TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
51inci Birleşim
23 Ocak 2014 Perşembe
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- İstanbul Milletvekili
D. Ali Torlakın, ziraat mühendislerinin sorunlarına ilişkin
gündem dışı birer konuşması
2.- Kocaeli Milletvekili
Mehmet Hilal Kaplanın, Uğur Mumcuyu Anma Gününe ilişkin
gündem dışı konuşması
3.- Diyarbakır
Milletvekili Cuma İçtenin, Ali Emîrî Efendinin ölüm yıl dönümüne
ilişkin gündem dışı konuşması
IV.- GEÇEN TUTANAK HAKKINDA
KONUŞMALAR
1.- İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanalın, 22/1/2014 tarihli 50nci Birleşimdeki
bazı ifadelerini düzelttiklerine ilişkin konuşması
2.- Tunceli Milletvekili
Kamer Gençin, 22/1/2014 tarihli 50nci Birleşimdeki bazı ifadelerini
düzelttiklerine ilişkin konuşması
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Bingöl Milletvekili
İdris Balukenin, Kayseri yolunda meydana gelen trafik kazasında
hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet, yaralılara acil
şifalar dilediklerine ve trafik kazalarını önleme konusunda daha
ciddi ve titiz çalışmalar yapılması gerektiğine
ilişkin açıklaması
2.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, CHP Grubu olarak Kayseri yolunda
meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybedenlere Allahtan
rahmet, yaralılara acil şifalar dilediklerine ve trafik
kazalarını önleme konusunda daha ciddi ve titiz çalışmalar
yapılması gerektiğine ilişkin açıklaması
3.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünalın, AK PARTİ Grubu olarak Kayseri yolunda
meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybedenlere Allahtan
rahmet, yaralılara acil şifalar dilediklerine ve trafik
kazalarını önleme konusunda daha ciddi ve titiz çalışmalar
yapılması gerektiğine ilişkin açıklaması
4.- Kayseri Milletvekili
Yusuf Halaçoğlunun, MHP Grubu olarak Kayseri yolunda meydana gelen trafik
kazasında hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet,
yaralılara acil şifalar dilediklerine ve trafik kazalarını
önleme konusunda daha ciddi ve titiz çalışmalar yapılması
gerektiğine ilişkin açıklaması
5.- Bingöl Milletvekili
İdris Balukenin, Genel Kurul çalışmalarında
kullanılan dil ve üsluba dikkat edilmesi gerektiğine ve fiziki
şiddeti hiçbir şekilde tasvip etmediklerine ilişkin
açıklaması
6.- Kayseri Milletvekili
Yusuf Halaçoğlunun, Genel Kurul çalışmalarında
kullanılan dil ve üsluba dikkat edilmesi gerektiğine ve fiziki
şiddeti hiçbir şekilde tasvip etmediklerine ilişkin
açıklaması
7.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, Genel Kurul
çalışmalarında kullanılan dil ve üsluba dikkat edilmesi
gerektiğine ve fiziki şiddeti hiçbir şekilde tasvip
etmediklerine ilişkin açıklaması
8.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünalın, Genel Kurul çalışmalarında
kullanılan dil ve üsluba dikkat edilmesi gerektiğine ve fiziki
şiddeti hiçbir şekilde tasvip etmediklerine ilişkin
açıklaması
VI.- OTURUM
BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Sadık Yakutun, Kayseri yolunda meydana gelen
trafik kazasında hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet,
yaralılara acil şifalar dilediğine ilişkin
açıklaması
VII.- BAŞKANLIĞIN
GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığının, Avrupa Konseyi Parlamenter
Meclisi, Asya Parlamenter Asamblesi, Güneydoğu Avrupa İş
Birliği Süreci Parlamenter Asamblesi, İslam İş Birliği
Teşkilatı Parlamento Birliği, Karadeniz Ekonomik İş
Birliği Parlamenter Asamblesi, Parlamentolar Arası Birlik ve
Türkiye-Avrupa Birliği Karma Parlamento Komisyonunda boşalan
üyeliklere Başkanlık Divanınca uygun bulunan üyelerin isimlerine
ilişkin tezkeresi (3/1365)
B) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Bingöl Milletvekili
İdris Baluken ve 22 milletvekilinin, ilköğretim öğrencilerine
ücretsiz süt dağıtımıyla ilgili projenin
hazırlanış ve ihale süreci ile öğrencilerin
dağıtılan sütten zehirlenmelerinde sorumlu olanların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergeleri
(10/830)
2.- Mardin Milletvekili Erol
Dora ve 22 milletvekilinin, Mardinde yaşanan elektrik kesintilerinin ve
bu kesintiler nedeniyle meydana gelen can ve mal kayıplarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergeleri (10/831)
3.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçay ve 19 milletvekilinin, trafik kazalarının nedenlerinin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergeleri (10/832)
VIII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri
1.- BDP Grubunun, Türkiye
Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel Görüşme ve Meclis
Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler
kısmında yer alan, seçim ve partiler rejiminin yol
açtığı sorunların tüm boyutlarıyla
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin
(10/104) görüşmelerinin Genel Kurulun 23 Ocak 2014 Perşembe günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
IX.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplanın, Sivas Milletvekili Hilmi Bilginin BDP grup
önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında
Barış ve Demokrasi Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
2.- Konya Milletvekili Faruk
Balın, Sivas Milletvekili Hilmi Bilginin BDP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşması sırasında Milliyetçi
Hareket Partisine sataşması nedeniyle konuşması
3.- Yalova Milletvekili
Muharrem İncenin, Sivas Milletvekili Hilmi Bilginin BDP grup önerisi
üzerinde yaptığı konuşması sırasında
Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle konuşması
4.- Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydının, Yalova Milletvekili Muharrem
İncenin sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında AK PARTİ Grubuna sataşması nedeniyle
konuşması
5.- Adıyaman
Milletvekili Mehmet Metinerin, Bolu Milletvekili Tanju Özcanın BDP grup
önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
6.- Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydının, Bolu Milletvekili Tanju Özcanın
BDP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması
sırasında AK PARTİ Grup Başkanına sataşması
nedeniyle konuşması
7.- Bolu Milletvekili Tanju
Özcanın, Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner ile Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydının sataşma nedeniyle
yaptıkları konuşmaları sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
8.- Manisa Milletvekili Hasan
Örenin, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının sataşma
nedeniyle yaptığı konuşması sırasında CHP
Grubuna sataşması nedeniyle konuşması
X.- DİSİPLİN
CEZASI İŞLEMLERİ
1.- İstanbul
Milletvekili Oktay Sarala, Aydın Milletvekili Bülent Tezcana
saldırıda bulunması nedeniyle kınama cezası verilmesi
XI.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının; Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporunun (2/242,
2/80) (S. Sayısı: 156)
2.- Devlet Sırrı
Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet
Komisyonu Raporlarının (1/484) (S. Sayısı: 287)
3.- Bartın Milletvekili Yılmaz
Tunç ve 77 Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Adalet Komisyonu Raporunun
(2/1929) (S. Sayısı: 523)
4.- Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile İtalya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Çevre Koruma ve
Sürdürülebilir Kalkınma Alanlarında İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ile Çevre Komisyonu ve Dışişleri
Komisyonu Raporlarının (1/682) (S. Sayısı: 385)
XII.- YAZILI SORULAR VE
CEVAPLARI
1.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun, Gezi Parkı
protestolarına katıldıkları gerekçesiyle yurtlardan
çıkartılan öğrenciler ile öğretmen ve öğrencilere
yönelik fişleme iddialarına ilişkin Başbakandan sorusu ve
Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ın
cevabı (7/33752)
2.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun, Antalyada düzenlenen bir golf
turnuvasına ve yapılan harcamalara ilişkin Başbakandan
sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ın
cevabı (7/33778)
3.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükatamanın, Bursa ilinde bulunan Bakanlığa
bağlı üniversite öğrenci yurtlarının sayısı
ile yurtlar hakkında Bakanlığa iletilen talep ve
şikâyetlere ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay
Kılıç'ın cevabı
(7/33908)
4.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun, evli öğrencilerin
yurtlardan faydalanmalarıyla ilgili bir açıklamasına
ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay
Kılıç'ın cevabı (7/33911)
5.- İstanbul
Milletvekili Sedef Küçükün, Gezi Parkı eylemlerine
katıldıkları gerekçesiyle yurtlardan süresiz çıkarma
cezası alan öğrencilere ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor
Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ın cevabı (7/33912)
6.- Gaziantep Milletvekili
Ali Serindağın, Bakanlık tarafından hazırlanan
Gençlik ve Spor Kulüpleri Kanun Tasarısı taslağında kulüp
başkanlarının seçilmesiyle ilgili üç dönem
sınırlaması bulunduğu iddiasına ilişkin sorusu ve
Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ın
cevabı (7/33913)
7.- İstanbul
Milletvekili Celal Adanın, bağlı kurum ve kuruluşlarda
çalışan güvenlik görevlilerine ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor
Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ın cevabı (7/33914)
8.- Ankara Milletvekili
Levent Gökün, Ankaradaki Buz Pateni Sarayında meydana gelen arızaya
ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay
Kılıç'ın cevabı
(7/33915)
9.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun, Bakanlığa atanan
müşavirlere ve bir müşavir ile ilgili iddialara ilişkin sorusu
ve Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ın cevabı
(7/33916)
10.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçerinin, 2002-2013 yılları arasında Spor Toto-Loto ve
bahis oyunlarından elde edilen gelirlere ilişkin sorusu ve Gençlik ve
Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ın cevabı
(7/33917)
11.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçerinin, 2002-2013 yılları arasında yabancı
uyruklu antrenör ve sporcuların oturma izinleri ile ilgili bildirilen
görüşlerin sayısına ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor
Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ın cevabı (7/33918)
12.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçerinin, 2002-2013 yılları arasında
çıkarılan sporla ilgili eğitim amaçlı yayınların
sayısına ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Akif
Çağatay Kılıç'ın cevabı (7/33919)
13.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçerinin, 2002-2013 yılları arasında sporcu
sağlığı konusunda alınan önlemlere ilişkin sorusu
ve Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ın
cevabı (7/33920)
14.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçerinin, 2002-2013 yılları arasında en fazla saha ve
tesis yapılan beş ile ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor
Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ın cevabı (7/33921)
15.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulunun, yurt olarak kullanılmak üzere
kiralanacak binalara ilişkin Başbakandan sorusu ve Gençlik ve Spor
Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ın cevabı (7/34350)
16.- İzmir Milletvekili
Ahmet Kenan Tanrıkulunun, ÇAYKUR tarafından üretilen bir ürüne
ilişkin sorusu ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanı Mehmet Mehdi Ekerin
cevabı (7/35444)
17.- Artvin Milletvekili
Uğur Bayraktutanın, Arhaviye ne zaman gideceğine ilişkin
sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı (7/35853)
18.- Ankara Milletvekili
Bülent Kuşoğlunun, TPAO ve TPAOnun iştirakleri tarafından
kurulan şirketlere ve şirketlerin faaliyetlerine ilişkin sorusu
ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı (7/35855)
19.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun, asaleten ve vekâleten görev
yapan bürokratlara ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldızın cevabı (7/35856)
20.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün, susam fiyatlarındaki artışa
- Muğla Milletvekili Nurettin
Demirin, sera tarımında yaşanan çeşitli sorunlara
- Balıkesir Milletvekili
Haluk Ahmet Gümüşün, TKDKnın verdiği desteklere
- Muğla Milletvekili
Nurettin Demirin, Toprak Mahsulleri Ofisinin Şanlıurfadaki bir
arazisinin satışına ilişkin soruları ve Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Ekerin cevabı (7/36042), (7/36043),
(7/36044), (7/36045)
21.- Aydın Milletvekili
Metin Lütfi Baydarın, 2002-2013 yılları arasında
gerçekleşen altın ithalatı ve ihracatına ilişkin
Başbakandan sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin cevabı
(7/36108)
22.- Aydın Milletvekili
Metin Lütfi Baydarın, 2002-2013 yılları arasında
gerçekleşen pırlanta ithalatı ve ihracatına ilişkin
Başbakandan sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin cevabı (7/36109)
23.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun, Türkiye ile İran
arasındaki ekonomik faaliyetlere ilişkin Başbakandan sorusu ve
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin cevabı (7/36287)
24.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçayın, son beş yılda dahilde işleme izin belgesi
verilen şirketlere ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat
Zeybekci'nin cevabı (7/36435)
25.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçayın, Erbilde faaliyet gösteren Türk firmalarına
ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi'nin cevabı (7/36436)
23
Ocak 2014 Perşembe
BİRİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 14.00
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan), İsmail KAŞDEMİR
(Çanakkale)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 51inci
Birleşimini açıyorum.
Toplantı
yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme
geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz
vereceğim.
KAMER
GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan
BAŞKAN
Gündem dışı ilk söz, ziraat mühendislerinin sorunları
hakkında söz isteyen İstanbul Milletvekili Durmuş Ali Torlaka
aittir.
KAMER
GENÇ (Tunceli) Efendim, ben 58inci maddeye göre, İç Tüzükün 58inci
maddesine göre, tutanakta yer almış bir beyanımı düzeltmek
istiyorum.
BAŞKAN
Gündem dışıları konuşturalım, ondan sonra
Sayın Genç soracağım nedir isteğiniz.
KAMER
GENÇ (Tunceli) Peki, tamam.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Torlak.
III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- İstanbul Milletvekili D. Ali
Torlakın, ziraat mühendislerinin sorunlarına ilişkin gündem
dışı birer konuşması
D. ALİ TORLAK (İstanbul) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ziraat
mühendislerinin sorunlarıyla ilgili gündem dışı söz
aldım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygılarımla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, ülkemizde gıda
üretimine, istihdama ve tarıma dayalı sanayiye
sağladığı ham madde nedeniyle Türk tarımının
yeri, tüm olumsuzluklara rağmen, hâlâ önemini korumaktadır.
En
temel ihtiyaçlarımızdan biri olan sağlıklı beslenme,
yeterli miktarda üretilmiş sağlıklı gıda ile
mümkündür. Son yıllarda, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de
sağlıklı gıda üretimine yönelik bilinçlenme giderek
artmaktadır. Dünyada sağlıklı gıda üretimine ve
teminine yönelik talebin giderek yükselmesi ziraat mühendisliği
mesleğinin önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Tarladan markete
kadar bir dizi bilimsel uygulamanın yer aldığı tarımsal
üretimin daha sağlıklı ve nitelikli olarak gerçekleştirilmesinde
ziraat mühendislerinin çok büyük katkıları ve alın teri
bulunmaktadır. Ancak, Adalet ve Kalkınma Partisi hükûmetleri
döneminde uygulanan yanlış tarım ve istihdam politikaları,
ne yazık ki ziraat fakültelerinden mezun olan gençlerimizin büyük bir
çoğunluğunu işsiz bırakmıştır.
Ziraat
fakültelerini 1980li yıllara kadar üniversiteye giriş
sınavlarında ilk 10a giren öğrenciler tercih ederlerdi. Son
yıllarda ise siyasi sebeplerle gereğinden fazla ziraat fakültelerinin
açılması, bu fakültelerde tüm bölümlerin bulunması, uygulama
alanı, laboratuvar, personel yetersizliği gibi etkenler eğitim
kalitesini olumsuz etkilemiş ve yeni sorunlara neden olmuştur.
Ziraat
mühendislerinin kamudaki istihdamının çok fazla olduğu ileri
sürülerek personel alımında Tarım Bakanlığı ile
Maliye Bakanlığı arasında yaşanan belirsizlikler,
Sayın Bakan Mehdi Ekerin birbiriyle tezatlık oluşturan
farklı açıklamaları ziraat mühendislerini büyük umutsuzluğa
itmiştir.
ÖSYM
verilerine göre Bakanlığa 2013 yılında 1.265 adet personel
atanmıştır. Ancak Sayın Bakanın bir
açıklamasında 4.087, diğer bir açıklamasında 4.200,
başka bir açıklamasında 4.700 ve 5 bin olarak 4 kata varan
oranlarda rakam yuvarlama alışkanlığı, maalesef
diğer tarım politikalarındaki tutarsızlığa benzer
hâle gelmiştir. Üstelik 1.265 yeni atamanın bir çoğu zaten
Bakanlıkta çalışan personelden oluşmaktadır.
Dolayısıyla Sayın Bakanın bu çelişkili söylemleri
geçtiğimiz yıllarda Dışarıya et ihraç ediyoruz.
derken Angus etini ithal ettiğimiz günleri hatırlatır
olmuştur. Bu nedenlerle et, karkas, sap ve saman ithal edilen ülkemizde,
Sayın Bakanın mesleki kayırma gölgesinde kalan zooteknistlerin
durumu yeniden gözden geçirilmelidir. Yem bitkileri ve hayvan yetiştirme
alanlarında zooteknistler mutlaka değerlendirilmelidir.
Değerli milletvekilleri, tarımda, üretimde
ziraat mühendisliğinin yeri tartışmasızdır ancak
ziraat mühendisleri sahip oldukları bilgiyle bu yeri hak ettikleri kadar
dolduramamaktadırlar. 13 farklı bölümden mezun olan ziraat
mühendisleri, kamu istihdamının yanında tarımsal ilaç
bayiliği, danışmanlık, organik tarım ve yüksek verimli
tarım projeleri ve uygulamaları yapabilsin, tarımsal reçete
yazabilsin diye eğitim almaktadırlar. Bu hakları kullanmak üzere
yetişen ziraat mühendisleri devamlı engellerle
karşılaşmaktadır. Bunun en başında ise başka
fakültelerde okuyanlara, hukuka ve etik kurallara aykırı olarak
tanınan mesleki yetkinlik sınavlarıyla ziraat mühendislerinin
yetkilerinin kullandırılmasıdır. Dolayısıyla, bu
eğitim etiğine ve hukuka aykırı yetkinlik belgelendirilmesi
sınavları Bakanlıkça yeniden değerlendirilmelidir.
Bakanlıkta yaşanan ve Sayın Bakanın göz yumduğu
akıl almaz mesleki ayrıştırmalar nedeniyle aynı
işi yapmalarına rağmen 657li, sözleşmeli, TAR-GELli gibi
farklı özlük haklarına bir an evvel son verilmelidir.
Değerli milletvekilleri, bu konuyla ilgili olarak
Milliyetçi Hareket Partisi olarak Meclis araştırma önergesi verdik.
Bizlerin, bu arkadaşlarımızın, bu
insanlarımızın özellikle söz verilen 6 bin kadroya atanması
noktasında Hükûmetin yeniden değerlendirme yapması, gözden
geçirmesi ve bu insanlara iş, istihdam alanı açması bizler için
çok önemlidir. Bunu sizlerle paylaşıyor, hepinize hayırlı
günler diliyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Gündem dışı ikinci söz, Uğur Mumcuyu
anma günü münasebetiyle söz isteyen Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplana
aittir. (CHP sıralarından alkışlar)
2.- Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplanın, Uğur Mumcuyu Anma Gününe ilişkin gündem
dışı konuşması
MEHMET HİLAL KAPLAN
(Kocaeli) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce
heyetinizi ve tutuklu bulunan Sayın Engin Alanı saygıyla
selamlıyorum. Demokrasi adına beklentim, Sayın Engin
Alanın da bir an önce bu çatı altında bizlerle beraber
olmasıdır.
Ocak ayı, aydınlanma ve daha çok demokrasi
yolunda yitirdiklerimizden dolayı bizim için karanlık ve
acılarla dolu bir aydır. Sevgili Uğur Mumcuyu, Onat
Kutları, Metin Göktepeyi, Muammer Aksoyu, Aydın Güven
Gürkanı ve İsmail Cem gibi birçok aydınımızı ne
yazık ki ocak ayında yitirdik.
Tarih boyunca karanlık işlerden ve ilişkilerden beslenenler hep
aydınlardan ve aydınlatanlardan korkmuşlardır. Bu korkudur
ki 24 Ocak 1993te bir pazar sabahı Sevgili Uğurumuzu bizden
aldı. Yirmi bir yıl oldu, aydınlatamadık bu faili meçhul
cinayeti, bu karanlık güçleri ne yazık ki çözemedik. Bundan
dolayıdır ki Sevgili Uğur Mumcunun anısının
karşısında boynumuz eğik, yüreğimiz buruktur ancak
değerlerini korumak, düşüncesini yaşatmak adına
başımız dik olmalı, asla dönmemeliyiz aydınlattığı
bu yoldan.
Değerli milletvekilleri, Sevgili Uğur Mumcunun
otuz kırk yıl önce söyledikleri bugün bir bir
yaşanmaktadır. Sanki bugünleri görerek sorunları kaleme
almıştır, sizlerle paylaşmak istiyorum: Bazı
ülkelerde, bazı kimseler devleti soymak için politikacı
kılığına girerler. Parlamentoda boy gösterirler, ticari
işlerini siyasal ilişkiler üzerinden yürütürler. Bunlardır
çeteler. Üstelik, çetelerin en aşağılığı bunlardır.
Bunlar, devlet adamı maskesi takıp halkı soyanlardır. Bir
toplumu ancak böyle çökertebilirsiniz. Devletin yerini kaba kuvvet alır ve
susarsanız, yasamanın yerini Allah alır ve korkarsanız
yolsuzluklar ve rüşvetler birbirini izler. Gün gelir, bu çeteler devleti
teslim alır. Mart 1975te söylemiştir.
Bir tanesini daha paylaşmak istiyorum: Bir toplumu
ayakta tutan temel dayanaklardan biri adalet duygusudur. Bu duygu bir kez yara
aldı mı demokrasinin temelleri de sarsılmış demektir.
Adalet, bağımsız mahkemelerin eliyle dağıtılırsa
adalet duygusu güçlenir. Çağdaş demokrasilerde adaleti
dağıtacak, suçluyu, suçsuzu ayırt edecek tek yetkili organ
mahkemelerdir. Toplumlar, zaman zaman öfke seline kapılırlar.
Soruşturmanın yerini işkence, mahkemelerin yerini güdümlü
kurullar, yargıcın yerini silah alır. Siyasal iktidardan
kaynaklanan öfke seli sağduyuyu yok ederek, vicdanları ipotek
altına almaya çalışır. Adalet duygusu kaybolur, yerini
güdümlü hukuk, peşin yargı ve siyasal kine bırakır. Böyle
dönemden geçiyoruz. Ne zaman söylemiş Sevgili Uğur Mumcu? 1976
Ocağında. Tıpkı bugünleri tarif eder gibi söylememiş
mi?
Değerli
milletvekilleri, Sevgili Mumcuyu beş dakikada sizlere anlatmak mümkün
değil, onu anlatmaya saatler yetmez. Ancak, Sevgili Mumcunun devrimci
yoldaşlar için 1975te kaleme aldığı Seslenişle
cümlelerime son vermek istiyorum:
Yoksulluğun
bükemediği bileklerimize çelik kelepçeler takıldı.
İşkence hücrelerinde sabahladık kaç kez.
Yaşamımızın en güzel yıllarını, birer taze
çiçek gibi verdik topluma.
Vurulduk,
öldürüldük ey halkım unutma bizi!
Giresundaki
yoksul köylüler, sizin için öldük. Egedeki tütün işçileri, sizin için
öldük. Doğudaki topraksız köylüler, sizin için öldük.
İstanbuldaki, Ankaradaki işçiler sizin için öldük. Adanada
nasırlaşmış elleriyle ak pamuk toplayan işçiler, sizin
için öldük.
Vurulduk,
asıldık, öldürüldük ey halkım, unutma bizi!
Vicdanlar
sustu. Hukuk sustu. İnsanlık sustu.
Göz
göre göre öldürüldük ey halkım, unutma bizi!
Değerli
milletvekilleri, Sevgili Uğur Mumcuyu Cumhuriyet Halk Partisi olarak
unutmadık, unutturmayacağız. Anısının önünde bir
kez daha özlemle, saygıyla eğiliyor; Sayın Güldal Mumcuya,
çocukları Özgür ve Özgeye sabırlar diliyorum.
Hepinize
şükranlarımı sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Gündem
dışı üçüncü söz, Ali Emîrî Efendinin ölüm yıl dönümü
münasebetiyle söz isteyen Diyarbakır Milletvekili Cuma İçtene
aittir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
3.- Diyarbakır Milletvekili Cuma
İçtenin, Ali Emîrî Efendinin ölüm yıl dönümüne ilişkin gündem
dışı konuşması
CUMA İÇTEN
(Diyarbakır) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; büyük
şairimiz Yahya Kemal Beyatlı Eski Şiirin Rüzgârıyla
adlı kitabında diyor ki: "Muhtaç isen füyûzuna eslâf pendinin.
Diz çök önünde şimdi Emîrî Efendi'nin. Evet, bütün kitap meraklılarını,
ilim sevdalılarını Ali Emîrî Efendinin önünde diz çökmeye,
sanatı ve kişiliğine saygı duymaya davet ediyor. Bu davet
hâlâ günümüzde de geçerli çünkü Ali Emîrî Efendi, Osmanlının son
döneminden günümüze dünya çapında yetiştirdiğimiz en büyük
edebiyatçılardandır.
Peki, kimdir Ali Emîrî Efendi? Kendisi bir Hak
âşığı; henüz 6 yaşındayken hafız olmuş
bir Diyarbakır çocuğudur. Öte yandan, çok iyi bir şair ve
akademisyen ve bibliyoman yani bir kitap bilgini; sanat ve edebiyat dünyasındaki
adıyla ise "Kitapların Efendisi"dir. Bugün ölümünün 90ıncı
yılını idrak ettiğimiz Ali Emîrî Efendi, 1857
yılında Diyarbakır'da doğmuş ve Seyyid Mehmet
Şerif Efendi'nin oğludur.
Daha çocuk yaşlarda kitaba olan ilgisi
babasının dikkatini çekmişti. Bu durumu gören babası,
oğlunun ticaret yapamayacağına kanaat getirmiş ve
oğlunun okuması için ona imkân tanımıştır. Ve Ali
Emîrî'nin bir kâtip olarak, bir akademisyen, bir şair ve bir koleksiyoncu
olarak hayatını sürdürüp Divanû Lügat-it-Türk'ü bize kazandıracak
uzun yolculuğu da başlamış oldu.
Evet, Ali Emîrî Efendi, peygamberler ve sahabeler
şehri olan, kültürün, sanatın kadim coğrafyası
Diyarbakır'ın yetiştirdiği nice büyüklerimizden bir
büyüktür. Ve bir Kürt âlimi olarak, hem Türklerin hem de dünyanın kültür
tarihini değiştiren Divanû Lügat-it-Türk'ü bizlere kazandırmış
hem de bugünkü halk kütüphanelerinin temelini atmıştır.
Anlayacağınız, Ali Emîrî Efendi,
hayatını gerçek anlamda kültüre, sanata, kitaplara ve milletine
vakfetmiştir. Hiç evlenmedi. Kimseden bir beklentisi olmamış,
padişahların karşısına çıkmış ve doğru
bildiğini söylemekten asla da çekinmemiştir. Ezberinde 200 bin beyit
olduğu bilinir yani ayaklı bir kütüphane ve eşi bulunmaz bir
âlimdi.
Fransız işgal kuvvetlerinin komutanı
eserlerini akıl almaz bir servet önererek almayı ve Paris'e götürmeyi
teklif ettiğinde Ali Emîrî Efendi'nin cevabı kısa ve net
olmuştur: "Efendi, efendi! Bu kitapları milletimin bana
verdiği maaşlarla aldım, onlar benim değil, milletimindir.
Bu teklifi ben duymadım, siz de tekrarlamayın. Aksi takdirde,
bastonumu kafanızda kırarım.
Kendisi, ömür boyu topladığı çok
kıymetli eserlerini, kitaplarını milletimize
bağışladı. Eski büyüklerimizin buyurdukları gibi
"Kimin himmeti millet ise o tek başına bir millettir. İşte,
birçok sanatçı, yazar ve edebiyatçı yetiştiren
Diyarbakırımızın yetiştirdiği Ali Emîrî Efendi
de tek başına bir milletti, çünkü bütün himmetini milleti için
harcamıştır. Kendisinin çok önemli iki isteği vardı:
Birisi, ömür boyunca topladığı 15 bin ciltlik kitap hazinesini
canından çok sevdiği milletine bağışlamak, diğeri
de çok sevdiği ve hayran olduğu Fatih Sultan Mehmet'in yanına
defnedilmekti. Nitekim, bu iki arzusuna da kavuşmuş oldu.
Kütüphanenin ismi için kendi adı teklif
edildiğinde müthiş bir tevazu göstererek bu teklifi kabul etmedi;
kütüphanenin ismi "Millet Kütüphanesi" oldu. Bugün ülkemizin her
ilindeki halk kütüphanelerinin kurucusu ve önderi, hiç şüphesiz, Ali Emîrî
Efendidir. İşte, bu sebeple, Ali Emîrî Efendi, Ali Emîrî Efendidir.
Geçmişin kültür mirasını, özellikle de
kırılgan parçalarını zamana meydan okuyarak günümüze
taşıyan kahramanlardır kültürü kültür yapan. Ölümünün
90ıncı yılında sevgi, rahmet ve saygıyla
andığımız Ali Emîrî Efendi de bu kahramanlardan sadece
biridir. Ülkemiz, sayısız edebiyat devine, kültür sanat
âşığına vatan olmuştur. Ali Emîrî Efendi bu
âşıklardan sadece biridir. Büyük bir Kürt âlimi olan Ali Emîrî
Efendi, dünyadaki ilk Türkçe sözlüğü bize de hediye etmiştir. Ali
Emîrî'nin milliyetçiliği kültür milliyetçiliğidir; asla kavmiyetçilik
yapmamış, insanları kültür, sanat ve İslam paydasında
toplamıştır.
İşte, bizler, Ali Emîrî Efendiler gibi
ışık tutan büyüklerimizin izindeyiz. Onlar kitapları
insanlarla buluşturdular, biz AK PARTİ olarak bu kültür görevini
teknolojiyle birleştirip bugün elektronik kitaplarla dolu kütüphaneleri
çocuklarımızla buluşturup onları dünyaya entegre ediyoruz.
Bir Diyarbakır âşığı ve
Allahın inayetiyle milletvekili olarak kanaatim odur ki içinde
bulunduğumuz çözüm sürecinin belki de en ihmal edilen ayağı
bence kültür, sanat ayağıdır. Bunu bir kere daha
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
CUMA İÇTEN (Devamla) -
burada
hatırlatıyor ve on üç yıl önce şehit edilen Emniyet Müdürü
Ali Gaffar Okkanı rahmetle anarak sizleri saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Tanal, İç Tüzükün 58inci maddesi
gereğince, Yedinci Oturuma ilişkin tutanakta yer alan sözlerinizin
düzeltilmesi için söz istemişsiniz. Hangi sözlerinizin düzeltilmesi için?
MAHMUT TANAL (İstanbul) Şimdi, Sayın
Başkan, akşam siz Yedinci Oturumu açmadan önce, beş
dakikalık bir ara verdiniz. Tabii, siz Yedinci Oturumu açarken,
geldiğinizde Hükûmet sıralarında kimse yoktu, Komisyon
sıralarında kimse yoktu ve o arada, olmadıkları için, siz de
zorunluluktan dolayı Meclisi kapatmak zorunda kaldınız. Bu
arada, kapatırken, ben bu uygulamanın hukuku aldatma olduğu,
Parlamentoyu aldatma olduğu
Yani, gerçekten Meclis kapanacaksa usul
dâhilinde karar alınır ve o karar doğrultusunda kapatılır.
Bu sözlerimi düzeltmek için eğer izin verirseniz
BAŞKAN Buyurun, iki dakika söz veriyorum Sayın Tanal.
IV.- GEÇEN TUTANAK HAKKINDA KONUŞMALAR
1.- İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanalın, 22/1/2014 tarihli 50nci Birleşimdeki bazı ifadelerini
düzelttiklerine ilişkin konuşması(x)
MAHMUT TANAL (İstanbul) Değerli Başkan,
değerli milletvekilleri; bizi izleyen tüm
vatandaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, dün gece, tabii ki
Şu anda gündemdeki
konu ne? Gündemdeki konu Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanununun
değişikliğine yönelik ancak bu, dün akşam âdeta
Hayatımızın her yaşamında, her alanında dürüstlük
kuralları esastır. Nedir bu? Eğer gerçekten Meclis
çalışmayacaksa Efendim, Meclisin çalışma saati
dolmuştur. denilir, Meclis kapatılır ancak bu şekilde
yapılmıyor olay. Ne yapılıyor? Efendim, beş dakika ara
veriliyor, Meclis başkan vekilleri, Divan arka tarafa çekiliyor ve
gelindiği zaman Hükûmet yerine oturmuyor, Komisyon yerine oturmuyor,
iktidar milletvekilleri evlerine gidiyor ve zorunluluktan dolayı Meclis
kapanıyor. Bu, hakikaten Parlamento hukukuna yakışmayan bir
eylem; bu, adalete yakışmayan bir eylem. Eğer tatil
yapılacaksa karar alınır, efendim, filan saate kadar
çalışılır, ondan sonra kapatılır. Onun için,
halkı aldatmanın bir manası yok.
Gündemdeki konu ne? Eğer gerçekten Hâkimler ve Savcılar
Yüksek Kurulu ile ilgili düzenleme yapıyorsanız buyurun, Sayın
Hükûmet yetkililerine, İçişleri Bakanlığına
sesleniyorum ben: Kız Kulesinde 6 milyon 900 bin USD ile satın
alınan villada oturan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyeniz kim?
Bu üye, daha önce Sayın Başbakanın
yargılandığı davalarda bilirkişilik yaptı
mı?
BÜLENT TURAN (İstanbul) Sayın Başkan,
gündemle ne ilgisi var?
MAHMUT TANAL (Devamla) Bu üye, Sayın
Başbakanın yargılandığı davalarda verdiği
bilirkişi raporunu hangi yönde verdi ve netice itibarıyla bunun
araştırılması gerekmez mi?
Gündemde yolsuzluk var, rüşvet var, işsizlik
var, yoksulluk var, pahalılık var; bunları
bırakmışız bakanların ve çocuklarının
kurtarılmasına yönelik yasayı gündeme getiriyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MAHMUT TANAL (Devamla) Bu, halkın gündemini
değiştirmektir, halkın sorunlarını
değiştirmektir.
Ben, teşekkür ediyorum Sayın Başkan söz
verdiğiniz için, sağ olun.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Baluken, ben görmemişim, fark etmemişim,
buyurun.
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan
Sayın
Başkan
BAŞKAN Grup Başkan Vekilinin söz talebi var.
KAMER GENÇ (Tunceli) Ben de 58inci maddeye göre söz
istemiştim.
BAŞKAN Bir saniye
Sayın Balukeni
dinleyelim.
Buyurun Sayın Baluken.
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Bingöl Milletvekili İdris Balukenin,
Kayseri yolunda meydana gelen trafik kazasında hayatını
kaybedenlere Allahtan rahmet, yaralılara acil şifalar dilediklerine
ve trafik kazalarını önleme konusunda daha ciddi ve titiz
çalışmalar yapılması gerektiğine ilişkin
açıklaması
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Sayın Başkan, dün gece İstanbuldan yola
çıkan ve Muşa seyahat eden bir yolcu otobüsünün Kayseri
dolaylarında şarampole yuvarlanması sonucunda yolcu otobüsünde bulunan
50 yolcudan 21i maalesef hayatını kaybetmiştir, 30
yurttaşımız ise yaralanmıştır.
Bizler, öncelikle, yaşamını yitiren bütün
yurttaşlarımıza Allahtan rahmet, yakınlarına
sabırlar diliyoruz. Yaralı bulunan bütün
yurttaşlarımıza acil şifalar diliyoruz. Bu acı olay
dolayısıyla da tüm halkımızın ve tüm ülkemizin
başı sağ olsun diyoruz.
Muş Milletvekilimiz Sayın Sırrı
Sakık da şu anda olay yerine intikal etti. Yaralıların pek
çoğunun durumunun da ağır olduğu bilgisi geliyor bize.
Umarız ki bu can kayıpları artmaz. Yaralıların bir an
önce sağlıklarına kavuşmalarını temenni ediyoruz.
Trafik kazalarıyla ilgili de bu Meclisin mutlaka bir
çalışma yapması gerektiğini, bir inisiyatif alması
gerektiğini buradan belirtmek istiyoruz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Evet, teşekkür ediyorum Sayın
Baluken.
VI.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan
Vekili Sadık Yakutun, Kayseri yolunda meydana gelen trafik kazasında
hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet, yaralılara acil
şifalar dilediğine ilişkin açıklaması
BAŞKAN Biz de ölen
vatandaşlarımıza Allahtan rahmet diliyoruz. Milletimizin
başı sağ olsun. Yaralılara da acil şifalar diliyoruz.
Buyurun Sayın Hamzaçebi.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
2.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebinin, CHP Grubu olarak Kayseri yolunda meydana gelen trafik
kazasında hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet,
yaralılara acil şifalar dilediklerine ve trafik kazalarını
önleme konusunda daha ciddi ve titiz çalışmalar yapılması
gerektiğine ilişkin açıklaması
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Kayseri yolunda meydana gelen trafik kazasında
hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allahtan rahmet
diliyorum; ailelerine, yakınlarına ve milletimize sabır ve
başsağlığı diliyorum.
Ve yine, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak trafik
kazalarını önleme, trafik kurallarına uyma konusunda çok daha
ciddi, titiz politikaların uygulanmasını öneriyoruz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Ünal, buyurun.
3.- Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünalın,
AK PARTİ Grubu olarak Kayseri yolunda meydana gelen trafik kazasında
hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet, yaralılara acil
şifalar dilediklerine ve trafik kazalarını önleme konusunda daha
ciddi ve titiz çalışmalar yapılması gerektiğine
ilişkin açıklaması
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Evet, dün gece
gerçekleşen Kayseri yolundaki trafik kazasında 19
vatandaşımız Hakkın rahmetine kavuşmuştur. AK
PARTİ Grubu olarak biz de yakınlarına, sevdiklerine
başsağlığı diliyoruz, hayatını kaybedenlere
Allahtan rahmet diliyoruz.
Ve Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak bu konuya daha
büyük bir hassasiyetle -özellikle ulaşımla ilgili- eğilme
konusunda bir irade ortaya koymak gerektiği konusunda
kararlıyız.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Halaçoğlu, buyurun.
4.- Kayseri Milletvekili Yusuf
Halaçoğlunun, MHP Grubu olarak Kayseri yolunda meydana gelen trafik
kazasında hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet,
yaralılara acil şifalar dilediklerine ve trafik kazalarını
önleme konusunda daha ciddi ve titiz çalışmalar yapılması
gerektiğine ilişkin açıklaması
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
Biz de Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak dün
meydana gelen elim kaza dolayısıyla hayatını kaybeden tüm
vatandaşlarımıza Allahtan rahmet diliyoruz,
yakınlarına sabırlar diliyoruz.
Böyle olayların olmaması için gerekli trafik
kurallarının, yolların daha trafiğe elverişli hâle
getirilmesinin üzerinde durulmasını diliyoruz. Allah bir daha böyle
kazalar yaşatmasın ülkemize. Allah, tekrar, rahmet eylesin
hayatını kaybedenlere.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Genç, buyurun.
KAMER GENÇ (Tunceli) Efendim, dünkü konuşmamda
Sayın İyimaya ve Sayın
Bekir Bozdağa Dinsiz olmuşsunuz. diye bir cümle
geçmiş, ona bir açıklık getirmek istiyorum, 58inci maddeye göre
söz istiyorum efendim.
BÜLENT TURAN (İstanbul) Açıklamasın
Sayın Başkanım, daha neyi
açıklayacak ya?
BAŞKAN Buyurun, iki dakika söz veriyorum.
IV.- GEÇEN TUTANAK HAKKINDA KONUŞMALAR
(Devam)
2.- Tunceli Milletvekili Kamer Gençin,
22/1/2014 tarihli 50nci Birleşimdeki bazı ifadelerini
düzelttiklerine ilişkin konuşması (x)
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; ben dün konuşma yaparken Ahmet İyimaya
ile Bekir Bozdağın önce imam-hatip mezunu olduklarını,
sonradan da hukuk fakültesini bitirdiklerini
Aslında, imam-hatip
okullarını, yüce İslam dininin dürüstlük, doğrulukla ilgili
ilkelerinin insanlara aşılandığı bir okul olarak
biliyorum. Dolayısıyla hem imam-hatip okulunda okuyup da İslam
dininin o yüce değerlerini en iyi şekilde aldıktan sonra, ondan
sonra hukuk fakültesini bitiren kişilerin de -daha mantıklı-
hukuk felsefesini, hukukun genel ilkelerini bilmeleri ve en azından hem eylem
ve işlemlerinde hem yorumlamalarında dürüstçe yorumda
bulunmaları gerektiğini belirttim. Ama, orada, demişim ki siz bu
durumda olmanız lazımken Dinsiz olmuşsunuz. diye bir cümle
geçmiş ağzımdan. Ben bunu böyle ifade ettiğimi
hatırlamıyorum. Zaten, ben kimsenin dini
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
İHSAN ŞENER (Ordu) Zaten, sen ne
konuştuğunun farkında değilsin!
KAMER GENÇ (Devamla)
Ya, bir dakika arkadaşım, bir dakika.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen, Sayın
Genç açıklama yapıyor. Dinleyin lütfen, sabredin.
KAMER GENÇ (Devamla) Ben insanların
inançlarına saygılı bir insanım. Ses kaydını
dinleyeceğim yani eğer böyle bir kelime ağzımdan
çıkmışsa arkadaşlardan özür diliyorum.
AHMET YENİ (Samsun) Her zaman çıkıyor.
BAŞKAN Lütfen, özür diliyor, daha ne istiyorsunuz
sayın milletvekilleri!
KAMER GENÇ (Devamla) Ama Tam tersini
yapıyorsunuz. gibi bir cümle çıkması lazım.
Arkadaşlar, ben Ahmet İyimayayla beraber
çalışmış bir insanım yani ben Ahmet
İyimayanın yerinde olsam -yani, paraya pula ihtiyacı yok- bir
kırmızı plaka için de bu kadar kendimi yanlış
yorumlama
Burada getirilen Hâkimler ve Savcılar Kanunu tamamen yargı
bağımsızlığını elden alıp siyasi
iktidarın eline veriyor. Yani, bir çocuğu da getirseniz, deseniz ki:
Ya, bu Hâkimler ve Savcılar Kurulu teklifi yargı bağımsızlığını,
hâkim teminatını ortadan kaldırıyor mu? Çocuk bile bunu
bildiği hâlde
Siyasi menfaatleri gereği makamları işgal
etmek için insanlar bu kadar kendini değiştirmez, dolayısıyla
menfaati için bu kadar kendi özünden fedakârlık etmez.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
KAMER GENÇ (Devamla) Ben, bunu söyledim.
BAŞKAN Evet, teşekkür ediyorum.
KAMER GENÇ (Devamla) Başka dava açarlarsa
açsınlar. Zaten sizin arkadaşlarınız gidip
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) Dava da
mahkemede.
KAMER GENÇ (Devamla) İşte, Fatma Şahin
35 milyar liralık icra göndermiş bana, Tayyip Erdoğan 8 milyar
icra göndermiş.
BAŞKAN Sayın Genç
Teşekkür ediyorum
Sayın Genç.
KAMER GENÇ (Devamla) Daha, işte bu Meclis
Başkan Vekili bana dava açmış
İHSAN ŞENER (Ordu) Biraz ağzına
sahip ol, ağzına!
KAMER GENÇ (Devamla) Yani, yine davalar geldi.
İHSAN ŞENER (Ordu) Çenene sahip olursan rahat
edersin.
KAMER GENÇ (Devamla) Dolayısıyla, yani ben
davadan kaçmam da
BAŞKAN Sayın Genç, lütfen
KAMER GENÇ (Devamla) Ben, istediğimi söylerim
İHSAN ŞENER (Ordu) Çenene sahip olursan ödeme
yapmazsın.
BAŞKAN Sayın Şener
KAMER GENÇ (Devamla) Benim gerçek düşüncem bu.
BÜLENT TURAN (İstanbul) Beş dakika ara verin
Sayın Başkan.
KAMER GENÇ (Devamla) Onun için ama tabii, Sayın
Başkan Vekili bizi burada konuşturmamak için her tedbiri alıyor.
Teşekkür ederim.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) 50şer bin lira ödersin,
100 bin!
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, gündeme
geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula sunuşları
vardır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının bir tezkeresi vardır, okutup
bilgilerinize sunacağım.
VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi,
Asya Parlamenter Asamblesi, Güneydoğu Avrupa İş Birliği
Süreci Parlamenter Asamblesi, İslam İş Birliği
Teşkilatı Parlamento Birliği, Karadeniz Ekonomik İş
Birliği Parlamenter Asamblesi, Parlamentolar Arası Birlik ve
Türkiye-Avrupa Birliği Karma Parlamento Komisyonunda boşalan
üyeliklere Başkanlık Divanınca uygun bulunan üyelerin isimlerine
ilişkin tezkeresi (3/1365)
22/01/2014
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
28/3/1990 tarihli ve 3620 sayılı Türkiye Büyük
Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun'un 2'nci maddesine göre; Avrupa Konseyi Parlamenter
Meclisi, Asya Parlamenter Asamblesi, Güneydoğu Avrupa
İşbirliği Süreci Parlamenter Asamblesi, İslam
İşbirliği Teşkilatı Parlamento Birliği, Karadeniz
Ekonomik İşbirliği Parlamenter Asamblesi, Parlamentolar
Arası Birlik ve Türkiye-Avrupa Birliği Karma Parlamento Komisyonunda
boşalan üyeliklere, aynı Kanunun 12'nci maddesi uyarınca,
Başkanlık Divanında yapılan incelemeyi müteakiben uygun
bulunan üyelerin isimleri Genel Kurulun bilgilerine sunulur.
Cemil
Çiçek
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
Avrupa
Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) (Asil)
Egemen Bağış (İstanbul) AK PARTİ
Ömer Selvi (Niğde)
AK PARTİ
Avrupa
Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) (Yedek)
Suat Önal (Osmaniye) AK PARTİ
Asya
Parlamenter Asamblesi (APA)
Haydar Akar (Kocaeli) CHP
Güneydoğu
Avrupa İşbirliği Süreci Parlamenter Asamblesi (GDAÜPA)
Ali Şahin (Gaziantep) AK PARTİ
İslam
İşbirliği Teşkilatı Parlamento Birliği
(İSİPAB)
Halil Özcan (Şanlıurfa) AK PARTİ
Karadeniz
Ekonomik İşbirliği Parlamenter Asamblesi (KEİPA)
İhsan Şener (Ordu) AK PARTİ
Parlamentolar
Arası Birlik (PAP)
Alpaslan Kavaklıoğlu (Niğde) AK
PARTİ
Türkiye
Avrupa Birliği Karma Parlamento Komisyonu (Türkiye-AB-KPK)
İlhan Yerlikaya (Konya) AK PARTİ
BAŞKAN Bilgilerinize sunulmuştur.
Meclis araştırması açılmasına
ilişkin üç önerge vardır, okutuyorum:
B) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken ve
22 milletvekilinin, ilköğretim öğrencilerine ücretsiz süt dağıtımıyla
ilgili projenin hazırlanış ve ihale süreci ile öğrencilerin
dağıtılan sütten zehirlenmelerinde sorumlu olanların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergeleri
(10/830)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Millî Eğitim Bakanlığı ve Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının
ortaklaşa gündeme aldığı ve uyguladığı,
kamuoyunda İlköğretim Öğrencilerine Süt
Dağıtımı Projesi olarak bilinen uygulamanın ilk
gününde bini aşkın öğrencinin zehirlenmesi sürecinin ihale
aşamasından dağıtım aşamasına kadar tüm
evrelerinin incelenmesi amacıyla Anayasa'nın 98inci, TBMM
İçtüzüğünün 104 ve 105'inci maddeleri uyarınca Meclis araştırması
açılmasını arz ederiz.
1) İdris Baluken (Bingöl)
2) Pervin Buldan (Iğdır)
3) Hasip Kaplan (Şırnak)
4) Sırrı Sakık (Muş)
5) Murat Bozlak (Adana)
6) Halil Aksoy (Ağrı)
7) Ayla Akat Ata (Batman)
8) Hüsamettin Zenderlioğlu (Bitlis)
9) Emine Ayna (Diyarbakır)
10) Nursel Aydoğan (Diyarbakır)
11) Altan Tan (Diyarbakır)
12) Adil Zozani (Hakkâri)
13) Esat Canan (Hakkâri)
14) Sırrı Süreyya Önder (İstanbul)
15) Sebahat Tuncel (İstanbul)
16) Mülkiye Birtane (Kars)
17) Erol Dora (Mardin)
18) Ertuğrul Kürkcü (Mersin)
19) Demir Çelik (Muş)
20) İbrahim Binici (Şanlıurfa)
21) Nazmi Gür (Van)
22) Özdal Üçer (Van)
23) Leyla Zana (Diyarbakır)
Gerekçe:
İktidara geldiği günden beri AKP
iktidarının belirli aralıklarla ortaya koyduğu popülist
söylemlerin tümü, toplumsal hayat pratiğinde kendine yer bulmadan hayal kırıklıklarına
sebep oldu. Bu hayal kırıklıkları tüm alanlarda kendini
göstermekle beraber faturayı sürekli Türkiye toplumu ödemek zorunda
kaldı.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığının geliştirdiği ve kamuoyuna takdim
ettiği Süt Dağıtım Projesinin, toplamda 32.574 okulda 5
gün süreyle dağıtılacak UHT sütün, 7 milyon 200 bin
öğrenciye 200 mililitrelik kutular hâlinde
dağıtılacağı duyurulmuştu.
Mayıs ayının ilk çeyreği itibariyle
dağıtılmaya başlanan kutu sütlerin ilk içeni Millî
Eğitim ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı oldu.
Fakat dağıtımın olduğu ilk gün, Diyarbakır
başta olmak üzere Edirne, Konya, Sivas, Bingöl, Adana, İzmir,
Antalya, Mardin, Bitlis, Samsun, Kırıkkale, Sakarya gibi Türkiye'nin
birçok ilinde ilköğretimde okuyan öğrenciler zehirlendi. Gün sonu
itibari ile bini aşkın öğrenci dağıtılan sütü
içtiği için hastanelerde tedavi altına alındı.
Söz konusu bu olay, başta halk
sağlığına ilişkin ciddi sorunların
tartışılması zorunluluğunu da ortaya koymuştur.
Bu tartışma süreci gerekliliğini gösteren en iyi örnek de
çocukların zehirlenmesi sonrası kamu ve Hükümet temsilcilerinin
yaptığı açıklamalardır. Diyarbakır Valisi,
olaydan hemen sonra sütü dağıttıran Hükümetin üyesiymiş,
dağıtan şirketin de ortağıymış gibi
zehirlenmenin sütten olmadığını, psikolojik olduğunu
ifade etmiş, ayrıca Sivas Valisi de "Zehirlenme değil,
herhâlde süt biraz bozuk" açıklaması yapmıştır.
Diğer taraftan Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç da "Üzücü bir olay
ama büyütülecek bir durum değil. İlk kez içildiğinden
aşırı doz nedeniyle rahatsızlanmış
olabilirler." açıklaması yaparak zehirlenmiş olan
zihinlerin trajedisini ortaya koymuştur.
Süt dağıtımı başlamadan önce
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının
yaptığı açıklamada, piyasa arz fazlası sütün
dağıtılacağı ifade edilmişti. Dolayısıyla,
bozuk sütün dağıtılmış olma ihtimali de bu
açıklama göz önüne alınınca artmış bulunmaktadır.
Basına da düşen haberlere göre, çocukların zehirlenmesine sebep
olan Adana'daki sütlerin bazılarında son kullanım tarihi olarak
2005 yılı geçmektedir. Böylesi büyük bir projenin ilk gününde
yaşanan bu zehirlenme vakaları, Hükûmetin halk
sağlığına ilişkin sorunlara ne kadar ciddiyetsiz
yaklaştığını göstermektedir.
Sonuç itibarıyla, dağıtılan süt
projesinin hazırlanış süreci, ihale süreci,
dağıtılan sütün sağlık açısından incelenmesi
ve bu vahim olaydan sorumlu olanların açığa
çıkarılması amacıyla bir Meclis araştırması
kurulması gerekmektedir.
2.- Mardin Milletvekili Erol Dora ve 22
milletvekilinin, Mardinde yaşanan elektrik kesintilerinin ve bu
kesintiler nedeniyle meydana gelen can ve mal kayıplarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergeleri (10/831)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Mezopotamya bölgesinin en kadim illerinden biri olan
Mardin'de, trafolarda meydana gelen elektrik dalgalanmalarından
dolayı çok sayıda ölüm vakalarının yanında, maddi
kayıplar da yaşanmaktadır. Elektrik dalgalanmalarından
dolayı can ve maddi kayıplarının
araştırılması ve gerekli tedbirlerin alınması amacıyla
Anayasa'nın 98'inci, TBMM İçtüzüğü'nün 104 ve 105'inci maddeleri
uyarınca Meclis araştırması açılmasını arz
ederiz.
1) Erol Dora (Mardin)
2) Pervin Buldan (Iğdır)
3) Hasip Kaplan (Şırnak)
4) Sırrı Sakık (Muş)
5) Murat Bozlak (Adana)
6) Halil Aksoy (Ağrı)
7) Ayla Akat Ata (Batman)
8) İdris Baluken
(Bingöl)
9) Hüsamettin Zenderlioğlu (Bitlis)
10) Emine Ayna (Diyarbakır)
11) Nursel Aydoğan
(Diyarbakır)
12) Altan Tan (Diyarbakır)
13) Adil Zozani (Hakkâri)
14) Esat Canan (Hakkâri)
15) Sırrı Süreyya Önder (İstanbul)
16) Sebahat Tuncel
(İstanbul)
17) Mülkiye Birtane
(Kars)
18) Ertuğrul Kürkcü
(Mersin)
19) Demir Çelik (Muş)
20) İbrahim Binici
(Şanlıurfa)
21) Nazmi Gür (Van)
22) Özdal Üçer (Van)
23) Leyla Zana (Diyarbakır)
Gerekçe:
Mardin'de trafoların eskiliğinden kaynaklı
olarak yaşanan elektrik dalgalanmalarından dolayı her geçen gün
daha fazla ölüm vakaları yaşanmakta ve maddi kayıplar meydana
gelmektedir. Gün içerisinde defalara elektrik gidip gelmekte, bu yüzden
vatandaşlarımız büyük sıkıntı içine
girmektedirler. Bu bağlamda, gerek merkezde gerekse de hemen tüm ilçelerde
güçlendirilmiş elektrik trafolarına ihtiyaç duyulmaktadır.
Özellikle ilçelere elektrik sağlayan trafolar yirmi yıl öncesinin
şartlarına göre kurulmuş trafolardır. Sorun Mardin'in bütün
ilçeleri için geçerlidir, ancak bazı ilçeler bazında elektrik
sorunlarını kısa özetleyecek olursak;
Nusaybin'de
elektrik dalgalanmalarından dolayı şimdiye kadar ilçenin
çeşitli yerlerinde iki yüzün üzerinde yangın çıkmış,
bu yangınlarda ölümler ve ciddi yaralanmalar yaşanmış,
maddi hasarlar meydana gelmiştir. Elektrik kesintilerinden dolayı
sokak ve caddelerde aydınlatma sorunu yaşanmakta, kadın ve
çocuklar evlerinin dışına çıkamamaktadır. Ayrıca,
taciz ve hırsızlık olayları her geçen gün artmaktadır.
Savur ilçesinde elektriklerin sürekli gidip gelmesi ve
voltajın düşüp birden yükselmesi sonucu halktan birçok kişinin
beyaz eşya ve elektronik aletlerinin arızalanarak
yandığı ve birkaç evde de yangın
çıktığı görülmüştür. Ayrıca, ilçenin
ihtiyacı olan içme suyu pompa kuyularından
sağlandığından elektriklerin kesilmesi hem pompalarda
arızalara neden olmakta hem de ilçenin su ihtiyacının
karşılanamamasına sebep olmaktadır.
Midyat, Mardin'in
en çok turist çeken ilçesi olduğu hâlde aynı sıkıntı
çok daha ciddi boyutlarda yaşanmaktadır. Elektrikten kaynaklanan
arızalardan dolayı ilçe esnafı ve belediye çalışamaz
duruma gelmiştir. Midyat'a yatırım için gelen iş
adamları elektrikte yaşanan sorunları öğrendikten sonra
yatırımdan vazgeçip başka yerlere yönelmektedirler.
Kızıltepe'nin
nüfusu hızla artmasına rağmen trafolardan kaynaklı olarak
elektrik sorunu yaşanmaya devam etmektedir. Kızıltepe'de
elektrik dalgalanmalarından dolayı yaşanan sorun, milyon dolarlarla
ifade edilen maddi hasara yol açmış, organize sanayi içinde yer alan
firmalar alınan siparişleri üretemediğinden siparişlerin
iptal edilmesine neden olmuştur. Kızıltepe Devlet Hastanesinde
iki ay boyunca ameliyat gerçekleştirilememiştir.
Bu sorunlardan hareketle Mardin'deki elektrik
sorunlarından kaynaklanan can ve mal kayıplarının
araştırılması, elektrik dalgalanmalarının önüne
geçilmesi için trafolarla ilgili iyileştirmelerin yapılması ve
gerekli tedbirlerin alınması amacıyla Meclis
araştırması talep ediyoruz.
3.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve 19
milletvekilinin, trafik kazalarının nedenlerinin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergeleri (10/832)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Trafik
kazalarının nedenlerinin araştırılarak yapılacak
yasal düzenlemeler de dâhil olmak üzere alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Anayasa'nın 98'inci, TBMM
İçtüzüğünün 104'üncü ve 105'inci maddeleri gereğince Meclis
araştırması açılmasını arz ederiz. 3/5/2012
1)
Erkan Akçay (Manisa)
2)
Oktay Vural (İzmir)
3)
Seyfettin Yılmaz (Adana)
4)
Mehmet Şandır (Mersin)
5)
Ali Uzunırmak (Aydın)
6)
Ali Öz (Mersin)
7)
Emin Çınar (Kastamonu)
8)
Hasan Hüseyin Türkoğlu (Osmaniye)
9)
Celal Adan (İstanbul)
10)
Sümer Oral (Manisa)
11)
Alim Işık (Kütahya)
12)
Murat Başesgioğlu (İstanbul)
13)
Sinan Oğan (Iğdır)
14)
Ali Halaman (Adana)
15)
Mustafa Kalaycı (Konya)
16)
Muharrem Varlı (Adana)
17)
Yusuf Halaçoğlu (Kayseri)
18)
D. Ali Torlak (İstanbul)
19)
Mesut Dedeoğlu (Kahramanmaraş)
20)
Mehmet Günal (Antalya)
Gerekçe:
Dünyada her sene trafik kazalarından 50
milyon insan yaralanmakta, 1,2 milyon kişi ölmektedir. Dünya
Sağlık Örgütü tahminlerine göre 2004 yılında 9'uncu
sırada olan trafik kazalarına bağlı ölümlerin
sayısı 2030 yılında 2,4 milyona ulaşacak ve trafik
kazalarına bağlı ölümlerin sayısı 5'inci sıraya
yükselecektir. Her sene ülkelerin gayrisafi millî hasılasının
yüzde 4ü trafik kazaları nedeniyle kaybedilmektedir.
Dünya
Sağlık Örgütüne göre trafik kazalarında hayatını
kaybedenlerin sayısı, olay mahallinde veya
kaldırıldığı sağlık kuruluşunda otuz
gün içerisinde gerçekleşen ölüm olgularını kapsamaktadır.
Ancak bu tanımlama, ülkelere göre, olay anını izleyen yedi gün
ile bir yıla kadar değişmektedir. Bu nedenle, ülkeler
arasında sağlıklı bir karşılaştırma
yapılamamaktadır.
Trafik
kazalarında, sürücüler, yayalar, yol durumu ve araç tasarımı
olmak üzere 4 temel faktör rol oynamaktadır. Yolları güvenli yapmak,
yol güvenliği için multidisipliner bir yaklaşım
geliştirmek, taşıtlar için güvenli standartlar koymak, güvenli
bir yaşam için kanunlar koymak hükûmetlerin sorumluluğundadır.
Türkiye,
trafik kazalarının genel görünümü açısından Avrupa
Birliği ülkeleri ortalamasına yakındır ancak kazalarda
yaralanma ve ölümcüllük oranı AB ülkelerinden daha yüksektir. Ayrıca
ülkemizde polis kayıtları, olay yerindeki ölümleri dikkate
almaktadır. Olay dışındaki ölümler kayıtlarda
görünmediği için trafik kazası ölümlerinde göreceli bir azalma gözlenmektedir.
Daha kesin bir yorumlama yapabilmek için hastane ölümlerinin de mutlaka
kayıtlanması ve olay yeri verileri ile birleştirilmesi gerekir.
Emniyet
Genel Müdürlüğü Trafik Eğitim ve Araştırma Dairesi
Başkanlığı 2011 verilerine göre kaza sayısı kayıtlarda
yaz aylarında fazla olmakla beraber, özellikle kış
aylarında hafif hasarlı kazalarda tarafların
anlaştığı durumlar istatistiklere
yansımamaktadır.
Halk
sağlığı disiplinine göre bir sorunun önem veya
önceliğe sahip olup olmadığı üç büyüklük ile değerlendirilir.
Bunlar, toplumdaki yaygınlığı, ölüm ve sakatlık yapma
boyutu ve neden olduğu ekonomik kaybın boyutudur. Trafik
kazaları içinde önem ve öncelik irdelenirken bu 3 alandaki
boyutlarını değerlendirilmesi gerekir.
Türkiye'de
trafik kazaları verilerine bakıldığında 1970-2011
yılları arasında kayıtlara giren kaza sayısı 13
milyon 153 bin 77'dir. Bu kazalarda 3 milyon 693 bin 880 kişi
yaralanmış 215.309 kişi ise hayatını
kaybetmiştir.
2002
yılında 439.958 trafik kazasında 116.045 kişi
yaralanmış, 4.169 kişi hayatını kaybetmiştir.
2011 yılında 1 milyon 248 bin 9 trafik kazasında 237.021
kişi yaralanmış, 3.821 kişi hayatını
kaybetmiştir. Bu kazalardan polis ve jandarmanın ilgilendiği
311.732 kazada 1 milyar 190 milyon liralık maddi hasar
oluşmuştur.
2012
yılının ilk üç ayında 311.572 trafik kazasında 46.616
kişi yaralanmış, 551 kişi hayatını
kaybetmiştir. Polis ve jandarmanın ilgilendiği 74.429 kazada 300
milyonluk liralık maddi hasar tespit edilmiştir.
Türkiye'de
1965 yılında 36 dakikada 1 trafik kazası olurken 2005
yılında 51 saniyede, 2011 yılında 25 saniyede 1 trafik
kazası yaşanmıştır.
2003
yılında enfeksiyon nedeniyle hastanelerde yatan 214.047 kişiden
2.766'sı hayatını kaybederken aynı yıl trafik
kazalarında 117.551 kişi yaralanmış ve 3.959 kişi hayatını
kaybetmiştir. 2006 yılında bildirimi zorunlu 17 hastalıktan
63.528 bildirim yapılmışken aynı yıl 728.755 trafik
kazasında 169.080 kişi yaralanmıştır. Bu veriler
Türkiye'de trafik kazalarının önemli ve öncelikli bir halk
sağlığı sorunu olduğunu göstermektedir.
Trafik
kazalarında ekonomik kayıplar, maddi yıkım,
yaralananların tedavisi için yapılan tıbbi harcamalar ve kazaya
karışanların iş gücü kaybı ile sakatlananların
iş gücü kayıpları toplamından oluşmaktadır.
Kayıtlar düzenli ve yeterli olmadığı için bu
kayıpların tamamı elde edilememekte yalnızca maddi zarar
tahmin edilebilmektedir.
Türkiye'deki
trafik kazalarının daha ayrıntılı bir analizinin
yapılabilmesi için polis ve jandarma bölgesi kayıtları ve
yayınlarının aynı standarda getirilmesi ve birleştirilmesi
gerekmektedir.
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler
gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması
açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler,
sırası geldiğinde yapılacaktır.
Barış ve Demokrasi Partisi Grubunun İç
Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
VIII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- BDP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi
gündeminin Genel Görüşme ve Meclis Araştırması
Yapılmasına Dair Öngörüşmeler kısmında yer alan,
seçim ve partiler rejiminin yol açtığı sorunların tüm
boyutlarıyla araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin (10/104) görüşmelerinin Genel
Kurulun 23 Ocak 2014 Perşembe günkü birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi
23/01/2014
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulunun 23/01/2014 Perşembe günü
(bugün) yaptığı toplantısında siyasi parti
grupları arasında oy birliği
sağlanamadığından, grubumuzun aşağıdaki
önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi gereğince Genel Kurulun
oylarına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
İdris
Baluken
Bingöl
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel
Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair
Öngörüşmeler kısmında yer alan (10/104) seçim ve partiler
rejiminin yol açtığı sorunların tüm boyutlarıyla
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önerilerin görüşülmesinin Genel Kurulun 23/01/2014
Perşembe günlü birleşiminde birlikte yapılması
önerilmiştir.
BAŞKAN Barış ve Demokrasi Partisi grup
önerisi lehinde söz isteyen Hasip Kaplan, Şırnak Milletvekili. (BDP
sıralarından alkışlar)
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına söz
aldım.
Araştırma önergemiz, adil bir temsil
Eğer
Milletin iradesine saygı gösteriyorum. diyorsa siyasi partiler,
egemenlik kayıtsız şartsız milletinse eğer, seçim
şartlarının adil, eşit olması ve milletin
adayını da özgürce seçmesi, oyunu da özgürce kullanması,
barajlara takılmadan demokratik bir sistemin işlemesi demokrasinin
özüdür. Eğer demokrasinin özü olan bu konuda siz bunlara uymuyorsanız
onun adı demokrasi değil, ona otokrasi mi dersiniz, totokrasi mi
dersiniz, diktatörlük mü dersiniz, Uganda rejimi mi dersiniz
Biliyorsunuz,
Ugandada başkanın istediği partiler seçime girebiliyor, herkes
giremiyor; öyle bir durum var.
Şimdi, Türkiyede seçim sathı mailine
girmiş durumdayız, yerel seçimler var. Arkasından,
ağustosta Cumhurbaşkanlığı seçimi var, hemen
arkasından, 2015te de genel seçimler var, milletvekili seçimleri. Peki,
biz hangi seçim sistemiyle otuz dört senedir bunu yürütüyoruz? Kenan Evren ve 4
arkadaşı geldi -5 general- bir darbe yaptı, sonra apoletleriyle
gelip bu kürsülere oturdular. Bütün partileri kapatıp liderlerini de
Zincirbozana gönderdiler. Bu apoletleriyle burada otururken de bir Seçmen
Kütükleri Yasası çıkardılar, Siyasi Partiler Yasası
çıkardılar, sonra yüzde 10 barajını çıkardılar.
Yüzde 10 barajı olmazsa kimse milletvekili çıkaramaz. dediler,
milletin iradesine baraj koydular. Sonra, yüzde 7 hazine yardımı barajını
koydular 3 parti sadece bundan nemalansın diye.
Şimdi, bu sistem ne doğurdu? Arkadaşlar,
parti örgütlerinde parti içi hukuku yok saydırdı. Ön seçim, temayül
yoklaması hikâye; bunların hepsi her partinin kendi sistemine göre
yaptığı bir sisteme dönüştürüldü. Parti içi hukuk yok
edildi. Parti içi hukukun yok edilmesinin ardından siyasi anlamda lider
sultaları gelişti ülkemizde; partiler bir yana, liderler bir yana.
Lider ne derse o kanun oldu, lider ne derse o aday oldu, lider ne derse o
başkan oldu, lider ne derse o milletvekili oldu, lider ne derse o bakan
oldu.
Şimdi, arkadaşlar, bu sistemi, siz, 77 milyon
nüfusa erişmiş Türkiyede, Türkiye'nin demokrasisini konuşurken,
1961 Anayasasından bu yana siyasi parti faaliyetleri Anayasa Mahkemesinin
denetimine tabi iken özel yetkili mahkemeler ve gizli dinlemelerle bütün siyasi
parti faaliyetlerini terör suçu veya farklı anlamlarda
değerlendirdiğiniz zaman o özel yetkili mahkemeler, birilerine
bölücü dedi, birilerine mürteci dedi, birilerine Devletin müesses
nizamını yıkıyorsun. dedi; kimine Ergenekoncu dedi,
kimine KCKli dedi. Kimine de, o özel yetkili mahkemeler, geldi, bumerang
gibi dönüp 17 Aralıkta Sizler de yolsuzluk yapıyorsunuz. deyip o
sistemin çarklarını çalıştırmaya başladılar.
Bunun denetimi var mı? Yok arkadaşlar. Siz otuz dört yıl sonra
bu Meclisin kapatıldığı, partilerin
kapatıldığı, bütün milletvekillerinin
kaldırıldığı o dönemde bu Mecliste 5 milletvekilinin
avukatlığını yapmıştım ben. Sayın
Anadol, o zaman Grup Başkan Vekiliydi burada, söylemiştim; Nurettin
Yılmaz, Mardin bağımsız milletvekili. Biz bunları
İstanbul Selimiyede başsavcının odasına
getirdiğimiz zaman tutuklamaları çıkmış olan milletvekillerini
ricayla, minnetle iki günde teslim edebildim arkadaşlar.
Şimdi, bu sistemden geldik yerel seçimlere. Dün yurt
dışındaydım, yurt dışında 7-8 büyükelçiyle
konuşmuştum, hiçbirisinin yurt dışı seçmen
kütüğünden bihaber- haberi yok. Orada adrese dayalı kayıt
sistemi yok arkadaşlar, orada çifte vatandaşlık var. Hangi
bünyede sandık kuracaksın? Hangi yere seçim kurulu kuracaksın?
Elçiliğe mi kuracaksın, konsolosluğa mı kuracaksın
belli değil. Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve
milletvekili seçimleri şimdiden tehdit altındadır.
Arkadaşlar, 3 milyon yüzer gezer oy var, 3 milyon oy
geziyor. Şimdi, sizi Şırnaka götüreceğim, sadece kendi
ilimden birkaç örnek vereceğim. Bakın, bizim ilimizde
Fındık diye bir belde var arkadaşlar, Güçlükonaka
bağlı. Şimdi, bakın, bu beldede -belde, küçük yer yani
seçmen sayısı 1.500- burada 170 astsubayı, subayı ve
uzatmalı çavuşu, başka taburlarda, köylerde görev yapıp
lojmanları olmasına rağmen, getirip buraya kaydetmişler.
Size şöyle belgeleriyle
Bunlar resmî başvuralar, avukatların.
Ama en vahimi şu seçmen listeleridir arkadaşlar. Ya, Allah
aşkına, burada birisi, demokrasi adına, milletin iradesi
adına, çıkıp, şöyle, 25 astsubayın bir konutta,
örneğin 6ncı Sokakta veya Yıldız Sokakta bir evde ikamet
ettiğinin yasal, ahlaki, insani, normal cevabını verebilir mi
bana? Yok. Peki, bunu burada yapmıyorsunuz. Bakın, listelerin hepsi
tek tek elimize ulaştı. Avukatlar itiraz ediyor, kaydedilmediği
için ilçe seçim bir şey yapamıyor.
Geliyoruz Hilal beldesine. 176 görevliyi
Orada tabur
komutanı lojmanı var. Orası muhtarlık. Muhtarlıkta da
oy kullanabilir ama illa ki Hilal beldesinde oy kullanacak. Niye? Belediye
Başkanını da seçsinler. diye. Onunla ilgili de Hilal
beldemizde
Bakın arkadaşlar, şunlar da aynen gördükleriniz. Ya,
bu devletin subayına, astsubayına yakışır mı bu?
Arkadaşlar, söyler misiniz, kaymakamlar, valiler, ilçe seçim hâkimleri ne
işe yarıyorlar? Onlara, bir beldede bir korucuyu, illa AK PARTİ
iktidarından birini tekrar başkan seçtirmek için, orada gidip bu AK
PARTİye güç vermek için bu kadar gayrimeşru, hukuk
dışı, suç işleyen, evrakta sahtekârlık, adreste
sahtekârlık, bunu yapan bir konuma düşmek, bu zül yakışır
mı arkadaşlar?
Bakın, Şenoba beldesinde askerî üs bölgelerinin
hepsi köylere bağlı. 276 subayı, astsubayı, uzatmalı
çavuşu getirip Şenoba beldesine kaydetmişler. Bunlar da
onların belgeleri arkadaşlar. Şimdi, Allah aşkına,
söyler misiniz, yakışıyor mu? Bu seçime bu kadar göz göre göre
hile katmak yakışıyor mu bu ülkeye? Bakın şunlara,
bakın. Bunlar sahte, bunlar kamu görevlisi, bunlar rütbeli. Bunlar, bu
Hükûmetin zamanında Bunlar devlete de darbe yapıyorlar, Hükûmete
darbe yapıyorlar. diye 460 generalini, subayını içeri
attığı bu camia gelmiş, ne sendromu yaşıyor?
Sırf BDP kazanmasın diye 1.000-1.500 seçmenli beldelerimize
kayıt yapıp seçime hile karıştırıyor. Bu,
milletin özgür iradesine haksızlıktır, hukuksuzluktur,
adaletsizliktir ve bunu şikâyet ediyoruz. Peşini
bırakmayacağız. Eğer özgür iradeyse, özgür seçimse
sandığa güvenen sandığa gelsin diyorum, saygılar
sunuyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
BÜLENT TURAN (İstanbul) Sandık mücadelemiz
olacak hep beraber, sizin de bizim de.
HASİP KAPLAN (Şırnak) O
sahtekârlığı yapmasalar çok güzel olacak, sandık güzel
olacak.
RECEP ÖZEL (Isparta) Yapan yanlış
yapıyor.
BAŞKAN Barış ve Demokrasi Partisi grup
önerisi aleyhinde söz isteyen Hilmi Bilgin, Sivas Milletvekili. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
HİLMİ BİLGİN (Sivas) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Barış ve Demokrasi Partisi
Meclis Grubu tarafından, seçim ve partiler rejiminin yol
açtığı sorunların araştırılması ve
yapılması gereken düzenlemelerin belirlenmesi amacıyla
Anayasanın ve İç Tüzükün ilgili maddelerince verilen Meclis
araştırma önergesinin gündeme alınmasına dair grup önerisi
aleyhinde söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle sizleri ve aziz
milletimizi saygıyla selamlıyorum.
14 Ağustos 2001 tarihinde kurulup ve
kuruluşundan yaklaşık bir sene sonra, 3 Kasım 2002
tarihinde yüzde 34 oy oranıyla iktidara gelen partimiz, o günden bugüne
kadar yapılan tüm seçimlerde, gerek genel seçimlerde gerek mahalli
idareler seçimlerinde gerekse halk oylamalarında milletimizin artan bir
şekilde desteğini alarak bugün millete hizmet etme yolunda milletten
aldığı vekâletle görevini devam ettirmektedir.
AK PARTİ sözcüleri olarak bizler, her kürsüye
çıktığımızda ve her konuşmamızda çözüm
olarak sandığı göstermiş bulunuyoruz. Biraz önce, benden
önce hitap eden Sayın Hasip Beyin de 30 Martı göstermesi, çözüm
olarak siyaseti göstermesi, milleti göstermesini de bu noktada önemsiyoruz.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Hilesiz 30 Mart
HİLMİ BİLGİN (Devamla) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Meclis önergesinin gerekçesine
baktığımız zaman, Partilerde genel başkanlar
değişemiyor, kadroları da lider sultası da devam ediyor.
Yaşlılar çok, gençler az; erkekler çok, kadınlar az. Parti içi
demokrasi ve hukuk işlemiyor. Adaylar ön seçim yerine merkezî yoklama ve
tayin sistemiyle belirleniyor. Yine devam ediyor: Bunun sonucu olarak
merkez, statükocu, resmî söylemci, tabucu, tembel oluyor. Projeler ortaya
çıkmıyor. Değişim, dönüşümün önü kesiliyor. Parti
tüzükleri rakip aday çıkmasını engelliyor, demokratik bir
yarış olmuyor. Devam ediyorum, gerekçeden okuyorum: Seçimlerde
yüzde 10 barajı konularak halkın kendi adaylarını özgürce
seçmesi engelleniyor. Az oyla çok milletvekili çıkarma devam ediyor.
Hazine yardımına yüzde 7 barajı konularak Mecliste grubu olan
partilerin dahi yardım alması engelleniyor. Parti kapatma,
adaylık, yasaklama mevzuatın ayrılmaz parçası hâline
getiriliyor. Türkiyede kırk yılda liderler aynı, partiler
değişmiyorsa bunun nedeni seçim sistemi, yasaları ve
antidemokratik mevzuattır. Okuduğum kısmı Barış
ve Demokrasi Partisinin verdiği önergenin gerekçesinden aldım.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 30
Eylül 2013 tarihinde Sayın Başbakanımız Recep Tayyip
Erdoğan aziz milletimize demokratikleşme paketi adı
altında bir kısım yasal düzenlemeler açıkladı. Bu
paketi incelediğimizde, özünde ne vardı? Öncelikle, seçim barajı
sisteminin kaldırılması veya düşürülmesi noktasında
partilere üç öneride bulunduk. Bu önerimiz hem CHPye hem MHPye hem BDPye
idi. Ne önerdik? Bir: Mevcut sistem devam edebilir. İki: Barajı yüzde
5e düşürebiliriz ve beşli daraltılmış bölge sistemine
geçebiliriz. Üç: Sıfır baraj ve dar bölge sistemine geçebiliriz. Bunu
Sayın Başbakanımızın kamuoyuyla, sivil toplum
örgütüyle ve partilerle paylaştığı tarih ne zaman? 30 Eylül
2013. Bu düzenlemeleri de içinde bulunduran Hükûmet tasarısının
Meclise sevk tarihi 5/12/2013. Yaklaşık iki buçuk ay boyunca
partilerden, muhalefet partilerinden, baraja itiraz eden, seçim sistemine
itiraz eden ve buraya her çıktıklarında konuşan partilerden
bugüne kadar Sayın Başbakanımızın önerisi
hakkında biz herhangi bir öneri duymadık, milletimiz de duymadı.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Anayasa Uzlaşma
Komisyonundaki üyelerinize sorun. Partilerin teklifi orada.
HİLMİ BİLGİN (Devamla) Yine,
bahsetmiş olduğumuz demokratikleşme paketini incelediğimiz
zaman ne görüyoruz? Partilerin teşkilatlanmasını
kolaylaştırmak için beldelerde teşkilatlanma zorunluluğu
var mevcut düzenlemede, bunu ortadan kaldırıyoruz.
Yine, muhalefetin şikâyet ettiği Hazine
yardımı noktasındaki yüzde 7 oy kotasını yüzde 3e
çekiyoruz.
Siyasi partilerde, BDPde uygulanan bir sistem olan
eş genel başkanlık sistemini -en fazla 2 eş genel
başkan olmak kaydıyla- getiriyoruz.
Yine, siyasi partilerin hem ön seçimlerde hem de
seçimlerde farklı dil ve lehçelerde siyasi propaganda imkânının
önünü açıyoruz.
Mevcut düzenlemeleri de içinde bulunduran Hükûmet
tasarısı Anayasa Komisyonuna sevk edilmiş, Anayasa Komisyonunda
görüşülmüş ve şu anda da alt komisyonda görüşmeleri devam
edecektir, inşallah en kısa zamanda Meclisin gündemine gelecektir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
muhalefet partileri
Geçmişte birçok partisi kapanan ve grup önerisini de
veren BDPnin daha çok kullandığı parti kapatmayla ilgili,
biliyorsunuz, bu Meclis 2010 referandumu öncesinde, 12 Eylül 2010da bir
anayasa paketini hazırladı ve milletin iradesine sundu. Bu pakette,
burada 330 oy alamayarak düşen bir madde vardı. Neydi bu madde?
Siyasi partilerin kapatılmasını sistemin dışına
çıkarıyordu, zorlaştırıyordu. Maalesef, her kürsüye
çıktığında, her mikrofonu eline aldığında
konuşan muhalefet partileri, o gün bu konuda samimi
olmadıklarını ortaya koymuşlar, Meclise gelmemişler ve
bu maddeye destek vermemişlerdir. Bunun doğal sonucu olarak da milletin
beklentisine, milletin talebine uygun olarak siyaset yapmadıkları
için de her seçimde millet mevcut muhalefet partilerini taca
atmıştır ve önümüzdeki 30 Martta da, şu anki son siyasi
gelişmelere de farklı bakış açıları
dolayısıyla yine 30 Martta da millet tarafından siyasi partiler
taca atılacaktır. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Evet, gerekçeye baktığımız zaman
gerekçede ne diyor? Liderler değişmiyor, kadrolar
değişmiyor diyor.
FARUK BAL (Konya) Kutularla beraber, kutularla.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Dolmalık biber var
zaten o kutularda.
HİLMİ BİLGİN (Devamla) AK
PARTİ Tüzüğü, 2001 tarihinde kurduğumuz ve
yazdığımız tüzüğümüzde -hepiniz biliyorsunuz- üç dönem
kuralı var.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sen Genel Kurula bak, Genel
Kurula. Hırsızlara bak, bize bakma.
HİLMİ BİLGİN (Devamla) Şu anda
Tüzüğümüzde olan üç dönem kuralı, teşkilatlarımızda,
il teşkilatlarımızda, belde teşkilatlarımızda ve
belediye başkanlarımızda uygulanmaktadır.
İnşallah, önümüzdeki dönemde de kurulacaktır.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Hırsızlara bak sen!
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Hangi
hırsızlar? Hangi hırsızlar? İfadelerine dikkat et.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Doğru konuşsana
sen. Sen doğru konuşsana. Yazıklar olsun sana!
HİLMİ BİLGİN (Devamla) Siz sadece
konuşursunuz, siz sadece konuşursunuz. Millet sizi çok iyi biliyor ve
size de her seçimde cevabını veriyor; onun için size cevap dahi
vermiyoruz biz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Gene verecek, gene
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Millet biliyor, kutuları
da biliyor kasaları da biliyor.
HİLMİ BİLGİN (Devamla) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; adaletten, özgürlükten bahsedenler
-biraz önce de bahsettiğim gibi- Anayasa değişikliğinde
Meclise gelmeyerek, mevcut yasa değişikliğine onay vermeyerek
nasıl statükodan yana ve nasıl tabucu olduklarını ortaya
koymuşlardır. Siz çıkacaksınız parti kapatmadan
şikâyet edeceksiniz ve gelen bir değişikliğe de hiçbir
haklı gerekçeniz yokken destek vermeyeceksiniz; sonra da
çıkacaksınız milletten destek isteyeceksiniz. Bu aziz millet
sizin bu tavrınızı çok iyi biliyor, bunun cevabını da
tekrar 30 Martta inşallah gösterecektir.
HAKAN
ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Sana dava açacağız. Sen bize
hırsız dedin.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sen, ustana git sor, ustana.
Ustan var ya ustan, ona git sor.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Sayın
Başkanım, bu grubu işaret ederek sürekli hakaret ediyor, sürekli
hakaret ediyor.
HAKAN
ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Lütfü Türkkan hırsızlar diye
hitap edemez, buradan özür dilemesi gerekiyor.
BAŞKAN
Evet, lütfen
HİLMİ BİLGİN (Devamla) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yine, araştırma
önergesinin gerekçesine baktığımız zaman kadınlara
siyasetin yolunu açmaktan, gençlere siyasetin yolunu açmaktan bahsediyor.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Ustana git sor, ustana.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Bir kere daha söyle, bir
kere; bir kere daha söyle.
BAŞKAN
Sayın Türkkan lütfen
Sayın Türkkan
HİLMİ BİLGİN (Devamla) Evet, bugün,
bu Türkiye, bu Meclis geçmişte yaşamaması gereken, bu milletin
arzu etmediği sahneleri yaşamıştır.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sen var ya, tın tın
tın
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Sayın
Başkanım, ikaz edin, sürekli küfrediyor. Sürekli hakaret ediyor.
BAŞKAN
Söylüyorum
Sayın Türkkan
HİLMİ BİLGİN (Devamla)
Geçmişte Merve Kavakçı Hanımefendi milletin oyuyla seçilip bu
Meclise geldiği zaman siyasi geçmişinizle siyasi temsilci olan ve
siyaset yaptığınız parti, burada Bu Hanıma haddini
bildirin. diyerek bu kürsüyü işgal etmiş ve Merve Hanımı
haksız olarak dışarı atmıştır.
İşte bugün, burada, bu Meclisin içinde başörtülü
kardeşlerimiz, milletin oyuyla seçilen milletin temsilcileri siyaset
yapmaktadır ve rejime de, sisteme de hiçbir şey olmamaktadır.
İşte millet, sizin samimiyetinizi her durumda test ediyor ve test
etmiştir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Yine, 2007 seçimleri
sonrası Milliyetçi Hareket Partisinin de vermiş olduğu
destekle üniversitelerde başörtüsünün önünü açacak yasal düzenleme bu
Meclisten geçmiştir. Yine, sizlerin aracılığıyla
Anayasa Mahkemesine götürülmüş ve o sorun, bugün yine AK PARTİ
iktidarı tarafından çözülmüştür.
Şimdi, yine bakıyoruz, başörtülü
kızlarımız, bacılarımız devlet dairelerinde de,
Mecliste de, üniversitelerde de rahatça eğitimlerini almakta, görevlerini
yapmakta, yine sistemde bir sıkıntı yok
HASAN ÖREN (Manisa) Bıkmadınız mı
bundan, bunun üzerinden rant sağlamaktan? Kalmadı sermayeniz
HİLMİ BİLGİN (Devamla) -
yine sistem
çatırdamamıştır.
Bugün, Türkiyede kendisini muhalefet addeden partiler
cumhuriyetin kurulduğu günden bugüne kadar bu milleti korkutmak
istemişler, korkutmaya çalışmışlardır.
İşte, AK PARTİ 2001den bugüne kadar bu milletin geçmişte
korkutulduğu her türlü korkuyla yüzleşmiş, her türlü vesayeti
ortadan kaldırmış ve aynı şekilde devam etmektedir.
(CHP sıralarından gürültüler)
Son söz olarak şunu söylüyorum: Siz, 17
Aralıkta başlayan süreci de yanlış okumaktasınız,
yanlış değerlendirmektesiniz ve onun için de şundan emin
olun ki 30 Martta bu millet size bu süreci nasıl yönettiğinizin
cevabını verecektir.
Ben bu duygu ve düşüncelerle yapılan her türlü
demokratik girişimi desteklediğimizi ve demokratikleşmenin devam
edeceğini beyan ediyor, grup önerisinin aleyhinde olduğumuzu, mevcut
gündemle çalışmamızın gerektiğine inanıyor, hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
MUHARREM İNCE (Yalova) Sayın Başkan
FARUK BAL (Konya) Sayın Başkan
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın
Başkan
BAŞKAN - Sayın İnce, isterseniz böyle
sıradan başlayın.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın
Başkan, bizim araştırma önergemiz başka, bizim
söylediklerimiz başka, sayın konuşmacının söyledikleri
bambaşka bir tablodan çıkıyor. O kadar çok polemike yönelik
yanlış beyanda
Düzeltme gereği duyuyorum.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Kaplan, iki dakika söz
veriyorum.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Hazine
yardımlarını da hatırlat Hasip Bey.
IX.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplanın, Sivas Milletvekili Hilmi Bilginin BDP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşması sırasında Barış
ve Demokrasi Partisine sataşması nedeniyle konuşması
HASİP KAPLAN (Şırnak) Bakan, hazine
yardımı alıyorsunuz ya 300 trilyon lira vatandaşın
vergisinden, bizim aldığımız 3 milyon
Vatandaşın
verdiği vergiyi yiyorsunuz ya seçim parası olarak, haram olsun size!
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Bin kere
HASİP KAPLAN (Devamla) - Haram olsun, yiyen herkese
haram olsun! Helal olsun. diyen bir babayiğit varsa çıksın gelsin, kürsüde desin.
Sayın Ünal çok iyi bilir. 25 maddelik bir
demokratikleşme paketi sunduk, biz bu pakette ve dışarıda
inanın her zaman çok net Baraj kalksın. dedik, istikrar
diyorsanız en fazla 3 olsun, CHP 5 olsun. dedi; siz buna yanaşmadınız.
Siz Kenan Evrenin bir önerisini getirdiniz. Niye kabul etmiyorsunuz?
diyorsunuz, etmiyoruz arkadaşlar.
Bakın, Hazine yardımını da
kaldırın. dedik, siz yine hileye başvurdunuz. Yerel seçimde
yüzde 3 şartını koydunuz bu pakete, bu pakette de gelmedi,
paketin içinde de yok. Burada da yanlış yaptınız.
HİLMİ BİLGİN (Sivas) Var var,
pakette var.
HASİP KAPLAN (Devamla) - Kadın temsili konusuna
gelince
Bakın arkadaşlar, kadın temsili konusunda ne siz, ne
sizin şecereniz ne Türkiye Cumhuriyetinde gelen giden partiler ne
Avrupada gelenler ne Amerikada ne Çinde gelen, dünyadaki hiçbir ülke
kadın temsili konusunda Barış ve Demokrasi Partisine ders
veremez. (BDP sıralarından alkışlar) Biz dünya rekoru kırmışız,
dünya. Varsa dünya rekorumuzu kıracak bir ülke gösterin kadın temsili
konusunda da gelin bize söyleyin.
Başörtüsünü siz tek başınıza ilelebet
kaldıramazdınız. Şükredin, üç tane parti, muhalefet partisi
burada sağduyuyla, diyalogla bu sorunu aşmıştır, çok
da güzel olmuştur.
HİLMİ BİLGİN (Sivas) Teşekkür
ettik.
HASİP KAPLAN (Devamla) - Siz daha dün referandumda
oy istediklerinizi bugün getirmişsiniz Mecliste kaldırıyorsunuz
keyfinize göre. Demokratikleşme böyledir!
Onun için, ben, dediklerinin neresini düzelteyim?
Söylediğin başka, tamburun başka söyler. Ya, bunu bu kadar da
kargaşaya boğmayın, biraz dürüst olun. Dürüstlüğe davet
ediyorum sizi.
Saygılarımla. (BDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Bal, buyurun, siz niye söz istediniz? Sözleri
belirtelim ki tutanaklara geçelim, onun için.
FARUK BAL (Konya) - Biraz önce konuşan hatip gerek
parti kapatma konusunda gerekse Sayın Başbakanın önermiş
olduğunu iddia ettiği üç konuyla ilgili Milliyetçi Hareket Partisinin
de sessiz kaldığı ve bunun millet tarafından
görüldüğünü
Bir de samimiyet dedi, ne samimiyeti göreceğiz
şimdi
BÜLENT TURAN (İstanbul) O zaman üç öneriden
hangisini önerdiklerini biz de bilelim Sayın Başkan.
BAŞKAN Buyurun, sataşma nedeniyle iki dakika
söz veriyorum.
2.- Konya Milletvekili Faruk Balın, Sivas
Milletvekili Hilmi Bilginin BDP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında Milliyetçi Hareket Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
FARUK BAL (Konya) Tabii, Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Ağzı olan konuşuyor. diye bir
laf var. Temenni ederiz ki kulağı olanlar da duymasını
bilsin.
Biraz önce konuşan hatip dedi ki: Parti kapatma
konusunda Meclise gelmediniz. Gelmeyiz çünkü siz bir ihanet tasarısı
getirdiniz parti kapatmada çünkü siz bölücülüğü, bölgeciliği, bu
milletin milletinden parça, toprağından toprak isteyenlere hiç
kapatılmamak şartıyla parti kapatmayı yasaklayan bir
Anayasa değişikliği getirdiniz. Sağ olsun AKPnin
içerisindeki vatansever insanlar da gelmedi, bir tek biz değil, biz geldik
hayır dedik, gelmeyenler ayrı ama AKPnin içinden vatan seven
insanlar da çıktı ve o ihanet maddesini Anayasa
değişikliğinden çıkardı.
HİLMİ BİLGİN (Sivas) Sizde
vatanseverlik ölçüsü mü var?
FARUK BAL (Devamla) - Evet, ben, gelmeyenleri ifade
ediyorum.
Sayın Başkan, Başbakanın üç tane
önerisi olduğunu söyledi. Allah aşkına, şu bir öneri mi:
Bugünkü durum aynen devam etsin, yüzde 10. Bu öneri mi? Böyle bir öneri
olabilir mi?
HİLMİ BİLGİN (Sivas) Diğerleri
ne?
BÜLENT TURAN (İstanbul) - Diğerlerine gelelim.
FARUK BAL (Devamla) Demek ki ağzı olanın
konuşmaması, biraz dinlemesini bilmesi lazım.
İki: Demokratikleşmeye bakın. Seçim
bölgelerini 5 milletvekiline indireceğiz, yüzde 10 barajını da
5e düşüreceğiz. Bunun Türkçe anlamı, Seçim barajını
yüzde 20ye çıkarıyorum. demektir. Matematik bilmiyor musunuz?
Aklınız, izanınınız, ölçünüz, hesabınız
kitabınız yok mu?
İDRİS ŞAHİN (Çankırı) -
Niye, siz iktidara gelmek istemiyor musunuz?
FARUK BAL (Devamla) Üçüncüsü: Seçim barajını
sıfırlayalım, dar bölge getirilsin. Dar bölgenin anlamı da
seçim barajını en az yüzde 50ye çıkarmak demektir. Siz
bunları bilmiyor musunuz? Bilmiyorsanız, bunları bir matematik
öğretmeninden öğrenmek gerekmektedir.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Peki, sizin
önerininiz ne? Yani, biz önerileri getirdik, siz ne öneri getiriyorsunuz?
BAŞKAN Sayın Ünal, lütfen
HİLMİ BİLGİN (Sivas) Sizin öneriniz
ne?
BAŞKAN Sayın Bilgin, lütfen
FARUK BAL (Devamla) Sıfır saniye kaldı,
keşke zamanım olsa da, Sayın Başkan izin verse de bizim
önerimizi size anlatabilsek.
BÜLENT TURAN (İstanbul) - Zamanında niye
anlatmıyorsun?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
FARUK BAL (Devamla) İşte, sözün
başında dediğim şu: Ağzı olanın
konuşması yerine biraz da muhalefetin, özellikle MHPnin
konuştuklarına kulak verip o kulağa değer verebilmek.
BAŞKAN - Evet, teşekkür ediyorum Sayın
Bal.
MUHARREM İNCE (Yalova) - Sayın Başkan
AHMET AYDIN (Adıyaman) - Sayın Başkan
BAŞKAN Bir saniye Sayın Aydın, Sayın
İnce bekliyor.
Buyurun Sayın İnce.
MUHARREM İNCE (Yalova) Sataşma gerekçesiyle,
aynı şekilde, Sayın Başbakanın barajla ilgili üç
önerisine katılmadığımızı
Hem yanlış
bilgilendirdi hem sataştı.
BAŞKAN Buyurun Sayın İnce.
İki dakika süre veriyorum.
3.- Yalova Milletvekili Muharrem İncenin,
Sivas Milletvekili Hilmi Bilginin BDP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşması sırasında Cumhuriyet Halk
Partisine sataşması nedeniyle konuşması
MUHARREM İNCE (Yalova) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Ne tarafa dönersen dön ensen arkada kalır. Bu teklif
o. Şimdi, diyor ki: Yüzde 5e düşürecek, yüzde
Bakın,
değerli arkadaşlarım, sizin İzmiri almak için nasıl
yeni ilçeler yarattığınızı, Hatayda nasıl sokak
aralarında gezip Ya, bu mahalleyi şuraya, bu mahalleyi şuraya
deyip yeni ilçeler yarattığınızı herkes biliyor.
Burada BDPnin gerekçesinden örnekler veriyorsun Sayın Vekilim ama hiç
kendine bakmıyorsun. Bak, mesela ben şu anda bakıyorum, Tanju
Özcan, Hasan Ören ön seçimle gelmiş milletvekilleri. Pek fazla arkadaşımız
var böyle. Senin partinde bir tane var mı?
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Var var.
MUHARREM İNCE (Devamla) Böyle bir geleneğin
var mı?
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Hepimiz ön
seçimle
MUHARREM İNCE (Devamla) Ya temayül yoklaması
diyorlar, sandığı koyuyorlar, torbayı alıyorlar,
Ankarada açıyorlar. Böyle bir şey yok.
BÜLENT TURAN (İstanbul) - Mansur Yavaş
nasıl geldi?
MUHARREM İNCE (Devamla) Bakın, yine, bir
başkası
HİLMİ BİLGİN (Sivas) Mansur
Yavaş nasıl geldi, onu açıkla?
BAŞKAN Sayın milletvekilleri
Lütfen
Sayın Bilgin
MUHARREM İNCE (Devamla) 2001 Tüzüğü
demokratik bir tüzüktü. Ama siz, bugün 2001 Tüzüğüne bir bakın.
HİLMİ BİLGİN (Sivas) Muharrem Bey,
Mansur Yavaş nasıl geldi?
MUHARREM İNCE (Devamla) Şimdi, diyor ki bir
başkası Barajı biz mi koyduk.
HİLMİ BİLGİN (Sivas) Mansur
Yavaş nasıl geldi? Ön seçimle mi geldi?
MUHARREM İNCE (Devamla) SEKAyı sen mi
kurdun? TEKELi sen mi kurdun? PETKİMi sen mi kurdun? Limanları sen
mi kurdun? TÜPRAŞı sen mi kurdun? TELEKOMu sen mi kurdun da
sattın? Barajı kim koydu, biz mi koyduk. diyor. Bunları sen mi
kurdun da sattın.
BÜLENT TURAN (İstanbul) - Mansur Yavaş hangi
seçimle geldi?
MUHARREM İNCE (Devamla) - Bak bir şey söyleyeceğim: Sizin
burada yargı felç olmuş, hukuk devleti çökmüş bunlarla ilgili
derdiniz yok. Emir kulu olmuşsunuz, emir kulu.
HİLMİ BİLGİN (Sivas) - Mansur
Yavaş nasıl geldi, söyler misin?
MUHARREM İNCE (Devamla) - İçinize sinmediğini bu
HSYKnın olmayacağını, hukuk devletini çökerteceğini bal gibi de biliyorsunuz,
bal gibi. Ne yapalım, emir kuluyuz. diyorsunuz. Bak, lider
sultasından bahsediyorsun.
HİLMİ BİLGİN (Sivas) - Mansur
Yavaş nasıl geldi, söyler misin?
MUHARREM İNCE (Devamla) - Sana bir önerim: Gel,
Sayın Kılıçdaroğlunun da, gel Sayın Erdoğanın
da dokunulmazlığını beraber kaldıralım,
yüreğin var mı? Var mı yüreğin. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
HİLMİ BİLGİN (Sivas) - Mansur
Yavaş nasıl geldi, onu söyler misin?
MUSTAFA GÖKHAN GÜLŞEN (Kastamonu ) - Ne alaka?
MUHARREM İNCE (Devamla) Var mı yüreğin?
Yüreğin var mı senin?
HİLMİ BİLGİN (Sivas) - Mansur
Yavaş nasıl geldi?
MUHARREM İNCE (Devamla) Sana ne, sana ne!
HİLMİ BİLGİN (Sivas) - O zaman sana
ne!
MUHARREM İNCE (Devamla) Benim partimden sana ne!
HİLMİ BİLGİN (Sivas) - Sen deminden beri
benim partime söylüyorsun.
MUHARREM İNCE (Devamla) Ben senin gibi o partiden
o partiye fırlayan adam değilim ki.
HİLMİ BİLGİN (Sivas) - Geç o
ayakları!
MUHARREM İNCE (Devamla) Ben Cumhuriyet Halk
Partiliyim. (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ
sıralarından Allah Allah sesleri) Bak bir şey söyleyeyim mi
sana: Sana ne! Nasıl gelirse gelir.
BAŞKAN Evet, Sayın İnce teşekkür
ediyorum.
MUHARREM İNCE (Devamla) Ha şunu söyleyeyim:
Bak, beni böyle tahrik edeceğinizi düşünüyorsanız vız gelir
tırıs gider.
BÜLENT TURAN (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın İnce, lütfen
MUHARREM İNCE (Devamla) Bana beş numara da
ufak gelirsin sen.
BAŞKAN Evet Sayın İnce teşekkür
ediyorum.
(CHP ve AK PARTİ sıraları arasında
karşılıklı laf atmalar)
AHMET AYDIN (Adıyaman) Sayın Başkan
BAŞKAN Hayır, ifade edeceksiniz Sayın
Aydın.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Tüm grubumuzu suçlayarak emir kulu
olduğumuzu ifade etti. Sataşmadan söz istiyorum efendim.
BAŞKAN Buyurun, sataşma nedeniyle iki dakika
da size söz veriyoruz Sayın Aydın. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Lütfen, siz, yeni bir sataşmaya mahal vermeyin.
4.- Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydının, Yalova Milletvekili Muharrem İncenin sataşma
nedeniyle yaptığı konuşması sırasında AK
PARTİ Grubuna sataşması nedeniyle konuşması
AHMET AYDIN (Adıyaman) Teşekkür ediyorum arkadaşlar.
Evet, biz, bu kürsüde şunu gördük: Ağzı
olan konuşuyor, çok doğru bir söz, söylediği tek doğru bu
olabilir.
Değerli arkadaşlar, biz, bu milletin
emrindeyiz, hiç kimsenin emrinde değiliz ve milletin bize çizdiği
istikametin dışında da iş yapmayız; birincisi bu.
İkincisi:
Vatanseverlik bu ülkeye, bu vatana, bu millete yaptığınız
hizmetle ölçülür. Kimin ne yaptığını da bu millet çok iyi
biliyor. Öyle palavradan konuşmak olmaz.
Bir
başka husus, şunu gördük: Demek ki sorun sistem değilmiş,
sorun baraj değilmiş; siz üç alternatife de yok diyorsanız,
dar bölgeye yok diyorsanız, daraltılmış bölge yüzde 5e
yok diyorsanız, mevcut sisteme yok diyorsanız sorun bu baraj
sisteminde değil, sorun sizin siyasetinizde.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Demokrasiye evet diyoruz, sizin
dayatmalarınıza hayır tabii.
AHMET
AYDIN (Devamla) Siz böyle siyaset yaptığınız müddetçe bu
millet sizi iktidara getirmeyecektir hangi sistem olursa olsun. Sizin bu muhalefet
anlayışınız devam ettiği müddetçe de hiçbir sistemde
başarılı olamazsınız. Bunu söylemek istiyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Yine,
değerli arkadaşlar, bakın, bu demokratikleşme paketinde biz
şunu getirdik: Hazineden yardımı yüzde 7den yüzde 3e biz
düşürüyoruz.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Niye yerel seçimlere koymuyorsunuz?
PERVİN
BULDAN (Iğdır) Hani yok ki, ortada bir şey yok!
AHMET
AYDIN (Devamla) Buna teşekkür etmeniz lazım. Teşekkür etmek de
bir erdemdir.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Niye şimdi koymuyorsunuz?
AHMET
AYDIN (Devamla) Bu millet adına, millî irade adına biz bunu
yapıyoruz. Onun için arkadaşlar, eğri oturalım, doğru
konuşalım, bu millet adına bir şey yapılıyorsa
herkes sahip çıksın.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) BDP almasın diye her şeyi
yapacaksınız. Ayıp ya!
AHMET
AYDIN (Devamla) Milletin geleceği açısından getirdiğimiz
bu demokratikleşme paketlerine herkesin sahip çıkması
lazım. Onun dışında böyle boş laflarla peynir gemisi
yürümüyor.
PERVİN
BULDAN (Iğdır) Ortada bir şey yok. Kaç aydır ortada bir
şey yok. Ağzı olan konuşuyor işte siz de
konuşuyorsunuz, bu kadar basit.
AHMET
AYDIN (Devamla) Onun için ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz
diyorum.
Teşekkür
ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
VIII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.- BDP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi
gündeminin Genel Görüşme ve Meclis Araştırması
Yapılmasına Dair Öngörüşmeler kısmında yer alan,
seçim ve partiler rejiminin yol açtığı sorunların tüm
boyutlarıyla araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin (10/104) görüşmelerinin Genel
Kurulun 23 Ocak 2014 Perşembe günkü birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN
Barış ve Demokrasi Partisi grup önerisi lehinde söz isteyen Tanju
Özcan, Bolu Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)
TANJU
ÖZCAN (Bolu) Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; BDP
grup önerisinin lehinde söz aldım, düşüncelerimi sizlerle
paylaşmak istiyorum.
Tabii,
arkadaşlar, benim seçilip geliş yöntemim size çok yabancı
yöntem. Az önce Sayın İnce anlattı, ben çıktım, bütün
üyelerin önünde sandığa gittim, aday oldum ve seçilerek geldim.
RECEP
ÖZEL (Isparta) Tebrik ettik daha önce zaten.
MUHARREM
İNCE (Yalova) Recep de yağcılık yaparak geldi.
TANJU
ÖZCAN (Devamla) Beni Tayyip Beyin sizi seçtiği gibi seçen de
olmadı. O anlamda bu konuda konuşmaya hakkı en fazla olan
milletvekillerinden biri olarak görüyorum.
Arkadaşlar, bakın, bugün Türkiyede yaşadığımız
sıkıntıların altındaki en önemli sebeplerden ikisi
Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Kanunu.
Arkadaşlar, bakın, Seçim Kanunundan
bahsedelim. Yüzde 10 barajı yüzünden temsilde adalet sağlanamıyor. dedik. Bu ihtimal
her zaman var. 2002 yılında bu milletin yüzde 47si Parlamentoda
temsil edilemedi. Siz yüzde 34 oy aldınız. Neredeyse
aldığınız oyun 2 katı temsil oranına sahip
oldunuz; Anayasayı tek başına değiştirecek kadar, tek
başına değiştirmeye yetecek kadar sayıyla geldiniz.
Arkadaşlar, milletten almadığınız bu yetkiyi sanki
ananızın ak sütü gibi, helalmiş gibi de sonuna kadar kullanmaya
kalktınız.
RECEP ÖZEL (Isparta) Sisteme göre helal değil mi?
TANJU ÖZCAN (Devamla) Benim içime sinmedi. Yüzde 34 oy
alacaksın, yüzde 68 temsil oranın olacak. Bu, kabul edilemez.
İşte Türkiyedeki sorunların temelinde birinci bu var.
İkincisi, Siyasi Partiler Kanunu. Arkadaşlar,
mevcut Siyasi Partiler Kanunundaki bu antidemokratik hükümler ne doğurdu
biliyor musunuz Türkiyede? Şeffaf olmayan devlet doğurdu. Hesap
vermeyen Hükûmet doğurdu. Bağımsız yargısı
kalmayan Türkiye doğurdu. Özgür
basına millet hasret kaldı. Milletin değil, tamamı liderin
vekillerinden oluşan iktidar partisi doğdu burada. Tamamı
arkadaşlar, tamamınız Başbakan tarafından tek tek seçildiniz.
Bunun nesi demokratik? Soran mı var seçmene?
Arkadaşlar, mevcut Siyasi Partiler Kanunu -şu
gerçeği görelim- güçlü liderler ve zayıf siyasi partiler sonucunu
doğurdu, bunu hepimiz yaşıyoruz ve yine bu sistem liderinin
gölgesinden bile korkan sizin gibi milletvekili grubunu doğurdu.
MEHMET METİNER (Adıyaman) Hadi oradan!
TANJU ÖZCAN (Devamla) Bu Siyasi Partiler Kanunu sadece
bunları da doğurmadı; yandaş basın doğurdu,
yalaka iş adamları doğurdu, sapsarı da sendikalar
doğurdu.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Herkesi töhmet altında
bırakıyorsun.
MEHMET METİNER (Adıyaman) Sizin gibi
saygısızlar
TANJU ÖZCAN (Devamla) Arkadaşlar, bizim hukuk
fakültelerinde bize derlerdi ki demokrasilerin vazgeçilmez unsuru siyasi
partiler. Demokrasilerin vazgeçilmez unsurunun siyasi partiler
olmadığını ben Türkiyede yaşayan bir vatandaş
olarak görüyorum. Vazgeçilmez unsur Türkiyede liderler olmuş bu Siyasi
Partiler Kanunuyla. Bu gerçeği görün arkadaşlar. İşte, ama
kötü olan şu: İşte, siz o vahim gerçeğin ürünü olarak
buradasınız.
BÜLENT TURAN (İstanbul) Tanju Bey
TANJU ÖZCAN (Devamla) Yine mevcut sistem yani bu Siyasi
Partiler Kanunu yalakalıkta bir çığır açtı
arkadaşlar. Bakın, bu yasa sayesinde Biatse biat, itaatse, itaat.
diyen milletvekillerimiz oldu mu bu Parlamentoda?
MEHMET METİNER (Adıyaman) Sonuna kadar.
TANJU ÖZCAN (Devamla) Sonuna kadar. değil mi,
helal olsun.
Bak seni görünce aklıma ne geldi. Geçen hafta
Boluda antropologlar bir araştırma yapmış. Metinerus
diye bir türden bahsettiler bana.
MEHMET METİNER (Adıyaman)
Saygısızlık yapma
TANJU ÖZCAN (Devamla) Bu türün özelliği nedir?
dedim, Bu tür, türünün en yalakasıydı. dediler ve arkasından
dediler ki: Bu türün nesli tükendi.
MEHMET METİNER (Adıyaman) Ben hayatım
boyunca yalakalık yapmadım.
TANJU ÖZCAN (Devamla) Ben o bilim adamlarına
söylüyorum: O türün nesli tükendiyse bugün
karşılaştığımız gerçek neyin nesi?
MEHMET METİNER (Adıyaman) Siz sadakat nedir
bilmezsiniz.
TANJU ÖZCAN (Devamla) Allahın bütün
vasıflarını üzerine toplamış bir liderimiz var. diyen
milletvekili de bu Siyasi Partiler Kanununun ürünüdür arkadaşlar.
Devam ediyorum, yine yeni bulunan bir sazan türüne
Başbakanın ismini verecek yalaka bilim adamları da bu Siyasi
Partiler Kanununun ürünüdür.
BÜLENT TURAN (İstanbul) Yalan, yalan, yalan.
TANJU ÖZCAN (Devamla) Böyle bir şey olabilir mi?
RECEP ÖZEL (Isparta) Öyle bir şey yok ki.
TANJU ÖZCAN (Devamla) Arkadaşlar, Rize Recep
Tayyip Erdoğan Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesinde haberlere
bakın- yeni bulunan 3 tür sazanın bir tanesinin adı Recepus.
Nasıl oluyor bu? Artık, var ya yalakalıkta bilim adamları
bile sınır tanımıyor. İşte, bunlar da Siyasi
Partiler Kanununun ürünü.
Arkadaşlar, bu sistem ve bu Siyasi Partiler Kanunu
bakan çocuklarının danışmanlık şirketi sahibi
olmasını sağladı Türkiyede. Kaç bakan çocuğunun
danışmanlık şirketi var bu ülkede? Bakan çocuklarına o
iş adamları, kelli felli iş adamları, meziyetlerinden
dolayı mı gidip danışıyorlar yoksa
babalarının siyasi gücünden dolayı mı gidip
danışıyorlar? Ben bunun cevabını bekliyorum sizden.
Biliyorsunuz aslında.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Bilmiyoruz, söylesene kim?
TANJU ÖZCAN (Devamla) Bu yasa, bu Siyasi Partiler
Kanunu var ya içi dolar dolu ayakkabı kutularını doğurdu.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Kim? Söyle
TANJU ÖZCAN (Devamla) Para sayma makinelerini
doğurdu. Savcıların ve polislerin bu ülkede Hükûmete yakın
iş adamlarıyla, Hükûmete yakın insanların çocuklarıyla
ilgili soruşturmaları yapamaması sonucunu doğurdu.
ÜNAL KACIR (İstanbul) O danışman
olanları söyler misin?
TANJU ÖZCAN (Devamla) Arkadaşlar, bu Siyasi
Partiler Kanunu nur topu gibi dünyanın en zengin
Başbakanını doğurdu.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Sen kim olduğunu söyle.
Kim? Söylemiyorsan iftira ediyorsun ya.
TANJU ÖZCAN (Devamla) Arkadaşlar, size bir
şey soracağım.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Ya, kimse söyle.
TANJU ÖZCAN (Devamla) Bu kol kimin kolu
arkadaşlar, bu kol kimin kolu? Bu kol kimin kolu?
Arkadaşlar, bu kolu tanırsınız siz;
bu kol, dünyanın en zengin Başbakanının kolu.
BÜLENT TURAN (İstanbul) Ya yapma ya! Ayıp ya!
TANJU ÖZCAN (Devamla) Yani sizin Genel
Başkanınızın kolu.
BÜLENT TURAN (İstanbul) Bu ne ya?
TANJU ÖZCAN (Devamla) Kol önemli değil
arkadaşlar, kol burada teferruat.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Sayın Başkan,
böyle ithamlar olabilir mi ya?
TANJU ÖZCAN (Devamla) Kol herkeste var. Ben, koldaki
saate dikkat çekmek istiyorum.
AHMET AYDIN (Adıyaman) - İspatlamayan
müfteridir dünyanın en zengin Başbakanı olduğunu.
TANJU ÖZCAN (Devamla) Ben koldaki saate dikkat çekmek
istiyorum.
AHMET AYDIN (Adıyaman) İspatlamayan
müfteridir.
TANJU ÖZCAN (Devamla) Arkadaşlar, bu saat kimin?
Sayın Başbakanın.
AHMET AYDIN (Adıyaman) İftiracıdır
ispatlamayan dünyanın en zengin Başbakanı olduğunu.
TANJU ÖZCAN (Devamla) Bu saatin değeri, anlayanlar
diyor ki 700 bin dolar.
Başbakanımız kaç yıldır
milletvekili arkadaşlar?
BÜLENT TURAN (İstanbul) Yalancı ne olsun
Tanju? Tanju, yalancı ne olsun?
TANJU ÖZCAN (Devamla) Başbakanımız yaklaşık
on bir yıldan bu yana milletvekili.
BÜLENT TURAN (İstanbul) Tanju, yalancı ne
olsun?
TANJU ÖZCAN (Devamla) Arkadaşlar, on bir yıl
boyunca milletvekili maaşlarının hepsini ayakkabı kutusuna
doldurun hiç harcamadan yine de 700 bin dolarlık bir saat almaya yetmiyor;
ben bunun hesabını yaptım.
HİLMİ BİLGİN (Sivas) Sadece
konuşuyorsunuz ya, badece konuşuyorsunuz.
TANJU ÖZCAN (Devamla) Böyle bir şey olabilir mi
arkadaşlar? Çok ayıptır!
HİLMİ BİLGİN (Sivas) Cevabı da sen veriyorsun.
TANJU ÖZCAN (Devamla) Arkadaşlar, ben burada
saatin değerinden ziyade şunu sorguluyorum, şunu sorguluyorum:
Bu saat helal parayla alınmış bir saat midir, haram parayla
alınmış bir saat midir?
AHMET AYDIN (Adıyaman) Hâlâ iftira
atıyorsunuz. Ayıp ya!
TANJU ÖZCAN (Devamla) Böyle bir şey olabilir mi?
Nasıl bizim Başbakanımız, yırtık ayakkabıyla
okuyan Başbakanımız şu anda dünyanın en zengin
Başbakanı olabiliyor?
MEHMET ÖNTÜRK (Hatay) Nereden biliyorsun?
TANJU ÖZCAN (Devamla) Bunu çıkıp aklı
eren biri anlatabildi mi topluma, millete? Arkadaşlar, bakın bu çok
yanlış.
Bir de arkadaşlar, şu yaşanan
soruşturmalarla ilgili ben bir suç duyurusunda bulunmak istiyorum burada:
Havaalanı, İstanbuldaki Atatürk Havaalanı zannediyorum
Bakırköy ilçesi sınırlarında. Doğru mu Ahmet Bey?
AHMET AYDIN (Adıyaman) Nasıl?
TANJU ÖZCAN (Devamla) Havaalanı diyorum
Bakırköy ilçe sınırlarında.
Şimdi, ben geçen meşhur bir
soruşturmanın bir şüphelisini, Bilal Eyi Sayın
Başbakanın arabasına binerken gördüm hem de hakkında
gözaltı kararı varken.
HİLMİ BİLGİN (Sivas) Var mı
göster ya, var mı?
AHMET AYDIN (Adıyaman) Gözaltı yok,
gözaltı yok; o da yalan.
İDRİS ŞAHİN (Çankırı)
Gözaltı yok.
TANJU ÖZCAN (Devamla) Bakırköy Cumhuriyet
Başsavcı Vekili Zekeriya Öze buradan sesleniyorum
HİLMİ BİLGİN (Sivas) Bir de
hukukçusun ya! Hukukçusun bir de!
TANJU ÖZCAN (Devamla) Aranan bir şüphelinin,
gözaltı kararı olan bir şüphelinin, kim olursa olsun,
Başbakanın aracında ne işi vardı? Bunun adı
şüpheliye yardım ve yataklık mıdır?
HİLMİ BİLGİN (Sivas) Bunun adı
iftira, bunun adı yalan!
TANJU ÖZCAN (Devamla) Bunu yoksa sadece baba
şefkati deyip geçiştirelim mi?
YILMAZ TUNÇ (Bartın) İspatlayamazsan ne
olacak?
TANJU
ÖZCAN (Devamla) Böyle bir şey olabilir mi arkadaşlar?
HİLMİ BİLGİN (Sivas) Varsa elinde delil göster.
TANJU ÖZCAN (Devamla) Böyle bir şey olabilir mi?
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Niye yalan söylüyorsun ya?
Ayıp değil mi!
TANJU ÖZCAN (Devamla)
Böyle bir şey olabilir mi?
AHMET AYDIN (Adıyaman) - İspatlayamayana ne
denir?
TANJU ÖZCAN (Devamla) Böyle bir şey olabilir mi?
Bırak bunu iddia eden savcı ispatlasın.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Sen iddia ediyorsun, sen
ispatla.
TANJU ÖZCAN (Devamla) Bırak adamın
yakasını ispatlasın artık, bırak yakasını
ispatlasın.
MEHMET METİNER (Adıyaman) Ya, siz o
savcıların yakasını bırakmıyordunuz.
TANJU ÖZCAN (Devamla) Herhangi birinize dokunan
savcı yanıyor Türkiye'de. Herhangi birinizle ilgili bir iddiayı
ortaya atan veya o iddianın gereğini yerine getiren, kendisine
verilen gözaltı kararını yerine getiren polis müdürü, polis
memuru bile aynı gün görevden alınıyor. Arkadaşlar, tüm
bunlar Türkiye'de yaşanırken ben sizlerin yüzünüzün
kızardığını bile görmüyorum. Sen hukukçu değil
misin? diyorsunuz.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Ya, sen o kadar yalan
konuşuyorsun, yüzün kızarmıyor.
TANJU ÖZCAN (Devamla) Arkadaşlar, aranızda
kaç tane hukukçu var?
AHMET AYDIN (Adıyaman) O kadar yalan
konuşuyorsun yüzün kızarsın bari.
TANJU ÖZCAN (Devamla) Şu HSYK yasası
görüşülüyor kaç gündür.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Yüzün kızarsın
bari, bu kadar yalanı bir arada konuşuyorsun.
TANJU ÖZCAN (Devamla) Hiçbirinizin Adalet
Bakanının yalanları karşısında istifinizde bile
bir değişiklik olmuyor. Ondan sonra geliyorsun bana, ben bu
iddiaları bu kürsüye getirdim diye laf söyleme hakkını kendinde
buluyorsun. Böyle bir şey olmaz.
AHMET AYDIN (Adıyaman) O kadar yalan
konuşmamak lazım.
TANJU ÖZCAN (Devamla) Ben suç duyurusunda bulundum
Meclisin kürsüsünden, gereğinin yapılmasını Bakırköy
Cumhuriyet Savcılığı tarafından da bekliyorum, yetkili
ve görevli savcıdır.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Peki, dediğin gibi
değilse ne olacak? Dediğin gibi değilse sen ne yapacaksın?
TANJU ÖZCAN (Devamla) Arkadaşlar, bir de şu
Aziz Yıldırımla ilgili bir iki şeyi söylememiz lazım.
Arkadaşlar, Aziz Yıldırım
Başbakanımızın oğlu gibi kaçmadı.
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Nereden kaçtı ya?
TANJU ÖZCAN (Devamla)
Aslanlar gibi geldi, hapse gireceğini bile bile, Sabiha Gökçen
Havaalanına indi ve Türkiyede yüz binlerce insan Aziz Yıldırımı
karşıladı. Bilmiyorum, bu olay bile yüzünüzü
kızartmadı mı?
AHMET AYDIN (Adıyaman) Ya, senin hiç yüzün
kızarmıyor.
TANJU ÖZCAN (Devamla) Bu olay bile
Yani dedi ki:
Buyurdular geldim, adaletsiz bir şekilde yargılandım,
haksız bir şekilde ceza aldım ama Türkiye Cumhuriyeti devleti
bana ceza vermişse ben bu devletin hâkiminin verdiği cezadan kaçmam,
gerekli mücadeleyi de yaparım. Onurlu bir davranış gösterdi.
Ben bu milletin kürsüsünden Sayın Aziz Yıldırımı bu
davranışından dolayı kutluyorum ve örnek
olmasını, en azından bu aşamadan sonra, başta
Başbakanımızın oğluna örnek olmasını temenni
ediyorum. Adaletten kimse kaçmasın, adalet bugün yanlış
işlese bile yarın doğruyu gösterir.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Sayın Başkan
MEHMET METİNER (Adıyaman) Sayın
Başkan, sataşmadan söz istiyorum.
BAŞKAN Bir saniye Sayın Aydın istedi
grup başkan vekili olarak.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Sayın
Başkanım, öncelikle Sayın Metinere yönelik bir sataşma
oldu, ondan sonra grup adına ben açıklama yapacağım.
BAŞKAN Hayır, sizin şahsınıza
mı Sayın Metiner?
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Evet.
BAŞKAN - Ne söyledi?
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Metiner diye bir türün, yalakalıkta
bilmem ne
TANJU ÖZCAN (Bolu) Metiner demedim.
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Bir sürü
ağır hakaretler, suçlamalar
BAŞKAN Buyurun Sayın Metiner.
İki dakika söz veriyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
IX.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
5.- Adıyaman Milletvekili Mehmet
Metinerin, Bolu Milletvekili Tanju Özcanın BDP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
MEHMET METİNER (Adıyaman) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; eskilerin bir sözü vardır,
derler ki: Üslubu beyan, aynıyla insan. Önce adam olmak gerek adam adam,
milletvekili olmak değil.
ALAATTİN YÜKSEL (İzmir) Evet, aynen öyle.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Önce küfredip sonra
yalakalık yapmak gibi mi?
MEHMET METİNER (Devamla) Diğer bir husus:
Mehmet Metineri tanıyan herkes bilir ki bugüne kadar sizin
ilahlarınızın karşısında bile susmamış,
boyun eğmemiş, en zalim güçlere karşı bile yalakalık
etmemiş bir insandır.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Vay, seni biatçi vay!
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) Biatçi, biatçi!
MEHMET METİNER (Devamla) Ama biz
Başbakanımızın, liderimizin arkasında sadakatle
duruyoruz.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Durun, durun!
MEHMET METİNER (Devamla) Siz buna biat
diyorsanız biat, itaat diyorsanız itaat. Ölümüne
arkasındayız, ölümüne. Bu sizi rahatsız edebilir, bizi
rahatsız etmiyor.
MUHARREM İNCE (Yalova) Bravo(!)
MEHMET METİNER (Devamla) Bir diğer şey
söylüyorum: Demokratsanız kimi nasıl seveceğimize, ne kadar
seveceğimize siz karışamazsınız.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Tepe tepe kullan, tepe tepe
kulan. İstediğin kadar sevebilirsin.
MEHMET METİNER (Devamla) Haddinizi bileceksiniz,
haddinizi! Sizde sadakat diye bir kavram olmayabilir ama bizde sadakat diye
bir kavram vardır. Siz buna biat diyorsanız bu bizi rahatsız
etmez.
PERVİN BULDAN (Iğdır) Bir zamanlar
başkalarına biat ediyordunuz.
MEHMET METİNER (Devamla) Diğer bütün
saygısızlıklarını da kendisine misliyle iade ediyorum.
Aynı saygısız, aynı ölçüsüz, adamlığa
yakışmayan kelimeleri de sarf etmek istemiyorum.
Saygılar sunuyorum. Çok teşekkürler. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
TANJU ÖZCAN (Bolu) Sayın Başkan, Sayın
Başkan
BAŞKAN Bir saniye, sırasıyla
Sayın Aydın, buyurun.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Sayın
konuşmacı, konuşmasında Sayın
Başbakanımızı, Grup Başkanımızı
dünyanın en zengin adamı
oğluyla ilgili birtakım
mesnetsiz iddialarda bulundu.
BAŞKAN Buyurun Sayın Aydın.
İki dakika söz veriyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
6.- Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydının, Bolu Milletvekili Tanju Özcanın BDP grup önerisi
üzerinde yaptığı konuşması sırasında AK
PARTİ Grup Başkanına sataşması nedeniyle konuşması
AHMET AYDIN (Adıyaman) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım.
Değerli arkadaşlar, bakın, üslubunuz çok
önemli. İfadelerinizin içeriği sert olabilir ama lütfen, ne olursunuz
adam gibi konuşmayı bilin. Yani şu kürsüde -şu
tutanakları çıkarın bakın- bir kişi bu kadar yalanı
üst üste, peş peşe nasıl böyle sıralayabilir, hayret ettim.
Bu kadar yalan hakikaten Tanju Beye yakışmadı,
yakışmadı.
TANJU ÖZCAN (Bolu) Allah, Allah!
AHMET AYDIN (Devamla) Yüzünüz kızarmıyor.
dedin ama sen bu kadar yalanı konuşurken yüzün hiç
kızarmadı mı senin ya? Hiç mi vicdanına sormadın ya?
HASAN ÖREN (Manisa) Şimdi, adam gibi konuş.
AHMET AYDIN (Devamla) Ben sana soruyorum.
Dünyanın en zengin başbakanı? diyorsun.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Yalan, yalan!
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Yalan ne?
AHMET AYDIN (Devamla) Başbakanın
oğluyla ilgili gözaltı kararı var. diyorsun. Eğer Halep
oradaysa arşın burada. Bunu ispat etmeyen nedir? Müfteridir.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Hayır, hayır.
AHMET AYDIN (Devamla) Bunu ispata davet ediyorum. Bu
kadar yalan ifade kullandın, bu kadar ithamda bulundun, bu kadar hakaret
ettin, bunların hepsini ispat etmek zorundasın. Eğer varsa,
ispat ediyorsan amenna, tamam, saygı duyarız sana ama ispat
edemiyorsan da senin çıkıp bu gruptan, bu milletten, bu
Başbakandan özür dilemen lazım.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Doğru söylüyorsun Ahmet;
savcıyı tehdit et, her gün al görevden, sür başka bir yere,
ondan sonra gözaltında problem var(!)
AHMET AYDIN (Devamla) Kusura bakmayın, özür
dilemeniz lazım. Her müddei iddiasını ispata mecburdur. En temel
hukuk prensibidir.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Tebrik ediyorum sizi(!)
Hukukçusun
AHMET AYDIN (Devamla) Şimdi, arkadaşlar,
masumiyet karinesi, soruşturmanın gizliliği, artık
bunları da geçiyorum. Bunların hepsini aştınız,
yargısız infaz yapıyorsunuz. Sizin parti sözcülerinizle, sizin
partililerinizle ilgili, belediyelerinizle ilgili, Genel
Başkanınızla
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Bilal
çağırıldı mı, çağırılmadı mı;
onu söyle.
AHMET AYDIN (Devamla)
bilahare birçok kişiyle
ilgili beyanları biz buradan dile getirmekten imtina ediyoruz ya.
HASAN ÖREN (Manisa) Yok ki. Neyi anlatacaksın?
AHMET AYDIN (Devamla) Biz yapmıyoruz, mecbur
olmadıkça yapmıyoruz.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Evet,
çağırıldı mı, çağırılmadı mı?
Hakkında fezleke var mı, yok mu?
BÜLENT TURAN (İstanbul)
Çağırılmadı.
AHMET AYDIN (Devamla) Ama bizi buna mecbur ederseniz
dosyalarınız tek tek gelir, kusura bakmayın. Hem sizinkiler
mahkûmiyet dosyaları, bak
HASAN ÖREN (Manisa) Tehdit etme!
AHMET AYDIN (Devamla) Kusura bakmayın, bizi buna
mecbur etmeyin.
HASAN ÖREN (Manisa) Tehdit edemezsin! Tehdit etme!
AHMET AYDIN (Devamla) Lütfen doğruları
konuşalım, ahlaklı konuşalım, edepli
konuşalım diyorum.
Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
HASAN ÖREN (Manisa) İktidar olarak tehdit
edemezsin.
TANJU ÖZCAN (Bolu) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Özcan.
TANJU ÖZCAN (Bolu) Şimdi hem Sayın Metiner
hem de Sayın Aydın şahsımı hedef alan ağır
hakaretlerde bulundular.
Ben iki dakika değil, en azından üç dakika süre
istiyorum efendim.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Tanju, ispat edeceksin.
BAŞKAN Buyurun Sayın Özcan. (CHP
sıralarından alkışlar)
İki dakika söz veriyorum sataşma nedeniyle.
7.- Bolu Milletvekili Tanju Özcanın,
Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner ile Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydının sataşma nedeniyle yaptıkları
konuşmaları sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
TANJU ÖZCAN (Bolu) Şimdi, sayın
milletvekilleri, öncelikle adam olmayla başlayayım.
BÜLENT TURAN (İstanbul) Olmazsan olma!
TANJU ÖZCAN (Devamla) Ben adamım. Bu konuda hiçbir
şüphem yok. Ben adam gibi adamım. Bu konuda da bir tereddüdüm yok.
Adam gibi adam olarak bu Parlamentoya ön seçimle gelmiş
milletvekillerinden bir tanesiyim.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Delegeleri kendin yazdın
değil mi, delegeleri?
TANJU ÖZCAN (Devamla) O noktada benim
adamlığımı tartışacak adam bu Parlamentoda, hele
hele şu sol tarafta hiç yok. Ben göremiyorum.
MEHMET METİNER (Adıyaman) Hadi oradan!
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Askerlik yaptın mı?
Adam olanlar yapar askerlik.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Sol taraf orada, bu taraf
sağ taraf. Sol sizinkiler.
TANJU ÖZCAN (Devamla) İkincisi: Ne demek bu
Dosyalarınızı tek tek getiririm? Sen mert bir adamsan, sözünün
arkasındaysan buradan tehdit savurma. Hangimizin hangi konuda dosyası
varsa çıkıp getirin. Getirmezsen bunu namertsin. Getirmezseniz bunu,
namertsiniz. Böyle şey olur mu ya!
MEHMET METİNER (Adıyaman) Sarıgülün
hesabını verin!
TANJU ÖZCAN (Devamla) - Bakın, benim dosyam var. Ne
dosyam var biliyor musunuz?
MEHMET METİNER (Adıyaman) Sarıgülün
kutularından ne çıktı?
AHMET AYDIN (Adıyaman) Bunların hepsini yalan
söyledin!
TANJU ÖZCAN (Devamla) - Gerededeki deri işçilerine
sahip çıkmaktan dolayı hakkımda düzenlenmiş fezleke var.
MEHMET METİNER (Adıyaman) Sarıgülün
hesabını verin!
TANJU ÖZCAN (Devamla) - Dokunulmazlığımın
kaldırılması için iki sefer Meclis
Başkanlığına dilekçe verdim.
MEHMET METİNER (Adıyaman) Cevap verir misin?
Sarıgülün hesabını verin!
TANJU ÖZCAN (Devamla) - Getirin benim dosyamı.
Yargılanmak istiyorum. Ben Başbakanın oğlu gibi kaçan
adam olarak tarihe geçmek istemiyorum. (CHP sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar; AK PARTİ sıralarından gürültüler)
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Gene yalan söylüyorsun.
TANJU ÖZCAN (Devamla) - Yargılasın beni
bağımsız yargı! Yargılasın beni
bağımsız yargı!
MEHMET METİNER (Adıyaman) Sarıgülün
kutularından ne çıktı? Niye cevap vermiyorsunuz?
TANJU ÖZCAN (Devamla) Arkadaşlar, peki, benim
iddialarım afaki diyelim. Böyle bir şey yok diyorsunuz. Bunu ispat et
diyorsunuz.
MEHMET METİNER (Adıyaman) Siz ve yolsuzluk!
TANJU ÖZCAN (Devamla) Peki, siz bunların gerçek
dışı olduğuna nasıl bu kadar eminsiniz? Nasıl bu
kadar kayıtsız şartsız biat edebiliyorsunuz?
YILMAZ TUNÇ (Bartın) İddia eden ispat eder
ya!
TANJU ÖZCAN (Devamla) Yarın bir gün savcı
bunları ispatlarsa, sizin o zaman yüzünüz kızaracak mı? Özür
bile dileyecek misiniz bu milletten?
YILMAZ TUNÇ (Bartın) İspat yükü kime ait,
ispat yükü?
MEHMET METİNER (Adıyaman) Sizin
yalanınız karşısında yüzümüz kızarıyor,
evet.
TANJU ÖZCAN (Devamla) Sayın Tunç, şunu
bilirsin hukukçu olarak
YILMAZ TUNÇ (Bartın) İspat yükü kime ait?
TANJU ÖZCAN (Devamla) Kuvvetli delil
olmadığı takdirde bu tür soruşturmalarda tutuklama
kararı istisnai olarak verilir, istisnai olarak verilir.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) İspat yükü kime ait?
TANJU ÖZCAN (Devamla) - Tutuklananlar suçludur demiyorum
peşinen ama tutuklananlarla ilgili kuvvetli deliller var. Bunu sen de
biliyorsun, ben de biliyorum. Tutuklama kararının gerekçesinde de bu
var. O yüzden burada bilip bilmeden konuşmayın.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) O zaman grubuna
bakacaksın, o zaman!
TANJU ÖZCAN (Devamla) Şu savcıların
dürüst bir şekilde şu soruşturmaları
tamamlamasını bari bekleyin, buna sabredin. (CHP
sıralarından alkışlar)
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Eğer onu söylüyorsan
grubuna bakacaksın!
ÜNAL KACIR (İstanbul) Hep beraber bekleyelim
arkadaş! Yargı görsün ya! Derdiniz ne ya?
MEHMET METİNER (Adıyaman) Sarıgülden
niye bahsetmediniz? Sarıgülün kutuları gözünüze çarpmıyor.
MUHARREM İNCE (Yalova) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın İnce.
MUHARREM İNCE (Yalova) - Sayın Ahmet Aydın
Tepemizi attırmayın, elimizdeki bilgilerle, dosyalarla
başınızı belaya sokarız. gibi, tehdit etti grubumuzu.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Öyle demedim
Öyle demedim
HASAN ÖREN (Manisa) Aynen öyle söyledin.
MUHARREM İNCE (Yalova) Açıkça tehdit etti.
Bunu siz de duydunuz.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Sayın Hasan
Ören cevap verecek efendim.
BAŞKAN Buyurun Sayın Ören. (CHP
sıralarından alkışlar)
Sataşma nedeniyle iki dakika söz veriyorum.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Sayın Başkan, ben
meramımı açıklayayım. O şekilde söylemedim.
BAŞKAN Sonra söylersiniz Sayın Aydın.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Bakın, sizlerle ilgili
birtakım iddialar var, bak biz bunları dillendirmekten imtina ediyoruz.
ENGİN ALTAY (Sinop) Ee dillendir...
8.- Manisa Milletvekili Hasan Örenin,
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında CHP Grubuna
sataşması nedeniyle konuşması
HASAN ÖREN (Manisa) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Grup Başkan Vekili Ahmet Bey ne zaman buraya
otursa, bu Genel Kurulun havası tamamen değişiyor.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Niye?
HASAN ÖREN (Devamla) Biliyoruz, Koçu tehdit
ediyorsunuz, sanayileri tehdit ediyorsunuz, vergi dairesini gönderiyorsunuz,
SSKyı gönderiyorsunuz ama bunun da bir üslubu var. Şimdi de dönüp
siyasetçiyi tehdit ediyorsunuz.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Tehdit eden sizsiniz.
HASAN ÖREN (Devamla) Yani siz iktidarda iken, bu güç
sizde iken bu tehditleri yapıyorsunuz. Yarın bu güç sizin elinizde
kalacak mı? Niye bizim içimize kin ve nefreti sokmaya
çalışıyorsunuz? Bu güç değişecek. Bu güç sizin
elinizde kalıcı değil. Çocuklarınız yaptıysa
yargılanacak. Başbakanın çocuğu olsa dahi
yargılanacak. Ama bu kürsüye gelip de sanayiciyi tehdit edemezsin.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Sanayiciyi kim tehdit
ediyor?
HASAN ÖREN (Devamla) Bu kürsünün bir hâkimiyeti
vardır, bu kürsünün bir namusu vardır. Bu kürsüde kimseye sopa
gösteremezsin.
MEHMET METİNER (Adıyaman) Bu kürsü, iftira kürsüsü
değildir Hasan.
HASAN ÖREN (Devamla) Şunu bir sefer kafanıza
koyun: Bu güç sizde kalıcı değil. Bu güç
değiştiği zaman bu dosyaların hiçbirini
kapatamazsınız. Bu dosyalar kapanmadığı süre
içerisinde de açılacaktır.
Ama şundan kaçının: Muhalefete kin ve
nefreti yüklemeyin. Bu muhalefet bir gün gelecek iktidar olacak. Eğer bu
muhalefete sizin yıllarca içinizde beslediğiniz kin ve nefreti
yüklerseniz, o zaman bu bataklıktan çıkamazsınız.
Tanrım, bana, sizin içinizdeki kin ve nefreti
iktidar olduğumuzda vermesin. (CHP sıralarından
alkışlar)
MEHMET METİNER (Adıyaman) Biz kin ve nefret
tutmuyoruz. Size acıyoruz. Zavallı
RECEP ÖZEL (Isparta) Öyle bir nefretimiz yok.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
VIII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.- BDP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi
gündeminin Genel Görüşme ve Meclis Araştırması
Yapılmasına Dair Öngörüşmeler kısmında yer alan,
seçim ve partiler rejiminin yol açtığı sorunların tüm
boyutlarıyla araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin (10/104) görüşmelerinin Genel
Kurulun 23 Ocak 2014 Perşembe günkü birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN - Barış ve Demokrasi Partisi grup
önerisi aleyhinde söz isteyen Bülent Turan, İstanbul Milletvekili. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Şurada şu
yolsuzluğa sahip çıkıyorsunuz.
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) Biz de milletin içinden
geçtik. Hayatımız milletin içinde geçti.
BÜLENT TURAN (İstanbul) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; BDP grup önerisi aleyhine söz aldım.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ ve CHP
sıralarından gürültüler)
Sayın Başkan, müdahale ediyor musun CHP
sıralarına?
RECEP ÖZEL (Isparta) Baylar, bir susun! Sayın
Tanal
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
Buyurun Sayın Turan.
BÜLENT TURAN (Devamla) Baştan
başlatırsanız süremi sevinirim Sayın Başkanım.
BAŞKAN Lütfen Sayın Turan
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Yıllarca konuştun be,
yıllarca
RECEP ÖZEL (Isparta) Saygılı ol,
saygılı. Kürsüde konuşmacı var, saygılı ol. (AK
PARTİ ve CHP sıralarından gürültüler)
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Sayın Başkan,
Genel Kurulda ne zaman sıfır huzur sağlanmış, niye
konuşmuyor?
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
MEHMET METİNER (Adıyaman) Süreyi tekrar
başa al Sayın Başkan.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Yargıya darbe
yaptınız!
BAŞKAN Sayın milletvekilleri
Sayın
Akar
ÜNAL KACIR (İstanbul) Arkadaş, burası
kahvehane mi ya?
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Sayın Başkan,
konuşmacı niye konuşmuyor? Hatip niye konuşmuyor?
BAŞKAN Sayın
Turan, lütfen, siz konuşmanıza devam edin.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) Konuşacak bir şeyin yoksa otur yerine ya!
BAŞKAN Sayın
Turan, buyurun.
BÜLENT TURAN (Devamla)
Baştan başlatın istiyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN Ne
yapalım yani grup başkan vekili konuşuyor!
BÜLENT TURAN (Devamla)
Hayır, baştan başlatın, daha sözüme başlamadım.
Sözüme başlayayım ondan sonra
BAŞKAN Buyurun
lütfen
ENGİN ALTAY (Sinop)
Sayın Başkan
MUHARREM İNCE
(Yalova) Ara verirsin Sayın Başkan.
BÜLENT TURAN (Devamla)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan
BAŞKAN Bir saniye
Sayın Turan
Sayın Turan, bir saniye
ENGİN ALTAY (Sinop)
Sizi anlamakta güçlük çekiyorum. Orada oturuyorsunuz
BAŞKAN Evet.
ENGİN ALTAY (Sinop)
Burada iki dakikadır uğultu, gürültü, itiş kakış var.
BAŞKAN Evet.
ENGİN ALTAY (Sinop)
Hiç siz İç Tüzükün 68inci maddesini okumadınız mı?
BAŞKAN Ne yapmam
gerekiyor? 3-4 defa tokmakla ses
ENGİN ALTAY (Sinop)
Neyi ne yapayım Sayın Başkan?
MUHARREM İNCE
(Yalova) Ara verirsin.
ENGİN ALTAY (Sinop)
Hayret bir şey ya!
BAŞKAN Siz kendi
hâlinize bakın önce bir lütfen.
ENGİN ALTAY (Sinop)
Ne varmış benim hâlimde?
BAŞKAN Burada 3-4
defa
ENGİN ALTAY (Sinop)
Ne varmış benim hâlimde?
ÜNAL KACIR (İstanbul)
Ne bağırıyorsun ya? Ne bağırıyorsun?
BAŞKAN Şu tarz
tarz mı yani? Ben size soruyorum.
ENGİN ALTAY (Sinop)
Tarz tabii!
BAŞKAN Vurun, bir
daha vurun isterseniz.
ENGİN ALTAY (Sinop)
Hatip orada, burada gürültü var, oradan seyrediyorsun!
BAŞKAN Gürültüyü
yapan kim? Sizin arkanızdaki sayın milletvekilleri ve grup
başkan vekili.
MUHARREM İNCE
(Yalova) Ara verirsin.
BAŞKAN 3-4 defa
Lütfen
Sayın Turan, buyurun
MAHMUT TANAL
(İstanbul) Allaha şirk koşan AKP milletvekilleri var.
BÜLENT TURAN (Devamla)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri
MAHMUT TANAL
(İstanbul) Allaha şirk koşan milletvekilleri var, bunu kabul
edemeyiz biz!
BÜLENT TURAN (Devamla)
görüşülmekte olan BDP grup önerisi aleyhine grubumuz adına söz
aldım.
ENGİN ALTAY (Sinop)
AKPye zaman kazandırmak için uğraşıyorsun, başka bir
derdin yok!
BÜLENT TURAN (Devamla)
Öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
MAHMUT TANAL
(İstanbul) İnançlarımızla oynuyorlar,
inançlarımızla alay ediyorlar.
BÜLENT TURAN (Devamla)
Değerli arkadaşlar, aslında BDPnin vermiş olduğu
önerge akademik çalışmayı gerektiren
MAHMUT TANAL
(İstanbul) İnançlarımızı siyasete alet ediyorlar.
İnançlarımızla halkı kandırıyorlar.
BÜLENT TURAN (Devamla)
prensipli bakmayı gerektiren, önemli bir mesele. Dünyadaki seçim
sistemlerini, Türkiyede cumhuriyetimizin kuruluşundan bugüne kadar zaman
zaman farklılıklarla uygulanan seçim sistemlerini bir daha revize
etmeyi öneren, bir daha incelemeyi öneren, akademik tarafı da olan bir önerge.
Ben öncelikle,
konuşmaya başlamadan önce, yapmış olduğum Dünya
örnekleri, Türkiyede ve dünyada seçim sistemleri nasıl olur?la ilgili
çalışmamızı buradan paylaşmak isterdim, bunu anlatmak
isterdim fakat anlaşılmayan bir şekilde sürekli bir gerginlik,
sürekli bir kavga ortamı, sürekli bir bağıran insanlar
topluluğu gibi olmak; inanın bu kürsünün de güzelliğine,
akademik tarafına halel getirdiği kanaatindeyim. Bırakın
da, izin verin de
ENGİN ALTAY (Sinop)
Akademik bir kürsü değil ya.
BÜLENT TURAN (Devamla)
Hâlâ bağırıyorsunuz.
Bırakın, izin
verin de Türkiyede seçim sistemleri nasıl olması lazım,
demokratik ortamlarda, sistemlerde milletimizin temsili en iyi hangi sistemle
burada olabilir; onu tartışalım. Ama bakıyorum ki az önce
CHPli arkadaşımızın konuşmuş olduğu metin
hiç konuyla alakalı değil. Metin ne olursa olsun, önerge ne olursa
olsun, gündem ne olursa olsun bir ufak daire içerisinde bağır Allah
bağır, bağır Allah bağır. Aslında,
arkadaşlar, o yüzden konuşmamı bir tarafa bırakıyorum
ama sadece bugün verdiğiniz fotoğraf bile, bugünkü
konuşmalarınız bile aslında CHPnin neden doksan
yıldan beri iktidar olamadığının en güzel cevabı.
Ya, bırakın bir konuşalım, bırakın bir
anlayalım. Hangi seçim sistemi bu ülke için faydalıdır, hangisi
odur, bunları görelim ama arkadaşlar, başında avukat yazan
arkadaşımız çıktı az önce, 2002de seçim sistemindeki
yanlışlardan dolayı AK PARTİ hak ettiğinden çok fazla
vekil aldı. dedi.
TANJU ÖZCAN (Bolu) Yalan mı söyledim?
BÜLENT TURAN (Devamla) Arkadaşlar, soruyorum: AK
PARTİnin dışında o zaman Genel Kurulda hangi parti
vardı?
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Cumhuriyet Halk
Partisi.
BÜLENT TURAN (Devamla) Cumhuriyet Halk Partisi. O az
vekil mi aldı o zaman? Böyle bir şey olabilir mi arkadaşlar?
Oturup bunları konuşalım dediğimizde cevap: Bilal
Erdoğan niye teslim olmadı? Arkadaşlar, insaf edin. Konumuz ne,
söylediğiniz şey ne? Bakın, burada ben üslubunu bozmak istemeyen
bir kardeşinizim ama söyleyeceğim çünkü bizim hukukumuzda, kadim
medeniyetimizde esastır, beraatizimmet asıldır yani
insanların masum olması esastır, karine budur arkadaşlar.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Şimdiye kadar neredeydin
Bülent ya?
BÜLENT TURAN (Devamla) Şimdi söylüyorum,
bakın, üslup benim üslubum değil ama hak ettiğinizi
söyleyeceğim: Bilal Erdoğanın gözaltı kararı var.
ve Neden gitmedi? deyip de ispat etmeyen şerefsizdir, o kadar net
söylüyorum arkadaşlar. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Daha öteye gidiyorum: Bilal Erdoğanın
gözaltını geçtim- arama kararı var, tebligat
yapıldı. deyip de ispat etmeyen yine şerefsizdir. Böyle bir
şey olabilir mi ya?
MUHARREM İNCE (Yalova) Tebligat
yapılamadı tabii ki, tabii yapılamadı, o doğru!
BÜLENT TURAN (Devamla) Arkadaşlar, bakın, ben
avukatım. Gözaltı kararı muhatabına iletilir, ifadeye davet
muhatabına iletilir. Polise ver, basına ver, Bir evrak
varmış, ben aradım, konuştum, öğrendim.
MUHARREM İNCE (Yalova) Tebligatı
yanlış adrese göndereceksin, sonra da konuşacaksın!
BÜLENT TURAN (Devamla) Atarak olmaz,
konuşacaksınız arkadaş.
TANJU ÖZCAN (Bolu) Nasıl öğrendin?
BÜLENT TURAN (Devamla) Bilal Erdoğana giden bir
tebligat var ve siz bunu ispat etmiyorsanız şerefsizsiniz, o kadar
net söylüyorum. Öyle bir şey yok arkadaşlar. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MAHMUT TANAL (İstanbul) Sayın Bülent Bey,
tebligat Emniyet Mahallesine mi yapıldı, yoksa Çamlıca
Mahallesine mi yapıldı?
TANJU ÖZCAN (Bolu) Sen nereden biliyorsun?
BÜLENT TURAN (Devamla) Değerli arkadaşlar,
anlamadıysanız bir daha söylüyorum: Bilmediğiniz bir konuda
Tebligat var. ve Gitmedi. diyorsanız, ispat edemiyorsanız bir
daha söylüyorum.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Sen
olmadığını ispatla!
BÜLENT TURAN (Devamla) Değerli arkadaşlar, az
önce üslubu her zaman problemli bir grup başkan vekili çıktı,
bizim grubumuza dönerek dedi ki: Hanginiz ön seçimle geldi? (CHP
sıralarından gürültüler)
RECEP ÖZEL (Isparta) Olmadı
Olur mu böyle bir
şey!
BÜLENT TURAN (Devamla) Ben de soruyorum: Ankaraya
Mansur Yavaş hangi ön seçimle aday oldu? Söylüyorum: İstanbula
Mustafa Sarıgül hangi ön seçimle aday oldu arkadaşlar?
Bak Muharrem İnce, bir hafta sonra Meclis
üyeliği adaylıkları bitiyor, kaçırma bence. Çok
uğraştın orada, burada, olmadı.
MUHARREM İNCE (Yalova) Terbiyeli ol be, terbiyeli
ol!
BÜLENT TURAN (Devamla) O yüzden söylüyorum. Böyle üslup
olmaz, şu üslubunuzu iade ediyorum, bu bir.
MUHARREM İNCE (Yalova) Sen kimsin! Terbiyeli ol!
BAŞKAN Sayın İnce, lütfen
BÜLENT TURAN (Devamla) İkincisi, az önceki grup
başkan vekili dün bir basın toplantısı yaptı.
MUHARREM İNCE (Yalova) Terbiyeli ol!
BÜLENT TURAN (Devamla) O basın
toplantısıyla ilgili ifadeleri burada okumaktan utanırım
ben, utanırım ben, bir daha söylüyorum.
GÜRKUT ACAR (Antalya) Hırsızlık yapmaya
utanmıyorsunuz ama! Sizin yüzünüz kızarmıyor mu?
BÜLENT TURAN (Devamla) Googlea girin, Muharrem
İncenin dün basın toplantısı metnini, yüzünüz
kızarmazsa okuyun
MUHARREM İNCE (Yalova) Aynen altına imza
atarım, hiçbir itirazım yok.
BÜLENT TURAN (Devamla)
ama bir daha söylüyorum: O
üslup işte, CHPnin neden iktidar olamadığının
cevabı.
MUHARREM İNCE (Yalova) Ne var onda?
Bağışta bulundum ne var, gözünüz doysun diye
bağıştı bulundum, ne var onda! Doymuyorsunuz!
BÜLENT TURAN (Devamla) O üslup işte, CHPnin
sadece bağırıp, iş yapamadığının
üslubu. On sene daha bağırsan hiçbir şey olmaz senden, on sene
daha bağırsan hiçbir şey olmaz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MAHMUT TANAL (İstanbul) Hırsız var!
BÜLENT TURAN (Devamla) Bu üslup, üslup değil. Bak,
yanında bir tane daha grup başkan vekili var, hiç
bağırıyor mu? Bu üslup mu?
MAHMUT TANAL (İstanbul) Hırsız var!
MUHARREM İNCE (Yalova) Seni var ya, seni Tanjuya
havale ediyorum. Sen benim ayarımda değilsin oğlum! Biz
ayrı liglerde yarışıyoruz.
BAŞKAN Sayın İnce, lütfen
MAHMUT TANAL (İstanbul) Hırsız var!
BÜLENT TURAN (Devamla) Değerli arkadaşlar,
BDPnin grup önerisine girmeden önce şunu da söylemek istiyorum
değerli arkadaşlarım:
MAHMUT TANAL (İstanbul) Hırsız var!
BÜLENT TURAN (Devamla) İsterdim ki akademik konuşma
yapayım ama Muharrem İncenin Grup Başkan Vekili olarak
MUHARREM İNCE (Yalova) Sen TÜRGEVin yöneticisi
misin?
BÜLENT TURAN (Devamla)
Mecliste nöbetçi olduğu
hiçbir toplantıda bu mümkün değil.
MUHARREM İNCE (Yalova) Sen o vakfın
yöneticisi misin?
BÜLENT TURAN (Devamla) Ancak bağırarak olur.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Hırsız var!
BÜLENT TURAN (Devamla) Diyor ki dünkü
toplantısında, onunla ilgili cevabı bizden sonra bir
kıymetli vekilimize gündem verildiği için kapatıyorum, o gerekli
cevap verecek.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Hırsız var!
BÜLENT TURAN (Devamla) Değerli arkadaşlar,
geliyorum BDPnin grup önerisine.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Hırsız var!
BÜLENT TURAN (Devamla) Bakınız, Türkiyede ve
dünyada seçim sistemlerinin çok farklı değerlendirmeleri olmuş.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Hırsız var!
RECEP ÖZEL (Isparta) Terbiyesiz!
BÜLENT TURAN (Devamla) Bu sistemlere göre, hepimizin
bildiği bir şey var ki, bu bildiğimiz şey
MAHMUT TANAL (İstanbul) Hırsız var!
BAŞKAN Sayın Tanal
BÜLENT TURAN (Devamla)
Türkiyede, demokrasinin esası, siyasi partilerdir,
siyasi partilerin milletle buluşabilmesidir. Bizler, BDPnin de daha çok
oy almış olduğu bölgeden oluşmuş olan kadim problemden
dolayı, olağanüstü hâl sorununu kaldırarak partilerin milletle
buluşmasını sağladık. Bizim için en büyük gururlardan
bir tanesi bu. Siyasi partilere o hazine yardımı yapıldı
mı yapılmadı mı?
GÜRKUT ACAR (Antalya) Osloda
anlaşmasını da söyle, Osloda nelere yaptınız?
BÜLENT TURAN (Devamla) Daha ötesi, çok köklü
işleri yaptık. Olağanüstü hâlin başlı başına
kaldırılması, siyasi partilerin vekilleriyle, milletle
buluşmasının en güzel yollarından bir tanesidir.
GÜRKUT ACAR (Antalya) Oslo anlaşmasını
getirin bir görelim.
BÜLENT TURAN (Devamla) Onun dışında,
siyaset kurumu üzerindeki vesayetleri bir bir kaldırmaya
çalıştık. Elimizden geldiği kadar risk aldık, problem
aldık, kapatma davalarıyla karşılaştık.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Yargıya darbe
yaptınız.
BÜLENT TURAN (Devamla) Onun dışında,
ülkemizde çok partili siyasi hayata erken geçmek bir gurur olmakla beraber,
ülkemizin bir siyasi partiler mezarlığı olduğunu da
bildiğimizden dolayı, Anayasa Mahkemesiyle ilgili kapatma
kararını üçte 2ye çıkardık, zorlaştırdık.
Neden?
MUHARREM İNCE (Yalova) Sen yönetici misin o
vakıfta, üye misin, nesin? Vakfı anlat, vakfı.
BÜLENT TURAN (Devamla) Kapatmak çözüm değil.
dedik; Millet istiyorsa millet kapatır. dedik.
GÜRKUT ACAR (Antalya) Hırsızlara siz özel
yargıç tayin ediyorsunuz.
BÜLENT TURAN (Devamla) O yüzden, Anayasa
değişikliğini hep beraber yaptık ama benim gönlüm isterdi
ki, o Anayasa değişikliğini yaparken keşke BDP de,
keşke CHP de, keşke diğer arkadaşlar da gelip milletin
yanında oy kullansaydı, destek olsaydı; Parti kapatma
problemdir. diyebilseydi ama maalesef bu şimdiye kadar olmadı.
GÜRKUT ACAR (Antalya) Bu halk bunları kabul
etmeyecek göreceksiniz. Siz bunu örtbas edemeyeceksiniz.
BÜLENT TURAN (Devamla) Onun dışında,
hepinizin bildiği, Sayın Başbakanın ifade ettiği yeni
düzenlenen demokratikleşme paketi de -şu an Anayasa Komisyonunun alt
komisyonundadır biliyorsunuz- buraya geldiğinde, inşallah,
desteğinizle beraber buradan geçecek; hem hazine yardımları
revize edilecek hem seçim sistemi, diğer partilerimiz de bu konuda evet
derse revize edilecek.
GÜRKUT ACAR (Antalya) Bu halkın vicdanı sizi
mahkûm edecek.
BÜLENT TURAN (Devamla) Türkiye'nin, temsilin daha fazla
olduğu, demokratik yansımanın Meclise daha fazla olduğu bir
Meclis zeminini hep beraber kuracağız ama oturduğu yerden
bağırarak, aynı gündemi tekrar tekrar konuşarak bunlar
çözülmez.
Bakınız, gündemimizde HSYK var, bir problem
var.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Gündemimizde rüşvet
var, hırsızlık var, yolsuzluk var; onlara gelin, onlara.
BÜLENT TURAN (Devamla) HSYKyla ilgili problemden
dolayı, şimdiye kadar, ben, bir tane CHPli
arkadaşımızın çıkıp da Arkadaş, problem var
ama çözümü bu. dediğini duymadım.
GÜRKUT ACAR (Antalya) Muhalefetin söylediği hangi
işi yaptınız?
BÜLENT TURAN (Devamla) Düne kadar HSYKya olmadık
hakareti yapan insanların, gelip bugün neler dediğini gördük. Bir
tane öneriniz var mı, bir tane dünya örneği gönderdiniz mi?
Gelişmiş ülkelerde bu nasıl uygulanıyormuş hiç
bakabildiniz mi?
GÜRKUT ACAR (Antalya) Yalan söylüyorsun sen, bu millete
doğruyu söylemiyorsun.
BÜLENT TURAN (Devamla) Değerli arkadaşlar, üç
tane seçim önerimiz var, birini beraber değerlendirin, bunu da
konuşalım diyorum.
GÜRKUT ACAR (Antalya) Hiçbir uzlaşma
yapmadınız.
BÜLENT TURAN (Devamla) Demokratikleşme uzun bir
süreç, kısa bir şey değil. Bunlar uzundur, kolay değildir.
Size rağmen bunu başaracağız, size rağmen bunu yapmaya
çalışacağız. Bize Bir rüzgâr var, gelip geçer. dediniz on
sene önce ama o rüzgâr buraya geldi ve geçmedi, geçmeyecek de. Siz
yaptıklarınızı değiştirmeden, siz
anlayışınızı değiştirmeden, aynı
şeyleri yapıp farklı sonuçları beklemekten
vazgeçmediğiniz müddetçe değişmeyeceğiz. Biz milletimize
yanlış yapmadığımızdan dolayı milletimiz
bizimle beraber.
GÜRKUT ACAR (Antalya) Bu halkı uyuttunuz,
uyuttunuz; medyayı baskıyla susturdunuz.
BÜLENT TURAN (Devamla) Bizi sermaye kurmadı,
bizi...
GÜRKUT
ACAR (Antalya) Siz halkı kandırdınız
BÜLENT TURAN (Devamla)
sizin sahipleriniz
kurmadı, bizi sizin devletçileriniz kurmadı. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
GÜRKUT ACAR (Antalya) Bütün gazeteciler, medya
sahipleri içeride, neden bahsediyorsun sen?
BÜLENT TURAN (Devamla) O yüzden, biz milletimize
yanlış yapmadığımız müddetçe de milletle beraber
yürüyüşümüz devam edecek.
GÜRKUT ACAR (Antalya) Siz kaçacak yer
arayacaksınız?
BÜLENT TURAN (Devamla) İsteyelim ki BDPnin de,
diğerlerinin de bu yeni çalışmayla ilgili emeği olsun,
desteği olsun. Yarın öbür gün buraya bir daha çıkıp Biz bu
adımı attık, seçim sistemini değiştirdik,
yardımları değiştirdik ama siz de yardım etmediniz.
demeyelim, bunu beraber yapalım. Olumlu olan hiç mi bir şey yok
arkadaşlar? Bir tane mi evet diyemezsiniz, bir tane mi güzel bir
şey söyleyemezsiniz?
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Sizin de
yaptığınız olumlu hiçbir şey yok, bir tek olumlu
şey yok.
BÜLENT TURAN (Devamla) O yüzden, bir daha, bir daha
söylüyorum, gündemimiz belli, gündemimizde Türkiyede yargı vesayetinin
kırılması için atılan bir adım var. Bu
adımın önemli olduğunu biliyoruz. Bu adımın Meclis
gündeminden uzak kalmasını da amaçlayan bazı önergelerin Meclis
gündeminin yoğunluğundan dolayı bugün görüşülmesinin uygun
olmadığını düşünüyor, BDP grup önerisine grubumuz
adına hayır oyu vereceğimizi ifade ediyor, hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
MUHARREM İNCE (Yalova) Sayın Başkan
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın İnce.
MUHARREM İNCE (Yalova) Sayın
Başbakanın oğluyla ilgili savcılıktan, emniyetten bir
çağrı kâğıdı olmadığını, tebligat
olmadığını, bunu böyle söyleyenlerin şerefsiz
olduğunu söyledi. İzin verirseniz bu konuda cevap vereyim.
OKTAY SARAL (İstanbul) Şeref sizsiniz.
dedi, Şeref sizsiniz.
BÜLENT TEZCAN (Aydın) Terbiyesizlik yapma! Söyledi
işte.
OKTAY SARAL (İstanbul) Konuşma lan!
BÜLENT TEZCAN (Aydın) Konuşma sen! Ne
diyorsun sen?
OKTAY SARAL (İstanbul) Hayvan herif seni!
(İstanbul Milletvekili Oktay Saralın
Aydın Milletvekili Bülent Tezcana yumruk atması ve AK PARTİ ve
CHP milletvekillerinin karşılıklı yumruklaşması)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, birleşime
on dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 15.46
İKİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 16.44
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan), İsmail KAŞDEMİR
(Çanakkale)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 51inci Birleşiminin İkinci Oturumunu
açıyorum.
Birleşime on beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati:16.45
ÜÇÜNCÜ
OTURUM
Açılma
Saati: 17.05
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan), İsmail KAŞDEMİR
(Çanakkale)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 51inci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Önce Barış ve Demokrasi Partisinin grup
önerisini oyladıktan sonra sayın grup başkan vekillerine söz
vereceğim.
Barış ve Demokrasi Partisi grup önerisini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Sayın Baluken, söz istiyor musunuz?
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Evet.
BAŞKAN Buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
5.- Bingöl Milletvekili İdris Balukenin,
Genel Kurul çalışmalarında kullanılan dil ve üsluba dikkat
edilmesi gerektiğine ve fiziki şiddeti hiçbir şekilde tasvip
etmediklerine ilişkin açıklaması
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Evet, teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Tabii, hiçbirimizin tasvip etmediği tatsız bir
olay Genel Kurulda yaşandı. Bunlarla ilgili Barış ve
Demokrasi Partisinin görüşlerini birkaç cümleyle yansıtmaya
çalışacağım.
Her şeyden önce, tüm milletvekillerinin Genel
Kurulda kullanmış oldukları dil ve üslupları,
konuşmacı kürsüdeyken konuşması sırasında
yerinden laf atmaları, şiddete varacak düzeyde fiziki darpları
hiçbir şekilde kabul etmemiz mümkün değildir.
Halkımızın, ülkemizin, Meclisten beklentilerine denk
düşecek bir siyaset düzeyini burada yakalamamız gerektiğine
inanıyoruz. Dışarıdaki siyasi gerilimin boyutu ne olursa
olsun Genel Kurul çalışmasında halkımızın çözüm
bekleyen sorunlarına denk düşecek bir çalışma içerisinde
olmamız, düzeyi, seviyeyi, dili, üslubu ona göre ayarlamamız
gerektiğini ifade ediyoruz; tüm milletvekillerinin ve tüm siyasi parti
gruplarının bu sorumlulukla yaklaşması gerektiğini
ifade ediyoruz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Halaçoğlu
6.- Kayseri Milletvekili Yusuf
Halaçoğlunun, Genel Kurul çalışmalarında kullanılan
dil ve üsluba dikkat edilmesi gerektiğine ve fiziki şiddeti hiçbir
şekilde tasvip etmediklerine ilişkin açıklaması
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
Biraz önce yaşanan olay gerçekten çok üzücü, Türkiye
Büyük Millet Meclisi gibi, ülkenin en büyük kurumuna hiç yakışmayan
bir olay olarak, maalesef, cereyan etti. Özellikle fiziki müdahaleler bu
şekilde Meclisin seviyesini, maalesef, düşürüyor. Daha seviyeli bir
Meclis olması gerekir, Türk milletine yaraşır çünkü milleti
temsil ediyor bu Meclis. Özellikle kişisel suçlamalardan kaçınılmasında
çok büyük bir fayda var. Üslubumuzu Meclise daha yaraşır bir biçime
sokmamız çok önemli. Dolayısıyla, bir daha böyle bir olayın
yaşanmaması dileğimle bütün Meclisi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Buyurun Sayın Hamzaçebi.
7.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebinin, Genel Kurul çalışmalarında kullanılan dil ve
üsluba dikkat edilmesi gerektiğine ve fiziki şiddeti hiçbir
şekilde tasvip etmediklerine ilişkin açıklaması
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, salı gününden bu yana
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda son derece önemli bir kanun
teklifini görüşüyoruz. HSYK kanun teklifi, Anayasaya
aykırılıkları olan, yargının bağımsızlığını
yok eden, yargıyı yürütmenin emrine sokan bir tasarı olarak
Cumhuriyet Halk Partisi tarafından değerlendirilmektedir. Bu
çerçevede, salı gününden bu yana Cumhuriyet Halk Partisi olarak İç
Tüzükün bize vermiş olduğu hakları kullanmak suretiyle
tasarının, teklifin yasalaşmasını geciktirme ya da o
teklifteki düzenlemeleri Anayasaya uygun hâle getirmenin çabası
içerisindeyiz. İktidar partisi ve Hükûmet de kendi anlayışı
çerçevesinde bu teklifi savunmaktadır.
Burası Türkiye Büyük Millet Meclisi, demokrasinin en
yüce yeridir. Burada bütün milletvekilleri şüphesiz birer siyasi partinin
mensubudur ama onun ötesinde bütün milletvekilleri milletin temsilcisidir.
Burada herkesin milletin Parlamentodan beklentisine göre hareket etmesi,
davranması gerekir. Her türlü söz olabilir, her türlü engellemeler
yapılabilir ama bir fiziki müdahale
HALİDE İNCEKARA (İstanbul) Hakaret yok
(CHP sıralarından Sus! sesleri)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
bir
milletvekilinin bir başka milletvekiline, bir partinin genel başkan
yardımcısına fiziki saldırıda bulunması bu
Parlamentonun kabul edeceği bir şey olmamalı. Bu tip
davranışları Parlamentodan uzak tutmalıyız, bunu
önleyecek davranışların içerisinde olmalıyız.
Yine, Parlamentoda bütün yasaların, tekliflerin, tasarıların
görüşülmesi sırasında herkes tabii ki karşı
tarafı rencide etmeyen bir üslubun içerisinde olmalıdır. Bunu
yaparsak, bunu başarırsak burada gerçekten milletin beklentilerine
uygun bir görüşme ortamını yaratmış oluruz.
Dileğim, bundan sonra fiziki saldırı gibi,
bu Parlamentoda olmaması gereken saldırıların ve
diğer, karşı tarafı rencide eden üslupların
olmamasıdır.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Buyurun Sayın Ünal.
8.- Kahramanmaraş Milletvekili Mahir
Ünalın, Genel Kurul çalışmalarında kullanılan dil ve
üsluba dikkat edilmesi gerektiğine ve fiziki şiddeti hiçbir
şekilde tasvip etmediklerine ilişkin açıklaması
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; salı gününden beri
görüşmekte olduğumuz Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun
Anayasa 159dan kaynaklanan idari yapısındaki
değişikliklerle ilgili kanun teklifi Komisyonda görüşüldü.
Bildiğiniz gibi, yaklaşık yirmi önergeyle, muhalefetin de bu
konudaki ifadeleri dikkate alınarak gerekli düzenlemeler
yapıldı. Dün de Genel Kurulda yine gerekli düzenlemeler
yapıldı. Nihayetinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi yasama görevini
yerine getirirken tabii ki ihtisas komisyonlarında ve Genel Kurulda
birlikte hareket edecektir.
Burada, buradan yola çıkarak hiçbir şekilde
karşılıklı olarak bir kesimi suçlamak ya da o kesime
karşı, o kesimin haysiyetine, onuruna, şahsiyatına dönük
ifadeler tabii ki kabul edilemez ve biz hiçbir şekilde fiziksel
şiddeti tabii ki onaylayamayız ve asla makul karşılanamaz.
Burada, özellikle şiddeti ve şiddeti
doğuran ortamı da iki ayrı şekilde ele almamız
gerekiyor. Şimdi, dün biz grup başkan vekili
arkadaşlarımızla da bu konuyu görüştük çünkü sistematik
olarak bu kanun görüşülmeye başladığı günden beri
bazı milletvekillerinin kullandığı ifadeler, AK PARTİ
Grubuna dönük, tutanaklarda var olan Hırsız var. gibi ifadeler ve
aralıksız olarak sürekli bir milletvekilinin Hırsız var.,
Hırsızlara bakın. gibi ifadeleri tabii ki milletvekillerinin
onurlarını, haysiyetlerini, masumiyetlerini ciddi anlamda
yaralamaktadır. Ve burada, İç Tüzük 157ye göre, doğal olarak
Şahsiyatla uğraşmaktan mütevellit uyarı cezası da
verilmesi gerekiyor. Nihayetinde, bizler, burada temsil yetkisiyle buraya
gelmiş bulunan insanlarız. Tabii ki, bizim herhangi bir şekilde
fiziksel şiddeti onaylamamız ve kabul etmemiz makul
olmadığı gibi, bu şiddet ortamını doğuracak
dili, ifadeyi ve yaklaşımları da asla kabul etmememiz ve
onaylamamamız gerekiyor. Umarım bundan sonraki süreçte
milletvekilleri birbirlerine karşı daha saygılı olurlar ve
hiçbir şekilde şahsiyatla ve insanların masumiyetlerine dönük
ifadeler kullanılmaz.
Bu
arada, yaralanan milletvekili arkadaşımıza, CHP Genel
Başkan Yardımcısı arkadaşımıza da
geçmiş olsun dileklerimizi buradan iletmek istiyorum.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
AHMET
TOPTAŞ (Afyonkarahisar) Yaralayana bir şey demeyecek misiniz?
X.- DİSİPLİN CEZASI
İŞLEMLERİ
1.- İstanbul Milletvekili Oktay Sarala,
Aydın Milletvekili Bülent Tezcana saldırıda bulunması
nedeniyle kınama cezası verilmesi
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, bir önceki oturumda İstanbul Milletvekili
Oktay Saralın Cumhuriyet Halk Partisine mensup Sayın Bülent Tezcana
karşı yapmış olduğu davranışı İç
Tüzükün 160ıncı maddesinin (4)üncü fıkrasında yer alan
Saldırıda bulunmak kapsamında olup kınama cezası
gerekmektedir. Bu nedenle, İstanbul Milletvekili Oktay Saral hakkında
İç Tüzükün 163üncü maddesi uyarınca kınama cezasını
teklif ediyorum.
Sayın
Saral buradaysa kendisine savunma için söz hakkı vereceğim.
Sayın Saral isterse savunmasını bir arkadaşına da
yaptırma hakkına sahiptir.
OKTAY
SARAL (İstanbul) Gerek yok Başkanım.
BAŞKAN
Evet, savunma talebi yok.
İstanbul
Milletvekili Oktay Sarala kınama cezası verilmesini Genel Kurula
teklif ediyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Evet, kabul edilmiştir.
Gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmına geçiyoruz.
1inci sırada yer alan, Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
XI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının; Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporunun (2/242,
2/80) (S. Sayısı: 156)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2'nci sırada yer alan, Devlet Sırrı Kanunu
Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu
raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
2.- Devlet Sırrı Kanunu
Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu
Raporlarının (1/484) (S. Sayısı: 287)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3'üncü sırada yer alan, Bartın Milletvekili
Yılmaz Tunç ve 77 Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Adalet
Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
3.- Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç
ve 77 Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Adalet Komisyonu Raporunun
(2/1929) (S. Sayısı: 523)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
4üncü sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ile İtalya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Çevre Koruma ve
Sürdürülebilir Kalkınma Alanlarında İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ile Çevre Komisyonu ve Dışişleri
Komisyonu Raporlarının görüşmelerine başlayacağız.
4.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
İtalya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Çevre Koruma ve Sürdürülebilir
Kalkınma Alanlarında İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ile Çevre Komisyonu ve Dışişleri
Komisyonu Raporlarının (1/682) (S. Sayısı: 385)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Bundan sonra da komisyonun bulunmayacağı
anlaşıldığından, alınan karar gereğince,
kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri
sırasıyla görüşmek için, 24 Ocak 2014 Cuma günü saat 14.00te
toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma
Saati: 17.16