhhatli bilgiyi hemen
ilgili arkadaşlardan alıp Meclisimizi bilgilendirelim.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz.
ENGİN ALTAY
(Sinop) Askerlerle ilgili bir bilgi var mı Sayın Bakanım?
BİLİM,
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli)
Bende yok şu anda.
IX.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A)
Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.-
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetinin; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili
İdris Balukenin; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetinin; Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam
Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcının; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vuralın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili
Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın;
İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri
Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara
Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın
Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye
Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur
Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun;
Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara
Milletvekili Levent Gök'ün; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ile 1 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe
Nedret Akova'nın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili
Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır
Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve
Mahmut Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili
Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3
Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya
Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in;
Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili
Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili
Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri
Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili
Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; İstanbul
Milletvekili Süleyman Çelebi'nin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in;
Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın
Türeli'nin; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun
Çıray'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Manisa
Milletvekili Hasan Ören'in; Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar
Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür
Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve Önder Matlı ile 8
Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Manisa
Milletvekili Hasan Örenin; Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum
Milletvekili Cahit Bağcı ile 37 Milletvekilinin; Manisa Milletvekili
Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan
ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115,
2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439,
2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896,
2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217,
2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302,
2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437,
2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595,
2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794,
2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938,
2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056,
2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186,
2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639) (Devam)
BAŞKAN
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun; Samsun
Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın Benzer
Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkerelerinin (1/931, 2/115, 2/139, 2/158,
2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524,
2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019,
2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227,
2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350,
2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488,
2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655,
2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799,
2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957,
2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065,
2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190,
2/2191, 2/2192, 2/2198) 53 üncü maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan
Akçay (Manisa) ve arkadaşları
MADDE 53- 5510
sayılı Kanunun 82 nci maddesinin birinci fıkrasında yer
alan "16 yaşından büyük" ibaresi madde metninden
çıkarılmış ve fıkranın sonuna
aşağıdaki cümle eklenmiştir. "Ancak, işverenlerce
yurt dışındaki işyerlerinde
çalıştırılmak üzere götürülen sigortalıların
sigorta primine esas günlük kazanç üst sınırı sigortalılara
ait günlük kazanç alt sınırının üç katıdır.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
BİLİM,
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Evet,
Iğdır Milletvekili Sayın Sinan Oğan. (MHP
sıralarından alkışlar)
Buyurunuz
Sayın Oğan.
SİNAN
OĞAN (Iğdır) Teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; tam adının
okunmasının yedi dakika sürdüğü, kısa adı, 639
sıra sayılı Kanun Tasarısı olan, bugün görüşmekte
olduğumuz torba yasanın 53üncü maddesi üzerindeki önergemiz
hakkında söz almış bulunmaktayım. Yüce Meclisinizi
saygıyla selamlıyorum.
İlgili
maddede, birtakım kanun yazım tekniği açısından 16
yaşından büyük ibaresinin çıkarılmasını
düşünmekteyiz. Zira 19 Nisan 2014 tarih ve 28977 sayılı Resmî
Gazetede yayımlanan Asgari Ücret Yönetmeliğindeki
değişiklikle ilgili olarak zaten bu yaş sınırı
kaldırılmıştı. Dolayısıyla, eğer bu
yaş sınırı kaldırılmışsa, 16
yaşından küçük veya 16 yaşından büyük diye böyle bir
ayrım kaldırılmışsa, burada yeniden onun belirtilmesinin
bir manası yok. Yurt içinde olduğu gibi yurt dışında
da 16 yaşından küçük veya büyük fark etmez, bu ibarenin buradan
kaldırılmasının biz yerinde olacağını
düşünüyoruz.
Onun
dışında, ilgili maddeyle ilgili olarak, bizim sadece maddenin
yazım tekniğine itirazımız var, içeriğine yönelik
herhangi bir itirazımız yok. Ancak yeri gelmişken ifade etmemde
fayda var: Madem yurt dışındaki vatandaşlarımız
veya yurt dışında iş yapan iş adamlarımızla
ilgili bir madde üzerinde konuşuyoruz, Dışişleri Komisyonu
üyesi olarak ve diğer sebeplerle sık sık yurt
dışına gidip gelen bir arkadaşınız olarak, yurt
dışında iş adamlarımıza dönük bir
ayrımcılık yapıldığını burada söylemem
lazım. Yurt dışındaki iş adamlarımız,
özellikle de düne kadar kardeş olduğunuz, dünden sonra
kalleş dediğiniz bir grup ve onların oradaki kurmuş
oldukları iş adamları derneklerini tamamen yok saymak, orada
bulunan başka iş adamlarını da yok saymak manasına
gelir ki burada, âdeta, yorgan yakmak gibi bir durumla karşı
karşıyayız. Elbette, sizin iktidarınızla paralel
düşünenler olabilir, paralel düşünmeyenler olabilir ama bu, orada
iş adamlarımızın kurdukları çatı derneklerin
tamamen yok sayılması, oradaki iş adamlarımızın,
âdeta, muhatap alınmaması ve büyükelçilerimizin oradaki iş
adamları birliklerine gitmesinin, onların etkinliklerine katılmasının
yasaklanmasının tamamen bir toptancı anlayış
olduğu ve iş adamlarımızın zaten zor şartlar
altında yurt dışında yapmış oldukları
çalışmaları daha da
zorlaştırdığını söylemem lazım. Bunun
yerine, oradaki iş adamlarımızı ve oradaki çatı
örgütlerini Türkiyenin bir kurumu görüp ve onu buradaki iç siyasete alet etmeden,
orada Türkiyenin rekabet şartlarının nasıl
iyileştirilmesi gerektiği üzerinde kafa yormak, zannediyorum, daha
faydalı olacaktır.
Ayrıca, yurt
dışındaki birtakım faaliyetlerin,
Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde de
çoğaldığını görüyoruz. Şimdi, buradan, Hükûmet
adına devlet parasıyla yurt dışına gidiliyor ve bunun
adı da yurt dışı faaliyeti oluyor. Ama yetimin
hakkıyla uçak bileti alıp, yetimin hakkıyla günlük harcırah
alıp, yetimin hakkıyla yurt dışına giden devlet
bürokrasisince ve Sayın Başbakan başta olmak üzere, hem oradaki
Türk toplumu içerisine, âdeta, bir fitne sokar gibi ayrımcılık
yapar noktasında iş adamlarımızın ve oradaki
vatandaşlarımızın kamplara bölünmesine sebep olunmakta hem
de devlet parasıyla yurt dışında
Cumhurbaşkanlığı propaganda faaliyetleri sürdürülmektedir.
Değerli arkadaşlar, bu, haramdır. Ramazan gününde ifade
ediyorum: Devlet parasıyla, yetimin hakkıyla yurt
dışında Cumhurbaşkanlığı propagandası
yapmak haramdır, devlet malını yemektir, devlet malını
zimmetine geçirmektir. Cumhurbaşkanlığı propagandası
yapan Sayın Başbakan da haram yemektedir ama onunla beraber,
kalabalık heyetler hâlinde yurt dışı vazifeleri
yazdırıp giden bürokratlar da haram yemektedir, yetim hakkı
yemektedir, devlet malını zimmetine geçirmektedir.
Dolayısıyla
da Türkiyede birtakım işler yapılıyor, Türkiyede
ayakkabı kutuları dolduruluyor ama bari bunu yurt
dışına yansıtmayalım. Türkiyede insanları
yeterince kutuplaştırdınız, yurt dışındaki
insanlarımızı kutuplaştırmayalım ve yetim
hakkıyla oluşturulan devlet bütçesini de
Cumhurbaşkanlığı propagandasına kurban vermeyelim
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
SİNAN
OĞAN (Devamla) -
yetim hakkı yemeyelim diyorum.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Oğan.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Karar yeter sayısı.
BAŞKAN Karar
yeter sayısı istiyorsunuz, arayacağım efendim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Elektronik cihazla
yapalım lütfen.
Bir dakika süre
veriyorum.
(Elektronik cihazla
oylama yapıldı)
BAŞKAN Karar
yeter sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı
Kanun Tasarısı'nın, 5510 sayılı Kanunun 82 nci maddesinde
değişiklik öngören 53'üncü maddesinde geçen "üç" ibaresinin
"sekiz" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Nazmi Gür (Van) ve
arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ VEDAT DEMİRÖZ
(Bitlis) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI
FİKRİ IŞIK (Kocaeli) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Gerekçe
Gerekçe:
Düzenleme ile yerli firmalarının işçilik
maliyetlerinin düşürülerek yurt dışındaki rekabet
güçlerinin arttırılması amacıyla, yurt
dışına götürülen işçilerin sigorta primleri asgari ücretin
6,5 katı yerine 3 katının baz alınması sağlanmak
istenmektedir. Sermaye lehine bu tür bir değişiklik
çalışanların haklarının gasbı anlamına
gelmektedir. AKP' nin sermaye yanlı bu tutumu emeğin haklarına
yapılmış bir saldırıdır. Değişiklik ile
yurtdışında çalıştırılan işçilerin
koşullarının daha da iyileştirilmesi
amaçlanmıştır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
Kanun Tasarısının çerçeve 53 üncü maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Mustafa Elitaş
(Kayseri) ve arkadaşları
"MADDE 53- 5510 sayılı Kanunun 82 nci
maddesinin birinci fıkrasında yer alan "6,5
katıdır." ibaresi "6,5 katı, ancak sosyal güvenlik
sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt
dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak
üzere götürülen Türk işçileri için 3 katıdır."
şeklinde değiştirilmiştir."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ VEDAT DEMİRÖZ
(Bitlis) Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI
FİKRİ IŞIK (Kocaeli) Katılıyoruz Sayın
Başkan.
MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
İkili sosyal güvenlik sözleşmesi
imzalanmamış ülkelerde iş üstlenen işverenlerin rekabet
gücünü artırmak amacıyla, yurtdışındaki
işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen
işçilerin sigorta primine esas tavan ücretin asgari ücretin 3 katına
indirilmesine ilişkin Tasarıda yer alan düzenlemenin, sözleşme
imzalanmış ülkeleri kapsamayacak şekilde yeniden düzenlenmesi
amaçlanmıştır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
53üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
53üncü madde kabul edilmiştir.
54üncü madde üzerinde üç önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı
Kanun Tasarısının, 5510 sayılı Kanunun 87 nci
maddesine bent eklenmesini öngören 54üncü maddesindeki eklenmiştir
ibaresinin ilave edilmiştir ibaresi ile değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
İdris
Baluken Erol
Dora Nazmi
Gür
Bingöl Mardin Van
Hasip
Kaplan Ertuğrul
Kürkcü
Şırnak
Mersin
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuş Ali Torlak ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun; Samsun Milletvekili Cemalettin
Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın Benzer
Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkerelerinin (1/931, 2/115, 2/139, 2/158,
2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524,
2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019,
2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227,
2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350,
2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488,
2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655,
2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799,
2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957,
2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065,
2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190,
2/2191, 2/2192, 2/2198) 54 üncü maddesinde yer alan "süre
boyunca" ibaresinin "süresince" şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan
Akçay Mustafa
Kalaycı Alim
Işık
Manisa Konya Kütahya
Yusuf
Halaçoğlu Mesut
Dedeoğlu
Kayseri Kahramanmaraş
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 Sıra Sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun 54. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Rahmi
Aşkın Türeli Hasan
Ören Mehmet
Ali Susam
İzmir Manisa İzmir
Bülent
Kuşoğlu Ali
Sarıbaş Tufan
Köse
Ankara Çanakkale Çorum
Vahap
Seçer İlhan
Demiröz Ali
Haydar Öner
Mersin Bursa Isparta
MADDE 54- 5510
sayılı Kanunun 87 nci maddesinin birinci fıkrasına
aşağıdaki bent eklenmiştir.
"g)
Uluslararası Öğrenciler Değerlendirme Kurulu kararı ile
burslandırılan uluslararası öğrenciler için bursluluk
statüleri devam ettiği süre boyunca Uluslararası Öğrenciler
Değerlendirme Kurulu veya Yurtdışı Türkler ve Akraba
Topluluklar Başkanlığı tarafından görevlendirilen
kurum,"
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa)
Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
BİLİM,
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Kim konuşacak Cumhuriyet Halk Partisinden?
ENGİN
ALTAY (Sinop) Ali Haydar Öner.
BAŞKAN
Isparta Milletvekili Ali Haydar Öner.
Buyurunuz
efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta)
Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; bir garabet
yaşıyoruz. 639 sayılı, teklif mi tasarı mı, ne
olduğu belli olmayan bir metni
görüşüyoruz. Ben zaman tuttum, altı dakika yirmi sekiz saniye kanunun
kısaltılmış okuması tutuyor. Tam okunsa, beş
dakikalık konuşmanın 2 misli kanun adı olacak. Bu garabete
kim yol açıyor arkadaşlar? Burası ciddi bir yasama organı
olmalı. Böyle gayriciddi düzenlemeler, bu Meclise, bize oy veren
milletimize hizmet yükümlülüğü olan milletvekillerine
yakışmıyor. Kendimize yakışan işleri
yapalım, vatandaş da milletvekillerine gerekli değeri versin.
Değerli
arkadaşlar, 54üncü madde, prim bedellerinin ödenmesini öngörüyor. Burada
da yurt dışına öğrenci gönderen Yurtdışı
Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı veya
görevlendirdiği kurum, burs alanların prim bedellerini ödeyecek.
Temennimiz, hak edenler burs kazansın ve burs alanlar ile burs verenler
kazançlarını helal etsinler.
Değerli
arkadaşlar, bu yasa Soma kanunu olarak biliniyor. Ama, bu maddeyi buraya
kim koydu? Bu kanun bir torba kanunu, ne bulursan ekle kanunu. Somalılara
da Acelen ne? Bekle. diyen kanun. AKPli yetkililer muhalefeti suçluyorlar.
Hem suçlu hem güçlü olan kendileri. Zira, bu kanunla, Soma şehitlerinin
cenazeleri, yakınlarının acıları,
çocuklarının hakları rehin alınmıştır. Soma
yetimlerinin acılarını bir an önce dindirme duyarlılığı
gösterilmemiştir. Hukuk rehin alınmıştır. Helal
haklar, haram düzenlemelerin rehini konumuna düşürülmüştür. Vicdanlar
esir alındı, fidye bedeli, haramı helal kılmak olarak
belirlendi.
Beş
yılı aşan özelleştirmelerin yol açtığı
haksızlıklar, yasama organınca hukuki kılıfa
sokulmadan şehitlerin kemikleri sızlatılmış,
şehit yakınlarının ve yetimlerinin acıları
hafifletilmemiştir. Bu, insafsızlıktır. Bu, karnesini
babasının mezarına götüren yetimin hakkının
yenmesidir, geciktirilmesidir. Helale haram katan bir yasa, adil bir yasa
değildir.
Değerli milletvekilleri, meraları
imara açıp kuzuların çayırında koyunlar ile öküzleri
otlatanlar, hak yiyen çoban konumuna düşerler. Böyle bir
haksızlığa yol açan TBMM, yasama faaliyetlerini hukuka
aykırı yürüten anayasal organ sıfatını alabilir,
üyeleri de ettikleri yemine sadık kalmayan milletvekilleri olarak
suçlanabilirler. Bu düzenlemeleri yapanlar, bu düzenlemelere onay verenler
yaptıklarının hukuki sorumluluklarından kurtulamazlar.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri için bu çirkin oyunları
oynayanlar, seçim arifesinde ulufe ve rant dağıtanlar,
yaptıklarının hayrını göremezler, inşallah
göremeyecekler.
Hazreti Ali İlim bir nokta idi, onu
cahiller çoğalttı. diyor. Somalıların
acısını birkaç günde dindirmek, yaraları kısa sürede
sarmak, başta kömür madenlerinde çalışanlar olmak üzere işçilerin
çalışma koşullarını iyileştirmek mümkün iken bu
fırsat kullanılarak her türlü şeytani düzenlemelerle iş
uzatıldı, özelleştirmeler, meralar yanında, memurlar ve
ormanlarla ilgili haksız düzenlemeler yapıldı. 301 kişi
üzerinden daha neler aklanacak? Buna olsa olsa acıların sömürülmesi
denir.
Hastaların
ızdırabını bir an önce dindirmek, doktorların; sosyal,
toplumsal, hukuksal yaraları da bir an önce sarmak milletvekillerinin
görevidir.
Görevlerini tam ve hakkaniyetle zamanında
yapan milletvekillerine saygılar sunarım. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Öner.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Karar yeter sayısı...
BAŞKAN Karar
yeter sayısı istiyorsunuz.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Karar
yeter sayısı yoktur.
Birleşime
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 23.25
YEDİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 23.31
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır),
Fehmi KÜPÇÜ (Bolu)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 123üncü
Birleşiminin Yedinci Oturumunu açıyorum.
54üncü madde
üzerinde Isparta Milletvekili Ali Haydar Öner ve arkadaşlarının
önergesinin oylamasında karar yeter sayısı
bulunamamıştı. Şimdi önergeyi tekrar oylarınıza
sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı
(CHP ve MHP
sıralarından Yok, yok. sesleri)
Elektronik cihazla
oylama yapacağım.
Bir dakika süre
veriyorum.
(Elektronik cihazla
oylama yapıldı)
BAŞKAN
Önerge kabul edilmemiştir, karar yeter sayısı vardır.
Şimdi, 639
sıra sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet
yerinde.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat Milletvekili
Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Tekirdağ
Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa Milletvekili Erkan
Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun; Samsun
Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın Benzer
Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkerelerinin (1/931, 2/115, 2/139, 2/158,
2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524,
2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019,
2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227,
2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350,
2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488,
2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655,
2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799,
2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957,
2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065,
2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190,
2/2191, 2/2192, 2/2198) 54 üncü maddesinde yer alan "süre boyunca"
ibaresinin "süresince" şeklinde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Erkan Akçay (Manisa) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa)
Katılmıyoruz Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
EKONOMİ BAKANI
NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) Katılmıyoruz Başkan.
BAŞKAN
Kütahya Milletvekili Alim Işık.
Buyurunuz
Sayın Işık. (MHP sıralarından alkışlar)
ALİM IŞIK
(Kütahya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının
54üncü maddesi üzerinde vermiş olduğumuz değişiklik
önergesi hakkında söz aldım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, bu madde 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanununun Prim ödeme yükümlüsü
başlıklı 87nci maddesine bir fıkra eklenmesini öngörüyor.
Bu madde yurt dışında görevli olan burslu öğrencilerin
burslu oldukları dönemde burslarına ilişkin sosyal sigorta
primlerini kimin ödeyeceğini belirleyen bir madde. Yerinde bir teklif.
Grup olarak bu teklife katıldığımızı ancak
önergemizle eklenen bu fıkrayla daha sade ve anlamlı hâle
geleceğini düşünmekteyiz. Onun için bu önerge verilmiştir.
Bu vesileyle
kanunun birkaç konuda vatandaşımızdan gelen talepler
doğrultusunda yeniden düzenlenmesi gerektiğini sizlerle
paylaşmak istiyorum.
Özellikle çok
sayıda vatandaşımızın af beklediği emlak vergisi,
elektrik ve su parası ödemelerinde yaşanan sıkıntılara
çözüm bulunması gibi, borçların yeniden
yapılandırılmasına yönelik bir düzenlemenin mutlaka bu torba
tasarı içerisine eklenmesinde yarar gördüğümüzü ifade etmek
istiyorum. Hiç olmazsa 77 milyonun tamamına yarayacak bazı olumlu
düzenlemelerle bu yarayı biraz tedavi etmenin yerinde
olacağını düşünmekteyiz.
Bir diğer
önemli talep, sigortalı olup da geçmişte sigorta ödeyemediği,
primlerini yatıramadığı süreler nedeniyle bugüne kadar
mağdur olmuş ve geriye yönelik bir borçlanma imkânı getirilirse
bu mağduriyetinin giderileceğine inanan
vatandaşlarımızın talebidir. Bunun da doğru
olduğunu, herkese bir şekilde özel düzenleme getiren bazı
maddelerin yer aldığı bu tasarıda birçok
insanımızın, vatandaşımızın
yararlanmayı arzu ettiği bu bahsettiğimiz düzenlemelerin
getirilmesinin doğru olduğunu düşünmekteyiz.
Bir başka
önemli konu, sigorta primlerini yatırmış ancak yaşı
tutmadığı için emekli olma hakkından yararlanamayan, bundan
dolayı da yaşı gelinceye kadar geçecek sürede maalesef
kendisinin ve ailesinin sağlık harcamaları yönünden mağdur
olduğu konuda bir düzenlemeyi buraya dâhil edip bu mağduriyeti
giderme talebinin de yerinde olduğunu düşünmekteyiz. Hiç olmazsa
yaşı bekleyen bu insanların bu bekleme süresinde
sağlık harcamalarından yararlanması ve tedavi giderlerinden
yararlanması doğru olacaktır. Daha önce Sayın
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı bu konuda En azından,
yaşı aşağı indiremeyiz ama bu mağduriyeti
gidermek için bir düzenleme düşünüyoruz. demişti. Umarım bu
torba yasa içerisinde bu düzenleme gerçekleşmiş olur.
Değerli
milletvekilleri, bir başka önemli konu, günlerdir değerli
milletvekillerimizin burada zaman zaman gündeme getirdiği ama bir türlü
cevabını alamadığımız Irak Şam İslam
Devleti isimli ve kısaca IŞİD olarak bilinen terör örgütünün
elinde bulunan Konsolosluk çalışanlarımız ve
vatandaşlarımızın akıbetinin ne olduğu sorusuna
alamadığımız cevaplardır.
Dün, Sayın
Faruk Çelik bu örgütün terör örgütü olduğu fikrime
katıldığını söyledi ama umarım Sayın
Başbakan bunu duymamıştır, yoksa kendisine bir zarar
gelmesini ben de istemem. Fakat sorunun bu kısmına katıldı,
asıl cevabı o da veremedi. Bu Konsolosluk
çalışanlarının akıbeti nedir? Bunlar nerede
tutulmaktadır?
Bu rehin tutulan
vatandaşlarımızı bir örgütün elinden kurtaramayan Türkiye
Cumhuriyeti devleti ve onun yönetmekle övünen Adalet ve Kalkınma Partisi
Hükûmeti, eğer kendi vatandaşını kurtaramıyorsa
başka ülkelerdeki vatandaşları nasıl kurtaracak Allah
aşkına? Buna kim inanır?
Siz kendi
vatandaşınızı, maalesef, yıllarca beslediğiniz
bir örgütün elinden kendiniz kurtaramıyorsanız, bunun için
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yakın bir takvim konusunda
anlaşıldı. iddialarına cevap vermiyorsanız, herhâlde
siz de kendinize inanmıyorsunuz demektir.
Önergemize
desteğinizi bekliyor, saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Işık.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı
Kanun Tasarısının, 5510 sayılı Kanunun 87 nci
maddesine bent eklenmesini öngören 54üncü maddesindeki eklenmiştir
ibaresinin ilave edilmiştir ibaresi ile değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
İdris Baluken (Bingöl) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
EKONOMİ BAKANI
NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Değişiklik
ile metnin daha anlaşılır olması
amaçlanmıştır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Madde 54ü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde 54 kabul edilmiştir.
55inci madde
üzerinde üç önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 Sıra Sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in;
Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ
Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli
Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin
Milletvekili Aytuğ Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin;
İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet
Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal
ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul
Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla
Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili
Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali
Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in;
İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan
Cengiz'in; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik
Çirkin'in; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine
Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut
Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın Kanun
Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporunun 55. maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Rahmi
Aşkın Türeli Hasan
Ören Tufan
Köse
İzmir Manisa Çorum
Ali
Sarıbaş İlhan
Demiröz Bülent
Kuşoğlu
Çanakkale Bursa Ankara
Vahap
Seçer
Mersin
MADDE 55- 5510
sayılı Kanunun 88 inci maddesine yirmi birinci fıkrasından
sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Sigortalılar
ile tüzel kişilerin kasıt, kusur, hata ve/veya
yanıltıcı beyanından kaynaklanmaması
şartıyla, sigortalılarca ödenen prim ve prime ilişkin
borcun noksan tahakkuk ettirildiğinin Kurumca sonradan tespit edilmesi
halinde tespit edilen fark prime ilişkin borç aslına, tebliğ
tarihinden itibaren 89 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre gecikme
cezası ve gecikme zammı uygulanmaz."
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın, 5510
sayılı Kanunun 88 inci maddesinde değişiklik öngören
55'inci maddesinde geçen "tebliğ tarihinden itibaren 89 uncu maddenin
ikinci fıkrasına göre gecikme cezası ve gecikme zammı
uygulanır" ibaresinin "herhangi bir zam uygulanmaz"
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
İdris
Baluken Erol
Dora Mülkiye
Birtane
Bingöl Mardin Kars
Nazmi
Gür Esat
Canan
Van Hakkâri
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun; Samsun
Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın Benzer
Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkerelerinin (1/931, 2/115, 2/139, 2/158,
2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524,
2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019,
2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227,
2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350,
2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488,
2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655,
2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799,
2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957,
2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2042
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) (2/2041) olacak, (2/2042) yok.
KÂTİP ÜYE
MİNE LÖK BEYAZ (Diyarbakır) Tamam, düzeltiyorum, (2/2042)yi
çıkarıyoruz.
(Kâtip Üye
Diyarbakır Milletvekili Mine Lök Beyaz tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146,
2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198)
55 inci maddesinin aşağıdaki değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Erkan Akçay Mesut Dedeoğlu Mustafa
Kalaycı
Manisa Kahramanmaraş Konya
Ali Öz Alim Işık Yusuf Halaçoğlu
Mersin Kütahya Kayseri
Madde 55- 5510
sayılı Kanunun 88 inci maddesine yirmi birinci fıkrasından
sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Sigortalılar
ile tüzel kişilerin kasıt, kusur, hata veya yanıltıcı
beyanından kaynaklanmaması şartıyla, sigortalılarca
ödenen prim ve prime ilişkin borcun noksan tahakkuk ettirildiğinin
Kurumca sonradan tespit edilmesi halinde tespit edilen fark prime ilişkin
borç aslına, tebliğ tarihinden itibaren yurtiçi üretici fiyat endeksi
(Yİ-ÜFE) aylık değişim oranına göre gecikme
cezası ve gecikme zammı uygulanır."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
EKONOMİ BAKANI
NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Mersin Milletvekili Ali Öz.
Buyurunuz
Sayın Öz.
ALİ ÖZ
(Mersin) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 639 sıra sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 55inci maddesi üzerine vermiş olduğumuz
değişiklik önergesiyle ilgili Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi
saygılarımla selamlıyorum.
Şimdi,
aslında bu maddeyle değiştirilmesi öngörülen, Türkiyede uzun
süredir, özellikle sosyal güvenlik primini tamamlamış,
emekliliği geldiği zaman insanlarımızın emekli olma
noktasında karşılaştıkları bazı
sorunları giderme noktasında son derece makul ve yerinde bir
düzenleme. Mesela, sizin emeklilik süreniz dolmuş, emekli
olacaksınız. Birden, kurumla alakalı olarak, yıllar
öncesinden, eksik prim yatırılması münasebetiyle geçmişe
sari size bir borç çıkıyordu ve dolayısıyla, o borç bugüne
kadar birikip sonunda da çok yüklü bir miktarda belli bir meblağı
ödemek zorunda kalabiliyordunuz emekli olmak için.
Bu madde, kurumun
eğer gerçekten böyle kendine dayalı bir hatası varsa, size ne
zaman tebliğ edilmişse o tebliğ tarihinden itibaren sizi
borçlandırması ve sadece onu ödemenizi gerektiren bir düzenleme
olduğu için, tüm grupların da Komisyonda muhalefet etmediği son
derece yerinde bir düzenleme.
Tabii ki Sosyal Güvenlik
Kurumu aslında çok büyük bir çatı. Sosyal Güvenlik Kurumu
dışında, sosyal güvenlik sistemini sistem olarak irdelemek
gerektiğinin daha doğru olduğunu düşünüyorum.
Ülkemizde, 2008
yılı itibarıyla, sosyal güvenlik sisteminde Sosyal Güvenlik
Kurumunun tek çatı altında toplanmasından sonra, maalesef
değişen kanunlarla bundan en fazla istifade edenin Sosyal Sigortalar
Kurumu olduğunu, Emekli Sandığı mensuplarının ve
BAĞ-KURluların maalesef bu değişikliklerden çok da fazla
istifade edemediğini görüyoruz.
Bunu söylememdeki
kasıt şu: Özellikle kanun teklifi olarak verdiğimiz bazı
şeylerin bu torba yasa içerisinde bu tekliflerle beraber
değerlendirilmesi bizleri gerçekten mutlu ederdi.
Ben, yine burada,
özellikle dar gelirli, küçük ve orta çaplı esnafın, tarım
BAĞ-KURlularının ve BAĞ-KURluların çok fazla
korunduğu ve onların beklediği düzenlemelerin
yapılmamasının da Parlamento olarak bir eksiğimiz
olduğunu ifade etmek isterim.
Bir sigortalı
çalışan, eğer belli bir süre işvereni primleri
zamanında yatırmış ve işsiz kalmışsa, en
azından prim gün sayısıyla ilgili olarak belli bir süre
işsizliğine dair para alabilmekte yani en azından önünü görmesi
için Sosyal Sigortalar Kurumuna mensup olanların bir nebze de olsa bir
nefes almaya fırsatları olmakta ama gerçekten, ülkenin ekonomisinde
büyük pay sahibi olan, özellikle kendi yağıyla kavrulma arzusu
içerisinde olan küçük ve orta çaplı esnafın, BAĞ-KUR
esnafının da benzer şekilde bir düzenlemeyle aslında önüne
rahat bakmasının temin edilmesinin bu Parlamentonun görevi
olduğu kanaatindeyim. Bununla ilgili, aslında, onlara da normal
bildirilmiş, beyan edilmiş olan meblağın üzerinde,
onların devlete olan vergi borçlarından düşülmek kaydıyla,
belli bir oranda, çok küçük bir oranda sigorta primini artırıp, iyi
bir havuz oluşturup, prim gün sayısıyla alakalı olarak da
boşta kaldıkları süre içerisinde kendilerini toparlamaları
için onlara bir fırsat verilmesinin doğru bir düzenleme
olacağı kanaatindeyim.
Tabii ki bu
tasarı içerisinde, torba yasa içerisinde görüyoruz ki yapılan
düzenlemelerin büyük çoğunluğu Sosyal Güvenlik Kurumunun gelirlerini
artırmaya, daha önceki konuşmalarımda da ifade ettiğim
gibi, tabiri caizse yani tekeden süt çıkartacak duruma getirmeye yönelik.
Oysa, ülkemizde tedavisinin devlet tarafından yapılması zorunlu
olan, hepimiz meydanlara çıktığımız zaman
İnsanı yaşat ki devlet yaşasın. derken, bir ferdin
bile yaşatılması adına, büyük meblağlar bile
gerektirse, Sosyal Güvenlik Kurumuna mensup olan insanların çekmiş
olduğu birtakım sıkıntıların geri ödeme veya
sosyal güvenlik kapsamında olmaması da aslında hepimizin bir
ayıbıdır diye düşünüyorum. Yani, bu konuda, sadece büyük
maliyetler gerektiren bazı hastalıkların da tedavisinin
yapılabilmesi için, Sosyal Güvenlik Kurumunun, geri ödemelerde daha fazla sorumluluk
alarak, sadece bir kurum olarak değil, bu ülkenin gerçek manada tüm
insanlarını ilgilendiren sosyal güvenlik sistemi olma yolunda
ilerlemesini ümit ediyorum.
Yüce heyetinizi
saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Öz.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Karar yeter sayısı
BAŞKAN Karar
yeter sayısı istiyorsunuz.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter
sayısı yok görünüyor. (AK PARTİ sıralarından Var,
var. sesleri)
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Nerede, kaç kişi var? Yok ya, 80 kişi yok.
BAŞKAN Bir
dakika süre veriyorum o zaman.
(Elektronik cihazla
oylama yapıldı)
BAŞKAN Karar
yeter sayısı vardır, önerge reddolunmuştur.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
Olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın, 5510
sayılı Kanunun 88 inci maddesinde değişiklik öngören
55'inci maddesinde geçen "tebliğ tarihinden itibaren 89 uncu maddenin
ikinci fıkrasına göre gecikme cezası ve gecikme zammı
uygulanır" ibaresinin "herhangi bir zam uygulanmaz"
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
İdris Baluken (Bingöl) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa)-
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
EKONOMİ BAKANI
NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) Katılmıyoruz Başkan.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Değişiklikle,
yanlışlıkla eksik prim yatıranlardan alınacak
farkın tebliğ tarihinden sonra da zamsız tahsil edilmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun;
Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris
Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3
Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı'nın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana
Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın;
Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın;
İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri
Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in;
Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın
Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın;
Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili Sakine
Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul
Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut Tanal'ın; Erzincan Milletvekili
Muharrem Işık'ın Kanun Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun
Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun 55. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Hasan
Ören (Manisa) ve arkadaşları
MADDE 55- 5510
sayılı Kanunun 88 inci maddesine yirmi birinci fıkrasından
sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Sigortalılar
ile tüzel kişilerin kasıt, kusur, hata ve/veya
yanıltıcı beyanından kaynaklanmaması
şartıyla, sigortalılarca ödenen prim ve prime ilişkin
borcun noksan tahakkuk ettirildiğinin Kurumca sonradan tespit edilmesi
halinde tespit edilen fark prime ilişkin borç aslına, tebliğ
tarihinden itibaren 89 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre gecikme
cezası ve gecikme zammı uygulanmaz."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
EKONOMİ BAKANI
NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Manisa Milletvekili Hasan Ören, buyurunuz efendim. (CHP sıralarından
alkışlar)
HASAN ÖREN (Manisa)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gerçekten, inat etmeyin
artık. Bugün Somadan gelen işçilerimiz, esnaflarımız,
sanatkârlarımız, hatta Sayın Bülent Arınçın Elâzığda
söylediği gibi 70 milyon insan bu torba yasada kendileriyle ilgili,
kendilerinin yararına olan kanun tasarılarının
çıkmasını bekliyor. Ana muhalefet partisinin, muhalefet
partisinin söylediği çok basit bir şey var: 149 maddenin içerisinden
10 maddeyi çekin, bir gün içerisinde çıkaralım, iki günde
çıkaralım. Aynı maddeleri ister iseniz getirin tekrar,
çoğunluğunuz var, çıkaralım. Niye inat ediyorsunuz? Niye
iddia ediyorsunuz?
Bakınız
arkadaşlar, Soma, bu kazaların sonrasında ilk defa bir bayram
geçirecek, Şeker Bayramı, vicdanlarınızda
(AK PARTİ
sıralarından Ramazan Bayramı sesleri) Biz onu
çocukluğumuzdan beri, babalarımız, annelerimiz, dedelerimiz bize
şeker verdiği için Şeker Bayramı olarak biliriz ama
Ramazan Bayramıdır, doğrudur, doğrudur. Ama, bilin ki Ramazan
Bayramında Somada Ramazan Bayramı olmayacak, sabahleyin bayram
namazına çocuğunu alıp babalar gidemeyecek, eşleri sabah
namazından çocuğuyla dönen babaya ve çocuğa, aileye sofra
hazırlayamayacak, anne babalar ellerinin öpülmesi için,
çocuklarının gelmesi için kapıya gözlerini dikecekler.
Yapmayın
arkadaşlar, buradan 10 maddeyi çıkarır iseniz 10 maddeyi bir
hafta sonra getirip geçirebilirsiniz, nedir bu inadınız sizin?
RECEP ÖZEL
(Isparta) Dün 5ti, bugün 10a çıktı.
HASAN ÖREN
(Devamla) - Siz şimdi getirdiniz, 61 madde dediniz, 61e alt komisyonda
106yı eklediniz, Bütçe Plan Komisyonuna geldi, orada 148+1e
çıkardınız. Yalvardı arkadaşlarımız
Somayı ayırın, vergileri ayırın. diye. Toplumun
yüzde 90ını ilgilendiren bu konuyla ilgili eğer gerçekten bir
şeyden korkunuz yok ise getireceğiniz 10 madde yani
kollayacağınız, koruyacağınız insanları bu
149un içerisinde yedirmeye çalışıyorsanız doğru
değil. Bakın, hepimiz, bu mübarek günde akşam iftar açmaya
gidiyoruz. Gittiğimizde garson yanımıza yaklaşsa, garsona
Bize bir kuru fasulye, bir pilav, bir cacık getir. dediğimizde,
garson iki dakika sonra yanımıza gelse, bunların hepsini bir
tabağa koymuş olsa, AKP milletvekili olarak sizin önünüze koyduğunda
tepkiniz ne olur? Tepkiniz şu olur: Ya masayı bırakır, terk
eder gidersiniz veya getiren garsonu azarlarsınız veya patronunu
çağırır o garsonu şikâyet edersiniz.
İHSAN
ŞENER (Ordu) Kıyas
HASAN ÖREN
(Devamla) Ama asla şunu söylemezsiniz: Ne kadar güzel
yapmışsın. Bütün hepsini bir tabağa koymuşsun, ben de
böyle istiyordum. Sizin de yaptığınız bu. Ne farkı
var yaptığınızın?
İHSAN
ŞENER (Ordu) Benzetme yanlış, hiç alakası yok.
İSMAİL
GÜNEŞ (Uşak) Benzetme yanlış.
HASAN ÖREN
(Devamla) Yani, burada 5-6 maddeyi, 7 maddeyi dışarıya
çıkarmış olsanız, bunların dışında bu
toplumu ilgilendiren bu konularla ilgili yani o Somadaki yaşanan faciada
Somadaki yaşanan acıları düşünerek, biraz empati yaparak,
kendi kendinize sorarak Ya, evet, bu Soma maddelerine öncelik vermeli, bunu
çıkarmalıyız. Arkasından vergiyle ilgili konular -bu kadar
insan bekliyor- sigorta primleri, BAĞ-KUR borçları, vergi
borçlarıyla ilgili
Yaptığınız doğrudur,
doğru yaptığınıza da inanıyoruz. Arkadaşlarımızın
hepsi bu konuda Plan ve Bütçede destek verdiler ama nedir bu telaşınız,
neden bunun içerisine diğerlerini koyma ihtiyacını
hissediyorsunuz?
İSMAİL
GÜNEŞ (Uşak) Niye inatlaşıyorsunuz?
HASAN ÖREN
(Devamla) Peki, bunları başka bir paket olarak getirirseniz, bu
paketi burada bizlere sunduğunuzda, Türkiyeye sunduğunuzda
Türkiyede yaşayan insanların yüzde 90ının karşı
çıkacağını bildiğiniz için mi getirmiyorsunuz?
Özelleştirmeyle ilgili yasa getiriyorsunuz. Kime yarıyor? Bundan
sonraki maddede konuşacağım, anlatacağım, yargı
kararları var; siz bununla ilgili gerekli olanı yapmıyorsunuz,
şimdi burada bir de suç bastırıyorsunuz, halka şikâyet
ediyorsunuz. Neyi şikâyet ediyorsunuz arkadaşlar?
RECEP ÖZEL
(Isparta) Biz şikâyet etmiyoruz ya!
HASAN ÖREN
(Devamla) Ayıp değil midir, doğru mudur
yaptığınız? Mecbur musunuz bunun hepsini bir tabakta
bizlere yedirmeye, bu halka yedirmeye mecbur musunuz?
RECEP ÖZEL
(Isparta) Siz de böyle yapmaya mecbur musunuz?
HASAN ÖREN
(Devamla) Vicdanlarınıza bir daha sorun arkadaşlar. Size grup
başkan vekilleri söyleyebilir, Başbakan da söyleyebilir ama sizin her
ne kadar sıranızı Başbakan tayin ettiyse de buraya gelirken
sizi halk seçti, halka karşı sorumluluğunuz var...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HASAN ÖREN (Devamla)
Somaya karşı
sorumluluğunuz var; gereğini yerine getirin.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Ören.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Karar yeter sayısı
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter
sayısı
(AK PARTİ sıralarından "Var, var."
sesleri, CHP sıralarından "Yok, yok." sesleri)
Elektronik cihazla
oylama yapalım.
Bir dakika süre
veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Karar yeter sayısı vardır,
önerge kabul edilmemiştir.
Madde 55i oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
55inci madde kabul edilmiştir.
56ncı madde üzerinde üç adet önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın, 5510
sayılı Kanunun 97 nci maddesinde değişiklik öngören 56'ncı
maddesinde geçen "oniki ay" ibaresinin "ondört ay" olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
İdris
Baluken Erol Dora Sırrı Süreyya Önder
Bingöl Mardin İstanbul
Nazmi Gür Sebahat Tuncel
Van İstanbul
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam
Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili
Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza
Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz
Toprakın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul
Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili
Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin
Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın
Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye
Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi
Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay
Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara
Milletvekili Levent Gök'ün; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 1 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekilleri Gürsel
Tekin ve Mahmut Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem
Işık'ın Kanun Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun
Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun 56. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
MADDE 56- 5510 sayılı Kanunun 97 nci maddesinin
dördüncü fıkrasında yer alan altı ay ibaresi on sekiz ay
şeklinde değiştirilmiştir.
Rahmi
Aşkın Türeli Vahap
Seçer Musa
Çam
İzmir Mersin İzmir
Hasan
Ören İzzet
Çetin Bülent
Kuşoğlu
Manisa Ankara Ankara
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun; Samsun
Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın Benzer
Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkerelerinin (1/931, 2/115, 2/139, 2/158,
2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524,
2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019,
2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227,
2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350,
2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488,
2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655,
2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799,
2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957,
2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065,
2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190,
2/2191, 2/2192, 2/2198) 56 ncı maddesinin aşağıdaki
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan
Akçay Mesut
Dedeoğlu Mustafa
Kalaycı
Manisa Kahramanmaraş Konya
Alim
Işık Yusuf
Halaçoğlu
Kütahya Kayseri
MADDE 56- 5510
sayılı Kanunun 97 nci maddesinin dördüncü fıkrasında yer
alan "altı ay' ibaresi "onsekiz ay" şeklinde ve
beşinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
Genel
sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu
kişilerin alacakları, hakkın doğduğu tarihten itibaren
beş yıl içinde istenmezse düşer.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
EKONOMİ BAKANI
NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu.
Buyurunuz
Sayın Dedeoğlu. (MHP ve CHP sıralarından
alkışlar)
MESUT DEDEOĞLU
(Kahramanmaraş) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 639 sıra sayılı torba
yasanın 56ncı maddesi üzerine vermiş olduğumuz
değişiklik önergesi hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
olarak söz aldım. Yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, bu kanun tasarısı Somada hayatını
kaybeden maden şehitlerimize ve taşeron işçilerine yeni haklar
kazandırmak amacıyla hazırlanmıştır. Kamuoyundan
gelen talepler doğrultusunda, ilk olarak 61 madde olarak hazırlanan
torba yasanın madde sayısı Komisyonda sürekli
artmıştır. Madenciler ve taşeron işçiler için
yapılan çalışmaları fırsat bilen Hükûmet, muhalefetin
de sesine kulak tıkayarak torba yasanın içine vatandaşın
aleyhine çalışmalar eklemiştir. Hükûmet, vatandaşın
aleyhine kanunları millete dayatmaya çalışmaktadır. Buna
göre, bazı alanlarda yeni haklar getiren Hükûmet, bazı alanlarda da
mevcut kazanılmış hakları elden almaktadır.
Torba yasayla
mahkeme kararı olsa dahi kamu görevlilerinin eski görevlerine dönmelerinin
önü kesilmektedir. Bu düzenlemeyle 3 milyon memurun iş güvencesi ve buna
bağlı olarak yargı güvencesi ellerinden
alınmıştır. 17 ve 25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk
operasyonunun sonrası görevden alınan memurlar bu yasa sonrası,
ellerinde mahkeme kararı dahi olsa eski görevlerine geri
dönemeyeceklerdir.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; böyle bir düzenlemenin kabul
edilmesi mümkün değildir. Hiçbir demokratik ülkede böyle bir düzenleme
yoktur. Demokratik ülkelerde yargı
bağımsızlığı vardır. Yargı
kararları kesindir ve uygulanır niteliktedir. Kişiye ve kuruma
göre yargı asla olmamalıdır. Hukukun üstünlüğü yerine,
üstünlerin hukuku uygulanmak istenmektedir. Buradan Hükûmeti uyarıyoruz:
Bu düzenleme hukuka da insan haklarına da aykırı bir
düzenlemedir. Hükûmet bu düzenlemeden derhâl vazgeçmelidir. Memurların
kazanılmış hakları kendilerine tekrar iade edilmelidir.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; ayrıca, bu yıl Hükûmet tarafından
seyyanen zam verilen memurlar, ilk defa bu ay enflasyon
artışından fark alamamışlardır. Bunun suçu
tamamen Hükûmete ve yandaş bir sendikaya aittir. Bu sendika, Hükûmet
tarafından memurlara yapılan 123 liralık komik zamma imza
atmıştır yani günde 2 TLye tekabül etmektedir verilen zam.
Memurların enflasyon artışından dolayı
kayıpları çok büyüktür. Bunun da Hükûmet tarafından telafi
edilmesini beklemekteyiz.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; maden şehitlerimiz ve
taşeron işçiler konusunda yapılan çalışmalar da
maalesef beklentileri karşılayacak düzeyde değildir. Bu
düzenlemeler beklentilerden çok uzak bir şekilde
hazırlanmıştır. Madenlerde yaşam odası
insafına bırakılan Hükûmet, Soma faciasında
hayatını kaybeden ve emekli aylığına hak kazanamayan
madencilerin yakınlarına maaş bağlanması konusunda
çalışma yapılırken diğer maden kazalarında
hayatını kaybeden maden şehitlerimizi de kapsam
dışı bırakmıştır. Zonguldak Kozlu, Karadon,
Edirne Keşan ve Balıkesir Dursunbey maden kazalarında
hayatını kaybedenlerin aileleri bu düzenlemeden
yararlanamamışlardır. Yani, Hükûmet 13 Mayıs 2014 tarihinde
Somada hayatını kaybeden maden şehitlerimizin
yakınlarına ölüm aylığı bağlarken, bir gün sonra yani
14 Mayıs 2014 tarihinde Zonguldakta hayatını kaybeden maden
şehitlerimizin ailesini kapsam dışı
bırakmıştır. Bunlarla beraber, Kahramanmaraş
Afşin-Elbistan Termik Santralinde göçük altında kalan 9 görev
şehidimiz hâlâ toprak altında yatmasına rağmen onlara da
bir görev şehitlik maaşı veyahut da ek bir ödeme düşünülmemiş,
kapsam dışı bırakılmıştır.
Aynı
coğrafya üzerinde yaşayan ve aynı kaderi paylaşan iki
acılı insan arasında böylesine iki ayrı uygulama
yapılması kabul edilir bir durum değildir. Bu tip uygulamalarla,
Hükûmet acıları paylaşmak bir yana, daha da artırmaktadır.
Hükûmeti bu yanlıştan derhâl geri dönmeye davet ediyoruz.
Bu duygu ve
düşüncelerle değişiklik önergemizin kabulünü dileyerek yüce
Meclisi saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Dedeoğlu.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 Sıra Sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve
Bütçe Komisyonu Raporunun 56. maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Madde 56- 5510
sayılı Kanunun 97 nci maddesinin dördüncü fıkrasında yer
alan altı ay ibaresi on sekiz ay şeklinde
değiştirilmiştir.
Hasan Ören (Manisa) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN
ŞAHİN (Bursa) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Kim konuşacak?
ENGİN ALTAY (Sinop) Hasan Ören.
BAŞKAN Manisa Milletvekili Hasan Ören, buyurunuz
efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
HASAN ÖREN (Manisa) Değerli
arkadaşlarım, hiçbir şey geç kalmış değildir. Ben
buradan grup başkan vekillerine, AKPnin grup başkan vekiline, yine
tekrarlıyorum sorumu: Ne olursunuz, 70 milyonun beklediği bu
yasaları cumaya kadar bitirelim, uzlaşalım. Uzlaşmanın
koşulu konuşmaktır. Bakınız, 149 madde içerisinde
istediğimiz 5-6 madde var, tahmin ediyorum, MHPnin de 5-6 maddesi var;
hepsi toplam 10 madde olmaz: Türkiye Barolar Birliğiyle ilgili 97nci
madde, göreve iade edilen kamu görevlileriyle ilgili 100üncü madde,
özelleştirmeyle ilgili 112nci madde, Mera Kanunuyla ilgili 115inci
madde, belediye taşınmazlarıyla ilgili 124üncü madde. Bir hafta
sonra çıkarın, gerçekten, teke tek konuştuğumuzda hepiniz
tamam diyorsunuz, ne olur bir hafta sonra çıkarsanız? Elli gündür
buradayız arkadaşlar. Burada çalışmak zevktir, milyonlarca
insan bu mabede, bu Parlamentoya girmek istiyor, giremiyor. Bize böylesine
güzel bir şeref verilmiş. Çalışmadan ne siz korkuyorsunuz
ne biz korkuyoruz. Mesele, ne kadar çalışacağız, nereye
kadar çalışacağız değil, mesele, 70 milyonun
beklediği, kendisiyle ilgili olan, kendi lehine olan düzenlemelerin bir an
evvel çıkması. E, canım, bunları da siz bunun
arasında yiyiverin. E, nasıl yiyelim?
Bu
özelleştirmeyle ilgili talep ve dosya tebliğ tarihi 27/02/2014, Manisada
Et ve Balık Kurumunun özelleştirilmesi: Nedir 112?
devir ve teslim
işlemlerinin tamamlanmasının üzerinden beş yıl
geçmiş olan özelleştirmeler hakkında verilmiş olan
yargı kararları ile ilgili olarak sözleşmelerinde belirtilen
haller dışında bu kuruluşların geriye
alınması yönünde herhangi bir işlem tesis edilmez. Şimdi,
ne demiş Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı?
Yukarıda özet bilgileri yazılı dosya incelendi.
Sanıkların Özelleştirme İdaresi Başkanlığında
görevli oldukları ve Manisa Et ve Balık Kurumu Kombinasının
pazarlık usulüyle satışında görev aldıkları, bu
satış sırasında ihale şartnamesine başka
firmaların katılımını en aza indirmek için
ağır şartlar koydukları ve ihaleyi MAY-ET
firmasının kazanmasını sağladıkları, daha
sonra sözleşmenin 3üncü maddesini değiştirmek suretiyle kombinenin
satış ve devrine imkân sağlayarak ihaleye fesat
karıştırma suçunu işledikleri; bunun -dosyada mevcut-
30/9/2009 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosyadaki diğer belgelerle
sabit olduğu halde, eksik soruşturma ve yetersiz gerekçelerle
yazılı şekilde beraat kararı verilmesi yasaya
aykırı bulunduğundan hükmün bozulmasına. demiş. Kim
demiş? Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı
Yardımcısı Ayhan Aygün. Peki, bunun üzerinden beş yıl
geçti, ne yapacağız şimdi? Ne yapacağız?
Bu yasayı
getiriyorsunuz, bize diyorsunuz ki: Yiyin pilavı, cacığı,
kuru fasulyeyi bir tabakta. Nasıl yiyeceğiz bunu? Siz de
yiyemezsiniz. Ama bununla ilgili iddialarınız var ise,
haklılığınızı konuşuyor iseniz gelirsiniz
başka paket içerisinde bunu halka anlatırsınız. Hiçbir
şey için geç değildir. İnsanlar bu yasaları bekliyorlar.
Grup başkan vekilleri, bu yasalarla ilgili eğer üzerinizdeki
insanlardan izin almak gerekliyse veya onlara doğru bir brifing vermek
gerekliyse bunları yapmakta yarar var. 5 madde. İtirazı olan var
mı? Çıkarsanız ne olur? Ellinci gün... Yetişmediği
için Plan ve Bütçe Komisyonunda, bir buçuk hafta Meclis boşa
çalıştı -sevgili arkadaşım biliyor, Manisa
Milletvekilimiz Uğur Aydemir- bir buçuk hafta Genel Kurula indiremediğimizden
dolayı Genel Kurul boş geçti. Peki, bu söylediğimin neresi
mantıksız arkadaşlar?
Siz, bir de topluma
dönüyorsunuz diyorsunuz ki: Muhalefet partileri yasanın
çıkmasını engelliyor. Allahınızı severseniz, bu
mübarek günde vicdanlarınıza sorun ya. Gerçekten, şurayı
tuttuğunuzda
ENGİN ALTAY
(Sinop) Allah affetmez, Allah affetmez!
HASAN ÖREN (Devamla) -
muhalefetin bu konuda küçük bir
kusurunun olduğunu söylüyor iseniz sizi kamuoyuna havale ediyorum. Allaha
havale edeceğim, olmuyor, Onunla ilgili bir şey yok; orada, havale
ettiğimiz yerde, diğer yerde görülecek hesaplar. Ama, ben, Türkiyede
bu yasanın çıkmasını bekleyen insanlara havale
ediyorum.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Ören.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın, 5510
sayılı Kanunun 97 nci maddesinde değişiklik öngören
56'ıncı maddesinde geçen "oniki ay" ibaresinin "ondört
ay" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
İdris Baluken (Bingöl) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
EKONOMİ BAKANI
NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Gerekçe
Gerekçe:
Mevcut
durumda, 6 ay boyunca bankadan emekli aylığı çekilmediği
durumda, aylık ödemesi durdurulmakta ve sağlık hakkı
askıya alınmaktadır. Yapılan düzenleme ile emekli, dul ve yetimler
adına gönderilen aylıklarda durdurma süresi 6 aydan 1 yıla
çıkarılması öngörülmektedir. Ancak bu sürede mağduriyetleri
engellemeye yeterli bir süre değildir. Değişiklik ile bu sürenin
uzatılması amaçlanmıştır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
56ncı
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
57nci
madde üzerinde dört önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının 57nci
maddesinde yer alan altı ibarelerinin üç şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan
Akçay Mustafa
Kalaycı Alim
Işık
Manisa Konya Kütahya
Yusuf
Halaçoğlu Mesut
Dedeoğlu
Kayseri Kahramanmaraş
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 57
nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Elitaş Mehmet
Doğan Kubat Recep
Özel
Kayseri İstanbul Isparta
Nurdan
Şanlı Şirin
Ünal
Ankara İstanbul
MADDE
57- 5510 sayılı Kanunun 103 üncü maddesine aşağıdaki
fıkralar eklenmiştir.
"Kurum müfettişlerince
yapılan inceleme veya soruşturma esnasında yapılan
tespitlere bağlı olarak, oluşabilecek Kurum alacağı
tahsilinin riske gireceğinin öngörülmesi halinde, en az üç
müfettişten oluşan komisyonun uygun görüşü ve Rehberlik ve
Teftiş Başkanının onayıyla altı ayı geçmemek
üzere, inceleme veya soruşturma sonuçlanıncaya kadar sağlık
hizmeti sunucusunun Kurum nezdindeki muaccel veya müeccel
alacaklarının ödemesi, tahsili riske gireceği öngörülen alacakla
orantılı olarak durdurulabilir. Altı aylık süre içerisinde
inceleme veya soruşturma sonuçlanmaz ise durdurma kararı
kendiliğinden kalkar ve bu tarihten itibaren muaccel olan alacakları ödenmeye devam olunur. Altı aylık süre sonuna
kadar ödemesi durdurulan alacaklar ise inceleme veya soruşturma
sonuçlanıncaya kadar ödenmez. Ancak, sağlık hizmeti sunucusunun
Kurum nezdindeki muaccel olan alacaklarının her biri için 6183
sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının 2
nci ve 3 üncü bentlerinde sayılanlar kapsamında teminat verilmesi
halinde durdurma kararı bu kararı uygulayan Kurum ünitesi
tarafından kaldırılır ve Kurum nezdindeki alacakları
ödenir.
Kurum
tarafından sözleşmesi feshedilmiş sağlık hizmeti
sunucusuyla feshe neden olan fiillerine bağlı olarak oluşan
Kurum alacakları tahsil edilmeden ve fesih süresi tamamlanmadan yeni bir
sözleşme yapılmaz. Söz konusu sağlık hizmeti sunucusunun
devri halinde ise feshe neden olan Kurum alacakları tahsil edilmeden ve en
az bir yıllık fesih süresi geçmeden devralan sağlık hizmeti
sunucusu ile sözleşme yapılmaz. Sözleşme yapılmayan veya
sözleşmesi feshedilen sağlık hizmeti sunucunun muayene ve
işlemlere ilişkin fatura bedelleri ödenmez.
5237
sayılı Kanunda belirtilen ve Kurum zararına neden olan nitelikli
dolandırıcılık suçunun işlendiği
kesinleşmiş mahkeme kararıyla sabit görülmesi
şartıyla; söz konusu fiillerin sağlık hizmeti sunucusunun
yöneticileri ve/veya ortakları tarafından işlendiği durumda
aynı sağlık hizmeti sunucusuyla veya bunların daha sonra
yönetici ve/veya ortak olduğu sağlık hizmeti sunucusuyla hiçbir
şekilde sözleşme yapılmaz, bu fiillerin hekimler tarafından
işlendiği durumda ise ilgili hekimlerle en az üç yıl süre ile sözleşme
yapılmaz. Kesinleşmiş mahkeme kararının beklenmesi
sağlık hizmeti satın alınmasına ilişkin
sözleşmelerde belirtilen fesih sürelerinin uygulanmasına engel olmaz.
5237
sayılı Kanunda belirtilen nitelikli
dolandırıcılık fiillerini işleyen sağlık
hizmeti sunucusu ve/veya ilgili hekimler hakkında ruhsat iptali de dahil
olmak üzere gerekli tüm iş ve işlemler için keyfiyet Sağlık
Bakanlığına bildirilir. Nitelikli
dolandırıcılık fiillerini işleyerek Kurum
zararına neden olmuş hekimlerden gelen muayene ve işlemlere
ilişkin fatura bedelleri en az üç yıl süre ile ödenmez."
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 57.
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Rahmi
Aşkın Türeli Vahap
Seçer Bülent
Kuşoğlu
İzmir Mersin Ankara
İzzet Çetin Mehmet Ali Susam Sedef Küçük
Ankara İzmir İstanbul
Mehmet
Hilal Kaplan
Kocaeli
MADDE 57-5510 sayılı Kanunun
103 üncü maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
"Kurum müfettişlerince
yapılan inceleme veya soruşturma esnasında, Kurum
alacağı tahsilinin riske gireceği öngörülmesi halinde, en az üç
müfettişten oluşan komisyonun uygun görüşü ve Rehberlik ve
Teftiş Başkanının onayıyla üç ayı geçmemek üzere,
inceleme veya soruşturma sonuçlanıncaya kadar sağlık hizmet
sunucusunun Kurum nezdindeki muaccel veya müeccel alacaklarının
ödemesi, tahsili riske gireceği öngörülen alacakla orantılı
olarak durdurulabilir. Üç aylık süre içerisinde inceleme veya soruşturma
sonuçlanmaz ise durdurma kararı kendiliğinden kalkar ve bu tarihten
itibaren muaccel olan alacakları ödenmeye devam olunur. Üç aylık süre
sonuna kadar ödemesi durdurulan alacaklar ise inceleme veya soruşturma
sonuçlanıncaya kadar ödenmez. Ancak, sağlık hizmet sunucusunun
Kurum nezdindeki muaccel olan alacaklarının her biri için, 6183
sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının 2
nci ve 3 üncü bentlerinde sayılanlar kapsamında, teminat verilmesi
halinde durdurma kararı bu kararı uygulayan Kurum ünitesi
tarafından kaldırılır ve Kurum nezdindeki alacakları
ödenir.
Kurum tarafından sözleşmesi
feshedilmiş sağlık hizmet sunucusunun fesihten doğan Kurum
alacakları tahsil edilmeden ve fesih süresi tamamlanmadan aynı
sağlık hizmet sunucusu ile sözleşme yapılmaz. Ancak, 5237
sayılı Kanunda belirtilen nitelikli
dolandırıcılık fiillerinin işlenmesi sonucunda Kurum
zararına sebep olunmuş ise aynı sağlık hizmet sunucusu
ve hekimler ile hiçbir şekilde sözleşme yapılmaz.
5237
sayılı Kanunda belirtilen nitelikli
dolandırıcılık fiillerini işleyen sağlık hizmet
sunucusu ve ilgili hekimler hakkında ruhsat iptali de dahil olmak üzere
gerekli tüm iş ve işlemler için keyfiyet Sağlık
Bakanlığına bildirilir."
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra
Sayılı Kanun Tasarısı'nın, 5510 sayılı
Kanunun 103 üncü maddesinde değişiklik öngören 57'inci maddesinin
tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
İdris
Baluken Erol
Dora İbrahim
Binici
Bingöl Mardin Şanlıurfa
Nazmi
Gür Esat
Canan
Van Hakkâri
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
EKONOMİ BAKANI
NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
SGK'nın
alacağının tahsilinin riske gireceğinin öngörülmesi
halinde, ilgili sağlık hizmeti sunucularının Kurum
nezdindeki alacaklarının ödemesinin 6 aya kadar
durdurulabileceği yönlü bir düzenleme sağlık hizmet
sunucularının mağduriyetine ve sağlık hizmetlerinde
vatandaşı mağdur edecek uygulamalara sebebiyet verebilecektir.
Değişiklik ile bu sorunun giderilmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 57. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Vahap
Seçer (Mersin) ve arkadaşları
Madde 57 - 5510 sayılı Kanunun
103 üncü maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
"Kurum müfettişlerince yapılan
inceleme veya soruşturma esnasında, Kurum alacağı
tahsilinin riske gireceği öngörülmesi halinde, en az üç müfettişten
oluşan komisyonun uygun görüşü ve Rehberlik ve Teftiş
Başkanının onayıyla üç ayı geçmemek üzere, inceleme
veya soruşturma sonuçlanıncaya kadar sağlık hizmet
sunucusunun Kurum nezdindeki muaccel veya müeccel alacaklarının
ödemesi, tahsili riske gireceği öngörülen alacakla orantılı
olarak durdurulabilir. Üç aylık süre içerisinde inceleme veya soruşturma
sonuçlanmaz ise durdurma kararı kendiliğinden kalkar ve bu tarihten
itibaren muaccel olan alacakları ödenmeye devam olunur. Üç aylık süre
sonuna kadar ödemesi durdurulan alacaklar ise inceleme veya soruşturma
sonuçlanıncaya kadar ödenmez. Ancak, sağlık hizmet sunucusunun
Kurum nezdindeki muaccel olan alacaklarının her biri için, 6183
sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının 2
nci ve 3 üncü bentlerinde sayılanlar kapsamında, teminat verilmesi
halinde durdurma kararı bu kararı uygulayan Kurum ünitesi
tarafından kaldırılır ve Kurum nezdindeki alacakları
ödenir.
Kurum tarafından sözleşmesi
feshedilmiş sağlık hizmet sunucusunun fesihten doğan Kurum
alacakları tahsil edilmeden ve fesih süresi tamamlanmadan aynı
sağlık hizmet sunucusu ile sözleşme yapılmaz. Ancak, 5237
sayılı Kanunda belirtilen nitelikli
dolandırıcılık fiillerinin işlenmesi sonucunda Kurum
zararına sebep olunmuş ise aynı sağlık hizmet sunucusu
ve hekimler ile hiçbir şekilde sözleşme yapılmaz.
5237 sayılı Kanunda belirtilen
nitelikli dolandırıcılık fiillerini işleyen
sağlık hizmet sunucusu ve ilgili hekimler hakkında ruhsat iptali
de dahil olmak üzere gerekli tüm iş ve işlemler için keyfiyet
Sağlık Bakanlığına bildirilir."
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa) Katılmıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
EKONOMİ BAKANI
NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) Katılmıyoruz
Başkan.
BAŞKAN Sayın Kaplan,
buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET HİLAL KAPLAN (Kocaeli)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 639 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 57nci maddesi üzerine verdiğimiz önerge
üzerine söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Hepinizin
bildiği gibi, 13 Mayısta Manisa Somada yaşanan iş cinayeti
sonrası gündeme alınan, madencilerin çalışma
koşullarının iyileştirilmesi ve haklarının
geliştirilmesi konusunda, bu yasa tasarısının olumlu
bulunan maddelerini Cumhuriyet Halk Partisi olarak desteklediğimizi ifade
etmek istiyorum.
Ancak, bu kanun
tasarısında toplumun yararına olan maddelerin yanına, her
zamanki gibi, kurnazlıkla, bazı çıkar çevrelerini kollayan,
koruyan kanun maddelerini de ilave etmekten geri kalmadınız.
Değerli
milletvekilleri, bir daha -muhalefeti ve iktidarıyla- Somada benzer
cinayetlerin yaşanmaması adına, bakın, bu görüşmeler
yapılırken Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz ne dedik: Gelin, bu
taşeronlaşmayı kaldıralım dedik. Böylelikle ölümlerin,
iş kazalarının ve iş kayıplarının önüne
geçeriz dedik. Kamu ve özel ayrımı yapmadan, iş güvenliklerinin
sağlanması adına, gelin, bunu yapalım dedik; siz oralı
olmadınız. Tüm iş kollarında taşeronlaşmayı
kaldıramıyorsak en azından, gelin, kamu alanındaki
taşeronlaşmayı kaldıralım dedik, kanun teklifleri
verdik; siz oralı olmadınız, hatta, tam tersine
davrandınız, bu tasarıda Bakanlar Kuruluna yetki vererek
taşeronlaşmayı yaygınlaştırdınız. Yine,
burada, gelin, madem kamuda da bu taşeronlaşmayı
kaldıramıyorsanız iş kazalarının en çok
olduğu, ölümlerin en çok olduğu maden iş kolunda
taşeronlaşmayı kaldıralım dedik; hatta, bunun için
verdiğimiz kanun teklifinin Mecliste görüşülmesini önce kabul
ettiniz, akabinde, bu Mecliste görüşülecek konular sırasında da
gündemin en arkasına attınız. Bu ne samimiyetsizlik?
Sayın
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı burada söz verdi, bu kürsüden
dedi ki: Biz de taşeronlaşmaya karşıyız, biz de
taşeronlaşmanın kaldırılmasından yanayız.
Sayın Bakana hatırlatmak istiyorum: Sözünü ne çabuk unuttu, ne oldu?
Birden, Komisyona gidildiğinde, Plan ve Bütçe Komisyonunda bu
verdiğiniz sözler bir türlü yerine gelmedi.
Değerli
milletvekilleri, bakın, Kocaeli Milletvekiliyim, Kocaelinde
taşeronlaşmanın çalışanlar üzerindeki olumsuz
etkilerini sizinle paylaşmak istiyorum. Kocaeli, Türkiye'nin sanayisinin
en yoğun olduğu il, dolayısıyla işçinin ve emekçinin
de en yoğun olduğu illerden bir tanesi. Hemen hemen her hafta sonu
ilimize gidiyoruz. Birçok milletvekili arkadaşım ilimize
gittiğimiz her hafta sonu mutlaka bir fabrikanın önünde ya işten
atılan işçileri karşılıyoruz ya eylem yapan
işçileri karşılıyoruz ya da grevdeki işçileri
karşılıyoruz. Soruyoruz bu arkadaşlara: Ne oldu, neden
grevdesiniz, neden eylemdesiniz? Yanıt şöyle: Taşeronlaşmanın
getirdiği sıkıntı. İş yerinde örgütlenmek
istiyoruz ama bir bakıyoruz ki kendimizi kapının önünde
buluyoruz. On iki, on altı saat çalışma süreleri uzun süre. Bu
uzun sürelerde gerekiyorsa çalışırız ama mesaimiz verilsin
diyoruz, bir bakıyoruz ki kendimizi kapının önünde görüyoruz.
Artık açlık sınırının altında
çalışmak istemiyoruz, insanlık için çalışma
koşullarımızın, yaşam koşullarının
iyileştirilmesini istiyoruz ama bakıyoruz ki kapının önünde
buluyoruz. Ne yapacağımızı biz de
şaşırdık. Sanki bu ülkenin evladı değiliz.
Aslında bizim kimseye karşı olduğumuz yok. Bizim tek
amacımız var, çocuklarımıza ekmek parası kazanmak,
onlara iyi bir gelecek vadetmek için. diyor işçi arkadaşlar.
Değerli
milletvekilleri, ne olursunuz, her defasında bunu konuşuyoruz. Bu
işçi arkadaşlarımızın bizden bir talebi oldu, dediler
ki: Türkiye Büyük Millet Meclisine gittiğinizde lütfen bunu dile
getirin. Bakın, size Kocaeli ilinde son üç ay içerisinde eylemlerden
dolayı dışarı atılan, kapı önüne konulan
işçilerin olduğu birkaç iş yerinden bahsetmek istiyorum.
Kent Gıda
çalışanları toplu sözleşmeden doğan haklarından
ücretlerinin iyileştirilmesini talep ettiler, şu anda grevdeler.
Yıldız Entegre çalışanları örgütlenme nedeniyle
şu anda sokaktalar. M&T Reklam çalışanları, Kocaeli
Üniversitesi Hastanesinde çalışanlar; bunlar sendikalı olmak gerekçesiyle
işten atılanlar. Pakmaya çalışanları, TÜBİTAKta
çalışanlar... Sayın Bakan burada yoktu. Sanayi Bakanı,
Kocaelili Sayın Bakan geldiğinden beri sadece TÜBİTAKta 240
kişi işten atıldı yetkili, yetkisiz.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET HİLAL
KAPLAN (Devamla) İzmit Belediyesinde yatırım nedeniyle seçim
döneminde söz verilen işçiler şimdi sokakta.
Bunlarla ilgili
vaktimin sınırlı oluşu nedeniyle başka bir maddede
devamını sağlayacağım, hepinize saygılar
sunuyorum.
Teşekkür ediyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Kaplan.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 57
nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Mehmet Doğan Kubat (İstanbul) ve
arkadaşları
MADDE
57- 5510 sayılı Kanunun 103 üncü maddesine aşağıdaki
fıkralar eklenmiştir.
Kurum
müfettişlerince yapılan inceleme veya soruşturma esnasında
yapılan tespitlere bağlı olarak, oluşabilecek Kurum
alacağı tahsilinin riske gireceğinin öngörülmesi halinde, en az
üç müfettişten oluşan komisyonun uygun görüşü ve Rehberlik ve
Teftiş Başkanının onayıyla altı ayı geçmemek
üzere, inceleme veya soruşturma sonuçlanıncaya kadar sağlık
hizmeti sunucusunun Kurum nezdindeki muaccel veya müeccel
alacaklarının ödemesi, tahsili riske gireceği öngörülen alacakla
orantılı olarak durdurulabilir. Altı aylık süre içerisinde
inceleme veya soruşturma sonuçlanmaz ise durdurma kararı
kendiliğinden kalkar ve bu tarihten itibaren muaccel olan alacakları
ödenmeye devam olunur. Altı
aylık süre sonuna kadar ödemesi durdurulan alacaklar ise inceleme veya
soruşturma sonuçlanıncaya kadar ödenmez. Ancak, sağlık
hizmeti sunucusunun Kurum nezdindeki muaccel olan alacaklarının her
biri için 6183 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin birinci
fıkrasının 2 nci ve 3 üncü bentlerinde sayılanlar kapsamında
teminat verilmesi halinde durdurma kararı bu kararı uygulayan Kurum
ünitesi tarafından kaldırılır ve Kurum nezdindeki
alacakları ödenir.
Kurum
tarafından sözleşmesi feshedilmiş sağlık hizmeti
sunucusuyla feshe neden olan fiillerine bağlı olarak oluşan
Kurum alacakları tahsil edilmeden ve fesih süresi tamamlanmadan yeni bir
sözleşme yapılmaz. Söz konusu sağlık hizmeti sunucusunun
devri halinde ise feshe neden olan Kurum alacakları tahsil edilmeden ve en
az bir yıllık fesih süresi geçmeden devralan sağlık hizmeti
sunucusu ile sözleşme yapılmaz. Sözleşme yapılmayan veya
sözleşmesi feshedilen sağlık hizmeti sunucunun muayene ve
işlemlere ilişkin fatura bedelleri ödenmez.
5237
sayılı Kanunda belirtilen ve Kurum zararına neden olan nitelikli
dolandırıcılık suçunun işlendiği
kesinleşmiş mahkeme kararıyla sabit görülmesi
şartıyla; söz konusu fiillerin sağlık hizmeti sunucusunun
yöneticileri ve/veya ortakları tarafından işlendiği durumda
aynı sağlık hizmeti sunucusuyla veya bunların daha sonra
yönetici ve/veya ortak olduğu sağlık hizmeti sunucusuyla hiçbir
şekilde sözleşme yapılmaz, bu fiillerin hekimler tarafından
işlendiği durumda ise ilgili hekimlerle en az üç yıl süre ile
sözleşme yapılmaz. Kesinleşmiş mahkeme kararının
beklenmesi sağlık hizmeti satın alınmasına
ilişkin sözleşmelerde belirtilen fesih sürelerinin uygulanmasına
engel olmaz.
5237
sayılı Kanunda belirtilen nitelikli
dolandırıcılık fiillerini işleyen sağlık
hizmeti sunucusu ve/veya ilgili hekimler hakkında ruhsat iptali de dahil
olmak üzere gerekli tüm iş ve işlemler için keyfiyet Sağlık
Bakanlığına bildirilir. Nitelikli
dolandırıcılık fiillerini işleyerek Kurum
zararına neden olmuş hekimlerden gelen muayene ve işlemlere
ilişkin fatura bedelleri en az üç yıl süre ile ödenmez.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa) Takdire
bırakıyoruz Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
EKONOMİ BAKANI
NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) Katılıyoruz Başkan.
MEHMET DOĞAN
KUBAT (İstanbul) Gerekçe
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Türk Ceza Kanununda
belirtilen nitelikli dolandırıcılık fiillerinin
işlenmesi sonucunda Kurum zararına sebep olan hekimlerce sunulan
sağlık hizmetleri bedellerinin sağlık hizmeti
sunucularınca faturalanmış olsa dahi ödenmemesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının 57nci
maddesinde yer alan altı ibarelerinin üç şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Yusuf Halaçoğlu (Kayseri) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
EKONOMİ BAKANI
NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) Katılmıyoruz Başkan.
BAŞKAN Konya
Milletvekili Sayın Kalaycı, buyurunuz. (MHP sıralarından
alkışlar)
MUSTAFA KALAYCI
(Konya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi
saygılarımla selamlıyorum.
Tasarının
bu maddesiyle Sosyal Güvenlik Kurumunun alacağının tahsilinin
riske gireceğinin öngörülmesi hâlinde ilgili sağlık hizmeti
sunucularının kurum nezdindeki alacaklarının ödemesinin
altı aya kadar durdurulabileceği düzenlenmektedir. Ayrıca,
nitelikli dolandırıcılık suçu işleyerek kurum
zararına sebep olan kişiler ve sağlık hizmeti
sunucularıyla sözleşme yapılmayacaktır.
Kurum
alacağının tahsilinin riske gireceği gerekçesiyle
sağlık hizmeti sunucularının kurum nezdindeki muaccel veya
müeccel alacaklarının ödemesinin durdurulması keyfî ve siyasi
uygulamalara neden olabilecek mahiyet arz etmektedir. Zira, kurum
alacağının tahsilinin hangi hâllerde riske gireceği konusu
subjektif değerlendirmelere yol açabilecektir. O nedenle, kurum
alacağının hangi hâllerde riske gireceğinin kanunda açıkça
belirtilmesi gerekmektedir. Kaldı ki, hangi usulsüz ve yolsuz
işlemlerde sağlık hizmeti sunucuları hakkında genel
hükümlere göre takip yapılacağı 5510 sayılı Kanunun
103üncü maddesinde açıkça belirlenmiş durumdadır. Ayrıca, bu
uygulamayla müfettişler de riske atılmaktadır.
Müfettişlerin tazminat davalarının muhatabı hâline gelmesi
söz konusu olabilecektir.
Sosyal güvenlik
bütçesini son yıllarda en fazla ağırlaştıran
unsurların başında sağlık harcamaları
gelmektedir. Önemli boyutlarda bulunan hastane, ilaç ve tıbbi malzeme
harcamaları konusunda alınacak her tedbir sisteme önemli kazançlar
sağlayacaktır. Bu itibarla, gerçekçi bir ilaç fiyatlandırma
sistemi kurulması, ilaçların etken madde miktarı ve hacim
yönünden ruhsat formuna uygunluğu da dâhil olmak üzere üretim veya
ithalatından hastada kullanım aşamasına kadar etkin bir
kontrol mekanizması oluşturulması, kuruluşlar arası
iş birliği ve koordinasyona dayalı sağlıklı bir
reçete ve fatura kontrol sistemi kurulması büyük önem arz etmektedir. Bu
yönde alınacak tedbirlere Milliyetçi Hareket Partisi olarak her zaman
destek ve katkı vereceğimizi buradan bildirmek istiyorum.
Değerli
milletvekilleri, bu torba tasarıyla kadro bekleyen birçok kamu
çalışanı hayal kırıklığına
uğramıştır. Kamuda çalışan taşeron
işçiler açtıkları davaları kazanmalarına rağmen,
üç yıldır kadroya alınmamaktadır. Kamu
çalışanları arasında en kısıtlı haklara
sahip olanlardan biri 4/Clilerdir. 4/C'li personel, aynı işte
aynı görevi yaptıkları kadrolu personele göre hem bazı
haklardan mahrum hem de maaşları çok düşük durumdadır. Diyorlar
ki: 4/Clileri işe aldık, istediğimiz parayı veririz,
istediğimiz gibi çalıştırırız, istediğimizi
yaparız. Anlayış bu. AKPnin köle çalıştırma
anlayışı burada kendini göstermektedir. Aynı yerde
aynı işi yapmalarına rağmen, kadrolulara göre çok düşük
maaş verilmesinin, ayrımcılık yapılmasının
hiçbir izahı olamaz.
AKP zihniyeti bu
tasarıyla da kendi amacı, kendi keyfi için kadrolar ihdas ederken
yıllardır kadro bekleyen mağdurları görmezden gelmektedir.
Biliyorsunuz, geçen
yıl temmuz ayında torba kanunla sözleşmeliler ve vekil Kur'an
kursu öğreticileri memur kadrolarına alınmıştır.
Ancak AKP zihniyeti yine en iyi bildiği şeyi,
haksızlığı, ayrımcılığı,
eşitsizliği ve adaletsizliği yapmış ve bazı kamu
çalışanlarını mağdur etmiştir.
Bu kanunla 4/C
mağdurları boynu bükük bırakılmıştır. Rehber
ve usta öğreticiler ile ücretli öğretmenler görmezden
gelinmiştir. Vekil ebe hemşireler, aile sağlığı
çalışanları hayal kırıklığına
uğratılmıştır. Vekil imamların ve vekil
müezzinlerin sevinci kursağında
bırakılmıştır. Vekil imamlar ve vekil müezzinlerin de
kadroya alınması Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edilmişken
Genel Kurulda AKP Grubunun önergesiyle çıkarılmıştır.
Düşük ücretle çalışan vekil imam ve vekil müezzinlerin
hakları elinden alınmıştır.
İmam ve
müezzinlerin bile emeğini sömürüyorsunuz. Vekil imam ve vekil müezzinlerin
haklarını niye yediniz? Tam kadroya alınırken niye
engellediniz, gerekçeniz nedir, açıklayın. Hâlen AKPnin
hazırladığı broşürlerde kadro verildiğinden
bahsedilmektedir. Niye insanları kandırıyorsunuz? Niye vekil
imamlara ve vekil müezzinlere kadro vermiyorsunuz diyor, saygılar
sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Kalaycı.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Daha önce kabul
edilen önerge doğrultusunda 57nci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
58inci madde
üzerinde üç önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 58. Maddesi ile
5510 sayılı kanuna eklenen Ek 9. maddenin 1 inci ve 2 nci
fıkralarında yer alan 10 ibarelerinin 15 olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Rahmi
Aşkın Türeli Vahap
Seçer Bülent
Kuşoğlu
İzmir
Mersin
Ankara
İzzet
Çetin Mehmet
Ali Susam Sedef
Küçük
Ankara
İzmir
İstanbul
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639
sıra sayılı Kanun Tasarısının 58 inci maddesinin
üçüncü fıkrasının son cümlesinin madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Erkan Akçay Mustafa Kalaycı Alim Işık
Manisa Konya Kütahya
Mesut Dedeoğlu Yusuf
Halaçoğlu
Kahramanmaraş
Kayseri
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
Olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın, 5510
sayılı Kanuna ek madde eklemeyi öngören 58'inci maddesinin
tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
İdris
Baluken Erol
Dora Sebahat
Tuncel
Bingöl Mardin İstanbul
Nazmi
Gür Nursel
Aydoğan
Van Diyarbakır
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
EKONOMİ BAKANI
NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) Katılmıyoruz Başkan.
BAŞKAN
Gerekçe
Gerekçe:
Ev içi işlerde
ayda 10 günden az çalışanların
sigortalılığının isteğe bağlanması,
çalışanlar arasında eşitsizliği
arttıracaktır. Bütün çalışanların, çalışma
gününe bakılmaksızın kamu desteğiyle sigortalı
kılınması bir vatandaşlık hakkıdır ve bu
yönde yeni düzenlemeler yapılmalıdır. Değişiklik ile
bu yönde var olan sorunların giderilmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının 58 inci
maddesinin üçüncü fıkrasının son cümlesinin madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Erkan Akçay (Manisa) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
EKONOMİ BAKANI
NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) Katılmıyoruz Başkan.
BAŞKAN
Sayın Halaçoğlu, kim konuşacak acaba?
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Gerekçe
BAŞKAN
Gerekçe
Gerekçe:
5510
sayılı Kanunun İş kazası ve meslek
hastalığı ile hastalık bakımından işverenin
ve üçüncü kişilerin sorumluluğu başlıklı 21 inci
maddesine göre; İş kazası ve meslek hastalığı,
işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını
koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi
sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu
Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken
ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk
peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak
sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla
sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilmektedir.
İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık
ilkesi dikkate alınır. Ev hizmetlerinde çalışan
sigortalılar için 5510 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin birinci
fıkrası hükümleri uygulanmamaktadır. Dolayısıyla
iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık
bakımından işverenin sorumluluğu ortadan
kaldırılmaktadır. Önergemizle ev işlerinde
çalışanlara karşı iş kazası, meslek hastalığı
ve hastalık bakımından işverene sorumluluk getirilmektedir.
BAŞKAN
Gerekçesini okuttuğum önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının çerçeve
58. Maddesi ile 5510 sayılı kanuna eklenen Ek 9. maddenin 1 inci ve 2
nci fıkralarında yer alan 10 ibarelerinin 15 olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Vahap
Seçer (Mersin) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa) Katılmıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
EKONOMİ BAKANI
NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Buyurunuz Sayın Küçük. (CHP sıralarından alkışlar)
SEDEF KÜÇÜK
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 639
sıra sayılı Kanun Tasarısının 58inci maddesi
üzerine söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Üzerinde
konuştuğumuz madde ev hizmetlerinde çalışan
kadınların sigortalılığına ilişkin. Bu
durumun düzenlenmesi doğru ve yerinde, ancak kadınlarla ilgili her
düzenlemede olduğu gibi geç kalınmıştır. Yine de
kadınları sigorta kapsamına alacak ve kadın istihdamına
destek olacak her düzenlemeyi her zaman desteklediğimizi belirtmek
isterim.
Bu madde
vesilesiyle kadınlarımızın sigorta ve istihdam durumuna
değinmek istiyorum. 13 milyona yakın zorunlu sigortalıdan ancak
3 milyon 250 bini yani yüzde 23ü kadındır. Bu oranı tabii ki
iyi diye nitelemek mümkün değildir ama daha kötü rakamlar da mevcuttur.
OECD verilerine göre, Türkiyede kadınların istihdam oranı yüzde
27,8dir ve en son sıradadır. Türkiyeye en yakın orana sahip
ülke Meksikadır ve orada bile kadınların istihdam oranı
yüzde 43,4tür. Yıllık artış oranı göz önüne
alındığında Türkiye'nin Meksika oranına
ulaşabilmesi yirmi yılı bulacaktır. Kadın istihdam
oranları yüzde 70leri aşan ülkelerden veya dünya ortalaması
olan yüzde 50lerden söz etmiyorum bile, yüzde 40lara ulaşabilmek dahi on
yıllar alacaktır.
Ülkemizde istihdam
edilen kadınların üçte 1i ise ücretsiz aile işçisidir.
İş gücüne katılma olanağı bulamayan
kadınların neredeyse tamamı kendine ait bir sigortadan
mahrumdur. Çalışma hayatına katılabilen kadınlar
arasında işsizlik ise oldukça yaygındır. İşte
kadınlar açısından 21inci yüzyılda ülkemizdeki manzara
budur. Gündelik hâle gelmiş şiddeti, her gün işlenen
cinayetleri, süregelen eğitimsizliği ve her alandaki
eşitsizlikleri saymıyorum bile. Günümüz Türkiyesinde hakikaten
kadının adı yoktur.
Değerli
milletvekilleri, kadınları ekonomik sistemin bir parçası hâline
getirmediğimiz, istihdam koşulları
yaratmadığımız sürece Türkiyenin anlamlı ve
sürdürülebilir bir büyümeye kavuşması olanaksızdır. Bunun
için de önce yüzleşmek, sonra da çözmek zorunda olduğumuz ön
yargılar vardır. Ne yazık ki devleti yönetenler başta olmak
üzere toplumumuzun genelinde kadınların yalnızca çocuk
doğurması, eşine ve ailesine bakması, ev işlerini
yapması gerektiğine ilişkin bu yüzyılın gerçeklerine
uymayan bir algı vardır. İşte, bu algıyla mücadele
etmek zorunludur. Bakınız, TÜİK 2013 Toplumsal Cinsiyet
İstatistikleri kitapçığına göre erkeklerin yüzde 25,3ü
Kadınlar çalışmamalıdır. diye kanaat
bildirmiştir, Neden çalışmasınlar? diye sorulduğunda
Kadının asli görevi çocuk bakımı ve ev işleridir.
diyenlerin oranı yüzde 56dır. Yine, aynı istatistiklere göre
kadınlar, yüzde 90 oranında kadınların çalışması
yönünde olumlu kanaat bildirmişlerdir yani kadınlar,
kadınların çalışması gerektiğini düşünürken
erkekler küçümsenmeyecek bir oranda buna karşı
çıkmaktadırlar.
Değerli
milletvekilleri, gördüğünüz gibi bu bir zihniyet sorunudur.
Kadını ikinci sınıf algılayan, onu yaşamdan
soyutlayan, eğitimden mahrum bırakan aynı zihniyet
kalıbıdır. Kadınların şiddet görmesini hoş
gören, öldürülen kadınlar için Hak etmiştir. diyen benzer bir
zihniyettir ve bu zihniyet, kadınlarımızın yaşamı
eşit olarak paylaşmasının önündeki en büyük engeldir.
Elbette bu zihniyetin ardında tarihsel, dinsel, toplumsal, ekonomik
dinamikler vardır ama bu yüzyılda hâlâ kadını yok
saymanın, eve hapsetmenin gerekçesi olamaz, olmamalıdır.
Bu zihniyeti
aşmadan, bu zihniyetle mücadele etmeden hiçbir ilerleme kaydedilemez. Son
on iki yıldır yapıldığı gibi, bu zihniyetle
mücadele ediyormuş gibi yapıp sorunları görmezden gelmek ise
uygulanabilecek en kötü politikadır diyor, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Küçük.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Madde 58i
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde 58 kabul
edilmiştir.
Üç dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 01.06
SEKİZİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 01.08
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP
ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Muhammet Bilal MACİT
(İstanbul)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 123üncü
Birleşiminin Sekizinci Oturumunu açıyorum.
639 sıra
sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine devam
edeceğiz.
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Gündemin 5inci
sırasında yer alan, Engellilerin Haklarına İlişkin
Sözleşmeye Ek İhtiyari Protokolün Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile İnsan
Haklarını İnceleme Komisyonu ve Dışişleri Komisyonu
Raporlarının görüşmelerine başlıyoruz.
5.-
Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşmeye Ek İhtiyari
Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ile İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu
ve Dışişleri Komisyonu Raporları (1/892) (S. Sayısı:
605)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Sayın milletvekilleri, Genel Kurul
görüşmelerinde komisyonun hazır bulunamayacağı
anlaşılmıştır.
Kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen
diğer işleri sırasıyla görüşmek için, 23 Temmuz 2014 Çarşamba
günü, alınan karar gereğince saat 12.00de toplanmak üzere
birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati:
01.09