TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
2nci
Birleşim
2
Ekim 2013 Çarşamba
(TBMM Tutanak
Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu
Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş
bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade
edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler
aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK
ÖZETİ
II.- GELEN
KÂĞITLAR
III.- YOKLAMALAR
IV.- OTURUM
BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur
Bahçekapılının, ilk kez Başkan Vekili olarak görev
yapmasına ilişkin konuşması
2.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur
Bahçekapılının, gündem dışı konuşmalardan
sonra İç Tüzükün 60ıncı maddesine göre yapılan kısa
söz taleplerini karşılayamayacağına ilişkin
konuşması
V.- ANT İÇME
1.- . Zonguldak
Milletvekili Mehmet Haberalın ant içmesi
VI.- AÇIKLAMALAR
1.- İzmir Milletvekili Oktay Vuralın,
TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılıya yeni görevinde
başarılar dilediğine ve tutuklu milletvekillerinin her
birleşimin başında yemin etmeye davet edilmesini istirham
ettiğine ilişkin açıklaması
2.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, CHP Grubu olarak, TBMM Başkan
Vekili Ayşe Nur Bahçekapılıya ve yasama görevine başlayan
Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberala başarılar dilediklerine,
hâlen 7 milletvekilinin tutuklu olmasının bir demokrasi
ayıbı olduğuna ve TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılının
İç Tüzükün 60ıncı maddesinin uygulamasıyla ilgili
kararı nedeniyle üzüntü duyduklarına ilişkin
açıklaması
3.- Bingöl Milletvekili İdris Balukenin, BDP
Grubu olarak, TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılıya
yeni görevinde başarılar dilediğine, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 24üncü Döneminin Dördüncü Yasama Yılının ülkemize ve
halkımıza hayırlı uğurlu olmasını ve tutuklu
milletvekillerinin bir an önce görevlerine başlamalarını temenni
ettiklerine ve ülkemizin yepyeni bir barış dönemine ihtiyacı
olduğuna ilişkin açıklaması
4.- Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplanın, Giresun Milletvekili Nurettin Caniklinin AK
PARTİ grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
5.- Giresun
Milletvekili Nurettin Caniklinin, İzmir Milletvekili Oktay Vuralın
AK PARTİ grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
6.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, Genel Kurul salonunda yenilenen ses
sistemine ilişkin açıklaması
VII.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin
Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Manisa Milletvekili
Muzaffer Yurttaşın, 1-7 Ekim Camiler ve Din Görevlileri
Haftasına ilişkin gündem dışı konuşması
2.- Kocaeli
Milletvekili Mehmet Hilal Kaplanın, Kocaelinin Gebze ilçesindeki
sorunlara ilişkin gündem dışı konuşması
3.- Afyonkarahisar
Milletvekili Kemalettin Yılmazın, 5 Eylül 2012de Afyonkarahisarda
meydana gelen ve 25 askerimizin şehit olduğu olaya ilişkin
gündem dışı konuşması
VIII.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığının, Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanı Cemil Çiçek ile İdare Amiri ve Türkiye-KKTC
Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı Ömer Faruk Özün,
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Dr. Derviş
Eroğlu ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi
Başkanı Dr. Hasan Bozerin vaki davetlerine icabetle 20 Temmuz 2013
Barış ve Özgürlük Bayramına katılmalarına
ilişkin tezkeresi (3/1285)
2.- Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığının, Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanı Cemil Çiçek başkanlığındaki bir
heyetin, İran İslami Danışma Meclisi Başkanı Ali
Larijaninin vaki davetine icabetle İrana ziyarette bulunmasına
ilişkin tezkeresi (3/1286)
3.- Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığının, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin Güney Doğu Avrupa İş Birliği Süreci Parlamenter
Asamblesine üye olmasına ilişkin tezkeresi (3/1301)
B) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Ordu Milletvekili
İdris Yıldız ve 22 milletvekilinin, ülkemizdeki
su kaynaklarına ilişkin sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/723)
2.- Mersin Milletvekili
Vahap Seçer ve 27 milletvekilinin, 5957 sayılı Sebze ve Meyveler ile
Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların
Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun uygulamasında yaşanan
sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/724)
3.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve 20 milletvekilinin, özel öğretim
kurumları ve buralarda çalışanların sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/725)
IX.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri
1.- BDP Grubunun, Van
Milletvekili Nazmi Gür ve arkadaşlarının 23/10/2011 ve 9/11/2011
tarihlerinde yaşanan iki büyük deprem akabinde Van merkeze bağlı
köylerde tespit edildiği üzere enkazların
kaldırılmamasının ve yapılması vadedilen ev ve
hayvan barınaklarının yapılmamasının nedenlerinin
belirlenmesi amacıyla 23/5/2013 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına vermiş olduğu Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 2 Ekim 2013 Çarşamba
günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin
aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
2.- CHP Grubunun,
İstanbul Milletvekili ve Grup Başkan Vekili Mehmet Akif Hamzaçebinin
İstanbul ili Maltepe ilçesi Gülsuyu Gülensu Mahallesinde son günlerde
halkın huzurunu bozan ve Hasan Ferit Gedik isimli vatandaşımızın
öldürülmesi ile sonuçlanan olayların araştırılması
amacıyla 2/10/2013 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına vermiş olduğu Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 2 Ekim 2013 Çarşamba
günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin
aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
3.- AK PARTİ
Grubunun, Genel Kurulun çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesine; 8
ve 22 Ekim 2013 Salı günkü birleşimlerinde bir saat sözlü
soruların görüşülmesini müteakip diğer denetim
konularının görüşülmeyerek gündemin Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmında yer alan işlerin görüşülmesine; 9, 23 ve 30 Ekim
2013 Çarşamba günkü birleşimlerinde sözlü soruların
görüşülmemesine ilişkin önerisi
X.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanalın, Kırıkkale Milletvekili Oğuz
Kağan Köksalın CHP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
XI.- SÖZLÜ SORULAR VE
CEVAPLARI
1.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru'nun, son
beş yılda ele geçirilen uyuşturucu miktarına ilişkin
İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/112) ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı
2.- İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in,
İstanbul'da bir kişinin elektrik direğindeki akıma
kapılarak yaşamını yitirmesine ilişkin sözlü soru
önergesi (6/2033) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
3.- İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in elektrik
dağıtım şirketlerinin sayaç değiştirme
işlemlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2066) ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı
4.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, bazı
illerimizde yaşanan elektrik kesintilerine ilişkin sözlü soru
önergesi (6/2078) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
5.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, Kars eski
süt fabrikası lojmanlarındaki eksikliklere ilişkin
Dışişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/2132) ve Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı
6.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, TPAO
Batman Bölge Müdürlüğündeki kiralık araçların toplam
maliyetlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2133) ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı
7- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu'nun, doğal gaz ve elektriğe
yapılan zamlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/2216) ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı
8.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu'nun, Kahramanmaraş'ın ilçelerinin doğal
gaz ihalesine çıkılacak ilçeler arasında yer almamasına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/2217) ve Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı
9.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, 2007-2012
yılları arasında Ankara'da doğal gaz
aboneliği sayısına, kullanım miktarı ile
aboneliklerini iptal ettiren kişi sayısına ilişkin sözlü
soru
önergesi (6/2224) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
10.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, 2007-2012
yılları arasında Ankara genelindeki
kaçak elektrik kullanım miktarı ile meydana gelen gelir kaybına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/2225)
ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı
11.- Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın,
2012 yılında ülkemizde akaryakıt ürünlerine yapılan
zamlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/2228) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı
12.- Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplan'ın, Türkiye'deki nükleer santrallere ilişkin sözlü soru
önergesi (6/2260) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
13.- Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplan'ın, Türkiye'deki HESTere ilişkin sözlü soru önergesi
(6/2261) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
14.- Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplan'ın, Türkiye'deki termik santrallere ilişkin sözlü soru
önergesi (6/2262) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
15.- Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplan'ın, Türkiye'deki fueloil, doğal gaz ve ham petrole
dayalı santrallere ilişkin sözlü soru önergesi (6/2263) ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
16.- Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplan'ın, Türkiye'deki yenilenebilir enerji kapasitesine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/2264) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
17.- Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplan'ın, Türkiye'de yapılan boru hatlarına ilişkin sözlü
soru
önergesi (6/2265) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
18.- Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın,
2012 yılı içinde akaryakıt, doğal gaz ve elektriğe
yapılan zamlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/2288) ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
19.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün,
Hakkari'ye bağlı ilçe ve köylerdeki elektrik
direklerinin yenilenmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2298) ve Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldız'ın cevabı
20.- Giresun Milletvekili Selahattin
Karaahmetoğlu'nun, Giresun'un Espiye ilçesindeki
yaylaların elektrik altyapı ihtiyacına ilişkin sözlü soru
önergesi. (6/2333) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı
21.- Giresun Milletvekili Selahattin
Karaahmetoğlu'nun, Giresun'un Yağlıdere ilçesindeki
yüksek gerilim hatlarının taşınması talebine
ilişkin sözlü soru önergesi. (6/2336) ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı
22.- Adana Milletvekili Ali Halaman'ın, 2003-2012
yılları arasındaki petrol kaçakçılığı
verilerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2350) ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı
23.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar'ın, Antalya
ilinin Kaş ilçesine bağlı bir köyün elektrik
sorununa ilişkin sözlü soru önergesi (6/2366) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı
24.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, Batman'da
tüp dolum tesislerinin yerleşim alanları
içinde olduğu iddiasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2374) ve
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldız'ın cevabı
25.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, 2002-2012
yılları arasında Jeotermal kaynaklardan
faydalanma kapasitesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2393) ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldız'ın cevabı
26.- Antalya Milletvekili Arif Bulut'un, Zincirli HES
projesinin doğa sporlarına yapacağı
olumsuz etkilere ilişkin sözlü soru önergesi (6/2406) ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
27.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün,
yenilenebilir enerji kaynaklarının arttırılmasına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/2442) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı
28.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, 2002-2012
yıllarında kullanılan ve ithal edilen
doğal gaz miktarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2480) ve
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
29.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, 2007-2012
yılları arasında elektrik
faturalarından alınan TRT payına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/2481) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı
30.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, jeotermal
enerji üretimine ilişkin sözlü soru
önergesi (6/2516) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
31.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün,
yenilenebilir enerji kaynakları hakkındaki
çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/2517) ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı
32.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün,
doğal gaz boru hatlarının geçtiği illerde
oluşturduğu
risklere ve alınacak tedbirlere ilişkin sözlü soru önergesi (6/2534)
ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı
33.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın,
ülkemizdeki doğal gaz rezervlerine ve doğal gaz
ithaline ilişkin sözlü soru önergesi (6/2555) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı
34.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, 2007-2012
yılları arasında hidrokarbon arama
amaçlı yapılan sondajlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/2641)
ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldız'ın cevabı
35.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, Batman'da
elektrik şebekesinin yetersizliğinden
kaynaklanan sorunlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/2696) ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldız'ın cevabı
36.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, elektrik
faturalarında bazı bedellerin
gösterilmemesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2711) ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
37.- Adana Milletvekili Ali Halaman'ın,
akaryakıt kaçakçılığını önlemeye yönelik
çalışmalara
ilişkin sözlü soru önergesi (6/2725) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldız'ın cevabı
38.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, Kars,
İğdır ve Ağrı'da yaşanan elektrik kesintilerine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/2741) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı
39.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, Batman'da
yaşanan elektrik kesintilerine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/2744) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
40.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün,
Ardahan'da yaşanan elektrik kesintilerine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/2753) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
41.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, petrol
boru hattının geçtiği bölgelere ucuz doğalgaz
verilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2780) ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı
42.-Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, 2007-2012
yılları arasında meydana gelen
maden kazalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2784) ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
43.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, 2007-2012
yılları arasındaki kaçak elektrik
kullanımına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2785) ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı
44.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman'ın,
Van ve Dicle dağıtım bölgelerindeki kaçak
elektrik kullanımına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2857) ve
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
45.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman'ın,
Bakan Yardımcısına, görevlerine ve
çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2858) ve
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
46.- Adana Milletvekili Ali Halaman'ın, Adana'da
yürütülen projelere ilişkin sözlü soru
önergesi (6/2866) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
47.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu'nun, HES inşaatlarında yaşanan kazalara
ilişkin sözlü soru önergesi (6/2894) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı
48.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu'nun, jeotermal enerji kaynaklarına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/2895) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
49.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman'ın,
Bakanlıkça kiralanan araçlara ilişkin sözlü
soru önergesi (6/2912) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
50.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman'ın,
yurtdışı gezilerine ilişkin sözlü soru önergesi
(6/2913) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
51.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman'ın,
personelin Bakanlığa açtığı davalara ilişkin
Enerji ve sözlü soru önergesi (6/2914) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldız'ın
cevabı
52.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu'nun, 2012 yılında yapılan enerji
tasarrufuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/2961) ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı
53.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu'nun, güneş enerjisi alanında yapılan
çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/3020) ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı
54.- Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz'm, Yozgat'taki
maden yataklarına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/3078) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
55.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün,
ülkemizdeki bor rezervlerinin değerlendirilmesine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3083) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldız'ın cevabı
56.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün,
madencilik sektörüne ilişkin sözlü soru önergesi
(6/3084) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
57.-Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, Doğu
ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde afet
riski altındaki alanların dönüştürülmesi
çalışmaları kapsamında Bakanlığa ait ve
yıkılması gereken
binalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/3115) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı
58.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman'ın,
kömür ihtiyacına ve üretimine ilişkin sözlü
soru önergesi (6/3121) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
59.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman'ın,
doğal gaz ihtiyacına, üretimine ve ithalatına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3122) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı
60.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman'ın,
Bakanlık istisnai kadrolarına yapılan
atamalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/3123) ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı
61.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman'ın,
petrol ihtiyacına, üretimine ve ithalatına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3124) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı
62.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu'nun, kömür gazlaştırma tesislerine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/3188) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
63.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru'nun,
Tokat'ta MTA tarafından sürdürülen madencilik
faaliyetlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3201) ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
64.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, Kars'ta
doğal gaz kullanımının
yaygınlaştırılmasına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3208) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı
65.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman'ın,
2002 yılından itibaren gerçekleştirilen temsil
giderlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3218) ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı
66.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün,
madencilik alanındaki çalışma şartlarına ve maden
mühendislerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3326) ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
67.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün,
madencilik ve enerji üretimi alanındaki çalışmalara
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3327) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı
68.- Adana Milletvekili Ali Halaman'ın, Adana ili
ve ilçelerinde yürütülen kamu hizmetlerine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3360) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı
69.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, maden
ocaklarında iş güvenliğine ilişkin Enerji ve
sözlü soru önergesi (6/3388) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
70.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün,
Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/3454) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
71.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, 2007-2013
yılları arasındaki taş kömürü ve
linyit ithalatına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3472) ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
72.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru'nun,
doğal gaz satışlarında limit uygulanıp
uygulanmadığına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3568) ve
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
73.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün,
ısı yalıtımından kaynaklanan enerji
açığının
maliyetine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3589) ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı
74.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru'nun,
Tokat'taki doğal gaz çalışmalarına ilişkin sözlü
soru önergesi (6/3742) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
75.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, Kars'a
yönelik proje ve yatırımlara ilişkin sözlü
soru önergesi (6/3771) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
76.- Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın,
Bakanlık tarafından kiralanan araçlar ile diğer
taşınır
mallara ilişkin sözlü soru önergesi (6/3880) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı
77.- Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın,
Bakanlık tarafından kiralanan taşınmazlara ilişkin
sözlü soru önergesi (6/3910) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
78.- Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın,
elektrik faturalarına yansıtılan vergi ve katkı
paylarına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3911) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı
79.- Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın,
Bakanlık tarafından gerçekleştirilen taşınır mal
satışlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/4051) ve Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı
80.- Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın,
Bakanlık tarafından gerçekleştirilen taşınmaz
satışlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/4066) ve Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı
81.-Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın,
Bakanlık kadrolarına ve personel durumuna ilişkin
sözlü soru önergesi (6/4135) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
82.- Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın,
Bakanlık personelinin görev yeri değişikliklerine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/4137) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı
83.- Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın,
2002-2013 yılları arasında Bakanlıkta hizmet
alımı
yoluyla veya sözleşmeli olarak çalıştırılan personele
ilişkin sözlü soru önergesi (6/4160) ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı
XII.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün,
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığını
önlemeye yönelik çalışmalara ilişkin sorusu ve Sağlık
Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun cevabı (7/23945)
2.- Muş Milletvekili Demir Çelikin, SSPE
hastalığına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı
Mehmet Müezzinoğlu'nun cevabı (7/25677)
3.- İstanbul Milletvekili Celal Adanın,
Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlara ait lojmanlar ile
söz konusu lojmanların satışına ilişkin sorusu ve
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmazın cevabı (7/26893)
4.- İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın
Türelinin, İzmirin Torbalı ilçesindeki bazı mahallelerde
yaşanan sağlık sorunlarına ilişkin sorusu ve
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun cevabı (7/27322)
5.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçerinin, 2002-2013
yılları arasında yer altı sularında saptanan insan
kaynaklı kirletici maddeler ile ilgili verilere ilişkin sorusu ve
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
(7/27913)
6.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, Bayburtun
Aydıntepe ilçesindeki çiftçilerin sulama sorunlarının çözümüne
yönelik projelere ilişkin sorusu ve Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı (7/28052)
7.- Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka'nın,
yurt dışı görevlendirmelere,
Bakanlıktaki boş engelli kadrolarına,
Olası bir depremin etkilerinden korunmak için
yapılan çalışmalara ve personele yönelik eğitimlere,
İlişkin soruları ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı (7/28489),
(7/28504), (7/28511)
8.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün,
Bakanlık tarafından Iğdır ve Ağrı belediyelerine
ayni ve nakdî yardım yapılıp yapılmadığına,
Muş, Hakkâri ve Şırnak belediyelerine
ayni ve nakdî yardım yapılıp yapılmadığına,
Batman, Bingöl ve Bitlis belediyelerine ayni ve nakdî
yardım yapılıp yapılmadığına,
Siirt ve Adıyaman belediyelerine ayni ve nakdî
yardım yapılıp yapılmadığına,
Gümüşhane ve Bayburt belediyelerine ayni ve nakdî
yardım yapılıp yapılmadığına,
Ardahandaki belediyelere ayni ve nakdî yardım
yapılıp yapılmadığına,
İlişkin soruları ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı (7/29074),
(7/29075), (7/29076), (7/29077), (7/29078), (7/29079)
9.- Kütahya Milletvekili Alim Işıkın,
sözleşmeli personel alımlarına ve memur kadrolarına
atanmalarına ilişkin sorusu ve Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı (7/29081)
10.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın,
güvenlik kamerası kayıtlarına ilişkin sorusu ve Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Sadık Yakutun cevabı
(7/29666)
11.- Yalova Milletvekili Muharrem İncenin,
Başbakanın TBMMdeki makam odasında yapılan tadilata
ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili
Sadık Yakutun cevabı (7/29667)
12.- Kocaeli Milletvekili Haydar Akarın,
İçişleri Bakanlığı tarafından
cevaplandırılmayan bazı soru önergelerine ilişkin sorusu ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Sadık Yakutun cevabı
(7/29670)
13.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, siyasi parti
grup başkanlıklarında ve milletvekilleri ile çalışan
sözleşmeli personele gönderilen bir yazıya ilişkin sorusu ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Sadık Yakutun cevabı
(7/29671)
2 Ekim 2013 Çarşamba
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe
Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Muhammet Bilal
MACİT (İstanbul), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
----- 0 -----
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 2nci Birleşimini açıyorum.
III.- Y O K L A M A
BAŞKAN
Elektronik cihazla yoklama yapacağız.
Yoklama için iki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yetersayısı vardır.
IV.- OTURUM
BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur
Bahçekapılının, ilk kez Başkan Vekili olarak görev yapmasına
ilişkin konuşması
BAŞKAN
- Sayın milletvekilleri, gündeme geçmeden önce, ilk defa Başkan
Vekili olarak bu kürsüde olmam nedeniyle düşüncelerimi ifade etmek
istemekteyim.
Özellikle bu
yüce Meclise Başkan Vekili olarak beni seçmenizi, bana verilen büyük bir
onur olarak görmekteyim. Beni bu göreve layık gören siz değerli
milletvekillerine teşekkür ediyorum ve bu yasama yılının
ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Umarım,
bu yeni yasama yılında bu çatı altında yapılacak
görüşmeler, düşünce özgürlüğü temelinde
karşılıklı saygı, hoşgörü içinde ve kişi
haklarını her koşulda önemseyerek gerçekleşir. Bu kürsüden
dile getirilecek düşüncelerin bizler için ufuk açıcı ve
zenginleştirici olacağına inanıyorum. Burada alınacak
kararlar, hiç şüphesiz, sorumluluklarımızın göstergesi
olacaktır.
Bilmenizi isterim ki ben de bu görevin
bana yüklediği sorumlulukların bilincinde olarak yüce Meclisi
başta Anayasa, yasa ve İç Tüzük hükümleri ile Parlamento teamüllerine
bağlı olarak tarafsız bir şekilde yöneteceğim.
Ben, yüce Meclisi
bizlere armağan eden Mustafa Kemal Atatürkü, silah
arkadaşlarını ve tüm şehitlerimizi saygıyla
anıyorum.
24üncü Dönem
Dördüncü Yasama Yılının hepimiz için verimli ve
başarılı geçmesini temenni ediyor, hepinizi sevgiyle
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Sayın
milletvekilleri, dün Milliyetçi Hareket Partisi grup başkan vekilliklerine
seçilen İzmir Milletvekili Sayın Oktay Vuralı ve Kayseri
Milletvekili Sayın Yusuf Halaçoğlunu kutluyor, başarılar
diliyorum. (AK PARTİ, CHP ve MHP sıralarından
alkışlar)
Bu arada, bir
Fenerbahçeli olarak bugün oynanacak Şampiyonlar Liginde Galatasaraya da
başarılar diliyorum. (Alkışlar)
Görüşmelere
başlıyoruz.
V.- ANT İÇME
1.- . Zonguldak
Milletvekili Mehmet Haberalın ant içmesi
BAŞKAN -
Sayın milletvekilleri, Anayasamıza göre milletvekillerinin göreve
başlamadan önce ant içmeleri gerekmektedir.
Şimdi ant
içmemiş olan Zonguldak Milletvekili Sayın Mehmet Haberalı ant
içmek üzere kürsüye davet ediyorum.
Buyurun Sayın
Haberal. (CHP sıralarından ayakta alkışlar)
(Zonguldak
Milletvekili Mehmet Haberal ant içti)
(CHP ve MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Haberal.
Sayın
milletvekilleri, gündeme geçmeden önce
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Vural.
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkanım, bir hususu ifade etmek istiyorum.
Tabii, Sayın Mehmet Haberalın
BAŞKAN Söz
vereceğim Sayın Vural.
OKTAY VURAL
(İzmir) Öyle mi? Gündem dışıları vereceksiniz ama
IV.- OTURUM BAŞKANLARININ
KONUŞMALARI (Devam)
2.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur
Bahçekapılının, gündem dışı konuşmalardan
sonra İç Tüzükün 60ıncı maddesine göre yapılan kısa
söz taleplerini karşılayamayacağına ilişkin
konuşması
BAŞKAN
Gündem dışına geçmeden önce ben bir açıklama yapayım.
Gündeme geçmeden
önce 3 sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim
ancak daha önce bir konuda açıklama yapmak istiyorum sayın
milletvekilleri: Gündem dışı konuşmalardan sonra sayın
milletvekillerinin İç Tüzükün 60ıncı maddesine göre söz
talepleri olabilmektedir.
Sayın
milletvekilleri, İç Tüzükün 60ıncı maddesinin dördüncü
fıkrası pek kısa bir sözü olduğunu belirten üyeye
Başkanın yerinden konuşma izni verebileceği hükmünü
taşımaktadır. Bu konuda Başkanın takdir yetkisi
olduğu İç Tüzükün açık hükmüdür. İç Tüzükte gündemdeki
konularla ilgili ve gündem dışında kimlerin
konuşacağı tadadi olarak sayılmıştır.
İç Tüzükün 59uncu maddesine göre Meclis Genel Kuruluna
duyurulmasında zaruret görülen olağanüstü ve acele hâllerde
Başkanın beşer dakikayı geçmemek üzere en çok 3 kişiye
söz verebileceği ve Hükûmetin bu konuşmalara cevap verebileceği
öngörülmüştür. Dolayısıyla, bu maddede, verilen sözler zaten en
üst düzeyde olmaktadır. Genel Kuruldaki görüşmeler
sırasında gündem dışı konuşmalar üzerine yeniden
söz vermenin 59uncu madde hükmünün İç Tüzüke aykırı olarak
genişletilmesine ve 60ıncı maddenin amacı
dışında kullanılmasına neden olduğunu
düşünmekteyim.
Bu nedenlerle,
gündem dışı konuşmalardan sonra İç Tüzükün 60ıncı
maddesine göre kısa söz taleplerini
karşılayamayacağımı bilginize sunarım.
SIRRI SAKIK
(Muş) Bu nasıl demokrasi Başkan?
BAŞKAN
Ancak sayın grup başkan vekillerinin söz talepleri olursa bu
talepleri yerine getireceğim. [CHP sıralarından Demokrasi(!)
sesleri, alkışlar(!)]
Buyurun Sayın
Vural.
VI.- AÇIKLAMALAR
1.- İzmir Milletvekili Oktay Vuralın,
TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılıya yeni görevinde
başarılar dilediğine ve tutuklu milletvekillerinin her
birleşimin başında yemin etmeye davet edilmesini istirham
ettiğine ilişkin açıklaması
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkan, öncelikle, size Meclis yönetmede
başarılar diliyorum. İç Tüzük çerçevesinde yönetimlerinizin
adalete uygun olacağına inancımı ifade etmek istiyorum.
Bu vesileyle de
Sayın Mehmet Haberalın, millet iradesiyle Türkiye Büyük Millet
Meclisi milletvekili seçilmiş olmakla birlikte, maalesef Türkiye Büyük
Millet Meclisine bu Üçüncü Yasama Yılında kavuşmuş
olması gerçekten üzüntü verici. Ancak ben Türkiye Büyük Millet Meclisinden
şunu da görmek istiyorum Sayın Başkan: Milliyetçi Hareket
Partisinden seçilmiş Sayın Engin Alan da milletvekilidir. Sayın
milletvekillerini, millet iradesiyle Türkiye Büyük Millet Meclisine
gönderilmiş bütün milletvekillerini her birleşimin başında
yemin içmeye davet etmenizi ve bu çağrıyı yapmanızı
istirham ediyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
Gerçekten bu bizim özlemimiz olmalıdır, bu bizim talebimiz
olmalıdır. Olup olmayacakları hususu ayrı bir konudur ama
her şeyden önce Meclis iradesinin, milletvekillerinin Türkiye Büyük Millet
Meclisinde bulunması konusunda bu şekilde bir manevi desteğinin
de çok önemli olduğunu ifade etmek istiyorum.
Teşekkür
ederim. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Ben
teşekkür ederim.
Sayın
Hamzaçebi, buyurun.
2.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, CHP Grubu olarak, TBMM Başkan
Vekili Ayşe Nur Bahçekapılıya ve yasama görevine başlayan
Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberala başarılar dilediklerine,
hâlen 7 milletvekilinin tutuklu olmasının bir demokrasi
ayıbı olduğuna ve TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur
Bahçekapılının İç Tüzükün 60ıncı maddesinin
uygulamasıyla ilgili kararı nedeniyle üzüntü duyduklarına
ilişkin açıklaması
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Yeni görevinizde
başarılar diliyorum.
Bugün yemin ederek
yasama görevine başlayan Zonguldak Milletvekilimiz Sayın Mehmet
Haberala da Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak başarılar
diliyoruz.
Ancak
unutmayalım ki hâlen, halkın iradesine, milletin iradesine
aykırı olarak 7 milletvekilimiz tutuklu bulunmaktadır.
Sayın Başbakanın demokratikleşme paketi
açıkladığı bir süreçte 7 milletvekilinin tutuklu
olması bir demokrasi ayıbıdır.
Yine, Sayın
Başkanın göreve başlarken, biraz önce yapmış
olduğu açıklamayla daha önce 3 Meclis Başkan Vekilinin gündem
dışı konuşmalardan sonra onar kişiye birer
dakikayı geçmemek üzere verdiği söz hakkını
kullanmayacağını ifade etmesi ve bu açıklamanın Sayın
Başbakanın demokratikleşme paketinin hemen ertesinde
yapılmış olması Türkiye Büyük Millet Meclisinin ne kadar
demokrasiden uzaklaşacağının bir göstergesi
olmaktadır.
Sayın
Başkana ben Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak üzüntülerimi
bildiriyorum, bu kararını gözden geçirmesini tavsiye ediyorum.
Teşekkür
ederim. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Ben teşekkür ederim.
Sayın
Baluken...
3.- Bingöl Milletvekili İdris Balukenin, BDP
Grubu olarak, TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılıya
yeni görevinde başarılar dilediğine, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 24üncü Döneminin Dördüncü Yasama Yılının ülkemize ve
halkımıza hayırlı uğurlu olmasını ve tutuklu
milletvekillerinin bir an önce görevlerine başlamalarını temenni
ettiklerine ve ülkemizin yepyeni bir barış dönemine ihtiyacı
olduğuna ilişkin açıklaması
İDRİS
BAKUKEN (Bingöl) Sayın Başkan, öncelikle biz de yeni görevinizin
hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyoruz, sizlere
başarılar diliyoruz.
Tabii, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 24üncü Döneminin Dördüncü Yasama
Yılının bütün ülkemize ve halkımıza hayırlı
uğurlu olmasını temenni ediyoruz. Ülkemizin,
halkımızın, bölgemizin barışa, özgürlüğe,
kardeşliğe, adalete, evrensel insan hakları kriterlerine ekmek
kadar, su kadar, soluduğumuz hava kadar ihtiyacı olduğu bir
dönemde bu yeni yasama yılının, bu talepleri
karşılayacak şekilde, bu çatı altında çözümler
üreterek sürdürülmesinin temennisini tekrar vurgulamak istiyoruz.
Burada,
özellikle Dördüncü Yasama Yılına girerken hâlâ 8 milletvekili
arkadaşımızın cezaevlerinde bulunmasının kabul
edilemez olduğunu tekrar vurgulamak istiyoruz. Bugün 1 milletvekili
arkadaşımızın yasama görevine başlamasını
önemsiyor; diğer tutuklu bulunan, halkın iradesini temsil eden bütün
milletvekili arkadaşlarımızın da bir an önce görevleri başına
dönmesini temenni ediyoruz.
Ülkemizde
bütün kimliklerin kendi dilleriyle, kendi kültürleriyle kendilerini özgürce
ifade edebilecekleri Türkün, Kürtün, Lazın, Çerkezin, Arapın,
Sünninin, Alevinin özgür bir gelecek içerisinde barışı tesis
edebileceği yepyeni bir döneme ihtiyacı olduğunu tekrar
vurguluyoruz. Meclisin bu yeni yasama yılında en önemli
önceliğinin de bu barışı tesis etmek olduğunu tekrar
vurguluyoruz.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Baluken.
Şimdi
görüşmelere başlıyoruz.
Gündem
dışı ilk söz, Camiler ve Din Görevlileri Haftası vesilesiyle
söz isteyen Manisa Milletvekili Sayın Muzaffer Yurttaşa aittir.
Buyurun Sayın
Yurttaş. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
VII.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin
Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Manisa Milletvekili
Muzaffer Yurttaşın, 1-7 Ekim Camiler ve Din Görevlileri
Haftasına ilişkin gündem dışı konuşması
MUZAFFER
YURTTAŞ (Manisa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
yeni yasama yılının hayırlara vesile olmasını
dilerken yüce heyetinizi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
1-7 Ekim tarihleri
ülkemizde her yıl Camiler ve Din Görevlileri Haftası olarak
kutlanmaktadır. Bu haftada ana temanın cami, kadın ve aile
olarak belirlenmesi oldukça anlamlıdır. Dünyadaki
savaşların, kavgaların, zulmün ve açlığın bitmesi
için insanlığın, kadınlarımızın,
barış dini olan İslamla, Kur'anla, camiyle buluşması
gerekiyor çünkü gelecek nesilleri yetiştirecek olan öncelikle
kadınlarımız ve annelerdir. Kadına emek vermek aileye ve
gelecek nesillere emek vermektir. Cami, kucaklayan ve kendine geleni asla
kapının dışına bırakmayan kutsal bir
yuvadır. Öyleyse kadınıyla, çocuğuyla, genciyle,
yaşlısıyla bütün fertlerinin bu yuvada huzura erme hakkı
vardır.
Camiler cemaatin
olduğu yerlerdir, birlik mekânlarıdır, barışın,
özgürlüğün temsilcileridir. Camiler ve minareler İslamın
sembolleri ve mührüdür. İslam tarihi boyunca yerleşim yerlerinin
kimliğinin oluşmasında önemli bir yeri olan camilerimiz sosyal
hayatın kalbinin attığı birer ilim, irfan ve kültür merkezi
olmuştur. Cami, mihrabıyla bir mabet, minberiyle bir toplum,
kürsüsüyle bir okuldur. Camiler şefkat ve merhamet duyguları ile
müminlerin yekvücut olduğu, toplumun sorunlarına şefkat ellerini
uzatan makamlardır. Camiler tüm hayırlı hizmetleri bünyesinde
toplayan en etkin ve yaygın sosyal hizmet kurumlarıdır.
Diyanet
İşleri Başkanlığımızın geçtiğimiz
yıl Engelsiz Cami, Engelsiz İbadet sloganı ile
başlattığı çalışmalar neticesinde ibadet
mekânlarına erişebilirlik yolunda önemli gelişmeler
kaydedilmiştir. Görme engelliler için Braille Alfabesi ile Kur'an-ı Kerim
hazırlanmıştır.
Başkanlığımızı yaptığı bu ve
benzeri güzel çalışmalardan dolayı tebrik ediyorum.
Camilerimizin
maddi mimarları kadar manevi mimarları olan din görevlilerimize büyük
görevler düşmektedir. Onların kırık gönülleri tamir etme,
ihtiyaç sahiplerine el uzatma, en sağlam kaynaklardan
insanlarımızı bilgilendirme görevleri vardır. Mesai
kavramı tanımadan görev yapan, insanımızın derdiyle
dertlenen, insanlarımız arasında uzlaştırıcı
ve bütünleştirici bir tutum sergileyen, her kesime hizmet etmeye gayret
eden din görevlilerimize teşekkür ediyorum. Din görevlisi Beşikten
mezara kadar ilim öğreniniz. düsturunu en iyi anlayarak kendisini sürekli
öğrenmeye ve geliştirmeye kilitlemeli, öğrenim seviyesini
yükseltmeli, zihnini çağın gerektirdiği bilgi ve beceriyle
donatmalı, bulunduğu ortamdaki meseleleri çok yönlü
değerlendirme ve analiz yeteneğine sahip olmalıdır.
Din
görevlilerimizin ülke genelinde toplumun bütün kesimlerine yönelik olarak
gerçekleştirdikleri ve giderek yoğunluk kazanan sosyal, kültürel ve
diğer faaliyetleri yanında çevre bilinci oluşturma, insan
hakları, eşitlik, hoşgörü, sevgi ve barış gibi
evrensel ve insani değerleri pekiştirme yönünde
harcadıkları her türlü çaba takdir ve iftiharla izlenmektedir.
Tüm
müftülerimizi ve görevlilerimizi yapılan camilerde
kadınlarımızın da abdest alabileceği, ibadet
edebileceği mekânlar oluşturmaya ve engellilerin de rahat bir
şekilde camiye gelebilmeleri için gerekli düzenlemeleri yapmaya davet
ediyorum. Mimarlarımızı da hazırladıkları
projeleri engellilere uygun yapmaya çağırıyorum. Camilerimiz
mimari ve estetik yapısıyla, erkeği, kadını,
küçüğü ve büyüğüyle toplumun her kesimine hitap eden düzenlemeleriyle
bir huzur ve mutluluk veren cazibe merkezi hâline getirilmelidir.
Bu
vesileyle, ülkemizin en ücra köşesindeki imamlarımızdan din
hizmetlerinin her bir noktasında görev yapan görevlilerimize kadar bütün
din gönüllüsü kardeşlerimin Camiler ve Din Görevlileri
Haftasını canı gönülden tebrik ediyor, vefat edenlere Allahtan
rahmet, görev yapanlara uzun ve bereketli bir ömür diliyor, hepinizi
saygıyla, sevgiyle, muhabbetle selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Yurttaş.
Sayın
Yurttaş, bu kürsüden ilk kez size söz verdim. Bunu da bilmenizi isterim.
Gündem
dışı ikinci söz, Kocaelinin Gebze ilçesindeki sorunlar
hakkında söz isteyen Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplana aittir.
Sayın Kaplan
da bana sözlü olarak gündem dışı söz istemek için ilk başvuran
kişidir. Teşekkür ediyorum.
Buyurun Sayın
Kaplan. (CHP sıralarından alkışlar)
2.- Kocaeli
Milletvekili Mehmet Hilal Kaplanın, Kocaelinin Gebze ilçesindeki sorunlara
ilişkin gündem dışı konuşması
MEHMET HİLAL
KAPLAN (Kocaeli) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce
heyetinizi ve tutuklu tüm milletvekillerini saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama
başlamadan önce Sayın Başkanım, size yeni görevlerinizde
başarılar diliyorum. Uzun tutukluluk süreci sonrası Cumhuriyet
Halk Partisi sıralarında oturan Sayın Mehmet Haberalı da
aramızda görmenin mutluluğuyla hepinize tekrar saygılar
sunuyorum.
Bugün, gündem
dışıda Gebzenin önemli sorunlarından birkaç tanesini
sizlerle paylaşmak istiyorum. Gebze, Türkiyede sanayinin en yoğun
olduğu bölgedir. Doğaldır ki sanayileşmenin getirdiği
avantajları kadar sorunları da vardır. Sizlere şimdi
sanayileşmenin getirdiği çevre kirliliğinden, trafik
yoğunluğundan, atıklardan ve hava kirliliğinden
bahsetmeyeceğim. Son dönemlerde bölgemizde sıkça yaşanan, yeni
bir yöntemle işçi kıyımlarının olduğunu,
çeşitli gerekçeler göstererek nasıl işçileri sokağa
döktüğünüzün ifadesini sizlerle paylaşmak istiyorum.
Birkaç ay önce
Gebzede DHL işçileri, Kocaelide Pakmaya işçileri sendikalı
olma gerekçeleriyle işten atıldılar. Şimdi de Gebzede
bulunan, kendi alanında bir zamanlar Türkiyenin en iyisinden biri olan
Feniş Alüminyumun yetkilileri girdikleri ekonomik darboğazı
gerekçe göstererek üretimin durduğunu maalesef açıkladılar.
Burada çalışan 658 işçiyi, hiçbir gerekçe göstermeden, iş
akitlerini feshederek sokağa bıraktılar. Bu işçilerin
alacakları olan üç aylık çalışma ücretlerini,
ikramiyelerini, toplu iş sözleşmesinden doğan
farklarını, kıdem ve ihbar tazminatlarını ödemeden ve
ne olacağı da belirsizliklerini koruyarak böyle bir günde
yaşattılar. Aileleriyle beraber yaklaşık 3 bin
civarında bulunan kişiyi kışa girerken, okul masraflarının
yoğun olduğu, kömür masraflarının önemli olduğu bir
dönemde kendi kaderleriyle baş başa bıraktılar.
İşin üzücü bir tarafı, mağdur olan işçiler bir
yetkiliyle görüşme olanağı bulamadı. Hatta bu işçi
arkadaşlarımızın temsilcileri dün Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanı Cemil Çiçekten medet ummak için ziyarette bulundular.
İşçilerin ağırlaştırılmış
çalışma şartlarına, güvencesiz iş ortamında
çalışmalarına ve taşeronlaşmaya karşı
mücadelelerini sürdürürken kendilerini sorgusuz sualsiz sokak ortalarında
bulmalarına ne yazıktır ki Hükûmetin yetkilileri de sadece
seyirci kalmaktadır.
Sayın
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanına ve bölgemiz bakanı olan
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanına sormak istiyorum: Hani sosyal devlet
anlayışı? Hani çalışanların iş güvencesi?
Hani çalışanlardan dolayı hiç kimse mağdur
olmayacaktı? Bundan birkaç gün önce demokrasi paketi olarak,
demokratikleşme paketi olarak sunduğunuz pakette emekten,
işçiden yana bir tek cümle olmaması sizleri üzmüyor mu?
Değerli
milletvekilleri, birçok sorunumuz var Gebzede. Benim 2nci olarak
hatırlatmak istediğimi konulardan bir tanesi, olmazsa
olmazlarımızdan bir tanesi de Gebze Üniversitesi. Daha önce
hatırlarsanız burada bu konuda size hitap etmiştim. Aralık
2011 tarihinde Cumhuriyet Halk Partisi olarak kanun teklifi verdik ve ne
yazıktır ki sizlerin sayesinde, sizlerin oylarıyla reddedildi.
Ancak, sizler seçim döneminde, Gebze bölgesinde Gebze Üniversitesi
kurulması konusunda söz verdiniz ve milletvekilleriniz Biz böyle bir
olayı reddettik ama bize izin verin, yeni bir kanun teklifi vereceğiz,
bu kanun teklifi sonrasında tekrar gündeme getirerek, hatta 2013-2014
eğitim öğretim yılında hazır edeceğiz. dediler.
Değerli milletvekilleri, özellikle Adalet ve Kalkınma Partisinin
Kocaeli milletvekillerine seslenmek istiyorum: Verdiğiniz sözde durun. 2013-2014
eğitim öğretim yılı başladı, Gebze
Üniversitesinin hâlâ adı yok, hâlâ belirsizliğini koruyor. Şimdi
sizi sözünüzde durmaya çağırıyorum.
Değerli
milletvekilleri, konu başlıklarıyla Gebzenin sorunlarıyla
ilgili bir iki cümle ifade etmek istiyorum.
Askerî alanın
boşalmasıyla beraber Gebzenin girişinde bulunan 620 dönüm arazi
ne yazıktır ki TOKİye devredilmiş durumda.
Bölgemizin bir
meslek hastalıkları hastanesine ihtiyacı var.
Yine, bölgemizin
Kadıköyden başlayıp Kartala kadar gelen, yarın da
Tuzlaya kadar gelecek olan metronun neden Gebzeye gelmediği konusunda
düşüncelerinizi almak istiyorum.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Kaplan.
Gündem
dışı üçüncü söz Afyonkarahisarda 5 Eylül 2012 tarihinde meydana
gelen ve 25 askerimizin şehit olduğu olayla ilgili söz isteyen
Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaza aittir.
Buyurun Sayın
Yılmaz. (MHP sıralarından alkışlar)
3.- Afyonkarahisar
Milletvekili Kemalettin Yılmazın, 5 Eylül 2012de Afyonkarahisarda
meydana gelen ve 25 askerimizin şehit olduğu olaya ilişkin
gündem dışı konuşması
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
sözlerime başlarken Camiler Haftası nedeniyle tüm din görevlilerine
sağlık, başarı ve mutluluklar diliyorum.
5 Eylül 2012
tarihinde Afyon ili Mühimmat Depo Komutanlığı Şehit Mete Saraç
Kışlasında yaşanan patlamayla ilgili gündem
dışı söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle hepinizi
saygıyla selamlar, 24üncü Dönem Dördüncü Yasama Yılının
yüce Türk milletine hayırlar getirmesini dilerim.
Değerli
milletvekilleri, dün 1 Ekim 1995 Dinar depreminin 18inci seneidevriyesiydi. Bu
vesileyle de 1995 yılındaki depremde hayatını kaybeden
hemşehrilerime Allahtan rahmet diliyorum.
Saygıdeğer
milletvekilleri, 5 Eylül 2012 tarihinde, saat 21.15 sıralarında
Afyonkarahisarda konuşlu Kara Kuvvetleri Lojistik
Komutanlığına bağlı Mühimmat Depo
Komutanlığı Şehit Uzman Çavuş Mete Saraç
Kışlasında şehrin birçok yerinde, ilçe ve beldelerinde
bile duyulabilen çapta bir patlama meydana gelmiş ve bunun neticesinde
maalesef 25 askerimiz şehit olmuştur, 4 askerimiz ve birçok sivil
vatandaşımız yaralanmıştır. Patlamanın
yaşandığı kışla, şehir merkezinde
yerleşim yerlerine oldukça yakın bir bölgede bulunmaktadır. Bu
patlamanın sonrasında hem askerî yetkililerin hem de Hükûmetin
yaptığı açıklamalar bütün kamuoyunda ciddi şüpheler
ortaya çıkarmıştır. Patlamanın kesin nedeninin ne
olduğu konusunda kamuoyunu ve acılı şehit ailelerini tatmin
edecek bir bilgi henüz verilmemiştir. Patlamanın yaşandığı
saat ve patlayan mühimmatın türü hakkında ciddi spekülasyonlar ortaya
çıkmıştır.
Hükûmet
yetkilileri tarafından kaza olarak açıklanan, askerî yetkililer
tarafından ise nedeni bilinmeyen bir patlama olarak yapılan
açıklamalar, kamuoyunu aydınlatmaktan, tatmin etmekten uzak
kalmıştır. Yaşanan patlamanın ardından
açılan davaların işleyişi, ortaya çıkan ve
şehitlerimizin ailelerinin avukatı tarafından tespit ettirilen
ve Adli Tıp Kurumunun son günlerde ortaya çıkan raporları
akıllarda yeni sorular yaratmıştır. O denli büyük bir
patlamadan sonra bulunabilen doku parçalarının incelenmesinin
sonuçlarında patlama gerçekleşen depoda, o depoda bulunduğu
iddia edilen el bombalarında katiyen bulunmaması gereken plastik
patlayıcı kimyasalı ve çukur imha kimyasalı bulunmuştur. Adli
Tıp Kurumuna gönderilen dokular arasında eşleştirilemeyen
dokuların bulunup bulunmadığı
araştırılmamıştır. Kimya İhtisas Dairesinin
raporunun tamamı kamuoyuyla paylaşılmamıştır.
Kimya İhtisas Dairesinin tespit ettiği bu patlayıcılarda
kendi başına veya dış fiziksel etki olmadan patlama
olmasının mümkün olmadığı söylenmektedir. Bu yönde bir
inceleme yapılmamıştır. Mühimmat deposunda uygulanması
gereken standartların birçoğu gözardı edilmiş, âdeta patlamaya
zemin hazırlanmıştır.
Türkiye
Cumhuriyetinin önemli cephane depolarından olan Şehit Mete Saraç
Kışlasında nizamiye ve gözetleme kulelerinde sahte vazcay
kameraları kullanıldığı tanık ifadelerinde
açıkça belirtilmiştir. Milyarlarca lira bütçe ayrılan Türk
ordusunun 20 tane kamera olan bir sistemi kurmaya gücü yetmemiş midir?
Değerli
milletvekilleri, askerî mahkemenin davadan çekilmesi, iddianamelerde ve
savunmalarda kamuoyuna yansıyan olay yeri görüntülerindeki ifade ve
anlatımlarda çok ciddi çelişkilerin olması bütün toplumu
derinden yaralamakta ve bu bilgi kirliliği ise şehitlerimizin
ailelerinin haklı taleplerinin artmasına, tepkilerinin artmasına
sebep olmaktadır.
Bunun
yanında, patlamanın yaşandığı seçim bölgem olan
Afyonda olayın birinci yılında okutulan mevlidi şerif anma
programında patlamanın
ardından gazete manşetlerine Genelkurmay Başkanına
verdiği halı kilimle manşet olan ve olayın
magazinleşmesine sebebiyet veren, devletin temsilcisi olan valinin dahi
bulunmaması şehit ailelerinin tepkilerinin artmasına neden
olmuştur. Bir yıl önce olayın çözümünde acıların
hafifletilmesine kadar birçok vaatte bulunan devletin yetkililerini ve valisini
karşılarında görmek, sorunlarını, endişelerini,
şikâyetlerini anlatacakları valiyi görmek en tabii
haklarıydı.
Doğal afet
şehidi olarak kamuoyuna onur kırıcı ve üzücü olarak lanse
edilen, şehadet mertebesini dahi hafife alan Hükûmet, muhalefet olarak
yaptığımız yoğun baskı ve
oluşturduğumuz kamuoyundan yükselen tepkiler
karşısında geri adım atarak şehitlerimizin hak
etmiş oldukları hakları iade etmek zorunda
kalmıştır. Kaçakçılık yapan, suç işleyenlere dahi
haddinden fazla değer veren bu Hükûmet, nedeni dahi belirtilemediği,
bir yıl geçmesine rağmen verdikleri sözleri unutan bu Hükûmet, söz
vermiş olmasına rağmen 25 şehidimizin
anısını yaşatacak bir anıtın dahi
yapılmasını sağlayamamıştır.
Bu duygu ve
düşünceler içerisinde yüce heyetinizi saygılarımla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel kurula sunuşları vardır.
Sayın
milletvekilleri, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Taner
Yıldız, gündemin sözlü sorular kısmının 1, 852, 878,
888, 934, 935, 1002, 1003, 1006, 1007, 1010, 1032, 1033, 1034, 1035, 1036,
1037, 1049, 1057, 1086, 1089, 1103, 1117, 1122, 1137, 1149, 1176, 1205, 1206,
1230, 1231, 1247, 1264, 1337, 1375, 1386, 1398, 1410, 1411, 1416, 1434, 1438,
1439, 1498, 1499, 1506, 1526, 1527, 1540, 1541, 1542, 1584, 1636, 1679, 1682,
1683, 1708, 1710, 1711, 1712, 1713, 1759, 1767, 1774, 1779, 1863, 1864, 1889,
1914, 1961, 1971, 2038, 2056, 2198, 2224, 2331, 2361, 2362, 2502, 2517, 2586,
2588 ve 2611inci sıralarında yer alan önergeleri birlikte
cevaplandırmak istemiştir. Sayın Bakanın bu istemini
sırası geldiğinde yerine getireceğim.
Şimdi,
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının iki
tezkeresi vardır, ayrı ayrı okutup bilgilerinize
sunacağım:
VIII.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığının, Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanı Cemil Çiçek ile İdare Amiri ve Türkiye-KKTC
Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı Ömer Faruk Özün,
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Dr. Derviş
Eroğlu ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi
Başkanı Dr. Hasan Bozerin vaki davetlerine icabetle 20 Temmuz 2013
Barış ve Özgürlük Bayramına katılmalarına
ilişkin tezkeresi (3/1285)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel
Kuruluna
Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Dr. Derviş
Eroğlu ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi
Başkanı Dr. Hasan Bozer'in vaki davetlerine icabetle, Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanı Cemil Çiçek ve İdare Amiri ve
Türkiye-KKTC Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı Ömer
Faruk Öz'ün 20 Temmuz 2013 Barış ve Özgürlük Bayramı'na
katılmalarına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanı başkanlığında siyasi parti grup
başkan vekilleri ile
yapılan toplantıda alınan 18 Temmuz 2013 tarihli karar, 28/3/1990
tarihli ve 3620 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış
İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un 11'inci maddesi
gereğince Genel Kurulun bilgisine sunulur.
Cemil Çiçek
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanı
2.- Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanı Cemil Çiçek başkanlığındaki bir heyetin,
İran İslami Danışma Meclisi Başkanı Ali Larijaninin
vaki davetine icabetle İrana ziyarette bulunmasına ilişkin
tezkeresi (3/1286)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel
Kuruluna
İran
İslami Danışma Meclisi Başkanı Ali Larijani'nin vaki
davetine icabetle, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Cemil Çiçek
başkanlığındaki heyetin İran'ı ziyaretine
ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı
başkanlığında siyasi parti grup başkan vekilleri ile
yapılan toplantıda alınan 29 Ağustos 2013 tarihli karar,
28/3/1990 tarihli ve 3620 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisinin
Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun
11inci maddesi gereğince Genel Kurulun bilgisine sunulur.
Cemil Çiçek
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN
Bilginize sunulmuştur.
Meclis araştırması
açılmasına ilişkin üç önerge vardır, okutuyorum:
B) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Ordu Milletvekili
İdris Yıldız ve 22 milletvekilinin, ülkemizdeki
su kaynaklarına ilişkin sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/723)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Ülkemizde su
kaynaklarımızın korunarak geliştirilmesi ve ulusal
çıkarlara uygun olarak kullanılması yaşamsal önem
taşımaktadır. Su kaynaklarımızın karşı karşıya
olduğu sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Anayasa'nın 98, TBMM İçtüzüğü nün 104 ve 105'inci maddeleri
kapsamında Meclis araştırması açılması konusunda
gereğini arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla
1) İdris
Yıldız (Ordu)
2) Aylin
Nazlıaka (Ankara)
3) Nurettin Demir (Muğla)
4) Arif Bulut (Antalya)
5) İhsan
Özkes (İstanbul)
6) Veli
Ağbaba (Malatya)
7) Faik Tunay (İstanbul)
8) İlhan
Demiröz (Bursa)
9) Kadir Gökmen
Öğüt (İstanbul)
10) Mahmut Tanal (İstanbul)
11) Hasan Akgöl (Hatay)
12) Mevlüt Dudu (Hatay)
13) Mehmet Volkan
Canalioğlu (Trabzon)
14) Bülent Tezcan (Aydın)
15) Ahmet
İhsan Kalkavan (Samsun)
16) Hasan Ören (Manisa)
17) Mehmet Ali
Ediboğlu (Hatay)
18) Mustafa Sezgin
Tanrıkulu (İstanbul)
19) Hurşit
Güneş (Kocaeli)
20) Mehmet
Şeker (Gaziantep)
21) Ramazan Kerim
Özkan (Burdur)
22) Mustafa Serdar
Soydan (Çanakkale)
23) Ayşe
Nedret Akova (Balıkesir)
Gerekçe:
Birleşmiş
Milletler Genel Kurulu 1993 yılında suyun insan yaşamındaki
önemini vurgulamak, içilebilir su kaynaklarının korunmasını
ve çoğaltılmasını teşvik amacıyla her
yılın 22 Mart gününü "Dünya Su Günü" olarak ilan
etmiştir. Yine 2010 yılında Birleşmiş Milletlerin
almış olduğu bir kararla temiz suya erişim temel insan
hakları arasında yerini almıştır.
Su
kaynaklarının özelleştirilmesi, çevre tahribatları
sonucunda yok olması ve en önemlisi de suyun
metalaştırılması süreçleri tüm dünyayı tehdit
etmektedir. Türkiye'deki durum dünyanın genel hâlinden bağımsız
değildir.
Türkiye'de
kişi başına düşen su miktarı yılda
Ülke genelinde çevresel
ve sosyolojik etkileri hesaba katılmaksızın kurulmak istenen
yüzlerce hidroelektrik santral mevcuttur. DSİ verilerine göre Türkiye
genelinde inşa edilmekte olan HES projeleri sayısı toplam
1.500'ü bulmuştur. Ülkenin her yerinde yaygınlaşan ve özellikle
de Karadeniz Bölgesinde yoğunlaşan HES projeleri dere ve nehirlerden
gelir elde eden ya da oradaki sosyal yaşamın bir parçası olan
suyun halkımızın elinden alınması anlamına
gelmektedir. Bu anlamda HES projelerinin yapımı yönündeki karar alma
süreçlerinde etkili olması gereken çevresel etki değerlendirme
raporları bugün artık gerçek durumu yansıtmaktan uzak hâle
gelmiş, yatırımlara meşruiyet kazandırma işlevine
indirgenmiştir. Bilimsel olmayan verilere dayanarak hazırlanan ÇED
raporları birer formaliteye dönüşmüştür.
Türkiye'nin su
kaynaklarının etkin kullanımı için suyun bir hak olarak
görülmesi ve su politikalarının toplumun tüm bileşenlerinin
katılımıyla yeniden düzenlenmesi şarttır. Aksi
takdirde geri dönüşü olmayan tahribatlar yaşanacak ve ülkemizin
sınırlı su kaynakları yok olma tehlikesiyle karşı
karşıya kalacaktır.
Su
yaşamın vazgeçilemez unsurudur. Yeterli ve güvenli suyun
olmadığı koşullarda tarımsal üretimin
yeterliliğinden, gıda egemenliğinden ve dolayısıyla
insan yaşamının sürdürülebilirliğinden söz edilemez. Su ve
toprak varlıkları, devlet egemenliğinin bir parçası, ulusal
bağımsızlığın da sembolüdürler. Kıt olan
doğal varlıklarımızın heba edilmesi ülkemiz geleceğini
de tehlikeye atacaktır. Bu nedenle su kaynaklarımızın
korunarak geliştirilmesi ve ulusal çıkarlara uygun olarak
kullanılması yaşamsal önem taşımaktadır.
Ülkemizde su
kaynaklarımızın korunarak geliştirilmesi, işletilmesi,
bakımı ve yerel yönetimlerden merkezî yönetimlere varıncaya
kadar değişik idari kademelerdeki su sorunlarının belirlenmesi,
tartışılması ve çözüm yöntemlerinin
araştırılması ahenkli ve eş güdümlü bir silsileyi
gerektirmektedir. Tereddütlerin giderilmesi ve su
kaynaklarımızın geleceğinin güvence altına
alınmasını sağlamak amacıyla Anayasanın 98inci
ve İç Tüzükün 104 ve 105inci maddeleri gereğince bir Meclis
araştırması açılması hayati bir önem arz etmektedir.
2.- Mersin Milletvekili
Vahap Seçer ve 27 milletvekilinin, 5957 sayılı Sebze ve Meyveler ile
Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin
Düzenlenmesi Hakkında Kanunun uygulamasında yaşanan
sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/724)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Kamuoyunda Hal
Kanunu olarak da bilinen 5957 sayılı "Sebze ve Meyveler ile
Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların
Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun" 2012 yılı
başında yürürlüğe girmiştir. Uygulamada yaşanan
aksaklıklar sorunları beraberinde getirmiş ve başta üreticiler
olmak üzere ilgili tüm tarafların şikâyetine neden olmuştur.
Uygulamadaki
aksaklıkların giderilmesi ve sorunların çözümü için
alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla
Anayasamızın 98, TBMM İçtüzüğünün 104 ve 105inci
maddeleri gereğince Meclis araştırması
açılmasını arz ederiz.
1) Vahap Seçer (Mersin)
2) Mehmet Ali
Ediboğlu (Hatay)
3) Mustafa Sezgin
Tanrıkulu (İstanbul)
4) Kadir Gökmen
Öğüt (İstanbul)
5) Ramazan Kerim
Özkan (Burdur)
6) Uğur
Bayraktutan (Artvin)
7) Ali Haydar Öner (Isparta)
8) Veli
Ağbaba (Malatya)
9) İlhan
Demiröz (Bursa)
10) Selahattin
Karaahmetoğlu (Giresun)
11) Turhan Tayan (Bursa)
12) Ahmet
Toptaş (Afyonkarahisar)
13) Ayşe Eser
Danışoğlu (İstanbul)
14) Ümit
Özgümüş (Adana)
15) Sedef Küçük (İstanbul)
16) Turgay Develi (Adana)
17) Engin Özkoç (Sakarya)
18) İzzet
Çetin (Ankara)
19) Sena Kaleli (Bursa)
20) Mustafa Serdar
Soydan (Çanakkale)
21) Namık
Havutça (Balıkesir)
22) Ali
Serindağ (Gaziantep)
23) Osman Kaptan (Antalya)
24) Süleyman
Çelebi (İstanbul)
25) Binnaz Toprak (İstanbul)
26) Aykan Erdemir (Bursa)
27) İhsan
Özkes (İstanbul)
28) Hurşit
Güneş (Kocaeli)
Gerekçe:
Dünya nüfusu artmasına karşın,
tarım alanları daralmaktadır. Türkiye; Orta Doğu, Balkanlar
ve Rusya'nın en büyük sebze, meyve tedarikçisi olma yolunda hızla
ilerlemektedir.
Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının verilerine
göre; Türkiye'de 2011 yılında toplam 44,7 milyon ton sebze ve meyve
üretimi yapılmıştır. Bu üretimin 27,5 milyon tonu meyve 17,2
milyon tonu ise sebze olarak gerçekleşmiştir.
Türkiye'nin yaş
meyve sebze ve narenciye ihracatı 2012 yılı 1 Ocak-29 Şubat
tarihleri arasında ise bir önceki yılın aynı aylarına
göre miktarda yüzde 13, değerde yüzde 23'lük azalış meydana
gelmiştir.
Sebze ve meyve,
dayanıklı tüketim malı olmadığı için maliyet
esasına göre satılamamaktadır.
1 Ocak 2012'de
uygulamaya konulan ve kamuoyunda "Yeni Hal Kanunu" olarak bilinen
5957 sayılı Kanun ilgili tarafların hiç birisini memnun
etmemiş ve pek çok sorunu da beraberinde getirmiştir.
Beklentileri
karşılayamayan düzenleme, alt yapı çalışmaları
tamamen bitirilmeden, pilot bölgeler oluşturulup deneme uygulaması
yapılmaması sonucunda, sektörde karmaşa doğmuş ve
sorunlar içinden çıkılmaz hale gelmiştir. Altyapının
henüz tüm işlemleri kaldıracak şekilde olmaması nedeniyle
denetimler aksamakta, hal dışındaki kayıt
dışı ticareti hal esnafına karşı haksız
rekabet oluşturmaktadır.
1 Ocak 2012
tarihinden itibaren uygulamaya konulan kanunla sebze ve meyve ticaretinde
yaşanan en önemli sorunlardan biri belediyelerin hal müdürlükleri
aracılığı aldığı, daha önceden yüzde 2 olan
rüsum gelirinin binde 25'e indirilmesidir.
Keza, sebze ve
meyve fiyatlarında yüzde 25'lik ucuzluk getireceği öne sürülen
düzenleme bu ucuzluğu sağlamamış, tam aksine ürünler,
üretim bölgesindeki halin 5 katına kadar çıkan fiyatlarla
satılmaya başlanmıştır. Yani fiyatlar,
vatandaşın hem elini hem de cebini yakmaya
başlamıştır.
Hal bildirim
sistemi de düzenleme ile çalışamaz bir duruma gelmiştir.
Komisyoncular ve müstahsiller, yasanın tam olarak bilgilendirme
yapılmadan uygulanmaya başlamasına eleştirilerde
bulunmakta, hazırlanacak evrakların fazlalığı
nedeniyle işleyişin yavaşladığından her
farklı ürün ve her farklı üreticiden alınan ürün için ayrı
ayrı evrak hazırlanmasının zorluğundan
yakınmaktadır.
Keza,
düzenlemedeki karmaşa, halin vazgeçilmezi olan komisyoncuları da zor
durumda bırakmıştır.
Yukarıda arz
ettiğimiz nedenlerle bir Meclis Araştırma Komisyonu kurularak
konunun tüm yönlerinin araştırılması ve önerilerin
sunulması gerekmektedir.
3.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve 20 milletvekilinin, özel öğretim
kurumları ve buralarda çalışanların sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/725)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
"Özel
Öğretim Kurumları ile Buralarda Çalışanların
Sorunlarının Araştırılarak Alınması Gereken
Önlemlerin Belirlenmesi" amacıyla, aşağıda belirtilen
gerekçelerle Anayasamızın 98'inci, Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün 104'üncü ve 105'inci maddeleri gereğince Meclis araştırması
açılmasını arz ve teklif ederiz. 04/04/2012
1) Alim
Işık (Kütahya)
2) Oktay Vural (İzmir)
3) Sadir Durmaz (Yozgat)
4) Erkan Akçay (Manisa)
5) S. Nevzat
Korkmaz (Isparta)
6) Necati Özensoy (Bursa)
7) Kemalettin
Yılmaz (Afyonkarahisar)
8) Enver Erdem (Elâzığ)
9) Reşat
Doğru (Tokat)
10) Seyfettin
Yılmaz (Adana)
11) Ali Öz (Mersin)
12) Lütfü Türkkan (Kocaeli)
13) Muharrem
Varlı (Adana)
14) Sümer Oral (Manisa)
15) Hasan Hüseyin
Türkoğlu (Osmaniye)
16) Mustafa
Kalaycı (Konya)
17) Mehmet
Erdoğan (Muğla)
18) Yusuf
Halaçoğlu (Kayseri)
19) Mehmet Günal (Antalya)
20) Mehmet
Şandır (Mersin)
21) Emin Çınar
(Kastamonu)
Gerekçe:
Bilindiği
gibi, 8/2/2007 tarih ve 5580 sayılı Kanuna dayanarak Milli
Eğitim Bakanlığına bağlı olarak açılan özel öğretim
kurumları, özel okullardan dershanelere, meslek edindirme
kurslarından özel eğitim merkezlerine kadar tüm kurumları
kapsamaktadır.
Hâlen ülkemizde 4
binden fazla sayıdaki özel dershanede toplam 50 bin dolayında
öğretmen, 20 bin dolayında da personelin
çalıştığı ve 1 milyon 234 bin dolayında
öğrencinin de eğitim aldığı belirtilmektedir. Bunun
yanında ülkemizde 3 bin civarında özel okulun bulunduğu, bu
okullarda çalışan öğretmen sayısının 50 bin
civarında olduğu, özel eğitim merkezlerinde ise alan mezunu ve
alan dışı mezun 30 bin dolayında öğretmenin
çalıştığı ifade edilmektedir. Bu sayılar dil
kursları, meslek kursları, sürücü kursları da dâhil
olduğunda özel öğretim kurumlarında çalışan
öğretmen sayısının 200 bine yaklaştığı
söylenebilir. Sektör çalışanlarının medyaya da
yansıyan ifadelerine göre, sektörde neredeyse bir o kadar da kayıt
dışı istihdamın olduğu belirtilmektedir.
AKP hükümetleri
döneminde, özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmen
ve diğer personelin yıllardır süregelen sorunlarının
daha da arttığı, bu sorunların ilgililerce görmezden
gelindiği ve bazı kurumların korunmaya devam ettiği
kamuoyunca yakından bilinmektedir. Bir yandan ülkemiz genelinde birçok
insanımıza istihdam kaynağı olan, diğer yandan
öğrencilerimizin geleceğe hazırlanmasında önemli bir yer
tutan özel öğretim kurumlarının ve bu kurumlarda
çalışanların dile getirdikleri ve çözüm aradıkları
sorunlardan bazıları aşağıdaki şekilde
özetlenebilir:
Özel öğretim kurumu hizmet binası
olarak kullanılacak taşınmazlar için oldukça yüksek kira
bedelleri istenmekte, ruhsat ve iskân işlemlerinde genellikle haksız
veya usulsüz ödemelerle karşılaşılmaktadır.
Özel öğretim kurumlarında
çalışan öğretmenlerin iş güvencesi ve gelecek güvencesi
yoktur. Öğretmenler her yaz işsiz kalmanın stresini
yaşamakta ve ellerinde özgeçmiş ve referanslarla kapı kapı
dolaşıp iş aramaktadırlar.
Her yıl
yenilenen sözleşmeler eylül-haziran ayları arasındaki on
aylık dönemi kapsamaktadır. Bu durum, öğretmenlerin tazminat
hakkını ortadan kaldırmakta ve yaz aylarında ücret almadan
çalışmak zorunda kalmalarına yol açmaktadır.
Öğretmen adaylarının stajyerlik
durumu; özel öğretimde çalışan öğretmenleri, kurum
yöneticileri ve sahipleri karşısında savunmasız
bırakmakta ve kayıt, fotokopi, el ilanı
dağıtımı, ücretsiz sınav gözetmenliği ve bunun
gibi pek çok angarya iş dâhil istismar edilmelerine yol açmaktadır.
Özellikle yeni mezun ve deneyimi olmayan
işsiz öğretmenler asgari ücret veya çoğunlukla altında
ücretlerle çalıştırılmakta, hatta bazı durumlarda
stajyerliklerinin başlatılması amacıyla ücretsiz dahi çalıştırılmaktadırlar.
Özel öğretim kurumlarında
çalıştırılan personelin ücretlerinin genellikle
zamanında ödenmediği, binlerce öğretmenin "geçici"
oldukları öne sürülerek ve "işsizlik" kaygısıyla
sigortasız çalıştırıldıkları, diğer çalışanların
sigortalarının ise ya eksik yattığı ya da
zamanında yatmadığı belirtilmektedir.
Özel öğretim
kurumlarında çalışan bayan öğretmenlerin
başvurularında fiziksel görünüm önemli bir faktör olarak dikkate
alınmakta ve bazılarının başvuruları dahi kabul
edilmemektedir.
Yasak olduğu
hâlde çoğu özel kurumda öğretmenler resmî tatillerde de
çalıştırılmakta ve fazla mesai ücreti ödenmemektedir.
Maaş karşılığı
çalışan öğretmenlere yükleyebildikleri kadar ders veya iş
yükleyen dershane yöneticileri ders saati ücreti
karşılığında çalışan öğretmenlere ise
mümkün olduğunca az ders vermektedirler.
Yukarıda
belirtilen gerekçelerle çoğunluğunun özel okulların ve
dershanelerin oluşturduğu özel öğretim kurumlarının ve
buralarda çalışanların sorunlarının belirlenerek
gerekli tedbirlerin alınabilmesi amacıyla bir Meclis
araştırması açılmasında yarar görülmektedir.
BAŞKAN
Bilginize sunulmuştur.
Önergeler
gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması
açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler
sırası geldiğinde yapılacaktır.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığının bir tezkeresi daha
vardır, okutup oylarınıza sunacağım.
A) Tezkereler (Devam)
3.- Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığının, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin Güney Doğu Avrupa İş Birliği Süreci Parlamenter
Asamblesine üye olmasına ilişkin tezkeresi (3/1301)
27
Eylül 2013
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel
Kuruluna
Arnavutluk, Bosna
Hersek, Bulgaristan, Hırvatistan, Karadağ, Makedonya, Moldova,
Romanya, Sırbistan, Slovenya, Türkiye ve Yunanistan'ın üye
olduğu ve Balkanlarda güven, istikrar ve iyi komşuluk ilişkilerinin
kurulması ve bölgesel iş birliğinin sağlanması
amacıyla 1996 yılında başlatılan Güney Doğu
Avrupa İş Birliği Süreci'nin 1997 yılından bu yana
meclis başkanları seviyesinde toplantılar yapılmak
suretiyle sürdürülmekte olan parlamenter boyutunun Güney Doğu Avrupa
İş Birliği Süreci Parlamenter Asamblesine dönüştürülmesine
26-28 Mayıs 2013 tarihlerinde Makedonyanın Ohri şehrinde
yapılan Meclis Başkanları Onuncu Konferansında karar
verilmiştir.
28/3/1990 tarihli
ve 3620 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış
İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un 4'üncü maddesi
uyarınca Güney Doğu Avrupa İş Birliği Süreci
Parlamenter Asamblesine Türkiye Büyük Millet Meclisinin üye olması hususu
Genel Kurulun tasviplerine sunulur.
Cemil
Çiçek
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
KAMER GENÇ
(Tunceli) Karar yeter sayısı Sayın Başkan.
BAŞKAN
Tezkereyi oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısı arayacağım: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar
yeter sayısı yoktur.
Birleşime on
dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 15.48
İKİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 15.59
BAŞKAN:
Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP
ÜYELER: Muhammet Bilal MACİT (İstanbul), Muhammet Rıza
YALÇINKAYA (Bartın)
-----
0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 2nci
Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı tezkeresinin oylamasında karar yeter
sayısı bulunamamıştı.
Şimdi tezkereyi tekrar oylarınıza
sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Karar yeter sayısı vardır.
Şimdi, Barış ve Demokrasi Partisi Grubunun
İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi var, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
IX.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri
1.- BDP Grubunun, Van
Milletvekili Nazmi Gür ve arkadaşlarının 23/10/2011 ve 9/11/2011
tarihlerinde yaşanan iki büyük deprem akabinde Van merkeze bağlı
köylerde tespit edildiği üzere enkazların
kaldırılmamasının ve yapılması vadedilen ev ve
hayvan barınaklarının yapılmamasının nedenlerinin
belirlenmesi amacıyla 23/5/2013 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına vermiş olduğu Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 2 Ekim 2013 Çarşamba
günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin
aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
02/10/2013
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulunun 02/10/2013 Çarşamba günü
(Bugün) yaptığı toplantısında,
toplanamadığından grubumuzun aşağıdaki önerisinin
İç Tüzükün 19uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına
sunulmasını saygılarımla arz ederim.
İdris
Baluken
Bingöl
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
23 Mayıs 2013
tarihinde, Van Milletvekili Nazmi Gür ve arkadaşları tarafından
verilen (1092 sıra nolu), "23 Ekim 2011 ve 09 Kasım 2011
tarihlerinde yaşanan iki büyük deprem akabinde Van merkeze bağlı
köylerde tespit edildiği üzere enkazlar kaldırılmamış
ve yapılması vaat edilen ev ve hayvan barınaklarının
yapılmadığının nedenlerinin belirlenmesi"
amacıyla, Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olan Meclis
Araştırma Önergesinin, Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere
bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak, 02.10.2013 Çarşamba günlü
birleşiminde sunuşlarda okunması ve görüşmelerin aynı
tarihli birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN
Barış ve Demokrasi Partisi Grubu önerisi üzerine lehinde olmak üzere
ilk söz Van Milletvekili Özdal Üçere aittir.
Buyurun Sayın
Üçer. (BDP sıralarından alkışlar)
ÖZDAL ÜÇER (Van)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Yaklaşık
üç yıldır Vanda yaşanan büyük depremlerden sonra yine aynı
sorunları konuşuyor olmanın ızdırabı içindeyim.
Hâlihazırda onlarca insan açlık grevinde, konteynerde
yaşamını devam ettirmek zorunda kalan yüzlerce aile var. Gerçi
konteynerde olmayan ailelerin sorunları yok değil ama şu an en
göze batan sorun konteynerde kaldıkları için yaşam
koşulları insanlık onuruna yaraşmayacak bir düzeyde olan
insanların sorununun çözümü için neden bir adım atılmıyor,
onların sorunları neden giderilmiyor sorusuna gerçekten
mantıklı, vicdanlı bir cevap bulamıyorum. Yani neden
insanlar hâlâ konteynerde ve o konteynerden zorla çıksınlar diye
onların elektriği neden kesiliyor? Bir yaşlı kadın
dedi ki: Ben hastayım, ilaçlarımı muhafaza etmek için bir çare
bulamıyorum. O ilaçlarımı ben caddenin öte tarafındaki bir
evde dolaba koyuyorum. Günde üç sefer gidip o ilaçlarımı
alıyorum çünkü benim evimde, konteynerde elektrik olmadığı
için ben o ilaçları uygun soğuk koşullarda muhafaza edemiyorum.
On binlerce insan
deprem mağduru oldu. Çok büyük bir trajedi yaşandı ve maalesef
ölü sayısında bir netlik bile olmadı. İşte 650 ölü
sayısından bahsediliyor ama Van depreminde yaşamını
yitirenler binlerle ifade edilebilir. Hemen deprem esnasında
yaşamını yitirenler, enkaz altından
kurtarıldıktan sonra hastanede yaşamını yitirenler,
hastanelerde tedavi olduktan sonra o depremin kalıcı etkisinden
dolayı yaşamını yitirenlerin sayısında bir netlik
yok.
İnanın
konuşmakta güçlük çekiyorum. Vali Beyle konuştuk. Yani siyasetin
dışında insani, vicdani temelde bu sorun çözülsün. Deprem ve
depremzedelere ilişkin sorunların siyasi malzemeye
dönüştürülmesine belki hiç kimse benim kadar karşı
değildir. Ama depremzedelere yönelik siyasi tutumun hangi amaçla, hangi
vicdanla, hangi insanlık onuruyla yapıldığını
merak ediyorum. Trilyonlarca liralık yardım kampanyaları hiç
edildi. İktidar partisinin milletvekilleri, yetkilileri, hükûmet yetkilileri,
devlet yetkilileri çıkıp açıkça diyorlardı ki Biz depremi
fırsata dönüştüreceğiz. Fırsata dönüştürdüler.
Birileri deprem zengini oldular. Bu afetten nemalanan insanlar oldu ama hâlâ
binlerce çocuk okula gidemiyor okulu yıkık diye. Sağlık
sorunlarını gideremiyor bu Hükûmet depremzedelerin.
Yaşadıkları konteynerde kaç aydır onların
elektriği verilmiyor. Neden? Zorda kalsınlar, terk etsinler. Neden?
Çünkü utanıyorlarmış, bu çağda konteynerde
yaşanıyor olmasından utanç duyuluyormuş! Eğer utanç
duyuluyorsa o zaman o konteynerde yaşayan insanların sorununun çözümü
için bir adım atılsın. Yani birçok sorun var, neresinden
bahsedeceksin, bunu bilemiyoruz.
TOKİ
yapıldı. Ya, TOKİ ticaret yapıldı, TOKİ
vatandaşa satıldı. TOKİ ticaretini bir hizmet olarak sunmak
insanlık onuruyla bağdaşır bir şey değildir ya,
etik değildir, vicdani değildir, insani değildir. Parası
olan TOKİden parasıyla evini alıyor. Ondan sonra
çıkıp da Hükûmet yetkililerinin Biz depremzedelere ev verdik,
lütufta bulunduk. deme hakkı yoktur. Öyle bir haddini bilmezlik kabul
edilmez Vanlılar tarafından. Kimse babasının hayrına
bir şey yapmış değil.
Çocuklarımız
güneşin altında kavruluyor, üç yıldır konteynerde,
utanın, utansın Hükûmet!
SONER AKSOY
(Kütahya) Sen utan sen! Yalan söyleme!
ÖZDAL ÜÇER
(Devamla) Sataşma.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan, müdahale eder misiniz.
ÖZDAL ÜÇER
(Devamla) - Başkan, ben susturmasını bilirim bunu.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, konuşmacıya müdahale etmeyiniz.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Özdal Bey, siz konuşmanızı devam ettirin.
ÖZDAL ÜÇER
(Devamla) Bakın, öyle haddini bilmezlik oluyor, artık yeter! Yeter,
yeter, yeter!
BAŞKAN
Sayın hatip, siz de temiz bir dille lütfen konuşmanıza devam
edin.
ÖZDAL ÜÇER
(Devamla) Yeter, yalan sen söylüyorsun!
AHMET YENİ
(Samsun) Vay be kahramana bak!
ÖZDAL ÜÇER
(Devamla) Kahramanlık görmek istiyorsan gel o zaman.
BAŞKAN
Sayın hatip, lütfen İç Tüzüke uyunuz.
ÖZDAL ÜÇER
(Devamla) Yeter, insanların onuruna yönelmeyin!
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, sakın müdahalede bulunmayınız,
lütfen.
ÖZDAL ÜÇER
(Devamla) Sayın Başkan, susturun.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan, sayın hatip konuşurken laf
atılmaması gerekir.
BAŞKAN
Sayın hatip, siz lütfen temiz bir dille konuşunuz. Sayın
milletvekilleri, siz de müdahale etmeyiniz, lütfen.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Hayır, Hükûmetin utanması gerekir. demekte bir
şey yok ki yani.
ÖZDAL ÜÇER
(Devamla) Evet, siz böylesiniz, utanmıyorsunuz! İnsanların
acısıyla dalga geçiyorsunuz, çocukların
ızdırabıyla dalga geçiyorsunuz, açlık grevinde olan
insanların acısını dalga malzemesi yapıyorsunuz.
İşte utanması gereken asıl sen ve senin gibileridir.
SONER AKSOY
(Kütahya) Sen utan!
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Özdal Bey, konuşmanızı bitirin.
ÖZDAL ÜÇER
(Devamla) Benim konuşmam sorunun tespitleri ve giderilmesi
amacıyladır.
Bu tür düzeysiz
sataşmalara da eyvallahımız olmayacaktır. Bizim onurumuza
kimsenin yönelme hakkı yoktur.
Çocuklarımızın
sefalet içinde güneşin altında kavrulması, sağlık
koşullarından yoksun bırakılması ve bu durum içinde
insanların barınma ihtiyaçlarının giderilmemesini biz
vicdansızlık olarak değerlendiriyoruz ve kim bu
vicdansızlığı yapmışsa ona halk olarak Van
halkı hesabını soracaktır. Bütün Van halkını üçkâğıtçılardan,
yolsuzluk yapanlardan hesap sormaya davet ediyorum!
Bakın
arkadaşlar, hiçbir siyasi malzemeye dönüştürmeden temel
amacımız depremzedelerin depremle ilgili sorunlarının
giderilmesini ifade etmektir.
Açlık
grevinde, hükûmet yetkilisi gidip demiyor Kardeşim, sen neden açlık
grevine girdin, sorunun nedir? Biz söylemeyelim bir heyet oluşturun,
gidin basına açık görüşme yapın, Van halkı, Vanda
konteynerde yaşayan insanların talepleri nedir, sorun. Artık biz
ne diyeceğimizi bilemiyoruz. İnsanların o çaresizliğini
görmek ne kadar büyük bir acıdır bunu anlıyorsanız
eğer, bizim ızdırabımızı anlarsınız.
Bir milletvekili
olarak, Hükûmetin kontrolünde olan, siyasi baskısında olan il
idaresinin, valilik müdürlüklerinin hiçbirinin hizmet yapamıyor
olduğunu görmek ve bu konuda bizim de etkisiz bırakılmaya
çalışmasını izlemek bizi rahatsız ediyor. Biz kimseye
lütufta bulunun demiyoruz, sosyal devletin yapması gerekenlerden
bahsediyoruz.
Konteynerde
insanlar açlık grevinde. Üç yıldır evini yapana yardım
kredisi verilmiş, müteahhitlere peşkeş çekilmiş. Hangi
firmaya verilmiş, ödenekler neden ödenmiyor, bunlar üzerinden kimler
nemalanıyor? Neden hâlâ insanlara borç para veriyorsun, Borç para al,
faizini öde ama evini yap. diyorsun? Evini yapmaya başlıyor,
borçlanıyor ve sen o krediyi bile ödemiyorsun. Neden kredilerin ödemesi
kesintili? Neden denetlenmiyor? Kimi müteahhitler vatandaşı
kandırmış, evini yapmış gibi gösterip
kaçmış, soruşturulmamış. Kimdir, hangi siyasi partiye
yakındır, hangi milletvekilinin yeğenidir? TOKİ kurası
çekiliyor, milletvekili kendi eliyle kendi akrabalarına kura çekiyor,
olacak şey mi ya? Olacak şey mi? İnsan zar atsa 2 kere
düşeş atmaz.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Onların asıl mesleğinin o olduğunu bilmiyor
musun, yolsuzluk?
ÖZDAL ÜÇER
(Devamla) Vanlı halkın ızdırabını duysun dünya
âlem. Utansın vicdanı olanlar, utansın çocukların o çaresiz
hâlinden, utansın Van halkının ızdırabından. Ama
Van halkı yaşadığı onca ızdıraba rağmen
vakur duruşunu kaybetmedi ya
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Üçer.
ÖZDAL ÜÇER
(Devamla) Bu mağruriyetten utansın utanmazlar. (BDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Üçer.
Grup önerisinin
aleyhinde ilk söz Kütahya Milletvekili Alim Işıka aittir, buyurun
Sayın Işık. (MHP sıralarından alkışlar)
ALİM
IŞIK (Kütahya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
öncelikle Türkiye Büyük Millet Meclisi 24üncü Dönem Dördüncü Yasama
Yılının tümümüze ve aziz milletimize hayırlı bir
yıl olmasını diliyorum. Bu yılın milletimizin
beklediği acil sorunların çözümüne katkıda bulunmasını
temenni ediyorum. Bu vesileyle Sayın Meclis Başkan Vekiline ve siyasi
partilerimizin gruplarında yeni görev alan grup başkan vekillerine ve
diğer yöneticilere başarılar diliyorum.
Sayın
Başkan, öncelikle oturumun başında yapmış
olduğunuz açıklamanın Türkiye Büyük Millet Meclisindeki
demokratik teamüllere ve temayüllere uygun düşmediğini ve aziz
milletvekillerinin birer dakikalık da olsa acil söz hakkını
kısıtlamanızı yeni göreve başlayan bir başkan vekili olarak, sizler için
yakıştıramadığımı ya da yeniden bunu gözden
geçirmeniz gerektiğini bir kez de ben hatırlatmak istiyorum.
Umarım, bu kararınızı gözden geçirir ve milletvekillerinin
sözlerini kısma değil, tam tersine milletin vekilleri olarak burada
daha fazla konuşma yönünde değerlendirirsiniz diye düşünüyorum.
Değerli
milletvekilleri, biraz önce Sayın Üçer Van depreminin ardından
yaşanan sıkıntıları detaylı bir şekilde
bölgenin milletvekili olarak bizlerle paylaştı, kamuoyuyla paylaştı.
Kendisinin feryatlarını duymak, anlamak gerektiğini
düşünüyorum çünkü benzer deprem Vanda yaşanmadan beş ay önce
benim ilim Kütahyanın Simav ilçesinde de yaşandı. Birçok
manzara ortaktı, hâlen birçok yaşananlar yine ortak olmaya devam
ediyor. O nedenle, her ne kadar usulen önergenin aleyhinde söz almış
olsam da, tamamen söylenenlerin ve önergenin lehinde
konuşacağımı baştan ifade etmek istiyorum.
Değerli
milletvekilleri, öncelikle Van depreminde ve Simav depreminde
vatandaşlarımızın böyle bir doğal afette nasıl
refleks gösterdiği ve toplumsal yarayı sarmada nasıl
yarıştıkları tüm dünyaya örnek olmuştur. Bundan
dolayı 76 milyon insanımızı şükranla tekrar
anıyorum ve hepsine teşekkür ediyorum. Ancak
vatandaşımızın gösterdiği bu çabayı maalesef
yaraları sarmadan sorumlu Hükûmetin aynı hızla ve aynı duyarlılıkla
gösteremediğine de birçok olayda şahit olduğumuzu ifade etmek
istiyorum. Her şeyden önce, göç eden insanların nereye gittiği,
göç ettikten sonra bunların gittikleri yerlerde hangi mağduriyetleri
yaşadıkları konusu takipsiz kalmıştır. Bu
insanlar evlerinden, iş yerlerinden, barınaklarından oldular.
Vanda ve Simavda kalacakları yerleri olmadığı için, en
yakın yerlerden başlamak üzere, ülkemizin birçok iline, birçok
yerleşim yerine göçtüler ama anıları Vanda kaldı, Simavda
kaldı. O insanların göç sonrası hayatlarından Hükûmetin
ilgili bakanları hiç endişe duymadılar, kendi
başlarına saldılar.
Diğer
taraftan, hâlen kalıcı konutlara yerleştirilemeyen, depremin
üzerinden üç yıla yakın süre geçmiş olmasına rağmen
bugün hâlen çadırlarda yaşayan insanların olduğu bir
Türkiyeden bahsetmek, hakikaten, insan onuru açısından oldukça zor
geliyor. O insanların yazın sıcakta, kışın
soğukta, karda kışta ne çektiklerini herhâlde milletvekilleri
olarak hepimizin hissettiğini düşünüyorum. Derhâl bu
insanlarımıza o konteynerlerde ya da çadırlarda
yaşadıkları hayata son verecek daha mutlu bir hayat
sunulması hepimizin boynunun borcu ve özellikle Hükûmetin bunu yerine
getirmesi gerektiğini düşünüyorum.
Aynı
duyarlılık örneğin Suriyeden Türkiyeye gelen mülteciler için
farklı gösterildi. Evet, Türkiye'nin başka bir ülkeden ülkemize gelen
sığınmacılara elbette ki kucağını
açması, yardım etmesi hepimizin arzu ettiği bir durum ama kendi
vatandaşı orada üç yıldır çadırdan
kurtulamamış, konteynerden kurtulamamış; oraya bir
konteyneri çok gören anlayış Suriyeden gelen insanlara klimalı
konteyneri bir ayda buluyorsa iyi düşünmemiz lazım. Bu kaynaklar bu
ülkenin ortak kaynakları, dolayısıyla keşke Vanda da,
Simavda da Suriyeden Türkiyeye gelen mültecilere gösterilen ilgi
gösterilebilmiş olsaydı veya bundan sonra aynı hassasiyetle o
insanlarımızın sorunu çözülebilmiş olsa. Bunu burada
sizlerle paylaşmadan geçemeyeceğim.
Diğer
taraftan, gerek bu deprem gören illerimizde var olan
yatırımcılara gerekse yeni yatırım yapacak
girişimcilere, maalesef, özel bir uygulama getirilemedi. Bir teşvik
sistemi -adının ne olduğu çok önemli değil- uygulamaya
konuldu geçen yılın başında. Ben buradan hepinize tekrar
soruyorum: Kendi illerinizde yeni uygulamaya giren teşvik sisteminden
yararlanan kaç girişimci oldu, kaç yatırımcı oldu? Vanda
bir şekilde yatırım yapmış esnaf, sanayici depremden
dolayı orada işini kaybederken, aşını kaybederken bu
insanların atıldığı unutuldu. Borçları sadece
belli bir süre ötelendi, vergileri, prim borçları ama o zaman geldi geçti.
Birikmiş borçları toptan almaya kalkan Hükûmet insanların
ocağına âdeta incir dikti ve orada olan insanların yeniden
bölgeden ayrılmasına yol açtı.
Benim ilimde de
Vanda da bugün bulundukları yerleri terk etmiş birçok esnaf, iş
yeri sahibi ve yatırımcı maalesef geri dönemiyor, geri dönmeye
kalktığı anda borçlular - gıyabında alınan
yargı kararları sonucu cezaevine gitme kararı onları bu
memleketlerinden başka yerlerde kalmaya zorunlu kılıyor.
Memleketine dönse jandarma yakalayacak, polis yakalayacak, doğrudan
cezaevine girecek. Bunlar bu ülkenin sorunları.
Depremde elbette
ki konutlar çok önemli ama Hükûmet konuya sadece TOKİ
aracılığıyla bina yapmak olarak baktı ve iki bölgede
de uygulaması değişmedi. Aynı konutlar, aynı
metrekare, aynı şekilde amaca hizmet edecek konutlar olmasına
rağmen bölgeler arası ciddi farklar oluştu. Vatandaşlarımıza,
hak sahiplerine teslimde yapılan haksızlıklar bir tarafa, teslim
sonrası bu insanların ödeme zamanları geldi. Şu anda geri
ödemelerin hiçbirisi yapılamıyor çünkü bu insanlar işlerinden
oldular, aşlarından oldular. Bunlara yeni bir düzenlemenin mutlaka
getirilmesi gerekiyor. Alelacele yapılan kalıcı konutların
tamamında bugün inşaat sorunları yaşanıyor.
Vatandaş dairesine girmiş, kanalizasyon tıkanmış, bir
ay sonra su boruları patlamış. Kış gelmiş, yaz
gelmiş, insanlar aylardır su kullanılamaz durumda olan konutlara
sahip olmuşlar. Bunlar bu memleketin gerçekleri. Kimse bunlardan
farklı yorumlar çıkarmasın. Bu doğal afetlerden
kurtulmanın yolu o yaşanan yerlerde çok özel tedbirlerin acilen
uygulamaya geçirilmesinden geçiyor.
Dolayısıyla,
Vanda ve Simavda, Kütahyada Hükûmetin uygulamaları sadece
kalıcı konutları belli kişilere, özellikle de belli
müteahhitlere ihale edip ciddi paralar kazandırdıktan sonra bunun
arkasını takip etmeden vatandaşları sorunlarıyla
baş başa bırakmak olmuştur. Bunları çözmek
zorundayız. Özellikle depremde yaşanan psikolojik sorunların
çözümü konusunda maalesef Hükûmet sınıfta kalmıştır.
Bu insanlara psikolojik eğitim desteğini hakkıyla verememiş
ve birçok insanımız travma geçirmiş, bu travmadan hâlâ
kurtulamamıştır.
O nedenle bu
önergenin mutlaka Meclis gündeminde diğer ilgili önergelerle beraber
değerlendirilerek bir Meclis araştırması açılması
kaydıyla yeniden değerlendirilmesi ve yaşanan sorunların
ciddi bir araştırmadan sonra önümüzdeki doğal afetlerde
alınacak tedbirlere örnek olması konusunda ele alınmasında
yarar görüyorum.
Bu duygu ve
düşüncelerle önergenin her ne kadar aleyhinde söz alsam da lehinde
olduğumu bir kez daha tekrarlayarak bir komisyonun kurulmasının
yüce Meclisin görevi olduğunu hatırlatarak tekrar saygılar
sunuyorum. Yeniden yeni yasama yılımızın hayırlı
olması temennilerimi iletiyorum, teşekkür ediyorum. (MHP ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Işık.
Barış ve
Demokrasi Partisinin grup önerisinin lehinde ikinci söz Tokat Milletvekili
Orhan Düzgüne aittir.
Buyurun Sayın
Düzgün. (CHP sıralarından alkışlar)
ORHAN DÜZGÜN
(Tokat) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle yüce
Meclisimizin yeni yasama yılının hepimiz için hayırlı
uğurlu olmasını dileyerek başlamak istiyorum. Yine bu yeni
yasama yılında, yüce Meclisin gerek grup başkan vekilliklerinde
gerekse Meclis başkan vekilliklerinde yeni görevlere seçilen bütün
arkadaşlara hayırlı olsun diyorum ve hepsine başarılar
diliyorum.
Değerli
arkadaşlarım, evet, ben BDPnin Van depremiyle iligili grup öneri
üzerinde söz aldım ama Vana geçmeden önce Tokat Milletvekili olarak bir
şeyi hatırlatmak istiyorum. Hepinizin bildiği gibi Tokat da
Kuzey Anadolu fay hattında, özellikle Kelkit Vadisi üzerinde ve şu
anda çok ciddi deprem riski olan bir bölge. Şimdi, Vanda testi
kırıldı birçok insanımızı kaybettik -biraz
rakamlardan bahsedeceğim size- ama hiç olmazsa Tokatta testinin
kırılmasına izin vermeyelim. Deprem için gereken önlemleri
almasını -lütfen- Hükûmetten rica ediyorum burada.
Evet, değerli
arkadaşlarım, 23 Ekim 2011de Vanda maalesef bir deprem
yaşadık ve bu depremde tam 644 vatandaşımızı
kaybettik, 1.500ün üzerinde de yaralımız var; yine, 17 bin konut
hasar gördü. Depremin olduğu ilk gün de dâhil olmak üzere biz Cumhuriyet
Halk Partisi olarak deprem bölgesindeydik ve o günden itibaren özellikle ilk
altı ay içerisinde sürekli orada milletvekillerimizi bulundurarak oradaki
insanların sorunlarını herhangi bir siyasi kaygı
gözetmeksizin siz yüce Meclise ve Hükûmete iletmek üzere oradaki
vatandaşlarımızın yanında bulunduk.
Geçtiğimiz
hafta yine bir heyetle Vandaydık biz ve buradaki konteyner kentleri
dolaştık. Bunlar oradaki resmî rakamlar değerli
arkadaşlarım, şu anda hâlâ 255 aile konteyner kentlerde
kalıyor ve bu 255 aile toplam nüfus olarak yaklaşık 2.500
kişi civarında ve maalesef bunların 200 tanesi çocuk.
Sayın
milletvekilleri, biliyorsunuz yeni eğitim ve öğretim
yılımız açıldı ancak maalesef bu konteyner kentteki
çocuklar okula gidemiyorlar. Okula gidememelerinin iki tane gerekçesi var:
Bunlardan birincisi, okullar bu çocukların ikametgâh kaydı
olmadığı için bu çocukları okullara kaydetmiyorlar.
Eğer hasbelkader okul idaresi hoşgörü gösterir ve kayıt yaparsa
bu defa da bu konteyner kentlere herhangi bir servis olmadığı
için bu çocuklar okuldan mahrum kalıyorlar.
Sayın
milletvekilleri, binalar yapılır, yıkılır, bunlar
halledilebilir ancak buradaki 200 tane çocuğun eğitimini
aksatırsak bu çocukların hayatını hep beraber
söndürmüş oluruz. Umut ederim ki, gerek bölgenin milletvekilleri gerekse
orada idarecilik yapan arkadaşlar özellikle bu çocukların eğitim
hayatıyla ilgili gereken çabaları bir an evvel gösterirler ve bu
çocukların eğitiminin düzelmesini sağlarlar.
Değerli
arkadaşlarım, oradaki insanlarla tek tek konuştuk. Kendi
gördüğümüz şeyleri söylüyorum sizlere, onların söylediklerini
söylüyorum: Elektrikler kesilmiş, insanlar gece mum
ışığında oturuyorlar. Bakın, ülkenin
kalkınmışlığından bahsediyoruz, ileri
demokrasiden bahsediyoruz. Yani, bu asırda, bu çağda bu memlekette
insanları mum ışığında oturtturmaya kimin
hakkı var, hangimizin böyle bir şeye hakkı var ya da hangi
vicdan sahibi arkadaşımız buna İyi ki böyle olmuş.
diyebilir?
Su konusu
arkadaşlar, çok önemli. Evet, birkaç konteyner kentte hâlâ su var ama maalesef
suyun da kesildiği konteyner kentler var. Resimlerini çektim, sizlere
göstermeyi isterdim. İnsanlar tenekede su kaynatıp yıkanmaya
çalışıyorlar. Yani, bunun vicdanınızla
bağdaşıp bağdaşmayacağını sizlere
bırakıyorum.
Yine, maalesef
buradaki insanlar o kadar fakirler ki tenekede mercimek çorbası
kaynatıyordu bir anne çocuklarına. Yani, az önceki
konuşmacı arkadaşlarım bahsetti, bu millet Vandaki depreme
sahip çıktı, trilyonlarca lira yardım etti, malzeme gönderdi,
gıda maddesi gönderdi. Ne oldu bunlar değerli arkadaşlarım?
Neden insanlar tenekede çorba içmek zorunda kalıyorlar? Bir annenin bu
şekilde olan ızdırabının hesabını biz
hangimiz verebiliriz önümüzdeki günlerde?
Değerli
arkadaşlarım, gene, sağlık ocağı
kapatılmış. Sağlık ocağının
kapatılmasının şu anlamda çok önemli olduğunu
biliyorum: Burada çocuklar var, bunların aşılarını kim
takip ediyor? Burada hamile kadınlar var, bunların hamileliklerinin
gidişini kim takip ediyor belli değil ve bu insanların maalesef
müracaat edebilecek durumları yok, paraları da yok. Önümüzdeki
süreçte bu çocuklarla ilgili gelişecek herhangi bir salgın
hastalıkta -bakın- yalnızca o konteyner kent değil, bütün
Van halkı kırılır ve bunun vebalini hiç kimse ödeyemez. En
azından Sağlık ocağını oradan
kaldırmanın kime ne faydası vardı? diye sormak lazım.
Gene,
arkadaşlar, bu konteyner kentlerde engelli insanlarımız var. Bu
insanların zaten bir anlamda başlarına doğal bir afet
gelmiş ve doğuştan bir engelleri var. Bunlara daha fazla
işkence etmenin hiçbirimizin hakkı olmadığını
düşünüyorum.
Açlık
grevinde olan insanlar var. Evet, insanlar sesini duyurmak için açlık
grevine başlamışlar. Fakat, bundan daha kötüsü, benim
konuştuğum birkaç kişi intihar eğiliminden bahsediyor,
Artık canımızdan bezdik, kendimizi öldürmek istiyoruz, bu
yaşamak değil. diyorlar. Sayın milletvekilleri, bunlar
küçümsenecek şeyler değildir. Eğer burada intihar vakaları
gelişirse, söylediğim gibi bunun vebalini hiçbirimiz ödeyemeyiz.
Yine, değerli
arkadaşlarım, belki biraz kızacaksınız ama size
şunu söyleyeyim: Konteyner kentlerdeki camileri kapatmışlar.
Şimdi, siz hep buraya geldiğinizde CHP camilere şöyle etti,
böyle etti. diye söyleniyorsunuz. Bakın hepiniz açın sorun, oradaki
vatandaşlar diyorlar ki: Camimizi kapattılar, ibadet edemiyoruz. Ve
bu insanlar müftüye gitmişler, demişler ki: Sayın Müftü, bari
camimiz açık kalsın. Devletin müftüsü bununla ilgileneceğine,
bu sorunu halledeceğine o insanlara demiş ki: Kardeşim, caminin
olmadığı yerde ne işiniz var, siz de kalkın gidin.
Şimdi, değerli
arkadaşlarım, burada bir sorun var. Bu sorunu maalesef biz gene
O
meşhur fıkradan biliyorsunuz, maymunu yakalamış Zürafa
olduğunu itiraf et. diyor bizim devlet görevlisi. Böyle yapmayalım.
Buradaki insanların sorunlarını görelim, anlayalım ve bunlara
çözüm bulalım çünkü bunlar sonuçta bu ülkenin insanları.
Değerli
arkadaşlarım, bu süreç içerisinde Van Valisiyle de görüştüm,
yeni göreve başlamış bir arkadaşımız. İyi
niyetli olduğu kanısını uyandırdı bende
açıkçası ancak şunu da söylemek isterim: Bakın, burada bir
doğal afet olmuş ve bu bölgeyi bilen, bu afeti başından
beri bilen valiyi almışsınız başka bir ile
göndermişsiniz. Hiç olmazsa bu işlerin sorunları bittikten sonra
valiyi gönderseydiniz belki sorunların çözümünde de daha etkin, daha
akılcı yöntemler uygulanabilirdi diye düşünüyorum.
Bu vesileyle hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN-
Teşekkür ederim Sayın Düzgün.
Grup önerisi
aleyhinde ikinci söz Van Milletvekili Burhan Kayatürke aittir.
Buyurun Sayın
Kayatürk. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BURHAN KAYATÜRK
(Van) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle yeni
yasama yılının hayırlara vesile olmasını temenni
ediyor, bugün göreve başlayan Değerli Başkanımıza
hayırlı olsun diyor, hepinizi saygı ve muhabbetle
selamlıyorum.
Tabii ki bu arada
yasama yılından bir gün önce açılan ve yeni bir
başlangıçla Türkiyeyi daha da büyütecek olan demokratikleşme
paketinin de hayırlı olmasını temenni ediyorum.
Değerli
arkadaşlar, biraz önce ben değerli konuşmacıları
izledim. Bu arkadaşlarımızın muhtemelen hiçbir tanesi bizim
kadar deprem bölgesinde değildi; bu arkadaşlarımızın
hiçbir tanesi bizim kadar depremin üçüncü saatinden itibaren neredeyse ikinci
yılına kadar her ailenin, her hemşehrimizin yanında
olmadı ancak söylediler, Vanda eksiklikleri söylediler, ben de müsaade
ederseniz birkaç şey söylemek istiyorum.
Öncelikle,
Türkiyede birçok bölgede olduğu gibi, değerli milletvekilleri, Van
da deprem bölgesidir. Maalesef çok sık bir şekilde depremler olmakta
ancak Vanda büyük depremlerin olduğu da
Neredeyse her otuz altı
yılda bir, bir deprem olmuş; 1904te bir deprem olmuş, 1941de
büyük bir deprem olmuş, 1976 yılında büyük bir deprem olmuş
ve 2011de de büyük bir deprem olmuş. Neredeyse her otuz altı
yılda
1976 Van
Çaldıran depremini iliklerine kadar yaşayan bir kardeşinizim
ben. Orada hem babamı hem kardeşimi ve çok sayıda yakın
akrabamı kaybettim ancak Biz depremde babamızın
acısını yaşamadık. desek
inanmalısınız. Neden? Çünkü kardeşimin cenazesini biz ancak
dört ay sonra bulabildik. O dört ay süresince biz her gün, 3,5
yaşındaki kardeşimin eve geleceğini düşünürdük. Biz de
küçüktük ama her gün çıkıp, köye gelen dolmuşu büyük bir
heyecanla bekliyorduk. Sonra karlar kalktı, gittiler tekrar baktılar
ve kardeşimin cenazesini o şekilde bulabildik.
Peki, 2011deki
depremde yani 23 Ekim ve 9 Kasımdaki depremlerde ne oldu? Değerli
arkadaşlar, 644 tane insanımızı kaybettik, büyük
acılar yaşadık. Ancak, bu depremde bırakın dördüncü
ayı, dördüncü gün -Allaha hamdolsun- tek bir insanımız enkaz
altında kalmadı, 252 tane insanımızı -çok şükür- sağ kurtardık.
Neden? Çünkü, AK PARTİ Hükûmeti vardı.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Yapmayın
Yapma, gözünü seveyim, 17 bin ölü
Gölcük depremi
BURHAN KAYATÜRK
(Devamla) - Çünkü, Başbakanımız, değerli milletvekilleri,
depremin üçüncü saatinde, dördüncü saatinde, neredeyse Kabinenin
yarısıyla birlikte oradaydı. Bakın, depremin ikinci gününde
ben Ercişte görevliydim. Değerli arkadaşlar, Ercişte
depremin ikinci gününde 3.950 tane kurtarma çalışanı vardı,
kurtarma çalışanları orada insanları kurtarmaya
çalıştı. Bu anlayışla AK PARTİ birinci saatinde
dört elle sarıldı ve Allaha hamdolsun çok önemli
başarılara imza attık.
HALUK
EYİDOĞAN (İstanbul) Binalar neden çöktü?
BURHAN KAYATÜRK
(Devamla) Bakın, bir yıl içerisinde Başbakanımız
ilimizi 4 defa ziyaret etti. Bir yıl içerisinde her gün Vanda birden çok
bakanın olduğu gün sayısı kaç, biliyor musunuz? 252. Bazen
1 bakanımızın, bazen 3-4 tane sayın bakanımızın,
hatta 10a yakın bakanımızın olduğu günler oldu.
BÜLENT BELEN
(Tekirdağ) Çadırdakilere Lüks içinde yaşıyorsunuz.
diyen bakanlarınız da oldu.
BURHAN KAYATÜRK
(Devamla) Bakın, bu manada bir seferberlik vardı. Peki, bu
çalışmanın neticesinde ne oldu? Bu çalışmanın
neticesinde, depremin birinci yılında bir rekor hızla 15.350
tane konutumuzu Van ve Erciş merkezinde hemşehrilerimize teslim ettik
ve oturmaya başladılar.
Değerli
arkadaşlar, bu, sadece Türkiye için bir rekor değildir;
kasırganın vurduğu Amerika Louisiana için de, tsunaminin
vurduğu Japonya için de bu bir rekordur. İnsanlar yurt
dışından geldiler, o çalışmaları izlediler ve bu
çalışmaların bu hızla, üstelik bu güzellikle nasıl
yapıldığını hayretler içerisinde izlediler.
Şu anda 30
bine yakın konutumuz bitti, bitmek üzere. Van ve Ercişte 17.471 tane
şehir merkezlerinde teslim edildi ve aynı zamanda köylerde de 9.500e
yakın konutumuzu teslim ettik. Bununla beraber 3 binin üzerinde de hayvan
barınağı çok sağlam bir şekilde, modern bir
şekilde yapıldı ve köylülerimize teslim edildi.
İşte, bu
kadar iş yapan bir partiye, bu kadar iş yapan bir Hükûmete
söylenenleri ben çok büyük haksızlık olarak görüyorum.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Niye açlık grevi yapıyorlar adamlar?
BURHAN KAYATÜRK
(Devamla) Özellikle burada BDP milletvekilinin söylediklerinin yüzde
90ı gerçek dışıdır. Kesinlikle
HALUK
EYİDOĞAN (İstanbul) Binalar neden yıkıldı, on
yıllık binalar?
BURHAN KAYATÜRK
(Devamla) Oraya da geleceğim. Müsaade ederseniz oraya da geliyorum.
HALUK
EYİDOĞAN (İstanbul) Çürük binalar yaptınız,
onları da anlat.
BURHAN KAYATÜRK (Devamla) Şimdi bakın, biz
sadece bunları yapıp teslim etmekle kalmadık. Milletvekilleri
her partide zaman zaman çok sert acımasız eleştiriler
yaptı. Bakın, şunu söylediler: Biraz önce milletvekilimiz de
diyor ya Bunları zorla sattılar. Zorla satılmadı.
Bakın, 500 tane konutumuz Vanda arttı. Bu 500 tane konutu biz
kiracılara vermek üzere Hükûmetimizden böyle bir istekte bulunduk,
Hükûmetimiz kabul etti. Vandaki 500 tane konut için kaç kişinin müracaat
ettiğini biliyor musunuz? 26.500 kişi müracaat etmiş ve
onların da hak sahipleri elenmiş, maalesef sadece 500 kişiye bu
konutlar verilebilmiş.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Gerisi ne olacak, 26 bin kişi?
BURHAN KAYATÜRK
(Devamla) Bakın, işte, burada milletvekilimiz diyor ya Zorla
verildi. Bununla beraber, evi yıkılan her hak sahibine mutlaka ev
verildi. Bu benim söylediğim artan evlerdi, artan evleri bu şekilde
vermek istedik.
Şimdi,
geldiğimiz bu son olayda, konteynerlerde, değerli arkadaşlar, 30
bin aile vardı. Bu 30 bin aile
İnsanlar zannediyor ki sadece 200
aile etkilenmiş. Değerli arkadaşlar, Vandaki depremde 700 bin
insan etkilendi. 30 bin konteyner vardı, ondan önce 75 bin çadır
vardı. Şimdi, son dönemde zaten 200 civarında aile kalmış.
Ha, bu ailelere de Valilik, AFAD her türlü imkânlarını sunmakta.
Bunlara diyor ki: Siz gelin, bu konteynerlerden çıkın -öncelikle,
konteynerlerde su problemi yok, su kesik değil, elektrik kesik- bu
elektriğin kesik olduğu konteynerlerden siz çıkın, gelin,
biz sizin kiranızı ödeyelim; Vanda, Allaha hamdolsun, 350 liraya,
400 liraya siz çok güzel evler de -kira- bulabilirsiniz, gidin oturun. deniyor
ve bir kısım insanlar da çıktı. Bunlar arasında 98
tane ailenin bir çalışanı yok, sosyal güvencesi olmadığı
için de bunlara Valilik İŞKURda iş temin etmeye
çalışıyor. Dolayısıyla, bütün konulara biz dört elle
sarılmış durumdayız, Vandaki bütün problemleri çok iyi
biliyoruz ve problemlerin çözümü için de elimizden geleni yapıyoruz.
Ayrıca,
okullarda kayıt için ikametgâh sorunu da yok. Vandaki bu özel problemden
dolayı hiç kimseden
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BURHAN KAYATÜRK
(Devamla)
hiçbir öğrencimizden ikametgâh sorulmadı, herkes çok
rahat bir şekilde kayıt yaptırabiliyor.
Teşekkür
ediyorum, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Kayatürk.
Barış ve
Demokrasi Partisinin grup önerisini oylarınıza sunacağım.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Karar yeter sayısı istiyoruz.
BAŞKAN
Karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar
yeter sayısı vardır, grup önerisi kabul edilmemiştir.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun
İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır,
okutup işleme alacağım ve oylarınıza
sunacağım.
2.- CHP Grubunun,
İstanbul Milletvekili ve Grup Başkan Vekili Mehmet Akif Hamzaçebinin
İstanbul ili Maltepe ilçesi Gülsuyu Gülensu Mahallesinde son günlerde
halkın huzurunu bozan ve Hasan Ferit Gedik isimli
vatandaşımızın öldürülmesi ile sonuçlanan olayların
araştırılması amacıyla 2/10/2013 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına vermiş olduğu
Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 2 Ekim 2013
Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
2/10/2013
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulu 2/10/2013
Çarşamba günü (Bugün) toplanamadığından, grubumuzun
aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla
arz ederim.
Mehmet
Akif Hamzaçebi
İstanbul
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
İstanbul Milletvekili ve Grup
Başkan Vekili Mehmet Akif Hamzaçebi tarafından 2/10/2013 tarihinde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına, İstanbul
ili Maltepe ilçesi Gülsuyu Gülensu mahallesinde son günlerde halkın
huzurunu bozan ve Hasan Ferit Gedik isimli vatandaşımızın
öldürülmesi ile sonuçlanan olayların araştırılması
amacıyla verilmiş olan Meclis araştırma önergesinin (1039
sıra no.lu), Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer
önergelerin önüne alınarak, 2/10/2013 Çarşamba günlü birleşimde
sunuşlarda okunması ve görüşmelerinin aynı tarihli
birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi grup
önerisi üzerinde, lehinde olmak üzere, ilk söz İstanbul Milletvekili
Sayın Mahmut Tanala aittir.
Buyurun Sayın Tanal. (CHP
sıralarından alkışlar)
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Sayın Başkan, yeni görevinizden dolayı sizi kutluyorum. 24üncü
Dönem Dördüncü Yasama Yılının Meclisimize, ulusumuza
hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.
Değerli milletvekilleri, son iki
yıl içerisinde İstanbul ili Maltepe ilçesi Gülsuyu Gülensu ve Zümrütevler mahallelerinde devam
eden uyuşturucu çetesi olayları acımasız bir şekilde
sürekli, periyodik olarak artmakta. Ancak, bununla ilgili, Cumhuriyet Halk
Partisi Genel Başkanımız tarafından, aynı zamanda
İstanbul 1inci Bölge Milletvekilimiz Sayın Celal Dinçer, Sayın
Müslim Sarı ile birlikte bölgede
13-14-15 Ağustos 2013 tarihlerinde inceleme yaptık. Yerinde,
sivil toplum kuruluşlarıyla, Emniyet Müdürlüğüyle, mahalle
muhtarlarıyla ve Maltepe Kaymakamlığıyla, Maltepe İlçe
Emniyet Müdürlüğüyle yaptığımız görüşmelerin
tamamını aynı zamanda İstanbul Valiliğiyle de
paylaştık. Yalnız, orada görülen hadiselerdeki sorun şu:
Daha önceden de sürekli bu olayların tekrar etmesi sebebiyle cumhuriyet
başsavcılığına 2013/98981 sayı numarasıyla
şu sebeplerden dolayı suç duyurusunda bulunulmuş; İstanbul
Gülsuyu Mahallesinde, mahalle sakinleri tarafından, silahlı
oldukları ve uyuşturucu ticareti başta olmak üzere çete
faaliyeti yürüttükleri bilinen kişiler 2013 Nisan ayından itibaren
bir taksi durağının sahibini vurmuş ve durağı
kapatılmıştır. Olayın hemen ardından mahalle
girişindeki bir lokanta sahibi vurulmuş, ardından temmuz
ayı boyunca sürekli o mahallede, o bölgede minibüslerin ruhsat sahiplerinin
devretmesi hususunda baskılar devam etmiştir.
Bunları bu
şekilde, tabii ki biz, İstanbul Valiliğiyle 13 Ağustos,
14-15 Ağustostaki o raporlarımızla birlikte sözlü olarak
İstanbul Valiliğine ilettik. Ancak, İstanbul Valiliğinin de
açıkça orada ikrarı ve itirafı şu oldu: Olayın
vahametini, boyutlarını bu kadar bilmediğini, kendisine
iletilmediğini ikrar etti. Bunun üzerinde, eğer, İstanbul
Valiliği, İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve aynı zamanda
Maltepe Kaymakamlığı gerekli tedbirleri almış
olsaydı, bu son olayda yaşanan elim, acı haberleri
yaşamamış olacaktık. Ve gerçekten, burada, son yaşanan
olaylarda İstanbul Emniyetinin, özellikle Maltepe Emniyetinin, Maltepe
Kaymakamlığının görevlerini yapmaması nedeniyle,
ağır görev kusuru, ağır hizmet kusurundan kaynaklanmıştır.
Bu açıdan, tabii ki emniyet müdürlüğünün,
kaymakamlığın sorumlu olması İçişleri
Bakanlığının sorumluluğu anlamına gelir ve bu
olayların asıl sorumlusu İçişleri
Bakanlığıdır. Bu açıdan, zamanında eğer bu
tedbirler alınmış olsaydı son hadiseler yaşanmamış
olacaktı. Çünkü, vatandaşımız neye güvenir? İlk önce,
devletin o ülkede adalet ve güvenliği sağlamasını ister.
Adalet ve güvenlik eğer orada yoksa artık orada kaos başlar, çağ
dışı bir yönetim anlayışı söz konusu olur.
Peki, burada
oturan yani Maltepe ve Gülsuyunda oturan vatandaşımız ne
istiyor Hükûmetten? Para pul istemiyor değerli arkadaşlar; sadece,
uyuşturucu çeteleriyle mücadele etmesini istiyor yani orada fuhuş
istemiyor, uyuşturucu ticaretini istemiyor, çocuklarının
uyuşturucudan kollanmasını, korunmasını istiyor.
Peki, burada,
esasen, neden bu siyasal iktidar, Hükûmet, güvenlik görevlileri bu görevini
yerine getirmiyor? Üç sebepten dolayı. Birinci sebep: Bu bölgede Gezi
olaylarına fazla destek çıktığı için, halkı
birbirine kırdırtmak için. İkinci sebep ne? Bu bölgede mülkiyet
sorunu var. Mülkiyet sorununun çözülmemesi ve onun ardından gelen kentsel
dönüşüm sorunu var çünkü kentsel dönüşmede gerçekten bölge halkı
duyarlı ve burayı güvenliksiz bir bölge ilan ederek halkı,
burada, gayrimenkullerinin mülkiyetlerini yok pahasına satarak göçe
zorlamak ve ileride gerçekleşebilecek olan rant odaklı kentsel
dönüşüm açısından psikolojik olarak halkı buna
hazırlamak içindir. Onun için, Gülsuyu halkı bir korku içerisinde
yaşamakta, orada uyuşturucu ticaretinden beslenenler halktan haraç da
toplamakta ve bu uyuşturucu çetesi sebebiyle bu olaylardan dolayı
vatandaşın bölgede can güvenliği, mal güvenliği
olmadığı gibi, gayrimenkullerde değerler hızla da
düşmekte. Çünkü, bölgede sürekli göç yaşanmakta.
Peki,
vatandaş bu güvenlikle ilgili polise bilgi verdiği zaman
Gülsuyu
Gülensu, o bölgede olan milletvekili arkadaşlarımız bilirler, 40
bine yakın bir nüfusu var, 40 bine yakın bir nüfusu olduğu için
Polis Vazife ve
Salahiyet Kanununun yönetmeliğinin 6ncı maddesi uyarınca, 3
türlü karakol var: A formatı, B formatı, C formatı. B
formatında orada karakolun olma zorunluluğu var, polis karakolunun
olma zorunluluğu var. Ancak orada polis karakolu kurulmadığı
için vatandaş da güvenlik için 155 Polisi aradığı zaman
polis geceleyin oraya gitmiyor.
Peki,
çıkıp içinizden Efendim, gidiyor, gerçekleri söylemiyorsunuz.
diyebilirsiniz. İçimizde emniyette görev yapmış olan
milletvekilleri var. Polis devriye çizelgesi var. Gülsuyu Gülensuyla ilgili
geceleyin devriye gezme çizelgesi tutulmamıştır. Gülsuyu
Gülensuda mevcut olan 3 tane MOBESE kamerası vardır. MOBESE
kameralarını uyuşturucu çeteleri kırmaktadır,
kırılmıştır, devre dışıdır.
Geceleyin ve gündüz bu MOBESE kameraları
Gayet rahat, halkı gündüzün
ortasında silahla tehdit eden uyuşturucu çeteleri âdeta orada halka sürekli
gözdağı veriyorlar ve halk da bundan korkuyor, sanki burada
bunların arkasında emniyet güçleri var diyor. Gücünü emniyetten
almazsa bunlar nasıl olur, gündüzün ortasında kameranın
altında silahını gösterebilir? Kameralar
Nurettin Sözen
Parkı var değerli arkadaşlar. Bir de, Gülsuyu son durakta bu
kamera kayıtları çalışmıyor. Ve bu kamera
kayıtları çalışıyorsa, emniyet mensupları burada
geziyorlarsa bu kamera kayıtlarından bunların görülmesi
lazım. Bu kamera kayıtları da
çalışmadığı için uyuşturucu çeteleri burada cirit
atıyor. Peki, burada kusur kimde? Kusur Emniyet Müdürlüğünde, kusur
İçişleri Bakanlığında. Vatandaşımız
Arkadaşımız
diyor, kaymakamlık orada bulunan mahalle muhtarlarıyla normal
koşullarda güvenlik toplantısı yapması gerekirken güvenlik
toplantılarını yapmıyor ve o kaymakamın da tayini
çıktı ancak daha önceki Emniyet Müdürlüğü, mahallelerle ilgili
güvenlik konusunu görüşmek isteyen mahalle muhtarlarına ilçe emniyet
müdürlüğü randevu da vermemiş, randevu da vermedikleri için, maalesef
burada vatandaşın aklına şu geliyor: Bu çetelerin
arkasında emniyet gücü var deniyor. Onun için, ben, burada tüm emniyet
mensuplarını zan altında bırakmak istemiyorum, iyi niyetli
insanları tenzih ediyorum, iyi niyetli kamu görevlilerini tenzih ediyorum
ama burada ağır bir hizmet kusurunun olduğu aşikâr çünkü bu
son hadiselerden önce cumhuriyet başsavcılığına
verilmiş olan şikâyet dilekçesi de var. Şikâyet dilekçesinde
Bakın, ben
size olayları tek tek anlattığım zaman
7 Ağustos 2013
sabah saat 07.20de oluyor olay, yakalanan yok. Aynı gün içerisinde
akşam 17.00de oluyor, yakalanan yok. Emniyet mensupları da diyorlar
ki: Biz yakalıyoruz bunları, mahkeme bunları serbest
bırakıyor. Emniyet mensupları yakaladığı
kişileri delilleriyle birlikte götürmedikleri için mahkeme de delille
bağlı- mahkemelerin burada bir kusuru yok; kusuru olan, sorumlu olan
emniyet mensuplarıdır çünkü delili toplayıp delille birlikte
mahkemeye götürmezse mahkemenin yapacağı bir şey yoktur.
Onun için,
uyuşturucu çeteleriyle mücadele etmek hepimizin boynunun borcudur. Onun
için, gerçekten, burada büyük bir ağır hizmet kusuru vardır. Bu
ölen rahmetlilerin de sorumlusu siyasal iktidar, İçişleri Bakanı
başta, ondan sonra Valilik, Kaymakam, İstanbul Emniyet
Müdürlüğü, Maltepe İlçe Emniyet Müdürlüğüdür.
Hepinize
teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Tanal.
Grup önerisinin
aleyhinde ilk söz Kırıkkale Milletvekili Oğuz Kağan
Köksala aittir.
Buyurun Sayın
Köksal. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
OĞUZ
KAĞAN KÖKSAL (Kırıkkale) - Sayın Başkanım, önce
yüce Meclisi saygıyla selamlıyor ve yeni yasama
yılının hayırlara vesile olmasını temenni ederek
sözlerime başlamak istiyorum.
Değerli
Başkanım ve değerli milletvekillerimiz; Cumhuriyet Halk
Partisinin araştırma önergesi İstanbul Maltepe ilçesindeki
Gülsuyu Mahallesi ve etrafındaki yerlerdeki uyuşturucuyla ilgili bir
önerge.
Ben o önergeyle
ilgili konuya gelmeden önce isterseniz, az önce konuşan değerli
arkadaşımız Mahmut Tanalın da söylediğine bir parça
cevap olma kabilinden şunu anlatmak istiyorum: Bir kere,
uyuşturucuyla mücadele gerçekten, uyuşturucu bir insanlık
suçudur - değil sadece güvenlik güçlerinin bütün insanların asli
görevidir diye olaya bakılıyor ve bu noktada
baktığımızda, emniyet teşkilatının
uyuşturucuyla mücadelesi konusunda bir iki hususu söyleyip ondan sonra
öbür tarafa geçmek istiyorum.
Tabii ki,
uyuşturucuyla mücadeleye baktığımızda, güvenlik
güçleri uyuşturucuyla iki konuda mücadele ediyor. Birincisi, ana mücadele,
yurt dışından gelen uyuşturucuların ya transit olarak
veya yurt içinde pazarlanmasını engellemek, yani yurt
dışından ülkemize uyuşturucu geçmesini veya gelmesini
önlemek. Yurt dışından ülkemize uyuşturucu nasıl
gelir, hemen kısaca ondan da bahsetmek istiyorum. Bizim ülkemiz bir
noktada transit ülke durumundadır ve daha ziyade Uzak Doğudan gelen
eroin ve esrar ülkemizden geçer, Avrupaya doğru gider. Diğer
taraftan da Avrupadan gelen sentetik uyuşturucular da Türkiye üzerinden
Orta Doğu ülkelerine sevk edilir. Buradaki olay, birinci mücadele bu
sevkiyatı önlemektir ve bu konuda çalışma yapmaktır. Ben
size bir rakam vermek istiyorum değerli milletvekillerim: Bu noktada
baktığımızda, Türkiye son on yıl içerisinde bütün
Avrupa Birliği ülkelerinin yakaladığı eroin sayısının
2 katı eroin yakalamıştır ve demek ki Türkiye dünyada en
fazla eroin yakalayan ülke olmuştur.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Çünkü en fazla Türkiye'de eroin ticareti yapılıyor da
onun için!
OĞUZ
KAĞAN KÖKSAL (Devamla) Bu nedir? Ülkeye girişi, transit geçişi
önlemek noktasında yapılan bir çalışmadır ve
kayıtlara bakıldığı zaman, Türkiye'nin artık
mümkün olduğunca transit ülke olarak kullanılmak yerine, daha ziyade
güneyden, Rusya üzerinden ve Karadeniz üzerinden geçme, transit uyuşturucu
yolunun o tarafa kaydığını görüyoruz.
İkinci
mücadele -ki bizim en çok önemsediğimiz, milletçe önemsediğimiz bir
mücadele, elbette ki uyuşturucu ticaretini önleyeceğiz ama- ülke
içinde, girip burada satılarak vatandaşlarımıza içirilmeye
çalışılan uyuşturucuyla mücadele. Bunlar emniyet
literatüründe torbacı tabir edilen uyuşturucu tacirleridir ve
bunlar küçük parçalar hâlinde uyuşturucuyu satmaya
çalışırlar. İşte, önümüz
KAMER GENÇ
(Tunceli) O hikâyesi! Hikâye anlatma üstat! Oradaki olayı Hükûmetin
desteklediği biliniyor, onu anlat!
OĞUZ
KAĞAN KÖKSAL (Devamla) Geçtiğimiz yıllarda, şöyle
baktığımızda sokak satıcıları ve
torbacılarla yoğun bir mücadele yapılmış ve iki
yıl içerisinde 17.295 şahsa işlem yapılmış, yani işlem
yapılmıyor noktasına söylemek istiyorum. Öbür taraftan
bakıyoruz, işlem yapılan 5.450 kişi de
tutuklanmış. Yani ülkemizde bu torbacı denilen sokak
satıcılarıyla da yoğun bir mücadele var
AHMET DURAN BULUT
(Balıkesir) Gültepede mi efendim?
OĞUZ
KAĞAN KÖKSAL (Devamla)
ve sadece mücadelemiz bu şekilde değil,
aslında Türkiye'de yapılan mücadele planlı bir mücadele ve
planlı mücadelede şuna bakıyoruz, özellikle uyuşturucuyla
mücadele stratejisi diye bir strateji geliştiriliyor
KAMER GENÇ
(Tunceli) Hikâye anlatıyorsun sen! Oradaki olayı niye önlemiyorsunuz?
OĞUZ
KAĞAN KÖKSAL (Devamla) Bu stratejinin içerisinde bütün bakanlıklar,
kuruluşlar, herkes var. Yani uyuşturucuyla mücadeleyi aslında
bir devlet politikası hâline getirmiş durumdayız
HALUK
EYİDOĞAN (İstanbul) Beş dakika oldu, Gülsuyuna gelemediniz!
OĞUZ
KAĞAN KÖKSAL (Devamla)
ve bu politikanın neticesinde de şunu
görüyoruz ki uyuşturucuyla mücadelede Türkiye'de çok iyi bir
yoldayız. Ha, uyuşturucu elbette ki rantı büyük bir
olaydır, rantı büyük olan yerde de mücadele sürecektir, bundan daha doğal
bir şey yok, onun için de göz açtırmadan bu işi
yürüttüğümüz sürece, uyuşturucu ticareti yapan veya içenlerle
mücadelemiz sürecektir ve bu, özellikle uyuşturucudan zarar görenler için
de ayrı bir çalışma vardır, kısaca oraya da gelmek
istiyorum ama az önce şeyi anlatmak istiyordum: Maltepe Gülsuyu
meselesine gelmediniz. dediniz ama esas, anayı söylemeden bir
parçayı söylersek boşta kalacağı için ben önce ana
girişi yaptım.
Evet, Gülsuyu
Mahallesine bakıyoruz, Maltepe ile ilgili: 28/09/2013te bir olay oluyor
ve olayın gerçekleştirildiği aynı gece, aynı gece
bakın, 28/09/2013te operasyon neticesinde 3 silahla birlikte
şahıslar yakalanıyor. Gene, geliyoruz, 29/09/2013te Gülsuyu
Mahallesinde 4 kişinin yaralanması, bir kişinin hastanede
hayatını kaybetmesi, Allahtan rahmet diliyorum. Bu olay üzerine
emniyet teşkilâtı daha önceden de zaten dinlemeleri, sürdürdüğü
operasyonları çok hızlandırıyor ve 30/09/2013 sabahı
gerçekleştirdiği operasyonla yukarıda bahsedilen Maltepe ilçesi
Gülsuyu Gülensu Mahallesindeki olaya karıştığı
değerlendirilen 5 kişi olmak üzere 22 kişiyi yakalayarak
gözaltına alıyor yani bu, 30/09/2013 tarihinde oluyor. Gözaltına
alınan kişilerin sorgulanmasında, bunlardan Hasan Ferit Gedikin
öldürülmesi ve 3 şahsın da yaralanmasıyla ilişkili
olduğu tespit ediliyor ve biraz daha sorgulama devam ediyor, 02/10/2013
yani bugün sabah, sorgulama neticesinde alınan bilgiler doğrultusunda
-ki silahları denize attığını söylüyorlar- Tuzla
sahilinde dalgıçlarımız tarafından yapılan arama
sonucunda silahlar da ele geçiriliyor. Yani, bir noktada önce başlayan
tutuklamalar daha sonra yakalama ve silahların da bulunmasıyla
delillendirilerek bir noktaya getirildi. Bunu da burada ifade etmek istiyorum,
dün sabah olduğu için belki bilgi yoktur.
KADİR GÖKMEN
ÖĞÜT (İstanbul) Bunlar Gülsuyunda dolaşıyordu efendim,
niye önlem alınmadı? MOBESEnin önünde adam vuruyor bunlar.
OĞUZ KAĞAN
KÖKSAL (Devamla) Sonra, şunu anlatacağım, tabii, önlem
dediniz, hemen söyleyeyim: Gene, yapılan operasyonlar neticesinde,
baktığımızda, zaman içerisinde, aynı yerde 15
ruhsatsız tabanca,1 tüfek, çok sayıda fişek ve
Şeylere
gelince, doğrudur, ona da katılıyoruz, aldığım
bilgiler o çerçevede. Oradaki bazı gruplar MOBESE kameralarını
çalışmaz hâle getirmişler. Bilahare İstanbul Valiliği
hemen bu kameraları tamir ettirmiş. O aradaki bir kameranın
kırılmasından dolayı bir boşluk da var.
Şu anda
nedir, o yörede yapılanı da söyleyeyim. Özellikle bu mahallede, çevik
kuvvet, özel harekât ve ilçe emniyet görevlileri tarafından, yeni bir
program dâhilinde güvenlik tedbirleri artırılmış
durumdadır.
KADİR GÖKMEN
ÖĞÜT (İstanbul) İki aydır valiye anlatıyoruz,
kaymakama anlatıyoruz efendim, iki aydır!
OĞUZ
KAĞAN KÖKSAL (Devamla) Tabii bu arada bu olayların şeyinde
yaptığımız incelemede o yörede de İçişleri
Bakanlığının bir karakol hazırlığı
içerisinde olduğunu ve orayı planladığını, yani
oradaki sıkıntıyı giderecek yeni bir ek tedbir olarak da o
çalışmayı sürdürdüğünü de burada anlatmak istiyorum.
Tabii sadece o
yörede değil, uyuşturucuyla gerçekten mücadeleyi büyük anlamda
sürdürmek gerekiyor ve uyuşturucuyla mücadeleye
baktığımız zaman, bizim kurulumuz artı,
uyuşturucuya müptela olup da bundan kurtulmaya çalışanlarla
ilgili, uyuşturucu bağımlılarıyla ilgili Topluma
Kazandırma Eylem Planından tutun diğer planlara, asayiş
suçlarını önleme projesine kadar geniş bir yelpaze içerisinde bu
mücadeleyi sürdürmektedir. Bu mücadele önemli bir mücadeledir ve bu mücadelede
asla ve asla siyaset, siyasi düşünce ve siyasi tavır olması
mümkün değildir. Tam tersine, bu mücadelede, başta uyuşturucu
olmak üzere asayiş suçlarıyla mücadelede herkesin hemfikir
olması ve birbirini desteklemesi lazım. Nitekim, aslında yüce
Meclisimiz geçtiğimiz dönemde de uyuşturucuyla mücadeleyle ilgili bir
çalışma da yaptı.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
OĞUZ
KAĞAN KÖKSAL (Devamla) Bu noktadan baktığımızda,
Emniyet Genel Müdürlüğünün ve güvenlik güçlerinin yoğun bir
çalışması var.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Köksal.
OĞUZ
KAĞAN KÖKSAL (Devamla) Ben bu konuda çalışmaları
olduğundan, sürdüğünden bu önergeye ret oyu vereceğimizi burada
bir kere daha ifade ediyor, sizleri saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Köksal.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Ret vereceğiniz belli zaten!
BAŞKAN
Buyurun Sayın Tanal.
MAHMUT TANAL
(İstanbul) Sayın Başkan, sayın hatip benim sözlerimi
çarpıttı yani orada gereken tedbirin alındığı
şeklinde
BAŞKAN
Hangi sözleriniz Sayın Tanal?
MAHMUT TANAL
(İstanbul) Yani Gülsuyu Maltepede gereken tüm tedbirlerin
alındığı, yani orada uyuşturucuyla mücadelenin,
emniyetin mücadele ettiğini
BAŞKAN Bir
tutanaklara bakayım Sayın Tanal, söz veririm size.
MAHMUT TANAL
(İstanbul) Peki, teşekkür ederim.
BAŞKAN Ben
teşekkür ederim.
Grup önerisinin
lehinde ikinci söz, İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzele aittir.
Buyurun. (CHP ve
BDP sıralarından alkışlar)
ABDULLAH LEVENT
TÜZEL (İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, yeni
görevine başlayan Sayın Meclis Başkan Vekilimizi görevinden
dolayı kutluyor ve hayırlı olmasını diliyorum. Ancak,
bugün bu kısa konuşma hakkımızı olumlu görmeyip gasbetmesi
nedeniyle de, bu tutumunu da kınadığımı ve gözden
geçirmesi gerektiğini düşünüyorum. Kendisinin çağdaş
hukukçu geleneğinden gelen bir insan olarak Meclis yönetiminde hak, vicdan
ve adalet duygularıyla hareket edeceğine inanıyorum ama bu tutum
zaten güdük olan demokrasimizin güdük Meclis kürsüsü hâline dönüşmesine
yol açıyor, bunu onaylamak mümkün değil.
O nedenle, bu
konuyla ilgili sözlerimi paylaşmadan önce bugün yapacağım
kısa konuşmaya değinmek istiyorum. Yeni yasama
yılının öncelikle ülkemiz ve bölge halklarına
hayırlı olmasını diliyorum. Neden bölge halkları?
derseniz, biliyorsunuz, yarın bir tezkere görüşmesi yapılacak,
Suriye için Meclisten bir tezkere. Elbette böyle bir tezkerenin öncelikle bölge
halkının barışını vuracağı açıktır.
Bunu bilerek oylarımızı vereceğiz ve
karşısında duracağız. Yine, 24üncü Dönemin
seçilmiş milletvekillerinin hâlen cezaevinde olmaları ayıbı
ve eksikliği bu Hükûmetin vebalindedir. Biliyorsunuz Sayın
Başbakanın sessiz devrim deyip büyük gürültüyle
açıkladığı demokrasi paketi bu açıdan da fos
çıkmıştır: ülkemizde başta Kürtler, Aleviler olmak
üzere tüm yurttaşların barış, demokrasi ve özgürlük
beklentileri bir kez daha boşa düşmüştür.
Yine, dün Meclis
açılışında konuşan Sayın
Cumhurbaşkanının ekonomisi, demokrasisi ve ordusu güçlü ülke
tanımında isabetli olmayan kısmının demokrasi
olduğu açıktır. Ülkemizin demokrasisi ne yazık ki güçlü
değildir ama güçlü olan ekonominin cefasını çeken
yaratıcı işçiler ve taşeron emekçilerinin sesleri de her
geçen gün yükselmektedir.
Taşeron
işçileri bildiğiniz gibi kadrolu, güvenceli, örgütlü, emek ve
demokrasinin egemen olduğu bir iş hakkını Meclisten
ısrarla bekliyorlar ama bizim onlara da her zaman söylediğimiz gibi
sözümüz, tüm işçi, emekçilere sözümüz: Hak verilmez, alınır. diyerek
onları selamlıyoruz.
Şimdi,
Cumhuriyet Halk Partisinin önerge konusu olan İstanbul Maltepede arazi
rantçıları ve uyuşturucu çetelerinin katlettiği Hasan Ferit
Gedikin öldürülmesiyle ilgili konuya gelmek istiyorum. Öncelikle, bu cinayeti
işleyenleri ve kollayanları şiddetle kınıyorum. Biraz
önce Mahmut Tanal arkadaşımız da üzerine değindi.
Kendisiyle de beraber orada halkla sohbet ettik, oradaki muhtarından halk
meclisine; yaşananları, son üç aydır özellikle, bu
saldırıları beraberce dinledik.
Şunu görmemiz
gerekiyor ki: İktidar partisinin, Hükûmet partisinin, Başbakanın
dilinden düşürmediği en çok gözettiğimiz ülkemiz gençlerini
koruyamayan bir iktidar söz konusu. Ve burada özellikle haziran ayından
bugüne devlet şiddetiyle hayatlarını kaybetmiş gençlerimizi
de anarak bu yaşanan şiddeti ve şiddet kurbanlarını
bir kez daha anmak ve hatırlamak istiyorum: Abdullah Cömert, Ali
İsmail Korkmaz, Ethem Sarısülük, Mehmet Ayvalıtaş, Ahmet
Atakan ve Medeni Yıldırım. Bu gençler, devletin, bizzat
Hükûmetin sorumlu olduğu politikalar nedeniyle hayatlarını kaybetmiştir
ve son örnekte olduğu gibi kaybetmeye devam etmektedir. Yine buradan
Okmeydanı Hastanesinde yoğun bakımda hayat mücadelesi veren
Berkin Elvanı da anmak ve hatırlamak istiyorum.
Maltepe
Gülsuyunda ne olmaktadır? Çok açık, ortada ne olduğu.
İstanbul kentinin güzide semtlerinden ve bölgelerinden birisinde emekçiler
zamanında elleriyle, alın terleriyle yaptıkları konutlardan
uzaklaştırılmak ve oralardan kaçırılmak üzere mafya
tarafından, arazi rantçıları tarafından uyuşturucu
şebekeleri devreye sokularak o insanlar üzerinde büyük bir zulüm ve
şiddet uygulanmaktadır. Tam üç aydır bu saldırılar
peş peşe gelmiştir. Bugüne kadar 20yi aşkın insan
yaralanmıştır, 1 ağır yaralı aynı
şekilde hayat mücadelesi vermektedir. Hasan Ferit Gedik isimli genç
insanımız bu saldırılarda yani peş peşe gelen
saldırılar sonucu hayatını kaybetmiştir. Şimdi bu
genç insanın cenazesine de bir zulüm uygulanmaktadır. Armutluda
polis bu cenazenin Gülsuyuna nakledilmesine izin vermemektedir. Gerekçede
Sizin güvenliğinizi alamıyoruz. denilmektedir. Düşünebiliyor
musunuz, sokakları zapt eden, insanların demokratik gösteri
hakkına izin vermeyen devletin polisi bu insanların güvenliğini
alamayacağından sızlanmaktadır. Bu nedenle de iki gündür bu
cenaze orada, cemevinde bekletilmektedir. Bu, kabul edilebilir bir durum ve
gerekçe değildir.
Biraz önce
konuşan Değerli Milletvekili, eski Emniyet Genel Müdürü ülkemizin en
çok uyuşturucu yakalayan bir ülke olmasıyla, bir polis kolluk gücü
olmasıyla övünmektedir. Ama şimdi şu soruyu sormanın
zamanıdır: Bu şebekeler, bu çeteler bir yandan uyuşturucu
pazarlığını ilkokul önlerine kadar devam ettirmekte, öbür
taraftan da halkın boyun eğmesi için bu şekilde genç
insanları öldürebilme ve polisin aslında engelleyemediği
şekilde bir bakıma onun kollaması altında bunları
yapabilmektedir. Ama, geçen yıl Diyarbakır Adliyesinin adliye
emanetinden de kilolarca uyuşturucu çalınmıştır. Yani,
bu âcizlik, bu göz yumma ta oralardan Maltepe Gülsuyu-Gülensu Mahallesi'ne
kadar gelmiştir yani yakalamalar ve mahkeme önüne çıkartmalar bu
şebekeyi, bu organizasyonu, bu işleyişi, bu mekanizmayı
durduramamaktadır. O nedenle, çok yerinde olduğu gibi, bu önerge,
ciddi anlamda, bu organize suçların işlenmesinde yerel mülki
amirinden kolluk güçlerine ne derece rol oynamaktadır, ne derece göz
yumulmaktadır bütün bunların ortaya çıkartılması
açısından önemlidir.
Bir de
değerli milletvekilleri, şu soruyu hep birlikte sormamız
gerekiyor: Neden böylesi bir dönemde daha çok gençler bu saldırı ve
şiddetle karşı karşıya kalıp hayatlarını
kaybetmektedir? Mülki amirler, devletin kolluk gücü ve tabii ki siyasi irade
böylesi bir ortamı ne denli hazırlayıcı bir rol
oynamaktadır?
Şimdi, kahraman
polisler edebiyatını biliyoruz, destan yazan polisler
edebiyatını biliyoruz. Şimdi kahraman valiler dönemi
gelmiştir. Bu kahraman valilerden bir tanesi de Eskişehir Valisidir.
Hatırlayacaksınız, orada sivil polislerin ve faşist
birtakım insanların acımasızca öldürdüğü Ali
İsmail Korkmazın
Bu
saldırı nedeniyle konuşan Eskişehir Valisinin bu konuşmalarını
deşifre eden Radikal muhabiri İsmail Saymaz, şimdi bu
Eskişehir Valisinin şiddetiyle karşı
karşıyadır. Eskişehir Valiliğinin mailinden kendisine
dün akşam bir tehdit maili gönderilmiştir. Ne denmiştir o
mailde? Yine rahat durmuyorsun. dan, alçakça benzeri türde hakaretvari
sözlerle, bir gazeteci, gerçeklerin, insan hakları suçlarının
peşindeki bir gazeteci açıkça tehdit edilmiştir. Eskişehir
Valisi Bu maili ben göndermedim, benim mailimden gitmiştir ama
içeriğine katılıyorum. diyebilmiştir. Şimdi, İçişleri
Bakanlığı, müfettişler, bu olayın üzerine gidebilecek
midir? Gerçekten, halkımız, Maltepede, Gülsuyu-Gülensuda, bu
uyuşturucu ve arazi mafyalarına, onların ihanetine, onların
kollarına teslim edilecek mi; yoksa bu işin üzerine gidilecek mi?
Biz, burada, bu önerge vesilesiyle ciddi bir soruşturmaya,
araştırmaya gidilerek orada halka sahip
çıkılmasını istiyoruz.
Halka sahip
çıkmak demek, o insanları gözaltına almak demek değildir.
Bu olaylar olduğundan beri üç yıldır yürüyen insanlar, onlar gözaltına
alınıyor, onların evleri basılıyor. Orada, halk
meclisi eliyle, tıpkı Hasan Ferit Gedik gibi, mücadele eden
insanların üzerine gidiliyor, onlar gözaltına alınıyor.
Uyuşturucu şebekeleriyle mücadele edilecekse orada halkın
yanında olmak ve o insanların arkasında durmak gerekir; yoksa o
insanların evleri basılarak devrimcilerin, sosyalistlerin,
yurtseverlerin, örgütlenerek o mahalleden bu çeteyi atmak isteyenlerin,
halkın üzerine gitmek değildir.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Tüzel.
ABDULLAH LEVENT
TÜZEL (Devamla) Hepinizi, bu doğrultuda, Maltepede halkın
yanında olmaya ve bu şebekelerle hep birlikte mücadele etmeye davet
ediyorum. (CHP ve BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Tüzel.
Grup önerisinin
aleyhinde ikinci söz Ankara Milletvekili Fatih Şahine aittir.
Buyurun Sayın
Şahin. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
FATİH
ŞAHİN (Ankara) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi aleyhinde söz aldım.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 24üncü Döneminin Dördüncü Yasama Yılının
memleketimize, milletimize hayırlar getirmesini temenni ederek sözlerime
başlamak istiyorum.
Gerek Meclis
başkan vekillerimizden gerekse gruplarımızın
yöneticilerinden yeni göreve başlayanlara başarılar dileyerek,
bu dönemin ülkemizin demokratikleşmesi açısından, özgürlük
alanlarının genişletilmesi açısından verimli bir
yıl olmasını ifade etmek istiyorum.
Bu manada,
Sayın Başbakanımızın pazartesi günü kamuoyuna
açıklamış olduğu demokratikleşme paketinin çok önemli
bir dönemeç olduğunu, ülkemizin demokratikleşmesi açısından
önemli bir yapı taşı olduğunu sizlerle paylaşmak
istiyorum.
Cumhuriyet Halk
Partisi grup önerisi, İstanbul ili Maltepe ilçesi Gülsuyu-Gülensu
Mahallesinde son günlerde meydana gelen bazı olayların
araştırılması için Meclis araştırması
açılmasını teklif etmekte.
Bahse konu olan
mahalde son iki aydan beri bazı asayiş sorunlarının
yaşandığı hepimiz tarafından bilinmekte. Orada, 2 yapı,
2 örgüt arasında bir çatışmanın söz konusu olduğunu
hepimiz biliyoruz. Bir tarafta uyuşturucudan gaspa, tehdide, adam
yaralamaya kadar birçok suça bulaşmış bir yapı, diğer
tarafta da illegal bir terör örgütü yapılanmasının mevcut
olduğunu ve bunlar arasında bir çatışmanın söz konusu
olduğunu hep birlikte görüyoruz ve takip ediyoruz. Maalesef, bu üzüntü
verici olaylar çerçevesinde, birkaç gün önce genç bir
vatandaşımız hayatını kaybetti ve 4 vatandaşımız
da yaralandı. Ben öncelikle bu genç vatandaşımıza Allahtan
rahmet diliyorum, ailesine sabırlar diliyorum, yaralanan
vatandaşlarımıza da acil şifalar diliyorum. Bu
vatandaşımızın cenazesi hâlen defnedilebilmiş
değil. Maalesef, ölümleri istismar eden, kandan beslenen bazı
yapılar tarafından bu ölüm de siyasete alet edilmiş, istismara
kurban edilmiş ve bu ölüm çerçevesinde olaylar büyütülmeye
çalışılmaktadır.
Sorunun çözülebilmesi
için bugün İstanbul Valimizin vefat eden
vatandaşımızın yakınlarıyla bir görüşme
gerçekleştireceğini hepimiz biliyoruz. Belki de şu an
itibarıyla bu görüşme de gerçekleştirildi ve bu soruna bir çare
aranmaya çalışılmakta.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; ortada illegal bir örgüt ve mafyatik,
suç işlemenin örgütlü bir şekilde uygulandığı bir çete
var. AK PARTİ iktidarından önce bu çetelerin, çeteciklerin,
örgütlerin ülkeyi esir aldığını, her gün manşetleri
süslediğini, siyaseti maniple etme, siyasete yön verme amacıyla bu
örgütlerin kullanıldığını ve bir vesayet aracı
olarak siyasete bu örgütler eliyle müdahale edildiğini hepimiz biliyoruz. AK PARTİ, iktidara
gelmesiyle birlikte, bu suç örgütleriyle, bu çetelerle ve çetecilerle çok güçlü
bir mücadele etme iradesi ortaya koydu ve bunda da başarılı
oldu.
KAMER GENÇ
(Tunceli) İnanıyor musun buna? Bunlar niye kaybolmadı?
Desteği sizden buluyorlar.
FATİH
ŞAHİN (Devamla) 90lı yılların özellikle son
döneminde, tabiri caizse kendilerine otonom bölgeler yaratmış olan bu
çeteler, bu suç örgütleri, ülkenin yaşanmaz bir coğrafya olması
doğrultusunda maalesef ülkeye zarar vermekteydiler. Artık bu tür
yapılarla, bu tür suç örgütleriyle karşılaşmıyoruz.
Ancak, zaman zaman ülkemizin etnik, dinî ve mezhepsel fay hatlarının
harekete geçirilmesi suretiyle birtakım olaylara imza
atıldığını hep beraber görüyoruz. Haddizatında,
son dönemde ülkemizde yaşanan birtakım olayları birlikte
değerlendirdiğimizde, örneğin, Taksim Gezi Parkı çevre
düzenlemesi çevresinde gelişen olaylar, hiçbir takımımıza
mal edemeyeceğimiz taraftar gruplarının
çıkardığı olaylar, yine benzer şekilde
İstanbulda kamyoncuların eylemleri; bunların hepsi üst üste
konduğunda, maalesef, İstanbul merkezli olmak üzere ülkemizin bir
kaos içerisinde olduğu, ülkemizde bir huzur, sükûn ve
istikrarsızlık sorunu söz konusu olduğu şeklinde bir imaj
yaratılmaya çalışıldığını hep beraber
görüyoruz. Amaç çok belli. Ülkenin yönetilemez olduğunu, ülkenin kaotik
bir ortam içerisinde olduğunu hem dışarıya hem de içerideki
dinamikleri harekete geçirerek böyle bir fotoğraf yaratmak ve bundan
siyasi olarak bir nema elde etmek. AK PARTİnin bileğini
sandıkta bükemeyenlerin, maalesef, bu
tür olaylardan istifade ederek iktidarı yıpratmaya,
iktidarı düşürmeye yeltendiklerini,
çalıştıklarını hep beraber görüyoruz. Bunların
hepsinin totalde bir amacının olduğunu, tüm bu olayların
birlikte değerlendirilmesi gerektiğini ben burada ifade etmek
istiyorum.
Bunun için
de bir kez daha altını çizmek istiyorum ki maalesef bazı etnik,
inançsal ve mezhebi farklılıkların ve fay hatlarının
harekete geçirilmesi gayreti içerisinde olunduğunu görüyoruz. Bu
Maltepede yaşanan olayları da son dönemde yaşanan bu olayların bir son halkası
olarak değerlendirmek mümkündür. Bu çetelerden, çeteciklerden ülkeye
hiçbir faydanın gelmeyeceği, ülkeye hiçbir kazanımın
gelmeyeceği çok açıktır, aşikârdır. Bu suç
örgütleriyle, uyuşturucu çeteleriyle, farklı suçları örgütlü
olarak işlemeyi kendisine âdet edinmiş yapılarla mücadele
irademizin her geçen gün daha da artarak devam edeceğini burada ifade
etmek istiyorum.
Benden önceki
konuşmacımız Sayın Oğuz Kağan Köksal emniyet
güçlerimizin, İçişleri Bakanlığımızın bu
konuda yapmış olduğu faaliyetleri, atmış olduğu
adımları sizlerle paylaştılar. Ben de bu tür çetelere, bu
tür yapılara pabuç bırakmayacağımızı, iktidar
olarak bunlarla mücadele etme irademizi her geçen gün daha da artırarak
ortaya koyacağımızı ifade ediyorum. Meclise sunmuş
olduğumuz çalışma programımız içerisinde de
farklı konuların yer alması nedeniyle Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu önerisinin aleyhinde olduğumu ifade ediyor, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Şahin.
Cumhuriyet Halk
Partisi grup önerisini oylarınıza sunacağım
III.-Y O K L A M A
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, yoklama istiyoruz
efendim.
Sayın
Tanalın da bir talebi var efendim.
MAHMUT TANAL
(İstanbul) Sayın Başkan, son konuşmacı hatiple benim
bu araştırma önergesiyle ilgili
BAŞKAN
Oylamadan önce bir yoklama talebi var, yerine getireceğim.
Sayın Tanal,
size söz vereceğim bu oturum içinde.
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Demiröz, Sayın Dinçer, Sayın Öz, Sayın
Acar, Sayın Yalçınkaya, Sayın Aslanoğlu, Sayın
Öğüt, Sayın Genç, Sayın Tanal, Sayın Çelebi, Sayın
Küçük, Sayın Seçer, Sayın Eyidoğan, Sayın Toprak, Sayın
Güler, Sayın Ağbaba, Sayın Akar, Sayın Gürkan, Sayın
Ekinci.
Evet, milletvekilleri,
yoklama için üç dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır.
IX.- ÖNERİLER
(Devam)
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri (Devam)
2.- CHP Grubunun,
İstanbul Milletvekili ve Grup Başkan Vekili Mehmet Akif Hamzaçebinin
İstanbul ili Maltepe ilçesi Gülsuyu Gülensu Mahallesinde son günlerde
halkın huzurunu bozan ve Hasan Ferit Gedik isimli
vatandaşımızın öldürülmesi ile sonuçlanan olayların
araştırılması amacıyla 2/10/2013 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına vermiş olduğu
Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 2 Ekim 2013
Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Grup
önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Grup
önerisi reddedilmiştir.
Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre
verilmiş bir önerisi vardır.
MAHMUT TANAL
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN
Vereceğim size, tutanaklar gelmedi Sayın Tanal.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Son hatip olan arkadaşımız da aynı şekilde
sataşmada bulundu, o da dedi ki: Mevcut olan çatışma iki örgüt
arasındadır. Halkı orada örgüt olarak nitelendirdi yani bu da
açık ve net. Zaten, bu sizin tarafınızdan duyuldu Değerli
Başkanım.
BAŞKAN
Sayın Tanal, sataşmadan ilk sözü size veriyorum.
Buyurun, iki
dakika. (CHP sıralarından alkışlar)
X.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanalın, Kırıkkale Milletvekili Oğuz
Kağan Köksalın CHP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
MAHMUT TANAL
(İstanbul) Değerli Başkan, teşekkür ediyorum ben.
Tekrar, yine,
Maltepede hayatını kaybeden Hasan Ferit Gedike Allahtan rahmet
diliyorum, yaralılara da acil şifa diliyorum.
Şimdi, hatip
arkadaşımız talihsiz bir konuşma yaptı burada, iki
terör örgütü arasında dedi. Devam etti, konuşmasının
arasında mezhep çatışmasına getirdi kapalı olarak.
Bunu kınıyorum ben. Bölgede yaşayan, ta Gebzeden Kadıköye
kadar 200 kişilik uyuşturucu çetesinin varlığını,
Maltepe Emniyet Müdürünün kendisi bizzat, İstanbul Milletvekilimiz
Sayın Celal Dinçer, İstanbul Milletvekilimiz Müslim
Sarının yanında itiraf etti. Yani, burada halkı örgüt
olarak nitelendirmek -gerçeklere olan olayla- gözlerimizi kapatma ve perdeleme
anlamına gelir. Bu doğru bir yaklaşım değildir.
Gerçekten bölgede
çeteler cirit atıyor, uyuşturucu çetesi cirit atıyor. Ben size o
bölgede bulunan sokakların ismini hemen söyleyeyim. O isimleri biz aynı
zamanda Sayın İstanbul Valisine söyledik, o, sokak isimlerini de
aldı ama eğer zamanında orada arama yapılmış
olsaydı ve vermiş olduğumuz isimlere baskın olmuş
olsaydı son ölüm olayı ve yaralama olayları
gerçekleşmemiş olacaktı. Bunun sorumlusu İçişleri
Bakanı, temsilcisi olan valilik, kaymakam ve emniyet müdürüdür.
Teşekkür
ediyorum.
Size tekrar
teşekkür ediyorum Başkan. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Ben
de teşekkür ederim.
Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre
verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım:
IX.- ÖNERİLER
(Devam)
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri (Devam)
3.- AK PARTİ
Grubunun, Genel Kurulun çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesine; 8
ve 22 Ekim 2013 Salı günkü birleşimlerinde bir saat sözlü
soruların görüşülmesini müteakip diğer denetim
konularının görüşülmeyerek gündemin Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmında yer alan işlerin görüşülmesine; 9, 23 ve 30 Ekim
2013 Çarşamba günkü birleşimlerinde sözlü soruların
görüşülmemesine ilişkin önerisi
2/10/2013
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma
Kurulu 02/10/2013 Çarşamba günü (bugün) toplanamadığından,
İç Tüzükün 19uncu maddesi gereğince grubumuzun
aşağıdaki önerisinin Genel Kurulun onayına
sunulmasını arz ederim.
Nurettin
Canikli
Giresun
AK
PARTİ Grup Başkan Vekili
Öneri:
Genel
Kurulun;
02/10/2013
Çarşamba günü (bugün) sözlü soruların görüşmelerinin
tamamlanmasına kadar,
03/10/2013
Perşembe günkü birleşiminde 380 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerinin tamamlanmasına kadar,
08
ve 22 Ekim 2013 Salı günkü birleşimlerde saat 20.00'ye kadar,
09,
10, 23, 24, 30 ve 31 Ekim 2013 Çarşamba ve Perşembe günkü
birleşimlerinde 14.00-20.00 saatleri arasında
çalışmalarını sürdürmesi,
08
ve 22 Ekim 2013 Salı günkü birleşimlerinde bir saat sözlü
soruların görüşülmesini müteakip diğer denetim
konularının görüşülmeyerek gündemin Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmında yer alan işlerin görüşülmesi,
09,
23 ve 30 Ekim 2013 Çarşamba günkü birleşimlerinde sözlü
soruların görüşülmemesi önerilmiştir.
BAŞKAN
Adalet ve Kalkınma Partisi grup önerisi üzerine, lehinde olmak üzere ilk
söz sahibi Kırıkkale Milletvekili Ramazan Cana aittir.
Buyurun
Sayın Can. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
RAMAZAN
CAN (Kırıkkale) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ben
de yeni yasama yılını tebrik ediyor, hayırlara vesile
olmasını temenni ediyorum.
Grup
önerimizle ekim ayının çalışma programını
düzenlemeyi düşünüyoruz. Çarşamba günü, bugün, sözlü soruların
görüşülmesi tamamlandıktan sonra Genel Kurulu kapatmayı
öneriyoruz.
Perşembe
günkü birleşimde 380 sıra sayılı uluslararası
sözleşmenin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar
çalışılmasını öneriyoruz.
8,
22 Ekim 2013 Salı günkü birleşimlerde 20.00ye kadar
çalışılmasını; 9, 10, 23, 24, 30 ve 31 Ekim
Çarşamba ve Perşembe günkü birleşimlerde 14.00 ve 20.00 saatleri
arasında çalışılmasını; yine 8 ve 22 Ekim 2013
Salı günkü birleşimlerde sözlü soruların görüşülmesini; 9,
23 ve 30 Ekim 2013 Çarşamba günkü birleşimlerde ise sözlü
soruların görüşülmemesini öneriyoruz.
Önerimizin
kabulünü Genel Kurulun takdirlerine arz ediyor, tekrar hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Can.
Grup
önerisinin aleyhinde ilk söz İzmir Milletvekili Oktay Vurala aittir.
Buyurun
Sayın Vural.
Sayın
Vural
Sayın Vural dışarıda galiba.
Grup
önerisinin aleyhinde diğer söz alana geçiyorum.
Grup
önerisinin aleyhinde ikinci söz sahibi İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebiye aittir.
Buyurun Sayın
Hamzaçebi. (CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yeni yasama yılının Parlamentoya, tüm siyasi
partilere ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum.
İnşallah, milletin sorunları bu yeni yasama döneminde hiçbir
gerginliğe meydan vermeden, medeni bir şekilde burada
tartışılarak kabul edilen yasalar sonucunda çözülür.
Sözlerime
başlarken, İstanbul Gülsuyunda uyuşturucu çetelerinin
saldırısı sonucunda hayatını kaybeden Hasan Ferit
Gedike Allahtan rahmet diliyorum. Ailesine, yakınlarına büyük
sabır diliyorum.
Uyuşturucu
çetelerinin cirit attığı mahalleler var. Böylesi mahallelerin
olduğu bir İstanbulda bugün, rahmete intikal eden Hasan Ferit
Gedikin cenazesinin defni sorunu var. Güvenlik güçlerinin ailenin
hissiyatına, duyarlılığına kulak vererek
uyuşturucu çetelerine hiçbir şekilde müsaade etmeyerek ve bu
cenazenin yasa dışı örgütler tarafından istismar edilmesine
de izin vermeyerek bu defni gerçekleştirmesi, bu defne imkân verecek
ortamı yaratması gerekir. Ama ailenin hissiyatına,
yaşadığı acıya kulak vermeden böyle bir defni güvenlik
güçlerinin zorlaması, o hissiyatı kulak ardı etmesi daha
doğrusu, kesinlikle doğru değildir.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri, bu yıl farklı bir şey
oldu. Yasama döneminin açılışından bir gün önce Sayın
Başbakan, Ddemokratikleşme paketi adı altında bir paketi
kamuoyuna açıkladı. Sayın Başbakanın,
demokratikleşme paketi adını verdiği bu paket, demokrasi
adına içine birtakım kırıntıların yerleştirildiği
bir paketten başka hiçbir şey değildir. Paketin açıklanma
şekli, açıklanma usulü, Sayın Başbakanın üslubu ve
paketin içeriği, demokrasiyle yan yana getirilemeyecek kadar terstir.
Sayın Başbakan, demokratikleşme paketini tüm
basınının huzurunda açıklarken o salona birtakım
gazeteler ve kanallar davet edilmedi, alınmadı. Sözcü gazetesi -
bendeki bilgiye göre- o salonda yoktur, Aydınlık gazetesi yoktur,
Yurt gazetesi yoktur, daha birçok gazete, ulusal gazete o salonda yoktur. Yine,
Ulusal Kanal o salonda yoktur, Halk TV o salonda yoktur. Sayın
Başbakan demokratikleşme paketi adı altında bir şey
açıklıyor ama demokrasinin en önemli unsuru haberleşme
özgürlüğünü engelleyen bir tavır içerisinde bir açıklama
yapıyor! Ulusal kanallar arasında, ulusal gazeteler arasında
ayrım yapan bir anlayış demokrasi paketi açıklayamaz.
Sayın
Başbakanın açıkladığı paket toplam
altmış beş dakika süren bir basın toplantısıyla
açıklandı. Bunun kırk dakikası genel değerlendirme
bölümüne yönelik kısmıydı. Sayın Başbakan kırk
dakikalık bölümde Bu son değil, devamı gelecektir. diyerek
paketin boş olduğunun veya belli bir bakış
açısını yansıttığının ipuçlarını
verdi. Nitekim, daha sonra paketi açıkladı. Paketin açıklanma
bölümü de yirmi beş dakikaydı; kırk dakika genel
değerlendirme yaptı, yirmi beş dakika paketin
açıklamasına verildi ve maalesef, paket, demokrasi adına
umutlanılabilecek bir paket olarak çıkmadı. Son derece eksik,
yanlış, külüstür bir demokrasi anlayışını
yansıtan paket, Sayın Başbakanın kendi otoriter
anlayışını yansıtan, bu otoriter
anlayışın devamını amaçlayan paket, kendisinin
demokrasiyle bağdaşmayan tutumunun, politikasının
devamını amaçlayan paket, bir demokrasi ayıbı olarak
Türkiye Büyük Millet Meclisinin önünde duran tutuklu milletvekilleri gibi bir
sorunu çözmeye yönelik hiçbir adımı içermiyor. Paket, bir hukuk
devletinde olmaması gereken özel yetkili mahkemeler gibi mahkemelere son
verilmesi gibi bir adımı kapsamıyor.
Paket, Gezi
olayları nedeniyle ortaya çıkan özgürlük taleplerini
karşılayacak bir ipucuna, bir düzenlemeye, bir işarete, bir
müjdeye sahip değil; tam tersine, Gezi olayları nedeniyle Türkiye'nin
bundan sonraki döneminde onu tekrar edecek şekilde ortaya çıkabilecek
olan muhtemel hareketlere gözdağı vermeyi amaçlayan
adımları kapsıyor. Sayın Başbakan diyor ki:
Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununu değiştiriyoruz,
katılımcı bir anlayış getiriyoruz. Vali sivil toplum
örgütleriyle görüşecek ama son kararı yine kendisi verecek!
Sayın
Başbakan bir adım atıp da Toplantı ve gösteri
yürüyüşü, ifade özgürlüğünün bir parçasıdır. Bu hak, ifade
özgürlüğü hakkıdır aynı zamanda. Biz Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesinin bu konudaki kararlarına uyacağız.
diyemiyor çünkü Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları -Türkiyedeki 1 Mayıs
olayları nedeniyle 2002de vermiş olduğu karar- bir demokrasi
abidesidir. Karar diyor ki:
Toplantı ve gösteri yürüyüşünü talep etmek, bir şehirde
yaşama hakkıdır. Belli bir yeri istemek göstericilerin
hakkıdır. Eğer talep edilen yerin tarihî bir önemi var ise,
simgesel bir önemi var ise bu bir vatandaşlık hakkıdır. Bu
bir özgürlüğün, ifade özgürlüğünün bir parçasıdır. Bunu
engelleyemezsiniz. Taksimde 1 Mayıs olaylarını anmak üzere
gösteri yapmak isteyen vatandaşların bu hakkını elinden
alamazsınız, onlara Kazlıçeşmeyi adres gösteremezsiniz.
diyor.
Yine, Sayın
Başbakan diyor ki: Seçim barajını
değiştireceğim. Üç seçenek sunuyor, diyor ki: Birincisi, yüzde
10 seçim barajını muhafaza edeceğim. Oysa, yine, o basın
toplantısında atıfta bulunduğu 2002 AKP kongresinde 2023
vizyonu diye açıkladığı belgede Temsilde adalet ilkesini
getireceğim. sözünü vermişti. Temsilde adalet ilkesini getireceğim.
sözünü verenler, Yüzde 10 barajıyla devam edeceğim. seçeneğini
toplumun önüne sunmazlar. Temsilde adaleti getirecekseniz Yüzde 10
barajını kaldırıyorum. dersiniz, ondan sonra kendi
seçeneklerinizi sunarsınız. Devamında diyor ki barajla ilgili:
Yüzde 5e indirelim seçim barajını ama 5er milletvekilinden
oluşan daraltılmış bölge uygulamasını getirelim.
Bunun anlamı: Yüzde 10luk barajı yüzde 5e indirmek suretiyle
kaybettiğim milletvekillerini 5er milletvekilinden oluşan
daraltılmış bölgeyle geri alayım. Bir elimle verdiğimi
öbür elimle geri alayım. ya da Türkiyeyi 550 seçim bölgesine
ayıralım, öyle gidelim. Sayın Başbakan aslında demek
istiyor ki: Beyler, yüzde 10 seçim barajıyla devam edelim çünkü siz
diğerlerini kabul etmezsiniz. Diğer öneriler daima küçük partilerin
aleyhine işler. En çok zararı onlar görür. Partilerin oy
oranları azaldıkça Sayın Başbakanın sunduğu
ikinci ve üçüncü öneriler onların aleyhine sonuçlar verir.
İçinde
demokrasi olmayan bir paket, içinde baş örtüsü var. Başörtüsü,
kadınlarımızın inancı nedeniyle
başlarını örtmek için taktıkları örtüdür, hepimizin
saygı duyması gerekir ama Sayın Başbakan, başörtüsüyle
burada demokrasi ayıplarını, demokrasi eksikliklerini örtmeye
çalışıyor. Bu paket demokrasi paketi değildir.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Hamzaçebi.
Grup önerisinin
lehinde ikinci söz, Giresun Milletvekili Nurettin Canikliye aittir.
Buyurun Sayın
Canikli. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkan, değerli
milletvekili arkadaşlarım; ben de bu yeni yasama döneminin
başında çalışma yılımızın
hayırlara vesile olması temennisiyle hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Öncelikle, yeni
göreve başlayan başta MHP grup başkan vekilleri Sayın Yusuf
Halaçoğlu ve Oktay Vural olmak üzere Meclis Başkan Vekilimiz
Ayşe Nur Bahçekapılıyı hem tebrik ediyorum hem de
başarılar diliyorum.
Değerli
arkadaşlar, grup önerimizle ilgili Meclisin çalışma düzeni ve
saatlerinde ekim ayı için öngördüğümüz yeni düzenlemelerden
arkadaşım bahsetti. Ben, özellikle biraz önce gündeme getirilen
demokratikleşme paketiyle ilgili konu hakkında görüşlerimi ve kanaatlerimi sizlerle
paylaşmak istiyorum.
Değerli
arkadaşlar, bu düzenlemeleri kırıntı ya da içi boş düzenlemeler
olarak tanımlamak ya da ifade etmek gerçekten büyük haksızlık.
Sayın Başbakanımızın ve hepimizin ifade ettiği
gibi son düzenleme, bağımsız, başlı başına
bir düzenleme değil, 2002den itibaren hayata geçirilmeye başlanan,
bu konudaki ve gerçekten bugün itibarıyla on yıl öncesine göre
Türkiyeyi çok ileri, demokratik ülkeler seviyesine yaklaştıran
silsilenin önemli bir parçasıdır.
Evet, bu
düzenlemeler, bu seri, bu zincir olağanüstü hâlin
kaldırılmasıyla başladı, devlet güvenlik
mahkemelerinin, özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasıyla devam
etti ve arada sayısız, onlarca ileri demokratik adım olarak
nitelendirebileceğimiz, nitelendirilen düzenlemeler hayata geçirildi. En
son düzenleme bunların bir parçasıdır, bunların bir
sonucudur.
Öncelikle,
şaşırdığımı da ifade etmek istiyorum çünkü
Cumhuriyet Halk Partisine mensup arkadaşlarımız, Sayın
Başbakanımızın açıkladığı en son
düzenlemelerin kendilerinden tırnak içerisinde söylüyorum-
çalındığını ifade ettiler. Kamuoyuna da
yansıdı bu. Yanlış bilmiyorsam, yanlış
hatırlamıyorsam Sayın Genel Başkan tarafından,
Sayın Kılıçdaroğlu tarafından böyle bir ifade
kullanıldı yani bu
düzenlemelerin Cumhuriyet Halk Partisi tarafından daha önce
önerildiğini ve kendilerinden kopya edildiğini,
çalındığını ifade etti ama biraz önceki
konuşmadan çok farklı bir sonuç ortaya çıktı. Yani
Sayın Kılıçdaroğlu Bu getirilen düzenlemeler önemlidir ama
bizden çalınmıştır, bizden kopya edilmiştir. dedi ama
biraz önceki çok değerli konuşmacı çok farklı şeyler
söyledi, içeriğini kırıntı ya da ona benzer kelimelerle
tanımlamaya çalıştı. Buradaki çelişkiyi öncelikle
sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bakın
değerli arkadaşlar, tutuklu milletvekilleriyle ilgili çok
konuşuldu, çok değerlendirildi, çok tartışıldı,
bunun Hükûmetimizle, grubumuzla uzaktan yakından hiçbir alakası,
ilgisi olmadığını müteaddit kereler sizlerle
paylaştık. Bu, yargının gözetiminde, denetiminde,
yargının talimatı ve kararıyla yürüyen bir işlemdir.
Hatta yargının bu konuda bugüne kadar verdiği kararların
bizim de hoşumuza gitmediği en yetkili ağızdan defalarca
yine kamuoyuyla paylaşıldı ve ifade edildi. Buradan yola
çıkarak ve Anayasamıza göre de hiçbir şekilde dahlimizin
olmasının mümkün olmadığı bir konu üzerinden
grubumuzun ve Hükûmetimizin suçlanması gerçekten çok yanlış, çok
doğru değil, hiç doğru değil daha doğrusu. Yani,
elbette yargının kararlarını eleştirebilirsiniz,
beğenmeyebilirsiniz ama böyle bir sistemde yargı kararlarından yola
çıkarak Hükûmetimizi suçlamanın büyük bir haksızlık
olduğunu ifade etmek istiyorum.
Yine, bir
başka uç tarafta ise, Sayın Başbakanımız
tarafından açıklanan ve gerçekten önemli bir adım olduğu
dünyanın ilgili örgütleri ve kuruluşları tarafından kabul
edilen bu düzenlemelerin, işte, terör örgütünün yönlendirmesiyle ya da
onların baskısıyla, doğrudan ya da dolaylı
baskısıyla alındığı şeklinde de
birtakım görüşler, iddialar ortaya atıldı.
Değerli
arkadaşlar, en son pakette yer alan hususların tamamı 2002
yılından itibaren partimizin programında, seçim
beyannamelerimizde, 2002, 2007 ve 2011 seçim beyannamelerimizde ve en son büyük
kongrede açıklanan ve kamuoyuna taahhüt olarak, söz olarak, yerine
getirilmesi için söz olarak verilen hususlardan ibarettir. Yani bu düzenlemeler
ilk defa kamuoyuyla paylaşılmış değildir.
Bunların tohumu 2002 yılında atılmıştır ve o
zamandan beri değişik vesilelerle ve zamanlarda kamuoyuyla
paylaşılmıştır. Dolayısıyla, henüz, son bir
yılda kamuoyunun tanımladığı biçimiyle çözüm süreci
henüz daha ortada yok iken bu konuda, bu düzenlemede yer alan hususlar AK
PARTİnin değişik tarihlerdeki organizasyonlarında ve
açıklamalarında kamuoyuyla paylaşılmış ve
kamuoyuna mal edilmiş hususlardır, mal olmuş hususlardır,
yeni değildir, onların hayata geçirilmelerinden ibarettir.
Dolayısıyla, böyle bir suçlamanın kesinlikle aslı
astarı, tabanı yoktur. Böyle bir tespitin ya da iddianın
altı, içi boştur. Yani, Şunlar tarafından
belirlenmiştir, şunların etkisiyle aldınız, işte,
İmralıdır ya da Kuzey Iraktır. her neyse... Çünkü neden?
Yeni değildir çünkü, daha önce milletimize verdiğimiz sözün
gereğini yerine getiriyoruz. Bu da son derece doğaldır. Hiç
kimse de bizi millete verdiğimiz bir sözü yerine getirdiğimiz için
suçlayamaz, suçlamamalı değerli arkadaşlar.
Getirilen
düzenlemelerden önemli bir düzenleme de seçim barajı, seçim barajıyla
ilgili düzenleme.
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) Barajı yükseltiyorsunuz.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Bunlardan iki tanesi: Seçim barajının
düşürülmesi, bununla birlikte daraltılmış ya da dar bölge
sisteminin getirilmesi.
Değerli
arkadaşlar, eğer seçim barajı düşürülürken, bu
daraltılmış bölge ya da dar bölge önerilmemiş olsaydı,
bu, bir eksiklik olurdu, gerçekten eksiklik olurdu. Neden? Şunun için,
bakın: Hep yıllardan beri, her zaman şunu eleştirmiyor
muyuz: Yani şu andaki sistemde
milletvekilleriyle milletvekillerini seçen ve iradeyi ortaya koyan vatandaşlarımız
arasında olması gereken o iş birliği ve
sıcaklığın, yakınlığın olmadığı
bu seçim sisteminin bir yan etkisi olarak hep söylenmiyor mu? Söyleniyor. Yani düşünün
İstanbulda üç seçim bölgesi var ve İstanbullu vatandaşımız
ne milletvekillerini tanıyor ne de İstanbul milletvekilleri tam
olarak kendisini yetkilendiren, Ankaraya gönderen, yetki veren o
insanları tanıyabiliyor. Bunu bir tespit olarak söylüyorum yani o
milletvekillerini ya da vatandaşımızı suçlamak
amacıyla söylemiyorum, vakıa bu, realite bu, gerçekten öyle,
özellikle büyük illerde bu bağ kopuyor. Küçük illerde kısmen bu
sağlanabiliyor yani daha yakın, seçmenle,
vatandaşlarımızla bu yakın iş birliği
kurulabiliyor, hayata geçirilebiliyor. Yıllardan beri bu haklı
eleştirinin belli ölçülerde ya da büyük oranda hafifletilmesi, ortadan
kaldırılması sonucunu doğuracak olan
daraltılmış ya da dar bölge seçim sisteminin
eleştirilmesini gerçekten, tırnak içerisinde söylüyorum, demokratik
kurallar mantığı içerisinde anlamakta zorlanıyorum. Son
derece demokratiktir, demokrasinin özüne, ruhuna son derece uygundur.
Vatandaşımızın kendisini seçen, yetkilendirip hizmet etmek
amacıyla Ankaraya gönderdiği milletvekiliyle daha yakın
olmasını sağlayacak olan
bir sistemin neresi yanlıştır değerli arkadaşlar?
Nasıl eleştirebiliriz böyle bir şeyi? Gelin, hep birlikte
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) 1 milletvekili çıkarmak için yüzde kaç oy lazım
Sayın Canikli? Barajdan bahsediyorsunuz
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Yani vatandaşımızdan niye
korkuyoruz?
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) Bölge barajı getiriyorsunuz.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Vatandaşımızla daha yakın
iş birliği içerisine girmek noktasında niye bu kadar tereddüt
gösteriyorsunuz ki? Rahat olun yani
KAMER GENÇ
(Tunceli) Baraj sayesinde iktidardasınız!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Sonuç itibarıyla, bu yetkiyi bize veren
milletimiz. Bizi buraya gönderen milletimiz.
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) Kandırmayın milleti ya Şanlıurfaya
bakalım, temsilde adalet olacak mı?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Yani o insanlarla her noktada daha yakın
fikir alışverişinde bulunabilme imkânı sağlayacak bu
seçim sisteminin önerilmesini neden yadırgıyoruz değerli
arkadaşlar? Bundan korkmayalım, bundan ürkmeyelim.
NECATİ ÖZENSOY
(Bursa) Kandırıyorsunuz milleti, kandırıyorsunuz, bölge
barajı getiriyorsunuz.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - Yani genel anlamda bundan
vatandaşımız memnunluk duyar, vatandaşımızın
iradesi daha yoğun ve kesin bir şekilde buraya yansır.
Demokrasinin özü bu değil mi? Bunu savunmamız gerekmez mi? En
başta bizim milletvekilleri olarak, bu iradenin en iyi şekilde
tecelli etmesi görevini yüklenen bizler olarak bunu savunmamız gerekmez mi
değerli arkadaşlar? Gerçekten yani sadece bu paketi eleştirmek
için, eleştirmiş olmak için en temel demokratik değerleri göz
ardı etmek, onları, âdeta, çiğnemek doğru değil
değerli arkadaşlar. Eleştirebilirsiniz, ona bir şey
demiyoruz ama bunu yaparken kabul edilebilir, makul ve demokratik kurallar
içerisinde kalmak kaydıyla bu eleştirilerin
yapılmasının daha doğru, daha uygun
olacağını düşünüyorum.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTI sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Canikli.
Grup önerisinin
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Kaplan.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Tutuklu milletvekilleriyle ilgili Sayın Canikli
Bizim yargıya bir müdahalemiz olamaz. dedi ancak bu yanlış bir
anlatım. Geçen dönem Sayın Meclis Başkanı, bizim de içinde
olduğumuz, MHPnin, CHPnin de içinde olduğu bir çalışma
yaptı, bizleri çağırdı Tutuklu milletvekilleriyle ilgili
ne yapabiliriz? diye ve birlikte uzlaştık üçümüz, üç muhalefet
partisi, bir kanun teklifi örneği hazırladık, Sayın Meclis
Başkanına verdik. Sonra Meclis Başkanı
Bu
çalışmalar olumlu yürürken birdenbire Başbakanın
görüşmesi sonrası kesildi yani dahliniz vardı ama sonunda
olumsuz oldu. Bu, sizden kaynaklanıyor çünkü bu Mecliste 7 idam
cezasını bile bir önergeyle kaldıran bir partisiniz. 8 milletvekili
için çok rahatlıkla tutuklamayı düzenleyebilirdiniz; bu bir.
BAŞKAN
Sayın Kaplan teşekkür ederim.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) İkincisi
BAŞKAN
Sayın Kaplan Tüzükümüzde böyle bir yer yok.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Var, geçen torba kanunda
BAŞKAN
Sataşma mı istediniz, sataşmadan dolayı mı söz
istediniz, açıklama mı yapmak istediniz bunu da belirtirseniz ona
göre karar vereceğim.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) - Açıklama yapıyor zaten Sayın Başkan.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Sayın Başkan, tutanaklara geçsin diye
açıklama yapıyorum, yoksa söz isteyip kürsüye de gelebilirdim.
BAŞKAN Ama
bunu bana bildirseydiniz talep olarak, ben de karar verirdim.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Söz verirseniz kürsüde bunu açıklayayım.
BAŞKAN
Yerinizden yeteri kadar açıklama yaptınız, lütfen bir
dakikalık süreyle sınırlıyorum ikinci
açıklamanızı. Lütfen
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Bir dakikaya sığmaz Sayın Başkan, çok
cimrisiniz ama yani.
BAŞKAN
Lütfen Sayın Kaplan
Yerinizden Sayın Kaplan
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Vallahi çok cimrisiniz.
BAŞKAN
Sayın Kaplan, yerinizden size söz veriyorum. Lütfen
AYLA AKAT ATA
(Batman) Duymadı, duymadı
BAŞKAN
Lütfen Sayın Kaplan
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Duymuyor Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Kaplan, yerinizden söz verdim size, bir dakika. Yeteri kadar
açıklama yaptınız, iki dediniz, ikinci maddede yer alan
konular için yerinizden ek bir dakika süre verdim size, lütfen.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Eğer, bizi bu şekilde hapsedecekseniz daha ilk
günkü görevinizde, usulünüz ve tutumunuz hakkında tartışma açmak
zorunda kalacağız.
BAŞKAN
Sayın Kaplan, İç Tüzük hükümlerini uyguluyorum. Lütfen, yerinize
geçer misiniz?
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Takdir sizin.
BAŞKAN
Lütfen, rica ediyorum
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Takdir sizin
BAŞKAN
Lütfen, yerinize geçer misiniz?
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Bizi usulünüz hakkında tartışma açmak
zorunda bırakmayın.
ÖZDAL ÜÇER (Van)
Başkan, oturuma ara verin.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Yani, kusura bakmayın ama
BAŞKAN
Sayın Kaplan, lütfen, yerinizden bir dakika konuşabilirsiniz. Yoksa,
lütfen, çalışma düzenimizi bozmayalım.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan, arkadaşımız kürsüye
kadar gelmiş. Orada eğer söz verirseniz, bir dakikalık bir
açıklama yapacak. Çok nezaketsiz oldu bu Başkan. Yani, oradan tekrar
buraya
BAŞKAN
İç Tüzükümüzde böyle bir yer
Yerinden bir
dakika konuşmak isterseniz söz vereceğim Sayın Baluken.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Bize bu şekilde davranma hakkınız yok.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Oraya kadar gitmiş yani oradan, tekrar buraya
BAŞKAN
Sayın Baluken, takdir yetkisi bende.
ÖZDAL ÜÇER (Van)
Biraz daha nazik olup
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Hayır ama milletvekili arkadaşımız
kürsüye kadar gitmiş, oradan söz verebilirsiniz.
BAŞKAN
Lütfen, yerinizden bir dakika konuşabilir misiniz.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Sayın Başkan, buradan bir açıklama
yapıyorum, bakın iki konuda
BAŞKAN
Sayın Kaplan
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Bir: Tutuklu milletvekilleri konusunda yanlış
bilgilendirme yaptı Sayın Canikli, açıklama yapmak istiyorum.
BAŞKAN
Yaptınız açıklamayı yerinizden...
HASİP KAPLAN
(Şırnak) İki: Paket konusunda bizimle ilintili bir
konuşma yaptı, doğru bilgi vermedi, ona da cevap vermek
istiyorum. Siz de Buyurun, yerinizden bir dakika konuşun. diyorsunuz.
BAŞKAN
Sayın Kaplan, bir dakika yerinizden konuşunuz yoksa devam edeceğim
görüşmelerimize. Mikrofonunuz açıldı, lütfen
Lütfen, rica
ediyorum.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Yani, niye bunu bu şekilde yaptınız, onu
anlamış değilim.
BAŞKAN
Lütfen
VI.- AÇIKLAMALAR
(Devam)
4.- Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplanın, Giresun Milletvekili Nurettin Caniklinin AK
PARTİ grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Sayın Başkan, ilk günden bu
yaklaşımınızı nötr bulduğumu,
olumsuzladığımı söylemek istiyorum, doğru bir şey
değil, bir.
Bir dakikayla
sınırlama yaklaşımı da yanlış, çünkü tutuklu
milletvekilleri konusunu noktalayan ve bugün Mecliste olmasını
engelleyen iktidar partisidir, Meclis Başkanını da boşa
çıkarmıştır.
İki:
Eğer biz paketi müzakere edip konuşmuş olsaydık, böyle bir
boş paketin, eksik paketin çıkması yerine dolu dolu, demokrasi
dolu bir paketin çıkmasını sağlardık, öyle baraj
koymazdık milletin iradesinin önüne, bütün barajları
kaldırırdık, özgürlükleri getirirdik, eşitliği
getirirdik, adaleti getirirdik. Bu açıdan da
baktığımız zaman, bizimle ilgili konuşulduğu
zaman lütfen bizim de bu konuda dahlimizin ne kadar olup
olmadığını bilerek bunun açıklanmasını
Çünkü konuştuğunuz zaman bizim verdiğimiz 25 maddelik demokratikleşme
paketini de konuşmak zorundasınız. Bunun içinde seçim sistemi de
vardır, adalet vardır, uzun tutukluluk vardır,
milletvekillerinin durumu vardır, fikirleri nedeniyle cezaevinde 10 bin
tane tutuklu
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HASİP KAPLAN
(Şırnak)
olan insanımızın durumu vardır, bu
şekilde bilinmesini istiyorum.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Kaplan.
IX.- ÖNERİLER
(Devam)
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri (Devam)
3.- AK PARTİ
Grubunun, Genel Kurulun çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesine; 8
ve 22 Ekim 2013 Salı günkü birleşimlerinde bir saat sözlü
soruların görüşülmesini müteakip diğer denetim
konularının görüşülmeyerek gündemin Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmında yer alan işlerin görüşülmesine; 9, 23 ve 30 Ekim
2013 Çarşamba günkü birleşimlerinde sözlü soruların
görüşülmemesine ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN -
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu önerisi üzerinde aleyhte olmak üzere
ikinci söz, İzmir Milletvekili Oktay Vurala aittir.
Buyurun Sayın
Vural. (MHP sıralarından alkışlar)
OKTAY VURAL
(İzmir) Teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, çok değerli milletvekilleri; öncelikle tüm milletvekillerine
ve siyasi parti gruplarına bu yeni yasama yılında
çalışmalarında başarılar diliyorum.
Hem iktidar hem
muhalefet olarak biz de Anayasadan ve İç Tüzükten kaynaklanan
hakkımızı kullanacağız ve bizi buraya gönderen Türk
milletinin iradesi doğrultusunda milletvekilleri olarak, onların
vekilleri olarak görüş ve düşüncelerimizi
paylaşacağız. Bu bakımdan bugünkü ilk oturumda Meclisi
yöneten Sayın Meclis Başkan Vekiline de başarılar
diliyorum. Aslında kendileri AKP Grup Başkan Vekilliğinden
buraya geldiler. Dolayısıyla muhtemelen Grup Başkan Vekili
seviyesinden baktıkları hususlarla Meclis Başkan Vekili olarak
baktıkları hususlar arasında bir denge gözetme ihtiyacı
içerisinde olacaklarını umut ediyorum.
BAŞKAN Hiç
şüpheniz olmasın.
OKTAY VURAL
(Devamla) Oradaki koltuk farklı, buradaki koltuk farklı.
BAŞKAN Hiç
şüpheniz olmasın. Onun farkındayım Sayın Vural.
Buyurun.
OKTAY VURAL
(Devamla) Bu bakımdan bizi, evet, milletimiz buraya gönderdi, burada
sahip olduğumuz yetkileri Anayasa ve İç Tüzük çerçevesinde
kullanıyoruz. Dolayısıyla İç Tüzük çerçevesinde
kullandığımız hakların kısıtlanması
yönünde çoğunluk iradesinin alacağı birtakım kararlara
itirazlarımız aynı zamanda İç Tüzükten kaynaklanan
yetkilerimizi kullanma konusunda da muhalefet partilerinin ortaya
koyacağı tavırları Sayın Meclis Başkan Vekilim,
umarım, o kürsüden baktığınızda şu sağ
taraftaki muhalefet partilerinin duruşunu da gözlemlersiniz.
Ayrıca,
İç Tüzük 60a göre pek kısa sözle ilgili tutanakta yer alan
görüşlerinizi ben okudum tutanaklardan. Gündem dışı
konuşmalardan sonra gündem dışı konuşmalarla ilgili
vermeyeceğinizi ifade ediyorsunuz. Zannederim İç Tüzük çerçevesinde
bu 60a göre pek kısa söz talebine ilişkin, milletvekillerinin on
dakika münasebetiyle kendileri için önemli olan konuları dile getirmesi
zemininin muhafaza edilmesi gerekiyor çünkü bu zemin çok önemli. Daha önce grup
başkan vekilleri ile Sayın Meclis başkanının başkanlığında
yaptığımız toplantıda vardığımız
bir mutabakat vardı. Bu çerçevede, 10 sayın milletvekiline söz
vermeyle ilgili genel bir uygulama içerisinde olunmasının makul
olacağı belirtilmişti.
HASİP KAPLAN
(Hakkâri) Centilmenlik antlaşması o.
OKTAY VURAL
(Devamla) AKP Grubuna mensup bir sayın Meclis başkan vekili Bu pek
kısa söz taleplerini gündem dışılardan önce vermiyorum. demişti.
siz Gündem dışıdan sonra vermeyeceğiz. diyorsunuz ama bu
hakkı kısıtlama yönünde değil de genişletme yönünde ve
10 sayın milletvekilinin birer dakikayla söz talebini dikkate
almanızı istirham ediyorum Milliyetçi Hareket Partisi olarak.
Tabii, yerimden de
söz ettim, bugün Sayın Mehmet Haberalın yemin etmiş olması
önemli ama seçildiğinden bu yana da millet iradesini
kullanamamış olmasını da bir eksiklik olarak görmek
lazım. Çünkü, her milletvekilinin. temsil ettiği Türkiye'nin
milletvekili olarak söz hakkı vardır. Bugüne kadar bu sözün burada
olmamış olması eksiklikti ama her şeyden önce
tekrarlıyorum, bu kürsüden
Milletvekilleri Türkiye Büyük Millet
Meclisinin açıkçası birer mensubudur, üyesidir. Bu bakımdan,
burada eksik olan milletvekillerinin hepsinin ant içmeye davet edilmesi çok
önemli. Polonyanın işgali olduğu zaman Osmanlı, bu
işgali kabul etmemiş ve yüzelli yıl boyunca Polonya
Büyükelçisini hep huzura davet etmiştir. Polonya Büyükelçisini
bekliyorum. demişlerdir, Yok. demişlerdir. Onun için, bence Meclis
Başkanlığı her birleşimde yemin edecek
milletvekillerini sormalı, olmadıkları takdirde tekrar gündeme
devam etmelidir. Böyle bir irade ve manevi desteğin ortaya konulmasında
büyük fayda mülahaza ediyorum.
Bugün
Danışma Kurulu toplandı ama maalesef, ilk Danışma
Kurulu, yine grup önerileri geldi. Gönül isterdi ki bugünkü Danışma
Kurulu özellikle yine bir mutabakatla başlasaydı. Ben de bunu çok
önemsedim ama şunu ifade etmeliyim ki bugünkü Danışma Kuruluyla
ilgili, bugün görüştüğümüz AKP grup önerisi üzerinde bundan önce
bizimle bir irtibata geçilmediğini belirtmek isterim. Bununla ilgili bir
arayış olmadı, bir sorgu olmadı, bir talepte
bulunulmadı. O bakımdan, keşke şu kısa dönem
içerisinde birlikte bir Danışma Kurulu yapma iradesini ortaya
koysaydık çok iyi olurdu. Bu bakımdan bunu bir eksiklik olarak
görüyorum. Bir diyalog ve uzlaşma arayışının
çoğunluk iradesi tarafından gelmesi gerekiyor ama bu konuda böyle bir
talep en azından şahsıma gelmedi. Daha sonra ben Nurettin Beyi
aradım ve kendilerinden bu Danışma Kurulunun hangi anlamla,
hangi amaç için toplandığını ifade ettim. Doğrusu ben
de Danışma Kuruluna katılmadım, katılmayı da
uygun görmedim çünkü yine gruplar kendi önerilerini getirecekler.
Şimdi,
Danışma Kurulu getirdik. Sayın Başbakan pazartesi günü
demokrasiden bahsetti, bütün bunlarla ilgili gerçekten çoğulcu bir
yaklaşım falan ama şimdi, bu Danışma Kurulu önerisi.
Bakın, henüz daha Meclis gündeminde AK PARTİ, AKP Grubunun ne
getireceği belli değil.
Şimdi, varan
bir
Bakın, bu Danışma
Kurulunda yapılan iş şu: En önemli husus 8,22 Ekim Salı
günkü birleşimlerde bir saat sözlü soruların görüşülmesini
müteakiben diğer denetim konularının görüşülmemesi. Yani
şimdi, ne olduğunu bilmiyorsunuz, ne görüşeceğini bilmiyorsunuz.
Bırakın onu, İç Tüzüke göre, iki saatten az olmamak
kaydıyla sözlü soru hakkımız var bizim ama çoğunluk iradesi
bunu istediği zaman yok ediyor. Bakın, demokrasi
anlayışına bakın: Size söz hakkı yok ama çok
demokratız, sizin soru sorma hakkınız yok ama biz çok
demokratız. Yani böyle bir kılıf olabilir mi?
EMİN ÇINAR
(Kastamonu) İleri demokrasi!
OKTAY VURAL
(Devamla) 9,23,30 Ekim Çarşamba günkü birleşimlerde de sözlü
soruları sormayın. diyor. Ee, şimdi soruyorum ben size: Ben
sizi nasıl denetleyeceğim, nasıl sorgulayacağım? Böyle
bakıldığı zaman
Meclis Başkanının Meclisi
açarken yaptığı konuşma var, diyor ki: Bu dönemde 4.643
sözlü soru önergesi verilmiş, bunlardan 1.534ü
cevaplanmıştır. Yani daha 3.108 adet
cevaplandırılması gereken sözlü soru var, siz Sözlü
soruları görüşmeyelim. diyorsunuz. 29.137 yazılı önerge;
cevaplananı 7.633, yüzde 30u. Peki, millet adına soruyoruz ya, bizi
de millet getirdi. Ne yapacaklar beyefendiler? Oturacaklar cevap yazacaklar,
sadece bunu yapacaklar. Çok mu külfetli? Bürokrasinin milletvekilinin bir
sorusuna cevap yazması çok mu meşakkatli bir iş? Yani kadroya
mı ihtiyaçları var?
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) Verecek cevapları yok da ondan.
OKTAY VURAL (Devamla) Cevaplar da cevap değil.
Böyle, geldiğimiz bu noktada zaten siz muhalefetin sorgulama
imkânını ortadan kaldırıyorsunuz. Zaten Meclis
Başkanı diyor ki: Bu Mecliste denetim sadece yüzde 30
yapılıyor. Salı ve çarşamba günleri
Salı günü
denetim, bir saat sözlü soru, sonra denetim yok. Salı, çarşamba birer
saat sözlü soru
Olmaz, size fazla geliyor. Bu kadar demokratik de olunmaz ki!
Demokrasiden dolayı yani vallahi şaşkına döndük. Çok
demokratsınız vallahi, bravo size! İki saatlik sözlü sorumuzu
bir saate indiriyorsunuz, bir tam gün denetimi ortadan kaldırıyorsunuz,
sonra da demokrasi diyorsunuz. Yani böyle demokrasi olmaz, böyle
çoğulculuk olmaz. Biz soracağız, siz cevap vereceksiniz,
savunacaksınız elbette ama müsaade edin de millet adına
soralım. Sizin sorma imkânınız yok, sizin icraat yapma
imkânınız var. O bakımdan bu yaklaşım bizatihi
demokratikleşmenin nasıl sözde bir demokratikleşme olduğunu
gayet açık ve net ortaya çıkarıyor. Ben yaptım oldu, ne
verirsem o kadar, ne kadar ekmek o kadar köfte, bu kadar. İstediğim
zaman sizin sözünüzü keserim, sizi izlerim, dinlerim, fişlerim.
Şimdi, demokrasi paketi deniyor. E,
fişleme? E, Anayasaya getirdik. PTT verilerinin
paylaşılması için kanun çıkarttınız,
sağlık verilerinin paylaşılması için kanun
çıkarttınız. O bakımdan demokrasi paketi adı altında
ortaya konulan bu paket aslında demokratik bir yönetim zihniyetinin
çarpık olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle bu demokrasi paketi
içerisinde vatandaşlarımızı millî toplum
yapılarına bağlayacak ana dilde eğitim konusunda, toplumda
paralel millet oluşturacak girişimler karşısında bütün
milletvekillerini, namus ve şeref üzerinde ant içtikleri, Türk milleti
önünde ant içtikleri bu değere sahip çıkmaya davet ediyorum.
Sayın Başbakan 15 Ağustosta, Türkmenistan dönüşünde Ne
özel okulda ne resmî okullarda ana dilde eğitime izin veremeyiz. AKP Grubu
bölünmeye götürecek süreçlere izin vermeyecektir. demişti. 2010da da
söyledi, 2011de de söyledi. Bugün ne oldu da ana dilde eğitim adı
altında bu milletin dilini bölmeye, eğitim dilini, resmî dilini
bölmeye yönelik adımlar atılıyor?
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
OKTAY VURAL (Devamla)
- Bu vesileyle bu konudaki itirazlarımızı değerli
milletvekillerinin vicdanına havale ediyor, hepinize
saygılarımı arz ediyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Vural, teşekkür ederim.
Şimdi, Adalet
ve Kalkınma Partisinin grup önerisini oylarınıza
sunacağım.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun, nedir?
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkanım, izin verirseniz,
yerimden Sayın Vuralın açıkladığı bazı
konularla ilgili birkaç rakam vermek istiyorum. Bu Meclis, 22nci Dönemden
itibaren, önceki dönemlerle hiç kıyaslanamayacak şekilde, çok
yoğun bir denetim faaliyeti gerçekleştirmiştir.
Bakınız, bunlardan bir tanesi,
sadece sözlü sorularla ilgili rakamları sizlerle paylaşmak istiyorum.
BAŞKAN
Sayın Canikli, lütfen yerinize geçiniz, bir dakika süre vereceğim
size açıklamanız için.
Buyurun Sayın
Canikli.
VI.- AÇIKLAMALAR
(Devam)
5.- Giresun
Milletvekili Nurettin Caniklinin, İzmir Milletvekili Oktay Vuralın
AK PARTİ grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bizden önceki,
21inci Dönemde sorulan 1.980 adet sözlü sorunun sadece 467 tanesi
cevaplandırılmış. 20nci Dönemde toplam 1.261 sözlü sorunun
353 tanesi cevaplandırılmış. 22nci Dönemde 2.297 sorunun
981 tanesi yani önceki dönemlerin yaklaşık 2- 2,5; hatta 3 katı
oranında sözlü sorular AK PARTİ iktidarının ilk döneminde
cevaplandırılmış ve gerçekleştirilmiş. Keza
23üncü Dönemde toplam 2.355 sorunun 1.705 tanesi
cevaplandırılmış değerli arkadaşlar.
NECATİ
ÖZENSOY (Balıkesir) Sen son döneme bak, şimdiye bak.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Dolayısıyla ve aynı şey bütün
diğer denetim mekanizmaları, denetim araçları için geçerli.
Yine, çok uzatmadan, yazılı
sorular için bir rakam vermek istiyorum. 21inci Dönemde 8.240 yazılı
sorunun 6.697 tanesi cevaplandırılmış, 22nci Dönemde
toplam 22.627 yazılı soru sorulmuş ve bunun 14.385 tanesi
cevaplandırılmıştır. Yani önceki dönemde
yaklaşık 3 katı cevaplandırılmış.
Takdirinize sunuyorum.
OKTAY VURAL
(İzmir) Yani bu demokrasi fazla bile, öyle mi? Vay anasını!
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Canikli.
IX.- ÖNERİLER
(Devam)
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri (Devam)
3.- AK PARTİ
Grubunun, Genel Kurulun çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesine; 8
ve 22 Ekim 2013 Salı günkü birleşimlerinde bir saat sözlü
soruların görüşülmesini müteakip diğer denetim
konularının görüşülmeyerek gündemin Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmında yer alan işlerin görüşülmesine; 9, 23 ve 30 Ekim
2013 Çarşamba günkü birleşimlerinde sözlü soruların
görüşülmemesine ilişkin önerisi
(Devam)
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Karar yeter sayısı.
BAŞKAN
Şimdi Adalet ve Kalkınma Partisinin grup önerisini
oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı
arayacağım: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kâtip üyeler arasında bir
anlaşmazlık var, bu nedenle oylamayı elektronik oylama
cihazıyla yapacağım.
Oylama için iki
dakika süre vereceğim. Bu süre içinde sisteme giremeyen üyelerin teknik
personelden yardım istemelerini rica ediyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Karar yeter sayısı vardır, Adalet ve Kalkınma Partisi grup
önerisi kabul edilmiştir.
Birleşime on
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 18.11
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 18.26
BAŞKAN: Başkan Vekili
Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Muhammet Bilal
MACİT (İstanbul), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
----- 0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 2nci
Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Sayın Akif
Hamzaçebi, görmedim, özür dilerim.
Buyurun.
Bir dakika süre
veriyorum.
VI.- AÇIKLAMALAR(Devam)
6.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, Genel Kurul salonunda yenilenen ses
sistemine ilişkin açıklaması
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Yeni yasama
yılıyla birlikte Meclisin ses sisteminin yenilendiğini bugün hem
gördük hem tecrübe ettik. Ancak gördüğüm şu: Salonun, Genel Kurul
salonunun arka taraflarında ses gayet mükemmel olduğu hâlde, ön
taraflarda kürsüdeki hatibin konuşması yeteri açıklıkta,
berraklıkta hissedilmiyor.
Ayrıca,
kürsüde konuşan hatibin, konuşmasının ses seviyesini
ayarlamasında problem var. Konuşan kişi, sesinin Genel Kurul
salonuna nasıl yansıdığını oradan bilemiyor.
Dolayısıyla konuşmasının ses tonunu ayarlayabilme
olanağına sahip değil. Sistemde problem var. Mekanik bir ses
tonu yaratıyor ayrıca kürsüdeki sistem. Sanıyorum bunu kuranlar
yeteri kadar tecrübe etmediler diye düşünüyorum.
Benim gözlemimi
diğer arkadaşlar da eğer paylaşır ise, dikkatle
dinlerler ise doğru olduğunu onların da fark edeceğini
zannediyorum. Kürsüden, kürsüdeki konuşma Genel Kurul salonunun ön
sıralarında yeteri kadar hissedilmiyor Sayın Canikli. Arka
taraflarda, kontrol ettim, oralarda mükemmel, eskisine kıyasla arka
taraflar çok iyi olmuş ama ön taraflar daha kötü olmuş.
Dikkatinize
sunuyorum efendim.
Teşekkür
ederim
BAŞKAN Ben
teşekkür ederim.
İlgililer
herhâlde önerinizi dikkate alacaklardır.
Sayın
milletvekilleri, gündemin Sözlü Sorular kısmına geçiyoruz.
XI.- SÖZLÜ SORULAR
VE CEVAPLARI (X)
1.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru'nun, son
beş yılda ele geçirilen uyuşturucu miktarına ilişkin
İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/112) ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı
2.- İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in,
İstanbul'da bir kişinin elektrik direğindeki akıma
kapılarak yaşamını yitirmesine ilişkin sözlü soru
önergesi (6/2033) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
3.- İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in elektrik
dağıtım şirketlerinin sayaç değiştirme
işlemlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2066) ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı
4.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, bazı
illerimizde yaşanan elektrik kesintilerine ilişkin sözlü soru
önergesi (6/2078) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
5.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, Kars eski
süt fabrikası lojmanlarındaki eksikliklere ilişkin
Dışişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/2132) ve Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı
6.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, TPAO
Batman Bölge Müdürlüğündeki kiralık araçların toplam
maliyetlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2133) ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı
7- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu'nun, doğal gaz ve elektriğe
yapılan zamlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/2216) ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı
8.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu'nun, Kahramanmaraş'ın ilçelerinin doğal
gaz ihalesine çıkılacak ilçeler arasında yer almamasına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/2217) ve Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı
9.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, 2007-2012
yılları arasında Ankara'da doğal gaz
aboneliği sayısına, kullanım miktarı ile
aboneliklerini iptal ettiren kişi sayısına ilişkin sözlü
soru
önergesi (6/2224) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
10.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, 2007-2012
yılları arasında Ankara genelindeki
kaçak elektrik kullanım miktarı ile meydana gelen gelir kaybına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/2225)
ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı
11.- Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın,
2012 yılında ülkemizde akaryakıt ürünlerine yapılan
zamlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/2228) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı
12.- Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplan'ın, Türkiye'deki nükleer santrallere ilişkin sözlü soru
önergesi (6/2260) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
13.- Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplan'ın, Türkiye'deki HESTere ilişkin sözlü soru önergesi
(6/2261) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
14.- Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplan'ın, Türkiye'deki termik santrallere ilişkin sözlü soru
önergesi (6/2262) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
15.- Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplan'ın, Türkiye'deki fueloil, doğal gaz ve ham petrole
dayalı santrallere ilişkin sözlü soru önergesi (6/2263) ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
16.- Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplan'ın, Türkiye'deki yenilenebilir enerji kapasitesine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/2264) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
17.- Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplan'ın, Türkiye'de yapılan boru hatlarına ilişkin sözlü
soru
önergesi (6/2265) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
18.- Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın,
2012 yılı içinde akaryakıt, doğal gaz ve elektriğe
yapılan zamlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/2288) ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
19.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün,
Hakkari'ye bağlı ilçe ve köylerdeki elektrik
direklerinin yenilenmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2298) ve Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldız'ın cevabı
20.- Giresun Milletvekili Selahattin
Karaahmetoğlu'nun, Giresun'un Espiye ilçesindeki
yaylaların elektrik altyapı ihtiyacına ilişkin sözlü soru
önergesi. (6/2333) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı
21.- Giresun Milletvekili Selahattin
Karaahmetoğlu'nun, Giresun'un Yağlıdere ilçesindeki
yüksek gerilim hatlarının taşınması talebine
ilişkin sözlü soru önergesi. (6/2336) ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı
22.- Adana Milletvekili Ali Halaman'ın, 2003-2012
yılları arasındaki petrol kaçakçılığı
verilerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2350) ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı
23.- Antalya Milletvekili Gürkut Acar'ın, Antalya
ilinin Kaş ilçesine bağlı bir köyün elektrik
sorununa ilişkin sözlü soru önergesi (6/2366) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı
24.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, Batman'da
tüp dolum tesislerinin yerleşim alanları
içinde olduğu iddiasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2374) ve
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldız'ın cevabı
25.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, 2002-2012
yılları arasında Jeotermal kaynaklardan
faydalanma kapasitesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2393) ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldız'ın cevabı
26.- Antalya Milletvekili Arif Bulut'un, Zincirli HES
projesinin doğa sporlarına yapacağı
olumsuz etkilere ilişkin sözlü soru önergesi (6/2406) ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
27.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün,
yenilenebilir enerji kaynaklarının arttırılmasına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/2442) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı
28.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, 2002-2012
yıllarında kullanılan ve ithal edilen
doğal gaz miktarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2480) ve
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
29.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, 2007-2012
yılları arasında elektrik
faturalarından alınan TRT payına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/2481) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı
30.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, jeotermal
enerji üretimine ilişkin sözlü soru
önergesi (6/2516) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
31.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün,
yenilenebilir enerji kaynakları hakkındaki
çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/2517) ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı
32.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün,
doğal gaz boru hatlarının geçtiği illerde
oluşturduğu
risklere ve alınacak tedbirlere ilişkin sözlü soru önergesi (6/2534)
ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı
33.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın,
ülkemizdeki doğal gaz rezervlerine ve doğal gaz
ithaline ilişkin sözlü soru önergesi (6/2555) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı
34.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, 2007-2012
yılları arasında hidrokarbon arama
amaçlı yapılan sondajlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/2641)
ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldız'ın cevabı
35.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, Batman'da
elektrik şebekesinin yetersizliğinden
kaynaklanan sorunlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/2696) ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldız'ın cevabı
36.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, elektrik
faturalarında bazı bedellerin
gösterilmemesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2711) ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
37.- Adana Milletvekili Ali Halaman'ın,
akaryakıt kaçakçılığını önlemeye yönelik
çalışmalara
ilişkin sözlü soru önergesi (6/2725) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı
38.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, Kars,
İğdır ve Ağrı'da yaşanan elektrik kesintilerine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/2741) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı
39.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, Batman'da
yaşanan elektrik kesintilerine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/2744) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
40.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün,
Ardahan'da yaşanan elektrik kesintilerine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/2753) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
41.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, petrol
boru hattının geçtiği bölgelere ucuz doğalgaz
verilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2780) ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı
42.-Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, 2007-2012
yılları arasında meydana gelen
maden kazalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2784) ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
43.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, 2007-2012
yılları arasındaki kaçak elektrik
kullanımına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2785) ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı
44.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman'ın,
Van ve Dicle dağıtım bölgelerindeki kaçak
elektrik kullanımına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2857) ve
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
45.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman'ın,
Bakan Yardımcısına, görevlerine ve
çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2858) ve
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
46.- Adana Milletvekili Ali Halaman'ın, Adana'da
yürütülen projelere ilişkin sözlü soru
önergesi (6/2866) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
47.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu'nun, HES inşaatlarında yaşanan kazalara
ilişkin sözlü soru önergesi (6/2894) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı
48.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu'nun, jeotermal enerji kaynaklarına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/2895) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
49.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman'ın,
Bakanlıkça kiralanan araçlara ilişkin sözlü
soru önergesi (6/2912) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
50.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman'ın,
yurtdışı gezilerine ilişkin sözlü soru önergesi
(6/2913) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
51.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman'ın,
personelin Bakanlığa açtığı davalara ilişkin
Enerji ve sözlü soru önergesi (6/2914) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldız'ın
cevabı
52.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu'nun, 2012 yılında yapılan enerji
tasarrufuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/2961) ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı
53.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu'nun, güneş enerjisi alanında yapılan
çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/3020) ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı
54.- Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz'm, Yozgat'taki
maden yataklarına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/3078) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
55.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün,
ülkemizdeki bor rezervlerinin değerlendirilmesine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3083) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı
56.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün,
madencilik sektörüne ilişkin sözlü soru önergesi
(6/3084) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
57.-Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, Doğu
ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde afet
riski altındaki alanların dönüştürülmesi
çalışmaları kapsamında Bakanlığa ait ve
yıkılması gereken
binalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/3115) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı
58.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman'ın,
kömür ihtiyacına ve üretimine ilişkin sözlü
soru önergesi (6/3121) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
59.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman'ın,
doğal gaz ihtiyacına, üretimine ve ithalatına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3122) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı
60.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman'ın,
Bakanlık istisnai kadrolarına yapılan
atamalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/3123) ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı
61.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman'ın,
petrol ihtiyacına, üretimine ve ithalatına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3124) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı
62.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu'nun, kömür gazlaştırma tesislerine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/3188) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
63.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru'nun,
Tokat'ta MTA tarafından sürdürülen madencilik
faaliyetlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3201) ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
64.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, Kars'ta
doğal gaz kullanımının
yaygınlaştırılmasına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3208) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı
65.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman'ın,
2002 yılından itibaren gerçekleştirilen temsil
giderlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3218) ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı
66.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün,
madencilik alanındaki çalışma şartlarına ve maden
mühendislerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3326) ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
67.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün,
madencilik ve enerji üretimi alanındaki çalışmalara
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3327) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı
68.- Adana Milletvekili Ali Halaman'ın, Adana ili
ve ilçelerinde yürütülen kamu hizmetlerine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3360) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı
69.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, maden
ocaklarında iş güvenliğine ilişkin Enerji ve
sözlü soru önergesi (6/3388) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
70.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün,
Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/3454) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
71.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, 2007-2013
yılları arasındaki taş kömürü ve
linyit ithalatına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3472) ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
72.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru'nun,
doğal gaz satışlarında limit uygulanıp
uygulanmadığına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3568) ve
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
73.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün,
ısı yalıtımından kaynaklanan enerji
açığının
maliyetine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3589) ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı
74.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru'nun,
Tokat'taki doğal gaz çalışmalarına ilişkin sözlü
soru önergesi (6/3742) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
75.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, Kars'a
yönelik proje ve yatırımlara ilişkin sözlü
soru önergesi (6/3771) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
76.- Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın,
Bakanlık tarafından kiralanan araçlar ile diğer
taşınır
mallara ilişkin sözlü soru önergesi (6/3880) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı
77.- Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın,
Bakanlık tarafından kiralanan taşınmazlara ilişkin
sözlü soru önergesi (6/3910) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
78.- Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın,
elektrik faturalarına yansıtılan vergi ve katkı
paylarına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3911) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı
79.- Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın,
Bakanlık tarafından gerçekleştirilen taşınır mal
satışlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/4051) ve Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı
80.- Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın, Bakanlık
tarafından gerçekleştirilen taşınmaz
satışlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/4066) ve Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın
cevabı
81.-Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın,
Bakanlık kadrolarına ve personel durumuna ilişkin
sözlü soru önergesi (6/4135) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
82.- Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın,
Bakanlık personelinin görev yeri değişikliklerine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/4137) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldız'ın cevabı
83.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık'ın, 2002-2013 yılları
arasında Bakanlıkta hizmet alımı yoluyla veya
sözleşmeli olarak çalıştırılan personele ilişkin
sözlü soru önergesi (6/4160) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız'ın cevabı
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Sunuşlar bölümünde belirttiğim üzere, birlikte
cevaplandırmak istediği sözlü soru önergelerini
cevaplandırması için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın
Taner Yıldızı kürsüye davet ediyorum.
Buyurun Sayın
Bakan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Süreniz elli
dakikadır.
Sayın
Bakanın cevabından sonra istem hâlinde soru sahipleri yerinden
konuyla ilgili çok kısa bir açıklama isteyebilirler, süreleri de on
dakikadır.
Teşekkür
ederim.
Buyurun Sayın
Bakan.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; İçişleri
Bakanlığına ait (6/112) esas numaralı sözlü soru
önergesiyle Bakanlığımıza ait farklı numaralarda sözlü
soru önergelerini Hükûmetimiz adına cevaplandırmak için
huzurlarınızdayım. Hepinizi saygıyla ve hürmetle
selamlıyorum.
Öncelikle Tokat
Milletvekili Sayın Reşat Doğru tarafından Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına sunulan ve İçişleri
Bakanımız tarafından cevaplandırılması istenilen
sözlü soru önergesinin cevabı ile başlamak istiyorum. Ülkemizde son
beş yılda, 2008 ila 2012 yılları arasında yapılan
operasyonlar sonucu 49.058 kilogram eroin, 199.073 kilogram esrar, 1.438
kilogram kokain, 5 milyon 142 bin 629 adet ecstasy ve 7 milyon 782 bin 486 adet
de captagon hapı ele geçirilmiştir. Uyuşturucu madde
kaçakçılığı faaliyetlerinde bulunanlara karşı
mücadelemiz aralıksız sürecektir.
(6/2033) esas
numaralı, Celal Dinçer Milletvekilimizin sorusunda önergede yer alan
konulara ilişkin Anadolu Yakası Elektrik Dağıtım
Anonim Şirketinden bilgi talep edilmiş olup alınan bilgide
özetle, söz konusu aydınlatma direğine, bir defa ihbara istinaden,
bir iki defa da tarama kontrol çalışmaları sebebiyle olmak üzere
toplam üç defa müdahalede bulunulmuştur.
Bahse konu direkle ilgili çarpılma sonucunda felç kalan bir kişi
bulunmamaktadır. 23 Ekim 2011 tarihinde bir vatandaşın Direğe
cereyan geçiyor. ihbarı üzerine gerekli müdahale yapılarak da izole
edilmiştir.
(6/2066) esas
numaralı, Celal Dinçer Milletvekilimizin sorusu: Bilindiği üzere, 30
Mart 2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak
yürürlüğe giren 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununda
yer alan mezkûr hükümler gereği söz konusu sayaç
değişikliği sonucunda oluşan maliyet, kanunun
yürürlüğe girdiği tarihten itibaren artık ilgili elektrik
dağıtım şirketi tarafından
karşılanacaktır, vatandaşımıza bu manada herhangi
bir yük söz konusu değildir.
(6/2078) esas
numaralı, Ensar Öğüt Milletvekilimizin sorusuna istinaden:
Elektriğin kaliteli ve kesintisiz olarak da verilebilmesi amacıyla
yatırım programları kapsamında dağıtım ve
iletim hatlarıyla alakalı bakım onarım
çalışmaları ve yenileme çalışmaları
sürdürülmektedir. Aras Elektrik Dağıtım Anonim Şirketinin
de sorumluluğu sahasında bulunan Erzurum, Kars, Ardahan,
Iğdır, Ağrı ve Bayburt illerinde 2012 yılında
yaklaşık 52 milyon tutarında yatırım
geçekleştirilmiştir, 2013 yılında ise 58 milyon TL
civarında yatırım gerçekleştirilmektedir.
(6/2132) esas
numaralı, Ensar Öğüt Milletvekilimizin sorusu: Aras Elektrik
Dağıtım Şirketiyle alakalı sorumluluk alanı
içerisinde bulunan il özel idaresine ait eski süt fabrikası
lojmanları kamu binası niteliğinde olup aboneleri tahliye
olmuştur ve yönetmelikle alakalı yerine getirilmesi gereken bütün konular
da yerine getirilmiştir.
(6/2133) esas numaralı,
Ensar Öğüt Milletvekilimizin sorusu: Malumları olduğu üzere, TPO
Batman Bölge Müdürlüğünce Batman, Siirt, Mardin, Diyarbakır ve
Şırnak illerindeki petrol üretim sahalarıyla birlikte
Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu Bölgesi başta olmak üzere,
Türkiye'nin her tarafında ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde
yirmi dört saat çalışma esasına göre sondaj ve arama
faaliyetleri sürdürülmektedir. Batman Bölge Müdürlüğünce kiralanan toplam
215 adet sürücülü ve sürücüsüz araçların yakıt giderleri toplam 5,7
milyon TL civarındadır.
(6/2216) esas
numaralı, Mesut Dedeoğlu Milletvekilimizin sorduğu soruyla
ilgili olarak da: Ülkemizde, 2002 yılında 200 kilovatsaatlik elektrik
tüketim bedelinin asgari ücret içerisindeki payı yüzde 20,2lerdeyken 2013
yılında bu değer yüzde 9,1lere düşmüştür.
Ülkemizde, 2002
yıllarında 125 metreküplük doğal gaz tüketim bedelinin asgari
ücret içerisindeki payı yüzde 32lerdeyken bu değer yüzde 16,5lara
düşmüştür.
2002
yılından itibaren vatandaşımızın geliri
içerisindeki enerji faturası olarak ödediği miktar önemli ölçüde
azalmıştır ve şunu da belirtmek isterim ki: Avrupa
Birliği üyesi ülkeler arasında doğal gazı en ucuz alan ülke olmamamıza
rağmen, doğal gazı en ucuz satan ülkeyiz ve elektrikte de
aynı şekilde derece yapmaktayız.
(6/2217) esas
numaralı, Mesut Dedeoğlu Milletvekilimizin sorusu: BOTAŞ
tarafından doğal gazın ülke genelinde
kullanımının sağlanması kapsamında,
Kahramanmaraş ilimize doğal gaz arzı sağlayan
Malatya-Gaziantep Doğal Gaz Boru Hattının - ilgili tarih ve sayılarında
- gaz arzı sağlayan Malatya-Kahramanmaraş-Gaziantep Doğal
Gaz Dağıtım Hattı Projesi 21 Ağustos 2006 tarihinde
tamamlanmıştır ve Afşin-Elbistan Doğal Gaz Boru Hattıyla
alakalı da 2014 yılında mühendislik
çalışmalarının tamamlanmasını müteakip ihaleye
çıkılacaktır. Kahramanmaraş Türkoğlu,
Kılılı, Kavlaklı ve Karacasu bölgeleriyle ilgili
oluşan dağıtım bölgesinde de Kahramanmaraş Doğal
Gaz Dağıtım Lisansı ihalesi kapsamında
gerçekleştirilmektedir.
(6/2224) esas
numaralı, Profesör Doktor Özcan Yeniçeri Milletvekilimizin sorduğu
soruyla alakalı olarak da: Ankara genelinde doğal gaz aboneliği
olan konut sayısı 2007 yılında 977.254 ve 2012
yılında ise 1 milyon 343 bin 094tür.
2007 ile 2012
yılları arasında Ankara genelinde doğal gaz tüketim
miktarı toplam 4 milyar metreküp civarındadır ve Ankara
genelinde 194.719 abone doğal gaz aboneliğini bu süre içerisinde
iptal ettirmiştir.
(6/2225) esas
numaralı, yine Özcan Yeniçeri Milletvekilimizin bahsettiği soruyla
alakalı olarak da: Başkent Elektrik Dağıtım Anonim
Şirketinin kayıp kaçak oranı 2012 yıllarındayken yüzde
8,67 olup kaçak enerji miktarı 1,2 milyon kilovatsaat
civarındadır. 2007 yılında, bu oran yüzde 8,63ler
civarındaydı. Dolayısıyla, mevcut mevzuata göre, 2012
yılı için EPDK tarafından verilen yüzde 8,07lik hedef
doğrultusunda 0,60lık farkı da üstlenmişlerdir.
(6/2228) esas
numaralı, Sayın Alim Işık Milletvekilimizin sorduğu
soruyla alakalı olarak da: Bilindiği üzere, Petrol Piyasası
Kanununa göre petrol fiyatları 1/1/2005ten itibaren, en yakın,
erişilebilir dünya serbest piyasa oluşumu da dikkate alınarak
serbest piyasa koşullarında oluşturulmaktadır ve ÖTVyle,
KDVyle alakalı bütün rakamlar da bununla alakalı fiyat düzenlemesine
tabidir. Tüm ürünlerin fiyatı ham petrol fiyatlarındaki değişimden
etkilenmekle beraber, her bir ürünün fiyat teşekkülü arz talep
mekanizmasına göre de ayrı ayrı oluşmuştur ve döviz
fiyatlarıyla mütenasiptir. Tabii ki 1/7/2013 tarihine kadar, serbest
piyasada kurşunsuz 95 oktan benzinde 151 defa fiyat artışı
ve 123 defa da fiyat indirimi olmuştur. Ayrıca, 95 oktan
kurşunsuz benzinde vergi oranı yüzde 60larda, motorinde vergi
oranı yüzde 53lerdedir. ve 2005 yılında yüzde 75lerde olan bu
vergi oranı yüzde 60lara kadar da çekilmiştir.
(6/2260) esas
numaralı, Hasip Kaplan Milletvekilimizin bahsettiği soruyla
alakalı olarak da: Nükleer enerjideki kararlılık devam
etmektedir ve kaynak çeşitlendirmesiyle alakalı, nükleer güç
santralleriyle alakalı IGAlar yapılmıştır ve 2 adet
nükleer güç santralinin işletmeye alınması ve 1 adet nükleer güç
santralinin inşasına başlanması 2023 yılına kadar
da hedeflenmiştir. Bununla alakalı gerek Rusya gerekse Japonyayla
yaptığımız anlaşmalar da kamuoyuyla paylaşılmıştır.
(6/2261) esas
numaralı, Sayın Hasip Kaplan Milletvekilimizin sorduğu soruyla
alakalı olarak da: HESlerle alakalı konu; 2012 yılı sonu
itibarıyla 31.073 megavat kurulu güce sahip; olan toplam 915 tane
tamamlanan ve inşası devam eden HES vardır ve yatırım
bedeli 51 milyar TL civarındadır. 2013 yılı Ağustos
ayı itibarıyla, 1.342 megavat kurulu güce sahip 20 adet HES,
başvuru aşamasındadır.
Yine, (6/2262)
esas numaralı, Hasip Kaplan Milletvekilimizin sorduğu soruyla
alakalı olarak da: Yine termik santrallerde, 2012 yılı sonu
itibarıyla 54.416 megavat kurulu güçte, toplam 448 adet yapımı
tamamlanan ve inşası devam eden ve 60 milyar TL civarında
yatırım tutarı olan termik santraller yapılmıştır
ve 2013 yılı Ağustos ayı itibarıyla, 20.600 megavat
güçteki toplam 26 adet termik santral başvuru
aşamasındadır.
Yine, (6/2263)
esas numaralı soru önergesinde Hasip Kaplan Milletvekilimiz Fuel oil,
doğal gaz ve ham petrolle alakalı dağılım nasıldır?
diye sormuşlardı. 145 adet üretim lisansı sahibi, 221 adet
otoprodüktör lisansı sahibi olmak üzere, toplam 366 tane lisans sahibi
vardır ve ham petrolle alakalı herhangi bir başvuru yoktur. Bunun
sadece 12 tanesi yine fuel oille alakalı - 240 megavattır -
diğerlerinin hepsi de doğal gaz santralleridir.
(6/2264) esas
numaralı, Sayın Hasip Kaplan Milletvekilinin sorduğu soruyla
alakalı olarak: Yenilenebilir enerji kaynaklarıyla alakalı
Şu
anda 24.185 megavat düzeyine ulaşmış olan toplam kurulu gücümüzün
yüzde 35ler seviyesinde bulunan kısmı yenilenebilir enerji
kaynaklarına dayanmaktadır. Bu kapasitenin 15.554 megavatlık
kısmını hidrolik barajlı santraller, 5.578 megavatlık
kısmını da hidrolik akarsu santralleri, 2.604 megavatlık
kısmını da rüzgâr santralleri, 239 megavatlık
kısmını da jeotermal santralleri ve 210 megavatlık
kısmını da katı atık santralleri
oluşturmaktadır. Bunlarla alakalı fiyatlama mekanizmaları
yine kamuoyuyla paylaşılmıştır.
(6/2265) esas
numaralı, Hasip Kaplan Milletvekilinin sorduğu, yine boru
hatlarıyla alakalı soruda ise:, Irak-Türkiye Ham Petrol Boru Hattının
taşıma kapasitesi 70 milyon tonlar civarında, Bakü-Tiflis-Ceyhan
Ham Petrol Boru Hattı 1,2 milyon variller civarındadır,
Samsun-Ceyhan ham petrol boru hattı ise tasarı
aşamasındadır. Tabii ki Bakü-Tiflis-Erzurum Doğal Gaz Boru Hattı
Türkiye'nin önemli boru hatlarından bir tanesidir ve doğal gaz
tedarikini sağlamaktadır. Türkiye-Yunanistan Doğal Gaz Boru Hattı
da aynı şekilde
TANAP Projesi, bildiğiniz gibi, yine,
32 milyar metreküp kapasiteye sahip ve 2 bin kilometre civarında bir boru
hattı olacaktır ve 6 milyar metreküp civarında Türkiye bu boru
hattından doğal gaz tedarik edecektir.
Nabucco-Westle
alakalı da: TANAPın devamı olarak o boru hattı da şu
anda askıya alınmıştır ve yönetimi devam etmektedir.
(6/2288) esas
numaralı, Sayın Alim Işık Milletvekilinin sorduğu
soruyla alakalı olarak da: Doğal gaz perakende satış
fiyatı, sistem kullanım bedeli ve birim gaz alım fiyatı
bileşenlerinden oluşmaktadır. Bu bileşenlerden birim gaz
alım fiyatı, toptan satış şirketlerinin
dağıtım şirketlerine uyguladıkları toptan
satış fiyatıdır ve BOTAŞın veya diğer
toptan satış şirketlerinden alınan gazın üzerine,
dağıtım şirketlerince alınan sistem kullanım
bedeline ÖTV ilavesi ve KDV uygulanmasıyla ortaya çıkmaktadır.
Bilindiği üzere, doğal gaz ithal bir enerji kaynağı olup
yapılan uluslararası anlaşmalar çerçevesinde de bunlar temin
edilmektedir.
(6/2298) esas
numaralı, Sayın Ensar Öğüt Milletvekilinin sorduğu soruyla
alakalı olarak da: Önergede yer alan konulara ilişkin Vangölü
Elektrik Dağıtım Anonim Şirketinden bilgi talep
edilmiş olup özetle; söz konusu bölgede Genel Aydınlatma
Yönetmeliğine göre aydınlatma devrelerinin tesisi
tamamlanmıştır ancak buna rağmen eksikler
bulunmaktadır ve aydınlatma devreleriyle alakalı da
tesisatın bitirilmesi için yıllara sari işler
yapılacaktır.
Sayın
Selahattin Karaahmetoğlunun (6/2333) esas numaralı sorusuyla
alakalı olarak da: Önergede yer alan konulara ilişkin Çoruh Elektrik
Dağıtım Anonim Şirketinden bilgi talep edilmiş olup
özetle; Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin
5inci maddesinde belirtilen abonelik şartlarının yerine
getirilmesi durumunda bahse konu bölgeye de enerji verilecektir. denmektedir.
Yine (6/2336) esas
numaralı, Selahattin Karaahmetoğlu Milletvekilinin sorduğu
soruyla alakalı olarak da: Yüksek gerilim hatlarının
taşınması talebiyle alakalı, 3x477 MCM Enerji Nakil
Hattının Yağlıdere Trafo Merkez ve Akköy-Espiye HES
arasındaki hattıyla alakalıdır ve bu hat Elektrik Kuvvetli
Akım Tesisleri Yönetmeliğinde öngörülen yaklaşım mesafelerine
uygun olarak projelendirilmiştir ve bu proje doğrultusunda tesis
çalışmaları devam etmektedir.
(6/2350) esas
numaralı ve (6/2725) esas numaralı, Ali Halaman Milletvekilinin
sordukları sorularla alakalı olarak da: 2003 ve 2012
yılları arasında, toplam 492 milyon 787 bin 403 TL değerinde, 206 milyon 299 bin
Tabii ki 2012
yılında ülkemiz genelinde 53.180 ton ve Adanada 640 ton
akaryakıt ve akaryakıt türevi ürün ele geçirilmiştir.
Kaçakçılık yapan şahıslar adli mercilere de intikal
ettirilmiştir.
Son dört
yıldan bu yana, kaçakçılık davalarından 98 dava mahkûmiyet
kararıyla kesinleşmiştir.
(6/2366) esas
numaralı, Gürkut Acar Milletvekilinin sorduğu soruyla alakalı
olarak da: Akdeniz Elektrik Dağıtım Şirketinden alınan
bilgiyle, Kaş ilçesi Kemer köyü Karamık mevkisinde bulunan
vatandaşların taleplerinin karşılanmasına yönelik,
ilave 160 kilovatlık trafo ve dağıtım tesisi 2013
yılı yatırım planı içerisinde tamamlanacaktır. TEİAŞ
tarafından alınan, bölgeye
(6/2374) esas
numaralı, Ensar Öğüt Milletvekilinin sorduğu soruyla
alakalı olarak da: 5307 sayılı
Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG)
Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanunuyla yapılan
değişiklikle beraber, iş yeri açma ve çalışma
ruhsatını da düzenleyecek olan makamlarca gerçekleştirilecek
olan bir konu burada söz konusudur. EPDKdan lisans almış gerçek veya
tüzel kişilere ait bir tesisin insan sağlığına veya
çevre güvenliğine yönelik bir tehdit oluşturduğu
değerlendiriliyorsa, bu hususun tabii ki öncelikle söz konusu tesise
ruhsat düzenleyen makama bildirilmesi gerekmektedir ve EPDK bu işlemleri
takip edecektir.
(6/2393),
(6/2516), (6/2517) esas numaralarıyla Ensar Öğüt Milletvekilinin ve
(6/2895) esas numarasıyla da Mesut Dedeoğlu Milletvekilinin
sorduğu sorularla alakalı olarak da: Tabii ki jeotermal enerjiden
elektrik üretimine uygun sıcaklığı içeren on iki saha
mevcut iken sadece tek saha, Denizli Kızıldere 15 megavat kurulu güç
kapasiteli elektrik üretmekteydi ve biz bunun pazar günü
açılışını yaptık. 80 megavatlık bir üretim
kısmına da bunu özel sektör taşımış oldu.
Çok farklı
sıcaklıklar var, 183 derece, 287 derece, farklı bölgelerde.
Bunların dökümlerini de İnternetten rahatlıkla alabiliriz.
19 sahada, 2.924
dönüm alanda jeotermalden sera ısıtmacılığı
yapılmaktadır. Yine, MTA tarafından yapılan
çalışmalar sonucunda ülkemizin de görünür ısı kapasitesi 3
bin megavat termal iken bu, 4.813 megavat termallere iletilmiştir,
ulaşmıştır.
81 ilde 225 adet
jeotermal saha keşfedilmiştir. Bunlarla alakalı da işlemler
devam etmektedir.
(6/2406) esas
numaralı, Arif Bulut Milletvekilinin bahse konu sorusu Zincirli HES Projesiyle
alakalı, Antalya ili Serik ilçesi sınırları içerisinde ve
Köprüçay üzerinde bulunan Zincirli Regülatörü ve Zincirli Santrali
binasıdır ve bununla alakalı da Zindan Boğazından
çıkan Ayvalı Çayı ve Karacahisar Deresiyle beraber bu derelerin
birleşmesinden meydana gelmektedir. ÇED olumlu kararı
alınmıştır ve bununla alakalı da işlemler devam
etmektedir.
(6/2442) esas
numaralı, Ensar Öğüt Milletvekilimizin bahse konu olan 5627
sayılı Enerji Verimliliği Kanunuyla alakalı soruları Tarife
desteği, alım yükümlülüğü, bağlantı önceliği,
düşük lisans ücreti ve lisans muafiyeti, yer tahsisi gibi teşvik
mekanizmalarıyla ilgili yatırımların hızlanması
sağlanmıştır.
Yapılan
düzenlemeler ile rüzgâr ve hidroelektrik enerji için 7,3 ABD doları - farklı
farklı fiyatlarla - uygulanmaktadır. Güneş ve biyokütle için
13,3 ABD doları sent/kilovatsaat olarak desteklenmektedir. Yerli
santrallerden yapılması hâlinde, bu rakamların 0,4 ila 3,5
sentler civarında kilovatsaat başına daha da
arttığını tabii ki bilmekteyiz. On yıl boyunca
eğer bunlardan üretilecek enerji özel sektör tarafından veya piyasa
tarafından alınmıyorsa veya satmak istiyorlarsa kamu
bunları garanti etmektedir.
(6/2480) esas
numaralı, Özcan Yeniçeri Milletvekilinin bahsettiği ve (6/2555) esas
numarasıyla Mahmut Tanal Milletvekilinin bahsettiği sorularla
alakalı olarak da: Ülkemizde, 2002 yılında 17,1 milyar metreküp
ve en son geldiğimiz 2012 yılı itibarıyla da 45,5 milyar
metreküp doğal gaz tüketilmiştir. Yıllara sari bunlar
artmaktadır ve bunlar Rusya, Azerbaycan, İran, Cezayir ve Nijeryadan
tedarik edilmektedir. Uzun dönemli kontratlar ve spot anlaşmalar da
vardır ve doğal gaz satım anlaşmaları yirmi, yirmi
beş yıllık kontratlarla beraber yapılmaktadır.
Özcan Yeniçeri
Milletvekilinin (6/2481) esas numarasıyla sorduğu soru ise: Elektrik
faturalarındaki TRT paylarıyla alakalı konu; yine yüzde 2ler
civarındadır ve bunların ayrı bir fondan fonlanması
hâlinde bunları da kaldıracağımızı bildiriyoruz.
(6/2534) esas
numaralı soru önergesiyle Ensar Öğüt Milletvekilinin bahsettiği
Doğal gaz boru hattı projelerinin - mühendislik
çalışmaları aşamasında - geçtiği illerde
oluşturduğu riskler var mıdır, bununla alakalı
tedbirler alınmakta mıdır?sorusu: Tabii ki bu tedbirler
alınmakta. Bir projede 19 tane ilden de bu boru hattı geçmektedir.
(6/2641) esas
numaralı, Özcan Yeniçeri Milletvekilimizin bahsettiği soruyla
alakalı olarak da: Yine, 2007 ile 2012 yılları arasındaki
hidrokarbon arama amacıyla sondaj sayısı 936 adettir. Bu
kuyuların 321 adedi petrollü, 213 adedi gazlı ve 6 adedi petrol ve
gazlı olarak da tamamlanmıştır. 2,3 milyar dolarlık da
arama faaliyetleriyle alakalı sondaja bir fon
ayrılmıştır.
(6/2696) esas
numaralı, Sayın Ensar Ögütün sorduğu soruyla alakalı
olarak da: Konulara ilişkin Dicle Elektrik Dağıtım Anonim
Şirketinden alınan cevapta: Batman İl Müdürlüğünün enerji
aldığı trafo merkezlerinin kurulu gücü 475 MVA, İl
Müdürlüğünün fiilî gücü de 285 MVA ve doluluk oranı da yüzde
62lerdedir. denmektedir. Bu manada, herhangi bir trafo konusunda
sıkıntı yoktur.
(6/2711) esas
numaralı soru önergesiyle Özcan Yeniçeri Milletvekilimizin
bahsettiği, elektrik faturalarındaki bedellerin gösterilmesiyle
alakalı konular da: Türkiyede, toplam elektrik abone sayısı 34
milyon 135 bin 263 olup 28 milyon 143 bin 047si mesken, 4,2 milyonu
ticarethane ve 195 bini de sanayi abonesi şeklindedir yaklaşık
olarak. Bunlarla alakalı perakende satış hizmet bedeli
yaklaşık 500 milyon TL civarında ve 2012 yılında
perakende satış lisansına sahip 21 elektrik
dağıtım şirketi tarafından abonelere
yansıtılan perakende satış hizmeti sayaç okuma bedeli de
180 milyon TL civarındadır. Kaçak ve kayıt dışı
elektrik kullanımının önlenmesi amacıyla bütün
dağıtım şirketlerinde yapılan çalışmalar
aynen buradaki dağıtım şirketinde de geçerlidir.
(6/2741) esas
numaralı soru önergesiyle Ensar Öğüt Milletvekilinin bahsettiği
Kars, Iğdır ve Ağrıda yaşanan elektrik kesintileriyle
alakalı yatırımlar: 46 tane projeyle beraber, yaklaşık
10 milyon TLlik bir yatırım gerçekleştirildi 2012
yılında ve yine 5,5 milyon TL civarında da 2013
yılında yatırımlar devam etmektedir.
(6/2744) esas
numarasıyla, Ensar Öğüt Milletvekilinin bahsettiği, yine
Batmanda yaşanan elektrik kesintileriyle alakalı. Biraz önce
bahsettiğim gibi, kurulu güçler ve doluluk oranlarıyla beraber,
ihtiyaç duyulması hâlinde yeni yatırımlar da
yapılacaktır. Kesintilerle alakalı, işletmeler konusunda
daha da dikkatli davranılacaktır.
(6/2753) esas
numarasıyla, Ensar Öğüt Milletvekilimizin bahsettiği, Ardahanda
yaşanan elektrik kesintisiyle alakalı: 25 MVAlık güç trafosu
bulunmaktadır -Ardahan Trafo Merkezinde 2 adet- ve puant saatte çekilen
elektrik 19 megavattır. Kurulu güç, normal çekilenden çok daha
fazladır. Kurulu güçle alakalı değil, işletmeyle alakalı
sıkıntıların da zamanla giderildiği bahistir.
(6/2780) esas
numarasıyla, Ensar Öğüt Milletvekilimizin bahsettiği, petrol
boru hattının geçtiği bölgelere ucuz doğal gaz verilmesine
ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır, böyle bir uygulama da
yoktur.
(6/2784) esas
numarasıyla, Özcan Yeniçeri Milletvekilinin bahsettiği
çalışma ortamlarındaki riskin en aza indirilmesiyle alakalı,
özellikle madencilikte: İş Kanunu, İş
Sağlığı ve Güvenliği Kanunuyla alakalı mevzuatta
düzenlemeler Çalışma Bakanlığıyla beraber
yapılmaktadır. Bunlarla alakalı da azami dikkatimiz devam
etmektedir.
(6/2785) esas
numarasıyla, Özcan Yeniçeri Milletvekilinin bahsettiği, 2007 ila 2012
yılları arasındaki kaçak elektrik kullanımına
ilişkin soruları biraz önce de cevaplamıştık ama 2
tane rakam daha vereyim: 2007 yılında 22 milyar 124 milyon 650 bin
kilovat saat ve 2012 yılında da 29 milyar 777 milyon 915 bin kilovat
saat olarak da gerçekleşmiştir. Bunlara ulusal tarife uygulanmakta ve
kayıp kaçak bedellerine ilişkin de beyan edilmeyen gelir
bulunmamaktadır.
(6/2857) esas
numarasıyla, İsmet Büyükataman Milletvekilinin bahsettiği, Van
ve Dicle dağıtım bölgeleriyle alakalı sorular vardır.
Tabii ki burada da 2 milyar 43 milyon kilovatsaat ve Dicle elektrikte de 13
milyar 676 milyon kilovatsaatlik bir miktar söz konusu edilmektedir.
(6/2858) esas
numaralı soru önergesinde İsmet Büyükataman Milletvekilinin bahsettiği
konu da bakan yardımcısının görevlerine ve
çalışmalarına ilişkin, yine, malum, 3046 sayılı
Bakanlıkların Kuruluş ve Görev Esasları Hakkında Kanunun 21/A maddesiyle belirlenmiştir
ve bu çerçevede görev yapmaktadırlar.
(6/2866) ve (6/3360) esas numaralı soru
önergelerinde Ali Halaman Milletvekilin bahsettiği konularla alakalı
olarak da: Bağlı ve ilgili kuruluşlarımız ile elektrik
ve doğal gaz sektöründe faaliyet gösteren dağıtım
şirketleri tarafından Adana ili ve çevresindeki onlarca proje
dâhilînde yatırımlar gerçekleştirilmiştir. Madencilik
alanında ve diğer sektörlerdeki yatırımlar devam
etmektedir. Elektrik sektöründe yaklaşık 32 milyon TL
civarındaki yatırım 2012 yılı içerisinde
gerçekleşmiştir.
(6/2894) esas
numaralı soru önergesi Mesut Dedeoğlu Milletvekilimizin bahsettiği
HES inşaatlarıyla alakalı yaşanan kazalarla ilgili: 2012
yılı sonu itibarıyla 531 tane HES inşaatı devam
etmektedir.
Çalışma
ortamlarında riskin en aza indirgenmesi amacıyla da 4857
sayılı İş Kanunu, 6331 sayılı İş
Sağlığı ve Güvenliği Kanunuyla ve diğer ikincil
mevzuatlarla alakalı düzenlemelerle önlemler alınmıştır.
Bununla birlikte, kazaya neden olan sebeplerin belirlenmesiyle alakalı da
dikkatli bir denetim devam etmektedir.
(6/2912) esas
numaralı soru önergesi İsmet Büyükataman Milletvekilinin
bahsettiği Bakanlık tarafından kiralanan araçlarla alakalı.
Bu araçlar aylık birim fiyat üzerinden yıllık olarak
kiralanmakta ve toplam 4 adet araç kiralanmıştır. 4 adet hizmet
aracı için aylık sabit 6 bin TL ödeme yapılmaktadır.
Araç kiralama
hizmet alımı ihalesine ait sözleşme bedelleri 2011 yılı
için 74 bin TL, 2012 yılı için
de 71.508 TL civarındadır.
(6/2913) esas
numaralı soru önergesinde İsmet Büyükataman Milletvekilinin
sorduğu soruyla alakalı olarak da: Bakanlığımız,
yurt dışı seyahatlerle alakalı olarak çok fazla teşrikimesai
olan bir bakanlıktır; 1.254 yurt dışı geçici
görevlendirme gerçekleşmiştir ve bunlara 8 TBMM üyesi refakat
etmiştir. Bunlarla alakalı da bütçeler bizim yatırım
planlarında bulunmaktadır.
(6/2914) esas
numaralı soru önergesinde İsmet
Büyükataman Milletvekilinin bahsettiği, personelin bakanlığa
açtığı davalarla alakalı: 352 adet personel dava
açmıştır ve bu davalarda 195 dosya lehimize, 98 dosya da
aleyhimize sonuçlanmıştır. Davalar tabii ki
karşılıklıdır ve bununla alakalı 59 dosya da
derdesttir.
(6/2961) esas
numaralı soru önergesinde Mesut Dedeoğlu Milletvekilinin
bahsettiği, enerji tasarruflarıyla alakalı yapılan
çalışmalardır. Farklı sektörlerde, cam, kâğıt,
tekstil, kimya, demir, çelik, çimento gibi sektörlerde, sanayide ve bir çok
meskenlerde, tarımsal sulamalarda da enerji tasarrufuyla alakalı çok
ciddi bir hedef ortaya konmuştur; yüzde 20 oranında
azaltılması hedeflenmektedir.
(6/3020) esas
numaralı soru önergesinde Mesut Dedeoğlu Milletvekilinin
bahsettiği güneş enerjisiyle alakalı çalışmalar da:
600 megavatlık biliyorsunuz- güneş enerjisine dayalı elektrik
üretim santralleri için başvurular EPDK tarafından
alınmıştır ve söz konusu yönetmeliğin yayımlanmasıyla
beraber
2014 yılında bunlar yayımlanacaktır.
(6/3078) esas
numaralı soru önergesinde Sadir Durmaz Milletvekilinin bahsettiği
Yozgattaki maden yataklarına ilişkin sorular da: Malum, bakır,
kurşun, Akdağmadeninde; çimento ham maddeleri Sarayköy
sahasında; demir, feldspat, florit, grafit, kaya tuzu,
kireçtaşı, kuvarsit, manganez ve tuğla, kiremit, uranyum da
Yozgatın farklı yerlerinde bulunmaktadır.
Bununla beraber,
Yozgat Sorgundaki kömür sahaları önemli bir miktardadır ve 5 bin
kilokalori civarında - 13 milyon 206 bin ton civarında - Küçükköhne
sahasında ısıl değeri orijinal kömür ortalama
değerleriyle beraber 2.500 kilokaloriler civarındadır.
(6/3083) esas
numaralı soru önergesinde Ensar Öğüt Milletvekilimizin
bahsettiği bor rezervleriyle alakalı konular: Tabii ki Türkiye
dünyanın en büyük bor rezervine sahip bir ülkedir. AR-GE
çalışmaları soncunda bor oksit, kalsine tinkal, zirai bor, çinko
borat ve susuz boraks ürünleri geliştirilmiş, yatırım ve
üretimle alakalı çalışmalar, 12 adet projenin
araştırma, laboratuvar ve/veya pilot test
çalışmalarıyla devam etmektedir. Tabii ki bununla alakalı
yapılacak çok iş vardır. Emet Çok Amaçlı Borik Asit
Tesisinin yapımına devam edilmekte ve 2013 yılında da inşallah
tamamlanması hedeflenmektedir.
(6/3084) esas
numaralı soru önergesinde Ensar Öğüt Milletvekilinin bahsettiği
madencilik sektörüne
ait soruyla ilgili: Tabii ki 91 jeoloji mühendisi, 84 maden mühendisi, 83 mali
uzman, 9 harita mühendisi, 14 harita teknikeri, 7 jeofizik mühendisi, 6 çevre
mühendisi, 2 kimya mühendisi, 1 makine mühendisi, 58 tekniker olmak üzere
toplam 339 personel görevlendirilmektedir. Tabii ki TKİ ve MTA genel
müdürlüklerinden gerektiğinde teknik eleman görevlendirilmektedir.
Teşvik
edilmeyecek yatırım konuları ile ilgili aranan
şartları sağlayamayan yatırım konuları hariç,
4üncü maddede belirtilen asgari sabit yatırım tutarı ve asgari
yatırım kapasitesi 1inci ve 2nci bölgelerde 1 milyon Türk
lirası, 3üncü ve 4üncü bölgelerde de 500 bin Türk lirası
tutarında olanlar için vergi indirimi, sigorta primi işveren hissesi
desteği ve yatırım yeri tahsisi öngörülmüştür.
(6/3115)
esas numaralı soru önergesinde Ensar Öğüt Milletvekilinin
bahsettiği, afet riski alanındaki çalışmalarla alakalı:
Tabii ki depreme dayanıklığı yetersiz görülen binalarda
deprem güçlendirmesi gibi birçok konuların yer aldığı
Bu
konuyla alakalı, MTAnın Doğu Anadolu Van Bölge
Müdürlüğünün hizmet verdiği idari hizmet binası ve
lojmanların yıkımı gerçekleştirilmiştir.
TEİAŞ
15inci İletim Tesis ve İşletme Müdürlüğünün (Erzurum) sorumluluk
alanındaki ve diğer ilçelerle alakalı şalt binalarının
yıkımı için de olurlar oluşturulmuştur.
TEİAŞ
17nci İletim (Van) Bölgesinde bulunan zemin artı 5 katlı idari
bina ve 5 katlı 25 daireli lojmanların yıkılması için
de olur alınmıştır.
(6/3121)
esas numaralı, İsmet Büyükataman Milletvekilinin bahsettiği
kömür ihtiyacına ve üretimine ilişkin soru önergesi: Ülkemizin
yıllık kömür ihtiyacı yaklaşık 110 milyon tondur ve
2012 yılında TKİ kömür ocaklarında Manisada
yaklaşık 15 milyon ton; Çanakkalede 1,8; Muğlada 13;
Kütahyada 11,8; Bursada 0,5 milyon tonlar civarında olmak üzere toplam
42 milyon ton tüvenan üretim yapılmıştır. Ayrıca,
yıllık taş kömürü ihtiyacı 20 milyon ton civarındadır.
TTK 1,4 milyon ton satılabilir taş kömürü üretimi gerçekleştirmiştir.
(6/3122)
esas numaralı soru önergesinde İsmet Büyükataman Milletvekilinin
bahsettiği doğal gaz ihtiyacına dair: Türkiyede
yaklaşık yüzde 1,4ler civarında yerli üretim ve yüzde 98ler
civarında da ithalat yapılmaktadır.
(6/3123) esas
numaralı soru önergesinde İsmet Büyükataman Milletvekilinin
bahsettiği Bakanlık istisnai kadrolarıyla alakalı konularda
Bakanlık Müşaviri, Basın ve Halkla İlişkiler
Müşaviri ve Özel Kalem Müdürü kadrolarına atanan toplam personel
sayısı 29dur.
(6/3124) esas numaralı
soru önergesinde İsmet Büyükataman Milletvekilinin bahsettiği petrol
ihtiyacına, üretimine ve ithalatına ilişkin sorularda ise
şu rakamları vermek mümkündür: İşleme tabi tutulan ham
petrol miktarı 2012 yılında yaklaşık 21,8 milyon tondur,
söz konusu miktarın 2,3 milyon tonu yerli üretimden ve diğer
kısmı da ithal kaynaklardan sağlanmıştır. 2012
yılında ham petrol ihtiyacının yaklaşık yüzde
10,6sı yerli üretimden karşılanmıştır.
(6/3188) esas
numaralı soru önergesinde Mesut Dedeoğlu Milletvekilinin bahsettiği
kömür gazlaştırma tesisleriyle alakalı konuda Kütahya
Tunçbilekteki kurulan tesis pilot amaçlıdır ve bunun devamı
Manisa Ege Linyitleri İşletmesinde Somada yer almakta olup
Kahramanmaraş ilimizde böyle bir planlama henüz yapılmamaktadır.
1 milyar metreküp SNG (sentetik doğal gaz) üretimi gerçekleştirilmesi
de planlanmaktadır Somada.
(6/3201) esas
numaralı soru önergesinde Reşat Doğru Milletvekilimizin
bahsettiği konu Tokatta MTA tarafından sürdürülen madencilik
faaliyetleriyle alakalı. Tabii ki birçok alanda bunlar
yapılmaktadır. Orta pontidler metalik maden potansiyeli ve
metalojenezik belirlemelerle alakalı çalışmalar devam
etmektedir.
(6/3208) esas
numaralı soru önergesinde Ensar Öğüt Milletvekilinin bahsettiği
Karstaki doğal gazla alakalı Kargaz (Kars Ardahan Doğal Gaz
Dağıtım Şirketi) Kars, Ardahan ve
Sarıkamıştan oluşan dağıtım bölgesinde 2006
yılından itibaren otuz yıl süreyle dağıtım lisansı
almıştır. İhale sonucunda verilecek olan birim hizmet ve
amortisman bedelleri lisans verilme tarihinden itibaren sekiz yıl ve azami
bedel olarak uygulanmaktadır, bunun metodolojisi de EPDK tarafından
yürütülmektedir.
(6/3218) esas
numaralı soru önergesinde İsmet Büyükataman Milletvekilinin
bahsettiği temsil giderleriyle alakalı konu: 2003 yılında
22 bin TL iken 2012 yılında 131 bin TL civarındadır.
Bakanlığımızın temsil ve ikram giderleri, ilgili
bütçesinde yer alan ödenekten de karşılanmaktadır ve bunlar
Sayıştay denetçileri tarafından da incelenmektedir.
(6/3326) esas
numaralı soru önergesinde Ensar Öğüt Milletvekilimizin
bahsettiği yine maden mühendisleri ve çalışma
şartlarıyla alakalı soru biraz önce cevapladığım
tarzdadır.
(6/3327) esas
numaralı, Ensar Öğüt Milletvekilinin bahsettiği, yine,
madencilikle alakalı üretim faaliyetleri konusunda çevresel etki değerlendirme
(ÇED) izniyle il özel idarelerinden gayrisıhhi müessese (GSM) izin belgesi
ruhsatı almaları zorunludur. Söz konusu izin belgelerinin
alınmaması hâlinde Maden İşleri Genel Müdürlüğü
tarafından herhangi bir ruhsatlandırma yapılmamaktadır.
Çevreye
duyarlı ve çevreyle beraber bu işlemler yapılırken kömürün
gazlaştırılmasıyla ilgili de Kütahya Tunçbilekte 250
kilogram/saat kapasiteli gazlaştırma pilot tesisinin 2012 tarihi
itibarıyla açılışı da yapılmıştır.
(6/3388) esas
numaralı, Ensar Öğüt Milletvekilimizin bahsettiği maden
ocaklarıyla alakalı işçi sağlığı ve iş
güvenliği konularında da, biraz önceki bahsettiğim gibi, gerek
havalandırma panoları gerekse ekipmanlarla alakalı
şartlarda bu manada çok ciddi bir noktaya gelinmiştir ve 130 civarındaki
maden ocağı da bu denetimlerde kapatılmıştır.
(6/3454) esas
numaralı, Ensar Öğüt Milletvekilimizin Bakü-Tiflis-Ceyhan
Ham Petrol Boru Hattıyla alakalı sorusu: Birinci dönemin ilk
beş yılının, her birinde atanmış
işletmeciye, çıkış noktasında ölçüldüğü üzere,
tesisler yoluyla taşınan petrol için varil başına 0,35
dolar işletme ücreti ödenecektir. Bunlarla alakalı birçok
değişiklikler yapılmıştır ve BTCyle alakalı
da en son geldiğimiz noktada, çıkış noktasında, kalan
yirmi dört yıl içerisinde de dolar bazında varil başına
0,43 dolar işletme ücreti ödenecektir.
Bunlarla
alakalı, çok ciddi bir anlaşmayla Türkiye'nin lehine bir
kısım değişiklikler yapılmıştır.
Bunların detayları daha sonra işlenecektir.
(6/3472) esas
numaralı, Özcan Yeniçeri Milletvekilimizin bahsettiği taş kömürü
ve linyit ithalatına dair sorusu: Biraz önceki bahsettiğim tarzda, 80
milyon tonu yerli üretimden karşılanan ve 20 milyon ton
civarında da taş kömürü ihtiyacını hemen hemen
dışarıdan ithal eden bir ülkede bulunuyoruz.
(6/3568) esas
numaralı, Reşat Doğru Milletvekilimizin bahsettiği
doğal gaz satışlarındaki limit uygulamasıyla
alakalı sorusu: Doğal gaz dağıtımıyla
alakalı düzenlemeler yapılmıştır ve aylara sari olarak
540 metreküpe kadar herhangi bir abonenin alması
sağlanmıştır.
(6/3589)
esas numaralı, Ensar Öğüt Milletvekilimizin bahsettiği
ısı yalıtımından kaynaklanan enerji
açığının maliyetine ilişkin yapılan
çalışmalarda yalıtım ve çift cam iyileştirmesine
ihtiyacı olan mesken sayısının 2,4 milyon olduğu
varsayımı üzerine Bakanlığımız tarafından
yapılan çalışmalarda sağlanacak tasarrufun ve pencere
iyileştirmeleriyle alakalı gelinecek noktanın 3 milyar dolar
civarında olması öngörülmektedir.
(6/3742)
esas numaralı, Reşat Doğru Milletvekilimizin bahsettiği
konuyla alakalı olarak da Amasya, Tokat, Merzifon, Suluova, Turhal,
Niksar, Erbaa ve Zile şehirlerinden oluşan dağıtım
bölgesi için ihaleyi kazanan şirkete gerekli işlemlerini yerine
getirmesini müteakip 14/9/2006 tarihinden itibaren otuz yıl süreyle
dağıtım lisansı verilmiştir ve şu ana kadar Tokat
ilinde toplam 28.508 konuta ulaşıldığını,
ulaşılan konut sayısının toplam konut
sayısının da yüzde 70ini bulduğunu belirtmeliyim.
(6/3771)
esas numaralı, Ensar Öğüt Milletvekilimizin Karsa yönelik proje ve
yatırımlara ilişkin soru önergesi: 2012 yılında Kars
ilinde elektrik sektöründe 7,1 milyon TL, petrol ve doğal gazda 2,8;
madencilikte ise 103 bin TL civarında yatırım
gerçekleştirilmiştir. Bununla alakalı devam eden projeler
bulunmakla birlikte yarım kalan yatırımlarımız da
bulunmamaktadır. Enerjinin her alanında gerçekleştirilen projeler
Kars ili için de artan dozlarda devam edecektir.
(6/3880)
esas numaralı, Alim Işık Milletvekilimizin bahsettiği
kiralanan araçlarla alakalı ve diğer taşınır mallara
ilişkin sorusu: Tabii ki Bakanlığımızın
bağlı, ilgili ve ilişkili bütün kuruluşlarıyla beraber
yaklaşık 1.320 adet kiralık araç kamu hizmetlerinde
kullanılmakta. Bazı resmî taşıtların eski model
olmasıyla beraber yakıt masraflarının yüksek olması,
sıklıkla arızalanması, bakım ve onarım
masraflarının aşırı fazlalığı veya
tamamen kullanılamaz hâle gelmesi nedenleriyle ömrünü doldurmuş
olanlar devre dışı bırakılmıştır. Ekonomik
ömrünü tamamlamış 760 araç 2002 ila 2012 yılları
arasında yürürlükteki mevzuat hükümlerine göre de kullanım
dışı bırakılmıştır.
Araç
kiralama işlemlerinde açık ihale yöntemi kullanılmakta ve
gerekli rekabet ortamı da oluşturulmaktadır. Araç kiralama
işleminde yıllık sabit ücret uygulaması
yapılırken bazı kuruluşlarda yapılan fazla kilometre
başına aracın cinsine göre 0,2 ila 1,4 TL arasında
değişen ödemeler yapılmaktadır. Bakanlığın
merkez teşkilatında araç kiralama hizmet alım ihalesine ait
sözleşme bedeli 2011 yılı için 74.080 TL, 2012 yılı
için de 71.508 TLdir.
(6/3910) esas
numaralı, Alim Işık Milletvekilinin bahsettiği, yine
kiralanan taşınmazlarla ilgili konuya belki şu eklenebilir: 2012
yılındaki bağlı ve ilgili kuruluşlarımız
tarafından kiralanan binalar için toplam 3 milyon 951 bin 829 TL kira
bedeli ödenmiştir ve bunların da Türkiye İstatistik Kurumunun
belirlediği bir önceki yılın aynı ayına göre üretici fiyat
endeksi artışı dikkate alınarak eskalasyonları
yapılmaktadır.
(6/3911) esas
numaralı, Alim Işık Milletvekilimizin bahsettiği elektrik
faturalarına yansıtılan vergi ve katkı paylarıyla
alakalı konu: 2013 yılı Haziran ayı için ortalama bir
mesken tüketicisi, yüzde 60lar civarında enerji bedeli, yüzde 10,2ler
civarında kayıp kaçak bedeli, yüzde 6 dağıtım bedeli,
binde 7 sayaç okuma bedeli, yine yüzde 1,2 perakende satış hizmet
bedeli, yüzde 1,8 iletim bedeli, binde 7 enerji fonu, yüzde 1,4 TRT payı,
yüzde 3,5 elektrik tüketim vergisi ve yüzde 15,3 katma değer vergisi ödenmektedir.
(6/4051) esas
numaralı, Alim Işık Milletvekilimizin bahsettiği, yine
taşınır mal satışlarına ilişkin soru:
Bakanlığımız merkez birimlerinde herhangi bir
taşınır satışı yapılmamıştır
2002 ila 2013 yılları arasında. Bağlı ve ilgili
kuruluşlarımız tarafından yapılan
taşınır satışlardan anılan dönemde 17,3 milyon
gelir elde edilmiş ve gelirler kurumlarımız hesabına
kaydedilmiştir. Bunlarla alakalı da açılan bir dava
bulunmamaktadır ve davasız olarak bunlara devam etmekteyiz.
(6/4066) esas
numaralı, Alim Işık Milletvekilimizin Bakanlık
tarafından gerçekleştirilen taşınmaz
satışlarına ilişkin yine benzer bir sorusu vardır.
Bakanlığın merkez birimlerinde herhangi bir
taşınmazın satışı yapılmamıştır.
Bağlı ve ilgili kuruluşlarımız tarafından
yapılan taşınmaz satışlarından anılan dönemde
88 milyon 600 bin TL civarında bir gelir elde edilmiş ve gelir,
kurumlarımız hesabına kaydedilmiştir.
(6/4135) esas
numaralı, Alim Işık Milletvekilinin Bakanlık kadrolarına
ve personel durumuna ilişkin sorusu: Bakanlığımız,
bağlı ve ilgili kuruluşlarımızda 2013 yılı
itibarıyla toplam 35.389 personel görev yapmaktadır. 2002-2013
döneminde Bakanlığımız ile bağlı ve ilgili
kuruluşlarda istifa, emeklilik, ölüm ve başka diğer nedenlerle
boşalan kadro sayısı 27.532dir.
Tabii ki burada
TEDAŞın konumunu belirtmemiz lazım. Önceki gün itibarıyla
Türkiyedeki dağıtım şirketlerinden kamu elinde kalan
herhangi bir dağıtım şirketi bulunmamaktadır. Toroslar
dağıtım şirketi ile beraber personelden tercihini kamuya
yapanlarla özel sektöre yapanlar da
paylaştırılmıştır.
Boşalan
kadrolara anılan dönem içinde 17.216 personel ataması
yapılmış, boş kadrolara atama yapılması için
ilgili merciler nezdinde gerekli girişimlerde bulunulmuştur.
Boşalan kadrolara karşılık kamu iktisadi teşebbüsleri
ve bağlı ortaklıkları için her yıl yayımlanan
genel yatırım ve finansman programlarında istihdam için
belirlenen oranlar nispetinde personel alımı yapılmaktadır.
Boş kadrolar, görevde yükselme ve unvan değişikliği
sınavları ile doldurulacaktır.
Alim
Işık Milletvekilinin (6/4137) esas numaralı, Bakanlık
personelinin görev yeri değişikliklerine ilişkin bir sorusu
vardır. 2002 ila 2013 yılları arasında
Bakanlığımız, bağlı ve ilgili
kuruluşlarından toplam 2.890 personelin görev yeri
değiştirilmiştir, toplam bu on bir yıllık süre
içerisinde. Yapılan görev değişiklikleri nedeniyle bahse konu
dönemde toplam 510 adet dava açılmıştır ve açılan
davalar sonucunda 375 personelin görev yeri değişikliği iptal
edilerek eski görevlerine iadesi gerçekleştirilmiştir. Görev
değişiklikleri personelin daha etkin çalışması,
hizmetin zamanında ve verimli yürütülmesi amacıyla yapılmaktadır.
Kurumumuz buradaki objektif tutumunu koruyacaktır. Buna rağmen
fedakâr, gayretli çalışan personelimizin yanında, sayıları
çok az da olsa istismar edenlerle alakalı da bir kısım
işlemler bu tarzda yapılmaktadır.
(6/4160) esas
numaralı, Alim Işık Milletvekilinin 2002 ila 2013
yılları arasında Bakanlıkta hizmet alım yoluyla veya
sözleşmeli olarak çalıştırılan personelin
sayısına ilişkin sorusu: 2013 yılında
Bakanlığımız ile bağlı ve ilgili
kuruluşlarımızda sözleşmeli taşeron işçi, geçici
işçi ya da hizmet alım yoluyla çalıştırılan
32.498 personel bulunmaktadır. Bu kapsamda çalışan personel için
2012 yılında 1 milyar 360 milyon 339 bin 837 TL ödeme
yapılmıştır. İhale yoluyla dışarıdan
sağlanan hizmet alımları kapsamında istihdam edilen
personel ile Bakanlığımız ve
kuruluşlarımızın herhangi bir ilişkisi bulunmamaktadır.
Bu kapsamda çalışan personel ilgili mevzuat çerçevesinde
denetlenmekte ve verimli şekilde çalışmaları
sağlanmaktadır.
Söz konusu
işçilerin seçimi, kurumlarımızın ihtiyacı, kalite ve
verimlilik anlayışına bağlı olarak ihale teknik
şartnamelerinde önceden belirlenen kriterlere göre hizmet alımı
işini yürütecek olan firmalar tarafından da yapılmaktadır.
Şimdi,
burada, elektrik fiyatları, doğal gaz fiyatları ve Petrol
Piyasası Kanunuyla alakalı yapılan bütün piyasa
uygulamalarında denetleme görevi tabii ki EPDK tarafından
yapılmakta. Şu ana kadar yaklaşık 13 milyar dolarlık
elektrik dağıtım hizmetlerinin özelleşmesiyle beraber bu
personelin bir kısmı özel şirketleri, bir kısmı da
kamuyu tercih etmiştir.
Şu anda
doğal gaz dağıtım hizmetlerinde 72 ildeki doğal gaz
dağıtım hizmetlerinin hemen hemen tamamının
Başkent Doğalgaz şirketinin de özelleşmesiyle beraber özel
şirketler tarafından, elektrik dağıtım hizmetlerindeki
bütün dağıtım hizmetlerinin tamamının yine özel sektör
tarafından yapıldığını ve elektrik üretim
hizmetleriyle alakalı başlayan sürecin önümüzdeki 2014
yılında devam edeceğini de bu vesileyle söylemem lazım.
Bir kez daha
altını çizmek isterim ki özellikle 28 tane Avrupa Birliği üyesi
ülke arasında doğal gazı en ucuz alan ülke Türkiye değildir
ama 28 tane Avrupa Birliği üyesi ülke arasında doğal gazı
en ucuz satan ülke Türkiyedir. O yüzden bizim yerli
kaynaklarımızın geliştirilmesi, yerli
kaynaklarımızın özellikle rüzgârda, suda, jeotermalde, biyokütlede
ve bu yenilenebilir enerji kaynaklarının yanında yerli kömürle
beraber destekleniyor olması Türkiyeye şöyle bir avantaj
sağlamaktadır: İthal ettiğimiz doğal gazın
fiyatını balans edici, dengeleyici unsuru Türkiye kendi içerisinde
barındırmaktadır. Şu anda Avrupa Birliği üyesi ülkeler
arasında yenilenebilir enerji kaynaklarına sahip en yüksek orandaki
ülkelerden bir tanesidir. Ortalaması da onlarda yüzde 13,5lar
civarında olmasına rağmen Türkiyede yüzde 26lar, kurulu güç
olarak da yüzde 30ların üzerindedir. Hâl böyle olunca zaman zaman iyi
niyetlerle, çevre gerekçesiyle karşı çıkılan bu
yatırımların çevreye rağmen değil çevreyle beraber
geliştirilen projelerini desteklemeye devam edeceğiz, bununla
alakalı kararlılığımıza devam edeceğiz.
Nükleer güç
santralleriyle alakalı, yine, çevreye uyumlu projenin geliştirilmesi
için özellikle güvenlik sistemlerinin en üst aşamada ve ileri seviyede
olduğu bir yapıyı kurgulamaya da devam edeceğiz. Tabii ki
bununla beraber kalmayacak. Doğal gazdaki tedarikin boru hatlarıyla
beraber gelmesini müteakip LNG tesisiyle beraber doğal gazın denizden
geldiği ve sıvılaştırılmış olarak
geldiği ortamları da hep beraber biliyoruz. Şu anda Nijerya ve
Cezayire ek olarak bazı ülkelerden de bu konudaki talebimizi kendilerine
yinelemiş olduk.
Türkiye
serbestleşen, liberalleşen ve özelleşen yapısıyla
kamuya yük olmaksızın özel şirket yatırımlarıyla
beraber bu yatırımlarını sürdürmektedir. Tabii ki kamudan
almadığı ödenekler için adalet gibi, emniyet gibi,
sağlık gibi sektörlere de kamu bütçesinin bu şekliyle transferi
yapılmaktadır. Bu miktar yıllık yaklaşık 8 milyar
dolarlar civarındadır. Şu anda 16 milyar TLlik bir rakamın
diğer sektörlere aktarılmış olması tabii ki Türkiye
açısından da, sosyal devlet projesi açısından da bir
artı oluşturacaktır.
Ben bütün bu duygu
ve düşüncelerle gerek yazılı gerekse sözlü soru önergesi veren
bütün milletvekili arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.
Bunların da bizim Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığında
kurulan özel bir birim tarafından dikkatle
cevaplandırıldığını özellikle söylemek isterim ve
yaklaşık 8 bin sayfa civarında, 2.200 tane, milletvekillerimizin
sorduğu yazılı soru önergesinin
cevaplandığını belirtmek isterim. Bütün bunlar süresi
içerisinde cevaplandırılmıştır.
Bu
düşüncelerle hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Bakan, teşekkür ederim.
Şimdi soru sahiplerinden ek bir
açıklama yapma talebi vardır.
Sayın Tanal,
buyurun.
MAHMUT TANAL
(İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan,
teşekkür ederim ancak Sayın Bakan, açıklamayı kısmen
yani sorularıma kısmen cevap verdiniz. Cevap vermediğiniz
sorularım şu:
Türkiyede
doğal gaz çıkarılmasına uygun maden yatakları var
mıdır, var ise bu maden yataklarında ne kadar doğal gaz
rezervi bulunmaktadır? Bulunan rezervin kullanılabilir düzeyi ne
kadardır? Buna cevap verilmedi, bunu istirham ediyorum kendilerinden.
İkincisi: Satın
alınan doğal gazın son kullanıcıya
ulaşıncaya kadar geçirdiği tüm aşamalar hesaba
katılarak metreküp birim maliyet fiyatı nedir? Bunu da istirham ediyorum.
Üçüncüsü:
Türkiye'nin yıllık doğal gaz ihtiyacı nedir? Bu
ihtiyacı gidermek için hangi ülkelerden ne miktarda
Hangi ülkelerden
alındığı söylendi ancak ne miktarda doğal gaz
alındığı söylenmedi. Aldığımız
doğal gazın ithalat yapılan ülkeler ve ülkemizin genel
satın alımı hesaplandığında oransal ifadesi
nedir? Açıklarsanız sevinirim.
Teşekkür
ederim.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) Son cümleyi
anlayamadım.
MAHMUT TANAL
(İstanbul) Son cümle şu: Ülkemizin genel satın alımı
hesaplandığında oransal ifadesi nedir?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Tamamlandı mı Sayın Tanal?
MAHMUT TANAL
(İstanbul) Sağ olun Başkanım, tamamlandı.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN - Ben
teşekkür ederim.
Sayın
Işık, buyurun.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakana
süresi içerisinde verdiği cevaplar nedeniyle ayrıca teşekkür
etmek istiyorum.
Sayın Bakan,
bilindiği gibi, yüksek ÖTV ve KDV nedeniyle özellikle mazot ve benzin
fiyatları ülkemizde oldukça yüksek ve dünyanın sayılı ülkeleri
arasındayız. Başta çiftçilerimiz ve nakliyeciler olmak üzere
hemen hemen vatandaşlarımızın önemli bir bölümü bundan
rahatsız. ÖTV ve KDV indirimi düşünülmekte midir petrol ürünlerinde?
İkinci önemli
bir konu: Ankara ve Kütahya illerinde diğer illerde var mı
bilemiyorum- özellikle son dönemde doğal gaz satışlarında
çok ciddi kısıtlamalar vardır. Bugün itibarıyla
öğrendiğim bilgiye göre Ankarada 135 TL/ay, Kütahyada 240 TL
aylık bir satış olabilmektedir. Kış gününde 135 TLlik
doğal gazla Ankarada ısınılabileceğini
düşünmekte misiniz? Dolayısıyla, ön yüklemeli sistemden
vazgeçilmesi plan dâhilinde midir? Bu sistem kaldırılacaksa ne zaman
kaldırılacak?
Son konu da
özellikle bu iki ilde satışlarda ciddi yığılma
vardır. Bu problemi nasıl çözeceğiz? Vatandaş isyan
hâlindedir. Özellikle bugün Kütahyada yeniden satışa
başlanması ile birçok sosyal olay yaşandı, bunu da
bilgilerinize sunmak istiyorum.
Taşeron
işçiler ve sektörde çalışan diğer geçici işçiler
konusunda acilen düzenleme gerekiyor. Bu konuda
Bakanlığınızın çalışmalarının
olduğunu biliyorum. Bunu hızlandırabilir misiniz?
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN Ben
teşekkür ederim.
Sayın
Gümüş, sözlü sorularda sizin bir sorunuz olmadığı için size
bu oturumda açıklamak için ek bir süre veremiyorum.
Sayın Bakan
cevap verecek misiniz?
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER
YILDIZ (Kayseri) Cevaplayacağım.
BAŞKAN
Buyurun, kürsüye buyurun.
Teşekkür
ederim.
Cevaplayın,
altı dakikanız var şu anda.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER
YILDIZ (Kayseri) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
tekrar, sorularını yönlendiren milletvekili arkadaşlarıma
teşekkür ediyorum.
Türkiyede Trakya
ve Doğu Anadoluda olmak üzere doğal gaz rezervleriyle alakalı
bir kısım miktarlara rastladık. Tabii, biz bunların haberini
çok önceden vermeden ve ümitlerle oynamaksızın gerçekçi haberleri
kamuoyuyla paylaşıyoruz. Şu anda shale gazıyla
alakalı teknolojik bilgi birikimleri olan şirketlerin gerek yerli
ortaklarla gerekirse uluslararası ortaklarla beraber
gerçekleştirdikleri aramalar vardır; Diyarbakır, Batman, Edirne,
Kırklareli taraflarında yaptıkları aramalar vardır.
Türkiyedeki doğal gaz talebinin kırkta 1i - tam oranıyla yüzde
2,5lar civarında - Türkiyeden karşılanmaktadır yerli
kaynaklarla, kırkta 39u da ithal kaynaklardan
karşılanmaktadır. Bu manada, doğal gaz ve petrol var
mıdır Türkiyede? Vardır ama Türkiyenin ihtiyacını
karşılayacak oranda mıdır? Şu anda öyle bir oranda
görünmüyor. Yani Türkiyenin 700 bin variller civarındaki günlük
tüketimini dikkate alırsak ve 46 milyar metreküplük yıllık
kullanılan miktarını da, fiili kullanım miktarını
da dikkate alırsak şu anda yerli üretim olarak bunlardan uzak
olduğumuzu söylemem lazım.
Biz, doğal
gazı aldığımız fiyatların şu anda
işletme maliyetlerini de hesaba katarsak daha üzerinde değil, daha
altında satıyoruz. Allah, eğer bu ülkeye yağmuru
vermişse, eğer bu ülkede güneş açmışsa bunun bütün
kazanımlarını yine bu ülkenin vatandaşlarının
alması lazım. Atatürk Barajının, Karakaya Barajının,
Keban Barajının rezervuarında toplanan su, ithal ettiğimiz
doğal gaz fiyatlarıyla balans ediliyor ve doğal gaz
zammından, son dört aydan bu yana maliyeti daha yüksek olmasına
rağmen, vatandaşımızı ve sanayicimizi korumuş
oluyoruz. Bu mekanizma eğer yerli kaynaklarımız ve yenilenebilir
kaynaklarımız olmasaydı yapamayacağımız bir
mekanizmaydı. O yüzden doğru enerji politikaları ve
stratejilerinin bu manada uygulandığını söylemem
lazım.
İhtiyacımız
daha fazla var mı? Evet, ihtiyacımız daha fazla var çünkü
Türkiyenin büyümesi, 2012 yılındaki büyüme rakamları
Mesela
doğal gazdaki büyüme rakamı Avrupa Birliği üyesi ülkelerden
şu an hemen bir çırpıda sayacağım 6-7 tane ülkenin
kendisi kadar. Elektrikteki büyümemiz yaklaşık 14 tane ülkenin
büyümesinden daha fazla. Türkiyenin büyüme rakamlarını
uluslararası platforma taşıdığımızda bizden
tekrar etmemizi istiyorlar bu rakamların doğru olup
olmadığıyla alakalı. Çünkü Türkiye çok hızlı
büyüyor ve bu büyümeyi karşılayacak olan gayrisafi yurt içi
hâsılası 3 katına çıkan bir ülkede refah seviyesi
arttıkça ekonomik büyüme rakamlarından daha hızlı büyüyen
bir enerji sektörü görüyoruz ama şu anda herhangi bir
sıkıntımız söz
konusu değildir. Çok olumsuz kış şartlarında yine
vatandaşımıza sirayet ettirmeksizin doğal gazla
alakalı süreci çok iyi yönetmek durumundayız.
Doğal
gazın azı çok zararlıdır, çok fazlası da az
zararlıdır. Al ya da ödeyle alakalı herhangi bir riske
düşmemek için yapacağımız kontratları çok
sınırlı tutmak zorundayız, ancak kullanabileceğimiz
kadarını, tüketebileceğimiz kadarını ithal etmek
durumundayız. Malumunuz, bunu Rusyadan, İrandan, Azerbaycandan,
Cezayirden ve Nijeryadan ithal ediyoruz. Bunlarla alakalı rakamları
da size vermiştim, bir kez daha okumamda fayda var. Yaklaşık
yarısını Rusyadan tedarik ediyoruz bunun; kontrat miktarı
52 milyar metreküptür, fiilî kullanım 46 milyar metreküp
civarındadır. Cezayirle anlaşmamız 4,4 milyar metreküptür
ve 2014 yılında bitecektir. Bu anlaşmanın yenilenmesiyle
alakalı çalışmalarımızı tamamladık,
Cezayirdeki Hükûmetle de mutabık kaldık, bu anlaşmayı da
kısa süre içerisinde on yıllığına tekrar
uzatıyoruz.
Yalnız,
Japonyadaki nükleer santrallerin kapatılma kararı, bizim
yaklaşık 1,5 katımız daha pahalı kullanan Japonyadaki
tüketimleri tahrik etmiştir, dünyadaki tüketimleri tahrik etmiştir.
Japonyanın iki hafta kadar önce Bu elektrik sisteminin yönetilmesi için
mutlaka dışarıdan know how almalıyız. diye bir
duyurusu olmuştur. Bu tabii ki bir ülke için çok iyi bir durum
değildir ve 2012 yılı içerisinde ödediği fark 40 milyar
dolardır yani nükleer santrali kapatıp yerine LNG tedarikiyle beraber
geldiği nokta budur.
Dünyada ham petrol
fiyatları fikstir ama doğal gaz fiyatları 4 ayrı bölgededir.
Amerika Birleşik Devletlerinde yaklaşık Akdeniz
Havzasının üçte 1i fiyatına, Japonyada da 2 katına
fiyatla satılmaktadır. Türkiye arada bir pazardır, Amerika kadar
ucuz kullanmamaktadır ama Japonya kadar da pahalı
kullanmamaktadır.
ÖTV ve KDVlerle
alakalı, benzin konusunda şunu söylemem lazım: On yıl kadar
önce yüzde 75ler civarındaki benzin içerisindeki bir vergi oranı
şu anda yüzde 60lar civarındadır. 22 dolarlar civarında
aldığımız ham petrolün varil fiyatı şu anda 108
dolarlar civarındadır. Bütün bu fiyat artışlarında
verginin kendisi maktu olarak sabit tutulduğu için vergi oranı
düşmektedir. Bu daha fazla düşebilir mi? Evet, daha fazla
düşebilir. Bu, Maliye Bakanlığımızın yaptığı
bir çalışmadır. Türkiyede, ÖTVlerle kurumlar vergisinin toplam
tutarının gayrisafi yurt içi hasılaya oranı yüzde
26dır. Bu da Avrupa Birliği üyesi ülkelerin daha
altındadır. Ama temel mantık şudur
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Bakanım.
Bir soru daha var,
son olarak o kişiye de söz vereceğim.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) Bitiremedim
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Sorusunu sorsun, birlikte cevaplarsınız lütfen.
Sayın
Halaman, buyurun.
ALİ HALAMAN
(Adana) Başkanım, teşekkür ediyorum.
Sayın
Bakanımıza, sorulardan dolayı verdiği cevap için
teşekkür ederim.
Sürekli,
Türkiye'nin büyüdüğünü söyledi. Türkiye'nin neresi büyüyor? Bir de
enerjide, petrolde, tüpte sürekli fiyat artışları olmasına
rağmen, bu fiyat artışlarını sırf ithalata
bağlamak doğru mu, Dışarıdan alıyoruz. diyerek
bunu meşru göstermek doğru mu?
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Bakanım, ne kadar süre istersiniz?
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) Sayın
Başkanım, siz on dakika verin, ben daha kısa sürede
tamamlarım inşallah.
BAŞKAN On
dakika biraz uzun.
Beş dakika
veriyorum Sayın Bakan.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) Beş dakika
verin, yetmezse kullanayım.
BAŞKAN
Buyurun.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) Sayın Başkan, değerli
arkadaşlar; kaldığımız yerden devam edelim isterseniz.
Normalde 17 milyon
800 bin adet araç kullanıcısından mı bu vergiler
toplanacak, yoksa eğer o vergiler düştüğünde toplam vergi
gelirini oluşturmak için kullanmayan 76 milyondan mı alınacak?
Temel mantık buydu. Maliye Bakanlığımız bu konuda
tasarrufunu böyle kullandı. İnşallah, ben, inanıyor ve ümit
ediyorum ki Türkiye'nin faiz ödemeleriyle alakalı, borçlanma limitleriyle
alakalı rakamlar düştükçe bu vergilerin de düşeceğine
inanıyorum.
Ankara ve
Kütahyadaki kısıtlanan doğal gaz miktarlarıyla
alakalı şunu söylemek isterim: Önce maktu bir rakam söylenmişti,
bunun doğru olmadığını bildirdik. Her ay
ihtiyacına istinaden kasım ve aralık ayında 510 TLye
varıncaya kadar her bir abone bir seferde doğal gaz alabilecektir. 70
lirayla başlayan, 120 lirayla, 240 lirayla ve 500 liraya kadar ilerleyen
her ay içerisinde bir kullanım söz konusudur. Doğal gaz
miktarlarıyla alakalı herhangi bir sıkıntı söz konusu
değildir, doğal gazın alımıyla alakalı mekanik
sayaçlarla elektronik sayaçlar arasındaki bir adalet uygulamasıyla
alakalı konudur. Mekanik sayaçlar, bildiğiniz gibi, ancak
tükettiği kadar yazan ve onun ödemesi yapılan; elektronik sayaçlar da
peşin ödemeyle yapılandır. Bu manada herhangi bir metrekaresi
daha yüksek olanın daha fazla kullanabildiği, sanayi aboneleriyle
alakalı herhangi bir sıkıntının
yaşanmadığı, miktarla alakalı herhangi bir
sıkıntının yaşanmadığı
O kuyruklarla
alakalı bazı yerlerde ben de şahit oldum, hemen ilgili
arkadaşları uyardım. PTT kanalıyla, banka
aracılığıyla ve kendi bulundukları vezneler
aracılığıyla bunları tedarik etmek mümkün.
Vatandaşımızın hiçbir sıkıntı çekmeden
bunları rahatlıkla ödeyip alabilecekleri bir ortam
oluşturuyoruz.
Tabii ki
taşeronlukla alakalı, dediğiniz gibi, geçen hafta
Çalışma Bakanımızla beraber de toplandık, bunlarla
alakalı sistematik bir düzenlemeyi inşallah Türkiye Büyük Millet
Meclisi Genel Kuruluna getireceğiz ve bizim Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığında, her zaman söylediğimiz,
taşeronlarımızın da kıdem tazminatlarıyla
alakalı, izin süreleriyle alakalı, izin ücretleriyle alakalı
uygulamanın aynen kadrolular gibi alınmasını bizatihi
Bakanlık olarak da takip ettiğimizi belirtmek isterim.
Türkiye'nin
neresi büyüyor? dersek, Türkiye'nin her tarafı büyüyor. Yalnız,
bazı bölgelerin diğer bölgelere göre daha fazla büyüdüğünü, bir
kısım bölgelerin de daha az büyüdüğünü söylemek herhâlde
yanlış olmaz. Trakyadan Dilovasına varıncaya kadar
Türkiye'nin enerjideki büyümesi bir kısım bölgelerimize göre 3
katı kadar hızlı büyüyor. Türkiye geçen yıl içerisinde,
2012 yılında enerjinin kurulu gücünde yüzde 8,1 büyüdü, tüketimde
yüzde 5,2 büyüdü ve ekonomide de yüzde 2,2 büyüdü. Her zaman söylüyorum,
yaklaşık biz 4 bin megavatlar civarında her yıl bu ülkeye
eklemek durumundayız, bunun da toplam tutarı 6 ila 8 milyar dolarlar
civarında oluyor. Türkiye 132 milyar kilovatsaatler civarındaki on
yıl önceki kullanım miktarını şu anda fiilî olarak 242
milyar kilovatsaate çıkarmış durumda.
Dediğim gibi, bir Türkmenistan
kadar 2013 yılı içerisinde Türkiye büyüdü. Bulgaristan ile
Yunanistanın toplamı kadar 2012 yılında büyüdü. Yani, her
yıl bir kısım ülkenin kendisi kadar Türkiye büyümüş oluyor.
Nasıl İstanbulun nüfus büyümesi Eskişehir kadar her yıl
oluyorsa Türkiye'nin büyümesinde de bunlarla
karşılaşıyoruz.
Şunu söylemem lazım: İlk
defa, Türkiye'de 2013 yılı içerisinde arz fazlamız 4 bin ila
4.500 megavatlar civarındadır. Yani, üretimimiz tüketimimizden fazla
olmuştur. Piyasadaki elektrik fiyatları da bunu teyit etmektedir.
Malum, mal arttıkça bununla alakalı fiyatlar da olumlu yönde
etkilenmektedir.
Ben, bu manada
siyasi istikrara göstermiş oldukları ilgiden dolayı özel sektöre
ve bu manada kamu hizmeti gören özel sektöre ve kamu hizmeti gören
arkadaşlarıma huzurlarınızda teşekkür ediyorum.
İnşallah Türkiye'nin büyümesinin bu hızlarda devam
edeceğine olan inancımı belirtiyorum.
Hepinizi
saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Bakan.
Sayın
milletvekilleri, bugünkü çalışma saatlerimiz bitmiştir. Hepinize
teşekkür ediyorum.
Suriyedeki
durumun oluşturduğu tehdit ve riskler çerçevesinde hudut, şümul,
miktar ve zamanı Hükûmetçe takdir ve tayin olunacak şekilde Türk
Silahlı Kuvvetlerinin yabancı ülkelere gönderilmesi ve gerekli
düzenlemelerin Hükûmet tarafından belirlenecek esaslara göre yapılması
için Türkiye Büyük Millet Meclisinin 04/10/2012 tarihli ve 1025
sayılı kararıyla Hükûmete verilen izin süresinin
Anayasanın 92nci maddesi uyarınca 04/10/2013 tarihinden itibaren
bir yıl süreyle uzatılmasına dair Başbakanlık tezkeresi
ve kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer
işleri sırasıyla görüşmek için, 3 Ekim 2013 Perşembe
günü saat 15.00te toplanmak üzere, Birleşimi kapatıyorum.
Kapanma
Saati: 19.36