TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
18inci
Birleşim
19
Kasım 2013 Salı
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.-
GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.-
GELEN KÂĞITLAR
III.-
YOKLAMA
IV.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.-
Van Milletvekili Nazmi Gürün, Vanın sorunlarına ilişkin gündem
dışı konuşması
2.-
Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaşın, Afyonkarahisarın
sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
3.-
İstanbul Milletvekili Türkan Dağoğlunun, 20 Kasım Dünya
Çocuk Hakları Gününe ilişkin gündem dışı
konuşması
V.-
AÇIKLAMALAR
1.-
Kütahya Milletvekili Alim Işıkın, nüfusu 2 binin üzerinde
olduğu hâlde bazı belde belediyelerinin kapatılması
nedeniyle yaşanan haksızlığa karşı Hükûmeti
göreve davet ettiğine ilişkin açıklaması
2.-
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzelin, adil, insani ve hukuki
yargılama hakkının herkes için olduğuna ancak yaşanan
gerçeklerin bunu yansıtmadığına ilişkin
açıklaması
3.-
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçerinin, Hükûmetin demokratik açılım
için izlediği politika ve tutumla Türk milletinin
iktidarlığına layık olmadığına ilişkin
açıklaması
4.-
Isparta Milletvekili S. Nevzat Korkmazın, Şivan Perwerin bazı
dizelerinde Türk milletine hakaret ettiğine ilişkin
açıklaması
5.-
İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğütün, Marmarayda
sızıntı olup olmadığını öğrenmek
istediğine ilişkin açıklaması
6.-
Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlunun, tiyatro
sanatçısı Nejat Uygura Allahtan rahmet dilediğine ve
Diyarbakırda Başbakan ile Barzani buluşmasının
tarihimiz açısından utanç verici bir gün olduğuna ilişkin
açıklaması
7.-
Adana Milletvekili Ali Halamanın, Diyarbakırda Başbakan ile
Barzani buluşmasında yaşananlar nedeniyle savcıların
işlem yapmasını beklediğine ilişkin
açıklaması
8.-
Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcının, 20 Kasım Dünya
Çocuk Hakları Gününe ilişkin açıklaması
9.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, dershanelerin
kapatılması konusunu Hükûmetin tekrar gözden geçirmesini istirham
ettiğine ilişkin açıklaması
10.-
Bingöl Milletvekili İdris Balukenin 20 Kasım Dünya Çocuk
Hakları Gününe ilişkin açıklaması
11.-
Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülünün, 14 Kasım
Tekirdağın Malkara ilçesinin kurtuluş yıl dönümü nedeniyle
yapılan törenlerde kendisinin ve CHPli Tekirdağ milletvekillerinin
kutlama mesajlarının Belediye Başkanı tarafından
okunmamasına ilişkin açıklaması
12.-
Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmazın, kıdem
tazminatının kaldırılmasına işçi
sınıfının izin vermeyeceğine ve AKP
iktidarının PKK ve Barzani ortaklığıyla ülkeyi bölmeye
çalıştığına ilişkin açıklaması
13.-
Van Milletvekili Burhan Kayatürkün, Van depreminden sonra Hükûmetin
yaptığı hizmetlere ve Diyarbakırda Başbakan ile
Barzani buluşmasında bütün kitlelerin bu mutluluğa ortak
olduklarına ilişkin açıklaması
14.-
Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlunun, tiyatro sanatçısı
Nejat Uygur ile fikir adamı Aytunç Altındala Allahtan rahmet
dilediğine ve Başbakanın tarihi iyi öğrenmesi
gerektiğine ilişkin açıklaması
15.-
Malatya Milletvekili Veli Ağbabanın, Malatyanın en önemli su
kaynaklarının üzerine HESlerin kurulduğuna ve doğal
hayatın yok edildiğine ilişkin açıklaması
VI.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A)
Tezkereler
1.-
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanı Cemil Çiçek
başkanlığında Belarus Cumhuriyet Konseyi Başkanı
Anatoly Rubinov ve Belarus Temsilciler Meclisi Başkanı Vladimir
Andreychenkonun vaki davetlerine icabetle 20-21 Kasım 2013 tarihlerinde
Belarusa resmî bir ziyarette bulunması Genel Kurulun 3/10/2013 tarih ve
3üncü Birleşiminde kabul edilmiş olan heyeti oluşturmak üzere
siyasi parti gruplarınca bildirilen üyelerin isimlerine ilişkin
tezkeresi (3/1335)
2.-
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu
Başkanlığının, 480 sıra sayılı
Sağlık Bakanlığı ve Bağlı
Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararname ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının tümünün İç
Tüzükün 88inci maddesine göre Komisyona iade edilmesine ilişkin
tezkeresi (3/1336)
B)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.-
BDP Grubu adına, grup başkan vekilleri Iğdır Milletvekili
Pervin Buldan ve Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın, okullarda
kantinlerin neden olduğu sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/781)
2.-
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve 21 milletvekilinin, ülkemizdeki enerji
kayıp ve kaçaklarının nedenleri ve sonuçlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/782)
3.-
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve 21 milletvekilinin, engelli
vatandaşların istihdam sorunlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/783)
C)
Önergeler
1.-
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun, (2/1675) esas
numaralı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında
Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin
doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/127)
VII.-
ÖNERİLER
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.-
MHP Grubunun, İstanbul Milletvekili D. Ali Torlak ve
arkadaşlarının Suriye, Irak ve İran
sınırlarımızda yaşanan güvenlik zafiyetlerinin
araştırılması ve alınması gereken önlemlerin ve
çözüm yollarının belirlenmesi amacıyla 29/5/2013 tarihinde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına vermiş
olduğu Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 19
Kasım 2013 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda
okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi
2.-
CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel Görüşme ve
Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler
kısmında yer alan işçi sağlığı ve
güvenliği konusundaki sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla verilmiş
olan Meclis araştırması önergesinin (10/628) ön
görüşmelerinin Genel Kurulun 19 Kasım 2013 Salı günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
VIII.-
SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI
1.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, Ardahan ve ilçe belediyelerinin et
taşıma aracı ihtiyacına ilişkin İçişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/119) ve Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
2.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, aşırı
yağışlardan zarar gören çiftçilerin mağduriyetine ve sebze
fiyatlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1139) ve Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
3.-
Adana Milletvekili Ali Halamanın, Adanada don olayları nedeniyle
zarar gören üreticilerin mağduriyetlerine ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1140) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet
Mehdi Eker'in cevabı
4.-
Adana Milletvekili Ali Halamanın, kaçak et ticaretine ilişkin sözlü
soru önergesi (6/1160) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
5.-
Adana Milletvekili Ali Halamanın, Tarım Sigortası Kanununa
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1161) ve Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
6.-
Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülünün, Çorludaki angus çiftliğinin
çevreye verdiği zararlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1170) ve
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
7.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, tarım
sigortası kapsamının genişletilmesine ilişkin sözlü
soru önergesi (6/1197) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
8.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, Iğdır hayvan
pazarının altyapı sorununa ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1204) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet
Mehdi Eker'in cevabı
9.-
Adana Milletvekili Ali Halamanın, Adana ve ilçelerinde şiddetli
yağışlardan etkilenen çiftçilerin mağduriyetine ve
alınacak önlemlere ilişkin sözlü soru önergesi (6/1245) ve Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
10.-
Ankara Milletvekili Zühal Topcunun, GDOlu ürünlere ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1251) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı
Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
11.-
Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplanın, Kandırada yoğurt
üretimine teşvik verilmesine ve hindi üretim çiftliği kurulmasına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1269) ve Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
12.-
Niğde Milletvekili Doğan Şafakın, çiftçilere ödenen ürün
desteğinin gecikmesine ve yaşanan mağduriyete ilişkin sözlü
soru önergesi (6/1280) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
13.-
Adana Milletvekili Ali Halamanın, Adana ve ilçelerindeki üreticilerin
mağduriyetine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1284) ve Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
14.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlunun,
Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğünde; su ürünleri
mühendisi ve teknikeri ile balık teknolojisi mühendisi istihdam edilmesine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1306) ve Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
15.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, bir köy yolunda
bulunan meranın köy tüzel kişiliğine tahsis edilmesine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1322) ve Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
16.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Gavur Gölü mevkiindeki
tarım işletmeleri ve arazilerinin su tahliyesinden kaynaklanan
sorunlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1323) ve Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
17.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Pazarcık
ilçesinde bazı köylere sulama kanalı yapılıp
yapılmayacağına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1324) ve
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
18.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Kahramanmaraş
ilçe tarım müdürlüklerinin bina ve personel ihtiyacına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1351) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
19.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Amik Ovası sulama
kanalı inşaatına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1352) ve
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
20.-
Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlunun, TMOnun
stoklarında bulunan fındığın
FİSKOBİRLİKe satışı konusunda yeni bir kararname
hazırlanmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1358) ve
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
21.-
Ankara Milletvekili Aylin Nazlıakanın, Ankaradaki tarım
alanlarına ve kredi borcu olan çiftçi sayısına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1362) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
22.-
Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcının, deprem sonrasında
Vanın bazı ilçelerindeki hayvan yetiştiricilerine yem
desteği yapılmamasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1364)
ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi
Eker'in cevabı
23.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, nişasta
bazlı şeker kullanımı ve ithalatına ilişkin sözlü
soru önergesi (6/1378) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
24.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Kahramanmaraşa
kontrol laboratuvarı kurulmasına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1379) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet
Mehdi Eker'in cevabı
25.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, tarımsal kredilerin yeniden
yapılandırılmasına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1389) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet
Mehdi Eker'in cevabı
26.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, Ardahandaki çiftçilerin mazot ve
gübre paralarının ödenmesine ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1404) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet
Mehdi Eker'in cevabı
27.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, Kars Yem Fabrikasının
özelleştirilmesine, et kombinasının kapatılmasına ve
yün işleme fabrikası ihtiyacına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1405) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet
Mehdi Eker'in cevabı
28.-
Adana Milletvekili Ali Halamanın, Bakanlık ve bağlı
kuruluşlarınca çıkarılan dergilere ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1451) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı
Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
29.-
Adana Milletvekili Ali Halamanın, buğday ve ekmek fiyatlarına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1457) ve Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
30.-
Adana Milletvekili Ali Halamanın Bakanlık ve bağlı kuruluşlarda
çıkan dergilere ilişkin sözlü soru önergesi (6/1527) ve Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
31.-
Tokat Milletvekili Reşat Doğrunun, 2011 yılı
itibarıyla yapılan hayvan ithalatına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1565) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı
Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
32.-
Adana Milletvekili Ali Halamanın, Adana ve ilçelerindeki süt
fiyatlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1592) ve Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
33.-
Adana Milletvekili Ali Halamanın, Adanadaki çiftçilere destekleme
çerçevesinde yapılacak ödemelere ilişkin sözlü soru önergesi (6/1593)
ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi
Eker'in cevabı
34.-
Balıkesir Milletvekili Haluk Ahmet Gümüşün, Doğu Anadolu
Bölgesinin afet bölgesi ilan edilmesine ve çiftçilere tarım sigortası
fonundan destek verilip verilmeyeceğine ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1611) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet
Mehdi Eker'in cevabı
35.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, Ardahanda canlı hayvan ve et
ithalatının durdurulmasına yönelik çalışmalara
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1642) ve Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
36.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, Ardahanda
hayvancılığın desteklenmesine ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1643) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı
Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
37.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, borçlanma yolu ile verilen ineklerde
çıkan bazı hastalıklar nedeniyle besicilerin
yaşadığı sorunlara ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1663) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet
Mehdi Eker'in cevabı
38.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, Kars Sarıkamıştaki bir
köyde göldeki balık zehirlenmelerine ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1667) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet
Mehdi Eker'in cevabı
39.-
Niğde Milletvekili Doğan Şafakın, bazı illerimizdeki
patates üreticilerinin pazar sorununa ilişkin sözlü soru önergesi (6/1668)
ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi
Eker'in cevabı
40.-
Tunceli Milletvekili Kamer Gençin, Konyada bir sulama kooperatifi
başkanının görevden alınıp yerine kayyım
atanmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1677) ve Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
41.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, sıfır faizli
büyükbaş hayvancılık kredisine ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1701) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet
Mehdi Eker'in cevabı
42.-
Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlunun, fındık
üretimine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1707) ve Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
43.-
Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlunun, fındık alan
bazlı gelir desteği ve doğrudan gelir desteği ödemelerine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1708) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
44.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, Posofda bir köyde yaşanan
balık ölümlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1772) ve Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
45.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, Iğdırda
hayvancılığın desteklenmesi için yapılan
yardımlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1809) ve Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
46.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, Ağrıda
hayvancılığın desteklenmesi için yapılan
yardımlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1810) ve Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
47.-
Yozgat Milletvekili Sadir Durmazın, jeotermal kaynakları sera
amaçlı kullanan işletmelere ilişkin sözlü soru önergesi (6/1821)
ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi
Eker'in cevabı
48.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, sebze ve meyvelerin ambalajlı
olarak satılabilmesi için çiftçilere yardım yapılmasına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1823) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
49.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, Ardahanda çiftçilere Devlet destekli
zirai alet dağıtımına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1827) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet
Mehdi Eker'in cevabı
50.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, insan
sağlığını tehdit eden ürünlerin denetimine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1850) ve Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
51.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, canlı hayvan ve et ithalatına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1865) ve Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
52.-
Tokat Milletvekili Reşat Doğrunun, Bakanlıkta görev yapan tütün
teknolojisi mühendislerinin özlük haklarına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1872) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı
Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
53.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, Muştaki tütün çiftçilerinin
mağduriyetine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1905) Cevaplanmadı
54.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, Muşta 2010-2012
yılları arasında kredi kullanan çiftçilere ilişkin sözlü
soru önergesi (6/1907) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
55.-
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzelin, Tarımsal
Yayımı Geliştirme Projesi kapsamında yapılacak
personel alımına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1927) ve
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
56.-
Ankara Milletvekili Aylin Nazlıakanın, Ankarada büyük ve
küçükbaş hayvan sayısına ve hayvancılığa verilen
destek miktarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1929) ve Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
57.-
Ankara Milletvekili Aylin Nazlıakanın, 2011ve 2012
yıllarında tarımsal sulamadan doğan elektrik
borçlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1933) ve Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
58.-
Adana Milletvekili Ali Halaman'ın, zirai kredilere ve küçükbaş hayvan
yetiştiricilerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1941) ve Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
59.-
Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker'in, Bakanlığın kurumsal
kimliğinin oluşturulmasına yönelik harcamalara ilişkin
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1957) Cevaplanmadı
60.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, Ardahana yapılacak yeni
yatırımlara ilişkin Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi (6/2045)
Cevaplanmadı
61.-
Tokat Milletvekili Reşat Doğrunun, kurbanlık hayvan
ithalatına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanından sözlü soru önergesi (6/2065) Cevaplanmadı
62.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, Van ilinin tarım alanındaki
sorunları ve çözüm önerilerine ilişkin Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi (6/2085)
Cevaplanmadı
63.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, Van ilinde
hayvancılığın sorunlarına ve yerli üretimin
desteklenmesine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanından sözlü soru önergesi (6/2086) Cevaplanmadı
64.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, Doğu Anadolu Bölgesindeki illerde
yapılan denetimlere ilişkin Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi (6/2101)
Cevaplanmadı
65.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, Çıldır Gölünde üretilen
ıstakozun ülke ekonomisine kazandırılmasına ilişkin
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru
önergesi (6/2103) Cevaplanmadı
66.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, Ardahandaki çiftçilere hibe destekli
süt sağım makinesi ve jeneratör verilmesine ilişkin Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi
(6/2105) Cevaplanmadı
67.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, Şırnakta
arıcılık faaliyetlerinin desteklenmesine ilişkin Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi
(6/2108) Cevaplanmadı
IX.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A)
Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.-
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının;
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik
Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer
Gençin; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin
Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa
Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156)
2.-
Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum
Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı:
287)
3.-
T.C. Başbakanlık Türk İşbirliği ve Kalkınma
İdaresi Başkanlığı ile Azerbaycan Cumhuriyeti
Haberleşme ve Enformasyon Teknolojileri Bakanlığı ve
Azerbaycan Cumhuriyeti Milli Televizyon ve Radyo Şurası Arasında
Televizyon Yayıncılığı Alanında
İşbirliğine Dair Protokol ile Teknik Hizmet Sözleşmesinin
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/344) (S. Sayısı: 105)
4.-
Yozgat Milletvekili Yusuf Başer ve Isparta Milletvekili Süreyya Sadi
Bilgiç ile 11 Milletvekilinin; Kamu İhale Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Bayındırlık,
İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporu (2/1784) (S.
Sayısı: 493)
5.-
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Arşiv Alanında İşbirliği Protokolünün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/669) (S. Sayısı: 421)
6.-
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Polis Eğitiminde İşbirliği Üzerine Protokolün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/671) (S. Sayısı 359)
X.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.-
Tunceli Milletvekili Kamer Gençin, Kırıkkale Milletvekili Ramazan
Canın görüşülen 493 sıra sayılı Kanun Teklifiyle
ilgili oyunun rengini belli etmek üzere yaptığı
konuşması sırasında Cumhuriyet Halk Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
2.-
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın, Tunceli Milletvekili Kamer
Gençin sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında AK PARTİ Grup Başkanına sataşması
nedeniyle konuşması
3.-
Tunceli Milletvekili Kamer Gençin, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
XI.-
OYLAMALAR
1.-
(S. Sayısı: 105) T.C. Başbakanlık Türk
İşbirliği ve Kalkınma İdaresi
Başkanlığı ile Azerbaycan Cumhuriyeti Haberleşme ve
Enformasyon Teknolojileri Bakanlığı ve Azerbaycan Cumhuriyeti
Milli Televizyon ve Radyo Şurası Arasında Televizyon
Yayıncılığı Alanında İşbirliğine
Dair Protokol ile Teknik Hizmet Sözleşmesinin Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının oylaması
XII.-
YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.-
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçerinin, 2002-2013 yılları
arasında sağlık denetçileri tarafından düzenlenen raporlar
neticesinde hakkında işlem yapılan personele ilişkin sorusu
ve Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun cevabı
(7/30505)
2.-
Antalya Milletvekili Yıldıray Sapanın, Antalyanın Kemer
ilçesindeki Ağva Çayı üzerinde HES yapılacağı
iddialarına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldızın cevabı (7/30900)
3.-
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akovanın, Balıkesirin
Körfez bölgesinde oturanların yüksek elektrik faturalarından
şikâyetlerine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldızın cevabı (7/30901)
4.-
Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkanın, Kocaelinin Gölcük ilçesine
bağlı bir mahalledeki elektrik trafosunun
kaldırılmasına yönelik mahalle sakinlerinin taleplerine
ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldızın cevabı (7/30902)
5.-
Ankara Milletvekili İzzet Çetinin, TEİAŞın yargı
kararıyla yürütmesinin durdurulduğu bir işleminin
doğurduğu kamu zararına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/30903)
6.-
Ankara Milletvekili Levent Gökün, Ankarada tüketicilerin elektriklerinin
haksız yere kesildiği iddialarına ilişkin sorusu ve Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı
(7/30904)
7.-
İzmir Milletvekili Musa Çamın, yenilenebilir enerji alanında
yapılan yatırımlara ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/30905)
8.-
İstanbul Milletvekili Faik Tunayın, İstanbul Küçükçekmecede
elektrik hatlarının yer altına alınması
çalışmalarının yarım kalmasına ilişkin
sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı (7/30906)
9.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, Diyarbakır ve Şanlıurfa
illerine gerçekleşen işbirliği ve ticari anlaşma
amaçlı yabancı heyet ziyaretlerine ilişkin sorusu ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı
(7/30907)
10.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, Mardin ve Osmaniye illerine
gerçekleşen işbirliği ve ticari anlaşma amaçlı
yabancı heyet ziyaretlerine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/30908)
11.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, Adıyaman ve Hakkâri illerine gerçekleşen
işbirliği ve ticari anlaşma amaçlı yabancı heyet
ziyaretlerine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldızın cevabı (7/30909)
12.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, Muş ve Şırnak illerine
gerçekleşen işbirliği ve ticari anlaşma amaçlı
yabancı heyet ziyaretlerine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/30910)
13.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, Bitlis ve Siirt illerine
gerçekleşen işbirliği ve ticari anlaşma amaçlı
yabancı heyet ziyaretlerine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/30911)
14.-
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın, İstanbuldaki organize
sanayi bölgelerinde yaşanan elektrik kesintilerine ilişkin sorusu ve
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı (7/30912)
15.-
İzmir Milletvekili Mustafa Moroğlunun, İzmirin Bergama
ilçesindeki taş ocaklarının denetimine ilişkin sorusu ve
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı (7/30913)
16.-
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın, Silopi Elektrik Üretim
Tesisinde çalışan işçilerin sorunlarına ilişkin sorusu
ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı (7/30914)
17.-
Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akovanın, maden arama
çalışmalarından kaynaklanan mağduriyetlere ilişkin
sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı (7/30915)
18.-
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzelin, MKEKye bağlı
Barutsan Roket ve Patlayıcı Fabrikası ile eklentilerinin
işçi sağlığı ve iş güvenliği
açısından taşıdığı risklere ilişkin
sorusu ve Millî Savunma Bakanı İsmet Yılmazın cevabı
(7/31336)
19.-
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun, elektrik
faturalarındaki TRT payına ilişkin Başbakandan sorusu ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı (7/31695)
20.-
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçerinin, 2002-2013 yılları
arasında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından
gerçekleştirilen ihalelere ilişkin Başbakandan sorusu ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı
(7/31719)
21.-
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçerinin, Vakıflar Genel Müdürlüğü
tarafından gerçekleştirilen bir restorasyon işine ilişkin
Başbakandan sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent
Arınçın cevabı (7/31720)
22.-
Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydarın, Lübnanda
kaçırılan Türk pilotların durumuna ilişkin Başbakandan
sorusu ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlunun
cevabı (7/31740)
23.-
Samsun Milletvekili Ahmet Haluk Koçun, muhalefet ile ilgili haberlerin AA
tarafından sansürlendiği iddiasına ilişkin sorusu ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı
(7/31752)
24.-
Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlunun, bağlı kurum ve
kuruluşlara yapılan atamalara ilişkin sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı (7/31753)
25.-
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçerinin, 2002-2013 yılları
arasında bağlı kurum ve kuruluşlarca kamu ihale
mevzuatından istisna sağlanarak yapılan ihalelere ilişkin
sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınçın
cevabı (7/31755)
26.-
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun, kendisi
hakkında sosyal medyada yer alan eleştiriler nedeniyle açılan
soruşturmalara ilişkin sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı (7/31756)
27.-
Niğde Milletvekili Doğan Şafakın, Niğdedeki kentsel
dönüşüm planına ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik
Bakanı Erdoğan Bayraktarın cevabı (7/31825)
28.-
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçerinin, Devlet Personel
Başkanlığı Hizmet Binası inşaatı işi
kapsamında satın alınan mal ve hizmetlere ilişkin sorusu ve
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktarın cevabı
(7/31851)
29.-
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçerinin, Avrupa Birliği Genel
Sekreterliği Yapı İşleri Genel Müdürlüğü
tarafından yaptırılan muhtelif işler kapsamında
satın alınan mal ve hizmetlere ilişkin sorusu ve Çevre ve
Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktarın cevabı
(7/31868)
30.-
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçerinin, 2002-2013 yılları
arasında TOKİ tarafından kurulan et kombinalarına ve
satın alınan mal ve hizmetlere ilişkin sorusu ve Çevre ve
Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktarın cevabı
(7/31878)
31.-
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun, kendisi
hakkında sosyal medyada yer alan eleştiriler nedeniyle açılan
soruşturmalara ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı
Erdoğan Bayraktarın cevabı (7/31879)
32.-
Aydın Milletvekili Ali Uzunırmakın, Yunanistan tarafından
el konulan bir feribota ilişkin sorusu ve Dışişleri
Bakanı Ahmet Davutoğlunun cevabı (7/31886)
33.-
Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlunun, Lübnanda
kaçırılan Türk pilotlarına ilişkin sorusu ve
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlunun cevabı
(7/31890)
34.-
Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceerin, Tekirdağda elektrik
hizmetlerinin özelleştirilmesinden sonra yaşanan sorunlara
ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldızın cevabı (7/31901)
35.-
Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlunun, ön ödemeli doğal gaz
sayaçlarının değiştirilmesine ilişkin sorusu ve Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı
(7/31902)
36.-
Balıkesir Milletvekili Haluk Ahmet Gümüşün, İrandan
alınan doğal gaz ve petrole ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/31903)
37.-
Hatay Milletvekili Mehmet Ali Ediboğlunun, enerji antlaşmaları
ve boru hattı projeleri ile ilgili iddialara ilişkin sorusu ve Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı
(7/31905)
38.-
Antalya Milletvekili Mehmet Günalın, Ankarada doğal gaz
dağıtım işinin özelleştirilmesinin ardından
gerçekleştirilen bazı uygulamalara ilişkin sorusu ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı
(7/31906)
39.-
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun, kendisi
hakkında sosyal medyada yer alan eleştiriler nedeniyle açılan
soruşturmalara ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/31907)
40.-
Kocaeli Milletvekili Haydar Akarın, Ankarada doğal gaz
satışına kota konulmasına ilişkin sorusu ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı
(7/31908)
41.-
Samsun Milletvekili Ahmet Haluk Koçun, İstanbul Avrupa Yakası
elektrik dağıtım işinin özelleştirilmesine
ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldızın cevabı (7/31909)
42.-
Samsun Milletvekili Ahmet Haluk Koçun, Ankarada doğal gaz
satışını alan firmayla ilgili iddialara ilişkin sorusu
ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı (7/31910)
43.-
Antalya Milletvekili Gürkut Acarın, Antalyada son on yılda verilen
madencilik ruhsatlarına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/31911)
44.-
Kütahya Milletvekili Alim Işıkın, ETİ Maden
İşletmeleri Genel Müdürlüğü tarafından yapılması
planlanan Kırka-Değirmenözü Demiryolu Projesine ilişkin sorusu
ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı (7/31912)
45.-
Kütahya Milletvekili Alim Işıkın, doğal gaz
satışına getirilen sınırlamaya ilişkin sorusu ve
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı (7/31913)
46.-
İstanbul Milletvekili Haluk Eyidoğanın, İstanbulun Adalar
ilçesindeki plaj ve mesire alanlarının işletilmesine
ilişkin sorusu ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı (7/32159)
47.-
Konya Milletvekili Mustafa Kalaycının, Konyanın Beyşehir
ilçesine yapılması planlanan yeni Devlet Hastanesi ile ilgili arazi
tahsis işleminin iptal edilmesine ilişkin sorusu ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı (7/32164)
48.-
Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceerin, Demokratikleşme Paketinin
açıklandığı toplantıya muhalif gazete ve
televizyonların davet edilmediği iddiasına ilişkin
Başbakandan sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent
Arınçın cevabı (7/32208)
49.-
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçerinin, Diyarbakırda yer alan binalara ve
yapılan denetimlere ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik
Bakanı Erdoğan Bayraktarın cevabı (7/32298)
50.-
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçerinin, İstanbulda yer alan binalara ve
yapılan denetimlere ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik
Bakanı Erdoğan Bayraktarın cevabı (7/32299)
51.-
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçerinin, Bursada yer alan binalara ve
yapılan denetimlere ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik
Bakanı Erdoğan Bayraktarın cevabı (7/32300)
52.-
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçerinin, Ankarada yer alan binalara ve
yapılan denetimlere ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik
Bakanı Erdoğan Bayraktarın cevabı (7/32301)
53.-
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçerinin, İzmirde yer alan binalara ve
yapılan denetimlere ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik
Bakanı Erdoğan Bayraktarın cevabı (7/32302)
54.-
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun, bağlı
kurum ve kuruluşlara ait gayrimenkullere ve bunların satış
ve kiralama işlemlerine ilişkin sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı (7/32623)
19 Kasım 2013 Salı
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Fehmi KÜPÇÜ (Bolu), Mine Lök BEYAZ
(Diyarbakır)
----- 0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 18inci
Birleşimini açıyorum.
III.- Y O K L A M A
BAŞKAN
Elektronik cihazla yoklama yapacağız.
Üç dakika süre
veriyorum.
(Elektronik cihazla
yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere
başlıyoruz.
Gündeme geçmeden
önce 3 sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
Gündem
dışı ilk söz, Vanın sorunları hakkında söz
isteyen Van Milletvekili Nazmi Güre aittir.
Sayın
milletvekilleri, lütfen, biraz sessiz olursak Sayın Gürün
konuşmasını daha iyi duyacağız.
Buyurunuz
Sayın Gür.
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- Van Milletvekili Nazmi Gürün, Vanın
sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
NAZMİ GÜR
(Van) Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Van ilinin sorunlarıyla ilgili
gündem dışı söz almış bulunuyorum. Hepinizi ve Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama
geçmeden önce, yarın, yani 20 Kasım günü Dünya Çocuk Hakları
Günü. Şimdiden Dünya Çocuk Hakları Günü bütün dünya çocuklarına
ve ülkemizin çocuklarına hayırlı ve uğurlu olsun diyorum,
Dünya Çocuk Hakları Gününü kutluyorum.
Hepimizin özlemi
demokratik, gelişmiş, müreffeh bir Türkiyeyi çocuklarımıza
miras bırakmaktır.
Değerli
arkadaşlar, bilindiği gibi, 2011 yılında ekim ve kasım
aylarında Vanda meydana gelen iki yıkıcı deprem ilimizde
büyük can ve mal kaybına sebep olmuştur. Ancak, bu depremlerin
yıkıcı etkileri günümüzde de devam etmekte, birçok kesimi ve
özellikle de SGK ve vergi mükelleflerini, esnaf, sanayici ve ticaret
erbabı birçok insanı etkilemeye devam etmektedir. Biriken bu
borçların genel bütçeye etkisi son derece düşüktür, ancak Van
esnafından ve ticaret erbabından tahsil edilmesi düşünülen bu
vergiler Van için ve esnafımız için de son derece önemlidir. Bütün bu
vergi borçları ve SGK alacakları esnafımızı
şimdiden sıkıştırmaya başlamış ve bu
nedenle kara kara düşünen esnafımız ne yapacağını
bilememe durumundadır.
Değerli
arkadaşlar, bizim önerimiz, özellikle vergi ve SGK alacaklarının
üç yıl boyunca terkin edilmesi yönünde karar alınması belki
bütçeyi etkilemeyecek ancak ilimizin kalkınmasına büyük katkı
sağlayacaktır. Hükûmetin ve özellikle Maliye
Bakanlığının terkin yönünde bir karar alması ve
uygulamaya sokması Van il ekonomisine sonsuz yararlar
sağlayacaktır.
Değerli
arkadaşlar, 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 tarihlerinde Sakaryada
meydana gelen depremlerde, o dönemin Hükûmeti, pek isabetli alınan terkin
kararını Van için de uygulayarak bir
ayrımcılığı önleyebilir. Devlet, doğal felaketler
karşısında batıda başka, doğuda başka
bir uygulama yapamaz. Bu, esasında, Anayasanın eşitlik ilkesine
de aykırı olur.
Değerli
arkadaşlar, Vanda meydana gelen deprem sonrasında Maliye
Bakanlığınca 23/10/2011 tarihinden bugüne kadar vergi ödevlerini
yerine getirmeyen mükelleflerin, önceki dönemlerden gelen borçlarını
da hesaba katacak olursak bu süre içinde ciddi bir vergi borçları
birikmiş bulunmaktadır. Mükelleflerin mücbir sebep hâlinin bitiminden
hemen sonra vergi borçlarını ödeyebilmeleri için, 31/12/2011
tarihinde yayımlanan 7 sıra no.lu Tahsilat Genel Tebliğinde
yirmi dört aya kadar vade yapılabilmektedir. Ancak katma değer
vergisi ve özel tüketim vergisiyle ilgili herhangi bir çalışma
bulunmamaktadır, bunu özellikle dikkatinize sunuyorum.
Deprem
sonrasında ticaret durma noktasına gelmiş, depremin
kış aylarında olmasının da bunda önemli bir etkisi
olmuştur. İlimize gidenlerin önemli bir bölümü ancak bir yıl
sonra geri dönmüşlerdir. Dolayısıyla, bu sürede kazanç
sağlayacak iş yapılmadığı gibi harcamalar da
artmıştır. İlimizdeki ekonomik, sosyal
gelişmişlik dikkate alındığında, bu durumun hane
halkı için ciddi bir ekonomik yıkım olduğu
aşikârdır. Bu nedenle, değerli arkadaşlar, bizim özellikle
ilde yer alan esnaf ve ticaret odalarının çok önemli önerilerini
burada, huzurunuzda Hükûmetin dikkatine sunmak istiyorum. Bu öneriler son
derece gerçekçi önerilerdir; Hükûmetin ve Maliye
Bakanlığının yapacağı, gerçekleştireceği
önerilerdir.
Özellikle
varlıklarının yüzde 10unu kaybeden mükellefler dikkate
alınmadan bütün mükellefler açısından, depremden önceki
vergilendirme dönemine ilişkin tahakkuk etmiş ve vadesi geldiği
hâlde ödenmemiş veya bu tarihten öncesine ait olup deprem tarihi
itibarıyla vadesi geçmemiş vergi alacaklarının derhâl
terkin edilmesi gerekiyor.
Değerli
arkadaşlar, Vandaki esnaflarımızın beklentisi, Maliye
Bakanlığının yapacağı bir çalışmayla bu
vergi alacaklarının özellikle Van esnafı açısından
terkin edilmesidir. Meslek odalarımızın talepleri budur,
halkımızın talebi budur, esnafımızın talebi
budur. 4731 sayılı Yasada olduğu gibi, 2011 ve 2012
yılı gelir ve kurumlar vergisi terkin edilmeli, ödenen vergiler iade
edilmelidir. Bunun için varlıklarının yüzde 10unu kaybetme
şartı aranmamalıdır.
Hepinize
sevgi ve saygılarımı sunuyorum. (BDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Gür.
Gündem
dışı ikinci söz, Afyonkarahisarın sorunları
hakkında söz isteyen Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaşa
aittir.
Buyurunuz
Sayın Toptaş. (CHP sıralarından alkışlar)
2.- Afyonkarahisar Milletvekili
Ahmet Toptaşın, Afyonkarahisarın sorunlarına ilişkin
gündem dışı konuşması
AHMET TOPTAŞ
(Afyonkarahisar) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
Afyonkarahisar ilimizin ekonomik, sosyal, kültürel konulardaki durumunu,
sorunlarını ve sahip olduğu olumlu potansiyeli gündeme getirmek
üzere söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla
selamlarım.
Afyonkarahisar
ülkemizin önemli kavşak yerlerinden birisidir. Afyonkarahisar
otogarından yılda iki milyonun üzerinde insan geçici olarak geçmekte,
transit olarak geçmekte, Afyon yollarından da milyonlarca insan Afyon
kenarından geçmektedir.
Afyon Kocatepe
Üniversitesinde 40 bine yakın öğrenci Afyon tarafından konuk
edilmektedir.
İlimizin
ekonomisinde pancar, patates, meyvecilik, kiraz, vişne, elma gibi
tarımsal üretim, mermer, et ve et ürünleri, yumurta, şeker,
şeker ürünleri, kaymağı, kaymaklı şekeri, sucuk ve
pastırmasıyla Türkiye'nin marka ürünleri arasında önemli yer
tutmaktadır.
Afyonkarahisar 2012
yılında 314 milyon dolar ihracatı ile ülke ekonomisine önemli
katkılarda bulunan bir ilimizdir. İlimiz, Sandıklı,
Bolvadin, Gazlıgöl, Ömer-Gecek kaplıcaları, şifalı
suları ile termal otel ve konaklama tesisleri ile termal turizmin de
başkentidir.
İlimiz, tüm bu
özelliklerinin yanında tarihî ve kültürel zenginlikler açısından
da çok önemli bir yerdir.
Anadolunun ve Türk
kurtuluşunu sağlayan Büyük Taarruzun 26 Ağustos 1922 tarihinde
Başkomutan Mustafa Kemal tarafından
başlatıldığı, sevk ve idare edildiği Kocatepe,
Afyonkarahisar topraklarının bir parçasıdır.
İlimizde çok
sayıda şehitlik, cami, müze, kervansaray bulunmakta olup Sultan
Divani Mevlevihanesi Anadoluda kurulan ilk mevlevihanelerden biridir.
Afyonkarahisar, il
ve ilçelerinde düzenlenen festivaller dışında, Klasik Müzik ve
Uluslararası Caz Festivaline, Dinarda düzenlenen Marsyas Festivaline,
önemli kültürel etkinliklere ev sahipliği yapmaktadır.
Afyonkarahisar, suç
ortalamalarında en son sıralarda yer alan bir ilimizdir yani suç
işleme oranı açısından Türkiye'nin en son
sırasında yer alan illerinden biridir. Ama, Afyonun tüm bu olumlu
özelliklerine rağmen son zamanlarda bizzat ilimizi yönetenler tarafından
yaratılan ve olumlu imajını zedeleyen uygulamalar Afyonkarahisar
halkını rahatsız etmektedir, üzmektedir.
Geçtiğimiz yıl valilikçe alkol kullanma ve
alkol satışını yasaklayan bir genelge yayımlandı.
Bu genelgeye göre gar, otopark, meydan, cadde, sokak, tarihî ve kültürel
mekânlar, ibadethane gibi yerlerde alkollü içeceklerin içilmesinin
yasaklandığı kaydedildi. Ulusal basında geniş
yankı bulan bu genelge ile Afyon insanı caddelerde, sokaklarda, hatta
ibadethanelerde alkol alan insanlarmış gibi takdim edildi. Bu
yetmiyormuş gibi, Afyonkarahisar Belediyesine ait bazı otobüs
seferlerinde ahlak dışı olayların arttığı
bahanesiyle sadece kadınların binebileceği otobüsler sefere
konuldu. Başbakan Kız ve erkek aynı evlerde kalıyor,
parklarda aynı kanepelerde oturuyor, bu benim içime sinmiyor. dedikten ve
talimat verdikten sonra ilk icraat Afyonkarahisarda yapılıp bir
polis ordusuyla kafeler basıldı, kafelerde oturanların adresleri
alındı, GBT sorguları yapıldı; gençlere,
öğrencilere gözdağı verilip hizaya getirilmeye
çalışıldı. Tüm bunlar, Afyonkarahisar halkının
imajını sarsmaya yönelik eylemlerdi. Hâlbuki yöneticilere düşen
görev, Afyondan transit geçen milyonlarca insanı Afyon merkezine çekerek
Afyonun sosyal, kültürel, ekonomik yaşamına katkıda bulunulmasını
sağlamak olmalıydı. Yine, üniversitemizde eğitim gören 40
bine yakın öğrencinin kent merkezine gelmesinin, Afyonu
yakından tanımasının ve Afyonun sosyal, kültürel ve
ekonomik yaşamına katkı sağlamasının önünü açmak
gerekirken bu insanları Afyon halkından soğutan uygulamalar
yapmak yöneticilerin görevi olmamalıydı.
Değerli milletvekilleri, Afyonkarahisar, kendisiyle
barışık, yardımsever, sıcakkanlı ve mert
insanların kentidir. Afyonkarahisar, cumhuriyetin kurulduğu
toprakların kentidir. Afyonkarahisar, ulusal Kurtuluş
Savaşında düşmana ilk kurşunu atan Ali Çetinkayanın
kentidir.
Güncel önemine binaen şunu da belirtmek isterim ki:
Ankara Kerküke karışırsa biz de Diyarbakıra
karışırız. diyen, kendisinin de Kendisi terör örgütüne
yataklık yapıyor. dediği Barzaniyle yoldaş olup Kürdistanın
kuruluş coşkusunu kutlayan Başbakanı Türk milleti gibi
Afyon halkı da not etmiştir. Şivan Perwer adlı bir
militanın ölen bir Kürt militanı için yaktığı
ağıtı dinlerken gözyaşlarını tutamayan Sayın
Bayan Erdoğanın binlerce şehidimiz için bir damla gözyaşı
dökmemiş olmasını da Afyon halkı not
etmiştir. Afyonda bir patlamada ölen 25 şehidimizin
kanının yerde kaldığını gören şehit aileleri
de not etmiştir.
Gün
ola harman ola, karanlık devam etmeyecek. Afyon halkı da, Türk
halkı gibi bir an önce aydınlığa kavuşmanın
yolunu gözlemektedir.
Saygılarımı
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Toptaş.
Gündem
dışı üçüncü söz Dünya Çocuk Hakları Günü nedeniyle söz
isteyen İstanbul Milletvekili Türkan Dağoğluna aittir.
Buyurunuz
Sayın Dağoğlu.
3.- İstanbul Milletvekili Türkan
Dağoğlunun, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Gününe
ilişkin gündem dışı konuşması
TÜRKAN
DAĞOĞLU (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Dünya Çocuk Hakları Günü nedeniyle şahsım
adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla
selamlarım.
Sayın
milletvekilleri, şüphesiz ki doğanın insana vermiş
olduğu hak, yaşama hakkıdır; bu da anne karnından
başlar. Bundan böyle bir çocuğun doğduğu andan itibaren
yaşamaya hakkı vardır. Biz, bunları tabii ki gördüğümüz
için bu çocuğu böyle düşünüyoruz ama şu gerçeği
unutmamamız gerekir ki: Anne karnındaki çocuğun da yaşamaya
hakkı vardır. Bunu devamlı hatırımızda ve
bilincimizde tutmamız gerekir.
Peki,
bu yaşamaya hakkı olan çocukların sağlıktan, adaletten
ve bu çocukları sosyal ve psikolojik birtakım travmalardan
koruyabilmek için biz Mecliste veya toplumda neler yapıyoruz bu çocuk
için? Ben inanıyorum ki Sağlıkta Dönüşüm Projesiyle bu
sıfır-on sekiz yaş arasındaki çocukların yaşam
kalitesini artırdık ve dolayısıyla, bu çocukların
sağlıktan en üst düzeyde faydalanmalarına olanak
sağladık.
Tabii
ki çocuk hakları bununla bitmiyor.
Çocukların işçi olmama gibi bir hakları var, çocukların
okula gitme gibi bir hakları var. Dolayısıyla, ben -Kurban
Bayramının 4üncü günü Fransada işçi
çocuklarla ilgili katıldığım bir toplantıda-
Türkiyedeki 4+4+4 eğitim sisteminin meslek okullarının
gelişmesinde çok büyük etkisi olacağına ve dolayısıyla
bu çocukların kalitesiz, niteliksiz işçi değil, okuldan bir
meslek sahibi olmalarının bu çocukların lehine çok büyük fayda
sağlayacağına inanıyorum ve Avrupa Parlamentosunda da
herkesin, hep beraber bu konuda hemfikir olduğunu gördüm ve
yaşadım.
Hapishanedeki
çocuklar var. Bu çocukların oralarda çürümesini, oralardan çıktıkdan
sonra birtakım yasa dışı kişilerin elinde
kalmalarını asla ve asla istemiyoruz. O zaman ne yapalım? O
zaman hapishanelerde -mümkün
olduğu kadar bu çocukları tabii ki oralara koymayalım ama
eğer koyuluyorsa- burada onların eğitimiyle meşgul
olalım.
Değerli
milletvekilleri, bugün çocuk refahının en önemli sorunlarından
bir tanesi annenin istihdamıdır. Bir aileye birden daha fazla maddi
imkânın girebilmesi bu çocukların refah seviyelerinin daha yüksek bir
durumda, yoksulluktan uzak yaşamalarını sağlayacaktır.
Bugün İsveçte kadın istihdamı yüzde 77 iken bizim Türkiyede
kadın istihdamı yüzde 24lerdedir. Peki, bu kadınların
çalışmasının nasıl bir sorunla
karşılaştığını biz düşündüğümüz
zaman, tabii ki karşımıza bir kreş sorunu çıkıyor
ve dolayısıyla, bütün iş yerlerinde, özel veya kamu, buralarda
kreşlerin yapılabilmesi ve dolayısıyla anne
çalışırken bu çocuğun güvenli yerlerde bakılabilmesi
bunun ilk şartlarından birini oluşturmaktadır.
Ve eğitim
Değerli milletvekilleri, bütün her şey, erken yaşta evlilikler,
15 yaşının altında veya üstündeki çocuk gelinler ve
çocukların daha refah seviyesi içinde yaşamaları, bütün hepsinin
temelinde eğitim yatmaktadır. Dolayısıyla, bizim
çocukların eğitimine çok fazla önem vermemiz gerekir. Bugün, ilkokul
çağında, kız-erkek ayrılmadan, eğitim düzeyi yüzde
98lere çıkmış, ancak bunun ortaokul seviyesine indiği
zaman yüzde 70lere düştüğünü, hatta kız çocuklarında daha
da aşağılara düştüğünü görmekteyiz.
Bunun, çocuk
haklarının ve bu haklara yönelik yapılacak
çalışmaların hiçbir zaman partisi olmaz. Burada hep beraber
çocukların bu haklarına sahip çıkmalıyız ve -geçen
sene son günde ortaya çıkan ombudsmanlık gibi- çocuklara gerekli her
türlü yardımı ve katkıyı sağlamalıyız.
Sözlerimi burada
bitirirken hepinizi saygıyla tekrar selamlıyorum, teşekkür
ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Dağoğlu.
Gündeme geçmeden
önce, sisteme giren sayın milletvekillerine bir dakika söz vereceğim.
Sayın
Işık
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Kütahya Milletvekili Alim
Işıkın, nüfusu 2 binin üzerinde olduğu hâlde bazı
belde belediyelerinin kapatılması nedeniyle yaşanan
haksızlığa karşı Hükûmeti göreve davet ettiğine
ilişkin açıklaması
ALİM IŞIK
(Kütahya) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Bilindiği
gibi, 2012 yılı sonunda çıkarılan bütün zehir yasası
kapsamındaki illerin dışında kalan diğer illerde,
nüfusu 2 binin altında kaldığı gerekçesiyle çok sayıda
belediyemiz tüzel kişiliğini kaybetti. Bunlar içerisinde 2012
yılı nüfusu 2 binin üzerinde olduğu hâlde kapatılan,
Türkiye genelindeki 64 beldeden birisi de benim ilim Kütahya ilinin Simav
ilçesi Kuşu beldesidir. Dün bu beldede halk demokratik tepkisini göstermek
amacıyla bu yanlışa dur demek istedi. Türkiyenin birçok
yerindeki beldelerimiz aynı durumdadır. Hükûmeti bu
haksızlığa karşı göreve davet ediyorum,
Çıkabilecek sosyal patlamalarda da sorumluluk tamamen Hükûmete ait
olacaktır. hatırlatmasını yaparak size teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Işık.
Sayın Tüzel
2.- İstanbul Milletvekili Abdullah Levent
Tüzelin, adil, insani ve hukuki yargılama hakkının herkes için
olduğuna ancak yaşanan gerçeklerin bunu
yansıtmadığına ilişkin açıklaması
ABDULLAH LEVENT
TÜZEL (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Özgürlükleri en çok
gözetmesi gereken kurum Meclisimizdir. Cezaevlerinde dört duvar arasında
yaşanan trajedilere bigâne kalınamaz. Adil, insani ve hukuki
yargılama hakkı herkes içindir; gerçekse uzun tutukluluk, uzun
bekleyişlerdir. Gezi iddianamelerinin hâlâ hazırlanmaması da,
haksız yere tutulmaları da bunu göstermektedir.
Diyarbakır
çıkarmasında verilen sözlerin gereği gerçek barış için
cezaevlerinin boşaltılmasıdır.
Çalışıyoruz. diyebilirsiniz ancak ölümü bekleyen hasta
tutukluların beklemeye tahammülleri de, dayanacak canları da yoktur.
İnsan Hakları Derneği verilerine göre 544 ağır hasta
acil salıverilmeyi bekliyor. Milletvekilleri, avukat, gazeteci,
seçilmiş, siyaset hakkını kullanan kimse cezaevinde
kalmamalı, barışın yolu özgürlüklerden geçiyor. Akil
insanlara, çözüm komisyonlarına, Hükûmete milyonlar bunu söylüyor, bunu
diliyor. Kardeşlikse, hak, hukuk, demokratik kültürse bir an olsun
beklenmesin.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Tüzel.
Sayın
Yeniçeri
3.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçerinin,
Hükûmetin demokratik açılım için izlediği politika ve tutumla
Türk milletinin iktidarlığına layık
olmadığına ilişkin açıklaması
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ey AKP, ben size ne
diyeyim! Diyarbakırda Kürdistan adlı bir çocuğunuz, Barzani
adlı bir de hısmınız oldu, yeni kıbleniz
hayırlı olsun. Unutmayınız ki Türk milleti bunu
sarsılmaz hafızasına kaydetmiş bulunmaktadır.
Zihniyetiniz milletin ve vatanın birliğine düşman unsurlarla kol
kola girmeyi siyaset sanıyor. Bununla da yetinmiyorsunuz; vatandaşa
alenen hakaret eden bürokratı valilik makamında tutuyor, millete
Arabamı şerefsizlerin ülkesinde bıraktım. diye hakaret
eden şahsa ödül veriyor, kendi iktidarınıza küfreden Belediye
Başkanının makamına giderek ona onur vermekte beis
görmüyorsunuz. Size de bu yakışır ama siz, Türk milletinin
iktidarlığına layık değilsiniz.
Bir zamanlar
açılımlar için ABDli Kevin Costnerden, akillerden medet
umuyordunuz, şimdilerde Şivandan, Tatlısesten yardım umuyorsunuz.
Ne diyelim, denize düşen yılana sarılır. Bütün bunlar
alenen ve kamuoyunun gözleri önünde gerçekleşiyor. Türk milleti, onuruna
yönelik bu saldırılara herhâlde gerekli
karşılığı verecektir.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Yeniçeri.
Sayın Korkmaz
4.- Isparta Milletvekili S. Nevzat Korkmazın,
Şivan Perwerin bazı dizelerinde Türk milletine hakaret ettiğine
ilişkin açıklaması
S. NEVZAT KORMAZ
(Isparta) Size bazı dizeler okuyacağım değerli
milletvekilleri, Şivan Perwere ait.
Ya babam, acaba ne yapalım?
İnsanlık istemiyorlar,
saldırın ve tutun.
Kemiklerini kırın, o pislik
iğrençleri içimizden çıkartın.
Ta ki Kürdistan,
Zavallı ve perişan.
Esir düşene
kadar,
Uykuya
daldılar,
Esaret uykusuna
daldılar,
Uyudular, uyudular,
Bazı kereler
başlarını kaldırdılar,
Fakat, düşman
kellelerini kesti.
El ele verelim,
ilerleyelim,
Vatan için
yürüyelim,
Ya ölüm,
Ya kurtuluş,
Güneş bizim
için doğdu,
Uyanın uykudan
çabuk,
Artık
savaş zamanıdır.
Şivan Perwer
ne yaptı ki? diye soruyor Başbakan. Daha ne yapsın? Milletimize
İğrenç pislikler. diye hakaret etmiştir, Kürt kökenli
kardeşlerimize düşman diye bin yıllık kardeşlerini
hedef göstermiştir, teröre ve teröriste söz ve şarkılarıyla
hampalık yapmıştır. Daha ne yapsın, Sayın
Başbakan? Uyan, yoksa bu millet seni uyandırmasını biliyor.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Korkmaz.
Sayın
Öğüt
5.- İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen
Öğütün, Marmarayda sızıntı olup
olmadığını öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
KADİR GÖKMEN
ÖĞÜT (İstanbul) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım.
Marmaray ile ilgili
CHP olarak bugüne değin yaptığımız uyarılarda ve
geçen hafta bizzat yaptığım konuşmamda tüplerin
birleştirilmesi yöntemiyle oluşturulan projede herhangi bir
sızıntı olmayacağının garantisi olup
olmadığını, su sızması durumunda o suyu tahliye
edecek pompa sistemi bulunup bulunmadığını sormuştum.
Bu sorulara cevap gelmesi bir yana, bugün de bir İnternet sitesinde böyle bir sızıntının
olduğu söylendi. İddia edilen video görüntüler var. Marmarayın
kuzey kısmı alt 10uncu segmentte su kaçağı bulunuyor.
Diğer kaçağın ise yine kuzey kısım 13üncü segmentte
olduğu söyleniyor. Bu iddia gerçek midir? Görüntüler ve iddialar
doğru ise açılışın üzerinden bir ay bile
geçmemişken bu sorumsuzluğun hesabını kim verecektir?
Aynı sızıntıların daha önce Kadıköy-Kartal
metrosunda olduğunu söylemiştik, ispat etmiştik, görüntüler
göstermiştik. Bugün yine bir gazetemizde oradaki sızıntılar
görünmekte, insanlar o sızıntıların içinde yürümektedirler.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Öğüt.
Sayın
Türkoğlu
6.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin
Türkoğlunun, tiyatro sanatçısı Nejat Uygura Allahtan rahmet
dilediğine ve Diyarbakırda Başbakan ile Barzani
buluşmasının tarihimiz açısından utanç verici bir gün
olduğuna ilişkin açıklaması
HASAN HÜSEYİN
TÜRKOĞLU (Osmaniye) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Evvela, dün
aramızdan ayrılan tiyatro sanatçısı Nejat Uygura
Cenabı Allahtan rahmet, kederli ailesine
başsağlığı diliyorum.
Geçtiğimiz
hafta sonu Türk devlet tarihi açısından en utanç verici günlerden
biri yaşanmıştır. Devletimizin topraklarını kendi
toprakları içinde sayan bir peşmerge Türkiye Cumhuriyeti
Başbakanı tarafından onur konuğu olarak Diyarbakırda
ağırlanmıştır. Bu peşmerge Rüyalarımın
gerçekleştiğini görüyorum. diyerek Başbakanın kendisine
ettiği hizmeti dile getirmiştir. Türk devletine, milletine silah
sıkanlar, bunların suç ortakları, bunları öven
şarkıcılar için gözyaşları dökülmüştür.
Bölücülerle Başbakan el ele tutuşarak aşklarını ilan
etmişlerdir. Artık yeter! AKPnin bu politikalarının bizi
uçuruma götürdüğü aşikârdır. Önce cumhuriyet
savcılarını, sonra da devlet ve millet sevgisi olan AKPlileri
buna itiraz etmeye davet ediyorum. Buna bugün itiraz etmeyip de ne zaman itiraz
edecekler?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın
Türkoğlu.
Sayın Halaman
7.- Adana Milletvekili Ali Halamanın,
Diyarbakırda Başbakan ile Barzani buluşmasında
yaşananlar nedeniyle savcıların işlem yapmasını
beklediğine ilişkin açıklaması
ALİ HALAMAN (Adana) Sayın Başkanım,
teşekkür ederim.
Sayın milletvekillerimin bahsettiği gibi, dün
Türkiyenin doğusunda, Türkiyeyi yönetenler tarafından
Türk
milletine ne kadar küfreden, ne kadar söven, hain, bebek katilleri
Haburda
nasıl yapıldıysa dün Diyarbakırda yapıldı.
Türkiye Cumhuriyetinin, Türkiye Büyük Millet Meclisinin dikkatini çekerken
Türkiyede görev yapan savcıların bunlarla ilgili işlem
yapmasını bekliyor, saygılarımı sunuyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Halaman.
Sayın Atıcı
8.- Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcının, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Gününe
ilişkin açıklaması
AYTUĞ ATICI (Mersin) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın Başkan, 20 Kasım Dünya Çocuk
Hakları Günüdür. Bu önemli günde Türkiyenin tablosu maalesef
karanlıktır, karnesi de zayıflarla doludur.
Çocuk Hakları Günü kutlanırken Türkiyede
Uluderede çocukların en kutsal hakları olan yaşama hakları
ellerinden alınmıştır. On binlerce çocuk yoksulluk
çekmektedir, on binlerce çocuk istismar edilmektedir, on binlerce çocuk etnik
ve inanç ayrımcılığına maruz
bırakılmaktadır. Yine, on binlerce çocuk kindar olarak
yetiştirilmektedir. On binlerce çocuk suça itilmektedir. Çocuklar
üzerinden siyaset yapılarak çocuklar istismar edilmektedir, hatta torunlar
bile istismar edilerek siyasete alet edilmektedir. Üstelik, bunu maalesef bu
ülkenin Başbakanı yapmaktadır. İşte, AKPnin
çocuklarımıza armağanı bunlardır. 20 Kasım Dünya
Çocuk Hakları Gününün onurla, gururla kutlanacağı günler
diliyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın
Atıcı.
Sayın Dedeoğlu
9.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlunun, dershanelerin kapatılması konusunu Hükûmetin
tekrar gözden geçirmesini istirham ettiğine ilişkin
açıklaması
MESUT DEDEOĞLU (Kahramanmaraş) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkanım.
Kahramanmaraş, 81 ilimizin içerisinde her konuda son
sırada yer almaktadır maalesef. Eğitim konusunda da öyle.
Üniversiteyi kazanan öğrenci sayımız diğer illerimize göre
çok gerilerde. Şimdi bu dershanelerin kapanmasıyla da
Kahramanmaraşta üniversite imtihanını kazanan öğrencimiz
neredeyse kalmayacak gibi gözüküyor. 16 dershanemizin içerisinde 30 bin
öğrencimiz buradan eğitim almaktadır. Bu dershanelerin
kapanması konusunu Hükûmetin tekrar gözden geçirmesini özellikle istirham
ediyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Dedeoğlu.
Sayın Baluken
10.- Bingöl Milletvekili İdris Balukenin 20
Kasım Dünya Çocuk Hakları Gününe ilişkin açıklaması
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, 20 Kasım 1940 tarihinden beri Birleşmiş Milletlerde
193 ülke tarafından onaylanmış olan Birleşmiş
Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmeden dolayı her 20
Kasım, Dünya Çocuk Hakları Günü olarak kabul edilmektedir. Dünyada
çocuklarla ilgili özellikle emek sömürüsü alanında var olan görüntü vahim
durumdayken Türkiyede çocuklar emek sömürüsü ve sistematik baskı
başta olmak üzere birçok alanda sömürü altında tutulmaktadır.
Türkiyede her 3
çocuktan 1i sağlıklı beslenemiyor. 6 ila 18 yaş grubunda
çalışan çocuk sayısı 6 milyon
sınırındadır. Çalışan çocukların yüzde
50,2si okula devam edememektedir. Çalışan çocuk sayısı
2006-2012 yılları arasında yüzde 64 oranındadır.
2005e oranla 2012de ceza infaz kurumlarında bulunan tutuklu ve hükümlü
çocuk sayısı yüzde 42lik bir artışla 2.206ya
yükselmiştir.
Avrupa Konseyi
İşkenceyi ve Kötü Muameleyi Önleme Komitesinin Türkiye raporunda
Türkiyedeki birçok cezaevinde çocuk tutuklu ve hükümlülere yönelik sistematik
işkencenin olduğu rapor edilmiştir. Türkiyede çocuk gelin
sayısı 181 bini geçmiştir. Türkiye, özellikle
Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmede
bulunan, çocukların eğitimleri, kendi dillerini kullanma ve kendi kültürlerini
geliştirme hakkına yönelik çekinceleri bir an önce
kaldırmalıdır. Çocukların korunması ve çocuk
savcılığının işlevsel hâle getirilmesi
gerekmektedir. Ayrıca, Anayasada bulunan çocuk haklarıyla ilgili
düzenlemelerin de bir an önce hayata geçirilmesi gerekmektedir.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Baluken.
Sayın Köprülü
11.- Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülünün, 14
Kasım Tekirdağın Malkara ilçesinin kurtuluş yıl
dönümü nedeniyle yapılan törenlerde kendisinin ve CHPli Tekirdağ
milletvekillerinin kutlama mesajlarının Belediye Başkanı
tarafından okunmamasına ilişkin açıklaması
EMRE KÖPRÜLÜ
(Tekirdağ) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, 14 Kasım, Tekirdağ ilinin Malkara ilçesinin
kurtuluş yıldönümüydü. Bu kurtuluş yıldönümü törenlerine
biz de Meclisteki çalışmalarımız dolayısıyla
katılamadık. Ancak, törenlerle ilgili, halka okunması
amacıyla Belediyeye gönderdiğimiz
kutlama mesajları Malkaranın demokrasiden, halk iradesinden maalesef
ki hiçbir koşulda anlamayan AKPli Belediye Başkanı
tarafından sansürlenerek okunmamıştır. Sadece Tekirdağ
ilinin 2 AKPli milletvekilinin kutlama mesajları okunmuş, benim ve
Cumhuriyet Halk Partili diğer milletvekillerinin mesajları
okunmamıştır. Bununla ilgili, Belediye Başkanı,
açıklamasında mesajların ulaşmadığını
söylemişse de, Kaymakamlık aracılığıyla,
mesajların ulaştığı
kanıtlanmıştır. Ben buradan Belediye Başkanını
uyarmak istiyorum. Partili, partisiz, kim olursa olsun, Tekirdağ
milletvekilleri Tekirdağın bütün halkını temsil ederler
ama bu halkın iradesini anlamayan Belediye Başkanı maalesef ki
temsil kabiliyetini kaybetmiştir ve 30 Martta da sonucunu ödeyecektir.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Köprülü.
Sayın
Yılmaz
12.- Uşak Milletvekili Dilek Akagün
Yılmazın, kıdem tazminatının
kaldırılmasına işçi sınıfının izin
vermeyeceğine ve AKP iktidarının PKK ve Barzani
ortaklığıyla ülkeyi bölmeye çalıştığına
ilişkin açıklaması
DİLEK AKAGÜN
YILMAZ (Uşak) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bu ülkede IMF,
Dünya Bankası, OECD, işveren sendikaları ve AKP Hükûmeti iş
birliği ile kıdem tazminatı yok edilmek istenmektedir.
Kıdem tazminatının kaldırılmasına,
yıllardır kazanılmış hakkı olan bu hakkın
kaldırılmasına Türkiye işçi sınıfı izin
vermeyecektir.
Bunun yanında,
dini istismar ederek tüm uygulamalarında şeriat kurallarına
dayalı bir devlet kurmayı amaçladığını
açıkça gösteren, Anayasanın laiklik ilkesini hiçe sayan AKP iktidarına
bu ülkenin çağdaş ve aydınlık yüzlü kadın ve erkekleri
izin vermeyecektir. Bu ülkeyi Amerika Birleşik Devletlerinin yani
Amerikan emperyalizminin eş güdümünde, AKP, PKK ve Barzani
ortaklığıyla bölmeye çalışan, birleşik Kürdistan
rüyalarını gerçekleştirmeye ve Türkiyenin güneydoğusunu
kuzey Kürdistan olarak bölmeye çalışan, bir ulus devlet olan
Türkiye Cumhuriyetini yıkmak isteyen bu iktidar ve ortakları
açıkça suç işlemektedirler. Bu ülkenin yurtsever insanları bu
oyunu bozacak ve emperyalizmin böl ve yönet politikalarına alet
olmayacaktır.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
DİLEK AKAGÜN
YILMAZ (Uşak) Bu suç ortakları günü geldiğinde halka hesap
vereceklerdir.
Aynı zamanda,
AKPnin yurtsever milletvekilleri ne zaman uyanacaksınız? diye size
de soruyorum.
RECEP ÖZEL
(Isparta) Biz hep uyanığız, asıl uyuyan sizsiniz.
DİLEK AKAGÜN YILMAZ
(Uşak) Hiç belli değil uyanık olduğunuz.
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Yılmaz.
Sayın
Kayatürk, buyurunuz.
13.- Van Milletvekili Burhan
Kayatürkün, Van depreminden sonra Hükûmetin yaptığı hizmetlere
ve Diyarbakırda Başbakan ile Barzani buluşmasında bütün
kitlelerin bu mutluluğa ortak olduklarına ilişkin
açıklaması
BURHAN KAYATÜRK
(Van) Sayın Başkan, ben öncelikle, Van Milletvekili Sayın
Nazmi Gürün Vandaki problemleri dile getirmesi hasebiyle kendisine
teşekkür ediyorum.
Bu depremden sonra,
değerli arkadaşlar, iki yıl içerisinde AK PARTİ Hükûmeti
bütün dünyanın takdir ettiği, hız rekorlarını altüst
eden bir hizmet sunmuştur. 75 bin çadırdan sonra 35 bin konteyner ve
şehir merkezlerinde 18 bin konut, peşinden, köylerde de 10 bine
yakın konut bitmiştir, bitmek üzeredir.
Bu arada şunu
da söyleyeyim: Benim anladığım kadarıyla muhalefetin
tamamının yöneticilerinde Diyarbakır buluşmasıyla
alakalı bir hazımsızlık söz konusu. Ancak, bizim de burada
doğru yaptığımız anlaşılıyor, sadece
muhalefetin bunu eleştirmesinden kaynaklanmıyor, aynı zamanda
Diyarbakırda Kürtlerin, Türklerin, Arapların, bütün kitlelerin
gözyaşları içerisinde, gözyaşı mutluluğu içerisinde
bizi dinlediklerini, oradaki o mutluluğa ortak olduklarını ben
gördüm. Bunu da sizinle paylaşmak istiyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Kayatürk.
Sayın
Halaçoğlu
14.- Kayseri Milletvekili Yusuf
Halaçoğlunun, tiyatro sanatçısı Nejat Uygur ile fikir
adamı Aytunç Altındala Allahtan rahmet dilediğine ve
Başbakanın tarihi iyi öğrenmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım.
Türk mizah
ustası, tiyatronun duayeni, herkesin sevgisini kazanmış olan
değerli sanatçımız Nejat Uygura ve fikir adamımız,
millî duruşuyla fikir hayatımıza birçok eser
kazandırmış büyük kaybımız Aytunç Altındala
Allahtan rahmet diliyorum, yakınlarına sabırlar diliyorum.
Siyasi sebeplerle Türkiyenin bir bölümünü kuzey
Kürdistan olarak telaffuz eden, Şark meselesinin mimarı, Batı
devletlerinin sözcülüğünü üstlenmiş ve aynı dili kullanan
Sayın Başbakana tarihi iyi öğrenmesini öneriyorum, isterse
kendisine yeterli kaynağı vereceğimi belirtiyorum, ülkemizi
yarın bazı yükümlülüklere sokmaması için böyle konulara
girmemesini diliyorum. Biliyorsunuz ki 1921de Koçgiri İsyanı meydana
gelmişti. Batının ortaya attığı Şark
meselesi içerisinde sadece Kürdistan vardır, onun dışında
herhangi bir şekilde yoktur.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ediyoruz Sayın Halaçoğlu.
Sayın
Ağbaba
15.- Malatya Milletvekili Veli Ağbabanın,
Malatyanın en önemli su kaynaklarının üzerine HESlerin
kurulduğuna ve doğal hayatın yok edildiğine ilişkin
açıklaması
VELİ
AĞBABA (Malatya) Sayın Başkan, teşekkür ederim.
Tohma Çayı, Kozluk
Çayı, Sancar Deresi, Fındık Çayı, Şiro Çayı, Hışhış
Deresi, Sürgü Çayı gibi Malatyanın en önemli su
kaynaklarının üzerine, Malatyalıların tüm tepkilerine
rağmen HESler kurulmakta, akarsular özel şirketlere kiraya verilerek
doğal hayat yok edilmektedir. AKP Hükûmeti tarafından toprağın
taşı, taşın, derenin suyu para kaynağı olarak
görülmekte, ancak gelecek nesillere bırakılacak yaşam
kaynakları düşünülmemektedir.
Malatyada son
olarak Sultansuyu üzerinde Bakanlık tarafından onaylanan Suçatı
Hidroelektrik Santraliyle ilgili
işlemler hızlandırılarak santrallerle ilgili imar
planı askıya çıkarılmıştır. Sultansuyu,
Malatyanın hem alabalık yetiştiriciliği anlamında hem
de sulama anlamında en önemli derelerinden birisidir. Bölgeye
yapılacak HES, başta balık üretimi olmak üzere doğal
çevreyi yok edecek, sulama suyunu yok edecektir.
Malatyanın
gelişmesinin önünde AKP zaten engel, elimizde ne varsa bölge
müdürlüklerinin tamamını kapattı, satılmayan bir suyumuz
kalmıştı, o suyu da satıyor.
Bu kararın
gözden geçirilmesini
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Ağbaba.
Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
Sayın
milletvekilleri, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı
Sayın Mehmet Mehdi Eker, gündemin Sözlü Sorular kısmının
1, 278, 279, 289, 290, 296, 304, 306, 321, 325, 337, 343, 347, 353, 361, 362,
363, 376, 377, 381, 385, 387, 394, 395, 400, 408, 409, 435, 439, 460, 489, 510,
511, 523, 543, 544, 560, 563, 564, 569, 578, 582, 583, 629, 655, 656, 665, 666,
669, 679, 690, 696, 723, 724, 740, 742, 746, 753, 765, 838, 854, 869, 870, 881,
883, 885 ve 887nci sıralarda yer alan önergeleri birlikte cevaplandırmak
istemişlerdir.
Sayın
Bakanın bu istemini sırası geldiğinde yerine
getireceğim.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığının bir tezkeresi
vardır, okutup bilgilerinize sunacağım.
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanı Cemil Çiçek başkanlığında Belarus
Cumhuriyet Konseyi Başkanı Anatoly Rubinov ve Belarus Temsilciler
Meclisi Başkanı Vladimir Andreychenkonun vaki davetlerine icabetle
20-21 Kasım 2013 tarihlerinde Belarusa resmî bir ziyarette bulunması
Genel Kurulun 3/10/2013 tarih ve 3üncü Birleşiminde kabul edilmiş
olan heyeti oluşturmak üzere siyasi parti gruplarınca bildirilen
üyelerin isimlerine ilişkin tezkeresi (3/1335)
18/11/2013
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanı Cemil Çiçek'in, beraberinde bir heyetle,
Belarus Cumhuriyet Konseyi Başkanı Anatoly Rubinov ve Belarus
Temsilciler Meclisi Başkanı Vladimir Andreychenko'nun vaki
davetlerine icabetle 20-21 Kasım 2013 tarihlerinde Belarus'a resmî
ziyarette bulunması TBMM Genel Kurulunun 3/10/2013 tarih ve 3.
Birleşiminde kabul edilmiştir.
Anılan
Kanun'un 2. Maddesi uyarınca, heyetimizi oluşturmak üzere siyasi
parti gruplarınca bildirilen isimler Genel Kurulun bilgisine sunulur.
Cemil
Çiçek
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
Adı soyadı: Seçim
çevresi
1) Hasan Fehmi Kinay (Kütahya)
2) Mehmet Şandır
(Mersin)
3) Murat Göktürk (Nevşehir)
4) Ahmet İhsan
Kalkavan (Samsun)
5) Dilek Yüksel (Tokat)
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Sağlık,
Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonunun, 480 sıra
sayılı Kanun Tasarısının İç Tüzükün 88inci
maddesine göre Komisyona geri verilmesine dair bir tezkeresi vardır,
okutuyorum:
2.- Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal
İşler Komisyonu Başkanlığının, 480 sıra
sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı
Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararname ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının tümünün İç
Tüzükün 88inci maddesine göre Komisyona iade edilmesine ilişkin
tezkeresi (3/1336)
19/11/2013
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Genel Kurul
gündeminde bulunan 480 sıra sayılı Sağlık
Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı'nın tümünün, Türkiye Büyük Millet Meclisi İç
Tüzüğü'nün 88'inci maddesi uyarınca, Komisyona geri verilmesini
saygılarımla arz ederim.
Necdet
Ünüvar
Adana
Komisyon
Başkanı
BAŞKAN 480
sıra sayılı Kanun Tasarısı, Sağlık, Aile,
Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonuna geri verilmiştir.
Meclis
araştırması açılmasına ilişkin üç önerge
vardır, okutuyorum:
B) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- BDP Grubu adına, grup başkan vekilleri
Iğdır Milletvekili Pervin Buldan ve Şırnak Milletvekili
Hasip Kaplanın, okullarda kantinlerin neden olduğu sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/781)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
2012 Yılı
Uluslararası Kooperatifler Yılı olması nedeniyle, okullarda
kantinlerin neden olduğu sorunların araştırılması
ve kantinlerin yerine kooperatifçiliğin tanıtılması, özendirilmesi,
tekrardan okullarda yaygınlaştırılması için neler
yapılması gerektiğinin belirlenmesi amacıyla
Anayasa'nın 98'inci, İç Tüzükün 104'üncü ve 105'inci maddeleri
gereğince Meclis araştırması açılması için
gereğini arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan Hasip Kaplan
Grup Başkan
Vekili Grup
Başkan Vekili
Gerekçe:
Kooperatifler,
ekonomik güçlükler içinde bulunan kitlelerin, yerel, kümesel toplulukların
ortak sorunlarını çözmek için; cinsel, sosyal, ırksal, siyasal
ve dinsel ayrımcılık olmaksızın hizmetlerinden
yararlanabilecek ve üyeliğin sorumluluklarını kabule razı
olan herkese açık, gönüllü olarak çalışma yapan,
karşılıklı dayanışma ve yardımlaşma
ilkelerine dayanan örgütlerdir. Kooperatifler eğitici-öğretici ve
bilgilendirici yönüyle, halkın toplumsal ve ekonomik
sorunlarının farkına varmasını, bunların çözümü
hususunda örgütlenme biçimi olarak kooperatiflerden yararlanmaya yöneltilmesi
sağlanmaktadır. Bu temelde okullarda kooperatifler, öğrencilerin
eğitim, öğretim ve ekonomik ihtiyaçlarını
karşılıklı yardım ve dayanışma ile
sağlamak, öğrencilere ortak bir amaç etrafında, birlikte
çalışmayı, iş birliği ve iş bölümü ilkelerini
öğreterek, onları toplumsal yaşantıya hazırlamak,
kendilerine verilen görevleri ortakların yararına kullanmalarını
ve böylece sorumluluk alma bilincini geliştirmelerini,
kooperatifçiliğin sosyal ve ekonomik bir çalışma olduğu
bilincinin oluşturulmasını ve böylece toplumsal
kalkınmadaki önemini kavratmak amacıyla kurulmuşlardır.
Fakat eğitim
sisteminde hayata geçirilen neoliberal politikalarla öğrencilerin,
öğretmenlerin ve velilerin denetimine açık olan, kâr amacı
gütmeyen okul kooperatifleri yerlerini hızla, tek amacı kâr elde
etmek olan okul kantinlerine bırakmışlardır. Kantinlerin,
özellikle kâr oranının yüksek olduğu bölgelerdeki okullarda
mafyalaştığı, öğrencileri bir tüketim aracı
olarak gören ticarethanelere dönüştüğü bilinmektedir. Ayrıca,
kantinlerin bir tür "serbest ticaret bölgesi" hâline geldiği,
okul müdürlerinin kantinlerde okul kurallarını
uygulayamadığı, bu nedenle okul yönetimi ile kantin
işletmecileri arasında sorunlar yaşandığı,
kantinlerde öğrencilerin sağlıkları değil, yüz
binlerce liralık sözleşmeye imza atan işletmecilerin ticari
kaygılarının öncelik taşıdığı
bilinmektedir.
Çocuklarımızın
sağlığını ve güvenliğini doğrudan
ilgilendiren okul kantinlerinin denetiminin yapılmaması, okul
kantinlerinin işletmecisi ve kantinde personel olarak
çalışanların beslenme, hijyen ve gıda
sağlığı konularında eğitimli olmamaları,
işe başlamadan önce sabıka kayıtlarının
detaylı bir şekilde araştırılmamış
olması kantin uygulamasının belli başlı
sorunlarındandır. Örneğin, İstanbul'da okul kantinlerde 233
sabıkalının çalıştığı, Gaziantep'te
yapılan incelemede, okul kantini çalışanından 17'sinin
"Dolandırıcılık, adam öldürme, uyuşturucu madde
imal ve ticareti" suçlarından kaydının bulunduğu
tespit edilmiştir.
Kantinlerin neden
olduğu önemli sorunlardan biri de obezitedir. Ticari kaygılar
nedeniyle okul kantinleri, bol miktarda şekerli içeceğin
sergilendiği, kötü yağlarla hazırlanmış
gıdaların satıldığı yerler hâlindedir. Birçok
araştırma ilköğretim çağındaki öğrencilerin yüzde
60-85'inin kahvaltı yapmadığını, sandviç, gofret,
çikolata, hamburger tipi yiyecekler tükettiğini, öğrencilerin yüzde
50'den fazlasının şeker içeriği yüksek içecekleri
içtiğini göstermektedir. Bazı illerde Kantinciler Esnaf Odasının
başvurusu ile okullardaki öğle yemeklerini
kaldırdığı ve çocukların kola-hamburger ikilisine
mahkûm edildiği bilinmektedir. Bazı okullarda, okul yöneticileri
kantinler daha çok para kazansın diye her yöntemi dayatmaktadır.
Örneğin İstanbul'da İsmail Erez Endüstri Meslek Lisesi,
öğrencilerin öğle arasında okula giriş
çıkışlarını yasaklamıştır. Bu uygulama
üzerine, yiyecek fiyatlarını fahiş buldukları kantini
boykot etme kararı almış, evden getirdikleri yiyeceklerle
paylaşma masaları kurmuş, ancak okul idaresi bu eyleme sert
tepki göstermiş, okul müdürü, sivil polislerle sınıfa girip
kurulan sofraları kaldırtmıştır. Daha sonra,
"Lisemizde 9 saat boyunca yemek ihtiyacımızı
karşılayamıyoruz. Kantin fiyatları pahalı olduğu
için çoğu zaman karnımızı doyuramıyoruz" yazan
bildirileri dağıtan 17 öğrenci hakkında da disiplin
soruşturması başlatılmış ve boykota katılan
öğrenci Abdülmelik Yalçın okuldan atılmıştır.
2012 yılı
Uluslararası Kooperatifler Yılı olması nedeniyle okullarda
kantinlerin neden olduğu sorunların araştırılması
ve kantinlerin yerine tekrardan öğrenci sağlığını
merkeze alan, öğrenciler arası yardımlaşma ve
dayanışmayı geliştiren, sorumluluk bilincini güçlendiren,
kâr amacı gütmeyen kooperatifçiliğin tanıtılması,
özendirilmesi ve tekrardan okullarda
yaygınlaştırılması için neler yapılması
gerektiğinin belirlenmesi amacıyla bir Meclis
araştırması komisyonunun kurulması elzemdir.
2.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve 21
milletvekilinin, ülkemizdeki enerji kayıp ve kaçaklarının
nedenleri ve sonuçlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/782)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Ülkemizdeki enerji
kayıp ve kaçaklarının nedenleri ve sonuçlarının tespit
edilerek enerji verimliliğinin artırılması için yasal
düzenlemeler de dâhil olmak üzere alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi için Anayasanın 98 ve İçtüzükün 104üncü ve 105inci
maddeleri gereğince Meclis araştırması
açılmasını arz ve teklif ederiz.
1) Erkan Akçay (Manisa)
2) Atila Kaya (İstanbul)
3) Mehmet Şandır (Mersin)
4) Faruk Bal (Konya)
5) D. Ali Torlak (İstanbul)
6) Koray Aydın (Trabzon)
7) Enver Erdem (Elâzığ)
8) Ahmet Duran Bulut (Balıkesir)
9) Mustafa Erdem (Ankara)
10) Seyfettin Yılmaz (Adana)
11) Necati Özensoy (Bursa)
12) Cemalettin
Şimşek (Samsun)
13) Kemalettin Yılmaz (Afyonkarahisar)
14) Bülent Belen (Tekirdağ)
15) Mustafa Kalaycı (Konya)
16) Meral Akşener (İstanbul)
17) Emin Haluk Ayhan (Denizli)
18) Oktay Öztürk (Erzurum)
19) Sümer Oral (Manisa)
20) Mehmet Erdoğan (Muğla)
21) Ruhsar Demirel (Eskişehir)
22) Mehmet Günal (Antalya)
Gerekçe:
Enerjinin tüm tüketicilere
yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve sürdürülebilir bir
şekilde sunulması temel bir enerji politikası
olmalıdır.
Türkiye,
kullandığı petrolün yüzde 9,1'ini, doğal gazın yüzde
1,8'ini üretebilmektedir. 2011 yılında elektrik üretiminin yüzde
44,7'si doğal gazdan, yüzde 10'u ithal kömürden üretilmiştir. 2011
yılındaki 240,8 milyar dolarlık ithalatımızın
yüzde 22,42'si yani 54 milyar doları enerji ithalatıdır.
Ülkemizde enerji talebinin
yerli üretimle karşılanma oranı gittikçe azalmaktadır. 2009
yılında bu oran yüzde 29,5 iken 2010 yılında yüzde 28,5'e
2011 yılında ise yüzde 27,6'ya düşmüştür.
Enerjide dışa
bağımlılık, arz güvenliğini ve ülkenin ekonomik ve
sanayi geleceğini riske sokmaktadır. Bu nedenle dışa
bağımlılığımız
azaltılmalıdır. Ancak Türkiye'de bu güne kadar enerji
açığını kapatmak için tek çare olarak yeni enerji
yatırımları öngörülmüş, yeni yatırım denince de
ithal kaynaklara ve fosil yakıtlara başvurulmuştur. Bu durumda
hem dışa bağımlılık, hem de sera
gazlarının salımı artmıştır. Oysa enerjide
dışa bağımlılığı azaltmanın en
önemli yollarından biri de enerji verimliliğidir. Üretim,
iletim-dağıtım ve kullanımdaki kayıpların
azaltılması ile ilave bir enerji kaynağına ihtiyaç
duyulmadan kısa dönemde oluşacak ek talebin büyük bir bölümünü
karşılamak mümkündür.
Enerji verimliliği
konusunda yapılan çalışmalar sonucunda bina sektöründe yüzde 30,
sanayi sektöründe yüzde 20 ve ulaşım sektöründe yüzde 15 olmak üzere enerji
verimliliğinden 58 milyar kw/s, santrallerin rehabilitasyonuyla 19 milyar
kw/s elektrik katkısı sağlanabilir.
Yaşlanma sonucu
termik santrallerin verimi düşmektedir. Ülkemizde son yıllarda
inşa edilen hidrolik santraller hariç diğer santrallerin verimleri
yüzde 80'e kadar düşmüştür. Hidrolik santrallerin rehabilitasyonu
sonucu yılda 615 milyon kwh kazanım elde edilebilecektir.
İletim ve
dağıtım gerilimi seviyesinde şebeke kaybı 2009
yılında yüzde 2,1 iken 2010 yılında yüzde 3'e
yükselmiştir. Dağıtım sisteminde kayıp oluşan
kayıp-kaçak oranı 2009 yılında yüzde 15,6'ya kadar
düşürülmüşse de bu konuda başarı
sağlanamamıştır. 2009 yılında iletim ve
dağıtım kayıplarının toplamının
tüketime sunulan elektrik enerjisine oranı yüzde 14,5 seviyesindedir. Bu
oran Almanya ve Japonya'da yüzde 5, ABD'de yüzde 7'dir.
Sanayide ve
KOBİ'lerde önemli ölçüde enerji verimliliği potansiyeli vardır.
Türkiye'de 2010 yılında tüketilen birincil enerjinin yüzde
26,6sı meskenlerde tüketilmektedir. Türkiye nüfusunun yüzde 43,3'ünün
oturduğu konutta yalıtım eksikliğinden dolayı
ısınma sorunu yaşanması, binalarda ısı
yalıtımıyla elde edilebilecek tasarruf potansiyeli hakkında
fikir vermektedir. Ayrıca, bu tüketim miktarı elektrikli ev
aletlerinin enerji verimliliği çalışmaları içindeki önemini
göstermektedir. AB ülkelerinde, elektrikli ev aletleri, elektrikli ev aletleri
enerji tüketimlerini gösteren etiketleri bulundurmak zorundadır.
Enerji
Verimliliği Kanunu'nda bina ve sanayi sektörlerinde enerji
verimliliği uygulamalarının
yaygınlaştırılması amaçlanmışsa da bu alanda
kayda değer bir başarı sağlanamamıştır.
Enerji talebinin somut şekilde azaltılabilmesi için, ülkemizin
ekonomik şartları, kültürel seviye ve
alışkanlıklarımız göz önüne alınarak enerji
verimliliği konusunda daha etkin stratejiler geliştirilmelidir.
Enerji
Verimliliği Yasasının kurgusunda önemli bir rolü bulunan, 1935
yılında kurulmuş olan gerek kadrosu ve gerek birikimleri ile
kilit kuruluş hâline gelmiş olan Elektrik İşleri Etüt
İdaresi, 2 Kasım 2011 tarihinde 662 sayılı Kanun Hükmünde
Kararname ile kapatılarak kadroları çeşitli kamu
kurumlarına dağıtılmış ve kurumsal
hafızası yok edilmiştir. Yerine kurulan Yenilenebilir Enerji
Genel Müdürlüğünün görev tanımı, enerji verimliliğinde daha
etkin çalışmalar yapılmasının önünü kesmektedir.
Elektrik İşleri Etüt İdaresinin kapatılması, enerji
verimliliğinin AKP Hükûmeti tarafından gerektiği kadar
önemsenmediğinin ve enerji planlamasında dikkate alınan bir
politika olarak benimsenmediğinin bir göstergesidir.
3.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve 21
milletvekilinin, engelli vatandaşların istihdam
sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/783)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Engelli
vatandaşlarımızın istihdam sorunlarının tespiti
ve yasal düzenlemeler de dâhil olmak üzere bu sorunların çözümü
amacıyla Anayasanın 98 ve İç Tüzükün 104'üncü ve 105'inci maddeleri
gereğince Meclis araştırması açılmasını arz
ve teklif ederiz. 17/04/2012
1) Erkan Akçay (Manisa)
2) Atila Kaya (İstanbul)
3) Mehmet Şandır (Mersin)
4) D. Ali Torlak (İstanbul)
5) Koray Aydın (Trabzon)
6) Enver Erdem (Elâzığ)
7) Ahmet Duran Bulut (Balıkesir)
8) Mustafa Erdem (Ankara)
9) Seyfettin Yılmaz (Adana)
10) Necati Özensoy (Bursa)
11) Cemalettin Şimşek (Samsun)
12 Mustafa Kalaycı (Konya)
13) Bülent Belen (Tekirdağ)
14) Mehmet Günal (Antalya)
15) Ruhsar Demirel (Eskişehir)
16) Kemalettin Yılmaz (Afyonkarahisar)
17) Meral Akşener (İstanbul)
18) Emin Haluk Ayhan (Denizli)
19) Oktay Öztürk (Erzurum)
20) Sümer Oral (Manisa)
21) Faruk Bal (Konya)
22) Mehmet Erdoğan (Muğla)
Gerekçe:
Devlet
İstatistik Enstitüsü tarafından 2002 yılında yapılan
"Türkiye Özürlüler Araştırması 2002" ile ülkemizdeki
engellilerin sayısal durumu tespit edilmiştir.
Araştırmanın sonuçlarına göre ülkemizde 8.431.937 kişi
engelli olarak yaşamını sürdürmektedir. Bunun genel nüfusa
oranı yüzde12,29'dur. Engellilerin yüzde 36.34'ü okuma yazma bilmemekte,
yüzde 77.81'i iş gücüne dâhil değildir.
Engellilerle ilgili
tüm hizmetlerin, ilgili bütün kurum ve kuruluşların ortak plan ve
programlarla, iş birliği ve koordinasyon sağlanarak
yapılması ve milli politikaların
yaygınlaştırılması bugüne kadar mümkün
olamamıştır. Ülkemizde, birçok kurum ve kuruluşların
görev alanına giren engellilik konusu ile rehabilitasyon hizmetlerine bir
bütün olarak bakılmaması; bu konuda çeşitli ve
dağınık mevzuat oluşmasına, hizmetlerde
karmaşıklığa ve kopukluğa, takipsizliğe bu da
görev ve yetki karmaşasına neden olmaktadır.
Ülkemizde
bakıma muhtaç engellilere yönelik sosyal bakım hizmetleri son derece
yetersizdir. Bakıma muhtaç engellinin başvurusunda, çok sayıda
ayrı kurumdan belge istenilmektedir. Ülkemizde engellilere bir meslek
kazandırmak suretiyle onları üretime katmayı amaçlayan yeterli
mesleki rehabilitasyon merkezleri bulunmamaktadır. Çeşitli özür
gruplarına mensup engellilerin aynı mesleki rehabilitasyon
programına alınmaları nedeniyle hizmet amacına
ulaşamamaktadır.
Devlet tüm
vatandaşlarının hayatlarını idame ettirecek miktarda
gelir sağlayabilecekleri iş alanları yaratmakla yükümlüdür. Bu
yükümlülük engelliler için de geçerlidir. Ülkemizde engellilere yönelik istihdam
politikaları büyük ölçüde kota tekniğine dayanmaktadır. 4857
sayılı İş Kanununun 30uncu maddesi; 50 veya daha fazla
işçi çalışan özel sektör iş yerlerinde yüzde 3, kamu
iş yerlerinde ise yüzde 4 özürlü
çalıştırılmasını öngörmektedir. 657
Sayılı DMK'nın 53üncü maddesine göre ise bu oran yüzde 3'tür.
Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 25 Kasım 2011 tarihli
verilerine göre kamuda açık engelli işçi kontenjanı 995,
açık engelli memur kontenjanı 23.360 kişidir. Özel sektörde
açık engelli işçi kontenjanı 22.600 kişidir. Bu veriler
kota sisteminin; engellilerin işgücü piyasasına
katılımı, istihdamı, çalışma
barışı ve iş ilişkilerinde beklenilen
katkıyı sağlayamadığını göstermektedir.
5378
Sayılı Kanun'un 14'üncü maddesi hükümlerine dayanılarak
hazırlanan Korumalı İşyerleri Hakkında Yönetmelik; 30
Mayıs 2006 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu Yönetmelikte,
devletçe yapılacak teknik yardımın ve mali desteğin
kimlere, nasıl ve hangi miktarda verileceği gibi konularda herhangi
bir açıklık bulunmamakta, büyük yatırımlar gerektiren bu
tür iş yerlerinin kurulmasını teşvik için herhangi bir
hüküm içermemektedir.
5378
sayılı Kanunun geçici 2'nci maddesine göre; kamu kurum ve
kuruluşlarına ait alan ve yapılar ile gerçek ve tüzel
kişiler tarafından yapılan umuma açık hizmet veren her
türlü yapıların bu kanunun yürürlüğe girdiği tarih olan
1/7/2005 tarihinden itibaren yedi yıl içinde engellilerin
erişebilirliğine uygun duruma getirilmesi gerekmektedir. Kanunun
geçici 3'üncü maddesinde; "Belediyelerin toplu taşıma hizmetlerinin
özürlülerin erişilebilirliğine uygun olması için bu kanunun
yürürlüğe giriş tarihi olan 1/7/2005 tarihinden itibaren yedi
yıl içinde özürlüler için erişilebilir duruma getirilir." hükmü
yer almaktadır. Bu kanun yürürlüğe girdiğinden bu yana, kanunda
belirtilen hususların ne kadarının hayata geçirildiği
konusunda hiçbir çalışma bulunmamaktadır. Kanunda belirtilen
hususların kimler tarafından yapılacağının
belirtilmiş olmasına rağmen; bu hizmetlerin nasıl
yapılacağı, hangi kaynaklar tarafından finanse
edileceği ve denetim ve kontrollerinin hangi kurum tarafından
yapılacağı belirtilmemiştir.
Modern devletin
görevi, yalnızca engelli bireylerin haklarını geliştirmek
ve denetlemek değildir. Devlet, aynı zamanda engellilerin yetenekleri
ve potansiyelleri doğrultusunda gelişmelerini, eşit
fırsatlara sahip olmalarını güvence altına almak,
onların ekonomik ve sosyal refahını sağlamak
zorundadır. Oysa Türkiye'deki yaklaşık 8,5 milyon engelli
vatandaşımız eğitimden sağlığa, istihdamdan
ulaşıma kadar her alanda onlarca sorun yaşamaktadır.
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler,
gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması
açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler,
sırası geldiğinde yapılacaktır.
Milliyetçi Hareket
Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir
önerisi vardır; okutup işleme alacağım ve daha sonra
oylarınıza sunacağım:
VII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- MHP Grubunun, İstanbul Milletvekili D. Ali
Torlak ve arkadaşlarının Suriye, Irak ve İran
sınırlarımızda yaşanan güvenlik zafiyetlerinin
araştırılması ve alınması gereken önlemlerin ve
çözüm yollarının belirlenmesi amacıyla 29/5/2013 tarihinde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına vermiş
olduğu Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 19
Kasım 2013 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda
okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi
19/11/2013
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma
Kurulunun 19 Kasım 2013 Salı günü (bugün)
toplanamadığından grubumuzun aşağıdaki önerisini,
İç Tüzük'ün 19'uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına
sunulmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Oktay Vural
İzmir
MHP Grup Başkan Vekili
Öneri:
29 Mayıs 2013 tarih,
2013/13679 sayı ile TBMM Başkanlığına vermiş
olduğumuz İstanbul Milletvekili Durmuş Ali Torlak ve
arkadaşlarının "Suriye, Irak ve İran
sınırlarımızda yaşanan güvenlik zafiyetlerinin
araştırılması ve alınması gereken önlemlerin ve
çözüm yollarının belirlenmesi amacıyla" verdiği Meclis
araştırma önergemizin 19 Kasım 2013 Salı günü (bugün) Genel
Kurulda okunarak görüşmelerinin bugünkü Birleşiminde
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN
Lehinde Iğdır Milletvekili Sinan Oğan (MHP
sıralarından alkışlar)
Buyurunuz
Sayın Oğan.
SİNAN
OĞAN (Iğdır) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemiz kurulduğu günden bugüne
hiçbir dönemde bu kadar hakarete maruz bırakılmadı. Türk tarihi,
hiçbir döneminde bu kadar ihanete uğramadı. Türk milleti, hiçbir
zaman içerideki ve dışarıdaki şer cephelerinin böylesi bir
ittifakına şahit olmadı.
Sayın Genel
Başkanımız bugünkü grup konuşmasında ifade etti:
Türkiye 16 Kasım günü hiç
olmadığı kadar küçük düşürülmüş, Türk milleti
hıyanetin resmî geçidine yüreği sızlayarak şahitlik
etmiş, caniyle Başbakanın fotoğrafları aynı
pankarta iliştirilmiş, şehit ve şühedanın kemikleri
sızlatılmıştır.
Değerli
milletvekilleri, hakikaten de Türkiye hiçbir dönemde olmadığı
kadar bölücülerin içerideki ve dışarıdaki düşmanların
âdeta bir şer cephesi gibi ittifakın saldırısına
uğramıştır. Yedi
düvelin saldırısı sonucu imzalatamadıkları Sevr ile
alamadıklarını siz, maalesef AKP iktidarı olarak davulla,
zurnayla teröristlere veriyorsunuz. Türkiye topraklarını kendi
haritası içerisinde gösteren Barzani Amacımız Kürtlerin
birliği. dedikten sonra Kürtlere sabırlı olmalarını
öğütlemiş ve Diyarbakırda Kürdistan bayrağıyla
karşılanacağımı rüyamda görsem inanamazdım.
demiştir. Soruyorum size Sayın Başbakan: Sizin göreviniz, bu bölücü
başlarının, bu bölücülerin rüyasını
gerçekleştirmek mi, yoksa vatan toprağında gözü olanların
rüyasını kâbusa çevirmek mi? Siz, maalesef, bu bölücülerin
rüyasını kâbusa çevirmediniz, siz Türk milletinin gecesini ve
gündüzünü kâbusa çeviriyorsunuz. Siz, Türk milletine musallat olmuş
yılanların başını ezmek bir yana, bu
yılanları kendi elinizle Türk milletinin koynuna sokuyorsunuz.
Sayın
Başbakan Kelimelerden, kavramlardan korkanlar, kendi icat ettiği
tabulardan, kendi imal ettiği kâbuslardan korkanlar büyük devletler
inşa edemezler. diyor. Sayın Başbakan, bu ülkenin
başına gelmiş en büyük kâbus sensin, sen! Bu ülkede sizden daha
büyük kâbus yoktur maalesef.
Sayın
Başbakanın şefliğini yürüttüğü bölücüler korosuna yeni
saz arkadaşları eklenmeye devam ediyor. Türkiyeye her fırsatta
küfreden, İmralı canisine özgürlük savaşçısı,
Türkiyeye terörist diyen, Türk diline hakaret edenler, Sayın
Başbakanın bölücülük korosunda yerlerini almış bulunmaktadır.
Şimdi, buradan
size soruyorum: Bir atadığınız vali, bu ülkenin
vatandaşına, vatandaşlarımıza -affınıza
sığınarak ifade ediyorum- kavat diyor, siz dönüp onu
savunuyorsunuz. Belediye başkanı meşenin dalları diyor,
gidip el ele geziyorsunuz. Ötekisi, Bebek katili özgürlük
savaşçısıdır. diyor, Türkiyeye terörist devlet diyor,
siz onu düete davet ediyorsunuz.
Sormak lazım,
sormak lazım; bu ülkeye şerefsizlerin ülkesi diyenlere ödül
verenlere sormak lazım: Bu ülke size neyledi? Bu ülkeye hakaret edenler,
bu millete hakaret edenler niye sizin nazarınızda hep iyi yerlerde?
Ödüller veriyorsunuz, başköşelerde ağırlıyorsunuz,
davulla zurnayla Haburdan karşılıyorsunuz, düet
yapıyorsunuz, Türk milletinin gözünün içine baka baka bu millete hakaret
ediyorsunuz. Bu millet size neyledi, bunun cevabını bu millete
vermeniz lazım.
Değerli
milletvekilleri, Sayın Başbakan bugünkü grup toplantısında,
yine her aklına estiğinde Başbuğ Türkeşin
adını tekrar zikrettiği gibi, bugün de zikrediyor ve
Başbuğ Türkeş de mi bölücüydü? diyor. İyi de sizin
anlamadığınız şu: Başbuğ Türkeşin de
Türk milliyetçilerinin de sorunu Kürt kardeşlerimizle değil ki; bizim
sorunumuz, sizin besleyip büyüttüğünüz, sizin desteklediğiniz bölücülerdir ve
Türkiyenin hasmı, Türk milletinin hasmı bölücülerdir ve bölücüler
olmaya devam edecektir size rağmen ve bölücülerin arkasında olanlar
da yine Türk milletinin hasmı olmaya devam edecektir.
Diyarbakırda
çıkıp birisi Kuzey Kürdistan ifadesini kullanabiliyor ve bunun da
ismi maalesef bu dönemde Başbakan olabiliyor. Sayın Başbakan
bugün kalkıp diyor ki: Biz Diyarbakırda tek vatan dedik.
Sayın Başbakan, merak ediyorum, hakikaten sizin bu tek vatan
dediğiniz yer acaba kendi elinizle kurup büyütmeye, birleştirmeye
çalıştığınız Kürdistan mıdır? Bunun
cevabını da Türk milletine vermeniz lazım.
Başta
Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, AKPli bakanlara ve milletvekillerine hatırlatmak isterim ki
siz buraya Kuzey Kürdistan olarak ifade ettiğiniz yerlerin
oylarıyla değil, Güneydoğu Anadolu Bölgemizde yaşayan
insanlarımızın oylarıyla geldiniz. Teröristleri kastederek
hapishanelerin boşalacağını ifade ediyorsunuz.
Unutmayın ki o hapishanelerde yatan teröristler Mehmetçiki şehit
ettiği için o hapishanededir. Peki, teröristi hapishaneden
çıkaracaksanız, Mehmetçikin şehit anasını nereye
koyacaksınız? Bunun da cevabını vermeniz lazım.
İnşallah
BOP gerçekleşir. dediğinde Sayın Başbakan biz dahi
inanmamıştık, Diyarbakır BOPun parlayan
yıldızı olacak. dediğinde biz dahi bu kadar ileriye
gideceğine inanmamıştık ama maalesef ki Sayın
Başbakan sözünde duruyor. Sözünün eri bir Başbakanmış, her
dediğini yapıyor; Diyarbakırı BOPun
yıldızı hâline getirmeye, teröristleri birer birer
dışarı salmaya devam ediyor.
AKPli yetkililer,
siz adalet ve kalkınmayı unuttunuz, ihanet ile rezaleti bir araya getirdiniz.
Bu, son dönemde netçe görülmüştür. Teröristi dağdan ovaya
indireceğiz. diye yola çıktınız ancak teröristi
dağdan ovaya indirmediniz, siz bu teröristleri Türk milletinin
başına çıkardınız. Ama, unutmayınız ki Türk
milleti, bu teröristi de, başına
çıkardığınız o teröristi de, onun yardakçısı
olan sizleri de tepesinden aldığı gibi yere çakmasını
da biliyor, bilecektir.
AHMET YENİ
(Samsun) Biraz saygılı konuş, dikkatli konuş!
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Battı mı, battı mı? Dokundu mu?
SİNAN
OĞAN (Devamla) AKP bu dönemde ne yaptı? Haburda teröristleri
davulla zurnayla karşıladı; yetmedi, Hükûmetiniz
Diyarbakırda şarkıyla, türküyle peşmergeleri
ağırladı. Kongrenizde Türkiye seninle gurur duyuyor.
dediğiniz Barzaniyi bir devlet başkanı edasıyla
Diyarbakırda karşıladınız ve bu Diyarbakır sanki
Türkiye'nin bir şehri değilmiş ve sanki Sayın Başbakan
oraya misafir gitmiş diye ağırladınız. Türk milleti
bunun hesabını soracaktır.
Döneminizde, PKK
sempatizanları, artık, sözde şehitlikler, PKKlıların
Mehmetçiki şehit ettiği yerlerde öldürülen teröristler için müze
evleri kurmaya başladı.
Özetle söylemek
gerekirse: Emekliye, işçiye, memura, tabiri caizse, gıdım
gıdım, merasimle verdiğinizi ama iş teröriste,
bölücübaşına, Barzanilere gelince, bebek katillerine,
peşmergelere, davulla zurnayla, âdeta festival havasında
veriyorsunuz. Bugüne kadar küresel iş birlikçilerinizin çizdiği
haritadaki hayalî Kürdistan, maalesef, sizin iktidarınızda gerçek
olmaya başladı ve Atlantik Konsül gibi Türkler ve Irak Kürtleri
Arasında Güven İnşası adlı raporda, küresel güçlerin
raporunda yazılan her şey adım adım sizin elinizle hayata
geçiriliyor.
Bir dönem bebek
katili için kamuoyu PR çalışması yapıyordunuz, şimdi
aynı çalışmayı Barzani için yapıyorsunuz ve kaç
gündür, sanki bu ülkeye uzaydan biri gelecekmiş gibi, sanki düne kadar bu
ülkede Mehmetçikin kanını dökenlerin gidip saklandığı
yer değilmiş gibi orası, sanki bu ülkede gözü yokmuş gibi,
sanki bu ülkenin toprağını kendi bölgesinin haritası
içerisinde göstermiyormuş gibi, sanki bir ulu kişiyi bölgede
ağırlıyor gibi, basınınız, yandaş
basınınızla böyle bir hava yarattınız.
Değerli
milletvekilleri, kızlı erkekli dediğiniz öğrenci
evleriyle uğraşıyorsunuz, gelin görün ki bunu diyen siz,
kanlı bıçaklı teröristlerin yuvalarının en gözde
misafirleri hâline gelmişsiniz. Bu ülkenin gençleriyle ettiğiniz
mücadele kadar, bu ülkede gözü olanlarla, teröristlerle bu mücadeleyi
etseydiniz, emin olunuz ki bugün ortalıkta ne terör ne terörist kalmamıştı.
Değerli milletvekilleri,
elbette, bu konuda yüreğimiz yanıyor, Türk milletinin bu konuda
yüreği yanıyor. Bu konuda söylenecek çok şey var ama şunu
bilin ki
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
SİNAN
OĞAN (Devamla) -
ne tarih sizi affedecek ne Türk milleti sizi affedecektir
ve bu ihanetinizin cezasını Türk milleti en kısa zamanda
soracaktır.
Saygılarımla.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Oğan.
Aleyhinde,
Diyarbakır Milletvekili Altan Tan. (BDP sıralarından
alkışlar)
Buyurunuz Sayın
Tan.
ALTAN TAN
(Diyarbakır) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bu
kürsüden defalarca Türkiyenin dış politikasıyla ilgili
konuşmalar yaptık ve özellikle Suriye politikasının ne
kadar yanlış bir yolda gittiğiyle ilgili defalarca yine ikazda bulunduk.
Ama ne yazık ki bundan önce de verdiğimiz bütün önergeler nasıl
reddedildiyse bugün de sanırım yine aynı şekilde bu öneri
de yine iktidarın oylarıyla reddedilecek.
Peki, Suriyede
neler oyluyor, niye Suriye politikasına karşıyız, neden
ısrarla Meclis araştırması önergeleri vererek veya bu
konuda verilen önergeleri destekleyerek konuşuyoruz, yine defalarca bu
kürsüden uzun uzadıya izah ettik, görüşlerimizi arz ettik.
Şimdi, Türkiye
Cumhuriyeti, daha birkaç sene önce, mevcut Dışişleri
Bakanının ağzından ve Başbakanın
ağzından, işte Biz komşularımızla
sıfır sorun noktasına geldik, herkesle diyaloğumuz çok iyi,
çok doğru bir yoldayız. ifadeleriyle takdim ediliyordu,
methediliyordu. Suriyeyle, Irakla, Yunanistanla, Bulgaristanla,
Gürcistanla, hatta Ermenistanla, İranla diyalogların en üst
seviyeye geldiği ve mevcut kalan -mesela Ermenistan sınır
kapısının açılması gibi- meselelerin de çok kısa
bir zamanda çözüleceği, hallolacağı söyleniyordu. Şimdi,
sıfır sorundan öyle bir noktaya geldik ki hepsi sorun noktasına
geldik. Bunu söylediğimiz vakit de Sayın Başbakan, Sayın
Dışişleri Bakanı ve iktidardaki
arkadaşlarımız bizlere kızıyorlar.
İşte,
en son Sayın Başbakan Diyarbakıra geldiğinde
Dışişleri Bakanıyla aynı masada, yan yana oturuyorduk;
yaklaşık bir saat, o yemek boyunca bir sohbet etme
imkânımız oldu. Şunu söyledim Sayın
Dışişleri Bakanına da: Bakın, Mukteda El Sadrdan El
Nusra temsilcilerine kadar Orta Doğuda herkes sizinle görüşebiliyor.
Irakta Kürt siyasetçilerin hangisiyle karşılaşıyorsak bize
söylediği, işte Geçen ay Ankaradaydım,
İstanbuldaydım, Sayın Davutoğluyla yemekteydim,
Sayın Başbakanla sohbetteydim, filan gün filan bakanın
evindeydim. Ama, ben, daha Türkiye Dışişleri
Bakanlığının kapısından içeriye
adımımı atamadım, sizinle bu mevzularla ilgili on beş
dakika bir sohbet edemedim. Yani, bütün herkesle, konu komşuyla aran iyi
ama evin içindeki kardeşinle on dakika bu mevzuları müzakere edecek,
mütalaa edecek; bırakınız müzakereyi ve mütalaayı, en
azından bu kardeşinizi dinleyecek bir perspektifiniz yoksa nereye
varabilirsiniz?
İşte,
şimdi geldiğimiz tabloya baktığımız vakit,
İrandan tutun, Bağdattaki Nuri El Maliki yönetiminden tutun,
Şamdaki diktatörden tutun Bulgaristana kadar her tarafla sorunlar en üst
safhaya geldi. Iraka bir başbakan atamak istedi bizimkiler, yine örtülü
ödenekten, diğer çalışmalardan. İşte, başbakan
yapılmak istenen Tarık Haşimi bugün Bağdata gidemiyor;
idamla yargılandı, idama mahkûm oldu. Suriye iktidarıyla -işte
bugün babasından daha eli kanlı bir
diktatör denilen- Baas Partisi ile Halepte ortak bakanlar kurulu
toplantıları yapıldı. Beypazarına geldi, bizim
protokoldeki Sayın Cumhurbaşkanımızın hanımı
first ladymiz ile Başbakanımızın muhterem eşi ve bu
diktatörün eşi birlikte bazlamalar açtılar.
Yine aynı
şekilde, ticari ilişkiler
Manavgat Şelalesinin suyunun
İsraile götürülmesiyle ilgili projeler, kanallar, borular, Akdenizin
altından götürülecek borular Bugün, yarın bitecek. şeklinde
konuşulmaya başlandı ama öyle bir tablo oldu ki bugün,
işte, her tarafla işler arapsaçına döndü.
Peki, ne oldu?
Şimdi, biz burada, klasik, işte, hepsini yanlış
yapıyorsunuz, işte, hiçbir şeyiniz doğru değil,
işte, bilmem şu, bu, falan, böyle bir polemiğe de girmek
istemiyoruz çünkü bu polemiklerden de bir şey çıkaramadık,
çıkaramayız da. Peki, ne yapalım? Diyoruz ki: Kardeşim
Sayın Başbakan Diyarbakıra son geldiğinde Büyükşehir
Belediyesini ziyaretinde de şunu söyledi: Sorunlarımızın hal
yeri Parlamentodur. Biz Ankara'da Parlamentoda bunları eğer
konuşamazsak, çözemezsek hiçbir yerde çözemeyiz. Doğru,
bunların altına imza konulur. E, peki, hadi gelin
konuşalım; işte, gelin, Türkiye'nin dış işleri
politikasını burada masaya yatıralım; Sayın Bakan da,
Başbakan da -ilgili kimse- herkes gelsin, önce bilgi versin, sonra biz de
görüşlerimizi söyleyelim, tartışalım, birbirimizi ikna
edelim. Yoksa, karşılıklı, kayıkçı
dalaşı gibi sürekli birbirimize atıp tutmamızla
varabileceğimiz bir yer de yok, bir netice alacağımız da
yok. Ama, ne hikmettir ki şu ana kadar basından
öğrendiğimiz, İnternet sitelerinden öğrendiğimiz
bilgilerin dörtte 1ini biz bu Parlamentonun içindeki kulislerden bile
öğrenemiyoruz, burada zaten hiçbir şey öğrenemiyoruz. E, peki,
nereye varacağız? Yani, nasıl bir çözüme
ulaşacağız? E, çıkalım, işte, birbirimizi
karalayalım, sövelim sayalım.
Ben, mesela, yine
resmî soru önergesiyle Enerji Bakanına sordum: Bugün, Irak Kürdistan bölgesel yönetiminden
Türkiyeye petrol geliyor, bir nakliye oluyor, Bağdat Hükûmeti buna
karşı çıkıyor işte, uluslararası
anlaşmalara göre- bunu kim yapıyor, niye yapıyor, nasıl
yapıyor, kaça alınıyor, kaça satılıyor? Efendim,
bunlar devlet sırrıdır, bunlar söylenmez. E, peki, ne söylenir?
Biz yani gidip bunu CIAe mi soralım, İngiliz istihbaratına
mı soralım? Yani, bütün dünya âlem biliyor, siz kendi Parlamentonuzda
milletvekili, sözde, halkın önüne koyduğu, en yetkili
kişilersiniz, sizin bunlardan haberiniz yok. Peki, şu an bu petrolün
nasıl geldiğini, kaça alındığını, kaça
satıldığını bütün bu istihbarat örgütleri bilmiyorlar
mı? Hepsi biliyor. Hepsi bilsin ama sen bilme. E, peki, nasıl
çözeceğiz? Doğru ne, yanlış ne, ne yapılması
lazım? Mesela, yine Halepte çatışan rejim muhaliflerinden
birisi Antepe yaralı olarak getiriliyor ve hayatını kaybediyor.
E, peki, bunu
Bir yandan da diyorsun ki: Benim hiçbir şeyle alakam yok.
Ben silah da vermiyorum, mühimmat da vermiyorum, para da vermiyorum, böyle bir
çalışmam da yok. E, peki, doğru olan ne?
İşte, değerli arkadaşlar, ben, dikkat
ederseniz, mümkün olduğu kadar dikkatli bir dil kullanıyorum yani
üzüm yemeye çalışıyorum, bağcıyı dövmek
Yoksa
birbirimizi döverek de bir yere varamayız. Ama, burada, gelin,
konuşalım bunları, bize anlatın: Siz şu an Suriyede
ne yapıyorsunuz? Siz şu an Irakta ne yapıyorsunuz, Malikiyle
ne yapıyorsunuz? Kürdistan bölgesel yönetimiyle, Sayın Barzaniyle ne
yapıyorsunuz? İranla ne yapıyorsunuz? Mesela, İrana
karşı, getirdiniz, Malatyaya füzeleri koydunuz, ondan sonra da
dediniz ki: Biz bunu İrana karşı koymadık, ona
karşı koymadık, buna karşı koymadık. Peki, kime
karşı koydunuz? Veya bu füzeleri niye götürüp de Kütahyaya,
Çankırıya, Çoruma, Tokata koymadınız? Yani,
dolayısıyla, bugün, tam anlamıyla böyle bir pejmürdelik ve bir
yandan da ben yaptım oldu, bir müddet sonra da ben yaptım
olmadı, hadi tekrar düzelteyim
Mesela, şu an, Nuri Malikiyle tekrar
diyaloglar başladı, işte, Suriye yönetimiyle tekrar farklı
ilişkiler denenmeye çalışılıyor ve buradan da hiçbir
şey çıkmıyor ve üstelik şu an daha tehlikeli şeyler
yapılıyor. Bugün Rojava yani Suriye
Kürdistanında Kürtler, orada kendilerince bir düzen kurmaya
çalışıyorlar; rejimin otoritesi kalmamış, farklı
silahlı unsurlar var, orada bir düzen kurmaya çalışıyorlar,
bir yönetim oluşturmaya çalışıyorlar Araplarla,
Süryanilerle beraber ve diğer yaşayan bütün unsurlarla birlikte; siz
Bu benim kırmızı çizgimdir, bunu da asla kabul etmiyorum.
diyorsunuz. E, siz düne kadar Kürdistan bölgesel yönetimini de kabul etmiyordunuz,
bu ismi de ağzınıza almıyordunuz. Nitekim, Sayın
Başbakan bu ismi ağzına aldı. Diyarbakır Valisi,
akşam Başbakanın yanında yemekte Kuzey Irak bölgesel
yönetimi. dedi, hâlâ ağzına almıyor.
Onun
için, değerli arkadaşlar, bunların doğru düzgün
tartışılması lazım. Suriye sınırına
niye duvar örüyorsunuz, gelin hele bir anlatın. Hani mayınları
kaldıracaktınız, ne oldu? Bunu da bilen yok.
Onun
için, değerli arkadaşlar, acilen bu Parlamentonun görev üstlenmesi
lazım, bunların burada bütün boyutlarıyla tartışılması
lazım ve oradan bir çözüm çıkarılması lazım.
Saygılar
sunuyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Tan.
Lehinde,
Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker. (CHP sıralarından
alkışlar)
Buyurunuz
Sayın Şeker.
MEHMET
ŞEKER (Gaziantep) Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; Milliyetçi Hareket Partisinin Suriye, Irak ve İran
sınırlarında yaşanan güvenlik zafiyetlerinin
araştırılması ve alınan önlemlerle ilgili Meclis
araştırmasının lehinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına söz almış bulunuyorum.
Değerli
arkadaşlar, ben, Gaziantep Milletvekili olarak, Suriye sorununun en çok
yaşandığı bölge olan Gaziantepte yaşıyorum.
Suriye politikasının ülkemize verdiği zararla ilgili de, ilk kez
bu Mecliste 10/12/2011 tarihinde Suriye politikasının ülkemiz
ekonomisine etkisinin araştırılmasıyla ilgili bir Meclis
önergesi vermiştim. O zaman da gerçekten, Gaziantepli esnaf, orada
yatırım yapan fabrika sahipleri çok ciddi sıkıntılar
yaşadılar; fabrikalarını bıraktılar,
işletmelerini kapattılar. Suriyelilerin Gaziantepe gelip
alışveriş yapmalarından, buna güvenerek otel açan, iş yeri
açan arkadaşlarımız da ciddi
mağduriyetler yaşadılar. O gün, 10/12/2011de verdiğim bu
önerge Mecliste maalesef kabul edilmedi.
2 Ocak 2012de,
yine, bu sefer konteyner kent kurulmasıyla ilgili bir çalışma
yaptım ve bunu gündeme getirdim. Kiliste, Öncüpınar Sınır
Kapısında, sınıra sıfır noktada bir konteyner
kent kurulmasıyla ilgili Hükûmet karar aldı ve o gün söyledik, dedik
ki: Bu çok tehlikeli. Sınırın sıfır noktası,
karşıya insanlar çok rahat gider gelirler, buradan karşıya
geçer yaralanırlar, çatışırlar. Türkiye için iyi olmaz.
Maalesef sözümüzü dinletemedik. O zaman Van depremi olmuştu. Vandaki
arkadaşlarımız, depremzedeler çadırda yaşamayı
bile elde edemezken Suriyeden gelecek mülteciler için -sanki, hani devre mülk
sistemi ya da erken tatil rezervasyonları vardır ya- daha Suriyeden
mülteci gelmeden, Öncüpınar Sınır Kapısında, orada
bir konteyner kent yaptık ve bunu da gündeme getirdik fakat maalesef
sesimizi çok da duyuramadık.
12 Ocak 2012
tarihinde, yine ben bu kürsüden şunlardan bahsettim sizlere
arkadaşlar: Öncüpınar Sınır Kapısında bir
yıl önce bir kamyon yakalanmıştı içinde silahlar olan ve
bir yıl sonra yani 12 Ocak 2012 tarihinde de 5 tane tır içinde
kimyasal maddeler, silah yapımında, bomba yapımında
kullanılan mühimmatlar yakalanmıştı. Sorduk: Bunlar
nereden geliyor, nereye gidiyor ve bunları kim organize ediyor? Cevap
verdi bize İçişleri Bakanlığı: Gürbulak
Sınır Kapısından geçtiğini tahmin ediyoruz. 10 tane
ili geçiyor ve bu 10 tane ili geçerken içi bomba yüklü araçları maalesef
keşfedemiyoruz, bulamıyoruz, haberimiz olmuyor ve sınır
güvenliğinden sorumlu bir gümrük muhafaza memuru bunu tesadüfen
yakalıyor. Kara Kuvvetleri Komutanlığına başvuruluyor,
Kara Kuvvetleri Komutanlığı diyor ki: Evet, bunlar bomba
yapımında kullanılan maddelerdir ve biz bunları imha
ettik. Yine, ciddi bir cevap alamıyoruz.
Ve bütün
bunları gündeme getirdikten sonra, Gaziantepin Şehitkamil
Karşıyaka Mahallesinde, polis merkezinin yakınında -bayramın
ikinci günüydü- 20 Ağustos 2012 günü bir bomba patladı. Araçtaki
patlayan bomba sonucu 10 vatandaşımız hayatını
kaybetti. Hemen koştuk, gereken çalışmalarımızı
yaptık ve şu uyarıda bulunduk yetkililere: Değerli
arkadaşlar, lütfen dikkat edin. Bakın, bu bomba Hatayda da
patlayabilir, bir başka yerde de patlayabilir. dedik. Bu defa, iktidar
partisine mensup milletvekili arkadaşlarımızdan
bazıları dedi ki: Cumhuriyet Halk Partililer bu bombanın nerede
patlayacağını biliyor mu? E, biliyoruz.
Sınırında bomba yakalanıyor, bomba yüklü kamyonlar
yakalanıyor, sınıra nasıl gittiğini bilemiyorsun,
kimlerin götürdüğünü bilemiyorsun, Gaziantepin merkezinde, hem de polis
karakolunun önünde bomba patlıyor, 10 insan hayatını kaybediyor,
bunlardan haberin yoksa, ondan sonra Hatayda patlayacağını da
bilemeyebilirsin. Ve nitekim, 11 Şubat 2013 günü Cilvegözü Sınır
Kapısında patladı, 13 kişi hayatını kaybetti.
Reyhanlıda 11 Mayıs 2013 günü bomba yüklü araç patladı, 53 vatandaşımız
hayatını kaybetti.
Bütün bunlar Suriye
politikasındaki yanlışlarımızdan kaynaklandı,
birilerine destek verdik. Bunu ben söylemiyorum, bunu dünyadaki bütün
basın-yayın kuruluşları söylüyor, bu yönde açıklamalar
yapılıyor. Yaralılar Kilise ve Gaziantepe geliyor.
Yaralananlar, kampta kalan, adresi kamp olan kişinin yaralanması
ateşli silah yaralanması. Kampta kalan adam elini bıçakla
kesebilir, düşer, ayağını da kırabilir ama kampta
kalan bir adam ateşli silah yaralanmasıyla yaralanamaz. Ne
yaptık? O tarafa gittiler, çatıştılar, çatışmadan
sonra yaralı olarak geldiler ve bu kamplara çok rahat da girip
çıkmaya başladılar.
Sonra, dedik ki:
Yine, 31 Ocak 2013 günü, Suriyelilerin kiraladıkları evde arkadaşlar,
bunu gündeme getirdik- bir bomba patladı, bir mahallemizde ve bu
bombanın patlaması sonucu bir kişi de hayatını
kaybetti. Yaralılardan birisi de YÖKün Gaziantep Üniversitesine
Suriyeden gelip beyanı asıl olmak üzere alınmış bir
öğrenciydi. İçeride 4 tane de roketatar mermisi yakalandı. Peki,
bundan Türkiyenin istihbarat örgütünün, emniyetin haberi yok muydu?
Bunların hepsini gündeme getirdik, maalesef, dinletemedik.
Çok ciddi -hekim
olduğum için- bir konunun daha altını çizdim ve Sağlık
Bakanıyla da o zaman görüştüm, dedim ki: Bu sınır güvenliğimiz
yok. İnsanlar elini kolunu sallayarak geçiyor ve bu insanların
nasıl geldikleri belirsiz. Suriyedeki mevcut hükûmet aşı
yapmıyor, çocuklar aşısız, bunlara bulaşıcı
hastalıklar konusunda dikkat edilmesi gerektiğini bu kürsüden gündeme
getirdik, yine dinlenilmedi. Bunu gündeme getirdiğim tarih 6 Mart 2013,
bugün Türkiye 9 ilde kızamık aşısı yapmaya
başladı. On beş senedir bu ülkede görülmeyen kızamık
vakaları tekrar çıkmaya başladı. On beş senedir en son
Vanda görülen polio vakası, çocuk felci vakası ülkemizde görülmeye
başladı.
Peki, değerli
arkadaşlar, muhalefet her şeyi mi yanlış söylüyor? Lütfen
bizlerin söylediklerine de kulak verin; birazcık bizim de kafamız
var, gözümüz görüyor, ne olduğunu takip ediyoruz. Sizlere bu önerileri
söylerken ülkemiz için söylüyoruz. Suriyede çocukların aşı
yapılmadığını biliyoruz. Bunlar sınırdan
geçip bizim ülkemize geliyor, bu hastalıkları çok kolay
taşıyabileceklerini hep söyledik ama maalesef dinletemedik. Bugün tüm
Türkiyeyi aşılamak zorunda kalacağız, nedeni de eradike
ettiğimiz hastalıklar tekrar gündeme geldi.
Yine, burada 28
Mart 2013te gündeme getirdim. Gaziantepli bir vatandaş beni aradı,
Çocuğumun pasaportu olmadığı hâlde Suriyeye
çatışmaya gitti, cihat için gitti, çocuğumu götürdüler, buna
engel olun. dedi. Araştırdık, Gaziantepten böyle giden 13 tane
ve orada hayatını kaybeden insanlar var. Beni Trabzondan, Bingölden
pek çok insan aradı. Peki, bu çocuklar nasıl gittiler oraya? Kim
götürdü? Bugün basından takip ediyoruz, Suriye hükûmeti Birleşmiş
Milletler nezdinde girişimde bulunuyor Türkiye teröristlere yardım
ediyor. diye. Nereden yola çıkıyorlar? Şamda, Halepte
yakalanan, teslim olanların ifadelerinden yola çıkarak. Kendilerinin
neyle geldiğini, uçakla Türkiyenin hangi şehrine indiklerini, oradan
sınırı nasıl geçtiklerini, hangi silahları kimlerden
aldıklarını ifade ediyorlar. Dolayısıyla, maalesef,
Türkiye, bu Suriye politikası ve dış politikamız nedeniyle
tüm dünyada da küçük düşürülmüş oluyor değerli arkadaşlar.
Yine, bir
diğer sorun, sınır güvenliği olmadığı için
kaçakçılık. Hayvan kaçakçılığı, insan
kaçakçılığı, eroin kaçakçılığı, silah
kaçakçılığı, aklınıza ne gelirse bu bölgede bu
kaçakçılık yapılıyor.
Organ
kaçakçılığı yapılıyor değerli
arkadaşlar. Organ kaçakçılığı
yapıldığını emniyetteki arkadaşlarımız
biliyor çünkü Suriyeden gelen kaç kişi olduğunu
AFAD diyor ki: 200
bin kişi. Sadece Gaziantepte evlerde kalan, kimlik belgesi
almış, oturma belgesi almış kişi sayısı 150
bin değerli arkadaşlar. Kamplarda kalanla birlikte bu sayı,
maalesef, sadece Gaziantepte 200 bini geçiyor. Dolayısıyla, burada
her türlü istismara açık, her türlü sıkıntıya açık bir
kapımız, bir sınırımız maalesef mevcut.
Değerli
arkadaşlar, bütün bu söylediklerimizden sonra, sınır
güvenliğini sağlamak amacıyla bir yerinde duvar örülmeye
başlandı, bir başka yerde de kanal açılmaya
başlandı ama sınırın güvenliğinin böyle
sağlanmayacağını, böyle olamayacağını
maalesef biliyoruz.
Tabii, bu önergemiz
de, burada anlattıklarımız da biraz sonra reddedilecek. Bunları
tarihe kayıt düşsün diye söylüyoruz. Bunun hepsini ben bu Meclis
kürsüsünden tek tek anlattım, hiçbirine tedbir alınmadı, bundan
sonra da alınmayacak ama maalesef, orada ölen çocukların, orada ölen
insanların, bomba patlaması sonucu hayatını kaybeden insanların
vebali bizlerin, bu Meclisteki üyelerimizin boynunda olacak.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Şeker.
Aleyhinde,
Niğde Milletvekili Alpaslan Kavaklıoğlu.
Buyurunuz
Sayın Kavaklıoğlu. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ALPASLAN
KAVAKLIOĞLU (Niğde) Sayın Başkanım, değerli
milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun Suriye, Irak ve İran
sınırlarımızda yaşanan güvenlik zafiyetinin
araştırılması ve alınması gereken önlemlerin ve
çözüm yollarının belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98inci
ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün 104 ve 105inci maddeleri uyarınca Meclis
araştırması teklifi üzerine söz almış bulunuyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti devletinin toplam kara
sınırı uzunluğu 2.949 kilometre, deniz
sınırı uzunluğu ise 8.333 kilometredir. Kara
sınırlarının korunması sorumluluğu Kara
Kuvvetleri Komutanlığına, deniz sınırlarının
korunması sorumluluğu ise Sahil Güvenlik Komutanlığına
verilmiştir. Kara sınırlarımızın korunması,
takviyeler hariç 317 sınır karakolunda toplam 51.107 personelle
sağlanmaktadır. Sınır güvenliği ile ilgili olarak,
Kara Kuvvetleri Komutanlığı ve Sahil Güvenlik
Komutanlığı haricinde, Jandarma Genel Komutanlığı,
Emniyet Genel Müdürlüğü ve Gümrük Muhafaza Genel Müdürlüğü de
sorumluluk sahibi kurumlardır.
Ülkemizde
karalarımızın sınır güvenliğini
yıllardır büyük ölçüde Kara Kuvvetleri Komutanlığına
bağlı hudut birlikleri sağlamaktadır. Bilindiği gibi,
terör örgütü PKKyla mücadele çerçevesinde, bölgede oluşturulan Jandarma
Asayiş Kolordusu yapısı çerçevesinde jandarma tugayları,
özellikle Hakkâri ve Şırnakın sınır bölgelerinde
önemli görevler üstlenmişti. PKKnın Türkiyeye Iraktan giriş
ve çıkış güzergâhlarının bulunduğu
dağlık bölgede sınır güvenliği büyük ölçüde jandarma
tarafından sağlanmıştı.
Sayın
milletvekilleri, sınır güvenliği hususunda Suriye mevzusuna
özellikle değinmemiz gerekmektedir. Suriyede 2011 yılı Mart
ayında başlayan halk protestolarına Esed rejiminin şiddet
kullanarak karşılık vermesi üzerine başlayan
çatışmalar hâlen devam etmektedir. Şüphesiz ki bölgedeki bu iç
savaş en çok Suriyeyle yaklaşık
Ticari
faaliyetlerimizin de olumsuz bir şekilde etkilendiği Suriyeyle
aramızda bulunan Hatay Yayladağı, Şanlıurfa Ceylânpınar
ve Mürşitpınar, Mardin Nusaybin sınır kapıları
kapalı durumda olup Hatay Cilvegözü, Gaziantep Karkamış, Kilis
Öncüpınar ve Şanlıurfa Akçakale sınır
kapıları açık durumdadır. Suriyedeki karışıklıkları
fırsat bilen terör örgütleri, buradaki faaliyetlerine
ağırlık vermişlerdir. Suriye tarafındaki otorite
boşluğundan istifade etmek isteyen gruplarla
sınırlarımızda mücadele kararlı bir şekilde
yürütülmektedir. Güvenlik tedbirlerinin artırılması
kapsamında, sınırlarımıza son derece
gelişmiş kamera ve askerî tesisatlar yerleştirilmiş ve
birçoğu da takviye edilmiştir.
Değerli
milletvekilleri, terör olayları ve kaçakçılık faaliyetlerini
önlemek için, sınırların korunması ve tedbirlerin
güçlendirilmesine yönelik yürütülen projelerden de bahsetmek istiyorum.
Partimizin 63 maddelik yol haritasında da yer alan entegre sınır
yönetiminin uygulanması için yürütülen projede çalışmalar
verimli bir şekilde devam etmektedir. Bu projeye yönelik olarak,
İçişleri Bakanlığımız bünyesinde Sınır
Yönetimi Bürosu görevlendirilmiştir. Entegre sınır yönetimi
ülkemizin sınır ve iç güvenliği için çok önemlidir. Türkiyede
sınır yönetimde görev alan kurumlar arasında iş
birliği ve eş güdüm fiilî olarak mevcut olsa da kapsamı
genişletilerek entegre sınır yönetimi anlayışı
çerçevesinde ele alınması gerekmektedir. Kurum içi ve
uluslararası iş birliği alanında faaliyetler de yeterli
düzeyde değildir.
Değerli
üyeler, Kara Sınırlarının Korunması ve Güvenliği
Hakkında Kanunla kara sınırlarında güvenliğin
sağlanması görevi Kara Kuvvetleri Komutanlığına
verilmiş ise de sınırlarda yaşanan her türlü güvenlik
sorunu ve yasa dışı geçişlerin iç güvenliği
İçişleri Bakanlığımızla da ilgilidir. Entegre
Sınır Yönetimi Projesi ile sınırlarımız Avrupa
Birliği standartlarında son teknolojiyle korunacak düzeye gelecektir.
Projeyle, sınırlara güçlü fiziki engeller inşa edilmesi
planlanmaktadır. Riskli bölgelere bazı Avrupa ülkelerinde olduğu
gibi fosforlu yumuşak toprak serpilerek sınırlarda iz
tarlaları oluşturulması da düşünülmektedir. Proje sonunda,
sınır yönetimine ilişkin mevcut yapıdan kaynaklanan
sorunların aşılması amacıyla daha hızlı ve
etkili bir hizmet yürütülmesine imkân sağlayacak, sivil otoriteye
bağlı tek bir kurumun yetkili olacağı bir yapılanma
oluşturulacaktır. Bu çerçevede, Türkiyenin kara
sınırları ile tüm sahillerinin korunmasını ve kara,
deniz, hava sınır kapılarının genel yönetim ve
denetimini sağlamak amacıyla üniformalı, silahlı ve
profesyonel bir kolluk birimi olarak İçişleri
Bakanlığına bağlı yeni bir sınır
güvenliği biriminin kurulması ve sınır güvenliği
hizmetlerinin de daha etkin, verimli ve kaliteli sunulması ve mevcut
kaynaklardan azami şekilde yararlanılması mümkün olacaktır.
Yani, entegre sınır yönetimi sistemiyle sınırlar tek elden
yönetilecektir. Emniyet, gümrük, askerî kurumlar gibi 13 farklı kurumun
görev aldığı sınırların sorumluluğu, yeni
kurulacak sınır güvenliği teşkilat
başkanlığına devredilecektir. Kurum başkanı
İçişleri Bakanlığı'na bağlı olacak,
sınırda kolluk kuvveti görev yapacak ama bu kolluk kuvveti Emniyet
Genel Müdürlüğüne bağlı olmayacak. Emniyet, jandarma, Türk
Silahlı Kuvvetleri ve Sahil Güvenlik personeli sınır
güvenliği teşkilat başkanlığı
sınıfına geçiş yapabilecek, bu kişiler sınır
polisi statüsünde görevlendirilebilecektir.
Değerli
arkadaşlar, Türkiyenin sınırlarının fiziki güvenlik
sistemi açısından tümüyle yeniden elden geçirilmesi ve tam
donanımlı bir güvenlik sistemine kavuşturulması
amaçlanmaktadır. Sınır güvenliğinde kullanılacak yeni
fiziki engellerin ilk olarak Suriye sınırında inşa edilmesi
de düşünülmektedir. İçişleri Bakanlığımız
gerekli malzeme alımlarını yapmaya devam etmektedir;
sınırlara kurulacak termal kameralar, radarlar, gece görüş
cihazları, sensörler, hava ve devriye araçlarının bir bölümünü
temin etmiştir. Diğer taraftan, Elektrik Piyasası Kanunuyla
sınır güvenliğinin önemli bir unsuru olan sınır
aydınlatmalarına ait yatırımların yapılması
ve tüketim giderlerinin ödenmesi görevi de İçişleri
Bakanlığına verilmiştir. Gerekli koordinasyon
çalışmaları sağlanmıştır.
Bu projenin
haricinde, İçişleri Bakanlığınca Sınır
Aydınlatma Projesi Yapımı ile Tamir ve Bakım Projesi,
Türkiye'nin Doğu Sınırlarında Sınır
Gözetleme Kapasitesinin Artırılması ve Mayın Temizlenmesi
Projesi ve Entegre Sınır Yönetimi Sistemi Projeleri yürütülmektedir.
Mahallinde yürütülen sınır güvenliği projeleri ise Hatay, Kilis,
Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin ve Şırnak Valiliğince
yapılan fiziksel ve teknik güçlendirmeye yönelik çalışmalardan
oluşmaktadır.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; görüldüğü gibi,
sınırlarımızda terör örgütleri, kaçakçılar ve
komşularımızdaki otorite boşluğundan istifade etmek
isteyen gruplarla mücadele de kararlı bir şekilde yürütülmektedir.
Ayrıca, yeni projelerle de sınır güvenliğimiz
güçlendirilmektedir.
Suriye, Irak ve
İran sınırlarımızda yaşanan güvenlik zafiyetlerinin
araştırılması ve alınması gereken önlemlerin ve
çözüm yollarının belirlenmesi amacıyla Milliyetçi Hareket
Partisi Grubunun vermiş olduğu Meclis araştırması
teklifine katılmadığımızı belirtiyor, hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Kavaklıoğlu.
Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
On dakika ara
veriyorum.
Kapanma saati: 16.38
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 16.55
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: İsmail KAŞDEMİR
(Çanakkale), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)
----- 0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 18inci
Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi
Grubunun İç Tüzük'ün 19'uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi
vardır, okutup işleme alacağım ve daha sonra
oylarınıza sunacağım:
2.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi
gündeminin Genel Görüşme ve Meclis Araştırması
Yapılmasına Dair Öngörüşmeler kısmında yer alan
işçi sağlığı ve güvenliği konusundaki
sorunların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla verilmiş olan Meclis araştırması
önergesinin (10/628) ön görüşmelerinin Genel Kurulun 19 Kasım 2013
Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
19/11/2013
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma
Kurulu 19/11/2013 Salı günü (bugün)
toplanamadığından, grubumuzun aşağıdaki
önerisinin İç Tüzük'ün 19'uncu maddesi gereğince Genel Kurulun
onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Muharrem İnce
Yalova
Grup Başkan Vekili
Öneri:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi gündeminin Genel Görüşme ve Meclis
Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler kısmında yer alan işçi
sağlığı ve güvenliği konusundaki sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla verilmiş olan (10/628) esas numaralı Meclis
araştırması önergesinin görüşmesinin, Genel Kurulun
19/11/2013 Salı günlü (bugün) birleşiminde yapılması
önerilmiştir.
BAŞKAN
Önerinin lehinde, Aydın Milletvekili Bülent Tezcan.
Buyurunuz
Sayın Tezcan. (CHP sıralarından alkışlar)
BÜLENT TEZCAN
(Aydın) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; iş kazalarının
araştırılması, iş güvenliği önlemleriyle ilgili
bir Meclis araştırması açılmasını istiyoruz.
Tabii, Türkiye'nin
son dönemde çok yoğun
tartıştığımız gündemi içerisinde Bu nereden
çıktı? diye düşünenler belki olacaktır ama özellikle,
iş kazalarının artık iş kazası olmaktan
çıkıp iş cinayeti olma noktasına geldiği bir süreçte,
örgütlü çalışmanın yok edildiği ve
taşeronlaşmanın sistematik bir biçimde yerleştirildiği
bir süreçte bu konuları tekrar tekrar hatırlama zorunluluğumuz
olduğunu unutmayalım.
Değerli
arkadaşlar, Türkiye, iş kazalarında dünyanın 3üncü
sıradaki ülkesi. Avrupada, iş kazalarında 1inci
sıradayız ve 2002 yılından bu yana, Türkiyede, iş
kazalarında toplam kaybettiğimiz işçi sayısı 2.688. Yani
yılda ortalama 1.000 ila 1.200 işçimizi çalışırken
iş kazasında kaybediyoruz. Artık, bu aşamadan sonra, bu
sürece iş kazası demek doğru değildir.
Sayın
milletvekilleri, Türkiyede, gelinen noktada artık, doğrudan
doğruya iş cinayetleriyle karşı karşıyız.
Bakın, 2013 yılında, bugüne kadar, 18 Kasım tarihine kadar,
bu iş cinayetlerinde kaybettiğimiz emekçi sayısı 1.050. Sadece
bu sene 1.050 işçimizi iş cinayetlerine kurban etmişiz.
Değerli
arkadaşlar, hafızalarımızı şöyle bir tazeleyelim.
Bakın, yaşadığımız, o iş cinayetlerinde
kaybettiğimiz işçilerimiz hangi kazalarda kurban olmuşlar, bir
bakalım: Zonguldak, 2010 yılı 30 işçi grizu
patlamasında öldü. Adana-Kozan, 2012 yılı, 10 işçi Köprü Barajı
inşaatında hayatını kaybetti. 2012 yılı, 5
TEDAŞ işçisi gölette boğuldu, hayatını kaybetti ve
belki de en acılarından bir tanesi, 2012 yılı,
İstanbul Esenyurtta, amele çadırında -evine ekmek götürmek
için, o kışın soğuk koşullarında çadırda
yaşayan şantiyedeki işçiler- çıkan yangında 11
işçi hayatını kaybetti.
Değerli
milletvekilleri, iş kazalarının iş cinayeti düzeyine
ulaşmasının, noktasına gelmesinin iki temel sebebi
vardır. Bu iki temel sebep de ne yazık ki on yıllık, on bir
yıllık AKP iktidarının ürünüdür, bu iktidarın ürünüdür
on bir yıl içerisinde iş kazalarının cinayet düzeyine
gelmiş olması. Nedir bunun iki sebebi? Bir, örgütsüz emek; birinci
temel sebep, örgütsüz emek koşullarının
yaratılmış olmasıdır. İkinci temel sebep,
taşeron işçiliğin, taşeron çalışmanın
sistematik olarak yerleştirilmiş olmasıdır. Emek
dünyasındaki bu iki belanın da sebebi AKP iktidarıdır. 2002
yılından bu yana, OECD raporlarına göre, sendikasızlaştırma
oranının en yüksek olduğu ülke Türkiyedir. Yine, 13 milyon 306
bin işçinin çalıştığı bir ülkede 567 bin
işçi sadece toplu sözleşme hakkından yararlanarak
çalışabilmektedir.
Değerli
arkadaşlar, örgütsüz emeğin hâkim olduğu bir yerde işçinin,
emekçinin onurlu bir yaşam sürebilmesi mümkün değildir. Sendikal
örgütlenmenin doğrudan doğruya yok edildiği ya da
iktidarların kontrolü altına alındığı bir ülkede
iş cinayetlerinin önüne geçmek, geçebilmek ne yazık ki mümkün
değildir.
Bir diğer
temel problem, taşeronlaştırma sürecidir. On bir
yıllık AKP iktidarı, güvenceli çalışma sistemini terk
eden ve taşeron işçiliği sistematik bir şekilde bütün
hizmet alanlarında ve kamu alanında yerleşik bir
çalışma biçimi hâline getiren bir pratik sergilemiştir. 350 bin
olan taşeron işçi sayısı, 2002 yılında 350 bin
olan taşeron işçi sayısı şimdi, bugün, ne yazık
ki 1 milyon 750 bine ulaşmıştır. Bu şartlar
altında iş cinayetlerini önlemek için alınması gereken
önlemleri konuşmak, görüşmek ve bununla ilgili çalışma
yapmak Türkiye Büyük Millet Meclisinin temel görevlerinden birisidir. Bunun
için araştırma önergesi verdik.
Değerli
arkadaşlar, bakın, şunu çok iyi biliyoruz: AKPnin yerleşik
anlayışında emekçiye ve çalışana nasıl
bakıldığını doğrudan doğruya
Başbakanın ve bakanların, iktidarın bakanlarının
ifadelerinden görüyoruz, anlıyoruz. Ne diyordu Sayın Başbakan?
Ayakların baş olduğu yerde kıyamet kopar. diyordu.
İşçiyi, emekçiyi, çalışanı ayak diye gören ve Sana
baş olma hakkı vermeyeceğiz. diyen bir anlayışın
iktidar olduğu bir ülkede tabii ki iş cinayetlerinin önüne geçebilmek
mümkün olamayacaktır. Ne diyordu Başbakan? Ölmek madencilerin
kaderinde var. diyordu. Güvencesiz çalışma koşullarında
ölümü işçinin kaderi olarak gören bir iktidardan iş güvenliği
önlemlerini beklemek, anlamak, güvenceli çalışma ortamını
beklemek ne yazık ki mümkün olamayacaktır. Onun için, Türkiye Büyük
Millet Meclisi bu soruna el atmak zorundadır.
Değerli
arkadaşlar, çalışma hayatına nasıl
bakıldığını biliyoruz. Çalışma
Bakanı Sayın Faruk Çelik
çıkıp Asgari ücretle bir aile geçinebilir. dedi. Asgari ücret 800 lira.
Açlık sınırı 1.062 lira olan bir ülkede 800 liraya
açlık sınırının altında çalışmaya
muhtaç ettiğiniz ailelere Bununla geçinebilirsin. diyen bir iktidarla
karşı karşıyadır Türkiye.
Değerli
arkadaşlar, genç işsizlik oranının yüzde 20 olduğu bir
Türkiyede yaşıyoruz ve böyle bir Türkiyede, iş cinayetlerinin
yerleşik ve yaygın olduğu bir Türkiyede, şimdi, iktidar
eliyle kıdem tazminatını, son işçi hakkını da,
yıllardan bu yana devam eden kıdem tazminatını da ortadan
kaldırmaya çalışan bir iktidarla karşı
karşıyayız. İşte buna
karşı, emeğe dönük bütün bu saldırılara
karşı, örgütlü olan emek düşmanlarına karşı
Türkiyede emekçilerin yapması gereken tek bir şey vardır;
örgütlü emekle buna karşı mücadele etme görevi ile karşı
karşıyadırlar.
Değerli arkadaşlar,
Türkiye'nin gündemine bakıyoruz, çok ilginçtir, böyle bir tablo içerisinde
Türkiye'nin gündemi emeğe karşı bu saldırılar
değil. Nedir gündem? Son on beş güne dönün bakın, ya Kürdistan
ya türban. Türkiye'nin başka derdi yok mu, Türkiye'nin konuşacağı
başka bir konu yok mu? Değerli arkadaşlar, her yıl bin
işçi iş cinayetlerinde ölürken ölüm, ayrım yapıyor mu?
Ölümün gözünde Kürtün, Türkün, Lazın, Çerkezin ayrımı var
mı? Ölümün önünde başı açığın, başı
kapalının ayrımı var mı? Aynı grizuda ölmüyorlar
mı hepsi? Aynı amele çadırında yanmıyorlar mı?
Aynı yoksulluk içerisinde paramparça olmuyorlar mı? Böyle bir Türkiye
yaratanlar, şimdi, Türkiye'nin gündemini Diyarbakırdan belirlemeye
çalışıyorlar. (CHP sıralarından alkışlar)
Diyarbakırdan bir Türkiye gündemi yaratmanın peşindeler.
Değerli
arkadaşlar, bakın, Başbakan Diyarbakır
konuşmasında çıktı dedi ki: Bölgenin haritası
yanlış çizildi. Şimdi, Başbakana soruyorum: Yanlış
çizilen bu haritaya Misakımillînin haritası da dâhil mi? Türkiye Cumhuriyetinin
haritası da dâhil mi? BOPun teorisyenlerinin ağzıyla
konuşarak bölgede
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BÜLENT TEZCAN (Devamla)
yeni bir harita çizmenin bayraktarlığını yapmak Türkiye
Cumhuriyetinin Başbakanına yakışıyor mu? Ben
yakışmadığını söylüyorum.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Tezcan.
Aleyhinde,
Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Kaçar. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Buyurunuz Sayın
Kaçar.
MAHMUT KAÇAR
(Şanlıurfa) Sayın Başkan, saygıdeğer
milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin vermiş olduğu önerge
hakkında söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, iş
sağlığı ve güvenliği konusu, sadece iş yeri ve çalışan
düzeyinde değil, toplumun genelini ilgilendiren ve aynı zamanda
ulusal ve uluslararası düzeyde ele alınması gereken çok önemli
bir konu. Türkiye, Uluslararası Çalışma Örgütünün iş
sağlığı ve güvenliği ile ilgili olarak 155
sayılı Sözleşmesini 5038 sayılı Kanunla, yine 161
sayılı İş Sağlığı Hizmetlerine
İlişkin Uluslararası Sözleşmeyi ise 5039 sayılı
Yasayla onaylamış olan bir ülke. 155 sayılı
Sözleşmede, sözleşmenin bütün ekonomik faaliyet kollarına
uygulanacağı, ekonomik faaliyet kolları teriminin kamu
hizmetleri dâhil olmak üzere tüm çalışanları
kapsadığı; 161 sayılı Sözleşmede ise bütün
ekonomik faaliyet dallarında ve tüm işletmelerle bütün
çalışanlar için iş sağlığı hizmetlerinin
sürekli bir şekilde geliştirilmesinin üstlenilmesi gerektiği
hususu vurgulanmaktadır.
Hiç şüphesiz
ki sağlıklı ve güvenli bir ortamda çalışma tüm
çalışanlarımız için en temel insan haklarından
biridir. İş sağlığı ve güvenliğinin
sağlanamamasıyla bağlantılı sorunlardan kaynaklanan
insani ve ekonomik kayıplar hiç şüphesiz ki bütün ülkeleri olumsuz
etkilemektedir. Bu nedenle, çalışanların hayat seviyesini
yükseltecek, istihdamı, insana yakışır işi ve verimli çalışmayı destekleyecek
tedbirleri almak ve çalışma barışını
sağlamak, Hükûmetimizin öncelikli görevleri arasından yer
almıştır. Ekonomik gelişmeyi hedef alan, bu noktada
insanı esas alan Hükûmetimizce hazırlanan 61inci Hükûmet Programında,
işin değil insanın korunması vurgulanmakta, iş
sağlığı ve güvenliği kültürünün
yaygınlaştırılmasıyla çalışan ve
işverenlerin bilinçlendirilmesine yönelik faaliyetleri
sürdürülebileceği, iş sağlığı ve güvenliği
tedbirlerini alan ve kayıt dışı işçi
çalıştırmayan işverenlerimiz için ise bu durumlarını
gösteren ve ödüllendiren düzenlemelerin yapılacağı,
çalışma hayatı hususunda yer alan önemli hususlardan
birkaçı.
Değerli
arkadaşlar, iş sağlığı ve güvenliği konusu,
gerek Türkiyede gerekse de dünyada son derece önemli bir tartışma
konusu. Sürekli, Türkiyede, iş sağlığı ve
güvenliğiyle ilgili yeterli tedbirlerin alınmadığı,
Türkiyede iş kazalarının arttığı, Türkiyede
ölümlü iş kazaları sayısının arttığı ve
bu anlamda da Türkiye'nin sicilinin bozuk olduğuyla ilgili, özellikle
muhalefet partisi milletvekili arkadaşlarımız tarafından
sürekli gündeme getirilen bir iddia var. Önce şu sağlıklı
tespiti yapmakta fayda var değerli arkadaşlar: Türkiye, geçen
yıl haziran ayında Türkiye Büyük Millet Meclisinde yasalaşan bir
kanunla, ilk defa, müstakil bir İş Sağlığı ve
Güvenliği Yasasına sahip olmuş oldu. İş
Sağlığı ve Güvenliği Yasasından önceki
Türkiyede çalışma hayatında 50 kişinin altında
işçi çalıştıran
iş yerlerinin hiçbiri iş sağlığı ve
güvenliği kapsamında değildi. Türkiyede 50 kişinin
altında işçi çalıştıran iş yerlerini incelediğimizde
yaklaşık 1 milyon 507 bin civarında iş yerinin
çalışan sayısının 50nin altında olduğunu,
bunun da toplam istihdamın yaklaşık yüzde 56sına tekabül
ettiğini görürüz. Geçen yıl çıkarılan İş
Sağlığı ve Güvenliği Yasasıyla birlikte,
Türkiyede, bütün iş yerlerinde çalışan
sınırlaması yapılmaksızın, bunun içerisine
memurlar da dâhil edilmek suretiyle, tüm çalışanların iş
sağlığı ve güvenliği şemsiyesi altında olması
mecburiyeti getirilmiştir ve bütün işverenlerin de
çalışanların güvenli bir iş yerinde
çalışmaları için gereken iş sağlığı ve
güvenliği tedbirlerini almaları mecburi hâle getirilmiştir. Yine,
bu anlamda, özellikle takdir edersiniz ki 10 kişiden az işçi
çalıştıran iş yerlerinde, iş yerlerine yeni bir mali
külfet getirmeme adına, bunların iş sağlığı
ve güvenliği tedbirlerinden dolayı kendilerine gelebilecek olan maddi
yükün Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanması da
yine bu yasal düzenleme içerisinde işçi çalıştıranlara
getirilen son derece önemli bir kolaylık olmuştur.
İş
Sağlığı ve Güvenliği Yasasının
getirmiş olduğu en önemli devrim, hiç şüphesiz risk
değerlendirmesiyle ilgili yapılan yasal düzenlemedir.
LÜTFÜ TÜRKKAN
(Kocaeli) İşçilerin ölümüne engel oluyor mu?
MAHMUT KAÇAR
(Devamla) Artık Türkiyede, herhangi bir iş yerinin risk
değerlendirmesi yapmadan, bununla ilgili iş
sağlığı ve güvenliği uzmanını
çalıştırmadan, ortak sosyal güvenlik merkezlerinden hizmet
almadan herhangi bir faaliyette bulunabilmesi mümkün değildir. Şu
anda Türkiyede son bir buçuk yıllık verilere baktığınız
zaman da iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili
çıkarılan bu yasanın ve ardındaki uygulamaların sahaya
ciddi anlamda olumlu yansıdığını da görme
imkânına sahibiz.
Değerli
arkadaşlar, elbette ki yasal düzenleme iş sağlığı
ve güvenliğiyle ilgili nihai neticeyi almak için yeterli bir etken
değildir. Her şeyden önce, toplumdaki güvenlik bilincinin
geliştirilmesi ve toplumda özellikle iş yeri güvenliğiyle ilgili
farkındalık oluşturulması bu anlamda son derece önemli.
Çalışma
Bakanlığımızın, son bir buçuk yıl içerisinde,
yasal düzenlemeden sonra bu anlamda yapmış olduğu son derece
önemli eğitim toplantıları var. Son bir buçuk yıl
içerisinde, yaklaşık 211.233 iş yerine bu anlamda yeni yasal
düzenlemelerin neler getirdiği ve bununla ilgili yapılması
gerekenler noktasında resmî yazılar yazılmıştır.
Uygulamayla ilgili 34 yönetmelik ve 5 tebliğ Resmî Gazetede
yayımlanarak faaliyete girmiştir. İş
sağlığı ve güvenliği noktasında, iş
yerlerinde yapılan eğitimlerde yaklaşık 30 bin
işverenimiz ve bu anlamda çalışan temsilcilerimiz iş
güvenliği noktasında bilgilendirilmiştir.
Bütün bu
çalışmaların sonucunda nereye gelindi? Gelinen nokta
itibarıyla şu anda Türkiye, 2002 yılına göre, 100 bin
çalışanı baz aldığınız zaman, iş
kazalarının ciddi anlamda azaldığı, ölümlü iş
kazaları noktasında da olumlu anlamda önemli mesafeler
aldığımız bir ülke hâline gelmiştir. Burada elimde
resmî istatistikler var; özellikle bunlardan birkaçını siz
değerli milletvekili arkadaşlarımla paylaşmak istiyorum:
2002 yılında Türkiyedeki iş yeri sayısı 727 bin,
2012de ise bu sayı 1 milyon 538 bin; yani Türkiyede iş yeri
sayısında son on yılda yüzde 111,4 civarında bir
artış olmuş, iş yeri sayısında 2,5 katlık
bir artış var. Çalışan sayısına
baktığımız zaman ise 2002 yılında 5 milyon 200
bin çalışan varken şu anda Türkiyede 12 milyon civarında
çalışanımız var. Yani çalışan sayısına
da baktığımızda, çalışan sayısında
yüzde 128,5 civarında bir artış olduğunu görürüz. 100 bin
işçide iş kazası oranına baktığınızda
ise yüzde 54,7 civarında bir azalma söz konusu. 100 bin işçide ölüm
oranına geldiğinizde ise yüzde 63,1 civarında bir azalma söz
konusu. Yani, özetle Türkiye büyüyor, üretim artıyor, çalışan
sayımızda 2,5 katlık artış var ama iş kazası
ve ölümlü iş kazası sayısında ise yüzde 54 ile yüzde 63,5
civarında bir azalma söz konusu.
Yine, bu kürsüden
sürekli dillendirilen bir konu, Türkiye'nin iş kazaları
noktasında Avrupada 1inci, dünyada ise 3üncü olduğuyla ilgili
yaklaşım. Çok açık ve net ifade ediyorum, 2008 Uluslararası
Çalışma Örgütünün ilan ettiği veriler üzerinden konuşuyorum
-sosyal güvenliği ve diğer verileri katmadan-
arkadaşlarımızın sürekli referans kullandığı
Dünya Çalışma Örgütünün verilerine göre Türkiyede 2002
yılında ölüm oranı yüz binde 16 iken 2012de yüz binde 6,2ye
gerilemiş. İş kazası sayısında ülkemiz dünyada
22nci sırada ve 2012 yılı verilerine göre de şu anda
Litvanya, Letonya ve Bulgaristandan da daha iyi bir noktaya gelmiş
durumda. Elbette ki almamız gereken mesafe var, elbette ki her bir iş
kazasıyla ilgili bir haber aldığımızda yüreğimiz dağlanıyor.
Ben inanıyorum
ki, bu yasanın tam anlamıyla uygulamaya geçmesiyle, güvenlik bilinci
noktasında farkındalık oluşturmasıyla birlikte,
hepimizin arzu ettiği daha çağdaş, yaşanılabilir ve
gerçekten ILO normlarının da üzerinde bir çalışma
ortamını hep birlikte sağlamış oluruz. Ben çok
açık ve net ifade ediyorum, çalışma hayatının
demokratikleşmesini, Türkiye'nin demokratikleşmesinden ayrı
olarak düşünmeyen ve çalışma hayatının
demokratikleşmesi noktasında da hayati adımları atan bir
Hükûmetiz, iktidarız. Ben ümit ediyorum ki bu yasal düzenlemeyle birlikte,
inşallah, iş kazaları Türkiye gündeminden çıkarılmış
olur diye düşünüyor ve bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Kaçar.
Lehinde, Kocaeli
Milletvekili Lütfü Türkkan. (MHP sıralarından alkışlar)
Buyurunuz
Sayın Türkkan.
LÜTFÜ TÜRKKAN
(Kocaeli) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet
Halk Partisinin grup önerisi olarak Türkiye Büyük Millet Meclisine sunduğu
işçi sağlığı ve güvenliğiyle ilgili
araştırma önergesi hakkında söz aldım. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Çalışan
insanın iş yerinde üretim araçlarını kullanarak bir görev
yapması, bir üretimi gerçekleştirmesi sırasında
çeşitli koşullarla karşı karşıya bulunması
meslek hastalıklarına yakalanmasına veya iş kazalarına
maruz kalmasına sebep olmaktadır. Günümüz endüstri çağında,
makine ile insan arasındaki artan ilişkiler, insana uyumlu çevre,
eşya, makine, ofis gibi fiziksel çevre birimlerinin yaratılması
çabalarını zorunlu kılmaktadır. Üretimin ana
unsurlarını oluşturan iş yeri ortamı, üretim
araçları ve çalışan insan, üretim süreci boyunca sürekli olarak
iletişim ve etkileşim içinde bulunmaktadır. Bunun sonucunda ise
çalışan insan açısından çeşitli sorunlar gündeme
gelmekte, iş yerinde çeşitli fiziksel ve kimyasal faktörler
çalışan insan üzerinde doğrudan ve dolaylı etkilere yol
açmaktadır. Doğrudan etkiler sonucunda kısa sürede zehirlenme,
uzun sürede ise meslek hastalığı gibi olaylar ortaya çıkmaktadır.
İş yerindeki olumsuz çalışma koşullarının
dolaylı etkileri iş kazaları şeklinde kendini
göstermektedir. İş kazalarının oluşmasında üretim
teknolojisi, üretim araçları, çevre koşullarının
yanında sosyolojik, psikolojik, fizyolojik etkenler gibi birçok etken rol
oynamaktadır.
Ayrıca,
insanın yapmakla yükümlü olduğu iş için gerekli ve yeterli
eğitimi görmemiş olması ya da yeterli beceri ve deneyim
kazanmamış olması, yaptığı işin kendisine
zor ya da sevimsiz görünmesi ve çalışanın kişilik
özellikleri dikkate alınmadan iş verilmesi nedeniyle işe uygun
işçi ya da işçiye uygun iş düzeni kurulmamış
olması güvensiz davranışlara kaynaklık etmekte ve iş
kazası nedenlerini ortaya çıkarmaktadır.
Çalışan
insanı etkileyen çevre koşulları geniş anlamda düşünüldüğünde,
işçinin aile yapısı ve sorunlarından oturduğu eve ve
beslenmesine, işe gelip gidişinde kullandığı
taşıt araçlarından yolun uzunluğuna kadar birçok etkeni
içermektedir. Ayrıca, iş yerindeki ücret ödeme biçimi, ücret düzeyi,
vardiya sistemi, işletme büyüklüğü ve yönetim şekli
çalışan insanın davranışlarını olumlu ya da
olumsuz yönde etkileyen etkenler arasında bulunmaktadır.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; günümüzde işçi
sağlığı ve güvenliği her geçen gün daha da kötüye
gitmekte, AKP iktidarının yanlış politikaları ve
uygulamaları, işçilerin yaşamında tehlike oluşturmaya
başlamaktadır. Hemen hemen her sektörde ölümlü ve yaralanmalı
kazaların günden güne artış göstermesi de bunun en somut
kanıtıdır. 2002 yılından 2011 yılının Ekim
ayına kadar geçen sürede 706.608 iş kazası meydana gelmiş,
bu kazalarda 15.961 işçi sürekli iş göremez hâle gelmiş,10.297
işçi de yaşamını yitirmiştir yani yılda ortalama
1.000 işçi iş kazaları sonucu yaşamını
yitirmiştir. Bakın, İstanbul İşçi
Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisinin
yayınladığı son rapor, bu felaketin görünmez boyutunu
gözler önüne sermektedir. Bu rapora göre, 2013ün ilk on ayında 1.017
işçi hayatını kaybetmiş, yalnız ekim ayında 7si
kadın olmak üzere en az 109 işçi yaşamını
yitirmiştir. Bu rapor sonuçları da göstermiştir ki Türkiyede
iş kazaları bir kaza değil, âdeta cinayettir. Peki Bu cinayetin
esas sorumlusu kimdir? derseniz yanlış politika, uygulamalar ve
denetimsizlikte ısrar eden Adalet ve Kalkınma Partisidir.
İktidarın yanlış politika ve uygulamaları sonucu
işçilerin yaşamı her geçen gün daha da kötüye gitmekte, iktidar
partisi işçi sağlığı ve güvenliğini hiçe
saymaktadır. Son dönemde yaşanan işçi ölümleri bunun en büyük
kanıtıdır. Günümüzde artık birçok işçi güvencesiz
çalıştırılarak tam anlamıyla sömürülmekte, güvensiz
bir şekilde çalıştırılarak telafisi mümkün olmayan
kazalara zemin hazırlanmakta, kalıcı hasar yaratan,
yaralanmalı, hatta ölümlü kazalar yaşanmaktadır. İstanbul
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği
Meclisinin yine aynı raporuna göre, 2013ün Ocak ayında 84 işçi,
Şubat ayında 61 işçi, Mart ayında 74 işçi, Nisan
ayında 74 işçi, Mayıs ayında 115 işçi, Haziran
ayında 105 işçi, Temmuz ayında 120 işçi, Ağustos
ayında 148 işçi, Eylül ayında 127 işçi ve Ekim ayında
da 7si kadın, 4ü çocuk olmak üzere 109 işçi yaşamını
yitirmiştir.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizde işçiler bir maliyet
unsuru olarak görülmektedir. İşçi sağlığı ve
güvenliği konusunda gerekli önlemler alınmadığı için
hayatlar bir bir son bulmaktadır. Kuralsız çalışma, iş
saatlerinin uzaması, gerekli güvenlik önlemlerinin alınmaması ve
kötü çalışma koşulları nedeniyle iş kazaları
sonucunda gelen ölümler her geçen gün artmaktadır. Üstelik tüm bunlar,
teknolojinin geliştiği, insan hayatını
kolaylaştıracak her türlü ürünlerin üretildiği bir yüzyılda
yaşanıyor. Sermaye sınıfının
ışıltılı dünyası işçilerin emeğiyle
daha bir parıldarken işçilerin hayatları kararmaktadır. Adalet
ve Kalkınma Partisi Hükûmeti, bağıra çağıra gelen
iş kazalarını kaderle, kısmetle açıklıyor. Oysa,
işveren örgütlerinin de itiraf ettiği acı gerçeklerden en
önemlisi, iş kazalarının yüzde 98inin, meslek
hastalıklarının da yüzde 100ünün önlenebilir oluşudur
ancak AKP Hükûmeti, uzatılan çalışma saatleriyle,
aşırı fazla mesaiyle, taşeronlaşmayla, ücretlerin
düşürülmesiyle, gerekli güvenlik önlemlerinin alınmamasıyla,
bizzat kendilerinin iş kazalarına yol açtıklarından söz
etmiyor.
Burada,
taşeronlaşmaya tekrar parmak basmak istiyorum. Taşeron
işçilerin ölümlü iş kazalarında kalan aileler perişan
olmaktadır, karşılarında tazminat alacak herhangi bir
muhatap bulamamaktadır. Dolayısıyla, Türkiye'nin gerçekten emek
sömürüsüne son vermesi için bu taşeronlaşmaya acilen son vermesi
gerekmektedir.
Sözlerime son
vermeden önce, işçilerimizin daha güvenli ve sağlıklı
ortamlarda çalışmasını, iş kazalarının ve
işçi ölümlerinin olmadığı bir iş hayatı
olmasını temenni ediyor, yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Türkkan.
Aleyhinde, Bolu
Milletvekili Ali Ercoşkun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Buyurunuz
Sayın Ercoşkun.
ALİ
ERCOŞKUN (Bolu) Evet, teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi grup
önerisi aleyhinde söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle sizleri
saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Evet, değerli
milletvekili arkadaşımızın bir grup milletvekiliyle
birlikte vermiş olduğu bir öneriyi şu anda görüşüyoruz ama
şöyle bir baktığım zaman, Değerli Milletvekilimiz
Bülent Tezcanın şu anda salonda olmadığını
görüyorum. Aslında, kendisi sözlerinde de bahsetti, Biz, en azından
bunun gündeme gelebilmesi veya bir kez daha hatırlanabilmesi
maksadıyla böyle bir konuyu açıyoruz. dedi, dolayısıyla
kendisine teşekkür ediyoruz. Evet, önemli bir konu iş kazaları,
taşeron işçiler de dâhil olmak üzere önemli bir gündem
oluşturuyor ve bu konuda Hükûmetimiz her türlü öneriye de açık,
yapılabilecek çalışmaları hep birlikte şekillendirmek
anlamında berber bir mesai verebiliriz.
Değerli
arkadaşlar, bildiğiniz gibi, gündemimiz belli. Bu gündem çerçevesinde,
her ne kadar bu öneriye saygı duysak da
katılmadığımızı bir kez daha ifade etmek
istiyorum.
Değerli
milletvekilimiz bir şeyin altını çizdi: Sayın
Başbakanı anlayamıyoruz. dedi.
RECEP ÖZEL
(Isparta) Ben anlamıyorum. dedi.
ALİ ERCOŞKUN
(Devamla) Ben düzelteyim, Ben anlamıyorum. dedi.
Evet, nereye
gitseniz, dünyanın neresine giderseniz gidin, Arabistandaki bir taksi
şoförü anladı, Belçikadaki bir manav anladı, Amerikadaki bir
tüccar anladı ama hâlâ Cumhuriyet Halk Partisi anlayamadı, eğer
böyle giderse de anlamaya pek niyetleri yok diyorum.
Ben hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
"Bravo" sesleri, alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Ercoşkun.
Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu önerisini oylarınıza sunuyorum
MUHARREM
İNCE (Yalova) Karar yetersayısı
BAŞKAN
Arayacağım efendim.
Grup
önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı yok.
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) Zorlamayın, yok, zorlamayın.
BAŞKAN
Elektronik cihazla oylama yapacağız.
MUHARREM
İNCE (Yalova) Sayın Başkan, Yok. diyorsanız niye süre
verdiniz, onu anlayamadım.
BAŞKAN
Kâtip üyeler arasında anlaşmazlık oldu Sayın İnce,
var diye ısrar ediyorlar.
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Burdur) Niye anlaşamıyorlar?
MUHARREM
İNCE (Yalova) Arkadaşların matematiği
kaçmış lisedeyken?
BAŞKAN
- Bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Karar yeter sayısı yoktur.
On
dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 17.28
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 17.43
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Muhammet Bilal MACİT
(İstanbul), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)
----- 0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 18inci
Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu önerisinin oylamasında karar yeter sayısı
bulunamamıştı. Şimdi öneriyi tekrar oylarınıza
sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım. Bunun
için de bir dakika elektronik cihazla oylama yapacağım.
(Elektronik cihazla
oylama yapıldı)
BAŞKAN Karar
yeter sayısı vardır, kabul edilmemiştir.
İç Tüzükün
37inci maddesine göre verilmiş bir doğrudan gündeme alınma
önergesi vardır, okutup işleme alacağım ve daha sonra
oylarınıza sunacağım.
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI (Devam)
C) Önergeler
1.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulunun, (2/1675) esas numaralı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin
İnfazı Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin doğrudan gündeme alınmasına
ilişkin önergesi (4/127)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
(2/1675) esas
numaralı Kanun Teklifimin İç Tüzük 37nci maddeye göre doğrudan
Genel Kurul gündemine alınmasını saygılarımla arz
ederim.
Mustafa Sezgin Tanrıkulu
İstanbul
BAŞKAN Teklif sahibi olarak İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu.
Buyurunuz, Sayın Tanrıkulu.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul)
Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; gerçekten de insan
vicdanını sızlatan ve insanlığı olan herkesin bu
Meclis kürsüsünde, bu Meclis çatısı altında kulak vermesi gereken
bir meseleye değiniyorum; sizden ricam, partili kimliklerimizin
dışında bu konuyu dinlemeniz.
Değerli arkadaşlar, (2/1675) sayılı
Yasa Teklifinde tutuklu ve hasta hükümlüleri çok yakından ilgilendiren
bir konu var. Bugün yaklaşık
(Gürültüler)
Sayın Başkan, bir Genel Kurulu
BAŞKAN Buyurunuz, siz devam ediniz.
Sayın milletvekilleri, biraz sessiz olursanız
konuşmayı daha iyi duyabileceğiz.
Buyurunuz Sayın Tanrıkulu.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) Değerli
arkadaşlar, sizin umursamadığınız, dikkate
almadığınız ve her gün insanların cezaevinde
öldüğü bir konuyla ilgili konuşuyorum. Bugün, cezaevlerinde 3
Kasım 2013 tarihi itibarıyla 162si ağır olmak üzere 544
tutuklu ve hükümlü hasta var. Bunlarla ilgili düzenleme yetersiz. Adli
Tıbbın tekeli var, Adli Tıbbın onayı olmadan bir hasta
hükümlünün, bir hasta tutuklunun dışarıda tedavi edilmesi mümkün
değil, Adli Tıptan da rapor almak mümkün değil. Herhangi bir
biçimde bir tutuklu veya hükümlünün hastaneye ulaşması, oradan Adli
Tıbba ulaşması büyük bir zaman kaybı ve büyük bir eziyet.
Bugün, Metris Cezaevinde bekleyen onlarca hasta tutuklu ve hükümlü var;
sırasını beklemeye çalışan, zor koşullarda kalan.
Bu tutuklu ve hükümlülerin sorunu bu Meclisin vicdan sorunudur. Onları
orada o hâlde bırakamayız. Dolayısıyla, bugün Türkiyede
onlarca eğitim ve araştırma hastanesi var, bugün Türkiyede
onlarca tıp fakültesi var, hepsi bu raporları vermeye ehildirler ve
yeterlidirler. Dolayısıyla, yasada, Ceza infaz Yasasının
16ncı maddesinde değişiklik yapılması lazım ve
Adli Tıbbın tekelinin kaldırılması lazım.
Değerli arkadaşlar, burada dördüncü yargı
paketiyle yine bir değişiklik yapıldı ve Durum
düzeltildi. denildi ama daha kötüye götürüldü. Bugün Adli Tıp rapor verse
bile, onay verse bile hasta olduğu tespit edilen hükümlü ve tutuklunun
tahliye edilmesi cumhuriyet başsavcısından Topluma zararlı
değildir. raporunu almasına bağlı. Bu nedenle
cezaevlerinde bekleyen onlarca tutuklu ve hükümlü var. Haklarında Adli
Tıbbın olumlu rapor vermesine karşın cumhuriyet
başsavcılarının rapor vermediği, izin vermediği
onlarca tutuklu ve hükümlü var cezaevlerinde bekleyen. Bu nedenle, teklifimizin
gündeme alınması gerekir. Bilhassa soruyorum değerli
arkadaşlar sizlere, gerçekten: Bu umursamazlık, bu tabloyu izleyen
yurttaşlarımız sizlerin insan haklarına, sizlerin
özgürlüklere ve sizlerin çok dillendirdiğiniz çözüm sürecine olan
duyarlılığınızı da şimdi görüyorlardır,
gerçekten görüyorlardır. Eğer gerçekten demokrasiye
inanıyorsanız, gerçekten bu Mecliste mutabakata inanıyorsanız,
gerçekten sorunların diyalogla çözümüne inanıyorsanız gelin,
burada, bu sorunun çözümü noktasında, her inancın, her fikrin ve her
siyasal düşüncenin veya düşüncesi olmayanların sorunu olan bu
sorun konusunda ortaklaşalım. Eğer bugüne kadar doğru yapmışsanız
bizim önergelerimizi dikkate almayarak bugün de yanlış yapın,
eğer bugüne kadar yanlış yaptıysanız bu sefer de
doğru yapın. Bu öneriyi gündeme aldıralım ve beraber, ortaklaşarak
tutuklu ve hükümlülerin sorunlarının bu Meclis çatısı
altında çözülebileceği noktasında bir adım atalım.
Sayın
Başbakan üç gün önce Diyarbakırda birçok laf söyledi, gerçekten ama
demokrasiyle ilgili, özgürlüklerle ilgili tek bir cümle etmedi, tek bir cümle.
Ne yapacağı konusunda hiçbir şey söylemedi. Açın, okuyun,
tek bir cümle etmedi değerli arkadaşlar. Size somut fırsat.
Bakın, bu Mecliste ben sizlere çok fırsat tanıdım, hepsini
reddettiniz, tümünü reddettiniz. Size bir fırsat daha: Hasta olan, ölüm
döşeğinde olan tutuklu ve hükümlülerin sorunları
bakımından bu yasa teklifini gündeme alalım, eksiği varsa
beraber tamamlayalım, eksikleri giderelim ve yol açalım.
Bakın,
Sayın Cumhurbaşkanına buradan sesleniyorum: Önceki
Cumhurbaşkanı hasta olan, ölüm döşeğinde olan 270 hasta ve
tutukluyu affetmişti.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
MUSTAFA SEZGİN
TANRIKULU (Devamla) Sayın Gülün affettiği hasta sayısı
ise 30, sadece 30. Böyle, yetkilerini, aynı zamanda, ideolojik kullanan
başka bir yapı da var.
Teşekkür
ediyorum duyarlılığınız için. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Tanrıkulu.
Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba
Buyurunuz
Sayın Ağbaba. (CHP sıralarından alkışlar)
VELİ
AĞBABA (Malatya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, cezaevlerinin problemleri çok. Cezaevinde yatan normal
hastaların, cezaevinde yatanları ziyarete giden ailelerin
problemlerini sürekli dile getiriyoruz. Ancak, maalesef, bu konuyla ilgili bir
çözümü Meclis hâlâ üretebilmiş değil.
Değerli
milletvekilleri, cezaevlerine girer girmez çıplak aramaya tabi
tutuluyorsunuz. Dünyada örneği var mı bilemiyorum, ilk girer girmez
mahkûmlara, daha suçları kesinleşmeden, daha suçlu olduklarına
mahkeme karar vermeden ilk cezayı cezaevi yönetimleri veriyor. Çıplak
gerçekle karşılaşıyor mahpuslar. Çıplak arama, onursuz
arama, keyfî aramayı bütün cezaevlerinde maalesef görmek mümkün.
İnsan olan herkesin utanması gereken bir durum.
Ardından,
cezaevine giriyorsunuz, mahkûmlar cezaevinin tipine göre sorunlarla
karşılaşıyorlar. Kimi cezaevlerinde 10 kişilik
koğuşlarda 20-30 kişi üst üste yatıyor, nöbetleşe
uyuyor, nöbetleşe nefes alıyor. Bazı insanlar yoğunluktan,
kimisi tuvaletin önünde, kimisi kanalizasyon boruları üzerilerine
damlarken yatmaya çalışıyor. Kimi cezaevinde ölümüne tecrit var,
ölümüne insansızlaştırma var. F tipi, işsiz işkence,
sessiz ölüm. İnsanları yalnızlaştırarak
cezalandırıyorlar. Bunun yanında, sağa dönsen suç, sola
dönsen suç, konuşsan suç, keyfî disiplin cezalarıyla mahkûmlar
cezalandırılıyor.
Değerli
arkadaşlar, yani kısacası, bütün cezaevleri hastalık
üretiyor ve uygulanan politikalar sonucunda önümüzde bir problem duruyor. Belki
cezaevlerinin en can alıcı sorunu, belki cezaevlerinin en
yakıcı sorunu hasta mahpuslar meselesi. Hasta mahpuslar için her
şey sorun değerli arkadaşlar. Önce hasta olduklarını
kanıtlamak zorundalar, hasta olduklarını kanıtlayınca
sevk problemi yaşanıyor. Daha geçtiğimiz hafta Adana Cezaevinde
bir çocuğun parmağı kırılıyor, hasta
olduğunu kanıtlayabilmek için, sevk olabilmek için uğraşıyor
ve bir buçuk ay sonra sevk oluyor ama parmağı kaynamış.
Değerli
arkadaşlar, hasta olup sevk olunca ring var ring. O ringe binen hastalar
diyorlar ki: Allah kimseyi ringe bindirmesin, Allah kimseyi bu ringe muhtaç
etmesin. Birçok hasta mahpus, o ringe binmemek için hastaneye gitmiyor. Her
şeye rağmen doktora giderseniz eğer doktor Hükûmetin emrinde bir
doktorsa maalesef kelepçeli muayeneyi dayatıyor. Kelepçeli muayene
dışında -örnekleri mevcut- kelepçeli olarak ameliyat edilen
hasta mahpuslar var.
Değerli
milletvekilleri, hasta mahpusların cezaevinden çıkmalarının
tek bir yolu var, o da ölüm maalesef. Hem de Başbakan son günlerde diyor
ya Cezaevlerini boşaltacağız. Herhâlde cezaevlerini
insanları öldürerek boşaltacak.
Değerli
arkadaşlar, biz CHP Cezaevi Komisyonu olarak Hasta Mahpuslar Raporunu
hazırladık, Sayın Nurettin Demir ve Sayın Özgür Özelle.
Hasta mahpuslar için en büyük problem değerli milletvekilleri, hasta
mahpuslar için en büyük problem, önlerindeki en büyük engel Adli Tıp
Kurumu. Adli Tıbbı tanımanız için size bir örnek vermek
istiyorum.
Değerli
arkadaşlar, kamuoyunun yakından tanıdığı bir
hasta mahpus Fatih Hilmioğlu. Silivri Cezaevinde karaciğer kanseri,
şeker, böbrek tahribatı gibi ağır hastalıklarla
yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Fatih
Hilmioğlu hakkında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi -Türkiyenin en
önemli üniversitelerinden biri- 3 kez rapor veriyor, diyor ki: İleri
derecede siroz, kanser başlangıcı var, cezaevi
şartlarında kalırsa ölür. Peki, bunu kim duyuyor değerli
milletvekilleri? Maalesef Adli Tıp duymazdan geliyor. Bu yıl gündeme
getirdik, Cumhurbaşkanına kadar gündeme getirdik. 18 Şubat
2013te Adli Tıbba Fatih Hilmioğlu başvuru yapıyor.
Değerli
milletvekilleri, Adli Tıptan dokuz aydan beri tek bir kelime cevap yok
çünkü cevap veremez, cevap vermeye korkuyor çünkü, maalesef, Adli Tıp
Hükûmetin emrinde olan bir kurum.
Değerli
milletvekilleri, Fatih Hilmioğlu maalesef şu anda ölümü bekleyen bir
hasta mahpus ve maalesef bunu duyan yok, duyan vicdanlı insanlar yok
maalesef bizim dışımızda.
Değerli
arkadaşlar, eğer bu Mecliste vicdan varsa 162si ölümcül 544
ağır hasta için Adli Tıp Kurumunu aradan kaldırır ve
raporları sadece üniversite hastanelerinin vermesi yönünde bir düzenleme
yapar. Bu konuda, vicdan varsa, eğer hâlâ hasta mahpuslara karşı
birazcık vicdanınız varsa bu maddeyi değiştirmenizi
sizden rica ediyorum.
Teşekkür
ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Ağbaba.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Şimdi,
gündemin Sözlü Sorular kısmına geçiyoruz.
VIII.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI (x)
1.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, Ardahan ve ilçe belediyelerinin et taşıma aracı
ihtiyacına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru
önergesi (6/119) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı
Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
2.- Kahramanmaraş Milletvekili
Mesut Dedeoğlunun, aşırı yağışlardan zarar
gören çiftçilerin mağduriyetine ve sebze fiyatlarına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1139) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
3.- Adana Milletvekili Ali
Halamanın, Adanada don olayları nedeniyle zarar gören üreticilerin
mağduriyetlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1140) ve Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
4.- Adana Milletvekili Ali
Halamanın, kaçak et ticaretine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1160)
ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi
Eker'in cevabı
5.- Adana Milletvekili Ali
Halamanın, Tarım Sigortası Kanununa ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1161) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı
Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
6.- Tekirdağ Milletvekili Emre
Köprülünün, Çorludaki angus çiftliğinin çevreye verdiği zararlara
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1170) ve Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
7.- Kahramanmaraş Milletvekili
Mesut Dedeoğlunun, tarım sigortası kapsamının
genişletilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1197) ve Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
8.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, Iğdır hayvan pazarının altyapı sorununa
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1204) ve Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
9.- Adana Milletvekili Ali
Halamanın, Adana ve ilçelerinde şiddetli yağışlardan
etkilenen çiftçilerin mağduriyetine ve alınacak önlemlere
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1245) ve Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
10.- Ankara Milletvekili Zühal
Topcunun, GDOlu ürünlere ilişkin sözlü soru önergesi (6/1251) ve
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
11.- Kocaeli Milletvekili Mehmet
Hilal Kaplanın, Kandırada yoğurt üretimine teşvik
verilmesine ve hindi üretim çiftliği kurulmasına ilişkin sözlü
soru önergesi (6/1269) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
12.- Niğde Milletvekili
Doğan Şafakın, çiftçilere ödenen ürün desteğinin
gecikmesine ve yaşanan mağduriyete ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1280) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet
Mehdi Eker'in cevabı
13.- Adana Milletvekili Ali
Halamanın, Adana ve ilçelerindeki üreticilerin mağduriyetine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1284) ve Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
14.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Balıkçılık ve Su Ürünleri
Genel Müdürlüğünde; su ürünleri mühendisi ve teknikeri ile balık
teknolojisi mühendisi istihdam edilmesine ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1306) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet
Mehdi Eker'in cevabı
15.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, bir köy yolunda bulunan meranın köy
tüzel kişiliğine tahsis edilmesine ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1322) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet
Mehdi Eker'in cevabı
16.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Gavur Gölü mevkiindeki tarım
işletmeleri ve arazilerinin su tahliyesinden kaynaklanan sorunlara
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1323) ve Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
17.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Pazarcık ilçesinde bazı köylere
sulama kanalı yapılıp yapılmayacağına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1324) ve Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
18.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Kahramanmaraş ilçe tarım
müdürlüklerinin bina ve personel ihtiyacına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1351) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı
Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
19.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Amik Ovası sulama kanalı
inşaatına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1352) ve Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
20.- Giresun Milletvekili
Selahattin Karaahmetoğlunun, TMOnun stoklarında bulunan
fındığın FİSKOBİRLİKe satışı
konusunda yeni bir kararname hazırlanmasına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1358) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı
Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
21.- Ankara Milletvekili Aylin
Nazlıakanın, Ankaradaki tarım alanlarına ve kredi borcu
olan çiftçi sayısına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1362) ve
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
22.- Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcının, deprem sonrasında Vanın bazı
ilçelerindeki hayvan yetiştiricilerine yem desteği
yapılmamasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1364) ve Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
23.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, nişasta bazlı şeker
kullanımı ve ithalatına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1378) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet
Mehdi Eker'in cevabı
24.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Kahramanmaraşa kontrol
laboratuvarı kurulmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1379) ve
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
25.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, tarımsal kredilerin yeniden
yapılandırılmasına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1389) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet
Mehdi Eker'in cevabı
26.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, Ardahandaki çiftçilerin mazot ve gübre paralarının
ödenmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1404) ve Gıda, Tarım
ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
27.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, Kars Yem Fabrikasının özelleştirilmesine, et
kombinasının kapatılmasına ve yün işleme
fabrikası ihtiyacına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1405) ve
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
28.- Adana Milletvekili Ali
Halamanın, Bakanlık ve bağlı kuruluşlarınca
çıkarılan dergilere ilişkin sözlü soru önergesi (6/1451) ve
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
29.- Adana Milletvekili Ali
Halamanın, buğday ve ekmek fiyatlarına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1457) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı
Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
30.- Adana Milletvekili Ali
Halamanın Bakanlık ve bağlı kuruluşlarda çıkan
dergilere ilişkin sözlü soru önergesi (6/1527) ve Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
31.- Tokat Milletvekili Reşat
Doğrunun, 2011 yılı itibarıyla yapılan hayvan
ithalatına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1565) ve Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
32.- Adana Milletvekili Ali
Halamanın, Adana ve ilçelerindeki süt fiyatlarına ilişkin sözlü
soru önergesi (6/1592) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
33.- Adana Milletvekili Ali
Halamanın, Adanadaki çiftçilere destekleme çerçevesinde yapılacak
ödemelere ilişkin sözlü soru önergesi (6/1593) ve Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
34.- Balıkesir Milletvekili
Haluk Ahmet Gümüşün, Doğu Anadolu Bölgesinin afet bölgesi ilan
edilmesine ve çiftçilere tarım sigortası fonundan destek verilip
verilmeyeceğine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1611) ve Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
35.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, Ardahanda canlı hayvan ve et ithalatının
durdurulmasına yönelik çalışmalara ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1642) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı
Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
36.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, Ardahanda hayvancılığın desteklenmesine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1643) ve Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
37.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, borçlanma yolu ile verilen ineklerde çıkan bazı
hastalıklar nedeniyle besicilerin yaşadığı sorunlara
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1663) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
38.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, Kars Sarıkamıştaki bir köyde göldeki balık
zehirlenmelerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1667) ve Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
39.- Niğde Milletvekili
Doğan Şafakın, bazı illerimizdeki patates üreticilerinin
pazar sorununa ilişkin sözlü soru önergesi (6/1668) ve Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
40.- Tunceli Milletvekili Kamer
Gençin, Konyada bir sulama kooperatifi başkanının görevden
alınıp yerine kayyım atanmasına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1677) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı
Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
41.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, sıfır faizli büyükbaş
hayvancılık kredisine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1701) ve
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
42.- Giresun Milletvekili
Selahattin Karaahmetoğlunun, fındık üretimine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1707) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
43.- Giresun Milletvekili Selahattin
Karaahmetoğlunun, fındık alan bazlı gelir desteği ve
doğrudan gelir desteği ödemelerine ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1708) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet
Mehdi Eker'in cevabı
44.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, Posofda bir köyde yaşanan balık ölümlerine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1772) ve Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
45.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, Iğdırda hayvancılığın
desteklenmesi için yapılan yardımlara ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1809) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet
Mehdi Eker'in cevabı
46.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, Ağrıda hayvancılığın desteklenmesi
için yapılan yardımlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1810) ve
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
47.- Yozgat Milletvekili Sadir
Durmazın, jeotermal kaynakları sera amaçlı kullanan
işletmelere ilişkin sözlü soru önergesi (6/1821) ve Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
48.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, sebze ve meyvelerin ambalajlı olarak satılabilmesi için
çiftçilere yardım yapılmasına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1823) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet
Mehdi Eker'in cevabı
49.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, Ardahanda çiftçilere Devlet destekli zirai alet
dağıtımına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1827) ve
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
50.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, insan sağlığını
tehdit eden ürünlerin denetimine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1850) ve
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
51.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, canlı hayvan ve et ithalatına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1865) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı
Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
52.- Tokat Milletvekili Reşat
Doğrunun, Bakanlıkta görev yapan tütün teknolojisi mühendislerinin
özlük haklarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1872) ve Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
53.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, Muştaki tütün çiftçilerinin mağduriyetine ilişkin
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1905) Cevaplanmadı
54.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, Muşta 2010-2012 yılları arasında kredi
kullanan çiftçilere ilişkin sözlü soru önergesi (6/1907) ve Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
55.- İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzelin, Tarımsal Yayımı Geliştirme
Projesi kapsamında yapılacak personel alımına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1927) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
56.- Ankara Milletvekili Aylin
Nazlıakanın, Ankarada büyük ve küçükbaş hayvan
sayısına ve hayvancılığa verilen destek miktarına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1929) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
57.- Ankara Milletvekili Aylin
Nazlıakanın, 2011ve 2012 yıllarında tarımsal
sulamadan doğan elektrik borçlarına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1933) ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet
Mehdi Eker'in cevabı
58.- Adana Milletvekili Ali
Halaman'ın, zirai kredilere ve küçükbaş hayvan yetiştiricilerine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1941) ve Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
59.- Gaziantep Milletvekili Mehmet
Şeker'in, Bakanlığın kurumsal kimliğinin
oluşturulmasına yönelik harcamalara ilişkin Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1957) Cevaplanmadı
60.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, Ardahana yapılacak yeni yatırımlara ilişkin
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru
önergesi (6/2045) Cevaplanmadı
61.- Tokat Milletvekili Reşat
Doğrunun, kurbanlık hayvan ithalatına ilişkin Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi
(6/2065) Cevaplanmadı
62.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, Van ilinin tarım alanındaki sorunları ve çözüm
önerilerine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanından sözlü soru önergesi (6/2085) Cevaplanmadı
63.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, Van ilinde hayvancılığın sorunlarına ve
yerli üretimin desteklenmesine ilişkin Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi (6/2086)
Cevaplanmadı
64.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, Doğu Anadolu Bölgesindeki illerde yapılan denetimlere
ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanından
sözlü soru önergesi (6/2101) Cevaplanmadı
65.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, Çıldır Gölünde üretilen ıstakozun ülke ekonomisine
kazandırılmasına ilişkin Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi (6/2103) Cevaplanmadı
66.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, Ardahandaki çiftçilere hibe destekli süt sağım
makinesi ve jeneratör verilmesine ilişkin Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanından sözlü soru önergesi (6/2105)
Cevaplanmadı
67.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, Şırnakta arıcılık faaliyetlerinin
desteklenmesine ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanından sözlü soru önergesi (6/2108) Cevaplanmadı
BAŞKAN
Sunuşlar bölümünde belirttiğim sözlü soru önergelerini
cevaplandırmak üzere Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanı Sayın Mehmet Mehdi Ekeri kürsüye davet ediyorum.
Buyurunuz
Sayın Eker. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Siz belirtirseniz
soru sahiplerini memnun oluruz.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bugün 67 soru önergesinin
cevaplarını sizlere arz edeceğim. Bunlardan 1 tanesi
İçişleri eski Bakanı Sayın İdris Naim Şahine
sorulan (6/119) esas numaralı sözlü soru önergesidir, 66 adedi de Türkiye
Büyük Millet Meclisinin gündemindeki Bakanlığımız ile
ilgili olan önergelerdir.
Cevaplandıracağım
66 adet sözlü soru önergesinin 23 adedi Ardahan Milletvekili Sayın Ensar
Öğüte, 12 adedi Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Mesut
Dedeoğluna, 11 adedi Adana Milletvekili Sayın Ali Halamana ve 20
adedi de diğer, isimlerini biraz sonra zikredeceğim 13 farklı
sayın milletvekiline aittir.
Cevapları
benzer soru içeren önergelere birleştirmek suretiyle cevap vereceğim.
Sayın Başkan, bunu arz ediyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; önerge sahibi Sayın Ensar
Öğütün İçişleri eski Bakanı Sayın İdris Naim
Şahine yöneltmiş olduğu (6/119) esas numaralı önergeyi
gündemin ilk sırasındaki önerge olması hasebiyle
cevaplandıracağım.
Sayın
Öğütün Ardahan il ve ilçe belediyelerinin et taşıma aracı
ihtiyacına ilişkin soru önergesiyle ilgili olarak, Ardahan ilimizde
mezbaha hizmetleri belediye sınırları içerisinde Ardahan
Belediye Başkanlığı denetiminde özel sektör tarafından
yerine getirilmektedir. Mezbaha hizmetlerinin iyileştirilmesi ve eksikliklerin
giderilmesi konusunda da gerekli uyarılar yapılmaktadır.
İçişleri Bakanlığınca Ardahan ilimize bağlı
ilçe belediyelerine et taşıma aracı alımı ihtiyaca
göre planlamaya alınacaktır.
Önerge sahibi
Sayın Dedeoğlunun (6/1139) ve (6/1197) ile Sayın
Halamanın (6/1140), (6/1161) ve (6/1245) esas numaralı önergeleri.
Sayın milletvekillerimizin önergelerindeki sorular benzer hususları
içerdiğinden birlikte cevap vereceğim.
Sayın
Dedeoğlunun ülke genelinde fırtına ve aşırı
yağışlar nedeniyle zarar gören çiftçilerimizin desteklenmesi ve
Sayın Halamanın Adanada meydana gelen don ve
yağışlar ile ilgili yapılan çalışmalar
hakkındaki sorularına ilişkin olarak, 2012
yılının tamamında 2013 yılında ise
Ocak-Ağustos döneminde 81 ilimizde çeşitli doğal afetler
nedeniyle zarar gören üreticilerimizin Ziraat Bankası ve tarım kredi kooperatiflerine
olan borçları, farklı tarihlerde çıkarılan Bakanlar Kurulu
kararları ile bir yıl ertelenmiş olup bu erteleme
fırtına, aşırı yağış, sel ve su
baskını ile don kapsamında zarar gören üreticilerimizi de
kapsamaktadır.
Sel ve don afeti
tarım sigortaları kapsamında yer almaktadır. Adanada ve
diğer illerimizde sigortasını yaptıran üreticilerin, hasar
tespitleri sonucu belirlenen tazminatları ödenmektedir. Adanada
Sayın Halamanın soru önergesinde bahsettiği don
olayının meydana geldiği 1/1/2012 ila 23/2/2012 tarihleri
arasında don riskinden dolayı meydana gelen hasar nedeniyle
TARSİMe toplam 215 adet hasar ihbarında bulunulmuştur. Bu
ihbarlara yönelik yapılan tespitler sonucunda 856 bin TL hasar
tazminatı ödenmiştir.
Yine, Sayın
Halamanın, Adana ve ilçelerinde meydana gelen yağışlar
nedeniyle tarım alanlarında oluşan zararlara ilişkin
sorusuyla ilgili olarak, Adana ilimizde tarım sigortası yaptıran
üreticilerden 2012 yılı içerisinde sel ve su baskını
riskinden dolayı meydana gelen hasar nedeniyle TARSİMe toplam 135
adet hasar ihbarında bulunulmuştur. TARSİM eksperleri
tarafından yapılan hasar tespitleri sonucuna göre toplam 14.373 TL
hasar ödemesi yapılmıştır. Adana ilinde 2012
yılında tarım sigortaları kapsamında üreticilerimize
toplam 7,6 milyon TL poliçe desteği sağlanmış ve 5,6 milyon
TL hasar ödemesi yapılmıştır.
Sayın Halaman
ve Sayın Dedeoğlunun tarım sigortaları uygulamalarına
yönelik sorularına ilişkin olarak, devlet destekli tarım
sigortası uygulamaları 2006 yılında ilk kez
başlatılmış olup poliçe bedelinin yüzde 50si devlet
tarafından karşılanmaktadır. Devlet destekli tarım
sigortası uygulamalarının kapsamı her geçen yıl
genişletilmektedir. Sigorta kapsamının genişletilmesi
yönünde, başta Hazine Müsteşarlığımız olmak üzere
ilgili kurum ve kuruluşlarla iş birliği içerisinde de
çalışmalar yürütülmektedir. Uygulanması diğer sigorta
türlerine göre oldukça zor olan tarım sigortalarında uygulamanın
başladığı 2006 yılından bugüne kadar önemli bir
gelişme yaşanmıştır. 2006 yılından 2013
yılı Ekim ayı sonuna kadar geçen sürede toplam 3,4 milyon adet
sigorta poliçesi kesilmiş, 994 milyon TL prim desteği, 1 milyar TL
hasar tazminatı ödemesi yapılmıştır. Üreticilerin,
Çiftçi Kayıt Sistemi ve bu sisteme entegre diğer
kayıtlarını her yıl güncellemeleri ve bu çerçevede
sigortalarını yaptırmaları, uygulamada sorun
yaşamamaları açısından önemlidir.
Sayın
Dedeoğlunun, yaşanan olumsuz hava şartları nedeniyle
-yaşanan doğal afetlerden dolayı- sebze fiyatlarının
artması ve bunun meyve sebze ihracatına olan etkisine yönelik
sorularıyla ilgili olarak, ürün fiyatları serbest piyasa
şartlarında arz-talep dengesine göre oluştuğundan
Bakanlığımızın ürün fiyatlarına herhangi bir
müdahalesi bulunmamaktadır. Doğal afetler ve kötü hava
şartları, tarımsal ürünlerin piyasaya arzını ve
kalitesini kısa dönemlerde olumsuz etkileyebilmekte ve geçici fiyat
dalgalanmalarına neden olabilmektedir.
Ancak, genel
olarak, ülkemizin meyve sebze üretiminde ve ihracatında son yıllarda
önemli artışlar yaşanmıştır. TÜİK verilerine
göre toplam meyve ve sebze üretimimiz 2010 yılında 42,6 milyon ton
iken, 2012 yılında 45,8 milyon tona yükselmiştir. Yine TÜİK
verilerine göre meyve ve sebze ihracatımız -kuru meyveler dâhil- 2010
yılında 2 milyon 464 bin ton, parasal değeri 2,4 milyar dolar;
2012 yılındaysa 3 milyon 490 bin ton, parasal değeri 4,4 milyar
dolar olarak gerçekleşmiştir.
Önerge sahibi
Sayın Halamanın (6/1160) esas no.lu sınırlarda yakalanan
kaçak ete ilişkin önergesi: 5996 sayılı Kanun ile canlı
hayvan ve hayvansal ürün kaçakçılığıyla ilgili
caydırıcı önlemler alınmıştır.
Bakanlığımız, Genelkurmay Başkanlığı,
Millî Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı
ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile iş birliği
içerisinde canlı hayvan ve hayvansal ürün
kaçakçılığının önlenmesi konusunda ortak
çalışmalar yapılmakta, her türlü denetim ve kontrol
mekanizmaları yoğun bir şekilde yürütülmektedir. Özellikle
sınırlarda bulunan il valilikleri, illegal giriş ve
çıkışların, geçişlerin önlenmesi amacıyla gerekli
tedbirlerin alınması konusunda
talimatlandırılmaktadır. Yapılan denetim ve kontrollerde
kaçakçılıkla ilgili bir durum tespit edilmesi hâlinde ürün ve ürün
sahipleri hakkında ilgili kanunlar gereğince işlem
yapılmaktadır. Canlı hayvanlarda ise bunlara el konulmakta ve en
yakın kesimhanede kestirilerek mülkiyeti kamuya geçirilmektedir. Kaçak
getirilen canlı hayvan ve ürünler piyasaya
dağıtılmışsa, sahibi tarafından toplattırılmakta
ve 5 bin TL de idari para cezası ayrıca verilmektedir.
Sınır
kapılarında tespit edilen kaçak canlı hayvan veya hayvansal
ürünlerin sorumluluğu Gümrük ve Ticaret Bakanlığı görev
alanında olduğundan bu kapsamdaki veriler de ilgili bakanlıkta
bulunmaktadır.
Et
fiyatlarındaki artış ve bunun engellenmesine yönelik
çalışmalara ilişkin sorulara ilişkin olarak, et
fiyatlarının yüksek olduğu iddiaları doğru değil.
Bakanlığımızca et fiyatları günlük olarak takip
edilmekte, bu kapsamda 26 Nisan 2010 tarihinde ortalama 16,13 TL olan dana
karkas fiyatı 18 Kasım 2013 tarihi itibarıyla 16,28 TLdir. 26
Nisan 2010da Ankara iline ait marketlerde ortalama kıyma fiyatı 24,24
TL/kg, kuşbaşı fiyatı 27,29 TL/kg iken, Ankara iline ait
marketlerde 18/11/2013 tarihli ortalama kıyma fiyatı 23,22 TL/kg,
kuşbaşı fiyatı 25,14 TL/kg olarak belirlenmiştir. Et
ve Süt Kurumu tarafından satılan kıyma fiyatı 18,5 TL/kg,
kuşbaşı fiyatı ise 23 TL/kgdır.
Hayvancılık
alanında uygulanan etkin politikalar, verilen önemli miktarlardaki
destekler ve yapılan yatırımlar sayesinde son yılarda
sektörde önemli gelişmeler sağlanmış ve et
fiyatlarındaki dalgalanmaların önüne geçilmiştir. Bu kapsamda
yapılan çalışmaların bazıları şu
şekildedir:
Hayvancılığa
önemli destekler sağlanmakta, 2002 yılında 83 milyon TLden
ibaret olan hayvancılık desteği 2013 yılı Ekim
ayı sonu itibarıyla yani on aylık ödemesi 2,3 milyar TLdir.
Yıl sonunda bu rakam 2,5 milyar TLye ulaşacaktır.
Ziraat Bankası
ve Tarım Kredi Kooperatiflerince çiftçilerimize 1 Ağustos 2010
tarihinden bugüne kadar
yaklaşık 7,3 milyar TL faizsiz kredi
kullandırılmıştır.
Et ve sütte fiyat
dalgalanmalarının olumsuz etkilerinin ortadan
kaldırılması, üreticinin korunup gelirinin
artırılması ve piyasada istikrarın sağlanması
amacıyla EBK yeniden yapılandırılmış ve Et ve Süt
Kurumu Genel Müdürlüğü kurulmuştur.
Önerge sahibi
Sayın Köprülünün (6/1170) esas numaralı Çorludaki angus
çiftliğinin çevreye verdiği zararlara ilişkin önergesi: 5996
sayılı Yasa çerçevesinde hayvancılık işletmelerinin
çevre sağlığına olan etkileri açısından
Bakanlığımızın sorumluluğu, hayvan
hastalıklarının yayılmasının önlenmesiyle
ilgilidir. Hayvancılık işletmelerinde oluşan katı ve
sıvı atıklar ile koku gibi çevresel etkiler 2872 sayılı
Çevre Kanunu gereğince Çevre ve Şehircilik
Bakanlığımızın sorumluluk alanındadır. Bu
kapsamda ihtiyaç ve talep olduğu durumlarda
Bakanlığımız il müdürlüklerince görev alanı içerisinde
çevre ve şehircilik il müdürlüklerine gerekli destek de sağlanmaktadır.
Önerge sahibi
Sayın Öğütün (6/1204) esas numaralı Iğdır hayvan
pazarının altyapı sorununa ilişkin önergesi: Hayvan
pazarları, belediyeler, ticaret odalarıyla gerçek ve tüzel
kişiler tarafından kurulmakta ve işletilmektedir.
Iğdır ilinde ruhsatlı hayvan satış yeri bulunmamakta
olup, hayvan satış yerlerinin ruhsatlandırılma
işlemleri ve denetimleri 24/12/2011 tarihli Hayvan Satış
Yerlerinin Ruhsatlandırılma ve Denetleme Usul ve Esasları
Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre Bakanlığımızca
yapılmaktadır. İlgili yönetmelik hükümlerine göre
ruhsatlandırılmış olan hayvan satış yerlerinde
vatandaşlarımızın temel ihtiyaçlarını
karşılayacak hizmetler bulunmaktadır.
Önerge sahibi
Sayın Topcunun (6/1251) esas numaralı önergesi:
Sayın Topcunun
genetiği değiştirilmiş ürünlere ilişkin sorularına
yönelik olarak, dünyada ticarete konu genetiği
değiştirilmiş ürünler genel olarak pamuk, soya, kanola ve
mısır gibi ürünlerdir. Ülkemizde genetiği
değiştirilmiş ürünlerle ilgili işlemler, 2010 yılında
çıkarılan Biyogüvenlik Kanunu
ve bu Kanun kapsamında yayımlanan alt mevzuat hükümlerine göre
yürütülmektedir.
Ülkemizde GDOlu
ürünlerin üretimi kesinlikle yasaktır. Ülkemizde gıda amaçlı
olarak kullanımına izin verilen herhangi bir gen veya genetiği
değiştirilmiş ürün bulunmamakta, bu ürünlerin ithaline ise
kesinlikle izin verilmemektedir. Genetiği değiştirilmiş
ürünlere ilişkin yapılan başvurulara, 5977 sayılı
Kanun çerçevesinde bilimsel komiteler tarafından bilimsel esaslara göre
yapılan risk değerlendirmeleri ve sosyoekonomik değerlendirme
sonuçlarına göre Biyogüvenlik Kurulu karar vermektedir. Biyogüvenlik
Kurulu tarafından oluşturulan bilimsel komiteler
değerlendirmelerini yaparken, risk değerlendirmesi yapan
uluslararası kuruluşların -ki bunlar, EFSA, Dünya
Sağlık Örgütü, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım
Teşkilatı, Amerikanın ve Avrupanın bu konularla ilgili çalışan
uluslararası kuruluşları- görüşlerini, bilimsel
araştırmaların sonuçlarını, farklı ülkelerde
üretim, tüketim durumları ile çevre ve insan sağlığına
olan muhtemel risklerini dikkate almaktadır.
Biyogüvenlik Kurulu
tarafından bugüne kadar sadece hayvan yemlerinde kullanılmak üzere,
bu kayıt ve şartla, 3 adet soya çeşidi ile 16 adet
mısır çeşidinin ithaline izin verilmiştir, Biyogüvenlik
Kurulu kararları da Resmî Gazetede yayımlanmaktadır.
Bakanlığımız tarafından, Biyogüvenlik Kurulu
kararlarında belirtilen koşulların yerine getirilmesi için
gerekli denetimler yapılmakta, ithal edilecek ürünler GDO analizine tabi
tutulmakta, GDO tespit edilen gıda amaçlı ürünlerin yurda
girişine de kesinlikle izin verilmemektedir.
Ayrıca,
Bakanlığımız tarafından genetiği
değiştirilmiş ürün içermesi muhtemel gıdaların
kontrolleri, hazırlanan kontrol planları, şüphe, ihbar ve
şikâyetler çerçevesinde etkin bir şekilde yürütülmekte ve bu
ürünlerden numuneler alınmaktadır. Gerekli hâllerde izlenebilirlik
denetimleri yapılmakta ve söz konusu ürünlerin üretiminde
kullanılmış olan hammaddelerden de numuneler alınmakta ve
incelenmektedir.
Önerge sahibi
Sayın Hilal Kaplanın (6/1269) esas numaralı önergesi:
Kandırada mandacılığın gelişmesi ve Kandıra
yoğurdu üretiminin artırılmasına ilişkin olarak,
Bakanlığımızca mandacılığın
geliştirilmesi amacıyla ilk defa olarak çeşitli projeler,
programlar ve destekler uygulanmaya konmuştur. 2008 yılında anaç
manda desteklemesi başlatılmıştır. 2013
yılında manda başına 350 TL destek verilmektedir. Bu
kapsamda Kandırada bugüne kadar 484 çiftçimize 2.370 baş manda için
677 bin TL destek ödemesi yapılmıştır. Manda sütüne
çiğ süt desteği sağlanmaktadır. 2012 yılında
litre başına 15 kuruş olan destek miktarı, 2013
yılında litre başına 20 kuruşa yükseltilmiştir.
Hayvan gen
kaynaklarının korunması kapsamında Halk Elinde Manda
Islahı Projesi yürütülmektedir. Projeyle 2012 yılında manda
başına ayrıca 650 TL destek verilmiş olup bu destek 2013
yılında da devam etmektedir. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi
Kooperatifleri tarafından manda yetiştiriciliğine yönelik 3
milyon TLye kadar olan yatırımlara yüzde 50 faiz indirimli kredi
sağlanmaktadır. Kırsal Kalkınma
Yatırımlarının Desteklenmesi Programı kapsamında
mandacılık konusundaki yatırımlara yüzde 50 hibe destek
sağlanmaktadır. 2012 yılında Kandıra ilçe merkezinde
uygulanmak üzere 100 başlık manda sütü üretme projesi destek kapsamına
alınmış, Kandırada manda üreticileri birliğinin
kurulmasına yönelik çalışmalar da devam etmektedir.
Sayın
Kaplanın Kandırada hindiciliğin geliştirilmesi ve üretim
çiftliği kurulmasına yönelik sorusuyla ilgili olarak da, Kocaeli
ilimizde hindicilik, kapalı kümeslerde ve mera hindiciliği
şeklinde yapılmaktadır. Kandıra ilçesinde 23 kümeste
yıllık 300 bin adede yakın hindi üretimi yapılmakta, bu
ilçemizde mera hindiciliğinin geliştirilmesi amacıyla da özel
idare kaynaklarından 2003-2005 döneminde toplam 270 bin TL kaynak
sağlanmış, 59.185 adet hindi palazıyla, kırk beş
günlük yemleri tedarik edilmiş ve çiftçilerimize
dağıtılmıştır. Ayrıca, hindicilik
tesislerinin kurulmasında Bakanlığımızın görev
alanı içerisinde gerekli kolaylıklar ve destekler de
sağlanmaktadır.
Önerge sahibi
Sayın Şafakın (6/1280) ve (6/1668) esas no.lu soru önergeleri:
Sayın
Şafakın baklagil ve hububat primleri, mazot, gübre ve toprak analizi
desteklerine ilişkin sorularıyla ilgili olarak, 2012
yılında 612 milyon TL, 2013 yılında ise 744 milyon TL
hububat ve baklagil prim desteği ödenmiş olup ödemelerin büyük
kısmı tamamlanmıştır. Ancak, illerimizden gelen
icmaller doğrultusunda primler ödenmektedir. Bu kapsamda Niğde iline
2012 yılında 3,4 milyon TL, 2013 yılında 2,6 milyon TL de
buğday primi ödenmiştir. 2012 yılı mazot, gübre ve toprak
analiz destekleri 6 Mart 2012 tarihinde çiftçi hesaplarına
aktarılmıştır. 2013 yılı destekleri mart
ayının ilk haftası itibarıyla ödenmiştir.
Sayın
Şafakın (6/1668) esas numaralı önergesinde yer alan patates
üreticilerinin pazar sorunuyla ilgili olarak, Bakanlığımız
ve Ekonomi Bakanlığınca patates ile ilgili 16 Mayıs 2012
tarihinde Niğde ilinde STK temsilcileri ve üreticilerin
katılımıyla bir toplantı gerçekleştirilmiştir.
Yine, Bakanlığımız tarafından 2012 yılı
Eylül ayında patates ürününün iç pazarda tüketilmesine yönelik olarak
özellikle Niğde ve Nevşehir patates üreticileriyle Ortak Akıl
Toplantısı düzenlenmiş ve toplantıda alınan kararlar
çerçevesinde patatesle ilgili bir eylem planı hazırlanarak uygulamaya
konulmuştur. Söz konusu dönemde yapılan girişimlerle Tarım
Kredi Kooperatifi kuruluşu olan TAREKS tarafından Niğde ve
Nevşehir illerinden toplam 10 bin ton patatesin 20 kuruş/kilogram
fiyatla alımı yapılmıştır. Böylece hem
depolardaki patatesin satılması sağlanmış hem de piyasanın
canlanmasına katkı yapılmıştır. Bu canlanmayla
özel firmalar da piyasadan patates alımı yapmış ve
yaptığımız tespitlere göre depolarda patates
kalmamıştır.
Önerge sahibi Sayın Halamanın
(6/1284) ve (6/1593) esas numaralı önergeleri:
Bakanlığımızca Adana
ilimize tarım sektörünün geliştirilmesi amacıyla son on
yılda önemli oranda destekler verilmiştir. Adanada 2002
yılında toplam 45 milyon TL tarımsal destek verilmiş iken,
2013 yılında Kasım ayı itibarıyla 243 milyon TL destek
verilmiştir. 2003-2013 döneminde Adanaya toplam 1 milyar 834 milyon TL
nakit tarımsal destek verilmiştir. Aynı dönemde Adana ilimize toplam 1 milyar 234
milyon TL prim desteği, 118,4 milyon TL hayvancılık desteği
verilmiştir. Verilen destekler ve yürütülen projelerle Adana ilimizde
TÜİK verilerine göre 2002-2012 döneminde tarla bitkileri üretiminde yüzde
23, meyve üretiminde ise yüzde 32 artış
sağlanmıştır.
Adanada desteklerin
diğer illere göre geç ödendiğine yönelik sorularına ilişkin
olarak da, Adana ilimize yapılan tarımsal destekler, diğer tüm
illerimizde olduğu gibi Bakanlığımıza ulaşan
destek icmalleri çerçevesinde aynı dönemde yapılmaktadır. Bu
çerçevede, iller arasında bir ayrım ya da farklı uygulama
yapılması veya Türk çiftçisine ilgisizlik gibi bir durum kesinlikle
söz konusu değildir. Tarımsal üretimimizin
arttırılması ve geliştirilmesi yönünde Adana ve diğer
illerimizdeki üreticilerimizin desteklenmesine devam edilecektir.
Sayın
Dedeoğlunun (6/1306) esas numaralı önergesiyle, Sayın Tüzelin
(6/1927) esas numaralı önergesi:
Sayın
milletvekillerimizin soruları benzer hususlar içerdiğinden birlikte
cevaplandırılacaktır.
Sayın Dedeoğlu
ve Sayın Tüzelin, su ürünleri mühendisi ve teknikeri ile
balıkçılık teknolojisi mühendisi istihdamına ilişkin
sorularıyla ilgili olarak, Bakanlığımızda 2002
yılında toplam 318 su ürünleri mühendisi ve balıkçılık
teknolojisi mühendisi çalışmakta iken, 2013 yılında kadrolu
ve sözleşmeli statüde toplam 806 su ürünleri mühendisi ve
balıkçılık teknolojisi mühendisi görev yapmaktadır.
Bakanlığımız Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel
Müdürlüğünde hâlihazırda 8 veteriner hekim, 15 ziraat mühendisi, 60
su ürünleri mühendisi ve balıkçılık teknolojisi mühendisi görev
yapmaktadır. Bakanlığımızca kadro ve bütçe
imkânları göz önünde bulundurularak su ürünleri ve
balıkçılık teknolojisi mühendisi istihdamına yönelik bugüne
kadar olduğu gibi bundan sonra da çalışmalar sürdürülecektir.
Engelli Memur Seçme Sınavı
yerleştirmesi sonucuna göre, 2012 ve 2013 yıllarında
Bakanlığımıza 22 su ürünleri mühendisiyle, 2
balıkçılık teknolojisi mühendisi yerleştirilmiştir.
2013 yılında KPSS yerleştirmesiyle 50 su ürünleri mühendisi ve 5
balıkçılık teknolojisi mühendisi alımı
gerçekleştirilmiştir. Bakanlığımıza TAR-GEL
Projesi kapsamında 1.516 veteriner hekim ve 984 mühendis olmak üzere
toplam 2.500 personelin sözleşmeli olarak 3 Ocak 2013 tarihinde ÖSYM
tarafından yerleştirme işlemleri
yapılmıştır. TAR-GEL kapsamında 155 su ürünleri
mühendisi görev yapmaktadır.
Sayın
Tüzelin, Bakanlığın taşra teşkilatlanmasında su
ürünleri için ayrı bir birim kurulmaması ve 1380 sayılı Su
Ürünleri Kanununun yeniden yapılandırılması
sorularıyla ilgili olarak, Bakanlığımız hizmet
birimlerinin taşra teşkilatlarında doğrudan
yansıması şeklinde şube müdürlükleri bulunmamaktadır.
Burada fonksiyonel bir yapılanma amaçlanmış olup, personelin
daha etkin ve verimli kullanılması hedeflenmiştir. 1380
sayılı Su Ürünleri Kanununda teknolojik ve bilimsel gelişmeler
yanında, günümüz ihtiyaçları göz önünde bulundurularak
değişiklik çalışmalarına
başlanmıştır. Çalışma sonunda hazırlanan
tasarı taslağı, Bakanlığımız web
sayfasından bütün kamuoyunun görüşüne açılmıştır.
Sayın
Dedeoğlunun (6/1322), (6/1323), (6/1324), (6/1351) ve (6/1352) esas no.lu
önergeleri:
Çakallıhasanağa
köyü yol kenarında bulunan meranın köy tüzel kişiliğine
katılması hususunda, önergede bahsedilen köy sınırları
dâhilinde bulunan 36 parsel numaralı 32.
Gavur Gölü mevkisinde
GÖRPA Tarım İşletmeleri ve Minehöyük köyü tarım
arazilerinin su tahliyesinden kaynaklanan sorunun tespiti ve çözümüne
ilişkin olarak, önergede söz edilen su tahliyesiyle ilgili konular Orman
ve Su İşleri Bakanlığımızın görev
alanında yer almaktadır. Bakanlığımızca ilgili
kurum ve kuruluşlarla iş birliği içinde çalışmalara gerekli destekler
sağlanmaktadır.
Konuyla ilgili
olarak, Orman ve Su İşleri Bakanlığımızdan
alınan bilgilere göre, 2012 yılında bölgenin bol
yağış alması ve yöre çiftçilerinin yoğun talebi
neticesinde, DSİ tarafından Varto Ovasında
Kılılı beldesi ile Kuyumcular köyü arasında 150 metre
uzunluğunda yeni bir yan savak tahliye kanalı açılarak mevcut
fazla suyun Aksu Nehrine tahliyesine başlanmıştır.
Kahramanmaraş
Pazarcık ilçesi, Çınarlı, Aşağımülk, Yukarı
Höcüklü, Kırkpınar Bağlısı ve Sakarkaya köylerine
tarımsal sulama kanalı yapılmasıyla ilgili olarak da yine
sulama kanalı yapılmasına ilişkin faaliyetler Orman ve Su
İşleri Bakanlığı ile il özel idarelerinin görev
alanında bulunmaktadır. Konuyla ilgili olarak ilgili bakanlıktan
alınan bilgiye göre Çınarlı Projesi kapsamında 4.490 hektar
alanın sulanması planlanmakta olup proje planlama
aşamasındadır. Aşağımülk ve Yukarı Höcüklü
köylerinin tarım arazileri planlaması hazırlanmakta olan
Adıyaman Göksu- Araban Projesi kapsamında sulanacaktır;
Sakarkaya köyü arazileriyse aynı projenin Abbasiye regülatörü
sulaması kapsamında sulanacaktır.
Türkoğlu
ilçesinde Amik Ovasına giden sulama kanalı inşaatının
tamamlanmasıyla ilgili olarak, konu hakkında Orman ve Su
İşleri Bakanlığımızdan alınan bilgilere
göre; Orta Ceyhan Menzelet II. Merhale Projesi kapsamındaki Kılavuzlu
ana kanalıyla Amik Ovası sulanacaktır. Yaklaşık 86
kilometre olan Kılavuzlu ana kanalının ilk 38 kilometrelik
kesiminin inşaatı devam etmektedir. Amik Ovasına su
taşıyacak olan Kılavuzlu sulaması ana kanalının
ilk 38 kilometrelik bölümünün 2013 yılında tamamlanması
planlanmıştır. Kılavuzlu sulaması ana
kanalının 48 kilometrelik kesiminin 2016 yılında
bitirilmesi hedeflenmektedir.
Kahramanmaraş
ilinin Andırın, Ekinözü, Elbistan ve Nurhak ilçelerinde ilçe
tarım müdürlükleri binası yapılması ve bu ilçelerde yeterli
personel istihdamı konusunda, Kahramanmaraş Ekinözü ve Elbistan
ilçelerimize hizmet binası yapımı için Başbakanlıktan
gerekli izinler alındı. Elbistan ilçe müdürlüğümüzün hizmet
binası yapımı yatırım programına
alındı, uygulama projesi devam ediyor. Ekinözü ilçe müdürlüğü
hizmet binasınınsa yeni yatırım programına
alınması planlanmaktadır. Nurhak ilçe müdürlüğümüze hizmet
binası olarak yöredeki sağlık ocağı tahsis edilmiş,
taşınma işlemi bitmiş, bakım-onarım için ödenek
tahsis edilmiştir. Andırın ilçe müdürlüğünün yeni hizmet
binası talebi bulunmamaktadır.
Kahramanmaraş
ilinde Andırın ilçesinde 18, Ekinözü ilçesinde 13, Elbistan ilçesinde
57 ve Nurhak ilçesinde 2 teknik personel görev yapmaktadır. İhtiyaç
doğrultusunda personel talebi de karşılanacaktır.
Önerge sahibi
Sayın Karaahmetoğlunun (6/1358), (6/1707) ve (6/1708) esas no.lu
soru önergeleri:
Sayın
Karaahmetoğlunun TMOnun stoklarında bulunan
fındığın FİSKOBİRLİKe satışı
konusunda yeni bir kararname hazırlanmasına ilişkin sorusuyla
ilgili, FİSKOBİRLİKin üreticilere olan borçlarının
ödenmesini teminen en son 2011/1812 sayılı Bakanlar Kurulu
kararı ihdas edilmiştir. Bu karara göre TMO, stoklarındaki
fındığın 50 bin tona kadar olan miktarını
yağlık olarak ayırıp, 1,1 TL/kilogram bedelle ve aylık
2.500 tonluk partiler hâlinde FİSKOBİRLİKe satmakla görevlendirilmiştir.
Karar kapsamında FİSKOBİRLİKe 2011 ve 2012
yıllarında toplam 28.500 ton kabuklu fındık
satışı gerçekleştirilmiştir. Bakiye 21.500 tonluk
kısım konusunda ise kararnamede FİSKOBİRLİK nezdinde
denetimle görevlendirilmiş olan Hazine Müsteşarlığının
çalışmalarının tamamlanmasını müteakip gerekli
işlemler yapılacaktır.
Sayın
Karaahmetoğlunun yeni fındık stratejisine yönelik
çalışmalar ve bunların sonuçlarına ilişkin
sorularıyla ilgili olarak, yeni fındık stratejisi 2011/1424
sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla fındık üretimine izin
verilen 14 il ve 105 ilçede uygulanmıştır.
Bakanlığımızca, 2009-2012 yılları arasında
fındık üreticilerine dekar başına 150 TL olmak üzere üç
yılda toplam 450 TL dekar başına alan bazlı gelir
desteği ödenmiştir. Ayrıca, fındık üretiminden
vazgeçip alternatif ürüne geçen üreticilere de üç yılda toplam 600 TL
dekar başına destek sağlanmıştır.
Alan bazlı gelir
desteği uygulaması kapsamında toplam 2,8 milyar TL, alternatif
ürün desteği ve fındık söküm tazminatı kapsamında toplam
3,4 milyon TL destek ödemesi yapılmış, Giresunda ise
ruhsatlı alanlarda fındık üretimi yapan üreticilerimize alan
bazlı gelir desteği kapsamında toplam 590 milyon TL ödeme
yapılmıştır. Fındıkta alan bazlı gelir
desteği uygulamasına 2013/4245 no.lu Bakanlar Kurulu kararıyla
2012-2014 yılları arasında üç yıl süreyle devam
edilecektir. Bu kapsamda ruhsatlı alanlarda fındık
yetiştirenlere 2012 yılı ürünü için 150 TL, 2013 yılı
ürünü için 160 TL, 2014 yılı ürünü için 170 TL alan bazlı gelir
desteği verilecektir.
Fındık
üretimimiz 2011 yılında 430 bin ton iken, 2012 yılında
yüzde 53 oranında artışla 660 bin ton olarak
gerçekleşmiştir. 2013 yılı 2nci tahmin rakamlarına
göre de bu üretim 549 bin ton beklenmektedir. Ülkemizin fındık
üretiminin yüzde 12 ila 15i Giresun ilinde üretilmektedir. Tüm
fındık üreten illerimizde olduğu gibi Giresun ilinde de
yıllar itibarıyla iklim şartlarına bağlı olarak
rekoltede değişimler olabilmektedir.
Bakanlığımızca
fındıkta depolama şartlarının iyileştirilmesine
yönelik olarak üreticilerimizi bilgilendirmekte, eğitim ve yayım
çalışmaları yürütülmektedir. Ayrıca, fındıkta
lisanslı depoculuk çalışmaları kapsamında 2012
yılında Ünyede 25 bin ton ve Düzcede 10 bin ton kapasiteli depolar
için lisans alınarak fındığa yönelik faaliyete
başlanmıştır. 2013 yılı Ekim ayı sonu
itibarıyla toplam 787 ton kabuklu fındık muhafaza altına
alınmıştır. Bakanlığımız Giresun
İl Müdürlüğü ve Giresun Fındık Araştırma
Enstitüsü tarafından fındık ürününde verim ve kaliteyi
artırmaya yönelik eğitim, yayım, seleksiyon, toprak ve yaprak
analizi, hastalık ve zararlılarla mücadele gibi konularda projeler ve
çalışmalar yürütülmektedir.
Önerge sahibi
Sayın Nazlıakanın (6/1362), (6/1929) ve (6/1933) esas no.lu
önergeleri:
Ankaradaki
tarım alanlarına ve sulama yatırımlarına ilişkin
olarak, Ankaranın da içinde olduğu tüm illerimizin tarım
alanlarına ilişkin verileri TÜİK tarafından kamuoyuna
açık şekilde yayınlanmaktadır. Sulamayla ilgili
yatırımlar Orman ve Su İşleri
Bakanlığının görev alanında yürütülmekte olup, Ankara
ilimizde toplam sulanan alan 100 bin hektar civarındadır.
Bakanlığımızca Kırsal Kalkınma
Yatırımlarının Desteklenmesi Programı kapsamında
2006 yılından bugüne toplu basınçlı sulama projelerine
yüzde 75, bireysel tarla içi sulama projelerine yüzde 50 hibe destek
verilmektedir. Bu kapsamda Ankara ilimizde bugüne kadar toplam 229 proje
tamamlanmış ve 2,6 milyon TL hibe ödemesi yapılarak
yaklaşık 11 bin dekar alanda basınçlı sulama sisteminin
kullanımı sağlanmıştır. Ayrıca Ziraat
Bankası ve tarım kredi kooperatiflerince basınçlı sulama
yatırımlarına 2007 yılından bugüne sıfır
faizli kredi kullandırılmaktadır. Bu kapsamda Ankarada bugüne
kadar toplam 2.425 üreticiye 42,8 milyon TL kredi
kullandırılmış, yaklaşık 95 bin dekar alanda
basınçlı sulama sisteminin kullanımı
sağlanmıştır.
Ankara ilindeki
üreticilerin 2010 ve 2011 yıllarındaki kredi borçlarına
ilişkin olarak, Ziraat Bankasından alınan bilgilere göre, Ziraat
Bankasınca Ankara ilinde 2010 yılında 10.668 üreticiye toplam
547 milyon TL, 2011 yılında ise 7.661 üreticiye toplam 322 milyon TL
tarımsal kredi kullandırılmış. Ziraat
Bankasının 31/12/2011 tarihi itibarıyla tasfiye olunacak
alacaklar hesaplarında kayıtlı 1.070 üretici üzerinde 21 milyon
TL civarında kredi alacağı bulunmaktadır yani 322 milyonun
21 milyonunda sadece kredi alacağı görülmektedir.
Tarım kredi
kooperatiflerinden alınan bilgilere göre, tarım kredi
kooperatiflerince Ankara ilinde 2010 yılında 8.366 ortağa 83
milyon TL, 2011 yılında 9.585 ortağa 136 milyon TL kredi
kullandırılmıştır. Ziraat Bankası ve tarım
kredi kooperatifleri tarafından borçlarını ödeyemeyen ve icra
takibine düşen üreticiler için kendi mevzuatları çerçevesinde
çeşitli ödeme kolaylıkları da sağlanmaktadır.
Ankara ilinde 2002
yılında tarımsal kredi geri dönüş oranları: Ziraat
Bankasında yüzde 41, tarım
kredi kooperatiflerinde yüzde 78 iken, 2012 yılında Ziraat
Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerinde tarımsal kredi geri
dönüş oranları yüzde 97ye ulaşmıştır.
Sayın
Nazlıakanın, Ankarada son beş yıldaki hayvan
sayısındaki değişim ve verilen hayvancılık
destekleriyle ilgili sorularına ilişkin olarak: İl bazında
hayvan sayılarına ilişkin veriler TÜİK tarafından
kamuoyuna açık şekilde yayınlamaktadır.
Hayvancılığa önemli destekler sağlanmış olup
2007-2013 yılları arasında Ankarada çiftçilere toplam yüzde
136,4 milyon TL hayvancılık desteği verilmiştir.
Bakanlığımızca, hayvancılık sektörüne önemli bir
girdi olan yem bitkileri üretimi desteklenmiştir. Bu kapsamda, Ankarada
üreticilere toplam 21 milyon TL yem bitkileri desteği ödenmiştir.
Hayvancılık sektöründe kaba yem ihtiyacının
karşılanması amacıyla mera ıslahı
çalışmalarına önem verilmiş, Ankarada 10 proje
kapsamında 70.633 dekar alanda mera ıslahı tamamlanmıştır.
Tarımsal
sulama nedeniyle elektrik borcunu ödeyemeyen sulama kooperatifleriyle ilgili
olarak: Sulama kooperatifleri ve sulamada elektrik borçlarıyla ilgili
konular Bakanlığımız görev alanında bulunmamakla
birlikte, Bakanlığımızca bu konuyla ilgili bakanlık,
kurum ve kuruluşlar nezdinde görüşmeler yapılmaktadır.
Elektrik borçlarıyla ilgili olarak çıkarılan farklı yasal
düzenlemeyle borçların yapılandırılması ve taksitlendirilmesi
imkânı getirilmiştir.
Son beş
yıl içerisinde Ankara ilinde yürütülen arazi
toplulaştırılması projeleriyle ilgili olarak: 609 hektar
alanda toplulaştırma tamamlanmıştır. 6 projede toplam
156 bin hektar alanda çalışma devam etmektedir. Beypazarı ve
Polatlı ilçelerinde toplam 20 bin hektar alanda proje hazırlık
çalışması yapılmaktadır; ayrıca yapılan etüt
çalışmaları sonucunda, Ankarada 8 ilçede, 59 yerleşim
biriminde toplam 119 bin hektar alanda toplulaştırma projesi
yapılmaya uygun alan olduğu tespit edilmiş olup bu alanlarda da
çalışmalara başlanılması planlamaktadır.
Sayın
Atıcının (6/1364) esas numaralı önergesi, Vanda meydana
gelen deprem nedeniyle Vanın bazı ilçelerindeki hayvan
yetiştiricilerine yem desteği yapılmasına ilişkin: Van
ilinde depremden zarar gören yetiştiricilerin tespit edilmesi amacı
ile İl Hasar Tespit Komisyonu kurulmuş. Bu Komisyon tarafından
hasar tespiti yapılan hayvancılık işletmelerine yem
desteği ödemesi yapılmış, bu kapsamda toplam 65 milyon TL
yem desteği ödemesi gerçekleşmiştir.
Van ilinde deprem
nedeniyle hayvan barınakları yıkılan çiftçilerimizin
hayvanlarının barınmaları ve beslenmeleri için
Bakanlığımızca 3.498 çadır, hayvan
barınağı ve 6 bin yemliğin kurulumu
tamamlanmıştır. Ayrıca, hayvanları telef olan
yetiştiricilerimize 568 baş damızlık inek ve 700 baş
damızlık koyun ücretsiz olarak
dağıtılmıştır.
Sayın
Dedeoğlunun (6/1378) ve (6/1379) esas no.lu önergeleriyle ilişkili:
Nişasta bazlı şekerin kullanımı ve ithalatına
ilişkin şekerle ilgili düzenlemeler Bakanlığımız
görev alanında bulunmamakta olup, 2001 yılında
çıkarılan 4634 sayılı Kanun kapsamında Şeker
Kurumu tarafından yürütülmektedir. Nişasta bazlı şekerin
sağlık üzerine etkileri konusundaki araştırmalar, ilgili
akademik kuruluşlar ve Sağlık
Bakanlığımızın görev alanında yer
almaktadır. Bakanlığımızca, güvenilir
gıdanın yanında sağlıklı beslenmeye yönelik
önemli çalışmalar yürütülmekte, bu kapsamda gıdalarda şeker
ve tuz kullanımına yönelik yeni düzenlemeler yapılması
çalışmaları sürdürülmektedir.
Sayın
Dedeoğlunun Kahramanmaraşta il kontrol laboratuvarı
kurulmasına yönelik önergesine ilişkin olarak:
Bakanlığımıza bağlı 41 kamu laboratuvarı
bulunmakta olup, Kahramanmaraşa yakın olan Sivas, Kayseri, Adana ve
Gaziantep illerinde bulunan gıda kontrol laboratuvarlarından
yararlanılmaktadır. Numunelerin dağıtımı laboratuvarların
yetkin olduğu analiz parametrelerine göre yapılmaktadır.
Gıda kontrol laboratuvarları Bakanlar Kurulu kararıyla
kurulabilmekte olup, şu an itibarıyla Kahramanmaraşta gıda
kontrol laboratuvarı kurulması planlanmamaktadır.
Sayın
Öğütün (6/1389), (6/1404) ve (6/1405) esas no.lu önergeleri: 2012
Şubat ayı itibarıyla, 4876 sayılı Kanun
kapsamında, Ziraat Bankası ve tarım kredi kooperatiflerine olan
borcunu yeniden yapılandıran üreticilere ilişkin olarak,
sübvansiyonlu tarımsal kredi borçlarının yeniden
yapılandırılması çalışmaları ve bu
kapsamdaki istatistiki bilgiler, uygulayıcı kuruluşlar olan
Ziraat Bankası ve tarım kredi kooperatifleri tarafından
yürütülmektedir. Konuyla ilgili, Ziraat Bankasından
alınan bilgilere göre 2012 Şubat ayı itibarıyla borcunu
4876 sayılı Kanun kapsamında yeniden yapılandıran ancak
taahhüdünü yerine getirmeye devam eden üretici ve bu kapsamda yapılan
tahsilat bulunmamaktadır. Konuyla ilgili, Tarım Kredi Kooperatifleri
Genel Müdürlüğünden alınan bilgilere göre ise 4876 sayılı
Kanun kapsamına giren 2003 ve öncesinde vadesi geçen borcu bulunan 587.966
ortağın üzerindeki 1 milyar 409 milyon TL alacaktan müracaat eden
546.103 ortağın borcu
yapılandırılmıştır. 2003/4876 sayılı
Kanun uygulamasının sona erdiği 30/1/2006 tarihinden sonra da
tarım kredi kooperatiflerince çeşitli ödeme kolaylıkları
sağlanmıştır.
Ardahandaki
çiftçilerin mazot ve gübre paralarının ödenmesine ilişkin olarak:
2012 yılı mazot ve gübre destekleri 6 Mart 2012 tarihinde çiftçi
hesaplarına aktarılmış, 2013 yılı destekleri ise mart
ayının ilk haftasında ödenmiştir. Ardahan iline 2012
yılında 2,6 milyon TL mazot ve 3,3 milyon TL kimyevi gübre
desteği, 2013 yılında 2,8 milyon TL mazot ve 3,5 milyon TL
kimyevi gübre desteği ödenmiştir.
Kars
Yem Fabrikasının özelleştirilmesine, et kombinasının
kapatılmasına ve yün işleme fabrikası ihtiyacına
ilişkin Kars ilimizde 2si il merkezimizde, 3ü ilçelerde olmak üzere
toplam 5 adet mezbaha bulunmaktadır.
Bu mezbahalardan 2 adedi belediye mezbahası olup diğer 3 adeti
özel sektöre aittir.
Ayrıca,
Erzurum Et Kombinası Karsta sözleşmeli olarak Et ve Süt Kurumu
adına bir mezbahada kesim yaptırılmaktadır.
Hayvanlarını kestirmek isteyen yetiştiriciler il merkezinde
bulunan kesimhanede kesim yaptırabilmektedir. Erzurum Et Kombinasına
verilen günlük kesim kontenjanının yaklaşık yüzde 25lik
kısmı Kars ve Ardahan illerimize tahsis edilmiş durumdadır.
Karsta
yem üretim ruhsatı bulunan toplam 31 ton/saat üretim kapasitesine sahip 3
adet özel sektöre ait yem fabrikası bulunmakta, Kars ilimizde hayvan derisi ile koyun yünü işleme
tesisi bulunmamaktadır ancak gerek il içinden gerekse il
dışından bu kapsamda yatırım yapmak isteyen
üreticilere Ekonomi Bakanlığı tarafından yürütülen
yatırım teşvikleri kapsamında imkânlar sağlanmaktadır.
Sayın
Halamanın (6/1451, 1457, 1527, 1592) esas numaralı önergeleri:
Bakanlık ve bağlı kuruluşlarınca çıkarılan
dergilere ilişkin Bakanlığımız ile bağlı ve
ilgili kuruluşların merkez teşkilatı ve
Bakanlığımız taşra birimlerinin bazıları
tarafından dergiler çıkartılmaktadır. Dergilerin bütçesi
genel bütçe, döner sermaye, reklam gelirleri ve benzeri kaynaklardan
karşılanmakta olup dergiler Bakanlık matbaaları veya özel
matbaalar tarafından basılmaktadır. Söz konusu dergiler,
tarımsal konularda eğitim ve yayım faaliyeti olarak üreticilerin
ve kamuoyunun bilgilendirilmesi, uzman ve teknik personelin tarımla ilgili
mesleki ve aktüel bilgilerinin geliştirilmesi, tarım gündemi ve
tarım sektöründeki faaliyetlerden tüm paydaşlarımızın
haberdar edilmesi amacıyla yayımlanmaktadır.
Buğday
fiyatları ve Adanadaki ekmek fiyatlarına ilişkin:
Bakanlığımızca hububat piyasaları takip edilerek
piyasaların düzenlenmesi ve sürdürülebilir üretimin sağlanması
amacıyla politikalar oluşturulmaktadır. TMO tarafından
açıklanan müdahale fiyatları, ürün maliyetleri, üretim miktarı,
enflasyon oranı, refah payı, üretimin sürdürülebilirliği, dünya
piyasalarındaki gelişmeler ve bir önceki yılın
fiyatları dikkate alınarak belirlenmektedir.
Önergenin
sorulduğu 2012 yılında yüzde 11,5-12 oranında protein
içeren Anadolu kırmızı sert buğday için TMO tarafından
açıklanan başlangıç alım fiyatı 635 TL/ton, alım
fiyatı bir önceki yıla göre yüzde 10 oranında
arttırılmıştır. Bakanlığımızca
verilen 115 TL/ton ilave destekle birlikte fiyat 780 TL/tona yükselmektedir.
2013-2014 alım
döneminde ise yüzde 11,5-12 oranında protein içeren Anadolu
kırmızı sert buğday için TMO tarafından açıklanan
başlangıç alım fiyatı 720 TL/tondur. 123 TL/ton ilave
destekle birlikte fiyat 843 TL/tona yükselmektedir. Alım fiyatı,
proteini yüzde 13 ve üzerinde, süne oranı düşük olan kaliteli
buğdaylarda ton başına 742 TLye kadar çıkmaktadır.
Ekmek fiyatları belediyeler ve
fırıncılar odası tarafından belirlenmekte olup
Bakanlığımızın bu konuda bir müdahalesi
olmamaktadır.
Adana ve ilçelerindeki 2012 yılındaki süt
fiyatlarına ilişkin: Çiğ süt fiyatı piyasa
koşulları içinde oluşmakta olup bu konuda yine
Bakanlığın bir müdahalesi bulunmamaktadır ancak
Bakanlığımızca uygulanan farklı desteklemeler ile süt
fiyatlarında dönemsel yaşanan dalgalanmalardan üreticilerin olumsuz
etkilenmesi önlenmeye çalışılmaktadır. İnek sütüne
verilen destek, piyasa fiyatları ve günün koşulları göz önüne
alınarak üç aylık dönemler hâlinde belirlenmekte ve böylelikle gerek
üreticilerimizin gerek tüketicilerimizin mağdur edilmesi önlenmektedir.
Adanada 2012 yılında 94 bin ton çiğ süt için 4,8 milyon TL
ödenmiştir, 2013 yılı çiğ süt destekleme primlerinin 1inci
ve 2nci dönemleri ödenmiştir. Adanada 2013 yılında 26 bin ton
çiğ süt için 11,6 milyon TL ödeme yapılmıştır. Süt
piyasa düzenlemesi için süt tozu üretimi teşvik edilmekte, böylece süt
tozu ithalatının önlenmesi ve ihtiyacın yerli üretimle
karşılanması sağlanmaktadır.
Önerge sahibi
Sayın Doğrunun (6/1565) ve (6/1872) esas numaralı soru
önergeleri ile Sayın Öğütün benzer mahiyetteki (6/1642) ve (6/1865)
esas numaralı soru önergeleri: Sayın Doğrunun 2011
yılı itibarıyla ülkemizdeki küpeli hayvan sayısına
ilişkin olarak: 2011 yılında ülkemizdeki küpelenerek kayıt
altına alınan hayvan sayısı sığır cinsinde
11 milyon 454 bin 526 baş, küçükbaş 29 milyon 382 bin 924
baştır, 2012 yılında ise bu sayılar
sığır için 12 milyon 484 bin 969 baş, küçükbaş olarak
da 32 milyon 340 bin 726 baştır.
Sayın
Doğru ve Sayın Öğütün canlı hayvan ithalatına
ilişkin sayılar ile canlı hayvan ve et ithalatı ve bunun
durdurulmasına ilişkin önergeleriyle ilgili: Bakanlık olarak
hayvancılık sektörünün ve et piyasalarının durumu hem
üreticiler hem de tüketiciler açısından değerlendirilerek
ithalattaki gümrük vergileri 30/12/2012 tarihinde karkas ette yüzde 100e,
kasaplık canlı hayvanda yüzde 40a çıkarılmış,
mevcut üretim iç piyasadaki talep için yeterli olduğundan canlı
hayvan ithalatına talep azalmıştır ve
yapılmamaktadır. İthalat izinleri herhangi bir ilimize yönelik olarak
verilmemektedir. İthal edilen hayvan ve etler ithalatçının
işletmesinin veya kesimhanesinin bulunduğu yere sevk edilmekte,
ayrıca dış ticarete ilişkin veriler TÜİK
tarafından düzenli ve açık olarak kamuoyuna duyurulmaktadır.
Sayın
Öğütün ithalat nedeniyle BSE hastalığının ülkemize
taşınma ihtimaline ilişkin önergelerindeki sorulara ilişkin
olarak: Canlı hayvan ve karkas sığır eti ithalatında
sağlık şartları ülkemizin de üyesi olduğu Dünya Hayvan
Sağlığı Teşkilatı ve Avrupa Birliği
standartları dikkate alınarak ulusal mevzuatımıza göre
belirlenmektedir. Bakanlığımız tarafından
ihracatçı ülkede görevlendirilen resmî veteriner hekimlerce ithalat öncesi
gerekli muayene ve kontroller yapılmaktadır. Ayrıca, söz konusu
canlı hayvan ve sığır etlerinin ülkemize girişinde sıkı
veteriner kontrolleri yapılmakta, mevzuata uygun olmayan veya
hastalık taşıdığı tespit edilen hayvanların
ve etlerin ithalatına kesinlikle izin verilmemektedir. BSE
hastalığına yönelik ilave bir önlem olarak ülkemize ithal edilen
hayvanların yüzde 5ine kesim sonrası ayrıca bir test
yapılmakta, sığır eti ithalatında ise ihracatçı
ülkede etlerin elde edildiği hayvanların tamamına BSE testi
yaptırılmakta ve ona göre Türkiyeye eğer gelmesi gerekiyorsa
gelmesine izin verilmektedir.
Sayın
Doğrunun tütün teknolojisi mühendislerinin özlük haklarına
ilişkin (6/1872) esas numaralı önergesine ilişkin olarak:
Bakanlığımızda görev yapan tütün teknolojisi mühendisleri
ile diğer mühendis unvanlı personel arasında özlük hakkı
açısından bir fark bulunmamaktadır.
Sayın
Gümüşün (6/1611) esas numaralı önergesi Muş, Van, Bitlis,
Erzurum ve Ağrı illerimizin ağır kış
şartlarından dolayı afet bölgesi ilan edilmesi ve tarım,
hayvancılıkla uğraşan çiftçilere tarım sigortası
fonundan destek verilip verilmeyeceğine ilişkin: Afet bölgesi
ilanı ve ulaşım ile ilgili konular Bakanlığımızın
görevleri arasında bulunmamakta, Bakanlığımızca 2006
yılında başlatılan devlet destekli tarım
sigortaları uygulamaları kapsamında, poliçe bedelinin yüzde
50si hibe olarak karşılanmakta, tüm Türkiyede olduğu gibi bu
illerimizde de sigortasını yaptıran üreticilerin sigorta
kapsamındaki riskler nedeniyle meydana gelen zararları TARSİM
tarafından poliçe şartlarına göre
karşılanmaktadır.
Bu kapsamda,
önergenin sorulduğu 2012 yılında Ağrıda 745 bin TL
prim desteği ödemesi, 409 bin TL hasar ödemesi; Bitliste 728 bin TL prim
desteği ödemesi ve 1,5 milyon TL hasar ödemesi; Erzurumda 1,6 milyon TL
prim desteği ödemesi, 3,9 milyon TL hasar ödemesi; Muşta 494 bin TL
prim desteği ödemesi, 1,6 milyon TL hasar ödemesi; Vanda 439 bin TL prim
desteği ödemesi, 283 bin TL hasar ödemesi yapılmıştır.
Ayrıca,
Bakanlığımızca bu illerimize önemli oranda tarımsal
destek sağlanmakta, 2003-2013 döneminde kasım ayı
itibarıyla, Ağrıya 560 milyon TL, Bitlise 232,1 milyon TL,
Erzuruma 651,5 milyon TL, Muşa 425,3 milyon TL, Vana 752 milyon TL
nakdi, karşılıksız tarımsal destek ödemesi
yapılmıştır.
Önerge sahibi
Sayın Öğütün (6/1643), (6/1663), (6/1667), (6/1772), (6/1809), (6/1810),
(6/1823), (6/1827) ve (6/1907) esas numaralı önergeleri 2010 ve 2011
yılları arasında Ardahan, Iğdır, Ağrı ve
Muş illerindeki hayvancılık desteklemelerine ilişkin
önergelerle ilgili: Hayvancılık desteklemeleri kapsamında,
2010-2013 döneminde kasım ayı itibarıyla toplam, Ardahanda 52 milyon
152 bin TL, Iğdırda 29 milyon 113 bin TL, Ağrıda 85
milyon 440 bin TL, Muşta 51 milyon 594 bin TL destekleme ödemesi
yapılmıştır.
Kars ili
Kağızman ilçesi Çayarası köyündeki süt
sığırlarında yavru atma hastalığından
dolayı, borçların tarım sigortası tarafından ödenmesi
hususunda: Kars ili Kağızman ilçesi Çayarası Kooperatifinde
sigortalı hayvanlarla ilgili olarak Tarım Sigortaları Havuzu
TARSİMe 34 adet hasar tespit ihbarı yapılmış,
TARSİM eksperleri tarafından yapılan inceleme sonucunda hasar ihbarlarının
çoğunun yavru hasarı olduğu belirlenmiş, ancak tazminat
ödemesi, tazminatlı hastalıklar kapsamında olup veteriner
kontrol enstitülerimizce tespiti yapılan hastalıklar için
yapılmaktadır. Bu kapsamda 2013 yılında Ruam, sığır
tüberkülozu, bruselloz, koyun ve keçi brusellozu, sığır
vebası, Afrika at vebası, kuş gribi, kuduz, ve şap
hastalıkları Bakanlığımızca belirlenen mücadele
bölgelerinde tazminatlı hastalık kapsamındadır.
Kars ili
Sarıkamış ilçesinde yer alan Asboğa Gölünde ve Ardahan
Posof ilçesi Armutveren köyü Gölünde meydana gelen balık ölümleriyle
ilgili olarak: Asboğa Gölünde balık ölümleriyle ilgili olarak
Sarıkamış İlçe Müdürlüğümüze 16 Nisan 2012 tarihinde,
Ardahan ili Posof ilçesi Armutveren köyündeki balık ölümleriyle ilgili
olarak Posof İlçe Müdürlüğümüze 24 Nisan 2012 tarihinde yapılan
ihbarlar üzerine Bakanlığımızca inceleme
başlatılmış, gölden su ve balık numuneleri
alınmış, analizleri yapılmış. Raporda, göl
suyunda canlı yaşamını tehdit edecek herhangi bir unsur
bulunmamıştır.
Sebze ve meyvelerin
ambalajlı olarak satılabilmesi için çiftliklere yardım
yapılmasına ilişkin 2006 yılında başlatılan
yüzde 50 hibe destekli Kırsal Kalkınma
Yatırımlarının Desteklenmesi Programı kapsamında
tarımsal ürünlerin işlenmesi, paketlenmesi, ambalajlanması ve
depolanmasına yönelik yatırımlar desteklenmektedir. Bu kapsamda
bugüne kadar bitkisel ürünlerin işlenmesi ve paketlenmesine yönelik 1.611
tesis tamamlanmış, 333 milyon TL hibe ödemesi yapılmıştır.
Bu proje 2015 yılına kadar devam edecek olup meyve sebze paketlemeye
yönelik yatırımlar desteklenecektir. Ayrıca 42 ilde IPARD
Programı kapsamında sağlanan desteklerle meyve sebzelerin
işlenmesi, paketlenmesi ve pazarlanmasına yönelik
yatırımlara ayrıca yüzde 50 hibe destek verilmektedir. 1 milyon
250 bin avroya kadar yatırımların desteklendiği programlar
kapsamında Ardahan ilimiz de bulunmaktadır.
Ardahanda 2011
yılı için makine ekipman alımlarının desteklenmesi
hususunda: Ardahan İl Müdürlüğümüzde önergede bahsedilen 2011
yılında toplam 703 başvuru olmuş, Resmî Gazetede
yayınlanan tebliğ ve uygulama rehberinde belirtilen şartlar
dikkate alınarak değerlendirilmiştir. Her bir makine, ekipman
için başvuru şartları ve puanlama kriterleri değişmektedir.
Bu kapsamda, Ardahan ilinde 314 kişiye hak ediş düzenlenmiştir.
Makine, ekipman destekleri kapsamında Ardahanda 2007 yılından
bugüne toplam 786 adet yeni ekipman, makine için 4,9 milyon TL hibe destek
ödenmiştir.
Sayın Gençin
(6/1677) esas no.lu önergesi: Konyada bir sulama kooperatifi
başkanının görevden alınıp yerine kayyım
atanmasına ilişkin Konya ili Çeltik ilçesi Gökpınar
kasabası sulama kooperatifinde, Yunak Cumhuriyet
Başsavcılığının talebi üzerine,
2/6/2011-21/7/2011 tarihleri arasında Bakanlığımız
kontrolörlerince denetim yapılmış, denetim sonucunda Yunak
Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda
bulunulmuş, yapılan inceleme sonucu hazırlanan soruşturma
raporunda açık sorumluluğu görülen, gerekli idari tedbirleri yerine
getirmemek hususunda ısrarcı olan sorumlu yönetim kurulu başkan
ve üyeleri hakkında Kooperatifler Kanununa muhalefet nedeniyle ek suç
duyurusunda bulunulmuş, kamu yararı ve hizmet gerekleri dikkate
alınarak 29/2/2012 tarihinde görevlerine son verilmiştir. İlgili
kişilerce göreve son vermeye karşı açılan dava mahkemece
reddedilmiş, ayrıca 19/1/2013 tarihli kooperatif olağan genel
kurulu toplantısında kooperatif ortakları tarafından
seçilen 3 yeni yönetim kurulu üyesi görevlerine başlamış olup
tedbir uygulaması sona ermiştir.
Sayın
Dedeoğlunun (6/1701) esas no.lu ve Sayın Halamanın (6/1941)
esas no.lu soru önergeleri: Çiftçilerimizin finansman ihtiyacını
uygun şartlarda sağlaması amacıyla son on yılda
tarımsal kredilerde önemli düzenlemeler ve iyileştirmeler
yapılmış, 2013 yılında, faaliyet alanına göre
değişmekle birlikte yüzde 25-yüzde 100 arası değişen
oranlarda faiz indirimi uygulanmıştır. Sübvansiyonlu
tarımsal kredilerin kapsamı genişletilmiş, kredi limitleri
artırılmıştır. İşletme kredilerinin vadesi
on sekiz aydan yirmi dört aya, yatırım kredilerinin vadesi beş
yıldan yedi yıla çıkarılmıştır.
Sayın
Halamanın küçükbaş hayvancılığın
geliştirilmesine yönelik destek ve teşviklere ilişkin olarak:
Küçükbaş hayvancılığa 2006 yılından itibaren anaç
koyun, keçi desteği sağlanmakta olup 2012 yılında 18 TL
olan hayvan başına destek 2013 yılında 20 TLye
çıkarılmıştır. İlk defa, keçi ve koyun sütüne,
inek sütüne göre daha fazla destek primi başlatılmış. Yine
küçükbaş hayvan yetiştiriciliği ve besiciliği 2010
yılında sıfır faizli kredi kapsamına
alınmıştır.
Sayın
Durmazın (6/1821) esas numaralı önergesi jeotermal
seracılığın geliştirilmesine yönelik sorularıyla
ilgili: Dünya çapında 78 ülkede jeotermal enerjinin doğrudan
kullanımı yapılmakta; Türkiye, doğrudan jeotermal enerjinin
ısıtmada kullanımı bakımından dünyada ilk 5
içerisinde gösterilmekte, Bakanlığımızca ilk etapta içinde
Yozgat ilimizin de olduğu jeotermal potansiyeli yüksek 11 pilot ilde
jeotermal enerjinin örtü altı üretim faaliyetlerinde
kullanımını artırmaya yönelik çalışmalara
başlanılmış, proje kapsamında illerde ön etüt çalışmaları
yapılmış, fizibilite çalışmalarına buna göre
başlanacaktır. Jeotermal, biyogaz, güneş enerjisi gibi
alternatif enerji kaynakları kullanan seraların yapımına kırsal
kalkınma destekleri kapsamında yüzde 50 hibe destek veriliyor. Bugüne
kadar da 253 projeye 50,3 milyon TL destek verilmiştir.
Sayın
Dedeoğlunun gıda denetimlerine ilişkin olarak (6/1850) esas
numaralı önergesi: Son on yılda gıda denetimleri ve denetçi
sayıları önemli oranda artırılmış. On sene önce
1.500 civarında gıda denetçisi varken ve 39 bin denetim
yapılmışken 2012de gıda denetçisi 4.732ye ve denetim
sayısı 413 bine çıkarılmıştır. Denetimler
sonucunda halkımızın sağlığını
tehlikeye atan, taklit ve tağşiş yapıldığı
kesinleşen, bozulmuş değiştirilmiş gıdaları
üretenler 2012 yılından itibaren ilave bir ceza olarak web
sayfasından kamuoyuna duyurulmaktadır. Bugüne kadar da 198 parti
ürünle ilgili kamuoyuna teşhirde bulunulmuştur.
Sayın
Öğütün (6/1905) esas numaralı önergesi Muşta tütün ekiminin
yasaklanması ile ilgili: Ülkemizin tütün ve tütün mamullerinin üretimine,
iç ve dış alım ve satımına ilişkin usulleri
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Eker, bir saat süremiz doldu.
Eğer müsaade
ederseniz Sayın Doğru, Sayın Atıcı, Sayın Genç,
Sayın Dedeoğlu cevapladığınız sorularla ilgili ek
açıklama istiyorlar. İsterseniz bu soruların ek
açıklamalarını yapınız, öyle sona erdirelim. Ek süreyi
ona göre vereceğim.
Şimdi, Sayın Doğru, buyurunuz.
REŞAT DOĞRU (Tokat) Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
Tokat ili Kazova çiftçileri Sayın Bakanı
dinleyince bizlere telefon ettiler. Diyorlar ki: Bu yıl üretmiş
olduğumuz ürünlerden elde ettiğimiz gelirlerimiz
borçlarımıza yetmedi ve bizlere hacizler geliyor. Ayrıca,
hayvancılık kredisi kullandık. Almış olduğumuz
kredilerin taksitlerini ödeyemiyoruz. Tarım Bakanlığından
tarım kredi ve bankalara olan borçların faizlerinin silinmesini,
yeniden yapılandırılmasını istiyorlar. Ayrıca,
mazot, ilaç, gübre, tohumluk fiyatlarının çok yüksek olduğunu ve
KDVsiz ve ÖTVsiz olarak kullanmak istediklerini ifade ediyorlar. Bu konuda
Bakanlığın görüşlerini istiyoruz.
Ayrıca, tabii, önümüzdeki dönemde çiftçilikle ilgili
de çok büyük sıkıntılar var. Eğer bu borçlar
taksitlendirilmezse, faizler silinmezse korkarım ki birçok çiftçi
batmış şekilde tarlasını veyahut evini kaybetmiş
olacak. Sayın Bakandan bu konuda görüş almak istiyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Doğru.
Sayın Atıcı
AYTUĞ ATICI (Mersin) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın Bakan, tıpkı Van depreminde
olduğu gibi, benzer şekilde doğal afetlerin
yaşandığı yerler var. Örneğin; Mersinin Anamur ve
Bozyazı ilçeleri hortumdan; Tarsus, Erdemli, Kazanlı bölgeleri selden
etkilendiler. Burada tarım sigortası yaptıramayan
çiftçilerimizin durumu içler acısı. Destek olunmadığı
için bu çiftçilere borçlarını ödeyemediler ve ellerindeki küçücük
arazileri ve evleri icra yoluyla satıldı. Gerçekten çok mağdur
çiftçi var. Bu çiftçilere yardımcı olacak mısınız? Yoksa
intiharlar başlayacak, intiharın eşiğine gelen pek çok
çiftçi tanıyorum. Bu uyarıyı yapmak zorunda kaldım.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın
Atıcı.
Sayın Genç
KAMER GENÇ (Tunceli) Teşekkür ederim.
Efendim, soruma hiç cevap verilmedi. Zaten bu AKPli
bakanların bir huyudur, söylediğimiz sorulara cevap vermiyorlar,
işi başka tarafa götürüyorlar. Ben zaten böyle Hükûmeti de
tanımıyorum.
Geçenlerde Diyarbakırda yaşanan olaylardan
dolayı da utanç duyuyorum. AKPliler, bunlar laik Türkiye Cumhuriyeti
devletini kaldırıp bölmeye çalıyorlar. Ben başta Tayyip
Erdoğan olmak üzere bunların ümüğünü sıkacağım.
Bunların güçleri buna yetmez.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, böyle edepsizlik olmaz.
KAMER GENÇ (Tunceli) Onu bilsinler ki laik Türkiye
Cumhuriyeti sahipsiz değildir. Bu devlet de parçalanamaz, parçalayanın
kendisi parçalanacaktır.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, bu terbiyesizliğe
müsaade etmeyin.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Ama, hem de Hükûmet olarak çıksınlar, buradan bize de
doğru dürüst cevap versinler. Cevap da vermiyorlar. Soruyu da soruyoruz
ama sırf, işte, bu konuşmaları elde etmek için. Maalesef
soruya cevap vermiyorlar. Böyle bir Hükûmet sırasında oturan
kişiler de fuzuli oluyor. Sorularımıza doğru dürüst cevap
versinler.
OSMAN AŞKIN
BAK (İstanbul) Sensin fuzuli olan!
BAŞKAN
Sayın Genç, lütfen, daha düzgün sözcükler seçmenizi rica edeceğim.
OSMAN AŞKIN
BAK (İstanbul) Fuzuli olan sensin. Otuz senedir boşu boşuna
oturuyorsun burada.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Düzgün konuşma düzgün hareket edenlere, idarecilere
karşı kullanılır. Bu memlekete karşı ihanet
edenlere düzgün konuşulamaz.
BAŞKAN
Buyurunuz Sayın Dedeoğlu.
MESUT DEDEOĞLU
(Kahramanmaraş) Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Kahramanmaraş
bir tarım şehridir; özellikle buğday, pirinç, pamuk ve biber
konusunda Türkiyenin sayılı tarım şehirlerinden bir
tanesi. Ancak, son yıllarda çiftçimiz maalesef ki çok perişan
durumda. Tohumun pahalılığı, mazot fiyatları, traktör
fiyatları ve tüm işçilik girdileriyle beraber çiftçimiz çok zor
durumda ve birçok arazimizin de her tarafı barajlarla kaplı
olmasına rağmen sulama kanallarımız
yapılamadığından topraklarımız sulu tarıma
geçemedi. Bunların en bariz örneği, Türkoğlu Ovası sulama
kanallarını beklemekte.
Sayın
Bakanım biraz önce sormuş olduğumuz sorulara cevap verdi,
teşekkür ediyorum. Ancak Kılavuzlu Barajının
sulamalarının daha 8 kilometresinin
yapıldığını, 2016 yılına kadar ve daha
ileriki yıllara kadar devam edeceğini beyan etti. Tek bir
istirhamımız var Kahramanmaraş olarak: Çiftçinin yanında
olsun, hayvancılığın yanında olsun.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Dedeoğlu.
Sayın Halaman
ALİ HALAMAN
(Adana) Sayın Başkanım, teşekkür ederim.
Sayın
Bakanımız sağ olsunlar, sorularımıza cevap verdiler.
Son günlerde, yirmi otuz gündür, bizim bölgede portakal yani narenciyenin hasat
dönemi, işte, limondu, mandalinaydı. Genelde de bizim Kozanın
geçim kapısı, yaşamı narenciye bahçelerinin üzerine kurulu
ama bugünlerde narenciye para etmiyor, dalında 30 kuruş, 40
kuruş, alan da yok. Bunun sebebi nedir? Dış ticaretten mi
kaynaklanıyor? Buna Sayın Bakanımız müspet bir cevap
verirse, neden para etmediğini anlatırsa seviniriz.
Saygılar
sunuyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Halaman.
Buyurunuz
Sayın Bakan.
GIDA, TARIM VE
HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) Teşekkür
ediyorum. Kürsüye mi geleyim?
BAŞKAN
İsterseniz kürsüden de cevaplayabilirsiniz.
Buyurunuz.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Sayın
Doğrunun, tabii, genel olarak Kazova bölgesiyle ilgili söylediği ve
çiftçilerin borçlarıyla, borçlarını ödememesi hususuyla ilgili
durumları
Tabii, değerli milletvekilleri, biraz önce aslında
Türkiye genelinde bunu söyledim. Bireysel, elbette ki farklılıklar
olur ama Türkiyede on yıl içerisinde ödenen, verilen krediler ve
bunların geriye dönüş oranlarına baktığımızda
-biraz önce soruları cevaplandırırken değinmiştim ama
bir kere daha söylüyorum- Ziraat Bankasında çiftçi on sene önce 250
milyon, 257 milyon lira civarında kredi alıyor -Ziraat
Bankasında- bunun yüzde 38ini geri ödeyebiliyordu, bugün 17 milyar -250
milyon değil, 17 milyar- alıyor ve bunun yüzde 98ini geri ödüyor.
Tarım kredi kooperatiflerine
baktığımızda, on sene önce yine 200 küsur milyon lira kredi
kullandırdığını, yüzde 70lerde bunun geri dönüş
oranı olduğunu görüyoruz. Bugün, yine, yaklaşık 5 milyar
ALİM IŞIK
(Kütahya) Sayın Bakan, kefiller hapiste
GIDA, TARIM VE
HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Müsaade eder misiniz?
ALİM IŞIK
(Kütahya) Onu da söyleyin
GIDA, TARIM VE
HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Yok
ALİM IŞIK
(Kütahya) Kefiller nerede?
GIDA, TARIM VE
HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Şimdi
ALİM IŞIK
(Kütahya) Kefillere kadar alıyorsunuz. Adamın evini soydunuz.
GIDA, TARIM VE
HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Onu
ALİM IŞIK
(Kütahya) Bu geri dönüşü olan yüksek
GIDA, TARIM VE
HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Evet, şimdi yüzde 71
iken Ziraat
İLHAN
DEMİRÖZ (Bursa) Özel bankalar var Sayın Bakan.
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Sayın Bakan, madem yüzde 98 geri ödeme var, niye icra yoluyla
alıyorsunuz?
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Müsaade edin söyleyeyim. Yani,
şimdi vereceğim cevap siyaseten sizin hoşunuza gitmeyebilir, ona
bir itirazım yok.
İLHAN
DEMİRÖZ (Bursa) Doğru olursa hoşumuza gider.
GIDA, TARIM VE
HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Ama bunlar devletin
ALİM IŞIK
(Kütahya) Şu anda 200 bin kişi kaçak durumda.
GIDA, TARIM VE
HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Benim
ALİM IŞIK
(Kütahya) Bunların çoğu kefil borcu
GIDA, TARIM VE
HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) On sene önceki de, geçen
sene ki de devletin resmî rakamları yani mahkemeye gidilse, herhangi bir
yere gidilse karşımıza çıkacak olan rakamlar bunlar ve
bunlar gerçek.
ALİM IŞIK
(Kütahya) Sayın Bakan, o zaman niye haciz geliyor acaba?
GIDA, TARIM VE
HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ
EKER (Devamla) Bankaların da, tarım kredi kooperatiflerinin de
hepsi açık, yüzde 97. Bakın, Ziraat
Tarım kredi
kooperatiflerinin yüzde 97.
ALİM IŞIK
(Kütahya) Müteselsil kefillerin
tamamı şu anda hacizli Sayın Bakan.
GIDA, TARIM VE
HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ
EKER (Devamla) Şimdi, Değerli Milletvekilim, bireysel olarak bir
çiftçinin başka bir bankadan çiftçi
kredisi değil
ALİM IŞIK
(Kütahya) Caminin çıkışında jandarma yakalıyor Sayın
Bakan; bunları görmüyor musunuz?
GIDA, TARIM VE
HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ
EKER (Devamla)
bir kişinin
herhangi bir bankadan şahsen almış olduğu krediyi veya bunu
ödeme güçlüğüne düşmesini, siz adamın hayatındaki bütün
ilişkileri, bütün ticari faaliyetlerinin tamamını getirip de bir
çiftçilik faaliyeti ve çiftçi kredisi gibi gösterirseniz bu, insafla
bağdaşmaz.
ALİM IŞIK
(Kütahya) Sayın Bakan,
sıfır faizli krediden dolayı şu anda perişan
GIDA, TARIM VE
HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER
(Devamla) Bunu millet de biliyor, bunu çiftçi de biliyor, bunu herkes
biliyor.
Bizim
kaydımız şu: Ziraat Bankası
ALİM IŞIK
(Kütahya) 7 milyara
aldığı ineği şu anda 3,5 milyara satamıyor
insanlar.
GIDA, TARIM VE
HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ
EKER (Devamla) Sayın Başkanım, böyle bir usul var mı?
BAŞKAN Buyurunuz, siz devam ediniz.
Sayın
milletvekilleri, lütfen dinleyiniz.
ALİM IŞIK
(Kütahya) Ama Sayın Bakan,
doğru bilgilendirmiyorsunuz! Doğru bilgilendirmiyorsunuz!
GIDA, TARIM VE
HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ
EKER (Devamla) Ama sürekli laf atılıyor, sürekli laf
atılıyor.
Bakın,
şimdi
OKTAY VURAL
(İzmir) Dinleme meclisi değil ki bu ya!
GIDA, TARIM VE
HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ
EKER (Devamla) Dinlemek mecburiyetindesiniz Sayın Başkan.
Sayın Milletvekilim soru soruyorsanız dinleyeceksiniz, eğer
niyetiniz üzüm yemekse.
ALİM IŞIK
(Kütahya) Ama doğru cevap vermeniz lazım
Sayın Bakan.
OKTAY VURAL
(İzmir) Zaten sorduğuna göre dinliyor demektir.
GIDA, TARIM VE
HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ
EKER (Devamla) Yok biz, Bakanı konuşturmayalım, soruyu
soralım da, onun cevap vermesini engelleyim falan diyorsanız,
sesinizin çok çıkması haklı olduğunuz manasına gelmez.
İLHAN
DEMİRÖZ (Bursa) Yanlış bilgi veriyorsunuz Sayın Bakan.
GIDA, TARIM VE
HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ
EKER (Devamla) Hele bağırmanız, hiçbir şekilde haklı
olduğunuz manasına gelmez. Soruyu sordunuz, ben size doğrusunu
söylüyorum.
ALİM IŞIK
(Kütahya) Doğrusu bu değil ama! Doğrusu bu değil!
GIDA, TARIM VE
HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ
EKER (Devamla) Doğrusu bu ama, bu doğru hoşunuza gider ama
gitmez onu bilemem.
ALİM IŞIK
(Kütahya) Vatandaş telefon ediyor Söyledikleri doğru değil.
diyor.
GIDA, TARIM VE
HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ
EKER (Devamla) Vatandaş bunu değerlendirirken de vatandaş bunu
zaten belirli zamanlarda değerlendiriyor ve hoşuna gidip
gitmediğini o zaman söylüyor.
ALİM IŞIK
(Kütahya) Değerlendiriyor,
değerlendiriyor, az kaldı.
OKTAY VURAL
(İzmir) Biz burada milletin temsilcisiyiz. Neyiz burada yani?
GIDA, TARIM VE
HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ
EKER (Devamla) O zaman yazıyor. Seçimlerde sandıkta
Şimdi,
birkaç ay sonra sandıklar vatandaşın önüne konulacak, orada
vatandaş değerlendirmesini yapacak; onu ona bırakın, siz
kendi şeyinizi söyleyin.
ALİM IŞIK
(Kütahya) Değerlendiriyor
OKTAY VURAL
(İzmir) Söylüyoruz ama sen
GIDA, TARIM VE
HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ
EKER (Devamla) Şimdi, Türkiyede kredilerle ilgili, çiftçi kredileriyle,
Ziraat Bankası kredileriyle ilgili biz artık sıfır ila
yüzde 8 arasına çektik faizi. Yüzde 59dan devraldık, yüzde 59
faizden devraldık.
HASAN ÖREN (Manisa)
Mazotu da 1.300 liradan aldınız!
GIDA, TARIM VE
HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Çiftçi, yüzde 59 faizle,
tarım krediden yüzde 68 faizle kredi alıyordu, yüzde 68
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
İLHAN
DEMİRÖZ (Bursa) Daha memnunlardı onlar, ödüyorlardı.
ADNAN
ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay) - Mazotu, gübreyi kaçtan
aldınız Sayın Bakan?
BAKAN Sayın
Bakan, on dakika ek süre verdim fakat beş dakika daha süre vereceğim
size. Lütfen cevaplar
OKTAY VURAL
(İzmir) Efendim, ama bir buçuk saattir Sayın Bakan konuştu,
bir saat yirmi dakika oldu.
BAŞKAN
Hayır efendim, bir saat on dakika oldu. Bunun dört beş dakikası
sorularla geçti.
Şimdi,
beş dakika daha süre vereceğim Sayın Bakana açıklaması
için.
OKTAY VURAL
(İzmir) Bir de soruları okutsaydık ne olacaktı? Zaten
cevap vermiyor
GIDA, TARIM VE
HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Çok teşekkür
ediyorum Sayın Başkanım.
Dolayısıyla,
zaman zaman, TARSİMle ilgili olarak da kanunda devlet destekli sigorta
uygulamasını biz getirdik. 2005te kanunu çıkardık, burada yüce Meclis çıkardı,
2006 1 Haziranında uygulamasını başlattık ve her sene
yeni bir riski ilave ettik. Başlangıçta mesela don riski sadece,
Türkiyede yüzde 10da uygulanıyordu. Biz, bunu bütün Türkiyeye
teşmil ettik 2007den itibaren. Don, dolu, sel, bütün bu risklerin
tamamı, fırtına, deprem, hayvan ölümü vesaire hepsi var.
Şimdi, yüzde
50 de sigortasını yaptıran vatandaşa destek veriyoruz yani
100 liraya sigorta yaptırıyorsa 50 lirasını biz
karşılıksız destek olarak veriyoruz.
İLHAN
DEMİRÖZ (Bursa) Onu biliyoruz Sayın Bakan.
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Sigortasızlar ne oluyor?
GIDA, TARIM VE
HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Müsaade edin...
Türkiyenin
1935ten beri hayata geçirmeye çalıştığı bir sistemdi
ve bunun 2005 yılında düzenlemesini biz getirdik, biz başlattık.
İLHAN
DEMİRÖZ (Bursa) - Ama çiftçide para yok ki sigorta yaptırsın!
GIDA, TARIM VE
HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Bugüne kadar, demin de
söyledim, bazı vatandaşlarımızın gerek miras yoluyla
gerek mülkiyet meseleleriyle ilgili kendileri bunu alamıyor. Biz, bunu
dikkate alarak, birtakım risklerle karşı karşıya
kalındığında, felaketle karşı karşıya
kalındığında, örneğin 2013 yılında
ADNAN
ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay)- Hatay iki sene üst üste sel
yaşadı Sayın Bakan.
GIDA, TARIM VE
HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) 2013 yılında
ADNAN
ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay)- Sayın Bakan, kaç lira
verdiniz?
GIDA, TARIM VE
HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Her sene, biz, bunu,
yine, tabii afetlerle karşı karşıya kalan, dondu, doluydu,
mesela bu sene öyle genel bir kararname çıkardık ve
vatandaşlarımızın borçlarını, sigorta
kapsamında olsa bile, borçlarını erteleme cihetine zaten
gidiyoruz. Dolayısıyla, burada
İLHAN
DEMİRÖZ (Bursa) - Faiz olarak
ADNAN
ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay) Faize kaç lira verdiniz Sayın
Bakan?
GIDA, TARIM VE
HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) - Hayır, o faiz,
hiçbir zaman enflasyonun üzerinde değildir. Sadece masraflarla, vesaireyle
alakalı bir durumdur.
AYTUĞ ATICI
(Mersin) - Sayın Bakan, sorum sigortasızlarla ilgili,
sigortasızlarla
ADNAN
ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay) Hatay Sayın Bakan, Hatay
GIDA, TARIM VE
HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Sayın Genç dedi ki:
Benim soruma cevap vermiyorlar. Haksızlar çünkü Sayın Gençin
burada bir tane (6/1677) no.lu önergesi var, ben onun da tamamını
okudum. Konyada Sulama Kooperatifi Başkanının görevden
alınıp yerine kayyum atanmasına ilişkin ben bütün süreci,
yapılan denetimi, gidilen mahkemeyi, mahkemenin neticesini, tamamını
bütün bilgi olarak size hepsini söyledim.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Ama sebebi kazanmama. Kazanan başkasını siz görevden
aldınız. Kendi adamınızı
OSMAN AŞKIN
BAK (İstanbul) Cevabını verdiniz değil mi Sayın
Bakanım?
GIDA, TARIM VE
HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) İki, Türkiye
Cumhuriyetinin Sayın Başbakanı da, Hükûmeti de Türkiye
Cumhuriyetinin birlik ve beraberliğini, cumhuriyet tarihinin hiçbir
döneminde olmadığı kadar önemsemekte, bunu takip etmekte, bunu
izlemekte
KAMER GENÇ
(Tunceli) Diyarbakırdaki durum ortada ya!
OKTAY ÖZTÜRK
(İzmir) Sayın Başkan, sorulara cevap versin, uyarır
mısınız. Eğer sataşmadansa ona göre
GIDA, TARIM VE
HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) -
Türkiye Cumhuriyetinin
birlik ve beraberliğini, bütünlüğünü sağlama 76 milyon vatandaşın
tamamında aidiyet duygusunu geliştirmekle mümkündür. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Aidiyet duygusunu
geliştirmediğiniz zaman, vatandaşlar arasında sevgiyi tesis
etmediğiniz zaman, adaletle ve hukukla muamelede
bulunmadığınız zaman sizin vatandaşınız size
gönülden bağlı olmaz.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sen olayı başka yere çekiyorsun.
GIDA, TARIM VE
HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Biz de bunu
yapıyoruz. Türkiye iç barışını da, uluslararası barışı da
çok önemsiyor ve bütün uygulamalarını, bütün politikalarını
buna göre düzenliyor ve Türkiye Cumhuriyetinde bugün
vatandaşlarımız gerçekte huzura ve güvene her zamankinden, genel
manada her zamankinden daha yakındır, huzur ve güven içerisinde
yaşamaktadır. Bunu da özellikle söyleyeyim.
KAMER GENÇ
(Tunceli) O öldürülen gençler sizin için bir şey ifade etmiyor mu? Gece
sabahlara kadar gençleri evinden alıp da götürmek huzur mu?
OKTAY VURAL
(İzmir) PKKnın yapmak istediğini siz gerçekleştirir, bir
de millete yutturabilirsiniz!
GIDA, TARIM VE
HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Vallahi, aslında
PKKya kimlerin, asker, bir şekilde destek
sağladığını onu tarih biliyor, vatandaşlar da
biliyor.
OKTAY VURAL
(İzmir) Biliyor, biliyor, biliyor!
GIDA, TARIM VE
HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Dolayısıyla,
onu hiç karıştırmayın isterseniz, onu hiç
karıştırmayın. Onu karıştırırsanız
başka şeyler çıkar altından. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
OKTAY VURAL
(İzmir) Atatürk Orman Çiftliğinde gizli gizli görüşmeler
yapan sendin değil mi! Atatürk Orman Çiftliğinde Haburu planlayan
sendin değil mi! O rezaleti yaşatan sendin değil mi! Haburu
yaşatan rezaletin baş mimarları bir de o Atatürk Orman
Çiftliğinde planlama yaptı. Sen Bakan mısın yoksa
PKKnın şeyi misin!
GIDA, TARIM VE
HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Kim
İnsanlara
cezaevlerinde dışkı yedirenler PKKya asker, PKKya militan
sağladı. Siz, onlara sahip çıkmayın. Önce haktan, hukuktan
bahsedin, önce hakkı ve hukuku tesis edin. Ret ve inkâr politikalarıyla
bu milleti bölünmenin eşiğine esas sizin
anlayışınız, sizin zihniyetiniz getirdi. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Biz, bu milleti birleştirecek
Türkü, Kürtü, Arapı, Çerkezi, Acemi herkesi bir, beraber tutan bir
anlayışı hayata geçirdik ve Türkiye bizimle birlik ve
beraberliğini daha iyi bir noktaya getiriyor.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
LÜTFÜ TÜRKKAN
(Kocaeli) - İnekten bahset, inekten
İnekler para etmedi.
OKTAY VURAL
(İzmir) - Sen Barzaniye git!
LÜTFÜ TÜRKKAN
(Kocaeli) - Barzaninin
bakanısın sen!
OKTAY VURAL
(İzmir) - Barzani pazarlaması yapıyorsun. Nüfuz ajanı
mısın sen burada! Barzaninin temsilcisi misin sen! Barzaninin nüfuz
ajanı ya
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Eker. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Soru önergeleri
cevaplandırılmıştır.
Sayın
milletvekilleri, alınan karar gereğince diğer denetim
konularını görüşmüyor ve gündemin Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmına geçiyoruz.
1inci sırada
yer alan, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde
Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ve Anayasa
Komisyonu Raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
IX.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi
Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının; Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80)
(S. Sayısı: 156)
BAŞKAN
Komisyon yok.
Ertelenmiştir.
2nci
sırada yer alan, Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve
Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporlarının
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.- Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı
ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları
(1/484) (S. Sayısı: 287)
BAŞKAN
Komisyon yok.
Ertelenmiştir.
3üncü
sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Türk
İşbirliği ve Kalkınma İdaresi
Başkanlığı ile Azerbaycan Cumhuriyeti Haberleşme ve Enformasyon
Teknolojileri Bakanlığı ve Azerbaycan Cumhuriyeti Milli
Televizyon ve Radyo Şurası Arasında Televizyon
Yayıncılığı Alanında İşbirliğine
Dair Protokol ile Teknik Hizmet Sözleşmesinin Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
3.- T.C. Başbakanlık Türk
İşbirliği ve Kalkınma İdaresi
Başkanlığı ile Azerbaycan Cumhuriyeti Haberleşme ve
Enformasyon Teknolojileri Bakanlığı ve Azerbaycan Cumhuriyeti
Milli Televizyon ve Radyo Şurası Arasında Televizyon
Yayıncılığı Alanında İşbirliğine
Dair Protokol ile Teknik Hizmet Sözleşmesinin Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (1/344) (S. Sayısı: 105)(C)
BAŞKAN
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Şimdi, 13/11/2013
tarihli 16ncı Birleşimde 1inci madde üzerinde Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına konuşma yapılmıştı.
Söz talebi yok.
1inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Tasarının tümü
açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın
elektronik cihazla yapılmasını oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Üç dakika süre veriyorum
ve oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla
oylama yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, 105 sıra sayılı Kanun
Tasarısının açık oylama sonucu:
Kullanılan oy
sayısı: 204
Kabul: 204(X)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
İsmail
Kaşdemir Mine
Lök Beyaz
Çanakkale Diyarbakır
Böylece tasarı
kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
Şimdi, 4üncü sırada yer alan Yozgat
Milletvekili Yusuf Başer ve Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç ile
11 Milletvekilinin Kamu İhale Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Bayındırlık,
İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporunun
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
4.- Yozgat Milletvekili Yusuf Başer ve Isparta
Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç ile 11 Milletvekilinin; Kamu İhale
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
Raporu (2/1784) (S. Sayısı: 493)(xx)
BAŞKAN
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
14/112013 tarihli
17nci Birleşimde 3üncü madde üzerinde İstanbul Milletvekili Mehmet
Akif Hamzaçebi ve arkadaşlarının verdiği önergenin oylama
işleminde karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi önergeyi
hatırlamanız için tekrar okutacağım ve oylarınıza
sunacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
2/1784 Esas numaralı
(SS 493) Kamu İhale Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifinin 3 üncü maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Madde 3- Bu Kanun
hükümleri Bakanlar Kurulunca yürütülür.
Mustafa Moroğlu Aykut
Erdoğdu Haluk
Eyidoğan
İzmir İstanbul İstanbul
Turgut Dibek Malik Ecder Özdemir Mehmet Akif Hamzaçebi
Kırklareli Sivas
İstanbul
BAŞKAN
Şimdi, önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Şimdi, 3üncü
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Teklifin tümünü
oylarınıza sunuyorum
KAMER GENÇ
(Tunceli) Söz var efendim.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) - Oylamaya
geçtiniz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Teklifin tümü üzerinde oylamaya geçmeden önce, oyunun rengini belirtmek üzere
lehte Hatay Milletvekili Hacı Bayram Türkoğlu (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
HACI BAYRAM
TÜRKOĞLU (Hatay) Sayın Başkan, çok değerli
milletvekilleri; 493 sıra sayılı, 4734 sayılı Kamu
İhale Kanununun 22/(i) maddesinde değişiklik yapılmasına
dair kanun teklifinin lehinde söz
almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Kanunu teklif eden,
kanunun sahibi Yüksek Seçim Kurulu. Sahip olan, yürüten, sonucunu takip eden
Yüksek Seçim Kurulu. Bu kanunda yapılmak istenen zaten hâlihazır
yürürlükte 4734 sayılı Kanunun 22/(i) maddesine göre, işte,
süresinde yapılmayan, ara seçimler dolayısıyla önceden temin
usulüyle filgranlı oy pusulası, 20 maddeden oluşan oy
sandığı, oy mührü alınmaktaydı. Şimdi yapılmak
istenen değişiklik, 2014 mahalli idareler genel seçimleri ile
Cumhurbaşkanlığı seçimi ve muhtemel yapılması
planlanan Anayasada bir halk oylamasına gidildiği takdirde zaman ve
süre sıkışıklığı dolayısıyla zaman
yetmezse herhangi bir sıkıntı ve zorluk yaşanmaması
için Yüksek Seçim Kurulu tarafından veya yetkilendirdiği il seçim
kurulu başkanlıkları tarafından bu, yine doğrudan
temin usulü ile gerekli olan malzemelerin temini hususudur. Bu,
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
tarafından konu esas komisyon olarak görüşülmüş, orada kabul
edilmiştir.
Kanunun
hayırlı olmasını temenni ediyor, bu vesileyle hepinizi
saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Türkoğlu.
Aleyhte,
Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Buyurunuz
Sayın Can.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Başkan, bak, bu suistimaldir. Biraz önce biz başka
anlaşmalar üzerinde konuşmadık. Şimdi kendi tekliflerine
nasıl aleyhte konuşuyorlar? Yani burada biraz dürüst olsunlar.
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Usulen aleyhe
almışım
BAŞKAN
Pardon, bir dakika efendim.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Dürüst olmayan insanlarla bu Parlamento yürütülmez.
BAŞKAN
Sayın Genç, daha önce talep edilmiş bu söz hakları. Onun için
lütfen
Buyurunuz
Sayın Can.
RAMAZAN CAN
(Devamla) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Usulen aleyhe
aldım. Bunu Cumhuriyet Halk Partisi sıkça yapıyor, özellikle
Sayın Genç sıkça yapıyor.
LÜTFÜ TÜRKKAN
(Kocaeli) Suimisal misal olmaz.
RAMAZAN CAN
(Devamla) Ama şunu gördüm ki: Aleyhe aldım, gerçekten aleyhe bir
durum var mı diye kanunu tetkik ettiğimde, teklifi tetkik
ettiğimde aleyhe bir durum olmadığını gördüm. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
LÜTFÜ TÜRKKAN
(Kocaeli) Aleyhte, aleyhte
RAMAZAN CAN
(Devamla) Gerçekten, muhalefet ve iktidar bu kanun üzerinde ciddi
çalışmalar serdetmiş. Genel Kurula teşekkür ediyorum.
Kanunun kabulünü ya da reddini Genel Kurulun takdirine sunuyor, hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz.
Teklifin tümünü
oylarınıza sunuyorum
ENGİN ALTAY
(Sinop) Sayın Başkan, biraz önce sayın hatip Aleyhte söz
aldım. dedi, sonra Cumhuriyet Halk Partisinin ismini de zikrederek Bunu
sıkça yapıyor. dedi. Bizi izleyenler bakımından kafalarda
bir istifham oluştu. Müsaade ederseniz, iki dakika cevap vermek istiyoruz.
RECEP ÖZEL
(Isparta) Efendim, otuz saniyelik konuşmaya iki dakikalık cevap
olmaz ki!
ENGİN ALTAY
(Sinop) Kamer Genç çıkacak.
BAŞKAN
Buyurunuz Sayın Genç.
X.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR
1.- Tunceli Milletvekili Kamer Gençin,
Kırıkkale Milletvekili Ramazan Canın görüşülen 493
sıra sayılı Kanun Teklifiyle ilgili oyunun rengini belli etmek
üzere yaptığı konuşması sırasında Cumhuriyet
Halk Partisine sataşması nedeniyle konuşması
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, bakın, iki dakika verdiniz
sataşmadan
RECEP ÖZEL
(Isparta) Otuz saniyeye iki dakika ya!
KAMER GENÇ (Devamla)
Neyse
Şimdi burada suistimal yapan AKPliler. Ben usulü suistimal
etmiyorum. Burada kanunun aleyhine konuşsam ciddi şeyler söylerim.
Bir defa, seçimde büyük hileler yapılıyor.
RECEP ÖZEL
(Isparta) Ne hilesi?
KAMER GENÇ (Devamla)
Bize gelen duyumlara göre -bakın, AKPliler- geçen seçimde
bastırılmış milyonlarca oy pusulası kayıp. Bu oy
pusulalarını AKPliler alıyorlar, getiriyorlar,
vatandaşlara dağıtıyorlar, AKP mührünü basıyorlar,
sandık başına giden vatandaşlar bunu getirip zarfa atıyorlar,
boş oy pusulasını getiriyorlar. Böyle bir suistimal var. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
Eğer, dürüst
seçim yapmak istiyorsanız, namuslu seçim yapmak istiyorsanız; dürüst
ve namuslu seçim yapmak, namuslu ve şerefli insanların işi.
RECEP ÖZEL (Isparta)
Sen şimdi Yüksek Seçim Kuruluna şerefsiz mi diyorsun?
KAMER GENÇ (Devamla)
O zaman, dürüst ve namuslu seçim yapalım, dolayısıyla hileli
seçimin önünü keselim. Bunu keselim, böyle bir kanunu getirin. Yarına bu
kanunla ne yapacaksınız? Milyonlarca basılı oy
pusulasını getireceksiniz, AKP teşkilatlarına
dağıtacaksınız, o dağıtımda getirecekler
onlar bazı seçmenlere bu boş oy pusulalarını verecekler,
AKP mührünün üzerine evet mührünü basacaklar, getirecekler boşu, tekrar
verecekler. İşte, yiğitliğiniz varsa, biz dürüst bir seçim
yapalım. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Bakın, burada
yüzde 10 barajından dolayı şu anda sizin grubunuzda 58 fuzuli
şagil olan milletvekili var. Gelin, şu yüzde 10 barajını
kaldıralım. Yüzde 10 barajı olmasa siz şimdi iktidar olamazdınız.
Bugün o hâlinizle
Türkiye Cumhuriyeti devletini bölüyorsunuz, Türkiye Cumhuriyeti devletini yok
ediyorsunuz. Tayyip Erdoğan tutuyor, Barzaniye diyor ki: Kürdistan
Başkanı. Kürdistan Başkanı demek, Kuzey Iraktaki Kürt
devletini onaylamak demektir. Ağzınızdan çıkan lafı
bilin. Ama tabii ki cahil, cühela insan ağzından çıkan lafı
anlamaz, ne anlama geldiğini bilmez. Bilerek konuşun.
Teşekkür
ederim.
OSMAN AŞKIN
BAK (İstanbul) Otuz senedir boşa duruyorsun burada, otuz senedir
boş konuşuyorsun!
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Genç.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan
BAŞKAN -
Buyurunuz Sayın Elitaş.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, hem Sayın
Başbakanımıza hem grup başkanımıza hem de Türkiye
Büyük Millet Meclisindeki değerli milletvekillerine hakaret etmiştir.
Söz almak istiyorum.
BAŞKAN
Buyurunuz Sayın Elitaş. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Lütfen yeni
sataşmalara mahal vermeyiniz.
2.- Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın, Tunceli Milletvekili Kamer Gençin sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında AK PARTİ
Grup Başkanına sataşması nedeniyle konuşması
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Burada konuşan
şahıs, seçim hilelerinden öyle bahsetti ki yani hayatı boyu
hileyle geçmiş gibi. (AK PARTİ sıralarından
gülüşmeler) Anlatıyor: Şöyle yaptınız,
pusulaları böyle getirdiniz, sahte mühürlerle bunu yaptınız,
sahte pusulaları buraya götürdünüz
Ya Allah aşkına hiç
aklımıza, hayalimize gelmeyen şeyler anlatıyor! Yani, hani
bir deyim vardır, biliyorsunuz: Sirkatini söylerken kendi meselesini
söylermiş, tamamını söylemiyorum, ne olduğunu o bilir.
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Tersi, tersi. Şecaat arz ederken sirkatin
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Şecaatini arz edermiş!
Bakın,
değerli arkadaşlar, AK PARTİ grubundan ve diğer
milletvekillerinden baktığımız zaman, böyle hileli bir
iş herhâlde normal bir vatandaşın aklına gelmez.
Hayatı boyunca yaptığı her türlü hileleri burada ifade
etmeye çalıştı. Zaten belli, kendisinin meşhur bir saman
fabrikası vardı. Nüfuz kullanarak Aksaraydan Teşvik Kanunu
karşılığında bedava arsa alarak ve orada kim
tarafından geldiği belli olmayan belli bir paranın banka
kanalıyla geçmesi gerekirken
MALİK ECDER
ÖZDEMİR (Sivas) Sapla samanı karıştırma!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla)
nüfuzla, milletvekili seçildikten bir hafta sonra
yüzde 5 hisseyle Yönetim Kurulu Başkan Vekili olan birisi, hilenin
hurdanın nasıl yapıldığını en iyi o
şekilde o bilir. AK PARTİli milletvekillerine böyle bir lekeyi
bulaştırmak kimsenin haddi değildir. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
Artı,
bakın, bu seçimleri Yüksek Seçim Kurulu yapıyor. Şu anda burada
konuşan kişi Yüksek Seçim Kuruluna hakaret etmiştir. Yüksek
Seçim Kurulu filigranlı oy pusulalarını bastıracak, zaten
bu kanun da onu ifade ediyor, zarfları bastıracak, mühürleri
bastıracak. Onlar nerede bastıracaklarını biliyorlar ama
hayatı hile ile geçmiş kişinin başka düşünecek bir
şeyi yoktur.
Yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Elitaş
Buyurunuz
Sayın Genç.
KAMER
GENÇ (Tunceli) Herhâlde, hayatı boyunca hileyle geçmiş
Bir de
saman
Şimdi, bu Mustafaya ben dedim ki
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Buyurunuz Sayın Genç.
Lütfen
yeni sataşmalara mahal vermeyiniz.
3.- Tunceli Milletvekili Kamer Gençin, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaşın sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
KAMER
GENÇ (Tunceli) Benim hayatım hileyle geçseydi, en azından, Mustafa,
senin gibi bir şeytan her zaman için hilelerimi bulurdu! Şimdi,
zaten, senin ne olduğunu bilen bir insanım.
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Sayın Başkan, üslubuna dikkat etsin.
SUAT
ÖNAL (Osmaniye) Kem söz sahibine aittir.
KAMER
GENÇ (Devamla) Ben hayatımda hep dürüstlükle mücadele ettim.
Hayatımda dürüstlükle mücadele ettiğim için 7 dönemdir bu kürsüye
gelip konuşuyorum. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Lütfen sakin olunuz.
KAMER
GENÇ (Devamla) Ayrıca, şimdi, değerli arkadaşlar,
bakın, bunun örnekleri var. AKPli belediyeler seçmeni zorluyor;
getireceksin boş oy pusulasını atacaksın, mühürlüyü götürüp
atacaksın, boşu getireceksin.
Ben
diyorum ki -farz edelim ki ben bu hileyi yapıyorum- bu hileleri önleyelim,
dürüst seçim yapalım. Mustafa, senin aklın ermez, dürüstlük nedir sen
bilmezsin, tamam mı çünkü senin ne yaptığını ben iyi
bilen bir insanım.
Ayrıca
da benim saman fabrikasıyla bir ilgim yok. Böyle bir şey oldu.
Mustafa Bey bu saman konusunu çok dile getiriyor. Ben de bu kürsüde Mustafa
Bey, bu samanı çok seviyorsun. Merak etme, kışlık saman
hisseni ayıracağım. dedim. Hâlâ da onları getiriyor.
Benim
fabrikayla mabrikayla ilgim yok. Bir arkadaşa kısa bir dönem için
şey yaptım. Baktım ki olmuyor sizin iktidarınız
zamanında, zararla sattım.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Parayı nasıl aldın?
KAMER
GENÇ (Devamla) - Eğer sen benim onu milletvekilliği forsumu
kullanarak aldığımı ispatlamazsan müfterisin! (AK
PARTİ sıralarından gürültüler) Erkeksen gel çıkalım
bunu ispat edelim namuslu bir insansan. Eğer ben bir kuruş orada nüfuz
kullanmışsam şerefsizim.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Gazeteler yazdı. Milletvekili seçimlerinden
bir hafta sonra aldın.
KAMER
GENÇ (Devamla) - Eğer hiç kullanmadan
Bana bu iftirayı atan da
şerefsizin kendisidir. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Onun için, şerefli insansa gidelim araştıralım. Hakikaten,
ben orada beş kuruş bir menfaat temin etmiş miyim etmemiş miyim?
Arkadaşlar, buyurun, siz iktidar partisisiniz. Yani benimle meşru
yollardan mücadele etmekten acizsiniz;
hırsızlıklarınızı,
yolsuzluklarınızı dile getirdiğim için
çıldırıyorsunuz. Bu hırsızlıkları,
yolsuzlukları burada dile getirmemem için benim söz hakkımı
elimden alıyorsunuz. Yiğitliğiniz varsa çıkalım burada
birer saat konuşalım bu konuları; sizin
yaptığınız yolsuzlukları,
hırsızlıkları
(AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Genç.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Yozgat Milletvekili Yusuf Başer ve Isparta
Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç ile 11 Milletvekilinin; Kamu İhale
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
Raporu (2/1784) (S. Sayısı: 493) (Devam)
BAŞKAN Teklifin
tümünü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Teklif kabul
edilmiş ve kanunlaşmıştır.
Beş dakika ara
veriyorum.
Kapanma
Saati: 19.35
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 19.39
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: İsmail KAŞDEMİR
(Çanakkale), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)
----- 0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 18inci
Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
Kanun tasarı
ve tekliflerinin görüşmelerine devam edeceğiz.
5inci sırada
yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Arşiv Alanında İşbirliği Protokolünün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
5.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Azerbaycan
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Arşiv Alanında
İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/669) (S. Sayısı: 421)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
6ncı sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Polis
Eğitiminde İşbirliği Üzerine Protokolün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
6.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Azerbaycan
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Polis Eğitiminde
İşbirliği Üzerine Protokolün Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/671) (S. Sayısı 359)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Diğer
işlerde de komisyonların bulunamayacağı
anlaşıldığından, alınan karar gereğince,
kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri
sırasıyla görüşmek için 20 Kasım 2013 Çarşamba günü
saat 14.00te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma
Saati: 19.40
(x) Sözlü soru önergeleri Genel Kurulda okunmamış olup tutanağa eklidir.
(C) 105 S. Sayılı Basmayazı 13/11/2013 tarihli 16ncı Birleşim Tutanağına eklidir.
(X) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 493 S. Sayılı Basmayazı 14/11/2013 tarihli 17nci Birleşim Tutanağına eklidir.