TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
131inci
Birleşim
12
Ağustos 2014 Salı
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- YOKLAMALAR
IV.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- Uşak Milletvekili
İsmail Güneş'in, ülkemizdeki geri dönüşüm, Uşak ilinin geri
dönüşümdeki önemi ve sektörün sorunlarına ilişkin gündem
dışı konuşması
2.- Muğla Milletvekili
Tolga Çandar'ın, Muğlanın sorunlarına ilişkin gündem
dışı konuşması
3.- Balıkesir
Milletvekili Namık Havutça'nın, öğretmenlerin sorunlarına
ilişkin gündem dışı konuşması
V.- AÇIKLAMALAR
1.- İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın, 1979 yılında öldürülen Bingöl eski Belediye
Başkanı Hikmet Tekini rahmetle andığına ve
Cumhurbaşkanlığı seçimi sonuçlarının milletimize
hayırlı olmasını dilediğine ilişkin
açıklaması
2.- Sinop Milletvekili Engin
Altay'ın, Zonguldakta meydana gelen maden kazasında mahsur kalan
işçilerin bir an önce kurtarılması ile Hakkâri-Van kara yolunda
meydana gelen kazada hayatını kaybeden güvenlik kuvvetlerine
Tanrıdan rahmet dilediğine, Cumhurbaşkanlığı
seçimi sonuçlarının hayırlı olmasını
dilediğine ve Recep Tayyip Erdoğanın Anayasanın 101inci
maddesine uygun hareket etmesini beklediklerine ilişkin
açıklaması
3.- Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydın'ın, Cumhurbaşkanlığı
seçimi sonuçlarının milletimize ve İslam coğrafyasına
hayırlı olmasını dilediğine, Cumhurbaşkanı
seçilen Recep Tayyip Erdoğanı kutladığına ve
Başbakan olarak görev süresinin ayın 28inde dolduğuna
ilişkin açıklaması
4.- İstanbul
Milletvekili Mihrimah Belma Satırın, (2/2075) esas numaralı
Kanun Teklifinin doğrudan gündeme alınmasıyla ilgili önergeye
ve Ankara Milletvekili Aylin Nazlıakanın bu önerge üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
VI.- OTURUM
BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut'un, Cumhurbaşkanı seçilen
Başbakanı tebrik ettiğine, Zonguldaktaki maden kazasında
mahsur kalan işçilerimizin bir an önce kurtarılmasını
temenni ettiğine ve Bingöl eski Belediye Başkanı Hikmet Tekine
Allahtan rahmet dilediğine ilişkin konuşması
VII.- BAŞKANLIĞIN
GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan ve 21 milletvekilinin, Diyarbakır ve çevre illerde yaşanan
uzun süreli elektrik kesintilerinin nedenlerinin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1052)
2.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan ve 21 milletvekilinin, Güneydoğu Anadolu Projesi ve
bu projeye bağlı olarak yapılması planlanan sulama
kanallarının bitirilememesinin nedenlerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/1053)
3.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan ve 21 milletvekilinin, kaçak göçmenlerin
sorunlarının ve ölüm nedenlerinin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1054)
B) Gensoru Önergeleri
1.- CHP Grup Başkan
Vekilleri İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi, Sinop Milletvekili
Engin Altay ve Yalova Milletvekili Muharrem İncenin, Türkiyeye bölgesel
ve küresel planda itibar kaybettirdiği, çıkmaza soktuğu
dış politikayla ülkemizi savaş ortamına sürüklediği,
uluslararası terör örgütlerinin ülkemizde faaliyet göstermesine olanak
sağladığı, Musul Başkonsolosluğundaki
vatandaşlarımızın rehin alınması olayında
gerekli tedbirleri almadığı, Türkiye Büyük Millet Meclisini
bilgilendirmediği ve konu hakkında çelişkili açıklamalar
yaptığı iddiasıyla Dışişleri Bakanı
Ahmet Davutoğlu hakkında bir gensoru açılmasına
ilişkin önergesi (11/37)
C) Duyurular
1.- Başkanlıkça,
Kadın Erkek Fırsat Eşitliği, Kamu İktisadi
Teşebbüsleri ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonlarında siyasi
parti grubu mensubu olmayan milletvekillerine düşen birer üyelik için aday
olmak isteyen siyasi parti grubu mensubu olmayan milletvekillerinin
yazılı olarak müracaat etmelerine ilişkin duyuru
D) Önergeler
1.- Ankara Milletvekili Aylin
Nazlıakanın, (2/2075) esas numaralı Seçimlerin Temel Hükümleri
ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin doğrudan gündeme
alınmasına ilişkin önergesi (4/197)
VIII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri
1.- MHP Grubunun, MHP Grup
Başkan Vekili ve İzmir Milletvekili Oktay Vural tarafından, 17
Aralık 2013 günü yapılan konuşmaların montaj olup
olmadığına ilişkin TÜBİTAK raporunun hazırlanma
süreci, TÜBİTAKta yapılan görev değişikliklerinin mahiyeti
ve bahse konu kayıtların uluslararası ve bağımsız
uzman kuruluşlara incelettirilerek gerçeğin ortaya
çıkarılması amacıyla 5/8/2014 tarihinde Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 12 Ağustos 2014
Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
2.- CHP Grubunun, Ankara
Milletvekili Levent Gök ve 24 milletvekili tarafından, Ankaranın
akarsu ve derelerinin ıslah edilmesi amacıyla 5/11/2012 tarihinde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş
olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 12
Ağustos 2014 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda
okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi
3.- AK PARTİ Grubunun,
Genel Kurulun çalışma gün ve saatleri ile gündemdeki
sıralamanın yeniden düzenlenmesine; 19 Ağustos 2014 Salı
günkü birleşiminde sözlü sorular ile diğer denetim konuları ve
20 Ağustos 2014 Çarşamba günkü birleşimlerinde sözlü
soruların görüşülmeyerek gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri
ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmında yer
alan işlerin görüşülmesine; bastırılarak
dağıtılan (11/37) esas numaralı Gensoru Önergesinin
gündeme alınıp alınmayacağı hususundaki
görüşmelerin 16 Ağustos 2014 Cumartesi günü yapılmasına ilişkin
önerisi
IX.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Adana Milletvekili
Seyfettin Yılmaz'ın, Isparta Milletvekili Recep Özelin MHP grup
önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında
MHP Grubuna ve MHP Grup Başkanına sataşması nedeniyle konuşması
2.- Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaş'ın, Sinop Milletvekili Engin Altayın AK
PARTİ grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
3.- Ankara Milletvekili Aylin
Nazlıaka'nın, İstanbul Milletvekili Mihrimah Belma
Satırın yaptığı açıklaması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
4.- Hakkâri Milletvekili Adil
Zozani'nin, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın usul
görüşmesi nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
X.- USUL HAKKINDA
GÖRÜŞMELER
1.- AK PARTİ grup
önerisinin işleme alınmasının İç Tüzüke uygun olup
olmadığı hakkında
2.- 639 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 100üncü maddesinin
görüşülmesinin İç Tüzük hükümlerine uygun olup
olmadığı hakkında
XI.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının; Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80)
(S. Sayısı: 156)
2.- Devlet Sırrı
Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet
Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)
3.- Türkiye Sağlık
Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun
ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ile Kars Milletvekili Yunus Kılıç ve
Amasya Milletvekili Avni Erdemir ile 79 Milletvekilinin; Türkiye Sağlık
Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun
ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal
İşler Komisyonu Raporu (1/937, 2/2229) (S. Sayısı: 615)
4.- İş Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili
İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet
Çetinin; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat
Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Balukenin; Bursa
Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet
Çetinin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; Kırklareli
Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin
Milletvekili Aytuğ Atıcının; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vuralın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza
Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz
Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul
Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili
Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin
Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent
Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in;
İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan
Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan
Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet
Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul
Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve
Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay
Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara
Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in;
Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna'nın;
İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut Tanal'ın; Erzincan
Milletvekili Muharrem Işık'ın; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in;
Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve
İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili Özgür
Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman Milletvekili
Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin Milletvekili
Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye Milletvekili Hasan
Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3 Milletvekilinin;
Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir Milletvekili Rahmi
Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya Güven ve 34
Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Balıkesir
Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun;
Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu
Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Bursa
Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim
Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf
Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; İstanbul
Milletvekili Süleyman Çelebi'nin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in;
Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın
Türeli'nin; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun
Çıray'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in;
Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar
Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür
Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve Önder Matlı ile 8
Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Manisa
Milletvekili Hasan Örenin; Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum
Milletvekili Cahit Bağcı ile 37 Milletvekilinin; Manisa Milletvekili
Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan
ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115,
2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439,
2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896,
2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217,
2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302,
2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437,
2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595,
2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794,
2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938,
2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056,
2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186,
2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639)
5.- Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Trans Anadolu
Doğal Gaz Boru Hattı Sistemine İlişkin Hükümetlerarası
Anlaşmanın Eki Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve The Trans Anatolian
Gas Pipeline Company B. V. Arasında Trans- Anadolu Doğal Gaz Boru
Hattı Sistemi Hakkında Ev Sahibi Hükümet Anlaşmasına
İlişkin Değişikliğin Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/947) (S. Sayısı: 642)
XII.- YAZILI SORULAR VE
CEVAPLARI
1.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan'ın, TBMM'de ihale edilen işlere ilişkin
sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Sadık Yakutun
cevabı (7/44159)
2.- Kütahya Milletvekili Alim
Işık'ın, Kütahya'nın Tavşanlı ilçesine
bağlı bir köydeki kamulaştırma ile ilgili iddialara
ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldızın cevabı (7/45096)
3.- İzmir Milletvekili
Alaattin Yüksel'in, 01 Ocak 2005-10 Haziran 2014 tarihleri arasında
açılışı yapılan tesislerle ilgili bazı bilgilere
ilişkin sorusu ve Millî Savunma Bakanı İsmet Yılmazın
cevabı (7/45810)
4.- Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in, maden ruhsatları ile ilgili çeşitli verilere
ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldızın cevabı (7/46977)
5.- İstanbul
Milletvekili D. Ali Torlak'ın, İstanbul'da faaliyet gösteren taş
ocaklarına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldızın cevabı (7/46978)
6.- Adana Milletvekili Ümit
Özgümüş'ün, Toroslar Elektrik Dağıtım A.Ş.'nin
ENERJİSA'ya devredilmesinden kaynaklanan sorunlara ilişkin sorusu ve
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı
(7/46979)
7.- Antalya Milletvekili
Gürkut Acar'ın, Kuzey Irak'tan çıkarılan petrolün Türkiye
üzerinden satılmasına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/46980)
8.- Manisa Milletvekili Özgür
Özel'in, Darkale Maden Ocağının kapatılmasıyla
mağdur olan işçilerin durumlarına ilişkin sorusu ve Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı
(7/46981)
9.- İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in, Şırnak'taki kaçak kömür
ocaklarına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldızın cevabı (7/46982)
10.- Afyonkarahisar
Milletvekili Ahmet Toptaş'ın, bir millî parkın
sınırlarının değiştirilmesi için görüş
istendiği iddialarına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/46983)
11.- Ankara Milletvekili
Bülent Kuşoğlu'nun, Türkiye Kömür İşletmeleri ile bir
madencilik şirketi arasındaki redevans sözleşmesine ilişkin
sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı (7/46984)
12.- Ankara Milletvekili
Bülent Kuşoğlu'nun, Türkiye Kömür İşletmeleri ile bir
madencilik şirketi arasındaki redevans sözleşmesine ilişkin
sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı (7/46985)
13.- Ankara Milletvekili
Bülent Kuşoğlu'nun, Türkiye Kömür İşletmeleri ile bir
madencilik şirketi arasındaki redevans sözleşmesine ilişkin
sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı (7/46986)
14.- Ankara Milletvekili
Bülent Kuşoğlu'nun, Türkiye Kömür İşletmeleri ile bir
madencilik şirketi arasındaki redevans sözleşmesinin yenilenmesi
için çekilen krediye ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/46987)
15.- Mardin Milletvekili Erol
Dora'nın, bir işletme sebebiyle içme suyu kaynakları kirlenen
bir köye ilişkin sorusu ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı (7/47123)
16.- Antalya Milletvekili
Yıldıray Sapan'ın, nişasta bazlı şekerler için
belirlenen kotanın artmasına,
- Tekirdağ Milletvekili
Emre Köprülü'nün, buğday taban fiyatlarının
açıklanmamasına,
İlişkin
soruları ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı
Mehmet Mehdi Ekerin cevabı (7/47198), (7/47199)
17.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, TRT'nin Cumhurbaşkanı
adaylarına ayırdığı yayın sürelerine ilişkin
sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınçın
cevabı (7/47243)
18.- İstanbul
Milletvekili İhsan Özkes'in, Üsküdar'daki Hüseyin Avni Paşa
Köşkü'nde çıkan yangına ilişkin sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı (7/47244)
19.- Manisa Milletvekili
Hasan Ören'in, Eynez Kömür Ocağında 2004 yılında
çalışan işçi sayısı ve yıllık üretim
miktarı ile kömür ocağını işleten firma
tarafından yapılan yatırımlara ilişkin sorusu ve
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı (7/47275)
20.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri'nin, Türkiye'de bulunan tohum firmalarının
sayısına,
- Manisa Milletvekili Özgür
Özel'in, çekirdeksiz kuru üzüm fiyatlarındaki düşüşü önlemek
için alınan tedbirlere,
İlişkin
soruları ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı
Mehmet Mehdi Ekerin cevabı (7/47276), (7/47277)
21.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık'ın, seçim dönemleri öncesinde taşeron
şirketler aracılığıyla işçi
alımlarının artış gösterdiği iddialarına
ilişkin sorusu ve Millî Savunma Bakanı İsmet Yılmazın
cevabı (7/47672)
22.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık'ın, 2011-2014 döneminde temsil ve ağırlama
ödeneğinden yapılan harcamalara,
Giriş
sınavlarında usulsüzlük yapıldığı gerekçesiyle
bazı kamu personeline ait dosyaların incelemeye
alındığı iddiasına,
İdari yargıda
açılan davalara,
İlişkin
soruları ve Millî Savunma Bakanı İsmet Yılmazın
cevabı (7/47673), (7/47674), (7/47678)
23.- Tekirdağ
Milletvekili Faik Öztrak'ın, Irak'ta yaşanan krizin Türkiye
ekonomisine etkilerine ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat
Zeybekci'nin cevabı (7/47813)
24.- Ankara Milletvekili
Aylin Nazlıaka'nın, maaşında icra takibi ve haciz olan
personel sayısına ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat
Zeybekci'nin cevabı (7/47815)
25.- Kocaeli Milletvekili
Hurşit Güneş'in, kamu ihalelerine katılan bir sermaye grubu
hakkında verilmesi gereken kararın alınmadığı
iddiasına ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet
Şimşekin cevabı (7/47867)
26.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, 17 Aralık 2013 ile 1
Ağustos 2014 tarihleri arasındaki personel hareketlerine ilişkin
sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin cevabı (7/48016)
27.- Malatya Milletvekili
Veli Ağbaba'nın, Malatya Büyükşehir Belediyesi ve ilçe
belediyelerinin kamu borçlarına ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı
Mehmet Şimşekin cevabı (7/48075)
28.- İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın, Destek Hizmetleri
Başkanlığında bir şeflik kadrosuna yapılan atama
işlemine ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan
Vekili Sadık Yakutun cevabı (7/48128)
29.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık'ın, mobbing iddiasıyla açılan davalara
ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin cevabı (7/48167)
30.- Konya Milletvekili
Atilla Kart'ın, Türkiye'nin imzalamadığı bir
uluslararası sözleşmeye ilişkin sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı (7/48276)
31.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, Ardahan'a yönelik
yatırımlara ilişkin sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı (7/48284)
12 Ağustos
2014 Salı
BİRİNCİ
OTURUM
Açılma Saati:
14.01
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER:
Muharrem IŞIK (Erzincan), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 131inci Birleşimini
açıyorum.
Toplantı yeter sayısı
vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce üç sayın
milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
Gündem
dışı ilk söz, ülkemizdeki geri dönüşüm alanı ve geri
dönüşümde Uşakın yeri ve sorunları hakkında söz
isteyen Uşak Milletvekili İsmail Güneşe aittir.
Buyurun Sayın
Güneş. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
IV.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- Uşak Milletvekili
İsmail Güneş'in, ülkemizdeki geri dönüşüm, Uşak ilinin geri
dönüşümdeki önemi ve sektörün sorunlarına ilişkin gündem
dışı konuşması
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; geri dönüşüm ve Uşak
ilinin geri dönüşümdeki önemi ve sektörün sorunları hakkında söz
almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi ve aziz milletimizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, tabii, geçtiğimiz pazar günü ilk defa halkın oyuyla
bir Cumhurbaşkanı seçimi yaptık. Bu seçimlerin ülkemize ve
milletimize hayırlı uğurlu olmasını temenni ederim.
İlk seçimde yüzde 52 gibi bir oyla halkın teveccühünü kazanan Genel
Başkanımız, Sayın
Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğanı tebrik
ediyorum. Allah yâr ve yardımcısı olsun diyorum,
hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Değerli
milletvekilleri, dünyamız her geçen gün yaşlanmakta ve ham madde
kaynaklarımız her geçen gün azalmaktadır. Diğer taraftan da
modern hayat aşırı tüketimi beraberinde getirmekte ve bununla
birlikte atık madde miktarı her geçen gün artmaktadır.
Özellikle, son yirmi-otuz yılda hayatımıza giren, petrol
ürünleri olan pet şişeler gerçekten de hayatımızın
vazgeçilmezleri hâline gelmiştir ve bu petrol ürünlerinin doğada
ortadan kalkması yaklaşık yüz-iki yüz yıl gibi bir süre
gerektirmektedir. Bunların imhası hem büyük bir külfet gerektirmekte,
aynı zamanda da çevre kirliliğini beraberinde getirmektedir.
Diğer yandan
da ülkemizde yılda yaklaşık 450 bin ton elyaf tekstil ürünleri
ve diğer taraftan da evsel ürünlerin içinde olan 350 bin ton tekstil
atıklarıyla beraber yaklaşık 800 bin ton tekstil ürün
atıklarımız Türkiyede oluşmaktadır. Bunların
imhası da yıllık yaklaşık 40-45 milyon TL bir ekonomik
külfet getirmektedir. Diğer taraftan da bunların
oluşturduğu hava kirliliği çok büyük boyuttadır. Oysa bu
pet şişeler, araba lastikleri, tekstil telefleri ve deri
tıraş ürünleri geri dönüşümde kullanılarak elyaf, granül ve
iplik üretilmektedir.
2012 TÜİK
verilerine göre, ülkemizde 4 milyon 806
bin hektar alana pamuk ekilmiş ve 2 milyon 320 bin ton kütlü pamuk
üretilmiştir. 1 kilogram lif pamuk üretebilmek için 2,4 kilogram kütlü
pamuk üretimi gerekmektedir.
2012
yılında pamuk üretimi için Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanlığımızın bu sektöre
sağladığı destek 1 milyar 120 milyon TLdir. Pamuk üretimi
için yüksek oranda pestisit, suni gübre ve su kullanımı gerekmekte,
pestisitler ekolojik dengeyi bozmakta, gübre ise toprak yapısını
değiştirmektedir. Ham pamuktan renkli ürünler elde etmek için yüksek
oranda boya maddesi ve enerji gerekmektedir. Tüm bu maliyetleri azaltabilmek ve
çevre kirlenmesini önlemek için bu atıkları geri dönüşümde
kullanmamız gerekmektedir.
Türkiyede,
oluşan tekstil atıklarının geri dönüşümünde mekanik
yöntemler, kimyasal yöntemler ve termomekanik yöntemler
kullanılmaktadır. Bunlardan biri de Türkiyede, mekanik yöntemlerden
olan açma yöntemi denilen şifanoz yönteminde 210 bin ton elyaf
oluşturulmakta, bunun yüzde 80i Uşakta üretilmektedir. Diğer
taraftan, garnetlerde oluşturulan 94 bin ton elyafın da yüzde 70i
yine Uşakta üretilmektedir. Atıklardan üretilen rejenere iplik
üretiminde Uşak lider konumda olup 180 bin ton iplik üretimiyle Türkiye
rejenere iplik üretiminin yüzde 75ini oluşturmaktadır ve bu üretilen
ipliklerin yüzde 35i ihraç edilmekte, yüzde 45i yurt içinde
kullanılmakta, yüzde 20si de diğer sektörlerde
kullanılmaktadır. Ayrıca, deri tabaklamasından üretilen 80
ton yünün 30 tonu Uşakta üretilmektedir. Yine, pet şişelerden
üretilen 132 bin ton elyafın da 45 tonu Uşakta üretilmektedir.
Tabii, Uşak
denince geri dönüşüm akla gelmektedir. Günlük yaklaşık 145 ton
geri dönüşüm yapan Uşak ilimiz tek başına sektörde lider
konumundadır, yıllık 2 milyar TLnin üzerinde katma değer
oluşturmaktadır. Tabii ki sektörde bu kadar önemli rol oynayan
Uşak geri dönüşümünün sorunları var mıdır?
Vardır. Bunlar, tabii ki sektörde vergide indirim istemektedirler,
altıncı bölge haklarından faydalanmak istemektedirler.
Diğer taraftan, diğer geri dönüşümlerde KDV sıfır iken
tekstil ürünlerinde KDV yüzde 8 olup bunda da KDV indirimi istemektedirler.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
İSMAİL
GÜNEŞ (Devamla) - Diğer taraftan da Bilim ve Sanayi
Bakanlığımızın Geri Dönüşüm Stratejisi ve Eylem
Planı içinde yer almak istemektedirler.
Ben, bu vesileyle
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür
ederim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Gündem
dışı ikinci söz, Muğlanın sorunları
hakkında söz isteyen Muğla Milletvekili Tolga Çandara aittir.
Buyurun Sayın
Çandar. (CHP sıralarından alkışlar)
2.- Muğla Milletvekili
Tolga Çandar'ın, Muğlanın sorunlarına ilişkin gündem
dışı konuşması
TOLGA ÇANDAR
(Muğla) Teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; şu anda en aktif dönemini
yaşıyor Muğla. Yani normal nüfusu, bütün Muğlaya
baktığınız zaman, 750-800 bin iken kışın,
şu anda 2,5-3 milyonluk bir nüfusa ulaşmış durumda. Her yaz
bu böyle ama planlamalar ne yazık ki buna göre
yapılmadığı için inanılmaz bir aksama zinciri
yaşanıyor. Bunların başında da tabii, beni
ilgilendiren en önemli şeylerden bir tanesi, bire bir yaşıyoruz
bu sorunu- sağlık. Bunu bu kürsüden daha önce de söyledim,
oturduğum yerden de konuştum. Kış dönemi, tamam, kendimize
yetecek kadar kadromuz var, hastanemiz var, doktorumuz var,
teçhizatımız var ancak yaz sezonu geldiğinde normal nüfusunun 3
katına, 4 katına ulaşan bir Muğlada ne doktor konusunda ne
teçhizat konusunda bir yeterlilik söz konusu değildir.
Geçen defa
çıktığımda da söyledim, inşallah Bodruma tatile
gelirsiniz ve dilerim Bodrumda kalp krizi geçirmezsiniz veya Fethiyede veya
Marmariste veya herhangi bir şekilde beyin damarlarınızda PICA
anevrizma dedikleri herhangi bir şeyi yaşamak zorunda
kalmazsınız çünkü bu yüzden ilçe başkanımızı
kaybettik, anevrizma yüzünden. Bir anevrizmayı tespit edecek
imkânlarımız yok, çünkü yaz günü ne yazık ki genel nüfusumuzun
çok üstünde.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; ikincisi, son günlerde üzerinde defalarca
konuştuğumuz Muğladaki çevre sorunları. Bunların
başında da Bafa Gölü geliyor. Yani, Allah aşkına şu
son dönemlerde hiç mi Bafa Gölünün kenarından geçeniniz olmadı? Yani
geçerken şöyle bir bakmadınız mı? Bafa Gölünün
yaşadığı o trajediyi görmediniz mi? Yani o gölün içerisinde
binlerce canlının -o gölün çevresinde yaşayan insanların- o
gölün çevresindeki bütün o ekolojik dengenin nasıl harap olduğunu,
nasıl yok olup gittiğini görmediniz mi? Yani bunu bu Meclisin
dikkatine sunabilmek için -bu çevre
sorunu- bizim yöremizin en önemli, kenarında büyüdüğümüz göllerinden
biri olan o güzelim Bafa Gölünün kurtulması için bu Meclisten bir
araştırma komisyonu çıkaramıyor muyuz? Neden bu kadar
Cumhuriyet Halk Partisinden gelen her şeye karşı
kapalısınız? Bunu anlamak mümkün değil. Oradaki çevre
Yarın bir gün gideceksiniz -bu siyaset bitecek hepimiz için- bir gün
gelecek onun kenarından, yol kenarından geçerken bir çay içeceksiniz.
O zaman ne siyaset kalacak ne bir şey. İnsan demeyecek mi... Ya,
buranın bu hâle gelişinde benim de katkım var, yazıklar
olsun bana! demeyecek misiniz? Ben olsam derim.
Değerli
milletvekilleri, yine üzerinde defalarca konuştuğumuz ama bir türlü
mesafe katedemediğimiz bir şey var. Bakın, elimizdeki
değerleri başkalarına, komşularımıza
kaptırma konusunda olağanüstü yetenekli bir milletiz, bu konuda hiç
kuşkumuz yok. Süngerimiz
Bodrumun en önemli turizm gelirlerinden, turizm
şeylerinden bir tanesiydi sünger. Bir tarihte yakalanılan bir hastalık
nedeniyle bir yasak konuyor ve bu yasak bir türlü aşılamıyor.
Bodrumun geleneksel değeri olan sünger turizminin, süngerin bizde
yasaklanması sonucunda bugün Yunanistan adaları dünya
süngerciliğinin merkezi hâline gelmiş durumda. Bizim süngercilerimiz
de çıkarırlarsa, üç beş sünger bulurlarsa gidip adadan bunun
ticaretini yapıyorlar. Bu kadar duyarsızlık son derece kötü.
Zeytin
konusu
Muğlanın sorunları deyince zeytini anlatmadan geçmek
olmaz. Altı bin yıldır
yani bizden yüzlerce yıl önce bile bölgemizde var olan o insanların
da karnını doyurmuş, o insanlara her türlü geçim
kaynağını sağlamış olan zeytinimizin geldiği
içler acısı
durumun altını
Fazla süremiz kalmadığı için belki de
bu sezon yani bu dönem son kez konuşacağım. Zeytin konusu bizim
bölgemizin çiftçisinin elinde kalan tek şeydir. Pamuk gitti -biz pamuk
tarlalarında büyüdük, tütün tarlalarında büyüdük- tütünümüz gitti,
susamımız zaten hak getire, bir tek zeytinimiz kaldı geleneksel
olarak. Allah aşkına, ne yaparsınız ne edersiniz, halkın
yararına, bölge çiftçisinin yararına bu durumu
değiştirmenizi talep ediyor, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Sayın Başkan, İnternetten yayın
izlenemiyormuş. Rica etsem konuya bir müdahale ederseniz, arkadaşlar
bir baksınlar.
BAŞKAN
Gündem dışı üçüncü söz, öğretmenlerin sorunlarıyla
ilgili söz isteyen Balıkesir Milletvekili Namık Havutçaya aittir.
Buyurun Sayın
Havutça. (CHP sıralarından alkışlar)
3.- Balıkesir
Milletvekili Namık Havutça'nın, öğretmenlerin sorunlarına
ilişkin gündem dışı konuşması
NAMIK HAVUTÇA
(Balıkesir) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
milletvekili arkadaşlarım, öğretmenlerin ve öğrencilerin
sorunlarıyla ilgili gündem dışı söz aldım. Yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekili arkadaşlarım, Sayın Bakan; Türkiye'de eğitim
sistemi içerisinde çok önemli bir kaosa dikkat çekmek istiyorum. Bakın,
şu anda Millî Eğitimde öğretmenler için belirsiz bir süreç var,
öğrenciler için belirsiz bir süreç var, yöneticiler için belirsiz bir süreç
var. On iki yıldan beri Millî Eğitim Bakanlığı tam bir
kaos içerisinde yönetiliyor.
Bakın, örnek
veriyorum: Şu anda 8inci sınıf öğrencilerimiz TEOG diye
bir sınava girdi, Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş
Sınavına girdiler. Şu anda çocuklar seçme yapıyorlar
aldıkları puanlara göre. Bakın, değerli milletvekilleri,
burada çocuğu 8inci sınıfı bitiren veli milletvekillerimiz
olabilir, çocuğunuz özel okulda okuyor olabilir. Örneğin, 8inci sınıfta
benim çocuğum TED Kolejinden aynı liseye devam etmek istiyor, Millî
Eğitim Bakanlığı diyor ki: Hayır efendim, sizin
çocuğunuz özel okula gidemez. Ne yapacak? Önce meslek liselerine
otomatik geçiş sağlayacak. Yani, buradan ben bütün velileri, bizi
dinleyen öğrencileri uyarıyorum: Öncelikle özel liseye gitmek isteyen
öğrencilerin hiçbirisi doğrudan gidemeyecek oraya. Ya ne olacak?
Öğrenciler TEOGa göre seçme yapacak, devletin Anadolu liselerinden birine
girecek. Olmadı, hiçbir seçme yapmadı, nereye gidecek?
İkametgâhına en yakın meslek lisesine gidecek. Sonra
çocuğunu oradan almak isteyen veli nakil alacak ve liseye gidecek.
Sayın Bakana
buradan sesleniyorum, özel liselere sesleniyorum: Bu velinin iradesine,
öğrencinin isteğine aykırı bir duruma derhâl müdahale
ediniz. Böyle saçma bir sistem dünyanın hiçbir yerinde yok, Millî
Eğitimde hiç olamaz.
Bakın,
Sayın Bakana ben bunu sordum İnceletiyoruz.
Haklısınız. dedi. Yani, şimdi, Türkiyede 18 milyon
öğrenciyi ilgilendiren bir sorunda nasıl böyle incelenmeden bu
şekilde karar verilebiliyor? Siz velileri
Ama, buradaki maksat belli.
Anadolu
öğretmen liselerinin tümünü kaldırdılar. Değerli
milletvekili arkadaşlarım, Anadolu öğretmen liseleri,
öğretmen liseleri, Türkiyede
imam-hatiplerin alternatifi değildir. Öğretmen liseleri,
1848in 16 Martında kurulmuş, çağdaş Türkiye projesine
çağdaş eğitimci yetiştiren kurumlardır. Öğretmen
liselerini bir gecede kaldırdı. Sayın Bakana Komisyonda sordum
ben, Öğretmen liselerini niye kaldırdınız Sayın
Bakan? dedim. Değerli milletvekili arkadaşlarım, verdiği
cevap aynen şu: Efendim, öğretmen liselerini bitiren
öğrencilerin yüzde 45i, 50si kendi mesleklerini tercih ediyor yani
diğerleri öğretmen fakültelerine gitmiyor. Peki, aynı
şekilde soruyorum: Türkiyede şu anda 3 bin tane imam-hatip lisesi
var. İmam-hatip lisesini bitiren tüm öğrenciler ilahiyat fakültesine
mi gidiyor? Böyle bir mantık olabilir mi? Yani, öğretmen lisesine
gitmiş çocuk nasıl öğretmenliği tercih etsin peki? Şu
anda 350 bin atanamayan öğretmenin olduğu bir yerde, öğretmen
lisesini bitiren bir öğrenci atanamayacağını bile bile niye
orayı tercih etsin? Senin Bakan olarak görevin
Sizin
zamanınızda 55 olan eğitim fakültesi sayısını
72ye çıkardınız. 72 bin atanamayan öğretmen vardı siz
iktidara geldiğinizde, aşama aşama 200 bine çıktı,
şu anda da 350 bini aştı. Ama buna rağmen şu anda,
öğretmenlere torba yasada sadece 35 bin kadro veriyorsunuz. Atanamayan 350
bin öğretmen var, siz 35 bin kadro veriyorsunuz. Oysa geçtiğimiz
öğretim yılında yaklaşık 78 bin sözleşmeli
öğretmen vardı değerli milletvekili arkadaşlarım. Yani
devletin şu anda 78 bin sözleşmeli öğretmenini Bakanlık
çalıştırıyor zaten. Buna rağmen bu kadroyu
vermiyorsunuz.
E, şimdi,
Sayın Millî Eğitim Bakanına ben buradan sormak istiyorum: Bozuk
bir saat bile günde iki defa doğruyu gösteriyor. Siz Millî Eğitim
Bakanlığında bugüne kadar bir tek doğrunuzu söyleyin biz de
sizi alkışlayalım. Öğretmenlere kaos yarattınız,
yöneticilere kaos yarattınız, öğrencilere kaos yarattınız,
Millî Eğitim Bakanlığı kaosun merkezi oldu ne yazık
ki. Tabii ki bunları burada çok kısıtlı süre içerisinde
satır başlarıyla ifade ediyorum. Türkiyede şu anda Millî
Eğitim Bakanlığı maalesef yönetilmiyor. Millî Eğitim
Bakanlığı kendiliğinden, birtakım odakların,
karanlık odakların talimatıyla yönetiliyor, milletin iradesini
temsil eden bir şekilde yönetilmiyor Millî Eğitim
Bakanlığı.
O nedenle, bu
TEOGdaki haksızlığı derhâl kaldırın.
Öğretmenlerin sürgünü olacak bu sistemi mutlaka kaldırın
diyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın Vural,
söz talebiniz var.
Buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR
1.- İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın, 1979 yılında öldürülen Bingöl eski Belediye
Başkanı Hikmet Tekini rahmetle andığına ve
Cumhurbaşkanlığı seçimi sonuçlarının milletimize
hayırlı olmasını dilediğine ilişkin
açıklaması
OKTAY VURAL
(İzmir) Teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, bugün 12 Ağustos. Bundan tam otuz beş yıl önce,
1979 yılında Bingöl Belediye Başkanımız, Milliyetçi
Hareket Partisi Belediye Başkanı Hikmet Tekin maalesef bölücülerin menfur
saldırısı sonucunda şehit edilmiştir. Bu vesileyle
Hikmet Tekini rahmetle anıyorum, Allahtan rahmet diliyorum. Tekrar bu
vesileyle ailesine, Milliyetçi Hareket Partisi camiasına ve sevgili
Bingöllülere başsağlığı diliyorum.
Sayın
Başkan, aynı zamanda, Cumhurbaşkanı seçmek münasebetiyle
milletimiz ilk kez sandık başına gitti. 10 Ağustosta 12nci
Cumhurbaşkanını seçmiştir, ülkemize ve milletimize
hayırlı olmasını diliyorum. Bu seçimde tercihte bulunanlar
olduğu kadar, tercihte bulunmayanların da önemli bir
ağırlıkta olduğunu ve sonuca etki ettiğini gördük.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak milletin ortaya koyduğu bu irade
beyanına saygı duyuyoruz.
Cumhurbaşkanı
makamı, kutuplaştıran değil kucaklayan, bölen değil
bütünleştiren, devletin ve milletin birliğini temsil eden bir
makamdır. Bu makam kin, nefret ve dar siyaset söyleminden uzak
durmalıdır. Cumhurbaşkanı makamı devletin
kurumlarıyla uyum içinde çalışmayı, milleti en saygın
biçimde temsil etmeyi gerektirmektedir. Cumhurbaşkanı
makamının devlet kurumlarına ve siyasetin iç işlerine
müdahale görevi yoktur. Cumhurbaşkanı makamının her türlü
şaibe ve şüpheli kişilerden uzak tutulması gerektiği
açıktır. Cumhurun makamı bu makamın verdiği sorumluluk
ve görev bilincini üzerinde taşımalı, 77 milyonun Cumhurbaşkanı
olduğunu unutmamalıdır. Cumhurbaşkanı makamı
ettiği yemine, Anayasa ve yasalara bağlı kalmalıdır.
Cumhurbaşkanı makamı milletin makamıdır. Bu makam
tarih huzurunda 16 Türk devletinin forsunu taşıyan devleti ebed-müddet düşüncesinin makamıdır.
Cumhurbaşkanı makamında parti bayrağı değil Türk
Bayrağı dalgalanmalıdır.
Bu duygularla
Cumhurbaşkanı seçim sonuçlarının milletimize
hayırlı olmasını Cenab-ı Haktan niyaz ediyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Altay...
2.- Sinop Milletvekili Engin
Altay'ın, Zonguldakta meydana gelen maden kazasında mahsur kalan
işçilerin bir an önce kurtarılması ile Hakkâri-Van kara yolunda
meydana gelen kazada hayatını kaybeden güvenlik kuvvetlerine
Tanrıdan rahmet dilediğine, Cumhurbaşkanlığı
seçimi sonuçlarının hayırlı olmasını
dilediğine ve Recep Tayyip Erdoğanın Anayasanın 101inci
maddesine uygun hareket etmesini beklediklerine ilişkin açıklaması
ENGİN ALTAY
(Sinop) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bugün Zonguldakta
meydana gelen ve 9 vatandaşımızın mahsur
kaldığı maden kazasıyla ilgili olarak,
vatandaşlarımıza bir an önce ulaşılmasını ve
sağ salim tekrar yer üstüne çıkarılmasını diliyorum.
Arkadaşlarımız ile bir grup milletvekilimiz olay yerine hareket
ettiler.
İlaveten,
bugün Hakkâri-Van kara yolunda meydana gelen kazada hayatını kaybeden
güvenlik kuvvetlerimize Tanrıdan rahmet diliyorum.
Sayın
Başkan, 10 Ağustos tarihinde yapılan
Cumhurbaşkanlığı seçimleri neticelenmiştir.
Hayırlı olsun, tebrik ediyoruz. Sayın Başbakanın balkon
konuşmasını dikkatle izledim. Demokrasinin ve millî iradenin
zafer gecesi olarak niteledi o geceyi ancak bununla beraber, Sayın
Başbakana demokrasinin aynı zamanda bir tepki ve protesto rejimi
olduğunu bir kere daha peşinen hatırlatmak isterim. Bu çerçevede
bu görevi yürütmesini temenni ediyorum.
İlaveten,
Türkiyede devletin laik niteliği ve hukuk devleti olma özelliğini
koruyacak en öncelikli kişinin Cumhurbaşkanlığı
makamı ve orada oturan kişi olduğunun altını çizmek
istiyorum.
Seçim
sonuçları ilan edildikten sonra Sayın Recep Tayyip
Erdoğanın Anayasanın 101inci maddesine uygun olarak
Başbakanlık görevini ve Adalet ve Kalkınma Partisiyle
ilişkisini sonlandırarak yeni görevine başlamak üzere hazırlıklara
yönelmesini, Anayasanın 101inci maddesine uygun hareket etmesini
bekliyoruz. Anayasayı çiğneyemeyecek tek makam ve tek kişi
Cumhurbaşkanıdır. Şimdiden bu çerçevede bir tavır
sergilemesini beklediğimizi beyan ediyorum
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Aydın
3.- Adıyaman Milletvekili
Ahmet Aydın'ın, Cumhurbaşkanlığı seçimi
sonuçlarının milletimize ve İslam coğrafyasına
hayırlı olmasını dilediğine, Cumhurbaşkanı
seçilen Recep Tayyip Erdoğanı kutladığına ve
Başbakan olarak görev süresinin ayın 28inde dolduğuna
ilişkin açıklaması
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Tarihî bir seçimi
dün, 10 Ağustos Pazar günü itibarıyla geride bıraktık. Yeni
Türkiye yolunda çok önemli bir süreci bu millet başarıyla
geçmiştir. Daha demokratik, daha özgür, daha müreffeh, 2023 vizyonuna
hazırlanan öncü bir ülke Türkiye bu demokrasi sınavından da
başarıyla çıkmıştır. Bu seçimde 77 milyon insan
kazanmıştır, Türkiye kazanmıştır, milletimizin
her bir ferdi kazanmıştır, millî irade asıldır dedik
ve millî irade kazanmıştır. Bu büyük teveccühten dolayı AK
PARTİ Grubu olarak milletimizin her bir ferdine tekrardan ayrı
ayrı teşekkür ediyoruz. Seçilen Sayın
Cumhurbaşkanımızı da tebrik ediyoruz.
Hayatı
başarılarla dolu olan, İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanlığından Başbakanlığa kadar İstanbulu,
Türkiyeyi değiştiren, dönüştüren, reformların öncüsü, yeni
Türkiyenin mimarı Sayın Recep Tayyip Erdoğanı zaten
başarılarıyla herkes biliyor. Bu
Cumhurbaşkanlığı makamında da
başarılarının devamını diliyoruz aynı
şekilde.
Tabii ki, bütün
vesayet makamlarını Türkiye adım adım geride
bırakıyor. Cumhurbaşkanlığı makamı da bu
şekilde değişecek, dönüşecek, cumhurun makamı hâline
gelecek. Dolayısıyla bu makamda, bu ülkede yaşayan herkes
Türkiyeli kavramıyla birlikte bir arada, kardeşçe, huzur içerisinde,
refah içerisinde 2023e doğru koşacaktır.
Değerli
Başkanım, yine aynı şekilde, Sayın
Cumhurbaşkanımızın seçim usulü, görevi devralması
gerek Yüksek Seçim Kurulunun kararları gerek Anayasamız gerekse de
mevcut Cumhurbaşkanlığı Yasasının ilgili hükümleri
birlikte değerlendirildiğinde Başbakanlık görevinin 28ine
kadar devam ettiği çok açık ortadadır çünkü mevcut
Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gülün ayın 28ine kadar görev
süresi devam ediyor. Dolayısıyla, 28inde -daha önce Yüksek Seçim
Kurulunun 15inde düzenleyeceği tutanak burada Genel Kurula Meclis
Başkanlığı tarafından sunulmak suretiyle- aynı
gün yemin etmekle yeni Cumhurbaşkanımız, 12nci
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan görevine
başlayacaktır, aynı gün önceki görevleri de son bulmuş
olacaktır. Bundan kimsenin de kuşkusu, endişesi olmasın.
Görevlerini de tamamen Anayasa ve yasaların vermiş olduğu
yetkiler çerçevesinde kullanacaktır kendileri.
Bir kez daha bu
yeni görevinde ilk defa halkın reyiyle seçilen 12nci
Cumhurbaşkanımızı kutluyoruz. Ülkemiz için, milletimiz
için, tüm dünya için, özellikle mazlum, mağdur milletler ve İslam
coğrafyası için hayırlara vesile olmasını temenni
ediyor, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
VI.- OTURUM BAŞKANLARININ
KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut'un, Cumhurbaşkanı seçilen
Başbakanı tebrik ettiğine, Zonguldaktaki maden kazasında
mahsur kalan işçilerimizin bir an önce kurtarılmasını
temenni ettiğine ve Bingöl eski Belediye Başkanı Hikmet Tekine
Allahtan rahmet dilediğine ilişkin konuşması
BAŞKAN Biz
de Sayın Başbakanın Cumhurbaşkanı seçilmesi
vesilesiyle kendisini tebrik ediyor, hayırlı ve uğurlu
olmasını temenni ediyoruz.
Zonguldaktaki
kömür madeninde mahsur kalan işçilerimize geçmiş olsun diyor, bir an
önce ailelerine kavuşmalarını temenni ediyoruz.
Diğer
taraftan, Bingöl eski Belediye Başkanı Hikmet Tekine Allahtan
rahmet, yakınlarına da başsağlığı diliyoruz.
Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
Meclis
araştırması açılmasına ilişkin üç önerge
vardır, okutuyorum.
VII.- BAŞKANLIĞIN
GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan ve 21 milletvekilinin, Diyarbakır ve çevre illerde
yaşanan uzun süreli elektrik kesintilerinin nedenlerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/1052)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Diyarbakır
başta olmak üzere Mardin, Şanlıurfa ve Batman gibi bölge
illerinde yaşanan uzun süreli elektrik kesintilerinin nedenlerinin
açığa çıkarılması, akım dalgalanmalarından
kaynaklı olarak halkın ve işletmelerin karşı
karşıya kaldığı maddi zararın tespiti,
Diyarbakır DEDAŞ İl Müdürlüğünde aboneler üzerinden
yapılan yolsuzlukların ve kurum zararının ortaya
çıkarılması için Anayasa'nın 98, İç Tüzükün 104 'üncü
ve 105'inci maddeleri gereğince Meclis araştırması
açılmasını arz ederim.
1) Altan Tan (Diyarbakır)
2) Pervin Buldan (Iğdır)
3) İdris
Baluken (Bingöl)
4) Sırrı
Sakık (Muş)
5) Murat Bozlak (Adana)
6) Halil Aksoy (Ağrı)
7) Ayla Akat Ata (Batman)
8) Hasip Kaplan (Şırnak)
9) Emine Ayna (Diyarbakır)
10) Nursel
Aydoğan (Diyarbakır)
11) Hüsamettin
Zenderlioğlu (Bitlis)
12) Adil Zozani (Hakkâri)
13) Esat Canan (Hakkâri)
14)
Sırrı Süreyya Önder (İstanbul)
15) Sebahat Tuncel
(İstanbul)
16) Mülkiye
Birtane (Kars)
17) Erol Dora (Mardin)
18) Ertuğrul
Kürkcü (Mersin)
19) Demir Çelik (Muş)
20) İbrahim
Binici (Şanlıurfa)
21) Nazmi Gür (Van)
22) Özdal
Üçer (Van)
Gerekçe:
Diyarbakır'da
yıllardan beridir kış aylarında hem merkezde hem de ilçe ve
köylerinde uzun süreli elektrik kesintileri yaşanmaktadır. Bu
kesintiler başta Diyarbakır, Mardin ve Şanlıurfa'da olmak
üzere son yıllarda yaz aylarında da sıkça yaşanmaya
başlamıştır. Yüksek sıcaklıklarda bölge
halkı, esnaf ve işletmeciler ciddi anlamda mağdur
olmaktadırlar. DEDAŞ yetkilileri sorunun kaçak elektrik
kullanımı olduğunu söyleyip âdeta bir cezalandırma yöntemi
olarak da konuya yeterli hassasiyetle yaklaşmamaktadırlar. Gerek
sık yaşanan elektrik kesintileri gerekse de meydana gelen gerilim
dalgalanmaları tarımı, esnaf ve sanatkârları, sanayiyi,
sağlık hizmetlerini başta olmak üzere kamu ve toplumun
diğer kesimlerini olumsuz yönde etkilemektedir. Devlet hastanelerimizin
yoğun bakım üniteleri çalışamaz hâle gelmiş, birçok
jeneratör ve tıbbı cihaz yanmaya ve bozulmaya
başlamıştır. Bölgede zaten yetersiz olan sanayi
faaliyetleri de bu nedenle günlerce üretime ara verecek duruma gelmiştir.
Sosyoekonomik olarak gelir seviyesi düşük olan bölge halkı, bozulan
veya yanmış olan elektronik araç gereçlerini ve klimalarını
tamir ettirmekte zorlanmaktadır.
Bu kesinti ve
dalgalanmaların belli başlı sebepleri var. Kızıltepe,
Harran ve Bismil Ovalarında sayıları on binleri bulan sulama
pompalarıyla tarımsal sulama yapılmaya
çalışılmaktadır. Bu yoğunlukta elektrik enerjisiyle
sulama dünyanın hiçbir yerinde mevcut değildir. GAP projesi
içerisinde yer alan tarımsal sulama yapılarının devlet
tarafından yıllardır bitirilememiş olması çiftçiyi
kendi imkânlarıyla sulama yapmaya itmiştir. Bölgede yaşanan
gerilim dalgaları binlerle ifade edilen yüksek güçlü su
pompalarının devre dışı kalması ve tekrar devreye
girmesi sonucu oluşmaktadır. TEDAŞ'ın müşterisi olan
ve gerilimlerin asıl kaynağı olan sulama tesisleri
TEDAŞ'ın yerinde çözüm getirememesi nedeniyle tüm bölgeyi etkileyen
bir sorun hâline gelmiştir.
Bu sebeplerin
dışında, bölgeye verilen enerji miktarının yetersiz
olması, mevcut tesislerin ve bununla beraber enerji nakil hatlarının
eski olması da sayılabilir.
Elektrik
sorunlarından biri de barajlardan bölgemize gönderilen enerjinin
düşük kalitede olmasıdır. Türkiye'nin en çok hidroelektrik
üreten bölgesinin elektrikten mahrum bırakılması kabul edilemez
bir yaklaşımdır.
Çözüm için enerji
hatlarının güçlendirilmesi ve yenileme
çalışmalarının bir an önce başlatılması
sağlanmalıdır. Bölgedeki sulama kanallarının
bitirilmesi gerekmektedir. TEİAŞ iletişim kurumu olarak kapasite
sorununu çözmelidir. TEDAŞ, son kullanıcıdan kaynaklı
sorunların kendi sistemine yansımasını engellemek için
tesislerinin kompanzasyonlarını yapmalı ve kapasitenin üzerinde
yüklenen enerji nakil hatlarının sağlıklı
işletilmesini sağlamak için yeni hatlar tesis ederek yüklerini
bölmesi gerekmektedir. Çözüm için gerekli siyasi, idari ve teknik irade ortaya
çıkmamış, maddi imkânlar oluşturulamamıştır.
Halkımıza Kaçak kullanımdan dolayı yatırımı
hak etmiyorsunuz. demeye getirilmiştir.
Süreç içerisinde
Diyarbakır'da yapılan tek çalışma, 25 MVA gücünde bir mobil
trafonun getirilerek devreye alınması olmuştur. Bu
çalışmanın yaşanan sıkıntıları
gidermede yetersiz olduğu açık bir şekilde görülmektedir.
İktidarın
kadrolaşma hırsıyla Diyarbakır'a atadığı
DEDAŞ il yöneticilerinin bazılarının yolsuzluk
dolayısıyla soruşturulduğu ve bu yöneticilerin
arkasında siyasi iktidarın milletvekillilerinin olduğu kamuoyu
tarafından ifade edilmektedir. Bölge halkının ahlaki
değerlerini, iktidardan aldığı güçle sorgulamaya kalkışan
bazı yetkililer seviyesiz açıklamalar yaparak yolsuzluk ve
yandaşlıklarını gizlemeye çalışmaktadırlar.
2 kez görevden alındıktan sonra her defasında göreve tekrar geri
dönmenin bölgede iktidar odaklarından bağımsız olması
beklenemez.
TEDAŞ
Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından 20/10/2011
tarihinde gelen ihbar telefonları üzerine bazı özel trafolu abone
dosyaları üzerine inceleme başlatılmıştır. Bu
incelemeler sonucunda bazı şirketlerin kaçak tahakkuklarını
iptal ettirdikleri tespit edilmiştir. Bu iptaller neticesinde kurum zarara
uğratılmıştır.
Tüm bu veriler sonucunda
başta DEDAŞ İl Müdürlüğü olmak üzere bazı yöneticiler
hakkında ilgili Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda
bulunulmuştur. Adı geçenler, aylıktan kesme, kınama ve
yazılı olarak uyarılma cezaları almışlardır.
2.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan ve 21 milletvekilinin, Güneydoğu Anadolu Projesi ve
bu projeye bağlı olarak yapılması planlanan sulama
kanallarının bitirilememesinin nedenlerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/1053)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Güneydoğu
Anadolu Projesi (GAP) ve bu projeye bağlı olarak yapılması
planlanan sulama kanallarının hâlâ bitirilememiş olması ile
ilgili olarak Anayasa'nın 98'inci, İç Tüzükün 104'üncü ve 105'inci maddeleri
gereğince Meclis araştırması açılmasını arz
ederim.
1)
Altan Tan (Diyarbakır)
2)
Pervin Buldan (Iğdır)
3)
İdris Baluken (Bingöl)
4)
Sırrı Sakık (Muş)
5)
Murat Bozlak (Adana)
6)
Halil Aksoy (Ağrı)
7)
Ayla Akat Ata (Batman)
8)
Hasip Kaplan (Şırnak)
9)
Hüsamettin Zenderlioğlu (Bitlis)
10) Emine Ayna (Diyarbakır)
11) Nursel
Aydoğan (Diyarbakır)
12) Adil Zozani (Hakkâri)
13) Esat Canan (Hakkâri)
14) Sırrı
Süreyya Önder (İstanbul)
15) Sebahat Tuncel (İstanbul)
16) Mülkiye Birtane (Kars)
17) Erol Dora (Mardin)
18) Ertuğrul
Kürkcü (Mersin)
19) Demir Çelik (Muş)
20) İbrahim
Binici (Şanlıurfa)
21) Nazmi Gür (Van)
22) Özdal Üçer (Van)
Gerekçe:
Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP),
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin sahip olduğu kaynakları
değerlendirerek bu yörede yaşayan insanların gelir düzeyini ve
yaşam kalitesini yükseltmeyi, bölgeler arası
farklılıkları gidermeyi ve ulusal düzeyde ekonomik gelişme
ve sosyal istikrar hedeflerine katkıda bulunmayı amaçlayan bir proje
olarak ortaya konulmuştur.
Fırat havzası ve Dicle
havzası projeleri olmak üzere iki gruptan oluşan GAP Su
Kaynakları Geliştirme Programı kapsamında 22 baraj, 19
hidroelektrik santrali inşası öngörülmüş, projenin bitmesi
sonucunda 1 milyon 822 bin hektar alanın sulanması ve yılda 27
milyar kilovatsaat elektrik enerjisi üretilmesi planlanmıştır.
Bu iki aşamalı olarak
yürütülen Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP), ülkenin enerji
ihtiyacını karşılayacak olan hidroelektrik santralleri
yapımını büyük ölçüde sonlandırmışken, bölge
halkının ekonomisini geliştirecek olan sulama kanalları
aşamasında ise bir hayli geride kalmıştır.
GAP kapsamında, 2009
yılı itibarıyla toplam 9 adet (5.513 mw) hidroelektrik santrali
tamamlanmış; santral kurulu güçleri itibarıyla hidroelektrik
enerji projelerinin yüzde 74'ü gerçekleşmiştir. Bu çerçevede, GAP
kapsamında yer alan Karakaya, Atatürk, Batman, Kralkızı, Dicle,
Birecik ve Karkamış hidroelektrik santrallerinin işletmeye
alınışından bugüne kadar Türkiye ekonomisine doğrudan
katkı sağlayan duruma gelmiştir. Türkiye'de 2009
yılında üretilen 35,9 milyar kilovatsaatlik hidroelektrik enerji
içinde, GAP 12,1 milyar kilovatsaatlik hidroelektrik üretimiyle yüzde 33,7'lik
bir paya sahiptir.
GAP bölgesinde 1 milyon 822 bin ha
alanın sulamaya açılması planlanmıştır. 2009
yılı sonu itibarıyla Fırat ve Dicle havzasında toplam
300 bin 397 ha alan sulamaya açılmıştır. 72 bin 093 ha
alanda halen sulama şebeke inşaatı devam etmekte olup 1 milyon
448 bin 556 ha alan planlama aşamasındadır. Sulama projelerinin
yüzde 16,5'i işletmededir.
Bölge insanına asıl
faydayı sağlayacak olan sulama kanallarının da bir an önce
projenin enerji ayağındaki bitirilme seviyelerine getirilmelidir.
Türkiye'nin ekonomik refahına yapılan katkının bölge
insanının refahına da yansıması için sulama
kanallarının yapımı hızlanmalıdır.
3.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan ve 21 milletvekilinin, kaçak göçmenlerin
sorunlarının ve ölüm nedenlerinin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1054)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Kaçak olarak
ülkemize gelen ve ülkemiz üzerinden yurt dışına
çıkış yapmak isteyen göçmenlerin sorunları ve ölüm
nedenleri ile ilgili olarak Anayasa'nın 98'inci, İç Tüzükün 104'üncü
ve 105 'inci maddeleri gereğince Meclis araştırması
açılmasını arz ederim.
1) Altan Tan (Diyarbakır)
2) Pervin Buldan (Iğdır)
3) İdris
Baluken (Bingöl)
5) Murat Bozlak (Adana)
4) Sırrı
Sakık (Muş)
6) Halil Aksoy (Ağrı)
7) Ayla Akat Ata (Batman)
8) Hasip Kaplan (Şırnak)
9) Hüsamettin
Zenderlioğlu (Bitlis)
10) Emine Ayna (Diyarbakır)
11) Nursel
Aydoğan (Diyarbakır)
12) Adil Zozani (Hakkâri)
13) Esat Canan (Hakkâri)
14)
Sırrı Süreyya Önder (İstanbul)
15) Sebahat Tuncel
(İstanbul)
16) Mülkiye
Birtane (Kars)
17) Erol Dora (Mardin)
18) Ertuğrul
Kürkcü (Mersin)
19) Demir Çelik (Muş)
20) İbrahim
Binici (Şanlıurfa)
21) Nazmi Gür (Van)
22) Özdal Üçer (Van)
Gerekçe:
Göçmenler, mülteci
tanımındaki nedenlerin dışında ülkelerini çoğu
zaman ekonomik gerekçelerle gönüllü olarak terk ederek başka bir ülkeye, o
ülke yetkililerinin bilgi ve izni ile yerleşen kişilerdir. Kaçak göçmenler
ise gittikleri ülkenin otoritelerine kendilerini bildirmeden ya da iznini
almadan o ülkede yaşayanlardır.
Dünya üzerinde her
yıl yüz binlerce göçmen başta ekonomik nedenler olmak üzere, iç
siyasi karışıklıklar ve sosyolojik
sıkıntılardan ülkelerini terk edip başka ülkelerde
yaşamayı istemektedir. Ülkelerin de göçmenler için
uyguladığı zorluklar bu insanları çoğu kez kaçak
olarak, çok zor şartlarda yolculuk yapmaya zorlamaktadır. Bu
yolculuklarını çoğu kez ailesi, çocukları ve
akrabaları ile gerçekleştirmektedirler.
Başta Irak,
Suriye, Kenya, Afganistan ve Nijeryalı göçmenler olmak üzere Türkiye
üzerinden de her yıl binlerce insan kaçak yollar ile Avrupa'ya geçmek
istemektedirler. Bu haberlerin birçoğunu maalesef ki medyamızda ölüm
haberleri olarak görmekteyiz. Yakın zamanda yine İzmir'in Menderes
ilçesine bağlı Ahmetbeyli beldesinde, Filistin, Suriye ve Irak
uyruklu 61 göçmen teknenin batması sonucu yaşamını yitirdi.
İçinde çoğu çocuk ve kadın 107 göçmenin bulunduğu 15
metrelik balıkçı teknesi aşırı yük nedeniyle su
alıp kayalıklara çarptıktan sonra battı. Tekne
faciasında 44 göçmen ve 2'si organizatör 46 kişi kurtulurken, 29'u
çocuk ve 2'si de bebek olmak üzere 61 kişi yaşamını
yitirdi.
Bu olayların
bu kadar sık yaşanması, göçmenlerin başka ülkelerden gelip
Türkiye üzerinde kaçakçılık yapan firmalar ile anlaşarak, kendi
ve ailelerinin hayatlarını daha iyi bir hayat yaşama uğruna
tehlikeye atması bizleri derinden üzmektedir. Bu kadar sık
yaşanmasına rağmen bu olayların istihbarat bilgilerine
neden ulaşılamadığı ya da neden bunlara güvenlik
güçlerince müdahale edilmediği net olarak ortaya konulmalıdır.
Kenya, Mozambik ve Afganistan'dan gelen fakir, çaresiz ve kimsesiz garibanlar
İstanbul'un orta yerinde, Aksaray'da insan kaçakçılarını
bulup ceplerindeki son kuruşları onlara vermekte ancak İstanbul
Emniyeti her ne hikmetse bu kaçakçıları bulamamaktadır. Bu kaçak
yolcu transferlerine göz yuman ya da yardımcı olan, çıkar
sağlayan kişiler ortaya çıkarılmalı ve artık bu
göçmenlerin ölümlerine seyirci kalınmamalıdır.
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler
gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması
açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler
sırası geldiğinde yapılacaktır.
Bir gensoru
önergesi vardır. Önerge daha önce bastırılıp sayın
üyelere dağıtılmıştır.
Şimdi,
önergeyi okutuyorum:
B) Gensoru Önergeleri
1.- CHP Grup Başkan
Vekilleri İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi, Sinop Milletvekili
Engin Altay ve Yalova Milletvekili Muharrem İncenin, Türkiyeye bölgesel
ve küresel planda itibar kaybettirdiği, çıkmaza soktuğu
dış politikayla ülkemizi savaş ortamına sürüklediği,
uluslararası terör örgütlerinin ülkemizde faaliyet göstermesine olanak
sağladığı, Musul Başkonsolosluğundaki
vatandaşlarımızın rehin alınması olayında
gerekli tedbirleri almadığı, Türkiye Büyük Millet Meclisini
bilgilendirmediği ve konu hakkında çelişkili açıklamalar
yaptığı iddiasıyla Dışişleri Bakanı
Ahmet Davutoğlu hakkında bir gensoru açılmasına ilişkin
önergesi (11/37)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Türkiye'nin
bölgesel ve küresel planda itibarını sıfırlayan,
dış politikasını çıkmaza sokan, ülkemizi savaş
ortamına sürükleyen ve uluslararası terör örgütlerinin neredeyse
bütün illerimizde faaliyet gösterir konuma gelmesine olanak sağlayan
IŞİD'in 11 Haziran 2014 tarihinde Musul Başkonsolosluğumuzu
basarak Başkonsolos dâhil 49 vatandaşımızı rehin
alması karşısında TBMM'yi bilgilendirmeyen ve o günden bu
yana çelişkili açıklamalar yapan Dışişleri Bakanı
Ahmet Davutoğlu hakkında Anayasa'nın 98 ve 99'uncu ve TBMM
İçtüzüğü'nün 106'ncı maddeleri uyarınca gensoru
açılması için gereğini arz ve talep ederiz.
Mehmet
Akif Hamzaçebi Muharrem
İnce Engin
Altay
İstanbul Yalova Sinop
CHP
Grup Başkan Vekili CHP
Grup Başkan Vekili CHP
Grup Başkan Vekili
Gerekçe:
Son yıllarda izlenen dış
politikanın maliyetini vatandaşlarımız ulusal, bölgesel ve
uluslararası ölçeklerde ödemektedirler. Ülkemizin bütün
komşularıyla sorunlu hâle gelmesinin ve bölgesinde ve
uluslararası planda sürekli itibar kaybetmesinin faturası acı ve
ağırdır.
Dışişleri Bakanı
Ahmet Davutoğlu'nun "Türkiye, bir cihan devleti, Orta Doğu'daki
değişimin yöneticisi ve öncüsü olacak." söylemlerinin tam aksine
Türkiye dünyada, özellikle de Orta Doğu'da
yalnızlaşmıştır. Türkiye'nin bölgede giderek itibar ve
etkinlik kaybına uğramasının somut sonuçları
vardır. Vatandaşlarımız bölge ülkelerine seyahat
edememekte, iş adamlarımızın işleri sekteye
uğramakta, pilotlarımız kaçırılmakta ve
sınır bölgelerimiz terör örgütlerinin hedefi olmaktadır.
Bunlara ek olarak,
izlenen maceraperest ve beceriksiz dış politikanın son kabul
edilemez sonuçlarından birisi de 11 Haziran 2014 tarihinde Musul
Başkonsolosluğundaki 49 personelimizin adını daha sonra
İslam Devleti olarak değiştiren Irak ve Şam İslam
Devleti (IŞİD) isimli El Kaide uzantılı terör örgütü
tarafından kaçırılmasıdır.
IŞİD
tarafından rehin alınanlar arasında Başkonsolos dâhil
diplomatlarımız, konsolosluk binasını korumakla görevli
özel harekât timi, konsolosluk çalışanları ve aile üyelerinin
olduğu bilinmektedir; buna ek olarak Başkonsolosluk
binasının teröristler tarafından karargâh olarak
kullanılıyor olması da ülkemizin onuruna vurulan bir diğer
ağır darbedir.
Yaklaşık
iki aydır IŞİD'in elindeki rehinelerimiz konusunda
Dışişleri Bakanı Davutoğlu TBMM'ye bilgi
vereceğini söylediği hâlde bilgi vermemiş; konuya ilişkin
haberlere de yayın yasağı konmuştur. Ayrıca, Savunma
Bakanı ve Dışişleri Bakanı konuyla ilgili olarak
çelişkili açıklamalar yapmaktadırlar.
Musul'da geliyorum
diyen tehlikeyi umursamayan ve Musul Valisi bile bölgeyi terk ettiği hâlde
Başkonsolosluğumuzu zamanında tahliye etmeyen
Dışişleri Bakanı, rehine krizini de yönetememekte;
IŞİD'in elindeki vatandaşlarımızı âdeta
kaderlerine terk ettiği izlenimini vermektedir. IŞİD
baskınının Dışişleri Bakanı
Davutoğlu'nun "Musul Başkonsolosluğumuzun güvenliği
için gerekli önlemler alındı." mesajından hemen sonra
gerçekleşmesi sorguya muhtaçtır.
Bir devletin
öncelikli görevi yurttaşlarının can güvenliklerini
korumaktır. Anlaşılmaktadır ki, 11 Haziran 2014 tarihinden
bu yana Musul'da rehin olan vatandaşlarımız konusunda bu
öncelikli görev yerine getirilmemektedir. Bunun siyasi sorumlusu,
Bakanlığının personeli iki aydır bir terör örgütünün
elinde rehin olan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu
hakkında Anayasa'nın 98 ve 99'uncu ve TBMM İçtüzüğü'nün
106'ncı maddeleri uyarınca gensoru açılmasını
saygılarımızla arz ederiz.
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Gensorunun
görüşme gününü de kapsayan Adalet ve Kalkınma Partisi grup önerisi,
diğer grup önerileriyle birlikte biraz sonra işleme
alınacaktır.
C) Duyurular
1.- Başkanlıkça,
Kadın Erkek Fırsat Eşitliği, Kamu İktisadi
Teşebbüsleri ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonlarında siyasi
parti grubu mensubu olmayan milletvekillerine düşen birer üyelik için aday
olmak isteyen siyasi parti grubu mensubu olmayan milletvekillerinin
yazılı olarak müracaat etmelerine ilişkin duyuru
BAŞKAN -
Sayın milletvekilleri, Kadın Erkek Fırsat Eşitliği,
Kamu İktisadi Teşebbüsleri komisyonlarında siyasi parti grubu
mensubu olmayan milletvekillerine de bir üyelik düşmektedir. Bu komisyonlara
aday olmak isteyen siyasi parti grubu mensubu olmayan milletvekillerinin 18
Ağustos 2014 Pazartesi günü saat 18.00e kadar Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına yazılı olarak müracaat
etmelerini rica ediyorum.
Milliyetçi Hareket
Partisi grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir
önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
VIII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri
1.- MHP Grubunun, MHP Grup
Başkan Vekili ve İzmir Milletvekili Oktay Vural tarafından, 17
Aralık 2013 günü yapılan konuşmaların montaj olup
olmadığına ilişkin TÜBİTAK raporunun hazırlanma
süreci, TÜBİTAKta yapılan görev değişikliklerinin mahiyeti
ve bahse konu kayıtların uluslararası ve bağımsız
uzman kuruluşlara incelettirilerek gerçeğin ortaya
çıkarılması amacıyla 5/8/2014 tarihinde Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 12 Ağustos 2014
Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
Tarih:
12/8/2014
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma
Kurulu 12/8/2014 Salı günü (bugün) toplanamadığından
grubumuzun aşağıdaki önerisinin, İç Tüzük'ün 19'uncu
maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Yusuf
Halaçoğlu
Kayseri
MHP Grup
Başkan Vekili
Öneri:
5 Ağustos
2014 tarih ve 8577 sayı ile TBMM Başkanlığına vermiş
olduğumuz MHP Grup Başkan Vekili ve İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın "17 Aralık 2013 tarihinde yapılan telefon
konuşmalarının montaj ve dublaj olduğu iddia edilmiş,
buna mukabil bazı sivil toplum örgütlerinin bu kayıtların gerçek
olduğuna dair hazırlattığı raporlar, bilahare
TÜBİTAK'ın bağlı olduğu Bakanın bunların
montaj olduğunu "hissetmesi'' ile TÜBİTAK'ta yapılan
operasyon sonrasında TÜBİTAK tarafından hazırlanan bu
kayıtların montaj olduğuna dair rapor kamuoyunda
tartışmalara yol açmıştır. Bu tartışmalar
ışığında 17 Aralık 2013 günü yapılan
konuşmaların montaj olup olmadığına ilişkin
TÜBİTAK raporunun hazırlanma süreci, TÜBİTAK'ta yapılan
görev değişikliklerinin mahiyeti ve bahse konu kayıtların
uluslararası ve bağımsız uzman kuruluşlara inceleterek
gerçeğin ortaya çıkarılması amacıyla verdiğimiz
Meclis araştırması önergemizin 12/8/2014 Salı günü (bugün)
Genel Kurulda okunarak görüşmelerinin bugünkü birleşiminde
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN
Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisi lehinde söz isteyen Seyfettin
Yılmaz, Adana Milletvekili. (MHP sıralarından
alkışlar)
Buyurun Sayın
Yılmaz.
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 17 Aralık 2013 tarihinde yapılan
telefon konuşmalarının montaj ve dublaj olduğu iddia
edilmiş. Buna mukabil, bazı sivil toplum örgütlerinin bu
kayıtların gerçek olduğuna dair hazırlattığı
raporlar, bilahare TÜBİTAKın bağlı olduğu
Bakanın bunların montaj olduğunu hissetmesiyle TÜBİTAKta
yapılan operasyon sonrasında
TÜBİTAK tarafından hazırlanan bu kayıtların montaj
olduğuna dair rapor kamuoyunda tartışmalara yol
açmıştır. Bu tartışmalar ışığında
17 Aralık 2013 günü yapılan konuşmaların montaj olup
olmadığına ilişkin TÜBİTAK raporunun hazırlanma
süreci, TÜBİTAKta yapılan görev değişikliklerinin mahiyeti
ve bahse konu kayıtların uluslararası ve bağımsız
uzman kuruluşlara inceletilerek gereğinin ortaya
çıkarılması amacıyla, Anayasanın 98inci,
İçtüzükün 104üncü ve 105inci maddeleri gereğince Meclis
araştırması için verilen önerge hakkında MHP grubu
adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Öncelikle, 10 Ağustosta yapılan
Cumhurbaşkanlığı seçiminin vatanımıza,
milletimize, devletimize ve demokrasimize hayırlı olmasını
diliyorum. Cumhurbaşkanlığı seçimleri
sonuçlanmıştır, hepimizin de bildiği gibi, burada hiçbir
mazeretin arkasına sığınmadan milletin iradesinin
arkasında duracağımızı ifade ediyoruz ama bu, şu
demek değildir: Bu seçim sürecinde devletin tüm imkânlarının
kullanılarak bütün kampanya boyunca orantısız güç
kullanılmasını yok saymamız da mümkün değildir ve
sonuç itibarıyla bu seçimde, seçimler daha yapılmadan özellikle havuz
medyası ve birtakım anket firmalarının yüzde 58-60 gibi bir
oran ortaya koyarak seçim olmadan Sayın Recep Tayyip Erdoğanın
seçilmiş olduğunu ortaya koymaları ve bununla ilgili bir algı
oluşturmaları da milletimizin dikkatinden kaçmamıştır
ve netice itibarıyla, 15 milyona yakın seçmenin sandığa
gitmeyip bu noktada irade ortaya koymaması da mutlaka üzerinde
düşünülmesi gereken hususlardır.
Değerli milletvekilleri,
Cumhurbaşkanlığı, saygınlığı olan bir
makamdır, sevmek zorunda olunmasa bile, devletin başı olarak,
cumhurun başı olarak herkesin saygı duyması gereken bir
makamdır. Bu saygı duyulması gereken makamın herhangi bir
şaibeyle anılması, ilk önce, Cumhurbaşkanlığı
makamının şahsında orada oturan kişiyi, sonra da
milletimizi derin olarak yaralayacaktır. Şimdi şunu ifade etmek
istiyorum: Hepimiz biliyoruz ki 17,25 Aralık süreci ülkemizde
yaşandı. Şimdi Gerek 30 Martta gerekse 10 Ağustosta millet
bunu akladı, bunlar yok. mantığıyla hareket edersek en
büyük zararı demokrasimize vermiş oluruz. Şunu ifade ediyorum:
Sandıklar hiçbir zaman için usulsüzlüklerin,
haksızlıkların, hukuksuzlukların, yolsuzlukların
aklanacağı bir yer değildir, dünyanın hiçbir yerinde de
bunun örneği yoktur.
Değerli
milletvekilleri, 17 Aralıkta ne oldu? 17 Aralıkta, biliyorsunuz,
birtakım bakanların ve bakan çocuklarının içinde
bulunduğu, para kasalarının ortada
dolaştığı, efendime söyleyeyim, para kasalarının
içerisinde milyon dolarların ortalıkta dolaştığı,
banka genel müdürlerinin evinde milyon dolarların olduğu, villaların,
arsaların, gayrimenkullerin ortalığa
saçıldığı bir süreci yaşadık. Şimdi,
bunları yok mu sayacağız? Bunları yok sayma hakkına
hiçbirimiz sahip değiliz.
Şunu ifade
ediyorum: Kendimize güveniyorsak, bir haksızlık, hukuksuzluk
yapılmadığına inanıyorsak, Ortalıkta bir
hırsızlık ve yolsuzluk yok. diyorsak yüce Türk
yargısına güvenmek zorundayız. Güvenmezsek geleceği
inşa edemeyiz. Bunların, mutlaka ve mutlaka, kamu vicdanında -yüzde 100ünde- aklanması
gerekiyor. Bunun aklanma yeri de yargıdır ve bu da objektif hukuk
kurallarının işlemesinden geçer ama oluşturulan
birtakım çalışmalarla bunu yok sayarsak, bu işlerde
milletin vicdanında yara açarız.
17 Aralıkta
oluşan bu süreç içerisinde ve ondan sonraki süreçte ne oldu değerli
milletvekilleri? Sayın Başbakan ile oğlu arasında
geçtiği ifade edilen birtakım konuşmalar var. Bu
konuşmalarda şu deniyor: Sayın Muammer Gülerin oğlu ile
eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayanın oğlunun evinde
yapılan aramalarda kasalarda ve ayakkabı kutularında
sakladıkları yüklü miktarlardaki paraya
ulaşıldığı medyada yer almıştır.
SONER AKSOY
(Kütahya) Ayıp ayıp!
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) - Bunun üzerine, saat sekizi iki geçe oğluyla
yapılan görüşmelerde evlerde arama
yapıldığını, bu manada Senin evinde ne var ne yok?
diye sorulduğu ve Bunları ne yapalım? dediği ifade
edilmektedir. 17.00de yapılan ikinci konuşmada Paraların
tamamıyla sıfırlanmasında fayda var. dediği
duyulmaktadır. Öğleden sonra 15.39da yapılan üçüncü
konuşmada, önceki telefon görüşmeleriyle verilen görevlerin yerine
getirilip getirilmediği sorulmaktadır; işte Akşam
bitirmiş bulunuyoruz. diyor. En son, 23.15te yapılan
konuşmalarda evdeki paraların
sıfırlandığını, sadece 30 milyon avro gibi bir
miktar daha paranın olduğu ifade ediliyor. Şimdi, bu
konuşmalar, bütün kapatmalara rağmen, bütün sansür
uygulamalarına rağmen, Twitterın, Googleın
yasaklanmasına rağmen Türkiyede ve dünyada milyonlarca kişi
tarafından takip edildi ve izlendi. Şimdi,
Cumhurbaşkanlığı gibi saygın bir koltuğa oturan
bir kişinin bunlarla ilgili herhangi bir şey
olmadığını ortaya çıkarması lazım. Efendim,
ben 30 Martta ve 10 Ağustosta sandıkta aklandım. ifadesini
kullanırsanız bunun altından kalkamazsınız, milletin
vicdanı yaralanır.
Şimdi, bunun üzerine, Sayın
Başbakan birçok konuşmasında -işte Balıkesirde
yaptığı konuşmalar var, mitingde yaptığı
konuşmalar var- diyor ki: Bu ülkede Cumhurbaşkanı
dinlenmiş, Başbakan olarak ben dinlenmişim, benim oğlum
dinlenmiş, bakanlar dinlenmiş. Şimdi,
Allahınızı severseniz, değerli milletvekilleri, ben size
soruyorum: Bunu söyleyen kim? Bunu söyleyen kişi, bu ülkeyi on iki
yıldır yöneten bir Başbakan. Aylarca askeriyeye yapılan
operasyonda, hatta bırakın, Adanada biz vali tarafından
dinleniyoruz. dediğimizde, hatta, sizin bir milletvekiliniz Vali bizi
dinletiyor. dediğinde, o süreç içerisinde birileri dinlenirken sesini
çıkarmayanların, hukuksuzluğa göz yumanların, hukuksuz
dinlemelere göz yumanların, ucu kendilerine dokunduğu zaman Biz
dinleniyoruz. deme hakları var mıdır? Yani, değerli
milletvekilleri, bunu söyleyen, Adanadaki Tellidere Mahallesindeki Ahmet
Ağa değil, on iki yıldır bu ülkeyi yönetiyor.
Bakın, size
ibretlik olsun diye bir şey göstereceğim. Yeni Şafak gazetesi,
havuz medyası değil mi? Havuz medyasında bundan üç ay önce bir
şey çıkıyor.
RECEP ÖZEL
(Isparta) Yeni Şafak, havuz medyası değil yahu.
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) Siz buna cevap verin. Diyor ki: Tapelerle yükseldi. Diyen
kim? Yeni Şafak gazetesi. Burada ne diyor biliyor musunuz, haberde:
Paralel yapılanmanın, Başbakanın koruma ekibini ele
geçirmek için akıllara durgunluk veren bir taktik izlediği ortaya
çıktı. Erdoğan'ın yakın çevresini dinleyen
şebeke, tapeleri, koruma ekibinden Mehmet Yüksel'e verdi. Tapelerle
Erdoğan'ın güvenini kazanan Yüksel, Başbakanlık Koruma
Dairesi Başkanı oldu."
Şimdi,
bununla ilgili, Başbakana 6 tane soru sordum, dedim ki: Bu Yeni
Şafakta çıkan haber doğru mudur? Sizin yanınızdaki
korumalar, etrafınızda, Başbakanlık etrafında,
bakanlar dâhil olmak üzere muhalif gördüğünüz veya parti içerisinde
ileride muhalif olabilecek birileri -bunun içerisinde hani
Cumhurbaşkanı da dinlendi diyor ya Sayın Başbakan, ben
demiyorum- dinlenip de o koruma polisi tarafından size servis edildi mi?
Edildiyse kimleri dinlediniz?
Şimdi,
değerli milletvekilleri, Yeni Şafak gazetesi gibi bir gazete bunu
manşet yapıyor ve biz soru soruyoruz, Bu dinlemeler var mı, bu
dinlemeler size verildi mi? diye, cevap yok. Peki, bu gazeteyi tekzip ettiniz
mi? Etmediniz. Peki, bu gazeteyi yalanladınız mı?
Yalanlamadınız. Peki, burada ismi geçen, size konuşmaları
dinlediğini ifade eden
şahsı, Koruma Dairesi Başkanlığına
yükselttiniz mi? Evet, yükselttiniz.
Şimdi,
değerli milletvekilleri, bakın, ortalıkta birtakım gerçek
olaylar var. O zaman şunu sormak lazım: Bu dinlemeler sahte ise, bu
dinlemeler yoksa, üç aydır, dört aydır dinlendiğini ifade eden,
konuşmalarını ortaya koyan, Alo Fatihin doğru
olduğunu ifade eden ve bugün o polisler hakkında soruşturma açan
Sayın Başbakana sormak lazım: Emniyetteki usulsüz dinlemelerle
ilgili birinci, ikinci, üçüncü polis operasyonu neyin nesidir?
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) - Bu polis operasyonunu niye yapıyorsunuz, bu dinlemeler
yoksa bu operasyonları niye yaptınız? Siz dinlendiğinizde
hak da başkası dinlendiğinde suç mu? (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Milliyetçi Hareket
Partisi grup önerisi aleyhinde söz isteyen Recep Özel, Isparta Milletvekili.
Buyurun Sayın
Özel. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
RECEP ÖZEL
(Isparta) Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; hepinizi
saygıyla selamlıyorum. Milliyetçi Hareket Partisinin vermiş
olduğu grup önerisinin aleyhinde söz almış bulunmaktayım.
Öncelikle,
seçimlerde ülkemize, milletimize, tüm insanlığa hayırlı bir
sonuç çıktı. İnşallah, Sayın
Cumhurbaşkanımızın, Genel Başkanımızın,
Başbakanımızın o makamda daha güzel hizmetler etmesinin
duası ve temennisinde burada bulunuyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Muhalefete mensup
arkadaşlarımızın en azından buraya gelip bir tebrik
etmelerini beklerdik ama o nezaketi göstermediler. Allah sizlerden de razı
olsun.
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) Ettik ya, dinlemediniz.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Kendinden başkasını dinlemiyor musun sen?
Sizin kafanız ancak ona çalışır. Daha ne desin ya?
Ayıp senin yaptığın ya, ayıp, ayıp!
KAMER GENÇ
(Tunceli) Şaibeli seçim, şaibeli!
RECEP ÖZEL
(Devamla) Belki ben duymamış olabilirim.
Şimdi,
verilmiş olan bu araştırma önergesi Görülmekte olan bir dava
hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması
ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir
beyanda bulunulamaz. diyen Anayasanın 138inci maddesine
aykırıdır.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sürekli konuşuyor Başbakan.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Yahu, o, yargı yetkisinin kullanmasıyla ilgili
değil. Senin aklın ermez ona.
RECEP ÖZEL
(Devamla) Ola ki bir şekliyle aykırı
olmadığını düşünelim. Bu dinlemeler yasal bir dinleme
ise, yasal, mahkeme tarafından verilmiş olan mahkeme
kararlarıyla dinlenmişse, soruşturma gizlidir, yine burada dile
getirilemez. Yasa dışı olduğu söyleniyor; son tutuklamalar,
son operasyonlar bunu teyit ediyor. Yasa dışı dinlemeler
neticesinde, yasa dışı dinlemelerden elde ettiğiniz
kayıtları da gelip burada konuşmak, burada beyan etmek de
herhâlde siyasetin nezaketine uymaz diye düşünüyorum.
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) Başbakan meydanlarda her gün konuşuyor,
Başbakan yargılamayla ilgili her gün konuşuyor.
RECEP ÖZEL
(Devamla) Şimdi, bu araştırma önergesinin temelini
oluşturan TÜBİTAK raporuyla ilgili olarak: 30 Mart yerel
seçimlerinden önce birtakım sivil toplum kuruluşlarının,
İngilterede, ne olduğu belli olmayan, hiç uzman olmayan bir tane ses
sanatçısı, bir tane de meslek yüksekokul mezunu iki kişiye
hazırlatmış oldukları rapora dayanarak bir
Gerekçenizde
çünkü o yazıyor. O raporun sonuç kısmına
baktığımızda, sonuç kısmında ne diyor biliyor musunuz?
Bu montaj değildir. demiyor, Montaj olma ihtimali vardır. diyor
sonuç kısmında.
KAMER GENÇ (Tunceli) Soruşturma gizliyse o rapor
sende ne arıyor?
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) Buyur, uluslararası
kuruluşlara götürelim.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Recep, daha önce CD için
de sahte dedik, Yok. dediniz; Amerikada incelendi, geldi, şimdi
TÜBİTAK da sahte dedi.
RECEP ÖZEL (Devamla) TÜBİTAKtaki görevlendirmeler
ne zaman oldu? Şubat 2014 tarihinde oldu, değil mi? Şimdi, siz
hazırlatılmış olan bir raporu 28 Mart seçiminden iki gün
önce medyaya servis edeceksiniz, sizinki siyasi bir rapor olmayacak. Eğer
biz siyasi olduğunu düşünseydik, TÜBİTAKa siyasi bir rapor
hazırlatmış olsaydık bunu 30 Mart yerel seçimlerinden önce
yapardık. Raporun yayınlanma tarihi ne zaman? Haziran 2014.
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) Baskı
yaptınız, yayınlattıramadınız. Belgeleri var
burada. Yayınlattıramadınız, görev değişikliği yaptınız.
RECEP ÖZEL (Devamla) Yerel seçimlerden üç ay sonra
rapor cumhuriyet başsavcılığına iletilmiş. 2 tane
profesör, 1 tane doçent, konusunda uzman ve dünyada en gelişmiş
teknikle bu işi yapan TÜBİTAK bu raporu hazırlıyor. Oradaki
kişiler diyor ki: Kelime kelime, gelelim, anlatalım bunun nasıl
montaj olduğunu.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri)
Değişikliği neden yaptınız TÜBİTAKta o zaman?
RECEP ÖZEL (Devamla) Bakın, şimdi sizin
mantıkla gidersek
ALİM IŞIK (Kütahya) Size geliyor da niye
buraya gelmiyor, bizlere gelmiyor o kişiler, niye sana geliyor Recep Bey?
Kelime kelime niye size anlatıyorlar, başka bir adama gelmiyorlar?
RECEP ÖZEL (Devamla) YouTubeda bir dünya şey var,
Devlet Bahçelinin Abdullah Öcalan terörist değildir. diye montajı
var. Ha, biz de gelip Bunu Devlet Bahçeli söyledi. diyelim mi?
Kılıçdaroğlunun Tayyip Beyden özür dilerim, o
haklıymış. dediği YouTubeda yazıyor. Birileri montaj
yapmış. Bunu burada söyleyelim mi?
MUHARREM VARLI (Adana) Söyle, söyle!
RECEP ÖZEL (Devamla) Yani olabiliyor muymuş
bunlar? Yani olabiliyormuş değil mi bunlar?
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) Söyleyelim mi? derken
söylüyorsun zaten.
RECEP ÖZEL (Devamla) Onun için, yasal bir kuruluş
olan ve kendi alanında etkin ve yetkin bir kuruluş olan, teknik
donanımda dünyada gerçekten marka olan TÜBİTAKa
hazırlattırılmış olan, cumhuriyet başsavcılığının
Montajdır. raporunu görmezden gelmek, Bir siyasi baskıyla
yapıldı. demek
Bunu 30 Mart yerel seçimlerinden önce
konuştunuz, Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce
konuştunuz. Sonuç
ALİM IŞIK (Kütahya) Sonuç: Aklandın
mı yani Recep Bey? Sonuç: Aklandınız mı yani?
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Sonuç: Meclis
araştırma komisyonu kurulsun. diyoruz biz de.
RECEP ÖZEL (Devamla) Bakın, hiçbir zaman yüzde
52nin ya da seçimin arkasına saklanmıyoruz.
ALİM IŞIK (Kütahya) Yapılanları,
çalınanları, götürülenleri görmezden mi geleceğiz?
RECEP ÖZEL (Devamla) Sonuç
Biraz siyaset üslubunuzu,
biraz siyaset tarzınızı, değiştirmeniz
gerektiğini ümit ediyorduk, herhâlde, Muhalefet kendine çekidüzen verir.
diyorduk ama 30 Marttan, 10 Ağustostan ders almamış görünüyorsunuz.
ALİM IŞIK (Kütahya) Önce, memleketin
malını çalmayacaksınız. Önce, çalanlara hesap
soracaksınız!
RECEP ÖZEL (Devamla) Ders almanızı salık
veririz çünkü size oy veren seçmenler, sizin mensuplarınız,
teşkilatlarınız sizden yeni bir siyaset anlayışı
getirmenizi istiyor bu ülkede.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Onu biz biliriz, siz bize müdahale etmeyin.
RECEP ÖZEL
(Devamla) Artık, bakın, bunlardan ders çıkartın.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) O bizim bileceğimiz iş, bize yön vermeye
kalkışmayın, siz kendi yönünüze bakın.
RECEP ÖZEL
(Devamla) Yoksa, kendinizi değiştirmezseniz sizin partinin
mensupları sizi iyi değiştirecek arkadaşlar.
Türkiyenin
boşluğu iktidar boşluğu değil, Türkiyenin
boşluğu muhalefet boşluğu. Muhalefeti adam gibi yapın,
güzel muhalefet yapın
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Biz bugünkü söylediğimizi yarın inkâr
etmez veya değiştirmeyiz. Siz kendinize bakın. Biz doğru
bildiğimiz yolda devam ederiz.
RECEP ÖZEL
(Devamla)
dilinizi Türk milletine güzel ufuklar açıcı şekilde
geliştirin; ümit olun, ümit. Bu söylemlerinizi bir daha check edin
diyoruz.
D. ALİ TORLAK
(İstanbul) Geç onları sen, geç!
RECEP ÖZEL
(Devamla) Niye geçeyim ki?
D. ALİ TORLAK
(İstanbul) Geç, geç!
RECEP ÖZEL
(Devamla) Vallahi, geçecek olan sizsiniz. Bu millet size öyle bir dedi ki,
Hadi oradan, geç oradan. dedi. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
D. ALİ TORLAK
(İstanbul) Başka işlere bak sen, başka işlere bak!
RECEP ÖZEL
(Devamla) Çatı dediniz, çatının altında 14 tane partiyi
birleştirdiniz, Pensilvanya çetesiyle birlikte oldunuz. Sonuç
Hepiniz
yıkıldınız, hepiniz çöktünüz.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Recep Bey, büyük laflar konuşuyorsun, bunlar senin
söyleyeceğin laflar değil. Önce hırsızlardan hesap
soracaksın! Ayıp senin yaptığın ya!
RECEP ÖZEL (Devamla)
Ya, bundan bir ders çıkarın artık ya, bundan Allah
rızası için bir şey çıkartın. Seçmeninize, siyasi
partide çalışan yöneticilerinize saygılı olun, onların
sesine birazcık kulak verin.
Ben, bu grup
önerisinin aleyhinde olduğumuzu, bu grup önerisinin artık temeli
olmadığını, gündemimizin belli olduğunu beyan
ediyorum.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Çıkarılacak rantlar var burada, rantlar.
İspatı da var bu rantın burada.
RECEP ÖZEL
(Devamla) Gündemimizde olan torba yasayı kamuoyunda aylardır
bekliyorlar, onu çıkartmak için inşallah gayretimiz olacak bugün.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Torba yasada sana da bir şeyler var mı?
RECEP ÖZEL
(Devamla) Bana hiçbir şey yok, millete çok şey var. Üslubunuzu ve yönteminizi
değiştirmemekte de ısrar ederseniz
ALİM
IŞIK (Kütahya) Senin de barajlar var mı, barajlardan, meralardan
rant var mı sana da?
RECEP ÖZEL
(Devamla)
size 2015 seçimlerinde de aynı hezimete
uğrayacağınızı belirtir, hepinize saygılar
sunarım efendim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Yılmaz.
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) Grup Başkanımız Sayın Devlet Bahçeliyle
ilgili
ALİM
IŞIK (Kütahya) Aslı astarı olmayan laflar söyledi.
BAŞKAN Bir
saniye sayın milletvekilleri.
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) Grup Başkanımız Sayın Devlet Bahçeliyle
ilgili sataşmada bulunmuştur.
BAŞKAN Ne
söyledi de sataştı?
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) Abdullah Öcalanı övücü ifadeler
kullandığını ifade etti, ses kayıtlarından
bahsetti. İkincisi de, grubumuzu Pensilvanya çetesinin oyuncağı
olmakla suçladı. Bununla ilgili cevap vermek istiyorum.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Haddini aşan sözler söyledi Sayın
Başkanım, haddini aşan sözler söyledi. Bir milletvekilinin
ağzına yakışmayacak, küçük adamların
konuşacağı sözler söyledi. Daha başka bir şey
söylemiyorum.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Yılmaz, sataşma nedeniyle iki dakika söz
veriyorum.
IX.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Adana Milletvekili
Seyfettin Yılmaz'ın, Isparta Milletvekili Recep Özelin MHP grup
önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında
MHP Grubuna ve MHP Grup Başkanına sataşması nedeniyle
konuşması
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hodri
meydan!
AHMET YENİ
(Samsun) Meydandan yeni geliyoruz.
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) Şimdi, TÜBİTAKtan sorumlu Bakan daha bu
konuşmalar ortaya çıkmadan Ben hislerime güveniyorum, benim
hislerime göre bunlar montajdır. derse ve marttan itibaren sürece
baktığınızda, TÜBİTAKa baskı
yapıldığı, bununla ilgili iddiaların ortada
dolaştığı ve sonuçta, TÜBİTAKta görevli birçok
kişinin görev yerleri değiştirilerek oraya kendinize
bağlı atamalar yapıldıktan sonra bu raporu alıyorsanız,
bu raporun sağlıklı olduğuna kimseyi ikna edemezsiniz.
Eğer kendinize güveniyorsanız, Sayın Devlet Bahçelinin ses
kayıtlarını da, Recep Tayyip Erdoğanın ses
kayıtlarını da gelin hep beraber -hodri meydan diyorum-
uluslararası saygın bir kuruma götürelim.
RECEP ÖZEL
(Isparta) Ben zaten montaj diyorum.
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) İkincisi, Pensilvanyaya gelince, şunu ifade
ediyorum: Sayın milletvekilleri, siz de iyi biliyorsunuz ki on iki
yıl boyunca Fethullah Güleni yerlere göklere sığdıramayan
sizsiniz, Türkçe Olimpiyatlarına gidip övgüler düzenler sizlersiniz
HAKAN
ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Devam edin, devam edin, bizim için problem yok,
devam edin.
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla)
Yaşatmak için yaşamaya gidenler. diyenler
sizlersiniz. Şu Meclis kayıtlarını çıkaralım,
ortaya koyalım, bakanların, milletvekillerinin bugün çete
dediğiniz kişilerle ilgili hangi övgülere vardığı
ortadadır. On iki yıldır kimin çete olup
olmadığını bilemiyorsunuz da bu ülkeyi siz nasıl
yönetiyorsunuz?
AHMET YENİ
(Samsun) Çatı çöktü, çatı.
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) Hiç kendinizi sorgulamıyor musunuz? Birileri şunu
dedi diye dün beraber yol yürüdüklerinizi bugün hain ilan ediyorsanız,
önce şapkanızı önünüze alıp kendiniz düşüneceksiniz.
Neler dediniz, Allahtan korkunuz! Açık söylüyorum, aylarca övmediniz mi?
Fethullah Gülene methiyeler düzen siz değil miydiniz, cemaate methiyeler
düzenler siz değil miydiniz?
OSMAN AŞKIN
BAK (İstanbul) 9 tane seçimde tuş oldunuz.
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) O Amerikaya gidip de elini öpmek için sıraya
dizilenler şuraya çıkıp da bir açıklasınlar.
AHMET YENİ
(Samsun) Çatı çöktü.
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) O Türkçe Olimpiyatlarına gidip de neler
konuştuğunuzu şurada
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla)
bir dinlediğinizde geçmişe dönüp de bir aynaya
bakmanızı tavsiye ederim. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
VIII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri (Devam)
1.- MHP Grubunun, MHP Grup
Başkan Vekili ve İzmir Milletvekili Oktay Vural tarafından, 17
Aralık 2013 günü yapılan konuşmaların montaj olup
olmadığına ilişkin TÜBİTAK raporunun hazırlanma süreci,
TÜBİTAKta yapılan görev değişikliklerinin mahiyeti ve
bahse konu kayıtların uluslararası ve bağımsız
uzman kuruluşlara incelettirilerek gerçeğin ortaya
çıkarılması amacıyla 5/8/2014 tarihinde Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 12 Ağustos 2014
Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN
Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisi lehinde söz isteyen Mehmet Ali Susam,
İzmir Milletvekili.
Buyurun Sayın
Susam. (CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET ALİ SUSAM (İzmir)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket
Partisinin vermiş olduğu önerge üzerine söz aldım. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle,
Cumhurbaşkanı olarak aday olan Başbakan Sayın Recep Tayyip
Erdoğan pazar günü yapılan seçimlerde Cumhurbaşkanı olarak
seçilmiştir. Ülkemize, ulusumuza ve tüm dünyaya hayırlı
uğurlu olmasını diliyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Öncelikle, balkon konuşmasında
yapmış olduğu Geçmişe ilişkin tüm olumsuzluklardan
arınarak yeni bir sayfa açalım. ve Tüm Türkiyeyi kucaklayıp
77 milyonun Cumhurbaşkanı olacağım. noktasındaki söylemini
bir taahhüt, bir anlaşma, bir senet olarak kabul ediyor, Cumhurbaşkanlığı
dönemini bu taahhüde uygun olarak yapması gerektiğine
inanıyorum. İnşallah, Yüksek Seçim Kurulu bugün kesin
sonuçları açıkladıktan sonra da Başbakanlıktan istifa
ederek Anayasaya uygun bir şekilde bir Cumhurbaşkanı
seçilmiş olmanın gereğini yerine getireceğine
inanıyorum.
Değerli
arkadaşlar, Milliyetçi Hareket Partisinin verdiği önerge,
TÜBİTAKın yapmış olduğu çalışma sonucunda
tapelerle ilgili verdiği raporun
tartışıldığı ve bu noktada bir
araştırma yapılarak Cumhurbaşkanı seçilmiş
Sayın Recep Tayyip Erdoğanın o makamda otururken hiçbir
şaibeyle, geçmişinde hiçbir tartışmaya mahal
bırakmayacak bilimsel bir aklanmayla ve hiçbir tartışma olmadan,
herkesin Cumhurbaşkanı olarak orada oturmasına imkân
sağlayacak bir önergedir. Bunu bu şekilde algılamak ve bilimsel
bir çalışma sonucunda, varsa yanlışlıklar,
eksiklikler, bunları ortaya çıkarma noktasında iyi niyetle
verilmiş bir önerge olarak değerlendiriyorum.
Peki, neden
TÜBİTAK üzerinde tartışmalar yapılıyor? Bir sözle
başlamak istiyorum TÜBİTAKla ilgili olaya. Büyük Önder Mustafa Kemal
Atatürk ne demiştir? Ben manevi miras olarak hiçbir ayet, dogma
bırakmıyorum. Ben sizlere, sadece bilim ve aklı rehber olarak
bırakıyorum. Değişen dünya koşullarında böyle
dogmalar hızla değişir. İnsanların
alışkanlıkları ve yaşam tarzları dogmalarla idare
edilemez. Benim size bıraktığım miras, akıl ve
bilimdir. demiştir.
Bugün onun
bıraktığı, bilim ve akılla kurulmuş olan
cumhuriyet 90ıncı yıllarında, bütün Müslüman
dünyasında saygın bir ülke olarak gelmiş, demokrasiyi
içselleştirmiş bir şekilde yaşıyorsa, bu, Mustafa
Kemal Atatürkün bilime ve akla vermiş olduğu önemden
kaynaklanmaktadır.
TÜBİTAK bu
yıl 51inci yılını kutluyor. 51inci yılına
gelmiş TÜBİTAK, bilim ve akla önem veren bir kuruluş olarak
kurulmuş ancak gelinen nokta itibarıyla ciddi
tartışmaların içinde olan özerk bir kurum olmaktan
uzaklaşmış, Başbakanın atadığı ve kendi
içerisinde özerk konumuna bağlı olarak bilim adamlarından
oluşan bir kurul olmadığı çok ciddi şekilde ortaya
çıkmıştır. Daha önce Başbakanlığa
bağlı olan kurum Sanayi Bakanlığına
bağlanmış ve bu rapordan önce Sanayi Bakanı da maalesef
-bilim ve aklın kendisine bağlı olduğu bir kuruluş
olarak TÜBİTAKla ilgili değerlendirmeyi yapacak olan bir bakan- Ben
hislerimle bu tapelerin ciddi şekilde montaj olduğuna
inanıyorum. demiştir. Sanayi ve Bilim Bakanı, hisleriyle
hareket etmek yerine, aklın ve bilimin gerektirdiği
konuşmaları ve değerlendirmeleri yapmak durumundadır.
İşte bu nedenle TÜBİTAK'ın vermiş olduğu rapor
ciddi tartışmaları içinde barındırmaktadır.
Bu konuda kriptolu
telefonların kriptolarının kırıldığı ve
dinlendiği ciddi bir şekilde sizler tarafından da Başbakan
tarafından da söylenmektedir. Bir ülkede devletin en üst görevlerini yapan
insanların ulusal güvenlik başta olmak üzere yaptığı
bütün konuşmalar, telefon konuşmaları kriptoları
kırılabiliyor ve dinlenebiliyorsa burada oturup düşünmeniz
lazım, bu ülkede neden TÜBİTAK'ın yaptığı
kriptolu telefonlar dinlenebiliyor noktasında bir sorgulamaya kendinizi
tabi tutmanız lazım. Burada ortaya çıkan olay şudur:
Türkiye bilim ve teknoloji alanında maalesef dünya teknolojilerinden
geride kalmış. Geride kalması nedeniyle o ülkelerin
eriştiği teknolojileri kendine kullanır noktada olmuş ve o
kullanma sonucunda bugün ülkenin ulusal güvenliği dâhil her konuşmanız
dünya tarafından dinlenir bir noktaya gelmiştir. Bunların
içerisinde ulusal güvenlik olduğu gibi, yolsuzluk ve bu noktada
yapılan bir sürü operasyonla ilgili konuşmalar da İnternet
ortamına düşmüş ve ciddi şekilde devlet adamları,
Başbakan tartışılır ve üzerinde ciddi şaibeler
oluşur noktaya gelmiştir. TÜBİTAK'ın raporu konusunda
sorduğumuz sorulara yanıt alınamamış, rapor parti
gruplarına verilmemiş ve bilimsel akredite, uluslararası bir
kuruluşa bu tapeler incelettirilip bunların montaj olup
olmadığı, tüm Türkiyedeki bilim insanlarının ve
Türkiye kamuoyunun tatmin olacağı bir rapor hâline
getirilememiştir. Böyle bir noktada, bu verilen önergeye karşı
çıkmak yerine, sizlerin de bu önergeye destek verip bu noktada hiçbir
istifhamın kalmamasına özel önem ve destek vermeniz gerekiyor.
Türkiye gerçekten
yeni bir döneme geldi. Bu yeni dönem, dünyada ekonomik olarak da Türkiyenin
orta gelir tuzağına takıldığını ve giderek
10 bin dolar millî geliri aşamayacak bir noktada takılıp kalacağını
gösteriyor. Bunu aşmanın yolu nereden geçiyor? Bilimden geçiyor,
teknolojiden geçiyor, AR-GEden geçiyor ve bilim ve aklın eğitim
sisteminden, bağımsız üniversitelerden, özgür üniversitelerden,
bilimin özgür bırakıldığı Türkiyeden geçiyor ama
TÜBİTAK, bilimsel bir değerlendirmeye dahi, dünyanın
katıldığı Darwinin teorilerine bile zamanı
geçmiş teoriler diyebilecek kadar bilimsellikten uzak, dünyanın
saygın bir bilim kuruluşu olmaktan uzaklaşmış, tartışılır,
siyasetin emrine girmiş bir kuruluş hâlinde görülüyor. Atamalar
Başbakan tarafından yapılıyor ve bu yapılan atamalar
sonucunda hiçbir bilimsel niteliği olmayan insanlar TÜBİTAKta
başkan yardımcılığına geliyor ve bu tapelerle
ilgili raporlara imza atar noktaya geliyor. Onun için bu verilen önergelere,
kimilerini rahatsız etmek yerine, tam tersine, Türkiyede bilime, akla ve
dedikoduları ortadan kaldırıp gerçeklerin ortaya
çıkmasına fırsat sağlayacak bir araştırma
önergesi olarak görülüp sahip çıkılması gerekmektedir. Eğer
yeni bir beyaz sayfayı, temiz bir Türkiyeyi, şeffaf, dürüst bir
yönetim anlayışını egemen kılacaksak, bu
araştırmalarla yeni bir Türkiyeyi, dürüst, şeffaf siyasetin
olduğu bir Türkiyeyi kurmalıyız.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP
ve MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisi
aleyhinde söz isteyen Ramazan Can, Kırıkkale Milletvekili.
Buyurun Sayın Can. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
RAMAZAN CAN (Kırıkkale)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
On iki yıldır ülkemizi her
alanda geliştiren, büyüten, gerçekleştirdiği ekonomik ve
demokratik reformlarla ekonomik kalkınmada ve ülkemizin
demokratikleşmesinde hayal dahi edemediğimiz gelişmeyi
sağlayan dünya lideri Sayın Başbakanımız Recep Tayyip
Erdoğan milletimizin teveccühüyle 12nci Cumhurbaşkanı seçildi.
Ülkemiz, milletimiz ve insanlık âlemi için hayırlı uğurlu
olmasını diliyorum.
Milletimiz pazar günü verdiği
kararla bütün ittifaklara, her türlü karalama kampanyasına, iftira ve
hakaret siyasetine bir cevap vererek
KAMER GENÇ (Tunceli) Her türlü hile
ve şaibeyle
RAMAZAN CAN (Devamla) -
hizmet
siyasetine, proje siyasetine oy vermiş ve yeni Türkiyenin yolunu
açmıştır. Ülkemizin 2023 hedeflerine ulaşması, verilen
bu kararla artık daha da kolaylaşmıştır. Bir kez daha
milletimize teşekkür ediyor, hayırlı uğurlu
olmasını diliyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; muhalefet özellikle on iki yıldır kürsüye
çıkıyor, konuşuyor, eleştiriyor, hakaret ediyor,
Sandıkta görüşeceğiz. diyor. Her ne hikmetse, sandık
geliyor, milletin şamarını, tokadını enselerinde
hissediyorlar; yetmiyor, bir daha, bir daha, bir daha, bir daha, tam 9 kez.
ALİM IŞIK (Kütahya)
Dikkatli konuş! Düzgün konuş!
RAMAZAN CAN (Devamla) Bu nedir böyle?
9 kez milletten tokat yiyeceksin ama hâlâ rakamlarla oynayacaksın, her
yenilgiden başarı çıkaracaksın, rakamları
eğeceksin, rakamları bükeceksin, rakamları lehine çevireceksin.
ALİM IŞIK (Kütahya)
Terbiyesizlik yapma, doğru konuş!
RAMAZAN CAN (Devamla) Allah
aşkına, yüzde 52 nasıl oluyor da yüzde 38den küçük oluyor?
Efendim, katılım düşüktü., Efendim, imkânlarınız
fazlaydı., Efendim, şuydu, buydu... Kardeşim, mazeret
üretmeyeceksiniz, çalışacaksınız.
Değerli milletvekilleri, askerlik
yapanlar bilir, nizamiyenin girişinde bir yazı vardır,
nizamiyenin girişinde der ki: Hiçbir mazeret başarının
yerini tutamaz. Gerçekten hiçbir mazeret başarının yerini
tutamaz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
FARUK BAL (Konya) Yeni vesayet, yeni.
RAMAZAN CAN (Devamla) - Ben şöyle
bir soru yöneltmek istiyorum muhalefete: Bu yüzde 38i 14e mi böleceğiz
ya da bu yüzde 38de CHPnin payı nedir, MHPnin payı nedir? Bunu
gerçekten bir sosyolojik olarak incelediniz mi,
araştırdınız mı, ben de merak ediyorum. Buna bir cevap
veren olursa gerçekten sevineceğim.
SELAHATTİN KARAAHMETOĞLU
(Giresun) Sen çalış da bize de söylersin!
RAMAZAN CAN (Devamla) - Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; aslında bu grup önerisi Türkiye
Büyük Millet Meclisi İçtüzüğüne ve Anayasaya uygun bir öneri
değildir.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Niye? Bütün pis işleri ortaya
çıkardığı için mi? Talanlara laf ettiği için mi?
RAMAZAN CAN
(Devamla) - Yasa dışı ses kayıtları ve montaj
olduğu Başbakanlık tarafından ilk gün açıklanan ses
kayıtları gündeme getirilmiştir. Sayın
Başbakanımızın yıpratılmaya
çalışılması ve bu ses kayıtlarının
gerçekmiş gibi grup önerisinde ifade edilmesi İç Tüzükü ve Ceza
Muhakemesi Kanununun 157nci maddesinde tanzim edilen soruşturmanın
gizliliği ilkesini ihlal eden bir unsurdur. Türk Ceza Kanunu yasa
dışı ses kaydını suç olarak düzenlemiştir. Suç
unsurunun, burada, gerçekleşmiş gibi ifade edilmesi de doğru
değildir. Bir an için, mahkeme kararı olsa bile, yasal dinleme mevcut
olsa bile soruşturmanın gizliliği bu grup önerisinin Mecliste
görüşülmesine engeldir.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; grup önerisinin gerekçesine
baktığımızda, bir araştırma komisyonu
kurulması talebinden ziyade, tamamen gerçek dışı, montaj
dublaj ürünü olan ses kayıtlarına dayanılarak, yıpratma
amaçlı cümlelere dayanılarak hazırlandığını
görüyoruz. Sivil toplum kuruluşunun raporundan bahsediliyor. Bu raporlarda
montaj olmadığı yönünde görüşler olduğu ifade
ediliyor. Değerli milletvekilleri, basına yansıyan ve
İngilterede hazırlandığı iddia edilen rapor 2
kişi tarafından hazırlanmıştır. İmzalayanlardan
birisi ses sanatçısı, diğeri ise meslek yüksekokulu mezunudur.
Bu rapor da sesler için Kesinlikle montaj değildir. gibi bir sonuca
varmıyor, Montaj olma ihtimali azdır. diyor. Önergede
belirtildiği üzere, TÜBİTAKtan, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının
soruşturması gereğince talep ediliyor. Soruşturmanın
gizli- bir bölümü basına sızdırılmış. Rapor, ses
uzmanı ve elektrik elektronik mühendisi, konusunda uzman 2 profesör ve 1
doçent olmak üzere 3 kişilik bilirkişi heyeti tarafından
hazırlanıyor. Teknik donanım açısından ülkemizin bu
konudaki en yetkili kuruluşunun ve bu konudaki en uzman kişilerinin
hazırladığı rapora mı itibar edilecek yoksa -demin
söylediğim gibi- konusunda uzman olmayan, yeterli ehliyeti ve liyakati
bulunmayan 2 kişinin hazırlamış olduğu rapora mı
dayanılacak? Kesinlikle montaj değildir. şeklindeki bir kesin
sonuca varmayan, Montaj olma ihtimali azdır. şeklindeki bu raporun
açıklanma tarihine baktığımızda ise yerel seçim günü
olan 30 Marttan iki gün önce basına açıklanıyor ve bu raporun
bilimsel olmadığını ve siyasi amaçlarla
hazırlandığını da bu teyit ediyor.
TÜBİTAKtaki
görevlendirmelere baktığımızda ise 2014ün Şubat
ayında gerçekleştiriliyor. Eğer TÜBİTAKtaki
görevlendirmeler grup önerisinde açıklanan gerekçelerle
yapılmış olsaydı görevlendirilen bu
şahısların 30 Mart seçimlerinden önce böyle bir raporu
hazırlamaları gerekirdi ki bir anlam ifade edebilsin. Görüldüğü
üzere, bu rapor 30 Mart seçimlerinden sonra tanzim edilmiştir. Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturması
gereğince haziran ayında yani yerel seçimlerden demin de
söylediğim üzere- üç ay sonra rapor hazırlanıyor. Raporun
içeriğiyle ilgili ayrıntılı bilgiye sahip değiliz
ancak basına yansıyan bölüm kadarıyla bu konuşmanın
kesinlikle bir montaj ve dublaj olduğu belirtiliyor.
Demin de
söylediğim üzere, şimdi, siz bu konuda uzman ve yetkin
kuruluşlarda, 2 profesör ve 1 doçentten oluşan bir heyetin
hazırlamış olduğu rapora mı itibar edeceksiniz yoksa
yeterli teknik donanımı olmayan, bu konuda yeterli
uzmanlığı olmayan, meslek yüksekokulu mezunu bir ses
sanatçısının hazırlamış olduğu rapora
mı itibar edeceksiniz? Bu rapora kimin itibar edip etmeyeceğini
kamuoyunun takdirine bırakıyoruz ama şunu özellikle söylemek
istiyorum: Torba yasayla ilgili vatandaşın ciddi derecede beklentisi olduğundan
dolayı bu grup önerisini görüşecek zamanımız yok.
İnşallah, bu hafta sonu itibarıyla muhalefetin de
desteğiyle kamuoyunu yakından ilgilendiren bazı meselelerde
torba yasadaki metinleri yasalaştırarak milletimize hizmet olarak
göndereceğiz diye düşünüyorum.
Muhalefete de
özellikle şunu belirtmek istiyorum: Hiçbir zaman yüzde 38 yüzde 52den
büyük değildir.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Sen işine bak kardeşim, işine bak.
Muhalefetin senden akıl alacak hâli yok!
RAMAZAN CAN
(Devamla) Yüzde 38
ALİM IŞIK
(Kütahya) İşine bak sen, işine. Haydi!
RAMAZAN CAN
(Devamla) - 14 siyasi parti, sözüm ona bir araya geldiler, yüzde 38
aldılar. Efendim, şimdi, yüzde 52 niye yüzde 58 değilmiş!
ALİM
IŞIK (Kütahya) İşine bak sen. Muhalefetin sana ihtiyacı
yok!
RAMAZAN CAN
(Devamla) - Haydi canım siz de diyorum! Haydi canım! Hadi canım!
Hepinize
saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ALİM
IŞIK (Kütahya) Haydi oradan!
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Milliyetçi Hareket
Partisi grup önerisini oylarınıza sunuyorum
III.-Y
O K L A M A
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
KAMER GENÇ
(Tunceli) Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN
Yoklama talebi var, yerine getireceğim.
Sayın Altay,
Sayın Gök, Sayın Yalçınkaya, Sayın Erdemir, Sayın
Susam, Sayın Çam, Sayın Türeli, Sayın Genç, Sayın Acar,
Sayın Tayan, Sayın Karaahmetoğlu, Sayın
Danışoğlu, Sayın Akova, Sayın Bilgehan, Sayın
Aydın, Sayın Özkoç, Sayın Keskin, Sayın Özkan, Sayın
Tunay, Sayın Çelebi.
Üç dakika süre
veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı yoktur.
Birleşime on
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 15.26
İKİNCİ
OTURUM
Açılma Saati:
15.43
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER:
Muharrem IŞIK (Erzincan), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 131inci Birleşiminin
İkinci Oturumunu açıyorum.
III.-Y O K L A M A
BAŞKAN Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu önerisinin oylanmasından önce yapılan yoklamada
toplantı yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi yeniden elektronik cihazla
yoklama yapacağız.
Yoklama için üç dakika süre veriyorum.
Yoklama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri (Devam)
1.- MHP Grubunun, MHP Grup
Başkan Vekili ve İzmir Milletvekili Oktay Vural tarafından, 17
Aralık 2013 günü yapılan konuşmaların montaj olup
olmadığına ilişkin TÜBİTAK raporunun hazırlanma süreci,
TÜBİTAKta yapılan görev değişikliklerinin mahiyeti ve
bahse konu kayıtların uluslararası ve bağımsız
uzman kuruluşlara incelettirilerek gerçeğin ortaya
çıkarılması amacıyla 5/8/2014 tarihinde Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 12 Ağustos 2014
Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN
Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Cumhuriyet Halk
Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir
önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
Okutuyorum:
2.- CHP Grubunun, Ankara
Milletvekili Levent Gök ve 24 milletvekili tarafından, Ankaranın
akarsu ve derelerinin ıslah edilmesi amacıyla 5/11/2012 tarihinde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş
olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 12
Ağustos 2014 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda
okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi
12/8/2014
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma
Kurulu 12/08/2014 Salı günü (bugün) toplanamadığından,
Grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Engin
Altay
Sinop
Grup
Başkanvekili
Öneri:
Ankara
Milletvekili Levent Gök ve 24 milletvekilinin Ankara'nın akarsu ve
derelerinin ıslah edilmesi amacıyla 5/11/2012 tarihinde Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin (541 sıra no.lu) Genel Kurulun
bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak
12/8/2014 Salı günlü birleşimde sunuşlarda okunması ve
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılması
önerilmiştir.
BAŞKAN
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi lehinde söz isteyen Levent Gök, Ankara
Milletvekili.
Buyurun Sayın
Gök. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)
LEVENT GÖK
(Ankara) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; vermiş
olduğumuz araştırma önergesiyle, Başkent Ankaranın
yer altı sularının ve derelerinin ıslahına dönük bir
araştırma komisyonu kurulması için Meclisimizi davet ediyoruz.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bu önerge, Ankaranın tarihine
ve kimliğine olan bir özür borcumuzun yerine getirilmesidir. Hepiniz
Ankarada yaşıyorsunuz. Ankara, aslında kurak ve susuz bir
bozkır kenti olarak bilinir ama doğrusu öyle değildir. Ankara,
aslında su kaynakları açısından Türkiyenin belki en zengin
kentlerinden bir tanesi idi. Başkentin tam ortasından ve çeşitli
ilçelerinden geçen dereler ve çaylar sessizce akıp geçmektedir çünkü
hepsinin üzeri kapalıdır.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; -belki farkında olmadan-
yaşadığınız muhitlerin isimlerini sizlere bir
hatırlatırsam, Ankaranın su kaynakları açısından
ne denli zengin olduğunu bir kez daha kanıtlama
fırsatını bulacağız.
Bakın,
Ankaranın pek çok semti isimlerini derelerden almıştır:
Kavaklıdere Kavaklı adındaki bir dereden
almıştır adını, Hoşdere önemli caddelerimizden
bir tanesidir, Dikmen Deresi, Bentderesi, İncesu Deresi, Bülbülderesi,
Bademlik Deresi, Kıbrısköyü Deresi, Çubuk Çayı, Hatip Çayı,
Bayındır Deresi, Cevizlidere,
İmrahor, Çayyolu, Kirazlıdere; bunların hepsi Ankaranın
önemli semtleridir. Çok önceki, elli altmış yıldan önceki bir
zaman dilimi içerisinde, Ankarada sayısız dereler ve çaylar akmakta
ve bunların üzerinde de tarihî köprüler bulunmaktaydı. Ankarada tam
24 tane köprünün bulunduğu söylenmektedir. İmrahor Deresi,
İmrahor Vadisinden akıp gelir ve bugün hepinizin Kolej diye
bildiği alandan geçer, Sıhhiye Meydanından geçer ve Ulusa
doğru akarak Ankara Çayına karışırdı.
Değerli
milletvekilleri, Ankara, işte bu su yataklarının zenginliği
yönünden çok önceleri, elli altmış yıldan önceki zamanda
bağlarıyla meşhur bir kentti. Ankaranın adlarından
bir tanesi de Farsça engûrdür. Engûr, Farsça üzüm anlamına gelmektedir
ve Ankaranın üzüm bağlarına ve elbette ki onu besleyen derelere
atfen o ad Farsça olarak verilmiştir.
Şimdi, Ankaranın
dereleri kurtarılmayı bekliyor. Kırsal tabanlı göçlerle
yaşadığı hızlı nüfus artışı,
gecekondulaşma, bunun getirdiği çarpık kentleşme,
plansız gelişme, imar rantları, yanlış yer seçimleri,
suyu besleyen alanların kirletilmesiyle, kentin atıklarının
da derelere verilmesiyle Ankaranın dereleri, çayları artık yok
olma noktasına gelmiştir. Şimdi, Ankaraya tarihî bir özür
borcumuz var değerli arkadaşlarım.
Şimdi,
Ankaranın caddelerinin altından, metrolarının
altından sular geçmektedir ve Ankara, su bakımından gerçekten de
çok zengin bir potansiyele sahiptir. Bu Ankara derelerinin bu şekilde
üstlerinin kapatılması ya da kurutulması neticesinde,
Ankaranın bugün en önemli problemi su olarak ortaya çıkmaktadır.
Hâlbuki Ankara, çok uzaklardan su getirme yerine, kendi yer altından geçen
sularını kullandığı anda çok daha farklı bir
ekolojik yapıya da sahip olacaktır. Bu bilincimizi geliştirmemiz
gerekiyor. Başkent Ankaraya karşı bu özrümüzü korumak ve
Ankaraya olan sorumluluğumuzu yerine getirmek açısından bu
araştırma önergemizin desteklenmesini bekliyoruz.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bugün bir sürü paralar vererek yapay
göller yapıyoruz, fıskiyeler yapıyoruz, kıvrıla
kıvrıla Ankaranın içinden çıkan ve akan dereleri ne
yazık ki görmezlikten geliyoruz. Dereler ıslah edilmeden,
Ankaralılar derelerine kavuşturulmadan apar topar
başlatılan kentsel dönüşüm yıkımları, bir kez
daha durup yeniden düşünmemizi ve Ankara için hayati kararlar almamızı
önemli kılıyor. Ankaranın sahip olduğu bu kadar zengin
doğal su kaynaklarından yararlanması hem doğanın hem
de Ankaralıların hakkıdır.
Ankaranın
yok olmaya yüz tutmuş akarsularını, derelerini doğal
hâliyle ortaya çıkartıp ıslah etmek, doğal dengeyi kurmak
ve Ankaralıları sahip oldukları zengin su kaynaklarıyla
buluşturmak hepimizin ve başta Meclisimizin görevi
olmalıdır.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bugünlerde Ankaramızda, bu
anlattığımız çerçevede, derelerimizin ıslahına
yönelik çalışmaları dile getirdiğimiz şu anlarda,
hâlen şu gün, İmrahor Deresinin üstü Büyükşehir Belediyesi
tarafından örtülmek istenmektedir. Tam bu araştırma önergemizin
tersi bir tutum. Hâlen, şu anda da ne yazık ki uygulanmaktadır.
Ankaranın tarihi, kimliği niçin yok edilsin? Buna niçin izin
verelim?
Bakın,
Atatürk Orman Çiftliğinde, Atatürkün miras alanında devasa bir
Başbakanlık sarayı yapılıyor. Binlerce ağaç
kesildi, çevrenin ekolojik dokusu bozuldu. Mahkemenin durdurma kararlarına
rağmen, bu inşaat hâlen devam ediyor.
Yine, Ankara
Büyükşehir Belediyesinin yaptırdığı ANKAPARK, tam da
Ankara Çayının üzerinde ve yanında yapılmaktadır.
Danıştay, geçen günlerde verdiği kararda bu alanın
yıkım tehlikesi içerisinde olduğunu bildirmiş ve yürütmeyi
durdurma kararı vermiştir. Bunları görmezden gelecek miyiz?
Yine,
Ankaranın kent merkezindeki Saraçoğlu Mahallesinin -daha önce
Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gülün himayelerinde Mimarlar
Odası ve Ankara Ticaret Odası şeklinde ortak bir projeyle
sürdürülmesi mümkünken- şu anda, geçtiğimiz hafta, Bakanlar Kurulu
kararıyla yine TOKİye devredilmesini Ankaralının
anlaması mümkün değildir. Ankaralılar tarih bilinci içerisinde,
Saraçoğlu Mahallesinin TOKİ marifetiyle bir rant merkezine,
alışveriş merkezine dönüştürülmesine izin vermeyecektir.
Başbakanlık
sarayında olduğu gibi, ANKAPARKta olduğu gibi, Ankaranın
ekolojik dengesini bozan her harekette doğa sonunda intikam alacak
şekilde karşımıza çıkacaktır. Bugün, Ankarada en
ufak bir yağmur olsa Ankaranın bütün caddeleri göle dönmekte,
dalgıçlar köprülerin altında insanlar ve arabalar aramaktadır.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; doğanın intikamı
acımasızdır, doğa mutlaka intikamını alır.
Şimdi, biz, bütün Avrupanın kentlerine
baktığımız zaman, su yataklarına kurulmuş Avrupa
kentlerini gördüğümüz zaman, Ankaranın bu zenginliğinin niçin
böylesine heba edildiğini sorgulamamız gereken bir dönemdeyiz.
Ankara, düşünün bir kez, içinden geçen onlarca dere, çay, akarsuyla niçin
bugün Eskişehirdeki Porsuk Çayının ıslah edilmesiyle
Eskişehirin kazandığı bir özelliğe dönüşmesin,
Ankaramız niçin bundan mahrum kalsın? Başkent,
Cumhurbaşkanı burada, Başbakan burada, bakanlar burada, bütün
milletvekilleri burada ama gözümüzün önünden giden bir kent kimliği
hâlindedir Ankara. Buna izin vermemeliyiz. Bu doğanın bir
feryadıdır, bu bir çevre hakkı mücadelesidir. Bu çevre
hakkı mücadelesinde, siyasi herhangi bir ayrım gözetmeksizin bütün
hepimizin birleşmesi gerekiyor, bütün hepimizin ortak bir iradeyle
başkent Ankaraya yakışacak bir araştırma komisyonu
kurarak Ankaranın sularının, yer altı sularının,
akarsularının, derelerinin ıslahının ve bunların
korunma amaçlı master planlarının yapılmasını
zorunlu görüyoruz.
Bu amaçla
verdiğimiz bu önerge önemlidir. Ben inanıyorum ki bütün partiler
destekleyecektir. Niçin desteklenmesin? Yer altı kaynakları ortada
olan bir kenti göz göre göre kurutarak ve bundan sonra acımasız imar
politikalarıyla tekrar Ankarayı geri dönülmez bir hâle getirmek ve
Bunu önlemek elbette hepimizin elindedir. Şimdi bu görevimizi
yapmanın tam zamanıdır. Ankara, tarihî kimliğiyle,
cumhuriyetçi kimliğiyle Türkiyemizin başkentidir. Başkentimizi
kendi şanına yakışır ve eski tarihî birikimi,
doğal güzelliklerinin tekrar korunmasıyla daha farklı bir
güzelliğe getirmek hepimizin elindedir. Bu nedenle verdiğimiz bu
araştırma önergesinde Ankaramızın bilinen ve bilinmeyen
bütün derelerinin ve akarsularının ortaya
çıkarılmasını, bunların mümkünse tekrar hayata
geçirilmesini öneriyoruz.
Ben hukukçu
kimliğimle, elbette bir jeoloji mühendisi değilim ama bilim
insanları, jeoloji mühendisleri, herkes bu işin başında
olmalı ve yapılabilecek ve kurtarılabilecek her türlü
çalışmayı Ankaranın geleceği açısından yapmalıyız
diyorum. Ankaramıza sahip çıkmak, cumhuriyetimize sahip
çıkmaktır. Ankaramıza sahip çıkmak Mustafa Kemal
Atatürke, laik cumhuriyete sahip çıkmaktır. Bunu bütün
milletvekillerimizden beklediğimi ifade ediyor, hepinizi sevgiyle
saygıyla selamlıyorum. (CHP ve MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Cumhuriyet Halk
Partisi grup önerisi aleyhinde söz isteyen İdris Baluken, Bingöl
Milletvekili.
Buyurun Sayın
Baluken.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri,
hepinizi saygıyla selamlıyorum. Grubumuz adına söz
almış bulunmaktayım.
Öncelikle, usul
olarak belki aleyhinde söz almış olduk ama bu önergenin tamamen
lehinde olduğumuzu ve lehinde oy kullanacağımızı ifade
etmek istiyorum.
Değerli
milletvekili arkadaşımızın çok güzel sunumunun
tamamına da katılıyoruz. Ankaranın yok olmaya yüz
tutmuş olan akarsularını, derelerini doğal hâliyle ortaya
çıkarmak, ıslah etmek son derece önemlidir ve bu, Meclisin önünde de
önemli bir görev olarak durmaktadır. Dolayısıyla,
yaşamış olduğumuz kentte zengin su kaynaklarını
açığa çıkarmak için bu Meclisin bir sorumluluk alması kadar
doğal bir şey yoktur. Dolayısıyla, bu konuda diğer siyasi
partilerin de destek vererek bir araştırma komisyonu
kurulmasını son derece önemli buluyoruz.
Diğer
taraftan, Türkiyenin temel olarak bir su ve enerji politikasının
oluşması gerektiğini düşündüğümüzü ifade etmek
istiyoruz. Aslında, uzun süredir Türkiyede yanlış uygulanan
enerji politikaları neticesinde doğa tahribatı ve insan
yaşamını tehdit eden bir düzeye ne yazık ki geldik. Ülkenin
her tarafında çığ gibi büyüyen HES barajları, termik
santraller, nükleer santraller, neredeyse artık doğa talanı
dışında insan yaşamını da tehdit eder bir sorunu
önümüze getirdi. Dolayısıyla, biz bu konuda bütün enerji ve su
politikasının masaya yatırılması gerektiğini,
suların kullanımı ve yenilenebilir enerjilerin
kullanılmasıyla ilgili, özellikle jeotermal, rüzgâr ve güneş
enerjisiyle ilgili yeni birtakım arayışların olması
gerektiğini buradan bu önerge aracılığıyla,
vesilesiyle tekrar iletmek istiyoruz.
Değerli
milletvekilleri, ben, birkaç konuya daha burada değinmek istiyorum.
Özellikle, birkaç gün önce sonuçlanan Cumhurbaşkanlığı
seçimleriyle ilgili ortaya çıkan sonucu burada, Genel Kurulda
paylaşmak istiyorum.
Bildiğiniz
gibi, 10 Ağustosta yapılan seçimler neticesinde, 12nci
Cumhurbaşkanı olarak Başbakan Sayın Recep Tayyip
Erdoğan seçilmiştir. Biz, Halkların Demokratik Partisi olarak
kendisini tebrik ediyoruz. Bu sonucun bütün ülkeye, bütün halkımıza
hayırlı olmasını temenni ediyoruz ve başarılar
diliyoruz. Ancak özellikle hem kendisine hem de AK PARTİ Grubuna buradan
seslenmek istiyoruz: Seçim geride kaldı, seçim çalışmaları
boyunca ortaya konulan söylemler, yürütülen politikalar, yürütülen siyasi programlar
geride kaldı. Şimdi, bu seçim sonuçlarından sonra yeni bir
başlangıç ve halkımızın, Türkiye halkının
bütün kararlılığıyla vermiş olduğu mesajı
mutlaka hepimizin önüne koyması gerekiyor. Cumhurbaşkanı seçilen
Sayın Başbakanın da yüzde 51in Cumhurbaşkanı
değil, bütün Türkiye'nin, yüzde 100ün Cumhurbaşkanı
olduğunu hatırlayarak bundan sonraki görevine
başlamasını ve görevini de bu tarafsızlık, kamusal
ilkeler doğrultusunda yapmasını son derece önemli
bulduğumuzu ifade etmek istiyoruz. Kutuplaştıran,
ayrıştıran, toplumu geren, ötekileştiren söylemlerden
Sayın Başbakanın ya da yeni Cumhurbaşkanının
uzaklaşması gerektiğini, partilerüstü yeni bir
anlayışla görevi süresince görev yapmasını buradan biz
temenni ediyoruz.
Özellikle
Cumhurbaşkanlığı seçiminde ortaya çıkan yeni mesajlar
da var. Bu mesajların doğru algılanması gerektiğini
buradan ifade etmek istiyoruz. Yeni yaşam söylemiyle, demokratik
dönüşümü esas alan bir Türkiye söylemiyle halklarımızın
karşısına çıkan Cumhurbaşkanı adayımız
Sayın Selahattin Demirtaşın yüzde 50nin üzerinde olacak
şekilde bir oy artışı sağlamasını ve yüzde
9,8 civarında bir oy almasını çok önemli bir mesaj olarak biz
algılıyoruz. Özellikle barışı, çözümü,
demokrasiyi, özgürlüklerin genişletilmesini önceleyen bir adayın bütün
Türkiye coğrafyasında bu şekilde rekor bir artışla
halkımız tarafından, halklarımız tarafından
sahiplenilmiş olmasını, biz önümüzdeki dönemde siyasetin önüne
koyması gereken yol haritası açısından da son derece önemli
buluyoruz. Türkiyede tüm ezilenler, bu vermiş oldukları destekle,
Türkiyede bir üçüncü yolun, bir alternatif yolun, ezilenlerin bir arada
olacağı bir siyasi hattın örülebileceği mesajını
vermişlerdir. Alevisinden Sünnisine, Türkünden Kürtüne;
Lazından, Çerkezinden, Arapından Türkmenine; Ermenisinden,
Rumundan, Süryanisinden bütün gayrimüslim halklara kadar Türkiye
halkları bir arada yaşamanın ve birbirini kucaklamanın,
birbirinin elinden tutmanın mümkün olabileceğini bizce bu
Cumhurbaşkanlığı seçiminde önemli bir mesaj olarak vermişlerdir.
Yine,
Türkiyenin her tarafında yaşayan köylüsü, çiftçisi, emekçisi,
işçisi, öğrencisi, kadını mevcut gidişata
karşı bir araya gelmenin mesajını bu 10 Ağustos
seçimleri vesilesiyle ortaya koymuş, dolayısıyla önümüzdeki
görev ve sorumlulukları artıracak şekilde bizi de, siyaset
kurumunu da bizce göreve davet etmiştir.
Yine,
3üncü aday olarak yarışan Sayın Ekmeleddin
İhsanoğlunu da buradan tebrik ediyoruz. Seçim süreci boyunca toplumu
kutuplaştıran, ayrıştıran, geren söylemlerden uzak
durması, azarlayan tarzda bir
siyaset dışında da bir söylemle halka gidilebileceğini
ortaya koyması son derece önemli olmuştur. Aslında, Sayın
İhsanoğlundan çok, kendisini destekleyen muhalefet partilerinin artık
şapkayı önlerine koymaları gerektiğini düşünüyoruz;
eski söylemlerle, çözüm üretmeyen muhalefet anlayışlarıyla
halkın karşısına çıkma durumunda Türkiye
halkının vermiş olduğu mesajı bu sandıkta
görmelerini temenni ediyoruz. Salt AKP karşıtlığı ya
da Başbakan karşıtlığı üzerinden bir siyasetin
artık mümkün olmadığını Türkiye halkı ortaya
koymuştur. Çözüm projeleriyle yeni bir Türkiye'nin
oluşması için ciddi siyasi projelerle siyaset üretilmesi
gerektiğinin mesajını bizce halkımız ortaya
koymuştur.
Dediğim gibi,
seçim dönemi geride kaldı. Bundan sonra ortaya çıkan mesajlarla
sorunlarımızı çözme zamanıdır. Biz hep şunu
düşündük: Aynı evde yaşıyoruz, aynı çatı
altında yaşıyoruz; aynı çatı altında yaşayan
kardeşlerin, ailelerin sorunları olabilir. Bu sorunları
diyalogla, müzakereyle çözmek hepimize kazandırır. Özellikle,
aynı mahallede yaşadığımız, Orta Doğu
mahallesinde yaşadığımız, her tarafta
yangınların, savaşların, kanın,
gözyaşının, acının olduğu bir ortamda kendi
evimizdeki sorunları çözmek için halkımız da bu seçimde güçlü
bir mesaj ortaya koymuştur. Temennimiz odur ki bu Meclis, siyasi partiler
bu mesajı doğru algılasın ve kendi içimizdeki
sorunların çözümü noktasında kendi üzerine düşen
sorumlulukları yerine getirsin. Biz kendi
barışımızı sağladığımız
ölçüde, özgürlükleri, demokrasiyi geliştirdiğimiz ölçüde kendi
mahallemizde bulunan bu yangınları söndürme açısından model
olabilecek çözüm önerilerini ortaya koyabiliriz düşüncesindeyiz.
Dolayısıyla, bu seçimin böylesi anlamlı mesajlarını
hepimizin görmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Özellikle, Orta
Doğuda yaşanan gelişmeler son derece vahim. IŞİD
çetelerinin uluslararası desteklerle Irakta ve Musulda yapmış
olduğu operasyonlara ek olarak Şengalde (Sincar), Rojavada hâlen
yapmaya çalıştığı katliam
hazırlıklarına karşı bütün Türkiye'nin, bütün siyasi
partilerin, sivil toplum örgütlerinin duyarlı olması gerektiğini
ifade etmek istiyoruz.
An itibarıyla
Şengalde (Sincar) tam bir insanlık dramı yaşanıyor.
On binlerce Ezidi Kürtü ve Türkmeni aç, susuz bir şekilde IŞİD
çetelerinden kaçarak Şengal Dağına sığınmış
durumdalar. İçlerinden yüzlercesi açlıktan ve susuzluktan öldü,
binlercesi IŞİD çeteleri tarafından katledildi, pek çoğu
ölmemek için Rojava yolunda, Türkiye yolunda ve Zaho yollarında çok zor
koşullarda yaşam mücadelesi veriyor. Özellikle, mevcut Hükûmetin de
bu konuda duyarlı olması gerektiği çağrısını
yapıyoruz. Şengale gerekli olan yardımların
ulaştırılması, Şengalden Zahoya giden ya da Haburun
öbür yanında olan ya da Haburdan geçerek Türkiyeye gelen, Rojavaya
geçen bütün Ezidi halkına, Türkmen halkına, Kürt halkına mutlaka
devlet eliyle yardımların ulaştırılması, bu
konuda Başbakanlık, Dışişleri Bakanlığı
ve AFAD eliyle acil bir planlamanın ortaya konması
çağrısını buradan yinelemek istiyoruz.
Demin ifade
ettiğim gibi, bu araştırma önergesinin lehine oy
kullanacağımızı ifade ediyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Cumhuriyet Halk
Partisi grup önerisi lehinde söz isteyen Özcan Yeniçeri, Ankara Milletvekili.
Buyurun Sayın
Yeniçeri. (MHP sıralarından alkışlar)
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun Ankaranın yok olmaya
yüz tutmuş akarsularını, derelerini, doğal
kaynaklarını ortaya çıkarıp Ankaralıları sahip
oldukları zengin su kaynaklarıyla yeniden buluşturmak için
alınacak önlemlerin saptanmasına yönelik önergesi üzerinde söz
almış bulunuyorum. Bu vesileyle hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Ne diyor bu soru
önergesi? Çevreyi koruyalım. diyor. E, ne diyorsunuz siz, Korumayalım.
mı? Ne diyor bu soru önergesi? Dereleri koruyalım. diyor. Siz ne
diyorsunuz, Korumayalım. mı? Ne diyor bu soru önergesi?
Bitkileri
Ne diyor bu soru önergesi veya bu araştırma önergesi?
Canlıları koruyalım. diyor. Ne diyor bu araştırma önergesi?
Doğayı koruyalım. diyor. Ne diyor bu araştırma
önergesi? Ankarayı koruyalım. diyor.
İLYAS
ŞEKER (Kocaeli) - Demeye gerek yok, zaten koruyoruz.
ÖZCAN
YENİÇERİ (Devamla) Siz ne diyorsunuz ekselansları?
Daha önce
uyuşturucunun yaygınlaşmasını önlemek için bir
araştırma önergesi veriyoruz; siz Efendim, gerek yok. Biz zaten
gereğini yapıyoruz. diyorsunuz.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Bunlar Ankarayı talan edelim. diyor.
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) Biz
diyoruz ki aile sorunlarıyla ilgili bir araştırma açalım;
boşanmalar arttı, cinayetler arttı, o arttı, bu arttı,
bunu inceleyelim. Ne diyorsunuz? Efendim, bizim zaten Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanlığımız var, çok mükemmel bir şekilde
bu işleri yürütüyor. diyorsunuz. Eğitim sorunlarını
araştıralım diyoruz; Efendim, ne gerek var? Millî Eğitim
Bakanlığı var zaten gerekeni yapıyor. diyorsunuz ve buna
karşı çıkıyorsunuz. Eminim, yüzde 100 buna da
karşı çıkacaksınız, bundan hiç kuşkum yok. Siz,
iktidar olmanın vermiş olduğu kibirle gerekeni yapabilirsiniz
ama ortada ciddi bir sorun var, tarihe kayıt düşmek adına ifade
ediyoruz; Ankarada, Türkiyede ve dünyada ekolojide, doğada, doğa-insan
dengesinde önemli ölçüde bir bozulma, yozlaşma ve kirlenme var. Bunu sizin
önünüze getirip sizin dikkatlerinize sunmak da bizim görevimiz ve onu
sunuyoruz.
Aslında
mesele, sanayi devrimiyle birlikte başlayan teknolojik gelişmelerin
sonucunda üretim ve tüketimin hızlı bir şekilde
artmasıdır. Daha çok üretim için doğanın bilinçsizce
sömürülmesi insanın doğa üzerindeki baskısının giderek
artmasını sağlamış, bu da doğal dengeyi büyük
ölçüde bozmuş ve ekolojik sorunlara neden olmuştur. Bu sorunları
gidererek bütün insanlığın bu sorunlardan etkilenmesini minimize
edebilmek, ekolojik sorunlara çözüm arayışları ortaya koymak ve
var olan değerler sistemini de artık ciddi bir biçimde sorgulamak
gibi bizim bir görevimiz var.
Değerli
milletvekilleri, çevre sorunları üzerinde kafa yoran düşünürler,
sorunu genellikle insan düşüncesinin zihnî ve entelektüel
olgunluğuyla açıklamaya çalışmışlardır ve
bunların bazıları, sorunun sebebinin sanayileşme ve
kentleşme süreci olduğunu söylemiş ve bu çerçeve içerisinde
hareket etmişlerdir. Özelde Ankaranın, geneldeyse çevre
sorunlarının sebebi ne olursa olsun, boyutları herkesi
ilgilendirecek ve etkileyecek bir konuma ve duruma gelmiştir. Bunun
sonucunda, kökleri farklı düşünce, ideoloji ya da değer
sistemlerine dayanan ekoloji hareketleri ortaya çıkmış, bu
hareketler ve bu düşünceler de dikkatli bir biçimde irdelenmeye muhtaç
hâle gelmiştir.
Ankaradaki çevre
sorunlarının kaynağında sanayileşme,
aşırı ve hızlı kentleşme, göç, nüfus
artışı gibi faktörler vardır. Aslına bakarsanız
Ankara, gerçekte su kaynakları yönünden zengin bir kenttir. Ancak,
Ankaranın üzerinden ve tam ortasından geçen dere, çay ve
birtakım su kaynakları başıboş akarak, kirlenerek
gitmektedir. Bu dereler, âdeta saklı bir biçimde, üstü kapalı bir
duruma ve konuma getirilmiştir. Ankaranın birçok ilçesinde bulunan
dereler, korunma ve yer altında
kurtarılma ve ıslaha muhtaç bir şekilde beklemektedir.
Bu arada,
ülkemizde kırsal kesimlerden Ankaraya göç ileri seviyede
artmıştır. Aslında teknik değişme ve makine insan
emeğinin, madenî enerji kaynakları biyolojik kaynakların,
fabrika organizasyonu geleneksel aile yapısının yerini
almış, bu durum sanayi ve sosyolojik gelişmelerle
birleşerek ciddi sorunlar ortaya çıkarmıştır.
Diğer yandan,
Ankarada tüketim için üretim pazar için üretimle, küçük atölyeler fabrikalarla,
ataerkil aile çekirdek aileyle bir yer değişimi meydana
getirmiş, yapısal bir değişim ve dönüşüm
yaşanmıştır hem sosyolojide hem sanayide hem
kentleşmede.
Şimdi,
yalnız Ankarada değil, ülkemizdeki kentlerin büyük
kısmının hem sayısının hem de nüfusunun giderek
artması, kentlerin oluşan su ihtiyaçlarını sadece kaynak ve
yer altı sularından karşılanamaz bir konuma getirmektedir.
Bu nedenle, hızla büyüyen kentlerin su ihtiyaçlarının büyük bir
kısmı kaynak ve yer altı sularının yanı
sıra, akarsu, baraj ve göllerden arıtılarak temin edilmeye
çalışılmaktadır. Ankarada ise gerçekten kirlenmenin
boyutları giderek artmaktadır.
Su, hava, toprak,
gürültü kirliliği gibi çevresel kirlenme çeşitleri vardır.
Ülkemizde, başta Ankara olmak üzere, hızlı nüfus artışıyla
kişi başına düşen alanın azalması, sanayinin
yaygınlaşması, tarımın makineleşmesi çevrenin,
dolayısıyla suların kirlenmesinde önemli bir faktör olarak ortaya
çıkmıştır. Bunların hepsinden de önemlisi, genelde
insanların, çevre şartlarına yaşam için
taşıdığı önemi yeterince vermemelerinden
kaynaklanmaktadır.
Ankarada Kimya
Mühendisleri Odası, şebeke sularının kalitesini ve insan
sağlığına olan olası etkilerini incelemek üzere
sürekli çalışmalar yürütmektedir. Sağlık
Bakanlığına bağlı olarak Ankara Halk
Sağlığı Laboratuvarı yaklaşık bir ay süren
bir kirlilik raporu yayınlamıştır. En fazla 200
mikrogram/litre olmasına izin verilen alüminyum miktarı 22/07/2013
tarihli raporlara göre şöyledir: Çankayadaki alınan numunelerde
636,02 mikrogram/litredir. Bunun anlamı şudur: En fazla 200
mikrogram/litre olması gereken alüminyum miktarı 3 kat fazla yani 636
mikrogram/litre olmuştur. Yenimahallede bu 593,1 mikrogram/litre,
Mamakta 745,98 mikrogram/litre, Etimesgutta ise 969 mikrogram/litre yani
neredeyse 5 kat, 6 kat fazla bir alüminyum miktarı suyun içerisinden
çıkmış ve kirlilik belli bir seviyeye
ulaşmıştır. İçme, kullanma sularının
kalitesi, aslında, 17/02/2005 tarihli 25730 sayılı Resmî
Gazetede yayınlanan İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında
Yönetmelik hükümlerine düzenlenmektedir. Bu yönetmelikte alüminyum için
belirlenen sınır değeri 200 mikrogram/litredir.
Değerli
milletvekilleri, aslında, Ankaraya yönelik olarak kırsal kesimden
gerçekleşen göç de ciddi boyutlara varmıştır. Bu durum,
hızlı nüfus artışı, çarpık kentleşmeye de
neden olmuştur. Ankarada uygulanan plansız gelişme imar
rantlarına kurban edilmektedir. Diğer yandan, yer seçiminde
yapılan yanlışlık suyu besleyen alanları
tıkamış ve kirletmiştir. Kent atıkları derelere
boca edilince akan sular tümden imha edilmiş, son altmış
yılda şehir yüzyıllardır kendisine hayat veren su
kaynaklarını, toprağını, bağ ve bahçelerini,
temiz havasını, sayısız flora ve fauna
çeşitliliğini büyük ölçüde kaybetmiştir. Ancak, biz bu
kaybı gizlemek için sağı solu çiçeklendirerek,
toprağın altını ve toprağın kendisini değil,
toprağın üstünü plastik bir biçimde biçimlendirerek bu kirliliği
aslında saklamaya çalışıyoruz. Bugün üzerinde bulvarların,
metroların bulunduğu Ankara dereleri gerçekte
fonksiyonlarını sürdürmektedir. Tanrının vermiş
olduğu bu yapı aynen devam etmektedir. O yapıya müdahale
ettiğiniz zaman, bir süre sonra dere verdiğini sizden geri
isteyecektir. Ondan sonra, Niçin su baskını oluyor? Niçin sel
felaketleri yaşanıyor? Niçin tsunamiler meydana geliyor, hortumlar
meydana geliyor? diye oturup düşünmek durumunda ve noktasında
insanlar kalıyor.
Daha
söyleyeceğim onca şey vardı ama sürem bitmek üzere, bu zaman
bana gelince çabuk tükeniyor galiba.
Cumhuriyet Halk
Partisinin Ankaranın su kaynaklarını korumak ve alınacak
önlemlerin saptanmasına yönelik olarak istemiş olduğu Meclis
araştırmasının açılması yararlı
olacaktır.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
ÖZCAN
YENİÇERİ (Devamla) - Bu Meclis araştırmasının
açılmasına karşı çıkan Ankaranın temizlenmesine,
güzelleşmesine ve Ankaranın sağlıklı hâle gelmesine
de karşı çıkıyor demektir diyor, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Cumhuriyet Halk
Partisi grup önerisi aleyhinde söz isteyen Ülker Güzel, Ankara Milletvekili.
Buyurun Sayın
Güzel. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ÜLKER GÜZEL
(Ankara) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce
milletimin kürsüsünden sizlere hitap etmenin gururunu taşıyor ve
hepinize saygılarımı sunuyorum.
Pazar günü
yapılmış bulunan Cumhurbaşkanlığı seçimiyle
Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı seçilen
Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğanı tebrik
ediyor, bu seçimin sadece milletimize değil bütün dünya milletlerine
barış ve huzur getirmesini temenni ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Cumhuriyet Halk
Partisinin Ankarayla ilgili olarak kurutulmuş su kaynakları üzerine
verilmiş olan önergesiyle ilgili olarak AK PARTİ adına söz
almış bulunuyorum.
Değerli
milletvekilleri, Ankara ve çevresinde yapılan araştırmalar
Ankaranın tarihinin milattan önce 3000 yılına kadar uzanmakta
olduğunu ifade etmektedir. Tunç Çağından, Hitit, Frigya, Lidya
ve Perslerin hâkimiyetinden sonra Roma, Bizans, Moğol hâkimiyetiyle devam
etmiştir. 1300lü yıllardan itibaren Anadolu beylikleri, Osmanlı
İmparatorluğu derken imparatorluğun parçalanmasından sonra
Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş mücadelesinde Türk tarihindeki yeri büyük
olmuştur. 1920 tarihinden itibaren Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde
bağımsızlık mücadelemizin ana merkezi olmuştur. Millî
Mücadelenin sembolü olarak Türkiye Cumhuriyetinin başkenti olarak ilan
edilmiştir.
Görüldüğü
üzere bir tarih, kültür ve medeniyetler şehri olan Ankara, Anadolunun
merkezinde orta hâlli memur ailelerinin yaşadığı bir
başşehir olarak yıllarca devam etmiştir. Bir
başşehir olmasına rağmen geçmiş yıllardaki
kontrolsüz ve çarpık yapılaşma su kaynaklarını
kurutmuş, Ankaramızı doğal kaynaklarını verimli
kullanmaktan uzaklaştırmıştır. Yer altı
kaynaklarının kontrolsüz kullanımı, kaçak yer altı
kuyularının varlığı ve çarpık
bayındırlık hizmetleri Ankarayı bugünkü durumuna
getirmiştir.
Son yirmi
yılda Ankaranın bu durumunda yapılan projeler ve
yatırımlar ile alınmış olan tedbirler ve
gerçekleştirilmiş olan projelerden size bahsetmek istiyorum.
Şunu çok
açık ve net olarak ifade edelim: 2050 yılına kadar
Ankaranın su ihtiyacı karşılanmıştır. Bugün
artık Ankaranın su ihtiyacı diye bir problemi yoktur, 5 tane
baraj tamamlanmıştır. Kızılırmaktan su
getirilmiş ve günde 750 bin metreküp su verilebilecek kapasitede olan
barajımızın yedekte beklediğini ifade etmek istiyorum.
Ayrıca, Gerededen getirilen 32 kilometre uzunluğundaki tünel
hattıyla barajlarımız takviye edilmektedir. Kuraklık
sebebiyle suyu çekilen Gölbaşı dahi Kızılırmaktan su
basılarak desteklenmiştir.
Ayrıca,
Devlet Su İşleri Ankara 5. Bölge Müdürlüğü tarafından dere
yataklarının hâlihazır durumunun tespiti ve taşkın
risk haritasının hazırlanmasıyla ilgili bir
çalışma başlatılmış ve bu çalışma ihale
safhasına getirilmiştir, eylül ayı içinde ihalesi
açılacaktır.
Ayrıca,
Ankara Çayı ilk defa ıslah ediliyor ve bu sene, 2014 yılı
sonuna kadar, 27.400 metrelik bir ıslah söz konusudur.
Keçiören
Gümüşdere yataklarının ıslahı 3 regülatör ve 9
köprüyle 2015 yılında tamamlanacaktır. Proje güzergâhı
3.900 metredir. Tamamlandığı zaman muhteşem bir rekreasyon
alanı yapılmış olacaktır.
Aynı zamanda
yeni yapılan sulu rekreasyon hatları ve alanlarıyla
Altınpark, Dikmen Vadisi, Harikalar Diyarı, Göksu Parkı, Mogan
ve Mavi Göl, 50. Yıl Parkı, Gençlik Parkı Ankaranın
çehresini değiştirmiştir.
Bugün 5,5 milyon
nüfusa sahip Ankaramızın su problemi yoktur. Ankaramız uzun
yıllar sanayi ve teknolojiden nasibini alamamış iken son
senelerde yapılan savunma sanayisi, eğitim, kültür, sağlık,
altyapı ve üstyapı hizmetleri, projeleri ve
yatırımlarıyla daha iyi bir şekilde gelişecek ve refah
seviyesini yükseltecektir diye düşünüyorum.
Değerli
milletvekilleri, Ankaramızın bir medeniyetler şehri, bir kültür
şehri olarak, başşehrimiz olarak Türkiyeye
yakışır bir konumda olabilmesi için pek çok projeler
yapılmış, gerçekleştirilmiştir. Ben size sadece bunun
birkaçından bahsettim.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
III.- Y O K L A M A
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
ENGİN ALTAY
(Sinop) Sayın Başkan, yoklama talep ediyoruz.
BAŞKAN
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisini oylarınıza
sunacağım.
Oylamaya geçmeden
önce yoklama talebi var, yerine getireceğim.
Sayın Altay,
Sayın Özdemir, Sayın Gök, Sayın Çelebi, Sayın Erdemir,
Sayın Gümüş, Sayın Genç, Sayın Karaahmetoğlu,
Sayın Çam, Sayın Akova, Sayın Yalçınkaya, Sayın Tayan,
Sayın Atıcı, Sayın Bilgehan, Sayın Korutürk,
Sayın Onur, Sayın Küçük, Sayın Özkoç, Sayın Türeli ve
Sayın Çetin.
Üç dakika süre
veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, toplantı
yeter sayısı vardır.
VIII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri (Devam)
2.- CHP Grubunun, Ankara
Milletvekili Levent Gök ve 24 milletvekili tarafından, Ankaranın
akarsu ve derelerinin ıslah edilmesi amacıyla 5/11/2012 tarihinde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan
Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 12 Ağustos
2014 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre
verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, AKP
grup önerisi işleme konulamaz. Şöyle ki: Şimdi burada AKP
önerisinde 21 Ağustosa kadar Meclisin çalışması
düzenleniyor.
Şimdi,
Cumhurbaşkanı seçimi yapıldı, yarın akşam
Cumhurbaşkanı seçimi sonuçları kesinleşiyor.
Anayasanın 101inci maddesinde diyor
ki: Cumhurbaşkanı seçilen kişinin Türkiye Büyük Millet
Meclisi üyeliği düşer. Ayrıca da Anayasanın
BAŞKAN Partisiyle ilişkisi kesilir.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Evet, partiyle ilişkisi kesilir. Parti önemli değil.
Şimdi,
ayrıca da Anayasanın 109uncu maddesine göre, Başbakan, Cumhurbaşkanınca
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri arasından atanır. Yine, İç
Tüzükümüzün 78inci maddesi göre, der ki: Herhangi bir şekilde çekilen
bir hükûmet
Çekilme nedeniyle Türkiye Büyük Millet Meclisinde ancak İç
Tüzük ve Anayasa değişikliği görüşülür, diğer
kanunların görüşülmesi için Hükûmetin bildiride bulunması
lazım.
Şimdi,
yarın akşam Cumhurbaşkanlığı seçimi
kesinleşince Başbakan Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı
seçilmiş oluyor, dolayısıyla, Türkiye Büyük Millet Meclisi
üyeliği sona eriyor. Ayrıca da Başbakanlık sıfatı
da sona erdiği için, şimdi burada bu kanunları bizim
görüşmemiz mümkün değildir. Yani, bu, Anayasanın açık bir
hükmüdür. Kaldı ki kendisi çekilmese bile Cumhurbaşkanı Abdullah
Gül Anayasanın 104üncü maddesine göre Anayasanın
uygulamasını gözetmek zorundadır. Dolayısıyla, kendisi
çekilmese dahi başbakan da çekilmiş olduğu için mecburen
Abdullah Gül bir başbakan atamak zorundadır. Onun için, lütfen bu
öneriyi düzelterek
BAŞKAN
Evet, Sayın Genç, şimdi Adalet ve Kalkınma Partisi grup
önerisinin lehinde 2 kişi ve aleyhinde 2 kişi söz istedi. Bütün
bunlar konuşulacak efendim.
ENGİN ALTAY
(Sinop) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Altay.
ENGİN ALTAY
(Sinop) Sayın Başkan, sayın milletvekili İç Tüzüke,
Anayasaya uygun bir izahatta bulundu. Bence de sayın milletvekili tezinde
haklıdır. Bu bakımdan, sayın milletvekilinin derdi
önergenin görüşülüp görüşülmemesi değil yani burada birilerinin
konuşması değil. Bu önergenin bu şekilde
tarafınızca işleme alınmaması için Anayasaya ve
İç Tüzükümüze göre bir uyarıda bulunmuştur. Uygun görürseniz
önce bu konuda bir usul tartışması açılması gerekir
diye düşünürüm ve sonrasında, eğer usul
tartışmasından sonra tutumunuz aynıysa bu önergeyi ondan
sonra işleme alalım.
BAŞKAN Sayın
Altay, hem sizin hem Sayın Gençin izahında da yarın
kesinleşeceği belirtiliyor ve doğru, henüz kesinleşmedi ki,
biz bugün görüşüyoruz. Ayrıca, bunu getirttim. Adalet ve
Kalkınma Partisinin grup önerisi lehinde ve aleyhinde ikişer
kişi söz aldı, orada konu gündeme getirilecek.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Zaten usul tartışması o Sayın
Başkan.
BAŞKAN Ama
şu anda Sayın Başbakana Cumhurbaşkanı diyebiliyor
muyuz?
KAMER GENÇ
(Tunceli) - Yarından sonra diyeceğiz.
ENGİN ALTAY
(Sinop) Yarın diyeceğiz.
BAŞKAN -
Yarından sonra ama, bugün değil ki.
ENGİN ALTAY
(Sinop) - Sayın Başkan, bakın bu önerge, AKP grup önerisi
BAŞKAN
Efendim, o önerge görüşülürken olması lazım, bugün değil.
ENGİN ALTAY
(Sinop) -
21 Ağustosa kadarki gündemi tayin ediyor.
BAŞKAN - Burada
bir öneri var, önergeyi görüşmüyoruz, burada bir öneri var gündeme
getirilip getirilmemesiyle ilgili.
ENGİN ALTAY
(Sinop) Ama getiremezsiniz diyoruz Sayın Başkanım yani 21
Ağustosa kadarki gündemi tayin ediyor.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Çalışma saatini yapıyor.
ENGİN ALTAY
(Sinop) Dolayısıyla, Anayasa 101e,
Cumhurbaşkanlığı Seçimi Kanununun 4üncü ve 7nci
maddelerine
BAŞKAN
Hayır, ben bu konunun tartışılması
taraftarıyım, ona itirazım yok.
ENGİN ALTAY
(Sinop) Üçer dakika konuşalım Başkanım, bir şey
olmaz.
BAŞKAN Ama
henüz seçilmemiş.
ENGİN ALTAY
(Sinop) Seçilmiş, nasıl seçilmemiş?
BAŞKAN
Ortada olmayan bir şeyi, kesinleşmemiş bir şeyi
konuşamayız ki.
ENGİN ALTAY
(Sinop) Ama Sayın Başkan
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Sayın Başkanım, şu anda yapılan, 19uncu maddeye göre
zaten usul tartışması yapıyoruz biz.
ENGİN ALTAY
(Sinop) Sayın Başkan, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı
çıktı, Recep Tayyip Erdoğanın Cumhurbaşkanı
seçildiğini, sayılmayan sandıkların sonucu
değiştirmeyeceğini ilan etti yani geçici sonuçlar ilan edildi.
BAŞKAN -
Sayın Altay, ben usul tartışması açarım ama
kesinleşmedi efendim.
ENGİN ALTAY
(Sinop) Açalım Başkanım, açalım.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Zaten usul tartışması şu andaki.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Ben lehte
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, şu anda
yaptığımız zaten usul tartışması.
ENGİN ALTAY
(Sinop) Açalım Başkanım, doğrusu bu.
BAŞKAN
Hayır, açalım ama kesinleşmedi ki yani sadece usul
tartışması açılsın diye açılmazki usul
tartışması.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkanım, zaten
ENGİN ALTAY
(Sinop) Ama Başkanım
BAŞKAN O
zaman Sayın Elitaşa da söz vereceğim, usul
tartışması
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkanım, müsaade eder
misiniz.
ENGİN ALTAY
(Sinop) - Aleyhte
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Lehte Başkan, lehte
BÜLENT TURAN
(İstanbul) Lehte
MEHMET DOĞAN
KUBAT (İstanbul) Lehte
BAŞKAN -
Tutanakları isteyeceğim efendim.
Beş dakika
ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.34
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 16.59
BAŞKAN: Başkan Vekili
Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK
(Erzincan), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
----- 0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 131inci
Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Adalet ve
Kalkınma Partisi grup önerisinin görüşülemeyeceğine dair
itirazlar üzerine söz sırasını belirlemek için beş dakika
ara vermiştik. Tutanakları getirttim.
Başkan - O
zaman söz vereceğim.
Sayın Altay
aleyhte, Sayın Zozani lehte, Sayın Turan lehte ve Sayın Kubat
lehte.
Bu durumda
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, en başta ben söz istemiştim.
BAŞKAN Bir
saniye efendim, bir saniye, lütfen müsaade edin.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Neyse, peki.
BAŞKAN
Bundan sonraki Sayın Gençin ve Sayın Halaçoğlunun ayağa
kalkarak söylemeleri tutanaklara girmemiş. Şimdi, burada
yapabileceğimiz şu: Ya gruplar birer kişi anlaşırlar
ENGİN ALTAY
(Sinop) Gruplardan birer kişi konuşsun.
BAŞKAN Evet
efendim.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) - Gruplardan 1 kişi konuşsun.
BAŞKAN O
zaman kendi aranızda anlaşın.
ENGİN ALTAY
(Sinop) Tamam.
BAŞKAN
Yoksa, 3 kişiye söz vereceğiz, birini
ENGİN ALTAY
(Sinop) Doğan Kubat MHPye veriyor efendim.
BAŞKAN
Tamam, mesele yok o zaman.
Evet, Sayın
Halaçoğlu aleyhte o zaman.
Evet, usul tartışması açıyorum.
Lehte söz isteyen Adil Zozani.
Buyurun Sayın Zozani.
X.- USUL HAKKINDA
GÖRÜŞMELER
1.- AK PARTİ grup
önerisinin işleme alınmasının İç Tüzüke uygun olup
olmadığı hakkında
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın Gençin biraz önce açtığı
tartışma üzerine ben de lehte söz almış bulunuyorum.
Hepinizi selamlıyorum.
10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı
seçimleriyle birlikte Türkiye'de yeni bir durum, yeni bir döneme geçildi.
Sayın Başbakan Cumhurbaşkanı olarak seçildi, seçildikten
sonra da -resmî olmayan geçici sonuçlar açıklanmış, yarın
akşam da resmî sonuçlar açıklanacaktır- dolayısıyla
artık fiilen bir hükûmetsizlik durumu söz konusudur, hükûmet yoktur. Ya
-daha önce Sayın Özal döneminde olduğu gibi- bir başbakan
yardımcısı vekâleten bu başbakanlık görevini
sürdürecektir görev değişim tarihine kadar ya da yeni bir hükûmet
atanacaktır. Mevcut durumda başbakanı olmayan bir hükûmetin
hükûmet olma şansı yoktur, Anayasa da böyle söylüyor.
Dolayısıyla Kamer Bey'in açtığı tartışma
doğru bir tartışmadır. Ve Hükûmet olmadığı
için de -görüştüğümüz de
bir kanun teklifi değil, tasarı- Hükûmetin altında imzası
olduğu bir tasarıyı konuşuyoruz, şimdi, biz kimin
tasarısını konuşmuş olacağız Hükûmet yoksa,
Başbakan yoksa? Burada, tasarıda Başbakanın imzası
var. Kimin tasarısını konuşuyor olacağız? Belli
değil, yarından itibaren belli değil. Dolayısıyla, bu
belirsizlik durumu ortadan kalkana kadar bu tasarıyı görüşme
şansımız da yok. Bu belirsizlik ortadan kalkacak, bir
hükûmetimiz olacak ki biz bu tasarıda kimi eleştirdiğimizi
bilelim, kime söz söylediğimizi bilelim. Yarından itibaren burada kim
oturacak, belli değil. Siz biliyorsanız açıklayın, gelsin
otursun buraya. Ama yarından itibaren, yarın saat yirmi dörtten
itibaren şu sıralara oturacak Hükûmet temsilcisi belli değil.
Böylesi bir durumda siz nasıl bir çalışma takvimini
çıkarıyorsunuz, öneriyorsunuz ki? Öneremezsiniz. Mevcut durumda bu
önergeyi gündeme alma şansı yoktur, üzerinde tartışma
şansı da yoktur. Hükûmeti belli değil, sahipleneni belli
değil, Meclise bir çalışma takvimi belirliyorsunuz.
Çalışma takvimi oluşturuyorsunuz da neyi görüşeceğiz?
Siz tasarıya dönük bir çalışma takvimi oluşturuyorsunuz.
Eğer sizin getirdiğiniz önerilerin içerisinde başka kanun
teklifleri olmuş olsaydı amenna, ona da bir şey demem ama
tasarıyı konuşacağız. Tasarıyı
konuştuğumuza göre Hükûmetin belli olması gerekir. Hükûmet
yarından itibaren belli değil.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
ADİL
ZOZANİ (Devamla) Meçhule konuşma şansımız yok,
meçhule takvim çıkarma şansı da yok. Dolayısıyla,
önerge yerinde bir önerge, Sayın Gençin açtığı
tartışma doğru bir tartışma. Bu önergeyi sizin gündeme
alma şansınız yok Sayın Başkan.
Teşekkür
ederim.
AHMET YENİ
(Samsun) Hallederiz, hallederiz.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.
Aleyhte söz
isteyen Engin Altay, Sinop Milletvekili
ENGİN ALTAY
(Sinop) Başkanım, uygun görürseniz Kamer Gençe devretmek
istiyorum.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Genç.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; biliyorsunuz, biz Anayasaya uymak
zorundayız. Anayasanın 101inci maddesinde der ki:
Cumhurbaşkanı seçilen kişinin Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sona erer.
Çok açık. 109uncu maddesi ne diyor? Başbakan, Cumhurbaşkanınca
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri,
yani milletvekilleri arasından atanır. Bu da çok açık.
Şimdi, Tayyip
Beyin Cumhurbaşkanı seçildiği, Yüksek Seçim Kurulu
tarafından, son itirazlardan sonra
yarın kesinleşecek. Cumhurbaşkanı seçildi,
seçildiğine göre, 101inci maddeye istinaden milletvekilliği
sıfatı sona eriyor. Milletvekilliği sıfatı sona eren
bir kişinin Başbakanlık yapması mümkün değil, mümkün
değil Anayasamıza göre. Şimdi, dolayısıyla ya kendisi
çekilecek, kendisi çekilmediği takdirde
Anayasamızın 104üncü
maddesine göre Cumhurbaşkanının Anayasanın
uygulanmasını gözetleme görevi vardır. O zaman ne yapacak
Sayın Cumhurbaşkanı? Diyecek ki: Kardeşim, Hükûmet
düşmüştür. Milletvekili sıfatı kalmayan bir kişinin
emrinde bir hükûmet icra edilmeyeceğine göre dolayısıyla yeni
bir Başbakan atamak zorundadır.
İç Tüzükümüzün 78inci maddesinde
diyor ki: Her ne suretle olursa olsun Hükûmet çekilirse Türkiye Büyük Millet
Meclisinde kanun tasarı ve teklifleri görüşülmez, ancak İç Tüzük
ve Anayasa görüşülebilir. Ama Hükûmet yani yeni seçilen geçici hükûmet
Şunları görüşün. diye bir yazı yazarsa görüşülür ama
önce o hükûmetin seçilmesi lazım. Peki, yarından sonra, Tayyip
Erdoğanın milletvekilliği düştükten sonra, ben merak
ediyorum, Türkiye Büyük Millet Meclisine herhangi bir kanun teklifini
gönderecek mi? Arkadaşlar, gönderdiği takdirde Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanı kabul edecek mi? Yine, kendisi tasarrufta bulunacak,
Bakanlar Kurulu kararını imzalayacak, atamalar yapacak, kararnameler
yapacak.
LEVENT GÖK (Ankara) Hepsi usulsüz
onların, hepsi usulsüz.
KAMER GENÇ (Devamla) - Bunlar gidecek,
yargıda iptal edilecek, yapılan harcamalar hükümsüz olacak.
Ayrıca da
Cumhurbaşkanlığı makamında oturan Abdullah Gülün,
Anayasaya yaptığı sadakat yemini gereği, bu
Anayasanın bu hükümlerini uygulama zorunluluğu vardır. Bu,
hiçbir surette şey değil, Anayasa hükümleri açık, yoruma el
vermeyecek şekilde açık. Milletvekili sıfatını
kaybediyor, Bakanlar Kurulu düşüyor, dolayısıyla
Cumhurbaşkanı yarından sonra bir Hükûmet atamak zorunda,
başka şekilde mümkün değil. Siz ne kadar çaba sarf ederseniz
edin bunun önüne geçemezsiniz. Yüksek Seçim Kurulu ne kadar sizi tutarsa tutsun
bunun önüne geçemez dolayısıyla yarına kesinleşen
Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra artık Tayyip
Erdoğan Başbakanlık makamında oturamaz.
Teşekkür ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
AHMET YENİ (Samsun) Yemin önemli
değil mi Sayın Genç? Yemin yok mu yemin?
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Lehte söz isteyen Mustafa Elitaş,
Kayseri Milletvekili.
Buyurun Sayın
Elitaş.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; aslında AK PARTİ grup önerisi ve diğer siyasi
partilerin grup önerileri İç Tüzükün 19uncu maddesine göre
Danışma Kurulunun uzlaşamadığı, anlaşamadığı,
48inci maddeye göre bazı konuların öne alınıp, geriye
bırakılmasıyla ilgili konu 63üncü maddeye göre usul
tartışması yapılmaktadır. Zaten şu anda AK
PARTİ grup önerisi görüşülürken yapılan usul
tartışması sonucunda muhalefetten milletvekili arkadaşlarımız
bu tezlerini ileri sürerek, ortaya koyarak iktidar partisi milletvekillerini,
diğer milletvekillerini ikna eder, Bu grup önerisinin geçmemesi konusunda
bir kanaat oluştururlardı. Şu anda bu yapılan usul
tartışması, usul tartışması üzerine yapılan
ikinci bir usul tartışmasıdır.
Bakın,
değerli milletvekilleri, Anayasanın 101inci maddesine göre
konuşmak yerine Anayasanın 102nci maddesindeki son fıkra ve
ondan önceki fıkraya da bakmak lazım. Cumhurbaşkanı göreve
başlayıncaya kadar görev süresi dolan Cumhurbaşkanının
görevi devam eder.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Göreve başlamak ayrı bir olay, seçilme diyor, o
seçilmeyle ilgili.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Şimdi, en son fıkrada da diyor ki:
Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin usûl ve esaslar
kanunla düzenlenir. Biz ne yapmışız? Cumhurbaşkanı
Seçimi Kanunu yapmışız. Cumhurbaşkanı Seçimi
Kanununun 20nci maddesinde diyor ki: Cumhurbaşkanı seçilen
kişiyle ilgili bir tutanak düzenlenir ve ilgili yollarla ilan edilir. Bu
ilgili yollar nedir? Resmî Gazete ve Radyo ve Televizyon Kurumudur. Arkasından
21inci madde Seçilme tutanağının veriliş zamanı
diyor.
Bakın, bir
tutanak düzenleniyor. Ne zaman düzenleniyor? Yüksek Seçim Kurulu, eğer
herhangi bir ilke kararı almadıysa, yaptığı takvime
göre 15 Ağustos tarihinde Cumhurbaşkanlığı seçim
sonuçlarını kesinleştirecek. O kesinleşmeyle birlikte bir
tutanak düzenleyecek. O tutanağın veriliş tarihi
Cumhurbaşkanı Seçimi Kanununun 21inci maddesini okuduğunuz
takdirde zihinlerdeki bulanıklığı ortadan
kaldırmış olursunuz.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Onu da yanlış söylüyorsun, öyle değil o.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) - Cumhurbaşkanı Seçimi Kanununda diyor
ki: 20nci maddeye göre hazırlanmış tutanak mevcut
Cumhurbaşkanının, görev süresi dolan Cumhurbaşkanın
görev süresinin bittiği gün, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanı tarafından seçilen Cumhurbaşkanına verilir ve
Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisinde yemin ettikten sonra
görevine başlar. Siz 101inci maddede koyduğunuz takdirde bir
boşluk ortaya çıkmış olur. O boşluğu önlemek için
Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu nitekim bu boşluğu, hükûmet
boşluğunu ortadan kaldırabilmek için net bir şekilde
düzenlemiştir. Zaten bunu, Anayasanın 102nci maddesine
baktığınız takdirde Cumhurbaşkanlığı
seçimine ilişkin usûl ve esaslar kanunla düzenlenir. diyerek
Cumhurbaşkanı Seçimi Kanununa atıf yapmıştır.
KAMER GENÇ
(Tunceli) O seçimine ilişkin ya, seçime ilişkin,
Cumhurbaşkanı seçimine ilişkin, onun esasla ilgisi yok ki.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Cumhurbaşkanı Seçimi Kanununun 20nci
ve 21inci maddeleri kafalardaki ihtilafı kesinlikle çözmüştür.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Aleyhte söz
isteyen Yusuf Halaçoğlu, Kayseri Milletvekili.
Buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, öncelikle Cumhurbaşkanına hayırlı olsun,
memleketimize, ülkemize hayırlı olsun. İnşallah iyi
işler yapılır.
Şimdi, onun
dışında, bir Cumhurbaşkanı seçilmişse, hukuka
uygun bir şekilde, Anayasaya uygun şekilde hareket edilmesinde muhakkak
ki başlangıç olarak özellikle çok büyük bir yarar vardır. Daha
başlangıcında usulsüzlükler başlayacak olursa o takdirde
Cumhurbaşkanlığının bulunduğu makam da
yıpratılmaya çalışılır. Şimdi, burada
açık ve net olarak şu söyleniyor; siz, aslında, ne kadar yan
çizerseniz çizin açık ve net olarak şu söyleniyor:
Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisiyle ilişiği kesilir
ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sona erer. Sayın
Elitaşın söylediği Cumhurbaşkanlığı
seçimine ilişkin usûl ve esaslar kanunla düzenlenir. seçimine
ilişkin, göreve başlamasıyla alakalı değil, seçimine
ilişkin usul ve esaslar
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Göreve başlamasıyla da alakalı.
Hocam, siz kanunu okumamışsınız.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) Şimdi, değerli arkadaşlar, yarın
YSK tarafından kesin sonuçlar açıklandığında gazetede
veyahut da televizyonlara çıkıp mı ilan edecek yoksa bir
tutanakla mı bildirilecek? Tabii ki bir tutanakla. Yani zaten
belgelenmiş olacak ve bundan sonra resmî olarak Sayın
Erdoğanın Cumhurbaşkanı seçilmiş olduğu
belirlenmiş olacak. Öyleyse bu belirlendikten sonra artık bunun usulü
ne olacak? Yani şöyle bir şey söyleyeyim size: Şimdi, yarın
herhangi bir şekilde, bu açıklama yapıldıktan sonra Sayın
Erdoğan bir suç işlerse, diyelim ki bir insana çarptı yolda
-Allah korusun- hangi usul ve esaslara göre yargılanacak? Yani
milletvekili değil, Cumhurbaşkanı seçilmiş.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Milletvekili, milletvekili.
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) Hayır,
milletvekilliği sona eriyor bu tutanakla beraber. O zaman
Cumhurbaşkanı değilse, Cumhurbaşkanlığına
göre koruması da olmayacak. Yarından itibaren ta yemin edinceye kadar
Sayın Cumhurbaşkanının hiçbir koruması olmayacak,
koruma usulü olmayacak. Değerli arkadaşlar, bakın, ne
yaparsanız yapın, böyle bu.
Şimdi, Sayın Erdoğanın
Başbakanlığı yarın sona erdikten sonra
yapacağı iş, bir vekil tayin etmek ve yeni Hükûmet
atanıncaya kadar o vekille devam etmek ama az önce söylendiği gibi
78inci maddeye göre de: Bakanlar Kurulunun herhangi bir sebeple çekilmesi
halinde yeni Bakanlar Kurulu güvenoyu alıncaya kadar Anayasa ve İç
Tüzük değişiklikleri hariç kanun tasarı ve tekliflerinin
komisyonlarda ve Genel Kurulda görüşmeleri ertelenir.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Devamında ne
var?
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) Hayır, herhangi bir
şey yok, devamını da okuyayım: Ancak, Bakanlar Kurulunun
öncelikli olduğunu bir yazıyla Başkanlığa
bildirdiği kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesine devam
edilir. Var mı böyle bir teklif? Yok. Okumamazlık yapmak için
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Var, iş
bitmemiş Hocam.
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) Hayır, burada
herhangi bir kişiyi engellemek veya kötülemek için söylemiyorum, hukuka
uygun hareket edilmesi sebebiyle söylüyorum. Yarından sonra, bu, 21ine
kadar uzatılmış olan konu gündeme alınamaz.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan,
müsaade ederseniz daha önceki Başkanlık Divanının bu
konuyla ilgili bir uygulamasını da size anımsatmak isterim.
BAŞKAN Buyurun Sayın Zozani.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) 1 Haziran seçimlerinden
sonra Ağrı Belediye Başkanı seçilen Sayın
Sırrı Sakık Belediye Başkanı seçildikten sonra Genel
Kurul çalışmalarına katılmak istemişti ancak o gün
sizin yerinizde oturan Sayın Meral Akşener, Belediye
Başkanı seçilmiş olmasından kaynaklı olarak Sayın
Sırrı Sakıkın Meclis Genel Kurulu
çalışmalarına devam edemeyeceğini ifade etmiş
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Mazbatasını almıştı.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) -
bildirmiş ve
Sayın Sırrı Sakık Meclis Genel Kurulundan ayrılmak
durumunda bırakmıştı. Şimdi aynı durumu
yaşıyoruz. Bir Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi, Sayın
Başbakan, Cumhurbaşkanı seçilmiş olmasından
dolayı ve sonuçlar kesinleşmemiş olmakla birlikte, yirmi dört
saat sonra kesin sonuçların da bilineceği varsayılarak,
yarından sonraki günler için Hükûmetin olmaması nedeniyle
çalışma takvimi oluşturma şansı yoktur. Bu
uygulamayı dikkate almanızı önemle rica ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Buyurun Sayın
Elitaş.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, Sayın Sakık
mazbatasını almıştı. On beş gün içerisinde tercih
yapma gereğini yerine getirmemişti. Yani o, kendisinin ihmalinden
dolayı veya farklı düşüncesinden dolayı tercihini Türkiye
Büyük Millet Meclisine bildirmediğinden olmuştur. Sayın
Sakık, belediye başkanı seçilmiş ve mazbatasını
almıştı.
Burada bakın,
Cumhurbaşkanı Seçimi Kanununun 21inci maddesi mazbatanın hangi
gün verileceğini söylüyor. Zaten seçimin nihayete ermesi mazbatanın
verilmesiyle ilgilidir. O da 28inde verileceğini açık ve net bir şekilde
21inci madde ifade ediyor.
BAŞKAN
Evet.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, o günün, 18 Haziranın
Meclis tutanaklarına rahatlıkla bakabilirsiniz, Sayın
Akşenerin burada koyduğu tutum bir teamül niteliğindedir,
oradaki ifadeler de bir teamül niteliğindedir.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Hayır, hayır. Mazbatasını
almıştı.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Çünkü, bir ilk olmuştur o gün, bu ilki sizin de
burada dikkate almanız gerekir.
PERVİN BULDAN
(Iğdır) Bizim dediğimiz de doğru, sizinki de.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Hayır, hayır. Mazbatasını
almıştı.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Akşener, o gün Siz
mazbatanızı alıp belediye başkanlığından
yana tutumunuzu açıkça koymuş olmanızdan kaynaklı olarak
Anayasadaki on beş günlük süreyi beklemeksizin, sizin istifanıza
ihtiyaç duyulmaksızın, istifa beyanınızı almadan sizin
milletvekilliğiniz otomatik olarak düşmüştür. demiştir
kendisine. O tutumun bir teamül olarak kabul edilmesini öneriyorum.
BAŞKAN Konu
anlaşıldı efendim.
Teşekkür
ediyorum.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, burada Anayasa çok açık seçilen
diyor, göreve başlayan demiyor. Seçilmek başka, göreve
başlamak başka. Onun için çok açık Anayasa hükmü var. Eğer
uygun görürseniz yani yarına çıksa bile bu öneri, Anayasaya
aykırı bir öneri çünkü görüşülmeyecek bir kanunun
görüşülmesini düzenleyen bir gündem maddesini belirlemeye Meclisin
Bu
açılan öneri Anayasa'ya açıkça aykırı, işleme
koymamanız lazım. Anayasa'nın bir gereğidir.
BAŞKAN
Söylediniz efendim, teşekkür ediyorum.
Buyurun Sayın
Halaçoğlu, son söz.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkanım, demin Sayın
Elitaş 21inci maddeyi okumamı söyledi, herkese okuyorum.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Ben okudum zaten.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Hayır, tekrar okuyorum, 21inci madde: Seçilen
Cumhurbaşkanı
Seçilmiş artık.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Adına
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Bak şimdi
adına düzenlenen tutanak
Hayır, okuyorum.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Tamam.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı tarafından verilir ve
aynı oturumda ant içme töreni yapılır.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Tamam, işte onu diyoruz zaten.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Bir dakika
Bu oturum eski
Cumhurbaşkanının görev süresinin dolduğu gün makamın
başka sebeple boşalması hâlinde ise
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Tamam, 28i işte.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Tamam, işte o.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri)
seçim sonuçlarının kesinleşmesinden
itibaren üç gün içinde gerçekleştirilir.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Üç gün, doğru.
AHMET AYDIN
(Adıyaman) 28i, doğru.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Bakın, bu ant içme için Türkiye Büyük Millet
Meclisi öneriliyor, Yüksek Seçim Kurulu ilan ediyor, bitiyor. Yapmayın,
öyle şey olur mu?
BAŞKAN
Evet, teşekkür ediyorum Sayın Halaçoğlu.
Sayın
milletvekilleri, bugün itibarıyla Hükûmet görevinin başında olup
bir çekilme durumu söz konusu değildir. Dolayısıyla, İç
Tüzük 78inci maddeye göre yapılan itiraz
Başkanlığımızca uygun bulunmamıştır. AK
PARTİ grup önerisinin ve gündemdeki diğer işlerin
görüşülmesinde de herhangi bir sakınca bulunmamaktadır.
Tutumumda bir değişiklik olmamıştır.
VIII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri (Devam)
3.- AK PARTİ Grubunun,
Genel Kurulun çalışma gün ve saatleri ile gündemdeki
sıralamanın yeniden düzenlenmesine; 19 Ağustos 2014 Salı
günkü birleşiminde sözlü sorular ile diğer denetim konuları ve
20 Ağustos 2014 Çarşamba günkü birleşimlerinde sözlü
soruların görüşülmeyerek gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri
ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmında yer
alan işlerin görüşülmesine; bastırılarak
dağıtılan (11/37) esas numaralı Gensoru Önergesinin
gündeme alınıp alınmayacağı hususundaki
görüşmelerin 16 Ağustos 2014 Cumartesi günü yapılmasına
ilişkin önerisi
BAŞKAN Şimdi,
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun, İç Tüzükün 19uncu maddesine
göre
KAMER GENÇ
(Tunceli) Bu yaptığınız Anayasa'ya çok açıkça
aykırı. Abdullah Gül, eğer yarına Başbakan atamazsa
burada görevini ihmal etmiş olur.
BAŞKAN
verilmiş önerisi vardır, öneriyi okutuyorum efendim:
12/8/2014
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma
Kurulu 12/8/2014 Salı günü (bugün) toplanamadığından,
İç Tüzükün 19uncu maddesi gereğince grubumuzun
aşağıdaki önerisinin Genel Kurulun onayına
sunulmasını arz ederim.
Mustafa
Elitaş
Kayseri
AK PARTİ Grup Başkan Vekili
Öneri:
Gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmında bulunan 642 ve 643 sıra sayılı Kanun
Tasarılarının bu kısmın 5inci ve 6ncı
sıralarına alınması ve diğer işlerin
sırasının buna göre teselsül ettirilmesi,
Genel Kurulun;
Haftalık
çalışma günlerinin dışında 15, 17 ve 18 Ağustos
2014 Cuma, Pazar ve Pazartesi günleri saat 14.00'te toplanması ve bu
birleşimlerinde "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan
Gelen Diğer İşler" kısmında yer alan işlerin
görüşülmesi;
19, 20 ve 21
Ağustos 2014 Salı, Çarşamba ve Perşembe günleri saat
14.00'te toplanması;
19 Ağustos 2014 Salı günkü
birleşiminde sözlü sorularla diğer denetim konularının
görüşülmeyerek gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmında yer
alan işlerin görüşülmesi;
20 Ağustos 2014 Çarşamba günkü
birleşimlerinde sözlü soruların görüşülmemesi;
Çalışma
saatlerinin;
13 Ağustos 2014 Çarşamba günkü
birleşiminde 641 sıra sayılı Kanun Teklifine kadar olan
işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar;
14 Ağustos 2014 Perşembe günkü
birleşiminde 604 sıra sayılı Kanun Tasarısına
kadar olan işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar;
15 Ağustos 2014 Cuma günkü birleşiminde
605 sıra sayılı Kanun Tasarısına kadar olan
işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar;
Haftalık
çalışma günlerinin dışında 16 Ağustos 2014
Cumartesi günü saat 14.00'te toplanması ve bastırılarak
dağıtılan (11/37) esas numaralı Gensoru Önergesinin, 16
Ağustos 2014 Cumartesi günkü gündemin "Özel Gündemde Yer Alacak
İşler" kısmının 1inci sırasına
alınması ve Anayasanın 99uncu maddesi gereğince gündeme
alınıp alınmayacağı hususundaki görüşmelerin bu
birleşimde yapılması, bu görüşmeler tamamlandıktan
sonra bu birleşimde "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmında
bulunan 547 sıra sayılı Kanun Tasarısına kadar olan
işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar
çalışmalarını sürdürmesi,
17 Ağustos 2014 Pazar günkü birleşiminde
599 sıra sayılı Kanun Tasarısına kadar olan
işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar;
18 Ağustos 2014 Pazartesi günkü
birleşiminde 387 sıra sayılı Kanun Tasarısına
kadar olan işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar;
19 Ağustos 2014 Salı günkü
birleşiminde 163 sıra sayılı Kanun Tasarısına
kadar olan işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar;
20 Ağustos 2014 Çarşamba günkü
birleşiminde 244 sıra sayılı Kanun Tasarısına
kadar olan işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar;
21 Ağustos 2014 Perşembe günkü
birleşiminde 590 sıra sayılı Kanun Teklifine kadar olan
işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar;
Yukarıda
belirtilen birleşimlerde gece 24.00'de günlük programların
tamamlanamaması hâlinde günlük programların tamamlanmasına
kadar;
çalışmalarına
devam etmesi;
Önerilmiştir.
BAŞKAN
Adalet ve Kalkınma Partisi grup önerisi lehinde söz isteyen Mehmet
Doğan Kubat, İstanbul Milletvekili.
Buyurun Sayın
Kubat. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul)
Sayın Başkanım, çok değerli milletvekili
arkadaşlarım; partimiz grubunca verilen önerinin lehinde
görüşlerimi ifade etmek üzere söz almış bulunuyorum. Bu
vesileyle yüce heyetinizi saygılarımla selamlarım.
Değerli arkadaşlar, grubumuzun
önerisinde Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu hafta ve önümüzdeki haftaki
çalışma gün ve saatlerine dair öneriler yer almaktadır. 25
Haziranda aldığımız karar gereğince zaten Meclis
salı, çarşamba, perşembe günleri Ekim 1e kadar normal
çalışmalarına devam ediyor, biliyorsunuz. Biz grup önerisinde bu
hafta sonu cuma, cumartesi, pazar ve pazartesi günü de dâhil olmak üzere,
önümüzdeki hafta 21 Ağustos Perşembe gününe kadarki gündemde yer
alacak kanun tasarı ve tekliflerinin sıralarında bir
değişiklik ve bunların çalışma saatlerine ilişkin
bazı öneriler getirmekteyiz. Azerbaycanla ilgili 2 uluslararası
sözleşmenin gündemin ön sıralarına alınmasını
önermekteyiz.
Değerli milletvekili
arkadaşlarım, bilindiği üzere, 639 sıra sayılı
-torba kanun olarak bilinen- Kanun Tasarısının 99uncu
maddesini geçtiğimiz hafta görüştük. 148 maddelik bu kanun, yine,
akabinde de 641 sıra sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
görüşmeleri ve cuma günü özel gündemin 1inci sırasında yer
almak ve o gün görüşmelerinin yapılması amacıyla
Dışişleri Bakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu
hakkında verilen gensorunun da cumartesi günü görüşmelerinin
yapılmasını önermekteyiz.
İnşallah bu program
öngörülenden daha kısa sürede tamamlanırsa Türkiye Büyük Millet
Meclisi de 28 Ağustosta Cumhurbaşkanımızın yemin
törenine kadar -6271 sayılı Kanunun 21inci maddesi gereğince
burada yapılacak yemin törenine kadar- tatile girer diye ümit ediyorum. Bu
duygularla önerimize desteklerinizi bekler, yüce heyetinizi
saygılarımla selamlarım. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Kubat, teşekkür ediyorum ama gerçekten tatile girecek mi
Türkiye Büyük Millet Meclisi?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Muhalefete bağlı Sayın Başkan.
BAŞKAN
Evet, Adalet ve Kalkınma Partisi grup önerisi aleyhinde söz isteyen Alim
Işık, Kütahya Milletvekili.
Buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
ALİM
IŞIK (Kütahya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun önümüzdeki on günlük çalışma
planını düzenleyen önerisi üzerine, onun aleyhinde olduğumuzu
belirtmek amacıyla söz aldım.
Neden aleyhinde
olduğumuzu belirtmek istiyorum. Çünkü, bu grup önerisi, biraz önceki usul
tartışmasında da değerli milletvekillerinin dile
getirdiği gibi önümüzdeki günlerde ortaya çıkacak Hükûmet
boşluğu nedeniyle bir belirsizliğin olduğu bir dönemde
görüşülmemelidir, görüşülemez.
İkincisi,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 22 Temmuz tarihli birleşiminde bu hafta
sonuna kadar görüşme kararı alınmış ve
görüşmelerin devamı yönünde Genel Kurulun oylamasıyla
kesinleşmiş olan program şimdi bir hafta daha
uzatılıyor. Amaç, biraz önce de değerli milletvekilinin ifade
ettiği gibi, elimizdeki 100üncü maddesine gelinmiş torba
yasanın bitirilmesini sağlamak.
Muhalefet partisi
milletvekilleri bugüne kadar bu torba yasanın olumsuzluklarını
defalarca dile getirdiler. Maalesef, buna karşı iktidar partisi
grubunun, olumlu bir adımı olmadığı gibi, tam tersine,
yeni önergelerle, yeni usulsüzlüklere, yeni tartışmalara yol açacak,
âdeta rant paylaşımını tekrar milletin gündemine getirecek
yeni maddeler eklemeye kalktı.
Bundan sonraki
kalan bölümde neler var? Değerli milletvekilleri, bundan sonraki kalan
bölümde, memurların hukuki hakkını elinden alan ve iki
yıllık bir süre içerisinde herhangi bir mağduriyete uğrayan
bir devlet memurunun görevine iade kararını mahkemeden alması
hâlinde bile onun mağduriyetine yol açacak, dolayısıyla bugüne
kadar bir ay içerisinde görev yerine dönme hakkını elinden alan
düzenleme var. Bunu mu görüşeceğiz yani bu mu çok önemli, Türkiyenin
en büyük gündem maddesi bu mu şu anda?
Başka ne var?
Değerli milletvekilleri, bu tasarının kalan bölümünde beş
yıl önce özelleştirilmiş olan ve mahkeme kararıyla bu
özelleştirmenin doğru olmadığı karara
bağlanmış olan yerlerin yandaşlara yeniden peşkeş
çekilmesini sağlayan düzenleme var. Buna mı müsaade edeceğiz? Bu
mu Türkiyenin gündemi şu anda?
Başka ne var?
Değerli milletvekilleri, bu kalan bölümlerde orman arazilerinin
peşkeşi, imar alanlarının açılması var. Bu mu
Türkiyenin gündemi? Bunu mu görüşmemiz lazım?
Başka ne var?
Mera alanlarının büyükşehir belediyeleri tarafından imara
açılarak yeni yandaşlara rant sağlanmasını düzenleyen
maddeler var.
Bir
başkası, millî parklarda yasak olarak yapılmış olan
yapılara af getiren, dolayısıyla yandaşları kurtaran
düzenlemeler var.
İnsanın
vicdanı sızlar. Bunları görüşelim, torba yasayı
bitirelim, Meclisi öyle tatil edelim. Bunlara onay mı vereceğiz?
Bunun için mi uzatmamız gerekiyor?
Değerli
milletvekilleri, başka
Bazı baraj alanlarının,
havzaların orman arazisi vasfı dışına
çıkartılarak TOKİye devredilmesi var. Bunun için mi Türkiyenin
önümüzdeki günlerini harcayalım? Dolayısıyla, bu TOKİye
devredilen alanlardan yeni yandaşlar, yeni zenginler üretecek düzenlemeye
onay vermemizi herhâlde beklememelisiniz.
Başka ne var
değerli milletvekilleri? Bu ülkenin hidroelektrik santrallerinden sorumlu,
HESlerden sorumlu kurumu olan DSİnin yetkileri elinden
alınıyor. DSİnin devre dışında
bırakıldığı düzenlemelere onay vermemizi
bekliyorsunuz. Bunların kabul edilmesi mümkün değil.
Dolayısıyla,
bugüne kadar bu görüşmelerin uzamasına sebep olan en önemli maddeler,
bundan sonraki kalan bölümde görüşülecek olan maddelerdir. Muhalefet
partilerinden bunu istemeniz büyük bir haksızlıktır. Biz, bu
ülkenin devlet memuruna kanuni hakkı elinden alınırken Buyurun
Adalet ve Kalkınma Partisi, istemediğiniz devlet memurlarının
-vatandaşın deyimiyle söylüyorum, tabiri caizse- burnunu sürtün.
diyemeyiz. Bu hukuksuzluğa müsaade edemeyiz. Milletin malını
yandaşlarınıza peşkeş çekip, kanunun
çıkmasıyla, yargı kararıyla yolsuzluk, usulsüzlük
olduğu tespit edilerek iptal edilmiş bir özelleştirme ihalesini
hiçbir şeye gerek kalmaksızın, beş yıl önce
yandaşlara verdiğiniz millet malına Şimdi kanun
çıkarıyoruz, bununla, buyurun kaldığı yerden itibaren
devam edin. diyemeyiz.
Neye müsaade
ederiz veya neyin görüşülmesini isteriz? Vatandaşın beklentisi
ne ise onlara müsaade ederiz. Vatandaş bugüne kadar size Soma
faciasının mağdurlarının mağduriyetini giderin.
dedi, gidermediniz. Sadece hayatını kaybedenlerin hakları olan
bazı hakları düzenlediniz ama orada yaralı kalan, tesadüfen o
günkü vardiyada olmadığı için hayatını
kurtarmış olan insanları kendi başına
bıraktınız. Bundan sonraki hayatlarının ne
olacağı belli değil. Sadece 301 maden şehidimizin bazı
mağduriyetlerini giderdiniz ama sizin hükûmetleriniz döneminde madende
hayatını kaybeden 900e yakın vatandaşımızın
mağduriyetini, aynı haklardan yararlanmasını çok gördünüz.
Gelin, bunları yeniden düzenleyelim.
Değerli
milletvekilleri, üniversite öğretim üyelerinin mağduriyetini, özlük
haklarının düzenlenmesini defalarca dile getirdik, duymazdan
geldiniz. Geliniz bu mağduriyetleri giderelim.
4/Clilerle ilgili
sıkıntıları çözmediniz, taşeron işçilerinin özlük
haklarında herhangi bir iyileştirme, onların talepleri konusunda
herhangi bir olumlu adım atmadınız. Bunları atarsanız,
elbette ki buna müsaade etmemiz mümkün.
Vatandaşın elektrik, su,
emlak vergisi ve benzeri gibi borçlarını yapılandırma
talebine kulak tıkadınız.
Öğretmenlere verilen kadronun
dağıtımı konusuna ve başta teknik öğretmenler
olmak üzere birçok branştaki şimdiye kadar kadro alamayan
öğretmenlere yeni kadro tahsisine kulak tıkadınız, müsaade
etmediniz. Bunları yapalım. diyorsanız, tabii ki buna biz de
katkı yapmak isteriz.
Bu ve buna benzer birçok talebi
maalesef bugüne kadar duymadınız, duymazlığa devam
ediyorsunuz ama inanınız, özellikle bundan sonra kalan bölümdeki bu
çok tartışmalı konulara sizlerin onay vermeniz hâlinde millet
vicdanında mutlaka yargılanacağınızı
unutmamanız gerektiğini hatırlatmak istiyorum.
Özellikle, hafta sonu dâhil olmak üzere
iki hafta boyunca yapılacak çalışmalarda maalesef Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubunun getirdiği bu çalışma takvimine
onay vermemiz, katılmamız mümkün değildir.
Pazar günü, belki de, muhtemel
başbakan adayıyla ilgili gensoru gündeme gelecek.
Televizyonların kapalı olduğu bir saatte getiriyorsunuz
koyuyorsunuz. E, yarın görüşelim, millet de izlesin. Yani, kime oy
vereceksiniz, kimi bundan sonra başbakan adayı olarak, namzet olarak
gösterdiklerinde değerlendireceksiniz, bu millet görsün.
Sayın Davutoğlu,
IŞİD isimli bir terör örgütüne bugüne kadar terör örgütü bile
diyememiş. Bu yüce Meclise bilgilendirme yapacağız,
geleceğim, bilgi vereceğim. dediği grup başkan vekillerine
iletilmiş olmasına rağmen 11 Haziran tarihinden bugüne kadar bir
gün gelip de Meclisi ziyaret bile etmemiş. Yani, bunları
sorgulamamız lazım. Bunları görüşeceğimiz yerde, siz,
milletin malını peşkeş çekenlere yeni kadrolar ilave etmek
için bir gündem teklif ediyorsunuz. Bu gündeme katılmamızın
mümkün olmadığını ifade ediyor ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu olarak bu öneriye oy vermeyeceğimizi tekrarlayarak
saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Adalet ve
Kalkınma Partisi grup önerisi lehinde söz isteyen İdris Şahin,
Çankırı Milletvekili.
Buyurun Sayın
Şahin. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
İDRİS
ŞAHİN (Çankırı) Sayın Başkanım,
değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Adalet ve
Kalkınma Partisi grup önerisi, hafta sonu dâhil olmak üzere iki
haftalık çalışma takvimini düzenlemektedir. Grubumuzun
önerisinde, bu hafta içerisinde yani çarşamba, perşembe, cuma günleri
ile hafta sonu çalışma saatleri ile önümüzdeki haftanın
çalışma programı ve saatleri düzenleniyor ve biraz önce buradaki
değerli hatibin de ifade ettiği gibi, pazar günü değil,
cumartesi günü de Dışişleri Bakanımız hakkında
verilen gensoru gündemi ve onunla alakalı çalışma programı
söz konusu.
İktidar
partisi olarak görevimiz, milletimizin gündeminde bulunan ve bizlerden acil
olarak Parlamentodan geçirilerek yasalaşmasını beklediği
kanun tasarısının bir an önce Meclisten geçirilmesini
sağlamaktır ve bu yönde de -iktidarıyla muhalefetiyle birlikte-
milletin merakla beklediği torba yasa gündemdedir ve bir an önce de onun
bu Parlamentodan çıkarak, talepkâr olan vatandaşlarımızın
ihtiyaçlarını giderecek olan yasal normların bir an önce
düzenlenmesi amaçlanmaktadır.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Devletin kaynaklarını torbanıza doldurmak için
çıkarıyorsunuz!
İDRİS
ŞAHİN (Devamla) - Dolayısıyla iktidar partisi olarak bizim,
burada, çok fazla sözden ziyade, icraata yönelik ve bir an önce de milletimizin
beklediği kanunları çıkartmak gibi bir mükellefiyetimizin
olduğu bilinci içerisindeyiz ve bunu sağlamak için de hafta
sonları da dâhil olmak üzere çalışma saatlerinin günlük programın
bitimine kadar devam etmesine dair bir program ve bir öneri şeklinde
teklifimizi sunuyoruz.
Ben
inanıyorum ki teklifimiz hem grubumuzca hem de muhalefet partilerimizce de
kabul edilecek ve milletimizin arzu ettiği ve bir an önce
gerçekleşmesini istediği bu torba kanun tasarısı behemehâl
Meclisten geçecektir diyorum.
Muhalefet
partilerimizin de önerimize destek vereceğini umuyor, yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ERKAN AKÇAY
(Manisa) Söyledik ya demin Vermeyeceğiz. diye.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Adalet ve
Kalkınma Partisi grup önerisi aleyhinde söz isteyen Engin Altay, Sinop
Milletvekili.
Buyurun Sayın
Altay. (CHP sıralarından alkışlar)
ENGİN ALTAY
(Sinop) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; Genel kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Adalet ve
Kalkınma Partisi grup önerisinin görüşülmemesi gerektiğine
yönelik Sayın Kamer Gençin açtığı tartışmadan
başlamak istiyorum. Kesinlikle haklı, doğru, yerinde bir
itirazdır. Bunu biraz sonra anlatacağım ancak önce şunu
merak ediyorum: On iki yıl Başbakanlık yapmış ve
milletin yüzde 52sinin tercihiyle Cumhurbaşkanlığına
seçilmiş Recep Tayyip Erdoğan on beş gün daha
Başbakanlık yapsa ne olur yapmasa ne olur? Yani on beş gün daha
o makamda kalınca başında gül mü bitecek?
KAMER GENÇ
(Tunceli) Örtülü ödeneği bırakmak istemiyor.
ENGİN ALTAY
(Devamla) - Sayın milletvekilleri, şunu söylememiz lazım: Bizim
Anayasamıza göre, Anayasayı uygulama ve koruma görevi öncelikle
Cumhurbaşkanına verilmiş bir görevdir. Türkiyede bu Parlamento
dahi Anayasayı çiğneyebilir, ihlal edebilir bilerek ya da bilmeyerek
-ki siz bilerek bunu çok yapıyorsunuz, sonra bizi mahkeme kapılarında
uğraştırıyorsunuz- ama bir kişinin Anayasaya çok
sadık ve çok saygılı olması lazım, o da
Cumhurbaşkanıdır. Şimdi, orta yerde seçilmiş bir
Cumhurbaşkanı var. Sayın Elitaş tutturmuş bir 21inci
madde gidiyor -Nerede o?
Kendisine sataşmış olayım, o da söz hakkı
kullansın- 21inci madde diye tutturdu.
Sayın
Elitaş, Cumhurbaşkanlığı Seçim Kanunu, 6271
sayılı Kanunun
Şimdi, biz 101e atıfta bulunup 101in
son fıkrasına göre istifa etmesi gerekir partisinden de,
milletvekilliği de düşmüş sayılması gerekir.
dediğimiz zaman Elitaş diyor ki: Kanun var, kanun öyle değil.
21e bakmış.
Yok mu
Elitaş? Şimdi, Elitaşa bu 6271 sayılı Kanunun 4üncü
maddesinin (5)inci fıkrasına bakmasını da bir tavsiye
etmemiz lazım. Öyle buraya çıkıp 21i gösterip oturmakla olmaz.
Aynı kanunun 4üncü maddesinin son fıkrası
Cumhurbaşkanı seçilenin varsa partisiyle ilişiği kesilir
ve TBMM üyeliği sona erer. der. Bitmedi, biz bu tartışmayı
biraz yapacağız. Yani amacımız da bağcıyı
dövmek değil, hukuka saygının herkesçe ama özellikle de Cumhurbaşkanınca
olması olmazsa olmaz anlayışımızdandır.
Şimdi,
Sayın Elitaş 21in üstündeki 20nci maddeyi de görmemiş.
Şimdi, 20nci maddeyi affınıza sığınarak size
okumam lazım:
Madde 20-
Cumhurbaşkanı seçiminin sonuçlandırılması
Cumhurbaşkanı
seçiminin kesin sonuçları, Yüksek Seçim Kurulu tarafından Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ile
Cumhurbaşkanlığı Makamına bildirilir, kamuoyuna ilân
edilir, Resmî Gazetede yayımlanır. Bu şu demek: Sayın
Cemil Çiçek başına geleceği bildiği için
Sayın
Elitaş, laf atıyorum size deminden beri
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Dinliyorum, dinliyorum.
ENGİN ALTAY
(Devamla) - Sayın Cemil Çiçek başına geleceği bildiği
için bir çalışma başlatmış. Başlatmış
ama yarıda da kesmiş, topu taca atmış, taca da değil
kornere atmış, Çankayaya atmış, Sayın Abdullah Güle
atmış. İktidar partisinin hukukçularının
görüşleri de var, kamuoyuna yansıdı, siz de bilirsiniz.
Sayın Cemil Çiçekin ekibi de Sayın Başkanlık Divanı
Cumhurbaşkanı seçim sonucu yayınlanınca
Başbakanlığın bittiğini, vekilliğin
düştüğünü ilan edebilir yorumunda bulunmuş Sayın
Elitaş. Yani Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanının itimat
ettiği, itibar ettiği hukukçular topu Çankaya Köşküne
atmış. Aslında biraz da doğrusunu yapmış.
Geçmişteki örneklerde olduğu gibi, Çankayanın da buna müdahale
edeceğini zannediyorum. Sayın Abdullah Gül her şeye rağmen,
hukuka sadakat ve bir hukuk adamı kimliğiyle, 13 Ağustos
akşamı itibarıyla Recep Tayyip Erdoğanın Başbakanlığının
fiilen sona erdiğini, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinin
düşmesinden kaynaklı olarak fiilen sona erdiğini Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına bildirecektir; bildirmesi
gerekir. Ama ben diyorum ki: Bunlara gerek yok. Olması gereken, seçilen
yeni Sayın Cumhurbaşkanının 14 Ağustos itibarıyla
Adalet ve Kalkınma Partisinden ilişiğini kesip
Başbakanlıktan çekildiğini
Cumhurbaşkanlığına bildirmesidir. Bakmayın,
olması gereken budur. Eğer bir Cumhurbaşkanı daha seçilir
seçilmez Anayasayı dolanmaya, kanunları eğip bükerek
istediği sonuçları elde etmeye devam ediyorsa ben onun
Dikkatle
dinlediğim ve not da aldığım
Hatta şöyle demiş:
Her balkon konuşmamda gönül diliyle konuştum. Bu balkondan inince
bu adama bir şey oluyor o zaman.
LEVENT GÖK (Ankara) Hava
değişimi oluyor, hava değişimi!
ENGİN ALTAY (Devamla) Balkonda
ayrı bir psikolojik moda giriyor, balkondan inince adamın
kimyası değişiyor. Bunu demek zorundayım. Yani eğer
öyleyse, demokrasinin ve millî iradenin zafer gecesiyle o gece, o gece öyleyse,
o gece öyleyse, bu Anayasa da orta yerdeyse, bu Anayasa da orta yerdeyse
seçilen yeni Cumhurbaşkanının
ADNAN YILMAZ (Erzurum)
Cumhurbaşkanımızın.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Cumhurbaşkanımızın, Sayın
Cumhurbaşkanımızın (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) bunu çiğnememesi lazım kardeşim, bunu
çiğnememesi lazım. Bunu çiğneyerek başlayacağı
beş yıllık görevi başladığı gün kamu
vicdanında büyük bir hayal kırıklığı
yaratır. Ya, şu koltukta on iki sene oturdunuz, on beş gün
oturunca ne olacak? Partiyle ilgili süreç
Sayın Alim Işık orada
mı? Sayın Alim Işık, yanlış tespit, Başbakan
adayı Davutoğlu değil. Alim Işık, Başbakan
adayı Davutoğlu değil
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Senin Genel
Başkanın kim olacak, onu bir söyle.
ENGİN ALTAY (Devamla) Sen gel
buradan söyle onu. Sen gel buradan söyle.
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Senin Genel Başkanın kim olacak, onu düşün!
ENGİN ALTAY
(Devamla) Bizim Genel Başkanımız yerinde oturuyor.
Ya, kimi takdir
ederseniz yapın. Başbakan kimi istiyorsa onu işaret eder, kimi
istiyorsa onu işaret eder, seçtirir. Bunun için illa bu makamı
kullanmasına gerek yok. Ha, Türkiye'ye bir şey olmaz, on üç gün daha
orada oturmakla Türkiye bir şey kaybetmez. Türkiye bir şey kaybetmez.
HAKAN
ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Sinopta ne oldu Engin Bey?
AHMET YENİ
(Samsun) Sinop, Sinop
ENGİN ALTAY
(Devamla) Niye rahatsız oldunuz? Niye rahatsız oldunuz?
AHMET YENİ
(Samsun) Sinop yüzde 65.
ENGİN ALTAY
(Devamla) Göreve başlamadan bunu çiğneyen insan,
Cumhurbaşkanlığı görevinde kamu vicdanında her gün
yara alır. Bunu söylüyorum. Ve bunu çiğneyemez. Bunu çiğnedi.
(CHP sıralarından alkışlar)
Bunu çiğnerse
ve Türkiye Büyük Millet Meclisine bir tezkere gönderirse Başbakanlık,
Meclis Başkanlığını şimdiden uyarıyorum,
Cemil Çiçeki şimdiden uyarıyorum, Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan
sıfatıyla, kimliğiyle Türkiye Büyük Millet Meclisine gelen
yazıları Cemil Çiçek işleme koyamaz.
81 ilin valisine
sesleniyorum: Bu on beş günlük sürede, ayın 14ünden itibaren 81 ilin
valisi Başbakanlıktan gelen emirleri, idari, mali tasarruflarla
ilgili, bunları kanunsuz emir saymalıdır.
AHMET YENİ (Samsun)
Sinopta mı?
ENGİN ALTAY
(Devamla) Buna saygın yok mu senin?
AHMET YENİ
(Samsun) Sinopta yüzde 65,2.
ENGİN ALTAY
(Devamla) Evet, helal olsun, aldınız. Sana ne şimdi Sinoptan?
Sen Samsuna bak, sen, Samsunda daha iyisi
AHMET YENİ
(Samsun) Samsun yüzde 66.
ENGİN ALTAY
(Devamla) Bunu çiğneyerek Cumhurbaşkanlığı
yapılmaz. O zaman, burada 28inde yemin ederken, Devletin
varlığı, bağımsızlığı diye
başlayacak, Anayasaya, hukukun üstünlüğüne ve demokrasiye sadakat
diyecek. Anayasayı çiğneyeceksin, ondan sonra bu kürsüye geleceksin,
Anayasaya sadakat yemini edeceksin, bu da olmaz.
AHMET YENİ
(Samsun) Haluk Koçun olduğu yerde yüzde 66.
ENGİN ALTAY
(Devamla) Şimdi, belli ki bu konuşmam sizi çok rahatsız etti.
Çok rahatsız etti. Çok rahatsız etti, bu tepkilerin neticesi budur.
HAMZA DAĞ
(İzmir) Gülüyoruz, çok eğleniyoruz! Biz rahatız, gülüyoruz,
gülüyoruz! Ne hâllere düştünüz ya!
ENGİN ALTAY
(Devamla) Şimdi
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Sayın
Başkan, hiç müdahale etmeyecek misiniz?
AHMET YENİ
(Samsun) Sözcünün olduğu yerde yüzde 66.
ENGİN ALTAY
(Devamla) Müdahale edin Sayın Başkan!
Ben, buradan,
eğer
Sayın Tayyip Erdoğan ayın 14ünde bu makamı
bırakmayacaksa, partisiyle ilişiğini kesmeyecekse Sayın
Cemil Çiçeki ve Sayın Abdullah Gülü Anayasaya ve hukuka sadakate davet
ediyorum. Buradan davet ediyorum. Buradan davet ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
AHMET YENİ
(Samsun) Hallederiz onu, hallederiz!
ENGİN ALTAY
(Devamla) - Sayın Cemil Çiçek ile Sayın Abdullah Gül büyük bir hukuk
sınavı verecek, büyük bir etik, ahlaki sınav verecekler.
Bakalım, onları da göreceğiz, Anayasaya mı
bağlılar, başka yere mi bağlılar! Bunu söylemek
istiyorum.
AHMET YENİ
(Samsun) 61,2ye bağlıyız.
ENGİN ALTAY
(Devamla) - Grup önerinize gelince. Ben bu torbayı Genel Kurula
indirdiğiniz grup önerisinde dedim ki: Hayhay, elbette bu torba buradan
geçer, şöyle geçer: Her beş dakikada bir burada 185 sayın
milletvekili olursa bu geçer.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
ENGİN ALTAY
(Devamla) - Siz söylediniz: On iki yıllık milletvekilliği
hayatımızın en uzun tasarısını görüşüyoruz.
Bu işkenceye ne gerek vardı?
MEHMET ŞÜKRÜ
ERDİNÇ (Adana) - Bizce de, ne gerek var?
AHMET YENİ
(Samsun) Haluk Koçun olduğu yerde de 65,9.
ENGİN ALTAY
(Devamla) Siz almadınız onu. Başbakan sizi sahaya
yollamadı ya, sen ne konuşuyorsun? Başbakan sizi sahaya
yollamadı. Gelen oyları mı bunlar engellerdi? Konuşma
oradan! Samsuna kaç gün gittin sen? Sizi buraya çaktı, adam kendisi
aldı oyu. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
AHMET YENİ
(Samsun) Engin Bey, üç dönemdir oradan
ENGİN ALTAY
(Sinop) Ya adam sizi sahaya yollamadı be!
HAKAN
ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Sizi tek başına yendi.
ENGİN ALTAY
(Sinop) Evet, olabilir, siz utanın, siz!
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Bir
saniye sayın milletvekilleri
Buyurun Sayın
Elitaş.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Altayın
BAŞKAN
Anlaşılmıyor efendim, önce grubunuzu bir susturun.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Altay hem ismimden 3 defa bahsedip hem
de yaptığım açıklamaların
BAŞKAN -
Arkadaşlar lütfen
Anlaşılmıyor Sayın
Elitaşın sesi.
MEHMET
METİNER (Adıyaman) Eğleniyoruz burada Sevgili Başkan, çok
görme ya!
BAŞKAN
Eğlenecekseniz dışarı lütfen.
MEHMET
METİNER (Adıyaman) Burası da uygun bir yer.
BAŞKAN -
Konuşulması dahi doğru değil.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Cumhurbaşkanı Seçimi Kanununu
yanlış yorumladığımla ilgili ve Meclis
Başkanının göreve davet edilmesiyle ilgili benim ifade
etmediğim meseleleri söyledi, açıklamak istiyorum.
ENGİN ALTAY
(Sinop) Hiçbir şey demedim. Yani, gene söz vereceksiniz ama ben sadece
Elitaş sadece 21i okuyor, 4 ile 20yi görmüyor. dedim. Ne var bunda?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Hâlâ sataşıyor Sayın Başkan,
hâlâ sataşıyor.
BAŞKAN
Sataşma nedeniyle iki dakika söz veriyorum.
Buyurun Sayın
Elitaş. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
IX.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
2.- Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaş'ın, Sinop Milletvekili Engin Altayın AK
PARTİ grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisine şaşırıyorum; 10
Ağustos tarihine kadar, Cumhurbaşkanı olmasın diye
ısrar ettiniz, uğraştınız didindiniz ama Recep Tayyip
Erdoğan tek başına 14 partiyi bitirdi. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Yani, şimdi
de İlla Cumhurbaşkanı
olsun. diyorsunuz. 10 Ağustosa kadar, akşam sandıklar
açılıp oy verme anının bitimine kadar,
Cumhurbaşkanı olmasın diye ısrar ettiniz.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Ya Anayasayı uygula, Anayasayı diyoruz. Aklın
ermiyor mu, Anayasayı uygula diyoruz. Kimse bir şey istemiyor,
Anayasayı uygula diyoruz.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Ama şu anda Sayın Recep Tayyip
Erdoğan öyle şeyleri değiştirdi ki Cumhurbaşkanı
olmasını istemeyenlerin dahi Cumhurbaşkanı olduğunu
Sayın Altayın konuşması da gösterdi. Ki Sayın
Başbakan
KAMER GENÇ
(Tunceli) Ben kabul etmiyorum, ben onun
Cumhurbaşkanlığını reddediyorum.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Senin kabul edip etmemen önemli değil.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Ben reddediyorum onun Cumhurbaşkanlığını.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Sen kimsin ki! Senin kabul edip etmemen önemli
değil. Sen bir kere bir benzinliğe uğra! Sen bir benzinliğe
uğra! Benzinliğe uğra sen!
KAMER GENÇ
(Tunceli) Onun Cumhurbaşkanlığı hileyle, şaibeyle,
devletin imkânlarını kullanarak
BAŞKAN
Sayın Genç
Lütfen Sayın Genç
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) İmam da gelsin mi imam da?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Bakın değerli milletvekilleri, Meclis
Başkanının yetkisi yok, Cumhurbaşkanının yetkisi
yok. Sayın Altay, Meclis Başkanının yetkisi sadece 84üncü
maddeyle ilgili: Milletvekilliğinin kesin hüküm giyme veya
kısıtlanma halinde düşmesi, bu husustaki kesin mahkeme
kararının Genel kurula bildirilmesiyle olur.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Ya o ayrı bir madde.
ENGİN ALTAY
(Sinop) Ben hanya diyorum, sen Konya diyorsun ya!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Bakın Sayın Altay, siz Meclis
Başkanını göreve davet ediyorsunuz. Meclis
Başkanının bu konuda
ENGİN ALTAY
(Sinop) Meclis Başkanı Başbakanlıktan gelen
yazıları geri gönderecek, geri.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Olur mu, gelmiş, komisyonlarda
görüşülmüş.
ENGİN ALTAY
(Sinop) Git Çankayaya otur. diyecek.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Bakın, 20nci maddeyi de okuyorum, 21inci
maddeyi de okuyorum:
Seçilen
Cumhurbaşkanı adına, Yüksek Seçim Kurulu tarafından
Cumhurbaşkanı seçildiğine dair bir tutanak düzenlenir. Bu
tutanak kime verilir?
ENGİN ALTAY
(Sinop) 20yi oku, 21i 10 kere okudun.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) 20yi okuyorum işte. 20yi okuyorum,
farkında değilsin sen.
ENGİN ALTAY
(Sinop) Orada öyle değil, yanlış yeri okuyorsun. 20yi
okuyorum. diyorsun, 21i okuyorsun.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) (1) Cumhurbaşkanı seçiminin kesin
sonuçları, Yüksek Seçim Kurulu tarafından Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığı ile Cumhurbaşkanlığı
Makamına bildirilir, kamuoyuna ilân edilir ve Resmî Gazetede
yayımlanır.
(2) Seçilen
Cumhurbaşkanı adına, Yüksek Seçim Kurulu tarafından
Cumhurbaşkanı seçildiğine dair bir tutanak düzenlenir.
Bu tutanak 28
Ağustos tarihinde bu kürsüde teslim edilir; açık ve net. (AK
PARTİ sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar)
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
KAMER GENÇ
(Tunceli) Ya tutanak önemli değil.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) O tutanak sadece yemin için, hayır.
ENGİN ALTAY
(Sinop) Yine 21e geçtin ya. Ya 20yi okuyamıyorsun, 20yi.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) Tarih yanlış, yanında tarihçi var, ona sor.
ENGİN ALTAY
(Sinop) 20yi atladın, 21e geçtin.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) 28 Ağustos 2007 Sayın Abdullah Gülün
Cumhurbaşkanı seçildiği gündür. Yeni
Cumhurbaşkanının göreve başlaması mazbatasının
verildiği gündür.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Gülü destekliyor musun, Gülü? Kayserilisin.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
ENGİN ALTAY
(Sinop) Sayın Başkan, sadece düzeltme bakımından
Sayın Elitaş 20yi okudu, 21in ilk cümlesini de 20ye
bağladı. Ne ayıp şey ya!
ÜNAL KACIR
(İstanbul) Nereye bağlayacaktı?
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, şimdi Elitaş diyor ki:
Milletvekilliği 84üncü maddeye göre düşer. E 101inci maddeye göre
de düşüyor. Okumadın mı onu, onu okumadın mı?
Zavallı bir düşünce sahibisin.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sen önce bir benzinliğe git Kamer, sen bir
benzinliğe uğra!
BAŞKAN
Evet, teşekkür ediyorum.
VIII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri (Devam)
3.- AK PARTİ Grubunun,
Genel Kurulun çalışma gün ve saatleri ile gündemdeki
sıralamanın yeniden düzenlenmesine; 19 Ağustos 2014 Salı
günkü birleşiminde sözlü sorular ile diğer denetim konuları ve
20 Ağustos 2014 Çarşamba günkü birleşimlerinde sözlü
soruların görüşülmeyerek gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri
ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmında yer
alan işlerin görüşülmesine; bastırılarak
dağıtılan (11/37) esas numaralı Gensoru Önergesinin
gündeme alınıp alınmayacağı hususundaki
görüşmelerin 16 Ağustos 2014 Cumartesi günü yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN
Adalet ve Kalkınma Partisi grup önerisini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
III - YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
ENGİN ALTAY
(Sinop) Yoklama talep ediyoruz.
BAŞKAN
Arayacağım efendim, tamam.
Yoklama talebi
var, yerine getireceğim: Sayın Altay, Sayın Gök, Sayın
Sarı, Sayın Çelebi, Sayın Serindağ, Sayın Seçer,
Sayın Eyidoğan, Sayın Erdemir, Sayın Genç, Sayın
Demiröz, Sayın Nazlıaka, Sayın Akova, Sayın Gümüş,
Sayın Çam, Sayın Tayan, Sayın Atıcı, Sayın Oran,
Sayın Korutürk, Sayın Bilgehan ve Sayın Akar.
Üç dakika süre
veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri (Devam)
3.- AK PARTİ Grubunun,
Genel Kurulun çalışma gün ve saatleri ile gündemdeki
sıralamanın yeniden düzenlenmesine; 19 Ağustos 2014 Salı
günkü birleşiminde sözlü sorular ile diğer denetim konuları ve
20 Ağustos 2014 Çarşamba günkü birleşimlerinde sözlü
soruların görüşülmeyerek gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri
ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmında yer
alan işlerin görüşülmesine; bastırılarak dağıtılan
(11/37) esas numaralı Gensoru Önergesinin gündeme alınıp
alınmayacağı hususundaki görüşmelerin 16 Ağustos 2014
Cumartesi günü yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN
Adalet ve Kalkınma Partisi grup önerisini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Öneri kabul edilmiştir.
İç Tüzükün
37nci maddesine göre verilmiş bir doğrudan gündeme alınma
önergesi vardır. Okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
VII.- BAŞKANLIĞIN
GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
D) Önergeler
1.- Ankara Milletvekili Aylin
Nazlıakanın, (2/2075) esas numaralı Seçimlerin Temel Hükümleri
ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin doğrudan gündeme
alınmasına ilişkin önergesi (4/197)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
(2/2075) esas
numaralı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki
Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifimin TBMM
İçtüzüğünün 37nci maddesine göre doğrudan Genel Kurul
gündemine alınmasını arz ve teklif ederim.
Aylin Nazlıaka
Ankara
BAŞKAN
Teklif sahibi Aylin Nazlıaka, Ankara Milletvekili.
Buyurun Sayın
Nazlıaka. (CHP sıralarından alkışlar)
AYLİN
NAZLIAKA (Ankara) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
sığınma evindeki kadınların oy kullanabilmesi
amacıyla vermiş olduğum kanun teklifiyle ilgili olarak söz almış
bulunuyorum.
Tabii,
aslında biz bu kanun teklifinin yerel seçimler öncesinde, o olmadı
Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde geçmesini çok
önemsemiştik ancak, maalesef, ertelene ertelene bugüne geldik. Ama, öyle
umut ediyorum ki sizlerin de vereceği oylarla birlikte bu kanun teklifini
bugün getirir, bu ayıbı bir an önce ortadan
kaldırırız.
Değerli
milletvekilleri, öncelikle, Mor Çatı Kadın
Sığınağı Vakfına teşekkür etmek istiyorum
çünkü sığınma evindeki kadınlarımızın
sorunlarına dikkat çekmesi ve sığınma evindeki
kadınların oy kullanamaması yönünde farkındalık
yaratması açısından çok kıymetli çalışmalar
yürütüyorlar.
İkinci
söylemek istediğim şey ise -keşke burada Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanınız olsaydı- ona bir duyuru niteliğinde:
Bakın, bilinçli olarak çok yanlış bir terim
kullanıyorsunuz. Biz ne zaman size bir soru önergesi versek ve soru
önergesinde sığınma evleri sayısını ya da
sığınma evindeki kadınların sayısını
sorsak bize verdiğiniz yanıtta konukevi terimini
kullanıyorsunuz. Konukevi bilinçli olarak yanlış olarak kullanılan
bir kelimedir çünkü konukevi diyerek bunun içerisine misafirhaneleri ve
yaşlı bakımevlerini de dâhil edip sayıyı daha yüksek
göstermeyi hedefliyorsunuz. Oraların adı
sığınaktır, sığınak;
kadınların can havliyle sığındığı
yerdir, can güvenliği olmayan insanların korunma amaçlı olarak
gittiği yerdir. O yüzden, bir an önce bu yanlış terminolojiyi de
ortadan kaldıralım diyorum.
Değerli
milletvekilleri, bu konuyu, sığınma evindeki
kadınların oy kullanma konusunu sizin Bakanınıza
soruyorlar, Bakan yanıt olarak Bu çok karmaşık bir mevzu.
diyor. Yani, tabii, ona karmaşık geliyor olabilir, ona birtakım
konular çok karmaşık geliyor zaten, bunu anlıyoruz ama biz
şimdi vermiş olduğumuz bu kanun teklifiyle toplumsal cinsiyet
eşitliğinin olduğu ülkelerde bu sorunun nasıl çözüldüğünü
bir kez daha sizin Bakanınıza da duyurmuş oluyoruz.
Elbette ki
kadınların güvenliği açısından
sığınakların adresi gizli tutulmalıdır ancak siz
o ildeki, kadının bulunduğu ildeki aile ve sosyal politikalar il
müdürlüğünün adresini göstererek çok rahatlıkla bu
kadınların oy kullanmasını sağlayabilirsiniz. Ne
olmuş oluyor sizin bu sisteminizle birlikte? Şiddet gören kadın
bir kez de devletten bir tokat yiyor. Devlete sığınıyor ama
devlet onu ölü sayıyor, yok sayıyor. İşte o yüzden diyoruz
ki: Bir an önce kadınlarımızın en temel hakkını,
en temel yurttaşlık haklarından biri olan seçme
hakkını teslim edin.
Tabii, olup
bitenlerden sizin Bakanınızın pek haberi yok. Örneğin
kendisi diyor ki: Kadınlarımız korunma altındayken
öldürülmüyor. Ne talihsizliktir ki bu açıklamayı
yaptığı 4 Temmuz 2014 tarihinde Şefika Söylemez adlı
bir kadın arkadaşımız, 21 yaşında gencecik bir
kadın arkadaşımız koruma altındayken evinin önünde
silahla öldürülüyor, yaşamını kaybediyor. Bu kadar olup
bitenlerden bihaber durumda olduğunuzu maalesef sizlere söylemek
zorundayım.
Değerli
milletvekilleri, kadının bedeni üzerinden yürüttüğünüz siyaset
nedeniyle gelmiş olduğumuz noktada kadınların ne
giydiği, ne yediği, ne içtiği, ne renk ruj sürdüğü, hamile
kadınların sokakta dolaşıp dolaşamayacağı,
kadınların kahkaha atmasının iffetsizlik olup olmadığı
ve hatta bugün yapılan bir açıklamaya göre de kadınla
erkeğin bir arada horon tepip tepmemesi bile
tartışılır noktaya geldi; kızlı erkekli
eğitim görmek bile tartışılır noktaya geldi, karma
eğitim bile tartışılır noktaya geldi. bunların
sorumlusu sizsiniz, siz. Hani günde 3 kadınımız öldürülüyor ya;
hani kadına yönelik şiddette yüzde 1.400 artış var ya;
işte, o katilleri cesaretlendirenler, kadına nerede, nasıl
davranması gerektiğini dikte edenlerdir. Bakmayın öyle uzaklara,
sizlerden bahsediyorum, sizlerden. Sizlersiniz o katilleri cesaretlendiren.
ÜNAL KACIR
(İstanbul) Bak işine kardeşim, konuşmanı yap sen ya!
AYLİN
NAZLIAKA (Devamla) Sizlersiniz, evet.
Onun için diyorum
ki
ÜNAL KACIR
(İstanbul) Aldın dersini, hâlâ konuşuyorsun ya! Boş
şey bunlar, boş.
AYLİN
NAZLIAKA (Devamla) Tabii, izleyicilerimiz buradan söylenen lafların
seviyesini duymuyor ama duymamaları belki daha iyi televizyondan bizi
izleyenlerin. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
ÜNAL KACIR
(İstanbul) Ne var seviyede ya?
MEHMET ŞÜKRÜ
ERDİNÇ (Adana) Kendi seviyen yerlerde sürünüyor.
AYLİN NAZLIAKA (Devamla) Valla,
şeytan diyor ki çıkar şu ayakkabını fırlat ama
bir ayakkabıma bakıyorum, bir sizlere bakıyorum, değmez
diyorum açıkçası. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Hadi be!
AYLİN
NAZLIAKA (Devamla) - Evet, değmez.
Diyorum ki bir kez
olsun ellerinizi hayır demek için değil, hayırlı olsun
demek için kullanın, parmaklarınızı bir kez olsun
hayırlı bir iş için kullanın. (CHP sıralarından
alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Hadi oradan be!
BAŞKAN Bir
milletvekili adına söz isteyen Aykan Erdemir, Bursa Milletvekili.
Buyurun
Sayın Erdemir. (CHP
sıralarından alkışlar)
AYKAN ERDEMİR
(Bursa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce
Meclisimizi ve bizleri televizyon ve bilgisayar ekranları
başında izleyen değerli vatandaşlarımızı
saygıyla selamlarım.
Ankara
Milletvekilimiz Sayın Aylin
Nazlıakanın 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve
Seçmen Kütükleri Hakkındaki Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi lehinde söz aldım.
GÖKCEN
ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) Ayakkabı var mı, ayakkabı?
AYKAN ERDEMİR
(Devamla) Ama, yalnızca bu kanun lehinde söz almadım; cinsiyetçi
uygulamalar aleyhinde söz aldım, ayrımcı anlayışın
aleyhinde söz aldım, dışlayıcı siyasetin aleyhinde söz
aldım, erkek egemen zihniyetin aleyhinde söz aldım, adaletsiz düzenin
aleyhinde söz aldım ama yalnızca aleyhinde söz almadım;
kadın-erkek eşitliğinin lehinde söz aldım, eşitlikçi
anlayışın lehinde söz aldım, toplumsal içerici siyasetin
lehinde söz aldım, adaletin, hakkın ve hukukun lehinde söz
aldım.
GÖKCEN
ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) Ee?
AYKAN ERDEMİR
(Devamla) - Değerli milletvekilleri, Dünya Ekonomik Forumunun 2013
yılında yayınladığı Küresel Toplumsal Cinsiyet
Uçurumu Raporunda Türkiye, 136 ülke arasında 120nci sırada yer
almaktadır. Türkiye, aynı rapora göre, kadınların ekonomiye
katılımında, 136 ülke arasında 127nci sıradadır.
Kadın-erkek eşitliğinde, üyesi bulunduğumuz Ekonomik
Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) ve Avrupa Konseyi üyesi
ülkeler arasında ne yazık ki sonuncu sırada yer almaktayız.
Gönül isterdi ki on iki yıllık AKP iktidarında en azından
sondan 2nci sıraya yükselmemizi sağlayacak politikalar hayata
geçirilebilmiş olsaydı.
Oysaki bugün, on
iki yılın ardından, Türkiyede kadınların iş
gücüne katılım oranı yüzde 30 iken erkekler için bu oran yüzde
76dır. Üst düzey bürokrat ve yöneticilerin yalnızca yüzde 10u
kadındır. Meclisteki milletvekillerimizin yalnızca yüzde 14ü,
yerel yöneticilerimizin yalnızca yüzde 10u kadındır. 81 ilin
yalnızca 4ünde kadın belediye başkanı ve 1inde kadın
vali görev yapmaktadır. Bugün ülkemizde yalnızca 1 kadın bakan
ve 1 kadın müsteşar görev yapmakta, bakan yardımcısı
olarak görev yapan tek bir kadın bulunmamaktadır.
Devam ediyorum:
Rekabet Kurulunun 7 üyesinin 7si de erkek
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Eşbaşkanlarımız kadın.
RECEP ÖZEL
(Isparta) CHPde kaç kadın var ki? Kaç belediye başkanı var
ki?
AYKAN ERDEMİR
(Devamla) -
TRT Yönetim Kurulunun 6 üyesinin 6sı da erkek, RTÜKün 9
üyesinin 9u da erkek, il emniyet müdürlerinin 81i de erkek
BÜLENT TURAN
(İstanbul) Kaç grup başkan vekiliniz kadın?
AYKAN ERDEMİR
(Devamla) -
BTK kurul üyelerinin 5i de erkek, Merkez Bankasının
Banka Meclisi üyelerinin 6sı da erkek, Denetleme Kurulunun 4ü de erkek,
başkan yardımcılarının 4ü de erkek, Para
Politikası Kurulunun 7si de erkek yani toplam 22de 22 erkek, TÜBA Konsey
üyelerinin 11i de erkek. Allah için, bir tane liyakatli, bir tane
donanımlı, bir tane meziyet sahibi kadın bulamadınız
mı bu makamlara atamak için?
MEHMET ŞÜKRÜ
ERDİNÇ (Adana) Siz bulamadınız mı?
AYKAN ERDEMİR
(Devamla) - Anayasa Mahkemesinin 14 üyesinden yalnızca 1i kadın.
MEHMET ŞÜKRÜ
ERDİNÇ (Adana) Bir şey söylerken ardınıza bakmayı da
unutmayın!
AYKAN ERDEMİR
(Devamla) - YSKnın 11 üyesinden yalnızca 1i kadın.
MEHMET ŞÜKRÜ
ERDİNÇ (Adana) Geriye bakın, geriye!
AYKAN ERDEMİR
(Devamla) - YÖKün 20 üyesinden yalnızca 1i kadın. TÜBİTAK
bilim kurulunun 14 üyesinin yalnızca 1i kadın. Keşke şu
anda bağırdığınız enerjiyi 1 değil de 2
kadın üye atamak için, sıfır değil de 1 kadın üye
atamak için harcasaydınız.
GÖKCEN
ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) Ayakkabı var mı ayakkabı orada?
AYKAN ERDEMİR
(Devamla) İşte, bütün bu istatistikler gösteriyor ki Türkiyede
kadınlara yönelik sistematik ayrımcı bir anlayış
vardır. Kadınlar eğitimli, donanımlı,
başarılı, liyakatli olmalarına rağmen, Türkiyede
bürokraside, Türkiyede üst kurullarda, Türkiyede yönetimin üst kademelerinde
temsil edilememektedir. İşte, o nedenle de bugünkü kanun teklifinde
olduğu gibi benzeri sosyal içerici, eşitlikçi politikaların
hayata geçirilmesi gerekmektedir.
ÜLKER CAN
(Eskişehir) Sayın Vekilim, cevap vermediniz, partinizde yüzde kaç
kadın var?
AYKAN ERDEMİR
(Devamla) Benim de bu ve benzeri konularda verdiğim 4 teklif var. Biri,
kadınların soyadı hakkıyla ilgilidir. Diğeri,
babalık iznini sekiz haftaya çıkarmayı hedefleyen bir
tasarıdır. Bir diğeri, kamu iktisadi teşebbüslerinde
yönetim kurullarına kadın kotası, cinsiyet kotası
getirmektedir. Son olarak da, Türk Ticaret Kanununda şirketlerin yönetim
kurullarına yine cinsiyet kotası getirmektedir. Umuyorum ki bu tarz
eşitlikçi ve sosyal içerici politikalar yoluyla bugüne kadar
kurumsallaşan cinsiyetçilik Türkiyede son bulacaktır.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BÜLENT TURAN
(İstanbul) Kadın genel başkan bekliyoruz.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Satır buyurun, söz talebiniz var.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
4.- İstanbul
Milletvekili Mihrimah Belma Satırın (2/2075) esas numaralı
Kanun Teklifinin doğrudan gündeme alınmasıyla ilgili önergeye
ve Ankara Milletvekili Aylin Nazlıakanın bu önerge üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
MİHRİMAH
BELMA SATIR (İstanbul) Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
İç Tüzük
37ye göre verilen konuda konuşmak istiyorum.
Kadına
yönelik şiddetten dolayı kadın sığınmaevinde
kalan hemcinslerimizin oy kullanma haklarıyla ilgili verilen bir
çalışmada, bir kadın parlamenterin, ayakkabısını
çıkarıp milletvekillerine, halkın seçtiği milletvekillerine
atmak gibi son derece basit ve şiddet içeren hareketten dolayı
kendisini kınıyorum. (AK PARTİ sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar)
GÖKCEN ÖZDOĞAN
ENÇ (Antalya) Bize şiddet uyguladı, şiddet!
MİHRİMAH
BELMA SATIR (İstanbul) Bu arkadaşımızı öncelikle
saygıya ve terbiyeye davet ediyorum.
Bu millet çatısı
altında böyle bir hareket, bugüne kadar herhâlde hiçbir kadın
parlamenter tarafından yapılmamıştı, ilk defa bir
Cumhuriyet Halk Partili milletvekili tarafından
ayakkabısının çıkarılarak milletvekillerine
atılmak gibi bir konu ve tehdit gündeme geldi. Tekrar kendisini esefle ve
şiddetle kınıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Müsaade
ederseniz, konuyla ilgili gerek gördüğüm konularda hukuki ve siyasi
bilgilerimi paylaşmak istiyorum.
Sayın
Başkan ve değerli milletvekilleri; bildiğiniz gibi 10
Ağustosta seçimimizi yaptık ve Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşları ilk defa kendi oylarıyla Cumhurbaşkanlarını
seçtiler. Cumhurbaşkanı seçimine katılan tüm milletimizin
temsilcilerine ve seçmenlere teşekkür ediyorum. Yeni
Cumhurbaşkanımızın, vatanımıza, milletimize,
halkımıza ve coğrafyamıza hayırlı
olmasını diliyorum, kendisini de tebrik ediyorum ayrıca.
Kadın
sığınmaevlerinde kalan kadınlarla ilgili konuya gelince:
Değerli milletvekilleri, bildiğiniz gibi seçim sistemi adres
kayıt sistemine göre düzenlenmiştir. Burada ikametgâh esas
alınmaktadır, ikametgâh dışında oy kullanmak mümkün
değildir. Kadın sığınmaevlerinde kalan
kadınlarımız, eşi, ailesi veya başka bir şekilde
şiddete maruz kalmış ve adreslerinin belli olmaması gereken
hemcinslerimizdir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız
kendileriyle en yüksek derecede ilgilenmektedir.
Kadın
sığınmaevleri, kadın parlamenter olarak, Adalet ve
Kalkınma Partili kadın parlamenterler olarak hepimizin yakından
takip ettiği bir konudur. Kadın sığınmaevlerinde
bulunan kadınlarımızdan can güvenliği riski
taşımayanların, Aile ve Sosyal Politikalar il müdürlüklerimiz
kontrolünde bu son seçimde ikametgâhlarının bulunduğu yerde oy
kullanmaları sağlanmış ve kendilerinin seçme hakları
teslim edilmiştir, can güvenliği riski taşıyanlar ise
maalesef kullanamamışlardır. Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanlığımızın Yüksek Seçim Kuruluyla görüşmeleri
devam etmektedir. Bir sonraki seçimde kadın
sığınmaevlerinde bulunan kadınlarımızın da
oy kullanmaları yönündeki engelin kaldırılması ve
seçimlerde oylarını kullanması Yüksek Seçim Kuruluyla birlikte
yapılacak çalışmalar sonucu neticelenecektir.
Bu
bilgiyi paylaşmak istedim.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Satır.
AYLİN
NAZLIAKA (Ankara) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Nazlıaka.
AYLİN
NAZLIAKA (Ankara) Sayın Başkan, sataşma nedeniyle söz
istiyorum.
BAŞKAN
Efendim?
AYLİN
NAZLIAKA (Ankara) Sataşma nedeniyle söz istiyorum. Çok açık olarak
kendisi benim kişiliğime yönelik olarak beni âdeta terbiye etmeye
çalıştı.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Nazlıaka.
Sataşma
nedeniyle iki dakika söz veriyorum.
HAKAN
ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Kadına şiddet diyorsun, şiddet
uygulamaya kalkıyorsun, kendinle çelişiyorsun.
IX.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
3.- Ankara Milletvekili Aylin
Nazlıaka'nın, İstanbul Milletvekili Mihrimah Belma
Satırın yaptığı açıklaması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
AYLİN
NAZLIAKA (Ankara) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; az
önce Sayın Satırın önündeki notları okumaya
çalışmasına şahitlik ettik ama tabii, kendisi acaba
okuduklarını dinleyebildi mi? O konuda ciddi anlamda endişelerim
var. (AK PARTİ sıralarından Aa! sesleri) Çünkü, doğru
değil. 2.400ün üzerindeki kadın arkadaşımız,
kadın kardeşimiz en temel yurttaşlık hakkı olan oy
kullanma hakkını bu seçimde de kullanamamıştır, bu da
sizin ayıbınızdır. Bunu bir kenara yazalım, bir kenara
koyalım.
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Allah Allah!
AYLİN
NAZLIAKA (Devamla) Bunun dışında, elbette ki bu Meclis ortamında hiç
yaşanmasını istemediğimiz birçok ortama bugüne kadar
şahitlik ettik.
ÜLKER CAN
(Eskişehir) Sayenizde.
AYLİN NAZLIAKA
(Devamla) Kadın gazetecilere buradan neler söylenildiğini hiç
unutmuyoruz.
TÜLAY KAYNARCA
(İstanbul) Özür diler misiniz? Çirkin davranışınız
için özür diler misiniz?
AYLİN
NAZLIAKA (Devamla) Burada arkadaşlarımıza uçan tekmeler
atıldığını unutmuyoruz.
MEHMET ŞÜKRÜ
ERDİNÇ (Adana) O yüzden mi ayakkabı atacaktınız?
AYLİN
NAZLIAKA (Devamla) İşte, Meclisi böylesine şiddete
taşımız olmanız da yine sizin eserinizdir.
MEHMET ŞÜKRÜ
ERDİNÇ (Adana) Şiddeti uygulayanın bunlardan bahsetmesi
AYLİN
NAZLIAKA (Devamla) Bu noktada, kahkaha atmanın bile iffetsizlik olarak
kabul edildiği partinin zihniyeti tarafından, ben de size
anlayacağınız dilde cevap vermeye çalıştım.
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Allah Allah!
MEHMET ŞÜKRÜ
ERDİNÇ (Adana) Öyle mi? Allah Allah!
AYLİN
NAZLIAKA (Devamla) Maalesef, siz ancak bundan yani şiddetten
anlıyorsunuz.
MEHMET ŞÜKRÜ
ERDİNÇ (Adana) Sizin anladığınız dil bu
aslında.
AYLİN
NAZLIAKA (Devamla) Ama, elbette ki bizim arzu ettiğimiz şey, burada
demokratik bir ortamda karşılıklı olarak fikirlerimizi
aktarabilmemizdir.
MEHMET ŞÜKRÜ
ERDİNÇ (Adana) Demokratik ortam, ayakkabı fırlatmak mı?
MEHMET YÜKSEL
(Denizli) Yazıklar olsun!
AYLİN
NAZLIAKA (Devamla) Oturduğunuz yerden bize kötü sözler söylemeniz
değil, bizi dinleyip sonra kürsüye gelip konuşma yapabilmenizdir. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
MEHMET ŞÜKRÜ
ERDİNÇ (Adana) O hareketi yapacağınızı
AYLİN
NAZLIAKA (Devamla) Ama, bunu yapamadığınızı burada
şu anda, şu saniye bile bir kez daha göstermiş bulunuyorsunuz.
MEHMET ŞÜKRÜ
ERDİNÇ (Adana) Milleti kandırmayın bu kürsüden,
doğruları söyleyin.
AYLİN
NAZLIAKA (Devamla) Ben bu duygularla, Mecliste bundan sonra daha olumlu
ortamlar yaşayacağımızı umut ediyor, saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
ÜNAL KACIR
(İstanbul) Sayın Başkan, müsaade eder misiniz.
VII.- BAŞKANLIĞIN
GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
D) Önergeler (Devam)
1.- Ankara Milletvekili Aylin
Nazlıakanın, (2/2075) esas numaralı Seçimlerin Temel Hükümleri ve
Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin doğrudan gündeme
alınmasına ilişkin önergesi (4/197) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmemiştir.
ÜNAL KACIR
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN
Birleşime on beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 18.12
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 18.34
BAŞKAN: Başkan Vekili
Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK
(Erzincan), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
----- 0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 131inci
Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
Alınan karar gereğince sözlü
soru önergeleri ile diğer denetim konularını görüşmüyor ve
gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler kısmına geçiyoruz.
1inci sırada
yer alan, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde
Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ve Anayasa
Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
XI.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının; Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80)
(S. Sayısı: 156)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2nci sırada
yer alan, Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporlarının
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.- Devlet
Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu
ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3üncü sırada
yer alan, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı
Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
benzer mahiyetteki bir kanun teklifi ve Sağlık, Aile,
Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Raporunun
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.- Türkiye
Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Kars Milletvekili Yunus
Kılıç ve Amasya Milletvekili Avni Erdemir ile 79 Milletvekilinin;
Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı
Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu
Raporu (1/937, 2/2229) (S.
Sayısı: 615)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
4üncü sırada
yer alan, İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile benzer mahiyetteki 108 adet kanun teklifi ve Plan ve
Bütçe Komisyonu Raporunun görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
4- İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili
Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl
Milletvekili İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam
Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili
Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza
Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz
Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul
Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili
Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin
Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın
Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye
Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi
Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay
Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara
Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in;
Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine
Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut
Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili
Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye Milletvekili
Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3
Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya
Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in;
Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili
Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20
Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Barış
ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Bingöl Milletvekili İdris
Baluken'in; İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi'nin; Tekirdağ
Milletvekili Candan Yüceer'in; Samsun Milletvekili Cemalettin
Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent
Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Çanakkale
Milletvekili Mustafa Serdar Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in;
Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve
Önder Matlı ile 8 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Aytun
Çıray'ın; Manisa Milletvekili Hasan Örenin; Denizli Milletvekili
Mehmet Yüksel ve Çorum Milletvekili Cahit Bağcı ile 37
Milletvekilinin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa
Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun
Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195,
2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528,
2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063,
2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236,
2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364,
2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496,
2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657,
2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808,
2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963,
2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069,
2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191,
2/2192, 2/2198) (S. Sayısı:
639)(x)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet
yerinde.
6/8/2014 tarihli 130uncu
Birleşimde İç Tüzükün 91inci maddesine göre temel kanun olarak
görüşülen tasarının dördüncü bölümünde yer alan 99uncu madde
kabul edilmişti.
Şimdi, 100üncü madde üzerinde üç
adet önerge vardır, iki adet önerge aynı mahiyettedir.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Önergelere geçmeden önce, Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Zozani.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) -
100üncü maddeyle ilgili bir hususa dikkatinizi çekmek
istiyorum.
Sayın
Başkan, Meclisimizin en son yapılan birleşiminde Milliyetçi
Hareket Partisinin bazı milletvekillerinin vermiş olduğu bir
madde ihdası önergesi vardı. Meclis Başkan Vekili Sayın
Ayşe Nur Bahçekapılının sözlerini tutanaklara geçtiği
şekliyle ifade ediyorum: Sayın milletvekilleri, Kütahya Milletvekili
Alim Işık ve arkadaşlarının yeni madde ihdasına
dair bir önergesi vardır. Önergeyle 6136 sayılı Kanun'da
değişiklik öngörülmektedir. Ancak, 6136 sayılı Kanun
görüşülmekte olan tasarıya konu bir kanun
olmadığından, İç Tüzük'ün 87'nci maddesi gereği önerge
işleme alınamayacaktır.
Şunun için
gündeme getiriyorum Sayın Başkanım: Görüşeceğimiz,
şu anda üzerinde görüşme yapacağımız 100üncü madde,
Hükûmetin Plan ve Bütçe Komisyonuna sevk ettiği, daha doğrusu Meclis
Başkanlığı üzerinden sevk edilen 61 maddelik
tasarısının içerisinde yer almayan bir maddedir. Ayrıca, bu
madde, 100üncü madde de 2577 sayılı Kanunda bir
değişiklik öngörmektedir. Hükûmetin imzalamış olduğu
61 maddelik tasarıda, 2577 sayılı Kanunda herhangi bir
değişiklik mevcut değildir. Dolayısıyla, Plan ve Bütçe
Komisyonu alt komisyon çalışmaları esnasında ve üst
Komisyon çalışmaları esnasında İç Tüzük 87ye
aykırı bir işlem yapmış ve İç Tüzüke
aykırı bu fiiller, bu işlemler Komisyon çalışmaları
esnasında da kayda geçirilmiştir. Buna rağmen, İç Tüzük
87nci maddeye aykırı bir işlemi Meclis Genel Kurulunun huzuruna
sevk etmiştir.
Dolayısıyla,
sizin, bir önceki birleşimde Meclis Başkan Vekilinin
takındığı tutumu takınarak... Mevcut tasarıda izi
olmayan bu değişiklik teklifinin, önerinin tasarıdan
çıkarılması gerekmektedir. Bunu bilgilerinize arz ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Başka söz
talebi var mı?
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkanım, bu konuda eğer
şeyse usul tartışması açmayı talep ediyoruz.
BAŞKAN
Efendim, usul tartışması açılacak bir konu yok. Şöyle
ki...
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) İç Tüzüke aykırıdır. İzah
etmeniz gerekir o zaman. O zaman, sizin tutumunuzu da sorgulamak durumunda
kalacağız. Ya sizin tutumunuz doğrudur ya Sayın
Bahçekapılının tutumu doğrudur.
BAŞKAN
Tamam, buyurun, usul tartışması açıyorum efendim.
Söz isteyin,
buyurun.
ENGİN ALTAY
(Sinop) Aleyhte...
MEHMET DOĞAN
KUBAT (İstanbul) Lehte...
BAŞKAN
Gruplar olarak anlaşın, birer kişiye söz vereceğim.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN
VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Sayın
Başkan, Komisyon olarak biz cevap verseydik. Bu Komisyondan gelen işe
itiraz var.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Zaten Komisyon İç Tüzükü hiç dikkate
almamış Sayın Başkan.
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ
(Isparta) Almıştır sonuna kadar efendim.
BAŞKAN
Sayın Zozani aleyhte, Sayın Altay aleyhte; Sayın Kubat lehte,
Sayın Elitaş lehte.
Sayın Kubat,
lehte, buyurun.
X.- USUL HAKKINDA
GÖRÜŞMELER (Devam)
2.- 639 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 100üncü maddesinin
görüşülmesinin İç Tüzük hükümlerine uygun olup
olmadığı hakkında
MEHMET DOĞAN
KUBAT (İstanbul) Sayın Başkanım, değerli
arkadaşlar; açılan usul tartışmasında
Başkanımızın 639 sıra sayılı Kanun
Tasarısının mevcut hâliyle yani Komisyondan geldiği
sıra sayısındaki metinler üzerinden görüşülmesine devam
edilmesi noktasındaki tutumunun lehinde görüşlerimi ifade etmek üzere
söz aldım.
Değerli
Başkanım, geçen hafta da buna benzer itirazlar gündeme gelmişti
ve Genel Kurul, buna ilişkin tartışmaları son iki üç ay
içerisinde 3-4 defa yaptı. Şimdi, Komisyona gelen metin üzerinde,
İç Tüzükümüzün 35inci maddesine göre
Kanun tasarı ve tekliflerini
-ki burada birleşen 100 küsur teklif ve tasarı var- bunların
birbirleriyle ilgili olanlarını birleştirmenin, aynen veya tadil
yoluyla kabul veya reddetmenin komisyonun yetkisinde olduğu İç
Tüzükümüzün 35inci maddesinde belirtilmiş. Şimdi, Komisyonda, Plan
Bütçede alt komisyon da kurulmak suretiyle, Hükûmet tasarısı ve
konuya ilişkin diğer teklifleri de birleştirmek suretiyle bir
metin hazırladılar. Yine, İç Tüzüke göre, artık Komisyon
42nci maddeye göre bu raporunu hazırlayıp Genel Kurula bir metin
sundu.
Şimdi,
İç Tüzükün 87nci maddesinde bu mevcut metin üzerinde
değişiklik önergesi verilmesi elbette ki bütün milletvekillerimizin
hakkıdır, hiçbir diyeceğim yok. Ancak, 87nci madde, mevcut
metin üzerinde nasıl değişiklik önergesi verilebileceğine
ilişkin usuli şartları düzenlemiş. Şu anda
görüşmekte olduğumuz bu tasarıdaki 148 maddede ilgili kanun yer
almamışsa, elbette ki 87nci maddeye göre, burada yer almayan bir
kanunla ilgili, örneğin 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve
Bıçaklar Hakkında Kanunla ilgili bir değişiklik önergesi
geliyorsa, Başkanlığın yine 87nci maddenin amir hükmü
gereği bunu işleme almaması yolundaki tutumu yerindedir, yani
geçen hafta Sayın Bahçekapılının yaptığı
uygulama da bu anlamda yerindedir.
Şimdi,
Sayın Zozaninin yaptığı bu eleştiriyi genel
parlamento hukuku açısından belki derinlemesine analiz etmek
ayrı bir tartışma konusu ama mevcut İç Tüzüke göre
önümüzde bir metin var ve biz Genel Kurul olarak Komisyonun bize göndermiş
olduğu bu sıra sayısı üzerinden görüşmelere devam edip
bir nihai karar vermek durumundayız. Bu çerçevede yapılması
istenilen değişikliklere ilişkin önergeler de 87nci maddeye
uygun olmak zorundadır. Sayın Zozaninin geçen hafta vermiş
olduğu önerge bu kapsamda olmadığından dolayı
işleme konulamamıştır. Dolayısıyla, geçen hafta
ve bu hafta da usule ilişkin bu konuda Başkanlığın
tutumunda Tüzüke herhangi bir aykırılık yoktur,
Başkanımızın tutumu yerindedir.
Yüce heyetinizi
saygılarımla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Aleyhte söz
isteyen Hakkâri Milletvekili Sayın Zozani.
Buyurun.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, aslında Sayın Kubat
beni doğruladı, hak da verdi, bunun üzerine söylenecek çok şey
kalmıyor. Sizin yapacağınız, önceki hafta Sayın
Bahçekapılının takındığı tutumu
takınmanız ve bu maddenin tasarı metninden çıkarılmasını
sağlamaktır; sizin yapacağınız şey budur. Çok
açık ve net, İç Tüzük 35inci maddeye aykırı bir
uygulamayı Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu gerçekleştirmiştir alt
komisyon çalışmaları içerisinde, izi olmayan bir madde
ihdası yapılmıştır yasada. Komisyona gelen
tasarıda, 61 maddelik tasarıda 2577 sayılı Kanunla ilgili
herhangi bir işlem, bir değişiklik yok;
olmadığına göre, İç Tüzük 87nci maddeye dayanarak
ilişik olmayan bir madde ihdasını gerçekleştiremezsiniz.
Ancak, Plan ve Bütçe Komisyonu İç Tüzüke aykırı böyle bir
işlem gerçekleştirmiş. Şimdi, bu İç Tüzük 87ye
aykırı işlemi sizin gündeminize getiriyoruz. Eğer
şimdi karar veremiyorsanız çalışmalara ara verip bunun
üzerine enine boyuna tartışmanız gerekir. Bu konuyla ilgili
itirazları biz ilk yapmıyoruz, yazılı olarak da bu konuyla
ilgili itirazlarımızı Meclis Başkanlığına
iletmiş durumdayız ancak ısrarla İç Tüzüke
aykırı bir işlemi burada gerçekleştirme gayreti
vardır.
Geçen hafta
Sayın Alim Işık ve milletvekili arkadaşlarının
vermiş olduğu bir madde ihdası önergesi vardı burada.
Meclis Başkan Vekili Sayın Bahçekapılı haklı olarak,
İç Tüzük 87nci maddeye dayanarak -ki o uygulaması esnasında da
tartışmalarımız söz konusu oldu- İç Tüzük 87ye
aykırıdır deyip önergeyi gündeme almama tutumunu benimsedi;
İç Tüzük 87ye uygun bir tutumdu. Şimdi de aynı uygulamayı
yapmanız gerekir, İç Tüzük 87ye aykırı
yapılmış bir uygulamayı düzeltmeniz gerekir. Tersi durumda,
bu Tüzükün kimin için yapıldığını sorgulamak
durumunda kalırız. Eğer bu Tüzükü biz uygulamıyor isek,
hükümlerine uymuyor isek biz burada niye çalışmalar yapıyoruz?
Ayrıca, Mevzuat Hazırlama Yönetmeliğine aykırı bir
durum da burada söz konusudur.
Siz bu
tartışmayı burada noktalayabilirsiniz, düzeltebilirsiniz, bir
yanlışı düzeltebilirsiniz. Bu tasarı içerisinde, asıl
tasarı olarak önümüze gelen 61 maddelik tasarıda izi olmayan
diğer maddelerin tamamını ayıklama şansına sahibi
şu anda İç Tüzüke uygun bir işlem yapmak açısından.
Bunu yaparsanız doğru bir şey yapmış olursunuz.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
ADİL
ZOZANİ (Devamla) Meclis Başkan Vekilliğini o zaman
layıkıyla, hakkıyla yerine getirmiş olursunuz.
Geçen hafta
Sayın Bahçekapılının tutumu doğruydu. Biz o tutuma
dayanarak Plan ve Bütçe Komisyonunda yapılmış bir
yanlışın düzeltilmesini talep ediyoruz.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Tutumum lehinde
söz isteyen Mustafa Elitaş, Kayseri Milletvekili.
Buyurun Sayın
Elitaş. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, değerli
milletvekillerim; Sayın Zozaninin yaptığı itiraz
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Yerindedir.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla)
yerinde olmayan bir itiraz. Şöyle ki yerinde
olmayan itiraz: İç Tüzükün 87nci maddesi Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kurulunda konuşulan konularla ilgili verilen önergeyi
düzenlemiştir.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Allah Allah
MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) Ama iyi bakarsanız oraya, Genel Kurulda
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Bence birlikte bakalım Sayın Elitaş.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Bakın, 60ıncı maddeden itibaren
Genel Kurul görüşmeleriyle ilgili kısım devam eder. Ondan önceki
görüşmelerde, belki İç Tüzük 35le ilgili kısmı
söyleyebilirsiniz. İç Tüzük 35le ilgili kısımlarla itirazlar
yapılmış ve Meclis Başkanlığına da
muhtemelen gidip Meclis Başkanlığı konusundaki Komisyonun
kararlılığı devam etmiştir. Bununla ilgili
çeşitli örnekler de vardır, hem Plan ve Bütçe Komisyonunda hem
İçişleri Komisyonunda ve diğer komisyonlarda bu dediğiniz
örnekler mevcuttur.
Yine, İç
Tüzükün 26ncı maddesinde Komisyon gündemine hâkimdir
Milletvekillerinin getirdiği kanun tekliflerini görüşmekle ilgili
Komisyon gündemine hâkimdir. maddesine baktığınız
takdirde, 26ncı madde İç Tüzükün 35inci maddesi konusunda
farklı bir anlayışı da beraberinde getirmiştir.
Sayın
Bahçekapılının geçen hafta yaptığı uygulama
İç Tüzüke uygun bir uygulamadır.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Biz de onu diyoruz.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Niye uygun bir uygulamadır? Mesela, diyelim
ki 7000 no.lu kanun. Eğer 7000 no.lu kanunda bir değişiklik
yapmak istediğiniz takdirde, elinizdeki komisyon metninde 7000 no.lu kanun
yoksa İç Tüzükün 87nci maddesine göre onu koyamazsınız, Genel
Kurulda koyamazsınız.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Yok işte, biz de onu söylüyoruz Sayın
Elitaş, aynı şeyi söylüyoruz.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Ama diyelim ki 7000 no.lu kanunla ilgili
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Ee, onu söylüyorum.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Sayın Zozani, dinlerseniz
herhangi bir
madde değişikliğini koyarsanız madde ihdasını
gerektirir, komisyonun salt çoğunluğunun orada oturması gerekir.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Aynı şeyi söylüyoruz.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) Ama 7000 no.lu kanunun diyelim ki 1 no.lu maddesini
değiştirecek bir önerge verirseniz komisyona katılıp
katılmadığını sorarsınız ve komisyon da
çoğunluğu olmadığı takdirde
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Elitaş, aynı şeyleri
söylüyoruz, aynı şeyleri söylüyoruz.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Komisyon ancak çoğunluğu olduğu
takdirde önergelere katılabilir.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Ee, tamam.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Komisyon çoğunluğu
olmadığı takdirde ya takdire bırakır veya önergeyi
reddeder.
İç Tüzükün
87nci maddesi tamamen Genel Kurulun çalışmalarıyla ilgili bir
düzenlemedir. Siz İç Tüzük 35le ilgili kısma itiraz ediyorsunuz.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Yok, zaten
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Sayın Zozani, beni dinlemiyorsunuz.
İç Tüzük 35le ilgili olan kısma
itirazınızı sizin başlangıçta yapmanız gerekirdi.
Nitekim onunla ilgili itirazlar başlangıçta Komisyon
aşamasında yapılmış, Meclis
Başkanlığınca da bu konuda araştırmalar
yapılmış ve önceki teamüller çerçevesinde de
oluşturulduğundan dolayı, komisyon raporu
bastırılıp milletvekillerine dağıtılmış
ve 100üncü maddeye kadar da görüşülmüştür. 99uncu maddesi
görüşülen bir konuda Siz bunu Komisyon metninden çıkarmalısınız.
deme hakkına sahip değilsiniz, Meclis
Başkanlığının da zaten böyle bir yetkisi yoktur.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Meclis Başkanlığının yetkisi
var, nasıl yetkisi yok ya!
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Var, burada yazmış işte, şerhi
var.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) O anlamda, bu yaptığınız
eleştirinin yanlış olduğunu ifade ediyorum.
Başkanlığın
tutumunun doğru olduğunu ifade ediyor, yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, müsaade ederseniz, Sayın
Elitaş
BAŞKAN Ama
bir saniye
Böyle bir usulümüz yok. Şimdi, bak
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Neyi söyleyeceğimi bilmeden nasıl usulü
belirliyorsunuz?
BAŞKAN
Hayır efendim, usul tartışması yapıyoruz, iki lehte,
iki aleyhte söz var. Sizin söyleyeceğinizi bilmiyorum, bilmeyerek de söz
vermiyorum çünkü aleyhte söz isteyen var, onu dinledikten sonra bir talebiniz
varsa
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Tamam Sayın Başkan.
BAŞKAN
Aleyhte söz isteyen Rahmi Aşkın Türeli, İzmir Milletvekili, buyurun.
(CHP sıralarından alkışlar)
RAHMİ
AŞKIN TÜRELİ (İzmir) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; şimdi, tabii, Sayın
Zozaninin söylediği Anayasaya aykırılık
iddiasını biz, değerli milletvekilleri, Komisyonda defalarca
söyledik. Birkaç husus var, bu açılardan baktığınız
zaman Anayasaya ciddi aykırılıklar var. Bunların birisi,
biraz önce Sayın Zozaninin söylediği bir husus. Yani, 61 madde
olarak önümüze gelen bir kanun tasarısı var ve ondan sonra, onlar, bu
konuyla ilgili, bütün siyasi parti gruplarından milletvekillerinin
vermiş olduğu ilgili kanun teklifleriyle birleştirildi. Ama onun
dışında, orada hiçbir şekilde yer almayan -kanun
tasarısında- maddeleri oraya koymanın hiçbir hukuki gerekçesi
yok, hiçbir hukuki mantığı yok. Bu açıdan
baktığınızda, Anayasaya ciddi bir aykırılık
var ve onun sonucunda, Plan Bütçe Komisyonunun gündemine, önümüze 61 madde
olarak gelen kanun tasarısı şu anda, işte, biliyorsunuz
-ismini bile okumanın ne kadar uzun sürdüğünü hepimiz de yakından
izliyoruz- ne oldu? 148, ondan sonra da 1 geçici madde, 149 maddeye
çıktı. Bir kere bunu söyleyelim. Bu açıdan İç Tüzükün
35inci maddesine de ciddi bir aykırılık var.
Diğer
taraftan, Komisyon aşamasında yaşadığımız en
önemli problemlerden bir tanesi de, İç Tüzükün 38inci maddesine göre Komisyonun
kendilerine havale edilen tasarı ve tekliflerin Anayasaya uygun olup
olmadığını araştırmamasıdır. Söyledik
arkadaşlar, bununla ilgili olarak önergeler verdik, Bunlar Anayasaya
aykırıdır, bunları burada görüşelim ve ondan sonra,
bunlar Anayasaya uygun olmadığı için buradan
çıkartılsın. dedik. Ama
ne yazık ki Plan Bütçe Komisyonunda, Komisyonun yapması gereken,
kendisine havale edilen tasarı ve tekliflerin Anayasaya uygun olup
olmadığını inceleme ve araştırma işlemi
yapılmamıştır. Bu açıdan da
baktığınızda gene Anayasaya bir aykırılık
söz konusudur.
Üçüncü bir hususu
da söyleyeyim. Şimdi, bakın 100üncü maddeyi görüşüyoruz. Gene
aynı şekilde 112nci madde var. Daha önce açık açık Anayasa
Mahkemesinin iptal kararı verdiği maddeler tekrar bu kanun
tasarısı metnine sokuldu arkadaşlar. Daha önce Anayasa
Mahkemesinin buna ilişkin verdiği iptal kararları var,
bunların Anayasaya aykırı olduğu belli ve nitekim, Anayasa
Mahkemesine gideceğiz, tekrar bunlar Anayasa Mahkemesi tarafından
iptal edilecek. Peki, o zaman neden
getiriyorsunuz bunları? Yani, biz
ne yaparsak yaparız o zamana kadar, Anayasa Mahkemesi kararları
geriye yürümez mi diyorsunuz?
Bakın, bütün
bunları toparladığımız zaman hikâye şudur arkadaşlar:
Bu kanun tasarısının görüşülmesi hukuk devletine, hukuk
mantığına aykırı bir şekilde cereyan
etmiştir, Anayasaya açıkça aykırıdır, Türkiye Büyük
Millet Meclisi İç Tüzüğüne aykırıdır.
Bütün bu
nedenlerle bu söz konusu önergenin lehinde olduğumuzu belirtmek istiyorum.
Yüce heyeti
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Zozani, buyurun.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, Sayın Elitaş benim
biraz önce ifade ettiklerimin doğru olmadığını ifade
ederek ifadelerimi yanlış aksettirmiştir, düzeltmek istiyorum.
BAŞKAN Sataşma nedeniyle buyurun Sayın
Zozani.
İki dakika
süre veriyorum.
IX.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
4.- Hakkâri Milletvekili Adil
Zozani'nin, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın usul
görüşmesi nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Elitaş, konuşmanızın
birinci cümlesi hariç diğerlerinin tamamı beni doğruluyor.
Geriye kalan tamamı beni doğruluyor. İç Tüzük 26, İç Tüzük
35, İç Tüzük 87, hepsi Sayın Bahçekapılının geçen
hafta yaptığı uygulamanın doğruluğunu ortaya
koyuyor. Ayrıca, Mevzuat Hazırlama Yönetmeliğinin 10uncu
maddesi de aynı kapsamdadır, aynı çerçevededir. Buna
ilişkin itirazlarımızı biz ilk defa dillendirmiyoruz, daha
önce bu itirazlar dillendirildi burada.
Siz şu anda
İç Tüzük 35e, İç Tüzük 87ye aykırı
yapılmış bir işlemin bu şekilde kalmasını savunuyorsunuz.
Meclis Başkanlığına da, Başkanlık Divanına
da Bu yanlışa göz yumun, geçsin. diyorsunuz. Meclis
Başkanlık Divanının komisyonlarda yapılmış
yanlışları düzeltme yetkisi vardır, iade etme yetkisi
vardır tabii ki. İç Tüzük bu hakkı Meclis
Başkanlığına, Meclis Başkanlık Divanına
veriyor.
İç Tüzük
87ye aykırı bir işlemi burada görüşmekte ısrar
etmemek gerekir çünkü bu Tüzük hepimizi bağlıyor, bundan sonrası
için de geçerli olacak İç Tüzüktür. Aksi bir durum söz konusu
olmadığı müddetçe, başka bir İç Tüzük
olmadığı müddetçe hepimiz bunu uygulamak durumundayız.
87ye aykırı bu işlemi burada sürdüremeyiz, sürdürmememiz
gerekir. Neye göre aykırı işlem diyoruz? Hükûmetin 61 madde
olarak Komisyona gönderdiği tasarıda olmayan bir kanunda bir
değişiklik öngörüldüğü için itiraz ediyoruz. O nedenle, 87nin
gereğini yerine getirelim.
Ayrıca, bir
husus daha var Sayın Elitaş, sizin demin ifade ettiğiniz.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
ADİL
ZOZANİ (Devamla) - 87 Meclis Genel Kurul
çalışmalarını kapsıyor, komisyon
çalışmalarını kapsamıyor. dediniz. Bu da
yanlış bir bilgi. Aksi bir hüküm olmadığı sürece,
genel için geçerli olan kurallar aynı şekilde komisyon
çalışmaları için de geçerlidir. Komisyon
çalışmalarını düzenleyen aksi bir kural söz konusu
olmadığı zaman, İç Tüzükün genel hükümleri bütün komisyonların
çalışmaları açısından da geçerli hükümlerdir.
Dolayısıyla, 87ye ilişkin şeklî itirazlarınız da
doğru ve yerinde olmayan itirazlardır. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
X.- USUL HAKKINDA
GÖRÜŞMELER (Devam)
2.- 639 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 100üncü maddesinin
görüşülmesinin İç Tüzük hükümlerine uygun olup
olmadığı hakkında (Devam)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, bildiğiniz üzere, söz konusu teklifin Komisyondaki
görüşme süreci ve sonuçlandırılmasıyla ilgili olarak
Cumhuriyet Halk Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi ve Halkların Demokratik
Partisi Grubuna mensup milletvekillerince Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına hitaben yazılı itirazları
olmuştur. Bu konu Genel Kurulda usul tartışması
açılarak gündeme getirilmiştir. Konu Genel Kurulda
değerlendirilerek tasarının ve Komisyon raporunun
görüşmelerine devam edilmesi uygun görülmüş ve bugün 100üncü maddeye
gelinmiştir. Söz konusu ettiğiniz yeni madde ihdas edilmesine
ilişkin uygulama İç Tüzükün 87nci maddesine uygun bir
uygulamadır. Başkanlık olarak şu aşamada
görüşmelerin devamı dışında yapılabilecek
herhangi bir işlem bulunmamaktadır. Ayrıca, 100üncü madde gibi
benzer durumdaki birçok madde daha önce Genel Kurulda kabul edilmiştir.
Dolayısıyla, tutumumda herhangi bir değişiklik yoktur.
KAMER GENÇ (Tunceli) - Sayın
Başkan
BAŞKAN - 100üncü madde
üzerindeki
KAMER GENÇ (Tunceli) - Sayın
Başkan
BAŞKAN Konu bitti Sayın
Genç.
KAMER GENÇ (Tunceli) Bir dakika
BAŞKAN Konu bitti diyorum
efendim.
KAMER GENÇ (Tunceli) Bu 100üncü
madde Anayasayı değiştiriyor. Anayasanın 125inci
maddesine göre İdarenin eylem ve işlemlerine karşı
yargı yolu açıktır. diyor ve İdarenin eylem ve
işlemlerine karşı açılan davalarda yürütmenin
durdurulması istenir. diyor.
BAŞKAN Efendim, Anayasaya
aykırılığı ayrı.
KAMER GENÇ (Tunceli) Hayır ama
yani
Efendim, bir kanun maddesiyle bir kanun maddesini
değiştiremezsiniz.
BAŞKAN Usul
tartışması yaptık efendim, bitti konu.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Bu da
Tüzükün 38ine aykırı.
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın
Başkan, yani bakın, Anayasanın
BAŞKAN Evet, teşekkür
ediyorum.
KAMER GENÇ (Tunceli) Ya,
teşekkür etmene gerek yok be, bir dinle bakalım da.
XI.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri (Devam)
4 - İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in;
Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ
Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli
Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin
Milletvekili Aytuğ Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin;
İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet
Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal
ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul
Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla
Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in;
İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan
Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan
Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet
Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin;
Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır
Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim
Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt
Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in;
Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine
Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut
Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili
Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye Milletvekili
Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3
Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya
Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in;
Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili
Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Bursa
Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim
Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf
Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; İstanbul
Milletvekili Süleyman Çelebi'nin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in;
Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın
Türeli'nin; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun
Çıray'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in;
Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar
Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür
Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve Önder Matlı ile 8
Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Manisa
Milletvekili Hasan Örenin; Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum
Milletvekili Cahit Bağcı ile 37 Milletvekilinin; Manisa Milletvekili
Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan
ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115,
2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439,
2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896,
2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217,
2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302,
2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437,
2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595,
2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794,
2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938,
2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056,
2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186,
2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) (Devam)
BAŞKAN 100üncü madde üzerinde
üç adet önerge vardır, okutuyorum
KAMER GENÇ (Tunceli) Bir dinle
bakalım Başkan, bir dinler misin beni!
BAŞKAN Efendim, Anayasaya
aykırılık işlemleri var, önergeler var zaten işleme
alınacak.
KAMER GENÇ (Tunceli) Ya, sen
Anayasaya sadakate namusun ve şerefin üzerine yemin ettin. Namus ve
şeref denilen kavram bu mudur? Anayasayı ihlal etmek mi demektir?
BAŞKAN Usul
tartışması bitti efendim.
KAMER GENÇ (Tunceli) Böyle bir
şey olmaz ya!
BAŞKAN - Buyurun.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
KAMER GENÇ (Tunceli) Ya, Divan
Kâtibi, bir dakika ya, ben bir şey söylüyorum burada ya.
BAŞKAN Hayır, Sayın
Genç, böyle yapamazsınız.
KAMER GENÇ (Tunceli) Hayır
efendim, Anayasaya aykırı bir maddeyi burada
BAŞKAN Usul
tartışması yaptık. Usul tartışmasında 2
lehte, 2 aleyhte söz verilir. Tartışma bitti, ben tutumum
hakkımdaki görüşümü tekrar belirttim.
KAMER GENÇ (Tunceli) Hayır,
tutumun yanlış. Anayasayı değiştirecek bir kanun
maddesi gelemez efendim.
BAŞKAN Ama sizin
yaptığınız da hiç doğru değil.
KAMER GENÇ (Tunceli) Ya,
Anayasayı değiştirecek bir madde getiremezsiniz.
BAŞKAN Buyurun.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra
Sayılı Kanun Teklifinin 100 üncü maddesinin tasarı metninden
çıkartılmasını arz ve teklif ederiz.
İdris
Baluken Erol
Dora Pervin
Buldan
Bingöl Mardin Iğdır
Nazmi
Gür Hasip
Kaplan Sebahat
Tuncel
Van Şırnak İstanbul
Adil
Zozani
Hakkâri
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, şimdi okutacağım iki önerge aynı
mahiyettedir, Anayasaya aykırılık önergeleri, birlikte
işlem yapacağım.
Önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Tekirdağ Milletvekili
Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri
ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkerelerinin (1/931, 2/115, 2/139, 2/195,
2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528,
2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798,
2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202,
2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260,
2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426,
2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525,
2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765,
2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924,
2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041,
2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176,
2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) 100 üncü maddesinin
Anayasaya aykırılığı nedeniyle tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Erkan
Akçay Ali
Halaman Alim
Işık
Manisa Adana Kütahya
Ali
Öz Mustafa
Kalaycı Cemalettin
Şimşek
Mersin Konya Samsun
Yusuf
Halaçoğlu
Kayseri
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Rahmi
Aşkın Türeli Haydar
Akar Adnan
Keskin
İzmir Kocaeli Denizli
Musa
Çam Müslim
Sarı Aydın
Ağan Ayaydın
İzmir
İstanbul İstanbul
BAŞKAN
Komisyon aynı mahiyetteki Anayasaya aykırılık önergelerine
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ
(Isparta) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Katılmıyoruz Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Yusuf Halaçoğlu, Kayseri Milletvekili. (MHP
sıralarından alkışlar)
Buyurun Sayın Halaçoğlu.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Değerli
milletvekilleri, aslında, demin usul tartışmalarında
olduğu gibi, Cumhurbaşkanlığı meselesinde olduğu
gibi hukuku hiçe sayan maddelerden ve Anayasayı tamamen hiçe sayan
maddelerden bir tanesi daha karşımızda.
Şimdi, burada
-birçok milletvekili arkadaşımız zannediyorum ki hiç
bakmamıştır- Bakanlıklar ve Bağlı
Kuruluşlarda Atama Usulüne İlişkin Kanuna ekli (1) ve (2)
sayılı cetveller var. Bu cetvellerde kimler var arkadaşlar, hiç
bilen var mı içinizde? Hiç kimsenin bildiğini sanmıyorum;
Valiler var, büyükelçiler, daimi temsilcilikler, daimi delegeler, Millî
Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri, Diyanet İşleri Başkanı ve
Yüksek Din Kurulu üyeleri, Yüksek Denetleme Kurulu Başkan ve üyeleri,
müsteşar ve yardımcıları, genel müdür yardımcıları,
genel müdür ve milletlerarası iktisadi
diye gidiyor bu cetveller.
Vakıflar Genel Müdürlüğü, Türkiye
Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurulu üyeleri, Atom Enerjisi
Komisyonu Genel Sekreteri, bakanlıklardaki kurul başkanları,
üyeleri, bakanlık müfettişleri vesair, bunlar böyle gidiyor.
Şimdi, değerli
arkadaşlar, bütün bunlarla ilgili derdiniz nedir? Paralel
yapılanmayı ortadan kaldıralım. diye
düşünüyorsanız, bunlarla alakası olan insanlar değil
bunlar. Şimdi, bunu hangi sebeple yapıyorsunuz? Bu 100üncü maddenin
şu fıkrasına bakın: Bu fıkranın üçüncü cümlesinde
Belirtilen işlemlerle ilgili mahkeme kararlarının yerine
getirilmemesi ceza soruşturması ve kovuşturmasına konu
edilemez, ancak disiplin hükümleri saklıdır
Yani, siz, yine birtakım
maddeleri uygulayanları kanun dışına çekiyorsunuz ve cezai
sorumluluklarını da ortadan kaldırıyorsunuz. Anayasaya
aykırı, Anayasanın 125inci ve 138inci maddeleri bu işi
engelliyor. Ne diyor? İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine
karşı yargı yolu açıktır. Evet, yargı yolunu
açıyorsunuz, iki yıl müddetle bunları bekletebiliyorsunuz ve
başka bir göreve atıyorsunuz!
KAMER GENÇ
(Tunceli) Kamu personelinde telafisi imkânsız zarar yoktur.
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla)
Hâlbuki ne diyor? İdari
işlemin uygulanması halinde telafisi güç ve imkânsız zararların
-bu, Anayasa hükmü-
doğması ve idari işlemin açıkça
hukuka aykırı olması şartlarının birlikte
gerçekleşmesi durumunda gerekçe gösterilerek yürütmenin
durdurulmasına karar verilebilir. Ama, siz ne diyorsunuz burada?
Anayasayı ihlal ederek herhangi bir şekilde bu telafisi güç,
imkânsız olan meseleyi kaldırıyorsunuz. Bakın, diyorsunuz
ki: Bu görevliler hakkındaki mezkur işlemlerin uygulanması,
telafisi güç veya imkansız zararları doğuran hallerden
sayılmaz. Yani, siz Anayasaya çok açık ve net şekilde
aykırı bir hüküm getiriyorsunuz.
Ayrıca, 138inci madde ne diyor?
Hiçbir organ, makam, merci veya kişi yargı yetkisinin
kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez;
genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz.
Yasama ve yürütme organları ile idare,
mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme
kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların
yerine getirilmesini geciktiremez. Hem geciktiremez diyor burada, daha önce
kanunda otuz gündü süresi de zaten, siz iki seneye çekiyorsunuz ve
başka
bir göreve atanır. diyorsunuz. Anayasayla uzaktan yakından
alakası yok, buna uymuyor, tamamen ters bir hüküm getiriyorsunuz ve tüm bu
kategorideki, 1inci cetvel, 2nci cetveldeki insanlarla birlikte açıktan,
naklen veya vekâleten yapılan atamalar ekliyorsunuz. Ayrıca, daire
başkanı üstü görevliler, sivil memurlar hariç, kolluk
teşkilatları kadrolarını, bütün kadroları ekliyorsunuz
ve Anayasaya aykırı olarak diyorsunuz ki: Ben istediğimi
Anayasa da olsa yaparım. Arkadaşlar, şerefiniz üzerine yemin
etmiştiniz Anayasayı değiştirmeyeceğinize, buna
uyacağınıza dair. Yani, Allah aşkına yapmayın!
Buna hanginiz evet diyebilir? Yani, yazık değil mi, insanların
haksız yere, haksız bir şekilde görevden alınmasına.
Bir de ombudsmanlık kuruyorsunuz. Yazık değil mi ya! Hukuk
devletini yok ediyorsanız, yarın siz de yok olursunuz. Ya, sonuç
olarak bu hukuk devleti. Hukuk devleti olmazsanız devleti ayakta
tutamazsınız. Anayasa diyoruz kardeşim, bakın, okudum size.
Ayrıca, İç Tüzükün de yine, burada biraz önce belirttiğim
gibi- 38 ve 87nci maddelerine aykırı. Ya, Cemil Çiçek, Meclis
Başkanı, Şu, şu, şu maddeler 87nci maddeye
aykırıdır. diyor, açıkça belirtmiş. Sizin hâlâ yok
demenizin hiçbir anlamı yok. Gelin, bu işten dönün, hukuk devletine
saygı gösterin.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Aynı
mahiyetteki önerge üzerinde söz isteyen Adnan Keskin, Denizli Milletvekili.
Buyurun Sayın
Keskin. (CHP sıralarından alkışlar)
ADNAN KESKİN
(Denizli) - Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; torba yasa tasarısının 100üncü
maddesine ilişkin değerlendirmelerimi sunmak için söz aldım.
Tümünüzü saygıyla selamlıyorum.
21inci
yüzyılda, insan hakları, hukukun üstünlüğü, idarenin hukuka
bağlılığı konularında yeni kazanımlar elde
edildi, bu konularda yeni boyutlara ulaşıldı. O nedenle,
çağımıza hukuk ve insan hakları çağı
denilmektedir. Hukukun üstünlüğü, insan hakları, inanç, düşünce
ve hak arama özgürlüğü insanlığın ortak sorunu olarak kabul
edilmektedir. Çağımızda ulaşılan hukuk, özgürlük ve
insan hakları anlayışı, devletlerin ve yöneticilerin de anlayışını,
bu konulardaki yaklaşımlarını
değiştirmiştir.
Günümüz
dünyasında mülk devlet, polis devlet anlayışının
sürdürülmesi olanaksızdır. İnsan kul, tebaa değil
doğal haklara sahip, özgür iradesiyle yönetimin üzerinde etkili bir
süjedir. Devletin ve yöneticilerin evrensel hukuka bağlı,
yetkilerinin sınırlı olduğu kabul edilmektedir.
Hukuk devletinin
en belirgin, göze batan özelliği devletin hukuka
bağlılığının yargı tarafından
denetlenmesidir. Yargısal denetimin en önemli aracı da iptal
davasıdır. Ülkemizde iptal kararlarının gereğinin
yerine getirilmesi hep sorun olmuştur. İdari işlemler, ilgilinin
kabul ve onayına bağlı olmadan idarece de tek yanlı tesis
edilir. İdari tasarruftan etkilenen bireyin iptal davası açması
hukuk devleti olmanın, hak arama özgürlüğünün gereğidir. Kamu
yararı, paralel devlet temizlemek için gibi bahanelerle yürütmenin
durdurulması kararı verilmesinin önü kesilir ya da iptal
kararlarının uygulanması engellenirse adaletin,
yargının, hukuk devletinin saygınlığına gölge
düşer, bireyin yargıdan şüphe ve endişe duymasına
neden olur, toplumsal uzlaşmanın, birlikte yaşama istencinin
çözülmesine kapı aralar. Benim gibi ol, benim gibi düşün, yoksa seni
yaşatmam. diyen bu anlayış, tarihin çöp sepetine giden
diktatörlerin tüm uygulamalarının, girişimlerinin de gerekçesi
olmuştur.
Yasa
taslağının 100üncü maddesindeki düzenlemeyle keyfîlik,
hukuksuzluk, Benden olmayana yaşama hakkı tanımam. diyen
faşist anlayış, totaliter özlem devreye sokulmak istenmektedir.
Anayasanın 36ncı maddesinde düzenlenen hak arama özgürlüğü
budanıyor, Anayasanın 125inci maddesinde düzenlenen idarenin her
türlü eylem ve işleminin yargı denetimine tabi olduğu hükmüyle
125inci maddenin beşinci fıkrası
buharlaştırılıyor, Anayasanın 138inci maddesine de
aykırı düzenleme getiriliyor. Söz konusu düzenlemeler kuvvetler
ayrılığı ilkesini rafa kaldırarak yürütmenin
yargıya müdahale etme özleminin somut kanıtıdır.
Yürütmenin Anayasaya aykırı düzenlemeler
yaparak yasama ve yargının görev alanına girmesi kargaşaya,
kaosa, yasa dışı yaklaşımlara meşruiyet
kazandırır, demokrasiye ve yargıya güven duygusunu zedeler.
Anayasanın 2, 36, 125 ve 138inci
maddeleri yürürlükte kaldığı sürece taslağın
100üncü maddesi yasallaştırılamaz. Ya Anayasanın ilgili
maddelerini ortadan kaldıracaksınız ya da Hukuku, adaleti,
haksızlıkların, yolsuzlukların üzerini kapatmak, kin ve
intikam duygularımızı tatmin için kullanacağız. deyip
diktatörlüğünüzü ilan edeceksiniz.
O nedenle bu maddenin taslaktan
çıkarılmasını diliyorum.
Hepinize saygı sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önergeler kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı
Kanun Teklifinin 100 üncü maddesinin tasarı metninden
çıkartılmasını arz ve teklif ederiz.
Adil Zozani (Hakkâri) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Adil Zozani,
Hakkâri Milletvekili.
Buyurun Sayın Zozani. (HDP sıralarından
alkışlar)
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Bu önergeyi Hükûmet üyelerinin kabul etmeyeceğini
çok iyi biliyoruz. Yani tecrübelerimizle, biz sonucu önceden kestirebilecek
durumdayız, artık bu Mecliste nelerin olup biteceğini biliyoruz.
MUSA ÇAM (İzmir) Sayın Bakan da zaten gülüyor
orada, katılmadığını söyledi zaten.
ADİL ZOZANİ (Devamla) Şimdi, bu kanun
maddesi değişikliğiyle Hükûmet neyi yapmak istiyor, maksadı
nedir, açık, ortada yani gizli kapaklı bir şey
yapmıyorsunuz işin açıkçası ama bu konuyu enine boyuna bir
kez daha sizinle tartışmakta fayda vardır diye düşünüyorum.
Hukukunu
savunduğumuz insanların geçmişte bize fiilen zarar
verdiğini biliyoruz. Bakın, bugün hukukunu savunduğumuz
insanların geçmişteki uygulamalarıyla, pratikleriyle bize zarar
verdiklerini biliyoruz. O zaman da söylüyorduk Bir gün hukuk size de
lazım olacak. diyorduk, şimdi aynı şeyi söylüyoruz.
Şimdi size söylüyoruz: Bir gün hukuk sizin için de ihtiyaç durumuna
gelecektir. Hep muktedir olmazsınız. Bir gün hukuka ihtiyaç
duyarsanız, dönüp geçmişinize baktığınız zaman
çelişik bir geçmişinizin, bir mazinizin olmaması gerekir. Bu
uyarıları yapmak size bir insanlık borcudur bizim
açımızdan. 2 Mart 1994 darbesinde biz bu uyarıyı yapmıştık.
Grubunuz içerisinde o dönemde Parlamentoda olan milletvekilleri var, Hükûmet
üyesi milletvekilleri var; o zaman da bu uyarıyı
yapmıştık, Bir gün hukuk size de lazım olacak.
demiştik, şimdi aynı şeyi söylüyoruz.
Sizlerin üzerinde
tasarrufta bulunacağınız devletin üst düzey bürokrat
sayısı oranı şu anda yaklaşık 3.200
civarında, 3.200 insanı tehlikeye atıyorsunuz. Bütün valileri ve
bütün daire başkanı ve üstü konumundaki insanları, devlet
bürokrasisindeki bütün insanları şuna zorlayacaksınız: Ya
bizim gibi olacaksınız, bizim dediklerimizi yapacaksınız ya
da işte yasa burada duruyor; sizi süreriz, iki yıl da itiraz
etmezsiniz. Şantaj aracı olarak kullanacağınız bir
kanun düzenlemesi. Yazıktır, günahtır.
Bakın, tekrar
ediyorum: Hukukunu savunduğumuz bu insanların pek çoğunun
geçmişteki uygulamaları itibarıyla bize zarar verdikleri, hatta
bize husumet beslediklerini çok iyi biliyoruz. Meclis komisyonları
çalışmaları esnasında da söyledim. Bu hukukunu
savunduğumuz insanların, biz kapıdan dışarı
çıktığımızda, eğer normal oturur vaziyetteyse
oturuşunu bozup ayak ayak üstüne atan insanlar olduklarını
biliyoruz ama hukukunu ilkelerimiz çerçevesinde savunmak durumundayız. Bu
hukuksuzluğa bizim rıza göstermememiz gerektiğini Komisyon
çalışmaları esnasında ifade ettik, şimdi tekrar ifade
ediyoruz.
Hükûmetin,
devletin üst düzey bürokrasisi üzerinde tasarruf hakkının
olmayacağını ifade etmiyoruz. Bakın, Komisyon
tutanaklarında sabit olan, mevcut olan görüşlerimizi burada tekrar
ifade ediyoruz. Pekâlâ, her hükûmetin, her bakanın, bakanlığın
üst düzey bürokrasisini rahat çalışabileceği insanlardan seçmesi
haktır. Bu, AK PARTİ hükûmetleri açısından da böyledir,
öncekiler için de böyle olması gerekir, bundan sonrası için de böyle
olması gerekir diye düşünüyoruz. Yani, müsteşarını rahat
atasın, buna itirazımız yok; bakan
yardımcısını rahat atasın, buna kimse itiraz etmez;
genel müdürlerini atasın, buna kimse itiraz etmez ama siz, atamayla
değil de yetenekleriyle bir yere gelen, üreten pozisyondaki
insanları, sahadaki insanları ta şube müdürlerine kadar keyfî
bir uygulamayla İlla biz düzenleyeceğiz. derseniz büyük bir
yanlış yapmış olursunuz. Çukurca İlçe Millî
Eğitim Müdürünün Ankaradan belirlenip belirlenmemesinin size ne
faydası var? Ya da nereden bileceğiz mevcut olandan daha iyisini atayacağınızı?
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
ADİL
ZOZANİ (Devamla) Hangi kriterlere göre atama
yapacağınızı nereden bileceğiz, neyinize
güveneceğiz? Nasıl böyle bir subjektif kanun düzenleme yöntemine
evet diyeceğiz? Ne oluyorsunuz da sizin yapacağınız her
türlü tasarrufa gözü kapalı inanmak durumunda olalım, güvenmek
durumunda olalım? Değil siz, hiçbir hükûmetin gözü kapalı bir
uygulamasına bu şekilde gözü kapalı evet demek mümkün
değildir. Tek güvence vardır; yasalardır, kanunlardır.
Yasalar bu işte güvencedir, uygulamanın güvencesidir. Siz bu
uygulamanın güvencesini de kendinize göre düzenlerseniz büyük bir
haksızlık yapmış olursunuz bu maddede olduğu gibi.
Daha pek çok maddede haksız uygulamalara sebebiyet verecek düzenlemeler
vardır ama bu tasarının en garabet içeren maddesi budur.
Teşekkür
ediyorum. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Karar yeter sayısı istiyorum.
BAŞKAN
Karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kâtip üyeler
arasında anlaşmazlık var.
Elektronik cihazla
oylama yapacağız.
Bir dakika süre
veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı vardır, önerge
kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
Birleşime
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 19.25
BEŞİNCİ
OTURUM
Açılma Saati:
19.26
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER:
Muharrem IŞIK (Erzincan), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 131inci Birleşiminin
Beşinci Oturumunu açıyorum.
639 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
5inci sıraya alınan Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Trans
Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Sistemine İlişkin
Hükümetlerarası Anlaşmanın Eki Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve
The Trans Anatolian Gas Pipeline Company B. V. Arasında Trans- Anadolu
Doğal Gaz Boru Hattı Sistemi Hakkında Ev Sahibi Hükümet
Anlaşmasına İlişkin Değişikliğin
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
5.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Trans Anadolu Doğal Gaz Boru
Hattı Sistemine İlişkin Hükümetlerarası
Anlaşmanın Eki Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve The Trans Anatolian
Gas Pipeline Company B. V. Arasında Trans- Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı
Sistemi Hakkında Ev Sahibi Hükümet Anlaşmasına İlişkin
Değişikliğin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu
(1/947) (S. Sayısı: 642)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Bundan sonra da Komisyonun bulunmayacağı
anlaşıldığından, alınan karar gereğince,
kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri
sırasıyla görüşmek için, 13 Ağustos 2014 Çarşamba günü
saat 14.00te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma
Saati:19.27