TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
67nci
Birleşim
25
Şubat 2014 Salı
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.-
GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.-
GELEN KÂĞITLAR
III.-
YOKLAMALAR
IV.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.-
Kastamonu Milletvekili Emin Çınarın, Kastamonunun sorunlarına
ilişkin gündem dışı konuşması
2.-
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın, Şırnakın
sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
3.-
İzmir Milletvekili Oğuz Oyanın, darbelere ilişkin gündem
dışı konuşması
V.-
AÇIKLAMALAR
1.-
Isparta Milletvekili S. Nevzat Korkmazın, İnternette yayınlanan Başbakan Recep
Tayyip Erdoğanın oğluyla yaptığı
konuşmalara ve bu konuda Meclisi harekete geçmeye davet ettiğine
ilişkin açıklaması
2.-
Bursa Milletvekili Aykan Erdemirin, Türkiyede, otoriter bir liderin ve etrafındaki
dar kadronun gerçeklikten bütünüyle koptuğu bir dönemin
yaşandığına ilişkin açıklaması
3.-
Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcının, Bingölün Adaklı
ilçesinin sorunlarına ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz
tarafından ilçede oy avcılığı yapılarak
halkın aldatıldığına ilişkin açıklaması
4.-
Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlunun, Türkiye Cumhuriyetinin
tarihinde görülmeyen bir yönetim krizi yaşandığına ve
toplumun şaibe altındaki Hükûmetin neler
yaptığını merak ettiğine ilişkin
açıklaması
5.-
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçerinin, Azerbaycan Hocalı
katliamını 22nci yıl dönümünde bir kez daha lanetlediğine
ve Türkiye ile Azerbaycanın, Azerbaycan topraklarının
işgal altından kurtulması için her alanda harekete geçmek
zorunda olduğuna ilişkin açıklaması
6.-
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın, Başbakanın ve
ailesinin Kısıklıda oturduğu villaların kaç dönüm
arsa üzerine kurulduğunu ve 17/12/2013 tarihinden bugüne kadar bu villalar
ile bahçelerinde herhangi bir kazı işlemi yapılıp
yapılmadığını öğrenmek istediğine
ilişkin açıklaması
7.-
Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaşın, son günlerde ortaya
çıkan tapelere ilişkin açıklaması
8.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, CHP grup toplantısı
sırasında Meclis TV yayınının kesilmesi nedeniyle
Meclis Başkanı Cemil Çiçeki Parlamento önünde
kınadığına ilişkin açıklaması
9.-
İstanbul Milletvekili Ali Özgündüzün, CHP grup toplantısı
sırasında Meclis TV yayınının kesilmesinin kabul
edilemez bir durum olduğuna ilişkin açıklaması
10.-
Adana Milletvekili Seyfettin Yılmazın, Toroslarda ve Çukurovada
yaşanan kuraklık nedeniyle çiftçilerin mağdur olduğuna ve
bu sıkıntılarına çare bulunması gerektiğine
ilişkin açıklaması
11.-
Tunceli Milletvekili Kamer Gençin, Başbakanın, yolsuzluk
iddiaları nedeniyle istifa etmesi gerektiğine ve CHP grup
toplantısı sırasında kesilen Meclis TV
yayınının yeniden verilmesini dilediğine ilişkin açıklaması
12.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, Ardahanın düşman işgalinden
kurtuluşunun 93üncü yıl dönümüne ve Ardahandaki çiftçilere yem
paralarının ödenmesinin hızlandırılmasını
rica ettiğine ilişkin açıklaması
13.-
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi
Elvanın, Başbakanla ilgili olduğu iddia edilen kasetlerin
tamamıyla montaj ürünü olduğuna ve muhalefet partilerinin hukuk
dışı kasetler üzerinden siyaset yapmasının doğru
olmadığına ilişkin açıklaması
14.-
İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşinin, Karadenizi Akdenize
bağlayacak olan yolun durumuyla bilgi almak istediğine ilişkin
açıklaması
15.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, AK PARTİ Grubu milletvekillerinin
CHP Grubu sıralarına gelerek fiilî saldırıda bulunmaya
teşebbüs ettiklerine ilişkin açıklaması
16.- Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvanın, Kocaeli
Milletvekili Lütfü Türkkanın 561 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 24üncü maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
VI.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A)
Tezkereler
1.-
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının,
İstanbul Milletvekili Muhammed Çetinin NATO Parlamenter Asamblesi Türkiye
Delegasyonu üyeliğinden istifa etmesiyle boşalan üyelik için AK
PARTİ Grubunca bildirilen ve Başkanlık Divanında
yapılan incelemede İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun
üyeliğinin uygun görüldüğüne ilişkin tezkeresi (3/1439)
2.-
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Kosova
Meclisi Çevre ve Alan Planlama Komisyonu ile İnsan Hakları Komisyonu
üyelerinden müteşekkil bir heyetin, 26 Şubat-1 Mart 2014 tarihlerinde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının konuğu
olarak resmî bir ziyaret gerçekleştirmesinin Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlık Divanının 24/2/2013 tarihli ve 66
sayılı Kararıyla uygun bulunduğuna ilişkin tezkeresi
(3/1440)
3.-
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Türkiye
Büyük Millet Meclisi Dışişleri Komisyonu üyelerinden oluşan
bir heyetin, Japonya Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler
Komisyonunun vaki davetine icabetle Japonyaya resmî bir ziyaret
gerçekleştirmesine ilişkin tezkeresi (3/1441)
B)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.-
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 25 milletvekilinin,
engellilerin yaşadığı sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/878)
2.-
BDP Grubu adına Grup Başkan Vekili Şırnak Milletvekili
Hasip Kaplanın, Kırım Kongo kanamalı ateşi
hastalığından korunmak için alınması gereken
önlemlerin araştırılarak
belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/879)
3.-
BDP Grubu adına Grup Başkan Vekili Şırnak Milletvekili
Hasip Kaplanın, insan hakkı ihlali teşkil eden
yaptırımların ve tutuklu seçilmişlere ilişkin sürecin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/880)
C) Duyurular
1.- Başkanlıkça,
Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonunda siyasi parti grubu
mensubu olmayan milletvekillerine düşen 1 üyelik için aday olmak isteyen
siyasi parti grubu mensubu olmayan milletvekillerinin yazılı olarak
müracaat etmelerine ilişkin duyuru
Ç)
Önergeler
1.-
Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutanın, (2/1089) esas numaralı
Kemalpaşa Adıyla Bir İlçe Kurulması Hakkında Kanun
Teklifinin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi
(4/147)
VII.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili
Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydının; Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80)
(S. Sayısı: 156)
2.- Devlet Sırrı
Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet
Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)
3.- Isparta Milletvekili
Süreyya Sadi Bilgiç ve Bayburt Milletvekili Bünyamin Özbek ile 80
Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi ile Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin; Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Malatya Milletvekili Mahmut Mücahit Fındıklı ve Muş
Milletvekili Faruk Işık ile 34 Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/2006, 2/2007, 2/2009, 2/2010) (S.
Sayısı: 561)
4.- Sanal Ortamda
İşlenen Suçlar Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/676) (S. Sayısı: 380)
VIII.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Çankırı
Milletvekili İdris Şahinin, Malatya Milletvekili Veli
Ağbabanın 561 sıra sayılı Kanun Teklifinin 10uncu
maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı konuşması
sırasında AK PARTİ Grubuna sataşması nedeniyle
konuşması
2.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, Çankırı Milletvekili
İdris Şahinin sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında CHP Grubuna sataşması
nedeniyle konuşması
3.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünalın, İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebinin sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında AK PARTİ Grup Başkanına sataşması
nedeniyle konuşması
4.- Malatya Milletvekili Veli
Ağbabanın, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünalın
sataşma nedeniyle söz istemesi sırasında şahsına
sataşması nedeniyle konuşması
5.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünalın, Aydın Milletvekili Bülent Tezcanın
561 sıra sayılı Kanun Teklifinin ikinci bölümü üzerinde CHP
Grubu adına yaptığı konuşması sırasında
AK PARTİ Grubuna ve AK PARTİ Grup Başkanına
sataşması nedeniyle konuşması
6.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanı Lütfi Elvanın 561 sıra sayılı
Kanun Teklifinin ikinci bölümü üzerindeki soru-cevap işlemi
sırasında Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
7.- Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvanın, İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında Hükûmete sataşması
nedeniyle konuşması
8.- Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvanın, İstanbul
Milletvekili Osman Oktay Ekşinin 561 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 15inci maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
9.- İstanbul
Milletvekili Osman Oktay Ekşinin, Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanı Lütfi Elvanın sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
10.- Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvanın, İzmir
Milletvekili Erdal Aksüngerin 561 sıra sayılı Kanun Teklifinin
17nci maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
11.- İzmir Milletvekili
Erdal Aksüngerin, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanı Lütfi Elvanın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
12.- Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvanın, Kocaeli
Milletvekili Lütfü Türkkanın 561 sıra sayılı Kanun Teklifinin
17nci maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
13.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünalın, İstanbul Milletvekili Müslim
Sarının 561 sıra sayılı Kanun Teklifinin 23üncü
maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı konuşması
sırasında AK PARTİ Grubuna ve AK PARTİ Grup
Başkanına sataşması nedeniyle konuşması
IX.- OYLAMALAR
1.- (S. S:561) Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
Teklifinin oylaması
X.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Manisa Milletvekili Hasan
Örenin, yeni Halkla İlişkiler Binasının hizmete
açılmasındaki gecikmeye ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkan Vekili Sadık Yakutun cevabı (7/37085)
2.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tanın, 2002-2014 yılları arasında
Antalyada teşvik belgesi alanların sayısına ilişkin
sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin cevabı (7/37646)
3.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tanın, 2002-2014 yılları arasında
Mardinde teşvik belgesi alanların sayısına ilişkin sorusu
ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin cevabı (7/37648)
4.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tanın, 2002-2014 yılları arasında
Erzurumda teşvik belgesi alanların sayısına ilişkin
sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin cevabı (7/37651)
5.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, bir derneğe bağış yapan
bir kişinin soruşturulmasına ilişkin Başbakandan
sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı (7/37811)
6.- Kars Milletvekili Mülkiye
Birtanenin, 2002-2013 yılları arasında çıkan kanun ve
KHKlarla ilgili çeşitli verilere ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkan Vekili Sadık Yakutun cevabı (7/38013)
7.- Ankara Milletvekili Özcan
Yeniçerinin, 2012- 2014 yılları arasında TBMM ile
bağlı kurum ve kuruluşlarında görev yapan avukatlara
ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili
Sadık Yakutun cevabı (7/38016)
8.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun, Gümrük Kapıları
Güvenlik Sistemi için gerçekleştirilen alımlara ilişkin
Başbakandan sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcının cevabı (7/38036)
9.- Ankara Milletvekili Özcan
Yeniçeri'nin, 2002-2014 yılları arasında, yıllara göre
Bakanlık ve bağlı kurum, kuruluşlar tarafından
yaptırılan kamu spotlarına ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı
Nihat Zeybekci'nin cevabı (7/38556)
10.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri'nin, 2002-2014 yılları arasında Türk seramik
sanayiinde faaliyet gösteren üretici firmalara ilişkin sorusu ve Ekonomi
Bakanı Nihat Zeybekci'nin cevabı (7/38557)
11.- Ankara Milletvekili Özcan
Yeniçeri'nin, gençlerin ülke kalkınmasına etkin
katılımını artırmaya yönelik çalışma ve
projelere ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin
cevabı (7/38558)
12.- İstanbul
Milletvekili D. Ali Torlak'ın, bağlı, ilgili veya ilişkili
kurum ve kuruluşlarda çalıştırılan taşeron
işçilere ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin
cevabı (7/38559)
13.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri'nin, 2002-2014 yılları arasında, yıllara
göre Bakanlık ile bağlı kurum ve kuruluşların taraf
olduğu davalara ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat
Zeybekci'nin cevabı (7/38560)
14.- İzmir Milletvekili
Rahmi Aşkın Türeli'nin, dahilde işleme rejimine ilişkin
sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin cevabı (7/38735)
25 Şubat 2014 Salı
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran
Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Fehmi KÜPÇÜ (Bolu), Muhammet Bilal
MACİT (İstanbul)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 67nci Birleşimini
açıyorum.
III.- Y O K L A M A
BAŞKAN
Elektronik cihazla yoklama yapılacaktır.
Yoklama için üç
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter
sayısı vardır. Görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce üç sayın
milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz,
Kastamonunun orman ve su sorunları hakkında söz isteyen Kastamonu
Milletvekili Emin Çınara aittir.
Buyurunuz Sayın Çınar. (MHP
sıralarından alkışlar)
Sayın milletvekilleri, lütfen,
biraz sessiz olursak kürsüdeki sayın milletvekilini daha iyi
duyacağız.
Buyurunuz efendim.
IV.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- Kastamonu Milletvekili Emin Çınarın, Kastamonunun
sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
EMİN ÇINAR (Kastamonu) Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Kastamonu ilinin orman ve su işleri ve diğer
sorunlarıyla alakalı gündem dışı söz almış
bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygılarımla selamlarım.
Değerli milletvekili
arkadaşlarım, Kastamonu Batı Karadenizin güzide illerinden bir
tanesidir. İlimizin 20 tane ilçesi, 1.071 köyü, 3.520 yerleşimi
bulunmaktadır. Dağınık bir coğrafyaya sahip olan
Kastamonu ilinin beraberindeki sorunları da ciddi manada devam etmektedir.
Özellikle AKPnin 2002 yılından bu tarafa iktidar olduğu dönem
içerisinde, Kastamonu ili maalesef bu iktidardan yeterince fayda
alamamış, birçok önemli kuruluşunu da özelleştirmeler
vasıtasıyla kaybetmiş durumdadır.
Değerli milletvekili
arkadaşlarım, Kastamonu ili tarım, hayvancılıkla
geçinen illerimizden bir tanesidir. Özellikle bünyesinde bulundurduğu 17
bin evliyası, millî mücadeledeki vermiş olduğu asaletleriyle
önde gelen illerimizden bir tanesidir. Ama bu on iki yıllık AKP
iktidarı döneminde yatırımlar itibarıyla
bakıldığı noktada Kastamonu maalesef diğer iller
itibarıyla alması gerekeni alamayan illerimizden bir tanesidir.
Özellikle işsizlik Kastamonu ilinin ciddi manada sorunlarından bir
tanesidir. Bu sorunla mücadele eden Kastamonu ili son zamanlarda...
Özellikle ben bu konuşmayı
talep ettiğimde, Sayın Orman ve Su İşleri
Bakanının da konuşmamı dinleyeceğini ümit ederek bu
konuşmayı talep etmiştim.
23üncü DSİ Bölge
Müdürlüğünde yapılan bir uygulamayı burada, Genel Kurulda
sizlerle paylaşmak istiyorum. Elektrik teknisyeni, İŞ-KUR
müracaatıyla alımı planlanan 2 tane eleman noktasında
Kastamonu 23üncü DSİ Bölge Müdürlüğüne ve Ankara genel
müdürlüğe müracaat yapan 6 tane işçi
arkadaşımızın son durumda neler
yaşadığını sizlerle paylaşmak istiyorum. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen biraz sessiz olur musunuz, lütfen.
EMİN ÇINAR (Devamla) Tabii,
değerli milletvekili arkadaşlarımın beni dinlemeleri,
dinlememeleri çok önemli değil. Bugün Başbakanın ve oğlunun
tapelerinin gündeme geldiği 17 Aralıkta başlayan
yolsuzluklar... Kastamonuda beraberinde yaşanan bir skandalı ortaya
koyan bir milletvekilini dinlememek acziyetini gösteren bu milletvekillerini
kendi hâllerine bırakmak istiyorum.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Seni
tanıyamadım, sen nereden geldin? Sen ne zaman geldin, ne zaman vekil
oldun sen?
EMİN ÇINAR (Devamla) Benim ekmek
bekleyen Kastamonudaki hemşehrim Devlet Su İşlerine bir
müracaatta bulunuyor değerli arkadaşlar, KPSS puanı en ön
sırada. Ama, yapılan değerlendirme neticesinde 6 tane müracaattan,
İŞKUR vasıtasıyla yapılan bu müracaat neticesinde, 1
tane arkadaşımızın, yine Kastamonulu hemşehrimizin
ehliyetinin yeterli olmamasından dolayı bu müracaatı mülakata
alınmamasına sebep oluyor ama diğer Kastamonulu
hemşehrilerimle beraber Sayın Bakanın hemşehrisi olan Afyon
Şuhutlu 2 tane vatandaş Ankara genel müdürlüğe
müracaatını yapıp yine bakan torpiliyle yapılan mülakatlar
neticesinde Kastamonuda benim işsiz bekleyen
vatandaşlarımın önüne geçerek
Bu 2 değerli
vatandaşımızın biz işe girmesinden endişeli
değiliz ama Kastamonunun ekmeğinin yenmesinden duyduğumuz
rahatsızlığı burada beyan etmek istiyorum.
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) O
yeğenlerini falan alır, üzülme. Yeğenin olması lazım
oraya girmesi için.
EMİN ÇINAR (Devamla) KPSS
puanı düşük olmasına rağmen bu 2 tane vatandaş Afyon
Şuhutlu, Sayın Bakanın hemşehrisi, İŞKUR
müracaatı neticesinde elektrik teknisyeni olarak bu mülakatlarda göreve
başlıyor. İkametleri Kastamonuda değil, Kastamonuyla
herhangi bir bağlantısı yok. Maalesef, KPSS puanlarına
baktığınız zaman müracaatlar içerisinde birisi 3üncü
sırada, birisi 5inci sırada. Üstelik bu müracaatı yapan
arkadaşlarımızın beş yıllık yeterli deneyimi
ortaya koymaları gerekmesine rağmen, bu deneyimin de var olup
olmadığı şüphesi söz konusu.
Tabii, ben Sayın Bakanın
burada kendisinin bulunup bu konudaki, bizim ortaya koyduğumuz
iddiaları cevaplandırmasını arzulardım ama maalesef
kendileri bugün burada değil. Ben özellikle AKPnin grup başkanları
değerli milletvekilleri vasıtasıyla Kastamonuda yaşanan bu
emeğin, hakkın yenmesini bu kürsüden bir kere daha ifade etmek
istiyorum. Kendilerinin, bu millî mücadelede, düşman
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
EMİN ÇINAR (Devamla) -
ayağı basmayan bu ilde verilen en fazla şehidin olmasına
rağmen bu haksızlığın giderilmesi için bir an önce
adım atmalarını bekliyorum.
Genel Kurulu tekrar saygıyla
selamlıyor, sizleri Allaha emanet ediyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Çınar.
Gündem dışı ikinci söz,
Şırnakın sorunları hakkında söz isteyen
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplana aittir.
Buyurunuz Sayın Kaplan. (BDP
sıralarından alkışlar)
2.-
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın, Şırnakın
sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
HASİP KAPLAN (Şırnak)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri,
şimdi vicdanınıza, insafınıza, insani
yanınıza sesleneceğim. 15 bin yurttaşı mülteci olan
bir Türkiye -dünyanın 16ncı büyük ekonomisi- 15 bin
yurttaşı 90lı yıllardan bu yana Mahmur kampında olan
bir Türkiye, onun da Şırnak ili sizi rahatsız ediyor mu, etmiyor
mu? Bakın, yirmi yıldır, köyleri yakıldığı
için, evleri yakıldığı için, bahçeleri
yakıldığı için giden bu 15 bin yurttaşınız,
sizin yurttaşınız hâlâ mülteci hayatı yaşıyorsa
21inci yüzyıl Türkiyesinde bu yüz karası değil mi, bunu
soruyorum.
Güvenlik...
Şırnak deyince güvenlik akla geliyor. HES barajları
yapılıyor, güvenlik barajı yapıyoruz 12 tane. Hezil
Çayına, Habur Çayına, gidiyorsunuz, Botan Çayına, her yere
güvenlik barajı yapıyoruz. Niye güvenlik barajı yapıyorsun
kardeşim? Elektrik üreteceğim. Adı niye güvenlik barajı?
Ee, güvenlik. Şırnakta bir güvenlik sendromu var arkadaşlar.
Şimdi de güvenlik yolu sendromu var. Güvenlik yolu, bakın, Şırnakta,
Uluderede, Roboskide 34 yurttaşımızın katledildiği
yerde bir haftadır yaşanan olayları hiç kimse görmüyor. Herkes
aklını takmış tapelere, kayıtlara; elbette bunlar
önemlidir, bunun gereği yapılacak ama eğer ülkenizde Kobralar
ateş açıyorsa, obüs topları ateş açıyorsa, roketler
ateş açıyorsa bir çözüm sürecinde, bir barış ve
kardeşlik sürecinde, orada bugün, bu sabah saat altıda
Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldıza gaz
fişekleriyle hedef alınarak, onun yanındaki
danışmanı dâhil, Uludere Belediye Başkanımız ve
Roboski halkı yüz kişilik bir ailenin saldırıya
uğraması size hiçbir anlam, ifade
vermiyorsa, yarın, Kobraların, Sikorskylerin, F16ların ve bu
silah seslerinin arttığı ve cenazelerin geldiği zaman da bu
Meclisin yapacak bir şeyi kalmayacaktır. Buradan Hükûmeti
uyarıyoruz: Güvenlik yolu yapmaya kalkmak Uluderede, akıl kârı
değil, F16 bombalarının paramparça ettiği canların
olduğu yerde, üstelik sıfır noktasında, üstelik Türkiye
topraklarında değil
Irak Kürdistanına giriyorsunuz, başka
bir ülkeye giriyorsunuz, otuz yıllık çatışma sürecinde Koxe
spi olarak bilinen Beyaz Tepeye
hiçbir gün asker çıkmamışken, Karaçalı Tepesine bir gün
olsun asker çıkmamışken orada güvenlik yolu
Bu yol refah yolu
olamaz mı arkadaşlar?
Bakın, dünyanın Meksikadan
da büyük, en büyük kara sınır ticareti Şırnaktadır,
Habur Kapısı. Bakıyorsunuz rakamlara, Habur Sınır
Kapısından 2012de yapılan ihracatın rakamlarıyla
Türkiyedeki 81 ilin içinde 15inci derecede, 1 milyarın üstünde
ihracatı var. Ee, ihracat doğru, değil mi? Ama yüzde 95i
başka illerden, bizim kapılardan geçmiş; Şırnaklı
yapmamış yani kardeşim, sevgili kardeşim, mesele bu,
Şırnaklı yapmamış. Mersinden gelmiş orada
yapmış, Adanadan gelmiş orada yapmış, İstanbul
Ama Şırnaktan, hep oradan gelip geçmişler arkadaşlar.
Şimdi, Şırnakın
kömürü var ya asfaltiti, vanadyum madeni var orada. Vanadyum madeni uçak
sanayisinde kullanılıyor, başladı termik santral
furyasına. Şu an üç ünitesi çalışan bir termik santralden
sonra altı tane termik santralin kömüre dayalı olarak ruhsatı
veriliyor.
Zenginlikleri al, kömüre boz,
karbondioksite boz, çevreyi kirlet, orayı sömür; orada zulmet,
vatandaşı öldür, kardeşini öldür, yurttaşım de,
Türkiye de, insan hakları de; hırsızlık yap, yolsuzluk
yap, adaletsizlik yap, hukuksuzluk yap! Bir haftadır
çıkardığınız kanunlara bakın. Allah
aşkına, bu kanunlardan ne bekliyorsunuz, ne! Bu torbalar neleri
dolduracak, neleri! Gidin, Uluderede barış ve kardeşlik
sürecine sahip çıkın. Eğer gerçekten kardeşlik sürecine
sahip çıkmazsanız, yarın kan akarsa ve onun üzerinden milliyetçilik,
ırkçılıkla gündemi saptırıp kendini
kurtaracağını sanan birileri varsa hata ediyor. Bir
haftadır konuşuyorum, bakanlara söylüyorum, yetkililere söylüyorum
ama sonuç alamıyorum. Uyarıyorum buradan, bir Roboski katliamı
daha yaşanmadan Hükûmet önlem alsın. (BDP sıralarından
alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Kaplan.
HASİP KAPLAN (Devamla)
Sayın Başkan, Hükûmet nerede? Bu gündem dışıları
Hükûmet cevap versin diye yapıyoruz.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Hükûmetin
Meclis önüne çıkmaya yüzü mü var ya?
BAŞKAN Evet, gündem
dışı üçüncü söz, darbeler hakkında söz isteyen İzmir
Milletvekili Oğuz Oyana aittir.
Buyurunuz Sayın Oyan. (CHP
sıralarından alkışlar)
3.-
İzmir Milletvekili Oğuz Oyanın, darbelere ilişkin gündem
dışı konuşması
OĞUZ OYAN (İzmir)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün 12 Martta yapmak
istediğim bir konuşmayı yapıyorum, darbeler üzerine. Bir
iktidar var, sürekli olarak darbe mağduru siyaseti yapan ve üstelik de
karşısındaki partileri, başta Cumhuriyet Halk Partisi ama
Türkiyenin sol aydınlarını darbecilikle suçlayan.
Şimdi, ben bu darbelerden en çok
yararlanan akımın dinci siyaset olduğunu bir kere burada
söyleyeceğim ve bunun aynı zamanda darbe çağrısı
yapmaya kadar vardığını da göstereceğim.
İHSAN ŞENER (Ordu) Öyle bir
siyaset yok!
OĞUZ OYAN (Devamla) - Bakın,
şimdi size 12 Mart öncesinde, 16 Şubatta yayınlanan Yeniden
Millî Mücadele adlı bir dergiyi gösteriyorum. Derginin manşetinde
Tağmaç ve altında Komünistlere Karşı Ordu Millet El Ele.
Bunun içinde çok ilginç isimler var, bu yazarları arasında yani Aykut
Edibali, Cemil Çiçek, Melih Gökçek, Taha Akyol, Atilla Yayla, Hüseyin Gülerce,
Ali Müfit Gürtuna gibi ve bunun içinde bir mesaj var, çerçeve içine
alınmış, Cemil Çiçekten gelen mesaj. O sırada Cemil Çiçek,
Mücadele Birliği İstanbul Sancağı İdare Heyeti
adına söylüyor ve Tağmaçın Kurban Bayramı
dolayısıyla yayınladığı mesaja
desteğini ve
bağlılıklarını iletiyor ve orduyu bu derginin
başyazısından itibaren göreve çağıran bir mesajlar
dizisi var.
Değerli
arkadaşlarım, kim darbeci, kim darbeleri teşvik etmiş, kim
darbelerden çıkar sağlamış, bunu bir kez daha
düşünmekte yarar var. Tabii, bu darbeler Türkiyede her zaman antikomünizm
üzerinden, antiterör söylemi üzerinden yapılmıştır ama her
zaman dini kullanmıştır. 1980de Evreni hatırlayın,
elinde Kur'anla mitinglerde dolaştığını.
1971 darbesiyle
ilgili size bir ilginç şey daha söyleyeyim. 1971 darbesinden, 12 Mart
muhtırasından sonra Hava Kuvvetlerinin uçağıyla Necmettin
Erbakan yurt dışından getirilmiş ve siyasete
sokulmuştur. Yani bu, nasıl bir illiyet bağlantısı
olduğunu bir kez daha bize gösteriyor.
Gelelim 1997 28
Şubata. 28 Şubat sürecinden sonra, Refah Partisinin
kapatılmasından sonra yerine Fazilet Partisi kuruluyor. Peki, Fazilet
Partisinin içinde iktidar mücadelesi veren Abdullah Gül ve Necmettin
Erbakandan, bu mücadeleden Necmettin Erbakan galip çıktıktan sonra
Fazilet Partisinin yeniden kapatılması gündemdeyken Fazilet
Partisinin kapatılması için başsavcılığa belge
taşıyan kim, kimler? Şu an Cumhurbaşkanlığı
koltuğunda oturan zatımuhterem ile Başbakan
Yardımcısı, görevini hâlen sürdüren, Bülent Arınç. Bunlar,
Fazilet Partisinin kapatılması ve bu kapatılma üzerinden
kendilerine millî görüş çizgisinden kopma ve böylece bir meşruiyet
zemini oluşturmak için yapmışlardır ve arkasından da
utanmadan, partilerin kapatılmasına, bunun darbeci bir zihniyet
olduğuna dair bir söylem de geliştirmeyi kendilerine
yedirmişlerdir.
Değerli
arkadaşlarım, bu yalanlarla, bu dolanlarla nasıl iktidar
olunduğunu biliyoruz. Kabataş olayı gibi bir yalanın
nasıl uydurulduğunu, nasıl böyle bir kurgunun yapıldığını,
nasıl bunun altında kalındığını görüyoruz.
Kabataş olayı vesilesiyle Türkiye'de bir iç savaş
kışkırtıcılığının Başbakanın
ağzından nasıl yapıldığını biliyoruz.
Dolayısıyla, bu iktidarın iktidardan gitmemek için her türlü
yalana dolana, her türlü düzene, talana başvuracağını bir
kez daha görüyoruz. Aslında, bunlar tabii, çok, başlangıç olarak
baktığınızda AKPnin icat ettiği şeyler de
değil. Almanyada Hitler rejiminin 1933 yılında
iktidarını sağlamlaştırmak için yaptığı
şey Reichstag yani meclis binasının yakılmasını
Nazi güçlerine yaptırmak, suçlu olarak komünistleri göstermek ve
arkasından Weimar Anayasasını alaşağı etmek,
tarumar etmekti. Böylece anayasayı çiğnedi, ortadan
kaldırdı. O zamanki Alman mahkemeleri bunun bir komplo olduğunu
kanıtladıkları hâlde, atı alan Üsküdarı geçmiş
ve Hitler anayasal rejimi rafa kaldırmıştı bile.
İşte, o yüzden, değerli
arkadaşlar, askerî diktalardan daha tehlikeli olan şey sivil
diktalardır. Askerî diktalar, sonuçta, Türkiye örneğinde en
azından, geçicidir, geçici olmuştur hep. Ve insanların bir umudu
vardır. Bu umut yeni demokratik rejime geçmektir. Ama sivil faşizm
geldi mi gitmez. İşte, tam da şimdi olan budur.
Bugün, 17 Aralıktan sonra
başlayan, dün itibarıyla YouTubea düşen belgelerden
görüldüğü gibi
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
OĞUZ OYAN (Devamla)
iktidar
yolsuzluklarda boğulmaktadır ve bunu delilleri karartmak
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Onlar sahte
belgeler, sahte.
OĞUZ OYAN (Devamla)
ekranları karartmak üzerinden alt etmeye
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Hocam sahte
şeyler üzerinden, gönderiler üzerinden nasıl konuşuyorsunuz ya!
OĞUZ OYAN (Devamla)
faşizmi daha da, sivil darbeyi daha da koyulaştırarak
geçiştirmeye çalışmaktadır. Bundan kurtuluş yoktur
değerli arkadaşlarım.
Demokratik bir ülkede ne gerekiyorsa
onu yapın, kendi Başbakanınızı istifaya zorlayın.
Bu görev sizin.
MEHMET METİNER (Adıyaman)
Emriniz olur, emriniz olur. Yarından tezi yok, istifa edecek!
OĞUZ OYAN (Devamla) Bunu
yapmazsanız
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Oyan. (CHP sıralarından alkışlar)
Sisteme girmiş sayın
milletvekillerimize 60a göre söz vereceğim.
Sayın Korkmaz
V.-
AÇIKLAMALAR
1.-
Isparta Milletvekili S. Nevzat Korkmazın, İnternette yayınlanan Başbakan Recep
Tayyip Erdoğanın oğluyla yaptığı konuşmalara
ve bu konuda Meclisi harekete geçmeye davet ettiğine ilişkin
açıklaması
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Dün akşam, İnternet
sayfalarında Sayın Erdoğanın oğluyla
yaptığı konuşmalar yayımlandı. 17 Aralık
hırsızlık operasyonu sabahı olduğu
anlaşılıyor bu konuşmaların. Dinleyenleri gerçekten
dehşete düşüren, yüzünü kızartan bir konuşma. İnsan bu
konuşmaları dinledikten sonra, Allah evladın da hayırlısını,
babanın da namuslusunu versin cümle Muhammed ümmetine diye dua ediyor.
Trilyonlarca liralık paranın
Erdoğanın oğlu Bilalin konutunda biriktirildiği ve
paraların konuttan kaçırılmasının
konuşmaları olduğu anlaşılıyor.
Erdoğan Bu tapeler montaj.
diyor, Benim sesim değil. yahut Bilalin sesi değil. demiyor yahut
Bu paralar yok. demiyor. Yargı organlarının mutlaka harekete
geçmesi lazım. HSYK ve MİT yasalarının niye bu kadar
alelacele Meclise getirildiği daha net anlaşılıyor.
Hırsızlık çamuru üzerinde hiç kimse daha fazla oturamaz. Hele
hele bu insanların insanlığından, iffetinden, hatta
imanından kimse bahsedemez. Meclisimizi harekete geçmeye davet ediyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Korkmaz.
Sayın Erdemir
2.-
Bursa Milletvekili Aykan Erdemirin, Türkiyede, otoriter bir liderin ve etrafındaki
dar kadronun gerçeklikten bütünüyle koptuğu bir dönemin
yaşandığına ilişkin açıklaması
AYKAN ERDEMİR (Bursa)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sormak istiyorum. Bir lider
kaybettiğini bildiği bir mücadeleyi niye sürdürür? Dünyaca ünlü
İngiliz tarihçi Kershaw da bu sorunun yanıtını arayan bilim
insanlarından biridir. 2011 yılında yayımlanan The End
adlı kitabında Hitlerin yaşamının son bir
yılını incelemiştir. Hitler Savaşları bitiren,
bir tarafın savaşın artık kazanılamaz olduğunun
farkına varmasıdır. demiştir. Buna rağmen, 1944te
kaybettiği aşikâr olan bir savaşı Mayıs 1945a kadar
sürdürmüştür. Kershawun çalışması, bir liderin ve
çevresindeki kadronun sanrılarının nasıl büyük bir hatalar
zincirine yol açabileceğini göstermiştir.
Bugün Türkiyede de otoriter bir
liderin ve etrafındaki dar kadronun gerçeklikten bütünüyle koptuğu
bir dönemi yaşıyoruz. Bu sanrılı kadronun doymak bilmeyen
iktidar hırsı Türkiyede demokrasiye, ekonomiye ve hukuk devletine büyük
zarar vermektedir. Korkum odur ki ileride tarihçi Kershaw bir The End
kitabını da Erdoğan için yazacaktır.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Erdemir.
Sayın Atıcı
3.-
Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcının, Bingölün Adaklı
ilçesinin sorunlarına ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz tarafından
ilçede oy avcılığı yapılarak halkın
aldatıldığına ilişkin açıklaması
AYTUĞ ATICI (Mersin) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Bingölün Adaklı ilçesi
halkının nasıl aldatıldığını ve bizzat
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz tarafından nasıl oy avcılığı
yapıldığını anlatmak istiyorum.
Yıl 2009, yerel seçim öncesi.
Bakan, Adaklı halkına bir müjde veriyor, 50 yataklı devlet
hastanesi temeli atacağız. diyor. Yerel seçimi bir başka parti
kazanıyor, 50 yataklı devlet hastanesi önce 35 yataklı hastaneye
sonra 20 yataklı entegre aile sağlığı merkezine
dönüşüyor yani Adaklı halkı cezalandırılıyor.
10.500 nüfusa bir tek ambulans veriliyor. Aynı Bakanın Adaklı
yollarının kötü olmasından utanıyorum. dediğini
kayıtlardan çıkarabilirsiniz. Bu Bakan gereğini yaptı
mı? Hayır. Köy yollarından vazgeçtim, Adaklı-Karlıova
yolu bile hâlâ stabilize. Merak ediyorum, hangi yüzle Adaklıdan oy
istemeye gideceksiniz? Adaklının bu ihtiyaçları acilen
giderilmelidir.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz
Sayın Atıcı.
Sayın Türkoğlu
4.-
Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlunun, Türkiye Cumhuriyetinin
tarihinde görülmeyen bir yönetim krizi yaşandığına ve
toplumun şaibe altındaki Hükûmetin neler
yaptığını merak ettiğine ilişkin açıklaması
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU
(Osmaniye) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Türkiye Cumhuriyeti, tarihinde
görmediği bir yönetim krizi yaşamaktadır. Devletin
kurumları, hatta aynı kurum içinde çalışanları
karşı karşıya gelmekte, Anayasaya aykırı
düzenlemeler Cumhurbaşkanınca birer birer onaylanmakta,
bağımsız mahkemelerin kararları uygulanmamakta,
Cumhurbaşkanı MİT Müsteşarına, Başbakan
oğluna yargıya ifade vermemesini söylemektedir.
Ortaya çıkan dinleme tapelerinde
ve görüntülerdeki tablo ise çok daha vahimdir. Toplum bunu yakından takip
etmektedir. Artık taksilerde, dolmuşlarda insanlar Ferdi Baba, Orhan
Baba yerine bu kayıtları dinlemektedirler. Yargıtay ve
diğer yargı mercileri bu hususları
aydınlatmalıdır. Hükûmet ise yargı ve emniyetle oynayarak
bu şaibeleri örtbas etmek yerine aydınlığa
çıkmasına, aydınlığa kavuşmasına müsaade
etmelidir. Toplum şaibe altındaki Hükûmetin neler
yaptığını merak etmektedir. Buna izin verilmelidir.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Türkoğlu.
Sayın Yeniçeri
5.-
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçerinin, Azerbaycan Hocalı katliamını
22nci yıl dönümünde bir kez daha lanetlediğine ve Türkiye ile
Azerbaycanın, Azerbaycan topraklarının işgal altından
kurtulması için her alanda harekete geçmek zorunda olduğuna
ilişkin açıklaması
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
1992 yılında Ermeni
kuvvetleri Azerbaycanın Hocalı kasabasında çoluk çocuk demeden
vahşi bir katliamı gerçekleştirmiştir. İşgal
edilmiş Azerbaycan topraklarında gerçekleştirilen bu soykırımı
bir kez daha lanetliyorum. Aradan geçen yirmi iki yıla karşın bu
işgalin hâlâ kaldırılmamış olmasından da büyük
ders almamız gerektiğinin altını çiziyorum.
AKP iktidarının Ermenistanla
imzaladığı Zürih Protokollerinin Ermenistanı
şımartmış olduğu ve uzlaşmış bir
tavır takınmasına neden olduğu herkes tarafından
anlaşılmalıdır. Türkiye ve Azerbaycan, Azerbaycan
topraklarının işgal altından kurtulması için her
alanda harekete geçmek zorundadır. AKP Hükûmetinin ve Azerbaycan
hükûmetlerinin daha fazla Hocalı kurbanlarının
ruhlarını rencide etmemelerini, derhâl harekete geçmelerini bekliyor,
saygılar sunuyorum. .
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Yeniçeri.
Sayın Tanal
6.-
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın, Başbakanın ve
ailesinin Kısıklıda oturduğu villaların kaç dönüm
arsa üzerine kurulduğunu ve 17/12/2013 tarihinden bugüne kadar bu villalar
ile bahçelerinde herhangi bir kazı işlemi yapılıp
yapılmadığını öğrenmek istediğine
ilişkin açıklaması
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli bakanlar -sorum sayın
bakanlara ama cevap verebilecekler mi bilemiyorum- Başbakanın Üsküdar
Kısıklıda oturduğu villalar kaç dönüm arsa üzerine
kuruludur? 17 Aralık 2013 tarihinden bugüne kadar Başbakanın ve
ailesinin Kısıklıda oturduğu villalarda ve bahçelerinde
herhangi bir kazı işlemi yapılmış mıdır? Kazı
işlemi yapılmışsa bu, gece mi yapıldı, gündüz mü
yapıldı? Niçin bu kazı işlemi yapıldı? Eğer
burada bir kazı işlemi gerçekleşmiş ise gömü haritası
var mıdır? Bu, Hazineye bildirildi mi? Bu kazı işleminde
herhangi bir arkeolog görev yaptı mı?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Tanal.
Sayın Sarıbaş
7.-
Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaşın, son günlerde ortaya
çıkan tapelere ilişkin açıklaması
ALİ SARIBAŞ (Çanakkale) Çok
teşekkür ederim Sayın Başkan.
Birçok telefon ve bu konuda halkımızdan
aldığım ihbarları burada ifade etmek üzere sormak
istiyorum. Halkımız diyor ki: Her sabah biz tapelerle mi
uyanacağız? Bu tapelerde en son çıkan ve gerçekten diğer
2 bakanın oğlu gibi Başbakanın 2 oğlunun da bu tapelerde
yer almasından sonra, gerçekte ülkenin hızlı bir şekilde yasal değişmeleri,
özellikle MİT devletine doğru gidişimizin bundan dolayı
hızlandığını ve MİT devleti
kurulmasının nedenlerini anladık. Bu anlamda da Recep Tayyip
Erdoğan, oğluyla birlikte bu tapelerden sonra, Başbakanlıktan
istifa edecekler mi ve kendileri ettikten sonra savcılığa
giderek ifade verecekler mi? Bu ifadelerinden sonra Türkiye'nin önünün
açılmasını sağlayacaklar mı? Bu ülkeye daha zarar
vermeye ve Türkiye Cumhuriyeti kuruldu kurulalı böyle bir devletin
soyulmasına engel olacaklar mı?
Çok teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın Sarıbaş.
Sayın Hamzaçebi
8.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, CHP grup
toplantısı sırasında Meclis TV yayınının
kesilmesi nedeniyle Meclis Başkanı Cemil Çiçeki Parlamento önünde
kınadığına ilişkin açıklaması
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, her
salı günü saat 13.30da Cumhuriyet Halk Partisi Grup Genel Kurulu
toplantısı yapılır. Bu toplantıda Genel
Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, ülke
gündemine yönelik değerlendirmeler yapar. Bu değerlendirmeyi,
Sayın Kılıçdaroğlunun bu konuşmasını özel
televizyonların bir bölümü tamamen yayınlar, bir bölümü kısmen
yayınlar ama Türkiye Büyük Millet Meclisine ait olan Meclis TV kesintisiz
yayınlar. Meclis TVnin kesintisiz yayınlamakta olduğu bu
toplantıdaki Sayın Kılıçdaroğlunun
konuşması bugün kesintiye uğramıştır. Sayın
Kılıçdaroğlu bugünkü konuşmasında, dün akşam
Sayın Başbakanla oğlu arasında geçtiği iddiasıyla
İnternete düşen tapeleri paylaşmıştır. tapelerin
Sayın Kılıçdaroğlunun konuşmasına konu
olduğu sırada Meclis Televizyonu yayını kesmiştir.
Meclis Televizyonunun bu yayını kesme hakkı yoktur. Bu
yayına müdahale, bir milletvekilinin Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel
Kurulu kürsüsündeki konuşmasına müdahaleden daha farklı
değildir. Meclis Başkanının buna hakkı yoktur.
Sayın Meclis Başkanını kınıyorum, göreve davet
ediyorum. Bu demokrasi dışı tutumunu Parlamento önünde
kınıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz
Sayın Hamzaçebi.
Sayın Özgündüz
9.-
İstanbul Milletvekili Ali Özgündüzün, CHP grup toplantısı
sırasında Meclis TV yayınının kesilmesinin kabul
edilemez bir durum olduğuna ilişkin açıklaması
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, bugün
Sayın Genel Başkanımızın kamuoyunu ilgilendiren, bir
ülkenin Başbakanının bir soruşturma sebebiyle panikleyip
apar topar oğlunu arayarak evde para temizliği yapmasını
istemesi konusunu gündeme taşıdığı sırada Meclis
Televizyonu yayını keserek milletin iradesine aykırı bir
davranışta bulunmuştur. Bir insan eğer meşru yoldan
bir para kazanmışsa ve bunu oğlunun evinde saklıyorsa bunun
ortaya çıkmasından rahatsız olmaz, sabahın sekizinde
telefon ederek Bu temizliği yap. demez, diyemez. Ancak bu, yolsuzluk,
hırsızlık sonucu elde edilen paraysa ve bu da ülkenin
Başbakanıysa bu konu artık bütün kamuoyunu ilgilendiren, haber
değeri olan bir olaydır, özel hayat değildir. Bunu da ana
muhalefet partisinin dile getirmesi gayet doğaldır ve meşrudur.
Buna karşı Meclis Televizyonunun tutumu kabul edilemez. TRTnin bir
kanalı olan ve milletin kaynağıyla, Türk milletinin
parasıyla yayın yapan TRTnin bu tutumunu
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz
Sayın Özgündüz.
Sayın Yılmaz
10.-
Adana Milletvekili Seyfettin Yılmazın, Toroslarda ve Çukurovada
yaşanan kuraklık nedeniyle çiftçilerin mağdur olduğuna ve
bu sıkıntılarına çare bulunması gerektiğine
ilişkin açıklaması
SEYFETTİN YILMAZ (Adana)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Tabii, son iki aydır birileri dolarları
sayarken, birileri dolarları götürürken millet gerçek gündeminden
uzaklaşıyor. Hafta sonu gezdiğim Toroslarda ve Çukurovada
gerçekten kuraklıktan dolayı çiftçi kan ağlıyor.
Buğday üreticilerinde rekoltede yaklaşık yüzde 50ye yakın
düşüş var. Sebze üreticisi perişan vaziyette, mısır
ekmek için çalışmanın içerisine girmişler, onunla ilgili
ciddi sıkıntıları var. Bununla ilgili burada dile getirmemize
rağmen Orman Bakanı diyor ki: B, C, D planlarımız
hazır, merak etmeyin. Tarım Bakanı: Kuraklıkla ilgili
ciddi endişeler taşıyoruz. diyor. Hükûmetin 2 bakanının
bile tezat teşkil ettiği bir yerde çiftçilerimiz gerçekten çok ciddi
sıkıntılar içerisinde. Bir yanda kredi kartı, kredi
borçları, diğer yanda verimlerini alamamaları, bir yandan da
tarlalarının ipotek altında olması gelecekle ilgili
kaygıları gittikçe artırmaktadır. Hükûmeti bir an önce
milletin gerçek gündemine dönmeye davet ediyoruz. Birilerinin dolarları
götürdüğü dönemde bu çiftçilerimizin sıkıntılarına da
çare bulunması gerektiğine inanıyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Yılmaz.
Sayın Genç
11.-
Tunceli Milletvekili Kamer Gençin, Başbakanın, yolsuzluk
iddiaları nedeniyle istifa etmesi gerektiğine ve CHP grup
toplantısı sırasında kesilen Meclis TV
yayınının yeniden verilmesini dilediğine ilişkin
açıklaması
KAMER GENÇ (Tunceli) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, bugün Hükûmetin
başında oturan zat, ortaya çıkan delillerle yolsuzluğu
teşhir edilmiş ve fiilen, ahlaken ve siyaseten Başbakanlık
makamında oturmaması gereken bir kişidir. Dolayısıyla
şu anda Mecliste, Türkiyede bir Hükûmet yoktur. Hükûmetin olmadığı
bir yerde Parlamentonun çalışması meşru değildir. Dolayısıyla
eğer ahlak varsa birilerinde, siyaset varsa, hukuk varsa bu kişinin
istifa etmesi lazım. Her şey ortadadır. Dolayısıyla
bunu görmemezlikten gelemeyiz. Bir milletvekili olarak, hangi milletvekili
olursa olursun, hangi partiden milletvekili olursa olsun, bu çatı
altında oturan herkesin dürüst, ahlaklı ve ülkenin menfaatini koruyan
karakterde olması lazım. Şimdi, bu zat, yolsuzluğu ortaya
çıkmış ve teşhir edilmiştir. Ayrıca Genel Başkanımız
bunu dile getirirken de Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Cemil
Çiçek, kendisi da zaten yolsuzluklara ortak birisidir, onun talimatıyla
Sayın Genel Başkanımızın bu yolsuzlukla ilgili
beyanlarının kamuoyuna yansıtılması
engellenmiştir. Bunun Türkiye Büyük Millet Meclisi televizyonundan yeniden
verilmesini diliyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Genç.
Sayın Öğüt
12.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, Ardahanın düşman işgalinden
kurtuluşunun 93üncü yıl dönümüne ve Ardahandaki çiftçilere yem
paralarının ödenmesinin hızlandırılmasını
rica ettiğine ilişkin açıklaması
ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) Sayın
Başkan, teşekkür ederim.
Ardahanın düşman
işgalinden kurtuluşunun 93üncü yıl dönümünü kutluyorum ama
Ardahandaki çiftçilerimiz ve esnafımız çok perişan durumda.
Esnaf siftah yapamadığı gibi, çiftçilerin yem bitkileri
parası hâlen ödenmedi. Bana Şubat ayında ödeyeceğiz.
dediler. Bunu da rica ediyorum Sayın Bakandan, bir an evvel Ardahandaki
çiftçilerin yem paralarının ödenmesini
hızlandırmalarını rica ediyorum. Bu hafta ödensin lütfen.
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Öğüt.
Sayın Elvan, buyurunuz.
Yerinizden lütfen.
13.-
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi
Elvanın, Başbakanla ilgili olduğu iddia edilen kasetlerin
tamamıyla montaj ürünü olduğuna ve muhalefet partilerinin hukuk
dışı kasetler üzerinden siyaset yapmasının doğru
olmadığına ilişkin açıklaması
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Sayın Başkan, dün akşam Sayın
Başbakanımızla ilgili olduğu iddia edilen kaset
hakkında değişik ifadeler kullanıldı muhalefet temsilcileri
tarafından. Başbakanlık tarafından biliyorsunuz
açıklama yapıldı, bunun tamamıyla montaj olduğu ve
ahlaksızca bir saldırı olduğu konusunda bir açıklama
yapıldı. Biz de aynı kanaatteyiz, bu, tamamıyla montaj
ürünü olup ahlaksızca bir davranıştır. Hiç kimsenin, hiçbir
siyasi partinin hukuk dışı, yasa dışı kasetler
üzerinden siyaset yapması doğru değildir. Hepimizin hukuka
ihtiyacı var; her birimiz, her bir milletvekili hukuka saygı
göstermelidir. Hukuk dışı, yasa dışı kasetler
üzerinden bugün bir parti siyaset yapar, yarın başka bir parti ama
hepimiz, hep birlikte, tüm milletvekillerimiz, tüm Meclisimiz yasa
dışı, hukuk dışı uygulamalara karşı hep
birlikte mücadele etmeli diyorum.
Saygılar sunuyorum efendim. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Elvan.
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın
Başkan, burada yasa dışı önemli değil, olayın özü
önemli yani
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri
KAMER GENÇ (Tunceli)
Tayyip
Erdoğanla oğlu böyle bir konuşma yapmış mı
yapmamış mı? Önemli olan yasa dışı değil.
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, lütfen
KAMER GENÇ (Tunceli) - Böyle bir
konuşma yaptığı sabit, dolayısıyla yasa
dışı değil. Hırsızlıktan
kaçamazsınız. Bunu savunamazsınız.
BAŞKAN Siz, sözünüzü söylediniz, Sayın Bakan sözünü
söyledi, lütfen, sakin olunuz
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın
Başkan, doğru bilgi vermiyor ki. Hükûmet sırasında
oturarak
Yasa dışı
meselesi değil, olayın özü doğru mu yanlış mı? Olayın
özü doğru, kendisi de biliyor.
MEHMET METİNER (Adıyaman)
Hepsi yalan, hepsi yalan, külliyen yalan.
BAŞKAN - Son olarak, Sayın
Ekşi, buyurunuz.
14.-
İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşinin, Karadenizi Akdenize
bağlayacak olan yolun durumuyla bilgi almak istediğine ilişkin
açıklaması
OSMAN OKTAY EKŞİ
(İstanbul) Sayın Başkan, teşekkür ederim.
Sayın Ulaştırma
Bakanı buradayken izninizle sormak istiyorum. Karadenizi en kısa
şekilde Akdenize bağlayacak olan, bir kısmı Topçam
Barajı ve Melet suyu üzerindeki HESlerin inşa edilebilmesi için Devlet
Su İşleri Genel Müdürlüğünce esasen
yaptırılmış bulunan 94 kilometrelik yolun tamamlanması
görevinin Karayolları Genel Müdürlüğünce üstlenildiği doğru
mudur? Söz konusu yolun yapım çalışmaları hangi
aşamadadır? Hangi kısımlar tamamlanmıştır,
hangi kısımlar yapım aşamasındadır? Bunların
hangi tarihte tamamlanması programlanmıştır? Hangi
kısımlar proje veya ihale aşamasındadır? Bu
soruları geçen sene sordum, bugüne kadar yanıt almadım.
Umarım ki Sayın Bakan bu soruları bu vesileyle yanıtlar.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Ekşi.
Başkanlığın Genel
Kurula sunuşları vardır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının iki tezkeresi vardır, ayrı
ayrı okutup bilgilerinize sunacağım.
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının,
İstanbul Milletvekili Muhammed Çetinin NATO Parlamenter Asamblesi Türkiye
Delegasyonu üyeliğinden istifa etmesiyle boşalan üyelik için AK
PARTİ Grubunca bildirilen ve Başkanlık Divanında
yapılan incelemede İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun
üyeliğinin uygun görüldüğüne ilişkin tezkeresi (3/1439)
24
Şubat 2014
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
İstanbul Milletvekili Muhammed
Çetinin NATO Parlamenter Asamblesi Türkiye Delegasyonu üyeliğinden istifa
etmesiyle boşalan üyelik için 28/03/1990 tarihli ve 3620 sayılı
Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin
Düzenlemesi Hakkında Kanunun 2nci maddesine göre Adalet ve Kalkınma
Partisi Grubu Başkanlığınca bildirilen ve mezkûr Kanunun
12nci maddesi uyarınca Başkanlık Divanında yapılan
incelemede uygun görülen İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun
üyeliği Genel Kurulun bilgilerine sunulur.
Cemil
Çiçek
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanı
2.-
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Kosova
Meclisi Çevre ve Alan Planlama Komisyonu ile İnsan Hakları Komisyonu
üyelerinden müteşekkil bir heyetin, 26 Şubat-1 Mart 2014 tarihlerinde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının konuğu
olarak resmî bir ziyaret gerçekleştirmesinin Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlık Divanının 24/2/2013 tarihli ve 66
sayılı Kararıyla uygun bulunduğuna ilişkin tezkeresi
(3/1440)
25
Şubat 2014
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Genel Kuruluna
Kosova Meclisi
Çevre ve Alan Planlama Komisyonu ile İnsan Hakları Komisyonu
üyelerinden müteşekkil bir heyetin 26 Şubat-1Mart 2014 tarihlerinde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının konuğu
olarak resmî bir ziyaret gerçekleştirmesi Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlık Divanının 24/02/2013 tarihli ve 66
sayılı Kararı ile uygun bulunmuştur.
Söz konusu heyetin
ülkemizi ziyareti 28/03/1990 tarihli ve 3620 sayılı Türkiye Büyük
Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlemesi
Hakkında Kanunun 7nci maddesi gereğince Genel Kurulun bilgilerine
sunulur.
Cemil
Çiçek
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Meclis
araştırması açılmasına ilişkin üç önerge
vardır, okutuyorum:
B) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.-
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 25 milletvekilinin,
engellilerin yaşadığı sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/878)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Ülkemizde engelli
vatandaşlarımız toplam nüfusun 12,29'unu -yaklaşık 8,5
milyon- oluşturmaktadır. Farklı özür gruplarında bulunan bu
vatandaşlarımızın sorunlarının çözümüne yönelik
olarak bu güne kadar etkin ve kalıcı önlemler
alınamamıştır. Engellilerimizin yaşamakta olduğu
sorunlar her geçen gün artmaktadır. Özellikle engelli
vatandaşlarımızın istihdam sorunu, topluma
katılmaları için fiziki koşulların yetersizliği
sürekli dile getirilmesine rağmen çözüme yönelik ciddi adımlar
atılmamaktadır.
Engellilerimizin
yaşadığı sorunların saptanması, çözümü için etkin
ve kalıcı önlemlerin alınması amacıyla
Anayasa'nın 98'inci, TBMM İçtüzüğü'nün 104 ve 105inci maddeleri
uyarınca Meclis araştırması açılmasını arz
ve teklif ederiz.
1)
Mustafa Sezgin Tanrıkulu (İstanbul)
2) Hurşit Güneş (Kocaeli)
3) Mehmet Ali Susam (İzmir)
4) Mehmet Şeker (Gaziantep)
5) Tufan Köse (Çorum)
6) Haydar Akar (Kocaeli)
7) İhsan Özkes (İstanbul)
8) Ali Özgündüz (İstanbul)
9) Melda Onur (İstanbul)
10) Namık Havutça (Balıkesir)
11) Kazım Kurt (Eskişehir)
12) Mehmet Volkan Canalioğlu (Trabzon)
13) Candan Yüceer (Tekirdağ)
14) Turgay Develi (Adana)
15) Mehmet Şevki Kulkuloğlu (Kayseri)
16) Kadir Gökmen Öğüt (İstanbul)
17) Mustafa Serdar Soydan (Çanakkale)
18) Tanju Özcan (Bolu)
19) Hülya Güven (İzmir)
20) Sabahat Akkiray (İstanbul)
21) Mehmet Ali Ediboğlu (Hatay)
22) Sedef Küçük (İstanbul)
23) Mevlüt Dudu (Hatay)
24) Ramazan Kerim Özkan (Burdur)
25) Mehmet S. Kesimoğlu (Kırklareli)
26) Bülent Tezcan (Aydın)
Gerekçe:
Ülkemizde, engelli
vatandaşlarımız toplam nüfusun 12,29'unu (yaklaşık 8,5
milyon) oluşturmaktadır. Farklı özür gruplarında bulunan bu
vatandaşlarımızın sorunlarının çözümüne yönelik
olarak bugüne kadar etkin ve kalıcı önlemler alınamamıştır.
Özürlülerimizin yaşamakta olduğu sorunlar her geçen gün artarken,
özellikle engelli vatandaşlarımızın en büyük sorunu olan
istihdam konusunda ciddi adımlar atılmamaktadır. Hatta kamunun elinde
bulunan ve özürlülerin kanuni hakkı olan memur ve işçi kadroları
dahi doldurulmamaktadır.
Engellilerle ilgili yasal düzenlemeler;
engellilerin yetenekleri doğrultusunda eğitilmesi, meslek
kazandırılması, verimli kılınarak sosyal ve ekonomik
refahlarının sağlanması amacıyla mesleki rehabilitasyon
hizmetlerinden yararlanmasını güvence altına almaktadır.
Buna karşın uygulamada sorunlar devam etmektedir.
Çalışamayan,
çalışamayacak durumda olan engellilere 2022 sayılı Yasa
gereği aylık yapılan sosyal yardım 225,17-337,75 TL
arasında muhtaçlık yardımı yapılmaktadır. Bu
miktar engelli vatandaşlarımızın yaşamlarını
insan onur ve saygınlığına yakışır bir
şekilde sürdürmeleri ve asgari temel ihtiyaçlarını
karşılamaları için yeterli değildir. 225,17 TL
muhtaçlık yardımı alan bir kişi, bakıma muhtaç ise bu
kişiye evde bakım desteği verilmemektedir. Engellilerimizin en
büyük sorunlarından biri de toplumun her kesiminde olduğu gibi
işsizliktir. Engellilerimizin istihdamı konusunda yasal zorunluluklar
bulunmasına rağmen bu sorun hâlâ devam etmektedir. 657
sayılı Devlet Memurları Kanunun 53üncü maddesine göre bu
sayının yüzde 4 oranında memur statüsünde özürlü personel
istihdam edilmesi gerekmektedir. Bu da kamuda memur statüsünde 51 bin engelli
vatandaşımızın istihdam edilmesi anlamına gelmektedir.
Bir diğer ifadeyle hem 4857 sayılı
İş Kanunu hem de 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa
göre özürlülere kullandırılması gereken memur ve işçi
kadroları boş bırakılmıştır. Bu engelli
vatandaşlarımıza tanınan kanuni bir hakkın yok
sayılmasıdır.
Engelliler sağlık
desteğine en fazla ihtiyaç duyan toplum kesimini
oluşturmaktadır. Bu vatandaşlarımızın gelirleri
son derece kısıtlı olduğu ve yaşadıkları
sorunlar bilinmekteyken engellilerden neden muayene, ilaç, tıbbi malzeme,
ameliyat ve yatarak tedavi için katkı payı alınmaktadır? Bu
insanlar geçim için kaynak bulamazken katkı payını nasıl
ödeyecektir?
Engellilerin yaşamlarını
kolaylaştıran tıbbi destek araçlarının tekerlekli
sandalye, işitme cihazı gibi araç ve gereçlerin Sosyal Güvenlik
Kurumu tarafından karşılanan bedelleri düşük tutulmaktadır.
Sağlık kurulu
raporlarının, Maliye Bakanlığı tarafından keyfi
biçimde yeniden değerlendirilerek engelli
vatandaşlarımızın gelir vergisi indiriminden ve emeklilik
hakları kısıtlanmaktadır.
İmar Yasasında 1997
yılında yapılan değişiklikle yapıların
engellilere uygun olarak inşası zorunlu tutulmuştur. 2005
yılında çıkarılan 5318 sayılı Özürlüler
Yasasının geçici 2nci maddesi emretmektedir. Kamuya açık
alanların, binaların ve hatta toplu taşıma
araçlarının yedi yıl içinde engellilere uygun hâle getirilmesini
emretmektedir. Verilen süre ise 2012 Temmuz ayında son bulmaktadır.
Engelliler kent
yaşamının her alanında engellemelerle karşı
karşıyadır. Otobüs, alt ve üst geçitler, pek çok kamu kurumu
engellilerimizin kullanımına uygun değildir ve konuda hiçbir
somut adım atılmamaktadır.
Yukarıda kısaca
değinilen konular engelli vatandaşlarımızın
yaşamak zorunda kaldığı sorunlarla ilgili sadece birkaç ana
başlıktır. Engelli vatandaşlarımızın yaşadığı
sorunların saptanması, çözümü için etkin ve kalıcı önlemlerin
alınması için bir araştırma komisyonu kurulması uygun
ve yerinde olacaktır.
2.-
BDP Grubu adına Grup Başkan Vekili Şırnak Milletvekili
Hasip Kaplanın, Kırım Kongo kanamalı ateşi
hastalığından korunmak için alınması gereken
önlemlerin araştırılarak
belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/879)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Kırım Kongo kanamalı
ateşi vakaları için halkın bilinçlendirilmesi,
hastalığın gerçek boyutlarının tüm yönleriyle ortaya
çıkarılması için Anayasanın 98'inci, İç Tüzükün 104
ve 105'inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması
açılmasını arz ve talep ederim.
Hasip
Kaplan
Şırnak
BDP Grup Başkan Vekili
Gerekçe
Kene, kan emici ve gözsüz bir
dış parazittir. Özellikle göçmen kuşlarla hastalıkları
yaydıkları bilinmektedir. İnsan, koyun, köpek, kedi, deve gibi
canlıların derilerine yapışarak kanlarını emer.
Halk arasında bu parazit kene olarak bilinir.
Ülkemiz kenelerin yaşamaları
için coğrafi açıdan oldukça uygun bir yapıya sahiptir. Özellikle
bahar-yaz dönemlerinde artış göstererek, kenelerden insanlara
bulaşan RNA virüsünün vücuda girmesi sonucu oluşan bir
hastalıktır. Bu keneler, piknik alanlarından ormanlık
alanlara, tarlalara hatta bu alanların dışındaki her yerde
karşımıza çıkabilmektedir. Hastalığın
genellikle ısırılmadan sonra 1-3 günde de ortaya
çıkabildiği görülüyor.
Hastalık, Afrika, Asya, Orta
Doğu ve Doğu Avrupa'da görülürken son yıllarda Kosova,
Arnavutluk, İran ve Pakistan'da tek tek vakalar şeklinde ortaya
çıkmıştır. İlk olarak 1944 yılında
Kırım'da, 1956 yılında ise Kongo'da görülmüştür. Bu
yüzden, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi adıyla dünya
tıp literatürüne geçmiştir. Türkiye'de ilk kez 2002'de görülen
hastalık, içinde bulunduğumuz yaz aylarında alarm veriyor.
Kırsal arazide piknik, balık
veya kara avı yapmak, çalışmak veya başka bir nedenden
dolayı bulunan kişilerin kene tarafından ısırılma
konusunda bilgilendirilmesi gerekmektedir. Ayrıca, çiftlik
hayvanlarıyla yakın temasta olmak kene ile enfekte olma riski
taşır.
Özellikle Orta Anadolu ve Orta
Karadeniz Bölgesinde yani Kelkit Vadisi başta olmak üzere Gümüşhane,
Tokat, Sivas, Amasya, Çorum, Yozgat, Kastamonu, Karabük ve Çankırı
illerinde yoğunlukla görülmektedir. Yıllara göre kene vakaları:
2002-2003 yıllarında vaka sayısı 150, ölüm sayısı
6; 2004 yılında vaka sayısı 249, ölüm oranı 13; 2005
yılında vaka sayısı 266, ölüm oranı ise 13; 2006
yılında vaka sayısı 438, ölüm oranı 27; 2007-2008
yılında ise büyük artış yaşandı. 2007'de 717 olan
vaka sayısı 2008'de 1.315'e yükseldi. 2007'de 33 kişi
hayatını kaybederken 2008 yılında 135 kişi
hayatını kaybetmiştir.
Bilinenin aksine, bilim
adamlarının yaptığı araştırmalara göre,
hastalığın aslında eskiden de var olduğu fakat az
sayıda ortaya çıktığı için farkına
varılmadığını, birdenbire çok sayıda vaka ortaya
çıkınca farkına varıldığını
belirttiler. Bu gibi salgınların ortaya çıkışında
her zaman yaban hayvanı ve buna bağlı olarak virüs
taşıyan kene sayısının artışıyla
ilgilidir. Türkiye'de azımsanmayacak boyutlarda bir ekolojik rejenerasyon
olduğu, gerek ormanlaşma gerekse kendiliğinden ortaya çıkan
çalılık alanlar yaban hayvanları sayısını
arttırmaktadır.
Kenelerin ısırması ile
korku ve endişe hâlini alan vakalar, ölümlerle sonuçlanmaya devam ederken
toplumun her kesiminde huzursuzluğa sebep oluyor. Bir yandan halkın
can güvenliğini tehlikeye sokarken, diğer yandan ekonomimizi de
etkiliyor. 21inci yüzyılda hâlâ insanlarımızın kene
vakaları yüzünden ölebilmesi, bu hastalığa karşı
korunamamak ülkemizin ayıbı olarak karşımıza
çıkmaktadır.
Kırım Kongo kanamalı ateşi
vakaları için halkın bilinçlendirilmesi, hastalığın
gerçek boyutlarının tüm yönleriyle ortaya çıkarılması
gerekmektedir. Halkın korku, endişe ve panikten
kurtarılması gerekirken tedbir ve çözümlerin alınması da
gerekmektedir. Ülkede, kenelerden korunmak ve kenelerin sonunun tamamen ortadan
kaldırılması için tedbir alınması gerekmektedir.
Sorunun bütün boyutlarıyla araştırılarak tespit edilmesi,
önlem alınması, alınacak önlemlerin ve yürütülecek
politikaların belirlenmesi amacıyla araştırma komisyonu
kurulmasında yarar bulunmaktadır.
3.-
BDP Grubu adına Grup Başkan Vekili Şırnak Milletvekili
Hasip Kaplanın, insan hakkı ihlali teşkil eden
yaptırımların ve tutuklu seçilmişlere ilişkin sürecin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/880)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Son on yıllık süreç içerisinde giderek artma
eğiliminde olan ve kişilerin düşünce ve ifade hürriyetinin
önünde bir insan hakkı ihlali teşkil eden yaptırımlar ve bu
yaptırımlar kapsamında yer alan tutukluluk hâlleri ile bu
minvalde ülke gündeminin en önemli hassasiyeti olan tutuklu seçilmişlere ilişkin
sürecin bütün boyutlarıyla araştırılarak gerekli
çalışmaların yapılması için Anayasanın 98inci,
İç Tüzükün 104 ve 105inci maddeleri uyarınca bir Meclis
araştırması açılmasını arz ve talep ederiz.
Hasip
Kaplan
BDP
Grup Başkan Vekili
Gerekçe:
Devletin varlık nedeni, haklar toplumunun geçerli
olduğu bir hukuk düzenini sağlamaktır. Ancak hak ve özgürlüklere
ilişkin anayasal açılım veya ilerleme, yasalarda
görülmediği gibi, Anayasaya ve insan hakları ilkelerine
aykırılık ve çelişkiler açıkça gözlenmektedir.
DGM'lerin kaldırılması, adil yargılanma hakkının
sağlanması anlamında çok önemli adımdı. Buna
karşılık, bunların yerine özel yetkili mahkemelerin
kurulmuş olması, Anayasaya aykırılık oluşturduğu
gibi, doğal hâkim ilkesini, adil yargılanma hakkını da
ihlal etmektedir. Bununla birlikte; Türk Ceza Yasası'nın 215, 216,
217, 220/6ncı, 7nci ve 8inci vesair maddelerinde, Terörle Mücadele
Kanunu, 2911 Sayılı Kanun'da bu hak alanını
sınırlayan çok önemli düzenlemeler bulunmaktadır. Bu düzenlemeler,
kişilerin ifade hürriyetinin önünde engel olup, yaşanan tutukluluk ve
gözaltı hâllerinin artışı durumun açık ispatı
hâline gelmiş bulunmaktadır.
Bu minvalde az evvel ifade ettiğimiz üzere son bir
yılı aşkın sürede; 3.151 kişi tutuklanmış,
8.575 kişi gözaltına alınmıştır. 14 Nisan 2009
tarihi itibarıyla yürütülen operasyonlar kapsamında, Barış
ve Demokrasi Partisi yönetim kadrosu, üyesi, seçmeni yahut sempatizanı
olan 7 bini aşkın kişi tutuklanmıştır. Şu an
cezaevinde; milletvekili seçilmiş olmasına rağmen vekilliği
düşürülmüş Sayın Hatip Dicle haricinde 5 tutuklu
milletvekilimiz, yerel yönetimlerden 32 belediye başkanımız, 15
belediye başkan yardımcısı ile başkan vekilimiz, 93
belediye meclisi üyemiz, 13 il genel meclisi üyemiz, 35 parti meclisi üyemiz,
10 MYK üyemiz, 200'ü aşkın parti yöneticimiz ile onlarca avukat,
gazeteci, akademisyen, yazar, öğrenci, insan hakları savunucusu,
sendikacı tutuklu bulunmaktadır. Bu tablo umut kırıcı
olmanın ötesinde demokratik bir topluma olan inancı yok etmektedir.
12 Haziran 2011 tarihinde yapılan
genel seçimlerde yaşananlar, halkın, iradesini Hatip Dicle'nin
milletvekili olması yönünde kullandığı hâlde
vekilliğinin düşürülmesi, akabinde binlerce insanın kendisine
vekil tayin ettiği milletvekillerinin tutukluluk hâllerinin devamı,
özünde halkın iradesinin yok sayılması anlamına
gelmektedir. Özellikle yeni anayasa yapım sürecinin
olgunlaştığı şu günlerde halkın iradesinin
eksikli bir şekilde yer aldığı bir Meclisin bu süreci
yürütüyor oluşu, meşruluk zeminini zedelemektedir.
Açıkladığımız
bu hususlar, ülkenin ruh hâli ve reflekslerine dair olup toplumun büyük bir
kesimi açısından önem arz etmektedir. Zira, halkın iradesini
yansıttığı oyları cezaevi
parmaklıklarının ardında kalmış, demokrasinin
mihenk taşları yerinden oynamıştır. Bu nedenle, hak
taleplerine yönelik insan hakkı ihlalleri ile bunun en mühim örneğini
oluşturan tutuklu milletvekillerinin durumlarının
açıklığa kavuşturulması adına Meclis
araştırması açılmasını talep etmek gerekmiştir.
BAŞKAN Bilgilerinize
sunulmuştur.
Önergeler gündemdeki yerlerini alacak ve
Meclis araştırması açılıp açılmaması
konusundaki görüşmeler sırası geldiğinde
yapılacaktır.
C) Duyurular
1.- Başkanlıkça,
Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonunda siyasi parti grubu
mensubu olmayan milletvekillerine düşen 1 üyelik için aday olmak isteyen
siyasi parti grubu mensubu olmayan milletvekillerinin yazılı olarak
müracaat etmelerine ilişkin duyuru
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonunda
siyasi parti grubu mensubu olmayan milletvekillerine de 1 üyelik
düşmektedir. Bu komisyona aday olmak isteyen siyasi parti grubu mensubu
olmayan milletvekillerinin 3 Mart 2014 Pazartesi günü saat 18.00e kadar
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına yazılı
olarak müracaat etmelerini rica ediyorum.
Şimdi Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının bir tezkeresi daha vardır, okutup
oylarınıza sunacağım:
A) Tezkereler (Devam)
3.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının,
Türkiye Büyük Millet Meclisi Dışişleri Komisyonu üyelerinden
oluşan bir heyetin, Japonya Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler
Komisyonunun vaki davetine icabetle Japonyaya resmî bir ziyaret
gerçekleştirmesine ilişkin tezkeresi (3/1441)
25
Şubat 2014
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Genel Kuruluna
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Dışişleri Komisyonu üyelerinden oluşan bir heyetin, Japonya
Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komisyonunun vaki
davetine icabetle Japonya'ya bir resmî ziyaret gerçekleştirmesi
öngörülmektedir.
Söz konusu heyetin Japonya ziyareti,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin
Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un 6ncı maddesi uyarınca Genel
Kurulun tasviplerine sunulur.
Cemil
Çiçek
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanı
III.-
Y O K L A M A
(CHP sıralarından bir grup
milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Toplantı yeter sayısı
BAŞKAN Yoklama talebi
vardır, yerine getireceğim.
Sayın Hamzaçebi, Sayın
Aslanoğlu, Sayın Işık, Sayın Çelebi, Sayın
Öğüt, Sayın Sarıbaş, Sayın Demiröz, Sayın
Bayraktutan, Sayın Öner, Sayın Özgündüz, Sayın Erdemir,
Sayın Seçer, Sayın Ekşi, Sayın Korutürk, Sayın
Bilgehan, Sayın Dinçer, Sayın Aksünger, Sayın Köse, Sayın
Genç, Sayın Haberal.
Üç dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN Sayın Oğuz
Kağan Köksal? Burada.
Sayın Muzaffer Çakar? Yok.
Sayın Salim Uslu? Burada.
Sayın Şükrü Ayalan? Burada.
Sayın Gürsoy Erol? Burada.
Böylece toplantı yeter
sayımız vardır.
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
(Devam)
A) Tezkereler (Devam)
3.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının,
Türkiye Büyük Millet Meclisi Dışişleri Komisyonu üyelerinden
oluşan bir heyetin, Japonya Temsilciler Meclisi Dış
İlişkiler Komisyonunun vaki davetine icabetle Japonyaya resmî bir
ziyaret gerçekleştirmesine ilişkin tezkeresi (3/1441) (Devam)
BAŞKAN Başkanlık
tezkeresini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
İç Tüzükün 37nci maddesine göre
verilmiş bir doğrudan gündeme alınma önergesi vardır,
okutup işleme alacağım ve oylarınıza
sunacağım:
Ç)
Önergeler
1.-
Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutanın, (2/1089) esas numaralı
Kemalpaşa Adıyla Bir İlçe Kurulması Hakkında Kanun
Teklifinin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi
(4/147)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
(2/1089) esas numaralı Kanun Teklifimin
İç Tüzükün 37nci maddesine göre doğrudan gündeme
alınmasını saygılarımla arz ederim.
Uğur
Bayraktutan
Artvin
BAŞKAN Teklif sahibi olarak
Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan.
Buyurunuz Sayın Bayraktutan. (CHP
sıralarından alkışlar)
UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, çok
değerli milletvekilleri; Artvin ili Hopa ilçesi Kemalpaşa beldesinin
ilçe olmasına ilişkin ben ve 50 milletvekili
arkadaşımız tarafından verilen kanun teklifi üzerine söz
almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
Kemalpaşa, Hopayla Sarp arasında kalan, denize kıyısı
olan şirin beldelerimizden bir tanesi. Uzun yıllar medeniyetlere ev
sahipliği yapan, arkasından tarih süreci içerisinde, 31 Mart 1918de
Brest-Litovsk Anlaşması ile Ruslar tarafından terk edilen, 14
Mart 1921de millî sınırlara katılan, arkasından 1936
yılında Hopa ilçesi Artvin il sınırlarına dâhil olan şirin
bir beldemiz. Elli bir yıl bucaklık yapıyor, arkasından 1987
yılında ise Bakanlar Kurulu tarafından alınan bir kararla
bu yerin, bu beldenin belediye olmasına ilişkin bir karar
alınıyor, 1989 yılında ise belde belediyeye kavuşuyor.
Değerli arkadaşlarım,
Kemalpaşayı görmeyenler için diyorum, Kemalpaşa -ilçe nüfusu-
köyleriyle beraber 8.664 nüfusa sahip olan, gerçekten ciddi potansiyeli olan,
Doğu Karadenizin en uç noktasında, en şirin beldelerimizden bir
tanesi. Belde merkezinde yaklaşık 5.600 kişi, köylerde
3.400-3.500 kişi civarında vatandaşımızın,
yurttaşımızın yaşamış olduğu gerçekten
şirin bir beldemiz. Yaz aylarında ise Kemalpaşanın nüfusu
-bu nüfuslar da sabit kalmıyor- 15 bin-20 bin nüfusa dayanak teşkil
edebilecek olan bir nüfusa geliyor.
Kemalpaşada her türlü kamu
kuruluşu var değerli arkadaşlarım. Bakın, 220
kişinin çalışmış olduğu bir çay fabrikası
var, 4 tane ilköğretim okulu var, çok programlı lise var, çay
fabrikasının dışında Jandarma
Komutanlığı var, bölge trafik istasyonu var, TELEKOM var, PTT
merkezi var, her türlü kamu kuruluşları var. İlçe merkezini
görürseniz, belde merkezini görürseniz bu dediklerimin doğru olduğunu
görürsünüz. Bunun haricinde, 1989 yılında kurulmuş olan ve bugün
çok başarılı çalışmalarını yürüten -buradan
da Yalçın Emiralioğlunu şükranla anıyorum- bir belediyemiz
de var. Yani, bu beldenin ilçe olabilmesi için gerekli olan bütün altyapı
kurulmuş vaziyette. Bunun haricinde, ekonomik potansiyel olarak da 12 bin
metrekare kapalı alanı olan bir AVMsi var, otelleri var, 750yi
aşkın ticarethanesi var ki bunlar sadece tekstile ilişkin
ürünleri satan mağazalar.
Bunların haricinde, turizm
amaçlı belde statüsünü kazanmış gerçekten çok önemli bir
beldemiz. Bu belde, yıllardır ilçe olma hayaliyle yanıp
tutuşuyor değerli arkadaşlarım. Bu konuda çok ciddi çalışmalar
olmasına rağmen ne yazık ki bugüne kadar herhangi bir adım
atılmamış ve herhangi bir ilerleme
sağlanmamıştır. Özellikle çay tarımı, turizm,
rafting, trekking, yapılması gereken bütün doğa turizmi var, her
türlü altyapı var, ekonomik gelişmeler var. Kemalpaşanın
ciddi anlamda bunu hak ettiğine inanıyoruz.
Değerli arkadaşlarım,
Kemalpaşanın adı, Gazi Mustafa Kemal Paşanın
adıyla özdeş -cumhuriyetimizin banisiyle- Ulusal Kurtuluş
Savaşımızın önderinin adını taşıyor.
Bu anlamda da özel bir önem arz ediyor.
Sarp Sınır Kapısına
Değerli arkadaşlarım,
ben inanıyorum ki muhalefet adına da
Muhalefet olarak, Cumhuriyet
Halk Partisi olarak 50 milletvekili bunun altına imza koyduk. MHP Grubu,
diğer grubun da bu konuda evet oyu kullanacağına yürekten
inanıyorum ama bir şeyi sizinle paylaşmak istiyorum, bakın:
Değerli AKP milletvekilleri, bu, Kemalpaşadaki sizin
adayınızın seçim kampanyasında kullanmış
olduğu afiş. Diyor ki: Önce Hizmet, Hedef: İlçe Eğer
Kemalpaşa adayınız doğruyu söylüyorsa, lütfen, AKP Grubu,
sizler de Kemalpaşa adayınız doğrultusunda
Kemalpaşanın ilçe olması için evet oyu verin. Eğer
Kemalpaşa adayınız halkı yanıltıyorsa o konuda
bir şey diyeceğim yoktur. Biraz sonra Hanya ile Konyanın ne
olduğu ortaya çıkacaktır.
O anlamda, Kemalpaşa çok önemlidir
ve ilçe statüsünü hak etmiştir. İlçe olması için gerekli olan
bütün altyapıya, bütün koşullara sahiptir.
Değerli arkadaşlarım,
ben Kemalpaşayı yıllardır tanıyorum,
yıllardır gidiyorum. Kemalpaşa halkı Karadeniz
uşağı, Amerikan uşağı olmayacaktır. diyecek
kadar bağımsızlığına, özgürlüğüne sahip olan
devrimci bir halktır. Kemalpaşalıların hepsini
tanıyorum; hepsinin odalarına gidin, evlerine gidin, yatak
odalarına kadar girin, hiçbirinin evinde, yatak odasında para sayma
makineleri yoktur, dolarlar yoktur, ayakkabı kutularının
içerisinde euroları bulamazsınız ama
Kemalpaşalıların evlerinde neyi bulursunuz biliyor musunuz?
Ulusal Kurtuluş Savaşımızın önderi Gazi Mustafa Kemal
Atatürkün fotoğraflarını bulursunuz.
Bu düşüncelerle, kanun teklifimize
destek vermenizi umuyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Bayraktutan.
Bursa Milletvekili İlhan Demiröz.
(CHP sıralarından alkışlar)
Buyurunuz Sayın Demiröz.
İLHAN DEMİRÖZ (Bursa) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Artvin Hopa
Kemalpaşa beldesinin Kemalpaşa adıyla ilçe olmasına
ilişkin kanun teklifinde şahsım adına söz aldım.
Hepinizi saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum.
Evet, ben Bursa Milletvekiliyim ama
doğduğum yer Artvin, doyduğum yer Bursa. Artvin ili Hopa ilçesi
Kemalpaşa beldesi deyince ilk aklıma gelen, ilkokul
yıllarımda ailemle beraber denizle ilk tanışmam oldu. O
bakımdan Kemalpaşanın bendeki özelliğinden bu şekilde
bahsetmek isterim. Ve devam ediyorum, o tarihlerde beraber olduğum
rahmetli babamı bir kez daha rahmetle anıyorum. Çünkü, son günlerde
çocuklarına kötü örnek olarak, onlara milyar dolarları, 30 bin avroları
tanıtan babaları gördükçe, her zaman saygı duyduğum, onur
duyduğum babamı bir kez daha rahmetle anıyor ve onun önünde
saygıyla bir kez daha huzurlarınızda eğiliyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
Kabuğuna sığmayan
beldeler, ilçeler var. Bunlardan birisi de Artvin Hopa Kemalpaşa
beldesidir. Turizmi var, tarımı var, ticareti var, sınır
kapısı var. Bu bakımdan çok önemli olduğunun, hakikaten,
ilçe olmak için aday olduğunun altını bir kez daha çiziyorum.
Ayrıca, Ulu Önder Atatürkün ismini taşıyan pırıl pırıl
bir sahil şeridi olan Kemalpaşa beldesinin ilçe olması çok
önemlidir. Bütün altyapısının hazır olduğunu
değerli Artvin milletvekili arkadaşım anlattı. Ben de biraz
bu beldedeki çayla ilgili, çay tarımıyla ilgili konuşmak
istiyorum.
Beldede ÇAYKUR Kemalpaşa
fabrikası ve 3 adet orta boy özel şirketlere ait çay fabrikaları
var. Hükûmetin bu tarım politikasıyla, o bölgenin tek geçim
kaynağı olan çay üzerinde oynanan oyunlarla, bu bölgede de çay
artık Çinden, Hindistandan ithal edilerek gelmek üzere. Nasıl
mı diyeceksiniz: ÇAYKUR fabrikaları tam kapasiteyle çalışma
şansına sahip değildir. Böyle olunca, o bölgedeki çayların
ancak yüzde 51ini alabilmektedirler, arkadaşlar. Yüzde 49unu özel
sektörün alması gerekir ama bugün gelin görün ki ÇAYKURa ait fabrikalar,
hiçbirisinde modernizasyon yapılmadan, herhangi bir işlem
yapılmadan, ta eski yıllardan beri gelen
alışkanlıklarıyla devam ediyorlar ve üzerine tek kar
yağan ve hiç ilaç atılmayan tek çay, Rize ve bizim Artvin bölgesinde
yetişen çaylarımızdır. Bu özelliğini her fırsatta
herkesin bilmesi gerekir diye düşünüyorum ama bundan yoksun olan
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının
maalesef bu konulara hiç eğilmediğini ifade etmek istiyorum.
2012 yılında 1 lira 10
kuruştu çay, 12 kuruş prim veriliyordu. 2013 yılında 1 lira
20 kuruş, 12 kuruş da prim veriyorlar. Arkadaşlar, bu taban
fiyatına rağmen, az önce bahsettiğim gibi, özel sektör burada
çayı 80 kuruşa, 90 kuruşa alıyor ve bu gidişatla da o
bölgedeki çay tarımının sona ermesi için veya sona erdirmek üzere
özel çabalar sarf edilecek.
Değerli arkadaşımın
vermiş olduğu Kemalpaşa beldesinin ilçe olmasına dair
teklifi canıgönülden destekliyorum. Zannediyorum ki, siz değerli
arkadaşlarımız da bu önergemize olumlu oy vereceksiniz ve bir
gün, Rizeden Artvine doğru geçerken, Hopayı geçtikten sonra,
Önergemize olumlu oy vermek üzere
sizleri davet ediyor, hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum. Sağ olun,
var olun. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Demiröz.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Karar yeter sayısı
BAŞKAN Karar yeter
sayısı arayacağım.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı
yoktur.
On dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
16.08
İKİNCİ
OTURUM
Açılma Saati:
16.20
BAŞKAN:
Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER:
Fehmi KÜPÇÜ (Bolu), Muhammet Bilal MACİT (İstanbul)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 67nci Birleşiminin
İkinci Oturumunu açıyorum.
Artvin Milletvekili Uğur
Bayraktutanın (2/1089) esas numaralı Kanun Teklifinin İç
Tüzükün 37nci maddesine göre doğrudan gündeme alınması önergesinin
oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi önergeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar
yeter sayısı arayacağım: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir, karar yeter sayısı vardır.
Şimdi, alınan karar
gereğince, sözlü soru önergeleri ile diğer denetim
konularını görüşmüyor ve gündemin Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmına geçiyoruz.
1'inci sırada yer alan, Türkiye
Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik
Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu'nun
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet
ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe
Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının; Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80)
(S. Sayısı: 156)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2'nci sırada yer alan, Devlet
Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu
ile Adalet Komisyonu Raporlarının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.- Devlet
Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu
ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3üncü sırada
yer alan, Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç ve Bayburt Milletvekili
Bünyamin Özbek ile 80 Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile
Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet
Akif Hamzaçebi'nin; Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, Malatya Milletvekili
Mahmut Mücahit Fındıklı ve Muş Milletvekili Faruk
Işık ile 34 Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.- Isparta
Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç ve Bayburt Milletvekili Bünyamin Özbek ile 80
Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi ile Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin; Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, Malatya Milletvekili
Mahmut Mücahit Fındıklı ve Muş Milletvekili Faruk
Işık ile 34 Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/2006, 2/2007, 2/2009, 2/2010) (S.
Sayısı: 561)(x)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet
yerinde.
21/2/2014 tarihli 66ncı
Birleşimde İç Tüzükün 91inci maddesine göre temel kanun olarak
görüşülen kanun teklifinin birinci bölümünde yer alan 5inci maddesi kabul
edilmişti.
Şimdi, 6ncı maddeyi
görüşeceğiz.
6ncı madde üzerinde üç önerge
vardır, sırasıyla okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561 sıra
sayılı yasa teklifinin 6 ncı maddesindeki belirlenmiş
ibaresinin tespit edilmiş ibaresiyle değiştirilmesini arz ve
talep ederiz.
Sırrı Sakık Hasip Kaplan Adil Zozani
Muş Şırnak Hakkâri
Altan Tan İbrahim Binici İdris Baluken
Diyarbakır Şanlıurfa Bingöl
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan kanun teklifinin
6. Maddesinin sonundaki Bakanlar Kurulunca tespit edilecek karar
yürürlüğe girinceye kadar ifadesinin İçişleri ve Maliye
Bakanlığınca müştereken tespit edilecek karar yürürlüğe
girinceye kadar uygulamaya en alt limitle devam edilir. ifadesiyle
değiştirilmesini arz ederiz.
Ferit Mevlüt Aslanoğlu İzzet Çetin Vahap Seçer
İstanbul Ankara Mersin
Mehmet Ali Susam Tufan Köse İlhan
Demiröz
İzmir Çorum Bursa
Celal Dinçer Müslim Sarı Rahmi Aşkın Türeli
İstanbul İstanbul İzmir
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561 sıra
sayılı kanun teklifinin çerçeve 6 ncı maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Mustafa Kalaycı Mehmet Günal Seyfettin Yılmaz
Konya Antalya Adana
Lütfü Türkkan Adnan Şefik Çirkin
Kocaeli Hatay
MADDE 6- 2464 sayılı Kanuna
aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
GEÇİCİ MADDE 7- Kanunun 96
ncı maddesinin (A) fıkrasının ikinci paragrafı
gereğince Bakanlar Kurulunca tespit edilecek karar yürürlüğe
girinceye kadar, 2013 yılında uygulanmak üzere belediye meclislerince
belirlenmiş olan bu Kanunun 15 inci maddesinde, 21 inci maddesinin birinci
fıkrasının (III) numaralı bendinde, 56 ncı maddesinde,
60 ıncı maddesinde ve 84 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (3) numaralı bendinde yer alan maktu vergi ve
harç tarifeleri gözden geçirilerek Bakanlar Kurulu kararıyla
uygulanır.
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Sayın Kalaycı,
buyurunuz efendim. (MHP sıralarından alkışlar)
MUSTAFA KALAYCI (Konya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygılarımla
selamlıyorum.
2464 sayılı Belediye
Gelirleri Kanununun, belediye meclislerine vergi ve harç tarifesi belirleme
yetkisini veren hükümlerinin Anayasa Mahkemesince iptal edilmesi üzerine, bu
yetki, 6487 sayılı Kanunla Bakanlar Kuruluna verilmiştir.
Bakanlar Kurulu, 18 Aralık 2013 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan kararıyla,
anılan vergi ve harçların tarifesini belirlemiştir ancak
Bakanlar Kurulu, bazı vergi ve harçları insafsızca,
acımasızca 5 kat, 6 kat artırmıştır. Enflasyonun
yüzde 7lerde olduğu bir dönemde tabela vergisinin, işgaliye harcının, eğlence vergisinin, hafta
tatili ruhsat harcının yüzde 500, yüzde 600
artırılması, AKP Hükûmetinin hiçbir ölçüsünün
kalmadığına, âdeta, şuurunu kaybettiğine delalet etmektedir.
AKP Hükûmeti, Deli Dumrul olmuş, esnaf ve sanatkârı haraca
bağlamak istemiştir. Gelen yoğun tepkiler üzerine, Bakanlar
Kurulu, 18 Şubat 2014 günü yani geçen hafta Resmî Gazetede
yayımlanan kararıyla, anılan vergi ve harçları yeniden
belirlemiştir. Şimdi de görüştüğümüz maddeyle, belediye
meclislerinin 2013 yılı için belirlediği vergi ve harçların
uygulanması öngörülmektedir. Bu düzenlemeyle tekrar başa
dönülmüş olup bu madde Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçesine ve
Anayasaya açıkça aykırıdır.
AKP Hükûmeti ne yapmak istediğini
bilmez bir durumdadır. Yedi ay gecikmeyle bir karar alıyor, iki ay
sonra bu kararını değiştiriyor, bu kanun teklifiyle de bu
kararlarını yok sayıyor ve belediye meclisi kararının
uygulanmasını öngörüyor. Bunun adı beceriksizlik, iş
bilmezlik ya da saçmalık değilse nedir? Olan, esnafımıza,
sanayicimize ve belediyelerimize olmuştur, durduk yere esnafa çile
çektirilmiş, esnafla belediyeler karşı karşıya
getirilmiş, sonuçta, konu hukuki anlamda yine çözülememiştir.
AKP Hükûmeti, esnaf ve
sanatkârımızın sorunlarına çözüm getirecek yerde yeni
sorunlarla karşı karşıya bırakan uygulamalar yapmakta,
verdiği sözlerin üzerine yatmaktadır. AKP, perakende sektörünü
düzenleyecek yasal düzenleme sözü vermesine karşın bu sözünü
tutmamış, yabancı sermaye lobilerine boyun eğmiştir.
Sayın Başbakan, esnaf ve sanatkârı bu lobilere yem dahi etmek
istemiştir.
Son on yıl içerisinde AVM
sayısı 62den 310a çıkmış olup, yakın zamanda
368e çıkması beklenmektedir. Esnaf ve sanatkârımız yok
olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Verilen sözlerin
tutulmasını, perakende sektörünü düzenleyecek yasanın acilen
çıkarılmasını beklemektedir.
Esnaf ve sanatkârımız, vergi
ve prim borçlarını, kredi borçlarını, vadesi gelen
senetlerini, kazanamadıkları için ödeyemez duruma gelmiştir.
Vergi ve prim yüklerinin azaltılmasını ve ödeyemedikleri
borçları için kolaylık getirilmesini, verilen sözlerin tutularak
çıkarılan torba kanunlara kendileri için de bir madde
konulmasını beklemektedir.
Esnaf ve sanatkârlar sosyal sigorta
uygulamalarında eşitlik istemektedir. Bu kapsamda, hastalık ve
ayakta tedavi süresinde kendilerinin de geçici iş göremezlik ödeneği
alabilmesini ve esnaf ve sanatkâr kadınların doğum
borçlanması yapabilmesini istemektedir.
Esnaf ve sanatkârlar, vergi
mükellefiyeti ve oda kaydı bulunmasına rağmen, kayıt ve
tescili olmadığı gerekçesiyle hizmetine
saydıramadıkları zorunlu sigortalılık sürelerini
borçlanarak hizmetine saydırmayı, böylelikle emekli olabilmeyi
istemektedir. Yanında çalıştırdığı ve
primini ödediği sigortalıdan daha düşük emekli
aylığı alan esnaf ve sanatkârlar, intibak yasası diye
dillendirilen kanunda, BAĞ-KUR emeklilerinin niye görmezden
gelindiğini sormakta ve emekli aylıkları arasındaki
eşitsizliğin giderilmesini beklemektedir. Zaten düşük aylık
bağlanan esnaf ve sanatkârımız, emekli aylığından
sosyal güvenlik destek primi kesilmesine, emekliyken çalıştı
diye geçmiş yıllara ait yüklüce borçlar çıkarılmasına
isyan etmekte, bu uygulamanın kaldırılmasını beklemektedir.
Allah gani gani rahmet eylesin, merhum
Necmettin Erbakan 2002 seçimleri öncesi Vanda yaptığı
konuşmada Bunların eline değil devlet, leblebici dükkânı
bile verilmez. demişti, meğer ne kadar doğru söylemiş.
Teşekkür ediyor, saygılar
sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Kalaycı.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan kanun teklifinin
6. Maddesinin sonundaki Bakanlar Kurulunca tespit edilecek karar
yürürlüğe girinceye kadar ifadesinin İçişleri ve Maliye
Bakanlığınca müştereken tespit edilecek karar
yürürlüğe girinceye kadar uygulamaya en alt limitle devam edilir
ifadesiyle değiştirilmesini arz ederiz.
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu (İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Sayın
Sarıbaş, buyurunuz efendim. (CHP sıralarından
alkışlar)
ALİ SARIBAŞ (Çanakkale)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Çok değerli milletvekilleri,
görüşülmekte olan 561 sıra sayılı torba Kanun Teklifinin
6ncı maddesi üzerinde özellikle İçişleri ve Maliye
Bakanlığınca müştereken tespit edilecek karar
yürürlüğe girinceye kadar uygulamaya en alt limitle devam edilir. diye
değişiklik yapmak üzere söz almış bulunuyorum ve kanun
teklifinin üzerinde de, özellikle de haksızlığın
giderilmesi konusunda mutlaka gündeme girmesinde fayda var,
değişiklik yapılmasında fayda var diye düşünüyorum.
Çok değerli milletvekilleri,
öncelikle, çilekeş esnafımızın sorunlarına, siftah
başlayarak güne gelen, güne etrafını süpürerek başlayan
esnafın sorunlarına ve burada harçlarla ilgili sorunlarına
geçmeden önce, bugünkü ülkenin gündeminde olan ve gerçekten tapelere
düşen, oğullarına babalarının iyi örnek
olacağını ve oğullarının babaları
konusundaki nasihatlarını söyleyen Sayın Başbakan, bugün de
2 bakanıyla, oğullarıyla birlikte, kendisinin de bu konuda
oğluyla birlikte görüştüğü konuşmalar gündeme
düşmüştür. Onun için ben şunu söylemek istiyorum: Türkiye
Cumhuriyeti kurulduğu tarihten bugüne değin böyle bir hükûmet
gelmemiştir, böyle bir hükûmetin on iki
yıl içerisinde yönetimine baktığımızda,
Türkiyede hiçbir kurumun ve hiçbir kuruluşun kendisinin bu kadar kötü
yönetildiği ve bu anlamda da bu yönetim tarzı içerisinde her taraftan
bozulduğu bir yönetim biçimi Türkiyede AKPnin bugünkü dönemine kadar, on
iki yıl içerisinde görülmemiştir. Onun için de Türkiyenin tekrar
yeni bir sayfa açması ve dünyada yeniden, tekrar değerini
kazanması ancak Başbakanın istifasıyla ve bugünkü Hükûmetin
buradan istifasıyla olabilir. Bu anlamda da bu Hükûmet meşru bir
hükûmet değildir ve bu anlamda da gelecek
kuşaklarımızın ve
Hükûmetin yolsuzluklarının bir
an önce örtmesi için kendisinin hesap vermesinin ve savcıların
karşısına bizzat giderek de ifade vermesinin doğru
olacağı inancındayız.
Bu anlamda, bu ifadelerimden sonra,
çilekeş esnafımızla birlikte şunu ifade etmek istiyorum: Bu
kanunu 2011 yılında Anayasa Mahkemesi tarafından iptal
edilmiştir. Ancak, iptal edilmesine rağmen, belediyelerin 2012 ve 2013 yılında
yasaya uygun hâle gelmeden ve yine bu kanundaki, Harçlar Kanunu 15inci madde
de dâhil olmak üzere, bu Harçlar Kanunu, hep 2464 sayılı Kanununa
devam etmiştir. Bu, yasaya ve Anayasaya uygun olmadığı
hâliyle, 2013 yılında da tekrar çıkarılmış ve
2014 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla gündeme getirilmiş.
Ancak, burada belediyelere verilen bu yetkinin dışında, Hükûmet
esnafa bakışını hiç değiştirmemiş ve en
yükseklerden yani harçların, baktığımızda, en yüksek
limiti olan 60 lira gibi, kanunun en yüksek rakamlarını
almış ve esnafımızı ezmeye devam etmiştir. Bunun
için de yine hızlı bir şekilde burada
esnafımızın, bu paralar, harçlar ve her şeyiyle birlikte,
tabela, reklam vergileriyle birlikte alırken şunu da yapmaya devam
etmektedir: Yine, bunu da hızlı bir şekilde düzelteyim diyerek
yine, bu ikinci ayın içerisinde, 18 Şubatta, yine burada Bakanlar
Kurulu kararı Resmî Gazetede yayımlanırken aynı gün buraya
da teklif verilmiş ve bugünkü kanun buraya getirilmiştir.
Şunu sormak istiyorum: Acaba ne
zaman AKP Hükûmeti Anayasaya uygun davranacaktır? Ne zaman
Anayasayı iki yıl çiğnemesine rağmen, ancak bugüne kadar,
bugün bu teklifle gelmiştir ve Hükûmet olarak, Hükûmetin
tasarısı olarak değil, yine milletvekillerinin teklifi olarak
gelmiştir. Buradan esnafımızın, Türkiyedeki
esnafımızın gerçekten önemli kısmının
2 milyon
850 bin esnafımız var iken 2004te, bugün bu sayı 1,5 milyonun
altına inmiştir. Onun için de bu esnafımızın, 2012
yılındaki esnafımızın tükenmesinin tek nedeni, AKPnin
bu yaklaşımıdır, bu vergiler de dâhil olmak üzere onu kötü
bir şekilde yönetmesidir.
Can çekişen
esnafımızın bir an önce bundan kurtulması için burada alt
limitlerin uygulanmasını öneriyor, sevgi ve saygılar sunuyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Sarıbaş.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Karar yeter sayısı
BAŞKAN Karar yeter
sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar
yeter sayısı yoktur.
On dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 16.36
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati:
16.43
BAŞKAN:
Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER:
Fehmi KÜPÇÜ (Bolu), Muhammet Bilal MACİT (İstanbul)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 67nci Birleşiminin
Üçüncü Oturumunu açıyorum.
561 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 6ncı maddesi üzerindeki Çanakkale Milletvekili Ali
Sarıbaş ve arkadaşlarının önergesinin oylamasında
karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi önergeyi tekrar
oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı
arayacağım. Bu işlemi elektronik cihazla yapacağım.
İki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama
yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri karar yeter sayısı
vardır, önerge kabul edilmemiştir.
Kanun teklifinin görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561 sıra
sayılı yasa teklifinin 6 ncı maddesindeki belirlenmiş
ibaresinin tespit edilmiş ibaresiyle değiştirilmesini arz ve
talep ederiz.
Sırrı Sakık (Muş)
ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI RECAİ BERBER (Manisa) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Sayın Tan, buyurunuz. (BDP sıralarından
alkışlar)
ALTAN TAN (Diyarbakır)
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bu yerel yönetimler
kanunuyla ilgili olarak defalarca huzurunuza geldim, birçok sefer bu konuyla
ilgili görüşlerimi sizlere arz ettim şahsım ve partim
adına.
Değerli arkadaşlar, bu
kanunlar ilk olarak paldır küldür Meclise geldiği zaman da
ısrarla şunu söyledik: Lütfen, bu kanunları böyle günübirlik,
kendi ihtiyacınıza göre düzenlemeyin, doğru düzgün
düşünelim, tartışalım, konuşalım, memleketin ihtiyacı
neyse bu ihtiyaca binaen bir seferde derli toplu bir kanun düzenlemesi
yapalım, bu kanunları böyle çıkaralım dedik ama maalesef,
her seferinde, iktidar partisi, bu tavsiyelerimizi, önerilerimizi,
tekliflerimizi değerlendirmedi ve şimdi de tekrar, yine, bu klasik
torbanın içerisine, eski asker hurçları vardı, nasıl her
şey doldurulursa, yine bu torbanın, hurcun içerisine bir şeyler
doldurarak yine bir madde, bu yerel yönetimlerle ilgili, idareyle ilgili
doldurulmuş ve getirilmiş bulunuyor. Burada da ne yapılmak
isteniyor, bunun artısı ne, eksisi ne, yine bilen yok. Onun için,
daha önceki eleştirilerimizi yineliyoruz: Bu şekle lütfen son verin.
Bu, ülkeyi yönetme şekli değil. Kendi ihtiyacınıza göre
size lazım olanı değil, ülkenin ihtiyacına lazım
olanı getirirseniz, belki biz de doğru düzgün bir yola girmiş
oluruz.
Şimdi, değerli
arkadaşlar, bu yerel yönetimlerle ilgili, özellikle bugünkü maddenin
konusu olan vergilerle alakalı olarak itirazlarımızı yine
defalarca söylemiştik. Mantık olarak, mantalite olarak, sistem
olarak, merkezin yetkilerinin yerele devredilmesi doğru ama siz öyle
yapmıyorsunuz, yerele devrediyormuş gibi yapıyorsunuz; yine, bir
taraftan çay kaşığıyla verdiğinizi büyük kepçeyle
toparlayıp tekrar el altından bütün yetkileri merkeze
alıyorsunuz. Jeotermal kaynakların tıpkı yerel yönetimlere
bırakılmaması gibi, maden ruhsatlarının
bırakılmaması gibi, koordinatör vali uygulaması gibi birçok
mevzuda yine bütün yetkileri bir şekilde merkeze alıyorsunuz.
Şimdi, vergi meselesinde de
dünyada bunun örnekleri var. Mesela, yerinden yönetimin, eyalet sisteminin olduğu
Amerika Birleşik Devletlerinde ve yine dünyanın bu şekilde
yönetilen birçok ülkesinde yerel vergi koyma yetkisi var belli
sınırlar içerisinde yerel yönetimlerin. Yerel teşvikleri
belirleme yetkileri var. Mesela, Kastamonu yerel yönetimi büyükşehir -ki şu
an büyükşehir değil, öyle farz edelim- olduğu vakit -Kastamonu
bir ormancılık şehri, büyük bir şekilde bu sanayi var- bu
konuda yerel vergileri indirebilmeli. Yine aynı şekilde, bir turizm
şehrinde -bu Antalya olur, Marmaris olur, Bodrum olur veya tarih, kültür
ve din turizmiyle ilgili Urfa olur, Diyarbakır olur, Erzurum olur- yine
belli vergileri indirebilmeli, teşvikler sağlayabilmeli veya
artırabilmeli, ilave kaynaklar üretebilmeli. Şimdi, siz, bu yetkileri
yerel yönetimlere vermediğiniz vakit, yine bütün bu oranları ve bütün
bu miktarları merkezden belirlediğiniz vakit o yerel yönetimin eli
kolu yine bağlı. Yani kendine bir imkân, bir rant üretip bu üretilen
rantı tekrar kamuya döndürebilme yetkisi eğer yoksa bu yerel
yönetimlerde, zaten orada klasik bir vergi memuru gibi, bir defterdar gibi, bir
mal müdürü gibi çalışmaktan öte bu ekonomik mevzularda, vergi
konularında bir yetkisi olmaz.
Teşvikler de aynı
şekilde, imar yetkileri de aynı şekilde. Mesela ne
yaptınız? Türkiyede şu an en fazla konuşulan imar
yolsuzlukları. Kalktınız bu imar yetkisini ilçe belediyesi,
büyükşehir belediyesinden birçok alanda aldınız. Mesela
Ulaştırma Bakanlığında, Karayolları, Devlet
Demiryolları, Özelleştirme İdaresi kendi imarını
kendisi yapıyor, kendi rantını kendi üretiyor. Peki, o zaman,
şehrin bütünlüğüyle olan ilişkisi ne? Yerel yönetimin bunlardan
istifadesi ne? Bunların hepsi yine pas geçilen, baypas edilen mevzular
olarak önümüzde duruyor.
Uzun uzadıya konuşmak
lazım ama maalesef bu imkânı da bu Mecliste bulamıyoruz. Bu
şekilde, ekonomik olarak bu düzenlemelerle de yerel yönetimlerin bir yere
varma şansı yok.
Hepinize saygılar sunuyorum. (BDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Tan.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
6ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
6ncı madde kabul
edilmiştir.
7nci maddeye geçiyoruz.
7nci madde üzerinde üç
önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561
sıra sayılı yasa teklifinin 7 nci maddesindeki ve ibaresinin
ile ibaresiyle değiştirilmesini arz ve talep ederiz.
Sırrı Sarık Hasip
Kaplan Adil
Zozani
Muş Şırnak Hakkâri
İdris Baluken Sırrı
Süreyya Önder Altan
Tan
Bingöl İstanbul Diyarbakır
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561 sıra
sayılı kanun teklifinin
çerçeve 7 nci maddesinde yer alan mal, hizmet ve ibaresinin mal ve hizmet
alımları ile şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Mustafa Kalaycı Mehmet Günal Seyfettin
Yılmaz
Konya Antalya Adana
Lütfü Türkkan Adnan Şefik
Çirkin
Kocaeli Hatay
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan kanun teklifinin
7. maddesinde 17. maddede belirtilen Bu kanun gereği ihtiyaç duyulan mal,
hizmet ve yatırımların finansmanında kullanılır
ifadesindeki finansmanında kelimesinin önüne yeni milli parkların
ifadesinin eklenmesini arz ederiz.
Ferit Mevlüt Aslanoğlu İzzet Çetin Vahap
Seçer
İstanbul Ankara Mersin
Mehmet
Ali Susam Tufan
Köse İlhan
Demiröz
İzmir Çorum Bursa
Celal Dinçer Müslim
Sarı Rahmi
Aşkın Türeli
İstanbul İstanbul İzmir
BAŞKAN Komisyon son
okuttuğum önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) Katılmıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI
ALİ BABACAN (Ankara) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Kim
konuşacak?
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) İlhan Demiröz.
BAŞKAN Sayın
Demiröz, buyurunuz efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
İLHAN DEMİRÖZ
(Bursa) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 561 sıra sayılı Yasa Teklifinin
7nci maddesinde vermiş olduğumuz önerge üzerine söz almış
bulunuyorum. Sizleri, televizyon başında bizleri izleyen yurttaşlarımızı,
hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Madde 7yle Bu kanuna
tabi alanlardan elde edilecek gelirler, Orman ve Su İşleri
Bakanlığı döner sermayesine gelir kaydedilir. Millî park
alanlarıyla ilgili.
Değerli arkadaşlar, zaten millî park
bırakmadınız, orman da bırakmadınız. Ondan sonra
da fon yerine döner sermayeye bunların aktarılmasını
söylüyorsunuz. Ben o zaman şunu söylüyorum
2/B görüşülürken Orman ve
Su İşleri Bakanlığına 2/Bden elde edilecek
gelirde lütfen dik durun, biz de sizi destekleyelim; yüzde 90ını
TOKİye, başka kurumlara aktarmayın... Ama, şimdi
anlıyorum ki Orman ve Su İşleri Bakanı haklı çünkü
babalara ve çocuklarına para lazım, dolar lazım, yeşiller
lazım. Onun için, orman için kullanılması gereken bu ödeneklerin
TOKİlerde, başka yerlerde kullanılmasına göz yumuldu.
Değerli arkadaşlar, orman
konusunu açmışken 2/Byle ilgili bazı konularda fikirlerimizi
paylaşmak istiyorum. Evet, 2/Byle ilgili, torba yasada, gerekli
görüşmeler daha sonraki maddelerde yapılacak ama benim bölgemde bir
sıkıntı var. Bu sıkıntı da 2/B yasasıyla
ilgili, Tabiat Varlıklarını Koruma tarafından sit
alanı ilan edilen bölgeler. Nereler bunlar? 21 tane köyümüz var:
Cumalıkızık, Hamamlıkızık, Fidyekızık,
Karahıdır, Mürseller, Soğukpınar, Yiğitali, Dobruca,
Demirkapı, Alacahırka, Mollafenari, Çekirge, Tuzaklı,
Kirazlı, İnkaya, Süleymaniye, Hüseyinalan, Bağlaraltı, 75.
Yıl, Piremir, Teferrüç.
Değerli arkadaşlar, buradaki
çiftçilerimizdeki sıkıntı şu: Bu
arkadaşlarımız, 2/B arazileriyle ilgili, atadan, dededen kalma
ve daha sonra bu yasayla ilgili, orman vasfını kaybetmiş bu
alanlarda hak sahipleri. Müracaat ediyorlar ve bu müracaatlarında dosya
paralarını, bin lirasını, 2 bin lirasını
veriyorlar. Peki, ondan sonra ne oluyor? İlgili köylü vatandaşlarımız
gittikleri zaman Hayır arkadaşlar, burası sit alanı ilan
edildi.
Şimdi, mesela, Yiğitali
köyünün bin dönüm alanı sit
alanı olarak ilan edilmiş ve Yiğitali köyü de diğer
köylerimiz gibi Uludağ eteklerinden Bursaya kuşbakışı
bakılan çok güzel köylerimizden birisi; hepsi birbirinden güzel. E,
şimdi, buradaki vatandaşlarımız tedirgin. Diyor ki
vatandaşımızın birisi: Ben Ormanla ihtilafa düştüm,
hapis yattım. Hapis yattığım bu bölge için, parayla 2/B
olarak alacaktım, şimdi de karşıma sit alanı olarak
çıktı. Ben ne yapacağım?
Bir başka korkuları daha var
çünkü bu vatandaşlarımız, yurttaşlarımız,
köylülerimiz, çiftçilerimiz artık bu Hükûmete güvenmiyor. Diyor ki:
Bazı uygulamalar var. Nerede var? Urlada var. Urlada da diyor, bu
bölgeler neydi? Sit alanıydı. Yarın diyor, bu sit alanından
bu bölgeler çıkarılırsa, benim bin dönüm 2/B alanı sit
alanından çıkarılarak buralara villalar konursa biz bu köyde
nasıl dururuz? Evet, doğru diyor arkadaşlarımız,
çiftçi kardeşlerimiz. Uygulanmak istenen ve yukarıda
saydığım 21 pare köydeki durum bu şekilde. Bu konuyla ilgili
görüşmeler yapıyoruz. Bursanın, değerli arkadaşlar,
11 tane milletvekili var, Başbakan Yardımcımız var ama hâlâ
bu konuyla ilgili hiçbir çözümün alınmadığını... Torba
yasaya bu konuyla ilgili öneri vereceğiz ama reddedileceğini
biliyoruz. Buradan da bu arkadaşlarımızı, bu 21 köye
şikâyet ediyorum, bu konuya sahip çıkmadıklarını bir
kez daha huzurlarınızda ifade etmek istiyorum.
Bu duygularla hepinizi saygı ve
sevgiyle selamlıyor, iyi günler
diliyorum. Sağ olun, var olun. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Demiröz.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Karar yeter sayısı...
BAŞKAN Karar yeter
sayısı arayacağım.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Elektronik cihazla oylama
yapacağım.
Bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama
yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, karar yeter sayısı vardır, önerge
reddedilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığı
Görüşülmekte olan 561 sıra
sayılı kanun teklifinin çerçeve 7 inci maddesinde yer alan mal,
hizmet ve ibaresinin mal ve hizmet alımları ile şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Kalaycı (Konya) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI ALİ
BABACAN (Ankara) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Sayın Yılmaz,
buyurunuz efendim. (MHP sıralarından alkışlar)
SEYFETTİN YILMAZ (Adana)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Görüşülmekte olan 561 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 7nci maddesiyle ilgili verdiğimiz
önerge hakkında söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
şunları hatırlıyorsunuz, değil mi? Maslak 1453
vardı. Bu madde tabiat alanlarını, millî parkları
kapsıyor. Ali Ağaoğlunun bu 17 Aralıktaki
soruşturmada ifadesi alınmıştı ve Maslak
ormanlarında at koşturarak pazarlık yapıyordu. Burası,
çevre ve şehircilik il müdürlüğü tarafından imar planları
yapılmış, yapılaşmaya açılmıştı
ama muhalefet partisi milletvekilleri olarak bu konuyu hem Meclis gündemine
getirmemiz hem basın toplantısı düzenlememiz akabinde kamuoyunun
gündemine gelince Orman ve Su İşleri Bakanlığı Ali
Ağaoğlunun iznini iptal etti ama ne yazık ki durulmuyor,
şimdi de yeni bir sıkıntı ortada.
Bakın, İstanbulda, Tabiat
Parkı denen bir alan Serdar Bilgiliye ait Ege Turizm ve Gayrimenkul
Şirketine yirmi dokuz yıllığına kiraya veriliyor.
Kiraya verildiğine bir şey demiyoruz ama İstanbuldaki
ormanlara
Sayın Ekonomi Bakanı gitti mi, paradan sorumlu Bakan?
Buralara para gözüyle bakmayın. Buralar oksijenin
kaynağıdır, buralar ekosistemdir, oralar böceklerin,
kuşların, ağaçların olduğu yerdir. Oranın maddi
gelirinin 2 bin katı, 20 bin katı, 200 bin katı fonksiyonel
değeri vardır. Bir oksijeni parayla ölçemezsiniz. Ama bugün, orada da
Maslakta Ali Ağaoğluna yapılan uygulamanın bir benzeri ne
yazık ki Tabiat Parkında yapılıyor değerli
milletvekilleri. Ne yapılıyor orada? Bakın, orada bir imar
planı yapılıyor. Bu imar planına göre, tabiat parkı
kisvesi altında, burada 70 bin kişi kapasiteli eğlence merkezi,
lokantalar, havuzlar, stadyum ve birtakım yapılaşmalar
yapılıyor. Burası ne oluyor değerli arkadaşlar? Ne
ihtiyaç var? Zaten İstanbula yapmadığınız AVM
kalmadı, İstanbulun silüetlerini bozdunuz. Bakın,
çıkın, kat kat binalar göğe doğru yükseliyor. Şimdi,
İstanbuldaki bu kıt kanaat ormanlardan ne istiyorsunuz? Bu
ormanları, birileri para kazanacak diye buraları imara açmanın,
yapılaşmaya açmanın hangi gerekçesi olabilir? Bu nasıl
orman sevdasıdır? Başbakan ağzını açtı
mı Bilmem kaç milyar fidan diktim. diyor. Yahu, siz bırakın
fidan dikmeyi de şu mevcut ormanları yapılarıyla koruyun.
Ama sizdeki bu anlayışı gerçekten anlamakta zorlanıyoruz.
Yani, İstanbul bugün 16-17 milyon nüfusuyla, artık stresin yoğun
olduğu, hava almanın zor olduğu, yaşam
şartlarının zor olduğu bir yer. Eğer burada elimizdeki
orman alanlarını koruyamazsak, millî parklarımızı
koruyamazsak, tabiat parklarımızı koruyamazsak geleceğimize
ihanet etmiş oluruz, çocuklarımıza ihanet etmiş oluruz.
Bunlara müsaade edilmemesi gerektiğini düşünüyorum.
Şimdi, burada
da aynı uygulamayla karşı karşıyayız. Niye yirmi
dokuz yıllığına kiraya veriyorsunuz? Ne olacak, oradan
yılda 1 milyon dolar, 2 milyon dolar alsanız ne, almasanız ne.
Sayın Hükûmete sesleniyorum: Bırakın, orada 16 milyon
İstanbullu yürüyüşünü yapsın, havasını alsın ama
orayı Serdar Bilgiliye vermişsiniz, paralı giriş, oraya 70
bin kişi kapasiteli bir yapı yapılacak, orada birtakım imar
planlamasıyla, imar düzenlemesiyle yapılaşmalar
yapacaksınız ve ormanın varlığını
bozacaksınız. Bunu alışkanlık hâline getirdiniz
değerli milletvekilleri. Gerçi ne söylersek boş, siz ki zaten Adalet
ve Kalkınma Partisi Genel Merkezi olarak orman arazisinin üzerinde
oturuyorsunuz. Daha buna bile cevap veremediniz buradan defalarca kere dile
getirmeme rağmen. Şu anda, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel
Merkezinizin otoparkı bile orman arazisidir. Biz bunları söyledikten
sonra -oraya ruhsat almak için belli bir miktarda yeşil alan olması
gerekiyordu- oranın, Adalet ve Kalkınma Partisi adına
ruhsatını alırken bile siz orayı yeşil alan
gösterdiniz. Şimdi, duyuyorum ki -biz burada konuştuk ya
bunları- yasal kılıf bulmuşlar, belediyeyle takas
yapmışlar; Ormana Ankara Büyükşehir Belediyesi bir yer
vermiş, bu şekilde bir takas yapmışlar ve hâlâ, şu
anda, parkınız yine Büyükşehir Belediyesinin alanı
içerisinde yani yeşil alan içerisinde. Yeşile verdiğiniz önem
buradan da ortaya çıkıyor.
Diğer bir husus Gazi
yerleşkesi. Ormancıların alın teri olan, 100
yaşındaki ağaçların olduğu yeri bir gecede 1inci
dereceden 3üncü derece sit alanına çevirdiniz, Orada 10
yaşında ağaçlar var. diyerek rapor verdiniz. Nasıl sit
alanlarına çevirdiniz? Urlada Başbakanın villalarının
olduğu yerde de 1inci derecedeki sit alanını 3üncü derece sit
alanına çevirirken aynı anlayışa sahipsiniz. Bu
anlayışlarla bu milletin malını mülkünü gasbediyorsunuz.
İnşallah, bunların hepsinin hesabı birer birer sorulacak.
Bunlardan kurtuluş yok.
Sayın milletvekilleri, hepinize
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz
Sayın Yılmaz.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561 sıra
sayılı yasa teklifinin 7 nci maddesindeki ve ibaresinin ile
ibaresiyle değiştirilmesini arz ve talep ederiz.
Sırrı
Sakık (Muş) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI
HAYATİ YAZICI (Rize) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Kaplan,
buyurunuz.
HASİP KAPLAN (Şırnak)
Arkadaşlar, Meclisi hiç bu kadar keyifsiz görmemiştim. Bugün, bu
maddede, hele parklar söz konusu olunca, millî ve doğal parklar, biraz
siyaset yapmayalım diyeceğim. Şöyle birkaç şey
okuyayım: Yüzyıllardır halkımın üzerine merhamet
gözyaşları döken şu sonsuz
gökyüzü yarın bulutlarla kaplanabilir. Sözlerim, asla yer değiştirmeyen yıldızlar
gibidir. Merak ediyoruz ki gökyüzünü ve
toprağın sıcaklığını nasıl alabilir ya
da satabilirsiniz? Bunu anlamak bizim için çok güç. Bu
toprakların her parçası halkım için kutsaldır. Çam
ağaçlarının parıldayan iğneleri, vızıldayan
böcekleri, beyaz kumsallı sahiller,
karanlık ormanlar ve
sabahları çayırları örten buğu; halkımın
anılarının ve geçirdiği yüzlerce yıllık deneylerin bir parçasıdır.
Ormandaki ağaçların damarlarında dolaşan su
atalarımızın anılarını taşır, biz buna
inanırız. Evet, doğal parkları ve millî parkları
korumak için fazla söze gerek yok sanırım.
Tabii, buradan hemen bir atasözüne
geçmek istiyorum. Bu da şöyle:
(x) Bal
hırsızlığı yapanı arı sokar. Bu da bir
atasözü:
(x) Şıra körlere, def sağırlara
fayda sağlamaz.
Ondan sonra, Nazım der ki:
Kendi kendimizle
yarışmadayız gülüm,
Ya ölü yıldızlara hayatı
götüreceğiz,
Ya dünyamıza inecek ölüm.
En güzel deniz, henüz gidilmemiş
olandır,
En güzel çocuk, henüz büyümedi,
En güzel günlerimiz, henüz
yaşamadıklarımızdır.
Evet, bunlar, bu gördüğünüz
sözlerin her birisi ayrı bir dilden, kültürden; kimi Seattle Şefinin
mektubu, kimi Kürtçe bir atasözü, kimi Nazımdan, kimi de aslında
Dilberede doğayı çok güzel tanımlar:
(x) Bunu da
çevirmek için çevirmene ihtiyaç var, çevirmenden başka Kürtçe bilen
stenograflara ihtiyaç var fakat isteyen arkadaşlar yanıma gelirse,
kuliste onlara Feqiye Teyranın sözlerinden Ey Dilberenin sözlerine
geçerken Aramı da anma konusunda bir sözümüz olacak ve Gandhinin Göze
göz ilkesi tüm dünyayı kör eder. sözlerini hatırlatmak istiyorum.
Gerçekten, göze göz ilkesi tüm dünyayı savaşlarda, Birinci, İkinci
Dünya Savaşlarında ve günümüzde çok çok zorlamıştır.
Bu sözlerin kimisi doğayla ilgili, kimisi bağlarla, ...(x)
diyor, kimisi çevreyle ilgili ama bir gerçek ki Türkiye'nin elde avuçta kalan
doğal parkları ve millî parkları olarak
değerlendirilebilecek alanları metrekare hesabına vurulduğu
zaman, Türkiye dünya fukarası olan ülkelerden birisi durumundadır.
Böyle olunca da ister istemez şunu söylüyoruz: Doğayı korumak,
ormanı korumak, millî parkları korumak doğal
akışına bırakmakla olur. Orayı kâr aracıyla
değil, orayı döner sermayeyle değil, oraya çok daha fazla
yatırım yapılması gerektiğini düşünen bir
partiyiz, çevreciyiz, bu konuda duyarlıyız. Bizim de sözümüz bu. Bu
yöndedir önergemiz.
Hepinize
saygılar sunarım. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Kaplan.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
7nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
7nci madde kabul edilmiştir.
8inci maddeye geçiyoruz.
8inci madde üzerinde aynı
mahiyette üç önerge vardır, okutacağım ve birlikte işleme
alacağım. Talepleri hâlinde önerge sahiplerine ayrı ayrı
söz vereceğim ya da gerekçelerini okutacağım.
Şimdi aynı mahiyetteki
önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561 sıra
sayılı yasa teklifinin 8 inci maddesinin
kaldırılmasını arz ve talep ederiz.
Sırrı Sakık Hasip
Kaplan Adil
Zozani
Muş Şırnak Hakkâri
Esat Canan Altan
Tan İdris
Baluken
Hakkâri Diyarbakır Bingöl
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Ferit Mevlüt Aslanoğlu İzzet Çetin Vahap
Seçer
İstanbul Ankara
Mersin
Mehmet Ali Susam Tufan Köse Kamer
Genç
İzmir Çorum Tunceli
Celal Dinçer Müslim
Sarı İlhan
Demiröz
İstanbul İstanbul Bursa
Rahmi Aşkın Türeli
İzmir
Aynı mahiyetteki
diğer önergenin imza sahipleri:
Mustafa Kalaycı Mehmet Günal Seyfettin
Yılmaz
Konya Antalya Adana
Lütfü Türkkan Adnan Şefik
Çirkin
Kocaeli Hatay
BAŞKAN
Komisyon aynı mahiyetteki bu önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) Katılmıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
GÜMRÜK VE
TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI (Rize) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önce
Milliyetçi Hareket Partisi
Sayın Günal,
buyurunuz. (MHP sıralarından alkışlar)
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, bu maddede yine özel bir düzenleme var maalesef. Adalet ve
Kalkınma Partisi hükûmetleri döneminde Kamu İhale Kanununda, Devlet
İhale Kanununda yapılan düzenlemeleri artık biz saymaktan
yorulduk. Bu da başka bir düzenleme getiriyor.
Tabii,
arkadaşlarımız bunun basit bir bankamatik yeri veya Milli
Emlaktan kiralanan şeylerle ilgili, ilgili temsilcilerin, şube
müdürlerinin ihmalinden kaynaklandığını söylüyorlar. Peki,
bu şartlarda bunları
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, üç tane önergeyi okutmadan iki önergeyi
okuttunuz; üç önergeyi okutun, ondan sonra işleme koyun.
BAŞKAN Sayın Genç,
aynı mahiyette olduğu için hepsi okundu.
KAMER GENÇ (Tunceli) Aynı
mahiyette değil. Üç tane önergeyi okuyacaksınız. Aynı
mahiyetteki önergeleri
BAŞKAN Sayın Genç, gerekli
şey yapıldı.
Buyurunuz Sayın Günal.
MEHMET GÜNAL (Devamla) Sayın
Başkanım, biraz da bu taraftan gürültü olduğu için duydum,
müdahale ederseniz, arkadaşlar artık, herhâlde yoklamayı
BAŞKAN Buyurunuz Sayın
Günal, devam ediniz.
MEHMET GÜNAL (Devamla) Teşekkür
ederim.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, ben uyarmaktan yoruldum, siz konuşmaktan
yorulmadınız. Lütfen, sessizlik rica ediyorum.
Buyurunuz efendim.
MEHMET GÜNAL (Devamla) Çok
teşekkür ederim Başkanım.
Bu ihale mevzuatındaki
düzenlemeler, maalesef, AKP klasiği oldu arkadaşlar. Burada ne
yapıyoruz, biliyor musunuz? O anda götürüp sözleşmesini yenilemeyen
ilgili birimlerin temsilcilerinin yaptığı ihmali biz burada
kanunla temizliyoruz. Burası birilerinin ihmalini temizleme yeri
değil, ne kadar iyi niyetli olursa olsun. Öbür yatıranlar ne olacak?
Bunun hesabını sorması gereken biz değiliz. Neymiş
efendim, ihalelere giremezlermiş! Ya, giremiyorsa, o zaman ilgili müdürünü
çağıracak, o kurum kendi içinde cezasını kesecek. Bunun
böyle olduğunu bilmiyorsa o müdürünü, o temsilcisini, o vekilini
çalıştırmayacak.
Şimdi, biz burada kanunların
genelliği ilkesini çiğniyoruz. Burada, maddede yazıyor. 83üncü
maddenin ilgili fıkrasına baktım, burada bunların bir
yığın ihaleden menedilmesi gerekir diyor. Koyduğumuz kanun
maddesini, değerli arkadaşlar, burada eğer siz bunu
kaldırırsanız
Bir yıl katılamaz. diyor. Ya,
katılmıyorsa sorumluluğunu biz niye Meclis olarak üstleniyoruz?
O kurum özel hukuk tüzel kişisi de olsa, eğer o temsilcisi veya
şube müdürü, her neyse, kim yapmadıysa bunun sorununu burada biz
Mecliste
Herkesin sorununu çözme yeri değil ki!
Şimdi
arkadaşlarımız yukarıda görüşüyor, ben
çıkamadım. Değerli Komisyon Başkanımızın
yanında, CHP temsilcisi arkadaşımız gitti
Dövizzedeler
var, bankadan çektikleri konut kredileriyle ilgili sorun var; onlara dedik ki:
Sizi kanun yoluyla çözmeyelim. Bankalar Birliğiyle şimdi
yukarıda arkadaşlar konuşuyor. Peki, bu arkadaşların
şube müdürleriyle ilgili şeyi niye kanunla çözüyoruz Sayın
Bakanım? Kanunların genelliği yok mu? Siz hukukçusunuz,
kabinenin bir üyesi olarak size de sesleniyorum.
FARUK BAL (Konya) Yandaş
himayesi vardır, yandaş!
MEHMET GÜNAL (Devamla)
Kişiye özel düzenleme yapıyoruz. Orada 40 bin aileyi ilgilendiren
bir mağduriyet var bankaların yanlış bilgilendirmesinden
dolayı. İyi niyetli insanlar var. Onlara hâlâ diyoruz ki hepimiz,
Siz bunda anlaşın, biz kanuni düzenleme yapmayalım. Bu ne
peki? O zaman, bu da Millî Emlaktan işte bankamatik yeri kiralayan, büfe
yeri kiralayan yerler. Dolayısıyla, artık bundan vazgeçelim.
Bakın, değerli
arkadaşlar, bu İhale Kanununa sürekli böyle yamamalar, ilaveler,
istisnalar, muafiyetler koyarak bunu içinden çıkılmaz hâle getirdik.
Başka örnek söyleyeyim: İhaleden yasaklanması gerekeni
yasaklamıyorsunuz. Yukarıda da örnek verdim, benim temsilcisi
olduğum Antalya ilinde TEDAŞın özelleştirilmesi yapıldı. 1,1 milyara satın alan, yapılan sözleşmeden, yapılması
gereken sözleşmeden sonra caydı, ihale teminatını
yaktı; sonra döndü, tekrar yapılan ihaleye girdi -nasıl oluyor,
benim aklım ermiyor- yarı fiyatına, 550 milyona aldı 1,1
milyar olan şeyi. İhaleye sokulmaması gerekeni
Burada da
benzeri bir şey yapıyoruz. Bunun boyutu, küçüğü büyüğü,
suçlusu, kimin ihmali olduğu bizi ilgilendirmiyor. Kanunların
genelliği ilkesi var. Orada bunu ihaleye sokmamanız gerekirken
teminatını yaktı. E, yarı fiyatına alacağımı
bilsem ben de yakarım 40-50 milyon teminatımı, yeniden girerim,
500 milyon kârım varsa 50 milyonu veririm. Bunda bir şey yok.
Aynı firma aldı arkadaşlar.
Şimdi burada da geliyoruz diyorlar
ki: Efendim bankanın müdürü unutmuş, bankamatik sözleşmesini
yenilemiş, e bu banka diğer ihalelere girmesin
E, girmesin, bizim
işimiz değil. Sorumlusunu da bulsun, o müdürle ilgili, temsilcisiyle
ilgili de bunu yapsın.
Gelin, kişiye özel düzenleme
yapmaktan vazgeçelim. İhalelerde nelerin olduğunu görüyoruz. Onun
için, bunu geri çekin diyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın
Başkan
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Günal.
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın
Başkan, işlemi yanlış yaptınız. Bakın,
önergelerin, önce geliş sırasına göre tümü okunur, sonra
aykırılık sırasına göre işleme konulur. Siz iki
önergeyi okuttunuz, bizim önergemizi okutmadınız. Şimdi yeniden
önergelerin üçünü okuyacaksınız ve aykırılık
sırasına göre işleme koyacaksınız.
BAŞKAN Aykırılık
sırası yok burada efendim, aynı mahiyetteki önerge işlemini
yapıyorum.
KAMER GENÇ (Tunceli) Efendim,
anladım da bizim önergeyi okutmadınız diyorum. Bizim önergeyi
okutmadınız.
BAŞKAN İmza sahiplerini
okuduk efendim.
KAMER GENÇ (Tunceli) Yahu, hayır
efendim, önergemizi okumadınız. Bizim önergeyi
okutacaksınız, ondan sonra işleme alacaksınız
önergeleri. Usul böyle efendim. Oradaki memurlara sorun bilmiyorsanız.
BAŞKAN Olur, sorarım
efendim.
KAMER GENÇ (Tunceli) E sorun
işte o zaman, sorun.
BAŞKAN Şimdi Cumhuriyet
Halk Partisi adına kim konuşacak efendim?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Kamer Genç.
BAŞKAN Sayın Genç, buyurun.
KAMER GENÇ (Tunceli) Efendim,
önergemizi okutmadan öbür önergeyi işleme koyuyorsunuz. Olmaz,
yanlıştır!
Sayın Başkan, usul böyle.
BAŞKAN Sayın Genç,
aynı mahiyette olduğu için okutmadım.
KAMER GENÇ (Tunceli) Efendim,
aynı mahiyette olur, değişik olur, önce bütün önergeleri okutmak
zorundasınız. Arkasından da aynı mahiyette olan önergeleri
işleme koyacaksınız. İşte oradaki memur
arkadaşlara sorun, usul böyle.
BAŞKAN Siz konuşacak mısınız
şimdi önerge sahibi olarak? Buyurunuz.
KAMER GENÇ (Tunceli) Ben
konuşacağım ama bizim önergeyi okutmadınız ki!
BAŞKAN Okuduk önceden efendim.
Buyurunuz lütfen. (CHP
sıralarından alkışlar)
YILDIRIM M. RAMAZANOĞLU
(Kahramanmaraş) Kamer, lambayı bırak Kamer!
KAMER GENÇ (Tunceli) Ya, adalet
bitmiş memlekette, adalet bitmiş. Adaleti mecburen
arayacağız işte.
İSMAİL KAŞDEMİR
(Çanakkale) O da senin gibi tozlanmış artık!
BAŞKAN Buyurunuz Sayın
Genç.
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bu 561 sayılı Yasa
Teklifinin 8inci maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasıyla ilgili verdiğimiz önerge üzerinde söz
almış bulunuyorum. Hepinize saygılar sunuyorum.
Şimdi, burada, öyle
mantıksız bir kanun getirmişsiniz ki, diyorsunuz ki: Türkiye
genelinde faaliyet gösteren tüzel kişiler
Bu Türkiye geneli nedir?
Yarı illerde midir, üçte 1 illerde midir, nedir? Şimdi, tabii, ben
Danıştayda hâkimlik yaptığım için biliyorum. Yalnız,
bu, yargının karşısına gittiğimiz zaman şey
edebilir. Yani Türkiye genelinde faaliyette bulunan nedir? Niye tüzel
kişilere bu hakkı tanıyorsunuz da özel kişilere
tanımıyorsunuz? Bunların temsilcilerinin yaptıkları
hatalardan dolayı, ihale bedelinin 3 mislini ödemek suretiyle ihaleden
yasaklanmasını kaldırıyorsunuz. Bu sizin, herhâlde, ya
Tayyip Beyin bir yakınının veyahut da bu bakanların
birisinin yakınının bir ihalede yasak kararı var, onu
kaldırmak için getirdiğiniz bir madde. Böyle bir madde olmaz,
uygulanması imkânsız bir madde. Düşününüz, 100 milyar
liralık bir ihaleye giren adam usulsüzlük yapmış, 300 milyar
lira ödeyecek de ihale yasağı kalkacak. Bunlar mantıksız.
Şimdi, bakın, iktidar
partisine bir tavsiyede bulunuyorum: Arkadaşlar, bakın, yıllardır
biz bu Parlamentoda görev yapıyoruz. Bizi, burada, her gün çıkıp
da efendim, hırsızlıktan, yolsuzluktan, soygundan bahsetmek
zorunda bırakmayın. Biz de istiyoruz ki şu Parlamento kürsüsüne çıktığımız
zaman kibar insanlara hitap edelim, insanlara saygı duyalım, nezaket
kuralları içinde yapalım ama arkadaşlar, iktidar partisi bize bu
şansı vermiyor.
Bakın, şimdi, Tayyip Bey
diyor ki: Halk Bankası Genel Müdürünün evinde bulunan para devletin
parası değil. Peki, kimin parası? Peki, bu parayı niye Halk
Bankası Genel Müdürüne verdiniz? Halk Bankası -KİT raporundan
konuşuyorum- bir tüccara 575 milyon dolar kredi vermiş ve
batmış. Yahu, 575 milyon dolar krediyi bana verin, ben 300 milyon
dolarını vereyim bana veren banka müdürüne. Yani arkadaşlar, bu,
banka parasıdır.
Ayrıca, şimdi, Tayyip Bey
oğluyla konuşuyor Oğlum evdeki paraları
sıfırladın mı? Sıfırla. O da diyor ki: Ya, baba
senin talimatlarını yerine getirdim ama işte 30 milyon euro kalmış
bir yerde. Şimdi, yahu, sıfırlama
Peki, arkadaşlar, bakın,
bunlar gerçekten yüz kızartıcı şeyler. Oğlum, evdeki
paraları sıfırladın mı? Baba senin talimatın
gereği birtakım yerlere gönderdim ama 30 milyon euro
kalmış, onları da işte birtakım yerlere veriyoruz.
Yahu, sayın milletvekilleri, bakın, bizden önce bu meseleyi sizin
halletmeniz lazım. Ben şahsen utanıyorum ya! Her gün
çıkıp da burada hırsızlıktan, yolsuzluktan bahsetmek
hakikaten sıkıyor beni çünkü ben insanlara saygı duyuyorum ama
siz bunları kendi aranızda çözün.
Arkadaşlar, Başbakanlık
makamı artık boştur. Eğer hakikaten yanlışsa,
çıkaralım, bir araştırma komisyonu kuralım, o ses
kayıtlarını inceleyelim, eğer hakikaten yanlışsa,
hayhay.
Şimdi, bakan diyor ki burada:
Yasa dışı yollarla elde edilmiş ses kayıtları.
Yasa dışı yollarla değil beyler! Yani önemli olan
olayın özü, olayın özü.
İSMAİL KAŞDEMİR
(Çanakkale) Yasal mı onlar? Yasal mı onlar? Allah Allah!
KAMER GENÇ (Devamla) Benim
gördüğüm kadarıyla, Tayyip Erdoğanın oğlunun dinleme
kayıtları var. Dinleme kayıtları olunca, savcılık
kayıtları da dinlenmiş, ondan sonra babasıyla
konuşurken dinlemeye takılmış. Burada artık yani kanun
dışı yollarla dinleme yok.
Ayrıca, o hâkim ve o savcıları da kınıyorum.
Tayyip Erdoğanın bu kadar, oğluyla yaptığı
konuşmalarda, orada, arkadaşlar, kasalarda yok artık, depolarda
para var, depolarda. Türkiyedeki bütün paralar Tayyip Beyin depolarında.
AHMET YENİ (Samsun) Vay
anasına be!
KAMER GENÇ (Devamla) -
Dolayısıyla, oraya hemen gidip, polislerle müdahale edip o
depoları bassalardı -işte, İçişleri Bakanının
evindeki kasalar gibi, Halk Bankası Genel Müdürünün evindeki 4,5 milyar
dolar gibi- eğer Tayyip Beyin oğlunu bassalardı, o zaman
depolarda yani belki kaç katrilyon civarında para bulacaklardı orada
. Ama, o işleri de yapmadığı için görevlerini ihmal
etmişlerdir. Onların hakkında bence soruşturma açmak
lazım. Açık açık çıkmış ortaya, diyor ki: Ondan
sonra, şu kadarını şuraya verdik. Tunç diye birisine 10
milyon dolar veriyor, bilmem birilerine
İSMAİL KAŞDEMİR
(Çanakkale) Yalan, yalan! Yalan onlar!
KAMER GENÇ (Devamla) - Ya, yalansa
çıkaralım ortaya arkadaş, yalansa çıkaralım ya! Ben de
en az sizin kadar memnun olurum.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri)
Nereden bildin yalan olduğunu? Beraber mi çalışıyorsun da
yalan
KAMER GENÇ (Devamla) Hakikaten,
eğer bu konular yalansa, ortaya çıkarsa vallahi de billahi de ben
sizin kadar memnun olurum. Çünkü, biz Türkiye Cumhuriyeti Devleti
Başbakanlığı makamında oturan bir kişinin
yolsuzlukla, hırsızlıkla suçlanmasını istemiyoruz ya!
Böyle bir şey olmaz arkadaşlar! Bu devlet ayakta kalmaz. Sizden de
rica ediyorum, her gün bizi çıkarıp da bu kürsülerde bu lafları
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
KAMER GENÇ (Devamla) -
dinletmemek
için bunun tedbirini alalım arkadaşlar. Deniz Fenerinde bunu
yaptınız, 17 Aralıkta bunu yaptınız, vallahi
utanıyorum ya, siz de biraz utanın ya! (CHP sıralarından
alkışlar)
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Ya bak, ben de cevap vermeyeceğim ha! Bugün ne oldu sana? Gayet olumlu,
iyi gidiyordu, bir şey yoktu.
KAMER GENÇ (Tunceli) Ya, sizi
dürüstlüğe davet ettim.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Feneri eline alınca bir şey oldu ya!
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz.
Sayın Sakık, buyurunuz. (BDP
sıralarından alkışlar)
SIRRI SAKIK (Muş) Sayın
Başkan, değerli arkadaşlar, ben de hepinizi selamlıyorum.
Evet yani bu maddeyle ilgili çok fazla
sizinle bir şey paylaşmayacağım çünkü bizi ihaleler falan,
hiçbir şey ilgilendirmiyor. Evet, gerçekten bu ülkede, daha önceleri bu konuda
muhalefet partisiyle nasıl bir konsensüs
sağladığınızı ve ihalelerle ilgili nasıl
düzenleme yaptığınızı da biliyoruz. Şimdi, bizim
gerçekten bu konuda çok fazla bir derdimiz yok. Bunu söylediğimizde medya
da zaman zaman, cımbızla sözcükleri alır ve kendisine göre bir
haber yapar.
Şimdi, ben bir başka konuyla
ilgili Parlamentoyu bilgilendirmek istiyorum: Biz, hemen hemen her hafta içi,
birkaç kez seyahat ederiz, VIPden geçiş yaparız ama gördüğüm
bir manzara, gerçekten bu ülkenin nasıl bir üçüncü dünya ülkesi
olduğunun bir göstergesi: Her tarafta bir koruma ordusuyla gelen bakanlar
var, koruma ordusuyla gelen eski bakanlar var, koruma ordusuyla gelen
milletvekilleri var, koruma ordusuyla gelen belediye başkanları var.
Şimdi geçen gece İstanbuldan
geliyorum. Geldim, eski İçişleri Bakanı İdris Naim
Şahin havaalanında ve bir indim, 20-25 kişilik bir koruma
ordusuyla, BMW bir tarafta, Audi bir tarafta, birkaç araç. Kardeşim yani
bu ordu ne? Bu ülke sizin babanızın çiftliği mi? Siz kimden
korkuyorsunuz?
Bakın, biz, bu ülkenin
muhalifleriyiz, sokaktayız, her gün muhalefet yapıyoruz ve hiçbir
korumamız yok, hiçbir güvencemiz yok. Siz kimden korkuyorsunuz? Üç günlük
bakanlık yapınca size kim bu hakkı veriyor? O yetmiyor, Genel
Kurulda, salonlarda, bakıyoruz, milletvekilleri, bakanlar koruma
ordusuyla, dünyayı fethetmiş gibi
Kardeşim, yarın öbür gün bu
göreviniz bitecek. Bu Genel Kurulda kimden korkuyorsunuz, salonlarda kimden
korkuyorsunuz? Siz VIPde kimden korkuyorsunuz? Melih Gökçek geliyor, onlarca
korumayla, terör estiriyor. Uçağa biniyorsunuz
Bir vatandaş,
uçağa geldi bindi, yanı başımda, bize böyle tepeden
bakıyor. Ya, bu kim, bu Genelkurmaydan mı geldi, bu derin devletin
adamı mı, neyin nesi? İstanbulda indik, merak ettim, gittim
baktım, silahını aldı, mermiyi önüne verdi. Sordum, bu kim?
Vallahi, Başbakanın korumasıymış.
Kardeşim, bu ne
ayrıcalık, bu ne terör? Oradaki, VIPteki polisler döndü bana dedi
ki: Bakın, Sayın Vekilim, biz de devletin
memurlarıyız, bunlar da böyle
memur. Bu, VIPyi kullanıyor, VIP muamelesi görüyor ve buradan bize
tepeden bakıyor. Sadece oradaki güvenlik güçlerine tepeden bakmıyor,
milletvekiline de bakıyor, bize de bakıyor ve sonra
araştırdım, evet
İlk önce Cumhurbaşkanının
koruması. dediler. Cumhurbaşkanlığının
Başkorumasını aradım Bizde böyle bir eleman yok. Sonra,
Sayın Başbakanın koruması olduğunu söylediler.
Şimdi, gerçekten sevgili
arkadaşlar, yani siz ne yapmak istiyorsunuz? Siz, bu ülkede, gerçekten bu
ülkeyi babanızın çiftliği mi zannediyorsunuz? Üç günlük bakanlık
yapınca ömür boyu sizi birileri koruyacak; devletin 5 tane, 6 tane
aracı sizi mi koruyacak? Üç günlük hasbelkader bakanlık
yapmış arkadaşlarımız var. Ne olacak yani sonsuza dek
bu saltanatınız devam mı edecek? Ben, sizden rica ediyorum
buradaki koruması olan bütün vekillerden ve bakanlardan, bir bütün olarak
eski vekillerden eski bakanlara kadar; bu Parlamentoda bu koruma terörünü
durdurunuz. Biz, buna tahammül edemiyoruz. Genel Kurulun
dışındaki bu uygulamaları çok ahlaki bulmuyoruz; demokratik
toplumlarda, ülkelerde bunlara yer yoktur. Bu koruma terörüne son verin.
Teşekkür ediyorum. (BDP ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Sakık.
Aynı mahiyetteki bu üç önergeyi
birlikte oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Karar yeter sayısı istiyoruz.
BAŞKAN Karar yeter
sayısı arayacağım.
Kabul etmeyenler
Elektronik cihazla yapacağım.
Bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama
yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, karar yeter sayısı vardır, önergeler kabul
edilmemiştir.
8inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
8inci madde kabul edilmiştir.
9uncu maddeye geçiyoruz.
9uncu madde üzerinde de gene aynı
mahiyette üç önerge vardır, okutacağım ve birlikte işleme alacağım.
Talepleri hâlinde önerge sahiplerine ayrı ayrı söz vereceğim
veya gerekçelerini okutacağım.
Şimdi aynı mahiyetteki
önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561 sıra
sayılı yasa teklifinin 9 uncu maddesinin
kaldırılmasını arz ve talep ederiz.
Sırrı Sakık Hasip Kaplan Adil Zozani
Muş Şırnak Hakkâri
Esat Canan İdris
Baluken
Hakkâri Bingöl
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan kanun teklifinin
9. Maddesinin teklif metninden çıkarılmasını arz ederiz.
Ferit Mevlüt Aslanoğlu İzzet Çetin Vahap Seçer
İstanbul Ankara Mersin
Mehmet Ali Susam Tufan Köse İlhan Demiröz
İzmir Çorum Bursa
Celal Dinçer Müslim
Sarı Rahmi
Aşkın Türeli
İstanbul İstanbul İzmir
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekle olan 561 sıra
sayılı kanun teklifinin çerçeve 9 uncu maddesinin teklif metninden
çıkartılmasını arz ve teklif ederiz.
Mustafa Kalaycı Mehmet Günal Seyfettin Yılmaz
Konya Antalya Adana
Lütfü Türkkan Adnan Şefik Çirkin
Kocaeli Hatay
BAŞKAN Komisyon önergelere
katılıyor mu aynı mahiyetteki?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI
HAYATİ YAZICI (Rize) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Buyurunuz Sayın
Akçay. (MHP sıralarından alkışlar)
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 9uncu maddedeki önergemiz üzerine
söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bir
Hükûmet on iki yıllık iktidarı boyunca Kamu İhale
Kanununda, 2886 sayılı İhale Kanununda ve Kamu İhaleleri
Sözleşmeleri Kanununda neden 175 defa değişiklik yapar? Bu soru
önemlidir fakat cevabı da iktidar tarafından bulunamamaktadır,
iktidar bunun cevabını verememektedir. Neden 64 konuda kamu
ihalelerinde muafiyet getirilmiştir? Şimdi bu torba teklifte de yine
Kamu İhale Kanunuyla ilgili 2 madde var, düzenleme var. İhaleden
yasaklı olanlar bu yasaktan kurtarılıyor ve oldukça akıl
dışı bir yöntemle. Bu değişiklerin bir tane amacı
var: Kamu ihalelerini yandaşlara peşkeş çekmek değerli
arkadaşlar, başka da bir amacı yok. Tarihin hiçbir döneminde
hiçbir iktidar AKP iktidarı kadar yolsuzluğa batmamıştır.
17-25 Aralık yolsuzluk ve
rüşvet operasyonları derken dün gece de yine Sayın
Başbakanın oğluyla telefon görüşmeleri kamuoyunun gündemine
bomba gibi düştü. Şimdi, çıkın işin içerisinden, bu da
yeni bir milat olmuştur. Ayrıca, yıllardır, Sayın
Başbakanın İsviçredeki banka hesaplarından konuşulur
ve biz de Acaba? diyoruz. Ancak, görünen o ki Sayın Erdoğanın
bırakın bankayı, evindeki, depolarındaki milyar
dolarlardan, eurolardan bahsediliyor. Sayın Başbakan 17-25
Aralık operasyonlarını dış güçler ve çeteler
yaptı. diyerek yolsuzlukları örtmeye çalışmaktadır.
Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ne dedi?
Başbakan emretti, ben yaptım. dedi. Tayyip Erdoğan ile Bilal
Erdoğan arasındaki telefon konuşmaları da ve dolaylı
ikrarlar da bunu teyit etmektedir.
Değerli arkadaşlar, Hazreti
Ömer: Doğru yoldan saparsam kılıçlarınızla beni
doğrultun. demişti. Demek ki Müslüman, hata ve haksızlık
karşısında pasif kalamaz. Sayın Başbakan Erdoğan,
âdeta diktatörlükte, baskıda sınır tanımamaktadır.
Sayın Başbakan ne dediyse hep, grup olarak Çok yaşa! dediniz.
MEHMET METİNER (Adıyaman)
Aynen. Çok yaşa
ERKAN AKÇAY (Devam) Yine Sayın
Başbakan
Yine öyle demeye de devam edin. 77
milyonun kul hakkını yiyenleri, yolsuzluk yapanları korumak için
kanun çıkarılıyor, yine Çok yaşa! demeye devam ediyorsunuz. Şimdi soruyorum
sizlere: Mahşerikübrada 77 milyonun kul hakkının
hesabını nasıl vereceksiniz? Bütün bu haksızlıklar
karşısında neden susuyorsunuz?
Hukuku şimdilik bir tarafta
tutalım, Araf Süresinin 179uncu ayetinde Allahutaala ne diyor, ona
bakalım: "Andolsun ki biz, cinler ve insanlardan birçoğunu
cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri
vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler
MEHMET METİNER (Adıyaman)
O, sensin işte!
ERKAN AKÇAY (Devamla)
kulakları vardır, onlarla işitmezler. İşte onlar,
hayvanlar gibidirler, hatta daha da şaşkındırlar.
İşte asıl gafil olanlar onlardır.
MEHMET METİNER (Adıyaman)
Sizi tarif ediyor.
ERKAN AKÇAY (Devamla) - Ayrıca
şair diyor ki:
Efendiler pek açsınız, bu
yüzünüzden bellidir
Yiyin, yemezseniz bugün, yarın
kalır mı kim bilir?
Soy, sop, şeref, gösteriş,
oyun, düğün, konak, saray
Hepsi sizin, efendiler, konak, saray,
gelin, alay;
Hepsi sizin, hepsi sizin, hazır
hazır, kolay kolay
Yiyin efendiler yiyin, bu iç
açıcı sofra sizin
Doyunca, tıksırınca,
çatlayıncaya kadar yiyin!
Verir zavallı ülke, verir ne
varsa, malını
Vücudunu, hayatını, umudunu,
hayalini
Bütün esenliğini, gönlünün bütün
sevincini.
Hemen yutun, düşünmeyin,
haramını, helalini
Yiyin efendiler yiyin, bu iç
açıcı sofra sizin
Doyunca, tıksırınca,
çatlayıncaya kadar yiyin! (MHP ve CHP sıralarından
alkışlar)
MEHMET METİNER (Adıyaman)
Yalan ve iftira!
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Akçay.
Sayın Köse buyurunuz. (CHP
sıralarından alkışlar)
TUFAN KÖSE (Çorum) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Meclisimizde tatlı bir
telaş var, 17 Aralıktan beri sürekli çalışıyoruz.
Geçtiğimiz günlerde HSYKyı çıkarttık, demokratikleşme
paketi adı altında yine faşizan önlemlerinizi içeren bir kanunu
çıkarttık, geçtiğimiz hafta yine İnternet düzenlemesi, bu
hafta MİT Kanunu geliyor, yine demokratikleşme paketi adı
altında bir sürü yalan yanlış işler yapacaksınız.
Öyle bir düzen kuruyorsunuz ki her şeyin ama her şeyin Başbakana
bağlı olduğu ve Başbakana bağlı olan hiçbir
şeye de dokunulamayan bir düzenin peşindesiniz. Niye böyle bir düzen
kuruluyor? Açım. diyen insanların Meclis önünde kendini yakmaya
çalıştığı, açlıktan ölen çocukların
olduğu, evine ekmek götüremediği için intihar eden
kadınların olduğu, dershaneye çocuğunu
yazdıramadığı için intihar eden insanların olduğu
bu memlekette, yoksul halkımızın onuruyla yaşam mücadelesi
verdiği bu memlekette niye böylesi bir düzene ihtiyaç duyuluyor? Niye her
şey Başbakana bağlansın? Niye Başbakana
bağlı olan hiçbir şeye dokunulmasın?
Değerli arkadaşlar, 17
Aralık bir milat; 17 Aralık, cumhuriyet tarihinde, belki
Osmanlıların tarihinde de görülmeyen bir rüşvet ve yolsuzluk
operasyonunun başlangıcı. O tarihten beri ortalık toz
duman. Her yeni güne bir rezillikle başlıyoruz, yeni bir rezillikle, maalesef.
Her gün ortaya çıkan ses kayıtlarıyla, belge ve haberlerle
ortalığa iktidarın maalesef pislikleri saçılıyor,
maalesef. İşte, bu çabanızın, bu
telaşınızın sebebi; öznesi olduğunuz, şüphelisi
olduğunuz, ileride de sanığı olacağınız bu
rezaletin üstünü olabildiğince kapatmak, tek derdiniz bu. Korku
dağları sardı. Yargılanacaksınız, çok iyi
biliyorsunuz ki bu kadar yolsuzluğun, rüşvetin,
hırsızlığın ardından yargılanmamanız
mümkün değil. Onun için komplo diyorsunuz, onun için paralel yapı
diyorsunuz, onun için kumpas diyorsunuz, dış güç diyorsunuz,
faiz lobisi diyordunuz, şimdi bir de vaiz lobisi
çıkardınız, vaiz lobisi diyorsunuz ama bunlar bu pislikleri
örtmeye maalesef yetmeyecek, yolsuzluğa bulaşanları da -hepinize
söylemiyorum- kurtarmayacaktır.
Şimdi, Başbakan diyor ki:
Uydurun, uydurun, uydurun ama uydurmanın da bir ahlakı olur.
KAMER GENÇ (Tunceli) Çalmanın
ahlakı yok mu?
TUFAN KÖSE (Devamla) Doğru,
uydurmanın da bir ahlakı olur ama şunu bilin: Bunların
hiçbirisi uydurma değil. Zaten Başbakan da Yalan. demiyor, Böyle
bir konuşma olmadı. demiyor, Montaj bunlar, montaj
yapıldı. diyor.
ALİ ERCOŞKUN (Bolu) Ne
anladın o zaman sen bundan?
TUFAN KÖSE (Devamla) Değerli
arkadaşlarım, size dokunmayan yılan bin yıl
yaşasın diyorsunuz, bin yıl yaşasın. Samimi
değilsiniz; Uyduruyor. dediğiniz yapı Bülent Arınça
suikast yapılıyor. diyerek devletin beynini, devletin kalbini,
kozmik odayı ararken hiçbiriniz bu konuda ses çıkarmıyordunuz.
Aklınız neredeydi o zaman? Parasız eğitim istedi diye
gençlerimiz, üniversite öğrencilerimiz hapislerde
çürürken hiçbirinizin vicdanı bu konuları dile getirmeye yetmiyordu.
Demokratik gösterilerde insanlar öldürülürken, gözleri
çıkarttırılırken neredeydiniz? Hiçbirinizi göremedik o
günlerde. Cumhuriyet gazetesine bomba atanlarla, Danıştaya
saldırıp katliam yapan katiller ile bilim adamı Türkan
Saylanı, gazeteci Soner Yalçını, Fatih Hilmioğlunu,
İlker Başbuğu, Mustafa Balbayı aynı dosyalarda
yıllarca cezaevinde süründürürken de hiçbirinizin aklına uydurma
gelmiyordu.
Hak, hukuk, insanlık, adalet, zulmü yalnızca
sana yapılan olarak görüp başkalarına yapılana izleyici
kalmak değildir. Millî irade diyor Sayın Başbakan bugün,
millî irade diyor, sandık diyor, Şimdi Türkiyeyi millet
yönetiyor. diyor. Ya Türkiyeyi millet yönetiyor, doğru. Millet yönetsin.
Millet, yönetsin diye size oy verdi ama millet, soysun diye Başbakana oy
vermedi ki. Milletten soygunlarınızı da gizlemeye
çalışıyor Başbakan.
Yine diyor ki: Muhalefet partileri sandık dayağı
yiyorlar, sandık dayağı yemekten bıkmadılar.
Cumhuriyet Halk Partisi, doğru, zaman zaman sandık dayağı
da yemiştir, diğer siyasi partiler de zaman zaman sandık
dayağı yemiş olabilirler ama Cumhuriyet Halk Partisi hiçbir
zaman yetim hakkı yemiyor, yetim hakkı yemiyor. Sizlerden özellikle
diliyorum, özellikle suça bulaşmamış olanlardan diliyorum; suça
bulaşmamış olanlar, bu karanlık düzene göz
yummasınlar. Göz yumanlar da bu düzene, bu karanlık düzene ortak
olmuş sayılıp ona göre yargılanacaklardır.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın Köse.
Sayın Zozani, buyurunuz.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, esasında bu torba yasaları konuşurken, burada
değerlendirmeler yaparken bir şekilde Türkiyedeki temel sorun
alanlarına da değinme şansına sahip olabiliyoruz.
Şimdi burada yeni bir muafiyetten, Kamu İhale Yasasında yeni
bir muafiyetten söz eden bir madde üzerinden değerlendirme yapıyoruz.
Bu değerlendirmeyi yaparken biraz da günümüze, etrafımızda
olup bitenlere bakmakta fayda var ya da olup bitenlerin
kaynağını bir değerlendirme, irdeleme şansı
veriyor bu bize.
Şimdi, bakın, Türkiyede, ne
yazık ki son dönemlerde yolsuzluk, usulsüzlük, ihaleye fesat
karıştırmak meşrulaştı, artık
sıradanlaştı, toplum içerisinde Ya olmuşsa olmuş.
havasına büründürüldü. Oysaki böylesi bir çürümüşlüğü toplum
nezdinle meşrulaştırmanın sonrasında önümüze
getireceği toplumsal felaketi tasavvur etmek lazım.
Nereden kaynaklanıyor? Yani bir
Hükûmet bu kadar töhmet altına nasıl girdi? Varsayalım ki
söylenenlerin tamamı iddiadan ibaret olsun. Peki, bu iddiaların bu
şekilde sürekli dillendiriliyor olması sizde bir
rahatsızlık yaratmayacak mı, yaratmıyor mu? Yaratıyor
olması gerekir. Ya çıkarsınız dersiniz ki Evet,
bunların hiçbirisi gerçek değildir. delilleriyle birlikte ortaya koyarsınız
ya da kaynağına inersiniz, kaynağını görürsünüz.
Bakın kaynağı nerede?
MEHMET METİNER (Adıyaman)
Allah Allah! Böyle delil mi olur ya!
ADİL ZOZANİ (Devamla)
Sayın Metiner, siz, ikinci dönemi garantilemişsiniz, kendinizi fazla
yormanıza gerek yok ama galiba AK PARTİ ikinci dönemini
göremeyeceksin, o yüzden kendini yorma.
Şimdi, bakın, bu Hükûmet
döneminde çıkarılmış olan Türk Ticaret Kanunu var.
Bakın, kaynağı size söylüyorum, sorunun kaynağını
size ifade etmeye çalışıyorum. Türk Ticaret Kanununda
işverene hülle şirket kurma olanağı verildi. On binlerce
işçi bu şirketler tarafından
çalıştırıldı, emeğine el konuldu, sonrasında
hülle şirket kurmak suretiyle bu borçlarından kurtulma
olanağı buldu. Kim yaptı bunu? Sizin Hükûmetiniz
çıkardı, sizin Hükûmetleriniz bunu getirdi. İhale
Yasasıyla ilgili olarak yapılan değişikliklerin haddi
hesabı yok. Niye bu kadar muafiyet yaratıyorsunuz? Türkiye genelinde,
işveren camiası üzerinde Hükûmetinizin uygulamaları sonucunda,
bir bütün olarak, bütün iş adamlarının, bütün müteahhitlerin
fişlendiğini artık görmek gerekiyor. Bu, bir fişleme
yasasıdır ama bunu yaparken de bakın, hülle yoluyla işçiyi
dolandıran iş adamları bütün ihalelere girebiliyor. Size
örnekleriyle söyleyebilirim, isim verebilirim size. İhaleye girebiliyor: Binlerce
işçiyi dolandırmış, emeğine el koymuş,
sömürmüş; o, ihaleye girebiliyor çünkü hülle yoluyla onu
kurtarmışsınız. Ama galiba yüzdesini ödemeyen müteahhide
iş verilmiyor.
Bir uygulamayı sizinle
paylaşacağım: Hakkâri merkezde 3 kilometrelik bir yol, hak
ediş 7,2 milyar
Valilik, şehir merkezindeki güvenlik yolunu -Ben bu
kadar parayı veremem, vermeyeceğim. diyor- teknik elemanlara
daralttırıyor, asfaltlı yolu daralttırıyor; 2,4e
ihaleye çıkarttırıyor, yüzde 33 kırımla 1,4e ihale
ediyor. Üç ay sonra yol bozuluyor. İçişleri Bakanına sorduk,
Sayın Güler döneminde sorduk, Sayın Ala döneminde bize cevap geldi: Herhangi bir usulsüzlük yoktur. E,
bu usulsüzlük değilse, gerisi, hepsi meşrudur demektir.
Bunu ifade etmek istedim. Teşekkür
ediyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz
Sayın Zozani.
III.- Y O K L A M
A
(CHP sıralarından bir grup
milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Yoklama istiyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Yoklama talebini yerine
getireceğim.
Sayın Hamzaçebi, Sayın
Çıray, Sayın Ören, Sayın Köse, Sayın Seçer, Sayın Öz,
Sayın Aksünger, Sayın Genç, Sayın Ekşi, Sayın Özkan,
Sayın Aygün, Sayın Ağbaba, Sayın Ekinci, Sayın Öner,
Sayın Onur, Sayın Türmen, Sayın Küçük, Sayın Havutça,
Sayın Özgümüş, Sayın Danışoğlu.
Sayın milletvekilleri, üç dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter
sayısı vardır.
VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
3.- Isparta
Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç ve Bayburt Milletvekili Bünyamin Özbek ile 80
Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi ile Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin; Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Malatya Milletvekili Mahmut Mücahit Fındıklı ve Muş
Milletvekili Faruk Işık ile 34 Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu (2/2006, 2/2007, 2/2009, 2/2010) (S. Sayısı: 561)
(Devam)
BAŞKAN - Aynı mahiyetteki üç
önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Madde 9u oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde 9 kabul edilmiştir.
10uncu madde üzerinde üç önerge
vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
561 sıra sayılı yasa
teklifinin 10 uncu maddesindeki "eklenmiştir"
ibaresinin "dâhil edilmiştir" ibaresiyle
değiştirilmesini arz ve talep ederiz.
Sırrı Sakık Hasip
Kaplan Adil
Zozani
Muş Şırnak Hakkâri
İdris
Baluken Sebahat
Tuncel
Bingöl İstanbul
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 561 sıra sayılı kanun teklifinin çerçeve 10 uncu maddesinde
yer alan "bu Kanun kapsamında" ibaresinin "OSB içinde yer
alan taşınmazlarla ilgili" şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Kalaycı Mehmet Günal Seyfettin
Yılmaz
Konya Antalya
Adana
Lütfü
Türkkan Adnan
Şefik Çirkin
Kocaeli
Hatay
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan kanun teklifinin 10. Maddesindeki ek 2. maddenin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ederiz.
"Katılım,
kalkınma, yatırım bankaları ile diğer bankalar da bu
kanun kapsamında finansal kiralama işlemleri yapabilir."
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Tufan Köse İzzet
Çetin
İstanbul Çorum Ankara
Mehmet Ali Susam Vahap Seçer Celal
Dinçer
İzmir Mersin İstanbul
Müslim Sarı İlhan
Demiröz Rahmi
Aşkın Türeli
İstanbul Bursa İzmir
BAŞKAN Komisyon son
okuttuğum önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI
HAYATİ YAZICI (Rize) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Kim konuşacak
Sayın Hamzaçebi?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Veli Ağbaba.
BAŞKAN - Sayın Ağbaba,
buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
VELİ AĞBABA (Malatya)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, AKP
döneminde âdeta kanun yapma tekniğine dönüşen bir uygulamayla yani
torba kanunla yine karşı karşıyayız. Bu dönemde, torba
yasa, yasaları değiştirme tekniği; ayakkabı kutusu ise
mevduat toplama tekniği oldu.
Bugünkü torba kanunda yok, yok; Orman
Kanunu da var, İhale Kanunu da var, İnternet Kanunu da var, Organize
Sanayi Bölgeleri Kanunu da var. Ben de organize sanayi konusu hakkında
konuşacaktım ama gündem gereği biraz organize işler
konusunda konuşmak şart oldu.
Değerli milletvekilleri, tüm
Türkiye 17 Aralıkta başka bir sabaha uyandı. 17 Aralıkta,
Beraber yürüdük biz bu yollarda şarkısıyla on bir
yıldır ülkeyi birlikte yönettiklerinizi bir günde Haşhaşi
yaptınız. On bir yıldır birlikte yönettiğiniz
arkadaşlarınızın bir günde vaiz lobisi olduğuna
tanık olduk. O kadar gözünüz döndü ki vaizi bile lobici
yaptınız. 17 Aralıkta, dolarların esiri olanların,
tüyü bitmemiş yetimin hakkını ayakkabı kutularına
giydirdiğine tanık olduk. 17 Aralıkta, Türkiye tarihindeki en
büyük yolsuzluk, hırsızlık, çalıp çırpma olayıyla
karşı karşıya kaldık. Başbakan ne dedi? Paralel
yapı dedi. Aynı Amerikan filmlerindeki gibi, orada da suçlular:
Eyvah, federaller geliyor. derler, suçlular federalleri görünce korkarlar.
Siz de rüyanızda bile Eyvah paraleller, eyvah paraleller diyorsunuz ve
her gece bunu sayıklıyorsunuz. Para var, kasa var, saat var, kaset
var. Ne deniyor? Paralel, paralel, paralel.
Değerli milletvekilleri, bakan,
ailesini almış, özel uçağıyla Ciddeye gitmiş,
Gitmedim. diyen yok; 700 bin TLlik hediye saat alınmış,
Almadım. diyen yok; bir başka bakana elbise
kılıfında rüşvet gitti diyorlar, Gitmedi. diyen yok;
tapelerde yolsuzluk var, hırsızlık var, ihale var, millete
küfür var ama bunlara Yalan. diyen yok; bakanın oğlunun evinde 6
çelik kasa var, Kasa çıkmadı. diyen yok; banka genel müdürünün
evinden 4,5 milyon dolar çıkmış, Çıkmadı. diyen yok.
Değerli arkadaşlar,
Allahını seven söylesin, biraz vicdanı olan söylesin. Helal
paranın, alın teriyle kazanılmış paranın, yasal
yollarla kazanılmış paranın ayakkabı kutusunda ne
işi var? Elinizi vicdanınıza koyun söyleyin. Belki siz
inanabilirsiniz, belki fakir fukara da inanabilir ama lütfen, sizden rica
ediyorum, biraz vicdanlarınıza biraz da mantığınıza
danışın.
Değerli arkadaşlar, bu kadar
yolsuzluk ve hırsızlık var, Başbakan ne diyor?
Sandıkta hesaplaşalım. Bakın, değerli
milletvekilleri, ben Başbakanın mahalle bakkalı olsam
Başbakana veresiye vermem. Niye Başbakana veresiye vermezsin? Çünkü,
ay sonunda, verdiğim malzemelerin, verdiğim bisküvinin, yoğurdun
parasını istemeye gittiğim zaman Başbakan ne diyecek? Gel,
seçimde hesaplaşalım. Onun için mahalle bakkallarına da
söylüyorum, Başbakana borç vermeyin değerli arkadaşlar.
Değerli arkadaşlar,
sandıkta yapılan icraatın siyaseten hesabı görülür.
Hırsızlığın, yolsuzluğun, işlenmiş her
türlü suçun hesap verme yeri mahkemedir, hâkim önüdür, Yüce Divandır.
Hırsızlıkla övünmeyi, sadece ve sadece sizin gibi çok yetenekli
siyasetçiler yapar.
Değerli arkadaşlar, 17
Aralık benzeri bir operasyon dünyanın herhangi bir yerinde olmuş
olsaydı neler olurdu? Yer yerinden oynardı, kıyamet
kopardı; bir tane namuslu, bir tane vicdanlı siyasetçi istifa ederdi.
Bizde ne oldu? Yapanlar belli, failleri belli; peki ne oldu? Polis, emniyet
müdürü görevden alındı. Olayın vahametini, rezilliğini,
kepazeliğini anlamak için birkaç tane örnek vermek istiyorum size.
Değerli arkadaşlar,
Cilvegözünde 18 kişi, Reyhanlıda 52 kişi, yine, Hatayda
Abdullah Cömert polis tarafından katledildi. Bırakın valiyi,
bırakın emniyet müdürünü bir tek polis görevden alınmadı;
ne zaman polis hırsızı yakaladı, ne zaman Suriyeyi kan
gölüne çeviren AKPnin açıkça desteklediği terör örgütüne silah
gönderen tırlar durduruldu, polis darmadağın oldu. Evde kendi
parasıyla lahmacun yiyen polisi miting meydanında gündem
yaptınız, miting meydanında polisi yuhalattınız ama
değerli arkadaşlar, AKP polisi ve AKPnin desteklediği çetelerce
katledilen Ali İsmail Korkmazın katillerine ödül verdiniz.
Değerli arkadaşlar, suçlu
aramaya gerek yok, ben size suçluyu söylüyorum: Ne faiz lobisi ne vaiz lobisi
ne porno lobisi ne robot lobisi, suçlu, arkadaşlar, hayırsız
evlat lobisi.
Teşekkür ederim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Ağbaba.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurunuz Sayın
Ünal.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Grubumuza dönük, sayın konuşmacı sizin gibi siyasiler ve
hırsızlık kelimelerini kullandı. O yüzden, grubumuz
adına ve milletvekillerimiz adına İdris Şahin Bey cevap
verecek müsaade ederseniz.
BAŞKAN Buyurunuz Sayın
Şahin.
VIII.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Çankırı
Milletvekili İdris Şahinin, Malatya Milletvekili Veli
Ağbabanın 561 sıra sayılı Kanun Teklifinin 10uncu
maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı konuşması
sırasında AK PARTİ Grubuna sataşması nedeniyle
konuşması
İDRİS ŞAHİN
(Çankırı) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; gerçekten, bu kürsünün ne anlam ifade ettiğini, milletin
sözcüleri olarak, milletin vekilleri olarak bu kürsüyü hangi amaçlar
doğrultusunda kullanacağını çok iyi bilen bir
iktidarın mensuplarıyız. Ancak, biraz önce burada konuşma
yapan hatibin bağlı olduğu partinin 2005 kongresine sizleri bir
götürmek istiyorum.
2005 kongresinde, geçmiş Genel
Başkanları Sayın Deniz Baykalın şu anki İstanbul
Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mustafa Sarıgüle hitaben
şu sözlerini bir sefer daha hatırlatmam gerekliliğine
inanıyorum. Sayın Baykal aynen şunları ifade ediyordu,
diyordu ki: Atatürkün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisini, sermaye
gruplarına, onların iş birlikçilerine ve
dışarıdan var olan onların destekçilerine teslim
etmeyeceğiz. Ama, maalesef, Sayın Deniz Baykalın Cumhuriyet
Halk Partisi, bugün onun ifade ettiği gibi sermaye gruplarının
ve onların dışarıdan destekçilerinin hamisi
pozisyonundakilerle birlikte iş birliği yapar hâle gelmiştir ama
gücünü milletten alan ve her zaman milletinin karşısında hesap
vermeyi kendine bir boyun borcu olarak kabul eden AK PARTİ iktidarı
ise, her zaman milletine gitmeyi, milletine hesap vermeyi ve onlarla iş
birliği yapmayı kendisine düstur edinmiştir. İşte,
buraya çıkıp geçmişinizi unutarak, kirliliklerinizi,
İSKİ skandallarınızı, İstanbulda
yaşattıklarınızı bu milletin unuttuğunu
zannediyorsanız aldanıyorsunuz. Eğer bir hırsız
arıyorsanız aynaya geçip, karşısına dikilip
bakmanız lazım
SAKİNE ÖZ (Manisa) Bugünden
bahset, bugünden bahset.
İDRİS ŞAHİN
(Devamla)
kendinizle bütünleştiğini çok net olarak göreceksiniz.
SAKİNE ÖZ (Manisa) Bugünden
bahset.
İDRİS ŞAHİN
(Devamla) Bu kürsüde, bir daha, sözlerinizi özellikle geçmişinizi
gözünüzün önüne getirerek ifade etmenizi tavsiye ediyor, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz
Sayın Şahin.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurunuz Sayın
Hamzaçebi.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın konuşmacı konuşmasıyla
grubumuza sataşmıştır efendim, söz istiyorum. Sayın
Deniz Baykalın genel başkanlık dönemine girerek
BAŞKAN Buyurun Sayın
Hamzaçebi.
2.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, Çankırı Milletvekili
İdris Şahinin sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında CHP Grubuna sataşması
nedeniyle konuşması
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; en iyi
savunma saldırıdır. Biraz önceki hatip böyle bir yöntemi
benimsedi. Yine, güzel bir atasözümüz vardır: Yavuz hırsız ev
sahibini bastırır. Ama bu sefer bastıramayacaksınız.
(CHP sıralarından alkışlar)
17 Aralıkta Türkiye Cumhuriyeti
tarihinde görülmemiş ölçüde bir rüşvet ve yolsuzluk operasyonu
yapıldı. 4 bakan istifa etmek zorunda kaldı. Bakanlara,
onların yakınlarına, Başbakanın çocuklarına
uzanan bir soruşturma başladı ve o tarihten bu yana Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubu ve Hükûmeti, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
gündemini o yolsuzluk soruşturmasını örtecek yasalarla doldurdu.
Devamı var, birkaçı buradan çıktı, birkaçı geliyor.
Siz, şimdi, bırakmışsınız onları,
geliyorsunuz buraya; yok Sarıgül, yok Sayın Deniz Baykal, başka
şeyler söylüyorsunuz.
Sarıgül, İstanbulda
Büyükşehir Belediye Başkanlığına
İDRİS ŞAHİN
(Çankırı) Sayın Baykal söylemedi mi?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(Devamla)
Mansur Yavaş, Ankarada Büyükşehir Belediye
Başkanlığına gidiyor. Bunları kaybedeceksiniz,
iktidarı kaybedeceksiniz.
İDRİS ŞAHİN
(Çankırı) Sayın Başkanım, Genel
Başkanınız bu ifadeleri Genel Kurulda kullandı mı
kullanmadı mı, ona bakacaksınız. 2005teki kongrede
kullandı mı kullanmadı mı, ona bakacaksınız.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(Devamla) Bakın, dün İnternette ciddi bir iddia ortaya konuldu.
RECEP ÖZEL (Isparta) O
yalanlandı.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(Devamla) Ciddi bir iddia ortaya konuldu.
İDRİS ŞAHİN
(Çankırı) Sayın Baykal yalan mı söylüyor?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(Devamla) Biz buraya önergeyi getireceğiz
İDRİS ŞAHİN
(Çankırı) Sayın Baykal yalan mı söylüyor?
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla)
önergeyi getireceğiz. Siz, gücünüzü, Adalet ve
Kalkınma Partisi olarak, grup olarak gücünüzü elbette milletten
alıyorsunuzdur, buna inanıyorum; tüm milletvekillerini, bu salonda
bulunan Adalet ve Kalkınma Partili milletvekillerini bu nedenle
kutluyorum, milletten aldığınıza inanıyorum ama
Hükûmetiniz, Başbakanınız gücünü milletten değil,
ayakkabı kutularından, para kasalarından alıyor. (CHP
sıralarından alkışlar) Sorun buradadır. Bu hesap
mahkemede görülecektir. Ayrıca, millete tabii ki seçimlerde hesap
vereceksiniz.
Sözlerimi bitirirken sizlere
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Hamzaçebi.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Sayın Başkan
VELİ AĞBABA (Malatya)
Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurunuz Sayın
Ünal.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Sayın Grup Başkan Vekili konuşmasında AK PARTİnin,
gücünü, ayakkabı kutularından aldığı gibi bir ithamda
bulundu.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Hayır, Başbakanın
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Grup Başkanımızdır efendim. Müsaade ederseniz, iki dakika
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) AK PARTİnin demedim ama Başbakanın dedim.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Havuzdan
alıyor, havuzdan.
BAŞKAN Buyurunuz efendim. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Lütfen yeni sataşmalara mahal
vermeyiniz.
3.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünalın, İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebinin sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında AK PARTİ Grup Başkanına sataşması
nedeniyle konuşması
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 17 Aralıktan bugüne
Türkiye siyaseti bir sınavdan geçiyor. Meşru, seçilmiş,
demokratik Hükûmet, sistem
SAKİNE ÖZ (Manisa)
Seçmişler ama hata yapmışlar.
MAHİR ÜNAL (Devamla) -
ve onun
meşru siyasi temsilcileri şantajın ve kasetin yanında
mı yer alacaklar, yoksa demokrasinin, sandıkla gelenin, sandıkla
gidenin yanında mı yer alacaklar? (CHP sıralarından
gürültüler)
Sayın Deniz Baykala İdris
Şahin Beyin atıfta bulunması önemlidir çünkü Sayın Deniz
Baykal, orada, o kongrede önemli bir şey söyledi Ben sizin
ağababalarınıza teslim olmayacağım. dedi. Bizim
eğer parayla pulla işimiz olsaydı
VELİ AĞBABA (Malatya) Yok
mu?
MAHİR ÜNAL (Devamla) -
biz o
ağababalarıyla ittifaklar oluşturur, koalisyonlar kurar,
onların yurt dışındaki ağababalarıyla da
savaşmazdık. Biz onlarla savaşa savaşa bugünlere geldik ve
şu anki savaşımız da sizin ağababalarınızla.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Dolayısıyla, bizim parayla pulla, ayakkabı kutusuyla işimiz
olmaz; olmadı da olmayacak da.
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Başbakanın var.
MÜSLİM SARI (İstanbul)
Tezkereler nerede, tezkereler nerede?
MAHİR ÜNAL (Devamla) - Biz, emanet
aldığımız milletin iradesini sandıkta tekrar millete
teslim edeceğimiz güne kadar bu savaşı, bu mücadeleyi
vereceğiz. Dolayısıyla, bizim yaslandığımız
yer, gücümüzü aldığımız yer sandıktır, milletin
iradesinin tecelli ettiği yerdir.
SAKİNE ÖZ (Manisa)
Yaslandığınız duvar yıkılıyor!
MAHİR ÜNAL (Devamla) - Dolayısıyla,
bizi sandıkta yenemeyecek olanlar kasetlerle, kutularla oynamaya devam
etsinler, millet olup bitenin farkındadır.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum efendim. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Ünal.
VELİ AĞBABA (Malatya)
Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurunuz Sayın
Ağbaba.
Bir dakika sessiz olursanız
VELİ AĞBABA (Malatya)
Sayın Başkan, Sayın Grup Başkan Vekili, biraz önce, az önce
söz verdiğinizde benim konuşmalarımı başka anlama
gelecek şekilde ifade etti, düzeltmek istiyorum. Bir önceki
konuşmacı...
BAŞKAN
Konuşmanızı yanlış anlama gelecek şekilde
değiştirdi
AHMET AYDIN (Adıyaman)
Şahsına sataşma yok efendim, grup adına da cevap verildi
zaten, şahsına sataşma yok.
BAŞKAN Buyurunuz düzeltiniz.
(CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana)
Neresini düzeltecek?
4.- Malatya Milletvekili Veli
Ağbabanın, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünalın
sataşma nedeniyle söz istemesi sırasında şahsına
sataşması nedeniyle konuşması
VELİ AĞBABA (Malatya)
Sayın Başkan, ben tabii gruba hırsız falan demedim ama
birkaç şey sormak istiyorum müsaade ederseniz. Bu dönemdeki -benim
tanıdığım- birkaç ifadeyi sizden merak ediyorum: Acaba
bacanağı Cumhuriyet Halk Partisi Grubu mu icat etti? Örneğin,
İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Sayın Binali
Yıldırımın bacanağına operasyonu biz mi
yaptık? Yine bacanak var, kayınpeder var, kayınbaba var,
kayın var, şimdi bir de hayırsız evlat çıktı.
Bunları biz icat etmedik arkadaşlar. Bakın, bunları biz
icat etmedik. Burada bu cumhuriyet tarihinin en büyük
hırsızlığıyla, en büyük yolsuzluğuyla
karşı karşıyayız.
Şimdi, diyorsunuz ki
Amerikaya
düşman olmuşsunuz, Pensilvanyaya... Pelsinvanyaya tur düzenleyen
biz değildik, Pensilvanyadan altı ay önce randevu alıp etek
öpen de biz değildik, hiçbir milletvekilimiz Pensilvanyada etek öpmedi.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Geçen gün
görüşmediniz mi?
VELİ AĞBABA (Devamla) Etek
öpen de sizsiniz, on bir yıldan beri kol kola, el ele yürüyen de sizsiniz.
Hırsızlık
Hırsızlık var mı ben size söyleyeyim: Sabah, ATV ihalesi
var, kayıtları var arkadaşlar; yanlışsa
Yanlış. deyin, yalansa Yalan. deyin, biz de özür dileyelim.
RECEP ÖZEL (Isparta) Yalan!
AHMET AYDIN (Adıyaman) Bunlarla
ne alakası var?
VELİ AĞBABA (Devamla)
Bakın, para kutusu var mı yok mu? 6 tane para kutusu çıktı
çıkmadı mı? 700 bin liralık saat var mı yok mu? Ondan
sonra, kutu var mı yok mu? Yolsuzluk var mı yok mu? Yok.
diyemiyorsunuz.
RECEP ÖZEL (Isparta) Yok.
VELİ AĞBABA (Devamla) Her
alanda, bakın, her yerden pislik fışkırıyor, her
açılan evden pislik çıkıyor, her açılan evden yolsuzluk
çıkıyor. Yok. deyin, gelin, biz de özür dileyelim.
Bakın, milletin bilmem nesine koyanlar sizin döneminizin ürünü. Bir
günde, bir haftada 680 milyon dolar toplayanlar sizin
yandaşlarınız, sizin zengin ettiğiniz insanlar. Bunlar
Cumhuriyet Halk Partisi döneminde olmadı. Cumhuriyet Halk Partisi
Grubunda, milletvekilleri dâhil, adayları da dâhil, hiçbirinin kirli el
sıktığını, kanlı el sıktığını
söyleyemezsiniz, söyleyenler de cevabını alır.
İDRİS ŞAHİN
(Çankırı) Esadın elini
kim sıktı?
VELİ AĞBABA (Devamla) Siz
bunların hesabını verin.
Bakanlar niye istifa etti örneğin,
bakanlar niye istifa etti?
İDRİS ŞAHİN
(Çankırı) Esadın elini
kim sıktı?
VELİ AĞBABA (Devamla) Niye
şu inşaatı yapamıyorsunuz artık, niye?
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Yapıyoruz, yapıyoruz. Sivasta yaptık onu.
VELİ AĞBABA (Devamla)
Bakanlarınız sizin niye istifa etti, bunun cevabını verin,
niye istifa etti? Eğer temizse, dürüstse bakanlarınız niye
istifa etti?
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana)
Eğer temizseniz, dürüstseniz siz cevap verin haydi!
VELİ AĞBABA (Devamla)
Değerli arkadaşlar, hırsızlığa, yolsuzluğa
batmış bir grup var, kusura bakmayın. (CHP sıralarından
alkışlar)
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Etik değerler için istifa etti, yargı süreci devam ediyor.
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Ağbaba.
VII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
3.- Isparta
Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç ve Bayburt Milletvekili Bünyamin Özbek ile 80
Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi ile Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin; Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Malatya Milletvekili Mahmut Mücahit Fındıklı ve Muş
Milletvekili Faruk Işık ile 34 Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/2006, 2/2007, 2/2009, 2/2010) (S.
Sayısı: 561) (Devam)
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 561 sıra sayılı kanun teklifinin çerçeve 10 uncu maddesinde
ver alan "bu Kanun kapsamında" ibaresinin "OSB içinde yer
alan taşınmazlarla ilgili" şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Kalaycı (Konya) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI
HAYATİ YAZICI (Rize) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Yeniçeri,
buyurunuz.
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Uzun Hasana, Fatih Sultan Mehmet bir
yazı, bir ferman gönderir, der ki: Kişi, devletine mağrur olur,
haddini tecavüz eder, mülki İslam olan memleketime saldırırsa
iktidarını kaybeder. Şevval ayında gelip zulmünü
mazlumların üzerinden kaldıracağım.
Değerli milletvekilleri,
gerçekten, bizim, burada, bir konuyu atlayarak sürekli bir biçimde
değerlendirme yaptığımız görülüyor, o da şu:
İktidar partisi, kendi konsepti içerisinde kimi zaman torba, kimi zaman da
spesifik olaylara karşı ürettiği yasaları Meclise getiriyor
ve sunuyor. Bugün de yine bir torba kanunla karşı
karşıyayız ki bu konuda söylenmedik söz, yapılmadık
ikaz, ortaya konulmadık eleştiri kalmamıştır.
Şimdi, bu tasarıda, çevreyle
ilgili düzenlemelerden ihaleyle ilgili düzenlemelere, ihaleyle ilgili
düzenlemelerden millî parka, organize sanayiyle ilgili düzenlemelerden kara
avcılığına kadar içerisinde yok yok olan bir torba yasayla
karşı karşıyayız. Genel ilke olarak şunu ifade
edebiliriz ki: Eğer, bir parlamento ne kadar çok bu tür torba yasa
çıkarıyorsa, o parlamento, o kadar çok yasamayı ciddiye
almıyor demektir.
Şimdi, bakın, bu
çıkardığımız tasarılar veyahut bizim önümüze,
gündeme getirilen tasarıların çıkış menşeleri,
nedenleri nelerdir, onlara biraz temas etmek istiyoruz. Şimdi, bu 17 Aralıktaki
ayakkabı kutusu meselesi, HSYK düzenlemesini getirdi; Başbakanın
İnternete düşen ses kaydı, İnternete sansür kanununu
getirdi; dershanelerle ilgili olgu, Millî Eğitim Kanununu getirdi;
tırlara yönelik MİT ve Emniyet arasındaki karşıtlık,
bildiğiniz gibi, MİT Yasasını gündeme getirdi. Milletin
ihtiyaçları için değil, savunma ihtiyaçları için yasa
çıkarıyoruz. Adalet ve Kalkınma Partisi, kimyasını ve
sağduyusunu büyük ölçüde bu yönü itibarıyla yitirmiştir.
AHMET YENİ (Samsun) Yitirmedi
Hocam, yitirmedi.
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla)
Bir öfkenin, bir tepkinin, bir savunmanın ve bir intikam duygusunun
yasalarını buraya getiriyorsunuz. Getirdiğiniz bu yasalar,
önümüzdeki süreçte göreceksiniz, sizin elinizi ayağınızı
bağlayan yasalar olacaktır. Şikâyet ediyorsunuz, diyorsunuz ki:
Özel yetkili mahkemede bir hâkim şu kadar fişlemiş hem de
şu kadar insanı dinlemiş hem de Başbakanı
dinlemiş, şunu dinlemiş, bunu dinlemiş. Dün size ben orada
söyledim: Bu kadar yetkiyi TİB Başkanına verirseniz, o sizi
dinler. Bu kadar yetkiyi götürür de siz, eğer, MİT
Müsteşarına verirseniz yarın o sizi dinleyecektir; hem kelsiniz
hem fodul, hem kendiniz getiriyorsunuz yetkiyi veriyorsunuz hem de Yandım
Allah! diye çıkıp bağırıyorsunuz, buna
hakkınız yok. Bir defa, bu işleri getiren de, yasaları
çıkaran da ve bu sistemi kuran da sizsiniz, sonucuna da katlanması
gerekenlerin siz olduğunuzu burada yüksek sesle ifade etmek istiyorum.
Şimdi, gelelim maddeye. Organize
sanayi bölgelerinde yapılan yatırımların finansmanında
-finansmanı elbette hayati önem taşır- bu konudaki
katılım, kalkınma ve yatırım bankalarının
finansal kiralama işlemi yapması doğrudur. Ancak, niye
yalnızca katılım, kalkınma ve yatırım
bankaları bu finansal kiralamayı yapacaklar da diğer bankalar bu
finansal kiralamayı yapmayacaklar?
AHMET YENİ (Samsun) Leasing
şirketleri var, ayrı şey; onlar leasing yapabilir.
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla)
Bunları da dikkate almak lazım.
AHMET YENİ (Samsun) - Hocam
yanlış söylüyorsun, bilmeden girdin o işe!
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) -
Organize sanayi bölgelerinin de, her şeyden önce, cazip, çekici ve
etkileyici hâle getirilmesi her şeyden önemlidir.
AHMET YENİ (Samsun) Hocam
bilmeden girdin o işe! Öyle değil Hocam!
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) Bu
bakımdan, çok açık bir biçimde söyleyelim ki organize sanayi
bölgeleri, planlı ve dengeli sanayileşme için vardır;
çarpık gecekondu ve sanayileşmeyi önlemek için vardır; bilgi ve
bilişim teknolojilerinden yararlanmak için vardır; Türkiye
markaları yaratmak için vardır; üretim, istihdam ve ihracatı
geliştirmek için vardır; kayıt dışı ekonomi için
mücadele için vardır. Önündeki bütün imkânların da geniş bir
biçimde kullanılması ve ciddi bir biçimde ele alınması
gereken bir durum söz konusudur. Aksi takdirde, organize sanayi bölgelerinin
sınırlandırılması, organize sanayi bölgelerinin
fonksiyonlarının dışına çıkarılması son
derece olumsuz sonuçlar doğuracaktır.
Organize sanayi bölgelerinin
sayısız sorunları vardır ama zamanım yok, bunları
anlatmaya vaktim yok ama şunu söyleyeyim
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla)
Organize sanayi bölgelerinin ciddi bir biçimde desteklenmesi ve aynı
şekilde de gerekli tedbirlerin alınması gerekiyor.
Hepinize saygılar sunarım.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Yeniçeri.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
561 sıra sayılı yasa
teklifinin 10 uncu maddesindeki
"eklenmiştir" ibaresinin "dâhil edilmiştir"
ibaresiyle değiştirilmesini arz ve talep ederiz.
Sırrı
Sakık (Muş) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI
HAYATİ YAZICI (Rize) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Buyurunuz Sayın
Sakık. (BDP sıralarından alkışlar)
SIRRI SAKIK (Muş) Sayın
Başkan, değerli arkadaşlar; tekrar, hepinizi saygıyla
sevgiyle selamlıyorum.
Evet, bu olup bitenlerin
karşısında gerçekten insanın nutku tutuluyor, nefes
alamıyor yani diliyorum, umuyorum, söylediğiniz noktadayız.
Eğer o noktada değilsek gerçekten vahim bir noktadayız. Biz,
onun için birçok şeyin netleşmesinden sonra son sözlerimizi söyleriz.
Sevgili arkadaşlar, bakın,
bir seçim sürecindeyiz. Seçim sürecinde, biz Kürt coğrafyasında seçim
startını verdiğimizde, ilk söylediğimiz şuydu: Burada
düşman partiler yok, bütün partiler birbirleriyle yarışacaklar
ama bir kardeşlik hukuku içerisinde bu yarış olacak. ve buna
riayet ettik ama zaman zaman nahoş şeylerin de olduğunu gördük
ama biz BDP olarak bunun karşısında hep durduk.
Son günlerde, özellikle dikkat edin,
Keşanda başlayan, İstanbulda ve sonra İzmirde, Urlada
HDPnin saldırıya maruz kaldığını... Daha önce,
üniversitelerde Kürt öğrencileri aynı saldırıya maruz
kaldılar. Sonra, Kürt mahallelerine aynı saldırılar
gerçekleşti. Bu saldırıları gerçekleştirenleri
tanıyoruz, onları biliyoruz. Onlar bu barış sürecinden
önce, gelen asker ve polisin cenazesinde timsah gözyaşları
akıtarak süreci sürekli tetikliyorlardı. Şimdi, şükürler
olsun, bir yıla yakın bir süredir silahlar susmuş, kan yok,
gözyaşı yok, ölüm yok yani biz cezaevlerinin kapısındayız
ama biz morgun önünde değiliz, biz mezarlıkta değiliz,
hastanenin önünde değiliz ama bundan rahatsız olan kesimler
sokakları tetikliyorlar. Urlada HDP bürosunun
açılışında, ne yazık ki, ağır bir
saldırıya arkadaşlarımız maruz kaldılar.
İstanbulda Kadıköyde aynı şekilde saldırıya
maruz kaldılar. Keşanda saldırıya maruz kaldılar.
Utanmadan da şunu söylediler: Sizin Urlada işiniz ne? Peki, Urla
kimin babasının çiftliği? Şimdi, Urlada bu sözü
söyleyenler acaba nereden geldiler, Urlada o topraklara sahip oldular? Bu
toprakları devletin baskısından, zulmünden terk edip oralara
gidip oraları vatan edinenlere bu hakkı, bu sözü kim söyleyebilir? Bu
yetmiyor
Bakın, Hocalı katliamı
bir katliamdır, biz de bu katliamı gerçekleştirenleri
kınıyoruz. Ama her yıl bunu bir gerekçe olarak
İstanbulda
belli odaklar vardır, ırkçı, milliyetçi, ulusalcı kesimler,
bundan bir yıl önce eski İçişleri Bakanı bunlara öncülük
ediyordu, Taksimin göbeğinden ta Agos gazetesinin önüne kadar
yürüyorlardı. Bu sefer eski İçişleri Bakanı yok orada ama
aynı grup Agos gazetesinin önüne kadar gidip diyor ki: Biz hepimiz Ogün
Samastız. Ve Ermeni vatandaşlarımıza ve
kardeşlerimize hakaret ediyorlar, Hükûmet bu konuda seyirci ve o failleri
alıp bir türlü yargılamıyor. Bir tek eksik şey, İdris
Naim Şahin bu sefer yok orada ama aynı sloganlar, aynı söylemler
orada devam ediyor.
Bakın, sevgili arkadaşlar,
HDP ve BDP bu ülkede barışın teminatıdır. Yani iki
farklı ırmak gibiyiz biz. Sayın Öcalanın da 21 Martta
söylediği gibi, nasıl Sakarya ve Meriç, Fırata ve Dicleye
kardeşse BDP ile Halkların Demokratik Partisi öyle kardeş
partidirler. Biz, Kürt coğrafyasında, HDP de Türkiye
coğrafyasında halkların kardeşliğini
bütünleştirmek adına siyaset yapıyoruz. İki farklı ırmak
gibiyiz ama tek bir ırmakta buluşmak üzere siyaset yapıyoruz.
Bazı şer odakları yani
bu barış sürecini içine sindiremeyenler, sokağı
tetikleyerek, BDPyi, HDPyi tehdit ederek eğer sonuç almaya
çalışıyorlarsa, vallahi, biz sizleri tanıyoruz, otuz
yıldır sizin zulüm politikalarınıza hiçbirimiz boyun
eğmedik ve eğmeyiz de. Hele hele, Kürtleri tehdit ederek, Kürtleri
korkutarak sonuç almaya çalışanlar dönüp Kürtlerin tarihlerine
baksınlar. Kürtlerin nasıl -bir zoru, zulmü- yoktan var
olduklarını iyi görürler. Herkesi akıllı olmaya davet
ediyoruz.
Teşekkür ediyorum. (BDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz
Sayın Sakık.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
10uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
10uncu madde kabul
edilmiştir.
11inci madde üzerinde üç önerge
vardır, okutuyorum:
T. Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561 sıra
sayılı yasa teklifinin 11 inci maddesindeki ve ibaresinin ile
ibaresiyle değiştirilmesini arz ve talep ederiz.
Sırrı Sakık Hasip
Kaplan Adil
Zozani
Muş Şırnak Hakkâri
Halil Aksoy İdris
Baluken
Ağrı Bingöl
T. Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561 Sıra
Sayılı yasa teklifinin 11. maddesinin sonundaki esas usuller
ifadesinin önüne tüm kelimesinin eklenmesini arz ederiz.
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Namık Havutça İlhan
Demiröz
İstanbul Balıkesir Bursa
Uğur Bayraktutan Ali
Sarıbaş
Artvin Çanakkale
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561 sıra
sayılı kanun teklifinin çerçeve 11 inci maddesinde yer alan
Bakanlıkça ibaresinden sonra gelmek üzere çıkarılacak
yönetmelikle ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Kalaycı Mehmet Günal Seyfettin
Yılmaz
Konya Antalya Adana
Lütfü Türkkan Adnan Şefik
Çirkin Erkan
Akçay
Kocaeli Hatay Manisa
S. Nevzat Korkmaz
Isparta
BAŞKAN Komisyon bu son
okuttuğum önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI RECAİ BERBER (Manisa) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET
YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Sayın Korkmaz,
buyurunuz. (MHP sıralarından alkışlar)
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Ben de kamu
ihaleleri üzerine görüşlerimi ifade etmek istiyorum. 57nci Hükûmet
zamanında çıkarılan bir Kamu İhale Kanunu var. Bir sistem
kurulmuş kamu ihalelerinin üzerindeki siyaset baskısını
kaldırmak ve objektif değerlendirmelerle ihaleyi hak edene vermek
üzerine ancak AKP Hükûmeti tarafından bu sistem perperişan
edilmiş. Şu ana kadar, belki 30 kez değiştirilmiş, her
bir madde belki kendi içerisinde birçok kez değişikliğe
uğramış. Yine, efendim, yandaşları memnun etmeye,
onların semirmesine yol açmaya yönelik bir düzenlemeyle şu anda Genel
Kurula geliyorsunuz. Zaten, AKP gelecekte herhâlde en çok bu hususla eleştirilecek,
en çok bu hususla mahkûm edilecek.
TÜRGEVe yapılan
bağışlar var, daha önce de buradan söyledim,
Başbakanın oğlu Bilal Erdoğanın da yönetimde
olduğu TÜRGEV Vakfına yapılan astronomik bağışlar
var.
Değerli arkadaşlar,
bakın, ben burada şirket isimlerini vermeyeyim ama 200 trilyon, bir
şirketin vermiş olduğu bağış miktarı 200
trilyon. Efendim, 6 trilyon, 5,5 trilyon vesaire. Şirketleri
sıkıntıya sokmamak adına burada bahsetmiyorum, isimlerini
vermiyorum.
Biz bu kürsüden söylemekten yorulduk,
siz bu düzenlemeleri getirmekten yorulmadınız çünkü arkadaşlar,
işin içerisinde büyük paralar var, komisyonlar var, rant var çünkü
işin içerisinde söz verdiğiniz yandaşlarınızı
zengin etme konusu var.
Merak ediyorum, yetmedi mi
arkadaşlar, bu yandaşlarınızı zengin ettiğiniz,
yedirdiğiniz, içirdiğiniz yetmedi mi? Şike, yalnızca
sporda, yeşil sahalarda, kapalı spor salonlarında olmuyor,
sizler milyonlarca taraftarı olan spor kulüplerini bile hukuki olmayan
birtakım delillerle mahkûm ediyorsunuz ancak aslanı kediye
boğdurmakta üzerinize yok, haklıyı haksıza mağlup
ettirmekte üzerinize yok.
Asıl şikeci sizsiniz. Evet,
AKPye söylüyorum, asıl şikeci sizsiniz. Kamu ihale sisteminde hak
edene değil, hak etmeyene veriyorsunuz ihaleleri, işte şike budur.
Bunun, yarın çoluğunuza çocuğunuza mutlaka haklı bir
izahı olmalı, yoksa bu ayıpla, ne yarın rûzimahşerde
Yaradanın huzuruna çıkarsınız ne de bugün çoluk
çocuğunuzla yüzleşebilirsiniz.
AKP, her konuda olduğu gibi bunu
da, alelacele, yangından mal kaçırırcasına bir torba kanun
şeklinde getiriyor, ne hak ne İç Tüzük ne kanun umurunda değil,
yeter ki işi olsun, yeter ki söz verdiği birilerini memnun etsin.
Dolayısıyla, adalet kelimesi, partinizin başındaki
adalet kelimesi, AK PARTİnin Asını tamamlamak üzere oraya
kondurulmuş bir kelime. İçi boş, inandığınız
bir kavram değil, eğer öyle olsaydı, bugüne kadar bu
eleştirilerimize karşı kapı duvar şeklinde sessiz
kalmazdınız. Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı neye
benziyor biliyor musunuz arkadaşlar? Artık bu son çıkan
tapeler, dinlemeler ve neredeyse bütün kahvelerde insanların
ağızlarına kadar düşmüş bu rezaletlerden sonra Adalet
ve Kalkınma Partisi derede çırpınan ama bir türlü oksijen alamayan
balıklara benziyor. Yani, kıymetli arkadaşlar -AKP milletvekillerine
söylüyorum- sizi besleyen artık istismar alanları da kalmayınca
oksijen alma şansınız kalmadı. Yani son belli, Adalet ve
Kalkınma Partisi için son belli ve bundan kaçamayacaksınız.
Dolayısıyla, artık bu yeme içme işlerini bir tarafa
bırakması lazım. Yani devleti yönetiyorsunuz, devletin
kaynaklarını kullanıyorsunuz. Namuslu ve dürüst olmak sadece
kendisinin yememesi içmemesi anlamında değil, çevresine de
yedirmemesi gerekiyor, siz çünkü bu emanetin üzerinde oturuyorsunuz.
Artık herkes birbirine sormaya
başladı, o kadar karamsar bir hava var ki Ne olacak bu memleketin
hâli? diyor. Ne olacağı belli. Eğer Adalet ve Kalkınma
Partisi adalete, hakkaniyete, hukuka böyle sırtını dönmeye devam
eder ise, Allah muhafaza, bu ülkenin, bu milletin sonu karanlık gözüküyor.
Birazcık el insaf diyoruz AKP milletvekili arkadaşlarımıza,
birazcık Allah korkusunu hatırlamanızı istiyoruz.
Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz
Sayın Korkmaz.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
T. Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561 Sıra
Sayılı yasa teklifinin 11. maddesinin sonundaki esas usuller
ifadesinin önüne tüm kelimesinin eklenmesini arz ederiz.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu (İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI RECAİ BERBER (Manisa) Katılmıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET
YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Katılmıyorsunuz.
Sayın Ören, buyurunuz efendim.
(CHP sıralarından alkışlar)
HASAN ÖREN (Manisa) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; iktidar sırasındaki
milletvekillerinin yerinde olmak istemezdim. Gerçekten zor günler
yaşıyorsunuz.
RECEP ÖZEL (Isparta) Sen buna karar
verme ya Sayın Ören!
HASAN ÖREN (Devamla) Çıkan
hatiplerin hepsi o kadar sıkıntılı ki kimisi 2005
kurultayından, Cumhuriyet Halk Partisinin kurultayından medet umuyor,
kimisi ise daha gerilere gidip yirmi yıl önceki İSKİden
bahsediyor. Ne kadar sıkıntılı durumdasınız, çok
sıkıntıdasınız.
SUAT ÖNAL (Osmaniye) Hasan Bey, biz
rahatız, siz kendinize bakın.
HASAN ÖREN (Devamla) Ama bu kürsüye
gelip bugün yaşananları anlatmak durumundasınız. Bunları
anlatmadığınız süre içerisinde sadece kendinizi
kandırırsınız. Eriyorsunuz; en son kamuoyu
yoklamalarında 35e düşmüşsünüz. Bu erime devam edecek. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
CUMA İÇTEN (Diyarbakır)
Milletvekilliğinden istifaya var mısınız?
HASAN ÖREN (Devamla) Bu erimeyle
ilgili, bunu durdurmanız mümkün değil. İstediğiniz kadar
bağırın
CUMA İÇTEN (Diyarbakır)
Gel, istifasına
HASAN ÖREN (Devamla)
istediğiniz kadar ayağa kalkın, zıplayın
HİLMİ BİLGİN
(Sivas) CHP kaç görünüyor o ankette?
HASAN ÖREN (Devamla)
ama siz, bu
hırsızlıkları, bu yolsuzlukları, bu soygunu
anlatamazsınız. Anlatmak istiyor iseniz bu kürsüye geleceksiniz. En
son çıkanları duydunuz.
MEHMET METİNER (Adıyaman)
Ne alakası var?
HASAN ÖREN (Devamla) Konuyla ilgili
ihtisas sahibi olanlar şunu söylüyorlar, diyorlar ki: Cenab-ı
Allahın verdiği bu sesi taklit etmek mümkün değildir.
RECEP ÖZEL (Manisa) Şimdi
sizinkini ekleyelim de gör orada.
HASAN ÖREN (Devamla) Montajın
montajı ise, siz nasıl montaj yaparsanız yapın, hangi gün
konuşulanları toplayıp montajlar iseniz o belli olur. diyor. Yani, ne yaparsanız yapın,
Başbakanın Bilal Erdoğanla konuşması doğrudur.
Siz bunu, ne söylerseniz söyleyin, ne kadar inkâr ederseniz edin
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Yani
uzman görüşü müdür bu?
HASAN ÖREN (Devamla)
toplumun içinde
Adalet ve Kalkınma Partisinin böylesine bir soyguna
RECEP ÖZEL (Isparta) Ya sen uzman
mısın Hasan Bey? Montaj uzmanı mısın?
HASAN ÖREN (Devamla)
böylesine bir
hırsızlığa ev sahipliği yapmasını kabul
etmiyoruz.
MEHMET METİNER (Adıyaman)
Ayşenur Arslan
Çok ayıp!
SUAT ÖNAL (Osmaniye) Hayallerle
yaşayın durun, hayallerle!
HASAN ÖREN (Devamla) Değerli
arkadaşlar, tabii ki laf atacaksınız.
MEHMET METİNER (Adıyaman)
Ayşenur Arslanın tutumu bile
Çok ayıp, hiç
yakışmıyor!
HASAN ÖREN (Devamla) Böylesine uzun
bir dönem içerisinde, 17 Aralıktan bu yana bu kadar tapeler
çıkacak, bu kadar konuşmalar yapılacak ve
hırsızlıkla ilgili,
soygunla ilgili, bırakın Cumhuriyet Halk Partisini
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) Biz
kasetle gelmedik, kasetle gitmeyeceğiz!
HASAN ÖREN (Devamla)
kendi
seçtiğiniz bakan bile yani Başbakanın atadığı
Bakan
MEHMET METİNER (Adıyaman)
Hiç yakışmıyor bu üslup sana!
HASAN ÖREN (Devamla)
Erdoğan Bayraktar
diyecek ki: Ey Başbakan, ben bu imarla ilgili izinleri senden aldım,
sen söyledin, ben yaptım. Eğer ben istifa ediyor isem Sayın
Başbakan, sen niye istifa etmiyor musun? Bu kadar korumak zorunda
mısınız? Nasıl bir içgüdüdür bu, nasıl bir heyecandır
bu? Tamamen bir insana adapte olmuşsunuz, bununla ilgili belki içinizde,
yarınız da bunların olduğunu biliyor. Bilmenize rağmen
söyleyemiyorsunuz, bildiğiniz hâlde söyleyemiyorsunuz.
SUAT ÖNAL (Osmaniye) Hayal aleminde
yaşıyorsun Hasan Bey!
HASAN ÖREN (Devamla) Yoksulluktan
yağmalamaya geçtiniz. Şimdi, yağmalamanın sonunda ne geldi?
E bunları yaptınız, bunların hesapları sorulacak.
Sorulmaması mümkün mü? O zaman yargıyı düzenlemeniz lazım.
Şimdi, yargı düzenlemesine geçtiniz.
MEHMET ERSOY (Sinop) Birgül
Hanıma sor!
HASAN ÖREN (Devamla) Peki, hani,
böyle iddialar karşısında, yani Başbakanın
oğluyla yaptığı konuşmaların iddia olduğunu
düşünelim, bu iddiaların karşısında erki elinde tutan
insanların soruşturmanın selameti için kenarda olması
gerekli değil mi? Metiner
MEHMET ERSOY (Sinop) Olur canım,
olur!
HASAN ÖREN (Devamla) Ergenekonda
öyle demediniz mi?
MEHMET ERSOY (Sinop) Birgül
Hanıma sor, Birgül Hanıma, ne diyor?
HASAN ÖREN (Devamla) Genelkurmay
Başkanını içeriye atar iken tapeler geçerliydi,
konuşmalar geçerliydi, ıslak imzalar geçerliydi, şimdi,
çıkınca geçerli değil.
MEHMET METİNER (Adıyaman)
Kendinle çelişme!
HASAN ÖREN (Devamla) Yani, sokakta
oynayan çocuklar gibisiniz. Hani, meşe oynarken kaybeden ağlar ya, o
duruma düşüyorsunuz.
MEHMET METİNER (Adıyaman)
Kendinle çelişiyorsun, kendinle!
HASAN ÖREN (Devamla) Değerli
arkadaşlarım, bitmiştir.
İçinizdeki
arkadaşlarımız artık kafalarını
kaldırsın. Bu usulsüzlük, bu soygun Türkiyede yaşayan
yurttaşlarımızın kabul edeceği bir şey
değildir.
MEHMET ERSOY (Sinop) Birgül Ayman
Gülere sorun.
HASAN ÖREN (Devamla) Bunu kabul etmek
mümkün değildir. Cumhuriyet Halk Partisinin milletvekilleriyle bunu
örtemezsiniz. Onları eleştirerek, geriye dönerek bu
hırsızlığı, usulsüzlüğü yok edemezsiniz. Bununla
ilgili son sözüm
İHSAN ŞENER (Ordu) Millet
söyleyecek, millet!
HASAN ÖREN (Devamla)
hırsızlık ve usulsüzlük yapanların ar damarı
çatlamış ama toplardamarlarınız toplamaya devam ediyor.
İSMAİL KAŞDEMİR
(Çanakkale) CHPye bak, CHPye!
HASAN ÖREN (Devamla) Saygılar
sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Ören.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Yoklama istiyoruz.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN Yoklama talebi
vardır, yerine getireceğim.
Sayın Hamzaçebi, Sayın
Aslanoğlu, Sayın Çıray,
Sayın Ören, Sayın Serter,
Sayın Akar, Sayın Seçer, Sayın Demirçalı, Sayın
Acar, Sayın Öz, Sayın Erdemir,
Sayın Özkan, Sayın Küçük, Sayın Danışoğlu,
Sayın Türmen, Sayın Ekşi, Sayın Havutça, Sayın Ekinci,
Sayın Yıldız, Sayın Öner.
Sayın milletvekilleri, üç dakika
süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter
sayısı vardır.
VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
3.- Isparta
Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç ve Bayburt Milletvekili Bünyamin Özbek ile 80
Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi ile Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin; Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Malatya Milletvekili Mahmut Mücahit Fındıklı ve Muş
Milletvekili Faruk Işık ile 34 Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/2006, 2/2007, 2/2009, 2/2010) (S.
Sayısı: 561) (Devam)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk
Partisinin önergesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561 sıra
sayılı yasa teklifinin 11 inci maddesindeki ve ibaresinin ile
ibaresiyle değiştirilmesini arz ve talep ederiz.
Sırrı Sakık (Muş)
ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI RECAİ BERBER (Manisa) Katılmıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET
YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Kaplan. (BDP sıralarından
alkışlar)
HASİP KAPLAN (Şırnak)
Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Evet, arkadaşlar, yirmi dakika
sonra canlı yayın bitiyor.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Siz gidersiniz,
biz kalırız.
HASİP KAPLAN (Devamla) Ondan
sonra İnternet yasaklarını konuşacağız tabii ama
ben İnternet yasakları konusunda burada canlı yayın
kesilmeden bir iki söz söylemek istiyorum.
Bu torba kanunla ilgili gerekçelerimizi
koymuştuk. Şimdi, tabii, Cumhurbaşkanı cumhuriyet
tarihinde, Meclis tarihinde bir ilki gerçekleştirdi; Köşkte
onayladı yasayı, sonra aradı Meclisi, dedi ki: Şu kanunun
şu şu maddelerini değiştirin. İki saat içinde kanun
teklifi verildi.
Bir gecelik gelin diye bir çiçek
duydunuz mu? Bir gecelik gelin isminde bir çiçek; sarı ayçiçeğinin
yapraklarını beyaz düşünün, kocamandır, gece on ikide açar,
sabah saat beşte o açan bembeyaz yapraklar -ortada sarı şeyleri
var- sabah kapanır. Bu çiçek bazen iki senede, üç senede, beş senede
açar.
Ben, Sakarya Karasudaydım, oradan
bir öğretmen hemen çağırdı beni: Lütfen, gelin balkona
Diğer komşular da geldi. Ben de misafirlikteydim ve o çiçeği
gördük, onun açılışını gördük; tıpkı şu
an ekranlarda tane tane yavaşlatılmış gibi açılan
yapraklarını. Sonra çayımızı içtik, hep beraber
kapanışını gördük. Saat on ikiydi, dört buçuk gibi
kapandı, o çiçeğin ömrü dört buçuk saatti. Bu İnternet kanununun
ömrü bu çiçek kadar bile olamadı arkadaşlar. 20.30da Sayın
Cumhurbaşkanı yurt dışından döndü, onayladı, iki
saat sonra kanun teklifi geldi Komisyona; biz gece gündüz çalışıyoruz
ya
Halkımıza bu arada bunu da buradan ifade edeyim: Çok
çalışkan bir Meclis, fabrika gibi vardiya usulü de değil,
çalışıyoruz. İki saat sonra kanun teklifi geldi. Ne
değiştiriyorsunuz arkadaşlar? Trafik kayıtlarını
denetim altına alıyoruz, E yine TİB Başkanına
bağlı olacak. Arkadaşlar, TİB Başkanı yargı
makamı değil. Anayasanın 22nci maddesi haberleşme
özgürlüğüyle ilgili olarak çok açık bir tanım koyar: Hâkim kararı
olmadıkça yasaklanamaz. Şimdi, bunu dolanmak için, Anayasa
Mahkemesinin önüne gelen bu olayı kesmek için getirilen kanun teklifiyle,
efendim, ne olacak? İşte, yasaklama kararı verdikten sonra yirmi
dört saat içinde sulh ceza yargıcına gidecek. Olmadı
arkadaşlar! Özgürlükleri yasaklamaya başladığınız
anda özgürlüklerin dışında arayışlar başlar
arkadaşlar; kripto para etmez, her türlü yasak para etmez. İnternet
yasakları
Uydu üzerinden yurt dışından, başka
servislerden, başka makamlardan aranmaya başlanır. Bunun size
ispatını herkes gösterebilir arkadaşlar. Bilişimle,
teknikle, yasalarla, yasaklarla oynamanın anlamı yok arkadaşlar.
O devirler bitti, eskidendi onlar. Şimdi yasaklar zamanı değil.
Özgür olun, şeffaf olun. Yani şöyle: O kadar rahat olun ki
vicdanınıza inen yumruklar olmasın, böyle hissetmeyin kendinizi,
özgür hissedin. Kendinizi güvensizlikle dolu bir sessizlik, korku içinde
hissetmeyin; açık olun, net olun, rahat olun.
Yine, tapınaklarda
ikili oynayan güçler çok huzur bozucudur arkadaşlar; paralel olsun dikey
olsun fark etmez. Ama şunu çok iyi bilelim
Yunus Emrenin Yazık, bütün ömrün eyvaha
vardı/Büyüklenmek, seni yoldan ayırdı. diye çok güzel bir sözü
var, onu söylemek istiyorum. Yasaklarla kimse büyüklenmeye kalkmasın
arkadaşlar.
Saygılar sunuyorum.
(BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Kaplan.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Madde 11i oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde 11 kabul edilmiştir.
12nci madde üzerinde üç önerge
vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561 sıra
sayılı kanun teklifinin çerçeve 12 nci maddesinde yer alan
Bakanlıkça ibaresinden sonra gelmek üzere çıkarılacak
yönetmelikle ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Kalaycı Erkan Akçay Mehmet
Günal
Konya Manisa Antalya
Seyfettin Yılmaz Lütfü Türkkan Adnan Şefik
Çirkin
Adana Kocaeli Hatay
T. Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan yasa teklifinin 12. maddesinin sonundaki Bakanlıkça belirlenir
ifadesinin Bakanlıkça öncelikle belirlenir şeklinde
değiştirilmesini arz ederiz.
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Kadir Gökmen Öğüt Süleyman Çelebi
İstanbul İstanbul İstanbul
İlhan Demiröz Ali
Sarıbaş
Bursa Çanakkale
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 561 sıra sayılı yasa teklifinin 12 nci maddesindeki
avlaklar ibaresinin av sahası ibaresiyle değiştirilmesini
arz ve talep ederiz.
Sırrı Sakık Hasip
Kaplan Adil
Zozani
Muş Şırnak Hakkâri
Halil Aksoy İdris
Baluken
Ağrı Bingöl
BAŞKAN
Komisyon bu son okuttuğum önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
ERTUĞRUL SOYSAL (Yozgat) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET
YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Sayın Kaplan,
buyurunuz efendim. (BDP sıralarından alkışlar)
HASİP KAPLAN (Şırnak)
Sayın Başkan, bugün biraz duygusalım,
bağışlayın.
Ukraynada bir grup polis aynen
Halkımızdan özür diliyoruz baskı uyguladık diye. diz çöküyor. İnanıyorum, bu ülkede
bir gün polis halkın önünde diz çökerek Biz kardeşlerimize
haksızlık yaptık, çok gaz sıktık, çok cop vurduk, çok
haksızlık yaptık. diye özür dileyecek, göreceğiz ve çok
yakında. Buna inanın.
HÜSEYİN FİLİZ
(Çankırı) Gezi eylemleri hariç.
HASİP KAPLAN (Devamla) Gezide,
Nevrozda, her yerde, hayatın olduğu her yerde, itirazın
olduğu her yerde. Yeter ki meşruiyet içinde, meşru hak
arayışlarında dimdik ayakta durulabilsin.
Ben şuna şaşıyorum:
Hatırlar mısınız Kızıltepede 13
yaşında bir çocuğa yaşından fazla kurşun
sıkılmıştı. Delik deşik edilmiş bedeniyle
yere serildikten sonra onun dosyasını Eskişehire sürgün
etmişlerdi ve -onu öldüren polislerin hepsi ceza almadan- dosyayı
kapatmışlardı. Hatırlıyor musunuz? Çok
yazıldı, çok çizildi Kızıltepede Kaymaz Olayı diye.
Avrupa İnsan Hakları
mahkemesi ne dedi? Siz yaşam hakkını ihlal ediyorsunuz, sizi
mahkûm ediyorum. Kimi mahkûm etti? Bu konvansiyonlarla bağlı olan
sözleşmeli hükûmetleri mahkûm eder. Hükûmeti mahkûm etti, aslında
Türkiyeyi, 77 milyon insanı değil, sözleşmeli Hükûmeti,
konvansiyonun tarafı olan Hükûmeti. Ey Hükûmet, seni devlet
şahsında mahkûm ediyorum diyor. Mahkûm olmak 21inci yüzyılda
yaşam hakkından, insan hakları hukukundan ne rezil bir
şeydir biliyor musunuz? İnsan öldürmekten mahkûm olmak. Mahkûm
olmanın çok çeşitleri var.
Biz adaleti herkes için
düşündüğümüz zaman, inanın, bu ülkede çok ama çok yol
alacağız. Adaletin herkes için eşit olduğu, hukukun herkes
için olduğu, insan haklarının herkes için olduğu bir Türkiye
hayal değil arkadaşlar. 12 Eylül darbe Anayasasını
değiştirmek hayal değil bu ülkede. Bu ülkede eğer siyaset
bitmişse, tıkanmışsa, çözüm olamıyorsa, kendini
yaratamıyorsa, üretemiyorsa, çözemiyorsa -İnternet
yasaklarını bırakın bir kenara- her gün her gün, servis
servis, perde perde, bölüm bölüm yayınlar başlıyorsa bir
şey var, siyaset kurumunda bir şey yanlış gidiyor demektir.
Halk bizi, hepimizi sorguya çeker arkadaşlar. Hükûmet yanlış
yapıyorsa muhalefete bakar Siz doğru yapıyor musunuz? diye.
Bir yanlış karşısında üç muhalefet partisi de bir araya gelemiyorsa veya bir doğru
etrafında bu Mecliste iki parti bir araya gelemiyorsa, bir sorunun
çözümünde konuşulamıyorsa, bir darbe anayasasını aradan
otuz beş yıl geçmesine rağmen değiştiremiyorsak, bir
seçim sistemini demokratik bir şekilde değiştiremiyorsak biz bu
insanlara ne vermişiz, ne verdik? Yalan söyledik meydanlarda, Bu darbe
anayasasını değiştireceğiz. dedik, daha da
gericileştirdik, daha da zorbalaştırdık, daha da
yasakçılaştırdık. Onun içine Avrupa Birliğinden
serpilen birkaç tane özgürlük maddesini de kopara kopara torbalarla
torbalaştırdık arkadaşlar; torba torba, yama yama oldu o
Anayasa. Kenan Evrenin anayasası yaşıyor, Kenan Evrenin ruhu
yaşıyor, generallerin ruhu yaşıyor bu Mecliste, yasaklar
yaşıyor. Özgürlüklere getirilen, İnternet
kısıtlamaları, basına yarın MİT Yasasıyla
gelecek kısıtlamalar, bütün insanlara yasak, kısıtlama ve
zorbalık ve baskı ve cezaevinde olan insanlar
Özgürlük niye sizi korkutur
arkadaşlar? Çok güzel bir şeydir özgürlük, mavi gökler gibi
ıssız, uçsuz bucaksız. Yıldızlara
tutunabileceğiniz kadar özgürce düşünmeye
başladığınız zaman, inanın, Türkiyede çok
şey değişecek. Buna inanıyorum ben. Biz
değişmesek Türkiyede 76 milyon hepimizi değiştirecek, bu
Meclisi değiştirecek; bir başka döneme başka insanlar,
başka partiler bu Mecliste olacak. Yasaktan yana olanlar kaybedecek,
özgürlüklerden yana olanlar kazanacak.
Saygılarımla
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz
Sayın Kaplan.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeye okutuyorum:
T. Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan yasa teklifinin
12. maddesinin sonundaki Bakanlıkça belirlenir ifadesinin
Bakanlıkça öncelikle belirlenir şeklinde değiştirilmesini
arz ederiz.
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu (İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
ERTUĞRUL SOYSAL (Yozgat) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET
YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Sayın Öğüt,
buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
KADİR GÖKMEN ÖĞÜT
(İstanbul) Saygıdeğer Başkan, değerli
milletvekilleri; 561 sıra sayılı torba kanunun 12nci maddesi
üzerine söz almış bulunmaktayım.
Yine, aceleye getirilmiş, eminim
ne olduğunu sizin bile bilmediğiniz bir yasa tasarısıyla
karşı karşıyayız. Yine seçim öncesi, işinize
gelen yasaları alelacele geçirme telaşı içindesiniz ve yine her
zaman ki gibi muhalefeti görmezden gelmek suretiyle yapmaktasınız.
Bu torba yasayla, üçüncü köprü yoluyla
yok edilen yeşil alanlar, göletler, avlaklar, ormanlar, yaşam
alanlarının altyapıları tamamen yok edilmektedir. Ama
Gezide başlayan direniş bugün ODTÜde de devam etmektedir. Bu yeşil
alanların yok edilmesine bu toplum engel olacaktır.
Değerli milletvekilleri, hadi,
yandaş medya Alo Fatihten korkuyor, onu herkes öğrendi, ya milletin
temsilcilerinin bulunduğu Meclis TVnin dahi yayınlarının
kesilmesine ne diyorsunuz, nasıl içinize sindiriyorsunuz?
Bakınız, Sayın Başbakan 2009 seçimleri öncesinde
Türkiyede hukuk var, demokrasi var, yerleşmiş bir sistem,
oturmuş kurumlar var, kurallar var. Bu ülkede fikri hür, vicdanı hür
savcılar var, hâkimler var. diyordu. Yine aynı tarihlerde Ulaştırma
Bakanı olan Sayın Binali Yıldırım telefon dinleme
eleştirilerine karşılık Yanlış işiniz,
yasal olmayan işiniz yoksa dinlenmekten korkmayın, istediğiniz
kadar konuşun. diye fetvalar veriyordu. O sahte delil ve dinlemelerle bu
ülkenin yurtseverleri beş yıldır içeride yatmakta,
zulümhanelerde gün saymaktadırlar. Tam beş sene sonra, o günün fikri,
vicdanı hür savcıları bugünün paralelleri mi oldu? Sizi kim
kandırmış? Devleti on bir yıl boyunca
kandırılarak mı idare etmişsiniz?
2011 yılına geri dönelim.
Sayın Başbakan seçimler öncesi, 4 Mayıs 2011de
yaptığı bir konuşmada Sayın Deniz Baykal için, Bak,
Hacı Bektaş Veli Eline, beline, diline hâkim ol. diyor. Bu konu, bu
kaset özel değil genel. diye konuşuyordu. O günlerde size defalarca
söyledik, Bu kasetleri üretenleri bulun. dedik. Bulmak istemediniz, tepe tepe
de kullandınız. Bugün, Bu komplonun Türkiye'nin hayrına
değil, şerrine olduğunu lütfen görün. Bu komplonun benzerleri
Baykala, Demirele, Erbakana da yapıldı. En sert cevabı
vermezsek bu komploların benzerleri yapılmaya devam edilecektir.
diyebiliyor. Ne demişler: Alma mazlumun ahını, çıkar aheste
aheste. Bu millet artık uyanmıştır. Bu millet Ergenekon,
Balyoz gibi toplum vicdanını rahatsız eden davalarda artık
ne oyunlar döndüğünü sizin sayenizde çok net anlamıştır.
Sizlerin acımadan bu ülkenin aydınlık yüzleri olan gençlerimizi
susturmaya, sizden olmayanların geleceğini karartmaya
çalıştığınızı, afiş
astığı, panolara şiir yazdığı, yemekhaneden
parası olmadığı için parasız yemek yediği için,
üniversite içerisinde parasız çay dağıttığı için
soruşturmalar başlatıp davalar açarken de bu rektörler,
hâkimler, savcılar, polisler yine paraleldi, değil mi?
Hiç duymamış olmayı
tercih edeceğimiz konuşmalar günlerdir İnternette
dolaşıyor. Biz dinlediğimizde utanıyoruz, siz inkâr
etmemekle birlikte, montaj deyip geçiştiriyorsunuz. Hoş,
Başbakan Mecliste tuzluk var. dediğinde de hiç üstünüze
alınmamıştınız. Sansür uygulamak için çok çaba sarf
ettiğiniz İnternet fenomeni Baattin, sizleri bu konuda tiye
almıştı. Birçoğunuz belki görmüşsünüzdür, ben burada
dile getiremiyorum maalesef.
Sizler bu ülkenin yöneticileri olarak
milletin değil, kendinizin ve yandaşlarınızın cebini
doldurmayı seçtiniz. Üstelik, bunu alnınızın akıyla,
emeğinizle değil; rüşvetle, emekçinin ve emeklinin cebinden
çalarak, kursağından alarak yaptınız, umutlandırarak,
bir parmak bal çalarak yaptınız. Bugün, tüm emekliler gibi, emekli
astsubaylar da kan ağlamaktadır. Daha yeni, özlük haklarıyla
ilgili sorunları çözülmediği için, duymazdan gelindiği için mart
ayında ölüm orucunu başlatacaklarını açıkladılar.
Kaçınızın haberi var acaba? Kaçınız ne sorunları
var deyip araştırıyorsunuz?
Değerli milletvekilleri, bu
Hükûmet artık halk nezdinde meşruiyetini yitirmiştir. Bir an
evvel istifa etmelidir ve sandığa gitmelidir.
Sayın milletvekilleri, Nazım
Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ diye bir şiir vardı.
Şiir hâlâ güncelliğini ne yazık ki korumaktadır. Ona buna
vatan haini dediğiniz için bu şiiri bir daha hatırlatmak
istiyorum: Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz ben
yurt hainiyim, ben vatan hainiyim/Vatan
çiftliklerinizse/kasalarınızın ve çek defterlerinizin
içindekilerse vatan/vatan, şose boylarında gebermekse
açlıktan/vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan
kıvranmaksa yazın/fabrikalarında al kanımızı
içmekse vatan/vatan tırnaklarıysa
ağalarınızın/vatan, mızraklı ilmühalse/vatan,
polis copuysa/ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan/vatan,
Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa ben
vatan hainiyim/Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran
puntolarla/Nazım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
Saygılarımla. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz
Sayın Öğüt.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561 sıra
sayılı kanun teklifinin çerçeve 12 inci maddesinde yer alan
Bakanlıkça ibaresinden sonra gelmek üzere çıkarılacak
yönetmelikle ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Kalaycı (Konya) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ERTUĞRUL SOYSAL
(Yozgat) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Varlı. (MHP
sıralarından alkışlar)
MUHARREM VARLI (Adana) Teşekkürler Sayın
Başkanım.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
verdiğimiz önerge üzerinde söz aldım. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Bu maddede kara avcılığıyla alakalı
düzenlemeler yapılıyor. Tabii, kara avcılığında
köy tüzel kişiliğine buradan katkı sağlanması
düşünülmüş ama daha önce de meralar düzenlenmişti köy tüzel
kişiliğine katkı sağlasın, köydeki
hayvancılıkla uğraşan insanlara katkı
sağlasın diye ama daha sonra tuttunuz, meraları kiralanabilir
alanlar hâline getirdiniz. Köylülerin faydalanabileceği alanları
kiralanabilir, oradan menfaat elde edilebilir hâle getirdiniz.
Dolayısıyla da köylünün buradan çok fazla faydalanamayacağı
ortaya çıktı.
Yine, bu dinlemelerle ilgili her gün yeni şeyler
çıkıyor. Buradan geçmiş dönemlerde Yahu arkadaş, herkes
dinleniyor, gelin bununla ilgili bir çözüm bulalım, çözüm üretelim.
dediğimizde Devletin güvenliği için, efendim, şunun
güvenliği için veya şu yasa gereğince dinleniyor. diye hep
savunma yaptınız. Şimdi, sıra size gelince, sizin
dinlenmelerinizle alakalı konular gündeme gelince, burada eleştiri
getiriyorsunuz veya yerinizden sataşmalarda bulunuyorsunuz.
Arkadaşlar, bakın, geçmiş dönemde birçok
kurum dinlendi, birçok insan dinlendi. Hatta Türkiyede yaşayan 70 milyon
insanın hepsi telefonunda konuşurken kendisinin dinlendiğinden
şüphelenerek Yahu, bunu telefonda konuşmayalım. diyordu ama
siz bunu görmediniz, duymadınız. Dolayısıyla, demek ki
Başbakan da dinlenebiliyormuş, bakanlar da dinlenebiliyormuş.
Bugün ortaya çıkınca bundan şimdi muzdarip olduğunuzu
söylüyorsunuz. O zaman bundan muzdaripseniz, başkalarına
yapılanları reva görmeyecektiniz, başkalarına
yapılanları da haksızlık kabul edecektiniz, o zaman üstüne
gidecektiniz bu meselenin. O zaman üstüne gitmediniz, oh, hatta güldünüz,
hoşunuza gitti MHP barajın altında kalsın da tek
başımıza Anayasayı değiştirecek
çoğunluğu elde edelim. diye çıktınız, bir de seçim
meydanlarında bununla ilgili konuşma yaptınız ama gün
geldi, sizin başınıza geldi bu iş. Yani ben bundan hoşnut değilim, dinleyenler
de kimse cezasını da bulmalı ama bununla alakalı dün tedbir
almadınız, dün hoşunuza gitti, bugün sizin
başınıza geldi, onu anlatmaya çalışıyorum.
Arkadaşlar,
onun için, yapacağımız her şeyi hakkaniyetli, Allah
rızası için, herkese yarayacak, herkesin hakkını koruyacak
şekilde yapmamız lazım. Sadece kendinize özgü şeyleri
koruyacak, kendi menfaatinizi koruyacak, kendi siyasi geleceğinizi garanti
altına alacak şekilde bir yasa tasarısı
hazırlarsanız gün gelir sizin başınıza patlar ve kabak
patladığı zaman da ondan sonra bağırmanın bir
anlamı kalmaz artık. Dolayısıyla, bu yasa tekliflerini
hazırlarken, kanunları hazırlarken vicdan çerçevesinde, Allah
korkusu gözeterek, bütün insanlarımızın hak ve hukukunu
gözeterek hazırlamamız lazım. Yoksa hepimiz bundan
mağduriyet yaşarız, hepimiz bundan sıkıntı
duyarız.
Bu maddede yine,
işte, kara avcılığında, köy tüzel kişilerine kara
avlaklarının fayda getireceğiyle alakalı düzenleme yapıyorsunuz.
Avcılık Türkiyede bitmek üzere. Avcılığı
aslında Türkiyede yaban hayatını koruyarak, yabani
hayvanların hakkını da koruyarak turizm kazancı hâline de
getirebiliriz ama ne yazık ki bununla alakalı şu ana kadar on
iki yıllık iktidarınızda hiçbir şey
yapmadınız. Hatta Av hayatı bitti. denilecek kadar da
Türkiyede yaban hayatı azaldı; ne eskisi gibi insanlar doğru
düzgün gidip av yapabiliyorlar, belki bundan geçimini çıkartan insanlar
vardı, onu bile sağlayamıyorlar. İşte,
Antalyanın dağlık, kırsal alanlarında dağ
keçisi, yaban geyiği
Mesela, bununla ilgili çok güzel turizme
dönüştürüp ülkemiz gelir de elde edebilir ama tabii ki dediğim gibi,
yaban hayatını da koruyarak.
Yine bu yasada
işte, demin az önce de bahsettim, mera arazileri... Her çıktığımda
söylüyorum, bu 2/B arazilerinin satışında yakında hazine
arazilerinin satışı başlayacak. Bununla alakalı bir an
önce tedbir alın. Bakın, daha önce söyledik Dinlemelere tedbir
alın. diye, dinlemediniz. Yine buradan haykırarak söylüyorum, tutanaklara
geçsin diye söylüyorum: Bununla alakalı bir an önce tedbir alın. Bu
arazileri çiftçiler satın alsın. Eğer bu arazileri çiftçiler
alamazsa -Allah göstermeye- kan dökülür, bunun sorumlusu da siz olursunuz. Onun
için, bununla alakalı bir an önce tedbir alalım; köylüyü, çiftçiyi,
orada yaşayan insanları, bu tarlaları ekip diken insanları
koruyalım, onlar bu tarlaları satın alsınlar. Yoksa bu -Allah göstermeye- çok kötü sonuçlar
doğurur, bunun vebali de sizin boynunuzda asılı kalır.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz
Sayın Varlı.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Madde 12yi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Madde 13 üzerinde üç önerge
vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561
sayılı yasa teklifinin 13 üncü maddesi içerisindeki münhasıran
ibaresinin özellikle ibaresiyle değiştirilmesini arz ve talep
ederiz.
Sırrı Sakık Hasip
Kaplan Adil
Zozani
Muş Şırnak Hakkâri
İdris Baluken Nazmi Gür
Bingöl Van
BAŞKAN
Şimdi okutacağım iki önerge aynı mahiyettedir. Bu
önergeleri birlikte işleme alacağım, önerge sahiplerine de
istemleri hâlinde söz vereceğim.
Şimdi aynı mahiyetteki
önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan kanun teklifinin
13. Maddesinin teklif metninden çıkarılmasını arz ederiz.
Ferit Mevlüt Aslanoğlu İzzet Çetin Vahap
Seçer
İstanbul Ankara
Mersin
Mehmet Ali Susam Tufan Köse Mustafa Sezgin
Tanrıkulu
İzmir Çorum İstanbul
Celal Dinçer Müslim
Sarı İlhan
Demiröz
İstanbul İstanbul Bursa
Rahmi Aşkın Türeli
İzmir
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Mustafa Kalaycı Mehmet Günal Seyfettin
Yılmaz
Konya Antalya Adana
Lütfü Türkkan Adnan Şefik
Çirkin Erkan
Akçay
Kocaeli Hatay Manisa
BAŞKAN
Komisyon aynı mahiyetteki bu önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ERTUĞRUL SOYSAL (Yozgat) Katılmıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET
YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Evet, Sayın Günal,
buyurunuz efendim. (MHP sıralarından alkışlar)
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bu
maddenin gerekçesinde 5015 sayılı Petrol Kanunuyla uyumlu hâle
getirilmek istendiği söyleniyor, amaç bu deniliyor ve petrokimya
üretiminde kullanılmak üzere ilgili üretici firmalara, işleme
lisansı olanlara aynı zamanda LPG ithal izni veriliyor. Bu özel bir
düzenleme olduğu için bu düzenlemenin yapılmasına
karşıyız. Çünkü şu anda yaklaşık olarak 70
civarında firma bunun ithalatını yapıyor.
Dolayısıyla, burada yeni bir ithalatçı grubu
yaratılıyor bir taraftan. Diğer taraftan da, tabii, hukuka
aykırılık var. Hem hukukun genelliği ilkesine
aykırı hem rekabet hukukuna aykırı. Neden? diyeceksiniz.
Sadece petrokimya sektörüne özel bir düzenleme yapılıyor.
Ben soruyorum şimdi, Sayın
Bakanlar burada. Petrokimyanın dışında, Sayın
Bakanımı ilgilendiren millî savunma sanayisinde
kullanılmıyor mu bunlar? Yani demir çelikle ilgili yerde
kullanılmıyor mu? Sizin Bakanlığınızı
ilgilendiren yerler var, örnek. Siz buradasınız diye söylüyorum.
Peki, onlara niye ithal izni vermiyoruz da sadece münhasıran petrokimya
sektöründe kullanılmak üzere?
Bir de, burada, geçmişten bugüne,
yakıt kaçakçılığıyla ilgili, kayıt
dışı olanlarla ilgili Sayın Başbakanın
açıklamaları var, petrolle ilgili de var. Yarın, yeniden, bu
dâhilde işleme rejimine benzer şekilde, burada da alıp iç
piyasaya satmayacaklarını nasıl kontrol edecekler, bu da
ayrı bir konu.
Ayrıca, en önemlisi, burada
maliyenin gelir kaybı ne olacak? Komisyonda konuştuk. Her
vazgeçtiğiniz bir gelir dönüp vatandaşın sırtına
biniyor. Yine, Eylül ayının 20leri gelince Orta Vadeli Programda,
yine, Maliye Bakanımız arzı endam edecek ve diyecek ki: Kusura
bakmayın, gelir hedeflerimiz tutmadı. Bunları vatandaşa ÖTV
olarak, KDV olarak bindireceğiz. Şimdi, bunların hesabını
sorduk. Doğru dürüst bir etki analiziyle, teklif olarak geldiği için
maalesef yapılmamış. Yani buradan bir vergi kaybımız
var. Bunu da yarın vatandaşa yükleyeceğiz. Bunların da
hesabının kitabının yapılması gerekiyor. Maalesef,
sormamıza rağmen, arkadaşlarımız, kanun teklifi olarak
geldiğinden dolayı, böyle bir düzenleme getirmediler. Gerçekten de
her eksilen vergi, yarın size yol, su, elektrik olarak diyor ya, aynen,
ÖTV, KDV, özel iletişim vergisi olarak dönüyor. Burada konuşuyoruz,
biliyorsunuz. Ama bunun hesabını sormadılar Sayın Ünal,
güzel söylüyorsunuz da. Soruyoruz arkadaşlar: Etki analizi yok ama en
azından ne kadarlık bir ÖTVden vazgeçeceğiz? Bunu ithal eden
sektörde, petrokimya sektöründe ne kadarlık bir LPG kullanılıyor
acaba? diye sorduk, maalesef bunlar da eksik kaldı. Dolayısıyla
bu çalışmaları yaparken hangi sektöre katkısı olacak,
nasıl olacak, diğer sektörlerde bununla ilgili ihtiyaç var mı?
Ki Sayın Bakan burada olduğu için aklımıza geldi,
söylüyoruz. En önemli, demir çelik sektöründe de kullanılıyor.
Artı, böyle bir düzenlemede rekabeti koruyalım, düzenleme
yapalım derken tam tersine rekabeti bozucu etkileri var.
Onun için, gelin
Burada
vatandaşı sıkıntıya sokacak ve gelir kaybını
telafi etme yolları gösterilmeden yapılan şeyler maalesef
yanlış oluyor. İşte, günlerdir tartıştığımız
şey bu. Tekliflerin havalesinde sorun yaşadınız. Her
seferinde Hükûmet tasarısı olarak gelmesi gereken düzenlemeler, iki
tane arkadaşımız imza atıyor, sağ olsunlar,
bakanlıklar getiriyor şu talebimiz var diye, buraya geliyor. Öyle
olduğu zaman Başbakanlığın
hazırladığı düzenleme mevzuatıyla hiç alakası
olmayan; etkisi, boşluğu, yarın vergi kaybı, rekabet
hukukuna etkisi nedir, düzenleme olmadan buradan kanunlar geçiyor. Sonra ne yapıyoruz?
Henüz Cumhurbaşkanından imzadan çıkmadan buraya
değişiklik teklifi geliyor.
Onun için, gelin, bir kere bu kanun
yapma tekniğinden vazgeçelim Sayın Bakanım, burada yarın
vatandaşa yüklenecek olan, bu ÖTV kaybına yol açacak olan, maliyenin
gelir kaybına yol açacak olan bu düzenlemeyi de buradan kaldıralım
ve kanunların genelliği ilkesine uygun, varsa eğer bir
düzenleme, teşvik edilmesi gereken bir şey varsa, bütün sektörleri
düzenleyecek şekilde, onlara da destek olacak şekilde bir izin
verelim. Yoksa burada sadece yeni bir ithalatçı grubu yaratmanın
ötesinde, o sektörde bir iki firmaya düzenlemede birazcık kolaylık
sağlamanın dışında bir amacı
bulunmadığı görülüyor.
Bu çerçevede bu maddenin bu tekliften
özel düzenleme olduğu gerekçesiyle çıkarılmasını talep
ediyoruz.
Saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Günal.
Cumhuriyet Halk Partisinin önergesi
üzerine kim konuşacak?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Sezgin Tanrıkulu.
BAŞKAN Sayın
Tanrıkulu, buyurunuz efendim.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu
kürsüyü çok fazla kullanmıyoruz ama arkadaşlarımız da
burada, sizler de buradasınız. Bugün Genel Başkanımız
da ifade etti, yani gerçekten de bu cumhuriyet tarihinin en ağır, en
zor günlerinden geçiyoruz. Yani birbirimizin gözüne bakacak bile durumumuz
kalmamış.
Ben bir kez dinledim o dün
yayınlanan kasetleri ve bir daha dinlemek istemedim ama bu cumhuriyetin
bir yurttaşı olarak gerçekten de utandım ve bir avukat olarak,
bir insan hakları savunucusu olarak yıllarca yasa dışı
dinlemelerle, hukuk dışı dinlemelerle mücadele ettim. Bu kürsüde
çok konuştum bu konuları ama hepiniz sessiz kaldınız.
Bugün iki buçuk yıl boyunca
partimizin verdiği bütün soru önergelerini, araştırma komisyonu
önergelerini ve yasa tasarısı önerilerini çıkardım ve
sosyal medyada paylaştım. Burada yasa tasarıları getirdik,
sizler duvar oldunuz, duvar, bir yerden geçmedi.
HÜSEYİN ÜZÜLMEZ (Konya)
Tasarı getiremezsin, evvela öğren, tasarı getiremezsin.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla)
Susar mısın!
HÜSEYİN ÜZÜLMEZ (Konya)
Tasarı getiremezsin, öğren!
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla)
Susar mısın!
Eğer sende zerre kadar utanma
olsa, burnun kızarsa orada konuşmazsın, dinlersin ilk önce.
Tamam mı? Zerre kadar burnun kızarıyorsa eğer
susarsın, ilk önce dinlersin.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Sayın Başkan, lütfen hatibi düzgün konuşmaya davet eder misiniz.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla)
Değerli arkadaşlar, bakın, duvar oldunuz, hepiniz duvar
oldunuz ve ben listesini bugün yayınladım değerli
arkadaşlar. O gün neredeydiniz, söyler misiniz bize? Niye bugün
mağdurluk edebiyatı yapıyorsunuz? Kaç tane yasa
tasarımız var orada, yasa dışı dinlemelere, hukuk
dışı dinlemelere karşı çıkmak için. Kaç tane soru
önergesi verdik, bir tanesine cevap vermediniz. Bir gün gelecek, sizi
vuracak. dedik ve geldi, sizi vurdu; geldi, sizi bugün vurdu değerli
arkadaşlar.
Bakın, 2005 yılında,
değerli arkadaşlar, 1 Temmuz 2005 yılında sizin
iktidarınız döneminde Diyarbakır 6. Ağır Ceza
Mahkemesi tüm Türkiyeyle ilgili olarak yasa dışı dinleme
kararı aldı, tüm Türkiyeyle ilgili olarak. Ben suç duyurusunda
bulundum, MİT Müsteşarı hakkında bulundum. Baro
Başkanıydım, milletvekili değildim. Bizim cesaretimiz o
kadar. Hâkim ve savcılar hakkında suç duyurusunda bulundum, ta o
zaman bulundum ve tüm Türkiyedeki iletişimi dinlemeye karar
vermişlerdi. Ne yapıldı o zaman? Size de ilettim.
Bakanlarınız burada, o zamanki Bakan şimdi Meclis Başkanı; ona da söyledim Bakın, bu hukuk gelir sizi
vurur. dedim ve şimdi geldi sizi vurdu. Bu kadar büyük, bu kadar büyük
gerçekten, değerli arkadaşlar, insanın tahmin etmeyeceği
kadar. Dinlediğim zaman şok
oldum ya, hakikaten şok oldum. Başbakan adına, bakanlar
adına bu cumhuriyetin yurttaşı olarak utandım,
utandım. Hakikaten utandım, gerçekten utandım.
Değerli arkadaşlar,
bakın, utandım.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Yani, sen onu gerçek mi kabul ediyorsun?
RECEP ÖZEL (Isparta) O dinleme
değil ki, o montaj ya! O dinleme değil ki!
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla)
Utandım değerli arkadaşlar, utandım. Bu cumhuriyetin
yurttaşı olarak utandım, sizler adına utandım.
RECEP ÖZEL (Isparta) O dinleme
değil ki! Çarpıtıyorsun, çarpıtıyorsun.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla)
Bakın, insanların, çocuklarına bırakacakları en
değerli şey onurlarıdır onurları.
Onurlarını, haysiyetlerini miras bırakırlar; para
değil, sağa sola sığmayan para değil, onur
bırakılır onur, haysiyet bırakılır.
Bu cumhuriyet sizlere
Başbakanlık vermiş, milletvekilliği vermiş, bakanlık
vermiş, her şeyi vermiş; bundan daha büyük bir onur var mı?
Nedir bu, nedir bu kibir? Nedir bu kadar çok para hırsı, nedir?
Nereye koyacaksınız bütün bunları, nereye götüreceksiniz?
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Ya, bunlar
sahte sahte, montaj montaj!
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla)
Nereye götüreceksiniz değerli arkadaşlar? Sizlere soruyorum, nereye
götüreceksiniz?
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Ya, montaj
bu montaj!
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla)
Bakın, değerli arkadaşlar, gerçekten, gerçekten utanmanız
lazım, herkesin utanması lazım. Türkiye'nin bu hâlinden,
Türkiyeyi getirdiğiniz bu hâlden herkesin utanması lazım ve
başta da sizlerin utanması lazım. Bakın burada bütün yasama
çalışmalarımıza engel oldunuz bu konuda.
RECEP ÖZEL (Isparta) Ya, sen imzana
sahip çıkamadın, imzana!
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla)
Beraber engelleyebilirdik. On bir yıl boyunca iş tuttunuz, on bir
yıl boyunca. Ama Başbakan tek bir yerde doğru bir söz söyledi,
Kazlıçeşmede. Kazlıçeşmede doğru bir söz söyledi.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Her sözü doğrudur, her sözü doğrudur, rahat ol sen!
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla)
Milyonları evlerinde
tutmayı beceremiyoruz, zor
tutuyoruz. dedi. Evet, hangi milyonlar olduğu bugün ortaya çıktı
değerli arkadaşlar. Hangi milyonlar olduğu ortaya
çıktı.
Bakın, sizin
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Sen kasetle mi siyaset yapıyorsun ya! Sen kaset siyaseti mi
yapıyorsun?
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla)
Evet, siyaset yapıyoruz tabii ki.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Kasetle siyaset olmaz! Kaset siyaseti yapıyorsun. Dün durduğun yerde
niye durmuyorsun?
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) Ama
onurumuzla yapıyoruz, haysiyetimizle yapıyoruz.
Çocuklarımıza bırakacağımız tek iş
vardır, onurumuzdur onurumuz. Ne para, ne kibir, onurumuzdur; bunu böyle
bilmeniz lazım.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Dün haklı olarak şikâyet ettiğin şeyi bugün niye
kullanıyorsun? Dün haysiyetli bir şey yapıyordun sen.
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Tanrıkulu.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla)
Bugün de yapıyorum, bugün de aynı şeyi yapıyorum.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Bugün niye bunun üstünden siyaset yapıyorsun?
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla)
Bütün yaptıklarım ortada, bütün yaptıklarım ortada benim.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Yanlış yapıyorsun. Sen yanlış yapıyorsun. Bunu
senin vicdanın da biliyor.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla)
Bütün yaptıklarım ortada değerli arkadaşlar.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla)
Bu kürsüde söylediklerim, bu Meclis çatısı altında
yaptıklarım benim onurumdur. Keşke siz de bunun onda 1ine sahip
olsanız.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Dün söylediğin şeyler doğruydu, bugün yanlış
şeyler söylüyorsun.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU
(İstanbul) Ayıp, ayıp! Keşke sen de gelsen burada
onurunla konuşsan! ( AK
PARTİ ve CHP sıraları arasında
karşılıklı laf atmalar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz
Sayın Tanrıkulu. (CHP sıralarından alkışlar)
Aynı mahiyetteki iki önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561
sayılı yasa teklifinin 13 üncü maddesi içerisindeki münhasıran
ibaresinin özellikle ibaresiyle değiştirilmesini arz ve talep
ederiz.
Sırrı
Sakık (Muş) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon, önergeye
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
ERTUĞRUL SOYSAL (Yozgat) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET
YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan bu değişiklikle
metnin daha anlaşılır olması amaçlanmıştır.
BAŞKAN Gerekçesini
okuttuğum önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
13üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Böylece, birinci bölümde yer alan
maddelerin oylaması tamamlanmıştır.
Sayın milletvekilleri, bir saat
ara veriyorum.
Kapanma Saati:
19.17
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati:
20.19
BAŞKAN:
Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER:
Fehmi KÜPÇÜ (Bolu), Muhammet Bilal MACİT (İstanbul)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 67nci Birleşiminin
Dördüncü Oturumunu açıyorum.
561 sıra sayılı Kanun
Teklifinin görüşmelerine kaldığımız yerden devam
edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Şimdi ikinci bölümün
görüşmelerine başlıyoruz.
İkinci bölüm 14 ila 26ncı
maddeleri kapsamaktadır.
İkinci bölüm üzerinde gruplar
adına ilk söz Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Aydın
Milletvekili Bülent Tezcana aittir. (CHP sıralarından
alkışlar)
Buyurunuz Sayın Tezcan.
Süreniz on dakikadır.
CHP GRUBU ADINA BÜLENT TEZCAN
(Aydın) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; aslında Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak hem devletin
hem hükûmetin hem de bu milletin hiç hak etmediği bir kara lekenin
altında görüşmeler yapıyoruz.
Değerli arkadaşlar, dünden bu
yana yaşananlara bir bakın. Aslına bakarsanız, 17
Aralıktan bu yana yaşananlara dönüp bir bakalım. Bakın,
Türkiyede yolsuzlukla, hırsızlıkla, usulsüzlükle,
rüşvetle, zorla haraç almakla ilgili neredeyse ciltler dolusu roman
yazılabilecek bir müktesebatın oluştuğunu ne yazık ki
gördük.
Sayın milletvekilleri, bakın,
Türkiye Büyük Millet Meclisi görüşmelerini yapabilmesi için Hükûmetin
hazır bulunması gerekir. Hangi hükûmetin? Meşru hükûmetin
hazır bulunması gerekir. Bugün ne yazık ki, Recep Tayyip
Erdoğan başta olmak üzere Başbakan da meşruiyetini
yitirmiştir, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti de meşruiyetini
yitirmiştir. Meşruiyetini yitiren bir Hükûmetin olduğu yerde
Türkiye Büyük Millet Meclisi herhangi bir yasama faaliyetini ya da Genel Kurul
çalışmasını yapamaz.
Değerli arkadaşlar,
bakın, bu milletin en zor zamanlarında, yoksulluğun diz boyu
olduğu zamanlarda bu çatının altında bu Meclis, gazi Meclis
milletinin yokluğuyla el ele vererek ulusal Kurtuluş
Savaşını verdi. Yedi düvele karşı bu topraklar
işgal edildiğinde Tekâlif-i Milliye emirlerini çıkarıp
Anadolunun her yerinde vatandaşına dedi ki: Vatan işgal altında, namusumuz
işgal altında, onurumuz işgal altında. Gelin ey milletim,
onurumuzu birlikte kurtaralım." dedi. Onun için 2 öküzü olan 1ini
verdi, 2 çift çorabı olan 1ini verdi, 1 çift çorabı olan tekini
verdi. Emzikteki çocuğunun rızkından çıkarıp
getirdiler, bu gazi Meclis milletin onurunu kurtarsın diye, yokluklar
içerisinde ulusal Kurtuluş Savaşını versin diye gönül
gönüle, el ele birlikte mücadele etti.
Değerli arkadaşlar, o zaman
işte bunun için Türkiye Büyük Millet Meclisine gazi Meclis dedik.
İşte bunun için Türkiye Büyük Millet Meclisi her şeyin
üzerindedir ve milletin onurunun sahibidir. Şimdi, milletin onuru göz göre
göre çiğneniyor, beytülmale el uzatılmış, beytülmal talan
edilmiş ve talan ortaya çıkmasın diye bir gece yarısı
Başbakan telefonun başına geçiyor, çocuklarına: Yedi
sülalenizi birden toplayın, kardeşini, enişteni, damadını,
birlikte bu paraları kaçırın." diyor. Sevgili
milletvekilleri, bunu anlamak mümkün mü? Böyle bir Mecliste milletin onurunu
korumak ve kurtarmak söz konusuyken, gazi Meclisin onuruna
yakışır faaliyet yapmak söz konusuyken milletin ve Hükûmetin
alnındaki bu karayı silmediğimiz sürece biz yasama faaliyeti
yapamayız ve Türkiye Büyük Millet Meclisi bu yolsuzlukların üstünü
örtmenin bir aracı hâline geldiği ve getirildiği sürece o
yolsuzluğun ortağı olur, o çalınan karanın
ortağı olur. Şimdi hep beraber yapacağımız bir
şey var sevgili milletvekilleri, ben Adalet ve Kalkınma Partili
milletvekili arkadaşlarıma ve Adalet ve Kalkınma Partisine
söylemiyorum, Türkiye Büyük Millet Meclisindeki bütün milletvekili
arkadaşlarımızın, hepsinin bu yaşananlar
karşısında rahatsız olduğunu biliyorum ya da en
azından olacağını düşünüyorum.
Değerli arkadaşlar,
bakın, 17 Aralıktan bu yana Türkiyede bütün bir sistemi yolsuzluk
üzerine yürütmeye çalışan bir anlayışın tek
başına devleti ve sistemi kontrol etmeye
çalıştığı bir düzenle karşı
karşıyayız. Buna dur diyecek olan sadece ve sadece Türkiye Büyük
Millet Meclisidir; milletin onurunun şahlandığı yerdir,
milletin onurunun ifade edildiği yerdir.
Değerli arkadaşlar,
bakın, gazi Meclisin alnına bu lekenin sürülmesine, gazi Meclisin
alnına bu karanın çalınmasına müsaade etmeyelim ve hep
beraber, meşruiyetini yitirmiş olan bu Hükûmet istifa etmediği
sürece yasama faaliyetlerine son verelim. Biz, Türkiye Büyük Millet Meclisiyiz;
biz, yolsuzluğun Meclisi değiliz; biz, haram üzerine kurulan,
inşa edilen binaları koruyacak bir Meclis değiliz. Biz, Türkiye Büyük
Millet Meclisiyiz, bu milletin yokluğunda ve yoksulluğunda onunla el
ele vermiş, Anadoludan Ankaraya gelip en yoksul günlerde milletin
onurunu korumuş ve kurtarmış Meclisin milletvekilleriyiz.
Titreyip kendimize döneceğiz. Kimsenin kulu olmayacağız,
Allahın kulu olmaktan başka. Allahın kulu olmaktan başka
kimsenin önünde kul gibi biat etmeyeceğiz. (CHP sıralarından
alkışlar)
Değerli arkadaşlar,
bakın, ses kasetlerini dinledik, dinlediniz. Akıllara zarar,
akıllara zarar. 1 milyar eurodan bahsediliyor, 1 milyar euro. Bu milletin
malı bu para, bu milletin malı, yetimin hakkı. 5 milyon
insanımız işsiz, 5 gençten 1isi işsiz. Bu memlekette
700-800 lira asgari ücret, emekli geçinemiyor. 1 milyar euroyu nereden buldun
diye Başbakana soracak onurlu bir Meclis istiyoruz ve bu Meclis bunu
soracaktır, sormasını bekliyoruz. (CHP sıralarından
alkışlar)
Değerli arkadaşlar,
bakın, günlerden bu yana bir şeye alıştırdılar bu
milleti. Sevgili milletim, bu nasıl iştir? Bismillahla
başlayıp Elhamdülillahla bitirdiğin sözün arasında
hırsızlık hırsızlık yapıyorsun bu
memlekette. Dinimizde böyle bir şey var mı? Bismillah ile
elhamdülillahın arasına hırsızlık sığar
mı? Hangi inanca bu sığar? Konuşma Bismillahla
başlıyor, Paraları kaçır.la devam ediyor, Elhamdülillahla
sona eriyor. Değerli arkadaşlar, şeytanın bile aklı
şaşar böyle duaya, şeytanın bile aklı şaşar.
Şimdi, biz, burada, bugün, sanki
bunlar hiç yaşanmamış gibi, sanki Türkiye Cumhuriyetinde bugüne
kadar, iki aydan bu yana, Parlamentoda alelacele geçirilen bu yasalar, bu
değişiklikler Başbakanın usulsüz elde ettiği
paraları korumak ve bu yolsuzluğu örtmek için çıkarılan
kanunlar değilmiş gibi burada yasama faaliyetine devam ediyoruz.
İSRAFİL KIŞLA (Artvin)
Yalan söyleme! Yalan söyleme!
BÜLENT TEZCAN (Devamla) Tarih bunu
herkesten soracak; tarih bunu bugün burada suskun kalanlardan da soracak, bugün
kürsüden çıkıp haykıranlardan da soracak. Şimdi, şunun
hesabını verin, itiraz etmeyin arkadaşlar
Ben milletvekillerini
suçlamıyorum, ben iktidar yetkisini elinde bulunduran, meşruiyetini
yitirmiş Başbakanı suçluyorum. Ben devlet gücünü kullanarak,
elindeki yetkiyle bu milletin, yetimin, yoksulun hakkına el uzatan
Başbakanı ve onun arkasında duran Hükûmeti suçluyorum. Ben
beytülmali kendi cebi gibi gören ve beytülmale el uzatmaktan çekinmeyen,
sıkılmayan Başbakandan bahsediyorum, sizden bahsetmiyorum.
Üzerinize alınmayın, üzerinize alınmayın. Ama siz de
diyorsanız ki Biz bu sistemin parçası olacağız. Siz de
diyorsanız ki Biz bu sistemin içinde olacağız
MUSTAFA ŞAHİN (Malatya)
Akıllı ol biraz! Akıllı ol! Akıllı ol,
akıllı! Sesini yükseltme! Akıllı ol! Adam gibi konuş!
BÜLENT TEZCAN (Devamla) Ben
akıllıyım! Aklınızı başınıza
alın! Ben akıllıyım! Aklınızı
başınıza alın!
MUSTAFA ŞAHİN (Malatya)
Adam gibi konuş! Başbakan diyemezsin. Ahlaklı
konuşacaksın!
BÜLENT TEZCAN (Devamla) Ahlak
dışı hiçbir şey söylemiyorum. Ahlakla davranmak
istiyorsanız
Ahlak dışılık milletin gözü önünde
cereyan ediyor.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
İftira ediyorsun, iftira!
BÜLENT TEZCAN (Devamla) Bu memleketin
varlığına, yetimin yoksulun hakkına el uzatanlara itiraz
etmektir ahlaklı olmak.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Asılsız, mesnetsiz iftiralarda bulunuyorsun! Karanlık kasetler
adına konuşuyorsun!
BÜLENT TEZCAN (Devamla) Ahlaklı
olmak, dürüst, namuslu milletin malını koruyabilmektir. Ahlaklı
olmak, devlet imkânlarıyla salma salıp iş adamlarını
soyarak, beytülmali soyarak zengin olmak değildir; ahlaklı milletvekili
bunu yapar.
Hepinize saygılar sunuyorum, teşekkür ediyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Tezcan.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Ünal.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Sayın konuşmacı
grubumuza dönük, Grup Başkanımıza dönük son derece
ağır ithamlarda bulundu.
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Ünal. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
VIII.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
5.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünalın, Aydın Milletvekili Bülent Tezcanın
561 sıra sayılı Kanun Teklifinin ikinci bölümü üzerinde CHP
Grubu adına yaptığı konuşması sırasında
AK PARTİ Grubuna ve AK PARTİ Grup Başkanına
sataşması nedeniyle konuşması
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bazen sözün bittiği yere
gelirsiniz.
KAMER GENÇ (Tunceli) Zaten bitmiş söz!
NAMIK HAVUTÇA (Balıkesir) Aynen öyle!
BÜLENT TEZCAN (Aydın) Aynen öyle, doğrudur
Başkan!
MAHİR ÜNAL (Devamla) Sizin hafızanızla,
yaşadıklarınızla, birileri çıkar ve âdeta bunu yok
sayarak, sizinle alay eder gibi, gözünüzün içine bakarak, sizin
unuttuğunuzu zannederek, bu ülkede 24 tane bankanın içi
boşaltılırken susanlar, yolsuzlukların diz boyu
olduğu
İLHAN DEMİRÖZ (Bursa) Kim boşalttı?
GÜRKUT ACAR (Antalya) Bunları mazur gösteriyor mu?
MAHİR ÜNAL (Devamla)
ekonominin, sistemin,
siyasal sistemin çöktüğü günlerde konuşmayanlar
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Siz daha mı çok
çaldınız?
MAHİR ÜNAL (Devamla)
bugün karanlık
kasetlerle operasyon yapılırken o karanlık kasetleri kendi
siyasetlerine malzeme yaparak, sanki bunlar hakikatmiş gibi hakaret etmeyi
kendilerinde bir hak olarak görürler ve bunu da siyaset yapmak zannederler.
Bizler sizin söylediğiniz her şeyden ariyiz ve uzağız.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Mahir Bey, inanarak mı
savunuyorsun, inanıyor musun?
MAHİR ÜNAL (Devamla) Söylediğiniz her
şeyi size misliyle iade ediyoruz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Çok zor Mahir Bey, çok zor!
MAHİR ÜNAL (Devamla) Biz onurumuzla,
haysiyetimizle, ahlakımızla, dürüstlüğümüzle burada siyaset
yapıyoruz.
GÜRKUT ACAR (Antalya) Hangi dürüstlük? Hangi dürüstlük?
MAHİR ÜNAL (Devamla) Liderimizle, partimizle,
iktidarımızla alnımız ak, gönlümüz ak, yolumuz da
aktır.
KAMER GENÇ (Tunceli) Hangi dürüstlük? Tayyipin
evindeki katrilyonlar nereden? Tayyip Erdoğanın evinde bulunan
katrilyonlar nereden geliyor, onu söyle!
MAHİR ÜNAL (Devamla) Dolayısıyla, siz
hangi karanlık kaset siyasetinin değirmenine su
taşıdığınıza bakın.
VELİ AĞBABA (Malatya) İşiniz zor,
işiniz zor Sayın Ünal, işiniz zor!
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Mahir Bey, acıyorum size,
vallahi acıyorum!
MAHİR ÜNAL (Devamla) Daha dün Genel
Başkanınız, ağababalarına teslim
olmadığı için kasetle gitti, onu kasetle götürenler, bizi
kasetle götüremeyecekler
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Ne zor yapıyorsun
bu konuşmaları, ne zor!
VELİ AĞBABA (Malatya) Sizin
işiniz zor.
MAHİR ÜNAL (Devamla)
ve buna
tarih de millet de şahittir.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Ünal.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Hiç
yakışmıyor sana bu konuşmalar.
VELİ AĞBABA (Malatya)
İşiniz zor, Allah size yardım etsin.
VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
3.- Isparta
Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç ve Bayburt Milletvekili Bünyamin Özbek ile 80
Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi ile Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin; Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, Malatya Milletvekili
Mahmut Mücahit Fındıklı ve Muş Milletvekili Faruk
Işık ile 34 Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/2006, 2/2007, 2/2009, 2/2010) (S.
Sayısı: 561) (Devam)
BAŞKAN Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu adına, Antalya Milletvekili Mehmet Günal. (MHP
sıralarından alkışlar)
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın
Başkan, Ünala sorun, o Tayyipin oğlunun evindeki paralar nereden
gelmiş? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın
Günal
KAMER GENÇ (Tunceli) Kamyonlarla
taşımışlar, tırlarla taşımışlar o
paraları, onlar nerede?
FAHRETTİN POYRAZ (Bilecik)
İspat et Kamer!
BAŞKAN Müsaade ederseniz,
kürsüdeki milletvekiline söz vereceğim.
Buyurunuz Sayın Günal.
MHP GRUBU ADINA MEHMET GÜNAL (Antalya)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, Sayın Ünal kısa
bir şey söyledi. Doğrudan bize söylemedi ama her seferinde söylüyor,
şu kadar bankayı diye ağzına pelesenk etti. 57nci
Hükûmetin Bakanı Sayın Bal burada, geçen gün size ayrıntılı
olarak cevap verdi.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Hayır, siz üzerinize niye alınıyorsunuz ki?
MEHMET GÜNAL (Devamla) Bir dakika
yani, işte, şimdi, her seferinde söylediniz de ben de söyleyeyim. Tam
tersine, 57nci Hükûmet, o bankalarla ilgili BDDK Kanununu,
Bankacılık Kanununu çıkarıp uygulayan, batık durumda
olan bankaları alıp rehabilite eden
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Ya, Korkmaz Yiğitler, Alaattin Çakıcılar, Mesut Yılmazlar;
onlar arasında o
MEHMET GÜNAL (Devamla) Siz de cevap
verirsiniz Sayın Ünal. Sayın Ünal, bir dur, sen de cevap ver. Bana
kızma, bak ben sataşmadan söz istemedim, bir şey söylüyorum.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Hayır, ben bir şey söylemedim ki.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Halk
Bankasını soyup soğana çevirdiniz.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Halkbankın tek kuruşuna kimsenin eli dokunmadı!
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) 30 milyon
euroyu açıkla bir, 30 milyon euroyu.
MEHMET GÜNAL (Devamla) Ben de diyorum
ki o bankalar daha önce batmıştı, geldiğinde
almıştı. Şimdi, siz batan bankaları bırakın,
biz başka batan şeyleri konuşmayacağız. Burada,
kanunda bir sürü şey var. Siz zorla yani bizi başka şey
konuşmaya zorluyorsunuz.
Diyorum ki biz kanunu
çıkardık, ele aldık, bunların hepsi rehabilite edildi,
görev zararları da tasfiye edildi, bankacılık reformu yapıldı.
Elinize sağlam teslim ettik, başka bir şey demiyorum. Ha,
söylersen onların da cevabını veririm, o ayrı konu yani
dağarcığımızda hepsi var. Sadece bir cümleyle
düzelttim. Yoksa, kalkıp başka şeyleri de söyleyebilirdim
Sayın Ünal.
Değerli arkadaşlar, bu kanun
bir garabet. Yani, geçen gün uzun tartışma yaptık biliyorsunuz.
Arka arkaya, arka arkaya eklenen tekliflerle aceleden, hatta eksik imzası
olan teklifler, aceleden arkadaşımızın yerine atılan
imzalar, böyle garip bir
Ya, böyle bir kanun yapma tekniği olmaz.
İçerisinde her şey var. Plan ve Bütçe Komisyonuyla ilgili olmayan
maddeler de var, oradan geliyor, İnternet kanununu yetiştirelim,
falanca şeyde acil sahibinden bir şey var, unutmuşuz, onu da
yetiştirelim.
Burada, Bakanlar Kurulumuzun hepsine
söylüyoruz ama eski Komisyon Başkanımız olarak asıl
Sayın Elvana söylüyoruz: Bakanlar Kurulunun, Plan ve Bütçe Komisyonunun,
yasamanın ve Meclisin namusunu size emanet ediyoruz. Yani, diğer
bakanlarımızın da var, en çok sizin emeğiniz var. Hem
bürokrasiden değerli çalışma arkadaşım olarak hem de
Plan Bütçe Komisyonu Başkanımız olarak
Bu kanun yapma
tekniğine son verilmesini Sayın Başbakana da arz edin, bir çözüm
bulalım. Ha, varsa bir kanun, alın, sahip çıkın, Bakanlar
Kurulundan tasarı olarak getirin buraya, biz de eksiğini
fazlasını tamamlayalım, süreçlerden geçsin.
Az önceki maddede söyledim, etki
analizi yapılmadan geliyor. ÖTVden vazgeçtik, ne olacağı belli
değil. Şimdi, buranın içerisinde sağlıktaki
yap-kirala-devret sistemi var, hiçbir etki analizi, maliyeti yok. Söylüyoruz,
diyoruz ki: Önümüzdeki yirmi beş seneyi ipotek altına
alıyorsunuz. Bununla ilgili etki analizine gerek yok, ben size tekrar
rakamları vereyim, defalarca verdim -Sayın Başkan da biliyor,
değerli arkadaşlarım da biliyor, Sayın Sağlık
Bakanı da biliyor, bilenler beni bağışlasın, tekrar
olacak, bilmeyen arkadaşlarım varsa - net bir şekilde,
şimdi, sizin insafınıza sunacağım: Geçen yıl,
2013te, bu sağlık kanunu çıkarken önlerine koydum, 2013
yılı yatırım programında 5,1 milyar TLyi bulan 88
tane yatırım vardı ve bunun tamamı 2014, 2015
yılı içerisinde tamamlanacak. Komisyon görüşmeleri
sırasında hem Hazinenin hem Kalkınma Bakanlığının,
eski DPTnin müsteşar yardımcılarını da davet ettik,
arkadaşlarımız da oradaydı. Hazine garantisi vardı,
öbür taraftan da YPK kararlarıyla ilgili kendisine soru sorduk Sizin,
orta, uzun vadedeki sağlıkta yatak hedefiniz nedir, şu anda
durum nedir? dedik, On binde
Şimdi, benim insafım,
vicdanım, aklım ermiyor. Öbür taraftan, burada YTK kararı var,
orada da diyor ki: Yapacağınız yeni hastaneleri yatak kapatarak
yeni yatak kapasitesi yaratmadan yapın. Şimdi ben anlamadım,
zaten, orta, uzun vade hedefini 2015te tutturacaksak, burada DPTden
gelmiş Sayın Bakanıma da söylüyorum, bu kadar şeyin
altına niye giriyoruz değerli arkadaşlar? Şu anda,
bakın -5,1di geçen sene, bu senenin yatırım programı önümüzdeki
günlerde tekrar gelir, bakarız, ne kalmış, hangisi
tamamlanmış ama- böyle bir garabet var.
Durmadan da Sayın Başbakanla
beraber Sağlık Bakanımız dolaşıyor Efendim,
şehir hastaneleri kuruyoruz
Kim ödeyecek bunun faturasını?
Yani, böyle bir model olabilir mi? Bakın, elimizde çalışmalar
var, raporlar var, bunun beşiği olan İngilterede, Kanadada,
İrlandada ne kadar zarar edildiğini söyleyen raporlar var,
parlamento raporları var.
Soruşturma komisyonları kurulmuş Yüzde 87 daha
pahalıya geliyor normal ihale yönteminde. diyor birincisi. Yani, şu
anda her tarafta sorun var, Avustralyada, Kanadada, İrlandada
Benim
elimde makaleler var, burada size göstereyim, gazete haberleri var ve komisyon
raporları var.
Şimdi, bir taraftan İhale
Kanununu elliyoruz, orasını oradan alalım, burasında bunu
affedelim, buna muafiyet getirelim; öbür taraftan, elimizde, yeni yatak
kapasitesi yapmadan, sadece yıldız yenilediğimiz gibi otellerde,
daha farklı bir yere topluyoruz. Ya, birkaç tanesini yapın diye
defalarca söyledim, tamam, bir model deneyin, bir görelim. Önümüzdeki yirmi
beş sene, 50 milyara yaklaşan bir maliyetin altına Türkiye
Cumhuriyeti devletini, bu milleti niye sokuyorsunuz? Yani, böyle bir model,
toptan bir model olabilir mi?
Bu sefer de konuşuyor
arkadaşlarımız, içerisini de biliyoruz, aynı anda -Sayın Bakan varken söylediğim
için söylüyorum, şimdi kendisi yok ama arkadaşlarım
şahittir- hem harcama yetkilisi hem ihale yetkilisi bir
arkadaşımız gelmiş, daire başkanı yetkisiz,
imzaları atıp gidiyor; böyle bir şey olur mu? Sonra da diyor ki:
Bu sözleşmeler tamamlanmış. Kim tamamladı? O
sözleşmelerin kiminde eksik imza var. Yani, normalde ilgili genel müdürde
olması gereken yetkiyi kalkıp burada biz daire başkanına
vermişiz, daire başkanı, normal daire başkanı
olmuş, imza yetkisi olmayan daire başkanı olmuş, KHK
çıkarmışsınız, ondan haberi yok
arkadaşların.
Dolayısıyla, bu gibi
harcamalar milletin üzerine yeni vergi yükü getiriyor. Bütçedeki her açık,
her birimizin üzerine yeni borç, bu da bunu ödemek için yeni yeni ÖTV, KDV,
özel iletişim vergisi gibi vergiler getiriyor. Bakın, bunların
etki analizlerini yapmadan, bunları bu şekliyle yapmadan
yapabilmemiz, bu yatırımları başarabilmemiz mümkün
değil.
Şimdi, bizim
uyarılarımızın bir kısmına ilişkin, arkadaşlarımız,
güya, düzenleme getiriyor ama yine, mevcut olan sözleşmeler üzerinde
Sayın Bakana işlem yapma yetkisi veriyor. Söyledik Sayın Bakan
sizi ağır töhmet altında bırakır bu. dedik. Niye? Ya,
şimdi, bitmiş olan sözleşmede hukukta bunun üzerine yeni
düzenleme yapılır mı? Biz o şartları biliyor
olsaydık başka türlü ihaleye girerdik, başka şirketler
girerdi. Daha önce bu lafları hatırlıyorsunuz. Sonradan
TELEKOMa sağlanan özel vergi hakları gibi birtakım özel
kolaylıklar sağlanınca büyük iş adamları dedi ki:
Bunu bilseydik biz de girerdik ihaleye. İhaleye gireceksiniz,
sözleşme bitecek ve de o ihale süresi boyunca, yani yirmi beş sene
boyunca Sayın Bakan Ben kafama göre düzeltirim. Böyle bir şey yok.
Bakanı da töhmet altında bırakır, yarın çok dedikodular
çıkar, hiçbir şey olmasa da çıkar. En ufak bir şey
olduğu zaman da hemen Bunun altında bir çapanoğlu var. diye
bakılır, normaldir. Onun için, böyle bir yöntem olamaz.
Bu arada, devletin
işleyişinde bir düzen, nizam, organizasyon olması lazım.
Daha önce de söyledim: Millî Eğitim Bakanlığı ayrı
aldı, Kültür ve Turizm Bakanlığı Ben adaya bilmem ne
yapacağım. dedi, aldı; Sağlık
Bakanlığı geldi, aldı. Bakanlığın merkez
birimi dahi bunlar için o kadar proje parası öderken, Sayın Bakan,
önceki Bakan bize geldi, dedi ki: Bunu taşra birimleri yapsın. Yani
şimdi, burada bir dağınıklık var.
Yap-işlet-devret modeli geldi, kamu-özel ortaklığı bir
model olarak geldiyse, bunu tek elden yürütecek kuruluş, Sayın
Bakanın da, benim de eski mensubu olduğumuz Kalkınma
Bakanlığının içerisinde özel daire var, bu, bu iş için
kurulmuş. Organizasyonunu da yapan, koordinasyonunu da sağlayan birim
orada ama ondan memnun olmuyor arkadaşlar. Niye? Ya, DPTciler işi
yokuşa sürüyor. Onun için de bakanlık yapıldı zaten, DPT
olmaktan çıktı. Dolayısıyla, burada, hepsinin tek elden
yürütülmesi, önceliklerin görülmesi, bunun maliyetlerinin hesaplanması,
kamuya maliyetinin hesaplanması, önümüzdeki yıllarda alternatif
maliyetlerinin hesaplanarak, etki analizlerinin yapılarak buraya gelmesi
lazımdı.
Maalesef, şimdi, burada 1 maddelik
bir düzenleme yapıyoruz. Bunu düzeltmiyoruz, ne yapıyoruz? Daha önce
yapılan sözleşmelerden mağdur olmuş birilerinin
mağduriyetini gidermek veya mevcut sözleşme üzerinde düzenleme yapma
yetkisi verebilmek için
Neymiş? Sadece Etlik Hastanesinde, efendim, yer
teslim edilememiş. Buna özel düzenleme yapın. Genel olarak
sözleşme yetkisi verdiğimiz zaman, bu kadar milyonlarca liralık,
50 milyara yaklaşan toplam yirmi beş yıllık maliyetli
ihalelerde eğer Bakan, kendisi düzenleme yapma yetkisi alırsa, bizim
bunu, kusura bakmayın, sadece iyi niyetle açıklama
şansımız yoktur. Hele hele ortalıkta
tartışılan, konuşulan konulara gelince, yarın ne olacağını
bilemeyiz.
Böyle bir yetkinin, Sayın Bakana
verilmesi tehlikelidir diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz
Sayın Günal.
Şahsı adına Konya
Milletvekili Faruk Bal.
Buyurunuz Sayın Bal. (MHP
sıralarından alkışlar)
FARUK BAL (Konya) Teşekkür
ederim.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; şahsım adına söz almış bulunuyorum.
Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
Bu kaçıncı torba yasa, ben
saymadım. Kaçıncı olduğunu da, gerçi, öğrenmek
istiyorum ama bir bilinmez, sanki cebir denklemi mübarek.
Bilinen tek şey var değerli
milletvekilleri, o da, eğer AKPnin zülfüyârine dokunan herhangi bir
kanunda bir madde varsa koy torbaya. Eğer AKPnin yandaşı
sermaye sahiplerinin ayağına dokunan bir taş varsa ve bu bir
kanun maddesiyse koy torbaya. Eğer AKPnin yandaş hâle getirdiği
kamu görevlilerinin ayağına dokunan bir taş varsa, o da bir
kanun maddesiyle ilgiliyse koy torbaya. İhaleye fesat
karıştırmayla ilgili düzenlemeleri engelleyen, ihaleye fesat
karıştırmak isteyenlerin önünde bir engel varsa, onu da koy
torbaya. Eğer bir yandaşın vergide bir sorunu
çıkmışsa, onu da koy torbaya. Maliyeyle, sigortayla ilgili bir
sorunu varsa, koy torbaya. Eğer bir kamu görevlisi görevini suistimal
etmiş, mahkûm olmuşsa, onu da maydanoz maddesi yap, koy torbaya.
İlgili ilgisiz 20-30 tane kanunda değişiklik yapan bir kanun
teklifini veya tasarısını getir Meclisin önüne. Burada da
parmaklarda akıl olmaz tabii de parmağa hükmeden aklı yerinden
çıkararak, biat kültürüyle donatarak Kaldır parmağı, indir
parmağı, geçti torba yasası diyerek, Türkiyenin bugüne kadar
gelmiş olduğu sorunlarına AKP herhangi bir çare aramadı,
bulamadı. Bu torba kanunlar tamamen AKPnin yandaşlarına,
AKPyle ilgili olanlara ve AKPye destek verenlerin önündeki yasal engelleri
kaldırma amacıyla düzenlenmiş, kanun yapma tekniğine,
Anayasaya, İç Tüzüke aykırı bir düzenlemedir. Buraya kadar
yapılan işlerde, dilimize pelesenk olan güzel bir tabir var, o da:
Zengin, arabasını dağdan aşırır, fakir, düz yolda
şaşırır.
Şimdi, AKP, torba yasalarla, önüne
gelen pek çok engeli kaldırarak kendisini, yandaşını,
kendisine destek verenlerin sorunlarını halletti ama gerçek sorunu,
Türkiyenin gerçek gündemini, artık, yaşamaktan
bıkmış, sorunlarla boğuşmaktan bıkmış,
cinnet hâline gelmiş olan alanlara herhangi bir torba yasada yer vermiyor.
AKP torba yasalarında 4/Cciler için herhangi bir madde yok.
AKPnin torba yasalarında taşeron işçileri için herhangi bir
madde yok. AKPnin torba yasasında 300 bine yakın öğretmen
adayının -40 bin tanesi bu şubatta atama bekliyordu- derdine
derman olacak bir madde yok.
Türkiyenin, değerli
milletvekilleri, 3 tarafı değil, 6 tarafı denizlerle çevrili,
içinde bolca göl ve nehirler var, su ürünleri var, su ürünleri mühendisleri
var; bunlar okullarda okudular, meslek sahibi oldular, bunlar meslekleriyle ilgili
herhangi bir işte çalışamıyorlar, bunlarla ilgili, torba
yasada herhangi bir hüküm yok. Türkiye tarım yönünden çökme devrine
girmiştir, köyler boşalmıştır, hayvancılık
berbat bir vaziyettedir, binlerce ziraat mühendisi, veteriner iş
beklemektedir, bunlara torba yasada herhangi bir madde yok. Teknik
öğretmenler var Türkiyede, teknik öğretmenler, birtakım
okullarda çocuklara bilgi versin diye devlet tarafından okutulmuştur,
bunlara torba yasada çare yok. Astsubaylar var, astsubay emeklileri var, bunlar
perişan bir vaziyette, sanki ordunun zencisi gibi davranılıyor,
bunlara torba yasada bir madde yok. Uzman çavuşlar var, erbaşlar var,
bunlara torba yasada çare yok. Kıtlık geliyor kıtlık,
kuraklık diz boyu olmuş, düzenlenen birtakım bununla ilgili
işlerde pancar üreticilerinin tonaj meselesine çare yok. Yine, bu
kıtlıktan dolayı, devlete taahhüt etmiş olduğu
pancarı veremeyecek olan çiftçi, kuraklık
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
FARUK BAL (Devamla)
nedeniyle,
düzenlenen birtakım faaliyetlerden yararlanamayacak ve onlarla ilgili,
torba yasada herhangi bir şey yok. Ne var? Ne olduğunu gelecek
maddelerde göreceğiz. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Bal.
Şahsı adına, İzmir
Milletvekili Rıza Mahmut Türmen.
Buyurunuz Sayın Türmen. (CHP
sıralarından alkışlar)
RIZA TÜRMEN (İzmir) Sayın
Başkan, bu 5651 sayılı İnternet Yasasına getirilen
değişiklikler, bütün 17 Aralık yasalarında olduğu
gibi, hukuk devleti, temel hak ve özgürlüklerle bağdaşmayan
değişikliklerdir. Plan ve Bütçe Komisyonunun kabul ettiği
öneriler ise bu problemleri, sorunları çözmemektedir. Şöyle ki, iki
tane çok temel insan hakkı ihlali vardır burada: Bir
tanesi, özel yaşamın gizliliği ihlal edilmektedir; diğeri,
ifade özgürlüğü ihlal edilmektedir. Özel yaşamın ihlaliyle
ilgili olarak 5651 sayılı Kanunun 5inci maddesinde getirilen
değişikliğe bakmak gerekir. Buna göre yer
sağlayıcılar, iki yıldan fazla olmamak üzere bütün
bilgileri saklamakla, bütün bilgileri toplamakla yükümlüdürler ve aynı
zamanda, yer sağlayıcılar, TİB talep ettiği takdirde
bu bilgileri hâkim kararı olmadan TİBe vermekle yükümlüdürler. Bu,
özel yaşamın ihlalidir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde
Marper-İngiltere davasına baktığınız zaman,
kişisel verilerin toplanması, saklanması ve hâkim kararı
olmadan hele başka bir makama verilmesi özel yaşamın ihlali
olarak kabul edilmiştir. Buna karşılık getirilen
değişikliğin, Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edilen
değişikliğin bununla hiç ilgisi yoktur. Plan ve Bütçe
Komisyonunda kabul edilen değişiklik, mahkeme kararıyla bu
bilgilerin talep edilmesine ilişkindir. Mahkeme kararıyla bu bilgiler
talep edildiği takdirde, TİB bu bilgileri alacak ve mahkemeye
verecektir, bu, farklı bir şeydir. Ama bu değişiklik, 5651
sayılı Kanunda yapılan değişiklikle ortaya
çıkarılan insan hakkı ihlalini yani özel yaşamın
ihlalini etkilememektedir, bu ihlal olduğu gibi kalmaktadır. Yani
Cumhurbaşkanı bunu geri gönderirken buradaki insan hakları
ihlalini gidermek gibi bir düşüncesi varsa eğer, geri göndermeden,
işte pazarlık ederek bu insan hakkı ihlallerini gidermek gibi
bir düşüncesi varsa bu amaç gerçekleşmemiştir.
İkinci olarak,
ifade özgürlüğüyle ilgili (9/A) maddesi ciddi kuşkular
taşımaktadır. (9/A) maddesinde iki ayrı durum
düzenlenmektedir. Birinci durumda, eğer bir kişi özel
yaşamının ihlal edildiğini ileri sürerse bu iddia TİB
Başkanlığına gönderilecek, TİB
Başkanlığı onu birliğe bildirecek ve dört saat içinde
erişim engellenecektir hâkim kararı olmadan, hâkim kararı
bulunmadan erişim engellenecektir. Yirmi dört saat sonra, bu, sulh ceza
mahkemesine götürülecektir. Yani, önce, efendim, erişim engellenecek,
ondan sonra mahkeme kararı çıkacaktır. Bu bizatihi, bu
başlı başına bir ifade özgürlüğünün ihlalidir. Yani,
önce erişimi engelle, ondan sonra mahkeme kararı çıkar.
İkinci durumda, gecikmesinde
sakınca olan hâllerde TİB, resen erişimi engelleme hakkına
sahiptir. Şimdi, yapılan değişiklikle bu erişimi
engelleme kararına itiraz edilebilirken, itiraz yerine TİBin yirmi
dört saat içinde bu kararı sulh ceza mahkemesine götürmesi kabul
edilmiştir. Ama, temel problem ortadan kalkmamaktadır; gene
erişim engellenmekte, idarenin kararıyla erişim engellenmekte,
ondan sonra mahkeme kararı alınmaktadır. Bu, ifade
özgürlüğünün açık bir biçimde ihlalidir. Yani, erişimi
engellemenin idari bir kararla yapılması, ondan sonra mahkemeye gidilmesi,
ifade özgürlüğüne yapılan sınırlamanın ihlalini
ortadan kaldırmaya yeterli değildir.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Özel hayata saldırının, ifade özgürlüğüyle ne alakası
var Sayın Türmen?
RIZA TÜRMEN (Devamla) Kaldı ki
efendim, sulh ceza mahkemesi, karşı tarafın yani engellemeye
maruz kalan kişinin, tarafın görüşünü almadan karar verecektir
ki bu da ayrıca adil yargılama hakkının ayrı bir
ihlalidir. Bütün bunları topladığımız zaman görüyoruz
ki Plan ve Bütçe Komisyonunda getirilen değişiklikler, 5651
sayılı Kanunda yapılan değişikliklerle ortaya
çıkan insan hakları ihlallerini ortadan kaldırmakta yetersiz
kalmaktadır.
Teşekkür ederim Sayın
Başkanım. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Türmen.
Şimdi, soru-cevap bölümüne
geçiyoruz.
On beş dakika bu bölümde
soru-cevap. Yedi dakikasını sorulara, sekiz dakikasını
cevaba ayıracağım.
Sayın Genç, buyurunuz.
KAMER GENÇ (Tunceli) Teşekkür
ederim.
Biraz önce, Hükûmet sırasında
oturan arkadaşımız, Bakan, dedi ki: Efendim, bu Tayyip
Erdoğanla oğlu arasındaki konuşmalar, hukuksuz olarak elde
edilmiş bilgilerdir. Şimdi, bizim anladığımız
kadarıyla, 17 Aralık olayında Tayyip Erdoğanın
oğlunun dinlenmesi için savcılıktan karar
alınmış, mahkemeden karar alınmış ve o karar
nedeniyle Tayyip Erdoğanla oğlu arasındaki konuşmalar
dinlenmiş. 17 Aralıkta bazı bakanların
çocuklarının, işte, evleri aranınca Tayyip Erdoğan da
paniğe kapılmış, oğluna telefon etmiş. Oğlum,
bak, depolarda para dolu, bu paraları bir yerlere aktar, ondan sonra da
bizim paralar yakalanmasın. demiş. Ama tabii, burada, hâkim ve
oradaki polis de görevini ihmal etmiş, savcı da görevini ihmal
etmiş çünkü bu konuşmaları dinlediği hâlde, anında
Tayyip Erdoğanın oğluna baskın yapsalar o depolardaki
paraları yakalayacaklar. Dolayısıyla, bunlar görevlerini ihmal
etmişler. Yani size göre, burada dinleme hukuksuz olarak nasıl
yapılmış?
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Genç.
Buyurunuz
Sayın Tanal.
MAHMUT TANAL
(İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan,
Başbakan, Üsküdar Kısıklıda oturuyor. Oradaki,
Kısıklıdaki villalar, yani kendisinin, kayınbiraderinin ve
çocuklarının oturduğu villalar, kaç dönüm üzerinde? Ve aynı
zamanda bu evlerinin bulunduğu villalarda bahçede kazı yapıldığı
söyleniliyor. Bu kazı hangi tarihte yapıldı? Bu kazı
işlemi niçin yapıldı? Bu kazı işleminde orada tarihî
bir eser, bir şey mi vardı? Hiç arkeolog filan orada bulundu mu?
Bunun sebebi nedir acaba? Bize bilgi verir misiniz.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Tanal.
Sayın
Yılmaz.
SEYFETTİN YILMAZ
(Adana) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan,
sizden önce görev yapan Ulaştırma Bakanıyla ilgili çok ciddi
iddialar ortada. Özellikle bu havuz oluşturularak medyaya 680 milyon dolar
civarında para toplanıyor. Buraya para yatıran iş adamları
belli. Bu parayı yatıran iş adamlarının, özellikle
Ulaştırma Bakanlığından aldığı ihaleler
de aşağı yukarı belli. Bir Bakan olarak, bu iş
adamlarının aldığı ihaleleri bir müfettiş
vasıtasıyla inceletme imkânınız oldu mu, böyle bir
şeye ihtiyaç duyuyor musunuz? Gerçekten, burada ciddi farklar var mı?
Yine bu, özellikle
Sayıştay özellikle Sayıştay raporlarında -şimdi
rapor yanımda yok ama- yaklaşık maliyetle hak edişler
arasında 4 kata yakın fark var. 4 tane tren yolu yapım
ihalesinde 1 milyarken ödenen para 4 milyara çıkıyor. Bu 4
katlık artış neden kaynaklanıyor? İşte, bu
iş adamları, bunlardan para kazandığı için mi böyle
bir havuz medyasına 100-150 milyon dolar verme gereğini hissedebiliyor?
Yoksa böyle bir ortamda kimse kimseye borç vermiyor.
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Yılmaz.
Sayın Erdemir
AYKAN ERDEMİR (Bursa)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, yolsuzluk
kayıtlarıyla ilgili olarak YouTubedaki kaydı, 1 gün içinde 2
milyon 385 bin kişinin izlediğini görüyoruz. Yine, 24 saat içinde
Twitterdaki 10 trend topicin 7sinin yolsuzlukla ilgili olduğunu
görüyoruz. Ekşi Sözlükte de 24 saat bile dolmadan yolsuzlukla ilgili 2
binin üzerinde entry girildiğini görüyoruz. Bu da bir Ekşi Sözlük
rekoru. Belli ki İnternet filtresi, sansürü ve torba yasaları
işe yaramıyor. İnternetin fişini kökten çekmeyi
düşünüyor musunuz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Erdemir.
Sayın Ekşi
OSMAN OKTAY EKŞİ
(İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
İstanbul Büyükşehir
Başkanlığı tarafından yaptırılan
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Ekşi.
Sayın Acar
GÜRKUT ACAR (Antalya) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, 4 Bakan hakkındaki
fezlekeler neden Türkiye Büyük Millet Meclisine getirilmiyor? Kırk
beş güne yakın gün geçti, buna rağmen, hiçbir
kımıltı yok ve bu konu kamuoyunda uyutulmaya
çalışılıyor. Bakanların oğulları tutuklu
olduğu hâlde bakanlar tutuksuz olduğu için mi böyle oluyor? Türkiye
Büyük Millet Meclisi ne zamandan beri ağır şekilde yakın
suç kanıtları olan sanıkları korumak ve kollamakla görevli
bir tavır takınıyor?
Başbakan ile
oğlunun konuşmaları hepimize acı verdi. Bu
konuşmalarla ilgili soruşturma yapılacak mıdır? Yoksa,
Türkiye Büyük Millet Meclisi bunu da örtbas mı edecektir?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Acar.
Sayın
Atıcı
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan,
17 Aralıktan sonra ortaya dökülen pisliklerin yayılmasını
engellemek için İnternet yasaklarını çıkardınız.
Daha sonra, bu bilgilere erkenden ulaşabilmek için MİT
yasasını çıkarmakla meşgulsünüz. HSYK yasası
çıkararak, örtülemeyecek olan delilleri buharlaştırma
çabası içerisindesiniz. En son, özel yetkili mahkemeler yasasıyla da
Ola ki bütün bunlara rağmen bir gün yargılanırsak bari bizim
çocuklar bizi yargılasınlar. diye bir çaba içerisindesiniz.
Karşınızdaki orantısız zekânın farkında mısınız
bilmiyorum. Bu orantısız zekâlı gençler şu anda, başta
Ankara, İstanbul, İzmir olmak üzere, bütün büyük şehirlerde
sokaktalar Sayın Bakan. Sesleri buraya kadar gelmiyor gibi görünmekle
beraber, bütün Türkiyeyi inim inim inletiyorlar. İnanın, şu
anda sizin yerinizde olmak istemezdim.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Atıcı.
Buyurunuz
Sayın Bakan.
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Özellikle, dünkü
kaset hadisesiyle ilgili olarak şunu ifade edeyim: Hem
Başbakanlık tarafından hem şahsım tarafından
açıklama yapıldı. Bunun tamamıyla montaj ve ahlaksızca
yapılan bir saldırı olduğunu bir kez daha ifade ediyorum.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Doğru mu yanlış mı, onu soruyoruz,
ahlaksızlığı bırak.
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Doğru mu, yalan mı, onu söyle,
ahlaksızlığı boş ver. Doğru mudur, yalan mı?
KAMER GENÇ
(Tunceli) Doğru mu, yalan mı? Doğruysa, yalan değilse,
aksi ispatlanırsa istifa edecek misin?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Ve şunu ifade etmek istiyorum: Bizler açısından siyaset kurumu
son derece önemlidir. İki aydan beri hukuk ayaklar altına
alınıyor, hukuk çiğneniyor ve maalesef
AYTUN ÇIRAY (İzmir) Kaç
yıldan beri, kaç yıldan?
AYTUĞ ATICI (Mersin) Sayın
Bakan, on iki yıldır hukuk çiğneniyor.
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
-
gayrihukuki, gayriahlaki bu davranışları siyaseten kullanmak
isteyen siyasi partilerimiz var.
KAMER GENÇ (Tunceli) Neden
ahlaksız oluyor?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
- Bunu ben yadırgıyorum.
KAMER GENÇ (Tunceli) Allah Allah!
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak)
Yolsuzluğa ne diyorsunuz Sayın Bakan?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
- Eğer biz demokrasi için mücadele edeceksek hep birlikte etmeliyiz. Dün
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Önce
hırsızlığı yadırgayacaksınız, sonra
bunu. Önce hırsızlığı yadırgayın.
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak)
O paralar neden saklanıyor?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
- Efendim, bu yolsuzluklarla ilgili olarak şunu ifade edeyim
OKTAY VURAL (İzmir)
Bakanları Rıza Sarraf örümcek ağına alacak, adaletten
bahsedeceksiniz, değil mi?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Hatırlarsanız
OKTAY VURAL (İzmir) Medya havuzu
nerede?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
- Lütfen
Lütfen
Hatırlayınız, Sayın
Baykalla ilgili kaset çıktığında
KAMER GENÇ (Tunceli) Oraya dokunma!
OKTAY VURAL (İzmir)
Soruşturma yanlış mı?
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Sayın Başkan, lütfen, Bakanın sorulara cevap vermesine müsaade
edin.
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
-
ve Sayın MHPli milletvekilleriyle ilgili kaset gündeme
geldiğinde
(Gürültüler)
KAMER GENÇ (Tunceli) Olmaz ki
canım! Olay doğru mu yanlış mı, ona cevap versin.
Baykalla ne ilgisi var bunun?
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak)
Neden suç işlediniz? Neden yapılanları açığa
çıkarmadınız?
EKREM ÇELEBİ (Ağrı)
Bakan konuşma yapıyor. Ayıp ya!
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen, Bakanın açıklamalarını dinleyiniz.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı)
Hem soruyorsunuz hem dinlemiyorsunuz.
OKTAY VURAL (İzmir) Yargıda
yargılanıyorlar, yalan diyor ya!
BAŞKAN Sakin olunuz lütfen
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) -
Baykalın evinde 30 milyon avro mu çıktı ya!
KAMER GENÇ (Tunceli) Olay yüzde yüz
doğru.
BAŞKAN - Dinleyiniz lütfen.
Buyurunuz Sayın Bakan.
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Bu konuyla ilgili olarak, maalesef, muhalefet partilerimiz tarafından
gerekli savunma bile yapılamamıştır.
KAMER GENÇ (Tunceli) Paralar ortada!
30 milyon euro nereye gitti?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Başkan...
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
- Eğer biz siyaset kurumunu üstün tutmak istiyorsak, siyaset kurumunu
gerçekten güç sahibi yapmak istiyorsak
OKTAY VURAL (İzmir) Rüşvet
ve yolsuzluk çetesini üstün tutmaya hakkımız yok.
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Lütfen
Lütfen
OKTAY VURAL (İzmir) Rüşvet
ve yolsuzluk çetesiyle karıştırmayın.
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Arkadaşlar, lütfen, ben konuşmamı bitireyim, elbette söz
söylemek isterseniz yine devam edebilirsiniz.
OKTAY VURAL (İzmir) Rüşvet
ve yolsuzluk çetesiyle ilgili soruşturma var, rüşvet ve yolsuzluk
çetesi.
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
- Ama biz bugüne kadar yolsuzluklarla mücadele ederek Türkiyedeki bu büyümeyi
gerçekleştirdik, bu güçlenmeyi sağladık.
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak)
Neyin mücadelesinden bahsediyorsunuz?
OKTAY VURAL (İzmir) Rüşvet
ve yolsuzluk çetesi!
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Lütfen
OKTAY VURAL (İzmir) Rüşvet
ve yolsuzluk çetesiyle ilgili soruşturma var.
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak)
Yolsuzluğun başı sizsiniz!
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
- Bir diğer husus değerli arkadaşlar: Bizim özellikle
İnternete yönelik olarak İnternete yasak getirdiğimizi,
İnternete sansür getirdiğimizi ifade ediyorsunuz. Ben çok merak
ediyorum, lütfen bir arkadaşımız gelsin burada
açıklasın, biz neyi yasaklıyoruz, biz neye sansür koyuyoruz?
FARUK BAL (Konya) Sayın Bakan,
dün Youtubea girilemiyordu.
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Bakın, biraz önce, İnternet yasasına yönelik olarak, özel
hayatın gizliliğine yönelik olarak bir ifade kullanıldı,
burada kullanıldı. Dendi ki: Bu kişilik hak ve hürriyetlerine
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Rüşvet ve yolsuzluğun mazereti olamaz Sayın Bakan.
İDRİS ŞAHİN
(Çankırı) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi diye siz
söylediniz.
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Ya, lütfen arkadaşlar, bir müsaade edin. Müsaade edin, ben kendim
aktarayım, siz de
Bu dediğiniz ifade özgürlüğünün ihlali
anlamına geliyor. şeklinde bir ifade kullanıldı.
Değerli arkadaşlar,
bakınız, bilakis biz, kişilik hak ve hürriyetini koruyan bir
düzenleme yaptık burada. Özel hayatın gizliliği bir kişinin
mağduriyetini
KAMER GENÇ (Tunceli) Tayyipi korumak
için düzenleme yapıyorsunuz, Tayyipi, Tayyipi! Tayyipi korumak için
düzenleme yapıyorsunuz, başkasını korumuyorsunuz!
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Değerli arkadaşlar, Deniz Baykal mağdur olmuştur.
KAMER GENÇ (Tunceli) Hayır
efendim.
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Deniz Baykalın mağduriyetini gidermek kişilik hak ve
hürriyetlerini korumaktır.
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak)
Yıllar geçti Sayın Bakan, niye ortaya çıkarmadınız?
Şimdiye kadar niye ortaya çıkarmadınız? Siz Hükûmetsiniz,
neden açıklamadınız, kim yaptı?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Ama siz diyorsunuz ki: Kişilerin mağduriyeti bizim
açımızdan önemli değil, kişilerin hakkı ihlal
edilsin. Böyle bir şey söz konusu olamaz.
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak)
Nasıl dizayn çalışması yapılıyor, bunları
neden açıklamıyorsunuz? Kim yapıyor bu dizayn
çalışmasını?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
İnternet yasasında şunu ifade edeyim: Kişilik hak ve
hürriyetlerine yönelik yapmış olduğumuz düzenlemeler var, özel
hayatın gizliliğine yönelik yapmış olduğumuz
düzenlemeler var. Lütfen dikkatli inceleyiniz diye düşünüyorum,
incelemenizi tavsiye ediyorum. Eğer dikkatli bir şekilde
incelerseniz, eski İnternet yasasına göre oldukça liberal, oldukça
açık ve İnternete yasak getirmeyen, bilakis İnternetin daha
fazla kullanımına imkân sağlayan bir düzenleme.
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak)
Siyasi dizaynı kim yapıyor Sayın Bakan, bunu
açıklayın. Biz sorularımıza cevap verilmesini istiyoruz.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Sizin istediğiniz gibi mi cevap verecek sorulara?
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak)
Tabii, siz istediğiniz gibi her şeye hâkimsiniz! Bu Meclisin iradesi
de, bu milletin iradesi de hiçbir işe yaramıyor, ancak siz kendi
Başbakanınızı korumasını biliyorsunuz!
Bildiğiniz bu!
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya)
Car, car, car, car, car! Öf! Hayret bir şeysin ya! Ya, bir konuşuyor,
konuşuyor. Dinle, dinle; sordun, dinle, dinle! Allah Allah ya! Böyle bir
şey var mı ya? Sorma o zaman!
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) Havuz
medyası vardı Sayın Bakan, benim sorduğum. Soruşturma
açtınız mı?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Şimdi, değerli arkadaşlar, şunu ifade edeyim: Eğer
bir kesim millî iradeden güvenini kaybetmişse, millî iradeden güç
alamayacağına inanmışsa başka yol ve yöntemlere
başvururlar. Bugünkü yaşanan hadise budur, bundan ibarettir.
OKTAY VURAL (İzmir) Ya, millî
irade rüşvet ve hırsızlığın ruhsatı mı
be!
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Bakın, 30 Martta seçimler olacak.
OKTAY VURAL (İzmir) Bakanlar
niye alındı, bakanlar? Bakanlar niye alındı?
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Cezaevindeki
hırsızların ne günahı var?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Lütfen korkmayınız, sandığa gidiniz, sandıkta
halkımız bunun cevabını verecektir.
OKTAY VURAL (İzmir) Bakanlar
niye alındı?
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Cezaevindeki
hırsızların günahı ne?
OKTAY VURAL (İzmir) O bakanlar
niye alındı ha?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
- Kimse millî iradeden kaçmasın, kimse millî iradeden kaçmasın.
Millî
OKTAY VURAL
(İzmir) Bu bakanlar niye alındı? Bu bakanlar niye
alındı?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
- Lütfen, değerli arkadaşlar
Eğer yanlış
OKTAY VURAL
(İzmir) Ne değerli arkadaşları! Soruşturması
devam ediyor, fezlekeleri gönderilmiş bakanlar.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen
Biraz sakin olun da dinleyelim.
OKTAY VURAL
(İzmir) Kimi savunuyorsun sen? Sen de havuz medyası mı
oluşturmak için
Havuz mu oluşturdun sen de? Sen de mi havuzda
yüzüyorsun? Sen de mi havuzda yüzüyorsun?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Değerli arkadaşlar, bakınız, eğer yanlış
yapılan bir şey varsa vatandaş bunun gerekli cevabını
verecektir ama lütfen saygı duyalım.
OKTAY VURAL
(İzmir) Yargıda devam ediyor, yok diyorsun.
LÜTFÜ TÜRKKAN
(Kocaeli) Sayın Bakan, cezaevindeki hırsızların
günahı ne?
OKTAY VURAL
(İzmir) Sen de mi havuzda yüzüyorsun?
LÜTFÜ TÜRKKAN
(Kocaeli) Cezaevindeki hırsızların günahını anlat
bize.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Lütfen, lütfen
Lütfen haddinizi biliniz!
OKTAY VURAL
(İzmir) Lütfen tabii! Yargıda devam ediyor diyorum, nasıl
yok dersin?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Lütfen haddinizi bilin, lütfen
haddinizi bilin!
OKTAY VURAL
(İzmir) Yargıda devam ediyor.
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Sayın Başkan, böyle bir usul var mı
efendim? Bu nedir böyle? Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen
Bakanın açıklamasını
dinleyiniz.
OKTAY VURAL
(İzmir) Yargıda devam eden bir şeye nasıl yok diyorsun!
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Sayın Başkan, lütfen uyarır
mısınız!
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Lütfen haddinizi biliniz!
OKTAY VURAL
(İzmir) Sen de haddini bil!
Yargıda devam
ediyor, soruşturma var.
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Sayın Başkan, lütfen uyarır
mısınız!
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri
Sayın Vural
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Ben sizi herhangi bir şeyle itham etmedim, itham etmedim.
OKTAY VURAL
(İzmir) Rüşvet ve yolsuzluktan alınmadı mı?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
- Beni bu şekilde itham edemezsiniz!
OKTAY VURAL
(İzmir) Rüşvet ve yolsuzluktan alınmadı mı?
BAŞKAN -
Sayın Vural
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
- Beni bu şekilde itham edemezsiniz! İtham edemezsiniz beni!
OKTAY VURAL
(İzmir) Onlara havuz medyasıyla ilgili soruşturma niye
açılmadı?
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Sayın Başkan
BAŞKAN
Lütfen, çok rica ediyorum. Böyle bir usul ve böyle bir konuşma tarzı
yok.
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Beni bu şekilde itham edemezsiniz. Eğer ispat etmezseniz
namertsiniz!
BAŞKAN -
Sayın milletvekilleri, oturuma on dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 21.08
BEŞİNCİ
OTURUM
Açılma Saati:
21.21
BAŞKAN:
Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER:
Fehmi KÜPÇÜ (Bolu), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 67nci Birleşiminin
Beşinci Oturumunu açıyorum.
561 sıra sayılı Kanun
Teklifinin görüşmelerine kaldığımız yerden devam
edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Sayın Bakan, sizin sözünüz eksik
kalmıştı. Bir buçuk dakikalık bir süre size tekrar
vereceğim.
Buyurunuz efendim.
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Sayın Başkan, son olarak şunu ifade etmek istiyorum:
Sayın Türmenin de dile getirdiği bir husus, Yıldırım
kararı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin İnternetle
ilgili vermiş olduğu bir karar var. Bu karara
baktığımızda, Türkiyenin ölçüsüz bir karar
aldığını ifade ediyor Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi ve İnterneti tamamıyla kapatma yerine sadece sakıncalı
olan bölümü kapatın şeklinde bir tavsiyede bulunuyor ve Türkiyeyi 30
bin euro tazminat ödemeye mahkûm ediyor Yıldırım kararında.
Eğer bu mevcut, İnternetle
ilgili yasamız şu an devam etmiş olsaydı bu problemleri
bundan sonra da yaşamaya devam edecektik. Ancak bu, yeni yapılan
düzenlemeyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin vermiş
olduğu bu karara uygun bir düzenleme yapmış olduğumuzu
görüyoruz. Nedir bu? Burada İnterneti bir bütün olarak kapatma yerine sadece
o sakıncalı olan bölümün engellenmesi işte bu yeni yapılan
düzenlemeyle getiriliyor. Dolayısıyla, Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesinin tavsiyesine de, bir anlamda, burada, bu şekilde uymuş
oluyoruz.
Ben çok teşekkür ediyorum efendim.
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Elvan.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Başkan, efendim, oturuma ara vermeden söz
istemiştim ama ara verdiğiniz için söz verme imkânı
bulamadınız, daha doğrusu, beni dinleme imkânı
bulamadınız.
BAŞKAN Buyurunuz.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Bakan konuşmasında, bu düzenlemelerin
gerekçesi olarak Sayın Baykalla ilgili bazı değerlendirmeler
yapıp onu bu düzenlemenin, İnternet düzenlemesinin gerekçesi olarak
ifade etti.
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Hayır, örnek olarak verdim, sadece örnek.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) O nedenle, eski Genel Başkanımız olan
Sayın Deniz Baykalla ilgili bu değerlendirme nedeniyle 69uncu
maddeye göre söz istiyorum efendim.
BAŞKAN Buyurunuz efendim. (CHP
sıralarından alkışlar)
VIII.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
6.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebinin, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı
Lütfi Elvanın 561 sıra sayılı Kanun Teklifinin ikinci
bölümü üzerindeki soru-cevap işlemi sırasında Cumhuriyet Halk
Partisine sataşması nedeniyle konuşması
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
İnternete getirilen yeni düzenlemelerin, yeni
kısıtlamaların tek bir gerekçesi vardır; 17 Aralık
rüşvet ve yolsuzluk soruşturması nedeniyle gerek sosyal medyada
gerekse diğer alanlarda, İnternette meydana gelen, Hükûmet aleyhine
olan haberlerin, tweetlerin engellenmesi, onların kontrol altına
alınmasıdır. Başka hiçbir amacı yoktur.
Eğer gerçekten Sayın Deniz
Baykalla ilgili olarak 2010 yılında yaşanan hadise nedeniyle
Hükûmet bir önlem almak isteseydi, o hadiseyi emsal kabul edip bu kötü
uygulamaya yönelik bir önlem almak isteseydi, bu önlem o zaman
alınabilirdi. Ne zaman bu yola başvuruluyor? 17 Aralık
rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasından sonra başvuruluyor ve
bu düzenlemenin meşruiyetini sağlamak için Sayın Deniz Baykala
sığınılıyor. Doğrusu bu açıklamayı
samimi bulmuyorum. Sayın Bakanın Bakanlık yapma konusundaki iyi
niyetini biliyorum ama bu açıklama doğru değil Sayın Bakan,
bu açıklamayı lütfen yapmayın. İnternete getirilen
kısıtlamanın tek amacı, rüşvet ve yolsuzluk
soruşturmasının üzerini örtmektir.
Sayın Rıza Türmen burada
gerekli açıklamaları yaptı. AİHMnin kararı var,
Yıldırım kararı. O zaman hâkim kararıyla
yapılmış olan, hâkim kararına dayalı olarak bir
İnternet sitesinin yasaklanmasını dahi AİHM mevzuatın
belirsizliği olarak almış ve bunu insan haklarına
aykırı olarak değerlendirmiştir. Bu düzenlemelerin
AİHM kararlarına uygunluğu hiçbir şekilde yoktur.
Sayın Bakanın bir cümlesine katılıyorum:
İki aydan bu yana Türkiyede hukuk ayaklar altına
alınmıştır. Evet, iki aydan bu yana Hükûmet
tarafından Türkiyede hukuk ayaklar altına
alınmıştır.
MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas)
On iki yıldır, iki ay değil.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(Devamla) Saygılar sunuyorum hepinize, iyi akşamlar diliyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Hamzaçebi.
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurunuz Sayın
Elvan.
7.- Ulaştırma, Denizcilik
ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvanın, İstanbul Milletvekili
Mehmet Akif Hamzaçebinin sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında Hükûmete sataşması nedeniyle
konuşması
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Özellikle, hukukun Hükûmet
tarafından ayaklar altına alındığını ifade
etti Sayın Akif Hamzaçebi Bey, bunu kabullenmek mümkün değil. Hukukun
ayaklar altına alındığını herkes biliyor.
Artık bir kaset siyaseti başladı Türkiyede.
GÜRKUT ACAR (Antalya) Siz
yaptınız Sayın Bakan.
MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas)
On iki yıldır hukuk ayaklar altında Sayın Bakan, on iki
yıldır. On iki yıldır Türkiyede hukuk kalmadı.
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Bu kaseti çıkaranları, bu yasa dışı
uygulamaları piyasaya sürenleri herkes biliyor. Bunu özellikle ifade etmek
istedim.
İkinci olarak da, burada,
değerli arkadaşlar, İnternet yasasıyla getirilen düzenleme,
birincisi, kişilik hak ve hürriyetlerini koruyan bir düzenleme. Yani
kişilik haklarını, eğer dikkatli incelerseniz
KAMER GENÇ (Tunceli) Tayyipin
yolsuzluklarını örtmek için getiriyorsunuz bunu, Tayyipin
yolsuzluklarını örtmek için getiriyorsunuz.
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
İkincisi de -özel hayatın gizliliğini- bizatihi kişinin
mağduriyetini önleyen bir düzenleme.
Şimdi, burada biz, hangi durum
olursa olsun, mutlaka ve mutlaka bir mahkeme kararını istiyoruz
KAMER GENÇ (Tunceli) Mahkeme mi
kaldı?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
ama gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde TİB
Başkanlığı engellemeyi yapıyor ve yirmi dört saat
içerisinde mahkemeye başvuruyor ve mahkeme de kırk sekiz saat
içerisinde bunu neticelendirmek zorunda. Dolayısıyla, ister trafik
bilgileri olsun ister özel hayatın gizliliğine yönelik olsun ister
kişilik haklarının çiğnenmesine yönelik olsun, hangi husus
olursa olsun, tüm bu hususlarda mutlak suretle mahkeme kararı
aranıyor. Bunu bilmemiz gerekiyor ve sizler de biliyorsunuz, dünyanın
birçok gelişmiş ülkesinde bunların birçoğunun mahkeme
kararı olmadan engellendiğini de hepimiz biliyoruz. Ama Türkiyede
mahkeme kararı olmadan hiçbir engelleme gerçekleşmeyecek. Yani bunun
farkında olalım ama birçok gelişmiş ülkede, hepimiz
biliyoruz, engelleme gerçekleşiyor mahkeme kararı olmadan, siz o
siteye girmek istediğiniz zaman karşınıza bir yazı
geliyor, Bu site bulunamamıştır. ifadesi geliyor. Hâlbuki o
ülke tarafından o site engellenmiştir.
Bizim gayet açık, gayet
şeffaf bir düzenleme yaptığımız ortada. Ama lütfen
bunu başka yerlere çekmeyelim.
Çok teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Elvan.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurunuz Sayın
Tanal.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Ben özür
dilerim, Sayın Bakan şunu söyleyemedi: Yani bu kasetlerin
içeriği doğru mu, yanlış mı, bir. Yani bunu istiyoruz.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Ya, hâkim mi ya o, hâkim mi de, nereden bilsin? Nasıl doğru mu,
yanlış mı ya!
MAHMUT TANAL (İstanbul)
İçeriği doğru mu, yanlış mı? İki:
Rüşvet, yolsuzluk, hırsızlık özel yaşamın
gizliliğiyle kapatılamaz, örtülemez
BAŞKAN Sayın Tanal
MAHMUT TANAL (İstanbul) Yani
bunun açıklanması lazım. Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir
ahlakında, hiçbir dinde, hiçbir toplumda
Rüşvet,
hırsızlık ahlaksızlıktır.
BAŞKAN Sayın Tanal,
bunları söylediniz; soru-cevap bölümünde bunları söylediniz,
Bakanın verdiği cevaplar da ortada. (AK PARTİ ve CHP
sıralarından karşılıklı laf atmalar)
VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
3.- Isparta
Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç ve Bayburt Milletvekili Bünyamin Özbek ile 80
Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi ile Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin; Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Malatya Milletvekili Mahmut Mücahit Fındıklı ve Muş
Milletvekili Faruk Işık ile 34 Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/2006, 2/2007, 2/2009, 2/2010) (S.
Sayısı: 561) (Devam)
BAŞKAN Şimdi, ikinci bölüm
üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır. İkinci bölümde
yer alan maddeleri, varsa o madde üzerindeki önerge işlemlerini
yaptıktan sonra ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.
İkinci bölümün ilk maddesi 14üncü
maddeden başlıyor.
14üncü madde üzerinde üç önerge
vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561 sıra
sayılı yasa tasarısının 14 üncü maddesindeki
"ve" ibaresinin '"ile"' ibaresiyle
değiştirilmesini arz ve talep ederiz.
Sırrı Sakık Hasip
Kaplan Adil
Zozani
Muş Şırnak Hakkâri
İdris Baluken Nazmi Gür
Bingöl Van
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561 sıra
sayılı kanun teklifinin
çerçeve 14 üncü maddesinde yer alan Muhtelif ibaresinin İlgili
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Kalaycı Mehmet
Günal Seyfettin
Yılmaz
Konya Antalya Adana
Erkan Akçay Lütfü
Türkkan Adnan
Şefik Çirkin
Manisa Kocaeli Hatay
Faruk Bal
Konya
T. B. Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan kanun teklifinin
14. maddesinin sonundaki fiyat endeksine yapılmış
sayılır ifadesinin fiyat endeksine göre yapılmış
sayılır şeklinde değiştirilmesini arz ederiz.
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Süleyman Çelebi Rahmi Aşkın Türeli
İstanbul İstanbul İzmir
Haluk Eyidoğan Ali
Sarıbaş İstanbul Çanakkale
BAŞKAN Son okuttuğum önergeye Komisyon
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Kim konuşacak?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Çelebi
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Çelebi. (CHP
sıralarından alkışlar)
SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul)
Çok teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, ben de
hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Aslında, dün akşamdan beri
Türkiyede tam bir trajedi yaşanıyor ama bunun üzerinin
kapatılması konusunda da her şey yapılmaya
çalışılıyor ve gündem yeniden değiştirilmeye
çalışılıyor.
Şu anda görünen tablo şu:
Sayın Başbakan bugün grup toplantısında
yaptığı açıklamada bu tapelerin veya bu bantların
tamamen şantaj niteliğinde olduğunu söyledi fakat bunu
kesinlikle yalanlamıyor, Benim konuşmam değil. demiyor.
İSMAİL KAŞDEMİR (Çanakkale)
Daha ne diyecek ya!
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Dedi.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Yalanlıyor.
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla)
Hayır.
Yani
çarpıtılmıştır diyor, montaj
yapılmıştır diyor, şantaj
yapılmıştır diyor. Tamamen montaj
yapıldığını söylüyor.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Gerçeği yansıtmadığını, gerçekle ilgisi
olmadığını söyledi.
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) Montaj
yapıldığını söylüyor.
RECEP ÖZEL (Isparta) Yani, bu kadar
da çarpıtma olmaz ki ya! Süleyman Bey, ayıp oluyor ama ha!
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla)
Arkadaşlar, bakın Böyle bir konuşma yapmadım. demiyor.
RECEP ÖZEL (Isparta) Kardeşim, diyor, ne anlama gelir bu
konuşma ya!
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla)
Hayır. Böyle bir konuşmam, benim çocuğumla böyle bir
konuşmam olmadı. demiyor.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Montaj
diyor.
ÜLKER CAN (Eskişehir) Montaj bu,
montaj.
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) O
nedenle, tamamen
RECEP ÖZEL (Isparta) Ya, bak,
şimdi, Kemal Kılıçdaroğlu hakkında da
Söyle,
Kılıçdaroğlu hakkında da çıktı! Ne diyeceksin buna?
Söyle!
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) Şimdi, değerli arkadaşlar,
yeni yeni montajlar üretilebilir de
RECEP ÖZEL (Isparta)
İşinize geldi mi üretilir değil mi!
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) Kendisi, Genel Başkanınız
çıkar, Bu benim beyanım değil. der
RECEP ÖZEL (Isparta) Ya, bunu dedi ya
şimdi!
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Tamam, Başbakan bunu söyledi. Söyledi bugün Başbakan.
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) -
bu
kürsüde de gelir burada hesabını verir, onu söyler.
Dolayısıyla, ilk önce, bunun bugün ne noktaya geldiğini çok net
görüyoruz.
İkinci önemli konu şu
değerli arkadaşlarım; şimdi, Grup Başkan Vekilimiz de
söyledi: Burada, bu yapılan düzenlemelere ilişkin göndermeler ya eski
Genel Başkanımız Sayın Deniz Baykalla ilgili oluyor veya
MHPye yapılan operasyonla ilgili bir referans noktası oluyor. Oysa o
yıl yapılan
2010dan bu yana, bu konuda buraya bu kadar çeşitli
öneriler geldi, buralarda çeşitli defa yasa teklifleri konuşuldu,
dört yıl, on yıl bu Hükûmetten bunların düzeltilmesi istendi ama
düzeltilmedi. Ne zamandan beri bu işlerle uğraşıyoruz? 17
Aralık önemli bir dönemeç noktası ama 17 Aralıktan önce de Gezideki
eylemlerin de bütünlüğünde, orada yapılan süreci de kapsayan bir yeni
operasyon başlatıldı. Bu operasyonun içinde ne var? Bu operasyonun
içinde, değerli arkadaşlarım, tam bir sansür var. Hani 12
Eylülde kitaplar toplatıldı, bir şekliyle bir yerlere dizildi,
12 Eylül cuntası, askerî yönetim birtakım sansürler uyguladı;
şimdi yeni bir sansürleme yeniden başlatıldı. Bu sansürü
yalnız İnternetle ilgili düzenleme olarak görmeyin; bakın, üst
üste çıkan yasalar, HSYKyla ilgili yapılan düzenlemeler, şimdi
getirilen bu İnternetle ilgili yapılan düzenlemeler, Millî
Eğitim Bakanlığında yapılması düşünülen
düzenlemeler, MİT Yasasıyla
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Ne var ya
bunda? Millî Eğitim Bakanlığında ne var?
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) - Ne
var? Orada işte atamalar, orada da korku toplumunun
yaratılmasına ilişkin her şey var. Dolayısıyla
İSMAİL KAŞDEMİR
(Çanakkale) İnanmadığın konuşmayı yapma.
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) - Çok
inanarak yapıyorum bunları.
Tam bir korku toplumunun
yaratılmasına yönelik, tam bir
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) -
Korku toplumunu kimlerin yarattığını görüyorsunuz,
karanlık kasetlerle, montajlarla nasıl bir şantaj ve
karanlık dünya yaratılıyor görüyorsunuz ve onu destekliyorsunuz.
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) Korku
toplumunun nasıl yaratıldığını, nasıl bir
tehdit altında insanların tutulmak istendiğini şu anda
görüyoruz, şu anda bu yaşanıyor. Bu yasal düzenlemelerin
bütününe bakarak bunları söylüyorum. Tam bir sansürleme, tam bir
baskı rejimi, tam bir diktatörlüğe doğru sistemin gittiği
bir nokta.
Ben, şimdi halkımıza bir
çağrı yapıyorum, Sevgili Başkan da buradayden. Sevgili
Uğur Mumcunun güzel bir sözü vardı: Vurulduk ey halkım, unutma
bizi. Ben de Söylüyoruz ey halkım, uyanık tut kendini. diyorum ve
bu çağrıda bulunuyorum çünkü bu süreç bir soygun süreci, bu süreç tam
bir baskı süreci, bu süreç tamamen bir faşizme gidiş sürecidir.
Buna karşı direnmek bizim de namus borcumuzdur.
Hepinize saygılar, sevgiler
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz
Sayın Çelebi.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561 sıra
sayılı kanun teklifinin çerçeve 14 üncü maddesinde yer alan
Muhtelif ibaresinin İlgili şeklinde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Kalaycı (Konya) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Korkmaz,
buyurunuz. (MHP sıralarından alkışlar)
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinize
hayırlı akşamlar diliyorum.
Değerli milletvekilleri, bu ülke
çok başbakan gördü, hepsinin ayrı ayrı özellikleri vardı.
Ebediyete intikal edenler için Allahtan rahmet diliyoruz, hayatta olanlar için
de Allah uzun ömür versin. Hepsinin mutlaka bu ülkeye birtakım hizmetleri
oldu, taş taş üzerine koyandan Allah razı olsun.
Önemli olan, değerli
milletvekilleri, şu gök kubbenin altında hoş bir seda
bırakabilmek. Siyaset, aktif siyaset herkes için bir gün bitecek. Önemli
olan, daha sonra, arkasından kendisinin yüzünü kızartacak laflar
söylenmemesi. Mezarlıklara bir bakın, kendilerini vazgeçilmez sanan
fânilerle dolu mezarlıklar. der büyüklerimiz. Büyüklerimizin de
dediği gibi değerli arkadaşlar, önemli olan yüzümüzü
kızartacak, bizi mahcup edecek şeyler yapmamamız. Ben,
şahsi olarak meseleye hep şöyle bakmışımdır: Bir
insanın ne her söylediği doğrudur ne her söylediği
yanlıştır; önemli olan doğrularını bulup onun
arkasında saf tutabilmektir. Kürsüde çok sert eleştiriler
yapılabilir ancak bu eleştirileri meydanlara, sokaklara
taşımamak lazım.
Hakikat acı da olsa, hepimizin
hayatında deniz fenerleri gibi mutlaka yol gösterici bir özelliğinin
kabul edilmesi lazım. Yaradan kendisine yönelik hak ihlalleri bile
affedeceğini buyururken Kul hakkıyla karşıma gelmeyin.
diyor, hele hele kibri şirk sayıyor. İnsanların
eksiklikleriyle alay etmeyi, bundan böbürlenmeyi hoş görmüyor Yüce Yaradan.
Bir Başbakan var ki milletin
huzurunda, seçim zaferi için her şeyi yapabilecek, her değeri ayaklar
altına alabilecek, insanların onurlarıyla, haysiyetleriyle
oynayabilecek bir üslubu siyaset üslubu olarak kullanacak birisi. Maalesef
elinin, dilinin ayarı yok, devlet adamının üslubu hiç yok. Zaten
demişti Öfke, benim için bir siyaset üslubudur. Bu öfkenin içinde,
değerli arkadaşlar, kibir var, aşağılama var, hakaret
var, kul hakkı çiğnemek var. Sayın Genel
Başkanımızın evlenmemiş olması, çocuğunun
olmamasıyla ilgili sözde kafa buluyor. Haddine değil de bu bel
altı vuruşla siyaseten bir şeyler kapmak istiyor. Gerçekte,
aslında kendisini komik duruma düşürdüğünün farkında
değil.
Sanırım, tepkiler size de
geliyordur değerli milletvekilleri. Bizleri arayan, mesaj çeken, bizlere
kadar gelip yüz yüze konuşan insanlar, özellikle hanımlar aynen
şunları söylüyor, birisi diyor ki: Ben, on sekiz yıllık
evliyim. Çocuğum olmadı, Allah nasip etmedi. 2002den beri AK
PARTİye oy veriyorum, ellerim kırılsaydı da vermeseydim.
Benim hanımlık, benim kadınlık onurumla alay ediyor, beni
hakir görüyor, beni eksik görüyor, hakkımı helal etmiyorum.
Erdoğan öfkesini kusarken binlerce çocuksuz aileye hakaret ediyor. Belki,
içinizde de bu durumda olan arkadaşlarımız var.
Değerli arkadaşlar,
Sayın Genel Başkanımız söyledi, nikâhı da ölümü de
Allah yazıyor. Çocuk sahibi olmak da bir nasip işi, yarına
çıkıp çıkmamak da yine Yaradanın bileceği iş.
Anadoluda bir söz var: Gelin ata binmiş Ya nasip. demiş. derler.
Nikâhlanmak da, çocuk sahibi olmak da ancak Yaradan isterse olur. Sonra senin,
benim, Sayın Başbakan, çocuğumuz var da başımız
göğe mi erdi? Allah herkese hayırlı evlatlar nasip etsin. (MHP
ve CHP sıralarından Âmin sesleri) Kimine evlat verir
hırsız, uğursuz, yolsuz yapar, dünyayı zindan eder;
kimisine evlat vermez milletin çocuklarını ona evlat kılar. Bu
sözler hadsizlik, ayarsızlıktan öte, iman
noksanlığıdır. Bunun en iyi, inançlı insanlar
tarafından bilinmesi lazım. Bilmiyorsa ya cahilliğindendir ya da
iman zayıflığındandır. Bu sözlerden dolayı
Sayın Erdoğan, çoluk çocuk sahibi olamamış, Allah nasip
etmemiş bütün ailelerden özür dilemelidir.
ÜLKER CAN (Eskişehir) Allah
onlara da çocuk nasip etsin inşallah.
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) Ve bu
Mecliste ya da Meclis dışında, Allahtan korkup kuldan utanan
her milletvekilinin, herkesin tepki vermesi lazımdır bu sözlere ve
Başbakana insanların onuruyla oynama hakkına sahip
olmadığını bu Meclis ve milletimiz
hatırlatmalıdır diyor, yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Korkmaz.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561 sıra
sayılı yasa tasarısının 14 üncü maddesindeki
"ve" ibaresinin '"ile"' ibaresiyle
değiştirilmesini arz ve talep ederiz.
Sırrı
Sakık (Muş) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon okuttuğum
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
EROL DORA (Mardin) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan bu değişiklikle
metnin daha anlaşılır olması amaçlanmıştır.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
14üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
14üncü madde kabul
edilmiştir.
15inci madde üzerinde üç önerge
vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561 sıra
sayılı kanun teklifinin çerçeve 15 inci maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Mustafa
Kalaycı Oktay
Vural Mehmet
Günal
Konya İzmir
Antalya
S.
Nevzat Korkmaz Seyfettin
Yılmaz Erkan
Akçay
Isparta Adana Manisa
Faruk
Bal
Konya
"MADDE 15- 4/5/2007 tarihli ve
5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan
Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen
Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin birinci
fıkrasının (j) ve (ö) bentleri aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"j) Trafik bilgisi: Taraflara
ilişkin IP adresi, verilen hizmetin başlama ve bitiş
zamanı, yararlanılan hizmetin türü, aktarılan veri miktarı
ve varsa abone kimlik bilgilerini
ö) İçeriğin yayından
çıkarılması: İçerik veya yer sağlayıcılar
tarafından içeriğin sunuculardan veya barındırılan
içerikten çıkarılmasını veya yurtdışında
yerleşik olan içerik veya yer sağlayıcılar tarafından
içeriğin Türkiye Cumhuriyeti çıkışlı IP'lerden
ulaşılmasının engellenmesi"
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, şimdi okutacağım iki önerge de aynı
mahiyettedir. Bu önergeleri okutup birlikte işleme alacağım,
istemleri hâlinde önerge sahiplerine ayrı ayrı söz vereceğim.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561 sıra
sayılı yasa tasarısının 15 inci maddesinin
kaldırılmasını arz ve talep ederiz.
Sırrı
Sakık Hasip
Kaplan Adil Zozani
Muş Şırnak
Hakkâri
Esat Canan İdris
Baluken
Hakkâri Bingöl
Aynı mahiyetteki diğer
önergenin imza sahipleri:
Ferit Mevlüt Aslanoğlu İzzet Çetin Tufan Köse
İstanbul Ankara Çorum
Vahap Seçer Rahmi Aşkın Türeli Celal Dinçer
Mersin İzmir İstanbul
Müslim Sarı İlhan Demiröz Osman Oktay Ekşi
İstanbul Bursa İstanbul
BAŞKAN Komisyon aynı mahiyetteki bu iki
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE
HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Ekşi, buyurunuz. (CHP
sıralarından alkışlar)
OSMAN OKTAY EKŞİ (İstanbul) Sayın
Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; İnternet yasasında
son olarak yapılmış değişikliği, bugün benden
önce konuşan bir saygıdeğer arkadaşımın ifade
ettiği gibi, birkaç saat sonra yani Sayın
Cumhurbaşkanımızın imzalamasından birkaç saat sonra
değiştiren bir öneri geldi huzurunuza. Bu, yüksek heyetin
yasa yapma konusundaki beceriksizliğinin sanıyorum ki tarihe
geçmiş bir rekoru oldu. Bu yasa önerisi dolayısıyla Sayın
Cumhurbaşkanının görüşlerini de kamuoyu öğrendi. Ona
göre, Sayın Cumhurbaşkanı, yapılan değişiklikten
yani daha önce geçen metne göre, huzurunuza gelmiş olan değişiklikten
tatmin olduğunu, o nedenle de yasayı imzaladığını
ifade buyurdular. Sayın Cumhurbaşkanının bu kanaatlerinin
acaba dayandığı ciddi gerekçe nedir? diye bendeniz yasayı
inceledim. Herhangi bir önemsenmeye değer hususun yasada değişik
bir şekilde karşımıza çıkmadığını
yani İnternet ile uygulamaya giren iletişim özgürlüğünü ciddi
şekilde daraltan -Sayın Bakanın kanaati tam tersi- ve
demokrasimizden söz etme imkânını bile artık elimizden alan son
değişiklik maalesef bu huzurunuza gelen son şekliyle sadece
kozmetik dahi denmeyecek kadar hafif birtakım kelime
farklılıklarından ibaret bir değişikliktir.
Yapılan nedir? Dört madde değiştiriliyor, fıkra ilave
ediliyor. Yapılan, sadece vatandaşa yüklenmiş olan mahkemeye
başvurma yükümlülüğünün idareye aktarılmış
olmasından ibaret. Bunun da ciddiye alınabilecek ve işin özü
açısından önemsenecek hiçbir tarafı
olmadığını baştan sizlere arz etmek isterim.
Saygıdeğer milletvekilleri,
İnternet aracılığıyla kullanmakta olduğumuz
iletişim özgürlüğü konusunda, bu siyasi iktidar zamanında
ülkemiz maalesef uluslararası ölçümlere göre 80 ülke arasında 58inci
düzeydedir yani dibe bir hayli yakındır. Bu dediğim ifade 2012
yılına ait bir değerlendirmedir. Oysa bugün, 2014 yılında
yapılan değişiklikle öyle zannediyorum ki artık 80inci
olmasak bile 79uncu olacak kadar aşağıya inmiş
olduğumuzu söylemek mümkündür.
Sevgili dostlarım, bu konuda özgürlüklerimizin
genişletildiğini ifade eden Sayın Bakanın dediklerinin
aksine, maalesef, İnternetle ilgili durumumuz, 36 bin kullanıcının,
daha doğrusu 36 bin sitenin menedildiği bir ülkede
yaşadığımız dikkate alınırsa, Bakanın
sözleriyle taban tabana zıt bir gerçeğin karşımızda
olduğu ortaya çıkar. Böyle, bu kadar geniş şekilde siteleri
menedilmiş başka bir ülke bulmak medeni dünyada maalesef mümkün
değildir. Kaldı ki getirilen bu yeni yasa, Türkiyeyi o durumdan da
daha aşağı itecek ve bizi medeni âlemin dışına
çıkaran bir gerçek ortaya koyacaktır. Nitekim, bütün medeni dünyadan
ve siyaset âleminin önemli isimlerinden Türkiyedeki bu İnternet
yasası değişikliğinin Avrupa Birliğiyle
ilişkilerimizi dahi tehlikeye sokacak kadar önemli bir demokrasiye darbe
olduğunu ifade eden pek çok insan var.
Bu gerçekleri dikkate aldığınız
takdirde, Sayın Başbakanın özellikle dün akşam
İnternet sitelerine düşen sözlerinin yirmi dakika içinde
yasaklanmasına, yani sitelerden çıkarılmasına rağmen 2
milyon 200 bin yere dağıldığını eğer dikkate
alırsanız, bu çabaların her şeye rağmen boşa
çıkacağını buradaki çoğunluk üyelerine, çoğunluk
teşkil eden partinin mensuplarına özellikle belirtmek isterim. Ne
kadar uğraşırsanız uğraşın, iletişim
özgürlüğünü herhangi bir şekilde sonuna kadar menetme
imkânınız olmayacaktır; çok denenmiş bir oyun, sizin de
karşınıza aynı sonuçla çıkacaktır.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Ekşi.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Karar
yeter sayısı
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE
HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Elvan.
VIII.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
8.- Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvanın, İstanbul
Milletvekili Osman Oktay Ekşinin 561 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 15inci maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Sayın Başkan, Sayın Ekşi özellikle şahsıma
yönelik olarak, burada yapılan düzenlemenin kozmetik nitelikte
olduğunu ifade etti.
Öncelikle şunu hatırlatmak
isterim: Birincisi, yapılan değişikliklerden ilki, trafik
bilgilerinin tanımına yönelik olarak burada bir daraltmaya gittik ve
şu anda, tüm Avrupa Birliğinin direktifinde yer alan, tüm
gelişmiş ülkelerde yer alan tanıma uygun bir tanım
yapıldı.
İkincisi, bu trafik bilgilerinin,
mutlak surette, mahkeme kararı olmadan TİB
Başkanlığı tarafından
kullanılamayacağına dair bir düzenleme getirildi ve tüm
bilgiler, trafik bilgileri mahkeme kararına bağlandı.
Üçüncüsü, özel hayatın
gizliliğine yönelik, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde TİB
Başkanlığına verilen kapatma yetkisinden sonra, yine
Anayasamızın 22nci maddesinde ifadesini bulan Yetkili merciin
kararı -yani TİB
Başkanlığının kararı- yirmidört saat içinde
görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını kırksekiz
saat içinde açıklar; aksi halde, karar kendiliğinden kalkar.
Dolayısıyla, Anayasanın 22nci maddesinde belirtilmiş olan
husus buraya konulmuş durumda.
Son olarak şunu ifade edeyim:
Özellikle İnternet alanında ciddi bir yasaklama getirildiği
ifade edildi, 36 bin civarında sitenin yasaklandığı ifade
edildi. Tabii, bu rakamın altında, onu özellikle ifade edeyim. 36 bin
rakamı doğru bir rakam değil.
OSMAN OKTAY EKŞİ
(İstanbul) 40 bin aslında da ben 36 bin
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
İkincisi, bu sitelerin, kapatılan sitelerin yüzde 99,9u
tamamıyla çocuk pornografisi ve müstehcenliğe yöneliktir. Özellikle,
kişi hak ve hürriyetlerine yönelik kapatılan site sayısı
bir elin parmaklarını geçmez. Bunu ifade etmek istedim.
Çok teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz
Sayın Elvan.
OSMAN OKTAY EKŞİ
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurunuz Sayın
Ekşi.
OSMAN OKTAY EKŞİ
(İstanbul) Sayın Başkan, Sayın Bakan özelimle ilgili
aktarımında hata yaptı. İzin verirseniz düzeltmek istiyorum
hatasını.
BAŞKAN Buyurunuz Sayın
Ekşi. (CHP sıralarından alkışlar)
9.- İstanbul
Milletvekili Osman Oktay Ekşinin, Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanı Lütfi Elvanın sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
OSMAN OKTAY EKŞİ
(İstanbul) Saygıdeğer arkadaşlarım, bendenizin ifade
ettiği 36 bin rakamı, uluslararası kaynaklardan
alınmış bir rakamdır. Türkiye Cumhuriyetindeki bazı
bürokratların bazı gerçekleri küçültme amaçlı verdiği rakamlar
Sayın Bakanı aldatıyor olabilir.
İkinci nokta, Sayın Bakan
burada sadece trafikle ilgili bilgi ve ona ilişkin değerlendirmesini
aktardı. Aslında, birkaç gün sonra huzurunuza gelecek olan MİT
teşkilat yasasında trafikle ilgili bilginin dışında, içerikle
ilgili bilginin de hiçbir sınır tanımadan devlet
tarafından, devletin bir birimi tarafından talep edilip
alınacağını göreceksiniz. O zaman, Sayın Bakanın
bu tarihte söylediği değerlendirmenin -kırk sekiz saat sonra-
tamamen aksi bir gerçek hepinizin karşısına
çıkacaktır. Bunu dikkatinize sunmak istedim.
Teşekkür ederim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Ekşi.
VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
3.- Isparta
Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç ve Bayburt Milletvekili Bünyamin Özbek ile 80
Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi ile Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin; Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Malatya Milletvekili Mahmut Mücahit Fındıklı ve Muş
Milletvekili Faruk Işık ile 34 Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/2006, 2/2007, 2/2009, 2/2010) (S.
Sayısı: 561) (Devam)
BAŞKAN - Barış ve Demokrasi Partisinin
önergesinin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Bu düzenleme, meclisten geçen internet
yasasındaki anti demokratik uygulamaları ortadan
kaldırmadığı gibi, trafik bilgisine dair mahkemeyi
dolaylı yoldan devreye sokuyormuş izlenimi uyandırmaktadır.
Pratikte yasanın getirdiği anti-demokratik düzenlemeleri ortadan
kaldırmamaktadır.
BAŞKAN - Aynı mahiyetteki bu iki önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561 sıra
sayılı kanun teklifinin çerçeve 15 inci maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
"MADDE 15- 4/5/2007 tarihli ve
5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan
Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen
Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin birinci
fıkrasının (j) ve (ö) bentleri aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"j) Trafik bilgisi: Taraflara
ilişkin IP adresi, verilen hizmetin başlama ve bitiş
zamanı, yararlanılan hizmetin türü, aktarılan veri miktarı
ve varsa abone kimlik bilgilerini
ö) İçeriğin yayından
çıkarılması: İçerik veya yer sağlayıcılar
tarafından içeriğin sunuculardan veya barındırılan
içerikten çıkarılmasını veya yurtdışında
yerleşik olan içerik veya yer sağlayıcılar tarafından
içeriğin Türkiye Cumhuriyeti çıkışlı IP'lerden
ulaşılmasının engellenmesi" Mustafa
Kalaycı (Konya) ve arkadaşları
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN
VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Hükûmet?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Bal, buyurunuz. (MHP
sıralarından alkışlar)
FARUK BAL (Konya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Parlamento tarihini yazacaklar, on
bir yıllık AKP iktidarı devrine geldiğinde üç önemli
özellikten bahsedecektir: Bir, torba kanun. İki, demokratikleşme
adı altında diktaya yöneliş ve üçüncüsü, parmak demokrasisi.
Torba yasalarla ilgili, AKP, kendisinin
ve yandaşlarının önünde ayağına değen
taşları teker teker, ilgisine, ilişkisine bakmaksızın,
bir torba içerisine koyup bu şekilde parmak demokrasisinden yararlanarak
Meclisten geçirmektedir. Bu torba yasada, AKPlilerin, zenginleşmiş
hâliyle, AKP yandaşlarının önündeki engelleri birer birer
dağdan aşırırcasına geçirdiğini, fakirin de düz
yolda şaşırdığını biraz önce ifade
etmiştim.
Bu
torba yasalarda taşeron işçileriyle ilgili herhangi bir
iyileştirme yok; 4/Clilerle ilgili herhangi bir iyileştirme yok;
şimdi, 17 Aralıktan bu yana yüzde 25 civarında olan devalüasyon
karşısında ortaya çıkan dövizzedelerle ilgili herhangi bir
durum yok; atama bekleyen 40 bin öğretmenle ilgili herhangi bir öneri yok;
su ürünleri mühendisleriyle, teknik öğretmenlerle, astsubaylarla, uzman
erbaşlarla ilgili herhangi bir hüküm yok; kuraklık, kıtlık
nedeniyle zor durumda bulunan pancar üreticilerinin şimdi başına
bela olan tonaj cezalarıyla ilgili herhangi bir öneri, herhangi bir madde
yok. Dolayısıyla, bu, sadece ve sadece, AKPnin önümüzdeki süreç
içerisinde ve içinde yaşadığımız süreçte, 17
Aralıktan bu yana ortaya çıkan tapeleri, kasetleri, kasalardaki,
kutulardaki milyon dolarları gizlemek üzere medya mecralarını
susturma operasyonundan ibarettir.
Değerli milletvekilleri, üç cins
basın bulunmaktadır: Birincisi yazılı basın, gazete,
mecmua vesaire. İkincisi görsel basın, televizyon. Üçüncüsü de
İnternet mecrası. Birinci cins basına baktığımızda,
AKP, devriiktidarında zülfüyârine dokunan, kendisini eleştiren, bir
şekilde AKPnin beğenmediği kişileri köşelerinden
attırmış, gazetelerinden kovdurmuştur. Bunların
isimlerini sizlere saymak istiyorum, sadece bilinenlerini veya kamuoyunun ismen
tanıdıklarını: Banu Güven, Nuray Mert, Oktay Ekşi,
Tufan Türenç, Emin Çölaşan, Bekir Coşkun, Cüneyt Ülsever, Can Dündar,
Ruşen Çakır, Yavuz Baydar, Haluk Şahin, Deniz Ülke
Arıboğan ve bu kapsam içerisinde yüzden fazla gazete
çalışanı, köşe yazarı, AKPnin telefon
talimatlarıyla, basın müşavirlerinin talimatlarıyla veya
Başbakanın talimatıyla gazetelerinden kovulmuştur.
Değerli arkadaşlarım,
yazılı basındaki bu durum görsel basında aynen
görülmektedir. Görsel basında ise yeni bir hat kurulmuştur: Alo
Fatih hattı. Sayın Genel Başkanımızın televizyonun
alt yazısında geçen bir çift cümlesine tahammülü olmayan
Başbakan, ta Fastan Fatihe Alo diyerek II. Fatihe talimat
verdirerek, ifade özgürlüğünü, siyaset hürriyetini, halkın haber alma
hakkını bertaraf ederek görsel basını da bu hâle
getirmiştir.
Bu, tabii ki İnternet
mecrasına da yayılan bir alandır ve kasaların,
kutuların, milyon dolarların, kasetlerin, ses bantlarının
İnternet mecrasında yayılmasını engellemek üzere bu
kanun buraya gelmiştir. Her ne kadar, bu kanunun maddesini Çankaya
Köşkünden Sayın Cumhurbaşkanı atmış ise bu dahi
bir demokrasi ayıbıdır, bu dahi parmak demokrasisinin ne hâle
geldiğini göstermektedir, bu dahi yürütme organının
başı olan Cumhurbaşkanının talimatıyla bu
Meclisten birtakım düzenlemeler yapılması durumunu ortaya koymuştur
ki bunun demokrasiyle bir alakası yoktur, bunun basın hürriyetiyle
bir alakası yoktur.
Sözün özü: Adalet ve Kalkınma
Partisi döneminde basın gayrihürdür, Adalet ve Kalkınma Partisi
döneminde basın sansür edilir. İşte, demokrasinin ortaya
koyduğu marka budur, AKPnin ortaya koyduğu demokrasi etiketi de
bundan ibarettir. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Bal.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
15inci maddeyi
OKTAY VURAL (İzmir) Karar yeter
sayısı
BAŞKAN Karar yeter
sayısı arayacağım.
15inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı yok.
(AK PARTİ sıralarından Var, var! sesleri)
Sayın milletvekilleri, Burada 139
kişi var. diyorsanız karar yeter sayısı var ama
görünmüyor. Onun için on dakika veriyorum.
Kapanma
Saati: 22.01
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati:
22.43
BAŞKAN:
Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER:
Fehmi KÜPÇÜ (Bolu), Muhammet Bilal MACİT (İstanbul)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 67nci Birleşiminin
Altıncı Oturumunu açıyorum.
561 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 15inci maddesinin oylamasında karar yeter sayısı
bulunamamıştı. Şimdi maddeyi tekrar oylarınıza
sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Karar yeter sayısı vardır, 15inci madde kabul edilmiştir.
16ncı madde üzerinde dört önerge
vardır, ikisi aynı mahiyettedir, okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 16 ncı maddesiyle 5651 sayılı
Kanunun 3 üncü maddesine eklenen dördüncü fıkranın madde metninden
çıkarılmasını ve diğer fıkranın buna göre
teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ahmet
Aydın Mehmet
Doğan Kubat Recep
Özel
Adıyaman İstanbul Isparta
Fatih
Şahin Hakan
Çavuşoğlu
Ankara Bursa
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561 sıra sayılı kanun teklifinin
çerçeve 16 ncı maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Kalaycı Oktay Vural Mehmet Günal
Konya İzmir Antalya
S.
Nevzat Korkmaz Seyfettin
Yılmaz Faruk
Bal
Isparta Adana Konya
Erkan
Akçay
Manisa
"MADDE 16 - 5651 sayılı
Kanunun 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki
fıkralar eklenmiştir.
''(3) Bu Kanun kapsamındaki
faaliyetlerini yurt içinden yürütenlere, bu kanun kapsamındaki bildirimler
yalnızca yasal tebligat adreslerine veya bu kanun kapsamında
bildirimleri almak için kurmuş oldukları elektronik şikayet
mekanizmaları üzerinden yapılır. Yurtdışında
faaliyette bulunanlar için bildirimler Türkiye'nin taraf olduğu
uluslararası sözleşme hükümlerine uygun olarak yapılır. Bu
fıkra hükmüne uygun olarak yapılmayan bildirimler nedeniyle içerik,
yer ve erişim sağlayıcılarının sorumluluğuna
gidilmez."'
(4) Başkanlık, bu Kanunun 4
üncü maddesinin üçüncü fıkrası, 5 inci maddesinin beşinci
fıkrası ve 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının
(d) bendi uyarınca mahkemelerce talep edilen trafik bilgilerini
isteyebilir.
(5) Trafik bilgisi ancak bir suç
soruşturması ve/veya kovuşturması kapsamında
mahkemelerce talep edilmesi hâlinde Başkanlık tarafından içerik
sağlayıcı, yer sağlayıcı ve/veya erişim
sağlayıcıdan alınarak verilir."
BAŞKAN Şimdi
okutacağım iki önerge aynı mahiyettedir. Bu önergeleri birlikte
okutup işleme alacağım, önerge sahiplerine isterlerse ayrı
ayrı söz vereceğim.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561 sıra
sayılı yasa tasarısının 16 ncı maddesinin
kaldırılmasını arz ve talep ederiz.
Sırrı Sakık Hasip
Kaplan Adil
Zozani
Muş Şırnak Hakkâri
İdris Baluken Esat
Canan
Bingöl Hakkâri
Aynı mahiyetteki diğer
önergenin imza sahipleri:
Ferit Mevlüt Aslanoğlu İzzet Çetin Vahap
Seçer
İstanbul Ankara Mersin
Tufan Köse Mehmet Ali
Susam İlhan
Demiröz
Çorum İzmir Bursa
Müslim Sarı Aykan
Erdemir Rahmi
Aşkın Türeli
İstanbul Bursa İzmir
Celal Dinçer
İstanbul
BAŞKAN Komisyon aynı
mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Sayın Başkan katılmıyoruz ancak şunu ifade edeyim:
Bu önergelerle trafik bilgilerinin mahkeme kararına tabi olmaması
sağlanıyor, onu özellikle ifade etmek istiyorum. Yani, TİB
Başkanlığı mahkeme kararı olmadan trafik bilgilerine
erişebilecektir, o anlama geliyor.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Önerge üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi adına Sayın Erdemir.
Buyurunuz Sayın Erdemir. (CHP
sıralarından alkışlar)
AYKAN ERDEMİR (Bursa)
Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; sizleri ve eğer hâlâ yayın kesilmediyse televizyon
ve bilgisayar ekranları başında bizleri izleyen
vatandaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, Sayın
Bakanım, üzülerek ve affınıza sığınarak sizi ve
şahsınızda Bakanlar Kurulunu eleştirerek sözlerime
başlamak zorundayım.
Minareye kılıf
yasası olarak da adlandırılan 5651 sayılı
İnternet Yasasına yama getiren torba yasayı yeni bir torba
yasayla yamamayı hedefleyen bu değişiklikler,
anlamadıysanız tekrarlayayım, 5651 sayılı
İnternet Yasasına yama getiren torba yasayı yeni bir torba yasayla
yamamayı hedefleyen bu değişiklikler hayal
kırıklığına yol açmıştır. Buradan
görebildiğimiz kadarıyla delik büyüktür, yamaya yama
tutmamıştır; izin verirseniz izah edeyim.
Dün kamuoyuna bomba gibi
düşen rüşvet, yolsuzluk, hırsızlık, yüzsüzlük,
arsızlık ve ahlaksızlık kaydını daha yirmi dört
saat dolmadan YouTubeda 2 milyon 385 bin kişi izlemiş, Twitterda 10
trend topicin 7si bu yolsuzluk üzerine, Ekşi Sözlükte yirmi dört
saatte 1.988 entry girilmiş ve bir rekor kırılmış.
FATİH ŞAHİN
(Ankara) Meydanlar ne diyor, ona bak!
AYKAN ERDEMİR
(Devamla) - Burada sormadan edemeyeceğim: Telekomünikasyon
İletişim Başkanlığı uyuyor mu?
FATİH ŞAHİN
(Ankara) Sivasa bak, Yozgata bak!
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Demin de aynı şeyleri söylemiştin. Sen unutuyor musun
söylediklerini?
AYKAN ERDEMİR
(Devamla) - TİB Başkanı Ahmet Cemalettin Çelik uyuyor mu?
FATİH ŞAHİN
(Ankara) Millet ne diyor, ona bak!
AYKAN ERDEMİR
(Devamla) - Ahmet Bey, MİTte dinlemeden sorumlu birimin başında
bulunuyordu.
FATİH ŞAHİN
(Ankara) Sivası izledin mi?
AYKAN ERDEMİR
(Devamla) - 17 Aralıktan yalnızca yedi gün sonra kendisini TİB
Başkanı atayarak vizyonunuzun enginliğini tüm dünyaya
gösterdiniz ama belli ki bu yeterli gelmiyor.
FATİH ŞAHİN
(Ankara) Yozgat
Yozgat mitingini izledin mi?
AYKAN ERDEMİR
(Devamla) - Bu aşamada bir Alo Ahmet hattı düşünülebilir mi?
Alo Fatih kadar verimli çalışan, Başbakan tak diye emredince
İnterneti şak diye kapatan bir Alo Ahmeti bu ülkeye çok görmeyin
lütfen! Türkiye bu kadar zayıf, Türkiye bu kadar güçsüz, Türkiye bu kadar
işe yaramaz sansür ve filtreleri hak etmemektedir. Sizden beklentimiz,
gerekli sansür teknolojilerini bir an önce temin etmenizdir. Kuzey Kore, Çin,
İran, Suudi Arabistan
En ileri baskı tekniği, en ileri sansür
tekniği neredeyse bulalım, parası neyse ödeyelim. Otoriter
ülkeler içinde en beceriksizi olma ayıbından
iktidarınızı kurtaralım.
Bakın, Gezi Parkından bugüne, 17
Aralıktan bugüne orantısız zekâ kullanan gençlerin sansürünüzü
ve filtrenizi madara etmesi hepimizi müteessir ediyor. Benim tavsiyem
İnternetin fişini kökten çekmeniz yönündedir. Zaten Sayın
Başbakan Sosyal medya baş belasıdır. demiştir,
Twitterla olmaz, tezek kokusunu hissedeceksiniz. demiştir; Türkiye'nin
bilgi toplumu ve bilişim vizyonunu işaret etmiştir. Sağlam
bir iradeye sahip olunduğu sürece İnternetsiz de yaşanır.
Değerli milletvekilleri,
korkmayın; rüşveti, yolsuzluğu,
hırsızlığı, yüzsüzlüğü ve
ahlaksızlığı eleştirmek için 17 Aralıktan bugüne
kamuoyunu meşgul eden kayıtları, tapeleri ve
fotoğrafları kullanmayacağım, bunlar benim için yok
hükmündedir. Bu ülkede dönen dolapları idrak edebilmek için
kayıtlara, tapelere ve fotoğraflara gerek yoktur; insanın
birazcık aklı ve vicdanı olması, hak ve hukuk inancı
olması yeterlidir. AKP iktidarını sıfırlamam için de
yine bu rüşvet, yolsuzluk ve hırsızlık kayıtlarına
ihtiyacım yoktur. Siz gencecik çocukları rant uğruna, ikbal
uğruna, beton uğruna; Abdullahı, Mehmeti, Ethemi, Medeniyi,
Aliyi, Ahmeti rant uğruna katledip bir rahmet dilemekten, bir başsağlığı
dilemekten kaçınınca ben de vatandaşlarımızın büyük
çoğunluğu gibi sizi sıfırladım.
AHMET AYDIN (Adıyaman)
Vatandaşın kimi sıfırlayacağı belli olur, az
kaldı.
AYKAN ERDEMİR (Devamla) Yine,
siz Marmara İlahiyat Fakültesinin Yunus Emre olan adını bu
milletin bir tarafına koyacağını ifade eden ve Sayın
Başbakanın kankası olan bir müteahhidin adıyla
değiştirince, evet, Yunus Emrenin adını o müteahhidin
adıyla değiştirince ben sizi öyle bir sıfırladım
ki geriye ne Bilalin 30 milyon avrosu ne Barışın 1 milyon
doları kaldı. Sizi öyle bir sıfırladım ki istibdat
rejiminize de bundan gayri söyleyecek sözüm kalmadı. Allah topunuzu
ıslah etsin. (CHP sıralarından Âmin, âmin. sesleri,
alkışlar)
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Erdemir.
Aynı mahiyetteki diğer
önergenin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Bu düzenleme, meclisten geçen anti
demokratik internet yasasının olumsuzluklarına ek olarak
kişisel bilgi ve verilerin korunması ilkesine
aykırıdır. Bu sebeple ilgili maddenin
kaldırılmasını arz ve talep ederiz.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki bu
iki önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561 sıra sayılı kanun teklifinin
çerçeve 16 ncı maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Kalaycı (Konya) ve arkadaşları
"MADDE 16 - 5651 sayılı
Kanunun 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki
fıkralar eklenmiştir.
''(3) Bu Kanun kapsamındaki
faaliyetlerini yurt içinden yürütenlere, bu kanun kapsamındaki bildirimler
yalnızca yasal tebligat adreslerine veya bu kanun kapsamında
bildirimleri almak için kurmuş oldukları elektronik şikayet
mekanizmaları üzerinden yapılır. Yurtdışında
faaliyette bulunanlar için bildirimler Türkiye'nin taraf olduğu
uluslararası sözleşme hükümlerine uygun olarak yapılır. Bu
fıkra hükmüne uygun olarak yapılmayan bildirimler nedeniyle içerik,
yer ve erişim sağlayıcılarının sorumluluğuna
gidilmez.
(4) Başkanlık, bu Kanunun 4
üncü maddesinin üçüncü fıkrası, 5 inci maddesinin beşinci
fıkrası ve 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının
(d) bendi uyarınca mahkemelerce talep edilen trafik bilgilerini
isteyebilir.
(5) Trafik bilgisi ancak bir suç soruşturması
ve/veya kovuşturması kapsamında mahkemelerce talep edilmesi
hâlinde Başkanlık tarafından içerik sağlayıcı,
yer sağlayıcı ve/veya erişim sağlayıcıdan alınarak
verilir."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ SIRRI SÜREYYA BİLGİÇ (Isparta)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Bal,
buyurunuz. (MHP sıralarından alkışlar)
FARUK BAL (Konya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bir kez daha huzurunuzdayım,
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Daha önce söz aldığım
maddelerde basın hürriyeti ile demokrasi arasındaki ilişkiyi
ifade etmeye çalışmıştım. Evet, basının üç
tane mecrası var demiştik. Bunlardan
bir tanesi yazılı mecra: Gazete, mecmua vesairleri. Bunların, on
bir yıllık AKP Hükûmeti döneminde köşe yazarlarının
talimatlarla, Başbakanın emirleriyle nasıl işlerinden
çıkarıldığını, bunların yüzü
aştığını ve böylece yazılı basının
kontrol edildiğini ifade etmiştim. Görsel basına ilişkin
olarak da Alo Fatih hatlarının kurulduğunu ve bu Alo Fatih
hatlarının sadece bir tek televizyon kanalıyla ilişkili
olmayıp yandaşlaşmış olan tüm kanalları veya
candaş olup da korkutulmuş, vergi borçlarıyla veya vergi
cezalarıyla korkutulmuş olan tüm kanalları kastetmiştim.
Buna rağmen, Sayın Başbakanın, ısrarla geride
kalmış üç beş tane cılız ve yayın alanı son
derece zayıf olan televizyon kanallarını işaret ederek
bunlarla hesaplaşma derdinde olduğunu bugünkü konuşmasında
ve daha önceki konuşmalarında da dinlemiştik.
Sıra İnternete geldi.
İnternette elbette sorun var değerli milletvekilleri. On bir
yıldır AKP iktidarında bu sorun yaşanıyordu. En
azından bilmekteyiz ki Milliyetçi Hareket Partisi dinlenmiştir, buna
ilişkin İnternet yayınları yapılmıştır,
bununla ilgili deliller de Milliyetçi Hareket Partisi tarafından yetkili
mercilere iletilmiştir. Milliyetçi Hareket Partisinin İnternet
kanallarına düşen yayınları ve görüntüleriyle ilgili olmak
üzere Ömer Faruk Bayındır isimli bir kişinin bu işi
organize ettiğini yetkili mercilere ilan ettik.
OKTAY VURAL (İzmir) İbrahim
Faruk
FARUK BAL (Devamla) Ömer Faruk
Bayındır kim? AKPnin belediye meclisi üyesi. Ne
yapmıştır? Yayınları yapan, Amerika
Kıtasında bulunan bir İnternet sitesiyle, telefonuyla, kendi
telefonuyla Ne zaman yayınlayacaksınız, nasıl
yayınlayacaksınız? diye defalarca konuştuğu tespit
edilmiştir. Telefon numarası bellidir.
İki: Bu şahıs kendi
kredi kartıyla yayın ücretini ödemiştir, kredi kartının
numarası bellidir.
Üç: Milliyetçi Hareket Partisini
gözetleyen siyah, donanımlı, camları
siyahlaştırılmış bir araçtır ve bu aracın da
fotoğrafları bildirilmiştir.
Sayın Bakana sorduk: Bulabildiniz
mi faili? İkrar etti ki Sayın Beşir Atalay: Bulamadık.
Yanında bulunan MİT mensupları vardı görüşmeler
sırasında, siz bulabildiniz mi dedik, Hayır, bulamadık.
dediler ve bu görüntüler üzerinden Sayın Başbakan Genel, genel
diyerek oy devşirme işini tamamladı.
Sıra geldi 17 Aralığa.
17 Aralık, 25 Aralık ve 2 Ocak, demokrasi ve yolsuzluk tarihinde çok
önemli 3 tane tarih. Bu tarihlerde ortaya çıkan yolsuzluk ve
rüşvetle, kara parayla ilgili sorunlar AKPyi son derece de rahatsız
etti çünkü bakanlarına, bakan çocuklarına ve oradan da Sayın
Başbakana ve çocuklarına kadar ulaşan bir operasyondu. Bu
operasyonda AKP korktu, telaşa kapıldı; panikle birlikte önce
polisleri hak ile yeksan etti, arkasından hâkim ve savcıların
elinden dosyaları aldı. Fezlekeleri kırk beş gün Adalet
Bakanı inceledi. Bunların içerisindeki delilleri ve muhtemel
şüphelileri tespit etti, gerekli tedbirleri aldı ve talimatlar
yağdı. Bu talimatlar yargıya talimattı, polise
talimattı, Ankara böyle istiyor, soruşturmayı durdurun.
talimatı. Gün geldi, iş basına yansıyınca AKPnin
aklı başına geldi. İnternette bu yolsuzlukların, tapelerin,
konuşmaların, görüntülerin yayınlanmasını engellemek
amacıyla bu kanun getirildi. Aynen HSYK Kanununda yapılan
değişiklikle birlikte HSYKnın AKPnin şubesi hâline
getirilmesi gibi, aynen dershanelerle ilgili kanunda olduğu gibi ve aynen
polis teşkilatında yapılmış olan operasyonlar gibi
Türkiye, AKPnin diktatörlüğüne doğru bir gidişatın içine
sürüklendi.
Değerli arkadaşlarım,
bütün bunlar sizin parmaklarınızla ortadan kaldırılabilecek
bir iş değil, bir bilen var; Cenab-ı Zülcelal her şeyi
bilir, her şeyi görür ve her şeye kadirdir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
FARUK BAL (Devamla) Bir de bunun öbür
dünyada mahkemeikübrası var. Bu dünyada belki parmaklarınızla
istediğinizi yapabilirsiniz ama öbür dünyada neredeyiz, nereye
gideceğimizi ancak Cenabı-ı Zülcelal bilir. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Bal.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 16 ncı maddesiyle 5651 sayılı
Kanunun 3 üncü maddesine eklenen dördüncü fıkranın madde metninden
çıkarılmasını ve diğer fıkranın buna göre
teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ahmet Aydın
(Adıyaman) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK
VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) Katılıyoruz
Sayın Başkan.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Telekomünikasyon İletişim
Başkanlığı tarafından yalnızca mahkemelerce talep
edilen trafik bilgilerinin istenilebilmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmiştir.
Kabul edilen bu önerge
doğrultusunda 16ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, yeni madde
ihdasına dair bir önerge vardır.
İç Tüzükün 91inci maddesine
göre, yeni bir madde olarak görüşülmesine komisyonun salt çoğunlukla
katıldığı önergeler üzerinde görüşme açılır
ve bu maddede belirtilen sayıda önerge verilebilir. Bu nedenle, önergeyi
okutup Komisyona soracağım. Komisyon önergeye salt çoğunlukla
yani 21 üyesiyle katılırsa önerge üzerinde yeni bir madde olarak
görüşme açacağım, Komisyonun salt çoğunlukla katılmadığı
önergeyi işlemden alacağım.
Şimdi, önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 561 Sayılı Kanun Teklifinin 16 ncı maddesinden sonra gelmek
üzere aşağıdaki maddenin eklenmesini ve diğer maddelerin
buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Kalaycı Oktay Vural Mehmet
Günal
Konya İzmir Antalya
Faruk Bal Seyfettin
Yılmaz S.
Nevzat Korkmaz
Konya Adana
Isparta
Erkan Akçay
Manisa
MADDE 17- 5651 sayılı Kanunun 5
inci maddesinin üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye
altıncı fıkra eklenmiştir.
3)
Yer sağlayıcı, yer sağladığı hizmetlere
ilişkin iletişimin içeriğinin tespitine ve dinlenmesine imkan
vermeyecek nitelikteki ve bu maddenin 4 üncü fıkrasında belirtilen
kapsamdaki trafik bilgilerini altı aydan az ve iki yıldan fazla
olmamak üzere yönetmelikte belirlenecek süre kadar saklamakla ve bu bilgilerin
doğruluğunu, bütünlüğünü ve gizliliğini sağlamakla
yükümlüdür.
(4) Trafik bilgisi ancak bir suç soruşturması
ve/veya kovuşturması kapsamında mahkemelerce talep edilmesi
halinde Başkanlık tarafından yer sağlayıcı
ve/veya erişim sağlayıcıdan alınarak verilir.
(5) Yer sağlayıcı ancak, kanundaki açık
yetkiye dayanarak kamu kurum ve kuruluşlarca yapılan talepler ile
mahkeme kararına dayalı olarak yargı makamlarınca
yapılan taleplere istinaden faaliyetleri neticesinde elde ettiği
kişisel veriler ile bilgi ve belgeleri açıklayabilir. Bu fıkra
kapsamında yer sağlayıcıya yöneltilecek taleplerde
istenilen bilgi ve belgelerin hangi amaçla kullanılacağı
hususları, talepte bulunan yetkisi, talebin amaçla ne şekilde
sınırlandırıldığı, talep edilen bilgilerin
ancak amaç doğrultusunda kullanılacağına dair taahhüt ve
amaç doğrultusunda kullanılacak bilgilerin gizliliğinin
sağlanması için alınacak korunma tedbirleri gerekçeleriyle
birlikte detaylı olarak belirtilir. Yer sağlayıcı bu
fıkradaki hükümler saklı kalmak kaydıyla
Başkanlığın bu Kanun ve diğer Kanunlarla verilen
görevlerinin ifası kapsamında bu fıkra hükmüne uygun
şekilde talep ettiği bilgileri Başkanlığa teslim eder
ve bu Kanunda yer sağlayıcılara yüklenen yükümlülüklerin
ifasını teminle sınırlı olmak üzere
Başkanlıkça bildirilen tedbirleri alır.
Yurtdışında yerleşik olan yer sağlayıcılara
yöneltilecek bilgi taleplerinde Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası
adli yardımlaşma anlaşmalarının hükümleri
uygulanır.
(6)
Trafik verisi olarak trafik bilgisinden fazla bilgi istenemez"
BAŞKAN Komisyon önergeye salt
çoğunluğuyla katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Komisyonu davet etmem gerekiyor Sayın Başkan.
Sayın Kalaycı ve
arkadaşlarının yeni madde ihdasıyla ilgili bir önergesi
vardır, Komisyonu davet ediyorum.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Söyle,
Bizimkileri de davet ediyorum, gelin. de.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Sayın Başkan, Komisyonun toplanamayacağı, salt
çoğunlukla katılamayacağı
anlaşılmıştır.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(İstanbul) Bir dakika ya gelen var, geliyorlar ya.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Ben
gelen kimse görmüyorum.
Salt çoğunluğumuz yoktur,
katılamıyoruz Sayın Başkan.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Sayın
Başkanım, hâlâ geliyor arkadaşlarımız.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(İstanbul) Ben yoldayım, daha geliyorum.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Bizim özgül
ağırlığımız daha fazla.
BAŞKAN 21 kişi
göremediğim için burada
OKTAY VURAL (İzmir)
Çoğunluk var efendim burada, var. 3 kişiye 1 kişi; 4 kişiye
1 kişi!
BAŞKAN Evet, şimdi,
Komisyon önergeye salt çoğunluğuyla katılmamış
olduğundan önergeyi işlemden kaldırıyorum.
Şimdi, 17nci maddeye geçiyoruz.
17nci madde üzerinde üç önerge
vardır -ikisi aynı mahiyettedir- okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 561 sıra sayılı kanun teklifinin çerçeve 17 nci maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Mustafa Kalaycı Oktay Vural Mehmet
Günal
Konya İzmir Antalya
S. Nevzat Korkmaz Seyfettin
Yılmaz Erkan
Akçay
Isparta Adana Manisa
Faruk Bal Lütfü
Türkkan
Konya Kocaeli
"MADDE 17-
5651 sayılı Kanunun 8 inci maddenin birinci fıkrasının
birinci bendi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkralar
eklenmiştir.
"(1) İnternet ortamında
yapılan ve içeriği aşağıdaki suçları
oluşturduğu hususunda kuvvetli şüphe sebebi bulunan
yayınlarla ilgili olarak, oranlılık ilkesine uygun olarak
çocuğa, gençliğe ve aileye yönelik ağır ve vahim
nitelikteki saldırıların önlenmesini teminen erişimin
engellenmesine karar verilebilir. İnternet sitesinin tamamındaki
içeriğin bu bentteki koşulları açıkça taşımaması
durumunda internet sitesinde yapılan yayının tümüne yönelik
erişimin engellenmesine karar verilemez. "
"(15) Bu maddeye göre
soruşturma aşamasında verilen hakim kararı ile 9 uncu ve
9/A maddesine göre verilen hakim kararı birden fazla sulh ceza mahkemesi
bulunan yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından
belirlenen sulh ceza mahkemeleri tarafından verilir.
(16) Bu kanun
kapsamında URL bazlı erişimin engellenmesi yapacak erişim
sağlayıcıların bunu teminen kuracakları sistemin
kuruluşu ve işletme maliyetleri Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanlığının bütçesine konulacak ödenekten
karşılanır. Ödeneğin kullanılmasına ilişkin
hususlar Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle
belirlenir. URL bazlı erişimin engellenmesi sisteminin erişim
sağlayıcılar tarafından kurulması, işletilmesi,
gizlilik ve güvenliğe ilişkin hususlar ise Bilgi Teknolojileri ve
İletişim Kurumu tarafından çıkartılacak yönetmelikle
belirlenir.
BAŞKAN
Şimdi okutacağım iki önerge aynı mahiyettedir, birlikte
işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 561 Sıra Saylı Kanun Teklifinin 17 nci maddesinin
kaldırılmasını arz ve talep ederiz.
Sırrı Sakık Hasip
Kaplan Adil
Zozani
Muş Şırnak Hakkâri
Murat Bozlak İdris
Baluken
Adana Bingöl
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Ferit Mevlüt Aslanoğlu İzzet Çetin Vahap
Seçer
İstanbul Ankara Mersin
Mehmet Ali Susam Tufan Köse Rahmi
Aşkın Türeli
İzmir Çorum İzmir
Müslim Sarı İlhan
Demiröz Celal
Dinçer
İstanbul Bursa İstanbul
BAŞKAN
Komisyon aynı mahiyetteki iki önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ
(Isparta) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Aksünger, buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
ERDAL AKSÜNGER
(İzmir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Bu yasayla ilgili beklentiler Cumhurbaşkanının
veto etmesi noktasındayken, memlekette böyle bir makul adam beklentisi
vardı. Tabii, o makul adam da konjonktür gereği veya farklı bir
telefon trafiğiyle İnternetle ilgili yasayı veto etmedi ama
şunu söylemek istiyorum: Bu dört tane yasanın da hiçbir şeyi
değiştirme imkânı mevcut değil.
Bir şeyi anlamakta güçlük
çekiyorum: Ya bu memleketteki milleti aptal yerine koyuyorsunuz, ya bizleri,
hangisi? Şunu söyleyeceğim de o yüzden bunu söyledim: IP adresi ile
URL adresinin farkı ne mesela? Bir adam diyelim ki suç işledi, o
adamı bulacaksınız. Adamın sadece IP adresini takip
ediyorsanız, gittiği adresi bilemedikten sonra suça istinat bir
şey çıkarabilir misiniz? Mümkün değil. Yani, bunu niye anlatıyorsunuz
millete? Sadece bir algıyı yönetmek amacıyla
anlatıyorsunuz, şundan: Yahu oldu böyle bir hikâye, acayip bir
kamuoyu tepkisi var, 3-4 tane maddede değişiklik yapalım da
millet de -Bakın, kamuoyu tepkisi vardı, bazı maddelerde
işi hafiflettik- desin ki: Özgürlükleri daraltacak konuları
kaldırdı. Ne yazık ki böyle değil.
Sayın Bakanım,
söylediğiniz konular da doğru değil. İrlanda örneğini
verdiniz Komisyonda, işte İngiltere örneğini verdiniz. Binlerce
yer
Bazı kelimelerle ilgili konuların yasak olduğunu söylediniz.
Googleın kendisinden
Ben bizzat kendim görüşüyorum, böyle bir
şey mevzubahis değil. Zaten 5651in tamamen karşısında
olduğumuzu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bize verdiği
mahkûmiyet kararlarından dolayı da hepimiz biliyoruz. 8inci
maddedeki katalog suçları, bu memlekette neyin ceza hukuku içerisinde olup
neyin bürokratın elinde olduğunu siz tayin ettiniz yani
yargıyı orada ortadan kaldırdınız.
Şimdi, Türkiye tarumar
edilmişse Türkiyede tarumarı siz yaptınız. Dinleme
komisyonları kurdunuz, itibar etmediniz. O dinleme komisyonlarında
tavsiye kararları yazdınız, başka hiçbir şey
yazmadınız. Arkadaşlar biliyor, hiçbir şey
yazılmadı orada, hatta gülündü geçildi bazı konular; çoğu
yere aslında toz kondurulmadı, çoğu görevliye toz
kondurulmadı. Millî İstihbarat Teşkilatı ne yapar? dedik.
Dediler ki: Emniyet istihbarattan kaynaklanıyor. E, orayı siz
yapmadınız mı? Başbakanın kendisi Ne istediniz de
vermedik. derken emniyeti mi verdiniz, istihbarat tarafını mı
verdiniz, Millî İstihbarat burada mı kaldı? Şimdi konu
kaldı da bunları bir İnternet yasakları getirerek
halledeceğinizi mi zannediyorsunuz? Teknik olarak bunun imkânsız
olduğunu zaten anlattık. Boşuna yırtmayın kendinizi. 2
milyon 300 bin kişi tıklamış bunu, engelleyin
engelleyebiliyorsanız. Mümkün değil ki. Konu bununla alakalı
değildi zaten. Bu ülkede o kadar kötü şeyler yapıldı ki
geçmişte, devlet kademelerinin hepsi tarumar edilmiş
Arkadaşlardan birisi
çıktı, dedi ki: Hukuk herkese de lazım. Evet, doğru,
doğru. Davalar olduğunda, sahte dijital deliller ortaya
konulduğunda hiç kimse kalkıp nutuklar atmıyordu ve bu
Aslında, yarın da, belki söyleyeceksiniz, işte,
montajlayacaksınız belki de birkaç tane liderin, belki muhalefet
partilerinin genel başkanlarının konuşmalarını,
yarın montajlayıp millete dinleteceksiniz belki de.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Zaten var.
ERDAL AKSÜNGER (Devamla) Buradan
mı yol bulacaksınız yani, buradan mı su yolu götüreceksiniz
yani, bu mu hikâye?
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Erdal Bey,
var zaten.
ERDAL AKSÜNGER (Devamla)
Arkadaşlar, bakın, ne bunları yaparak bu çocuk oyunlarıyla
bu milleti aldatabilirsiniz ne de bir başkasını. Teknik olarak
mümkün olan konular var ama
Bunu şundan dolayı
söylüyorum: Dinleme komisyonu olduğunda biz bunları zaten ifade
ettik, bazı konuları ettik ama bunlar oraya yazılmadı ki
zaten. Hani yazsaydınız Haklısınız. diyecektim yani.
Yazmadınız bunların hiçbirini.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Geçen
haftaki kanunda, yazdıklarımızı gerçekleştirdik.
ERDAL AKSÜNGER (Devamla) Dinleyelim
dediğimiz adamları dinletmediniz. Yani şimdi, Hanefi Avcı
bazı şeyler söylüyordu, adamla ilgili idam sehpaları kurdunuz.
Dinleyelim dediniz, dinlemediniz. Ben şahsen, bizzat kendim gittim,
dinledim adamı neler olduğunu anlattığında. O adam
söyledi bazı şeyleri, siz kabul etmediniz. Kitaplara yazdı,
kabul etmediniz hiçbirini.
Şimdi, bu ülkede, eğer
sizseniz yargı, sizseniz savcı, sizseniz mahkeme, bugün TİB
Başkanı da BTK Başkanı da aynı görevleri sizden
devralıyor şu anda. Size ne ya, size ne, böyle bir şeyle ilgili
uğraşıyorsunuz! Sonra da millete
Kalkıp algı
yöneteceksin.
Meydanlarda Başbakan diyor ki:
Çocuk pornosu konusu
Yapmayın ya, ne çocuk pornosu konusu! Deniz
Baykal diyorsunuz, MHPnin üst düzey yöneticileri diyorsunuz. Ya, üç sene,
dört sene geçti aradan, faillerini mi buldunuz da böyle konuşuyorsunuz ya!
OKTAY VURAL (İzmir) Var, biz
bulduk, AKPli meclis üyesi, İbrahim Faruk Bayındır.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Bulduk da
kapattılar üstünü.
ERDAL AKSÜNGER
(Devamla) Var mı böyle bir şey ya! Niye milleti
kandırıyorsunuz bunlarla ilgili yani? Hiçbir şey de
bulamazsınız yani. Çocuk pornosuyla ilgili, hiçbir ülkede, ister
gelişmiş -bunu daha önce de söyledim- ister az gelişmiş,
böyle bir ahlaksızlığa hiçbir yerde izin verilmiyor. Bunun arkasına
sığınıp yolsuzluk, rüşvet işleri yapmayın.
Bunların hepsi yazık, bu liderlere de yazık, bu insanlara da
yazık, bu halka da yazık.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Aksünger.
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurunuz, Sayın
Elvan.
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
şahsımla ilgili, yanlış ifadeler
kullandığımı konuşmacı ifade etmiştir,
lütfen cevap vermek istiyorum.
BAŞKAN Buyurunuz, yerinizden.
VIII.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
10.- Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvanın, İzmir
Milletvekili Erdal Aksüngerin 561 sıra sayılı Kanun Teklifinin
17nci maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Sayın Başkan, öncelikli olarak, Sayın Aksünger
-Googleın- İngilterede böyle bir yasak olmadığına
dair bir ifade kullanmıştır, benim böyle bir ifade
kullandığımı, yasaklama olduğunu ancak böyle bir
hususun söz konusu olmadığını söylemiştir. Kendisine
web sitesini veriyorum ben, lütfen alsın. Wikipedia.org bölümüne
girerseniz, orada, İngilterede 100 bin tane kelimenin Googleda
yasaklandığını ve arama yapamadığını
görürsünüz, 100 bin kelime ve bunlarda yasaklanmıştır veya
engellenmiştir şeklinde ifade kullanılmıyor. Nasıl
bir ifade kullanılıyor? Sadece bulunamamıştır
şeklinde ifade kullanılıyor. Evet, İngilterede mahkeme
kararı olmadan bu 100 bin kelime ve kavram Google tarafından
engellenmekte, engellenmesine rağmen, bu, sadece bulunamamaktadır
şeklinde bir ifadeyle ekrana çıkmaktadır. Bunun
dışında, yine, İngilteredeki Erişim
Sağlayıcıları Birliği ve İnternet Gözlem
Vakfı kara liste oluşturabilmekte, bununla da mahkeme kararı
olmaksızın bunların erişimi engellenebilmektedir. Burada
şunu ifade edeyim
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Neyle ilgili?
Çocuk pornosu
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Sadece çocuk pornosu değil efendim, burada şunu ifade edeyim: Bugün
bizim getirmiş olduğumuz düzenlemelerin tamamı, istisnasız
tamamı mahkeme kararına tabidir. Biraz önce sizin vermiş
olduğunuz önerge mahkeme kararını ortadan kaldırmaktadır
değerli arkadaşlar. Bir taraftan diyorsunuz ki Mahkeme kararı
olsun., diğer taraftan önerge veriyorsunuz, Mahkeme kararı
olmasın. diyorsunuz. Burada neyi anlatmak istiyorsunuz siz, ben bunu
anlamış değilim.
Çok teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz
Sayın Elvan.
ERDAL AKSÜNGER (İzmir)
Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurunuz Sayın
Aksünger.
ERDAL AKSÜNGER (İzmir)
Sayın Başkan, sözlerimi açabilir miyim? Yanlış anlamakla
itham ederek benim doğru ifade etmediğimi söyledi Sayın Bakan.
BAŞKAN Buyurunuz Sayın
Aksünger, düzeltiniz.
11.- İzmir Milletvekili
Erdal Aksüngerin, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanı Lütfi Elvanın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
ERDAL AKSÜNGER
(İzmir) Sayın Bakanım, şimdi, şöyle bir durum var:
Sizin söylediğiniz 100 bin tane kelime, ben Googledan aldım,
Googleın Türkiye Müdüründen aldım zaten bütün hepsini. Yani orada
sitelerin yazdığı şu olabilir: İngilterede metro
operasyonu, metro olayı olduktan sonra işi değiştirdiler
güvenlik nedeniyle bazı şeyleri, mahkeme kararıyla bazı
konularla ilgili aramalar yasaklanmış olabilir. Ama bunun yüzde
90ı çocuk pornosu, doğrudur, çocuk pornosu, bunu kabul ediyorum.
Başka bir konu değil zaten, dünyanın her yerinde böyle.
Ayrıca, İngilterede
söylediğiniz bu ISPA, normalde, sizin dediğiniz gibi bir dayatmayla,
iktidarın veya oradaki Hükûmetin dayatmasıyla kurulmuş bir
birlik değil, buradaki Erişim Sağlayıcıları
Birliği gibi değil, kanun çıkartıp kurulmuş bir birlik
değil. Bunu siz iktidar olarak zorla, kanunla kurduruyorsunuz, orada öyle
bir şey yok. Burada sadece bir vakıf daha var, tavsiye kararları
alıyor, ISPAe kendisi söylüyor bununla ilgili şeyi, her tarafta da
bakın.
Ayrıca, sitesi var, ben size o
zaman sitesi var, ben size o zaman onun sitesini vereyim. Bu sitede de ne
olmuş biliyor musunuz? Bu örneği vermekle de büyük bir hata
yapıyorsunuz. Neden biliyor musunuz? Bu site Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına
bir ödül vermiş. Ne ödülü olduğunu biliyor musunuz? İnternet
Düşmanı Ödülü vermiş, bakın sitesine, örnek verdiğiniz
bu kurumdan bahsediyorum, İnternet Düşmanı Ödülü vermiş ya.
Vermeyin bari burayı, hani, yanlış yapıyorsunuz bununla
ilgili konuyu. Gidin bakın yani.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Ama
Sayın Bakan bilmiyor, bilmeden vermiş. Bilerek mi verdiniz yoksa?
Başbakan duymasın sakın!
ERDAL AKSÜNGER (Devamla)
Aynısı İrlanda örneği var. İrlanda örneğinde de
çocuk pornosunun dışında tavsiye kararı hiçbir şey
yapmıyor. Siz kolluk kuvveti gibi çalıştırmak istiyorsunuz.
MİTten personel getirip oraya, yeni bir MİT yaratmak istiyorsunuz.
Ne derseniz deyin, sizin iyi niyetinizle alakalı değil,
yukarıdan birilerinin telefonuyla alakalı iş bunlar. Orası
MİT gibi çalıştırılacak, bunu herkes bilsin.
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Aksünger.
VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
3.- Isparta
Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç ve Bayburt Milletvekili Bünyamin Özbek ile 80
Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi ile Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin; Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Malatya Milletvekili Mahmut Mücahit Fındıklı ve Muş
Milletvekili Faruk Işık ile 34 Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/2006, 2/2007, 2/2009, 2/2010) (S.
Sayısı: 561) (Devam)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki
diğer önergenin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Bu düzenleme, meclisten geçen anti
demokratik internet yasasının olumsuzlukları daha da derinleştirilmektedir.
Bu sebeple ilgili maddenin kaldırılmasını arz ve talep
ederiz.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki iki
önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561 sıra
sayılı kanun teklifinin çerçeve 17 nci maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
"MADDE 17- 5651 sayılı
Kanunun 8 inci maddenin birinci fıkrasının birinci bendi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye
aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
"(1) İnternet ortamında
yapılan ve içeriği aşağıdaki suçları
oluşturduğu hususunda kuvvetli şüphe sebebi bulunan
yayınlarla ilgili olarak, oranlılık ilkesine uygun olarak çocuğa,
gençliğe ve aileye yönelik ağır ve vahim nitelikteki
saldırıların önlenmesini teminen erişimin engellenmesine
karar verilebilir. İnternet sitesinin tamamındaki içeriğin bu
bentteki koşulları açıkça taşımaması durumunda internet
sitesinde yapılan yayının tümüne yönelik erişimin
engellenmesine karar verilemez. "
"(15) Bu maddeye göre
soruşturma aşamasında verilen hakim kararı ile 9 uncu ve
9/A maddesine göre verilen hakim kararı birden fazla sulh ceza mahkemesi
bulunan yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından
belirlenen sulh ceza mahkemeleri tarafından verilir.
(16) Bu kanun
kapsamında URL bazlı erişimin engellenmesi yapacak erişim
sağlayıcıların bunu teminen kuracakları sistemin
kuruluşu ve işletme maliyetleri Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanlığının bütçesine konulacak ödenekten
karşılanır. Ödeneğin kullanılmasına ilişkin
hususlar Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle
belirlenir. URL bazlı erişimin engellenmesi sisteminin erişim
sağlayıcılar tarafından kurulması, işletilmesi,
gizlilik ve güvenliğe ilişkin hususlar ise Bilgi Teknolojileri ve
İletişim Kurumu tarafından çıkartılacak yönetmelikle
belirlenir.
Mustafa
Kalaycı (Konya) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Kim konuşacak?
MEHMET GÜNAL (Antalya) Sayın
Lütfü Türkkan.
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Türkkan. (MHP
sıralarından alkışlar)
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 17nci
maddesiyle ilgili söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu maddede, 5651 sayılı
Kanunun 8inci maddesine fıkra eklemek istiyorsunuz. 8inci maddeye göre,
İnternette intihara yönlendirme, çocukların cinsel istismarı,
uyuşturucu kullanımını kolaylaştırma,
sağlık için tehlikeli madde temini, müstehcenlik, fuhuş, kumar
ve Atatürk aleyhine işlenen suçlar site yasaklamayı gerektiriyor. Siz
Bu suçları işleyen sitelere, eğer birden fazla sulh ceza
mahkemesi varsa HSYKnın belirlediği mahkemeler ceza versin.
demişsiniz. Maddenin içeriğinde site kapatmayı gerektiren maddelere
baktığımızda orada Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürkle
ilgili olan dikkat çekiyor. Velev ki bir sitede Atatürke hakaret edildi ve
ilgili yerde de birden fazla sulh ceza mahkemesi var. O zaman ne olacak? Adalet
Bakanlığının sekretaryası olan HSYK devreye girecek ve
belirleyeceği bir mahkemeye Konuya sen bak. diyecek. Yani daha öz Türkçe
bir şey söyleyeyim mi? Artık HSYK Adalet ve Kalkınma Partisinin
arka bahçesi olmuş. O da yandaş bir hâkime, baktığı
bir mahkemeye atayacak, Atatürkle ilgili bu suça sen bak. diyecek. O yandaş hâkim ne yapacak? Ben
ceza vereceklerini, Atatürke hakaret edilen bir siteyi
kapatacaklarını hiç zannetmiyorum, keşke öyle olsa ama hiç
zannetmiyorum. Ama, ben sizden bir şey rica ediyorum: Bakın, etmeyin,
eylemeyin, Atatürk düşmanlığı bu kadar fazla, gerçekten
fazla. Atatürk, bu ülkeyi kurmuş, korumuş, cumhuriyeti kurmuş,
bize kadar ulaşmasına vesile olmuş. Bakın, on iki senedir
iktidardasınız, gül gibi ülkeyi ne hâle getirdiniz. Düşman
tarafından işgal edilmiş bir ülkeden bir millet yarattı bu
Atatürk. Belki de Atatürkün bizim en çok sevdiğimiz bir sözü var: Ne
mutlu Türküm diyene! sözü. O söz sizi çok rahatsız ediyor olabilir,
bundan dolayı da Atatürkü sindirememiş olabilirsiniz.
Gelelim 8inci
maddedeki diğer şıklara. İnternette intihara yönlendirmek
suç, bu tarz siteler kapatılıyor. Elbette, insanları intihara
yönlendiren siteler kapatılsın, sahipleri ağır cezalar
alsın. Ama, şu gerçeği de unutmayın: İntihara sadece
İnternet yönlendirmiyor, siz de yönlendiriyorsunuz; insanlar geçim
sıkıntısından, psikolojik bozukluklardan intihar ediyorlar.
Meslek gruplarından örnekler vereyim size: Polisler, askerler,
öğretmenler, esnaf
Esnaf borç batağında yüzüyor, icra
memurlarıyla cebelleşiyor. Biraz evvel bir avukat arkadaşım
anlattı, 2 icra memurunun konuşmasını dinliyor, diyor ki
birisi: Eve gittiğimde artık inanır mısın ister
istemez gözüm ayakkabı kutusuna takılıyor. Ola ki orada da bir
şey çıkabilir. Böyle bir algı oluşmuş. Bu
esnafın, maalesef, biraz evvel bahsettiğim, sizin döneminizde kepenk
kapatan esnafın önemli bir kısmı intiharı tercih ediyor.
Eğer intihar vakalarının artmasını istemiyorsanız
esnafın üstündeki borç yükünü kaldırın, yüzde 7 enflasyon olan
bu ülkede esnafa yüzde 500 vergi ödetmeyin.
8inci maddenin içinde bir de kumar
oynatan sitelerle ilgili bir düzenleme var. Kapatıyorsunuz kumar
oynatılan siteleri. E, kapatın
Bütün Türkiyeyi kumarbaz
yaptınız. Herkes Spor Toto, Loto, Millî Piyango
HAYDAR AKAR (Kocaeli) At
yarışları
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) Ne yani
kumarı esas siz oynatıyorsunuz. Sizinle rekabet ediyor diye mi
siteleri kapatıyorsunuz? Demek ki onda da rekabet istemiyorsunuz siz.
Kumarbaz bir Hükûmetin kumar oynatan İnternet siteleriyle rekabetini sona
erdirmek için getirilen bir yasa olarak görüyorum ben bunu. Millet kumara
bağlandı sizin zamanınızda. Dikkat edin, son on yılda
şans oyunlarından yaklaşık 45 milyar lira satış
hasılatı elde etmiş bu kurumlar. Hani kumar haramdı? O
kumardan gelen paralarla siz maaşlarınızı alıyorsunuz,
yemek yiyorsunuz, su içiyorsunuz, haberiniz olsun.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak)
Sen de alıyorsun.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) Ben
almıyorum, evet, ben almıyorum arkadaşlar.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale)
Arkadaşların da alıyor.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) Bilen bilir,
ben almıyorum.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale)
Arkadaşların da alıyor.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) Ben kendimden
mesulüm, ben maaş almadım daha.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Grup
başkan vekilin alıyor.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale)
Arkadaşların alıyor.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) Onlar hiç
kumara Haram. deyip siyaset yapmadılar. Siz hep Kumar haram. deyip
deyip geldiniz ama hep haramları siz yediniz. Çocukların evinde haram
çıktı, damatların evinde haram çıktı. Bu milletin
bütün rızkını çocuklarınızla,
yandaşlarınızla paylaştınız. Cenab-ı Allah
sizin belanızı verecek ama önce biz vereceğiz haberiniz olsun!
Bu milletin bütün rızkını yediniz. Bakın, Meclise
bakıyorum, ölü evi gibi, utanıyorsunuz çünkü, farkındayım.
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
RECEP ÖZEL (Isparta) Hadi oradan,
hadi!
BEDRETTİN YILDIRIM (Bursa)
Kendine bak, kendine! Ne hâlde devraldık biz biliyor musun?
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Türkkan.
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Kumarbaz olduğumu ifade etti Sayın Başkan.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Evet
Kumarbaz Hükûmet. dedim, Hükûmet kumarbaz. dedim.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Sayın
Başkanım, Bakan her şeye cevap veriyor. Bu da yeni usul
herhâlde!
BAŞKAN Şimdi, iki dakika
buyurunuz Sayın Bakan.
VIII.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
12.- Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvanın, Kocaeli
Milletvekili Lütfü Türkkanın 561 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 17nci maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Sayın Başkan, şunu ifade edeyim: İlgili
arkadaşın öncelikle
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) İlgili
değil
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Konuşan arkadaşımızın öncelikle
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Milletvekili
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Milletvekilimizin öncelikle 8inci maddeyi bir okuyup yapılan
düzenlemenin ne olduğunu bir anlamasını beklerdim. Onu dahi
anlamadan burada kullandığı ifadeler, hele hele Hâkimler ve
Savcılar Yüksek Kurulunun, işte bir mahkeme için hangi sulh ceza
mahkemelerine gönderileceğini falan ifade etti. Buradaki amaç şu
değerli arkadaşlar: Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu
Örneğin Ankarada yirminin üzerinde sulh ceza mahkemesi var. Bunlardan iki
veya üç tanesini ihtisas mahkemesi olarak tayin edecek yoksa herhangi bir
davaya yönelik olarak
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Sayın
Bakan, komisyonda söyledim bunu, niye kabul etmediniz?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Adalet Bakanlığı veya HSYK herhangi bir sulh ceza mahkemesini
tayin etmeyecek.
İkinci bir husus, diğer bir
husus: Değerli arkadaşlar, katalog suçlarından sadece
müstehcenlik ve çocuk pornosu dışındakilerin tamamı mahkeme
kararına tabidir. Eğer mahkeme Atatürkle ilgili veya kumarla ilgili
herhangi bir karar verirse o zaman yasaklanma veya engelleme söz konusu olacak.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Mahkemenin
görevlendirmesiyle ilgili konuştum.
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Dolayısıyla sanki bunu Atatürke yönelik bir düzenleme
yapıyormuşuz gibi burada bazı ifadeler kullanılması
son derece yanlıştır. Zaten mevcut olan 5671 sayılı
Yasamızda bu düzenleme vardı, burada herhangi bir
değişiklik de yapmıyoruz. Daha önceki düzenleme neyse o aynen yer alıyor.
Teşekkür ediyorum efendim.
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Elvan.
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup
milletvekili ayağa kalktı)
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Yoklama
istiyoruz.
BAŞKAN Yoklama talebi
vardır, yerine getireceğim.
Sayın Aslanoğlu, Sayın
Aygün, Sayın Özgündüz, Sayın Akar, Sayın Çelebi, Sayın
Acar, Sayın Tanal, Sayın Öz, Sayın Küçük, Sayın Ekşi,
Sayın Serindağ, Sayın Çıray, Sayın Türmen, Sayın
Kulkuloğlu, Sayın Tanrıkulu, Sayın Atıcı,
Sayın Demiröz, Sayın Ekici, Sayın Seçen, Sayın Köktürk.
Üç dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter
sayısı vardır.
VII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
3.- Isparta
Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç ve Bayburt Milletvekili Bünyamin Özbek ile 80
Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi ile Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin; Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Malatya Milletvekili Mahmut Mücahit Fındıklı ve Muş
Milletvekili Faruk Işık ile 34 Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/2006, 2/2007, 2/2009, 2/2010) (S.
Sayısı: 561) (Devam)
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
17nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
17nci madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, yeni madde
ihdasına dair bir önerge daha vardır.
İç Tüzükün 91inci maddesine göre
yeni bir madde olarak görüşülmesine komisyonun salt çoğunlukla
katıldığı önergeler üzerinde görüşme açılır
ve bu maddede belirtilen sayıda önerge verilir. Bu nedenle önergeyi
okutacağım ve komisyona soracağım. Komisyon önergeye salt
çoğunlukla yani 21 üyesiyle katılırsa önerge üzerinde yeni bir
madde olarak görüşme açacağım. Komisyonun salt çoğunlukla
katılmaması hâlinde önergeyi işlemden
kaldıracağım.
Şimdi önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561
Sayılı Kanun Teklifinin 17 nci maddesinden sonra gelmek üzere
aşağıdaki maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Kalaycı Oktay Vural Mehmet Günal
Konya İzmir
Antalya
Faruk Bal S. Nevzat
Korkmaz Seyfettin
Yılmaz
Konya Isparta Adana
Erkan
Akçay
Manisa
MADDE 18 5651 sayılı Kanunun 9 uncu
maddesinin birinci, ikinci, dördüncü, beşinci, altıncı,
sekizinci, dokuzuncu fıkraları aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir, üçüncü ve dokuzuncu fıkraları
yürürlükten kaldırılmıştır.
(1) İnternet
ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik
haklarının ihlal edildiğini iddia eden gerçek kişiler
içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması halinde
yer sağlayıcısına başvurarak uyarı yöntemi ile
içeriğin yayından çıkarılmasın ister. Uyarı
yönteminin gecikmesinde sakınca bulunan hallerde veya bu Kanun hükümlerine
göre yapılan talep neticesinde içerik ve/veya yer
sağlayıcısı tarafından içeriğin yayından
çıkartılmaması durumunda sulh ceza hakimine başvurarak
içeriğe erişimin engellenmesini isteyebilir. Gecikmesinde
sakınca bulunan hal içeriğin yayından
çıkartılması talebinin sonuçlarının beklenmesinin
telafisi imkansız zararlar doğurma ihtimalinin çok kuvvetli
olması ve içeriğe erişimin engellenmesi dışında
ihlalin engellenemeyeceğinin muhakkak olmasını ifade eder.
(2) İnternet ortamında
yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik
haklarının ihlal edildiğini iddia eden gerçek kişilerin
talepleri, içerik ve/veya yer sağlayıcısı tarafından
en geç yirmi dört saat içerisinde cevaplandırılır. Bu sürede
cevaplandırılmayan talepler reddedilmiş sayılır. (3)
İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle
kişilik hakları ihlal edilenlerin talepleri doğrultusunda gecikmesinde
sakınca bulunan hallerde veya bu Kanun hükümlerine göre yapılan talep
neticesinde içerik ve/veya yer sağlayıcısı tarafından
içeriğin yayından çıkartılmaması veya cevapsız
bırakılması durumunda Hakim bu maddede belirtilen kapsamda;
içeriğe erişimin engellenmesine karar verebilir. Hakim bu madde
kapsamında vereceği içeriğe erişimin engellenmesi
kararlarında gecikmesinde sakınca bulunan durumu gerekçelendirir,
uyarı yöntemine başvurulduğunu ve sonuçsuz kaldığını,
içeriğe halen erişildiğini kararında tespit eder.
Uyarı yöntemine başvurulmadan yapılan talepler gecikmesinde
sakınca olması durumunda dahi reddedilir. Erişimin engellenmesi
kararları oranlıIık ilkesine uygun olarak verilmelidir.
Oranlılık ilkesi erişime engelleme kararı ile
sağlanması beklenen yarar ve verilmesi ihtimal dahilinde bulunan
zarar arasında makul bir oranının bulunması,
oransızlık durumunda erişimin engellenmesine ilişkin
kararının verilmemesini ifade etmektedir. Erişimin engellenmesi
kararı önemli bir zararın meydana gelmesini önlemek için
verilmelidir. Bir tarafın şahsi ihtiyacını
karşılayıp pek çok insana zarar vermesi ihtimali bulunan bir
konuda erişimin engellenmesi kararı verilemez.
(4) Hakim,
bu madde kapsamında vereceği erişimin engellenmesi
kararlarını esas olarak, yalnızca kişilik
hakkının ihlalinin gerçekleştiği yayın,
kısım, bölüm ile ilgili olarak (URL vb. şekilde) içeriğe
erişimin engellenmesi yöntemiyle verir. İnternet sitesinin
tamamındaki içerik ilgili kişinin kişilik haklarına yönelik
açık bir ihlal içermedikçe internet sitesinde yapılan
yayının tümüne yönelik erişimin engellenmesine karar verilemez.
İnternet sitesinin tamamının erişiminin engellenmesine
ilişkin kararlarda birinci ve ikinci fıkra hükümlerinde belirtilen
esaslar detaylı olarak gerekçelendirilir. Bu şartları
taşımayan internet sitesinin tamamının erişiminin
engellenmesine yönelik kararlar Başkanlık tarafından işleme
alınmaz ve bu maddenin beşinci fıkrasına göre bu karara itiraz
edilir. Başkanlık itiraz haklarının kullanılması
maksadıyla bu maddenin 5inci fıkrası kapsamındaki taraflara
da haklarını kullanmak üzere davayı ihbar eder.
(5)
Hakimin bu madde kapsamında verdiği erişimin engellenmesi
kararları doğrudan Başkanlığa Birliğe gönderilir.
(6) Hakim
bu madde kapsamında yapılan başvuruyu en geç yirmi dört saat
içinde duruşma yapmaksızın karara bağlar. Bu karara
karşı 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi
Kanunu hükümlerine göre itiraz yoluna gidilebilir. Bu kanun kapsamında
verilen erişimin engellenmesine ilişkin tüm kararlara tedbirin uygulandığı
internet sitesini meşru hukuki amaçlarla kullanan kişiler,
Başkanlık ve tedbirin uygulandığı internet sitesini
işleten yer sağlayıcı da itiraz edebilir. İtiraz edene
tebliğ veya tefhim edilmeyen kararlardan dolayı itiraz süresinin
geçtiği gerekçe yapılarak itiraz reddedilemez.
(8) Birlik Başkanlık tarafından
erişim sağlayıcıya gönderilen içeriğe erişimin
engellenmesi kararının gereği derhal, en geç dört saat
içerisinde erişim sağlayıcı tarafından yerine
getirilir.
(9) Bu kanun ve diğer kanunlardaki dayanaklar
doğrultusunda verilecek erişiminin engellenmesi kararlarında bu
maddenin ikinci fıkrasındaki esaslara uyulur. Erişimin
engellenmesine ilişkin tüm kararların gerekçesinde üçüncü
fıkradaki ilkelere ne şekilde uyulduğu gerekçelendirilir. Bu
gerekçelendirmeyi içermeyen kararlar Başkanlık tarafından
uygulanmak üzere erişim sağlayıcılara gönderilmez,
gerekçelendirme yapılması için kararı veren merciiyle iade
edilir."
BAŞKAN Sayın Komisyon, önergeye salt
çoğunluğunuzla katılıyor musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI RECAİ
BERBER (Manisa) Sayın Başkanım, ben Komisyon üyelerini davet
ediyorum.
Buyurun.
Sayın Başkan, Komisyonun salt
çoğunluğu bulunmadığı için katılamıyoruz.
BAŞKAN Komisyon önergeye salt
çoğunluğuyla katılmadığı için önergeyi işlemden
kaldırıyorum.
Madde 18e geçiyoruz.
18inci madde üzerinde üç önerge vardır, ikisi
aynı mahiyettedir, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561 sıra sayılı kanun teklifinin
çerçeve 18 inci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Kalaycı S.
Nevzat Korkmaz Oktay
Vural
Konya Isparta İzmir
Seyfettin
Yılmaz Erkan
Akçay Mehmet
Günal
Adana Manisa Antalya
Faruk
Bal
Konya
"MADDE 18- 5651 sayılı Kanunun 9/A
Maddesinin birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü, altıncı, yedinci
fıkraları aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş, beşinci ve sekizinci fıkraları
yürürlükten kaldırılmıştır.
"(1) İnternet ortamında yapılan
yayın içeriği nedeniyle özel hayatının gizliliğinin
ihlal edildiğini iddia eden gerçek kişiler, gecikmesinde sakınca
bulunan hallerde uyarı yöntemini kullandıktan ve sonuçsuz
kaldığını tespit ettikten sonra Başkanlığa
doğrudan başvurarak içeriğe erişimin engellenmesi tedbirinin
uygulanmasını isteyebilir.
(2) Yapılan bu istekte; hakkın ihlâline neden
olan yayının tam adresi (URL), uyarı yönteminin ne şekilde
kullanıldığı ve sonuçsuz kaldığı, hangi
açılardan hakkın ihlâl edildiğine ilişkin açıklama ve
kimlik bilgilerini ispatlayacak bilgilere yer verilir. Bu bilgilerde eksiklik
olması halinde talep işleme konulmaz.
(3) Başkanlık kendisine gelen talebi
gecikmesinde sakınca olması, içeriğe erişimin
engellenmesinin oranlılık ilkesine uygun olması, içeriğe
erişimin derhal engellenmesi dışında hakkın
korunmasının imkanının olmaması, uyarı yönteminin
kullanılmış olması ve sonuçsuz kalmış olması
açılarından değerlendirerek ve gerekçelendirilerek derhal veya
yirmidört saat içerisinde içeriğe erişimin engellenmesi kararı
verilmesi için sulh ceza hakiminin kararına sunar veya bu nevide olmayan
talepler için içeriğe erişimin engellenmesi kararı
alınması için sulh ceza hakimine başvurulması için talepte
bulunan kişiye ihtarda bulunur. Sulh ceza hakimi tarafından bu
fıkra hükmüne uygun olarak verilen kararlar Başkanlık
tarafından derhal veya dört saat içerisinde erişim
sağlayıcılar eliyle uygulanır.
(4)
Erişimin engellenmesi, özel hayatın gizliliğinin ihlal eden
yayın, kısım, bölüm, resim, video ile ilgili olarak (URL.
şeklinde) içeriğe erişimin engellenmesi yoluyla uygulanır.
Bu madde kapsamında yapılan erişimin engellenmelerinde internet
sitesinin tamamına erişimin engellenmesi işlemi uygulanmaz.
(6)
Hâkim tarafından bu maddenin üçüncü fıkrasına dayalı
verilen kararlara karşı Başkanlık ve 9 uncu maddenin
altıncı fıkrasında sayılan taraflarca 5271
sayılı Kanun hükümlerine göre itiraz yoluna gidilebilir. İtiraz
edene tebliğ veya tefhim edilmeyen kararlardan dolayı itiraz
süresinin geçtiği gerekçe yapılarak itiraz reddedilemez.
(7)
Erişimin engellenmesine konu içeriğin yayından
çıkarılmış olması durumunda hâkim kararı
kendiliğinden hükümsüz kalır."
BAŞKAN Şimdi
okutacağım iki önerge aynı mahiyettedir. Okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan kanun teklifinin
18. Maddesinin teklif metninden çıkarılmasını arz ederiz.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu İzzet
Çetin Vahap
Seçer
İstanbul Ankara Mersin
Müslim
Sarı Tufan
Köse Rahmi
Aşkın Türeli
İstanbul Çorum İzmir
İlhan
Demiröz Rıza
Türmen Celal
Dinçer
Bursa İzmir İstanbul
Mehmet
Ali Susam
İzmir
Aynı mahiyetteki diğer
önergenin imza sahipleri:
Sırrı
Sakık Hasip
Kaplan Adil
Zozani
Muş Şırnak
Hakkâri
İdris
Baluken Sebahat
Tuncel
Bingöl İstanbul
BAŞKAN Aynı mahiyetteki iki
önergeye komisyon katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI
RECAİ BERBER (Manisa) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET
YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Sayın Özgündüz
konuşacak.
Buyurunuz efendim. (CHP
sıralarından alkışlar)
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, dün
sizin, Hükûmetin yayın organı olan iki gazetede bir haber
çıktı biliyorsunuz, 3 bin kişilik bir liste
yayınlandı. O listede benim de adım vardı, 2011
Nisanından itibaren dinliyormuşsunuz. Hayırlı olsun,
dinleyin. Bizim, tabii, alnımız açık, başımız
dik, herhangi bir hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet
olayımız yok.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Kim
dinliyormuş?
ALİ ÖZGÜNDÜZ (Devamla) Kim
dinliyor? Mahkemenin verdiği bir karar. Selam örgütü diye bir şey
uydurmuşsunuz, onu da söyleyeyim, Selam örgütü
Bunun, dinlemenin,
asıl odak noktası
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Bize niye
söylüyorsun?
ALİ ÖZGÜNDÜZ (Devamla) Bir
dinleyin, izah edeyim, ondan sonra itirazınız varsa gelin, söyleyin.
Değerli arkadaşlar, bir defa,
o 3 bin kişilik liste aynı soruşturma kapsamında dinleme
olayı değil, bunu söyleyeyim. Birkaç soruşturma dosyası
var; örneğin, şu andaki İçişleri Bakanı,
Başbakanlık Müsteşarı, MİT Müsteşarı, sizin
diğer milletvekillerinizin dinlenmesi olayı bu dosyayla ilgili
değil. Bu, Selam terör örgütü denilen uyduruk soruşturma,
Hükûmetinizin Suriye ve Orta Doğu politikasına karşı
çıkan kesimlerin dinlenmesi olayıdır. Suriye
politikasını eleştiren bütün unsurlar şahsım da
bunların içinde olmak üzere- burada dinlemeye alınmış,
övünün!
Sizinkilerle ilgili başka
soruşturma
17 Aralıkla ilgili dinlemelere düşenler var, bir
başka yasa dışı dinlemeler var, gayriyasal dinlemeler var,
bunların hepsini getirip aynı listede yayınlayarak sanki,
işte, Ey muhalefet, bakın, bizim besleyip büyüttüğümüz paralel
yapı sizi de dinliyor. gibi bir algı yaratmaya
çalışıyorsunuz, öyle değil.
Ben, dün gittim cumhuriyet
başsavcılığına şikâyette bulundum. Eğer
samimiyseniz bu konuda, gelin arkadaşlar, Meclis soruşturma komisyonu
kuralım, samimimi misiniz? Siz önerge verin, biz varız.
İki, benim bir milletvekili olarak
yasama dokunulmazlığım hiçe sayılarak, Anayasa ihlal
edilerek, Ceza Muhakemesi Kanunu ihlal edilerek, Türk Ceza Kanunu hükümleri
ihlal edilerek hakkımda mahkeme bir karar verip dinleyebiliyorsa Bilal
Erdoğan niye dinlenmesin arkadaş? Başbakanın oğlu
olmaktan başka hiçbir sıfatı olmayan, sıradan bir
vatandaş niye dinlenmesin arkadaş, niye dinlenmesin?
S.NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Olur mu?
Senin var mı 30 milyon avron ya!
ALİ ÖZGÜNDÜZ (Devamla)
Şimdi, bu kişi dinlenirken
Babasıyla yaptığı
görüşme eğer doğruysa çok vahimdir ülkem adına; ben,
Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanının içine düştüğü
durum adına üzülüyorum. Eğer böyleyse
AHMET AYDIN (Adıyaman) Yalanlar,
yalanlar
ALİ ÖZGÜNDÜZ (Devamla) Dinleyin,
yalansa gelin izah edin.
Gelin bu konuda da soruşturma
komisyonu kuralım, Meclis soruşturma komisyonu kuralım,
doğruysa siz Yüce Divana gönderecek misiniz, parmak kaldıracak
mısınız?
OKTAY VURAL (İzmir)
Kuralım, hazırız, varız, hadi bakalım.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (Devamla) Meclis
soruşturma komisyonu kuralım Başbakan hakkında, bu
iddiayı araştıralım, o zaman Başbakanı Yüce
Divana göndermeyen
Ne diyeyim şimdi, değil mi? Eğer milletin
vekiliyseniz o zaman ona parmak kaldıracaksınız. Onuru,
şerefi, milletin vekili olan o zaman gerçekse gönderecek. Gelin
kuralım, buyurun, temizleyelim. Siz verin önergeyi, hadi bakalım,
hodri meydan.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Hadi,
varız biz.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Öyle
saçma sapan iddialara şey yapılır mı ya? Montaj olduğu
çok net.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (Devamla)
Arkadaşlar, bakın, montaj mıdır, değil midir,
araştıralım.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Montaj
olduğu sabit.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (Devamla) Meclis soruşturması
komisyonunu kuralım ve araştıralım, getirin önergeyi. Biz
evet vereceğiz, getirin önergeyi. Araştıralım
arkadaş. Samimi misin? Montajdır. deyip
sıyıramazsınız, kıvıramazsınız. Böyle
dediğiniz sürece daha çok batarsınız. Yarın
bilirkişiyi şeye alsak ne olacak, Bu gerçektir. çıksa ne
yapacaksınız?
AHMET AYDIN (Adıyaman) Bunu
mahkemeler soruşturacak zaten.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (Devamla) Peki, söz
veriyor musunuz, bu gerçek olduğu zaman siz bu Başbakanı
azledecek misiniz, bu Başbakanı Yüce Divana gönderecek misiniz?
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Madem
montajdı, savcıyı, polisi, hâkimi, niye görevden aldılar?
ALİ ÖZGÜNDÜZ (Devamla) Hadi, söz
verin, milletin karşısında söz verin.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Özgündüz.
Aynı mahiyetteki diğer
önergenin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Bu düzenleme, Meclisten geçen
İnternet yasasındaki antidemokratik uygulamaları ortadan
kaldırmadığı gibi, mahkemeyi dolaylı yoldan devreye sokuyormuş
izlenimi vermesine rağmen sorunu çözücü bir durum ortaya
çıkarmamaktadır. Pratikte yasanın getirdiği antidemokratik
düzenlemeleri ortadan kaldırmamaktadır. Bu sebeplerle ilgili maddenin
kaldırılmasını arz ve talep ederiz.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki iki
önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Karar yeter sayısı
BAŞKAN Karar yeter sayısını arayacağım.
Kabul etmeyenler
Karar yeter
sayısı yoktur.
On dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 23.44
YEDİNCİ
OTURUM
Açılma Saati:
23.55
BAŞKAN:
Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER:
Fehmi KÜPÇÜ (Bolu), Muhammet Bilal MACİT (İstanbul)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 67nci Birleşiminin
Yedinci Oturumunu açıyorum.
561 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 18inci maddesinin teklif metninden
çıkarılmasını öngören aynı mahiyetteki iki önergenin
oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi, önergeleri tekrar
oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı
arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir, karar yeter sayısı vardır.
Şimdi, diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561 sıra sayılı kanun teklifinin
çerçeve 18 inci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
MADDE 18- 5651 sayılı Kanunun
9/A Maddesinin birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü, altıncı, yedinci
fıkraları aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş, beşinci ve sekizinci fıkraları yürürlükten
kaldırılmıştır.
"(1) İnternet ortamında yapılan
yayın içeriği nedeniyle özel hayatının gizliliğinin
ihlal edildiğini iddia eden gerçek kişiler, gecikmesinde sakınca
bulunan hallerde uyarı yöntemini kullandıktan ve sonuçsuz
kaldığını tespit ettikten sonra Başkanlığa
doğrudan başvurarak içeriğe erişimin engellenmesi
tedbirinin uygulanmasını isteyebilir.
(2)
Yapılan bu istekte; hakkın ihlâline neden olan yayının tam
adresi (URL), uyarı yönteminin ne şekilde
kullanıldığı ve sonuçsuz kaldığı, hangi
açılardan hakkın ihlâl edildiğine ilişkin açıklama ve
kimlik bilgilerini ispatlayacak bilgilere yer verilir. Bu bilgilerde eksiklik
olması halinde talep işleme konulmaz.
(3)
Başkanlık kendisine gelen talebi gecikmesinde sakınca
olması, içeriğe erişimin engellenmesinin oranlılık
ilkesine uygun olması, içeriğe erişimin derhal engellenmesi
dışında hakkın korunmasının imkanının
olmaması, uyarı yönteminin kullanılmış olması ve
sonuçsuz kalmış olması açılarından
değerlendirerek ve gerekçelendirilerek derhal veya yirmidört saat
içerisinde içeriğe erişimin engellenmesi kararı verilmesi için
sulh ceza hakiminin kararına sunar veya bu nevide olmayan talepler için
içeriğe erişimin engellenmesi kararı alınması için
sulh ceza hakimine başvurulması için talepte bulunan kişiye
ihtarda bulunur. Sulh ceza hakimi tarafından bu fıkra hükmüne uygun
olarak verilen kararlar Başkanlık tarafından derhal veya dört
saat içerisinde erişim sağlayıcılar eliyle uygulanır.
(4)
Erişimin engellenmesi, özel hayatın gizliliğinin ihlal eden
yayın, kısım, bölüm, resim, video ile ilgili olarak (URL
şeklinde) içeriğe erişimin engellenmesi yoluyla uygulanır.
Bu madde kapsamında yapılan erişimin engellenmelerinde internet
sitesinin tamamına erişimin engellenmesi işlemi uygulanmaz.
(6)
Hâkim tarafından bu maddenin üçüncü fıkrasına dayalı
verilen kararlara karşı Başkanlık ve 9 uncu maddenin
altıncı fıkrasında sayılan taraflarca 5271
sayılı Kanun hükümlerine göre itiraz yoluna gidilebilir. İtiraz
edene tebliğ veya tefhim edilmeyen kararlardan dolayı itiraz
süresinin geçtiği gerekçe yapılarak itiraz reddedilemez.
(7)
Erişimin engellenmesine konu içeriğin yayından
çıkarılmış olması durumunda hâkim kararı
kendiliğinden hükümsüz kalır."
Mustafa Kalaycı (Konya) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI RECAİ BERBER (Manisa) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET
YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Sayın Günal,
buyurunuz.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; arkadaşlar görünce Bir şey mi dinleteceksin? diyor
da, yok, bir tarife bakmak için elime aldım.
Tabii, bu İnternetle ilgili çok
konuşuldu, çok yazıldı. Ne hâle geldiğimiz ortada.
Yarım yamalak gönderdik, getirdik, bitti. Benim
takıldığım bir şeyler var. Az önce Sayın Elvan
buradaydı, şimdi Sayın Yılmaz var, Sayın
Bakanımız değişmiş. Sürekli olarak teknik konular var.
Bugün de Sayın Bakan açıklama
yapmış Bu ses kaydı montaj. diye. Şimdi, ben bu montaj
kelimesini anlayamadım. Terime baktım, diyor ki: Ayrı
ayrı, parça kayıt veya görüntüleri birleştirerek
kullanılacak işe uygun hâle getirme veya parçaları
birleştirme. diyor. Yani, sahte bir kayıt, bir de sesle ilgili
kayıtlarla ilgili herhangi bir şey yok. Tabii, ayrıca bunun
montaj olduğunun anlaşılması için bir işlemden
geçirilmesi gerekmiyor mu? Bilmiyorum, Millî Savunma
Bakanlığımızda, Genelkurmayda da bir şey varsa
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ
(Isparta) Eğer bir şey yoksa ve bir şey ortaya çıkıyorsa montajdır, bu
kadar basit. Teknik incelemesi yapılacak.
MEHMET GÜNAL (Devamla) Hayır,
Bu kayıt sahtedir. demiyorlar, dikkat edin, Bu uydurmadır.
demiyorlar. Montaj, belli parçaların birleştirilmesi anlamına
geliyor. İçine başka şeyler konmuştur, o ayrı. Ben onu
algılamaya çalışıyorum yani tamamıyla reddedilen bir
şey yok gibi görünüyor.
İkincisi: Yine, bugün
Sayın Başbakanın
konuşmasında enteresan şeyler dinledim, dedi ki: Kardeşim
-yani düne geçtik mi bilmiyorum şimdi saate bakmadım bugün derken- TÜBİTAKta
kriptolu telefonları dinlemişler. Şimdi, anlayamadım,
haberin içeriğini, Sayın
Başbakan konuşurken cümleyi dinledim ama yeniden bir daha
okudum, TÜBİTAKın açıklamalarına baktım. Ha, daha
önce bakanların kendi aralarında ve devlet yetkililerinin
konuşması için kriptolu MİLCEP-K1 kodlu telefon üretilmiş. Şimdi,
bugünkü konuşmanın yüzde 90ı bu ses kaydının ne
olduğu üzerineydi. Şimdi, o zaman, şunu mu anlıyorum,
bilemiyorum, Sayın Bakanım da
millî güvenlikten de sorumlu, millî savunmadan da sorumlu olduğu için
Kriptonun önemli alanlarından birisi de askeriyenin unsurları var.
Yani, şimdi, bu dinlenen telefonlar TÜBİTAKın verdiği
kriptolu telefonlar mı? Onu anlayamadım, bir de onu öğrenmek
istiyorum.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Başbakan
söyledi, Kriptolu telefonlarımızı dinlemişler. diyor.
MEHMET GÜNAL (Devamla) Çünkü, diyor ki: Kriptolu telefonumuzu bile
dinlemişler. mi diyor, ben onu anlaya
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Aynen öyle
diyor.
MEHMET GÜNAL (Devamla) Bir de arkasından Orada da
Sayın Bakanımız gidecek bir
operasyon yapacak. diyor. TÜBİTAKla ilgili, birkaç gün önce de, ilgili
başkan yardımcısı yine bu böcekle ilgili bilirkişi
dosyasını hazırlayan yerde bir açıklama
yapmıştı, haber yer aldı, TÜBİTAK
Başkanlığı bunu yalanmış Bizden böyle bir talep
olmadı. diye. Ya, Başkanlığa talep gider mi? Raporu kim
hazırlayacaksa ona bu talep gider. Ben onu da anlayamadım. Yani, bunların hepsi birbiriyle
gerçekten ilişkili mi? Kriptolu telefonlar meselesi nedir, bunlar
dinlenebiliyor mu yoksa bunu verdikleri için TÜBİTAK içinde de o zaman
Sayın Başbakanın
tabiriyle paralel bir yapı var da onu mu temizleyecekler? Gerçekten, üst
üste geldiği için bu kavramlar biraz kafamı karıştırdı.
Bir de seste montaj olur mu? Yani, görüntü montajını biliyoruz,
fotoğrafta montajcılık var veya işte montaj sanayisi var
dışarıdan ithal ettiğimiz parçaları
birleştiriyoruz.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Var, var. 3
konuşmayı birleştirmişler!
MEHMET GÜNAL (Devamla) - Ama şimdi
bu mevcut bir parça birleştirmesi mi? Montaj bunu tam karşılamıyor.
Eğer, Sayın Başbakanın kastettiği Bu dinlemeler
sahte, bu ses kayıtları sahte, birisi taklit etmiş. diyorsa o
zaman bu montaj terimi bunu karşılamıyor gibi geliyor.
Demin Sayın Bakan -kusura
bakmayın Sayın Bakanım- Sayın Elvan her soruya teknik
olarak cevap verip Googledan bakıyor da onun için aklıma geldi, ben
kafama takılan soruları buradan sormuş olayım kendisine,
cevap hakkı yine geldiği zaman da saklıdır.
Yani, hakikaten bu kafa
karıştırıcı bir şey, kavram
kargaşasından kurtularak konuşmamız lazım. Bu
kayıtlar sahteyse ayrı bir konu, yasal değilse ayrı bir
konu veya içinde bir kısmı doğru bir kısmı
çarptırılmışsa ayrı bir konu, onun için bu kavram kargaşasından
kurtulmak için ve işin aslının anlaşılması için
bu konuların açıklığa kavuşturulması gerekiyor
diye düşünüyorum.
İnternet konusu, o zaman, bütün
bunlar ortaya çıktıktan sonra geldiğine göre bir tepki
yasası olarak geliyor. Bunun içerisinde tabii ki bu düzeltmeleri önemli
buluyoruz ama geride kalan birçok madde var. Az önce geçen maddelerde
olduğu gibi önergelerimiz kabul edilmedi. Yine, yarın, bu
düzeltmeleri de düzeltmek zorunda kalmazsınız inşallah diyor,
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz
Sayın Günal.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
18inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
18inci madde kabul
edilmiştir.
19uncu madde üzerinde üç önerge
vardır, okutuyorum:
T. Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan kanun teklifinin
19. maddesinin sonundaki değiştirilmiştir ifadesinin
düzenlenmiştir şeklinde değiştirilmesini arz ederiz.
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Rahmi Aşkın
Türeli Süleyman
Çelebi
İstanbul İzmir İstanbul
Vahap Seçer Ali
Sarıbaş Süleyman
Çelebi
Mersin Çanakkale İstanbul
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561 sıra
sayılı kanun teklifinin çerçeve 19 uncu maddesinde yer alan
Mustafa Kalaycı Lütfü Türkkan Adnan Şefik
Çirkin
Konya Kocaeli Hatay
Faruk Bal Erkan
Akçay Mehmet
Günal
Konya Manisa Antalya
Seyfettin Yılmaz
Adana
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561
Sıra Sayılı Kanun Teklifinin 19 uncu maddesinin kaldırılmasını
arz ve talep ederiz.
Sırrı Sakık Hasip
Kaplan Adil
Zozani
Muş Şırnak Hakkâri
İdris Baluken Sebahat
Tuncel
Bingöl İstanbul
BAŞKAN
Komisyon son okuttuğum önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU BAŞKANI RECAİ BERBER (Manisa) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA
BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Köy korucularına yönelik bu madde ile
anlaşılmaktadır ki köy koruculuğu sürdürülmek isteniyor.
Uygulamaya geçildiği günden bu yana onlarca faili meçhul ve
yargısız infaz gibi ağır suçlara bulaşmış ve
köyler için bir tehdide dönüşmüş olan koruculuk
uygulamasını derhal kaldırmalıdır. Bu sebeplerle ilgili
maddenin kaldırılmasını arz ve talep ederiz.
BAŞKAN Gerekçesini okuttuğum önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561 sıra sayılı
kanun teklifinin çerçeve 19 uncu maddesinde yer alan
Mustafa Kalaycı
(Konya) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU BAŞKANI RECAİ BERBER (Manisa) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Sayın Yılmaz, buyurunuz.(MHP
sıralarından alkışlar)
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 561 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 19uncu maddesinde verdiğimiz önergeyle
ilgili söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
19uncu maddede, on on beş yıl arasında
hizmeti bulunan ve 55 yaşını doldurmamış köy
korucularının maaşlarında düzenleme getiriliyor. Bunu
olumlu buluyoruz ve destekliyoruz.
Şimdi, değerli milletvekilleri, biraz önce
Hükûmet adına Sayın Bakanı izlerken burada demokrasiden,
özgürlüklerden bahseden bir konuşma dinledik. Yani getirdikleri
kanunları, demokrasinin gereği olarak özgürlükleri genişleten birtakım
çalışmalar olarak ifade etti. Keşke dedikleri gibi olsa ama ne
yazık ki demokrasiyi ve özgürlükleri kısıtlayan maddelerle
karşı karşıyayız, uygulamalarla karşı
karşıyayız, kanunlarla karşı
karşıyayız.
Şimdi, 2002 yılında
iktidara geldiğinizde hâkimiyeti ele alabilmek adına Avrupa
Birliğine ve geniş özgürlük alanlarına sarılarak birtakım
çalışmaların içerisine girdiniz ama kademe kademe ülkede kurum
ve kuruluşları ele geçirdikçe demokrasiden ve özgürlüklerden
uzaklaşmaya başladınız. Şimdi bunu görmediğiniz
müddetçe, uyarı mekanizmasını yapmadığınız
müddetçe bugünkü yaşadıklarınız kaçınılmaz.
Bakın, denetimleri ortadan
kaldırdınız, Sayıştayın denetimini ortadan
kaldırdınız, Meclisin denetimini ortadan
kaldırdınız, Kamu İhale Kurumunda (KİK) 50-60ın
üzerinde değişiklik yaparak kontrol mekanizmasını,
birtakım ihaleleri kapsam dışına bıraktınız.
Denetim mekanizmasının dışına çıktıkça
kendinizi sorgulamaz hâle getirdiniz.
Şu anda ülkeyi yöneten
Başbakan öyle bir noktaya geldi ki kendisinden başka hiçbir sözün ve
iradenin geçerli olmadığını görecek bir noktaya geldi.
Bunun uyarı görevini kim yapacak? İşte birtakım
insanların yapması lazım.
Bunlardan bir tanesi kim? Milletvekilleri ama bunu yapmaktan bile
kaçınır hâle geldiniz. Böyle olunca da birtakım aksaklıklar,
birtakım yanlışlıkların ortaya çıkması kaçınılmaz hâle
geldi. Sadece bir örnek vereyim, bakın, partinizden istifa eden
milletvekilleri var, neredeyse -haberlerden izliyoruz- adamları
uçağın kapısından dışarıya
atacaksınız. Kütahyada Başbakan diyor ki: Bunlar demokrasi
düşmanıdır, millet iradesine ihanet etmiştir. E, peki, siz
CHPden milletvekili alırken çok demokrat oluyorsunuz da sizin partinizden
istifa ettiği zaman adamları uçaktan atacak noktaya niye
geliyorsunuz? (CHP sıralarından alkışlar) Geçen gün
havaalanında bir belediye başkanıyla karşılaştım, bizim
partimizden AK PARTİye geçmiş. Sıkılıyor, Ya
işte üzerime gelmeyin, zaten mahcubuz. E, peki, niye geçtin
kardeşim? Ya, benim bir projemin onayı vardı, bizim partiye
geçerseniz anca o şekilde yaparız diyerek geçmek zorunda
kaldım. dedi. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Şimdi, bunlardan bahsederken demokrat olacaksınız ama başka
bir noktaya geldiği zaman demokrasiden kaçacaksınız. Bunlar oldu
mu, olmadı mı? CHPden milletvekilini alırken
demokratsınız, sizden başka bir partiye geçtiği zaman
Millet iradesine darbe. diyorsunuz. Bugün de geldiğiniz noktaya
bakın, iyi hesaplayın.
Şimdi, kendinizi
sorgulamazsanız, kendinizi eleştirmezseniz, yanlışları
görmezseniz bugün bu noktaya gelirsiniz. Bugün geldiğiniz nokta iyi bir
nokta değil, istediğiniz kadar görmemeye çalışın.
Şimdi, ben size soruyorum: Allahınızı severseniz,
hırsızlığa, yolsuzluğa bulaşmayan yüzde 60, 70,
80 milletvekili var, tasvip etmeyen de milletvekili var. Hiç aklınıza
gelmiyor mu Ya, bu milletin malı çalınıyor mu? Bu kamunun
malı tarumar ediliyor mu? Bizim acaba bakanlarımız,
Başbakanımız harama bulaştı mı? Eğer
bulaştıysa sizin de boğazınızdan haram lokma
geçmediyse başkasının haramını niye savunur hâle
geliyorsunuz? Niye bunu sorgulamıyorsunuz veya sorgulama gereğini
niye hissetmiyorsunuz? Hemen, birden pat pat pat, hepiniz birden
patırdıyorsunuz. Ama sorgulayın, artık görün bunu. Devlet
olarak dünya tarihinde görülmemiş, dünya kurulduğundan beri devlet
eliyle, hükûmet eliyle devletin bu kadar soyulduğu bir dönem bin
yıldır yaşanmamış.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Marcoslar
vardı, Marcoslar, hatırlar mısın? Ayakkabı koleksiyonu
yapıyordu, bunlar da kutu koleksiyonu yapıyor.
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla)
Bırakın, asrın yolsuzluğunu, ne asrın yolsuzluğu!
Bin yıldır, iki bin yıldır böyle bir soygun
görülmemiş. Bu soygunu sorgulamayacak mısınız? Bu
haramı sorgulamayacak mısınız? Günah değil mi? Yazık
değil mi? Haram varsa ortada niye buna ortak olasınız? Niye
çıkarmıyorsunuz? Hepimiz maaş alıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla)
Milletin beş kuruşunu birisi haksız yere yiyorsa ona soru sormak
bizim hakkımız değil mi? Burada oturmak için mi maaş
alıyoruz biz? (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Yılmaz.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan kanun teklifinin
19. maddesinin sonundaki değiştirilmiştir ifadesinin
düzenlenmiştir şeklinde değiştirilmesini arz ederiz.
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu (İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI RECAİ BERBER (Manisa) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET
YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz Başkan.
BAŞKAN Sayın Çelebi,
buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul)
Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; hepinizi tekrar
saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Aslında bu kürsüye çıkıp
teknik konuları konuşmuyoruz dikkat ederseniz. Çünkü yasal, hukuksal
zeminleri konuşamıyoruz. Konuştuğumuz da aslında bir
şey ifade etmiyor çünkü uygulamada da yapılan yasalar değil
uygulamalarla şekilleniyor her şey. Çünkü bugüne kadar birçok yasal
düzenlemelere rağmen, o yasal düzenlemelerin dışında
uygulamalar uzun zamandan beri yapılagelmektedir. Bu anlamda, hukuksuzluğu;
bu anlamda, adaletin işlemediğini ve yasaların da
işlemediğini en net şekilde görüyoruz.
Değerli arkadaşlar, dün
akşamdan itibaren, bugün sokağa çıkanlar, bugün Ankarada ODTÜ
önünde sokağa çıkanlar, bugün İzmirde meydanlara inenler, bugün
Kadıköyde meydanlara inenler, Eskişehirde, Antalyada meydanlara
inenler demek ki Sayın Başbakanın bugünkü grup
toplantısında söylediği beyana inanmıyorlar ki sokaktalar.
Onları bir ikna etmek lazım. Onlar, hani sizin
tanımladığınız gibi bir paralel yapının
ürünü insanlar değil, çok net bildiğim için söylüyorum, onlar sizin
söylediğiniz gibi bir yapının ürünü değil.
ALİ AYDINLIOĞLU
(Balıkesir) Hepsi Gezici, Gezici.
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) Peki,
nedir onlar? Bu ülkenin gerçek demokratları, yurtseverleri, sosyalistleri,
solcuları -tabii ki- bu ülkenin gerçek üreticileri, emekçileri nasıl
bir yanlış yapıldığını görüyorlar ve onun
için de diyorlar ki: Biz bu sürece inanmıyoruz.
Şimdi,
ODTÜde polis anons ediyor, diyor ki yapmış olduğu anonsunda
polis: Hepinizi kameralar tespit etmektedir, tespit ediliyorsunuz.
Geleceğinizi tehlikeye atmayın. Oysa o gençler orada, değerli
arkadaşlar, copa rağmen, gaz bombasına, tazyikli suya
rağmen, kendilerine zulüm etmek için direnmiyorlar, o gençler orada kendi
gelecekleri karanlığa gitmesin diye mücadele ediyorlar. Geleceğine
ilişkin kaygıdan dolayı alanlarda bu mücadele veriliyor ve onun
için de bu mücadeleyi sürdürüyorlar. Dolayısıyla, şimdi, her
gelişinizde burada sandık hesabından bahsediyorsunuz;
İşte, sandıkta hesaplaşalım. Güzel, sonuna kadar
sandıkta hesaplaşalım.
ŞİRİN ÜNAL
(İstanbul) Hesaplaşacağız.
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) - Bizim
kaygımız sandıkta değil, bir tek şeyde
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak)
Nerede?
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) - Onu
söylüyorum, onu açıklayacağım. Sandıktan filan kaygı
duymuyoruz.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak)
Neden duyuyorsunuz?
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) -
Elektrikleri söndürmeyin, oyları çalmayın. Hiç sandıktan filan
korkmuyoruz, bundan emin olun, hiç korkmuyoruz, hiç korkmuyoruz. (CHP
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
gürültüler) Bak, oy çalmayın, elektrikleri söndürmeyin. Ondan sonra,
sandıkta gerçekten sizinle 30 Martta hesaplaşacağız. Buna
yüreğimle inanıyorum.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Cezaevindeki
hırsızın günahı ne!
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) -
Ayrıca, değerli arkadaşlar, sandık diye tutturdunuz,
sandıkla başladınız, sandıkla bitiriyorsunuz.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale)
Sandık görevlileri yok mu?
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) -
Şimdi, değerli arkadaşlar, 32 insanın fezlekesi bu Meclise
geldi. Niye 5 bakanın fezlekesi gelmiyor, burada konuşamıyoruz?
Niye o 5 bakanın fezlekesi sürekli erteleniyor? Onları hep
sandıkta mı konuşacağız?
OKTAY VURAL (İzmir) Savcı
ayarlıyorlar, savcı.
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) - Hepsi
sandığa mı ihale edilecek? O sorumlular, bu ülkede
yanlış yapanlar bu Meclis önünde hesap vermeyecekler de nerede
verecekler bu hesabı?
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Memlekette
hırsızlar sandıkta mı Suçsuzum. diyorlar, mahkemeye
çıkıyorlar. Allah Allah!
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) - Nerede
bu hesabı sorma imkânına sahip olacağız? Yani, burada
olmayacaksa nerede olacağız arkadaşlar?
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak)
Sandıkta.
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) - Bizim
Genel Başkanımız, başka siyasi partilerin genel
başkanları, milletvekillerinin hepsi hakkında fezlekeler geliyor
ama 5 bakanın fezlekesi buraya gelmiyor, buraya yansımıyor,
burada konuşmuyoruz. Peki, diğer konulardaki iddiaları
Meclis
araştırmalarını yapalım diyoruz, Hayır.
diyorsunuz. Peki, diğer konuda yapılan yanlışlıkları
konuşalım, Hayır. Siz bir şeyin üzerini kapatmakla
meşgulsünüz. Artık bu ülkede şeffaf olmanın zamanı
geldi ve geçti.
Herkesi şeffaflığa,
dürüstlüğe ve bütün bu yapılan haksızlıkları ortaya
çıkartmaya davet ediyorum. Oylarınızı böyle
kullanmanızı diliyorum. Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz
Sayın Çelebi.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Madde 19u oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde 19 kabul edilmiştir.
Madde 20nin üzerinde aynı mahiyette
üç önerge vardır, okutup birlikte işleme alacağım:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561 Sıra
Sayılı Kanun Teklifinin 20 nci maddesinin teklif metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Sırrı Sakık Hasip Kaplan
Adil Zozani
Muş Şırnak
Hakkâri
Sırrı Süreyya Önder İdris Baluken
İstanbul Bingöl
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu İzzet
Çetin Vahap
Seçer
İstanbul
Ankara
Mersin
Tufan Köse Mehmet Ali Susam Müslim Sarı
Çorum İzmir
İstanbul
İlhan
Demiröz Celal
Dinçer Rahmi
Aşkın Türeli
Bursa İstanbul
İzmir
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Mehmet Günal Mustafa
Kalaycı Seyfettin
Yılmaz
Antalya Konya
Adana
Erkan Akçay Faruk Bal Lütfü
Türkkan
Manisa Konya
Kocaeli
Adnan Şefik
Çirkin
Hatay
BAŞKAN Komisyon aynı mahiyetteki bu üç
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI RECAİ
BERBER (Manisa) Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas)
Katılmıyoruz.
Önce gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Bu madde ile 5686 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve
Doğal Mineralli Sular Kanununun 3 üncü maddesinin birinci
fıkrasına bir bent eklenerek "Jeotermal Kurul" isminde bir
kurul oluşturulmakta ve 3. Havalimanı çalışmaları
esnasında ortaya çıkan yeraltı sularında ortaya çıkan
kamu yararı tartışmalarının önüne geçmek için bir
düzenleme öngörülmüştür. Kurul; havalimanı, otoyol, köprü gibi
kamuoyunda oldukça tartışmalı yatırımlarda ortaya
çıkan bu durumlarda Çevre Etkisel Değerlendirme (ÇED)
raporlarına ve sivil toplum, meslek odalarının görüşlerine
ihtiyaç duyulmaksızın, kamu yararına karar verecek bir
yapıyı öngörmektedir. Tamamı Bakanlar'dan yani, yürütme erkinden
oluşan bu Kurul'un, yürütmenin ihale ettiği ve faaliyet alanına
giren işlerde, çevresel etkileri analiz etmesinin ve kamu
yararını gözetmesinin mümkün olmayacağı çok
açıktır. Bu nedenle, bu maddenin tekliften çıkarılması
gerekmektedir.
BAŞKAN Şimdi, Milliyetçi Hareket Partisinin
önergesi
OKTAY VURAL (İzmir) Gerekçeyi okuyun.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kurulun hangi usuller çerçevesinde
çalışacağı, hangi bilimsel-teknik verilerle karar
vereceği, kamu yararını nasıl belirleyeceği belli
değildir. Doğanın yok edilmesine yol olabileceği, o nedenle
böyle bir Kurulun görev, yetki ve sorumlulukları ile çalışma
usul ve esaslarının tespiti ve kamu yararına çalışan
sivil toplum kuruluşları ile üniversitelerin katılımının
sağlanması gerektiği düşünülmektedir.
BAŞKAN
Cumhuriyet Halk Partisi
Sayın
Demiröz, buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
İLHAN
DEMİRÖZ (Bursa) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 561 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 20nci maddesi üzerine vermiş olduğumuz önerge üzerine
söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygı ve sevgiyle
selamlıyorum.
3/6/2007 tarih ve 5686 sayılı
Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanununun ilgili maddesinin
birinci fıkrasına bir bent ekliyorsunuz ve bir kurul kuruyorsunuz
Kalkınma Bakanlığının Başkanlığında.
Değerli arkadaşlar, ben il
özel idaresinden emekli olmuş bir arkadaşınızım.
Jeotermalle ilgili çalışmaları çok yakinen biliyorum. Bu kurula
bu görevi verdiğiniz takdirde bu kurulun bunu başka amaçlarda
kullanacağını, kamu yararı kararının sadece 3
kişilik bir kurulla verilmesinin çok sakıncalı
olacağını ifade etmek istiyorum. Yanlış bir
karardır. Önergemiz doğrultusunda bu maddenin
çıkarılmasını talep ediyoruz.
Buradan hareketle şunu söylemek
istiyorum: Bugüne kadar bu torba yasalarda bu son bir hafta içerisinde 53+1,
daha sonra da bugün olduğu gibi 22 madde konuşuyoruz.
Değerli arkadaşlar, bu torba
yasaların içerisinde bir tane tarımla ilgili, çiftçilerle ilgili
maalesef hiçbir şey göremedik. Hatta, bu 22 maddelik torba yasanın
görüşülmesi sırasında Bütçe Planda da görüşmelere
katılmamıza rağmen, ve Bütçe Planda da iki tane çok değerli
Bursa milletvekili olmasına rağmen, çiftçilerin sorunlarıyla
ilgili, Bursa Karacabeydeki sulama birliğiyle ilgili herhangi bir
işlem yapılmadığını özellikle belirtmek istiyorum.
Neydi bu? derseniz, değerli
arkadaşlar, Türkiyenin her tarafında var ama Karacabeyde;
Sultaniye, Akhisar, Ortasarıbey, Durumtay, Beylik, Ovaesemende, 10
köyümüzde 2.600 dosya var. 2.600 dosya sadece üretim yaptıkları için.
Sulama birliklerine borcu olduğu için bu arkadaşlarımız
icralık. İçeride yatan arkadaşlarımız var, traktörü
icra olan arkadaşlarımız var ama gelin görün ki buna
rağmen, bu 2.600 dosyayla ilgili, bu arkadaşlarımızın
isteklerinin sadece ve sadece üretimle ilgili su kullanmak olduğunu
Faizlerinin silinmesini ve bu konuda bir yapılanma
yapılmasını istemişlerdi ama maalesef ve maalesef Bütçe
Planda da bu arkadaşlarımız bunu dikkate almadılar ama ben
buradan sizin huzurunuzda söylüyorum: Karacabeyde, Mustafakemalpaşada bu
arkadaşlarımı özellikle şikâyet edeceğimi, bu konulara
sahip çıkmayacağımı da söyleyeceğimi buradan
huzurlarınızda ifade etmek isterim.
Yine, aynı şekilde, bir
başka konumuz var arkadaşlar. Bizim İnegöl ilçemiz var.
İnegöl ilçesinde Fevziye, Çaylıca, Doğanyurdu, Paşaören,
Süle, Hasanpaşa, Konurlar, Elmaçayır, Ortaköy, Turgutalp,
Akbıyık, Karagölet, Lütfiye, Hocaköydeki çiftçi
arkadaşlarımız çok sıkıntıda. 2006
yılında bir kredi almışlar bankadan, Halk Bankasından,
Ziraat Bankasından ama bu kredileri çiftçiler bu zor durumlarından
dolayı ödeyememişler. Bunlarla ilgili çok büyük bir
sıkıntıları var. Köydeki arazisi gitmiş, evi
gitmiş; köyde oturuyor, diyor ki: Mezara girecek yerim kalmadı. Ama
hâlâ, bu kadar ödemelerine rağmen bu arkadaşlarımız
borçlarıyla ilgili bir mesafe alınamadığını ifade
ediyorlar. Binlerce arkadaşımız var ama bizimle görüşebilen
arkadaşımızın sayısı bir parmak sayısı
kadar. Neden? Onlar da çekiniyorlar. Lütfen bu konuları Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına bırakmadan,
hep beraber, Plan Bütçe Komisyonundaki arkadaşlarımızın
yardımıyla bunları çözmemiz gerektiğini düşünüyorum.
Hepinize iyi akşamlar dileyerek
saygılar ve sevgiler sunuyorum. Sağ olun, var olun. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Demiröz.
Aynı mahiyetteki bu üç önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler
kabul edilmemiştir.
Madde 20yi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
21inci madde üzerinde aynı
mahiyette, gene, üç önerge vardır. Okutuyorum ve birlikte işleme
alacağım:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561 Sıra
Sayılı Kanun Teklifinin 21 inci maddesinin
kaldırılmasını arz ve talep ederiz.
Sırrı Sakık Hasip
Kaplan Adil
Zozani
Muş Şırnak Hakkâri
Mülkiye Birtane İdris
Baluken
Kars Bingöl
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Haydar
Akar Sedef
Küçük
İstanbul Kocaeli İstanbul
İlhan
Demiröz Sakine
Öz
Bursa Manisa
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Mehmet Günal Mustafa
Kalaycı Seyfettin
Yılmaz
Antalya Konya
Adana
Erkan Akçay Adnan Şefik
Çirkin Lütfü
Türkkan
Manisa Hatay
Kocaeli
Faruk
Bal
Konya
BAŞKAN Komisyon aynı mahiyetteki bu üç
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET MUŞ
(İstanbul) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Buyurunuz Sayın
Kalaycı. (MHP sıralarından alkışlar)
MUSTAFA KALAYCI (Konya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygılarımla
selamlıyorum.
Son günlerde ardı ardına
yapılan düzenlemelerde olduğu gibi, bu teklifte, toplumun
beklentilerinin karşılanması, çalışanlar ile esnaf,
çiftçi ve sanayicilerin sorunlarına çözüm getirilmesi yerine, usulsüzlük
ve yolsuzluklar nasıl örtülebilir, denetimden ve yargıdan nasıl
kurtulunabilinir, onca gelişmeye rağmen hâlâ kamu arazileri ve
ormanlar nasıl talan edilebilir ve yandaş müteahhitlere nasıl
imkânlar sağlanabilir mahiyetini taşıyan düzenlemeler yer
almaktadır. Bu teklifle Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular
Kanununa eklenen düzenlemeyle bir kurul oluşturulmaktadır. Kurulun
Kalkınma Bakanının Başkanlığında Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı ile diğer ilgili bakanlar olmak üzere asgari 3
kişiden oluşması öngörülmektedir. Bu kurulda su yönetiminden,
yer altı sularının korunmasından sorumlu bakanın
bulunmaması manidardır. Bu maddeye göre, jeotermal kaynak ve
doğal mineralli su arama ve işletme faaliyetleri ile devlet ve il
yolları, otoyollar, demir yolları, havaalanı, liman, baraj,
enerji tesisleri, maden, petrol, doğal gaz işletmeleri, su isale
hatları gibi kamu yararı niteliği taşıyan
yatırımların birbirlerini engellemesi, faaliyetin yapılamaz
hâle gelmesi durumunda jeotermal kaynak ve doğal mineralli su arama ve
işletme faaliyetleri ve yatırımla ilgili kararı kurul
verecektir. Kurulun hangi usuller çerçevesinde çalışma
yapacağı, çalışma ve karar süreçlerinin ne olduğu,
hangi bilimsel, teknik verilerle karar vereceği belli değildir. En
önemlisi, kamu yararına hangi yatırımın öncelikli
olacağına bu kurul nasıl karar verecektir? Bakanların
vereceği kararın siyasi olacağı açıktır. Kamu
yararına karar alma yetkisi tanıyan bir düzenleme neden kamuoyunda
tartışılmadan alelacele bu torbaya konulmuştur? Bu
düzenlemeye konu hangi projeler yapılmaktadır veya
yapılacaktır? Bu teklifte üçüncü havaalanı projesiyle ilgili bir
konuda yargının yürütmeyi durdurma kararını aşmak için
ve bazı projeler kapsamında yapılması planlanan
faaliyetlerde ortaya çıkabilecek doğal kaynakların yok
sayılmasına yol açabilecek düzenleme yapılmaktadır. Özel ve
adrese teslim mahiyet arz eden bu madde tekliften
çıkarılmalıdır.
Değerli milletvekilleri,
demokratik rejimi diğer yönetim şekillerinden ayıran en önemli
fark yönetenler ile yönetilenler arasındaki açık, şeffaf, saydam
ilişkiler ağı ile bu sistemin oluşturması arzulanan
temiz, ahlaklı, dürüst ve erdemli siyaset anlayışıdır.
Demokratik yönetimler gizli kapaklı ilişkilerin, karanlık
hesapların, tezgâh altı münasebetlerin görülmediği,
kayırmaların, arka çıkmaların, yandaşlara
peşkeş çekmelerin olmadığı faziletli idareler
olmalıdır.
Bugün her alanda rüşvet ve
yolsuzlukları, ahlaki yozlaşmayı değişik türevleriyle
görmek ve karşılaşmak, doğal bir akış gibi
algılanmaya başlanmıştır. Aslında en tehlikelisi
de budur. Sayın Başbakan Yolsuzluk dendiğinde şunu
anlarım: Devletin kasası soyuluyor mu, soyulmuyor mu? diyerek
yolsuzluk anlayışını ortaya koymuştur. Bu
tanıma göre, eğer devlet kasasından çalınmıyorsa
yolsuzluk olmuyor. Yani yandaşlara ihale dağıtmak, ihalelerden
komisyon almak, kamu arazilerini yağmalamak, imar düzenlemeleri yaparak
köşeyi dönmek, sit alanlarının statüsünü değiştirerek
vurgun vurmak, iş adamlarına rant alanları sağlamak, bu
rantlardan bir kısmını sözde hayır kurumu vakıflara
yönlendirmek, iş adamlarına salma yapmak, bir medya grubu için havuz
oluşturup o havuza milyon dolarlar toplamak, Hükûmetle içli
dışlı olan bir iş adamından rüşvet almak,
uçağıyla umreye gitmek, 700 bin liralık hediye saat almak gibi
uygulamalar, Sayın Başbakana göre yolsuzluk sayılmıyor.
Öyle ya, devletin kasasına giren çıkan bir şey yok.
Böyle bir anlayışla yönetilen
ülkemizde daha nelerle karşılaşılacağını ve
yolsuzlukların hangi boyutlara ulaştığını anlamak
zor değildir. Bu yapılanların da gerek hukuki açıdan gerekse
inançlarımıza göre, yolsuzluk olduğu, haram olduğu
açıktır. Dünya Bankası tarafından yapılan ve en
yaygın kullanılan yolsuzluk tanımı Kamu gücünün özel
çıkarlar için kötüye kullanılması. şeklindedir. Ülkemizde
kamu gücünü özel çıkarları için kullanmayı kendine hak ve
imtiyaz olarak gören ve yolsuzlukların tüm örneklerini sergileyen bir
iktidar yönetimiyle karşı karşıyayız.
Teşekkür ederim. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Kalaycı.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Bu düzenleme ile oluşturulan kurul
ilgili sivil toplum kurumlarının ve bilim insanlarının
görüşlerine ihtiyaç duyulmaksızın, yapılmakta olan
inşaat alanlarının çevreye zarar verdiği halde kamu
yararı bahanesiyle sürdürülmesini amaçlamaktadır.
Dolayısıyla Bakanlardan yani yürütme erkinden oluşan bu
Kurulun, yürütmenin ihale ettiği ve faaliyet alanına giren
işlerde, çevresel etkileri analiz etmesinin ve kamu yararını
gözetmesinin mümkün olmayacağı çok açıktır. Bu nedenle, bu
maddenin tekliften çıkarılması gerekmektedir.
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubundan kim
konuşacak?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Haydar Akar.
BAŞKAN Sayın Akar, buyurunuz. (CHP
sıralarından alkışlar)
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; sıra sayısı 561 olan
Kanun Teklifinin 21inci maddesinde vermiş olduğumuz önerge üzerinde
söz almış bulunuyorum.
Şimdi, bu maddeye
baktığımızda bir kurul oluşturuluyor. Bu kurul, Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına bağlı ve onun da
altında 3 kişiden oluşan bir kurul. Bu kurulun amacı ne? Bu
kurul, kamu yararı görülen jeotermal kaynakların uygun olup
olmadığına ve kullanılıp
kullanılmayacağı hakkında kamu adına karar verecek.
Şimdi, garip bir şey var
burada: Nereden çıktı diyebilirsiniz, bunca maden varken, sadece
jeotermal su için böyle bir kurul kurulması ve kamu yararı adına kararı
verecek olması? Yani oradan bir tren hattı geçiyorsa, limansa,
farklı bir özelliği varsa o arazinin, bu kurula gidecek ve bu
kurul bu kararı verecek. Şimdi
bu, nereden çıktı diyebilirsiniz. İşte arkadaş, 17
Aralık bu, 25 Aralık bu, dünkü 24 Şubat bu. Böyle özel kanunlar
getiriyorsunuz, özel kanunlardan sonra da hırsızlık var,
yolsuzluk var diye konuştuğumuzda burada, sizi itham
ettiğimizde kıyameti kopartıyorsunuz. Aha, size bir özel kanun.
Şimdi, bu, nereden çıktı? Aliağada, 2007de MTA bir sondaj
yapıyor ve 700 metrede jeotermal su buluyor. Bayağı kaliteli
bir su ve bir ihale yapıyor, 4734e
göre yani Kamu İhale Kanununa göre bir ihale yapıyor ve bir
şirket bu ihaleyi kazanıyor. Ama aynı Enerji
Bakanlığı, başka bir şirkete, orada, aynı arazide
rafineri kurma izni veriyor. Bayağı da ciddi bir yatırım
bu. Fakat bu iki şirket birbirine
düşüyor çünkü aynı arazi üzerinde jeotermal ısıdan 25
megavatlık bir enerji kaynağı elde etmeye çalışan bir şirket,
yine bir başka şirket de
rafineri kurmaya çalışıyor hemen PETKİMin yanında
Aliağada. Sonuç: Mahkeme. Mahkeme bu olayı çözemiyor. Çözülecek
tabii de, beklemek lazım ama bu arada da adrese dayalı bir kanun
çıkarıyoruz ve burada bir kurul oluşturuluyor, sanki TTKda
yapılmış gibi, Taş Kömüründe yapılmış gibi,
ya da normal Kömür İşletmelerinde yapılmış gibi,
madenlerimizde yapılmış gibi sanki bir benzeri olmayan bir
şey getiriliyor buraya ve diyorlar ki: İşte, bu kanunu
yapalım ve adrese dayalı bir ilgili şirkete verelim. Şimdi
ben hangi şirkete verileceğini biliyorum bunun, ya adlarını
da söylemek istemiyorum, aslında ciddi bir yatırım da var orada.
Hangi şirkete verileceğini biliyorum. Yapmayın. diyoruz. Niye
Yapmayın. diyoruz arkadaşlar? Çünkü, böyle, kamu yararı 3
kişilik kurullarla falan oluşmaz, bir şirket için bu iş
yapılmaz. Üşenmedim, araştırdım Acaba böyle bir olay
Türkiyenin başka bir yerinde var mı? diye. Böyle bir olay da yok
hiçbir yerde. İşte, bunun gibi işler
yaptığınız zaman, bu insanlar geliyorlar sizi bu
kürsülerden yolsuzlukla suçluyorlar.
Yine, sadece burada mı oluyor bu
iş? Defalarca Kamu İhale Kanununu değiştirdiniz ve geçen
hafta görüştüğümüz torba yasada sadece 15 madde, Kamu İhale
Kanunuyla ilgiliydi. Neydi hatırlıyor musunuz? Yine, bir
arkadaşımız, burada, işte, yasaklı olan
müteahhitlerin, içeride kalan teminatlarını çekebilmeleri,
alabilmeleri için yasa teklifi vermişti. Hep adrese dayalı bir
iş yapıyorsunuz, yaptığınız işlerin
adreslerine baktığınızda da hani havuz vardı ya havuz,
630 milyon dolarlık havuzdaki şirketler o şirketleri
görüyorsunuz.
Nerede görüyorsunuz? TCDDde
görüyorsunuz. Yani gidin, hızlı tren ihalelerine bakın -geçen
hafta orayı KİT Komisyonu olarak inceledik-, orada aynı
şirketleri göreceksiniz. Karayolu ihalelerine bakın, aynı
şirketleri göreceksiniz, hiç dikkatinizi çekiyor mu Anadolunun kentlerine
giderken? Duble yol yaptık. diyorsunuz, duble yolu yapanların hangi
şirketler olduğuna hiç baktınız mı? Ya da elektrik
dağıtım şirketlerini hangi şirketlerin
aldığına baktınız mı? Ya da Karayolları,
TCDDdeki hızlı tren ihalelerini hangi şirketlerin
aldığına baktınız mı? Toplam 6-7yi geçmeyen
şirket. Aynı zamanda, madenlerimizi de redevans usulüyle hangi
şirketlerin aldığına
baktığınızda 6-7yi geçmeyen şirket, hani sizin
havuzunuza para aktaran var ya
Tabii, Başbakanın havuzunda
ne kadar olduğunu tam olarak bilmiyoruz, hesabını da
yapamadık çünkü en son kalan paranın 30 milyon euro olduğunu
söylüyor Bilal. Oradan geriye doğru gittiğimizde, amcaya verilen paya
baktığımızda, enişteye verilen paya
baktığımızda, eve yatırılacak parayı
bilemediğimiz için hesabı tam tutturamadık. Bu, havuz
probleminden de zor bir problem oldu. İşte, bunlarla
karşılaşmak istemiyorsanız böyle özel yasalar
çıkartmayın diyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum.
Teşekkür ederim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Akar.
Aynı mahiyetteki bu üç önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
21inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
22nci madde üzerinde dört önerge
vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561 Sıra
Sayılı Kanun Teklifinin 22 nci maddesindeki ''eklenmiştir'"
ibaresinin ''dâhil edilmiştir'" ibaresiyle değiştirilmesini
arz ve talep ederiz.
Sırrı Sakık Hasip Kaplan
Adil
Zozani
Muş Şırnak
Hakkâri
İdris Baluken Erol Dora
Bingöl Mardin
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561 sıra
sayılı kanun teklifinin çerçeve 22 nci maddesinde yer alan altı
ay" ibarelerinin "bir yıl" şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Kalaycı Mehmet
Günal Seyfettin
Yılmaz
Konya Antalya
Adana
Erkan Akçay Adnan Şefik
Çirkin Lütfü
Türkkan
Manisa Hatay Kocaeli
Faruk Bal
Konya
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561 Sıra
Sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifinin çerçeve 22 nci maddesiyle 6292 sayılı
Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine
Adına Orman Sınırları Dışına
Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım
Arazilerinin Satışı Hakkında Kanuna eklenmesi öngörülen geçici ikinci maddenin
sonuna aşağıdaki fıkraların eklenmesini arz ve teklif
ederiz.
Ahmet
Aydın Mehmet
Akif Hamzaçebi Mehmet
Doğan Kubat
Adıyaman İstanbul
İstanbul
Mustafa
Ataş Recep
Özel Fatih
Şahin
İstanbul Isparta
Ankara
İdris
Şahin Hakan
Çavuşoğlu
Çankırı Bursa
(6) Kanunun 8 inci maddesine göre
revize edilerek onaylanan proje alanlarında kalan taşınmazlardan
İdarece satılanlar proje kapsamında değerlendirilmek üzere
proje sahibi idareye devredilir. Devirden önce söz konusu taşınmazları
satın alan hak sahiplerinin ödedikleri bedel dahil her türlü bilgi ve
belgeler proje sahibi idareye Kanunun 8 inci maddesi kapsamında işlem
tesis etmesi amacıyla devredilir.
(7) Kanunun 8 inci
maddesine göre proje alanında kalan ve Maliye Bakanlığınca
proje sahibi idareye devredilecek taşınmazların bedeli,
anılan Bakanlıkça devrin uygun görüldüğü yıla ait emlak
vergi değeri üzerinden tahsil edilir.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561 sıra
sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 22 nci maddesinde yer alan Geçici Maddeye
aşağıdaki fıkraların eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Akif Hamzaçebi Ferit Mevlüt Aslanoğlu Veli Ağbaba
İstanbul İstanbul Malatya
Mahmut Tanal Haydar Akar Haluk
Eyidoğan
İstanbul Kocaeli İstanbul
"(6) 2/B alanlarında 6292
sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce kadastro
tutanakları kesinleşen veya güncelleme listeleri tescil edilen
alanlar ile bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra kadastro
tutanakları kesinleşecek veya güncelleme listeleri tescil edilecek
alanlarda proje alanı belirlemek isteyen idarelerce kesinleşme ve
tescil tarihinden itibaren bir yıl içinde, bu alanın
sınırları tespit edilerek, alana ait uydu
fotoğrafları, varsa her türlü ölçekteki plan, parselasyon planı,
mülkiyet bilgileri, kadastral paftaları ve halihazır
haritalarıyla birlikte proje alanı sınırı onaylamak
üzere belediyeler tarafından valilikler aracılığıyla,
TOKİ tarafından doğrudan Çevre ve Şehircilik
Bakanlığına gönderilir. Bu alanlar, adı geçen Bakanlık
tarafından talebin intikal tarihinden itibaren altı ay içerisinde
aynen veya değiştirilerek onaylanır ya da reddedilir ve teklif
sahibi idareye bildirilir. Onaylanan planlar uyarınca belediyelere
devredilen taşınmazların tapuları mali gücü de dikkate alınarak
belirlenen bedeller üzerinden hak sahiplerine devredilir.
(7)
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla belediyelerce
özel proje alanı uygulaması yapılmak üzere mülkiyeti
belediyelerce Hazine'den devralınan yerlerde; hak sahipleri
tarafından daha önce Hazine'den devralınan parseller bulunması
halinde, bu parseller hak sahiplerinin talebi üzerine Hazine'ye iade edilerek
aynı usullerle özel proje alanı uygulaması kapsamına dahil
edilerek değerlendirilmek üzere belediyelere devredilir. Bu halde daha
önce Hazine'ye yapılmış olan ödemeler hak sahiplerine iade
edilir.
(8)
Belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde bulunan ve
31/12/1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman
vasfını kaybetmesine rağmen, 6831 sayılı Kanunun 3302
sayılı Kanunla değişik 2'nci maddesinin (B) bendi
uygulaması ile Hazine adına orman sınırı
dışına çıkartılma işlemi henüz yapılamayan
yerlerin orman kadastrosu ve 6831 sayılı Kanunun 2'nci maddesinin (B)
bendi uygulaması ile 3402 sayılı Kanunun ek 4 üncü maddesine
göre kadastro çalışması, öncelikle büyükşehir belediyesi
olan yerlerden başlanılmak üzere en geç bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde tamamlanır. Bu yerler
de, 6292 sayılı Kanunda belirtilen esaslar çerçevesinde hak
sahiplerine satılır."
BAŞKAN Bu son okuttuğum
önergeye Komisyon katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
MEHMET MUŞ (İstanbul) -Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET
YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Buyurunuz Sayın
Hamzaçebi. (CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, 2/B
konusunu Hükûmet becerememiştir, başaramamıştır,
sınıfta kalmıştır. 19 Nisan 2012 tarihinde 2/B kanunu
Parlamento tarafından kabul edildi. Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına o gün yaptığım son konuşmada şunu söyledim,
tutanaklarda vardır, Bu kanun çözmemiştir, çözüm için bir kez daha
buraya geleceksiniz." dedim. Maalesef yanılmadım,
yanılmayı arzu ederdim, yanılmadım, buraya geldiniz 30 Ocak
2013 tarihinde 6412 sayılı Kanunla 2/B kanununda
değişiklik yaptınız. Yine bu kürsüye çıktım, yine
dedim ki: Bu kanun da olmadı, bir daha geleceksiniz buraya. Maalesef
yine yanılmadım, yanılmayı arzu ederdim. 8 Mart 2013
tarihinde 6444 sayılı Kanun, Parlamentoda kabul edildi. Yine bu
kürsüye çıktım, Yine olmadı. Yine Bir daha
geleceksiniz." dedim. Maalesef yanılmadım, şimdi 2/B
kanununda değişiklik yapıyorsunuz. Tekrar söylüyorum: Bu da
derde deva değil, bir kez daha geleceksiniz buraya çünkü 2/Byi
bilmiyorsunuz, vatandaşın derdini bilmiyorsunuz, otellerin
kırmızı halılarında yürümekten, Beykozdaki
vatandaşın arasında, Sultanbeylideki vatandaşın
arasında, Ümraniyedeki vatandaşın arasında yürümeyi
unuttunuz. (CHP sıralarından alkışlar) Bugün Ümraniyeden
2.500 imzalı bir dilekçe geldi grubumuza, Ümraniye 2/B Platformu:
Derdimiz büyük, Hükûmete derdimizi duyuramıyoruz." dediler ama sizin
umurunuzda değil.
Değerli milletvekilleri,
Cumhuriyet Halk Partisi olarak sayısız kanun teklifi verdik. En son
verdiğimiz teklif iktidar partisinin teklifiyle birleştirildi, dedik
ki: 2/B için zamanında başvuru yapamayan vatandaşlara altı
ay ek süre verelim, peşinatı ve taksiti zamanında ödememiş
olanlara yine altı ay ek süre verelim. Siz üç ay demiştiniz, neyse
ki bizim altı aylık önerimizi kabul ettiniz.
Bir şey daha söyledim, özel proje
alanı uygulaması var 2/B kanununda. Bazı belediyeler özel proje
alanı uygulamasına gitmek suretiyle vatandaşın bedelden
kaynaklanan sorununu çözmeye çalışıyor. Beykozda bu var ama
özel proje alanı uygulaması yapılan yerlerde daha evvel, ne olur
ne olmaz düşüncesiyle Millî Emlaktan tapusunu alıp Millî Emlake
borçlanan vatandaşlarımız var. Tapuyu almış, üzerinde
şerh var ama bir yandan oradaki arazileri belediyeye devretmiş Millî
Emlak. Şimdi, belediye diyor ki tapusunu almış olan
vatandaşa: Sen Millî Emlake başvurdun, aldın. Almasaydın
kardeşim. İşte, onun sorununu çözmek için yine Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu olarak onun adına, benim verdiğim teklifte bir madde
vardı. Komisyonda kabul etmediniz, neyse ki komisyondan buraya gelene
kadar aklınız başınıza geldi, bunu kabul ettiniz. Buna
memnun oldum, buna memnun oldum. Beykozun Görele köyünün sorununu çözmek için
çırpınıyorum ama maalesef size bunu anlatma imkânı olmuyor.
Bir şey daha söylüyorum: Gelin,
sadece Beykozun Görele köyünün sorununu çözmeyelim, Ümraniyenin
Elmalıkent Mahallesini çözelim, Ihlamurkuyuyu çözelim,
Hekimbaşını çözelim, İnkılap Mahallesini çözelim, Kazım
Karabekiri çözelim; ihtilaflı olan Cemil Meriç Mahallesinin sorununu
çözelim. Gelin, özel proje alanı uygulamasında otuz günlük ve üç
aylık başvuru sürelerini bu maddenin yayımı tarihinden
itibaren bir yıla çıkaralım, Ümraniye Belediyesi de
başvursun Özel proje uygulaması yapacağım. diye Millî
Emlaktan tapuyu alsın, vatandaşın bütçesine uygun bedelle bu
araziyi vatandaşa devretsin. Gelin, Sultanbeylinin Hasanpaşa
Mahallesinin sorunu çözelim. Sokağın bir tarafı 2/B, bir
tarafı orman. Bir taraf tapu alacak, alabilirse o da, alamıyor,
fiyatlar yüksek. Bari, gelin kanunen bunları eşit konuma getirelim,
bir tapu vermenin yolunu açalım. Bizim önergemiz bunları
kapsıyor.
Bunu kabul etmeyeceksiniz. Belki kabul
edersiniz, bilemiyorum, anlatıyorum yine ama şu olsun istemiyorum,
hep böyle oldu: Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur. Bakın,
kaçtır geliyorsunuz buraya. Gelin, isterseniz ara verelim, şu
önergemizi inceleyelim beraber, aklın yolu bir, bunu kabul edelim. Kabul
etmeyeceğinizi bildiğim için diğer önergede müşterek
vermiş olduk. Beykozun Görele köyünün sorununu çözmek için diğer
önergede de bizim Cumhuriyet Halk Partisi olarak imzamız var.
Değerli milletvekilleri, 2/B
sorunu çözülmemiştir. Bunlar kısmi sorunlar; Ümraniyede,
Sultanbeylide
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(Devamla)
Beykozda çözmeye çalışıyoruz ama Türkiyede 545
bin vatandaşımız tapu alabilecek konumda iken bunların
yaklaşık olarak -sayısal olarak bir rakam vereceğim- sadece
408 binine tapu verilme aşamasına gelinmiştir.
VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) Sadece
biraz fazla oldu.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(Devamla) Diğerleri tapu alabilecek durumda değildir. Satın
alma başvurusu yapan kişi sayısı 634 bin.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Hamzaçebi.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561 Sıra
Sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifinin çerçeve 22 nci maddesiyle 6292 sayılı
Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine
Adına Orman Sınırları Dışına
Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım
Arazilerinin Satışı Hakkında Kanuna eklenmesi öngörülen
geçici ikinci maddenin sonuna aşağıdaki fıkraların
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Ahmet Aydın (Adıyaman) ve arkadaşları
(6) Kanunun 8 inci maddesine göre
revize edilerek onaylanan proje alanlarında kalan taşınmazlardan
İdarece satılanlar proje kapsamında değerlendirilmek üzere
proje sahibi idareye devredilir. Devirden önce söz konusu
taşınmazları satın alan hak sahiplerinin ödedikleri bedel
dahil her türlü bilgi ve belgeler proje sahibi idareye Kanunun 8 inci maddesi
kapsamında işlem tesis etmesi amacıyla devredilir.
(7) Kanunun 8 inci maddesine göre proje
alanında kalan ve Maliye Bakanlığınca proje sahibi idareye
devredilecek taşınmazların bedeli, anılan Bakanlıkça
devrin uygun görüldüğü yıla ait emlak vergi değeri üzerinden
tahsil edilir."
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
MEHMET MUŞ (İstanbul) Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET
YILMAZ (Sivas) Katılıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Evet, kim konuşacak?
AHMET AYDIN (Adıyaman) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle; Kanun Teklifinin çerçeve 22 nci maddesiyle
6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının
Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları
Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile
Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanuna
eklenmesi öngörülen geçici 2 nci maddeye eklenmesi öngörülen altıncı
fıkrayla; 6292 sayılı Kanunun 8 inci maddesine göre belirlenen
proje alanlarında revize yapılması durumunda, revize
işlemleri öncesi ilgisi defterdarlıklar ve malmüdürlüklerince
satışa konu edilen taşınmazların tüm uygulamanın
proje sahibi idarece alan bütünlüğü içinde gerçekleştirilmesi için
proje sahibi idareye devri ve ayrıca, devirden önce idarece satılan
taşınmazlar karşılığı tahsil edilen
bedellerin hak sahipleri ve mevcut haklarını içeren belgelerle
birlikte Kanunun 8 inci maddesi kapsamında işlem tesis etmesi
amacıyla proje sahibi idareye aktarılması
amaçlanmıştır.
Diğer taraftan, 6292 sayılı Kanunun 8
İnci maddesinin ikinci fıkrasında; "Teklif sahibi idare
tarafından onay tarihinden itibaren en geç otuz gün içinde onaylanan proje
alanı Maliye Bakanlığına gönderilerek, proje alanı
içinde kalan 2/B alanlarındaki taşınmazların devrinin talep
edilmesi üzerine, bu taşınmazlardan Maliye
Bakanlığınca uygun görülenler, hak sahipleri ve mevcut
hakları da belirtilmek suretiyle emlak vergi değeri üzerinden talep
sahibi idareye devredilir. Devir bedeli peşin veya bu Kanunda belirtilen
sürelerde taksitle ödenebilir. " hükmü yer almaktadır.
Bu hükme göre, proje alanında kalan ve Maliye
Bakanlığınca proje sahibi idareye devri uygun görülen
taşınmazlar ilgili defterdarlıklar veya malmüdürlüklerince
oluşturulan komisyonlar marifetiyle hak sahipliği yönünden
incelettirilmektedir. Yapılan inceleme sonucunda proje alanında kalan
taşınmazlarda kullanıcısı bulunan ve Maliye
Bakanlığınca değerlendirilmesi halinde doğrudan
satışa konu edilmesi gereken taşınmazlar emlak vergi
değeri üzerinden, iadeye konu edilmesi gereken taşınmazlar ise
bedelsiz olarak ve hak sahiplerinin diğer hakları da belirtilmek
suretiyle proje sahibi idareye devredilmektedir.
Açıklanan sebeplerle, yine, Önergeyle; Kanun
Teklifinin çerçeve 8 inci maddesiyle 6292 sayılı Kanuna eklenmesi
öngörülen geçici 2 nci maddeye eklenmesi öngörülen yedinci fıkrayla; proje
alanında kalan taşınmazlardaki hak sahipleri ve mevcut
haklarının belirlenmesi sürecinin uzun sürmesi nedeniyle Maliye
Bakanlığınca proje sahibi idare lehine devre uygun görüş
verdiği tarih ile devrin gerçekleştiği tarih arasında
oluşan yıl farkından emlak vergi değerlerinin
etkilenmemesi, ilgili defterdarlıklar veya malmüdürlüklerinin devri geç
yapması nedeniyle proje sahibi İdare aleyhine oluşabilecek
durumun engellenmesi, daha önce bu kapsamda yapılan devirler ile bundan
sonra yapılacak devirler arasında tarih farkından kaynaklanan
bedel farklığının oluşmasının önlenmesi ve
aynı proje alanı içerisinde uygulama birliğinin
sağlaması, devir bedeli olarak Maliye
Bakanlığının uygun görüş verdiği yıl emlak
vergi değerinin esas alınarak bu bedel üzerinden
taşınmazların proje sahibi idareye devredilmesi
amaçlanmıştır.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkan, efendim, biraz önce Akif Bey bu önergeyle ilgili, sadece Beykozda
çok kısmi bir çözüm getirildiğini ifade etti yanlış
anlamıyorsam.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Evet, Beykozdaki Görele köyü
OKTAY VURAL (İzmir) Görele köyü,
çok kısmi bir çözüm. Dolayısıyla, bu konuda eğer gerçekten
şey varsa 2/Blerle ilgili daha kapsamlı bir çözüm
oluşturması için grup olarak, başka bir önergeyle birlikte imza
atmaya da hazır olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Yani, çok ciddi bir
sorun var, sadece kısmi olarak çözülüyor. Onların çözülürken
diğerlerinin de çözülmesi için Adalet ve Kalkınma Partisine grup
olarak da çağrıda bulunuyoruz, biz de hazırız bu konuda.
2/Blilerle ilgili bir sorunu çözmek konusunda bir irade varsa, buna da
hazır olduğumuzu ifade etmek istiyorum efendim.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Peki, teşekkür ediyoruz.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Bir yanlış anlaşılma olmasın.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak bizim önergemiz, hem Beykoz Görele köyünde
yaşanan sorunu hem de Sultanbeyli olsun, Ümraniye olsun, çok yaygın
bir şekilde tüm Türkiyedeki sorunu çözmeye yönelik bir düzenlemeyi de
içeriyor. Özel proje alanlarında başvuru süresinin
uzatılmasına yönelik önerimiz, tüm Türkiyeyi kapsayan bir öneridir.
OKTAY VURAL (İzmir) Yani, daha
geniş bakalım.
BAŞKAN O zaman, sayın grup
başkan vekilleri, bu konuda görüşme yapacaksanız
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Efendim, biz oylayalım, prosedüre devam edelim.
OKTAY VURAL (İzmir) Niye ya?
Herkese teşmil edelim, hayırlı olsun.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
1.530 hak sahibi bundan faydalanıyor. Bir köy olarak düşünmeyin,
1.530 hak sahibi bundan faydalanıyor.
OKTAY VURAL (İzmir) İyi,
güzel, 2.530 olsun.
BAŞKAN Şimdi bunu
oylayalım ama eğer daha farklı bir şey yapacaksanız,
onun için de uygun görürseniz, biraz ara veririz. Bunu oylayalım.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Başkan, efendim, bir bilgi vereyim yine
izninizle.
Şimdi, bizim önergemizin, biraz
önce kürsüde açıkladığım önergemizin kabul edilmeme ihtimalini
dikkate alarak Beykoz Görele köyündeki sorunu çözmeye yönelik önergeyi
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Ortak imzaladık.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul)
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuyla birlikte
imzaladık. Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak, oradaki önergeye de
desteğimiz var efendim.
BAŞKAN - Peki.
Gerekçesini okuttuğum önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561 sıra
sayılı kanun teklifinin çerçeve 22 nci maddesinde yer alan altı
ay" ibarelerinin "bir yıl" şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Kalaycı (Konya) ve arkadaşları
BAŞKAN - Komisyon, önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
MEHMET MUŞ (İstanbul) -
Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET
YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Sayın Yılmaz,
buyurunuz. (MHP sıralarından alkışlar)
SEYFETTİN YILMAZ (Adana)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan
561 sıra sayılı Kanun Teklifinin 22nci maddesi üzerinde
verdiğimiz önergeyle ilgili söz almış bulunuyorum; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Tabii, Mahir Bey, hep bu yetmez ama
evetlerden çekiyoruz. Yani 2/B yine vatandaşın sorununu çözmeyecek.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Yani sizinle bunu konuşmuştuk hatırlıyorsanız.
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) Evet,
bunu konuştuk, bunu söylüyorum ama yetmiyor yani yetmiyor,
sıkıntı orada.
Şimdi, bu saatte 2/B'yle ilgili ne
söylersek söyleyelim; 2/B yasası 2012de 19 Nisanda geldiğinde bu
kürsüden belki onlarca konuşma yaptım, o zaman da biz ne söylediysek,
cemaat ne derse desin, imam bildiğini okur anlayışıyla Biz
doğruyu biliyoruz, yapıyoruz; bizim yaptığımız
doğru. dediniz üç ay sonra bir daha geldiniz. Yine Yanlış
yapıyorsunuz. dedik, Yok, doğru yapıyoruz; bu, son, 2013ün
Şubat ayı son. dedi Maliye Bakanı, dört ay geçmeden bir daha
geldi, bir daha geldi, şimdi bir daha geldi. Yani burada haklı olduğumuzu
filan söylemek istemiyorum ama burada bu olaya sadece para olarak
baktınız. Yani Maliye Bakanı
Şimdi, bu, Torosların hiçbir
köylüsünün problemini çözmüyor. Maliye Bakanı oradan gelecek paralara
baktı, buradan kaç milyar dolar para gelir, bu parayla ben ne
yaparım, cari açığı mı kapatırım, bütçe
açığını mı kapatırım, buna baktı,
Toroslardaki köyün derdinden anlamıyor ki.
Bizim Orman Bakanı da sağ
olsun İşi üzerimden atayım. dedi, Maliye
Bakanlığına devretti, iş Maliye Bakanının üzerine
kaldı. Peki, şimdi problemi çözdünüz mü? Çözemediniz. Bu
aldığınız paralar da doğru yere gitse ona da amenna
diyeceğiz. Ama bakıyoruz ki bu alınan paralar da, o orman
köylüsünden, o fakir köylüden, gariban köylüden esirgediğimiz haklar da
bakanların çocuklarının dolaplarında çıkıyor,
öbürünün bilmem kasasında çıkıyor, öbür tarafta milyar
dolarlardan bahsediliyor, bilmem kimin evinde milyar dolarlar. Şimdi,
yazık değil mi, günah değil mi ya? Binlerce
Bakın, burada
817 bin hak sahibinden 408 bin kişiye satış
yapılmış şu ana kadar, aradan geçmiş neredeyse iki
yıl. Burada bir yanlışlık da ne oldu? Burada dendi ki:
2013 Şubat ayı son tarih. Gariban adam
Burada iki tane gariban
kesim vardı. Bir tanesi, yüz yıldır, yüz elli yıldır,
babadan kalma, o orman köylüsü vardı, gariban orman köylüsü, bir
onların alma şansı yoktu; bir de İstanbula göç edenler
vardı işte, biraz önce Sayın Hamzaçebinin de söylediği
gibi, Ümraniyede, Beykozda, Şilede- hızlı nüfus artışıyla
beraber İstanbulun dağı taşı altın.
demiş, gelmiş. Zaten, bu yerleri bir gecekondu arazi mafyasından
almış. Yani, kendiliğinden gelip de ormanını falan
filan açmamış ha, gecekondu mafyasından almış. Ondan
sonra da tekrar devlet olarak bunları alacak. Getirdiniz Şubat
ayında son. dediniz, bu gariban orman köylüsüyle İstanbuldaki
gariban vatandaş bunları alamayacak olunca, bu sefer İstanbulda
kim devreye girdi? Yeniden bir mafya devreye girdi, arazi mafyası devreye
girdi, bu emlak simsarları devreye girdi, dedi ki: Bakın, bu
yerleri, şubat ayında, mart ayında tarih son, aldınız
aldınız, alamadınız, elinizden komple gidecek. Biz
buraları toplayalım. diye İstanbulda birileri topladı.
Orman köylerinde de birçok vatandaş alamadı, orada da değerli
yerleri birileri topladı. Olan, gene fakir fukaraya, garip gurebaya oldu.
Hani diyorsunuz ya
Fakir fukaranın, garip gurebanın
edebiyatını yaptınız ama fakir fukara, garip gurebaya hep
sırtınızı döndünüz. Onlara 100 lira, 200 lira, 300 lira
maaş bağlayarak, bir torba kömür vererek veya makarna vererek bu
işi halledeceğiniz sandınız. Onların
garibanlığı devam ediyor, onların fakirliği devam
ediyor ama sizin yandaşlarınız, maşallah, malı
almışlar, götürüyorlar, milyon dolarları topluyorlar,
gidiyorlar. Yani böyle bir ortamda, şimdi, neyi çözdünüz siz? 2/Byle
çözülen hiçbir şey yok, paraları yok. Ya, bunların zaten
hakkı. Hakkı olanı vermekten imtina ediyorsunuz. Buralarda bas
bas bağırdık, Şu 31, 32nci madde kapsamına girenlere
bunları ya yüzde 10-15 rayiç bedelde ya da ücretsiz verelim. Ormanı
koruyan bunlar, sıkıntıyı çeken bunlar, orada yokluk
içerisinde yaşayan bunlar. dedik. Ne oldu? Yok, gene bunlara yok.
Diğer taraftan, o orman
köylerinden İstanbula gelip arazi mafyasının eline düşen
gariban kesim de orada. Gelin, bunların
sıkıntısını da çözelim dedik. Şimdi, bu 2/Bden
kim yararlandı, biliyor musunuz? Bu rantçılar var ya, rantçılar;
bu, koyları moyları kapatıp çeviren rantçı kesim bu
işten faydalandı. Onlar yerleri aldılar ama esas hak eden
garibanların birçoğunun problemi gene çözülmedi, yine çözülmeyecek.
Yani, yaptığınız kanun çok bir işe yaramadı.
Teşekkür ediyorum. (MHP ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Yılmaz.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561 Sıra
Sayılı Kanun Teklifinin 22 nci maddesindeki eklenmiştir
ibaresinin dâhil edilmiştir ibaresiyle değiştirilmesini arz ve
talep ederiz.
Sırrı Sakık
(Muş) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
MEHMET MUŞ (İstanbul) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET
YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Bu önerge ile maddenin daha
anlaşılır olması amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Kabul edilmiş önerge
doğrultusunda madde 22yi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, şimdi,
yeni bir geçici madde ihdasına dair önerge vardır.
Bildiğiniz üzere, İç Tüzükün
91inci maddesine göre, yeni bir madde olarak -geçici madde olarak-
görüşülmesine komisyonun salt çoğunluğunun
katıldığı önergeler üzerinde görüşme açılır
ve bu maddede belirtilen sayıda önerge verilebilir. Bu nedenle, önergeyi
okutup Komisyona soracağım. Komisyon önergeye salt
çoğunluğu, 21 üyesiyle katılıyorsa önerge üzerinde yeni bir
geçici madde olarak görüşme açacağım. Komisyonun salt
çoğunluğuyla katılmaması hâlinde, önergeyi işlemden
kaldıracağım.
Şimdi, önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561 sıra
sayılı Kanun Teklifine aşağıdaki maddenin eklenmesini
arz teklif ederiz.
Mahmut Tanal Malik Ecder
Özdemir Vahap
Seçer
İstanbul Sivas Mersin
İlhan Demiröz Erdal Aksünger
Bursa İzmir
MADDE 23 6292 sayılı Kanuna
aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 3- Bu
Kanun kapsamında 2/B alanlarında olup 6 ncı maddenin onikinci
fıkrası uyarınca hak sahiplerine satılamayan
taşınmazlar, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten üç ay
içinde hak sahiplerince idareye başvurulması halinde bir defaya
mahsus olmak üzere bu maddenin dördüncü fıkrasına göre hesaplanacak
satış bedeli karşılığında doğrudan
satılabilir. Ancak, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat
Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında Koruma Yüksek
Kurulunun ilke kararları çerçevesinde koruma bölge kurullarınca
alınan kararlara aykırı olarak, sit alanlarında inşaî
ve fizikî müdahalede bulunulamaz, bunlar yeniden kullanıma açılamaz
veya kullanımları değiştirilemez. Esaslı onarım,
inşaat, tesisat, sondaj, kısmen veya tamamen yıkma, yakma,
kazı veya benzeri işler inşaî ve fizikî müdahale
sayılır."
BAŞKAN Komisyon önergeye salt
çoğunluğuyla katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerini Komisyon
sıralarına davet ediyorum, buraya.
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Gelelim mi,
samimi misin?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
MEHMET MUŞ (İstanbul) Davet ediyorum.
İLHAN DEMİRÖZ (Bursa) Bursa
milletvekilleri var, 2 arkadaş, Bütçe Planda. Bursayla ilgili bu konu.
Oraya katılıp katılmadıklarını çok iyi takip
ediyorum. Evet, özellikle Bursada söyleyeceğim, Bursanın konusu; 21
köy dâhil.
BAŞKAN Evet
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
MEHMET MUŞ (İstanbul) Çoğunluğumuz
olmadığından katılamıyoruz.
OKTAY VURAL (İzmir) Geliyor,
geliyor efendim.
İLHAN DEMİRÖZ (Bursa)
Geliyor arkadaşlar. Belki diğer arkadaş, Hüseyin Bey de gelebilir,
Hüseyin Şahin.
BAŞKAN Evet,
çoğunluğunuz yoktur.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Çoğunluğumuz
bulunmadığından dolayı katılamıyoruz.
BAŞKAN Evet, Komisyon önergeye
salt çoğunluğuyla katılamadığı için önergeyi
işlemden kaldırıyorum.
Şimdi, madde 23e geçiyoruz.
Madde 23 üzerinde aynı mahiyette
üç önerge vardır, okutuyorum ve birlikte işleme alacağım:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561 Sıra Sayılı
Kanun Teklifinin 23 üncü maddesinin teklif metninden
çıkartılmasını arz ve teklif ederiz.
Sırrı Sakık Hasip Kaplan
Adil
Zozani
Muş Şırnak
Hakkâri
İdris Baluken Ertuğrul
Kürkcü
Bingöl Mersin
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Ferit Mevlüt Aslanoğlu İzzet Çetin Vahap Seçer
İstanbul
Ankara
Mersin
Tufan Köse Mehmet Ali Susam Müslim Sarı
Çorum İzmir
İstanbul
İlhan Demiröz Celal
Dinçer Rahmi
Aşkın Türeli
Bursa İstanbul İzmir
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Mehmet Günal Mustafa
Kalaycı Seyfettin
Yılmaz
Antalya Konya
Adana
Erkan Akçay Faruk Bal Lütfü
Türkkan
Manisa Konya
Kocaeli
Adnan Şefik
Çirkin
Hatay
BAŞKAN Komisyon aynı mahiyetteki bu üç
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Kim konuşacak?
MEHMET GÜNAL (Antalya) Sayın Erkan Akçay.
BAŞKAN Sayın
Akçay, buyurunuz. (MHP sıralarından alkışlar)
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 23üncü maddede verdiğimiz önerge üzerine
söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu
kanun teklifinin 23üncü maddesiyle Sağlık Bakanına
sözleşmeleri değiştirme ve bedel artışına
gidebilme yetkisi verilmektedir. Bu düzenleme, değerli arkadaşlar,
ihaleye fesat karıştırılmasına neden olabilecek bir
düzenlemedir. Acaba bu yasa kimin için yapılıyor? sorusunu sormak
da çok önemli bir sorudur ve çok ciddi bir şaibe söz konusudur. Resmen,
yolsuzlukların yolunu açan bir düzenlemedir. Hayret ediyorum,
iktidarın gözü ne kadar kara ve ne kadar pervasızca davranıyor.
Sanki bu düzenlemeleri yapmakla iktidar, hiç iktidardan gitmeyecekmiş gibi
bir
anlayışa sahip olduğunu düşünüyorum. Yani bir gün
iktidardan ayrılmayacağınızı mı
düşünüyorsunuz?
6428 sayılı bu Kanuna göre,
devlet hastane projesi için gereken kamu arazisini girişimciye bedelsiz
olarak verecek. Tesislerin inşa edilmesi ve alınan hizmetler
karşılığında özel girişimciye yirmi beş ila
otuz yıla varan süreyle ve çok yüksek tutarlarda kira ödenecek. Hastaneler
için yatırımcı firmalara en az yirmi beş yıl
bağımlı kalındığı için tıbbi cihaz
alternatifleri, sarf malzemesi tercihi gibi konularda inisiyatif
Sağlık Bakanlığından özel sektörün eline geçecektir.
Değerli milletvekilleri, Manisa
şehir hastanesi kamu-özel sektör iş birliği modeliyle
yapılmaktadır diyeceğim ama yapılacaktır demek
zorundayız. Çünkü, 2004 yılında AKPnin bir seçim vaadi olarak
gündeme gelmişti, 2008 yılına kadar hiç ses seda
çıkmadı, zaman zaman biz de gündeme getirdik ve 2009
yılında da Manisa Belediyesi tarafından arazi tahsisi de
gerçekleştirildi. 23 Aralık 2010 tarihinde hastane inşaatı
için 7 adet ön yeterlilik başvurusu yapıldı ve Manisa şehir
hastanesi inşaatının temeli, gündeme geldikten tam dokuz
yıl sonra, arazi tahsisinden dört yıl sonra, ön yeterlilik
başvurusundan üç yıl sonra yani 1 Aralık 2013 tarihinde nihayet
atıldı; yalnız, üç aylık bir süre geçmesine rağmen
daha henüz bir çivi çakılmış da değil.
Soru önemlidir,
sorumuz şu değerli arkadaşlar: Hastaneler klasik yöntemle çok
daha ucuza yapılabilecekken neden çok daha pahalı olan kamu-özel
iş birliği modeliyle ihale tercih edilmektedir? Acaba burada da havuz
yüzdeleri mi söz konusudur? Klasik yöntemle ihale edilen Erzurum Devlet
Hastanesi -1.200 yataklı- 193 milyon liraya mal olmuştur, oysa
kamu-özel sektör iş birliğiyle ihale edilen ve ön fizibilite raporuna
göre sabit yatırım maliyeti 123 milyon lira olan 568 yataklı Manisa
şehir hastanesi 1 milyar 606 milyon liraya mal olacaktır, o da
bugünkü fiyatlarla ve ön fizibilite rakamlarına göre. Bu, tam bir soygun
düzenidir. Ön fizibilite raporuna göre Manisa şehir hastanesinin toplam
maliyeti 123 milyon lira iken sadece yıllık bina kirası 64
milyon lira olarak belirlenmiştir. Yani iki yıllık kira ile
hastane bedeli -sabit yatırım- karşılanacak, geri kalan
yirmi üç yıl için kira ödenmeye devam edilecektir. Yirmi beş
yılda Manisa şehir hastanesi için en az 1 milyar 600 milyon lira kira
ödenecektir. 123 milyon lira sabit yatırım maliyetini
çıkartırsak Manisa şehir hastanesi için fazladan ödenecek ödeme
miktarı 1 milyar 400 milyon lirayı geçmektedir ve üstelik,
kapalı ve şaibeli yatırımlardır bunlar. Bu konuyla
ilgili verdiğimiz soru önergelerinin hiçbirine de cevap alamadık.
Israrla, Sağlık Bakanlığı, bu sorularımıza
cevap vermemektedir. Fizibilite rakamı nedir, ihale bedeli miktarı
nedir; belli değil, bunları bilmiyoruz, sadece ön fizibilite
rakamlarına göre konuşuyoruz.
Kamu-özel iş
birliğiyle, özel sektör iş birliğiyle yapılan hastaneler
Türkiyedeki yatak sayısını da artırmamaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ERKAN AKÇAY (Devamla) -
Aksine, mevcut yatak sayılarının azaltılması
kaydıyla bu ihalelere izin verilmiştir Yüksek Planlama Kurulu
kararına göre.
Bu düşüncelerle
hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Akçay.
Cumhuriyet Halk Partisinin
önergesi üzerinde Sayın Sarı. (CHP sıralarından alkışlar)
Buyurunuz Sayın
Sarı.
MÜSLİM SARI
(İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
561 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 23üncü maddesiyle ilgili söz
almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bugün, burada, Hükûmetin meşruiyetinin
kalmadığı bir ortamda ve denetim yetkisini
tırpanlamış, yasama görevinin yolsuzlukların ve
hırsızlıkların aklanmasına yöneltildiği bir
Parlamentoda konuşma yapıyorum. Yolsuzluğa bulaşmış
bakanlara ve onların çocuklarına dokunulmadığı bir
ülkenin Parlamentosudur bu. Bu Parlamento siyasetin, iktidarın, hükûmet
etme araçlarının kişisel ikballer için âdeta ayaklar altına
alındığı bir siyasal iklimin Parlamentosudur.
Dün gece yarısına doğru
ortaya saçılan kirli ilişkilerin kayıtlarını
dinlediğimizde bu ülke adına, bu Meclis adına, siyaset
adına, bu yoksul ve yoksun halk adına utandık.
Başbakanın böylesine ilişkiler içine girdiğini gördükçe
yüzümüz kızardı. Bir babanın çocuklarını böylesine
kirli ilişkiler ağına soktuğunu gördükçe rahatsız
olduk. Bir Başbakanın kendi çocuklarıyla nereden geldiği
belli olmayan paraları, gece yarıları nereden nereye
kaçıracaklarını tasarlamasından hicap duyduk.
RECEP ÖZEL (Isparta) Ya, sen ona
gerçekten inanıyor musun?
METİN KÜLÜNK (İstanbul) -
Yanında mıydın?
MÜSLİM SARI (Devamla) - Bizler
maalesef AKP iktidarı altında her geçen gün geleneklerimizin,
göreneklerimizin, bize öğretilen kimi değerlerin ayaklar altına
alındığına şahit oluyoruz.
RECEP ÖZEL (Isparta) Ayıp,
ayıp ya.
MÜSLİM SARI (Devamla) - Dün ortaya
saçılan kirli ilişkilerin hiçbir değer, hiçbir inanç, hiçbir
nizamla ilişkisi yoktur.
İDRİS ŞAHİN
(Çankırı) Senin ağzına hiç yakışmıyor
Müslim Bey, senin ağzına hiç yakışmıyor.
MÜSLİM SARI (Devamla) - Bu kirli
ilişkiler insan sevgisi olan hiçbir dünya görüşünün içinde
barınamaz.
METİN KÜLÜNK (İstanbul)
Yanındaydın galiba?
RECEP ÖZEL (Isparta) Ya bunun
aslı çıkarsa ne yapacaksın? Hangi yüzle konuşacaksın
burada?
MÜSLİM SARI (Devamla) -
İnancımızı, dinimizi, milliyetimizi,
inandığımız değerleri hiç kimse
hırsızlıklara kalkan
yapmasın.
RECEP ÖZEL (Isparta) Hangi yüzle
konuşacaksın burada?
MÜSLİM SARI (Devamla) - Bizler
yaşananlardan tıpkı ünlü oyun yazarı William Somersetin
dediği gibi, bir insanın aç olduğu için değil,
hırsız olduğu için çaldığını acı bir
tecrübeyle öğrenmiş olduk.
MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli)
Hırsızları bu millet biliyor, biliyor.
MÜSLİM SARI (Devamla) - Bu
Mecliste hırsız var diye bağırırken boşa
bağırmamışız.
MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli)
Aynaya bak.
MÜSLİM SARI (Devamla) - Evet,
hırsız var. Artık Hükûmetin hiçbir meşruiyeti
kalmamıştır.
METİN KÜLÜNK (İstanbul)
Saygısız.
FATİH ŞAHİN (Ankara)
Bütün Parlamentoyu itham ediyor Sayın Başkan, uyarır
mısınız?
MÜSLİM SARI (Devamla) - Artık
bu hırsızlıktan rahatsız olanlarla olmayanların
karşılıklı saflaştığı bir ülkedeyiz.
Ben buradan başta AKP
milletvekillerine ve bütün yurttaşlarımıza seslenmek istiyorum.
FATİH ŞAHİN (Ankara)
Yeter artık Sayın Başkan.
BAŞKAN Lütfen dinleyiniz, sakin
olunuz.
FATİH ŞAHİN (Ankara)
Nesini dinleyelim? Hakaret ediyor, nesini dinleyelim?
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Neyi
dinleyeceğiz?
MÜSLİM SARI (Devamla) Dinleyin,
dinleyin lütfen.
Ya hırsızlıktan yana
olacaksınız ya da onun
karşısında olacaksınız. Son olaylardan sonra
başka hiçbir seçeneğiniz kalmamıştır. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli)
Hayal görüyorsun!
MÜSLİM SARI (Devamla) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; devletimizin, devlet
geleneğimizin, siyasetin ve Meclisin bu denli ayaklar altına
alınması ve bu sıraların buna izin verenler tarafından
işgal edilmesi kabul edilemez.
METİN KÜLÜNK (İstanbul) 30
Marta az kaldı.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Tahrikçi!
Tahrikçi!
MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli)
Aynaya bak, aynaya!
MÜSLİM SARI (Devamla) Bu
sıralara seçimle, halkın oyuyla gelmiş insanların
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Göreceksiniz, 30 Martta göreceksiniz.
METİN KÜLÜNK (İstanbul) 30
Martı bekle, acele etme.
MÜSLİM SARI (Devamla)
o
halkın parası üzerinden gerçekleştirilen kirli ilişkilere
göz yumması kabul edilemez. Sizler ufak bir miktarı bile 30 milyon
euro olan, evlere sığdıramadıkları paraların gece
yarıları
ŞİRİN ÜNAL
(İstanbul) Hepsi yalan!
MÜSLİM SARI (Devamla)
hava
karardığında bizzat Başbakanın talimatıyla
ortadan kaldırılmaya çalışıldığını
öğrendiğinizde hiç utanmadınız mı?
İHSAN ŞENER (Ordu)
Utanmıyor musun!
MÜSLİM SARI (Devamla) Hiç
rahatsız olmadınız mı?
RECEP ÖZEL (Isparta) Ya, bunun yalan
olduğu, montaj olduğu ortaya çıkınca nasıl, hangi
yüzle konuşacaksın burada?
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Provokatör
seni, provokatör!
ŞİRİN ÜNAL
(İstanbul) Ahlaksızsın, ahlaksız!
MÜSLİM SARI (Devamla)
Hatırlar mısınız, bundan on yedi yıl kadar önce Ali
isimli bir çocuk Gaziantepte bir işletmeden 3 arkadaşıyla
birlikte baklava ve fıstık çaldıkları gerekçesiyle
tutuklanmış ve dokuz yıl ağır hapis cezasına
çarptırılmıştı.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Hadi oradan
be!
RECEP ÖZEL (Isparta) Nerede var
artık? Öyle bir şey yok ki ya! Hayal görüyorsun!
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa)
Zavallısın sen, zavallı!
RECEP ÖZEL (Isparta) Onların
öyle bir cezası yok artık.
MÜSLİM SARI (Devamla) Daha
geçenlerde Antalyada 15 yaşında bir çocuk bakkaldan 4 ekmek,
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa)
Muhalefet edecek hiçbir argümanın yokmuş senin, zavallısın.
MÜSLİM SARI (Devamla)
Çocuğun babası yoktu, annesi ise apartmanlarda merdiven siliyordu.
Siz insanları açlığa,
yoksulluğa ve yoksunluğa mahkûm ettiniz. Birileri halkın
parasını çalarken halkı da soğuktan ölen
çocuklarını sırtlarında çuvallarla taşımaya
mahkûm ettiniz.
METİN KÜLÜNK (İstanbul)
Okuduğun iktisat dersine yazık!
MÜSLİM SARI (Devamla) Ancak ben
bir kez daha sesleniyorum: AKP saltanatının sonu gelmiştir.
İDRİS ŞAHİN
(Çankırı) O yazıyı sana kim yazdı ya, o
yazıyı sana kim yazdı?
MÜSLİM SARI (Devamla) Bu ülkenin
güzel çocukları daha güzel bir gelecek için sokak ortasında vurulup
öldürülürken birileri kendi çocuklarıyla paraları iç etmenin
derdindeymiş.
MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) Siz
önce kendinize bakın, kendinize!
METİN KÜLÜNK (İstanbul)
Yazık!
MÜSLİM SARI (Devamla) Ama AKP
iktidarının sonu gelmiştir artık.
Saraylar, saltanatlar çöker,
Kan susar bir gün, zulüm biter...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MÜSLİM SARI (Devamla) Ey her
şey bitti diyenler
İHSAN ŞENER (Ordu) Hayal!
Bu kadar sorumsuzlukla hiçbir şey yapamazsınız, bu kadar
sorumsuzluk fazla ya!
MÜSLİM SARI (Devamla) Korkunun
sofrasında yılgınlık yiyenler
FATİH ŞAHİN (Ankara)
Yeter ya!
ŞİRİN ÜNAL
(İstanbul) Yeter!
MÜSLİM SARI (Devamla) Ne
kırlarda direnen çiçekler
(AK PARTİ sıralarından Yeter!
sesleri, gürültüler, sıra kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen sakin olunuz.
MÜSLİM SARI (Devamla) Ne
kentlerde devleşen öfkeler,
Henüz elveda demediler,
Bitmedi daha sürüyor o kavga ve
sürecek,
Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya
dek. (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Sarı.
FATİH ŞAHİN (Ankara)
Yürü, yürü oradan be! Yazık sana be, ayıp sana be! Utan, utan!
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri
AHMET AYDIN (Adıyaman)
Sayın Başkan
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, bir dakika
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Sayın Başkan
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Bir kere
uyarmadınız, bir kere. Ayıptır, nasıl
Başkanlık yapıyorsunuz!
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa)
Hırsızlar var burada, hırsızlar var. dedi, hiçbir grubu
ayırmadı. Yazıklar olsun!
FATİH ŞAHİN (Ankara)
Beş dakika boyunca hakaret etti bize. İç Tüzüke uygun
konuşması lazım.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen, sakin olunuz. Burada
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Niye
uyarmadınız?
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Siz
de bu iddianın altındasınız. Hırsızlar var.
dedi.
BAŞKAN Lütfen, yerinize
oturunuz, lütfen
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
FATİH ŞAHİN (Ankara)
Konuşma devam ederken yapacaktınız bu uyarıyı.
Konuşma bitti, uyarı yapıyorsunuz.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa)
Grup ayırmadı burada, bütün gruplar için konuştu.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, kürsüde konuşan milletvekillerini dinlemekle
yükümlüsünüz. Cevap verecek olan, kalkar cevabını verir.
FATİH ŞAHİN (Ankara)
Böyle bir yönetim olmaz. Burada beş dakika hakaret etti, şimdi neyin
uyarısını yapıyorsun, şimdi neyin
uyarısını yapıyorsun!
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Hakaret
edemez!
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa)
Özür dileyecek burada, özür dileyecek.
FATİH ŞAHİN (Ankara)
Ne söyleyeceksin, ne anlatacaksın?
BAŞKAN Çok rica ediyorum, sakin
olunuz.
FATİH ŞAHİN (Ankara)
Neyi rica ediyorsun, ne rica ediyorsun! Beş dakika burada hakaret etti
bize, terbiyesizlik yaptı.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Niye
uyarmadınız? Niye uyarmıyorsunuz?
BAŞKAN Cevap verecek olan kalkar
cevap verir. Önce dinleyiniz, sonra da cevabınızı veriniz.
FATİH ŞAHİN (Ankara)
Ne anlatacaksın şimdi? Sen burada uyaracaktın onu.
BAŞKAN Böyle usul yok sayın
milletvekilleri. Kürsüde
MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli)
Temiz bir dille konuşması lazımdı, temiz!
FATİH ŞAHİN (Ankara)
Bu nasıl bir yönetim!
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa)
Hırsızlar var. dedi burada, ses çıkaramadınız, ses
çıkarmadınız. Bütün gruplara söyledi, size de söyledi.
FATİH ŞAHİN (Ankara)
Tarafsız yönetmiyorsunuz bu Meclisi, tarafsız yönetmiyorsunuz,
taraflı yönetiyorsunuz. Yakışıyor mu oraya bu?
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, böyle Genel Kurulu yönetemeyiz ve böyle bir müzakere
yapamayız. Bunu çok saygısızca görüyorum. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
On dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
01.18
SEKİZİNCİ
OTURUM
Açılma Saati:
01.43
BAŞKAN:
Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER:
Fehmi KÜPÇÜ (Bolu), Muhammet Bilal MACİT (İstanbul)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 67nci Birleşiminin
Sekizinci Oturumunu açıyorum.
561 sıra sayılı Kanun
Teklifinin görüşmelerine kaldığımız yerden devam
edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
23üncü madde üzerindeki son önergenin
gerekçesini okutacağım.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Sayın Başkan
BAŞKAN - Onu okutmadan önce,
buyurunuz Sayın Ünal.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Az önceki oturumda, konuşmacı hem grubumuza dönük hem de Grup
Başkanımıza dönük ifadelerde bulundu. Bundan dolayı söz
istiyorum.
BAŞKAN Buyurunuz efendim. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
VIII.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
13.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünalın, İstanbul Milletvekili Müslim
Sarının 561 sıra sayılı Kanun Teklifinin 23üncü
maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı konuşması
sırasında AK PARTİ Grubuna ve AK PARTİ Grup
Başkanına sataşması nedeniyle konuşması
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; siyasetin tek limanı
vardır, o da ahlaktır. Siyasetin bir hukuku vardır, bir
haysiyeti vardır, bir onuru vardır. Eğer meşruiyetten
bahsediyorsanız, siyasetin meşruiyeti, öncelikle demokratik,
meşru, hukuki zeminde kalmaktır. Bu da bir ahlakı gerektirir.
Eğer siz, hangi karanlık köşelerde üretildiği belli olmayan,
tamamen itham, iftira ve isnattan ibaret olan bir malzeme üzerinden siyaset
yapıyorsanız ve bunu hakikatmiş gibi kabul edip kendi
siyasetinizi bunun üzerine inşa ediyorsanız, öncelikle, burada ne
haysiyet ne onur ne de ahlak vardır. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Bakın, biz eğer
meşruiyetten bahsediyorsak, meşruiyetin kaynağı sokaklarda
aranmaz. Meşruiyetin kaynağı bellidir. Meşruiyetin
kaynağı toplumsal egemenliktir. Milletin sandıkta size emanet
ettiği ve sizin anayasal zeminde, hukuk zemininde kalarak, yasal çerçevede
kalarak, Mecliste Tüzük çerçevesinde, yasa çerçevesinde
kullandığınız şeydir meşruiyet. Buraya gelip
buradan Siz meşruiyetinizi kaybettiniz, siz artık Hükûmet olarak
meşru değilsiniz. demek meşruiyeti yok etmez ama bir şey
yapar: Sokağı harekete geçirir. Sokağı neden harekete
geçirirsiniz? Eğer antisiyaset yapıyorsanız, siyasetle sonuç
alamayacağınıza inanmışsanız o zaman
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MAHİR ÜNAL (Devamla) -
sokakta
meşruiyet aramaya başlarsınız ve insanlık tarihi,
sokaktaki hareketin demokrasi aracılığıyla
sandığa evrilmesi tarihidir. Şimdi, siz bunu alıyorsunuz
tekrar sokağa dökmeye çalışıyorsunuz. İşte budur
ahlaki olmayan.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Ünal.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Başkan
Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurunuz Sayın
Hamzaçebi.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Efendim, biraz önceki arada yani aradan önceki
toplantıda, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu, Cumhuriyet Halk Partisi
Grubunu işgal etmiştir, işgale yeltenmiştir. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler) Buralara kadar gelerek,
sıralarımıza kadar girerek bize fiilî bir saldırıda
bulunmaya teşebbüs etmişlerdir. İç Tüzükün 69uncu maddesine
göre söz istiyorum efendim.
BAŞKAN Buyurunuz Sayın
Hamzaçebi. (CHP sıralarından alkışlar)
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
15.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, AK PARTİ Grubu milletvekillerinin
CHP Grubu sıralarına gelerek fiilî saldırıda bulunmaya
teşebbüs ettiklerine ilişkin açıklaması
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; evet, demokratik ve hukuki bir zeminde kalmak siyasetin en
önemli kuralıdır. Demokratik ve hukuki zeminde kalmak şu Genel
Kurul Salonunda olmak demek değildir, bu yeterli değildir. Siz,
çoğunluğunuza güvenerek bizim grubumuzu işgal etmeye
kalkışıyorsunuz, grubumuza fiilî saldırıda bulunmaya
kalkıyorsunuz
AHMET AYDIN
(Adıyaman) - Öyle bir şey olmadığını biliyorsun
ya!
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) Ben burada Grup Başkan Vekiliyim, benim
sıramın önüne kadar gelip meydan okuyan, orada üst perdeden
konuşan arkadaşlarınız var.
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) O kürsü hakaret etme kürsüsü değil.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) Bunlara engel olmaya teşebbüs etmiyorsunuz
BEDRETTİN
YILDIRIM (Bursa) Hakaret etmedik.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla)
ama Barış ve Demokrasi Partisi Grubunun
önüne gitmeye çekiniyorsunuz nedense! (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
RECEP ÖZEL (Isparta)
Allah Allah!
BÜLENT TURAN
(İstanbul) Kimse yok, kimse yok! Boş orası, boş!
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) Evet.
Acaba hangi
nedenle? Bunu millete nasıl izah edeceksiniz?
SITKI GÜVENÇ
(Kahramanmaraş) Demek ki siz çekiniyorsunuz, siz.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) Ayıp! Ayıp denen bir şey var,
bakın.
Değerli
milletvekilleri, 17 Aralıktan bu yana Hükûmetinizin ana görevi, yolsuzluk
ve rüşvet soruşturmasının üstünü örtmek olmuştur.
Sizler buna alet oluyorsunuz. Buna alet olmayın değerli arkadaşlar.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunu ayrı bir yere koyuyorum.
Hükûmetinizin yolsuzluklarına dur deme zamanı gelmiştir. Bu
yasalara hayır deyin. Bütün bunların hepsi yolsuzlukların
üstünü örtmeye yöneliktir.
MUHYETTİN
AKSAK (Erzurum) Hadi oradan be, hadi oradan!
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) Seçimlerde bunun hesabını vereceksiniz ama
seçimlerden önce bunun hesabını yargıda vereceksiniz.
Kendilerine güveni olmayanlar Cumhuriyet Halk Partisi Grubuna fiilî
saldırıya teşebbüs ederler.
BÜLENT TURAN
(İstanbul) Yapma Başkan ya!
SITKI GÜVENÇ
(Kahramanmaraş) Yalan ve iftiralarla siyaset yapmayın.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) Bunlar kendinize güvensizlikten kaynaklanıyor,
korkudan kaynaklanıyor, beceriksizlikten kaynaklanıyor, liderinize
karşı mahcup olmama, onun gözüne girme duygusundan kaynaklanıyor
ama o duygu hiçbir işe yaramayacak.
SITKI GÜVENÇ
(Kahramanmaraş) Yalan ve iftiralarla bir yere varamazsınız.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) İyi geceler diliyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Hamzaçebi.
VII.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
3.- Isparta
Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç ve Bayburt Milletvekili Bünyamin Özbek ile 80 Milletvekilinin;
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi ile Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin; Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Malatya Milletvekili Mahmut Mücahit Fındıklı ve Muş
Milletvekili Faruk Işık ile 34 Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/2006, 2/2007, 2/2009, 2/2010) (S.
Sayısı: 561) (Devam)
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki önergenin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Bu madde ile 21
Şubat 2013 yılında kanunlaşan 6428 sayılı
Sağlık Bakanlığınca Kamu Özel İş
Birliği Modeli ile Tesis Yaptırılması, Yenilenmesi ve
Hizmet Alınması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda
değişiklik öngörülmekte ve yapılan sözleşmelerde
Sağlık Bakanının onayı ile sözleşmelerde
değişiklik yapılabilmesinin önü açılmaktadır. Geçen
sene kanunlaşan bu yasanın ciddi düzeyde spekülasyonlara neden
olduğu ve kamuya getirdiği malî yük hesap edildiğinde, her ne
kadar sözleşme bedeli değiştirilmemek şartıyla dense
de, bu düzenleme ile sözleşmede yapılacak değişiklikler
birçok soruna neden olacaktır. Zira yasa çıkarken kamu-özel
ortaklığı ile yapılması öngörülen bu sağlık
tesislerinin; etki analizi, fizibilitesi, kamuya getirdiği risk, finansman
modeli gibi hususlar; ne yasayı görüşen milletvekillerine, ne de
kamuoyuna sunulmamış ve bu konuda ciddi kaygılar
yaratmışken, bir de sözleşmelerin taraflarca
değiştirilmesinin mümkün kılınması birçok
yolsuzluğu, hırsızlığı ve istismarı beraberinde
getirecektir. Bu nedenle, bu düzenlemenin madde metninden
çıkarılması gerekmektedir.
Aynı mahiyetteki üç önergeyi
birlikte oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
23üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum. Kabul edenler
Kabul etmeyenler
23üncü madde kabul
edilmiştir.
24üncü madde üzerinde aynı
mahiyette üç önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561 Sıra
Sayılı Kanun Teklifinin 24 üncü maddesinin teklif metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Sırrı Sakık Hasip
Kaplan Adil
Zozani
Muş Şırnak Hakkâri
İdris Baluken Sebahat
Tuncel
Bingöl İstanbul
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Ferit Mevlüt Aslanoğlu İzzet Çetin Vahap
Seçer
İstanbul Ankara
Mersin
Mehmet Ali Susam Tufan Köse Rahmi
Aşkın Türeli
İzmir Çorum İzmir
Celal Dinçer Müslim
Sarı İlhan
Demiröz
İstanbul İstanbul Bursa
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Mustafa Kalaycı Mehmet Günal Seyfettin
Yılmaz
Konya Antalya Adana
Lütfü Türkkan Adnan Şefik
Çirkin Erkan
Akçay
Kocaeli Hatay Manisa
Faruk Bal
Konya
BAŞKAN
Komisyon aynı mahiyetteki bu üç önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ
(Isparta) Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET
YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Sayın Türkkan,
buyurunuz. (MHP sıralarından alkışlar)
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; ben de konuşmamda böceklerden
bahsedeceğim ama Sayın Başbakanın odasında bulunan
böceklerden değil, ormandaki böceklerden bahsedeceğim bu akşam
size. Bazı kanunlarda değişiklik yapılması hakkında
kanun teklifinin 24üncü maddesiyle ilgili konuşacağım.
Hazırladığınız
bu kanun teklifinde yine döktürmüşsünüz. Okuyanınız var mı
bilmiyorum, tüm düzenlemeleri kendi çıkarlarınıza nasıl
uygunsa öyle yapmışsınız, her şeyi
kılıfına uydurmuşsunuz, kanun teklifinin 24üncü maddesi de
onlardan biri. Bakın, madde açık, ne diyor: Yapılan ihalelere
karşı açılan davalarda idari yargı mercilerince verilen
kararların gerekleri mevcut ihale dokümanında ve sözleşmelerde
gerekli düzenlemeler yapılarak yerine getirilir ve işler buna göre
yürütülür. Nereden geldi, böyle, durup dururken nasıl böyle bir kanuna
ihtiyaç oldu diyeceksiniz. Sebebi şu: İstanbula yapılacak olan
üçüncü havalimanı, gerekçesi bu aslında bu kanunun. Geçen sene,
hatırlıyorsunuz o yapılan ihaleyi. Havuza para aktaran
müteahhitlerin aldığı bu konsorsiyum, bu havalimanını
yaparken İstanbulun kuzey bölgesinde, Arnavutköy ormanlarını
talan etmek üzere bir proje hazırladı.
Ben İstanbulu iyi bilirim. O
canım Arnavutköy ormanlarını da iyi bilirim. Bakmaya
kıyamazsınız. Hakikaten yemyeşil bir doğa
harikası. Gözünüzden kıskanırsınız. Ama bu
arkadaşlar buraya havalimanı yapacaklar. Hangi havalimanını
yapacaklar, biliyor musunuz? Üçüncü havalimanı. Hani daha önce
Başbakanın Büyükşehir Belediye Başkanıyken itiraz
ettiği, yapımını çok saçma bulduğu, çağ
dışı bulduğu havalimanını yapacaklar. Bu
havalimanını yapmak için 700 bin ağaç kesilecek, evet, 700 bin
ağaç. O ağaçlardaki kuş yuvalarını, sincap
yuvalarını düşünün, hepsi telef olacak. Hani böcekler dedim ya,
hemen aklınıza Başbakanın odası geldi! Öbür böcekler
de telef olacak. Doğa hakikaten mahvolacak.
AHMET AYDIN (Adıyaman)
Havaalanı yapmayalım yani! İstemezük
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla)
İstanbulun giderek artan nüfusunun içme suyu ihtiyacını
karşılayan bu ormanların betonlaştırılması
yağan yağmurun toprağa karışmasına da engel
olacak. Siz hep lafı böyle anlarsınız ya. Havalimanı yapmak
için daha düzgün alanlar bulunabilir, orman katliamına ihtiyaç yok.
AHMET AYDIN (Adıyaman)
Bırak Allah aşkına.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) Böylece yer
altı suları, dereler ve akarsular da beslenemeyecek. Yani halkın
içme suyu ihtiyacı doğrudan engellenecek. Proje alanı
sınırının batısında Terkos Gölü var. Hâliyle,
Terkos Gölünü besleyen dereler tehlike altında kalacak. Küçükçekmece,
Büyükçekmece ve Sazlıdere havzaları da imha edilecek.
Sadece bu kadar da değil. Havalimanı hizmete
girdiğinde çok yoğun bir araç trafiği de yaşanacak. Günlük
ortalama 100 bin araçtan bahsediliyor. Oradaki hava kirliliğini
düşünebiliyor musunuz arkadaşlar? Bu yoğunluk, İstanbul
trafiğini, zaten yoğun olan İstanbul trafiğini, gerçekten,
bir arapsaçına çevirecek. Havaalanıyla ilgili, benim
saydığım bu olumsuzlukları hâliyle yargı da gördü.
İstanbul 4. İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı verdi ve
inşaat durdu. İnşaat durdu ama Adalet ve Kalkınma Partisi
durmadı. Hazırladığınız kanun teklifinin içine
yargının verdiği yürütmeyi durdurma kararının önüne bu
maddeyi eklediniz yani hep yasaların önünden arkasından
dolaştırarak birtakım maddelerle yasaları delmeye devam
ediyorsunuz. Allah encamınızı hayreyleye ama iyi gitmiyor emin
olun, bakıyorum, görüyorum, iyi gitmiyor. Keşke iyi gitse!
Üçüncü havalimanı projesi
usulsüzlük, rant ve doğa katliamının birleşimidir. Buraya
nereden bakarsanız bakın, katliam, yağma ve şaibedir bu.
Biraz insafa davet ediyorum sizi. Biraz Allah korkusuna sahipseniz, 700 bin
ağaç kesilecek, buna acıyın. 700 bin ağaç çok önemli bir
miktar, insanın vicdanı sızlar ama olanın sızlar
tabii. Bir ağaç kaç yılda yetişiyor, biliyor musunuz?
Ektiğiniz bir ağacın size yüzünü dönmesi bile asgari on sene
alıyor. Bu ahir ömrümüzde kaç tane ağacın yetişmesine
tanık olabileceğiz, düşünün.
Siz de bunları biliyorsunuz
aslında, ben biliyoru, ama söylemeye diliniz varmıyor,
tıpkı daha önce iddia edilen hırsızlıkları,
yolsuzlukları, arsızlıkları söyleyemediğiniz gibi.
Sizden istirham ediyorum: Lütfen şu at gözlüklerinizi çıkarın
artık, gerçekleri görün beyler. Hayatta her şey siyaset değil.
Hayat devam ediyor. Bu şekilde susarak, koruyarak, saklayarak hiçbir yere
varamazsınız ama gerçekleri haykıranlara destek verirseniz tarih
sayfalarında yerinizi alırsınız.
Saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Türkkan.
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Sayın Başkanım
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Her şeye
cevap vermek zorunluluğun yok Bakan! Sen de yeni bir âdet
çıkarttın ha!
VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) Sen 700
bin ağaç dersen o da cevap verir.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sen de yeni
bir âdet çıkarttın Sayın Bakan ya!
BAŞKAN Nedir, ne söylemişti
sataşma olarak?
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Sayın Başkan, şu anda üçüncü hava limanına yönelik olarak
ifade ettiği hususlar tamamıyla yanlış olan hususlardır.
O konuya bir açıklık getirmek istiyorum.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Kanunun
genelinde yaparsın açıklamanı, bitince Sayın Bakan.
BAŞKAN Buyurunuz, açıklama
getiriniz, düzeltiniz.
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
16.- Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvanın, Kocaeli
Milletvekili Lütfü Türkkanın 561 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 24üncü maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Şimdi, Sayın Başkan, öncelikli olarak, yürütmeyi durdurma
kararı üçüncü havalimanına yönelik bir karar değildir. Bu,
tamamıyla ÇEDe yönelik, ÇEDle ilgili askı süresine yönelik bir
husustur. Aslında, Kamu İhale Kanununa tabi olduğu
düşünülerek böyle bir başvuru yapılmıştır. 4734
sayılı Kamu İhale Kanununa göre, ÇED hazırlandıktan
sonra ihaleye çıkılması gerekiyor ancak biz orada Kamu
İhale Kanununa göre ihaleye çıkmadık, 3996 sayılı
Kanuna göre ihaleye çıktık. Dolayısıyla 3996
sayılı Kanunda da ÇED raporu öngörülmemektedir. Ancak Yüksek
Planlama Kurulu kararıyla ÇEDin de yapılması gerektiği ve
kim alıyorsa bu işi ÇEDe uygun olarak orada işlem yapması
ifade edilmiştir.
İkinci husus da o bölgede
ağaçların kesilmesine yönelik ifade ettiği konudur. Ben
değerli milletvekilimize şunu sormak isterim: Kendi dönemlerinde o
bölgede onlarca maden işletmesine ruhsat verilmiş midir,
verilmemiş midir? Orada yüzlerce çukur açılmış
mıdır, açılmamış mıdır? İşte, bu
havalimanıyla bu çukurlar kapatılacaktır, oradaki kötü görüntü
ortadan kalkacaktır ve kesilen ağacın en az 8-10 katı da o
bölgede ağaç dikilecektir efendim.
Sağ olun.
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Elvan.
VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
3.- Isparta
Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç ve Bayburt Milletvekili Bünyamin Özbek ile 80
Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi ile Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin; Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Malatya Milletvekili Mahmut Mücahit Fındıklı ve Muş
Milletvekili Faruk Işık ile 34 Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/2006, 2/2007, 2/2009, 2/2010) (S.
Sayısı: 561) (Devam)
BAŞKAN Barış ve
Demokrasi Partisinin aynı mahiyetteki önergesinin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Bu madde ile 23. Maddede yapılan
6428 sayılı Kanundaki değişikliğin, yani
Sağlık Bakanının onayı ile sözleşmelerde
değişiklik yapılabilmesinin; süreci devam eden ihalelere ve sözleşmesi
imzalanmış işlere de uygulanacağı öngörülmüştür.
Mevcutta imzalanmış veya ihale süreci devam eden işler ile
ilgili sözleşmede yapılacak böylesi bir değişikliğe
neden ihtiyaç duyulduğu tartışmaya oldukça açık bir
husustur. Bu değişikliğe ihtiyaç duyulmasının
tartışmalı olmasının ve 23. Maddedeki değişikliğin,
yani sözleşmelere müdahale etmenin istismara, yolsuzluklara açık
olması durumundan hareketle bu maddenin madde metninden
çıkarılması gerekmektedir.
BAŞKAN Şimdi, Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına kim konuşacak?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Aytuğ Atıcı.
BAŞKAN Sayın
Atıcı, buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 561 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 24üncü maddesi üzerine söz almış
bulunuyorum. Kaba kuvvete başvurmayan, rüşvete bulaşmayan,
yolsuzluk yapmayan, hırsızlığa tevessül etmeyen, tüm bu
ahlaksızlıkları savunmayan ve alkışlamayan
milletvekillerini saygıyla selamlıyorum.
24üncü madde ile
İHSAN ŞENER (Ordu)
İftira atmayanları da ilave et.
MUSTAFA HAMARAT (Ordu) Çamurluk
yapmayan
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ
(Elâzığ) İftira atmayan ve yalan söylemeyen!
AYTUĞ ATICI (Devamla)
Değerli arkadaşlar, demin yaşanan olay iğrenç bir
olaydı. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
İHSAN ŞENER (Ordu) Çok
iğrenç, çok iğrenç. Niye? Beş dakika oradan hakaret etti, iftira
yaptı.
MUSTAFA HAMARAT (Ordu) Konuşun
konuşun, konuşun siz. Millet görüyor ne mal olduğunuzu,
konuşun.
AYTUĞ ATICI (Devamla) Kaba
kuvvetle bizi susturacağınızı zannediyor iseniz yanılıyorsunuz.
Grup Başkan Vekiliniz ahlaktan bahsetti. Grup Başkan Vekiliniz
ahlaktan bahsetti, sanıyorum bu ahlakı herkes için öne sürdü.
İHSAN ŞENER (Ordu) Tabii ki.
AYTUĞ ATICI (Devamla) Herkes,
ahlaktan nasibini alacak.
İHSAN ŞENER (Ordu) Ama siz
asla almayacaksınız!
AYTUĞ ATICI (Devamla) Bu kürsüde
kaba kuvvetle bizi korkutacağınızı zannediyor iseniz
yanılıyorsunuz.
İHSAN ŞENER (Ordu) Siz de
hakaret ederek seçimi alacağınızı düşünüyorsunuz.
AYTUĞ ATICI (Devamla) Allaha
verilecek bir canımız var, başka bir şeyimiz yok; buyurun
gelin, alın. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
İHSAN ŞENER (Ordu) Kahramana bak be, kahraman!
AYTUĞ ATICI (Devamla)
Şimdi, 24üncü maddeyle iki değişiklik yapıyorsunuz. Hangi
konuda iki değişiklik yapıyorsunuz? Kamu-özel iş
birliği konusunda. Bir hatırlatayım, kamu-özel iş
birliği konusunda o mübarek
elleriniz kalkarak nelere evet demişti, şimdi neyi
değiştiriyorsunuz:
Kamu-özel iş birliğiyle
sizler, bizim ev sahibi olduğumuz hastanelerden bizi çıkarıp
kiracı konumuna getirmiştiniz hem de yirmi beş
yıllığına. 5 hastane yapacak parayla 1 hastane yapmaya
evet demiştiniz; işte, o yasayı şimdi
değiştiriyorsunuz.
İki önemli değişiklik
yapıyorsunuz, ikisi de yolsuzlukla alakalı, ikisi de yolsuzlukla
alakalı. Bakın anlatıyorum.
Bir: Bir ihale düşünün, süreç
devam ediyor, sözleşme imzalamışsınız, işlem
devam ederken değişiklik yapma yetkisini alıyorsunuz bu kanunla;
farkında mısınız, bilmiyorum. İhale
yapılmış, ihale bitmiş, işlem yürüyor, siz diyorsunuz
ki: Ben bu kanunla değişiklik yapmayı istiyorum. Yani ihaleye
kanunla fesat karıştırıyorsunuz. Bakın, açık
açık ihaleye kanunla fesat karıştırıyorsunuz.
MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) Sen
öyle anlıyorsun, sen öyle anlıyorsun!
AYTUĞ ATICI (Devamla) Eğer
İhaleye kanunla fesat karıştırmıyoruz. diyorsanız
bu kanun maddesini çekin. Maç başlamış, oyun
başlamış. Maç başladıktan sonra kural
değiştiği nerede görülmüş, böyle bir saçmalık olabilir
mi? Olamaz. Bunu asla yapamazsınız. İhalenin fizibilite
çalışmasında öngörülmeyen, projede olmayan, maliyet getiren bir
işi bir gece yatıp sabah kalkıyorsunuz ve Ben bu işi
yaparım. diyorsunuz. Olur mu? Olmaz. Nasıl olur? Ya hayal olur ya
kanunla olur. Siz bunu kanunla yapmayı yani fesadı kanunla getirmeyi
tercih ediyorsunuz.
Biraz önce Sayın Bakan
demiştiniz ya Hukuk ayaklar altında iki aydır. İşte
bu, hukuku ayaklar altına alan sizsiniz Sayın Bakan; açık ve net
bir şekilde.
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman)
Acaba?
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Keşke
bu kadarla kalsanız bakın, nasıl hukuku çiğniyorsunuz?
ikinci yaptığınız değişiklikle
Danıştaya meydan okuyorsunuz, diyorsunuz ki: Ey, Danıştay
ben bir ihale yaptım, beni şikâyet ettiler, sen de Danıştay
olarak bu ihalenin bir maddesini iptal ettin. Normalde ihale iptal olması
gerekirken siz ne diyorsunuz Sayın Bakan? Ben gelirim, Danıştay
bana ne söylüyorsa bu ihaleye monte ederim. E, kardeşim, o zaman bunu
baştan yapsaydın, belki A şahsı değil, belki de B
şahsı ihaleyi kazanacaktı ama siz oyunu
başlattınız, daha sonra manipüle ederek fesat
karıştırıyorsunuz. Bunun adı açıkça, net bir
şekilde fesat karıştırmaktır. Niye biliyor musunuz?
Çünkü, o ihaleyi yandaşa verdiniz, o havuza para koyan adamlara bu ihaleyi
verdiniz. Şimdi, kanunla Efendim Danıştay istedi diye ben
yandaşıma bu işi yapmam. diyorsunuz, kanun
çıkarıyorsunuz, Bu ihale yandaşta kalsın. diyorsunuz.
EŞREF TAŞ (Bingöl)
Açık ihale yapılıyor, açık. Bunu sen de alabilirsin.
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Bu,
açık, net bir şekilde ihaleye fesat
karıştırmaktır ama diyeceksiniz ki: Ya, Aytuğ Bey,
boş ver bunları 17 Aralıktan itibaren Türkiyeyi rezillik
götürüyor, bu kadarcık da olsun. Olsun mu? E, olsun size
yakışanı yapıyorsunuz. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Atıcı.
(AK PARTİ sıralarından
Ya geç işine, hadi işine ya, hadi yallah! sesi)
AYTUĞ ATICI (Mersin) Terbiyeli
konuşun, terbiyeli konuşun!
RECEP ÖZEL (Isparta) Terbiyeli
konuşacak bir şey yok ki!
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Sayın
Grup Başkan Vekili
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın
Atıcı, teşekkür ediyoruz.
Sayın milletvekilleri, lütfen
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Tamam.
AYTUĞ ATICI (Mersin) Tamam
değil, terbiyeli konuşacak Sayın Ünal!
BAŞKAN
Genel Kurulda müzakere üslubuna lütfen uyunuz. Hakaret etmeyiniz lütfen.
AYTUĞ ATICI (Mersin) Ben, size
hakaret ettim mi?
RECEP ÖZEL (Isparta) Ettin tabii.
BAŞKAN Sayın
Atıcı, lütfen yerinize geçiniz.
Teşekkür ediyoruz.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Ben,
hakaret etmedim. Aynını iade ediyorum sana. Terbiyesiz!
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Yaptın işte
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Bizi
korkutacaklarını sanıyorlar.
BAŞKAN Şimdi aynı
mahiyetteki üç önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
24üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Şimdi, sayın milletvekilleri,
yeni bir madde ihdasına dair önerge vardır.
İç Tüzükün 91inci maddesine göre
yeni bir madde olarak görüşülmesine komisyonun salt çoğunlukla
katıldığı önergeler üzerinde görüşme açılır
ve bu maddede belirtilen sayıda önerge verilebilir. Bu nedenle önergeyi
okutup Komisyona soracağım. Komisyon önergeye salt çoğunlukla
yani 21 üyesiyle katılırsa önerge üzerinde yeni bir madde olarak
görüşme açacağım, eğer katılmazsa Komisyon
işlemden kaldıracağım.
Şimdi önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561 Sıra
Sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifine aşağıdaki maddenin eklenmesini arz
ve teklif ederiz.
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Mehmet Doğan Kubat Salih Koca
İstanbul İstanbul Eskişehir
İdris Şahin Recep
Özel Hakan
Çavuşoğlu
Çankırı Isparta Bursa
Fatih Şahin
Ankara
MADDE 25 - 25/2/1998 tarihli ve 4342
sayılı Mera Kanununun geçici 3 üncü maddesinin üçüncü
fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"Birinci fıkrada nitelikleri
belirtilen taşınmazlardan Hazine adına tescil edilmesi
gerekirken belediyeler adına tescil
edilen ve belediyelerce konut veya işyeri yapılmak üzere bedelsiz
olarak veya bedeli karşılığında gerçek veya özel hukuk
tüzel kişilerine tahsis edilen ancak, Hazinece ilgili belediye aleyhine
açılan davalar sonucunda mera olarak
sınırlandırılmasına ve özel siciline
yazılmasına karar verilmesi üzerine mera özel siciline yazılan
fakat daha sonra bu Kanun hükümlerine göre meralık vasfı
değiştirilerek Hazine adına tescil edilen taşınmazlar
ile doğrudan Hazine adına tesciline karar verilen
taşınmazlardan; herhangi bir kamu hizmeti için gerekli olmayan,
Hazinece her hangi bir tasarrufa konu edilmeyen ve halen tapuda Hazine
adına kayıtlı olan taşınmazlar, tahsis tarihindeki
arsa değerine devir tarihine kadar geçen süre için yasal faiz eklenerek
belirlenecek bedelin ilgililerce Hazineye ödenmesi kaydıyla adlarına
tahsis yapılanlara veya bunların haleflerine devredilir. Bu
fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar,
Bakanlığın görüşü alınarak Maliye
Bakanlığınca belirlenir."
BAŞKAN Komisyon önergeye salt
çoğunluğuyla katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Salt çoğunluğumuz
vardır, katılıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Şimdi, Komisyon
önergeye salt çoğunluğuyla katılmış olduğu için
önerge üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açıyorum.
Söz isteyen var mı? Yok.
Hiçbir söz talebi
olmadığı için önergeyi oyluyorum.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Gerekçe okunmadı efendim.
BAŞKAN - Madde üzerinde
görüşme açıldığı için gerekçe okumuyoruz.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Karar yeter sayısı istiyoruz.
BAŞKAN Yeni madde ihdasına dair önergeyi
oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı
arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir, karar
yeter sayısı da vardır.
Böylece, teklife yeni bir madde ilave
edilmiştir, madde numaraları da ona göre teselsül ettirilecektir.
Şimdi, daha önceki maddeler
üzerinden devam ediyoruz, düzeltme sonra yapılacaktır.
Madde 25 üzerinde üç önerge
vardır, ikisi aynı mahiyettedir, okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan yasa teklifinin
25. maddesine (c) fıkrası olarak aşağıdaki ifadenin
eklenmesini arz ederiz.
(c) Bu yasanın 23 ve 24. maddeleri
1.1.2030 yılında yürürlüğe girer.
Mehmet Akif Hamzaçebi Ferit Mevlüt Aslanoğlu Müslim Sarı
İstanbul İstanbul İstanbul
Ali Özgümüş Haydar Akar Kadir Gökmen
Öğüt
İstanbul Kocaeli İstanbul
BAŞKAN Şimdi okutacağım iki önerge
aynı mahiyettedir, birlikte işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561 Sıra Sayılı
Kanun Teklifinin 25 inci maddesinin birinci fıkrasında bulunan
yayımı tarihinden ibaresinin yayınlandığı
tarihte şeklinde değiştirilmesini arz ve talep ederiz.
Sırrı Sakık Hasip
Kaplan Adil
Zozani
Muş Şırnak Hakkâri
İdris Baluken Mülkiye
Birtane
Bingöl Kars
Aynı mahiyetteki diğer
önergenin imza sahipleri:
Mustafa Kalaycı Lütfü Türkkan Mehmet Günal
Konya Kocaeli Antalya
Seyfettin Yılmaz Erkan Akçay Adnan
Şefik Çirkin
Adana Manisa Hatay
Faruk Bal
Konya
BAŞKAN Aynı mahiyetteki bu
iki önergeye Komisyon katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET
YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz Başkanım.
OKTAY VURAL (İzmir) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Maddede ifade düzeltmesi
yapılmaktadır.
BAŞKAN Diğer önergenin
gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Bu önerge ile maddenin daha
anlaşılır olması amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Gerekçesini
okuttuğum aynı mahiyetteki bu iki önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan yasa teklifinin
25. maddesine (c) fıkrası olarak aşağıdaki ifadenin
eklenmesini arz ederiz.
(c) Bu yasanın 23 ve 24. maddeleri
1.1.2030 yılında yürürlüğe girer.
Mehmet
Akif Hamzaçebi (İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET
YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet de
katılmıyor.
Buyurunuz efendim.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri,
Cumhuriyet Halk Partisi olarak bizim kanun teklifimizde bir madde daha
vardı, o da, 2008 yılında Japon yeni ve İsviçre
frangına endeksli olarak konut kredisi kullanan
vatandaşlarımızın kurun aşırı yükselmesi
nedeniyle ortaya çıkan mağduriyetlerinin giderilmesi. Bu amaca
yönelik bir maddeyi Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz teklifimizde düzenlemiştik.
Teklifimiz iktidar partisi teklifinin Plan ve Bütçe Komisyonunda
görüşülmesi sırasında onunla birleştirildi.
Yaklaşık 30 bin
vatandaşımızın İsviçre frangı ve Japon yenine
endeksli krediler nedeniyle doğan bir mağduriyeti vardır. O
yıllarda, 2008 yılında, bankaya konut kredisi almak üzere giden
vatandaşlarımız bankalar tarafından Japon yeni ve
İsviçre frangına endeksli konut kredisi kullanmak üzere
yönlendirilmiştir. Bankalar bunun gerekçesi olarak bu yabancı
paralara endeksli kredilerde bu paraların değer kazanmıyor
olması nedeniyle, son on yıldır Türk parasıyla olan
seviyesinin, kurun, aynı seviyelerde seyretmiş olması nedeniyle
son derece güvenli olduğunu vatandaşlarımıza ifade
etmişlerdir ve vatandaşlarımız da bu krediyi
bankaların yönlendirmesi nedeniyle kullanmışlardır. Türk
lirası krediye göre son derece avantajlı, daha uzun vadeli, kefil,
teminat gibi konularda çok daha esnek olan bu krediyi
vatandaşlarımız kullanmıştır. Fakat, 2008
yılından sonra bu iki yabancı parada olağanüstü
artış meydana gelmiş ve vatandaşlarımız
olağanüstü zor duruma düşmüşlerdir. Kredilerinin taksitlerini
ödeyememişler, taksitlerini ödeyemedikleri için birçok
vatandaşımızın evi banka tarafından geriye
alınmış, ev satışa çıkarılmış;
vatandaşımızın 300 bin liraya almış olduğu
ev banka tarafından 200 bin liraya satışa
çıkarılmış ve vatandaşımız hem o evin kredi
borcu nedeniyle bir zarara girmiştir hem evin daha düşük fiyatla
satılmış olması nedeniyle zarara girmiştir. Böylesi
çifte zarar nedeniyle psikolojisi bozulan, aile birliğini kaybeden,
eşinden ayrılan, çocuklarından ayrı yaşamak durumunda
kalan, çocuklarını okullarından almak zorunda olan birçok
vatandaşımız, birçok aile ortaya çıkmıştır.
Yıllardır, bu vatandaşlarımız Derdimize çözüm bulun.
diye Türkiye Büyük Millet Meclisine, milletvekillerimize mail gönderiyorlar,
mektup gönderiyorlar, telefon ediyorlar, cep telefonlarımıza SMS
mesajı gönderiyorlar. Bunu dikkate aldık Cumhuriyet Halk Partisi
olarak, bir teklif verdik. Plan ve Bütçe Komisyonunda bu teklifimizin
görüşülmesi sırasında iyi bir ortam oluştu, vatandaşlarımız
oraya geldiler, dertlerini anlattılar ve sonuçta Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanımız Sayın Recai Berber de konuya ilgi gösterdi,
Milliyetçi Hareket Partisi de, Barış ve Demokrasi Partisi de ilgi
gösterdi ve konuya yasal düzenleme olmaksızın Bankacılık
Düzenleme ve Denetleme Kurumunun yapacağı bir düzenlemeyle çözüm
bulunacağı noktasına gelindi.
Bugün bu konuda saat 17.00de Plan ve
Bütçe Komisyonunda
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Bankalar Birliği, Sayın Hamzaçebi, Bankalar Birliği
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(Devamla) Bankalar Birliğinin düzenlemesiyle -düzeltiyorum- bir çözüm
bulunması kararlaştırıldı. Saat 17.00de Plan ve Bütçe
Komisyonunda bu konuda bir toplantı oldu, tüm siyasi partiler buraya
katıldı. Sonuçta, belli bir limit öngörülmek suretiyle yani 300 bin
liraya kadar olan krediler bu kapsama alınmak suretiyle bir çözüm bulundu.
Bankalar Birliği, şimdi, üzerine mutabık kalınan bu çözümü
bir Bankalar Birliği genelgesine dönüştürmek suretiyle bankalara
duyuracak ve 2008den bu yana ağır bir yük altında
kalmış olan bu vatandaşlarımız bir nefes
almış olacak. Belki bütün vatandaşlarımızın Japon
yeni ve İsviçre frangına endeksli kredi kullanan bütün
vatandaşlarımızın sorunu arzu ettiği şekilde
çözülmemiş olabilir ama bizim yasal düzenleme çözüm önerimiz
karşısında Bankalar Birliği genelgesiyle bir çözüm
bulunmuş olması da önemli bir adımdır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(Devamla) Ben bu vesileyle tüm bu kredi kullanan mağdur
vatandaşlarımızı selamlıyorum, bu konuda emeği
geçen bütün arkadaşlarımıza, partililerimize teşekkür
ediyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz
Sayın Hamzaçebi.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Madde 25i oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Madde 26 üzerinde üç önerge
vardır, okutuyorum.
T. Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan yasa teklifinin 26. maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Bu kanun hükümlerini Ulaştırma ve
Sağlık Bakanlığı müştereken yürütür.
Mehmet Akif Hamzaçebi Ferit Mevlüt Aslanoğlu Müslim Sarı
İstanbul İstanbul İstanbul
Haydar Akar İlhan
Demiröz Sakine
Öz
Kocaeli Bursa Manisa
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561 sıra sayılı
Kanun Tasarısının 26ncı maddesinde yer alan hükümlerini
ibaresinin hükümleri şeklinde değiştirilmesini ve Kurulu
ibaresinden sonra gelmek üzere tarafından ibaresinin eklenmesini arz ve
talep ederiz.
Sırrı Sakık Hasip
Kaplan Adil
Zozani
Muş Şırnak Hakkâri
İdris Baluken Sırrı
Süreyya Önder
Bingöl İstanbul
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561 sıra sayılı
kanun teklifinin 26 ncı maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Kalaycı Mehmet Günal Seyfettin
Yılmaz
Konya Antalya Adana
Erkan Akçay Lütfü
Türkkan Adnan
Şefik Çirkin
Manisa Kocaeli Hatay
Faruk
Bal
Konya
MADDE 125- Bu Kanun hükümleri Bakanlar Kurulu
tarafından yürütülür.
BAŞKAN Komisyon bu son okuttuğum önergeye
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Sayın Günal, buyurunuz.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Değerli milletvekilleri, sabahın erken
saatlerinde hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bir torbanın daha ağzını büzüyoruz,
daha doğrusu hararın ağzını. Bizim oralarda
tığla kapatırlardı artık şiştiği için
pamuktan, maalesef, sürekli olarak ağzını kapatma işine
çuvaldızla
Batıracağız yani bir taraftan ama biraz da
kendimize doğru batırsak iyi olacak gibi geliyor.
Değerli arkadaşlar, baştan da söyledim,
arada, maddelerde de söyledim, bu kanun yapma süreci ve tekniği
yanlış. 14 tane ayrı kanunda düzenleme yaptık; usule
aykırı bir şekilde, kırk sekiz saat geçmeden komisyonda
birleştirdiniz, orada da uyardık. Acil, aceleden, sahibinden,
ihtiyaçtan kanun yapma fabrikasına döndü burası. Maalesef, henüz daha
mürekkebi kurumadan, pardon, daha imza atılmadan, ön açıklamayla
artık burada madde değiştirir hâle geldik. Burası kanun
fabrikası değil, burası Türkiye Büyük Millet Meclisi, yasama
organı, yasa yapma organı; önümüze getirilenleri onaylama
makamı, onaylama Meclisi değil arkadaşlar.
Şimdi, yani artık girmiyorum oraya, tekliflerin
birinde imza yok, birisi ikame edilmiş -tırnak içerisinde söyleyeyim
artık, ayıp olmasın- sonradan eksik olduğu görülerek.
Maalesef, burada birtakım düzenlemeler yapılıyor. Söyledik,
bakın, her seferinde İhale Kanununda geliyor dedik. Rekabete
aykırı, ihaleden men kararını kaldıran bir düzenleme yapıyoruz.
Bunun farkında olarak mı yapıyorsunuz, Nasıl olsa
arkadaşlar getirdiyse doğrudur. diye mi kabul ediyorsunuz, ben
gerçekten anlamakta zorlanıyorum. Yani, hiçbir
arkadaşımızın çıkıp da Ya, Hocam, bu kadar
şey söyledin. Bakanlarımız cevap veriyorlar ama elhak,
şurasında şu doğruluk var. dediğini görmedik. En az
elli defa burada konuşuldu, kanun yapılırken konuşuldu,
arkadaşlarımız şehir hastaneleriyle ilgili önergelerde
konuştu. Yirmi beş senenizi, bizim değil sadece,
çocuklarımızın önümüzdeki yirmi beş senesini ipotek
altına alıp bizi borçlanma, yükümlülük altına sokuyor bu
sözleşmeler diyoruz; kimseden ses yok. Yani, bu söylediklerimize
inanmıyorsanız maddelerini getirip tekrar gösterelim, ilgili
birimlere sorun, Kalkınma Bakanlığına sorun; görüşler
var, değerlendirmeler var, onlar da yazmışlar. Neyin doğru
olduğuna burada bakmamız gerekiyor.
Değerli arkadaşlar, böyle bir
kanun süreci olmaz. Bitimine kadar yapalım, getirelim, onları
ekleyelim, bunları çıkaralım; böyle bir şey olmaz. Burada
koymuşuz: Yürütme yetkisi Bakanlar Kuruluna ait. Peki, söylediğim
maddede kime ait? Sağlık Bakanına ait. 23, 24üncü maddelere
bakın bakalım, sözleşmeleri kim değiştiriyor? Hatta,
daha önce yapılmış olan sözleşmeleri değiştirme
yetkisi, hatta önümüzdeki o söylediğim yirmi beş yıllık
sözleşme süresi içerisinde kendisi alıp değiştirme yetkisi
kime veriliyor? Sağlık Bakanına veriliyor.
Değerli arkadaşlar, burada,
gelen kanunlarda aciliyetin ötesinde ihtiyaç nedir; bununla ilgili
eleştiri var mıdır, bunların içerisinde bize
getireceği maliyet nedir; bunların hesaplanması lazım.
Demin vergiyle ilgili olanını söyledim. Yani, belli bir yere bir
şey yapıyorsunuz, güzel, birilerine özel düzenleme yapıyorsunuz.
Peki, bunun maliyeti nedir? diyoruz, yok. Etki analizi var mı? Yok. Peki,
nasıl bir kanun? Bu çıkardığınızı biz
çıkarmadık, Mevzuat Hazırlama Yönetmeliğini Adalet ve
Kalkınma Partisi iktidarı hazırladı yani
Başbakanlık hazırladı. Dolayısıyla, hiç olmazsa
kendi hazırladığımız yönetmeliğin hükümlerine
uyalım diyoruz. Böyle bir kanun yapma süreci olmaz değerli
arkadaşlar.
Sırf, İnternetle ilgili
düzenleme yetişsin diye onu getirip Plan ve Bütçe Komisyonunda
tartıştırıyorsunuz. Bizimle ne alakası var, böyle
torba mı olur? Adalet Komisyonundan geçmesi lazım, Anayasaya aykırılık
var. diyoruz. MİT Kanunu da geldi. Aynısı Anayasa
Komisyonunda... Tali komisyona gelmiş, Sayın
Başkanımız da Görüşmeye gerek yok, işimiz var. diye
geri göndermiş.
Onun için, böyle bir şey olmaz;
kanun yapma süreci aceleye getirilmemelidir, torba kanun da artık kanun
tekniği olmaktan çıkmalıdır. İç Tüzük
değiştirilirken bir daha öneriyorum- Meclise yılda bir defa
sanki kendine özel KHK çıkarma yetkisi gibi
O da dönem kapanırken
çıkması gerekir, onda da bütün komisyonlardan
arkadaşlarımız oturacak, gruplar anlaşacak, öyle
çıkması gerekir diyor, gecenin bu saatinde eksiklerine rağmen
hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Günal.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 561 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 26ncı maddesinde yer
alan hükümlerini ibaresinin hükümleri şeklinde
değiştirilmesini ve Kurulu ibaresinden sonra gelmek üzere
tarafından ibaresinin eklenmesini arz ve talep ederiz.
Sırrı Sakık (Muş) ve arkadaşları
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET
YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Bu önergeyle maddenin daha
anlaşılır olması amaçlanmaktadır.
BAŞKAN - Gerekçesini okuttuğum önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan yasa teklifinin
26. maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Bu kanun hükümlerini
Ulaştırma ve Sağlık Bakanlığı
müştereken yürütür.
Mehmet Akif
Hamzaçebi (İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET
YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Sayın Hamzaçebi,
buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüştüğümüz kanun teklifi çok temel olarak üç konuda düzenleme
yapıyor diye özetleyebiliriz.
Birincisi, İnternetle ilgili
düzenlemeler. Daha önce kabul edilen İnternet yasasındaki
yasakçı düzenlemeler burada atılan birkaç mütevazı adımla
yumuşatılmak isteniyor ama kanunun özündeki
yanlışlıklar hâlâ duruyor. Yani, yürütme organında müdahale
yetkisinin olması kanunun temel sorunudur, o sorun henüz çözülmüş
değildir.
İkinci olarak, Sağlık
Bakanlığının kamu-özel iş birliğiyle
yaptırmakta olduğu hastanelere ilişkin olarak yapılan
düzenleme son derece yanlıştır. İhaleler
yapılmış, sözleşmeler düzenlenmiş; bundan sonra, bu
düzenlenmiş olan sözleşmelere o sözleşme
şartlarını değiştirecek şekilde yasayla müdahale
edilmektedir. Ayrıca, bu müdahale
bugüne kadar düzenlenmiş olan sözleşmelerle de sınırlı
değildir. Bu kanunun yayımından sonra, on yıl sonra, yirmi
yıl sonra, otuz yıl sonra yapılacak olan ihaleleri ve ihaleler
sonrasında düzenlenecek olan sözleşmeleri de değiştirme
yetkisini Sağlık Bakanlığı kendisine almaktadır.
Bunun kabul edilebilir bir yanı yoktur. Yasayla rekabet eşitliği
bozulmaktadır, yasayla âdeta ihaleye fesat
karıştırılmaktadır.
Bakın, değerli
milletvekilleri, şu İhale Kanunu değişikliği
merakınızı bir kenara bırakın. Bu konudaki her değişiklik
Hükûmetinizin başına iş açmıştır, açacaktır.
Burası karanlık bir alandır. Bunu bana anlatmaya geldi
arkadaşlarımız, Sağlık Bakanlığından
arkadaşlarımız geldi. Dedim ki: Bugüne kadar sorun
yaşadı iseniz, yapılmış olan ihalelerde
Bakanlığın yeteri kadar tecrübe sahibi olmaması nedeniyle
bir sorun yaşamış iseniz bir geçici madde düzenlemesiyle bu
sorunları aşalım; tarif edin o sorunları bu geçici maddede,
bunu çözmeye çalışalım. Bunu anlayabilirim dedim. Ama bundan
sonra, ilanihaye, sonsuza kadar bütün ihaleleri ve onların
sözleşmelerini değiştirecek şekilde bir yetki
almanızı ben kabul edemem. Sonra bir yatırımcı, bir
milletvekilimizle, eski bir siyasi partinin bir milletvekiliyle bana geldi.
Aman, bu çok önemli bir madde. dedi. Aynı şeyi kendisine
anlattım. Bana dedi ki: Akif Bey, siz son derece
haklısınız. Ben size Haksızsınız. diyemem.
dedi. Yatırımcının bile yanlış bulduğu -yani
kendi bireysel çözümü açısından belki doğru buluyor olabilir
ama- objektif esaslara göre kendine anlattığımızda
yanlış bulduğu bir düzenlemeyi şimdi Sağlık
Bakanlığı bir kanun maddesi olarak getiriyor. Kişilerin iyi
niyetli olması yeterli değildir. Sağlık
Bakanlığındaki arkadaşlarımıza Kötü niyetlidir.
diyemem, böyle bir düşüncem yok. Ama, bu uygulama idarenin elinde
karanlık bir alan yaratmaktadır. Bu karanlık alanda her türlü
yanlış şeyler olabilir. Bu, son derece yanlıştır.
Yine, jeotermal sularla ilgili
düzenleme, ilgili yasadaki düzenleme yanlıştır. Bir yerde hangi
yatırım yapılacak, buna Kalkınma Bakanının
Başkanlığında muhtelif bakanlardan oluşan bir kurul
karar verecek. Bırakalım, yargı bunu kendi kendine çözsün. Bugüne
kadar yasalar bu şekilde gelmiş. Neden buna yasayla müdahale
ediyoruz? Bunu doğru bulmuyorum.
Ve 2/Byle ilgili birkaç
değerlendirme yaparak konuşmamı bitireceğim. 2/Byle ilgili
olarak bugüne kadar Maliye Bakanlığına başvuran
vatandaşımızın, hak sahibi olabilecek vatandaşımızın
sayısı 817 bin kişidir; bunun 634 bini başvurmuştur.
Başvuran kişilerden 545 bininin hak sahibi olabilecek şekilde
kendisine satış yapılabileceği
anlaşılmıştır. Yani Toplam 817 bin 2/B arazisi
kullanıcısından 545 bini satış yapılabilir
konumda. denilerek Maliye Bakanlığı tarafından tespit
edilmiştir ve daha başlangıçta 271 bin kişi bu yasanın
kapsamı dışında bırakılmıştır.
Büyük umutlar vatandaşa verilmiştir ama bu vatandaşlar kapsam
dışında bırakılmıştır. Satış
yapılabilecek olan 545 bin vatandaşımızın da
vatandaşımızın da 408 binine satış
yapılmıştır. Yasanın şartlarının ne
kadar yanlış olduğunu bu rakamlar ortaya koymaktadır.
Buradaki düzenlemeler de çözüm olmayacaktır.
Yasanın olumlu düzenlemelerini
destekliyoruz 2/B gibi ama olumsuz düzenlemelerini desteklemiyoruz.
Teşekkür ederim, iyi geceler dilerim.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Hamzaçebi.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
26ncı maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
26ncı
madde kabul edilmiştir.
Böylece, ikinci bölümde yer alan
maddelerin oylaması tamamlanmıştır.
Teklifin tümü açık oylamaya
tabidir.
Açık oylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Oylama için üç dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama
yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifinin
açık oylama sonucu:
Oy sayısı |
: |
228 |
Kabul |
: |
222 |
Ret |
: |
6(X) |
Kâtip Üye Muhammet Bilal Macit İstanbul |
Kâtip Üye Fehmi Küpçü Bolu |
Böylece, teklif kabul edilmiş ve
yasalaşmıştır.
Şimdi de 4üncü sırada yer
alan, Sanal Ortamda İşlenen Suçlar Sözleşmesinin Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
4.- Sanal
Ortamda İşlenen Suçlar Sözleşmesinin Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (1/676) (S. Sayısı: 380)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Alınan karar gereğince, kanun
tasarı ve teklifleriyle komisyonlardan gelen diğer işleri
sırasıyla görüşmek için, 26 Şubat 2014 Çarşamba günü
saat 14.00te toplanmak üzere Birleşimi kapatıyorum.
Kapanma
Saati: 02.36