TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
132nci
Birleşim
13
Ağustos 2014 Çarşamba
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- BU
BİRLEŞİM TUTANAK ÖZETİ
III.- GELEN KÂĞITLAR
IV.- YOKLAMALAR
V.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt'ün, Ardahana havaalanı yapılmasına ilişkin
gündem dışı konuşması
2.- Tokat Milletvekili
Reşat Doğru'nun, Tokatın sorunları ve alınması
gereken tedbirlere ilişkin gündem dışı konuşması
3.- Van Milletvekili
Gülşen Orhan'ın, kadına yönelik şiddete ilişkin gündem
dışı konuşması
VI.- AÇIKLAMALAR
1.- Iğdır
Milletvekili Pervin Buldan'ın, kadına yönelik şiddeti
kınadıklarına, bu konuda Meclis çatısı altında
hemfikir olunması ve birlikte hareket edilmesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
2.- Sinop Milletvekili Engin
Altay'ın, Cumhuriyet Halk Partisi olarak, kadına yönelik
şiddetin kabul edilemez olduğunu beyan ettiklerine ve Van
Milletvekili Gülşen Orhana geçmiş olsun dileğinde bulunduklarına
ilişkin açıklaması
3.- Kayseri Milletvekili
Yusuf Halaçoğlu'nun, kadına yönelik şiddeti
kınadıklarına ve Van Milletvekili Gülşen Orhana
geçmiş olsun dileğinde bulunduklarına ilişkin
açıklaması
4.- Van Milletvekili
Gülşen Orhan'ın, Iğdır Milletvekili Pervin Buldanın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
5.- Sinop Milletvekili Engin
Altay'ın, Beşiktaş Kulübünün eski Başkanı Süleyman
Sebanın yakınlarına, Beşiktaş camiasına ve
milletimize başsağlığı dilediğine ilişkin
açıklaması
VII.- BAŞKANLIĞIN
GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- İstanbul
Milletvekili Sebahat Tuncel ve 21 milletvekilinin, kadın
sığınma evlerinin koşullarının ve
ihtiyaçlarının araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/1055)
2.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan ve 21 milletvekilinin, Diyarbakır havalimanı
terminal binası inşaatı ve ihale sürecinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/1056)
3.- İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel ve 23 milletvekilinin, taş
ocaklarının insan sağlığı, doğa ve çevreye
etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/1057)
VIII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri
1.- HDP Grubunun, Mardin
Milletvekili Erol Dora ve arkadaşları tarafından, Ezidi
halkının tarihinin, yok olmaya yüz tutan kimliklerinin ve
kültürlerinin korunup geliştirilebilmesi için neler
yapılabileceği ve karşı karşıya
kaldıkları sorunların gündeme taşınması
amacıyla 22/1/2013 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 13 Ağustos 2014
Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
2.- MHP Grubunun, Mersin
Milletvekili Ali Öz ve arkadaşları tarafından, uyuşturucu
madde bağımlılığının nedenlerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla 3/7/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 13 Ağustos 2014
Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
3.- CHP Grubunun,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkındaki (9/10) esas
numaralı Meclis Soruşturması Önergesinin Meclis
soruşturması açılıp açılmaması konusundaki
görüşmelerin, Genel Kurulunun 13 Ağustos 2014 Çarşamba günkü
birleşiminde yapılmasına ve görüşmelerin
tamamlanmasına kadar Genel Kurulun çalışmalarını
sürdürmesine ilişkin önerisi
B) Danışma Kurulu
Önerileri
1.- Danışma
Kurulunun, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 14 Ağustos 2014 Perşembe
gününden başlayarak 1 Ekim 2014 Çarşamba günü saat 15.00te toplanmak
üzere tatile girmesine ilişkin önerisi
IX.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydın'ın, Gaziantep Milletvekili Ali
Serindağın HDP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında AK PARTİ Grup Başkanına
sataşması nedeniyle konuşması
2.- Sinop Milletvekili Engin
Altay'ın, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının sataşma
nedeniyle yaptığı konuşması sırasında
Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle konuşması
3.- Gaziantep Milletvekili
Ali Serindağ'ın, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
4.- Ankara Milletvekili Aylin
Nazlıaka'nın, Van Milletvekili Gülşen Orhanın
yaptığı gündem dışı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
5.- İstanbul
Milletvekili Ali Özgündüz'ün, Amasya Milletvekili Mehmet Naci
Bostancının CHP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında CHP Grubuna ve CHP Grup
Başkanına sataşması nedeniyle konuşması
6.- Amasya Milletvekili
Mehmet Naci Bostancı'nın, İstanbul Milletvekili Ali Özgündüzün
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
7.- İstanbul
Milletvekili Ali Özgündüz'ün, Amasya Milletvekili Mehmet Naci
Bostancının sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
8.- Kayseri Milletvekili
Yusuf Halaçoğlu'nun, Kırıkkale Milletvekili Ramazan Canın
CHP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması
sırasında Milliyetçi Hareket Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
9.- İstanbul
Milletvekili Ali Özgündüz'ün, Kırıkkale Milletvekili Ramazan
Canın CHP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında Cumhuriyet Halk Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
X.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının; Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80)
(S. Sayısı: 156)
2.- Devlet Sırrı
Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet
Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)
3.- Türkiye Sağlık
Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun
ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ile Kars Milletvekili Yunus Kılıç ve
Amasya Milletvekili Avni Erdemir ile 79 Milletvekilinin; Türkiye
Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Sağlık, Aile,
Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Raporu (1/937, 2/2229)
(S. Sayısı: 615)
4.- İş Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ankara Milletvekili
İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet
Çetinin; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat
Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent
Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris Balukenin; Bursa Milletvekili Sena
Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetinin;
Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın;
Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin;
Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcının; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; Adana Milletvekili Turgay
Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili
Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri
Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in;
İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan
Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul
Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in;
İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan
Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan
Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet
Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin;
Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır
Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim
Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt
Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in;
Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine
Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut
Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili
Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3
Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya
Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Balıkesir
Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun;
Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu Milletvekili
Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Trabzon Milletvekili Mehmet
Volkan Canalioğlu'nun; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20
Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun;
Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in; İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi'nin;
Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in; Samsun Milletvekili Cemalettin
Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in;
Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan
Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin
Şahin ve Önder Matlı ile 8 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili
Aytun Çıray'ın; Manisa Milletvekili Hasan Örenin; Denizli
Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum Milletvekili Cahit Bağcı ile 37
Milletvekilinin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa
Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun
Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195,
2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528,
2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063,
2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236,
2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364,
2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496,
2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657,
2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808,
2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963,
2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069,
2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191,
2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639)
XI.- OTURUM
BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut'un, Beşiktaş Kulübünün eski
Başkanı Süleyman Sebaya Allahtan rahmet, yakınlarına,
Beşiktaş camiasına ve milletimize
başsağlığı dilediğine ilişkin
konuşması
XII.- YAZILI SORULAR VE
CEVAPLARI
1.- Antalya Milletvekili
Osman Kaptan'ın, öğrenim kredisi borcunu ödeyemeyip icra takibine
düşen vatandaşlara ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı
Akif Çağatay Kılıç'ın cevabı (7/44984)
2.- Ankara Milletvekili Özcan
Yeniçeri'nin, 2002-2014 yılları arasında Bakanlık
tarafından satılan veya kiralanan sosyal tesislere ilişkin
sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ın
cevabı (7/45121)
3.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan'ın, Siirt'te Kredi ve Yurtlar Kurumuna
bağlı bir yurtta öğrencilerin yedikleri yemekten
zehirlenmelerine ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Akif
Çağatay Kılıç'ın cevabı (7/45388)
4.- Kütahya Milletvekili Alim
Işık'ın, 17 Aralık 2013 tarihinden bu yana Bakanlık
ile bağlı kurum ve kuruluşlardaki personel hareketlerine
ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay
Kılıç'ın cevabı (7/45973)
5.- Van Milletvekili Özdal
Üçer'in, Van'ın Edremit ilçesinde bir kişinin elektrik
direğindeki kaçak akıma kapılarak yaşamını
yitirmesine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldızın cevabı (7/47195)
6.- Bartın Milletvekili
Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın, TTK tarafından bir firmaya
çok düşük fiyatla arsa satışı yapıldığı
iddiasına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldızın cevabı (7/47196)
7.- Iğdır
Milletvekili Pervin Buldan'ın, Soma'da meydana gelen maden faciası
ile ilgili çeşitli hususlara ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/47197)
8.- Kütahya Milletvekili Alim
Işık'ın, bir madencilik şirketinde yaşanan sorunlara
ve mağduriyetlere ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/47272)
9.- İzmir Milletvekili
Ahmet Kenan Tanrıkulu'nun, Eti Maden İşletmeleri İzmir
Lojistik Müdürlüğünün kapatılmasına ilişkin sorusu ve
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı (7/47273)
10.- Van Milletvekili Özdal
Üçer'in, Soma Maden Faciası çerçevesinde madencilik sektörü ile ilgili
çeşitli hususlara ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/47274)
11.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, afetlere karşı
hazırlık ve sivil savunma konusunda yapılan
çalışmalara ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/47526)
12.- Iğdır
Milletvekili Pervin Buldan'ın, Soma'da meydana gelen maden faciası
ile ilgili çeşitli hususlara ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/47527)
13.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, kendisiyle görüşmek
isteyen bir vatandaşın talebinin karşılanıp
karşılanmadığına ilişkin sorusu ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı
(7/47528)
14.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık'ın, idari yargıda açılan davalara
ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldızın cevabı (7/47529)
15.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık'ın, taşeron şirketlerde çalışan
işçilerin iş akitlerinin feshedildiği iddialarına
ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldızın cevabı (7/47530)
13 Ağustos 2014 Çarşamba
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan), Fehmi
KÜPÇÜ (Bolu)
------0------
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin 132nci
Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayısı vardır,
görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem
dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz Ardahan, Ahıska,
Artvin ve Erzurumun bir kısmının da faydalanabileceği bir
havaalanının Ardahanda yapılmasıyla ilgili söz isteyen
Ardahan Milletvekili Ensar Öğüte aittir.
Buyurun Sayın Öğüt. (CHP sıralarından
alkışlar)
V.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, Ardahana havaalanı
yapılmasına ilişkin gündem dışı
konuşması
ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) Sayın Başkan,
değerli milletvekili arkadaşlarım; Ardahana havalimanı
yapılmasıyla ilgili söz almış bulunuyorum. Hepinizi
saygılarımla selamlarım.
Değerli arkadaşlar, sözlerime başlamadan
önce şunu söyleyeyim: Ardahanın Göle ilçesinde, merkezde, Hanakta,
Çıldırda ve diğer ilçelerinde, Posofta, Damalda çok
şiddetli dolu yağdı; bu dolu çiftçiye, köylüye büyük hasar
verdi. Bu anlamda Hükûmetin ve Tarım Bakanlığının bu
zararı gidermesini talep ediyorum.
Değerli arkadaşlar, Ardahanda Esnaf ve
Sanatkâr Odaları Birliği Başkanı Sayın Yılmaz
Özer ve İskender Yılan, Çetin Demirci, bütün dernek
başkanları, bütün Ardahan esnafı bir kampanya başlattı:
Ardahana havaalanı yapılsın. Havaalanı niye
yapılsın? Çünkü Ardahan stratejik anlamda çok önemli bir yerde,
Gürcistanla Ermenistanın sınırında, kırk üç yıl
Rus işgali altında kalmış. O bölgede kalkınma yok, göç
var ve bölgemiz boşalıyor. İlimiz, kalkınmada birinci
derecede öncelikli iller arasında 6ncı sırada olmasına
rağmen, bölgeye yatırım gelmiyor ama bir havaalanı
geldiği zaman, ben inanıyorum, hem yurt dışı hem yurt
içi, iş adamları daha rahatlıkla gelecek ve de
yatırımlarını yapacaktır.
Şimdi, burada Ardahan Dernekleri Federasyonunun
bütün dernekleri, herkes, bütün Ardahan ayakta. Ardahanın 106 bin nüfusu
var, 1 milyona yakın dışarıda nüfusu var. Her gün, her
zaman gidip geliyorlar. Özellikle yaz aylarında Gölede,
Çıldırda, Damalda, Ardahan merkezde, Posofta ve Hanakta
festivaller var. Bu festivallerden dolayı uçaklarda hiç yer yok. Bir de
cenazelerimiz var. Bir de cenazelere insanlar gidip geldiği zaman
uçaklarda yer bulamıyorlar. Bu anlamda, Ardahana mutlak suretle
havaalanı yapılması lazım.
Ardahana havaalanı yapılırsa ne olur?
Bakın, Artvin, Ahıska, Ahılkelek; Erzurumun Oltu, Olur,
Şenkaya
ENGİN ALTAY (Sinop) Sayın Başkan, bu
uğultuda biz milletvekilimizi duyamıyoruz.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Önce
Cumhurbaşkanını tebrik et, sonra iste ya.
ENGİN ALTAY (Sinop) Ya, sana mı soracak ya?
Sana mı soracak tebrik edip etmeyeceğini, ne alakası var?
ÜNAL KACIR (İstanbul) Ne diyorsun sen ya?
ENSAR ÖĞÜT (Devamla) Ya, illa
gıcıklık mı yapacaksın ya?
BAŞKAN Sayın Öğüt, siz buyurun.
Sayın milletvekilleri, lütfen
Sayın
Kacır
ENGİN ALTAY (Sinop) Ettik işte, daha ne
istiyorsun?
ENSAR ÖĞÜT (Devamla) Efendim, yalnız benim
süreme lütfen ilave yapın Sayın Başkanım.
Şimdi, gıcıklık yapma Sayın
Kacır.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bir şey
söyleyeyim.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Önce yapılanlara
teşekkür et, bana gelip de Yap. deme.
BAŞKAN Sayın Kacır, lütfen
Lütfen,
sayın hatibe müdahil olmayın.
ENSAR ÖĞÜT (Devamla) Lütfen bana müdahale etmeyin
ya, gel buradan konuş.
Ben, şimdi bölgenin kalkınmasıyla ilgili
bir havaalanı istiyorum, kötü bir şey mi istiyorum?
ÜNAL KACIR (İstanbul) Önce tebrik edeceksin.
ENSAR ÖĞÜT (Devamla) Yani, niye AKP buna
karşı çıkıyor ya? AKPnin karşı
çıkmasını anlayamıyorum.
BAŞKAN Sayın Öğüt, siz lütfen Genel
Kurula hitap edin.
ENSAR ÖĞÜT (Devamla) Yani, Ardahana
havaalanı yapılmasını herkes istiyor da herkes, yani
affedersiniz, geri zekâlı da siz mi akıllısınız ya?
Ayıptır ya, yapmayın.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Ben de istiyorum ya, ban da
yapılsın diyorum.
ENSAR ÖĞÜT (Devamla) Ardahana havaalanı
yapılması ne demek ya? Ardahanda havaalanı yapılması
Ahıska Türklerinin Ardahana gelmesi demektir, Ahılkeleklinin gelmesi
demektir, Artvinlinin gelmesi demektir.
CUMA İÇTEN (Diyarbakır) Sizi destekliyoruz.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Şebinkarahisara bile
yapılmasını istiyoruz.
ENSAR ÖĞÜT (Devamla) Destek verin, ha işte
böyle kardeşim yahu.
Şimdi, Erzurum Şenkaya, Olur, Oltu Ardahana
daha yakın.
CUMA İÇTEN (Diyarbakır) AK PARTİ her
yere yaptı, Ardahana da yapacak.
ENSAR ÖĞÜT (Devamla) Onun için, Artvin,
Şavşat ve o bölgenin olduğu gibi nüfusu fazla ve bölgenin
kalkınması için çok önemli.
Arkadaşlar, kırk üç yıl Rus işgali
altında kaldık. Bugün, Ardahan esnafı ayakta, Ardahanlılar
ayakta, dernekleri ayakta, bütün sivil toplum örgütleri ayakta ve herkes
havaalanı istiyor, AKP burada karşı çıkıyor.
CUMA İÇTEN (Diyarbakır) Yaparız yahu,
sabır.
ENSAR ÖĞÜT (Devamla) Ben bunu halka şikâyet
ediyorum, olmaz böyle bir şey.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Yahu, biz de istiyoruz, biz
de istiyoruz.
ENSAR ÖĞÜT (Devamla) Bu anlamda sizden rica
ediyorum değerli arkadaşlar: Bizim üniversitemiz var, üniversitemiz
açıldı, üniversitede 5.200 insan var, bu insanlar gidip gelemiyorlar.
AHMET YENİ (Samsun) Üniversiteyi kim açtı,
üniversiteyi kim açtı? Teşekkür et.
HALİDE İNCEKARA (İstanbul) Üniversiteyi
de biz yaptık.
ENSAR ÖĞÜT (Devamla) Kars Havaalanı var,
tamam ama 100 kilometre bir mesafesi var. O anlamda, Ardahanda olursa o zaman
Ardahana gidiş geliş daha kolay olacak.
ADNAN YILMAZ (Erzurum) Ensar Bey, üniversiteyi kim
açtı orada?
ENSAR ÖĞÜT (Devamla) Üniversiteyi biz açtık.
Değerli arkadaşlar, üniversitenin ilk kanun
teklifini ben verdim, beni konuşturma.
Değerli arkadaşlar, şimdi, Ardahanda
Ulaştırma Bakanlığı birkaç defa çalışma
yaptı. Ardahan Ovasında 1.200 hektar alan tespit edildi, bu tespit
edilen yerin bir an evvel kamulaştırılıp Ardahan
havaalanına dönüşmesi lazım. Niçin? Çünkü, Ardahan Ovası
çok müsait, rüzgârı da çok müsait. 1.200 hektar alan tespit edildi, bu yer
kamulaştırılır ve Ardahana havaalanı temeli
atılırsa ben inanıyorum Ardahan bölgenin en
kalkınmış yeri olacaktır. Niçin? Karadeniz ile Doğu
Anadolu arasında bulunan Ardahanın kalkınması hem
Karadenize hem Doğu Anadoluya yarayacaktır.
Kars-Tiflis demir yolu, Ardahanda Çıldır
Aktaş Sınır Kapısının açılması, Posof
Türkgözü Sınır Kapısının yapılması, Sahara
Tünelinin yapılmasıyla ilgili çalışmalar
yapılıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ENSAR ÖĞÜT (Devamla) Evet, Sayın
Başkanım, bir dakika daha verecek misiniz bana?
KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) Ek süre
rica ediyoruz.
ENSAR ÖĞÜT (Devamla) - Ama hakkımı
yediniz, o zaman bir selam vereyim.
KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) Ama sözünü
kestiler yahu.
HALİDE İNCEKARA (İstanbul) Hiç kesmedik
vallahi, çok sakin dinledik.
ENSAR ÖĞÜT (Devamla) - Şimdi, yalnızca
şunu söyleyeyim: Ardahana havaalanı yapılması, Ardahana
hizmet bir ibadettir.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP ve MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Öğüt.
Gündem dışı ikinci söz, Tokatın
sorunları ve alınması gereken tedbirler hakkında söz
isteyen Tokat Milletvekili Reşat Doğruya aittir.
Buyurun Sayın Doğru. (MHP
sıralarından alkışlar)
2.- Tokat Milletvekili
Reşat Doğru'nun, Tokatın sorunları ve alınması
gereken tedbirlere ilişkin gündem dışı konuşması
REŞAT DOĞRU (Tokat) Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
Tokatın sorunlarıyla ilgili gündem
dışı söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Tokat ili Orta Karadeniz Bölgesinde bulunan, doğal
güzelliklere sahip, ekonomik potansiyeli önemli illerimizden biridir. Ancak,
Tokat ilinde nüfus 840 binlerden maalesef 590 binlere düşmüş olup
kayıp her geçen gün artmaktadır. Geçtiğimiz yıllarda,
Belediyeler Kanunuyla 42 belde belediyesi nüfusu 2 binin altında
olmasından dolayı kapanmıştır. Gerekli önlemler
alınmazsa önümüzdeki yıllarda nüfus maalesef 400 binlere kadar
inebilir.
Sayın milletvekilleri, bırakın
belediyelerin kapanmasını, Erbaanın Gökal, Reşadiyenin
Hasanşeyh beldeleri mutlaka ilçe yapılmalıdır. Bununla
ilgili kanun tekliflerini Türkiye Büyük Millet Meclisine vermiş
bulunuyoruz.
Tokatta büyük bir işsizlik vardır. Göçün esas
sebebi de budur. İnsanlar siyasetçilerin peşinde dolaşarak
kendilerine ve çocuklarına iş aramaktadırlar. Çiftçi, memur,
işçi, emekli geçinememektedir. Kazova, Kelkit, Artova, Zile ovaları
dünyanın en verimli yerleri olmasına rağmen, yanlış
politikalar, yetersiz destekler, kuraklık sonucu üretemez konuma
gelmiştir. Tokat ilinde borçlanmayan çiftçi, üretici yoktur. Küçük ve
büyükbaş hayvan üretiminde de çok ciddi sorunlar vardır,
teşvikler hâlâ alınmamıştır. Hayvan üreticileri, hep
beraber, telefonlarla feryat etmektedir, kendilerine destek beklemektedir.
Ayrıca, mazot, gübre, ilaç gibi üretim girdileri de çok
pahalıdır; üretilen ürünler de maalesef, tam tersi, para
yapmamaktadır. Toprak Mahsulleri Ofisi bu yıl hiç alım
yapmamıştır. Dolayısıyla, üreticilerin hepsinin
kapılarına icralar dayanmaya başlamıştır.
Bunun yanında, esnaf, işçi, memur da borç
batağındadır. Tokatta yılların esnafları,
iş adamları batma durumuna gelmişlerdir. Esnaf kepenk kapatmamak
için çok zorlanmaktadır. Senet ve çekler ödenmemektedir. Bireysel kredi ve
kredi kartlarını ödeyemeyen illerin başında maalesef ilk 3
sırada Tokat da vardır.
Saygıdeğer milletvekilleri, Tokatın
diğer bir sorunu da yollarla ilgilidir. Tokat-Niksar-Ordu yolu
yıllardır yapılamamıştır, çok az ödenek
ayrılmaktadır. Ayrılan bu ödeneklerle yirmi yılda bile bu
yol maalesef bitirilemez. Ayrıca, Tokat-Sivas, Tokat-Amasya,
Zile-Alaca-Sungurlu yolu da yıllardır tam olarak
bitirilememiştir. Buralara da ciddi şekilde destek beklenmektedir.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkan,
uğultuyu kesir misiniz lütfen.
REŞAT DOĞRU (Devamla) - Ayrıca,
Ankara-Sivas arasında yapılacak olan hızlı trenle ilgili
bağlantı konusunda da beklenti vardır. Yıldızeli-Tokat
arasında maalesef hiçbir çalışma yoktur.
Saygıdeğer milletvekilleri, köy yollarıyla
ilgili olarak da şunu söylemek isterim ki çok yetersizdir, acilen il özel
idaresinin makine parkını genişletmek, artırmak için
vilayete çok yönlü destek olunmalıdır.
Ayrıca, Tokat Havaalanı da çok yetersizler
arasındadır, kapanma durumuyla karşı
karşıyadır. Komşu illerde havaalanı taşımacılığı
gelişirken ilimizde maalesef geri kalmıştır. Bu yönlü
olarak da Tokat, AKP iktidarı tarafından mağdur edilmiş
durumdadır.
Tokatta ayrıca sağlık konusunda da
sorunlarla karşı karşıyayız. Yoğun bakım ve
fizik tedavi ünitelerinde ciddi yetersizlikler vardır, kanser
vakalarında artışlar vardır. Kanser araştırma
merkezi kurulması gerekmektedir.
Ayrıca, Tokat Diş Hastanesinin akıbeti
maalesef belli değildir; her seçimde söz verilmesine rağmen,
inşaatı bitirilememiştir, ne olacağı da muamma hâlindedir.
Ayrıca, Tokat ilinde ve ülkemizin birçok yerinde
olduğu gibi madde bağımlılığıyla ilgili de
çok ciddi sorunlar vardır. Yeni piyasaya çıkan Bonzai isimli madde
Tokatta maalesef can almıştır.
Ayrıca, bunların yanında, büyük bir sorun
olarak Kırım-Kongo kanamalı ateşi yani kene
ısırması hastalığı da süratle yayılmakta,
can almaya devam etmektedir. Bu yıl da yine onlarca insanı kene
ısırmış, hastaneye yatırılmışlar ve
ölümler olmuştur. En son bundan iki gün önce 21 yaşındaki bir
çocuğumuzu da yine kaybetmiş bulunuyoruz.
Ayrıca, üniversitemize yeterli destek tam olarak
verilmemektedir, bunu vermek mecburiyetindeyiz. Tıp fakültesi hastanesi
asistan ve öğrenci sayısını daha fazla artırmalı
ve büyümelidir. Hastane çevresindeki yerlerden bazıları
kamulaştırılarak tıp fakültesi hastanesi bünyesine
katılmalıdır.
Üniversite hocalarının Tokattan
ayrılmaması için çalışmalar mutlaka yapılmalı,
ilim insanları kaybedilmemelidir.
Ayrıca, Erbaa, Turhal, Zile ve Niksar ilçelerinde
mutlaka ama mutlaka önümüzdeki dönem içerisinde yüksekokulların
sayısının artırılmasıyla, hatta beraberinde
üniversitelerin kurulmasıyla ilgili çalışmalar
yapılmalıdır. Çocuklarımıza eğitim imkânı
mutlaka geniş şekilde sağlanmalıdır. Bununla ilgili
olarak da üniversitelerin kurulması, yüksekokulların
kurulmasıyla ilgili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisine bu yönlü olarak
kanun teklifleri vermiş bulunuyoruz.
Ayrıca, Tokatta öğrenci yurtlarının
sayısının artırılması ve öğrencilere
çeşitli imkânların verilmesi noktasında belediyelere ve
diğer sivil toplum kuruluşlarına da çok çeşitli
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
REŞAT DOĞRU (Devamla) - Yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum, söz verdiğiniz için teşekkür
ediyorum efendim. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Gündem dışı üçüncü söz, kadına
yönelik şiddet hakkında söz isteyen Van Milletvekili Gülşen
Orhana aittir.
Buyurun Sayın Orhan. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
3.- Van
Milletvekili Gülşen Orhan'ın, kadına yönelik şiddete
ilişkin gündem dışı konuşması
GÜLŞEN ORHAN (Van) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; kadına yönelik şiddet konusunda gündem
dışı söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, kadına yönelik
şiddet konusu hep bu Meclis kürsüsünde çifte standarda maruz kalıyor,
dün de böyle bir çifte standart olayı gerçekleşince burada
konuşmam şart oldu. Geçtiğimiz pazar günü seçim
çalışmaları yaptığımız bir sırada,
okulları gezdiğimiz bir sırada saldırıya
uğradık. Bu konuda, bizim yanımızda olan, bu olayı
kınayan, bu şiddet olayına maruz kalmamızla alakalı
beyanat veren bütün insanlara, arkadaşlara, dostlara teşekkür
ediyorum; özellikle, HDP Grup Başkan Vekili Sayın Pervin Buldana
teşekkür ediyorum bu duyarlılığından dolayı.
Ancak ne yazık ki yerel sorumluların bu noktada
çok duyarlı olduklarını söyleyemem. Orada bu insanların
şiddetten, nefretten uzaklaşmasında yegâne bence- etkili olacak
şey, insanları bu konudan dışlamak, lanetlemek,
kınamak ve bu konunun doğru olmadığını ifade
etmektir. Ancak oradaki arkadaşlarımız, benim -neden oraya
gittiğimi, neden orada gezdiğimi- insanları tahrik ettiğimi
ifade ettiler, hatta hatta TOMAlarla, zırhlı araçlarla seçim
çalışmasına gittiğimi ifade ettiler ki yüzlerce insan orada
bulunuyordu ve bizim 3 kişiyle beraber gittiğimizi gördüler.
Değerli arkadaşlar, bu konuyu Meclis kürsüsüne
getirmeyi düşünmüyordum ancak dediğim gibi, dün kadına
şiddete yönelik konuşan arkadaşımızın bu konuyla
alakalı bir yanlışlık görmediğini gördüm. Biz
milletvekiliyiz, ben de bir milletvekiliyim ve bu Meclis kürsüsünde, bu
çatı altında beraber siyaset yapıyoruz. Bize yönelik, bana
yönelik bu şiddeti bu insanlar görmüyor mu, bu arkadaşımız
görmüyor mu, bunu neden lanetlemiyor? Ve çıkıp burada kadına
yönelik şiddeti insanlara anlatmaya çalışıyor ve burada bir
yanlışlık olduğunu ifade etmeye çalışıyor
bütün agresifliğiyle, bütün heyecanıyla, bütün duygularıyla.
Ancak inandırıcı olmadığını fark
ettiğinde de çıkıp çok pahalı ayakkabıyla, binlerce
liralık ayakkabısıyla kadın şiddetine yöneliyor. Bu
doğru bir davranış değil. Eğer herkese aynı
duyarlılıkla muamele etmezseniz halk nezdinde de
inandırıcı olmazsınız, Mecliste de
inandırıcı olmazsınız, bu şekilde halkın
önünde de rezil olursunuz. Bir kadının çıkıp bu kürsüde
ayakkabısıyla insanları tehdit etmesi ne demektir? Bu, Türk
kadınına yakışmaz, Kürt kadınına
yakışmaz; bu, Anadolunun hiçbir kadınına
yakışmaz değerli dostlar. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Hak demek, özgürlük demek, ilericilik demek,
demokrasi demek bütün bu istemleri herkes için istemek demektir. Yoksa, halk
nezdinde inandırıcılığınız olmaz ve gülünç
duruma düşersiniz değerli arkadaşlar. Ve bütün şiddet
olaylarına karşı hepimizin yekvücut olup kınamamız lazım
kimden gelirse gelsin, kime gelirse gelsin. Bizler de bu yanlışı
yapıyorsak bizler de kınanmalıyız ama başkaları
yapıyorsa onlar da kınanmalıdır. Herkes öz
eleştirisini yapmalıdır.
Şimdi, memleketimizde, Türkiyede seksen yıl
ırkçı gençler yetiştirildi. Ne oldu? Netice itibarıyla,
şu anda başka bir kesim ırkçı gençler yetiştiriyor ve
hiç kimsenin gezmesine, konuşmasına, söylemesine, siyaset
yapmasına tahammül gösteremiyorlar. Bu onların suçu değil, bu
onların kabahati değil. Bu insanlar seksen yıldır devletin
zulmü altında yaşadılar ama şimdi özgürlüğe,
demokrasiye, konuşmaya, siyasete alıştıkları günde
birileri onları hesaplaşmaya, kine, nefrete, öldürmeye, dövmeye,
taşlamaya zorluyor ve ona mecbur ediyor. Bizler siyasiler olarak,
söylemlerimizde onları kınamalı ve bu işten uzaklaştırmalıyız.
Türkiye'de, ne Kürtler Türklersiz ne Türkler Kürtlersiz ne de hiçbir parti
diğerini kapsamadan yaşayabilir.
Umuyorum ki bu kürsüde bir daha böyle bir tavır,
böyle bir davranış halkımıza, insanımıza,
kadınlarımıza gösterilmemiş olur, hepimiz sağduyulu
olarak birbirimizin hakkını, hukukunu savunmuş oluruz.
Bu vesileyle teşekkür ediyor, yüce heyeti
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Buldan, buyurun.
VI.-
AÇIKLAMALAR
1.-
Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın, kadına yönelik
şiddeti kınadıklarına, bu konuda Meclis çatısı
altında hemfikir olunması ve birlikte hareket edilmesi
gerektiğine ilişkin açıklaması
PERVİN BULDAN (Iğdır) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben
de Sayın Gülşen Orhanın ifade ettiği kadına yönelik her
türlü şiddeti tasvip etmediğimizi,
kınadığımızı bir kez daha ifade etmek istiyorum.
Fakat şunun altını çizmekte de fayda var: Hepimizin
düşüncesi, ideolojisi, siyasi fikirleri aynı olmayabilir ama
kadın konusunda, hepimizin, burada, bu Meclis çatısı altında
hemfikir olmamız gerektiğini, birlikte hareket etmemiz
gerektiğini ifade etmek isterim. Keşke Sayın Gülşen Orhan,
daha önce kadına yönelik şiddet konusunda diğer partilerden,
CHPden, HDPden, MHPden diğer kadınlara yapılan şiddet
konusunda da çıkıp söz almış ve bu konudaki fikirlerini
beyan etmiş olabilseydi.
HALİDE İNCEKARA (İstanbul) Hep
kınadık, hep!
PERVİN BULDAN (Iğdır) Ve biz kadın
konusunda ne yazık ki bu Meclis çatısı altında bir birlik
ve beraberlik sağlayamadık, en büyük eksikliğimiz buradan
kaynaklanıyor bence. Bundan sonra, belki bu vesileyle birlikte hareket
etmenin yollarını açabiliriz, birlikte hareket etmenin önünü
açabiliriz ve bu vesileyle kadına yönelik her türlü şiddet ve
baskıyı, her türlü cinsel taciz ve tecavüzü önleyebiliriz. Bu konuda
birlikte hareket etmekte fayda var diye ifade etmek istiyorum. Kim olursa olsun
-bu bir milletvekili de olabilir, sıradan bir vatandaş da olabilir-
kadına yönelik her türlü şiddete karşı olduğumuzu
burada tek ses, tek yürek ifade etmenin anlamlı olduğunu
düşünüyorum; bundan sonra bu tür yolların, şiddetin önüne
geçebiliriz diye de ifade etmek istiyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
GÜLŞEN ORHAN (Van) Sayın Başkan, söz
almak istiyorum.
BAŞKAN Bir saniye Sayın Orhan
Buyurun Sayın Altay.
2.- Sinop
Milletvekili Engin Altay'ın, Cumhuriyet Halk Partisi olarak, kadına
yönelik şiddetin kabul edilemez olduğunu beyan ettiklerine ve Van
Milletvekili Gülşen Orhana geçmiş olsun dileğinde
bulunduklarına ilişkin açıklaması
ENGİN ALTAY (Sinop) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Van Milletvekilimiz Sayın Gülşen Orhana pazar
günü bir şiddet uygulandığını maalesef şimdi
duydum. Daha önce duysaydım hemen kendisini arardım, geçmiş
olsun dileklerimi iletirdim. Şimdi duydum, hakikaten çok üzüldüm.
Biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak kimden ve hangi
gerekçeyle gelirse gelsin, hele hele kadına şiddetin asla kabul
edilemez olduğunu beyan ediyoruz, kınıyoruz.
Kendisine, tekrar, geçmiş olsun diyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Halaçoğlu, buyurun.
3.- Kayseri
Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun, kadına yönelik şiddeti
kınadıklarına ve Van Milletvekili Gülşen Orhana
geçmiş olsun dileğinde bulunduklarına ilişkin
açıklaması
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
Öncelikle Gülşen Hanıma çok geçmiş olsun
diyorum ve şiddetle kınıyorum yapılanları. Sadece
kendisine değil, aracına filan da zannediyorum saldırılar
yapılmış, parçalanmış. Gerçekten çok büyük üzüntü
içerisinde olduğumuzu da belirtmek isterim.
Değerli arkadaşlar, bir kuş iki kanatla
uçar, tek kanatla uçan kuş görülmemiş dünyada. Eğer dünya
düzenini doğru götürmek istiyorsak
Eğer kuş kanatlarından
bir tanesi erkeklerse diğeri, ondan hiç eksik kalmayan işleve sahip
olduğunu düşüneceğimiz hanımefendilerdir.
Dolayısıyla, her ikisine aynı özeni göstermemiz gerekir. Ve
dolayısıyla da evin gerçek temel direği olan hanımlara
gerçekten herhangi bir şekilde şiddet uygulanması, onlara
karşı gayriinsani davranışlar içinde bulunulması kabul
edilemez bir durumdur. Bunun için gerekli her türlü yasanın
çıkarılmasında -ki bir yasa çıkarıldı ama yeterli
olmadığını düşünüyorum çünkü bu konuda biz de yasa
teklifi vermiştik- bu çerçeve içerisinde her türlü yasanın çıkarılmasında
gerekli desteği vereceğimizi buradan taahhüt ediyorum.
Dolayısıyla, bu türden, Türkiyede gittikçe yaygınlaşan bu
konunun engellenmesi konusunda da gerekli tedbirlerin alınması için
Hükûmetin harekete geçmesini diliyorum.
Tekrar, Gülşen Hanıma geçmiş olsun
diyorum. Hepinize saygılar sunuyorum.
PERVİN BULDAN (Iğdır) Sayın
Başkan
BAŞKAN Bir saniye.
Buyurun Sayın Orhan.
4.- Van
Milletvekili Gülşen Orhan'ın, Iğdır Milletvekili Pervin
Buldanın yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
GÜLŞEN ORHAN (Van) Sayın Başkanım,
Sayın Pervin Buldan arkadaşımız, bu konularla alakalı
Meclis kürsüsünde hiç konuşmadığımı,
saldırıya uğrayan ya da şiddete uğrayan
kadınlarla alakalı, bu konuyla alakalı hiç
konuşmadığımı ifade ettiler. Bu Meclis kürsüsünde bu
konuyla alakalı fikir beyan etmemiş olmam buna karşı
olmadığım anlamına gelmiyor. Fikirlerimle,
açıklamalarımla, sosyal medyadaki açıklamalarımla her zaman
şiddeti kınamışımdır, kınamaya devam
ediyorum, edeceğim de.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Peki.
Teşekkür ediyorum.
Buyurun Sayın Buldan.
PERVİN BULDAN (Iğdır) Sebahat
Hanımın bir
BAŞKAN Biliyorsunuz, ben, gündem
dışı diğer taleplere
PERVİN BULDAN (Iğdır) Sayın
Başkan, mesele kadın meselesi ve
BAŞKAN Hayır, başka söz talepleri de
var.
PERVİN BULDAN (Iğdır)
görüş
belirtecek.
BAŞKAN Ama şimdiye kadar vermedim Sayın
Buldan, biliyorsunuz yani sadece grup başkan vekillerine veriyoruz.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Sayın
Başkan, bu erkek egemen zihniyeti bir kenara bırakalım.
BAŞKAN Hayır, lütfen ama. Bu, erkek egemen
zihniyetle ilgili değil efendim.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Kadına
şiddet farklı bir şey, bence bu konuda her kadın vekile söz
vermek gerekir.
PERVİN BULDAN (Iğdır) Bu mesele biraz
farklı bir mesele.
BAŞKAN Hayır, lütfen.
SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) Ama önce söz
istemiştik, kadın meselesini konuşuyoruz.
BAŞKAN Gündeme geçiyoruz.
RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Burdur) Sayın
Başkan
Sayın Başkan
İLHAN DEMİRÖZ (Bursa) Sayın Başkan
Sayın Başkan, bize söz vermiyor musunuz?
BAŞKAN Sadece Sayın Tuncel değil,
Sayın Özkan ve Sayın Demiröz de sisteme girmiş durumdalar.
Teşekkür ederim.
Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları vardır.
Meclis araştırması açılmasına
ilişkin üç önerge vardır, okutuyorum:
VII.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.-
İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel ve 21 milletvekilinin, kadın
sığınma evlerinin koşullarının ve
ihtiyaçlarının araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/1055)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Türkiye'de kadın sığınmaevlerinin
koşullarının ve ihtiyaçlarının
araştırılması ve istatistiklerin
çıkarılması, bu alanda mücadele veren kadın
kurumlarıyla birlikte çalışarak daha etkin aile içi
şiddetle mücadele araçlarının geliştirilmesi, mevcut
yasaların uygulanabilir olabilmesi için alınması gerekli
önlemlerin tespit edilmesi ve AB standartlarında kadın
sığınmaevlerinin açılabilmesi için,
sığınmaevlerinin kapsamlı çalışabilmelerinin
yöntemlerinin bu alanda deneyimli kadın örgütleriyle birlikte ortaya
konması için fiilî olarak yapılması gerekenlerin elde edilmesi
amacıyla Anayasanın 98'inci, İç Tüzükün 104 ve 105'inci
maddeleri gereğince Meclis araştırması açılması
için gereğini arz ederiz.
1)
Sebahat Tuncel (İstanbul)
2)
Pervin Buldan (Iğdır)
3)
İdris Baluken (Bingöl)
4)
Sırrı Sakık (Muş)
5)
Murat Bozlak (Adana)
6)
Halil Aksoy (Ağrı)
7)
Ayla Akat Ata (Batman)
8)
Hüsamettin Zenderlioğlu (Bitlis)
9)
Hasip Kaplan (Şırnak)
10)
Emine Ayna (Diyarbakır)
11)
Nursel Aydoğan (Diyarbakır)
12)
Altan Tan (Diyarbakır)
13)
Adil Zozani (Hakkâri)
14)
Sırrı Süreyya Önder (İstanbul)
15)
Esat Canan (Hakkâri)
16)
Mülkiye Birtane (Kars)
17)
Erol Dora (Mardin)
18)
Ertuğrul Kürkcü (Mersin)
19)
Demir Çelik (Muş)
20)
İbrahim Binici (Şanlıurfa)
21)
Nazmi Gür (Van)
22)
Özdal Üçer (Van)
Gerekçe:
Aile içinde kadına yönelik şiddete
karşı Türkiye'de kadın kurumlarının ve feministlerin
yürüttüğü mücadeleler sonucunda, aile içi şiddet görünür hâle
gelmiştir. Toplumsal cinsiyet rollerinde kadına dayatılan ve
eril bir zihniyetin ürünü olarak kadına yönelik şiddetle mücadele
etmek için, dünyada olduğu gibi Türkiye'de de pek çok yöntem
geliştirilmiştir. Şiddet gören kadınlar için
sığınmaevlerinin açılması ve bunun kamunun temel bir
görevi hâline gelmesi bunların en önemlileridir. Avrupa ülkelerinde
1970'lerde açılan sığınmaevleri, kadınların
mücadeleleri sonucunda Türkiye'de 1990'larda açılabildi.
Sığınmaevlerinin aile kurumuna zarar verebileceği
anlayışı, ne yazık ki sığınmaevlerinin ve
aile içi şiddetle mücadelenin önünde duran en büyük engellerden biri.
AKP Hükûmetinin kadınla ilgili bakanlıktan
yasalara kadar her alanda kadını birey olarak değil ailenin bir
parçası olarak görmesi, dolayısıyla kadının
korunmasından ziyade aile kurumunun korunması yönündeki
politikaları aile içi şiddeti daha da meşrulaştırmaktadır.
Bu anlayışın ürünü olarak yasalarda her 50 bin nüfusun
olduğu yerde bir kadın sığınmaevi açmakla yükümlü olan
devlet bunu yerine getirmemektedir. Yasalar çıkarılırken ciddi
altyapı çalışmalarının yapılmaması, bütçe
ayrılmaması gibi sıkıntılar mevcuttur. AB ülkelerinde
her 8-10 bin nüfusta bir açılan kadın sığınmaevlerinde
feminist bakış açısının artık
yerleştiği ve aile içi şiddetle mücadelede sığınakların
önemli bir rolü olduğu görülmektedir.
Avrupa Kadına Yönelik Şiddet Merkezinin verilerine
göre, Türkiye 44 ülke içerisinde kadın nüfus başına düşen
sığınmaevi ve yeterlilik açısından 23üncü sırada
yer almaktadır. Hollanda, İspanya gibi ülkelerde her 3 bin nüfusa 1
sığınmaevi düşerken Türkiye'de toplam sayı
86'dır. Ancak, var olan ve özellikle belediyelere bağlı
sığınakların çalışma niteliklerinin çok sorunlu
olduğu, sadece koruma sağlama yönünde olduğu, gerekli sosyal
çalışmaların yapılmadığı görülmektedir.
Dolayısıyla, kadın, sığınaktan
çıktıktan sonra yine şiddet yaşantısına geri
dönmektedir.
Kadının şiddetten korunması ve
sonrasında tekrar şiddet sarmalına dönmemesi için geçici
barınma, çocuklarına bakabilme, can güvenliğinin
sağlandığı bir ortamda hayatını devam ettirebilme
ve ekonomik olarak ayakları üzerinde durabilme imkânının
sağlanması şiddetle mücadelede oldukça önemlidir. Bu alanda
çalışan ve önemli deneyimlere sahip Mor Çatının
kurumlarına yapılan başvurulara göre, başvuran her 4
kadından 1'i sığınak talep etmektedir.
Sığınaklarda kadınların kaldığının
gizli tutulması gerekirken polis ya da savcı, şiddet uygulayan
eşlere bilgi verebilmektedir. Ancak bu konuda karakollarda,
kaymakamlıklarda ve diğer devlet kurumlarında tutanakların
tutulmadığı, dolayısıyla sağlıklı
istatistiklerin çıkarılmadığı, dolayısıyla
sığınak talebinin tespit edilmesi için resmî verilerin eksik
olması ciddi bir sorundur.
Aile içi
şiddete maruz kalmış kadınlara devletin koruma
sağlaması temel bir görevidir. Türkiye'de 2011 yılında 257
kadın öldürüldü, 102 kadın tecavüze uğradı ve 220
kadın yaralandı. Dünya Ekonomik Forumu 2011 raporuna göre,
kadın-erkek eşitliğinde Türkiye, 135 ülke arasında 132nci
sırada. Her 10 kişiden 4'ünün şiddet gördüğü, her gün 5
kadın cinayetinin işlendiği devletin sığınmaevlerini
şiddetle mücadelede önemli bir araç olarak görüp şiddetle etkin bir
şekilde mücadele etmelidir.
Bu anlamda, Türkiye'de kadın
sığınmaevlerinin koşullarının ve
ihtiyaçlarının araştırılması, bu alanda mücadele
veren kadın kurumlarıyla birlikte çalışarak daha etkin aile
içi şiddetle mücadele araçlarının geliştirilmesi, mevcut
yasaların uygulanabilir olabilmesi için alınması gerekli
önlemlerin tespit edilmesi ve kadın sığınmaevlerinin
açılmasını ve sonrasında kadınların can
güvenliğinin korunabilmesi için fiilî olarak yapılması
gerekenlerin elde edilmesi için bir araştırma komisyonu
kurulmasını önermekteyiz.
2.-
Diyarbakır Milletvekili Altan Tan ve 21 milletvekilinin, Diyarbakır
havalimanı terminal binası inşaatı ve ihale sürecinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/1056)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel
Müdürlüğü (DHMİ) tarafından yapılacak olan Diyarbakır
Havalimanı terminal binası inşaatı ve ihale süreciyle
ilgili olarak Anayasa'nın 98'inci, İç Tüzükün 104'üncü ve 105 'inci
maddeleri gereğince Meclis araştırması
açılmasını arz ederim.
1) Altan Tan (Diyarbakır)
2) Pervin Buldan (Iğdır)
3) İdris Baluken (Bingöl)
4) Sırrı Sakık (Muş)
5) Murat Bozlak (Adana)
6) Halil Aksoy (Ağrı)
7) Hasip Kaplan (Şırnak)
8) Hüsamettin Zenderlioğlu (Bitlis)
9) Emine Ayna (Diyarbakır)
10) Ayla Akat Ata (Batman)
11) Nursel Aydoğan (Diyarbakır)
12) Adil Zozani (Hakkâri)
13) Esat Canan (Hakkâri)
14) Sırrı Süreyya Önder (İstanbul)
15) Sebahat Tuncel (İstanbul)
16) Mülkiye Birtane (Kars)
17) Erol Dora (Mardin)
18) Ertuğrul Kürkcü (Mersin)
19) Demir Çelik (Muş)
20) İbrahim Binici (Şanlıurfa)
21) Nazmi Gür (Van)
22) Özdal Üçer (Van)
Gerekçe:
Diyarbakır Havalimanı terminal binası
yapım işi, 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 20inci
maddesine göre belli istatistikler arasında ihale usulüyle ihale
edilecektir. Ön yeterlik değerlendirilmesi 27/9/2012 tarihinde Ankara
DHMİ Genel Müdürlüğünde yapılacaktır. Ön yeterlilik
değerlendirmesi sonucu bazı kriterler aranmaktadır. Bunlar
arasında;
1) 30 milyon TRY (Türk Lirası) tutarından az
olmamak üzere bankalar nezdindeki kullanılmamış nakdî veya
gayrinakdî kredisi ya da üzerinde kısıtlama bulunmayan mevduatı
gösteren banka referans mektubu,
2) Adayın cirosunun 70 milyon TRY (Türk
Lirası), taahhüt altında devam eden yapım işlerinin
gerçekleştirilen kısmının veya bitirilen yapım
işlerinin parasal tutarının ise 50 milyon TRY (Türk Lirası)
az olmaması,
3) Son on beş (15) yıl içinde bedel içeren bir
sözleşme kapsamında taahhüt edilen ve 170 milyon TRY (Türk
Lirası) tutarından az olmamak üzere, ihale konusu iş veya benzer
işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler,
4) Adayın ihalenin yapıldığı
yıldan önceki yıla ait yıl sonu bilançosu veya eş
değer belgeleri gibi ekonomik ve mali yeterliliğe ilişkin
belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler
belirtilmiştir.
Tüm bu belgelerle yeterliği tespit edilenler
arasından ön yeterlik şartnamesinde belirtilen kriterlere göre
sıralanarak listeye alınan 5 adayın teklif vermeye davet
edileceği söylenmektedir.
Önce yeterlilik değerlendirilmesine gidilip, daha
sonra yeterliliği sağlayan kişi veya kurumlar arasından ilk
5 kişinin hangi kriterlere göre sıralanacağı açıkça
belirtilmelidir. Bu verilen kriterleri sağlayıp neden teklif verme
aşamasına davet edilmedikleri ortaya konulmalıdır.
Şartnamede belirtilen hususların tamamını sağlayan
5'ten fazla adayın olması durumunda hangi konulardaki verilere
öncelik verileceği yine net olarak ortaya koyulmalıdır.
Eğer bu söylenenlerden daha yüksek kriterler aranıyorsa da bu
kriterlerin neler olduğu şartnamede belirtilmelidir. İhale
sürecinin şeffaf bir şekilde sona ermesi için bu konuların
üzerinde şüphe bırakılmayacak şekilde halledilmesi
gerekmektedir. Ayrıca, ihalede neden sadece ilk 5'e giren adaylar davet
edilecek, bunun sebepleri hakkında bilgilendirme
yapılmalıdır.
3.-
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel ve 23 milletvekilinin,
taş ocaklarının insan sağlığı, doğa ve
çevreye etkilerinin araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/1057)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Son yıllarda giderek artan taş
ocaklarının, insan sağlığı, tarımsal üretim,
doğal yaşam, yüzeysel ve yer altı suları, deniz suyu
üzerindeki zararlı etkilerinin ve alınacak önlemlerin tespit edilmesi
için Anayasanın 98 ve TBMM İçtüzüğünün 104 ve 105inci
maddeleri uyarınca Meclis araştırması açılmasını
arz ve teklif ederiz. 27/09/2012
1) Abdullah Levent Tüzel (İstanbul)
2) Pervin Buldan (Iğdır)
3) Hasip Kaplan (Şırnak)
4) Sırrı Sakık (Muş)
5) Murat Bozlak (Adana)
6) Halil Aksoy (Ağrı)
7) Ayla Akat Ata (Batman)
8) İdris Baluken (Bingöl)
9) Hüsamettin Zenderlioğlu (Bitlis)
10) Emine Ayna (Diyarbakır)
11) Nursel Aydoğan (Diyarbakır)
12) Altan Tan (Diyarbakır)
13) Adil Zozani (Hakkâri)
14) Esat Canan (Hakkâri)
15) Sebahat Tuncel (İstanbul)
16) Mülkiye Birtane (Kars)
17) Sırrı Süreyya Önder (İstanbul)
18) Erol Dora (Mardin)
19) Ertuğrul Kürkcü (Mersin)
20) Demir Çelik (Muş)
21) İbrahim Binici (Şanlıurfa)
22) Özdal Üçer (Van)
23) Nazmi Gür (Van)
24) Leyla Zana (Diyarbakır)
Gerekçe:
Bilindiği üzere, doğal ortam ve çevre,
insanın varlığını sürdürebilmesi için vazgeçilmez bir
unsurdur. İnsanın bilerek veya bilmeyerek doğadan vazgeçmesi,
çevresini ve doğal ortamını tahrip etmesi bir süre sonra
telafisi mümkün olmayan sonuçlara yol açmaktadır.
Kaybettiğimiz bir ormanı yeniden
oluşturmak, kirlettiğimiz bir denizi eski hâline kavuşturmak on
yıllarımızı aldığı gibi, inanılmaz
derecede mali kaynakların sarf olmasına da yol açmaktadır.
Marmara Denizi bunun en çarpıcı örneğidir.
Son yıllarda sayıları giderek artan
taş ocakları nedeniyle ülkemizin akciğeri olan ormanlık
alanlar, tarım arazileri ve içme suyu kaynaklarımız yok olma
tehlikesiyle karşı karşıyadır. Bunların
başında, Marmara Bölgesi'nin akciğeri olan, ağaç
çeşitliliği, endemik bitkileri ve Sapanca Gölü gibi bir su
kaynağını barındıran Sakarya-Adapazarı
havzası bulunmaktadır.
Öte yandan, taş ocaklarının faaliyet
gösterdikleri yerin topografyasını ve coğrafyasını
değiştirdiği bilinmektedir. Şu anda, birçok taş
ocağının faaliyetleri, çalıştıkları yerin
coğrafik şeklini değiştirecek boyutlara
ulaşmıştır.
Dağların yanında ormanlara da ciddi zarar
veren taş ocaklarının, insan sağlığı
başta olmak üzere bulundukları bölgedeki biyo çeşitliliği,
tarımı ve tarımsal verimi ciddi ölçüde etkilediği
yapılan bilimsel çalışmalarla göz önüne serilmiştir.
Yaşam alanlarına yakın yerlerde artan taş ocaklarıyla
birlikte astım ve akciğer hastalıklarında gözle görülür
oranda bir artış tespit edilmiştir. Nitekim, Sakarya
Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü tarafından yapılan
araştırmalar, taş ocaklarının yaşam
alanlarından uzakta olması gerektiğini açıkça ortaya
koymuştur. Taş ocaklarında kullanılan dinamitlerle ortaya
çıkan tozlar ve kimyasalların Sapanca Gölünü besleyen derelerle
birlikte göle akıp kirleterek ciddi boyutlara varan risklere yol
açması kaçınılmazdır. Kirlenme geçim kaynaklarından biri
olan arıcılığı yok olma tehlikesiyle karşı
karşıya bırakmaktadır. Bütün bunlara ek olarak
ayrıntı gibi gözükse de yüzlerce kamyonun orman ve köylerin içinde
sürekli taş taşımaları da başka birçok sorunu
beraberinde getirecektir.
Toplumsal maliyet dikkate alınmadan sadece kısa
vadedeki gelirler hesaplanarak yapılan çalışmaların
sonuçları uzun vadede ne yazık ki geri dönülmesi mümkün olmayan
zararlara yol açabilir. Böylesine zararlı etkileri bilinen uygulamalardan
önce, insan sağlığına, tarıma, hayvancılığa
ve en önemlisi orada yaşayanlara ne tür zarar vereceği
hesaplanması gerekmektedir. Söz konusu faaliyet elde edilecek yarara
kıyasla toplumsal maliyet açısından çok daha ağır
sonuçlar yaratıyorsa bundan vazgeçilmesi, sadece o bölgede yaşayan
insanlar açısından değil tüm ülke açısından
gereklidir.
Sapanca Yanık köyü sınırları içinde
yer alan orman arazisinde, bir taşeron şirkete taş
ocağı olarak kullanılmak üzere ruhsat verilmesi, tüm
yaşamları ve gelecekleri o topraklar olan Yanık köyü sakinleri
için ayakları altındaki zeminin yok edilmesi, yaşam
alanlarının daraltılması anlamına gelmektedir.
Bundan kırk yıl önce çevreye verdiği zarar
nedeniyle ruhsatı iptal edilen ve yarattığı tahribatın
sonuçları henüz giderilemediği bilindiği hâlde aynı yerde
taş ocağı açılmasının sorumluğu yürütme
erkinindir. Ancak, ülkemizin sahip olduğu yer altı ve yer üstü
zenginliklerini, doğasını, toprağını, suyunu,
gelecek nesiller için korumak sorumluluğu insanlığın
görevidir.
Taş ocaklarının, insan
sağlığı, tarımsal üretim, doğal yaşam,
yüzeysel ve yer altı su kaynakları üzerindeki zararlı
etkilerinin ve alınacak önlemlerin tespit edilmesi, mevcut sorunların
giderilmesi ve Meclis denetim çalışmaları bakımından
büyük önem taşımaktadır.
BAŞKAN Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis
araştırması açılıp açılmaması konusundaki
görüşmeler, sırası geldiğinde yapılacaktır.
Halkların Demokratik Partisi Grubunun İç
Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
VIII.-
ÖNERİLER
A) Siyasi Parti
Grubu Önerileri
1.- HDP
Grubunun, Mardin Milletvekili Erol Dora ve arkadaşları
tarafından, Ezidi halkının tarihinin, yok olmaya yüz tutan
kimliklerinin ve kültürlerinin korunup geliştirilebilmesi için neler
yapılabileceği ve karşı karşıya
kaldıkları sorunların gündeme taşınması
amacıyla 22/1/2013 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 13 Ağustos 2014
Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulunun 13/8/2014 Çarşamba günü
(bugün) yaptığı toplantısında siyasi parti
grupları arasında oy birliği sağlanamadığından
grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Pervin Buldan
Iğdır
Grup Başkan Vekili
Öneri:
22 Ocak 2013 tarihinde, Mardin Milletvekili Erol Dora ve
arkadaşları tarafından verilen (2388 sıra no.lu),
"Ezidi halkı, Türkiye coğrafyasında uzun
yıllardır var olan; fakat son yıllarda sayıları
oldukça azalan halklardan biridir. Ezidi halkının tarihlerinin, yok
olmaya yüz tutan kimliklerinin ve kültürlerinin korunup geliştirilebilmesi
için neler yapılabileceği ve karşı karşıya
kaldıkları sorunların gündeme taşınması"
amacıyla, Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olan Meclis
araştırma önergesinin, Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere
bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak, 13/08/2014 Çarşamba
günlü birleşiminde sunuşlarda okunması ve görüşmelerin
aynı tarihli birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi grup
önerisi lehinde söz isteyen Erol Dora, Mardin Milletvekili.
Buyurun Sayın Dora. (HDP sıralarından
alkışlar)
EROL DORA (Mardin) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Türkiyede yaşayan Ezidilere karşı
gerçekleştirilen nefret söylemlerinin son bulması, ayrıca yok
olmaya yüz tutan Ezidi inancının, kimliğinin ve kültürünün
korunabilmesi için gerekli olan çalışmaların yapılması
amacıyla Meclis araştırması açılması için
vermiş olduğumuz önerge üzerine Halkların Demokratik Partisi
adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Ezidiler, günümüzde Suriyeden Iraka, Türkiyeden
Kafkaslar ve Rusyaya kadar uzanan bir coğrafyada yaşıyor
olmakla birlikte nüfusun büyük çoğunluğu kutsal merkezlerinin de yer
aldığı Irakta yaşamaktadırlar. Bununla birlikte,
özellikle Türkiyeden başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkelerine göç
etmiş önemli bir Ezidi nüfusun olduğu da bilinmektedir.
Değerli milletvekilleri, Ezidiler Türkiyede
yoğun olarak Urfa, Diyarbakır, Viranşehir, Batman ve Mardinde
yaşamaktadırlar. Kendilerine özgü dinî inançları, gelenekleri ve
kültürleri olan Ezidiler, şu an maalesef yok olma tehdidiyle
karşı karşıyadırlar. Türkiye coğrafyasında
yaşayan bir çok halk gibi Ezidiler de ayrımcılığa ve
nefret söylemine maruz kalmış, bu ve benzer nedenlerle
yaşadıkları toprakları terk ederek başka ülkelere göç
etmek zorunda kalmışlardır.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; cumhuriyet tarihi boyunca ve
özellikle 12 Eylül askerî darbesi sonrasında
hem Kürt olmaları hem de Müslüman olmamaları nedeniyle Ezidilerin
sahip oldukları kimlikler devletçe tanınmamıştır.
Ayrıca, ayrımcı, asimilasyoncu ve göçertici politikalara da
maruz bırakılmışlardır.
Nüfus
cüzdanlarında yer alan din hanesine (x) veya (-) gibi işaretler
konulması da Türkiye devletinin bu inancı
ötekileştirdiğinin ve yok saydığının başka
bir kanıtı niteliğindedir.
Değerli
milletvekilleri, Ezidilerin yaşadıkları sorunlar, maalesef,
sadece Türkiye coğrafyasıyla sınırlı değildir.
Son olarak IŞİD terör örgütünün Irak'ta
başlattığı katliamcı yayılma
politikalarından en fazla zarar gören halklardan birisi de Ezidiler
olmuştur.
Her savaşta
olduğu gibi bugün Irak savaşında da, Suriye savaşında
da, İsrail'in Gazze halkına yaptığı
saldırılarda da, kısaca üç semavi dinin beşiği olmakla
övünen Orta Doğu'da savunmasız insanlar ve özellikle küçücük çocuklar
inançları bahane edilerek öldürülebiliyorlar.
Son olarak
peşmerge kuvvetlerine saldıran IŞİD, Telafer'de yüzlerce
Türkmen ailenin de sığındığı Ezidi ilçesi
Şengali, diğer adıyla Sincar'ı ele geçirdi. Ezidiler ile
ilçeye sonradan sığınmış olan Türkmenler Sincar
Dağına sığındılar.
Değerli
milletvekilleri, bölgeden alınan bilgilere göre günlerdir devam eden
çatışmalar sonucu Kürtlerin "Şengal" olarak
adlandırdığı Sincar bölgesi IŞİD'in kontrolüne
geçti. IŞİD'in bölgeye gelmesi üzerine, Sincar, Sinun nahiyesi ve
çevre köylerde yaşayan Ezidiler evlerini terk ederek Duhok ve Zaho
bölgelerine sığınmak zorunda kaldılar. Bugün
itibarıyla Şengal bölgesinden kaçan yüzlerce Ezidi, Silopi, Batman,
Midyat, Viranşehir gibi Ezidilerin daha önce de yoğun olarak
yaşadıkları yerleşim bölgelerine sığınmak
zorunda kaldılar.
Bölgede terör
estirmeye devam eden IŞİD çetesi dinini değiştirmeyenleri
katlediyor, bölgede yaşayan Şii, Hristiyan ve Ezidilere ait kutsal
mekânları da bombalayarak imha ediyor.
Değerli milletvekilleri, ne yazık ki
IŞİD, Irak'ta ve Kürt bölgelerinde farklı mezhepleri, dinî
grupları ve muhalifleri kolayca ortadan kaldırabilecek bir
fırsat ele geçirmiştir. IŞİD, Musul'da çok sayıda
ağır silahı ve yüksek miktardaki mühimmatı ele
geçirmiş bulunmaktadır. Bu sebeple, özellikle Irak'ın ve güney
Kürdistan'ın kırsal bölgelerindeki halk savunmasız
kalmıştır. Özellikle, Şengal'deki Kürt Ezidiler ve
Telafer'den Şengal'e sığınan Şii Türkmenler
IŞİD güçleri tarafından kuşatılmış
bulunmaktadır. Çocukların, kadınların ve
yaşlıların da içinde bulunduğu 50 binden fazla insan bir
hafta boyunca su ve yemek olmadan Şengal Dağı'nda
sığınmak zorunda kalmışlardır. Şengal
Dağı çevresindeki IŞİD kuşatması sebebiyle
herhangi bir kaçış noktası olmadığından orada
yüzlerce çocuk susuzluktan hayatlarını kaybetmiştir. Şengal
kasabası ve köylerinden kaçamayan binlerce sivil, IŞİD
tarafından infaz edilmiştir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
IŞİD, çıkardığı fetvalarla Musul'daki
Hristiyanların kentte kalabilmesi için Müslüman olmalarını
şart koşmuştu. IŞİD'in Müslüman ve Sünni olmayanlara
yönelik sert tutumu nedeniyle farklı inanca sahip olan Ezidiler de bu
zulme maruz kalmışlardır.
Değerli milletvekilleri, YPG'nin yoğun
çatışmalar sonucunda çatışma bölgelerinde güvenlik koridoru
oluşturduğunu biliyoruz. Güvenlik koridoru sayesinde 20 binden fazla
Ezidi Rojavaya ulaşabilmiştir. Binlerce Ezidi hâlen bu koridordan
Rojava'ya ulaşmaya devam etmektedir.
Rojava bölgesindeki Cizire Kantonu Yönetimi, Derik
bölgesinde sığınan halk için asgari ihtiyaçlarının
karşılanabilmesi amacıyla bir kamp inşa etmeye
başlamıştır. Ancak, on binleri bulan bu insanlar için
uluslararası desteğe ihtiyaç vardır. Bu sebeple,
uluslararası yardım faaliyetlerinin organize edilmesi, gerekli diplomatik
çalışmalarla yardımların kampa
ulaştırılması için gerekli girişimlerin derhâl
başlatılması gerekiyor.
Değerli milletvekilleri, diğer yandan,
Türkiye'den Rojava'ya yardımların ulaştırılabilmesi
için Türkiye bu bölgede bir koridor oluşturmalıdır. Özellikle,
insani yardım transferleri için Şenyurt-Dırbesiye geçiş
noktası derhâl açılmalıdır. Zorunlu göçe maruz kalan
Ezidiler, Türkmenler, Asuri Süryaniler ve bölge halkları için bir umut
kaynağı yaratılması insani bir zorunluluktur.
Değerli milletvekilleri, IŞİD terör
örgütünün Suriye ve Irak'ta barbarlık konusunda sınır
tanımayan uygulamaları ve işlediği insanlık
suçları ciddi bir müdahale olmadığı takdirde devam
edecektir. Barbar IŞİD örgütü, sağlanan desteklerle gitgide tüm
Orta Doğu için büyük bir tehlike arz etmeye
başlamıştır. Yaratılmış bu canavarın kendisine
destek vermiş ve vermekte olan devletler için de yakın zamanda büyük
tehlikeler arz edeceği aşikârdır. Irak'ta, Suriye'de süregiden
katliam ve cinayetlere ve Gazze'de Filistin halkına karşı
yapılan bunca zulme rağmen Birleşmiş Milletler, Amerika ve
Avrupa Birliğinin, diğer taraftan komşu ülkelerin bütün bu olup
biten insanlık suçları karşısındaki
duyarsızlıklarını ve sergiledikleri çifte standartlı
tutumu elbette ibretle izlemekteyiz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; son
dönemlerde medyaya düşen dehşet fotoğraflarında
görüldüğü gibi, Orta Doğu coğrafyası âdeta ölüm
tarlalarına dönüşmüştür. Bir yandan Orta Doğu'nun
demografik haritası değişiyor, diğer taraftan bölgenin
kadim halkları, kültür ve inançları ana yurtlarından tamamen
silinmek isteniyor, buna karşın kimseden anlamlı bir tepki
çıkmıyor. Dünya, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği,
uluslararası sivil toplum kuruluşları maalesef buna sessiz
kalmaktadırlar. Orta Doğuda insan kanı, sudan, petrolden daha
ucuz hâle getirilmiş durumda.
Değerli milletvekilleri, 21inci yüzyıl,
halkların kendi kaderlerini tayin edebildikleri, farklı inanç, etnik
ve kültürel yapıların özgür ve eşit haklarla bir arada
yaşayabildikleri yönetim biçimlerinin hayata geçirilmesi gereken bir
yüzyıldır. Rojava halkları bunun en güzel örneğini hayata
geçirmiş ve yaşatmaya çalışmaktadırlar. Ancak
IŞİD gibi barbar örgütlere destek veren tekçi ve emperyalist
anlayışlar bu demokratik modelleri boğmak istemektedirler.
Değerli milletvekilleri, insanlığın
tüm değerleri ve kazanımları tehlike altındadır.
Emperyalizmin bir piyonu hâline gelmiş bu barbar örgütlere karşı
bölgede yaşayan Kürtler, Asuri-Süryaniler, Keldaniler, Türkmenler,
Araplar, Türkler, Şiiler, Ermeniler, Aleviler, Müslümanlar, Ezidiler,
Hristiyanlar, kısaca zulme uğrayan bütün halklarla
dayanışma içerisinde olmalıyız.
Değerli milletvekilleri; gelişmeler neticesinde
artık daha açık görmekteyiz ki farklılıkların bir
arada ve birbirlerinin haklarına saygılı biçimde
yaşayabilmelerinin yolu, demokratik ulus ve ortak vatan zihniyetinden
geçmektedir. Bölge huzuru ve barışı, farklı inançsal ve
etnik yapıların kendi aralarında kuracakları özgür,
demokratik bir birliktelikten geçer. Farklı olanı
dışlamanın en büyük hastalık olduğu bu topraklarda,
ilkeli, insani ve toplumsal ilişkilerin bu hastalığın
tedavisindeki en etkili yol olduğunu bilmemiz gerekiyor.
Biraz önce de zikrettiğimiz gibi, Türkiyede bulunan
Ezidilerin çoğu şu anda diasporada, Almanyada
yaşamaktadırlar. Bunların bu son süreçte Şengalde
yaşadıkları trajik durum başta olmak üzere, göç etmiş
bulunan Ezidilerin tekrar ülkelerine dönebilmeleri ve var olan
sorunlarının çözümlenmesi noktasında vermiş
bulunduğumuz bu araştırma önergemize desteğinizi bekliyor,
tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Halkların Demokratik Partisi grup önerisi aleyhinde
söz isteyen Abdurrahim Akdağ, Mardin Milletvekili.
Buyurun Sayın Akdağ. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ABDURRAHİM AKDAĞ (Mardin) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Halkların Demokratik Partisi
Grubunun Ezidi halkının sorunlarının gündeme
taşınması için Meclis araştırılması
açılması amacıyla vermiş olduğu önergeyle ilgili
olarak AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunmaktayım.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Ezidi dini, Şeyh Adi
bin Misafir tarafından 12nci yüzyılda Zerdüştlük ve yerel
Mezopotamya inançları ile İslâm sufiliğinin
kaynaştırılması neticesinde oluşturulan dinî bir inanç
sistemidir. Koyu bir Sünni olan Arap kökenli Şeyh Adi tarafından
kurumsallaştırılan bu dinde, inananların
çoğunluğu Kürtçe konuşmakta olup ağırlıklı
olarak Irak'ın Musul kentinde yaşamaktadırlar. Ermenistan,
Gürcistan, İran, Suriye ve Türkiyede cemaatleri bulunan Yezidilerin
bugünkü toplam nüfusunun 800 bin civarında olduğu tahmin
edilmektedir. 2007 yılında Türkiyede nüfusları 377ye kadar
-Urfada 243, Batmanda 72, Mardinde 51, Diyarbakırda 11 kişiye
kadar- gerilemiştir. Türkiye Ezidilerinin büyük bir kısmı bugün
Almanyada yaşamaktadır.
"Ezidi kelimesinin bu dinin tanrısı olan
Azda kelimesinden türetildiği iddia edilmektedir. Kürt dilinde
"Tanrı" isminin karşılığı iki kelime
mevcuttur: Bunlardan biri ...(x) ve
...(x)dır. ...(x) beni yaratan, veren ve var
eden anlamlarına gelmektedir. ...(x) ise kendiliğinden
var olan anlamına gelmektedir.
Ezidilikte Tanrı dünyanın sadece
yaratıcısıdır, sürdürücüsü değildir. Düşmüş
Melik Melik Tavus olarak adlandırılır ve bir tavus kuşu
ile simgelenir. Tanrıyla barışıktır. Düşmüş
Melik dünya gibi hem iyi hem de kötüdür. Ezidiler için Melik Tavus, en güçlü
melek ve aynı zamanda affedilmiş şeytandır. Bu ismi
ağzına almak mukaddes olduğundan yasaktır. İyilik ve
kötülüğün kaynağı aslında Melik Tavus'tur. Ahiret
inancı gibi sonradan hesap verilecek bir yerin varlığı ise
söz konusu değildir.
Ayrıca, Ezidilikte Melik Tavus inancı eski
Zerdüştlük ve Mitraizm'den etkilenmiştir. Günümüzde Ezidilerin
oldukça kapalı ve geleneklerine bağlı olarak kültürlerini devam
ettirdikleri bilinmektedir.
Irakta Lalişte Şeyh Adinin mezarının
bulunduğu bir tavaf merkezi, kutsal mekânları vardır. Yeni
yılı burada karşılayıp hac ibadetlerini de burada
yapmaktadırlar.
Müslüman halk arasında yöremizde bir sosyal bağ
oluşturma kaygısından hareketle kirvelik müessesi devreye
girmektedir. Bir Müslüman bir Ezidiyle kirve olduğu zaman âdeta bir kan
bağı varmış gibi birbirlerine hürmet etmekte, birbirlerini
himaye etmekte ve birbirlerine sahip çıktıklarını yakinen
çevremdeki uygulamalardan biliyorum.
Yezidilerin kendilerine Azday halkı
adını verdikleri belirtilmektedir. İnançları arasında
şu esaslar vardır: Dünya sonsuzdur, dünyayı yaratan Tanrı
onu asla yıkmaz. Tabiatın korunması ve tabiata saygı
esastır. Günde üç defa güneşe dönerek ibadet edilir. Çarşamba
günü Melik Tavus ve ilk 2 insanın yaratıldığı gün olup
Şahid bin Carın meydana geldiği gün olduğundan dinlenme
günüdür. Sonradan Yezidi olmaya izin verilmez, şeytanın
adını telaffuz etmek haramdır, şeytanın adını
anımsatan kelimeler kullanılmaz. Yezidilerin iki kutsal kitabı
vardır: Biri Mishefa Reş yani siyah kitap, diğeri de Kitab-ül
Celvedir.
Değerli milletvekilleri, 2003 yılında bir
araştırmada, Mardinin Midyat ilçesinde 6 kişilik Ezidi
ailesiyle bir mülakat yapılmıştır. Mülakattaki sorulara
verilen cevaplarda, Ezidilerin bölgeyle ilgili şikâyetlerinin olup
olmadığı, Müslüman komşularının olup
olmadığı, herhangi bir baskının yaşanıp
yaşanmadığı, okulda öğretmenlerinin öğrencilerine
iyi davranıp davranmadığı, zorunlu din dersine
katılmak zorunda kalıp kalmadıkları, hatta Ezidi evi kurulmasıyla
ilgili taleplerinin nasıl değerlendiği hususlarına verilen
cevaplarda pozitif bir yaklaşım gösterdikleri kayıtlara
geçmiştir. Ezidi vatandaşların temsilcisi Nedim Erkiş,
Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğanın geri
dönüşlerle ilgili olarak yaptığı açıklamanın bizi
umutlandırdığını, Başbakanın anlamlı
çıkışının Ezidi vatandaşların dönüşünü
hızlandıracağını basına
açıklamıştır.
Değerli milletvekilleri, dini ne olursa olsun,
milliyeti ne olursa olsun biz yaratılanı, Yaradandan dolayı
seviyoruz. Bölgede en son 9 Ağustosta yani geçen cumartesi günü Musuldan,
Şengal bölgesinden kaçan 9 aileyi Midyatın Bacin (Güven) köyünde
ziyaret ettik. Bunların 2 ailesine Midyat Belediye Meclis üyemizin
kendilerine 2 evini tahsis ettiğini sevinçle gördük, memnuniyetimizi
belirttik. Diğer ailelerin de Almanyada ikamet eden Ezidilerin
yaptığı bir konakta kaldıklarını gördük ve
kendileriyle bir görüşme gerçekleştirdik. Adı Meryem olan 19
yaşlarında bir genç kız, orta yaşlı ve yaşlı
bir erkekle uzun süre sohbet etme imkânını buldum. Bize açıkça
şunu söylediler: IŞİD denilen örgüt bizi yok etmeye
çalışıyor. İnsanlarımız dağlara kaçmak
mecburiyetinde kaldılar. 500 erkeğimizi öldürdüler, 500
kızımızı ve kadınımızı
kaçırdılar. Türkiye bize sahip çıksın. Türkiye dağlarda
susuzluk ve açlıkla mücadele eden insanlarımıza hava destekli
sosyal yardımda bulunsun. dediler. Burada da 4 bin insanın Silopi
Habur Gümrük Kapısından geçiş yaptığını
belirttiler. Ancak, bu insanlık trajedisinin uluslararası bir
boyutunun olduğunu, Türkiye'nin ötesinde buraya uluslararası
dengelerin, güçlerin yardımının gerekli olduğunu belirtmek
istiyorum.
Ayrıca, Sayın Başbakanın
talimatıyla AFAD, Zaho bölgesinde gerekli incelemeleri yapıp uygun
alanlar belirlemiş, 16 bin kişilik çadırkent kurulması
çalışması devam etmektedir. 4 insani yardım
tırının gönderilmesi planlanmaktadır. Haburdan giriş
yapan Ezidilerin Silopide her türlü yardımı Kızılay
tarafından karşılanmaktadır.
Sayın milletvekilleri, başı dara giren,
saldırıya uğrayan Kürt, saldırıya uğrayan Arap,
saldırıya uğrayan Türkmen, saldırıya uğrayan
Alevi, saldırıya uğrayan Sünni, saldırıya uğrayan
Ezidi Türkiyeye sığınmaktadır, Türkiyeden yardım ummaktadır
ve Sayın Başbakanın kendilerine sahip çıkmasını
istemektedirler. Bunu, bir anlamda, Türkiyeye olan güvenin, bölgede
Türkiyenin güçlü oluşunun ne kadar gerekli olduğunun bir tezahürü
olarak ifade etmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri, bu konuda bir Meclis
araştırmasının açılmasının gerekli
olmadığını düşünüyorum.
MUSA ÇAM (İzmir) Neden?
ABDURRAHİM AKDAĞ (Devamla) Hâlâ aktif bir
durum devam etmektedir. Hâlâ
MUSA ÇAM (İzmir) O kadar şey söylediniz.
Neden?
ABDURRAHİM AKDAĞ (Devamla) Ben gerekçelerimi
açıkladım. Anlaşılan beni dinlememişsiniz.
Dinlemiş olsaydınız hiç itiraz etmeyecektiniz.
MUSA ÇAM (İzmir) Dinliyorum, sabırla, ne
kadar iyi bir şekilde dinliyorum. Neden?
ABDURRAHİM AKDAĞ (Devamla) Biz insani
yardımlar hususunda
Biz siyaseten değil, biz reklam yapmıyoruz,
oportünist davranmıyoruz.
MUSA ÇAM (İzmir) Yapmayın ya!
ABDURRAHİM AKDAĞ (Devamla) Bu insanların
canının kurtulması lazım, bu insanların
çocuklarına bez lazım, bu çocuklara süt tozu lazım, hasta
olanlara tedavi lazım; biz işin o tarafıyla
alakalıyız.
Değerli milletvekilleri, bu duygu ve
düşüncelerle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum ve teşekkür
ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Halkların Demokratik Partisi grup önerisi lehinde
söz isteyen Ali Serindağ, Gaziantep Milletvekili.
Buyurun Sayın Serindağ. (CHP
sıralarından alkışlar)
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
Halkların Demokratik Partisi grup önerisiyle ilgili Cumhuriyet Halk
Partisinin görüşlerini açıklamak üzere söz almış
bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın milletvekilleri, ülkemizde kim olursa olsun,
etnik kökeni ne olursa olsun, inancı ne olursa olsun, tüm insanların eşit,
birinci sınıf yurttaş olarak yaşaması Cumhuriyet Halk
Partisinin temel hedefidir. Biz tüm söylemlerimizde bunu dile getiriyoruz ve
dile getirmeye de devam edeceğiz. Demin benden önce konuşan
sayın hatiplerin de belirttiği yörelerde yaşayan Ezidilerin de
ülkemizin bir zenginliği olduğunu, onların kültürlerinin de
geliştirilmesi gerektiğini ve korunması gerektiğini biz de
düşünüyoruz ve tüm insanların insanların insan haklarından
eşit şekilde yararlanmasını en temel değer olarak
benimsiyoruz. Ancak sayın milletvekilleri, daha önce de ve çok kısa
bir zaman önce müşahede ettiğimiz gibi, tanık olduğumuz
gibi, devletin en üst noktasına, en tepe noktasına aday
olanların bile zaman zaman bazı grupları rencide ettiği,
söylemleriyle onları aşağılayan bir tutum sergilediği
gözlenmektedir.
AHMET YENİ (Samsun) Öneriyle ilgili kendi
düşüncenizi söyleyin!
ALİ SERİNDAĞ (Devamla) Siz de
biliyorsunuz, kısa bir süre önce, Cumhurbaşkanlığı
seçimi nedeniyle yapılan kampanyada Sayın Başbakanın ifade
ettiği, bazı gruplardan bahsederken Affedersiniz, Ermeni
kelimesini kullandığı hepimizin malumudur.
AHMET YENİ (Samsun) Sayın Vali, kes
bunları, kes!
AHMET AYDIN (Adıyaman) Sayın Valim, öyle
değil, o konuştuğu öyle değil!
ALİ SERİNDAĞ (Devamla) Böyle bir
anlayıştan herkese eşit gözle bakmayı, herkese birinci
sınıf yurttaş muamelesi yapmayı beklemek maalesef mümkün
görünmemektedir. Siz ne derseniz deyin, bu, tüm halkımızın gözü
önünde cereyan eden bir şeydir. Siz buna Mecliste tepki
göstereceğinize söyleyen zata tepki gösterseydiniz daha
inandırıcı olurdunuz. Kaldı ki tüm gerekçelere rağmen,
tevil etme çabalarına rağmen bu sözü sarf eden Sayın
Başbakan herhangi bir düzeltmede de bulunmamıştır, neden
tepki gösteriyorsunuz? Herhangi bir düzeltmede bulunmuş mudur? Herhangi
bir düzeltmede de bulunmamıştır.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Bir şey söylemedi ki
zaten. İfadesinin öyle olmadığını kendiniz
biliyorsunuz.
ALİ SERİNDAĞ (Devamla) Sayın
milletvekilleri, Türkiye bölgesinin en güçlü ülkesidir. Sayın Abdurrahman
Akdağın da ifade ettiği gibi, herkesin gözü Türkiyenin
üzerindedir. Bunun bilincinde olmanız lazım, tüm
tavırlarınızı ona göre belirlemeniz lazım.
Bakınız, etrafımızda ateş çemberi var, ülkemize her
gün binlerce insan sığınmaktadır, bazılarını
âdeta davet ettiniz, bazılarını da ülkeye almamak için binbir
gayret gösteriyorsunuz. IŞİD, sizin, AKP Hükûmetinin
uyguladığı politikalar sonucu ortaya çıkan bir terör
örgütüdür. Bölgeyi ve bölge ülkelerini tehdit etmektedir.
Şimdi, geriye gittiğiniz vakit
IŞİDin kimler tarafından desteklendiğini, kimler
tarafından silahlandırıldığını, kimler
tarafından lojistik destekle desteklendiğini herkes biliyor.
Değerli milletvekilleri, IŞİDin
yarattığı terör sadece Irakı değil tüm bölge
ülkelerini tehdit etmektedir ve daha önce Suriye olayları nedeniyle
ülkemize sığınan insanlar da ülkenin en önemli sorunu olmaya
devam etmektedirler. Bakınız çok kısa bir süre önce, üç gün önce
Gaziantepte bir olay oldu. Gaziantepte bir yurttaş, kiracısı
olan Suriyeli bir kişiyi evinden çıkması için ikaz etmiş,
daha doğrusu evinden çıkmasını istemiştir. Suriye
vatandaşı olan zat, o Türk vatandaşını bıçakla
öldürmüştür ve bu olaydan sonra Gaziantepte olaylar meydana
gelmiştir. On, on iki mahallede olaylar meydana gelmiş, Suriyeli
olmaktan başka günahı olmayan bazı insanlar darp edilmiştir
ve Suriye plakalı araçların da bir bölümü
yakılmıştır. Bir şehri bu hâle getirirseniz toplumsal
olaylara engel olmak mümkün değildir.
Bakın, biz sizi çok uyardık, bu konuda soru
önergeleri de verdik. Dedik ki: Gaziantep artık istiap haddini
aşmıştır. Gaziantep gelen göçü
barındıramamaktadır, karşılayamamaktadır.
Hazmetme kapasitesi aşılmıştır. Gaziantepte 200 bini
aşkın Suriyeli kayıtlıdır ama kentte 500 bine
yakın Suriyelinin yaşadığı ifade edilmektedir. Siz bu
insanların ne yaptıklarını, neyle geçindiklerini, ne
işle uğraştıklarını kayıt altına
almazsanız olacak olaylar da bunlardır. Biz, daha evvel Olaylar
geliyor. dedik size ama tedbir almadınız. Bakın, Maraşta
olaylar oldu, Adanada olaylar oldu, Gaziantepte olaylar daha önce de oldu,
şimdi de olmaya devam ediyor, Urfada oldu. Bunlarla ilgili hiçbir önlem
almadınız. Tam tersine, IŞİDe terör örgütü bile
diyemiyorsunuz. Sebep nedir? Efendim, sebep neymiş? Başkonsolosluk görevlilerine
zarar gelmesin. diye
Bakın, IŞİD sizi tehdit ediyor, siz bu
tehdide boyun eğiyorsunuz.
Süleyman Şah Türbesi Türkiyenin toprakları
sayılıyor ama Süleyman Şah Türbesi şu anda
IŞİDin ablukası altındadır. Süleyman Şah
Türbesinde güvenlik görevini yerine getiren nöbetçilerimiz bile ancak
IŞİD izin verdiği vakit değiştirilebilmektedir ve siz
bunlara ses çıkarmıyorsunuz.
Gene, basında yer alan haberlere göre,
IŞİD Başkonsolosluk görevlilerini canlı kalkan olarak
kullanmak üzere IŞİD liderlerinin evine
dağıtmıştır. Bunlar basında yer aldı ve siz
de yalanlamadınız.
O zaman sizin IŞİDle ne tür bir
pazarlığın içerisinde olduğunuzu Türk milleti bilmek
istemektedir. Acaba sizin IŞİDe böyle davranmanız
IŞİDe cesaret mi veriyor, yoksa IŞİDi Başkonsolosluk
görevlilerine karşı daha iyi davranmaya mı sevk ediyor, bunu
sizin iyi araştırmanız lazım.
Bakın, Türkiye çok ciddi bir ülkedir. Türkiye,
bölgesinin en güçlü ülkesidir, dünyanın da sayılı ülkelerinden
biridir. O nedenle, bakınız, pilotları rehin alınan ülke
Türkiye, uçağı düşürülen ülke Türkiye, askerlerinin
başına çuval geçirilen ülke Türkiye, Başkonsolosluğu
basılan ülke Türkiye, başkonsolosluk mensupları rehin
alınan ülke Türkiye, şoförleri rehin alınan ülke Türkiye ama
Türkiye bunlara ses çıkaramıyor. Türkiye bu duruma düşürülecek
bir ülke değildir değerli milletvekilleri. Hepimizin, başta
iktidar partisi milletvekillerinin bu duruma müdahale etmesi lazım.
Türkiye'nin kaybettiği itibarını bir an önce tekrar elde etmesi
için çalışma yapması lazım. Siz tepki göstererek, siz
olanları olmamış gibi göstererek Türkiyeyi dünyada
itibarlı bir ülke hâline getiremezsiniz. Biz bunları söylüyoruz. Biz
diyoruz ki: Türkiye insan haklarına saygılı bir devlettir,
olmalıdır. Türkiye, ülkesinde yaşayan herkesi birinci
sınıf yurttaş olarak kabul etmelidir, kimseyle ilgili, bilhassa
yöneticiler, nefret söyleminde bulunmamalıdır, bununla ilgili de
tedbir alınmalıdır. Değişik kültürlerin ülkemizin
zenginliği olduğunu kabul ediyoruz ama iktidar mensuplarının
da öncelikle buna riayet etmesi, kimseyi ötekileştirmemesi, kimseyi
dışlamaması gerekir diyoruz. Bunu her fırsatta da söylemeye
devam edeceğiz.
İkinci olarak da Türkiye, bölgesinin güçlü ülkesi
olması nedeniyle de kendisine yönelebilecek olan tehditleri de
karşılayabilecek güçte olduğunu herkese göstermelidir.
Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Sayın
Başkanım
BAŞKAN Buyurun Sayın Aydın.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Sayın
Başkanım, Sayın Hatip konuşmasında Sayın
Başbakanımızla, Grup Başkanımızla alakalı
olarak özellikle Ermenilerle ilgili kullandığı ifadeyi
gerçeğinden saptırarak söylemiştir. Efendim sataşmadan
dolayı söz istiyorum.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Aydın. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
İki dakika süre veriyorum sataşma nedeniyle.
AYLİN NAZLIAKA (Ankara) Sayın Başkan,
daha sonra da benim talebim olacak.
BAŞKAN Bir oturun lütfen.
IX.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.-
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın, Gaziantep Milletvekili Ali
Serindağın HDP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında AK PARTİ Grup Başkanına
sataşması nedeniyle konuşması
AHMET AYDIN (Adıyaman) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım.
Çok değerli arkadaşlar, tabii burada
kullandığımız ifadelerin, üslubun, dilin hakikaten
milletimize yaraşır, yakışır ve doğru söylemler
olması gerekir diye düşünüyoruz.
Bakın değerli arkadaşlar, bir defa bir
insanın etnik yapısı Kürt olmuş, Türk olmuş, Arap
olmuş, Ermeni olmuş insanın elinde olan bir şey değil
bir defa. Kendi elinde olmayan bir şeyden dolayı bir kişinin
kınanması asla ve asla düşünülemez.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) Bize söyleme
onu.
MUSA ÇAM (İzmir) Başbakanın söylüyor ama
Başbakanın söylüyor.
AHMET AYDIN (Devamla) Yine, Sayın Hatibin ifade
ettiği konu geçen de tartışıldı, geçen de
cevabını verdik. Israrla bir yanlışın üzerine gidiyor.
Bakın değerli arkadaşlar, Sayın
Başbakanımızın ifadesini tam olarak açıp
bakarsanız Çok daha kötü şeylerle, nitelemelerle, ağza
alınmayacak farklı nitelemelerle birlikte Ermeni ifadesi kullananlar
oldu bu ülkede. diyor.(CHP sıralarından gürültüler) Farklı
nitelemelerle birlikte, salt Ermeni değil. Ermeni olabilirsin, Gürcü
olabilirsin, Türk olabilirsin, Kürt olabilirsin. Bu, insanın elinde olan
bir şey değil, bu, bizim inancımıza da yakışmaz.
Ve insanları Yaradandan ötürü seven bir zihniyete sahip bir Başbakan
ve bir misyonun temsilcileriyiz.
Değerli arkadaşlar, bu Başbakan ki, bugüne
kadar hiç kimsenin acılarını paylaşmadığı
Türkiyede, 1915 tehcirinden dolayı hayatını kaybeden tüm
Osmanlı tebaası ve bu arada Ermenilere ilişkin olarak
acıları paylaşan bir Başbakan, ilk defa oluyor.
Yine ilk defa, devriiktidarınız döneminde
gerçekleşen Dersim katliamından dolayı özür dileyen bir
Başbakan, Alevilerle ilgili.
Yine, Kürt sorunu vardır. diyen ilk defa
Sayın Recep Tayyip Erdoğandır Başbakan olarak. Bu ülkede
77 milyonun kardeşliğini önemseyen, bu manada Çözüm Sürecini, Millî
Birlik ve Kardeşlik Projesini geliştiren, her kim olursa olsun etnik
yapısıyla, inancıyla, kültürüyle kendini ifade etmesi
gerektiğini söyleyen ve bunu icraatlarıyla gerçekleştiren
Sayın Başbakandır. Nefret saikiyle işlenen suçları
ağırlaştıran bu Hükûmettir. Dolayısıyla bu
ifadeleri kabul etmiyor, hepinize saygılar sunuyorum.
Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
ENGİN ALTAY (Sinop) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Altay.
ENGİN ALTAY (Sinop) Sayın Hatip
konuşmasında partimizi kastederek
Sanıyorum öyle, değilse
hemen söz talebimi geri çekeceğim ama
Partimizin iktidarında Dersim
katliamı yapıldığından bahisle partimizi
yaralayıcı bir ifadede bulundu.
BAŞKAN Evet, Sayın Aydın?
ENGİN ALTAY (Sinop) Cumhuriyet Halk Partisini mi
kastetti?
AHMET AYDIN (Adıyaman) - O gün iktidarda kim
vardı?
BAŞKAN Hayır, net bir cevap
Cumhuriyet Halk
Partisini mi kastettiniz?
AHMET AYDIN (Adıyaman) - Doğrudur efendim.
BAŞKAN Buyurun Sayın Altay.
2.- Sinop
Milletvekili Engin Altay'ın, Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydının sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında Cumhuriyet Halk Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
ENGİN ALTAY (Sinop) Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
Sayın Grup Başkan Vekili, Dersimle ilgili burada çok konuştuk.
Ben burada İnsanların isyan etme özgürlüğü de vardır ama
devletin masum insanları bombalama hakkı yoktur. diyenlerdenim.
Ancak, o günün şartlarını Cumhuriyet Halk Partisinin bir siyasi
tasarrufuyla Dersimde bir işlem yapıldı. gibi sunmak tam
tabirle -söylemek istemem ama- siyasi bilgisizliktir, tarih bilgisizliğidir.
O günün Cumhuriyet Halk Partisinin içinde senin deden de
vardı, Başbakanın babası da vardı. O günün Cumhuriyet
Halk Partisi bir devlet partisiydi, demokrasiye geçmemiştik.
İmparatorluktan yeni bir rejime geçmişiz ve o Cumhuriyet Halk
Partisinde rahmetli Menderes de, Celal Bayar da vardı. Nitekim,
hatırlayın, hafızanızı zorlayın, o günün
başbakanı da herhâlde Celal Bayardı, değil mi? Celal
Bayardı.
RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Burdur) Evet.
ENGİN ALTAY (Devamla) Sayın Başbakanla
birlikte resim çekip billboardlara koyduğunuz Celal Bayar.
Kim yaptıysa yaptı, biz, bunun doğru
olmadığını müteaddit defalar söyledik, yine söylüyorum:
Vatandaş isyan edecek, insanın isyan etme özgürlüğü vardır.
Devletin, her şeye rağmen şefkatli olmak gibi bir mecburiyeti
vardır.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Devlet katliam yapmaz.
ENGİN ALTAY (Devamla) Tıpkı, her
vesileyle söylediğim gibi, demokrasi, demokrasi diyeceksiniz ama en
küçük tepkiye karşı Bunlar darbeci. demeyeceksiniz. Demokrasinin
zafer gecesi diyeceksiniz, ama iktidar partisine karşı olan herkesi
darbecilikle itham edeceksiniz. Bunlar doğru şeyler değil.
Yeni bir başlangıç yapalım. diyen
Sayın Başbakanın balkona çıkıp, tam yeni bir
başlangıç zamanıyken siz yine geçmişi karalayarak
kendinizce, partinizi ya da uygulamalarınızı
AHMET AYDIN (Adıyaman) Siz söylüyordunuz, siz
söylüyorsunuz
ENGİN ALTAY (Devamla) Ne dedi Serindağ?
Pilotlar sizin döneminizde öldürüldü. dedi. Yalan mı?
Ne dedi Serindağ? Uçak, sizin döneminizde
düşürüldü. dedi. Yalan mı?
Serindağın dediği her şey
doğrudur.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Bizim de söylediğimiz
doğru.
ENGİN ALTAY (Devamla) İlaveten ben Gürcüyüm
kardeşim, Gürcülüğümle övünüyorum.
SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) Aynen ben de öyle
ENGİN ALTAY (Devamla) - Başbakan da daha önce
Gürcüyüm dedi, sonra Bana Gürcü diyorlar, daha
aşağılığı Ermeni diyorlar. diyerek
ayıbın da ayıbını yapmıştır.
Saygılar sunarım. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) Sayın
Başkan
AYLİN NAZLIAKA (Ankara) Sayın Başkan,
ben de
BAŞKAN Sayın Nazlıaka, isterseniz siz
bir oturun, burası bir boşalsın, sonra
AYLİN NAZLIAKA (Ankara) Ama sonra kapatmayın,
kapatırsanız diye endişe ediyorum. Kapatmayacaksınız
oturumu değil mi?
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) Pazarlık mı
yapıyor Başkanım ya? Allah, Allah!
BAŞKAN Buyurun Sayın Serindağ.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) Sayın
Başkan, Sayın Ahmet Aydın, benim ifademin doğru
olmadığını, çarpıttığımı ifade
etti.
BAŞKAN Ne söyledi de çarpıttı Sayın
Serindağ?
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) İşte,
benim çarpıttığımı ifade etti kendisi. Yani benim
söylediklerimin doğru olmadığını ve
BAŞKAN Hangi ifadelerle söyledi, ifade eder
misiniz?
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) Efendim,
Ermenilerle ilgili. Ben Sayın Başbakanın Ermeniler için
Affedersiniz, bana Ermeni dediler. dedim, Sayın Ahmet Aydın da
diyor ki: Öyle demedi yanlış. diyor, yanlış söyledi
diyor.
BAŞKAN Buyurun Sayın Serindağ.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Sayın Başkan, öyle
değil ki, arada başka kelimeler var, onları çıkartınca
mana değişiyor.
BAŞKAN O zaman çok dikkatli konuşsunlar,
efendim, sayın konuşmacılar.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Değerlendirenler de
dikkatli değerlendirsin.
3.- Gaziantep
Milletvekili Ali Serindağ'ın, Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydının sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) Teşekkür
ederim Sayın Başkanım.
Şimdi, Sayın Başbakan şöyle diyor,
aynen şöyle -bakın İnternete girerseniz aynı kelimeleri
görürsünüz-: Benim için Gürcü dediler. Affedersiniz, daha çirkinini
söylediler, bana Ermeni dediler. diyor.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Hayır, öyle değil.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Öyle değil.
ALİ SERİNDAĞ (Devamla) Bu, Sayın
Başbakanın kendi ifadesidir. Bakın, İnternete girin onu
öyle görürsünüz.
Sayın milletvekilleri, şimdi
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Daha çirkin ifadelerle
ALİ SERİNDAĞ (Devamla) Bakın,
İnternete girin bunun aynısını görürsünüz. Kaldı ki
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Şimdi, siz ne derseniz deyin.
Bakın, tüm millet bizi dinliyor. Sayın
Başbakan bu sözlerini yalanlamadı. Size ne oluyor değerli
arkadaşlarım, Sayın Başbakan basında yer alan bu
haberleri yalanlamadı, düzeltmedi.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Çarpıtma, doğru
söyle, doğru oku.
ALİ SERİNDAĞ (Devamla) Bazı
köşe yazarlarının tevil etme çalışmalarına
rağmen, bazı iktidar grubu mensuplarının tevil etmelerine
rağmen Sayın Başbakan bunu, bu sözlerini yalanlamadı. Siz
niye yalanlıyorsunuz, siz niye yalanlama cihetine gidiyorsunuz?
MEHMET METİNER (Adıyaman) Siz Türkçe
anlamıyorsunuz herhâlde.
ALİ SERİNDAĞ (Devamla) Bu sözlerin
sahibi Sayın Başbakandır. O zaman bir yanlışlık
varsa Sayın Başbakan, sözlerinin ya yanlış
anlaşıldığını veyahut da başka şekilde
söylediğini ifade etmelidir. Yoksa, sizin, yerinizden Yok efendim, öyle
demedi, böyle dedi. demeniz bir şey ifade etmez.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Ama siz biliyorsunuz. O
kelimeyi biz söyleyemiyoruz. Bakın orada aşağılık bir
kelime var, üç harfli, o kelimeyi biz söyleyemiyoruz, onu söylersek olmaz.
ALİ SERİNDAĞ (Devamla) Girin, Sayın
Yılmaz Tunç, gir. Şimdi, siz İnterneti kullanan bir
insansınız, giriniz İnternete bu ifadeleri görürsünüz.
Bakın, değerli milletvekilleri, biz diyoruz ki:
Etnisitesi ne olursa olsun, inancı ne olursa olsun, rengi ne olursa olsun,
felsefi inancı ne olursa olsun herkes birinci sınıf yurttaş
olmalıdır ama siz toplumun bir kesimini dışlıyorsunuz,
bir kesimini değil pek çok kesimini dışlıyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ALİ SERİNDAĞ (Devamla) Kamu görevine
bile almıyorsunuz. Bunu hepiniz de biliyorsunuz.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Aydın.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Sayın Başkan, ben
sataşmadan söz almayacağım ancak şunu özellikle
ÜNAL KACIR (İstanbul) Bunları söylediniz,
millet de sizi...
BAŞKAN Sayın Aydın, sayın
milletvekilleri susarsa dinleyeceğim sizi efendim.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Bir kez daha şunu
özellikle ifade etmek istiyorum ki: Aslında sayın
konuşmacılar da çok iyi biliyorlar ki orada çok kötü bir niteleme
var, çok alçakça kullanılan bir ifade var, sadece Ermeni ifadesi
değil, beraberinde başka bir niteleme var. Onun ne olduğunu da
biliyor, bizim seviyemiz ona elvermiyor o ifadeleri kullanmaya.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) Söyleyin biz de
bilelim.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Bu
aşağılık ifadelere karşı affedersiniz deniyor.
Yoksa Gürcü olmuş, Ermeni olmuş
Sayın Başbakanın
dünden bugüne kadar ortaya koyduğu tavır ortadadır. Bunu burada
dile getirmek kadar ayıp, üslupsuz bir şey de yoktur. Kendisini de
kınıyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
AYLİN NAZLIAKA (Ankara) Sayın Başkan
BAŞKAN - Sayın Nazlıaka buyurun.
Ne için söz istiyorsunuz önce?
ÜNAL KACIR (İstanbul) Ya, halk sizi kale
almadı kardeşim, bunlar seçimden önce oldu. Halk size hadi oradan
dedi, hadi oradan dedi.
AYLİN NAZLIAKA (Ankara) Sayın Başkan,
Van Milletvekili Gülşen Orhan gündem dışı söz
aldığında apaçık olarak benim dünkü yaptığım
konuşmadan bahsetmiş ve dünkü hatip diyerek benden bahsetmiş,
benim cümlelerimi kullanmış ve sataşma nedeniyle bana söz
söyleme hakkını
BAŞKAN Bahsetti de, size sataşmayla ilgili ne
söyledi? Doğru bahsetti.
AYLİN NAZLIAKA (Ankara) Benden bahsetmiş benim,
işte
Sataşma nedeniyle söz istiyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Hayır.
AYLİN NAZLIAKA (Ankara) Pahalı ayakkabı
giydiğimden tutun da şahsıma yönelik birçok söz söylemiştir
kendisi. Yalan birtakım ithamlarda bulunduğumu söylemiş kendisi,
yalan bir itham yoktur ortada.
BÜLENT TURAN (İstanbul) Güvenliğimiz yok
Sayın Başkan, ayakkabısını çıkarmasın.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Yok yok, ayakkabı
bağlı.
BAŞKAN Buyurun Sayın Nazlıaka, iki
dakika size söz veriyorum sataşma nedeniyle, varsa tabii.
Buyurun.
4.- Ankara
Milletvekili Aylin Nazlıaka'nın, Van Milletvekili Gülşen
Orhanın yaptığı gündem dışı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
AYLİN NAZLIAKA (Ankara) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; dün yine çok talihsiz bir olaya şahitlik
ettik maalesef. Kadın haklarıyla ilgili olarak verilmiş olan bir
kanun teklifi, AKPli milletvekillerinin parmaklarıyla bir kez daha burada
reddedildi. Ben dün teklifimize destek vermiş olan MHP ve HDP
milletvekillerine burada herkesin huzurunda teşekkür etmek istiyorum.
Az önce söz alan sayın hatip kendisine yönelik
olarak bir olaydan bahsetmiştir. Bugüne kadar Mecliste toplam yılda
bir konuşma bile yapmamış olan bu hatibin hak savunuculuğu
yönünde yaptığı konuşmayı ilgiyle izledim odamdan ve
gördüm ki kendisinin hak savunuculuğu anlayışı da tamamen
ona yönelik yapılan bir haksızlıkla ilgili.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) Botokstan görünmüyor
gözlerin.
AYLİN NAZLIAKA (Devamla) Bakın, değerli
milletvekilleri, hak savunuculuğu bütüncül bir şeydir, Bana yapılırsa
savunurum, başkasına yapılırsa savunmam. diye bir şey
söz konusu değildir. O yüzden lütfen aklınızı
başınıza alın.
RECEP ÖZEL (Isparta) Yine batırdın ha.
BAŞKAN Sayın Nazlıaka
BÜLENT TURAN (İstanbul) Temiz dile davet eder
misin Sayın Başkan? Bu nasıl bir üslup ya? Kadın diye ses
çıkarmıyoruz.
AYLİN NAZLIAKA (Devamla) Bir başka konu
sayın milletvekilinin yapmış olduğu konuşmada benim
giydiğim ayakkabıyla ilgilidir. Olayı bu kadar magazinel bir
boyuta taşımış olması kendisi açısından çok âciz
bir durumdur elbette ama hiç şüphesiz dün benim bahsettiğim konu
ayakkabı değildir.
RECEP ÖZEL (Isparta) Magazin değildi ki.
BÜLENT TURAN (İstanbul) Temiz dil Sayın
Başkan.
AYLİN NAZLIAKA (Devamla) Ha, bu arada benim çok
pahalı bir ayakkabı giydiğimden de bahsetmiş, onu da
söyleyeyim size: Ayakkabı üç yıl önce ucuzluktan
aldığım bir ayakkabıydı, ucuzluktan.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) Ay! Vah vah! Meclisin
kuru temizlemesini kapattırdın be.
MEHMET METİNER (Adıyaman) Ucuzcusun, ucuzcu!
Saygısız!
AYLİN NAZLIAKA (Devamla) Ama sizleri o
ayakkabıyı bile atmaya değer bulmadım. Bir söz vardır,
bilir misiniz: Nice insanlar gördüm, üzerinde elbiseleri yoktu, nice elbiseler
gördüm, içinde insanlar yoktu.
MEHMET METİNER (Adıyaman) Ayakkabın gibi
ucuzsun!
AYLİN NAZLIAKA (Devamla) İşte, benim
insan tanımım atan bir damara sahip olmak, nabza sahip olmak
değildir; onurlu bir duruşa sahip olmaktır
MEHMET METİNER (Adıyaman) Ayakkabın gibi
ucuzsun!
AYLİN NAZLIAKA (Devamla)
bukalemun karakterli
olmamaktır, dik durmaktır, bu böyle bilinsin.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
VIII.-
ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti
Grubu Önerileri (Devam)
1.- HDP
Grubunun, Mardin Milletvekili Erol Dora ve arkadaşları
tarafından, Ezidi halkının tarihinin, yok olmaya yüz tutan
kimliklerinin ve kültürlerinin korunup geliştirilebilmesi için neler
yapılabileceği ve karşı karşıya
kaldıkları sorunların gündeme taşınması
amacıyla 22/1/2013 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 13 Ağustos 2014
Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi grup
önerisi aleyhinde söz isteyen Ali Ercoşkun, Bolu Milletvekili.
Buyurun Sayın Ercoşkun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ALİ ERCOŞKUN (Bolu) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, Halkların Demokratik
Partisi grup önerisi aleyhine söz almış buluyorum. Bu vesileyle Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Evet, son dönemin önemli gündem maddelerinden bir tanesi
de yanı başımızda süren yangınla alakalı. Bu
noktada özellikle son dönemde yapılan işleri şöyle bir gözden
geçirdiğimizde gerek sınırdan Türkiyeye geçen Ezidi halklarla
alakalı gerekse sınır dışında bulunanlarla
alakalı, Türkiye Cumhuriyeti bugüne kadar birçok konuda yapmış
olduğu hizmetleri devam ettiriyor ve ülkemizde konaklayan Ezidilere
yapılan yardımlarla beraber ülke dışında da AFAD
vasıtasıyla gerçekleştirilen yardım organizasyonları
devam ediyor. Bu anlamda bu organizasyonlarla beraber, yaklaşık 20
bine yakın Ezidi halkına bu yardımların devam ettiğini
rahatlıkla söyleyebiliriz. Dolayısıyla, gündemimizde belli olan
torba yasayla alakalı çalışmaların devam etmesi
amacıyla, gündem konusu olan grup önerisinin aleyhinde olduğumuzu
ifade etmek istiyorum.
Diğer taraftan, tabii, Sayın
Serindağın yapmış olduğu değerlendirmelerin de
yani Ezidi halkıyla alakalı grup önerisi görüşülürken pazar
günkü Cumhurbaşkanlığı seçimlerine konunun getirilmesini de
anlamak, anlamlandırmak gerçekten mümkün değil.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) Ben isim
vermedim ki zaten.
ALİ ERCOŞKUN (Devamla) Evet, pazar günü
gerçekten millet iradesini ortaya koydu ve netice itibarıyla herkesin
bugüne kadar saygı duyması gereken iradeyi hep birlikte burada
görmüş olduk. Dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı
seçimleriyle grup önerisinin bir alakasını kurmanın ancak mevcut
gündemle alakalı, gündemi değiştirmeye yönelik bir çabadan öteye
geçmediğini hep beraber görmek durumundayız.
ENGİN ALTAY (Sinop) Öyle zaten.
ALİ ERCOŞKUN (Devamla) Dolayısıyla,
evet, saygı duyuyoruz görüşlere, düşüncelere ama bir an önce
torba yasa görüşmelerine devam ederek, inşallah hafta sonuna kadar bu
görüşmelerin bitmesini ve ondan sonra da yöremize, bölgemize, milletimizle
birlikte olmaya bir an önce geçmeyi düşünüyoruz.
PERVİN BULDAN (Iğdır) Bu mesele torba
yasadan daha önemli Sayın Hatip.
ALİ ERCOŞKUN (Devamla) Yardımla
alakalı çalışmalar muhakkak ki devletin diğer kurumlarıyla
beraber devam ediyor. Bu anlamda, daha bugün itibarıyla gerçekleşen
çalışmaları da hep beraber görüyoruz. Dolayısıyla,
eğer burada bir eksiklik varsa gerek AF AD
gerekse Başbakanlığın diğer kurumları bu konudaki
eksiklikleri muhakkak giderecektir. İktidar partisi olarak bizim de
üstümüze düşen herhangi bir şey varsa bu konuda da yardımcı
olacağımızı bir kez daha belirtmek isterim.
Grup önerisinin aleyhinde olduğumuzu belirtir, Genel
Kurulu saygıyla selamlarım. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
IV.-YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
ENGİN ALTAY (Sinop) Sayın Başkan,
yoklama talep ediyoruz.
BAŞKAN - Halkların Demokratik Partisi grup
önerisini oylarınıza sunacağım.
Yoklama talebi var, yerine getireceğim.
Sayın Altay, Sayın Sarı, Sayın
Serindağ, Sayın Ayaydın, Sayın Özkan, Sayın
Nazlıaka, Sayın Akova, Sayın Ekinci, Sayın Toptaş,
Sayın Kaptan, Sayın Özel, Sayın Çelebi, Sayın Çam,
Sayın Öztürk, Sayın Tayan, Sayın Yalçınkaya, Sayın Öz,
Sayın Gümüş, Sayın Bilgehan ve Sayın Korutürk.
Üç dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, toplantı
yeter sayısı yoktur.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 15.29
İKİNCİ
OTURUM
Açılma Saati:
15.42
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER:
Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muharrem IŞIK (Erzincan)
------0------
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 132nci Birleşiminin
İkinci Oturumunu açıyorum.
IV.-YOKLAMA
BAŞKAN
Halkların Demokratik Partisi Grubu önerisinin oylanmasından önce
yapılan yoklamada toplantı yeter sayısı
bulunamamıştı. Şimdi yeniden elektronik cihazla yoklama
yapacağız.
Yoklama için iki dakika süre veriyorum.
Yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, toplantı
yeter sayısı vardır.
VIII.-
ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti
Grubu Önerileri (Devam)
1.- HDP
Grubunun, Mardin Milletvekili Erol Dora ve arkadaşları
tarafından, Ezidi halkının tarihinin, yok olmaya yüz tutan
kimliklerinin ve kültürlerinin korunup geliştirilebilmesi için neler
yapılabileceği ve karşı karşıya
kaldıkları sorunların gündeme taşınması
amacıyla 22/1/2013 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 13 Ağustos 2014
Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Öneriyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Öneri kabul edilmemiştir.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun İç Tüzükün
19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
Okutuyorum:
2.- MHP
Grubunun, Mersin Milletvekili Ali Öz ve arkadaşları tarafından,
uyuşturucu madde bağımlılığının
nedenlerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla 3/7/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 13 Ağustos 2014
Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulunun 13/8/2014 Çarşamba günü
(bugün) yaptığı toplantısında, siyasi parti
grupları arasında oy birliği
sağlanamadığından grubumuzun aşağıdaki
önerisini İç Tüzük'ün 19'uncu maddesi gereğince Genel Kurulun
onayına sunulmasını arz ederim.
Saygılarımla
Yusuf
Halaçoğlu
Kayseri
MHP Grup
Başkan Vekili
Öneri:
3 Temmuz 2014 tarih ve 7229 sayıyla TBMM Başkanlığına
vermiş olduğumuz, Mersin Milletvekili Ali Öz ve
arkadaşlarının uyuşturucu madde
bağımlılığının nedenlerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla verdiğimiz Meclis araştırması önergemizin
13/8/2014 Çarşamba günü (bugün) Genel Kurulda okunarak görüşmelerinin
bugünkü Birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisi
lehinde söz isteyen Ali Öz, Mersin Milletvekili.
Sayın bakanlar, sayın milletvekilleri; lütfen
yerlerinize oturunuz, Genel Kurulda uğultu var.
Buyurun Sayın Öz. (MHP sıralarından
alkışlar)
ALİ ÖZ (Mersin) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
gençlerde madde bağımlılığının nedenlerinin
araştırılarak alınması gereken tedbirlerle
alakalı Meclis araştırması önergesi vermiş
bulunuyoruz, onun üzerine söz aldım. Bu vesileyle yüce heyetinizi
saygılarımla selamlıyorum.
Sözlerime başlamadan önce, Millî Eğitim
Bakanımızın burada olmasını fırsat bilerek
Mersinin Akdeniz ilçesinde bir mahallede
Sayın Bakanım, Millî
Eğitim Bakanımız, bir konuyu gündeme getirmek istiyorum
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkan,
sesini biraz açın lütfen o zaman, ses çok zayıf geliyor.
ALİ ÖZ (Devamla)
ve bu konuyla alakalı
sizlerden bölge halkının yoğun bir talebi olduğunu ifade
etmek istiyorum.
Sayın Bakanım, Millî Eğitim
Bakanımız, Mersinin Akdeniz ilçesi Tekke köyünde, özellikle
Mersinin bölgesel olarak doğu ve güneydoğu illerimizden göç eden
insanların ağırlıklı olarak yaşamış
olduğu bir mahallede, orada okul öncesi eğitim verilen bir okula
benzer, evden bozma bir yer olduğunu, orada o yavruların, o
başlarının okşanması gereken çocukların oradaki o
şartlarda eğitim yapmalarının, okul öncesi eğitimle
oradan istifade etmelerinin hiçbir şartla mümkün olmadığını,
bu binanın altyapısının ve her şeyinin eksik
olduğunu ama Millî Eğitim Bakanlığı tarafından
Millî Eğitim Müdürlüğünce kirasının ödendiğini ve
oraya da Millî Eğitim Müdürlüğü tarafından öğretmen
atandığını ama 21inci yüzyıla, hele de Türkiyede
böyle bir manzaranın hem Mersine hem de milletimize hiç
yakışmadığını
Konuyla alakalı ilgi
göstererek gereken tedbirleri mutlaka almanızı özellikle tavsiye
ediyorum. Teşekkür ediyorum.
Gençlerde madde
bağımlılığı, kabul etsek de etmesek de, bugün
ülkemizde siyasi partilerin hiçbirisinin tek başına
olmadığı, Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan tüm
siyasi partilerin tamamının gerçekten ciddi bir özveri göstererek
olayın üzerinde durması gerektiği önemli konulardan birisi
olduğunu ifade etmek istiyorum. Bugünkü Meclis
açılışında yapılan konuşmalarda kadına
şiddet konusunda siyasetüstü bir tavır belirlemek ne kadar zaruri ve
elzemse artan madde bağımlılığı konusunda da çok
duyarlı olmayı ve gereken önlemleri almayı ve bu konuda
araştırma yapmayı, derinlemesine incelemeler yapmayı uygun
bulmamanın hiçbir şekilde tasvip edilecek bir tarafı
olmadığını ifade etmek istiyorum.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkan,
şu uğultunun kesilmesini sağlayın lütfen.
ALİ ÖZ (Devamla) Konunun özelliği nedeniyle,
aslında, Türkiye Büyük Millet Meclisinde 23üncü Dönemde de madde
bağımlığının ülkemizde giderek bir sorun
olduğu ve bununla alakalı, alınması gereken tedbirlerle
alakalı bir Meclis araştırması talebi ve yerine
getirilmiş bir komisyon var.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Ayıptır yani,
bu ne gürültü ya! Dışarı çıksınlar,
dışarıda konuşsunlar.
ALİ ÖZ (Devamla) Ancak bu komisyonun dört ay süre
içerisinde yapmış olduğu çalışmalarla
aşağı yukarı 750 sayfalık bir rapor
hazırlamış olması ve bu hazırlanan raporun son kısmında
konuyla alakalı alınması gereken önlemler madde madde
belirtilmiş olmasına rağmen sadece ve sadece madde
bağımlılığıyla alakalı cezai hükümlerin
yerine getirilmesinde ortak bir tavır sergilendiği, diğer
kısımlarının eksik bırakıldığı,
özellikle de son zamanlarda daha da yaygın olarak ve her gün madde
bağımlılığına bağlı olarak ölüm
vakalarının da yaşandığı bonzai tehlikesine çok
daha fazla duyarlı olmamız gerektiği, dolayısıyla
madde bağımlılığı noktasında yeni bir boyut
kazanan bu madde bağımlılığıyla beraber konunun
yeniden enine boyuna tartışılıp alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi gerektiğini ifade etmek istiyorum.
Daha önce, 2004 yılı itibarıyla -özellikle
ortaöğretim ve lise çağında- okullardaki uyuşturucu
maddelerin kullanımıyla alakalı Millî Eğitim
Bakanlığınca yoğun bir araştırma ve istatistik
tutulmuş olmasına rağmen 2004 yılından sonra bu
uygulamadan vazgeçilmesi dolayısıyla madde
bağımlılığı noktasında erken tanı
koymak veya erken zamanda müdahale etmek noktasında yetersiz
olduğumuzu hepimizin kabul etmesi gerekir.
Yine, madde
bağımlılığının aslında en iyi tedavisi,
önlenmesi, mutlak suretle madde bağımlılığıyla
kişiyi tanıştırmamaktan geçer. Yani, madde
bağımlısı olduktan sonra, ilk defa denendikten veya
bağımlı olduktan sonra her ne kadar gücümüzü sarf etsek de
yoğun bir mesafe katedemediğimiz ve neticeye
ulaşamadığımız tüm dünyanın kabul ettiği bir
gerçek.
Tabii ki madde bağımlılığı
ırk demiyor, etnik köken demiyor, cinsiyet demiyor, renk demiyor,
dünyadaki tüm toplumların yüzleşmek zorunda kaldığı en
önemli, belki de önlenebilir bir halk sağlığı sorunu olarak
güncelliğini ve gündemdeki yerini sürekli muhafaza ediyor.
Tabii ki gençlerimizi madde
bağımlılığından korumak ve madde
bağımlılığını önlemek için hepimizin
başka alanlara daha fazla eğilim göstermesi ve bu madde
bağımlılığının
başlangıcını ertelememiz belki de bu işin püf
noktasını oluşturuyor. Tabii ki madde
bağımlılığını önleyici faktörler
arasında, uyuşturucu maddelerle ilgili olarak, yaşa uygun,
doğru bilgilendirmeyi mutlak suretle sağlamak zorundayız. Bugün,
okullarda, değişik istatistiklerde başlama yaşı olarak
9 yaş belirtilmiş olsa da bu rakam başlama rakamı
olmayıp deneme yaşı olarak bile kabul edilse toplumumuzda çok
erken yaşlarda madde bağımlısı olma noktasında
hızlı bir ilerleyişin olduğunu gösteriyor. Madde
bağımlılığıyla mücadele noktasında toplumun
temel taşı olan özellikle aile bağlarının, güçlü ve
pozitif aile bağlarının yeniden kurulması belki de bu
sorunla baş etmemiz noktasında ele almamız gereken en önemli unsurların
başında geliyor.
Yine, birey olarak veya toplum olarak anne ve
babaların çocuklarıyla ilgili olmaları ve çocukların
arkadaş çevresinden mutlak surette haberdar olmalarının temin
edilmesi gerekiyor. Okullar, sivil toplum kuruluşları, kulüpler gibi
kurumlarla bu noktada ciddi manada bağların kurulması önlemede
en önemli faktörlerden bir tanesi.
Lise ve dengi okullarda veya daha erken çağlarda,
medyanın, kurumların, kamuoyunun bilgilenmesi noktasında
yapılabilecek olan ne varsa buraya çok ciddi manada bir
ağırlık ve yoğunluk verme mecburiyeti olduğunu da
ifade etmek istiyorum. Tabii ki şunu unutmamak gerekir ki madde
bağımlılığıyla mücadelede en iyi korunma mutlaka
hiç başlamamış olmaktır.
Önleme programlarının maliyetinin tedavi
maliyetlerinden daha düşük olduğu gözlenmiştir. Tabii ki
siyasetle uğraşıyoruz, siyaseti milletimizin hizmeti için
yapıyoruz, hepimiz Anadolunun değişik yerlerini -yeni
adlarıyla mahalle olan- köy köy geziyoruz. Burada köylere
gittiğimizde her bir köyde bir kahvehane görüyoruz. Belde ve şehir
merkezlerine geldiğimizde yoğun bir şekilde eğlence
merkezlerinin giderek yaygınlaştığını görüyoruz
ama ne hikmetse gençlerimizi madde
bağımlılığından uzaklaştıracak sportif
faaliyetleri veya amatör spor kulüplerinin desteklenmesini, sanki
iktidarların bir sorunu değil gibi
Bu konuda gençleri başka
alanlara kanalize etme noktasında her türlü harcamadan
kaçınıyoruz. Yani Biz bunu iyi yaptık, dün daha azdı,
bugün daha fazla yapılması gerekiyor. gibi bir bahaneyle bu işten
kurtulmamız mümkün değil. Mutlaka gençleri zaman geçirecekleri
başka alanlara kanalize etmenin altyapısını yapma
zorunluğu Türkiye Büyük Millet Meclisine aittir diye düşünüyorum.
Hepiniz takdir edersiniz ki hepimizin evinde
çocukları var; Türk milleti olarak, toplum olarak özellikle okul
çağındaki gençlerimizin şiddetli bir şekilde kitap okuma
alışkanlığından uzaklaştığı,
teknolojinin esiri olduğu, ellerinden cep telefonlarının
düşmediği, masaüstü bilgisayarlarının
olmadığı bir süreci yaşıyoruz. Onun için,
çocuklarımıza dışarıda sahip olabilmek için,
alınması gereken önlemler noktasında nelerin yapılması
gerektiğinin mutlaka teferruatlı bir şekilde bir komisyon
tarafından
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ALİ ÖZ (Devamla)
konuşulması, bu
illetten kurtulmak için ortak tavır belirlemek zorunda olduğumuzu
ifade ediyor, destek olacağınızı ümit ediyor, yüce
heyetinizi saygılarımla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın
Başkanım
BAŞKAN Buyurun Sayın Halaçoğlu.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Şimdi, kürsüde bir
hatip konuşurken insanların, diğer milletvekillerinin saygı
duymaları gerekir ve bu saygıyı duymuyorlarsa aslında
saygısızlığı kendilerine yaptıklarını
özellikle belirtmek istiyorum.
BAŞKAN Doğrudur.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Burada kendi aralarında
konuşan ve buradaki önemli bir meseleyi dinlemeyen kişilerin
kendilerine saygısızlık yapmış olduklarını
özellikle belirtmek istiyorum. Sizi de onları ikaz etmediğiniz için
kınıyorum.
BİRGÜL AYMAN GÜLER (İzmir) Hâlâ devam ediyor.
BAŞKAN Şimdi, kınayabilirsiniz
Sayın Halaçoğlu ama bu sayın milletvekillerinin ve sayın
grupların birbirine duyacağı saygıyla ilgili,
Başkanlıkla ilgili değil efendim. Burası
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Sizin de uyarmak
göreviniz, uyarmak durumundasınız.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Efendim, sizin de
uyarmanız gerekirdi.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Efendim, bakın hâlâ
devam ediyor. Bakın Sayın Başkan, hâlâ devam ediyorlar; bize
karşı da size karşı da nezaketsizlik yapıyorlar.
BAŞKAN Tutanakları isteyin efendim. Tutanaklarda
benim tokmakla vurduğum ve Sayın bakanlar, sayın
milletvekilleri, lütfen yerlerinize oturunuz, Genel Kurulda uğultu var.
dediğimi okursunuz ama o anonsu yaptığımda siz burada
yoksanız ona bir şey diyemem yani.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Sorumluluğunuz bitiyor
mu efendim? Sorumluluğunuz bunu demekle bitiyor mu?
BAŞKAN Milliyetçi Hareket Partisi
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkan,
ondan sonra ben tekrar ikaz ettim, yine kendi aralarında konuşuluyor
ve Uğultu var, isteyen dışarıya çıksın. dedim.
Siz güldünüz ve tekrar müdahalede bulunmadınız.
BAŞKAN Sayın Halaçoğlu, keşke her
grup başkan vekili diğer partiden bir sayın milletvekili kürsüde
konuşurken kendi grubunu ve gruptaki milletvekillerini uyarsa.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Uyarsın ama siz de
uyarın lütfen.
BAŞKAN - Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisi
aleyhinde söz isteyen İdris Baluken, Bingöl Milletvekili.
Buyurun Sayın Baluken.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Teşekkür
ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Milliyetçi Hareket Partisinin vermiş olduğu madde
bağımlılığıyla ilgili grup önerisi üzerine söz
almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Her zaman olduğu gibi yine öncelikle ifade edelim,
usulen aleyhinde olarak söylemiş olabilirsiniz ama biz bu verilen önergenin
son derece isabetli olduğunu düşünüyoruz ve hem konuşmamız
hem de vereceğimiz oyun rengi tamamen bu önergenin lehinde olacaktır.
Biraz önce konuşan Mersin Milletvekili Sayın
Ali Özün belirtmiş olduğu hususların da Genel Kurul
tarafından yeterli ciddiyetle dinlenmediğini ben de buradan üzülerek
belirtmek istiyorum. Çok önemli bir konuyu görüşüyoruz, Türkiyede alarm
veren çok acil bir salgın durumunu âdeta gözümüzün önüne getiren bir
durumla ilgili Meclisin daha ciddi bir oturum yapması ve bununla ilgili ortak
bir irade ortaya koyması gerektiğini, toplumsal talebin,
halkımızın talebinin bu olduğunu tekrar hatırlatmak
istiyorum.
Bu konuyla ilgili bizim partimizin de vermiş
olduğu sayısız araştırma önergeleri var. Geçen ay da
bu konuda, özellikle bonzai bağımlılığıyla ilgili
duruma dikkat çekmek için buraya yine bir araştırması önergesi
indirmiştik ve bir araştırma komisyonu kurulmasını
önermiştik ancak muhalefet partileri olumlu oy kullanmalarına
rağmen iktidar partisi milletvekillerinin torba yasa tasarısının
yoğun gündemi nedeniyle bu komisyonun kurulmasına karşıt oy
verdiklerini ve bu öne sürmüş oldukları gerekçelerin de kamuoyunda da
yoğun bir tepkiyle karşılandığını buradan
ifade etmek istiyorum. Her şeyden önce, Genel Kurul gündemiyle komisyon
gündemlerinin ayrı bir şekilde eş zamanlı
işleyebileceğini en iyi iktidar partisi milletvekilleri biliyorlar.
Yani bir araştırma komisyonu kurulursa, bu araştırma
komisyonu kendi çalışmasını yürütürken aynı zamanda
Genel Kurulun da çalışma yapabileceğini, Genel Kurul gündeminin
aynı şekilde işleyebileceğini bizden daha iyi biliyorsunuz
ama bunu bilmenize rağmen, her defasında, Genel Kurulun yoğun
gündemi nedeniyle Türkiye'nin en öncelikli sorunlarını
hasıraltı eden, görmezlikten gelen bir tavır içerisine
giriyorsunuz. Bunun kabul edilemez olduğunu ben tekrar ifade etmek
istiyorum.
Özellikle bu madde
bağımlılığıyla ilgili durum, madde
bağımlılığı, madde kullanım
yaşının 12 yaşa, hatta bazı verilere göre 9 yaşa
kadar düşmesiyle ne kadar vahim bir noktaya gelmiştir şeklinde
ortaya konulabilir. Yani bölgesel ayrım yapmadan, Marmaradan Egeye,
Akdenizden Doğu, Güneydoğu Anadolu Bölgelerine kadar hemen hemen
ülkemizin her bölgesinde, giderek daha çok okul çevrelerinde ve ilkokul
öğrencilerine kadar sirayet eden bir bulaşıcı ve tehlikeli
salgından bahsediyoruz. Dolayısıyla, doğal olarak böyle bir
salgında, hem devletin yeterli tedbirleri alması hem de bu konuda
Türkiye Büyük Millet Meclisinin de bir irade ortaya koyması, bir inisiyatif
alması, sorunun çözülmesi açısından, bizce, beklenmeden hayata
geçmesi gereken önlemler olarak burada ele alınmalıdır, çünkü
madde bağımlılığı hem bu acımasız
salgına yakalanmış olan gençler ve çocuklar için hem onların
aileleri için hem de bütün toplum için gerçekten ölümcül bir tehlikeye işaret
ediyor ve önlem alınmazsa da bu tehlikenin tıpkı bir
bulaşıcı hastalık gibi, bir virüs hastalığı
gibi bütün ülkeyi saracak bir boyuta geldiğinin acil ikazlarını
veriyor.
Biz, bu konuyla ilgili, sorunu salt asayiş
tedbirleri üzerinden, birtakım emniyet tedbirleri üzerinden ele alan
yaklaşımları çok yetersiz buluyoruz, bu konuda gerek merkezî
yönetimlerin gerekse de yerel yönetimlerin koordineli bir şekilde
çalışmalar planlaması, özellikle, bu savaşta, bugüne kadar
çok değerli araştırmalar yapan ve çaba ortaya koyan sivil toplum
örgütlerinin, üniversitelerin, aktivistlerin mutlaka devreye konması
gerektiğini düşünüyoruz. Böyle bir koordinasyonla ele alınmadan
salt asayiş tedbirleriyle bu soruna yaklaşmanın asla bir sonuç
getirmeyeceğini burada ifade etmek istiyoruz.
Bir önceki konuşmalarımızda, daha önce
verdiğimiz önergelerde daha çok seçim bölgemiz ve Doğu ve
Güneydoğu Anadolu Bölgelerindeki duruma işaret etmiştik, bugün
ben daha çok Çukurova bölgesindeki veriler üzerinden biraz dikkatinizi bu
noktaya çekmek istiyorum. Çukurova bölgesinde yapılan
araştırmalar, bu bölgemizde uyuşturucu kullanım
yaşının 9a indiğini gösteriyor. Özellikle, Adana, Mersin,
Hatay ve Osmaniyede neredeyse alarm veren acil bir durumla karşı
karşıya olduğumuzun verilerini ortaya koyuyor. Adanada
özellikle eroin kullanımıyla ilgili yoğun bir veri
akışı var. Yine, Mersin, Hatay ve Osmaniyede yoğun bir
şekilde esrar ve çeşitli uyuşturucu ilaçların
kullanılmasıyla ilgili veriler var. Bu bölgede
yoğunlaşmasının bir nedeni, tabii, buranın bir
geçiş güzergâhı olması, Avrupa ile Asya arasındaki
uyuşturucu trafiğinin merkezinde yer alıyor olması. Burada
devreye konan madde bağımlılığıyla ilgili
tedbirlerin ve rehabilitasyon programlarının çok yetersiz
kaldığını bölge halkıyla yapmış olduğumuz
istişarelerde de çok net bir şekilde bizler gözlemledik. Bu konuda
gerekli tedbirlerin ve rehabilitasyon önlemlerinin alınmasına ihtiyaç
var. Özellikle, 2013 yılına ait emniyet raporları çok ürkütücü
rakamları önümüze çıkarıyor. 2013 yılında, madde bağımlığına
bağlı olarak bir yılda tam 325 kişi hayatını
kaybetmiş ve bu 325 kişiden 5i,15 yaşın altında olan
yaş grubunu içeriyor.
Yine, bu madde
bağımlılığıyla ilgili, 60 binin üzerinde madde
bağımlısı olduğuyla ilgili veriler var. Bunlardan
4.720si şu anda tedavi görüyor ve maalesef, bu tedavi görenlerin de
tamamının iyileşmiş olarak ya da madde
bağımlılığından kurtulmuş olarak
değerlendirilmesi de bizi yanıltıcı bir noktaya götürür.
Genelde, bu tedaviyi alanların çoğu, yüzde 60tan fazlası,
maalesef, bir şekilde tekrar madde kullanımına
başlıyorlar, tekrar bu salgın hastalığa
karşı çaresiz bir şekilde mücadele etmek zorunda
kalıyorlar.
Yine, özellikle emniyet verilerine göre, geçen yıl
yapılan operasyonlarda ele geçirilen uyuşturucu miktarında yüzde
25e yakın bir artış söz konusu. Yapılan operasyonlarda da
yine yüzde 25lik bir artış söz konusu. Dolayısıyla, ortaya
konan rakamlar her yıl katlanarak artan bir tehlikeyi önümüze getiriyor.
Biz, bu konuyla ilgili bu Meclisin söyleyeceği hiçbir sözün artık
kalmadığını düşünüyoruz. Bugün de burada iktidar
partisinin milletvekilleri var, sağlıkçı olan, hekim olan
arkadaşlarımız var, vicdanlı olan milletvekili
arkadaşlarımız buradalar. Bu araştırma önergesiyle
ilgili mutlaka kendilerinden olumlu oy beklediğimizi, bu konunun partiler
üstü bir konu olduğunu, bu konuyla ilgili Meclisin inisiyatif
aldığının mutlaka topluma hissettirilmesi gerektiğini
biz düşünüyoruz. Dolayısıyla, özellikle hem AK PARTİ Grubu
adına konuşacak olan sayın milletvekilinden hem de oy kullanacak
olan tüm milletvekillerinden bu yönlü bir beklentimiz olduğunu ifade etmek
istiyoruz.
Yine, gerçekten son derece tehlikeli işaretler
veriyor bonzai kullanımı. Daha önce de dediğim gibi, biz bu
bonzai kullanımıyla ilgili buraya araştırma önergesi getirmiştik.
Özellikle bu bonzai kullanan bağımlıların yüzde 82si 20
ile 30 yaş aralığında. Yani, neredeyse bir genç nesli
tamamen tüketecek, patlama yapacak bir tehlikeden bahsediyoruz. Son veriler
madde bağımlılığının yüzde 89unun
artık bonzai bağımlılığı şeklinde
evrildiğini gösteriyor. Bu, muazzam bir tehlike çünkü bonzai
kullanımı diğer madde
bağımlılığından daha öldürücü sonuçlara, daha
önlenemez komplikasyonlara yol açabiliyor. Dolayısıyla, önümüzde bu
konuyla ilgili acil bir planlama, bir yol haritası, bir eylem takvimi
koymak ama bonzaiyle ilgili de özgün bir yoğunlaşma görevi var.
Tabii, anlatacak çok şey var ama süremiz yeterli
olmadığı için ben sözlerimi burada bitirmek istiyorum. Tekrar,
ifade ettiğim gibi, özellikle iktidar partisi milletvekillerinden bu
konuyla ilgili mutlaka olumlu oy kullanmalarını ve Meclisin irade ve
inisiyatif aldığını topluma hissettirmelerini
beklediğimizi ifade ediyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisi lehinde söz
isteyen Mehmet Hilal Kaplan, Kocaeli Milletvekili.
Buyurun Sayın Kaplan. (CHP sıralarından
alkışlar)
MEHMET HİLAL KAPLAN (Kocaeli) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisinin madde
bağımlılığıyla ilgili verdiği grup önerisi
üzerine söz almış bulunmaktayım, yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Türkiye, ne yazıktır ki fiziki konumu
gereği Asya ile Avrupa arasındaki geçiş üçgeni üzerinde
olması nedeniyle madde bağımlılığı,
uyuşturucu trafiğinin Avrupa ve ön Asya ülkeleri içerisinde en
yoğun olduğu ülkelerden bir tanesi. Özellikle, bu geçiş yolunun
Marmara üzerinden olması nedeniyle, bir metropol olan Marmara
Bölgesindeki İstanbul, Kocaeli, Bursa, Sakarya, Tekirdağ gibi
illerimizde de madde bağımlılığı ve buna
bağlı olarak uyuşturucu kullanan gençlerimizin sayısı
gün geçtikçe artmaktadır.
Değerli milletvekilleri, özellikle iktidar partisi
milletvekillerine seslenmek istiyorum: Biraz önceki hatip
arkadaşımızın da ifade ettiği gibi, burada daha önce
özellikle bonzaiyle ilgili verilen önergeler var, muhalefet partisinin
verdiği önergeler var, bunlarla ilgili bir Meclis
araştırması talepleri var. Nedir Meclis
araştırmasının talebi? İktidar partisinin bundan
kaçmasını doğrusu anlamış değilim. Aslında
bu konu, tüm gençlerimizi ilgilendiren, çocuklarımızı
ilgilendiren bir konu. Neden bu konuda özellikle bir Meclis
araştırmasının yapılmasından
kaçındığınızı anlamış değilim.
Bunun tespit edilmesi, Türkiyede varsa baronların yakalanması,
gençlerimizi zehirleyen, çocuklarımızın ölümüne neden olan bu
konunun araştırılmasından, bence, kaçmamalıyız
diye düşünüyorum.
Değerli milletvekilleri, özellikle son dönemlerde
çok sık olarak görmeye başladığımız ve biraz önce
sayın konuşmacının da ifade ettiği gibi 2014 yılından
itibaren yaklaşık 300 gencimizin yaşamını
yitirdiği bir maddeden bahsetmek istiyorum: Bonzaiden. Aslında buna
uyuşturucu ya da sakinleştirici demek olası değil;
âdeta zehirleyici bir madde. İçerisinde -daha önce de ifade ettim- bonzai
ağacının yapraklarına, kekiğin, ada çayının
yapraklarına emdirilerek ya da enjekte edilerek, metanol, aseton, sinek
ilacı, hatta fare ilacı katılarak oluşturulan sentetik bir
madde. Ve bu madde ne yazık ki öldürücü. Etkisi, çok kısa bir sürede
insan yaşamına son verebilecek bir noktada hem de özellikle 1 kez
kullanıldığında dahi öldürücü ve
bağımlılık yapabiliyor bir noktada olması.
Bakın, hepimizin çocukları var. Hepimiz bu
gençlerin ölümünü seyretmek durumunda olmayalım.
Nasıl bir etki yapıyor? Hekim olarak ifade
etmek istiyorum, sizin içinizde de değerli hekim
arkadaşlarımız var: Önce bir denge kaybı meydana getiriyor,
sonra bilinç kaybı. Mekân ve zaman kavramlarında bir yitirim söz
konusu oluyor. Daha sonra kişi halüsinasyon görmeye başlıyor,
çevresine zarar verecek durumlarda bulunuyor. Hatta yüksekte, 5inci,
6ncı, 7nci kattaysa kendini uçacak sanıyor, atlamaya
başlıyor. Ve öyle bir an geliyor ki, tıpkı karbonmonoksit
zehirlenmesinde olduğu gibi, güç kaybından dolayı elini cebine
götürüp telefon etme olanağından, 112yi arayıp yardım
isteme olanağından yoksun kalıyor. Şimdi, buna seyirci
kalmamız söz konusu olamaz.
Size bir şeyler göstermek istiyorum değerli
milletvekilleri, daha önce basında paylaştım. Bakın,
özellikle bu madde bağımlılığı konusu ve
uyuşturucu konusu trafiği: 2010 yılında Türkiyede bonzai
birkaç vakada görüldü. 2011 yılında -bakın, bir rakam göstereyim
size- Türkiyede 44 kilogram yakalandı, 2013te 342 kilogram
yakalandı yani yüzde 800
Emniyet yetkililerimiz, bunu, 2011le 2013ü
haritaya endekslediler. Bakın, satıcılara yönelik operasyonlar
yapılan haritayı göstermek istiyorum. Kırmızı olan,
2011 yılında hangi illerde operasyon yapıldığı ve
bonzainin yakalandığı haritalar, 10u geçmeyen
Ama 2013
kısmına bakalım: 2013 haritasında ne yazık ki tamamen
Türkiye'nin her tarafı kırmızı renge boyanmış ve
yakalanma oranları artmıştır.
Değerli milletvekilleri, nedir bu kadar bunu
cezbeden, bu kadar hızlı yayılan, yüzde 300 artımına
neden olan?
Bir: Demin de ifade ettim, Türkiye, Avrupayla Asya
üzerindeki transit yol üzerinde olması nedeniyle Avrupanın
uyuşturucu trafiğinin en önemli olduğu noktalardan biri. Buna
girmeyeceğim. Asıl ürkütücü olan kısmı şu: Çok kolay
ulaşılıyor olması. Artık İstanbulda,
metropollerin kenar mahallelerinde, kahve köşelerinde, kahve
altlarında, merdiven altlarında bu sentetik madde ne yazık ki
yapılabiliyor. Hem de nerede satılıyor? Ara sokaklarda, park
yerlerinde, okul ve dershane önlerinde yani yaşamımızı en
çok ilgilendiren, çocuklarımızı en çok ilgilendiren alanlarda
olmaktadır.
Hızla yayılmasının önemli
noktalarından bir tanesi de çok ucuz olması, 3-4 liraya, 5 liraya, 10
liraya çocukların bunu elde etme olanağına sahip olması.
Yine, ucuz olmasının yanı sıra, çok
sık kullanılmasında önemli bir etken olan, biraz da
iktidarı ilgilendiren bir kısma değinmek istiyorum. Facebook
üzerinden ne yazıktır ki yedi gün yirmi dört saat bunların
ticaretini yapanlara seyirci kalıyoruz.
Değerli milletvekilleri, Hükûmetiniz döneminde dönem
dönem Facebook, Twitter hesapları üzerinden, hatta insanların
telefonlarını dinleyerek onlarla ilgili yaptırımları
aldığınız gerçeğini göz önünde bulundurduğumda,
bu madde bağımlılığıyla ilgili, özellikle
bonzainin böyle Facebook üzerinden satılışına neden seyirci
kaldığınızı anlamış değilim.
Önemli bir etken bu, belki biraz da hepimizi
ilgilendiren bir konu, aileyi ilgilendiren bir konu- bu kişilerin genç
olması, delikanlılık çağında kendini topluma kabul
ettirmelerinden dolayı bunlarla ilgili sorunların bir şekilde
çözülmesi. Özellikle, gençlerde, arkadaşlar arasında aileden daha
önemli bir noktada bir etken var. Bu dönemde gençlerin kendilerini topluma
kabul ettirmesinde aileden çok, dışarıdaki etken -özellikle
arkadaşlar arasında olması- belirleyici bir faktör.
Arkadaşlarının Gel, senin bu sıkıntını
giderelim
Hele özellikle metropolde yaşıyorsa, varoştaysa,
işsizse, sosyal uyum sorunu varsa, ekonomik bir sıkıntısı
varsa bunu gidermekte arkadaşlara yöneliyor. Bir kereden bir şey
olmaz, sen erkek adamsın, sana ne olur? diyor. Hayır, bir kereden
bir şey olur, bağımlılık olur ve ölüm meydana gelir.
Onun için, bu konuya değinirken aslında bir çift laf da ailelere
söylemek istiyorum. Evet, bu dönemde çocuklarınızın
arkadaşlarını gözleyin, çocuklarınıza zaman
ayırın, çocuklarla beraber zaman geçirin, hatta çocukların
yakın arkadaşlarıyla ilgili bir ilişki içinde
olursanız çocukların başka olumsuz noktalara gitmesinin önünde
bir engel oluşturursunuz diye düşünüyorum.
Değerli milletvekilleri, bonzainin öldürücü
olduğunu ifade ettim. Bir şeyi ifade etmek istiyorum: Özellikle,
bazı ailelerin Ya, bizim çocuklara bir şey olmaz, benim çocuğum
yapmaz, bizden uzak dursun ne olursa olsun. düşüncesinden, lütfen,
çıkmasını istiyorum. Bakın, Kocaelinin Derince ilçesinde
Rıdvan Al diye bir gencimiz, 23 yaşında bonzai
kullanımından yaşamını yitirdi. Değerli
arkadaşlar, bonzai kullanan Rıdvan Al, imam-hatip lisesi mezunuydu.
Yani, Bana dokunmaz, benim ailemden uzak dursun anlayışından
-ne yazıktır ki- bu noktada ayrılmamız gerekiyor. Özellikle
şunu ifade etmek istiyorum: Bu, siyasi partiler üstü bir konu, partiler
üstü bir konu, siyasete malzeme yapmak istemiyorum. Gençler bizim gençlerimiz,
bu çocuklar bizim çocuklarımız, yaşamlarını
yitirmesine seyirci kalmayalım. Gelin, bu konuyla ilgili yapılan
yasal düzenlemeleri gözden geçirelim. Bakın, Kocaelinde bir aile,
çocuğunun bonzai kullandığını da ifade etti ve benden
yardım istedi. Yardım isteği şu: Lütfen, AMATEMe telefon
eder misiniz, ben üç aydır randevu alamıyorum. dedi. Ben,
İstanbuldaki AMATEM yetkilisini ve doktor arkadaşımı
aradım, dedim ki: Böyle böyle bir arkadaşımıza randevu
istiyorum, bir gencimize. Ne yazık ki biz çok yoğunuz, hakikaten,
dönem dönem altı aya, sekiz aya varan randevular vermek
durumundayız. dedi. Benim önerim iktidar partisine, eğer Meclis
araştırmasını kabul etmiyorsanız -ki kabul etmesi
temennim- lütfen, bakanlıklarla bu AMATEMle ilgili gerekiyorsa
AMATEMlerin sayısını artıralım, özellikle Kocaelide
Marmara Bölgesinde olması nedeniyle bizim yer
sıkıntımız yok. Sayın Büyükşehir Belediye
Başkanımız ve Vali Beyle görüştüğümüzde bu konuda
yardımcı olduklarını da ifade etmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri, vaktimin
sıkıntılı oluşu nedeniyle size çözümlerle ilgili bir
iki şey söylemek istiyorum. Nedir önerdiğimiz? Evet, polisiye
tedbirler önemli, bunun için özellikle emniyet teşkilatına
teşekkür ediyorum ama bu yetmiyor. Bunun için yasal düzenlemeyi
yapalım dedik ama hepsinden önce, biraz önce Sayın Millî Eğitim
Bakanımız buradaydı, bakın, eylül ayında okullar
açılacak, bu madde bağımlılığının
ticaretini yapan ayakçılar, torbacılar okul önlerinde gençlerimize,
çocuklarımıza bu maddeyi satacaklar. Gelin, tükürük testiyle, en
azından bir caydırıcılık önlemiyle lütfen, okullar
açılmadan, bir biçimiyle bakanlık
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MEHMET HİLAL KAPLAN (Devamla)
yetkilileriyle
konuşarak çözmeyi düşünelim.
Hepinize saygılar sunuyorum, teşekkür ederim.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisi aleyhinde söz
isteyen Mehmet Domaç, İstanbul Milletvekili.
Buyurun Sayın Domaç. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MEHMET DOMAÇ (İstanbul) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Doğrusu, bağımlılık ve madde
kullanımı, insanlık tarihi kadar eski bir durum.
Dolayısıyla, insanlığı tehdit eden bu duruma,
insanlık boyunca, tarih boyunca bir sorun olarak bakılmıştır.
Tarihî kazılarda -hepimiz biliriz ki- afyon kapsüllerinin,
haşhaş kapsüllerinin bu kazılardan
çıktığını hepimiz görmüşüzdür, ayrıca
mağara duvarlarına dişi Hint keneviri tasvirleri
yapıldığını da görmüşüzdür.
Dolayısıyla, toplayıcı tarım toplumundan bu yana
modern topluma kadar bu sorun devam edip gelmektedir.
Bağımlılıkla,
bağımlılık yapan maddelerle mücadele, bunlara
karşı verilen çaba insanlık tarihi kadar eskidir. Hepiniz
bilirsiniz, Çinde afyon savaşlarını, ayrıca
uyuşturucu kartellerinin Güney Afrikada devletleri tehdit ettiğini,
hatta bu kartellere karşı, orduyla mücadele edildiğini hepimiz
biliriz.
Doğrusu, uyuşturucudan yasa dışı
çok para elde etmek insan hayatına kastetmeyi ortaya çıkarıyor
ve devletler bunu engellemek için büyük çaba harcıyorlar, çok büyük.
Bu öneri, bir ay önce de HDP Grubu tarafından
verildi, bir ay önce aynı araştırma önergesi verildi. Doğru
bir yaklaşım, evet, toplumsal hayatı, insan hayatını
doğrudan ilgilendiren bir konu.
PERVİN BULDAN (Iğdır) O zaman kabul
edin.
MEHMET DOMAÇ (Devamla) - Buna karşı çıkmak
olanaksız.
PERVİN BULDAN (Iğdır) Kabul edin!
MEHMET DOMAÇ (Devamla) - Geliyorum oraya,
anlatacağım.
Buna karşı çıkmak olanaksız, bunu
belirteyim.
PERVİN BULDAN (Iğdır) Ama, fakat,
ancak
MEHMET DOMAÇ (Devamla) Ama, ancak değil, gerçek,
gerçek.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Hocam, o zaman evet deyin
bitsin bu iş ya!
MEHMET DOMAÇ (Devamla) - Şöyle bir gerçek var:
Meclisimiz bu konuda, daha geçtiğimiz dönem bir araştırma
önergesiyle, grupların birlikte hazırladıkları bir
araştırma önergesiyle bir araştırma komisyonu kurdu, evet
kurdu. Bu komisyon çalıştı, 11 bölümden oluşan 487
sayfalık bir rapor ortaya çıkardı. Raporun sonuç bölümü burada,
sadece sonuç bölümü 39 sayfa.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Ne yaptınız o
raporla ilgili?
MEHMET DOMAÇ (Devamla) - Oraya da geleceğim.
Sonuç
bölümünün kısaca başlıkları şunlar: Ne
gibi kurumsal düzenlemeler var Türkiyede bu konuda, toplumsal algılama
nasıl, terminoloji ne, yasal düzenlemeler ne, kaçakçılık boyutu
ne, eğitimle ve bilgilendirmeyle ilgili hangi çabalar harcanıyor,
tedavi boyutu nedir? 11 civarında bölüm ve başlıktan oluşan
bir çalışma.
Ben bu
araştırmanın sonuç bölümündeki rakamlardan size bahsederek
vaktimi geçirmek istemiyorum; çok sayıda rakam var, çok sayıda tespit
var. Ancak şunu belirtmek istiyorum: Bu çabadan sonra, bu
çalışmadan sonra önemli adımlar atıldı. Örneğin,
Türk Ceza Kanununda değişiklik yapıldı, hep birlikte
değişiklik yaptık bu konuda.
ALİ ÖZ (Mersin)
Cezalar artırıldı.
MEHMET DOMAÇ
(Devamla) - Dolayısıyla cezalar artırıldı çünkü bu
raporda da yazıyordu. Cezalar artırıldı, bir
değişiklik yaptık.
Geçtiğimiz
günlerde bir üst kurul oluşturuldu, daha bir ay önce bir üst kurul
oluşturuldu ve bu üst kurul 7 bakanlığımızdan
oluşuyor. Hepiniz çok iyi biliyorsunuz ama ben sayayım:
Sağlık Bakanlığı var, Millî Eğitim
Bakanlığı var, İçişleri Bakanlığı var,
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı var, Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanlığı var, Gençlik ve Spor
Bakanlığı var ve bunların hepsinden oluşan, periyodik
toplantı yapan ve bunun alt çalışmasını yapan da bir
kurul var. Bu kurulda Sayın Necdet Ünüvar çalışıyor ve bu
bakanlıkların müsteşar yardımcıları
çalışıyorlar. Sayın Necdet Ünüvar daha önce bu
araştırma komisyonunun da başkanlığını
yaptı. Dolayısıyla, buradan sonra geldiğimiz... Tabii ki
büyük ölçüde adımlar atılıyor, bu adımları da
görmezlikten gelmemeliyiz.
Tabii, hepimiz çok
iyi biliyoruz ki başlangıçta bunlar tarımsal ürünlerdi ama
kimyasal devrim, sanayi devrimi ortaya çıktıktan sonra -1950li
yılların sonrasında- bunlar sentetik ürünler hâline gelmeye başladı ve artık
yüzlerle değil, binlerle ifade edilen bağımlılık
yapıcı maddeler ortaya çıktı. İşte, bonzai de
bunlardan bir tanesi ve o kadar karmaşık, o kadar
karışık bir yapısı var ki herkese göre ayrı bir
bonzai olabilir. Dolayısıyla, bununla kimyasal anlamda mücadeleden
öteye, emniyet anlamında ciddi bir mücadeleye ihtiyaç var ve gençlerin
bilgilendirilmesine ihtiyaç var. Bu, ölümcül bir durum.
Bağımlılık yapacak diğer ürünleri tanıyorduk ama
bunu artık yeni tanımaya başladık ve buna karşı
hep birlikte önlem almalıyız.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Evet, bir
araştırma komisyonu kuralım hep birlikte.
MEHMET DOMAÇ (Devamla) Şu anda Türkiye'de ÇEMATEM
var 2 tane, şu anda Türkiye'de 28 tane AMATEM var. Hükûmetimiz önümüzdeki
üç yıl içerisinde 13 yeni AMATEM, 7 tane de yeni ÇEMATEM kurmak için karar
almış durumda ve adım adım, bunları hayata geçirmek
için çaba harcıyor.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Bu mudur getirdiğiniz
çözüm?
MEHMET DOMAÇ (Devamla) Sayın milletvekilleri,
güvenlik güçlerimiz, bağımlılık yapıcı madde
üretimi, taşınması, satılması, bunların önlenmesi
konusunda büyük çabalar harcıyor, dünyada da bu konuda en çok mücadele
eden güvenlik güçleri olarak gösteriliyor. Az önce arkadaşım söyledi
ne kadar yakalama olduğunu, bunlar ciddi çabalar. Ayrıca, sadece
güvenlik güçleri bu çabaları harcamakla kalmıyor, ciddi bir
eğitim programı ortaya koyuyor. Millî Eğitim
Bakanlığımız çocuklarımızı ve velilerimizi
eğitiyor bir taraftan, rehber öğretmen sayısını
artırıyoruz diğer taraftan. Adalet
Bakanlığımız yasa değişimini sağladı,
Ceza Yasasında değişiklik yaptı; ayrıca, Adalet
Bakanlığımız eğitimleri gerçekleştiriyor.
Şimdi, bir taraftan AMATEMleri
artırırken, diğer taraftan eğitimleri geliştirirken
Hükûmetimizin çok duyarlı, hassas, önemli adımlar atmakta olduğunu
izliyoruz ve gözlüyoruz. Ama, şunu belirtmek isterim ki: İktidar,
muhalefet, sivil toplum, vatandaşlar hep birlikte bu önemli halk
sahası sorununu ve insanlık karşıtı durumu çözebilmek
için mücadelemizi güçlendirmeliyiz, umudumuzu da hep Çözeceğiz. diye
yüksek tutmalıyız.
Doğrusu, şunu belirtmek isterim: Daha önce
yapılan çok önemli bir araştırma olmasaydı, bugünkü verilen
araştırma önergesine gönülden katılırdık. Ama,
gerçekten yapılan ciddi bir çalışma var ve bu
çalışmayı takip etmeliyiz ve bu çalışmaları sonuç
alacak şekilde takip etmeliyiz. Onun için MHP önerisine
katılamıyoruz.
Yaklaşık bir buçuk ay, iki ay civarında,
bu konuda, özellikle eroin tedavisi konusunda yurt dışında
eğitim almış bir arkadaşınız olarak şunun
altını çizmek istiyorum: Metadon tedavisi yapmadan, gerçek
bağımlılık boyutunu ortaya çıkarmak dünyanın
hiçbir ülkesinde mümkün olmamıştır. Dolayısıyla,
hepimiz çok iyi bilmeliyiz ki Gerçek bağımlı sayısı
şu kadardır, bu kadardır. demek yerine, Türkiyede tedavi
yöntemlerimizi de geliştirerek gerçekten
bağımlılığı önlemenin yöntemini hep birlikte,
toplumun tüm kesimleriyle birlikte bulmaya çabaya harcamalıyız.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Mehmet Bey, bu
görüşlerinizi Komisyonda açıklasaydınız. Mehmet Bey, bu
fikirlerinizi Komisyonda açıklasaydınız, katkı verseydiniz,
olmaz mıydı?
MEHMET DOMAÇ (Devamla) - Katılamıyoruz daha
önceki araştırma nedeniyle.
Hepinize saygılar sunuyorum.
Sağ olun, var olun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisini
oylarınıza sunacağım.
IV.-YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
ENGİN ALTAY (Sinop) Sayın Başkan,
yoklama talep ediyoruz.
BAŞKAN Yoklama talebi var, yerine
getireceğim.
Sayın Altay, Sayın Ayaydın, Sayın
Akar, Sayın Demiröz, Sayın Akova, Sayın Atıcı,
Sayın Kaplan, Sayın Özgümüş, Sayın Erdemir, Sayın
Kuşoğlu, Sayın Çelebi, Sayın Öz, Sayın Dinçer,
Sayın Yalçınkaya, Sayın Korutürk, Sayın Tamaylıgil,
Sayın Öztürk, Sayın Oyan, Sayın Özgündüz ve Sayın
Eyidoğan.
Yoklama için üç dakika süre veriyorum.
Yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, toplantı
yeter sayısı vardır.
VIII.-
ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti
Grubu Önerileri (Devam)
2.- MHP
Grubunun, Mersin Milletvekili Ali Öz ve arkadaşları tarafından,
uyuşturucu madde bağımlılığının
nedenlerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla 3/7/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 13 Ağustos 2014
Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi (Devam)
BAŞKAN Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmemiştir.
Şimdi, Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun İç
Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
Okutuyorum:
3.- CHP
Grubunun, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkındaki (9/10) esas
numaralı Meclis Soruşturması Önergesinin Meclis
soruşturması açılıp açılmaması konusundaki
görüşmelerin, Genel Kurulunun 13 Ağustos 2014 Çarşamba günkü
birleşiminde yapılmasına ve görüşmelerin
tamamlanmasına kadar Genel Kurulun çalışmalarını
sürdürmesine ilişkin önerisi
13/8/2014
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulunun 13/8/2014 Çarşamba günü
(bugün) yaptığı toplantısında siyasi parti
grupları arasında oy birliği sağlanamadığından,
grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Engin
Altay
Sinop
Grup Başkan Vekili
Öneri:
TBMM Genel Kurulunun 6/8/2014 tarihli birleşiminde
okutulan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkındaki (9/10) esas
numaralı Meclis Soruşturması Önergesinin gündemin Özel
Gündemde Yer Alacak İşler kısmına alınması ve
Anayasanın 100üncü maddesi gereğince Meclis soruşturması
açılıp açılmaması konusundaki görüşmelerin TBMM Genel
Kurulunun 13/8/2014 Çarşamba günkü (bugün) birleşimde
yapılması, görüşmelerin tamamlanmasına kadar Genel Kurulun
çalışmalarını sürdürmesi önerilmektedir.
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi
lehinde söz isteyen Ali Özgündüz, İstanbul Milletvekili.
Buyurun Sayın Özgündüz. (CHP sıralarından
alkışlar)
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Evet, değerli milletvekilleri, değerli
arkadaşlar; pazar günü seçimle halkın toplamının
yaklaşık üçte 1inin oyunu alarak yani -katılım yüzde 72-
yüzde 72nin 51,8inin oyunu alarak Çankayaya çıkmak isteyen Hükûmetin
başındaki kişi, Recep Tayyip Erdoğan hakkında biz bir
Meclis soruşturması önergesi vermiştik. Dolayısıyla
biz diyoruz ki gelin bunu görüşelim, Çankayaya çıkmadan önce bu konu
bir netleşsin ki şaibeyle, defoyla oraya -billboardlarda Milli
irade, millî güç diyorsunuz ya- o şekilde gitmesin.
Değerli arkadaşlar, biliyorsunuz, 17 ve 25
Aralık soruşturmasında 4 bakan hakkında sizlerin de
oylarıyla Meclis soruşturması açılması kararı
verildi. Bu bakanlarla ilgili olarak daha önce Millî İstihbarat
Teşkilatı Başbakana nisan ayında rapor veriyor. Bu,
Rıza Sarraf ve ekibiyle rüşvet ilişkisi içinde oldukları,
bunların ortaya çıkması hâlinde Hükûmetin zora
düşeceği noktasında rapor vermesine rağmen, Hükûmetin
başındaki kişi, Anayasanın 112nci maddesine göre
bakanların görevlerini Anayasaya ve kanunlara uygun olarak yapıp
yapmadıklarını denetlemekle görevli olan Başbakan gereğini
yapmayarak bu olayı bekletiyor. Dolayısıyla, bilgisi dâhilinde
bazı işlerin yapıldığının da bir
göstergesidir. Bu nedenle, bizim Türk Ceza Kanunumuza göre, bu eylemi, kamu
görevlisinin görevi sırasında işlediği suçları yetkili
mercilere bildirmeme aynı zamanda suçluyu kayırma suçunu
oluşturmaktadır.
Bu kişileri görevden azletti Başbakan fakat
kendisi hakkında da ciddi iddialar var. Bu bakanlardan bir tanesi, Çevre
ve Şehircilik Bakanı istifa ederken dedi ki: Ben bu imar
planlarının büyük bir bölümünü Sayın Başbakanın
talimatıyla yaptım. İstifa ediyorum, ancak millet ve vatanı
rahatlatmak için Sayın Başbakanın da istifa etmesi
gerektiğine inanıyorum. Ve siz, Erdoğan Bayraktar
hakkında, oylarınızla Türk Ceza Kanununun 255inci maddesinde
yazılı nüfuz ticareti, yine 257nci maddesinde yazılı
görevi kötüye kullanmak suçundan dolayı Meclis soruşturması
açılmasına karar verdiniz. Bu mantıkla giderseniz
Bakan diyor
ki: Ben ne yaptıysam Başbakanın talimatıyla yaptım,
onun bilgisi dâhilinde yaptım. Siz bu bakanı gönderdiğinize
göre, Meclis soruşturması açılmasına karar verdiğinize
göre Başbakan hakkında da bu iddialarla ilgili olarak bir Meclis
soruşturması komisyonu kurulması gerekmektedir.
Dolayısıyla, bu şaibelerle, bu yükle Çankayaya çıksa da
Türkiye Cumhuriyeti adına devleti temsil eden bir makamda bulunan
kişi hepimizi sıkıntıya sokar, sizleri de
sıkıntıya sokar.
Değerli arkadaşlar, 25 Aralıkta,
biliyorsunuz, Başbakanın oğlu olmaktan başka hiçbir
sıfatı olmayan -dikkatinizi çekiyorum, herhangi birinizin oğlu,
kızı, kardeşi gibi sıradan bir vatandaş olan, hiçbir
sıfatı olmayan- Bilal Erdoğanın evine, mahkeme
kararıyla, arama, el koyma, yakalama, gözaltı kararıyla polisler
gidiyor. Başbakanlık koruma ekibi gelen polislere karşı
silah çekiyor. O zamanki Başbakanlık Müsteşarı,
şimdiki İçişleri Bakanı Efkan Alanın talimatıyla
Yaklaşanı vurun. deniyor ve mahkeme kararı uygulanmıyor.
Dikkatinizi çekiyorum, sıradan bir vatandaş, Bilal
Erdoğanın hiçbir sıfatı yoktur Başbakanın
oğlu olmaktan başka. Bu neye benzer biliyor musunuz? Herhangi bir
mafya reisinin ya da bir aşiret ağasının evine mahkeme
kararıyla gidiyor polis, aşiret ağası ya da mafya lideri
diyor ki: Yaklaşanı vurun. Bu eşkıyalıktır,
bunun bundan hiçbir farkı yoktur. Aynı eylem yapıldı bu
ülkede ve hukuk yerle bir edildi. Sonra, hemen operasyon, biliyorsunuz, bu
polisler apar topar görevden alındı. Bir karikatür gördüm geçen gün.
Hırsız arkasında çuvalla para taşıyor, polis diyor ki:
Kanun namına teslim ol. Silah çekiyor. Arkadan hükûmet Kaldır
elini, rozetini ver, silahını bırak. diyor. Bu karikatür tam da
bu olayı anlatıyor. Yani 17 ve 25 Aralıkta aslında ne oldu?
Darbe falan diyorsunuz ya, aslında Hükûmet yargıya darbe
yaptı. Bu kadar açıktır, Hükûmetin yargıya darbesini gördük
bu Hükûmet döneminde.
Değerli arkadaşlar, o sabah, 17 Aralık
günü Başbakanınız çaresiz bir hâlde oğlunu arıyor.
Evde misin oğlum? 17 Aralık, saat sabah 08.02. Evet
babacığım.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Ya, bunları
tekrardan
ALİ ÖZGÜNDÜZ (Devamla) - Şimdi diyorum ki:
Senin evinde ne var ne yok, sen bunları bir çıkar. İşte,
efendim, Muammer Beyin oğlu, Zaferin oğlu, Erdoğanın
oğlu falan, bunlar gözaltına alınmış. Senin evinde ne
var ne yok, bir çıkar.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Yahu, hukuki
olarak hiçbir delili, mesnedi olmayan şeyleri burada tekrardan niye
konuşuyorsunuz ya?
ALİ ÖZGÜNDÜZ (Devamla) Bunlar eğer yoksa,
bunlar yoksa Başbakan niye Benimle ilgili de, Cumhurbaşkanıyla
ilgili de, Genelkurmay Başkanıyla ilgili de şantaj kasetleri var
bunların elinde. diyor? Bunlar yoksa niye bunu diyor?
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Şantaj kaseti
ayrı bir şey, montaj ayrı bir şey, üretilmiş bilgi
ayrı bir şey ya.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (Devamla) Bunlar yoksa niye
TÜBİTAKtan montaj şeyi alıyorsunuz arkadaşlar?
Evet, diyor ki: Senin evinde ne var ne yok? Bende ne
olabilir ki baba? Senin paran var kasada. İşte onu diyorum, onu
diyorum. Ben şimdi kardeşini gönderiyorum. O bilgiler onda var.
falan filan
Efendim, Amcanla konuş. Ne yapalım bunları,
nereye koyalım? İşte Ziya enişten, bilmem, Burak
ağabeyin hemen şey yapın. Tamam, hadi yapın sizinkiler
falan. Saat 10.00a kadar zamanınız var. Bu konuşmalarla bir
başbakan yani ülkenin Başbakanı güçlü lider midir yoksa -bu
konuşmalardan psikolojisini anlayın- ne hâldedir, ne panik hâldedir,
siz görün. Bu şaibelerle bir insan Çankayaya çıksa bile
Ki
çıkacaktır, hakkıdır, dediğim gibi, halkın üçte
1i de olsa katılımın yüzde 51,8i oy vermiştir, ancak bu
şaibelerle çıkmasın.
Bu konularda, arkadaşlar, bunlar hakikaten var
mıdır yok mudur, bunlar montaj mıdır, bir soruşturma
komisyonu kurulsun; uluslararası kuruluşlardan, bilim
insanlarından, bu tapeler gitsin, incelensin var mıdır yok
mudur.
Efendim, bunlar yasa dışı dinlemedir.
falan... Arkadaşlar, bu neye benzer biliyor musunuz? Adam cinayet
işlemiş, arabanın arkasına koymuş gidiyor. Polis yolda
durduruyor, arama emri yok. Aç bagajı. Açıyor, cesedi orada. Ya,
benim arama kararım yok, ben seni bırakacağım. Bu, bu
mantığa benzer. Dolayısıyla, burada bu iddialar varsa
bunların soruşturulması lazım. Bunu soruşturacak olan
makam da bu yüce Meclistir. Başbakan ve bakanlar suç işleyebilir,
bunu soruşturacak yer de bu yüce Meclistir.
Yine, bu konuşmasında -basına
yansıdı yine, biliyorsunuz- efendim, İkisini de
boşaltın, ikisini de boşaltın. diyor. Siz kaçta geliyorsunuz?
Devam ediyor. İşte, 10 milyon avro alabiliriz. demiş Tunç.
Kimse bu Tunç? Halledin şimdi. diyor. Yine, efendim, işte Buna bu
kadar para verdim, 730 bin dolar, 300 bin lira falan. Açık
konuşma. Konuşmayayım mı babacığım? Devam
ediyor bu konuşmalar. Büyük ölçüde sıfırladık.
Sıfırlayabildiniz mi? Hayır babacığım,
sıfırlayamadık, daha henüz 30 milyon avro gibi bir miktar daha
var, şey yapamadık, eritemedik. Bu şey aklına geldi
Beratların, Ahmet Çalıkın alacağı ekstra bir 25
milyon dolar kalmış, Onu oraya verip o para gelince onu şey
yaparız. diyorlar, Üstüyle de Şehrizardan daire alabiliriz.
Tabii, mal beyanında, aday olurken açıkladı, dairesi mairesi
yokmuş. Bu daireler kimin adınadır, yarın birileri bu haram
paranın üzerine konar mı, onu da bilmiyorum.
Değerli arkadaşlar, böyle, bu çok ciddi
iddialar olan, suçluyu kayırma, efendim, yine görevi kötüye kullanma, yine
bu milyar dolarlar, eurolardan bahsediliyor. Bunlar 3628 sayılı
Kanuna göre haksız edinilen bir mal varlığıdır. Bu konuların
araştırılması lazım.
Yine, oğlu Bilal Erdoğanın
başında olduğu, sizin birçok milletvekilinizin, belediye
başkanının da mütevelli heyetinde olduğu -ki o da
Anayasaya aykırıdır, onu da söyleyeyim; kamu yararına
kurulan bir vakıf, Bakanlar Kurulu kararıyla kamu yararı;
Anayasaya göre, kamu yararına kurulan vakıfların mütevelli
heyetinde milletvekilleri görev alamazlar, buna rağmen sürdürüyorsunuz,
Anayasayı da takmıyorsunuz, kanunu da takmıyorsunuz- bu
TÜRGEVe Royal Protocolden, Suud Kraliyetinin ofisinden gelen, biliyorsunuz,
100 milyon dolar bir para var. Bütün bu iddialar ortada dururken, efendim,
işte, yok, güçlü irade, millî irade falan filan diyerek yukarıya
çıkıyor beyefendi ama bu güçlü irade, millî irade dediğiniz
irade ne yazık ki bayağı bir şaibeli ve bayağı
bir defolu irade diyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi aleyhinde söz
isteyen Mehmet Naci Bostancı, Amasya Milletvekili.
Buyurun Sayın Bostancı.(AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkan, değerli arkadaşlar; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Burada yapacağım konuşmayı Dost
acı söyler. kabilinden değerlendirmekte fayda var çünkü burada hep
beraber Türkiye'nin ortak paydalarını oluşturuyoruz. Siz tabii,
iktidarla çok uğraşıyorsunuz; normaldir, muhalefetin
yapması gereken de budur.
KAMER GENÇ (Tunceli) Yahu, bu ortadaki gerçekler varken
hâlâ sen hangi yüzle gelip burada konuşuyorsun?
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) Bizim de biraz
muhalefete ilgi göstermemiz gerekir, söylediklerimi bu ilgi çerçevesinde görün.
Şimdi, önergenizi okudum. Bu önerge aslında iki
temel hususa dayanıyor. Bunlardan birincisi muhalif bilinçaltı diyebileceğim
Erdoğan sayıklaması üzerinden gelen bir anlama
yaslanıyor. Tabii, AK PARTİnin, Sayın Erdoğana
ilişkin, onun Türkiye siyasetinde oynamış olduğu role
ilişkin, yaşanan değişimlerdeki liderliğine
ilişkin değerlendirmeler yapması anlaşılabilir. Sizin
de gerçekte negatif bir dille Erdoğan sayıklamanız
aslında bilinçaltınızdaki Erdoğanın Türkiyede
oynamış olduğu o büyük ve önemli role bir atıftır.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) Doğru,
kirliliğe, yolsuzluğa, usulsüzlüğe
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) Öyledir, evet,
değişime ilişkin, halkın gönlünde taht kurmasına
ilişkin, Erdoğansız bir siyasetin mümkün olmamasına
ilişkin bir gerçeklikle yüzleşmenizin neticesidir.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Kim verdi sana bu diplomayı,
profesör diplomasını?
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) Çünkü Erdoğan
dışında söz söylediğinizde kimse dinlemiyor.
ALİM IŞIK (Kütahya) Ama çalmazsan bakan
olamazsın, çalarsan olursun!
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) Sayın
Kılıçdaroğlu hakkında, onu övme, onun Türkiye siyasetinde
oynadığı eşsiz role ilişkin değerlendirmelere çok
rastlamıyoruz. Sayın Erdoğanın aleyhinde söylediğiniz
sözlerle Sayın Kılıçdaroğlunun lehinde söylediğiniz
sözleri yan yana koysak birincisi çok fazla gelir. Bunun tabii nedenleri var,
nedenleri var.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) Ayıp yani!
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) Bakın, Meclise
ilk geldiğim sıralarda -bu muhalif bilinçaltı dedim ya, buna
bir örnek vereceğim, kayıtlarda var- CHPnin bir genel başkan
yardımcısı arkadaşımız burada konuşuyor ve
AK PARTİnin Sayın Erdoğana yönelik uluslararası lider,
çok önemli roller oynayan öncü kişi, siyasi aktör şeklindeki
değerlendirmelerine itiraz eden, böyle olmadığını
anlatan bir konuşma yapıyordu burada. Belgelerde var, ben de arkada
dinliyorum. Dedi ki: Ne uluslararası lideri? Erdoğan
uluslararası lider falan değil, Türkiyede uluslararası lider
-ben bekliyorum ki doğal olarak Sayın Kılıçdaroğlu
demesi gerekir çünkü mevcut Genel Başkan o- Atatürktür, İnönüdür.
Şimdi, tabii, Kılıçdaroğlu
dediğinde bunun, böyle bir mukayesenin ne kadar sakil düşeceğini
arka planda bu arkadaşımız biliyor. (CHP sıralarından
gürültüler)
MEHMET HİLAL KAPLAN (Kocaeli) Doğru
konuşmuyorsun.
MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) Doğru
konuşmuyorsun. Yakışıyor mu sana!
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) O yüzden
Atatürkle, İnönüyle mukayese ediyor. Tabii ki eleştiriyor ama
mukayese ettiği insanlar Atatürk ve İnönü.
AYTUĞ ATICI (Mersin) Bizimki yalakalık
yapmamış sadece Sayın Bostancı.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Yalan söylemiyorum,
kayıtlara bakın, genel başkan yardımcısının
aynen bu şekilde konuştuğunu görürsünüz. Zaten,
bilinçaltı dediğimiz kendisini dolaylı bir şekilde ortaya
vurur, doğrudan vurmaz ama bastırılan geri döner ve
kılık değiştirmiş şekilde de geri dönse onun
altındaki derin hayranlığı görürsünüz.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Bir sosyolog değilim ama
Sayın yeni Cumhurbaşkanı profesör olduğu için
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Değerli
arkadaşlar, birincisi bu muhalif bilinçaltıyla ilgili, ikincisi de
CHPnin seçim sonrası yaşamış olduğu siyasi atmosferle
ilgili.
Şimdi, elde edilen sonucun
başarısızlık olduğunu Sayın
Kılıçdaroğlu da söyledi; gazeteler öyle yazıyor, doğru
mudur bilmiyorum. Herhâlde bunu CHPli arkadaşlar da kendi aralarında
değerlendiriyorlardır. Bunun getirdiği birtakım problemler
de var, parti içi tartışmalar var. (CHP sıralarından
gürültüler)
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Ne mesela, ne var?
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) Sorulara cevap verin,
bu iddiaları bize söyleyin.
AYTUĞ ATICI (Mersin) Herkes kendi işine
baksın.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Bunlar da
olağan. Emine Hanımın burada AK PARTİye yönelik olarak
yapmış olduğu bu etkileyici, eleştirel
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Sen Şamille
Cumhurbaşkanı arasında geçen mevzuyu anlat orada ya, sen CHPyi
ne yapacaksın? Şamil burada, gelsin bir anlatsın. Onu anlat sen.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) -
konuşmalardan
birisini Sayın Kılıçdaroğluna karşı
yaptığını gördük; aynı tarzda, aynı diskur
içerisinde eleştirel bir konuşma. Olur, partilerin içerisinde bu tür
tartışmalar yaşanır. Ama, şunu biliyoruz, siyasette
şöyle bir klasik tutum vardır: Bir siyasi grup, bir ülke bazen
içeride ciddi bir problem yaşadığında, iktidara bir meydan
okuma yaşandığında dışarıda macera arar, bir
dış düşman arar, dış düşman
karşısında içeridekileri birleştirmek ister. Nitekim
Türkiye'de uzun yıllardır -siz de duymuşsunuzdur, ben de çok
duydum- böylesine millî birliğe ve beraberliğe ihtiyaç
duyduğumuz günlerde ayrı baş çekmenin, muhalif ses
çıkartmanın yeri olmaz diye yıllardır söylenmiştir.
Esasen dış düşman içeride bir
yapıştırıcı rolü oynasın istenir ve bu yönde bir
macera aranır. Tarihteki en önemli örneklerinden birisi III. Napolyondur,
muhakkak arkadaşlar biliyorlar. III. Napolyon haşmetmeap içeride
problemler yaşadığında 1870te Prusyaya savaş
açmıştı içeriyi bastırmak ve Fransanın birliğini
sağlamak için. 1871de savaşı kaybetti, Pariste III.
Napolyonun, haşmetmeabın beklemediği bir durum ortaya
çıktı, Paris Komünü kuruldu. Yani, dış maceraya
çıkmak, meydan okuyucu bir tavrın içeride
yapıştırıcı rol oynayacağını beklemek
her zaman olumlu bir netice sağlamayabilir.
Tabii ki CHPye yönelik bu eleştirilerimizi, lütfen,
gurur ve kibir yaparak muhalif bir partinin sözcüsü çıkmış
burada bize akıl vermeye kalkıyor şeklinde görmeyin.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) Sayın
Bostancı, önergeyle ilgili bir şey söyle, önergeyle ilgili. Önerge
ortada, önergeye gel, önergeye.
KAMER GENÇ (Tunceli) Hırsızlıkları,
yolsuzlukları konuş, önerge ortada.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Sonuçta benim
burada söylediklerimi eminim siz de kendi aranızda konuşuyorsunuz.
Sadece benim burada yaptığım, bunları açık bir
şekilde dile getirmek.
Hakikaten Türkiye'de bir sürü olay oluyor. 10
Ağustosta seçim olmuş, şartlar değişmiş.
KAMER GENÇ (Tunceli) Yani, o seçim her şeyin
ölçüsü mü?
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Siyasette
Mevlânânın dediği gibi -o hayat için söylemişti- her gün yeni
sözler söylemeniz lazım ama önergeyi okuyorsunuz, insanda bir dejavu
duygusu uyanıyor, insanda bu tür nerede kalmıştık duygusu
uyanıyor.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) Önergede yolsuzluk
duruyor ortada.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Ya, aklayan ne
yaptınız, onu temizleyecek ne yaptınız? Komisyonu mu
kurdunuz, kurdunuz da çalıştırdınız mı?
Aklandı mı, temize mi çıktı? Yakışıyor mu
koca profesöre ya! Başbakanın dediği kadar varsın,
profesörmüş ya!
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Yaşanan
şartları okuyup yeni sözler söylemek, yeni siyasal tavırlar
geliştirmek, kendini güncellemek gerekirken eski klişeler ve
kurtarıcı olması beklenen Tayyip Erdoğan
hasımlığı üzerinden siyaset yapmaya kalkışmak
bence CHPnin işine yaramaz. Emin olun, iyi bir muhalefet,
performansı olan bir muhalefet iktidar için de iyidir. Buradaki sözlerimi
lütfen bu manada değerlendirin. Eski klişelere düşerek,
siyaseten para etmediği de görülen, hukuken şaibeli,
tartışmalı konularda vermiş olduğunuz önergeyi
görüyoruz.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - Tamam da
araştıralım, gerçek mi değil mi bakalım.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - 26 hukukçunuz var,
Ali Bey de hukukçu. Yani şu 9 sayfalık önergenize hukuki bir
kılıf giydirmeye çalışmışsınız ama bu
elbise her yerden lime lime dökülüyor.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Nereden biliyorsun, sen
hukukçu musun?
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Hem
kuşkulardan bahsediyorsunuz hem Kuşkusuz ki
diyerek
yargılardan bahsediyorsunuz. Hem hâkimlik yapıyorsunuz hem
savcılık yapıyorsunuz. Böyle yaptığınızda da
siyasal angajmanı öne çıkmış
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Hukuku bilmeden sen niye
avukatlık yapıyorsun?
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Bak, güzel bir soru geldi,
Hukuku bilmeden sen niye avukatlık yapıyorsun?
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) -
üzerinde elbisesi
tutmayan bir hukuki kılıfla kendisine meşruiyet sağlamaya
çalışan bir metinle karşı karşıya geliyoruz. Bu
metnin insanlar için ikna edici olmasını beklemek, bu Meclisten kimi
insanların böylesine sakil bir metne destek vererek -hukuki görülmek
istenmesi bakımından sakil diyorum- parmak
kaldıracağını zannetmek kesinlikle yanlış olur.
Aynı burada yazdığınız verileri başka türlü
kompoze edersiniz, başka bir iddianame çıkartabilirsiniz. Türkiye
siyasetinin derin ilişkilerine, karanlık dehlizlerinde kotarılan
işlere, bildiri dağıtan savcılara, Twitterdan
birtakım mesajlar gönderen insanlara
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sizin ortaklarınız
onlar.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) -
oradaki
örgütlenmelere ilişkin tek lafın bile edilmediği
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Söylüyorum,
ortaklarınız diyorum, daha ne diyeyim?
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) -
Türkiye
siyasetinin bir klasiği olan derin sularda iş kotarma, karanlık
işler çevirme yönüne hiçbir odaklanmanın olmadığı bu
metnin, analitik bir mantıkla her türlü unsuru içeren bir metin
olduğunu iddia edebilir misiniz? Tabii ki değil. Tabii ki son derece
yanlı, tabii ki siyasal angajman tarafı öne çıkan ama biraz da
hukuk sosu batırılmış bir metin olarak
karşımızda külliyen reddedilmesi gereken bir metin.
Mantıken muhakeme edilmesi meselesine gelince, bu da zaten kamuoyu
tarafından-işin siyasi kısmı, sizin ilgili olduğunuz
taraf- yapıldı ve neticesini görüyorsunuz.
Ayrıca, seçim sonuçlarını halkın
üçte 1i vesaire gibi laflarla küçümsemeye çalışmak
yanlıştır, yanlıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Yani seçimle kapandı öyle
mi? Var ama kapandı.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) Varsayımlar
üzerine olmaz.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Artık hukuka ihtiyaç yok.
diyorsunuz yani.
ALİM IŞIK (Kütahya) Hayır, bu
çalınanlardan size ne düştü?
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) Sizin de
katıldığınız
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sayın Profesör, Hukuka
ihtiyaç yok. diyorsun.
ALİM IŞIK (Kütahya) Sayın Vekil, bu
çalınanlardan sizin payınıza ne düştü?
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla)
sizin de
sandığa gittiğiniz, oy verdiğiniz, sizin de onurunuzun bir
parçası olan bu seçime ilişkin, bu seçimin onurunu korumak sizin de
göreviniz. Buraya gelip kimse küçümsemeye kalkmasın. Hem sandığa
gideceksin hem seçime katılacaksın hem sonuçlara ilişkin zafer
bekleyeceksin hem de sonuçta hür seçimi küçümsemek için için dil oyunlarına
gireceksin; bu kabul edilemez.
Saygılar sunuyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ENGİN ALTAY (Sinop) Sayın Başkan
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Evet, teşekkür ederim.
Buyurun Sayın Altay.
ENGİN ALTAY (Sinop) Hatip hem partimize, önerge
metnine, verdiğimiz önergenin içeriğine ve hukuk normlarına
uyumuyla ilgili çok şey söyledi ama önce hatipten şunu öğrenmek
istiyorum: Sakilin Türk Dil Kurumu sözlüğünde birçok karşılığı
var. Sakili hangi anlamda kullandınız, ona göre
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Onu ben
açıkladım Engin Bey, Hukuk kılığı
giydirilmiş metin dedim.
ENGİN ALTAY (Sinop) Hayır. Hem önerge
metnimiz için sakil dediniz hem genel olarak
BAŞKAN - Sayın Altay, lütfen, böyle bir
usulümüz yok.
ENGİN ALTAY (Sinop) -
Atatürk ve İnönüyle
ilgi mukayesede de bir sakil kelimesi kullanıldı.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Hayır, Hukuk
kılığı..
BAŞKAN Sayın Bostancı, lütfen yerinize
oturun. Böyle bir usul yok efendim.
Buyurun.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Hukuk
kılığı giydirilmiş anlamında kullandım.
BAŞKAN Sataşma nedeniyle söz istiyor musunuz?
ENGİN ALTAY (Sinop) Evet.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Özgündüz.
ENGİN ALTAY (Sinop) Açıklasın diye bekliyorum
hangi karşılık, yani sıkıntı mı, ne?
BAŞKAN Sayın Altay, lütfen
Sayın Altay
ENGİN ALTAY (Sinop) Çirkin mi, kaba mı,
uyumsuz mu?
BAŞKAN Evet, Sayın Özgündüz, buyurun.
Ne için söz istiyorsunuz Sayın Özgündüz?
ENGİN ALTAY (Sinop) Sayın Başkan, ben
söz istemiştim. Yani hem Genel Başkanımızın ismini
zikrederek, verdiğimiz önergeyle ilgili
Özgündüze söz istemiştim.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) Sayın
Başkan, verdiğimiz önergeyle ilgili olarak hukuk sosu
batırılmış metin, mantıksız, mesnetsiz, dejavu
şeklinde sataşma vardır, o nedenle efendim.
BAŞKAN Buyurun, sataşma nedeniyle iki dakika
söz veriyorum.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Ne
anlattığını bir sor, kendi anlamış mı?
IX.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
5.-
İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün, Amasya Milletvekili Mehmet Naci
Bostancının CHP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında CHP Grubuna ve CHP Grup
Başkanına sataşması nedeniyle konuşması
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bostancı, burada on dakika
konuştunuz ama verdiğimiz önergeyle ilgili işte beylik laflar,
yok efendim, mesnetsiz, hukuksuz, boş falan gibi laflarla
geçiştirdiniz.
Bakın, siz hukukçu değilsiniz. Ben size
şimdi söyleyeyim, 3628 sayılı Yasayı açın bir okuyun.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Kaçıncı madde?
ALİ ÖZGÜNDÜZ (Devamla) O kanun der ki: Bir
kişi kaynağını açıklayamayacak şekilde mal
varlığı edinmişse bu haksız mal edinmek
sayılır. Dolayısıyla, bunun da cezası, yine 3628
sayılı Kanunun 13üncü maddesinde Daha ağır bir
cezayı gerektirmediği takdirde üç yıldan beş yıla
kadar hapis cezası. diyor.
4üncü maddeye bakarsanız, Kanuna ve genel ahlaka
uygun sağlandığı ispat edilemeyen mallar, ilgilinin sosyal
yaşantısı bakımından geliriyle uygun olduğu kabul
edilmeyecek harcamalar haksız mal edinmedir. Dolayısıyla,
gelin, benim bu şeyime söyleyin, gelin bu Şehrizar
Konaklarından alınan konakların kaynağını
açıklayın bana, gelin sıfırlanamayan, elde kalan 30 milyon
euroyu açıklayın. Yani, gelip burada beylik laflar söylemek de olmaz.
Bu Başbakan hakkında, bakın, 5237
sayılı Türk Ceza Kanununun 257 görevi kötüye kullanma; kamu
görevlisinin suçu bildirmemesi, MİTin raporuna rağmen gereğini
yapmamak 279; yargı görevi yapanları etkileme -sabahleyin evine giden
polisleri vurun diye müsteşarı emriyle talimat vermiştir-
suçluyu kayırma, bakanları kayırma ve nüfuz ticareti ve 3628
sayılı Kanunun 4 ve 13üncü maddelerinde tanımlanan suçlar
işlenmiştir. Gelin siz buna bir şey söyleyin.
Yani, sizin kendi Başbakanınız 22 Nisan
2014 tarihli grup toplantısında diyor ki: Bunların elinde -hep
söyledi, meydanlarda söyledi- şantaj kasetleri var. Efendim, kaç kere
söyledim, Cumhurbaşkanına şantaj kaseti var, benim de var,
Genelkurmay Başkanının da var. Ben diyorum ki: Benimle ilgili
varsa açıklasınlar. Benim ancak çocuklarımla
yaptığım konuşmalar, bakanlarla yaptığım
konuşmalar var. Ee, demek ki bunları kastediyor. Yani, Montaj bu
konuşmalar. filan diyorsunuz ya, kendi kendinizi; inkâr ediyorsunuz
diyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Evet, teşekkür ediyoruz Sayın
Özgündüz.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Bostancı.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Efendim, önergeye
ilişkin benim açıklamalarımın yanlış
olduğunu ifade etti.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Bir şey söylemedin ki.
AYTUĞ ATICI (Mersin) Yanlış demedi,
hiçbir şey konuşmadın. Yalan söylemek yakışmıyor.
BAŞKAN Buyurun Sayın Bostancı, size de
sataşma nedeniyle iki dakika veriyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Vallahi Kant mezarında ters
döndü ya!
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Sayın Başkan, bu
sataşma değil ki, yanlış olduğunu söyleyecek tabii.
AYTUĞ ATICI (Mersin) Yirmi dakika konuşun ama
yalan söylemeyin.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Çok kötü Bostancı, bu
bakanlık getirmez size.
AYTUĞ ATICI (Mersin) İki dakikalık
konuşma için yalan söylemeye değmez, yakışmadı size!
6.- Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancı'nın, İstanbul Milletvekili Ali
Özgündüzün sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Ali Bey, Siz
hukukçu değilsiniz. dediniz, ben Mülkiye mezunuyum, orada da biraz hukuk
okumuştuk.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Biraz okuduğunuz belli
oluyor, doğru doğru. Biraz okumuşsunuz, doğru.
AYTUĞ ATICI (Mersin) Yarım doktor candan,
yarım imam dinden eder. derler.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) Ayrıca,
Türkiyede herkes hukukçu. Ben bir yıl da hapishanede kaldım, orada
da gördüm, insanlar hukukçu oluyorlar, sonuçta hukukçu oluyorlar.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Sayın Bostancı,
Atıcıyı dinlediniz mi?
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) Değerli
arkadaşlar, tabii, biz burada siyasetçiyiz. Ali Bey kendisini hâlâ
savcı zannediyor olabilir ama siyasetçiyiz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Yani, iddiada bulunuruz, hüküm
vermeyiz, yargıda bulunmayız, kamuoyuyla iletişim kurarız.
Hükmü ve yargıyı kim bildirir? Devletin içinde iş bölümü
vardır, savcılar bildirir.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Araştıralım
işte onu.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) Zatıalinizin
söylediği laflar, şu önergeye koyduğunuz sözler
yazıldı, çizildi, konuşuldu, sabahtan akşama kadar.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Nerede? Nerede?
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) Ama yargı karar
versin.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Nerede?
AYTUĞ ATICI (Mersin) Konuşuldu, temizlendi
mi?
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) Bu ülkenin
cumhuriyet savcılarının görevini üstlenmeye
kalkmayacaksınız Ali Bey. O zaman milletvekilliğini bırakacaksınız,
savcı olacaksınız, o mesleği icra edeceksiniz.
AYTUĞ ATICI (Mersin) Siz de felsefeyi
bırakın o zaman.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Benim hukukçu
olmama gerek yok, ben siyasetçiyim.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Sayın Başbakan Ben
savcısıyım. dedi, bıraktı mı siyaseti?
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Evet, Türkiye'de
cumhuriyet savcıları var.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Niye Tayyip Erdoğana
söylemiyorsun onu?
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Hangi savcılar
var? Yargının o karanlık iktidar ilişkilerine nasıl
aracı kılındığına dair sizin hiç okumanız
yok mu?
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Vallahi Sayın Bostancı,
bizim konuşmamıza gerek yok, sen konuştuğun zaman hepsi
Başbakana vuruyor zaten!
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) Türkiye'de bu
karanlık işler nasıl çevriliyor, yargısıydı,
emniyetiydi, HSYKsıydı o zincir nasıl kuruluyor? Nasıl,
dönemin Başbakanı diyerek daha önceden iddianameler
hazırlanıyor?
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) Hayır, yok öyle
bir şey!
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Bunları siz
görmüyor musunuz?
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) Böyle bir şey
yok!
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Bunları hep
konuştuk.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) Yalan, yalan!
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Ama, ne benim
görevim savcılık ne sizin göreviniz savcılık.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Başbakan yapabiliyor mu
savcılığı?
CEMALETTİN ŞİMŞEK (Samsun)
Savcıya görev vermiyorsunuz, görevden alıyorsunuz.
AYTUĞ ATICI (Mersin) Olsa olsa
Başbakanın görevi savcılık olur Ergenekon
karşısında!
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Savcılık
yapacaksanız, buradan gidip yapacaksınız ama buradaysanız
siyasetçisiniz Ali Bey. Siyasetçi olarak konuşursunuz, halkla diyalog
kurarsınız, burayı da bir mahkeme kürsüsü gibi kullanamazsınız.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Bir sabah kalkıyor
savcı, bir sabah kalkıyor jinekolog, bir sabah kalkıyor
profesör, bir sabah kalkıyor
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) Sayın
Başkanım
BAŞKAN Buyurun Sayın Özgündüz.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) Sayın
Başkan, yine hatip şahsıma Hâlen savcısınız,
siyasetçi olamamışsınız. dedi, sataştı.
Ayrıca sizin okumanız yok mu? şeklinde de bir sataşma
vardır.
BAŞKAN Buyurun Sayın Özgündüz, sataşma
nedeniyle iki dakika süre veriyorum.
Lütfen, yeni bir sataşmaya mahal vermeyin ama.
7.-
İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün, Amasya Milletvekili Mehmet Naci
Bostancının sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) Sayın
Bostancı, Mülkiyede biraz hukuk okunuyor da cezaevinde tabii
öğrenilen hukuk
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Daha iyi okunuyor.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (Devamla) Biz savcıyken
giderdik, cezaevini ziyaret ederdik, arkadaşlar bizden iyi hukukçuluk
yapardı. Sizin ki herhâlde o misal.
Şimdi, bakın, kamuoyunda algı yönetimi var
ya, işte, siz de bunun etkisinde kalıyorsunuz.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Siz ne
yapıyorsunuz?
ALİ ÖZGÜNDÜZ (Devamla) Dönemin
Başbakanı diye hiçbir yerde bir iddianame yok, önce bunu söyleyeyim,
bu külliyen yalan, bu külliyen yalan arkadaşlar, külliyen yalan, getirin,
gösterin bunu.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Ya, senin
söylediklerin doğru, o yalan. Senin okuduklarının hepsi yalan.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (Devamla) Dönemin
Başbakanı diye bir iddianame yok arkadaşlar. Böyle bir şey
yok. Böyle bir şey yok.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Var diye iddia
ettiklerinin hepsi yalan.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (Devamla) Alanlarda kullanın
Arkadaşlar, böyle bir şey yok. Bakın,
getirirsiniz, buradan gösterirsiniz.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) 30 milyon
dediğin yalan, öbürü yalan, hepsi yalan.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (Devamla) İddianame ne zaman
yazılır, iddianame? İddianame ne zaman yazılır?
İddianame, mahkemeye verilirken
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Senin
yalanların doğru olacak, bizim doğrularımız yalan
olacak! Böyle bir hakkın var mı ya?
ALİ ÖZGÜNDÜZ (Devamla) Dönemin
Başbakanı
Polis iddianame mi yazıyor ya? Ya, arkadaşlar,
bu külliyen yalan ve algı yaratmaya dönük bir şeydir. Yani, siz de
inanıyorsunuz, kamuoyunda
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Olur, senin
söylediklerine inanalım! Böyle bir hakkın olur mu ya?
ALİ ÖZGÜNDÜZ (Devamla) Ya, iddianame diyorsunuz.
İddianame mahkemeye sunulan bir belgedir. Böyle bir şey yok
arkadaşlar. İşte, bu olayları bu şekilde kapatmaya
çalışıyorsunuz.
Değerli arkadaşlar, ben savcılık
yapmayayım, doğru, ben savcılık yapmayayım.
İSMAİL AYDIN (Bursa) Papağan gibi
paralelciler ne diyorsa onu söylüyorsun, papağan gibi tekrar ediyorsun.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (Devamla) Savcı olarak
çıksam bu dosyada vicdani kanaatimle kesinlikle mahkûmiyet mütalaası
veririm, kesinlikle, siyasetçi olarak değil. Ama diyoruz ki
bırakın yargıya gitsin, herkes görevini yapsın
arkadaşlar. Bu iddialar var mı? Var. Meclis soruşturması
açılsın, gönderelim yargıya, gitsin, orada savunma yapsın.
Biz de diyelim ki: Kardeşim, siz kimsiniz ya, Sayın Başbakan
hakkında Dönemin Başbakanı diye şey yazıyorsunuz?
Biz o zaman şey yapalım ama yargının önünü açın. Bunun
için verdik biz bu Meclis soruşturması önergesini ve diyoruz ki
görüşülsün, Meclis soruşturması açılmasına karar
verilsin, bu şaibelerle, bu defoyla Çankayaya gitmesin. Gelin, karar
verelim ve Meclis soruşturması komisyonu kurulsun.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) Çankayaya gitti
bile, gitti.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (Devamla) Başka bir şey
daha söyleyeyim: Bakın, bu iş burada bitmez. Başbakanlık
döneminde işlediği suçlardan dolayı beş sene sonra oradan
iner, yine hesap sorulur.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) Rüyanızda!
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi lehinde söz isteyen
Süleyman Nevzat Korkmaz, Isparta Milletvekili.
Buyurun Sayın Korkmaz.
İSMAİL AYDIN (Bursa) Millet
kararını verdi.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) Sorulur, sorulur;
milletle olmaz, sandık. Sandık yolsuzluğu kapatmaz.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Millet henüz karar vermedi
İsmail. Sen her şeyi karıştırıyorsun ya. Millet
Soruşturma yapılmasın. demedi ki. O zaman hep millete
soralım. Sen niye avukat oldun?
İSMAİL AYDIN (Bursa) Demokraside hakem
millettir.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Ya, boş ver bu işi be
sen! Hırsızlık yapacaksın, yolsuzluk yapacaksın;
Millete soralım. diyeceksin.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
(Gürültüler)
İHSAN ŞENER (Ordu) Milleti boş ver!
HAYDAR AKAR (Kocaeli) O zaman sen neyi savunuyorsun
İsmail? Hırsızı niye savunuyorsun?
İSMAİL AYDIN (Bursa) Alakasız
şeyler!
CEMALETTİN ŞİMŞEK (Samsun)
Amacınız mahkemeleri kaldırmak zaten.
BAŞKAN Sayın Korkmaz, buyurun.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Efendim,
konuşacağım ama eğer sükûneti sağlayabilirseniz
konuşacağım.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, birleşime
on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.04
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 17.18
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Fehmi KÜPÇÜ (Bolu), Muharrem IŞIK
(Erzincan)
----- 0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 132nci
Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
VIII.-
ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti
Grubu Önerileri (Devam)
3.- CHP
Grubunun, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkındaki (9/10) esas
numaralı Meclis Soruşturması Önergesinin Meclis
soruşturması açılıp açılmaması konusundaki
görüşmelerin, Genel Kurulunun 13 Ağustos 2014 Çarşamba günkü
birleşiminde yapılmasına ve görüşmelerin
tamamlanmasına kadar Genel Kurulun çalışmalarını
sürdürmesine ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi lehinde söz isteyen Süleyman Nevzat
Korkmaz, Isparta Milletvekili.
Buyurun
Sayın Korkmaz. (MHP sıralarından alkışlar)
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Sayın
Mehmet Naci Bostancı buraya geldi, kendi zaviyesinden düşüncelerini
açıkladı ama tabii, her söze verilebilecek bir cevap var,
inşallah buradadır o da arkasından konuşmamış
olurum, yüzüne karşı konuşmuş olurum.
Yani,
şunu bilmiyorum: Mülkiyede şu kadar okudum, hapishanede de bu kadar
kaldım, hukukçu oldum. Arkadaşlar, yarım doktor insanı
candan edermiş, yarım hoca da insanı dinden, imandan
edermiş. Bilmiyorsan konuşmayacaksın, bilmiyorsan hukukçulara
bırakacaksın.
Bakın,
bir de şu var: Bilim adamında olması gereken özelliklerden
birisi de şüphecilik olmalı yani insanlık tarihinin, bilimin
gelişmesi açısından Acaba? sorusunu kendisine sormalı.
Eğer Burada biz karar veremiyoruz. diyor iseniz ki aşağı
yukarı bütün Meclis -iktidarıyla, muhalefetiyle- bu görüşte, o
zaman buna karar verecek mekanizmaların önünü açmak lazım, bunun
önünü de açmıyorsunuz.
Geldi
buraya, eleştirileri, özellikle Erdoğana yönelik eleştirileri
kendince bir tasnif etme gayretine girişti, Muhalif bilinçaltı ve
Erdoğan sayıklaması tabirlerini kullandı. E, o zaman
birileri de çıkar, size der ki hele hele bu hükûmetin kurulması esnasında
Efendim, Erdoğanın kapısında sebeplenmek için, acaba
Erdoğan şakşakçılığı mı yapıyor?
Yani, bir lafı söylediğiniz zaman nasıl bir mukabele sözle
karşılaşacağınızı bileceksiniz. Ayrıca,
dünya lideri tabirini eleştiren görüşleri biraz hafife aldı.
Arkadaşlar, hemen yanı başımızda
bakın, Türk toprağı Musul Konsolosluğu işgal
edilmiş durumda. Diplomatik dokunulmazlığı olan 49
vatandaşımız hâlâ yarını belli olmayan bir biçimde
esaret altında, Türk Bayrağı indirilmiş. Hemen yanı
başında, sözün geçmiyor, sözün geçmiyor. Siz kendi kendinizi avutabilirsiniz
ama böyle bir durumu yaşayan milletler bu tür tanımlamalara güler
geçerler, ne dünya liderliği, Pabucumun lideri bu, pabucumun lideri!
derler. Sen onu kurtarabiliyor musun, hemen yanı başında? Herkes
gibi seyrediyorsun, ondan sonra adın dünya lideri oluyor. Geçelim.
Bir Cumhurbaşkanlığı süreci
yaşandı değerli arkadaşlar. Elbette, demokratik bir
aşamadır Cumhurbaşkanının halk tarafından
seçilmesi, demokratik bir aşamadır. Bu aşamanın
kavgasız gürültüsüz bir biçimde aşılmış olmasına
da gerçekten memnun olduk. Kimsenin burnu kanamadı ama geride bir tortu
kaldı değerli arkadaşlar. Bakın, o tortu üzerinde kafa
yormamız lazım bizim ve bu tortunun en önemli ayağı
hırsızlık, yolsuzluk iddialarıdır. Yani, keşke
bunlar açığa kavuşsaydı, keşke Türkiye Cumhuriyetini
yöneten bir Başbakanın böyle işlerle uzaktan yakından
ilgisi olmadığı ortaya konulmuş olsaydı. Çünkü,
çıktığı makam, değerli arkadaşlar, Türkiye
Cumhuriyetinin en önemli makamı. Anayasayı açıp
baktığınız zaman Devletin birliğini, milletin birliğini
temsil eder. diyor bu makama. Bu makam lekesiz olmalı, tertemiz
olmalı. Çünkü bu makam, sadece bugün yaşayan insanları temsil
etmiyor, geçmişimizi de temsil ediyor, bu ülkeyi emanet edeceğimiz
geleceğimizi de temsil ediyor, bayrağı temsil ediyor.
Şimdi, bu makam üzerinde çok ciddi şaibelerle, çok ciddi iddialarla
Köşke çıkacak Beyefendi ve bu yapılırken değerli
arkadaşlar, hakikaten çok ciddi bir kampanya yürütüldü yani işte,
buna algı yönetimi, algı yönlendirmesi deniyor. Özellikle, Adalet ve
Kalkınma Partisinin kontrol ettiği 70 tane televizyon kanalı,
bilmem kaç tane gazete, devletin resmî kurumu TRT, hepsi şu mesajı
verdi: Oldu da bitti maşallah. Yani, tamam, artık seçildi,
işinize bakın.
Değerli arkadaşlar, işte bu yüzdendir ki
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Seçimi kaybettiniz!
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla)
katılım
oranı çok düşük kaldı.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Çok enteresan ya!
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) Evet, katılım
oranı çok düşük kaldı.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Bu yüzden seçimi
kaybettiniz!
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) Seçimi kaybeden
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Gülüyorlar size ya!
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) Efendim, bakın, seçimi
kazanan her zaman haklı değildir. Hitler de seçimi
kazanmıştı, Mussolini de seçimi kazanmıştı!
Anlatabildim mi? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) Bırak ya!
FAHRETTİN POYRAZ (Bilecik) 9 seçim, 9!
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) Oturduğun yerden laf
atarken lafı yiyeceğini bileceksin. Bir şey söyleyeceksen buraya
gelip söyleyeceksin. Senin ağırlığın yetmez sevgili
kardeşim.
Değerli arkadaşlar, biz bu yasayı hep
birlikte çıkarırken bütün milletvekilleri geldiler buraya, dediler
ki: Demokrasi şöleni yaşanacak. Evet, Meydanlarda demokrasi
şöleni yaşanacak. Ne oldu? Demokrasi şöleni mi
yaşandı?
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) İstiklal
Marşında Brad Pitti çıkartsaydınız da biraz
demokrasi şöleni yaşatsaydınız!
MEHMET GÜNAL (Antalya) Demokrasi kalmadı ki
şöleni olsun.
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) Hayır, Hükûmetin bütün
güçleriyle, bütün imkânlarıyla ortada dolaşan bir adayı var
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Anayasa diye bir
şey bırakmadınız. Şerefiniz üzerine yemin
etmiştiniz!
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla)
ve bu aday devletin bütün
imkânlarını kullanarak, bütün basın, medya organlarını
kullanarak âdeta bir karabasan gibi çökmüş milletin üstüne ve netice
itibarıyla
FAHRETTİN POYRAZ (Bilecik) Ağlama,
ağlama!
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla)
ayrıştırma,
hakaretamiz ifadelerle kampanyayı yürütüyor.
Değerli arkadaşlar, kendisine şunu sormak
isterdim yüz yüze olsaydık: Ne olacaktı Sayın Erdoğan? Tek
aday mı, hep tek adayla mı gidilmesi gerekiyordu seçime? Yani,
Cumhurbaşkanlığı seçimine Türk milleti tek adayla mı
gitmeliydi? Elbette birden fazla aday olacaktı. Keşke 3 değil; 5
aday, 10 aday olsaydı.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) Demokrasi
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) Olacaktı.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Kendi
adayınızı çıkarsaydınız, o zaman belki 4 olurdu.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) O bizim tercihimiz, sizi
ilgilendirmez.
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) Yani, sizinle şu ana
kadar siyaseten husumeti olmayan, hiçbir şekilde bir siyasi platformda
karşı karşıya gelmediğiniz bir insana, Ekmelettin
İhsanoğlu Beye bile bu kadar hakaret ettikten sonra
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) Adını
öğrenmişsiniz.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Ne hakareti? Her lafı
söyleyeceksiniz
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla)
kimi çıkarırsak
çıkaralım demek ki sizin bilinçaltınızda Efendim, bizim
karşımızda bir aday olmamalı. var.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Adayınız
İstiklal Marşını bilmiyordu Nevzat Bey, utanın!
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Sizinki de bilmiyor,
sizinki de yanlış okudu.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Oraya girersen
çıkamazsın!
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Nevzat Bey,
utanın. İstiklal Marşını bilmeyen bir insanı aday
gösterdiniz, MHPsiniz bir de, utanın.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Hadi oradan!
BAŞKAN Sayın Çavuşoğlu
Sayın
Çavuşoğlu
MEHMET GÜNAL (Antalya) Oraya girersen
çıkamazsın, batarsın, batarsın! Orada batarsın, girme
oraya, akıllı ol.
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) Sayın Milletvekili,
Sayın Milletvekili, sizin bahsettiğiniz adam Mehmet Akif Ersoyun en
yakın arkadaşının oğlu.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) O daha kötü, o daha
kötü. Keşke olmasaydı da bilmeseydi ama olduğu hâlde bilmiyor!
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Ya,
kızının doğum tarihini bilmeyenden bahsediyorsunuz bana be!
Kızının doğum tarihini bilmiyor.
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) Ve eğer birazcık
akıl, insaf, vicdan sahibiysen, Recep Tayyip Erdoğanın da
ezberden okuyamadığını bütün İnternet
kanallarında gördük, sen de onu görürdün ama gözleri var görmezler,
kulakları var duymazlar. Biz ne söylersek söyleyelim, Erdoğan
rüyaları, Erdoğan sayıklamaları görenler sizsiniz
işte.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Kim bu Ekmalettin, kim!
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Kızının
doğum tarihini bilmiyor be!
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Ne alakası var
sizin Genel Başkanla? Açıklayın, bu Emsalettin kim!
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Kızının
doğum tarihini bilmiyor, ne konuşuyorsunuz?
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Bilinçaltına yol
açan bu Emsalettin kim, açıklayın!
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) Değerli
arkadaşlar, 17 ve 25 Aralık yolsuzlukları dolayısıyla
Cumhuriyet Halk Partisinin vermiş olduğu bir soruşturma önergesi
var. Bizim, Milliyetçi Hareket Partisi olarak başından beri
söylediğimiz şu: Ümit ediyoruz, inşallah, bu soruşturma
sonunda bu iddiaların hiçbiri gerçek olmaz ama bunların ortaya
çıkarılabilmesi için hukuki bir süreç yaşanması gerekiyor.
Bu hukuki sürecin önünü kapatmanın iyi niyetle
olmadığını düşünüyoruz. Eğer Sayın
Erdoğan kendisine yani bir Başbakana yakışır bir
biçimde şöyle bir tavır alsaydı, emin olsun bugün muhalefetin
söyleyeceği bir şey kalmazdı. Diyebilirdi ki Ben suçsuz
olduğuma inanıyorum ama madem böyle ciddi iddialar var -hâkim ve
savcılara dönüp- kardeşim, derhâl harekete geçin. Bunun önünde hangi
kamu görevlisi duruyorsa da arkanızda beni görün. Bunu diyebildi mi?
Diyemedi.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Diyemez.
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) Ne oldu? Hemen akabinde
mahkemeleri tehdit etmeye başladı, hâkimleri görevden almaya
başladı, ellerinden dosyaları almaya başladı, binlerce
polisin, yaz-kış demeden bir anda görev yerleri
değiştirildi. Şimdi, bütün bunlar güçlü bir emare olduğunu
gösteriyor kendisiyle ilgili olarak şüphelenmemiz hakkında.
Bunlar açıklığa kavuşturulmadan,
bunlar vuzuha kavuşturulmadan oraya giden Sayın Erdoğan,
yarın halkın arasına çıktığı zaman, emin
olun ki kendisine ayakkabı kutuları hatırlatılacak,
kendisinin önüne gemi maketleri konulacak. Yani, böyle bir
Cumhurbaşkanıyla Türkiye'nin yönetilmesini hangi biriniz içinize
sindirebilirsiniz değerli arkadaşlar?
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) Sen kendi partine
bak!
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) Bunun müsebbibi sizsiniz
işte. Bakın, bunun müsebbibi sizsiniz. Birazcık akıl,
insaf, vicdan, birazcık gelecekle ilgili kaygınız varsa gelin bu
önergeye
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla)
evet deyin, bu önergeyle
ilgili olarak da herkes gerçeği anlasın, ortaya çıksın
diyorum.
Teşekkür ediyorum efendim. (MHP
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) Sayın
Başkanım
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Bostancı, önce siz buyurun.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Efendim, Nevzat Bey
yaptığı konuşmada cevap hakkı doğuracak
şekilde değerlendirmelerde bulunmuştur ama bu cevap
hakkımı kullanma gereğini görmüyorum.
Saygılarımla. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) Bravo! Değmez!
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Evet, daha fazla
rahatsız etmeyin Meclisi. Doğru söylüyorsun!
BAŞKAN - Sayın Özdağ, buyurun.
SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) Efendim, şimdi, burada,
sayın milletvekili arkadaşımız Sayın Recep Tayyip
Erdoğan sandıkla geldi, Hitler de geldi. gibi bir ifade
kullandı. Bu, Türk demokrasisine, Parlamentoya ciddi bir hakarettir. (MHP
sıralarından gürültüler)
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Hitler neyle geldi?
SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) Hitler sandıkla
gelmiştir ama sandığı kaldırmıştır.
Sayın Recep Tayyip Erdoğan 9 defa seçime, sandığa
götürmüştür.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Hitler AKPli mi ya?
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Hitler neyle geldi
kardeşim?
SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) Özellikle bunu ifade etmek
istedim, kayıtlara geçsin diye söyledim.
BAŞKAN Sayın Özdağ, teşekkür
ederim.
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi aleyhinde söz
isteyen Ramazan Can, Kırıkkale Milletvekili.
Buyurun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Hitler AKPli mi Selçuk?
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Hitler neyle geldi ya?
Sandıkla gelmedi mi kardeşim? Ne demişiz biz? Yazık ya!
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Gerçekten, muhalefeti anlamakta zorlanıyorum ben.
Dedim ki: Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra herhâlde
muhalefet grup önerisi vermez çünkü grup önerisi verirse seçim hezimeti
konuşulur. Ama ne gariptir ki anlamak mümkün değil.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Utanın!
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Travma, travma!
RAMAZAN CAN (Devamla) Ben şu iki şeyi
çözemiyorum değerli arkadaşlar: Bir, muhalefet Genel Kurulda oluyor,
söz istiyor, ruhen ve bedenen burada, önerge veriyor, konuşuyor ama her ne
hikmetse, melaike midir bunlar nedir anlamakta zorlanıyorum, Genel Kurulda
yoklamada ve karar yeter sayısında olamıyorlar; bunu çözemedim.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Sen otuz sene daha burada
kalsan
Çözemezsin sen!
RAMAZAN CAN (Devamla) İkinci çözemediğim bir
husus da: On iki yıldır bu kürsüye geleceksin, on iki
yıldır bu kürsüde iktidarı eleştireceksin...
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Karar yeter
sayısı istenecek, kapıya
git çağır.
RAMAZAN CAN (Devamla)
kendini anlatacaksın,
iktidara devamlı muhalefet edeceksin, toplumu ilgilendiren önemli
şeylere muhalefet edeceksin, daha da Seçimde sizinle
görüşeceğiz, bu millet sizin defterinizi dürecek. diyeceksin. Seçim
gelecek, milletin sillesini ensende hissedeceksin; 2002de hissedeceksin,
2004te hissedeceksin, 2007de hissedeceksin, 2009da hissedeceksin.
HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul) Bu nasıl bir
ense böyle?
RAMAZAN CAN (Devamla) Bu ne kardeşim, bu
nasıl bir çaresizliktir, böyle bir şey olabilir mi? (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AHMET YENİ (Samsun) Olamaz!
RAMAZAN CAN (Devamla) Ama rakamları
eğeceksin, bükeceksin, 38i 14e böleceksin; 2,7 çıkacak.
AHMET YENİ (Samsun) Çatı çökecek!
RAMAZAN CAN (Devamla) Ama 2,7
Allah var şimdi,
CHPnin 2,7den fazla katkısı olmuştur Ekmeleddin Beye, MHPnin
de olmuştur ama bir Allahın kulu gelsin burada 38/14=2,7; bunda
CHPnin ya da MHPnin hakkı fazladır. desin, daha da öte giderek
38, 52den büyüktür. desin.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) 30u 6ya bölmeyi çok iyi
bilirsin, sen bir böl bakayım!
RAMAZAN CAN (Devamla) Ya, bu matematik ve aritmetik
sizden ne çekiyor kardeşim, yazık oluyor matematiğe ya,
yazık oluyor. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
İnsanın zekâ seviyesiyle uğraşmayın, Allah
aşkına bırakın bunları.
ALİM IŞIK (Kütahya) Sen kendi
evlatlarını da bölersin Ramazan Bey bu kafayla, işin gücün
bölücülük senin!
RAMAZAN CAN (Devamla) Diğer taraftan, efendim,
geleceksin buraya: Hukukçu değilsin, sen bundan anlamazsın.
Kardeşim, TÜBİTAK bilimsel olarak ehliyet ve liyakati haiz profesör
başkanlığında heyet oluşturmuş, Burada
kesinlikle montaj vardır. demiş
ALİM IŞIK (Kütahya) Sayın
Başkanım, şunu uyarır mısınız, şu
arkadaşı, bir adam gibi konuşsun, adam gibi!
RAMAZAN CAN (Devamla)
ve bunu seçim arifesinde
dememiş seçime yatırım olması için, seçimden üç ay sonra
söylemiş.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Erdoğan Bayraktar ne
dedi, Erdoğan Bayraktar? Erdoğan Bayraktar çıksın açıklasın.
RAMAZAN CAN (Devamla) Peki, diğer rapor seçimden
önce ne diyor, meslek yüksekokulu mezunu ve ses sanatçısı ne diyor?
ALİM IŞIK (Kütahya) - 30 milyon avroyu
nasıl böldünüz?
RAMAZAN CAN (Devamla) Kesinlikle montaj vardır ya
da yoktur. diyemiyor. Dolayısıyla, hani deriz ya biz beraatizimmet
asıldır, yüzde 99,9 suçlu olsa dahi, şüpheli olsa dahi
ALİM IŞIK (Kütahya) Ya, insanın bir yüzü
olur konuşmak için ya!
AHMET YENİ (Samsun) Ya Çatı çöktü. de
yeter.
ALİM IŞIK (Kütahya) 30 milyon avroyu
nasıl böldün, sana ne kadar düştü?
RAMAZAN CAN (Devamla) Ben özellikle bu çaresizlikle
ilgili bir şeylerden bahsetmek istiyorum.
AHMET YENİ (Samsun) Ya Çatı çöktü. de
yeter.
RAMAZAN CAN (Devamla) Değerli arkadaşlar,
mazeretler, beyninize bulaşmış birer
başarısızlık virüsüdür. Mazeret üretimi,
başkalarını haksız yere suçlama kültürü insanlık
tarihi kadar eskidir. Açıkça ve mertçe, onurluca Ben
başarısız oldum. diyemeyenler, itibarını korumak için
bulabildiği mazeretleri arka arkaya sıralar. Bir kez mazeret üretmeye
başlayagörsün ki kolay kolay bırakamaz çünkü mazeretçilik bir
uyuşturucu gibi insanı önce rahatlatır ama sonraları
şiddetli bir bağımlılığa yol açar ki Allah
korusun, insanı mahveder.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Zaten mahvoldu.
ALİM IŞIK (Kütahya) Allahın
adını anma! Hırsızlık ile Allah yan yana olmaz!
RAMAZAN CAN (Devamla) Eski Yunanda bir
çatışma veya doğal afette yöneticiler suçu Farmakos denilen
bir kişiye yüklerlerdi. Taşlanarak şehir dışına
çıkarılan bu kişi sayesinde yöneticiler kurtulurdu. Tevrat ve
İncilde ise ez-ozel diye adlandırılan bir keçiye de benzer
işlevler yüklenildiği için keçiye dokunanlar günahlarından
kurtuluyor, buna inanılıyordu.
BÜLENT BELEN (Tekirdağ) Hikâye anlatıyor,
hikâye.
RAMAZAN CAN (Devamla) Bu masum hayvana yapılan bir
törenden sonra, bu hayvan ya yardan atılıyor ya da çöle
bırakılıyordu.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Yani, siz de bunu
yapamayacaksınız.
RAMAZAN CAN (Devamla)
Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra CHP ve MHP
yöneticilerinin mazeret üretimi, suçlamaları, bu köklü kültürün maalesef
devam ettiğini gösteriyor.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Tedavisi yok mu?
RAMAZAN CAN (Devamla) Hâlbuki yüzyıllardır söylenen
nedir? Tedbirde noksan eyleyip takdire bahane bulma. CHP yöneticilerinin
kaderi olmuş mazeret üretimi bulaşıcı bir hastalık
gibi.
Etkin liderlik
Herhangi bir yönetici ile gerçek lider
arasındaki en önemli fark, liderin yapılan işin her türlü sonucunu
yiğitçe, şereflice, onurluca üstlenebilmesidir. Mazeretler ülkesinde
hep suç başkasındadır. Seçmen sandığa gitmez, seçmen
cahildir. Hiç çobanla elitin oyu bir olur mu canım? AK PARTİ
seçmeni sorgulamadan oy verir, ilkokul mezunudur. Böyle bahanelerle 9 seçimdir
mağlup oluyorsunuz.
AHMET YENİ (Samsun) Ya Çatı çöktü. de
yeter.
RAMAZAN CAN (Devamla) İlkokul
çocuklarının mazeretlerine bakacak olursak: Efendim, elektrik
kesilmişti., Akşam misafir gelmişti., Kazık yerlerden
sorular çıktı., Öğretmen bana takmıştı., Ama
onun olanakları fazlaydı, onun başarılı olması
normal.; Onun teşkilatı çalışıyor, benimki
çalışmıyor.
SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) Hediyeyi biz
söylemedik, bakan söyledi yahu.
RAMAZAN CAN (Devamla) Onun teşkilatı az çalıştı,
benim teşkilatım çok çalıştı; ona fırsat
verildi.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Montaj, montaj; mazeret mi
istiyorsun, montaj onların hepsi, montaj!
RAMAZAN CAN (Devamla) Efendim Seçmen bidon
kafalıydı, seçmenin üçte 1i sandığa gitmemişti. Kardeşim,
ne biliyorsun, gitmeyenlerin alnında mı yazıyor CHPye oy
vereceği? Benim kasabamda yüzde 30 seçmen sandığa gitmedi,
gitseydi hepsi AK PARTİye oy verecekti.
AHMET YENİ (Samsun) Çatı çöktü. de yeter
yahu.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Yüzde 30 istemedi mi
Erdoğanı?
RAMAZAN CAN (Devamla) Eğer böyle dersen adama
sorarlar: Sen, Gazi Mustafa Kemalden daha mı kötü imkânlara sahiptin?
Bir sözle konuşmamı toparlamak istiyorum: Albay
Reşat Çiğiltepe
Kocatepede Gazi Mustafa Kemal taarruza emir vermiş,
3 tane komutandan haber bekliyor Bu hedefleri ne zaman
alırsınız? diye. 2 komutan diyor ki: Yarım saat sonra
alırız efendim. Yarım saat sonra arıyor, Ne oldu? diyor;
Hedef tamamdır efendim., diğeri Hedef tamamdır efendim.,
Reşat Paşa Efendim, alamadım, çok özür diliyorum, yarım
saat sonra alacağım. Yarım saat sonra Gazi Mustafa Kemal
aradığında telefona Reşat Bey çıkmaz, koruması
çıkar, yaveri çıkar, der ki: Efendim, hedefi alamadı, söz
vermişti, intihar etti.
Biz, diyoruz ki: Mazeret üreteceğinize onurluca
istifa edin, onurluca! (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar; CHP ve MHP sıralarından gürültüler)
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) Onurdan bahsedene
bak!
AHMET YENİ (Samsun) - Ne oldu? Rahatsız
olmayın.
RAMAZAN CAN (Devamla) Daha da fazla üzerinize gitmek
istemiyorum, eğer aklınız varsa bu konuları hiç
konuşmayın.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Karar yeter
sayısı
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) Sen kimsin ya onurdan
bahsediyorsun, onuru olan adam
AHMET YENİ (Samsun) Ramazan, sonuçta bu çatı
çöktü.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sen kimsin,
dışarıdan adam topla!
RAMAZAN CAN (Devamla) Haydi canım sende, haydi!
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
S.NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Karar yeter
sayısı
BAŞKAN Teşekkür ederim.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkan
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Sayın Başkan
BAŞKAN Buradan başlayalım isterseniz.
Buyurun Sayın Halaçoğlu.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Doğrudan
doğruya hatip hakaret etti, sataşmada bulundu, onursuzlukla
suçladı bizi. Onun için söz istiyorum.
AHMET YENİ (Samsun) Yok, hakaret falan yok burada;
hiç hakaret yok, gerçekleri söyledi.
BAŞKAN Sataşma nedeniyle iki dakika söz
veriyorum.
Buyurun Sayın Halaçoğlu. (MHP
sıralarından alkışlar)
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Yahu Ramazan, sen
dışarıdan adam topla, ne anlarsın bu işlerden.
AHMET YENİ (Samsun) Ramazan gerçekleri söyledi.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Değnekçi Ramazan.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Haydi be, ayıp
be, sözünü geri al!
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Dışarıdan adam
topla, sen bu işlerden anlamazsın.
RECEP ÖZEL (Isparta) Otur lan yerine, otur!
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Sözünü geri al,
terbiyesiz adam!
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Aklını
başına devşir!
IX.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
8.- Kayseri
Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun, Kırıkkale Milletvekili Ramazan
Canın CHP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında Milliyetçi Hareket Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; her şeyden önce, onurdan bahsedenlerin
suçlandıkları konularda onurlarını korumaları gerekir.
Eğer
(AK PARTİ sıralarından Onlar iftira sesi)
İftiraydı
Ama ben buradan bir şey
dinletmiştim, tape dinletmiştim. Başbakan Fastan Alo Fatihi
aradığını söylemişti ve onu durdurmuştu. Sonunda
Başbakan
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Hocam geç onları
artık, geç!
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) Ne geçmesi?
Başbakan
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Montaj!
AHMET YENİ (Samsun) Geç onları, geç!
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) O da mı montaj?
Başbakanınız montaj yaptı demek ki!
AHMET YENİ (Samsun) Hocam onlar geçti de gitti!
Bayatladı onlar!
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) Başbakanın
ağzından
Evet, telefon ettim. diyen Başbakan. Başbakan
AHMET YENİ (Samsun) Hoca onlar bayatladı,
geç! Hoca bayatladı o!
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) Her şeyden önce,
böyle bir harekette bulunan bir Başbakanın onuru varsa istifa etmesi
gerekirdi.
AHMET YENİ (Samsun) Bayatladı o işler!
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) Ama, onuru varsa istifa
etmesi gerekirdi.
AHMET YENİ (Samsun) Bayatladı Hoca! Hoca
bayatladı o iş!
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) Ağzıyla itiraf
etti. Dünyanın her tarafında, buna benzer konular olduğu zaman,
başbakanlar veya yöneticiler istifa eder.
AHMET YENİ (Samsun) Bayatladı Hoca!
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) Siz, siz
Size
bayatlayabilir!
AHMET YENİ (Samsun) Bayatladı, geçti!
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) İşte, onuru
olmayanlar için bayatlayabilir bu gibi konular.
AHMET YENİ (Samsun) - Onur biz de var, siz de yok!
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) Çünkü onuru olup, buraya
gelip şerefi üzerine, Anayasa üzerine yemin edenler Anayasayı
ayaklar altına alıyorlarsa onurdan bahsetmesinler bana.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Seçim pazar günüydü Hoca,
geçti!
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) Siz, her şeyden
önce, kendinizi temizleyin; fezlekelerdeki
İkide bir gönderene kadar,
onlarla ilgili gerekli araştırmayı yapın, ondan sonra
onurdan bahsedin.
AHMET YENİ (Samsun)- Hâlâ dersinizi
almadınız, milletten dersinizi almamışsınız ya!
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) Onurdan bahsedenler,
millete Ananı da al, git! demez.
AHMET YENİ (Samsun) - Milletten ders
almamışsın o zaman!
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) Onurdan bahsedenler, bir
bayrağı indiren insana karşı, bir bayrağı indiren
insana karşı dünyayı ayağa kaldırması gerekirken
sessiz kalmaz.
AHMET YENİ (Samsun) Hocam, 9 kere millet ders
verdi size be! 9 kere ders verdi millet! Millet 9 kere ders verdi!
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla) Böyle bir
Başbakanın, bayrağı indirilen, bayrağı indirildiği
zaman sessiz kalan bir Başbakanın da onurundan bahsedilmez.
Hepinize saygılar. (MHP sıralarından
alkışlar)
AHMET YENİ (Samsun) 9 kere ders verdi size millet,
9 kere; yetmedi.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Kurbana da beraber mi
giriyorsunuz!
BAŞKAN Buyurun Sayın Hamzaçebi.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Aynı gerekçeyle, grubumuza sataşma olduğu gerekçesiyle söz
istiyoruz.
BAŞKAN Buyurun Sayın Hamzaçebi.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Sayın Özgündüz
BAŞKAN Sayın Özgündüz, buyurun.
Sataşma nedeniyle iki dakika söz veriyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
9.-
İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün, Kırıkkale Milletvekili
Ramazan Canın CHP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında Cumhuriyet Halk Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Ne yüzle konuşuyorsunuz?
Ne diyecek?
ALİ ÖZGÜNDÜZ (Devamla) - Ne yüzle konuşuyoruz?
Evet, siz ne yüzle savunuyorsunuz ben merak ediyorum hakikaten.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Ya, insan bu hafta susar ya,
birinci hafta susar ya! Bir muhasebe yapar insan!
ALİ ÖZGÜNDÜZ (Devamla) - Yani, onurdan şereften
bahsediyorsunuz, adam sabahleyin kalkmış, 17 Aralık günü
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Bir muhasebe yapar insan ya,
bir hafta susar!
ALİ ÖZGÜNDÜZ (Devamla) -
ülkenin
Başbakanı Oğlum, işte, bakanların çocukları
gözaltına alındı.
AHMET YENİ (Samsun) - Bırak şimdi
Başbakanı! Bir fikriniz yok!
ALİ ÖZGÜNDÜZ (Devamla) Sen neredesin? Evde misin?
Hemen evi boşalt.
AHMET YENİ (Samsun) Çatı ne oldu, çatı?
ALİ ÖZGÜNDÜZ (Devamla) - Böyle zavallı, böyle
çaresiz
Bu duruma düşmezdi, korkakça bir hâle düşmezdi. Onurdan
mı bahsediyorsunuz?
AHMET YENİ (Samsun) - Şu hâle bak!
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
ALİ ÖZGÜNDÜZ (Devamla) Onurlu bir insan Meclis
soruşturmalarının üstünü örtmez kardeşim.
AHMET YENİ (Samsun) Çatı çöktü.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (Devamla) - Onurunuz varsa evet oyu
verin, açılsın soruşturma.
AHMET YENİ (Samsun) Sen çatıdan bahset.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (Devamla) - Hangi onurdan bahsediyorsunuz?
(CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
Gelin açın, yargıya gitsin. Gitsin Yüce Divanda
hesap versin. Yüce Divanda hesap verecek, Yüce Divanda.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Ekmelettin Beye
çalışmadınız ya. Ayıp, ayıp!
ALİ ÖZGÜNDÜZ (Devamla) - Sen sus
Sen de TÜRGEVliydin.
Yüce Divanda hesap verecek.
Bakın, pisliği, yolsuzluğu,
hırsızlığı kapatma yeri sandık değil. Bunu
bir defa aklınıza sokun.
AHMET YENİ (Samsun) Çatı, çatı,
çatı
ALİ ÖZGÜNDÜZ (Devamla) - Bu işin yeri, Türk
milleti adına yüce mahkemelerdir, yargı organıdır;
burası yasama.
AHMET YENİ (Samsun) Çatı çöktü mü, çatı?
ALİ ÖZGÜNDÜZ (Devamla) - Bilmiyorsanız, gelin
parlamenter rejimle ilgili ücretsiz ders verelim. Parlamenter rejimde, yasama
yasa
(AK PARTİ sıralarından Ooo sesleri)
Tabii, Ooo
Gelin, gelin. Size bu ders lazım.
Yahu, üçte 1 oy almışsınız.
AHMET YENİ (Samsun) Konuştukça
batıyorsunuz be!
ALİ ÖZGÜNDÜZ (Devamla) - Tamam, bilmiyorsunuz.
Meclis gönderecek kardeşim, Yüce Divanda, orada Ananın adı,
babanın adı, doğum tarihin, gelirin
Bunlar hep sorulacak
kardeşim.
AHMET YENİ (Samsun) Konuştukça
batıyorsunuz.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (Devamla) - Onurdan, şereften
bahseden bu soruşturma önergesinin önünü tıkamaz, buna evet oyu
verir.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
AHMET YENİ (Samsun) Konuştukça
battınız be! Darmadağın oldunuz.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
AHMET YENİ (Samsun) - Paramparça oldunuz,
paramparça, darmadağın oldunuz be! Kendi adamlarına sahip
çıkamıyorlar. Çatı da çöktü, partiniz de çöktü.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) 30 milyon euro ne
oldu? Utanın, utanın!
VIII.-
ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti
Grubu Önerileri (Devam)
3.- CHP
Grubunun, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkındaki (9/10) esas
numaralı Meclis Soruşturması Önergesinin Meclis
soruşturması açılıp açılmaması konusundaki
görüşmelerin, Genel Kurulunun 13 Ağustos 2014 Çarşamba günkü
birleşiminde yapılmasına ve görüşmelerin
tamamlanmasına kadar Genel Kurulun çalışmalarını
sürdürmesine ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN- Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisini
oylarınıza sunacağım
IV.-YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama
istiyoruz.
BAŞKAN Yoklama talebi var, yerine
getireceğim.
Sayın Hamzaçebi, Sayın Çelebi, Sayın
Demiröz, Sayın Ekinci, Sayın Kaplan, Sayın Gök, Sayın
Akova, Sayın Köse, Sayın Eyidoğan, Sayın Acar, Sayın
Çam, Sayın Çetin, Sayın Öz, Sayın Küçük, Sayın Özel,
Sayın Öğüt, Sayın Kuşoğlu, Sayın Özkan,
Sayın Akar, Sayın Özgümüş.
Üç dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklamaya başlandı)
AHMET YENİ (Samsun) Konuştukça
battınız be!
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Şerefsizdir terör
örgütüyle görüşenler diyen değil miydi?
AHMET YENİ (Samsun) Sen de temcit pilavı gibi
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Hangisi? Kendisi talimat
verdi. Hâlâ görüşmüyor mu? Hani şerefsizdi? Kendisi söyledi
ağzıyla.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Bir reset
atın, reset, reset
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Ağzıyla
kendisi söylemedi mi?
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Aynı
şeyleri tekrar etme Hocam, bırak artık ya!
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Bırak ya, Allah
aşkına şereften bahsetmeyin bana!
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Bırakın
artık, aynı şeyleri tekrar etmeyin.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Hangi şereften
bahsediyorsunuz?
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Artık yeni
şeyler söyleyin ya! Yeni şeyler söyleyin, yeni şeyler
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Şereften
bahsedildiğine göre şerefsizliği bunlar yapıyor.
Şerefi herhâlde sadece adam ismi zannediyorsunuz.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Adayınıza
bile çalışmadınız, yazıklar olsun! Adayınıza
bile çalışmadınız, adamı ortada
bıraktınız.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Allah sizlere uzun ömür
versin, hepiniz hapishaneye gireceksiniz.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Ya, bu
hırsızlıkları bir anlatın bakalım, millet bir
dinlesin ya; sizin ağzınızı bıçak açmıyor
hırsızlık, yolsuzluk deyince sus pus. Çoğu ortak zaten
bunların
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Hepsinin var ya
(Elektronik cihazla yoklamaya devam edildi)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, toplantı
yeter sayısı vardır.
VIII.-
ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti
Grubu Önerileri (Devam)
3.- CHP
Grubunun, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkındaki (9/10) esas
numaralı Meclis Soruşturması Önergesinin Meclis
soruşturması açılıp açılmaması konusundaki
görüşmelerin, Genel Kurulunun 13 Ağustos 2014 Çarşamba günkü
birleşiminde yapılmasına ve görüşmelerin
tamamlanmasına kadar Genel Kurulun çalışmalarını
sürdürmesine ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmemiştir.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati : 17.43
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 17.55
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Fehmi KÜPÇÜ (Bolu), Muharrem IŞIK
(Erzincan)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 132nci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
Alınan karar gereğince sözlü soru önergelerini
görüşmüyor ve gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan
Gelen Diğer İşler kısmına geçiyoruz.
1inci sırada yer alan, Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine devam
edeceğiz.
X.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının; Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80)
(S. Sayısı: 156)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2nci sırada yer alan, Devlet Sırrı Kanunu
Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu
Raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
2.- Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484) (S.
Sayısı: 287)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3üncü sırada yer alan, Türkiye Sağlık
Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun
ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ile benzeri mahiyetteki bir kanun teklifi ve
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Raporunun
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.- Türkiye
Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Kars Milletvekili Yunus
Kılıç ve Amasya Milletvekili Avni Erdemir ile 79 Milletvekilinin;
Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı
Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Sağlık,
Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Raporu (1/937,
2/2229) (S. Sayısı: 615)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
4üncü sırada yer alan, İş Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile benzer mahiyetteki 108
adet kanun teklifi ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
4.- İş
Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetinin; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili
İdris Balukenin; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetinin; Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam
Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcının; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vuralın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili
Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza
Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz
Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul
Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili
Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin
Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın
Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye
Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi
Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay
Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara
Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in;
Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine
Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut
Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın; İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili Abdullah
Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi
ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili Özgür
Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3
Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya
Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in;
Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili
Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin;
Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Barış ve
Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Bingöl Milletvekili İdris
Baluken'in; İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi'nin; Tekirdağ
Milletvekili Candan Yüceer'in; Samsun Milletvekili Cemalettin
Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in;
Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan
Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin
Şahin ve Önder Matlı ile 8 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili
Aytun Çıray'ın; Manisa Milletvekili Hasan Örenin; Denizli
Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum Milletvekili Cahit Bağcı ile 37
Milletvekilinin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa
Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun
Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195,
2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528,
2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063,
2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236,
2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364,
2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496,
2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657,
2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808,
2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963,
2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069,
2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191,
2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639) (x)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Dünkü birleşimde İç Tüzükün 91inci maddesine
göre temel kanun olarak görüşülen tasarının dördüncü bölümünde
yer alan 100üncü madde kabul edilmişti.
101inci madde üzerinde dört adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılmasına Dair Kanun Tasarısının
101 inci maddesiyle yeniden düzenlenmesi öngörülen 2863 sayılı Kültür
ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun 21 inci maddesinin
mülga fıkralarında sonra gelen ilk fıkrasında yer alan
...ve I inci ve II inci grup olarak gruplandırılmış
bulunan ifadesinin madde metninden çıkartılmasını arz ve
teklif ederiz.
Nurettin Canikli Ahmet Aydın Mehmet Doğan
Kubat
Giresun Adıyaman İstanbul
Osman Aşkın Bak Ramazan Can
İstanbul Kırıkkale
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı
Kanun Teklifinin çerçeve 101 inci maddesinde geçen "maddeye bu fıkradan sonra gelmek üzere
aşağıdaki fıkra eklenmiştir" ifadesinin "bu fıkradan sonra gelmek üzere
maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir" şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
İdris Baluken Pervin Buldan Erol Dora
Bingöl Iğdır Mardin
Hasip Kaplan Nazmi
Gür Sebahat
Tuncel
Şırnak Van İstanbul
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun;
Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris
Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3
Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı'nın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana
Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın;
Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın;
İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri
Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in;
Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın
Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye
Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi
Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay
Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili
Levent Gök'ün; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ile 1 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe
Nedret Akova'nın; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay
Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün;
Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri
Gürsel Tekin ve Mahmut Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem
Işık'ın Kanun Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun
Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun çerçeve 101. maddesinde geçen
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun
21 inci mülga fıkralarından sonra gelen ilk fıkrasındaki
arkeolojik sit alanı ve doğal sit alanı ibaresinin arkeolojik
sit alanı, doğal sit alanı ve tarihi sit alanı olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Rahmi Aşkın Türeli Aydın Ağan
Ayaydın Musa
Çam
İzmir İstanbul İzmir
Müslim Sarı İzzet Çetin Vahap
Seçer
İstanbul Ankara Mersin
Haydar Akar Ali
Demirçalı Haluk
Eyidoğan
Kocaeli Adana İstanbul
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
Kanun Tasarısı ile Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat
Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili
Mesut Dedeoğlu ile İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Tekirdağ Milletvekili
Bülent Belen ve Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ve Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili
Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun; Samsun
Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkerelerinin (1/931, 2/115, 2/139, 2/195,
2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528,
2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063,
2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236,
2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364,
2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496,
2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657,
2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808,
2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963,
2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069,
2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191,
2/2192, 2/2198) 101 inci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz teklif ederiz.
Erkan Akçay Ali
Halaman Seyfettin Yılmaz Manisa Adana Adana
Alim Işık Ali Öz Mustafa Kalaycı
Kütahya Mersin Konya
Cemalettin Şimşek
Samsun
MADDE 101- 21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu 21 inci maddesinin
mülga fıkralarından sonra gelen ilk fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye
bu fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.
"Tapu kütüğüne "korunması gerekli
taşınmaz kültür varlığıdır" kaydı
konulmuş olan ve I inci ve II nci grup olarak
gruplandırılmış bulunan taşınmaz kültür
varlıkları ile arkeolojik sit alanı ve doğal sit alanı
olmaları nedeniyle üzerlerinde kesin yapılanma yasağı
getirilmiş taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları olan
parseller ile yapılacak işlemler harçtan muaftır. Ancak,
büyükşehir belediyesi sınırları içerisinde yer alan ve
yukarıda nitelikleri belirtilen taşınmazlardan basit usulde
vergilendirilenlerin dışında ticari faaliyetlerde
kullanılanlar hakkında emlak vergisinin yarısı ve çevre temizlik
vergisinin tamamına ilişkin bu muafiyet hükmü uygulanmaz."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE
HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen, Seyfettin
Yılmaz, Adana Milletvekili.
Buyurun Sayın Yılmaz. (MHP
sıralarından alkışlar)
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 639 sıra sayılı İş
Kanunu ile Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılmasına Dair Kanun Tasarısının
101inci maddesi üzerinde vermiş olduğumuz değişiklik önergesi
hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış
bulunmaktayım. Yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum.
Maddeye geçmeden önce, bir iki kelimeden bahsetmek
istiyorum biraz önceki tartışmalarla ilgili. Şimdi, bazı
konuşmalardan rahatsız olunabilir ama şunu unutmayın ki
bunlar açığa çıkana kadar milletin bir kuruşu eğer
birisinin boğazından haram lokma olarak geçmişse milletin bize
verdiği yetkiyle bu Mecliste biz bunu gündeme getirmeye devam
edeceğiz. Bundan rahatsız olunacak herhangi bir şey
olmadığını düşünüyorum.
İkincisi, burada bize onur, şeref dersi veren
arkadaşımıza şunu ifade etmek istiyorum: Biz Milliyetçi
Hareket Partisi olarak hak bildiğimiz davamızın yolunda
ilerlemeye devam edeceğiz. Bunun istifa müessesesiyle, şununla,
bununla alakası olmadığını arkadaşımızın
bilmesi lazım. Dün içinden çıktıkları siyasi parti, Erbakan
Hocayı siz bırakıp gidebilirsiniz ama yüzde 3 de
aldığında, yüzde 5 de aldığında
inandıklarını söylemeye devam etmiştir, ölene kadar da
söylemiştir. Ama onur ve haysiyetten bahseden ve bize onur ve haysiyet
dersi veren bu arkadaşımızın öncelikle kul hakkının
yendiği iddia edilen ve mahkemeye intikal eden bu olaylar açığa
çıkmadan, temize çıkmadan kimseye haysiyet ve onur dersi verme gibi
bir hakkı da yoktur, haddi de yoktur. Bunun da böyle bilinmesini özellikle
istirham ediyorum.
Evet, değerli milletvekillileri, bu madde 21/7/1983
tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını
Koruma Kanununun 21inci maddesinin mülga maddelerinden sonra gelen ilk
fıkrasında yapılacak olan değişikliklere ilişkindir.
Öncelikli olarak ifade etmekte yarar vardır ki söz
konusu düzenleme açık bir şekilde Anayasaya aykırılık
teşkil etmekte ve vergi muafiyetine, Anayasanın eşitlik
ilkesine aykırı olarak istisnalar getirmektedir. Aynı
nitelikleri taşıması muhtemel taşınmazların
mükellefiyetleri arasında farklılıklar yaratılmakta ve
özellikle Boğaziçi sahil şeridi veya öngörünüm bölgesinde konut veya
iş yeri olarak kullanılan taşınmaz kültür
varlıkları muafiyetin dışında tutulmuştur.
Böylece, düzenlemeyle kültür ve tabiat varlığı statüsünde
olduğunda kuşku bulunmayan varlıkların bulunduğu
konuma göre farklı bir değerlendirme içerisine alınması
yoluna gidilmiş ve düzenleme sonrasında yaşanacak kaosun da önü
açılmıştır. Hiçbir ayrım gözetmeksizin kültür ve
tabiat varlığı statüsüne alınmış bulunan
varlıkların aynı statü içerisinde, aynı korumaya tabi
tutulması gerekir.
Burada önemli bir başka nokta ise düzenlemeyle
birlikte kesin yapılaşma yasağına aykırı olarak
getirilen düzenlemedir. Getirilen kesin yapılanma yasağına
aykırı olarak tesis edilen yapılar, bu yapıların yapıldığı
parseller ve kanunlara aykırı eklentileri bulunan taşınmaz
kültür varlıkları hakkında bu yapılar
yıkılıncaya veya aykırılıklar giderilinceye kadar
yukarıdaki fıkradaki muafiyet hükmü uygulanmaz. şeklindeki
düzenlemenin yaratacağı etkiler göz önünde
bulundurulmalıdır.
Bu düzenlemeyle birlikte muafiyetten yararlanmamayı
göze alan kötü niyetli girişimcilerin bu kültürel varlıkları
üzerine kesin yapılaşma yasağına aykırı
yapılaşmaya gidebileceği intibası
uyandırmaktadır. Kesin yapılaşma yasağına
aykırı olarak inşa edilen yapılar ya da eklentiler, sanki
devletin başkaca yaptırımlarıyla ortadan
kaldırılması mümkün değilmiş gibi, muafiyet
yasağıyla önlenmek istenmektedir. Oldukça güçlü ticari
işletmeler tarafından vergi ödemek göze alınarak ya da bu muafiyetten
yararlanmamanın maliyeti göze alınarak kesin yapılaşma
yasağına aykırı olarak yapılaşmaya gidilmesi
mümkün mü olacaktır? Yani muafiyetten yararlanmayıp her türlü mali
külfeti çekmeyi göze alanlara bu varlıklar üzerinde diledikleri gibi kaçak
inşaat ya da kaçak yapı kurma yolunu mu açacaktır? Bu duruma
yüce Meclisin önemle eğilmesi gerekmektedir. Aynı düzenlemeyle kesin
yapılaşma yasağına aykırı tesis edilen
yapılar hakkında daha net ve daha etkili çözümlerin de sunulması
gerekmektedir. Düzenlemenin kaleme alınış tarzındaki bu
eksiklik giderilmeli ve vergi ya da harç muafiyetini göze alanları
cesaretlendiren bu metnin yasalaşması durumunda ortaya çıkacak
algının önüne geçilmelidir.
Neredeyse bütün kültür ve tabiat
varlıklarının yağmalandığı ve AKP iktidarının
rant hâline dönüştürdüğü bir süreç yaşanmaktadır.
Çıkın, Anadoluyu bir baştan başa dolaşın, nerede
korumaya değer bir kültürel
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla)
varlık varsa
orada bir rant alanı oluşturulmuştur.
Saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlunun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam
Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili
Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza
Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz
Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul
Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili
Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin
Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın
Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye
Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi
Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili
Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent
Gök'ün; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ile 1 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe
Nedret Akova'nın; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay
Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün;
Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri
Gürsel Tekin ve Mahmut Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem
Işık'ın Kanun Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun
Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun çerçeve 101. maddesinde geçen
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma
Kanunu'nun 21 inci mülga fıkralarından sonra gelen ilk
fıkrasındaki arkeolojik sit alanı ve doğal sit alanı
ibaresinin arkeolojik sit alanı, doğal sit alanı ve tarihi sit
alanı olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Rahmi Aşkın Türeli (İzmir) ve
arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE
HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Haluk
Eyidoğan, İstanbul Milletvekili.
Buyurun Sayın Eyidoğan. (CHP
sıralarından alkışlar)
HALUK EYİDOĞAN (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bu maddeyle yapılan
değişikliğe göre, Kültür ve Tabiat Varlıklarını
Koruma Kanununun 21inci maddesi değiştiriliyor. Bu maddeye göre,
büyükşehirlerdeki birinci ve ikinci grup olarak gruplandırılmış
taşınmaz ve kültür varlıkları ile sit alanlarındaki
kesin yapılaşma yasağı getirilmiş parseller gibi
taşınmazlardan basit usulle vergilendirilenlerin
dışında ticari faaliyetlerde kullanılanlardan emlak
vergisinin yarısı, çevre ve temizlik vergisinin tamamına
ilişkin muafiyet tamamen kaldırılıyor. Biz,
değişiklik önergesinde, bu muafiyetin tarihî alanlar için de
kaldırılmasını ve onun eklenmesini teklif ettik. Bu
kararla, büyükşehirler dışında diğer şehirlerdeki
her türlü tarihî yapılar ve sit alanlarındaki faaliyetler için
dolaylı olarak bir ödüllendirme yapılmaktadır. Bu
ödüllendirmenin, dolaylı ödüllendirmenin artı değere
dönüşerek mükellefler tarafından tarihî yapıların
bakım ve onarım masraflarında kullanılmasını
temenni ediyoruz. İnşallah, o artı değer buna döner.
Ayrıca, bu kanunda yapılan değişiklikle, İstanbul
Boğaziçi sahil şeridi veya öngörünüm bölgesinde her türlü
taşınmaz kültür varlıklarının emlak ve temizlik
vergisinden de muafiyeti kaldırılmaktadır.
İstanbulun Boğaziçinden başka dünya
çapında tanınan bir sit alanı, hatta bir incisi daha
vardır; o da Prens Adaları olarak bilinen ve 9 adadan oluşan
Adalar ilçesinin adalarıdır. Adalar, İstanbulun en dingin, en
fazla tarihî yapı ve eseri barındıran bir doğal, tarihî ve
arkeolojik alanıdır. 6.409 adet binanın 1.707 tanesi eski eser
olup Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun
masasında nedense bugüne kadar 206 yapı tescil için hâlâ
bekletilmektedir. Yaz-kış nüfusu arasında 10 kat fark bulunan bu
adaların çok ciddi gelir sıkıntısı vardır. Bu
sıkıntının benzeri birçok ören yerimizde, sit
alanlarımızda da mevcuttur. Geleceğe korunarak
taşınması gereken Prens Adalarının mevcut kültürel,
doğal ve tarihî cazibesini artırmanın yolu, koruma projelerine
ağırlık vermektir. Çok sayıda eser yenileme, onarım ve
koruma beklemektedir, bu amaçla kaynak yaratılabilirse sorunların
önemli bölümü çözülür.
Bu amaçla Milletvekilimiz Sayın Celal Dinçer
tarafından bir kanun teklifi verilmiş ancak teklif iki
yıldır beklemektedir. Teklifte sit alanı ilan edilmiş
belediyelere genel bütçeden 2 kat pay verilmesi, sit alanı belediyesinin
bütçe gelirinin yüzde 50si oranında büyükşehir belediyelerinden
yardım yapılması, Adalara gelenlerin yolculuk ücretlerinden pay
verilmesi, hazineye büyükşehir belediyesine ait taşınmazların
uygun olan bir bölümünün bedelsiz olarak devri, plaj lejandında kalan
alanların tahsisi, Adalardaki belediye norm kadrolarına bir derece
yükseltme verilmesi gibi konularda kanun değişiklikleri
istenmiştir. Bu teklif hâlen TBMM gündemine alınamamıştır.
Bu teklif, aslında, ülkemizde benzer sıkıntıları
çeken diğer sit alanlarının sorunlarını çözmek için de
kullanılabilir. Bu kanun teklifini getirelim, hep birlikte bu Meclisten
geçirelim.
Hükûmet, sözüm ona, yerel yönetimlerin güçlenmelerini
sağlama, mevzuatı düzenleme görüntüsü verirken uygulamada bunun tam
tersini yapmakta, yani yerel yönetimi baypas etmekte, merkezî yönetimin tepeden
inme uygulama yetkisini kullanmaktadır. Bunun en son örneği Çevre ve
Şehircilik Bakanlığı marifetiyle Heybeliadanın bir
parseli olarak gözüken Yassıada ve Sivriada için 0,65 ve 0,40
yapılaşma oranıyla uygulama imar planlarının
yapılması ve yerel belediyeye dikte edilmesidir. Hükûmet, 18 Nisan
2013 tarihinde 6456 sayılı Kanun görüşmelerinde 3996ya ek madde
ile Yassıada ve Sivriadanın tarihî sit alanı özelliğini kaldırarak
kültür ve turizm yatırımları için yapılaşmaya
açmıştır. Daha da vahimi, Hükûmet, Yassıadada ve
Sivriadada yapılacak planlama, imar ve inşaat
uygulamalarının 3621 sayılı Kıyı Kanunu
hükümlerine ve diğer mevzuatta yer alan kısıtlama ve prosedürlere
tabi olmadığına da karar vermiştir. Bu tepeden inme, yerel
yönetimi çiğneyip geçen ve sit alanlarına önemli zarar verecek
uygulama için Adalar Belediyesi bu kararlara itiraz etmiştir.
Adaların bilinçli halkı bu kararı onaylamamış ve
gereken tepkisini koymuştur, koymaya da devam edecektir.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Karar yeter
sayısı.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 18.21
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 18.28
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Fehmi KÜPÇÜ (Bolu), Muharrem IŞIK
(Erzincan)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 132nci Birleşiminin Beşinci Oturumunu
açıyorum.
639 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 101inci maddesi üzerinde İstanbul
Milletvekili Haluk Eyidoğan ve arkadaşlarının önergesinin
oylanmasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi önergeyi tekrar oylarınıza
sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kâtip üyeler arasında anlaşmazlık var.
Sayın milletvekilleri, bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, karar yeter
sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri, kanun
tasarısının görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı
Kanun Teklifinin çerçeve 101 inci maddesinde geçen "maddeye bu fıkradan sonra gelmek üzere
aşağıdaki fıkra eklenmiştir" ifadesinin "bu fıkradan sonra gelmek üzere
maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir" şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
İdris Baluken (Bingöl) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE
HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
İş bu önerge ile cümlenin daha
anlaşılır olması amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılmasına Dair Kanun Tasarısının
101 inci maddesiyle yeniden düzenlenmesi öngörülen 2863 sayılı Kültür
ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun 21 inci maddesinin
mülga fıkralarında sonra gelen ilk fıkrasında yer alan
...ve I inci ve II inci grup olarak gruplandırılmış
bulunan ifadesinin madde metninden çıkartılmasını arz ve
teklif ederiz.
Nurettin Canikli (Giresun) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE
HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) Katılıyoruz
Sayın Başkan.
MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
2863 sayılı Kanun kapsamında sivil
mimarlık örneği olarak tescillenen kültür
varlıklarının yapı grupları; Kültür
Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu'nun 05.11.1999 gün ve 660
sayılı "Taşınmaz Kültür Varlıklarının
Gruplandırılması, Bakım ve Onarımları" başlıklı
İlke kararı kapsamında belirlenmekte olup anılan İlke
Kararına göre tescilli yapılar sadece 1 inci ve 2 inci grup olarak
sınıflandırılabilmektedir. Bununla birlikte mevcut tescil
kararlarının büyük çoğunluğunda gruplamaya ilişkin
herhangi bir belirleme yoktur. Uygulamada ortaya çıkabilecek sıkıntıları
önlemek adına bu önerge hazırlanmıştır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde
kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, dördüncü bölümde yer alan
maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.
Şimdi, beşinci bölümün görüşmelerine
başlıyoruz.
Beşinci bölüm 103üncü maddeye bağlı (a)
ve (b) fıkraları ile 116ncı maddeye bağlı (a) ve (b)
fıkraları dâhil, 102 ila 126ncı maddeleri kapsamaktadır.
Beşinci bölüm üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu adına söz isteyen Zühal Topcu, Ankara Milletvekili.
Buyurun Sayın Topcu. (MHP sıralarından
alkışlar)
MHP GRUBU ADINA ZÜHAL TOPCU (Ankara) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 639 sıra sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılmasına Dair Kanun Tasarısının
beşinci bölümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi adına söz
almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Evet, bu kanun tasarısı, torba yasa olarak
adlandırılan tasarı -ilk başladığından beri
sürekli olarak bahsettik- acaba hangi amaca hizmet etmektedir? Her ne kadar
Somada 301 vatandaşımızı görev şehidi olarak
kaybetmemizden sonra devreye giren bu kanunun içerisine
baktığımızda, gümrükten eğitime,
kamulaştırmadan özelleştirmeye kadar birçok kanunla ilgili
maddelerin olduğunu görebiliyoruz. O kadar büyük problem var ki şu
anda Türkiyenin içinde bulunduğu ama bu torba yasayla getirilen maddeler
acaba kimin yarasına merhem olacaktır, bilmiyoruz; hangi amaçla
getirildi, bunları da bilmiyoruz.
Eğer bu torba yasanın merhem olması
isteniyorsa şu anda zor durumda olan memur ve işçilerin ekonomik
durumlarına yönelik düzenlemelerin yapılması gerekirdi.
Özellikle, yaz aylarında hesaplanan enflasyon değerlerine
bakıldığında, bu rakamların, memurların ve
işçilerin aldığı ücretlerden çok daha yüksek olduğunu
görebilmekteyiz. Özellikle, son hesaplamalara göre yoksulluk
sınırının
Sayın Başkan, ikaz eder misiniz.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri
ZÜHAL TOPCU (Devamla) Teşekkür ediyorum.
Özellikle, son hesaplamalara göre yoksulluk
sınırının 1.981 TL, 4 kişilik ailenin asgari geçim
bütçesinin de 4 bin TL olduğu söylendiğinde acaba işçiler ve
memurların bu problemlerine çözüm üretecek bir madde var mı burada?
Eğer bu torba yasanın merhem olması isteniyorsa atanamayan 350
bin öğretmen adayına yönelik bir madde var mı? Bu maddelerin
olması gerekiyordu.
Yine, asrın projesi olarak ifade edilen FATİH
Projesinde atamadığınız bilişim öğretmenlerine
yönelik olarak bu tasarıda bir madde var mı? Bu yaraya da merhem
olması gerekiyordu.
Dün Zonguldakta meydana gelen ve 9 işçimizin göçük
altında kalması sonucunda... Bunlar dokuz saat enkaz altında
kalıyor ve haber verilmiyor. Bugün kurtarıldıklarını
öğrendik. Şimdi, baktığımızda böyle bir yasa
tasarısı görüşülürken yasak, kapanmış
işletmelerin gerçekten hâlâ
çalıştırılmasının çok manidar olduğunu da
buradan vurgulamak istiyoruz.
Yine, son zamanlarda psikolojik vaka nedeniyle hastaneye
başvuranların sayısının son beş yılda 32
milyon kişiye ulaştığını görebiliyoruz. Ruhsal
bozukluklar nedeniyle hastaneye başvuran kişi sayısında 3
kat artış olduğunu görebiliyoruz. Acaba bu torba yasa
tasarısı hangi derde merhem olmaktadır, buradan tekrar soruyoruz.
İktidar on iki yılda gerçekten insanların
psikolojisini bozdu yönetim şekliyle, davranışıyla,
uyguladıkları politikalarla. İnsanların işlerini
ellerinden aldınız. Evleri alındı, inançları
kullanıldı, ötekileştirildi. Sağlıkları
alındı, huzurları bozuldu. Artık soruyoruz: Ne yapmaya
çalışıyorsunuz?
Özellikle kadına yönelik şiddette artık
rakamların gittikçe yükselmeye başladığını
görüyoruz. 2014ün ilk yedi ayındaki rakam 274 olarak veriliyor.
Üniversite mezunları arasındaki işsizlik oranının yüzde
30lara geldiğini hepimiz biliyoruz. OECD rakamlarının,
sağlıktaki rakamların özellikle gerçekten Türkiyeyi zor durumda
bıraktığını, uluslararası kıyaslamada zor
durumda bıraktığını görebiliyoruz. Türkiyede tütün
içme kullanım oranlarının OECD oranlarının üzerinde
olduğunu görebiliyoruz ve yine Türkiyenin kişi başına
düşen doktor sayısı sıralamasında OECD ülkeleri
arasında sondan 2nci olduğunu görebiliyoruz, bunları biliyoruz.
Ve yine Türkiyenin, OECD ülkeleri arasında sağlığa en
düşük oranda harcama yapan ülke olduğunu da görüyoruz.
Şimdi, bununla beraber bu torba yasa
tasarısına baktığımızda, maddelerine
geçtiğimizde, 102nci maddede özellikle kentsel dönüşüm adı
altında gerçekleştirilmeye çalışılan ve şehirlerdeki
düzenlemeleri rantlar şeklinde, özellikle iktidar yandaşlarına
paylaştırmaya yönelik uygulamaların olduğunu çok
rahatlıkla görebiliyoruz. Taşınmazların üzerinden
geçirilecek olan teleferik ve benzeri ulaşım hatları; altında
tünel, metro ve metro benzeri raylı taşıma sistemleri olacak ve
vatandaşlar kanuni haklarını arayamayacaklar.
Vatandaşların bu haklarını aramasının önleri bu
tasarıyla engellenmiş olabiliyor.
Yine, 105 ve 106ncı maddede,
Başbakanlıkta yeni bir kadro ihdas edilmeye çabalanıyor,
çalışılıyor ve Başbakanlık müşavir ve sektörel
izleme ve değerlendirme raportörleri adı altında yeni makamlar
icat ediliyor. Şimdi, soruyoruz: Bu, neyin nesidir, hangi yaraya merhem
olacaktır, nereden çıkmıştır, gerekçesi nedir?
Gecekondu tarzıyla gerçekten bu ülke
yönetilmektedir. Hatalar yapıldıktan sonra bir pardon ifadesiyle
tekrar adım atılmadan yapılan hatalar tekrar edilmektedir.
Gerçekten iktidarın ve yönetimin empati yeteneğinden yoksun
olduğunu, mahrum olduğunu da görebiliyoruz.
Madde 107 ve 108e geldiğinizde, TRTnin,
cihazların imalatı ve ithalatından dolayı alınacak
bandrollerle ilgili bir maddenin olduğunu görebiliyoruz. Özellikle,
TRTnin bu ülke vatandaşının vergileriyle bunları yaparken
ve yine devletin televizyonu olan TRTnin iktidarın borazanı olarak
çalıştığını son
Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki veriler
karşımızda durmaktadır ve ispatlamaktadır. Şimdi
soruyoruz: Devlet adına ve bu ülke vatandaşlarının
vergileriyle geçinen bir kurumun taraflı yayın yapması ve Genel
Müdürünün siyasi parti elemanı olarak davranması Türkiye
Cumhuriyetinin edep ve adabıyla uyuşmakta mıdır?
Yine bakıyoruz, 114üncü maddeye geçtiğimizde,
tütün ve tütün ürünleriyle ilgili olarak RTÜK ceza verme konusunda
yetkilendiriliyor. Şimdi sormak istiyoruz: Özellikle tütün ve tütünle
ilgili maddeler konusunda televizyonlarda yayın yapmaya yönelik olarak
RTÜK ceza verirken özellikle demin verilen önergelerde ve daha önce verilen,
bonzaiyle, uyuşturucu ve bu gibi şeylerle gençlerin, çocukların
kötü alışkanlıklar kazanmasına yönelik olarak tedbirler
neden alınmıyor? Şu anda, demin önergede bir sürü
arkadaşımız konuştu, bonzainin kullanılmasına
yönelik rakamlar verildi, hangi yaş grubuna kadar düştüğü
verildi ve Türkiyeyi sürüklediği durum anlatıldı. AMATEMe
yapılan tedavi başvurularının da bir ayda 6 bini
geçtiğini görebiliyoruz. Bonzainin gençler arasında
kullanımının patlamaya neden olduğunu bildiğimiz
hâlde, bu maddeler sanki acilmiş gibi torba yasa tasarısına
konurken şu anda önemli tedbir alınmasına yönelik olarak verilen
araştırma önergeleri karşılıksız
kalmaktadır. Bunların da çok manidar olduğunu burada belirtmek
istiyoruz.
Meraların kullanımına gelince, özellikle
meralar imara açılmaktadır. Türkiyede tarımsal üretim ve
ihracat rekor kıracak şeklinde afaki ve komik ifadelerle yer
bulurken, bugün bir samanı bile ithal etmek durumunda
kaldığını da burada biz hatırlatmak istiyoruz.
Aile hekimliğine gelince, aile hekimlerinin nöbet
tutmalarına yönelik olarak maddeler konmuş durumda ama aile
hekimlerine baktığımızda, şu anda bu konacak olan
nöbetlerle ilgili, neredeyse haftada -gerçekten normal bir insanın
kaldıramayacağı- 120 saatlik bir yükü yüklemek
istediğinizin farkında mısınız?
Özellikle, diğer bir madde, 123üncü madde,
belediyelerin yurt açmasına yönelik. Sanki Sayın Başbakan Kredi
ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürü gibi davranıp yurtlara ilişkin
sorunları gündeme getirirken bir bakıyoruz ki gerçekte bu
karşılıksız kalıyor ve hangi amaca hizmet edecek
şekilde belediyelere yurt açma izninin verileceğinin bu maddeye
konmasını yine anlamlı bulamıyoruz.
Hepinize, özellikle bu torba yasa
tasarısının geçmemesi gerektiği üzerinde biz kendi
görüşlerimizi burada belirtmek istiyoruz.
Teşekkür ediyoruz. (MHP ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Bölüm üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına
söz isteyen Bülent Kuşoğlu, Ankara Milletvekili.
Buyurun Sayın Kuşoğlu. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara)
Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Torba kanunun bu beşinci bölümü 102 ve 126ncı
maddeler içerisinde 25 maddeden oluşuyor. Bu bölümün özelliği,
diğer bölümlere göre daha fazla Anayasaya ve hukuka aykırı
maddeler ihtiva etmesi. Bu bölüm, diğer bölümlere göre, maalesef, hukuka
ve Anayasaya daha fazla aykırı maddeler ihtiva ediyor.
Şimdi, biz yasama organıyız, yasama
yapıyoruz, hukuk yapıyoruz ama yaptığımız
yasalar, hukuk, bir taraftan da hukuka aykırı;
yaptığımız yasalar hukuka aykırı, Anayasaya
aykırı. Şimdi, bu durum, tezat teşkil eden bu durum,
bilmiyorum bilen var mı, oksimoron bir durum diye
adlandırılır; tam bir oksimoron durum, tam bir skandal durum.
Yasa yapıyoruz, hukuk yapıyoruz ama yaptığımız
yasalar hukuka aykırı ve bu bölümde maalesef bunlar var. Maalesef biz
toplumu, devleti, kamuyu gözeterek hukuk yapmıyoruz, menfaatleri,
birilerinin menfaatlerini gözeterek yapıyoruz. İyi maddeler de var
ama onların arasına, maalesef, toplumu ve kamuyu gözeten maddeler
yerleştirmiyoruz. Vicdanımıza da aykırı, Anayasaya da
aykırı, hukuka da aykırı işler yapıyoruz. Dün
burada
100üncü maddeydi galiba.
MUSA ÇAM (İzmir) - 101inci madde.
BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) 101inci madde. 100
mü, 101inci madde mi, şaşırdık tabii.
Kamu çalışanlarının yargıya
gitmesi durumunda -ki bir sene, iki sene en azından sürüyor-
aldıkları yargı kararının, yani haklı
olmaları durumunda yargı kararının uygulanmamasıyla
ilgili bir maddeye, hükme el kaldırdık, imza attık. Bu, hepimiz
için yüz kızartıcı bir durum. Bu 24üncü Dönemde böyle bir
işin yapılması tam bir skandaldır, rezalet bir durumdur.
Bugün de buna benzer -Anayasaya da aykırıdır bu- maddeler var
maalesef değerli arkadaşlarım. Bu, vicdanlarımızı
da sızlatması gereken bir durumdur, bunu unutmamalıyız.
Bakın bu bölümde neler var? 102nci maddede
Kamulaştırma Kanununu değiştiriyoruz, 102de. Ankara
Büyükşehir Belediyesi Yenimahallede teleferik yapmış,
birtakım özel mülklerin üzerinden düşüncesizce teleferik
geçirmiş, onlar da dava açmışlar, şimdi biz kanun
çıkarıyoruz, Büyükşehir Belediyesinin bu
yaptıklarını düzeltmeye çalışıyoruz. E, bu
doğru mudur? Böyle bir ısmarlama kanun olur mu? Vatandaş dava
açmış, biz kanunla bunun engellenmesiyle uğraşıyoruz.
Doğru mudur bu, vicdani midir, hukuki midir Allah aşkına?
105inci maddede sektörel izleme ve değerlendirme
raportörlerine 402 kadro veriyoruz. Nedir Başbakanlık sektörel izleme
ve değerlendirme raportörü? Kimse izah edemez, Komisyonda da hiç kimse
bunu izah edemedi. Devlet içerisinde devlet olur mu? Yani, Ulaştırma Bakanımız
burada, Ulaştırma Bakanı bir çalışma yapacak,
Başbakanlıktaki raportörler Öyle değil, böyledir. diyecekler,
o da Evet. diyecek. Var mı böyle bir şey? Devlette böyle bir
şey olur mu? Devlet içerisinde devlet olur mu, devlet içerisinde paralel
devlet olur mu? İşte, paralel devlettir bu. Nasıl buna imza
atıyoruz? Nasıl kabul edebiliriz? Bu kadar kadro ihtiyacı var
birçok alanda, biz getiriyoruz, sektörel izleme ve değerlendirme
raportörlerine 402 kadro veriyoruz.
112nci madde de ayrı bir hukuk
skandalıdır, Anayasaya aykırıdır çok net olarak.
Özelleştirilen kurumlarla ilgili olarak bir karar varsa yapılan
yanlıştır diye idareye yönelik bir Danıştay
kararı. Bunun kamu yararı gerekçesiyle uygulanmayacağına
ilişkin bir madde getiriyoruz. Kanunla hukuksuzluk, Anayasaya
aykırılık oluşturuluyor. Tam bir rezalet durum da budur.
115inci maddede, meraları imara açıyoruz
değerli arkadaşlar. Türkiyede yer mi kalmadı Allah
aşkına? Alan mı yok imarı yapılacak? Meraları
imara açıyoruz.
118inci maddede, 4749 sayılı Kamu
Finansmanı ve Borç Yönetimi Kanunu ile ilgili bir düzenleme
yapıyoruz. Hiç gereği yokken yapılan bir düzenleme bu da.
119uncu maddede de kuyum zincirlerine yani
kuyumcuların artık büyüyerek zincir dükkânlar oluşturduğu
bir düzene hizmet eden bir madde getiriyoruz.
121inci maddede, kamusal imtiyaz konusunda bir
tartışmalı madde getiriyoruz hiç gereği yokken. Bu da
ayrı bir skandal madde.
122nci maddede, Gelir İdaresi
Başkanlığına -zaten epey bir darbe vurduk- bir darbe daha
vuruyoruz, bir sıkıntı daha getiriyoruz yaptığımız
düzenlemeyle. Devlet düzeniyle ilgili maalesef yanlış bir düzenleme.
124üncü maddede de 5393 sayılı Belediye
Kanununu
Belediyeler yardıma muhtaç kuruluşlar, kimse inkâr edemez.
Belediyelerin taşınmazlarını bedelinin altında veya
bilabedel, bedelsiz olarak devrini kabul ediyoruz bu maddeyle. Belediyeler
zaten sıkıntıda. Hâli vakti yerinde olan, muhtaç olmayan
belediye var mı da böyle bir düzenleme yapıyoruz Allah
aşkına? Bu düzenlemeyi hangi belediye kabul eder? Kim için
yapıyoruz bu düzenlemeyi? Hangi belediye bilmem nereye
bağışta bulunacak, devirde bulunacak diye yapıyoruz?
Vicdanlarımıza sığar mı bu maddeler Allah
aşkına değerli arkadaşlarım?
Çağdaş bir düşünür var, felsefe adamı
Slavoj Zizek. Zizekin bir anekdotu var, bir fıkrası var, onu sizlerle
paylaşmak istedim: Zorunlu askerlik yapan bir adam, askerlikten kaytarmaya
karar veriyor, diyor ki: Ben bu askerliği bitiremeyeceğim, bir
delilik numarası yapayım, askerlikten yırtayım. Bir rapor
alırım, yırtarım. diye düşünüyor.
Takıntılı delilik numarası yapıyor, hangi
kâğıdı eline alırsa, Bu değil. diye atıyor
böyle sürekli olarak; dikkatlerini çekiyor komutanlarının, bunu
doktora gönderiyorlar, orada da aynı şekilde bakıyor
kâğıda, biraz okuyor, atıyor, Bu değil, bu değil, bu
değil. çok da güzel yapıyor delilik numarasını. En sonunda
doktorlar da, bir heyet de buna tezkere veriyorlar, Delidir, askerlik
yapamaz. diye. Onu görünce İşte bu, işte bu. diyor.
Şimdi, burada tam bir oksimoron durum var. Zizek
bunu şunun için anlatır: Burada istek ve sonuç da bir araya
gelmiştir, çakışmıştır. Biz de buna benzer bir
durum oluşturduk. Hukuk yapıyoruz, bir şeyler yapmak istiyoruz
ama sonuçlarıyla olumlu bir anlamda çakışmıyor yaptığımız
işler, olumsuz bir hukuk doğuruyoruz maalesef, sıkıntı
doğuruyoruz.
Bu torba kanunla birlikte, bayramdan önceki bölümde
-belki unutmuşsunuzdur- yine benzeri sıkıntılı
durumlara imza atmıştık. Biliyorsunuz, vergi kanunlarıyla
ilgili, vergi aflarıyla ilgili olarak sadece 2 konuyla ilgili af
getirmiştik. Aslında, piyasadan beklentiler çok daha fazlaydı,
çok daha farklı alanlarda af getirilmesi talep edilirken biz sadece iki
konuda yaptık ve ısmarlama bir düzenleme oldu. Buna benzer
şekilde kitap basımını devlet tekeline verdik. Yani, bu,
herkesin zihniyetine, burada sadece iktidar partisinin değil, muhalefet
partilerinin de karşı çıkacağı, hiçbirisinin
zihniyetine uymayan bir durumdu, çok anormal bir durumdu ve sipariş
üzerine özel düzenlemeler yaptık.
Değerli arkadaşlarım, bu yapılan
düzenlemelerle, bu getirilen maddelerle Türkiye'yi biz bir yerlere doğru
götürüyoruz. Bu getirdiğimiz 148 madde, Türkiye'yi bir yerlere doğru
götürüyor ama çok olumlu bir yere doğru götürmüyor maalesef. Ben
bunların düzeltilmesini talep ediyorum. Bir tanesini yaptık: Somayla
ilgili olarak burada henüz daha yasa çıkmadan sanki maliyetler
artmış gibi, gerçek maliyetler artmış gibi bir düzenleme
geldi, TKİ tarafından getirildi, Enerji Bakanlığı
tarafından getirildi. Çıkmamış yasa, uygulama
olmamış, bunun çekilmesi gerekiyordu, buraya bile gelmemesi
gerekiyordu Komisyondan, burada çekildi. Çok doğru bir iş
yaptık. Bu işi yapanlara da teşekkür ediyorum ayrıca ama
buna benzer o kadar çok madde var ki, o kadar çok yanlışlık var
ki bizim yaptığımız doğru işleri, Somayla ilgili
olarak bile yaptığımız doğru işleri gölgeliyor,
maalesef sıkıntıya sokuyor. Bütün bunları düzeltmemiz
lazım. Doğru bir iş yapıyorsak, Ben milletvekiliyken
düzgün bir iş yaptım. diyebileceksek çocuklarımıza
bunları yapmamız lazım. Sizden bunları rica ediyorum.
Hepinize bu vesileyle saygılar sunuyorum.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Bölüm üzerinde Halkların Demokratik Partisi Grubu
adına söz isteyen Sebahat Tuncel, İstanbul Milletvekili.
Buyurun Sayın Tuncel. (HDP sıralarından
alkışlar)
HDP GRUBU ADINA SEBAHAT TUNCEL (İstanbul)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan
kanun tasarısının beşinci bölümü üzerine Halkların
Demokratik Partisi adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Bölüm üzerine değerlendirmeye geçmeden önce
-aslında sabah söz istemiştim ama Sayın Başkan grup
başkan vekillerine söz verdi, bize vermedi- kadın politikaları
üzerinden birkaç şey ifade etmek istiyorum.
Değerli arkadaşlar, Türkiye'de kadına
yönelik şiddet her geçen gün artmaktadır. Kadınlar, feminist
kadınlar, sosyalist kadınlar, kadına yönelik şiddetten
rahatsız olan dindar kadınlar sokaklarda her gün bu Parlamentoyu
göreve çağırmaktadır. Geçen hafta bu Mecliste yaptığımız
toplantıda, basın toplantısında Parlamentonun sadece
kadın gündemli bir toplantı yapması gerektiğini, bu kadar
yasa çıkmasına rağmen, İstanbul Sözleşmesini ilk
imzalayan ülke olmamıza rağmen neden hâlâ kadına yönelik
şiddetin ortadan kalkmadığını ve bunun için nasıl
tedbirler almamız gerektiğini tartışmak için. Ama görüyoruz
ki asıl kadına yönelik şiddet buradan üretiliyor. Burada
özellikle erkek siyasetçiler üzerinden, işte nasıl giyinmemiz
gerektiğini, kaç çocuk yapmamız gerektiğini, nasıl gülmemiz
gerektiğini, toplumda nasıl oturmamız gerektiğini, dolayısıyla
ahlak bekçiliği yapan bir zihniyetten aslında kadına yönelik
şiddetten burada bir şey çıkmaz. Ama buradan kadın
konusunda tartışma yürüten kadın
arkadaşlarımızın, bu erkek egemen sistemin, zihniyetin
diline düşmemesi gerekir. Burada söyleyeceğimiz her söz, aslında
erkek egemen sistemi eleştiren bir noktada olmalıdır. Hangi
partiden olursak olalım kadın meselesi siyasi partilerüstü bir
meseledir. Ama buradaki yapılan tartışmalara
baktığımızda, daha çok partilerin politikasını
yansıtan bir yaklaşım içerisinde oluyoruz.
Değerli arkadaşlar, kadınlar olarak yeni
bir dil yakalamak zorundayız. Bize karşı ayrımcı,
ırkçı, milliyetçi, cinsiyetçi politikalara karşı yeni bir
dil yakalarken başka ezilmişliklere de laf etmemek gerekir. Özellikle
Cumhuriyet Halk Partisinden kadın arkadaşımız buradan
konuşurken kendisini Şeytan diyor ki
diye ifade etti. Oysa
yanı başımızda Şengalde bir katliam
yaşanıyor sevgili arkadaşlar. Ezidiler IŞİD
tarafından katlediliyor ve bu şeytan diye ifade ettiğiniz
şey sizin, Ezidiler tarafından kutsal olarak bilinen Melek Tavus
diye ifade edilen bir kutsaliyet ifade ediyor ve aslında ilk
IŞİD çeteleri Ezidilerin kutsal mekânlarına
saldırdılar. Dolayısıyla biz bir şeyi ifade ederken,
eleştirirken yeni ezilmişlikler, yeni bir nefret söylemi, yeni bir
şey üretmeyelim. Kaldı ki, sabah burada bir araştırma
önergesi verdik, Ezidilerin araştırılması, geleneksel
olarak toplumun buradaki nefret söylemine maruz kalmasına dair, ama
reddedildi. Görülen o ki aslında bu parlamentodakiler bile kendi dilini
ifade etmiyor.
Sonuç itibarıyla, biz kadınlar burada
kadına yönelik şiddet konusunda tartışma yürütmek
istiyoruz. Kadın politikalarını, evet buradan ifade edelim,
kadına yönelik şiddete hayır diyelim ama bunu gerçekten
kadın kimliğimizle ifade edelim, ezilmiş kimliğimizle ifade
edelim, partilerin politikasını burada dayatmayalım.
Şimdi, AKPden arkadaşımız kendisinin
şiddete maruz kaldığını ifade etti ama Rojava
sınırında bir kadın tecavüze
uğradığında hem de güvenlik güçleri tarafından bu kürsüden
ifade edilmedi. Hâlâ bu ülkede güvenlik güçleri tarafından taciz edilen,
tecavüze uğrayan yüzlerce kadının ifadesi verilmemiş, onu
da bu kürsüde duymak isterdik. O konuda da ne yazık ki aslında sadece
kendine geldiğinde şiddeti hatırlayan ama toplumun
yaşadığı sorunları hatırlamayan bir nokta.
Dolayısıyla, bir kez daha kadınların sesini burada ifade
etmek istiyorum: Kadınlar bu Parlamentonun kadın politikaları
konusunda konuşulmasını kadına yönelik şiddet
değil, bu ülkede neden kadınlar aslında bu şiddete maruz
konusunda tartışmaları yapmak durumundayız. Ben bütün
partileri de sadece kadınları değil, erkekleri de bu
tartışmalara davet ediyorum çünkü erkekler değişmediği
sürece ne yazık ki kadına yönelik şiddet değişmiyor.
Öncelikle erkeklerin zihniyetinin değişmesi gerekir.
Sevgili
arkadaşlar, maddeye ilişkin, bölüme ilişkin önerilerimize
gelince, biz başından beri ifade ettik: Bu torba yasa tamamen
aslında işçilerin, emekçilerin hak ve özgürlüklerini gasbeden bir
yasadır. AKP iktidarı ne yazık ki acılardan da rant
devşirmeyi çok iyi bilen bir parti hâline gelmiştir. Somada 301
insan diri diri gömüldü ve Somaya bütün Türkiye ağladı ve Somadaki
işçiler nedeniyle biz aslında işçilerin çalışma
koşullarının, ağır iş kolunda çalışan
işçilerin yaşadığı sorunların ne kadar vahim
olduğunu bir kez daha gördük. Şırnakta hâlâ köleci sistemin,
19uncu yüzyıldaki politikaların uygulandığını
gördük ama bir değişim yok. Şimdi, bu torba yasaya bakıyoruz,
AKP, bir yandan işçilerin lehine düzenleme yapıyormuş gibi görünse
de bir yandan aslında yine sermayeyi koruyan bir noktada. Örneğin
107nci maddede, bir düzenleme yapıyor, işçilerin lehine gibi, diyor
ki: Asgari ücretten 2 kat az olamaz linyit ve taşkömüründe
çalışan işçiler için. Evet, bu çok önemli bir olay ama aynı
zamanda aynı maddeyle, işte buradan ortaya çıkacak maliyeti
sermayeye değil kamuya yükleyen bir yasa düzenlemesi. Şimdi, biz
iktidara biraz önce bir öneride bulunduk, özellikle işten
çıkartılan -iflas nedeniyle işçilerin hak ve özgürlüklerini
vermeyen kurumların- işçilerin en azından öncelikle
hakkını alması konusunda ama orada mali krizi düşünürken,
devlete ne kadar yük olup olmadığını düşünürken
başka bir düzenlemede sermayenin yükünü yüklenme konusunda ne yazık
ki hiçbir yaklaşım yok.
Yine, sevgili arkadaşlar, 112nci maddede -biraz
önce sayın milletvekili de söyledi- Anayasaya aykırı düzenleme
yapılıyor yani Anayasa bile hiç sayılıyor. Hani, gerçi, biz
bu Anayasanın değişmesini istiyoruz ama Anayasanın iyi
yanları da var. İyi yanlarını hiçbir yere atmadan mevcut
düzenlemeler karşısında bu Anayasaya aykırı
düzenlemeler kabul edilebilir bir nokta değil.
115inci madde: Bu çok önemli bir konu, çünkü aynı
zamanda, bu, aslında, AKP Hükûmetinin baştan beri kentsel
dönüşüm politikasının bir yansıtılmasıdır.
AKP, âdeta bir inşaat partisidir çünkü her alanı inşaata
çevirdi, TOKİ aracılığıyla da bütün alanları
kentsel dönüşüme çevirdi. Kentin bir kimliği var değerli
milletvekilleri. Kent dediğin sadece binalardan oluşmuyor. Bütün
yaşam alanlarımızı başımıza dar ettiniz.
Bütün insanların nefes alacağı alanları şeye
açtınız. Şimdi de meraları, otlakları kentsel
dönüşüme açıyorsunuz. Şimdi, buna ne hakkınız var?
Dolayısıyla, insanların yaşayabileceği bir alan bile
yok. Dolayısıyla, yeniden bir rant elde etmek, yeni inşaat
alanları oluşturmak gibi bir yaklaşım içerisinde, bu, kabul
edilebilir bir nokta değil. Çünkü kentsel dönüşümde başka
başka
Mesela İstanbul Okmeydanında risk bölgesi diye ifade
edilen bir alanda
İnsanları o alanda boşaltıp orada bir
sınıf perspektifiyle, aslında ezilenleri, emekçileri,
yoksulları, Kürtleri, Romenleri, Arapları, Azerileri hepsini kentin
dışına iten, aslında zenginlere yeni alanlar açan bir
siyasetin ötesinde değildir. Bu bir sınıf perspektifidir, yani
emekçileri, ezilenleri yok sayan
Üstelik, AKP, en çok yoksullardan oy
alıyor. Ama siz, en çok da yoksullara darbe vuruyorsunuz, bu kabul
edilebilir bir nokta değil. Biz, başından beri, AKPnin bu
kentsel dönüşüm politikalarının yanlış olduğunu,
eksik olduğunu, meselenin
Tabii ki kenti yeniden düzenleyelim, tabii ki
insanlar iyi bir noktada yaşamak istiyor. Ben de gerçekten, ekolojik bir
perspektifle, demokratik bir kimliği olan bir kentte yaşamak
istiyorum. Ama bakın kentlerimize, İstanbula bakın
arkadaşlar; İstanbulda kentlerin o kadar ciddi sorunları var
ki, Kentsel Dönüşüm adı altında bütün yaşam alanları
dar edildi, insanlar nefes bile alamıyor.
Gezi direnişi sırasında, aslında, o
ağaçlara sahip çıkmak, aynı zamanda nefes almamıza,
geleceğimize sahip çıkmaktı. Şimdi, kuzey ormanlarında
yeni alanlar açılıyor, üçüncü havaalanı açılıyor,
dolayısıyla, aslında, ekolojik sistem tamamen ortadan
kaldırılıyor. Bunun yerine de, aslında, sınıfsal
olarak zenginlerin daha çok zengin olduğu, zenginlerin lüks ortamlarda
yaşadığı, yoksulların daha kenar mahallelere, kentin
dışına itildiği bir noktada siyaset yapılıyor.
Bunun kabul edilmemesi gerektiğini bir kez daha ifade etmek istiyoruz.
Aile hekimliği meselesinde de öyle. Zaten
sağlık politikaları o kadar sorunlu ki. Değerli
milletvekilleri, bakın, AKP iktidarı boyunca en çok yasa
tasarısı çıkaran, torba yasası olan bir şey. AKPnin
iki tane torbası var: Bir tanesi emekçiler için, bir tanesi egemenler
için. Emekçilerin torbası hiç dolmuyor, hep boşalıyor çünkü bu
ülkede sermayedarların torbası doluyor. Sağlık sistemi,
eğitim sistemi, bütün yasalar o kadar problemli ki. Yasa
çıkarıyoruz, tekrar yasa çıkarıyoruz. Bakın, aile
hekimliği konusunda yasa çıktı, şimdi yeni bir düzenleme
yapılıyor, üstelik insanların -sağlık sistemindeki
problemleri bir yana bırakalım- çalışma saatleri
artırılıyor ama yaşam koşulları
artırılmıyor. İşçi sağlığı,
iş güvenliği yok. Mesela, AKP ne diyor? İş
sağlığı ve iş güvenliği oysa işçi
sağlığı ve işçi güvenliği diye bir kavram yok.
Çünkü, dert, işçiler falan değil, dert; sermayeyi daha çok memnun
etme, zenginleri zengin etme; yoksullar mı, ölsünler, onlar için bir
anlamı yok. Bu kabul edilebilir bir yaklaşım değil.
Bunların yasa tasarısından bir defa çıkarılması
gerekiyor.
Yine, sevgili arkadaşlar, bütün bu yasaya
baktığınızda hazırlanış
politikasının kendisi sorunlu bir politika. Baştan
belirttiğim gibi söyleyeyim: Acılarımızdan da rant elde
eden bir sistemi, zihniyeti kabul etmediğimizi bir kez daha ifade etmek
istiyoruz. İşçiler, emekçiler, sendikalar örgütlü mücadeleyi mutlaka
yükseltecektir. Bu emekçilerin, işçilerin mutlaka kendi özgürlüğünü
sağlayacağı gücü var, biz bunu gördük aslında. Yeter ki yan
yana duralım, bir arada olalım. O zaman yeni bir sistemi birlikte
kurarız diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz.
Sayın milletvekilleri, birleşime bir saat ara
veriyorum.
Kapanma Saati:
19.04
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 20.06
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: İsmail KAŞDEMİR
(Çanakkale), Muharrem IŞIK (Erzincan)
----- 0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 132nci
Birleşiminin Altıncı Oturumunu açıyorum.
639
sıra sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon
ve Hükûmet yerinde.
Beşinci bölüm üzerinde Adalet ve Kalkınma
Partisi Grubu adına söz isteyen Salih Koca, Eskişehir Milletvekili?
Yok.
Şahsı adına söz isteyen Faruk Bal, Konya
Milletvekili? Yok.
Ekrem Çelebi, Ağrı Milletvekili.
Buyurun Sayın Çelebi. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) Sayın
Başkanım, değerli milletvekilleri; 639 sıra
sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun
Tasarısının beşinci bölümü üzerinde şahsım
adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime başlamadan önce Filistinde yaşanan
vahşeti nefretle kınadığımı belirtmek istiyorum.
Dün soykırımdan kaçan Musevilere sahip çıkan
ecdadımızın yolundan giderek bugün vahşete maruz kalan
Filistinli kardeşlerimize sahip çıkmayı insani bir borç olarak
görmekteyiz. Bütün dünya bu zulme sırtını dönse dahi biz
Filistin davasına ve Filistinli kardeşlerimize
sırtımızı asla dönmeyeceğiz. Bu vesileyle,
bombardıman altında kalan ve şehit olan Filistindeki
kardeşlerimize Cenab-ı Allahtan rahmet diliyorum.
Değerli milletvekilleri, saat yedide burada iki arkadaşımız
konuşma yaptı. Özellikle bir milletvekili
arkadaşımızın söylediği şey şuydu, kentsel
dönüşümlerle ilgili bizim bu çıkarmış olduğumuz kanuna
eleştirel mahiyette konuşmaları oldu. Ben bunun tam tersini
söylüyorum. İnanın, bakın, ben Türkiye milletvekiliyim ama
aynı zamanda Ağrı Milletvekiliyim. Bizim ilimize
geldiğinizde -ki birçok milletvekili arkadaş gelmişsinizdir-
kentsel dönüşümün bir il için ne kadar büyük bir zaruret olduğunu
gelip de yerinde gördüğünüz zaman AK PARTİ Hükûmetlerini gerçekten alkışlamanız
lazım. Bugün Ağrıda özellikle Fıratta,
Suçatağında gezdiğiniz zaman göreceksiniz ki insanların
daha önceki yaşantıları ve şu andaki
yaşantıları arasında yüzde 99un üzerinde bir yaşam
farkı var. Dolayısıyla bu kentsel dönüşümün
eleştirilmesine ben kesinlikle karşıyım, bunu burada
özellikle belirtmek istiyorum.
İkinci bir husus: Türkiye, tarihinde bir ilki
yaşadı. Türkiyeyi dünyanın yıldız ülkelerinden biri
hâline getiren Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan
milletimizin tercihiyle Cumhurbaşkanımız olmuştur. Burada
kendilerine Cenab-ı Allahtan hayırlı uğurlu
olmasını diliyorum. Cumhur, ilk defa milletvekilleri
vasıtasıyla değil doğrudan Cumhurbaşkanını
seçmiştir. Yeni Türkiye yolunda çok önemli bir süreci milletimiz
başarıyla tamamlamıştır. Bu seçimi milletimiz
kazanmıştır, millî irade kazanmıştır,
kardeşliğimiz kazanmıştır, dünya mazlumları
kazanmıştır, çözüm süreci kazanmıştır.
Unutmayınız ki bu sürecin mimarı Sayın Recep Tayyip
Erdoğandır.
Değerli milletvekilleri, 148 maddelik tasarının
görüşmeleri alt ve üst komisyonda toplam olarak otuz sekiz güne yakın
bir süreç almıştır. Komisyonun en yoğun mesaisiyle
tasarının kabul edildiği 10 Temmuz Perşembe günü on
beş saatin üzerinde çalışarak bu tasarının kabul
edilmesi ve Türkiye Büyük Millet Meclisine sevki uygun görülmüştür.
Burada, özellikle, bu maddenin içerisinde en önemli
konulardan bir tanesi de
Ağrı Türkiyenin en soğuk illerinden
birisidir. Dolayısıyla ilimizden boru hattı geçmesine
rağmen doğal gazdan şimdiye kadar yararlanamıyorduk. Biz
orada daha önce 3 Ağrı milletvekili olarak bir kanun teklifi verdik.
Fakat bu teklif -tabii yukarıdan aşağıya inmesi
lazımdı- Plan ve Bütçe Komisyonunda bir önergeyle, tüm
arkadaşlarımızın da desteğiyle kabul edilerek buraya
getirildi.
Dolayısıyla, BOTAŞın illere
götürmüş olduğu doğal gaz dağıtımını
özel sektör gerçekleştirmektedir. Ağrının da
aralarında bulunduğu 7 ilde 3 defa doğal gaz
dağıtım ihalesine çıkılmış ancak özel sektör
ihalelere girmemiştir. Özel sektörün teşebbüste
bulunmadığı ilimize doğal gazın gelmesi
maksadıyla Plan ve Bütçe Komisyonunda vermiş olduğumuz önerge
büyük bir çoğunlukla kabul edildi.
117nci maddeyle, doğal gaz iletim hatları
BOTAŞ tarafından inşa edilmiş olan şehirlerde 3 defa
dağıtım lisansı ihalesine
çıkıldığı hâlde istekli çıkmaması durumunda,
ilgili il özel idaresi veya belediye tarafından kurulacak anonim
şirketin başvurması hâlinde Enerji Piyasası Düzenleme
Kurumu tarafından dağıtım lisansı verilecek ve
şirket o şehirde dağıtım faaliyetlerini
gerçekleştirmeye yetkili dağıtım şirketi
unvanını alacaktır.
Ben burada, huzurlarınızda, özellikle, 28
Mayıs 2014 tarihinde Ağrı mitinginde vermiş olduğu bu
müjdenin kanunlaşmasından, Ağrıya verdiği doğal
gaz desteğinden dolayı tekrar Sayın Başbakanımıza
ve 12nci Cumhurbaşkanımıza teşekkür ediyorum.
Hepinize bu vesileyle saygılarımı arz
ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Şahsı adına söz isteyen Faruk Bal, Konya
Milletvekili.
Buyurun Sayın Bal. (MHP sıralarından
alkışlar)
FARUK BAL (Konya) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüştüğümüz kanun tasarısına Milliyetçi
Hareket Partisi 5-6 madde haricinde destek vermiştir ancak bu kanun
tasarısında ciddi eksiklikler olduğunu da gerek Plan ve Bütçe
Komisyonunda gerekse Genel Kurulda yapılan görüşmelerde ifade
etmiştir.
Her ne kadar atama bekleyen öğretmenlere hayal
kırıklığı yaratan, uzman çavuşlara, astsubaylara,
polis memurlarına, başpolislere hayal
kırıklığı yaratan, bunların emeklilerini kale
almayan, çiftçinin, besicinin ve kuraklık mağduru kitlelerin derdine
derman olmayan bu tasarı eksikse de asıl benim sizinle paylaşmak
istediğim daha önce kabul edilen 100üncü maddeyle ilgilidir.
Değerli arkadaşlarım, 100üncü maddeyle
bir devletin gücünü, devamlılığını ve büyüklüğünü
ortaya koyan parametreler ortadan kaldırılmıştır. Bir
devletin büyüklüğü farklı değerlendirmeler olmakla birlikte
ekonomisiyle ölçülür. Gücü farklı parametreler olmakla birlikte
silahlı unsurlarıyla, silahlı kuvvetleriyle ölçülür.
Devamlılığı o devletin bürokrasisiyle ölçülür. Rejimi ise
demokrasi ve hukuk devleti ilkeleriyle ölçülür. 100üncü madde dediğimiz
madde, Türkiyeyi hukuk devleti olmaktan çıkaran, bürokrasiyi yani
devletin devamlılığını sağlayacak olan
bürokrasiyi, aynı zamanda da hukukun üstünlüğünü hayata geçirecek
olan bürokrasiyi ortadan kaldırma hedefini benimsemiş bir maddedir.
Bu maddeyle (I) ve (II) sayılı cetvellerde yazılı kamu
görevlilerine bir operasyon yapılacağı
anlaşılmaktadır.
(I) sayılı cetvelde valiler, büyükelçiler,
daimî temsilciler, daimî delegeler, Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri,
Diyanet İşleri Başkanı, Din İşleri Yüksek Kurulu
üyeleri, Yüksek Denetleme Kurulu Başkan ve üyeleri bulunmakta; (II)
numaralı cetvelde ise devletin müsteşarları,
yardımcıları, genel müdürleri, yardımcıları -aşağıya
kadar inerek- valileri, vali muavinleri, kaymakamlarına kadar tüm
kadrosunu kapsamaktadır. (I) ve (II) no.lu cetvellerde iktidar partisinin
siyasi kararıyla görevden alma işlemi olduğu takdirde, mevcut
durum hukuk devletinde, yargıya müracaat eder bundan mağdur olan.
Mahkemenin verdiği kararı hukuk devletinde otuz gün içerisinde siyasi
iktidar uygulamak zorundadır. Niçin? Çünkü, hukuk devleti ilkesini
koruyacak olan bürokrasiyi hukuk korumak zorundadır; devletin devamlılığını
sağlayacak olan bürokrasiyi hukuk korumak zorundadır; devletin
hafızası, tecrübesi, teamüllerini yaratan, yasaların
oluşmasına katkıda bulunan bürokrasiyi hukuk korumak
zorundadır. Eğer hukukun korumasından çıkarılmış
bir bürokrasi yaratılıyor ise, o takdirde bu bürokrasi yaratanın
emrine girmiş bir bürokrasidir, yaratan da siyasi iktidardır.
Türkçeye çevirecek, bugüne uygulayacak olursak, AKPnin emrine girmiş bir
devlet kadrosu yaratıyorsunuz, yani devleti partileştiriyorsunuz,
yani devletin ana iskeletini ortadan kaldırıyorsunuz. Bunu yapan
ülkeler batmıştır, yapmayan ülkeler ayakta
kalmıştır.
Rusya 1990lı yıllarda ayakta kalabilmiş
ise bürokrasisi ve silahlı kuvvetleri sayesinde kalabilmiştir. Bugün
Libya eğer yerlerde sürünen bir hâldeyse dış güçler
tarafından silahlı kuvvetleri ve bürokrasisi yok edildiği
içindir. Bugün Irak aynı durumda ise bürokrasisi ve silahlı
kuvvetleri dış güçler tarafından yok edildiği için.
Türkiyede de silahlı kuvvetleri düşürdüğünüz hâl belli, bürokrasiyi
düşürdüğünüz hâl belli. Bundan sonra da AKPnin nasıl memuru
hâline gelmiş bir devlet yönetimi çarklarını dönüştürecek
bir bürokrasi yaratacağınız da bu yasadan belli olmaktadır.
Hukukun üstünlüğü gün gelecek hepinize lazım
olacaktır. O günlerde sizlere lazım olacak hukuku şimdiden
kendiniz kendi ellerinizle ortadan kaldırıyorsunuz diyor, hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Bölüm üzerinde on beş dakika süreyle soru-cevap
işlemi yapılacaktır.
Sayın Akçay, buyurun.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Bugün Soma faciasının üçüncü ayı. Faciadan
sağ kurtulan madencilerin ağır psikolojik travması devam
etmektedir. İşçiler kendi imkânlarıyla psikolojik destek
almakta, kazazede işçiler arasında alkolizm ve hap
kullanımı yaygınlaşmaktadır. Bu konuda Hükûmetin
dikkatini çekiyorum ve bir tedbir almayı düşünüyor musunuz diyorum.
Ve diğer bir husus da Somada özel bankaların
neredeyse tamamına yakını -buna Yunan sermayeli bankalar da
dâhil olmak üzere- kazadan sağ kurtulan maden işçilerinin banka kredi
borçlarını altı ay ila bir yıllık bir süreyle
erteledi. Devlet bankalarında ise böyle bir erteleme yapılmadı.
Daha önce de dile getirmemize ve Hükûmeti uyarmamıza rağmen bu konuda
bir gelişme yoktur. Herhangi bir çalışma yapmayı
düşünüyor musunuz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Doğru
REŞAT DOĞRU (Tokat) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Irakta IŞİD terör örgütünün masum halka
saldırmasıyla katliamlar yapılmakta, halk zorla göç
ettirilmektedir. Katliama uğrayan ve zorla göç ettirilenler arasında
yüz binlerce Irak Türkü de bulunmaktadır. IŞİD terör örgütünün
saldırması sonucu bölgesinden ayrılan, ülkemize gelen Türkmenler
var mıdır? Ayrıca, Türkmenlerin ülkeye getirilmesiyle ilgili
herhangi bir çalışma yapılmış mıdır?
Yapılan bir çalışma varsa nedir?
İkinci soru olarak, Irak Türkmenlerine insani
yardım yapılmış mıdır? Yapıldıysa
miktarı nedir? Hangi bölgelerdeki Türkmenlere
yapılmıştır? Yardım devam etmekte midir?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Erdoğan
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) Sayın
Başkan, teşekkür ediyorum.
Sayın Bakan, tasarının 112nci maddesi
özelleştirmelerin iptaliyle ilgili yargı kararlarını yok
hükmüne getirmektedir. Bu maddeyi tasarıdan çıkarmayı
düşünüyor musunuz? Eğer bu maddeyi tasarıdan
çıkarmıyorsanız idari yargıyı kaldırmayı
düşünüyor musunuz?
Yine, tasarının 123üncü maddesiyle
belediyelere orta ve yüksek öğrenim öğrenci yurdu yapma yetkisi
vermektesiniz. Millî eğitim ile Gençlik Spor
Bakanlığının öğrenci yurdu yapma ve işletmesi
konusunda bir sorun mu var?
Yine, tasarının 124üncü maddesiyle
belediyelere ait taşınmazların birtakım vakıflara
verilmesinin önü açılmaktadır. Bu, belediye kaynaklarının
bazı kişiler yararına gasb edilmesi anlamına gelmektedir.
Bunu tasarıdan çıkarmayı düşünüyor musunuz?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Yılmaz
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Tabii, Ulaştırma Bakanı var diye
hazırlamıştım ama. Şimdi, bu 9 bine yakın
Karayolları işçisi davayı kazandı, Yargıtay da
bunları onayladı ve bunlar uygulanmıyor. Bu hukukun, mahkemenin
kararlarını uygulamamanın gerekçesi nedir?
Yine, bürokratlar olduğu için sormak istiyorum. Bu
17, 25 Aralık sürecinde, Ulaştırma Bakanlığından
iş alan birtakım müteahhitlerden havuz medyası
oluşturulurken 600 milyona yakın bir para toplandığı
ifade ediliyor. Bu iş adamları Ulaştırma
Bakanlığından hangi ihaleleri almıştır? Ulaştırma
Bakanlığı olarak bu ihalelerle ilgili bir soruşturma
açıldı mı Bakanlık bünyesinde?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Yalçınkaya
MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, Bartın ilimizde PTTnin
taşeron işini yapan Asgün adlı firmada çalışan 13
PTT dağıtıcısı, maaşlarının her ay geç
ödenmesi sebebiyle yaptıkları işi durdurma eylemi nedeniyle
cezalandırılarak maaşlarından beşer yevmiye ücreti
kesilerek kendilerine eksik ödeme yapılmıştır. Bu uygulama
sizce kabul edilebilir bir yöntem midir? Çalışanların
mağduriyetlerini gidermek, bu hukuksuzluğu ortadan kaldırmak
için ne düşünüyorsunuz?
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Genç
KAMER GENÇ (Tunceli) Teşekkür ederim.
Aslında her Hükûmet sırasında oturan
kişi gerçekten hep değişiyor. Bunların hepsinin de
kendilerine göre çok büyük kusurları var; bunlara soru sormak bile bizim
için çok büyük bir sıkıntı da.
Evvela bu Sektörel izleme ve değerlendirme
raportörü adı altında kaç kişi alacaksınız? Hangi
esaslara göre alacaksınız? Ne kadar para ödeyeceksiniz?
Çok düşük değerlerle özelleştirilen
kurumlarda yargının verdiği iptal kararları gereğince,
bu kanunun 112nci maddesi gereğince iadesini düşünmediğiniz kaç
kişi var? Bunlardan bir tanesi Cengiz İnşaattır.
Seydişehir Alüminyum tesisleri 8,5 milyar dolara mal olduğu hâlde
devlete, siz 370 milyon dolara verdiniz ve bu Mehmet Cengiz de Tayyip
Erdoğanın Potamyada kendisine saray
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
KAMER GENÇ (Tunceli) - İnsan biraz utanır ya!
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Çam
MUSA ÇAM (İzmir) Teşekkürler Sayın
Başkan.
3 Haziranda Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşmeye
başladığımız bu torba kanun Plan ve Bütçe Komisyonunda
daha sonra 101 ve daha sonra da 148 maddeye çıktı, ek maddelerle
149a çıktı.
Şimdi Sayın Bakandan öğrenmek istiyoruz:
Üç yıldır Türkiye Büyük Millet Meclisinde görev yapıyoruz, bu
torba kanun alışkanlığından ne zaman
kurtulacağız? Ne zaman temel yasalardan kurtulacağız ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi normal çalışma statüsüne kavuşacak
ve çalışma saatleri belli saat dilimleri içerisinde yapılacak?
Acaba bu ne zaman gerçekleşecek? Sayın Bakandan bunu öğrenmek
istiyoruz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Şimşek
CEMALETTİN ŞİMŞEK (Samsun)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, şimdi, yasa torba olunca sorular
da böyle ilgili ilgisiz bakanlara torba şekilde geliyor, bakanlar torba!
Gerçi Sayın Tarım Bakanı Mehdi Eker buradalar zannediyorum ama
Samsunun Alaçam ve Bafra ilçelerinde pirinç üreticilerinin bir kısmı
2013 yılına ait desteklemelerden hâlâ
faydalanamamıştır. Böyle bir çalışma var mı, ne
zaman ödenecek? Bunu sormak istiyordum. Sayın Bakan da burada kulak
veriyor gerçi ama.
Teşekkür ederim Sayın Bakan.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Acar
GÜRKUT ACAR (Antalya) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sayın Bakan, Sosyal Güvenlik Kurumu neden bu kadar
çok davalıdır, kaç kişiyle davalı olmuştur? Bu
davaların konuları nelerdir? Son beş yılda kaç dava
kaybedilmiştir? Sosyal Güvenlik Kurumu kaybedilen davalar için ne kadar
masraf yapmıştır? Sosyal Güvenlik Kurumunun 300 bine yakın
davayla uğraştığı doğru mudur? Bu kurum bu kadar
davalı oluyorsa yanlışlık nerededir? Özellikle Anayasa
Mahkemesinin bir kararı var memurlara geçmiş yıllar için
tazminat ödenmesiyle ilgili. Bu insanlara on yıl, on beş yıl
için mahkeme kararlarıyla 10 lira, 15 lira tazminat verildi. Böyle bir
hesap olur mu? Bunu düzeltmeyi düşünüyor musunuz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Işık
ALİM IŞIK (Kütahya) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Sayın Bakan, bilindiği gibi 30 Mart yerel seçimleri
öncesinde kamuya ait bazı taşınmazların bazı illerde
belediye başkanı adaylığı için TÜRGEVe
bağışı konusunda sözler verildiği yönünde tape
kayıtları İnternet medyasında yayınlandı.
Tasarının 124üncü maddesindeki değişiklik bu amaçla
mı yapılmaktadır? Bunu tasarı metninden çıkarmayı
düşünür müsünüz?
İkincisi, bugün Gümrük ve Ticaret
Bakanlığının bazı katılım bankalarıyla
olan protokollerini iptal ettiği yönünde medyaya düşen haberler
doğru mudur? Doğruysa bunun gerekçesi nedir? Hangi bankalarla bu tür
protokoller hangi gerekçelerle iptal edilmiştir? Açıklarsanız
sevinirim.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Bakan, buyurun.
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI (Rize)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Akçayın sorusuna cevap olarak
şunları ifade etmek isterim: Somayla alakalı
KAMER GENÇ (Tunceli) Anlayacağımız
şekilde konuş da
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI (Rize)
Yakınıma gel.
Somayla alakalı, bildiğiniz gibi,
başından bu yana Hükûmetimiz tüm üniteleriyle, tüm unsurlarıyla
Somadaki faciaya maruz kalanların yanında olmuştur. Devlete,
millete ait imkânlarla en rantabl şekilde Soma faciasından
mağdur olmuş, şehit düşmüş
insanlarımızın yaralarının sarılmasına
çalışılmış ve çalışılmaya devam
etmektedir. Gene hepinizin malumu, bu torba tasarı olarak
nitelediğiniz tasarıda da genelde Soma faciası ve benzer
olaylarla ilgili düzenlemeler yer almaktadır.
Özel bankaların kredi borçlarını
ertelediği, kamu bankalarının erteleme yapmadığı
yönündeki sorunuzu not aldım. Bunu sorgulayacağız,
soracağız çünkü bizim bankalarla ilgili çalışmaları
yürüten arkadaşlarımızın beyanları,
değerlendirmeleri Somada özellikle esnaf ve sanatkârın bu facia
dolayısıyla mağduriyetlerini hafifletmek için gerekli önlemlerin
mutat olduğu şekilde alınması yönündedir.
Sayın Doğrunun, Irakta IŞİD terör
örgütüyle alakalı dile getirdiği hususları hep birlikte ve
hepimiz yakından takip ediyoruz. Buna hepimizin
duyarlılığı en üst düzeyde devam ediyor. Irakta IŞİD
terör örgütünün zulmüne maruz kalmış sadece Türkmenler değil;
ırkına, meşrebine, mezhebine bakılmaksızın
mağdur olmuş tüm insanları elbette ki koruma kollama görevi
bizim hudutlarımızın elverdiği ölçüde yapılmaktadır.
Türkiyeye giren var mı? Bir kimlik tespiti
yapılmış değil ama Türkiyeye giriş
çıkışlar yine hepinizin malumu olduğu üzere pasaportla
yapılmaya devam edilmektedir. Yani, pasaportlu gelen insanların
Türkiyeye girişi olmaktadır.
REŞAT DOĞRU (Tokat) Pasaportu olmaz ki
Sayın Bakanım, onlar şeyden geliyorlar, nasıl pasaportu
olsun?
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI (Rize)
Hayır, pasaportsuz olarak gelip de Türkiyeye girmeye çalışan,
hayati tehlikesi olduğunu beyan ederek sığınma isteyen,
böyle bir talep henüz vaki değil ama birkaç gün öncesine kadar bizim Habur
kapımızın hemen karşısında İbrahim Halil
denen yerde birkaç bin kişilik bir birikim olmuş, hemen
komşularla da gerekli müzakere yapılmış, onların mal
ve can güvenliğinin korunması, hayatlarını idame ettirmesi
için gerekli önlemler alınmıştır.
Irak Türkmenlerine yardım yapılıyor mu?
Bu defalarca gündeme geldi. Yine, biliyorsunuz, Millî İstihbarat
Teşkilatına ait tırlar gündemde oldu. Dolayısıyla, o
tırlarla ilgili yaşanan olaylar vesilesiyle de Hükûmetin ne tür bir
çalışma içerisinde olduğu kamuoyuyla da paylaşılmıştır.
AFAD aracılığıyla 110 tır yardım
yapılmış.
REŞAT DOĞRU (Tokat) O tırlar Suriye
Türkmenleri için efendim, Irak Türkmenleri için değildi herhâlde.
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI (Rize)
Daha detaylı bilgiyi gerekirse biz size iletiriz, şimdilik genel
olarak bunları ifade ediyorum.
Efendim, Sayın Erdoğanın 102nci madde
kapsamında özelleştirmelerle ilgili idari yargı kararları
sonuçlarının ortadan kaldırılmasına dönük düzenlemeye
ilişkin bir eleştirisi var.
Değerli arkadaşlar, şimdi, hepiniz
bilmektesiniz ki, Türkiyede uzun süreden bu yana bazı kamu
işletmeleri ve kuruluşları özelleştirilmiştir ama
yargı, özelleştirme işlemleriyle ilgili denetim işlevini ve
dava açılması hâlinde davaların sonuçlanmasını çok
uzun sürelere yaymaktadır. Özelleştirme suretiyle işletmeleri
devralmış olan müteşebbisler yatırım yapmakta,
faaliyetlerine devam etmektedir. Zaman geçtikçe, ekonomik gelişmeler ve
değişmeleri de dikkate aldığımızda
KAMER GENÇ (Tunceli) - On senedir iktidarsınız!
On senedir ne yapıyorsunuz?
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI (Rize) -
yargısal işlemin, sonuçları itibarıyla hayatın
gerçekleriyle örtüşmediği gözlenmiş, bir sorun hâline
gelmiştir.
KAMER GENÇ (Tunceli) Hayatın ne gerçeği var?
Niye yatırım yapmıyorsunuz?
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI (Rize)
Dolayısıyla, bu sorunları ortadan kaldırmak amacıyla
bu düzenleme getirilmektedir.
GÜRKUT ACAR (Antalya) O yaptığınız
doğru değil Sayın Bakan! O söylediğiniz de doğru
değil; 5 kuruş yatırım yapılmadı oraya, hiçbir yatırım
yapılmadı.
KAMER GENÇ (Tunceli) Adamınız diye
koruyorsunuz!
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI (Rize) -
Bir diğer soru: 123üncü maddeyle ilgili, öğrenci yurtları
yapımının belediyelere verilmesi şeklindeki düzenlemeyi
eleştirdi. Esas olan, bunu şu kurumun veya bu kurumun yapması
değil, öğrencilere yurt yapılmasıdır; elbette ki
burada, Hükûmetimiz de öğrencilerimizi, muhtaç olan öğrencilerimizi
dışarıda bırakmaksızın yurtlarda
barınmasına imkân verecek hizmetleri devreye sokmaktır. Maddeyle
ilgili düzenleme bu amaca yöneliktir; dolayısıyla, bu amacın
tasarıdan çıkartılması söz konusu değildir.
Sayın Yılmazın Efendim, taşeron
işçiler davayı kazandı
Ve bununla bağlantılı
olarak, havuz medyasından söz ederek yönelttiği sorulara
ilişkin, tabii ki, sorunun dayanağı, oturduğu zemin
itibarıyla çok doğru bir değerlendirme
olmadığını düşünüyorum. Yani, havuz medyası
gündelik dilde kullanılan bir deyimdir, dolayısıyla havuz
medyasını esas alarak benim burada sizin sorunuzu sizin
istediğiniz tarzda cevaplandırmam söz konusu değildir.
Sayın Yalçınkayanın Bartın ilinde
PTT işçileri cezalandırıldılar. Şayet bu ceza ise
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI (Rize) -
ve haksız bir ceza ise ve yaptırımsa doğru
MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) Mikrofonu açar
mısınız Başkanım?
BAŞKAN Bir saniye
Açtırıyorum
Sayın Yalçınkaya.
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI (Rize)
Ama ceza uygulaması bir yasaya dayanıyorsa yani yasa, o cezanın
uygulanmasına cevaz veriyorsa bunda söylenecek bir şey yok. Bu tür
düzenlemeler genel, yaygın hâle geldi, bir uygulamaya dönüştü.
diyorsanız o zaman demek ki, o yasa hükmünü gözden geçireceğiz.
MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) Sayın
Bakanım, yasada öyle bir ceza yok. 13 tane taşeron işçisi
paralarını alamadıkları için işi durdurma eylemi
yapıyorlar ve bunun üzerine 5er yevmiye ceza veriliyor,
maaşlarından kesiliyor. Bu, hukuka uygun mu? diyorum ben size.
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI (Rize)
Ben de şunu söylüyorum: Bakın, burası bir mahkeme değil.
Benim burada Doğrudur. veya Yanlıştır. diyebilmem için
MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın)
Mağduriyetlerini giderecek misiniz?
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI (Rize)
Bakın efendim, yapılan işlem, bir yasaya dayanmıyorsa yasa
dışıdır, doğru değildir ama
SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul)
Dayanmıyor.
MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) Dayanmıyor.
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI (Rize)-
Siz diyorsunuz.
SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) Ama yasayı
bilmeniz lazım.
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI (Rize)
Siz diyorsunuz.
O zaman, dosyayı bana getirin, ben hukukçu
kimliğimle inceleyeyim, görüş belirteyim.
MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın)
Bürokratlarınıza talimat verin, mağduriyetlerini giderin.
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI (Rize)
Böyle ezbere talimat olmaz. Dosya incelenir, tetkik edilir, görüşler
belirlenir, ona göre talimat verilir.
Eminim ki siz bu konuyu yetkili idareye
taşımanız hâlinde en uygun uygulama neyse o yönde işlem
yapılacaktır.
Sayın Gençin sorusu Sektörü izleme raportörleri
ismi altında kaç kişi alacaksınız? Bu, sanırım,
tasarıda belirlidir.
KAMER GENÇ (Tunceli) Hangi esaslarla
alacaksınız? Ne ücret vereceksiniz?
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI (Rize)
Onun kamuda mevzuatı vardır.
KAMER GENÇ (Tunceli) Hangi mevzuatta var? Yeni
getiriyorsunuz.
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI (Rize) -
657 sayılı Kanun çerçevesinde, o işlemle alınacaktır.
KAMER GENÇ (Tunceli) Burada, bilgisiz olarak oraya
çıkma. Bize doğru düzgün bir bilgi ver ya!
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI (Rize)
Efendim, Sayın Acarın sorusu Sosyal Güvenlik Kurumu kaç kişiye
dava açtı? Davaların sayısı ne kadardır?
Bunları, takdir edersiniz ki şu anda benim size net olarak vermem
mümkün değil. O sorunuzun cevabını da,
arkadaşlarımız not aldı, yazılı olarak bildireceklerdir.
Sayın Işıkın, 30 Mart seçimi öncesi
kamuya ait taşınmazların devri öngörülmüştü, şimdi
düzenleme getiriliyor. Bilemiyorum bu bağlantıyı nasıl
kuruyorsunuz. Buradaki bağlantının içeriği belli, gerekçesi
bellidir. İfade ettiğiniz tarzda herhangi bir amaç güdülmemektedir.
Katılım bankalarına ilişkin
Bugün,
bizim Bakanlığımızda bir sözleşmenin sona ermesi için
ihbarda bulunmuştur. Yaptığımız
değerlendirmelerde 2005 yılında bir anlaşma
yapılmış vergilerin tahsili için, aşağı
yukarı Gümrük Ticaret Bakanlığı 50 milyar TL dolayında
vergi tahsilatı yapmakta, bununla ilgili sadece 250 veya 300 milyonluk bir
tahsilat söz konusu olmuş, dolayısıyla verimli
görülmediğinden bir katılım bankasıyla ilgili bu
sözleşmenin feshi ihbarı yapılmıştır, durum
bundan ibarettir.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, benim
sorularıma cevap vermedi. O Hükûmet sırasında oturan kişi
BAŞKAN Sayın Bakana doğru hitap ediniz.
KAMER GENÇ (Tunceli)
gerekli bilgiyi bilmek
zorundadır, bilmiyorsa oraya bürokratları getirsin, benim
sorduğum bütün sorulara cevap versin.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, beşinci
bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır. Şimdi,
beşinci bölümde yer alan maddeleri, o madde üzerinde önerge varsa
işlemlerini yaptıktan sonra ayrı ayrı oylarınıza
sunacağım.
102nci madde üzerinde dört adet önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
Kanun Tasarısının 102. maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli İdris
Şahin Bülent Turan
Giresun Çankırı İstanbul
İsmail Kaşdemir Ramazan
Can Mehmet Doğan Kubat
Çanakkale Kırıkkale İstanbul
MADDE 102 - 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı
Kamulaştırma Kanununun 4 üncü maddesine aşağıdaki
fıkra eklenmiştir.
"Ancak, maliklerinin mülkiyet hakkının
kullanılmasının engellenmemesi, can ve mal güvenliği
bakımından gerekli önlemlerin alınması kaydıyla, kamu
yararına dayalı olarak taşınmazların üstünde teleferik
ve benzeri ulaşım hatları ile her türlü köprü,
taşınmazların altında metro ve benzeri raylı
taşıma sistemleri yapılabilir. Taşınmazların
mülkiyet hakkının kullanımının engellenmemesi halinde,
taşınmazlara ilişkin herhangi bir kamulaştırma yapılmaz.
Taşınmaz sahiplerine bu işlemler nedeniyle
kamulaştırma, tazminat ve benzeri nam altında herhangi bir ücret
ödenmez. Yapılan yatırım nedeniyle taşınmaz
maliklerinden değer artış bedeli alınamaz."
BAŞKAN - Aynı mahiyetteki üç önergeyi
okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı
Kanun Teklifinin 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı
Kamulaştırma Kanununun 4 üncü maddesine ek fıkra eklemeyi
öngören çerçeve 102 nci maddesinin tasarı metninden
çıkartılmasını arz ve teklif ederiz.
Hasip Kaplan Sırrı
Süreyya Önder Erol
Dora
Şırnak İstanbul Mardin
İdris Baluken Sebahat Tuncel
Bingöl İstanbul
Aynı mahiyetteki diğer önergelerin imza
sahipleri:
Rahmi Aşkın Türeli Aydın Ağan
Ayaydın Vahap
Seçer
İzmir İstanbul Mersin
Müslim Sarı İzzet Çetin Musa Çam
İstanbul Ankara İzmir
Haydar Akar Ali
Demirçalı Ayşe
Gülsün Bilgehan
Kocaeli Adana Ankara
Diğer önergenin imza sahipleri:
Erkan Akçay Mustafa
Kalaycı Muharrem
Varlı
Manisa Konya Adana
Mehmet Erdoğan Mehmet Günal Lütfü Türkkan
Muğla Antalya Kocaeli
BAŞKAN Komisyon aynı mahiyetteki önergelere
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İLKNUR
DENİZLİ (İzmir) - Katılamıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI (Rize)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde
PERVİN BULDAN (Iğdır) Sayın
Başkan, gerekçe.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Bu düzenleme ile hükûmet kamulaştırma ve
kamulaştırma yoluyla irtifak hakkı işlemi
yapılmaksızın kamu yararı adına taşınmazlar
üzerinde teleferik ve benzeri ulaşım hatları, altında
tünel, metro ve metro benzeri raylı taşıma sistemleri
yapılabilmesine olanak tanımaktadır. Anayasal bir hak olan
mülkiyet hakkı kısıtlanmaktadır. Her ne kadar kamu
yararı ifadesi kullanılmış olsa da bu düzenleme ile birçok
vatandaşın hak kaybına uğraması söz konusu
olacaktır. Taşınmazının üzerinden ya da altından
teleferik, metro ya da benzeri hatların geçmesi bir yandan risk
oluştururken diğer yandan taşınmaz için değer
kaybını da beraberinde getirecektir. Ayrıca taşınmaz
sahiplerinin hukuki hakları da elinden alınmakta ve geçersiz
kılınmaktadır. İşbu önerge bu gerekçeler ile
verilmiştir.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeler üzerinde
söz isteyen Lütfü Türkkan, Kocaeli Milletvekili.
Buyurun Sayın Türkkan. (MHP sıralarından
alkışlar)
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; bu Meclis, normal olarak 1 Temmuzda tatile
girecekti, öyleydi ama bu dönem çeşitli saiklerle en son 28 Ağustosa
kadar uzattık. Neden 28 Ağustosa kadar uzattık? Sebebi torba
kanun. Aslında, torba kanuna baktığınızda, 4 veya 5
maddesini bir kenara ayırdığımızda diğer maddeler
de burada bulunan bütün milletvekillerinin destek verdiği maddeler. Yani
gerçekten, bu torba kanunun bu Meclisten geçmesini istiyorsa Hükûmet, bu 4-5
maddeyi bir kenarda tutardı, diğer maddeleri getirir görüşürdü,
Meclis tatile girerdi. Zaten sayısal çoğunluğunuz var, daha
sonra Meclis açıldığında diğer o 4-5 madde, o
sayısal çoğunluğunuzla geçerdi ama buradaki amaç şu:
Germeye devam etmek. Ülke geriliyor, Meclis geriliyor, burada 4-5 tane genç
arkadaş kendini tatmin ediyor, oradan laf atıyor, içeriye gidiyor,
aynaya bakıyor Ne güzel laf attım ya. diyor. Yahu güzel de esas
meseleyi ıskalıyoruz, farkında değilsiniz.
Farkında mısınız, Türkiye, çok uzun
bir süredir etrafında kaynayan kazanı hiç konuşmadı
Mecliste. Mesela, Irakın bölünmesiyle alakalı Türkiyenin bir
lafzı oldu mu, Irakın toprak bütünlüğüyle alakalı?
Amerikanın böyle bir lafzı var, devam ediyor ama Türkiyenin böyle
bir lafzı yok. Bir taraftan, orada, Kürtleri düşman belledik,
şimdi geldik oradaki peşmerge güçlerini dost belledik. Bunu alıp
Meclise getirmek, Mecliste muhalefetle beraber bunları konuşmak
yerine, muhalefeti yok sayacağız, onlarla gerileceğiz, kavga
edeceğiz, sonra seçime gideceğiz.
Yahu iyi, güzel de, seçim kazanıyorsunuz da Türkiye
neler kaybediyor? Mesela, Suriyeye bakıyorsunuz, Suriyenin ne
olacağı konusunda kimsenin herhangi bir bilgisi var mı? Eskiden
akil insanlar bildiğimiz insanların -şimdi o bölücülere akil
insanlar diyorlar- onların dahi konuştuğu bir Meclis vardı,
onların davet edilip dinlenildiği bir Meclis vardı.
Bırakın şimdi onları, burada milletvekilleri dahi
etrafında dönen dolapları istişare etmekten yoksun. Sebep,
Adalet ve Kalkınma Partisinin, kendisini dev aynasında görmesi. Bir
gün bu olaylar tersine döndüğünde, bu etrafımızdaki olan
olayların bütün müsebbibinin siz olacağınızı bir kere
daha hatırlatmak istiyorum.
Bakın etrafımızda neler oluyor: Irakta
Türkmenler eziyet görüyor. Türkmenleri Bağdat pasaportu taşıyor
diye kapıdan buraya almıyorsunuz. Bu, günah değil mi?
Vicdanınız nasıl rahatsız olmuyor bundan?
Biz, biraz evvel Sayın Zühal Topcu ve Sayın
Reşat Doğru ile beraber Atatürk Araştırma Hastanesine
gittik. orada Gazzeden gelen 3 tane kızımızı ziyaret
ettik, Azerbaycandan gelen asker Serkanı ziyaret ettik. Serkanın
bacağı kopmuş, 19 yaşında genç, ampute, Ermenistan
sınırında Ermenilerin attığı bombayla
yaralanmış. Gazzede 14 yaşındaki Ahud, kafa travması
geçirmiş, hafızasını kaybetmiş, Beni anneme götürün.
diye bağırıyor. 20 yaşındaki Linda, annesini ve kızını
kaybetmiş, belden aşağısı felç.
Etrafımızda bunlar oluyor arkadaşlar ve
biz bunları burada hiç konuşamadık. Sadece Gazzeden yaralı
getirdik, burada propaganda yapalım. Gazzeye, Türkmenistana makarna
gönderdik. Yahu, bırakın adamlara makarna göndermeyi, ilaç
göndermeyi. Bu insanların dünyada herhangi bir şekilde
hakkını arayabiliyor musunuz? Sayın Başbakan bir gün
herhangi bir dünya lideriyle veyahut da Avrupadan bir liderle, ortak tarihimiz
olan bu ülkelerdeki durumu konuşma imkânı buldu mu? Hayır. Çok
günübirlik siyasetin içerisinde gerçek siyaseti kaybediyorsunuz. Bizi de buraya
kurban ediyorsunuz. Kavgadan siz nemalanırken bizi de buna kurban
ediyorsunuz.
Benim buradan tavsiyem şu, Sayın Başkan:
Bu millete eziyet ediyorsunuz. Yaz tatili bitiyor, ağustos devam ediyor,
Meclis çalışıyor. Çıkardığımız
kanundaki 144 madde cidden, çok ciddi anlamda destek verdiğimiz maddeler,
diğerleri sizin yaptığınız birtakım haksız
uygulamalar, hukuksuz uygulamaların üstünü örtecek maddeler. Bunları
ayırın bir kenara, bu millete anlatın daha sonra. Biz
bunları bu yüzden, bu yüzden çıkarmak istiyoruz. deyin. Bu millete
de eziyet etmeyin, kendinize de eziyet etmeyin, bize de eziyet etmeyin. Ama
lütfen, bu Meclisin saygınlığına uygun hareket edin. Gelin
buraya, Türkiyenin meselelerini konuşun. Türkiyenin meselesi sadece
seçim almak değildir. Seçimi alırsınız, tebrik ederiz,
alkışlarız, hayırlı uğurlu olsun.
Türkiyenin meselesi bitti mi arkadaşlar? Yani,
Türkiyede ekonomiyi şu veya bu şekliyle bugüne kadar sürükleyen,
yara almadan, bere almadan bir nebze buraya getiren bir Ali Babacana bir
danışmanın sözleri Türkiyenin gündemi oldu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) O danışmanın da
beş altı sene evvel neler dediği ortada. Yani, Jölecana
Babacanı yediriyorsunuz. Bu da Türkiyeye yakışmıyor.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Aynı mahiyetteki önerge üzerinde söz isteyen, Gülsün
Bilgehan, Ankara Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)
AYŞE GÜLSÜN BİLGEHAN (Ankara) Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz yasa
tasarısının 102nci maddesi üzerine söz aldım. Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Gecenin bu saatinde ama 102nci madde gerçekten ilginç,
Kamulaştırma Yasasına bir ekleme yapıyor. Yasanın
ilgili maddesi şöyle: Taşınmaz malın mülkiyetinin
kamulaştırılması yerine, amaç için yeterli olduğu
takdirde taşınmaz malın belirli kesimi, yüksekliği,
derinliği veya kaynak üzerinde kamulaştırma yoluyla irtifak
hakkı kurulabilir. Buraya kadar tamam. Sonra ek madde geliyor,
meşhur 102nci madde: Ancak, maliklerin mülkiyet hakkının
engellenmemesi, can ve mal güvenliği açısından risk
oluşturmaması kaydıyla kamulaştırma ya da
kamulaştırma yoluyla irtifak hakkı tesisi
yapılmaksızın kamu yararı kararına dayalı olarak
taşınmazların üzerinde teleferik ve benzeri ulaşım
hatları, altında tünel, metro ve benzeri yaylı taşıma sistemleri
yapılabilir. diyor. Yani şu demek: Evinin altından geçen
metro, önünde uzanan teleferik belki hayatının birikimiyle
aldığın gayrimenkulün değerini düşürürse
yapacağın bir şey yok. demek.
Değerli arkadaşlar, bu maddenin eklenme nedeni
tahmin ediliyor, Komisyonda da gündeme gelmiş. Ankara Büyükşehir
Belediyesi tarafından yapılan ve bölge sakinlerince tepkiyle
karşılanan Yenimahalle Şentepedeki bir teleferik söz konusu.
Yasa değişikliğine neden olacak kadar önemli görülen bu
teleferiğe uygulamalı bir konuşma yapabilmek için gidip bindim.
Hem bu konuşmayı yapabilmek için bayağı uzun zaman bekledim
hem de zaten benim bölgem. Ve açıkçası binmesi keyifliydi ancak
teleferik, evlerin çatılarının hemen üzerinden, hatta
balkonların da hemen yanından geçiyor. Oysa, bu tip ulaşım
araçlarının konut bölgelerinin dışına
yapılması esastır. Ayrıca, bir şey daha var: Teleferik
bir ulaşım aracı mıdır? Ayrıca, Yenimahalledeki
teleferiğin işletmeye uygun olmadığını bilim
insanları da söylemiş. Elektrik Mühendisleri Odası Ankara
Şubesi 22 Martta kamuoyuna, bakın, şu duyuruyu yapmış:
Teleferik sisteminin sabit enerjisinin ve jeneratörünün
olmadığı, duraklarda topraklama ve paratoner
tesisatının tamamlanmadığı, ölçüm
raporlarının bulunmadığı, fiziksel alt
yapının, yangın söndürme sistemlerinin hazır
olmadığı, işletme organizasyonunun eğitim
almadığı, acil kurtarma senaryolarının
oluşturulmadığı, kurtarma tatbikatlarının yapılmadığı
tespit edilmiştir. Yani daha ne söylesinler? Bu kadar ciddi uyarılar
üzerine -bakın, onu da söylüyorum- umarım gerekli düzeltmeler de
yapılmıştır çünkü aslında teleferik yerel seçimler
öncesinde alelacele açılmış. Yine de o gün kabinde beraber
yolculuk yaptığımız hanım, geçen gün teleferiğin
arıza yaptığını ve içindekilerin bir saat boyunca
telde asılı kaldığını anlattı. Yani demek ki
bir güvenlik sorunu hâlâ var ve tabii, vatandaşlar dava üzerine dava
açmışlar, mülklerin ekonomik değeri düşüyor, parklar
teleferik inşaatı hâline getirildi, yeşil alanlar yok oluyor ve
en önemlisi, özel hayatın mahremiyeti kalmadı.
Şimdi, sonuç olarak, Ankara Büyükşehir
Belediyesini kurtarmak için hazırlandığı
anlaşılan bu 102nci madde, aslında zaten hiçbir işe
yaramayacak çünkü her şeye rağmen bu maddeyle bile kişilere
mülkiyet hakkının korunmasıyla ilgili hukuk güvencesinin
getirildiğini görüyoruz. Anayasaya aykırı, daha da ileri
gidersek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarına da
aykırı. Geçmişte yargı zaten bu tip kararları
engellemiş.
Şimdi eğer gizli oylansaydı
reddedileceğinden kuşku duymadığım bu maddeye CHP
Grubu olarak karşı oy vereceğimizi belirtiyorum ve bayram günü
Heybeliadada bisiklete binmek isterken Kabataşta belediye otobüsü terörü
altında kalan üniversite öğrencisi Kübra Derenin gözlerinden öperek
bir an önce iyileşmesini ve Türkiyeyi onun yaşayabileceği bir
ülke hâline getirebilmek için bize yardım etmesini diliyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP ve MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza
sunacağım.
IV.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
ENGİN ALTAY (Sinop) Sayın Başkan,
yoklama yapılmasını istiyoruz.
BAŞKAN Yoklama talebi var, yerine
getireceğim.
Sayın Altay, Sayın Özel, Sayın Türeli,
Sayın Demiröz, Sayın Serindağ, Sayın Çetin, Sayın
Akova, Sayın Acar, Sayın Gümüş, Sayın Seçer, Sayın
Kuşoğlu, Sayın Çam, Sayın Çelebi, Sayın Genç,
Sayın Bilgehan, Sayın Oran, Sayın Yalçınkaya, Sayın
Haberal, Sayın Öner, Sayın Köktürk.
Üç dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, toplantı
yeter sayısı vardır.
X.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.-
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetinin; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili
İdris Balukenin; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetinin; Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam
Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcının;
Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; Adana
Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın;
Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın;
İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri
Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in;
Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın
Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye
Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi
Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay
Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara
Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in;
Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna'nın;
İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut Tanal'ın; Erzincan
Milletvekili Muharrem Işık'ın; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in;
Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve
İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili Özgür
Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3 Milletvekilinin;
Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir Milletvekili Rahmi
Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya Güven ve 34
Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Balıkesir
Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun;
Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu
Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Bursa
Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim
Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf
Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; İstanbul
Milletvekili Süleyman Çelebi'nin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in;
Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın
Türeli'nin; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun
Çıray'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in;
Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar
Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür
Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve Önder Matlı ile 8
Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Manisa
Milletvekili Hasan Örenin; Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum
Milletvekili Cahit Bağcı ile 37 Milletvekilinin; Manisa Milletvekili
Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan
ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115,
2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439,
2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896,
2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217,
2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302,
2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437,
2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595,
2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794,
2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938,
2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056,
2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186,
2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639) (Devam)
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki
önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri, birleşime on dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 20.54
YEDİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 21.04
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muharrem IŞIK (Erzincan)
------0------
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 132nci
Birleşiminin Yedinci Oturumunu açıyorum.
639 sıra
sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet
yerinde.
Şimdi, 102nci
maddedeki diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
Kanun Tasarısının 102. maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli
(Giresun) ve arkadaşları
MADDE 102 - 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı
Kamulaştırma Kanununun 4 üncü maddesine aşağıdaki
fıkra eklenmiştir.
"Ancak, maliklerinin mülkiyet hakkının
kullanılmasının engellenmemesi, can ve mal güvenliği
bakımından gerekli önlemlerin alınması kaydıyla, kamu
yararına dayalı olarak taşınmazların üstünde teleferik
ve benzeri ulaşım hatları ile her türlü köprü,
taşınmazların altında metro ve benzeri raylı
taşıma sistemleri yapılabilir. Taşınmazların
mülkiyet hakkının kullanımının engellenmemesi halinde,
taşınmazlara ilişkin herhangi bir kamulaştırma
yapılmaz. Taşınmaz sahiplerine bu işlemler nedeniyle
kamulaştırma, tazminat ve benzeri nam altında herhangi bir ücret
ödenmez. Yapılan yatırım nedeniyle taşınmaz
maliklerinden değer artış bedeli alınamaz."
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, bu,
birinci defa okunan önergeden farklı. Nasıl oluyor?
BAŞKAN Hayır, farklı değil efendim.
KAMER GENÇ (Tunceli) Hayır efendim, ilk
okuttuğunuz önergeden farklı metin geldi.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, ilk okunan
önergeden farklı.
BAŞKAN Farklı değil. diyoruz
Sayın Genç biz de.
KAMER GENÇ (Tunceli) O zaman takip edeceğiz. Verin
bize, getirin bakalım yanlış önergeyi mi okuyorsunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL
(Denizli) Aynısı, aynısı, değişmedi.
KAMER GENÇ (Tunceli) Farklı efendim.
BAŞKAN Önerge gruplara
dağıtılmış efendim.
KAMER GENÇ (Tunceli) Efendim,
dağıtılması önemli değil. Önerge okunduktan sonra
mahiyetini değiştiremezsiniz Sayın Başkan. Böyle bir
şey olur mu yani? Önergeler okunduktan sonra mahiyetini değiştiremezsiniz.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL
(Denizli) Değişmedi.
BAŞKAN Sayın Genç, önceki önergeyle herhangi
bir değişiklik söz konusu değil. Tutanakları getirtiriz
efendim.
KAMER GENÇ (Tunceli) Getirin,
karşılaştıracağız. Eğer,
değişiklik varsa bunu araştıracağız yani. Ya,
olmaz!
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL
(Denizli) Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli)
Katılıyoruz Başkanım.
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Çağın gereği ulaşım
araçları çeşitlenmiş bulunmaktadır. Bu düzenleme ile
teleferik, metro sistemlerin yapımı aşamasında
vatandaşların hakları garanti altına alınmakla
birlikte kamu haklarının da korunması
amaçlanmıştır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum
KAMER GENÇ (Tunceli) Karar yeter sayısı
BAŞKAN Karar yeter sayısı
arayacağım.
Kabul edenler... Kabul etmeyenler
Karar yeter
sayısı yoktur.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 21.06
SEKİZİNCİ
OTURUM
Açılma Saati:
21.15
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER:
Muhammet Bilal MACİT (İstanbul), Muharrem IŞIK (Erzincan)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 132nci Birleşiminin
Sekizinci Oturumunu açıyorum.
639 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 102nci maddesi üzerinde
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli ve arkadaşlarının
önergesinin oylanmasında karar yeter sayısı
bulunamamıştı. Şimdi önergeyi tekrar oylarınıza
sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler
(CHP
sıralarından Yok sesleri)
MUSA ÇAM (İzmir)
Karar yeter sayısı yok Sayın Başkan.
BAŞKAN Kâtip üyeler arasında
anlaşmazlık var, elektronik cihazla oylama yapacağım.
Oylama için bir dakika süre veriyorum ve oylama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, karar yeter
sayısı vardır, önerge kabul edilmiştir.
639 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
ENGİN ALTAY (Sinop) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Altay.
VI.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
5.- Sinop Milletvekili
Engin Altay'ın, Beşiktaş Kulübünün eski Başkanı
Süleyman Sebanın yakınlarına, Beşiktaş camiasına
ve milletimize başsağlığı dilediğine ilişkin
açıklaması
ENGİN ALTAY (Sinop) Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, biraz önce bir haber aldık.
Türk futbolumuzun efsane Başkanı, Beşiktaş Kulübümüzün
efsane Başkanı, büyük, kıymetli spor adamı Süleyman
Sebayı kaybettik, kaybettiğimizi öğrendim. Beşiktaş
camiasına, futbol camiamıza ve milletimize
başsağlığı diliyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
XI.- OTURUM
BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut'un, Beşiktaş Kulübünün eski
Başkanı Süleyman Sebaya Allahtan rahmet, yakınlarına,
Beşiktaş camiasına ve milletimize başsağlığı
dilediğine ilişkin konuşması
BAŞKAN Biz de Beşiktaşın eski
Başkanı Süleyman Sebaya Allahtan rahmet, yakınlarına,
Beşiktaş camiasına ve milletimize
başsağlığı diliyoruz.
X.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.-
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetinin; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili
İdris Balukenin; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetinin; Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu
ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcının;
Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; Adana
Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın
Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul
Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal
ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili
Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili
Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ Milletvekili Bülent
Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in;
İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan
Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan
Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet
Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul
Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve
Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay
Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara
Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in;
Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine
Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut
Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili
Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3
Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya
Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in;
Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili
Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Bursa
Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim
Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf
Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; İstanbul
Milletvekili Süleyman Çelebi'nin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in;
Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın
Türeli'nin; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun
Çıray'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in;
Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar
Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür
Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve Önder Matlı ile 8
Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Manisa
Milletvekili Hasan Örenin; Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum
Milletvekili Cahit Bağcı ile 37 Milletvekilinin; Manisa Milletvekili
Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan
ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115,
2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439,
2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896,
2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217,
2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302,
2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437,
2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595,
2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794,
2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938,
2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056,
2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186,
2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639) (Devam)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, madde üzerinde,
biri Anayasaya aykırılık olmak üzere üç adet önerge
vardır. İki önerge aynı mahiyettedir. Önergeleri
okutacağım ve İç Tüzükün 84üncü maddesi gereğince
Anayasaya aykırılık önergesini öncelikle işleme
alacağım.
KAMER GENÇ (Tunceli) Hangi madde, hangi? İsmini
söyle.
BAŞKAN 103üncü madde Sayın Genç.
Okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı
Kanun Tasarısının, 2942 sayılı Kanunda
değişiklik öngören 103üncü maddesinin (a) fıkrasının
tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Hasip Kaplan Sırrı
Süreyya Önder Erol
Dora
Şırnak İstanbul Mardin
Sebahat Tuncel İdris
Baluken
İstanbul Bingöl
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Aydın
Ağan Ayaydın
İstanbul
ENGİN ALTAY (Sinop) Sayın Başkan, bu
akşam yeni bir içtihat ürettiniz. Aynı mahiyetteki önergelerden,
HDPden gelen önergeyi okutuyorsunuz, diğer önergenin imza sahiplerini
okutuyorsunuz. İç Tüzük açık. Buna bu akşam başladınız.
BAŞKAN Hayır, Sayın Altay. İzah
edin de ben cevap vereceğim size.
Buyurun.
ENGİN ALTAY (Sinop) Hayır,
Başkanım, Geliş sırasına göre okunur.,
Aykırılık sırasına göre de okunur. ibaresi
açık. Kaldı ki aykırılık sırasında bir uygulama
gelişti, aynı mahiyette olduğu için okunmuyor. Aslında
orada da okunması lazım. Buna bir şey demedik bu ana kadar ama
Şimdi, bir de şunu merak ediyorum: Hep HDP mi
önce vermiş önergeleri? Başkan, bunu kabul edemeyiz. Önergeler önce
geliş sırasına göre okunur. Amir hüküm var. Bu ana kadar
böyleydi, bu akşam yeni bir uygulama. Yani, aykırılık
sırasında okunmuyor. Bir itirazım olmaz. Yani böyle bir şey
olamaz, bunu kabul edemeyiz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Sayın Altay, öncelikle veriliş
sırası; HDPninki ayın 6sı, 6 Ağustos, CHP, sizinki
12 Ağustos, Milliyetçi Hareket Partisininki 13 Ağustos. Veriliş
sıraları böyle. Burada bir problem yok.
ENGİN ALTAY (Sinop) Velev ki dedim zaten. Yani,
ama sizin...
BAŞKAN İkincisi: Bu yasanın
görüşülmeye başlandığı andan itibaren tüm önergeler bu
şekilde işlem görüyor.
ENGİN ALTAY (Sinop) Hayır.
BAŞKAN Tutanakları getirtelim efendim.
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir)
Hayır Sayın Başkan, ilk defa oluyor.
BAŞKAN - Getirtelim tutanakları efendim. Lütfen
ama...
ENGİN ALTAY (Sinop) Getirtin.
BAŞKAN Hayır efendim, yani...
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir)
Hayır Sayın Başkan...
ENGİN ALTAY (Sinop) - İlkinde okundu Sayın
Başkan.
BAŞKAN Değil efendim. Tutanakları
getirteceğim Sayın Altay. Eğer tutanaklarda...
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) İlkinde hep okundu.
BAŞKAN Hayır, hayır...
ENGİN ALTAY (Sinop) Hayır,
Başkanım... Başkanım, ben bunamadım yani.
BAŞKAN Sayın Altay, üçüncü hafta, ben idare
ediyorum. Üç hafta çıktım bu yasayla ilgili.
ENGİN ALTAY (Sinop) Evet.
BAŞKAN Tutanakları getirteceğim,
getirteceğim tutanakları.
ENGİN ALTAY (Sinop) Geliş sırasına
göre hepsi okunuyor, ondan sonra okunmuyor. Bu böyleydi bugüne kadar. Bir sürü
aynı mahiyette önerge var.
BAŞKAN Birinci önerge okunur efendim...
ENGİN ALTAY (Sinop) Başkanım, ben de bu
kanun görüşülürken iki hafta nöbet tuttum burada. Böyle şey olur mu?
BAŞKAN Değil efendim. Ben tutanakları
getirteceğim size.
İZZET ÇETİN (Ankara) Başkanım, biz
buradayız her zaman.
BAŞKAN Hepimiz buradayız, itirazım yok.
ENGİN ALTAY (Sinop) - Böyle şey olmaz ya.
BAŞKAN Önergeleri getirip vereceğim size.
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir)
Sayın Başkan, ilk defa oluyor bakın. 101 maddede
uygulanmıyor, ilk defa uygulanıyor.
KAMER GENÇ (Tunceli) Başlığı okumak
zorundasın.
BAŞKAN Efendim, aynı mahiyetteki
önergelerin...
KAMER GENÇ (Tunceli) Hayır, aynı mahiyette
değil.
BAŞKAN ...birini okuyunca diğer iki önergenin
zaten başlangıçta aynı mahiyette olduğunu belirtiyoruz ve
diğer önergelerin imza sahiplerini okuyoruz. Hepsi bu.
KAMER GENÇ (Tunceli) Değil, diğer önergenin
mahiyeti aynı değil.
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) İlk
turda okutuluyor Sayın Başkan, ikinci turda dediğiniz var.
ENGİN ALTAY (Sinop) Ara verelim, tutanakları
içeride inceleyelim.
(Kâtip Üye İstanbul Milletvekili Muhammet Bilal
Macit tarafından önergenin okunmasına devam edildi)
... Müslim Sarı Ali Demirçalı İzzet
Çetin
İstanbul Adana Ankara
Haydar Akar Rahmi
Aşkın Türeli Vahap
Seçer
Kocaeli İzmir
Mersin
Musa Çam Ayşe
Nedret Akova
İzmir Balıkesir
BAŞKAN Anayasaya aykırılık
önergesini okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf
Halaçoğlu'nun; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın Benzer
Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkerelerinin (1/931, 2/115, 139, 195, 282,
297, 298
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Lütfen, 2/, oradakiyle
aynısını okuyacaksın.
(Kâtip Üye İstanbul Milletvekili Muhammet Bilal
Macit tarafından önergenin okunmasına devam edildi)
2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528,
2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063,
2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236,
2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364,
2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496,
2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657,
2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808,
2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963,
2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069,
2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191,
2/2192, 2/2198) 103 üncü maddesinin (a) fıkrasının Anayasaya
aykırı olduğundan tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Erkan Akçay Mustafa
Kalaycı Engin
Alan
Manisa Konya İstanbul
Muharrem Varlı Mehmet Günal Lütfü Türkkan
Adana Antalya Kocaeli
Mehmet Erdoğan
Muğla
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL
(Denizli) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Muharrem
Varlı, Adana Milletvekili.
Buyurun Sayın Varlı. (MHP sıralarından
alkışlar)
MUHARREM VARLI (Adana) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 103üncü maddede vermiş olduğumuz
önerge üzerinde söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Burada kamulaştırmayla alakalı bir
düzenleme yapılıyor. Haksız bir uygulama var. Belediyelerin
tamamen inisiyatifine bırakılmış. İstedikleri yerde
istedikleri kamulaştırmayı, vatandaşın
hakkını, hukukunu gözetmeksizin, hak kaybını gözetmeksizin
tamamen belediyelerin yetkisine veren bir madde düzenlemesi. Bunu doğru
bulmadığımızı söylemek istiyorum.
Tabii, burada, bu yasada meraların da imara
açılmasıyla alakalı maddeler var. İşte Tarım
Bakanı da burada, Toprak Koruma Kanunu çıkarttık biz, çok da
doğru bir kanundu. Hayvancılığın bu kadar geriye
gittiği, hayvancılıkla ilgili bu kadar problem
yaşadığımız bir dönemde biz meraları eğer
imara açarsak, belediyelerin yetkisine bırakırsak bir tane mera
kalmaz. Özellikle şehir merkezlerine yakın, böyle, çok katlı
apartmanlar dikilebilecek bölgelerde hiçbir tane mera kalmaz.
Dolayısıyla, oradaki meralar tamamen çiftçinin, hayvancılık
yapanların kontrolünden çıkar, belediyelerin inisiyatifine kalır
ve belediyeler istedikleri şekilde buraları kullanabilirler. Bizim
hayvancılığı geliştirmemiz lazım,
hayvancılık yapanları korumamız lazım. Onlara hayvanlarını
otlatabilecek yerler temin etmemiz gerekirken, bir de ellerindeki meraları
tutup belediyelere, oraların imara açılmasına, imara, efendim,
bina yapılmasına yetki veriyoruz. Bu son derece yanlış bir
uygulama. Böyle bir uygulamayı kabul etmiyoruz.
Yine, belediyelere kamulaştırmayla alakalı
vermiş olduğunuz yetkilerde de istedikleri yeri istedikleri
şekilde kamulaştırabilip, hatta orayı başkalarına
vermeye, hatta onun içerisine bina yaparak vermeye yetki veriyorsunuz. Yani bu
da çok yanlış bir uygulama. Eğer yurt yapılmasını
istiyorsanız
Yani Kredi ve Yurtlar Kurumu, devletimiz, belediyelerden
daha mı zayıf? Devletimizin gücü belediyelerden daha mı
zayıf ki belediyelere yurt yapmak adına böyle bir yetki veriyorsunuz?
Yani bu yetkiyi yanlış yerlerde,
yanlış şekilde kullanmaya çalışacaklar olacaktır,
bunu da zaman içerisinde göreceğiz, hep birlikte
yaşayacağız bu yasanın ne kadar sakınca
getireceğini. Belki üç sene sonra siz yeniden burada
değiştireceksiniz, belki iki sene sonra yeniden burada
değiştireceksiniz.
Dolayısıyla, bu yasalar, halkın
tamamına hitap eden yasalar değil, halkın tamamının
hakkını gasbeden yasalar. Eğer yurtların
çoğalmasını istiyorsak devletimiz buna bir an önce tedbir
getirmeli ki doğru, yurtların çoğalması lazım. Bu
kadar çok üniversite açıldı, bu kadar çok öğrenci üniversiteye
gidiyor ama orada kalacak yerleri yok. Yurtların bir an önce
çoğaltılması lazım -ama devletimiz güçlü bir devlet, büyük
bir devlet, bunu yapabilecek güçte- siz bir belediyenin yetkisine
bırakırsanız bunu, kime nasıl peşkeş
çekeceğini kestiremeyiz, bulamayız. Yarın bir gün bununla ilgili
ne kadar sakıncalı bir iş yaptığınızı
hep birlikte göreceğiz arkadaşlar.
Şimdi, yine, burada hep söylüyorum, söylemeye de
devam edeceğim. 2/B yasası çıkarttık, 2/B yasasıyla
hazine arazilerinin satışını da koyduk bunun içerisine ama
daha sonra da bir büyükşehir yasası çıktı. Şimdi,
büyükşehir yasası çıkınca, bütünşehir olduğu
için, hazine arazileri de bütünşehrin mücavir alanı içerisine
girdiği için şu anda hazine arazilerinin satışıyla
alakalı problem yaşıyoruz. Defalarca dedim ki: Gelin, bununla
ilgili bir kanuni düzenleme yapalım. Ama buradan girdi, buradan
çıktı, hiç duymadınız bile. Şimdi, torba yasada herkese
her şeyi veriyorsunuz, hep söyledim, çiftçiye hiçbir şey yok. Ya,
gelin, bari çiftçinin şu hak mahrumiyetini giderelim. Yani, 2/Byle ilgili
buraya bir düzenleme koysaydık, bu da buradan çıkmış
olsaydı, çiftçimiz, köylümüz de kendisini buna göre
hazırlamış olsaydı. Mal müdürlüğü hazine arazilerinin
satışıyla alakalı da kendine göre bir düzenleme getirecek
ve dolayısıyla çiftçimiz almak istediği toprakla ilgili kendi
hazırlığını yapacak. Ama, Büyükşehir
Yasasından dolayı ne mal müdürlüğü böyle bir düzenleme
yapabiliyor ne çiftçi tarlasını almakla ilgili kendine bir çekidüzen
verebiliyor, bir hazırlık yapabiliyor. Dolayısıyla,
mağduriyet üstüne mağduriyet. Zaten çiftçiye bir şey
vermediğiniz gibi, bir de çiftçinin mağduriyetlerinin devam etmesini
sağlıyorsunuz. Sanayiciyi düşünmüşsünüz, esnafı
düşünmüşsünüz, efendim, para sahiplerini düşünmüşsünüz ama
çiftçiye geldi mi Vermezuk. demekte hâlâ diretiyorsunuz.
Hepinize hayırlı akşamlar. (MHP ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum
KAMER GENÇ (Tunceli) Karar yeter sayısı
BAŞKAN Karar yeter sayısı
arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter
sayısı yoktur.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 21.31
DOKUZUNCU OTURUM
Açılma Saati: 21.38
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muhammet Bilal MACİT
(İstanbul), Muharrem IŞIK (Erzincan)
----- 0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 132nci
Birleşiminin Dokuzuncu Oturumunu açıyorum.
639
sıra sayılı Kanun Tasarısının 103üncü maddesine
bağlı (a) fıkrası üzerinde Adana Milletvekili Muharrem
Varlı ve arkadaşlarının Anayasaya aykırılık
önergesinin oylanmasında karar yeter sayısı
bulunamamıştı.
Şimdi,
önergeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısı arayacağım: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar
yeter sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.
639 sıra
sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet
yerinde.
Aynı
mahiyetteki iki önergeyi işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte Olan 639 Sıra Sayılı
Kanun Tasarısının, 2942 sayılı Kanunda
değişiklik öngören 103üncü maddesinin a fıkrasının
tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Hasip Kaplan Sırrı
Süreyya Önder Erol
Dora
Şırnak İstanbul Mardin
İdris Baluken Sebahat Tuncel Bingöl İstanbul
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri :
Rahmi Aşkın Türeli Aydın Ağan
Ayaydın Müslim
Sarı
İzmir İstanbul İstanbul
Ali Demirçalı İzzet Çetin Musa Çam
Adana Ankara İzmir
Vahap Seçer Haydar
Akar Ayşe
Nedret Akova
Mersin Kocaeli Balıkesir
KAMER
GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, o zaman bizim önergenin metni okunsun.
Birincisinde HDPnin önergesini okudular, dördüncüsünde bizim önergenin metnini
okusunlar. Böyle bir şey olur mu yani?
BAŞKAN Komisyon aynı mahiyetteki önergelere
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI RECAİ
BERBER (Manisa) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önce gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Değişiklik ile mülkleri
kamulaştırılan vatandaşların mağdur edilmelerinin
engellenmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN Önergeler üzerinde söz isteyen Ayşe
Nedret Akova, Balıkesir Milletvekili.
Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
AYŞE NEDRET AKOVA (Balıkesir) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 639 sıra sayılı Yasa
Tasarısının 103üncü maddesinin (a) fıkrası üzerinde
konuşmak üzere söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Bu maddeyle, vatandaşların mülkiyet
hakları gasbedilmek istenmekte ve mülkiyet hakları yine ihlal edilmek
ve engellenmek istenmektedir. Yapılmak istenen değişiklik,
Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin emsal kararlarına
da aykırıdır.
Yine, bu yasa taslağı içerisinde bulunan,
Balıkesiri de ilgilendiren
SEKA vardır bizim Balıkesirde,
çoğunuz biliyorsunuzdur; açılımı Türkiye Selüloz ve
Kâğıt Fabrikaları Anonim Şirketidir. Bu SEKAnın 13
Mayıs 2003 tarihinde Albayraklara özelleştirilerek-
satışı yapılmıştır. Bu satışla, 52
milyon dolar değerindeki SEKA 1,1 milyon dolara
satılmıştır, değerinin çok altında ve kamu
zararı doğuracak şekilde bir satış işlemi gerçekleşmiştir.
Bu satıştan sonra devir teslim işlemi
yapılmıştır. 28/7/2003 tarihinde Bursa 2. İdare
Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı vermiştir. Yürütmeyi durdurma
kararına rağmen, bu karar uygulanmamıştır, bundan
sonra da idare mahkemesince işlem iptal edilmesine, kamu
zararının varlığı tespit edilmesine rağmen bu
karar bugüne kadar da uygulanmamıştır. Yine, Bakanlar Kurulunun
11 Haziran 2012 tarihli kararıyla özelleştirme uygulamaları
sonucunda nihai devir sözleşmesi imzalanarak devir ve teslim
işlemleri tamamlanmış olan özelleştirme işlemleri
hakkında yargı kararlarının ileriye ve geriye dönük olarak
uygulanmaması hususunda bir işlem tesis edilmiştir. Yine,
Danıştay bu Bakanlar Kurulu kararı hakkında 26 Aralık
2013 tarihinde yürütmeyi durdurma kararı vermiştir.
Şimdi, kamu zararı bulunduğu
hakkındaki yargı kararına rağmen, yine
Danıştayın yürütmeyi durdurma kararına rağmen, dokuz
senedir, hatta on senedir idare mahkemesinin yargı kararları
uygulanmamakta ve direnilmektedir. Şimdi yapılmak istenen bu
değişiklikle, yargı kararları bertaraf edilmek suretiyle
Anayasaya da aykırı davranılmaktadır.
Şimdi, bu yasa taslağında, bizim SEKA
Balıkesiri ilgilendiren, SEKAyla birlikte Eti Alüminyum AŞnin
yüzde 100 oranındaki hissesinin satış yöntemiyle
özelleştirilmesi, yine Türkiye Denizcilik İşletmeleri Anonim
Şirketine ait Kuşadası Limanının işletme hakkı
verilmesi yöntemiyle özelleştirilmesi, Türkiye Denizcilik
İşletmeleri Anonim Şirketine ait Çeşme Limanının
işletme hakkı verilmesi yöntemiyle özelleştirilmesi, Türkiye
Petrol Rafinerileri Anonim Şirketinin yüzde 14,76 oranındaki
hissesinin İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Toptan
Satışlar Pazarında satılması işlemlerini iptal
eden yargı kararlarıyla ilgili geriye ve ileriye dönük işlemler
tesis edilmemesi hususunda bir yasa değişikliği teklifi
yapılmaktadır. Hakikaten, burada yargının
bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü diye
devamlı direniyoruz ancak yargı kararlarının,
kesinleşmiş mahkeme kararlarının uygulanması Anayasa
hükmüdür. Buna rağmen, Anayasa hükmüne rağmen, Anayasaya
aykırı olmasına rağmen, bu yasa değişikliği
ısrarla getirilmek istenmektedir. Bakanlar Kurulu kararıyla
değişiklik yapılmak istenmiştir, Danıştay 13.
Dairesi tarafından durdurulmuştur. Ona rağmen, hakikaten,
tekrar, muvazaalı şekilde bu yasa değişikliği yapılması
da tahminimizce usul ve yasalara aykırıdır. Bu nedenle bu
değişikliğin yapılmasının doğru
olmadığını, bu yasa değişikliğinin
Anayasaya aykırı olduğunu, Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesinin emsal kararlarına da aykırı olduğunu, bu
yasanın değişiklik teklifinin geriye çekilmesini teklif
ediyoruz.
Yine 103ün (a) fıkrasının da Anayasaya
ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine
aykırılığı nedeniyle geri çekilmesini teklif ediyorum.
Teşekkür ediyorum.
Saygılarımla. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Madde 103e bağlı (b) fıkrası
üzerinde üç adet önerge vardır, ikisi aynı mahiyettedir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
Kanun Tasarısının 103 üncü maddesinin (b)
fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin
Canikli Mehmet
Doğan Kubat Recep
Özel
Giresun İstanbul Isparta
İdris
Şahin Abdulkerim
Gök Bilal
Uçar
Çankırı Şanlıurfa Denizli
Yılmaz
Tunç Fuat
Karakuş Yusuf
Başer
Bartın Kilis Yozgat
Abdullah
Nejat Koçer
Gaziantep
b) 23 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer
alan "ikinci" ibaresi dördüncü şeklinde
değiştirilmiş ve maddeye ikinci fıkradan sonra gelmek üzere
aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Birinci ve ikinci fıkrada belirtilen süreler
geçtikten sonra kamulaştırılan taşınmaz malda
hakları bulunduğu iddiasıyla eski malikleri veya
mirasçıları tarafından idareden herhangi bir sebeple hak, bedel
veya tazminat talebinde bulunulamaz ve dava açılamaz."
BAŞKAN Aynı mahiyetteki diğer önergeleri
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam
Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili
Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın;
İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri
Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in;
Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Ankara Milletvekili İzzet
Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve
Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili
Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün;
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2
Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili
Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan
Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili
Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent
Gök'ün; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ile 1 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe
Nedret Akova'nın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili
Adnan Şefik Çirkin 'in; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır
Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve
Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in;
Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve
İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; İzmir Milletvekili
Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin Kanun Teklifleri ile; Benzer
Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun çerçeve 103.
maddesinin (b) bendinin, tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Rahmi Aşkın Türeli Haydar Akar İlknur
Demiröz
İzmir Kocaeli Bursa
Bülent Kuşoğlu İzzet
Çetin
Ankara Ankara
İLHAN
DEMİRÖZ (Bursa) İlhan Demiröz olacak İlknur okudunuz da,
düzeltme anlamında söyledim.
(Kâtip Üye
İstanbul Milletvekili Muhammet Bilal Macit tarafından önergenin
okunmasına devam edildi.)
İlhan Demiröz
Bursa
İLHAN
DEMİRÖZ (Bursa) Teşekkür ederim.
(Kâtip Üye
İstanbul Milletvekili Muhammet Bilal Macit tarafından önergenin
okunmasına devam edildi.)
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Alim Işık Cemalettin
Şimşek Erkan
Akçay
Kütahya Samsun Manisa
Yusuf Halaçoğlu Faruk Bal Reşat Doğru
Kayseri Konya Tokat
Mustafa Kalaycı
Konya
BAŞKAN
Komisyon aynı mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
EKONOMİ BAKANI
NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Önergeler üzerinde söz isteyen Alim Işık, Kütahya Milletvekili.
Buyurun Sayın
Işık. (MHP sıralarından alkışlar)
ALİM IŞIK
(Kütahya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 103üncü maddesinin (b) fıkrası üzerinde
vermiş olduğumuz önerge hakkında söz aldım. Bu vesileyle
yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bu maddenin (a)
fıkrası üzerinde konuşan değerli milletvekillerinin de
ifade ettiği gibi, söz konusu düzenlemeler milletin malına el
konulmasını öngören düzenlemelerden oluşmaktadır. Yani,
Kamulaştırma Yasasında yapılan değişikliklerle
millet malına devlet eliyle, devletin kurumları
aracılığıyla el konulması Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasına aykırıdır ve bu maddenin tasarı metninden
çıkartılması bu milletin hayrına olacaktır.
Söz konusu önergemiz (b) fıkrasındaki teknik
bir düzenlemeyi öngörmektedir. Dolayısıyla, (a) fıkrası
kabul edilince mecburen (b) fıkrasında da bu
değişikliğe bağlı olarak ikinci ibaresinin
dördüncü olarak değiştirilmesi öngörülmekte; yerinde bir
değişiklik fakat önergemizle bu değişiklik daha
anlamlı hâle getirilmektedir. Ancak, maddenin tamamı dikkate
alındığında, Türk milletinin malına el konan bir
düzenlemeyi içerdiği için buna oy kaldıran parmaklar da
inanıyorum ki vicdanlarda mahkûm olacaktır.
Değerli milletvekilleri, milletin gündemi
malına el konulması konusu değildir. Bu milletin gündemi, bugün,
11 Haziran tarihinden bu yana kendi konsolosunu kurtaramayan bir acziyetin
sebebinin ne olduğunun kendisine açıklanmasıdır. O günden
bu yana bu yüce Meclise bilgi vermeyenler inanıyorum ki bir gün kanun
önünde bunun hesabını vermek zorunda kalacaklardır.
Sınırlara dayanmış Türkmenlere pasaport soran
anlayış, IŞİDin rehin aldığı konsolosluk
görevlilerinin tek tek IŞİD liderlerinin evlerine
dağıtılarak onların kalkan olarak kullanılmasına
müsaade eden bir anlayıştır. Bu iddialar vahimdir, bugüne kadar
cevaplanmamıştır, yüce Mecliste de bunun cevabını
bekleyen, herhâlde, siz değerli milletvekilleri de
olmalısınız diye düşünüyorum. Yani, AKPli olmak
işlenen suçları kabul etmek anlamına gelmemelidir. Siz
milletvekilisiniz, milletin vekili olarak da, size hesap vermeyen yürütme
organlarını burada hesaba davet etmek muhalefet milletvekilleri kadar
sizin de görevinizdir.
Değerli milletvekilleri, biraz önce Sayın
Bakana sorularla ilgili bölümde şunu sordum: Belediye Kanununda
yapılacak değişiklikle belediyelerin arsalarının
taşınmaz bağış şekline dönüştürülmesine
yönelik düzenleme seçimler öncesinde bazı illerdeki belediye
başkanı, meclis üyesi ya da il genel meclisi üyesi gibi
adayların TÜRGEVe bağış sözü vererek aday olduğu
tartışmalarına burada zemin hazırlanması
amacını mı güdüyor dedim. Hayır. dedi. Siz de çok iyi
biliyorsunuz ki bu sözleri verip de seçilen insanlar var ama TÜRGEVe
bağışlamak istedikleri kamu arazileri üzerinde şu anda
taşınmaz konumundaki lojmanlar var, binalar var; bunları
verememelerinden dolayı zemin hazırlayan bir maddedir. Buna müsaade
etmeyiniz değerli milletvekilleri. Buna sizin vicdanlarınız asla
rıza göstermemelidir. Birileri koltuğa oturacak, siz de burada
onların verdiği sözü yerine getirsinler diye bu düzenlemeye onay
vereceksiniz. Buna müsaade etmemeniz lazım.
Değerli milletvekilleri, bir diğer önemli konu,
bugün medyaya haber olarak düştü, Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı bazı katılım bankalarıyla
yıllarca yürüttüğü protokolleri sona erdirdiğini söylüyor.
Değerli milletvekilleri, bu, Türkiye ekonomisinde ciddi sıkıntılara
yol açacak bir düzenlemedir. Sizin paralel savaşınız, bu
milletin ekonomik olarak altında kalacağı bir yüke katlanmak
zorunda olduğunu göstermez. Bu savaşı nasıl
yapıyorsanız yapın ama insanların paralarına el
konacak, insanların bankalardaki hesaplarında tedirginlik yaratacak
düzenlemelere sizlerin müsaade etmemeniz lazım. Düne kadar iyiydiniz,
bugün protokol iptal ediyorsunuz. Böyle bir şey olamaz. Onun için, bu
konularda yürütmeye dur demek muhalefetten çok, iktidar partisi milletvekillerinin
görevidir diyor, bu görevinizi hatırlatarak saygılar sunuyorum. (MHP
ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Aynı mahiyetteki önergeler üzerinde söz isteyen
İlhan Demiröz, Bursa Milletvekili.
Buyurun Sayın Demiröz. (CHP sıralarından
alkışlar)
MUSA ÇAM (İzmir) İlhan Bey, Sayın
Tarım Bakanı geldi.
İLHAN DEMİRÖZ (Bursa) Çok memnun oldum
efendim. Hoş geldiniz.
ALİM IŞIK (Kütahya) Konuşma metni
değişti o zaman!
İLHAN DEMİRÖZ (Bursa) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 639 sıra
sayılı tasarının 103/(Başkan) maddesi için vermiş
olduğumuz önerge üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz
almış bulunuyorum. Gecenin ilerleyen bu saatinde hepinizi saygı
ve sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
103/(a) maddesinde ki önergelerde değerli
arkadaşlarımız
Bu yasa maddesinin Anayasaya aykırı
olduğundan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin mülkiyet
hakkı konusundaki kararları da emsal teşkil edeceğinden bu
maddenin çekilmesi konusundaki önergemizin desteklenmesini istiyoruz. Konu
kamulaştırma olunca ben de bölgemiz Bursadan vatandaşın
malına el koymanın başka bir şeklini size anlatmak
istiyorum.
Değerli milletvekilleri,
İstanbul-Bursa-İzmir otobanı yapılıyor,
yapılması gerekiyor. Orhangazi ve Gemlikte alternatif yol
olmasına rağmen ziraat odası başkanlarının
ifadesiyle 140 bin ağaç kesilmiş ve Orhangazi ile İznik Gölü
arasında Çin Seddi yapılarak ovaya bir hançer
saplanmıştır. Başka ne yapılmıştır?
Uluabat Gölünün kuzeyinden güneyinden geçtiği takdirde hiçbir
sıkıntı olmazken- geçerek Karacabey ve Kemalpaşanın
birinci sınıf tarım arazilerinde yol yapılmaya
başlanmıştır.
Şimdi, şunları okumak istiyorum: Mesela,
Mustafakemalpaşada Adaköy, Çeltikçi, Durumtay, Taşköprü,
Yumurcaklı, Koşuboğazı; Karacabeyde Cambolu,
Sırabademler, Cambaz, Gönü, Harmanlı, Hürriyet, İnkaya,
Karakoca, Muratlı, Seyran, Subaşı, Taşpınar ve
Yolağzı köyleri. Arkadaşlar ne oldu burada? Buralarda
toplulaştırma kararı alındı. Toplulaştırma
kararı şunun için alındı bu köylerde, bu kadar alanda:
Toplulaştırma kararı alınarak yüzde 18leri terk edildi ve
vatandaşa kamulaştırma bedeli ödenmedi. İşte,
Sayın Bakanım, birazdan söyleyeceğim -zamanım
elverdiği müddetçe- devletin çiftçiye bakışının bir
örneği: Mustafakemalpaşada ve Karacabeyde vatandaşın
arazisine bedava olarak devlet el koyuyor. Böyle bir durumda, az önce
arkadaşlarımızın belirttiği gibi,
kamulaştırmayla ilgili başka bir el atma olduğunu ifade
etmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri, demin soru soracaktım,
Sayın Bakan ayrıldı. Biraz da üzüntülüydüm, yine yoktu ama
şimdi burada. Şunu sormak istiyorum Sayın Tarım
Bakanına
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) Arkada, arkada,
Tarım Bakanı arkada.
İLHAN DEMİRÖZ (Devamla) Evet, evet, gördüm,
merhaba dedim zaten.
Sayın Bakanım, bu tasarı 60 maddeyle
geldi, sonra alt komisyon, üst komisyon derken 148 madde oldu. Şimdi, size
sormak istiyorum: Yurt içi gayrisafi hasılaya yüzde 9, istihdama yüzde 25
katkı koyan çiftçiler için bu torba yasanın içerisinde bir madde var
mı? Siz bu yasayı incelediğiniz zaman Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı olarak Ya, arkadaşlar, çiftçilerimizin
sıkıntıları var. Çiftçilerimizle ilgili, bu kadar her
kesime yapıyoruz, çiftçi kesimine de yapalım. diye bir ifadede
bulundunuz mu?
MUSA ÇAM (İzmir) Borçları var, borçları.
Borç içinde, borç.
RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Burdur) Mısır,
mısır
İLHAN DEMİRÖZ (Devamla) Şimdi
söylüyorum: Sulama birliklerinin ve sulama kooperatiflerinin TEDAŞa borcu
var. Sayın Bakanım, lütfen, Genel Kurulda önergeler vererek,
destekleyerek faizlerini sildirelim, yapılandıralım. Evet
diyorsunuz ama hep baş sallıyorsunuz fakat icraatta hiçbir şey
çıkmıyor. (CHP sıralarından alkışlar)
Yine, çiftçilerimizin Ziraat Bankasına, tarım
krediye borçları var. Nefes alabilmeleri için, üretim yapabilmeleri için
bu erteleme
Faizli erteliyorsunuz. Biz öyle istemiyoruz.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER
(Diyarbakır) Ertelendi, ertelendi.
İLHAN DEMİRÖZ (Devamla) Hayır Sayın
Bakanım, biz öyle istemiyoruz. Biz faizlerin silinmesini ve on yıl
gibi bir yapılandırma istiyoruz. Başka türlü bu çiftçilerin
ayakta durması söz konusu değil. Lütfen, bu konuda şu torba
yasayla bize de sahip çıkın diyor, saygılar sunuyorum.
Genel Kurulu sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
(CHP ve MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Karar yeter
sayısı
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeleri
oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı
arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kâtip üyeler arasında anlaşmazlık var,
elektronik cihazla oylama yapacağız.
Bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, karar yeter
sayısı vardır, önergeler kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
Kanun Tasarısının 103 üncü maddesinin (b)
fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli (Giresun)
ve arkadaşları
b) 23 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer
alan "ikinci" ibaresi dördüncü şeklinde
değiştirilmiş ve maddeye ikinci fıkradan sonra gelmek üzere
aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Birinci ve ikinci fıkrada belirtilen süreler
geçtikten sonra kamulaştırılan taşınmaz malda
hakları bulunduğu iddiasıyla eski malikleri veya
mirasçıları tarafından idareden herhangi bir sebeple hak, bedel
veya tazminat talebinde bulunulamaz ve dava açılamaz."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL
(Denizli) Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli)
Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı
Kamulaştırma Kanununun 23 üncü maddesinde; kamulaştırma
bedelinin kesinleşmesi tarihinden itibaren beş yıl içinde,
kamulaştırmayı yapan idarece; kamulaştırma
amacına uygun hiç bir işlem veya tesisat yapılmaması veya
kamu yararına yönelik bir ihtiyaca tahsis edilmeyerek taşınmaz
malın olduğu gibi bırakılması halinde, mal sahibi veya
mirasçılarının kamulaştırma bedelini
aldıkları günden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte
ödeyerek, taşınmaz malı geri alabilecekleri yönünde düzenleme
yapılmıştır.
Ancak, geri alma hakkının kullanılabilmesi
için beş yılın sonunu takip eden bir yıl içinde bu
hakkın kullanılmasının gerekmesine ve bu süre geçtikten
sonra da eski maliklerin veya mirasçıların bu taşınmaz
malın üzerinde ve taşınmaz maldan kaynaklanan herhangi bir
hakları kalmamasına rağmen uygulamada eski malikler veya
mirasçılar tarafından idarelere karşı çeşitli
taleplerle haksız yere davalar açılmaktadır.
Önergeyle, madde hükmünde açıklık
sağlanması suretiyle uygulamada ortaya çıkan ihtilafların
önlenmesi için maddede; maddenin birinci ve ikinci fıkrada belirtilen
süreler (yani 5+1= 6 yıl) geçtikten sonra, kamulaştırılan
taşınmaz malın üzerinde ve taşınmaz maldan kaynaklanan
hakları bulunduğu iddiasıyla eski malikleri veya
mirasçıları tarafından idareden herhangi bir sebeple
(kamulaştırılan taşınmaz malın; üzerinde
kamulaştırmanın kesinleştiği tarihten sonra kamulaştırma
amacına uygun hiç bir işlem veya tesisat yapılmaması veya
kamu yararına yönelik bir ihtiyaca tahsis edilmeyerek olduğu gibi
bırakılması, kamulaştırma amacına uygun olarak kullanılmaması
veya üçüncü kişilere devredilmesi gibi sebeplerle) hak, bedel veya
tazminat talebinde bulunulamaması ve dava açılamaması yönünde
düzenleme yapılması amaçlanmıştır.
BAŞKAN Önergeyi
IV.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
ENGİN ALTAY (Sinop) Sayın Başkan,
yoklama talep ediyoruz.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunacağım, yoklama talebi var yerine getireceğim.
Sayın Altay, Sayın Türeli, Sayın Demiröz,
Sayın Akova, Sayın Eyidoğan, Sayın Köse, Sayın
Sarı, Sayın Kuşoğlu, Sayın Acar, Sayın Genç,
Sayın Çam, Sayın Ayaydın, Sayın Demirçalı, Sayın
Gümüş, Sayın Özgümüş, Sayın Köktürk, Sayın Haberal,
Sayın Öner, Sayın Çetin, Sayın Demir ve Sayın
Yalçınkaya.
Üç dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, toplantı
yeter sayısı vardır.
X.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.-
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetinin; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili İdris
Balukenin; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin; Ankara
Milletvekili İzzet Çetinin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve 3
Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vuralın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcının; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; Adana
Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın;
Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın;
İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri
Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in;
Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Tekirdağ
Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan
Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan
Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile
2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili
Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan
Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili
Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent
Gök'ün; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ile 1 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe
Nedret Akova'nın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili
Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır
Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve
Mahmut Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili
Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3
Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya
Güven ve 34 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in;
Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili
Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Trabzon
Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Barış ve Demokrasi
Partisi Grup Başkanvekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in;
İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi'nin; Tekirdağ Milletvekili
Candan Yüceer'in; Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Rahmi
Aşkın Türeli'nin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir
Milletvekili Aytun Çıray'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe
Nedret Akova'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Ankara Milletvekili İzzet
Çetin'in; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Çanakkale Milletvekili Mustafa
Serdar Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Manisa Milletvekili
Özgür Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve Önder Matlı ile
8 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Manisa
Milletvekili Hasan Örenin; Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum
Milletvekili Cahit Bağcı ile 37 Milletvekilinin; Manisa Milletvekili
Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi'nin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan
ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115,
2/139, 2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439,
2/453, 2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896,
2/944, 2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217,
2/1222, 2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302,
2/1345, 2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437,
2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595,
2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794,
2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938,
2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056,
2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186,
2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
104üncü madde üzerinde üç adet önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
Kanun Tasarısının 104 üncü maddesi ile 2942 sayılı
Kanuna eklenen geçici madde 9da yer alan "hükümleri" ibaresinden
sonra gelmek üzere "ile 23 üncü maddesinin üçüncü fıkrası
hükmü" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli Mehmet Doğan Kubat Recep Özel
Giresun İstanbul Isparta
Yılmaz Tunç Bilal Uçar İdris
Şahin
Bartın Denizli Çankırı
Yusuf Başer Ahmet Berat Çonkar Abdullah Nejat Koçer
Yozgat İstanbul Gaziantep
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu
ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu
ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı'nın;
Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana
Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın;
Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın;
İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprakın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri
Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in;
Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Ankara Milletvekili İzzet
Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve
Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili
Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün;
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin;
Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili
Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay
Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara
Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in;
Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine
Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut
Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli
Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve
İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili Özgür
Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türelinin Kanun
Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporunun çerçeve 104. maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Rahmi Aşkın Türeli Aydın Ağan
Ayaydın Musa
Çam
İzmir İstanbul İzmir
Vahap Seçer Tufan
Köse İzzet
Çetin
Mersin Çorum Ankara
Müslim Sarı Ali Demirçalı Haydar Akar
İstanbul Adana Kocaeli
BAŞKAN Şimdi Anayasaya
aykırılık önergesini okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf
Halaçoğlu'nun; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın Benzer
Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkerelerinin (2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414,
2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514,
2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716,
2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899,
2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000,
2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156,
2/ 2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) 104
üncü maddesinin Anayasaya aykırı olduğundan tasarı
metninden çıkarılmasını arz teklif ederiz.
Seyfettin
Yılmaz Erkan
Akçay Mustafa
Kalaycı
Adana Manisa
Konya
Engin
Alan Mehmet
Günal Mehmet
Erdoğan
İstanbul Antalya Muğla
Muharrem
Varlı
Adana
ENGİN ALTAY (Sinop) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Altay.
ENGİN ALTAY (Sinop) Sayın Başkanım,
şimdi, İç Tüzükün 87nci maddesini Divan olarak ihlal ediyorsunuz.
Biraz önce de siz dediniz ki: İşte, HDP şu tarihte, şu
tarihte verdi, biz de buna göre okutuyoruz. Önergeleri önce geliş
sırasına göre okutmanız lazım.
BAŞKAN Evet.
ENGİN ALTAY (Sinop) Nurettin Canikli ve
arkadaşlarının verdiği önerge en son gelmiş;
13/8/2014, 20.07. Rahmi Aşkın Türeli ve arkadaşlarının
verdiği önerge bir gün önce verilmiş; Milliyetçi Hareket Partisinden
Erkan Akçay ve arkadaşlarının verdiği önerge de 13/08/2014,
18.40ta yani AKPden önce verilmiş.
İlaveten, Milliyetçi Hareket Partisinin grubumuza
verilen önergesi ile Divanın okuduğu önerge farklı.
RECEP ÖZEL (Isparta) Değiştirdiler sonra onu.
ENGİN ALTAY (Sinop) Burada mevzuyu ben biliyorum,
Anayasaya aykırılığa çevirdiler ama oradaki, Divandaki o
arkadaşların bunu bize getirmesi lazım, bir.
Talebim şudur: İç Tüzüke göre, bu önergelerin
veriliş sırasına göre yeniden okunmasını talep
ediyorum.
BAŞKAN Sayın Altay, bu işlem daha önce
de yapılan bir konu. Gerekçesi, muhalefetin önergesinin işlemden
kaldırılmaması için yapılan bir konu.
ENGİN ALTAY (Sinop) Anlamadım?
BAŞKAN Ben beş dakika ara vereyim, sizi de
davet edeyim, buyurun görüşelim.
ENGİN ALTAY (Sinop) Peki.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, birleşime
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
22.16
ONUNCU OTURUM
Açılma Saati: 22.30
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muhammet Bilal MACİT
(İstanbul), Muharrem IŞIK (Erzincan)
----- 0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 132nci
Birleşiminin Onuncu Oturumunu açıyorum.
639 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Anayasaya aykırılık önergesine Komisyon
ve Hükûmet katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL
(Denizli) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Seyfettin
Yılmaz, Adana Milletvekili; buyurun. (MHP sıralarından
alkışlar)
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 639 sıra
sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 104üncü maddesi üzerinde verdiğimiz
değişiklik önergesiyle ilgili söz almış bulunuyorum. Yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, 104üncü maddede 2942 sayılı
Kanuna geçici bir madde ekleniyor. Bu maddeyi ihdas eden Kanunla
değiştirilen veya eklenen bu Kanunun 22 nci maddesinin birinci,
ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri; bu maddenin yürürlüğe girdiği
tarihten önce gerçekleştirilen kamulaştırma işlemleri
nedeniyle, kamulaştırılan taşınmaz malların eski
malikleri veya mirasçıları tarafından bu taşınmaz
malların geri alınması, bedel veya tazminat talebiyle
açılan ve henüz kesinleşmeyen davalarda da uygulanır. deniyor.
Bu tasarıyla değiştirilen Kamulaştırma Kanununun
22nci maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümlerinin bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarihten önce gerçekleştirilen
kamulaştırma işlemlerinde de uygulanması öngörülmekte.
Burada, hukuki güvenlik ilkesi, hukuk kurallarında
sık sık değişiklikler yapılarak hukuki istikrarı
ve belirliliği yok eden kurallar ihdas edilmemesi, geriye yürüyen
kuralların kazanılmış haklara dokunmadan, bireylerin temel
hak ve özgürlüklerini güvence altına alması gerektiğini ifade
ediyor. Hukuki güvenlik ilkesi, temel haklarda korunan ortak bir değerdir.
Bu ilke, hukuk devleti ilkesinin olmazsa olmaz koşuludur ve
Anayasanın bütününe egemen olan temel bir ilke görünümündedir.
Hukuk devleti, vatandaşların hukuki güvenlik
içinde bulundukları, devletin her türlü eylem ve işlemlerinin hukuka
bağlı olduğu bir sistemdir. Bu noktada, bireyin hukuki
güvenliği hukuk devleti ilkesinin gerçekleştirilmesinin ön
koşulu ve temel taşıdır. Hukuk devleti, hukuk
normlarının öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm
işlem ve eylemlerinde devlete güven duyulabilmesini, devletin de yasal
düzenlemelerinde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden
kaçınmasını gerektirir. Anayasa Mahkemesi birçok kararında
hukuki güvenlik ilkesinin hukuk devletinin unsurlarından biri
olduğunu kabul etmiştir.
Şimdi, burada torba yasalarla hukukla
gelişigüzel oynamanın birçok mahzuru vardır. Bu alelacele
hazırlanan kanun tasarısı nereden belli oluyor? İşte,
alelacele getirdiğiniz bu şeye, bugün, burada, biraz sonra
vereceğiniz önergeyle yine bir değişiklik getiriyorsunuz. Burada
kamulaştırmaya uğrayan vatandaşlarımızın ve
mirasçılarının dava açmalarına engel oluyorsunuz. Böyle bir
uygulama hukuk devletinde olabilir mi? Belediye, ben buraya yol
yapacağım, okul yapacağım veya toplumun yararına
herhangi bir uygulamayı getireceğim diye bir kamulaştırma
yapıyor ama daha sonra, bir bakıyorsunuz ki bu kamulaştırılan
yerler amacı dışında, AVMye çevriliyor, iş merkezlerine
çevriliyor, başka rant getirici bir yapıya çevriliyor. Vatandaş,
burada, yol yapılacaksa, toplumun yararına bir faaliyet getirilecekse
sesini çıkarmazken, burası ranta dönüştürüldüğünde
hakkını aramak gibi bir çalışmanın içerisine giriyor.
Şimdi, bu uygulamayı niye getiriyorsunuz ve vatandaşın dava
açma hakkını niye engelliyorsunuz? Yani birileri buradan rant
sağlayacak, siz de vatandaşın dava açma hakkını
engelleyeceksiniz, yani bu hukuki engellemeler doğru değildir. Her
yapılan işi ranta dayandırdığınızda
şehirlerimizin, ülkemizin ne duruma geldiği ortadadır. Bugün,
kamulaştırmalarla, kentsel dönüşümlerle, açık ve net
söylüyorum
Yani İstanbulu ele alın, Ankarayı ele alın,
Bursayı ele alın, ülkenin büyük şehirlerini ele
aldığınızda şehirler şehir olmaktan
çıkmış. Sayın Başbakan çoğu zaman
konuşmasında diyor ki: Yatay yapılaşmaya doğru
gidelim, bu dikey yapılaşma da nereden çıktı? ama on iki
yıllık uygulamalara baktığınızda şehirlerin
göbeklerinde dikey yapılanmaları hâkim
kılmışsınız.
İstanbulda Kadir Topbaş bir profesörün
başkanlığında İstanbulun kentsel
planlamasını yapmak üzere bir ekip oluşturuyor, bu ekipte 500e
yakın akademisyen iki-iki buçuk sene boyunca çalışıyor, bir
çalışma ortaya koyuyor ama bir bakıyorsunuz, bu bilimsel
çalışmaların aksine tamamen farklı bir uygulamayı
ortaya koyuyor.
Ankaraya baktığınızda, devasa devasa
binalar
İşte, birçok milletvekili Çukurambarda oturuyor, şu
Çukurambarda kentsel dönüşüm mü var? On-on beş sene önce orası
gecekondularla doluydu, şimdi kentsel dönüşüm adı altında
-bir bakın- yaşam ortadan kalkmış, bir sürü AVMler oraya
yapılmış, otuz kırk kata yakın binalar
yapılmış.
Teşekkür ediyorum. (MHP ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum
KAMER GENÇ (Tunceli) Karar yeter sayısı
BAŞKAN Karar yeter sayısı
arayacağım.
Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Karar yeter sayısı yoktur, birleşime
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati : 22.36
ON BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 22.44
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muhammet Bilal MACİT
(İstanbul), Muharrem IŞIK (Erzincan)
----- 0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 132nci
Birleşiminin On Birinci Oturumunu açıyorum.
639 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 104üncü maddesi üzerinde Adana Milletvekili
Seyfettin Yılmaz ve arkadaşlarının Anayasaya
aykırılık önergesinin oylanmasında karar yeter sayısı
bulunamamıştı.
Şimdi önergeyi tekrar oylarınıza
sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı vardır, önerge
kabul edilmemiştir.
639 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam
Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili
Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza
Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz
Toprakın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul
Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili
Celal Dinçer'in; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili
Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Ankara Milletvekili İzzet
Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve
Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili
Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün;
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2
Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili
Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan
Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili
Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent
Gök'ün; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ile 1 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe
Nedret Akova'nın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili
Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır
Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve
Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in;
Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve
İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili Özgür
Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türelinin Kanun Teklifleri
ile; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun
çerçeve 104. maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını
arz ve teklif ederiz.
Musa
Çam (İzmir) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL
(Denizli) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Tufan Köse,
Çorum Milletvekili.
Buyurun Sayın Köse. (CHP sıralarından
alkışlar)
TUFAN KÖSE (Çorum) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Değerli milletvekilleri Şerefli ikincilikler
şerefsiz şampiyonluklardan önemlidir. diyen Türk spor
dünyasının duayen ismi ve Beşiktaşın efsane
başkanı Süleyman Sebayı kaybettik. Ruhu şad olsun,
mekânı cennet olsun.
Değerli arkadaşlarım, 104üncü maddede çok
önemli bir değişiklik yapıyorsunuz. Bilmiyorum farkında
mısınız yaptığınız
değişikliğin ama ben hemen bir geçmişini anlatayım
size.
2013 yılından önce, geçmişte kamulaştırılan
yerler kamulaştırma amacının dışında
kullanılacak olur ise mal sahipleri ya da mirasçıları o
kamulaştırılan yeri geri alabiliyorlar idi bedelini ödeyerek.
2013te bir değişiklik yaptınız, dediniz ki:
Kamulaştırma amacına uygun kullanılmasa dahi, kamulaştırmadan
sonra, bedel kesinleştikten sonra beş yıl geçmiş ise bu
mallar geri iade edilmez. Tamam, o da kabul edilmez bir hükümdü ama bugün
yaptığınız değişiklikle de açılmış
bulunan yani 2013ten önce açılmış bulunan davaları da
hükümsüz hâle getiriyorsunuz. Değiştirilmek istenen maddenin mahiyeti
şu, hemen okumak istiyorum sizlere: Bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihten önce gerçekleştirilen kamulaştırma
işlemleri nedeniyle, kamulaştırılan taşınmaz
malların eski malikleri veya mirasçıları tarafından bu
taşınmaz malların geri alınması, bedel veya tazminat
talebiyle açılan ve henüz kesinleşmeyen davalar sona erer.
diyorsunuz. Yani, bu maddeyle gerçekten Türkiyenin yaklaşık iki yüz
yıllık hukuk geçmişini, çağdaş hukuk sistemini amuda
kaldırıyorsunuz. Hukukun güvenilirliği kalmıyor, hukuk
kurallarının geriye işlemezliği hükmü bertaraf ediliyor.
Çok önemli bir değişiklik yapıyorsunuz, bilmiyorum farkında
mısınız.
Değerli arkadaşlarım, tabii, bu tür
düzenlemeler, maalesef, iktidarınız döneminde çok yaygın olarak
kullanıldı. Şimdi, bu getirdiğiniz torba kanunda 100üncü
maddede bir değişiklik yaptınız, devam eden 112nci maddede
bir değişiklik yapacaksınız. Her 2 maddede de
yaptığınız değişikliklerle -örnek olsun-
özelleştirmeyle ilgili verilen iptal kararlarını bertaraf
ediyorsunuz, uygulanamaz hâle getiriyorsunuz, mahkeme kararları
uygulanamıyor.
Yine, tayini çıkarılan, görev yeri
değiştirilen memurların geri iadesiyle ilgili bir ay içerisinde
uygulanması gereken ve yılların Danıştay
içtihatlarıyla oluşturulan kuralları iki yıla
çıkarıyorsunuz. Bunların Türk hukuk sisteminde, herhangi bir
çağdaş hukuk sisteminde kabul edilmesi mümkün değil. Bunlar
ancak aşiret düzeninde olabilecek düzenlemeler. Maalesef yaptığınız
işlemler bunlar. Danıştayın özelleştirmelerin iptaline
yönelik verdiği kararlarını da bertaraf ediyorsunuz.
Bunları hiçbir hukuk sistemi kabul etmez.
Değerli arkadaşlarım, buraya çıkan
bir kısım, Adalet ve Kalkınma Partisinin sözcüleri Cumhuriyet
Halk Partisinin milletvekilleri arasında konuşulan bazı
sözlerden kendilerine ekmek çıkarmaya çalıştılar. Ama siz
şunu hiç sorgulamıyorsunuz: Örneğin, şu andaki mevcut
Cumhurbaşkanı ve Adalet ve Kalkınma Partisinin kurucusu Abdullah
Gül partiye geri dönmesin, başbakan ve milletvekili olmasın, genel
başkan olmasın diye kurultayınızı 27sine
aldınız, kongrenizi 27sine aldınız. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
AHMET YENİ (Samsun) Ya, bizim işleri geç sen
ya!
RECEP ÖZEL (Isparta) Ya, sen kendi partine baksana,
sana ne!
TUFAN KÖSE (Devamla) Siz bunu hiç sorguluyor musunuz,
niye yapıyorsunuz?
RECEP ÖZEL (Isparta) Ya, sen CHPye baksana,
Sarıgüle baksana.
AHMET YENİ (Samsun) Sen kendi işine bak be!
TUFAN KÖSE (Devamla) Bakın, ihanet edenler,
ihanetlerini asla unutmazlar. Bugün Cumhurbaşkanı olan, rahmetli
Erbakana yaptığı ihaneti unutmadığı için bu tür
önlemler alıyor. Ama bu tür önlemler de kendisinin ihanete
uğramasını engellemeyecektir, bunu bilin, bunları bilin.
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
FATİH ŞAHİN (Ankara) Sana ne, sana ne!
TUFAN KÖSE (Devamla) Bana ne mi? Ya, biz bu memleketin
milletvekiliyiz.
FATİH ŞAHİN (Ankara) Sen git kendi
partinle uğraş. Terbiyesiz herif! Git, kendi partinle
uğraş.
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) Sen imza verdin
mi, imza?
TUFAN KÖSE (Devamla) Adalet ve Kalkınma Partisini
de düşünmek zorundayız. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
FATİH ŞAHİN (Ankara) Bu
yaptığın, siyasi nezakete uyuyor mu?
TUFAN KÖSE (Devamla) Ben seni dinlemiyorum.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan, hatibe
hakaret ediyorlar.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
TUFAN KÖSE (Devamla) Değerli
arkadaşlarım, hiçbir
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Sen kendi
adamlarına sordun mu? Bize ne soruyorsun?
FATİH ŞAHİN (Ankara) Hadsiz herif,
hudutsuz herif! (CHP sıralarından gürültüler)
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan,
uyarır mısınız lütfen.
TUFAN KÖSE (Devamla) Bak, terbiyesizlik
yapıyorsun, terbiyesizlik yapıyorsun.
FATİH ŞAHİN (Ankara) Haddini, hududunu
bil! Siyasi nezakete uyuyor mu bu yaptığın?
TUFAN KÖSE (Devamla) Haddini bil, terbiyesizlik yapma,
sana haddini bildiririm.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
FATİH ŞAHİN (Ankara) Ayıp ya,
ayıp!
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) Sen kendi
işine bak!
TUFAN KÖSE (Devamla) Gel, konuşacağın
bir şey varsa burada konuşacaksın.
FATİH ŞAHİN (Ankara) Geç yerine, süren
doldu!
TUFAN KÖSE (Devamla) Oradan hariçten gazel
okumayacaksın. İhanet edenler ihanetlerini unutmazlar.
İhanetlerinizi unutmadığınızı da kongre tarihini
27sine alarak gösterdiniz Türk milletine. (CHP sıralarından
alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)
FATİH ŞAHİN (Ankara) Hadi be!
BAŞKAN Sayın Şahin, lütfen
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
Kanun Tasarısının 104 üncü maddesi ile 2942 sayılı
Kanuna eklenen geçici madde 9da yer alan "hükümleri" ibaresinden
sonra gelmek üzere "ile 23 üncü maddesinin üçüncü fıkrası
hükmü" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli (Giresun) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL
(Denizli) Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan .
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli)
Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önerge ile düzenlemenin yürürlüğe gireceği
tarihten önce gerçekleştirilen kamulaştırma işlemleri
nedeniyle, kamulaştırılan taşınmaz malların eski
malikleri veya mirasçıları tarafından bu taşınmaz
malların geri alınması, bedel veya tazminat talebiyle
açılan ve henüz kesinleşmeyen davalarda da uygulanmasına yönelik
geçiş hükümlerinin düzenlenmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Genç.
KAMER GENÇ (Tunceli) Şimdi, bakın, getirilen
bu maddeyle Türkiye Büyük Millet Meclisi mahkeme yerine geçiyor, açılan
davaları reddediyor.
FATİH ŞAHİN (Ankara) Geçer!
KAMER GENÇ (Tunceli) Yani, bakın, biz bugün ne yapalım?
Biz Anayasaya sadakatten ayrılmayacağımıza namusumuz
üzerine yemin ettik. Peki, nasıl oluyor da AKPye açılan
davaları Türkiye Büyük Millet Meclisi
BAŞKAN Bunları konuşuyoruz zaten
Sayın Genç.
KAMER GENÇ (Tunceli) Efendim?
BAŞKAN Önergelerle bunları konuşuyoruz.
105inci madde üzerinde iki adet önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639
KAMER GENÇ (Tunceli) Efendim, bir dakika, anladım
da
Dinler misiniz, Anayasaya sadakat yemini yapmadık mı?
(Kâtip Üye İstanbul Milletvekili Muhammet Bilal
Macit tarafından önergenin okunmasına devam edildi)
Sıra
Sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile
KAMER GENÇ (Tunceli) Divan kâtibi, dinler misin? Divan
kâtibi
(Kâtip Üye İstanbul Milletvekili Muhammet Bilal
Macit tarafından önergenin okunmasına devam edildi)
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, kime
söylüyorum ben burada ya!
(Kâtip Üye İstanbul Milletvekili Muhammet Bilal
Macit tarafından önergenin okunmasına devam edildi)
Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili
KAMER GENÇ (Tunceli) Böyle şey olmaz ya!
Okuduğunu da anlamıyoruz ki divan kâtibinin!
(Kâtip Üye İstanbul Milletvekili Muhammet Bilal
Macit tarafından önergenin okunmasına devam edildi)
Oktay
Vural'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl
Milletvekili İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili
KAMER GENÇ (Tunceli) Böyle bir şey olur mu ya!
Meclis çiftlik midir? Böyle her şeyi örtbas mı etmeye
çalışıyorsunuz Sayın Başkan?
(Kâtip Üye İstanbul Milletvekili Muhammet Bilal
Macit tarafından önergenin okunmasına devam edildi)
Sena Kaleli ve 5
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ
Milletvekili Candan Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli
Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin
Milletvekili Aytuğ Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin;
İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet
Rıza Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal
ve Binnaz Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul
Milletvekili Celal Dinçer'in; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara
Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın
Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi Partisi
Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın;
Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt
Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent
Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Kahramanmaraş Milletvekili
Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili
Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa
Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili
Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul
Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut Tanal'ın; İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar
Akar'ın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin;
Manisa Milletvekili Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi
Aşkın Türeli'nin Kanun Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun
Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun çerçeve 105. maddesinin
tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Rahmi Aşkın Türeli Aydın Ağan
Ayaydın Müslim
Sarı
İzmir İstanbul İstanbul
Vahap Seçer Ali
Demirçalı Musa
Çam
Mersin Adana İzmir
Haydar Akar İzzet
Çetin
Kocaeli Ankara
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat
Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf
Halaçoğlu'nun; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın
Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe
Komisyonu Başkanlığı Tezkerelerinin (1/931, 2/115, 2/139,
2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524,
2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019,
2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227,
2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350,
2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488,
2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655,
2/1657, 2/1677, 2/1688,
2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869,
2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997,
2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146,
2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198)
105 inci maddesinin Anayasaya aykırı olduğundan tasarı
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Muharrem Varlı Mehmet Erdoğan Mehmet Günal
Adana Muğla Antalya
Mustafa Kalaycı Erkan Akçay Engin Alan
Konya Manisa İstanbul
BAŞKAN Komisyon Anayasaya aykırılık
önergesine katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL
(Denizli) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
Önerge üzerinde söz isteyen
Buyurun.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Mehmet Günal. Kayda geçsin
Başkanım.
BAŞKAN Mehmet Günal, Antalya Milletvekili.
Buyurun Sayın Günal. (MHP sıralarından
alkışlar)
MEHMET GÜNAL (Antalya) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Kaş gözle anladık da kayda girmesi
açısından ismen söylenmesi daha doğru.
Değerli arkadaşlar, gecenin bu saatinde
olabiliyor tabii.
Bu madde, maalesef, daha önce kadük hâle gelmiş,
rahmetli DPT dediğim Devlet Planlama Teşkilatı
Müsteşarlığının, benim de Müsteşar
Yardımcılığını yaptığım şerefli
bir kurumun yerine kurulan Kalkınma Bakanlığını da
rahmetli hâle getirmek üzere gelen bir madde. Ne demek istiyorsun? diye
bakıyorsunuz.
Değerli arkadaşlar, eğer
Başbakanlık mevzuatına bakarsanız
Başbakanlığın görevi koordinasyondur, icraî bakanlık
değildir, bütün bakanlıklar ve kurumlar arasında koordinasyonu
sağlamaktır. Biz size önceki dönemde DPTyi kapatacak
mısınız? deyince gülmüştünüz. Sonra, getirdiniz,
kapattınız, Kalkınma Bakanlığı oldu. Mehmet Hoca
ne diyor? derseniz, maddenin gerekçesindeki sektörlere bakın,
bunların tamamı şu anda Kalkınma
Bakanlığının bünyesinde ne kadar
etkisizleştirilmiş de olsa İktisadi Sektörler ve Koordinasyon
Genel Müdürlüğü ve Sosyal Sektörler ve Koordinasyon Genel Müdürlüğü
içerisinde yer alan sektörler. Bütün birimler zaten Başbakana
danışmanlık yapmakla görevlidir ve daha önce o
Müsteşarlık doğrudan Sayın Başbakana
bağlıydı. Şimdi siz onların yerine,
kapatıyorsunuz
Sayın Bakan burada, Ekonomi
Bakanlığının içerisinde dış ticaretle ilgili
sektörlerin uzmanları var mı? Var. Sayın Başbakan size
sorduğu zaman siz o sektörlerle ilgili zaten bilgi vermiyor musunuz?
Veriyorsunuz. Siz zaten icraî bir Bakanlık olarak bu konudaki bilgileri
hazırlamak, raporlamak, raportörlük yapmak göreviniz var mı? Var.
Peki, bu ne işe yarayacak? Sayın Başbakana doğrudan
raporlama yapacak. mı acaba, yoksa Yarı başkan olayım
fiilen. diyen Sayın Cumhurbaşkanına, seçilmiş
Cumhurbaşkanına yarın, Başbakanlığı da
atlayayım, benim kafama göre burada atama yapayım. bunu mu getirsin?
Değerli arkadaşlar, ortada böyle bir ihtiyaç
yok. 402 tane kadroyu buraya getirip koymak, ancak birilerini
Başbakanlık bünyesinde toplayıp onlara birtakım
dışarıdan yapılamayan işleri yaptırmak
anlamına gelir.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Öyle
olmadığını söyledik size.
MEHMET GÜNAL (Devamla) Ha, öyle olmasaydı zaten
Soralım, Sayın Bakan biliyor mu, bilmiyor mu,
arkadaşlarımız burada: Ne zaman kuruldu bu genel müdürlük
Sayın Bakanım? Ne zaman kuruldu bu Genel Müdürlük, biliyor musunuz? O
arkadan konuşan arkadaşlar biliyor mu? Sadi Bilgiç biliyor, o
konuşuyor. Bir söylesene kaçta kuruldu? 2011 yılında, 2011
yılında değil mi? 2011 yılından beri
Başbakanın hiç izlemeye, değerlendirmeye, rapora ihtiyacı
olmamış mı sektörlerle ilgili? Kim yapmış o görevi?
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Devlet
Planlama, Kalkınma
MEHMET GÜNAL (Devamla) Şimdi, niye yapmıyor?
Orayı kapatıyor musunuz? Anlamadık yani zaten
kapattınız, Bakanlık oldu, herhâlde Kalkınma
Bakanlığını da kapatacaksınız.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Çalışan birimler niye sizi rahatsız ediyor Sayın Günal.
MEHMET GÜNAL (Devamla) Sayın Zeybekci, Ekonomi
Bakanlığındaki sektörleri de kapatalım, hepsini
toplayalım o zaman, gelsin.
Bir de enteresan bir şey var, kadro açıyor,
maddede de diyor ki: Şunlar, şunlar, şunlar geçici olarak
görevlendirilebilir. Ya, kardeşim, niye buraya topluyorsun o zaman? Bu
birimler zaten Başbakana bilgi vermek zorunda. Başındaki
amirleri, bakanları, müsteşarları kim varsa getirip zaten gerekli
bilgileri vermek zorunda.
Şimdi, ne işe yarayacak bu raportör? Yani,
kocaman bir bakanlık hâline Başbakanlığı da zaten
getirdiniz.
Başbakanlığı koyuyorsun.
Başbakanlığın en önemli birimlerinden bir tanesi Kanunlar
ve Kararlar Genel Müdürlüğü. Hiç oraya getirmeden buraya bana 150 maddelik
kanun getiriyorsun. 61i geçmiş tasarı olarak, geri kalan 100
tanesinin hiç alakası yok. Niye Başbakanlığa
göndermiyorsun, işini yapmıyorsun da şimdi birilerine orada
kadro vermek için...
Değerli arkadaşlar, özetle şunu
söylüyorum: Bunların hiçbirisi, bu kadroların hiçbirisi şu anda
Başbakanlığa gerekli değil. Zaten öyle olsaydı... 2011
yılında KHKyla kurulan bu Genel Müdürlükte şimdiye kadar kimse
görevlendirilmemiş. Yani, lazım olsa zaten şimdiye kadar
yapardınız. Ha, şimdi ne var? Şimdi, yeni bir sistem var.
Ne olur ne olmaz orada bir yapı oluşturalım. Ak sarayı da
inşa edeceğiz, orada güzel yerler var. Arkadaşlar gelsin, bu
yeni Başbakanlık binasında otursun. Oralardan toplayalım,
kendimize göre bir ekip kuralım. Niye? Belki bazı bakanları
baypas edecek, belki yeni oluşacak kabinede... Neydi o? Birisi diyordu,
burada bir yazar vardı, bir şey tabir ediyorlar hani şeyde
kullanılan... Yani, onun gibi oturacak... Ben söylemeyeyim yani... Kimdi
o? Şamil Tayyar mıydı? Birisi diyordu. Ya, o zaman orada
oturacak danışmanlar mı lazım?
Onun için bu madde anlamlı bir madde değil.
Başbakanlığın böyle bir şeye ihtiyacı yok.
Başbakanlık, koordinasyon birimidir, icrai bakanlık
değildir ki istediği bilgi, belgelerin tamamını da zaten
yapıyor. Gizli bilgi belgeleri de zaten MİT Müsteşarı
hepsini toplayıp fişleyip götürüyor.
Bu maddenin çıkması gerekir diyor,
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunacağım...
IV.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
ENGİN ALTAY (Sinop) Yoklama istiyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN - Yoklama talebi var, yerine
getireceğim.
Sayın Altay, Sayın Türeli, Sayın
Sarı, Sayın Çelebi, Sayın Eyidoğan, Sayın Öner,
Sayın Kaptan, Sayın Acar, Sayın Atıcı, Sayın
Çetin, Sayın Seçer, Sayın Kuşoğlu, Sayın Çam,
Sayın Genç, Sayın Özkan, Sayın Havutça, Sayın Öğüt,
Sayın Yalçınkaya, Sayın Demiröz, Sayın Haberal, Sayın
Keskin.
Üç dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, toplantı
yeter sayısı vardır.
X.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.-
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetinin; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili
İdris Balukenin; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetinin; Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam
Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcının; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vuralın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili
Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza
Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz
Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul
Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili
Celal Dinçer'in; Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin
Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın
Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye
Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi
Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay
Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara
Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in;
Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine
Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut
Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili
Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3 Milletvekilinin;
Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir Milletvekili Rahmi
Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya Güven ve 34
Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Balıkesir
Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun;
Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu
Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Bursa
Milletvekili Sena Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim
Işık ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf
Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; İstanbul
Milletvekili Süleyman Çelebi'nin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in;
Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın
Türeli'nin; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun
Çıray'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in;
Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar
Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür
Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve Önder Matlı ile 8
Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Manisa Milletvekili
Hasan Örenin; Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum Milletvekili Cahit
Bağcı ile 37 Milletvekilinin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin Benzer
Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115, 2/139, 2/158, 2/195,
2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524, 2/528,
2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019, 2/1063,
2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227, 2/1236,
2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350, 2/1364,
2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488, 2/1496,
2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655, 2/1657,
2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799, 2/1808,
2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957, 2/1963,
2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065, 2/2069,
2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190, 2/2191,
2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam
Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili
Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza
Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz
Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul
Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili
Celal Dinçer'in; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili
Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Ankara Milletvekili İzzet
Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve
Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili
Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün;
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2
Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili
Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan
Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili
Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent
Gök'ün; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır
ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in;
Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine
Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut
Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli
Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve
İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili Özgür
Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin Kanun
Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporunun çerçeve 105. maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Müslim Sarı (İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Vahap Seçer,
Mersin Milletvekili.
Buyurun Sayın Seçer. (CHP sıralarından
alkışlar)
VAHAP SEÇER (Mersin) Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
3056 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede bir
değişiklik öngörüyor bu madde, 105inci madde. Biz bu önergemizle bu
düzenlemenin kanun metninden çıkartılmasını istiyoruz.
Şimdi, burada 402 yeni kadro ihdası var ve
burada, sektörel izleme ve değerlendirme raportörleri adı
altında buraya ilave edilen bir ibareyle böyle bir kadro ihdası söz
konusu. Bunlar ne yapacak? Sektörel izleme yapacak, değerlendirme yapacak ve
raporlar hazırlayacak.
Az önce Sayın Günal da gayet güzel
açıkladı. Başbakanlık bir koordinasyon merkezi, kurumu;
kurumlar arasında, bakanlıklar arasında koordinasyonu
sağlayan bir kurum olarak vazifesini yapıyor. Burada, icracı
olan bakanlıklar ve burada zaten her bakanlığın kendi
faaliyet konusu içerisinde, iştigal alanı içerisinde, uzmanlar, hem
rapor hazırlıyor hem izleme yapıyor hem bu konularda
araştırma yapıyor ve Başbakanlığa bunları
sunuyorlar ve onların koordinasyonu çerçevesinde bu çalışmalar
sürüyor. Şimdi, 402 kişilik bir yeni kadro ihdası az bir rakam
gibi gelebilir, sanki böyle bir ihtiyaç varmış gibi bir hava
doğabilir. Gerçekten Başbakanlığın da böyle bir
kadroya ihtiyacı varsa niçin buna karşı çıkalım? gibi
bir görüş ortaya çıkabilir. Ama baktığınız zaman,
bakın, Kalkınma Bakanlığı var; önemli bir
bakanlık, aklınıza gelen her konuda, her sektörde, bütün
bakanlıkların ilgi konusu olan sektörlerde zaten uzmanlarla bu tip
çalışmaları yapıyor, bu tip araştırmaları
yapıyor, bu tip raporları düzenleyebiliyor. Peki, niçin o zaman yeni
kadro ihdasına ihtiyaç var? Bunu anlamakta zorluk çekiyoruz. Onun için
diyoruz ki: Bunu kanun metninden çıkartalım. Eğer illaki kadro
ihdas edilecekse -ki geçtiğimiz maddelerde düzenledik- atanamayan
öğretmenler sorunu var. 400 kişi de olsa, 500 kişi de olsa, 120
bin öğretmen açığının olduğu bir Milli
Eğitim Bakanlığı var. Bugün 35 bin yeni öğretmen
kadrosu açtık, gayet güzel, keşke bunu 40 yapabilsek, 50 yapabilsek,
60 yapabilsek. Bunlarda kullanalım bu imkânları. Sürekli veteriner
hekimlerden, ziraat mühendislerinden, su ürünleri mühendislerinden bizlere
talepler geliyor. Arkadaş, üniversite bitirmişiz,
boştayız, bunalımdayız, iş arıyoruz,
bulamıyoruz. E hoş, Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığının da ihtiyacı var. Önemli bir
bakanlık. Yüzde 25-26 istihdam söz konusu tarım sektöründe. Yüzde 9
millî gelire katkı sunuyor. Yeni ziraat mühendisleri atayalım,
veteriner hekimler atayalım, teknik elemanlar atayalım ama şimdi
402 kişi Başbakanlığa, yani, tabiri caizse, sanki bir
arpalık oluşturuyoruz. Bunun bir gereği yok.
Şimdi, değerli arkadaşlar, gerçekten uzun
süredir bu yasayı görüşüyoruz, 4 Haziranda başladı, alt
komisyon, üst komisyon, iki buçuk aydır ve bu süreç içerisinde sadece
Türkiyede değil dünyada önemli gelişmeler oldu, bölgede önemli
gelişmeler oldu. Haziran başından bu yana Musulda
IŞİD terör örgütünün rehin aldığı 49 konsolosluk
çalışanından hâlâ bir haber alınamadı ve biz burada,
Parlamentoda bu konuda yetkili ağızlardan bir bilgi alamadık.
Gazzede gerçekten insanlık dışı saldırılar devam
ediyor, orada masum insanlar ölüyor, kadınlar ölüyor, çocuklar ölüyor. Bir
taraftan, gerçekten paranın gücünü gördüğümüz, reklamın gücünü
gördüğümüz, devlet imkânlarının sonsuz
kullanıldığı, televizyonuyla kullanıldığı,
helikopteriyle, uçağıyla, hazinesiyle, kaymakamıyla, valisiyle
kullanıldığı bir Cumhurbaşkanlığı
seçimi gördük.
Evet, millî iradeye saygımız var,
sandıktan çıkan sonuca saygımız var ama şunu
unutmayalım, zafer sarhoşluğuna, rehavete
kapılmayalım. Türkiye'nin sorunları orta yerde duruyor, Orta
Doğuda sorunlar orta yerde duruyor, ekonomide sorunlar orta yerde
duruyor. Sayın Bakan geçtiğimiz günlerde Orta Doğudaki krize
ilişkin açıklamalar yaptı. Bakın, en önemli ihracat
merkezimiz Iraktı geçtiğimiz günlere kadar.
İhracatımız yarı yarıya azaldı. Orada Türk
iş adamları sıkıntılar yaşıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
VAHAP SEÇER (Devamla) Türk tırları rehin
alınıyor. Bütün bu sorunlar orta yerde duruyor.
Ben bu önergemize destek vereceğinizi umut ediyor,
hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
106ncı maddede iki adet önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam
Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcı'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili
Musa Çam'ın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza
Yalçınkaya'nın; İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz
Toprak'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul
Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili
Celal Dinçer'in; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili
Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün; Ankara Milletvekili İzzet
Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve
Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan
Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet
Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin;
Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Iğdır
Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim
Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt
Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in;
Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine
Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut
Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli
Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve
İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili Özgür
Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin Kanun
Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporunun çerçeve 106. maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Rahmi Aşkın Türeli Aydın Ağan
Ayaydın Musa
Çam
İzmir İstanbul İzmir
Müslim Sarı İzzet Çetin Vahap
Seçer
İstanbul Ankara Mersin
Ali Demirçalı Haydar Akar Ali Haydar
Öner
Adana Kocaeli Isparta
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Durmuş Ali Torlak ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf
Halaçoğlu'nun; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın
Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe
Komisyonu Başkanlığı Tezkerelerinin (1/931, 2/115, 2/139,
2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453, 2/524,
2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944, 2/1019,
2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222, 2/1227,
2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345, 2/1350,
2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442, 2/1488,
2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652, 2/1655,
2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797, 2/1799,
2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954, 2/1957,
2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057, 2/2065,
2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187, 2/2190,
2/2191, 2/2192, 2/2198) 106 ncı maddesinin Anayasaya
aykırılık nedeniyle tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Erkan Akçay Seyfettin
Yılmaz Mustafa
Kalaycı
Manisa Adana Konya
Engin Alan Mehmet
Günal Mehmet
Erdoğan
İstanbul Antalya Muğla
Muharrem Varlı
Adana
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İLKNUR DENİZLİ (İzmir)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Seyfettin Yılmaz, Adana Milletvekili.
Buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan 639 sıra sayılı İş Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 106ncı
maddesiyle ilgili verdiğimiz değişiklik önergesiyle ilgili söz
almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
106ncı madde
de 105inci maddenin devamı. Biz 105inci maddenin tasarıdan
çıkarılmasını önermiştik ama kabul edilmedi.
Şimdi, burada da, bu maddeyle de sektörel izleme ve değerlendirme
raportörü kadrolarına naklen atanmasıyla ilgili düzenlemeler
yapılmaktadır. Biraz önce Mehmet Günal
arkadaşımızın da söylediği gibi Başbakanlık
bir icra birimi değil, bir koordinasyon merkezidir. Başbakanlık
zaten bu bilgileri Kalkınma Bakanlığından, Ekonomi
Bakanlığından, orada kurulan iktisadi sektörler veya sosyal
sektörler genel müdürlüklerinden bununla ilgili bilgileri alabilir.
Şimdi, bu maddeyle de yeni kadrolar ihdas ediliyor.
Yaklaşık 402 kadro; bunun içerisinde genel müdürlükler, daire
başkanlıkları olmak üzere bunlar oluşturuluyor. Şimdi,
bunlarla kimlere bu kadrolar verilecek, neler yapılacak bunları
görmek lazım. Yani gecenin bu vaktinde bir, bir buçuk aydır bu kanun
tasarısıyla uğraşıyoruz. Alakalı alakasız birçok
maddeyi bunun içerisine ekledik. Bu saatlere kadar çalışmaya devam
ediyoruz.
Şimdi, burada, baktığınız zaman,
getirilen şeylerde ilgililerin muvafakati aranmaksızın birçok
uygulama var. Bu manada Adalet ve Kalkınma Partisinin personel
politikalarına baktığımızda, gerçekten
tutarsızlıklarla karşı karşıya. Bir sektörde veya
bir birimde yeni kadrolar oluşturulacağı zaman, birilerine kadro
açılacağı zaman torba kanunlarla düzenlemeler
yapılıyor, oraya atamalar yapılıyor. Ama bu noktada birçok
mağduriyetin olduğu yerlerde sivil toplum örgütleri, odalar,
sendikalar, atama yönetmeliğiyle ilgili, personel politikalarıyla
ilgili görüşlerini ortaya çıkardığında
kulaklarımızı tıkıyoruz. Defalarca ifade edilmesine
rağmen ne 4/Clilerin probleminin ne de taşeronların probleminin
çözülmesi noktasında adımlar atmıyoruz.
İşte, yine Orman Bakanlığında
yeni bir rotasyon getirildi. Ormancılık araştırma
enstitüleri, yılların birikimi, kurulduğu tarihten beri birçok
emekle, zahmetle kurulan ve ormancılık politikalarının
belirlenmesi gereken Ormancılık Araştırma Enstitüsünde
çalışanların bile, bir gecede binlerce insanın yerinin
değiştirildiği bir süreçle karşı karşıya
geliyoruz. Şimdi, bunları yaparken adaletli olsak Amenna.
diyeceğiz, ama adaletli olunmuyor. Ne yazık ki, atama,
oluşturulan bir yandaş sendikanın, iktidarınız döneminde
hormonlu bir şekilde büyüyen bir sendikanın belirlediği atama
listelerine göre yapılıyor. Rotasyon çıkmadan önce, atama
yönetmeliği çıkmadan önce bu rotasyona tabi olabilecek yandaş
sendikanın elemanları bu atamanın dışında
tutulmak üzere oluşturulan belli kadrolara atanıyorlar. Ama onun
dışında kalanların, bu ortamda, çocuklarının okul
durumuna bakılmadan, bilgi birikimlerine, donanımlarına
bakılmadan tamamen yerlerinin değiştirildiği bir süreçle
karşı karşıya kalıyoruz. Yani şimdi eğer bu
Hükûmetin personel politikalarını bir sendika yönetecekse o
sendikayı da bir yere oturtturun. İşte, ortada falanca
sendikalar, sivil toplum örgütleri var. demeyelim, Herkesçe malum olan
yandaş sendika Hükûmetin ve Türkiyenin personel politikasını
belirler. diyerek bir yasal statüyü ortaya koyalım, en azından bunu
yasal olarak yapsınlar. Şu anda yaptıkları tamamen yasal
olmayan olaylar.
Şimdi, geçenlerde de sordum, memur sendikasına
baktığınızda, atamalardan tutun görevde yükselmeye kadar
eğer yandaş sendikaya üye olmazsanız netice itibarıyla
sizin hiçbir talebiniz yerine gelmiyor. Şimdi, devlet adil olmak zorunda.
Devletin memurlarının siyaset yapma yasağı var. Memurlar
herhangi bir siyasi partiye gönül vermiş olabilir, herhangi bir siyasi
partiye yakınlık duyabilir ama atamalarda hakkaniyeti, liyakati
ortaya koymazsanız devletin temel değerlerini, temel
yapılarını çatlatırsınız, çalışma
barışını bozarsınız. Bugün yapılan bu. Bugün,
bir sendikaya üye olmak görevde yükselmenin en önemli şartıysa,
atanmanın en önemli şartıysa veya birtakım avantajlı
yerlere atanmak bir sendikadan geçiyorsa bunlar doğru değildir.
Bunlar memurlar arasında ayrımcılığa neden olur.
Hepinize iyi akşamlar diliyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer
ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu ve 4
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı'nın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Adana
Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın;
Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın;
İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri
Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in;
Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Ali Özgündüz'ün; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul
Milletvekilleri Aydın Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars
Milletvekili Mülkiye Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ile 1 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet
Çetin'in; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin;
Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili
İğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın; Burdur Milletvekili
Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay
Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili
Levent Gök'ün; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 1 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ile 1 Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe
Nedret Akova'nın; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili
Adnan Şefik Çirkin'in; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır
Milletvekili Emine Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve
Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in;
Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve
İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun; İzmir
Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili Özgür
Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin Kanun
Teklifleri ile; Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporunun çerçeve 106. maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ali Haydar Öner (Isparta) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL
(Denizli) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Ali Haydar
Öner, Isparta Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; çağdaş kafalı biri ile çok
çalışkan olduğunu düşünen iki arkadaş
karşılaşmışlar. Çok çalışkan olduğunu
düşünen arkadaş Kırk yıldır
çalışırım, bir gün bile tatil yapmadım. demiş.
Öbürü de Allah Allah, sen çalışmıyor musun ki tatile ihtiyaç
duymuyorsun? diye sormuş.
Gerçekten de 1 Temmuzda Meclis tatile girecekken hâlâ bir
dayatmayla çalışmalarını sürdürüyor. Milletin memleketin
yararına olsa can feda ama haramı helal kılmak,
yanlışları doğrulatmak üzere yürütülen bir
çalışma. Somayla ilgili bir kanun görüşüyoruz; 20 maddeden
azı Somayla ilgili, 120 maddeden fazlası Somayla ilgili değil.
Dinlenen insan takdir hakkını isabetle kullanır, artan
verimlilikle çalışır, ruh ve beden
sağlığını korur, insan haklarına uygun bir
yaşam tarzı sergiler. Dinlenerek gelen beyinlerde gerginlikler,
kavgalar olmaz, olmamalıdır.
Hantallaşan bir idari yapıya özenilen bir
maddeyle karşı karşıyayız. 106ncı maddede
sektörel izleme ve değerlendirme raportörleri alınacakmış;
2 tane genel müdür yardımcısı, 20 tane daire başkanı,
380 tane de murakıp, denetmen vesaire. Bunların da rızaları
alınmadan nakledilecek. Yani bu Büyük Millet Meclisi 550 kişilik, 402
kişi yeni adam alınacak. Zaten Başbakanlık yasalara
aykırı bir şekilde Atatürk Orman Çiftliğinin içinde
yapılıyor, orayı danışmanlar ordusuyla
dolduracağız. Sayın Mehmet Günal söyledi, konuşmacı
arkadaşlarımız söyledi. Başbakanlık İzleme ve
Koordinasyon Birimi ama her bakanın yerine de Başbakan icraatta
bulunacak; hem düdüğü çalacak hem penaltıyı atacak hem de gerekirse
antrenörlüğünü de kendisi yapacak. Tek adam sevdasından geçilmiyor.
Kanun hükmünde kararnameler de bir başka sorun. Bir
sürü kanun hükmünde kararname var, Meclisin onayından geçirilmemiş.
Böyle bir yasa dışı yasama çalışmasını
nasıl hazmediyoruz arkadaşlar? Kanun hükmünde kararnameler Meclise
sevk edilir ve öncelikle görüşülür. Kimse uymuyor.
Söylenecek çok şey var ama bir başka önemli
konu var. Isparta, Türkiyenin gül ve meyve bahçesi. Dünya gül yağı
üretiminin yüzde 65i Ispartadan elde edilir. Kozmetiğin temel ham
maddesi gül yağı Ispartada dünyanın yüzde 65i oranında
üretilir. Ayrıca, Isparta meyve bahçesidir. Özellikle, Eğirdir ve
Gelendost Türkiyenin elma bahçesidir ama Gelendostta elmalar
sulanamıyor, fujiler yeterince su alamıyor, kikular yeterince su
alamıyor, braeburnler alamıyor, üzümler, erikler, armutlar
alamıyor. Niye? Çünkü TEDAŞ peşin para alıp da öyle sulama
hizmeti verecekmiş. Hani tarım destekleniyordu? Hani çiftçi
perişan edilmeyecekti? 1,5 liraya vereceğiniz mazotu 4,5 liraya, 5
liraya veriyorsunuz çiftçiden suyu da esirgiyorsunuz. Niye elektrik sübvanse
edilmiyor, çiftçi doğru dürüst bağını bahçesini
sulayamıyor? Türkiyede 2,5 milyon ton elma üretilir, bunun yüzde 20den
fazlası Ispartadan elde edilir. Geçtiğimiz yıl bir küçük elma
sunmaya çalıştık, arkadaşlarımız nefasetini
sıkça vurguluyorlar.
Değerli arkadaşlar, memleketimizin önemli
sorunları varken, geçmişte yapılan hatalar mahkemelerce iptal
edilmişken, onların hakkaniyetle özelleştirilmesi veya
yanlışlardan dönülmesi varken bu gibi konularda ısrar etmek
kimseye yarar sağlamaz, kimse bunların hayrını göremez.
Hak edenlere saygılar sunar, iyi geceler dilerim.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, birleşime beş
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:23.43
ON İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 23.55
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan), Bayram ÖZÇELİK
(Burdur)
------0------
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 132nci Birleşiminin On İkinci Oturumunu
açıyorum.
639 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
107nci madde üzerinde üç adet önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
Kanun Tasarısının çerçeve 107nci maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Rahmi Aşkın Türeli Aydın Ağan
Ayaydın Musa
Çam
İzmir İstanbul İzmir
Müslim Sarı Vahap Seçer İzzet
Çetin
İstanbul Mersin Ankara
Ali Demirçalı Haydar Akar Kadir Gökmen
Öğüt
Adana Kocaeli İstanbul
MADDE 107- 4/12/1984 tarihli ve 3093 sayılı
Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirleri Kanununun 3 üncü maddesinin
başlığı "Cihazların imalat ve ithalatı"
şeklinde ve birinci fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"Bu Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen
cihazları imal edenler satıştan önce; ithal edenler ise serbest
dolaşıma girişinde etiket veya bandrol almaya mecburdur."
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
Kanun Tasarısının 107 nci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan Akçay Özcan
Yeniçeri Muharrem
Varlı
Manisa Ankara Adana
Mehmet Günal Mustafa
Kalaycı Engin
Alan
Antalya Konya İstanbul
Mehmet
Erdoğan
Muğla
MADDE 107- 4/12/1984 tarihli ve 3093 sayılı
Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirleri Kanununun 3 üncü maddesinin
başlığı "Cihazların imalat ve ithalatı"
şeklinde ve birinci fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"Bu Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen
cihazları imal edenler satıştan önce; ithal edenler ise ithal
işlemlerinden önce, bandrol veya etiket almaya mecburdur."
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte Olan 639 Sıra Sayılı
Kanun Tasarısı'nın, 4/12/1984 tarihli ve 3093 sayılı
Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirleri Kanununun 3 üncü maddesinde
değişiklik öngören 107'inci maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Hasip Kaplan Sırrı
Süreyya Önder Erol
Dora
Şırnak İstanbul Mardin
Sebahat Tuncel İdris
Baluken
İstanbul Bingöl
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL
(Denizli) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEŞİR ATALAY
(Kırıkkale) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Madde ile cari kanunun 1 inci maddesinde
belirtilen cihazları imal edenlerin satıştan önce; ithal edenlerin
ise serbest dolaşıma girişinde bandrol veya etiket
almalarını zorunlu hale getirmektedir. Tasarıda bulunan 108'inci
maddede ise bu gelirler, Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirlerini
arttıracak şekilde düzenlenmiştir. Türkiye Radyo-Televizyon
kurumu kamu adına çalıştığı gibi, fiili olarak
bütün yurttaşlara ve siyasal görüşlere aynı mesafede bir
politika izlemekten uzaktır. Siyasal iktidarın talep ve
ihtiyaçları doğrultusunda çalışan bu kurumun gelirlerinin
arttırılmasının kamusal meşruluğu yoktur. Değişiklik
ile bu sorunun giderilmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 107 nci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan
Akçay (Manisa) ve arkadaşları
MADDE 107- 4/12/1984 tarihli ve 3093 sayılı
Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirleri Kanununun 3 üncü maddesinin
başlığı "Cihazların imalat ve ithalatı"
şeklinde ve birinci fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"Bu Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen
cihazları imal edenler satıştan önce; ithal edenler ise ithal
işlemlerinden önce, bandrol veya etiket almaya mecburdur."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL
(Denizli) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEŞİR ATALAY
(Kırıkkale) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Özcan Yeniçeri,
Ankara Milletvekili.
Buyurun Sayın Yeniçeri. (MHP sıralarından
alkışlar)
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 107nci madde üzerinde Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu olarak verdiğimiz değişiklik önergesi
bağlamında söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
107nci madde TRT Kurumu Gelirleri Kanununun 3üncü
maddesinin düzenlenmesi hakkındadır. Madde aynen şöyle: Bu
Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen cihazları imal edenler
satıştan önce; ithal edenler ise serbest dolaşıma
girişinde bandrol veya etiket almaya mecburdur. deniliyor. Bu madde,
bandrol ve etiketle ilgilidir. Bandrol ve etiketin, cihazları imal edenler
ve ithal edenler bakımından nasıl alınacağına
yöneliktir. Bu işin bandrol ve etiketten ziyade, TRTnin yasalarla
kendisine verilen, kamuoyunu sağlıklı ve serbestçe
oluşturmak ve taraf tutan yayın yapmamak konusundaki durumuyla
ilgilenmek gerekiyor. Yandaşlaştırılmış ve
iğdiş edilmiş bir kurumun etiketi ya da bandrolünün nasıl
olacağı o kadar önemli midir acaba?
Değerli milletvekilleri, Türkiye Radyo Televizyon
Kurumu, devlet adına radyo ve televizyon yayınlarını
gerçekleştirmek amacıyla 1964 yılında özel yasayla özerk,
tüzel bir kişiliğe sahip olarak kurulmuştur. 1972deki anayasa
değişiklikleriyle kurum, tarafsız bir kamu iktisadi
kuruluşu olarak tanımlanmıştır. Anayasanın
133üncü maddesinin 1993te değiştirilmesiyle özel radyo ve
televizyon yayınları serbest bırakılırken TRTye
özerkliği ve tarafsızlığı Anayasada hükme
bağlanan kamu hizmet yayıncısı olarak hizmet görevi
verilmiştir. 2954 sayılı TRT Kanununun 5inci maddesinin (m)
fıkrasıyla kamuoyunun sağlıklı ve serbestçe
oluşabilmesi, kamuoyunu ilgilendirecek konularda yeterli yayın
yapılması, tek yönlü, taraf tutan yayın yapmamak ve bir siyasi
partinin, grubun, çıkar çevresinin, inanç veya düşüncenin
menfaatlerine alet olmamak görevi verilmiştir. Yasa, TRTye devletin
televizyonu olmak görevini vermişken, günümüz TRTsi, parti televizyonu
hâline gelmiştir. Görevleri yasalarla ortaya konulmasına
karşın, TRT kamunun değil, AK PARTİnin yayın
organı hâline gelmiştir. Bu durumu Cumhurbaşkanı seçim
sürecinde TRTnin gerçekleştirdiği yayınlarda görmek mümkündür.
Sanki TRT, demokratik hukuk devleti olan Türkiyenin değil de tek partili
totaliter bir ülkenin televizyonu gibi yayın yapmıştır.
Cumhurbaşkanı adaylarından Tayyip
Erdoğana 3 Temmuzda TRT Türk televizyonu 30 dakika süre verirken,
diğer 2 adaya yayınlarda yer vermemiştir.
4 Temmuz yayınlarında ise TRT Türk, Erdoğana
1 saat 20 saniye, İhsanoğluna 1 dakika yer vermişken,
Demirtaşa ise hiç yer vermemiştir.
Cumhurbaşkanı adayı olan Tayyip
Erdoğana 4, 5, 6 Temmuzda televizyonlarda toplam 305 dakika yer
verilirken, diğer adaylara hiç yer verilmemiş; aynı tarihte TRT
Haber de Başbakana 205 dakika, İhsanoğluna 1 dakika 20 saniye,
Demirtaşa ise 45 saniye yer vermiştir.
RECEP ÖZEL (Isparta) Hocam, seçim sonucunu bunlar
mı etkiliyor?
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) TRT yorumcuları
da âdeta siyasi amigo gibi Tayyip Erdoğana çanak tutan ve onun lehinde
söylemlerde bulunmuşlardır.
RECEP ÖZEL (Isparta) Hocam, bunlar mı seçim
sonucunu etkiliyor?
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) Ayıptır,
ayıp, utanmanız gerekirken bir de konuşuyorsunuz!
Böyle bir yanlı yayını ancak Hitler
Almanyasında Goebbels gerçekleştirebilir. Var mı böyle bir
şey? Babanızın ocağı mıdır sizin TRT?
RECEP ÖZEL (Isparta) Sakin, sakin.
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) Devletin ve kamunun
bir aygıtını siz nasıl kendi emellerinizin aracı
olarak kullanabilirsiniz?
RECEP ÖZEL (Isparta) Hocam, sakin, sakin.
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) Anayasaya
rağmen TRTyi pervasızca bir parti televizyonu hâline getirmek,
açıkça yasalara meydan okumak anlamına gelmektedir.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Söylediği doğru mu, sen
onu söyle.
RECEP ÖZEL (Isparta) Ben vallahi ölçmedim,
ölçmediğim için bir şey diyemeyeceğim; hocam ölçmüş
herhâlde.
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) Diğer yandan,
Başbakan Erdoğanın adaylığının
açıklandığı yayın ile yaptığı mitinge
ilişkin yayın sürelerini takip eden ve talep eden RTÜK üyelerine
Programların, TRTnin uydu linki düştü o yüzden kaydedemedik. gibi
akla ziyan bir savunma yapması, durumun ne denli gülünç bir hâle
geldiğini göstermektedir.
Kurumlar amaçları doğrultusunda faaliyet
gösterirler. Kurumlar bunun için vardır. Anayasa, yasa kurumların
faaliyetlerinin çerçevesini çizer. Anayasa ve yasalarda kendilerine verilen
yetkiyi aşan ve kendi elindeki bir kurumu, kamunun hizmetine değil,
bir partinin hizmetine sunan bir kurumun ne kadar amacına uygun hareket
ettiği herkesin takdirine sunulur.
Devam edeceğiz biraz sonraki maddede, hepinize
şimdilik saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
Komisyon Raporunun çerçeve 107nci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Madde 107- 4/12/1984 tarihli ve 3093 sayılı
Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirleri Kanununun 3 üncü maddesinin
başlığı "Cihazların imalat ve ithalatı"
şeklinde ve birinci fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"Bu Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen
cihazları imal edenler satıştan önce; ithal edenler ise serbest
dolaşıma girişinde etiket veya bandrol almaya mecburdur."
Haydar Akar (Kocaeli) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL
(Denizli) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEŞİR ATALAY
(Kırıkkale) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Kadir Gökmen
Öğüt, İstanbul Milletvekili; buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) Sayın
Başkan, sayın milletvekili arkadaşlarım; yürütmenin
başı, geçtiğimiz günlerde,
Cumhurbaşkanlığına adaylığını
açıkladığı toplantıda, 1994 yılında küçük
bir kız çocuğuyla olan anısını anlatmış ve
belediye başkanlığından başbakanlığa uzanan
yolda o çocuğun gözlerindeki parıltıyı, umudu,
heyecanı ve o gözlerin sahibinin verdiği mesajı hiç
unutmadığını söylemiştir. Bunlar elbette ki güzel
anılardır ve unutulmaması da doğaldır ancak daha
doğal olan bir şey varsa yürütmenin başının sadece
kendisinde izler bırakmış bir çocuğun mesajından
değil, 76 milyon insanın verdiği mesajlardan da sorumlu
olması gerektiğidir.
Ben de bu düşünceden yola çıkarak
Başbakana bazı hatırlatmalarda bulunmak istiyorum: Yürütmenin
başı, Mehmet Ayvalıtaşın kendisiyle birlikte ölen
umutlarını, ne olacağını düşünmüş müdür?
Attığınız her adımda o çocuğun gözlerini
hatırlarken Berkin Elvanın gözleri de gözlerinizin önüne gelmekte
midir? Gece başınızı yastığa koyduğunuzda
Ali İsmail Korkmazın Vurmayın, öldürmeyin. diye
haykırırken gözlerindeki acı ve korkuyu hiç düşündünüz mü?
Abdullah Cömert, Ethem Sarısülük ve Ahmet Atakan; bu gencecik
insanların trajik bir şekilde hayata veda etmelerinin size
verdiği bir mesaj yok mudur? Medeni Yıldırımın
gazetelerde yayınlanan fotoğraflarına baktınız
mı; gözleri ne renkti? Belediye başkanlığından
başbakanlık görevine kadar geçen yıllarda karşımda hep
o çocuğun gözleri vardı. demiştiniz. Başbakanlıktan
Cumhurbaşkanlığına uzandığınız
bugünlerde, artık hiç parlamayacak 12 kaybedilmiş göz var. Bu gözler
hiç aklınıza geliyor mu, gelecek mi? Geleceği ve umudu
karartılan bu gençlerin ve ailelerinin de Cumhurbaşkanı
olabilecek misiniz?
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu
kadar büyük bir torba yasa çıkarken belediye meclisi üyeleri ve il genel
meclisi üyesi arkadaşlarımızın da özlük haklarıyla
ilgili mağduriyetlerinin giderilmesine yönelik talepleri var.
Sayın milletvekilleri, defalarca bu kürsüden dile
getirilen sorunun çözümü için gelin buradan bu seçilmiş arkadaşlara
müjdeli bir haber verelim. Biliyorsunuz ki halkımız tarafından
bizzat seçilen meclis üyeleri, özlük hakları bakımından,
maalesef hiçbir güvenceye sahip değildir. Belediye meclisi üyeleri ve il
genel meclisi üyeleri yaptıkları hizmet bakımından
vatandaşların birçok talebiyle karşılaşmakta, yol ve
iletişim masrafları ciddi şekilde yük olmaktadır. Bunun
karşılığında, kanun gereği sadece hakkıhuzur
almaktadır. Bu ücret ise çok yetersiz kalmakta ve vatandaşların
taleplerini karşılama konusunda zorluklara neden olmaktadır.
Yine, özellikle İstanbul gibi büyük metropollerde ve
Anadoludaki geniş coğrafyada merkezdeki toplantıya gelmek,
ciddi zaman ve ekonomik kayba neden olmaktadır. Ulaşım
masrafları ciddi bir gider oluşturmaktadır.
Yine, uzak ilçelerden gelenler için konaklama ve
iaşe masraflarının hakkıhuzurla karşılanması
mümkün değildir.
Hakkıhuzur yerine maaş bağlanması
zorunlu hâle gelmiştir. Bu maaşın aynı zamanda
emeklilikleri için de sayılması gerekmektedir yani özlük
haklarına yansıtılması gerekmektedir.
Meclis üyelerinin diğer bir önemli sorunu da
sağlık hizmetlerinden yararlanamamalarıdır çünkü herhangi
bir sigorta kurumuyla ilişkilendirilmemişlerdir. Bunun bir an önce
yapılandırılması gerekmektedir.
Yine, seçilmiş insanlar olarak yeşil pasaport
hakkı tanınmalıdır.
Bütünşehir Yasası sonucu en ücra köylerin ve
mücavir alanların belediye meclisi üyelerinin belediye hizmet
alanlarına dönüşen köylerde hizmet etmelerinden dolayı silah
taşıma ruhsatı mutlaka verilmelidir. Görevde bulundukları
zaman ve görevleri bittikten sonra da bu ruhsatlardan harç
alınmamasını istemektedirler.
Belediye başkanları, emeklilikteki
maaşlarının yükseltilmesini ve yeşil
pasaportlarının yaşam boyu sürmesini dilemektedirler.
Bu taleplerin yüce Meclis tarafından yerine
getirilmesi dileğiyle hepinize saygılarımı sunuyorum,
teşekkür ediyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
108inci madde üzerinde iki adet önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
108inci maddesine aşağıdaki bendin eklenmesini arz ve teklif
ederiz.
c) Nihai tüketiciye elektrik enerjisi
satışı yapan lisans sahibi tüzel kişilerin ve kamu
kuruluşlarının gelirlerinden hiçbir suretle pay
alınamaz."
Erkan Akçay Mustafa
Kalaycı Engin Alan
Manisa Konya İstanbul
Muharrem Varlı Mehmet
Erdoğan Özcan Yeniçeri
Adana Muğla Ankara
Mehmet Günal
Antalya
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte Olan 639 Sıra Sayılı
Kanun Tasarısı'nın, 3093 sayılı Kanunun 5 inci
maddesinde değişiklik öngören 108'inci maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Hasip Kaplan Sırrı
Süreyya Önder İdris Baluken
Şırnak İstanbul Bingöl
Sebahat Tuncel Erol
Dora
İstanbul Mardin
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL
(Denizli) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEŞİR ATALAY
(Kırıkkale) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Madde ile Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirlerini
artırmak amaçlanmıştır. Türkiye Radyo-Televizyon kurumu
kamu adına çalıştığı gibi, fiilî olarak bütün
yurttaşlara ve siyasal görüşlere aynı mesafede bir politika
izlemekten uzaktır. Siyasal iktidarın talep ve ihtiyaçları
doğrultusunda çalışan bu kurumun gelirlerinin artırılmasının
kamusal meşruluğu yoktur. Değişiklik ile bu sorunun
giderilmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
108inci maddesine aşağıdaki bendin eklenmesini arz ve teklif
ederiz.
c) Nihai tüketiciye elektrik enerjisi
satışı yapan lisans sahibi tüzel kişilerin ve kamu
kuruluşlarının gelirlerinden hiçbir suretle pay alınamaz."
Erkan Akçay (Manisa) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL
(Denizli) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEŞİR ATALAY
(Kırıkkale) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Önerge üzerinde söz isteyen Özcan Yeniçeri,
Ankara Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)
Buyurun Sayın Yeniçeri.
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; biraz önceki konuşmamın
108inci maddeyle devamı üzerinde şu olayı bir ortaya koymak
istiyorum: Şimdi, Başbakan Erdoğanın
Cumhurbaşkanlığı adaylığının
açıklandığı gün TRTnin Erdoğan ile diğer
adaylara ayırdığı süreyi karşılaştırmak
isteyen RTÜK üyelerine, kurumun Yayını kaydedemedik. şeklinde
bir cevap verdiğini biraz önce söylemiştim. Uydu linki düştü ya
da yayını kaydedemedik türünden mazeret ileri sürenlerin, bu kurumu
düşürdükleri gülünç durumu halkın sağduyusuna emanet ediyorum.
4-5-6 Temmuz günlerinde muhalefete 3 dakika, iktidara 333
dakika süre verildiğine yönelik bir soru üzerine AK PARTİnin Genel
Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Erdoğanı
İbrahim Tatlıses veya Orhan Gencebaya benzeterek şu utanç
verici konuşmayı yapıyor, diyor ki: Onların medyada
göreceği ilgi ile bir taverna sanatçısının göreceği
ilgi aynı olabilir mi? Bu cevap aslında bir itiraftır.
Anlaşılıyor ki AKP kendi kontrollerindeki TRT yönetimiyle
yanlı yayın yapma konusunda hemfikirdir. Konunun RTÜKe intikal
etmesi üzerine RTÜKün AKPli başkan vekili Fendoğlu, TRTnin asimetrik
yayınıyla ilgili olarak Medya haber değeri peşindedir. Bir
konunun haber değeri varsa o adayın o sözlerinden alır ama haber
değer niteliği yoksa adayların bazı
konuşmalarını almayabilir. Demek ki haber değeri olup
olmadığını RTÜKün ilgili kurulları karar veriyor ve
onlar yönlendiriyor.
Yayınlarında her siyasi partiye karşı
eşit ve tarafsız yayın yapmakla görevlendirilmiş olan bir
kurumun, iktidar partisinin yayın organı hâline geldiği
açıktır. O zaman, doğrudan doğruya bu TRTyi AK TRT
hâline getirin, kendinize bağlayın, bandrolünü de AK PARTİ Genel
Merkezi, il ve ilçe başkanlıklarından verin kardeşim, bizi
de burada çıkıp fuzuli konuşturmak durumunda kalmayın.
Ondan sonraki gelen iktidar da sizden devralsın, o da kendisine
bağlı bir şekilde bunu götürsün.
Bu durum, kabul edilemez.
Cumhurbaşkanlığı seçimi gibi bir konunun, haber değeri
ya da taverna, arabesk sanatçısı bağlamında ucuz ve uçuk
değerlendirilmesini ancak vicdan tutulması yaşayanlar yapabilir.
Demokrasi şartların eşit
kılınmasıdır. beyler; Alexis de Tocqueville diyor, ben
demiyorum. TRT, kamuoyu oluşturma şartlarını iktidar
partisi lehine anormal derecede bozarak antidemokratik bir ortamın
oluşmasına katkı sağlamaktadır. TRT, seçim süreçlerinde
iktidar lehine asimetrik şartlar üreterek halkın bilinçlenmesini
önlemektedir. Böyle bir kurum ve yönetim anlayışı demokratik
devletlerde değil, çadır devletlerinde olur. Böyle bir muamele de
milletlere değil, aşiretlere ancak yapılabilir.
TRT, yasalarla belirlenmiş olan amacına ihanet
eden, iktidar tarafından kimliği yok edilmiş olan bir
kuruluş hâline gelmiştir. TRT, AKPnin propaganda, manipülasyon ve
ajitasyon makinesi durumundadır. Taraflı ve bağımlı
yayın yapmaktadır. TRT, iktidarın algı yönetim aracı
olarak kullanılmaktadır. Milletten toplanan vergilerle finanse edilen
bir kuruluşun, yasalara rağmen yanlı yayın yapması
kabul edilemez. TRT, seçim sürecini manipüle ederken YSKnın ne iş
yaptığı sorusunu da burada sormak gerekir.
Hatırlanacağı üzere, TRT ve yandaş
kanallar geçtiğimiz 30 Mart yerel seçimlerinin kampanya döneminde de
-tıpkı Cumhurbaşkanı seçim sürecindeki gibi- yasaları
açıkça çiğneyerek iktidarın borazanı gibi yayın
yapmıştır. Seçimlerin adil ve eşit şartlarda
yapılmasını sağlamakla görevli olan Yüksek Seçim Kurulu,
seçim bittikten, ay bacayı savdıktan, atı alan Üsküdarı
geçtikten sonra verdiği cezalarla gündeme gelmiştir ki bu da alay ve
eleştiri konusu olmuştur. Aynı olay, bir kez daha
tekrarlanmıştır. Dahası, TRT Genel Müdürünün TRTyi
eleştiren siyasi parti liderlerinin sözlerini kestirme talimatı
vermesidir. Türkiyede, açıkça, demokrasinin değil, bürokrasinin
egemenliği AKPnin yönlendirmesiyle kurulmuştur. TRT, taraflı ve
bağımlı yayın yapmaktadır. Tepesinden tabanına
kadar partizan unsurlar tarafından yönetilmektedir. TRTyi yönetenler,
yasa ve Anayasayla kendilerini bağlı görmemektedir. TRTyi, Türk
milletini AKPlilerden, demokrasiyi ise iktidardan ibaret gören bir zihniyet
yönetiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) TRT, kamu yerine,
iktidar partisine hizmet ediyor. İktidar yetkilileri, yasalara
karşı bu TRTnin partizanca yaptığı
yayınları savunur hâldedir. TRT âdeta, bugün efendisine hizmet eden
bir köle aygıtı durumundadır, lüzumu yoktur, tamamen
kapatılmalıdır.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
109uncu madde üzerinde bir adet önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
Komisyon Raporunun 109 uncu maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
MADDE 109- 18/3/1986 tarihli ve 3269 sayılı
Uzman Erbaş Kanununun geçici 2 nci maddesindeki "6 ay" ibaresi
"on iki ay" olarak değiştirilmiştir.
Erkan Akçay Mustafa
Kalaycı Muharrem Varlı Manisa Konya
Adana
Engin Alan Mehmet
Günal Mehmet Erdoğan İstanbul Antalya
Muğla
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ (İstanbul)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEŞİR ATALAY (Kırıkkale)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen?
MEHMET
ERDOĞAN (Muğla) Gerekçe.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Bir
yıl ibaresi on iki ay şeklinde değiştirilerek madde, kanun
yazım tekniği açısından uygun hâle getirilmiştir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
110uncu
madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı Komisyon Raporunun 110 uncu maddesinde yer
alan otuz gün ibaresinin kırk beş gün olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan Akçay Mustafa
Kalaycı Engin Alan Manisa Konya İstanbul
Mehmet Günal Mehmet
Erdoğan Muharrem Varlı
Antalya Muğla
Adana
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı Komisyon Raporunun 110 uncu maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Rahmi Aşkın Türeli İzzet Çetin İlhan
Demiröz
İzmir Ankara Bursa
Celal Dinçer Haydar Akar Bülent Kuşoğlu
Ankara Kocaeli Ankara
MADDE 110- 3568 sayılı Kanunun 12 nci
maddesinin dördüncü fıkrasından sonra gelmek üzere
aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
Yeminli mali müşavirlerin tasdikten doğan mali
sorumlulukları ile disiplin sorumlulukları ayrı ayrı
müstakil bir rapor ile tespit edilir. Bu kapsamda yeminli mali müşavir
hakkında sorumluluk raporu yazılabilmesi için yeminli mali
müşavirin yazılı savunması istenir. Savunma isteme
yazısının tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içerisinde
savunma yapılmaması durumunda ilgili yeminli mali müşavir
savunma hakkından vazgeçmiş sayılır.
65 yaşını dolduranlar ile bir öğretim
kurumunda öğretim üyesi ve öğretim görevlisi olarak
çalışanlar, bu görevlerinin devamı süresince yeminli mali
müşavirlik yapamazlar, bu Yasadan doğan yetkileri kullanamazlar
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ
(İstanbul) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEŞİR ATALAY
(Kırıkkale) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Celal Dinçer,
İstanbul Milletvekili.
Buyurun Sayın Dinçer. (CHP sıralarından
alkışlar)
CELAL DİNÇER (İstanbul) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Saygıdeğer milletvekilleri, 639 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 110uncu maddesi üzerinde
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Tasarının bu maddesiyle 3568 sayılı
Yeminli Mali Müşavirlik Kanununun 12nci maddesi
değiştirilmektedir. Öncelikle belirtmem gerekir ki yeminli mali
müşavirlik mesleği, ülkemizde 1989 yılından bu yana yirmi
beş yıldır yani bir çeyrek asırdır uygulanmakta olan
bir kurumdur. Bugüne kadar olan uygulamalarda görülmüştür ki kanuna
eklenmesi gereken bu fıkra yerindedir, bu torba kanunda olan olumlu birkaç
maddeden biridir.
Bazen mükellefler nezdinde vergi incelemesi
yapılması sırasında yeminli mali müşavirlerin
haberinin olmadığı durumlar oluşabilmektedir. Öncelikle,
yeminli mali müşavirler, söz konusu mükelleflerle çalışmayı
bırakmış ise, vergi incelemesine alınan mükellef, mali
zorluklar içerisinde ise veya iflas ve tasfiye aşamasında ise vergi
müfettişlerine yeterli düzeyde defter, belge ibraz edememekte, bilgi
sunamamaktadır. Bu durumlarda, yeminli mali müşavirler, vergi
incelemesi safhasında sürecin dışında kalmaktadır.
Dolayısıyla, şirketler hakkında vergi incelemesi
yapıldığı esnada yeminli mali müşavirlerin mali veya
disiplin sorumluluklarına ilişkin bir tespit yapılmış
ise, tespitin yeminli mali müşavirin bilgisine yazılı olarak
sunulması ve savunmasının şart koşulması çok
önemli sıkıntıların önüne geçecektir. Öte taraftan, yeminli
mali müşavirlerden yazılı savunma alınması, yeminli mali
müşavirlerin konu hakkında yapacakları izahatlar, haksız
yere suçlamaların önüne geçecektir. Böylelikle, saygın bir meslek
olan ve ruhsat, mühür ve bilgi birikimlerinden başka bir sermayeleri
olmayan meslek mensuplarına savunma hakkı verilerek hukuksuzluk
giderilmiş olacaktır. Yine, haklıyla haksızın, hukuk
dairesinde iş yapan ile kanunsuz iş yapanın tespiti bu sayede
mümkün olacaktır.
Sayın Başkan, saygıdeğer
milletvekilleri; yeminli mali müşavirlik mesleği, noterler gibi
kendilerine T.C. mührü verilen nadir mesleklerdendir. Genel tecrübeler onu
göstermektedir ki yeminli mali müşavirler söz konusu T.C. mührünü, onurunu
gereği gibi korumakta gereken hassasiyet, titizlik ve dikkati sarf ederek
mesleklerini sürdürmeye çalışmaktadırlar. Bu önemli meslek
grubunun -tıpkı noterlik gibi sorunsuz, güvenilir- toplumun,
Maliyenin ve dolayısıyla devletimizin de yararlanabileceği bir
konuma gelebilmesi çok önemlidir. Bunun için de öncelikle yeminli mali
müşavirler ile tam tasdik sözleşmesi bulunan şirketlerin,
ayrıca 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu uyarınca,
bağımsız denetim yaptırma zorunluluğunun
kaldırılması gerekmektedir. Çünkü, bu zorunluluk hem şirketlere
ek mali yük getirmekte hem de aynı şirketin tekrar tekrar
denetlenmesi sonucunu doğurmaktadır. Bu, gereksiz bir faaliyettir
çünkü ciddi bir yeminli mali müşavirin tam tasdik denetimi, ihtiyacı
karşılamaya yeterlidir. Şirketlerin serbest iradeleriyle
ayrıca bağımsız denetim yaptırmalarının
önüne tabii ki engel konulamaz.
Bir diğer önerim de: Yeminli mali müşavir
sayısının tıpkı noterler gibi belirli bir sayıda
ve sınırda tutulması, mesleğe girişlerin ülke
ihtiyaçları ve ekonominin gelişmesine paralel bir şekilde
artırılması gerekmektedir. Yeminli mali müşavirlerin ciddi,
sıkı bir denetime tabi tutulması, mesleğin
güvenilirliğini zedeleyici meslek mensuplarının özellikle
bilinçli ve kasıtlı iş yapan ve işlem yapanların
takibi ve yargılanarak cezalandırılması, mesleğin
onurunu koruma açısından çok önemlidir.
Bir diğer önemli husus da: Devlet memuru olup
yeminli mali müşavirlik yapanların durumlarıdır;
örneğin, üniversitede görevli profesörler gibi. Haksız rekabetin
önlenmesi ve ticaret yapma yasağı açısından bu
yanlışlığa son verilmelidir.
Sayın Başkan, saygıdeğer
milletvekilleri; yeminli mali müşavirlik mesleği, kanun, mevzuat,
muhasebe ve hesap kitap bilmeyi, güncel mevzuatı takip etmeyi gerektiren
dikkat ve titizlik gerektiren bir meslektir. Bu nedenle yeminli mali
müşavirlerin de tıpkı devlet memurları gibi 65 yaş
sınırına tabi tutulmaları çok yerinde olacaktır.
Bu nedenle, tekrar yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum, hepinize iyi geceler diliyorum. (CHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, burada
böyle bir redaksiyon
Şimdi, bundan önceki şeylerde hep kanunun tarih
ve numarası adı da yazılıyor ama bu maddede 3568
sayılı Kanun denmiş. Ondan önceki kanunlarda, mesela bir
öncekinde 18/3/1986 tarih ve 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanunu
Burada, mali müşavirlik kanununu yazmamışlar. Yani bunu düzeltsinler,
hep böyle gidiyor da
Yani, Komisyon da baksın, burada
yanlışlık yapılıyor. Yani, o, şu tarih ve şu
sayılı kanun
BAŞKAN Sayın Komisyon
KAMER GENÇ (Tunceli) Yani, o redaksiyonu yapması
lazım.
BAŞKAN Evet, diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı Komisyon Raporunun 110 uncu maddesinde yer
alan otuz gün ibaresinin kırk beş gün olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan
Akçay (Manisa) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ
(İstanbul) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEŞİR ATALAY
(Kırıkkale) Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Önergenin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Yeminli mali
müşavirlere savunma için tanınan süre otuz günden kırk beş
güne çıkarılmıştır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
111inci madde
üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı Komisyon Raporu ile 111 nci maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Erkan Akçay Mustafa
Kalaycı Engin
Alan
Manisa Konya İstanbul
Muharrem Varlı Mehmet Günal Mehmet Erdoğan
Adana Antalya Muğla
MADDE
111- 24/11/1994 tarihli ve 4046 Sayılı Özelleştirme
Uygulamaları Hakkında Kanununun 22 nci maddesinin ikinci
fıkrasına aşağıdaki ibareler eklenmiştir.
190
sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki cetvellerde yer alması
kaydıyla yapılır. Araştırmacı unvanlı
kadrolara veya 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (1)
sayılı cetvelde yer alan unvanlar hariç diğer unvanlara
atananlar sosyal ve mali hak kaybına uğratılamaz. Kurumunda müdür
ve müdür yardımcısı arasındaki unvanlarda
çalışanlar, atanacakları kurum ve kuruluşlarda kendi
unvanlarına denk bir unvan yok ise en az müdür yardımcısı
unvanına denk gelecek şekilde atanırlar. Ancak (1)
sayılı cetvelde yer alan, mesleğe özel yarışma sınavı
ile giren ve belirli süreli meslek içi eğitimden sonra özel bir yeterlik
sınavı sonucunda göreve alınanların atama teklifleri, söz
konusu görev unvanına uygun kadrolara yapılır. Devlet Personel
Başkanlığı tarafından gönderilen atama teklif
yazısının atamayı yapacak kamu kurum ve kuruluşuna
intikalinden itibaren otuz gün içerisinde bu kurum ve kuruluş
tarafından atama işlemlerinin yapılması zorunludur. Naklen
atanan personel hakkında geçici 9 uncu madde hükümleri dikkate
alınır."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ (İstanbul)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEŞİR ATALAY (Kırıkkale)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önergemizle
araştırmacı unvanlı kadrolara atananların sosyal ve
mali hak kayıplarının önlenmesi amaçlanmıştır.
Ayrıca çalıştığı kurum veya kuruluşta müdür
ve müdür yardımcısı arasındaki unvanlarda çalışanların
atanacakları kurumda eşdeğeri unvanın bulunmaması
durumunda en az müdür yardımcısı unvanına denk gelecek
şekilde atanması amaçlanmıştır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
112nci
madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 639 sıra sayılı Komisyon Raporunun çerçeve 112. maddesinin
tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Rahmi Aşkın Türeli Musa Çam İzzet
Çetin
İzmir İzmir Ankara
Ali Demirçalı Aydın Ağan Ayaydın Müslim Sarı
Adana İstanbul İstanbul
Vahap Seçer Kamer
Genç
Mersin Tunceli
BAŞKAN
Şimdi okutacağım önerge Anayasaya aykırılık
önergesi.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
639 sıra sayılı Tasarının 112 nci maddesinin
Anayasaya aykırı olduğundan tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Günal Erkan
Akçay Mustafa
Kalaycı
Antalya Manisa Konya
Engin
Alan Muharrem
Varlı Mehmet
Erdoğan
İstanbul Adana Muğla
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ (İstanbul)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEŞİR ATALAY (Kırıkkale)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Mustafa Kalaycı, Konya Milletvekili. (MHP
sıralarından alkışlar)
Buyurun
Sayın Kalaycı.
MUSTAFA KALAYCI (Konya) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hepinizi saygılarımla
selamlıyorum.
Tasarının bu maddesinde, özelleştirmeler
hakkında verilmiş olan yargı kararlarını etkisiz hâle
getirecek bir düzenleme yapılmaktadır. Seydişehir Eti Alüminyum
Tesisleri, Çeşme Limanı, Kuşadası Limanı, SEKA
Balıkesir Tesisleri ve TÜPRAŞın yüzde 14,76 hissesinin
satışıyla ilgili olarak yargı tarafından verilmiş
birçok karar bulunmaktadır. Ancak, AKP Hükûmetince ne yürütmeyi durdurma
ne iptal ne de onama kararları uygulanmış, bugüne kadar
verilmiş tüm yargı kararları Hükûmet tarafından göz
ardı edilmiştir. Tesislerin yıllar önce kamuya devri gerekirken
hâlen yandaş şirketler tarafından işletilmeye devam
edilmekte, millet zarara uğratılmaktadır.
Yapılan düzenleme, Anayasamızın
başta 2nci ve 138inci maddelerine açıkça aykırıdır.
Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devleti olup yasama ve yürütme organları ile
idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır.
AKP zihniyeti bu düzenlemeyi ilk defa getirmemiştir.
Benzer bir düzenleme, Başbakan tarafından 29 Kasım 2010
tarihinde Meclise sevk edilen 6111 sayılı Kanuna esas teşkil
eden torba tasarının 93üncü maddesinde yer almıştır.
Ama, tasarının alt komisyon görüşmeleri sırasında
Anayasaya aykırı olan bu düzenlemeye gösterdiğimiz tepki
üzerine tasarıdan çıkarılmış, Plan ve Bütçe Komisyonu
da alt komisyon kararına uymuştur.
Bu arada, açılan bir dava üzerine, Seydişehir
Eti Alüminyum AŞyle ilgili yargı kararlarının
uygulanmaması nedeniyle Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi 27 Mart 2012
günlü kararıyla Başbakanı, dönemin ÖYK üyesi 5 bakanı,
Özelleştirme İdaresi Başkanı ve Başkan Vekilini 10 bin
lira tazminata mahkûm etmiştir. Bu hüküm, Yargıtay 4. Hukuk
Dairesinin 24 Eylül 2013 tarihli kararıyla onanmıştır. 27
Mart 2012 tarihli mahkeme kararıyla Başbakan ile ilgili bakanlar ve
bürokratların tazminata mahkûm edilmesi üzerine, 6300 sayılı
Kanuna esas teşkil eden teklifin Meclis Genel Kurulunda görüşülmesi
sırasında, 26 Nisan 2012 günü, apar topar verilen son dakika
önergesiyle özelleştirmelerle ilgili yargı kararlarının
uygulanması konusunda Bakanlar Kuruluna yetki veren düzenleme kabul
edilmiştir. Bakanlar Kurulu da 12 Haziran 2012 tarihli kararıyla
özelleştirme işlemlerine ilişkin söz konusu yargı
kararlarıyla ilgili herhangi bir işlem yapılmamasına karar
vermiştir. Anayasaya açıkça aykırı olan 6300
sayılı Kanunda yapılan düzenleme Anayasa Mahkemesince 3 Ekim
2013 günü iptal edilmiştir. Danıştay 13. Dairesinin 26
Aralık 2013 günlü kararıyla da anılan Bakanlar Kurulu
kararının yürütmesi durdurulmuştur.
Ancak, AKP zihniyeti benzeri görülmemiş bir
kararlılık göstererek milletin malını yandaşlara
peşkeş çekmekten, hukuksuzluktan vazgeçmemiş, yargı
kararlarını uygulamamaktan doğan suçunu örtebilmek için
şimdi yeni bir numara çekmektedir. Görüştüğümüz maddede, devir
ve teslim işlemlerinin tamamlanmasının üzerinden beş
yıl geçmiş olan özelleştirmeler hakkında verilmiş
yargı kararlarıyla ilgili olarak, sözleşmelerinde belirtilen
hâller dışında, bu kuruluşların geri
alınması yönünde herhangi bir işlem tesis edilmemesi
öngörülmektedir. İyice köşeye sıkışan AKP zihniyeti
resmen saçmalamaktadır. Maddeyi dikkatlice okursanız görürsünüz,
zira, yargı kararlarıyla sözleşme hukuken ortadan
kalkmaktadır. O hâlde, olmayan bir sözleşmedeki belirtilen hâller söz
konusu olabilir mi?
Ayrıca, AKP Hükûmeti zaten sözleşmeleri
uygulamamakta, sözleşmeye aykırı işlemlere açık bir
şekilde göz yummaktadır. Mesela, ETİ Alüminyum Anonim
Şirketinin satışına dair ihale şartnamesinde
Oymapınar Santralinde üretilen elektriğin otoprodüktör lisansı
çerçevesinde şirketin sadece kendi üretimi için kullanması
şartı bulunmasına karşın, şirket 2009
yılında, limitin çok üzerinde olmak üzere, üretimin yüzde 74,8ini
piyasaya satmıştır. Sözleşmeye ve ilgili yasaya açıkça
aykırı olan bu durum, sözleşmenin feshini, Oymapınar
Santralinin işletme hakkının iptalini gerektirirken hiçbir
işlem yapılmamış, şirket açıkça
kayırılmıştır. Yargı kararlarının ve
sözleşme hükümlerinin uygulanmaması sonucu yandaş şirkete
trilyonlar kazandırılmakta, millet zarara
uğratılmaktadır. Zaten, millete küfreden, Maliye tarafından
vergi borcu silinen, AKP döneminde verilen ihalelerle ihale kralı hâline
getirilen biri olduğunu söyleyince bu yandaşı herkes bilecektir.
Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı
Komisyon Raporunun çerçeve 112. maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Kamer Genç (Tunceli) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ
(İstanbul) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEŞİR ATALAY
(Kırıkkale) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Kamer Genç,
Tunceli Milletvekili.
Buyurun Sayın Genç. (CHP sıralarından
alkışlar)
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 639 sıra sayılı Yasa
Tasarısının 112nci maddesiyle ilgili olarak verdiğimiz
önerge üzerinde söz aldım. Saygılar sunuyorum.
Değerli milletvekilleri, bu maddeyle yargı
kararı etkisiz hâle getiriliyor yani İdari yargının
özelleştirmelerle ilgili olarak verdiği iptal kararlarını
artık biz uygulamayacağız. diyor. Şimdi, dünyanın
hiçbir ülkesinde yargı kararları etkisiz hâle getirilecek
şekilde yasama tasarrufu yapılamaz. Burada, etkisiz hâle getirdiğiniz
birkaç tanesini söyleyeyim: Eti Alüminyum -arkadaşımız söyledi-
Türkiye Denizcilik İşletmeleri Kuşadası Limanı,
Türkiye Denizcilik İşletmeleri Çeşme Limanı, SEKA
Balıkesir ve TÜPRAŞ.
Bununla ilgili, Konya Seydişehir Alüminyum
tesisleriyle ilgili bir açıklama yapmak istiyorum. Arkadaşlar, bu
tesisler 7 milyar liraya devlete sırf tesis olarak mal olmuş.
Ayrıca da Oymapınar Barajı yapılmış 1,5 milyar
dolara. Hepsi 8,5 milyar dolar. Ondan sonra 340 milyon dolara Mehmet Cengize
satılmış. Mehmet Cengiz kim? Tayyip Erdoğana İstanbul
Belediye Başkanıyken Potamya beldesinde bir saray yavrusunu yapan
kişi. Bunları hepsi bilsin de...
Şimdi, bakın, 8,5 milyar dolara mal olan bir
kamu malını siz 340 milyon dolara veriyorsunuz, ötekiler de
aynı. Ya, insanlarda biraz vicdan olur, ahlak olur, din korkusu olur yani
bir şeyler olması lazım ama, hiçbir mukaddesatı olmayan
insanlar böyle hareket eder ancak, böyle bir şey olmaz arkadaşlar.
Şimdi, bakın, Meclis tatile giriyor. 4 tane
bakan hakkında soruşturma önergesi verilmiş, fezlekeler
gelmiş. Anayasanın 100üncü maddesine göre bu soruşturma
önergelerini iki ay içinde sonuçlandırması lazımken altı ay
geçmiş, daha soruşturma önergesi yok. Anayasayı rafa kaldırmışsınız,
Tayyip Erdoğan çıkmış diyor: Ben kanunu dinlemiyorum,
Anayasayı dinlemiyorum. Efendime söyleyeyim, Atatürk Orman
Çiftliğinde yaptığı saray yavrusu yasalara
aykırı, mahkeme yürütmenin durdurulmasına karar veriyor,
Sıkıysa gelin yıkın bakalım. diyor. Yahu
arkadaş, eşkıyalık mı var bu memlekette? Yahu,
eşkıyalık varsa biz burada eşkıyaya göre şey
edelim. Tayyip Erdoğan Yıldırıma söz veriyor, diyor ki:
Yahu, git şu inşaat şirketlerine, biz bunlara çok iş
veriyoruz, bunlardan haraç topla. Arkadaşlar, eskiden haracı
eşkıya topluyordu, şimdi Hükûmet topluyor.
Arkadaşlar, müteahhitten, devletten ihale alan
kişilerden 630 milyon haraç toplanmış. Yahu böyle bir hukuk olur
mu?
Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanlığı
seçimine gitti. Yahu, devletin bütün imkânlarını kullanıyor,
uçağını kullanıyor, havaalanında
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Sen kendini ne zaman
yakacaksın?
KAMER GENÇ (Devamla) Çocukları bu gemileri nereden
aldı?
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Sen kendini ne zaman
yakacaksın?
KAMER GENÇ (Devamla) - Arkadaşlar, haram para, haram
servet
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Sözünde dur, sözünde.
KAMER GENÇ (Devamla) -
çalınan parayla
kazanılan servetler ve makamlar haramdır, kimseye hayır
getirmez.
RECEP ÖZEL (Isparta) Senin oğlun daireyi nereden
aldı ha, o çiftliği nereden aldı oğlun?
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Sen kendini ne zaman
yakacaksın?
KAMER GENÇ (Devamla) - Bu haram paralarla, bu
hırsızlık paralarıyla kazanılan makamlar ve mevkilerin
hepsi de haramdır, bunların burunlarından, çoluk
çocuklarının burunlarından gelir.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Sen kendini ne zaman
yakacaksın?
KAMER GENÇ (Devamla) Devlet mallarını kendi
babanızın malı gibi kullanıyorsunuz ya, böyle bir şey
olur mu?
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Benzin göndereyim mi,
benzin? Ama benzine değmez.
KAMER GENÇ (Devamla) - Devletin kaynaklarını
böyle har vurup harman savurabilir misiniz?
Arkadaşlar, mahkeme kararlarını bu kadar
hiçe alan böyle bir devlet yapısı olmamıştır. Yahu,
idari yargıyla ilgili, kamu personeliyle ilgili verilecek iptal
kararlarını kabul etmiyorsunuz, mahkemenin yetkisini
kaldırıyorsunuz.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Sen kendini ne zaman
yakacaksın?
RECEP ÖZEL (Isparta) Başka hangi konu var?
KAMER GENÇ (Devamla) - Peki, siz kimsiniz yahu? Sizde
hukuk ahlakı, sorumsuzluk
Yani ağzıma çok şeyler geliyor
da söylemek de istemiyorum.
RECEP ÖZEL (Isparta) Hadi söyle bakayım, söyle.
KAMER GENÇ (Devamla) Yani böyle bir şeyler yok mu
arkadaşlar?.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Sen kendini ne zaman
yakacaksın?
KAMER GENÇ (Devamla) Edep yahu! diyorsunuz Edep
yahu! diyebilmek için insanlarda edep denen bir kavram olması lazım.
Türkiyede hukuku askıya alacaksınız, devletin malını
babanızın malı gibi kullanacaksınız, devletin
kaynaklarını babanızın malı gibi
kullanacaksınız, kendi yandaşlarınızın zimmetine
geçireceksiniz, Tayyip Erdoğan çıkacak, şimdi
Cumhurbaşkanlığı yapacak.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Sen kendini ne zaman
yakacaksın?
RECEP ÖZEL (Isparta) Yakacak, yakacak.
KAMER GENÇ (Devamla) Peki, bu, haram paralar sarf etmek
suretiyle, benim malımı mülkümü kullanmak suretiyle, sarf etmek
suretiyle kazandığı o Cumhurbaşkanlığı
makamı ona helal olur mu?
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Sen kendini ne zaman
yakacaksın? Sözünde dur, sözünde.
KAMER GENÇ (Devamla) Biz onu meşru kabul etmiyoruz
ki. Hileyle, şaibeyle, devletin kaynaklarını kendi babasının
malı gibi harcayarak böyle kazanılan makamlar
RECEP ÖZEL (Isparta) Benzin istasyonuna gittin mi,
benzin istasyonuna? Hani kendini yakacaktın?
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Sen kendini ne zaman
yakacaksın?
KAMER GENÇ (Devamla)
bunlar helal makamlar
değildir, haram makamlardır. Hiçbir zaman bunun hayrını
görmeyecektir.
RECEP ÖZEL (Isparta) Sen sözünü tut, sözünü!
KAMER GENÇ (Devamla) Ya, şimdi siz, Anayasaya
sadakat göstereceğinize dair namusunuz ve şerefiniz üzerine yemin
ettiniz. Mahkeme kararlarını uygulamamak Anayasaya sadakatsizliktir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
RECEP ÖZEL (Isparta) Sen sözünü tutsana.
KAMER GENÇ (Devamla) Dolayısıyla, namusunuz
ve şerefiniz üzerine yaptığınız yemini
saymıyorsunuz. O zaman namus ve şeref meselesi
tartışılır hâle gelir.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Sen kendini yak. Sen
kendini ne zaman yakacaksın?
KAMER GENÇ (Devamla) Ben size doğruları
söylüyorum ama o bakımdan
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Mert adam sözünde
durur. Kendini ne zaman yakacaksın?
KAMER GENÇ (Devamla) Maalesef siz Türkiye Cumhuriyeti
devletini çökerttiniz ama sizin burnunuzdan fitil fitil gelecektir.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
RECEP ÖZEL (Isparta) Oğlunun dairesini yakma da
yazık olmasın.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
113üncü madde üzerinde bir adet önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
Komisyon Raporunun 113 üncü maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan Akçay Mustafa
Kalaycı Engin
Alan
Manisa Konya İstanbul
Muharrem Varlı Mehmet Günal Mehmet Erdoğan
Adana Antalya Muğla
Madde 113- 4046 sayılı Kanuna
aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
Geçici Madde 27- Bu maddeyi ihdas eden Kanunla 22 nci
maddenin ikinci fıkrasının değiştirilen üçüncü cümle
hükmü, 22 nci madde hükümleri çerçevesinde araştırmacı
kadrolarına atanmış olanlardan kırkbeş gün içinde
kurumlarına yazılı olarak başvuranlar hakkında da
uygulanabilir.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ
(İstanbul) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEŞİR ATALAY
(Kırıkkale) Katılmıyoruz.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Araştırmacı kadrolarına atananlara,
başka kadrolara atanmak için verilen başvuru süresi otuz günden
kırkbeş güne çıkarılmıştır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
114üncü madde üzerinde iki adet önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı
Komisyon Raporunun çerçeve 114. maddesiyle değiştirilen 4207
sayılı Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü
Hakkında Kanunun 5 inci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan
"onbin" ibaresinin "beşbin" olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Rahmi
Aşkın Türeli Aydın
Ağan Ayaydın Musa
Çam
İzmir İstanbul İzmir
Müslim Sarı İzzet Çetin Aytuğ
Atıcı
İstanbul Ankara Mersin
Ali Demirçalı Vahap Seçer
Adana Mersin
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
Komisyon Raporunun 114 üncü maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan Akçay Mehmet Günal Mustafa Kalaycı
Manisa Antalya Konya
Engin Alan Muharrem Varlı Mehmet Erdoğan
İstanbul Adana Muğla
MADDE 114- 7/11/1996 tarihli ve 4207 sayılı
Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında
Kanunun 5 inci maddesinin ondördüncü fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"(14) 4 üncü maddenin yedinci fıkrasındaki
yükümlülüklere aykırı hareket edilmesi halinde medya hizmet
sağlayıcı kuruluşlara, ihlalin tespit edildiği aydan
bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde biri oranında
idari para cezası verilir. İdari para cezası miktarı onbin
Türk Lirasından az olamaz. Bu cezalar, radyo yayını yapan
kuruluşlar hakkında ondabir oranında uygulanır. Bu cezaya
karar vermeye Radyo ve Televizyon Üst Kurulu yetkilidir."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ (İstanbul)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEŞİR ATALAY
(Kırıkkale) Katılmıyoruz.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Gerekçe.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
4207 sayılı Kanunun 5. maddesinin dördüncü
fıkrasına göre; televizyonda tütün ürünlerini kullanan ve
görüntülerine yer veren yerel yayın kuruluşlarına bin ile
beşbin, bölgesel yayın yapan kuruluşlara beşbin ile onbin,
ulusal yayın yapan kuruluşlara ellibin ile yüzbin lira arasında
para cezası verilmektedir. Bu cezaya karar vermeye Radyo ve Televizyon Üst
Kurulu yetkilidir.
Tasarıyla; görsel yayın yoluyla tütün
ürünlerini kullanan veya görüntülerine yer veren medya hizmet
sağlayıcı kuruluşa ihlalin
ağırlığı ve yayının ortamı ve
alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir
önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde birinden üçüne kadar
idari para cezası verilmektedir. İdarî para cezası miktarı,
onbin Türk Lirasından az olamayacaktır. Bu cezaya karar vermeye Radyo
ve Televizyon Üst Kurulu yetkili kılınmaktadır.
Televizyonlarda tütün ürünlerinin görüntülerine yer
verilmesine karşıyız. Ancak Radyo ye Televizyon Üst Kuruluna,
ihlalin ağırlığı ve yayının ortamı ve
alanına göre cezayı ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki
aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde birinden üçüne kadar
artırma yetkisi verilmesi doğru değildir. Çünkü bu subjektif
değerlendirmeler neticesinde AKP'nin borazanı haline gelen RTÜK
yandaş yayınları korurken veya ufak bir cezayla geçiştirirken
muhalif televizyon kanallarına yüklü cezalar verecektir.
4207 sayılı Kanunun dördüncü maddesinin 7.
fıkrası uyarınca; TRT ile ulusal, bölgesel ve yerel yayın
yapan özel televizyon kuruluşları ve radyolar, ayda en az doksan
dakika tütün ürünleri ve sağlığa zararlı diğer
alışkanlıkların zararları konusunda uyarıcı,
eğitici mahiyette yayınlar yapmak zorundadır. Bu yayınlar,
asgari otuz dakikası 17.00-22.00 saatleri arasında olmak üzere
08.00-22.00 saatleri arasında yapılacaktır.
Mevcut uygulamada dördüncü maddesinin 7.
fıkrasına uymayan yerel yayın yapan televizyon
kuruluşlarına bin ile beşbin, bölgesel yayın yapan
televizyon kuruluşlarına beşbin ile onbin, ulusal yayın
yapan televizyon kuruluşlarına ellibin ile ikiyüzellibin Türk Lirası
arasında idarî para cezası verilmektedir. Bu cezalar, radyo
yayını yapan kuruluşlar hakkında ondabir oranında
uygulanmaktadır.
Yapılan düzenleme ile; 4. maddenin yedinci
fıkrasındaki yükümlülüklere aykırı hareket edenlere verilen
cezalar artırılmıştır. Tütün ürünlerinin
sağlığa zararları ile ilgili yayın yapıp yapmama
insiyatifi yayın kuruluşlarının ellerinde olduğu için
bu kurallara uymayan medya hizmet sağlayıcılarına verilen
cezaların artırılması olumludur. Ancak mevcut düzenlemede
bu kurallara uymayan radyolara ceza verilirken bu düzenlemede radyoların
ceza kapsamı dışında tutulmuştur.
Önergemizle; 114 üncü maddenin birinci fıkrası
subjektif değerlendirmelere neden olacağı için madde metninden
çıkarılmıştır. İkinci fıkraya radyolar dahil
edilerek ayda en az doksan dakika tütün ürünleri ve sağlığa
zararlı diğer alışkanlıkların zararları
konusunda uyarıcı, eğitici mahiyette yayın yapmayan
radyolar ceza kapsamına dahil edilmiştir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı
Komisyon Raporunun çerçeve 114. maddesiyle değiştirilen 4207
sayılı Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü
Hakkında Kanunun 5 inci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan
"onbin" ibaresinin "beşbin" olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Aytuğ Atıcı (Mersin) ve
arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ
(İstanbul) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEŞİR ATALAY
(Kırıkkale) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Aytuğ
Atıcı, Mersin Milletvekili.
Buyurun Sayın Atıcı. (CHP
sıralarından alkışlar)
AYTUĞ ATICI (Mersin) Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu
639 sıra sayılı istismar tasarısının 114üncü
maddesiyle ilgili olarak verdiğimiz önerge üzerinde söz almış
bulunuyorum. Rakamlarla ve istatistiklerle oynamayan ve bu şekilde
halkı yanıltmayan herkesi de saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, konuşmaya
başlamadan önce, birdenbire bir karar değişikliğiyle
karşı karşıyayız. Torba kanunu
çıkaracağız diye gerçekten çok canhıraş
çalışan AKP milletvekillerinin birdenbire tatile girme hevesi tuttu;
bunu anlamakta zorluk çekiyorum. Eğer kulislere yansıyan bilgiler
doğruysa ve sizin aranızda kulis yapmanızdan Sayın
Başbakan rahatsız olduysa, bunun da, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
düştüğü durumu gözler önüne serdiğini düşünüyorum ve bundan
utanç duyulması gerektiğini düşünüyorum.
Değerli arkadaşlar, bu maddeyle yapılan
değişiklikle tütün yasağını ihlal eden yayın
kuruluşlarının hakkında verilen cezalar azaltılmakta,
idari para cezasına karar vermeye de RTÜK yani Radyo Televizyon Üst Kurulu
yetkilendirilmektedir.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Siz seçim sonuçlarını
doğru tahlil edin diye yapıyoruz, seçim yenilgisini doğru tahlil
edin, hezimeti doğru tahlil edin diye.
AYTUĞ ATICI (Devamla) Yani sağdan soldan laf
atabilirsiniz. Delikanlıysanız konuşuruz.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Ben
delikanlıyım, oradan da konuştum bugün zaten.
RECEP ÖZEL (Isparta) Ramazan delikanlı, bugün iyi
konuştu.
AYTUĞ ATICI (Devamla) Delikanlıysanız
gelin burada konuşun. Oradan laf atarak da bir şey elde
edemeyeceğinizi herkes biliyor.
RECEP ÖZEL (Isparta) Ramazan, bugün konuştun
değil mi?
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Konuştum da
dinlememiş.
AYTUĞ ATICI (Devamla) Değerli
arkadaşlar, burada bu yasa tasarısı, bu maddeyle ilgili iki tane
önemli sorun var. Bir tanesi, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu yanlı bir
kuruluş hâline getirilmiştir sizin tarafınızdan ve bütün
inandırıcılığını kaybetmiştir.
BÜLENT TURAN (İstanbul) Muharremden tarafta
mıyız, diğer tarafta mı?
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Gezi direnişinde Halk
TVye Sigaranın dumanı görüldü. diyerek haksız olarak kesilen
cezalar, intikam cezaları herkes tarafından biliniyor. Ayrıca,
yerel televizyonlarda da sigara âdeta sopa hâline getirilmiştir. Recep
Tayyip Erdoğan taraftarı yayın yapmayan bütün televizyonlara
Vay duman görüldü, vay sigaranın ucu görüldü. diye inanılmaz cezalar
kesilmiştir. O nedenle, RTÜK gerçekten
tarafsızlığını kaybetmiş, âdeta sizin
maşanız hâline gelmiştir. Tabii, buna şaşacak bir
şey yok, Türkiyede maşanız hâline getirmediğiniz kurum da
neredeyse kalmamıştır.
TRTnin bütün yayınlarını
incelediğiniz zaman, baktığınızda
Cumhurbaşkanlığı seçiminde bile Başbakana beş yüz
otuz üç dakikalık bir süre ayrılırken 4, 5, 6 Temmuz
tarihlerinde, Sayın İhsanoğluna üç dakika, Demirtaşa ise
kırk beş saniye. Bakın, Allahtan korkun, Başbakana
beş yüz otuz üç dakika, İhsanoğluna üç dakika, Demirtaşa
kırk beş saniye.
RECEP ÖZEL (Isparta) Bir günde mi bu?
AYTUĞ ATICI (Devamla) Üç günde.
RECEP ÖZEL (Isparta) Üç günde beş yüz otuz üç
dakika mümkün değil ya.
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Üç günde yapılan
istatistiki uygulama bu. Bakın, bu, benim rakamlarım değil. Bu
rakamları sizler çok net bir şekilde takip edebilirsiniz. Nereden,
biliyor musunuz? RTÜKten takip edebilirsiniz. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) Yanlış
olmasın?
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Boşuna oradan
zıplamayın, anlayamıyorum.
Ama, ben size burada somut rakamlar veriyorum. Bu
rakamlar RTÜK tarafından kabul edilmiştir. RTÜK tarafından kabul
edilen bu rakamlar, bakın, bu kadar ahlaksızca, bu kadar alçakça
uygulanmasına rağmen, AKPli 5 RTÜK üyesi tarafından bir ihlal
olmadığına, eşitlik olduğuna dair karar
verilmiştir. E, gelin şimdi siz bu RTÜKe güvenin, gelin bu AKPye
güvenin, Efendim, bu cezaları, sigara yasağının cezasını
RTÜK uygulasın. Deyin. Vallahi, kargalar bile gülmez sizin hâlinize.
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) Vallahi, millet
güveniyor, sen kendi işine bak.
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Şimdi, ikinci konu
RECEP ÖZEL (Isparta) Yani siz TRTde daha çok yer
alsaydı seçimi alacak mıydınız?
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Seçimle zıplayıp
durmayın oradan. Ben size buradan delikanlıca rakam söylüyorum.
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) Sen zıpla,
sen.
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Orada yaygara
yapacağınıza, çıkın burada benim söylemlerime cevap
verin. Delikanlılık, erkeklik budur, oradan zıplamakla olmaz bu
iş. Gel, delikanlıca benim rakamlarıma cevap ver.
RECEP ÖZEL (Isparta) Zıplamıyoruz ki
oturuyoruz yerimizde.
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Şimdi, ikinci konu, bu
maddeyle ilgili saçmaladığınız ikinci konu şu: Sigara
tüketimini azalttık. diyorsunuz.
BÜLENT TURAN (İstanbul) Üsluba bak, üsluba!
Şu üsluba millet oy verir mi ya? Bu üsluba oy verir mi insanlar?
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Yine size rakamlar
veriyorum, çıkın burada bu rakamlara Hayır. deyin.
Uluslararası bir sigara şirketi 2013 raporunda diyor ki: Türkiye'de
sigara pazarı yüzde 8,8 oranında artmıştır. 99,2
milyar sigara üretilmiştir ve tüketilmiştir bu ülkede. Siz de kalkıp
diyorsunuz ki: Hayır, sigara tüketimini biz azalttık. 2012
yılında en fazla toplam sigara pazarı büyümesi Türkiye'de
olmuştur sizin sayenizde. Bakın, bunlara kaçak sigaraları dâhil
etmiyoruz. Kaçak sigaralar tam 10 kat artmıştır.
Ne oldu, sesiniz soluğunuz mu kesildi? Ne oldu
sesinize?
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Rakamları
nereden alıyorsun?
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) 52 mi dedin?
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Bu rakamlara çıkıp
burada cevap veremediğiniz sürece bütün vebal de sizin boynunuzadır.
(CHP sıralarından alkışlar)
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Hadi oradan, hadi!
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) 52 mi dedin sen?
AYTUĞ ATICI (Mersin) Sen diye konuşma
benimle! Bir milletvekiliyle böyle konuşamazsın!
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
115inci madde üzerinde dört adet önerge vardır, üçü
aynı mahiyettedir, okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
Kanun Tasarısının 115 inci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli İdris Şahin Mehmet Süleyman Hamzaoğulları
Giresun Çankırı Diyarbakır
Nurdan Şanlı Ahmet Tevfik Uzun Aydın
Şengül
Ankara Mersin İzmir
Mehmet Akyürek Ramazan Can
Şanlıurfa Kırıkkale
MADDE 115 - 25/2/1998 tarihli ve 4342 sayılı
Mera Kanununun 14 üncü maddesinin birinci fıkrasına
aşağıdaki bent eklenmiştir.
"(ı) Bakanlar Kurulunca kentsel dönüşüm ve
gelişim proje alanı olarak ilan edilen,"
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeleri
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı
Kanun Tasarısının, 25/02/1998 tarihli ve 4342 sayılı
Mera Kanununun 14 üncü maddesinde değişiklik öngören 115'inci
maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Hasip Kaplan Sırrı
Süreyya Önder Erol
Dora
Şırnak İstanbul Mardin
Sebahat Tuncel İdris
Baluken
İstanbul Bingöl
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Rahmi Aşkın Türeli Aydın Ağan
Ayaydın Vahap
Seçer
İzmir İstanbul Mersin
Musa Çam Müslim
Sarı Ali
Demirçalı
İzmir İstanbul Adana
Haluk Eyidoğan İzzet Çetin
İstanbul Ankara
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Erkan Akçay Mustafa
Kalaycı Engin
Alan
Manisa Konya İstanbul
Muharrem Varlı Mehmet Erdoğan Mehmet Günal
Adana Muğla Antalya
BAŞKAN
Komisyon aynı mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ (İstanbul) -
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) -
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
4342
sayılı Mera Kanununun 14 üncü maddesinin birinci fıkrasına
"(ı) İlgili belediye sınırları içerisinde
alternatif alan bulunmaması şartıyla Bakanlar Kurulunca kentsel
dönüşüm ve gelişim projesi alanı olarak ilan edilen,"
ibaresini ekleyerek, Türkiye'de meraların da rant sistemine dahil
edilmesinin önünü açmaktadır. Mera Kanuna göre mera, yaylak ve
kışlak olarak tahsis edilmiş olan veya kadimden beri bu amaçla
kullanılan araziler, başka amaçlarla kullanılamaz. Ancak torba
tasarıya eklenen 115. madde ile, kanununda bir değişikle,
Bakanlar Kurulu meraları, otlakları kentsel dönüşüm ve
gelişim projesi kapsamına alabilecek.
Türkiye'de
büyük oranda TOKİ eliyle yürütülen kentsel yapılaşmalar, bugün
sağlıklı kentler algısı başta olmak üzere
yaşanılabilir kent algısından uzak olduğu gibi,
doğaya ve çevreye duyarlı değildir, ekonomik boyutta yüksek rant
alanlarını da teşkil eden bu yapılaşma
alanlarına, bu düzenleme ile meralar da dahil edilmek istenmektedir.
Kentlerde soylulaştırma politikalarına paralel ilerleyen
TOKİ mantığı bugün kısmi yeşil alanlara da göz
dikmiş, insan tabiatına uygun, yaşanılabilir, tarım ve
hayvancılığa müsait alanları da tek tek yok etmektedir. Bu
maddenin tasarıdan çıkarılması kentlerin geleceği ve
meraların kalıcılaşması açısından elzemdir.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Gerekçe okunsun.
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki önergenin gerekçesini okutuyorum yine.
Gerekçe:
648
sayılı KHK'nin 23 üncü maddesiyle 3194 sayılı Kanun'a
eklenen ek 4. maddenin birinci fıkrasıyla, "mera, yaylak ve
kışlakların uygun görülen kısımlarının,
tapuda Hazine adına tescillerinin yapılması ve kamu hizmetleri
için gerekli olanlar dışındakilerin, talep sahiplerine bedeli
karşılığında 29 yıla kadar tahsis
edilmesine" olanak sağlanmıştır.
Maddenin
ikinci fıkrasında mera, yaylak ve kışlakların 2634
sayılı Turizmi Teşvik Kanunu uyarınca ilan edilen turizm
merkezleri ile kültür ve turizm gelişim bölgeleri kapsamında kalan
kısımlarının, tahsis amacı değiştirilmek
suretiyle Hazine adına tescili ve bu alanların Kültür ve Turizm
Bakanlığına tahsisi öngörülmüştür. Aynı KHK ile 3194
sayılı İmar Kanunu'nun 27. maddesi değiştirilerek,
köylerde inşa edilecek yapılarla ilgili olarak daha önce sadece köy
nüfusuna kayıtlı ve köyde sürekli oturanlar için geçerli olan
'yapı ruhsatı aranmamasına' yönelik istisna, herkesi kapsayacak
şekilde genişletilmiştir.
Anayasa Mahkemesi,
29/11/2012 tarihinde her iki düzenlemeyi de iptal etmiştir. Mahkemenin
kararı, 2/4/2013 tarih ve 28606 sayılı Resmî Gazetede
yayımlanmıştır. Ancak yargı kararlarına
rağmen rant odaklı politikalarından vazgeçmeyen AKP, 12/7/2013
tarih ve 6495 sayılı Kanunun 73 üncü maddesiyle; mera, yaylak ve
kışlakların kiralama yöntemiyle imara açılmasına
olanak sağlamıştır. Buna göre Hazine adına tescil
edilen meralar, yaylak ve kışlaklar Çevre ve Şehircilik
Bakanlığının gözetiminde kiralama ve geçici imara konu
olacaktır.
Tasarının
115 inci maddesiyle mera alanları kentsel dönüşüm ve gelişim
projeleri için imara açılmaktadır. Anayasanın 45 inci maddesinde,
Devlete, tarım arazileri ile çayır ve meraların amaç
dışı kullanılmasını ve tahribini önlemek,
tarımsal üretim planlaması ilkelerine uygun olarak bitkisel ve
hayvansal üretimi artırmak maksadıyla, tarım ve
hayvancılıkla uğraşanların işletme araç ve gereçlerinin
ve diğer girdilerinin sağlanmasını kolaylaştırma
görevi verilmiştir. Devlete yüklenen Anayasal görevin gereği olarak
da 4342 sayılı Mera Kanunu
yasalaştırılmıştır.
Mera, yaylak ve
kışlakların kullanımı, verimlilik ve sosyal adalet
ilkelerine uygun şekilde düzenlenerek, çiftçilerin hayvanlarını
otlatmak ve otundan yararlanmak üzere bir veya birkaç köy ya da belediyeye
bırakılması ile sınırlıdır. Anayasanın
45 inci maddesi ile 4342 sayılı Mera Kanununun amacı, kamu
yararını gerçekleştirmektir. Mera, yaylak ve
kışlakların tahsis amacının değiştirilmesi,
ancak daha üstün bir kamu yararını gerçekleştirmek amacıyla
olabilmektedir. Daha üstün kamu yararını gerçekleştirecek
faaliyet, proje ve zorunluluklar, 4342 sayılı Kanunun 14 üncü
maddesinin birinci fıkrasında (a)'dan (h)'ye dokuz bent halinde tek
tek sayılmıştır. Bunlar arasında kentsel dönüşüm
ve gelişim projeleri için meraların imara açılabileceğine
ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır.
Ülkemizin en önemli kaba yem kaynaklarından birisi
çayır ve meralardır. Ülkemizin yıllık kaba yem
ihtiyacı 50 milyon tondur. Kaliteli kaba yem açığımız
14,3 milyon tondur. Söz konusu açığın kapatılması için
çayır mera alanlarının ıslah edilerek otlatma
kapasitelerinin artırılması, silaj yapımının
yaygınlaştırılması gerekmektedir.
Meraların korunması, otlatma dönemine
uyulması, bakımları yapılarak uzun süreli
kullanılabilir şekilde muhafaza edilmesi gerekirken bu düzenleme ile
meralar imara açılmaktadır. Bir zamanlar tarımda kendi kendine
yetebilen yedi ülkeden biri olarak tanımlanan ülkemiz, AKP'nin
yanlış tarım politikaları nedeniyle sap ve saman ithal eder
duruma gelmiştir. Hâl böyleyken, bedava yem kaynağı
meralarını amacı dışında kullanarak imara
açanlar, ithalat yaparak ödediğimiz döviz
karşılığında yabancı ülkelerden üstün hizmet
nişanı almaya devam edeceklerdir.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeler üzerinde
söz isteyen Haluk Eyidoğan, İstanbul Milletvekili.
Buyurun Sayın Eyidoğan. (CHP
sıralarından alkışlar)
HALUK EYİDOĞAN (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; biliyorsunuz, 2012
Mayısında Afet Riski Altındaki Alanların
Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Türkiye Büyük Millet Meclisinden geçti
ve 16 Mayıs 2012de yürürlüğe girdi. Halk arasında bu kanuna
kentsel dönüşüm kanunu deniyor biliyorsunuz. Bu kanunun içerisinde,
başta Anayasa olmak üzere birçok kanuna aykırılık ve
diğer ilgili mevzuatla çelişkili uygulamalara yol açan maddeler
vardı.
Başbakanın Saygı duymuyoruz. dediği
Anayasa Mahkemesi, ülkeye ve millete olan sorumluluğunu idrak ederek 27
Şubat 2014 tarihinde aldığı ve 1 Mart 2014 tarihinde Resmî
Gazetede yayımlanan kararıyla kentsel dönüşüm kanununda
bazı maddeleri iptal etti. Bu kanunu çıkaran, 6306 sayılı
Kanunu çıkaran Hükûmet, kanuna öyle bir bölüm koydu ki hakikaten
şaşmamak elde değil. Bu bölümün adı Uygulanmayacak
mevzuat. Yani Anayasa Mahkemesi iptal etmese Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı, TOKİ veya belediyeler Kentsel dönüşüm
yapacağım. vaadiyle İmar, Kıyı, Mera, Orman, Zeytin,
Afet, Askerî Yasak Bölgeler, Turizmi Teşvik, Tabiat Varlıklarını
Koruma, Toprak ve Arazi, Yıpranan Tarihî ve Kültürel Varlıkların
Yenilenmesi, Boğaziçi Kanunu gibi kanunları yok varsayabilecekti.
Bakanlık veya TOKİ Bana ters düşen bu hükümleri uygulamam.
diyerek her türlü imar tasarrufunda bulunabilecekti. Anayasa Mahkemesi bunu
engelledi. 6306 sayılı Kanunun 9uncu maddesinin (1) ve (2)nci
fıkralarının iptaliyle kentsel dönüşüm yapıyoruz
adına rantçıların önünü açacak bazı yolları
kapattı, kapattı ama Hükûmet hâlâ bu engelleri aşma yolunda
icatlar ve icraatlar yapıyor. Anayasa Mahkemesi kararlarını
arkadan dolaşarak yok varsaymak istiyorlar. İşte bugün 115inci
maddede görüştüğümüz hüküm de Mera Kanununun 14üncü maddesine yeni
bir cümle ekleyerek mera, yayla ve kışlaklarda kentsel dönüşüm
ve gelişim faaliyetlerinde bulunmayı sağlıyor yani
kısaca imara açıyor. Peki, gerekçe nasıl sunuluyor? Şöyle:
Kentsel dönüşüm uygulaması yapılan yerleşim yerlerindeki
ilgili belediyenin sınırları içerisinde alternatif bir
alanın bulunamaması durumunda mera, yayla ve kışlaklar
kentsel dönüşüm ve gelişim projesi alanı olarak tahsis
edilebilmektedir. Tabii, bu mera, yayla ve kışlakları kentsel
dönüşüme ve gelişime tahsis edenlerin kentsel dönüşüm ve
gelişim lafından ne anladığına bağlı.
Eğer gerçekten afet risklerini azaltmak için, insanları afetlerden
korumak için, halisane bir ihtiyaç duyulması durumunda ve başka alan
da yoksa hînihacette mera, yayla ve kışlaklar kısmen imara
açılabilir, verilebilir ama bir tek şartla: Oralara gerçekten afete
maruz kalanların planlı bir şekilde yerleşmesi
şartıyla.
Ayrıca, kanun maddesine kentsel gelişim
sözcüğü de eklenmiş. 2007de oluşturulan KENTGESin temel
amacı şuydu: Yerleşmelerimizin yaşanabilirlik düzeyinin
mekân ve yaşam kalitesinin yükseltilmesi ile ekonomik, sosyal ve kültürel
yapıların güçlendirilmesine yönelik yol haritasının
oluşturulması. Son altmış yıldır iç göçün
doldurduğu, doldurmaya devam ettiği ve şimdilerde ülkenin
nüfusunun yüzde 77sinin yaşadığı kentlerimizin
plansızlığına ve estetiğine
baktığımızda DPT, KENTGES ve Kentleşme
Şûrası raporlarının, eylem planlarının ve
bilimsel tavsiyelerin maalesef hiçbir yerde hele şükür diyebileceğim
bir uygulama örneğini göremiyoruz. Göç veren yerlerde meralar, yaylalar ve
kışlaklar boşaldı ve boşalmaya devam ediyor. Ekmek
için ekmenin, biçmenin ve hayvancılığın getirisi
kalmadı. Şimdi göç veren yerde, insanların şehirlere göç
ettiği yerlerde nasıl kentsel dönüşüm ve gelişim
yapılacak? Anlaşılıyor ki göç alan kentlerin çeperlerinde
kalan son meralar, yaylalar ve kışlaklar imara açılacak çünkü
göç alan kent çeperleri artık, çok para etmeye başladı.
Örneğin, İstanbulda mevcut tarım alanları, meralar,
ormanlar, ekolojik alanlar, on binlerce hektarlık yeşil alanlar yeni
şehir adıyla milyonlar için imara açılacak. Bir kılıf
lazım. Nedir? Kentsel dönüşüm. Kime? Kente yeni gelenlere mi, afet
riskli alanlardan tasfiye edilenlere mi?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HALUK EYİDOĞAN (Devamla) - Üst gelir grubuna,
zenginlere yönelik lüks konut ve villalara mı? Arazi yağması için
afet riskli alanları kullanarak, bahane ederek bu kanun maddesini
çıkarmayın, lütfen iptal edin.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
Kanun Tasarısının 115 inci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
İdris Şahin (Çankırı) ve arkadaşları
MADDE 115 - 25/2/1998 tarihli ve 4342 sayılı
Mera Kanununun 14 üncü maddesinin birinci fıkrasına
aşağıdaki bent eklenmiştir.
"(ı) Bakanlar Kurulunca kentsel dönüşüm ve
gelişim proje alanı olarak ilan edilen,"
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ
(İstanbul) Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEŞİR ATALAY
(Kırıkkale) Katılıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Mevzuata uyum sağlamak amacıyla
değişiklik yapılmıştır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde
kabul edilmiştir.
Madde 116ya bağlı (a) fıkrasını
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Madde 116ya bağlı (b) fıkrasında bir
adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
Komisyon Raporunun 116 ncı maddesine bağlı (b)
fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan Akçay Mustafa
Kalaycı D.
Ali Torlak
Manisa Konya İstanbul
Engin Alan Mehmet
Erdoğan Mehmet
Günal
İstanbul Muğla Antalya
Muharrem Varlı
Adana
b) 218/A maddesinin birinci fıkrasında geçen
"uygulayarak" ibaresinden sonra gelmek üzere "bu madde
uyarınca belirlenen sözleşme bedeli
karşılığında" ibaresi eklenmiş, birinci
fıkranın son cümlesi yürürlükten kaldırılmış ve
fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar
eklenmiştir.
"2. Bakanlıkça belirlenen devir yöntemine göre
değer tespiti işlemleri; Bakanlık tarafından
görevlendirilecek bir Daire Başkanının
başkanlığında, Gümrük ve Ticaret Uzmanı, Mali Hizmetler
Uzmanı, Mühendis ve Gümrük Müdürü olmak üzere beş asil ve beş
yedek üyeden oluşan değer tespit komisyonu tarafından 4046
sayılı Kanunun 18 inci maddesinin birinci fıkrasının
(B) bendinin (c) alt bendinde yer alan metotlardan en az birinin
uygulanması suretiyle yapılır. Bu bedel, Komisyonun talebi
üzerine Bakanlık tarafından hizmet alımı yoluyla 6/12/2012
tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununa tâbi
şirketlere de tespit ettirilebilir. Bu durumda, tespit edilen değer,
değer tespit komisyonu tarafından incelenerek karara
bağlanır.
3. Görevlendirme
işlemleri, Müsteşarın başkanlığında, ilgili
Müsteşar Yardımcısı, Gümrükler Genel Müdürü, Gümrükler
Muhafaza Genel Müdürü, Strateji Geliştirme Başkanı ve Destek
Hizmetleri Dairesi Başkanı ve I. Hukuk Müşavirinden oluşan
Görevlendirme Komisyonu tarafından yürütülür.
4. Bu madde
uyarınca oluşturulan komisyonlar eksiksiz olarak toplanır.
Üyelerden birinin geçerli mazereti nedeniyle toplantıya
katılamaması durumunda yerine vekili veya yedek üye
katılır. Kararlar çoğunlukla alınır ve kararlarda
çekimser kalınamaz. Kararlar imzalanan bir tutanakla tespit edilir. Karara
muhalefet eden üye karşı oy gerekçesini yazarak imzalar.
Komisyonlarca alınan kararlar Bakan onayına sunulur.
Komisyonların sekretarya işlemleri Destek Hizmetleri Dairesi
Başkanlığınca yürütülür.
5. Devir
işlemi gerçekleştirilen gümrük kapıları ve/veya lojistik
merkezleri devir süresi sonunda aynı usullerle yeniden devredilebilir.
6. Görevlendirme
kararı verilen şirket ile Bakanlık arasında sözleşme
imzalanır. Ancak, görevlendirme kararı verilen şirketin
ortakları arasında şirket sermayesine en az yüzde ellibir
oranında iştirak eden kamu kurumu niteliğinde meslek
kuruluşu veya üst kuruluşu olması halinde sözleşme,
Bakanlık ile ilgili kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu ve
görevlendirme kararı verilen şirket arasında imzalanır.
Sözleşme tutarının yüzde onu oranında kesin teminat
alınır. Bu madde kapsamında yapılan sözleşmelere konu
alanlarda yürütülen faaliyetlerden elde edilen toplam yıllık
hasılattan genel bütçeye gelir kaydedilmek üzere yüzde bir oranında
pay alınır."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ (İstanbul)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Katılmıyoruz
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Gerekçe
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
116 ncı madde ile 4458 sayılı Gümrük
Kanunun 218 ve 218/A maddelerinde değişiklik yapılmaktadır.
Bu düzenleme kanun tekniği açısından uygun değildir.
Önergemizle; 218 inci maddede yapılan
değişik tasarı metninden çıkarılmıştır.
Böylece madde kanun tekniği açısından uygun hale getirilirken
aynı zamanda Türkiye ile diğer ülkeler arasında demiryolu dahil
kara, deniz ve hava yoluyla yapılan eşya ve yolcu
taşımalarında yararlanılan istasyon, deniz ve hava
limanlarını işleten kuruluşlar ile posta idarelerine
sağlanan haksız kazanç ortadan
kaldırılmıştır.
Görevlendirme kararı verilen şirketten
alınan sözleşme tutarının yüzde altısı
oranındaki kesin teminat miktarı, gümrük kapı, istasyon ve postanelerin
ticaret hacimleri de göz önüne alınarak yüzde 10'a
çıkartılmıştır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
117nci madde üzerinde iki adet önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte Olan 639 Sıra Sayılı
Kanun Tasarısı'nın, 18/4/2001 tarihli ve 4646 sayılı
Doğal Gaz Piyasası Kanununun 4 üncü maddesinde değişiklik
öngören 117'inci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
Doğal gaz iletim hatları BOTAŞ
tarafından inşa edilmiş olan şehirlerde, ilgili belediyenin
talebi doğrultusunda, belediye tarafından kurulacak anonim
şirket yetkili dağıtım şirketi unvanıyla
dağıtım yapar. Koşulları olmayan belediyelere merkezi
bütçeden, ilgili altyapı çalışmaları kapsamında kaynak
aktarılır. Belediye meclisi tarafından alınan karar
doğrultusunda özel şirketler dağıtım için ihaleye
girer. Yetkili dağıtım şirketi unvanını almaya
hak kazanan şirketin belediyeye kardan aktaracağı pay belediye
meclisi tarafından belirlenir. 3 defa dağıtım lisansı
ihalesine çıkıldığı halde istekli çıkmaması
halinde, dağıtım görevini belediye ve il özel idaresi birlikte
üstelenir. İlişkin usul ve esaslar belediye meclisince belirlenir.
Gerekli kaynak aktarımları, amaç doğrultusunda merkezi bütçeden
karşılanır."
Hasip Kaplan Sırrı
Süreyya Önder Erol
Dora
Şırnak İstanbul Mardin
Sebahat Tuncel İdris
Baluken
İstanbul Bingöl
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
Kanun Tasarısının 117nci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz teklif ederiz.
Erkan Akçay Mustafa Kalaycı Engin Alan
Manisa Konya İstanbul
Necati Özensoy Muharrem Varlı Mehmet
Erdoğan
Bursa Adana Muğla
Mehmet Günal
Antalya
MADDE 117 18/4/2001 tarihli ve 4646 sayılı
Doğal Gaz Piyasası Kanununun 4 üncü maddesinin dördüncü
fıkrasının (c) bendinin 2) numaralı alt bendinin sonuna
"Kurul'un kararlarına karşı yetkili idare mahkemesinde dava
açılabilir." cümlesi ve (g) bendinin 2) numaralı alt bendinin
sonuna "Ancak nüfusu yüzbinin üzerinde olan yerleşim yerlerine ve
bunların Organize Sanayi Bölgelerine yapılacak bağlantıda
bu şartlar aranmaz." cümlesi ve (g) bendinin ikinci paragrafından
sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraf eklenmiştir.
"Doğal gaz iletim hatları BOTAŞ
tarafından inşa edilmiş olan şehirlerde, 3 defa
dağıtım lisansı ihalesine
çıkıldığı halde istekli çıkmaması durumunda,
ilgili il özel idaresi veya belediye tarafından kurulacak anonim
şirketin başvurması halinde Kurum tarafından
dağıtım lisansı verilir ve şirket o şehirde
dağıtım faaliyetlerini gerçekleştirmeye yetkili
dağıtım şirketi unvanını alır."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ
(İstanbul) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEŞİR ATALAY
(Kırıkkale) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Necati Özensoy,
Bursa Milletvekili.
Buyurun.
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; verdiğimiz önerge üzerine söz aldım.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün, bu kanun tasarısı ve teklifleriyle
ilgili görüşmelere ara veriyoruz. Cumhurbaşkanı seçimlerinden
önce arkadaşlarla sohbet ederken Bu kanun ne zaman biter? Ne kadar
sürer? diye tahminlerde bulunuyordu arkadaşlar. Ben arkadaşlara
dedim ki o zaman: Hiç merak etmeyin, Sayın Başbakan ilk turda
Cumhurbaşkanı olursa bu tasarı yarım kalır. Nedenine
gelince çünkü bu tasarı ve tekliflerin bu Genel Kurula gelmesinin ana
sebebi Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgiliydi.
301 madenci şehidimizin arkasından kamu
vicdanı gerçekten -hepimizin olduğu gibi- sızladı.
Madencilerin ne kadar zor şartlarda
çalıştığını kamuoyu gördü. İş
sağlığı ve iş güvenliğiyle ilgili alınan
tedbirlerin yeterli olmadığı, o şartların düzelmesi
gerektiği konusunda hepimiz hemfikir olduk, hatta araştırma
komisyonu kuruldu o araştırma komisyonunda yer aldım- gerçekten
güzel çalışmalar yapıldı.
Bunun dışında ne vardı?
İşte, gerçekten zor şartlarda olan, vergi ve sigorta primlerini
ödeyemeyen milyonlarca mükellef var hâlen Türkiyede. Bunların da bir an
önce sıkıntılarının giderilmesi için, işte
faizlerin affedilip onlara bir fırsat verilmesi gerekiyordu. Ama, biz bu
kanuna başlarken Ya, bakın, bunları ayıralım, bir an
önce çıksın. 60 maddeye bile gerek yok. Bakın, madencilerin
iş sağlığı ve güvenliği, özlük hakları bir
an önce iyileşsin, bunu bir çırpıda çıkaralım. dedik
ama içine bir sürü lüzumlu lüzumsuz, gerekli gereksiz maddeler ilave ederek 60
maddeden çıktınız 150 maddeye kadar. İşte, biz, gece
yarılarına kadar, hatta böyle, bu saatlere kadar
çalışmamızdan kaynaklanan sinir harbine, kavgalara varan
ortamlara kadar geldik. Yani niye yaptık, niye böyle oldu, şimdi bir
düşünün bakalım. Yani gerçekten elinizi bir vicdanınıza
koyun.
İşte, 117nci madde BOTAŞla ilgili bir
madde. Sanki BOTAŞın, Türkiyenin enerji problemlerinin bütün her
şeyi halloldu da efendim, dağıtım şirketleriyle ilgili
ihaleye çıkıldığında bir istekli çıkmazsa orada, özel
idareye veya belediyelere lisans verme hakkını bu maddeyle
vereceğiz.
Bakın, bu maddeyle yeni bir Başkent
Doğalgaz daha ortaya çıkaracağız. Neydi Başkent
Doğalgaz? Yine borçlarını BOTAŞ'a ödemeyen, yine
çıkartılan kanunla 676 milyon liralık cezası silinen ve
BOTAŞ'a efendim birçok finansman yükü bindiren
Üstelik 1,6 milyar dolar
teklif gelmişken ihalesi iptal edilip üzerine, yine torba yasada bir madde
ilave edilip bilançosuna 500 milyon dolar civarında bir katkı
sağlanarak ihaleye çıkan bu firma, 1 milyar 163 milyon dolara
yandaş bir firmaya verildi. Üstelik, Başbakan bu rakamın
düşük olduğunu, bu ihalenin iptal olması gerektiğini
söylemesine rağmen iptal olmadı, yandaş firmaya peşkeş
çekildi. Şimdi, yeni Başkent Doğalgazlar yaratacağız,
yine bunlar kamu yararına değil, yine kamuya yük bindirecek
işlerle uğraşacaklar, borçları artacak, BOTAŞ
sıkıntı çekecek. BOTAŞın yapılanması
önemliydi. BOTAŞın daha güçlü hâle gelmesi gerekirken yüzde 20ye
kadar kontratların devri söz konusu olduğu için doğal gaz
sıkıntısı çekeceğiz. Elektriğin neredeyse
yarısını doğal gazdan elde ettiğimiz Türkiyede,
şimdi BOTAŞı parçalayıp daha güçsüz hâle getiriyoruz.
Bakın, TPAO tam, bütünken, BOTAŞ ve TÜPRAŞ bünyesindeyken
dünyada ilk 500 firmanın içerisindeydi, ciddiye alınıyordu ama
bugün ne hâllere düştüğünü hepimiz biliyoruz.
Yani, burada maalesef, lüzumsuz bazı maddelerle çok
uğraştık, inşallah bundan sonra uğraşmayız.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte Olan 639 Sıra Sayılı
Kanun Tasarısı'nın, 18/4/2001 tarihli ve 4646 sayılı
Doğal Gaz Piyasası Kanununun 4 üncü maddesinde değişiklik
öngören 117'inci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"Doğal gaz iletim hatları BOTAŞ
tarafından inşa edilmiş olan şehirlerde, ilgili belediyenin
talebi doğrultusunda, belediye tarafından kurulacak anonim
şirket yetkili dağıtım şirketi unvanıyla
dağıtım yapar. Koşulları olmayan belediyelere merkezi
bütçeden, ilgili altyapı çalışmaları kapsamında kaynak
aktarılır. Belediye meclisi tarafından alınan karar
doğrultusunda özel şirketler dağıtım için ihaleye
girer. Yetkili dağıtım şirketi unvanını almaya
hak kazanan şirketin belediyeye kardan aktaracağı pay belediye
meclisi tarafından belirlenir. 3 defa dağıtım lisansı
ihalesine çıkıldığı hâlde istekli çıkmaması
halinde, dağıtım görevini belediye ve il özel idaresi birlikte
üstelenir. İlişkin usul ve esaslar belediye meclisince belirlenir.
Gerekli kaynak aktarımları, amaç doğrultusunda merkezi bütçeden
karşılanır."
Sırrı Süreyya Önder (İstanbul) ve
arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ
(İstanbul) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEŞİR ATALAY
(Kırıkkale) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Değişiklik ile bir kamusal hizmet olan
doğal gaz dağıtımında, yerel yönetimleri daha da aktif
kılmak amaçlanmıştır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, birleşime beş
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 01.22
ON ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 01.26
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan), Bayram
ÖZÇELİK (Burdur)
------0------
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 132nci Birleşiminin On Üçüncü Oturumunu açıyorum.
639 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
118inci madde üzerinde aynı mahiyette üç adet
önerge vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı
Kanun Tasarısı'nın, 28/3/2002 tarihli ve 4749 sayılı
Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanuna
geçici madde eklemeyi öngören 118'inci maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Hasip Kaplan Sırrı
Süreyya Önder Erol
Dora
Şırnak İstanbul Mardin
Sebahat Tuncel İdris
Baluken
İstanbul Bingöl
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Erkan Akçay Mustafa
Kalaycı Mehmet
Günal
Manisa Konya Antalya
Engin Alan Muharrem
Varlı Mehmet
Erdoğan
İstanbul Adana Muğla
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Rahmi Aşkın Türeli Engin Altay Haluk
Eyidoğan
İzmir Sinop İstanbul
İzzet
Çetin Haydar
Akar
Ankara Kocaeli
BAŞKAN Komisyon aynı mahiyetteki önergelere
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ
(İstanbul) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Türkiye son 10 yılda dış borç stokunu
arttırmıştır. Yüksek borç ciddi ekonomik
kırılganlıklar yaratmaktadır. Ayrıca son yıllarda
kamu özel işletmeleri KÖİ altında çok sayıda büyük proje
borçlanma yöntemiyle özel sektöre yaptırılmış ve kamu
adına işletme hakkı verilmiştir. Ayrıca cari mevzuatta
bu projelerin finansmanı amacıyla yüksek düzeyli borçlanmalara kamu
garantisi getirilmek suretiyle kamu bütçesi yüksek risk altına
sokulmuştur. Değişiklik ile kamu bütçesinin bu riskli durumdan
korunması amaçlanmıştır.
BAŞKAN Diğer gerekçeyi de okutuyorum:
Gerekçe:
4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç
Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanuna geçici bir madde eklenerek
Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel
Müdürlüğünün 2014-2018 Yılları Yatırım
Programlarında yer alan projelerin finansmanı için herhangi bir
dış finansman kaynağından Türkiye Cumhuriyeti
tarafından kredi sağlanmaktadır.
Bu kredileri Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları
İşletmesi Genel Müdürlüğüne bütçe gelir ve gider kalemleri ile
ilişkilendirilmeksizin karşılıksız tahsis etmeye
Bakanın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu yetkili
kılınmıştır. Bu düzenlemeyle sadece Devlet
Demiryollarının sadece 2014 Yılı Yatırım
Programı değil henüz hazırlanmamış 2015, 2016, 2017 ve
2018 Kamu Yatırımları Programında yer alacak projeler de
Hazine garantisine alınmıştır.
TCDD Genel Müdürlüğünün 2014-2018 Yılları
Yatırım Programlarında ne kadarlık bir yatırım
yapılacağı ve bunların ne kadarının Hazine
tarafından dış kredi ile sağlanacağı açıkça
belirtilmemiştir. Son yıllarda özellikle yerel yönetimlerin
yürüttüğü projeler için dış finansman garantisi
sağlanmış ancak bu borçlar yerel yönetimler tarafından
ödenmemiş bu da Hazineye ayrıca bir yük getirmiştir.
Söz konusu dış kredilerin Hazine garantilerinin
bütçe gelir ve gider kalemleri ile ilişkilendirilmeksizin tahsis
edilmesinin kabul edilmesi mümkün değildir. Kamu
yatırımları bütçe olanaklarıyla yapılmalıdır.
Bütçe dışı yöntemler gerek mali disipline gerekse bütçe
prensiplerine aykırıdır. Söz konusu borçlanmanın bütçe
dengeleri içinde kavranamaması bir taraftan bütçe
açıklarının olduğundan düşük görünmesine neden olacak
diğer taraftan da kamu borçlarının gerçek büyüklüğünün
görünmesini engelleyecektir. Özelleştirme kapsamına alınan
Devlet Demiryollarına devlet tarafından dış kredi
sağlanması doğru değildir. Yarın özelleştirilecek
olan Devlet Demiryollarının borcu devlete kalacaktır.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeler üzerinde
söz isteyen Rahmi Aşkın Türeli, İzmir Milletvekili.
Buyurun Sayın Türeli. (CHP sıralarından
alkışlar)
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte
olduğumuz kanun tasarısının 118inci maddesinin kanun
metninden çıkarılmasına ilişkin önergemiz üzerine söz
almış bulunuyorum. Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bu madde gerçekten
problemli bir madde, kanun yapma tekniğine de ciddi biçimde
karşı ve devletin gelir ve giderlerinin bir bütçe dengesi içinde
görülmesi açısından da ciddi problemler içeriyor.
Birkaç husus var o hususları vurgulamak istiyorum.
Birinci husus şu: Diyor ki burada Türkiye Cumhuriyeti Devlet
Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğünün 2014-2018
Yılları Yatırım Programlarında yer alan projelerinin
finansmanı için
Yani ben şimdi şunu anlayamıyorum: 2014
yılı yatırım programı hazırlanmış, var.
Orada hani projelerin olduğunu biliyoruz yani orada TCDDnin hangi
projeleri olduğunu biliyoruz ama 2015, 2016, 2017 ve 2018 yılı
programları daha hazırlanmamış değerli arkadaşlar.
Hazırlanmamış, daha ne olduğunu bilmediğimiz, içinde
hangi projelerin yer alacağını bilmediğimiz bir
yatırım programında var olacak projeler için böyle bir finansman
kaynağı sağlamak anlaşılabilir bir şey
değil. Bunun açıkça adı şudur: Doğmamış çocuğa
don biçmektir. Yani var olmadan, ne olduğunu bilmediğimiz, mali
büyüklüğünü bilmediğimiz bir yatırım stoku için böyle bir
şeyin önümüze getirilmesi doğrusu son derece
yadırgatıcıdır ve ciddi anlamda da bu konunun yeniden
gözden geçirilmesine ihtiyaç vardır.
İkinci bir konu: Şimdi, biz, son dönemlerde
biliyoruz, bu hazine garantili dış kredilerin kapsamı gittikçe
artıyor, özellikle yerel yönetimlerin borçları için. Yerel yönetimler
borçlandılar yurt dışından ve çoğu ödeyemedikleri için
de bunların borçları hazine garantisi kapsamına
alındı. Zaten buradan baktığımızda, dış
borçta, dış kredilerde bir artış var değerli
arkadaşlar.
Diğer taraftan, önemli bir problem, Türkiyede
kamu-özel iş birliği modelidir. Bakın, önce yap-işlet ve
yap-işlet-devret diye başlayan, sonra, bu şehir hastaneleriyle
birlikte yap-kirala-devret modelinin de içinde kapsandığı bir
model kapsamında Türkiye'nin gelecekte borçlanabilmesi açısından
hazinenin üzerine borç yüklenebilmesine olanak veren bir model
yaratılmıştır. Yani bu şu demek: Geçmişte kamu
yatırım programına alınan ve devletin imkânlarıyla
yapılan birtakım hastaneleri, belli projeleri, barajları,
köprüleri şimdi alıyorsunuz, siz, belli bir ihale açıyorsunuz, ihaleyi
de yok işletmeciye, müteahhide veriyorsunuz. Müteahhit ne yapıyor?
Bunun bir kısmını kendi sermayesiyle kendi
karşılıyor, bunu yapmak için bir paraya ihtiyacı var, bir
kısmını da dışarıdan borçlanıyor ve ondan
sonra bu borçlar da o süre içinde -ki uzun süreler bunlar, yirmi
yıllık, yirmi beş yıllık süreler- yirmi beş
yıl içinde herhangi bir biçimde bir problem oluşursa buradaki
borçların hepsi hazinenin üzerine devrediliyor. Bunun adı
koşullu yükümlülüktür değerli arkadaşlar. Bunlar, bugün
baktığımız zaman bütçe içinde devletin borcu olarak
gözükmüyor ama yarın bunların hepsi, bu şartlar
doğduğu zaman, herhangi bir biçimde bu sözleşmeler
feshedildiği zaman, bir uyumsuzluk olduğu zaman bunların
borçları, yurt dışından yaptığı borçların
hepsi, şahısların yurt dışından
yaptığı borçların hepsi -özellikle bunun altını
çiziyorum- devletin üzerine kalacaktır. Zaten böyle bir model var,
devletin dış borç stoku gittikçe artıyor.
Bunlar yetmediği gibi, siz bir de, ayrıca
Türkiye Cumhuriyeti hazinesine TCDD yatırımları için yurt
dışından borçlanma imkânını getiriyorsunuz. Yani bu
nasıl bir anlayıştır, ben bunu anlamış
değilim. Yani geçmişte biliyoruz, Türkiye Cumhuriyeti Devlet
Demiryollarının gelir ve giderleri arasında bir fark
oluştuğu zaman zaten görev zararı adında, onlara, belli
amaç fonksiyonunda yapması gereken, ucuza sunması gereken hizmetlere
karşılık olarak belli paralar aktarılıyor; bunlar
görev zararıdır, bunlar da zaten bütçede yer alıyor. Ama
şimdi öyle bir şey de yok, direkt olarak dışarıdan
borçlanma imkânı getiriyorsunuz, bunu anlamak mümkün değil. Bu,
Türkiye'nin dış borç stokunu hızlı bir biçimde
yukarıya doğru çıkartacak, artıracak bir uygulamadır.
Ve son olarak da bir hususu belirtmek istiyorum:
Değerli milletvekilleri, bakın, Plan Bütçe Komisyonunda bu
tasarı önümüze ilk geldiği zaman bütçe gelir ve giderleriyle
ilişkilendirilmeksizin ibaresiyle gelmişti, bunun üzerine ciddi
tartışmalar oldu ve sonunda bir düzeltme yapıldı. Ne diyor
burada?
Genel Müdürlüğe sermayesine mahsuben veya
karşılıksız tahsis etmeye
Ama bu da sorunu çözmüyor. Yani
siz dışarıdan borçlanıyorsunuz. Yani devletin gelir ve
giderleri arasında bir fark varsa ne yapar? Borçlanır, iç borçlanma
yoluna gider. Siz, dışarıdan borçlanıyorsunuz; ondan sonra,
alacaksınız onu, görüntüde bütçe içine gideceksiniz, Hazine
Müsteşarlığı için bir hesap açacaksınız, o
hesabın içinde göstereceksiniz, böylece de bütçeyle
ilişkilendireceksiniz. Bunun adı bütçeyle ilişkilendirme
değildir, bu yanlış bir uygulamadır, bundan vazgeçilmesine
gerek vardır. Bu maddenin kanun tasarı metninden
çıkartılması gerekiyor.
Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
119uncu madde üzerinde iki adet önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
Kanun Tasarısının 119 uncu maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mihrimah Belma Satır Mehmet Doğan Kubat Recep Özel
İstanbul İstanbul Isparta
İdris Şahin Hakan
Çavuşoğlu Hilmi
Bilgin
Çankırı Bursa Sivas
Ramazan Can
Kırıkkale
MADDE 119 6/6/2002 tarihli ve 4760 sayılı
Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (IV) sayılı listede yer alan
aşağıda G.T.İ.P. numaraları ile vergi oranlan
belirtilen mallar listeden çıkarılmıştır.
G.T.I.P. NO |
Mal
İsmi |
Vergi Oranı (%) |
|
|
|
71.01 |
Tabii inci veya kültür
incileri (işlenmiş veya tasnife tabi tutulmuş olsun olmasın)
(fakat ipliğe dizilmemiş, mıhlanmamış veya
takılmamış); tabii inci veya kültür incileri
(taşınmasında kolaylık sağlamak amacıyla geçici
olarak ipliğe dizilmiş) |
20 |
|
|
|
71.02 |
Elmaslar
(işlenmiş olsun olmasın, fakat mıhlanmamış veya
takılmamış) (Sanayide
kullanılanlar hariç) |
20 |
|
|
|
71.03 |
Kıymetli
taşlar (elmaslar hariç) veya yarı kıymetli taşlar
(işlenmiş veya tasnife tabi tutulmuş olsun olmasın)
(fakat ipliğe dizilmemiş, mıhlanmamış veya
takılmamış); kıymetli taşlar (elmaslar hariç) veya
yarı kıymetli taşlar (tasnife tabi tutulmamış)
(taşınmasında kolaylık sağlamak amacıyla geçici
olarak ipliğe dizilmiş) |
20 |
|
|
|
7104.90.00.00.19 |
(Sanayide
kullanılmayan sentetik veya terkip yoluyla elde edilen kıymetli
veya yarı kıymetli taşlar) Diğerleri |
20 |
71.05 |
Tabii veya sentetik,
kıymetli veya yarı kıymetli taşların toz ve
pudraları (Sanayide
kullanılanlar hariç_) |
20 |
|
|
|
71.16 |
Tabii
inci veya kültür incilerinden, kıymetli ya da yarı kıymetli
taşlardan eşya (tabii, sentetik veya terkip yoluyla elde edilmiş) |
20 |
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
Komisyon Raporunun 119 uncu maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz teklif ederiz.
Erkan Akçay Mustafa
Kalaycı Engin
Alan
Manisa Konya İstanbul
Muharrem Varlı Mehmet Erdoğan Mehmet Günal
Adana Muğla Antalya
MADDE 119- 6/6/2002 tarihli ve 4760 sayılı Özel
Tüketim Vergisi Kanununun 12 nci maddesinin ikinci fıkrasının
(d) bendinin sonuna "bu sınırlar dahilinde listede yer alan
mallardan Borsa İstanbul Anonim Şirketi Elmas ve Kıymetli
Taş Piyasasında işlem görecekler için farklı oranları
belirlemeye," ibaresi; Kanuna ekli (IV) sayılı listeye
aşağıdaki G.T.İ.P. numaralı mallar vergi oranlan ile
birlikte eklenmiştir.
G.T.İ.P. NO |
Mal
ismi |
Vergi Oranı (%) |
7113.11.00.00.11 |
Pırlantalı
gümüşten olanlar |
21 |
7113.19.00.00.12 |
Pırlantalı
altından olanlar |
21 |
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ
(İstanbul) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
7113.11.00.00.11 ve 7113.19.00.00.12 G.T.İ.P
numaralı ürünlerde vergi oranının % 21 olarak belirlenmesi
amaçlanmıştır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
Kanun Tasarısının 119 uncu maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Doğan Kubat (İstanbul) ve
arkadaşları
MADDE 119- 6/6/2002 tarihli ve 4760 sayılı Özel
Tüketim Vergisi Kanununa ekli (IV) sayılı listede yer alan
aşağıda G.T.l.P. numaraları ile vergi oranları
belirtilen mallar listeden çıkarılmıştır.
G.T.I.P.
NO |
Mal İsmi |
Vergi
Oranı (%) |
|
|
|
71.01 |
Tabii
inci veya kültür incileri (işlenmiş veya tasnife tabi tutulmuş
olsun olmasın) (fakat ipliğe dizilmemiş,
mıhlanmamış veya takılmamış); tabii inci veya
kültür incileri (taşınmasında kolaylık sağlamak
amacıyla geçici olarak ipliğe dizilmiş) |
20 |
|
|
|
71.02 |
Elmaslar
(işlenmiş olsun olmasın, fakat mıhlanmamış veya
takılmamış) (Sanayide kullanılanlar hariç) |
20 |
|
|
|
71.03 |
Kıymetli taşlar (elmaslar hariç)
veya yarı kıymetli taşlar (işlenmiş veya tasnife
tabi tutulmuş olsun olmasın) (fakat ipliğe dizilmemiş,
mıhlanmamış veya takılmamış); kıymetli
taşlar (elmaslar hariç) veya yarı kıymetli taşlar
(tasnife tabi tutulmamış) (taşınmasında
kolaylık sağlamak amacıyla geçici olarak ipliğe
dizilmiş) |
20 |
|
|
|
7104.90.00.00.19 |
(Sanayide
kullanılmayan sentetik veya terkip yoluyla elde edilen kıymetli
veya yarı kıymetli taşlar) Diğerleri |
20 |
71.05 |
Tabii
veya sentetik, kıymetli veya yarı kıymetli taşların
toz ve pudraları (Sanayide
kullanılanlar hariç_) |
20 |
|
|
|
71.16 |
Tabii inci veya kültür incilerinden,
kıymetli ya da yarı kıymetli taşlardan eşya (tabii,
sentetik veya terkip yoluyla elde edilmiş) |
20 |
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ (İstanbul)
Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli)
Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Değişiklik öncesi her türlü teslimi katma
değer vergisinden istisna olan kıymetli taşların Katma
Değer Vergisi Kanununda yapılan değişiklik ile; borsada
işlem görmek üzere ithali, borsaya teslimi ve borsa üyeleri arasında
el değiştirmesi dışındaki diğer teslimleri üzerinden
katma değer vergisi hesaplanacak olması nedeniyle, 4760
sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (IV) sayılı
listede yer alan bazı mallar özel tüketim vergisi kapsamı
dışına çıkarılmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
120nci madde üzerinde bir adet önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
Komisyon Raporunun 120 nci maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Erkan
Akçay Mustafa
Kalaycı Engin
Alan
Manisa Konya İstanbul
Muharrem
Varlı Mehmet
Erdoğan Mehmet
Günal
Adana Muğla Antalya
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkan,
önergeyi geri çekebilir miyim?
BAŞKAN Peki, önerge geri çekilmiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
121inci madde üzerinde üç adet önerge vardır.
Önergelerin ikisi aynı mahiyettedir.
Okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı
Kanun Tasarısı'nın 21/4/2005 tarihli ve 5335 sayılı
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanunun 33 üncü maddesinde değişiklik
öngören 121'inci maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Hasip
Kaplan Sırrı
Süreyya Önder Erol
Dora
Şırnak İstanbul Mardin
İdris
Baluken Sebahat
Tuncel
Bingöl İstanbul
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Rahmi
Aşkın Türeli Engin
Altay Haluk
Eyidoğan
İzmir Sinop İstanbul
Haydar
Akar İzzet
Çetin Bülent
Kuşoğlu
Kocaeli Ankara Ankara
BAŞKAN Şimdi okutacağım önerge,
Anayasaya aykırılık önergesi.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
Komisyon Raporunun 121inci maddesinin Anayasaya aykırı
olduğundan tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Erkan
Akçay Mustafa
Kalaycı Engin
Alan
Manisa Konya İstanbul
Muharrem
Varlı Mehmet
Erdoğan Mehmet
Günal
Adana Muğla Antalya
BAŞKAN Komisyon Anayasaya
aykırılık önergesine katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL
(Denizli) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
21/4/2005 tarihli ve 5335 sayılı Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanunun 33 üncü maddesine Bu madde kapsamında
yapılacak kiralama ve/veya işletme hakkının verilmesi
imtiyaz addolunamaz. Bu çerçevede imzalanan sözleşmeler özel hukuk
hükümlerine tabidir. fıkrası eklenmiştir.
Söz konusu düzenleme ciddi sakıncalar içermektedir.
Bilindiği üzere Devlet Hava Meydanları İşletmesi
(DHMİ) 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi bir Kamu
İktisadi kuruluşudur. 233 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamenin 2 inci maddesinin 3 üncü bendinde Kamu İktisadi
Kuruluşu; "Sermayesinin tamamı devlete ait olup, tekel niteliğindeki
mal ve hizmetleri kamu yararı gözeterek üretmek ve pazarlamak üzere
kurulan ve gördüğü bu kamu hizmeti dolayısıyla ürettiği mal
ve hizmetler imtiyaz sayılan kamu iktisadi teşebbüsüdür."
Dolayısıyla bu genel düzenleme kapsamında
bir Kamu İktisadi Kuruluşu olarak faaliyet gösteren Devlet Hava Meydanları
233 sayılı KHK'nin sözü geçen maddesi kapsamında bir Kamu
İktisadi Kuruluşu olarak faaliyetini sürdürdüğü sürece,
ürettiği kamu hizmetlerinin imtiyaz olma niteliği
değişmeyecektir. Zira Devlet Hava Meydanları'nın
ürettiği hizmetlerin imtiyaz niteliği taşıması
kurumsal statüsü ile ilgili olup, tüzel kişiliğine ilişkin
tanım ve statü değişmediği sürece 233 sayılı
Kanun Hükmünde Kararnamenin ilgili maddesi dışında, herhangi bir
yasal düzenleme yapmak suretiyle, ürettiği mal ve hizmetlerin imtiyaz olma
niteliği değişmeyecektir.
28.06.1995 günlü ve 1995-23 sayılı
Kararında; idare ile sermaye şirketleri arasında yapılacak
sözleşmelerin, imtiyaz teşkil etmeyecek nitelikte olmasına
ilişkin yasal düzenlemelerin Anayasaya aykırı olduğu
belirtilmiştir. Dolayısıyla bu düzenlemenin Anayasa Mahkemesince
iptal edilmesi kaçınılmazdır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte Olan 639 Sıra Sayılı
Kanun Tasarısı'nın 21/4/2005 tarihli ve 5335 sayılı
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanunun 33 üncü maddesinde değişiklik
öngören 121'inci maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Sırrı Süreyya Önder (İstanbul) ve
arkadaşları
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Haydar Akar (Kocaeli) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL
(Denizli) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Devlet Hava Meydanları İşletmesi ile
üretilen hizmet bir kamu iktisadi teşebbüsü statüsündedir. Bu doğrultuda
ürettiği hizmet doğrudan kamusal hizmet olup, kamusal üretimin ucuz
ve kaliteli üretiminde de sorumludur
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) Bülent
Kuşoğlu
(Kâtip Üye Erzincan Milletvekili Muharrem Işık
tarafından önergenin okunmasına devam edildi)
Bu bağlamda, bir kamu hizmeti sunan kuruluşun
özelleştirilmesini anlamına gelen bu tür uygulamalar kamusal haklara
da bir saldırıdır. Değişiklik ile kamusal hizmet
üreten kamusal işletmelerin
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Bülent Kuşoğlu
(Kâtip Üye Erzincan Milletvekili Muharrem Işık
tarafından önergenin okunmasına devam edildi)
kamu adına
hizmet üretimine devam etmeleri ve anayasal uygunluk amaçlanmış
BAŞKAN Evet, diğer önergenin de gerekçesini
okutuyorum:
Gerekçe:
Bu madde, ciddi sakıncalar içermektedir. Devlet Hava
Meydanları İşletmesi (DHMİ), bir Kamu İktisadi
Kuruluşudur. Dolayısıyla, KİK olarak faaliyet göstermekte
olan DHMİ, 233 sayılı KHK'nin ilgili maddesi kapsamında bir
KİK olarak faaliyetini sürdürdüğü sürece, ürettiği kamu
hizmetlerinin "imtiyaz" olma niteliği değişmeyecektir.
DHMİ'nin ürettiği hizmetlerin "imtiyaz" niteliği
taşıması kurumsal statüsü ile ilgili olup tüzel
kişiliğine ilişkin tanım ve statü değişmediği
sürece, 233 sayılı KHK'nin ilgili maddesi dışında,
herhangi bir yasal düzenleme yapmak suretiyle, ürettiği mal hizmetlerin
imtiyaz olma niteliği değiştirilemeyecektir. Kaldı ki
Anayasa Mahkemesi'nin, 28.06.1995 günlü 1995/23 sayılı kararında
idare ile sermaye şirketleri arasında yapılacak
sözleşmelerin, imtiyaz teşkil etmeyecek nitelikte olmasına
ilişkin yasal düzenlemelerin Anayasa'ya aykırı olduğu
belirtildiğinden, Anayasa Mahkemesi'nce iptal edileceği
ENGİN ALTAY (Sinop) Sayın Başkan
(Kâtip Üye Erzincan Milletvekili Muharrem Işık
tarafından önergenin okunmasına devam edildi)
belli olan bir
yasal düzenleme ile karşı karşıya bulunulmaktadır.
Tüm bu nedenlerden ötürü
ENGİN ALTAY (Sinop) Bu maddede
konuşmamız vardı Başkanım.
(Kâtip Üye Erzincan Milletvekili Muharrem Işık
tarafından önergenin okunmasına devam edildi)
maddenin
tasarıdan çıkarılması gerekmektedir.
ENGİN ALTAY (Sinop) Biz oraya bildirdik
konuşmacımız var diye de yani gerekçe okununca
BAŞKAN Efendim?
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir)
Konuşmacımız var bizim.
ENGİN ALTAY (Sinop) 121 değil mi? Bizim gerekçemiz.
Ama biz bildirdik konuşmacımızı, işaret de ettik.
BAŞKAN Ama Sayın Akar görünüyor, sorduk,
konuşmadı.
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir)
Hayır, Kuşoğlu
BAŞKAN Sayın Kuşoğlu da
konuşmak istemedi, gerekçeyi okuttuk.
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) Hayır,
olur mu Sayın Başkanım, konuşacak, burada bekliyor.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Hayır konuşacak, ben
söyledim ya size Bülent Kuşoğlu diye Başkanım.
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) Söyledik
burada.
ENGİN ALTAY (Sinop) Çok rica ediyoruz, gerekçe
tamamlanmadığı için söz verebilirsiniz.
BAŞKAN E, buyursun.
ENGİN ALTAY (Sinop) Tamam, sağ olun,
teşekkür ederiz.
BAŞKAN Ama sordum ben daha önce, tutanaklara
bakılabilir, sordum.
Buyurun Sayın Kuşoğlu. (CHP
sıralarından alkışlar)
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) Sayın
Başkan, değerli arkadaşlarım; 639 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 121inci maddesi üzerinde
söz almış bulunuyorum.
Değerli
arkadaşlarım, gecenin bu vakti bu madde üzerinde konuşma
yapmamın sebebi şu, çok önemli bir konu: Devlet Hava Meydanları
İşletmesi Genel Müdürlüğünün yaptığı
sözleşmelerin imtiyaz sayılmamasını, özel hukuka tabi
olmasını gerektiriyor bu madde. Şimdi, bir devlet var, devlet
adabı var, devlet geleneği var. Bu tür kanunlarla biz bunu
değiştiriyoruz. Burada Devlet Hava Meydanları İşletmesinin
verdiği imtiyazı özel hukuka tabi kılmakla aslında sadece
bir yanlışlık yapmıyoruz, devleti de yok ediyoruz
yavaş yavaş. Onu özellikle belirtmek istedim, kayıtlara geçsin
istedim.
Değerli
arkadaşlarım, imtiyaz devletin verdiği özel bir
ayrıcalıktır, farklılıktır, özel izindir.
Devletin verdiği özel ayrıcalığın, özel iznin de özel
bir hukuku vardır. Özel hukuk derken özel hukuka tabi olmasını
kastetmiyorum; kamu hukukuna tabidir, çok özellikli bir hukuktur -bu anlamda
özeldir demek istedim- özellikleri vardır. Kamu hukukunun çok özel, çok
müstesna bir bölümü buna ayrılmıştır, imtiyaz
sözleşmelerine ayrılmıştır. Bunları hepiniz
biliyorsunuz. Bu hukukun da, kamu hukukunun da gerekleri vardır.
Şimdi, bir
havaalanı işletilecek, Bu özel hukuktur. diyoruz. Bir kamu
kuruluşuyla bununla ilgili sözleşme yapılıyor. Bir
başkası havaalanı işletebilir mi? İşletemez. Özel
bir izne tabidir bu, özelliklidir. Bunu nasıl biz böyle bir kanun
çıkararak imtiyazdan çıkarmış oluyoruz, özel hukuka tabi
kılmış oluyoruz? Bunun gerekçesi şudur: Bunu kamu hukuku
olmaktan çıkarıp özel hukuka tabi kılalım,
Danıştayla ilgili kararlardan
Çünkü, bununla ilgili maalesef
Danıştay kararları var, bunun özel hukuka tabi olduğuyla
ilgili 2013 yılında en son çıkmış kararlar var,
Danıştay Davalar Genel Kurulunun kararları var. Bundan kurtarmak
için yapılmış. Bunu bugün yapabiliriz, böyle bir kanun
çıkarabiliriz ama yarın bu sıkıntı olur. Yarın özel hukuka tabi olduğu için de çok
önemli sorunlar çıkar. O zaman ne yapacağız? Yarın bir
başkası da havaalanı işletmeye kalkarsa, kendi
başına bir şey yapmaya kalkarsa bu özel hukuka tabi olduğu
için bir yığın sorun çıkacak, imtiyaz olmaktan
çıkardığımız için sıkıntılar
çıkacak. Bunun nasıl altından kalkılacak? Devlet bu
şekilde istismar edilmez. Bunları yapıyoruz ama bunları
yaparken çok çok iyi düşünmemiz lazım. Daha önceki bölüm üzerine
yaptığım konuşmamda bunların oksimoron olduğunu
söyledim yani biz hukuk yaparken hukuku katlediyoruz, kanun yaparken
hukuksuzluk yapıyoruz demiştim. Sizler bunu gayet iyi
anlıyorsunuz. Maalesef burada da aynı şeyi yapıyoruz
değerli arkadaşlar.
Bakın, kanun tasarısının ikinci
bölümünde de imtiyaz olarak verilmiş, birileri tarafından
havaalanı işletmeciliği yapılmış ama o
binaların daha sonra tekrar Devlet Hava Meydanları
İşletmesine devri söz konusu olduğunda nasıl bir
şekilde aktife alınacağıyla ilgili bir düzenleme
yapılmış. Aslında buna da gerek yok. Uygulamada
-aranızda maliyeciler, ekonomistler var- bunun nasıl aktife
alınacağı özel hukuka tabi işletmede belli. Bu da aynı
şekilde yapılabilirdi. Burada kanunla bunların
değiştirilmesine gerek yok. Mahkemeye müracaat edilir, mahkeme
değer takdiri yapar, oradaki binaların, gayrimenkullerin takdirini
yapar, o değer üzerinden de aktife alınırdı, hiç sorun
yoktu. Neden bütün bunlara gerek duyuluyor, devlet sıkıntıya
sokuluyor, anlamak mümkün değil.
Fuat Paşa, biliyorsunuz, Fransaya gitmiş,
orada Hangi devlet güçlüdür? diye konuşuluyormuş, demiş ki:
En güçlü devlet bizim devlettir; Osmanlı. Üç yüz seneden beri siz dışarıdan
biz içeriden vurduk, üç yüz senedir yıkamadınız. Şimdi,
biz de aynı şeyi yapıyoruz, sürekli olarak devlet aleyhine,
devlet kurumları aleyhine, devlet mefhumu aleyhine kanun üretiyoruz. Gerçekten
yazıktır.
Özellikle maddeyle ilgisi yok ama devletle ilgili olarak
yaptığımız işin yanlış olduğunu
vurgulamak amacıyla kürsüye çıktım. Bu vesileyle hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Hükûmet yok!
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) Nerede bu Hükûmet?
BAŞKAN Birleşime beş dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati:
01.56
ON DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 01.57
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan), Bayram
ÖZÇELİK (Burdur)
------0------
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 132nci Birleşiminin On Dördüncü Oturumunu
açıyorum.
639 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
121inci madde üzerinde aynı mahiyetteki önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
122nci madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
Komisyon Raporunun 122 nci maddesinin Anayasaya aykırı
olmasından dolayı tasarı metninden
çıkarılmasını arz teklif ederiz.
Erkan Akçay Mustafa
Kalaycı Muharrem
Varlı
Manisa Konya Adana
Engin Alan Mehmet
Erdoğan Mehmet Günal
İstanbul Muğla
Antalya
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL
(Denizli) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarının 122 nci maddesiyle 5/5/ 2005 tarihli
ve 5345 sayılı Gelir İdaresi
Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında
Kanunun 29 uncu maddesine Başkanlık merkez teşkilatında
grup başkanı, daire başkanı veya taşra
teşkilatında vergi dairesi başkanı kadrolarında toplam
en az üç yıl görev yapmış olanlar, atama tarihi itibarıyla
fiilen bu kadrolardan birinde bulunmak şartıyla Devlet Gelir
Uzmanı kadrosuna atanabilir. ibaresi eklenmektedir. Bu düzenleme
hükümetin siyasi taleplerini yerine getirmeyen bürokratları görevden
alabilmelerinin yasal olarak zeminini hazırlamaktadır. Adaletin temel
olması gerektiği gelir idaresinde adaletsizliğin
altyapısını oluşturacak bu yasal düzenlemenin tasarı
metninden çıkarılması gerekmektedir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
123üncü madde üzerinde üç adet önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı
Kanun Tasarısı'nın, 5393 sayılı Belediye Kanununun 14
üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde
değişiklik öngören 123'üncü maddesinde "kültür ve sanat"
ibaresinden sonra gelmek üzere "Cemevi" ibaresinin eklenmesini arz ve
teklif ederiz.
Hasip Kaplan Sırrı Süreyya
Önder Sebahat Tuncel
Şırnak
İstanbul
İstanbul
İdris
Baluken Erol
Dora
Bingöl Mardin
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
Kanun Tasarısının 123 üncü maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli İdris Şahin Mehmet S.
Hamzaoğulları
Giresun Çankırı
Diyarbakır
Nurdan
Şanlı Mehmet
Akyürek Aydın
Şengül
Ankara Şanlıurfa
İzmir
Ramazan Can Ahmet Tevfik Uzun
Kırıkkale
Mersin
MADDE 123- 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı
Belediye Kanununun 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a)
bendinde yer alan, "gençlik ve spor" ibaresinden sonra gelmek üzere,
"orta ve yüksek öğrenim öğrenci yurtları (Bu kanunun 75
inci maddesinin son fıkrası, belediyeler, il özel idareleri,
bağlı kuruluşları ve bunların üyesi oldukları
birlikler ile ortağı oldukları Sayıştay denetimine
tabi şirketler tarafından, orta ve yüksek öğrenim öğrenci
yurtları ile Devlete ait her derecedeki okul binalarının
yapım, bakım ve onarımı ile tefrişinde uygulanmaz.)
ibaresi eklenmiştir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
Komisyon Raporunun 123'üncü maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz teklif ederiz.
Erkan Akçay Mustafa
Kalaycı Engin
Alan
Manisa Konya İstanbul
Muharrem Varlı Mehmet Erdoğan Mehmet Günal
Adana Muğla Antalya
Madde 123- 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı
Belediye Kanununun 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a)
bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
a) İmar, su ve kanalizasyon, ulaşım gibi
kentsel alt yapı; coğrafî ve kent bilgi sistemleri; çevre ve çevre
sağlığı, temizlik ve katı atık; zabıta, itfaiye,
acil yardım, kurtarma ve ambulans; şehir içi trafik; defin ve
mezarlıklar; ağaçlandırma, park ve yeşil alanlar; konut;
kültür ve sanat, turizm ve tanıtım, gençlik ve spor; orta ve yüksek
öğrenim öğrenci yurtları, sosyal hizmet ve yardım, nikâh,
meslek ve beceri kazandırma; ekonomi ve ticaretin geliştirilmesi
hizmetlerini yapar veya yaptırır. Ancak, orta öğretim
öğrenci yurtları Millî Eğitim Bakanlığı, yüksek
öğrenim öğrenci yurtları Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel
Müdürlüğü tarafından yönetilir. Büyükşehir belediyeleri ile
nüfusu 100.000'in üzerindeki belediyeler, kadınlar ve çocuklar için
konukevleri açmak zorundadır. Diğer belediyeler de mali
durumları ve hizmet önceliklerini değerlendirerek kadınlar ve
çocuklar için konukevleri açabilirler.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL
(Denizli) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Mehmet
Erdoğan, Muğla Milletvekili.
Buyurun Sayın Erdoğan.
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 639 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 123üncü maddesinde vermiş olduğumuz
değişiklik önergesi hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Görüşmekte olduğumuz bu maddeyle Belediye
Kanununun 14üncü maddesi değiştirilerek belediyelere
ortaöğrenim ve yükseköğrenim öğrenci yurdu yapma yetkisi
verilmektedir. Bu durum aklımıza değişik sorular
getirmektedir. Bunları kısaca sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bildiğiniz gibi, ortaöğrenim öğrenci
yurtları yapmak ve işletmek, en önde Millî Eğitim
Bakanlığının temel görevidir. Ancak, Millî Eğitim
Bakanlığı bu konuya gerekli önemi vermediği için veya yurt
yapımı için yeterli kaynak ayırmadığı için bu
konuda maalesef sıkıntılar olduğu bir gerçektir.
Ortaöğrenimdeki yurt sorununu çözmenin yolu, bu işi belediyelere ihale
etmek değil, Millî Eğitim Bakanlığına bu konuda
yeterli kaynak aktarmak ve aktarılan kaynağın doğru
kullanılmasını sağlamaktan geçer.
Yine, yükseköğrenim öğrenci yurdu yapmak ve
işletmek de Kredi ve Yurtlar Kurumunun yani Gençlik ve Spor
Bakanlığının temel görevidir. Şimdiye kadar bu kurum,
iktidarın uyguladığı politikaların gereği olarak,
yeterli yatırımı yapmamış ve yeni açılan
üniversitelere alınan öğrencilerin hepsine yetecek, o konudaki, o
sektördeki sıkıntıyı çözecek kadar yurt yapmamış
ve çok ciddi bir yurt açığı oluşmasına sebep
olmuştur. Burada tabii ki iktidarın özellikle belli yerlere
öğrenci gitmesini sağlamak için bilerek yurt yapmama politikası
uyguladığı da herkesin malumlarıdır.
Şimdi gelelim belediyelerin yurt yapması ve
işletmesine. Bundan sonra belediyelerin yaptığı
yurtları kim işletecek? Bence en önemli soru burada yatmaktadır.
Yani, siz topladığınız, havuzlara
topladığınız kaynaklarla TÜRGEVe yeteri kadar yurt
yapmayı sağlayamadığınız için, TÜRGEVe yeni
yurtlar yapmak için belediyeleri görevlendirmek için mi böyle bir düzenlemeyi
bu maddeye koymaktasınız? Bu yaptığınız
yurtları TÜRGEV ya da buna benzer başka vakıflara aktarıp
birilerinin eğitim kampına mı çevireceksiniz? Eğer yurtlar
belediyeler tarafından işletilecekse bu yurtlar hangi kriterlere göre
öğrenci alacak? Dolayısıyla, belediyeler, hangi belediye hangi
partinin elindeyse, o partinin gençlik kolları durumuna mı gelecek?
Bu, gerçekten herkesin üzerinde düşünmesi gereken bir sorudur.
Yine, Büyükşehir Kanunu sırasında da çokça
tartışıldığı gibi, önümüzdeki dönemde millî
eğitimin de yerel yönetimlere devredilmesinin altyapısını
hazırlamak için mi böyle bir düzenlemeye ihtiyaç duyulmuştur? Bu
soruların cevabının çok iyi tartışılması
lazım. Dolayısıyla, eğitimdeki birliğin, dirliğin
sağlanması bakımından bu görevin Türkiyede şu anda
belediyelere devredilmesi bize göre çok ciddi sıkıntılara
gebedir. Böyle bir sıkıntıya kapı aralamak yerine,
bırakınız bu işi şimdiye kadar olduğu gibi Millî
Eğitim Bakanlığı ve Kredi Yurtlar Kurumu Genel
Müdürlüğü yapsın. Yani, bu saatten sonra belediyelerin eline yeni
istismar alanları, belediyelerin eline bundan sonra siyasi olarak
kullanılacak yeni birtakım alanlar açmayı uygun görmüyoruz
Milliyetçi Hareket Partisi olarak. Bunun geçmişte yaşanan olumsuz
örnekleri olduğu gibi, bundan sonra da karşımıza çok ciddi
olumsuz örneklerin çıkması muhtemeldir. Bu sebeple, bu önergemize
desteklerinizi bekliyoruz ve bu düzenlemenin bu metinden
çıkarılmasını sizlerin takdirlerine sunuyoruz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
Kanun Tasarısının 123 üncü maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
İdris Şahin (Çankırı) ve
arkadaşları
MADDE 123- 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı
Belediye Kanununun 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a)
bendinde yer alan, "gençlik ve spor" ibaresinden sonra gelmek üzere,
" orta ve yüksek öğrenim öğrenci yurtları (Bu kanunun 75
inci maddesinin son fıkrası, belediyeler, il özel idareleri,
bağlı kuruluşları ve bunların üyesi oldukları
birlikler ile ortağı oldukları Sayıştay denetimine
tabi şirketler tarafından, orta ve yüksek öğrenim öğrenci
yurtları ile Devlete ait her derecedeki okul binalarının
yapım, bakım ve onarımı ile tefrişinde uygulanmaz.)
ibaresi eklenmiştir.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Takdire
bırakıyorsunuz.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL
(Denizli) Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Bunu ben söylemedim.
Hükûmet katılıyor mu?
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli)
Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Orta ve yüksek öğrenim öğrenci yurtları
hizmetlerinin belediyenin görev ve sorumlulukları kapsamına dahil
edilmesi ve bunların tabi olacağı esasların düzenlenmesi
amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda diğer
önergeyi işlemden kaldırıyorum.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
124üncü madde üzerinde üç adet önerge vardır, ikisi
aynı mahiyettedir. Önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
Komisyon Raporunun 124üncü maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan
Akçay Mustafa
Kalaycı Engin
Alan
Manisa Konya İstanbul
Muharrem
Varlı Mehmet
Erdoğan Mehmet
Günal
Adana Muğla Antalya
Madde 124- 5393 sayılı Kanunun 15'inci
maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"İcra dairesince haciz kararı
alınmadan önce belediyeden borca yeter miktarda haczedilebilecek mal
gösterilmesi istenir ve haciz işlemi sadece gösterilen bu mal üzerine
uygulanır. On iş günü içerisinde yeterli mal beyan edilmemesi
durumunda yapılacak haciz işlemi, alacak miktarını
aşacak veya kamu hizmetlerini aksatacak şekilde yapılamaz."
BAŞKAN Aynı mahiyetteki diğer önergeleri
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 Sıra Sayılı
Kanun Tasarısı'nın, 5393 sayılı Belediye Kanununun 15
inci maddesinde değişiklik öngören 124'üncü maddesinin
kaldırılmasını arz ve teklif ederiz.
Hasip
Kaplan Sırrı
Süreyya Önder Erol
Dora
Şırnak İstanbul Mardin
İdris
Baluken Sebahat
Tuncel
Bingöl İstanbul
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Rahmi
Aşkın Türeli Engin
Altay Haluk
Eyidoğan
İzmir Sinop İstanbul
Haydar
Akar İzzet
Çetin
Kocaeli Ankara
BAŞKAN Komisyon aynı mahiyetteki önergelere
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL
(Denizli) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
İlgili düzenleme ile büyükşehir belediyeleri ve
belediyeler, meclis kararı ve İçişleri Bakanının
onayı ile bütün taşınmazları ücretsiz ve düşük bir
bedelle tahsis yoluna gidebilecektir. Bu değişiklikle, mevcut
düzenlemede sadece arsalar için geçerli olan bu ibaresinin taşınmaz
olarak değiştirilmek istenmesi yolsuzluk olaylarının
artmasına neden olacaktır. Belediyelerin elindeki mallar, binalar,
tabiat ve kültür varlıkları doğrudan doğruya herhangi bir
vakfa, derneğe tahsis edilebilecektir. Bu durumda özellikle
yolsuzluğun öne çıktığı birçok belediyede yeni
suiistimallere ortam hazırlayacaktır. Bu gerekçelerle bu önerge ile
ilgili düzenlemenin kaldırılması amaçlanmıştır.
BAŞKAN Önergeler üzerinde söz isteyen İzzet
Çetin, Ankara Milletvekili.
Buyurun Sayın Çetin. (CHP sıralarından
alkışlar)
İZZET ÇETİN (Ankara) Sayın Başkan,
değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Bu görüşülmekte olan kanunun 124üncü maddesi ilginç
bir düzenleme. Ben, özellikle seçilen Cumhurbaşkanımızın
önceki gün balkondan yaptığı konuşmada Beyaz sayfa
açalım. deyişinden sonra, bu madde ve benzeri maddelerin acaba kanun
tasarısından geriye çekilip çekilmeyeceği konusunda beklenti
içine girmiştim. Beyaz sayfa açmak için, özellikle artık bundan sonra
hiç olmazsa, kamu kaynaklarının kişisel çıkarlar için
kullanılmamasını bir ilke olarak kabul edeceğini
düşündüm belki ama ihtimal de vermemiştim, yanılmadım.
Değerli arkadaşlar, çok basit gibi gözüküyor.
Belediye Kanununun 15inci maddesinde yapılan düzenleme, sadece arsa
kelimesinin taşınmaz kelimesiyle değiştirilmesi gibi,
basit bir kelime oyunu gibi gözüküyor, oysa içeriği çok farklı.
Belediye Kanununun 15inci maddesinin matlabı, belediyelerin yetkileri ve
imtiyazları sıralanmış. Burada değişiklik
yapılan düzenleme, diyor ki: Yapılan tesislere ortak olabilir,
sağlık, eğitim, sosyal hizmet ve turizmi geliştirecek
projelere İçişleri Bakanının onayıyla ücretsiz veya
düşük bir bedelle amacı dışında kullanılmamak
kaydıyla arsa tahsis edilebilir. Taşınmaz olarak
değiştiriliyor. Tabii, taşınmazla arsa kavramları
farklı iki kavram. Arsa, belli bir metrekareyle ifade edilebilen bir
toprak. Ama, taşınmaz dediğiniz zaman, binalar, limanlar,
kıyılar, ormanlar, aklınıza gelebilecek hemen hemen tüm
taşınmazlar girebiliyor ve Bunu da düşük bedelle veya bedelsiz
olarak vereceğiz. derseniz
Tabii, buna ilişkin de ilginç örnekler
yaşadı Türkiye. Elimizde örnekleri var, mesela, ben 2 tanesinden
bahsedeyim, ikisi de Gaziantep iline mensup ama Türkiye'de pek çok
büyükşehir kuyruğa girdi. İşte, elimdeki belgelerden bir
tanesi, diyor ki: 4.474 ada, 5 parselde kayıtlı, 3.331 metrekarelik
taşınmazın imar planındaki amacına uygun olarak
Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı TÜRGEVe bedelsiz olarak
tahsisi
Hangi belediye? Gaziantep Şehitkamil. Yine, ne zaman? Tarihine
bakarsanız, tarihi de 2013 yılının Temmuz ayında. Yine
Gaziantep Şehitkamilde aynı şekilde, 2 adet yurt yerinin 5393
sayılı Kanunun 75inci maddesinin bilmem nesine göre bedelsiz olarak
yirmi beş yıllığına yine TÜRGEVe devri.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bu sadece
bununla da ilgili değil. Ayrıca, 115inci madde geçti. Orada, büyük
kentlerde özellikle meralar, ormanlar, yaylaklar, ta kadimden bu yana
kullanılagelen araziler kentsel dönüşüm projeleri adı
altında, yer bulunmaması hâlinde Bakanlar Kurulunca tahsis
amacının değiştirilmesiyle belediyeye geçecek ve oralar da
olduğu gibi düşük bedel ya da bedelsiz olarak TÜRGEV gibi
kuruluşlara devredilecek.
Değerli arkadaşlar, gerçekten Türkiye 17
Aralık ve 25 Aralıkta açığa çıkan yolsuzluk ve
hırsızlıklarla bir noktaya kadar geldi. Bugün gerçekten bir
seçimden çıktı Türkiye, halkımızın büyük bir bölümü de
oylarını verdi, Cumhurbaşkanı oldu. Hiç olmazsa bundan
sonra aile efradıyla birlikte, TÜRGEV gibi vakıflar
aracılığıyla çocuklarına ya da yakın çevresine,
yandaşlarına, havuza para akıtan kişilere, kuruluşlara
artık kamu kaynaklarının peşkeşinin önüne geçilmesi
tüm milletvekili arkadaşlarımızın, hepimizin ortak görevi.
Türkiye arınmak zorunda. Türkiye bu kirliliği daha fazla
taşıyamaz. Bu kanun tasarısı içerisindeki en kirli, bu
tasarıyı kirleten en önemli maddelerden birisi. Buna onay vermek
yolsuzluğun da rüşvetin de kamu kaynaklarının kişisel
amaçla kullanılmasının da devamı anlamına gelecek ki
bu da balkon konuşmasını yalanlayan, öyle
olmayacağını kamuoyuna gösteren açık bir düzenleme.
O nedenle, böyle bir olaya fırsat vermemenizi
diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
Komisyon Raporunun 124üncü maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan Akçay (Manisa) ve arkadaşları
Madde 124- 5393 sayılı Kanunun 15'inci
maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"İcra dairesince haciz kararı
alınmadan önce belediyeden borca yeter miktarda haczedilebilecek mal
gösterilmesi istenir ve haciz işlemi sadece gösterilen bu mal üzerine
uygulanır. On iş günü içerisinde yeterli mal beyan edilmemesi
durumunda yapılacak haciz işlemi, alacak miktarını
aşacak veya kamu hizmetlerini aksatacak şekilde yapılamaz."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL
(Denizli) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Erkan Akçay,
Manisa Milletvekili.
Buyurun Sayın Akçay.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 124üncü maddede verdiğimiz önerge üzerine
söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu madde görüştüğümüz bu tasarının en
yanlış maddelerinden birisi hatta diyebilirim ki en utanç verici
maddelerinden birisi. (CHP sıralarından alkışlar)
Muhtemelen son konuşmacıyım, çok ağır ifadeler
kullanmamak için de özen gösteriyorum değerli arkadaşlar ama çok
ağır ifadeleri, isnat ve iddiaları hak eden bir maddedir. Lütfen
maddeleri okuyun, kamuoyundaki, yeni seçilen Cumhurbaşkanının ve
oğlunun boynunda âdeta yafta gibi asılan yolsuzluk
iddialarını dikkate alın, aynen kör gözün parmağına bu
madde getiriliyor, yazıktır, günahtır, lütfen bu maddeyi yol
yakınken çekiniz.
Şimdi, bu
yapılan düzenlemede Belediye Kanununda çeşitli dernek ve
vakıflara arsa tahsisi mümkün iken bu taşınmaz şeklinde
değiştiriliyor. Manzara şu: Bilal istediği AKPli bir
belediyeden beğendiği bir arsayı, ister şahsa ait olsun
ister belediyeye, kamulaştırtıp veya satın
aldırıp, hazineyse tahsis ettirip başkana projeli sipariş
verecek Şu kadar binayı bana yap. gökdelen bile yaptırıp
ve bunlar bu vakıflara, derneklere tahsis edilecek, çoğu zaman da,
Düşük bedelle." diyor, pek çoğu geçmişte parasız
tahsisi yapılmış ve bunlar, işte ilk akla gelen de TÜRGEV.
Yolsuzluğun dibine kadar batmış bir vakıf var, bunun bir
izahı, bir hesabı verilemiyor. Böyle bir şey olur mu? Nasıl
bir şeffaf yönetimdir, nasıl bir hukuk ülkesinde yaşıyoruz?
Ve yolsuzluklarda yeni bir pervasızlık yolu açılmaktadır.
Bu düzenleme rüşvetin ve yolsuzluğun bir kılıfı hâline
gelmiştir. Bundan sonra çok daha ağır yolsuzluk iddialarına
hazır olun değerli arkadaşlar ve sizler de bunlara artık
alet olmayın. Bir Hayır. demelisiniz.
BÜLENT TURAN
(İstanbul) TÜRGEV dava açar size yakında.
ERKAN AKÇAY
(Devamla) Evet, inşallah açın da mahkemelerde bir
hesaplaşalım. Yolsuzluklarla, sahtekârlarla bir mahkemede bir
hesaplaşalım. (CHP sıralarından alkışlar)
TÜRGEVin mal
varlığına ait son açıklama Bülent Arınçtan geldi.
BÜLENT TURAN
(İstanbul) Şehitlerin evlatlarına gidiyor bunlar.
ERKAN AKÇAY
(Devamla) Söyleyecek sözünüz varsa kürsüden söyleyin.
Arınç
vakfın 142 adet gayrimenkulü olduğunu belirtiyor. TÜRGEVle ilgili
yolsuzluk iddialarından bazılarını Sayın Çetin
saydı. Kamuya ait arazilerin TÜRGEVe usulsüz olarak devredilmesi söz
konusu.
Ali Ağaoğlu diye bir meşhur müteahhit mi,
iş adamı mı birisi var biliyorsunuz, imar ve ruhsat
sıkıntıları yaşadığı için bir dönemde
TÜRGEVe 20 dönüm arazi bağışlıyor.
İstanbul Gaz Dağıtım Sanayi ve
Ticaret Anonim Şirketine ait bazı arazilerin usulsüz olarak TÜRGEVe
devredilmesi söz konusu.
Yine, TÜRGEVe devredilen Millî Eğitim Vakfına
ait İstanbul Şehzadebaşındaki bir arazide otel
yapılmak istenmesi neticesinde araziye sınır olan özel arazinin
tehditle satın alınmak istenmesi söz konusu.
Yine, Altunizadede hazineye ait bir arazinin TÜRGEVe
devredilmesi -millî eğitimle karşı karşıya geliyorlar-
ve TÜRGEV adına yapılan inşa ve tadilat işlemlerinde özel
şirketler tarafından hiçbir ücret talep edilmiyor.
17, 25 Aralık yolsuzluklarında Fatih ilçesinde
belediye imkânlarıyla sit alanında inşa edilen bir öğrenci
yurdunun yine TÜRGEVe devredilmesi var.
Ümraniye Belediyesine ait Yeşilvadi
Konaklarında yer alan sosyal tesislerin kreş ve bakımevi olarak
işletilmesi var.
Gaziantepte binlerce metrekarelik alanların tahsisi
söz konusu.
Zaten, bugüne kadar da yine bu maddeye aykırı
pek çok tahsisler de yapmış. (Gürültüler)
Artık TÜRGEV deyince, Bilal deyince, Tayyip
Erdoğan deyince herkesin aklına yolsuzluk geliyor. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
Hepinize saygılar sunarım. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
125inci madde üzerinde iki adet aynı mahiyette
önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 639 sıra sayılı
Kanun Tasarısı'nın, 5393 sayılı Belediye Kanununun 73
üncü maddesinde değişiklik öngören 125'inci maddesinin
kaldırılmasını arz ve teklif ederiz.
Sırrı Süreyya Önder Hasip Kaplan Sebahat Tuncel
İstanbul Şırnak İstanbul
İdris Baluken Erol Dora
Bingöl Mardin
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Erkan Akçay Mehmet
Günal Mustafa
Kalaycı
Manisa Antalya Konya
Engin Alan Muharrem
Varlı Mehmet
Erdoğan
İstanbul Adana Muğla
BAŞKAN Komisyon aynı mahiyetteki önergelere
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL
(Denizli)- Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeleri okutuyorum:
Gerekçe: 5393 sayılı Belediye Kanununun 73 üncü
maddesinde değişiklik öngören bu düzenlemeyle, belediyeler
tarafından yürütülen kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri
kapsamında, vatandaşlarla yaptığı anlaşmalarla
kendisine geçen ve üzerinde proje uygulanarak yeniden vatandaşlara
verilecek olan taşınmazlara haciz uygulanmayacağı
düzenlemesi yapılmak istenmektedir. Bu düzenleme ilk bakışta
olumlu gibi görünse de Türkiyede kentsel dönüşüm projelerinin
mantığı ve amacı açısından değerlendirilmesi
gereken bir husustur. Türkiye'de kentsel dönüşüm, çoğu iktisadi ve
siyasi nedenlerle kentlere göç etmiş yoksul
yurttaşlarımızın yaşadığı alanlarda
uygulanmaktadır. Deprem ve farklı amaçlarla yapılan kentsel
dönüşümler, toplam alanlardan daha az olup büyük mağduriyetler de
ortaya çıkarmıştır. Soylulaştırma denilen bu
projelerle yoksul kent sakinlerinin evlerine el konulmakta, buralara lüks
diyebileceğimiz yapılar yapılmakta, yurttaşlar ya
borçlandırılmakta ya da kent çeperlerine doğru göç etmek zorunda
bırakılmaktadırlar. Soylulaştırma
programlarının uygulandığı yerlerde ise sermaye gücü
olan kesimlerin elinde birer rant alanına dönüştürülmektedir. Bu
durum sosyal adaleti daha da yaralamaktadır. Kentsel dönüşüm
programları, bu şekliyle kabul edilebilir değildir.
Değişiklik ile bu tür programların yasal meşruiyete
kavuşturulmasının engellenmesi amaçlanmıştır.
Gerekçe: 5393 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinin
yedinci fıkrasının birinci cümlesine göre; kentsel dönüşüm
ve gelişim proje alanlarındaki gayrimenkul sahipleri ve 2981
sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı
Yapılara Uygulanacak Bazı işlemler ve 6785 Sayılı
İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında
Kanuna istinaden, hak sahibi olmuş kimselerle anlaşmaları
halinde kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanında hakları
verilmektedir.
Yapılan düzenlemeye göre; anlaşma sonucu
belediye mülkiyetine geçen gayrimenkuller haczedilemeyecektir. Borçlu
belediyelerin öncelikli görevi borçlarını ödemeleridir. Birçok
belediye çalışanlarının maaş ve ikramiyesini ödememekte
veya ödeyememektedir. Borçlarını ödeyemeyen veya ödemeyen bu
belediyelerin nasıl olsa haczedilemeyecek diye kentsel dönüşüm için
gayri menkul alarak buralara para ödemesi ahlaki değildir. Bu nedenle
düzenleme tasarı metninden çıkarılmalıdır.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önergeler
kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
126ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
Böylece beşinci bölümde yer alan maddelerin
oylamaları tamamlanmıştır.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 02.25
ON BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 02.28
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan), Bayram
ÖZÇELİK (Burdur)
------0------
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 132nci Birleşiminin On Beşinci Oturumunu
açıyorum.
Danışma Kurulunun bir önerisi vardır,
okutup oylarınıza sunacağım.
Okutuyorum:
VIII.-
ÖNERİLER (Devam)
B)
Danışma Kurulu Önerileri
1.-
Danışma Kurulunun, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 14 Ağustos
2014 Perşembe gününden başlayarak 1 Ekim 2014 Çarşamba günü saat
15.00te toplanmak üzere tatile girmesine ilişkin önerisi
Danışma
Kurulu Önerisi
Danışma Kurulunun 13/8/2014 Çarşamba günü
yaptığı toplantıda aşağıdaki önerinin Genel
Kurulun onayına sunulması uygun görülmüştür.
Cemil
Çiçek
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
Mahir Ünal Engin
Altay Pervin
Buldan
Adalet ve Kalkınma Partisi Cumhuriyet Halk Partisi Halkların Demokratik Partisi
Grup Başkan Vekili Grup Başkan
Vekili Grup
Başkan Vekili
Yusuf Halaçoğlu
Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkan Vekili
Öneri:
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 14 Ağustos 2014
Perşembe gününden başlamak üzere 1 Ekim 2014 Çarşamba günü saat
15.00te toplanmak üzere tatile girmesi önerilmiştir.
BAŞKAN Söz talebi? Yok.
Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
X.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.-
İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve 13 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili
İzzet Çetinin; İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu'nun; Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Bingöl Milletvekili
İdris Balukenin; Bursa Milletvekili Sena Kaleli ve 5 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili İzzet Çetinin; Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceer ve 3 Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın; Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam
Kesimoğlu ve 4 Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcının; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın;
Adana Milletvekili Turgay Develi'nin; İzmir Milletvekili Musa Çam'ın;
Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın;
İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Binnaz Toprak'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekilleri
Mahmut Tanal ve Gürsel Tekin'in; İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Muğla Milletvekili Nurettin Demir'in;
Ankara Milletvekili Levent Gök'ün; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün;
Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in; İstanbul Milletvekilleri Aydın
Ağan Ayaydın ve Ercan Cengiz'in; Kars Milletvekili Mülkiye
Birtane'nin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in; Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk'ün; İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu'nun; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili
Atila Kaya ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Barış ve Demokrasi
Partisi Grup Başkanvekili Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan'ın; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan'ın; Hatay
Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun; Ankara
Milletvekili Levent Gök'ün; Ankara Milletvekili Levent Gök'ün;
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 1
Milletvekilinin; Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın;
Mersin Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; İstanbul Milletvekili
Durmuşali Torlak ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Musa Çam'ın; Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in;
Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Diyarbakır Milletvekili Emine
Ayna'nın; İstanbul Milletvekilleri Gürsel Tekin ve Mahmut
Tanal'ın; Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın;
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi ve İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Manisa Milletvekili
Özgür Özel'in; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin; Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata'nın; Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin; Mersin
Milletvekili Ali Öz ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 3 Milletvekilinin;
Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın; İzmir Milletvekili Rahmi
Aşkın Türeli'nin; İzmir Milletvekili Hülya Güven ve 34
Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Balıkesir
Milletvekili Namık Havutça'nın; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun;
Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Kastamonu
Milletvekili Emin Çınar ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Bursa Milletvekili Sena
Kaleli'nin; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Trabzon
Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu'nun; Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural'ın; Kütahya Milletvekili Alim Işık ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın; Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Yusuf
Halaçoğlu ile 20 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan
Canalioğlu'nun; Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in; İstanbul
Milletvekili Süleyman Çelebi'nin; Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer'in;
Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek'in; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın
Türeli'nin; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin;
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; İzmir Milletvekili Aytun
Çıray'ın; Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret
Akova'nın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın; Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın; Balıkesir Milletvekili
Ayşe Nedret Akova'nın; Ankara Milletvekili İzzet Çetin'in;
Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar
Soydan'ın; Manisa Milletvekili Hasan Ören'in; Manisa Milletvekili Özgür
Özel'in; Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin ve Önder Matlı ile 8
Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın; Manisa
Milletvekili Hasan Örenin; Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel ve Çorum Milletvekili
Cahit Bağcı ile 37 Milletvekilinin; Manisa Milletvekili Erkan Akçay
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın; Manisa Milletvekili Sakine Öz'ün; Cumhuriyet Halk Partisi
Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin
Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe
Komisyonu Başkanlığı Tezkereleri (1/931, 2/115, 2/139,
2/158, 2/195, 2/282, 2/297, 2/298, 2/324, 2/368, 2/399, 2/434, 2/439, 2/453,
2/524, 2/528, 2/555, 2/601, 2/640, 2/689, 2/691, 2/798, 2/885, 2/896, 2/944,
2/1019, 2/1063, 2/1103, 2/1131, 2/1156, 2/1200, 2/1202, 2/1203, 2/1217, 2/1222,
2/1227, 2/1236, 2/1242, 2/1245, 2/1248, 2/1258, 2/1260, 2/1301, 2/1302, 2/1345,
2/1350, 2/1364, 2/1372, 2/1383, 2/1414, 2/1422, 2/1426, 2/1431, 2/1437, 2/1442,
2/1488, 2/1496, 2/1498, 2/1506, 2/1514, 2/1516, 2/1525, 2/1540, 2/1595, 2/1652,
2/1655, 2/1657, 2/1677, 2/1688, 2/1716, 2/1747, 2/1765, 2/1775, 2/1794, 2/1797,
2/1799, 2/1808, 2/1837, 2/1869, 2/1899, 2/1906, 2/1924, 2/1932, 2/1938, 2/1954,
2/1957, 2/1963, 2/1983, 2/1997, 2/2000, 2/2032, 2/2041, 2/2051, 2/2056, 2/2057,
2/2065, 2/2069, 2/2083, 2/2146, 2/2156, 2/2158, 2/2176, 2/2178, 2/2186, 2/2187,
2/2190, 2/2191, 2/2192, 2/2198) (S. Sayısı: 639) (Devam)
BAŞKAN 639 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Bundan sonra da komisyonun bulunamayacağı
anlaşıldığından, alınan karar gereğince
gündemde bulunan işleri sırasıyla görüşmek için, Anayasa ve
İç Tüzük gereğince 1 Ekim 2014 Çarşamba günü saat 15.00te
toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 02.29