TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
72nci
Birleşim (Olağanüstü)
19
Mart 2014 Çarşamba
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.-
GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.-
GELEN KÂĞITLAR
III.-
YOKLAMA
IV.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A)
Önergeler
1.-
CHP Grubu adına, grup başkan vekilleri İstanbul Milletvekili
Mehmet Akif Hamzaçebi, Sinop Milletvekili Engin Altay, Yalova Milletvekili
Muharrem İnce ve 129 milletvekilinin, Türkiye Büyük Millet Meclisine
intikal etmiş olan bazı eski bakanlar hakkındaki fezlekelerin
okunarak Genel Kurulun bilgisine sunulması ile CHP Grubu adına, grup
başkan vekilleri İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi, Sinop
Milletvekili Engin Altay ve Yalova Milletvekili Muharrem İncenin,
bazı eski bakanlar hakkında hazırlanan fezlekelerin Türkiye
Büyük Millet Meclisine intikaline ve milletvekillerinin bilgisine
sunulmasına ilişkin işlemler konusunda bir genel görüşme
açılmasına ilişkin önergesini görüşmek üzere Anayasanın 93üncü, TBMM
İçtüzüğünün 7nci maddeleri gereğince Türkiye Büyük Millet
Meclisinin olağanüstü toplantıya çağrılmasına
ilişkin önergesi (4/149)
B)
Tezkereler
1.-
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının,
Olağanüstü toplantı isteminin Anayasa ve İç Tüzük hükümlerine
uygun bulunduğuna ve bu nedenle TBMM Genel Kurulunun 19 Mart 2014
Çarşamba günü saat 15.00te olağanüstü toplantıya
çağrıldığına ilişkin tezkeresi (3/1447)
2.-
Anayasanın 100üncü maddesine göre gereği yapılmak üzere
28/2/2014 tarihinde Başkanlığa intikal ettirilen Çevre ve
Şehircilik eski Bakanı ve Trabzon Milletvekili Erdoğan
Bayraktarın nüfuz ticareti yaparak başkasına menfaat temin
ettiği ve görevini kötüye kullandığına ilişkin
suçlamalara yönelik İstanbul Cumhuriyet
Başsavcılığının 27/2/2014 tarihli ve
2013/20765/CM sayılı yazısı ve eki gereği Meclis
soruşturması açılması Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tam
sayısının en az onda 1inin (55 üye) vereceği bir önergeyle
istenebileceğinden ve böyle bir önerge olmadan Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının anılan yazıyla ilgili olarak
Meclis soruşturmasına ilişkin resen bir işlem
başlatması mümkün bulunmadığından gereğinin tayin
ve takdirinin yüce heyetin bilgisine sunulduğuna ilişkin tezkeresi
(3/1448)
3.-
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının,
Anayasanın 100üncü maddesine göre gereği yapılmak üzere
28/2/2014 tarihinde Başkanlığa intikal ettirilen
İçişleri eski Bakanı ve Mardin Milletvekili Muammer Güler hakkında
sahte belge düzenlemek, soruşturmanın gizliliğini ihlal, nüfuz
suistimali ve birden çok kez rüşvet aldığına ilişkin
suçlamalara; Ekonomi eski Bakanı ve Mersin Milletvekili Mehmet Zafer
Çağlayan hakkında 5607 sayılı Kaçakçılıkla
Mücadele Kanununa muhalefet, resmî belgede sahtecilik, birden çok kez
rüşvet aldığına ilişkin suçlamalara ve Avrupa
Birliği eski Bakanı ve İstanbul Milletvekili Egemen
Bağış hakkında birden çok kez rüşvet
aldığına ilişkin suçlamalara yönelik İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığının 27/2/2014 tarihli ve
2013/20764/CM sayılı üst yazısı ve ekleri gereği Meclis
soruşturması açılması Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tam
sayısının en az onda 1inin (55 üye) vereceği bir önergeyle
istenebileceğinden ve böyle bir önerge olmadan Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığının anılan yazıyla ilgili
olarak Meclis soruşturmasına ilişkin resen bir işlem
başlatması mümkün bulunmadığından gereğinin tayin
ve takdirinin yüce heyetin bilgisine sunulduğuna ilişkin tezkeresi
(3/1449)
C)
Genel Görüşme Önergeleri
1.-
CHP Grubu adına, grup başkan vekilleri İstanbul Milletvekili Mehmet
Akif Hamzaçebi, Sinop Milletvekili Engin Altay ve Yalova Milletvekili Muharrem
İncenin, bazı eski bakanlar hakkında hazırlanan
fezlekelerin Türkiye Büyük Millet Meclisine intikaline ve milletvekillerinin
bilgisine sunulmasına ilişkin işlemler konusunda genel
görüşme açılmasına ilişkin önergesi (8/11)
V.-
AÇIKLAMALAR
1.-
İzmir Milletvekili Oktay Vuralın, Başkanlığın
olağanüstü toplantıya çağrı önergesini Genel Kurula
sunuş işleminin Anayasa ve İç Tüzük hükümlerine uygun
yapılması gerektiğine ilişkin açıklaması
2.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin,
Başkanlığın olağanüstü toplantıya çağrı
önergesini Genel Kurula sunuş işleminin Anayasa ve İç Tüzük
hükümlerine uygun yapılması gerektiğine ilişkin
açıklaması
3.-
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın,
Başkanlığın olağanüstü toplantıya çağrı
önergesini Genel Kurula sunuş işleminin Anayasa ve İç Tüzük
hükümlerine uygun yapılması gerektiğine ilişkin
açıklaması
4.- Giresun
Milletvekili Nurettin Caniklinin, fezleke eklerindeki dosyalarda yer alan
bilgilerin milletvekillerinin denetiminden kaçırılması gibi bir
durumun söz konusu olmadığına ve bir soruşturma komisyonu
kurulmasının talep edilmesi için fezleke eklerinin Türkiye Büyük
Millet Meclisine gelmesine gerek bulunmadığına ilişkin
açıklaması
5.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, olağanüstü
toplantıya çağrı önergesinin konusunun fezlekelerin
okunması olduğuna ve Giresun Milletvekili Nurettin Caniklinin
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
6.- Kayseri
Milletvekili Yusuf Halaçoğlunun, Başkanlığın
olağanüstü toplantıya çağrı önergesini Genel Kurula
sunuş işleminin Anayasa ve İç Tüzük hükümlerine uygun
yapılması gerektiğine ilişkin açıklaması
7.-
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın, milletvekillerinin
fezlekelerin içeriğine ulaşabilmeleri gerektiğine ilişkin
açıklaması
8.-
Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcünün, Türkiye Büyük Millet Meclisine
intikal etmiş olan bazı eski bakanlar hakkındaki fezlekelerin
içeriğinin Meclise yansıması konusunda konulan engellerin kabul
edilebilir bir tarafı olmadığına ilişkin
açıklaması
VI.- OTURUM
BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Sadık Yakutun,
Başkanlığın, olağanüstü toplantı
çağrısına konu olan Türkiye Büyük Millet Meclisine intikal eden
savcılık dosyalarıyla ilgili işlemlerinin teamüllere ve
hukuka uygun olduğuna ilişkin konuşması
VII.-
USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
1.-
Başkanlığın olağanüstü toplantı
çağrısına konu olan Türkiye Büyük Millet Meclisine intikal eden
savcılık dosyalarının içeriğiyle ilgili Genel Kurula
bilgi verilmemesi yönündeki uygulamasının İç Tüzük hükümlerine
uygun olup olmadığı hakkında
2.-
Başkanlığın (8/11) esas numaralı Genel Görüşme
Önergesinin oylama sonucunun açıklanması sırasındaki
tutumunun teamüllere uygun olup olmadığı hakkında
VIII.-
GENEL GÖRÜŞME
A)
Ön Görüşmeler
1.-
CHP Grubu adına, grup başkan vekilleri İstanbul Milletvekili
Mehmet Akif Hamzaçebi, Sinop Milletvekili Engin Altay ve Yalova Milletvekili
Muharrem İncenin, bazı eski bakanlar hakkında hazırlanan
fezlekelerin Türkiye Büyük Millet Meclisine intikaline ve milletvekillerinin
bilgisine sunulmasına ilişkin işlemler konusunda genel
görüşme açılmasına ilişkin önergesi (8/11)
IX.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, Adalet Bakanı Bekir
Bozdağın (8/11) esas numaralı Genel Görüşme Önergesi
üzerinde Hükûmet adına yaptığı konuşması
sırasında Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
X.-
ÖNERİLER
A) Siyasi
Parti Grubu Önerileri
1.- AK
PARTİ Grubunun, 30/3/2014 tarihinde yapılacak mahallî idareler genel
seçimleri nedeniyle Türkiye Büyük Millet Meclisinin
çalışmalarına 26 Mart 2014 Çarşamba gününden itibaren on
gün ara verilmesine ilişkin önerisi
XI.- YAZILI
SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükatamanın, Diyanet
İşleri Başkanlığına 2007-2013 yılları
arasında alınan personel sayısına ilişkin
Başbakandan sorusu ve Başbakan Yardımcısı Emrullah
İşler'in cevabı (7/36675)
2.- Mersin Milletvekili Ali
Özün, 2010 yılından bu yana yurt dışına gönderilen
Bakanlık personeline ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı
Mehmet Müezzinoğlu'nun cevabı (7/37074)
3.- Ankara Milletvekili Özcan
Yeniçerinin, 2002-2013 yılları arasında Güdülde bulunan
iş yerlerinin sayısına ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret
Bakanı Hayati Yazıcının cevabı (7/37194)
4.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun, asaleten ve vekâleten görev
yapan bürokratlara ilişkin sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Emrullah İşler'in cevabı (7/37538)
5.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkanın, ABD Ticaret Bakanlığının
çıkardığı bir kararnameye ilişkin sorusu ve Ekonomi
Bakanı Nihat Zeybekçi'nin cevabı
(7/37940)
6.- Ankara Milletvekili Özcan
Yeniçerinin, 2002-2014 yılları arasında TBMM ile
bağlı kurum ve kuruluşlarınca yaptırılan kamu
spotlarına ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan
Vekili Sadık Yakutun cevabı (7/38014)
7.- Aydın Milletvekili
Metin Lütfi Baydarın, gelir desteğine ve yararlanılmasında
karşılaşılan sorunlara ilişkin Başbakandan sorusu
ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Ekerin cevabı (7/38046)
8.- İstanbul
Milletvekili Celal Dinçerin, 2003-2013 yılları arasında
Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından dernek ve vakıflara
kiralanan veya tahsis edilen taşınmazlara ilişkin Başbakandan
sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınçın
cevabı (7/38061)
9.- İstanbul
Milletvekili Erdoğan Toprakın, kömür üretim miktarındaki
düşüşe ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldızın cevabı
(7/38100)
10.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun, eski
bakanlara tahsis edilen makam araçlarına ilişkin sorusu ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı
(7/38101)
11.- İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzelin,
Manisanın Köprübaşı ilçesindeki eski uranyum madeninin
radyoaktif kirliliğe yol açtığı iddiasına ilişkin
sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı (7/38102)
12.- İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türelinin, elektrik
tüketim bedellerindeki vergi ve fonlara ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/38103)
13.- İstanbul Milletvekili Ali Özgündüzün, Iğdırlı
çiftçilerin bankalara ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan
borçlarına,
- Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlunun, ihraç edilen
fındıklarda Aflatoksin maddesine rastlanıldığı
iddialarına,
2003-2013 yılları arasındaki fındık üretimi ve
ihracatına,
- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibekin, Kırklareli
genelinde yaşanan kuraklıkla ilgili yapılan
çalışmalara,
- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, kuraklık nedeniyle
Manisalı çiftçilerin yaşadığı sorunlara,
- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın, ithalatı
yapılan ürünlere,
- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun, eski
bakanlara tahsis edilen makam araçlarına,
- Mersin Milletvekili Vahap Seçerin, ülkemizde yaşanan
kuraklıkla ilgili alınan önlemlere,
- İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzelin, Manisanın
Köprübaşı ilçesindeki eski uranyum madeninin radyoaktif
kirliliğe yol açtığı iddiasına,
- İstanbul Milletvekili Umut Oranın, yem fiyatlarındaki
artışın etkilerine,
İlişkin soruları ve Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi
Ekerin cevabı (7/38106), (7/38107), (7/38108), (7/38109),
(7/38110), (7/38111), (7/38112), (7/38113), (7/38114), (7/38115)
14.- İzmir Milletvekili Mustafa Moroğlunun, dövizli
askerlikten yararlananlara ilişkin sorusu ve Millî Savunma Bakanı
İsmet Yılmazın cevabı (7/38149)
15.- Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldanın, özelleştirme
kapsamındaki termik santrallere ve çeşitli iddialara ilişkin
Başbakandan sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin
cevabı (7/38171)
16.- İstanbul Milletvekili Celal Adanın, Zonguldak
Çatalağzı Termik Santralinin özelleştirme kapsamına
alınmasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Maliye Bakanı
Mehmet Şimşekin cevabı (7/38189)
17.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun, TMO
tarafından Dahilde İşleme İzin Belgesi kapsamında
buğday satılmasına ilişkin Başbakandan sorusu ve
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Ekerin cevabı (7/38209)
18.- Adana Milletvekili Ali Demirçalının, Adanaya yönelik
yatırımlara ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/38232)
19.- İstanbul Milletvekili Sedef Küçükün, 2002-2014
yılları arasında EPDK tarafından verilen elektrik enerjisi
üretim lisanslarına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/38233)
20.- Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaşın,
BOTAŞın bazı ihalelerine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/38234)
21.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, radyoaktif maden
sahalarındaki ölçümlere ve Manisanın Köprübaşı ilçesinde
ölçülen yüksek değerlere ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/38235)
22.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, TİKAS
Projesi kapsamında gerçekleştirilen bir eğitim programı ile
ilgili harcamalara,
- Antalya Milletvekili Osman Kaptanın, yaş meyve, sebze ile
kesme çiçek ve narenciye üretimi ile ilgili Meclis Araştırması
Komisyonu Raporundaki önerilere,
- Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşekin, Samsunun Bafra
ilçesindeki Karaköy Tarım İşletmesinin kiralama ihalesine,
- Hatay Milletvekili Mehmet Ali Ediboğlunun, tarım
politikalarına,
İlişkin soruları ve Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi
Ekerin cevabı (7/38240), (7/38241), (7/38242), (7/38357)
23.- İstanbul Milletvekili Melda Onurun, İstanbul Maslakta
İstanbul Golf Kulübünce kullanılan bir arazinin askeri hastane
yapılacağı gerekçesiyle boşalttırılmasına
ilişkin sorusu ve Millî Savunma Bakanı İsmet Yılmazın
cevabı (7/38326)
24.- Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirelin, din görevlilerinin
evlilik yaşına ulaşmamış kişilere dinî nikâh
kıymalarının önlenmesine yönelik çalışmalara
ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Emrullah
İşler'in cevabı (7/38338)
25.- İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt'ün, elektrik
faturalarındaki kesme bağlama ücretlerine ilişkin sorusu ve
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı (7/38412)
26.- Batman Milletvekili Ayla Akat Ata'nın, Batman Valiliği
tarafından dağıtılan kömürlere ve Batman'daki hava
kirliliğine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldızın cevabı (7/38413)
27.- Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın,
Iğdır Valiliği tarafından dağıtılan
kömürlere ve Iğdır'daki hava kirliliğine ilişkin sorusu ve
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı (7/38414)
28.- Mersin Milletvekili Vahap Seçer'in, Mersin'de elektrik
dağıtımı konusunda yaşanan sıkıntılara
ve elektrik dağıtımını gerçekleştiren
firmaların denetimine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/38415)
29.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın, elektrik abonelerinden
çeşitli adlar altında tahsil edilen bedellere ilişkin sorusu ve
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı (7/38416)
30.- Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu'nun,
FİSKOBİRLİK'e satılan fındıklara ve
FİSKOBİRLİK 'e yönelik soruşturmalara,
- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın,
Bakanlıktaki gıda mühendisliği kadrolarına ve yapılan
atamalara,
İlişkin soruları ve Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Ekerin cevabı (7/38417),
(7/38418)
31.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan'ın, Artvin
genelindeki HES projelerine ilişkin sorusu ve Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı (7/38442)
32.- İstanbul Milletvekili Melda Onur'un, Batman'da bir
çocuğun ölümüne yol açan atık su kuyusu ile ilgili ihmal
iddialarına ilişkin sorusu ve Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı (7/38445)
33.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun,
Erzurum'un Pasinler ilçesine bağlı bir köyde bedelsiz olarak bir
firmaya verildiği iddia edilen bir arsaya ilişkin Başbakandan
sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı (7/38469)
34.- Balıkesir Milletvekili Haluk Ahmet Gümüş'ün, kış
olimpiyatlarında bir spor branşına ait bazı
yarışmaların TRT'de yayınlanmayacağı
iddialarına ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınçın cevabı
(7/38477)
35.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, gençliğe yönelik
yayın yapan televizyon kanallarının ve televizyon
programlarının artırılmasına ilişkin sorusu ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı
(7/38478)
36.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, kültürel
mirasımızın tanıtımına yönelik çalışma
ve projelere ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınçın cevabı (7/38479)
37.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, 2002-2014
yılları arasında, yıllara göre bağlı kurum ve
kuruluşlar tarafından yaptırılan kamu spotlarına
ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent
Arınçın cevabı (7/38480)
38.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, 2002-2014
yılları arasında, yıllara göre bağlı kurum ve
kuruluşların taraf olduğu davalara ilişkin sorusu ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı
(7/38481)
39.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, 2002-2014
yılları arasında, yıllara göre bağlı kurum ve
kuruluşlar bünyesinde görev yapan kadrolu ve sözleşmeli avukatlara
ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınçın
cevabı (7/38482)
40.- İstanbul Milletvekili D. Ali Torlak'ın, bağlı,
ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlarda
çalıştırılan taşeron işçilere ilişkin sorusu
ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınçın
cevabı (7/38483)
41.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, 2002-2014
yılları arasında, yıllara göre bağlı kurum ve
kuruluşlar tarafından yaptırılan kamu spotlarına,
2002-2014 yılları arasında, yıllara göre
bağlı kurum ve kuruluşların taraf olduğu davalara,
2002-2014 yılları arasında, yıllara göre
bağlı kurum ve kuruluşlar bünyesinde görev yapan kadrolu ve
sözleşmeli avukatlara,
- İstanbul Milletvekili D. Ali Torlak'ın, bağlı,
ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlarda
çalıştırılan taşeron işçilere,
İlişkin soruları ve Başbakan
Yardımcısı Beşir Atalayın cevabı (7/38492),
(7/38493), (7/38494), (7/38495)
42.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, 2002-2014
yılları arasında, yıllara göre Bakanlık ve
bağlı kurum, kuruluşlar tarafından yaptırılan
kamu spotlarına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldızın cevabı (7/38562)
43.- İstanbul Milletvekili D. Ali Torlak'ın, bağlı,
ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlarda
çalıştırılan taşeron işçilere ilişkin sorusu
ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı (7/38563)
44.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, 2002-2014
yılları arasında, yıllara göre Bakanlık ve
bağlı kurum, kuruluşlar bünyesinde görev yapan kadrolu ve
sözleşmeli avukatlara ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/38564)
45.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, 2002-2014
yılları arasında, yıllara göre Bakanlık ile
bağlı kurum ve kuruluşların taraf olduğu davalara
ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldızın cevabı (7/38565)
46.- İstanbul Milletvekili D. Ali Torlak'ın, bağlı,
ilgili veya ilişkili kurum ve kuruluşlarda
çalıştırılan taşeron işçilere ilişkin sorusu
ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcının cevabı
(7/38598)
47.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, 2002-2014
yılları arasında, yıllara göre Bakanlık ile
bağlı kurum ve kuruluşların taraf olduğu davalara
ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcının cevabı (7/38600)
48.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, 2002-2014
yılları arasında, yıllara göre Bakanlık ve
bağlı kurum, kuruluşlar tarafından yaptırılan
kamu spotlarına ilişkin sorusu ve Kalkınma Bakanı Cevdet
Yılmazın cevabı (7/38613)
49.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, 2002-2014
yılları arasında, yıllara göre Bakanlık ve
bağlı kurum, kuruluşlar bünyesinde görev yapan kadrolu ve
sözleşmeli avukatlara ilişkin sorusu ve Kalkınma Bakanı
Cevdet Yılmazın cevabı (7/38615)
50.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek'in, bir
açıklamasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı (7/38671)
51.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın, Türk Solu
gazetesinin dağıtımının durdurulmasına
ilişkin Başbakandan sorusu ve Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınçın cevabı (7/38674)
52.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun,
Gümrük Müsteşarlığı Teftiş Kurulu
Başkanlığı tarafından hazırlandığı
iddia edilen bir rapora ilişkin Başbakandan sorusu ve Gümrük ve
Ticaret Bakanı Hayati Yazıcının cevabı (7/38687)
53.- İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt'ün, TRT'nin buz
pateni kategorisindeki bazı yarışmaları yayınlamama
kararı aldığı iddialarına ilişkin sorusu ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı
(7/38702)
54.- İstanbul Milletvekili Sabahat Akkiray'ın, TRT Müzik
kanalında yayınlanan bir programda Alevilerin
aşağılandığı iddiasına ilişkin sorusu
ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınçın
cevabı (7/38703)
55.- Bilecik Milletvekili Bahattin Şeker'in, Vakıflar Genel
Müdürlüğünce muhtaç aylığı bağlanan kişi
sayısına ve muhtaç aylığı bağlanma kriterlerine
ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent
Arınçın cevabı (7/38704)
56.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın, Mersin Akkuyu'da
yapılması planlanan nükleer santral için sözleşme imzalanan
firmaya ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldızın cevabı (7/38737)
57.- Ankara Milletvekili Levent Gök'ün, Ankara'nın Mamak ilçesine
bağlı bir mahallenin elektrik hizmetinden kaynaklanan
sorunlarına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldızın cevabı (7/38738)
58.- İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin,
tarımsal istihdamla ilgili verilerdeki sorunlara,
Hayvanların nakil ve satış şartları ile ilgili
yönetmelik değişikliğine ve yaşanan sorunlara,
- Bilecik Milletvekili
Bahattin Şeker'in, Bilecik iline yönelik tarımsal yatırım
ve desteklere,
- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba'nın, Malatya
kayısı araştırma istasyonunun belediyeye devredilmesi
sürecine,
- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut'un, kuraklıkla
mücadele konusunda alınan tedbirlere,
Çiğ süt fiyatlarına,
Çiğ süt için belirlenen alım fiyatına,
- Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın, 2010 yılı Nisan
ayından itibaren gerçekleştirilen canlı hayvan ve et
ithalatına,
2014 yılı içerisinde Bakanlığın teknik
hizmetler sınıfı kadrolarına yapılacak personel
alımı sayısına,
İlişkin soruları ve Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi
Ekerin cevabı (7/38746), (7/38747), (7/38748), (7/38749),
(7/38750), (7/38751), (7/38752), (7/38753), (7/38754)
59.- İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin, dahilde
işleme rejimine ilişkin sorusu ve Kalkınma Bakanı Cevdet
Yılmazın cevabı (7/38775)
60.- İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin, kâr
transferleri ile ilgili verilere ilişkin sorusu ve Kalkınma
Bakanı Cevdet Yılmazın cevabı (7/38777)
61.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun,
MASAK'a yapılan ihbar ve şikâyetlere ilişkin Başbakandan
sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı (7/38857)
62.- Ankara Milletvekili Levent Gök'ün, elektrik kesilen abonelerden
açma/kapama adı altında ücret alınmasına ilişkin
sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı (7/38914)
63.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, bir
TRT spikeri tarafından kullanılan bir ifadeye ilişkin sorusu ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı (7/38987)
64.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, 2002-2014
yılları arasında Atatürk Araştırma Merkezi
tarafından incelenen yayınlara ilişkin sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı (7/38988)
65.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, 2002-2014
yılları arasında TRT tarafından yayınlanan sportif
faaliyetler ve organizasyonların sayısına ilişkin sorusu ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı
(7/38989)
66.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, RTÜK tarafından ceza
kesilen spor programlarının sayısına ilişkin sorusu ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı
(7/38990)
67.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, sporun
yaygınlaşması için kamu spotlarının etkin
kullanımı adına yürütülmekte olan çalışma ve projelere
ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent
Arınçın cevabı (7/38991)
68.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, sporun geliştirilmesi
ve yaygınlaştırılması adına yürütülmekte olan
çalışma ve projelere ilişkin sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı (7/38992)
69.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun,
2002-2013 yılları arasında yıllara göre kuruma alınan
memurlarla ilgili çeşitli verilere ilişkin sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı (7/38993)
70.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun,
bağlı kurum ve kuruluşlardaki kadın personelin toplam personel
içerisindeki oranı ile üst düzey kadın yöneticilerin
sayısına ilişkin sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı (7/38994)
71.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, Türkiye otomotiv
sektöründe iç pazarı geliştirmek adına yürütülmekte olan
çalışma ve projelere ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat
Zeybekçi'nin cevabı (7/39044)
72.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, Türkiye otomotiv sanayinin
dış pazarlara açılımının desteklenmesi adına
yürütülmekte olan çalışma ve projelere ilişkin sorusu ve Ekonomi
Bakanı Nihat Zeybekçi'nin cevabı (7/39045)
73.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, otomotiv sektöründe iç pazarı büyütecek
faaliyetlerin geliştirilip desteklenmesi adına yürütülmekte olan
çalışma ve projelere ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat
Zeybekçi'nin cevabı (7/39046)
74.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun,
2002-2013 yılları arasında yıllara göre kuruma alınan
memurlarla ilgili çeşitli verilere ilişkin sorusu ve Ekonomi
Bakanı Nihat Zeybekçi'nin cevabı (7/39047)
75.- Ankara Milletvekili Levent Gök'ün, Mamak'taki elektrik
kesintilerine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldızın cevabı (7/39049)
76.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun,
2002-2013 yılları arasında yıllara göre kuruma alınan
memurlarla ilgili çeşitli verilere ilişkin sorusu ve Gümrük ve
Ticaret Bakanı Hayati Yazıcının cevabı (7/39099)
77.- İstanbul Milletvekili D. Ali Torlak'ın, Avrupa
Birliği ülkeleri ile ülkemizdeki vergilere ilişkin sorusu ve Maliye
Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı (7/39137)
78.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, düşük karbon emisyonu
olan çevre dostu araçların vergilendirme bakımından teşvik
edilmesine yönelik çalışma ve projelere ilişkin sorusu ve Maliye
Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı (7/39139)
79.- Erzincan Milletvekili Muharrem Işık'ın, İsrail
ile ticaret yapıldığı iddialarına ilişkin
Başbakandan sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi'nin cevabı
(7/39179)
80.- Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan'ın, medyada
yer alan nefret söylemlerine ve alınması gereken önlemlere
ilişkin Başbakandan sorusu ve Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınçın cevabı (7/39192)
81.- İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin, Anadolu
Ajansına 2000-2014 yılları arasında aktarılan
kaynağa ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınçın cevabı (7/39209)
82.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu'nun, 2003-2013 yılları
arasında oluşan iç ve dış borç stokuna ilişkin sorusu
ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi'nin cevabı (7/39251)
83.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu'nun, 2003-2013 yılları
arasında oluşan cari işlemler açığına
ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi'nin cevabı
(7/39252)
84.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu'nun, 2003-2013 yılları
arasında yurda kaçak sokulmak istenen ürünler ve bunların bedeline ilişkin
sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcının
cevabı (7/39262)
85.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin, 2012
yılına ait Sayıştay Raporu ekinde yer alan denetim
bulgularına ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkan Vekili Sadık Yakutun cevabı (7/39300)
86.- İstanbul Milletvekili Umut Oran'ın, yurt
dışı gezisinde kendisine eşlik edecek medya organı
temsilcilerine ilişkin Başbakandan sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı (7/39307)
87.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, yazılı ve görsel
basında futbol dışındaki sporlara daha fazla yer
verilmesine yönelik projelere ilişkin sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı (7/39331)
88.- Ankara Milletvekili Zühal Topcu'nun, Bakanlık ile
Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlardaki üst düzey
yöneticilerin cinsiyetlerine göre dağılımına ilişkin
sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi'nin cevabı (7/39384)
89.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman'ın, İpsala
gümrüğünde bazı tırlara öncelik verilmesi gerekliliğine
ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcının cevabı
(7/39415)
90.- İstanbul Milletvekili Fatma Nur Serter'in, bir vakıf
üniversitesinin kurulmasını öngören kanun teklifinin komisyonlara
havale işlemine ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkan Vekili Sadık Yakutun cevabı (7/39477)
91.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun,
TRT'de yayımlanmamasına karar verilen spor müsabakalarında
kıyafet hassasiyetinin etkisi olduğu iddiasına ilişkin
Başbakandan sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent
Arınçın cevabı (7/39482)
92.- Gaziantep Milletvekili Edip Semih Yalçın'ın, TRT'nin
yayınlarına ilişkin sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı (7/39530)
93.- Bursa Milletvekili Sena Kaleli'nin, basının ve
basın mensuplarının sorunlarına ilişkin sorusu ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınçın
cevabı (7/39531)
94.- Bursa Milletvekili Aykan Erdemir'in, TRT'nin resmî twitter
hesabına ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınçın cevabı (7/39532)
95.- İstanbul Milletvekili Umut Oran'ın, bir medya grubunun
satışıyla ilgili işlemlere ilişkin sorusu ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı
(7/39533)
96.- Mersin Milletvekili Ali Öz'ün, THY'nin yurt dışı
uçuşlarında yolculara sunulan bazı gazetelerin
dağıtımının durdurulmasına ilişkin sorusu ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı
(7/39534)
97.- Mersin Milletvekili Ali Öz'ün, Emniyet Genel Müdürlüğü'nün il
emniyet müdürlüğü binalarına gazetecilerin alınmaması
kararına ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent
Arınçın cevabı (7/39535)
98.- Mersin Milletvekili Ali Öz'ün, Emniyet Genel Müdürlüğünün il
emniyet müdürlüğü binalarına gazetecilerin alınmaması
kararına ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı
Emrullah İşler'in cevabı (7/39542)
99.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, ithalattan kaynaklanan
zarar ve tehditlere karşı üretim dallarının
korunmasına ve ithal ürünlerin kalite yönünden tespiti ile denetimine
ilişkin çalışma ve projelere ilişkin sorusu ve Ekonomi
Bakanı Nihat Zeybekçi'nin cevabı (7/39569)
100.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, uluslararası
doğrudan yatırımların artırılmasına ve
ihtiyaca göre yönlendirilmesine yönelik çalışma ve projelere
ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi'nin cevabı
(7/39570)
101.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, uluslararası rekabet
gücü yüksek stratejik yatırımlara öncelik verilmesine, sektörel ve
bölgesel kuruluşlarla etkili işbirliği ve koordinasyonun
sağlanmasına ve teşvik mevzuatının ihtiyaçlara göre
güncellenmesine yönelik çalışma ve projelere ilişkin sorusu ve
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi'nin cevabı (7/39571)
102.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, dış ticaret ve
yatırımlar ile ilgili paydaşlar nezdinde bilgi
paylaşımına ve ihracatçıların dış pazarlar
hakkında bilgilendirilmesine yönelik çalışma ve projelere
ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi'nin cevabı
(7/39572)
103.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, çevre ülkelerdeki siyasi
belirsizliklerin dış ticarete ve bu ülkelerdeki yatırımlara
etkilerine, enerji bağımlılığının cari
açık üzerindeki etkisinin giderilmesine, Avrupa pazarında
yaşanan durgunluğun Türk ekonomisine olumsuz etkilerine ilişkin
sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi'nin cevabı (7/39573)
104.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, Türkiye'de görevli
yabancı ekonomi ve ticaret müşavirleri ile ilişkilere,
üniversiteler ile koordinasyona, dış pazarlarla ilgili elektronik
ortamda bilgi teminine yönelik altyapının geliştirilmesine ve bu
konulardaki projelere ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi'nin
cevabı (7/39574)
105.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, 2011-2014
yılları arasında ihracatçıların bilgilendirilmesi
amacıyla düzenlenen eğitim ve seminerlere ilişkin sorusu ve
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi'nin cevabı (7/39575)
106.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, Bakanlık
bünyesindeki bölge müdürlükleri ve bunlara bağlı müdürlük ve
başkanlıklar tarafından kiralanan mülklere ve bunlara yönelik
harcamalara ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi'nin
cevabı (7/39576)
107.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, mal ve hizmet
ihracatının geliştirilmesine, ithalatın yerli üretici
yararına düzenlenmesine ve ülkemizin ticari menfaatlerinin takibine
yönelik çalışma ve projelere ilişkin sorusu ve Ekonomi
Bakanı Nihat Zeybekçi'nin cevabı (7/39577)
108.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, dış
paydaşların planlama sürecine katkılarının
artırılması ve Bakanlık faaliyetlerinin etkin bir
şekilde gerçekleştirilmesine yönelik engellerin giderilmesi
amacıyla yürütülen çalışma ve projelere ilişkin sorusu ve
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi'nin cevabı (7/39578)
109.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, yerli ürün ve
teknolojiler geliştirilmesine yönelik araştırma
programlarının desteklenmesine yönelik çalışma ve projelere
ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi'nin cevabı
(7/39579)
110.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, devlet desteklerinin ülke
ekonomisi yararına düzenlenmesine ve serbest bölgelerden azami düzeyde
katkı alınmasına yönelik çalışma ve projelere
ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi'nin cevabı
(7/39580)
111.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, yüksek katma değer
üreten alanların belirlenmesine, bölgesel şoklara karşın
ihracat direncinin artırılmasına ve dış ticaret
mevzuatının basitleştirilmesine yönelik çalışma ve
projelere ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi'nin
cevabı (7/39581)
112.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, yerli ürün ve
teknolojiler geliştirilmesine yönelik araştırma
programlarının desteklenmesine ve ihracatçıların karşılaştığı
pazara giriş engellerinin kaldırılmasına yönelik
çalışma ve projelere ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat
Zeybekçi'nin cevabı (7/39582)
113.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, yenilikçi fikirlere ve
AR-GE'ye dayalı ürün ve hizmetlerin üretim ve ihracattaki
payının artırılmasına, ara malı
ithalatının azaltılmasına ve döviz
kazandırıcı hizmet ihracatının
artırılmasına yönelik çalışma ve projelere
ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi'nin cevabı
(7/39583)
114.- Hatay Milletvekili Refik Eryılmaz'ın, Hatay'ın
Yayladağı Sınır Kapısının güvenlik
gerekçesiyle kapatılmasına ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret
Bakanı Hayati Yazıcının cevabı (7/39618)
115.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, görevde yükselme
sınavına ve bölüm sorumlusu görevlendirmelerine ilişkin sorusu
ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Sadık Yakutun
cevabı (7/39667)
116.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, TBMM personeline servis
hizmeti sağlanmasına ve personel ile ailelerine yönelik düzenlenen
aktivitelere ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan
Vekili Sadık Yakutun cevabı (7/39668)
117.- Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaş'ın, 2013
yılı cari işlem, bütçe ve dış ticaret
açıkları ile geçim sıkıntısına karşın
alınması planlanan önlemlere ilişkin sorusu ve Ekonomi
Bakanı Nihat Zeybekçi'nin cevabı (7/39723)
118.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk'ün, 17nci Yasama
Döneminden itibaren yasalaşan kanun tasarı ve tekliflerine
ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili
Sadık Yakutun cevabı (7/39785)
119.- Adana Milletvekili Ümit Özgümüş'ün, Türk
firmalarının sınıflandırılarak potansiyellerine
erişmelerinin sağlanmasına ilişkin sorusu ve Ekonomi
Bakanı Nihat Zeybekçi'nin cevabı (7/39824)
120.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun,
2013 yılından itibaren bağlı kurum ve kuruluşlarca
düzenlenen ihalelere ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat
Zeybekçi'nin cevabı (7/39952)
121.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun,
Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamında yapılan başvurulara
ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcının cevabı (7/39982)
122.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun,
Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamında yapılan başvurulara
ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin
cevabı (7/40045)
19
Mart 2014 Çarşamba
BİRİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 15.00
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
-----
0 -----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Anayasanın 93üncü, İç Tüzükün 7nci maddesine
uygun olarak, Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan Vekilleri İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi, Sinop Milletvekili Engin Altay ve Yalova
Milletvekili Muharrem İnce ile 129 milletvekili tarafından
Başkanlığımıza verilen önerge üzerine olağanüstü
toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisinin 72nci Birleşimini açıyorum.
III.-
YOKLAMA
BAŞKAN Elektronik
cihazla yoklama yapılacaktır.
Yoklama için beş
dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla
yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen yerlerimize oturalım.
İsimlerini
okuduğum sayın milletvekillerimiz burada olduklarını
belirtirlerse
Sayın Recep
Gürkan, Edirne? Burada.
Sayın
Ertuğrul Kürkcü? Burada.
Sayın Bengi
Yıldız? Burada.
Sayın Gülser
Yıldırım? Burada.
Sayın Kemal
Kılıçdaroğlu? Burada.
Sayın Bülent
Tezcan? Burada.
Sayın Müslim
Sarı, İstanbul Milletvekili? Burada.
Sayın
Kemalettin Yılmaz, Afyonkarahisar Milletvekili? Burada.
Sayın Sümer
Oral, Manisa? Burada.
Sayın Edip
Semih Yalçın? Burada.
Sayın Sadir
Durmaz, Yozgat? Burada.
Sayın Erkan Akçay,
Manisa? Burada.
Sayın Atila Kaya,
İstanbul Milletvekili? Burada.
Sayın Faruk Bal,
Konya Milletvekili? Burada.
Sayın Tunca Toskay?
Burada.
Sayın
Yıldırım Tuğrul Türkeş? Burada.
Sayın Faysal
Sarıyıldız, Şırnak? Burada.
Sayın Mehmet Günal,
Antalya? Burada.
Sayın Erdal Kalkan,
İzmir? Burada.
Sayın Meral
Akşener, İstanbul? Burada.
Sayın Kadir Gökmen
Öğüt, İstanbul? Burada.
Sayın Faruk
Loğoğlu, Adana Milletvekili? Burada.
Sayın Şevki
Kulkuloğlu, Kayseri? Burada.
Sayın Turhan Tayan,
Bursa? Burada.
Sayın Bihlun
Tamaylıgil, İstanbul? Burada.
Sayın Umut Oran?
Burada.
Sayın Faik Öztrak?
Burada.
Sayın Sabahat
Akkiray? Burada.
Sayın Gökhan
Günaydın? Burada.
Sayın Gülsün
Bilgehan? Burada.
Sayın Erdoğan
Toprak? Burada.
Sayın Emine Ülker
Tarhan? Burada.
Sayın Mehmet Haberal?
Burada.
Sayın İhsan
Kalkavan, Samsun Milletvekili? Burada.
Sayın Nurettin Demir,
Muğla? Burada.
Sayın Hurşit
Güneş? Burada.
Sayın Celal Dinçer?
Burada.
Sayın Şafak
Pavey? Burada.
Sayın Adnan Keskin?
Burada.
Sayın Fatma Nur
Serter, İstanbul? Burada.
Sayın Binnaz Toprak?
Burada.
Sayın Oğuz Oyan,
İzmir? Burada.
Sayın Sencer Ayata?
Burada.
Sayın Rıza
Türmen? Burada.
Sayın Mustafa Balbay?
Burada.
Sayın Atilla Kart,
Konya Milletvekili? Burada.
Sayın Güldal Mumcu?
Burada.
Sayın Murat
Başesgioğlu? Burada.
Sayın Osman Korutürk,
İstanbul Milletvekili? Burada.
Sayın Engin Özkoç?
Burada.
Sayın İhsan
Özkes? Burada.
Sayın Gürsel Tekin?
Burada.
Sayın Musa Çam,
İzmir? Burada.
Sayın Metin Lütfi
Baydar? Burada.
Sayın
Yıldıray Sapan, Antalya? Burada.
Sayın Deniz Baykal,
Antalya? Burada.
Sayın Gürkut Acar ?
Burada.
Sayın Faik Tunay,
İstanbul? Burada.
Sayın Arif Bulut,
Antalya? Burada.
Sayın Osman Kaptan,
Antalya? Burada.
İdris
Yıldız? Burada.
MUHARREM İNCE (Yalova)
Sıfır fire, helal olsun!
ÖZCAN YENİÇERİ
(Ankara) Bu uygulama yeni, ilk defa böyle bir şey oluyor.
MUHARREM İNCE
(Yalova) Hiç hile yok, muhalefette hile yok.
MİHRİMAH BELMA
SATIR (İstanbul) 15 mükerrer var Muharrem Bey.
BAŞKAN Sayın
milletvekillerinin isimlerini okumadım ama 15 tane mükerrer pusula var.
Niye itiraz ediyorsunuz? (Gürültüler) Lütfen ama
15 tane mükerrer
pusulayı ayırdım ben efendim.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Mükerrerleri okuyun Sayın Başkanım.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri
MUHARREM İNCE
(Yalova) Sayın Başkan
BAŞKAN Açmadım
ki henüz efendim, açmadım ki Sayın İnce.
MUHARREM İNCE
(Yalova) Meclise yanlış bilgi veriyorsunuz. Onlar mükerrer
değil; giriyor, yanlış oluyor, bu sefer oy pusulası
gönderiyor (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın
İnce, ben isim okumadım zaten, itirazlar üzerine
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Sayın Başkan mükerrerleri de okuyun.
MUHARREM İNCE
(Yalova) Bakın, siz de biliyorsunuz ki
BAŞKAN Sayın
İnce, onun için isim okumadım, açmadım henüz.
MUHARREM İNCE
(Yalova) Onlar mükerrer değil, giremediği için
Yanlış
bilgi vermeyin.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) O pusulaları niye iptal ediyorsunuz?
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Mükerrerleri okuyun Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır, gündeme
geçiyoruz. (CHP sıralarından alkışlar)
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkan, efendim, Türkiye Büyük Millet Meclisini yönetmek üzere Meclis
Başkanı nöbet çizelgesi hazırlar. Türkiye Büyük Millet Meclisinin toplanacağı
ilk gün Meral Akşener Hanımefendi nöbet çizelgesinde yer
almıştı. Dolayısıyla, teamüllere göre nöbet
çizelgesinde yer alan Sayın Meclis Başkan Vekilinin bu oturumu
yönetmesi lazım. Bu konuda doğrudan doğruya size tevdi
edilmiş bir görev var mıdır, varsa Meclis
Başkanının bu konuda görevlendirmesi var mı -çünkü daha
öncekiler görevlendirmeyle oluyor- yoksa özel bir görevle mi
çıktınız buraya?
BAŞKAN Evet,
teşekkür ediyorum Sayın Vural.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Genel Kurul görüşmelerini yönetme görevi İç Tüzükün
14üncü maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendine
göre Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanına aittir. Sayın Başkanın hazırladığı
çizelgeyi -fotokopisini çekip- gönderiyorum efendim size.
OKTAY VURAL
(İzmir) Evet.
Sayın Başkanım,
tabii
BAŞKAN
Buyurun.
OKTAY VURAL
(İzmir) Kanunlar ve Kararların verdiği şeyde diyor ki:
Genel Kurulu yönetecek başkan vekili ve kâtip üyeleri belirlemek için
nöbet çizelgesi hazırlanır. Oturumu TBMM Başkanı
yönetebileceği gibi nöbet çizelgesinde belirtilen başkan vekili de
yönetebilir. Bununla ilgili 2 Ağustos 1988 tarihli 75inci Birleşim,
13 Temmuz 2005 tarihli 126ncı Birleşim var. Bize gönderilen nöbet
çizelgesinde Meclisin ilk toplanma gününde Sayın Meral Akşener
görevli. Bize böyle bir nöbet çizelgesi gelmedi. O zaman, bu nöbet çizelgesini
bize gönderin, bakalım. Bize göndermeden
Belirlenmiş nöbet çizelgesi
varken niye özellikle sizin buraya çıkmanızı Meclis
Başkanı talep ediyor?
BAŞKAN Evet,
Meclis Başkanının yazısını okuyorum Sayın
Vural: Olağanüstü
toplantının haftanın diğer günlerinde devam etmesi hâlinde
yukarıdaki Genel Kurul Başkanlık Divanı üyeleri görev
yapacaktır. diyor. Meclis Başkanının görevlendirme
yazısını, fotokopisini çekerek gönderiyorum grup başkan
vekillerine.
OKTAY VURAL
(İzmir) Hangi tarihte efendim?
BAŞKAN Hangi
tarihte? 19 Mart 2014 tarihi.
OKTAY VURAL
(İzmir) Evet, Gelmedi diyorum.
BAŞKAN
Bilmiyorum.
OKTAY VURAL
(İzmir) - Size gelmiş demek ki gruplara gönderilmiş değil.
BAŞKAN - Ben
şimdi gönderiyorum hemen fotokopi...
OKTAY VURAL
(İzmir) - Bir de Meclisin teamülü vardır; teamül, eğer daha önce
toplanırsa toplantı günüde belirlenen nöbetçi oraya gider.
Dolayısıyla, burada anlaşılıyor ki bundan sonraki
atılacak adımlar konusunda Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunda
ya da genel merkezde hazırladığınız adımları
atmak üzere görevlendirilmişsinizdir.
BAŞKAN -
Gündemin Başkanlığın Genel Kurula Sunuşları
bölümünde yer alan olağanüstü toplantı çağrı istemi
önergesini okutuyorum:
IV.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A)
Önergeler
1.-
CHP Grubu adına, grup başkan vekilleri İstanbul Milletvekili
Mehmet Akif Hamzaçebi, Sinop Milletvekili Engin Altay, Yalova Milletvekili
Muharrem İnce ve 129 milletvekilinin, Türkiye Büyük Millet Meclisine
intikal etmiş olan bazı eski bakanlar hakkındaki fezlekelerin
okunarak Genel Kurulun bilgisine sunulması ile CHP Grubu adına, grup
başkan vekilleri İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi, Sinop
Milletvekili Engin Altay ve Yalova Milletvekili Muharrem İncenin, bazı
eski bakanlar hakkında hazırlanan fezlekelerin Türkiye Büyük Millet
Meclisine intikaline ve milletvekillerinin bilgisine sunulmasına
ilişkin işlemler konusunda bir genel görüşme
açılmasına ilişkin önergesini görüşmek üzere Anayasanın 93üncü, TBMM
İçtüzüğünün 7nci maddeleri gereğince Türkiye Büyük Millet
Meclisinin olağanüstü toplantıya çağrılmasına
ilişkin önergesi (4/149)
13/03/2014
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Anayasanın 93
ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 7nci maddeleri
gereğince TBMMye intikal etmiş olan bakanlar hakkındaki
fezlekelerin okunarak Genel Kurulun bilgisine sunulması ile ekte yer alan
genel görüşme önergesini görüşmek üzere 18 Mart 2014 Salı günü
saat 15.00te Türkiye Büyük Millet Meclisinin olağanüstü toplantıya
çağırlmasını arz ve talep ederiz.
Mehmet Akif Hamzaçebi Engin Altay Muharrem
İnce
İstanbul Sinop
Yalova
1) Ali Demirçalı (Adana)
2) Turgay Develi (Adana)
3) Osman Faruk Loğoğlu (Adana)
4) Ümit Özgümüş (Adana)
5) Ahmet Toptaş (Afyonkarahisar)
6) Ramis Topal (Amasya)
7) S. Sencer Ayata (Ankara)
8) Sinan Aydın Aygün (Ankara)
9) Ayşe Gülsün Bilgehan (Ankara)
10) İzzet Çetin (Ankara)
11) Levent Gök (Ankara)
12) Gökhan Günaydın (Ankara)
13) Mehmet Emrehan Halıcı (Ankara)
14) Bülent Kuşoğlu (Ankara)
15) Aylin Nazlıaka (Ankara)
16) Emine Ülker Tarhan (Ankara)
17) Gürkut Acar (Antalya)
18) Deniz Baykal (Antalya)
19) Arif Bulut (Antalya)
20) Osman Kaptan (Antalya)
21) Yıldıray Sapan (Antalya)
22) Ensar Öğüt (Ardahan)
23) Uğur Bayraktutan (Artvin)
24) Osman Aydın (Aydın)
25) Metin Lütfi Baydar (Aydın)
26) Bülent Tezcan (Aydın)
27) Ayşe Nedret Akova (Balıkesir)
28) Haluk Ahmet Gümüş (Balıkesir)
29) Namık Havutça (Balıkesir)
30) Muhammet Rıza Yalçınkaya (Bartın)
31) Tanju Özcan (Bolu)
32) Ramazan Kerim Özkan (Burdur)
33) İlhan Demiröz (Bursa)
34) Kemal Ekinci (Bursa)
35) Aykan Erdemir (Bursa)
36) Sena Kaleli (Bursa)
37) Turhan Tayan (Bursa)
38) Ali Sarıbaş (Çanakkale)
39) Mustafa Serdar Soydan (Çanakkale)
40) Tufan Köse (Çorum)
41) İlhan Cihaner (Denizli)
42) Adnan Keskin (Denizli)
43) Kemal Değirmendereli (Edirne)
44) Recep Gürkan (Edirne)
45) Muharrem Işık (Erzincan)
46) Bedii Süheyl Batum (Eskişehir)
47) Kazım Kurt (Eskişehir)
48) Ali Serindağ (Gaziantep)
49) Mehmet Şeker (Gaziantep)
50) Selahattin Karaahmetoğlu (Giresun)
51) Hasan Akgöl (Hatay)
52) Mevlüt Dudu (Hatay)
53) Mehmet Ali Ediboğlu (Hatay)
54) Refik Eryılmaz (Hatay)
55) Ali Haydar Öner (Isparta)
56) Sabahat Akkiray (İstanbul)
57) Ferit Mevlüt Aslanoğlu (İstanbul)
58) Aydın Ağan Ayaydın (İstanbul)
59) Ercan Cengiz (İstanbul)
60) Süleyman Çelebi (İstanbul)
61) Ayşe Eser Danışoğlu (İstanbul)
62) Celal Dinçer (İstanbul)
63) Osman Oktay Ekşi (İstanbul)
64) Aykut Erdoğdu (İstanbul)
65) Haluk
Eyidoğan (İstanbul)
66) Osman Taney
Korutürk (İstanbul)
67) Sedef Küçük (İstanbul)
68) Melda Onur (İstanbul)
69) Umut Oran (İstanbul)
70) Kadir Gökmen
Öğüt (İstanbul)
71) Ali Özgündüz (İstanbul)
72) İhsan
Özkes (İstanbul)
73) Şafak
Pavey (İstanbul)
74) Müslim
Sarı (İstanbul)
75) Fatma Nur
Serter (İstanbul)
76) Bihlun
Tamaylıgil (İstanbul)
77) Mahmut Tanal (İstanbul)
78) Mustafa Sezgin
Tanrıkulu (İstanbul)
79) Gürsel Tekin (İstanbul)
80) Binnaz Toprak (İstanbul)
81) Erdoğan
Toprak (İstanbul)
82) Faik Tunay (İstanbul)
83) Erdal Aksünger (İzmir)
84) Mustafa Ali
Balbay (İzmir)
85) Musa Çam (İzmir)
86) Aytun
Çıray (İzmir)
87) Birgül Ayman
Güler (İzmir)
88) Hülya Güven (İzmir)
89) Mustafa
Moroğlu (İzmir)
90) Oğuz Oyan (İzmir)
91) Mehmet Ali
Susam (İzmir)
92) Rahmi
Aşkın Türeli (İzmir)
93) Mahmut Türmen (İzmir)
94) Alaattin Yüksel
(İzmir)
95) Durdu Özbolat (Kahramanmaraş)
96) Mehmet
Şevki Kulkuloğlu (Kayseri)
97) Turgut Dibek (Kırklareli)
98) Mehmet S.
Kesimoğlu (Kırklareli)
99) Haydar Akar (Kocaeli)
100) Hurşit
Güneş (Kocaeli)
101) Mehmet Hilal
Kaplan (Kocaeli)
102) Atilla Kart (Konya)
103) Veli
Ağbaba (Malatya)
104) Hasan Ören (Manisa)
105) Sakine Öz (Manisa)
106) Özgür Özel (Manisa)
107) Aytuğ
Atıcı (Mersin)
108) İsa Gök (Mersin)
109) Ali Rıza
Öztürk (Mersin)
110) Vahap Seçer (Mersin)
111) Ömer Süha
Aldan (Muğla)
112) Tolga Çandar (Muğla)
113) Nurettin Demir (Muğla)
114) Doğan
Şafak (Niğde)
115) İdris
Yıldız (Ordu)
116) Engin Özkoç (Sakarya)
117) Ahmet
İhsan Kalkavan (Samsun)
118) Haluk Koç (Samsun)
119) Malik Ecder
Özdemir (Sivas)
120) Emre Köprülü (Tekirdağ)
121) Faik Öztrak (Tekirdağ)
122) Candan Yüceer (Tekirdağ)
123) Orhan Düzgün (Tokat)
124) Mehmet Volkan
Canalioğlu (Trabzon)
125) Hüseyin Aygün (Tunceli)
126) Kamer Genç (Tunceli)
127) Dilek Akagün
Yılmaz (Uşak)
128) Mehmet Haberal (Zonguldak)
129) Ali İhsan
Köktürk (Zonguldak)
Gerekçe:
Meclis
soruşturmasına konu olan yolsuzluk olaylarına ilişkin
olarak hazırlanan fezlekeler çok uzun bir süre geçmesine karşın
yüce Meclisin bilgisine sunulmamıştır. Bu süreçte ilgili
makamlar birbirleri ile çelişkili, dayanağı olmayan
açıklamalar yapmış, fezlekelerin ulaşımında ve
bilgiye sunulmasındaki gecikme nedenleri konusunda kamuoyunu tatmin eden
gerekçeler ortaya konulamamıştır. Fezlekelerin ilgili makamlara
gönderilmesine ilişkin yaşanan süreçte, yüce Meclisin zamanında
bilgilendirilmesini engelleyen idari işlemler ile bu işlemleri
gerçekleştirenlerin buna ilişkin tüm uygulamalarının ele
alınması bir zorunluluk hâline gelmiştir. TBMMnin denetim
yollarını kullanmasını engelleyen uygulamaların
ivedilikle ele alınmasını sağlamak amacıyla
olağanüstü toplantı öngörülmektedir.
BAŞKAN
Şimdi de Başkanlığın çağrı
yazısını okutuyorum:
B)
Tezkereler
1.-
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının,
Olağanüstü toplantı isteminin Anayasa ve İç Tüzük hükümlerine
uygun bulunduğuna ve bu nedenle TBMM Genel Kurulunun 19 Mart 2014
Çarşamba günü saat 15.00te olağanüstü toplantıya
çağrıldığına ilişkin tezkeresi (3/1447)
14.03.2014
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığından Bildirilmiştir
Türkiye Büyük
Millet Meclisini; Türkiye Büyük Millet Meclisine intikal etmiş olan eski bakanlar
hakkındaki fezlekelerin okunarak Genel Kurulun bilgisine sunulması
ile Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekilleri
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi, Sinop Milletvekili Engin
Altay ve Yalova Milletvekili Muharrem İncenin bazı eski bakanlar hakkında
hazırlanan fezlekelerin Türkiye Büyük Millet Meclisine intikaline ve
milletvekillerinin bilgisine sunulmasına ilişkin işlemler
konusunda bir genel görüşme açılmasına ilişkin önergesini
görüşmek için yeter sayıdaki üyenin istemi üzerine Anayasanın 93üncü
ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 7nci maddeleri
gereğince 19 Mart 2014 Çarşamba günü saat 15.00te olağanüstü
toplantıya çağırıyorum.
Sayın
milletvekillerinin belirtilen gün ve saatte Genel Kurul toplantısına
katılmalarını rica ederim.
Cemil
Çiçek
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN -
Sayın milletvekilleri, olağanüstü toplantı çağrı
istemi önergesi uyarınca, bilgiye sunulması gereken konuyla ilgili
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının iki
tezkeresi vardır, okutuyorum:
2.-
Anayasanın 100üncü maddesine göre gereği yapılmak üzere
28/2/2014 tarihinde Başkanlığa intikal ettirilen Çevre ve
Şehircilik eski Bakanı ve Trabzon Milletvekili Erdoğan Bayraktarın
nüfuz ticareti yaparak başkasına menfaat temin ettiği ve
görevini kötüye kullandığına ilişkin suçlamalara yönelik
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının
27/2/2014 tarihli ve 2013/20765/CM sayılı yazısı ve eki
gereği Meclis soruşturması açılması Türkiye Büyük
Millet Meclisi üye tam sayısının en az onda 1inin (55 üye)
vereceği bir önergeyle istenebileceğinden ve böyle bir önerge olmadan
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının anılan
yazıyla ilgili olarak Meclis soruşturmasına ilişkin resen
bir işlem başlatması mümkün bulunmadığından
gereğinin tayin ve takdirinin yüce heyetin bilgisine sunulduğuna
ilişkin tezkeresi (3/1448)
2014
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
Çevre ve
Şehircilik eski Bakanı ve Trabzon Milletvekili Erdoğan Bayraktarın
nüfuz ticareti yaparak başkasına menfaat temin ettiği ve
görevini kötüye kullandığına ilişkin suçlamalara yönelik
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının
27.02.2014 tarihli ve 2013/20765/C.M. sayılı yazısı ve eki
Anayasanın 100üncü maddesine göre gereği yapılmak üzere
28.02.2014 tarihinde Başkanlığımıza intikal
ettirilmiştir.
Bilindiği gibi,
Anayasanın 100üncü maddesi uyarınca Meclis soruşturması
açılması Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının
en az onda birinin (55 üye) vereceği bir önergeyle istenebilmektedir.
Böyle bir önerge
olmadan, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının
anılan yazı ile ilgili olarak Meclis soruşturmasına
ilişkin resen bir işlem başlatması mümkün
bulunmadığından gereğinin tayin ve takdiri yüce heyetin
bilgisine sunulur.
Cemil
Çiçek
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkan
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkan, böyle bir sunuş
yapamazsınız.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, bu, bu şekilde
sunulamaz, okunamaz.
OKTAY VURAL
(İzmir) Siz usule aykırı yönetiyorsunuz. Böyle bir sunuş
yapmanız mümkün değildir. Lütfen
BAŞKAN Bir
saniye
Diğer tezkereyi de okutayım.
OKTAY VURAL
(İzmir) Hayır efendim.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan
OKTAY VURAL
(İzmir) Bu, bu sunuş usule aykırı, gayrimeşru bir
sunuştur.
BAŞKAN
Sayın Vural, Başkanlığın sunuşlarını
okutuyorum ben burada.
OKTAY VURAL
(İzmir) Efendim, hayır. Efendim, bakın, hayır.
BAŞKAN Genel
görüşme açılacak, o zaman fikirlerinizi söyleyeceksiniz.
V.-
AÇIKLAMALAR
1.-
İzmir Milletvekili Oktay Vuralın, Başkanlığın
olağanüstü toplantıya çağrı önergesini Genel Kurula
sunuş işleminin Anayasa ve İç Tüzük hükümlerine uygun
yapılması gerektiğine ilişkin açıklaması
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkan, milletvekillerinin tetkikine
açılmasıyla ilgili
Bundan önce bütün Başkanlık
sunuşları tezkerelerin milletvekilinin tetkikine
açıldığına ilişkin bir ibareyle okunur. Siz
milletvekillerinin, milletimizin rüşvet ve yolsuzlukları, haram
paracıları bilmesini engelliyorsunuz! (AK PARTİ
sıralarından Şov yapma! sesi, gürültüler)
Bu bakımdan,
Sayın Başkan, bundan önceki bütün sunuşlar Meclis
soruşturması taleplerinin Meclisin onda 1iyle
BAŞKAN
Meclis soruşturması değil efendim, Meclis soruşturması
değil.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan
OKTAY VURAL
(İzmir) Değil efendim, tezkereyi sunuşunuz. Bizim sizden
isteğimiz, bundan önce Başkanlığa gelen, bakanlarla ilgili
tezkerelerde nasıl ibareler kullanılmışsa
Başkanlığın aynı ibareleri sunması. Sizin bu
konuda takdir yetkiniz yoktur.
BAŞKAN Benim
değil ki efendim. Başkanlığın
sunuşlarını okutuyorum ben sadece burada Sayın Vural.
OKTAY VURAL
(İzmir) Efendim, hayır, sizin neden buraya
çağrıldığınız belli oldu.
BAŞKAN
Başkanlıktan gönderilen yazıyı okutuyorum.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan
OKTAY VURAL
(İzmir) Bir dakika
Sayın Başkan, böyle bir şey olmaz.
Milletvekillerinin tetkikine sunuldu. ibaresinin Meclis
Başkanlığı tarafından okunması lazım.
Milletvekillerinin tetkikine sunmadığınız bir konuyla
ilgili bir soruşturma önergesi hazırlanması söz konusu bile
olamaz. Kaldı ki Sayın Başkan, bu sunuşunuzda, bu sunuşta
Meclis soruşturmasıyla ilgili, fezlekesi gelen Sayın
Bakanın hangi suçu işlediği, Türk Ceza Kanununun hangi
maddesine istinaden bununla ilgili bir fezlekenin
hazırlandığına ilişkin bir bilgi de yoktur. Lütfen
sunuşunuzu tekemmül ettirin çünkü bu sunuşunuz bundan sonraki sunuş
için de emsal teşkil edebilir. Bu sunuşunuz düzenlenmelidir,
düzeltilmelidir. Milletten saklamayınız. Milletin vekillerine tevdi
edilmiş bir konu hakkında Türk milletinden saklayacak bir
şeyiniz yoksa, lütfen, size gelen dosyayı biz de görmek istiyoruz,
incelemek istiyoruz.
Bu bakımdan,
yaptığınız bu sunuş, bugüne kadar Meclis
Başkanlarının yaptığı sunuşların aksine
bir tutumdur. Doğrudan doğruya gizlemek, saklamak,
milletvekillerinin, milletin egemenliğini kullanan milletvekillerinin iradesine
darbe vurmaktır. Türkiye Büyük Millet Meclisi, bu milletin
egemenliğine, milletin iradesine darbe vurma yeri değildir,
kısıtlama yeri değildir. O bakımdan, lütfen, gereğini
yapınız ve bu konuda milletvekillerine bu dosyaların
açıldığına ilişkin iradenin Meclis Genel Kuruluna
ifade edilmesi Meclis Başkanının görevidir. Görevinizi kötüye
kullanmayın. Böyle bir şey olur mu ya! Nasıl böyle bir
sunuş yaptırıyorsunuz! Böyle kanun mu yapılır? Böyle
Meclis mi çalışır! İstifa edin!
ÜNAL KACIR
(İstanbul) Otur yerine!
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Hamzaçebi.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, yapmış
olduğunuz işlem
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, konuşmaları duymuyoruz, kürsüden
konuşsun ya da mikrofonu açın.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Mikrofonu açar mısınız?
BAŞKAN
Açıldı Sayın Hamzaçebi, buyurun.
2.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin,
Başkanlığın olağanüstü toplantıya çağrı
önergesini Genel Kurula sunuş işleminin Anayasa ve İç Tüzük
hükümlerine uygun yapılması gerektiğine ilişkin
açıklaması
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, yapmış
olduğunuz işlem hem Anayasaya aykırıdır hem İç
Tüzüke aykırıdır hem de olağanüstü toplantı gündemine
aykırıdır.
Bizim
olağanüstü çağrımızı siz okudunuz, Genel Kurulun
bilgisine sundunuz. Çağrımız iki bölümden oluşuyor.
Birincisi, 4 Bakanla ilgili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisine intikal
etmiş olan fezlekelerin okunması. Birinci bölüm bu. İkinci bölüm
de, fezlekelerin Meclise intikalinde ve intikal ettikten sonra da Genel Kurulun
bilgisine sunulmasında yaşanan gecikme. Şu anda birinci bölümü
görüşüyoruz. Siz, olağanüstü çağrı gündemine sadık
olmak zorundasınız. Birinci olarak söyleyeceğim bu.
Fezlekelerin
okunması gündemli bir çağrı gerçekleşmiş ise siz
fezlekelerin özetini veya onun kısaltılmış bir hâlini Genel
Kurula sunma hakkına ve yetkisine sahip değilsiniz. İkincisi,
Anayasamızın 98inci maddesinin birinci fıkrası gayet
açıktır. Meclis soruşturması milletvekillerinin bilgi
edinme ve denetim yollarından biridir, tıpkı...
BAŞKAN
Meclis soruşturması değil mi?
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Geliyorum, geliyorum, oraya geleceğim.
Benim bir şeyimi yakalamış gibi araya girmenize gerek yok. Ben
ne diyeceğimi biliyorum Sayın Başkan.
Meclis
soruşturması denetim yollarından biridir ve Meclis
soruşturmasında Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu cumhuriyet
savcılığının görevini yapar. Soruşturmaya gerek
var mı, yok mu kararını verecek olan Türkiye Büyük Millet
Meclisi kendisine intikal eden soruşturma konusu dosyayı, fezlekeyi
baştan sona kadar inceleme hakkına ve yetkisine sahiptir. Bugüne
kadarki Meclis teamülleri de bu şekildedir.
Bakın, burada,
80li yıllardan örnek var. Size Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü bunu
çıkarmış olmalı. Cumhuriyet savcılığından
Türkiye Büyük Millet Meclisine intikal eden bir fezleke nedeniyle
Başkanlık makamı Genel Kurula yapmış olduğu
sunuşta, hem o cumhuriyet savcısının talebini okuyor hem de
dosyaların milletvekillerinin tetkik ve takdirlerine
açılmasını söylüyor, ifade ediyor.
90lı
yıllardaki uygulama yine bu şekilde. Bir bakan hakkında
Başbakanlıktan gelen bir teftiş kurulu raporu ve bu raporla
birlikte yine bir cumhuriyet savcılığı yazısı
Genel Kurulun bilgisine sunuluyor, dosyalar milletvekillerinin incelemesine
açılıyor.
80ler böyle,
90lar böyle, 2000li yıllar da bu şekilde. 90lı
yıllardaki çağrıyı yapan Sayın Hüsamettin Cindoruk
Türkiye'nin hukukçu başkanlarından birisi; 2000li yıllardaki
çağrıyı yapan Sayın Bülent Arınç, dönemin Meclis
Başkanı, yine hukukçu bir milletvekili, hukukçu bir Meclis
Başkanı ve o da diyor ki: Dosyaların milletvekillerinin takdir
ve değerlendirmesine sunulması
Sıra 2010lu yıllara geliyor.
Bir başka hukukçu Meclis Başkanı hukuku katlederek
milletvekillerinin denetim hakkını elinden alıyor. Milletvekili
görmediği, bilmediği, incelemediği bir konuda bir başka
türlü karar verme imkânına sahip değildir. Milletvekillerinden bu
bilgiyi saklama hakkına sahip
değilsiniz. Aksi takdirde Anayasaya karşı bir suç
işlemiş olacaksınız Sayın Başkan, tutumunuzu
düzeltmeye davet ediyorum sizi.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Buyurun Sayın Kaplan.
3.-
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın,
Başkanlığın olağanüstü toplantıya çağrı
önergesini Genel Kurula sunuş işleminin Anayasa ve İç Tüzük
hükümlerine uygun yapılması gerektiğine ilişkin
açıklaması
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın
Başkan, Meclis Başkanlığının sunuş
yazısının fotokopisini rica ettim, zor bela yeni alabildim. Yani
burada parti grupları Mecliste bir çalışma yapıyorlar,
Meclisteki çalışma için bu bilgilendirmeyi yapmanız lazım.
Tamam, olağanüstü bir toplantı yapıyoruz ama yani İç
Tüzükün usulüne göre işlemesi lazım.
Yine, CHPnin genel görüşme önergesinin fotokopisini
de rica ettim, Başkanlık Divanınızdan, Kanunlar dairesinden
alabildim hele şükür, elhamdülillah. Yani o kadar zor mu ki? Burada, AK
PARTİ Grubunun 55 milletvekiliyle vermiş olduğu bir
soruşturma istemi başvurusunun Meclis
Başkanlığına bugün verildiği basına
yansıdı yani kendi bakanlarıyla ilgili, AK PARTİ Grubunun
verdiği. Belki seçimden sonra bu gündeme alınacak, yani kendilerinin
istediği. Muhalefetin de istediği, bu konuda fezlekelerin denetime
açılmasıdır.
Şimdi, tabii ki Barış ve Demokrasi Partisi
olarak biz gerçekten bu konuda biraz tecrübeli sayılırız; bizim
945 tane fezleke -maşallah- geldi, Sayın Başkan çoğunu da
okudunuz bu kürsüden. Okunduğu gibi, hepsinin de eşit
okunmasını istiyoruz. Biz Kürtçe Su ver. demişiz,
(x) fezleke gelmiş. Kürtçe
demişiz:
(x), Günaydın. fezleke
gelmiş.
Şimdi, burada bazı fezlekeler kaplumbağa
hızıyla geliyor, mehter marşı eşliğinde, hayret
ediyorum. İşte Akşam söyledi, fezlekeler sabah Meclise geldi.
Bizimle ilgili. BDPlilere dokunuluyor. Anında, daha fezlekeyi görmeden
basına, televizyona sızdırılıyor, veriliyor.
Başbakan diyor ki: Parlamentoda bununla ilgili öyle bir şey
yapacağız ki dünyada eşi benzeri yok. Gazeteler yazıyor
BDPyle ilgili jet hızıyla. Yani kardeşim, bu devlet bize mi
çalışıyor? Yani başka işi yok, bizim düşünce
açıklamasına, ondan sonra,
(x)dememize,
Nevrozu kutlamamıza izinsiz gösteri diye 945
Elhamdülillah, zimmet yok,
hırsızlık da yok, yolsuzluk da yok, ihale de yok,
dolandırmak da yok, cinsel saldırı suçları da yok, yüz
kızartıcı da yok, Allaha şükür 945 tane. Bu, büyük bir
farktır ama jet hızıyla gelen fezlekeler konusunda herkesin ve
bütün partilerin de fezlekesinin eşit gelmesini istiyoruz yani
iktidarın da ana muhalefetin de hepsinin de eşit okunmasını
istiyoruz. Allah aşkına, hakkınız var mı? Burada BDP
milletvekilleriyle ilgili -henüz yargılama aşamasında bile
yokken- bu kürsüden terör örgütü olduğu iddiasıyla ilgili Örgüt
mensubu olmamakla beraber örgüt üyesi gibi davranmaktan fezlekesi geldi. diye
okuyorsunuz.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Kaplan.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Sayın Başkan, bitiriyorum.
Şimdi, bu
Meclis işleyişinin İç Tüzüke uygun olması ve Meclisin
olgun bir tartışma yürütmesi, tüm parti gruplarının da buna
dikkat etmesi -öncelikle Başkanlık Divanınızın-
inanın, Türkiyenin gelecek demokrasisine katkı sunacaktır. Yani
bunu tartışabilme seviyesini göstermek zorundadır Meclis ve usul
tartışmalarına boğmamamız lazım diye
düşünüyoruz.
Sayın
Başkan, gerçekten yani Kürt Mehmet nöbete. onu biliyoruz da bütün hassas
torba kanunlarda da hep siz nöbet tutuyorsunuz. Kayserili Sadık Yakut da
hep nöbette mi olacak? Yani buna da bir çare bulun.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Kaplan.
Buyurun Sayın
Canikli.
4.- Giresun
Milletvekili Nurettin Caniklinin, fezleke eklerindeki dosyalarda yer alan
bilgilerin milletvekillerinin denetiminden kaçırılması gibi bir
durumun söz konusu olmadığına ve bir soruşturma komisyonu
kurulmasının talep edilmesi için fezleke eklerinin Türkiye Büyük
Millet Meclisine gelmesine gerek bulunmadığına ilişkin
açıklaması
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım.
Öncelikle şunu
çok açık bir şekilde ifade etmek gerekir ki bu fezlekelerin ekindeki
dosyalarda yer alan bilgilerin herhangi bir şekilde üstünün örtülmesi,
kapatılması amacıyla böyle bir durumun ortaya çıkması söz
konusu değil. Çünkü, bu bilgiler zaten şu anda tüm Türkiyeye servis
edilmiş durumda. Yani bu bilgiler o anlamda
bakıldığında kanuna aykırıdır, değildir
o başka bir tartışma konusu ama sonuç itibarıyla bu dosyalarda
yer alan bilgilerin tamamı hemen hemen herkeste mevcuttur.
Dolayısıyla, bu bilgilerin karartılması, bu bilgilerin
milletvekillerinin denetiminden kaçırılması gibi bir durum söz
konusu değildir.
Olay şudur,
bakın: Bu, dokunulmazlıkların kaldırılması
talebinden farklı bir durumdur. Dokunulmazlıkların
kaldırılması talebinde bir iddianame söz konusudur ve
soruşturmanın gizliliği kalkmıştır.
Dolayısıyla, buna ilişkin olarak, gelen fezlekelerdeki tüm
bilgilerin kamuoyuyla paylaşılması CMK açısından bir
sorun teşkil etmemektedir. Ama çok açıktır ki şu anda gelen
fezlekelerle ekli olan dosyalardaki bilgilerin gizliliği devam etmektedir.
Bütün bunlar, herkesin elinde olmasına rağmen
Yani herkesin elinde
vardır ve sosyal medyada, İnternet ortamında tamamı servis
edilmektedir. Buradaki hassasiyet, sadece çok açık bir hukuk
kuralının ihlal edilmemesi isteğinden kaynaklanmaktadır.
Bakın,
ayrıca, bir soruşturma komisyonu kurulması talep edilmesi için
bu tür bilgilerin, fezlekelerin eklerinin Türkiye Büyük Millet Meclisine
gelmesine gerek yok, bunun sayısız örnekleri vardır. Nitekim
şu anda bunların bilinmesine ayrıntılı bir
şekilde -gizliliği devam eden soruşturmalarla ilgili olarak söylüyorum-
gerek yok. Her aşamada, Türkiye Büyük Millet Meclisinde usulüne uygun bir
şekilde soruşturma komisyonu kurulması için yeterli sayıda
imzanın bulunması hâlinde bu talep Meclis
Başkanlığına intikal ettirilebilir. Nitekim, şu anda
bu 4 bakanla ilgili olarak soruşturma komisyonu kurulması için
imzalar toplanmakta ve bakanların kendi talepleri çerçevesinde,
bakanlarımızın kendileri hakkında soruşturma komisyonu
kurulması ve bu taleplerin sonuna kadar incelenmesi talepleriyle
bağlantılı olarak ve bunu dikkate alarak -bizler- AK PARTİ
Grubu olarak arkadaşlarımız şu anda imza topluyorlar.
Bununla ilgili soruşturma komisyonu kurulmasına ilişkin
dilekçeler önümüzdeki günlerde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilecek. Bu, şu açıdan önemlidir: Biz de resmî olarak bunların
görülebilmesini, denetlenebilmesini sağlamak amacıyla soruşturma
komisyonu kurulmasını talep ediyoruz çünkü soruşturma komisyonu
üyeleri, gizli dahi olsa, bu bilgilere, her türlü belgeye ulaşma
imkânına sahipler ve bu yolla ulaşacaklar yani biz de,
milletvekillerinin, soruşturma komisyonu yoluyla bu bilgilere
ulaşmasını temin etmek istiyoruz. Dolayısıyla, burada,
ne kaçırılan ne örtülen ne gizlenen herhangi bir durum söz konusu
değildir. Gizlilik nedeniyle -CMKnın ilgili maddesi gereğince-
böyle bir açıklama buradan yapılamaz ama zaten ellerinde vardır.
Dolayısıyla, soruşturma komisyonu kurulduğunda,
soruşturma komisyonu üyesi arkadaşlarımız -muhalefete
mensup arkadaşlarımız da iktidar partisine mensup
arkadaşlarımız da- bu bilgilerin tamamına
ulaşacaklardır, erişeceklerdir, denetleyeceklerdir ve ona göre
kararlarını vereceklerdir Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Canikli.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkan
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, şimdi, efendim
BAŞKAN
Sayın Hamzaçebi, isterseniz usul tartışması açayım.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Hayır, hayır, bir saniye efendim. Bu
konu usul tartışmasına feda edilemez.
OKTAY VURAL
(İzmir) Yok, yok, usulle ilgili değil efendim.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Usulle ilgili bir konu yok.
OKTAY VURAL
(İzmir) Geri çekilecek, böyle bir sunuş mu olur!
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Bugüne kadarki uygulamalar gayet net, usul
tartışmasıyla geçiştirilebilecek bir konu değil.
Efendim, mikrofonu
bir açar mısın?
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın milletvekilleri, 1980den beri bütün
uygulamalar böyle olmuştur.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Ayrıca, bir dakika Sayın Başkan
OKTAY VURAL
(İzmir) Meclisin itibarını yerle bir ettiniz be!
BAŞKAN Ama
birinize söz vereyim, Sayın Hamzaçebiyi bir dinleyelim.
5.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, olağanüstü
toplantıya çağrı önergesinin konusunun fezlekelerin
okunması olduğuna ve Giresun Milletvekili Nurettin Caniklinin
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; konu usul tartışmasıyla
geçiştirilemeyecek, ona feda edilemeyecek kadar açıktır. Bugüne
kadarki Meclis uygulamaları açıktır, hepsinin örneklerini
getirdim, arzu eden arkadaşlara verebilirim.
BAŞKAN
Efendim, biz de görüşümüzü söyleyeceğiz.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Elbette söyleyeceksiniz yani ne
söyleyeceğinizi tahmin ediyorum ama söylediğinizde bir daha
değerlendiririz. Biz olağanüstü toplantı
çağrısını yapmışız. Toplantının,
toplantı çağrısının gündemi fezlekelerin
okunması; siz bunu değiştirme hakkına sahip
değilsiniz. Eğer soruşturmanın gizliliği nedeniyle
fezlekelerin okunmaması gibi bir düşünceniz var ise
çağrıyı yapmayacaksınız o zaman ya da bu çağrıyı
düzeltmemizi isteyeceksiniz; çağrıyı yaptıktan sonra bunu
değiştirme hakkına sahip değilsiniz, bu mümkün
değildir, İç Tüzük buna izin vermiyor.
İkincisi,
Sayın Caniklinin söylediğine kargalar bile güler. 4 bakan
hakkında soruşturma açılması için dilekçe vermişler.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Verdi, verdi.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yani, Türkiye Büyük Millet Meclisi
olağanüstü toplantıya çağırılmış,
çağırmışız, bütün muhalefet partileri gelmiş,
bağımsızlar gelmiş -gelen, katılan tüm muhalefet
partilerine ve bağımsız milletvekili
arkadaşlarımıza buradan çok teşekkür ediyorum-
olağanüstü, tarihî, önemli bir gün yaşıyoruz, böyle bir gündemde
konu fezlekeler, bakanların işledikleri iddia edilen suçlar ve 4
bakan dilekçe veriyor. Bugüne kadar niye beklemişler acaba?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Siz bugüne kadar niye beklediniz,
açmadınız?
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yani, 17 Aralık operasyonu
başladıktan sonra 25ine kadar Başbakan neden onları
görevde tutmuş acaba? 25inde ikinci operasyon başlayınca
mı onların görevden ayrılma zorunluluğu ortaya
çıktı?
OKTAY VURAL
(İzmir) Haram para aklamacı Rıza için oy kullanıyor ya.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Eğer Adalet ve Kalkınma Partisinin,
Hükûmetin bu fezleke dosyalarının açılmasından bir
endişesi olmasaydı
ÜNAL KACIR
(İstanbul) Sayın Başkan, bu kürsü neye yarıyor?
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul)
kendilerine güvenseydiler bu dosyalar
açılırdı.
ÜNAL KACIR
(İstanbul) Bu usul ne usulü?
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Kendilerine güvenemiyorlar, bakanların,
Başbakanın işlediği iddia edilen suçların delilleri bu
dosyada çünkü. Bu dosyaların Parlamentonun, milletin bilgisine
sunulmasından korkuyorsunuz, korkmayanlar Hadi açıyoruz. derler. 4
bakan dilekçe vermiş de, soruşturma istemişler de, buna herkes
güler. (CHP sıralarından alkışlar)
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Sayın Başkanım, biz de
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkan
ÜNAL KACIR
(İstanbul) Sayın Başkan, lütfen İç Tüzükü uygulayın
efendim. Bu İç Tüzükün neresinde var bu görüşme?
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkan
ÜNAL KACIR (İstanbul)
Böyle bir görüşme şekli var mı İç Tüzükte?
BAŞKAN
Buyurun Sayın Vural.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Ben konuşuyorum efendim.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Halaçoğlu.
6.- Kayseri
Milletvekili Yusuf Halaçoğlunun, Başkanlığın
olağanüstü toplantıya çağrı önergesini Genel Kurula
sunuş işleminin Anayasa ve İç Tüzük hükümlerine uygun
yapılması gerektiğine ilişkin açıklaması
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkan, demin AKP Grup Başkan
Vekili Meclis Başkanının adına konuşma yaptı
burada, ona hakkı yok her şeyden önce. Neden
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Ya, sizin hakkınız var da niye onun hakkı yok?
Yani şuna bak hele ya!
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Hayır, Meclis Başkanı adına
konuşma hakkına sahip değildir, burada biz Meclis
Başkanının aldığı kararı eleştiriyoruz.
Diyoruz ki: Bu şekilde Meclise sunamazsınız, Meclis sadece
fezlekelerin adını anarak geçiştirme yapamaz, bunların
dosyalarını görmek gerekir, neye göre oylanacak, bunun biz
hesabını soruyoruz.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın Kaplan,
son söz, buyurun.
7.-
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın, milletvekillerinin
fezlekelerin içeriğine ulaşabilmeleri gerektiğine ilişkin
açıklaması
HASİP KAPLAN
(Şırnak)- Sayın Başkan, Sayın Canikli demin kendi
gruplarının soruşturma önergesi verdiğini söylediler.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Milletvekilleri.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Tek tek imzaları toplanıyor yani
milletvekilleri.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Yani, ne zaman?
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Bakın, grup olarak değil, gruba mensup
milletvekilleri.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) 55 milletvekili, biliyorum, evet.
Eğer bugün
veriyorlarsa ki bunda bir engel yok.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Örtbas ediliyor.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Sayın Başkan, milletvekillerinin ve
grupların soruşturma açılabilmesi için bilgi edinmesi lazım
yani Bakan söz konusu. Anayasa 100üncü madde bakanlarla ilgili
soruşturmayı ve Başbakanla ilgili olanı kapsıyor, milletvekillerininki
farklı.
Şimdi, burada,
fezlekeye ulaşmak. Fezleke, iddianame gibi, karar gibi, bunlar aleni
şeyler yani Anayasa Komisyonuna gelir Meclis
Başkanlığından, ilgili Bakan ve milletvekilleri alabilir,
gruplar da alabilir.
Şimdi,
Sayın Başkan, bakın, şu 299 sayfa bir rapor, hepimizin
elinde var. Yani, vermeseniz de raporu elde dolaşıyor. Oysaki biz,
fezleke olsun, daha isterdik. Yani, bu İnternet denen olay bu.
Şimdi,
şurada sorun şu: Bana demin, istediğim bir Başkanlık
sunuşu geldi. Deniliyor ki: 55 milletvekili eğer isterse
diyor
Meclis Başkanı Sayın Çiçek,
bilgiye erişim olur. diyor.
Şimdi, Bilgiye erişim olur. diyen Sayın Meclis
Başkanı şu yazıyı göndermiş. Bu yazının
üstünde tarih, sayı yok. Meclis Başkanlığı tarih atmaz
mı yazılarına Sayın Başkan? Yani, Meclis
Başkanı, bugün, 19 Mart, olağanüstü toplantıya
çağırıyor muhalefetin isteğiyle.
Çağırdığı hâlde, bildiği hâlde Sayın Meclis Başkanı
bu yazılarına bir tarih atmaz mı Allah aşkına? Yani,
Meclis yazışmalarının resmiyeti, ciddiyeti bunu gerektirmez
mi?
Şimdi,
buradaki yazıya göre İlla soruşturma istemiyle ilgili bilgi
verilmesi söz konusu. deniliyor. Oysaki birazdan genel görüşme
yapacağız. Genel görüşme Anayasa gereği. Anayasa
gereği olan genel görüşme yine bu konuyla ilgilidir yani fark eden
bir şey yok. Soruşturma bir izin şartıdır, izin
şartıdır. Genel görüşme de ayrı bir konu,
bilgilendirme gereğidir. Yani herhâlde kapalı oturum istemezsiniz yani
bu konuda kamuoyundan kaçma gibi bir derdiniz olacağını sanmam.
Soruşturma istediğinize göre kapalı oturum da istemezsiniz.
Böyle bir
kaygı da yoksa, fezlekelerin milletvekillerine açılması
normaldir. Açmadığınız takdirde Sayın
Başkanım, ha böyle, kürsüde açılır işte, 99 sayfa.
Sizin cep telefonuna da gelmiştir Başkanım, inanın.
Bakın, resimlerle, notlarla. Yani niye buna
BAŞKAN Evet,
teşekkür ediyorum Sayın Kaplan.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) - Hayır, buna gerek yok Sayın Başkanım.
Yani bakın, buna hiç gerek yok. Var işte. Gerek yok. Yani birbirimizi
kandırmayalım.
OKTAY VURAL
(İzmir) Ayakkabı kutuları, çikolatalar
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Kamu vicdanının önündeyiz arkadaşlar. Yani
bu konularda olgun bir tartışmayı yapabilelim istiyorum
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Tamam, teşekkür ediyorum.
VI.- OTURUM
BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Sadık Yakutun,
Başkanlığın, olağanüstü toplantı
çağrısına konu olan Türkiye Büyük Millet Meclisine intikal eden
savcılık dosyalarıyla ilgili işlemlerinin teamüllere ve
hukuka uygun olduğuna ilişkin konuşması
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, mevcut dosya, savcılıktan gelen ilk örnek.
Savcılık soruşturması sürüyor. Üzerinde, kanundan
kaynaklanan bir gizlilik söz konusu. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı
da bu yeni duruma göre tezkereleri yazdı. (CHP ve MHP
sıralarından gürültüler)
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkan
BAŞKAN -
Sayın milletvekilleri, bir saniye
Grup başkan vekillerini dinledik,
açıklama yapıyoruz.
Bu konuyla ilgili
çok saygın hukukçuların görüşleri:
Sayın Hikmet
Sami Türk: İddianame hazırlanana kadar gizlilik kararı
vardır.
ERTUĞRUL
KÜRKCÜ (Mersin) O değil, o olmaz
SIRRI SÜREYYA ÖNDER
(İstanbul) O saygın değil, başka bir tane söyle; onun
elinde kan var, kan. O değil.
BAŞKAN Evet,
Sayın Taha Akyol: Bu sorular haklı mı? Hayır, bu sorular
haklı değil. Kuvvetler ayrılığı ilkesine
inanıyorsanız, yasama organı, yargıdaki
soruşturmanın gizliliği uygulamasına müdahale edemez.
Yasama ve yürütme erkleri yargının üstünde olamaz. (CHP ve MHP
sıralarından gürültüler)
OKTAY VURAL
(İzmir) Ya, nereden buluyorsunuz? Hukukçu Faruk Bala sor.
İZZET
ÇETİN (Ankara) Ayıp, ayıp!
BAŞKAN
Sayın Vural, dinledik biz sizi. Dinleyeceksiniz.
OKTAY VURAL
(İzmir) Yok mu başka hukukçu? Onlar öyle veriyorsa aksine olanlar
yok mu? Niye yani?
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Sayın Başkan, siz hukukçu değil misiniz?
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Biz mi belirledik o hukukçuları?
BAŞKAN
Efendim, Sayın Kanadoğlu Türkiye Büyük Millet Meclisinin yürütmeyi
denetleme yollarının en önemlisinin Meclis soruşturması
olduğunu anımsatarak Bir suç işlendiğine ilişkin
eldeki kanıtların ve açıklanmayan ancak içeriği
bilindiği ifade edilen fezlekelerde yer alan bilgiler ile belgeler
kullanılarak soruşturma önergesi verilebilir.
OKTAY VURAL
(İzmir) Kara para Rızayı korumayın, haram
paracıları korumayın, İranlı ajanın
tuzağına düşmüş bakanları korumayın.
BAŞKAN
Şimdi bu durumda, sayın milletvekilleri, Bakanlar Kurulu üyeleri
hakkında, Anayasanın 100üncü maddesi kapsamında Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına intikal eden dosyalarla ilgili
uygulamalara bakıldığında, 22nci Yasama Döneminden
itibaren istisnasız bir şekilde söz konusu dosyalara ilişkin
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı tezkeresiyle Genel
Kurulda bilgilendirme yapılmış, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına ulaştırılan dosyanın üst
yazısı ayrıca okutulmamıştır. Bugün okunan,
okunacak olan Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı
tezkereleriyle de hangi bakanlar hakkında hangi suçlamalardan dolayı
Anayasanın 100üncü maddesi kapsamında dosyaların Türkiye Büyük
Millet Meclisine gönderildiği bilgiye sunulmuştur.
Bu nedenle, teamül
hâline gelmiş uygulamalar doğrultusunda işlem
yapılmıştır. Üst yazıların ayrıca
okunmasına da gerek bulunmamaktadır. Bu nedenle
(CHP ve MHP sıralarından gürültüler)
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkan
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan
BEDİİ
SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Sayın Başkan, böyle bir açıklama
olur mu? Hangi eylemin hangi maddeye aykırılığı
diyor.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, teamül hâlindeki bir
uygulamadan söz ettiniz, teamül öyle
değil.
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkan, burada hangi kanunun hangi maddesine
ilişkin, şey yok. Bir kere, hangi eylemin
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, hangi teamül?
BAŞKAN
Efendim, okuyayım o zaman: Çevre ve Şehircilik eski Bakanı
Trabzon Milletvekili Erdoğan Bayraktarın nüfuz ticareti yaparak
başkasına menfaat temin ettiği ve görevini kötüye
kullandığına ilişkin suçlamalara yönelik İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığının
OKTAY VURAL
(İzmir) Hangi suçlamalar efendim? Hangi suçlamalar?
BEDİİ
SÜHEYL BATUM (Eskişehir) - Hangi suçlama?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) - Okudu ya, dinlemiyorsun ki.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Demin okudu.
BAŞKAN
27/2/2014
tarihli ve sayılı eki Anayasanın 100üncü maddesine göre
gereği yapılmak üzere 28/2/2014 tarihinde
Başkanlığımıza intikal ettirilmiştir.
Bilindiği üzere, Anayasanın 100üncü maddesi uyarınca Meclis
soruşturması açılması Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tam
sayısının en az onda 1inin vereceği bir önergeyle
istenebilmektedir. Böyle bir önerge olmadan Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının anılan yazıyla ilgili olarak
Meclis soruşturmasına ilişkin resen bir işlem
başlatması mümkün bulunmadığından gereğinin tayin
ve takdiri yüce heyetin bilgilerine sunulmuştur.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkan, şunu diyorum
BAŞKAN Biraz
sonra genel görüşme açacağız. Zaten o konuda
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkan, bırakın genel görüşmeyi.
Suçlamalar diyor, hangi eylem, hangi suç, hangi kanunun hangi maddesine göre,
bunu bir kere açıklamanız lazım. Açıklamanız
lazım.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) - Savcılığın
bir şeye kararı yok o konuda.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Bakın, bu bir dokunulmazlığın
kaldırılması talebi değil Sayın Başkan. Bugüne
kadar hep gelenler dokunulmazlıkların kaldırılması
talepleriyle ilgilidir ve gizlilik yoktur. Arada çok büyük fark vardır.
OKTAY VURAL
(İzmir) Bunu açıklamanız lazım.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkan böyle bir sunuş olmaz. Sayın
Meclis Başkanına müracaat ettik, biraz önce de konuştuk,
Sayın Meclis Başkanının bu sunuşu çekmesi gerekiyor.
FARUK BAL (Konya)
Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Bal, böyle bir uygulamamız yok, grup başkan vekillerine
söz veriyoruz. Lütfen
FARUK BAL (Konya)
Grup adına söz istiyorum.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, bakın, siz
Teamüllere baktık. dediniz.
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkan, şimdi burada yazınızda
diyorsunuz ki yani 55 milletvekili verdi. Türkiye Büyük Millet Meclisinin bütün
milletvekillerine bunu açacak mısınız?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) - Açamaz.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Hayır, hayır, soruşturma komisyonu
üyeleri ancak kullanabilir.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Böyle soru-cevap usulü mü olur? Sayın
Başkanım, biz ne yapıyoruz?
BAŞKAN
Hayır, komisyondaki ilgililer okuyacak, geçmişteki olduğu gibi
efendim.
OKTAY VURAL
(İzmir) Ya, böyle bir
Efendim, komisyon kurulmadan komisyon olur mu?
BAŞKAN
Efendim, iktidar partisi ve ana muhalefet partisi, basından
öğrendiğim kadarıyla bugün verdiler Meclis araştırma
önergesini.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan, Meclis
soruşturması açılmasıyla ilgili Meclis iradesi olmadan, bu
55 milletvekili nasıl inceleyecek?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, karşılıklı konuşuyorsunuz, biz bir
şey anlamıyoruz, gündeme geçelim.
OKTAY VURAL (İzmir) Yani, çelişkilerle dolu
bir sunuş. Batıyorsunuz ya! Sayın Meclis Başkanı,
çekin bu sunuşu, böyle bir şey olur mu ya?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Sayın Başkan, bugüne kadarki uygulamalarda dediniz, hangi uygulama
efendim? Bugüne kadarki uygulamalar bu tutumunuzu doğrulamıyor.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, önerge üzerine toplanıyoruz, olağanüstü
toplanıyoruz.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, konu
bilgilerinize sunulmuştur.
OKTAY VURAL (İzmir) Ey milletim, rüşvet
alanlar korunuyor, altın kaçakçılığı yapanlar
korunuyor.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) Sayın
Başkan, sizin tutumunuz hakkında bir şey söylemek istiyorum.
BAŞKAN Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 16.06
İKİNCİ
OTURUM
Açılma Saati: 16.49
BAŞKAN: Başkan
Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER:
Muharrem IŞIK (Erzincan), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 72nci Birleşiminin
İkinci Oturumunu açıyorum.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER
(İstanbul) Sayın Başkan, bir önceki oturumdaki bir sözünüz
üzerine bir açıklama yapmak istiyorum.
BAŞKAN Buyurun.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER
(İstanbul) Siz, Hikmet Sami Türk için
BAŞKAN
Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına mı?
SIRRI SÜREYYA ÖNDER
(İstanbul) Hayır, Halkların Demokratik Partisi adına.
BAŞKAN Buyurun, HDP
adına
SIRRI SÜREYYA ÖNDER
(İstanbul) Siz, dediniz ki: Saygın hukukçu Hikmet Sami Türk.
BAŞKAN Saygın
hukukçular
dedim, evet.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER
(İstanbul) Oradaki saygın ibaresinin tutanaklardan
çıkarılmasını istiyorum. Çünkü, bu memlekette Hayata
Dönüş Operasyonu adı altında onlarca mahkûmun ölümünde ve sakat
kalmasında vebali olan bir insandır. Saygın ibaresi sizin
böyle leblebi gibi dağıtacağınız bir şey
değildir. Saygın ibaresinin tutanaklardan
çıkarılmasını istiyorum. (BDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Ben, hukukçuluk yönü
itibarıyla söylemiştim.
Sayın
milletvekilleri, Anayasanın 100üncü maddesi kapsamında Türkiye
Büyük Millet Meclisine gönderilen savcılık dosyalarına
yapılacak işlemle ilgili, 1961 Anayasası döneminde, 17/2/1965
tarihli Türkiye Büyük Millet Meclisi Birleşik Toplantısı
İçtüzüğünün 13üncü maddesinde, Yargı mercilerince, bir
işin takibi sırasında görevde bulunan veya görevinden
ayrılmış olan Başbakan veya Bakanlar Kurulu üyelerinden
birinin Bakanlar Kurulunun genel siyasetinden veya
Bakanlıklarının görevleriyle ilgili işlerden dolayı
cezai sorumluluğu gerektiren fiilleri sebebiyle görevsizlik kararı verilirse
Başbakanlık eliyle Türkiye Büyük Millet Meclisi Birleşik
Toplantısı Başkanlığına başvurulur. hükmü
uyarınca yargı mercilerine de Meclis soruşturması
işlemleri için başvuru yapma imkânı tanınmıştır.
Birleşik Toplantı İçtüzüğünün ilerleyen maddelerinde, bu
şekilde bir başvuru geldiğinde yapılacak işlemler
ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. 1982 Anayasası
döneminde, Meclis Başkanlığına Meclis
soruşturması kapsamında gelen fezlekelerle ilgili
işletilecek süreç konusunda hüküm oluşturulmamıştır.
Bu konudaki ilk
uygulamanın gerçekleştirildiği Genel Kurul 3/12/1985 tarihli
36ncı Birleşimde, Anayasanın 100üncü maddesi kapsamında
Meclis Başkanlığına gönderilen dosyalardan
milletvekillerinin bilgi sahibi olabilmeleri için, söz konusu dosyaların
Başkanlık tezkeresiyle Genel Kurulda bilgiye sunulmalarından
sonra milletvekillerinin tetkikine açılması şeklinde bir
uygulama başlatılmıştır. Konu hakkında
açılan usul tartışmasında Başkanlığın
tutumunda da bir değişiklik olmamıştır.
Uygulamaya
bakıldığında, Başbakanlık, Danıştay ve
Sayıştaydan gelen ve Meclis soruşturmasına konu olabilecek
fiillerle ilgili dosyalara ilişkin 44 tezkere gündemin
Başkanlığın Genel Kurula Sunuşları
kısmında milletvekillerine Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı
tezkeresi olarak duyurulmuş ve bu duyuru üzerine, söz konusu tezkereler ve
ekleri örnek alınmamak şartıyla milletvekillerinin incelemesine
açılmıştır. Genel Kurulda bilgiye sunulan söz konusu 44
tezkereden yalnızca 4ü Danıştay ve 1i Sayıştay tarafından
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
gönderilmiştir, diğer 39 tezkerenin ise Başbakanlıktan
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına intikal
ettirildiği ve eklerinin teftiş kurullarınca hazırlanan
raporlardan oluştuğu görülmektedir. Olağanüstü toplantı
çağrısına konu olan ve biraz önce bilginize sunulan, İstanbul
Cumhuriyet Savcılığı yazıları ve ekleri hususunda
ise yeni bir durumla karşı karşıya bulunulmaktadır.
Öncelikle, bir
cumhuriyet savcılığınca Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına gönderilen dosyalar hakkında
Anayasanın 100üncü maddesi çerçevesinde ilk defa bir işlem
yapılması ve bir uygulama şekli oluşturulması söz
konusudur.
İkinci olarak,
söz konusu dosyalar sadece adı geçen bakanlarla ilgili iddialarla
sınırlı olmayıp üçüncü şahısları da
ilgilendirdiğinden, üçüncü şahısların mağdur edilmesi
ihtimali bulunmaktadır.
Üçüncü olarak, söz
konusu dosyalar devam etmekte olan hazırlık soruşturması
safhasında olup soruşturma tamamlanmamış, dosya mahkemeye
sunulmamış olduğundan, Ceza Muhakemesi Kanununun 157nci
maddesi anlamında dosya üzerindeki gizlilik devam etmektedir. Bu gizlilik
kanundan doğmaktadır.
Bilindiği
üzere, idari işlemlerle hazırlanan dosyalar üstündeki gizlilik yine
idari işlemlerle kaldırılabilmektedir. Bu anlamda, Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığı milletvekillerinin bilgisine sunulan
bir teftiş kurulu raporundan gizli evrakların örneklerinin
alınması istemi üzerine, 25 Mart 1992 tarihinde gizlilik
kaydının kaldırılmasının mümkün olup
olmayacağını Başbakanlıktan sormuştur.
Başbakanlık Teftiş Kurulunun 31 Mart 1992 tarihli cevabi yazısında
konunun milletvekillerinin bilgisine sunulmasıyla evrak üzerindeki
gizliliğin ortadan kaldırılmış olduğu
belirtilmiştir.
Görüleceği
üzere, idari işlemlerle oluşturulmuş gizli bir evrakın
bilgiye sunulmakta gizlilik kaydının kalmayacağı
değerlendirilmiştir. Ancak gündemimizdeki konunun gizliliği bir
idari işlemden değil ilgili savcının soruşturmayı
tamamlamamış ve mahkemeye sunmamış olması nedeniyle
kanun hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Önümüzde gizliliği kanunla
korunan bir evrakın gizliliğinin korunması sorunu
bulunmaktadır.
Diğer
taraftan, değerlendirmelerimize ışık tutacak bir örnek
olduğu düşüncesiyle değinmek gerekirse adli işlemin
parçası olarak Türkiye Büyük Millet Meclisine gelen dokunulmazlık
dosyaları doğrudan Anayasa ve Adalet Komisyonlarından kurulu
Karma Komisyona gönderilmekte ve bu dosyaların içeriğini söz konusu
komisyon üyesi dışındaki milletvekilleri bile
inceleyememektedir. Gizlilikle ilgili çok katı hükümler bulunmayan
dokunulmazlık dosyaları ile ilgili uygulama ortada iken, gizliliği
kanunla korunan tartışma konusu evrakın incelemeye
açılması korunması gereken hukuki değerin ihlali
mahiyetinde olabilecektir.
Sonuç olarak, cumhuriyet
başsavcılığınca gönderilen evrak nedeniyle
Anayasanın 100üncü maddesi çerçevesinde, ilk kez bir işlem
yapılacağı, gizliliği yasayla korunan evrakın
alenileştirilmesinin kanun hükümlerinin ihlali
oluşturacağı, dosya içeriğinde isimleri geçen üçüncü
kişilerin de bu surette mağdur edilebileceği ortadadır.
Mevcut uygulama bu hususların telif edilmesi ihtiyacı
çerçevesindedir.
Bu nedenle
OKTAY VURAL (İzmir)
Bu nedenle dediniz, bu nedenle
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Bu nedenle
BAŞKAN - Bu nedenle
okutulmayacaktır diyorum, evet, görüşümde bir değişiklik
yoktur.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN - Buyurun.
OKTAY VURAL (İzmir)
Sayın Başkan, bir kere, gizli olup olmadığını kim
söylüyor?
BAŞKAN - Efendim?
BÜLENT TEZCAN (Aydın)
Kararı kim veriyor?
BAŞKAN - Kanundan
kaynaklanıyor efendim, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 157nci
maddesinden kaynaklanıyor.
OKTAY VURAL (İzmir)
Ne diyor orada, ne diyor orada efendim?
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Anayasa mı büyük CMK mı büyük?
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan
OKTAY VURAL (İzmir)
Ne diyor orada?
BAŞKAN - Ama
sayın grup başkan vekilleri, böyle bir usulümüz yok. Şöyle
yapmamız lazım, o zaman usul tartışması
açacağız.
OKTAY VURAL (İzmir)
Sayın Başkan, hayır, bununla ilgili değil. Bunun gizli
olmadığına ilişkin
BAŞKAN - Evet.
OKTAY VURAL (İzmir)
Bu gizli değil. Gizli olmayan bir hususu Türkiye Büyük Millet Meclisinde
milletten saklamak için yapıyorsunuz bunu, gizli değil.
BAŞKAN - Hayır.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Usul tartışması açmak istiyoruz.
OKTAY VURAL (İzmir)
Gizli değil, milleti aldatmayın. Bu gizli değildir
milletvekilleri için.
BAŞKAN - Efendim, AK
PARTİ ve Cumhuriyet Halk Partisi Grubu tarafından Meclis
soruşturması önergesi verilmiştir.
OKTAY VURAL (İzmir)
Hayır efendim
BAŞKAN - Komisyon
üyeleri komisyon sırasında komisyon kurulduktan sonra her şeyden
haberdar olacaktır, inceleyecektir, soruşturacaktır.
OKTAY VURAL (İzmir)
Hayır efendim, siz, böyle bir iradeyi şu anda belirtemezsiniz. Nerede
verilmiş? Nerede verilmiş?
BAŞKAN - Muharrem
Bey, okuyun lütfen.
OKTAY VURAL (İzmir)
Soruşturmayla ilgili 55 imza nerede verilmiş? Millete
yanlış ifade ediyorsunuz.
BAŞKAN - Şimdiye
kadar yeterli tartışmayı yaptık.
Muharrem Bey, okuyun.
IV.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
B)
Tezkereler (Devam)
3.-
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının,
Anayasanın 100üncü maddesine göre gereği yapılmak üzere
28/2/2014 tarihinde Başkanlığa intikal ettirilen
İçişleri eski Bakanı ve Mardin Milletvekili Muammer Güler hakkında
sahte belge düzenlemek, soruşturmanın gizliliğini ihlal, nüfuz
suistimali ve birden çok kez rüşvet aldığına ilişkin
suçlamalara; Ekonomi eski Bakanı ve Mersin Milletvekili Mehmet Zafer
Çağlayan hakkında 5607 sayılı Kaçakçılıkla
Mücadele Kanununa muhalefet, resmî belgede sahtecilik, birden çok kez
rüşvet aldığına ilişkin suçlamalara ve Avrupa
Birliği eski Bakanı ve İstanbul Milletvekili Egemen
Bağış hakkında birden çok kez rüşvet
aldığına ilişkin suçlamalara yönelik İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığının 27/2/2014 tarihli ve
2013/20764/CM sayılı üst yazısı ve ekleri gereği Meclis
soruşturması açılması Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tam
sayısının en az onda 1inin (55 üye) vereceği bir önergeyle
istenebileceğinden ve böyle bir önerge olmadan Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığının anılan yazıyla ilgili
olarak Meclis soruşturmasına ilişkin resen bir işlem
başlatması mümkün bulunmadığından gereğinin tayin
ve takdirinin yüce heyetin bilgisine sunulduğuna ilişkin tezkeresi
(3/1449)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
İçişleri eski
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Usul tartışması açıyorum.
OKTAY VURAL (İzmir)
Sayın Başkan
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, bir söz verir misiniz
efendim?
BAŞKAN Devam edin
Muharrem Bey.
KÂTİP ÜYE MUHARREM
IŞIK (Erzincan) Başkanım, oradaki grup başkan vekilleri
söz istiyor.
BAŞKAN - Saat
15.00ten bu tarafa aynı şeyleri konuşuyoruz efendim, lütfen
okuyun Muharrem Bey, vermiyorum, yeter.
OKTAY VURAL (İzmir)
Aynı şeyler tabii ya! Haram paracı Rızayı, altın
kaçakçılarını, koluna 760 milyarlık saati takanları
mı koruyacaksınız? Gizlilik onlara mı?
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN - Hayır
efendim, Meclis soruşturması önergesi verilmiştir. Komisyonda
görüşülecektir.
Devam et Muharrem Bey.
Bakanı ve Mardin
Milletvekili Muammer Gülerin hakkında sahte
OKTAY VURAL (İzmir)
Komisyonda değil.
Sayın Başkan
BAŞKAN - Lütfen Sayın Vural
OKTAY VURAL (İzmir)
Sayın Başkan, usul tartışması açıyorum, gizli
dediniz bu evraka, bu evraka gizli dediniz.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Usul tartışması
OKTAY VURAL (İzmir)
Buna gizli dediniz, böyle bir değerlendirme yapma hakkınız
yoktur.
BAŞKAN
Muharrem Bey, okuyun lütfen.
OKTAY VURAL
(İzmir) Bu değerlendirmenizle ilgili usul tartışması
açıyorum.
İçişleri
Bakanı ve Mardin Milletvekili Muammer Güler hakkında sahte belge
KÂTİP ÜYE
MUHARREM IŞIK (Erzincan) Usul tartışması istiyor
Başkanım. Allah Allah!
BAŞKAN Oku
lütfen arkadaşım.
düzenlemek,
sorgulamanın gizliliğini ihlal, nüfuz suistimali ve
(CHP ve MHP
sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkan, usul tartışması
açıyorum.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Sayın Başkan
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkan, Sayın Başkan
BAŞKAN
Okuyun Muharrem Bey, arkadaş okuyacaksın sen ya!
birden çok kez
rüşvet aldığına ilişkin suçlamalar
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Sayın Başkan, usul tartışması
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkan, Sayın Başkan
Sayın
Başkan, usul tartışması açıyorum.
BAŞKAN
Söyledim ben, Usul tartışması açın. dedim.
Oku Muharrem Bey,
ondan sonra usul tartışması açacağım.
Ekonomi eski
Bakanı ve Mersin Milletvekili Mehmet Zafer Çağlayan hakkında
5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa muhalefet
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkan, usul tartışması
açıyorum.
BAŞKAN
Muharrem Bey, devam et sen. (CHP, MHP ve BDP sıralarından gürültüler)
resmî belgede
sahtecilik, birden çok kez rüşvet aldığına ilişkin
suçlamalar
OKTAY VURAL
(İzmir) - Siz gizli olmayan bir dosyaya gizlilik atfedemezsiniz. Siz
Meclise darbe vuruyorsunuz.
BEDİİ
SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Ayıp ya, neyi okuyor!
KÂTİP ÜYE
MUHARREM IŞIK (Erzincan) Başkanım, hangisini
yapacağız biz? Allah Allah!
BAŞKAN Oku.
OKTAY VURAL
(İzmir) - Milletin egemenliğine müdahale ediyorsunuz, siz
darbecisiniz, siz gayrimeşru bir Meclis Başkan Vekilliği
sürdürüyorsunuz.
BAŞKAN Oku
Muharrem Bey.
ve Avrupa
Birliği eski Bakanı İstanbul Milletvekili Egemen
Bağış hakkında birden çok kez rüşvet
aldığına ilişkin suçlamalara
OKTAY VURAL
(İzmir) - Haram para aklamacı Rızayı korumak için, koluna
765 milyar TLlik saati takanları korumak için, altın kaçakçılarını korumak için
milletvekillerinin hakkını, hukukunu kesiyorsunuz siz.
BAŞKAN
Muharrem Bey, devam et. Muharrem Bey, bitir. Usul tartışması
açarım ben, devam et.
Muharrem Bey, yer
değiştirin o zaman.
KÂTİP ÜYE
MUHARREM IŞIK (Erzincan) Niye değiştireyim? Burada grup
başkan vekilleri bir şey konuşuyor.
(İzmir
Milletvekili Oktay Vural, Sinop Milletvekili Engin Altay ve Giresun
Milletvekili Nurettin Caniklinin kürsü önünde toplanmaları)
KÂTİP ÜYE
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) Yer değiştirelim.
İZZET
ÇETİN (Ankara) - Otur yerine.
(CHP, MHP ve BDP
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Yer
değiştirin. İki saatten bu tarafa söyledik, usul
tartışması da açacağım.
OKTAY VURAL
(İzmir) Hayır efendim, sizin biraz önceki açıklamanızla
ilgili efendim.
BAŞKAN Evet,
açacağım, devam et Muharrem Bey.
Egemen
Bağış hakkında birden çok kez rüşvet
alındığına ilişkin
BEDİİ
SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Muharrem okuma, bırak. Böyle şey olur
mu, okuma. Bırak başkasına okutsun. Kendi okusun. Sayın
Başkan, böyle şey olur mu, Anayasaya aykırı işlem
yaptırıyorsunuz.
OKTAY VURAL
(İzmir) Açıklamanızla ilgili
BAŞKAN
Vereceğim efendim.
Devam edin siz.
Muharrem Bey, okur musun lütfen!
OKTAY VURAL
(İzmir) Açıklamanızla ilgili efendim, usul
tartışmasının amacı
(CHP sıralarından
Okuma Muharrem, kendi okusun. sesleri)
BAŞKAN
Muharrem Bey, okur musun lütfen?
suçlamalara
yönelik İstanbul
AHMET TOPTAŞ
(Afyonkarahisar) Anlaşılmıyor.
OKTAY VURAL
(İzmir)
sizin yaptığınız iş ve eylemlerle
ilgilidir.
BAŞKAN
Muharrem Bey, okur musunuz?
Cumhuriyet
Başsavcılığının 27/2/2014 tarihli
OKTAY VURAL
(İzmir) Usul tartışmasının amacı
Çikolata
kutularında saklanan dolarları gizleyemeyeceksiniz, gizleyemeyeceksiniz!
BAŞKAN
Muharrem Bey, okur musun arkadaşım!
ENGİN ALTAY
(Sinop) Ara verin.
BAŞKAN Niye
ara vereceğim? Ara verdim, arkada
Muharrem Bey, okur
musun lütfen?
OKTAY VURAL
(İzmir) AVM tuvaletlerindeki rüşvet alışverişini
gizleyemeyeceksiniz, gizleyemeyeceksiniz. Usul tartışması
açacaksınız.
ENGİN ALTAY
(Sinop) Başkanım, ara vermek zorundasınız.
BAŞKAN
Hayır, niye vereceğim? Meclis soruşturması önergesi
verilmiştir efendim.
OKTAY VURAL
(İzmir) Usul tartışması açacaksınız!
ENGİN ALTAY
(Sinop) Ya, gürültü ve kavga hâli belli, usul tartışması açmak
zorundasınız.
OKTAY VURAL
(İzmir) Usul tartışması açacaksınız!
BAŞKAN
Muharrem Bey, lütfen okuyun.
KÂTİP ÜYE
MUHARREM IŞIK (Erzincan) Başkanım, hiç kimse bir şey
duyamıyor ki.
OKTAY VURAL
(İzmir) Usul tartışması açacaksınız!
ENGİN ALTAY
(Sinop) Çok ayıp bir şey ya Başkanım
OKTAY VURAL
(İzmir) Usul tartışması açacaksınız.
BAŞKAN
Muharrem Bey, okuyun lütfen.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
OKTAY VURAL
(İzmir) Hayır efendim
ENGİN ALTAY
(Sinop) Hayır hayır
OKTAY VURAL
(İzmir) Hayır, hayır, bununla ilgili değil, siz
istediğiniz gibi değil
BAŞKAN
İstediğim gibi yapmıyorum, ben Tüzüke göre yapıyorum.
OKTAY VURAL
(İzmir) Benim talebime göre
KÂTİP ÜYE MUHARREM
IŞIK (Erzincan) Başkanım, grup başkan vekilleri söz
istediler.
BAŞKAN Ben
iki saat sayın grup başkan vekillerine söz verdim.
KÂTİP ÜYE
MUHARREM IŞIK (Erzincan) Ama önce usul tartışması
istediler.
BAŞKAN
Okuyun efendim siz, tutanaklara geçiyor.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Bizim talebimizle ilgili karar verin
OKTAY VURAL
(İzmir) Siz milletin egemenliğini gasbediyorsunuz!
BAŞKAN
Hayır efendim, söz konusu değil.
OKTAY VURAL
(İzmir) Siz haram paracı Rızayı koruyorsunuz! Siz haram
paracı Rızayı koruyorsunuz!
KÂTİP ÜYE
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) Kürsüden söyle bunları!
BAŞKAN
Efendim, genel görüşme açacağız, kürsüden söylersiniz.
OKTAY VURAL
(İzmir) Ben usul tartışması
BAŞKAN
Muharrem Bey, lütfen okur musun!
KÂTİP ÜYE
MUHARREM IŞIK (Erzincan) Sayın Başkanım, usul
tartışması istiyorlar.
BAŞKAN O
zaman yer değiştirin!
KÂTİP ÜYE
MUHARREM IŞIK (Erzincan) Değişmiyorum Başkanım!
OKTAY VURAL
(İzmir) Talimat veremezsiniz öyle! Zorla mı
okutturacaksınız! Nasıl talimat veriyorsunuz öyle!
BAŞKAN
Hayır, okumak zorunda
OKTAY VURAL
(İzmir) Usul tartışması açacaksınız!
KÂTİP ÜYE
MUHARREM IŞIK (Erzincan) Kimse bir şey anlamıyor.
BEDİİ
SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Muharrem, okuma!
BÜLENT TEZCAN
(Aydın) Önce milletvekillerinin incelemesine açarsın, daha sonra
okutursun!
ENGİN ÖZKOÇ
(Sakarya) Okuma Muharrem!
OKTAY VURAL
(İzmir) Usul tartışması açacaksınız!
AHMET TOPTAŞ
(Afyonkarahisar) Okuma, okuma, anlaşılmıyor!
ENGİN ÖZKOÇ
(Sakarya) Okuma, kalkma!
FATMA NUR SERTER
(İstanbul) Okuma, okuma!
BEDİİ
SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Yolsuzlukların üstü böyle örtülür mü!
AHMET TOPTAŞ
(Afyonkarahisar) Anlaşılmıyor ya, neyi okuyor?
BEDİİ
SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Muharrem, okuma da kalkma da!
OKTAY VURAL
(İzmir) Usul tartışması açılacak!
BAŞKAN Kaç
defa sordum ben size usul tartışması açayım diye. (CHP ve
MHP sıralarından gürültüler)
OKTAY VURAL
(İzmir) Efendim, soruşturmanın gizliliği
Biz dedik.
HASİP KAPLAN (
Şırnak) Biz talep ettik.
BAŞKAN
Açıyorum, buyurun, isteyin şeyinizi
Hayret bir şey!
OKTAY VURAL
(İzmir) Aleyhte
ENGİN ALTAY
(Sinop) Lehte
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Aleyhte
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (İzmir) Lehte
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Aleyhte
BAŞKAN
Tamam, birer tane vereceğim, kendi aranızda anlaşın, birer
tane vereceğim. Her gruba birer tane söz vereceğim, lehte, aleyhte.
Tamam, birer tane
vereceğim.
Sayın Kaplan
REFİK ERYILMAZ
(Hatay) - Muharrem, kanunsuz emir bu!
FATMA NUR SERTER
(İstanbul) Yerinden kalkma ve okuma!
ENGİN ALTAY
(Sinop) Gelmiş talimat veriyorsun, Allah Allah! Böyle şey olur mu
ya!
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Yazılı ver, yazılı!
ENGİN ÖZKOÇ
(Sakarya) Muharrem kalkma da, okuma da!
FATMA NUR SERTER
(İstanbul) Otur ve okuma!
OKTAY VURAL
(İzmir) Darbecilere geçit yok, haram paracılara geçit yok!
ENGİN ÖZKOÇ
(Sakarya) Asla okuma!
BAŞKAN Evet,
tutumumla ilgili usul tartışması açıyorum
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Mersin) Lehte.
BAŞKAN Lehte
söz isteyen Nurettin Canikli.
ENGİN ALTAY
(Sinop) - Söz isteyenlerin hepsini okumanız lazım Başkanım,
bir dakika
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Her gruptan birer tane.
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Mersin) Sayın Başkan, tutanaklara bakın, belli herkes,
ilk lehte ben istedim, tutanaklara bakın.
BAŞKAN
Sayın Öztürk, her zaman olduğu gibi 4 gruba birer tane söz veriyoruz.
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Mersin) Tutanaklara bakın, ilk sözü ben istedim.
BAŞKAN E,
burada istediniz.
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Mersin) Hayır efendim, ilk ben istedim.
BAŞKAN -
Kürsünün önünde istediniz, bu şekilde de konuşuldu gruplara birer
tane söz vereceğiz diye.
Buyurun Sayın
Canikli.
İZZET
ÇETİN (Ankara) Sayıştay raporlarıyla ilgili ne söyledin
hepsini anlat. O berbat olan şeyler ne Sayıştay
raporlarında, berbat olan ne?
BAŞKAN - Üç
dakika söz veriyorum Sayın Canikli, buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
VII.-
USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
1.-
Başkanlığın olağanüstü toplantı
çağrısına konu olan Türkiye Büyük Millet Meclisine intikal eden
savcılık dosyalarının içeriğiyle ilgili Genel Kurula
bilgi verilmemesi yönündeki uygulamasının İç Tüzük hükümlerine
uygun olup olmadığı hakkında
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkan
Sayın Başkan
Sayın
Başkan, bir dakika
Nurettin Bey, özür
diliyorum.
Sayın
Başkan, bu konuda açtığımız usul
tartışması tamamıyla sizin bu soruşturmanın
gizliliğiyle ilgili ifadenizle ilgilidir. Bunun, usul
tartışmasının sebebi budur. Bunu ifade etmek istiyorum.
BAŞKAN
Sayın Canikli, sürenizi yeniden başlatıyorum, buyurun.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
milletvekili arkadaşlarım, neyi tartışıyoruz?
YILDIRIM
TUĞRUL TÜRKEŞ (Ankara) Hırsızlığı!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Şimdi, 4 eski bakanla ilgili birtakım
fezlekeler var ve onun ekinde birtakım iddialar içeren dosyalar var,
klasörler var.
SADİR DURMAZ
(Yozgat) Hırsızlığı!
YILDIRIM
TUĞRUL TÜRKEŞ (Ankara) Hırsızlığı,
yolsuzluğu!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Şimdi, Türkiye Büyük Millet Meclisine
gönderiliyor. Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderilirken
İZZET
ÇETİN (Ankara) Canikli, Sayıştay raporlarında berbat
olanlar ne, onları anlat! Berbat olan ne? Sayıştay
raporlarındaki birilerinin hırsızlıklarını anlat!
Berbat olan hırsızlıkları anlat!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla)
bu soruşturma henüz bitmemiş bir
soruşturma, iddianame aşamasına geçmemiş bir
soruşturma. Burada en ufak bir problem var mı? Yok. (CHP ve MHP
sıralarından gürültüler)
BEDİİ
SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Sayıştay raporları nerede?
ORHAN DÜZGÜN
(Tokat) Sayıştayı anlat Sayıştayı!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Hem Anayasamız açısından hem de
Ceza Muhakemeleri Kanununun 157nci maddesi açısından, iddianame
aşamasına gelmeyen bir soruşturma gizlidir. Bu bilgiler
kesinlikle açıklanamaz, kimseye verilemez. Bakın, biz hiçbir
şeyi kapatmıyoruz. (CHP ve MHP sıralarından gürültüler)
İZZET
ÇETİN (Ankara) Sayıştay raporlarında berbat olanları
anlat, berbat, berbat!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Buna rağmen, bu yasağa rağmen çok
açık bir şeklide diyoruz ki: Hodri meydan! Bu bakanlarla ilgili
soruşturma komisyonunu kuralım. Zaten, ilgili bakanlar da kendileri
hakkında gerekli soruşturmanın yapılması için ve
soruşturma komisyonu kurulması için Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına kendileri başvurmuşlar; Allah
aşkına, daha ne istiyorsunuz? (CHP ve MHP sıralarından
gürültüler) O zaman komisyon üyeleri her türlü bilgiye, her türlü gizli bilgiye
ulaşabilirler, değerlendirmelerini yapabilirler. O açıdan, hiç
kimsenin bu bilgileri kapatmak, gizlemek, örtbas etmek gibi bir amacı yok,
olamaz. (CHP ve MHP sıralarından gürültüler)
İZZET
ÇETİN (Ankara) Ya, berbat olan Sayıştay raporlarını
niye gizlediniz? Sayıştay raporunu niye gizlediniz?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Zaten bu dosyadaki bilgiler hepinizin elinde var,
hepinizin elinde var, çarşaf çarşaf var, bütün Türkiye bunları
biliyor. Bu bilgilerin gizliliği falan da kalmadı bu anlamda. Ama,
hiç kimse, çok açık bir şeklide, Anayasamızın ve kanunlarımızın
suç saydığı bir fiili
İZZET
ÇETİN (Ankara) Sen yaparsın onu!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla)
burada işlemesini talep edemez, hiçbir
hukukçu böyle bir talepte bulunamaz. Amacınız gerçekten üzüm yemekse,
gerçekten bu iddiaları soruşturmaksa, açıkça söylüyoruz
OKTAY VURAL
(İzmir) Kaçmayın, kaçmayın, millet bilsin! İnsan
azmayınca Allah yazmaz!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla)
gelin, soruşturalım, soruşturma
komisyonunu kuralım, hep birlikte yapalım. Amacınız bu
değil, amacınız, kusura bakmayın, bu değil,
amacınız başka.
MEHMET METİNER
(Adıyaman) Meydandan kaçıyorlar, meydandan! Seçim
meydanlarından kaçıyorlar!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Amacınız, bu tür bilgiler hangi amaçla
servis ediliyorsa, toplumda nasıl bir algılama sağlanmak
isteniyorsa buna hizmet etmektir. (CHP ve MHP sıralarından
gürültüler)
İZZET
ÇETİN (Ankara) Sen
Sayıştay raporlarındaki sahtekârlıkları anlat!
SEDEF KÜÇÜK
(İstanbul) Sayıştay
Sayıştay
Sayıştay
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Yoksa, gerçekten, doğru ortaya çıksın,
kim ne yapmışsa ortaya çıksın; bunu tespit etmiş olsa
amacınız, gerçekten, samimiyetle o zaman bizim
çağrımıza olumlu cevap verirsiniz, soruşturma komisyonunun
kurulması için gerekeni yaparsınız. Biz samimiyetle
İZZET
ÇETİN (Ankara) Berbatlıkları anlat, berbatlıkları!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Bakın, hiçbir dönemde böyle bir şey
olmadı. 4 bakan hakkında da ne konuşuluyorsa, ne iddia varsa
gelin, soruşturalım, soruşturma komisyonu kuralım. (CHP ve
MHP sıralarından gürültüler)
İZZET
ÇETİN (Ankara) Sayıştay raporundaki berbat olayları
anlat!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Amacınız bu değil.
Amacınız bu olsa başka türlü hareket etmezsiniz.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
İZZET
ÇETİN (Ankara) Sen Sayıştay raporundaki berbat işleri
anlat!
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Aleyhte söz isteyen
Faruk Bal, Konya Milletvekili.
Buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
FARUK BAL (Konya)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
AHMET YENİ
(Samsun) Biz de sizi dinlemeyelim şimdi, ne olacak şimdi? Biraz
evvel konuşturmadınız kimseyi. Demin ne oldu? Biraz evvel ne
yaptınız?
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen
Lütfen sayın milletvekilleri
AHMET YENİ
(Samsun) Sayın Başkan, biraz önce niye söylemediniz onlara? Evet,
biraz evvel Başkanımızı konuşturmadınız.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen
Buyurun Sayın
Bal.
FARUK BAL (Devamla)
Sayın milletvekilleri
GÜLAY DALYAN
(İstanbul) Sayın deme bize!
FARUK BAL (Devamla) Sayın Başkan,
zatıalinizin bu soruşturmanın gizlilikle ilgili kararı
üzerine söz almış bulunuyorum. Yüce heyeti saygıyla
selamlıyorum.
Ortada bir durum
var. Bu durum rüşvet, yolsuzluk, kara para aklama, altın
kaçakçılığı gibi dinen haram, örfen ayıp, kanunen suç
olan, delilleri de çarşaf çarşaf ortaya dökülüp saçılan bir
durum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET METİNER
(Adıyaman) Hepsi de iftira!
FARUK BAL (Devamla)
Bu durumda cumhuriyet savcılığı soruşturmaya
başlamıştır. Ortada bir suç örgütü var, bu suç örgütünün
içinde 4 tane sayın bakan var. Cumhuriyet savcısı, Ceza
Muhakemesi Kanununa göre soruşturmayı yürütürken bir takoza
takılmıştır. Bu takoz, bakanların
dokunulmazlığıyla ilgilidir. Şimdi buradaki durum Bu
takozu kaldıracak mıyız, kaldıramayacak mıyız?
noktasındaki ön çalışma.
MEHMET METİNER
(Adıyaman) Paralel takoz!
FARUK BAL (Devamla)
Buradaki çalışmanın iki anlamı vardır. Bir:
Anayasamıza, İç Tüzükümüze ve teamüllerimize göre, şuradaki
çalışma, cumhuriyet savcısının takozundan sonra duran
yargılama, soruşturma sürecinin işletilmesidir. Bundan sonra
direksiyonda Türkiye Büyük Millet Meclisi vardır. Cumhuriyet
savcısının yetkisini Türkiye Büyük Millet Meclisi
kullanacaktır adli görevde.
İki: Siyasi
denetim görevidir. Siyasi denetim görevi bunun konusu
dışındadır, onu bir kenara bırakıyorum.
İDRİS
ŞAHİN (Çankırı) Adli görevi nasıl kullanacak
komisyon kurulmadan?
FARUK BAL (Devamla)
Siz, Sayın Başkan savcılık da yaptınız, ben
biliyorum- hiç duydunuz mu: Savcının elindeki araştırma
dosyası savcıdan gizlenebilir mi?
İDRİS
ŞAHİN (Çankırı) Komisyon kurulmadan savcılık
görevini nasıl yapacak Türkiye Büyük Millet Meclisi?
FARUK BAL (Devamla)
- Bu kararınız, savcılık görevi yapacak olan, buradaki
soruşturma konusu, oyunu kullanacak milletvekillerinin kanaatini
oluşturabilmesi için savcılık görevi
Siz savcıdan,
elindeki dosyanın bilgisini gizleyen bir karar verdiniz; böyle hukuk olur
mu, böyle adalet olur mu, böyle milletin iradesi olur mu?
SIRRI SÜREYYA ÖNDER
(İstanbul) Hırsız var.
FARUK BAL (Devamla)
- Ortada, gayet açık ve nettir ki dinen haram, duymanızı
istiyorum
ALTAN TAN
(Diyarbakır) Haram maram dinlemiyorlar.
MEHMET METİNER
(Adıyaman) İftira da haram, iftira da! Yalan da haram!
FARUK BAL (Devamla)
kanunen suç, örfen ayıp bir durum vardır ve bu bir
haksızlıktır.
MEHMET ERDOĞAN
(Adıyaman) - Komisyon kuralım, komisyon!
FARUK BAL (Devamla)
- Haksızlık karşısında susan dilsiz
şeytandır! (MHP ve CHP sıralarından alkışlar) Ya
elinizle ya dilinizle ya kalbinizle ya buğzedeceksiniz ya engel
olacaksınız! Ama belli, belli, besbelli ki siz
vicdanınızı partinizin genel merkezine emanet etmişsiniz.
(MHP ve CHP sıralarından
alkışlar) Buradaki durum,
asıl sorun da budur.
ALTAN TAN
(Diyarbakır) Vicdan yok, cüzdan var!
MEHMET ERDOĞAN
(Adıyaman) - Komisyon kuralım, komisyon; komisyon kurulsun, hadi.
FARUK BAL (Devamla)
- Değerli milletvekilleri, hepimizin, yukarıda her şeyi bilen
Cenab-ı Allaha karşı, bir gün gideceğimiz yer vardır;
o her şeyi biliyor, şimdi sizin gizlemenizin hiçbir anlamı
olmayacaktır.
AHMET YENİ
(Samsun) Ya, kimsenin bir şey gizlediği yok be!
FARUK BAL (Devamla)
- Zaten büyük Türk milleti de durumu biliyor.
AHMET YENİ
(Samsun) Komisyon kuracağız.
FARUK BAL (Devamla)
- Hepinizi saygıyla selamlarım. (MHP ve CHP sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Tutumum lehinde söz
isteyen Hasip Kaplan, Şırnak Milletvekili.
Buyurunuz.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Sayın Başkan, tutumunuz lehinde söz
almadım, üzerinde söz aldım. Usul tartışmasını ben
açtım ama karambole getirdiniz.
Yani, Gizlilik
gerekçesiyle
dediniz, Soruşturma gizli, bu fezlekeler okunmaz.
dediniz. Fezlekeler gelir Adalet Bakanlığına, bütün bürokratlar
okur; sonra Meclis Başkanlığına gelir, Meclis
Başkanlığının da bütün bürokratları okur,
Kanunlar Dairesi okur; sonra, gider Anayasa Komisyonuna, Burhan Kuzu başta
olmak üzere komisyon üyelerinin hepsi okur ama milletin iradesi söz konusu
olunca, milletvekili söz konusu olunca okuyamaz, değil mi? Yani Kuzu
okur, Kaplan okuyamaz, değil mi? (BDP ve CHP sıralarından
alkışlar, gülüşmeler) Olmaz, olmaz arkadaşlar, böyle
Kaplana okutturmam. derseniz Bu tutumunuz yanlış. deriz.
Bakın, çok
basit, yakın zaman soruşturmaları var, Mesut Yılmazın
var, başka bakanların var, başbakanların var. Orada ne
yapılmış? Ya, arkadaşlar, gizliyse
Sayın Meclis
Başkan Vekilim, sizin bizden ayrıcalığınız,
fazlalığınız nedir ki gizli olan evraka benden fazla
muttali oluyorsunuz da ben
muttali olamıyorum? (BDP ve CHP sıralarından alkışlar)
Muhalefet partisi olamayacak, muhalefetin 3 partisi olamayacak ama başkan
vekili muttali olacak, kâtipler muttali olacak, bürokratlar muttali olacak,
bütün memurlar muttali olacak, bunun adı gizli olacak. Ne gizli
arkadaş?
MEHMET METİNER
(Adıyaman) Hepinizin elinde var o fezlekeler.
HASİP KAPLAN
(Devamla) Arkadaşlar, yolsuzluklarla ilgili vicdanen, kamu vicdanı
karşısında çırılçıplak olmak
zorundasınız, olgun bir tartışma yapmak zorundayız,
insanları ikna etmek zorundayız. Seçim meydanında değiliz
şu an, Meclisteyiz. Yani seçim meydanları savaş
meydanlarına döndü. Burada, bir yolsuzluk tartışmasını
İç Tüzüke göre yapamıyoruz. Bu tartışmalı konular
gelince Sadık Yakut -başkan hazır- geliyor, ondan sonra kendisi
istediği gibi belirlemeye çalışıyor. Bu olmaz, bu
yanlıştır, bu sizi aklamaz, adınız AK da olsa
aklamaz, çok zor duruma sokar. Yolsuzluk çamurundan, inanıyorum ki AK
PARTİnin yüzde 90ı rahatsızdır bundan vicdanen, Türkiye
kamuoyu rahatsızdır, vatandaşlarımız
rahatsızdır. Bir yargı süreci işletilemiyor, Meclis
tartışamıyor ne olacak diye. Savaş meydanlarına
mı gidiyoruz? Sonuçta bir sandığa gideceğiz. Biz geldik,
başkaları yarın gelecek. Bu kürsü, bu koltuklar bize baki
değil, buraya kazık çakmaya gelmedik; buraya vicdanı dik,
alnı ak, başı dik, onurlu bir duruş sergilemeye geldik.
Kaçmayalım, kaçmayalım bu tartışmadan diyoruz.
Saygılarımla.
(BDP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Tutumum aleyhinde
söz isteyen Akif Hamzaçebi, İstanbul Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Sayın Canikli aslında şunu demek istiyor: Bu
fezlekeler burada okunursa duman oluruz. (CHP, MHP ve BDP
sıralarından alkışlar) O nedenle elinden geleni
yapıyor bu fezlekelerin okunmasını engellemek için.
Başkanlığın
bugünkü tutumu Türkiyenin demokrasi tarihinde kara bir leke olarak yer
alacaktır.
OKTAY SARAL
(İstanbul) O kara tarih CHPde var.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) Başkanlık diyor ki: Bunlar gizli.,
Meclis Başkanı da gizli diyor. Ancak, Meclis
Başkanının, 5 Mart 2014
tarihli, İnternet sitelerinde yer alan bir haberini okuyorum, gazetelerde
de var, diyor ki: Bunlar, gelen dosya iki ayrı talep 11 klasörden
oluşuyor. Öyle 10-15 sayfalık bir evrak değil, bunu süratle incelemek
mümkün değil. O nedenle Hukuk İşleri Müdürlüğüne havale
ettim, onun öneminin de farkında olarak acele, ivedi bunu inceleyin, bir
komisyon oluşturun, bir an önce bilgiye sunun diye. Yani, 11 klasör,
yarım günde de bunların okunması mümkün olmadığı
için cumartesiye yetişemedi. O nedenle 1 Mart 2014 tarihinde bunu Mecliste
okuyamadık. Yani, bütün bu fezlekeler, onun ekindeki 11 klasör
bürokratlardan gizli değil, onlar inceliyor ama milletvekillerinden gizli
-evet, kutluyorum Sayın
Başkan- eğer bu gizliyse bürokratlardan da gizli olacak. Bu
bir kara lekedir. Bürokratlar her şeyi inceliyor, iktidar partisi her
şeyi biliyor, hepsi ellerinde, incelediler, o nedenle bilgiye sunmuyorlar.
ORHAN DÜZGÜN
(Tokat) Ne oldu halk iradesi, ne oldu?
OKTAY VURAL (İzmir)
Bekir Bozdağ biliyor.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) Değerli milletvekilleri, Adalet ve
Kalkınma Partisine mensup değerli milletvekili
arkadaşlarım, korkmuyorsanız açın. Niye korkuyorsunuz?
Eğer Bunu paralel yaptı. diyorsanız, gelin işte paralel
yapıyla da hesaplaşmanın zamanı, gelin bunları
inceleyelim, soruşturalım. Meclisin bugüne kadarki gelenekleri,
uygulamaları, Başkanın söylediğinin tam aksi istikamette.
3/12/1985 tarihli Meclis tutanağı önümde. Cumhuriyet
savcılığından, bir eski bakanla ilgili olarak Meclis
soruşturması önerisi geliyor, okunuyor, Parlamentonun bilgisine
sunuluyor ve Bütün dosyalar milletvekillerinin incelemesine
açılmıştır. deniyor. Meclis Başkanı Necmettin
Karaduman.
İkinci sunum,
1990lı yıllarda, tarihi 16 Haziran 1992, Meclis Başkanı
Hüsamettin Cindoruk. Başbakanlık raporu yanında bir cumhuriyet
savcılığı raporu da var, fezlekesi de var. Yine, bilgiye
sunuluyor, dosyalar incelemeye açılıyor.
Üçüncü sunum,
Bülent Arınç zamanında.
Ama şimdi,
yıl 2014, 4 tane bakan olunca bundan kaçıyorsunuz.
Sayın
milletvekilleri, Türkiye bu şekilde yoluna devam edemez. Türkiye 1 Mart
tezkeresinde olduğu gibi
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) -
onurlu bir duruşu gerçekleştirmek
zorundadır. Ben, Adalet ve Kalkınma Partisi içinde sağduyulu
milletvekili arkadaşlarımızın olduğuna yürekten
inanıyorum.
MİHRİMAH
BELMA SATIR (İstanbul) Siz sağduyulu olun siz!
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) - Bu soruşturmayı kapatmaya yönelik
Başkanlığın bu tutumunu burada kınıyorum. Grubun
da, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun da buna kanmamasını
diliyorum.
Teşekkür
ederim. Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
ERTUĞRUL KÜRKCÜ
(Mersin) Sayın Başkan, söz istiyorum.
BAŞKAN
Sayın Kürkcü, ancak dört kişiye söz verebiliyoruz, lehte ve aleyhte.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Meclis TV kapalı.
BAŞKAN - Bir
başka zaman size söz vereceğim.
ERTUĞRUL
KÜRKCÜ (Mersin) Dört kişi diye bir zorunluluk mu var?
BAŞKAN Usul
yani, usul. Ne yapayım Sayın Kürkcü?
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Meclis TVyi kapatmışlar maalesef.
ERTUĞRUL
KÜRKCÜ (Mersin) Sayın Başkan, ben de söz istiyorum.
BAŞKAN
Anladım da görüşmeyle ilgili söz talebiniz oldu,
değerlendireceğiz ama usul tartışmasıyla ilgili, iki
lehte, iki aleyhte
ERTUĞRUL
KÜRKCÜ (Mersin) Sayın Başkan, bu bir zihniyet meselesi. Bir siyasi
parti 8 milletvekiliyle burada temsil ediliyor. Bu milletvekillerinin, burada
diğerleri gibi söyleyeceği söz var, buna bir çare bulmak
zorundasınız. Ben
BAŞKAN O
çare, Sayın Kürkcü, İç Tüzük değiştirildiğinde
bulunur. Bu durumda
ERTUĞRUL
KÜRKCÜ (Mersin) Var, teamüller var. Teamüllerde, bu, bugüne kadar pek çok kez
uygulandı.
BAŞKAN
Lütfen efendim, hayır, hayır
ERTUĞRUL
KÜRKCÜ (Mersin) Ben bu hakkı istiyorum Başkan.
BAŞKAN Genel
görüşmede söz vereceğiz. Biraz önce talebiniz oldu,
değerlendireceğiz ama burada
ERTUĞRUL
KÜRKCÜ (Mersin) Her görüşmede söz istiyorum Başkan.
BAŞKAN
Hayır, mümkün değil.
ERTUĞRUL
KÜRKCÜ (Mersin) Partimizi hiçe sayamazsınız, 8 yetmiyor mu?
BAŞKAN
Hayır, yok saydığımızdan falan değil.
ERTUĞRUL
KÜRKCÜ (Mersin) Hepsini transfer mi edelim?
BAŞKAN - Siz
varsınız, biliyorum, partinizi de biliyoruz, varsınız ama
yok saydığımızdan değil, İç Tüzüke göre
veremediğimizden kaynaklanıyor, yoksa bizden kaynaklanmıyor.
Evet sayın
milletvekilleri, Cumhuriyet Başsavcılığınca gönderilen
evrak nedeniyle Anayasanın 100üncü maddesi çerçevesinde yapılan
işlemde Başkanlığın izlediği tutumda usul
tartışması sonrasında bir değişiklik
olmamıştır. Bilgilerinize sunarım.
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkan
Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun.
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkan, biraz önce, sizden usul
tartışması talebi sırasında ifadelerim, konuşmam
Meclis TV tarafından kesilmiştir.
CELAL ADAN
(İstanbul) Yazıklar olsun!
OKTAY VURAL
(İzmir) Evet.
BAŞKAN
Hayır, bilemiyorum burada doğru mu
OKTAY VURAL
(İzmir) Evet, kesilmiştir.
BAŞKAN Yani,
söylediğinize göre
OKTAY VURAL
(İzmir) Şimdi, bu kesintiyi yapan bürokratlar hakkında
işlem yapmanızı
BAŞKAN
Tutanaklara geçti, aldıracağım tutanakları, hay hay, tabii
ki.
OKTAY VURAL
(İzmir)
ve bunu da ilan etmenizi istirham ediyorum. Sesimizi
Alo,
Fatih hattı mı var bilmiyorum burada da? Var herhâlde.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Alo Sadık var.
BAŞKAN
Canlı yayın yapılıyor, neden? Ama arada sırada burada
mikrofonu kapattım ben, ondan kaynaklanmış olabilir Sayın
Vural. Ama konuyu değerlendireceğiz.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (İstanbul) Neden kaynaklanmış Bayram Bey, neden
kaynaklanmış?
BAŞKAN Evet
Muharrem Bey, buyurun.
IV.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
B)
Tezkereler (Devam)
3.-
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının,
Anayasanın 100üncü maddesine göre gereği yapılmak üzere
28/2/2014 tarihinde Başkanlığa intikal ettirilen
İçişleri eski Bakanı ve Mardin Milletvekili Muammer Güler
hakkında sahte belge düzenlemek, soruşturmanın gizliliğini
ihlal, nüfuz suistimali ve birden çok kez rüşvet aldığına
ilişkin suçlamalara; Ekonomi eski Bakanı ve Mersin Milletvekili
Mehmet Zafer Çağlayan hakkında 5607 sayılı Kaçakçılıkla
Mücadele Kanununa muhalefet, resmî belgede sahtecilik, birden çok kez
rüşvet aldığına ilişkin suçlamalara ve Avrupa
Birliği eski Bakanı ve İstanbul Milletvekili Egemen
Bağış hakkında birden çok kez rüşvet
aldığına ilişkin suçlamalara yönelik İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığının 27/2/2014 tarihli ve
2013/20764/CM sayılı üst yazısı ve ekleri gereği
Meclis soruşturması açılması Türkiye Büyük Millet Meclisi
üye tam sayısının en az onda 1inin (55 üye) vereceği bir
önergeyle istenebileceğinden ve böyle bir önerge olmadan Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığının anılan yazıyla
ilgili olarak Meclis soruşturmasına ilişkin resen bir işlem
başlatması mümkün bulunmadığından gereğinin tayin
ve takdirinin yüce heyetin bilgisine sunulduğuna ilişkin tezkeresi (3/1449)
(Devam)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
İçişleri
eski Bakanı ve Mardin Milletvekili Muammer Gülerin hakkında sahte
belge düzenlemek, soruşturmanın gizliliğini ihlal, nüfuz
suistimali ve birden çok kez rüşvet aldığına ilişkin
OKTAY VURAL
(İzmir) Vay vay vay, kaç defa almış, kaç defa?
suçlamalar;
Ekonomi eski Bakanı ve Mersin Milletvekili Mehmet Zafer Çağlayan
hakkında 5607 sayılı
OKTAY VURAL
(İzmir) Ne kadar Sayın Başkan, ne kadar? Kaç defa? Türk
vatandaşlığı mı satıldı?
Kaçakçılıkla
Mücadele Kanununa muhalefet, resmi belgede sahtecilik, birden çok kez
rüşvet aldığına ilişkin suçlamalar ve Avrupa
Birliği eski Bakanı ve İstanbul Milletvekili Egemen Bağış
hakkında birden çok kez rüşvet aldığına ilişkin
suçlamalara yönelik
OKTAY VURAL
(İzmir) Kaç defa Sayın Başkan, ne kadar? Ne kadar Sayın
Başkan, ne kadar, 3-5 kuruş mu? 3-5 kuruş mu, ne kadar?
Sayın Başkan, ne kadar?
İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığının 27.02.2014 tarihli ve
2013/20764 C.M. sayılı üst yazısı ve ekleri
OKTAY VURAL
(İzmir) Villadan para kaçıranlar ne kadar?
Anayasanın
100üncü maddesine göre gereği yapılmak üzere 28.02.2014 tarihinde
Başkanlığımıza intikal ettirilmiştir.
Bilindiği
gibi, Anayasanın 100üncü maddesi uyarınca Meclis
soruşturması açılması, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye
tamsayısının en az onda birinin (55 üye) vereceği bir
önerge ile istenebilmektedir.
Böyle bir önerge
olmadan, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının
anılan yazı ile ilgili olarak Meclis soruşturmasına
ilişkin resen bir işlem başlatması
mümkün bulunmadığından gereğinin tayin ve takdiri Yüce
Heyetin bilgilerine sunulur.
Cemil Çiçek
Türkiye Büyük Millet
Meclisi
Başkanı
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Bilgilerinize
sunulmuştur.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkanım, kaç defa aldı? Ne
kadar aldı? Kaç para almış Sayın Başkan? Kaç para almış?
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Sayın Başkanım
OKTAY
VURAL (İzmir) Kaç para almış? Kaç dolar? Kaç ayakkabı
kutusu? Kaç çuval?
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Sayın Başkanım, Egemen
Bağış Beyefendinin rüşvet alıp
almadığıyla ilgili
BAŞKAN
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.23
ÜÇÜNCÜ
OTURUM
Açılma
Saati: 17.31
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 72nci Birleşiminin
Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Şimdi,
olağanüstü toplantı çağrı istemi önergesi uyarınca
görüşülmesi gereken Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Grup
Başkan Vekilleri İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi, Sinop
Milletvekili Engin Altay ve Yalova Milletvekili Muharrem İncenin,
bazı eski bakanlar hakkında hazırlanan fezlekelerin Türkiye
Büyük Millet Meclisine intikaline ve milletvekillerinin bilgisine
sunulmasına ilişkin işlemler konusunda bir genel görüşme
açılmasına ilişkin önergesinin ön görüşmelerine
başlayacağız.
BAŞKAN - Hükûmet
yerinde.
Genel görüşme
önergesini okutuyorum:
C)
Genel Görüşme Önergeleri
1.-
CHP Grubu adına, grup başkan vekilleri İstanbul Milletvekili
Mehmet Akif Hamzaçebi, Sinop Milletvekili Engin Altay ve Yalova Milletvekili
Muharrem İncenin, bazı eski bakanlar hakkında hazırlanan
fezlekelerin Türkiye Büyük Millet Meclisine intikaline ve milletvekillerinin
bilgisine sunulmasına ilişkin işlemler konusunda genel
görüşme açılmasına ilişkin önergesi (8/11)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Meclis
soruşturması konusu yolsuzluk olaylarına ilişkin olarak
bakanlar hakkında hazırlanan fezlekelerin yüce Meclise zamanında
ulaşmasını ve milletvekillerinin Anayasadan kaynaklanan denetim
haklarını kullanmasını engelleme sonucu yaratan idari
işlemler ile buna ilişkin tüm uygulamaları TBMM Genel Kuruluna
değerlendirmek üzere, Anayasanın 98 ve İç Tüzükün 101, 102 ve
103üncü maddeleri uyarınca CHP Grubu adına genel görüşme açılmasını
arz ve teklif ederiz.
Mehmet Akif Hamzaçebi Engin Altay Muharrem
İnce
İstanbul Sinop Yalova
CHP Grup Başkan Vekili CHP Grup Başkan Vekili CHP Grup Başkan Vekili
Gerekçe:
Meclis
soruşturması Anayasanın 100üncü ve TBMM İçtüzüğünün
107 ve bunu takip eden maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere
göre, Başbakan veya bakanlar hakkında görevleri sırasında
cezai sorumluluklarını gerektiren fiil işledikleri
iddiasıyla TBMM Genel Kurulu kararıyla Meclis soruşturması
açılabilmektedir. Başbakan ve bakanlar hakkında Meclis
soruşturması açılması ise Türkiye Büyük Millet Meclisi üye
tamsayısının en az onda 1inin vereceği bir önerge ile
istenebilmektedir.
Bazı
bakanların görevleriyle ilgili olarak cezai sorumluluklarını
gerektiren fiil veya fiiller işledikleri iddiasıyla haklarında
cumhuriyet savcılarınca fezlekeler hazırlandığı
yönünde bilgiler, önce medyaya yansımış, ardından Adalet
Bakanı ve TBMM Başkanı söz konusu fezlekelerin
varlığını doğrulamıştır. Yine Adalet
Bakanı ile TBMM Başkanı, kendilerinin görev ve sorumluluk
alanlarındaki kurumlara intikal eden bazı fezlekeleri cumhuriyet
savcılarına iade ettiklerini basına yaptıkları
açıklamalarda ifade etmişlerdir. 4 bakan hakkında
düzenlenmiş olan fezlekelerin 28 Şubat 2014 tarihinde TBMM'ye
ulaştığı bilgisi ise Meclisin çalışmalarına
seçim nedeniyle ara verdiği bir süreçte kamuoyu tarafından
öğrenilmiştir.
Çok daha önceki bir
tarihte hazırlanıp Adalet Bakanlığı ile TBMM'ye
gönderildiği hâlde fezlekeler, önce Adalet Bakanı ve TBMM
Başkanının idari olarak verdikleri kararlarla işleme
konulmayarak iade edilmiştir. Fezlekelerin bir süre sonra tekrar Meclise
intikal etmesi üzerine ise TBMM Başkanı bu defa bunları
işleme koymamış ve TBMM'nin yerel seçim nedeniyle
çalışmalarına ara vermesi beklenmiştir. TBMM'nin
çalışmalarına ara vermesini takip eden günlerde, fezlekelerin
Meclise intikal ettiği yönünde kamuoyunda dolaşan haberler üzerine
Meclis Başkanı bir açıklama yaparak fezlekelerin 28 Şubat
2014 tarihinde TBMM'ye ulaştığını ifade etmiştir.
Bütün bunlardan anlaşılacağı üzere, fezlekelerin TBMM'ye ulaşıp
milletvekillerinin bilgisine sunulması bir dizi idari işlemle
engellenmiştir. Bu genel görüşme önergesinin verildiği tarih
itibarıyla da bilgilendirme işlemi gerçekleştirilebilmiş
değildir.
Meclis
soruşturması Anayasa'nın 98inci maddesine göre TBMM'nin denetim
yollarından biridir. Dolayısıyla, fezlekelerin TBMM'nin
bilgisine sunulmaması veya geç sunulması milletvekillerinin söz
konusu anayasal haklarını kullanmalarının engellenmesi
sonucunu doğurmaktadır.
Fezlekelerin hangi
tarihte, hangi makama ulaştırılmak üzere, hangi yolla
gönderildiği, gönderilen makama hangi tarihlerde
ulaştığı, gönderilen makam tarafından iade
edilmiş ise kimler tarafından ve hangi gerekçeyle, hangi tarihte ve
hangi yolla iade işleminin yapıldığı kamuoyunca net
bir şekilde bilinmemektedir. Bütün bunların yanında,
fezlekelerin iadesi işlemlerinin, bu işlemi yapanların görev ve
yetki sınırları içinde olup olmadığı konusunun da
ayrıca değerlendirilmesi gerektiği açıktır.
Belirtilen
nedenlerle söz konusu fezlekelerin gerek TBMM'ye ulaşmasının
geciktirilmesine gerekse milletvekillerinin anayasal haklarını
kullanmalarının engellenmesine yol açan idari işlemler ile bu
idari işlemleri gerçekleştirenlerin görev ve yetkileri çerçevesinde tutumlarının
TBMM'de ele alınarak değerlendirilmesi amacıyla Anayasanın
98 ve İç Tüzükün 101, 102 ve 103üncü maddeleri uyarınca bir genel
görüşme açılması zorunluluğu doğmuştur.
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
VIII.-
GENEL GÖRÜŞME
A)
Ön Görüşmeler
1.-
CHP Grubu adına, grup başkan vekilleri İstanbul Milletvekili
Mehmet Akif Hamzaçebi, Sinop Milletvekili Engin Altay ve Yalova Milletvekili
Muharrem İncenin, bazı eski bakanlar hakkında hazırlanan
fezlekelerin Türkiye Büyük Millet Meclisine intikaline ve milletvekillerinin
bilgisine sunulmasına ilişkin işlemler konusunda genel
görüşme açılmasına ilişkin önergesi (8/11)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, İç Tüzükümüze göre, genel görüşme
açılıp açılmaması hususunda sırasıyla Hükûmete,
siyasi parti gruplarına, önergedeki birinci imza sahibine ve onun
göstereceği bir diğer imza sahibine söz verilecektir. Konuşma
süreleri Hükûmet ve gruplar için yirmişer dakika, önerge sahibi için on
dakikadır.
Şimdi, söz
alan sayın üyelerin isimlerini okuyorum: Hükûmet adına Bekir
Bozdağ, Adalet Bakanı; Barış ve Demokrasi Partisi Grubu
adına Hasip Kaplan, Şırnak Milletvekili; Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu adına Faruk Bal, Konya Milletvekili.
ERTUĞRUL
KÜRKCÜ (Mersin) HDP adına?
BAŞKAN
Diğer gruplar henüz isim bildirmediler.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Ali Özgündüz
BAŞKAN
Buyurun Sayın Bakan, süreniz yirmi dakikadır. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ERTUĞRUL
KÜRKCÜ (Mersin) Sayın Başkan, gene bizi atladınız.
BAŞKAN
Hayır, atlamadık efendim, vereceğiz size, biraz önceki
konuşmamızda belirttik.
ERTUĞRUL
KÜRKCÜ (Mersin) Asla kanı yerde bırakmam ben.
BAŞKAN Ama
burada müracaatınız yok, müracaatınızı yapın,
size ayrıca söz vereceğiz. Rahat olun.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER
(İstanbul) Muhtardan ilmühaber de getirsin mi? Bu nedir bir genel
başkan söz istiyor ya.
BAŞKAN Buyurun
Sayın Bakan.
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi grup başkan vekillerinin
verdiği genel görüşme açılmasına ilişkin önerge
üzerinde Hükûmetimizin görüşlerini açıklamak üzere söz aldım. Bu
vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; genel görüşme önergesini
incelediğimiz zaman bazı hususların öne
çıktığını görüyoruz. İşin esasında
birinci nokta: Bu fezlekelerin Türkiye Büyük Millet Meclisine ulaşıp
milletvekillerinin bilgisine sunulmasının bir dizi idari işlemlerle
engellendiği iddiası yapılmaktadır. Esasında,
baktığınız zaman, cumhuriyet savcılarınca
yürütülen bir soruşturma kapsamında, sayın bakanlarla ilgili
birtakım hususlar gündeme gelince dosya Adalet Bakanlığına
gönderiliyor. Adalet Bakanlığına dosyanın geliş tarihi
-ben daha önce burada ifade ettim- 3/1/2014 tarihidir ve bu tarihten sonra,
Adalet Bakanlığı bu dosyayı yirmi altı gün sonra iade
etmiştir. Basında birtakım tartışmalar yapılmış,
kırk beş gün Bakanlıkta bunun bekletildiğine ilişkin
değerlendirmeler yapılmıştır. Bu gerçek
dışı bir değerlendirmedir. Bakanlığın bunu
yapması yetkisi dâhilinde bir işlemdir. Elimde Adalet
Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün
21/12/2011 tarihli ve 100/1 numaralı Genelgesi var. Bu genelgenin
içerisinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Genel
Sekreterliğinin 17 Kasım 1997 tarih ve 9427/23887 sayılı
Yazısında da ifade edildiği üzere, görevde bulunan veya
görevinden ayrılan Başbakan ve bakanlar hakkında Bakanlar
Kurulunun genel siyaseti ve/veya bakanların görevleriyle ilgili olarak
yapılan şikâyet ve ihbarların ancak Anayasanın 100üncü ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 107nci maddelerine göre
işleme tabi tutulacağı, bu gibi başvuruların belirtilen
şartlar oluşmadan Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
intikal ettirileceğine dair yasal bir dayanak bulunmadığı
ve Başkanlığımızca da yapılacak bir işlem
olmadığı cihetle bu tür evrakın Bakanlığımıza
gönderilmemesi, doğrudan Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına gönderilmesi hükmünü ifade ediyor. Bizim
yaptığımız buna uygun davranmaktır. Bakanlıkta
bizim bir inceleme yetkimiz yok, dosyanın içerisine bakma yetkimiz yok.
MALİK ECDER
ÖZDEMİR (Sivas) Kim inceleyecek Sayın Bakan? Senin yetkin yok,
benim yetkim yok, kimin yetkisi var?
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Bakanlığın buradaki görevi
sadece postacılıktır.
ALAATTİN
YÜKSEL (İzmir) Niye elinin altında tutuyorsun o zaman, neden?
Elinin altında neden tutuyorsun o zaman postacı, postacı Bakan?
Postacı Bakan mısınız siz?
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Üst yazının dışında
Bakanlığın bu evrakın içerisine bakması mümkün
değildir.
FARUK BAL (Konya)
İnceledik. diye beyanın var Sayın Bakan.
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Biz bunu iade ettik genelgeye uygun davranması
için.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) 45 gün sonra.
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Bakarsanız esasında Cumhuriyet
Savcılığının yazısına, 2006daki genelgeye
atıf yaparak gönderiyor. 2011de genelge değiştirilmiş ama
buna rağmen, savcılık, 2006 tarihli genelgeye atıfla bunu
gönderiyor. Burada usule aykırı bir işlem yok.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Kaç gün tuttunuz Sayın Bakan? Sadece bu
genelgeden dolayı kaç gün tuttunuz? 45 gün.
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - İkincisi: Biz geldiği gibi
göndermiş olsaydık bu sefer de başka şeyler söylenecek:
Niye geldiği gibi gerisin geriye gönderdiniz? Niye onu
yapmadınız? Niye bunu yapmadınız? Bu
tartışmaların kimseye bir faydası yok. Doğru olan
şey şu: Yapılan işlem doğru mu, yanlış
mı?
MALİK ECDER
ÖZDEMİR (Sivas) Yanlış! Yanlış Sayın Bakan!
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Yürürlükteki mevzuata uygun mu, değil
mi?
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Olayın ahlak boyutu var Sayın Bakan.
FARUK BAL (Konya)
Bakanların yaptığı yanlış mı, doğru mu;
ona bak.
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Baktığınızda, bizim
yaptığımız işlem doğrudur, yürürlükteki mevzuata
da uygun bir işlemdir.
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Ahlaki boyutu var.
MALİK ECDER
ÖZDEMİR (Sivas) Bakanın, bakanların yaptığı
doğru mu? Doğru mu onlar?
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - Diğer bir husus: Bakın, bakanlarla
ilgili...
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Niye bir ay beklettiniz?
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) - ...Bakanlık göreviyle alakalı
hususlarda Meclisi harekete geçirme görevi savcılara ait değildir.
Bununla ilgili çok önemli tartışmalar yapılmış.
Anayasa hukukçuları... Doktrinde pek çok tartışmalar var,
onlardan bir tanesi: Meclis soruşturması usulünün kabul edilmiş
olmasının tek amacı, Başbakan veya bakanların cezai
sorumluluklarını tahrik etmek olamaz. Eğer tek amaç bu
olsaydı genel hükümlerden ayrı bir usule gerek olmazdı. O hâlde,
görevleriyle ilgili suçlarından dolayı Başbakan veya bakanlar
genel hükümlere tabi tutulabilecek iken Meclis soruşturması ve Yüce
Divanda yargılanma gibi bir usule tabi tutulmalarının özel bir
anlamı olmalıdır. Kemal Gözler söylüyor bunu. Nedir bunun özel
anlamı? Bir, Meclis soruşturması usulü Başbakan ve
bakanları yargı organları tarafından tahrik edilebilecek
düzmece suç soruşturmalarına karşı koruma fonksiyonuna
sahiptir. diyor. Bunun bir defa, böyle bir yönü var, bir koruma fonksiyonu
var. Meclis burada harekete geçirecek, ne yapacaksa
Öte yandan da bunun
siyasal bir denetim fonksiyonu var. Hükûmeti denetleme yetkisi kime ait?
Parlamentoya ait. Parlamento bu denetim fonksiyonu yetkisini
kullanacaktır.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Ya, Bekir, yargı yapmayacak mı bir şey? Yargı
senin suçunu tespit etmiş. Ezbere konuşuyorsun, ezbere, Bekir!
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Dolayısıyla, bakanlarla ilgili herhangi
bir işlem yapılacaksa o zaman bu işlemi yapmanın yolu,
Anayasa 100 açıkça ifade ediyor. Ne diyor? Diyor ki: Milletvekillerinin
onda 1inin yazılı bir müracaatıyla bakanlarla alakalı
soruşturma komisyonu kurulması istenebilir.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Bir bakan katil olursa ne olacak? Bir bakan adam öldürürse ne
olacak? Onu söyle bakalım. Hâlâ aklın ermiyor buna!
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) İç Tüzük bunu söylüyor mu? Söylüyor. O
zaman yol belli. Savcıların yazısı değil,
milletvekillerinin kararıyla bu ancak mümkün olabilir Anayasamıza
göre.
Cumhuriyet Halk
Partisi -diğer partilerimizin çoğunluğu yok ama Cumhuriyet Halk
Partisinin bir çoğunluğu var- 55 milletvekiliyle bu önergeyi bugüne
kadar verebilirdi, 17 Aralıkta bu tartışmalar Türkiye'nin
gündemine geldi.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Niye gizlediniz, savcılık kayıtlarını niye
gizlediniz?
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Ben şimdi soruyorum: 17 Aralıkta
Türkiye'nin gündemine gelen bu tartışma çerçevesinde Cumhuriyet Halk
Partisi Meclis soruşturması açılmasına ilişkin
önergeyi verebilirken, üç ay geçti, neden bugüne kadar vermediniz?
KAMER GENÇ
(Tunceli) Evrakları gizlediniz, evrakları!
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Niye vermediniz?
MALİK ECDER
ÖZDEMİR (Sivas) Yahu, bilgileri saklamayacaksınız ki verelim.
Ne var, ne yok, onu bilmeden nasıl vereceğiz? Dosyayı
saklıyorsunuz, dosyayı!
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Anayasayı iyi okuyun. Anayasa
savcılıktan evrak istemiyor, Anayasa herhangi bir yerden yazı
istemiyor, diyor ki: Milletvekilleri bunu yapar.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Savcıya niye talimat verdin Bekir? Savcıya telefon
açmadın mı? Yolsuzlukların başsorumlusu sensin.
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Basında çıkan bir haber üzerine de
bunu yapabilirsiniz, herhangi bir haber olmadan da bunu yapabilirsiniz. Önemli
olan, Anayasaya uygun hareket etmektir. Anayasa bunu açıkça ifade ediyor.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Savcıya telefon açmadın mı Evrakları kaybet.
demedin mi? Bak, doğruları konuş!
AHMET YENİ
(Samsun) Yahu dinle be, dinle, biz dinleyeceğiz!
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Sayın Bakan Yavuz hırsız ev sahibini
bastırır. diye bir laf var, bilmem hatırlar
mısınız!
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Yine bakın, bundan önce de, bakın,
daha önce Kemal Kılıçdaroğlu -ne diyor- İstanbul
Milletvekili; Hakkı Suha Okay, İstanbul Milletvekili; Kemal Anadol,
İstanbul Milletvekili. Ne yapmışlar? Sayın Beşir
Atalayla ilgili 4 Haziran 2008de Meclis soruşturması açılmasına
ilişkin bir önerge vermişler, grup başkan vekili arkadaşlar.
MUHARREM İNCE
(Yalova) Kemal Anadol İstanbul Milletvekili değil!
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Sayın Atalayla ilgili buraya
savcılardan yazı mı geldi, bakanlıklardan bir şey mi
geldi? Ne geldi?
KAMER GENÇ
(Tunceli) Yolsuzlukları tespit eden savcı ve polisleri niye
görevden aldın? Yolsuzlukları sen örtbas ediyorsun sen!
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Gazetelerde çıkan haberler üzerine
böylesi bir yola gidildi. Peki, söylüyorum, daha önce, bakın, daha önce
yine Sayın Başbakanımız hakkında Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu
KAMER GENÇ
(Tunceli) Başsavcıyı görevden aldın mı, almadın
mı? Sen yolsuzlukları örtbas etmeye çalışıyorsun, sen.
(AK PARTİ sıralarından otur yerine sesleri)
BAŞKAN
Sayın Genç, lütfen, Sayın Genç!
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
İçişleri
Bakanlığında yapılan kadrolaşmayla ilgili önerge
verdi, Sayın Genel Başkan Baykalın da imzası vardı.
Bununla ilgili de bir şey yoktu.
KAMER GENÇ
(Tunceli) 17 Aralıktan sonra hâkim ve savcıları niye görevden
aldın, polisleri niye görevden aldın?
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) O zaman fezleke okunmasını kimse
beklemedi, dosya buraya gelsin diye kimse bir şey söylemedi. Ne
yaptı? 55 milletvekili bir araya geldi, imzasını koydu,
önergesini Meclis Başkanlığına verdi.
Onun için diyorum
ki: Cumhuriyet Halk Partisi bu önergeyi bugüne kadar verebilirdi, vermedi.
Siyaseten bunu kollanmak için yaptınız. (CHP sıralarından
gürültüler) Önergeyi vermeyerek, seçime kadar bu değirmeni döndürmeyi
hesap ettiniz.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Savcıları görevden almadın mı?
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Samimiyseniz bunu 17sinde verecektiniz,
18inde verecektiniz, 19unda verecektiniz. (CHP sıralarından
gürültüler) Bugün genel görüşme değil, önergelerinizi burada
konuşma imkânımız olacaktı ama maalesef bunu
yapmadınız.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sen hangi yüzle konuşuyorsun, sen hangi yüzle
konuşuyorsun Bekir! (CHP sıralarından gürültüler)
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Şimdi meydanlarda kullanıp ondan
sonra orada burada konuşup, kalkıp buraya, başka bir noktaya
meseleyi taşımayın. Onun için -Anayasa açık, İç Tüzük
açık- bunun için fezlekeye gerek yok.
Mecliste
milletvekilleri bunu yapabilir. Bu bir.
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Hakikaten çok zavallı görünüyorsunuz Sayın Bakan.
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) İkincisi, bakın, bu bir adli
süreçtir. Bu adli süreç olduğuna dair, sadece benim değil, Meclis
Soruşturması diye Profesör Doktor Sayın Metin
Feyzioğlunun yazdığı bir eser var, Barolar Birliği
Başkanımızın yazdığı bu eseri açıp
okuyun. Burada, size bunun adli bir süreç olduğunu da ifade ediyor.
AHMET İHSAN
KALKAVAN (Samsun) Vay, senin Başkanın mı oldu şimdi?
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Gizlilik var. Neden? Adli süreç olduğu
için gizlilik var.
Bakın, değerli
milletvekilleri, bugüne kadar Türkiye Büyük Millet Meclisine onlarca Meclis
soruşturması gelmiş, burada da okunmuş. Nereden
gelmiş, bakıyoruz, Başbakanlık Teftiş Kurulu
Başkanlığından, Sayıştaydan,
Danıştaydan, Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme
Kurulu Başkanlığından ve diğer birtakım idari
yerlerden dosyalar gelmiş; Mecliste araştırma komisyonları
kurulmuş, oradan gelmiş.
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Delikanlıysanız bugün komisyonu kurun başlayalım
çalışmaya.
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Bütün bu süreçlerin hepsi aleni süreçlerdir,
aleni. Meclis araştırma komisyonu alenidir, diğerlerinin hepsi
aleni süreçlerdir, gizlilik kaydı olan süreçler değildir.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Savcıları görevden alan sensin.
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Bir örnek vereceğim; 6 Mart 1992
tarihinde Sayın Hüsamettin Cindorukun Meclis Başkanı
olduğu zaman Sayın Mustafa Taşar hakkında bir yazı
geliyor Meclis Başkanlığına ve bakın, bu yazı burada,
yazı burada.
AHMET İHSAN
KALKAVAN (Samsun) Ya, hikâyeyi bırak bugünkü fezlekeyle ilgili
konuş.
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Sayın Cindoruk bu yazı üzerine
Başbakanlığa yazıyor -hepsini okumuyorum- diyor ki: Ancak
anılan evrakın gizli kaydı taşıması nedeniyle,
isteyen milletvekillerine bir örnek verilmesi mümkün
olmamıştır. Bakın, gizlilik kaydını kim koyuyor?
AHMET İHSAN
KALKAVAN (Samsun) Sen sen
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) İdari bir tasarruflar Teftiş
Kurulu koyuyor. Buna cevap veren Sayın Turhan Güven
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Koca Hükûmette başka adam yok muydu konuşacak,
hakkında fezleke olan birisi mi konuşuyor?
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) O zaman diyor ki
Bu mezkûr yazı, gizlilik, idari bir
tasarrufla konuyor ve Bunun alenileşmesinde bir şey yok, zaten
bilgiye sunuldu, bir şey yok. diye yazı gönderiyor.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Dosyaları niye saklıyorsun?
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Sayın Bakan, başka adam kalmadı mı bu kabinede
konuşacak?
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Bakın, Meclis hassasiyet gösteriyor. Ne
konusunda?
MALİK ECDER
ÖZDEMİR (Sivas) Hırsızlıkları koruma konusundaki
hassasiyetinizi anlayamadık Sayın Bakan ya!
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Herkes konuşacak, sen susacaksın Sayın Bakan.
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Üzerinde idari bir tasarrufla gizli yazan
bir yazı konusunun alenileşmesi hususunda da aleniyet gösteriyor ve
MALİK ECDER
ÖZDEMİR (Sivas) Hırsızlık yapmak suç değil de
aleniyete göstermek mi suç, aleniyet yapmak mı suç?
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
Bu gizlilik kaydı hakkında ne
düşünüyorsunuz? diye Meclis soruyor, kayıt kalktıktan sonra
aleniyete kavuşuyor.
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Herkes konuşabilir, siz konuşamazsınız.
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Bu çok açık, çok net.
ALAATTİN
YÜKSEL (İzmir) Senin fezleken nerede, senin fezleken?
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Başka bir husus: Değerli
milletvekilleri, yine bu noktada Anayasamız ve Meclis
İçtüzüğümüz çok açık. Meclis İçtüzüğü ne diyor?
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sen İç Tüzükü nereden bilirsin be!
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Soruşturma komisyonu
çalışmaları gizlidir. diyor.
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Eğer dürüstsen bugün kuralım, hadi gel. Bugün
kuralım, başlasın çalışmaya.
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Komisyon üyesi olan milletvekillerinden
başka hiçbir milletvekili bunu inceleyemez. diyor. Ben bunu demiyorum,
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü söylüyor.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Soruşturma raporu yok, komisyon yok. Ya sen daha hukuku
anlamıyorsun. Soruşturma komisyonu yok ki. Senin aklın o kadar
alır. Yalan söylüyorsun sen!
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Şimdi, bakın, komisyon
çalışması gizli, komisyona Genel Kurulda bulunan milletvekilleri
katılamıyor, sadece komisyon üyeleri katılıyor. Şimdi,
böyle olduğu hâlde kalkıp bütün Meclisin Genel Kurulunu savcı
yerine koyan bir değerlendirmeyi yapamayız.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Nasıl yapabiliriz?
BEDİİ
SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Sen fezlekeye gelmedin mi daha?
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Burada savcının sahip olduğu
yetkileri kullanan sadece kimdir? Soruşturma komisyonudur.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Bu başka bir konu. Sen konuyu anlamamışsın, sen
bir şey bilmiyorsun bu konuda.
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Soruşturma komisyonunun üyelerinin
dışında bütün milletvekillerine kapalı olan bir hususun
kalkıp bütün vekillerin, daha komisyon kurulmadan önüne getirilmesi
Anayasaya da İç Tüzüke de kesinlikle aykırıdır.
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Ya bürokratların bildiğini benden mi saklayacaksın?
MALİK ECDER
ÖZDEMİR (Sivas) Ya Sayın Bakan, hırsızlık yapmak suç
değil, onları okumak mı suç ya?
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Memurlar okuyor, ben mi okuyamayacağım?
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Bakın, dokunulmazlık
dosyaları var. Mecliste şu anda dokunulmazlık dosyalarıyla
ilgili ne yapılıyor, biliyor musunuz? Adalet ve Anayasa Komisyonu
üyelerinden bir alt komisyon oluşturuluyor, alt komisyon üyeleri
dışında kimse o dosyalara bakamıyor.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Ya bunun dokunulmazlıkla ilgisi yok.
AHMET İHSAN
KALKAVAN (Samsun) Tüzüğü anlatma buraya, tüzüğü anlatma.
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Şu anda dokunulmazlık
dosyalarıyla ilgili husus bu. Genel Kurulda görüşülürken de sadece
komisyonun hazırladığı rapor görüşülüyor, gene bunlar
burada konuşulmuyor. Bu çok önemli, Meclisimizin bugüne kadar
yaptığı bir uygulamadır. Orada onu yapacaksınız,
burada komisyon gizli olacak, komisyon üyelerinden başka hiç kimse bu
işe karışmayacak
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Sayın Bakan, bugün kuracak mısınız komisyonu?
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
ama bütün Genel Kurula bu açık olacak.
Bu doğru bir şey değil.
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Bana bir cevap verin, komisyonu bugün kuracak
mısınız?
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Bir başka husus
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Bak, cevap veremiyorsun.
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
Meclis Başkanlık Divanı da
söyledi ki ben ona katılıyorum çünkü burada soruşturmanın
gizliliği idarenin tasarrufundan kaynaklanmıyor, yasadan
kaynaklanıyor.
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Bugün komisyonu kuracak mısın, kurmayacak mısın?
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Ceza Muhakemesi Kanununun 157nci maddesi
çok açık, bu madde gereği soruşturma gizlidir. TCK 285 çok
açık, gizliliğin ihlali de herkes için, hepimiz için suç teşkil
eder.
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Sen komisyonu bugün kuracak mısın, kurmayacak
mısın? Masal anlatma oradan.
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Öyleyse madem bu soruşturma komisyonu
cumhuriyet savcılarının sahip olduğu yetkilerle
çalışacak bir komisyon, madem ki bu komisyon bakanlarla ilgili
soruşturma yapmaya yetkili adli bir süreci işletecek bir komisyon, o
zaman usulde de aynı hukuka tabii olması doğal olandır.
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Peki, bugün kuracak mısın komisyonu?
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Nitekim, tanık dinleme konusunda ve
diğer birtakım tedbirleri alma konusunda İç Tüzük açık
açık yazıyor.
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Komisyonu bugün kuracak mısın? Boş laf konuşma.
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Bu konuda her türlü yetkiye sahiptir.
diyor. Bunun ana nedeni nedir? Bu komisyonun gizli çalışması
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Tamam, bugün kuracak mısın komisyonu,
MALİK ECDER
ÖZDEMİR (Sivas) Sayın Bakan, hırsızlık serbest,
komisyon çalışmaları gizli. Nasıl memleket böyle ya!
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
çalışmasını yürütürken
masumiyet ilkesine riayet etmesi, lekelenmeme hakkına riayet etmesi,
kişinin hukukunu, onurunu korumasıdır. Yoksa bir linç
ortamı içerisinde insanların onurunu, haysiyetini ayaklar altına
alan bir yaklaşım doğru değildir.
MALİK ECDER ÖZDEMİR
(Sivas) Hırsızların onurunu korumak Meclise mi düştü?
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Hırsızların onuru, haysiyeti olmaz.
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Onun için bunu ne yapıyor? Bizim
Anayasamız ve İç Tüzükümüz açık bir şekilde ortaya
koyuyor.
MALİK ECDER
ÖZDEMİR (Sivas) Hırsızların onurunu korumak sana mı
düştü Sayın Bakan?
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Hırsızın onurlusu, haysiyetlisi olmaz. Onları
savunanlar da haysiyetsizdir.
BEDİİ
SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Bekir Bey, sen aradın mı
savcıyı, aramadın mı?
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Bakın, burada partizanca tavır
takınmayı da İç Tüzük yasaklıyor.
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Hırsızları savunanlar da haysiyetsizdir.
BEDİİ
SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Bekir Bey, vaaz vermiyorsun. Savcıyı
aradın mı, aramadın mı?
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Bu çok ciddi bir müessese. diyor.
Partizanlık burada yapılmaz. Niye yapılmaz? Çünkü insanlara çok
ciddi isnatlarda bulunuyorsunuz.
BEDİİ
SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Bırak, savcıyı aradın
mı, aramadın mı?
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Bunu yaparken tarafsız olmak
durumundasınız, tarafsız hareket etmek durumundasınız.
BEDİİ
SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Bırak onları, bırak.
Savcıyı aradın mı, aramadın mı?
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Onun için, bakın, İç Tüzük
BEDİİ
SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Bırak onları, bırak.
Savcıyı aradın mı, aramadın mı?
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Hiç
Ben konuşacağım,
boş yere konuşmayın.
BEDİİ
SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Bırak onları bırak. Savcıyı
aradın mı aramadın mı?
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Ben bildiklerimi burada
paylaşacağım, çarpıtmaya hiç gerek yok.
BEDİİ
SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Utanır insan, utanır!
BAŞKAN
Sayın Batum
BEDİİ
SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Savcıyı aradın mı sen?
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) İç Tüzük çok açık, diyor ki
İç Tüzük: Meclis soruşturma komisyonu üyesi için her parti üç
katı aday gösterir
BEDİİ
SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Savcıyı aradın mı sen?
Bırak bu ağzı!
OKTAY VURAL
(İzmir) Yazıklar olsun ya!
BEDİİ
SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Savcıyı aradın mı sen?
Nerede aradın? Ne dedin? Onu anlat.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
bu aday
içerisinden kurayla kimlerin komisyon üyesi olacağını Meclis
Başkanlık Divanında belirlenir. diyor. Şimdi, bu ne demek?
Mecliste partizanlık yapılmasın, tarafsız bir şekilde
komisyon oluşsun diye.
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Ne partizanı? Biz hırsızların peşine
düştük, sen kimin peşine düştün?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
Arkasından partiler grup kararı alamaz. diyor. Neden? Gruplar bu
işe müdahil olmasın. Arkasından, Oylama gizli
yapılır. diyor. Neden? İnsanlar vicdanıyla baş
başa kalsın, doğru karar versin diye. Ama bir şey daha söylüyor:
Bu komisyonlarda daha önce görüş açıklayanlar, soruşturma
komisyonu önergesine imza atanlar komisyonlarda görev alamazlar. diyor.
Bütün bunları niye söylüyor?
İhsası reyde bulunanlar tarafını belli etmiştir,
görüşünü belli etmiştir. Dolayısıyla görüşü belli
olanın, bir kişiyi suçlayacak, Yüce Divana götürecek kararı
verecek olan komisyonda görev yapmasını bizim hukukumuz uygun
görmüyor. Onun için bu konuyu bizim
ciddi bir şekilde ele alıp
incelememiz lazım. Bakın ne oldu? Siz vermediniz ama 3, 4 tane
sayın bakan Meclis Başkanlığına müracaat ettiler,
dediler ki: Bizim onurumuzu
MALİK ECDER
ÖZDEMİR (Sivas) O bakanları kutlamak lazım Sayın Bakan!
Bravo, bravo! O bakanları kutlamak lazım!
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
haysiyetimizi yeteri kadar incittiler. Meclis bu işe sahip
çıksın, soruşturma komisyonu kurulsun, gerçek ortaya
çıksın.
MALİK ECDER
ÖZDEMİR (Sivas) Ya, siz inanıyor musunuz buna ya? Sayın Bakan
siz inanıyor musunuz?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) AK
PARTİ Grubu da buna uydu, soruşturma komisyonu kurulması
önergesi verdi. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP
ve MHP sıralarından gürültüler) Bizim derdimiz gerçeğin ortaya
çıkması, gerçeğin.
D. ALİ TORLAK
(İstanbul) Ayıp be!
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Hadi oradan, hadi oradan!
MALİK ECDER
ÖZDEMİR (Sivas) Yapma Sayın Bakan!
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Yoksa,
seçim var diye 30 Martın değirmenine su taşımak değil.
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Niye bugüne kadar bekledin o zaman Sayın Bakan? Kargalar bile
güler senin söylediğine, çocukları bile inandıramazsın. Sen
bile inanmıyorsun söylediğine.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
Samimiyseniz, bunu 17sinde verecektiniz, 18inde ama vermediniz. Şimdi,
seçimin arifesinde olağanüstü toplantıya
çağırdınız. Biz, biz bu noktada samimiyiz.
MALİK ECDER
ÖZDEMİR (Sivas) Sayın Bakanlar niye vermedi bugüne kadar?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Kim
yanlış yaptıysa, kim hukukun dışına
çıktıysa
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Sen çıktın! Sen
yanlış yaptın!
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
bunun hak ettiği cezayı
almasından asla rahatsız olmayız.
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Sen hukukun dışına çıktın! Sen suç
işledin! Sen savcıyı aradın, sen suç işledin!
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Hiçbir zaman yanlışın, suç
olanın üzerini örtmedik, bundan sonra da örtmeyiz. Meclis bu işe
bundan sonra kendi usulü çerçevesinde vaziyet edecek, değerlendirmeleri
yapacak.
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Sen suç işledin! Savcıyı aradın! Hakkında
fezleke olan çıkıp böyle konuşmaz, biraz utanın!
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Meclisin yapacağı bu
değerlendirmelere hepimizin saygı duyması lazım, hepimizin
ama biz maalesef
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Biraz utanın, sen bile inanmıyorsun, aynaya bile
bakamıyorsun.
OKTAY VURAL
(İzmir) Haram paracılara zerre kadar saygımız yok zerre
kadar. Haram parayı aklayanlara da, kollayanlara da zerre kadar saygımız yok.
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
Anayasa ve İç Tüzük çok açık
olduğu hâlde, hukuku kendi siyasal düşüncelerimize göre eğer
bükersek o zaman böylesi çok ciddi bir müesseseye
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
zarar vermiş oluruz. Bugün onlar
bakan, yarın başkaları bakan ama bu kadar doğruyu yapmak bu
Parlamentonun vazifesi ve hepimizin vazifesidir; biz doğrunun
yapılmasından yanayız.
OKTAY VURAL
(İzmir) Kirâmen Kâtibîn yazıyor bunları, montaj değil,
dublaj değil.
AHMET İHSAN
KALKAVAN (Samsun) Bir Adalet Bakanı bu duruma düşmemeli.
ADALET BAKANI
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Ben bu vesileyle bu genel görüşmenin
dayanaktan yoksun olduğunu, siyasal amaçlı olduğunu ifade
ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Beni saygıyla selamlama Sayın Bakan, istemiyorum sizin
saygınızı.
MALİK ECDER
ÖZDEMİR (Sivas) Bir bakan bu duruma düşmemeli.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
Buyurun Sayın
Hamzaçebi.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Bakan konuşmasında,
Cumhuriyet Halk Partisi grup başkan vekillerinin geçmişte 3 grup
başkan vekili imzasıyla Meclis soruşturması istedikleri
hâlde, daha doğrusu 3 grup başkan vekili imzası ve yeterli
sayıda milletvekili imzasıyla Meclis soruşturması
istedikleri hâlde bugün istemediklerini ifade ederek, bizim bugünkü tutumumuzun
geçmişteki tutumumuzla çelişkili olduğunu ifade etmek suretiyle
bizim niyetimizi çok farklı bir şekilde ortaya koymuştur.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Hamzaçebi, iki dakika söz veriyorum sataşma nedeniyle.
(CHP sıralarından alkışlar)
MUHARREM İNCE
(Yalova) Bekir, sana bir soru soracağım ya: Sen şu
savcıya telefon açtın mı açmadın mı, buna niye cevap
vermiyorsun?
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Duymamazlıktan gelme!
IX.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, Adalet Bakanı Bekir
Bozdağın (8/11) esas numaralı Genel Görüşme Önergesi
üzerinde Hükûmet adına yaptığı konuşması
sırasında Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; konuyu çarpıtmaya, saptırmaya gerek yok. Türkiye, 17
Aralık 2013 tarihinden bu yana olağanüstü bir dönemi
yaşamaktadır. Türkiyenin gündemi değişmiştir;
siyasetin gündemi değişmiştir, halkın gündemi
değişmiştir; halkın siyasete, siyasetçiye, iktidar
partisine, bakanlara, Başbakana bakış açısı
değişmiştir. Böylesi ağır bir travmayı toplum
yaşıyor ve 17 Aralık soruşturmasıyla birlikte
peşi sıra her gün bir soruşturma dosyası, bir dinleme kaydı
medyaya, kamuoyuna intikal etmektedir. Savcıların düzenlemiş
olduğu fezlekeler o günden bu yana Meclise intikal edememiş, nihayet
28 Şubat tarihinde, bütün engellemelere rağmen, Meclise intikal
etmiş ama bugün de Başkanlığın İç Tüzük ve
Anayasa tanımayan tutumu nedeniyle Meclisin bilgisine
sunulmamıştır.
Cumhuriyet Halk
Partisi olarak, 17 Aralıktan bugüne kadar bu fezlekelerin, bu fezleke
ekindeki dosyaların Meclise intikal etmesini bekledik. Bu bizim en
doğal hakkımızdır. Gazete haberleriyle, medya haberleriyle
soruşturma önergesi verilmez. Meclis soruşturması ciddi bir
iştir. Bir bakan hakkında onu Yüce Divana götürecek bir sürecin
başlatılması için bütün delillerin Parlamentonun bilgisine
sunulması gerekir. Geçmişteki tutumumuzla bugünkü tutumumuz
arasında hiçbir fark yoktur. Hiç endişe etmeyin, bakanlar hakkındaki
Meclis soruşturma önergelerimiz Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilecektir. Bugünkü gibi Adalet ve
Kalkınma Partisinin yangından mal kaçırır gibi
soruşturmanın üstünü örtmek, bakanları aklamak amacıyla
vereceği Meclis soruşturma önergeleri gibi olmayacak bizim
önergelerimiz.
SALİH KAPUSUZ
(Ankara) Galiba geç kaldınız!
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan
BAŞKAN
Şimdi Grup
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, şimdi, Bekir Bozdağ burada çok
yanlış bilgiler verdi.
BAŞKAN
Sayın Genç, lütfen... Grup Başkan Vekili söz aldı, konuştu.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Hayır, grup başkan vekili değil, milletvekiliyim ya
BAŞKAN Böyle
bir usulümüz yok Sayın Genç, lütfen
KAMER GENÇ
(Tunceli) Ben milletvekiliyim, milletvekiliyim, bir şey
soracağım şimdi.
BAŞKAN Efendim,
böyle bir usul var mı?
KAMER GENÇ
(Tunceli) Şimdi, burada getirilen o soruşturma önergelerini
Meclisten gizliyor. Diyor ki: Soruşturma verin.Peki, o
soruşturmanın belgelerini niye gizliyor bu Bekir?
BAŞKAN- Evet,
teşekkür ediyorum Sayın Genç
Gruplar adına
ilk konuşmacı Hasip Kaplan, Şırnak Milletvekili.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Ya, bir dakika, beni dinler misin
BAŞKAN -
Sayın Kaplan, buyurun.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Bir dakika
Sen her gün buraya
çıkıyorsun, AKPnin pisliklerini örtmek için özel
görevlendirilmişsin. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Tutanaklara geçiyor Sayın Genç bunlar.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Geçiyor, geçiyor. Sen bir tazminat daha aç!
BAŞKAN -
Tutanaklara geçiyor, görüşeceğiz.
Sayın Kaplan,
buyurun.
KAMER GENÇ
(Tunceli) AKPnin hırsızlıklarını,
yolsuzluklarını örtmek için özel görevli geliyorsun burada.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, böyle bir terbiyesizlik
yapmaya hakkı yok!
BAŞKAN Ben
Sayın Kaplanı davet ediyorum Sayın Elitaş.
Buyurun Sayın
Kaplan.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Bekir de çıkmış yine yalan söylüyor millete!
BAŞKAN
Lütfen oturun yerinize Sayın Genç.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Oturmuyorum, oturmuyorum. Ne yapacaksın?
BAŞKAN
Ayakta bekle o zaman, ayakta bekleyin.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Ya, bana bak, beklersem seni perişan ederim!
BAŞKAN
Ayakta bekleyin oturmuyorsanız.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Bak, seni perişan ederim o zaman.
BAŞKAN Lütfen
oturun diyorum.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Bana bak, doğru düzgün Meclis Başkanlığı
yaparsan yap ama çok taraflı hareket ediyorsun.
BAŞKAN
Sayın Genç, lütfen oturun diyorum. Oturmuyorsanız, tekrar söylüyorum,
ayakta bekleyin o zaman.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Kaç lira istiyorsun?
BAŞKAN Ayakta
bekleyin o zaman Sayın Genç.
KAMER GENÇ (Tunceli) - Kaç
lira istiyorsun?
BAŞKAN - Sayın
Genç
Sayın Genç
KAMER GENÇ (Tunceli) -
Tazminat açacaksın
Al sana vereyim şimdi! Al sana, al, al!
BAŞKAN Sayın
Genç, bunlar hep tutanaklara geçiyor. Sayın Genç
Sayın Hamzaçebi,
lütfen ama
Buyurun Sayın Kaplan.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Size hakaret ediyor Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın
Elitaş, bunlar tutanaklara geçiyor.
MEHMET METİNER
(Adıyaman) Haram para, haram para!
Buyurun Sayın Kaplan.
VIII.-
GENEL GÖRÜŞME (Devam)
A)
Ön Görüşmeler (Devam)
1.-
CHP Grubu adına, grup başkan vekilleri İstanbul Milletvekili
Mehmet Akif Hamzaçebi, Sinop Milletvekili Engin Altay ve Yalova Milletvekili
Muharrem İncenin, bazı eski bakanlar hakkında hazırlanan
fezlekelerin Türkiye Büyük Millet Meclisine intikaline ve milletvekillerinin
bilgisine sunulmasına ilişkin işlemler konusunda genel
görüşme açılmasına ilişkin önergesi (8/11) (Devam)
BDP GRUBU ADINA HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına söz
aldım. Aynı zamanda, Halkların Demokratik Partisinin -kardeş
partinin- de bizim söylediklerimizle ortak noktada durduğunu burada ifade
etmek istiyorum.
Önemli bir konuyu
konuşuyoruz. Bağırmadan çağırmadan, bardak da
kırmadan güzel güzel konuşacağız.
Şimdi, fezleke
konusuna gelince, fezleke konusunda en tecrübeli parti biziz. Bize
yapmadığınız kalmadı, bize
yazdırmadığınız fezleke kalmadı iktidar partisi
olarak, bakın açık söyleyeyim. 945 tane fezleke geldi şu ana
kadar bizimle ilgili. Bakın, bunların dışında AK
PARTİnin 90, CHPnin 121, MHPnin de 26 tane fezlekesi var. Şimdi,
garip olan burada şu: Bizimkilerin hepsinin tema konuları
düşünce açıklaması, toplantı-gösteri yasaları ve
bununla ilgili. Fakat enteresan olan, örneğin
çıkardığım dosyalara bir baktım, iktidar partisiyle
ilgili olanlara, Başbakan dâhil genellikle fezlekelerde sahtecilik,
ihaleye fesat karıştırma, karşılıksız çek,
zimmet, kalpazanlık, resmî evrakta sahtekârlık, cürüm işlemek
için teşekkül, kara para aklanması gibi suçlar var. Şimdi,
bunlara baktığımız zaman gerçekten şöyle bir durum
ortaya çıkıyor: Bizimle ilgili fezlekeler geldiği zaman jet
hızıyla geliyor, hemen geliyor hatta basında bakın ne güzel
yazıyor: Jet hızıyla fezleke. Yani jet, jetten daha
hızlı ses var herhâlde. Ama iktidara ait oldu mu fezlekeler, bakan
olunca mehter takımıyla, kaplumbağa hızında geliyor.
Şimdi, bizim fezlekeler akşam hazırlanıyor sabah geliyor,
Mecliste de okunuyor. Bakıyoruz, Sayın Başbakan, BDP fezlekeleri
geldiği zaman ne diyor: Parlamentoya bu fezlekelerin gelmesi hâlinde alışılmışın
dışında karar vermeyi düşünüyoruz. Bakın,
bunları yakında yaşadık, çok uzağa gitmenize gerek
yok.
Şimdi, BDPlilere dokunuluyor. Bize
dokunmak moda zaten. Burada maşallahı var! Zamanı gelince,
iktidar dokundukça diğer iki muhalefet partisinin de hiç sesi
çıkmadı, bir gün itiraz ettiklerini görmedik, inanın Allahtan.
Ya ne yapıyorsunuz bu fezlekeleri, bu kürsüden okuyorsunuz milletvekili
arkadaşların? diye burada cesaretli bir ses aradım muhalefet
sıralarında, onu da görmedik. Şimdi, bu fezlekelerimiz
Bakın
Akşam söyledi, sabah fezlekeler Meclise geldi. diyor. Kim söyledi?
Bakıyoruz, Sayın Başbakan. Sayın Başbakan yalnız
değil, bakıyoruz bakanlar da, hukukçu siyasetçilerimiz de, Sayın
Arınç da söylüyor,
başkaları da söylüyor. Yani arkadaşlar, bizim fezlekelerimiz söz
konusu olunca hepiniz vatansever, kahraman kesiliyorsunuz, biz de bölücü, bu
Meclisin Kunta Kinteleri, bu Meclisin siyahları, ezeceksiniz,
hukuksuzluğun hepsini yapacaksınız, İç Tüzükü ezeceksiniz,
Anayasayı ezeceksiniz, vuracaksınız gözünün üstüne,
tutukladığınızı tutuklayıp diğerlerini de
bırakacaksınız. Bakın, belediye
başkanlarımız hâlâ tutuklu. 14 Nisanda
tutukladığınız seçilen belediye başkanları
koltuğuna oturamadı. 14 Nisanda beş yılları doluyor
diye 91 kişinin tahliye kararı verilmedi arkadaşlar. Şimdi,
buraya kadar iyi de bu ne anlatıyor size?
Bakın, size bir iki
örnek vereceğim. Bu örnek de biraz utanç verici olacak. Bakın,
kendimle ilgili vereceğim ki başkasını bu işe katmamak
için. Değerli arkadaşlar: Adalet Bakanlığı Ceza
İşleri Genel Müdürlüğüne. Hasip Kaplan Kürtçe dil
konuştuğu için fezleke yazılmasını
Bakın, ana
dilimi konuştuğum için fezleke yazıldı. Adalet
Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne...
İlginçtir, ilgili emir, burada dikkatinizi çekmek istiyorum, bizzat Adalet
Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü.
Arkadaşlar, ihbar eden İl Emniyet Müdürlüğü, Edirne.
Maşallah kolluk paralel! O paraleller iyi çalışmış. Ve
gelmiş Suç ve suçluyu övmek
Bir konuşma yapmışım,
sayın hitabında bulunduğu için Edirne Cumhuriyet
Başsavcılığına ihbarda bulunulmuş. Kim? Sizin
güvenlik güçlerinizin başındaki kişi. Ona da bir şey
demiyorum hadi.
Şimdi, bir tane fezleke var ki, ilginç bir
fezleke benimle ilgili. Burada bir gardiyan müşteki. Gardiyan
müşteki, mağdurlar kim biliyor musunuz? Başbakan ve Bakanlar
Kurulu. Ben Lefkoşada bir konuşma yaparken heyete -heyet hâlinde-
301inci maddeye aykırı olarak Türklüğe hakaret etmişim! Ne
demişim orada? Yüzde 10 seçim barajına sığınan
namerttir. demişim. Ben bugün de söylüyorum: Yüzde 10 seçim barajı
millî iradenin önünde bir engeldir, buna sığınmak siyasetçiler
için mertlik değil namertliktir. Ben bunu burada bin defa söyledim. Ama
dokunulmazlığının kaldırılması istenen Hasip
Kaplan! İhbar eden kim arkadaşlar? Enteresan, İsmet Özdemir.
Kim? Şu an Kırklareli Ceza İnfaz Kurumunda memur, gardiyan yani.
Gardiyan kimin gardiyanı? Adalet Bakanlığının.
Mağdur kim? Başbakan ve Bakanlar Kurulu üyeleri.
Buyurun benim
fezlekemi okuyabilirsiniz arkadaşlar, istediğiniz gibi okuyabilirsiniz
ve gereğini yapabilirsiniz. Ama bir şey yakışmaz size:
301inci maddeden bakan ve başbakan hakkında işlem
yaptırmak, kendi gardiyanına ihbar ettirmek namertliktir, namertlik!
Yapacaksanız direkt yapın, öyle gardiyana mardiyana, polise, memura
ihbar ettirmeyin ya! Ayıp, ayıp! Vallahi billahi ayıp!
Yakışmıyor! Niye bunu böyle dolandırıyorsunuz ki?
Gelin direkt yapın soruşturmanızı, ne gerek var?
Bakın, yine
Şırnak -bize çalışıyor ya savcılık, emniyet,
hepsi- yine orada bakıyoruz: Evet, Kürtçe olarak yaptığı
konuşmada diyor, 2009, fezleke.
Şimdi, bizim
fezlekelerimiz bunlar. Bu fezlekelerden geleceğiz gizli dinlemeye. Gizli
dinlemenin istihbarat şube müdürleri yakın zamanda -daha iki gün
önce- televizyonda şunu söylediler: KCKnin içinde MİT adına
bombalama eylemi yapan, molotof atan görevlileri tespit ettik, MİTe
söyledik, sorduk. diyor. E, soruyorum size: Çok mu normal bu arkadaşlar?
Devletin millî istihbaratı, örgütlerin içine molotoflu eylemci,
bombalı eylemci koyuyor. Hiç mi önemi yok bunun? Yok! Peki, onu da geçtik.
Şimdi, burada,
bizim fezlekeler, bizim partimizle ilgili olanlar bunlar.
Şimdi,
gelelim, deminden beri birbirimizi ne yaptık? Hırpaladık. Niye?
Gizliymiş. Neresi gizliymiş? Fezleke gizliymiş. Hangi fezleke?
Başkan Vekilinin okuduğu fezleke. Hangi fezleke? Kanunlar Dairesine
gelen fezleke. Hangi fezleke? Komisyona giden fezleke. Bu kadar, posta treni
gibi durak durak gezmiş fezlekenin neresi gizli kalmış Allah
aşkına söyler misiniz bana? (CHP sıralarından
alkışlar) Aha bu. Bu mudur
gizlilik? Buyurun, 299 sayfa, isteyen varsa vereyim arkadaşlar.
MALİK ECDER
ÖZDEMİR (Sivas) Allahın bildiğini kuldan saklıyorlar.
AYTUĞ ATICI (Mersin)
Ben bir nüsha istiyorum Sayın Kaplan.
HASİP KAPLAN
(Devamla) Şimdi, ben bunları yazmadım. Bu rapor, bu fezlekenin
ruhu, bu detayları ben yazmadım. Burada çok ciddi ciddi ithamlar var.
Bakın -ben açmayacağım hepsini- bir trafik var arkadaşlar.
Dubaiden Kapalıçarşıya, döviz bürolarından İrana,
İrandan Türkiyeye, Türkiyeden Ankaraya, siyasetten mafyaya, mafyadan
tutun çok ciddi, büyük kara para aklamaları var, çok ciddi.
Bakanların ötesinde yani bakanların şahsının ötesinde
çok ciddi iddialar var.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Ötesi kim? O öteyi de söyle.
HASİP KAPLAN
(Devamla) Yani, biz, bu iddialar söz konusu olduğu zaman deve kuşu
gibi kafamızı kuma mı gömelim? Yok arkadaşlar. Biz,
Barış ve Demokrasi Partisi olarak çok açık ve net söylüyorum:
Öyle net ve dik bir duruş sergiliyoruz. Halkların Demokratik
Partisiyle beraber diyoruz ki: Yolsuzluğun soruşturulmasında
Meclis çok çok şeffaf olmalı. Nasıl? Hukuki açıdan, siyasi
açıdan, ahlaki açıdan, sosyal açıdan, dinî açıdan, adalet
açısından ve kamu vicdanı açısından bunu bizim çok
rahat konuşmamız lazım. Konuşulmalıdır
arkadaşlar. İnanın bunlar birçok
arkadaşınızı da rahatsız ediyor. Sizleri rahatsız
etmiyor mu? Birkaç kişinin bulaştığı bir olay
nedeniyle büyük bir camianın suçlanması sizi rahatsız etmez mi?
Eder.
Bakın,
bağımsız yargı işlemezse, adalet işlemezse, insan
hakları, hukuk, demokrasi, eşitlik ve özgürlükler konusunda, böylesi
bir konuda ayrıcalıklı sanıklar yaratılırsa
-şüpheliler- ve hep suçlama, suçlama; sonra getirilip komplo denilip,
arkasına uluslararası denilip, arkasına paralel denilip,
arkasına Haşhaşi denilip bir tek soruşturma evrakı
ortaya konulmuyorsa meydanlarda nara atmanın bir anlamı yok
arkadaşlar. Getirip koyacaksınız
Binlerce polisi yerinden
sürdünüz, Şırnaktan aldınız Mardine verdiniz, Edirneden
aldınız İzmire verdiniz.
MEHMET METİNER
(Adıyaman) Sen niye rahatsız oluyorsun?
HASİP KAPLAN
(Devamla) - Neyi çözdünüz? Aynı görevde değil mi? Varsa suçu, suç
varsa gereğini yaparsın. Görevde durmaz, idari, hukuki, cezai
işlem yaparsınız.
Arkadaşlar, bu
toplumsal gerilim ve kutuplaşma hayra alamet değil. Meydanlar
savaş meydanı değil arkadaşlar, seçim meydanıdır.
Parti liderleri de komutan değil. Şu an müthiş bir gerilim
yaşanıyor meydanlarda ve bu gerilimin kaynaklarından biri de
şu anki gündem, muhalefetin istediği gündemdir, yolsuzluklardır.
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Diktatörler seçimle gitmiyor Sayın Kaplan.
HASİP KAPLAN
(Devamla) Şimdi, siz medyayı tehdit altına
alırsanız, HSYKyı kendinize bağlarsanız,
İnterneti yasaklarsanız, arkasından da toplantı, gösteri
hakkını yasaklayıp toplumun tepkisini keserseniz,
gazlarsanız, TOMAlarsanız, baskı altına
alırsanız bir yerden bir sosyal patlama yaratırsınız.
Şu gidişat iyi değil arkadaşlar, iyi bakın, iyi bir
ruh hâliyle bakın. Sayın Başbakan herkesle kavga ediyor, önüne
gelenle; çıkıyor meydanlara ve tıpkı Malezyada, Uzak
Doğuda yaşanan bir amok koşucusunun edasında önüne geleni
vuruyor, kırıyor ve koşuyor. Bunun bir sonu olmalıdır,
bunun bir freni olmalıdır, bunun bir denetimi olmalıdır
arkadaşlar.
Dünya ilk defa
yolsuzlukları yaşamıyor. Size birkaç örnek vereceğim, biraz
kendiniz açısından
İtalyada Temiz Eller Operasyonunu bilmeyen
var mıdır arkadaşlar? İtalyada Temiz Eller Operasyonu
bembeyaz bir sayfanın, işte partinizin adı AK ya öyle ak bir
sayfa açmanın miladıdır, 1980. Orada başbakanlar da
yargılanmıştı. Bakın, İspanyada, Halk Partisinin
eski sorumlusu Luis Barcenas, zimmete para geçirmekten, kara para aklamaktan ve
İsviçredeki bankalarda 25 milyon eurodan, İspanyada da 22 milyon
eurodan anında ne oldu, tutuklandı, yakın tarih. Paraguayda bir
bakan hizmetçiyi devlet maaşına bağlamış. Ne
yapmış? Senato oylamış, 13 senatör aklamış.
Vatandaş ne yapmış? O 13 tane senatörün çocuklarının
resimlerini basıp okullara, meydanlara, otobüslere, duraklara
asmışlar ve demişler ki halk- siz misiniz bunu yapan,
posterleri astıktan sonra 13 senatörün eşlerinin,
çocuklarının resimleri üzerine işte bakanın
hizmetkârları diye
Ve 13 tane senatör istifa etmek zorunda
kalmış arkadaşlar. Öyle mahkemeyi falan beklemeye gerek yok.
Yani
anlayacağınız dünya bizi izliyor. Bu İnternet, bu sosyal
medya, bu Facebook, Google ve inanın rezil bir görüntü veriyoruz
dışarıya. Sorgulamayan, aklanamayan, kuruyla beraber
yaşın yandığı bir düzen yaşıyoruz.
İranda yeni
bir skandal patlak verdi, ucu buraya gelecek ben size söyleyeyim. İran
Cumhurbaşkanı Ahmedinejadın Yardımcısı Rıza
Rahimi
Türkiye-İran-Dubai trafiğine dikkatinizi çekerim
arkadaşlar.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Ahmedinejad değişti ama Ahmedinejad gitti yahu.
HASİP KAPLAN
(Devamla) - Bunun ucu bu soruşturmalara gelip ek iddianame olarak
eklenecektir. Ben bunu niçin söylüyorum? Biraz
araştırırsanız, Reza Zarrabtan Babek Zencaniye kadar bir
trafik güzergâhı içinde olduğunuzu görürsünüz.
Tokyo Valisi Naoki
ne yaptı? Bir şirketten 500 bin dolar rüşvet almış. Adamın
başına gelmedik kalmadı. Alman eski Cumhurbaşkanı
Christian Wulff görevi döneminde 719,40 euro, 719 euro -bir kasa, bir kamyon,
bir kutu değil- konaklama, yemek giderini bir yapımcının
ödemesi sebebiyle çıkar sağlamak suçundan Hannover Eyalet Mahkemesine
çıkarıldı.
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Bunların çay parası bile değil.
HASİP KAPLAN
(Devamla) Yolsuzluk liginde Türkiye vahim bir sıralamada
arkadaşlar. Uluslararası Saydamlık Örgütü 3 Aralık 2013
tarihli
Yani 17 Aralık patlağından önce veriyorum bu
rakamı. Türkiye maalesef, maalesef 50 puanla 53üncü sırada.
Şimdi, dünya basını skandal olarak haberleri geçerken
geçmiş tarihlerde de Nixonun Watergate skandalıyla nasıl gittiğini
hepiniz bilirsiniz. Fransada da önemli siyasetçiler ve iş adamları
-tesadüfen bizim Mecliste olduğumuz bir anda da bu
tartışması yaşandı- Maliye
Bakanlığının usulsüzlükleri ve İsviçre Bankasına
yatırılan paralarla çalkalandı durdu. Bu, dünyada olup bitenler
Şimdi, Ne oluyor? diyeceksiniz. Dünyada bunlar oluyor ama
yargının önü açılıyor, hesap veriliyor, hesap soruluyor, el
konuluyor, tedbir konuluyor, cezası veriliyor, gereği
yapılıyor yani bir hukuk işliyor. Niye Türkiyede hukuk
işlemiyor, niye önü kesiliyor? Niye savcılar, hâkimler, polisler,
müdürler, bankalar, herkes bir yerlere sürülüyor, birilerinin önü
kapanıyor? Niye bu yaşanıyor? Bu kadar
Daha
ergenleşememiş bir cumhuriyet yüz yaşında, daha hukuk
devleti olamadı demek ki.
Bakın
arkadaşlar, bu yolsuzlukların ana temasını ben size bir öz
olarak anlatmak istiyorum. Genellikle yozlaşma, iltimas veya rüşvet
kavramları eş anlamlı. Yolsuzluk, toplumsal ve ekonomik
dokuları felç eden, aslında yolsuzluk ekonomisi literatürüyle
anılan bir terim olarak yerleşti. Yolsuzluğun bedelini 76 milyon
insanımız ödüyor arkadaşlar. Demokrasinin kurum ve
değerleri tahrip oluyor. Etik değerlerimiz ve adalet
zayıflıyor, yok oluyor. Sürdürülebilir kalkınma, hukukun
üstünlüğü tehlikeye giriyor. İstikrar ve güven sarsılıyor.
Yargının bağımsızlığı artık
kâğıt üstünde bile değil havada yazılı kalıyor.
Artık Türkiyenin sıfırdan yeni bir sayfa açma zamanı. Her
suç örgütü politik güce sahip olmayı istiyor, hep böyle olmuştur.
Seçmenler yerinde nüfuz kurmayı, kontrol etmeyi, kilit makamlarda bulunan
politikacıları, hâkim ve gazetecileri rüşvet yoluyla
etkisizleştirmeyi, rahatsız edenleri uzaklaştırmayı,
uygun tayinler yapmayı, paralel iddialarıyla her zaman hedefleyebilmektedir.
Siyasi parti faaliyetleri finanse etme, politik grup üyelerine iş bulma,
rutin yolsuzluk, vergilenme denetiminden kaçma, kara para, varlık
barışı işte.
Arkadaşlar,
biz Barış ve Demokrasi Partisi olarak, AK PARTİnin hayrına
olarak bu genel görüşmenin açılmasını
Soruşturma için
AK PARTİ milletvekilleri imza verecek. Gelin, biz de imza koyalım
imzanızın yanına, beraber bu işi götürelim. Partiler,
Mecliste dört grup, gelin beraber adaleti sağlayalım. Kamu
vicdanına karşı dimdik olalım, başı dik
olalım. Bu bize yakışır, gerisi
Bu halk
uzaklaştırmasını da bilir arkadaşlar.
Teşekkür
ediyorum, saygılar sunuyorum. (BDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu adına Faruk Bal, Konya Milletvekili.
Buyurun Sayın
Bal. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA
FARUK BAL (Konya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Cumhuriyet Halk Partisi tarafından verilmiş olan genel görüşme
üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Yüce heyeti
saygıyla selamlıyorum.
Parlamento
tarihinde önemli bir olaya şahit oluyoruz ve bu önemli olayın
değerlendirmesini yapıyoruz. 61inci cumhuriyet Hükûmetinin 4 tane
Bakanı rüşvet, suç işlemek için örgüt kurmak, uluslararası
kaçakçılık, altın kaçakçılığı, nüfuz suistimali,
vatandaşlıkla ilgili rüşvet alarak
vatandaşlığı satmak, imar planlarında yolsuzluk, sit
alanında yolsuzluk gibi vahim suçlarla karşı
karşıyadır. Böyle bir durumun hem milletimiz nezdinde hem
yargı nezdinde ve hem de Türkiye Büyük Millet Meclisi nezdinde karşılık
bulması gerekmektedir çünkü hepimiz biliyoruz ki ortaya
çıkmış olan son durum tüyü bitmedik yetim hakkına el
atmaktır, haram sofrasından nemalanmaktır ve bu durum dinen hem
günahtır hem haramdır. Aynı zamanda, saydığım
suçlar, Türk Ceza Kanunu açısından suçtur, örfümüz
açısından da ayıptır. Bu iddialarla ilgili olmak üzere
bunun değerini Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir genel görüşmeyle
karşılığını
verebilecek miyiz, bundan şüpheliyim. Çünkü Adalet ve Kalkınma
Partisinin sayın milletvekilleri parmaklarında akılla
değil, vicdanlarına göre değil, biat kültürünün gereği
olarak genel merkezlerinden aldıkları talimat gereğince
oylarını kullanacaklardır.
Hikâyeyi ben size
baştan anlatmak istiyorum: Hikâye 17 Aralık günü başladı ve
17 Aralık günü büyük yolsuzluk operasyonu çerçevesi içerisinde bu huzurunuzda
bulunan sayın bakanların çocukları gözaltına
alındı. Onların gözaltına alınmalarıyla birlikte
kamuoyuna İnternet marifetiyle, televizyonlar marifetiyle şu vahim
tablolar yansıtılmaya başlandı. Ayakkabı kutuları
içerisinde
Sayın
Başkan, sayın milletvekillerini uyarır mısınız
lütfen, uğultu oluyor. Bunu dinlemeyecekler de neyi dinleyecekler, merak
ediyorum.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen
Ama gayet de
anlaşılır bir durumdur Sayın Bal.
Buyurun.
FARUK BAL (Devamla)
Vahim tablo karşımıza şöyle çıkıyor:
Ayakkabı kutusu içerisinde milyon dolarları saklayan bir banka genel
müdürü, oğlunun yatak odasında 7 tane para kasası bulunan bir
bakan, 700 bin liralık saati rüşvet olarak isteyen bir bakan, Ben
Sayın Başbakan ne dediyse onu yaptım. deyip Başbakanın
da istifa etmesi gerekir. diyen bir sayın bakan, bavulla
taşınan milyon dolarlar sığmamış ki
havaalanı girişinde, kontrollerde sırt çantalarında milyon
dolarlar, alışveriş merkezlerinde örgüt kapsamı içerisinde
rüşvet vermek için yapılan toplantılar, bazı
hatırı sayılır AKPli kişilerin
çocuklarının, bu arada Sayın Başbakanın oğlu
Bilalin katılmış olduğu örgütsel toplantılar ve böyle
bir haram sofrası içerisinde
oluşan vahim bir durum.
Değerli arkadaşlarım, bu durumu takip
etmek için devletin güvenlik güçleri var. Şu, devletin düştüğü
hâle hep beraber bir bakalım: Teknik takipte bulunan İstanbul
Kaçakçılık ve Organize Suçlarla ilgili polis memurları ve ekibi
bu rüşvete, yolsuzluğa, hırsızlığa
bulaşmış olan kişileri araçlarıyla takip ediyor. Takip
edildiklerini öğrendikleri için -şimdi huzurunuzda bulunan
İçişleri Bakanının- eski İçişleri
Bakanının talimatıyla Emniyet İstihbaratı
suçluları takip eden polisi takip ediyor, Emniyet
İstihbaratını da suçluları takip eden polis takip ediyor;
Dalton kardeşler gibi. Türkiye Cumhuriyeti devleti 61inci Hükûmet
döneminde adli zabıta görevi gören kolluk kuvvetleri birbirini takip eden
ve 3 ayrı etapta, 3 ayrı boyutta birbirini takip eden böyle bir vahim
duruma düşmüştür.
Böyle bir durum ortaya çıkınca Adalet ve
Kalkınma Partisinden beklenen şudur: Biz ak bir partiyiz -öyle
diyorsunuz- beşer şaşar, bu 4 sayın bakan yanlış
iş yapmış olabilir, meseleye yargı karar verecektir. Ben
bunların anında görevine son veriyorum. Yargı dilediği yere
kadar bunları araştırsın ve sonucu her ne ise hukuk
gereğini yapsın. Böyle bir beklenti içerisindeydi kamuoyu ve
doğrusu, biz Milliyetçi Hareket Partisi geleneğinden geldiğimiz
için, geçmişte bunun örneğini aynen verdiğimiz için bu
beklentide haklıydık. Lakin öyle olmadı; büyük bir korku, büyük
bir telaşla önce Emniyette bulunan, bu işleri takip etmiş adli
zabıta görevlileri müthiş bir hışımla çil bülücü gibi
dağıtıldı. İstanbulda 200 küsur tane polis memuru,
Türkiyede 17 tane ilin il emniyet müdürleri ve binlerce polis memuru; bunlar
yetmiyormuş gibi, bu işleri tahkik eden, bu işleri
soruşturan Peygamber postunda oturur. diye
inandığımız, güvendiğimiz ya da inanmamız,
güvenmemiz gereken hâkimler ve savcıların ellerinden dosyalar
alındı, hırsızlığı soruşturmakla ilgili
yetkilerinden alındılar, değişik yerlere
Cumhuriyet
tarihinde ilk olarak, Sayın Adalet Bakanının icraatıyla,
yargının kalbi olan HSYKnın 1. Dairesinin 2 üyesi
değiştirilerek takip eden üç kararnameyle hâkimler, savcılar
görevlerinden alındılar. Adli Zabıta Yönetmeliği
değiştirildi, kanunlarda değişiklikler yapıldı,
HSYKnın içi boşaltıldı, Sayın Bakan en etkili güç
hâline getirildi ama en mühimi, bu teknik takiplerle ortaya çıkan, kamuoyunun
gördüğü, milyon dolarları ortaya koyan tapeleri, görüntüleri hukuken
delil olmaktan çıkaracak kanunlar çıkarıldı. Bu kadar
ahlaksız, bu kadar izansız, bu kadar ölçüsüz bir
kanunlaştırma hareketi, bu Mecliste Adalet ve Kalkınma
Partisinin oylarıyla gerçekleşti.
KAMER GENÇ
(Tunceli) O kadar fazla iltifat etme onlara!
FARUK BAL (Devamla)
- Bu korkunun, bu telaşın, bu paniğin ne olduğunu fark
edemedik ama anladık ki mesele belliymiş, büyük balık geriden
geliyormuş.
Değerli
arkadaşlarım, işte, o büyük balığın geriden
gelmesinden önce, yolsuzlukla ilgili olmak üzere Halk Bankası Genel Müdürü
ve ekonomiden sorumlu Sayın Bakanın milyon dolarlarla ifade edilen ve
müteaddit defalar alınan İran kara parasının
aklanmasıyla ilgili olmak üzere binde 5 rüşvet aldığına,
değerli taşları rüşvet olarak kabul ettiğine,
değerli saatleri rüşvet olarak kabul ettiğine ve milyonlarca
doları müteaddit defalar rüşvet aldığına ilişkin
Meclise intikal etmiş bir fezleke bulunmaktadır.
Süleyman Aslan bir
banka müdürü; bankacı, vatandaşa Mevduatınızı bankaya
getirin. diye ifade eder ama Süleyman Aslan vatandaşa böyle bir talepte
bulunurken kendisi paraları, 4,5 milyon doları ayakkabı
kutusunda saklar. Haram değil de bu para nedir?
Muammer Güler,
İçişleri Bakanı yani bu tapeleri, görüntüleri alan polislerin
arkasına istihbaratı takan İçişleri Bakanının tam
15 defa rüşvet aldığına ilişkin Excel
kayıtlarına göre yapılmış tespit var. Bu tespite göre
5 milyon 800 bin dolar ve artı danışmanlık ücreti çerçevesi
içerisinde müteakip defalar rüşvet aldığı iddiası var.
Egemen
Bağış bugünlerde bolca hadis ve ayet yayınlıyor
Twitterından, vaizliğe başlamış Sayın Bakan. O
da Çikolata kutularında getirin, elbise kutularında getirin.
diyerek, milyon dolarları çikolata kutusu ve elbise paketleri, poşetleri
içerisinde getirttiriyor.
Değerli
milletvekilleri, bu vahim tabloyla Türkiye ilk defa
karşılaşmıştır. Karşılaşılan
bu vahim tablo, milletin vicdanında makes bulmuştur; Türkiye Büyük
Millet Meclisinin vekillerinin vicdanında da elbette makes
bulacaktır.
Şimdi, Adalet
ve Kalkınma Partisinin kendisinden beklenilen, Bu haramdır, bu
günahtır, bu suçtur, bu ayıptır. diyerek 4 bakan hakkında
gereğini yapması gerekirken Sayın Başbakan, meselenin
kendisine kadar uzanacağının farkında ki 17 Aralık-18
Aralık tarihlerinde oğlu Bilale telefon ediyor: Sende ne var.
diyor. Bilal, biraz saf bir genç, anlamıyor Benim bir şeyim yok
baba. diyor. Oğlum, para filan, bak Muammerin oğlu, Zaferin
oğlu filan içeri alındı. Benim bir şeyim yok, senin
paraların kasada. diyor. Onları sıfırla.
talimatını alıyor.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Evin altı para deposu.
FARUK BAL (Devamla)
Günlerce, Başbakanın oğlu Bilalin ikrarı ile kendisine
ait paralar sıfırlanamıyor. En sonunda, küçük bir miktar
kalıyor, 30 milyon euro. O küçük 30 milyon euroyla da küçücük evler
alıyor.
BÜLENT TURAN
(İstanbul) Yanlış bunlar.
FARUK BAL (Devamla)
- Bu Sayın Başbakan, değerli milletvekilleri,
ayakkabısının altı delik diye, arabasının tamponu
telle bağlı diye, gecekonduda oturuyor diye, bu millet
tarafından, inançları vardır, sağlamdır diye bu makamlara
getirildi. Şimdi bunun hesabını vermek yerine, hesaptan kaçmak
için devletin polisini, milletin hâkimini, savcısını ve Türkiye
Büyük Millet Meclisinin iradesini kullanarak bundan sıyrılmaya
çalışıyor ancak sıyrılamıyor.
Değerli
arkadaşlarım, ortaya çıkan durum cumhuriyet tarihinin en büyük
sosyal krizi hâline gelmiştir. Vatandaş, bu meselenin üzerinde en
ciddi şekilde durmakta ve bunun hesabını sormak için
beklemektedir.
Bu, cumhuriyet
tarihinin en ciddi siyasi krizidir, cumhuriyet tarihinde hiçbir başbakan,
hiçbir hükûmet, hiçbir kamu yetkilisi, bu kadar aşikâr olan
yolsuzluğun, hırsızlığın, rüşvetin
gizlenmesi, üstünün kapatılması için hâkim, savcı, polis tayin
etmemiş, kanunları değiştirmemiş, Meclisin iradesini
eğip bükmemiştir.
Bu, cumhuriyet tarihinin
en büyük yargı krizidir. Şimdiye kadar, cumhuriyetin ilk
yılları dâhil olmak üzere, tek parti dönemi dâhil olmak üzere, Demokrat
Parti ve ondan sonraki ihtilal dönemleri dâhil olmak üzere hiçbirisi,
yolsuzluğun üstünü kapatmak için yargının bu kadar eğilip
büküldüğü, yargının bu kadar
siyasallaştırıldığı, yargının bu kadar
yolsuzluk için araç olarak kullanıldığı bir dönemi
görmemiştir.
Bu, cumhuriyet
tarihinde yürütme organının en büyük siyasi krizidir. Yürütme
organı, bugün dünyada Kırım konuşulurken, Esed rejimi
meşrulaşmak üzereyken, Kıbrısta doğal gaz ve petrol
yatakları paylaşılırken, Türkiyede sadece yolsuzluk
operasyonlarını kapatabilmek için montaj, dublaj, ihanet,
Haşhaşi ve istiklal mücadelesi gibi kavramlarla Hükûmetin
başındaki Başbakan meşgul olmaktadır.
Değerli
milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti devleti bir istiklal savaşından
sonra kurulmuştur. Bu İstiklal Savaşı doğuda Ruslara,
Ermeni çetecilerine, Pontus Rumlarına karşı verilmiştir; bu
İstiklal Savaşı Egede Yunanistana karşı
verilmiştir; Sevrin mimarı olan İngilizlere, Fransızlara
ve İtalyanlara karşı verilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti
devletinin İstiklal Savaşı, yolsuzluğu, hırsızlığı,
rüşveti kapatmak için, ele alınmayacak, ağza alınmayacak
kadar düşük bir şekilde Sayın Başbakan tarafından
şimdiye kadar kullanılmaktadır. Şimdiye kadar da hiçbir
başbakan kendi yolsuzluğunu korumak için İstiklal
Savaşına sığınmamıştır. (MHP sıralarından
alkışlar)
Değerli
arkadaşlarım, eğer bu bir istiklal savaşı ise,
eğer bu paralel devlet ise, bu paralel devleti inşa eden
Başbakanın ta kendisidir, İstiklal Savaşı
şartlarını Türkiyeye getiren Başbakanın ta
kendisidir. (MHP sıralarından alkışlar) O zaman, İstiklal
Savaşı şartlarını getiren Başbakanın
bizatihi bu sebeple yargılanması gerekmektedir. İşte bu
şekilde polisi dağıtan, peygamber postunda oturan, hâkimi,
savcıyı yerle bir eden ve kanunları eğip büküp
değiştiren, sonuç olarak da oğlu Bilali, 2 Ocak tarihinde
savcı soruşturmaya davet ettiği hâlde 23 Şubat tarihine
kadar, polislerin değiştirilmesi, hâkimin, savcının
değiştirilmesi, kanunların düzeltilerek işin rayına
oturtulmasına kadar soruşturmaya göndermiyor, 23 Şubat tarihinde
Bilal Beyin avukatı Biz soruşturmaya gitmeye hazırız.
diyor. Niye? Mesele hallolmuştur. Nasıl? İşte böyle
hâkimler bulunmuştur. Ne demiş? Allah uzun ömür versin uzun adam.
Kim bu adam? Yanında Adalet Bakanlığının logosu,
hâkim. Bu arkadaş siyasi kanaatini Facebooka yansıtacak kadar
subjektif anlamda tarafsızlığını kaybetmiş, tam
anlamıyla, biraz sonra ifade edeceğim kararları vermeye kendi
içinde karar vermiş olan bir kişidir. Bu kişi, netice
itibarıyla, içeriden Başbakana Beni serbest
bıraktırmazsanız gerekli açıklamaları yaparım. diye
haber gönderdiğine ilişkin kamuoyuna bilgi sızdırılan
Zerrabı, eski bakanların çocuklarını ve diğer tutuklu
olan kişileri 28 Mart tarihinde tahliye etmiştir. İşte
yargının ortaya çıkan durumu budur, Sayın Adalet
Bakanı da muhtemelen bunu bu şekilde hazırlayabilmek için
elinden gelen gayreti göstermiş, elinden gelen talimatları
vermiştir.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Tahliye ettirdi zaten.
FARUK BAL (Devamla) -
Değerli milletvekilleri, önümüze gelen fezleke dosyası, daha önce
Sayın Bakanın uzun uzun anlatmaya çalıştığı,
eline ilk geldiğinde incelemedim dedi, incelediği basına Bu
dosyaları inceliyoruz. diye ikrar ettiği ve bir aya yakın bir
süre inceleyerek delilleri, suç faillerini öğrenip, bulup, becerip, buna
göre hangi suç nerede çıkacaksa 17 ildeki il emniyet müdürlerinin tayin
edildiği, 17 küsur ilde hâkimi, savcıyı tayin ettiği ve
netice itibarıyla da meseleyi yargıda halledebileceği bir
noktaya getirdiği süreçte eline ilk gelen fezleke değil, bu fezleke
değişmiş.
Şimdi soruyorum
Sayın Bakana: Bu fezlekenin hacmi, sanıkları ve içindeki
deliller, sizin otuz güne yakın bir süre incelediğiniz fezlekeyle
aynı mıdır, değil midir? Değilse bunun sebebi nedir ve
sizin bunda bir katkınız var mıdır?
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; ortaya dökülmüş, saçılmış
olan bilgiler, belgeler, tapeler, görüntüler, bunun hepsi bir şeyi ifade
ediyor. İfade ettiği şey gayet açıktır: Haram
sofrası kurulmuştur. Haram sofrasından nemalananlar vardır.
Bu nemalananların içerisinde bakanlar var, bakan çocukları var,
eğer iş derinliğe giderse Sayın Başbakana kadar
ulaşacak işler var.
O zaman, bu haram
sofrasından nimetlenmek haksızlık mıdır, değil
midir? Adalet ve Kalkınma Partili milletvekilleri beni dinlemiyor ama
elbette ki bu konularda bilgileri vardır; haksızlık mı,
değil mi onu göreceğiz ve biraz sonra onun müeyyidesini kendilerine
hatırlatacağım.
İkinci olarak, bütün
bu ortaya çıkmış olanlar, şu fezlekeler incelenip
görüşüldüğü takdirde suç mudur, değil midir?
Üçüncü olarak,
bizim örfümüzde, milletin yetkisini almış, bakanlık gibi önemli
makamlara gelmiş, genel müdürlük gibi önemli görevlere
ulaşmış olan kişilerin, milletin iradesini, milletin
verdiği yetkiyi şahsi çıkarları çerçevesi içerisinde
suistimal etmesi millete karşı örfen, hukuken ayıp
mıdır, değil midir?
Tekrar soruyorum:
Haram mıdır, suç mudur, ayıp mıdır?
KAMER GENÇ
(Tunceli) Hepsi var, hepsi.
FARUK BAL (Devamla)
Bunun hepsi evet olduğuna göre, bütün bunlar
haksızlıktır. Haksızlık karşısında
susan dilsiz şeytandır. Bunu, bizim inancımız,
itikadımız böyle söylüyor. Adalet ve Kalkınma Partisinin genel
merkezinden ne talimat geldiğini bilemeyiz.
MUHARREM İNCE
(Yalova) Allahın ayetleriyle dalga geçen, Bakara Suresine makara
diyenleri koruyacaklar mı göreceğiz!
FARUK BAL (Devamla)
Haksızlık karşısında susan dilsiz
şeytandır. Bu haksızlığa karşı eliyle,
diliyle, kalbiyle mücadele etmek bir vecibedir. Bunun yerine
getirileceğine ilişkin ümidi hâlâ muhafaza etmek istiyor, hepinize
saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına söz isteyen Ali Özgündüz, İstanbul Milletvekili;
buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) Teşekkür ediyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime başlarken yüce heyeti
saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, bugün niye toplandık? Efendim, bizim Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu olarak, fezlekelerin okunması -yaklaşık doksan
gündür Türkiye'nin, ülkemizin gündemini işgal eden, hatta dünyanın
gündeminde olan, tarihin gördüğü en büyük yolsuzluk, rüşvet
olayıyla ilgili olarak fezlekelerin okunması- Genel Kurulun bilgisine
sunulması için toplandık. Ancak Sayın Meclis Başkanı
ne yaptı? Az önce okundu burada tezkere; diyor ki: Efendim Erdoğan
Bayraktar hakkında, Muammer Güler hakkında, Zafer Çağlayan
hakkında, Egemen Bağış hakkında kaçakçılık,
birden çok kez rüşvet almak, resmî belgede sahtecilik, nüfuz ticareti,
görevi kötüye kullanmak suçlarından İstanbul
Başsavcılığının fezlekesi gelmiştir,
gereğinin tayin ve takdiri yüce heyetin bilgisine sunulur.
Değerli
arkadaşlar, bu böyle olmaz. Burada, Anayasanın 100üncü maddesine
göre, Meclis Başkanının tek başına bakanlar
hakkında Meclis soruşturması açma yetkisi
olmadığı için, bu işin, ancak 55 milletvekilinin
imzasıyla bu sürecin başlıyor olması gerektiği için
Bu fezlekeler, suçlamalar bunlardır. diyerek
savcılığın üst yazısını -daha doğrusu-
okuması ve dosyanın milletvekillerinin bilgisine, incelemesine
açıldığının belirtilmesi zorunludur. Aksi takdirde
milletvekilleri, hangi suçtan hangi bakan hakkında niye soruşturma
önergesini verdiğini bilemez, vicdanen kanaat getiremez. Yani,
kişinin bu milletvekili hakkındaki iddialar soyut mudur, değil
midir, gerçek midir, bunu bilerek vicdanen müsterih olup buna göre
soruşturma önergesine imza atması için bu dosyaların mutlaka
Genel Kurulun tetkikine açılması zorunludur.
Neyi
okutmadınız arkadaşlar İstanbul
Başsavcılığından gelen yazıyı. Ne vardı
o yazıda? Daha önce -biliyorsunuz- Adalet Bakanlığına geldi
bir buçuk sayfalık yazı. Bakan Bey biraz önce burada söyledi, dedi
ki: Bizim görevimiz sadece postacılıktır ama yirmi altı
gün inceledik. Daha önce komisyonda da bu konu tartışıldı.
Sizin göreviniz postacılıksa bunu hemen intikal ettirin kardeşim
Meclis Başkanlığına. Hayır, intikal ettirmiyorum,
üzerine kuluçkaya yatacağım, yirmi altı gün bekleteceğim.
Bu yirmi altı günde ne yapacaksın? Operasyon yapacağım,
savcıları görevden alacağım, yeni atadığım
başsavcıyı çağıracağım Ankaraya, talimatlar
vereceğim, ondan sonra göndereceğim. Bu arada ne oldu peki? Bu arada
ne oldu biliyor musunuz, ben söyleyeyim, sizin bir bakanınız,
hakkında defalarca rüşvet almak iddiası olan, isnadı olan
Bakan savcılığa bir dilekçe gönderdi, dedi ki: Efendim, benim
oğlumla ilgili konuşmalarım CMK 135/2ye göre delil olamaz,
bunları, bu tapeleri çıkarın. Bunu demekle aslında ne
yaptı biliyor musunuz? Sizin bütün argümanınızı çökertti.
Hani diyordunuz ya montaj, dublaj; e, montaj dublajsa niye
çıkarılmasını istiyor? Ha, demek ki gerçek, demek ki
gerçek. (CHP sıralarından alkışlar) Ve bunların
çıkarılmasını istedi değerli arkadaşlar.
Savcı yeniden gönderdiği üst yazıda bunları da izah etti,
niye çıkarmadığını izah etti. Çünkü Yargıtay Ceza
Genel Kurulunun bir kararında diyor ki: Eğer suç işleme iradesi
varsa yani birlikte suç işliyorlarsa o saatten sonra artık
tanıklık sıfatı, statüsü sona erer, bu da şüphelidir.
Yani, başka bir örnek vereyim: Bakan, oğluyla konuşuyor, diyelim
ki bir uyuşturucu ticareti ya da adam öldürme konusunda
anlaşıyor. Efendim, hayır, ben birisini
yargılayacağım. Diğerinin görüşmesi,
tanıklıktan çekinme statüsünde olan bakandır. Oğluyla
görüşmesinden dolayı bunu değerlendiremem. Ben bunu
çıkarıyorum. Böyle bir mantık olabilir mi, böyle bir şey
düşünebilir misiniz?
Değerli
arkadaşlar, bunu da söyleyeyim, dediğim gibi, Bakanınız
bunu istedi. Neydi İstanbul Savcılığının
gönderdiği yazı? Okuyorum şimdi size, sizin gizlediğiniz
yazıyı okuyorum:
İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığı Kaçakçılık ve
Narkotik Suçlar Bürosunca yürütülen 2012/120653 soruşturma numaralı
evrakta Rıza Sarraf liderliğindeki suç örgütünün resmî belgede
sahtecilik, kaçakçılık, rüşvet alıp vermek ve benzeri
suçları işlediği tespit edilmiş, mahkemece verilen kararlar
çerçevesinde yapılan iletişimin tespit ve kayda alınması,
arama, el koyma, yakalama, gözaltına alma ve benzeri delil toplama
faaliyetleri sonrasında şüphelilere yönelik 17/12/2013 tarihinde
operasyon düzenlenmiştir. Düzenlenen operasyon sonrası
iletişimin tespit ve kayda alınmasına ilişkin kararlar
çerçevesinde yapılan dinlemelerle ilgili şüphelilerin
yapmış olduğu görüşmelere ilişkin çözüm
tutanakları, fiziki takip tutanakları, soruşturma
aşamasındaki ifade tutanakları, bunlara ilişkin ses ve
görüntüleri içeren CD ve DVDler ve soruşturma evrakının bir
sureti yazımız ekinde gönderilmiştir. Suçun işlendiği
tarih itibarıyla, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetinde Ekonomi Bakanı olarak
görev yapan Mersin Milletvekili Mehmet Zafer Çağlayan hakkında 5607
sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa muhalefet, resmî
belgede sahtecilik, birden çok rüşvet aldığına ilişkin
suçlamalar; İçişleri Bakanı olarak görev yapan Mardin Milletvekili
Muammer Güler hakkında, sahte belge düzenlemek, soruşturmanın
gizliliğini ihlal, nüfuz suistimali ve birden çok kez rüşvet
aldığına ilişkin suçlamalar; Avrupa Birliği
Bakanı olarak görev yapan İstanbul Milletvekili Egemen
Bağış hakkında, birden çok kez rüşvet
aldığına ilişkin suçlamalar
Devam ediyor, devam ediyor,
efendim, niye bu tapelerin çıkarılmadığını
falan izah ediyor -ben az önce size söyledim- soruşturma önergesi ve
sonraki işlemlerin yapılması amacıyla Anayasanın
100üncü ve İç Tüzük 107nci maddeleri gereğince gereğinin
takdiri için Meclis Başkanlığına gönderiyor.
Şimdi, usul nedir
arkadaşlar? Meclis Başkanlığına geldi, cumhuriyet
savcısı bakanlar hakkında soruşturma yapamayacağı
için bu evrakı buraya gönderiyor. Burada ne gibi deliller var, bakanlarla
ilgili çikolata kutuları, diğerleri gerçek mi değil mi -hani
Bunlar gerçek değil. diyorsunuz ya- gidip bakacağım. Burada
mahkeme kararı var mı, iletişimin tespiti doğru mu, efendim
bu teknik takip var mı, havaalanından giderken bu şeyler var
mı, bunlara bakacağım. Bu paralar doğru mu, paralar
doğru mu, efendim, bu kasalar doğru mu, yoksa bunlar uydurma mı;
efendim, bu Rıza Sarrafın götürdüğü bu rüşvet doğru
mu, buna bakacağım. Bu taksi Egemen Bağışın
evine rüşvet götürüyor mu, buna bakacağım. Buradaki bavulda bu
milyon dolarlar gidiyor mu, buna bakacağım. (CHP
sıralarından alkışlar) Doğru mu? Bu saat, 700 bin
liralık saat verilmiş mi verilmemiş mi, buna
bakacağım. Bu saat, kolundaki saat montaj mı değil mi, buna
bakacağım. Dolayısıyla, bunlara bakarak vicdanen kanaat
getirdiğim zaman da bu kişiler hakkında soruşturma
komisyonu kurulması için önerge vereceğim, imza atacağım.
Çünkü, Anayasa diyor ki: Soruşturma komisyonu kurulabilmesi için fiilin,
eylemin gerekçelerinin belirtilmesi lazım. Ben, neye göre vereceğim
arkadaşlar? Milletvekili neye göre soruşturma komisyonu
kurulmasını isteyecek? Bunların incelenmesi gerekiyor.
Değerli
arkadaşlar, bakın, burada, bizim Anayasamıza göre, Genel
Kurulun bilgisine sunulduktan sonra, bu dosyaların mutlaka sizlerin
görüşüne açıklanması lazım ki
Siz, şimdi diyorsunuz
ki: 55 kişi imza attık. Ya, neye göre attınız
arkadaşlar? Bilmeden
Yani, suçlama hangi bakan hakkında, hangi
suçlama, neye göre attınız? E, bilmeden imza atıyorsunuz.
Burada, bu komisyon, 15 kişilik komisyon, daha sonra kurulacak
soruşturma komisyonu, bir savcı gibi görev yapacak, delileri
toplayacak, bakanı çağıracak, ifadesini alacak; sorguya çekecek
bakanı. Hani bu, hani bu bizim, geçmişte- Egemen
Bağışınız var ya, çikolatacı Egemen Bağış
bu, hani Allahın ayetiyle, kelamıyla dalga geçen, onu soruya
çekeceğiz. (CHP sıralarından alkışlar) Diyeceğiz ki: Sen bu çikolata kutusunu,
bu gümüş tabağın değeri, efendim, 500 bin dolar
Hayırdır, nereden geldi? Marina kim, Marina? Bir gelsin bakalım
Marina, bir sorgulayalım. Geldi, sana bu paralar verildi mi, verilmedi mi?
Bu soruşturma komisyonu bunu yapacak.
Bir başka
şey daha söyleyeyim: Siz, geçmişte, bizim Sayın Genel
Sekreterimiz Önder Beyin bir sözü üzerine linç ediyordunuz. Ya, Allahtan
korkun, bu Egemen Bağışı mı koruyorsunuz? Yani,
Allahın kelamıyla alay eden bu adamı mı koruyorsunuz? (CHP
sıralarından alkışlar) Yani, anlayamıyorum.
Değerli arkadaşlar, bunları korumayın, lütfen. Ben size
güveniyorum, size inanıyorum yani iktidar partisi içindeki
milletvekillerinin de gerçekten bu işin ortaya çıkmasını
isteyeceğine inanıyorum, inanmak istiyorum.
Buradaki
soruşturma
Bakın, ceza soruşturması, bakanlarla ilgili
Meclisin yapacağı soruşturma Ceza Muhakemesi Kanununa göre bir
ceza soruşturmasıdır. Ceza soruşturmasının
gayesi, amacı gerçeğin ortaya çıkarılmasıdır. Bu
çıkarılmalı ki, suç işleyenler Yüce Divana sevk edilmeli ki
vatandaşın devlete ve kanunlara güveni olsun yani Suç işleyen
kişi bakan dahi olsa korunmuyor, bu ülkede kanunlar herkese eşit
uygulanıyor
Bu anlayışın yerleşmesi için zorunludur.
Bu kişilerin Yüce Divana sevk edilmesi gerekiyor.
Ben başka bir
şeyden bahsedeyim değerli arkadaşlar. İşte Paralel
yapı, darbe, yok, efendim, seçimlerle ilgili bu komplo falan
Değil
arkadaşlar. Bakın, seçimlerle ilgili olsaydı 1 Martta başlatılırdı
bu soruşturma, 1 Martta başlatılırdı ve 25
Aralıktaki soruşturma daha önce olurdu yani Recep Tayyip
Erdoğanın oğlunun adı geçtiği soruşturma.
Gidilirdi, evinden alınırdı, 1 milyar dolar da, aynı
şu şekilde, kamuoyuna afişe edilirdi; öyle değil. Nedir bu işin
kronolojik sıralaması? Size şimdi okuyorum: 12 Şubat
2007de Kapıkuleden Bulgaristana bir tır çıkış
yapıyor. Bu tırda 202 kilogram eroin ele geçiriliyor arkadaşlar;
başlangıcı bu, bu olayın. Bununla ilgili olarak
İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığının
2007/1258 soruşturma sayılı dosyası üzerinden
soruşturma başlatılıyor, bununla ilgili olarak
iletişimin tespiti kararı alınıyor, Edirne (KOM)
Kaçakçılık Organize Suçlar Şube Müdürlüğü, bununla ilgili
dinlemeler yapıyor. Burada, bu Rıza Sarrafın para transferinde
kullandığı döviz firmasıyla yine Happani ortağı-
bununla ilgili bazı delillere ulaşılıyor. Bununla ilgili
olarak Maliye Bakanlığına bağlı, sizin bakanlığınıza
bağlı MASAK, 10 Haziran 2008 tarihinde 6517 sayılı
yazısıyla Şişli Cumhuriyet Başsavcılığına
bir rapor gönderiyor. Bu rapor, Bankalar Yeminli Murakıbı Mehmet
Tahir Özsoy tarafından hazırlanan 13 Mayıs 2008 tarih ve R/61
sayılı Atik İşcan rumuzlu aklama, inceleme raporu. Bu
geliyor Şişli Cumhuriyet Başsavcılığına. Bu
rapor, şüpheli para hareketlerinin miktarı ve
sıklığı dikkate alındığında bu
işlemleri gerçekleştiren kişilerin -yani Rıza Sarraf ve
ekibinin- polisiye takip ve uygun görülecek diğer usullerle Türkiye
çapındaki faaliyetlerinin izlenmesinin uygun olacağını
belirtiyor, MASAK raporu dikkatinizi çekiyorum, Maliye
Bakanlığına bağlı MASAK raporu.
Sonra, İstanbul
Emniyet Müdürlüğü Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğüne 7
Mayıs 2010da 6484 sayılı e-postayla bir ihbar
yapılıyor, yine Rıza Sarrafın sahibi olduğu, bu
soruşturmada sık sık geçen bir döviz firmasının kara
para akladığı iddia ediliyor. Bunlarla ilgili olarak sizin
İçişleri Bakanınız, tabii Muammer Güler değil, ondan
önceki İçişleri Bakanınız, tebrik ediyorum o
Bakanınızı, görevden ayrılan önceki Bakanı
Emniyet
Genel Müdürlüğü Kaçakçılık Organize Suçlarla Mücadele Daire
Başkanlığı -yani İçişleri
Bakanlığına, önceki İçişleri
Bakanlığına bağlı bu başkanlık- 6 Haziran 2011
tarih 298907 sayılı yazısı ekinde, Happani Grubu Değerlendirme
Raporunu İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlar Şube
Müdürlüğüne gönderiyor arkadaşlar.
Burada, yine, bu
meşhur, rüşvet dağıtan, Bakanlara mama dağıtmak
gerekir. diyen Rıza Sarrafın sahibi olduğu firmaların
para aklama işi olduğu, bu suçtan dolayı şüpheli
olduğu dolayısıyla bu konunun tetkik edilmesi gerektiği,
deniyor. Bütün bunları topluyor İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali
Suçlar Şube Müdürlüğü, 13/9/2012 tarihinde İstanbul Cumhuriyet
Başsavcılığına gönderiyor. İstanbul Cumhuriyet
Başsavcılığı bu soruşturma dosyasına
kaydediyor, 2012/120653 sayılı soruşturma dosyasına
kaydediyor, bu soruşturmayla ilgili olarak şüphelilerin
iletişiminin tespiti ve teknik takip kararı alınıyor 5.
Sulh Ceza Mahkemesinin 17 Eylül 2012 tarih ve 2012/561 sayılı
kararıyla. Ve bu iletişimin tespiti sırasında yani
Rıza Sarraf ve ekibinin teknik takibi ve izlenmesi sırasında
bakılıyor ki Rıza Sarrafın yanında çalışan
İçişleri Bakanı Muammer Gülerin bir yakınının;
yine, oğlunun; yine, Zafer Çağlayanın oğlunun ve bir
kısım bakan çocuklarının, bürokratların, Halk
Bankası Genel Müdürünün bu adamla rüşvet ilişkisinin içinde
oldukları ve yine, bakanlarınızın da bu rüşvet
çarkının içinde olduğu anlaşılıyor.
Anlaşıldıktan sonra, İçişleri Bakanının
oğlu durumu fark edip de babası Muammer Gülere bildirince, Muammer
Güler, İstihbarat Daire Başkanlığını Mali Suçlar
Şube Müdürlüğünü takiple görevlendiriyor. Mali Suçlar Şube
Müdürlüğü bu olayı öğrenince Soruşturmaya müdahale edilir,
sekteye uğratılabilir. diyerek 17 Aralık 2013te operasyon
başlatmak zorunda kalıyor. Dolayısıyla
komplo momplo, darbe marbe, paralel yapı
Geçin bunları
arkadaşlar. Bunların hepsi zırvadır, hepsi hikâyedir;
bunlar, kamuoyunu aldatmaya, manipülasyona yönelik sizlerin
savunmasıdır ama geçerli bir savunma değildir. (CHP
sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar,
Türkiyeyi ne yazık ki kara para batağına, çamuruna
sapladınız. Yani bu iş, ileride ülkemizi uluslararası
camiada ciddi anlamda sıkıntıya sokabilecek bir boyuttadır,
uluslararası kuruluşlar bu konuyu incelemektedir. Ben Türkiye
Cumhuriyetinin yurttaşı olarak gerçekten üzülüyorum.
Biz diyoruz ki bu
adı yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet olayına batan
bakanları, mutlaka, gerçekten, hepimiz elimizi vicdanımıza
koyarak, bir savcı gibi eylemlerini tek tek soruşturup, bütün
delilleri toplayarak, bu kişileri Yüce Divana gönderelim. Orada
aklanır mı paklanır mı
İnşallah aklanırlar yani
suçları yoksa elbette ki. Yani durup dururken kimseyi itham etmeyelim,
suçları yoksa aklansınlar, ama gitsinler.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Ya, suçu var, ne suçu yok!
ALİ ÖZGÜNDÜZ
(Devamla) Masumiyet karinesi falan diyorsunuz ya, işte, masumiyet
karinesini eğer istiyorsanız, bu kişileri gönderelim, çünkü
yargılama yetkisi Türk milleti adına mahkemelere aitti,. bizde de
değil. Bizim buradan göndereceğimiz işlem sadece bir iddianamedir.
İddianameyi ne zaman savcı düzenler? Yeterli şüphe, yeterli
emare varsa bir kişi hakkında -ki vardır- bizim onu göndermemiz
gerekiyor.
Yargılama,
efendim, 135e göre, 135/2ye göre bu dinlemeler, tapeler delil olacak
mı olmayacak mı, bu 138inci madde kapsamında tesadüfen elde
edilen bir delil mi değil mi? Değerli arkadaşlar, bunları,
bizim, Meclisin araştırması, bunlara karar vermesi mümkün
değildir. Çağdaş, demokratik rejimlerde, konumu, görevi,
sıfatı ne olursa olsun suç işleyenlerin cezalandırılması
esastır, parlamenter rejimlerde de bu görevi, bakanlarla ilgili, suç
işlediği iddia olunan bakanlarla ilgili denetim yapmak, onları
ilgili yargı mercileri önüne göndermek görevi millet adına bu yüce Meclisindir.
Yani Meclis, aslında bir denetim görevi olarak ve yine Bakanlarla ilgili
yerinden kalkan bir cumhuriyet savcısı soruşturma açmasın.
diyerek bu yüce Meclis, kendi içinden çıkan yürütme organını
denetleyerek, suç isnadı olan kişileri Yüce Divana sevk edecek ve
bağımsız mahkemeler önünde bu kişiler hesap vereceklerdir.
Değerli
arkadaşlar, bakın, bu Bakan Zafer Çağlayanla ilgili saati falan
gösterdik. 52 milyon dolar deniliyor 28 seferde. Ben isterseniz tüm
ayrıntısını vereyim. Yani 52 milyon dolar bunun
toplamı. 30 milyon 53 bin 600 euro. Yaklaşık 43 milyon dolar
ediyor. 6 milyon 766 bin 750 dolar, 3 milyon 460 bin TL. Efendim, 300 bin
İsviçre Frangı değerinde saat.
Değerli
arkadaşlar, başka bir şey daha söyleyeyim. 2 milyon 684 bin lira
değerinde, 27 Martta, İstanbul Nuruosmaniyede bulunan bir
mücevheratçıdan mücevher alınıyor, bu bakanınıza
teslim ediliyor. Oğlunun düğünün de mi taktı, kime taktı
onu bilmiyoruz.
Bir başka
şey -37.500, dolar mıdır, TL midir bilmiyoruz- piyano
gönderiliyor evine. Şimdi ben merak ediyorum, Zafer Çağlayan o piyanoyu
çalarken coşup çağlıyor mu acaba? O saate de bakıyor mu
acaba, hakikaten merak ediyorum! Çalma işini öğrenmiş mi, hangi
coşkuyla çalıyor, ne kadar çalıyor bunu merak ediyorum
değerli arkadaşlar! (CHP sıralarından alkışlar)
Yani, hakikaten böyle iddialar
Ya, insanın utanıp yere girmesi,
eriyip yere girmesi lazım. Allah başa vermesin, böyle bir şey
olursa insan toplum karşısına çıkamaz, ülkede
yaşayamaz, erir, yere girer. Birazcık arlanma duygusu varsa,
insanın bunu kabul etmesi mümkün değildir.
Son olarak
değerli milletvekilleri, özellikle sizin gruba seslenmek istiyorum,
iktidar partisine: Siz, geçmişte belediyelerinizde Rüşvet alan da
veren de melundur. diye bir şey yazıyordunuz, bu, hadisi şerif.
Şu anda kaldırdınız onu galiba. Yani, sadece belediyelerden
kaldırmadınız, galiba vicdanlarınızdan da
kaldırdınız değerli arkadaşlar. (CHP
sıralarından alkışlar) Yani, bu hadis gitti mi, sizin
kitabınızda yok mu artık, bunu kaldırdınız
mı?
Bakın, bu
işin kıstası budur: Peygamber Efendimiz zamanında vergi
memuru geliyor, diyor ki: Bunlar Hazinenin, bu da benim. Peygamberimiz diyor
ki: Söyleyin bana, bu adam evinde otursaydı kendisine verilen hediyeler
hediye olarak verilir miydi? E, demek ki bu rüşvettir.
Dolayısıyla, oraya buraya evirmeye, çevirmeye gerek yoktur
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ ÖZGÜNDÜZ
(Devamla) -
bunun altında kalırsınız. Bunları mutlaka
Yüce Divana gönderip gereği yapılmalıdır diyorum.
Hepinizi
saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (CHP ve MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
milletvekilleri, birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.04
DÖRDÜNCÜ
OTURUM
Açılma
Saati: 19.18
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 72nci Birleşiminin
Dördüncü Oturumunu açıyorum.
Genel görüşme
önergesinin görüşmelerine devam edeceğiz.
Hükûmet yerinde.
Şimdi, AK
PARTİ Grubu adına söz isteyen Mustafa Şentop, İstanbul
Milletvekili. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU
ADINA MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) Sayın Başkanım, yüce
Meclisin değerli üyeleri; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, bugün bir genel görüşme önergesi üzerine
toplanmış bulunuyoruz. Genel görüşme talep eden
arkadaşlarımız, Türkiye Büyük Millet Meclisine intikal
etmiş bakanlar hakkındaki fezlekeler, bunların okunması ve
bunların Meclise geliş sürecindeki gecikmeler üzerine bir görüşme
talebi, bu sebeple, bu gerekçeyle bir genel görüşme ortaya koymuşlar,
talep etmişler.
Tabii, genel
görüşme talep edildiği sıradaki durumla bugün, şu anda
karşı karşıya bulunduğumuz durum aynı değil.
Çünkü, bizim grubumuz tarafından bir Meclis soruşturması
önergesi hazırlandı, Meclis Başkanlığımıza
verilecek. Sanıyorum, Cumhuriyet Halk Partisi tarafından da bir
Meclis soruşturması önergesi Meclis
Başkanlığımıza verilecek. Dolayısıyla,
aslında bu genel görüşmeyi burada, bugün için gerekli kılan,
lüzumlu kılan ortam, vasat, şartlar değişmiş oluyor.
Genel görüşme,
biliyorsunuz, burada görüşülmesi talep edilen hususlar çerçevesinde
yapılacak, toplumu ve devlet faaliyetlerini alakadar eden bir konunun
Meclis Genel Kurulunda görüşülmesi. Tabii, burada, konuşmayı
esasen arzu ettiğimiz ve bu genel görüşme çerçevesinde burada söz
alıp konuşan arkadaşlarımızın
anlattıklarına baktığımızda ise
konuşulanlar, bu genel görüşme çerçevesindeki hususları
aşan ve bir Meclis soruşturması çerçevesinde
konuşulması gereken hususlar. Peki, o zaman niye bir genel
görüşme önergesi verildi de Meclis soruşturması önergesi
verilmedi? Bunu şu şekilde ifade edelim: Tabii, bir kere, genel
görüşme önergesi verildiğinde, talep edildiğinde genel
görüşme, bunu azami belli bir süre içerisinde görüşme mecburiyeti var;
bu yedi gün, yani seçimden önce görüşme imkânı burada var. Meclis
soruşturmasında ise yine belli süreler olmakla beraber, otuz gün
içerisinde soruşturma önergesiyle ilgili işlemlerin
tamamlanacağı, ön görüşmenin yapılacağı ve
soruşturma açılıp açılmayacağına karar
verileceği gerektiği için Meclis soruşturmasının seçim
sonuna kalması durumu söz konusu. Dolayısıyla, bugün
karşı karşıya bulunduğumuz bu genel görüşme
önergesi, niye genel görüşme de Meclis soruşturması önergesi
değil? Çünkü burada tartıştığımız konu ve
asıl hedeflenen husus, Meclis soruşturmasıyla
sağlanabilecek bir husustur. Niye Meclis soruşturması
değil de acaba genel görüşme verilmiştir? diye
sorduğumuzda, burada, sadece sürelerle alakalı bir durum ve seçim
öncesinde burada bu konunun bir şekilde dile getirilmesi, konuşulmasını
sağlama amacı olduğunu görüyoruz.
Değerli
arkadaşlar, genel görüşmeyse genel görüşme, Meclis
soruşturmasıysa Meclis soruşturması, biz hepsine var
olduğumuzu, hepsi için onay vereceğimizi burada ifade ettik,
başından beri de ifade ediyoruz. Tabii, şunu da burada dile
getirmem lazım: Bu konunun, fezlekeler çerçevesindeki
tartışmaların 30 Mart seçimlerinin muhalefet açısından
tek meselesi ve tek mevzusuna dönüştürülmesini de anlayışla
karşılıyoruz çünkü Türkiye'nin genel meseleleriyle, 30 Mart
itibarıyla gittiğimiz yerel seçim dolayısıyla Türkiye'nin
yerel politikalarıyla, projeleriyle alakalı ortaya bir tablo
konamadığı zaman, o zaman bu soruşturma ve fezlekeleri
organize eden bir çalışmanın mahsulü olan malzemelerle seçim
gündemini meşgul etmeye çalıştık. Sanıyorum sahada
malzeme tükendi, buradan biraz şarj etme imkânı sağlamaya
çalışmak için genel görüşmeyi getirdik. (AK PARTİ
sıralarından Bravo! sesleri, alkışlar)
Değerli
arkadaşlar, dosyaların, fezlekelerin incelenmesi meselesi
Tabii,
milletvekillerine açılması meselesi farklı. Burada, daha önceki
uygulamalardan örnekler veren arkadaşlarımız aslında
benzeri uygulamalardan veriyor; buna tamamen uygun, bunu tamamen
karşılayan bir durum daha önce gerçekleşmemiş. Yani,
muhtelif, teftiş kurullarının soruşturmaları
neticesinde ortaya çıkan bazı raporlar var, bunlar gelmiş veya başka,
idari yargıyla ilgili verilen kararlardan dolayı görevi kötüye
kullanma suçlarıyla ilgili bazı fezlekeler veya raporlar gelmiş
ama savcılık tarafından hazırlanan, doğrudan Meclise
gönderilen bir fezleke mahiyetinde bir örnek daha önce yok.
Dolayısıyla, bu konuyu değerlendirirken bu sürecin hukuki
niteliği üzerinde biraz durmak lazım. Bunu birçok hukukçu
değerlendiriyor; Anayasa hukukçularının, ceza
hukukçularının değerlendirmeleri var.
Kahir ekseriyet
-eski tabirle- şunu diyor: Bu Meclis soruşturması süreci esasen
ceza yargılamasında, yeni kanun çerçevesinde soruşturma
sürecidir. Dolayısıyla, Ceza Muhakemesi Kanunundaki
soruşturmayla ilgili ilkeler, esaslar ve çerçeve Meclis
soruşturmasında da geçerlidir.
Meclis
soruşturmasının 1982 Anayasasında Türkiye Büyük Millet
Meclisinin bilgi edinme ve denetim yolları başlığı
altında yazılmış olması, bunu diğer denetim
yollarıyla mukayese edilecek bir araç hâline getirmiyor. Bu sui generis
bir denetim yoludur, bir adli soruşturma şeklidir ve Ceza Muhakemesi
Kanunundaki soruşturmayla ilgili esaslara tabidir.
Değerli
arkadaşlar, bu çerçevede baktığımızda, bu sürecin en
önemli özelliği soruşturmanın gizliliği ilkesidir. Bu
bakımdan, burada, Meclis soruşturmasıyla ilgili İç Tüzükte
çok ayrıntılı düzenlemeler yapılmış. Bunlardan
birisi de Meclis soruşturma önergesinin verilmesi belli bir sayıyla,
sonra bunun için bir soruşturma komisyonunun kurulması,
soruşturma komisyonunun faaliyetlerinin gizliliği ve komisyonun
çalışması sonucunda oluşacak raporun nihayet Genel Kurula
ve milletvekillerine takdim edilmesi. Akabinde ne olacak? Akabinde, Genel
Kurulda soruşturma raporu okunacak, oylama yapılacak, eğer kabul
edilirse o zaman bu bir iddianameye dönüşmüş olacak ve Yüce Divana
intikal edecek. Yok, kabul edilmez, reddedilirse bir nevi takipsizlikle
sonuçlanma durumu söz konusu.
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Milletvekili incelemeden nasıl karar
verecek?
MUSTAFA ŞENTOP
(Devamla) Dolayısıyla, normal, Ceza Muhakemesi Kanunundaki
soruşturmayla ilgili esasların en başında da gizlilik var.
Bu bakımdan, burada da bunun geçerli olması gerekiyor.
Milletvekilleri ne zaman görecek? Şu aşamada görecek: Soruşturma
önergesi verilecek, kabul edildiği takdirde komisyon kurulacak, komisyon
kurulduktan sonra raporunu belli bir süre içerisinde tamamlayacak, bu rapor
milletvekillerine dağıtılacak. Bu aşamada milletvekilleri
tabii ki hem soruşturma komisyonu raporunu hem de fezlekeleri görme
imkânına sahip olacak.
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Sayın Şentop, siz bile terliyorsunuz konuşurken.
MUSTAFA ŞENTOP
(Devamla) Fezlekeleri zaten gördüğünüzü ifade ediyorsunuz. Burada
fezlekeler var, baktınız. Basından size servis eden,
bunları basına servis eden, size servis edenler bunları zaten
yaydılar.
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Tabii, bunları konuşmak kolay değil, siz bile
terliyorsunuz. Yazık sizlere, yazık!
MUSTAFA ŞENTOP
(Devamla) Bunların bilinirliliğiyle ilgili bir mesele yok.
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Siz bile doğru olduğuna inanmıyorsunuz.
MUSTAFA ŞENTOP
(Devamla) Ama biz, Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak, esasen buradaki
ilkeleri, Anayasada ve İç Tüzükte yer alan ilkeleri ihlal etmeden
iş yapmak mecburiyetindeyiz.
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Arkadaşlar, bir havlu götürün, yazık bu adama!
MUSTAFA ŞENTOP
(Devamla) Değerli arkadaşlar, burada, tabii,
arkadaşlarımızın bir kısmı 17 Aralıkla
beraber başlayan bir süreç hakkında bilgiler verdiler. Bu
fezlekelerin buraya intikalini sağlayan da esasen bu süreçtir. Ben de bu
süreçle ilgili bir çerçeve tablo çizmek istiyorum. Bir kere, tabii, bu süreci
17 Aralıkla başlatmak doğru değil esasen.
İstediğiniz yerden başlatabilirsiniz ayrı mesele ama
tabloyu gerçekten görmek, bir gerçeği görmek, hakikati görmek gibi bir
muradınız varsa, arzunuz varsa o zaman bu tablonun bütününe bakmak
mecburiyeti var. Ben yine 17 Aralık çerçevesinde önce başlayıp
sonra biraz daha geriye bu süreci götüreceğim.
Bakın, burada
Türkiyede yargılama süreçlerinde, ceza soruşturması
süreçlerinde görülmeyen bir tabloyla karşı karşıyayız.
Bunların hepsine değinmeyeceğim, sadece öne çıkan birkaç
hususa değinmek istiyorum. Birisi şudur: Bir kere, 17 Aralık -az
sonra bundan bahsedeceğim- ve 25 Aralıktaki başlatılmak
istenen bir süreç, esasen 17 Aralık olarak planlanmıştı, 17
Aralık. Fakat, 17 Aralık tarihi itibarıyla nöbetçi hâkim -tırnak
içinde söylüyorum- uygun hâkim olmadığı için bir hafta beklenmek
durumu söz konusu olmuştur ancak nöbet bilinen uygun bir hâkime geçsin
diye bir süre beklenmiştir, 25 Aralık oradan ortaya
çıkıyor. Esasen 17 Aralık için planlanmış bir süreçti
bu.
Şimdi,
bakın, öncelikle, bütün buradaki soruşturmalar imzasız, somut
delil içermeyen, ya e-posta yoluyla veya mektup, normal posta yoluyla
gönderilmiş veya bazı durumlarda da ya müfettişin ya
savcının kapısının altından
atılmış yine imzasız bir mektupla başlatılmış.
İkinci husus:
Bakın, soruşturma dosyalarında başka bir delil
bulunmadığı için teknik takip talep edilmiş. Dosyalardan
birisiyle ilgili -ben süreç devam ettiği için bunların çok somut
olarak dosya numaralarını vermeyeceğim- dosyada hiçbir bilgi
yok, e-posta yoluyla gönderilmiş bir şikâyet ve bunda da hiçbir somut
delil yok. Hiçbir delil olmadığı hâlde tabii, delil
bulmanız gerekiyor. Nedir? Teknik takip yapacaksınız, dinleme
yapacaksınız, mutlaka, dinlerseniz bir iki sene birisini, senaryoyu
oluşturacak birkaç şey, birkaç tane söz yakalama imkânınız
bulunur diye. Önce, İstanbulda bir sulh ceza mahkemesinden teknik takip
için talepte bulunuluyor. Burada teknik takip talep etmek için yeterli bir
delil, somut bir delil bulunmadığından dolayı
savcının talebi reddediliyor. Bunun üzerine savcı itiraz ediyor,
itirazı da aynı gerekçeyle reddediliyor. Aynı gün içerisinde
savcı bir başka sulh ceza mahkemesinden bu sefer teknik takiple
ilgili karar çıkarıyor. Yani, teknik takip elde edebilmek için
mahkeme mahkeme dolaşan ve uygun bir mahkeme bulduğunda bunu
sağlayabilen bir savcı uygulaması var. Burada, bu bakımdan
soruşturma dosyalarında -esasen sonraki aşamada da görüyoruz-
fezlekelerde de -kısmen ben de basında yayınlanan
kısmıyla gördüm- göreceksiniz ki teknik takip ve dinleme
kayıtları dışında, tapeler dışında,
başka bir hukuki delil ceza hukuku bakımından bulunmuyor.
Üçüncü husus, önemli
husus: Değerli arkadaşlar, bu soruşturmalar adliyede bir hayli
tur atmış. Bakıyorsunuz bir büroda
başlatılmış, sonra o bürodan başka bir büroya
nakledilmiş. Bir savcıyla başlamış, üç dört savcı
değiştirilmiş, özel ayarlamalar yapılmış.
OKTAY VURAL
(İzmir) Savcılık soruşturmasının akıbeti
belli oldu.
MUSTAFA ŞENTOP
(Devamla) - Bir savcı ise hususen
OKTAY VURAL
(İzmir) Dosyayı incelemiş, hâkim olmuş
Hakim,
savcı, tapeler
MUSTAFA ŞENTOP
(Devamla) - Arkadaşlar yerinizden konuşmayın.
Bir savcı
hususen üç dört ay önce
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Çok ayıp, çok ayıp!
MUSTAFA ŞENTOP
(Devamla) -
duruşma savcılığından alınarak bir
yere, bir büroya getirilmiş ve daha sonra bu dosyalar, soruşturma
dosyaları hep aynı savcıda toplanmak için bir sürü manevralar
yapılmış.
OKTAY VURAL
(İzmir) Ya olur mu ya, böyle bir şey olur mu ya! Rıza
Sarrafın avukatı mısın?
MUSTAFA ŞENTOP
(Devamla) - Nasıl yapılmış? Bakın, o
savcının bürosunun başında bulunan bir başsavcı
vekilinin izinde olduğu bir günde
OKTAY VURAL
(İzmir) Böyle bir şey olmaz ya, milletvekili Rıza
Sarrafın avukatı!
MUSTAFA ŞENTOP
(Devamla) -
dosya o savcıya havale edilebilsin diye, o büroya havale
edilmiş. Onun yerine vekâleten bakan uygun bir savcı da nokta
atışıyla gideceği hangi savcı belirlenmiş
savcıysa o savcıya bu dosyayı vermiş.
Başka bir
husus arkadaşlar, burada bahsetti Sayın Özgündüz.
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkan, hani soruşturma gizliydi, hani
gizliydi? Baksanıza! Hani gizliydi?
MUSTAFA ŞENTOP
(Devamla) - Sayın Özgündüz burada bahsetti: MASAK raporu. Bu
soruşturmalardan birisinde bir MASAK raporu var. Bu MASAK raporu, evet,
2008 tarihli bir MASAK raporu. Bu MASAK raporunun talep edildiği
soruşturma Şişli Cumhuriyet
Başsavcılığınca -2007 dedi Sayın Özgündüz-
2004te başlatılmış bir soruşturma çerçevesinde
verilmiş. Bu MASAK raporu teknik takip ve dinlemeler için delil
olarak gösterilmiş dosyada. Fakat bu MASAK raporundaki olaylar,
kişiler
OKTAY
VURAL (İzmir) Bu kürsü şüphelileri aklama kürsüsü değil,
milletin kürsüsü.
MUSTAFA
ŞENTOP (Devamla) -
teknik takip ve dinleme talep edilen kişilerle ve
onlara atfedilen olaylarla, suçlarla, fiillerle alakalı değil. Yani
dosyada bir MASAK raporu var fakat bu MASAK raporunun teknik takip talebine
mesnet teşkil edecek bir mahiyeti yok. Konu bakımından
farklı, kişiler bakımından tamamen farklı.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Sen biliyorsan biz niye bilmiyoruz bu MASAK
raporunu? Ne farkımız var?
MUSTAFA
ŞENTOP (Devamla) - O bakımdan,
bu MASAK raporu, işte
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Sen de vekilsin, ben de vekilim, ben bilmiyorum
bunu.
MUSTAFA
ŞENTOP (Devamla) - Teknik rapor,
teknik takip ve dinleme yapılamayacağı için
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) O biliyor, konuşuyor, benim haberim yok.
OKTAY
VURAL (İzmir) Ya, dosyalara girmişler bunlar. Oh, oh, oh!
MUSTAFA
ŞENTOP (Devamla) -
reddedildiği için talepler bir MASAK raporu bulunmuş ve bu
MASAK raporu dosyanın içerisine konulmuş. Hepsinden önemlisi...
OKTAY
VURAL (İzmir) Efendim, kara paracı Rızayı savunma yeri
değil burası. ya, Meclisin kürsüsü, milletin kürsüsü. Öyle,
şüphelileri savunma yeri değil burası. Yargıda
hesabını verecekler.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Ben milletvekili değil miyim?
MUSTAFA
ŞENTOP (Devamla) - Arkadaşlar, biraz sabırla dinlerseniz
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) - Ya, ne dinleyeceğim? Sen biliyorsun, ben
bilmiyorum, böyle bir şey olmaz ki!
MUSTAFA
ŞENTOP (Devamla) - Böyle herkesin söz attığı bir ortamda
konuşamam, merak etmeyin. (CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Sayın Başkan, gözünün önünde, o
biliyor, ben bilmiyorum. Böyle bir şey olur mu?
MUSTAFA
ŞENTOP (Devamla) Şimdi, beşinci husus: Değerli
arkadaşlar, dosyaların içeriği, savcılar tarafından,
hâkimler tarafından incelenmemiştir.
OKTAY
VURAL (İzmir) Vay, vay, vay! Delilleri
MUSTAFA
ŞENTOP (Devamla) - Bakın, bir dosyada 22 klasör ve 11 çuval dinleme
kaydı var. Savcı arama ve yakalama kararı talep ederken
mahkemeden ne o klasörleri açmış ne de 11 çuval dinleme
kaydını açmış, 1.005 sayfalık bir kolluk fezlekesi
var.
OKTAY
VURAL (İzmir) Zaten kendisi dinleyenleri okumuş da
Çuvala koyan
kendisi be!
MUSTAFA
ŞENTOP (Devamla) - Bu kolluk fezlekesi ile bu fezlekenin
dayanağı olan klasörler ve çuvaldaki belgeler, dinleme
kayıtları
karşılaştırılmamıştır. Nereden
biliyoruz?
OKTAY
VURAL (İzmir) Türkiye Büyük Millet Meclisi şüphelileri savunma merkezi
değil, meclisi değil. Ayıp!
MUSTAFA
ŞENTOP (Devamla) - Çünkü hem klasörlerde hem çuvallarda kolluğun
mührü var, bu mühür açılmamış. Bir tek evraka bakmadan
savcı hemen arama ve yakalama kararı talep etmiş.
Peki,
savcı diyelim ki bunu yaptı. Varsayalım ki savcı sürecin
başından beri içinde -öyle de değil- varsayalım ki içinde,
biliyor, onun için bakma ihtiyacı görmedi, duymadı. Ama, bakın,
değerli arkadaşlar, arama yakalama kararı talep ettiği
hâkimin en azından bunlara bakması gerekmez mi? Savcı bunu
istiyor da acaba bu doğru mudur, değil midir; buna bakma
ihtiyacı hissetmez mi? Hissetmemiş, hiçbirine bakmamış.
Mühürler duruyor, açılmamış. Peki, bu bakmadı.
OKTAY
VURAL (İzmir) Senin ayarladığın hâkim nasıl
bakmış?
MUSTAFA
ŞENTOP (Devamla) - Başka bir
hâkimden de tedbir kararı talep edilmiş arkadaşlar; başka
bir hâkimden tedbir kararı, mal varlığı üzerine tedbir.
OKTAY
VURAL (İzmir) Senin ayarladığın hâkim, uzun adamı
seven hâkim nasıl ayarlamış?
MUSTAFA
ŞENTOP (Devamla) - Mal
varlığı üzerine tedbir koyacak hâkim Tedbir koyacağız
da bu adamların mal varlığının neresine koyalım,
ne kadarına koyalım? diye bir belge, bir delil, bir evrak görme
ihtiyacı hissetmez mi? Hissetmemiş.
OKTAY VURAL (İzmir)
Sayın Başkan, burası, savcılığın
yürüttüğü bir soruşturmada şüphelileri koruma, kollama kürsüsü
değil.
MUSTAFA ŞENTOP
(Devamla) Çuvallar açılmamış, klasörler
açılmamış. Savcı, hâkim, öbür hâkim, hepsi bir tek belge
görmeden bu kararları imzalamış.
OKTAY VURAL (İzmir)
Böyle bir şey olur mu ya! Yani, savcıların iddianamesi mahkeme
önünde savunulur, mahkeme önünde savunulur.
MUSTAFA ŞENTOP
(Devamla) Değerli arkadaşlar, bir başka husus: Bakın,
dinleme, arama, tutuklama kararı veren hâkimlerle önceden
görüşülmüş.
OKTAY VURAL (İzmir)
Şüpheliler yerine milletin vekili konuşamaz! Milletin vekilisin sen
ya! Sen kara para aklayan Sarrafın vekili misin?
MUSTAFA ŞENTOP
(Devamla) Sayın Başkan, bu fondaki gürültüyü ne
yapacağız?
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen, sayın hatibi dinleyelim.
OKTAY VURAL (İzmir)
Sarrafın vekili misin?
MUSTAFA ŞENTOP
(Devamla) Sayın Başkan, lütfen gürültü kaynaklarını susturun,
gürültü kaynaklarını. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
OKTAY VURAL (İzmir)
Haram paracılar susacak!
MUSTAFA ŞENTOP
(Devamla) Arkadaşlar, hâkimler
OKTAY VURAL (İzmir) -
Haramzadelerden hesap sorulacak!
MUSTAFA ŞENTOP
(Devamla) Arkadaşlar
BAŞKAN Sayın
Vural, lütfen ama
MUSTAFA ŞENTOP
(Devamla) Arkadaşlar, biz haramı, helali bu kürsüye geldiğinde
hatırlayan adamlardan değiliz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Sizin bu kürsüde
okumak için topladığınız, bulduğunuz hadisleri biz
biliyoruz daha çocukluğumuzdan beri, tamam mı? Hem biliyoruz hem
okuyoruz hem okutuyoruz hem de onlara inanıyoruz. (CHP ve MHP
sıralarından gürültüler)
OKTAY VURAL (İzmir)
Akara, makara diye dalga geçen siz değil misiniz? Ayete dil uzatan
Haddinizi bileceksiniz önce.
MUSTAFA ŞENTOP
(Devamla) Siyaset malzemesi değil arkadaşım, siyaset malzemesi
olarak kullanmıyoruz.
OKTAY VURAL
(İzmir) Sen ne anlarsın be, sen anlarsın?
MUSTAFA ŞENTOP
(Devamla) Değerli arkadaşlar, bakın, burada bahsediyorum. 25
Aralık dosyasında
(CHP ve MHP sıralarından gürültüler)
OKTAY VURAL (İzmir)
Sen git Recep Tayyipin hazinesiyle ilgilen.
MUSTAFA ŞENTOP
(Devamla) Az önce bahsettim, 17 Aralıkta yapılmak istenen bir
şey var; soruşturma.
OKTAY VURAL (İzmir)
Dinimize dil uzatıyorsunuz be!
MUSTAFA ŞENTOP
(Devamla) Fakat uygun hâkim özel yetkili TMK 10 mahkemeleri kapsamında
özel yetkili bir hâkim bulunamadığı için -uygun hâkim- 25
Aralığa kalmıştır dosya.
OKTAY VURAL (İzmir)
Uygun hâkim
Ayarladınız hâkimi!
MUSTAFA ŞENTOP (Devamla)
Bakın, burada mesele şu: Hülasa, özet olarak
OKTAY VURAL (İzmir)
Utanç verici ya! Adalet ve Kalkınma Partisi adına Rıza
Sarrafı savunuyor! (CHP ve MHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen
MUSTAFA ŞENTOP
(Devamla) Ne bu gürültü, ne bu gürültü
OKTAY VURAL (İzmir) -
Parti adına Rıza Sarrafı savunuyor.
MUSTAFA ŞENTOP
(Devamla) Arkadaşlar, bir organizasyon var, bir yargı organizasyonu
var.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum)
Ayıp be, ayıp!
MUSTAFA ŞENTOP
(Devamla) Arkadaşlar, bir yargı organizasyonu var, roller
dağıtılmış, size de burada gürültü yapma rolü
verilmiş.
OKTAY VURAL (İzmir)
Dinimize, diyanetimize dil uzatıyorsunuz be! Başörtülü yazarları
kovuyorsunuz be!
MUSTAFA ŞENTOP
(Devamla) Bu süreçte meydanlarda bulamadığınız
alakayı burada televizyonlardan bulmaya çalışıyorsunuz.
OKTAY VURAL (İzmir)
Ayakkabı kutusundan bahset, villalardan bahset.
MUSTAFA ŞENTOP
(Devamla) Arkadaşlar, bir organizasyon var.
OKTAY VURAL (İzmir)
1 milyar dolardan bahset, 1 milyar dolardan.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum)
Niye terliyorsun?
MUSTAFA ŞENTOP
(Devamla) Bir yazım ekibi var bu dosyaların hepsinin
soruşturma evrakını yazan, kimler tutuklanacak, kimlerle ilgili
tedbir kararı verilecek, bunları yazan bir yazım ekibi var.
OKTAY VURAL (İzmir)
Şu gemiciklerden bahsetsenize, Gemiciklerden bahset.
MUSTAFA ŞENTOP
(Devamla) Hazır olarak metin geliyor, bunu imzalıyor yetkililer.
AYKUT ERDOĞDU
(İstanbul) 700 bin dolarlık saat yok mu Mustafa Bey? 700 bin
dolarlık saat alınmamış mı? Açın belgeleri
beraber bakalım o zaman.
MUSTAFA ŞENTOP
(Devamla) - Yani ortada bir savcı var, ortada bir hâkim var ama ortada
hukuk yok, yargı yok, yargılama
süreci yok, bir siyasi malzeme var.
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Ortada ahlak var mı yok mu?
OKTAY VURAL (İzmir)
Vay, vay, vay! Yüz karası ya, vallahi yüz karası.
MUSTAFA ŞENTOP
(Devamla) - Malzemesi olmayan siyasi partilere malzeme sağlamak için seçim
öncesinde yapılmış bir çalışma var.
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Sayın Şentop, ortada hırsız var mı, yok mu?
Ya, bir cevap ver Allah aşkına, hırsız var mı, yok mu?
OKTAY VURAL
(İzmir) Ey Adalet ve Kalkınma Partisine oy vermiş değerli
kardeşim, kürsüde haram para aklamacı Rızanın avukatı
var.
MUSTAFA ŞENTOP
(Devamla) - Bir işin hâkim, savcı tarafından yapılıyor
olması yeterli değil. Bu işin aynı zamanda hukuka uygun
yapılması lazım.
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Sen kimin
avukatlığını yapıyorsun o zaman?
MUSTAFA ŞENTOP
(Devamla) - Arkadaşlar, biz, yolsuzluk karşısındaki
tutumumuzu belirledik, başından beri, hiç bu konuda tereddüdümüz yok.
Sizin gibi kürsüde veya millet karşısında bunu hatırlayanlardan değiliz.
Yolsuzluk yapanlar bizim aramızda yaşayamaz. [CHP ve MHP
sıralarından gürültüler, alkışlar(!)]
AYKUT ERDOĞDU
(İstanbul) Verin belgeleri o zaman.
MUSTAFA ŞENTOP
(Devamla) - Bizim kesin tavrımız, tutumuz budur, başından
beri. [AK PARTİ
sıralarından alkışlar, CHP ve MHP sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar(!)] Sağ olun, teşekkür ederim.
OKTAY VURAL
(İzmir) Terle, biraz daha terle, hamama giren terler.
MUSTAFA ŞENTOP
(Devamla) - Bundan önce de birçok konuda da biz, bu konuda gerçekten hukuken
ispat edilmiş bir husus tespit ettiğimizde gereğini
yapmışızdır. (CHP ve MHP sıralarından gürültüler
AYKUT ERDOĞDU
(İstanbul) El insaf Hocam yapmayın bunu ya. Yazık, ben
memurdum, kredi kartından para çekip vergi ödüyordum, bize de yazık
be. Bunun için mi emanet ettik biz size bunları?
OKTAY VURAL
(İzmir) Rezalet, rezalet, rezalet!
MUSTAFA ŞENTOP
(Devamla) - Arkadaşlar, Cenap Şahabettinin bir sözüyle bitiriyorum.
Bakın, diyor ki: Herkes ve her şey yerli yerinde gerektir. Mescitte
sefihe, meyhanede fakihe güvenme." Herkes yerli yerinde dursun,
ilişkilerinizi buna göre tanzim edin diyorum.
AYKUT ERDOĞDU
(İstanbul) Ayıptır, gerçekten ayıp! Size yakışıyor
mu?
MUSTAFA ŞENTOP
(Devamla) - Bu seçim öncesinde koalisyonun size de Türkiyeye de yararı
yok, inşallah 30 Martta bitireceğiz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AYKUT ERDOĞDU
(İstanbul) O baktığınız belgeleri bize de gönderin,
biz de bakalım. Madem bu kadar kendinizden eminsiniz, her şeyi
biliyorsunuz.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkan...
BAŞKAN
Buyurun Sayın Vural.
OKTAY VURAL
(İzmir) - ...şunu ifade etmeliyim ki: Maalesef yargıda olan ve
şüpheli olan ve onlarla ilgili, 4 bakanla ilgili savcılık
iddianamesi, buna
karşılık orada haram para aklamakla suçlanan
İranlı 29 yaşındaki bir ajanın korunmasıyla
ilgili bir milletvekilinin konuşma yapmasından çok üzüldüğümü
ifade etmek istiyorum gerçekten, üzüldüm yani.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Şimdi önerge
sahibi olarak söz isteyen Mehmet Akif Hamzaçebi, İstanbul Milletvekili.
Buyurun Sayın
Hamzaçebi. (CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Türkiye Büyük Millet Meclisi önemli oturumlarından birini
gerçekleştiriyor. 61inci Hükûmetin 4 bakanıyla ilgili olarak
cumhuriyet savcılarınca hazırlanan ve onca engellemeye rağmen
nihayet Türkiye Büyük Millet Meclisine ulaşan fezlekelerin okunarak
Parlamentonun bilgisine sunulması ve bu bilgiye sunmayı müteakip
fezleke ekindeki dosyaların milletvekillerinin incelemesine
açılması için Cumhuriyet Halk Partisi olarak olağanüstü
toplantı talebinde bulunduk. O toplantı talebimiz uyarınca
burada Türkiye Büyük Millet Meclisi toplandı.
Bir
ayıbı, geçmişte Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun
yaptığı bir ayıbı, bir üzüntü verici uygulamayı
bugün yine gördük. Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
dışarıda bekledi, Muhalefet burada yeterli sayıyı
eğer sağlarsa içeri gireriz. diye sipere yattı.
ZÜLFÜ
DEMİRBAĞ (Elâzığ) Sizin her zaman
yaptığınız
OKTAY VURAL
(İzmir) Milletten kaçıyorlar.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) Sizin demek ki bu toplantının
açılmasını, bu fezlekelerin burada konuşulmasını
istemeyen bir düşünceniz var, o nedenle dışarıda
beklediniz, korkuyorsunuz çünkü.
Değerli
milletvekilleri, fezleke dediğimiz bir suç duyurusudur yoksa cumhuriyet
savcılarının bakanlarla ilgili soruşturma yapma yetkisi
yoktur. Bu suç duyurusunun, herhangi bir bakanlığın teftiş
kurulundan Meclise intikal eden diğer teftiş raporlarına konu
suç duyurularından hiçbir farkı yoktur. Bunun adı suç
duyurusudur. Ancak, Başkanlığın hukuk tanımayan,
Anayasa, İç Tüzük tanımayan, Meclis teamüllerini bir kenara atan
tutumu nedeniyle bu fezlekeler bugün okunmadı, dosyalar da
milletvekillerinin incelemesine açılmadı.
Başkanlığın bugünkü tutumu demokrasi tarihimize kara bir
leke olarak geçecektir. Bunu burada konuştuk.
Buraya nereden
geldik? 17 Aralık 2013 tarihinde İstanbulda, 4 bakanın
merkezinde olduğu, bakanların çocukları ile onların
bazı yakınlarını rüşvet ve yolsuzluk iddiasına
konu olarak soruşturan cumhuriyet savcıları bir işleme
başladılar, bir operasyon yaptılar. Bakan çocukları, ilgili
kişiler gözaltına alındılar ve Türkiye tarihî bir sürece
girdi. Bütün Türkiye bu operasyonla derinden sarsıldı.
Yine, bunu takiben,
25 Aralık 2013 tarihinde bir medya gurubunun finansmanı amacıyla
oluşturulan havuza, yasa dışı bir şekilde, iş
adamları üzerinde baskı kurarak onlardan siyasi baskıyla
yüzlerce milyon dolar toplama iddiası kamuoyunun gündemine geldi. Türkiye
gerçekten derinden sarsıldı, toplum derinden sarsıldı.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde böyle bir olayı hiçbir zaman yaşamadık.
O günden bugüne Türkiye rüşvet ve yolsuzluk iddialarını
konuşuyor.
Bununla
sınırlı değil. Yine, Başbakan hakkında,
başka bakanlar hakkında, siyasiler hakkında ilerleyen günlerde,
içinde bulunduğumuz bu süreçte çok daha vahim iddialar Türkiye'nin
gündeminde ve böyle bir gündemle biz Parlamentoda toplanmışken Adalet
ve Kalkınma Partisi Grubu dışarıda sipere yatarak Meclisin
toplanmamasını bekliyordu. Bütün muhalefet partilerine,
bağımsız milletvekillerine bu toplantıya verdikleri destek
için teşekkür ediyorum.
Değerli
milletvekilleri, yapılması gereken tek şey hukuka teslim
olmaktır, hukuka hâkim olmak değil. AKP, Hükûmet hukuka hâkim olmak
istiyor, hukuku, bu soruşturmaları örtmek, bu
soruşturmaları manipüle etmek için kendi emrine almak istiyor. O
günden bugüne Parlamentonun gündemi bu olmuştur.
Değerli
milletvekilleri, ben Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının,
bakanlarının böylesi bir soruşturmaya konu olmasından
mutluluk duyan biri değilim. Ben üzüntü duyuyorum, bir başbakan
hakkında bu kadar vahim iddiaların yaşanmış
olmasından, bakanlar hakkında bu kadar vahim iddiaların,
delillerin, tapelerin ortaya çıkmış olmasından kesinlikle
mutlu değilim. Ülkemin Hükûmetinin, bakanlarının ülkeye hizmet
etmekle meşgul olmasını isterim ama bu, kişisel tercihlere,
kişisel duygulara emanet edilebilecek bir konu değil. Bu kadar vahim
iddialar ortadaysa -biraz önce Ali Özgündüz arkadaşımız
bunları özetlemeye çalıştı- yapılması gereken
hukukun önünü açmaktır, soruşturmanın önünü açmaktır, bu
fezlekeleri, dosyaları Parlamentonun bilgisine sunmaktır. Ama
maalesef, iktidar partisi tam aksi bir tutumu sergiliyor. Biz şimdi
bakanlar hakkında soruşturma önergesi veriyoruz. lafı bir
korkunun ifadesidir aslında; bir korku
Korkuyorlar, bu iş
soruşturmaya elbette gidecek. Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz bu süreci
Meclis soruşturmasını başlatmak için yürütüyoruz.
Fezlekelerin okunması, milletvekillerinin bilgisine sunulması da
bunun içindir. Milletvekilleri neyi soruşturacak, bakanlar hakkında
hangi suç iddiasını ileri sürecek; bunu ifade edebilmek için, bunu
Meclis soruşturma önergesine yazabilmek için bu bilgiler, dosyalar
Parlamentonun bilgisine sunulmak zorundadır.
Biraz önce buraya
çıkan, maalesef Anayasa hukukçusu olan... Maalesef diyorum çünkü bir Anayasa
hukukçusunun konuşmaması gereken şeyleri söyledi Sayın
Şentop, üzüntü verici bir değerlendirme yaptı burada. Sayın
Şentop, ya Anayasa hukukçuluğunuzu bırakın ya da bu kürsüye
çıkmayın. Bence, bir Anayasa hukukçusu, bugün burada kendini
Rıza Zarraba kalkan yapmamalıydı, bu
yakışmamıştır. (CHP sıralarından
alkışlar)
Değerli
milletvekilleri, Sayın Şentop şunu söylüyor: İç Tüzükte
Meclis soruşturması için bir aylık süre var. Bugün Meclis
soruşturma önergesi verilmiş olsaydı bu süre bir ay sonraya
sarkacağı için genel görüşme önergesi getirdi. Sayın
Şentop, İç Tüzüke lütfen bir daha bakın: Olağanüstü
toplantı gündemini toplantıyı talep edenler belirler, o gündem
uyarınca Meclis toplanır. Biz eğer Meclis soruşturma
önergesini verip Meclis soruşturma komisyonu kurulması gündemiyle
Parlamentoyu toplasaydık o soruşturma önergesi bugün
görüşülürdü, soruşturma komisyonu kurulur veya kurulmazdı, bir
ay sonraya sarkmazdı. Böyle bir şey yok. Bizim amacımız,
genel görüşmeyle bu bilgileri Parlamentonun bilgisi dâhiline
sokmaktır.
Tamamen
yanlış bilgiler veriyorlar yani hiçbir şey yok. Hangi hukuk,
hangi Anayasa, hangi İç Tüzük? Anayasanın 98inci maddesinin birinci
fıkrası gayet açıktır. Açıp bakın, hukuku
bilmiyorsanız açıp öğrenin.
İDRİS
ŞAHİN (Çankırı) Meclis Başkanlık Divanı
bir ay içerisinde çağırabilir.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) - Meclis soruşturması, milletvekillerinin,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin denetim yollarından biridir. Parlamentonun
millet adına, milletin verdiği bu yetkiyi kullanmasını hiç
kimse kısıtlayamaz. Sıra kanun yapmaya gelince, yasamaya gelince
yasamanın Anayasa çerçevesinde sınırsız bir şekilde
kanun çıkarma yetkisini
Sıra denetim yapmaya gelince: Bir dakika
O
gizli, bu gizli
diye hiç kimse sınırlandıramaz. Millet
adına egemenlik yetkisini kullanan
Türkiye Büyük Millet Meclisi her türlü dosyayı inceleme
hakkına sahiptir. Parlamento, savcının yaptığı
görevi yapacaktır. Soruşturmaya gerek var mı veya gerek yok
mu? buna karar verebilmek için herkes bu dosyaları incelemek
zorundadır.
Değerli
milletvekilleri, Meclisin teamülleri de bu şekildedir. Meclisin
teamüllerinde de, 80li yılardaki, 90lı yıllardaki, 2000li
yıllardaki uygulamalarda da gelen dosyalar milletvekillerinin bilgisine
sunulmuştur. Sayın Necmettin Karadumanın Meclis
Başkanlığı döneminde 3 Aralık 1985 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna bir bakanla ilgili fezleke sunulmuş,
dosyalar da milletvekillerinin incelemesine açılmıştır.
Sayın Hüsamettin Cindorukun Başkanlığı döneminde yine
Başbakanlığın yazısı ve fezleke ve onun eki
bilgiler Parlamentonun incelemesine açılmıştır; süreç hep
bu şekilde işlemiştir.
Ama ben bilmiyordum, tahmin etmiyordum, Meclis
Başkanlığının, Adalet ve Kalkınma Partisi
Grubunun Rıza Zarraba kendisini siper edeceğini hiç
düşünmemiştim.
RAMİS TOPAL
(Amasya) Para onda.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) - Bu kadar
korkunç iddialar karşısında kendisini siper eden bir iktidar
partisi grubu.
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Parayı veren düdüğü çalar.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) - Ama inanıyorum ki bu grubu yönetenlerin
arkasında bulunan grup sağduyu sahibi bir gruptur, bu yolsuzluklara,
Rıza Zarraba bu Meclisin kalkan olmasına fırsat vermeyecektir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi 1 Mart 2003 tarihinde, 1 Mart tezkeresinde onurlu
bir duruşu gerçekleştirmiştir. Milletvekilleri siyasi parti
bağlarının ötesinde, lider baskısının ötesinde
tarihî bir karar almışlardır. Bugün de o gündür, Meclis
soruşturması yapacağımız gün o gündür. Lider
baskısına kulak vermeyin, bu yolsuzlukları
soruşturalım.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET METİNER
(Adıyaman) Paralel hukuk, paralel mantık, paralel yapıyı
paramparça edeceğiz. O anlamda tarihî bir gündür.
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Paraleli, dikeyi boş verin, hırsızlara bakın.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Paralel yapı iddialarını da
Paralel yapı falan yok. O paraları paralel yapı koymadı
oraya. Korkuyorsunuz, yolsuzlukların ortaya çıkmasından
korkuyorsuz.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Hamzaçebi.
Şimdi, İç
Tüzükün 60ıncı maddesine göre yerinden kısa bir söz talep eden
Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü.
Buyurun Sayın
Kürkcü.
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
8.-
Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcünün, Türkiye Büyük Millet Meclisine
intikal etmiş olan bazı eski bakanlar hakkındaki fezlekelerin
içeriğinin Meclise yansıması konusunda konulan engellerin kabul
edilebilir bir tarafı olmadığına ilişkin
açıklaması
ERTUĞRUL
KÜRKCÜ (Mersin) Ben, sadece Mersin Milletvekili değilim, Halkların
Demokratik Partisinin de eş başkanıyım. Partimizin söz
hakkının böylesine kısıtlanmış olmasını
da kuvvetle protesto ediyorum.
Bu fezlekelerin
Mecliste okunması gerekirdi. Bu fezlekeleri başka fezlekelerden
ayırt eden hiçbir özelliği yok. İlk tahkikatın
gizliliği bütün fezlekeler için geçerliydi. Bugüne kadar 950 fezlekeyi bu
Meclise getirdiniz, okudunuz, bunları okumadınız çünkü bu
yolsuzluğa karışan bakanları, onların
oğullarını, kızlarını, onların birlikte
iş yaptıkları insanları korumak istiyorsunuz. Tek mesele
budur.
Aslında bu
fezleke içeriğinin Meclise yansıması ve Mecliste bilinmesi
konusunda milletvekillerine konulan engellerin kabul edilebilir bir tarafı
yok çünkü bütün dünya bu fezlekeleri biliyor ve konuşuyor. Bence kaçmak
istediğiniz şey, en önemli şey, sadece bu bakanların ve
yakınlarının suçlanması değil, aynı zamanda bir
uluslararası suça bu bakanlar ve yakınlarının
karışmış olmasıdır. Uluslararası mali
sisteme karşı bir dolandırıcılığın
Türkiyenin bütün ithalat, ihracat kalemlerinin ya şişirilerek ya da
küçültülerek yansıtılmış olmasının da bu
fezlekelerde bir yeri vardır, karşılığı
vardır. O nedenle, bu Meclis eğer bu hesabı sormazsa başka
ülkelerin parlamentoları ve meclisleri bizim işimize
karışacaktır, bizim hakkımızda karar alacaktır ve
bütün bunları temizlemek, tıpkı Tansu Çiller hükûmetinin
yolsuzluk ve hırsızlıklarını temizlemek kadar zor
olacaktır. Hâlâ temizlenememiş olan bu yolsuzlukların
aslında şimdiki Hükûmete devredildiği, bunun tevarüs
edildiği de ortadadır.
O nedenle, bütün
Türkiye, sokaklarında, mahallelerinde, kahvelerinde bu meseleyi
konuşurken Meclisin bunu konuşmaktan kaçınması asla ve asla
kabul edilemez. Bu Meclis değil midir her şeyin
konuşulacağı yer, bu milletvekilleri değil midir orada yazdığınız
egemenliği kullananlar. Ama bu Meclisten, bu milletvekillerinden başka herkes bizim üzerimizde egemenlik
kullanıyor; savcılar egemenlik kullanıyor, bürokratlar egemenlik
kullanıyor, bakanlar, onların müsteşarları egemenlik
kullanıyor. Meclis çoğunluğu da bu egemenliğin bizim
üzerimizde kullanılmasına yardımcı oluyor.
Bu
hırsızlığı ortaya çıkarmak sizin işiniz
değil mi arkadaşlar? Bunun üstünüze bulaşmasından bizim
kadar şikâyetçi olmamanız düşünülebilir mi? Sizler
gittiğiniz her yerde bu sorularla muhatap olmuyor musunuz? Verebildiğiniz
tek cevap bunun bir komplo olduğudur ama bugün
Cumhurbaşkanınız dedi ki: Komplo momplo yok. Ne
yapacaksınız şimdi? Aslında bizim dediğimizi o da
demiş oldu. Buna Başbakandan başka inanan kimse yok ve siz bu
komplo dediğiniz şeyi milletten saklamak, aslında
hırsızlığı milletten saklamak için burada usul
oyunlarına başvuruyorsunuz.
Aslında
yapılacak olan şey Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu için
açıktır, bir tek şey yapacaktınız: Bizzat kendiniz bu
soruşturmanın yolunu açacaktınız.
Yapmadığınız zaman, bütün bunları oyaladığınız
zaman, şimdi hepiniz bu bakanların peşine
takılmış oldunuz, onların çoluk çocuğunun peşine
takılmış oldunuz, Başbakanın peşine
takılmış oldunuz. Başbakan düşmek istediği yere
düşebilir ama bu Meclis, bu halk, Türkiye onunla beraber bu çukura gitmeyecek,
bundan hepinizin haberi olsun.
Sevgi ve
saygıyla selamlıyorum hepinizi. (BDP ve CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
VIII.-
GENEL GÖRÜŞME (Devam)
A)
Ön Görüşmeler (Devam)
1.-
CHP Grubu adına, grup başkan vekilleri İstanbul Milletvekili
Mehmet Akif Hamzaçebi, Sinop Milletvekili Engin Altay ve Yalova Milletvekili
Muharrem İncenin, bazı eski bakanlar hakkında hazırlanan
fezlekelerin Türkiye Büyük Millet Meclisine intikaline ve milletvekillerinin
bilgisine sunulmasına ilişkin işlemler konusunda genel
görüşme açılmasına ilişkin önergesi (8/11) (Devam)
BAŞKAN Genel
görüşme önergesi üzerindeki öngörüşmeler
tamamlanmıştır.
Şimdi, genel
görüşme açılıp açılmaması hususunu
oylarınıza sunacağım.
Genel görüşme
açılmasını kabul edenler
OKTAY VURAL
(İzmir) Hadi bakalım
Hani evet diyecektiniz.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Hadi
Hadi
Ne oldu?
OKTAY VURAL (İzmir) Saydınız mı?
Hadi
Hadi
(CHP ve MHP sıralarından ayağa kalkmalar, Say, say
sesleri; CHP sıralarından Cesaret, cesaret sesleri)
BAŞKAN Evet, sayın milletvekilleri,
sayım sırasında kâtip üyeler sayamadıklarından
dolayı elektronik cihazla oylama yapacağız.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan
Sayın Başkan
BAŞKAN İki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylamaya başlandı)
MEHMET GÜNAL (Antalya) Sayın Başkan, Kabul
etmeyenler
demediniz.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan,
hayır, Kabul etmeyenler
demediniz, sayma işlemini
yapmadınız. Dolayısıyla, Kabul etmeyenler
diye
sormanız gerekiyor önce. İstirham ediyorum, kabul etmeyenleri
BAŞKAN Anladım da
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan, kabul
edenleri sordunuz.
BAŞKAN Tamam.
OKTAY VURAL (İzmir) Bir de kabul etmeyenleri
sorun, eğer arada ihtilaf varsa ondan sonra başlayın.
BAŞKAN Anladım da kâtip üyeler
sayamadılar, onu belirttim.
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim, orayı görelim.
BAŞKAN Kâtip üyeler arasında
uyuşmazlık var. demedim, Sayamadılar. dedim Sayın Vural.
OKTAY VURAL (İzmir) - Sayın Başkan,
sayamadılar değil, elektronik oylamaya
Bakın, hayır,
efendim
BAŞKAN Sayın Vural, ben oylamanın
doğru yapılması için bu uygulamayı yapıyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Hayır, hayır
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Efendim, belki çok az
çıkacak.
OKTAY VURAL (İzmir) Hayır. diyen belki çok
az çıkacak.
BAŞKAN Kâtip Üye, Cumhuriyet Halk Partili Kâtip
Üye Muharrem Işık Bey
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan,
başladığınız bir işlemi yarıda
bırakamazsınız.
BAŞKAN Anlıyorum dediğinizi
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan,
başladığınız işlemi tamamlayın. Kabul
etmeyenler
diye sormanız lazım.
(Kürsü önünde toplanmalar gürültüler)
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Alo Sadık yoklamaya niye beş dakika verdin de
şimdi iki dakika veriyorsun? Özel yetkili Başkan Vekili, özel yetkili.
Bundan sonra sana özel yetkili Başkan Vekili diyeceğiz, tamam
mı? ÖYM kalktı, ÖYM devam ediyor. ÖYM Sadık Yakut.
(Elektronik cihazla
oylamaya devam edildi)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, oylamanın yapılış şekline
itiraz var. Dolayısıyla, 13üncü madde gereğince
tekrarlıyorum.
Genel görüşme
üzerindeki ön görüşmeler tamamlanmıştır.
Şimdi, genel
görüşme açılıp açılmaması hususunu
oylarınıza sunacağım: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
(CHP, MHP ve BDP sıralarından yuh sesleri) Kâtip üyeler
arasında anlaşmazlık olduğu için elektronik cihazla oylama
yapacağız.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Saydın mı? Ne çabuk saydın, ne çabuk saydın
özel yetkili!
BAŞKAN -
İki dakika süre veriyorum, buyurun.
(Elektronik cihazla
oylamaya başlandı)
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, oylamadan sonra bir
usul tartışması açıyorum efendim.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Ne çabuk saydın şimdi? (CHP sıralarından
ahlak, vicdan, cesaret sesleri)
(Kürsü önünde
toplanmalar)
(CHP
sıralarından Her yer rüşvet, her yer yolsuzluk sesleri)
AHMET YENİ
(Samsun) Yalan, dolan, iftira.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, yapılan oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı : 351
Kabul : 111
Ret : 240
Çekimser : 0
Böylece genel
görüşme açılması kabul edilmemiştir.
[AK PARTİ
sıralarından Yuh sesleri, CHP sıralarından
alkışlar(!)]
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler, CHP sıralarından Her yer
rüşvet, her yer yolsuzluk sesleri)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, biraz önceki yaptığım açıklama
sonucunda Kabul 111 olarak söylemiştim.
ALİ
SARIBAŞ (Çanakkale) Nasıl oluyor öyle o?
BAŞKAN
Pusulalarla beraber:
Kabul : 158
Ret : 259
(CHP ve MHP
sıralarından Yuh sesleri)
BAŞKAN Böylece
kabul edilmemiştir.
OKTAY VURAL (İzmir)
Milletin iradesi çalınmıştır Sayın Başkan.
Milletin iradesi çalınmıştır.
SÜLEYMAN ÇELEBİ
(İstanbul) Oy hırsızı! Oy da çalıyorsunuz, siz her
şeyi yaparsınız.
Hırsız
var! Oylarımız çalınıyor.
BÜLENT TEZCAN (Aydın)
Bu kadar yüzsüzlük olur be!
AHMET TOPTAŞ
(Afyonkarahisar) Ayıp ya, ayıp ya, her yeri rezil ettiniz.
SÜLEYMAN ÇELEBİ
(İstanbul) Makamda bile oynuyor orada be,
ayıp!
OKTAY VURAL (İzmir)
Millet iradesi çalındı.
SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul)
Oraya da ilave edin, istediğiniz sayıyı koyun.
(CHP
sıralarından sıra kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 20.09
BEŞİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 20.14
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 72nci Birleşiminin
Beşinci Oturumunu açıyorum.
Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubunun
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan
Sayın
Başkan
BAŞKAN -
İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır,
okutup işleme alacağım ve oylarınıza
sunacağım.
Okutuyorum.
ENGİN ALTAY
(Sinop) Bir dakika ya, bir dakika ya
Gümrükten mal mı
kaçırıyorsun Başkan ya?
(CHP
sıralarından Oylama ne oldu? sesleri)
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Hamzaçebi.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, oturum kapanmadan önce
ben sizden usul tartışması talebinde
BAŞKAN
Sayın Hamzaçebi, anlaşılmıyor, isterseniz oturun, sistemi
açalım.
Buyurun.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, ben biraz önce, siz o
görüşmelere ara vermeden önce usul tartışması açma talebimi
size bildirdim ama oturumu yeniden açtınız ve hemen Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubunun önerisini okumaya başladınız. Ben
ayakta olduğum hâlde, muhalefet partisinin grup başkan vekilini
dinlemiyorsunuz, kendinizce otorite tesis etmek gibi
anlayamadığım bir tutumla
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Her zamanki hâli!
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul)
daha öncesinden size bildirdiğim hâlde,
ayakta olduğum hâlde bana kulak vermiyorsunuz.
Sayın
Başkan, biraz önce siz oylamayı yapamadınız, bunu
başaramadınız, beceremediniz. Tutumunuz nedeniyle 69uncu
maddeye göre usul tartışması açıyorum.
BAŞKAN
Sayın Hamzaçebi, usul tartışması açacağım.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Aleyhte
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Lehte
MEHMET DOĞAN
KUBAT (İstanbul) Lehte
BAŞKAN Ancak
Oylamayı yapamadınız, beceremediniz. cümlelerine cevap
vereceğim. (CHP sıralarından Yapamadınız! sesleri)
Bağırın,
istediğiniz kadar çağırın.
MALİK ECDER
ÖZDEMİR (Sivas) - Ama 3 defa oylama yaptınız Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Dinleyin önce, önce dinleyin. Önce dinleyin sayın milletvekilleri.
MALİK ECDER ÖZDEMİR
(Sivas) Oy pusulalarını okumadınız, 111 diye ilan
ettiniz.
BAŞKAN
Birinci oylamada Kabul edenler
dedim ancak Sayın Işıka
sordum, Sayamadım. dedi. Bunun üzerine Kabul etmeyenler
demeden
elektronik sistemle oylamaya geçtim.
OKTAY VURAL
(İzmir) O yanlış, yanlış, yanlış o.
BAŞKAN
Hiçbir yanlışlık yok.
İkincisi,
Kabul edenler
Etmeyenler
diye sordum her ikisinde de ancak kâtip üyeler
arasında anlaşmazlık olduğu için elektronik sistemle
oylamaya geçtim. Hiçbir yanlışlık yok.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) - Açıklama yanlış.
BAŞKAN
Yalnız, ikincisinin okunmasında sadece elektronik sistemdeki
MALİK ECDER
ÖZDEMİR (Sivas) Elektronik sonuçları okudunuz, pusulaları
okumadınız.
BAŞKAN
Okudum, doğru.
Ancak
pusulaları okumamıştım
AHMET TOPTAŞ
(Afyonkarahisar) - Niye okumadın?
MALİK ECDER
ÖZDEMİR (Sivas) Doğru mu bu peki? Doğru mu bu
yaptığınız yani?
BAŞKAN Çözüm
mu bu yani? Bağırın istediğiniz kadar.
AHMET TOPTAŞ
(Afyonkarahisar) Okumadan niye geldiniz, niye geldiniz okumadan?
BAŞKAN
Unutulduğu için okumadım, onu da açık açık izah ettim.
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Masum değilsiniz Sayın Başkan, bilerek
yaptınız, bilerek okumadınız. Masum değilsiniz, siz de
iş birlikçisisiniz.
BAŞKAN Pusulalarla
beraber, kabul 158, ret 259. Böylece kabul edilmemiştir. dedim. Sizin
usul tartışması istediğinizin de farkında değilim
doğrusu.
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Sayın Başkan, masum değilsiniz.
BAŞKAN Usul
tartışması, buyurun.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Aleyhte
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Mersin) Lehte
MEHMET DOĞAN
KUBAT (İstanbul) Lehte
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Lehte.
BAŞKAN Her
gruptan birer kişiye vereyim.
Sayın
Hamzaçebi, aleyhte
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Aleyhte Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Kaplan, aleyhte.
Sayın Kubat ve
Sayın Vural.
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Mersin) Sayın Başkan, gene hata yapıyorsun. Ben lehte
dedim, siz daha lehte diyorsunuz. Bakın bakalım tutanaklara.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Her gruba bir kişi
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Mersin) Hayır efendim, ne münasebet ya! Ne münasebet, böyle mi
yazıyor?
BAŞKAN Her
zaman
Tutanakları
istiyorum o zaman.
On dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 20.19
ALTINCI
OTURUM
Açılma
Saati: 20.34
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 72nci Birleşiminin
Altıncı Oturumunu açıyorum.
Usul
tartışması için tutanakları getirttim: Hasip Kaplan,
aleyhte; Ali Rıza Öztürk, lehte; Mehmet Doğan Kubat, lehte; Nurettin
Canikli, lehte.
Sayın Hamzaçebi, siz
aleyhte istemiştiniz.
OKTAY VURAL (İzmir)
Aleyhte efendim, aleyhte.
BAŞKAN Efendim,
yok, tutanaklarda yok, tutanakları okuyorum.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Mehmet Doğan Kubat ne zaman söyledi? Kendiniz orada yazdınız, Bayram
yazdırdı.
OKTAY VURAL (İzmir)
Tutanaklarda okumadınız da
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Yani nerede söyledi, Mehmet Doğan Kubatı ne zaman gördünüz özel
yetkili Başkan Vekili, bir söyle bakalım?
BAŞKAN Sayın
Vural, tutanakları okudum ben, sıralamayı.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Yahu, biz verelim arkadaşlar.
BAŞKAN Sayın
Hamzaçebi istediği için, Sayın Hamzaçebi buyurun, size aleyhte
veriyorum.
Sonra Sayın Hasip
Kaplan, aleyhte; Sayın Ali Rıza Öztürk, lehte ve Sayın Mehmet
Doğan Kubat, lehte.
Buyurun Sayın
Hamzaçebi.
VII.-
USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER (Devam)
2.-
Başkanlığın (8/11) esas numaralı Genel Görüşme
Önergesinin oylama sonucunun açıklanması sırasındaki
tutumunun teamüllere uygun olup olmadığı hakkında
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Değerli milletvekilleri, Sayın
Başkan; biraz önceki genel görüşme önergesinin oylaması İç
Tüzüke uygun yapılmadı, teamüllere uygun yapılmadı.
Sayın Başkanın, o kürsüde, fezlekeleri Türkiye Büyük Millet
Meclisinin bilgisine sunmama yönünde gösterdiği iktidar partisi yanlı
tutum, Hükûmet yanlısı tutum maalesef genel görüşmenin
oylamasında da kendisini göstermiştir, yanlışlıklar
üstüne yanlışlıklar yapılmıştır.
Ben, doğal
olarak, oturduğum yerden bu eleştiriyi Sayın Başkana
yönelttim, o da kendisini savunuyor hayır diyor; öyle değil, ben bu
işi başardım, yaptım anlamında ama sonra diyor ki: Oy
pusulasıyla yapılan oyları meğer ben dikkate almayı
unutmuşum, o nedenle onları şimdi tekrar okuyorum, oylama
sonucunu düzeltiyorum. Böyle bir oylamayı biz görmedik. Bugün Meclis
Başkanlık makamı maalesef
tarafsızlığını yitirmiştir. Orada tarafsız
bir Meclis Başkanı değil, İç Tüzüke bağlı bir
Meclis Başkanı değil, Hükûmete ve iktidar partisine
bağlı bir Meclis Başkanı oturmuştur. Bu tutumu,
gerçekten, demokrasimiz adına, Parlamentomuz adına üzüntüyle
karşılıyorum.
Burada bugün, son
derece, demokrasi açısından üzüntü verici konuşmalar
yapıldı, üzüntü verici uygulamalar yapıldı. Zamanım
daha önceki konuşmalarda yeterli olmadığı için bazı
şeyleri ifade etme imkânı bulamadım. Onu, burada, izninizle, bu
vesileyle ifade etmek istiyorum. Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına buraya çıkan Sayın Mustafa Şentop, benim
bilmediğim, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak, Grup Başkan Vekili
olarak benim ve arkadaşlarımın bilmediği bilgileri kendisi
burada aktardı. Çuvalların içinde ne kadar belge var, çuvalların
ağzı mühürlü mü değil mi, raporlar içerisinde, fezlekeler
içerisinde MASAK raporu var mı yok mu, bütün bunları
ayrıntısıyla biliyor, değerlendiriyor. Onları
karşılaştırdım. diyor, Orada MASAK raporu yok.
diyor mesela. Demek ki muhalefet partilerinden gizlenen fezlekeler iktidar
partisi milletvekillerine açılmış. Meclis Başkanı Sayın
Cemil Çiçek bürokratlarına bu dosyaları inceletirken, memurlarına
inceletirken milletvekillerinden saklamıştır. Ve bu tutuma
karşı da, Rıza Zarrabın korunması düşüncesiyle,
Rıza Zarraba yönelik soruşturmayı önlemek amacıyla kendini
ona siper etmiştir hem Adalet ve Kalkınma Partisi adına buraya
çıkan milletvekilleri hem de Meclis Başkanlık makamı.
Hayırlı olsun onlara bu tutum.
Ama bu soruşturmalar
mutlaka açılacak, mutlaka bu yargılamalar yapılacaktır, hiç
kimse çoğunluk gücüne güvenmesin, demokrasinin gereği yerine
gelecektir.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.
Tutumum lehinde söz
isteyen Ali Rıza Öztürk, Mersin Milletvekili.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) Sayın Halaçoğluna devrediyorum.
BAŞKAN - Yusuf
Halaçoğlu, Kayseri Milletvekili. (MHP sıralarından
alkışlar)
YUSUF HALAÇOĞLU
(Kayseri) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Evet, aslında, demin
meydana gelen olay cidden, herhâlde tarihe geçecek bir olay. Oylamanın bu
kadar kargaşa içerisinde yürütüldüğü bir Meclis herhâlde bir daha
olmayacaktır ve olmamıştır şimdiye kadar da. Yok
saymak, yok saymamak, ondan sonra elektronik olarak birkaç kere kullanmak ve
gerçekten
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Kardeşim, oradan laf
atıp duruyorsunuz, önce susmayı öğrenin, dinlemeyi öğrenin
be! Biraz, efendi efendi konuşuyoruz, dinlemeyi öğrenin!
Aslında, bugün burada
olan hadise herkesin yüzünü kızartacak bir hadisedir. Meclise gelmiş
bir fezlekenin hem de yolsuzlukla ilgili gelmiş bir fezlekenin ve içinde
birçok iddianın yer aldığı bir fezlekenin- Türkiye Büyük
Millet Meclisi tarafından incelenmemesi ve gündeme alınmaması
herhâlde Türkiye'de bütün kamuoyunun vicdanlarını
sızlatmıştır ve gereken kanaati ortaya
çıkarmıştır
Şimdi, gizlilik
adı altında sürdürülen ve reddedilen ve Meclis içerisinde Sayın
Başkan Vekilinin de bu konuda gerçekten Meclis Tüzükünü ve hukuku hiçe
sayan kararları zannediyorum ki herkesin vicdanını
kanatmıştır. Zira, burada eğer savcı gizlilik ileriye
sürüyorsa, o zaman Türkiye Büyük Millet Meclisine böyle bir kararın hiç
gelmemesi gerekirdi. Peki, Meclis neyi inceleyecek eğer gizli derecesinde
olan bir dosyayı da inceleyemiyorsa? Savcının inceleyemediği
için, kanaat getiremediği için, karar veremediği için Meclise
gönderdiği bir dosyayı burada sizlerin oylarıyla reddettiniz,
reddettiniz ama reddettiğiniz şey, aslında sizin kendinizi
aklayacak, 4 bakanı aklayacak bir konuydu; eğer gerçekten böyle bir
suç işlenmemişse, alnınız aksa, yüzünüz temizse, o zaman
çekinmeden evet demeniz gereken bir dosyaya hayır dediniz.
MEHMET METİNER
(Adıyaman) Paralel yapıya hayır dedik.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) Yani, hayır dediniz. Eğer incelemeye siz
gönül rahatlığıyla hayır demişseniz, tabii ki o
sizin vicdanınızda yer alacak bir husustur, bugün güzel
uyuyabilirsiniz.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
MEHMET METİNER
(Adıyaman) Gönül rahatlığıyla hayır dedik.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Tutumum aleyhinde
söz isteyen Hasip Kaplan, Şırnak Milletvekili.
Buyurun Sayın
Kaplan.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Sayın Başkan, bu akşam bize öyle bir
sayım yaptırdın ki, vallahi
şaşırttınız. Milyar milyar, dolar dolar, euro euro,
say say sayılabiliyor; ya, burada 450 tane milletvekili var,
oylarını sayamıyoruz. El kaldırıyoruz,
sayılmıyor; elektroniğe basıyoruz, sayılmıyor.
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Oy sayma makinesi lazım!
HASİP KAPLAN
(Devamla) - Saymayı bilemiyorsak, bizden öneri, Sayın Elitaş,
siz vardınız değil mi? CHPden de vardı, MHPden de;
Lordlar Kamarasındaki sayım usulünü getireceğiz buraya. Evet
ve hayırları saymak için tek tek milletvekillerini bir kapıdan
geçiriyorlardı. 1 diyor, işte yazıyor, 2 geçti,
yazıyor, 3 geçti, tek tek dokunarak sayım yapılıyordu,
herhâlde manuel bir yönteme geçmek gerekiyor ki Mecliste hile hurda
olmasın. Tek tek sayma usulü
Onun adı neydi? Sayın Korkmaz
burada mıydı bilmiyorum, adını biliyordunuz o
sayımın. Böyle bir sayıma mı geçelim bu çağdan sonra
arkadaşlar? Bu doğru değil, yanlış bir yöntem.
İnanın, bir sayımı yapmayı beceremiyorsak bu Mecliste,
milletin iradesini, saygıyı nasıl konuşacağız?
Ciddi bir sıkıntı olayı
Burada ben bir
şey demiyorum, çıkıp burada oy çokluğuna dayanarak
fezlekelerinize sahip çıkmayabilirsiniz, genel görüşme
açılmasını da engelleyebilirsiniz, hatta yarın,
soruşturmada, 4 parti grubu var, 16lı model sistemini getirirsiniz,
10 tane AKPli, 6 tane muhalif, istediğiniz soruşturma raporunu da
çıkarabilirsiniz. Oy çokluğuyla oluyor ya! Ne diyeyim, yani
artık bizi şair edeceksiniz sonunda. Bu varlık barışından
gelen kaynağı -69 milyar 807 milyon 327 bin TL- merak etmeye
başladık artık bu fezlekelerden sonra, ya, kim getirdi, nereden
geldi diye.
Neyse,
Moğolların bir şarkısı var, biliyor musunuz?
Ey hortumcu
dayı,
Soktun gözüme
yayı.
Görmez oldu
gözlerim,
Ne güneşi ne
ayı.
Böyle bir sayıma
böyle bir beyit gider.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından
alkışlar)
MEHMET METİNER
(Adıyaman) Güle güle! Yine görüşürüz!
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Tutumum lehinde söz
isteyen Sayın Mehmet Doğan Kubat, İstanbul Milletvekili. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MEHMET DOĞAN
KUBAT (İstanbul) Sayın Başkanım, çok değerli
milletvekili arkadaşlarım; açılan usul
tartışmasında Başkanımızın tutumu lehinde
görüşlerimi ifade etmek üzere söz almış bulunuyorum. Bu
vesileyle yüce heyetinizi saygılarımla selamlarım.
Değerli
arkadaşlar, biraz önce yaşadığımız oylamanın
tekrarlanması hadisesi, zaman zaman Genel Kurulda, çeşitli siyasi
partilere mensup oturum başkanlarının da yönettiği
oturumlarda başımıza gelen bir durumdur. Bugün, Anayasanın
98 ve İç Tüzükün 101, 102 ve 103üncü maddeleri gereğince Cumhuriyet
Halk Partisi tarafından verilen genel görüşme önergesinin
görüşmeleri tamamlandıktan sonra, 102nci maddenin son
fıkrası gereğince, Bunun açılıp
açılmamasına işaretle oylama suretiyle karar verilir. hükmü
gereğince Başkanımız söz konusu görüşmenin
açılıp açılmaması hususunu işari oya sundu.
İşari oya sunduğu zaman Cumhuriyet Halk Partisi ve diğer
muhalefet milletvekillerinin Kabul edenler
şeklindeki anonsla el
kaldırması üzerine Divan üyelerinin yine 141inci madde uyarınca
bunları sayması -çünkü oylamanın sonucu buna göre belirlenecek-
gerekiyor. Fakat bu esnada birisi Cumhuriyet Halk Partisi, diğeri AK
PARTİ mensubu olan 2 Divan üyesi arasında -özellikle belirtmek
isterim- bir anlaşmazlık oldu, bu olabilir de çünkü sayı çok.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Olmadı, olmadı, Sayamadım. dedi.
MEHMET DOĞAN
KUBAT (Devamla) Bu esnada
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Başkan Sayamadım. dedi.
MEHMET DOĞAN
KUBAT (Devamla) Değerli arkadaşlar, Başkanımız Kabul
edenler
dedikten sonra bir üyeye sorduğu zaman, Bayram Bey evet
diğer arkadaşımız da Henüz sayamadım. dedi.
Dolayısıyla, bir ihtilaf meydana geliyor ve 141inci
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Bayram niye evet dedi? Bayram her şeye evet diyor saymadan
zaten.
MEHMET DOĞAN
KUBAT (Devamla)
maddeye göre böyle bir durumda kâtip üyeler arasında
bir anlaşmazlık olduğu takdirde yine Meclisin teamülü
gereği elektronik cihazla oylamanın sonucu tespit ediliyor. 13üncü
madde çerçevesinde muhalefet gruplarının Başkanlık
Divanına yaptığı itiraz üzerine Sayın Başkan da
bu itirazları ciddiye aldığından dolayı, 13üncü madde
çerçevesinde oylamanın elektronik cihazla tekrar yapılması
suretiyle yüce Genel Kurulun iradesini sağlıklı biçimde tespit
etmiştir, olay bundan ibarettir.
OKTAY VURAL
(İzmir) Efendim, İç Tüzükte elektronik oylama yok ki. İç
Tüzükte elektronik oylama yok Doğan Bey.
MEHMET DOĞAN
KUBAT (Devamla) Bugüne kadar çeşitli, defaatle yaşadık. Son
bir ay içinde 4-5 defa oylama yapılan bir oturum da oldu
hatırlıyorsunuz, 6 defa oylama yaptık. Zaman zaman olabilir.
İç Tüzüke, yapılan uygulama, uygundur, dolayısıyla
Başkanımızın tutumu yerindedir.
Yüce heyetinizi
saygılarımla selamlarım. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
milletvekilleri, tutumun değişmemiştir çünkü yapılan ilk
oylamada kabul edenlerin kâtip üyelerce ve tarafımca sayısal olarak
fiziki zorluklardan dolayı tespit edilememesi üzerine, aynı durumun
kabul etmeyenlerin belirlenmesinde de yaşanacağı açık bir
şekilde ortada olduğundan, oylamanın elektronik cihazla
yapılması yoluna gidilmiştir. Kabul etmeyenler sorulmadan
yapıldığı gerekçesiyle oylamaya yapılan itiraz
üzerine, İç Tüzükün 13üncü maddesi uyarınca oylama
tekrarlanmış, bu oylamada önce el kaldırmak suretiyle oylar
belirlenmeye çalışılmıştır, kâtip üyeler
arasındaki anlaşmazlıktan dolayı da oylama elektronik
cihazla tekrarlanmıştır. Oylamaya çok sayıda pusula
gönderilmiştir. Elektronik cihazla yapılan işaretle oylamada
pusulaların dâhil edilmemesi kuraldır. Çünkü, sisteme girerek oy
kullanan milletvekilleri cihazda gözükmemekte, cihaz yalnızca sonuca
ilişkin sayıları vermektedir ancak açık oylamada hangi
milletvekillerinin oy kullandığı cihazda görülebilmektedir.
Mükerrerliğin kontrolünün mümkün olmadığı işaretle
oylamada pusulanın dikkate alınmaması gerekmektedir. Kaldı
ki pusulalar da dikkate alınsa dahi oylama sonucu
değişmemektedir.
Bilginize sunulur.
Adalet ve Kalkınma
Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir
önerisi vardır, okutup oylarınıza sunacağım.
Okutuyorum:
X.-
ÖNERİLER
A) Siyasi
Parti Grubu Önerileri
1.- AK
PARTİ Grubunun, 30/3/2014 tarihinde yapılacak mahallî idareler genel
seçimleri nedeniyle Türkiye Büyük Millet Meclisinin
çalışmalarına 26 Mart 2014 Çarşamba gününden itibaren on
gün ara verilmesine ilişkin önerisi
19/3/2014
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma
Kurulunun 19.03.2014 Çarşamba günü (bugün)
toplanamadığından, İçtüzüğün 19 uncu maddesi
gereğince, Grubumuzun aşağıdaki önerisinin Genel Kurulun
onayına sunulmasını arz ederim.
Mustafa Elitaş
Kayseri
AK PARTİ Grup Başkan Vekili
Öneri:
30 Mart 2014
tarihinde yapılacak Mahalli İdareler Genel Seçimleri nedeniyle
Türkiye Büyük Millet Meclisinin çalışmalarına 26.03.2014
Çarşamba gününden itibaren 10 (on) gün ara verilmesi,
önerilmiştir.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, bir dakika. Üzerinde
konuşma var efendim.
BAŞKAN Grup
adına konuşma isteniyor, buyurun.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Hayır. Sayın Rıza Türmen,
aleyhte.
OKTAY VURAL
(İzmir) Aleyhte efendim.
BAŞKAN
Aleyhte söz isteyen Rıza Türmen, İzmir Milletvekili.
Buyurun Sayın
Türmen. (CHP sıralarından alkışlar)
RIZA TÜRMEN
(İzmir) Ben bu önergeyle ilgili düşüncelerimi dile getirirken,
ister istemez, bugün konuşulan ana konuyla ilgili düşüncelerime de
yer vereceğim.
Tabii, Meclis
soruşturması, Sayın Başkan, değerli arkadaşlar;
bildiğiniz gibi, yarı yargısal nitelikte olan bir denetim
yoludur. Meclisin milletten aldığı iradeyle
kullandığı, bu iradeye dayanan bir denetim yoludur. Amacı
nedir? Amacı, görevini kötüye kullanmaları durumunda iktidar
sahiplerinin hukuk önünde hesap vermelerini sağlamaktır. Bu süreç,
Meclis soruşturması süreci iki aşamadan oluşuyor. Birinci
aşamada, milletvekilleri kendilerinden ya da başka kaynaklardan
edindikleri bilgilerle bir soruşturma önergesi verirler. İkincisi,
soruşturma önergesi verilip soruşturma komisyonu kurulması kabul
edildikten sonra bir soruşturma başlar. Şimdi, bu birinci
aşamada yani soruşturma önergesi verilene kadar olan birinci
aşamada bir gizlilik söz konusu olamaz. Niçin olamaz? Çünkü ortada bir
soruşturma yoktur. Bir de şundan olamaz gizlilik: Eğer gizlilik
ilkesi buraya egemen olursa milletvekilleri önerge hazırlayamazlar. Bu
bilgileri başka kaynaklardan elde etmişlerse, kendileri kaynak
değilse, o zaman önerge hazırlayamazlar, işin mantıki ve
hukuki tarafı ortadan kalkar. O nedenle, milletvekilleri savcı
yoluyla ya da başka yollardan edindikleri bilgilere istinaden bir
soruşturma komisyonu kurulması önergesi hazırlayacaksa o
bilgileri öğrenmek zorundadırlar ki hazırlayabilsinler. Tabii ki
bu bilgiler çeşitli kaynaklardan gelebilir milletvekilleri önüne.
Milletvekilleri o suçla ilgili her gelişmeyi, her suç isnadını
bilemezler. Savcı getirebilir. Burada da öyle olmuştur, bu olayda da.
Savcı burada, soruşturmayı yaparken dört bakanın
dosyasını tefrik etmiştir arkadaşlar, yani
soruşturmadan ayırmıştır 4 bakanı. Demiştir
ki: Bu 4 bakanla ilgili böyle iddialar var. İşte, ey Türkiye Büyük
Millet Meclisi, sen bu iddiaları incele. Ben gene soruşturmayı
diğerleri için götüreceğim. Yani, tefrik edilmiş bir dosya
vardır burada, 4 dosya vardır.
O nedenle,
şimdi, milletvekillerinin bu dosyaların içeriğini,
savcının verdiği dosyaların bilgilerinin içeriğini
öğrenmeleri gerekir bu dosyalara dayanarak önerge vereceklerse, önerge
vermeleri gerekir ki soruşturma süreci yürüyebilsin. Başta türlü,
eğer derseniz ki: Efendim, bu gizlilik süreci burada da geçerlidir. O
nedenle, bu soruşturma önergesi hazırlanmadan önce milletvekilleri
öğrenemez, ancak komisyon kurulduktan sonra öğrenebilir. o zaman
milletin verdiği denetim yetkisini kullanmasına, yasama
organının kullanmasına izin vermiyorsunuz demektir; bu vahim bir
şeydir tabii. Yani, hele hele böyle millet iradesini dilinden
düşürmeyen bir iktidarın, olduğu zaman denetim yetkisini
Meclisin kullanmasına izin vermemesi çok açık bir çelişkidir
elbette. Bir taraftan tek meşruiyet kaynağı olarak millet
iradesini göstereceksiniz, başka bütün diğer meşruiyet
kaynaklarını ortadan kaldırarak tek meşruiyet kaynağı
olarak millet iradesini göstereceksiniz, ondan sonra milletin iradesinin
temsilcileri olan milletvekillerinin denetim görevlerini yapmalarına engel
olacaksınız; bunun çok ciddi bir çelişki olduğunu
düşünüyorum. Burada Meclise verilmiş bir kamusal yetki vardır ve
millet iradesinin verdiği yetki vardır.
MEHMET METİNER
(Adıyaman) - Yasa dışı dinlemeler de var ama.
RIZA TÜRMEN
(Devamla) - Bu iradenin önünü açmak lazım. Bu iradenin gerçekleşmesi
için
Millet Meclisinin görevi, Meclis Başkanının görevi bunun
önünü açmaktır, önünü kapamak değil elbette.
Tabii, bir de şunu
söylemek lazım: Bu şeyler, bu gizlilik kararı
MEHMET METİNER
(Adıyaman) Bu yasa dışı dinlemeler hakkında da bir
şeyler söyleseniz.
RIZA TÜRMEN
(Devamla) Tabii, söyleyeyim.
Bu gizlilik
kararı mutlak değildir hiçbir zaman. Bu gizlilik kararının,
mahkemenin verdiği gizlilik kararının amacı delillerin
karartılmasını önlemek, bu delillerin ortadan
kaldırılmasını önlemek filandır. Bu CMK 153te siz
değişiklik yaptınız demokratikleşme paketi
çerçevesinde. Ne dediniz o değişiklikle?
İDRİS
ŞAHİN (Çankırı) Bunu siz söylemeyin, diğerleri
söylesinler ama siz söylemeyin, AİHMde hâkimlik yapmış biri
olarak siz söylemeyin bari.
RIZA TÜRMEN
(Devamla) Dediniz ki: Savunma hakkı bakımından savcı bu
gizlilik kararı dışında kalır, dosyayı
inceleyebilir gizlilik kararı varken. Yani savunma hakkının
gerçekleşmesi için gizlilik kararına istisna getirirken
milletvekillerinin denetim yetkisini kullanmak için gizlilik kararını
kabul etmek, geçerli olduğunu kabul etmek bir tutarsızlıktır.
Demek ki gizlilik kararı belirli amaçlar için
alınmıştır; belirli kişiler, belirli amaçlar için bu
gizlilik kararı ortadan kaldırılabilir. Yani avukatlar için
ortadan kaldırılıyor da gizlilik kararı, milletvekilleri
için, milletin iradesini temsil eden vekiller için ortadan kaldırılmayacak
mı? Bu, tabii, çok büyük bir çelişkidir.
İDRİS
ŞAHİN (Çankırı) Avukatlar için hangi hususlarda
kaldırılıyor?
RIZA TÜRMEN
(Devamla) Bir de şunu söylemek lazım: Meclisin yapacağı
soruşturma, savcının yaptığı
soruşturmanın bir devamı değildir ya da ona bağlı
bir soruşturma değildir. Bunlar birbirinden tamamen
bağımsız, tamamen farklı soruşturmalardır.
Nasıl ki İç Tüzük, soruşturma komisyonunun, savcının
yaptığı soruşturmayı bir tarafa bırakarak yeni
deliller toplaması, yeni bulgular bulmasını öngörür
O nedenle,
bu soruşturmayı savcının yaptığı
soruşturma gibi gösterip oradaki kuralları buraya da uygulamak
aslında doğru olmayan bir yaklaşımdır. Buna hiçbir
sebep yoktur, bunun böyle olması için bir neden yoktur. Zaten tefrik
edilmiş olması da bunu göstermektedir. Savcı diyor ki: Benim
soruşturmamı ben yapacağım. Ama, burada Meclisin
soruşturması gereken bir
mesele var, onu da siz yapın. Yani, topu Meclise atıyor.
Şimdi, Meclisin bu,
kendisine gelen topu Efendim, ben bu topu oynamak istemiyorum. Onun için,
buradaki soruşturma bloke edilsin, önlensin, savcı geri kalanlar için
soruşturma yapsın. demesi çok yanlış olacaktır tabii.
Yani, soruşturmanın sağlığı bakımından
Diğerleri için soruşturma yapılacak, milletvekilleri için
soruşturma yapılamayacak. Bu, çok garip bir eşitsizlik ve
adaletsizlik ortaya çıkaracaktır. Burada önemli olan şey,
ilkesel bir sorundur yani tekrar etmek gerekirse Meclisin kendisine
verilmiş olan denetim yetkisini kullanıp kullanamayacağı
meselesidir. Yani, bunu önlemek demokrasi açısından, yasama
organının fonksiyonları açısından, yasama
organının Anayasada verilen görevlerini kullanması
açısından çok önemli bir husustur. Yani, denetimden kaçan bir
iktidar, hesap vermekten kaçan bir iktidar, tabii ki, demokrasiye uygun bir davranış
ortaya koyamaz. Demokrasi bir parça da, hesap vermek demektir. Ama, bunun için
milletvekillerinin, Meclisin bu dosyaları öğrenebilmesi,
dosyaların içine girebilmesi gerekir.
Biraz önce,
Sayın Şentop yaptığı konuşmada, örneğin,
birtakım ayrıntılardan söz etti. E, burada, tabii, silahların eşitsizliği söz
konusu. Yani, Sayın Şentopun
bildiği şeyleri salonun bu tarafında oturanlar bilmiyor. O zaman
silahların eşitsizliği söz konusu.
METİN KÜLÜNK
(İstanbul) Sayın Türmen, tapeler
size önceden geldi merak etmeyin. Tapeler size önceden servis edildi.
RIZA TÜRMEN
(Devamla) Sayın Hocam keşke
bize de daha önce söyleseydi de biz de bilseydik, onlara göre konuşurduk
ama bu böyle olmadı.
Hepinizi
saygıyla selamlarım. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın
Türmen.
Evet, öneri
aleyhinde söz isteyen Oktay Vural, İzmir Milletvekili.
OKTAY VURAL
(İzmir) Efendim, Halaçoğlu konuşacak.
BAŞKAN Yusuf
Halaçoğlu, Kayseri Milletvekili. (MHP sıralarından
alkışlar)
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Aslında,
bugün, hazır seçim atmosferindeyken bizlere çok önemli kozlar verdiniz,
bundan dolayı size teşekkür etmek de gerekir. Ama bundan mutlu
olduğumuzu söylememiz söz konusu değil çünkü Türkiyede meydana gelen
olaylarda hoşa gitmeyecek, kamuoyunu üzecek olaylarda mutlu olmak mümkün
değil.
Bilmiyorum kaç
kişi, Meclis içerisinde kaç kişi bu gelen fezlekelerle ilgili bilgi
sahibi, içerisinde neler yazıp yazmadığı
aşağı yukarı bütün internette mevcut.
Ön bilgi olarak
gelen özet fezlekede o kadar çok suçlama var ki bu suçlamaların
olmamasını temenni ederiz. Ancak, bu suçlanan kişilerin
aklanabilmesi onların da hakkıdır. Bugün işittiğimiz
kadarıyla bu arkadaşlarımızın Meclise dilekçe vererek
kendileri hakkında soruşturma açılmasını talep
edecekleri şeklindeydi, yine, AKPnin bu konuda Meclis
soruşturması açılmasını isteyeceği şeklinde
bir bilgi söz konusuydu, ancak bunları bugün göremedik. Zira, işin
içerisinde, gerçekten, sahtecilikten altın
kaçakçılığına, rüşvetten fuhuşa
aracılık etmeye kadar pek çok suçlama var.
Diğer
taraftan, yine İranla ilgili birçok mesele bu suçlamalar içerisinde yer
alıyor. Mesela bunlar içerisinde İranın parasını
aktarma işlemleri için komisyon alınması, sahte transit
gıda ticareti işlemlerine göz yumulması ve yol verilmesi,
istisnai yoldan Türk vatandaşlığının
kazanılması, bankanın aldığı yasal komisyon
oranlarının düşürülmesi, kaçak altının yurda sokulma
teşebbüsünde altınlara el konulmaması ve akabinde
Dubaiye uçuşunun sağlanması, Halkbank nezdinde rakiplerin
engellenerek kartel hâline gelinmesi, usulsüzlüklerini ihbar eden kamu
görevlisinin tayininin çıkarttırılarak sürgüne gönderilmesi,
koruma polis memuru görevlendirilmesiyle emniyet şeridi kullanmak
amacıyla imtiyaz kazanma, usulsüzlüklerle ilgili basında çıkacak
haberlerin engellenmesi, halka açık şirketlerin yönetiminin ele
geçirilmesi, Çindeki paravan firmaların bankalar nezdinde yaşadığı
sıkıntının atlatılması için İçişleri
Bakanlığından bu firmalar adına referans mektubu
yazılması, Rıza Sarraf liderliğindeki örgütle ilgili adli
ve istihbari çalışmalara karşı koyma faaliyetleri
gerçekleştirilmesi, otel yatırımı için kredi çekimine onay
alınması, mücevherat, rüşvete konu yüksek meblağda paralar,
lüks ve pahalı saatler, danışmanlık adı altında
aylıklar ki bunların temelinde 1,5 ton altın
kaçakçılığı gibi pek çok iddialar burada yer
almaktadır, suçlamalar yer almaktadır ve bunlarla ilgili de belgeler
konulmuştur. Yani belgeler derken hem görsel belgeler hem de işitsel
belgeler yer almaktadır ve bunlar hukuki zemin üzerine oturtulmuştur
ve mahkeme kararlarıyla söz konusu edilmiştir.
Keza,
bunun dışında, yine Örgüt üyeleri
aracılığıyla ayrıcalıklı bir şekilde
kişiye özel imar planları hazırlatılması, kurullarda
görevli komisyon üyelerine, tabiat ve kültür varlıkları konusunda
kurullarda görevli komisyon üyelerine baskı yapılarak,
yönlendirilerek, rüşvet vererek veya gerçeğe aykırı rapor
düzenleyerek korunması, gerekli tescilli yapıların
bulunduğu arsaları, doğal sit alanları ve yeşil
alanlar ile Boğaziçinde koruma altına alınan alanları
imara açtırdıkları tespit
edilmiştir. diyor. Ayrıca, bunun ötesinde, bütün bu yapılanlara
aracılık yapanlara binde 5 oranında rüşvet ödendiği ve
bunlarla ilgili tespitler ki bu oranlar hayli yüksek miktarda; mesela, 5 milyar
950 milyon 184 bin 197 euro ki bunun mesela euro 2,3 lirayken
değerlendirmesi yapıldığında 13 milyar 685 milyon 423
bin 653 TLye mukabil bir meblağ olduğu, yine bununla bağlantılı
olarak binde 5 oranından hesaplandığında 84 milyon 526 bin
485 TL bu işlere karşılık rüşvet ödendiği, yine
buna bağlı olarak 30 milyon 53 bin 600 euro ki karşılığında
29 milyon 589 bin 500 nakit parayla 484 bin 100 lira için lüks saat, yine 4
milyon 766 bin 750 dolar taş ve 729 bin 850 lira için yine saat
alındığı, diğer taraftan Halkbank Genel Müdürüne
verilen 2 milyon 500 bin euro, ayrıca 1 milyon 400 bin dolar ki bunun
karşılığını Türk parası olarak ele
aldığınızda o tarihteki kurlara göre 74 milyon 873 bin lira
gibi bir Türk parası tuttuğu, yine bütün bunlara bağlı
olarak 10/4/2013 tarihinde 2 milyon euro, 2 milyon dolar, 1,5 milyon TL ve 300
bin İsviçre frangı ki piyanonun 2nci taksitini bir yana
bırakıyoruz, onlar da yazıyor, böylesine büyük bir meblağ.
Şimdi, toplam olarak 32 milyon euro, 6 milyon 776 bin dolar, 3 milyon 465
bin TL, 300 bin İsviçre frangı. Bu bir kişiye aktarılan
para, bir bakana aktarılan para.
Diğer
taraftan, bir başka bakana aktarılan para, teslim tarihleri ve
miktarları burada belirtilmiş.
Ayrıca,
bunların tümünü ele aldığınızda rüşvet olarak toplam
5 milyon 800 bin dolar, artı danışmanlık.
Şimdi,
değerli milletvekilleri, aslında şurada saydıklarım,
kısaca saydıklarım, özet olarak saydıklarım size
hiçbir şey ifade etmiyorsa, eğer bunların sahteliği söz
konusu ediliyorsa, o zaman yapılacak tek bir işlem vardır: Bu
bakanların suçlanmasının önüne geçmek için, onların
aklanması için bu iddiaların gerçek olup olmadığının
araştırılması gerekmez midir? Yani insani olarak hiç mi vicdanlarınız
sızlamamaktadır? Yani buna lakayıt kalmak, gülümseyerek bakmak
veya Aman sende adam. demek, insan olan, vicdanı olan kimin
kaldıracağı bir yüktür? Ayetikerîme vardır, bilirsiniz
Kaldıramayacağımız yükü bize yükleme Allahım.
Değerli milletvekilleri,
şimdi, yarın bunların gerçekliği ortaya çıkar ise
halkın yüzüne nasıl bakacaksınız?
RECEP ÖZEL
(Isparta) Çıkmazsa siz ne yapacaksınız?
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) Nasıl bakacaksınız? Ha, çıkmazsa
bir şey yok. Biz zaten diyoruz ki: Bunu araştıralım, insanların
suçlanmasının önüne geçelim diyoruz zaten, suçlamıyoruz ama bu
iddialar bir gerçek olarak Meclise intikal etmiş, bir hukuk belgesi olarak
size sunulmuş ve denmiş ki: Bizim yetkimizi aşmaktadır,
bunu siz Meclis olarak çözün. Artık, dediğim gibi, çözüp çözmeme
size aittir. Bizim için hava hoş.
Teşekkür
ediyorum. (MHP sırlarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Başka söz
talebi yok.
Öneriyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Öneri kabul
edilmiştir.
Sayın milletvekilleri,
alınan karar gereğince sözlü soru önergeleri ile kanun tasarı ve
teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla
görüşmek için 8 Nisan 2014 Salı günü saat 15.00te toplanmak üzere
birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 21.11