TÜRKİYE
BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK
DERGİSİ
130uncu Birleşim
6 Ağustos 2014
Çarşamba
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- YOKLAMALAR
IV.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- Gümüşhane
Milletvekili Kemalettin Aydın'ın, demokrasilerde muhtarların
yerine ilişkin gündem dışı konuşması
2.- Manisa Milletvekili
Sakine Öz'ün, üzüm sezonunda üreticilerin taleplerine ilişkin gündem
dışı konuşması
3.- Mardin Milletvekili Erol
Dora'nın, cezaevlerinde yaşanan olaylara ilişkin gündem
dışı konuşması
V.- BAŞKANLIĞIN
GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Batman Milletvekili Ayla
Akat Ata ve 21 milletvekilinin, üniversite öğrencileri hakkında
başlatılan soruşturma ve kovuşturmalar ile bunların
yol açtığı mağduriyetlerin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1049)
2.- HDP Grubu adına,
Grup Başkan Vekili Bingöl Milletvekili İdris Balukenin, Hükûmetin
izlediği politikaların yol açtığı siyasal, ekonomik ve
toplumsal sorunların araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/1050)
3.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan ve 21 milletvekilinin, işitme engelli
öğrencilerin yaşadıkları sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/1051)
B) Meclis
Soruşturması Önergeleri
1.-Yalova Milletvekili
Muharrem İnce ve 60 milletvekilinin, kendisine verilen MİT raporuna
rağmen suç işlediği iddia edilen bazı bakanları
görevde tutarak haksız çıkar sağlamalarına ve kamunun zararına
neden olduğu, görevleri sırasında suç işlediği iddia
edilen bakanların eylemlerini öğrendiği hâlde yetkili mercilere
bildirmediği, yürütülmekte olan bazı soruşturmaları
etkileyen girişimlerde bulunduğu, oğlunu ve şüpheli
sıfatındaki iş adamlarını kayırmaya yönelik
fiillerinin bulunduğu, hakkında Meclis soruşturması
açılan eski bir bakana Meclis soruşturmasına konu eylemleriyle
ilgili talimat verdiği, kamuya açık mal bildiriminde
açıklanmayan parayı yasa dışı yollarla elde
ettiği; bu eylemlerinin Türk Ceza Kanununun 257nci maddesinde düzenlenen
görevi kötüye kullanma, 279uncu maddesinde düzenlenen kamu görevlisinin suçu
bildirmemesi, 277nci maddesinde düzenlenen yargı görevi yapanı
etkilemeye teşebbüs, 283üncü maddesinde düzenlenen suçluyu kayırma
ve 255inci maddesinde düzenlenen nüfuz ticareti suçları ile Mal
Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele
Kanununun 4 ve 13üncü maddelerinde düzenlenen haksız mal edinme, mal
kaçırma veya gizleme suçlarına uyduğu iddiasıyla Anayasanın
100üncü ve TBMM İçtüzüğünün 107nci maddeleri uyarınca
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında bir Meclis
soruşturması açılmasına ilişkin önergesi (9/10)
VI.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının; Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80)
(S. Sayısı: 156)
2.- Devlet Sırrı
Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet
Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)
3.- Türkiye Sağlık
Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun
ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ile Kars Milletvekili Yunus Kılıç ve
Amasya Milletvekili Avni Erdemir ile 79 Milletvekilinin; Türkiye
Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Sağlık, Aile,
Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Raporu (1/937, 2/2229)
(S. Sayısı: 615)
4.- İş Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili
İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetinin;
İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili
Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent
Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Balukenin; Bursa Milletvekili Sena
Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetinin;
Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın;
Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin;
Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcının; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; Adana Milletvekili Turgay
Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili
Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri
Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in;
İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan
Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent
Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in;
İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan
Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan
Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet
Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul
Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve
Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay
Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara
Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in;
Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine
Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut
Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili
Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3
Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya
Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in;
Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili
Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun;
Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu
Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Bursa Milletvekili
Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Trabzon
Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim
Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf
Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; İstanbul
Milletvekili Süleyman Çelebi'nin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in;
Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın
Türeli'nin; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun
Çıray'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in;
Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar
Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür
Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve Önder Matlı ile 8
Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Manisa
Milletvekili Hasan Örenin; Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum
Milletvekili Cahit Bağcı ile 37 Milletvekilinin; Manisa Milletvekili
Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan
ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115,
2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439,
2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896,
2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217,
2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302,
2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437,
2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595,
2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794,
2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938,
2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056,
2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186,
2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639)
5.- Engellilerin
Haklarına İlişkin Sözleşmeye Ek İhtiyari Protokolün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ile İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu ve
Dışişleri Komisyonu Raporları (1/892) (S. Sayısı:
605)
VII.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydın'ın, Kocaeli Milletvekili Haydar Akarın
639 sıra sayılı Kanun Tasarısının 83üncü
maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı konuşması sırasında
AK PARTİ Grup Başkanına sataşması nedeniyle
konuşması
2.- Kocaeli Milletvekili
Haydar Akar'ın, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
3.- Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydın'ın, Kocaeli Milletvekili Haydar Akarın
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında AK PARTİ Grup Başkanına sataşması
nedeniyle konuşması
4.- İstanbul
Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin, Oturum Başkanı TBMM
Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılının
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
VIII.- AÇIKLAMALAR
1.- Tunceli Milletvekili
Kamer Genç'in, 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının
84üncü maddesiyle ilgili Giresun Milletvekili Nurettin Canikli ve
arkadaşlarının verdiği önergede devleti zarara sokan
konular olduğuna ve Başkanlık Divanının önergeleri
daha iyi incelemesi gerektiğine ilişkin açıklaması
2.- Tunceli Milletvekili
Kamer Genç'in, 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının
91inci maddesiyle ilgili Giresun Milletvekili Nurettin Canikli ve
arkadaşlarının verdiği önergede yer alan bazı
ifadelere ilişkin tekraren açıklaması
3.- Millî Savunma Bakanı
İsmet Yılmaz'ın, Tunceli Milletvekili Kamer Gençin
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
IX.- ÖNERİLER
A) Danışma Kurulu
Önerileri
1.- Danışma
Kurulunun, Genel Kurulun, 7 Ağustos 2014 Perşembe günü toplanmamasına
ve haftalık çalışma günleri dışında daha önceden
çalışılmasına karar verilen 8 Ağustos 2014 Cuma günü
çalışmamasına ilişkin önerisi
X.- YAZILI SORULAR VE
CEVAPLARI
1.- İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın, bir bürokrata ve TBMM Personeli Biriktirme
ve Yardımlaşma Sandığına ilişkin sorusu ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Sadık Yakutun cevabı
(7/46731)
2.- İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın, personele tahsis edilen araçlara
ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Sadık
Yakutun cevabı (7/46740)
3.- İstanbul
Milletvekili Ali Özgündüz'ün, Kars'ın Selim ilçesindeki bir köyün mera
alanının yetersizliğine,
-Adana Milletvekili Ümit
Özgümüş'ün, Çukurova'daki kuraklıktan olumsuz etkilenen buğday
üretimine,
-Tekirdağ Milletvekili
Emre Köprülü'nün, Tekirdağ Muratlı'da etkili yağmur ve dolu
sonrası mağdur olan çiftçilere,
-Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt'ün, Bingöl, Bitlis ve Batman'da yağan yağmur ve dolu
sonrası çiftçilerin yaşadıkları sorunlara,
Van, Siirt ve Adıyaman'da
yağan yağmur ve dolu sonrası çiftçilerin
yaşadıkları sorunlara,
Erzurum, Gümüşhane ve
Bayburt'ta yağan yağmur ve dolu sonrası çiftçilerin
yaşadıkları sorunlara,
Kars, Iğdır ve
Ağrı'da yağan yağmur ve dolu sonrası çiftçilerin
yaşadıkları sorunlara,
Ardahan'da yağan
yağmur ve dolu sonrası çiftçilerin yaşadıkları
sorunlara,
-İstanbul Milletvekili
Ali Özgündüz'ün, Aras Nehri üzerinde inşa edilmesi planlanan HES'lere,
-Bilecik Milletvekili
Bahattin Şeker'in, Bakanlık bütçesinden verilen yardım, destek
ve ödeneklere,
-Kastamonu Milletvekili Emin
Çınar'ın, hayvancılık projeleri ile ilgili verilen
desteklere,
-Yozgat Milletvekili Sadir
Durmaz'ın, besi materyali üretimi için verilecek hibe desteğine
İlişkin
soruları ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı
Mehmet Mehdi Ekerin cevabı (7/46988), (7/46989), (7/46990), (7/46991),
(7/46992), (7/46993), (7/46994),
(7/46995), (7/46996), (7/46997), (7/46998), (7/46999)
4.- Gaziantep Milletvekili
Mehmet Şeker'in, Gaziantep Şahinbey Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve
Kefalet Kooperatifi Başkanı hakkındaki iddialara ve yapılan
denetimlere ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcının cevabı (7/47001)
5.-İzmir Milletvekili
Birgül Ayman Güler'in, Sulak Alanların Korunması Hakkında
Yönetmelik'e ilişkin sorusu ve Orman ve Su İşleri Bakanı
Veysel Eroğlunun cevabı (7/47122)
6.- İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın, gıda ürünleri alımına ve
gıda malzemelerinin özel bir lokantaya taşındığı
iddialarına ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkan Vekili Sadık Yakutn cevabı (7/47234)
7.-İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal'ın, personele tahsisli araçlardaki GPRS sistemine
ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili
Sadık Yakutun cevabı (7/47235)
8.- İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın, bir bürokratın personele yönelik
uygulamalarına ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkan Vekili Sadık Yakutun cevabı (7/47236)
9.- İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın, TBMM'ye ait taşınmazlara
ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Sadık
Yakutun cevabı (7/47237)
10.- İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın, bazı çalışanların
yaptığı işlere ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkan Vekili Sadık Yakutun cevabı (7/47238)
11.- Gaziantep Milletvekili
Ali Serindağ'ın, Karkamış Gümrük Kapısı'ndan
bazı Suriyelilerin özel izinle giriş-çıkış
yaptığı iddiasına ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret
Bakanı Hayati Yazıcının cevabı (7/47279)
12.- Manisa Milletvekili
Hasan Ören'in, 2010-2014 yılları arasında kıymetli ve
yarı kıymetli taş ürün ithalatına ilişkin sorusu ve
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcının cevabı
(7/47280)
13.- İstanbul
Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin, bir soru önergesine verdiği cevaba
ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili
Sadık Yakutun cevabı (7/47336)
14.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık'ın, idari yargıda açılan davalara
ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin cevabı
(7/47525)
15.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık'ın, Bakanlık ile bağlı, ilgili ve
ilişkili kurum ve kuruluşlar aleyhine açılan tazminat
davalarına ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin
cevabı (7/47811)
16.- Kocaeli Milletvekili
Haydar Akar'ın, Kocaeli'nin Dilova ilçesindeki çevre kirliliğine ve
alınan önlemlere ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin
cevabı (7/47812)
17.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık'ın, Hükümet tarafından Gülen Cemaatine yönelik
hazırlandığı iddia edilen eylem planına ilişkin
sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin cevabı (7/48015)
18.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık'ın, iade edilen yazılı ve sözlü soru
önergelerine ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan
Vekili Sadık Yakutun cevabı (7/48245)
19.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık'ın, yazılı ve sözlü soru önergeleri ile
ilgili çeşitli verilere ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkan Vekili Sadık Yakutun cevabı (7/48246)
6 Ağustos 2014 Çarşamba
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 13.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Fehmi KÜPÇÜ (Bolu), Muhammet Rıza
YALÇINKAYA (Bartın)
----- 0 -----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin 130uncu
Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayısı vardır,
görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem
dışı söz vereceğim.
Gündem
dışı ilk söz, demokrasilerde muhtarların yeri hakkında
söz isteyen Gümüşhane Milletvekili Kemalettin Aydına aittir.
Buyurun Sayın
Aydın. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- Gümüşhane Milletvekili Kemalettin
Aydın'ın, demokrasilerde muhtarların yerine ilişkin gündem
dışı konuşması
KEMALETTİN
AYDIN (Gümüşhane) Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; demokrasilerde muhtarlarımızın yeri, görev
ve sorumlulukları üzerine gündem dışı söz almış
bulunuyorum.
Demokrasi,
halkın kendi kendisini yönetme biçimidir ve halk kendisini yönetecek
kişileri seçer. Muhtarlık da demokrasinin en temel ve en önemli
köşe taşlarını oluşturur. Milletin yereldeki ilk
temsilcisidir ve kendi alanında demokrasinin sandıkta ilk
çıkardığı kişidir. Muhtarlar, Anadoluda mahalle ve köylerimizde
asli ve asil bir görev icra etmektedirler. Köyümüzün ve mahallelerimizin birçok
sorununu devletin kapısına, kendi cebinden para pul, arabası ve
zamanını harcayarak ulaştırmaktadırlar.
Ulaştırdıkları bu sorunlarını çözerken özel
idarede, Devlet Su İşlerinde, Tapu Kadastroda ya da birçok noktada
bir sürü sorunla uğraşmakla beraber, millete karşı olan
sorumlulukları ve milletin onları sandıkta görevlendirmeleri
nedeniyle de -hiçbir eziyetle ya da hiçbir güçlükle, zorlukla
karşılaşmadan- onları sıkıntı saymadan çözmeye
çalışmaktadırlar.
Muhtarlarımız sorunlarını on iki
yılda önemli bir oranda aşmış olup, özel idarelerde,
Köylere Hizmet Götürme Birliğinde yerelde yönetim anlamında
kendilerine görev verilmiş, köylerin tüm sorunlarını, bir bir,
devletin kamu idaresiyle aynı masada oturarak çözme çabalarını
sarf etmektedirler.
Yine, muhtarlar
için önemli bir sorun gibi olan ve devletin kapısına gidip gelirken
harcamış oldukları maliyetleri karşılama adına az
da olsa maaşlarında bir iyileşme olmuş, 2002de
yaklaşık 100 TLden 2014te 870 TLye
ulaştırılmıştır.
İlimizin
muhtarlarıyla da, milletin temsilcisi olan ve bu asli görevi yapan
muhtarlarımızla da her yıl siyasi erk olarak bir araya gelip
köylerinin ve mahallelerinin sorunları
tartışılmış ve devletin kapısında onurlu bir
karşılama ile kendilerine muamele edilmesi
sağlanmıştır. 30 Mart sonrasında da yeni seçilen
muhtarlarımız, 27 Mayıs 1960 darbesinin yıl dönümünde
ilimizin muhtarları Ankarada ağırlanmış olup,
Ankaradaki Türkiye Büyük Millet Meclisinde, Egemenlik kayıtsız
şartsız milletindir. yazan bu yüce binada kendilerinin bu görevin
içerisinde millet olarak var olduğunu kendileriyle paylaştık.
Ayrıca, elbette ki Ankaranın güzel yerleri olan Çankayayı, Anıtkabiri,
Hacı Bayramı ve diğer alanları da kendilerine
gezdirmiş bulunmaktayız.
Bu arada 28
Şubat sürecinde Muhtar bile olamaz. diyerek hem muhtarlık
makamını aşağılayan zihniyete hem de o bile
kelimesindeki şahsiyeti hor görme amacında olunan o sürecin, bin
yıl sürecek olan sürecin miadını tamamlamış
olduğunu, o Muhtar bile olamaz. denilen kişinin milletin adamı
olarak milletin en üst makamı ve en büyük muhtariyesi olan
Cumhurbaşkanlığı sürecinde değerli
muhtarlarımızın da kendi liderlerine sahip
çıkacağı bir sürecin içerisindeyiz ve çok sevgili
muhtarlarımız bu, milletin adamına, milletin en üst
makamına giderken Türkiye'nin gücüne güç katıyorum.
mantığıyla, biz milletvekili arkadaşlarımızın
ve tüm muhtarlarımızın kendi liderlerine sahip olacağı
bir 10 Ağustos süreci içerisindeyiz. Yani muhtarlarımızın,
10 Ağustos sürecinde hem milletin temsilcileri olarak, sandıktan
çıkan ilk temsilciler olarak son sandık olan
Cumhurbaşkanlığı sürecinde üzerlerine düşeni
yapacaklarına
MUSA ÇAM
(İzmir) Ne alakası var, muhtarların şimdi
Cumhurbaşkanlığıyla ne alakası var ?
KEMALETTİN
AYDIN (Devamla) -
ve kendilerini yönetecek o güçlü lideri seçeceklerine
inanıyor ve muhtarlarımızla beraber, bu Meclis salonunda
milletin temsilcisi olarak buraya gelmiş olan 313 ak yürekli ve ak
alınlı milletvekilleri olarak, milletin adamının millete
hizmet yolunda yanında ve arkasında olduğumuzu tüm Türkiyenin
bilmesini arzu ediyor, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
MUSA ÇAM
(İzmir) Muhtarların sosyal güvenlik primlerini Meclisten
çıkartalım. Hadi getirin!
KEMALETTİN
AYDIN (Gümüşhane) Önce muhtar ol! Önce muhtar seçil de gel!
MUSA ÇAM
(İzmir) Muhtarların sosyal güvenlik primleri devlet bütçesinden
karşılansın. Hadi bakalım, getirelim! Hadi getirin!
Muhtarları konuşuyorsunuz, oy deposu görüyorsunuz.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri
MUSA ÇAM
(İzmir) Getirin, sosyal güvenlik primleri devlet bütçesinden
karşılansın.
BAŞKAN -
Herkes Sayın Çamı dinliyor.
Sayın Çam,
bitti mi?
MUSA ÇAM
(İzmir) Saygılar efendim.
BAŞKAN -
Teşekkür ederim.
Gündem
dışı ikinci söz, üzüm sezonunda üreticilerin talepleri
hakkında söz isteyen Manisa Milletvekili Sakine Öze aittir.
Buyurun Sayın
Öz. (CHP sıralarından alkışlar)
2.- Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün, üzüm
sezonunda üreticilerin taleplerine ilişkin gündem dışı
konuşması
SAKİNE ÖZ
(Manisa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; üzüm sezonunun
açılmasıyla birlikte üreticilerimizin,
ihracatçılarımızın beklentilerini aktarmak, sorunlara
doğru ve zamanında çözüm sunmak için söz aldım. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Sayın
milletvekilleri, Manisamız için ülkemizin ihracat yaptığı
önemli tarım ürünlerinin başında olan Sultaniye çekirdeksiz kuru
üzümün hasat mevsimindeyiz. Son yıllarda sofralık cinsleri de
ekonomik anlamda piyasalarda yer alsa da bağcının asıl
geliri kuru üzüm hasatındadır.
Bağcılarımızın ise, son yıllarda, her türlü
emeklerle ürettiği üzümünün satış zamanında ne yazık
ki yüzü gülmez hâle gelmiştir. Dünya çekirdeksiz kuru üzüm
ihracatının yüzde 45lik payına sahip olan ülkemizde,
ürettiğimiz kuru üzümün yaklaşık yüzde 90ını ihraç
ettiğimizi düşünürsek üreticiden ihracatçıya ve
TARİŞe, yurt ve dünya borsalarında tüketiciye kadar uzanan
zincirin denetimi ve şeffaflığa dayalı, küçük üreticiyi
ezmeden, spekülasyonlara ve tekelci bir anlayışa geçit vermeden,
doğru rekolte tahmini ve düzgün işleyen stok sistemiyle, devlet
destekleriyle güçlenip ilerlenmesi gerektiği açıktır. Küçük
üreticimizin, dolu, sel, banka kredisi, TARSİM, Türk etiketi vurulmuş
İran üzümü gibi, tarımsal sulamadaki elektrik
sıkıntıları ve satıştaki
sıkıntıları, ürün tesliminden sonra parasını
firmalardan tahsil etme gibi sorunları devam ederken devlet
desteklemesinden yeterince yararlanamaması, stok kurulunun
oluşmaması, TARİŞin etkisiz hâle sürüklenmesi, rekolte
üzerinden oynanan olası oyunlar, piyasada belli firmaların sivrilmesi
üzüm piyasasında adil bir fiyatın oluşmasını
engellemektedir.
Eskiden dönemlik olarak tahsil edilen tarımsal
sulama elektriği faturalarının, özelleştirmenin
ardından aydan aya kesilmesi, aylık geliri olmayan tüm çiftçimiz gibi
üzüm üreticimizi de tam anlamıyla perişan etmiştir. Ürününü
henüz bağda toplamadan kapısında borçla
karşılaşan çiftçimiz, kesilen elektriği nedeniyle ya faizle
borç arayışına girmiş ya da çaresizce ürününü yok olmaya
terk etmiştir.
Ödenemeyen faturaların sonucu kesilen
elektriğin bağcımızı iyice borç batağına
sürüklediğini hatırlatıyor, fatura dönemlerinin eskiden
olduğu gibi altı aydan altı aya uzamasını Hükûmetten
talep ediyorum.
Sayın milletvekilleri, geçen yıl afet oldu,
çiftçimiz mağdur oldu, üstelik piyasada üzüm olmamasına rağmen
tarihin en kötü sezonunu geçiren üreticimiz, yılı zararla
kapattı.
Birlik ve odaların farklı rekolte tahminleriyle
piyasa speküle edilerek üreticimiz mağdur edildi. Rekolte tahminleriyle
üzüm piyasasını elinde tutan birkaç yandaş firma, çiftçinin
binbir emekle ve umutla ürettiği üzümü, ellerinden yok pahasına yani
gerçek değeri 5 liranın üstünde olması gerekirken 2 lira 80
kuruş gibi bir fiyatla topladı. Buna direnen, Maliyetinin
altında satmayacağım. diyen çiftçiyse yeni sezon
başlamasına rağmen elindeki üzümü satamadı, hâlâ elinde
bekletmek zorunda kaldı. Çiftçimiz bu yıl da aynı duruma
gelmesinin endişesiyle durumu izlemektedir. Manisalı üreticimiz,
rekoltenin açıklanması döneminde düşen fiyatların
ardından piyasaya olan güvenini yitirmekte, devletin düzenleyen ve
denetleyen, destekleme yoluyla kayıpları onaran müdahalesini talep
etmektedir.
Değerli
milletvekilleri, ben, geçen yıl bu anlık olarak yükselen üzüm
fiyatlarından sonra gazetelere ilan veren, bana da mesaj atan Üzüm 3,5
liranın altına düşerse ben alacağım. diyen,
yalancı pehlivan gibi dolaşan AKPnin Manisa milletvekillerine
sesleniyorum: Manisa çiftçisi sizden sadaka istemiyor, alın terinin
karşılığını istiyor. Manisa çiftçisi sizden gemi
sahiplerine verdiğiniz ucuz mazotu istiyor, diğer ülkelerde
olduğu gibi gübreye destek istiyor. Manisa çiftçisi borcuna
sadıktır; ürününü satamadığı için ödeyemediği elektriğinin
kesilmesini istemiyor, hangi yanlışınızla hangi
şartlarda verdiğinizi bilmediğimiz elektrik
özelleştirmesinden mağdur olduğu için ay sonunda
elektriğinin kesilmesini istemiyor.
AKPnin Manisa
milletvekilleri, üzüm üreticileri sizlerden sorunlarına sahip
çıkmanızı istiyor, kurak geçen yıllarda
bağlarının kurumaması için Yeşilkavak
barajının yapılmasına destek istiyor.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Öz.
Gündem
dışı üçüncü söz, cezaevlerinde yaşanan olaylar
hakkında söz isteyen Mardin Milletvekili Erol Doraya aittir.
Buyurun Sayın
Dora. (HDP sıralarından alkışlar)
3.- Mardin Milletvekili Erol Dora'nın,
cezaevlerinde yaşanan olaylara ilişkin gündem dışı
konuşması
EROL DORA (Mardin)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; cezaevlerinde
yaşanan sorunlar hakkında gündem dışı konuşma
yapmak üzere söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Cezaevi
binalarının insan sağlığı açısından
yarattığı olumsuzluklar, riskler, cezaevlerinde kalan tutuklu ve
hükümlülerin yaşadıkları hijyen, beslenme, sağlık,
aileleriyle görüşebilme imkânları, ağır hasta
tutsakların özgün sorunları, kadın mahpuslar ve kadın
mahpuslarla birlikte cezaevlerinde kalmak zorunda bırakılan çocuklar,
ayrıca çocuk tutuklu ve hükümlüler konularında gerek şahsım
gerek diğer milletvekili arkadaşlarım bu kürsüden fırsat
bulabildikçe gerek sorunların dile getirilmesi ve gerekse çözüm önerileri
konusunda çokça konuşmalar yaptık. Bunun yanında, yine
cezaevlerinin durumu ile tutuklu ve hükümlülerin kötü koşullarına
ilişkin çok sayıda soru önergesi ve Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergeler verdik. Ne yazık ki
bunların neredeyse hiçbiri Hükûmetçe layıkıyla dikkate
alınmadı ve sorunlar çözülmedi.
Değerli
milletvekilleri, konuşmama Midyat Açık Cezaevinde hâlen devam eden
bir soruna dikkatinizi çekerek devam etmek istiyorum. Mardinin Midyat
ilçesinde, Midyat Belediyesinin çöp biriktirme alanının cezaevine çok
yakın bir nokta olmasından kaynaklı tutuklu ve hükümlülerin
sağlıksız koşulları daha da
ağırlaşmış vaziyettedir. Zaman zaman alev alan çöp
yığınlarının çıkardığı kötü kokulu
dumanın cezaevine girmesi yaz aylarının bunaltıcı
havalarıyla birleşince mahpusları büyük çapta rahatsız
etmektedir. Tutuklu ve mahkûmların ciddi solunum sorunları
yaşadıkları, geceleri kokudan uyuyamadıkları ve
mahpusları ziyarete giden ziyaretçilerin de aynı biçimde koku ve
dumandan etkilendiği belirtilmektedir.
Değerli
milletvekilleri, özellikle yaz aylarında çöp
yığınlarında oluşan koku ve yakılan çöplerden
çıkan dumanlardan etkilenen başta Midyat Açık Cezaevinde bulunan
yaklaşık 250 mahpusun yanı sıra, devlet hastanesinde yatan
hastalar ile kentin çeşitli mahallelerinde yaşayan vatandaşlar
da ciddi risk altındadır. İstiflenen çöp
yığınlarında yangın çıktığında bu
yangına müdahale edilmediği ve bu yanma durumunun günlerce devam ettiği
bildirilmektedir. Çöp yanmaları süresince koku ve dumandan etkilenen çok
sayıda tutuklu ve hükümlünün devlet hastanesine
kaldırıldığı da bilinmektedir. Ayrıca, cezaevinde
bulunan tutuklu ve hükümlülerin, yetkililere cezaevi etrafında bulunan
çöplerin kaldırılması için verdikleri dilekçelere rağmen
herhangi bir sonuç alamadıkları da aldığımız
bilgiler arasındadır.
Değerli
milletvekilleri, uzmanlar, çöp ve katı atıklar
aracılığı ile 200 çeşit bulaşıcı
hastalığın taşınıp
yayıldığını ve çöplüklerin insan sağlığı
üzerinde ciddi bir tehdit olduğunu her defasında dile getirmektedir.
Çöplerin ayrışmasından dolayı ortaya çıkan
karbonmonoksit gazıyla tutuklular temas hâlinde olacak ve bu durumda
kronik hastalıklar ortaya çıkabilecektir. Yine uzmanlara göre,
çöplerde üreyen böcek ve hayvanlar, özellikle sıtma, ishal ve besin
zehirlenmesine yol açabilecektir. Ayrıca, çöplerin içinde kimyasal
atık da varsa cezaevinde bulunan insanlar üzerinde uzun dönemde kansere
bile yol açabileceği ihtimali uzak değildir.
Değerli
milletvekilleri, Türkiye, Avrupa Konseyinin üyesidir. Bu üyeliğin
doğal sonucu olarak hem Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin
hem de Avrupa İşkencenin ve İnsanlıkdışı
veya Onurkırıcı Ceza veya Muamelenin Önlenmesi
Sözleşmesinin tarafıdır. Bu sözleşme uyarınca,
kurulan komitenin temel görevi de, hürriyetinden yoksun bırakılan
kişilerin cezaevlerinde uygun koşullarda tutulup
tutulmadığını izlemektir. Türkiyenin bu anlamıyla
imzalamış bulunduğu uluslararası sözleşmeler
gereğince temel yükümlülükleri bulunmaktadır.
Değerli
milletvekilleri, mahkûm kişilerin sağlık hakkı gibi temel
bir haktan yararlanması açısından devletin pozitif
yükümlülüğü dışarıdaki yurttaşa göre 2 kat
fazladır. Çünkü, bu hakka ulaşması için mahpusun kendi iradesi
yeterli olmamaktadır. Mahpus bir anlamıyla devlete emanet
edilmiştir. Onun vücut sağlığı ve beden
bütünlüğünden birinci derecede devlet sorumludur. Devlet, mahpusun
sağlığı konusunda hiçbir bahanenin veya gerekçenin
arkasına sığınamaz.
Buradan Midyat
Belediyesine sesleniyorum: Derhâl konumuza konu çöp
yığınının cezaevinin yanından
kaldırılmasını, insan sağlığı konusunda
gereken duyarlılığı göstererek gereken önlemleri
almasını buradan bütün halkın önünde kamuoyuna bildirmek
durumunda kaldım. İnanıyorum ki bundan sonra Midyat Belediyesi
de bu konuda gereken duyarlılığı gösterecektir.
Bu duygu ve
düşüncelerle tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum, sağ
olun, var olun. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
Meclis
araştırması açılmasına ilişkin üç önerge
vardır, okutuyorum:
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI
A) Meclis Araştırması
Önergeleri
1.- Batman Milletvekili Ayla Akat Ata ve 21
milletvekilinin, üniversite öğrencileri hakkında başlatılan
soruşturma ve kovuşturmalar ile bunların yol
açtığı mağduriyetlerin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1049)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Üniversite
öğrencileri hakkında başlatılan soruşturma ve
kovuşturmaların niteliği, bu soruşturma ve
kovuşturmaların yol açtığı mağduriyetlerin
tespiti ve bu konuda alınacak önlemlerin tespiti için 98inci ve İç
Tüzükün 104 ve 105inci maddeleri gereğince Meclis
araştırması açılması için gereğini arz ederim. 24/9/2012
1)
Ayla Akat Ata (Batman)
2)
Pervin Buldan (Iğdır)
3)
Sırrı Sakık (Muş)
4)
Halil Aksoy (Ağrı)
5)
Hasip Kaplan (Şırnak)
6)
Emine Ayna (Diyarbakır)
7)
Altan Tan (Diyarbakır)
8)
Esat Canan (Hakkâri)
9)
Sebahat Tuncel (İstanbul)
10) Erol Dora (Mardin)
11) İdris Baluken
(Bingöl)
12) Murat Bozlak (Adana)
13) Hüsamettin
Zenderlioğlu (Bitlis)
14) Nursel
Aydoğan (Diyarbakır)
15) Adil Zozani (Hakkâri)
16) Sırrı
Süreyya Önder (İstanbul)
17) Mülkiye Birtane (Kars)
18) Ertuğrul
Kürkcü (Mersin)
19) Demir Çelik (Muş)
20) Nazmi Gür (Van)
21) İbrahim
Binici (Şanlıurfa)
22) Özdal Üçer (Van)
Gerekçe:
Üç yılı
aşkın bir süredir darbe dönemlerini aratmayacak yoğunlukta devam
eden gözaltı ve tutuklamalar, cumhuriyet tarihinde eşine ender
rastlanılması sebebiyle emsal teşkil etmektedir. Geniş
kapsamlı ve doğası itibarıyla siyasi güdümlü ve zoraki bu
müdahalenin haksız ve antidemokratik olması toplumsal
barışı da tehdit etmektedir. Toplumun tüm muhalif kesimlerini
hedef alan bu operasyonların, özellikle geleceğimiz olarak kabul
ettiğimiz çocuklar ve gençler üzerindeki etkileri ise tahminimizin çok
üstünde yıkıcı sonuçlar doğurabilecek niteliktedir.
Özellikle uzun ve
muğlak bir sürecin "komplo teorisi" hâli ve niteliği
kazanmış iddiaları, öğrencileri eğitim
hayatlarından kopartmakla kalmayıp taleplerin azaltılması
amacı taşıyan kaygı verici bir ortam
yaratmıştır.
Toplumun geleceği
olan gençlerin demokrasi zemininde siyasal yapı ve yöntemleri
eleştirmeleri, gözaltı ve tutuklama işlemleriyle karşı
karşıya kalmalarına sebep olmuştur. Haklarında iddia
edildiği gibi illiyet ve infial boyutu taşımayan, özgün, fikrî
hürriyetin yasal ve vicdani sınırları içerisinde kalan
düşüncelerin cezalandırılması, toplumu hukuk devleti
olgusunu sorgulama noktasına getirmiştir. Bu sebeple öğrenci ve
yurttaş sorunlarını tüm barış ve iyi niyet
çabaları ile dile getirmeye çalışan gençlere yönelik antidemokratik
uygulamalara tepki ulusal boyutlara ulaşmıştır. Müdahale
araçlarını karşılaştıkları silahsız ve
saldırısız eleştiri sahiplerine topyekûn uygulamakla
sorunlara çözüm bulunamayacağı gerçeği görmezden gelinmemelidir.
Bu uygulamalardaki
özensizlik toplumsal hayatın özüne zarar vermekte ve demokratik
refleksleri aşınmış bir toplum yaratmaktadır. Toplumun
en dinamik kesimlerinden olan üniversite öğrencilerinin apolitik bir
noktaya sürüklenmesi demokrasinin işleyişini
yüzeyselleştirmektedir. Demokrasi öncellikle siyasal yaşama duyulan
ilgiyle paralel biçimde gelişir. Bu gelişimi cezai tedbirlerle
durdurmaya çalışmak aynı zamanda toplumun istenmeyen bir noktaya
sürüklenmesi anlamına gelecektir.
Tüm bu nedenler
göz önüne alındığında yasama organının bu noktada
adım atması gerekliliği açığa çıkmaktadır.
Üniversite öğrencileri hakkında başlatılan soruşturma
ve kovuşturmaların niteliği, bu soruşturma ve
kovuşturmaların yol açtığı mağduriyetlerin
tespiti ve bu konuda alınacak önlemlerin tespiti için bir Meclis araştırması
açmak gereklidir.
2.- HDP Grubu adına,
Grup Başkan Vekili Bingöl Milletvekili İdris Balukenin, Hükûmetin
izlediği politikaların yol açtığı siyasal, ekonomik ve
toplumsal sorunların araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/1050)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Türkiye, AKP Hükûmetinin
gerek iç siyasette gerekse de dış siyasette izlediği
yanlış politikalar sonucu siyasal anlamda
tıkanıklıklar yaşamaktadır. AKP, siyasal
tıkanıklıkları gidermek için ise askerî ve güvenlik eksenli
politikalar üretmektedir. Bu politikalar sonucunda Türkiye ekonomisi zor günler
geçirmektedir. AKP Hükûmeti söz konusu askeri ve güvenlik eksenli
politikalarını finanse edebilmek için zam furyası
başlatmıştır. Söz konusu zamlar yurttaşların
ekonomik tercih ve imkânları düzeyinde ciddi sorunlar yaratmaktadır.
AKP Hükûmeti tarafından başlatılan zam furyasının
nedenlerinin belirlenmesi, yurttaşların da söz konusu zam
furyasından korunmasının yollarının bulunması
amacıyla Anayasa'nın 98inci, TBMM İçtüzüğünün 104 ve
105'inci maddeleri uyarınca Meclis araştırması
açılmasını arz ederim.
İdris
Baluken
Halkların Demokratik Partisi
Grup
Başkan Vekili
Gerekçe:
AKP'nin neoliberal
ekonomi anlayışı, toplumdaki gelir grupları arasındaki
farkı arttırıcı etki doğurmaktadır. Deyim
yerindeyse, zengin daha fazla zenginleşirken fakir daha fazla
yoksullaşmaktadır. Bu yönüyle değerlendirildiğinde; sosyal
devlet ilkesi, neoliberal politikalar eşliğinde aşınmaya
başlamıştır.
AKP'nin sıcak
para girişine ve yabancı yatırımına dayalı piyasa
anlayışı, siyasal konjonktürle birleştiğinde büyük bir
açmaz yaşamaktadır. Özelleştirme ile gelinen süreçte, kamusal
kaynaklarının tüketilmeye yüz tutması, ABD'de başlayıp
Avrupa ve tüm dünyaya yayılan ekonomik kriz, Arap Baharı ile
başlayan siyasi istikrarsızlığın piyasaları
olumsuz anlamda etkilemesi AKP'nin ekonomi tahayyülünde temel dayanak olarak
kabul ettiği parametrelerin tıkanmasına neden olmuştur.
Bunun yanı sıra, yüz yıllık bir mesele olan ve son otuz
yılı çatışmalı sürece evrilen Kürt sorununa
yaklaşımda önceki iktidarların refleksif
yaklaşımlarına teslim olarak güvenlik eksenli politikaları
uygulamaya koyan AKP Hükûmeti, çatışmalı süreçten dolayı
savaşa, silaha ve ölüme her geçen gün daha fazla harcama yapmaktadır.
Gerek küresel ölçekteki sorunlar gerekse de iç politikadaki güvenlik eksenli
politikalar bütçe açığının hızla artmasına neden
olmaktadır.
Türkiyede,
başta Kürt sorununun olmak üzere tüm iç dinamik sorunlarının
çözümsüzlüğü derinleştiren politikaların sahibi olan ve Orta Doğu'da
tüm hesaplarında iflasa uğrayan AKP anlayışı,
savaş ve şiddette ısrar ederek askerî yollara
başvurmaktadır. Askerî yöntemlerin finanse edilmesi sonucunda bütçe
açık vermekte, bütçe açığının tolere edilmesi için de
halka yük edilen zam furyaları uygulanmaktadır.
Savaşın
finansmanı için son dönemde birçok tüketim kaleminde Hükûmet
tarafından gece yarısı zamları gerçekleştirildi. Bu
zamlar, akaryakıttan tapu harcına kadar geniş bir skalayı
kapsamaktadır. Savunma ve güvenlik alanında 2012 Ocak-Haziran dönemi
için toplam harcama 732,7 milyon lira iken, sadece 2012 Temmuz ve Ağustos
aylarındaki toplam harcama 846 milyon lira olarak
gerçekleşmiştir. Yanlış politikaların
değerlendirilmesi sadece bütçedeki kalemler üzerinden değil,
aynı zamanda bütçe açığına sebep olan orta vadeli siyasal
politikalar ve neoliberal ekonomi politikaları üzerinden de bir
değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. Yapılan son zamlarda
dikkati çeken bir başka nokta ise, toplumdaki varsıl ile yoksul
arasındaki farkı artırmaya yönelik adımlar içeriyor
olmasıdır. Otomotivde yapılan zamlara bakıldığında,
alt ve orta gelirli hanelerin satın alabileceği otomotiv modellerine
zam yapılırken, daha yüksek gelirli hanelerin genel olarak tercih
ettikleri otomotiv modelleri zamdan muaf tutulmuştur.
Tüm bunlardan
hareketle, AKP'nin gerek makroekonomi politikaları gerekse de siyasal
politikalarının halk üzerinde yarattığı sorunları
belirlemek, örtülü ödenek adı altında savaş bütçesinin
yarattığı siyasal, ekonomik ve toplumsal sorunları
belirleyip gerekli çözüm yollarının bulunması amacıyla bir
Meclis araştırması açılmasını talep ediyoruz.
3.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan ve
21 milletvekilinin, işitme engelli öğrencilerin
yaşadıkları sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1051)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
İşitsel
engelli öğrencilerin yaşadığı sorunlar ve
okullarının yetersiz olmasına bağlı olarak
işitsel engelliler öğretmenlerinin de yeterli sayıda kontenjan
ile istihdam edilememesi nedenleriyle Anayasa'nın 98'inci, İç
Tüzükün 104'üncü ve 105'inci maddeleri gereğince Meclis araştırması
açılmasını arz ederim.
1) Altan Tan (Diyarbakır)
2) Pervin Buldan (Iğdır)
3) İdris
Baluken (Bingöl)
4) Sırrı
Sakık (Muş)
5) Murat Bozlak (Adana)
6) Halil Aksoy (Ağrı)
7) Ayla Akat Ata (Batman)
8) Hasip Kaplan (Şırnak)
9) Hüsamettin
Zenderlioğlu (Bitlis)
10) Emine Ayna (Diyarbakır)
11) Nursel
Aydoğan (Diyarbakır)
12) Adil Zozani (Hakkâri)
13) Esat Canan (Hakkâri)
14)
Sırrı Süreyya Önder (İstanbul)
15) Sebahat Tuncel
(İstanbul)
16) Mülkiye
Birtane (Kars)
17) Erol Dora (Mardin)
18) Ertuğrul
Kürkcü (Mersin)
19) Demir Çelik (Muş)
20) İbrahim
Binici (Şanlıurfa)
21) Nazmi Gür (Van)
22) Özdal Üçer (Van)
Gerekçe:
Bütün dünyada
olduğu gibi ülkemizde de artık özel eğitim hizmetleri
ayrıştırma eğitiminden ziyade bütünleştirme
eğitimine doğru gitmektedir. Bu doğrultuda artık
engellilerin akranlarıyla birlikte aynı ortamlarda eğitim
görmeleri görüşü ağırlık basmaktadır. İşitme
engelli öğrencilerin artık işitme engelliler ilköğretim
okulu yerine normal ilköğretim okullarında kaynaştırma
eğitimine yönlendirilmesi gerekmektedir.
İşitme
engelli çocuklar için her ilköğretim okulunda özel alt sınıflar,
kaynaştırma sınıfları ve ana sınıfları
açılması, bu açılan sınıflarda işitme engelli
kalifiye eğitim almalarının sağlanması için
işitme engelliler öğretmenlerinin atanmasının
sağlanması gerekmektedir. Hem böylece işitme engelli
çocukların sadece işitme engelliler için açılmış okullarda
işaret diline yönlendirilmemesi ve kamplaşma şekline dönmüş
okullarda sosyal hayattan kopmamaları sağlanacaktır.
Bu açılacak
olan kaynaştırma sınıflarıyla işitme engelliler
öğretmenleri için yeni bir istihdam alanı olabilecek ve
sayıları yılda 30 civarı olan atamaların
sayısını daha makul bir seviyeye çekmiş olacaktır.
Bunun yanı sıra da bu kaynaştırma sınıfları
ile bu engelli öğrenciler diğer öğrenciler ile belli saatler
içerisinde aynı ortamlarda eğitim alarak gelişimlerini
hızlandıracaktır. Toplumdan soyutlanmamalarını
sağlayacaktır.
İşitme
engelliler öğretmenlerimizin yaşadığı bu kontenjan
sorununu çözmek adına bir diğer yol ise bu öğretmenlerin özel
eğitimci sıfatlarıyla aldıkları ders kredileri temel
alınarak zihinsel engelliler okullarında öğretmen olarak
atanabilmeleridir. Bu konularda hem öğrencilerimizin hem de öğretmenlerimizin
sorunlarını çözmek için neler yapılabileceği iyice
tartışılıp kararlaştırılmalıdır.
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler
gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması
açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler
sırası geldiğinde yapılacaktır.
Sayın
milletvekilleri, bir Meclis soruşturması önergesi vardır. Önerge
bastırılıp sayın üyelere bugün
dağıtılmıştır.
Şimdi
önergeyi okutuyorum:
B) Meclis Soruşturması Önergeleri
1.-Yalova Milletvekili
Muharrem İnce ve 60 milletvekilinin, kendisine verilen MİT raporuna
rağmen suç işlediği iddia edilen bazı bakanları
görevde tutarak haksız çıkar sağlamalarına ve kamunun
zararına neden olduğu, görevleri sırasında suç işlediği
iddia edilen bakanların eylemlerini öğrendiği hâlde yetkili
mercilere bildirmediği, yürütülmekte olan bazı
soruşturmaları etkileyen girişimlerde bulunduğu,
oğlunu ve şüpheli sıfatındaki iş adamlarını
kayırmaya yönelik fiillerinin bulunduğu, hakkında Meclis
soruşturması açılan eski bir bakana Meclis
soruşturmasına konu eylemleriyle ilgili talimat verdiği, kamuya
açık mal bildiriminde açıklanmayan parayı yasa
dışı yollarla elde ettiği; bu eylemlerinin Türk Ceza
Kanununun 257nci maddesinde düzenlenen görevi kötüye kullanma, 279uncu
maddesinde düzenlenen kamu görevlisinin suçu bildirmemesi, 277nci maddesinde
düzenlenen yargı görevi yapanı etkilemeye teşebbüs, 283üncü
maddesinde düzenlenen suçluyu kayırma ve 255inci maddesinde düzenlenen
nüfuz ticareti suçları ile Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet
ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununun 4 ve 13üncü maddelerinde düzenlenen
haksız mal edinme, mal kaçırma veya gizleme suçlarına
uyduğu iddiasıyla Anayasanın 100üncü ve TBMM
İçtüzüğünün 107nci maddeleri uyarınca Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan hakkında bir Meclis soruşturması
açılmasına ilişkin önergesi (9/10)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Anayasa'nın
100üncü ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nün 107nci
maddeleri uyarınca aşağıda yer alan gerekçeler
çerçevesinde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında Meclis soruşturması
açılmasını arz ve teklif ederiz.
Muharrem İnce Engin Altay Mehmet Akif
Hamzaçebi
Yalova Sinop İstanbul
Ali
Demirçalı Turgay
Develi Osman
Faruk Loğoğlu
Adana Adana Adana
Ümit Özgümüş Ramis Topal S. Sencer
Ayata
Adana Amasya Ankara
Sinan Aydın Aygün Ayşe Gülsün
Bilgehan İzzet
Çetin
Ankara Ankara Ankara
Mehmet Emrehan
Halıcı Arif
Bulut Osman
Kaptan
Ankara Antalya Antalya
Yıldıray
Sapan Ensar
Öğüt Osman
Aydın
Antalya Ardahan Aydın
Metin Lütfi Baydar Haluk Ahmet
Gümüş Muhammet
Rıza Yalçınkaya
Aydın Balıkesir Bartın
Ramazan Kerim Özkan İlhan Demiröz Kemal Ekinci
Burdur Bursa Bursa
Sena Kaleli Turhan
Tayan Ali
Sarıbaş
Bursa Bursa Çanakkale
Mustafa Serdar Soydan Adnan Keskin Kemal
Değirmendereli
Çanakkale Denizli Edirne
Muharrem
Işık Mehmet
Şeker Selahattin
Karaahmetoğlu
Erzincan Gaziantep Giresun
Hasan Akgöl Mehmet Ali
Ediboğlu Aydın
Ağan Ayaydın
Hatay Hatay İstanbul
Ayşe Eser
Danışoğlu Haluk
Eyidoğan Osman
Taney Korutürk
İstanbul İstanbul İstanbul
Sedef Küçük Kadir Gökmen
Öğüt Ali
Özgündüz
İstanbul İstanbul İstanbul
İhsan Özkes Şafak
Pavey Bihlun
Tamaylıgil
İstanbul İstanbul İstanbul
Binnaz Toprak Erdoğan
Toprak Faik
Tunay
İstanbul İstanbul İstanbul
Musa Çam Hülya
Güven Mustafa
Moroğlu
İzmir İzmir İzmir
Mehmet Ali Susam Mehmet Şevki
Kulkuloğlu Sakine
Öz
İzmir Kayseri Manisa
Tolga Çandar Nurettin
Demir Doğan
Şafak
Muğla Muğla Niğde
İdris
Yıldız Ahmet
İhsan Kalkavan Mehmet
Volkan Canalioğlu
Ordu Samsun
Trabzon
Mehmet
Haberal
Zonguldak
Gerekçe:
A. Genel Hukuksal Değerlendirme
Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının başlangıç bölümünde Millet
iradesinin mutlak üstünlüğü, egemenliğin kayıtsız
şartsız Türk Milletine ait olduğu ve bunu millet adına
kullanmaya yetkili kılınan hiçbir kişi ve kuruluşun, bu
Anayasada gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla
belirlenmiş hukuk düzenine çıkamayacağı;
Kuvvetler
ayrımının, Devlet organları arasında üstünlük
sıralaması anlamına gelmeyip, belli Devlet yetki ve görevlerinin
kullanılmasından ibaret ve bununla sınırlı medenî bir
işbölümü ve işbirliği olduğu ve üstünlüğün ancak
Anayasa ve kanunlarda bulunduğu hususlarına yer verilmiş, 2nci
maddesinde ise hukuk devleti ilkesi cumhuriyetin temel nitelikleri
arasında sayılmıştır.
Anayasa
Mahkemesinin yerleşik kararlarına göre hukuk devleti, eylem ve
işlemleri hukuka uygun olan, insan haklarına dayanan, bu hak ve
özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup
bunu geliştiren, sürdüren, Anayasaya aykırı durum ve tutumlardan
kaçınan, hukukun üstün kurumlarıyla kendini bağlı sayan,
yargı denetimine açık devlettir.
Yine,
Anayasanın 10uncu maddesinin birinci fıkrasında herkesin dil,
ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve
benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşit
olduğu belirtilirken; dördüncü fıkrasında hiçbir kişiye,
aileye, zümreye ve sosyal sınıfa imtiyaz
tanınmayacağı kuralına yer verilmiş; 36ncı
maddesinin birinci fıkrasında ise eşitlik ilkesinin bir
gereği olarak Herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak
suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia
ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. denilerek adil
yargılanma hakkı güvenceye bağlanmıştır.
Bu hükümler
yanında, Anayasanın 38inci maddesinin dördüncü fıkrasında
masumiyet karinesi yer almıştır. Anılan kurallar birlikte
değerlendirildiğinde, Türkiye Cumhuriyetinin bir hukuk devleti
olduğu, herkesin adil yargılanma hakkına sahip bulunduğu,
hakkında verilen mahkûmiyet kararı kesinleşinceye kadar
sanığın masum sayılacağı, suç işlediği
iddia edilen kişiye ayrıcalık tanınmayacağı ve
konumu ne olursa olsun yargılanmasının önünün
kesilemeyeceği Anayasanın temel ilkeleri arasında yer almaktadır.
Öte yandan,
Anayasanın 71inci maddesinde kamu görevlileri yanında, yasama ve
yürütme organlarında görev alanların da mal bildiriminde
bulunmaları zorunlu kılınmıştır. Anayasanın
112nci maddesinin üçüncü fıkrasına göre başbakan,
bakanların görevlerinin Anayasaya ve kanunlara uygun olarak yerine
getirilmesini gözetmek ve düzeltici önlemler almakla yükümlüdür.
Anayasanın 100üncü maddesi, başbakan veya bakanlar hakkında,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin önemli bir denetim mekanizması olan Meclis
soruşturmasını, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün
107-113 maddeleri ise Meclis soruşturmasıyla soruşturma usulünü
düzenlemiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 107nci
maddesinde Meclis soruşturması açılması önergesi
koşulları;
a) Görevde bulunan veya görevinden
ayrılmış başbakan veya bakan hakkında olması,
b) Önergenin Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tam
sayısının en az onda 1inin imzasını içermesi,
c) Suç teşkil eden eylemin görevle ilgili
işlerden ve görev sırasında işlendiğinin
vurgulanması ve eylemlerin gerekçe gösterilerek maddesi de yazılmak
suretiyle hangi kanuna ve nizama aykırı olduğunun belirtilmesi
şeklinde belirlenmiştir.
17 Aralık 2013 ve 25 Aralık 2013 tarihlerinde
başlayan rüşvet ve yolsuzluk soruşturmalarıyla ilgili
olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı
tarafından düzenlenen eski İçişleri, Çevre ve Şehircilik ve
Avrupa Birliği Bakanları ile Ekonomi Bakanı hakkında
çeşitli suç iddialarını konu alan fezlekeler Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına intikal etmiş ve adı
geçen bakanlar için Meclis soruşturma komisyonu kurulmasına karar
verilmiştir. Ancak, hakkında en az bakanlar kadar ciddi iddialar olan
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili herhangi bir suç
ihbarı, fezleke Türkiye Büyük Millet Meclisine
ulaşmamıştır. Öte yandan, yürütme organının yargı
üzerinde kurduğu baskı ve yönlendirmeler dikkate
alındığında, söz konusu iddialar nedeniyle bundan sonraki
süreçte de Başbakan hakkında cumhuriyet savcılarınca
hazırlanacak bir suç duyurusunun, fezlekenin Türkiye Büyük Millet
Meclisine intikal etmesi ihtimal dâhilinde görülmemektedir.
Ceza Muhakemesi Kanununun 160ıncı maddesinin
(1)inci fıkrası uyarınca cumhuriyet savcısı
tarafından bir suçun işlendiği izleniminin edinilmesi dahi
soruşturma açılması için yeterli bulunmaktadır. Anayasa ve
TBMM İçtüzüğü'ne göre Meclis soruşturma komisyonu,
yapmış olduğu görev nedeniyle bir nevi iddia makamı
işlevine sahiptir.
Belirtilen
nedenlerle, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkındaki iddialar
bir suç izleniminin de ötesinde ciddi bulguları içerdiğinden bu
önergenin düzenlenmesi gerekli görülmüştür.
B) Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan'ın, Hakkında Meclis Soruşturması
Açılmasını Gerektiren Eylemleri
1) 17 Aralık
2013 tarihinde İstanbul Cumhuriyet
Başsavcılığınca; rüşvet almak ve vermek, resmî
belgede sahtecilik, Kaçakçılık Kanununa muhalefet gibi suçlardan
dolayı gerçekleştirilen soruşturmalar kapsamında
gözaltı, arama ve yakalama işlemleri başlatılmış,
gözaltı sonrası aralarında görevdeki iki bakanın
çocuklarının da olduğu kimi şüpheliler hakkında
tutuklama kararları verilmiştir.
25 Aralık
2014 günü ise bazı işadamları ile Başbakan Recep Tayyip
Erdoğanın oğlu Necmettin Bilal Erdoğan'ın da
aralarında olduğu şüpheliler hakkında benzer suçlardan
gözaltı, arama ve yakalama işlemlerine ilişkin hâkim kararları
verilmesine rağmen, bu kararlar İstanbul Emniyet Müdürlüğünce uygulamaya
konulmamıştır.
Öte yandan süreç
içinde Millî İstihbarat Teşkilatı'nın 18 Nisan 2013 gün ve
45650928 sayılı ve dağıtım bölümünde
"Başbakan" yazan Raporu kamuoyuna intikal etmiş, raporun
içeriği gerek Başbakanlık ve gerekse MİT tarafından
yalanlanmamıştır.
Üç sayfadan ibaret
raporda özetle; "Kapalı Çarşı'da altın-döviz ticareti
yapan İran asıllı TC vatandaşı Rıza Sarraf,
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ve İçişleri Bakanı
Muammer Güler ile yakın ilişkide olup, kardeşi Mohammed
Sarrafın TC vatandaşlığına kabulü için bazı
girişimlerde bulunulduğu, gümrük kaçağı 1,5 ton altına
el konması işleminin Bakan Zafer Çağlayan tarafından
engellendiği, rüşvet istendiği ve uygun olmayan bu ilişkilerin
ortaya çıkması hâlinde durumun Hükûmet aleyhine
kullanılabileceği" hususlarına ayrıntıya da
girilerek yer verilmiştir.
İki bakanla
ilgili oldukça ciddi iddia ve somut verileri içeren ve dağıtım
bölümünde Başbakan yazan bu raporun Başbakana intikal etmemesi
mümkün bulunmamaktadır. Kaldı ki, İstanbul Cumhuriyet
Başsavcılığının soruşturmasının
kamuoyuna yansıyan içeriği, sekiz ay kadar önce düzenlenen 18 Nisan
2013 tarihli MİT Raporunu birebir doğrular maddi bulgulara sahip
bulunmaktadır. Dolayısıyla, Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan, haklarında Meclis soruşturması açılmasına
karar verilen eski bakanların suç ilişkisinden, 17 Aralık
soruşturmasının kamuoyuna yansımasından çok daha önce
haberdar olmasına rağmen, bilerek ve isteyerek işlem yapmaktan
kaçınarak görevinin gereklerini yerine getirmemiştir. Zira kamuoyuna
yansımış bilgi ve belgelere göre Rıza Sarraf, Başbakan
ile ilişki içinde olan biridir ve eski bakanların bu kişiyle
irtibatları Başbakan tarafından bilinmektedir.
Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan'ın bu eylemi suç vasfının
nitelendirilmesine göre iki ayrı suçun unsurları
oluşturmaktadır. Bunlar; a) Anayasa'nın
104üncü maddesine göre bakanların görevden alınmasını
Cumhurbaşkanından isteme (bakanları azletme) yetki ve görevi
olan Başbakanın kendisine verilen MİT raporuna rağmen,
görevini yapmayıp adı geçen bakanları görevde tutarak bu
kişilerin haksız çıkar sağlamalarına ve kamunun
zararına neden olduğu ve bu eyleminin TCK'nın 257nci maddede
tarif edilen "görevi kötüye kullanma" suçu;
b) Yine Başbakan olarak "görev
sırasında suç işleyen bakanların eylemlerini
öğrendiği halde bu suçu yetkili mercilere bildirmeyerek TCK'nın
279/1 maddesi kapsamına giren "suçu bildirmeme" suçudur.
2) Başbakan, 17 Aralık operasyonunun
kamuoyuna mal olmasından bir gün sonra soruşturmayı
gerçekleştirenlerle ilgili "çete" ve "paralel devlet"
nitelemelerinde bulunmuş ve bu yapının ortaya
çıkarılacağını söylemiştir. 19 Aralık günü
İstanbul Emniyet Müdürü görevden alınmış ve yeni müdür
Selami Altınok Başbakan ile birlikte Ana uçağıyla
İstanbul'a gelmiş ve aynı gün göreve
başlamıştır.
18 Aralık gününden
başlayarak İstanbul Emniyet Müdürlüğünde görevden alma
işlemleri gerçekleşmiştir.
Nihayet 25
Aralık 2013 günü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu
Necmettin Bilal Erdoğan'ın da şüpheliler arasında
bulunduğu yeni bir gözaltı, arama ve yakalama kararları infaz
edilmek üzere İstanbul Emniyet Müdürlüğüne gönderilmesine
rağmen, bu kararların gereği İstanbul Emniyet
Müdürlüğü görevlilerince yerine getirilmemiş ve daha sonra
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığında yapılan
görev değişikliği sonucunda bu kararlar geri
alınmıştır.
Bu kararların
geri alınmasında hiç kuşkusuz ki, Başbakanın oğlu
ile kendisine yakın iş adamlarının suç
soruşturmasından kurtarılmalarını sağlama
düşüncesi vardır. Bu yüzden deliller karartılmış ve
suç unsuru olabilecek veriler ortadan kaldırılmıştır.
Başbakan,
yürütme organının başıdır ve bu olaylar silsilesi
içinde soruşturmayı doğrudan etkileyen girişimlerde
bulunmuştur. Açıkça soruşturmada yer alan yargı ve kolluk
görevlilerine karşı ithamda bulunmuş ve soruşturmadan el
çektirilmeleri için gerekli mekanizmayı oluşturmuştur.
Hiç kuşkusuz,
kamu görevini ifa sırasında hukuka aykırı bir işlemde
bulunan yargı ve kolluk görevlilerinin yasalar önünde hesap vermesi hukuk
devleti ilkesinin gereğidir. Lakin bu konuda mevzuatı bir yana bırakarak,
soruşturmaya doğrudan etki eden girişimleri aceleyle yerine
getirmeye kalkışmak ve bu uğurda hakim kararlarını
uygulatmamak için açıkça tavır almak, nihayet yargı işlemi
sırasında taraf olmak hukuken kabul edilebilir bir davranış
biçimi değildir.
Yolsuzluk soruşturmasının
üstünün örtülmesi ve bu amaçla yürürlükteki hukuk sisteminin baypas edilmesine
yönelik girişimlerde bulunulması ise tartışmasız bir
suçtur.
Dolayısıyla
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan gerek demeçleri, gerekse idari
tasarruflarıyla Türk Ceza Kanununun 277nci maddesinin 1inci
fıkrasına uygun düşen yargı görevi yapanı etkilemeye
teşebbüs; oğlu ile şüpheli sıfatındaki iş
adamlarını kayırmaya yönelik olarak da Türk Ceza Kanununun
283üncü maddesinde tanımlanan "suçluyu kayırma"
suçlarını işlemiştir.
3) Eski bakanlardan Erdoğan Bayraktar, 26
Aralık 2013 günü NTV televizyonuna yaptığı açıklamada
"Soruşturma dosyasında var olan ve yasalara uygun olarak
onaylanan imar planlarının büyük bir bölümünü Sayın
Başbakanın talimatıyla yaptığını"
belirttikten sonra görevinden istifa ettiğini açıklamış ve
sözlerini, "ancak bu millet ve vatanı rahatlatmak için Sayın
Başbakanın istifa etmesi gerektiğine
inandığımı ifade ediyor, yüce milletimize saygılar
sunuyorum" diyerek tamamlamıştır.
Halen Erdoğan
Bayraktar ile ilgili, Türk Ceza Kanununun 255 (nüfuz ticareti) ve 257nci
(görevi kötüye kullanmak) maddelerine uygun düşen eylemleri
dolayısıyla Meclis soruşturması
açıldığına göre, adı geçen eski bakana talimat veren
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da nüfuz ticareti ve görevi
kötüye kullanma suçlarına azmettiren sıfatıyla
katıldığı sonucu ortaya çıkmaktadır.
Zira 5237
sayılı Türk Ceza Kanununun 24üncü maddesinin 3üncü
fıkrası "Konusu suç teşkil eden emir hiçbir surette yerine
getirilemez. Aksi takdirde yerine getiren ile emir veren sorumlu olur" ve
aynı kanunun 38inci maddesinin 1inci fıkrası da
"Başkasını suç işlemeye azmettiren kişi,
işlenen suçun cezası ile cezalandırılır" şeklindedir.
4) 25 Şubat
2014 günü elektronik ortama Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile
oğlu Necmettin Bilal Erdoğan arasında geçtiği ifade edilen
telefon görüşmeleri düşmüştür.
Bu telefon görüşmelerindeki seslerin Başbakan
ve oğluna ait olduğu yönünde yaygın bir görüş ortaya
çıkmış ise de; konuşmalar, iktidar tarafınca
montajlanmış olduğu gerekçesiyle yalanlanmıştır.
Lakin bu görüşmelerin montajlanmış olduğu yönündeki
iddialara karşılık olarak söz konusu konuşmaların
tarafsız uzman bilirkişiler marifetiyle incelenmesi yönündeki
kamuoyundan gelen talepler göz ardı edilmiştir.
Ancak Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan, 22 Nisan 2014 günü Adalet ve Kalkınma Partisinin grup
toplantısında "Bunların elinde, hep söyledim, meydanlarda
da söyledim, şantaj kasetleri var. Bu devletin en tepesinden en
aşağısına kadar. Kaç kere söyledim.
Cumhurbaşkanının da şantaj kaseti bunlarda var, benim de
vardı. Genelkurmay Başkanının da. Ama ben diyorum ki,
benimle ilgili varsa çıkın açıklayın diyorum,
açıklamazsanız namertsiniz diyorum, açıklayın diyorum. Tabii
şahsımla alakalı aradıklarını bulamadılar,
bulamayacaklar. Benim bakanlarımla yaptığım
görüşmeleri ancak verebildiler veya eşimle, çocuğumla
yaptıklarımı verebildiler; veremeyecekler, bulamayacaklar. Çünkü
bunlarda o şeref yok. Geçenlerde konuşmamda da söyledim ya,
düşman bile bu şerefsizliği yapmaz, bunlar bunu yaptılar.
demek suretiyle oğlu ile yaptığı ve yukarıda
belirtilen görüşmeleri kabul etmiş bulunmaktadır.
Öte yandan TBMM
Başkanlığı da 03/06/2014 tarihli ve 180855 sayılı
yazısında, Anayasa'nın haberleşmenin ve özel hayatın
gizliliği ilkeleri karşısında söz konusu dinleme
kayıtlarının açıklanamayacağını
vurgulayarak, konuya ilişkin ilk Meclis soruşturma önergesini
işleme koymayacağını bildirerek bu görüşmelerin
doğruluğunu kabul etmiş bulunmaktadır.
Telefon görüşmelerinin tümünün
incelenmesi sonucu dikkati çeken bazı hususlar vardır.
Başbakanın oğlunun evinde
bulunan paranın Başbakana ait olduğu, bu para
miktarının Başbakanın olağan gelirleriyle uyumlu
olmayacak tutarda bulunduğu;
Yine bu paranın
dışında, Başbakanın İstanbul'daki diğer
evlerinde, çocuklarında, damadında ve kardeşinde de yüklü
miktarda paraların saklandığı;
Konuşmalarda paraların
Başbakanın talimatıyla Faruk, Mehmet Gür, Tunç, Ahmet
Çalık, Faik Işık ile Mehmet adlı kişilere
gönderildiği ve konutlarda bulunan paraların tümüyle başka
yerlere aktarılması için Başbakanın
"sıfırlanması" yönünde talimat verdiği;
17 Aralık 2013 günü saat 15.39'da
yapılan görüşmede, paraların tahliye işlemlerinin
saatlerdir sürmesine rağmen tamamlanamadığı ve bütünüyle
taşıma için havanın karanlık olmasının
beklendiği;
Yine aynı gün, saat 23.15'te, yani
ilk görüşmeden yaklaşık 15 saat sonra dahi evde
kaldığı belirtilen para miktarının 30 milyon euro
olduğu, paranın bir türlü eritilemediği, örneğin Tunç adlı
kişinin fazla yer kaplaması nedeniyle 10 milyon euro parayı ancak
kabul edebildiği;
Ertesi gün dahi paranın tahliye
işleminin sürdürüldüğü, Başbakan tarafından sıkça
telefonla konuşulmamasının tembih edildiği;
anlaşılmaktadır.
Her şeyden
önce, bir Başbakan bazı bakan çocuklarına yönelik bir
soruşturma dolayısıyla tedirgin biçimde, kendisi ve
yakınlarının uhdesinde bulunan paraları taşıtma
gereğini neden görür? Neden bir Başbakan, bankalar dururken, konutta
para saklamaya kalkışır? Neden bir Başbakan, işadamlarına
milyonlarca euroluk para aktarımını alelacele yaptırmaya
girişir? Keza neden bir Başbakan, verdiği talimat
doğrultusunda paranın tahliyesi için kızını apar topar
İstanbul'a gönderir?
Basına
intikal eden bilgilerde, o tarihte taşınan paranın 1 milyar ABD dolarının
üzerinde olduğu belirtilmektedir.
Hatta bu tahliye sürecinin görüntülü kayıtlarının olduğu
öne sürülmüştür. Böylesi miktarlardaki paraları,
Başbakan'ın olağan gelirleriyle izah etmek mümkün
bulunmamaktadır.
Öte yandan eski
bakanlarla olağan sayılamayacak ilişki içinde olduğu
anlaşılan İran asıllı Türk vatandaşı
Rıza Sarraf ile Başbakan arasındaki bağ da inkâr
edilemeyecek düzeydedir.
Nitekim,
Başbakan, Rıza Sarrafı hayırsever bir iş adamı
olarak tanıdığını söylemektedir. Rıza Sarrafın,
cari açığı kapatma adına daha fazla ihracat yapmak için
çalıştığını, çünkü Başbakana söz
verdiğini Halkbank eski Genel Müdürü Süleyman Aslan ile
yaptığı bir telefon görüşmesinde belirtmektedir.
Yine Rıza
Sarrafın kuryesi tarafından, Başbakanın
çocuklarının yöneticisi oldukları TURGEV'e para götürdüğü,
M. Zafer Çağlayan'ın telefonla para nakline aracılık
ettiği görüntü ve telefon döküm tutanaklarıyla basında yer
almıştır. 1996 yılında kurulan İSEGEV
(İstanbul Eğitim ve Gençliğe Hizmet Vakfı), 2012
yılında adını TURGEV olarak değiştirmiş
olup, mütevelli heyetinde Başbakanın çocukları yer
almaktadır.
Keza Royal
Protocol adlı bir yurtdışı kuruluştan, bu Vakfa
yapılan bağış hem miktar ve hem de gönderen
açısından dikkat çekicidir. Zira 26 Nisan 2012 günü 99.999.990 dolar
parayı bağış adı altında gönderen bu
kuruluşun adının Rıza Sarrafın Türkiye'deki
işletmelerinin adı olan Royal ile başlaması akla
kuşkulu bir para akışını getirmektedir.
Bu noktadan
bakıldığında, Rıza Sarraf ile ilişkisi nedeniyle
hakkında Meclis soruşturması açılan eski bakan M. Zafer
Çağlayan ile Başbakan arasında bir fark bulunmamaktadır.
Tüm bu
kanıtlar birlikte değerlendirildiğinde
"sıfırlanmak" istenen ve Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan'ın Mal Bildiriminde yer almayan söz konusu paraların,
yasadışı yollardan edinildiği sonucu kendiliğinden
ortaya çıkmaktadır.
19.4.1990 tarihli
ve 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve
Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu'nun 4üncü. maddesinde, "Kanuna veya genel
ahlaka uygun olarak sağlandığı ispat edilmeyen mallar veya
ilgilinin sosyal yaşantısı bakımından geliriyle uygun
olduğu kabul edilemeyecek harcamalar şeklinde ortaya çıkan
artışlar, bu Kanunun uygulanmasında haksız mal edinme
sayılır." denilmiş; 13üncü maddesinde ise "Kanunun
daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde haksız
mal edinene üç yıldan beş yıla kadar hapis ve beş milyon
liradan on milyon liraya kadar ağır para cezası verilir.
Haksız edinilen malı kaçıran veya gizleyene de aynı ceza
verilir." kuralına yer verilerek, haksız mal edinme ve
haksız edinilen malı kaçırma veya gizleme cezai
yaptırıma bağlanmıştır.
Bu itibarla,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, sakladığı
evlerden bir başka adrese kaçırmak suretiyle sıfırlamak
istediği paraları, olağan gelirleriyle elde etmesi mümkün
olmadığı ve Başbakanlığın İnternet sitesinde
kamuya açılmış olan mal bildiriminde de yer
almadığı için yasadışı yollardan elde ettiği
açık olduğundan, elde etme biçimine ilişkin suçlar saklı
kalmak üzere bu bölümdeki eylemleri, 3628 sayılı Mal Bildiriminde
Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu'nun 4üncü
maddesinde tanımlanan haksız mal edinme kapsamına
girdiğinden aynı Kanunun 13üncü maddesinde yer alan haksız mal
edinme, mal kaçırma veya gizleme suçuna uygun düştüğünden,
hakkında Meclis soruşturması açılmasına karar
verilmesi gerekmektedir.
C) Sonuç
Yukarıda belirtilen
gerekçelerle;
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın görevi
sırasında ve görevindeki işlerden dolayı işlediği
fiilleri; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 257 (görevi kötüye
kullanma), 279 (kamu görevlisinin suçu bildirmemesi), 277 (yargı görevini
yapanı etkilemeye teşebbüs), 283 (suçluyu kayırma), 255 (nüfuz
ticareti) maddeleri ile 3628 sayılı Kanunun 4üncü ve 13üncü
maddelerinde tanımlanan (haksız mal edinme, mal kaçırma,
gizleme) suçlarına uygun düştüğünden, söz konusu eylemlerin
soruşturulması için hakkında Anayasa'nın 100üncü ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 107nci maddeleri
gereğince Meclis soruşturması açılmasını arz ve
teklif ederiz.
BAŞKAN Anayasanın 100üncü maddesindeki
Meclis, bu istemi en geç bir ay içinde görüşür ve karara bağlar.
hükmü uyarınca, Meclis soruşturması önergesinin görüşülme
gününe dair Danışma Kurulu önerisi daha sonra Genel Kurulun
onayına sunulacaktır.
Sayın
milletvekilleri, alınan karar gereğince sözlü soru önergelerini
görüşmüyor ve gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına
geçiyoruz.
1'inci sırada yer alan, Türkiye
Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik
Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu'nun
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının; Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80)
(S. Sayısı: 156)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2nci sırada yer alan, Devlet
Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu
ile Adalet Komisyonu Raporlarının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.- Devlet Sırrı Kanunu
Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu
Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3üncü sırada yer alan, Türkiye
Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki Bir
Kanun Teklifi ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal
İşler Komisyonu Raporunun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.- Türkiye Sağlık Enstitüleri
Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Kars Milletvekili Yunus Kılıç ve Amasya
Milletvekili Avni Erdemir ile 79 Milletvekilinin; Türkiye Sağlık
Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun
ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal
İşler Komisyonu Raporu (1/937, 2/2229) (S. Sayısı: 615)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
4üncü sırada yer alan
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Benzer Mahiyetteki 108 adet kanun teklifi ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun
görüşmelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz.
4-
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam
Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili
Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza
Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz
Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul
Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili
Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin
Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın
Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye
Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi
Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay
Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara
Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in;
Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine
Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut
Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili
Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3 Milletvekilinin;
Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir Milletvekili Rahmi
Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya Güven ve 34
Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Balıkesir
Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun;
Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu
Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Bursa
Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim
Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf
Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; İstanbul
Milletvekili Süleyman Çelebi'nin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in;
Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın
Türeli'nin; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun
Çıray'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in;
Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar
Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür
Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve Önder Matlı ile 8
Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Manisa Milletvekili
Hasan Örenin; Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum Milletvekili Cahit
Bağcı ile 37 Milletvekilinin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin Benzer
Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195,
2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528,
2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063,
2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236,
2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364,
2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496,
2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657,
2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808,
2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963,
2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069,
2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191,
2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639)(x)
BAŞKAN Komisyon? Burada.
Hükûmet? Burada.
25/07/2014 tarihli
126ncı Birleşimde İç Tüzükün 91inci maddesine göre temel
kanun olarak görüşülen tasarının dördüncü bölümünde yer alan
82nci madde kabul edilmişti, şimdi 83üncü maddeyi
görüşeceğiz.
83üncü madde
üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 Sıra Sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit
Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl
Milletvekili İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ
Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli
Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin
Milletvekili Aytuğ Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin;
İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet
Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal
ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul
Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla
Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent
Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in;
İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan
Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan
Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet
Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul
Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve
Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay
Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara
Milletvekili Levent Gök'ün; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır
ile 1 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili
Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır
Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve
Mahmut Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın
Kanun Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporunun çerçeve 83. maddesinin dördüncü fıkrasında yer
alan "şartların yanı sıra" ibaresinden sonra
gelmek üzere; "bu kanunun yayımlandığı tarihi izleyen
ikinci ayın sonuna kadar" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif
ederiz.
Rahmi Aşkın
Türeli Ali
Serindağ Haluk
Eyidoğan
İzmir
Gaziantep İstanbul
Fatma Nur Serter Haydar Akar Vahap
Seçer
İstanbul Kocaeli Mersin
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım önerge 500 kelimeyi
geçtiğinden İç Tüzükün 87nci maddesi gereği önergenin özeti
okunacak, önergenin tamamı tutanağa eklenecektir.(x)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat
Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili
Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun; Samsun
Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın Benzer
Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkerelerinin (1/931, 2/115, 2/139, 2/195,
2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528,
2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063,
2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236,
2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364,
2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496,
2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657,
2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808,
2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963,
2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069,
2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191,
2/2192, 2/2198.
83 üncü maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz teklif
ederiz.
Erkan Akçay S.
Nevzat Korkmaz Mesut
Dedeoğlu
Manisa Isparta Kahramanmaraş
Emin Haluk Ayhan Özcan Yeniçeri Mustafa
Kalaycı
Denizli Ankara Konya
Kemalettin Yılmaz
Afyonkarahisar
MADDE 83- (1)
Gümrük ve Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil
dairelerince, 31/5/2014 tarihinden (bu tarih dahil) önce 27/10/1999 tarihli ve
4458 sayılı Gümrük Kanunu ve ilgili diğer kanunlar
kapsamında gümrük yükümlülüğü doğan ve 6183 sayılı
Kanun hükümlerine göre takip edilen gümrük vergileri, idari para cezaları,
faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı alacaklarından
kesinleşmiş olup bu Kanunun yayımlandığı tarih
itibarıyla yapılandırılmıştır.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
Olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 83üncü
maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
İdris
Baluken Erol
Dora Nazmi
Gür
Bingöl Mardin Van
Hasip Kaplan Pervin Buldan Sebahat
Tuncel
Şırnak Iğdır İstanbul
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İLKNUR DENİZLİ (İzmir)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇEVRE
VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE
(İstanbul) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Önerge üzerinde, Şırnak Milletvekili Sayın Hasip Kaplan
konuşacak.
Buyurun.
(HDP sıralarından alkışlar)
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bu maddede, gümrükle ilgili vergilerin cezalarının
affı ve yapılandırması var.
Şimdi,
sorarım Alllah aşkına, hangi gümrük vergisinden bahsediyorsunuz?
Hangi gümrük kapısından bahsediyorsunuz? Kevgire dönmüş
Türkiye'nin sınırları, Kevgire dönmüş Türkiye'nin
sınırları; Antakyadan Habura kadar, El Nusrası, El
Kaidesi, IŞİDi giriyor, mazotu giriyor; vergisiz, istediği gibi
giriyor çıkıyor. Şimdi de Zahonun dünyanın en büyük
ticaret kapısı olan Habur Sınır Ticaret Kapısının
20 kilometre ötesinde IŞİD çeteleri Sincar bölgesine, kadim
adıyla Şengal bölgesine giriyor, Ezidi yurttaşlarımıza
katliam uyguluyor, yüzbinlerce insan tehcir ediliyor; orada yaşayan
Asuriler, orada yaşayan Türkmenler saldırı tehdidi altında
katliamdan geçiyor, öldürülüyor. Bağdat Parlamentosunda bir Ezidi
kadının feryatları bütün dünyada yankılanıyor ve orada,
deniliyor ki: Bir günde 70 tane bebek susuzluktan öldü. Sadece susuzluktan
ölen bebeklerin, açlıktan ölen insanların, 50 derece
sıcaklıkta tehcir durumuna getirilmiş insanların
Türkiye sınırında gerçekleşen bu manzara
karşısında Dışişleri
Bakanlığımızdan bir ses çıkmıyor, Hükûmetten bir
ses çıkmıyor, dikkat edin
MUSA ÇAM
(İzmir) İçişleri Bakanı yok.
HASİP KAPLAN
(Devamla) -
Meclis İnsan Hakları Komisyonumuzdan bir çıt
çıkmıyor, Meclis İnsan Hakları Komisyonumuz uyuyor. Meclis
Dışişleri Komisyonu sadece Gazzeyle ilgili
Ki biz Gazze
konusunda hassasiyetimizi en başından beri koyduk, ses çıkaran
yok. Peki, soruyorum size Allah aşkına: Hangi gümrük
kapısı? Haburdan İrana, İrandan Antakyaya
Hangisi?
Uçaklarla gelen, havaalanı gümrük kapıları var, biliyoruz.
Denizden gelen gümrükleri biliyoruz. Biz Komisyonda bunu istedik, söyledik.
Arkadaşlar,
bunun görünürlüğünü bize yansıtır mısınız?
Türkiyede ne kadar vergi cezası var, ne kadar ödenmemiş gümrük var,
ne kadar bir rakam, bunun fotoğrafını bize gösterseniz de bunun
gereği nedir çıkarın, anlayalım.
Şimdi, gümrük
kapılarını koruyamamış bir ülkenin gümrükle ilgili bir
düzenlemeyi Meclise getirmesi ama gümrük kapılarında insanlık
suçu işlenirken, insanlığa karşı soykırım
suçu işlenirken -Türk Ceza Kanununda, Türkiyenin taraf olduğu
Cenevre Sözleşmesinde- bir insanlık dramı yaşanırken,
çok doğrusunu isterseniz, buradaki kadın milletvekillerinin
Kobanide, Rojavada saldırılarda çetelerin katliamına
uğrayan çocukların ve kadınların ölümleri
karşısında da, Şengal bölgesinde Ezidi
yurttaşlarımızın ve kadim bir halkın Asurilerin,
Türkmenlerin, oradaki Kürtlerin saldırıya uğraması
karşısında da ses vermesini isterdik. Acaba, soruyorum yani, ses
vermeyenler İŞID taraftarı mıdır, destekçi midir, bu
politikanın içinde midir, bu tezgâhın içinde midir, bu katliamın
içinde midir? Siz seyirci kalabilirsiniz ama Kürt halkı Orta Doğuda
seyirci kalmamıştır, kalmayacaktır. Bakın, YPG,
Rojavadan Rabia kenti başta olmak üzere Sincara girmiştir,
Şengale girmiştir, Kandilden de HPG gitmiştir, Peşmerge
kuvvetleri de girmiştir oraya. Elbette ki her halk kendini
koruyacaktır. Böyle azgınca saldırganlıkla camileri yerle
bir eden, kadim ibadethaneleri bombalayan, bu kadar vahşet uygulayan
insanlara, cariye diye kadınları
500 Ezidi kadının cariye
olarak alınması kadın hakları açısından
kadın milletvekillerini hiç mi ilgilendirmiyor? Afrikada bir ülkede
yaşanan bir dramı nasıl dile getirdiyse Meclisteki kadın
milletvekilleri bunu da dile getirmesi gerekmiyor mu, bunu kınaması
gerekmiyor mu? Ama anlaşılan odur ki, böylesi durumlarda,
halkların, direnme hakkını kullanıp bu
saldırganları etkisiz hâle getirmekten başka bir yolu yoktur.
Orta Doğu da buna gidiyor. Türkiyenin bütün sınırlarında,
Haburun 20 kilometre ötesinde, Dohukun 30 kilometre ötesinde,
yakınımızda yaşanan bir dram var. Biz buradan
kınıyoruz.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Kaplan.
HASİP KAPLAN
(Devamla) - Bütün dünyada bütün ülkeler bu konuda ses verirken Türkiye
Meclisinden bir kınama bildirisi çıkması gerektiğini ifade
etmek istiyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum
III.- YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Yoklama istiyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) - Yoklama
BAŞKAN -
Yoklama yani aynı şeye geliyor.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) - Aynı şey değil.
BAŞKAN
Aynı şeye geliyor.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Tartışmayalım, neyse, biz yoklama istiyoruz.
BAŞKAN -
Sayın Akar, Sayın Türeli, Sayın Seçer, Sayın Susam,
Sayın Kaplan, Sayın Taylan, Sayın Çam, Sayın Akova,
Sayın Eyidoğan, Sayın Öz, Sayın Güven, Sayın Genç, Sayın
Özel, Sayın Demiröz, Sayın Çetin, Sayın Koç, Sayın Haberal,
Sayın Kaptan, Sayın Loğoğlu, Sayın Keskin.
Yoklama için iki
dakika süre veriyorum ve süreyi başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı yoktur.
Birleşime on
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 14.07
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.20
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Fehmi KÜPÇÜ (Bolu), Muhammet Rıza
YALÇINKAYA (Bartın)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 130uncu Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN 83üncü madde üzerinde Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan ve arkadaşlarının önergesinin
oylamasından önce istem üzerine yapılan yoklamada toplantı yeter
sayısı bulunamamıştı.
Şimdi yoklama işlemini tekrar
yapacağım.
Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve süreyi
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır.
Bir tek
pusulamız var, Sayın Gürsoy Erol, o da burada, onu da belirtmek
istedim.
LÜTFÜ TÜRKKAN
(Kocaeli) Tescilli sahtekârlık olunca
Yazın
bunları tutanağa.
VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetinin; İstanbul
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vuralın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in;
Bingöl Milletvekili İdris Balukenin; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetinin; Tekirdağ
Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; Kırklareli
Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin
Milletvekili Aytuğ Atıcının; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin;
İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet
Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal
ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul
Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla
Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in;
İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan
Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan
Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet
Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin;
Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır
Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim
Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt
Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in;
Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine
Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut
Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili
Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3
Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya
Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in;
Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili
Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20
Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun;
Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in; İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi'nin;
Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in; Samsun Milletvekili Cemalettin
Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in;
Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan
Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin
Şahin ve Önder Matlı ile 8 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili
Aytun Çıray'ın; Manisa Milletvekili Hasan Örenin; Denizli
Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum Milletvekili Cahit Bağcı ile 37
Milletvekilinin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa
Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun
Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195,
2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528,
2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063,
2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236,
2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364,
2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496,
2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657,
2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808,
2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963,
2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069,
2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191,
2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639) (Devam)
BAŞKAN-
Şimdi önergeyi oylarınıza sunacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
639 sıra
sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine devam
ediyoruz.
Komisyon ve
Hükûmet burada.
Diğer
önergeyi okutuyorum.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Tekirdağ Milletvekili
Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun; Samsun
Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın Benzer
Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkerelerinin (1/931, 2/115, 2/139, 2/195,
2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528,
2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063,
2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236,
2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364,
2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496,
2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657,
2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808,
2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963,
2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069,
2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191,
2/2192, 2/2198) 83 üncü maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz teklif ederiz.
MADDE 83- (1) Gümrük ve Ticaret
Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince, 31/5/2014
tarihinden (bu tarih dahil) önce 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı
Gümrük Kanunu ve ilgili diğer kanunlar kapsamında gümrük
yükümlülüğü doğan ve 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre
takip edilen gümrük vergileri, idari para cezaları, faiz, gecikme faizi ve
gecikme zammı alacaklarından kesinleşmiş olup bu Kanunun
yayımlandığı tarih itibarıyla;
yapılandırılmıştır.
Erkan Akçay (Manisa) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İLKNUR DENİZLİ (İzmir)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇEVRE VE
ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Önerge üzerinde Denizli Milletvekili Sayın Emin Haluk Ayhan
konuşacak.
Buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
Sayın
milletvekilleri, lütfen
EMİN HALUK
AYHAN (Denizli) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
görüşülmekte olan tasarının 83üncü maddesi üzerine
verdiğimiz değişiklik önergesi hakkında Milliyetçi Hareket
Partisi Grubunun görüşlerini arz etmek için söz aldım. Yüce heyeti
saygıyla selamlıyorum.
Temel olarak 4458
sayılı Kanun ile diğer ilgili kanunlar kapsamında yükümlülük
doğan ve 6183e göre takip edilen kamu alacaklarının tahsiline
yönelik düzenlemeler var. Eğer tasarının maddesi gerçekten
hayırlı ise bizim verdiğimiz teklif muhatapları
açısından daha hayırlı bir teklif, daha fazla ne oluyor? Onlara
yardım sağlamak amacıyla
Ama dış ticaret olayı
gerçekten sıkıntılı Türkiye'nin. Gümrük diye bir şey
kalmamış. AKP iktidara geldiğinden beri 2 trilyon dolar ithalat
yapmışız; 1,3 trilyon dolar ihracat yapmışız;
aradaki fark dış ticaret açığı. Cari işlemler
açığı dediğiniz zaman sıkıntı 355 milyar
dolar AKPnin iktidara geldiğinden bu yana. Hatta Rıza Zarrabın
yüzde 15lik katkısı olmasa bu yaklaşık 400 milyar dolar
olacak. Sayın Bakana bir soru önergesi verdiler ama açıklık
getirmedi. Gerçekten Rıza Beyin bu kadar bir katkısı var
mı, yok mu; bu gerçekten çok önemli. Hakikaten Türkiyeye bu kadar
faydası olan bir adama yakında madalya falan verecek misiniz, merak
ediyorum.
MUSA ÇAM
(İzmir) Diplomatik pasaport
EMİN HALUK
AYHAN (Devamla) Şimdi, hakikaten sıkıntılı bir
şey. Türkiye Cumhuriyeti cari açığının yüzde 15i
kadar bir miktarını Rıza Bey olmasa kapatamayacak. Buna
Hükûmetten bir yetkili çıkıp da Ya, sen ne diyorsun? Ne
yaptın? veya Doğru yaptın, teşekkür ederiz. diyecek
cesareti gösteremiyor. Böyle bir rezillik, böyle bir şey olması
mümkün değil.
Şimdi,
ithalat avantajlı iş, AKP böyle istiyor. Sanayi zaten harap
olmuş vaziyette; millî gelir yüzde 25-30 arasından gelmiş
20lerin altına düşmüş vaziyette. Hizmet sektörünün millî gelir
içindeki payı giderek artıyor. Burada büyük bir
sıkıntı var. AKPnin yetkilileri dış kredilerde
Hatta
Sayın Başbakan Yardımcısı Şehir içine AVM, lüks
konut, bunları yaparsan olmaz. diyor, ekonomi savruluyor. 2015e kadar
özel sektör yatırımı da yok. diyor. Ekonomi iyi de bu kaçak
göçek ne kardeşim? Bunları nereden toparlamaya
çalışıyorsunuz? Numan Kurtulmuş Bey de Sayın
Başbakan Yardımcısıyla aynı şeyleri söylüyor. Ya
bunlar başka bir hükûmetin bakanı veya başka bir iktidar
partisinin genel başkan yardımcısı, burası da ekonomisi
yönetilen başka bir ülke. Konuştuğunuz zaman mali kural üzerine
epey laf söylüyordu Sayın Başbakan Yardımcısı, hâlâ
soruyorum, o konuda bir cevap yok.
Şimdi,
ithalat yok diye ne oluyor? Bakın, terörist ihraç etmeye başladı
Türkiye AKP döneminde. Bu da yetmiyor, nereye gidiyor? PKK karşı
tarafa, IŞİDe karşı terörist gönderiyor. Hükûmetin buna
müdahale etme şansı yok. Hükûmet iki dostu arasında
IŞİDle PKK arasında- gayet sıkıntılı neye
girdi? Bir döneme girdi. Gerçekten bu sıkıntılı.
Bir diğer
olay: Nereden bakarsanız bakın, bu faizler hakikaten düşük olsa
Türkiye abat olacak, yatırımlar dolacak. Başbakan bunu böyle
söylüyor. Niye Merkez Bankası Başkanını iki satır bir
kanunla değiştirip Türkiyeyi abat etmekten mahrum
bırakıyorsunuz? Bakın, bugün bir konuştunuz, ne oldu? Dolar
fırladı. Ne oldu? Faiz yukarı çıktı. Merkez
Bankasını değiştirin, sıfırlayın, hatta
negatif faiz olsun. Ne yapın? Bu işler düzelsin. Ya siz bu
işleri bilmiyorsunuz yahut da bu işler sizin bildiğinizin neyine
gelişiyor? Tersine gelişiyor. Burada dört, beş çeşit faiz
koymuşsunuz. Gelin, bu vatandaşı rahatlatın,
faizciliğinizi iki, üç tane daha basamak olarak artırın,
farklılaşsın, ödeyemeyenlere de biraz daha kolaylık olsun.
Yüce heyeti
saygıyla selamlıyorum. Teşekkür ederim. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunacağım: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutacağım.
Yalnız, bir
şey söylemek istiyorum sayın milletvekilleri: Defalarca buradan
sessiz olmanızı rica ettim. Siz belki oturduğunuz yerden fark
etmiyorsunuz ama bu gürültü toplanıp bir uğultu hâlinde kürsüye
geliyor ve biz kürsüden ne konuşmacıyı dinleyebiliyoruz ne
okunanı dinleyebiliyoruz ve bir uğultu olarak
kulaklarımızda çınlıyor. Lütfen, sağlıklı
çalışmamız için bize yardımcı olun. Biraz daha sessiz
konuşursanız fiziki olarak da rahatsız olmamızı
engellersiniz, lütfen.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 Sıra Sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in;
Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ
Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli
Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin
Milletvekili Aytuğ Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin;
İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet
Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal
ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul
Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin
Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; İstanbul Milletvekili Ali
Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in;
İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan
Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet
Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin;
Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır
Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim
Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent
Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Kahramanmaraş Milletvekili
Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili
Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe
Nedret Akova'nın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili
Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır
Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve
Mahmut Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın
Kanun Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporunun çerçeve 83. maddesinin dördüncü fıkrasında yer
alan "şartların yanı sıra" ibaresinden sonra
gelmek üzere; "bu kanunun yayımlandığı tarihi izleyen
ikinci ayın sonuna kadar" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif
ederiz.
Rahmi
Aşkın Türeli (İzmir) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İLKNUR DENİZLİ (İzmir)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇEVRE VE
ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Önerge üzerinde Kocaeli Milletvekili Sayın Haydar Akar konuşacak.
Buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; evet, bayram
sonrası, döndük, milletin beklediği torba yasayı üçüncü gün de
konuşmaya çalışıyoruz, çıkarmaya
çalışıyoruz. Milletin beklediği. diyorum çünkü bayram
süresince de size sormuşlardır Bu torba yasa niye çıkmıyor?
diye. Ben, geçen konuşmamda da torba yasanın niye
çıkmadığını, Mecliste istenen karar yeter
sayılarına ne kadar katılıp
katılmadığınızı, boş geçen süreleri
anlattım. Anlamadığım bir tavrınız da var iki
gündür, bu yasanın çıkmaması için saldırgan bir tutum
içerisinde muhalefet partilerine saldırıyorsunuz. Bu da
anlaşılır gibi değil, her gün bu yasanın
çıkmasını biraz daha engelliyorsunuz. Aslında, yasanın
içerisine gömmüş olduğunuz hepinizin bildiği gibi güzel
şeyler var, hani bu sermayedarlarınıza, yandaşlarınıza
sunacağınız güzel şeyler var(!) Ama, ben diyorum ki, bunu
yapmanıza gerek yok. Bugün, şimdi, bu maddede, gümrükteki
cezaların veya işte gümrükteki birtakım vergilerin affedilmesi
konuşuluyor ama siz zaten bunu yapıyorsunuz, yandaş 3-5
şirket için bunu yapmışsınız ve yapmaya da devam
ediyorsunuz ama Somada bekleyenler için bu kadar aceleci
davranmıyorsunuz. Somada bekleyen acılı annelerin
acılarına derman olmak için, bir an evvel bu tasarının
yasalaşması için muhalefetin sunmuş olduğu tüm önerileri
reddediyorsunuz. Somada yaşayan yetim çocukların beklentilerini veya
madencilerimizin beklentilerini boşa çıkartmak için her şeyi
yapıyorsunuz, bir de sokağa çıkıp bizi şikâyet etmeye
kalkıyorsunuz.
Biz bir kez daha
yineliyoruz, diyoruz ki: Belli 3-5 maddeyi çekin, hepsini bir günde
çıkartalım. ama buna gelmiyorsunuz. Şimdi, diyorsunuz ki: Halk
bunu bekliyor, vatandaş bunu bekliyor, küçük esnaf bunu bekliyor.
Doğru, bekliyor. Küçük esnaf 3 bin TL vergi borcunu ödeyemediği için,
cezaya çarptırıldığı için, trafik cezasını
ödeyemediği için
17nci büyük ekonomi diye övündüğünüz ama
cumhuriyet tarihindeki büyüme hızını bile
yakalayamadığınız Türkiye Cumhuriyetinde herkesi yoksul
bıraktınız, vergi borçlarını ödeme
şanslarına bile sahip değiller, bu nedenle de sürekli af
çıkartıyorsunuz. Ama vatandaşın bilmediği bir şey
var, hani o millete küfreden vardı ya, millete nokta nokta koyan
vardı ya, onun ne kadar vergisini, ne kadar cezasını
affettiğinizi -bir kanunla bile affedilmeyen- kanun çıkartmadan
affettiğinizi niçin söylemediğinizi de çok merak ediyorum.
Bakın, Cengiz
İnşaat, ismini veriyorum; bakın, Kanal A
Kim biliyor musunuz
bu? Elektromed şirketi, Ankaralılara pahalı sayaç satan
şirket. Yeni Şafak gazetesi, kim bu? Albayraklar. Toplamda ödemesi
gereken 615 milyon TL yeni parayla -615 trilyon eski parayla- olan borcu kaça
indiriyorsunuz? Toplamda 7 milyona indiriyorsunuz, 608 milyonunu
affediyorsunuz. Şimdi, ondan sonra burada çıkıyorsunuz,
diyorsunuz ki: Vatandaş bu yasayı bekliyor. Biz, küçük esnafın,
kasabın, berberin, minibüsçünün vergilerini affedeceğiz, trafik cezalarını
affedeceğiz. Onların toplamının 3 katı, onların
toplamının 5 katını kimseye sormadan affediyorsunuz. Hatta
daha ileri gidiyorsunuz, 87 holdingin 2,4 milyarlık borcunu siliyorsunuz.
Bakana soruyoruz, kim bu 87 holding? Ama bakan cevap vermiyor.
Anlatacak çok
şey var ama dün akşamdan bahsetmek istiyorum. Biraz evvel
arkadaşım Muhtarlar milletin adamı. dedi ya dün akşam
milletin adamı televizyona çıktı, önünde prompter yoktu, o
kayan yazı yoktu. Sordu yandaş gazeteci ona ve açıklıyor,
diyor ki: Benim için çıktı birisi Gürcü olduğumu söyledi. Daha
da kötüsü, daha da çirkini, affedersiniz, Ermeni olduğumu söyledi. Evet
arkadaşlar, ben bir Gürcüyüm, ben bir Ermeniyim, ben bir Çerkezim, ben
bir Lazım, ben bir Kürtüm, ben bir Türküm. (CHP sıralarından
alkışlar)
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Çarpıtıyorsun!
HAYDAR AKAR
(Devamla) - Ben Sünniyim arkadaşlar, ben Aleviyim, ben Şiiyim, ben
Caferiyim, ben Türküm ve Müslümanım arkadaşlar.
AHMET YENİ
(Samsun) Çarpıtma, uydurma Haydar!
HAYDAR AKAR
(Devamla) - Bu kadar ırkçılığı Hitler dahi
yapmadı arkadaşlar, Hitler dahi yapmadı.
Bakın,
aynı uzun adam, aynı milletin adamı 11 Ağustos 2004te
şunu söylüyordu Gürcistanda: Ben Batum göçmeni Gürcü bir ailenin
çocuğuyum, Rizeye göçmüşüz 93 muhacirleri olarak. Bunu söylüyordu
ama akşam Gürcülüğün ne kadar kötü, Ermeniliğin ne kadar kötü
olduğunu ifade ediyordu.
AHMET YENİ
(Samsun) Uydurma Haydar!
HAYDAR AKAR
(Devamla) - Yazıklar olsun diyorum, Gürcülerden, Ermenilerden, tüm
ırklardan, tüm mezheplerden özür dilemeye davet ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar) Özür dileyecek Gürcülerden, Gürcüler
onu affetmeyecek.
Sizin grubunuzda
10 tane Gürcü, CHP Grubunda 4 tane Gürcü, Türkiyede 3 milyon Gürcü
yaşıyor. Gürcülere hakaret edilemez, kimse de ona hakaret etmesine
müsaade etmez diyor, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Buyurun Sayın
Aydın.
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Sayın hatip konuşmasında Gürcülere, Ermenilere
hakaret ettiğini ifade etti.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, duymuyorum, korkunç bir uğultu geliyor, niçin,
rica ediyorum sizden, anlayış göstermiyorsunuz?
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Sayın Başkanım, sayın hatip
konuşmasında Grup Başkanımız,
Başbakanımızın Gürcülere, Ermenilere hakaret ettiğini
ifade etti efendim.
ÖZGÜR ÖZEL
(Manisa) Etmedi, etmedi, insaf ya!
BAŞKAN
Buyurun, iki dakika
VII.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydın'ın, Kocaeli Milletvekili Haydar Akarın 639 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 83üncü maddesiyle ilgili
önerge üzerinde yaptığı konuşması sırasında
AK PARTİ Grup Başkanına sataşması nedeniyle
konuşması
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Çok değerli arkadaşlar
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Konuşması var ya, televizyonda
konuştu açık açık.
SAKİNE ÖZ
(Manisa) Televizyonda konuşulanları anlattı.
AHMET AYDIN
(Devamla) - Efendim, bir dakika dinleyebilirseniz
Tabii,
ırkçılığın ne manaya geldiğini, kimlerin
yaptığını siz çok daha iyi bilirsiniz.
Değerli
arkadaşlar, her kesimi kucaklayan, yaratılanı Yaradandan ötürü
seven bir Sayın Başbakan var.
ÖZGÜR ÖZEL
(Manisa) Yapma Başkan, yapma!
AHMET AYDIN
(Devamla) - Bakın, şunu söylüyor
SAKİNE ÖZ
(Manisa) Affedersin, belli!
AHMET AYDIN
(Devamla) - Tam olarak açıklamasını yapıyorum:
Çıktı, bir tanesi
HALUK EYİDOĞAN
(İstanbul) Hiç inandırıcı değilsiniz.
AHMET AYDIN
(Devamla) -
affedersiniz, çok daha çirkin şeylerle
Şimdi, burada
çok daha çirkin nitelemeler yapıldı Sayın
Başbakanımıza, çok daha olumsuz hakaretler yapıldı ve
Sayın Başbakanımızın onu söylemeye dili varmadı.
SAKİNE ÖZ
(Manisa) Ne gibi?
AHMET AYDIN
(Devamla) - Onun yerine Affedersiniz. dedi ya! Bu kadar çarpıtmaya, bu
kadar cımbızla alıp
ÖZGÜR ÖZEL
(Manisa) Allah Allah!
AHMET AYDIN
(Devamla) -
Sayın Başbakanı ırkçı göstermeye
Kusura
bakmayın, Hitlerse, ırkçılıksa onu siz çok iyi bilirsiniz.
HALUK
EYİDOĞAN (İstanbul) Fıtratında var,
fıtratında!
AHMET AYDIN
(Devamla) - Onu çok iyi bilirsiniz. Aynaya bakın!
Bakın
değerli arkadaşlar, 1915 yılındaki olaylardan dolayı
hayatını kaybeden tüm Osmanlı tebaası ve bu arada Ermeniler
için, ilk defa, acıları paylaşan bir Başbakan var ya, el
insaf!
Yine, sizin
devriiktidarınız döneminde Dersim katliamı yapıldı.
Ondan dolayı çıkın
Dersimden dolayı özür dileyen bir
Başbakan var.
HALUK
EYİDOĞAN (İstanbul) Bugünü konuş, bugünü!
AHMET AYDIN
(Devamla) - İlk defa Bu ülkede Kürt sorunu vardır. diyen
SAKİNE ÖZ (Manisa)
Elinizden alan mı vardı siz yapsaydınız!
AHMET AYDIN
(Devamla) -
ve benim Kürt kardeşim deyip bütün 77 milyonu kucaklayan
bir Başbakan var. Kusura bakmayın, doğru şeyler
konuşacaksınız. Kimin ırkçı kimin
olmadığını bu millet çok iyi biliyor.
HALUK AHMET
GÜMÜŞ (Balıkesir) Başbakan ne derse inanacaksın!
AHMET AYDIN (Devamla)
- Bayramdan sonra bu tür konuşmalar, burada söylenenler, değerli
arkadaşlar, yakışık almıyor. Eleştireceksiniz
diye ötekileştirmemelisiniz. Eleştireceksiniz diye söylenmemiş
sözleri söylenmiş gibi gösteremezsiniz.
Cımbızlayacaksınız, Burada böyle dedi. diyeceksiniz. Ya,
o kadar nokta nokta ifadeler kullanıldı ki ve bunu söylemeye
Sayın Başbakanın dili varmadı.
ÖZGÜR ÖZEL
(Manisa) Allah, Allah!
AHMET AYDIN
(Devamla) Affedersiniz, çok çirkin şeyler kullanıldı. diyor.
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Bu kadar çarpıtma olmaz!
AHMET AYDIN
(Devamla) - Bu kadar çarpıtma
Yazıklar olsun Haydar Bey!
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
AHMET AYDIN
(Devamla) Özür dilemesi gereken biri varsa o da sizsiniz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Aydın.
Buyurun Sayın
Akar.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Aynaya bakın, aynaya bakın. diyerek sataşmada
bulundu, hakaret etti. Ben de cevap vermek istiyorum.
BAŞKAN
Buyurun, iki dakika
(CHP sıralarından alkışlar)
AHMET YENİ
(Samsun) Çarpıtma, çarpıtma!
2.- Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın,
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Evet, millet, milletin tanımına bir bakmak lazım:
Aynı topraklar üzerinde yaşayan, aralarında dil, duygu, ülkü,
tarih, kültür ve çıkar birliği olan insanlar topluluğudur. Siz
iktidar olana kadar, on iki yıla kadar, kimse bu ülkede Sünniden,
Aleviden bahsetmiyordu. Kimse, bayram namazlarını
kıldıktan sonra
(AK PARTİ sıralarından Haydi oradan
sesleri)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri
HAYDAR AKAR
(Devamla) -
komşusuna bayrama giderken Komşum Alevi midir? diye
bakmıyordu. Siz
İHSAN
ŞENER (Ordu) Kimse söyleyemiyordu ne olduğunu.
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Dersimde ne oldu?
HAYDAR AKAR
(Devamla) - Dersimle hesaplaşırız. Biz, Dersimle
hesaplaştık, Dersimde doğmuş, fakir bir ailenin
çocuğunu Genel Başkan yaparak hesaplaştık.
RECEP ÖZEL
(Isparta) Allah, Allah!
HAYDAR AKAR
(Devamla) - Dersimliler hesaplaştı, evlerine Atatürk resmi asarak,
cemevlerine Atatürk resmi asarak hesaplaştı ama anlamak mümkün
değil, bu Başbakan kiminle hesaplaşmak istiyor, niçin
hesaplaşmak istiyor? Bir de bir kez bunu sorgulamak isteyin.
İDRİS
ŞAHİN (Çankırı) Yazık, yazık!
HAYDAR AKAR
(Devamla) - Sürekli ayrıştırmaya, sürekli Alevi, Sünni, Caferi
diye vurgu yaparken, Orta Doğudaki Sünnilere silah yardımı
yaparken, Aleviler öldürülürken, Alevi annesini meydanlarda yuhalatırken, 15
yaşındaki Alevi çocuğu
.
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Çarpıtma.
HAYDAR AKAR
(Devamla) -
ekmek almaya giden Alevi çocuğu terörist ilan eden bir
Başbakanın kalkıp Gürcülük kötü, ondan daha kötüsü Ermeniler.
demesini esefle kınıyorum.
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Kimse inanmaz bu dediğine Haydar.
İDRİS
ŞAHİN (Çankırı) 93te iktidarda kim vardı?
HAYDAR AKAR
(Devamla) Burada, gelecek, Türkiye Cumhuriyetinde yaşayan tüm
Gürcülerden, tüm Ermenilerden, tüm Türklerden, tüm Kürtlerden bu
ayrışmayı yaptığı için özür dilemesi gerekiyor.
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Sen özür dile.
HAYDAR AKAR
(Devamla) - Bunu söylemeniz gerekiyor, bunu. Daha fazla söylemeye gerek yok.
Akşam dinleseydiniz, ki dinlemediğiniz belli oluyor. Söylüyorum:
Benim için çıktı bir tanesi Gürcüdür. dedi, hatta çok daha çirkin
şeyler söyleyenler oldu, affedersiniz Ermeni bile diyen oldu. diyor.
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Birleştiriyor.
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Öyle değil, yanlış söylüyorsun.
HAYDAR AKAR
(Devamla) Bu, ayıptır, günahtır, yazıktır!
OSMAN BOYRAZ
(İstanbul) Uzatma Haydar Bey.
HAYDAR AKAR
(Devamla) - Bu ülkeyi ayrıştırmayın diyor, hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Hâlâ anlayamamışsın be!
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Çık da orada konuş.
İDRİS
ŞAHİN (Çankırı) Sivas katliamı bile sizin
döneminizde oldu.
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Sayın Başkan
BAŞKAN
Arkadaşlar, lütfen
Bunun sonu
gelmeyecek.
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Sayın Başkan, sataşmayacağım, bir
açıklama yapacağım.
Lütfen, sataşmadan,
iki dakika.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Televizyonu dinleyin kardeşim. Dinleyin, Allah
aşkına dinleyin.
BAŞKAN - Dün,
7 kere söz vermişiz bir sataşmadan dolayı, 7 kere.
SAKİNE ÖZ
(Manisa) Aynı şeyleri söyleyecek, tekrar dinlemenin anlamı
yok.
3.- Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydın'ın, Kocaeli Milletvekili Haydar Akarın sataşma
nedeniyle yaptığı konuşması sırasında AK
PARTİ Grup Başkanına sataşması nedeniyle konuşması
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Haydar Bey,
eğer o sözü gerçekten olduğu gibi, doğru bir şekilde ifade
etseydi amenna derdim, bu şekilde değil.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Burada dinletelim, kürsüden dinletelim.
ÖZGÜR ÖZEL
(Manisa) Kürsüden dinlet.
AHMET AYDIN
(Devamla) - Aç, bak iyice; birincisi bu.
İkincisi,
değerli arkadaşlar, AK PARTİ Hükûmetine kadar kimse Sünni, kimse
Alevi olduğunu söylemiyordu değil de söyleyemiyordu
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Yo, niye söyleyemiyordu?
AHMET AYDIN
(Devamla) - Söyleyemiyordu.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Ben Gürcü olduğumu söylüyordum.
AHMET AYDIN
(Devamla) - Ben Kürtüm. diyemiyordu, Ben Aleviyim. diyemiyordu, kendini
ifade edemiyordu insanlar.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Şimdi ben cevap
vereceğim buna.
AHMET AYDIN (Devamla) - Ve Sayın
Başbakanımız şunu söyledi: Herkes olduğu gibi
görünsün ya da göründüğü gibi olsun. Herkes kendini olduğu gibi ifade
etsin, neye inanıyorsa, kendisini nasıl hissediyorsa kendisini ifade
etti, kendi duygularını da ifade etti- kim kendini nasıl
hissediyorsa
Bu bir ayrıştırma değil, bu bir
bütünleştirme.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Sizin döneminizde de Türküm.
demek suç oldu.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Ahmet Bey, hadi, Türküm. de, şu milletin
adını bir söyleyiver de geçsin tutanaklara.
AHMET AYDIN
(Devamla) Ve 77 milyon olarak, Kürtüyle, Türküyle, Alevisiyle,
Sünnisiyle, Gürcüsüyle, Boşnakıyla, Pomakıyla bu ülkede
yaşayan 77 milyon tek millettir. dedi, tek milletin tanımı
olarak da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını ifade
etti. Eğer bilebilirseniz, bu bir bütünleştirmedir, bu bir
kardeşlik projesidir, bu bir çözüm projesidir ve bu ülkede yaşayan
herkesin inandığı şekilde yaşamasıdır,
inancını yaşamasıdır, dilini
konuşmasıdır, kendini ifade ettiği şekliyle
yaşamasıdır, bundan daha öte, bundan daha doğal ne
olabilir?
ALİM
IŞIK (Kütahya) Hadi söyleyiver Ahmet Bey, şu milletin
adını bir söyle de senin ağzından tutanaklara bir geçsin.
AHMET AYDIN
(Devamla) AK PARTİ bunun önünü açtı, AK PARTİ
baskılanmış kimlikleri ortadan kaldırdı,
baskılanmış inançları. Bu ülkede herkes, 77 milyon, özgür
bir insan olarak, özgür birer birey olarak yaşasın dedi ve bunun
önünü açan, bunun yolunu getiren de AK PARTİdir diyorum.
Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.
VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4-
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu
ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu
ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı'nın;
Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana
Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın;
Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın;
İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri
Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in;
Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın
Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye
Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi
Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay
Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara
Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in;
Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine
Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut
Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili
Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3
Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya
Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in;
Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili
Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20
Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun;
Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in; İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi'nin;
Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in; Samsun Milletvekili Cemalettin
Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Çanakkale
Milletvekili Mustafa Serdar Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in;
Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve
Önder Matlı ile 8 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Aytun
Çıray'ın; Manisa Milletvekili Hasan Örenin; Denizli Milletvekili
Mehmet Yüksel ve Çorum Milletvekili Cahit Bağcı ile 37
Milletvekilinin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa
Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun
Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı
Tezkereleri (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324,
2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689,
2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156,
2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248,
2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414,
2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514,
2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716,
2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899,
2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000,
2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156,
2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) (S.
Sayısı: 639) (Devam)
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum
MUHARREM İNCE (Yalova) Karar yeter
sayısı
BAŞKAN - Karar yeter sayısı
arayacağım.
Kabul edenler... Kabul etmeyenler
Elektronik cihazla oylama yapalım, iki dakika süre
veriyorum.
(Elektronik cihazla oylamaya başlandı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Sayın
Kalaycı, yeni önergeyi inceleme olanağınız varsa devam
edeceğim, yoksa ara vereceğim, incelemenizi bitirdiniz mi, ara
vereyim mi?
MUSTAFA KALAYCI (Konya) Bir dakika Sayın
Başkan
BAŞKAN - Sayın İnce, sizin için de geçerli
bu, incelediniz mi önergeyi, süre vereyim mi, yeni bir önerge var da o yüzden.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Beş dakika ara
verseniz yeterli.
(Elektronik
cihazla oylamaya devam edildi)
BAŞKAN
Sayın Halaçoğlu, vereyim isterseniz on dakika, rahat bakın.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Beş dakika.
BAŞKAN
Tamam.
(Elektronik
cihazla oylamaya devam edildi)
BAŞKAN
Karar yeter sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
Beş dakika
ara veriyorum.
Kapanma Saati:
14.54
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 15.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Fehmi KÜPÇÜ (Bolu), Muhammet Rıza
YALÇINKAYA (Bartın)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 130uncu Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
639 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet burada.
84üncü madde üzerinde dört adet önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 84
üncü maddesi ile 5510 sayılı Kanuna eklenen Geçici 60 ıncı
maddenin birinci fıkrasına aşağıdaki (e) bendinin, onbeşinci
fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkraların
eklenmesini, dördüncü fıkranın (a) bendi ile 5 inci ve 6 ncı
fıkraların aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ye teklif ederiz.
Nurettin Canikli Ahmet
Aydın Recep
Özel
Giresun Adıyaman Isparta
Hüseyin
Şahin Yılmaz
Tunç İdris
Şahin
Bursa Bartın Çankırı
Mehmet
Doğan Kubat
İstanbul
"e) Sosyal
güvenlik kanunlarına göre emeklilik veya yaşlılık
aylığı almakta iken 5335 sayılı Kanunun 30 uncu
maddesinin ikinci fıkrası kapsamına giren kurum ve
kuruluşlara ait işyerlerinde çalışmaları nedeniyle
aylıkları kesilmesi gerekenlere, bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihi takip eden ödeme dönemine kadar yersiz olarak ödendiği
tespit edilen aylıklara ilişkin borç,"
"(4) a)
Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g)
bendi kapsamındaki sigortalılık statüsünden kaynaklanan prim
borcu hariç diğer borçların bu madde hükümlerine göre hesaplanan
tutarının ilk taksit ödeme süresi içerisinde tamamen ödenmesi
halinde, bu tutara bu maddenin yayımlandığı tarihten ödeme
tarihine kadar geçen süre için herhangi bir faiz uygulanmaz. Kanunun 60
ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi
kapsamındaki sigortalılık statüsünden kaynaklanan prim borcu
aslının ilk taksit ödeme süresi içerisinde tamamen ödenmesi halinde
ödeme tarihine kadar sosyal güvenlik mevzuatına göre hesaplanan gecikme
cezası ve gecikme zammı tahsil edilmez."
"(5) Kendi
adına ve hesabına bağımsız çalışanlar ile
tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız
çalışanlardan 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı Esnaf ve
Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal
Sigortalar Kurumu Kanunu mülga hükümlerine ve mülga 17/10/1983 tarihli ve 2926
sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına
Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununa göre tescilleri
yapıldığı halde prim borçları nedeniyle daha önceki
ilgili kanunları uyarınca sigortalılık süreleri
durdurulmuş olanlardan bu maddenin yayımlandığı tarih
itibarıyla ihya edilmemiş olanların kendileri veya hak
sahipleri, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ay
başından itibaren üç ay içerisinde Kuruma müracaat ederek, durdurulan
sigortalılık süreleri için ödeyecekleri prim tutarının,
sigortalılık süreleri durdurulmamış gibi
değerlendirilerek bu madde kapsamında hükümlerine göre
hesaplanmasını talep edebilirler. Hesaplanan borcun
tamamının ilk taksit ödeme süresi içinde ödenmesi halinde durdurulan
süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir. Hesaplanan
borcun tamamının ilk taksit ödeme süresi içinde ödenmemesi halinde
ihya işlemi geçerli sayılmaz ve bu madde kapsamında ödenmiş
olan tutarlar ilgilinin bu madde kapsamı haricinde başkaca prim
borcunun bulunmaması kaydıyla faizsiz olarak iade edilir."
"(6) Bu
maddeye göre ödenmesi gereken taksitlerden; bir takvim yılında iki
veya daha az taksitin, süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde,
ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarlarının son taksiti izleyen
ayın sonuna kadar, gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı
Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında
hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi şartıyla bu
madde hükümlerinden yararlanılır. Süresinde ödenmeyen veya eksik ödenen
taksitlerin belirtilen şekilde de ödenmemesi veya bir takvim
yılında ikiden fazla taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik
ödenmesi halinde bu madde hükümlerinden yararlanma hakkı kaybedilir. Bu
hüküm alacakları tahsil daireleri açısından taksitlendirilen
alacaklar için ayrı ayrı uygulanır.
(16) Bu madde kapsamında ödenmesi gereken
tutarlar, il özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı müstakil
bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlarca ikişer
aylık dönemler halinde azami otuzaltı eşit taksitte, bu madde
ile bu maddeyi ihdas eden Kanunun 75 inci maddesi kapsamında ödenmesi
gereken tutarlar, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Türkiye Futbol
Federasyonu ve özerk spor federasyonlarına tescil edilmiş olan ve
Türkiye'de sportif alanda faaliyette bulunan spor kulüplerince ikişer
aylık dönemler halinde azami kırkiki eşit taksitte ödenebilir.
Bu takdirde bu bent hükmüne göre hesaplanacak katsayı yirmidört eşit
taksit için (1,20), otuz eşit taksit için (1,25), otuzaltı eşit
taksit için (1,30) ve kırkiki eşit taksit için (1,35) olarak
uygulanır."
(17) Bu madde kapsamına giren
alacakların; asıllarının bu maddenin
yayımlandığı tarihten önce ödenmiş olması
şartıyla, bu maddenin yayımlandığı tarih
itibarıyla aslı ödenmiş fer'i alacağın %
40'ının ilk taksit ödeme süresi içinde ödenmesi halinde kalan %
60'ının tahsilinden vazgeçilir. Aslı ödenmiş fer'i
alacağın %40'ının taksitle ödenmek istenmesi halinde ise bu
maddenin 4 fıkrasının (c) bendine göre taksitlendirilir.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
Olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın,
31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Kanuna geçici madde eklemeyi öngören
84'üncü maddesinde geçen "yedi ay" ibaresinin "oniki ay",
"üç ay" ibaresinin "altı ay", "sekiz ay"
ibaresinin "oniki ay", "dört ay" ibaresinin "sekiz
ay", "ikişer" ibaresinin "üçer" ve
"onsekiz" ibaresinin "yirmidört" şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
İdris
Baluken Erol
Dora Pervin
Buldan
Bingöl Mardin Iğdır
Nazmi Gür Sebahat
Tuncel Hasip
Kaplan
Van İstanbul Şırnak
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 Sıra Sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit
Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl
Milletvekili İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ
Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli Milletvekili
Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili
Aytuğ Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili
Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza
Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz
Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul
Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili
Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin
Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; İstanbul Milletvekili Ali
Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul
Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars
Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in;
Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul
Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve
Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay
Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara
Milletvekili Levent Gök'ün; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ile 1 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe
Nedret Akova'nın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili
Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır
Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve
Mahmut Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın
Kanun Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporunun çerçeve 84. maddesi ile 5510 sayılı kanuna
eklenmesi öngörülen geçici 60 ıncı maddesinin birinci
fıkrasına (e) bendinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Rahmi Aşkın
Türeli Ali
Serindağ Haluk
Eyidoğan
İzmir
Gaziantep İstanbul
Fatma Nur Serter Haydar Akar Vahap
Seçer
İstanbul Kocaeli Mersin
"e)
İşverenlere sağlık, analık, iş göremezlik,
iş kazası, meslek hastalığı gibi sebeplerle kurumun
rücu ettiği alacaklar
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım önerge 500 kelimeyi
geçtiğinden İç Tüzükün 87nci maddesi gereği önergenin özeti
okunacak, önergenin tamamı tutanağa eklenecektir.(x)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Tekirdağ Milletvekili
Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu
Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun; Samsun
Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın Benzer
Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkerelerinin (1/931, 2/115, 2/139, 2/195,
2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528,
2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063,
2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236,
2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364,
2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488,
2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655,
2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799,
2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957,
2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065,
2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190,
2/2191, 2/2192, 2/2198) 84 üncü maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan Akçay S. Nevzat
Korkmaz Kemalettin
Yılmaz
Manisa Isparta Afyonkarahisar
Mesut Dedeoğlu Mustafa
Kalaycı Özcan
Yeniçeri
Kahramanmaraş Konya Ankara
Madde
84- 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Kanuna aşağıdaki
geçici madde eklenmiş ve borçlar yeniden
yapılandırılmıştır.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İLKNUR DENİZLİ (İzmir)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇEVRE
VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE
(İstanbul) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Önerge üzerinde Konya Milletvekili Sayın Mustafa Kalaycı
konuşacak. (MHP sıralarından alkışlar)
MUSTAFA
KALAYCI (Konya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Tasarının
bu maddesiyle 2014 Nisan ve önceki aylara ait sigorta primi borçlarına
yapılandırma imkânı getirilmektedir. AKP Hükûmetinin yüksek prim
borçları çıkardığı ve sağlık yardımı
vermeyerek mağdur ettiği milyonlarca
vatandaşımızın genel sağlık sigortası prim
borçları da bu maddeyle yapılandırılmaktadır.
Sayın
Başbakanın Cebine nüfus cüzdanını koyan herkes bu ülkede
istediği hastaneye, istediği zaman, para ödemeden gidebilecek.
sözlerinin yalan olduğunu bu uygulama açıkça göstermiştir. Bırakın
para ödememeyi, vatandaşımıza sağlık yardımı
alamadığı dönemlere ilişkin borçlar bile ödettirilmektedir.
Bu haksızlık mutlaka düzeltilmelidir.
Yine, Hükûmet,
emekli esnafımıza üstesinden gelemeyeceği boyutta geçmiş
yıllara ait sosyal güvenlik destek primi borçları
çıkarmıştır. Bu maddeyle anılan borçlara
yapılandırma imkânı verilse de esnafımızın bu
borçları ödemekte zorlanacağı açık olup ayrıca emekli
aylığından yüzde 15 prim kesilmesi aynen devam ettirilmektedir.
Esnaf ve sanatkârımızı cezalandıran bu sistemden
vazgeçilerek esnafın emekli aylığından kesinti
yapılmamalı ve geçmiş yıllara ilişkin borçlar da
tümüyle silinmelidir.
Diğer
taraftan, birçok vatandaşımız geçmişte vergi mükellefiyeti
ve oda kaydı olan çalışma sürelerinin hizmetine
sayılmasını, hizmet borçlanması imkânı verilmesi
yönünde düzenleme yapılmasını beklemektedir. Ancak, Milliyetçi
Hareket Partisi olarak tüm çabalarımıza rağmen bu yönde bir
düzenleme AKP Grubuna kabul ettirilememiştir. Esnafımızın,
çiftçimizin hakkı olan bu hizmetlerin daha önce kayıt ve tescil
edilmiş olma şartı aranmadan sigortalılık süresi
olarak değerlendirilmesi ve bu sürelere borçlanma imkânı verilmesi
gerekmektedir. AKPyi hakkın ve haklının yanında olmaya
davet ediyorum.
Değerli
milletvekilleri, kamuoyuna tarihin en kapsamlı af yasası olarak
takdim edilen bu tasarı, iddia edildiğinin aksine, 2011
yılında çıkarılan 6111 sayılı Kanuna göre daha
dar kapsamlı olup vergi ve sigorta primi dışındaki kamuya
olan borçlarda bir yapılandırma getirmemektedir.
Dolayısıyla, bu tasarı birçok kesimde oluşturulan
beklentileri karşılamamaktadır. Hâlbuki, gerek sanayi ve ticaret
erbabı ile çiftçilerden gerekse odalar, birlikler ve kooperatiflerden
gelen talepler kapsamlı bir düzenleme beklendiğini ortaya
koymaktadır.
Bakınız,
gelen taleplerde DSİnin sulama kooperatiflerini icraya verdiği, bu
itibarla DSİye olan borçların kapsama alınması, yine
tarımsal sulamadan olan çiftçi ve kooperatif borçlarının
faizlerinin terkin edilerek uzun vadeli yapılandırılması
istenmektedir. Ancak, bu yıl peş peşe
yaşadığı afetler nedeniyle iyice zor duruma düşen
çiftçimizin ve üreticimizin sorunlarına AKP Hükûmeti duyarsız
kalmaktadır. Üstelik, çiftçiler elektrik borçlarına kolaylık
getirilmesini beklerken AKP Hükûmeti tam tersine elektrik borcu nedeniyle
tarımsal desteklerin verilmemesini
kararlaştırmıştır.
Büyük bir borç
sarmalı içine giren şirketler ve KOBİler finansman
sıkıntısı nedeniyle vergi ve prim affının otuz
altı ay yerine, altmış ay vadeye yayılmasını,
daha önce kara listeye alınan dürüst ticari işletmelerin ayakta
kalabilmesi ve kredi kullanabilmesi için sicil affı getirilmesini
beklemektedir. Yine, vergi ve sigorta prim borçlarıyla ilgili olarak
adliyeye intikal etmiş dosyaların kapsama alınması, matrah
artırımı imkânı verilmesi,
dağıtılmamış kârlara ilişkin stopajın
düşürülmesi, stok affının kapsama alınması, 31/12/2013
bilançolarının tüm kalemlerini fiilî duruma göre düzeltme imkânı
verilmesi gibi birçok talep ve beklenti bulunmaktadır. Ancak, bu
tasarıyla sadece kasa affı getirilmekte, ortakların
borçlarıyla ilgili düzeltme yapmaya imkân verilmektedir.
Buradan soruyorum:
Neden özellikle kasa açıklarına, patronların
açıklarına düzeltme imkânı getirilmektedir? Öyle ya, eğer
amaç vergi barışı ise yapılan düzenleme neden bilançonun
tüm kalemlerini değil de sadece kasa ve şirket ortaklarının
borç, alacak hesaplarını kapsamaktadır? Bu düzenleme 17-25
Aralık soruşturmalarıyla ortaya çıkan rüşvetlere
yönelik midir? Ödenen rüşvetleri mi kayda alıyorsunuz? Havuz
medyasına aktarılan, ayakkabı kutularına saklanan, yatak
odalarında para kasalarına istiflenen, soruşturma korkusuyla
sıfırlayabilmek için bir hayli uğraşılarak villadan
kaçırılan milyarlarca dolarlık paraları veren
rüşvetçiler için mi bu düzenlemeyi yapıyorsunuz?
Teşekkür ederim. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 Sıra Sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit
Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl
Milletvekili İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ
Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli
Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin
Milletvekili Aytuğ Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin;
İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet
Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal
ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul
Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla
Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent
Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in;
İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan
Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan
Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet
Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin;
Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır
Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim
Özkanın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudunun; Ankara Milletvekili Levent
Gökün; Ankara Milletvekili Levent Gökün; Kahramanmaraş Milletvekili
Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili
Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akovanın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa
Çamın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkinin; Manisa Milletvekili
Sakine Özün; Diyarbakır Milletvekili Emine Aynanın; İstanbul
Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut Tanalın; Erzincan Milletvekili
Muharrem Işıkın Kanun Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun
Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun çerçeve 84. maddesi ile 5510
sayılı kanuna eklenmesi öngörülen geçici 60 ıncı maddesinin
birinci fıkrasına (e) bendinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Rahmi
Aşkın Türeli (İzmir) ve arkadaşları
"e)
İşverenlere sağlık, analık, iş göremezlik,
iş kazası, meslek hastalığı gibi sebeplerle kurumun
rücu ettiği alacaklar
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İLKNUR DENİZLİ (İzmir)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇEVRE VE
ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Önerge üzerinde Ankara Milletvekili Sayın İzzet Çetin konuşacak.
Buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
İZZET
ÇETİN (Ankara) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, gerçekten, bu torba kanunun daha maddeleri görüşülmeden
maddeleri üzerinde değişiklik önergeleri verilmeye
başlandı. Son derece ilginç.
Biraz önce okunan,
iktidar partisi tarafından verilen önergede, alt komisyon ve üst komisyona
gelip daha orada kabul edilmediği hâlde (d) fıkrasından sonra
(1)inci fıkraya ilave edilen (e) fıkrasıyla başlandı
işe, ben oradan girmek istiyorum.
Bu düzenleme
21/4/2005 tarihinde 5335 sayılı Kanunla, AKPnin acemilik döneminde
yapmış olduğu bir torba kanunla, iktidar tarafından belli
yerlere atanan kişilere, emekli olduktan sonra atanan kişilere
fazladan ödeme yapılmışsa onlara af getiren bir düzenleme. Kabul
edilmesi gerçekten olanaklı değil.
Bu torba kanun, ne
yazık ki bir kez daha söyleyeyim, Somada ölen 301 madencinin geride
kalanlarını ve azgınlaşan taşeron sistemini içeren bir
torba kanundan çok, AKPnin kendi yandaşlarını, kendi
müteahhitlerini, kendi çıkar çevrelerini koruyan, kollayan bir torba kanun
hâline iyice dönüştürülüyor. Ben buraya dikkatinizi çekmek istedim.
Bu madde
gerçekten, biraz evvel Milliyetçi Hareket Partisinden konuşan değerli
arkadaşımızın da söylediği gibi, beklentilere cevap
veren bir madde değil. Sadece maddenin önemli
kısımlarını söylemeye kalkışsak beş
dakikalık önerge süresinin bunu sıralamamıza imkân
vermeyeceği açık ama ben 2014 Nisan ayından önceki aylara
ilişkin olup da bu maddenin yayımlandığı tarihten önce
tahakkuk ettiği hâlde ödenmemiş olan kurumun alacaklarının
büyük bir kısmının faizlerinin silinerek, TEFE-TÜFE farkına
göre, bu madde içinde yazılan belli oranlarda, sürelere bağlı
olarak belirlenen oranlarda yeni bir faiz yöntemiyle
yapılandırılmasını sağlayan bir düzenleme. Buna
katılmak ya da katılmamak çok önemli değil çünkü iktidar
olduğunuzdan bugüne kadar geçen süre içerisinde vergi aflarıyla,
sigorta prim aflarıyla dürüst ve namuslu esnafı, sanatkârı,
serbest meslek erbabını cezalandırırken; yükümlülüğünü
yerine getirmeyen, vergisini zamanında ödemeyen, prim borcunu
zamanında vermeyen uyanık -diyeyim- ya da
yandaşlarınızı hep Nasıl olsa af gelecek.
beklentisine soktunuz ve her seferinde de torba kanunlarla bunları
yapıyorsunuz.
Şimdi, bu
torba kanunun bu maddesinin içerisinde, gerçekten vergi mükellefi olduğu
hâlde bir türlü BAĞ-KUR esnafı konumuna gelemeyen esnafın
sorunlarına çözüm yok; kurumlarda, sosyal güvenlik kurumları
içerisinde memur olarak, işçi olarak ya da BAĞ-KURlu olarak
çalışıp da yaşı tamamladığı hâlde prim
ödeme gün sayısındaki eksiklik nedeniyle maaşa erişemeyen
yurttaşların beklentilerine cevap veren bir düzenleme yok; devlet
olarak 1999da yapmış olduğumuz bir kanunla kendilerini
cezalandırdığımız, tuzak kurup emekliye sevk
ettiğimiz, daha sonra da iktidarlarınız döneminde Ödül olarak
emekli ikramiyenizi ya da kıdem tazminatınızı yüzde 25,
yüzde 40 zamlı ödeyeceğiz. diyerek emekliye sevk ettiğiniz ve
kamuoyunda yaşa takılanlar diye bilinen emekçilerin dertlerine deva
olacak bir düzenleme yok. Ee, ne var? Yandaşlarınızdan
ödemeyenlere, Ödemeyin. dediklerinize yine af var. Bu, hakkaniyete uygun
değil, dürüstlüğe uygun değil, gerçekten, kanun yapma
tekniğine de uygun değil.
Değerli
arkadaşlar, biraz evvel verilen bir önergede, yine o kalın kitaptaki
-getirmedim buraya- bir düzenlemeyi bertaraf ediyorsunuz. Oradaki 17nci madde
burada değiştiriliyor, deniyor ki: Anapara ödenmişse gecikme
zammı ve faizlerinin yüzde 40ını ver, yüzde 60ını
affedeyim. Ne olur ya, bir de borçlarını zamanında ödeyen,
vergisini zamanında ödeyen, primlerini zamanında ödeyen
insanlarımızı düşünerek, onların kendilerinin enayi
yerine konulmadıklarını anlamaları ve dürüstlüğün de
ödüllendirilmesi için onların da vergilerini, sigorta primlerini yüzde 5,
yüzde 10 oranında indirelim de hiç olmazsa hakkaniyeti
sağlayalım, dürüst ve namuslular da hiç olmazsa Biz ödüllendirildik.
diyebilsin.
Teşekkür
ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, AKPnin verdiği önergeyle ilgili
olarak 63üncü maddeye göre yerimden çok kısa söz istiyorum.
BAŞKAN Bir
dakika, işlem bitsin.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Ama daha önce ben
BAŞKAN Bir
dakika, işlem bitsin.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın,
31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Kanuna geçici madde eklemeyi öngören
84'üncü maddesinde geçen "yedi ay" ibaresinin "oniki ay",
"üç ay" ibaresinin "altı ay", "sekiz ay"
ibaresinin "oniki ay", "dört ay" ibaresinin "sekiz
ay", "ikişer" ibaresinin "üçer" ve
"onsekiz" ibaresinin "yirmidört" şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erol Dora (Mardin)
ve arkadaşları
BAŞKAN Bir
dakika.
Siz ne
demiştiniz Sayın Genç?
KAMER GENÇ
(Tunceli) Efendim, şimdi, AKPnin verdiği önerge var burada.
Şimdi, evvela siz bu önergeyi anladınız mı? Çünkü Meclisi
yöneten Başkanın burada verilen konuları öğrenmesi
lazım. Neyse, öğrenmediniz.
Şimdi,
şöyle bir önerge veriliyor
BAŞKAN
Şimdi, beni karıştırmadan konuşun lütfen, beni
karıştırmayın, benimle ilgili hiçbir şey söylemeyin
lütfen.
Buyurun.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Rica ediyorum
Ben de orada yedi sene Meclisi yönettiğim için,
burada, gelen kanun tasarı ve tekliflerinin en azından Meclis
Başkanlık Divanınca anlaşılması lazım çünkü
buraya gelen önergelerle devlet büyük bir yük altına sokuluyor.
Şimdi,
AKPnin verdiği önergede, efendim, sosyal güvenlik kurumlarından
emekli olup da çalışan kişilerin kendilerine haksız
maaş ödenmiş. Bu, tabii, AKPlilerin yandaşlarına ödenen
bir şey.
BAŞKAN
Sayın Genç
KAMER GENÇ
(Tunceli) Bir dakika
BAŞKAN Ama
bitirin, böyle bir usulümüz yok.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Efendim, bir şey söylüyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Evet
ama çabuk olun siz de.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Niye yolsuzlukları örtmek için bu kadar gayret sarf
ediyorsunuz?
BAŞKAN
Tamam, bir dakika veriyorum size.
VIII.- AÇIKLAMALAR
1.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in, 639
sıra sayılı Kanun Tasarısının 84üncü maddesiyle
ilgili Giresun Milletvekili Nurettin Canikli ve arkadaşlarının
verdiği önergede devleti zarara sokan konular olduğuna ve
Başkanlık Divanının önergeleri daha iyi incelemesi
gerektiğine ilişkin açıklaması
KAMER GENÇ
(Tunceli) Diyorum ki: Bakın, getirilen bu önergede, sosyal güvenlik
kurumlarından emekli olduğu hâlde devletten maaş almaması
gereken kişiler haksız olarak devletten maaş almışlar
ve bu paraların üzerine yatmışlar. Şimdi, getiriyor
önergeyle onun yüzde 40ını alıyor, yüzde 60ını
affediyor.
Şimdi, bundan
önce ne kadar imar affı varsa, ne kadar kaçakçıların vergi
affı varsa, onun gibi ne kadar devleti zarara sokan konular varsa, son
anda AKP grup başkan vekilleri, özellikle Nurettin Canikli buraya önerge
getiriyor, bunları affediyor.
Yazık bu
devlete efendim! Yazık bu millete ya!
BAŞKAN Sayın
Genç
Sayın Genç
KAMER GENÇ
(Tunceli) Evet.
BAŞKAN Biz
Divan olarak önergeleri şeklî ve usulü açısından inceliyoruz.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Şeklî değil efendim, özüne de gireceksiniz.
BAŞKAN Lütfen
Bir dakika beni dinler misiniz?
KAMER GENÇ
(Tunceli) Evet.
BAŞKAN
Kaldı ki bu önergeyle ilgili olarak ben grup başkan vekillerinin
ortak talebi yüzünden ara verdim. Ara verdim, grup başkan vekilleri
önergeyi incelediler ki, imzalı olarak buraya geldi. Bundan sonra bizim
yapacak hiçbir şeyimiz yok. Kaldı ki şu anda Halkların
Demokratik Partisinin önergesini görüşeceğiz.
Teşekkür
ederim.
Komisyon önergeye
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet
ÇEVRE VE
ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Değişiklik
ile maddenin yasalaşmasından sonra yararlanma süresine dair
borçlulara daha geniş bir zaman tanınması
amaçlanmıştır.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
KAMER GENÇ
(Tunceli) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı yoktur. Elektronik yapıyorum. (CHP
sıralarından gürültüler)
KAMER GENÇ
(Tunceli) Yok efendim karar yeter sayası yok dediniz niye
yapıyorsunuz? Niye yapıyorsun elektronik cihazla?
BAŞKAN Tamam
tamam, peki tamam.
Yoktur dedim,
ara vermem gerekiyor.
On dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati :
15.32
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati:
15.43
BAŞKAN:
Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER:
Fehmi KÜPÇÜ (Bolu), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 130uncu
Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
84üncü madde
üzerinde İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli ve
arkadaşlarının önergesinin oylanmasında karar yeter
sayısı bulunamamıştı. Şimdi önergeyi tekrar
oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı
arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir, karar yeter sayısı
vardır.
639 sıra
sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine devam
edeceğiz.
Komisyon? Burada.
Hükûmet? Burada.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 84
üncü maddesi ile 5510 sayılı Kanuna eklenen Geçici 60 ıncı
maddenin birinci fıkrasına aşağıdaki (e) bendinin,
onbeşinci fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkraların
eklenmesini, dördüncü fıkranın (a) bendi ile 5 inci ve 6 ncı
fıkraların aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli Ahmet
Aydın Recep
Özel
Giresun Adıyaman Isparta
Hüseyin
Şahin Yılmaz
Tunç İdris
Şahin
Bursa Bartın Çankırı
Mehmet Doğan
Kubat
İstanbul
"e) Sosyal güvenlik kanunlarına göre emeklilik
veya yaşlılık aylığı almakta iken 5335
sayılı Kanunun 30 uncu maddesinin ikinci fıkrası
kapsamına giren kurum ve kuruluşlara ait işyerlerinde
çalışmaları nedeniyle aylıkları kesilmesi gerekenlere,
bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ödeme dönemine kadar
yersiz olarak ödendiği tespit edilen aylıklara ilişkin
borç,"
"(4) a)
Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g)
bendi kapsamındaki sigortalılık statüsünden kaynaklanan prim
borcu hariç diğer borçların bu madde hükümlerine göre hesaplanan
tutarının ilk taksit ödeme süresi içerisinde tamamen ödenmesi
halinde, bu tutara bu maddenin yayımlandığı tarihten ödeme
tarihine kadar geçen süre için herhangi bir faiz uygulanmaz. Kanunun 60
ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi
kapsamındaki sigortalılık statüsünden kaynaklanan prim borcu
aslının ilk taksit ödeme süresi içerisinde tamamen ödenmesi halinde
ödeme tarihine kadar sosyal güvenlik mevzuatına göre hesaplanan gecikme
cezası ve gecikme zammı tahsil edilmez."
"(5) Kendi
adına ve hesabına bağımsız çalışanlar ile
tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız
çalışanlardan 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı Esnaf ve
Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal
Sigortalar Kurumu Kanunu mülga hükümlerine ve mülga 17/10/1983 tarihli ve 2926
sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına
Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununa göre tescilleri
yapıldığı halde prim borçları nedeniyle daha önceki
ilgili kanunları uyarınca sigortalılık süreleri
durdurulmuş olanlardan bu maddenin yayımlandığı tarih
itibarıyla ihya edilmemiş olanların kendileri veya hak
sahipleri, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ay
başından itibaren üç ay içerisinde Kuruma müracaat ederek, durdurulan
sigortalılık süreleri için ödeyecekleri prim tutarının,
sigortalılık süreleri durdurulmamış gibi
değerlendirilerek bu madde kapsamında hükümlerine göre
hesaplanmasını talep edebilirler. Hesaplanan borcun
tamamının ilk taksit ödeme süresi içinde ödenmesi halinde durdurulan
süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir. Hesaplanan
borcun tamamının ilk taksit ödeme süresi içinde ödenmemesi halinde
ihya işlemi geçerli sayılmaz ve bu madde kapsamında ödenmiş
olan tutarlar ilgilinin bu madde kapsamı haricinde başkaca prim
borcunun bulunmaması kaydıyla faizsiz olarak iade edilir."
"(6) Bu maddeye
göre ödenmesi gereken taksitlerden; bir takvim yılında iki veya daha
az taksitin, süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde, ödenmeyen veya
eksik ödenen taksit tutarlarının son taksiti izleyen ayın sonuna
kadar, gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci
maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak geç
ödeme zammı ile birlikte ödenmesi şartıyla bu madde
hükümlerinden yararlanılır. Süresinde ödenmeyen veya eksik ödenen
taksitlerin belirtilen şekilde de ödenmemesi veya bir takvim
yılında ikiden fazla taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik
ödenmesi halinde bu madde hükümlerinden yararlanma hakkı kaybedilir. Bu
hüküm alacakları tahsil daireleri açısından taksitlendirilen
alacaklar için ayrı ayrı uygulanır.
(16) Bu madde kapsamında ödenmesi gereken
tutarlar, il özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı müstakil
bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlarca ikişer
aylık dönemler halinde azami otuzaltı eşit taksitte, bu madde
ile bu maddeyi ihdas eden Kanunun 75 inci maddesi kapsamında ödenmesi
gereken tutarlar, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Türkiye Futbol
Federasyonu ve özerk spor federasyonlarına tescil edilmiş olan ve
Türkiye'de sportif alanda faaliyette bulunan spor kulüplerince ikişer
aylık dönemler halinde azami kırkiki eşit taksitte ödenebilir.
Bu takdirde bu bent hükmüne göre hesaplanacak katsayı yirmidört eşit
taksit için (1,20), otuz eşit taksit için (1,25), otuzaltı eşit
taksit için (1,30) ve kırkiki eşit taksit için (1,35) olarak
uygulanır."
(17) Bu madde kapsamına giren
alacakların; asıllarının bu maddenin
yayımlandığı tarihten önce ödenmiş olması
şartıyla, bu maddenin yayımlandığı tarih
itibarıyla aslı ödenmiş fer'i alacağın %
40'ının ilk taksit ödeme süresi içinde ödenmesi halinde kalan %
60'ının tahsilinden vazgeçilir. Aslı ödenmiş fer'i
alacağın %40'ının taksitle ödenmek istenmesi halinde ise bu
maddenin 4 fıkrasının (c) bendine göre taksitlendirilir.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) -Takdire
bırakıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇEVRE VE
ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul)
Katılıyoruz efendim.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Sosyal güvenlik
kurumlarından emekli olup kamu idarelerinde çalışmaları
nedeniyle aylıkları kesilmesi gerekenlere ödenen yersiz
aylıkların yapılandırılması ile Kanunun 4 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki
sigortalıların prim borçlarının
yapılandırılmasında, kapsamdaki diğer borçlara
uygulanan yapılandırma koşulları uygulanarak
eşitliğin sağlanması ödeme yükümlülüklerini aksatan
borçluların Kanun maddesi karşısındaki
durumlarının Maliye Bakanlığına olan
borçlarını yapılandıran borçlular ile aynı
şartlara getirilmesi, borç aslı bulunmadığı halde
gecikme zammı ve gecikme cezası borcu bulunanların bu
borçlarının %40'ının ödenmesi halinde kalan
%60'ının tahsilinden vazgeçilmesi, ayrıca il özel idareleri,
belediyeler ve bunlara bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini
haiz kuruluşların madde kapsamındaki borçlarını otuzaltı
eşit taksitte ödeme imkanının sağlanması
amaçlanmıştır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Maddeyi kabul
edilen önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan
BAŞKAN -
Sayın milletvekilleri, yeni madde ihdasına dair bir önerge
vardır.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, biraz önce
Bir dakika
BAŞKAN
Sayın milletvekilim müsaade eder misiniz, ben burada bir işlem yapıyorum.
KAMER GENÇ
(Tunceli) İşlem yapıyorsunuz ama işlemi bitirdiniz.
BAŞKAN Her
söz istediğiniz zaman size, istediğiniz anda söz vermek
mecburiyetinde değilim. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
KAMER GENÇ
(Tunceli) Maddeden sonra yeni işleme geçiyorsunuz.
BAŞKAN
Lütfen
KAMER GENÇ
(Tunceli) Bir şey söylüyorum size.
BAŞKAN Ben
işleme başladım.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Hayır başlamadın. Önerge oylamasından sonra ben
söz istedim.
BAŞKAN Yeni
madde ihdasına dair bir önerge vardır. Önergeleri okutup Komisyona
soracağım
KAMER GENÇ
(Tunceli) Ya, bir dakika, ben senden söz istiyorum be! Sayın
Başkan
BAŞKAN
Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılırsa önergeler üzerinde
yeni bir madde olarak görüşme açacağım.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Başkan
BAŞKAN
Komisyonun salt çoğunlukla katılmaması hâlinde ise önergeleri
işlemden kaldıracağım.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, siz maddeyi oyladıktan sonra ben
sizden söz istedim.
BAŞKAN Bir dakikanızı
rica ediyorum, lütfen. Ben size söz vereceğim ama benim kararım
geçerli burada sizin talebiniz değil.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Benim sözümü dinlemek zorundasın. Böyle bir şey olur mu
yani ya?
BAŞKAN Ben
istediğim zaman dinlerim, lütfen.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Efendim hayır, biraz önce ben burada konuşurken
televizyon benim sözümü vermiyordu, böyle bir şey olur mu yani ya? AKPnin
yolsuzluklarını dile getiriyoruz, kısıyorsunuz sesimizi ya!
BAŞKAN Size
söz vereceğim ama sizin istediğiniz zaman değil, ben
istediğim zaman vereceğim size söz.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Hayır, biraz önce burada bakın, getiriyorsunuz,
haksız önergeleri oyluyorsunuz. Yazık size be!
BAŞKAN
Şimdi önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısına 84. maddeden
sonra gelmek üzere aşağıdaki maddenin eklenmesini arz ve teklif
ederiz.
Rahmi Aşkın Türeli Engin Altay Ali Serindağ İzmir
Sinop Gaziantep
Ümit Özgümüş
Haydar
Akar
Adana Kocaeli
MADDE - 85 31/5/2006 tarihli ve 5510
sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanuna aşağıdaki Geçici madde eklenmiştir.
GEÇİCİ
MADDE 61- Türk Silahlı
Kuvvetlerinde 3466 sayılı Uzman Jandarma Kanununa tabi olarak görev
yapan, statü değiştirerek astsubaylığa veya
subaylığa geçen veya bu Kanuna tabi olup ta herhangi bir nedenle Türk
Silahlı Kuvvetlerinden ilişiği kesilenlerden, Kanunun yürürlük
tarihinden itibaren 6 ay içerisinde başvuranların, Uzman Jandarma
Okulunda geçen adaylık süreleri, Kanunun 4.ncü maddesinin birinci
fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalılık
süresinden sayılır. Bu sürelere ait pirimler başvuru tarihinden
itibaren 6 ay içerisinde uzman jandarma çavuşun pirime esas kazancı
üzerinden hesaplanarak Jandarma Genel Komutanlığınca kuruma
ödenir.
BAŞKAN
Komisyon, önergelere salt çoğunlukla katılıyor musunuz acaba?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ VEDAT DEMİRÖZ
(Bitlis) Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerini lütfen davet ediyorum yeni madde
ihdası gereği için.
Sayın
Başkanım, salt çoğunluğumuz yoktur,
katılamıyoruz.
BAŞKAN
Komisyon aynı mahiyetteki önergeye salt çoğunlukla
katılamadığı için önergeyi işlemden
kaldırıyorum.
Evet, buyurun.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkanım, biraz önce AKP Grubunun
verdiği, Nurettin Caniklinin verdiği önergede, AKPli olup da
Yani
normal olarak bizim kanunlarımıza göre bir kişi sosyal güvenlik
kurumlarından emekli olup da tekrar bir yerde çalışırsa
emekli maaşı kesiliyor. Şimdi, biraz önce Nurettin Caniklinin
BAŞKAN
Sayın Genç
KAMER GENÇ
(Tunceli) Bir dakika, bir dakika
BAŞKAN Sayın
Genç, size bir şey sorabilir miyim?
KAMER GENÇ
(Tunceli) Efendim?
BAŞKAN Bir
şey sorabilir miyim?
İZZET
ÇETİN (Ankara) Bir dinleyin ama.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Evet.
BAŞKAN
Şimdi, bu önergeyi oyladık.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Hayır, hayır ama ben
BAŞKAN
Genel Kurul karar verdi.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Ben orayı dile getirmiyorum.
BAŞKAN - Maddeyi
oyladık.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Anladım, ama bir dinleyin beni.
BAŞKAN
Madde de kabul edildi. Şimdi, artık, önerge üzerinde niye
görüşme istiyorsunuz?
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, bir beni dinleyin bakın, dinleyin, bir
dinleyin.
MUHARREM İNCE
(Yalova) Başkan, bir dinle ya. Bir dinle Başkan.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Beni dinleyin yani.
Ve ben bu konuyu
Yani normal olarak burada maaş almaması gereken kişilere
maaş verilmiş ve ondan sonra, bu, tabii, AKPliler
Şimdi, o
maaşın yüzde 40ından alınıyor yüzde 60ından
vazgeçiliyor.
BAŞKAN Peki
ne yapalım şimdi?
KAMER GENÇ
(Tunceli) Bir dakika, söylüyorum.
Ben bunu dile
getirirken -bakın, ben sizden söz istedim- yerimde bunu ifade ederken
benim bu sözlerimi televizyon vermiyor. Yani böyle bir şey olur mu? Siz
Meclis Başkan Vekilisiniz. Burada bir dakikalık bir
konuşmayı dile getirdiğimiz zaman
BAŞKAN Ne
söyleyecekseniz söyleyin işleme geçeceğim.
KAMER GENÇ
(Tunceli) -
sırf AKPlilere dokunuyor diye, yolsuzlukları dile
getiriyoruz diye sesimizi kısıyorsunuz. Böyle bir şey olmaz.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Şimdi,
85inci maddede üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın, 1/7/1976
tarihli ve 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş
Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık
Bağlanması Hakkında Kanuna geçici madde eklemeyi öngören 85'inci
maddesinde geçen "iade edilmez ibaresinin "iade edilir"
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz
İdris
Baluken Nazmi
Gür Erol
Dora
Bingöl Van Mardin
Hasip Kaplan Pervin
Buldan
Şırnak Iğdır
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının 85inci
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Rahmi Aşkın
Türeli Ali
Serindağ Vahap
Seçer
İzmir
Gaziantep Mersin
Fatma Nur Serter Haluk
Eyidoğan Haydar
Akar
İstanbul İstanbul Kocaeli
Ayşe Nedret
Akova
Balıkesir
MADDE 85- 1/7/1976
tarihli ve 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş
Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık
Bağlanması Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici madde
eklenmiştir.
"GEÇİCİ
MADDE 4- Bu Kanun kapsamındaki kişilere bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihe kadar yersiz ödenen ve geri alınması gereken
aylıklar ile bunlardan doğan ceza ve faizler terkin edilmiştir. İlgililer
hakkında herhangi bir adli, idari ve icrai takibat yapılmaz. Yersiz
ödemeler kapsamında maddenin yürürlüğe girmesinden önce idare
tarafından yapılan tahsilatlar, ilgililerine iade edilir."
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının 85 inci
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
teklif ederiz.
Erkan Akçay S. Nevzat Korkmaz
Kemalettin
Yılmaz
Manisa Isparta Afyonkarahisar
Özcan Yeniçeri Mustafa
Kalaycı
Ankara Konya
MADDE 85 1/7/1976 tarihli ve 2022 sayılı 65
Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk
Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna
aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 4 - Bu Kanun
kapsamındaki kişilere bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe
kadar yersiz ödenen ve geri alınması gereken aylıklar ile bunlardan
doğan ceza ve faizler terkin edilmiştir. İlgililer hakkında
herhangi bir adli, idari ve icrai takibat yapılmaz. Yersiz ödemeler
kapsamında maddenin yürürlüğe girmesinden önce idare tarafından
yapılan tahsilatlar, ilgililerine iade edilmez. Yersiz ödemeler
kapsamında 30/5/2014 tarihinden sonra idare tarafından yapılan
tahsilatlar ilgililere iade edilir.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ VEDAT DEMİRÖZ
(Bitlis) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI
İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Önerge üzerinde Konya Milletvekili
Sayın Mustafa Kalaycı konuşacak.
Buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
MUSTAFA KALAYCI (Konya) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hepinizi saygılarımla
selamlıyorum.
Görüştüğümüz maddeyle, 65 yaş
aylığı ödendikten sonra şartları
sağlamadığı ortaya çıkanlara yersiz ödenen
aylıklar ile bunlardan doğan ceza ve faizler terkin edilmektedir.
2022 sayılı Kanuna göre hane içinde kişi
başına düşen aylık geliri net asgari ücretin üçte 1inden
az olan, 65 yaşını doldurmuş vatandaşlara ve
engellilere aylık bağlanmaktadır. Ancak, ödenen aylıklar
bugünkü şartlarda çok yetersizdir. Bugün itibariyle 65 yaş
aylığı 140 lira, muhtaç, engelli ve 18 yaş altı
engelli yakın aylığı 280 lira, başkasının
yardımına muhtaç engelli aylığı ise 420 lira düzeyindedir.
Soruyorum, muhtaç, engellilere ve yaşlılara reva görülen bu
aylıklar sizce uygun mudur, yaşlılarımıza günlük
sadece 4,5 lira vermek vicdanınızı rahatsız etmiyor mu,
çocuğunuza harçlık olarak verseniz bu parayı alır mı?
AKP Hükûmeti, bu
yıl 65 yaş aylığına 10 lira, engelli ve engelli
yakın aylığına 20 lira, başkasının
yardımına muhtaç engelli aylığına da 30 lira zam
yapmıştır. Dikkatinizi çekerim bu komik zamlar
yıllıktır. Yaşlılar ve muhtaç engelliler geçen ay zam
alamamıştır. Yaşlılarımız ve muhtaç
engellilerin aylıkları memur maaş kat sayısına göre
artırıldığından bu yıla kadar diğer ödemelerdeki
artışlardan yararlanamadıkları için
aylıklarındaki artış çok düşük kalmış,
yaşlılarımız ve engellilerimiz enflasyona
ezdirilmiştir. 65 yaş aylığı ve engelli
aylıkları mutlaka iyileştirilmelidir çünkü bu aylıklarla
geçimlerini sağlamaları mümkün değildir.
Değerli
milletvekilleri, AKP iktidarı, asgari ücretlileri ve taşeron
işçilerini de enflasyona ezdirmektedir. Asgari ücrete geçen ay
yapılan zam sadece 45 lira olup enflasyonun altında
kalmıştır. Asgari ücretliler ve taşeron işçiler
aldığı ücretle ay sonunu getirememektedir. Kamu
çalışanları da ilk defa temmuz ayında ikinci yarı
yıl zammını alamamışlardır. Yılın
başında verilen 123 liralık komik zam aylar öncesinden eriyip
gitmiş olup kamu çalışanları da enflasyona ezdirilmektedir.
AKP Hükûmeti, emekli, dul ve yetimlerin de
aldığı aylıkla nasıl geçindiğini hiç
düşünmemektedir. Emeklilerimizi yoksulluğa mahkûm etmiş,
yardıma muhtaç hâle getirmiştir. Emeklilere güya sağlık
harcamaları ücretsiz deniyor ama muayene parası, fark ücreti,
katılma payı, reçete parası, kutu parası, otelcilik
parası, ilaç fark parası diyerek yapılan kesintilerle
maaşı kuşa çevrilmektedir. Bir de çalışan emekli
esnafa niye çalışıyorsun diye borç çıkarılmakta,
emekli aylığından prim kesilmektedir. AKP Hükûmeti emeklileri de
enflasyona ezdirmektedir. Gerçek enflasyonu yansıtan gıda, kira,
ulaşım, su, elektrik ve gaz gibi kalemleri açısından
değerlendirme yapıldığında durumun vahim olduğu
anlaşılacaktır. Emekliler banka promosyonunu alabilmek için
sekiz yıldır mücadele veriyor ama AKP bunu bile becerememiştir.
Memurlar, banka promosyonundan yıllardır yararlanırken emekliler
bu konuda üvey evlat muamelesi görmektedir. AKP Hükûmeti emeklileri sürekli
hayal kırıklığına uğratmıştır.
Emekliler arasındaki maaş adaletsizliğini gidereceğini vad
etmesine karşın yerine getirmemiştir. İntibak
düzenlemesiyle sadece 2000 öncesi SSK emeklileri için kısmi
iyileştirme yapılmıştır. 2000 sonrası emekli
olanların aylıklarındaki eşitsizlik görmezden
gelinmiştir. AKP Hükûmeti BAĞ-KUR emeklilerinin mağduriyetini
hiç dikkate almamıştır. Emekli aylıklarını yüksek
gören AKP Hükûmetinden zaten başka ne beklenir! Zaten emekli
aylıklarındaki refah payını yüzde 100den yüzde 30a
düşüren, 2000 sonrası hizmetler için bugünkü aylıkların
yarısı kadar emekli aylığı bağlanmasını
içeren kanunu çıkaran AKPdir.
Değerli milletvekilleri, aylıklarıyla
geçinemeyen asgari ücretliler, taşeron işçiler, kamu
çalışanları ve emekliler AKP Hükûmeti tarafından faiz
lobisinin kucağına teslim edilmiş olup kredi kartı ve
tüketici kredileri nedeniyle birçoğu borç ve faiz batağına
girmiştir. AKP Hükûmetini insafa davet ediyorum. Asgari ücretlilere,
taşeron işçilerine, kamu çalışanlarına, emeklilere,
yaşlılara ve engellilere bir nebze de olsa nefes aldıracak bir
iyileştirmenin bu torba kanunda mutlaka yapılması gerekmektedir.
Hep kendi torbanızı dolduracağınıza biraz da asgari
ücretlinin, taşeron işçisinin hâlini bir düşünün; kamu
çalışanlarının, emeklilerin, yaşlıların ve
engellilerin yaşadıkları sıkıntıları bir
görün.
Teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 85.
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Rahmi
Aşkın Türeli (İzmir) ve arkadaşları
MADDE 85- 1/7/1976 tarihli ve 2022
sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve
Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması
Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ
MADDE 4- Bu Kanun kapsamındaki kişilere bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihe kadar yersiz ödenen ve geri alınması gereken
aylıklar ile bunlardan doğan ceza ve faizler terkin edilmiştir. İlgililer
hakkında herhangi bir adli, idari ve icrai takibat yapılmaz. Yersiz
ödemeler kapsamında maddenin yürürlüğe girmesinden önce idare
tarafından yapılan tahsilatlar, ilgililerine iade edilir."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇEVRE VE
ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Önerge üzerinde Sayın Ayşe Nedret Akova konuşacak,
Balıkesir Milletvekili.
Buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
AYŞE NEDRET
AKOVA (Balıkesir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
639 sıra sayılı Kanun Tasarısının 85inci
maddesi üzerinde konuşmak üzere söz almış bulunuyorum.
Hükûmet
tarafından 30 Mayısta Türkiye Büyük Millet Meclisine görüşülmek
üzere sevk edilen ve 13 Mayısta elim bir kaza sonucunda -hakikaten bir
felaketle karşılaştık, bu felaketin sonucunda- 301 maden
işçimizin şehit edilmesi neticesinde maden ocaklarının
iyileştirilmesi, şartlarının, yaşam
koşullarının, işçilerin haklarının
iyileştirilmesi için bir yasa teklifi sunuldu. Bu yasa tasarısı
61 madde olarak sunuldu -çok iyi niyetlerle sunulduğuna inanıyorum-
ancak Plan Bütçe Alt Komisyonunda 106 maddeye, bilahare Plan Bütçe Üst
Komisyonunda da 148 artı 1 geçici madde ilavesiyle 149 maddeye
çıktı. Yine, Türkiye Büyük Millet Meclisi çalışmaları
sırasında da madde ilaveleri yapılarak devam edildiğini
görmekteyiz.
Şimdi, bu
torba yasa tasarısı bana Edip Canseverin bir şiirini
hatırlattı. Şiir uzun ancak bir dörtlüğünü okumak istiyorum
çünkü onun bu torba yasa tasarısının ne hâle geldiğini
kısaca bize anlattığını düşünüyorum. Adam masaya
anahtarlarını koydu/Bakır kâseye çiçekleri koydu/Sütünü,
yumurtasını koydu/Pencereden gelen ışığı
koydu/Bisiklet sesini, çıkrık sesini/Ekmeğin, havanın
yumuşaklığını koydu/Adam masaya aklında olup
bitenleri koydu
/Masa da masaymış ha/ Bana mısın demedi bu
kadar yüke/Bir iki sallandı, durdu/Adam ha babam koyuyordu.
Saygıdeğer
milletvekilleri, torba kanun tasarısı 3 Haziran 2014 tarihinde Plan
ve Bütçe Komisyonunda görüşülmeye başlanırken maden
işçilerimizin çalışma koşulları ve hakları için
verilen önergelerimiz reddedilmiştir. Madenciler için çıkılan
yolun istikameti değiştirilmiş, şu an içinde hukuku ihlal
eden hükümlerin de olduğu anlaşılmaz bir metin olmuştur.
Doğal olarak maden işçilerimiz tepkilidir. Üstelik iktidar kamuoyunu
torba yasa ile oyalayarak gündemdeki çok önemli gelişmeler de es geçilmeye
çalışılmaktadır.
Toplumun her
kesimi torbadan kendi yararına bir şey çıkacak diye beklerken
içinde bulunduğumuz Orta Doğu bölgesi kan ağlamaya devam
etmektedir. Türk vatandaşları esirdir, kendilerinden haber
alınamamaktadır, bu konudaki haberler de sansürlü ve
yanlıdır. Kanun tasarısının tali komisyonlarda
görüşülmemesi, sadece Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmesi yasama
faaliyetinin ciddiyetiyle de bağdaşmaz.
Kanun
tasarısı, niteliği itibarıyla 2010 yılında
yapılan Anayasa değişikliğiyle anayasal kurum hâline gelen
Ekonomik ve Sosyal Konseye sunulmamış, sivil toplum örgütlerinin,
sendikaların görüşleri alınmamış ve bu konuda bu
görüşler alınmadan Plan ve Bütçe Komisyonuna getirilmiştir,
Türkiye Büyük Millet Meclisine getirilmiştir. Bizler Soma
tasarısı olarak adlandırılan bu tasarının
taşeron sorununa çare olmasını ve Soma faciasının
yaralarının sarılmasını beklerken emeğin
sömürüldüğü bir sistem olan taşeronluğun da korunmaya devam
edildiğini görüyoruz. Maalesef kamuoyunda ciddi beklentilerin
yaratıldığı bu yasa tasarısı üzerinde
taşeronlaşmaya karşı çıkılmamış,
ilgisiz düzenlemelerin eklenmesiyle de konunun amacından
uzaklaşılmıştır. Ayrıca Anayasamızın
hukuk devleti ilkesine ve güçler ayrılığı prensiplerine
aykırı birçok düzenleme de bu yasa tasarısına
eklenmiştir.
Kanun
tasarısı, Soma felaketinin acısı üzerinden
özelleştirmeye, kadrolaşmaya, taşeronlaşmaya ve sermayeye
hizmet eden bir torba tasarı hâline gelmiştir. Maden emekçilerimize
verilen tüm sözler unutturulmuştur. İktidar yetkilileri
tarafından maden emekçilerine ve yakınlarına 15 söz
verilmiştir. Biz bunların 4ünün tamamen yerine getirildiğini,
3ünün kısmen yerine getirildiğini, ancak 8inin de yerine
getirilmediğini görmekteyiz. Hakikaten bizim Balıkesirden de bu 301
vatandaşımızın arasında çok şehidimiz var. Sadece
Savaştepeden 85 şehit verdik. Bu nedenle, bizlere
ulaşıyorlar, dertlerini anlatıyorlar ve umdukları yasa
tasarısındaki değişikliklerin dertlerine çare
olmadığını, mutlaka bunu da kürsüden söylememiz
gerektiğini beyan ediyorlar.
Anayasamızın
138inci maddesi mahkemelerimizin
bağımsızlığını düzenlemektedir. Bu maddeye
göre Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin
kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez;
genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz. demektedir.
Çok teşekkür
ediyorum. Balıkesirin SEKAsına bundan sonraki konuşmada değineceğim.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Akova.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
Olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın, 1/7/1976
tarihli ve 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş
Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık
Bağlanması Hakkında Kanuna geçici madde eklemeyi öngören 85'inci
maddesinde geçen "iade edilmez ibaresinin "iade edilir"
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erol Dora (Mardin)
ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇEVRE VE
ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Önerge üzerinde Mardin Milletvekili Sayın Erol Dora konuşacak.
Buyurun.
EROL DORA (Mardin)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 639 sıra
sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 85inci maddesi üzerine Halkların Demokratik
Partisi adına söz almış bulunuyorum, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Tasarının
bu maddesiyle 2022 sıra sayılı 65 Yaşını
Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına
Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna geçici bir madde
eklenmesi öngörülmektedir. Kanuna eklenecek geçici maddeye göre, bu kanun
kapsamındaki kişilere bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe
kadar yersiz ödenen ve geri alınması gereken aylıklar ile
bunlardan doğan ceza ve faizler terkin edilmiştir. İlgililer
hakkında herhangi bir adli, idari ve icrai takibat yapılmaz. Yersiz
ödemeler kapsamında, maddenin yürürlüğe girmesinden önce idare
tarafından yapılan tahsilatlar ilgililerine iade edilmez.
Değerli
milletvekilleri, 2022 sayılı Kanun kapsamında, gerek 65
yaşını doldurmuş muhtaç yurttaşlarımıza ve
gerekse engelli bireylere bağlanan aylıkların AK PARTİ hükûmetleri
döneminde daha kapsamlı ele alındığı bir gerçekliktir.
2022 aylıklarından faydalanan vatandaş sayısı da son
on yılda gözle görülür bir artış sergilemiştir. Diğer
taraftan, 2022 aylıkları henüz yeterli seviyelere
ulaşamamıştır.Öyle ki 2022 aylığıyla
başka geliri olmayan bir vatandaşın hayatını idame
ettirmesi mümkün değildir. 2022 aylığının hak sahibine
bağlanması süreci de vatandaş açısından çok uzun ve
zahmetli olmaktadır. Gerek 2022 aylığı ve gerekse benzer
diğer sosyal yardımlar sosyal devlet ilkesinin önemli bir
gereğidir ancak ne yazık ki AK PARTİ Hükûmeti, her seçim
döneminde, birçok konuda olduğu gibi mağdur
vatandaşlarımıza bağlanan bu maaşlar konusunda da
popülist yaklaşımlar içerisine girmektedir.
Değerli
milletvekilleri, tasarının bazı maddelerinde, bildiğimiz
gibi, kamu alacaklarının faizleriyle ilgili düzenlemeye gidilmekte ve
vatandaşın kamu kurumlarına olan borçları
yapılandırılarak bir ödeme kolaylığı
sağlanmaktadır ancak bu maddeyle yapılmaya
çalışılan oldukça farklı bir durumdur. Yapılması
öngörülen düzenlemeyle, 2022 sayılı Kanun kapsamında yersiz yani
usulsüz ödenmiş, daha açık bir ifadeyle bu aylıkları hak
etmeyen kişilere ödenmiş paraların geri tahsilinden vazgeçilmektedir.
Hükûmetin popülist yaklaşımıyla gerçekleştirmek istediği
bu uygulama son derece büyük haksızlıklara yol açmaktadır.
Değerli
milletvekilleri, kamuya ait bir parayı aslında o parayı almaya
hak kazanmamış kişilere ödeyip sonrasında da bu
paraları geri almaktan vazgeçmek ne hukuk devletiyle ne de sosyal devlet ilkesiyle
bağdaşır bir durum değildir. Bu uygulama, 2022
aylığına başvurup hak etmediği hâlde -sırf seçim
öncesi vatandaşa hoş görünmek için- usulsüz maaşlar
bağlanan ve bu maddeyle de haksız yere maaş bağlanan bu
kişilerin ve maaşları bağlayan kamu personelinin
aklanmasının yolunu açmaya yöneliktir.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hükûmetler kamunun
parasını siyasi menfaatleri gereği usulsüz harcayıp sonra
da bunun üzerini örtme hakkına sahip değildir. Usulsüz ödendiği
hâlde geri tahsil edilmeyen ve usulsüz ödemeyi gerçekleştiren kamu
personeline de herhangi bir yaptırım getirmediği gibi, bu
haksız ve hukuksuz uygulamayı ödüllendiren anlayış kabul
edilemez. Hükûmet, engelli ve yaşlı mağdur vatandaşlarımızın
hak ettiği paraları hak etmeyenlere aktarıp sonra da bu
usulsüzlüğü torba yasalara
sıkıştırılmış maddelerle affedemez. Bu
haksız uygulama inançlar açısından da kul hakkıdır ve
günahtır; hukuk devleti ve sosyal devlet ilkeleri açısından da
sosyal adaletsizliktir ve hukuksuzluktur.
Bu duygu ve
düşüncelerle Genel Kurulu tekrar saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
86ncı
maddede üç adet önerge vardır. Önergeler aynı mahiyettedir. Okutacağım,
birlikte işleme alacağım ve talep hâlinde ayrı ayrı
söz vereceğim.
Buyurun.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
Olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın, 4/2/1924
tarihli ve 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanununun ek 33 üncü
maddesinde değişiklik öngören 86'ncı maddesinin tasarı
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
İdris
Baluken Erol
Dora Pervin
Buldan
Bingöl Mardin Iğdır
Nazmi Gür Hasip
Kaplan Sebahat
Tuncel
Van Şırnak İstanbul
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısının 86 ncı maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Erkan Akçay S. Nevzat
Korkmaz Kemalettin
Yılmaz
Manisa Isparta Afyonkarahisar
Mesut Dedeoğlu Özcan Yeniçeri Mustafa
Kalaycı
Kahramanmaraş Ankara Konya
Necati
Özensoy
Bursa
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 Sıra Sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısının 86 ncı maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını,
diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Rahmi Aşkın
Türeli Ali
Serindağ Vahap
Seçer
İzmir Gaziantep Mersin
Haluk
Eyidoğan Fatma
Nur Serter Haydar
Akar
İstanbul İstanbul Kocaeli
Özgür
Özel
Manisa
BAŞKAN
Komisyon önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇEVRE VE
ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
İlk konuşmacı Özgür Özel, Manisa Milletvekili.
Buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL
(Manisa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi
saygıyla selamlarım. 639 sıra sayılı torba kanunun
86ncı maddesi üzerine verdiğimiz önerge üzerinde konuşmak üzere
söz aldım.
Soma ve Akhisar
cumhuriyet savcılıklarından yapılan açıklamaya göre,
on gün önce kazanın olduğu ocağın ağzındaki
barajlar kaldırıldı, ocaklardaki incelemeler
yapılabildiği kadarıyla tamamlandı, yapacak yeni bir adli
işlem olmadığı ifade edilerek ocaklar şirkete teslim
edildi. Zaten Soma AŞ'ye ait kapatılan ocaklardan bir diğerinin
de her an açılmak üzere hazırlık yaptığını
hepimiz biliyoruz. İşin kötüsü, Somanın tarım geliri
artık olmadığı için, Soma'da yeterince sanayi yatırımı
olmadığı için insanların madenlere mahkûm olduğu ve
bir an önce madenler açılmazsa işsiz kalmaktan, evlerine ekmek
götürememekten endişe ettikleri bir süreci de hep birlikte
yaşıyoruz.
Bundan sadece
iki-iki buçuk ay önce tüm Manisa, tüm Türkiye, Cumhuriyet Halk Partilisi,
AKPlisi, MHPlisi, HDPlisi hep beraber ağıtlar yakıyor,
ağlayıp sızlıyor ve yeminler ediyorduk, diyorduk ki: Bir
daha böyle bir hata yapmayacağız. Madenler güvenli hâle gelmeden
evlatlarımızı, kardeşlerimizi bir daha bu madenlere inmek
zorunda bırakmayacağız. İş güvenliğiyse iş
güvenliği, işçi sağlığıysa işçi
sağlığı, iş kazalarının önlenmesi için
alınması gereken tedbirler neyse hepsini almak zorundayız.
Eğer Almanyadaki madencinin fıtratında ölüm yoksa Türkiyede de
olmamalıydı. Almanyada elli yıldır ölümlü kaza olmuyorsa
Türkiyede de olmaması için ne gerekiyorsa yapacağız.
Şimdi geldik,
evlatlarımız, kardeşlerimiz, anaların biricik
kuzuları, eşlerin biricik kocaları tekrar madene inmek zorunda
bırakılıyor. Peki, o günlerde ağlayan sızlayan,
yeminler eden bizler neler yaptık? Açıkça söylemek gerekirse koskocaman
bir hiç! Bunun burada altını çizmek isterim. Sürecin bizi
getirdiği yerde Soma hakkında Cumhuriyet Halk Partisi olarak ne iddia
ettiysek, ne ortaya koyduysak Meclisin kurulan araştırma
komisyonunda, stenografların varlığında, resmî
kayıtlarında bütün iddialarımız tutanaklara, zabıtlara
geçti, doğrulandı. Dayıbaşı sistemini
söylemiştik, kayıtlara geçti. Eğitimler kâğıt üstünde
veriliyordu, kayıtlara bu şekilde geçti. Karbonmonoksit maskelerinden
yer altında mazotlu araç çalıştırılmasına, yer
altındaki kötü muameleden hadi hadi sistemine ve zorla iktidar partisi
mitinglerine işçi taşınmasına kadar bu kürsüde ya da
kamuoyu önünde ne söylediysek hepsi zabıtlara geçti.
Peki, bunları
ifade ettik, anlatamadık ama şöyle bir gerçekliği de herhâlde
herkes teslim eder: Bakanın yalancısıyız. Bu patlayan ve
Türkiye'nin en büyük iş kazasına sahne olan maden Türkiye'nin en
güvenli madeniydi. Şimdi bu maden veya bu şirketin diğer bir
madeni ya da hemen yanındaki maden çalışmaya devam edecek. Peki,
soralım: Eynezde bant alev yürümez değildi, o yüzden yangın her
yeri sardı. Alev yürümez bant var mı şimdi? Böyle bir şey
yok. Karbonmonoksit maskesi yüzünden öldüler. Kanuna oksijen maskesini koyduk
mu? Koyamadık. Yer altında sığınma odaları
eksikti, yaptılar mı? Yapmadılar. Plastik borular alev
aldı, içeriye temiz hava taşıyamadık. Diğer madenlerde
var mı? Hiçbir tanesinde yok. İşçinin o anda madende nerede
olduğunu gösteren takip sistemimiz eksikti. Almanyada varmış,
alalım. dedik. Oldu mu? Asla ve asla olmadı.
Ama, bir yandan,
açılmak istenen bir madende, İş Teftiş Kurulu
Başkanının ifadesine göre, içerideki zehirli gazları ölçen
sensörlere dışarıdan temiz hava getiren borudan bypass
yapıp üflemeyle devletin denetçileri dahi kandırılmaya
çalışıldı. Aynı kültür, aynı anlayış
evlatlarımızı yine ölüme götürmeye çalışabilir.
Soma komisyonuna
tüm muhalefet partileri ortak önergeler verdik: Bugüne kadar eksiklerini
tespit ettiğimiz hususları bildirelim, bir an önce
yasalaşsın veya ikincil, üçüncül mevzuat çalışmaları
bakanlıklarca tamamlansın. En sonunda bu önergelerimiz de
reddedildi.
Gelinen noktada,
13 Mayıs sabahı Eynez madeni ne kadar güvenliyse şu anda
çalışmakta olan veya çalışmak üzere izin talebinde bulunan
bütün madenler o kadar güvenli. Evlatlarımızı bir kez daha kendi
ellerimizle ölüme göndermek üzereyiz.
Geçen sefer
araştırma komisyonuna Hayır demenin üzüntüsünü yaşayan
iktidar partisine sesleniyorum: Lütfen, gerekli tedbirler için bir kez daha
düşünün, bir yeni felaketin kapıda olmasından çok ciddi
şekilde endişe ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Diğer
konuşmacı Sayın Necati Özensoy, Bursa Milletvekili.
Buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
verdiğimiz önerge üzerine söz aldım. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Bütün bu
görüşmelerde, bu torba kanunda, geçmişte yapılan kanunlarda
görüyoruz ki -en çok takdir edilen tarafınız- suçu, suçluyu,
yolsuzlukları kanunlarla koruma altına almayı çok iyi
biliyorsunuz.
Bakın,
örnekler
TKİ tarafından fakirlere dağıtılan kömür
alımı 2011e kadar Sayıştay raporlarının
tamamında TKİ Kamu İhale Kanununa tabi bir kurumdur,
doğrudan teminle alamazsınız üstelik- o tarihlerde 160 liraya
mal olan kömürü 275 liraya alamazsınız. diye sürekli öneri getirilmesine
rağmen, çıkarılan kanunla Redevansı ve rüçhan hakkı
olan sahalardan doğrudan teminle alabilir. diye bunun üzeri örtüldü.
Bu arada,
linyitlerin özelleştirilmesi yine torba yasada geldi. Hatta ben müdahale
etmeseydim, 2840 Sayılı Yasada bor ve diğer bütün madenler de
özelleştirilmeye açık hâle gelecekti. Sadece bir maddeyle bunu
hallettiniz.
Başkent
Doğalgazın 676 milyon borcunu bir kalemde sildiniz. Yine torba yasada
bir maddeyle bilançosuna 500 milyon dolar ilave ederek onun daha kolay
satılmasını sağladınız hem de alan yandaşa
hediye ettiniz. Hatta Başbakan Başkent Doğalgaza gelen teklifin
düşük olduğunu söylemesine rağmen o rakamla birlikte tescil
edildi.
Yine, 4+4+4te ifade edildiği gibi, o
tartışmalar tamamen
İlk anda 9 milyarlık alım ihale
dışına çıkartıldı.
PKKyla
yapılan görüşmeleri yine hakeza bu kanundan hemen önce meşru
hâle getirdiniz.
Şimdi bu
maddeyle ne yapıyorsunuz? Yine, Sayıştayın getirdiği o
önerilerde
Ulaştırma Bakanlığı Teftiş Kurulunca
yürütülen soruşturmaları, yani 2012 yılı raporunda ifade
edilen o soruşturmaları ortadan kaldırmak üzere bir madde ilave
ediyorsunuz.
İşte,
zaten Kamu İhale Kurumunun birtakım o işlemlerine tabi olmayan
TÜRKSATı, yine, 31inci maddede ayrı tutarak
Yani buradaki 31inci
madde nedir: Yönetim ve denetim kuruluna atanan kişilere 527
sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlileri ile İlgili
Bazı Kanun ve Kanun Hükmündeki Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin 31inci maddesine
aykırı olarak ödemede bulunulması; genel müdür
yardımcıları, teftiş kurulu başkanı,
müfettiş ve bazı birim direktörleri il müdürlerine 631
sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 14üncü maddesine atfen
çıkartılan Bakanlar Kurulu kararlarının üzerinde ücret
ödenmesi; yönetim kurulu tarafından atanan TÜRKSAT AŞ genel müdürünün
genel müdürlük ücretini 4857 sayılı İş Kanununa
aykırı şekilde TÜRKSAT AŞden almayarak şirketin
bağlı ortaklığı olan EURASIASATtan alması
hususlarını içeren inceleme, soruşturmanın bir an önce sonuçlandırılması
diye Sayıştayın getirdiği öneriyi bu torba yasayla birlikte
ortadan kaldırıyorsunuz.
Onun
dışında, yine, üçüncü öneri de aynı şekilde: TÜRKSAT
AŞ yönetim ve denetim kurulu üyelerinin ücretlerinin ödenmesinde 527
sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 30uncu maddesi gereğince,
399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 34üncü maddesine göre, her
yıl Yüksek Planlama Kurulunca belirtilen miktarda aylık ücret ve
diğer ödemelerin yapılması; tahakkuk ettirilen ücret, prim,
temettü ve benzeri ödemelerin Yüksek Planlama Kurulunca
kararlaştırılan miktarı aşan kısmının
ise ilgililere verilmeyerek bir ay içinde temsil olunan kuruluşa ödenmesi
şeklinde Sayıştay raporlarında yer alan haksız
hukuksuz yolsuzlukları işte bu maddeyle kapatıyorsunuz.
Hayırlı olsun vatana, millete! (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Diğer
konuşmacı
Sayın Kaplan,
kim konuşacak?
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Gerekçe...
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Plan ve Bütçe
Komisyonunda görüşülen birçok madde İç Tüzük ve Anayasa ihlal edilerek
tasarı metnine konulmuştur. Somada kaybettiğimiz madenciler
hakkında olması öngörülen bu tasarıya sonradan çok sayıda
konu dışı maddenin eklenmesi yasama tekniği, İç Tüzük
ve anayasal olarak sakıncalı olup doğru bir yasama sürecine tabi
tutulmalıdır. Değişiklik ile bu sorunların giderilmesi
amaçlanmıştır.
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
86ncı
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
86ncı madde kabul edilmiştir.
Beş dakika
ara veriyorum.
Kapanma Saati:
16.27
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 16.34
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Fehmi KÜPÇÜ (Bolu), Muhammet Rıza
YALÇINKAYA (Bartın)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 130uncu Birleşiminin Beşinci Oturumunu
açıyorum.
639 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet burada.
87nci madde üzerinde üç adet önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının 87 inci
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Erkan Akçay S. Nevzat
Korkmaz Kemalettin
Yılmaz
Manisa Isparta Afyonkarahisar
Mesut Dedeoğlu Mustafa
Kalaycı Özcan
Yeniçeri
Kahramanmaraş Konya Ankara
MADDE 87-
22/12/1934 tarihli ve 2644 sayılı Tapu Kanununa
aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
Rücu istemi
EK MADDE 2-
Tapu sicilinin
tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet,
zararın doğmasına kasıtlı olarak sebebiyet veren,
görevlilere rücu eder. Bunun dışında ihmalden dolayı
gerçekleşen zararlar; görevliye rücu edilmeksizin, kurum bünyesinde
oluşturulan fondan tazmin edilir.
Tapu ve kadastro
işlemleriyle ilgili olarak, Devletin kusursuz sorumluluğu sebebiyle
yapılan ödemeler dolayısıyla, ihmali bulunan personel aleyhine
başlatılacak rücu istemleri, ödeme tarihinden itibaren iki yıl,
her halde zarara yol açan işlemin gerçekleştirildiği tarihten
itibaren on yılın geçmesiyle zaman aşımına uğrar.
Ağır kusura dayalı sorumluluğu bulunan personel için
11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 73 üncü
maddesi hükümleri saklıdır.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 87inci
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Mehmet Ali Susam Rahmi Aşkın
Türeli Levent
Gök
İzmir İzmir Ankara
Sakine Öz Ayşe
Nedret Akova
Manisa Balıkesir
MADDE 87- 22/12/1934 tarihli ve 2644 sayılı
Tapu Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
Rücu istemi
EK MADDE 2- Tapu ve kadastro işlemleri ile ilgili
olarak, Devletin kusursuz sorumluluğu sebebiyle yapılan ödemeler
dolayısıyla, ihmali bulunan personel aleyhine başlatılacak
rücu istemleri, ödeme tarihinden itibaren iki yıl, her halde zarara yol
açan işlemin gerçekleştirildiği tarihten itibaren on
yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Kusura
dayalı sorumluluğu bulunan personel için 11/1/2011 tarihli ve 6098
sayılı Türk Borçlar Kanununun 73 üncü maddesi hükümleri
saklıdır."
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte Olan 639 Sıra Sayılı
Kanun Tasarısı'nın, 22/12/1934 tarihli ve 2644 sayılı
Tapu Kanununa ek madde eklemeyi öngören 87'inci maddesinin tasarı
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
İdris
Baluken Erol
Dora Pervin
Buldan
Bingöl Mardin Iğdır
Nazmi Gür Hasip
Kaplan Sebahat
Tuncel
Van Şırnak İstanbul
BAŞKAN Okunan son önergeye Komisyon
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET ŞÜKRÜ
ERDİNÇ (Adana) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI
FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde kim konuşacak?
HASİP KAPLAN (Şırnak) Gerekçe.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülen bir çok madde,
iç tüzük ve anayasa ihlal edilerek tasarı metnine konulmuştur.
Soma'da kaybettiğimiz madenciler hakkında olması öngörülen bu
tasarıya sonradan çok sayıda konu dışı maddenin
eklenmesi yasama tekniği, iç tüzük ve anayasal olarak sakıncalı
olup doğru bir yasama sürecine tabi tutulmalıdır.
Değişiklik ile bu sorunların giderilmesi
amaçlanmıştır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 87nci
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Mehmet Ali Susam
(İzmir) ve arkadaşları
MADDE 87-
22/12/1934 tarihli ve 2644 sayılı Tapu Kanununa
aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
Rücu istemi
EK MADDE 2- Tapu
ve kadastro işlemleri ile ilgili olarak, Devletin kusursuz
sorumluluğu sebebiyle yapılan ödemeler dolayısıyla, ihmali
bulunan personel aleyhine başlatılacak rücu istemleri, ödeme
tarihinden itibaren iki yıl, her halde zarara yol açan işlemin
gerçekleştirildiği tarihten itibaren on yılın geçmesiyle
zamanaşımına uğrar. Kusura dayalı sorumluluğu
bulunan personel için 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar
Kanununun 73 üncü maddesi hükümleri saklıdır."
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
BİLİM,
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) -
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Önerge üzerinde Sayın Mehmet Ali Susam konuşacak, İzmir
Milletvekili.
Buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET ALİ
SUSAM (İzmir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu
önergemiz, ağır kusur hâlinin belirtilmesiyle ilgili olarak maddenin
daha açıklığa kavuşturulması için verilmiş olan
bir önergedir.
Bu önerge
vasıtasıyla çıktığım şu kürsüden az önce
yaşanan bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum: 84üncü maddede
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu bir değişiklik önergesi verdi.
Değişiklik önergeleri ne için verilir? Komisyonda görüşülen yasal
düzenlemelerin daha iyi bir noktaya uzlaşmayla çıkartılabilmesi
noktasında bir iyileştirme için verilir. Bu Komisyon aylarca
çalıştı, yaptığı, aldığı
kararları bir kitap hâline getirip buraya indi, konuşuyoruz.
Bakınız
arkadaşlar, verilen önergeyle Komisyonda geçen maddedeki esnafla ilgili
bir durum değiştiriliyor. 4/a maddesinde kanunun 4üncü maddesinin
(1)inci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki
sigortalılık süresi yani 4/Bliler yani esnaf, sanatkâr yani
BAĞ-KURlular bu maddenin içerisine dâhil ediliyordu.
Az önce 84üncü
maddede memurluktan emekli olup daha sonra tekrar işe
alınmış olanların ücret almaları sonucunda haksız
bir kazanç elde ettikleri, almamaları gereken ücreti aldıkları
konusu tartışıldı. Bunlara af getirdik ama biz, burada, Komisyonda
kabul edilmiş esnaflarla ilgili bir hakkı ellerinden aldık,
gerisindeki maddenin (1)inci fıkrasını çıkardık,
60ıncı maddenin (1)inci fıkrasını diye
başlayan diğer sigortalılarla ilgili uygulamaya devam ettik.
Komisyon Sözcüsü
Vedat Demiröze sordum, Neden çıkardınız kardeşim bunu?
dedim, dedi ki: Ya, diğerlerinin sayısı az, BAĞ-KURlular
çok. Bu, yük getirir. Yani, BAĞ-KURlular haklı olsa bile çok
oldukları için onların haklarını biz vermeyiz çünkü
onların haklı olması yetmez ama biz emekli olmuş,
haksız para almış, bizim atadığımız
insanlara her türlü hakkı veririz. Ben zaten bu kürsüden
yılardır bunu söylüyorum. Siz BAĞ-KURluyu, siz esnaf ve
sanatkârı ikinci sınıf vatandaş olarak görüyorsunuz. Siz,
onları, ihmal edilmesi normal, haklarının eksik olması
normal olan insanlar olarak görüyorsunuz. Bütün Sosyal Güvenlik Kurumu
işlemlerinde de böyle, diğer tüm Sosyal Güvenlik Kurumu üyelerine
yani 4/Alılara, 4/Clilere 7.200 iş gününde emeklilik verirken
BAĞ-KURluları 9 bin günde emekli ediyorsunuz.
BAĞ-KURluların emekli aylıkları asgari ve azami olarak
diğerlerine göre daha düşük. BAĞ-KURlular ikinci 61 gün sonunda
eğer prim ödemezlerse sağlık hizmetinden yararlanamıyor.
Ama, belediyelerde işverenlerin ödemediği -aylarca ve yıllarca-
bugün bu kanunda tekrar ödeme getirdiğimiz, af getirdiğimiz sigorta
primleri ödenmese dahi işçi, herkes sağlık hizmetinden
yararlanıyor ama esnaf 61 gün sonunda hem hizmet alamıyor hem
cezalı olarak sağlık hizmetlerini yerine getiriyor. Aynı
şekilde, haksız yere maaş alan memurların bugün affı
gelirken bu esnaf çalıştığı zaman onlardan yüzde 15
sosyal güvenlik destek primi kesiliyor.
Değerli
arkadaşlar, bu adaletsizlikler de burada kanun hâline getirilip
BAĞ-KURlunun üzerine yeni yükler yükleniyor. Bu torba kanunla insanlara
kolaylık getireceğiz derken BAĞ-KURluları ikinci
sınıf esnaf, ikinci sınıf insan konumunda -esnaf ve
sanatkârı- bir kez daha tescilliyorsunuz. Bunu bu mikrofonlardan tüm
esnafa, esnaf teşkilatlarına ve kamuoyuna duyuruyor, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının 87 inci
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Erkan Akçay (Manisa) ve arkadaşları
MADDE 87
22/12/1934 tarihli ve 2644 sayılı Tapu Kanununa
aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
Rücu istemi
EK MADDE 2-
Tapu sicilinin
tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet,
zararın doğmasına kasıtlı olarak sebebiyet veren,
görevlilere rücu eder. Bunun dışında ihmalden dolayı
gerçekleşen zararlar; görevliye rücu edilmeksizin, kurum bünyesinde
oluşturulan fondan tazmin edilir.
Tapu ve kadastro
işlemleri ile ilgili olarak, Devletin kusursuz sorumluluğu sebebiyle
yapılan ödemeler dolayısıyla, ihmali bulunan personel aleyhine
başlatılacak rücu istemleri, ödeme tarihinden itibaren iki yıl,
her halde zarara yol açan işlemin gerçekleştirildiği tarihten
itibaren on yıl geçmesiyle zamanaşımına uğrar.
Ağır kusura dayalı sorumluluğu bulunan personel için
11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 73 üncü
maddesi hükümleri saklıdır.
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
BİLİM, SANAYİ VE
TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde Sayın
Erkan Akçay konuşacak, Manisa Milletvekili.
Buyurun. (MHP sıralarından
alkışlar)
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 87nci maddede verdiğimiz
önerge üzerine söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
bilindiği üzere, devletin sorumluluğu ilkesi uyarınca tapu
sicilindeki kayıtların gerçek hukuki durumlarıyla uyum içinde
olması gerekmektedir. Ancak, çalışanların tüm dikkat ve
özenine rağmen sicildeki bilgilerin noksan veya yanlış
olması veya kaydın gerçek hukuki durumu yansıtmaması söz
konusu olabilmekte ve bunun sonucu olarak da hak sahipleri ya da üçüncü
kişiler zarar görebilmektedir. Bu zarar sadece hak sahiplerinin
değil, toplumun tapu siciline olan güvenini de sarsabilmektedir. Bu
nedenle, tapu sicilinin güvenilir olma niteliğini kaybetmemesi ve bu
yanlış tutulan kayıtlardan zarar gören vatandaşların
zararlarının giderilebilmesi için devletin bu görevini yerine
getirirken doğan zararlardan sorumlu olması yasalarla açık ve
net bir şekilde düzenlenmiştir.
Türk Medenî Kanununun 1007nci
maddesine göre Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan
Devlet sorumludur. Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan
görevlilere rücu eder. Tasarıya eklenen bu maddeyle birlikte Tapu ve Kadastro
çalışanları aleyhine başlatılacak rücu
işlemlerine ilişkin zaman aşımı süresi
belirlenmektedir. Buna göre Tapu ve kadastro işlemleri ile ilgili olarak,
Devletin kusursuz sorumluluğu sebebiyle yapılan ödemeler
dolayısıyla, ihmali bulunan personel aleyhine başlatılacak
rücu istemleri, ödeme tarihinden itibaren iki yıl, her halde zarara yol
açan işlemin gerçekleştirildiği tarihten itibaren on
yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.
Buraya kadar bir mesele yok. Bu,
yıllardır Tapu ve Kadastro personelinin yaşadığı ciddi sorunlara
kısmi de olsa bir çözüm getirme gayretine yönelik olumlu bir düzenlemedir.
Yalnız, değerli arkadaşlar, hak ve nesafet, adalet ve
tutarlılık toplumun tüm kesimlerine, başta devleti yönetenlere
düşmektedir.
10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı
seçim sürecinin arifesinde olduğumuz bugünlerde Türkiye Büyük Millet
Meclisinin tutanaklarında, dosyalarında ve zaman zaman gündeminde ve
bilgisinde olan bazı hususları da aziz milletimizin vicdanına ve
bilgisine tekrar hatırlatmakta ben fayda görüyorum. Düşünebiliyor
musunuz, on iki yıl devleti yöneteceksiniz ve yürüttüğünüz kamu
görevleri nedeniyle ve bununla bağlantılı olarak,
kullandığınız kamu kaynaklarıyla ilgili olarak
hakkınızda zimmete para geçirmek; kamu taşıma biletlerinde
kalpazanlık; resmî evrakta sahtecilik; paraları sıfırlamak;
iş adamlarıyla havuz oluşturmak; cürüm işlemek için
teşekkül oluşturmak; suçu ve suçluyu övmek; halkı kin ve
düşmanlığa sevk etmek, tahrik etmek; Alo Fatih; PKKyla masaya
oturup iş birliği yapmak; bunları söyleyenleri de PKKyla
oturduklarını iddia edenleri de şerefsizlikle suçlamak;
IŞİD terör örgütüne her türlü yardım ve destek; etnik ve mezhep
bölücülüğü yapmak; küresel güçlere ve İsraile destek; BOP Eş
Başkanlığı; gemicikler; ayakkabı kutuları; daha
neler neler, hepsi mevcut, hepsi var ve hepsi de belgeli. Bütün bu yolsuzluklar
kime rücu edilecek? Yani, bunlar hesabını vermeden kurtulacak
mı? En son, Türkiye Büyük Millet Meclisinde geçtiğimiz gün
yaşadığımız sahte yoklama pusulası
kullanılması hâli. Bunun savunulabilir bir tarafı var
mıdır? Merak ediyorum, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı ve iktidar partisi grubu bu konuda ne
yapacaktır. 2 milletvekili bırakın Meclis Genel Kurulunda
olmayı Ankara dışında olmasına rağmen sahte,
kendilerine ait olmayan imzalarla yoklama pusulası verilip yoklamaya dâhil
oluyor. Daha ne söyleyelim, tuz kokmuş, her şey batmış.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunacağım: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde
kabul edilmiştir.
88inci maddede üç
adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının çerçeve
88. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Rahmi Aşkın
Türeli Vahap
Seçer Turhan
Tayan
İzmir Mersin Bursa
Haydar Akar Osman Oktay
Ekşi
Kocaeli İstanbul
Madde 88:
15/7/1950 tarihli ve 5682 sayılı Pasaport Kanununun 13. maddesinin üçüncü
fıkrasına ataşelere ve muavinlerine ibaresinden sonra gelmek
üzere din hizmeti koordinatörlerine ibaresi eklenmiştir.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının 88 inci
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Erkan Akçay S. Nevzat
Korkmaz Kemalettin
Yılmaz
Manisa Isparta Afyonkarahisar
Mesut Dedeoğlu Mustafa
Kalaycı Özcan
Yeniçeri
Kahramanmaraş Konya Ankara
Madde 88 -
15/7/1950 tarihli 5682 sayılı Pasaport Kanununun 13 üncü maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Diplomatik
pasaportlar:
"Madde 13 -
Diplomatik pasaportlar, Dışişleri Bakanlığı ile
yabancı memleketlerde Türkiye Cumhuriyeti büyükelçilik ve elçilikleri
tarafından verilir.
Diplomatik
pasaportlar, muvakkat görev veya seyahat için gidenlere görevlerinin veya
seyahatlerinin mahiyetine göre, bir seyahate mahsus olmak üzere veya azami iki
sene için, daimi görevle gidenlere de Dışişleri
Bakanlığınca tespit edilecek sürede geçerli olmak üzere verilir.
(Değişik:
28/5/1988 - 3463/1 md.) Diplomatik pasaportlar; Türkiye Büyük Millet Meclisi
Üyelerine, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi olmayan bakanlara, Anayasa
Mahkemesi Başkan ve üyeleri ile Yargıtay, Danıştay, Askeri
Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, Uyuşmazlık
Mahkemesi, Sayıştay, Genelkurmay birinci ve ikinci
başkanlarına, Cumhuriyet Başsavcısına, orgenerallere,
oramirallere, eski cumhurbaşkanlarına, yasama meclisleri eski
başkanlarına, eski başbakanlar ve dışişleri eski
bakanlarına, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterine,
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Genel Sekreterine,
Başbakanlık ve bakanlık müsteşarları ile Diyanet
İşleri Başkanına, Valilere, Büyükşehir ve İl
Belediye başkanlarına, Büyükelçi unvanını almış
olanlar ile Dışişleri Bakanlığı meslek
mensuplarına, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar
Başkanına, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı
Başkanına ve bu Başkanlığın
yurtdışındaki Program Koordinasyon Ofisi sorumlusuna, Türk
Kızılay Genel Başkanına ve bu
başkanlığın Yurt Dışı Yardımlar Koordinatörüne,
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği üst düzey
görevlilerinden resmi bir görevle gönderilenlere, Türkiye Cumhuriyeti
dış temsilcilikleri nezdinde memur edilen müşavirlere,
ataşelere ve muavinlerine, din hizmetleri koordinatörlerine, Hükümet
adına milletlerarası resmi müzakereler yapılması,
mukavelenameler akdi için veya milletlerarası toplantılarla kongre ve
konferanslara katılmak üzere gönderilenlere ve yabancı devletler veya
milletler arası teşekküller nezdinde daimi veya geçici görev yapmak
üzere gönderilenlere, siyasi kuryelere verilir.
(Değişik:
25/2/1981 - 2418/1 md.) Diplomatik pasaport alabilecek durumda bulunan veya
alan kimselerin sıfat veya vazifeleri devam ettiği müddetçe,
eşlerine dahi diplomatik pasaport verilmesi veya bunların eşlerinin
pasaportlarının refakat hanesine kayıt edilmesi mümkündür.
(Değişik
beşinci fıkra: 23/7/2010-6009/58 md.) Diplomatik pasaport alan
kimselerin sıfat ve vazifeleri devam ettiği müddetçe, ergin olmayan
veya ergin olsalar dahi yanlarında yaşayıp evli bulunmayan ve
iş sahibi olmayan öğrenimi devam eden çocuklarına 25
yaşının ikmaline kadar, yine ergin olsalar dahi yanlarında
yaşayıp evli bulunmayan ve iş sahibi olmayan aynı zamanda
bedensel, zihinsel veya ruhsal engellerinden en az biri nedeniyle sürekli bakıma
muhtaç durumda olduğu resmi sağlık kurumlarının
düzenlediği sağlık kurulu raporu ile belgelenen çocuklarına
da hak sahibi kişinin pasaportu ile aynı süre geçerli diplomatik
pasaport verilir.
Diplomatik
pasaportların, sahiplerinin veya varsa refakat hanesinde kayıtlı
bulunanların birer kıta fotoğrafisini ihtiva eylemeleri
lazımdır.
Diplomatik
pasaportlar hiçbir harç veya resme tabi değildir."
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının,
15/7/1950 tarihli ve 5682 sayılı Pasaport Kanununun 13 üncü
maddesinde değişiklik öngören 88inci maddenin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
İdris
Baluken Erol
Dora Pervin
Buldan
Bingöl Mardin Iğdır
Nazmi Gür Hasip
Kaplan Sebahat
Tuncel
Van Şırnak İstanbul
BAŞKAN Okunan son önergeye Komisyon
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ EKREM ÇELEBİ
(Ağrı) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Hükûmet?
BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI
FİKRİ IŞIK (Kocaeli) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde Şırnak
Milletvekili Sayın Hasip Kaplan konuşacak.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Aslında hep
gözlerim kadın parlamenterleri arıyor bugün boyunca. Demin
konuştum ve bir cevap bekledim kadın parlamenterlerden, hem
iktidarın hem muhalefetin ama bakıyorum ki ses yok.
Tabii, şuradan...
(Hatip, elektronik cihazla bir ses kaydı dinletti)
HASİP KAPLAN (Devamla) Bu, Bağdat
Parlamentosu. Burada konuşan bir Ezidi kadın parlamenter, adı
Vian Dakhil. İyi dinleyin, insanlık adına çağrıda
bulunuyor ve diyor ki: Lâ ilâhe illallah diyenler insanların
kafasını kesiyor, katlediyor. Ezidi demiyor, Asuri demiyor, Türkmen
demiyor, Müslüman, Alevi demiyor, gittikleri yerlerde katliam yapıyorlar.
Ve parlamentoda, Irakta, Ezidi bir parlamenter Vian Dakhil İnsanlığa
karşı suç işleniyor. diyor ve çağrıda bulunuyor. Bu
feryatları hangi Cumhurbaşkanı adayı duydu da meydanlarda
konuştu, merak ediyoruz.
Zahonun 20 kilometre güneyinden böyle bir parlamentoda
500 kadını cariye yaptılar lâ ilâhe illallah
bayraklarıyla dolaşanlar. diyor. Bakın, dikkat edin, din,
vicdan sahibi, İnsanım. diyen birinin çıkıp burada iki
kelime etmesi lazım. Lâ ilâhe illallah diyerek bu katliamları
yapıp
MEHMET CEMAL
ÖZTAYLAN (Balıkesir) Bağırma be!
HASİP KAPLAN
(Devamla)
73üncü Ezidi katliamını yapanlara, Asurilere,
Türkmenlere ve Kürtlere saldıranlara söyleyecek bir sözleri var mı,
yok mu, bütün mesele bu.
İBRAHİM
KORKMAZ (Düzce) Lanet olsun!
HASİP KAPLAN
(Devamla) Hep beraber lanetleyin, hep beraber lanetleyelim.
İBRAHİM
KORKMAZ (Düzce) Bütün zalimlere lanet olsun!
HASİP KAPLAN
(Devamla) Bu katliamı yapanları, bu çeteleri ortaya salanları,
bu çetelerin arkasında duranları, bu çeteleri destekleyenleri
lanetliyoruz, lanetliyoruz!
İBRAHİM
KORKMAZ (Düzce) Bütün zalimlere lanet olsun, PKK dâhil hepsine lanet olsun!
BAŞKAN Laf
atmayın lütfen konuşmacıya.
HASİP KAPLAN
(Devamla) Herkesi, kim destekliyorsa lanetliyoruz.
Şimdi, çok
açık bir şey daha söyleyeceğim. Burada, 88inci maddeyle ilgili,
bir pasaport olayı var, diplomatik pasaport, yeşil pasaport Din
koordinatörleri adı altında. Avukatı Strazburg mahkemesine
gidiyor, pasaport alamıyor; üniversitedeki üniversite hocaları bilim
için gidiyor yurt dışına, pasaport alamıyor;
büyükşehir eski belediye başkanları bu pasaportları alamıyor
ama din koordinatörlüğü adı altında vereceğiniz bu
pasaportları, bu diplomatik pasaportları, acaba bu katliamı
yapanların -IŞİD katliamını- kaçından kaçı
alıp istediği gibi dolaşacak, hiç düşündünüz mü? Allahtan
korkun! Allahtan korkun! diyorum size. Hiç düşündünüz mü kimler alacak
bu diplomatik pasaportları? Din koordinatörü olmak için ilkokul mezunu
olmak yeterlidir, biliyorsunuz. Bu kadar seviyesiz, bu kadar
sınırsız, bu kadar düşüncesiz, bu kadar ortaya, bu kadar,
bu kadar
Torba kanuna da böyle şeyler konmaz ki arkadaşlar! Her gün
yaşadığınızı görüyorsunuz.
Rojavada,
Kobanide
MEHMET CEMAL
ÖZTAYLAN (Balıkesir) Türkiyeden bahset.
HASİP KAPLAN
(Devamla)
şimdi Musulda, şimdi Şengalde, Sincarda bu
katliamı yapanların belgesini, bakanlık genelgesini bu kürsüde
okudum. Yalanlayan çıktı mı, çıktı mı Hükûmetten
yalanlayan? Yok. Cihat yapan bu örgütlere destek olun. diyordu. Artık,
bu yanlıştan Hükûmetin dönmesi lazım. Cumhurbaşkanı
adayı olan Sayın Recep Tayyip Erdoğanın da çıkıp
meydanlarda bu İŞİN çetelerine iki laf etmesi lazım. Bu
cesareti kimden buluyorlar bu kadar cüretkârlıkla her tarafa
saldırabiliyorlar, kimden destek alıyorlar? Katar mı, Suudi
Arabistan mı, Mısır mı, İsrail mi, Amerika mı,
Türkiye mi? Kim bu işin içinde ve neden Musuldaki konsoloslukta hâlâ
rehinler kendi konsolos ve yurttaşlarınız? Çıkıp
birinin bunun cevabını vermesi lazım ve insanlık adına
bu Meclisin iki laf etmesi lazım, Meclis Başkanının da
bütün milletvekillerinin de hepsinin de kadınları cariye eden anlayışın,
kafa, kol kesen ve insanların yüreklerini çiğ çiğ yiyen
anlayışın karşısında. Yanında
mısınız, arkasında mısınız? Bütün mesele bu.
(HDP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Kaplan.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının 88 inci
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Erkan Akçay
(Manisa) ve arkadaşları
MADDE 88-
15/7/1950 tarihli ve 5682 sayılı Pasaport Kanununun 13 üncü maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Diplomatik
pasaportlar:
"Madde 13 -
Diplomatik pasaportlar, Dışişleri Bakanlığı ile
yabancı memleketlerde Türkiye Cumhuriyeti Büyük Elçilik ve elçilikleri
tarafından verilir.
Diplomatik
pasaportlar, muvakkat görev veya seyahat için gidenlere görevlerinin veya
seyahatlerinin mahiyetine göre, bir seyahate mahsus olmak üzere veya azami iki
sene için, daimi görevle gidenlere de Dışişleri
Bakanlığınca tespit edilecek sürede geçerli olmak üzere verilir.
(Değişik:
28/5/1988 - 3463/1 md.) Diplomatik pasaportlar; Türkiye Büyük Millet Meclisi
Üyelerine, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi olmayan bakanlara, Anayasa
Mahkemesi Başkan ve üyeleri ile Yargıtay, Danıştay, Askeri
Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, Uyuşmazlık
Mahkemesi, Sayıştay, Genel Kurmay birinci ve ikinci
başkanlarına, Cumhuriyet Başsavcısına, orgenerallere,
oramirallere, eski cumhurbaşkanlarına, yasama meclisleri eski
başkanlarına, eski başbakanlar ve dışişleri eski
bakanlarına, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterine,
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Genel Sekreterine,
Başbakanlık ve bakanlık müsteşarları ile Diyanet
İşleri Başkanına, Valilere, Büyükşehir ve İl
Belediye başkanlarına, Büyükelçi unvanını almış
olanlar ile Dışişleri Bakanlığı meslek
mensuplarına, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar
Başkanına, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı
Başkanına ve bu Başkanlığın
yurtdışındaki Program Koordinasyon Ofisi sorumlusuna, Türk
Kızılay Genel Başkanına ve bu
başkanlığın Yurt Dışı Yardımlar
Koordinatörüne, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği
üst düzey görevlilerinden resmi bir görevle gönderilenlere, Türkiye Cumhuriyeti
dış temsilcilikleri nezdinde memur edilen müşavirlere,
ataşelere ve muavinlerine, din hizmetleri koordinatörlerine, Hükümet
adına milletlerarası resmi müzakereler yapılması,
mukavelenameler akdi için veya milletlerarası toplantılarla kongre ve
konferanslara katılmak üzere gönderilenlere ve yabancı devletler veya
millletlerarası teşekküller nezdinde daimi veya geçici görev yapmak
üzere gönderilenlere, siyasi kuryelere verilir.
(Değişik:
25/2/1981 - 2418/1 md.) Diplomatik pasaport alabilecek durumda bulunan veya
alan kimselerin sıfat veya vazifeleri devam ettiği müddetçe,
eşlerine dahi diplomatik pasaport verilmesi veya bunların
eşlerinin pasaportlarının refakat hanesine kayıt edilmesi
mümkündür.
(Değişik
beşinci fıkra: 23/7/2010-6009/58 md.) Diplomatik pasaport alan
kimselerin sıfat ve vazifeleri devam ettiği müddetçe, ergin olmayan
veya ergin olsalar dahi yanlarında yaşayıp evli bulunmayan ve
iş sahibi olmayan öğrenimi devam eden çocuklarına 25
yaşının ikmaline kadar, yine ergin olsalar dahi yanlarında
yaşayıp evli bulunmayan ve iş sahibi olmayan aynı zamanda
bedensel, zihinsel veya ruhsal engellerinden en az biri nedeniyle sürekli
bakıma muhtaç durumda olduğu resmi sağlık
kurumlarının düzenlediği sağlık kurulu raporu ile
belgelenen çocuklarına da hak sahibi kişinin pasaportu ile aynı
süre geçerli diplomatik pasaport verilir.(1)
Diplomatik
pasaportların, sahiplerinin veya varsa refakat hanesinde kayıtlı
bulunanların birer kıta fotoğrafisini ihtiva eylemeleri
lazımdır.
Diplomatik
pasaportlar hiçbir harç veya resme tabi değildir."
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ EKREM ÇELEBİ (Ağrı)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Hükûmet
BİLİM,
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge
üzerinde Isparta Milletvekili Sayın Nevzat Korkmaz konuşacak.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; önce
saygılarımı sunuyorum.
Bir
cumhurbaşkanlığı seçim süreci yaşıyoruz. Bazen
meydanların büyüsüne kapılıp edep kapılarını
zorlayan, geçmişte söylediklerini inkâr edip koca koca laf edenler,
hakaret edenler var. Birisi de AKP Genel Başkan Yardımcısı
Süleyman Soylu. Milliyetçi Hareket Partisine metres
yakıştırması yapıyor. Geçmişte AKPye ve
Erdoğana hakaret eden bu zat, şimdi, ikbal ve istikbal
hırsıyla sığındığı iktidar
kapısında Milliyetçi Hareket Partisine hakaretler
yağdırıyor. Bir taraftan, Erdoğan, ülkücü
kardeşlerim diye şirinlik yapıyor, yardımcısı da
koca bir camiaya hakaret ederek gerçek yüzlerini ortaya koyuyor.
Siyasi
metresliği bu ülkeye öğretenler bellidir. Dün AKPye ve
Erdoğana hakaretler ederken, bugün ballı kaymaklı menfaatler
karşılığında iktidarın yatağına
girenlerdir siyasi metresler. Başları önünde, utanç içinde yürümesi
gerekirken, bugün kınalı keklik olup siyasi tetikçilik yapanlardır.
Genel başkan iken partilerini satıp nimet trenine binenlerdir.
İpinden kurtulmuşlardır.
Dün ne diyordu
bakın bu şahıs: Başbakan, padişah olmak istiyor. Bu
Hükûmete zıkkımın kökünü göstereceğiz. Hükûmet, yolsuzluk
çukurunun içinde. Daha devam edeyim mi?
ERKAN AKÇAY
(Manisa) Et, et.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Devamla) - Yuh olsun sana Başbakan yuh. Çocuklarımıza kötü
örnek oluyorsun. diyordu. Evet, bu zavallı zat, dün Türkiyede demokrasi
ve millî irade için canlar vermiş, bedel ödemiş Demokrat Partinin
Genel Başkanlığından geliyor. Koca bir çınarın
cüce genel başkanı. Demokrat Partili kardeşlerime geçmiş
olsun. AKPye de yarın ilk durakta inecek ve sizi de satacak bir
adamın hayırlı olmasını diliyorum, tepe tepe
kullanın.
Bu
ağzının ayarı olmayan zat bununla da kalmıyor.
Milletin ortak adayı olan Ekmel Beye cici çocuk diyor, çakma profesör
diyor. İçinizden biri de Topla ağzını. diyemiyor.
Teşbihte hata olmaz arkadaşlar, at, sahibine göre
kişnermiş. AKP Genel Başkanı meydan meydan, önüne gelenlere
hakaretler yağdırırken, öyle ya,
yardımcılarının yapması da doğal.
Aday Erdoğan,
diğer adaylara Satılmış. diyor, Omurgasız, nankör,
saksı, monşer diyor.
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Sen, kendi Genel Başkanının söylediklerine
baksana.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Devamla) - Hem de millî irade millî güç yazılı otobüslerle,
devletin ve milletin parasıyla padişahlar gibi dolaşıp
propaganda yaparken yapıyor bunu. Cumhurbaşkanlığı,
değerli arkadaşlar, sanki cepte. Milletin iradesine ipotek
koymuş. Kazanamayacağı hiç aklına gelmiyor. Peki,
yarın kazanamazsa, Cumhurbaşkanlığı makamıyla
köprüleri atacak mı? Çankayaya, Sayın İhsanoğluna hangi
yüzle çıkacak? Bu, nasıl bir devlet anlayışıdır?
Seni oraya biz getirdik. diyor. Seni oraya kim getirdi? Millet.
AHMET YENİ
(Samsun) Millet.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Devamla) - Ekmeleddin Beyi de oraya inşallah millet getirecek. Eğer
görevlendirme ya da desteklemeyi kastediyorsanız, Sayın
Erdoğana Hükûmeti kurma görevini kim verdi? Ahmet Necdet Sezer.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Kim milletvekili yaptı? Baykal.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Devamla) - O zaman Seni de oraya Ahmet Necdet Sezer mi getirdi?
diyeceğiz. Kendini Kaf Dağında görüyor. Başbakanken böyle,
Cumhurbaşkanıyken Allah muhafaza. İhsanoğlu, beyefendi
kişiliği, nazik üslubuyla bu hakaretlere cevap vermezken,
Erdoğan, gittikçe hakaretlerin dozunu artırıyor.
Bu kanun
çıkarken tüm partiler dedi ki: Demokrasi şöleni yaşanacak.
Millî irade, devletin başına yani Cumhurbaşkanına
doğrudan karar verecek. Şu olan bitene bakın: Aday Erdoğan,
milleti tef gibi gerdi âdeta.
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Geren sizsiniz.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Devamla) Cumhurbaşkanı olmazsam halk yansın,
yıkılsın. Üç oy alabilir miyiz diye Alevi-Sünni diyor,
Kürt-Türk-Zaza diyor.
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Ayrım yapmayalım. diyor.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Devamla) Bu, nasıl bir izan, bu, nasıl bir insaftır?
Allahtan da mı korkmuyorsunuz insanları
ayrıştırırken? Erdoğana hatırlatmak isterim ki:
Bu devlet kabile devleti değildir, bu millet de köksüz, su üstünde yüzen
nilüfer çiçekleri değildir. Sen ve Hükûmetin, Türk tarihi deryasında
olsa olsa ancak bir su zerresi olursun.
AHMET YENİ
(Samsun) Üç gün kaldı, üç.
RECEP ÖZEL
(Isparta) Ya kendileri olamayınca böyle görüyorlar.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Devamla) - Yaptığın tahribat ve yıkımla da Türk
milletinin iradesiyle 10 Ağustosta da inşallah buharlaşıp
gideceksin.
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Millet sana cevabını verecek.
AHMET YENİ
(Samsun) Millet cevabı verecek.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Devamla) - Bu üslubuna da bir an önce son ver. Yaptığın,
milletin hayrına değil. Ya milletten özür dile üslubunu düzelt ya da
bu millet, 10 Ağustosta, zaten, devrizulmüne son verecektir, bundan
kaçış yok.
Yüce milleti
saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının çerçeve
88. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Rahmi
Aşkın Türeli (İzmir) ve arkadaşları
Madde 88:
15/7/1950 tarihli ve 5682 sayılı Pasaport Kanununun 13. maddesinin
üçüncü fıkrasına ataşelere ve muavinlerine ibaresinden sonra
gelmek üzere din hizmeti koordinatörlerine ibaresi eklenmiştir.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ EKREM ÇELEBİ (Kars) -Katılmıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
BİLİM,
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli)
-Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Önerge üzerinde İstanbul Milletvekili Sayın İhsan Özkes
konuşacak. (CHP sıralarından alkışlar)
Buyurun.
İHSAN ÖZKES
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte
olan torba yasanın 88inci maddesi üzerinde söz almış
bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Cumhurbaşkanlığı
seçimleri propagandası için Kocaeli, Üsküdar ve Sultangazinin bazı
camilerinde Başbakanın fotoğrafları var.
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Cami değil ki, yolda.
İHSAN ÖZKES
(Devamla) Gözün görmüyor mu, cami cami!
RECEP ÖZEL
(Isparta) - Yalan konuşma ama, yalan konuşma!
İHSAN ÖZKES
(Devamla) Yalanı siz iyi becerirsiniz, yalanı siz çok iyi
becerirsiniz!
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen
İHSAN ÖZKES
(Devamla) Tayyip, sanki camiye imam seçilecek! Tayyipten Cumhurbaşkanı
da olmaz, imam da olmaz. İmam olsa, hırsızlığın,
yolsuzluğun haram olduğunu anlatabilir mi?
RECEP ÖZEL
(Isparta) Üslubunu güzel konuşur musun üslubunu! Tayyip dediğin
senin Başbakanın. Üslubunu güzel konuş!
İHSAN ÖZKES
(Devamla) İster Sünni ol, ister
Alevi ol ama önce insan ol insan ve hırsız olma.
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Sen de insan ol!
AHMET YENİ
(Samsun) Sen kendine bak!
RECEP ÖZEL
(Isparta) Sen, onun insanlığını ölçecek adam
mısın?
İHSAN ÖZKES
(Devamla) Allah, Alevi misin, Sünni misin? diye sormayacak ama
hırsızlıktan, yolsuzluktan mutlaka soracak. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
RECEP ÖZEL
(Isparta) Efendim, çok ayıp konuşuyor, İnsan ol." diyor
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, ne işaret ediyorsunuz? Ben duymuyorum hiçbir
şeyi.
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) İçtüzüke aykırı konuşuyor
BAŞKAN
Duymuyorum hiçbir şeyi ama bağırıyorsunuz.
İHSAN ÖZKES
(Devamla) Haram para ile hacca gidenin dualarının kabul olup
olmayacağına dair sorulan bir soru üzerine Sevgili Peygamberimizin
Uzun bir yolculuk yaparak saçı başı
dağılmış, toz toprak içinde kalmış ve elini
semaya kaldırıp Ey Rabbim, Ey Rabbim diye dua ediyor ama
yediği haramdır, giydiği haramdır ve haramla
beslenmiştir. Peki, böyle bir kimsenin duasını Allah nasıl
kabul etsin? hadisini okudum diye eski bir bakan, beni mahkemeye verdi.
Aslında beni değil, Hazreti Muhammedin hadisini yani Sevgili
Peygamberimiz Hazreti Muhammed mahkemeye verildi. Hırsızlıkla
ilgili ayet, hadis okumak artık bu ülkede yasak mı? Başbakan,
mitinge Kuran-ı Kerim ile çıkarak dini istismar ediyor ama Caferi
camisinin ve Kuran-ı Kerimlerin yakılmasına gıkı
çıkmıyor. Cami Yalanları isimli kitap bile yazdım,
camiler üzerinden siyaset yapıyorsunuz. Peki, Caferi camisi, cami
değil mi? Irakta ve Suriyede IŞİD teröristlerinin
yaktığı, yıktığı camiler, cami değil
mi?
Hazreti Muhammed için O, Mekkenin fethinde
gururlandı, biz gururlanmayacağız. şeklinde konuşan
İçişleri Bakanı Efkan Alaya Cübbeli Ahmet Hoca Sen Peygambere
hakaret ediyorsun, sen Peygamber gibi olmayacaksın, daha büyük
adamsın yani, Peygamberi Allah uyarmış, sen ne kadar cahil,
yeryüzünün en cahili misin? Benim Peygamberime bu lafı diyemezsin. Niye
tepki yapmıyorsunuz, mesaj atmıyorsunuz, niye mail atmıyorsunuz?
Sizin de yatacak yeriniz yok, Resulullah yüz çevirecek sizden de. Seni ne
estaizübillah kurtarır, ne estağfurullah kurtarır. Sen Peygambere
hakaret ediyorsun. Bir defa bu adamın cahilliği nereden ortaya
çıkıyor? Bir de terbiyesizliğin daniskası. dedi. Diyanet
Başkanı cüppesini giyen zat ise Peygambere dil uzatan bakana haddini
bildirmek yerine Ben, onun Hazreti Peygamberi sevdiğini biliyorum. O
yüzden bu konuda konuşmuyorum. diyerek Cübbeli kadar yürekli
olamadığı gibi onu aklamaya çalıştı.
Yazıklar olsun!
Tayyipin seçim
logosunda Sevgili Peygamberimizin ismi, Arapça olarak Muhammed
yazılıymış, böyle diyor bir bakan. Madem logoda Hazreti
Muhammed yazıyor
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Reklam oluyor, reklam.
RECEP ÖZEL
(Isparta) Vallahi, CHPli birileri logo yapıyor, hayret bir şey
yani!
BAŞKAN
Sayın Konuşmacı, reklam içeren materyalleri lütfen kürsüden
göstermeyin.
İHSAN ÖZKES
(Devamla)
miting sonrası Hazreti Muhammedin ismi ayaklar altında
niye geziyor? Allah korkusu yok mu sizde? Peygamber sevgisi yok mu sizde?
Miting sonrası, madem Muhammed yazıyor, bu, ayaklar altında
niye geziyor?
OSMAN AŞKIN
BAK (İstanbul) Uçmuşsun sen, uçmuşsun!
İHSAN ÖZKES
(Devamla) Yarın huzuruilahide, Hazreti Muhammed
OSMAN AŞKIN
BAK (İstanbul) Uçtun, yukarı çıkıyorsun Hoca!
Uçmuşsun sen.
İHSAN ÖZKES
(Devamla)
Benim muazzez ismimi kirli siyasetinize niçin alet ettiniz?
derse ne diyeceksiniz?
RECEP ÖZEL
(Isparta) Bu müftü de nasıl
İHSAN ÖZKES
(Devamla) Hiç Allah korkusu
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
OSMAN AŞKIN
BAK (İstanbul) Ne eziyet çekmiş Üsküdarlılar, ne eziyet
çekmiş, vah vah!
İHSAN ÖZKES
(Devamla)
Hazreti Muhammed sevgisi yok mu?
BAŞKAN
Sayın Özkes, teşekkür ederim.
İHSAN ÖZKES
(Devamla) Hazreti Muhammedin ismi, haram yiyici, yalan söyleyici siyasetlere
alet edilebilir mi?
OSMAN AŞKIN
BAK (İstanbul) Uçtu, uçtu! Evet, uçtu, uçtu.
RECEP ÖZEL
(Isparta) Bitti süresi efendim.
BAŞKAN
Sayın Konuşmacı süreniz bitti.
İHSAN ÖZKES
(Devamla) Ama sesimi kestiler Sayın Başkanım
BAŞKAN
Konuşma süreniz bitti Sayın Özkes, lütfen.
OSMAN AŞKIN
BAK (İstanbul) Hadi bakalım, uçtu. Öyle bir şey yok, hadi
bakalım.
İHSAN ÖZKES
(Devamla) Bir dakika süre istiyorum.
OSMAN AŞKIN
BAK (İstanbul) Üsküdarlılara yazık olmuş.
BAŞKAN
Sayın Özkes, süreniz bitti, lütfen.
İHSAN ÖZKES
(Devamla) Adil olun Sayın Başkan.
RECEP ÖZEL
(Isparta) Efendim, önergeyle ilgili bir tane söz konuşmadılar.
OSMAN AŞKIN
BAK (İstanbul) Süreniz bitmiştir efendim. Uçtu, uçtu.
BAŞKAN
Sayın Özkes, lütfen yerinize geçer misiniz, süreniz bitti.
İHSAN ÖZKES
(Devamla) Peki.
Saygılarımla.
(CHP sıralarından alkışlar)
RECEP ÖZEL
(Isparta) Önerge neydi, önerge?
OSMAN AŞKIN
BAK (İstanbul) Hadi bakalım uçtu maşallah! Göğe
çıkıyor.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Gel Hoca gel, muhatap olma, gel. Onlar sadece
bağırırlar adama, gel sen.
İHSAN ÖZKES (İstanbul)
Allah da sizi yerlerde süründürecek inşallah.
OSMAN AŞKIN
BAK (İstanbul) Seni süründürür seni, seni. Kötü söz sahibine aittir.
Uçtun sen uçtun!
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
89uncu maddede üç
adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının 89uncu
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Erkan Akçay Sümer
Oral Münir
Kutluata
Manisa Manisa Sakarya
Mustafa
Kalaycı Yusuf
Halaçoğlu
Konya Kayseri
MADDE 89 5682
sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin (A) bendinde yer alan kamu
görevlilerine ibaresi kamu görevlileri ile birinci derece kadro
karşılığı emekliliğe hak kazanmış olan
belediye başkanları ile büyükşehir statüsündeki illerin önceki
belediye başkanlarına şeklinde değiştirilmiştir.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının 89uncu
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Rahmi Aşkın
Türeli Osman
Oktay Ekşi Haluk
Ahmet Gümüş
İzmir
İstanbul Balıkesir
Ayşe Nedret
Akova Levent
Gök Haydar
Akar
Balıkesir
Ankara
Kocaeli
MADDE 89- 5682 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin
(A) bendinde yer alan "kamu görevlilerine" ibaresi "kamu
görevlileri ile birinci derece kadro ile emekliliğe hak kazanmış
olan belediye başkanlarına ve vakıf üniversitelerinin
öğretim üyelerine" şeklinde değiştirilmiş ve
aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Bir önceki yıl gelirleri itibariyle, tahakkuk
eden yıllık kurumlar vergisi yönünden illerinde birinci, ikinci ve
üçüncü olan kurumlar ile Türkiye genelinde ilk 250 arasına giren
kurumların yönetim kurulu başkanlarına, tahakkuk eden gelir
vergisi yönünden illerinde birinci, ikinci ve üçüncü olan mükellefler ile,
Türkiye genelinde ilk 250 arasına giren mükelleflere tahakkuk eden
verginin en az birinci taksitini ödemiş olmaları kaydıyla, bir
önceki takvim yılında en az otuz milyon ABD Doları veya
karşılığı döviz tutan ihracat yapan firmaların
yönetim kurulu başkanları ve genel müdürlerine bir yıl süreyle
geçerli olmak üzere hususi damgalı pasaport verilir.
Süresi sona eren hususi damgalı pasaportların
aynı şartlar dahilinde aynı süre ile yenilenmesi mümkündür. Bu
hakkın kazanıldığı yıl kullanılması
şarttır. Yukarıdaki paragraf uyarınca pasaport verilecek
kişilerin belirlenmesine, bildirimine ve verilen pasaportların
iptaline ilişkin usul ve esaslar Dış Ticaret
Müsteşarlığının bağlı bulunduğu
Bakanlık ile Dışişleri, İçişleri ve Maliye
Bakanlıklarınca müştereken tespit edilir."
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
639 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın, 5682
sayılı Kanunun 14 üncü maddesinde değişiklik öngören
89'uncu maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz
ve teklif ederiz.
İdris
Baluken Nazmi
Gür Erol
Dora
Bingöl Van Mardin
Pervin Buldan Sebahat
Tuncel
Iğdır İstanbul
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ EKREM ÇELEBİ (Ağrı) -
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
BİLİM,
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Önerge üzerinde Sayın Erol Dora konuşacak, Mardin Milletvekili.
EROL
DORA (Mardin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
konuşmama başlamadan önce Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. Ben, önerge üzerinde söz almış olmama rağmen,
önerge üzerinde konuşmayacağım. Bugün coğrafyamızda
çok önemli gelişmeler olmaktadır bildiğiniz gibi. Böyle bir
konuşmayı yapmayı da kendi açımdan bir görev ve sorumluluk
olarak kabul ediyorum.
Biliyorsunuz,
8 Haziranda IŞİD örgütü, çetesi, Musulu işgal etmişti ve bölgede
yaşayan Kürtler, Araplar - Asuri - Süryani, Keldaniler, Ermeniler,
Türkmenler, Şabaklar ve Ezidiler bölgeyi terk ederek, görece daha güvenli
bölgelere sığınmaya çalışmışlardı.
Barbar IŞİD örgütü, sağlanan desteklerle git gide tüm Orta
Doğu için büyük bir tehlike arz etmeye başlamıştır.
Yaratılmış bu canavarın kendisine destek vermiş ve
vermekte olan devletler için de yakın zamanda büyük tehlikeler arz
edeceği açıktır. Irakta, Suriyede süregiden katliam ve
cinayetler ve Gazzede Filistin halkına karşı yapılan bunca
zulme rağmen başta Birleşmiş Milletler, Amerika ve Avrupa
Birliğinin, diğer taraftan komşu ülkelerin bütün bu olup biten
insanlık suçları karşısındaki
duyarsızlıklarını ve sergiledikleri çifte standartlı
tutumunu ibretle izlemekteyiz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; son dönemlerde meydana gelen dehşet fotoğraflarında
görüldüğü gibi, Orta Doğu coğrafyası, âdeta ölüm
tarlalarına dönüşmüştür. Orta Doğunun demografik
haritası değişiyor. Bölgenin kadim halkları, kültür ve
inançları ana yurtlarından tamamen silinmek isteniyor, kimseden bir
ses çıkmıyor. Orta Doğuda insan kanı sudan, petrolden daha
ucuz hâle getirilmiş durumdadır.
Değerli milletvekilleri, bilinmektedir ki,
bilinmelidir ki İslam dünyası ve insanlığın tüm
değerleri, kazanımları tehlike altındadır. İslam
dininin hoşgörüsünden nasibini almamış ve emperyalizmin bir
piyonu hâline gelmiş bu barbar örgütlere karşı, sadece Kürtler
değil, Süryaniler, Türkmenler, Araplar, Türkler, Şiiler, Ermeniler,
Aleviler, Müslümanlar, Ezidiler, kısaca herkesin ayağa kalkması
ve IŞİDin bu barbarlıklarına karşı durması
gerekmektedir. Başta iktidar olmak üzere tüm siyasi partilerin gerek yurt
içi ve gerekse yurt dışı politika ve söylemlerinde kültürler,
inançlar ve halklar arasındaki kardeşliği ve
barışı özellikle vurgulayan, ayrıca hiçbir etnik kültür ve
inancı ötekileştirmeyen bir yaklaşım ve tutum
geliştirebilmek noktasında daha duyarlı ve eşit
davranmaları gerekmektedir.
Şimdi, Iraktan son gelişmeleri sizlere
aktarmak istiyorum. Kürdistan Yurtseverler Birliği Şengal Kadın
Kolları sorumlusu Basime Şengali Şengal dağlarından
tüm dünyaya sesleniyorum. diye hitap etmektedir. Bütün dünya bu
çığlıklarımızı duymalı. Ezidi halkına
uygulanan bu zulmü, vahşeti görün ve birazcık da
sızlayabiliyorsa vicdanınız, bu katliama sessiz kalmayın.
diye bize seslenmektedir. Basime Şengali Biz Ezidiler bugüne kadar 72
katliamdan geçtik. demektedir. Bugün 73üncüsü bütün dünyanın gözü
önünde İslam adına uygulanıyor. Ki bunun hiç
İslamlıkla da bir ilgisi yoktur. Bu
çığlığımıza sessiz kalmayın! Şengal
dağlarında insafsızca uygulanan katliamla katledilen, Ezidi
halkı şahsında tüm insanlıktır. IŞİDin
Şengali işgal edip Ezidi Kürtlerini katletmesine tepki gösteren
milletvekili Viyan Daxil, gözyaşları içinde katliamın önüne
geçilmesini istemektedir: Bizi kurtarın! Ülkenin yeni başbakanını
seçmek için toplanan Irak Parlamentosu oturumunda söz alarak Şengalde
yaşanan katliamları gündeme getiren Daxil, Şengal bölgesinde
katlediliyoruz. Lütfen kardeşlerim, tüm siyasi
farklılıkları bir tarafa bırakalım.
Yanımızda insan olarak durun. İnsanlık adına
konuşuyorum. Lütfen bizi kurtarın! Bizi kurtarın! diye
seslenmektedir.
Şimdi, bu
olaylara baktığımızda, bugün dünyada, bildiğiniz gibi,
İkinci Dünya Savaşından sonra kurulmuş bir
Birleşmiş Milletler var; amacı da savaşları
önlemektir, insan haklarını korumaktır ama bugün
Birleşmiş Milletlerden herhangi bir ses çıkmamaktadır.
Kopenhag Kriterleriyle övünen Avrupa Birliğinden de herhangi bir ses
çıkmamaktadır. Amerikadan da, kendisini demokrasi ve insan
hakları havarisi olarak kabul edilen Amerikadan da bir ses
çıkmamaktadır. Hükûmetimizden de bu noktada, diğer etnik
grupları kapsayacak şekilde, bu konuda herhangi bir beyanatta
bulunulmuş değildir ama biz Orta Doğu halkları ve dünya
halkları olarak bütün bunları seyrediyoruz ve tarihe bunların da
gereken notlarını düşeceğiz. Bu açıdan herkesi bu
noktada tekrar duyarlı olmaya çağırıyoruz. Orta
Doğudaki bu gelişmelere, bu çığlıklara herkesin bir
ses vermesini tekrar belirtiyor, Genel Kurulu tekrar saygıyla
selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Dora.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının 89uncu
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Osman Oktay Ekşi
(İstanbul) ve arkadaşları
MADDE 89- 5682
sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin (A) bendinde yer alan "kamu
görevlilerine" ibaresi "kamu görevlileri ile birinci derece kadro ile
emekliliğe hak kazanmış olan belediye başkanlarına ve
vakıf üniversitelerinin öğretim üyelerine" şeklinde
değiştirilmiş ve aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.
"Bir önceki
yıl gelirleri itibariyle, tahakkuk eden yıllık kurumlar vergisi
yönünden illerinde birinci, ikinci ve üçüncü olan kurumlar ile Türkiye
genelinde ilk 250 arasına giren kurumların yönetim kurulu
başkanlarına, tahakkuk eden gelir vergisi yönünden illerinde birinci,
ikinci ve üçüncü olan mükellefler ile, Türkiye genelinde ilk 250 arasına
giren mükelleflere tahakkuk eden verginin en az birinci taksitini ödemiş
olmaları kaydıyla, bir önceki takvim yılında en az otuz
milyon ABD Doları veya karşılığı döviz
tutarı ihracat yapan firmaların yönetim kurulu başkanları
ve genel müdürlerine bir yıl süreyle geçerli olmak üzere hususi
damgalı pasaport verilir.
Süresi sona eren
hususi damgalı pasaportların aynı şartlar dahilinde
aynı süre ile yenilenmesi mümkündür. Bu hakkın
kazanıldığı yıl kullanılması
şarttır. Yukarıdaki paragraf uyarınca pasaport verilecek
kişilerin belirlenmesine, bildirimine ve verilen pasaportların
iptaline ilişkin usul ve esaslar Dış Ticaret
Müsteşarlığının bağlı bulunduğu
Bakanlık ile Dışişleri, İçişleri ve Maliye
Bakanlıklarınca müştereken tespit edilir.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ EKREM ÇELEBİ (Ağrı)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
BİLİM,
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde Kocaeli Milletvekili Sayın Haydar Akar konuşacak.
(CHP sıralarından alkışlar)
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; evet, bu
torbada 148 madde var ama bu torbada toplumun temel problemlerini çözecek
maddeler yok.
Yine, 89uncu
maddede pasaportlarla ilgili bir hüküm konmuş. Doğru mu buluyorum?
Doğru buluyorum aslında. Konmalı mı? Konmalı. Ama
yeterli mi? Değil. Niye? Baktığınız zaman
pasaportlara, Türkiyede 4 çeşit pasaport veriliyor. Bir tanesi normal
pasaport, tüm vatandaşlara verdiğimiz, kamu görevi yapsın yapmasın,
özelde çalışsın çalışmasın, normal
vatandaşın alabileceği bir pasaport. Diğeri hususi
pasaport, bunu da yeşil pasaport diye adlandırıyoruz. Birçok
ülkede yok, bizim ülkeye istisnai bir durum var gibi gözüküyor. Bir de diplomatik
pasaportumuz var, bu da kırmızı pasaport diye
adlandırılıyor, bu, biraz daha ayrıcalıklı bir
pasaport. Yine, bir de hizmet pasaportu var. Kamu görevi yapıp da yurt
dışına kısa vadeli işlere kamu adına gidilirse,
görevlendirilirse burada hizmet pasaportu veriliyor. Bunda da böyle
girişlerde, çıkışlarda çok fazla sıkıntı
olmuyor.
Ama başka bir
şey var: Örneğin vakıf üniversiteleri var, değil mi? Yine,
Türkiye Cumhuriyetinin Meclisi tarafından alınmış kararlar
gereğince yine yüksek öğrenime tabi, kanunlarına tabi, sadece
mali ve idari işlemlerde özerk olan vakıf üniversiteleri var ve bu
vakıf üniversitelerinde öğretim üyeleri var. Neyi var?
Araştırma görevlisi var, asistanı var, doçenti var,
yardımcı doçenti var, profesörü var, kamu üniversitelerine
baktığınızda orada da aynı tanımda, aynı
pozisyonda insanlar var. Orada çalışan insanlar, orada
çalışan hocalar, orada çalışan öğretim üyeleri belli
dereceye gelince, 3üncü dereceye gelince yeşil pasaporta hak
kazanıyorlar ve pasaportlarını ceplerine koyuyorlar ama
vakıf üniversitelerinde, yine Türkiye Cumhuriyeti tarafından
kurulmuş, denetimi YÖKe bağlı, bütün kuralları devlet
üniversiteleriyle aynı olan üniversitedeki öğretim elemanları,
hocalar bu haktan yararlanamıyorlar. Bu doğru bir şey
değil.
Sadece bu da
değil. Ben yıllarca özel sektörde çalıştım.
Bakın, özel sektörde insanlar 657ye tabi değildir. Devlete
sırtını dayayıp 1inci dereceye, 2nci dereceye, 3üncü
dereceye ne zaman ineceğim? diye hesaplamazlar. Bu devlete hizmet eden,
yıllarca çalışmış, ihracat yapan çok başarılı
fabrika müdürleri, çok başarılı üretim müdürleri, teknik
müdürler, genel müdürler var. Bu insanlar, sanki bu devletin insanı
değilmiş gibi, sanki bu devlete hizmet etmiyorlarmış gibi,
kamudaki bir genel müdür daha güvenilir ama özel sektördeki bir genel müdür
güvenilir değil, o yeşil pasaport alamaz. Böyle bir usul olabilir mi?
Ben
hanımımdan dolayı, eşimden dolayı, öğretmen
olduğu için, 3üncü dereceye düştüğü için yeşil pasaport
almıştım, mesleğim olarak öğretmenin kocası
yazıyordu, öğretmenin kocası yazıyordu meslek olarak.
Böyle bir şey olabilir mi? Ben özel sektörde çalışıyorum
diye bu yeşil pasaportu niye alamıyorum? Bunu sormak lazım.
Bunca özel sektör
Türkiyenin ihracatıyla övünüyorsunuz. İşte
bu önergede, Cumhuriyet Halk Partisi bu önergede, aslında
kısıtlı da olsa -ben daha da genişletilmesi
taraftarıyım- özel sektörde başarılı olan fabrika
müdürleri, üretim müdürleri, teknik müdürler, mühendisler
Otuz sene
mühendislik yapabilir, illa müdür olması gerekmiyor, niye bu hakkı
kazanamıyor? Yani 657ye sırtını dayayacaksın
Bir
kamu devleti gibi yönetiliyoruz, kamu personeli tarafından yönetilen bir
devlet anlayışımız var. Böyle bir anlayış
olabilir mi? Yıllarca insanlar devlete hizmet edecek, üretecek, yeni yeni
şeyler bulacak, Türkiyenin kalkınmasına katkı
sağlayacak ama siz diyeceksiniz ki: Kamuda çalışmıyor, bu
güvenilir bir insan değil, buna normal pasaport verelim.
Araştırılsın, bakılsın, vizeden geçsin ve öyle
gitsin. Ben yeşil pasaportla yurtdışına giderken benim
genel müdürüm her hafta veya on beş günde bir, yirmi günde bir vize almak
zorunda kalıyordu, bunlarla uğraşıyordu. Böyle bir şey
doğru değil. Onun için de bir kanun yapılırken, bir
şey kanuna ilave edilirken bütün detaylarıyla
araştırılmalı, doğru olan yapılmalı.
Yine burada eksik
Bu eksiği bu önergeyle -bir kısmını- tamamlayabiliriz diye
düşünüyorum. Onun için bu önergemize katılmanızı ve evet
oyu vermenizi diliyorum.
Dediğim gibi,
çok önemli. Özellikle vakıf üniversitelerindeki öğretim üyeleri
İçinizde
birçok öğretim üyesi var, iktidar partisinde. Bunların illa devlette
görev yapması gerekmiyor, devlet tarafından kurulmuş vakıf
üniversitelerinde de görev yapabilirsiniz. Onun için de orada sağlanan
haklar, o öğretim üyelerine, profesörlere, doçentlere, araştırma
görevlilerine, yeterli hizmet süresi var ise ve devlet üniversitelerinde
nasılsa bunun kriteri aynı kriterde bunlara da verilmeli.
Ayrıca, yargıda savcıya veriyorsunuz, hâkime veriyorsunuz,
aynı görevde sacayağının üçüncü ayağı olan
avukatlara vermiyorsunuz, bu da doğru bir anlayış değil.
Onun için bu kanun tekrar ele alınmalı, gözden geçirilmeli ve
mağduriyetler giderilmeli diyorum, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP
ve MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 89uncu maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Erkan Akçay
(Manisa) ve arkadaşları
MADDE 89 5682
sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin (A) bendinde yer alan kamu
görevlilerine ibaresi kamu görevlileri ile birinci derece kadro
karşılığı emekliliğe hak kazanmış olan
belediye başkanları ile büyükşehir statüsündeki illerin önceki
belediye başkanlarına şeklinde değiştirilmiştir.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ EKREM ÇELEBİ (Ağrı)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
BİLİM,
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde Sayın Mehmet Erdoğan konuşacak, Muğla
Milletvekili.
Buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET
ERDOĞAN (Muğla) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz 639 sıra sayılı torba
Kanun Tasarısının 89uncu maddesi üzerinde vermiş
olduğumuz değişiklik önergesi hakkında Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle
yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime
başlarken bazı hususlara değinmek istiyorum. Suriyeden
gelenlerin ülkemize sığınması konusunda Türk milletinin
alicenaplığını suistimal eden iktidar, Suriyeden gelen
Müslüman kardeşlerimize gereken cömertliği ve hoşgörüyü
göstermiş ve sosyal yapıyı bozma riskine rağmen,
pasaportsuz ve izinsiz bir şekilde bu misafirlerin ülkenin her köşesine
dağılmasına vesile olmuştur.
Ülkemizin dört
köşesine dağılan Suriyeli mülteciler kaçak işçi
simsarlarına malzeme olmaktadır. Bu durum, ülkemizde zaten var olan
işsizliği daha da artırmaktadır. Ancak, aynı iktidar,
Iraktan, Suriyeden PKKnın bir kolu olan PYD zulmünden kaçan,
Başbakanın terör örgütü bile demekten çekindiği zalim örgüt
IŞİDin katliamlarından kaçan Türkmenlere bu hassasiyeti
göstermemiştir. Bir zamanlar Türkmenlere katliamı reva gören
sapkın teröristlerin toplantılarını ülke
sınırları içinde tertipleyen Hükûmet, bu vatanın öz
evladı olan Türkmenlerin feryatlarına âdeta kulaklarını
tıkamış, IŞİDin katliamlarını görmezden
gelmek için gözlerini kapatmıştır. Allahtan, Türklük gurur ve
şuurunu yüreklerinde taşıyan, İslam ahlak ve faziletini
ruhlarında barındıran insanlar var ki koskoca Hükûmetin
yapamadığı yardımı Kerküke kadar götürerek
soydaşlarımıza iletmiştir. AFADın geçemediği
sınırları geçmiş, Başbakanın aziz dostu, PKK
hamisi Barzaninin peşmergesinin baskısına Eyvallah.
dememiş birileri var bu memlekette. Oradaki Müslüman kardeşlerin
dertleriyle dertlenen, öldürülen bebeklerin acısını kalbinin en
derininde hisseden Türk milliyetçileri soydaşlarının
yanında olmuştur. Milliyetçiliği ayaklar altına alanlar
tarafından morg bekçisi olmakla suçlanan, Fatiha okumasını
bilmez bunlar. iftiralarıyla karşılaşan Türk
milliyetçileri, bu zor günlerde Müslüman kardeşlerinin,
soydaşlarının yanında olmuş, olmaya da devam
edecektir. Bu vesileyle, Türk milletinin yardımlarının
Kerkükteki soydaşlarımıza iletilmesinde emeği geçen Ülkü
Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfına şükranlarımı
sunuyorum.
Şimdi,
değerli arkadaşlar, bu torba kanunun çıkış
noktasını hepimiz biliyoruz. Somada yaşanan elim facianın
ardından sunulan önerilerle bu çalışma başlatıldı
ve içine bir sürü kanunda değişiklik öngören teklifler eklendi.
Torbadaki bazı kanunların elzemliği noktasında hemfikiriz
ancak bazılarının ise sadece
Cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik şirinlikler
içerdiğini de hepimiz görüyoruz. Bu değişiklikler de onlardan
bir tanesidir. Yani, bu değişikliğin Somadaki faciada
hayatını kaybeden vatandaşlarımızın
yakınlarıyla ne ilgisi bulunmaktadır? Bu
değişikliğin yeni facialar yaşanmamasıyla ilgili
alınması gereken önlemlerle ne alakası vardır?
Acıların en büyüklerinden birisini yaşayan milletimiz dört gözle
acılı ailelerin mağduriyetlerinin giderilmesini, yeni
faciaların önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınmasını
beklerken, konuyla ilgisi olmayan, alakasız değişikliklerin
gündeme getirilmesi, Meclis gündeminin lüzumsuz yere meşgul edilmesi
çözümü geciktirmektedir.
Değerli
milletvekilleri, bilindiği gibi, mevcut Pasaport Kanununa göre, 657
sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi olarak 1inci, 2nci ve
3üncü derece kadrolarda çalışanlar ve emeklileri yeşil
pasaporttan istifade etmektedirler. Sadece mevcut il ve ilçe belediye
başkanlarına da görevleri süresince yeşil pasaport, hususi
damgalı pasaport verilmektedir. Burada maksadımız emekli
belediye başkanlarına hususi damgalı pasaport vermekse seçimle
göreve gelen belediye başkanlarımız için niye 1inci dereceden
emekli olma şartı tartışılmaktadır? Yani,
çalışırken yeşil pasaport hakkına sahip olan il ve
ilçe belediye başkanlarının görevleri sona erdikten sonra da
eski belediye başkanı olarak bu haklardan faydalanabilmesi
sağlanmalı ve burada herhangi bir ayrıma sebebiyet
verilmemelidir. Yani, belediye başkanlarının, 657
sayılı Yasayla irtibatlı olanların meselesi çözülürken
diğerleri bundan istifade edemeyecektir. Gelin fırsat varken bu
yanlışlığı burada çözelim. Ayrıca, yurdumuzun
dört bir yanında fedakârca görev yapan il genel meclisi üyeleri ve
büyükşehir belediye meclisi üyeleri de kendilerine yeşil pasaport
verilmesini beklemektedir. Gelin il genel meclisi üyelerimizin ve
büyükşehir belediye meclisi üyelerimizin bu sorununu hep birlikte çözelim.
Ayrıca,
vakıf üniversitelerinde görev yapan öğretim üyeleri de memur
statüsünde olmadıkları için yeşil pasaport alamamaktadır.
Birçok bilimsel çalışmaya katılan vakıf üniversitesinde
çalışan öğretim üyelerinin de bu sorunu muhakkak çözülmelidir.
Bunlar da kamu görevi yapan insanlardır ve bunlar da bu ülkeyi temsilen
dünyanın değişik yerlerinde birçok bilimsel toplantıya
katılmaktadır. Rektörler de dâhil olmak üzere bu haktan istifade
etmelerini bir an önce sağlayalım.
Bu duygularla
hepinize teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Biz
de teşekkür ederiz Sayın Erdoğan.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Sayın
milletvekilleri, 90ıncı maddede üç adet önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın, 5/12/1951
tarihli ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 47 nci
maddesinde değişiklik öngören 90'ıncı maddesinde geçen
"Türkiye'de veya Türkiye dışında Türk
vatandaşları" ibaresinden sonra gelmek üzere "ve 1980'den
günümüze politik muhaliflik sebebiyle yurtdışına
çıkmış, çıkmak zorunda bırakılmış ve
vatandaşlıktan çıkmış/çıkarılmış
olanlar" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
İdris
Baluken Erol
Dora Pervin
Buldan
Bingöl
Mardin
Iğdır
Nazmi
Gür Hasip
Kaplan Sebahat
Tuncel
Van
Şırnak
İstanbul
Adil
Zozani
Hakkâri
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım iki önerge
aynı mahiyette olduğundan önergeleri birlikte işleme
alacağım. Talep hâlinde ayrı ayrı söz vereceğim.
Şimdi
aynı mahiyetteki önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının 90
ıncı maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Erkan Akçay S. Nevzat Korkmaz Kemalettin Yılmaz
Manisa Isparta
Afyonkarahisar
Mesut Dedeoğlu Mustafa
Kalaycı Özcan
Yeniçeri
Kahramanmaraş Konya Ankara
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının 90.
maddesinin metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Rahmi Aşkın Türeli Osman Oktay Ekşi Mehmet Ali Susam
İzmir
İstanbul
İzmir
Levent Gök Ayşe Nedret
Akova
Ankara Balıkesir
BAŞKAN
Önergelere katılıyor musunuz Komisyon?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ EKREM ÇELEBİ (Ağrı)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
BİLİM,
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge hakkında İstanbul Milletvekili Sayın Oktay Ekşi
konuşacak.
Buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
OSMAN OKTAY
EKŞİ (İstanbul) Sayın Başkan, saygıdeğer
milletvekilleri
Sayın Başkan,
önce, izninizle, söz aldığım maddeden daha önce, izninizle,
Başkanlık Divanının, özellikle zatıdevletlerinin
tutumuyla ilgili bir iki düşüncemi Genel Kurulla paylaşmak istiyorum
ve tabii, sözlerim de doğruca sizi hedef alacak Sayın Başkan.
Sayın Başkan,
Genel Kurulun yönetiminde hem sizin hem de burada olmadıkları için
isimlerini ifade etmek istemediğim başka başkan vekillerinin
tutumu, Genel Kurulun kendilerinden beklediği dikkati sanki ihtiva
etmiyormuş gibi geliyor. Bu konudaki dikkatsizliği, sizin
müsamahanıza sığınarak, Genel Kurulun dikkatine sunmak
istiyorum. Zaman zaman, sizin oturduğunuz yerde bulunan başkan
vekilleri yani yönetimin, Genel Kurulun başkanları kendilerini ön
plana alan beyanlarda bulunuyorlar.
Nitekim, bugün, bir saygıdeğer milletvekilimiz
sizden söz istedi, siz yanıt olarak kendisine Ben istediğim zaman
söz veririm, istemezsem vermem. dediniz.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Başkanın takdir
yetkisi var.
OSMAN OKTAY EKŞİ (Devamla)
Saygıdeğer Başkan, sizin böyle bir beyanda bulunmaya bence iki
nedenle hakkınız yok. Birincisi, ben beyanı
Başkanlık Divanını dışlayan bir beyandır.
Başkanlık Divanı, kâtipleriyle, başkan vekiliyle birlikte
bir bütündür ve başkan vekilliği makamında oturan insan ancak
Başkanlık Divanı adına beyanda bulunabilir, ben deme
hakkı yoktur.
İkincisi, sanıyorum ki sizin -bildiğim
kadarıyla da- hukukçu kimliğiniz söz vermeme konusundaki gerekçenizi
Ben istersem veririm, istemezsem vermem. şeklinde ifade etmenize engel
olmak gerekir. Siz, ancak İç Tüzükün şu maddesi gereğince bu
konuda size söz veremem. deme hakkına sahipsiniz. Onun
dışındaki beyanlar, Başkanlık Divanının
adına ifade edilmiş hususlardaki beyanlar ben ve isterim veya istemem,
keyfim isterse o kararı veririm sonucunu doğuracak şekilde
olmamak gerekir.
BAŞKAN Sayın Ekşi, lütfen konuya gelir
misiniz. Birinci ihtarım.
OSMAN OKTAY EKŞİ (Devamla) Sayın
Başkan, benim
KAMER GENÇ (Tunceli) Milletvekili istediği gibi
konuşur be! Ne ihtarı!
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Son derece kibar
konuşuyor sayın Başkanım, müsaade buyurun.
OSMAN OKTAY EKŞİ (Devamla) Sayın
Başkan, milletvekilinin konuşma hakkına sanıyorum ki siz de
saygı gösterirsiniz.
KAMER GENÇ (Tunceli) Oradan in o zaman.
BAŞKAN Siz devam edin lütfen.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Son derece kibar
konuşuyor efendim.
KAMER GENÇ (Tunceli) Haydi, ihtar et bakalım!
İhtara alışmışsın sen.
OSMAN OKTAY EKŞİ (Devamla)
Saygıdeğer Başkan, Genel Kurulu acemi bir öğretmenin
KAMER GENÇ (Tunceli) - Seni orada oturtmazlar o yönetim
tarzınla, seni oturtmazlar oraya!
OSMAN OKTAY EKŞİ (Devamla)
haylazlar
sınıfına girip de onları terbiye etmeye kalkması gibi
bir üslupla yönetmek
KAMER GENÇ (Tunceli) Bir de gülüyorsun çok büyük
marifetmiş gibi!
OSMAN OKTAY EKŞİ (Devamla) Bu, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin Genel Kurulunun yapısına da, bu Meclisin
kimliğine de uygun bir tutum değildir.
Hem sizden hem de sizin gibi davranan başkan
vekillerinden istirham ediyorum. Milletvekillerinin üslubu konusunda,
zannediyorum sizin de orada burada ifade ettiğiniz şikâyet sözleri
vardır. O sözlerin yerine oturabilmesi için Başkanlık
Divanının hepimize örnek olması lazım. Bunu dikkatinize
sunmak istedim birinci nokta olarak Sayın Başkan.
İkinci husus: Sayın milletvekilleri, buraya
getirilen, Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 47nci maddesini
değiştiren madde, aslında, elli üç senedir yürürlükte bulunan
maddenin hangi nedenle değiştirilmiş şekilde buraya
getirildiğini göstermiyor. Tamamen keyfî bir şekilde, Bakanlar
Kurulunun yayınlanmış bazı eserlere el koyup tekel
uygulamasını sonuçlandıracak ve fikir haklarına ciddi
şekilde saldırı teşkil edecek nitelik taşıyor.
Aslında, yürürlükte bulunan yasanın hükümleriyle ilgili uygulama
devam etseydi, şikâyete sebep olan hiçbir husus yoktu.
Nereden çıktığı belli değil,
niçin getirildiği belli değil, tamamen keyfî bir şekilde
birilerinin
Eğer e-maillerden anlaşıldığı
doğruysa, mesela Saidi Nursinin eserlerinin Bakanlar Kurulu tarafından
tekel altına alınmasını hedef alıyor. deniyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
OSMAN OKTAY EKŞİ (Devamla) Bu böyle mi
bilmiyorum ama ne olursa olsun fikir haklarına saldırı
teşkil ettiği için önergemizin kabulünü istirham ediyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Ekşi.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan,
aynı mahiyetteki önergeleri görüştürdünüz, sizin ayrı ayrı
oylama yapmanız
BAŞKAN Pardon, özür dilerim.
Cumhuriyet Halk Partisinden konuşan oldu. Şimdi
MHP'den bir konuşmacıyı çağıracağım,
Sayın Yusuf Halaçoğlu konuşacak.
Yalnız, Sayın Halaçoğlu, siz
konuşmadan önce bir çift laf da ben etmek istiyorum:
Ben, İç Tüzüke dayanarak Meclisi idare etmeye
çalışıyorum.
KAMER GENÇ (Tunceli) İç Tüzükü hiç bilmiyorsun.
BAŞKAN Eğer İç Tüzüke uygun bir
davranışım yoksa, bulunmuyor ise veya yapmadıysam
KAMER GENÇ (Tunceli) Çok keyfî yönetiyorsun meclisi,
çok keyfî yönetiyorsun.
BAŞKAN -
buradaki muhalefet partileri çok dikkatli
bir şekilde beni izlerler ve hemen usul tartışması açarlar.
Sayın
Ekşi, size de kısacık şunu söyleyeyim: Olabilir, bazı
nedenlerden dolayı Meclise çok sık gelmiyorsunuz ama buranın
İç Tüzükü, teamülleri çok farklıdır. Bu, devamla ancak
öğrenilebilecek bir şeydir.
MUSA ÇAM
(İzmir) Bu olmadı Başkan, bu olmadı.
RAHMİ
AŞKIN TÜRELİ (İzmir) Oldu mu şimdi Sayın
Başkan?
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Özrün kabahatinden büyük oldu Başkan.
BAŞKAN - Bu
tartışmanızı usul tartışması olarak
yapsaydınız, usul tartışması açsaydınız
zamanında söylediğiniz olayla ilgili olarak, daha anlamlı olur
diye düşünüyorum
ALİM
IŞIK (Kütahya) Şimdi açarsınız siz de.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Ne gerek var Başkanım bunlara?
BAŞKAN -
ve
bu konuyu burada kapatıyorum çünkü siz beni eleştirdiniz, ben de size
karşı olan eleştirilerimi söyledim.
Teşekkür
ederim. Bu konuyu lütfen burada kapatalım.
OSMAN OKTAY
EKŞİ (İstanbul) Sayın Başkan, söz istiyorum efendim.
MUSA ÇAM
(İzmir) Oktay Beyi devamsız öğrenci kategorisine soktunuz.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Başkan, sataşma yaptın, sataşma.
OSMAN OKTAY
EKŞİ (İstanbul) Sayın Başkan, söz istiyorum efendim.
BAŞKAN -
Evet, aynı mahiyetteki diğer önerge üzerinde Kayseri Milletvekili
Sayın Yusuf Halaçoğlu konuşacak.
OSMAN OKTAY
EKŞİ (İstanbul) Sayın Başkan, ben söz istiyorum.
BAŞKAN
Buyurun.
OSMAN OKTAY
EKŞİ (İstanbul) Bana sataşan sözler söylediniz.
BAŞKAN - Ben
size sataşmadım, sadece düşüncelerimi söyledim.
OSMAN OKTAY
EKŞİ (İstanbul) O nitelikte
Söz hakkımı istiyorum.
BAŞKAN - Ben
size sataşmadım.
MUSA ÇAM
(İzmir) Oktay Beyi devamsız öğrenci yaptınız,
devamsız öğrenci!
OSMAN OKTAY
EKŞİ (İstanbul) Sayın Başkan, söz hakkımı
kullanmak istiyorum. Hakkımda söylediğiniz
BAŞKAN - Size
sataşmadım ama size hürmeten, buyurun, yaşınızdan
dolayı.
OSMAN OKTAY
EKŞİ (İstanbul) Teşekkür ederim.
Yanlışınız
var.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Ağzından çıkan lafın anlamını
anlamayacak derecede olaylar karşısında âcizsin.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Yaşına hürmetin var da niye konuşuyorsun
Başkanım orada?
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Oktay Bey devam ediyor, ben şahidim, komisyona bile
geliyor.
AHMET YENİ
(Samsun) Sayın Başkan, İç Tüzükte yaştan dolayı söz
verilmiyor.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Her sözü faullü ya, her sözü faullü!
VII.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
4.- İstanbul Milletvekili Osman Oktay
Ekşi'nin, Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur
Bahçekapılının şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
OSMAN OKTAY
EKŞİ (İstanbul) Saygıdeğer Başkan, bendeniz
sıraların belki arkalarında oturduğum için yüksek
nazarınıza ulaşamıyorum ama bu Meclisin en fazla devam eden
milletvekillerinden olduğumu, sanıyorum
(CHP sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar)
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Arkadan geçenler görüyor.
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Arkada oturur.
OSMAN OKTAY
EKŞİ (Devamla)
Adalet ve Kalkınma Partili milletvekili
dostlarım da benim yanımdan geçerken gördükleri için, selamlaştığımız
için teslim ederler. Önce, bu noktada dikkatinizi çekmek ve
beyanınızın maalesef gerçeklerle uyumlu
olmadığını ifade etmek istiyorum.
İkincisi,
benim istirhamım hem sizden hem burada konuşan milletvekillerinden
hem de Türkiye Büyük Millet Meclisinden söz eden herkesten, bu Meclisin sahip
olduğu itibara saygılı olduklarını gösteren bir dil
kullanmalarıdır. Bunu sizden istirham etmemin sizi zedelediğini,
sizi rencide ettiğini düşünmüyorum ama eğer sizi rencide eden
bir tarafı olduysa o kelimeleri ben geriye almaya hazırım.
Burada zarafetin, burada nezaketin, burada saygının egemen
olmasını istediğim için onları söyledim.
Hepinize
saygı sunuyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Herkesin
saygısı kendi terbiyesindedir.
Evet, şimdi,
Sayın Halaçoğlu, buyurun
MEHMET GÜNAL
(Antalya) İllaki bir şey söyleyeceksin Başkanım ya,
illaki söyleyeceksin!
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sen daha konuşulan kelimelerin ne anlama geldiğini
kavramayacak kadar yoksunsun bazı şeylerden.
BAŞKAN
Sayın Ekşi, bana cevap vereceğinize, bir arka
sıranızda oturan ve onun adına konuştuğunuz sayın
milletvekilinin söylediklerini duyun, ondan sonra konuşun, olur mu?
KAMER GENÇ
(Tunceli) Benim ismim yok mu?
BAŞKAN
Bundan sonra öyle yapın.
Buyurun Sayın
Halaçoğlu
KAMER GENÇ
(Tunceli) Benim ismim yok mu, söylesene?
BAŞKAN Esas
saygı budur.
OSMAN OKTAY
EKŞİ (İstanbul) Sayın Başkan, bu sözlerinizle sadece
beni teyit ediyorsunuz, üzgünüm ama beni teyit ediyorsunuz.
BAŞKAN
Buyurun.
VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetinin; İstanbul Milletvekili Ferit
Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vuralın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl
Milletvekili İdris Balukenin; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetinin; Tekirdağ
Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; Kırklareli
Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin
Milletvekili Aytuğ Atıcının; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin;
İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet
Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal
ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul
Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili
Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan
Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın
Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye
Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi
Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay
Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara
Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in;
Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine
Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut Tanal'ın;
Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın; İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili Abdullah
Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi
ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili Özgür
Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3
Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya
Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in;
Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili
Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Trabzon
Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Barış ve Demokrasi
Partisi Grup Başkanvekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in;
İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi'nin; Tekirdağ Milletvekili
Candan Yüceer'in; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Rahmi
Aşkın Türeli'nin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir
Milletvekili Aytun Çıray'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe
Nedret Akova'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Ankara Milletvekili İzzet
Çetin'in; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Çanakkale Milletvekili Mustafa
Serdar Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Manisa Milletvekili
Özgür Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve Önder Matlı ile
8 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Manisa
Milletvekili Hasan Örenin; Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum
Milletvekili Cahit Bağcı ile 37 Milletvekilinin; Manisa Milletvekili
Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan
ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115,
2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439,
2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896,
2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217,
2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302,
2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437,
2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595,
2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794,
2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938,
2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056,
2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186,
2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639) (Devam)
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Teşekkür ederim.
Efendim, on
saniyem her ne kadar gitmiş olsa da söylemek istediğim şeyler
ondan daha kısa zaman içerisinde sonuçlanacak.
Değerli
arkadaşlar, aslında bu 90ıncı madde gerçekten dünyada
eşi benzeri bulunmayan bir madde. Yani, dünyanın hiçbir demokratik
ülkesinde siyasal iktidarlara, fikir ve sanat eserleri üzerinde, hiçbir kamu
yararı gözetilmeksizin, kayıtsız şartsız tasarrufta
bulunarak eserleri müsadere etmek yetkisi veren bir başka kanun
görülmemiştir, yoktur.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Yeni bir kavram!
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) Şimdi, şunu yapabilirsiniz: Kamuya veya
millî değerlere sahip bir eski eseri millî kütüphanelerinizde muhafaza
edersiniz, yayınlama hakkını siz belli bir ücret
karşılığı verebilirsiniz ama siz
başkalarının yayınlamasını engelleyecek bir
tavır takınamazsınız.
İkincisi, bu
maddeye bakalım: Bakanlar Kurulu Kararı ile memleket kültürü için
önemi haiz görülen eserler üzerinde ki haklar, hak sahiplerinin münasip bir
bedel talep etme hakları saklı kalmak kaydıyla,
Münasip
kelimesini anlayamadım.
eser sahibinin ölümünden sonra,
Nasıl bir
telif ödeneceğiyle ilgili kanun var çünkü.
koruma süresinin bitiminden
önce, kamuya mal edilebilir.
Değerli
arkadaşlar, benim bir eser yazdığımı düşünün.
Benim eserimin kamuya mal edilmesi için devlet karar verecek; böyle saçma
şey olur mu? Ben hayattayım, benim çocuklarım var, benim
varislerim var; böyle bir saçmalık olabilir mi? Yani, Allah
aşkına, ne yaptığınızı zannediyorsunuz ki?
Dünyanın hiçbir yerinde olmayacak bir kanun teklifi getiriyorsunuz. Bu
hususta karar verilebilmesi için eserin, Türkiyede veya Türkiye
dışında Türk vatandaşları tarafından vücuda
getirilmiş olması gerekir. O zaman, şimdi, İranda vücuda
getirilmiş, millî kütüphanedeki bir eseri ne yapacaksınız? Ne
kadar saçma bir şey getiriyorsunuz, farkında mısınız?
Yani, Fransada, bizim, diyelim ki Osmanlı Döneminde Balkanlarda
yazılmış bir kitabı düşünün. Ne yapacaksınız
bunu o zaman, bunun içerisine koymayacak mısınız? Diyelim ki bir
Türk yazmadı, Osmanlı vatandaşı birisi yazdı.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Amaçları o zaten Hocam, sen bunu bilmiyor musun?
Onun için getiriyor.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Hocam, senin kitaba el koyacaklar, el koyacaklar vallahi!
ALİM
IŞIK (Kütahya) Zaten amaçları o, onun için getiriyor adam.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) Böylesine saçma sapan bir şey olmaz. Diyelim ki
ben aşiretlerle ilgili 6 cilt kitap yazdım. Kamu yararına da
görülüyor. Şimdi, benim kitabıma el mi koyacaksınız? Ya
böyle saçma bir şeyi nereden buluyorsunuz?
Tamam, Saidi
Nursinin risalelerinden dolayı yaptığınızı
biliyorum. Tamam kardeşim, risaleler gibi, daha da önemli başka bir
eser söyleyeceğim size, o zaman onu da gasbedin; Kuran-ı Kerimi
alın. Hayır, kamu yararına diyorsunuz. Bakın, alın
ÖMER FARUK ÖZ
(Malatya) Cık cık cık
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) Cık cık değil bu, cık
cıkla alakası yok.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) Bakın, Kuran-ı Kerim, çok daha,
İslam dünyasının
ÖMER FARUK ÖZ
(Malatya) Diyanet yapıyor onu.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) Yapmayın. Bakın, ben size eserden
bahsediyorum, kitaptan bahsediyorum. Demek ki Kuran-ı Kerimi siz sadece
devlet olarak mı basacaksınız, insanların basmasına
izin vermeyecek misiniz? Yapmayın, yanlış yapıyorsunuz.
Böyle bir şey olmaz.
İHSAN
ŞENER (Ordu) Kontrollü olması lazım.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) Kontrol
Bakın,
diyorum: Dünyanın her ülkesinde millî kütüphanelerdeki eserlere
-onların izniyle- devlet belli bir ücret karşılığında
izin verir ve herkes, isteyen herkes yayımlayabilir. Mesela, XIV. Louisin
İstanbulu Fetih Projesi adı altında bir kitabı
vardı Bibliotheque Nationalede, Fransada. Ben, kitabın önce hem
fotokopisini, mikrofilmini satın aldım; yayın hakkını ayrıca
bir daha satıyorlar, onu da satın aldım.
İHSAN
ŞENER (Ordu) Hocam, Kuran-ı Kerimi diğer kitaplarla
karıştırmayın.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) Kardeşim Kitaplarla
karıştırmayın. değil. Yani Risale-i Nur herkesin
işine yarıyor da Kuran-ı Kerim yaramıyor. mu demek
istiyorsunuz?
İHSAN
ŞENER (Ordu) Hayır Hocam, kontrolsüz basılmaz.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) Yapmayın, hayır, bakın, benim
söylediğimi anlamaya çalışın önce, benim söylediğimi
anlamaya çalışın.
Şimdi,
herkesin ihtiyacı olan, her Müslümanın ihtiyacı olan
Kuran-ı Kerimi siz ötekilerden daha mı az aşağıda
görüyorsunuz yani onu mu anlatmaya çalışıyorsunuz?
İHSAN
ŞENER (Ordu) Estağfurullah!
ÖMER FARUK ÖZ
(Malatya) Aman Hocam, aman!
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) Yapmayın, benim verdiğim örnek çok ciddi
bir örnek. Diyorum ki bu gibi şeyler, bakın,
yanlışlığa götürür, yanlış yaparsınız.
Bunların engellenmesi veya birileri tarafından basılmak
isteniyorsa bunların basımının önüne geçilmesi
matbaanın yasaklanması gibi bir şeydir, yapmayın. Kültür
değerlerimizi yaymanın en güzel yolu, herkesin, isteyen herkesin
denetimli bir biçimde basımına izin verilmesini
sağlamaktır. Siz yasaklarla bir yere varamazsınız. Birileri
yanlış yapıyorsa da bu yanlışı, bütün herkesi o
yasağın içerisine dâhil ederek çözemezsiniz. Bundan dolayı bu
maddenin, göreceksiniz, önümüzdeki günlerde, çok yanlış olduğunu
siz de tespit edeceksiniz.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Aynı
mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın, 5/12/1951
tarihli ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 47 nci
maddesinde değişiklik öngören 90'ıncı maddesinde geçen
"Türkiye'de veya Türkiye dışında Türk
vatandaşları" ibaresinden sonra gelmek üzere "ve 1980'den
günümüze politik muhaliflik sebebiyle yurtdışına
çıkmış, çıkmak zorunda bırakılmış ve vatandaşlıktan
çıkmış/çıkarılmış olanlar"
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erol Dora (Mardin)
ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İLKNUR DENİZLİ (İzmir)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
BİLİM,
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Önerge üzerinde Adil Zozani konuşacak, Hakkâri Milletvekili.
Buyurun. (HDP
sıralarından alkışlar)
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Hükûmet
üyeleri, sayın iktidar partisi milletvekilleri; bu maddeye açık
açık şunu yazsaydınız, deseydiniz ki: Bediüzzaman Saidi
Kürdiye ait eserlere el koyuyoruz. Devlet dışında hiç kimse bu
eserlerin basımını ve yayımını
gerçekleştiremez.Bunu deseydiniz maksat hasıl olurdu, bu kadar
kargaşaya gerek kalmazdı.
VAHAP SEÇER
(Mersin) Hiç tartışmaya gerek kalmazdı.
ADİL
ZOZANİ (Devamla) Açık açık maksadınız bu, bu
şekilde ifade etseydiniz. Yani, bu da çözüm değil ama bu şekilde
koysaydınız en azından maksadınız açık açık
ortaya çıkmış olurdu.
Bunun yerine
şöyle bir şey yapsanız daha hayırlı bir iş
yapmış olmaz mıydınız: Bu ülkenin değerleri, bu
ülkenin kültürel altyapısına zemin hazırlayan kültürel
değerleri, fikir ve sanat eserleri üzerinde hiçbir şekilde tahrifat
yapılamaz. deseydiniz daha doğru bir iş yapmış olmaz
mıydınız? Daha doğru bir iş yapmış
olurdunuz.
Bediüzzaman Saidi
Kürdiye ait risaleler Türkiyede tahrif edildi, ters yüz edildi. Bediüzzamana
ait olmayan şeyler Bediüzzamana aitmiş gibi bu eserlerin içine dâhil
edilerek basıldı, dağıtıldı. Bunun önüne
geçseydiniz. 1986 baskılarına bakın, Bediüzzaman Saidi Kürdiye
ait risalelerde tahrifat yapıldı, açık açık tahrifat
yapıldı. Merak ediyorum, siz basınca, devlet basınca,
Kültür Bakanlığı basınca bu eserleri, bu tahrifat ortadan
kalkacak mı? Bediüzzamanın hiçbir eserinde şark vilayeti
geçmez, orijinal el yazmalarında, hiçbir yerde şark vilayeti
kavramı yoktur, Kürdistan vardır. Ama, 1986dan sonra yapılmış
bütün baskılarda Kürdistan çıkarıldı, yerine şark
vilayetleri konuldu. Bu tahrifatın önüne geçecek misiniz? Siz
basınca, Hükûmet basınca, Bakanlık basınca böyle diyecek
misiniz, merak ediyorum. O şark vilayetleri kavramını
çıkarıp yerine Bediüzzamanın kendi kaleminden çıkan
tanımlamayı koyacak mısınız, koymayacak
mısınız? Bunu yapacaksanız bravo derim size.
Konuyu da sadeleştirin, bu kadar
genelleştirmeyin. Sayın Halaçoğluna bu noktada
katıldığımı ifade etmek isterim. Evet, bu iş
Kuranı müsadere etmeye kadar götürür sizi. Bu kadar açık bir
başlık tutuyorsunuz, bu kadar genişlikte bir düzenleme yapıyorsunuz;
bu doğru değil.
Bir şey daha, mademki Risaley-i Nurdan
başladık bu meseleye: Geçen sene de gündeme getirdik,
mezarının yerini de söyledik burada, bu kürsüde Bediüzzamanın
mezarının yerini de size söyledik. Mezarını ortaya
çıkarın. Bediüzzamanı sevenler, Bediüzzamanın türbesine
gidip bir dua okuyabilsinler. Niye bunu esirgiyorsunuz?
Bakın, bir yıldır sizden bir cevap
bekliyoruz bu konuda. Bir yıldan fazla bir süredir, biz bu kürsüde bunu
dile getirdik, Ispartada olduğunu söyledik size, köyün adını
dahi verdik, niye bu konuda bir adım atmadınız? Gelin bu konuda
bir adım atın. Isparta milletvekilleri yeri de biliyor, gelsin
söylesin burada.
İkinci önemli
bir husus, bakın, benden önce konuşan bizim hatip
arkadaşlarımız dile getirdiler: Şengalde bugün bir
insanlık kıyımı, ikinci bir Kerbela vakası
yaşanıyor. İnsanlar diri diri toprağa gömülüyor, bebeklerin
kafası kesiliyor, insanlar açlıktan susuzluktan ölüyorlar, bu Meclis
bir kelime bir şey sarf etmedi. Şengal ile Gazze arasında bir
fark yoktur. Gazzeye hassasiyetle davranan bu Meclis, Şengale,
Şengalde yaşayan Yezidi vatandaşlara da, insanlara da aynı
mesafede, insani duyguyla yaklaşmak durumundadır. Ama anlıyorum
ki siz bu konuda adım atamazsınız, özellikle iktidar partisi
mensupları bu konuda adım atamazlar çünkü bir şey sarf ettikleri
zaman Sayın Başbakanın iki yıl önce Elâzığda
sarf ettiği sözü karşılarında göreceklerdir. Sayın
Başbakan iki yıl önce, Ekim 2012de, bizi eleştirirken
Elâzığdaki bir konuşmasında ne sarf ediyor? Diyor ki:
Bunlar Zerdüşt, Yezididirler; ayin de yapıyorlar. Daha neler var
kim bilir? Evet, Sayın Başbakanın o gün Zerdüşt
dedikleri
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
ADİL
ZOZANİ (Devamla) -
bugün Şengalde yaşayan insanlar ve toplu
kıyıma maruz kalıyorlar.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
ADİL
ZOZANİ (Devamla) Biraz önce bir Yezidi milletvekilinin Bağdat
Parlamentosundaki yakarışını burada
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Zozani.
ADİL
ZOZANİ (Devamla)
sizlere dinlettik. Bu konuda bu Parlamentonun bir
duyarlılık gösterip insani görevini yerine getirmesini bekliyoruz, hâlâ
bu konuda söylenmiş bir şey yok. Sayın Başkan, başta
sizin ve sonra da Parlamentonun diğer üyelerinin, grup başkan
vekillerinin bu konuda bir duyarlılık sergilemesini bekliyoruz.
Ben teşekkür
ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkürler.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
İHSAN ŞENER (Ordu) - Bütün zulümlere
karşıyız, bütün zulümlere!
ADİL ZOZANİ (Hakkâri)
Başkan, onu kürsüde söyle, onu kürsüde!
İHSAN ŞENER (Ordu) Söylerim.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri)
İki yıl önceki Yezidiler bugün zulme maruz kalıyorlar. Siz
Yezidi diye suçluyordunuz.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Kütahya Milletvekili Alim Işık ve
arkadaşlarının yeni madde ihdasına dair bir önergesi
vardır. Önergeyle 6136 sayılı Kanunda değişiklik
öngörülmektedir. Ancak, 6136 sayılı Kanun görüşülmekte olan
tasarıya konu bir kanun olmadığından, İç Tüzükün
87nci maddesi gereği önerge işleme alınamayacaktır.
ALİM IŞIK (Kütahya)
Sayın Başkanım, bu torba kanuna her madde giriyor da bu niye
giremiyor? Acil bir konu bu.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Torba
doldu mu Başkanım?
BAŞKAN Sayın Işık,
torba da olsa torbaya burada kanun eklemeniz için torbada o kanunla ilgili
hüküm ve düzenleme bulunması gerekiyor. Böyle.
ALİM IŞIK (Kütahya)
Sayın Başkan, torbada olmayan kanunların burada eklendiğini
siz de biliyorsunuz. Hükûmet tarafından gelince oluyor da niye bizden
ADİL ZOZANİ (Hakkâri)
Sayın Başkan, hangi sürede bunu incelediniz ya?
BAŞKAN Ben grup başkan
vekilliği yaptım Zozani, bunu bilirim. Tamam mı, ben bu işi
biliyorum.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Hangi
sürede incelediniz? 108 madde geçti, gerçekten yok mu?
BAŞKAN - Dört sene grup başkan
vekilliği yaptım ben, tamam, hadi! (CHP, MHP ve HDP
sıralarından gürültüler)
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) -Hadi
demenize gerek yok!
HASİP KAPLAN (Şırnak)
Olmadı Başkan, olmadı! Yakışmadı!
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, 91inci maddede dört adet önerge vardır, okutuyorum
ADİL ZOZANİ (Hakkâri)
Sayın Başkan, geri alacaksın lafını.
BAŞKAN Tamam, geri aldım.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri)
Hayır, o zaman duyulacak şekilde geri alınız.
BAŞKAN Tamam, geri aldım,
tamam.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
639 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 91 nci maddesi ile 6200 sayılı Kanuna
eklenen ek 6 ncı maddesinin dördüncü fıkrasının
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Nurettin Canikli Erkan Akçay Mehmet Doğan
Kubat
Giresun Manisa İstanbul
Osman
Aşkın Bak Recep
Özel Yılmaz
Tunç
İstanbul Isparta Bartın
"Su
yapılarının mevzuata ve onaylı projesine aykırı
yapılması halinde, bu durumun düzeltilmesi için yetkili denetim
şirketinin DSİ'ye yazılı bildirimi üzerine DSİ
tarafından yatırımcıya en fazla 30 gün eksiklikleri
düzeltme müddeti verilir. Mevzuata ve projeye
aykırılığın giderilmemesi halinde verilen sürenin
sonunda veya acil hallerde derhal DSİ işi kısmen veya tamamen
durdurur."
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın,
18/12/1953 tarihli ve 6200 sayılı Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanuna ek madde
eklemeyi öngören 91. Maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını
arz ve teklif ederiz
İdris
Baluken Erol
Dora Pervin
Buldan
Bingöl Mardin Iğdır
Nazmi Gür Sebahat
Tuncel Hasip
Kaplan
Van İstanbul Şırnak
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım iki önerge
aynı mahiyette bulunduğundan önergeleri birlikte işleme
alacağım, talep hâlinde ayrı ayrı söz vereceğim.
Şimdi
aynı mahiyetteki önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının 91 inci
maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz teklif
ederiz.
Erkan Akçay Özcan
Yeniçeri Mustafa
Kalaycı
Manisa Ankara Konya
Kemalettin
Yılmaz S.
Nevzat Korkmaz Mesut
Dedeoğlu
Afyonkarahisar Isparta Kahramanmaraş
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 91.
maddesinin metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet Ali Susam Oktay
Ekşi Levent
Gök
İzmir İstanbul Ankara
Haluk Ahmet Gümüş Ayşe Nedret Akova Musa Çam
Balıkesir Balıkesir İzmir
BAŞKAN Okunan önergelere Komisyon
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İLKNUR
DENİZLİ (İzmir) Katılamıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI
FİKRİ IŞIK (Kocaeli) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Mehmet Günal, Antalya Milletvekili.
Buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
MEHMET GÜNAL (Antalya) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, burada, bu maddenin
çıkarılmasını öneriyoruz. Yukarıda da konuştuk,
arkadaşlarımız Küçük bir düzeltme yapıyoruz. diyor ama
işin esası duruyor.
Şimdi, böyle bir anlayış mümkün
değil. Neden bu madde geldi? Çünkü, daha önce 6111 sayılı
Kanunda bununla ilgili bir değişiklik yapılmıştı
ve buna istinaden de -çok kısa söyleyeyim- Bakanlık, DSİ
yönetmelik çıkardı; burada da denetim işlerini özel sektöre
devretme öngörülüyor. İşin özeti bu.
Şimdi, değerli arkadaşlar, böyle bir
şeyi ben gerçekten anlamıyorum. İptal gerekçesi ortada
Anayasanın 128inci maddesine aykırı. diyor. Anayasanın
128inci maddesinde burada yapılan şeylere
baktığımız zaman,
kamu hizmetlerinin gerektirdiği
asli ve sürekli görevler, memurlar veya kamu görevlileri eliyle görülür. deniyor.
E, şimdi, burada, sadece denetimin sonucundaki yaptırımı
kendinize alarak -işin esası duruyor- kurtardık diye
bakıyorsunuz. Bakın, bu durumda ne oluyor? Hem işi veren,
ihaleyi veren, ihalenin sonuçlarını belirleyen, parasını
siz ödemiyorsunuz, devletin açtığı bir
Bakın, şöyle
bir şey olsa: Devlet bir ihale açsa anlayacağım. Bir özel
şirket HES yapmış, bunlarla ilgili denetim yapılacak. Bu
denetim işleminin parasını ilgili HES şirketi ödeyecek.
Bakanlık ihaleyi açıyor, kime vereceğine karar veriyor, sonra
parasını o şirketten alıp buraya tahsil ediyor. Böyle bir
şeyi ben hayatımda ne duydum, ne gördüm. Nasıl bir şey
yapıyorsunuz, ben anlamıyorum. Şimdi, burada
bağımsız denetim şirketleri var, yeminli mali
müşavirler var, yapı denetim şirketleri var. Sayın Bakan,
ben anlamıyorum, yapı denetim şirketlerinin ihalesini Çevre ve
Şehircilik Bakanlığı mı açıyor? Yani, sizin
şirketinizi kimin denetleyeceğini, -eğer bir inşaat
şirketiniz varsa- şirketinizde hangi YMMyle
çalışacağınızı Maliye Bakanlığı
mı ihaleye girip de size bildiriyor? Yok. Yani, bütün iş güç
bitmiş Bu denetimi biz filanca şirkete mi verelim, şuna mı
verelim? İhaleyi bu mu alsın? Ha, sonra, sorduk Sayın Bakana
Ne kadar var? diye. Ohoo, öyle güzel ballı kaymak var ki! Öğrendik
ki 833 adet -yanlış hatırlamıyorsam, not
almışım- şu anda özel sektörün devam eden projesi var yani
bunun her biri denetlenecek, mevcutta da 832 depolama var, DSİnin de 622
tane yaptığı var. Yani, nereden baksanız 1.500e yakın
şirketin denetlenme potansiyeli var.
Ya, arkadaşlar, el insaf, el vicdan! Hem işi
veren hem denetleyen hem parasıyla uğraşan hem
standartlarını koyan aynı yer olur mu Sayın Bakanım?
Yani, bu, gerçekten çok garip bir şey ya! Böyle bir şey nasıl
buraya yazılıp da getiriliyor, ben bunu hâlâ anlayabilmiş
değilim. Bakın, EPDK var. Burada Muhasebe Standartları Kurumu
vardı, hepiniz hatırlarsınız, birleştirdik, bir Kamu
Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumumuz var, denetim
standartlarını belirliyor. Elektrik piyasasını düzenleme,
denetleme görevi EPDKda. Yani, peki, ben size şunu soruyorum
Siyaseten,
gelip burada Başbakanlığa bağlı Sektörel İzleme ve
Değerlendirme Genel Müdürlüğü kurup ortada -rahmetli DPT-
Kalkınma Bakanlığının İktisadi Sektörler ve
Koordinasyon Genel Müdürlüğü varken, sosyal sektörler varken, Ekonomi
Bakanlığında bütün sektörlerin uzmanı varken, 402 tane
raportör diye danışman alıyorsunuz. Verelim 400 tane
müfettiş. Alalım kardeşim, müfettiş alın, denetlesin.
Denetleyemiyor EPDK. Neden? Elemanı yok. Ya, nasıl elemanı
yok? İşte, geliyorsunuz, bir seferde 40 bin öğretmen kadrosu
veriyoruz. Yani, hiç gereksiz yere Başbakanlığa 402 tane raportör
alıyorsunuz. Bütün herkes Başbakanlıkğa zaten hizmet etmek
zorunda. Başbakanlık, koordinasyon birimi, o madde de gelecek.
Dolayısıyla,
bunun iler tutar tarafı yok arkadaşlar. Böyle olunca bizim şu
hakkımız doğuyor, hiç kızmayın: O zaman Kim bu
ihaleleri daha önce aldı? Bu şirketlerin içerisinde sizlere
yakın olanlar var mı? Sayın Bakanın akrabalarına
yakın olan var mı? diye soracağız. Başka türlü bunun
izahı yok. Aklı, mantığı, en küçücük bir denetim
işlemi yapmış olan hiçbir kişi bunun böyle olmasına
müsaade edemez. Onun için sizin aklınıza, vicdanınıza
sesleniyorum. Bu maddenin böyle geçmesi, evliya torunu olsanız yarın
sizi töhmet altında bırakır. O bakan kimse, o genel müdür kimse
hiçbir şey olmasın, dört dörtlük ihale yapsın Sayın
Bakanım, yarın hepiniz töhmet altında kalırsınız
çünkü baş edemezsiniz. Niye o şirketlere verildi? Niye buraya
verilmedi? diye herkes konuşur. Onun için, bu maddenin
çıkarılması gerekiyor. İlgili bir şey varsa elektrik
piyasasıyla ilgili kanunda da gerekli düzenlemeleri yaparak baştan
yeni bir denetim standardı koymak gerekiyor diyor, saygılar
sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Diğer
konuşmacı, İzmir Milletvekili Sayın Musa Çam. (CHP
sıralarından alkışlar)
MUSA ÇAM
(İzmir) Sayın Başkan, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
saygıdeğer üyeleri; hepinizi selamlıyorum. 639 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 91inci maddesi üzerinde
vermiş olduğumuz değişiklik önergesi üzerinde söz
almış bulunuyorum.
6200
sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanuna ek bir madde
yapılmaktadır.
Değerli
arkadaşlar, Devlet Su İşleri 1954 yılında
kurulmuş, altmış yıllık geleneği olan çok önemli
bir kamu iktisadi teşebbüsü, önemli bir devlet kurumu, ciddi
yatırımlar yapmış, Türkiye'nin yüz akı olmuş bir
kurum. yaklaşık olarak şu anda 4.502 mühendis
çalışmaktadır, 7.900 civarında memur, 12 bin de işçisi
var; toplam 20 bin personeli olan devasa bir kurum ve kuruluş.
Burada getirilen
düzenlemeyi Plan ve Bütçe Komisyonunda açık ve net bir şekilde,çok
ciddi bir şekilde tartıştık. Bir tanesini Sayın Vedat
Demirözün, öbürünü de Bursa Milletvekili Önder Matlının
getirmiş olduğu 2 önerge vardı. Sonra, birinin mükerrer
olduğu ortaya çıktı. Uzun tartışmalar
yapıldı. Vedat Demirözün vermiş olduğu önerge üzerinde de
bu tartışmayı uzun süre gerçekleştirdik.
Bakanlığın ilgili yetkilileri oradaydı, genel müdür
oradaydı, hukuk müşavirleri oradaydı. Bu getirilen önergeyle ne
yapılmak istendiğini açık ve net bir şekilde sorduk ama
Plan ve Bütçe Komisyonunu tatmin eden, memnun eden bir düzenleme
olmadığını açık ve net bir şekilde gördük, net.
Bu düzenleme,
Devlet Su İşlerinin şu anda yapması gereken,
Anayasamızın 128inci maddesi gereğince yapması gereken
birtakım iş ve işlevleri tamamen özelleştiriyor
arkadaşlar. Artık, Devlet Su İşleri birtakım görevleri
yerine getirmeyecek, birtakım denetim ve organizasyon işlerini
dışarıdan hizmet alımı marifetiyle
gerçekleştirilecek ve böylelikle bu işler tamamen özelleştiriliyor.
Orada Devlet Su
İşleri Genel Müdürü söyledi, şu anda 148 hidroelektrik santrali
var ve bunların sadece 4 tanesini kamu yapıyor, diğerlerinin
tamamını da özel sektör yapıyor. Şu ana kadar toplam 450
lisans verilmiş yani bunlar da önümüzdeki günlerde yapımına başlanacak
olan hidroelektrik santraller.
Değerli arkadaşlar,
bu kadar hidroelektrik santralin; 20 bin çalışanın olduğu
Devlet Su İşleri Kurumunun kontrol etmesi, denetlemesi ve
birtakım görevlerini yerine getirmesi gerekirken maalesef, bu düzenlemeyle
bu yetki tamamen özel sektörün eline geçiyor. Bu konuyla ilgili
Danıştayın vermiş olduğu bir karar var
arkadaşlar. Danıştay, buna yürütmeyi durdurma kararı
veriyor bu hizmetlerin alımıyla ilgili. Yetmiyor, Danıştay
konuyu Anayasa Mahkemesine götürüyor, Anayasa Mahkemesi konuyu iptal ediyor, bu
yönetmelikleri iptal ediyor ve Devlet Su İşleri Genel Müdürü diyor
ki: Biz bir heyetle Anayasa Mahkemesi Başkanına gittik, ziyaret
ettik, derdimizi, meramımızı anlattık, o dert ve meram
üzerine de bu yasal düzenlemeyi yaptık, Türkiye Büyük Millet Meclisine
getirdik. Doğru değil arkadaşlar. Anayasa Mahkemesinin iptal
ettiği, Danıştayın yürütmeyi durdurma kararı
vermiş olduğu bu maddeyi şimdi burada, kanunen, kanuni bir
düzenleme yaparak geçirmeye çalışıyorsunuz. Bu doğru
değildir arkadaşlar, yapılan yanlıştır.
Şimdi,
bakınız, Devlet Su İşlerinin kuruluş yasası var
arkadaşlar. Onun 2nci maddesinde, yapacağı işler açık
ve net bir şekilde sıralanmış. Burada, müşavirlik
hizmeti alacağına ilişkin bir düzenleme yok görevi
arasında. Ek (r) maddesini okuyorum, burada verilen görevi: İşletmeye
açılan hidroelektrik santrallerin su kullanım hakkı
anlaşmalarına uygun olarak işletilip işletilmediğini
kontrol etmek, bunlarla ilgili her türlü hesap ve tahsilât işlemlerini
yapmak. Yani, bu görev bizzat Devlet Su İşlerine verilmiş
durumda dolayısıyla teşkilat yasasındaki görevleri
içerisinde değil.
Şimdi, Devlet
Su İşlerinin teşkilat yasası içerisinde olmayan bu
düzenlemeyi burada bir kanun maddesiyle düzenleyerek Devlet Su
İşlerinin yapması gereken işleri tamamen özel sektöre
açıyorsunuz ve özelleştiriyorsunuz.
Geçtiğimiz
günlerde Sayın Veysel Eroğlu dedi ki: Yeni bir su kanunu
getiriyoruz. Yeni bir su kanunu taslağı hazırlandı
arkadaşlar. Bunlar hep peş peşe geliyor. Özelleştirme,
Türkiyenin kamu kurum ve kuruluşlarının ve yer altı ve yer
üstü zenginliklerinin tamamen özelleştirilmesi ve peşkeş
çekilmesine doğru giden bir yoldur, bir girizgâhtır, bu da bu
maddelerden bir tanesidir. Şimdi Sayın Bakan açıkladı, su
kanunu hazırlanıyor arkadaşlar. Kısmen ortalıkta
dolaşıyor.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
MUSA ÇAM (Devamla)
Yaklaşık 32 maddelik bir kanun ve kırk dokuz
yıllığına Türkiyenin suları özel sektöre veriliyor ve
özel sektöre peşkeş çekiliyor.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Çam.
MUSA ÇAM (Devamla)
Bu nedenle, bu önergeyle bu maddenin çıkartılmasını talep
ediyoruz.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum arkadaşlar. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Şırnak Milletvekili Sayın Hasip Kaplan, buyurun. (HDP
sıralarından alkışlar)
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Bazen akıl dururmuş arkadaşlar ama yani çok
büyük menfaat olunca uçar da!
KAMER GENÇ
(Tunceli) Büyük menfaatler olunca satılıyor, uçmuyor,
satılıyor!
HASİP KAPLAN
(Devamla) Yani, öyle bir önerge geliyor ki Anayasayı yok sayıyor,
İç Tüzükü yok sayıyor, komisyonlarda görüşülmüyor, korsan bir
önerge geliyor ve bu torbanın içine giriyor. Torbanın içine giren
korsan önerge Devlet Su İşleriyle ilgili. Düzenleme ek madde. Ek
madde ve üstelik de Elektrik Piyasası Kanunu ve su kullanma hakkıyla
ilgili maddelerde değişiklik yapılmasına dair.
Dünyanın en plansız, en dağınık, en vahşi
ırmaklarını, doğasını, kültürünü, turizmini
mahveden HES projeleri AK PARTİ iktidarları döneminde verildi. Onun
için, Başbakanın memleketi Rizede anneler direniş
bayrağını çekiyor, ırmaklarına, derelerine sahip
çıkıyor. Tortumlu nine, kendisinin karşısına
jandarmayı çıkaran güce diyor ki: Elbet sırat köprüsünde
karşılaşacağız. Onun içindir ki Dersimde Munzur
Nehrine sahip çıkan binlerce insan 5 bin kişilik halay çekerek
protesto ediyor. Onun içindir ki Allianoide insanlar hâlâ su altında
bıraktıklarınızın hesabını unutmuş
değildir. Gediz Nehrini perişan ettiniz, Ergene Nehri zehir
akıyor, Dicle Nehri üzerinde Ilısu Barajıyla 2014ün
sonlarında, Hasankeyf gibi tarihî bir değeri, on binlerce
yıllık çeşitli medeniyetleri, Müslümanların,
Hristiyanların, Süryanilerin, önceki başka dinlerin hepsinin
ibadethanelerinin olduğu yerleri otuz senelik bir elektrik voltajına
kurban ediyorsunuz. Aslında, çok düşünürseniz bunun IŞİD
kafasından farkı yok. IŞİD de bir defada bitiriyor,
bombalıyor camileri. Osmanlı Döneminden camileri, Peygamberin
dönemindeki ibadethaneleri, Hristiyanların kiliselerini, ondan sonra da
Ezidilerin ibadet yerlerini, her gittikleri yerleri mahvediyorlar,
çökertiyorlar, medeniyeti, tarihin izlerini, Mezopotamyanın köklerini
kurutuyorlar, renklerini, insanlarını değil sadece.
Şimdi buradan
bakıyoruz, Allah aşkına, ne yapmak istiyorsunuz? Devlet Su
İşlerine bir torba kanunla bu yetkiyi verip kimi kayırmak
istiyorsunuz? Zaten, bu HES barajlarıyla ilgili yapılan ihalelerin
hepsi sağlıksız, hepsi tartışmalı ve
Uludere-Beytüşşebap arasına yaptığınız 13
tane HES projesinin adına da güvenlik barajı derseniz, kargalar
bile güler buna. Yapmayın arkadaşlar! Bakın, yakında Cizre
barajını da yapacaksınız Şırnakta, GAP projesi.
Ama, GAPın kırk yıllık umudu olan sulamayı
yapamadınız, beceremediniz. GAPın temelini atan iktidarlara
karşı hepimizin teşekkür borcu vardır ama bunu
sürdüremeyenlere karşı da hesap sorma siyasetini sürdürmek durumundayız.
Niye kırk yıldır Mardin Ovasına kanallarla su
taşınamadı? Şanlıurfada, yüzde 70 oy
aldığınız bir yerde, Şanlıurfalı tarım
üreticisi niye hâlâ elektrikle, sondajla Atatürk Barajının 1
kilometre ötesinde su çıkarıyor? Bunun hesabını
yapmadınız. Bu İşsizlik Fonundan 17 milyar lira
harcadınız; Bunu denetlemeyin diyorsunuz, Kanalları
denetlemeyin. diyorsunuz, Regülatörleri denetlemeyin. diyorsunuz, ihaleleri
denetlemeyin. diyorsunuz, Yıkılan tahrip olan doğayı,
kültürü denetlemeyin. diyorsunuz. Zaten başıboş bir sisteme
çevirdiniz, EPDKya mı bağlı, Enerji Bakanlığı
mı sorumlu, Orman Bakanlığı mı sorumlu?
Sayın Savunma
Bakanı burada, zaten en doğru, en ilgisiz Sayın Bakandı,
onu da bugün getirmişler buraya, nöbetten mi bilmiyorum ama günahını
almak istemiyorum yanlış yapıyorsunuz arkadaşlar, bu
yanlış size de zarar verir. Çünkü, Türkiyeye zarar veren her
şey hepimize zarar verir. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Aynı
mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önergeler
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, maddeyi oylamadan önce, bu şirket yani
bu denetimi yapacak kişiler kimler?
BAŞKAN
Sizden bir şey rica edebilir miyim.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Efendim, bakın, burada çok önemli bir kanun
çıkarıyoruz.
BAŞKAN Ben
bir cümleye başladığım zaman, acaba bir iki saniye müsaade
etseniz
KAMER GENÇ
(Tunceli) Peki, siz de bana söz verin.
BAŞKAN
dayansanız da cümlelerimi bitirip ondan sonra derdinizi söyleseniz olur
mu, rica ediyorum.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Tamam.
BAŞKAN
Evet, aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum
KAMER GENÇ
(Tunceli) Şimdi, şu önemli Sayın Başkan.
Şimdi, bakın,
1.600 1.700 HES ve barajının denetimi Devlet Su İşlerinden
-mühendisleri olmasına rağmen- alıyoruz, Türk Ticaret Kanununa
göre kurulan bir şirkete veriyoruz. Bunun özelliği ne olacak yani?
Yani, burada denetimi yapacak mühendis midir, mimar mıdır?
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Mühendislerle ilgili önerge geliyor, düzeltilecek.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Ahmet, burada insan aklı var ya!
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Önergeyi oku
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sen bir şirket kurmuşsan
Para kazanmak için bu kadar yüz
kızartıcı önergeleri getiriyorsanız böyle bir şey
olmaz yani!
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Önergeye bir bak da
KAMER GENÇ
(Tunceli) Peki, gelsin önerge.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz, sağ olun.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
639 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 91 nci maddesi ile 6200
sayılı Kanuna eklenen ek 6 ncı maddesinin dördüncü
fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli (Giresun) ve
arkadaşları
"Su
yapılarının mevzuata ve onaylı projesine aykırı
yapılması halinde, bu durumun düzeltilmesi için yetkili denetim
şirketinin DSİ'ye yazılı bildirimi üzerine DSİ
tarafından yatırımcıya en fazla 30 gün eksiklikleri
düzeltme müddeti verilir. Mevzuata ve projeye
aykırılığın giderilmemesi halinde verilen sürenin
sonunda veya acil hallerde derhal DSİ işi kısmen veya tamamen
durdurur."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ (İstanbul) Katılıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA
BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Katılıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, rica ediyorum, Bakan açıklama
yapsın. Burada denetimi yapan
BAŞKAN
Sayın Genç, böyle bir usul yok.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Var efendim.
BAŞKAN
Bakın, bu sabah
KAMER GENÇ
(Tunceli) Hayır, kanunu anlayalım efendim. Denetim yapacak
şirketin özelliği ne?
BAŞKAN
Müsaade edin...
Bütün tutanaklar
elimde. Sayın Ekşi siz de dinleyebilirsiniz; yeni bir polemiğe
girmemek için bu tutanakları okumuyorum. Birleşimi
açtığım zaman size söz vermek olayında da -Sayın
Ekşinin de söylediği gibi- kulağa hiç hoş gelmeyen
şekilde bana hitap ettiniz.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Olabilir.
BAŞKAN
Sayın Genç, Sayın Ekşi, bir kişi bu Meclis
çalışması içinde istediği zaman, istediği yerde,
istediği şekilde ayağa kalkıp konuşamaz.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Konuşamaz...
BAŞKAN
Konuşmanın usulü vardır, izin verip verme de benim
takdirimdedir.
KAMER GENÇ
(Tunceli) İzin istiyorum işte.
BAŞKAN
Çünkü, ben bu Divanın başıyım, Başkan Vekiliyim ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanını temsil ediyorum. Siz
Tüzükü iyi bildiğinizi söylüyorsunuz.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Herhâlde.
BAŞKAN Ama,
şu yaptığınız davranış Tüzükün hangi
maddesinde var bana söyler misiniz?
KAMER GENÇ (Tunceli)
Efendim, 60ıncı maddeye göre
BAŞKAN
60ıncı maddenin uygulaması böyle midir?
KAMER GENÇ
(Tunceli) Böyle.
BAŞKAN
Böyle değildir.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Hayır, kalkıp ben sizden nasıl söz isteyeceğim?
BAŞKAN
İstediğiniz zaman söz
Siz kendi grubunuzla halledeceksiniz o
işi, benimle değil.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Hayır efendim. Sayın Başkan, ben şimdi size
nasıl hitap edeceğim? Yani, ayağa kalkıp Sayın
Başkan, bu konuda bir isteğim var. diyemez miyim?
BAŞKAN
Evet, öyle diyeceksiniz.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Ben de öyle diyorum size.
BAŞKAN Ama
Yazıklar olsun sana! demeyeceksiniz.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Hayır
Efendim, öyle diyorum.
BAŞKAN
İn oradan aşağı! demeyeceksiniz.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Şimdi, burada çok önemli bir kanun getiriliyor. Bakın, bu
yarına... Bakın, ben Danıştayda görev yaptım, hâkimlik
yaptım.
BAŞKAN Daha,
efendim, okuyayım size: Bunu öğrenmeniz lazım! demeyeceksiniz.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, bir dinler misiniz.
BAŞKAN
Bunları demeyeceksiniz.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Hayır, bir dinleyin de
BAŞKAN
Sayın Ekşi, bu laflar için bana o nezaket dolu cümlelerinizi
kullandınız, tutanakları okursanız biraz üzüleceksiniz diye
düşünüyorum.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Efendim, ben size yağ çekmek zorunda da değilim. Evvela
siz Başkanlığı dürüst yaparsanız
BAŞKAN Bir
de ayrıca sizden bir şey daha rica edeyim: İç Tüzükü 60 dâhil
72nci maddeye kadar iyice bir okuyun, o zaman beni ne kadar
kırdığınızı anlayacaksınız.
Teşekkür
ederim.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Ya, bakın, o Tüzük konusunda
BAŞKAN Siz,
efendim, HESlerle ilgili mi konuşuyorsunuz? Neyle ilgili
konuşuyorsunuz, ne istiyorsunuz, söyleyin bana.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, ben diyorum ki: Yani buradaki, kurulan
denetim şirketleriyle ilgili 60ıncı maddeye göre yerimden bir
söz istiyorum.
BAŞKAN
Tamam, verdim size, konuştunuz.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Hani nerede konuştum?
BAŞKAN
Şimdi ne yapıyorsunuz? Şimdiye kadar orada, sessiz durmuyordunuz
elbette.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Hayır açmadınız ki mikrofonu.
BAŞKAN
Peki, haydi bir dakika veriyorum size söz.
VIII.- AÇIKLAMALAR (Devam)
2.- Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in, 639
sıra sayılı Kanun Tasarısının 91inci maddesiyle
ilgili Giresun Milletvekili Nurettin Canikli ve arkadaşlarının
verdiği önergede yer alan bazı ifadelere ilişkin tekraren
açıklaması
KAMER GENÇ
(Tunceli) Şimdi, Sayın Başkan, burada çok ciddi kanunlar
çıkıyor. Bakın, ben Danıştayda bulundum, hâkimlik
yaptım on dört sene. Bu kanunlardan dolayı yarın
uyuşmazlık çıkar, bu uyuşmazlık yargıya gidince
orada Mecliste bununla ilgili acaba ne konuşulmuş? diye sorulur.
Şimdi, burada denetim
Yani, Devlet Su İşlerine HESler ve
barajlar yapan özel şirketlerin kontrolünü Devlet Su İşlerinden
alıyorlar Ticaret Kanununa göre kurulmuş şirketlere verilir.
diyorlar. Ama, bu şirketlerin nitelikleri nedir, teknik eleman
mıdır, muhasebe şirketleri midir veyahut da avukatlar
mıdır, bunlar belirtilmemiş, niteliği belirtilmemiş.
Bakın, kanun tekniğine çok aykırı. Dolayısıyla,
öyle görünüyor ki AKPnin yöneticilerinin kurdukları belirli
şirketler var; bu kanunu çıkarınca bu şirketlere büyük
ücretler karşılığında ihale edecekler. Her şeyin
başında, AKPli yöneticiler, bir kanun çıkarırken Cebime
acaba nasıl para akacak? diye, onun peşinden koşuyorlar.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
MİLLÎ SAVUNMA
BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Bakan, siz önergeyle mi ilgili konuşacaksınız, sataşmayla
ilgili mi?
MİLLÎ SAVUNMA
BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Sayın vekilin sorduğu
Sataşma
yok, açıklama yapacağım.
İZZET
ÇETİN (Ankara) Sataşma
Yok!
BAŞKAN 60a
göre açıklama...
MİLLÎ SAVUNMA
BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Evet efendim.
İZZET
ÇETİN (Ankara) Sataşma yok ki!
BAŞKAN -
Arkadaşlar, lütfen, zapta geçiriyorum, keyfî söz etmiyorum burada, keyfî
çalışmıyorum, bunu sormak zorundayım.
İZZET
ÇETİN (Ankara) O şekilde mi sorulur?
BAŞKAN - Bu
şekilde sorulur.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Soru sorduk, cevap versin.
BAŞKAN - Sayın
Bakan, açıklama mı yapacaksınız?
MİLLÎ SAVUNMA
BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Evet.
BAŞKAN
Buyurun, İki dakika.
3.- Millî Savunma Bakanı İsmet
Yılmaz'ın, Tunceli Milletvekili Kamer Gençin yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
MİLLÎ SAVUNMA
BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Sayın Genç, burada müşavirlik hizmeti
alınacak, bazı kurumlarımız şu anda hâlâ alıyor
da. Bakın, hızlı tren yapılıyorsa hızlı tren
teknik müşavirlik hizmetini Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları
alıyor. Bu müşavirlik hizmeti, teknik müşavirlik hizmeti.
Bakın, ben denizcilik kökeninden gelirim, denizci olan arkadaşlar da
bilir. Piyasada 15 - 20 yirmi tane denizcilik denetim firması vardır,
bunlar da akreditasyon belgesi alır bu firma olduğuna ilişkin.
İşte, burada çıkartılacak, teknik bir yönetmelikle, hangi
firmalar teknik müşavirlik, teknik denetim görevini yapabilirler
belirlenecek, ondan sonra ihaleye çıkılacak. Bundan daha
doğalı ne var?
KAMER GENÇ
(Tunceli) - Maddede yok bunlar.
MİLLÎ SAVUNMA
BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Yani, bir danışmanlık
firması, bunun içerisinde teknik ağırlıklı olacak.
Dolayısıyla da bunu önceden kurum kendisi yapıyormuş, bu
danışmanlık, müşavirlik hizmetini bağımsız
bir kurumun yapması çok daha doğru olur.
Bakın,
güneydoğuda bir deprem olduğunda -doğru mu- ilk
yıkılan binalar hangisi diyoruz? Kamu kuruluşlarının
binaları diyoruz. Neden? Denetimde sıkıntı var da ondan.
Dolayısıyla bağımsız bir
KAMER GENÇ (Tunceli)
- Devleti feshedelim o zaman!
MİLLÎ SAVUNMA
BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Yani, müşavirlik hizmeti
İster denetim
deyin ister müşavirlik deyin.
KAMER GENÇ
(Tunceli) - Devleti feshedelim o zaman! Devletin başında siz
varsınız.
MİLLÎ SAVUNMA
BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Öyle değil, öyle değil! Olur mu?
Yok, öyle değil.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Kendinize güveniniz yok, kendinize.
MİLLÎ SAVUNMA
BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Onu millet görecek. Biz seksen yılda
yapılan hizmeti de milletin önüne koyuyoruz, bu on yılda yapılan
hizmeti de önüne koyuyoruz.
KAMER GENÇ
(Tunceli) On yılda Türkiye'yi batırdınız, bunun
hesabını vereceksiniz.
MİLLÎ SAVUNMA
BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Allah için herkes terazisine baksın,
hangi dönemde daha iyi hizmet yapıldığını bilsin ama
ön yargılı yaklaşırsak olmaz.
Daha böyle bir
yönetmelik çıkarılmamış, teknik müşavirlik hizmeti
başka kurumlar alıyor, önümüzdeki dönemde biz de yapacağız
diyoruz. Yine hangi firmalar diye bakacağız.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Yaz buraya, kanun maddesine yaz.
HALUK AHMET
GÜMÜŞ (Balıkesir) Sayın Bakan, niye yazmıyorsunuz?
BAŞKAN
Karşılıklı konuşmayalım lütfen.
MİLLÎ SAVUNMA
BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Bu bir teknik müşavirlik hizmetidir,
yönetmeliği çıkarılacak
KAMER GENÇ
(Tunceli) Var mı maddede? Maddede yaz.
MİLLÎ SAVUNMA
BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas)
ihaleyle teknik danışmanlık
müşavirlik hizmeti alınacaktır.
Arz ederiz.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- İş
Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara
Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetinin; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili
İdris Balukenin; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetinin; Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam
Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcının; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vuralın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili
Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza
Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz
Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul
Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili
Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin
Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın
Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi
Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay
Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara
Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in;
Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine
Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut Tanal'ın;
Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın; İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili Abdullah
Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi
ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili Özgür
Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3
Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya
Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Balıkesir
Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun;
Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili
Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Trabzon Milletvekili Mehmet
Volkan Canalioğlu'nun; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20
Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun;
Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in; İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi'nin;
Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in; Samsun Milletvekili Cemalettin
Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in;
Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan
Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin
Şahin ve Önder Matlı ile 8 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili
Aytun Çıray'ın; Manisa Milletvekili Hasan Örenin; Denizli
Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum Milletvekili Cahit Bağcı ile 37
Milletvekilinin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa
Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun
Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195,
2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528,
2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063,
2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236,
2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364,
2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496,
2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657,
2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808,
2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963,
2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069,
2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191,
2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639) (Devam)
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Madde
ile su yapılarının denetlenmesine dair hükümler detaylı
olarak düzenlenmiştir. Ayrıca, DSİ Genel Müdürlüğünce su
yapıları yetkili denetim firmasının izin belgesi ile
yetkilendirilmiş denetim şirketlerinden müşavirlik hizmet
alımı suretiyle gerçekleştirilecek denetleme görev ve yetkisinin uygulanmasına ilişkin yaptırımlarda
ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.
Önerge ile maddenin
dördüncü fıkrasında yapılan değişiklikle bütün
yaptırımların DSİ Genel Müdürlüğünce yerine
getirilmesi öngörülmüştür.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge
doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
92nci maddede iki
adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 Sıra Sayılı Kanun Teklifinin 92 inci maddesinin ikinci
fıkrasında yer alan "Memuriyet mahalli:" ibaresinden sonra
gelmek üzere "Büyükşehir belediyesi olmayan illerde" ifadesinin
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
İdris
Baluken Erol
Dora Pervin
Buldan
Bingöl Mardin Iğdır
Nazmi Gür Hasip
Kaplan Sebahat
Tuncel
Van Şırnak İstanbul
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının 92nci
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Erkan Akçay Mustafa
Kalaycı S.
Nevzat Korkmaz
Manisa Konya Isparta
Kemalettin
Yılmaz Özcan
Yeniçeri Mesut
Dedeoğlu
Afyonkarahisar Ankara Kahramanmaraş
Lütfü Türkkan
Kocaeli
MADDE 92- 10/2/1954
tarihli ve 6245 sayılı Harcırah Kanununun 3 üncü maddesinin (g)
fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"g. Memuriyet mahalli: Memur ve hizmetlinin
asıl görevli olduğu veya ikametgâhının bulunduğu
şehir ve kasabaların belediye sınırları içinde bulunan
mahaller ile bu mahallerin dışında kalmakla birlikte
yerleşim özellikleri bakımından bu şehir ve kasabaların
devamı niteliğinde bulunup belediye hizmetlerinin götürüldüğü,
büyükşehir belediyelerinin olduğu illerde ise il mülki
sınırları içinde kalmak kaydıyla memur ve hizmetlinin
asıl görevli olduğu veya ikametgâhının bulunduğu ilçe
belediye sınırları içinde kalan ve yerleşim özellikleri
bakımından il ve ilçelerin devamı niteliğindeki yerler ile
belediye sınırları dışında kalmakla birlikte
yerleşim özellikleri bakımından bu yerlerin devamı
niteliğindeki mahaller ve kurumlarınca sağlanan taşıt
araçları ile gidilip gelinebilen yerleri;"
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ (İstanbul)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
MİLLî SAVUNMA
BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Sayın Halaçoğlu, kim konuşacak acaba?
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Lütfü Türkkan
BAŞKAN
Kocaeli Milletvekili Sayın Lütfü Türkkan konuşacak.
Buyurun.
LÜTFÜ TÜRKKAN
(Kocaeli) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İş
Kanunu ile bazı alacakların yeniden yapılandırılmasına
ilişkin kanun tasarısının 92nci maddesiyle ilgili söz
aldım. Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
Pazar günü Türkiye
Cumhuriyeti tarihinin en önemli seçimlerinden biri gerçekleşecek, biz
burada torba kanunu görüşüyoruz. Bitmeyen bir torba; her türlü madde, her
türlü kanun var, karmakarışık. Bu torbanın ismi gerçekten
olmuş bir çorba, biz de bu çorbanın içinden çıkmaya
çalışıyoruz. Milletimiz bizi affetsin. Türkiye Cumhuriyeti
tarihine, bugünler, herhâlde çok hoş bir anekdot olarak geçmeyecek diye
düşünüyorum.
Bu
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sandığa gidecek
millet, en önemli şey de sandığa gitmek. Ben, buradan, herkesi,
Türk milletini uyarıyorum: Kime oy verirseniz verin, doksan bir
yıllık Türkiye Cumhuriyetinin en önemli sürecini tayin edecek bu seçimde
mutlaka sandığa gidin. Zira, herkes, sizin sandığa
gitmeyeceğinize dair hesaplar yapıyor. Eğer giderseniz, biliniz
ki Türkiyede artık 17-25 Aralık yolsuzlukları olmayacak,
biliniz ki sandıklar olmayacak, ayakkabı kutuları olmayacak,
gemiler konuşulmayacak. Dolayısıyla, demokratik
hakkınızı gidin sandıkta kullanın, oyunuzu verin.
Eğer siz sandığa gitmezseniz yarın öbür gün cereyan edecek
olaylardan sizlerle beraber bütün Türk milleti çok ciddi anlamda zarar görecek.
Burada biz
bunları konuşurken bir taraftan da polise operasyonlar
yapılıyor. Yine dün bir operasyon yapıldı.
Operasyonların gerekçesine bakıyorum: Dinleme, resmî evrakta
sahtekârlık. En büyük sahtekârlık Mecliste yapılıyor; Polisi
suçluyorsunuz ya Sahtekârlık yapıyorsunuz. diye burada evvelsi gün
sahte imza atıp milletin yerine oy kullanıyordunuz. O polisler
sorgularında demez mi Biz sizi gördük Mecliste, siz sahtekârlık
yapıyorsunuz, biz de sizden öğrendik, bir şeyler yapmaya
çalıştık. diye. Ne cevap vereceksiniz?
SALİH KOCA
(Eskişehir) Burada olup Yok. yazdırmaya ne diyorsun?
LÜTFÜ TÜRKKAN
(Devamla) Ben burada olmadığım zaman kalkıp yerime imza
atacak arkadaşım yok benim burada.
SALİH KOCA
(Eskişehir) Burada oturup da Yok. yazdırmaya ne diyorsun?
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Arkadaşım o seni ilgilendirmez, Tüzükte
onun yeri var ama başkasının yerine imza atamazsın.
LÜTFÜ TÜRKKAN
(Devamla) Kıbrısta oturan arkadaşının yerine imza
atmak sahtekârlıktır. Böyle bir sahtekârlığa başvurmak
âciz insanların işidir, acziyete düşmeyiniz.
Cumhurbaşkanlığı
adaylarına geçmek istiyorum. Bir tarafta, Filistinlileri katleden
İsrailden Yahudi Cesaret Madalyası alan Sayın Recep Tayyip
Erdoğan var; diğer tarafta, Filistinlilerin bağrına
bastığı ve İslam İşbirliği Teşkilatı
Genel Sekreteri olduğu dönemde Filistin devleti tarafından Kudüs
Yıldızı Devlet Nişanıyla ödüllendirilen Sayın
Ekmeleddin İhsanoğlu var. Yani, bir tarafta, sadece lafta Filistini
savunan, İsraile uçak mazotu satan, Yahudi cesaret
nişanını yıllarca gururla boynunda taşıyan
Sayın Erdoğan, oğullarıyla, gemileriyle İsraile
ticaret yapan Sayın Erdoğan; diğer tarafta, kavgalı olan
Filistinli örgütleri barıştıran, İsrail devlet terörünün
kınanması için kampanyalar başlatan ve Filistin devleti
tarafından devlet nişanıyla ödüllendirilen Sayın Ekmeleddin
İhsanoğlu var. Ben lafa değil, icraata bakarım. diyorsunuz
ya, işte icraat burada.
Bir tarafta, kafa
kesen, kadınları esir alarak cariyesi yapan IŞİD terör
örgütüne dahi terör örgütü diyemeyen bir aday var. Bu IŞİD Türk
toprağını bastı, konsolosluk
çalışanlarını kaçırdı. Konsolosluk
çalışanları hâlâ rehin beyler, farkında
mısınız? Yok. Türkiye Cumhuriyeti devletinin konsolosu dâhil 49
görevlisi rehin ve siz onlara terörist diyemiyorsunuz. Kimin korkusundan?
IŞİD korkusundan diyemiyorsunuz, IŞİD sizi korkutmuş.
Bir de IŞİDi
KEMALLETİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) - İş birliği içindeler, iş
birliği yapıyorlar demek ki.
MEHMET
ERDOĞAN (Adıyaman) Pensilvanyayla iş birliği...
LÜTFÜ TÜRKKAN
(Devamla) Pensilvanyayla on bir yıl kol kola gezenlere söyleyeceksiniz
onu. Biz dün Pensilvanya dedik, bugün de Pensilvanya diyoruz. Dün
Hocaefendi diye ağlayıp da bugün arkasından kimseye küfür
etmedik biz, etmeyiz. (MHP sıralarından alkışlar) Bizim
kitabımızda koluna girdiğimiz adama düşman olmak yok.
MEHMET
ERDOĞAN (Adıyaman) Ortaklığınız
hayırlı olsun.
LÜTFÜ TÜRKKAN
(Devamla) Bizim kitabımızda öyle bir şey yok. Bir adamın
koluna girdik mi, biz dostuz. Dostumuza hançer çekmeyiz, düşmanlık
etmeyiz, ihanet etmeyiz.
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Millet karar verecek, pazar günü karar verecek.
LÜTFÜ TÜRKKAN
(Devamla) Yapmayız biz. On bir yıl kol kola
yaptığınız işleri bir kenara yazın, ondan sonra
konuşun.
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Salı günü gel, konuş burada.
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Millet pazar günü kararını verecek.
LÜTFÜ TÜRKKAN
(Devamla) On bir yıl beraberdiniz, bunların hesabını
vereceksiniz önce.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir. (AK PARTİ ve CHP sıralarından
karşılıklı laf atmalar)
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 Sıra Sayılı Kanun Teklifinin 92 inci maddesinin ikinci
fıkrasında yer alan "Memuriyet mahalli:" ibaresinden sonra
gelmek üzere "Büyükşehir belediyesi olmayan illerde" ifadesinin
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
İdris
Baluken (Bingöl) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ (İstanbul)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA
BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
İş bu
önerge ile madde ifadesindeki anlatım bozukluğunun düzeltilmesi ve
ilk ifadenin büyükşehir belediyesi olmayan illere ait olduğunun
açıkça belirtilmesi amacıyla sunulmuştur. (AK PARTİ ve CHP
sıralarından karşılıklı laf atmalar)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, sayın milletvekilleri; benden saygı
bekliyorsanız siz de Divana saygı duyun lütfen.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde
kabul edilmiştir.
Birleşime
yirmi dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
18.40
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati:
19.00
BAŞKAN:
Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER:
Fehmi KÜPÇÜ (Bolu), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
----- 0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 130uncu
Birleşiminin Altıncı Oturumunu açıyorum.
639 sıra
sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine devam
edeceğiz.
Komisyon? Burada.
Hükûmet? Burada.
93üncü madde
üzerinde üç adet önerge vardır. Aynı mahiyetteki bu önergeleri
okutacağım ve birlikte işleme alacağım. Talepleri
hâlinde önerge sahiplerine ayrı ayrı söz vereceğim veya
gerekçelerini okutacağım.
Şimdi
aynı mahiyetteki önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
Olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın,
31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununa ek madde eklemeyi
öngören 93'üncü maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
İdris Baluken Nazmi Gür Erol
Dora
Bingöl Van Mardin
Hasip Kaplan Sebahat Tuncel Pervin Buldan
Şırnak İstanbul Iğdır
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarının 93. maddesinin
metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
İlhan Demiröz Mehmet Ali Susam Osman Oktay Ekşi
Bursa İzmir İstanbul
Levent Gök Ayşe Nedret
Akova Haluk Ahmet
Gümüş
Ankara Balıkesir Balıkesir
TBMM
Başkanlığına
639 Sıra
Sayılı Kanun Tasarısının 93. Maddesinin Tasarı
metninden çıkartılmasını arz ve teklif ederiz.
Alim
Işık Mehmet
Erdoğan Yusuf
Halaçoğlu
Kütahya Muğla Kayseri
Bülent
Belen Mehmet
Günal
Tekirdağ Antalya
BAŞKAN
Komisyon önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ (İstanbul)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA
BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Önerge üzerinde Kütahya Milletvekili Sayın Alim Işık
konuşacak. (MHP sıralarından alkışlar)
ALİM
IŞIK (Kütahya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 93üncü maddesi üzerinde vermiş olduğumuz
önerge hakkında söz aldım. Bu vesileyle yüce Meclisi
saygılarımla selamlıyorum.
Sayın
Başkan, özellikle televizyon yayınlarının açık
olduğu bir saatte yirmi dakikaya varan bir arayı vermenizden
dolayı sizi bu konuda daha hassas olmaya davet ediyorum, özellikle bu
keyfî davranışlardan vazgeçilmesinin yüce milletimiz adına
önemli olduğu düşüncemi size aktarmak istiyorum.
SIRRI SÜREYYA
ÖNDER (İstanbul) Kütahya seni izliyor.
ALİM
IŞIK (Devamla) Değerli milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyetinin
cumhuriyet tarihi boyunca ilk kez vatandaşlarımızın
doğrudan oy kullanarak kendilerini yönetecek
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine
hazırlandığı böyle bir dönemde, maalesef, yüce Meclisin,
tamamen AKPnin yandaşlarına rant sağlamayı
amaçladığı birçok maddenin de içinde bulunduğu bir torba
yasa görüşmesiyle meşgul edilmesinin doğru
olmadığı düşüncesini sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bugün sayın
milletvekillerinin kendi sahalarında bu konuyla ilgili çalışma
yapmaları yerine, gerçekten hepimizi -biraz sonra da ifade edeceğim
üzere- ciddi sıkıntılarla karşı karşıya
koyan bazı maddeleri buradan geçirme telaşı içerisindeki iktidar
partisi milletvekillerinin âdeta yarışmasını bu yüce
Meclisin çatısı altında bulunan bir milletvekili olarak
doğru bulmadığımı da ifade etmek istiyorum.
Bu vesileyle 11
Haziran tarihinden bu yana Irak Şam İslam Devleti isimli terör
örgütünün elinde bulunan rehinelerin akıbetinin ne olduğu konusunda
bu yüce Meclisi bugüne kadar bilgilendirmekten kaçan Hükûmet üyelerini de göreve
davet ediyorum, davranışlarının asla kamu vicdanında
karşılık bulmadığını da ifade etmek
istiyorum.
Değerli
milletvekilleri, bu torba yasadaki 93üncü madde ile 6831 sayılı
Orman Kanununa ek bir madde eklenmekte ve eklenen bu maddeyle de maalesef
bugüne kadar orman veya orman rejimine tabi alanların, mesire yeri,
şehir ormanı, millî park, tabiat parkı, tabiat anıtı,
yaban hayatı koruma ve geliştirme sahaları ve avlak olarak
ayrılan kısımlarda, orman koruma ve yangınla mücadele için
yapılacak yapı ve tesisler ile idarenin ve ziyaretçilerin zaruri
ihtiyaçlarını karşılayacak olan taban alanı 250
metrekareyi ve kat adedi -1 bodrum kat ve çatı arası hariç- 2yi
geçmeyen yani 4 katlı yapıların uzun devreli gelişme
planlarına veya gelişme ve yönetim planlarına göre
yapılabileceğini ve bu alanlar için imar planı şartı
aranmayacağı hükmünü bu maddeyle getirmekteyiz.
Böylece, gerek
6831 sayılı Orman Kanunu gerek 4915 sayılı Kara
Avcılığı Kanunu ve gerekse 2873 sayılı Millî
Parklar Kanununa dayanarak ulusal ve uluslararası ekolojik, biyolojik,
sosyal, kültürel, yaban hayatı ve benzeri gibi kriterlere sahip
olduğu için bugüne kadar özel koruma statüsü verilen alanların ranta
açılması sağlanmakta ve korunan alanların statüleri
delinmektedir.
Bu düzenlemeyle,
bir: İstanbul Park Orman Tabiat Parkında onlarca lüks villanın
yapılmasına yönelik olarak gizlice imar planı
yapılıyor ve askıya alınmadan kabul ediliyor.
Dolayısıyla, buna bir zemin hazırlanıyor.
İki: Yine
hukuka aykırı olarak, özellikle Alevi vatandaşlarımız için
kutsal yer olan İstanbul Tuzla Hacet Deresi Tabiat Parkında
yandaş müteahhitlerce yapılan onlarca lüks villanın
yürürlüğünün durdurulması ve iptali için Orman Mühendisleri
Odasınca açılan davanın önünün kesilmesi için hüküm
eklenmektedir.
Ayrıca, üçüncü
olarak: Orman ve Su İşleri Bakanlığınca
hazırlanıp 18 Mart 2014 tarih ve 28945 sayılı Resmî Gazetede
yayımlanarak yürürlüğe giren Millî Parklar Yönetmeliğinde, 2873
sayılı Millî Parklar Kanununa aykırı olarak uzun devreli
gelişim planlarını baypas ederek millî park alanlarında
plan dışı tesis yapımına imkân sağlayan ve Orman
Mühendisleri Odasınca Danıştayda iptal davası açılan
düzenlemeye yasal kılıf hazırlamak için hüküm eklenmiş
bulunmaktadır.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Işık.
ALİM
IŞIK (Devamla) Bunlar da göstermektedir ki, tamamen ranta yönelik bir
düzenlemedir, kabul edilmesi mümkün değildir ve önergemizin kabulüyle bu
talana dur denilmesini tekrar sizlere hatırlatıyor, saygılar
sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Işık, televizyonun kapatılmasıyla ilgili
düşüncelerinizi söylediniz. Benim böyle bir kastım yoktu. Benim için
önemli olan, sizin ve diğer milletvekili arkadaşlarımın
söyleyeceklerini televizyon karşısında görüntü vererek söylemesi
değil, söyleyecek sözlerinin önemli olması daha üst
sıradadır, daha önceliklidir. Ben böyle düşünüyorum.
Elbette ki sizin
televizyona çıkma isteğinize de saygı duyarım ama bundan
daha acil olarak
ALİM
IŞIK (Kütahya) İsteği değil, bu rantın, bu rant
kavgasının vatandaş tarafından bilinmesi lazım. Bu
madde ne getiriyor?
BAŞKAN
kâtip üyelerimin ve arkada titizlikle görev yapan personel
arkadaşlarımın, Kanunlar ve Kararlardaki
arkadaşlarımın da taleplerini dikkate almak zorundayım.
Teşekkür
ederim.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Sayın Başkanım, hiç yirmi dakika
vermiyordunuz. Hiç doğru değil yaptığınız.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkanım, yalnız bu
konuşmanız hiç tasvip edilecek bir konuşma değil.
BAŞKAN
Neden?
YUSUF HALAÇOĞLU
(Kayseri) Şundan dolayı: Yani, insanlar televizyona çıkmak
için çıkmıyorlar buraya. Millete bu konuları duyurmak
BAŞKAN Ama
o da eleştiri sunuyor, Kasıtlı olarak bunu
kapattınız. diyor Sayın Halaçoğlu, aşk olsun!
ALİM
IŞIK (Kütahya) Milletin bunu bilmesi lazım Sayın Başkan.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkan, millete duyurmak için
çıkıyorlar. Onun için yani onu televizyona çıkmak olarak
nitelendiremezsiniz.
BAŞKAN
Kasıtlı olarak kapattınız. diyor. Ben de,
kasıtlı olarak kapatmıyorum, bazı ihtiyaçlar var,
onların giderilmesi ona denk olmuş diyorum.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Televizyona çıkmak için diye
nitelendiremezsiniz.
BAŞKAN
Lütfen, her şeyin altında bir şey aramayalım.
Diğer önerge
üzerinde Sayın İlhan Demiröz konuşacak.
Buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
İLHAN
DEMİRÖZ (Bursa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
639 sıra sayılı Torba Yasa Tasarısının 93üncü
maddesi için Cumhuriyet Halk Partisi olarak vermiş olduğumuz önerge
üzerine söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygı ve sevgiyle
selamlıyorum.
Televizyonla
ilgili şunu söylemek istiyorum: SMS çektik Bursa ve Türkiyedeki
diğer dostlarımıza, 18.30la 19.00 arası -ki oradaki
görevli arkadaşlara söyledim- bizi lütfen izleyin, ormanla ilgili, orman
talanlarıyla ilgili çok önemli şeyler ifade edeceğiz. Ama,
gelin görün ki Sayın Başkan tam yediye yirmi kala yirmi
dakikalık bir süreçte
Bizim bu konuşmalarımızın ancak
İnternet üzerinden izlenebileceğini de ifade etmek istiyorum.
Değerli
arkadaşlar, 6831 sayılı Orman Kanununun 14üncü maddesi
ormanların muhafazası ve devlet ormanlarında bazı yasaklar
getirmiş. Yani, neler demiş? Demiş ki: Ormanı kesemezsiniz,
ormanda göl, gölet, barajlarda dinamit atarak avlanma yapamazsınız,
ticaret amacıyla toprak, kum, çakıl alamazsınız yani
ormanı korumak üzere bir muhafaza getirmişler ve böyle bugüne kadar
gelmişiz. Ama, şimdi ne geliyor arkadaşlar? Eklenen bu maddeyle
burada, ormanlarda açılan, yapılan imara uygunsuz, hukuka uygunsuz
alanları meşrulaştırmak üzere bir yasa tasarısı
geliyor. Eklenen bu madde neymiş? Orman veya orman rejimine tabi
alanlarında mesire yeri, şehir ormanı, millî park, tabiat
parkı, tabiat anıtı, yaban hayatı koruma ve geliştirme
sahaları, avlak olarak ayrılan kısımlarda -kısaca-
zaruri ihtiyaçları karşılamak üzere 250 metrekareyi ve kat adedi
bir bodrum kat ve çatı arası hariç 2yi geçmeyen ve uzun devreli
gelişme planlarına veya gelişme yönetim planlarına göre
yapılır. demiş. Ne demek? Yani, çok kısa, basit olarak; bu
maddeyle -rantı öne çıkardığını- devletin hukuk
düzenini temelden sarsan yasal düzenlemelere devam etmektedir. Şahsa özel,
adrese teslim yasalar çıkarılmaktadır bu yasayla.
Türk Mimar
Mühendis Odaları Birliği Orman Mühendisleri Odasına -hukuk
dışı imar planlarını iptal ettirmek, plansız
kaçak yapıların önüne geçmek üzere- bir düzenleme
yapıldığını ifade etmek istiyorum. Değerli
milletvekilleri, Türk Mimar Mühendis Odaları Birliği Orman
Mühendisleri Odasının denetimini Bakanlığına
bağlayan Sayın Bakan, Orman Mühendisleri Odasını kendisine
bağlayamamıştır. Tabii, kendisine bağlayamayınca,
Türk Mimar Mühendis Odalarının, bu odamızın hukuk
anlamındaki başvurularını engellemek üzere böyle bir
yasayla huzurlarınıza geldiğini ifade etmek istiyorum.
Bu konuda Orman
Mühendisleri Odası Başkanıyla yaptığım telefon
görüşmesi ve onlardan aldığım bilgiler
ışığında İstanbul Park Orman Tabiat
Parkında onlarca lüks villanın yapıldığını,
hukuka aykırı, hukuksuz olarak ve imar planına aykırı
olarak askıya alınmadan bunlar için kılıf düzenlendiğini
ifade etmek istiyorum.
İkincisi,
yine hukuka aykırı olarak, Alevi vatandaşlarımız için
kutsal olan İstanbul Tuzla Hacet Deresinde yapılan onlarca lüks
villanın yürürlüğünün durdurulması ve iptal davası için
Orman Mühendisleri Odasınca açılan davanın önünü kesmek üzere yapıldığını
ifade etmek istiyorum. Az önce değerli arkadaşımın da ifade
ettiği gibi, Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Milli
Parklar Yönetmeliğini, Milli Parklar Kanununa aykırı olarak
uzun devreli gelişim planlarını baypas ederek istedikleri gibi
istedikleri konuda çalışma yapabilmelerini ortaya koyduğunu
ifade etmek istiyorum. Değerli arkadaşlar, burada orman bölge müdürlüğü,
genel müdürlük yapan arkadaşlar var. Hiç bu bölgelerde yapılmadı
mı bu inşaatlar? Bunların hepsi yapıldı. Şimdi
neden bodrumla, betonarmeyle 4 katlı bir villa için söz istiyorsunuz? Bu
hiç de uygun değil, talandır.
Lütfen.. Bu
maddenin geri çekilmesi üzerine vermiş olduğumuz önergenin kabulünü
arz ediyor, hepinize saygı ve sevgiler sunuyorum.
Sağ olun.
(CHP ve MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Demiröz.
Diğer
önergenin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
AKP Hükûmeti bu
madde ile kurmuş olduğu rant ve talan ekonomisini güçlendirerek devam
etmek istemektedir. Madde, orman veya orman rejimine tabi alanların;
mesire yeri, şehir ormanı, millî park, tabiat parkı, tabiat
anıtı, yaban hayatı koruma ve geliştirme sahaları ve
avlak olarak ayrılan kısımlarında, orman koruma ve
yangınla mücadele için yapılacak yapı ve tesisler ile idarenin
ve ziyaretçilerin zaruri ihtiyaçlarını karşılayacak olan
yapıların imar planı şartı aranmaksızın Uzun
Devreli Gelişme Planlarına veya Gelişim ve Yönetim
Planlarına göre yapılabilmesi ve kıyı ve sahil
şeritlerinde kalan alanlarda ve kesin yapı yasağı getirilen
korunan alanların, orman veya orman rejimine tabi olması hâlinde
istisna hükmü uygulanmayarak mevcut ve yapılacak imar planına
uyulması, inşa edilecek yapıların etüt ve projelerinin
yöresel doku ve mimari özelliklere, fen, sanat ve sağlık
kurallarına uygun olarak yapılması ve bu yapıların
Orman ve Su İşleri Bakanlığının
sorumluluğunda gerçekleştirilmesi şeklinde formüle edilmektedir.
Oysa bugün imar ve yapılaşma yasaklı bir çok alan, bizzat
hükûmetin, hukuksuz ve gayrimeşru bir şekilde göz yumduğu
yapılaşmalara ve rant alanlarına kurban edilmiştir.
Ormanlık ve diğer koruma alanlarında özellikle kaçak villa ve
tesis yapılanmalarının çoğu yargı engeliyle
karşılaşmıştır. Usulsüz imar planları sonucu
ranta ve talana açılan bir çok yerin ise hukuki açıdan sorunları
ortaya çıkmıştır. Bu yasa ile hükûmet, hukuksuz ve gayri
meşru faaliyetlerini aklamaya ve yeni rant alanlarını
yandaş sermaye grupları ve şahıslara açmayı
planlamaktadır. Ormanların korunması ve yangınlarla
mücadele adı altında belli yapılaşmalara izin verilmesi
kılıfı altında ormanlık alanlarda imarsız
yapılaşmaların önü açılmak istenmektedir. Cari orman
mevzuatı bu tür koruma faaliyetleri için yeterince olanak
tanımış olmasına rağmen, AKP iktidarının
böyle bir düzenlemeye ihtiyaç duyması kabul edilebilir değildir.
Değişiklik ile bu sorunların giderilmesi
amaçlanmıştır.
BAŞKAN
Önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
94üncü maddede üç
adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 Sıra Sayılı Kanun Teklifinin, 15/5/1959 tarihli ve 7269
sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla
Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanuna geçici
madde eklemeyi öngören 94 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
"Birinci
fıkraya göre edinilen taşınmazlar üzerine yapılacak konut
sayısı maden kazasında hayatını kaybeden
kişilerin birinci dereceden mirasçılarının
sayısından fazla olamaz. Yapılan konutlar Başkanlık
tarafından maden kazasında hayatını kaybeden kişilerin
mirasçıları adına kura ile bedelsiz olarak tapuda devir ve
tescil olunur.
İdris Baluken Erol Dora Pervin Buldan
Bingöl Mardin Iğdır
Nazmi Gür Hasip Kaplan Sebahat Tuncel
Van Şırnak İstanbul
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının 94 üncü
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Erkan Akçay Ali Halaman Mustafa Kalaycı
Manisa Adana Konya
Alim
Işık Ali
Öz Cemalettin
Şimşek
Kütahya Mersin Samsun
MADDE 94-
15/5/1959 tarihli ve 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler
Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair
Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ
MADDE 24- Diğer kanunlardaki sınırlamalara tabi
olmaksızın, mülkiyeti; 13 Mayıs 2014 tarihinde Manisa İli,
Soma İlçesinde meydana gelen maden kazasında hayatını
kaybeden kişilerin mirasçılarına devredilmek üzere; gerçek
ve/veya tüzel kişiler tarafından bedelsiz olarak yapılacak
konutlar için ihtiyaç duyulan taşınmazlar Afet ve Acil Durum Yönetimi
Başkanlığınca maliklerinden bağış,
satın alma, kamulaştırma, devir ve temlik veya tahsis yolu ile
edinilebilir. Hazinenin özel mülkiyetinde veya Devletin hüküm ve tasarrufu
altında bulunan taşınmazlar ile bu Kanunun ek 10 uncu maddesi
kapsamında olanlar dahil orman sınırları
dışına çıkarılmış ve çıkarılacak
alanlarda bulunan taşınmazlardan aynı amaçla ihtiyaç duyulanlar
ise Maliye Bakanlığınca adı geçen Başkanlığa
tahsis edilir. Bu taşınmazlardan özelleştirme kapsamında
olanlar için ayrıca Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararı aranmaz.
Birinci
fıkraya göre edinilen taşınmazların üzerine yapılan
konutlar, adı geçen Başkanlık tarafından maden kazasında
hayatını kaybeden kişilerin mirasçıları adına
kura ile bedelsiz olarak tapuda devir ve tescil olunur. Anılan kazada
hayatını kaybeden madencilerden evli olanların
mirasçılarına eşi veya çocuğu ile hayatta ise ana ve
babası olmak üzere toplam iki konut verilir. Bir evde birden fazla
hayatını kaybeden madencilerin varisleri için ayrı ayrı
konut tahsisi yapılır. İnşa olunup hak sahiplerine teslim
edilen binalar devredildikleri yılı takibeden bütçe yılından
itibaren 10 yıl süre ile 29/7/1970 tarihli ve 1319 sayılı Emlak
Vergisi Kanununun 5 inci maddesi (c) bendi kapsamınca geçici muafiyetten
faydalandırılır.
Bu konutlardan arta kalanlar Maliye
Bakanlığınca genel hükümlere göre değerlendirilir."
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının 94.
maddesi ile tasarıya eklenen 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir
Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak
Yardımlara Dair Kanuna eklenen Geçici 24. maddenin 2 nci
fıkrasında yer alan "Maliye Bakanlığınca"
ibaresinin "Bakanlar Kurulunca" olarak değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Haluk Ahmet
Gümüş Rahmi
Aşkın Türeli Özgür Özel
Balıkesir İzmir Manisa
BAŞKAN
Okunan son önergeye Komisyon katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ (İstanbul)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN -
Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA
BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Önerge üzerinde Manisa Milletvekili Sayın Özgür Özel konuşacak.
Buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL
(Manisa) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, 639 sıra sayılı torba yasanın 94üncü
maddesindeki önergemiz üzerinde söz almış bulunuyorum.
Uzun süredir
sürekli ifade ediyoruz, maden kazasından sonra madencilere verilen on
beş tane söz; bu sözlerin tutulmayanları, kısmen
tutulanları, tutulanları... Bu maddede
Aslında madencilere
verilen sözün tutulup tutulmadığına yüce Meclis karar versin.
Çünkü kaza olduktan sonra Başbakanla görüşen madencilere
Başbakan her maden ailesine, her madenci ailesine, her şehidimizin
ailesine TOKİnin ev yaparak birer tane vereceğini söylemişti.
Daha sonra çeşitli kurum ve kuruluşlar açıklamalarda bulundular.
Bunlardan bir tanesi Doğuş Holding, bir tanesi de Gaziantep Sanayi ve
Ticaret Odası. Biri kamu kurumu niteliğinde bir kuruluş, meslek
örgütü, diğeri de tamamen bir özel şirket. Bunlar yer yapmak
istediklerini söylediler, ev vereceklerini söylediler. Bu madde de onların
ev yapacakları yerle ilgili; arsayla ilgili bir düzenleme yapıyoruz
ve Başbakanın verdiği sözü de Doğuş Holding üzerinden tutulmuş
sayıyoruz. Bu, bir kere doğru bir yaklaşım değil.
Eğer devlet baba ve onu yönetme görevini almış olan Hükûmet bir
ev yapılmasına söz verdiyse, TOKİden bu yapılacaksa bunu
kendisinin yapması lazım. Bir özel şirket bu konuda bir vaatte
bulunduysa arsasını da karşılaması lazım, gidip
bu sözü de yerine getirmesi lazım. İkisini birbirinden
ayırıp
Hem bu şirketlerin veya meslek örgütünün sözünü
tuttuğu hem de Başbakanının -birilerinin onun yerine-
sözünü tuttuğu gibi bir görüntü çıkıyor ortaya. Bu, tamamen
gerçeklere aykırı. Hani, 15 sözden 5i tutuluyor ya, tutulan da böyle
yarım yamalak tutuluyor, yamalı bohça şeklinde tutuluyor.
Bakın,
tutulan sözlerden bir diğeri de madendeki, Eynez için İkinci bir
maaş. denmişti, Ata ve Işıklar bacasında mağdur
olan arkadaşlara da Şirket ödemezse, maaşı biz
ödeyeceğiz. demişlerdi. Şimdi, devlet baba gidiyor ve bir
babalık yapacak, bakıyor çocuğa, diyor ki: Senin
ayağındaki ayakkabı yırtık, bayramda sana ayakkabı
alacağım. Daha sonra, bayram geliyor, çocuğa diyor ki: Getir
bakalım kumbaranı. Çocuğun kumbarasından para alıp
çocuğun parasıyla çocuğa hediye alıyor. Böyle bir şey
olmaz. İşsizlik Fonundan bu maaşların
karşılanması demek, babanın verdiği sözü
tutmaması, çocuğun kendi kumbarasından çocuğa hediye alınması
demektir. Yani, bu nasıl devlet anlayışı, bu nasıl
hükûmet anlayışı, bu nasıl söz verme, bu nasıl söz
tutma gerçekten anlamak mümkün değil.
Ve Hüseyin Çelik
demişti ki İhmali olanlarla ilgili gerekeni yapmak Hükûmetimizin
namus borcudur. Biz de öyle düşünüyoruz ama bakın sayın milletvekilleri,
Soma AŞ bir kömür şirketi olmayabilir, Soma AŞnin bir an için
bir hava yolu şirketi olduğunu düşünelim. 13 Mayıstaki
seferinde Soma AŞnin uçağında 301 kişi öldü. Şimdi,
Soma AŞ diyor ki: Ben aynı model uçak, aynı eğitimde
personel, her şey aynı, yine uçuşa geçmek istiyorum. Hepinizin
çocukları var, torunları var. Herkesin sevdiklerini Allah büyüklerine
bağışlasın, sevenlerine bağışlasın.
Soma AŞ, 13 Mayısta 301 canımızı öldüren Soma AŞ
şimdi yeniden havalanmak istediğinde hanginiz çocuğunuzu,
hanginiz torununuzu bunların uçağına bindirirdiniz? Ama
şimdi diyorsunuz ki: Somadaki evlatlarımız tekrar bu
uçağa binsinler, havalansınlar. Buna hangi vicdan müsaade edebilir?
Lütfen buna dikkat edin.
Bir futbol
karşılaşmasında sahaya birisi pet şişe atsa onun ömrü
boyunca maçlara girmekten men edilmesini konuşuyoruz. Birisi doping yapsa
ömrü boyunca müsabakalardan men ediliyor; kamu ihalesinde devleti zarara uğrattığı
tespit edilirse bir daha kamu ihalelerine giremiyor. Ama, 301 kişinin
canını alan bu şirket hem tekrar madencilik faaliyetlerine devam
edecek, öbür taraftan da bir başka yerde, bir başka enerji ihalesine
giriyor ve termik santralin ihalesini alıyor. Bunlar bu Meclisin üzerinde
dikkatle durması gereken meseleler değil mi?
Öbür taraftan,
sadece Somadaki bu kazada ölen 301 kişiye belli haklar veriliyor. Önceden
ölenler
Onlara açıkça diyorsunuz ki: Arkadaşlar, sizin
babalarınız ölmekte biraz acele ettiler, o yüzden olmaz. E, Allah
korusun, bundan sonra olacak kazalarda
Ona da diyorsunuz ki: Ölmekte gecikti
senin baban.
Böyle bir devlet
yönetimi olmaz. Somayı sadece susturmak üzere yapılan bu
çalışmalar devlet ciddiyetiyle bağdaşmaz.
Teşekkür ederim.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Özel.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının 94 üncü
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Erkan
Akçay (Manisa) ve arkadaşları
MADDE 94-
15/5/1959 tarihli ve 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler
Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair
Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ
MADDE 24- Diğer kanunlardaki sınırlamalara tabi
olmaksızın, mülkiyeti; 13 Mayıs 2014 tarihinde Manisa İli,
Soma İlçesinde meydana gelen maden kazasında hayatını
kaybeden kişilerin mirasçılarına devredilmek üzere; gerçek
ve/veya tüzel kişiler tarafından bedelsiz olarak yapılacak
konutlar için ihtiyaç duyulan taşınmazlar Afet ve Acil Durum Yönetimi
Başkanlığınca maliklerinden bağış,
satın alma, kamulaştırma, devir ve temlik veya tahsis yolu ile
edinilebilir. Hazinenin özel mülkiyetinde veya Devletin hüküm ve tasarrufu
altında bulunan taşınmazlar ile bu Kanunun ek 10 uncu maddesi
kapsamında olanlar dahil orman sınırları
dışına çıkarılmış ve çıkarılacak
alanlarda bulunan taşınmazlardan aynı amaçla ihtiyaç duyulanlar
ise Maliye Bakanlığınca adı geçen Başkanlığa
tahsis edilir. Bu taşınmazlardan özelleştirme kapsamında
olanlar için ayrıca Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararı aranmaz.
Birinci
fıkraya göre edinilen taşınmazların üzerine yapılan
konutlar, adı geçen Başkanlık tarafından maden
kazasında hayatını kaybeden kişilerin mirasçıları
adına kura ile bedelsiz olarak tapuda devir ve tescil olunur. Anılan
kazada hayatını kaybeden madencilerden evli olanların
mirasçılarına eşi veya çocuğu ile hayatta ise ana ve
babası olmak üzere toplam iki konut verilir. Bir evde birden fazla
hayatını kaybeden madencilerin varisleri için ayrı ayrı
konut tahsisi yapılır. İnşa olunup hak sahiplerine teslim
edilen binalar devredildikleri yılı takibeden bütçe
yılından itibaren 10 yıl süre ile 29/7/1970 tarihli ve 1319
sayılı Emlak Vergisi Kanununun 5 inci maddesi (c) bendi
kapsamınca geçici muafiyetten faydalandırılır.
Bu konutlardan
arta kalanlar Maliye Bakanlığınca genel hükümlere göre
değerlendirilir."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ (İstanbul)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA
BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Önerge üzerinde Sayın Erkan Akçay konuşacak, Manisa Milletvekili.
(MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
ERKAN AKÇAY
(Manisa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 94üncü
maddede verdiğimiz önerge üzerine söz aldım, hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Bu siyaset,
bürokrasi ve sermaye üçlüsü arasındaki kirli ilişkiler nedeniyle Soma
Kömür İşletmelerine bağlı Eynez Ocağında meydana
gelen elim maden faciasında, malumunuz, 301 madencimiz hayatını
kaybetti. Başbakan Sayın Erdoğan, Somada hayatını
kaybeden madencilerin ailelerine 156 bin lira para verdiklerini söyleyerek,
âdeta bir gösteri şeklinde, vatandaşların AFADda toplanan
bağış ve yardımlarını sanki kendileri
vermiş, Hükûmet veya iktidar veya kendi şahsi kazancıyla
vermiş gibi reklamını yapıyor. Daha sonra konut sözü
verildi, konut yapılacak denildi ve -yine bir grup toplantısında
da Somada hayatını kaybeden madencilerin mirasçılarına 2
adet konut verilecek. diyor- ve öğreniyoruz ki bu 2 konutu da özel sektör
yapıyor. Hangi özel sektör, bir bakmanız lazım yani nasıl
yapıyor, bunları iyi irdelememiz gerekiyor. Helal parayla mı
yapılıyor, önce bir ona da bakmak lazım.
MUSA ÇAM
(İzmir) Çok önemli o.
ERKAN AKÇAY
(Devamla) Helal mi, haram mı?
İşin
uzmanı değilim, fetva makamları fetvasını versin ama
biz bildiklerimizi söyleyelim Sayın Çam.
MUSA ÇAM
(İzmir) Doğrudur, doğrudur Sayın Akçay.
ERKAN AKÇAY
(Devamla) Evet.
Şimdi, kim bu
özel sektör? Doğuş Holding. Kim bu Doğuş Holding? Star,
NTV, CNBC, e2, Kral Tvnin de dâhil olduğu 8 televizyoncuk, 8 radyo
kanalı, 5 İnternet portalı, 6 dergi ve yayınevi dâhil olmak
üzere 28 medya kuruluşuna sahip Doğuş Holding, Somalı maden
şehitlerine babasının hayrı için mi konut yapıyor,
bunu da sormamız gerekiyor. Doğuş Holdingin patronunun Tayyip
Erdoğanın önünde âdeta rükûya eğilir gibi eğildiğini
de çok iyi hatırlıyoruz, utanç verici bir eğilme.
RAMAZAN CAN
(Isparta)- Ya, yakışmıyor bu laflar.
ERKAN AKÇAY
(Devamla) Bunu yapanlara yakışmıyor, benim sözüm gayet
yakışır. Yakışmayanların kim olduğunu
söyledim. Rükûya eğilir gibi eğilenlere yakışmaz,
eğdirenlere yakışmaz ama bize burada bunları söylemek bir
borçtur.
Bu Doğuş
Holdingin aldığı ihalelere bakmak lazım. Tabii, Boyabat,
Artvin, Aslancık barajları
Vallahi, beş dakika yetmez, onun
için, çok sayıda ihaleyi kapmış, havuzlar
oluşturulmuş, vesaire vesaire.
Önergemizle, yine,
bu kazada hayatını kaybeden evli madencilerin mirasçılarına
2 konut verilmesini, tahsis edilmesini istiyoruz, birisi madencinin ailesine,
diğeri anne ve babasına olmak üzere.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; tabii, Yalan Rüzgârı diye bir
dizi vardı televizyonlarda ve bu dizide yalanın haddi hesabı
yoktu. Yalan Rüzgârı dizisi geçen hafta cuma günü Manisa
meydanlarında gerçekleşti. Ve -aynen okuyorum- Sayın
Erdoğan: Torba kanun tasarısında madencilere şunları,
şunları, şunları getiriyoruz, veriyoruz. diyor.
MUSA ÇAM
(İzmir) Armağan ediyor.
ERKAN AKÇAY
(Devamla) - Lütfetmiş, ulufe dağıtmış gibi
Veriyoruz. diyor. Sonra da diyor ki: Muhalefet madencilerle ilgili bu
düzenlemeleri çıkarttırmıyor, ben de bu düzenlemeler çıkana
kadar Meclisi çalıştırıyorum. Yalan, işte yalan diye
buna denir. Çok özür diliyorum bu kelimeyi de kullandığım için
ama lügatte başka karşılığı da yok.
Çıkarttırmıyormuşuz da
Ya, bunu 50 defa, 100 defa, 500
defa tekrarlayan, önerge veren, mücadele eden muhalefet partileri; kabul
etmeyen iktidar partisi.
Bu torba tasarının bugüne kadar gecikmesinin ve
Somayla ilgili düzenlemelerinin çıkmayışının yegâne
sorumlusu iktidar partisidir çünkü -Meclis sanki Sayın Başbakanın
çiftliği- muhalefetin Somayla ilgili düzenlemeleri tasarıdan
ayırıp hemen geçirelim. dediğini söylemiyor.
VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) Öbür 301e de gel, öbür
301i de söyle.
ERKAN AKÇAY (Devamla) Madencilerin
maaşını 3 kuruş artırırken maden
patronlarına 250 milyon liralık kıyak çekmek istediğini
açıklamıyor; torba tasarıyla kara para aklayanları,
özelleştirme yolsuzluklarını akladığını
söylemiyor; kul hakkını, yetim hakkını yiyeni
affettiğini söylemiyor ve yandaşlarına rant
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ERKAN AKÇAY (Devamla)
sağladığını söylemiyor. Söylenecek çok daha söz var
ama zamanımız yok değerli arkadaşlar, bir dahaki sürelerde
inşallah.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Akçay.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 Sıra Sayılı Kanun Teklifinin, 15/5/1959 tarihli ve 7269
sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla
Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanuna geçici
madde eklemeyi öngören 94 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
"Birinci
fıkraya göre edinilen taşınmazlar üzerine yapılacak konut
sayısı maden kazasında hayatını kaybeden
kişilerin birinci dereceden mirasçılarının
sayısından fazla olamaz. Yapılan konutlar Başkanlık
tarafından maden kazasında hayatını kaybeden kişilerin
mirasçıları adına kura ile bedelsiz olarak tapuda devir ve
tescil olunur.
Hasip Kaplan
(Şırnak) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ (İstanbul)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA
BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
13 Mayıs 2014
tarihinde Manisa İli, Soma İlçesinde meydana gelen maden
kazasında 301 maden emekçisi katledilmiştir. Yaşamını
yitiren maden emekçilerinin mirasçılarına konut yapılması
için yasal kolaylık sağlayacak bu düzenleme olumlu olmakla birlikte,
mevcut yasalardaki birçok sınırlamayı kaldıran bu düzenleme
ile yapılacak konut sayısı mirasçı sayısından
fazla olmamalıdır. Aksi takdirde mirasçı sayısından
çok fazla sayıda konut bu düzenlemedeki geniş yetkilere dayanılarak
yapılabilir ve bunlar kar amaçlı satılabilir. İş bu
önergemizle yapılması düşünülen konutlara yönelik yasal
kolaylık sağlayacak düzenlemenin amacı dışında
kullanılmaması için net bir şekilde ifade edilmesi
amaçlanmıştır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
95inci maddede
iki adet önerge vardır.
Aynı
mahiyette olan önergeleri birlikte okutacağım ve birlikte işleme
alacağım, talep hâlinde önerge sahiplerine söz vereceğim.
Buyurun.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
Olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın,
31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 89 uncu
maddesinin birinci fıkrasının (10) numaralı bendi ile
13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu
maddesinde değişiklik öngören 95'inci maddesinin tasarı
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
İdris
Baluken Nazmi
Gür Erol
Dora
Bingöl Van Mardin
Hasip Kaplan Pervin
Buldan Sebahat
Tuncel
Şırnak Iğdır İstanbul
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının 95 inci
maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Erkan Akçay Ali
Halaman Alim
Işık
Manisa Adana Kütahya
Ali Öz Mustafa
Kalaycı Cemalettin
Şimşek
Mersin Konya Samsun
BAŞKAN Aynı
mahiyetteki önergelere Komisyon katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ (İstanbul)
Katılamıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA
BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Önerge üzerinde Manisa Milletvekili Sayın Erkan Akçay konuşacak.
Buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 95inci maddede verdiğimiz
önerge üzerine söz aldım.
Değerli milletvekilleri, bu 95inci
maddede hem 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununda hem de 5520
sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 10uncu maddesinde
değişiklik yapılıyor. Başbakanlıkça veya
Bakanlar Kurulunca başlatılan yardım kampanyalarına makbuz
karşılığı yapılan aynî ve nakdî
bağışların tamamı. şeklinde
değiştirilmektedir.
95inci maddede, aynı konuda da
olsa iki farklı kanunda düzenleme yapılıyor. Bu düzenlemenin
kanun tekniği açısından uygun olmadığını
düşünüyoruz Sayın Başkan çünkü aynı maddede hem Gelir
Vergisi Kanununda hem Kurumlar Vergisi Kanununda değişiklik
yapılıyor. Bunu gözden kaçmış bir durum olarak
değerlendiriyorum. Eğer uygun görürseniz buna ilişkin yine bir
madde değişikliği yapılabilir, ikiye de bölünebilir. Kanun
tekniği açısından böyle olması gerektiğini
düşünüyoruz.
Tabii, bu düzenlemede ayni ve nakdî yardımların
tamamının Gelir Vergisi Kanunu ve Kurumlar Vergisi Kanunu
kapsamındaki indirimlere tabi olması için Bakanlar Kurulu
kararıyla, doğal afetler nedeniyle başlatılmış
olması gerekir. Oysa, bu yapılan düzenlemeyle Başbakana Bakanlar
Kurulu kararı olmadan herhangi bir konuda yardım kampanyası
başlatma yetkisi verilmekte ve bu yardım kampanyasına
yapılan ayni ve nakdî yardımların tamamı gelir ve kurumlar
vergisi indirimine dâhil edilmektedir. Bakanlar Kurulunu saf
dışı bırakarak Başbakana yardım kampanyası
başlatma yetkisi veren ve bu kampanyaya yapılan yardımları
gelir ve kurumlar vergisinden istisna tutan bu maddenin yeniden düzenlenmesi
gerekir.
Düzenlemenin özüne baktığımızda
değerli milletvekilleri, Türk milleti yardımseverliğiyle
tanınan bir millettir, dayanışması yüksek bir millettir.
Türk milleti, gerek dinî gerekse kültürel değerlerimiz gereği her
zaman elindekini başkalarıyla, komşusuyla, muhtaçlarla,
yardıma ihtiyacı olanlarla paylaşmıştır. Nitekim,
1999 ve son olarak Van depreminde, ondan evvel daha pek çok sosyal vakalarda bu
yardımseverlik en iyi şekilde ortaya konulmuştur.
Hükûmet, Soma
faciası sonrası yardımların sadece AFADa
yapılabileceğini söylemiş ve başka kurum ve
kuruluşların yardım toplamasına izin vermemiştir. Bu
da yanlış olmuştur. Bu nedenle, Türk milletini yasa boğan
ve bütün dünyayı da üzen bu faciadan sonra ancak 46,5 milyon lira
bağış ve yardım toplanabilmiştir. Bunun da zaten 16
milyon lirası Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından
verilen rakamlardır. Yani, 30 milyon civarında bir vatandaş
bağışı söz konusu olmuştur.
Diğer
başka afetlerde milyarlarca lira bağış yapan milletimizin
Soma faciasında AFADa neden bu kadar düşük oranda nakdi
bağış yaptığının üzerinde iyi
düşünülmesi gerekir ve bunu da en fazla düşünmesi gereken Hükûmettir.
Zira, Soma faciasından sonra yüzlerce, binlerce
vatandaşımız bizleri arayıp yardım yapmak ve bu
yardımları faciadan zarar görenlere ulaştırmak
istediklerini söylemişlerdir ve bizlere müracaat etmişlerdir. Bizler
de AFAD hesabına yardım yapmalarını söylediğimizde ve
yönlendirdiğimizde ve tavsiye ettiğimizde pek çok vatandaş
AFADa ve Hükûmete güvenmediklerini, yapacakları yardımın yerine
ulaşmasından endişe ettiklerini söylemişlerdir. Bunu resmî
yetkililer de teyit etmektedir. Ama, biz buna rağmen bu nakdî
bağışın yine bir resmî kanal vasıtasıyla
yapılmasında fayda bulduğumuzu da hem
vatandaşlarımıza hem de basın
aracılığıyla kamuoyuna da deklare etmişizdir.
AKP Hükûmetinin
şapkasını önüne koyup Bu millet, bize ve devlete bu nakit para
konusunda neden güvenmiyor? diye üzerinde durup düşünmesini diliyor,
hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Akçay.
Diğer
önergenin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Madde ile
Başbakanlıkça veya Bakanlar Kurulunca başlatılan
yardım kampanyalarına teşvik maksadıyla vergi
istisnası getirilmektedir. Cari mevzuatta nakdi ve ayni
yardımların hangilerinin vergi indirimi kapsamında olduğu
belirtilmektedir. Doğal afetler sonucu mağduriyet ve bu nitelikteki
yardımları kapsayan mevzuat bu yasa ile olabildiğince
genişletilmekte ve Başbakanlıkça ya da Bakanlar Kurulunca
başlatılacak yardımların da kapsama alınması
amaçlanmaktadır. AKP Hükûmetinin gerek sermaye grupları gerekse de
çıkar gruplarıyla teması Türkiye siyaset gündeminin hep ön
sıralarında olagelmiştir. AKP Hükûmetinin iç ve dış
politikada tercih ettiği yöntem ve araçların birçoğunun hukuksuz
ve gayrimeşru olduğu bugün de aleni olan bir gerçektir. Kendi siyasal
nüfuz alanını genişletmek ve yandaş siyasal organizasyonlarına
dernek ve sivil toplum kuruluşu adı altında kaynak aktarma
pratiği çok defa ortaya çıkmıştır. Dış
politikada özellikle çete niteliğindeki oluşumlara bu dernek ve
diğer sivil toplum kuruluşlarınca yardım gönderildiği,
lojistik destek sağlandığı bilinmektedir. Bugün
IŞİD adlı çetenin de AKP Hükûmeti tarafından
desteklendiği kamuoyunda yaygın bir kanıdır. Bu madde,
bütün bu hukuksuz ve gayrimeşru faaliyetlere kaynak aktarmak amaçlı
olduğu gibi sermaye kesimini de bu alanda tercih kullanmaya dönük
baskı altına alabilecektir. Değişiklik ile bu
sorunların giderilmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN
Önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önergeler kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde
kabul edilmiştir.
96ncı
maddede üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 96.
maddesinde yer alan, dini yüksek öğrenim veren ibarelerinin, ilahiyat
olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
İhsan Özkes Osman Oktay
Ekşi Mehmet
Ali Susam
İstanbul İstanbul İzmir
Haluk Ahmet Gümüş Ayşe Nedret Akova Levent Gök
Balıkesir Balıkesir Ankara
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım iki önerge
aynı mahiyette bulunduğundan önergeleri birlikte işleme
alacağım, talep hâlinde önerge sahiplerine söz vereceğim veya
gerekçelerini okutacağım.
Şimdi
aynı mahiyetteki önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının 96
ncı maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz
ve teklif ederiz.
Erkan Akçay Ali
Halaman Alim
Işık
Manisa Adana Kütahya
Ali Öz Mustafa
Kalaycı Cemalettin
Şimşek
Mersin Konya Samsun
Yusuf
Halaçoğlu
Kayseri
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
İdris
Baluken Erol
Dora Pervin
Buldan
Bingöl Mardin Iğdır
Nazmi Gür Hasip
Kaplan Sebahat
Tuncel
Van Şırnak İstanbul
BAŞKAN
Komisyon önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ (İstanbul) Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA
BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Kayseri Milletvekili Sayın Yusuf Halaçoğlu konuşacak önerge
üzerinde.
Buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkanım, değerli
milletvekilleri; kısa bir konuşma yapacağım çünkü -AKP
Grubundaki arkadaşlarla da görüştük- bu maddede bir
muğlaklık var. Dolayısıyla, bunun düzeltilmesi konusunda da
belli bir anlaşmaya da vardık. Şu an tam tespit edilemediği
için de inşallah, kanunun 48inci maddesinden sonra tekriri müzakereyle
tekrar konuşulacak çünkü burada şöyle bir ifade
kullanılıyor: Şu tarih ve şu sayılı Diyanet
İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında
Kanunun 20 nci maddesinde yer alan her bir ilahiyat fakültesinin kendi
öğretim üyeleri arasından akademik kurullarınca seçecekleri
ikişer temsilci
Aslında ifade çok doğru ve düzgün bir ifade
ama hemen değişiyor, ibaresi şöyle değiştiriliyor
ibaresi dini yüksek öğrenim veren fakültelerin dekanlarının
her coğrafi bölgeden en az iki kişi olmak kaydıyla dini yüksek
öğrenim veren fakültelerden seçecekleri toplam 40 öğretim üyesi, 7
coğrafi bölge varsa ikişer tane seçtiğinizde 40 öğretim
üyesi zaten yapmaz ama her bir coğrafi bölgede aynı sayıda
ilahiyat fakültesi de yok, hâliyle burada bir muğlaklık ve
karışıklık var. Bunun için, bunun sarih hâle getirilmesi,
açık hâle getirilmesi gerekir. Dolayısıyla, bunun torba
yasanın tamamen görüşülmesinden sonra tekrar ele alınmasında
büyük fayda var ve açıklık getirilmesinde fayda var çünkü bir önceki
madde her bir ilahiyat fakültesinin kendi öğretim üyeleri arasından
doğru bir ifade çünkü ülkede ne kadar ilahiyat fakültesi varsa
onların akademik kurullarının seçeceği diyor, o da
doğru ama burada dekana bırakıyor sadece, hâliyle bu
yanlış yani sadece dekan tarafından seçilecek üyelerle olmaz,
akademik kurulların seçeceği üyeler aracılığıyla
Diyanet İşleri Başkanlığında görevlendirilmesinde
fayda vardır. Bunun tekriri müzakere yapılacağını
arkadaşlarımız söylediler.
Zabıtlara
geçsin diye bu konuyu ele aldım.
Teşekkür
ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Halaçoğlu.
Diğer
önergenin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Bu önerge ile
hükümet ilahiyat fakültelerinin Din İşleri Yüksek Kurulu
üyeliğine atanacaklardan yirmi dört adayı tespit etmekle görevli Aday
Tespit Kuruluna temsilci gönderme hakkını
kısıtlamaktadır. Yasanın mevcut hâlinde bu kurula her
ilahiyat fakültesi akademik kurullarında tartışarak iki üye
vermektedir. İktidar bir yandan ilahiyat fakültelerinin bu
hakkını kısıtlarken diğer yandan belirlenecek isimlere
akademik kurulların değil dekanların karar vermesini
öngörmektedir. Bu da anti demokratik bir uygulama olacaktır. Bu önerge ile
bu anti demokratik uygulamanın kanun metninden çıkartılması
amaçlanmaktadır.
BAŞKAN
Önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önergeler kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 96. maddesinde
yer alan, dini yüksek öğrenim veren ibarelerinin, ilahiyat olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
İhsan Özkes
(İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ (İstanbul) Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA
BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Önerge üzerinde İstanbul Milletvekili Sayın İhsan Özkes
konuşacak. (CHP sıralarından alkışlar)
İHSAN ÖZKES
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte
olan torba yasasının 96ncı maddesiyle ilgili söz
almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Diyanet bir
ilahiyat profesörüne dinî bir konuda bir makale siparişi veriyor, hoca
makaleyi hazırlıyor ancak Diyanet bu makaleyi beğenmiyor ve
hocaya diyor ki: Hocam, Kuranı bizim bu konudaki beklentimize uygun
konuştur. Allahın kelamını beklentiye göre
konuştur. diyen bir Diyanet var. Söz konusu profesör bu konuda
İnternette dolaşan bir makale yazmış olmasına
rağmen Diyanet yetkilileri suspus olmuştur.
20 Aralık
2013 Cuma günü İstanbul camilerinde okunacak hutbenin konusu rüşvet
ve hutbe de bu. Hutbenin metni İnternet sitesinde yayınlanıyor
ancak 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluklar operasyonu olunca din
görevlilerinin telefonlarına SMS çekilerek rüşvet konulu hutbenin
okunmasından vazgeçildiği, yerine Kuranı anlamak konulu
hutbenin okunacağı bildiriliyor.
ERKAN AKÇAY
(Manisa) İsabet olmuş Hocam, isabet olmuş.
OKTAY VURAL
(İzmir) Kuranı anlayan zaten rüşvet yemez.
İHSAN ÖZKES (Devamla)
Kuranı anlamak, rüşvetle ilgili dinî hükümleri tedavülden
kaldırmak mıdır?
Tayyipe
bağış yapmaları için devlet memurlarına, belediye
çalışanlarına baskı yapıldığına dair
bugün Üsküdardan çokça telefonlar aldım. Allah size bu zulümlerin hesabını
mutlaka soracaktır şayet inanıyorsanız,
inanıyorsanız.
RECEP ÖZEL
(Isparta) Hocam, bir gün de, bir çıkıp da Tayyip Beysiz bir
konuşma yapsana ya! Önerge üzerinde konuşman icap etmez mi senin?
HÜSEYİN BÜRGE
(İstanbul) Başka sermayesi yok, ne yapsın!
RECEP ÖZEL
(Isparta) Niye başka şey konuşuyorsun?
ERKAN AKÇAY
(Manisa) Recep Bey, sus gari. Savunma, rüşveti savunma Recep Bey.
BAŞKAN Laf
atmayın lütfen.
İHSAN ÖZKES
(Devamla) Yüce Allah
HÜSEYİN BÜRGE
(İstanbul) Başka sermayesi yok da ondan.
İHSAN ÖZKES
(Devamla) Yüce Allah
RECEP ÖZEL
(Isparta) Sermayen yok Hocam, biliyor musun? Hocam, hiç sermayen yok.
İHSAN ÖZKES
(Devamla) Başkanım, susturur musunuz.
OKTAY VURAL
(İzmir) Ya Kuranı anlamak hutbesine ne itiraz ediyorsun ya?
Kuranı anlamakla ilgili şeye niye itiraz ediyorsun ya?
Kuranın hükmüne niye itiraz ediyorsun sen?
İHSAN ÖZKES
(Devamla) Sayın Başkan, susturur musunuz. Rica ederim bakın.
ERKAN AKÇAY
(Manisa) Sen devam et, devam et Hocam.
OKTAY VURAL
(İzmir) Ya Kuranın hükmüne itiraz ediyor ya! Allah Allah!
İHSAN ÖZKES
(Devamla) Yani İhsan Özkesin konuşması istenmiyorsa burada
konuşmayalım. Ben milletvekili değil miyim?
MUHARREM İNCE
(Yalova) Sayın Başkan, zamanı durdurur musunuz?
BAŞKAN
Sayın Konuşmacı, bir dakika
İHSAN ÖZKES
(Devamla) Rica ederim Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Konuşmacı
İHSAN ÖZKES
(Devamla) Yeter bu!
BAŞKAN E
niye bağırıyorsunuz bana?
İHSAN ÖZKES
(Devamla) Susturun. Yani ben milletvekili değil miyim? Benim
konuşma hakkım yok mu ya?
BAŞKAN Ben
sınıf mümessili miyim, konuşanları tahtaya mı
yazacağım? Ancak rica edebilirim.
İHSAN ÖZKES
(Devamla) Nedir ya? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
AHMET YENİ
(Samsun) Ne bağırıyorsun be!
İHSAN ÖZKES
(Devamla) Ne oluyor size?
ALİ AYDINLIOĞLU
(Balıkesir) Bağırmaya mı geldin oraya sen?
BAŞKAN
Buyurun, devam edin konuşmanıza.
İHSAN ÖZKES
(Devamla) Lütfen susturur musunuz, konuşmak istiyorum. Burası
milletin kürsüsü, konuşacağım.
BAŞKAN
Buyurun, konuşun, devam edin.
İHSAN ÖZKES
(Devamla) Lütfen o süremi de ekleyin.
ALİ
AYDINLIOĞLU (Balıkesir) Biz konuşurken siz çok mu
dinliyorsunuz? Allah Allah!
İHSAN ÖZKES
(Devamla) Yüce Allah hırsıza Hain diyor (4/Nisa, 107) ve Hz.
Muhammed'e ve onun şahsında tüm Müslümanlara "Hainlerden yani hırsızlardan
taraf olma." buyuruyor. (4/Nisa, 105) "Hırsızlık eden
erkek ve kadının hırsızlıklarına
karşılık bir ceza ve Allah'tan bir ibret olmak üzere ellerini
kesin." buyuruyor. (5/Maide, 38) Hazreti Muhammed Rüşveti alan da
veren de melundur, cehennemliktir. Kızım Fatıma da
hırsızlık yapsa elini keserim. buyuruyor. Müslümanlıkta
hırsızın yeri yoktur. Hem Müslüman hem hırsız olunmaz,
ya Müslüman olacaksınız ya da hırsız. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Niye üzerinize alınıyorsunuz ya, madem
değilsiniz?
İHSAN ÖZKES
(Devamla) Asıl büyük günah ve ahlâksızlık olan rüşvet,
hırsızlık ve yolsuzluklar konusunda gıkını
çıkarmayan Arınç'ın kadınların kahkaha
atmasını abartarak dile getirmesi manidardır.
30 Mart
seçimlerinden iki gün önce, cuma günü, hem de Diyanet Başkanının
bizzat hazırladığı gemi hutbesi okunmuştu.
Allah'ın haram kıldığı hırsızlık,
rüşvet, yolsuzluk gibi şeyleri yapmanın, Allah'ın
koyduğu yasakları delmenin benzerinin yüzen bir gemiyi delmek gibi
olduğunun anlatıldığı meşhur hadis o hutbede
sanki Haram yiyenlere dokunmayın, ses çıkarmayın, düzen
bozulmasın, gemiler yüzsüne çevrildi. Hazreti Muhammed'in hadisinin
anlamı verilmeden, zorlama yorumlarla, Allah'ın dini iktidarın
keyfine göre uyarlandı. Bakalım Cumhurbaşkanlığı
seçimleri öncesinde, 8 Ağustos Cuma günü okunacak hutbe nasıl bir
hutbe olacak? Müslümanlık hutbesi mi olacak, paralel bir din olan süslümanlık
hutbesi mi olacak?
Bir belediye
başkanı "Öbür dünyaya gidip geldim, 10 Ağustos'ta
Erdoğan'a oy verin. dediler." diyor. Herhâlde orada cehennem
zebanileriyle görüşmüş.
Erdoğan,
Tokat Erbaa'da yaptığı konuşmasında
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Özkes.
İHSAN ÖZKES
(Devamla) "Birbirimize veda etmiyoruz, bu bir veda değil,
basübadelmevttir, öldükten sonra dirilmektir, bu bir
başlangıçtır." diyor. Kendi siyasetini kıyamet günü
dirilişine benzetmesine en hafif tabirle Atma Recep. denilebilir ama
Cumhurbaşkanı seçilirse ülkemiz için kıyamet olacağı
bellidir.
BAŞKAN
Sayın Özkes, teşekkür ederim.
RECEP ÖZEL
(Isparta) Böyle bir cümle olur mu ya! Hakaret ediyor
İHSAN ÖZKES
(Devamla) Haftada bir gün bile zor tatil yapan, bayramlarda görev
başında bulunan din görevlilerine rotasyon bir zulümdür.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale)
Hadi oradan be! Hadi oradan be!
BAŞKAN Sayın
Özkes
Sayın Özkes teşekkür ederim.
İHSAN ÖZKES
(Devamla) Söz verdiğiniz halde vekil imamları kadroya
almadınız.
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Hadi oradan!
HÜSEYİN BÜRGE
(İstanbul) Sana mı kaldı? Hocaları savunmak sana mı
kaldı?
BAŞKAN Sayın
Özkes
İHSAN ÖZKES
(Devamla) Bu torba yasasına her şeyi dahil ettiğiniz halde
vekil imamları hariç tutmakla hocaların ahını
aldınız.
BAŞKAN Sayın
Özkes sözünüz bitti, süreniz bitti. Lütfen
İHSAN ÖZKES
(Devamla) Kafa kesen, kadına kıza tecavüz eden
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler, sıra kapaklarına vurmalar)
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Sayın Başkanı dinlemiyor musunuz?
İHSAN ÖZKES
(Devamla)
camileri, türbeleri yerle bir eden IŞİD'e, ne Tayyip ne de
Görmez terörist demedi.
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Hadi oradan!
BAŞKAN Beş
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
19.56
YEDİNCİ
OTURUM
Açılma Saati:
20.01
BAŞKAN:
Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER:
Fehmi KÜPÇÜ (Bolu), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 130uncu
Birleşiminin Yedinci Oturumunu açıyorum.
639 sıra
sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine devam
edeceğiz.
Komisyon burada.
Hükûmet burada.
96ncı madde
üzerindeki İstanbul Milletvekili İhsan Özkes ve
arkadaşlarının önergesinin oylamasında
kalmıştık.
Şimdi
önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
97nci maddede
aynı mahiyette üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
Olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının,
19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 182nci
maddesinde düzenleme öngören 97inci maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
İdris
Baluken Erol
Dora Pervin
Buldan
Bingöl Mardin Iğdır
Nazmi Gür Hasip
Kaplan Sebahat
Tuncel
Van Şırnak İstanbul
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının 97 inci
maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Erkan Akçay Ali
Halaman Alim
Işık
Manisa Adana Kütahya
Ali Öz Mustafa
Kalaycı Cemalettin
Şimşek
Mersin Konya Samsun
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 97.
maddesinin metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Rahmi Aşkın
Türeli Engin
Altay Levent
Gök
İzmir Sinop Ankara
Fatma Nur Serter Vahap Seçer Ali
Serindağ
İstanbul Mersin Gaziantep
Mehmet Ali Susam Ayşe Nedret
Akova Haluk
Ahmet Gümüş
İzmir Balıkesir Balıkesir
BAŞKAN
Komisyon önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ (İstanbul)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA
BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Önerge üzerinde Sayın Levent Gök konuşacak, Ankara Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
LEVENT GÖK
(Ankara) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşmekte olduğumuz 639 sayılı Kanun
Tasarısının 97nci maddesi üzerine söz aldım. Hepinizi
sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
Ben gerçekten bu
torba yasa içerisine bu maddenin nasıl konulmuş olabildiğini
şu ana kadar yorumlayabilmiş değilim. AKPde
tanıdığım pek çok değerli hukukçu
arkadaşımız var, gerçekten kendilerini takdir ettiğimiz
arkadaşlarımız var ama Anayasaya bu kadar açıkça bir madde
bu torba yasa içerisine nasıl konulur ve avukatların, savunma gibi
çok kutsal bir mesleğin üst kuruluşu olan Barolar Birliği
nasıl bir vesayet altına alınabilir anlamış
değilim.
Değerli
milletvekilleri, getirilen önergeyle, AKPnin getirdiği tasarıyla
Barolar Birliğinin değiştirdiği yönetmeliklerin Adalet
Bakanlığına gönderildikten sonra onaylanmasıyla hemen
yürürlüğe girmesi gerekirken Resmî Gazetede yayımlanma koşulunu
getiriyorsunuz. Adalet Bakanlığı iade eder ve Barolar
Birliği üçte 2 çoğunlukla tekrar kabul ederse yine Resmî Gazetede
yayımlanma koşulu getiriyorsunuz ve en önemlisi Barolar
Birliğinin avukatlığa kabulde, staja kabulde ve mesleğe
kabulde getirmiş olduğu bir yönetmelik değişikliğiyle
sınav yapma şartını bu maddeyle arkadan dolanarak
engellemeye çalışıyorsunuz. Ama o kadar kolay mı?
Bakın
değerli milletvekilleri, Barolar Birliği şu hususları göz
önünde bulundurarak staja kabulde ve mesleğe kabulde sınav
şartı getirdi. Türkiyede benim tespitlerime göre 5 tanesi
Kıbrısta olmak üzere 72 tane hukuk fakültesi var. Hukuk
fakültelerinin şu anda -isterdik tabii elbette hepsi donanımlı
olsun, eğitim ve öğretim elemanları gerçekten nitelikli olsun
ama- çoğunda ne yazık ki araştırma görevlileriyle
eğitim yapılıyor ve buradan gerçekten, hukuk fakültesinin
profesörler, doçentler tarafından yetiştirilmemiş pek çok
öğrencisi hemen avukatlığa girmek suretiyle avukatlık
alanında pek çok ihtilafa da neden oluyor. 2001 yılında tam 44
bin olan avukat sayısı şu anda 82 bine
ulaşmıştır. Bakın 2001 yılında Türkiye
nüfusu 67 milyondu, şu anda 74 milyondur, nüfus yüzde 14 artmış
ama avukat sayısı yüzde 100e yakın bir sayıda
artmış.
Şimdi
bakın, avukatlar eğer yeterli eğitimi almazsa ne oluyor?
Avukatlar açısından da sıkıntılar çıkıyor.
Temyiz süresini kaçırıyor, yanlış dava açıyor ya da
başka konularda hatalar yapılıyor, hem müvekkilleri mağdur
oluyor hem de avukatlar ceza mahkemelerinde yargılanarak çok
ağır bedeller ödüyorlar ve meslekten men ediliyorlar. Barolar
Birliği bunu gözeterek meslekte bir sınav koşulu getirdi.
Gerçekten önemliydi. Almanyada örneğin avukatlar hukuk fakültesini
bitirdikten sonra tam beş yıl bir eğitimden daha geçiyorlar.
Yine Avusturyada avukatlar okulu bitirdikten sonra yine bir eğitimden ve
beş ayrı sınavdan geçtikten sonra tekrar iki yıl bir staj
eğitiminden geçerek ancak avukatlığa nasbedilebiliyorlar.
Şimdi,
değerli arkadaşlarım, Barolar Birliğinin getirdiği bu
yönetmelik değişikliği de Resmî Gazetede
yayımlanmayınca Barolar Birliği dava açtı ve Ankara 10.
İdare Mahkemesinin 2014/452 sayılı kararıyla yürütmeyi
durdurma kararı verildi. Neyle ilgili? Bu yönetmeliğin
uygulanmasıyla ilgili. Şimdi biz neyi tartışıyoruz?
Yani bu dava, görüştüğümüz avukatlığa sınav yoluyla girilmesine ilişkin Barolar Birliği
kararına ilişkin bir dava Ankara 10. İdare Mahkemesinde
görülmektedir ve hâlen devam etmektedir. Şimdi, peki, Anayasamız ne
diyor bize? Anayasamızın 138inci maddesi diyor ki: Görülmekte olan
bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin
kullanılmasıyla ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya
herhangi bir beyanda bulunulamaz.
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Bu onunla ilgili değil ki Levent Bey, o zaman hiç kanun
çıkarılamaz.
LEVENT GÖK (Devamla)
Değerli milletvekilleri, bakın, biz bırakın görüşme
yapmayı, kanun teklifi veriyorsunuz, kanunları görüşüyoruz
burada. Yani Anayasanın 138inci maddesine çok aykırı bir
tekliftir bu. Avukatları esir alacağınızı
zannediyorsunuz ama bütün avukatlar, pek çok avukat, benim de baş ucumda
vardır, ben de avukat kökenli bir arkadaşınızım,
başucumuzda Molieracin şu sözü vardır: Görevimizi yaparken
kimseye, ne müvekkile ne hâkime ne de iktidara tabiyiz. Bizim
aşağımızda kişilerin varlığı
iddiasında değiliz fakat hiçbir hiyerarşik üst de
tanımıyoruz. En kıdemsizin en kıdemliden farkı yoktur.
Avukatlar esir kullanmadılar fakat efendileri de olmadı.
Hepinizi sevgiyle,
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Diğer
önergenin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarının
97 nci maddesiyle hükümet Türkiye Barolar Birliğinin
hazırlayacağı yönetmelikleri denetimine almaktadır. Türkiye
Barolar Birliği Yönetim Kurulun kontrol altına almaya yönelik bu
düzenleme tasarı metninden çıkarılmalıdır.
BAŞKAN Aynı
mahiyetteki diğer önerge üzerinde Şırnak Milletvekili Sayın
Hasip Kaplan konuşacak.
Buyurun.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Değerli arkadaşlar, sanıyorum savunma
hakkı kutsal bir hak olarak, hele hele bu dönemde herkesin muhtaç
olduğu ve herkesin başına gelecek, herkesin
karşılaşabileceği çok önemli bir alan.
Bağımsız yargı diyoruz, bağımsız
yargının üçlü sacayağı var; iddia, savunma -bu ikisinde
silahların eşitliği çok ciddi bir olaydır- bir de
yargılama.
Şimdi,
bakıyoruz, Hükûmetin başı hakikaten HSYKyla dertte. Nasıl
seçelim üyeleri? Meclis mi seçsin? Kendi üyelerini nasıl seçsin? HSYKyla
şu an ciddi ciddi dertlisiniz; paralel soruşturmasıydı, yok
orada yapılacak soruşturmalar
Ama yani demokrasilerde emek meslek
örgütleri var, kamu kurumu niteliğinde olanlar var; mali müşavirler
öyle, TMMOB, mühendis odaları öyleydi. Ama bu Hükûmetin kavgalı
olduğu çok önemli birkaç emek ve meslek örgütü var, TMMOB bunlardan
birisi. Son dakika önergesiyle gece getirip burada denetim yetkisini
sınırlandırmak suretiyle yüz binlerce çeşitli bölüm
mühendislerinden oluşan -bunların içinde maden mühendislerinin de
olduğu ve raporlarıyla Hükûmeti uyaran- o kadar ciddi
çalışmaları yapan Türkiye Mimar ve Mühendis Odalarını
ve bütün Birliği yok saydınız. Bu bir demokratik
anlayış değildir, bu Benden olmayanı sustururum.
anlayışıdır.
Sonra yetmedi,
bütün baskıcı dönemlerde, Napolyondan bu yana avukatlar daima
rahatsız etmiştir; darbelerde avukatlar rahatsız etmiştir,
demokratik toplumlarda adil yargılanma hakkı için avukatlar hakikaten
görevlerinin hakkını yapmıştır. Bu torba kanuna
akıl almaz şeyler koymaya başladınız. Barolar
Birliği bir staj yönetmeliği çıkaracak, yargı kararı
var ama Anayasayı dolanıp Anayasa Mahkemesi kararlarına, 138e
aykırı, İç Tüzüke aykırı, üstelik Adalet
Komisyonundan geçmeden önergelerle getirip burada düzenleme yapıp siyasi
bir saikle hareket ediyorsunuz. Yanlış yapıyorsunuz, oysaki
savunma makamı
Nasıl ki mali müşavirler kendi staj ve meslek
derecelendirmelerini sayıyorlarsa Barolar Birliğinin de böyle bir
şey yapması zorunlu. Çünkü, Türkiyede o kadar okul açtınız
ki bir de dışarıdaki okullardan mezunlar var -demin Sayın
Gök bunların rakamlarını verdi, girmeyeceğim- burada bir
düzenleme gerekiyor. Siz bile sınavlara, KPSSye girenleri
alıyorsunuz, arkasından mülakat yapıyorsunuz. Niye yapıyorsunuz
o zaman arkadaşlar, soruyorum, niye mülakat yapıyorsunuz? KPSS
sınavında 95 alıyor geliyor, tipini beğenmiyorsunuz,
bıyıkları uymuyor, favorileri uymuyor, saçlar uymuyor,
kılık kıyafet uymuyor, hemen bakıyorsunuz, bademdi, bilmem
neydi, gidiyor alınıyor veya bir şey yapılıyor.
Bu
anlayış demokratik bir topluma, 77 milyonun
yaşadığı Türkiyeye yakışmıyor
arkadaşlar. İnanın, Napolyon çok rahatsız olmuştu
avukatlardan, Dilini kesmek gerekir. demişti, Sayın Başbakan
da Türkiye Barolar Birliğinin bir konuşması nedeniyle hemen
takışıverdi. Arkasından bakıyoruz
Yapmayın
dedik arkadaşlar, hem bu yasayı getirdiniz, gerdiğinizde ne
olacak yani hep siz iktidar mı kalacaksınız? Evet, belki yüz
yıl daha kalırız diye düşünebilirsiniz ama bu halkın
ne yapacağı belli olmuyor.
Bakın, bir
şey daha söyleyeyim: İki yıl yargının yürütmeyi
durdurma kararları uygulanmasın diye buraya yasa getiriyorsunuz.
Dehşet verici bir şey. Beş tane özelleştirmenin iptal
kararı uygulanmasın diye yasa getiriyorsunuz. Siz hukukla
oynuyorsunuz, adaletle oynuyorsunuz ama bu hukuk, bu adalet
Bu soruşturma
komisyonlarını sizler de kurdunuz, bakın, Başbakanla ilgili
soruşturma komisyonu önergesi de geldi, okundu. Yani, bunların hepsi
olduğu zaman Başbakanın da avukata ihtiyacı var, zaten
avukatları var. Herkesi mahkemeye veriyor, mahkemeye verilmeyen
milletvekili kalmadı maşallah! Şimdi soruyoruz: Bu avukatlardan
ne istiyorsunuz kardeşim ya? Davayı bırakın incelemesin
diye kanun getiriyorsunuz. Yani hakikaten kabul edilir bir durum değildir
bu.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
HASİP KAPLAN
(Devamla) - Yani tasarının sahibi Sayın Başbakan
Cumhurbaşkanı olursa veto eder mi etmez mi artık siz
düşünün. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Kaplan.
Önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önergeler
kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde
kabul edilmiştir.
98inci maddede üç
adet aynı mahiyette önerge vardır, önergeleri birlikte işleme
alacağım, talep hâlinde önerge sahiplerine söz vereceğim.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra
Sayılı Kanun Teklifinin 98 inci maddesinin kanun teklifinden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
İdris
Baluken Nazmi
Gür Erol
Dora
Bingöl Van Mardin
Pervin Buldan Sebahat Tuncel Hasip Kaplan
Iğdır İstanbul Şırnak
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının 98 inci
maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Rahmi Aşkın
Türeli Haydar
Akar Musa
Çam
İzmir Kocaeli İzmir
Fatma Nur Serter Vahap Seçer Mehmet Ali Susam İstanbul Mersin İzmir Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının 98 inci
maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Erkan Akçay Ali
Halaman Alim
Işık
Manisa Adana Kütahya
Ali Öz Mustafa
Kalaycı Zühal
Topcu
Mersin Konya Ankara
BAŞKAN
Komisyon önergelere katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ (İstanbul)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Önerge üzerinde Sayın Zühal Topcu konuşacak, Ankara Milletvekili.
Buyurun.
(MHP sıralarından alkışlar)
ZÜHAL TOPCU (Ankara) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 639 sıra sayılı İş
Kanunu ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılmasına Dair Kanun Tasarısının
98inci maddesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi üzerine söz almış
bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyoruz.
İnanın, neredeyse bir aya yaklaştı,
ortaya çıkan hiçbir şey yok. Benim oğlum bina okur, döner döner
yine okur. şekliyle hâlâ böyle burada havanda su dövülmektedir. Özellikle
on iki yıldan beri yapılan işlere
baktığımızda, yapılan çalışmalara baktığımızda
ve özellikle bu tasarının 98inci maddesinde Mart 2014 tarihinde
değişiklik yapıldığını ve tekrar
değiştirilmek amacıyla bu maddenin eklendiğini görebiliyoruz.
Şimdi bunun arkasında kasıt aramamak mümkün değil
gerçekten. Yani şimdi, siz yola çıkarken özellikle Somada hepimizi
üzüntüye boğan bir olayın tekrar problem durumunu ortadan
kaldırmak için yola çıkıyorsunuz ve
baktığınızda daha sonra bunun amacını
aştığını ve bunun gerçekten iktidarın
birtakım artık üstü kapalı ve gerçekleri yansıtmayan, kötü
emellere hizmet edecek ve birtakım yandaşların
yapılandırılmasına hizmet edebilecek yeni bir
yapılanmaya yol açtığını görebiliyorsunuz.
Eğer gerçekten bu, Somaya yönelik problemlerin veya
madenlerde çalışan çok değerli kardeşlerimize,
çalışanlarımıza yönelik problemlerin ortadan
kaldırılması düşünülseydi, -on iki yıllık iktidar
döneminde binlerce maden kazası olmuş ve binlerce, burada, madenlerde
görev şehidi olan çalışanlarımız olmuştur- eğer
niyet halis olsaydı bu torbayı çıkarma yerine on iki yıldan
beri ne yapılması gerekiyordu aslında? Tedbirin
alınması gerekiyordu ve geçtiğimiz Ramazan Bayramında o
çocuklar da babasız bırakılmamış olurlardı ve
şimdi, bilmem işte hayırseverlerin ev dağıtma yerine
veya işte şu kadar maaş ikramiye verme çabaları yerine veya
işte durumu kurtarma, işte Cumhurbaşkanlığı
seçimlerine yönelik olarak daha fazla nasıl oy alabiliriz, bütün özellikle
vicdanlara seslenme yerine gerçekten niyet halis olsaydı o zaman çözüm
yolları aranırdı ve bu gibi durumlar, olumsuz durumlar ortaya
çıkarılmazdı ama görüyoruz ki niyet iyi değil, niyet halis
değil, niyet olumlu değil ve bunun arkasına, Somanın
arkasına sığınılarak özellikle yine iktidarın
gizli kapaklı işlerine hizmet edebilecek bir sürü maddelerin
geçirildiğini görebiliyoruz.
İşte,
demin ifade ettiğim gibi, daha bu 98inci madde olarak yeni tasarıya
konulan maddeye baktığımızda, özellikle 1 Mart 2014
tarihinde bu maddenin geçirildiğini görebiliyoruz. Aday
öğretmenliğe atanabilmek için Devlet Memurları Kanununun
sayılan şartlarına ek olarak, yönetmelikle belirlenen
yükseköğretim kurumlarından mezun olma ve Bakanlıkça ve Ölçme,
Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından yapılacak
sınavlarda başarılı olma şartları aranır.
derken burada yapacağınız bir ve/veya yerine olanı ne yapıyorsunuz?
Veyi getirerek
Şimdi, burada gerçekten niyetiniz ne? Burada KPSS gibi
dev bir sınavı geçerek aday öğretmen olan gençlerimize yönelik
gerçekten çok büyük hak gasbı işlemi yapılmaktadır. O
çocuklar bir yıl çalıştıktan sonra, siz diyorsunuz ki: Aday
öğretmenlikten asilliğe geçebilmeniz için tekrar ne
yapacağız biz sizi? Sınava tabi tutacağız. Peki, bu
sınava kim tabi tutacak? Bakanlık veya Ölçme ve Yerleştirme
Merkezi diyor. Bakanlıkta kim tabi tutacak? Peki, burada sözlü mü,
yazılı mı? Ona Bakanlık karar verecek. Peki, eğer
niyetiniz dürüstse, bir yıldan beri çalışan bu gençleri
mağdur etmeye hakkınız var mı? İnanın, bütün
bayram boyunca, açıkta kalan sınıf öğretmenlerinden,
açıkta kalan bilgisayar öğretmenlerinden, felsefe
öğretmenlerinden tweet bombardımanına tutulduk, Ne olur,
çözüm. diye. Ama bakıyoruz ki iktidarın bunu gerçekten çözmek yerine
kendilerini iktidarda tutup yandaşlara hizmet hazırlayabilmek
asıl amaçları olabilmektedir.
Teşekkür
ediyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Ben
de teşekkür ederim Sayın Topcu.
Sayın Kaplan,
konuşacak mısınız?
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Kısaca.
BAŞKAN
Buyurun.
Şırnak
Milletvekili Sayın Hasip Kaplan.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Değerli arkadaşlar, benim çok hoşuma
gitmiyor bu saatte konuşmak ama bizi zorluyorsunuz. 350 bin
öğretmenin atama beklediği bir madde geldiği zaman bu kürsüde
Halkların Demokratik Partisine Konuşma, sus, gerekçeyi okut, at.
demek hakikaten vicdana sığmıyor.
Şimdi, burada
-çok açık konuşuyoruz- 35 bin öğretmen ataması var, 10 bin,
40 bin
Binlerce öğretmen bekliyor. Her gün arıyorlar bizleri,
sizleri de arıyorlardır mutlaka iktidar partisi milletvekili olarak. Şimdi,
özlük haklarının geriletilmesi, öğretmenleri mecbur edip kendi
sendikalarınıza üye etmeniz kamu sendikalarında
Pıtrak
gibi, bakıyoruz, HAK-İŞin yanında Hükûmete yakın
sendikaya öğretmenleri mecbur edip, oraya örgütleyip, o öğretmenlere
EĞİTİM-SEN üyesi olursanız sizi sürerim. Bu tehdit, kendi
anlayışında insanları alma tehdidi demokratik bir
yaklaşım değil, hukuki değil, adaletli değil, insaflı,
vicdani bir yaklaşım değil.
Öğretmenlere
hakikaten bu kadar acımasız davranabilen bir başka iktidar
olduğunu bilmiyorum. Bana bir harf öğretenin kölesi olurum.
özdeyişi Bana bir harf öğreteni süründürürüm.e dönüştürülüyor.
Arkasından özlük haklarının geriletilmesinin, gasbedilmesinin
yanında hemen zorunlu rotasyon oluyor. Ne yapmak istiyorsunuz
arkadaşlar? İdeolojik olarak kadrolaşamadınız mı
on iki, on üç senedir? Bütün devlet, bütün kadrolar
Ya, bir torba kanun
çıkardınız, Kanun yürürlüğe girdiği zaman bütün millî
eğitim müdürleri ve yardımcılarının görevi sona erer.
diye kanun maddesi çıkardınız, istediğiniz gibi kadrolaştınız,
istediğinizi aldınız. Her gün her gün bunu dayatmanın bir
anlamı yoktur, bırakın farklı farklı görüşlerde
öğretmenler de yöneticilik yapsın, müdür olsun, müdür yardımcısı
olsun kendi sosyal alanlarında, kendi şehirlerinde, kendi
yaşadıkları alanlarda. Yani biz böyle okuduk, biz
öğretmenlerimizi hâlâ gördüğümüz zaman düğmemizi ilikler, gider
elini öperiz. Yani bu, öğretmen düşmanlığını
ideolojik bir eksene indirgemek ve sınavlarda, özellikle ÖSYMyi devre
dışı bıraktıktan sonra sizin sözlü sınavlarınızı
biliyoruz arkadaşlar. Yani hakikaten siz mülakatlarda, sözlü
sınavlarda vicdanen eğer doğru yapmak istiyorsanız, dedik
size, ya, şunları bir kameraya kaydedin, nasıl insanlarla dalga
geçilip soru sorulduğunu bir görsün millet. Yani hak arama yetisi olsun
yani Ben haksızlığa uğradım, böyle bir sınavdan
geçtim, benimle dalga geçtiler. diye bir yargıya gidebilsin. Bu
hakkı da ellerinden alıyorsunuz, onu da kapatıyorsunuz.
Şimdi, burada
ideolojik olarak siyasi kadrolaşma politikalarınız
doğrultusunda şeyi anladık, paralel ile aranızda bir
kapmaca oynuyorsunuz, ciddi bir kapmaca oynuyorsunuz. TÜRGEVi, eğitim
vakfını, daha sonra arazilerin
bağışlanmasını üst üste koyduğumuz zaman, özel
vakıf üniversitelerini, onlardaki mezuniyetleri, yeni epey bir kadro
Şimdi, eğitimi ticarileştirirken, tamamen ticari,
sağlık gibi ticarileştirirken bir de öğretmenlerle oynamak
vicdani bir olay mıdır arkadaşlar? Yani hakikaten insan
düşündüğü zaman bir öğretmeni sürmek, İstanbul gibi bir
metropolde siz Allah aşkına, Silivride yaşayan bir
öğretmeni götürüp ta Hadi git Kartalda, Pendikte görev yap. derseniz
ne demektir bunun adı? Orada çocuklar okul okuyacak, orada bir sosyal
yaşamı var, orada belki taksitle aldığı bir ev var, taksitlerini
ödediği bir evi var. Şimdi, siz o öğretmeni Marmarayla hadi
otuz beş dakikada Kartala, Pendike gidersiniz. deyip gönderecek
misiniz? Yani bırakın, Millî Eğitim Bakanlığı
hakikaten bu sorunları, milyonlarca öğretmenin olduğu bu
sorunları danışırken, çözerken farklı
sendikaları, örgütlenmeleri dinlesin ve bununla ilgili bir çözüm getirsin.
Torba kanunluk olaylar değil bunlar arkadaşlar, çok ciddi bir
olaydır. Çok büyük bir camiadır, çocuklarımızın
öğretmenlerinin sorunlarını konuşuyoruz burada.
Kadrolaşmanın
yolunu açıyorsunuz, partizanlaşmanın yolunu açıyorsunuz,
öğrencileri siyasi statülerine göre baskı altına
alacaksınız, istediğinizi bırakacaksınız,
istediğinizi süründüreceksiniz, bir halay çekenin okuldan, üniversiten
ilişkisini keseceksiniz, ondan sonra eğitimde özgürlükçülük, şu,
bu... Yok arkadaşlar, böyle bir yaklaşım tarzı olmaz. Yani
bu kanunları niye kendi komisyonlarında görüşmeden buraya
getirip görüşüyoruz? Plan ve Bütçe Komisyonundan hepsini geçiriyorsunuz.
Doğru bir olay değil, bu yaklaşımı kabul etmiyoruz.
Maddenin çıkarılması gerektiğini söylüyoruz.
Saygılarımla.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Kaplan.
Diğer önerge
üzerinde İstanbul Milletvekili Sayın Nur Serter konuşacak.
Buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
FATMA NUR SERTER
(İstanbul) Teşekkür ediyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; şimdi bu değişiklikle
gerçekten kanun yapma tekniği açısından Adalet ve Kalkınma
Partisi bir skandala imza atıyor. Neden bir skandala imza
attığını ve bunun Millî Eğitim Bakanının
dikkatinden nasıl kaçacağını sizlerle paylaşmak
istiyorum.
Sayın Bakan,
biliyorsunuz, biraz önce de ifade edildi, mart ayında bu maddeyle ilgili
uzun tartışmalardan sonra bir düzenleme yaptık ve aday
öğretmenlikten öğretmenliğe geçiş için yazılı ve
sözlü sınav yani hem yazılı hem sözlü sınav
yapılması konusunda siz de mutabık kaldınız ve böyle
bir düzenleme getirildi. Aradan birkaç ay geçti, şimdi bu yasa maddesiyle yazılı
ve/veya sözlü sınav olarak o günlerde
tartıştığımız ve sonradan ikna olup
değiştirdiğiniz maddeyi yeniden eski hâline
dönüştürüyorsunuz. Bir, bunun nedenlerini gerçekten öğrenmek isterim.
Sayın Bakan,
ama şimdi daha önemli bir şey söylüyorum: Bu, Genel Kurula gelip daha
sonra torba yasa geldiği için geri çekilen 615 sıra sayılı
Yasa Tasarısının 24üncü maddesinde aynı maddeyi yazılı
veya yazılı ve sözlü sınav olarak tekrar
değiştireceksiniz. O zaman bu maddeyi neden bugün
değiştiriyorsunuz? 615 sıra sayılı Yasa
Tasarısı Meclise geldiğinde bu maddeyi tekrar
değiştireceğiniz bu yasa tasarısının 24üncü
maddesinde ifade ediliyor. En doğru düzenleme budur, en doğru
düzenleme 615le getirilen düzenlemedir. Yazılı veya yazılı
ve sözlü sınav doğrudur, hakka, adalete uygundur ama sürekli olarak
Meclis Genel Kurulunu bir yasanın bir maddesini 3 kere arka arkaya değiştirerek
işgal etmenin, zannederim, sizin tarafınızdan sorgulanması
ve Millî Eğitim bürokratlarının bu konuda tarafınızca
hizaya çekilmesine ihtiyaç vardır. Bu ayıptır, bu
yakışıksızdır, bu skandaldır. Bir yasanın
bir maddesini bugün değiştireceksiniz, Meclis açıldıktan
sonra bir başka yasayla onu tekrar değiştireceksiniz. O zaman
neden değiştiriyorsunuz? Kaldı ki sözlü sınavın
nasıl sakıncaları olduğu konusunu uzun uzun
tartıştık Sayın Bakan. Şimdi kulağınıza
fısıldananlara lütfen dikkat etmeyin, değer vermeyin, yanlışa
yönlendirtmeyin kendinizi.
Bakınız,
sözlü sınav adı altında aday öğretmeni alıyorsunuz, ne
konularda sözlü sınava tabi tutuyorsunuz? Kavrama, özetleme, ifade
yeteneği, muhakeme gücü, iletişim becerileri, öz güven, ikna
yeteneği, bilimsel ve teknolojik gelişmelere
açıklığı, topluluk önünde temsil yeteneği,
eğitmenlik nitelikleri. Allah için söyleyin, bir insanın bu
özelliklerini acaba kaç saatlik, kaç günlük bir sözlü sınavla
saptayabilirsiniz? Karşınıza gelen bir adayın bütün bu
özelliklere sahip olduğunu ve bu sözlü sınavla öğretmen olup
olamayacağına nasıl ve kimler karar verecek? Sözlü ve/veya
yazılı sınav ne demektir? Kimi zaman sözlü, kimi zaman
yazılı, canı istediği zaman bir bölgede yazılı,
falanca söz konusu oldu mu sözlü, şu tarihte yazılı, öbür
tarihte sözlü; böyle bir şey olamaz, böyle bir şey fırsat
eşitliğine aykırıdır. Sözlü sınavdaki
başarısızlık karşısında hak arama
yolları kapalıdır. Hiç kimse sözlü sınavdaki başarısızlığını
kanıtlayamaz ama yazılı sınav kâğıt üzerindedir,
kanıtlanabilir. Dolayısıyla, itiraz hakkını ortadan
kaldıran, fırsat eşitliğini ortadan kaldıran,
yıllara, bölgelere, koşullara, kişilere göre değişen
ve en başta sizleri şaibe altında bırakacak bu
anlamsız geçici değişikliği geri çekmenizi rica ediyorum.
Bırakalım 615 sayılı Yasanın ilgili maddesiyle en
doğru düzenleme yapılsın.
Teşekkür
ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Serter.
Önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler
kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
99uncu maddede üç
adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 99'uncu
maddesi ile 2477 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun
20/A maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 20/B maddesinin 1'inci
fıkrasının (a) bendinin "Dava açma süresi on beş
gündür" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Rahmi Aşkın
Türeli Haydar
Akar Vahap
Seçer
İzmir Kocaeli Mersin
Musa Çam Mehmet Ali
Susam Fatma
Nur Serter
İzmir İzmir İstanbul
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 Sıra Sayılı Kanun Teklifinin 99 uncu maddesi ile 2577
sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununa 20/A maddesinden
sonra gelmek üzere eklenmesi düşünülen 20/B maddesinin "d"
bendinin madde metninden çıkartılmasını arz ve teklif
ederiz.
İdris
Baluken Erol
Dora Pervin
Buldan
Bingöl Mardin Iğdır
Nazmi Gür Hasip
Kaplan Sebahat
Tuncel
Van Şırnak İstanbul
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 99 uncu
maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz teklif
ederiz.
Erkan Akçay Ali
Halaman Alim
Işık
Manisa Adana Kütahya Ali Öz Cemalettin Şimşek Mustafa
Kalaycı
Mersin Samsun Konya
Zühal Topcu
Ankara
BAŞKAN
Okunan son önergeye Komisyon katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SALİH KOCA (Eskişehir)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
MİLLÎ
EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge
üzerinde Sayın Zühal Topcu konuşacak, Ankara Milletvekili.
Buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
ZÜHAL TOPCU
(Ankara) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 639 sıra
sayılı kanunun 99uncu maddesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi
adına söz almış bulunuyoruz.
Evet,
aslında, bakıldığında, 98 ile 99un, arka arkaya,
eğitimin temel sorunlarını, daha doğrusu eğitimin
içinden çıkılmayan sorunlarını daha beter
karmaşık hâle getirmeye yönelik olarak yapılan maddeler
olduğunu deminden beri de izah etmeye çalıştık
aslında.
Şimdi,
özellikle öğretmenlerin tekrar rotasyona tabi tutulması, 98inci
maddede, özellikle maddeye baktığımızda Öğretmenlerin
hizmet sürelerine ve/veya isteğe bağlı il içi veya il
dışı yer değiştirmelerine ilişkin usul ve esaslar
yönetmelikle belirlenir. şeklindeki ifadeden artık keyfî
yönlendirmelerin olacağını çok rahatlıkla görebiliyoruz.
Şimdi,
diğer 99uncu maddeye geçtiğimizde de, 99uncu maddede sınav
sonuçlarına itirazların olamayacağı yönünde ve on günlük
süre içerisinde olması gerektiği yönünde bir maddenin olduğunu
görebiliyoruz. Şimdi, biz, sınavlar sonucunda soruların
açıklanmadığını biliyoruz. Soruların
açıklanması, aslında geri besleme olarak ifade
edebileceğimiz ve çocukların yaptığı
yanlışları görerek bir daha o hataları yapmamanın
yollarını öğrenmelerden bir tanesi olarak bu sınav
sorularının açıklanmasını biz sürekli olarak gündeme
getirmemize rağmen dikkate alınmadı ve son sınavda da
-gördüğümüz gibi- sorular açıklanmadı; kimsenin haberi yokken
mahkeme tarafından sınavın iptal edildiğini görebildik.
Şimdi, bir velinin veya öğrencinin sınava yönelik veya
soruların hatalı olup olmadığına yönelik herhangi bir
mahkemeye başvurabilmesi ancak soruların açıklanmasıyla
mümkün olacaktır ki bu da herhâlde bu iktidarın sunduğu
imkânlarla kolay gözükmemektedir. Sınav sorularının
dışarıya verilmemesi, yasaklanması
Hangi soruların
doğru olup olmadığını bilmiyoruz. Onun için de
velilerin eli kolu bağlanmaktadır.
Şimdi
-Sayın Bakan da burada- özellikle millî eğitimde sorunların
dağ gibi yığıldığını çok
rahatlıkla görebiliyoruz. İşte, en son skandalların
yaşandığı TEOG sınavlarında 2 kere iptal
yapıldı, sıralamalar değişti ve bu olaylar
karşısında da Millî Eğitim Bakanlığının
bu öğrencilerden ve velilerden herhangi bir özür dileme yerine gitmeyi bir
kenara bırakın pişkinlikle bu olayın üzerine gittiğini
ve sorun yokmuş gibi davrandığını da çok
rahatlıkla görebiliyoruz.
Özellikle
öğretmen atamalarının bu işlerde sürekli seçim malzemesi
olarak kullanılması artık bu meslek
çalışanlarını üzmektedir. Ne zaman seçimler yaklaşsa
mutlaka öğretmen kadroları ilan ediliyor, özellikle seçimlere yakın
bir zamanda atamalar, 30 binlik, 40 binlik. Biz öğrendik ki özellikle
eğitim planlamasında planlamanın çok iyi yapılması
gerekiyor. OECD rakamlarına göre, Türkiye'de eğitim sisteminin,
özellikle son yapılan değişikliklerle, 200 bine yakın bir eğitim
açığının olduğunu da biliyoruz ama bunlar bir kenara
bırakılıp sürekli, şu anda da olduğu gibi
Ağustosta 40 bin öğretmen atanacak. haberleri uçurulduktan sonra da
özellikle öğretmen adaylarının birbirlerini kırmasına
yönelik bir ortam hazırlanmıştır ve psikolojik olarak da
çöküntünün hazırlandığı haberler sürekli olarak basına
verilmektedir.
Öğretmen
adayları gerçekten mağdur, hatta geçen haftalarda Sayın Bakan
Adanada gezerken, öğretmen adaylarından bir tanesinin
yakını, Sayın Bakana Artık yeğenim intihar edecek.
şeklinde bir durumu iletince, Sayın Bakanın cevabı
Sakın ha, sakın. şeklinde olmuştur.
Bence bunlara
girme yerine, aslında bu problemin kökten çözülmesi çok önem arz
etmektedir. Artık kesin rakamların belirlenerek atamaların
yapılması ve bu işlerin, hem öğretmen adaylarının
hem de bu atamaların bir seçim malzemesi olarak kullanılmaması
gerekmektedir. Bunun için de millî eğitim artık oyuncak olmaktan
çıkartılmalı ve pardon denmez, denemez hâle getirilmesi
gerekiyor, köklü değişikliklere de ihtiyaç var.
Teşekkür ediyoruz. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Ben de teşekkür ederim Sayın
Topcu.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 Sıra Sayılı Kanun Teklifinin 99 uncu maddesi ile 2577
sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununa 20/A maddesinden
sonra gelmek üzere eklenmesi düşünülen 20/B maddesinin "d"
bendinin madde metninden çıkartılmasını arz ve teklif ederiz.
Hasip Kaplan (Şırnak) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SALİH KOCA (Eskişehir)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
MİLLÎ
EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Gerekçe
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Sınavlara
ilişkin yargı sürecinin hızlandırılması, geri
dönüşü zor olan bu süreçlerde önemli bir düzenlemedir. Nitekim
sınavlardan sonra açılan davalar uzun yargılama sürecinden sonra
sonuçlandığı vakit sınav puanları
açıklanmış, sınav sonucu sıralama ve
yerleştirmeler tamamlandığından iptal kararı üzerine
yapılan değişiklik pek çok kişinin hayatını
olumsuz etkilemektedir. Ancak yürütmenin durdurulması kararına
karşı itiraz hakkı tanınmaması, karar düzeltme yolunun
kapatılması adil yargılanma hakkının ihlali
niteliğindedir. İş bu gerekçeler ile d bendinde belirtilen
"d) Yürütmenin durdurulması talebine ilişkin olarak verilecek
kararlara itiraz edilemez." hükmünün madde metninden
çıkartılması amaçlanmaktadır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı Kanun Tasarısının 99'uncu
maddesi ile 2477 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun
20/A maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 20/B maddesinin 1'inci
fıkrasının (a) bendinin "Dava açma süresi on beş
gündür" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Rahmi Aşkın Türeli (İzmir) ve
arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SALİH KOCA (Eskişehir)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
MİLLÎ
EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde İstanbul Milletvekili Sayın Nur Serter
konuşacak.
Buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
FATMA NUR SERTER
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün,
ÖSYM Yasası çıktığından bu yana aynı yasa
üzerinde bilemiyorum- kaçıncı değişikliği
yapıyoruz, benim sayabildiğim, zannediyorum 8 veya 9 olmalı. Her
torba yasa içinde mutlaka ÖSYMyle ilgili birkaç değişiklik yer
alıyor. Bu da yasaların çıkarılışında yeteri
kadar özenli davranılmadığının çok açık bir
kanıtı.
ÖSYM,
kuşkusuz Türkiyenin en ayrıcalıklı kurumu. Ama nede
ayrıcalıklı derseniz, Sayın Bakanla da defalarca
paylaştığım gibi, skandallarda ayrıcalıklı
bir kurum. Skandalla sonuçlanmayan bir sınav olduğu zaman artık
toplum şaşkın bir hâle dönüşüyor,
şaşırıyor, nasıl oldu da bir sorun çıkmadı bu
sınavda diye. ÖSYM Başkanı ise en ayrıcalıklı
yönetici çünkü dokunulmazlığı var. Milletvekilliği olmadan
dokunulmazlığı olan bir üst düzey kamu yöneticisi olarak ne
yaparsa yapsın korunuyor.
Bilgi Edinme
Yasası kapsamından soruların açıklanması
çıkartılıyor, yani o kadar ayrıcalıklı ki
sınava giren öğrenci sorularla ilgili bir bilgi edinemiyor, ses
çıkmıyor; her olayda, her sınavdan sonra büyük
mağduriyetler yaşanılıyor ama sürekli korunuyor.
Bakınız,
haziranda yapılan LYS sınavlarında -belki
bazılarınızın dikkatinden kaçmıştır- bankaya
sınav harcını yatırdığı hâlde
işlemlerini yaparken işlemlerini bir yanlıştan, bir
eksikten dolayı tamamlayamadığı için ÖSYMnin verdiği
bilgilere göre -Ali Demir imzası vardır altında- 9.343
öğrencimiz sınava giremedi. Nedir ki 9.343, demeyelim. Bir tanesi
kendi çocuğunuz olsaydı 9.343ün anlamı herhâlde yüreklere bir
başka türlü otururdu. Bu öğrencilerin tamamı ÖSYMye dilekçeyle
başvurarak harçlarını yatırdıklarını
söylemelerine rağmen giremediler. Bu öğrencilerin içerisinden
sınava giremeyen 23 tanesi, Millî Eğitim Bakanlığı
başvuru merkezlerine başvuranlar arasından 23 kişi. Nedir
bu biliyor musunuz? Okullarda müdürler ve öğretmenler işlemi
yapıyor. Yani, müdürün ve öğretmenin eksik ve yanlış
yaptığı işlemden dolayı bile bu 23 çocuk sınava
alınmadı. Bu dönemde Sayın Bakanla görüştük, rica ettik,
kendisi de konunun üzerine eğildiğini söyledi. Ama, neden
alınamadılar biliyor musunuz? Çünkü, ÖSYM Başkanı
sınav kitapçıklarının yetersiz olduğunu ve yeniden
basılamayacağını söylediği için
alınamadılar, ÖSYM Başkanı bir başka matbaada o
kitapçıkları bastırmayı göze alamadığı için
alınamadılar. 9.343 çocuk içerisinden 8 kişi mahkemeye
başvurdu. Sadece o 8i sınava alındı yani yargı
onları haklı gördü. Ama, başvuramayan geri kalanın bir yıl,
belki daha çok yıl gelecekleri engellendi, önlerine duvar örüldü. Bu ne
demektir? İşte bu, o kurumun başkanını hâlâ
ayrıcalıklı tutanların da bu sorumluluğu
paylaşması gereken bir tablonun olduğunu ortaya
koymaktadır. Biliyor musunuz o 8 çocuğun içinden, mahkemeyle
girenlerin içinden nereleri kazandılar? Tıp fakültelerini
kazandılar, en iyi okulları kazandılar. Bu 9.343 çocuğun
hakkını herhâlde önce Millî Eğitim Bakanının
araması gerekirdi. Üzülmek yetmiyor, üzülmek yetmiyor, sorumluları
görevlerini yapar hâle getirmek yöneticilerin öncelikli görevidir. Hele de ÖSYM
gibi bir kurumun başındaki kişinin, 9.343 çocuğun
geleceğini engellemeye ve hayatını çalmaya hakkı yoktur.
Böyle bir yöneticiyi ben olsam orada bir gün tutmam, bir gün daha bir tek
öğrenciye zarar vermesini önlemek için görevden alırım. Hele de
bu kadar sık hata yapan birini, öğrencilerin yaşamına mal
olacak bir hatayı affetmemekten dolayı ebediyen mahkûm ederdim.
Teşekkür
ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
Beş dakika
ara veriyorum.
Kapanma Saati:
20.48
SEKİZİNCİ
OTURUM
Açılma Saati:
20.49
BAŞKAN:
Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER:
Fehmi KÜPÇÜ (Bolu), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
----- 0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 130uncu
Birleşiminin Sekizinci Oturumunu açıyorum.
Danışma
Kurulunun bir önerisi vardır, okutuyorum:
IX.- ÖNERİLER
A) Danışma Kurulu Önerileri
1.- Danışma Kurulunun, Genel
Kurulun, 7 Ağustos 2014 Perşembe günü toplanmamasına ve
haftalık çalışma günleri dışında daha önceden
çalışılmasına karar verilen 8 Ağustos 2014 Cuma günü
çalışmamasına ilişkin önerisi
Danışma
Kurulu Önerisi
Danışma
Kurulunun 6/8/2014 Çarşamba günü yaptığı toplantıda,
aşağıdaki önerinin Genel Kurulun onayına sunulması
uygun görülmüştür.
Cemil Çiçek
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
Ahmet Aydın Muharrem
İnce
Adalet ve Kalkınma
Partisi Cumhuriyet
Halk Partisi
Grubu
Başkanvekili Grubu Başkan vekili
Yusuf
Halaçoğlu Hasip
Kaplan
Milliyetçi Hareket Partisi
Halkların
Demokratik Partisi
Grubu
Başkanvekili Grubu
Başkan vekili
Öneri:
Genel Kurulun, 7
Ağustos 2014 Perşembe günü toplanmaması ve haftalık
çalışma günleri dışında daha önceden
çalışılmasına karar verilen 8 Ağustos 2014 Cuma günü
çalışmaması, önerilmiştir.
BAŞKAN
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
639 sıra sayılı
Kanun Tasarısının görüşmelerine devam edeceğiz.
VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetinin; İstanbul
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vuralın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in;
Bingöl Milletvekili İdris Balukenin; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetinin; Tekirdağ
Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; Kırklareli
Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin
Milletvekili Aytuğ Atıcının; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin;
İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet
Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal
ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul
Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla
Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in;
İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan
Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan
Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet
Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin;
Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır
Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim
Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt
Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in;
Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine
Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut
Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili
Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3
Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya
Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in;
Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili
Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili
Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri
Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili
Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; İstanbul
Milletvekili Süleyman Çelebi'nin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in;
Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın
Türeli'nin; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun
Çıray'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Manisa
Milletvekili Hasan Ören'in; Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar
Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür
Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve Önder Matlı ile 8
Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Manisa
Milletvekili Hasan Örenin; Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum
Milletvekili Cahit Bağcı ile 37 Milletvekilinin; Manisa Milletvekili
Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan
ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115,
2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439,
2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896,
2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217,
2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302,
2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437,
2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595,
2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794,
2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938,
2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056,
2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186,
2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639) (Devam)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Gündemin 5inci
sırasında yer alan, Engellilerin Haklarına İlişkin
Sözleşmeye Ek İhtiyari Protokolün Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile İnsan
Haklarını İnceleme Komisyonu ve Dışişleri
Komisyonu Raporlarının görüşmelerine başlıyoruz.
5.- Engellilerin
Haklarına İlişkin Sözleşmeye Ek İhtiyari Protokolün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ile İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu ve
Dışişleri Komisyonu Raporları (1/892) (S. Sayısı:
605)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Bundan sonra da
Komisyonun bulunamayacağı anlaşıldığından,
kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri
sırasıyla görüşmek için 12 Ağustos Salı günü saat
14.00te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Bütün milletvekili
arkadaşlarıma ve personelimize, basın mensuplarına iyi
tatiller diliyorum.
Kapanma
Saati:20.51