TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
75inci
Birleşim
10
Nisan 2014 Perşembe
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.-
GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.-
GELEN KÂĞITLAR
III.-
YOKLAMALAR
IV.-
OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.-
Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Meral Akşenerin,
şahsı ve Başkanlık Divanı adına Türk polis
teşkilatının 169uncu kuruluş yıl dönümünü
kutladığına ve şehitlerimize rahmet dilediğine
ilişkin konuşması
V.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- Muğla Milletvekili
Mehmet Erdoğanın, Türk polis teşkilatının 169uncu
kuruluş yıl dönümüne ilişkin gündem dışı
konuşması
2.- İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanalın, İstanbulun Üsküdar ilçesindeki yerel
seçimlere ilişkin gündem dışı konuşması
3.- Malatya Milletvekili
Öznur Çalıkın, 29-31 Mart tarihlerinde Malatyadaki don afeti
nedeniyle meydana gelen zararlara ilişkin gündem dışı
konuşması
VI.- AÇIKLAMALAR
1.- İzmir Milletvekili
Oktay Vuralın, MHP Grubu olarak, Türk polis teşkilatının
169uncu kuruluş yıl dönümünü kutladıklarına, polis
teşkilatının sorunlarına ve Malatyada yaşanan don
afeti nedeniyle Hükûmetin üreticinin zararını
karşılaması gerektiğine ilişkin açıklaması
2.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, CHP Grubu olarak, Türk polis
teşkilatının 169uncu kuruluş yıl dönümünü
kutladıklarına, polis teşkilatının sorunlarına ve
Malatyada yaşanan don afeti nedeniyle Hükûmetin üreticinin
zararını karşılaması gerektiğine ilişkin
açıklaması
3.- Giresun Milletvekili
Nurettin Caniklinin, AK PARTİ Grubu olarak, Türk polis
teşkilatının 169uncu kuruluş yıl dönümünü
kutladıklarına, polis teşkilatının birçok sorununun AK
PARTİ hükûmetleri döneminde halledildiğine ve yaşanan don
afetleri nedeniyle zarar gören kayısı ve fındık
üreticilerine geçmiş olsun dileğinde bulunduklarına ilişkin
açıklaması
4.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Kahramanmaraş ve ilçelerinde de don
afeti meydana geldiğine ve Hükûmetin, mağduriyetlerin giderilmesi
için çalışmalarına hız vermesini temenni ettiğine
ilişkin açıklaması
5.- Ankara Milletvekili Özcan
Yeniçerinin, 30 Mart yerel seçimlerinde Milliyetçi Hareket Partisinin oyunu
artırması nedeniyle aziz milletimize şükranlarını
iletmek istediğine ve Millî Eğitim Bakanlığını
atamalar konusunda hukuk devletine uygun davranması için ikaz
ettiğine ilişkin açıklaması
6.- Mersin Milletvekili
Aytuğ Atıcının, Bingöl Yayladerede yapılan HES
barajı nedeniyle sular altında kalan köprülerin yapılmasını
rica ettiğine ilişkin açıklaması
7.- İstanbul
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, Malatyada meydana gelen don
afeti nedeniyle üreticinin zararının karşılanması
gerektiğine ilişkin açıklaması
8.- Mersin Milletvekili Vahap
Seçerin, Türk polis teşkilatının 169uncu kuruluş yıl
dönümünü kutladığına ve meydana gelen don olaylarından
yurdun her tarafındaki üreticilerin zarar gördüğüne ilişkin
açıklaması
9.- Uşak Milletvekili
Dilek Akagün Yılmazın, kuraklık ve don nedeniyle Ege
Bölgesinde de ciddi zararlar meydana geldiğine, bu konuda Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının bir
düzenleme yapması gerektiğine ve YGS sorularının neden
açıklanmadığını öğrenmek istediğine
ilişkin açıklaması
10.- Manisa Milletvekili
Selçuk Özdağın, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanına
yapılan saldırıyı kınadığına,
Mısır yönetiminin idam cezaları konusundaki hatasından
dönmesi gerektiğine ve Türk polis teşkilatının 169uncu
kuruluş yıl dönümünü kutladığına ilişkin
açıklaması
11.- Muğla Milletvekili
Nurettin Demirin, kas erimesi hastalarının sorunlarına
ilişkin açıklaması
12.- Kütahya Milletvekili
Alim Işıkın, kamu arazilerinin ve taşınmazların
TÜRGEVe bağışlanması karşılığında
bazı kişilerin 30 Mart yerel seçimlerinde aday gösterilmesi yönündeki
iddiaların araştırılması gerektiğine ilişkin
açıklaması
13.- Tunceli Milletvekili
Kamer Gençin, Türk polis teşkilatının 169uncu kuruluş
yıl dönümünü kutladığına, polisler ile astsubaylara verilen
sözlerin yerine getirilmesi gerektiğine ve Karayollarında çalışan
taşeron işçilerinin sorunlarına ilişkin
açıklaması
14.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, fındık üreticisinin don afeti
nedeniyle oluşan zararının karşılanması için
Hükûmeti göreve çağırdığına ilişkin
açıklaması
15.- Giresun Milletvekili
Nurettin Caniklinin, don afetinden zarar gören bütün çiftçilere aynı
desteğin yapılması gerektiğine ilişkin
açıklaması
16.-
İzmir Milletvekili Oktay
Vuralın, Başbakan Yardımcısı Beşir
Atalayın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında sarf ettiği bazı ifadeleri
nedeniyle özür dilemesi gerektiğine ilişkin açıklaması
17.- Başbakan Yardımcısı
Beşir Atalayın, sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında sarf ettiği bazı ifadelerini
geri aldığına ilişkin açıklaması
18.- Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmakın, yerinden sarf ettiği bazı ifadelerinde
hakaret kastı olmadığına ilişkin açıklaması
VII.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A)
Tezkereler
1.-
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanı başkanlığında siyasi
parti grup başkan vekilleriyle yapılan toplantılarda alınan
11/3/2014 ve 24/3/2014 tarihli kararlar uyarınca Avrupa Parlamentosu Sivil
Özgürlükler, Adalet ve İçişleri Komitesi ile Yunanistan Dönem
Başkanlığı adına Yunanistan Parlamentosu Kamu
Yönetimi, Kamu Düzeni ve Adalet Komitesi tarafından 19/3/2014 tarihinde
Belçikanın başkenti Brükselde düzenlenmiş olan Sivil
Özgürlükler, Adalet ve İçişleri Alanlarındaki Gelecekteki
Öncellikler konulu toplantıya Bursa Milletvekili İsmail Aydının;
AB Dönem Başkanlığı çerçevesinde 3-4 Nisan 2014
tarihlerinde Yunanistanda düzenlenmiş olan Parlamentolar Arası Ortak
Dışişleri ve Güvenlik Politikası (ODGP) ve Ortak Güvenlik
ve Savunma Politikası (OGSP) Konferansına Dışişleri
Komisyonu Başkanı Volkan Bozkırın
katılımlarına ilişkin tezkeresi (3/1458)
2.- Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının, Siirt Milletvekili Gültan
Kışanakın, 30/3/2014 tarihinde yapılan mahallî idareler
seçiminde belediye başkanı seçildiğine ve Mahalli İdareler
ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi
Hakkında Kanunun 17nci maddesi uyarınca belediye
başkanlığı görevini tercih ederek göreve
başladığı tarih itibarıyla Türkiye Büyük Millet
Meclisi üyeliğinin sona ermiş bulunduğunun Genel Kurulun
bilgisine sunulmasına ilişkin tezkeresi (3/1459)
3.-
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının,
Eskişehir Milletvekili Kazım Kurtun, 30/3/2014 tarihinde
yapılan mahallî idareler seçiminde belediye başkanı
seçildiğine ve Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları
ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanunun 17nci maddesi
uyarınca belediye başkanlığı görevini tercih ederek
göreve başladığı tarih itibarıyla Türkiye Büyük Millet
Meclisi üyeliğinin sona ermiş bulunduğunun Genel Kurulun
bilgisine sunulmasına ilişkin tezkeresi (3/1460)
B)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.-
İstanbul Milletvekili Melda Onur ve 23 milletvekilinin, PKK
tarafından kaçırılan askerlerin ve kamu görevlilerinin
akıbetlerinin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/898)
2.-
Elâzığ Milletvekili Enver Erdem ve 19 milletvekilinin, emeklilerin
sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/899)
3.-
Elâzığ Milletvekili Enver Erdem ve 19 milletvekilinin, geçici köy
korucularının sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/900)
VIII.-
SEÇİMLER
A)
Komisyonlarda Açık Bulunan Üyeliklere Seçim
1.-
Plan ve Bütçe Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim
2.-
İçişleri Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim
IX.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A)
Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.-
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının;
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik
Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer
Gençin; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin
Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa
Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156)
2.-
Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum
Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı:
287)
3.-
Çankırı Milletvekili İdris Şahin ve Niğde Milletvekili
Alpaslan Kavaklıoğlunun; Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli
İstihbarat Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile İçişleri Komisyonu
Raporu (2/2011) (S. Sayısı: 563)
X.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, Çankırı Milletvekili İdris Şahinin 563 sıra
sayılı Kanun Teklifinin tümü üzerinde şahsı adına
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
2.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin
Türkoğlunun, Çankırı Milletvekili İdris Şahinin 563
sıra sayılı Kanun Teklifinin tümü üzerinde şahsı
adına yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
3.- Giresun Milletvekili Nurettin Caniklinin,
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında Adalet ve
Kalkınma Partisine sataşması nedeniyle konuşması
4.- Gaziantep Milletvekili Ali Serindağın,
Çankırı Milletvekili İdris Şahinin 563 sıra
sayılı Kanun Teklifinin tümü üzerinde şahsı adına
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
5.-
Muş Milletvekili Sırrı
Sakıkın, Konya Milletvekili Faruk Balın 563 sıra
sayılı Kanun Teklifinin birinci bölümü üzerinde MHP Grubu ve
şahsı adına yaptığı konuşması
sırasında Barış ve Demokrasi Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
6.- Konya Milletvekili Faruk Balın, Muş
Milletvekili Sırrı Sakıkın sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında Milliyetçi
Hareket Partisine sataşması nedeniyle konuşması
7.- Giresun Milletvekili Nurettin Caniklinin, Konya
Milletvekili Faruk Balın 563 sıra sayılı Kanun Teklifinin
birinci bölümü üzerinde MHP Grubu ve şahsı adına
yaptığı konuşması sırasında AK PARTİ
Grup Başkanına sataşması nedeniyle konuşması
8.-
Konya Milletvekili Faruk Balın,
Giresun Milletvekili Nurettin Caniklinin sataşma nedeniyle ve
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalayın 563 sıra
sayılı Kanun Teklifinin birinci bölümü üzerinde Hükûmet adına
yaptıkları konuşmaları sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
9.- Başbakan Yardımcısı
Beşir Atalayın, Konya Milletvekili Faruk Balın sataşma
nedeniyle yaptığı konuşması sırasında
Hükûmete ve şahsına sataşması nedeniyle konuşması
XI.-
YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, iç
piyasaya kaçak olarak sürüldüğü iddia edilen muza ve yapılan
işlemlere ilişkin Başbakandan sorusu ve Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi
Ekerin cevabı (7/39481)
2.- İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in, İzmir
Aliağa'daki bir demir çelik fabrikasında meydana gelen iş
kazaları ile yaşanan bir ölüme ilişkin sorusu ve
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelikin
cevabı (7/39561)
3.- Gaziantep Milletvekili Edip Semih Yalçın'ın, lisansüstü
öğrencilerin askerlik durumlarıyla ilgili yaşanan sorunlara
ilişkin sorusu ve Millî Savunma Bakanı İsmet Yılmazın
cevabı (7/39768)
4.- Samsun Milletvekili Ahmet İhsan Kalkavan'ın, bir
hastanede 9 aylık hamile bir özel güvenlik görevlisinin
çalıştırıldığı iddialarına ilişkin
sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelikin
cevabı (7/39937)
5.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, Bilgi
Edinme Hakkı Kanunu kapsamında yapılan başvurulara
ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk
Çelikin cevabı (7/39939)
6.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, Bilgi
Edinme Hakkı Kanunu kapsamında yapılan başvurulara
ilişkin sorusu ve Millî Savunma Bakanı İsmet Yılmazın
cevabı (7/40095)
7.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, 2013
yılından itibaren bağlı kurum ve kuruluşlarca
düzenlenen ihalelere ilişkin sorusu ve Millî Savunma Bakanı
İsmet Yılmazın cevabı
(7/40096)
8.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, eski bir bakanın
oğlunun gelir durumu ve vergi mükellefiyetiyle ilgili bilgilere
ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin
cevabı (7/40234)
9.- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, boz sığır
ırkının neslinin korunması adına yürütülen
çalışmalara,
Yöresel
ürünlerin yurt dışında tanıtılması adına
yürütülen projelere,
-
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın, Şanlıurfa'nın
bir köyündeki arazi düzenlemesine,
- Ankara
Milletvekili Levent Gök'ün, kuraklık tehlikesine,
- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt'ün, Ardahan'da 2010-2013 yılları
arasında kullanılan işletme kredilerine,
Kars ve
Iğdır'da 2010-2013 yılları arasında kullanılan
işletme kredilerine,
Van ve
Ağrı'da 2010-2013 yılları arasında kullanılan
işletme kredilerine,
Gümüşhane
ve Bayburt'ta 2010-2013 yılları arasında kullanılan
işletme kredilerine,
Erzurum ve
Elazığ'da 2010-2013 yılları arasında kullanılan
işletme kredilerine,
Bingöl ve
Batman'da 2010-2013 yılları arasında kullanılan
işletme kredilerine,
Bitlis ve
Siirt'te 2010-2013 yılları arasında kullanılan işletme
kredilerine,
Adıyaman ve
Hakkâride 2010-2013 yılları arasında kullanılan
işletme kredilerine,
Muş ve
Şırnak'ta 2010-2013 yılları arasında kullanılan
işletme kredilerine,
Diyarbakır
ve Şanlıurfa'da 2010-2013 yılları arasında
kullanılan işletme kredilerine,
Mardin ve
Osmaniye'de 2010-2013 yılları arasında kullanılan
işletme kredilerine,
-
Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın, GDO'lu yem kullanılan
sektörler ve söz konusu yemleri kullanan firmalara,
- Ankara
Milletvekili İzzet Çetin'in, tarımsal üretici birliklerine,
- Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, buğdayda verimin ve üretimin
artırılmasına yönelik çalışmalara,
- Ankara
Milletvekili Levent Gök'ün, TÜİK tarafından açıklanan bitkisel
üretim verilerine,
- İstanbul
Milletvekili Umut Oran'ın, Et ve Süt Kurumu tarafından yapılan
bir ihaleye,
İlişkin
soruları ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı
Mehmet Mehdi Ekerin cevabı
(7/40318), (7/40319), (7/40320), (7/40321), (7/40322), (7/40323), (7/40324),
(7/40325), (7/40326), (7/40327), (7/40328), (7/40329), (7/40330), (7/40331),
(7/40332), (7/40333), (7/40334), (7/40335), (7/40336), (7/40337)
10.-
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, 2007-2014 yılları
arasında VİMER ve Alo Maliye 189'a yapılan aramaların
sayısına ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet
Şimşekin cevabı (7/40377)
11.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri'nin, ekmek israfını önlemek adına yürütülen
projelere,
- Burdur
Milletvekili Hasan Hami Yıldırım'ın, Burdur iline
tarım alanında yapılan yatırımlara,
- Ankara
Milletvekili Aylin Nazlıaka'nın, Ankara'daki tarım
alanlarına yönelik sulama projelerine,
- Antalya
Milletvekili Mehmet Günal'ın, EXPO 2016 hazırlıklarına,
-
Iğdır Milletvekili Sinan Oğan'ın, GDO'lu ürünlerle
mücadeleye dair çalışmalara,
İlişkin
soruları ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı
Mehmet Mehdi Ekerin cevabı (7/40479),
(7/40480), (7/40481), (7/40482), (7/40483)
10 Nisan 2014 Perşembe
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.02
BAŞKAN: Başkan Vekili Meral
AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK
(Burdur), İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale)
----- 0 -----
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 75inci Birleşimini açıyorum.
III.- Y O K L A M A
BAŞKAN Elektronik cihazla
yoklama yapacağız.
Yoklama için üç
dakika süre vereceğim.
Sayın
milletvekillerinin oy düğmelerine basarak salonda bulunduklarını
bildirmelerini, bu süre içerisinde elektronik sisteme giremeyen
milletvekillerinin salonda hazır bulunan teknik personelden yardım
istemelerini, buna rağmen sisteme giremeyen üyelerin ise yoklama
pusulalarını görevli personel aracılığıyla üç
dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını
rica ediyorum.
Yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter
sayısı vardır, görüşmelere başlayacağız.
IV.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Meral Akşenerin,
şahsı ve Başkanlık Divanı adına Türk polis
teşkilatının 169uncu kuruluş yıl dönümünü
kutladığına ve şehitlerimize rahmet dilediğine
ilişkin konuşması
BAŞKAN Görüşmelere geçmeden
önce, şahsım ve Divan adına, Türk polis
teşkilatımızın 169uncu kuruluş yıl dönümünü
kutluyor, şehitlerimize rahmet diliyoruz.
Gündeme geçmeden önce üç sayın
milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz Emniyet
teşkilatının 169uncu kuruluş yıl dönümü münasebetiyle
söz isteyen Muğla Milletvekili Sayın Mehmet Erdoğana aittir.
Buyurunuz Sayın Erdoğan. (MHP
sıralarından alkışlar)
V.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Muğla Milletvekili
Mehmet Erdoğanın, Türk polis teşkilatının 169uncu
kuruluş yıl dönümüne ilişkin gündem dışı
konuşması
MEHMET ERDOĞAN (Muğla)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 10 Nisan Polis Günü
münasebetiyle gündem dışı söz almış
bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Öncelikle bütün Emniyet
çalışanlarımızın Polis Gününü kutluyorum. Hepsine
sağlık, mutluluk, başarı ve işlerinde kolaylık
diliyorum. Görevi başında şehit olmuş bütün polis memurlarımızı,
Emniyet çalışanlarımızı rahmetle, minnetle yâd ediyor,
hepsine Allahtan rahmet diliyorum. Gazilerimize sağlık, mutluluk
dolu nice yıllar diliyorum.
Bugün Emniyet
teşkilatımızın kuruluşunun 169uncu yıl dönümü.
169 yıldır Emniyet teşkilatı milletimizin huzuru için gece
gündüz çok başarılı ve fedakâr bir şekilde görev
yapmaktadır ancak bu kadar fedakâr görev yapmakta olan polislerimizin
gerçekten çok ciddi sorunları vardır. Bu sorunları temel olarak
iki başlık altında ele almak istiyorum.
Birincisi, polis, önce insandır. Bugün
polisi değerlendirirken hem iktidar hem vatandaşlarımız
polisin insan olduğunu maalesef unutmaktadır. Polis, yabancı bir
madde değildir, onlar da bu toplumun fertleridir ve bu toplumun içinde
mesleklerinin dışında da insan olarak vardırlar.
Onların da aileleri var, çocukları var, arkadaşları var. Bu
sebeple polislerimiz hakkında değerlendirme yaparken onların
insani vasıflarını düşünerek insaf ölçüleri içinde
onları değerlendirmek lazım.
Yine Emniyet teşkilatı, tayin
yaparken, terfi yaparken, ödül verirken, ceza verirken polislerin insan
olduklarını, yapılan muameleden dolayı onları
sevenlerin de etkileneceğini unutmamalıdır. Bu meyanda, emniyet
görevlilerine ikinci şark tayininin de polislerimizi, onların
çocuklarını ve aile düzenlerini nasıl etkileyeceği, bu
tayin sebebiyle polislerimizin karşılaşacağı
sorunların iyi ele alınması ve çözülmesi de ayrıca önem arz
etmektedir.
Yine, şark tayinlerinin yeni bir
ayrımcılığa sebep olmamasına dikkat etmek lazım.
Eğer belli bölgelerimizde polis açığı varsa bunun ekonomik
özendirmelerle, ikinci şark tayini yapılmaksızın gönüllü
yöntemlerle çözülmesinde fayda olacağı da unutulmamalıdır.
Emniyet teşkilatındaki
çalışma şartları da polisin insan olduğu
düşünülerek yeni bir düzene kavuşturulmalıdır. Bu meyanda,
Polis Disiplin Tüzüğünün yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir,
emniyet içindeki mobbing uygulamalarının
sonlandırılması gerekmektedir, fazla çalışma
saatlerinin de muhakkak bir kurala bağlanması zorunluluk teşkil
etmektedir.
Emniyet
çalışanlarımızın ikinci önemli sorunu da, özlük
meselesidir. Bu konuda Hükûmet yetkilileri seçim zamanlarında ve 10 Nisan
törenlerinde sürekli sözler vermekte ama sözlerini tutmamaktadırlar. Kamu
görevlilerinin özlük haklarında 666 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnameyle yeni düzenlemeler yapılmıştır. Ancak, 666
sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle Emniyet teşkilatı kendi
içinde ayrıştırılmıştır. 666
sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle polislere ödenen ek ödemeler
çalıştığı şubeye göre farklılıklar arz
etmeye başlamıştır. Bu, son derece
yanlıştır. Bu uygulama başta karakolda görev yapan polisler
olmak üzere Emniyet teşkilatının yarısını
mağdur etmiştir. Öncelikle her birisi vatan millet aşkıyla
görev yapan polislerimizin ek ödemelerinin aynı olması
sağlanmalıdır. Bilindiği gibi emniyet
çalışanı bütün polis memurlarımızın en temel
sorunları, bunlara ödenen maaşların taban maaşı olarak
değil, tazminat olarak ödenmesidir. Maaşların önemli bir
kısmı tazminat olarak ödendiği için de polislerimizin emekli
maaşı çok düşüktür. Bunun sonucu olarak da zor şartlar
altında çalışan, yıpranan polis memurlarımız
emekliliği hak etmelerine rağmen emekli olamamaktadırlar. Bu
sorunun muhakkak tez zamanda çözülmesi gerekmektedir. Polislerimizin her zaman dile
getirdiği (3600) ek gösterge meselesinin çözülmesi polislerimizin özlük
hakları konusundaki en önemli beklentisidir. Polislerimizin bu
haklı taleplerinin süratle yerine
getirilmesi lazım.
Bugün polislerimizin
karşılaştığı sorunlarla ilgili olarak
Hükûmetimizin ve Emniyet Genel Müdürlüğümüzün muhakkak dikkate alması
gereken bir konu da Gezi olayları
vesilesiyle yapılan bir şikâyet üzerine Kamu Denetçiliği
Kurumunun düzenlemiş olduğu bir rapor vardır. Bu rapordaki
hususların muhakkak Emniyet teşkilatı ve İçişleri
Bakanlığı tarafından değerlendirilerek polislerin bu
sorunlarının çözülmesi gerekmektedir.
Ben bu vesileyle bütün Emniyet
çalışanlarımızın Polis Gününü tekrar kutluyor,
hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim
Sayın Erdoğan.
Gündem dışı ikinci söz,
İstanbulun Üsküdar ilçesindeki yerel seçimler hakkında söz isteyen
İstanbul Milletvekili Sayın Mahmut Tanala aittir.
Buyurunuz Sayın Tanal. (CHP
sıralarından alkışlar)
2.- İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanalın, İstanbulun Üsküdar ilçesindeki yerel
seçimlere ilişkin gündem dışı konuşması
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; polis
teşkilatının 169uncu kuruluş yıl dönümü nedeniyle
rahmetli olanlara Allahtan rahmet dilerim, çalışan
arkadaşlarımıza da başarılar diliyorum ama hukuk
kalıpları içerisinde kalmak kayıt ve şartıyla
Türkiyede polisin TOMAlarla su, biber gazı sıkmadığı
yeni bir dönem diliyorum ben.
Tabii, Üsküdardaki seçimle ilgili
sorunlar
Seçim nedir? Demokrasinin olmazsa olmaz koşullarından ancak
diğer koşulların da bir arada olması gerekir. Seçimde her
vatandaşın istediği şudur: Temiz ahlak, yönetime
katılma hakkı. Temiz ahlaktaki kasıt şu: Biz Cumhuriyet
Halk Partisi olarak, seçimde oy kullanan vatandaşımızın
oylarının hangisi bizim hanemize yazılmışsa, hangi siyasi
partiye vatandaş iradesini yönlendirmişse, belirtmişse
aynen iade ettik. Onun için, bu ahlak
uyarınca, Üsküdarda Cumhuriyet Halk Partisine oy vermiş olan
vatandaşlarımızın başka siyasi partilere
kaydırılan, yazılan, hanelerine artı olarak kaydedilen tüm
oylarını geri istiyoruz. Aksi takdirde bunu siyasi
ahlaksızlık olarak nitelendiriyoruz.
METİN KÜLÜNK (İstanbul)
Kartalı ne yapacağız!
MAHMUT TANAL (Devamla) Ve bu
açıdan bir: İlçe seçim kurullarında genellikle belediye
çalışanları seçim kurulu başkanı seçilmiştir.
METİN KÜLÜNK (İstanbul)
Kartaldaki, Maltepedeki rozetli ilçe seçim müdürünü ne yapacağız!
MAHMUT TANAL (Devamla) İki:
Genellikle siyasi iktidara yandaş olan bankadaki memurlar sandık
kurulu başkanı seçilmiştir.
METİN KÜLÜNK (İstanbul)
Ataşehiri, Maltepeyi, Büyükçekmeceyi, CHPye müdürlük yapan ilçe seçim
müdürlerini ne yapacağız! Kartaldaki, Maltepedekileri!
MAHMUT TANAL (Devamla) Üç: Genellikle
Üsküdarda -seçim pusulalarının arkasına mühür
yapıştırılıyor- mührün arkasına yani AKP
ambleminin arkasına gelebilecek şekilde mühürler
yapıştırılmıştır. Bu ne demektir? Bu
işaretlemedir. Bu nedir? Bu yönlendirmedir. Bu nedir? Bu hileli bir
yöntemdir.
METİN KÜLÜNK (İstanbul)
Kesinlikle Kartalda dedikleriniz oldu.
MAHMUT TANAL (Devamla) Aynı
zamanda yine Üsküdardaki seçimle ilgili mevcut olan pusulalar ve zarflar
sandık heyeti oluşmadan mühürlenmiştir. Nedir bu? Takdir
edersiniz mesai saat sekizde başlıyor ancak heyet oluşmadan
Yani zarfların mühürlenmesi, pusulaların mühürlenmesi nedir? Seçim
işlemidir. Seçim işleminin olabilmesi için öncelikle bir: Heyet
oluşacak. İki: Yemin edilecek. Heyet oluşmadan, yemin
ettirilmeden seçimle ilgili yapılan mühürleme işlemlerinin
tamamı tam kanunsuzluk hâlidir. Üsküdarda yapılan nedir? Üsküdarda
yapılan budur.
METİN KÜLÜNK (İstanbul)
Aynı Maltepedeki gibi, aynı Kartaldaki gibi.
BAŞKAN Sayın Külünk lütfen
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(İstanbul) Metin Bey, sen de söz al, sen de konuş ya!
MAHMUT TANAL (Devamla) Netice
itibarıyla yemin ettirilmeden seçim pusulalarının ve
zarfların mühürlenmesi tam kanunsuzluk hâlidir.
Bir başka tam
kanunsuzluk hâli, değerli milletvekilleri, Değerli
Başkanım; seçim Üsküdarda yapılıyor, Ümraniyedeki
belediye meclis pusulaları Üsküdarda kullanılıyor. Bu, cumhuriyetin
kurulduğu tarihten bu yana yapılan en şaibeli, en hileli
işlemlerden bir tanesi. (CHP sıralarından alkışlar) Bu
şaibeli olan seçimde netice itibarıyla sağduyulu
vatandaşlarca bazı sandıklarda farkına varıldı
ancak diğer tüm sandıklarda aynı konu söz konusu, aynı
şaibe söz konusu, aynı ayıp söz konusu, aynı
ahlaksızlık söz konusu.
Şunu sormak
gerekmez mi bu sandık kurulu başkanlarına: Ümraniye Belediye
Meclisi pusulaları bunlara neyle teslim ediliyor? Bir zimmetle teslim
ediliyor. Peki, neden bunları teslim alıyorlar? Demek ki, sandık
kurulu başkanlarının Hükûmetten, iktidardan almış
olduğu talimatlar doğrultusunda bu olmuş durumda.
Hemen size şunu söyleyeyim, mesela
burada bir başka usul: Geçersiz zarf 3, geçersiz oy pusulası 19,
toplam geçersiz oy pusulası 22 yazılır. Yani zarf dahi -geçersiz
zarflar- geçersiz pusula sayılmış durumda.
Yine bir başka örnek hemen ne
kadar düzensiz yapıldığının ve hileli
yapıldığının bir göstergesi. Seçim pusulasında
30/4/2014te seçim yapılmış gösteriyor. Ne zaman
yapıldı? 30 Martta yapıldı.
Yani sonuç olarak Üsküdarda geçerli oy
sayısı 342 bin, geçersiz oy sayısı 15.912, geçersiz
oyların geçerli oylara oranı 4,646 yani millî irade gerçekten
yansımamıştır. 8 bin oy küsuratla fark
alınmış. Geçersiz oylar hesap edilirse burada Cumhuriyet Halk
Partisi ön sıralarda ve başkanlığı almış
olacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MAHMUT TANAL (Devamla) - Bu bir
gasptır. Bu gasba, bu ahlaksızlığa
Ahlaklı olarak
davranan tüm siyasi partilerin kendilerine oy vermeyen vatandaşların
oylarını iade etmesi gerekir.
Hepinize teşekkür ederim. (CHP
sıralarından alkışlar)
METİN KÜLÜNK (İstanbul) Kartalı
ne yapacağız? Kartalda 13.400 fark var, iptal var, 4.300le seçimi
aldınız. Onu ne
yapacağız? İptallerin hepsi AK PARTİnin. Ne
yapacağız?
BAŞKAN Teşekkür ederim
Sayın Tanal.
Gündem dışı üçüncü söz,
29-31 Mart tarihlerinde Malatyada yaşanan don zararı münasebetiyle
söz isteyen Malatya Milletvekili Sayın Öznur Çalıka aittir.
Buyurunuz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
3.- Malatya Milletvekili
Öznur Çalıkın, 29-31 Mart tarihlerinde Malatyadaki don afeti
nedeniyle meydana gelen zararlara ilişkin gündem dışı
konuşması
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) Sayın
Başkanım, değerli milletvekillerim; polis
teşkilatımızın 169uncu kuruluş yıldönümü
dolayısıyla tüm emniyet mensubu
çalışanlarımızın 10 Nisan Polis Bayramını
kutluyorum. Şehitlerimizi bir kez daha rahmetle anıyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekillerim; 29, 30 ve 31 Mart tarihleri arasında Malatya ilimizde
yaşanan olumsuz hava koşulları sonucunda meydana gelen dondan
dolayı zarar gören kayısı başta olmak üzere tüm
meyvelerimizdeki hasar ve çiftçilerimizin uğramış olduğu
zarar dolayısıyla bugün gündem dışı söz
almış bulunmaktayım.
Sözlerime Malatyamız başta
olmak üzere tüm Türkiyede 30 Martta bize desteklerini esirgemeyen milletimize
sonsuz şükranlarımı sunarak başlamak istiyorum. Ulusal ve
uluslararası komplolara rağmen milletimiz millî mücadele ruhuyla bu
komplolara karşı göğsünü siper etmiştir. Bu
başarıyı tüm dünya takdir etmiştir. Milletimiz Sayın
Başbakanımıza ve kadrosuna itimadını bir kez daha ilan
etmiştir. Bu seçimde ideoloji değil itikat, iktisat ve itimat esas
alınmıştır. Milletimiz huzura, barışa ve en
önemlisi istikrara oy vermiştir. Milletimiz her türlü kumpasa, komploya
direnen ve belkemiği sağlam siyasetçiyi bağrına basmıştır.
Türkiye yüzde 45,5le, Malatya yüzde 62yle destan yazmıştır.
İşte bu destanın yazıldığı gün, 30 Mart
tarihinde Malatya kayısı üreticilerimiz dondan dolayı çok ciddi
bir zarara uğradı.
VAHAP SEÇER (Mersin) Allah çiftçiyi
cezalandırmış!
ÖZNUR ÇALIK (Devamla) Malatya,
yetiştirdiği devlet adamlarıyla, sanatçısıyla,
tarihiyle, doğal güzellikleriyle, ekonomisiyle, sunduğu katkıyla
birçok yıldıza sahiptir. Bu yıldızlardan bir tanesi de
Malatya denince akla ilk gelen kayısıdır.
Malatya ilimizde yaklaşık 8
milyon kayısı ağacımız vardır ve bu
ağaçlarımızdan yaklaşık 350 bin ton yaş
kayısı, 110 bin ton da kuru kayısı üretilmektedir.
Başbakanımın ifade ettiği gibi, dünyanın
kayısı başkenti Malatyamız dünyanın kuru kayısı
üretiminin yaklaşık yüzde 70ini karşılamaktadır.
Özellikle Mart
2014te Malatya, Elâzığ, Niğde, Baskil dâhil olmak üzere
yaşanan afet üreticilerimizin yanı sıra Malatya ve ülke
ekonomisini çok ciddi anlamda etkileyecektir. Afetin
yaşandığı andan itibaren milletvekillerimiz,
Büyükşehir Belediye Başkanımız, İl
Başkanımız, sivil toplum örgütlerimiz, meslek örgütlerimiz
konuyu çok yakından takip ettik. Hemen Tarım
Bakanımızın programlarını iptal ettirerek Malatyaya
davet ettik ve Sayın Bakanımızla birlikte kayısı
ağaçlarımızda meydana gelen hasarı birlikte yerinde
incelettik.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul)
Para iste para. Nasihat vermesin bize, para iste.
ÖZNUR ÇALIK (Devamla) - Bakanımızın talimatıyla
ön hasar tespiti çalışmaları tamamlandı ve ilimiz genelinde
5, 6, 7 Nisan 2014 tarihlerinde bölgesel bazlı ön hasar tespit
çalışması yapıldı ve bu ön hasar tespit
çalışmasında, kayısı başta olmak üzere ceviz,
elma, kiraz, vişne, narda yüzde 90-95, yüzde 100e varan oranlarda ciddi
manada hasar meydana geldiği anlaşıldı. Söz konusu hasar
tespiti ön hasar tespiti çalışması olup, kesin hasar tespit çalışması
mayıs ayı sonu itibarıyla yapılacaktır. Ve bu konuyu
olduğu gibi Sayın Bakanımız Mehdi Eker
Başbakanımıza Bakanlar Kurulunda ifade etmiştir ve biz
Sayın Başbakanımız ve Bakanımıza iletmiş
olduğumuz sorunlarda bugüne kadar hiç yalnız
bırakmadıkları gibi bundan sonra da bir kez daha
Malatyamızı ve çiftçimizi yalnız
bırakmayacağından eminiz. Ve hepiniz
hatırlarsınız, daha önce de, 2010 yılında çiftçimize
dondan dolayı zararlarını tazmin etmek için 90 milyon
ödemiştik. 2012 yılında yine aynı zararlar geldi. O zaman
2.372 çiftçimizin tarım kredi kooperatiflerine ve Ziraat bankalarına
olan zirai borçlarını erteledik ve on yıllık sürede de 622
milyon destek sağladık Tarım Bakanlığı olarak.
Şimdi, başta
kayısımız olmak üzere Malatya ilimizde yetiştirilen bütün
meyve çeşitlerinde çiftçimizin mağduriyetlerini gidermek için
Sayın Bakanımızdan taleplerimiz oldu, bir kez daha yineliyorum:
Kayısı üreticilerine ÇKS kaydı esas alınarak alan
bazlı destekleme yapılmasını, tarım kredi
kooperatifleri, Ziraat bankalarına olan zirai kredi borçlarının
faizsiz ertelenmesini, faizsiz ya da düşük faizli tarımsal kredi
verilmesini, tarımsal sulamada kullanılan elektrik
borçlarının faizsiz ertelenmesini Sayın Bakanımızdan
talep ettik ve Sayın Bakanımız bizim bu taleplerimizi Sayın
Başbakanımıza ve Bakanlar Kurulumuza iletti ve bu taleplerimizle
ilgili olarak kesin hasar tespitleri yapıldıktan sonra inşallah
başta borç ertelemesi olmak üzere faizsiz kredilerimizi de biz
çiftçilerimize bir kez daha vermiş oluruz diye ümit ediyorum.
Bu konunun çözümü noktasında
mağduriyetlerin giderilmesi
Sayın Başbakanımıza da
konu hakkında ayrıca bilgileri verip desteklerini istedik.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ÖZNUR ÇALIK (Devamla) - Yaşanan bu
doğal afet sonrasında konuyu siyasetin ötesinde bir konu olarak
gördüğümüzü, çiftçilerimizin zararlarının giderilmesi için
elimizden gelen her türlü çaba ve gayreti sarf ettiğimizi buradan
Malatyalı hemşehrilerime bir kez daha söylemek istiyorum ve desteği
olan bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
60ıncı maddeye göre söz
vereceğim.
Sayın Oktay Vural.
VI.- AÇIKLAMALAR
1.- İzmir Milletvekili
Oktay Vuralın, MHP Grubu olarak, Türk polis teşkilatının
169uncu kuruluş yıl dönümünü kutladıklarına, polis
teşkilatının sorunlarına ve Malatyada yaşanan don
afeti nedeniyle Hükûmetin üreticinin zararını
karşılaması gerektiğine ilişkin açıklaması
OKTAY VURAL (İzmir)
Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu olarak Türk polis teşkilatının 169uncu
yıl dönümünün tüm Emniyet teşkilatı mensuplarına
hayırlı olmasını diliyor ve gönülden kutluyoruz. Polis
teşkilatı demokrasinin, hukuk devletinin ve özgürlüklerimizin en
önemli kurumlarından biridir. Bu kurumun siyasi amaç ve hedefler
doğrultusunda ayrıştırılması ve yönlendirilmesi
kabul edilemez. Maalesef bugün Türk polis teşkilatına mensup
olanların hem kendi içlerinde özlük hakları ve çalışma
şartları sorunları olmasına rağmen çözülmemiştir.
Aynı zamanda sürgün, görevden alma, uzaklaştırma tehdidi
altındadır. Destan yazan polisler -7 bin-8 bin polis- sürülmektedir.
Dolayısıyla, polis teşkilatının içinde meydana gelen
bu huzursuzluğun güvenlik açısından önemli bir zafiyet
doğurabileceğini bu vesileyle iletmek istiyorum.
Ayrıca gerçekten Malatyada
özellikle kayısıda meydana gelen don olayı
Muhakkak bu konuda
tedbirler alınmalı ve bu zararların giderilmesi gerekiyor. AKP
afetinden sonra bu don afeti gerçekten kayısı üreticilerini
vurmuştur. İnşallah Hükûmet bu konuda gerekli tedbirleri
alır.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Hamzaçebi.
2.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, CHP Grubu olarak, Türk polis
teşkilatının 169uncu kuruluş yıl dönümünü
kutladıklarına, polis teşkilatının sorunlarına ve
Malatyada yaşanan don afeti nedeniyle Hükûmetin üreticinin
zararını karşılaması gerektiğine ilişkin
açıklaması
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, Emniyet
teşkilatının 169uncu kuruluş yıl dönümünü Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu olarak kutluyoruz. 169uncu kuruluş yıl dönümünde
yaklaşık 250 bin kişilik personeliyle Türkiye'nin,
vatandaşlarımızın güvenlik hizmetini sağlamaya
çalışan bu teşkilatımız çok büyük sorunlarla iç
içedir. Başta özlük hakları olmak üzere, atamalar, tayinler, sürgün
tayinler gibi sorunlar hâlen Emniyet teşkilatının çok temel
sorunları olarak gündemde kalmaya devam ediyor. Çok zor şartlar
altında görev yapan bu personelin çalışma
şartlarının, özlük haklarının iyileştirilmesi
Hükûmetin çok temel bir görevi olmak zorundadır. Yine siyasi
kaygılardan, siyasi müdahalelerden uzak bir şekilde çalışması
gereken Emniyet teşkilatına maalesef son dönemlerde çok büyük bir
siyaset girmiştir. Bunu Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak doğru
bulmuyoruz; ayrımcılığa, tarafgirliğe dayalı bu
anlayışın sona ermesi gerekir. Güvenlik ve özgürlük gibi
kavramların öne çıktığı 21inci yüzyılda güvenlik
özgürlüğün bir parçası, özgürlük de güvenliğin ayrılmaz bir
parçasıdır ama hiçbir zaman özgürlük güvenlik
anlayışına feda edilemez. Hükûmetin şu anda sahip
olduğu anlayış özgürlüğü güvenlik anlayışına
feda etme anlayışıdır. Bunu doğru bulmuyoruz.
Dünyanın en özgür toplumları aynı zamanda en güvenli toplumlarıdır.
Bunu gözden uzak tutmamak gerekir.
Son olarak şunu söylemek istiyorum:
Malatyada yaşanan don afeti nedeniyle Hükûmetin bir an önce bu olaya el
koyması ve üreticinin zararını karşılaması
gerekir. Fındık işinde görevini yapmayan Hükûmetin
kayısı işinde görevini yapmasını bekliyorum. Bunun
ardından belki sıra fındığa gelip fındık
üreticisinin 169 milyon liralık don afetinden kaynaklanan
alacağını Hükûmet ödeyecektir. Bunu kendilerinden bekliyorum.
Don afetiyle ilgili olarak burada Malatya Milletvekilimiz Veli Ağbaba,
yine İstanbul Milletvekilimiz Sayın Mevlüt Aslanoğlu çok büyük
mücadeleler vermişlerdir. Burada kürsüde iktidar partisinin sadece
konuşması yetmiyor, onlara düşen görev bakanların bu olaya
derhâl el koyup üreticinin zararını
karşılamasıdır.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Canikli
3.- Giresun Milletvekili
Nurettin Caniklinin, AK PARTİ Grubu olarak, Türk polis
teşkilatının 169uncu kuruluş yıl dönümünü
kutladıklarına, polis teşkilatının birçok sorununun AK
PARTİ hükûmetleri döneminde halledildiğine ve yaşanan don
afetleri nedeniyle zarar gören kayısı ve fındık
üreticilerine geçmiş olsun dileğinde bulunduklarına ilişkin
açıklaması
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Biz de AK PARTİ Grubu olarak,
bugün 10 Nisan Türk polis teşkilatının kuruluşunun 169uncu
yıl dönümü vesilesiyle tüm emniyet mensuplarımızı tebrik
ediyoruz, onlara başarı, sağlık, mutluluk diliyoruz. Görevi
başında bugüne kadar hayatını kaybeden şehitlerimizi
de bir kez daha rahmetle, minnetle, şükranla anıyoruz. Keza
gazilerimizi de aynı şekilde şükranla, minnetle anıyoruz.
Ve bugüne kadar elbette polis
teşkilatımızın birçok sorunu AK PARTİ hükûmetleri
döneminde ciddi anlamda ortadan kaldırılmıştır,
iyileştirilmiştir. Bu, tabii, sorunların tamamen halledildiği,
kaldırıldığı anlamına gelmiyor elbette. Hâlen halledilmesi
gereken sorunlar vardır, onlar da inşallah tedrici olarak
çözülecektir.
Şimdi, ayrıca, don afeti
nedeniyle Malatyada zarar gören kayısı işiyle uğraşan
üreticilerimize geçmiş olsun diyoruz. Keza, yine aynı don afetine
maruz kalan özellikle fındık üreticilerine de geçmiş olsun
dileklerimizi iletiyoruz. Tabii zaman zaman bu tür, maalesef, olumsuzluklar
meydana geliyor. Önemli olan, bu sıkıntılar
yaşandığında bu çiftçilerimizin, üreticilerimizin sıkıntılarının
giderilmesi, zararlarının telafi edilmesidir. Bu açıdan
bakıldığında geçmiş yıllarda gerçekten çok büyük
destekler sağlanmıştır hükûmetlerimiz tarafından hem
kayısı üreticilerine hem de fındık üreticilerine. Sadece
bir hatırlatma yapmak için söylemek istiyorum: 2007 ve 2008
yıllarında arz fazlası fındığı regüle etmek
amacıyla Toprak Mahsulleri Ofisi üzerinden fındık üreticisine
2007 yılında 1,5 milyar liralık kaynak
aktarılmıştır. Yine 2008 yılında, yine aynı
nedenle düşen fındık fiyatını yükseltmek ve arz
fazlasını dengelemek amacıyla 1,5 milyar liralık, yani iki
yılda toplam 3 katrilyon liralık kaynak
aktarılmıştır. Bir örnek olsun diye söylüyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Başkan, bir cümle daha ilave edebilir miyim
efendim?
BAŞKAN - Sayın Dedeoğlu
4.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Kahramanmaraş ve ilçelerinde de don
afeti meydana geldiğine ve Hükûmetin, mağduriyetlerin giderilmesi
için çalışmalarına hız vermesini temenni ettiğine ilişkin
açıklaması
MESUT DEDEOĞLU
(Kahramanmaraş) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Geçtiğimiz haftalarda ani iklim
şartlarının değişikliği sebebiyle Malatyada
ağaçlarımızda don olayı meydana gelmiş, yalnız
Malatyada değil, aynı durum Kahramanmaraşımızın,
Elbistan, Afşin, Nurhak, Ekinözü ve Çağlayancerit ilçelerimizde de
baş göstermiştir. Geçim kaynağı meyvecilik olan yöre
halkımız çok mağdur duruma düşmektedir. Bu
mağduriyetlerinin, bir an önce, ilgili bakanlıklar tarafından
tespit edilip giderilmesi noktasında çalışmalarına hız
verilmesini temenni etmekteyim.
Teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Sayın Yeniçeri
5.-
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçerinin, 30 Mart yerel seçimlerinde Milliyetçi
Hareket Partisinin oyunu artırması nedeniyle aziz milletimize
şükranlarını iletmek istediğine ve Millî Eğitim
Bakanlığını atamalar konusunda hukuk devletine uygun
davranması için ikaz ettiğine ilişkin açıklaması
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Asimetrik siyaset, hileli seçime
rağmen 2011 seçimlerine göre Milliyetçi Hareket Partisinin 2 milyon 300
bin oyunu artıran aziz milletimize buradan minnettarlık
duygularımı iletmek istiyorum.
Devlet memurlarına yönelik iktidar
baskısının son bulmasını da dileyerek Millî
Eğitim Bakanlığının özellikle dikkatini çekmek
istiyorum.
Millî Eğitim
Bakanlığında, yapılan yasal değişiklikle, bütün
Türkiyedeki Millî Eğitim müdürlerinin ve okul müdürlerinin görevleri sona
ermiştir. Bu büyük bir moralsizlik meydana getirmiştir. Özellikle daire
başkanları ve şube müdürleri mağdur edilmiştir. Bugün
Millî Eğitim personeli kaygılı, endişeli ve stres
içindedir. Millî Eğitim çalışanlarının
kazanılmış hakları çiğnenmiştir. Millî
Eğitim çalışanları zulüm denilebilecek muameleye tabi
tutulmaktadır.
Millî Eğitim
Bakanlığını hukuk devletine uygun, Millî Eğitim
çalışanlarına saygılı olması için ikaz ediyor;
teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın
Atıcı
6.- Mersin Milletvekili
Aytuğ Atıcının, Bingöl Yayladerede yapılan HES
barajı nedeniyle sular altında kalan köprülerin
yapılmasını rica ettiğine ilişkin açıklaması
AYTUĞ ATICI (Mersin)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan Cevdet Yılmaz da
buradayken Bingöldeki bir sorunu kendisine de aktarmak istiyorum.
Sayın Bakan, Bingöl Yayladerede
yapılan bir HES barajı nedeniyle iki köprü sular altında
kalıyor. ÇED raporu verilirken bu iki köprünün yerine ilgili firma yeni
köprü yapacağını vadediyor. ÇED raporu çıkıyor fakat
daha sonra firma yan çiziyor ve yine Hükûmetin de desteğiyle Efendim,
köprü yapılmasına gerek yoktur. deniliyor.
Şimdi, bu HES barajının bir
yakasında kalan köylerle diğer yakasında kalan köyler
arasındaki bağlantıyı kurmak mümkün olmayacak. Üstelik bu
köprülerden bir tanesini de halk kendi parasıyla yaptırmış.
Sizden ricamız, lütfen, bu konuya
sahip çıkınız ve bu köprülerin yapılmasını
sağlayınız.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın
Aslanoğlu
7.- İstanbul
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, Malatyada meydana gelen don
afeti nedeniyle üreticinin zararının karşılanması
gerektiğine ilişkin açıklaması
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(İstanbul) Sayın Başkanım, iki gündür don olayı
nedeniyle özellikle Malatya milletvekilleri burada âdeta Hükûmete diyor ki:
Biz yandık, çiftçimiz yandı, ekmeğimiz yok oldu. Ama
Sayın Tarım Bakanının eğer saygısı varsa
köylüye, eğer saygısı varsa üreticiye, ekmeği yok olanlara
saygısı varsa gelir burada cevap verir.
Sayın Canikli, biz nasihat
istemiyoruz. Biz uğranılan zararın parasını istiyoruz.
Bize nasihat vermeyin. Gelsin Sayın Bakan buraya, saygılı bir
şekilde bu insanlara ne yapacaklarının cevabını
versin. Yoksa biz nasihat istemiyoruz. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Seçer
8.- Mersin Milletvekili Vahap
Seçerin, Türk polis teşkilatının 169uncu kuruluş yıl
dönümünü kutladığına ve meydana gelen don olaylarından
yurdun her tarafındaki üreticilerin zarar gördüğüne ilişkin
açıklaması
VAHAP SEÇER (Mersin) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Ben de polis
teşkilatımızı 169uncu kuruluş yıl dönümünde
kutluyorum. Gerçekten önemli sorunlar yaşayan
teşkilatımızın, özellikle çalışanların özlük
hakları konusunda yaşadığı sorunların ve son
dönemde iktidarın yaptığı ameliyatların bir an önce
sona erdirilmesini diliyorum.
Şimdi,
özellikle, bu hafta, Meclis açıldığından bu yana,
Türkiye'nin, aslında dört bir yanda tarım sektöründe özellikle don
afeti, dolu afeti yaşanmasına rağmen, sanki belirli bir bölgede
bu yaşanıyormuş gibi
Özellikle Malatya milletvekillerini
kutluyorum gerçekten, dikkati sadece Malatyaya ve kayısısına
yönelttiler ama Türkiye'nin dört bir tarafında bu sorun
yaşanıyor. Karadenizde fındıkta yaşanıyor, çayda
yaşanıyor. Benim bölgem Akdeniz Bölgesinde meyve
ağaçlarında yaşandı. 29-30 Martta dondan dolayı önemli
zararlar meydana geldi. Daha dün yine Mersin ve civarında dolu zararı
oldu, meyve ağaçları son derece yoğun zarar gördü.
Tabii, bunları bütün bölge
milletvekili arkadaşlarım biliyor. Sayın Aslanoğlunun
dediği gibi, çözüm bunun neresinde?
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Yılmaz
9.- Uşak Milletvekili
Dilek Akagün Yılmazın, kuraklık ve don nedeniyle Ege
Bölgesinde de ciddi zararlar meydana geldiğine, bu konuda Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının bir
düzenleme yapması gerektiğine ve YGS sorularının neden
açıklanmadığını öğrenmek istediğine
ilişkin açıklaması
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, burada dile
getirildi, kuraklık ve don aslında sadece Malatyanın sorunu
değil. Ege Bölgesinde ve benim milletvekili bulunduğum Uşakta
da aynı şekilde dondan meyve ağaçları zarar gördü ve son
dönemde de kuraklıktan dolayı çok ciddi zararlar var. Bu nedenle,
Tarım Bakanlığının bütün ülkeye ilişkin
zararların tespiti ve çiftçilere yapılabilecek yardımla ilgili
bir düzenleme yapması gerekiyor.
Onun dışında Sayın
Başkan, YGS soruları bu yıl açıklanmadı. Sadece yüzde
20si açıklandı ve diğerleri açıklanmadı. Bu o kadar
büyük bir infial yaratıyor ki öğrenciler ve velilerde, Acaba kimlere
satıldı bu sorular, kimlere verildi, bunun altında ne türden bir
şaibe vardır, bu sorular neden yargı denetiminden
kaçırılıyor? diye çocuklar soruyor. Benim kızım da
YGSye girdi. Ben de soruyorum: Ne hakla bu soruları
açıklamıyorsunuz ve bu çocukları bu kadar baskı
altında tutmaya hakkınız var mı, kimlere bu soruları
peşkeş çekiyorsunuz?
Ben bunları öğrenmek
istiyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Özdağ
10.- Manisa Milletvekili
Selçuk Özdağın, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanına
yapılan saldırıyı kınadığına,
Mısır yönetiminin idam cezaları konusundaki hatasından
dönmesi gerektiğine ve Türk polis teşkilatının 169uncu
kuruluş yıl dönümünü kutladığına ilişkin
açıklaması
SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa)
Teşekkürler Sayın Başkanım.
CHP Genel Başkanı Sayın
Kemal Kılıçdaroğluna bu çatı altında fiilî bir
saldırı yapılmıştır. Erdemli olmak, siyasetçilere
yapılan bu tip eylemleri takbih etmeyi gerektirir ve ben de Sayın
Bekir Bozdağa saldıranları alkışlayan mankurtlara
inat Sayın Kılıçdaroğluna yapılan bu
saldırıyı şiddetle kınıyor ve geçmiş olsun
dileklerimi iletiyorum.
Şiddet insanlık suçudur. Tüm
dinler ve evrensel hukukça da kınanmıştır. CMK 101inci
madde dördüncü fıkrası yeniden gözden geçirilmelidir.
Mısırda halk iradesini askıya alarak sözde iktidara gelen darbe
yönetimi, maalesef, halkına karşı topyekûn bir savaş ilan
etmiş görünmektedir. Tutukladıkları insanlara kendilerini
doğru dürüst savunma hakkı vermeden, uydurma iddia ve delillerle idam
cezaları verilmektedir. Son olarak 529 kişiye idam cezası
verilmiştir. Mısır yönetimi bir an önce bu hatasından
dönmeli ve demokrasiye, insan haklarına ve tarihe gölge
düşürmemelidir. Meclisin yapmış olduğu çaba da takdire
şayandır.
Bu hafta Polis Haftası ve bugün polis
teşkilatının 169uncu kuruluş yıl dönümüdür. Gücünü
milletten ve kanunlardan alan, görevini her zaman fedakârlıkla
yapmış
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Demir
11.- Muğla Milletvekili
Nurettin Demirin, kas erimesi hastalarının sorunlarına
ilişkin açıklaması
NURETTİN
DEMİR (Muğla) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bu hafta Sağlık Haftası. Herkesin
sağlıklı yaşama hakkı vardır. Türkiyede 1 milyon
dolayında kas erimesi de denilen müsküler distrofi ve benzeri
hastalıklara yakalanmış hasta vardır. Bu hastalar kendi
kaderine bırakılmıştır. Tüm diğer kronik
hastalıklarda olduğu gibi bu hastalarla ilgilenecek bir kurum ya da
kuruluş yoktur. Ülkemizde münferit girişimler vardır. Bireysel
olarak kök hücre olayına inanan ve bu hastaların tedavisine destek
olmaya çalışanlar var, etik kurullardan zar zor da olsa izin almaya
çalışanlar var. Bu insanların herhangi bir şekilde para
alması söz konusu değildir, hekim kendi sponsor olarak birilerinden
bulmaya çalışmaktadır. Sağlık Bakanlığı
bu konuda herhangi bir çalışma ve gayret göstermemektedir.
Sağlık Bakanlığının bu hastalara el
atmasını ve bunlara yardımcı olmasını istiyoruz.
Özellikle de aileler çok sıkıntı içindedir.
BAŞKAN Sayın Işık
12.- Kütahya Milletvekili
Alim Işıkın, kamu arazilerinin ve taşınmazların
TÜRGEVe bağışlanması karşılığında
bazı kişilerin 30 Mart yerel seçimlerinde aday gösterilmesi yönündeki
iddiaların araştırılması gerektiğine ilişkin
açıklaması
ALİM IŞIK (Kütahya) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Bilindiği gibi, 30 Mart 2014 yerel seçimleri
öncesinde, Sayın Başbakanın oğlunun da yöneticileri
arasında bulunduğu TÜRGEVe benim seçim bölgem Kütahya dâhil olmak
üzere, bazı illerde kamu arazileri ve taşınmazların
bağışlanması karşılığında
bazı kişilerin aday edildiği veya edilebileceği yönündeki
görüşme kayıtları medyaya da yansımıştır. Bu
korkunç ve adice iddiaların ilgili cumhuriyet savcıları ve
Kabine üyeleri tarafından araştırılarak kamuoyunun
aydınlatılması gerektiği düşüncemi tüm yüce Meclisle
paylaşıyor ve kamuoyuna bunun gereğinin yapılması konusundaki talebimi
iletiyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Genç
13.- Tunceli Milletvekili
Kamer Gençin, Türk polis teşkilatının 169uncu kuruluş
yıl dönümünü kutladığına, polisler ile astsubaylara verilen
sözlerin yerine getirilmesi gerektiğine ve Karayollarında
çalışan taşeron işçilerinin sorunlarına ilişkin
açıklaması
KAMER GENÇ (Tunceli) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sayın Başkan, ben de polis
teşkilatının kuruluş yıl dönümünü kutluyorum. Bu
Hükûmet emekçilerin düşmanı olduğu için polislere verdiği
sözleri yerine getirmemiştir. Defalarca 3600 yan göstergeyi
vereceğiz. dedikleri hâlde vermemişlerdir. Yine, astsubaylar çok zor
durumda olduklarını her vesileyle dile getirmiştir ve
bunların hakkı verilmemektedir.
Bir de Karayolları taşeron işçileri
Karayollarında, mesela bizim 8inci Bölgede 45 trilyon liraya
taşerona verdiler o yolların bakımını, hiçbir yol
bakımı yapılmadan veya çok az yapılarak 45 trilyon
lirayı taşerona veriyorlar, patrona veriyorlar ve Karayolları
işçilerinin hak edilmiş Danıştay kararları yerine
getirilmiyor. Yandaşlarına devletin kaynaklarını bu kadar
aktarıp da emekçiyi sömüren bir geri zihniyet dünyanın en ilkel
toplumlarında görülmemiştir ama bu zihniyet bu AKP
iktidarının hâkim olduğu bir zihniyettir. Bu zihniyetlerini de
kınıyorum efendim.
BAŞKAN Şimdi, 2 grup başkan vekili
sisteme girmiş, birer dakika söz vereceğim, ondan sonra bitiriyorum.
Buyurunuz Sayın Hamzaçebi.
14.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, fındık üreticisinin don afeti
nedeniyle oluşan zararının karşılanması için
Hükûmeti göreve çağırdığına ilişkin
açıklaması
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Biraz önce, Malatyada kayısıda yaşanan
don afetini 2004 yılında fındıkta yaşanan don afetiyle
bağlantılı olarak değerlendirmiştim.
Fındıkta on yıl aradan sonra 2014 yılında yeniden bir
don afeti meydana gelmiştir. Bu afetin üretimi, rekolteyi ne kadar
etkileyip etkilemediği, şüphesiz, sayımlar sonucunda, tespitler
sonucunda ortaya çıkacaktır. Ancak şu anda fındık
fiyatı yüzde 70 oranında yükselmiştir. Öyle
anlaşılıyor ki yine fındıkta on yıl aradan sonra
büyük bir don afeti gerçekleşmiştir. Fındık üreticisinin
zararını karşılamak üzere, ben Hükûmeti acilen göreve
çağırıyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Canikli
15.- Giresun Milletvekili
Nurettin Caniklinin, don afetinden zarar gören bütün çiftçilere aynı
desteğin yapılması gerektiğine ilişkin
açıklaması
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Teşekkür
ederim Sayın Başkanım.
Biraz
önce yarım kalmıştı. Fındıkla ilgili olarak,
tabii, üretici sayısı 400 binden fazla Türkiye genelinde ve
aşağı yukarı 8 milyon kişiyi ilgilendiriyor. Tabii,
don afetinden zarar gören bütün çiftçilerimize aynı desteğin
aynı şekilde yapılması gerekiyor, zaten hukuken de öyle
yürütülüyor. Yani burada kayısı üreticimiz ya da don afetinden zarar
gören başka üreticimiz varsa elbette aynı muameleye tabi
tutulması gerekiyor. Sadece, her
yıl bu 8 milyon kişiyi ilgilendiren fındık üreticisine alan
bazlı olarak 650-700 milyon lira civarında bir desteğin
verildiği dikkate alınırsa, işte, daha önce ödenmediği
iddia edilen 120-130-140 milyon liralık bu desteklerin ya da ödemelerin bu
toplam desteğin yanında devede kulak kaldığı
görülecektir. Dolayısıyla
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ALİM IŞIK (Kütahya) Devede
kulak değil de kafa.
BAŞKAN Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel
Kurula sunuşları vardır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının bir tezkeresi vardır, okutup
bilgilerinize sunacağım.
VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının,
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı
başkanlığında siyasi parti grup başkan vekilleriyle
yapılan toplantılarda alınan 11/3/2014 ve 24/3/2014 tarihli
kararlar uyarınca Avrupa Parlamentosu Sivil Özgürlükler, Adalet ve
İçişleri Komitesi ile Yunanistan Dönem Başkanlığı
adına Yunanistan Parlamentosu Kamu Yönetimi, Kamu Düzeni ve Adalet
Komitesi tarafından 19/3/2014 tarihinde Belçikanın başkenti
Brükselde düzenlenmiş olan Sivil Özgürlükler, Adalet ve
İçişleri Alanlarındaki Gelecekteki Öncellikler konulu
toplantıya Bursa Milletvekili İsmail Aydının; AB Dönem
Başkanlığı çerçevesinde 3-4 Nisan 2014 tarihlerinde
Yunanistanda düzenlenmiş olan Parlamentolar Arası Ortak Dışişleri
ve Güvenlik Politikası (ODGP) ve Ortak Güvenlik ve Savunma Politikası
(OGSP) Konferansına Dışişleri Komisyonu Başkanı
Volkan Bozkırın katılımlarına ilişkin tezkeresi
(3/1458)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Genel Kuruluna
Avrupa Parlamentosu Sivil Özgürlükler,
Adalet ve İçişleri Komitesi ile Yunanistan Dönem
Başkanlığı adına Yunanistan Parlamentosu Kamu
Yönetimi, Kamu Düzeni ve Adalet Komitesi tarafından 19 Mart 2014 tarihinde
Belçika'nın başkenti Brüksel'de düzenlenmiş olan "Sivil
Özgürlükler, Adalet ve İçişleri Alanlarındaki Gelecekteki
Öncellikler" konulu toplantıya Bursa Milletvekili İsmail
Aydın; AB Dönem Başkanlığı çerçevesinde 3-4 Nisan 2014
tarihlerinde Yunanistan'da düzenlenmiş olan Parlamentolar Arası Ortak
Dışişleri ve Güvenlik Politikası (ODGP) ve Ortak Güvenlik
ve Savunma Politikası (OGSP) Konferansına Dışişleri
Komisyonu Başkanı Volkan Bozkır'ın
katılımlarına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanı başkanlığında siyasi parti grup
başkanvekilleri ile yapılan toplantılarda alınan 11 Mart
2014 ve 24 Mart 2014 tarihli kararlar 28/3/1990 tarihli ve 3620
sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış
İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un 11 'inci maddesi
gereğince Genel Kurulun bilgisine sunulur.
Cemil Çiçek
Türkiye Büyük
Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN Bilgilerinize
sunulmuştur.
Meclis araştırması
açılmasına ilişkin üç önerge vardır, okutuyorum:
B)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.-
İstanbul Milletvekili Melda Onur ve 23 milletvekilinin, PKK
tarafından kaçırılan askerlerin ve kamu görevlilerinin
akıbetlerinin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/898)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
1992 yılından itibaren
güneydoğuda çeşitli tarihlerde PKK tarafından
kaçırılan ve bazıları için gaiplik kararı bulunan
askerlerin akıbetlerinin araştırılması ve son
yıllarda kaçırılarak hâlen PKK'nın elinde bulunduğu
bilinen asker ve kamu görevlilerinin çok uzun süre geçmesine rağmen
bulunamamasının nedenlerinin tespit edilerek alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98inci, İç
Tüzükün 104 ve 105inci maddeleri gereğince bir Meclis araştırması
açılmasını arz ve teklif ederiz.
1) Melda Onur (İstanbul)
2) Hasan Ören (Manisa)
3) Aylin Nazlıaka (Ankara)
4) Erdal Aksünger (İzmir)
5) Mehmet S. Kesimoğlu (Kırklareli)
6) Ali İhsan Köktürk (Zonguldak)
7) Mehmet Şeker (Gaziantep)
8) Namık Havutça (Balıkesir)
9) İlhan Demiröz (Bursa)
10) Ali Rıza Öztürk (Mersin)
11) Durdu Özbolat (Kahramanmaraş)
12) Refik Eryılmaz (Hatay)
13) Mustafa Serdar Soydan (Çanakkale)
14) İhsan Özkes (İstanbul)
15) Kadir Gökmen Öğüt (İstanbul)
16) Rahmi Aşkın Türeli (İzmir)
17) Haluk Eyidoğan (İstanbul)
18) Ahmet İhsan Kalkavan (Samsun)
19) Doğan Şafak (Niğde)
20) Bülent Tezcan (Aydın)
21) Celal Dinçer (İstanbul)
22) Candan Yüceer (Tekirdağ)
23) Musa Çam (İzmir)
24) Ramazan Kerim Özkan (Burdur)
Gerekçe:
Güneydoğuda 1992 yılında
ve takip eden yıllarda çeşitli karakol baskınlarında PKK
tarafından kaçırılan askerlerin akıbetleri
belirsizliğini korumaktadır. 1990'lı yıllarda ailelerine
çeşitli yollarla mektup ve mesaj gönderen, bir televizyon haber
programı için Haftanin'e giren muhabir ve kameramanın görüntülediği
bu askerlerin 2000'li yılların başlarına kadar hâlen esir
bulunduklarına dair ailelerine çeşitli duyumlar gelmiştir. Bu
askerlerin en az 8 kişi olduğu bilinmekle birlikte
İmralı'daki mahkemede 10-15 civarında Türk askerinin esir
olduğu ifadesi kullanılmıştır. 24 Ocak 2002 tarihinde
AİHM'e yapılan başvuru ise gündeme
alınmamıştır. Bu askerler kamuoyunun gündeminden düşse
de ailelerin umutlu bekleyişi sürmektedir.
Müşterek yürütüldüğü iddia
edilen çalışmalara rağmen, 1992 yılından beri
kayıp olan askerler ve kamu görevlileri hakkında herhangi bir rapora
ya da döküme ulaşılamamaktadır. Kayıp aileleri ancak kendi
imkânlarıyla yakınlarını ve evlatlarını
aramaktadır. Ailelere devlet tarafından bir bilgi verilmemesine
karşın, bazı yayın organlarında ya da çeşitli
söylentilerle kayıp askerlerin yaşadığına dair
haberler ulaşmaktadır.
Bunun yanı sıra, on
yılı aşkın süreden beri kendilerinden haber alınamayan
askerler hakkında gaiplik kararı verilmesi söz konusudur. Kanunlar
nezdinde şehit olmayan, akıbeti meçhul olduğu için gaiplik
kararı alınan asker yakınları devletten bir yanıt
beklemektedir.
Öte yandan, son yıllarda
kaçırılan askerler ve kamu görevlileri hakkında çoğu kez
soru önergeleri verilmiş ancak tatmin edici bir cevap
alınamamıştır. İçişleri Bakanlığından
25 Nisan 2012'de yapılan açıklamaya göre; "Haziran 2011
tarihinden bugüne kadar kaçırılan vatandaşlarımızdan
7'si hâlen alıkonulmaktadır. Kaçırma olaylarına
ilişkin soruşturmalar ilgili cumhuriyet
başsavcılıklarınca yürütülmekte olup yerlerinin tespitine
yönelik ilgili güvenlik birimleri nezdinde yürütülen müşterek
çalışmalar devam etmektedir. Bakanlık tarafından Haziran
2011 tarihinden bugüne kadar kayıp sayısı 7 olarak
belirtilmiştir. Bu vatandaşlarımız arasında askerler,
öğretmenler ve bir kaymakam adayı da bulunmaktadır.
Bu bağlamda, 1992
yılından bu yana çeşitli tarihlerde PKK tarafından
kaçırılan, kaybolan askerlerin akıbetinin
araştırılması ve son dönemde kaçırılan asker ve
kamu görevlilerinin çok uzun süre geçmesine rağmen
bulunamamasının nedenlerinin tespit edilerek alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98inci, İç
Tüzükün 104 ve 105inci maddeleri gereğince bir Meclis
araştırması açılmasını arz ederiz.
2.-
Elâzığ Milletvekili Enver Erdem ve 19 milletvekilinin, emeklilerin
sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/899)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Emeklilerin
karşılaştıkları sorunların
araştırılması ve refah seviyelerinin
arttırılması amacıyla Anayasanın 98inci, İç
Tüzükün 104 ve 105inci maddeleri gereğince bir Meclis araştırması
açılmasını arz ve teklif ederiz. 9/5/2012
1) Enver Erdem (Elâzığ)
2) Oktay Vural (İzmir)
3) Özcan Yeniçeri (Ankara)
4) Necati Özensoy (Bursa)
5) Ali Halaman (Adana)
6) Mesut Dedeoğlu (Kahramanmaraş)
7) S. Nevzat Korkmaz (Isparta)
8) Emin Çınar (Kastamonu)
9) Ali Öz (Mersin)
10) Seyfettin Yılmaz (Adana)
11) Kemalettin Yılmaz (Afyonkarahisar)
12) Muharrem Varlı (Adana)
13) Bülent Belen (Tekirdağ)
14) Mehmet Günal (Antalya)
15) Atila Kaya (İstanbul)
16) Hasan Hüseyin Türkoğlu (Osmaniye)
17) Celal Adan (İstanbul)
18) Oktay Öztürk (Erzurum)
19) Lütfü Türkkan (Kocaeli)
20) Sinan Oğan (Iğdır)
Gerekçe:
Yıllarca, devlete ve millete
hizmet ederek kutsal hak olan emeklilik hakkını elde eden emeklilere
gereken önemin verilmesi ve rahat bir hayat yaşamalarının
sağlanması devleti idare edenlerin görevi olmalıdır. Ülkemizin
kalkınmasında ve gelişmesinde emekli olan
insanlarımızın katkısı göz ardı edilmemeli ve bir
gün herkesin emekli olacağı unutulmamalıdır.
Ülkemizde emekli olan
insanlarımızın hem maddi hem de manevi çözülmesi gereken birçok
problemleri mevcuttur. Çalışanların, emekli olmak
istemeyişlerinin sebebi bu problemlerin çözülememiş
olmasıdır.
İşçi ve BAĞ-KUR emekli
aylıklarının, 4447 ve 5510 sayılı kanunlarda
sağlıklı olmayan altı aylık enflasyon
artışlarına endekslenmesi emekli aylıklarının artışını
sınırlı tutmuştur. 5510 sayılı Kanun'un gelir ve
aylıkların artışını enflasyona endeksleyen hükmü
değiştirilmelidir.
6283 sayılı Kanun'la
getirilen düzenlemeler emeklilerin intibak sorununu gerçek anlamda
çözemediği gibi 2000 öncesi ve 2000 sonrası emeklileri arasında
yeni bir eşitsizlik yaratmıştır.
Emeklilere yılda 2 kez ve dinî
bayramlarımızda olmak üzere birer maaş refah ikramiyesi
verilerek bu kesimin de ülkenin büyümesi ile oluşan refahtan pay
alabilmesi sağlanmalıdır.
Emeklilerden, gittikleri
sağlık kuruluşlarında katkı payı, reçete
payı ve fark ücretinin alınmaması sağlanmalı,
çalışan emeklilerin prime esas kazançlarından kesilen ve sosyal
güvenlik sisteminde karşılığı bulunmayan, sosyal
güvenlik destek prim uygulaması kaldırılmalıdır.
Emekli olduktan sonra bir iş yeri açan ve devlete vergi ödeyen,
ayrıca istihdama katkı sağlayan emeklilerin
aylıklarından yüzde 15 oranındaki kesintilerin de
yapılmaması sağlanmalıdır.
Sosyal Sigortalar Kurumu, bankalarla
gerekli olan sözleşmeleri yapmalı ve çalışanlara
yapılan promosyonlardan emekliler de faydalanmalıdır. Emeklilere
de sendika hakkı tanınmalı ve toplu sözleşme yapabilmeleri
sağlanmalıdır.
2012 yılı Avrupa Aktif
Yaşlılık ve Nesiller Arası Dayanışma
Yılı olarak ilan edilmiştir. Bu kapsamda, aktif
yaşlanmayı içeren politikaların sivil toplum
kuruluşlarıyla birlikte belirlenerek uygulanmaya konulması için
gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Nesiller arası
dayanışma açısından da emeklilerimizin tecrübelerinden
istifade edilmeli, yaşlılık bakım sigortası başta
olmak üzere, yaşlılıkta insanca yaşamayı temin edecek
sosyal güvenlik argümanları ve sosyal yardım düzenlemeleri
geliştirilmelidir.
Yaşlılar için
Anayasamızla getirilen pozitif ayrımcılık içeren
düzenlemenin uyum yasaları bir an evvel çıkarılmalı,
yaşlıların fizyolojik ihtiyaçları dikkate alınarak
başta ısınma ve barınma ihtiyaçlarını
karşılayacak şekilde kira ve yakıt yardımı
yapılmalı, doğal gaz, elektrik, su, telefon ve ulaşım
hizmetlerinde pozitif ayrımcılık sağlayacak şekilde
özel indirimler uygulanmalı ve yaşlı bakan ailelere sosyal
destek ödemesi yapılmalıdır.
Emeklilerimizin
sorunlarının araştırılması ve refah düzeylerinin
arttırılması amacıyla Anayasanın 98inci, İç
Tüzükün 104 ve 105inci maddeleri gereğince bir Meclis
araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.
3.-
Elâzığ Milletvekili Enver Erdem ve 19 milletvekilinin, geçici köy
korucularının sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/900)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Geçici köy korucularının
sorunlarının araştırılıp ekonomik ve sosyal
haklarının iyileştirilmesi amacı ile Anayasanın
98inci ve İç Tüzükün 104 ve 105inci maddeleri gereğince bir Meclis
araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.
09/05/2012
1) Enver Erdem (Elâzığ)
2) Oktay Vural (İzmir)
3) Özcan Yeniçeri (Ankara)
4) Necati Özensoy (Bursa)
5) Ali Halaman (Adana)
6) Mesut Dedeoğlu (Kahramanmaraş)
7) S. Nevzat Korkmaz (Isparta)
8) Emin Çınar (Kastamonu)
9) Ali Öz (Mersin)
10) Seyfettin Yılmaz (Adana)
11) Kemalettin Yılmaz (Afyonkarahisar)
12) Muharrem Varlı (Adana)
13) Bülent Belen (Tekirdağ)
14) Mehmet Günal (Antalya)
15) Atila Kaya (İstanbul)
16) Hasan Hüseyin Türkoğlu (Osmaniye)
17) Celal Adan (İstanbul)
18) Oktay Öztürk (Erzurum)
19) Lütfü Türkkan (Kocaeli)
20) Sinan Oğan (Iğdır)
Gerekçe:
Geçici köy koruculuğu sistemi
18/03/1924 tarihinde 442 sayılı Köy Kanunu ile kabul edilmiş,
"Köy sınırları içerisinde, herkesin ırzını,
canını ve malını korumak için muhtarın emrinde
silahlı ve jandarma gibi görev yapacak köy korucularının
görevlendirilmesi" ibaresiyle amacı
tanımlanmıştır.
Doğu ve güneydoğuda terör
olayları ciddileşince, 1985 yılında, 442 sayılı
Köy Kanunu'na 3175 sayılı Kanunla "...şiddet hareketlerine
ait ciddi belirtilerin köyde veya çevrede ortaya çıkması veya
herhangi bir sebep ile köylünün canına ve malına tecavüz
olaylarının artması halinde Valinin teklifi ve
İçişleri Bakanı'nın onayı ile yeteri kadar Geçici Köy
Korucusu görevlendirilebileceği" maddesi ilave edilerek koruculuk
sistemi kurumsallaştırılmıştır.
Terör olaylarının yerel
olarak önlenmesi amacını taşıyan bu sistemde, görev yapan
korucular, kendilerine verilen tüm iş ve görevlerde başarıyla
mücadele etmiş, güvenlik güçleri ve Türk Silahlı Kuvvetleri ile
koordineli olarak çalışmışlardır.
1985 yılında 22 ilde geçici
köy koruculuğu sistemi uygulaması
başlatılmıştır. 1987 yılında OHAL
yürürlüğe girmiş, çatışmalar arttıkça korucu
sayısı da artmıştır. 1988 yılında 14 bin
olan korucu sayısı, 1992 yılında koruculara maaş
bağlanması ile hızla artmış, 1993 yılında 13
ilde daha koruculuk uygulaması başlatılmıştır.
1995 yılında bu sayı 62 bine, 2000 yılına doğru
90 bine yükselmiştir.
Hâlen
sayıları yaklaşık 60 bin olan geçici köy korucuları
herhangi bir sosyal güvenceye sahip değildir. 2005 yılında
koruculara ve ailelerine yeşil kart verilmiş, 01/01/2012 tarihinden
itibaren de ne memur ne de işçi sınıfında gösterilmeyerek
normal işsiz olan vatandaşlar gibi genel sağlık sistemi
kapsamına alınmışlardır. "Hiçbir ön şart
aranmaksızın geçici köy korucuları ve bakmakla yükümlü
oldukları kişiler genel sağlıktan
faydalanacaktır." denmesine rağmen BAĞ-KUR borcu olanlar,
üzerine kayıtlı arabası, evi veya gayrimenkulü olanlar bu
sistemden faydalandırılmamaktadır.
Yüzde 40ın üzerinde iş
göremez raporu alanlar malulen emekli olabilmekte fakat operasyonlarda
yaralanıp da yüzde 40lık rapor alamayan korucular gazilikten
faydalanamamaktadırlar.
Operasyon tazminatları aylık
400 gösterge puanının memur aylığı ile çarpılması
suretiyle belirlenmektedir. Bu miktar da aylık 25 TLye tekabül etmektedir
ancak bu miktar çok düşüktür. Bu nedenle, operasyon tazminatının
aylık yerine günlük 400 gösterge puanı taban alınarak hesaplanması
sağlanmalıdır.
5673 sayılı Yasa ile değişik
Köy Kanunu kapsamında kendilerine ödenmesi kararlaştırılan
tazminatların, yeni bir düzenleme ile görev yaptıkları süreler
için ödenmeyen sigorta pirimi olarak Sosyal Güvenlik Kurumuna aktarılmalı
ve bu kapsamda sigortalı sayılarak kendilerine Sosyal Güvenlik
Kurumundan emekli olabilme hakkı tanınması
sağlanmalıdır.
Geçici köy korucularının
mevcut maaşları iyileştirilmeli, hizmet yılı
tazminatları ve operasyon tazminatları artırılmalı,
operasyonlar için yol ve kumanya parası ödenmeli, Sosyal Güvenlik Kurumu
şemsiyesi altına alınmaları sağlanmalıdır.
Yıllardır terörle mücadelede
resmî kayıtlara göre 1.353 şehit veren geçici köy
korucularının ekonomik ve sosyal haklarının
iyileştirilmesi amacı ile Anayasanın 98inci ve İç
Tüzükün 104 ve 105inci maddeleri gereğince bir Meclis
araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.
BAŞKAN Bilgilerinize
sunulmuştur.
Önergeler gündemdeki yerlerini alacak
ve Meclis araştırması açılıp açılmaması
konusundaki görüşmeler, sırası geldiğinde
yapılacaktır.
Sayın milletvekilleri, Siirt
Milletvekili Sayın Gültan Kışanak ve Eskişehir Milletvekili
Sayın Kazım Kurt, 30 Mart 2014 tarihinde yapılan mahallî
idareler seçimlerinde belediye başkanı seçilerek
mazbatalarını almışlardır. Sayın
milletvekillerinin Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve
İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanunun 17nci maddesi
gereğince Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
sunmuş oldukları yazıları ayrı ayrı okutuyorum:
A) Tezkereler (Devam)
2.- Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının, Siirt Milletvekili Gültan
Kışanakın, 30/3/2014 tarihinde yapılan mahallî idareler
seçiminde belediye başkanı seçildiğine ve Mahalli İdareler
ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında
Kanunun 17nci maddesi uyarınca belediye başkanlığı
görevini tercih ederek göreve başladığı tarih
itibarıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinin sona ermiş
bulunduğunun Genel Kurulun bilgisine sunulmasına ilişkin
tezkeresi (3/1459)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
30 Mart 2014 tarihinde yapılan mahalli
idareler genel seçiminde Diyarbakır ili belediye başkanı
seçildim. Belediye başkanı seçilmiş olduğuma dair mazbata
örneği ektedir.
Mahalli İdareler ile Mahalle
Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun'un
17'nci maddesinde yer alan "Milletvekilliği, belediye
başkanlığı, il genel meclisi ve belediye meclisi
üyeliği ile muhtarlık bir şahıs uhdesinde birleşemez.
Bu görevlerin birisinde bulunanlardan bir diğerine seçilenler, seçim sonuçlarının
kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren 15 gün içinde tercih
haklarını kullanırlar." hükümleri uyarınca belediye
başkanlığını tercih ederek 07/04/2014 tarihi
itibarıyla belediye başkanlığı görevine
başlamış olduğumu bilgilerinize arz ederim.
Gültan
Kışanak
Siirt
3.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının,
Eskişehir Milletvekili Kazım Kurtun, 30/3/2014 tarihinde
yapılan mahallî idareler seçiminde belediye başkanı
seçildiğine ve Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve
İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanunun 17nci maddesi
uyarınca belediye başkanlığı görevini tercih ederek
göreve başladığı tarih itibarıyla Türkiye Büyük Millet
Meclisi üyeliğinin sona ermiş bulunduğunun Genel Kurulun
bilgisine sunulmasına ilişkin tezkeresi (3/1460)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
30 Mart 2014 tarihinde yapılan
mahalli idareler genel seçiminde Eskişehir ili Odunpazarı ilçesi
belediye başkanı seçildim. Belediye başkanı seçilmiş
olduğuma dair mazbata örneği ektedir.
Mahalli İdareler ile Mahalle
Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun'un
17'nci maddesinde yer alan "Milletvekilliği, belediye
başkanlığı, il genel meclisi ve belediye meclisi
üyeliği ile muhtarlık bir şahıs uhdesinde birleşemez.
Bu görevlerin birisinde bulunanlardan bir diğerine seçilenler, seçim
sonuçlarının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren
15 gün içinde tercih haklarını kullanırlar." hükümleri
uyarınca belediye başkanlığını tercih ederek 7
Nisan 2014 tarihi itibarıyla belediye başkanlığı
görevine başlamış olduğumu bilgilerinize arz ederim.
Kazım Kurt
Eskişehir Odunpazarı Belediye Başkanı
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, bu tercihler karşısında, Siirt Milletvekili
Sayın Gültan Kışanak ve Eskişehir Milletvekili Sayın
Kazım Kurtun Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelikleri, belediye başkanlığını
tercih ederek göreve başladıkları tarihler itibarıyla daha
önceki uygulamalara da uygun olarak kendiliğinden sona ermiş
bulunmaktadır.
Bilgilerinize sunulmuştur.
Gündemin Seçim kısmına
geçiyoruz.
VIII.- SEÇİMLER
A) Komisyonlarda Açık Bulunan Üyeliklere Seçim
1.- Plan ve Bütçe Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim
BAŞKAN - Şimdi bazı
komisyonlarda boş bulunan ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna
düşen üyelikler için seçim yapacağız.
Adayları okuyorum:
Plan ve Bütçe Komisyonunda boş
bulunan üyelik için Zonguldak Milletvekili Sayın Özcan Ulupınar.
Kabul edenler
KAMER GENÇ (Tunceli) Karar yeter
sayısı
BAŞKAN - Karar yeter
sayısı arayacağım.
Kabul etmeyenler
Karar yeter
sayısı yoktur.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 14.57
İKİNCİ
OTURUM
Açılma Saati:
15.20
BAŞKAN:
Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muhammet
Bilal MACİT (İstanbul)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 75inci Birleşiminin
İkinci Oturumunu açıyorum.
Plan ve Bütçe Komisyonunda boş
bulunan üyelik için yapılan oylamada karar yeter sayısı
bulunamamıştı. Şimdi Zonguldak Milletvekili Sayın
Özcan Ulupınar için oylama işlemini tekrarlıyorum, karar yeter
sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Elektronik cihazla oylama
yapacağım.
İki dakika süre veriyorum ve
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama
yapıldı)
BAŞKAN Karar yeter
sayısı yoktur.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma
saati: 15.23
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati:
15.34
BAŞKAN:
Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muhammet
Bilal MACİT (İstanbul)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 75inci Birleşiminin
Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Plan ve Bütçe Komisyonunda boş
bulunan üyelik için yapılan ikinci oylamada karar yeter sayısı
bulunamamıştı.
Şimdi, Zonguldak Milletvekili
Sayın Özcan Ulupınar için oylama işlemini tekrarlıyorum,
karar yeter sayısı arayacağım: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir. Karar yeter sayısı vardır.
2.-
İçişleri Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim
BAŞKAN - İçişleri
Komisyonunda boş bulunan üyelik için Çanakkale Milletvekili Sayın
Mehmet Daniş aday gösterilmiştir. Oylarınıza sunuyorum...
III.
YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup
milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Yoklama yapılmasını istiyoruz.
BAŞKAN - Yoklama isteyeceğim.
Sayın Serindağ, Sayın
Tanal, Sayın Işık, Sayın Genç, Sayın Hamzaçebi,
Sayın Tayan, Sayın Özcan, Sayın Acar, Sayın Yüceer,
Sayın Güler, Sayın Değirmendereli, Sayın Köse, Sayın
Balbay, Sayın Güneş, Sayın Ağbaba, Sayın Korutürk,
Sayın Öner, Sayın Öz, Sayın Güven, Sayın Karaahmetoğlu.
Yoklama işlemini
başlatıyorum, iki dakika süre vereceğim.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN - Toplantı yeter sayısı
vardır.
VIII.- SEÇİMLER (Devam)
A) Komisyonlarda Açık Bulunan Üyeliklere Seçim (Devam)
2.-
İçişleri Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim (Devam)
BAŞKAN Kabul edenler... Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Gündemin Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmına geçiyoruz.
1inci sırada yer alan, Türkiye
Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik
Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporunun
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri
İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli,
Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydının; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde
Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile
Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında
İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S.
Sayısı: 156)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2nci sırada yer alan Devlet
Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu
ile Adalet Komisyonu Raporlarının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.- Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve
Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484)
(S. Sayısı: 287)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3üncü sırada yer alan
Çankırı Milletvekili İdris Şahin ve
Niğde Milletvekili Alpaslan Kavaklıoğlunun; Devlet
İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile İçişleri
Komisyonu Raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
3.-
Çankırı Milletvekili İdris Şahin ve Niğde Milletvekili
Alpaslan Kavaklıoğlunun; Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli
İstihbarat Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile İçişleri Komisyonu
Raporu (2/2011) (S. Sayısı: 563)(*)
BAŞKAN Komisyon? Burada.
Hükûmet? Burada.
Dünkü birleşimde İç Tüzükün
91inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülen teklifin tümü üzerinde
söz sırası, şahsı adına son konuşmayı yapmak
üzere Çankırı Milletvekili Sayın İdris Şahinde.
Soru-cevap işlemi için sisteme
girebilirsiniz.
Buyurunuz Sayın Şahin. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
İDRİS ŞAHİN
(Çankırı) Sayın Başkanım, değerli milletvekili
arkadaşlarım; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, Millî İstihbarat
Teşkilatımızın her kademesinde görev yapan değerli
mensupları
Millî İstihbarat Teşkilatımızda böyle bir
kanun teklifiyle değişikliğin nedenleri nelerdi kısaca
onları yüce heyetinize arz etmek istiyorum.
Anayasanın 5inci maddesinde
devletin temel amaç ve görevleri sayılmış olup Türk milletinin
bağımsızlığı ve bütünlüğü, ülkenin
bölünmezliği, cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve
toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak devletin temel amaç ve
görevleri olarak sayılmış olup söz konusu görevin yerine
getirilmesinde istihbari faaliyetler büyük önem arz etmektedir. 2937
sayılı MİT Kanunu ile Türkiye Cumhuriyeti ülkesi ve milletiyle
bütünlüğüne, varlığına, bağımsızlığına,
güvenliğine, anayasal düzenine ve millî gücünü meydana getiren bütün
unsurlara karşı içten ve dıştan yöneltilen mevcut ve
muhtemel faaliyetler hakkında millî güvenlik istihbaratını
devlet çapında oluşturma görevi Millî İstihbarat Teşkilatına
verilmiştir.
Özellikle dış politikada
güvenlik algısının tamamen değiştiği bir ortamda,
1984 yılında yürürlüğe giren 2937 sayılı MİT
Kanunu günün ihtiyaçlarını karşılamakta zaman zaman
yetersiz kalmakta, diğer mevzuatlarda meydana gelen değişikliklere
uyum sağlayamamaktadır. MİTin yeni güvenlik ve dış
politika ihtiyaçlarına cevap verebilmesi için yasal düzenlemeler
gerekmektedir.
Millî İstihbarat
Teşkilatının görevlerini daha etkin ve verimli olarak yerine
getirebilmesi için devlet kurumlarıyla koordinasyon sağlanması,
kişi, kurum ve kuruluşlarla ilişki kurabilmesi, bilgi ve
belgelere ve iletişim altyapılarına erişim
sağlanabilmesi, gizlilik prensibine göre çalışabilmesi
amaçlanmaktadır.
Millî istihbarat
mensuplarının haksız ve hukuksuz iddia ve isnatlarla
görevlerinin açığa çıkmasına veya engellenmesine
karşı gereken tedbirlerin alınabilmesi, istihbarat hizmetlerine
katkıda bulunan kişilerin kanunlarda tanımlanan koruma
tedbirlerinden yararlandırılması gerekmektedir.
Millî Güvenlik Kurulunun
yapısı ve kararlarının niteliği gereği,
dış güvenlik, terörle mücadele ve millî güvenliğe ilişkin
konularda Bakanlar Kuruluna MİTe operasyonel görev verilmesine yönelik
düzenleme yapılması ihtiyacı hasıl olmuştur.
Teklifle, MİT çağın
gereklerine uygun hâle getirilmekte ve diğer istihbarat
teşkilatlarının imkân ve kabiliyetlerine kavuşturulabilmesi
için gerekli düzenlemeler yapılmakta, insan istihbaratı ve teknik
istihbarat yöntem ve kapasitesi artırılmaktadır.
Sayın Başkanım,
değerli milletvekili arkadaşlarım; kanun teklifini Meclis
Başkanlığına sunduğumuz günden itibaren, gerek
komisyon çalışmaları süresi içerisinde ana muhalefet partisi ve
diğer muhalefet partisinden üye olan arkadaşların çok önemli
katkıları ve tavsiyeleri olduğunu özellikle burada belirtmem
gerekiyor ve bu hususta gerek iktidar partisi milletvekillerinin gerekse
muhalefet partisinden arkadaşlarımızın komisyon
çalışmaları esnasında daha iyi nasıl bir Milli
İstihbarat Teşkilatına zemin hazırlayabiliriz
noktasındaki telkinlerine her şekliyle kulak verdiğimizin
özellikle bilinmesinde fayda olduğunu ifade etmek istiyorum.
Ancak, burada, özellikle dün
dinlediğim konuşmalarda bir hususun altını özellikle
çizmemizde fayda var. Teklif sahipleri olarak daha önce de komisyon üyesi
arkadaşlarımıza ifade ettiğimiz şekliyle, MİT mensuplarıyla
görüşme yapma talebinin bizden geldiğini ve onlardan teknik bir
kısım hususlarda bilgi almamız gerektiğini ve bu
görüşmenin gerçekleştiğini ifade etmemize rağmen ana
muhalefet partisinin grup başkanının sürekli olarak burada sanki
sadece komisyonun AK PARTİli üyelerine yani İçişleri
Komisyonunun AK PARTİli üyelerine MİT mensuplarınca brifing
verilmiş gibi burada lanse etmiş olmasını doğru
bulmadığımızı, kendisine, özellikle seçimlerden önce
Cumhuriyet Halk Partisinin çok değerli komisyon üyelerine muhalefet
şerhlerinde beyan ettikleri hususları değerlendirmek ve birlikte
çalışmak suretiyle önergelerle Genel Kurulda MİT Kanununu
şekillendirmeyi teklif etmemize rağmen grup başkan vekillerinin
illaki MİT Kanununu seçimlerin arkasındaki bir tarihte yapalım
söylemi nedeniyle bu çalışmaya da kendisinin fırsat vermemesine
rağmen sanki burada farklı bir iş
yapılmışçasına kamuoyunu yanlış yönlendirmiş
olmasını da açıkçası doğru bulmadığımı
ifade etmek istiyorum.
Ve yine, grup başkan vekilinin
burada söylemiş olduğu bir husus: 2937 sayılı Kanunun
4üncü maddesinin (f) bendinde Milli Güvenlik Kurulunda belirlenecek
diğer görevleri yapmak. diye bir tabir var. Yani, Milli İstihbarat
Teşkilatı mensuplarının Milli Güvenlik Kurulunun
belirlediği görevleri yapabilmesini, kendileri burada ifade ettikleri
şekliyle, 1 Kasım 1983 tarihinde kabul edilen bir yasayla yani
darbecilerin yapmış olduğu bir yasayla Milli Güvenlik Kurulunun
emir ve talimatlarını Milli İstihbarat
Teşkilatının yerine getireceğini hazmedebiliyorlar ama
milletin temsilcisi olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisinde, aynı
vazifeyi, meşru Hükûmet tarafından Millî İstihbarat
Teşkilatına verilecek bu görevi yapmasını kabul
edemediklerini ifadeyle, nasıl bir tenakuza düştüklerini de net bir
şekilde göstermekteler.
Yine ifade edeyim ki burada, Genel
Kurulda, ben inanıyorum ki önergelerle birlikte komisyondaki
arkadaşlarımızın katkısıyla çok daha farklı
ve Millî İstihbarat Teşkilatımızın ihtiyaçlarına
tam olarak cevap verebilecek bir kanun teklifini inşallah
yasalaştıracağız. Ancak, bu yasa teklifi hakkında,
dünden bu yana devam eden görüşmeler esnasında en ufak bir
şekilde fikir beyan etmeyenlerin hâlâ 17 Aralık ve 25
Aralığa giderek kendilerine referans olarak orayı göstermiş
olmalarını da anlamıyorum. Çünkü, milletin meşru
temsilcilerine referans kaynağını sandık olarak her zaman
biz gösteriyoruz ve 30 Martta da bu millet sandıkta gereken cevabı
fazlasıyla vermiştir. Dolayısıyla, hepimizin ihtiyacı
olan millî güvenlik ve dış politikayı özellikle Türkiyenin
geldiği nokta itibarıyla değerlendirdiğimiz zaman, Millî
İstihbarat Teşkilatımızın çok farklı ihtiyaçlara,
çok farklı deneyimlere ve fırsatlara imkân tanınacak bu
teklifini irdelemek, buna katkıda bulunmak gerekir.
Bizim tavsiyemiz: Sonuç ne olursa
olsun, Millî İstihbarat Teşkilatı bu ülkenin bir ortak
değeridir ve göz bebeğimizdir; dolayısıyla, bunu günlük
siyasi çekişmelerin odağında tartışıp ihtiyaç
olan bir kısım düzenlemeleri zamana
bıraktığımız zaman çok büyük hatalarla karşı
karşıya geldiğimizi göreceksiniz. İşte bu kanun
teklifinin içerisinde olan bir maddede -özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum-
yabancı istihbarat örgütlerinin, yabancıların telekomünikasyon
iletişim vasıtalarıyla yapmış olduğu
konuşmaların dinlenmesine, ankesörlü telefonlarla yapmış
oldukları konuşmaların dinlenmesine ilişkin bir düzenleme
vardır. Eğer bu kanun seçimlerden önce çıkmış olsa
idi, elini kolunu sallayarak Suriyeden gelen bu yabancı ajanların
Niğdedeki operasyonu gerçekleştirmeleri asla ve asla mümkün
olmayacaktı. İşte bunları lütfen iyi değerlendirmemiz
lazım. Yine, Reyhanlıdaki hadisede de bu kanunun ne kadar acil bir
ihtiyaç olduğu ortaya çıkacaktır.
Yine bir sözüm de değerli
muhalefet partilerinin temsilcilerinden birinin sözüne. Yani Bu kanun teklifi
görüşülürken devlet aklı kullanılmamıştır. gibi
bir söz. Tamamen, teklif sahibi olan arkadaşlarımızın
backgroundunu bilmesine rağmen buradaki hatibin kullanmış
olduğu sözü talihsiz bir söz olarak değerlendiriyorum. Sayın
Alpaslan Kavaklıoğlu Güvenlik İşleri Genel Müdürlüğü
yapmış, devletin en önemli konumlarında görev yapmış
bir insan. Bürokrasideyken devlet aklı sizin için geçerli oluyor da millet
iradesinin temsilcisi olarak Parlamentoya geldiği zaman bu akıl
farklılaşıyor mu değerli milletvekili
arkadaşlarım? Önce bir kendimize güvenelim ve diyelim ki: Biz millet
iradesinin temsilcileri olarak bu Parlamentoda çıkarmış
olduğumuz tekliflerle ülkemizin ihtiyacı olan pek çok konuda kanun
yapma yeteneğine sahibiz. Bürokrasiden gelen her şeyi burada olumlu
karşılayıp bir şekliyle kabul, amenna, ancak, milletin
güvendiği, oylarıyla seçtiği milletvekillerinin yapmış
olduğu bu düzenlemeleri küçümsemenin de sizlerce doğru
olmadığını özellikle buradan ifade etmek istiyorum.
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) Siz
kendi aklınızla mı yaptınız, kendi aklınızla
mı yaptınız?
İDRİS ŞAHİN
(Devamla) Dolayısıyla, devlet aklının da burada ihtiyaç
varsa bunu kullanma hakkı elbette ki Parlamentodaki milletvekillerinindir.
OKTAY VURAL (İzmir) Eline
tutuşturulduğu belli ya!
İDRİS ŞAHİN
(Devamla) Ve yasama faaliyetini yapan milletvekilleri olarak bizler her zaman
devletin her türlü kurumundan bilgi alabilecek
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
İDRİS ŞAHİN
(Devamla)
güce de sahibiz, Allaha şükürler olsun, kendimiz yasa
teklifi hazırlayabilecek imkâna da sahibiz diyorum. Yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Başkan
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkan, eline tutuşturulmuş, imzalamış ya! Bir de Ben
yaptım. diyor. MİTte mi çalıştın sen?
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Şimdi, bir dakikanızı
istirham edeceğim. Çünkü dün soru-cevap için sisteme giren
arkadaşlarımızı okuyayım. Hemen onlar girsin, ondan
sonra Sayın Hamzaçebi, sizi dinleyeceğim.
Dün soru-cevap için sisteme girmiş
arkadaşlarımızın burada olanları sisteme girerlerse
öncelikle onlara söz vereceğim.
Sayın Şeker, Sayın Genç,
Sayın Türkoğlu, Sayın Özel, Sayın Demir, Sayın
Ekşi, Sayın Öğüt, Sayın Şimşek, Sayın Bulut,
Sayın Serindağ, Sayın Atıcı, Sayın Erdoğan,
Sayın Güler, Sayın Tanal, Sayın Acar.
Şimdi, Sayın Hamzaçebi,
buyurunuz.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Başkan, kürsüde konuşan sayın hatip
benim dün burada MİT Yasasıyla ilgili söylediklerimi çarpıtarak
olduğundan başka bir anlama dönüştürmüştür. Söz istiyorum.
BAŞKAN Buyurunuz. (CHP
sıralarından alkışlar)
X.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, Çankırı Milletvekili İdris Şahinin
563 sıra sayılı Kanun Teklifinin tümü üzerinde şahsı
adına yaptığı konuşması sırasında şahsına
sataşması nedeniyle konuşması
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kürsüye
çıkan bir hatibin, hele hukukçu kimliğine sahip olan bir kişinin
bütün olayları olduğu gibi, doğru olarak anlatması ve bunun
üzerine bir hüküm kurması, yorum yapması gerekirken Sayın
Şahin benim sözlerimi çarpıtarak söylemiştir. Benim dün
söylediğim şuydu: MİT Yasa Teklifiyle ilgili olarak Millî
İstihbarat Teşkilatı Adalet ve Kalkınma Partili
milletvekillerine brifing vermiştir, bilgi vermiştir. Komisyon
üyeleri demedim bir kere. Bu bilgi AKPli milletvekillerine veriliyor ise
Cumhuriyet Halk Partili milletvekillerine de, diğer milletvekillerine de
verilmek zorundadır. Bunu sizin talebinizle verdi, vermedi hiç beni ilgilendirmiyor.
Millî İstihbarat Teşkilatı size gelip bilgi vermişse
diğer milletvekillerine de vermek zorundadır. Ben hâlâ Sayın
Bakandan bu konuda bir özür bekliyorum, Millî İstihbarat
Teşkilatından Pardon, gelip ne zaman isterseniz biz size bilgi
takdim edelim. cevabını bekliyorum ama hiç kimsenin umurunda
değil.
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) Çok da
sağlıklı olmaz o.
İDRİS ŞAHİN
(Çankırı) Ya, bunun önünü siz kapadınız. Biz Komisyon
üyesi arkadaşlarımızla görüştük, siz kapadınız
bunun önünü.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(Devamla) - Sayın MİT yetkilileri, Bakanınız size bu
talimatı vermeyebilir; size düşen gelip Ne zaman emrediyorsanız
bu bilgiyi verelim. demektir, lütfen politize ettirmeyin kendinizi.
İkincisi: Burada, 1 Mart günü siz
bana geldiniz Komisyon Sözcümüz Ali Serindağ vasıtasıyla Bu
MİT Yasasını bir an önce çıkaralım
Derdiniz neydi
biliyor musunuz? Hemen uzlaşalım, çıkaralım,
kapatalım ki fezlekeler okunmasın. Ben size dedim ki: Bunun
yetişme imkânı yok, bu ancak seçimden sonra ele alınabilir.
Yani, yangından mal kaçırır gibi bu yasayı çıkarmak
istiyordunuz, buna izin vermedik. Şimdi diyorsunuz ki: Darbecilerin
hazırladığı yasayı değiştirmek istiyoruz.
Siz bunu savunuyorsunuz. Hayır, darbecilerin hazırladığı
yasayla on iki yıl devam ettiniz, on iki yıl bu memleketi
darbecilerin hazırladığı yasayla yönettiniz; darbecilerin
hazırladığı yüzde 10luk seçim barajıyla bugüne kadar
geldiniz, o çoğunlukla burada duruyorsunuz, onu değiştirmeye
yanaşmıyorsunuz. (CHP sıralarından Bravo! sesleri,
alkışlar) Darbecilere sığınan sizsiniz.
Sürem bitti, sözlerimi
sonlandırıyorum; saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU
(Osmaniye) Sayın Başkan
BAŞKAN - Sayın Türkoğlu
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU
(Osmaniye) Sayın AKP adına konuşan İdris Şahin
Beyefendi konuşmasında devlet aklıyla ilgili benim dün
yapmış olduğum eleştirilere ilişkin sataşmada
bulundu. Onunla ilgili
BAŞKAN Buyurunuz. (MHP
sıralarından alkışlar)
2.- Osmaniye Milletvekili Hasan
Hüseyin Türkoğlunun, Çankırı Milletvekili İdris
Şahinin 563 sıra sayılı Kanun Teklifinin tümü üzerinde
şahsı adına yaptığı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU
(Osmaniye) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Şahin
konuşmasında, devlet aklı olmadığına ilişkin
eleştirilerimize, teklifi hazırlayan milletvekillerinden birisinin
daha evvel Başbakanlıkta genel müdürlük
yaptığını, mülki idare amirliği yaptığını
söyleyerek aslında bu teklifin içerisinde devlet aklı olduğunu
ifade ettiler ve bu çerçevede benim sözlerimi eleştirdiler.
Sayın Şahin, siz herhâlde
kamuda görev yapmadınız. Devlet aklı böyle olmaz Sayın
Şahin. Yani Allah inşallah nasip eder, bir gün memuriyet
yaparsanız devlet aklının ne olduğunu anlarsınız.
İDRİS ŞAHİN
(Çankırı) Biz zaten devlet aklıyla değil, millet
aklıyla yürümek isteyenlerdeniz.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU
(Devamla) Devlet aklı, cumhuriyetin kurucu iradesinin arkasında
bulunan Millî İstihbarat Teşkilatı ve Teşkilat-ı
Mahsusa gibi bir kurumun yetkilerinin, görevlerinin şeklinin, yönetim
şeklinin değiştirilirken devletin en önemli
kurumlarının -Dışişleri Bakanlığı
dâhil, Millî Savunma Bakanlığı dâhil, Adalet
Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü dâhil, ilgili birçok
kurum dâhil- görüşleri bu tasarının ekinde ki teklif olduğu
için böyle bir şey yok, tasarı hâlinde gelmeli ekinde bulunmalı
ki partinize dâhil olan saygıdeğer milletvekilleri dâhil bütün
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri bu teklifin nasıl bir sonuç
doğuracağını, nasıl bir etkide
bulunacağını görebilsinler. Kamu kurumlarının,
kuruluşlarının, uzmanların görüşlerinin
olmadığı bir raporun devlet aklıyla
hazırlandığını nasıl ifade edebilirsiniz?
Kaldı ki devlet aklıyla hazırlanmış 15 maddelik bir
teklif nasıl oluyor da 18 tane değişiklik önergesiyle bu
Meclisin huzuruna geliyor? Siz, devlet aklından haberiniz
olmadığı gibi, bizim aklımızla dalga geçmeye
kalkıyorsunuz. Bu, cüretinizi aşmaktan başka bir şey
değildir.
Saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Canikli,
buyurunuz.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Sayın Hamzaçebi Darbecilere
sığınıyorsunuz. diye bir ifade kullandı.
BAŞKAN Buyurunuz.
3.- Giresun Milletvekili Nurettin
Caniklinin, İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin sataşma
nedeniyle yaptığı konuşması sırasında Adalet
ve Kalkınma Partisine sataşması nedeniyle konuşması
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, tabii, darbe döneminde
yürürlüğe giren yasalar üzerinden zaman zaman polemikler yaşanıyor,
polemikler yapılıyor. Bütün hükûmetler geçmişte de bu dönemlerde
çıkartılan yasalarla hükûmet olmuşlardır ya da görevde
bulunmuşlardır. Hâlen de yine o dönemde çıkan belki birçok yasa
şu anda yürürlüktedir. Her şeyden önce Anayasa bütün bu
değişmelere rağmen yürürlüktedir. Dolasıyla, bu açıdan
bakıldığında yani bu yasalar yürürlükteyken hükûmet olan
gruplara, siyasi partilere böyle bir suçlamada bulanmak ya da böyle bir
töhmette bulunmak doğru değil, yanlış. Yani, o zaman çünkü
herkes darbecilere mi sığınmış olur? O dönemde
yürürlükte olan kanunlar döneminde faaliyette bulunan, hükûmet olan siyasi
partilerin tamamına böyle bir şey söylemek olabilir mi? Doğru
değil yani bunun düzeltilmesi gerekir. Ha, eleştiri varsa cevap
verilir ama eleştiriye cevap için böyle bir suçlama doğru bir yöntem,
doğru bir ifade değil.
Şimdi, bakın, bu
tartışma yani MİTin bilgilendirme tartışması
şuradan kaynaklandı: AK PARTİ Grubu olarak
Tamam,
Sayın Hamzaçebi dedi ki: AK
PARTİ Grubunu kastetmiyorum ben. AK PARTİ Grubu olarak bize kurumsal
olarak bir bilgi verilmedi. Teklifi hazırlayan arkadaşların
kendilerinin talebi üzerine -doğal olarak böyle bir teklif
hazırlanırken elbette bilgi gerekiyor, desteklenmesi gerekiyor,
bundan daha doğal bir şey olamaz- yetkili arkadaşlardan, ilgili
arkadaşlardan bilgi almışlardır; olay budur. Yani, talep,
teklifi hazırlayan arkadaşlardan gelmiştir. Yoksa, efendim,
işte, bir gruba ya da bir grubun milletvekillerine bilgi verilmiş,
diğerlerine bilgi verilmemiş gibi bir durum söz konusu değildir.
Doğal olarak başka teklifler hazırlanırken de muhalefete
mensup arkadaşlar da teklif hazırlarken yine bürokrasiden
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla)
devlet hakkından elbette faydalanırlar. Bundan daha
doğal bir şey olamaz.
OKTAY VURAL (İzmir)
Yazılı mı talep edilmiş? Başbakan mı izin verdi?
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU
(Osmaniye) Bu komisyonun biz de üyesiyiz Sayın Canikli, biz niye yokuz orada?
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Teşekkür ederim. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Serindağ, buyurunuz.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep)
Sayın Başkan,
Sayın İdris Şahin Millî
Güvenlik Kuruluna verilen görevlerle ilgili olarak yasaya uygun olmayan
bilgiler verdi. İzin verirseniz, 69uncu maddeye göre düzeltmek istiyorum.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Efendim, sataşma yok Sayın Başkanım. Herkes kendi kanaatini
söyledi. Sataşmadan dolayı Sayın
Hamzaçebi konuştu efendim.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep)
69uncu maddeye göre istiyorum efendim.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Yanlış bilgi verdi. diyor yani öyle bir usul yok ki!
BAŞKAN Sataşmadan
istemediğiniz için ben size yerinizden verebilirim, İç Tüzük
açısından söylüyorum.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep)
Sayın Başkan
BAŞKAN Bilgilendirme için
istediniz Sayın Serindağ.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep)
Sayın Başkanım, bir hususu daha dikkatinize sunmak istiyorum:
Sayın İdris Şahin benimle görüştü 1 Mart günü, ben
görüşme ile ilgili sayın grup başkan vekilimize bilgi verdim,
daha sonra da kendileriyle görüştüm. Bu görüşmeyle ilgili bazı
farklı hususları dile getirdi. Ben o konuda da
Bu bir
sataşmadır, izin verirseniz ben bunu arz etmek istiyorum.
BAŞKAN Buyurun, biraz büktük ama
işi.
Yani, bundan sonra, yalnız, siz,
hukuk bilgisi olan bir insansınız, beni de zor durumda
bırakmadan olursa sevinirim.
Buyurunuz. (CHP sıralarından
alkışlar)
4.- Gaziantep Milletvekili Ali
Serindağın, Çankırı Milletvekili İdris Şahinin
563 sıra sayılı Kanun Teklifinin tümü üzerinde şahsı
adına yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep)
Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; şu anda meri olan MİT Kanununda Milli Güvenlik
Kurulunun MİTe emir ve talimat vereceği
yazılmamıştır, görev vereceği
yazılmıştır. Görev vermek ayrıdır -bunu
bürokrasideki arkadaşlarımız bilir- emir ve talimat vermek
ayrıdır. Siz, bir görevliye veya bir kuruma görev verirsiniz, o kurum
veya görevli Anayasa ve yasalar çerçevesinde o görevini yerine getirir, bu bir
emir ve talimat değildir.
İkinci husus şu: Sanki Millî
Güvenlik Kurulu gayrimeşru, Bakanlar Kurulu meşrudur gibi bir ifade
kullandınız. Millî Güvenlik Kurulunun Başkanı Sayın
Cumhurbaşkanıdır, üyeleri bellidir. Kaldı ki Millî Güvenlik
Kurulu tavsiye niteliğinde kararlar alır, Bakanlar Kuruluna tavsiyede
bulunur ve Bakanlar Kurulu kararı hâline geldikten sonra emirler hâlinde
ilgili birimlere aktarılır.
Diğer husus:
Şimdi, siz seçimden evvel benimle görüştünüz, dediniz ki Beraber çalışalım.
O dar zamanda bu çalışmaları
yapamayacağımızı, ancak seçimden sonra bu konuda
görüşümüzü ifade edebileceğimizi ifade ettim, bunu sayın grup
başkan vekilimize de aktardım, size de o şekilde bilgi verdim,
bizim yaptıklarımız buydu. Ancak, siz, seçimden sonra alelacele
bu konuyu gündeme getirdiniz, ne görüşme fırsatı bulabildik ne
de zaten böyle bir talebiniz oldu. Bu hususu da sayın Genel Kurulun gündemine
sunmak istiyorum.
Bir de yanlış
bir bilgi var. Sayın milletvekilleri, Niğdedeki hadise, MİTin
mevcut kanunundan kaynaklanan bir husus değildir, bu bir yönetim
beceriksizliğidir. Tır meselesi de, tırların
yoklanması da, Niğdedeki hadise de, Suriye sınırında
meydana gelenler de tamamen yönetim beceriksizliğidir. Yönetim
beceriksizliğini mevzuata yüklemek doğru değildir, bunu ifade
etmek istedim.
Teşekkür ediyorum,
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
3.-
Çankırı Milletvekili İdris Şahin ve Niğde Milletvekili
Alpaslan Kavaklıoğlunun; Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli
İstihbarat Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile İçişleri Komisyonu
Raporu (2/2011) (S. Sayısı: 563) (Devam)
BAŞKAN Soru-cevap işlemine
geçiyorum.
Buyurunuz Sayın
Şeker.
MEHMET ŞEKER
(Gaziantep) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakana sormak
istiyorum: Dünyaca ünlü Pulitzer ödüllü bir gazeteci var ve iki
yıldır birtakım iddiaları vardı. Son zamanlarda
özellikle bu sarin gazıyla ilgili çok ciddi bir iddiası var ve diyor
ki: Bu sarin gazı Türkiyeden gönderildi. El Nusra cephesi
bağlantılı sarin üretim hücresi oluşturuldu Suriye
içerisinde. MİT tarafından bu sarin gazı temin edildi. Jandarma
tarafından da eğitimi verildi. Gazetelerden takip ettiğim
kadarıyla Hükûmet böyle bir açıklamanın ya da böyle bir
olayın yanlış olduğuyla ilgili bir açıklama
yapmadı. Bu basında yer alıyor, Amerikan basınında da
yer aldığı görülüyor. Bununla ilgili bir açıklama yapabilir
misiniz, böyle bir olay söz konusu mu? Sarin gazını biz onlara
verdik, onlar da götürüp orada kullandı, Jandarma da bunun eğitimini
verdi. deniyor.
Bununla ilgili
açıklamanızı bekliyor, teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın
Genç
KAMER GENÇ (Tunceli)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Tayyip Erdoğanın İsviçre
bankalarında hesabı olduğu WikiLeaks belgelerinde kaç seneden
beri söyleniyor. Peki, bu Hükûmet niye orada bu hesabın olup
olmadığını araştırmıyor? MASAK pekâlâ bunu
yapabilir, savcılık yapabilir ama devamlı örtbas ediyor. Getirilen
bu MİT kanunuyla şimdi bize deniliyor ki: Efendim, Genel Kurulda 8
tane önerge vereceğiz. Bu ne kadar sorumsuz bir Hükûmet? Biz ne bilelim
ne önerge vereceksiniz. Önümüzde getirilen teklif Tayyip
Erdoğan diktatörlüğünü ve Türk usulü şeri rejimi getiriyor. Bu
diktatörlüğünü tam kullanmak için, rakiplerini ortadan kaldırmak
için, onları hizaya getirmek için kendisine bağlı mutlak bir
MİT teşkilatını kuruyor. Bu MİT teşkilatında
görev verdiği kişiler istediği adamları öldürebilir,
istediği şekilde yolsuzluklar yapabilir, kişilerin
hesaplarına el konulabilir ve bunların hiç sorumluluğu
olmayacak. En diktatör ülkelerde böyle bir teşkilat yoktur. Şimdi
getiriyor, bütün bir milletin kaderini 8 bin kişilik MİT teşkilatına
veriyor
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Türkoğlu
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU
(Osmaniye) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, bu teklifle suç
işlemiş MİT mensuplarına af getirilmesi söz konusu. Suç
işlediği için, terör örgütleriyle müzakere ettiği, bunları
bir mutabakat metnine bağladığı, onlara yardım
ettiği gerekçesiyle aranan tutuklu ya da hükümlü kaç tane MİT mensubu
vardır?
İkincisi: Koordinatörlüğünü
yaptığınız, tarafımızdan ihanet süreci diye
tarif edilen, ifadelendirilen süreç kapsamında doğu ve güneydoğuda terör örgütü,
Anayasanın 137nci maddesine aykırı olarak yakalanmayan, her
türlü özgürlüğü kendilerine bahşedilen bir pozisyon almış ve bu süreç
içerisinde il ve ilçelerde daha iyi yapılanmayı
başarmış ve güçlenmiştir. Bu projenin geldiği nokta
itibarıyla vicdanınız rahat mı? Türk milletinin
yaşadığı bu sıkıntıları siz de
sıkıntı olarak görüyor musunuz, bunu merak ediyorum?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Özel
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, bu kanun hiçbir
demokrasinin kabul edemeyeceği şekilde MİT mensuplarına
akıl almaz yetkiler ve kabul edilemez bir sorumlu tutulmama, sorumsuzluk
hâlini ve hakkını vermektedir ve aynı kanunun 9uncu maddesinde
de Bu kanun ile diğer kanunlarda aynı konuyu düzenleyen farklı
hükümler bulunması hâlinde bu kanun hükmü uygulanır. denmektedir.
Şimdi, MİTe verdiğimiz
bu yetkilerle hâkim teminatı ya da milletvekilliği
dokunulmazlığı çakıştığında bu kanun
üstün olacağından MİT mensuplarının soruşturmayı
yürüten hâkim ya da savcıları, hatta Türkiye Büyük Millet Meclisi
mensuplarını dokunulmazlık kapsamı dışında
alıp götürme, sorgulama, alıkoyma hakları var mıdır,
yok mudur; açıklık getiriniz lütfen.
BAŞKAN Sayın Demir
NURETTİN DEMİR (Muğla)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, Balyoz, askerî
casusluk, Ergenekon gibi davalarla Türk Silahlı Kuvvetlerine kumpas
kurulduğu ve bu davalarda yargılananlara hak ihlalleri
yapıldığı Hükûmet ve Türk Silahlı Kuvvetleri
yetkilileri tarafından zaman zaman yapılan açıklamalarla belirtilmiştir.
Kamuoyuna yönelik yapılan açıklamalarda bu davalarda paralel
yapı ve dış güçlerin etkisi olduğu dile getirilmiştir.
Ancak bu davalar kapsamında yürütülen soruşturmalar, hak ihlalleri
olduğu hâlde henüz sonuçlandırılmamıştır.
Bu bağlamda, Genelkurmay
Başkanlığı Askerî Savcılığı
tarafından bu davalarla ilgili yürütülen soruşturmalar ne
aşamadadır? Donanma Komutanlığı Askerî
Savcılığı tarafından 5 no.lu hard diskin
konulması, yerleştirilmesine yönelik yürütülen soruşturma ne
aşamadadır? Genelkurmay Başkanlığı
tarafından 27 Aralık 2013 tarihinde yapılan ve hâlen
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen
soruşturma ne aşamadadır?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Sayın Oktay
Ekşi
Yok.
Sayın Öğüt
KADİR GÖKMEN ÖĞÜT
(İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkanım
Türkiyede 17 Aralık
operasyonundan beri gündemin ilk maddesini dinlemeler oluşturuyor. Ana
muhalefet olarak yıllardır dinlemelere karşı durduk. Bundan
iki yıl önce, Genel Başkanımıza Adım adım
izleniyorsun, nefes alışını bile izliyoruz. diyen Sayın
Başbakan, bugün kalkmış, dinlemeler kendisine ve
eşrafına dokununca feveran ediyor. Bu dinlemeler yeni değildir.
2004te MGK belgeleri, Şubat 2010da dönemin Genelkurmay Başkanı
Orgeneral İlker Başbuğa ait olduğu ileri sürülen ses
kaydı ortaya çıkmıştır. Aynı olay Ağustos
2011de Orgeneral Işık Koşanerin başına
gelmiştir. Biz o gün yine aynı şeyi söylüyor, bu dinlemeleri
kimin yaptığının bulunmasını ve kamuoyunun önüne
konulması gerektiğini dile getiriyorduk. Ulaştırma
Bakanınız Yanlış işiniz, yasal olmayan işiniz
yoksa dinlenmekten korkmayın. derken, bu kadar kişi dinlenirken
Hükûmet neredeydi? Şimdi kalkmış Dinlemeler yasa
dışı. diyorsunuz. Yasalara göre suç olan bir şey varsa biz
CHP olarak bunun arkasındayız. MİT ve Hükûmet bu
soruşturmaların ve dinlemelerin, yasa dışı
dinlemelerin ne zaman sorumlularını bulacaktır? Devletin kalbine
ve beynine giren bu suçluları ne zaman yakalayacaktır? MİT ne
iş yapmaktadır?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın
Şimşek
Yok.
Sayın Bulut
Yok.
Sayın Serindağ...
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, dün MİTin daha
ziyade dış istihbarat görevlerini yerine getireceğini ifade
ettiniz. Bu, yurt içinde operasyon
yapmayacağı anlamına geliyor mu?
İkinci sorum Sayın Bakan:
2013 yılı Nisan ayında MİTin Reza Zarrabla bazı
bakanların ilişkileri hakkında Sayın Başbakana rapor
sunduğu ve raporda Şayet bu ilişkiler ortaya çıkarsa
Hükûmet zor durumda kalır. gibi bir ifadenin yer aldığı
basında yer almıştır. Acaba Hükûmetin zorda
kalacağını ifade etmek bürokratik teamüllere uygun mudur?
MİTin görevi Hükûmeti zor duruma
düşürmeyecek uygulamalar mı yapmaktır?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın
Atıcı...
AYTUĞ ATICI (Mersin)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, sizin yüzünüzden
halkımızın devlete olan inancı
sarsılmıştır. Dün, milletin kürsüsünde, Başbakan
Yardımcısı sıfatıyla ve Hükûmeti temsilen
yaptığınız konuşmada şunları söylediniz: Şu anda MİTin
çalışmalarının büyük kısmı yasasından ziyade
gizliliği olan bir yönetmelikle yürütülmektedir ve buraya
getirdiğimiz düzenlemelerin bir kısmı o yönetmeliktedir.
Yanımda var, isteyene gösteririm. Bunun üzerine görmek isteyen
milletvekillerini de geri çevirdiniz. Bunu nasıl
açıklayacaksınız?
Ayrıca, bugün basında, teklif
olarak sunulan bu çalışmayı sizin bizzat
Cumhurbaşkanına götürdüğünüz, Cumhurbaşkanının
fikrini aldığınız ve onun önerileri doğrultusunda
değişiklik yapmaya söz verdiğiniz ve daha sonra bu önergelerin
hazırlandığı konusunda bilgiler var. Bu konuda ne
diyeceksiniz?
BAŞKAN Sayın
Erdoğdu...
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul)
Sayın Bakan, yeni yasaya göre herhangi bir MİT yetkilisi, konusu suç
teşkil eden talimatlar verebilir mi kurumlara, MİT elemanlarına
veya kamu kuruluşlarına? Örneğin bir MİT yetkilisi,
izlediği bir şahsın doktorundan konusu suç teşkil eden bir
işlem isterse, bu konunun suç teşkil edip etmeyeceğine
nasıl karar verilecek, süreç nasıl olacak, bunu nasıl
denetlemeyi öngörüyor kanun, bunu açıklar mısınız?
BAŞKAN Sayın Güler, buyurunuz.
BİRGÜL AYMAN GÜLER (İzmir)
Sayın Başkan, teşekkür ederim.
Aralık 2009da Sayın Bülent
Arınça bir suikast hazırlandığı iddiası
vardı, üzerinden beş yıl geçti. Bu iddianın bir sonucu
kozmik odanın günlerce aranması oldu. Acaba, suikast soruşturmasının
sonucu ne oldu?
İkinci olarak, İzmirde
askere şantaj davası sürerken 30un üzerinde subay Kara Kuvvetleri
Komutanlığından atıldı. Dava sürerken, hüküm
giyilmemişken bu tasarruf nasıl gerçekleştirilebildi?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Bakan, buyurunuz.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Teşekkür ederim Sayın
Başkan. Soru soran, söz alan değerli milletvekillerine de
teşekkür ediyorum.
Burada, tabii, bu Suriye konusunda
Sayın Şekerin sorduğu soruyla ilgili Dışişleri
Bakanımız açıklama yaptı, ben de teyit ediyorum, tamamen
yalan ve iftira bir haberdir. Yani, Türkiyede bu konuda pek çok
değerlendirme de yapıldı. Bir yabancı şeyin -uzman
bile diyemiyorum- sözünün bu kadar önemsenmesi ve Parlamentoda bu kadar ciddiye
alınmasını da anlayamıyorum.
İkincisi, Tayyip
Erdoğanın İsviçre bankaları hesabı
Başbakanımız bu konuda defalarca, çok açıklama yaptı,
İspat. dedi, Bir tane bile getirsinler, şunu yapacağım.
dedi. Onu da burada tekrar hatırlatıyorum.
Sayın Türkoğlu teklifle
ilgili
Tabii, burada uzun yorumlar var. Burada af mı getiriliyor?
Burada bir af müessesesi yok, bir af maddesi yok, öyle bir şey söz konusu
değil.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye)
Suç olmaktan çıkarıyor ama.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Çözüm süreciyle ilgili
Çözüm
süreci şu anda Hükûmetimizin önündeki en önemli projelerden biridir ve
verimli gitmektedir. İnşallah, Türkiye için de hayırlı
olacağına inandığımız bir
çalışmadır.
Sayın Özel Hiçbir demokratik
ülkenin kabul edemeyeceği bir kanun düzenlemesi. diyor. Yani doğrusu
tabii, keşke -dün de ifade ettim- diğer ülkelerin istihbarat
teşkilatlarının mevzuatlarıyla bunu mukayese imkânı
olsa, edebilseniz memnun oluruz, onu söylemeyeceksiniz.
Değerli arkadaşlar, burada,
diğer kanunlarla çeliştiği vesaire konular
Tabii, bunların
hepsi düzenlemenin içinde yer alıyor. Burada öyle, hâkim masuniyeti,
milletvekili dokunulmazlığıyla falan irtibat kurabilecek hiçbir
şey yok, onu ifade edeyim.
Yargılama olarak MİT
mensupları her yerde yargılanabiliyor. Bugünkü önergeyi de o hâle
getiriyoruz. Sadece MİT Başkanı, bugün valilerde,
büyükşehir belediye başkanlarında, devletteki müsteşarlarda
olduğu gibi Yargıtayda yargılanacak, sadece o farkı
getiriyoruz.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU
(Osmaniye) Sayın Bakan, sizdeki tasarıyla bizdeki aynı
değil herhâlde.
BAŞKAN Sayın Türkoğlu,
lütfen
Diğerlerine devam etsin.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU
(Osmaniye) O başka bir şey anlatıyor ama.
BAŞKAN Olabilir de yani
OKTAY VURAL (İzmir) O
bildiğini anlatıyor efendim. Biz bilmediğini soruyoruz.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Sayın Demir, burada kumpas
kurulduğu vesaireyle ilgili, bu davalarla ilgili konular
Hepimiz
biliyoruz, davalar ne aşamada. Yani benim burada onlarla ilgili, davaların
süreciyle ilgili bilgi vermem gerekmiyor. Yani son davanın da gerekçeli
kararının açıklanmasına biz memnun olduk. Biz daima
tutukluluğun kısa tutulması, davaların çabuk
sonuçlanması yönünde -tabii, adaletli olarak- bir görüşün sahibiyiz.
Dolayısıyla, bu şekilde de
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU
(Osmaniye) Tutuklu MİT mensubu var mı Sayın Bakan?
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Şu anda
arkadaşlarım not verdi bir önceki soruyla ilgili. Aranan MİT
görevlisi yok, görev suçundan dolayı yargıda olan 5 kişi,
kişisel suçtan yargıda olan da 2 kişi, birisi tutukluymuş,
onu da ifade etmiş olayım.
Sayın
Öğüt, dinlemelerle ilgili
Tabii, biliyorsunuz, burada yüce heyetinizin
kabul ettiği bir yasayla zaten dinlemeler, adli dinlemeler çok
zorlaştırıldı. Yani bundan sonra ağır ceza mahkemelerinde
ve hukuk usulü açısından da çok zorlayarak... Ama dinleme konusu
toplumumuzda çok vahim bir algı hâline geldiği için, onu düzeltmek
için böyle ileri bir düzenleme yapıldı. Doğrusu, bu konularda,
özellikle tabii illegal dinleme var ise de bunlarla ilgili çok şiddetli
cezalar getirildi. Hepimizin şikâyeti olan konular.
Sayın Serindağın
sorusu: İçeride -iç istihbarat- hiç görevi yok mu? Tabii, terör ve
casuslukla ilgili MİTin görevi her yerdedir, içeride de vardır.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep)
Sorum öyle değil Sayın Bakan, sorum o şekilde değil.
Soruyu yanlış söylüyorsunuz.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Yani, dolayısıyla
casusluk suçlarında ve devlet sırrının ifşasında
sadece kolluk yetkisi vardır, başkaca iç operasyon söz konusu
değildir.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep)
Efendim, MİTin hazırladığı raporla ilgili
cevabınız nedir?
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) - Onun dışında,
Sayın Atıcının, burada, yönetmelikle ilgili... Yönetmelik
yanımda, tabii, içinin gizliliği var. Bu yönetmeliği göstereyim
dedim, gösterdim de. Kürsüde de gösteririm.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep)
Sayın Bakan, Reza Zarrabla ilgili cevabınız nedir, Reza
Zarrab?
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Yani, o bir gizli yönetmeliktir
ve yönetmelik şu anda da yürürlüktedir.
AYTUĞ ATICI (Mersin) Sayın
Bakan, müsaade ederseniz, ben geleyim göreyim efendim.
(Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcının Komisyon sırasına yürümesi ve Başbakan
Yardımcısı Beşir Atalayla konuşması)
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) - Şu anda cevaplıyorum,
lütfen...
BAŞKAN Soru-cevap işlemi
bitsin, lütfen...
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Yerinize oturun. Ben müsait
olunca gelirsiniz.
AYTUĞ ATICI (Mersin) Peki.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) - Sayın Erdoğdu Konusu
suç teşkil eden talimat verebilir mi? diye sordu. Konusu suç teşkil
eden bir talimatı kimse veremez.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep)
E, siz veriyorsunuz.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Bu anayasal bir hükümdür.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep)
Adli kolluğa vermediniz mi? Savcıların görevini yerine
getirmeyin. demediniz mi? Savcıların talimatını
uygulamayın. demediniz mi?
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) - Hiçbir kişiye, hiçbir
kuruma hiçbir kimse konusu suç teşkil eden, yasal olmayan bir şey
veremez. Bakanlar Kuruluyla verilecek -dün gündeme geldiği için onu da
söyleyeyim- teşkilat yasası çerçevesinde sınırlı
olacaktır ve bu konuda çeşitli Avrupa Birliği ülkelerinden
örnekler verilmesi de mümkündür.
OKTAY VURAL (İzmir) Devlet çete
olmaz ya, çete kuruyorsunuz orada.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Değerli milletvekilleri,
yani özellikle de bunu çalışırken biz kendimiz Hükûmet olarak
teklif verildikten sonra bunu -biliyorsunuz Hükûmet olarak biz teklif
verildikten sonra- çok ciddi irdeledik. Getirdik burada
OKTAY VURAL (İzmir) Ya, izin
vermeden önce çalışmadınız mı?
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Gelmeden önce eğer biz
hazırlasaydık
Sürekli bu burada söyleniyor, çok yanlış,
bir iftiradır. Geldikten sonra biz bunu ciddi inceledik, onun için 18 tane
önerge veriyoruz. Eğer önce biz hazırlasak da teklifi verdirseydik bu
kadar Hükûmetin getirdiği önergelerle bu düzelttirilmezdi, bunu en basit
mantığı olan, aklı olan anlar.
OKTAY VURAL (İzmir) Allah Allah!
BÜLENT BELEN (Tekirdağ) Bu
lafları aynen iade ediyoruz.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Ama anlamayan varsa da
söyleyeceğim bir şey yok benim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hakaret ediyor
ya, Meclise hakaret ediyor.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Hakaret etmiyorum, bunu
söyleyene söylüyorum.
OKTAY VURAL (İzmir)
İşte demedi mi? Çok çalıştık bu düzenlemeye.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Aklı olan
anlar, mantığı olan anlar.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Evet, öyle.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Akılsız, mantıksız...
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Aynen öyle.
BAŞKAN Sayın Bakan,
soruları cevaplandırır mısınız?
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Akılsız, mantıksız
demiyorum. Bir kişi bunu sürekli tekrar ediyor, ona söylüyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Böyle bir
şey olur mu? Böyle bir şey olur ya!
BAŞKAN Sayın Bakan, lütfen.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Efendim
Efendim
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim,
cevap veremiyor Sayın Bakan, sorulara cevap veremiyor efendim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bu kadar sinirleriniz gevşekse bu
makamı işgal etmeyeceksin o zaman!
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Sayın Arınçla ilgili
bir dava konusudur, dolayısıyla ben ona cevap veremiyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Paketçi
Bakan, sorulara cevap veremiyor efendim.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Ama başta şunu da
ifade etmek istiyorum. Hiç kimseye hakaret etmek gibi bir niyetim yok.
BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) O
zaman geri alın.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Sayın milletvekilleri,
sadece
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) O ifadeyi geri al
o zaman Sayın Bakan.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Sadece şunu söylüyorum:
Eğer bir teklifi Hükûmet hazırlatsa
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) O
zaman tasarı olur.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) -
veya kurum hazırlatsa ve
milletvekillerimiz bunları teklif olarak verse; ben, İçişleri
Bakanımız, arkadaşlarımız, kurumlarımız o
teklif üzerinde defalarca çalışıp
Daha bir gün önce, buraya
gelmeden önce, Başbakanımıza ilk defa sunum yaptık,
bakın böyle bir şey var, onun da talimatlarını aldık.
OKTAY VURAL (İzmir) Milletle bir
de dalga geçiyorlar.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Ve bu önergelerin
OKTAY VURAL (İzmir) Yani
Allahını seversen ya!
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale)
bir kısmını
Başbakanımızın da görüşünü alarak
Biz ciddi bir
Hükûmetiz arkadaşlar.
AYTUĞ ATICI (Mersin)
Cumhurbaşkanından izin aldınız mı efendim?
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Bakın, biz
çalışırız, biz işimizi iyi yaparız.
OKTAY VURAL (İzmir) Ya, Genel
Kurula doğru bir bilgi verin hiç olmazsa ya. Genel Kurula doğru bilgi
verilsin ya. Milletvekiline saygısız, millete
saygısızlık yapıyor.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Bakın,
dolayısıyla, burada bir teklifi arkadaşlarımız verdi,
biz o teklifi bütün boyutlarıyla
OKTAY VURAL (İzmir) Bundan önce
tasarı geldi, tasarıyı komple değiştirdiniz be!
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Şimdi bu
tartışılıyor, değerli milletvekilleri, bu
tartışılıyor. Yani buraya yasama faaliyetiyle, yasamayla
ilgili şeyler iki kanaldan gelir yasayla ilgili- ya teklif gelir ya
tasarı. Bunun ikisi de değerlidir. Yasa, tasarı olarak gelirse
onun prosedürü var, teklif olarak gelirse dün de arz ettim sizlere- Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığı bunu hükûmete gönderir ve
hükûmetten görüş ister ve hükûmet çalışır, bu teklifle
ilgili buraya görüş gönderir.
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Sayın Başkan, Sayın Bakan
zamanı harcamak için bunları söylüyor, soruları
yanıtlamadı.
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) - Anayasanın ve İç Tüzükümüzün bu
konuda çok açık hükümleri vardır.
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Efendim, Cumhurbaşkanına danıştınız
mı diye sormuştum.
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) - Bunu değerli
grup başkan vekillerimiz çok iyi bilirler ve biz de bu teklif verildikten
sonra en ciddi şekilde çalıştık ve önergelerde de muhalefet
milletvekillerimizin Komisyondaki tekliflerinin birçoğunu çok önemli
gördük.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Bakan, teşekkür ederim, süreniz doldu.
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Mesela Sayın
Ekşinin bir talebi vardı basın düzenlemesiyle ilgili, çok
önemli gördük ve ona göre düzenledik. Yani biz bu konularda Komisyonda da
arkadaşların söylediklerini çok önemli gördüğümüzü ifade
ediyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
(Mersin
Milletvekili Aytuğ Atıcının Komisyon sırasına
yürümesi ve Başbakan Yardımcısı Beşir Atalayla
konuşması)
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan
OKTAY VURAL
(İzmir) Ya, efendim, böyle cevap
Soru sormayalım en iyisi, zor
geliyor.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Şimdi, efendim, Sayın Bakan
şunu söylüyor: Bu teklifi
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Bakan, bir fotokopisini çekelim o belgenin.
BAŞKAN Bir saniye
Komisyon sıralarında da
bir gürültü var Sayın Hamzaçebi.
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Komisyondan
çıktıktan sonra Sayın Cumhurbaşkanının
görüşünü aldık.
BAŞKAN
Sayın Atıcı, biraz yavaş konuşursanız
Ben
Sayın Hamzaçebiyi dinlemek istiyorum.
MAHMUT TANAL
(İstanbul) Ama o önemli bir husus Sayın Başkan, Bakan söz
verdi.
BAŞKAN - Olur
Sayın Tanal, sizin dediğinizi yapayım, Sayın Hamzaçebiyi
de böyle bekleteyim ayakta.
Buyurunuz.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Şimdi, efendim, bu teklifi Millî
İstihbarat Teşkilatı hazırlamıştır,
milletvekilleri imzalayıp vermiştir. Sayın Bakanın bunun
hilafına olan açıklamasını ben doğrusu çok
yadırgıyorum, şaşkınlıkla
karşılıyorum. Bir şey rica edeceğim: Sayın Bakan
en kutsal değerler üzerine yemin etsin bakalım. Bu teklifi gerçekten milletvekilleri
mi hazırlamıştır?
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Böyle bir usul yok.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Hadi, bekliyorum Sayın Bakan.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hadi
bakalım, hadi bakalım!
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Böyle bir şey var mı Sayın Başkan!
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Onu teklif sahibine sor, teklif
sahibine onu soracaksın.
BAŞKAN Sayın Bakan, lütfen
Teklifin tümü üzerindeki
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Ama siz kendiniz söylüyorsunuz, Bu teklifi MİT
hazırlamamıştır. diye siz söylüyorsunuz.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Teklif sahibine soracaksın
bunu, Sen birinden faydalandın mı, kendin mi hazırladın?
diye.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Bakan, lütfen
Sayın Vural, buyurun.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkan, Başkanlığınız bu teklifi tali komisyon
olarak Adalet, Millî Savunma ile Plan Bütçe Komisyonlarına havale etti.
Sayın Başkanlığınızdan istirham ediyorum, bu
komisyonlara yapılan havale gereği yerine getirildi mi? Komisyona bu
konuda görüşmeyeceklerine ilişkin bir bilgi verildi mi? Çünkü raporda
yok. Raporda yer almadığı için soruyorum. Bu tali komisyonlar,
bu görevle ilgili
Başkanlığınızın bu konuda
açıklamasını bekliyorum efendim,
Başkanlığınızın. Çünkü havale
Başkanlıkça yapıldığı için bu komisyonların
raporları ancak Başkanlık aracılığıyla
gönderilir.
BAŞKAN Tamam.
Sayın Atıcı
AYTUĞ ATICI (Mersin) Sayın
Başkan, Sayın Bakan sorduğum sorunun bir tanesine yanıt
verememişti. Ya kendisi söylesin ya ben tutanaklara geçirmek için
söyleyeyim müsaade ederseniz.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Söyleyeyim, söyleyeyim.
BAŞKAN Süre doldu Sayın
Bakan, lütfen, süreniz doldu.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Peki, tamam.
AYTUĞ ATICI (Mersin) O zaman,
Sayın Başkan, Sayın Bakan bu
BAŞKAN Ya, bakın, İç
Tüzüke göre böyle bir usul yok. Allah rızası için
AYTUĞ ATICI (Mersin) Sayın
Başkan, bir cümle söyleyeceğim.
BAŞKAN Yani sürekli bir cümle
hâlinde
Ben bu kanunu şu anda oylayacağım.
AYTUĞ ATICI (Mersin) Bu teklifi
Cumhurbaşkanına danıştığını kendisi
söylemişti. Tutanaklara geçirmek için söyledim efendim.
BAŞKAN Geçirdiniz,
tamamdır.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale)
Danıştığımı söylemedim. Yanlış
söylüyorsun. Bakın, yanlış söylemeyin.
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup
milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Yoklama istiyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Yoklama talebi var.
Sayın Hamzaçebi, Sayın Özel,
Sayın Toprak, Sayın Serindağ, Sayın Tanal, Sayın
Yalçınkaya, Sayın Akar, Sayın Ağbaba, Sayın
Atıcı, Sayın Genç, Sayın Demir, Sayın Özcan,
Sayın Güler, Sayın Acar, Sayın Şeker, Sayın Kart,
Sayın Öğüt, Sayın Çetin, Sayın Korutürk, Sayın
Aksünger, Sayın Öner, Sayın Ayaydın, Sayın
Değirmendereli, Sayın Aslanoğlu.
Yoklamayı başlatıyorum,
iki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter
sayısı yoktur.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 16.28
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 16.43
BAŞKAN: Başkan Vekili Meral
AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK
(Burdur), Muhammet Bilal MACİT (İstanbul)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 75inci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
III.- Y O K L A M A
BAŞKAN
Görüşülmekte olan teklifin maddelerine geçilmesinin
oylamasından önce istem üzerine yapılan yoklamada toplantı yeter
sayısı bulunamamıştı.
Şimdi, yoklama işlemini
tekrar edeceğim.
Yoklama için üç dakika süre veriyorum
ve yoklamayı başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklamaya
başlandı)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Başkan, efendim, yoklamadan sonra on dakika
süre vermiştiniz. Benim hesabıma göre yirmi dakikaya yakın
içeride kaldınız. Yoklamadan amaç, salonda gerekli
çoğunluğun, toplantı yeter sayısının bulunup
bulunmadığının araştırılmasıdır.
On dakika süre verdikten sonra, bu süreyi esneterek yoklamayı
amacından uzaklaştırmaya hakkınız yoktur efendim.
BAŞKAN Haklısınız, özür dilerim. Ama
Sayın Vuralın bir sorusu olmuştu; dolayısıyla, onunla
ilgili arkadaşlarla -başka insanlar da vardı arkada, onlar da
şahit- onu konuştuk. Özür dilerim.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Herhâlde, Sayın Vural, bu süreyi esneterek o sorunun
cevabını verin dememiştir, sanmıyorum.
BAŞKAN Yani, gerçekten bilerek yapmış
olduğum bir davranış değil. Özür dilerim Genel Kuruldan.
(Elektronik cihazla yoklamaya devam
edildi)
BAŞKAN - Toplantı yeter
sayısı vardır.
563 sıra sayılı Kanun
Teklifinin görüşmelerine devam edeceğiz.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
3.-
Çankırı Milletvekili İdris Şahin ve Niğde Milletvekili
Alpaslan Kavaklıoğlunun; Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli
İstihbarat Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile İçişleri Komisyonu
Raporu (2/2011) (S. Sayısı: 563) (Devam)
BAŞKAN - Komisyon? Burada.
Hükûmet? Burada.
Teklifin tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Birinci bölüm üzerinde söz isteyen
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkan, ben bir soru sormuştum.
BAŞKAN - Şimdi onu
cevaplayacağım.
Sayın Vuralın,
görüşülen teklifin havale edildiği tali komisyonlarda görüşülüp
görüşülmediğine ilişkin Başkanlığımıza
bir sorusu olmuştu.
Tali komisyonlar teklifi
görüşmemiştir, raporları bulunmamaktadır. Bu hususta
Komisyon temsilcisine de açıklamada bulunması için söz veriyorum.
Buyurunuz.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Sayın Başkan
BAŞKAN - Sayın Tanal, müsaade
eder misiniz.
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım.
Sayın Başkanım,
değerli milletvekilleri; Genel Kurulumuzda bugün görüşülen kanun
tasarısı Komisyonumuza havalesinden sonra, tali komisyon olarak
kendilerine havale edilen komisyonlarımızdan Millî Savunma Komisyonu
20/02/2014 tarihinde, Adalet Komisyonu 20/02/2014 tarihinde ve Plan ve Bütçe
Komisyonu da 21/02/2014 tarihlerinde, öngörülen süre içinde teklifi
görüşemeyeceklerini Komisyonumuza bildirmişlerdir.
Bilgilerinize sunuyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun.
OKTAY VURAL (İzmir) Ayın
21inde bildirilmiş, bu raporun tarihi 24 Şubat 2014.
Dolayısıyla, bu bildirimlerle ilgili, görüşmeyeceklerine
ilişkin, niye burada yer almıyor? Yani niye yer almıyor?
ADİL ZOZANİ (Hakkâri)
Raporların olması gerek. Raporda olması gerekir.
OKTAY VURAL
(İzmir) Komisyon raporundan önce bildirim yapmışlar. Yani bir
komisyon, Başkanlığın bu iradesiyle ilgili ortaya
koyduğu, tali komisyona havaleyle ilgili tali komisyonun
kararının burada yer alması gerekmiyor mu?
BAŞKAN Sayın Komisyon,
buyurun.
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Gerekmiyor efendim çünkü
komisyon olarak biz, İçişleri Komisyonu olarak
yaptığımız görüşmeler ve Komisyonumuzda alınan
kararlarla ilgili rapor düzenliyoruz. Başka komisyonların bize
verdiği bilgileri ayrıca İçişleri Komisyonu raporuna
dercetmemiz gerekmiyor.
Saygılarımla.
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın
Başkan, yanlış ifade ediyor efendim.
OKTAY VURAL (İzmir) Böyle bir
şey olur mu efendim? Havale gereği ne yapılmışsa esas
komisyon Bununla ilgili tali komisyonlar görüşmeyeceklerini
bildirmişlerdir. diye bir ifadenin yer alması gerekmiyor mu? Ben
nasıl bileceğim, müsaade edin de nasıl bileceğim?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Otuz sene sonra
kanunu inceleyen nasıl bilecek?
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Sayın Başkan, bu, İçişleri Komisyonunun raporu.
OKTAY VURAL (İzmir)
Almadığını nasıl bileceğim? Böyle bir şey
olabilir mi? Tali komisyonun görüşünün ne olduğunu, verip
vermediğini nereden bileceğim?
Bakın, biraz önce
Vermemiştir. dediniz. Bakın, oradaki Kanunlar ve Kararlardakiler
dedi ki: Efendim, olduğuna göre vermemiştir. Ben verip
vermediğinin dercedilmesi gerektiğini söyledim. Böyle
Meclisin
kendisi kopmuş ya!
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Sayın Başkan
BAŞKAN Bir saniye
Sayın Genç bir şey diyecekti.
KAMER GENÇ (Tunceli) Efendim,
şimdi şöyle: Bu komisyon raporunu, biz Türkiye Büyük Millet Meclisi
komisyon raporunu görüşüyoruz. Komisyon raporu usulüne göre
düzenlenmemiştir, eksik düzenlenmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisinde
bilgiler saklanmıştır, mal kaçırılmak istenmektedir.
Dolayısıyla, bu komisyon raporunun görüşülmemesi lazım
çünkü Komisyonun ciddi bir çalışma yapması lazım. Oraya
tali komisyon, Anayasa Komisyonu
İnsan haklarını yakından
ilgilendiriyor. MİTe adam öldürme yetkisini veriyor, temel hak ve
özgürlükleri askıya alıyor ve vatandaşların can
güvenliği ortadan kalkıyor. Böyle bir kanunda Anayasa Komisyonundan
bilgi alınmıyor, mütalaa alınmıyor, Adalet Komisyonundan
alınmıyor, ondan sonra bunlar da komisyon raporuna
yazılmıyor.
Peki, yarın öbür gün bu komisyon
raporunu inceleyenler demezler mi ki: Ya, bu Türkiye Büyük Millet Meclisinin
kendisinden haberi yokmuş ya! Burada hiçbir milletvekili yok mudur ki
bunları görmedi? Bunların hepsi söylenecek. Buna göre Sayın
Başkanlık Divanının bu raporu işleme koymaması
lazım.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Sayın Başkanım
BAŞKAN Sayın Canikli
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) İçişleri Komisyonu kendi çalışmalarıyla
ilgili olarak bu raporu yayımlıyor ya da bu raporu üretiyor.
KAMER GENÇ (Tunceli) Doğru rapor
yayımlayacak, doğru, doğru.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Tali komisyonlarla ilgili gelen bilgiler idari bir işlemdir.
KAMER GENÇ (Tunceli) Tali komisyonlar
yazı yazıyor
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Eğer bunların ne olduğu öğrenilmek istenirse
biraz önce Sayın Vuralın talebi çerçevesinde rahatlıkla
öğrenilebilir. Dolayısıyla, bu rapora bunların dercedilmesi
gerekmiyor. Çünkü bu, İçişleri Bakanlığının,
İçişleri Komisyonunun raporudur Sayın Başkan, gelen rapor
Genel Kurula. Dolayısıyla, burada bir eksiklik söz konusu
değildir efendim.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU
(Osmaniye) - Biz kapı kapı dolaşıp rapor mu
arayacağız?
OKTAY VURAL (İzmir) Yani
Milletvekillerine bilgi vermeye gerek yok, Başkanlık havale
etmiş, ben istediğim gibi yaparım,
Başkanlığı ne takarım. diyor. Başkanlık
havale etmiş. Komisyon demiş ki: Görüş bildiremedim. Kim o
Komisyon ya? Adalet Komisyonu Başkanı kim? Millî Savunma Komisyonu
Başkanı kim? Bize göre yazdığı yazının
hiçbir anlamı yok. Bu bile hakaret ya! Saygı gösterip bildirmiş,
bu bildirimle ilgili yazılı olarak bildirmişse bunu, raporu da
koyacaksınız. Sizin toplantınızdan önce bildirmiş.
Toplantıdan sonra olsa amenna, verin. Yani, saygısızca, Plan
Bütçe Komisyonu, ne olacak canım, umurumuzda değil.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Hamzaçebi
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Şimdi, İçişleri Komisyonu raporuna
baktığımızda teklif sahiplerinin bu teklifle ilgili olarak
herhangi bir bilgi vermediği anlaşılıyor. Oysa, bir
komisyon görüşmesinde teklif sahiplerine söz verilir, teklif sahipleri
vermiş olduğu teklifin gerekçelerini anlatır, teklifin neler
getirdiğini anlatır, komisyonu bilgilendirir. Rapor burada, rapor
doğrudan Hükûmetin Komisyona vermiş olduğu bilgiyle
başlıyor bilgi verme bölümünde. Teklif sahipleri Komisyona ya bilgi
vermediler -bunu anlayabilirim, bilgi vermeme nedenlerini. Bu teklifi zaten
Millî İstihbarat Teşkilatı hazırladı, biz de usulen imzaladık,
verdik, bilmiyoruz, o nedenle Hükûmet açıklamasıyla rapor
başlıyor- ya da hakikaten bilgi verdi milletvekilleri, teklif
sahipleri ama ciddiye alınmadı, rapora yazılmadı çünkü
teklifin asıl sahibi Millî İstihbarat Teşkilatı olduğu
için Hükûmetin yaptığı açıklama çok daha önemlidir. Her iki
şekilde de bu İçişleri Komisyonu raporu İç Tüzüke
aykırıdır. Teklif sahibinin vermiş olduğu bilginin
veya bilgi vermemişse -o da bir eksiklik- onun
yazılmadığı bir İçişleri Komisyonu raporuna
dayalı olarak bir görüşme gerçekleştirilemez efendim.
BAŞKAN Sayın Canikli
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkan, gerçekten, bu
konuşmalar yani ne İç Tüzükle ne de yasalarla içerik olarak
alakası olmayan gerekçeler.
KAMER GENÇ (Tunceli) - Nasıl
alakası olmayan?..
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Şimdi, bakın, bir irade ortaya
çıkmıştır. Komisyon gündemine hâkimdir
KAMER GENÇ (Tunceli) - Ne hâkimdir!
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun)
ve bu irade de bütün ayrıntılarıyla burada yer
almıştır.
KAMER GENÇ (Tunceli) - Canikli hiçbir
şey bilmiyor. Böyle bir şey olur mu ya! İç Tüzüke göre rapor
hazırlamak zorundasınız.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Yani nedir bu irade? Bu irade, teklifle ilgili olarak yapılan
görüşmelerin hepsi ayrıntılı bir şekilde
Zaten teklif
sahiplerinin gerekçeleri teklifte var. Burada da bu yer almıştır.
Yani teklif sahiplerinin gerekçeleri teklifte yer almıyor mu? Alıyor;
o da burada var zaten. Ayrıca, doğal olarak Hükûmetin de görüşü
alınıyor Komisyonda ve rapora dercediliyor. Bu açıdan bakıldığında
hiçbir eksiklik söz konusu değildir. Bugüne kadar daha önce komisyon
raporları nasıl üretiliyorsa, hangi içerikte üretiliyorsa bu da
aynı şekilde üretilmiştir, diğerlerinden hiçbir farkı
yoktur, hiçbir aykırılık söz konusu değildir Sayın Başkanım.
Böyle bir şey olabilir mi Allah aşkına ya! Önemli olan, yaptığımız
yasama faaliyetiyle ilgili burada iradenin yer alıp
almadığıdır. İşin özü budur, bunun üzerine
bakılması gerekir, onda da herhangi bir eksiklik yoktur Sayın
Başkanım. Tali komisyonlarla ilgili bilgileri İçişleri
Komisyonu buraya dercetmek zorunda değil; edebilir de etmeyebilir de.
BAŞKAN Etseymiş
faydalı olurmuş. Bundan sonra etmesinde fayda var.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Etse olabilirdi, evet.
OKTAY VURAL (İzmir) Nasıl
değil efendim! Yani raporu verdiği zaman Ben raporu yazmam.
diyebilir mi? Böyle bir şey olabilir mi? Ne demek ya! Yani zihniyete
bakın ya! Nurettin Bey Raporu verdi, efendim, yazmak zorunda
değiliz. Böyle bir şey olabilir mi ya!
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) - Sayın Başkanım, eğer, görüş
belirtmiş
OKTAY VURAL (İzmir) Bir de
Sayın Başkan, bu raporu Komisyon üyelerimiz okuyor. Diyor ki: Millî
Savunma Komisyonuna havale edilmiş. Komisyon üyesi ne
yapıldığını bilmiyor. Müsaade edin de raporu
görüşüyoruz.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Bir yasama faaliyeti için gereken tüm bilgiler burada mevcut Sayın Başkanım.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) - Sayın Başkan
OKTAY VURAL (İzmir) Böyle bir
şey olur mu yani? Diyor ki Nurettin Bey: Vallahi raporu verse de zaten
Komisyonun bunu yazmasına da gerek yok, geçeriz gideriz. Böyle
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) - Hayır görüş verme
Bakın, idari bir işlem olarak verdiği cevabı
yazması gerekiyor.
OKTAY VURAL (İzmir) Görüş
vermesini de yazacaksın, görüş vermemesini de yazacaksın. Allah
Allah
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Hayır, öyle bir zorunluluk yok. Bunlar çünkü esasa yönelik,
esasa müteallik konular değil.
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Komisyon
Başkanı, buyurun.
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) - Sayın
Başkanım, komisyon çalışmaları sırasında
Cumhuriyet Halk Partisini temsilen milletvekilimizin yanında Sayın
Grup Başkan Vekili Engin Altay da
çalışmalarımızın hemen hemen başından sonuna
kadar komisyon salonumuzdaydı ve bu konuyu gündeme getirdi. Her üç
komisyonun da belirtilen süre içinde görüşme yapamayacaklarını
bize bildirdikleri bilgisini o zaman kendileriyle paylaştım,
Komisyonumuzla da paylaştım. 3 komisyonun görüşemeyeceğiz
bilgisini kimden niye saklayalım ki? Sorulduğu anda
cevabını verdik bunun o zaman da. Milliyetçi Hareket Partili Komisyon
üyesi arkadaşımız o gün toplantı salonundaysa buna zaten
tanık olmuştur.
Başka bir şey
OKTAY VURAL (İzmir) O zaman
tutanakta yer almamış. Mesela böyle önemli bir konuyu eğer
yapmışsa bununla ilgili tutanağa niye bunu yazmadınız?
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Gerekmez ki, bu bir özettir.
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Şimdi, müsaade eder
misiniz.
Bu bir idari işlemdir, idari
işlemin komisyon çalışmalarıyla, komisyonda görüşülen
kanun teklifiyle, tasarısıyla bir ilgisi yoktur. İdari
işlem bana bu teklifin
OKTAY VURAL (İzmir) İdari
değil ya, görev.
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop)
O işlem
İçişleri Komisyonuna bu teklifin görüşülüp görüşülememe
hakkını vermektedir. O bilgileri alarak Komisyon Başkanı
sıfatıyla
OKTAY VURAL (İzmir) Bilgi
saklamak olmaz, komisyon bilgi saklamaz.
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Hiç kimseden bir şey
saklanmamıştır.
OKTAY VURAL (İzmir)
Saklamışsınız işte.
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Komisyon toplantıya
çağırılmış ve Komisyon gereğini
yapmıştır. Ayrıca, teklif sahiplerinin görüşleri de
alınmıştır ancak komisyon çalışmaları
başladığında öncelikli olarak Anayasaya
aykırılıkla ilgili gündeme geçmeden sayın milletvekilleri
söz istediği için ağırlıklı olarak bu konuyla ilgili
görüşmeler yapılmış, daha sonra her grubu temsilen bir grup
sözcüsüne söz verilmiş, arkasından da teklif sahiplerine söz
verilmiş. Lehte yapılan konuşmalar kısmında teklif
sahiplerinin yaptığı konuşmalar da yer
almıştır.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Birinci bölüm üzerinde söz isteyen
OKTAY VURAL (İzmir) Bu da
yazılmamış efendim, bu da yazılmamış, raporda bu
da yok.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Efendim, bunların hepsi yazılmaz ki Sayın
Başkanım, bunlar tutanaklarda, komisyon tutanakları var.
OKTAY VURAL (İzmir) Bu da
raporda yok. Anayasayla ilgili tümünden aykırılık
iddiaları yazılmadı.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Efendim,
yazılır yazılmaz, biz ne yapabiliriz, Genel Kurul ne yapacak?
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Sayın Başkanım, Allah aşkına, yani böyle
şey olmaz, komisyon tutanakları var efendim, her şey orada
kayıtlı, bütün konuşmalar orada kayıtlı, yani
tutanaklar aynen rapora geçirilir mi Sayın Başkanım? Rapor
başka bir şeydir, tutanak başka bir şeydir.
OKTAY VURAL (İzmir)
Tutanakları mı konuşuyoruz? Rapor konuşuyoruz ya!
BAŞKAN Sayın grup
başkan vekilleri, sizi arkaya çay içmeye davet ediyorum. Birleşime
ara vereceğim.
AHMET AYDIN (Adıyaman)
Sayın Başkanım, gerek yok, siz devam edin Sayın
Başkanım.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Efendim, işte
hepinizi beraber
Sonra, gelince tekrar konuşursunuz.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Başkan, bir saniye efendim
BAŞKAN Buyurun sizi dinleyeyim,
ondan sonra.
Buyurunuz.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Başkan, ben ayağa kalktım
konuşmak üzere, ondan önce Sayın Canikli
ÜNAL KACIR (İstanbul) Ben de
ayağa kalktım.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yani ben ayağı kalktıktan sonra
Sayın Canikli fırladı, onu dinlediniz.
BAŞKAN Sizi de dinliyorum
efendim.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Ben ayaktayım Ara veriyorum. diyorsunuz.
BAŞKAN Tamam, şimdi
dinliyorum Sayın Hamzaçebi.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) İzin verirseniz, ben konuşmamı bitireyim,
sonra yine ara verin efendim.
Komisyon Başkanının
açıklamasını ben üzüntüyle karşılıyorum. Bir
kere, benim soruma cevap vermedi.
İkincisi, diyor ki: Usul tartışmaları
yapıldı, Anayasaya aykırılık
tartışmaları yapıldı. Bunlar da komisyon raporunda
yok. Yani bir komisyon, komisyon huzurunda cereyan eden olayları,
görüşleri buraya yazmaz mı? Bunları yazmamışlar,
hiçbir yere yazılmamış.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Ne olacak
yazılmamışsa, ne olacak yani? Yazılmamışsa ne
olacak?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Teklif sahiplerini adam yerine koyan yok. Açıklama
yapmışlar mı yapmamışlar mı belli değil.
Komisyon sözcüsü Bilgi aldık. diyor. Alınan bilgi burada yazılı
değil. E, nereden bileceğim ben?
OKTAY VURAL (İzmir) Anayasaya
aykırılığı öncelikle alması lazım.
Almış ama karar yok burada, karar yok. Oylama yapıldı
çünkü.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Sayın Başkan
Sayın Başkan
BAŞKAN Bittiyse eğer
ÜNAL KACIR (İstanbul) Sayın
Başkan, lütfen
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Şimdi, üçüncü olarak söyleyeceğim şu: Bu bir
teşkilat kanunu değişikliğidir. Bunun ana komisyonu Plan ve
Bütçe Komisyonu olmak zorundadır. Havale yanlıştır, havale
yanlıştır.
BAŞKAN Evet, Komisyon
Başkanı da dâhil olmak üzere,
rica ediyorum.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Sayın
Başkan, neyi değiştireceksiniz?
BAŞKAN - Birleşime on dakika
ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 16.58
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 17.16
BAŞKAN: Başkan Vekili Meral
AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: İsmail
KAŞDEMİR (Çanakkale), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 75inci Birleşiminin
Beşinci Oturumunu açıyorum.
563 sıra sayılı Kanun
Teklifinin görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon burada, Hükûmet burada.
Birinci bölüm üzerinde söz isteyen,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına İstanbul Milletvekili Sayın
Celal Dinçer.
Buyurunuz. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA
CELAL DİNÇER (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Saygıdeğer milletvekilleri,
563 sıra sayılı Kanun Teklifinin birinci bölümü üzerinde
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama başlamadan önce,
Türk polis teşkilatının 169uncu kuruluş yıl dönümünü
yürekten kutluyorum, fedakârca görev yapan bütün polis mensubu
arkadaşlarımıza, güvenlik görevlilerine huzurlarınızda
teşekkür ediyorum.
Yasa teklifi üzerindeki
görüşlerimi açıklamadan önce, salı günü bu çatı
altında Genel Başkanımız Sayın Kemal
Kılıçdaroğluna yapılan menfur saldırıyı bir
kez daha kınıyor, lanetliyor ve birkaç noktaya dikkatinizi çekmek
istiyorum:
İlk olarak, seçimler öncesi
basına yansıyan, Ankara Büyükşehir Belediye
Başkanının Muhalefet liderlerine saldırı
yapılacağı şeklindeki beyanlarının ne anlama
geldiğini burada dikkatinize sunuyorum.
İkinci olarak; Türkiye Büyük
Millet Meclisinde bir güvenlik zafiyeti yaşanmaktadır. Meclis,
yolgeçen hanına dönmüştür; hırsızı,
sabıkalısı, uyuşturucu bağımlısı dahi
elini kolunu sallayarak Meclisin tüm birimlerine girebilmektedir. Ben bir mülki
idare amiri olarak İngiliz Parlamentosuna girebilmek için bir buçuk ay
sıra bekledim. Türk Parlamentosu bu kadar yolgeçen hanına
dönüştürülmemelidir.
Üçüncü olarak; demokrasinin mabedi olan
Meclis çatısı altında bir ana muhalefet liderinin
korunamamasındaki ihmalin ve aymazlığın
soruşturulması için Sayın İçişleri Bakanını
göreve davet ediyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bir milletvekili arkadaşımızın ifade ettiği
gibi, üçüz yasalardan biri olan, kısa adıyla MİT Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin
İçişleri Komisyonunda görüşülmesi sırasında muhalefet
milletvekili olarak yaptığımız eleştirilerin -çok az
bir kısmı belki dikkate alındı- hiçbiri dikkate
alınmadı. Bu teklifin Anayasa Komisyonunda görüşülmesi için
yaptığımız konuşmalar dikkate alınmadı, Plan
ve Bütçe Komisyonunda görüşülmesi gerektiğini söylediğimiz de
dikkate alınmadı; kısaca bu kanunda da bir kapçak hukuku
uygulandı, diğer kanunlarda olduğu gibi.
Millî İstihbarat
Teşkilatı bizim gözbebeği bir kuruluşumuzdur. Bu
kuruluşumuzun çağdaş bir yapıya kavuşturulması da
çok doğaldır. Ancak MİT yasa teklifiyle getirilen
değişiklikler, demokrasi açısından, rejim
açısından bazı tehlikeler taşımaktadır. Bu
teklif, MİTin görev ve yetki alanını genişletmekte,
MİTi yalnızca istihbarat toplayan bir kurum olmaktan çıkararak
doğrudan operasyon yapma yetkisiyle donatmaktadır. MİTi görev
ve yetkileri bakımından değil aynı zamanda personeli
bakımından da ağır zırhlarla koruma altına
almaktadır. Buna karşılık, MİTin bürokratik,
yargısal, ve siyasal denetimine ilişkin hiçbir düzenleme bu yasada
yoktur. Düzenleme, istisnai nitelikte kabul edilecek yetkileri genel
niteliğe dönüştürmektedir. MİTi olağanüstü bir kurum
hâline getirecektir ve bu yapıya büründürmektedir. Böyle bir tavrın
demokratik istihbarat yapısı yaratmayacağı, despotik bir
istihbarat yapısı yaratacağı
tartışmasızdır.
Teklifin 1inci maddesiyle MİTin
görevleri genişletilmektedir. Dış güvenlik, terörle mücadele,
millî güvenlik konularında Bakanlar Kurulunca verilen her türlü görevi
yapmak yetkisi verilmektedir. Buradaki her türlü görev ibaresi
muğlaktır ve tehlikeler içermektedir. Yasa teklifi bu şekilde
kabul edilir ise iktidar, MİTi özellikle iç istihbaratta rakipleri
aleyhine rahatlıkla kullanabilecektir.
Teklifin 3üncü maddesi MİTin
yetkilerini sınırsızlaştırmaktadır. Mevcut yasada
MİT yetkilerini kullanırken kamu kurum ve kuruluşlarıyla
ilişki kurmayla sınırlı idi. Oysa bu özel sektörü de içine
alacak şekilde genişletilmekte, bu teklifle kamu yönetimi değil,
tüm toplum dikkatinizi çekiyorum- MİTin emrine sokulmaktadır.
Teklifle getirilen hükümler MİTi geniş bir koruma kalkanı içine
alırken, öte yandan yargı süreci başlamış davalarda
her türlü bilgi ve belgeye, hazırlık soruşturmasında
erişebilme yetkisi vermektedir. Bu da yargılamanın
güvenilirliğini ortadan kaldıracak bir uygulama olacaktır ve
yanlıştır.
Teklif, devletin tek merkezde dinleme
yapma politikasını da ortadan kaldırmaktadır. TİB
bünyesinde yapılan dinlemeler artık bundan sonra MİTin
kuracağı kendi dinleme merkezlerinde, birden çok merkezde
yapılabilecektir ve dinlemelerin tümü MİT müsteşarının
ya da yardımcısının yazılı emriyle olacak,
bazıları yirmi dört saat içinde hâkim kararına
dönüştürülebilecek ama -dikkatinizi çekiyorum- önleyici istihbaratta asla
ve asla hâkim kararı aranmayacaktır, bu da çok tehlikeli bir
gelişmedir. Hâkim kararı aranmayan böyle bir uygulamada kamusal
alandaki her türlü özgürlüğün ortadan kaldırılacağı da
açıktır.
Teklif, 7nci maddesiyle MİTi
soruşturulamaz bir yapıya dönüştürmektedir. MİT personelini
soruşturma izninin yanı sıra yargılama konularını
da kapsayacak bir zırha büründürmektedir. Burada açıkça söylüyorum;
milletvekillerinde olmayan bir dokunulmazlık MİT mensuplarına
getirilmektedir. MİTe dokunan yanacaktır.
8inci madde öyle hükümler getiriyor ki
MİTle ilgili bir haberi yayan, yayımlayan gazete, dergi, sosyal
medya ne olursa olsun tümü cezai müeyyidelerle karşı
karşıya kalacak. Sadece ve sadece ben Meclis İçişleri
Komisyonunda dile getirdim. Yahu, burada o kadar çok
saymışsınız, bir çaycı kalmış, onu da
saysaydınız, onu da cezanın içine koysaydınız. diye
konuşmuştum. Böyle şey olamaz arkadaşlar. Bir basın
mensubunun yazdığı bir haberle medya patronu dâhil bütün herkesi
cezalandıramazsınız. Sanıyorum bu
yanlışlıklar düzeltilecek, öyle bir bilgi aldık. Bu da, bu
madde de basın yayın özgürlüğüne vurulmuş bir darbe
niteliğindedir.
Teklif, tüm gerçek
ve tüzel kişileri MİTin istedikleri bilgileri vermekle yükümlü
kılmaktadır. Özel sektörün gizliliği diye bir şey
kalmayacaktır. Banka bilgileri dâhil her türlü bilgileri alabilecek,
ticari sırlar ortadan kalkacaktır. Yani herkes, bütün sendikalar,
odalar, belediyeler, kamu kuruluşları ve vatandaşlar MİTin
emrinde yükümlü birer memur gibi onların bilgilerini de vermekle yükümlü
olmaktadır. Dolayısıyla, Başbakan bir demir yumruk yaratmak
istemektedir bu teklifle. Bu demir yumruk, bireysel hak ve güvenceleri ortadan
kaldıracak ölçüde sınırsız bir düzenlemeye dönüşmektedir.
Demokratik bir istihbarat örgütlenmesi yerine despotik bir yapıya yol
açacak bu düzenlemeleri yapmak doğru değildir. Demokratik istihbarat
hizmeti ancak istihbarat birimlerinin denetim ve gözetimiyle
sağlanır. Çağdaş ülkeler bunu adli denetim, parlamenter
denetim ve gözetim veya ombudsman denetimi şeklinde değişik
uygulamalarla denetim altına almışlardır ama bu yasa
teklifinde tek kelimelik bir denetim söz konusu değildir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; MİT Yasasıyla ilgili düzenlemeler denetim
mekanizmalarını içermediği için eksiktir ve demokratik
değildir. Avrupa Birliği Parlamenterler Meclisi, 1402
sayılı Kararında iç güvenlik hizmetlerinin yeterince
denetlenmemesinden dolayı yasal ve anayasal güvenceler
sağlanmadığı sürece insan hakları ihlallerinin
oluşabileceğini belirtmiş ve bu yetkilerin kötüye
kullanılabileceğini, bu nedenle bu tür işlerde mutlaka bir
denetim mekanizmasının getirilmesini bütün üye ülkelere tavsiye
etmiştir. Demokratik servislere dönüştürmek için, istihbarat servislerini
bir baskı aracı olmaktan çıkarmak için, güvenlik
politikasının modern bir aracına dönüştürmek için yürütme
ve parlamentonun izleme ve denetleme işlevini mutlaka yapması gerekir
ama bu denetlemeyi sadece hükûmete bırakmak da muhtemel istismarlara yol
açar. İktidar, bu teklifle tek adam sistemini kurumlaştırmak
istemektedir; Başbakana sultan, kral yetkisi vermek istemektedir. Bu
teklifle amaçlanan mutlak iktidardır ama unutmayın, mutlak iktidar,
kontrol edilemeyen iktidar çok tehlikelidir. Dünya siyasal tarihi bunun
örnekleriyle doludur.
Değerli arkadaşlar,
yargı kontrol altına alınırken, İnternet
yasaklarıyla sosyal medya susturulurken üçüncü ayak olarak MİT Yasasıyla
da bir istihbarat devleti olmaya yönelik adımlar atılmaktadır.
Sayın Başbakan Yardımcımız
Beşir Atalay Bu sakıncalı konuları Genel Kurulda
düzelteceğiz. diye dün bir konuşma yapmıştı.
İnşallah, bunun düzeltileceğini umuyor; tekrar yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim
Sayın Dinçer.
Barış ve Demokrasi Partisi
Grubu adına Mardin Milletvekili Sayın Erol Dora.
Buyurunuz. (BDP sıralarından
alkışlar)
BDP GRUBU ADINA EROL DORA (Mardin)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 563 sıra
sayılı Milli İstihbarat Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin birinci
bölümü üzerine Barış ve Demokrasi Partisi adına söz
almış bulunuyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
MİT, 644 sayılı Kanun'la
22 Temmuz 1965'te, Millî Emniyet Hizmetleri adlı kurumun
dönüştürülmesiyle kurulmuş, 12 Eylül darbesinin akabinde, 1
Kasım 1983 tarihinde kabul edilen 2937 sayılı Kanunla bugünkü
yapısını almıştır.
Teşkilatı şeffaf bir
kurum olarak tanımlamak mümkün değildir. Zira bunu, teşkilat
üzerine yapılan çalışmaların azlığı da
göstermektedir.
İstihbarat teşkilatları
üzerine yapılan çalışmalarda sıklıkla
tekrarlandığı üzere, bu tür teşkilatlar gizlilik içeren bir
çalışma tarzına sahiptir. Bu çalışma şekli artan
yetkilerle birleşince, istihbarat aktivitelerinin insan hakları ve
hukuk kurallarıyla ters düşme olasılığının
artacağı aşikârdır.
Değerli milletvekilleri, kanun
teklifiyle, Millî İstihbarat Teşkilatının görevleri ve
işleyiş mekanizmalarına dair, mevcut durumu bile aratacak,
antidemokratik, evrensel hukuka aykırı ve insan haklarına aykırı
bir dizi uygulamanın daha yürürlüğe konulması hedeflenmektedir.
Teklifle MİT'e verilen bir görev
şöyle tanımlanmıştır: "Dış güvenlik,
terörle mücadele ve millî güvenliğe ilişkin konularda Bakanlar
Kurulunca verilen her türlü görevi yerine getirmek".
Değerli milletvekilleri,
öncelikle, yasal düzenlemelerde MİT ve diğer istihbarat birimlerinin
görev alanları son derece açık ve
sınırlandırılmış şekilde tarif edilmelidir.
Örneğin "devletin güvenliğini korumak", "dış
güvenlik", "millî güvenlik", "terörle mücadele" gibi
ifadeler son derece geniş ve yoruma açıktır. Bu muğlak
görev tanımı, gerçekleşmemiş muhtemel faaliyetleri de içine
almaktadır. Bu ifadelere dayanarak, istenildiği zaman toplumsal
muhalefet hareketlerini rahatlıkla suçlulaştırmak geçmişte
mümkün olmuştur, hâlen mümkün olmaktadır ve bu teklifle daha da
mümkün hâle getirilmektedir. Muğlak tanımlamalar sayesinde,
İstihbarat Teşkilatının yetkileri, muhalefet üzerinde
baskı uygulamak üzere bugüne değin devreye sokulmuştur ve öyle
görünüyor ki bu kanun teklifiyle muhalifleri kriminalize edebilme keyfiyeti
bundan sonra da ivme kazanarak devam edecektir.
İstihbarat birimlerinin görev
alanları net ifadelerle tanımlanmalı ve sınırlı
bir içeriğe kavuşturulmalıdır. Bu yetkilerin muhalefete
karşı kötüye kullanılmasını engellemek için hukuki ve
kurumsal teminatlar oluşturulmalıdır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yine, kanun teklifiyle Millî İstihbarat
Teşkilatına, dış istihbarat, millî savunma, terörle
mücadele ve uluslararası suçlar ile siber güvenlik konularında her
türlü teknik istihbarat, usul, araç ve sistemlerini kullanmak suretiyle bilgi,
belge, haber ve veri toplamak, kaydetmek ve analiz etmek görevleri
verilmiştir.
MİT'in devlet istihbarat
hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu'nda düzenlenen
yetkileri ve görev alanı, başta siyasi muhalifler olmak üzere, tüm
yurttaşlar için insan haklarının korunması
açısından tehlikeli sonuçlara yol açacak şekilde geniş
tutulmuştur. Bu teklifle MİT'in kapsam ve müdahale alanı, insan
haklarının ihlali konusunda daha da genişletilmektedir.
Kişisel verilerin gizliliği
temel bir insan hakkı olarak yasal düzenlemelerde korunmamakta, sadece
toplanmış olan verilerin korunması gözetilmektedir. Kişisel
verilerin gizliliğinin korunması temel bir insan hakkı olarak
kabul edilmeli ve bu konuda, MİT ve diğer istihbarat
teşkilatlarının yetkilerini koruyan değil,
sınırlandıran düzenlemeler yapılmalıdır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; edinilen bilgilerin istismar edilmesi ihtimali, toplumsal ve
siyasi muhalefete karşı kullanılmaması gereken istihbarat
aktivitelerini siyasi açıdan da mahzurlu ve tehlikeli
kılmaktadır. Kanun teklifinde kişi hak ve hürriyetlerinin
ihlalini engelleyen veya yapılan bir ihlali yargıya taşımanın
herhangi bir imkânı bulunmamaktadır. İstihbarat
Teşkilatını direkt olarak Başbakana bağlayan bir
mekanizma hedeflenmektedir. Bu çerçevede, İstihbarat
Teşkilatının iş ve işlemlerinin demokratik denetimi
için mekanizmalar oluşturulmalı ve bu mekanizmalar içinde yasama,
yürütme ve yargı organları, ayrıca sivil toplum
kuruluşları yer almalıdır. Teşkilat
çalışanlarının siyasi muhalifler hakkında bilgi
tedariki gibi makul olmayan Hükûmet talimatlarını yerine getirmeyi
reddedebilmesini sağlayan yasal teminatlar sağlanmalıdır.
Değerli milletvekilleri, kanun teklifiyle MİT
mensuplarının MİTin görev ve faaliyetlerine ilişkin
tanıklık yapamayacağının düzenlenmesi ceza hukuku
normlarına aykırıdır. Adliye teşkilatı böyle bir
hüküm karşısında çaresiz bırakılmak istenmektedir.
Direkt olarak siyasi iktidara tabi hâle getirilmek istenen bir kuruluşa
mutlak dokunulmazlık sağlamak Türkiyeyi bir istihbarat devleti
hâline getirecektir, bu durum toplumsal barışa yeni bir darbe
vuracaktır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
kanun teklifinde öne çıkan düzenlemelerden biri de çözüm süreci
çerçevesinde devlet ve Kürt hareketi ve Sayın Abdullah Öcalan
arasında yürütülen diyaloglarda devlet adına diyaloglara katılan
İstihbarat Teşkilatı yetkililerinin yasal zırhlarla
korunmasını sağlamaya yöneliktir. Toplumsal
barışın kalıcı tesisi bakımından
yapılmış ve yapılmakta olan müzakerelerin güvence
altına alınması için bir kanun çıkarılması ve bu
topraklarda yeşeren barış umudunun fiilî barışa
evrilmesini sağlamak öncelikli görevimiz olmalıdır. Zira, böyle
bir iklimin heba edilmemesi, bugüne kadar kaçırılmış
fırsatlar neticesinde yaşanan kayıplar düşünüldüğünde
daha da önem arz etmektedir.
Değerli milletvekilleri, hâlâ bu ülkede
geçmişle yüzleşme yaşanmadı, bu ülkede hâlâ bir hakikat ve
adalet komisyonu kurulmadı, bu ülkede hâlâ devlet içi çeteler halka hesap
vermedi ve siyasal iktidarlar bu çetelerden hesap soramadı.
SIRRI SAKIK (Muş) Bravo, bravo!
EROL DORA (Devamla) Böylesi bir tablo mevcut iken
MİT Yasasında yapılacak değişiklik ile MİTin
Anayasa üstü bir konuma çıkarılmak istenmesi şu anki siyasal
iktidarı da, vatandaşları da tehlikeye atan bir durumdur; bunun
iyi anlaşılması gerekmektedir. 17 Aralık yolsuzluk ve
rüşvet operasyonları neticesinde peş peşe gelen HSYK ve
Millî Eğitim Kanunlarında yapılan değişiklikler,
İnternet sansürleri ve son olarak şu an üzerinde
konuştuğumuz MİT Kanunu birlikte değerlendirildiğinde
görülmektedir ki güvence altına alınmak istenen barış
süreci, demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları değildir;
güvence altına alınmak istenen iktidar olma gücüdür. Böylesi bir
gerçeği normalleşme, çözüm ya da sivilleşme olarak anlatmaya
çalışmak, demagoji yapmaktır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; üzerinde görüştüğümüz MİT Kanun Teklifiyle
içerde ve dışarıda operasyon yapma, her türlü kişisel bilgiye
ulaşma yetkisi verilmesi ve MİT'in yargı denetimi
dışına çıkarılması demokratik bir hukuk
devletinde kabul edilemez. Kaldı ki Kürt sorununun çözümünde muhatap
devlet ve toplumun kendisidir, sorunun tek muhatabı MİT ya da
devletin buna benzer organları değildir. Dolayısıyla,
atılması gereken adımların adresi Meclistir. Kürt sorununun
çözümü evrensel hukuk ilkelerinin hayata geçirilmesiyle mümkün olabilir. Bu
bağlamda, Kürt sorununun çözülmesiyle Türkiye'nin demokratikleşmesi
arasında diyalektik bir bağ vardır.
Dolayısıyla, iktidarı
sağlamlaştırma kaygısıyla ülkeyi antidemokratik bir
fanusa sokmak yerine acilen müzakereler yasal zemine kavuşturulmalı,
Meclis bütün kurumlarıyla çözüm sürecine dahil edilmeli, demokratik ve
sivil bir anayasanın yapılabilmesinin önünde engel teşkil eden,
başta Terörle Mücadele Kanunu olmak üzere, tüm antidemokratik yasa ve
uygulamalara son verilmelidir.
Bu düşüncelerle tekrar Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum. (BDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim
Sayın Dora.
Şimdi Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu adına Konya Milletvekili Sayın
Faruk Bal hem grup adına hem şahsı adına
konuşacaktır. Dolayısıyla, kendilerine on beş dakika
süre vereceğim.
Buyurunuz. (MHP sıralarından
alkışlar)
MHP GRUBU ADINA FARUK
BAL (Konya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüştüğümüz kanun teklifi iki ana başlık altında,
demokratik toplum gereklerine ve parlamenter demokratik sistemin özüne
aykırıdır. Bu iki ana değeri ifade ederken üzerinde
yükselmiş olduğu hukuk devleti ve piyasa ekonomisi ilkelerinden
kısaca bahsetmek istiyorum.
Hukuk devleti, idarenin
yapmış olduğu her iş ve işlemin yargı denetimine
tabi olduğu bir devlettir. Hukuk devleti, yasama organının
vermiş olduğu kararlarda ve çıkarmış olduğu kanunlarda
denge ve denetim mekanizmalarına tabi olan devlettir; yürütme
organının tek adam iradesiyle değil, millî iradeyle
teşekkül ettiği bir devlettir. Hukuk devletinde yargı, yasama ve
yürütmeyi düzenleyen, dengeleyen ve denetleyen bir güce sahiptir.
Adalet ve Kalkınma Partisinin on
iki yıllık iktidarında, yasama organı tek adam iradesine
tabi kılınmış, biat kültürü gereği parmakmatik
demokratik diye bir tabir ortaya çıkmış ve dolayısıyla
yasama gücünün almış olduğu kararlar ve
çıkardığı kanunlar AKP iradesi hâline
dönüşmüştür. Bu, hukuk devletiyle bağdaşmaz. Yürütme
organı, olduğu gibi, Başbakanından, bakanlarından,
müsteşarından ta alta kadar, kaymakamına kadar tek iradeye tabi
olmuş, hatta seçimlerin sonucuna etki edebilecek kadar
siyasallaşmıştır. Yargı organı da 17 Aralık
operasyonlarıyla birlikte bir kargaşaya girmekle birlikte tamamen
AKPnin siyasi kontrolü açısına girmiştir.
Diğer taraftan, hukuk devletinin
yanında parlamenter demokrasinin en önemli özelliği, piyasa
ekonomisine dayanır olmasıdır. AKPnin on iki yıllık
iktidarında yandaş sermaye, var olanlar
artırılmış, yenileri türetilmiş; yolsuzluklarla,
özelleştirmelerle, ihalelerle ekonomi AKPnin kontrolüne girmiş ve
demokratik bir sistemin içinde barındırılması gereken hür
teşebbüse dayalı, serbest rekabete dayalı bir piyasa ekonomisi
olmaktan çıkmıştır.
Şimdi, sıra, hukuk devletinin
yasama, yürütme ve yargı organlarıyla dengelenmiş
mekanizmasının üzerine yeni bir güç, yeni bir kudret inşa
edilmekte ve piyasa ekonomisinin üzerine de MİTin gücünü ortaya koyarak
birleştirip yeni, yepyeni bir bilinmeze doğru Türkiye sürüklenmek
istenmektedir.
Bu süreç içerinde, halkın bilgi
alabilme kaynakları siyasallaştırılmış, görsel
basın Alo Fatihlerle, yazılı basın köşe
yazarlarının kovulmasıyla, sanal basın da Twitter
mivittır, YouTube mutup diyerek kapatılmakla Türkiye tam bir
antidemokratik süreç içerisine sokulmuştur.
Şimdi, bu şekilde kurum ve
kuruluşlarıyla oynanmış, değerleriyle
oynanmış olan Türkiye'de bir sorunla karşı
karşıya bulunmaktayız, o da Adalet ve Kalkınma Partisinin,
boyutunu, ebadını bilemediğimiz, müthiş bir korkunun esiri
olarak kendisini koruma refleksine dayalı olarak getirmiş olduğu
bu MİT Yasasıdır. Bu MİT Yasasının
aslını feslini biz biliyoruz.
17 Aralık, 25 Aralık
operasyonları çerçevesi içerisinde ortaya çıkmış olan
yolsuzlukları, hırsızlıkları, kara para
aklamalarını, altın kaçakçılıklarını örtbas
edebilmek, onun delillerini yok edebilmek ve onları bulan polisleri,
onları bulan savcıları bir çete şekline dönüştürüp
paralel devlet yaftasıyla onlara karşı bir istiklal mücadelesi
verirken silahlı kuvvet çerçevesi içerisinde MİTi de burada bir
misyonla görevlendirmek; birinci amaç budur bu MİT Yasasıyla.
İkinci amaç ise Oslo ve İmralı görüşmeleriyle birlikte
ortaya çıkan vahim duruma bir kılıf uydurmak, bir kapak uydurmak
ve bu şekilde Yüce Divandan kurtulmak.
Değerli arkadaşlarım,
Oslo ve İmralı görüşmelerinin
Sayın İyimaya, dinleyici bir
milletvekili olarak beni de dinlerseniz sevinirim.
Oslo ve İmralı
görüşmelerinin -burayı iyi dinleyin- ortaya çıkarmış
olduğu tabii sonuç şu, Türkiyede analar ağlamasın.
aldatmacasıyla, PKK yurt dışına çıkacak.
aldatmasıyla çıkmış olan fotoğraf şu: PKK
silahıyla birlikte Türkiyenin Güneydoğu Bölgesindeki bazı
yerlere, mezralara indi, silahıyla birlikte köye indi, ilçeye indi,
beldeye indi, ile indi. Bunlar gece silahlı, gündüz külahlı; gece
tehdit ediyor, gündüz külahıyla hükmediyor. Neye hükmediyor?
1) Türkiye Cumhuriyeti devletinin
vatandaşlarından vergi topluyor.
2) Türkiye Cumhuriyeti devletinin
vatandaşlarını Askere alma. söylemi adı altında
dağa gönderiyor, PKKya gönderiyor.
3) Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşlarına asayiş birlikleri öz yönetim adı
altında kimlik kontrolü yapıyor ve şehitlikler kuruyor.
4) Bu bölgelerde adayları ben
belirlerim. diyerek milletin iradesini hâkim olmaktan çıkarıyor,
terör örgütünün iradesini oraya hükümran olarak kılıyor.
Bunun adı belli; bunun
adını BDPnin yetkilileri ilan etti:
1) Son seçimler belirlenmiş olan
bu bölgenin sınırının çizilmesi seçimidir. dedi.
2) Son seçimler buralarda
özerkliğin ilanı seçimi, özerkliğin referandumudur. dedi.
3) Buralara hâkim kılınan,
AKPnin meşrulaştırdığı müzakerelerle
masasına oturduğu İmralıdaki ağır hapis
mahkûmuna liderlik ve özgürlük seçimidir. dedi.
Bu kapsam içerisinde gideceğiniz
yer, elbette ki mevcut Anayasa ve hukuk düzeni içerisinde Yüce Divandır.
Abdullah Öcalan sizi uyardı, Yüce Divana gidiyorsunuz, ben sizi
kurtaracağım. dedi, bu kanunu getirdiniz Türkiye Cumhuriyeti
devletinin gazi Meclisinin huzuruna.
Bu kanunla sadece bunlarla
yetinmiyorsunuz. Bu kanunla vatandaşın çekirdek hak dediğimiz,
hiçbir şart altında, savaş hâlinde dahi
ilişemeyeceğiniz, giremeyeceğiniz alanlara MİTi
sokuyorsunuz, özel hayatın gizliliğini ihlal ediyorsunuz, kişinin
temel hak ve hürriyetlerini ihlal ediyorsunuz, vatandaşlar arasındaki
eşitlik hukukunu bozuyorsunuz, konut dokunulmazlığına
MİTi sokuyorsunuz, ifade hürriyetini kısıtlıyorsunuz,
haberleşme hürriyetini kısıtlıyorsunuz, basın
hürriyetini kısıtlıyorsunuz, halkın haber alma hürriyetini
kısıtlıyorsunuz, hak arama hürriyetini
kısıtlıyorsunuz, mahkemelerin
bağımsızlığını tehdit altına
sokuyorsunuz ve bu kadar sayılan anayasal değeri ortadan
kaldırdıktan sonra bir tek cümleyle meseleyi açıklamak
gerekecektir, o da Hukuk devletinin ruhuna Fatiha ve leddâllîn âmin.
Şimdi, bu kanunla bu kadar özel
hayata giren, temel hak ve hürriyetlere MİTi sokan bir anlayış,
aynı zamanda MİTe şu yetkileri de veriyor: Dilediği
belgeleri, dilediği bilgileri istediği kurum ve kuruluştan
alacak; kendi özel kanunlarını gerekçe göstererek vermeyenlere dahi
üç ila dört yıldan başlayarak on iki yıla kadar hapis
cezası. Dilediği kurumların, kuruluşların, özel
kuruluşların kayıtlarına, bilgisayarlarına, elektronik
bilgilerine ulaşabilecek, girebilecek; engel olanlara üç ila dört
yıldan başlayan hapis, on iki yıla kadar hapis tehdidi.
Dilediği kurum ve kuruluşlardan dilediği teknik cihazları
isteyebilecek; vermeyene üç ila dört yıl hapis, on iki yıla kadar
varan hapis.
Peki, bu MİT teknik cihaz olarak
ordudan uçak istese, ordudan tank istese, ordudan füze istese bunlarla ne
yapacak? Bunlarla operasyon yapacak. Bunlarla operasyonu nasıl yapacak?
İç ve dış operasyon olarak yapacak.
Değerli arkadaşlarım,
işte, bu hâliyle MİT gerek ulusal hukukun gerek uluslararası
hukukun tanımış olduğu iki tane legal kuruluşun
yanında bir üçüncü kuruluş hâline geliyor.
Meşru iç güvenlik hizmetlerini
devletin polisi yapar. Neye göre? Anayasaya göre, elindeki mevzuata göre.
Anayasa ve mevzuatın dışına çıktığı
zaman hukuk devletinde yargılanır.
Ordu, yine,
verilen görevleri uluslararası mevzuata ve yerli mevzuata göre yapar,
gerekirse savaş yapar. Savaşı neye göre yapar? Savaş
hukukuna göre yapar. Savaşı neye göre yapar? Hükûmetin vermiş
olduğu hedeflere ulaşabilmek adına o sınırlara tabi
olarak yapar. Aykırı yaparsa ne yapar? Aykırı yaparsa gerek
yerli hukukta gerek uluslararası hukukta yargılanır.
Bu MİT ise bunların
dışında bu tasarıya göre. MİT her şeyi yapabilir;
iç operasyon yapar, dış operasyon yapar, ordudan tank ister, top
ister, uçak ister, füze ister, gerekirse kafasına eserse dış
operasyonda birtakım işleri yapar. Yargılama? Yargılama
yok. Bu MİT'in görevi. dediğiniz zaman akan sular duruldu. Bu,
Türkiyeye göre duruldu beyler de, uluslararası hukuka göre durulur mu?
Hayır. Uluslararası hukuka göre durulmaz bu.
Sizin 2 bin tırla sevk
ettiğiniz silahlarla ilgili olmak üzere Türkiyeyi muaheze ettireceksiniz
Sayın Bakan; muhakeme ettireceksiniz Sayın Bakan; murakabe
ettireceksiniz Sayın Bakan. Bu kanun sizi kurtarmaz. Siz bu kanunla,
Türkiye'nin uluslararası alanda muahezesi için, murakabesi için,
muhakemesi için delil yaratıyorsunuz. Hiçbir ülkenin MİT
yasasında böyle bir açıklık yoktur. Evet, her ülkenin gizli
operasyon yapan teşkilatı vardır. Buna uluslararası hukukta
öğrenin-
.(*) denilir. Gizlidir bu operasyon, kanunla
açıklanmaz bu operasyon. Siz kanunla operasyon yetkisini vererek Ben bu
sorumlulukları Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak üstleniyorum.
diyorsunuz ve bir tek Türk vatandaşlarına değil, dünyaya ilan
ediyorsunuz.
Siz kendinizi kurtarmak için böyle bir
uçurumdan aşağı atlayabilirsiniz ama Türkiyeyi bir uçurumun
içine sürükleyemezsiniz. Bununla Türkiye'yi, önümüzdeki süreçte,
uyguladığınız İran ambargosuna karşı
politikalarda, uyguladığınız Suriye politikalarında
kenara itilecek, murakabe edilecek, muaheze edilecek ve sonunda da muhakeme
edilecek bir ülke hâline sokacaksınız.
Gelin, Yüce Divanda
yargılanın, Türkiye'nin, hiç olmazsa iç hukukunda bu meseleyi
halletmiş bir ülke olarak, hukuk devleti olarak dışarıya
söyleyebileceği bir sözü olsun.
Değerli arkadaşlarım,
işte bu çerçeve içerisinde MİT, sadece bu risklerle beraber
değil, aynı zamanda MİTe verilen bu yetkilerle birlikte
Türkiyede AKPnin ayağına dolanan herkes risk altına
girmiştir. Bu herkesin içerisinde
Sadece ilk etapta Başbakanın
Bakanlar Kurulu marifetiyle vereceği ilk görev, 17 Aralık
operasyonunda ortaya çıkan delilleri bertaraf etme: Bunları
değersizleştir, itibarsızlaştır, bunları yok et;
artı, bunları sen de bir çete yap, bir terör örgütü yap, adına
casus de, paralel devlet de, bunlara karşı bir istiklal
savaşı yap, onları hâk ile yeksan et. Ama o yetmez,
ayağına dokunanları da bertaraf edecek.
Bir iktidarın, otoriter
eğilimli bir iktidarın, dikta anlayışlı bir
iktidarın ayağına dokunanlar nelerdir?
1) Basındır, dördüncü kuvvet
olarak basındır. Basın tehdit altındadır. Basın,
devletin organı olan MİTin tehdidi altına girecektir bu
tasarıyla.
2) Diğer taraftan, siyasi
partilerdir. Her siyasi partinin inine gireceksiniz -sizin tabirinizle- ve
siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsuru olmaktan çıkacak,
hastalıklı bir demokrasinin üzerinde operasyon yapan
kuruluşları hâline gelecek.
3) Sivil toplum örgütlerinin inine
gireceksiniz sizin ifadenizle. Ne bulacaksınız orada? Bir kudret
bulacaksınız, iktidara karşı muhalefet kudreti; onu yok
etmek için gireceksiniz.
4) Giremediğiniz şirketlerin içine
gireceksiniz. Paranın kokusunu çok güzel alıyorsunuz. Paralı
şirketlerin içerisine girerek onları ya yandaş hâle
getireceksiniz ya candaş hâline getireceksiniz ya da onların
içerisindeki varlıkları bir şekilde ortadan kaldırmaya
teşebbüs edeceksiniz.
Değerli arkadaşlarım, bu
hâlin özeti: Türkiye demokratik parlamenter sistemden çıkıyor,
Türkiye bir istibdat devleti oluyor. Bunun da örneğini Sayın
Başbakan Esad dediği zamanki devrinde Suriyeden almış,
daha sonra Esed olarak niteleyip kardeşini düşman ilan ettikten
sonra da uygulamasını öğrenmiş. İşte Türkiyenin
gittiği yol El Muhaberat devletinin yoludur, istihbarat devletinin
yoludur. Gazi Meclisin böyle bir yolu açması demek, cumhuriyet tarihinde
edinilmiş demokratik hakların tamamından vazgeçmesi demektir. Bu
kadar ciddidir mesele, bu kadar önemlidir bu mesele ve bu kadar değerlidir
bu mesele.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
FARUK BAL (Devamla) Bu duygu ve
düşüncelerle, yüce Meclisten parmaklara değil, akla dayalı bir
iradenin tecelli etmesini diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim
Sayın Bal.
SIRRI SAKIK (Muş) Sayın
Başkan, hatip bizim grubumuzu itham altına alarak
FARUK BAL (Konya) Grubunuzu
değil, ben PKKyı söyledim Sırrı Bey.
SIRRI SAKIK (Muş) Efendim, BDP
Grubunun adayları belirleme konusundaki tutum ve öz yönetimle ilgili
eleştirileriniz vardı. Bu konuda açıklama yapmak istiyorum.
FARUK BAL (Konya) Hayır,
PKKyı söyledim ben.
BAŞKAN Şimdi, bakın,
orada bir sorun yok ama şimdi Ben öyle demedim. veya Öyle söylemedim.
denildiği zaman, onu kayıtlara geçirmek açısından
PKKyı kastettim. dediniz siz, BDPyi söylemediniz.
SIRRI SAKIK (Muş) BDP dedi.
Burada PKK seçimlere katılmadı, BDP katıldı Sayın Başkan.
BAŞKAN Peki, buyurun.
X.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
5.-
Muş Milletvekili
Sırrı Sakıkın, Konya Milletvekili Faruk Balın 563
sıra sayılı Kanun Teklifinin birinci bölümü üzerinde MHP Grubu
ve şahsı adına yaptığı konuşması sırasında
Barış ve Demokrasi Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
SIRRI SAKIK (Muş) Sayın
Başkan, teşekkür ediyorum.
Ya, biz sorunlarımızı
çözmek zorundayız. Yani, şimdi, siz sürekli Öcalan, PKK, PKK
Burada bir PKK realitesi vardır, bir Kürt realitesi vardır ve
bunları çözmek zorundasınız. İster MİT görüşür
ister Hükûmetin belli birimleri ama görüşerek, konuşarak bu
sorunları çözmek zorundayız.
Bakın, biz burada
koltuklarımızda oturmuşuz ama 12 metrekarelik alanda, beton ve
demir yığınları arasında olan Sayın Öcalan
kanı durdurmuşsa, bir yıldır kan akmıyorsa bu
topraklarda, ölüm yoksa, kan ve gözyaşı yoksa bizim dönüp ona
buralardan hakaretler saydırmak değil, teşekkür etmemiz
lazım. Şimdi, bir yıllık bir süre içerisinde
görüşmeler sonucu eğer bu ülkede barış iklimi varsa biz
bundan dolayı büyük bir mutluluk duyarız. Bunu büyütmek adına,
demokratik siyasetin hayat bulması için de çaba sarf ederiz.
Bakın, hiç
beğenmediğiniz bu Barış ve Demokrasi Partisinin
adayları belirleme konusunda, aslında sizlere ders veren, nasıl
bir demokratik işleyiş içerisinde olduğunu da
araştırırsanız görürsünüz. Barış ve Demokrasi
Partisi tehditlerle değil, halkıyla, bu 12 Eylül ve generallerinin
getirdiği Siyasi Partiler Yasası ve Seçim Kanununu bir tarafa atarak
ön seçim yapar, binlerce insanla ön seçim yapar.
Bu yetmez, öz yönetim dediğimiz,
Ankaranın hantal yapısını bütün Türkiyeye
dağıtmaktır. Yani öz yönetim dediğimiz, dünyanın
dört bir tarafında, 56 ülkesinde uygulanır ve ülkeler de bölünmez.
Ama siz, bu sistemden beslendiğiniz için, hiçbir kural, kaide olmadan Kan
aksın, şiddet devam etsin, ne olursa olsun bizim
iktidarlarımıza, koltuklarımıza hiçbir şey
olmasın, yoksul Anadolu çocukları ölsün
Onun için, biraz vicdan
sahibi olacağız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SIRRI SAKIK (Devamla) Bu konuda, bu
süreçte emeği olan insanları takdir etmemiz gerektiğini
düşünüyorum.
Teşekkür ediyorum. (BDP
sıralarından alkışlar)
FARUK BAL (Konya) Sayın hatip
Kan aksın, şiddet olsun. şeklinde, partimizi ilzam eden bir
cümle kullanmıştır.
SIRRI SAKIK (Muş) Ben parti
demedim.
BAŞKAN Sayın Canikliyi
dinleyemedim çünkü
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Tamam Sayın Başkanım.
FARUK BAL (Konya) Bundan sonra
verirsiniz.
BAŞKAN Bir saniye
Size söz vereceğim
Sayın Bal da, bir izahatta bulunmak istiyorum.
Sayın Bakan, konuşma
yapmayı talep ettiği için, o nedenle
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Tamam.
BAŞKAN - Yani, hayır
Şimdi ben Sayın Bala sataşmadan söz vereceğim, size on
dakikalık
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Hayır, Canikliye
verebilirsiniz; ben hakkını almayayım.
BAŞKAN - Hayır, ona ancak iki
dakika verebilirim. Hak, hukuk yok
Şimdi Sayın Bal, buyurunuz
siz.
6.- Konya Milletvekili Faruk
Balın, Muş Milletvekili Sırrı Sakıkın sataşma
nedeniyle yaptığı konuşması sırasında
Milliyetçi Hareket Partisine sataşması nedeniyle konuşması
FARUK BAL (Konya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi
milletimizin her ferdini mübarek bir değer olarak kabul etmektedir ve her
ferdini de Cenab-ı Allahın mukaddes bir emaneti olarak görmektedir.
Bundan dolayıdır ki hiçbir kimseye hiçbir ayrımcılık
yapılmaması fikrini benimsemiş bir partidir. Bunun üzerine de
bin yıllık kardeşlik hukukunu oturtmuş bir partidir;
sadece, bin yıl boyunca buluştuğumuz, görüştüğümüz,
elde ettiğimiz müşterek değerleri yaşatmak değil,
bunları aynı zamanda gelecek bin yıllara da taşıma
azim ve kararlılığı içerisindedir.
Bu kapsam
içerisinde, Türkiye'nin, evet, bir güneydoğu sorunu vardır. Bu sorun,
bölgesel bir sorundur, iklimle ilgilidir, coğrafyayla ilgilidir; bu sorun,
ekonomiyle ilgilidir, sosyal gelişmişlikle ilgilidir, kültürel
gelişmişlikle ilgilidir ama asla bir etnik sorun olarak
değerlendirilemez ve bu sorunun çözümü için de Türkiye'nin terörle
mücadele ettiği
O terörün başını çekmiş olan bir
kişinin çözümüne ihtiyacı da yoktur Türkiye'nin.
Dolayısıyla, Milliyetçi
Hareket Partisi olarak biz, bin yıllık kardeşlik hukukunun
muhafaza edilmesi gerekirken elbette akan kanın akmaz hâle gelmesinden
gurur duyarız, lakin, bu akan kanı akmaz hâle getirirken Türkiye'nin
Güneydoğu Anadolu Bölgesinde terör örgütünün vergi toplamasına, asker
toplamasına, mahkeme kurmasına, asayiş birlikleri kurmasına
da üniter ve millî devlet çerçevesi içerisinde elbette karşıyız,
elbette karşı olmaya devam edeceğiz. (MHP sıralarından
alkışlar)
SIRRI SAKIK (Muş) Sayın
Başkan, ben yerimden, tutanaklara geçmesi için söylüyorum.
Bu bir Kürt sorunudur, bir hak, hukuk
ve adalet sorunudur, bir iklim sorunu değil. İklimden dolayı
doksan yıllık bir kavga olabilir mi? Yani düşünün, Türkiye Büyük
Millet Meclisinde, hâlâ Kürt sorununu, bu kadar acıların yaşandığı
bir sorunu iklim sorunu olarak değerlendirmek
Türkiye kamuoyunun
vicdanına bırakıyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Hükûmet adına
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Biraz önce Sayın Balın konuşmasında
Hükûmetimize ve Başbakanımıza yönelik olarak
BAŞKAN Buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
7.- Giresun Milletvekili Nurettin
Caniklinin, Konya Milletvekili Faruk Balın 563 sıra
sayılı Kanun Teklifinin birinci bölümü üzerinde MHP Grubu ve
şahsı adına yaptığı konuşması
sırasında AK PARTİ Grup Başkanına sataşması
nedeniyle konuşması
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bakın, Hükûmetimize ve
Başbakanımıza yönelik olarak Diktatöryal eğilimler
içerisinde. gibi ya da buna benzer ifadelerin hiçbirisinin gerçeği
yansıtmadığını, bütün bunların sadece iftiradan
ibaret olduğunu en iyi siz biliyorsunuz.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Siz de
biliyorsunuz böyle olduğunu.
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) - Kesinlikle siz biliyorsunuz.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Siz de
biliyorsunuz, siz de.
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) - Bırakın diktatörlüğü, otoriter eğilimlerin
ağır bastığı bir ülkede şu anda basın böyle
mi işler Allah aşkına! Bu tartışmalar, bu çatışmalar
böyle mi yaşanır?
SEYFETTİN YILMAZ (Adana)
Nasıl işler?
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri)
İşlemiyor ki. Alo Fatih!
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) - Yani dünyanın en gelişmiş ülkelerinde fiilen yer
almayan özgürlük ortamı
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Böyle
işlemez tabii ki.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) Basın
mı var Canikli?
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) - Evet, aynen öyle. Hatta
sınırları zorlayacak şekilde özgürlük ortamı
Türkiyede vardır, fazlasıyla vardır.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Fatih
Altaylı söylemedi mi Hepimize baskı var. diye?
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) Alo
Fatihi biz mi kurduk? Allahtan korkun!
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) - Hiçbir dönemde olmadığı kadar vardır,
altını çizerek söylüyorum, hiçbir dönemde olmadığı
kadar vardır.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Tabii,
Fatih Altaylı demedi mi Hepimize baskı var. diye? İnsaf et,
insaf! Allahım Yarabbim, bunlar çok acayip bir şey ya!
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Yani, ama illa birileri diktatöryal eğilimler görmek istiyorsa
geçmişe bakabilir. Geçmişte bunların çok örnekleri var,
geçmişte, bakın, sayısız örnekleri var. Türkiye bu anlamda
bir müze gibi, zenginlikler var, yani rahat olun o konuda, bakın
görürsünüz. Çok görürsünüz, çok uzaklara gitmenize gerek yok.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) Alo Fatih!,
Alo Fatih!
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri)
Buradan dinlettim size, buradan; buradan dinlettim Başbakanın sesini,
Alo Fatihi.
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Ama bugün Amerikada, İngilterede, Almanyada dahi görülmeyen
bir özgürlük ortamı
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Evet,
evet, özgürlük(!)
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) Sadece sizin
özgürlüğünüz var, sadece sizin!
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla)
bir serbestlik ortamı, insanların düşüncelerini ve
yaşam biçimlerini belirleme ve hayata geçirme ortamı Türkiye'de
vardır; evet, Türkiye'de vardır. Bu da Türk demokrasisinin
gelişme seviyesini gösterir ve bu da son on iki yılda ortaya
çıkmış olan bir gelişmedir ağırlıklı
olarak; ne derseniz deyin, sonuç budur.
Dolayısıyla, olaya böyle bakın.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Evet,
tam, gerçekten öyle, haklısın; on iki yılda akılalmaz
şeyler ortaya çıktı!
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Bakın, şimdi, değerli arkadaşlar, MİT daha
önce dış operasyon yapmıyor muydu? Yapmıyor muydu?
Yapıyordu.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) Biz
bilmiyoruz.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Peki,
şimdi niye kanun çıkarıyorsunuz?
AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar)
Yasa dışı
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Yani on beş yıl önce, yirmi yıl önce MİT
dış operasyon yapmıyor muydu? Yapıyordu.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) O
zaman niye bu yasayı çıkarıyorsunuz madem öyle de?
AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar)
Yasa dışı
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Biz ne yapıyoruz? Biz,
şu anda daha şeffaf hâle getiriyoruz, Türkiye Büyük Millet
Meclisinden
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla)
millî iradenin tecelli ettiği yüce Meclisten onay alarak
bunları yapmaya çalışıyoruz.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) Sadece
Başbakanın MİTi hâline getiriyorsunuz, Başbakanın
MİTi.
BAŞKAN - Sayın Canikli, teşekkür ederim.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
3.-
Çankırı Milletvekili İdris Şahin ve Niğde Milletvekili
Alpaslan Kavaklıoğlunun; Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli
İstihbarat Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile İçişleri Komisyonu
Raporu (2/2011) (S. Sayısı: 563) (Devam)
BAŞKAN - Hükûmet adına Başbakan
Yardımcısı Sayın Beşir Atalay. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
FARUK BAL (Konya) Sayın
Başkan
BAŞKAN - Efendim?
FARUK BAL (Konya) Ben, Sayın
Bakandan sonra
İftira dedi, o bakımdan cevap vermek
zorundayım.
BAŞKAN - Şimdi davet ettim,
ondan sonra dinleyeyim sizi, sataşma varsa bakacağız.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Sataşma yok Sayın Başkanım, ben kimseye bir
şey söylemedim, Geçmişe baksın. dedim.
BAŞKAN Buyurunuz Sayın
Atalay.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) - Değerli Başkanım,
sayın milletvekilleri; önce hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün, tabii, 10 Nisan, polis
teşkilatımızın 169uncu kuruluş yıl dönümü,
tebrik ediyorum. Onlarla bir dönem çalışma saadetine de ermiş
birisi olarak nice yıl dönümleri diliyorum inşallah.
Bunun dışında, tabii,
büyük bir seçim geçirdik, seçimden sonraki ilk oturumdur bu. Bu seçimler de
hayırlı olsun, bütün partilerimize, seçilen bütün
arkadaşlarımıza, yerel yöneticilerimize de başarılar
diliyorum.
Dün, AK PARTİ olarak
Başbakanımızın başkanlığında oturduk,
tam dört saat -biz bir rapor hazırlamıştık, bizde bir seçim
koordinasyon strateji ekibi vardır, benim
başkanlığımda o iki ay çalıştı-
kampanyamızı gözden geçirdik, seçimin artılarını,
eksilerini, sonuçlarını değerlendirdik; doğrusu bu seçimin
-tabii kendimiz açısından da- çok önemli sonuçlarını
gördük.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale)
Görmeyenler de var Sayın Bakanım.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Devamla) - Şimdi, tabii, burada dileğim bütün
partilerin, herkesin bu seçimin sonucunu iyi bir analiz etmesi
RAMAZAN CAN (Kırıkkale)
Etmeyenler de var.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Devamla) -
ve hiç olmazsa, seçim sonrası buradaki
konuşmalarda, seçimden hemen önceki konuşmalarını da göz
önüne alarak birazcık değişiklikler yapmalarıdır.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale)
Yapmıyorlar Sayın Bakanım.
AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar)
MİTi anlat MİTi.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Devamla) Ama o konuda bir şey
olmadığını burada görüyorum. Çok zarar ederler, bunu
yaparlarsa, seçimi iyi analiz etmeden konuşurlarsa.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Çok
iyi analiz ettik, merak etme.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale)
Onlar yenilmeye mahkûm olmuş.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Devamla) Ben özellikle hiç sesimi çıkarmadan
dinledim. Hiçbirimiz, son konuşmacı on beş dakika konuştu,
hiçbir yerden bir ses çıkmadı. İstirham ediyorum.
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) Hiç
kimse de eli cebinde konuşmadı!
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri)
Elinizi cebinizden çıkarın hiç olmazsa!
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Devamla) Son konuşan sayın
konuşmacının burada söylediklerinin hepsi kendi
düşüncesidir, sofistike düşünceleridir, hayal ürünüdür, söylediklerinin
hiçbirine katılmıyoruz, hepsini
reddediyorum.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU
(Osmaniye) Siz de müzakere edilen tasarıyı anlatmıyorsunuz
zaten, başka bir şey anlatıyorsunuz.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Devamla) Hükûmetimizle, partimizle, hatta MİT
Yasasıyla ilgili söylediğinin hiçbiri gerçeği
yansıtmıyor. Ne mevcut MİT Yasasını ne şu andaki
getirilen teklifi yansıtmıyor, bunu da kayıtlara düşmesi
açısından ifade ediyorum.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU
(Osmaniye) MİT değil de size başka bir şey vermişler
herhâlde!
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Devamla) - Tabii, 17 Aralık falan
Değerli
milletvekilleri, hepiniz iki ay ilinizde, ilçenizde, Türkiyede
konuştunuz.
AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar)
Yok mu?
BİNNAZ TOPRAK (İstanbul)
Gözlerimizle gördük Sayın Bakan.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Devamla) Bakın, bakın, milletin
verdiği cevabı iyi irdeleyin. (CHP ve MHP sıralarından
gürültüler)
FARUK BAL (Konya) Ona yargı
cevap verecek, yargı.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Devamla) Başbakanımız
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep)
Oy isterken Yolsuzluk yapacağız. mı dediniz?
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) Onun için mi 2
milyon oy aşağı aldınız?
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Devamla) Ama ben konuşurken de siz dinleyin.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) - Doğru konuş,
doğru konuş da dinleyelim!
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Devamla) Sayın Başkan, bakın, ben
hepsini dinledim.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep)
Millet yolsuzlukları hiç soruşturmadı. Ama siz Biz yolsuzluk
yapacağız, ona göre oylayın. deyin, tamam, millet öyle
oylasın. Deyin ki Biz yolsuzluk yapacağız, ona göre oyunuzu verin.
BAŞKAN Lütfen sayın
milletvekilleri
Sayın Serindağ, lütfen
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep)
Öyle yapsın o zaman.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Devamla) Bakın, ben sizi dinledim lütfen
dinleyin, lütfen dinleyin.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) Parmak
sallama! Ne parmak sallıyorsun ya!
BAŞKAN Sayın Öztürk,
lütfen...
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) -
Burada parti propagandalarını dinleyecek değiliz, parti
propagandasını bırak.
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) Sen
Bakansın, doğruları söyle.
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEŞİR ATALAY (Devamla) Şimdi, biz partimiz içinde
veya dışında, partimizle ilgili Başbakanımız ilk
grup toplantısında söyledi, Yanlış yapanın
hesabını sorarız.
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) Kaç
kişiden sordunuz, kaç kişiden? Hiç yanlış yapan olmadı
mı?
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Devamla) Haftaya da gelecek, burada da komisyon
kuracağız ve göreceksiniz, ama bütün bunları, sadece
bunları konuşarak negatif politikayla, kara kampanyayla da seçim
falan kazanılmıyor, onu da Türkiye gördü, onu da en çok sizler
gördünüz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar)
Konuşmayalım götürsünler!
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Onu
biz bilelim artık, kazanılıp
kazanılmadığını!
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Devamla) Şimdi, yasayla ilgili şunları
söyleyeyim: İleri sürülen eleştiriler kişisel yorumlardır.
MİT her şeyi yapar. gibi bir şey yok. MİT hukukun içinde
çalışan cumhuriyetimizin seçkin bir kurumudur. Öyle ordudan
istediğini alacakmış, silahlarmış
Bakın, bunlar
kafa karıştırmaktır, maddeyi açıp okuyalım.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU
(Osmaniye) Silah Kanununda MİTe silah ithalatı yetkisi
veriyorsunuz, bu da sizin düzenlemeniz!
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Devamla) Efendim, dün söylediğimiz gibi, biz
Burada AKP MİTi bilmem ne, bunlar ayıp. Bu, bizim devletimizin bir
kurumudur ama Başbakana bağlı.
KEMAL EKİNCİ (Bursa)
Siyasallaştırıyorsunuz!
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Devamla) Değerli milletvekilleri, MİT
Başbakana bağlıdır. Anayasa bunu belirler, yasalar
belirler. Üç kurum başka bakana bağlanamaz; bir, Türk Silahlı
Kuvvetleri, Genelkurmay Başkanlığı; iki, MİT; üç,
Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği. Yani her zaman böyle
olmuştur.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) Sayın
Bakan, bunu millî güvenlik derslerinde öğrenmiştik biz!
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Devamla) Başbakana bağlanıyor,
Başbakana. Böyle bir şey yok arkadaşlar ya! Niye kendimizi
aldatıyoruz arkadaşlar ya!
Yani paralel yapı, bilmem ne
Paralel yapıyı biliyoruz, iki parti çok sevdi, hayrını
görün!
AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar)
Ya, on iki senedir birlikteydiniz, on iki sene!
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Devamla) İnşallah alanlarda da, seçimde
hayrını görmüşsünüzdür!
MEHMET ERDOĞAN (Muğla)
Onları sen getirmedin mi?
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Devamla) Evet, söylenmeseydi
konuşmayacaktım, ama bu konuşmalar karşısında,
bakın, ben
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum)
Ağlayıp sızladığınızı unuttunuz ama!
BAŞKAN Sayın Öztürk, rica
ediyorum, lütfen
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Devamla) Değerli milletvekilleri, dün burada
yapılan konuşmaları, dün tutanaklarını aldım,
akşam altını çizdim.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum)
Ağlayıp sızladığınızı unuttunuz ama
Sayın Bakan!
BAŞKAN Sayın Öztürk, rica
ediyorum
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Devamla) Size söylesem sözcülerin söylediklerini
Onlar söylenince biz de burada söyleriz, kusura bakmayın.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) Hasretine
dayanamadığınızı unuttunuz ama!
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEŞİR ATALAY (Devamla) Şimdi, Sayın
Başkanım, değerli milletvekilleri; MİT adli bir kolluk
teşkilatı değildir. Bu bağlamda Millî İstihbarat
Teşkilatının topladığı istihbarat verileri,
terörle mücadelede gerekli tedbirlerin alınması ve karar
alıcılara stratejik konularda destek olmak içindir. Örneğin,
Millî İstihbarat Teşkilatı tarafından Silahlı
Kuvvetlere verilecek destek çok önemlidir. Bu itibarla, Millî İstihbarat Teşkilatı
yurt içindeki yapısını daraltmakta ve yurt
dışındaki faaliyetlere odaklanmaktadır. Yurt içinde ise
ağırlıkla sınır ve sahil bölgelerinde, terör ve
casusluk, bu ikisi üzerinde Silahlı Kuvvetlerin yaptığı
bütün operasyonların istihbaratını MİT verir. Şu anda
en yakın çalıştığı kurum ve en çok bilgi
verdiği yer Silahlı Kuvvetlerdir.
AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) 2
bin tırı Silahlı Kuvvetler mi gönderdi?
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Devamla) Ve biz, değerli arkadaşlar,
bunları on iki yıldır biliyoruz, uyguluyoruz, biz on iki
yıllık hükûmetiz ve ben güvenlikten, güvenlik koordinasyonundan
sorumlu Başbakan Yardımcısı olarak ve bir dönem de
İçişleri Bakanlığı nasip olmuş bir kişi olarak
bütün bu alanları iyi bilirim.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum)
Başımıza gelenlerin nereden geldiği belli artık!
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Devamla) Bakın, size tavsiye ediyorum, Avrupa
ülkelerinden iki üç ülkeyi inceleyin lütfen; şu yasanın maddeleriyle
onları mukayese edin, bunu istirham ediyorum. Yani, kendi millî kurumumuzu
böyle, bu şekilde yerden yere vurmak ve çıkacak yasayı bu
şekilde nitelemek kimseye bir şey kazandırmaz.
KORAY AYDIN (Trabzon) Size
güvenilmiyor, size!
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Devamla) Şimdi, burada, dün ifade ettim,
komisyonun çalışmasını sürdürüyoruz, denetleme komisyonu,
Meclise önemli bir yetki verilecek. Zaten herkes siyasetten rol çalmaya
çalışıyor, biz siyasete daha fazla rol vermeye
çalışıyoruz, yüce Meclisin rolü artsın istiyoruz. Onun için
de ülkemizin gerek istihbaratını gerek güvenliğini bu yüce
Meclis denetleyecek. Salı günü yeni maddemizi, yeni bir madde
ihdasını getireceğiz.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU
(Osmaniye) Hangi rollerde olduğunuzu biliyoruz Sayın Bakan!
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Devamla) Bu, siyaset kurumumuz adına, yüce
Meclis adına çok önemli bir gelişmedir, onu da ifade etmek isterim.
Burada, özet olarak şunu
söyleyeyim: Değerli Başkanım, değerli milletvekilleri;
burada hukukun dışında olağanüstü hiçbir şey yok.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) Hukuk var mı?
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU
(Osmaniye) Hukuk hiç yok!
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) Hukuk var
mı, hukuk?
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Devamla) İstirham ediyorum, bugün zaten
maddelerin bazısı görüşülecek, mevcut yasayı okuyun,
başka bir ülkeden bari. İstiyorsanız, o ülkeyle ilgili,
arkadaşlarım MİTten getirmişler bütün Avrupa ülkelerinin
örneklerini, fotokopisini verelim, oradan okuyun.
ALİ UZUNIRMAK (Aydın)
Avrupa ülkelerinin devlet kurumu niteliği
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU
(Osmaniye) Meclis böyle mi bilgilendiriliyor sizin usulünüzce?
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Devamla) Şimdi, burada
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) Bir
tane yolsuzluk olmaz Avrupada.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) Avrupa
ülkelerinde bu kadar işi yapıp da kalan bakan var mı Sayın
Bakan?
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Devamla) Efendim, Başbakanlık her görevi
verecekmiş... Bakın arkadaşlar, yanlış.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) Bu kadar
şaibe içerisinde olup kalan bakan var mı Avrupa ülkelerinde?
BAŞKAN Sayın Öztürk, rica
ediyorum, lütfen
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Devamla) Başbakanlık dış
güvenlik, terörle mücadele, millî güvenlik bu üç konuda görevler verebilir,
kanunun dışında bir görev veremez, okuyun o maddeyi lütfen.
Efendim,
Başbakanlığın verdiği her operasyon
Şu
tasarıda veya şu mevcut yasada bir tane operasyon kavramı
yoktur arkadaşlar, getirdiğimiz teklifin de, getirilen teklifin de
hiçbir yerinde yoktur.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) Üniversite
hocasısın ya, hâlâ kürsüdesin ya!
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU
(Osmaniye) Her türlü görev. nasıl olacak, nasıl
anlayacağız?
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Devamla) Dolayısıyla, yani bunlar
konuşulurken lütfen katkı verecek konuşmalar yapılırsa
memnun oluruz. Komisyonda çok güzel değerlendirmeler oldu, bakın, biz
onları önergelerle değiştiriyoruz.
Yargı yetkisi
dışına çıkarılır. diyor bir milletvekilimiz.
Arkadaşlar, böyle bir şey olur mu? Hiç kimse yargı yetkisi
dışına çıkarılamaz Türkiyede.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) Allah
Allah!
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU
(Osmaniye) Biz neyi oylayacağız? Sizin elinizdeki başka bir
şey herhâlde Sayın Bakan! Size başka bir şey mi verdiler?
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Devamla) Sadece Yargıtaya veriliyor, sadece. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim
Sayın Atalay.
FARUK BAL (Konya) Sayın
Başkan, bir talebim var efendim.
BAŞKAN Sayın Bal,
buyurunuz.
FARUK BAL (Konya) Şimdi,
Sayın Canikli benim söylediklerimi iftira olarak nitelendirdi, Sayın
Bakan da Hayal ürünü, katılmıyorum, reddediyorum. gibi sözlerle
sözlerimi çarpıttı. İkisini birleştirerek rica ediyorum.
BAŞKAN Buyurun.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum)
Sayın Bakan hâlâ üniversite
kürsüsünden inmemiş ki bizi öğrencileri zannediyor. Bir inebilse
kürsüden.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU
(Osmaniye) Sayın Bakan başka bir şey anlatıyor galiba,
teklifi okumamış herhâlde ya da okumuş, anlamamış.
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) Bir kürsüden
inebilse.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU
(Osmaniye) Sizin söyledikleriniz burada yazmıyor, burada yazan
başka bir şey.
X.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
8.-
Konya Milletvekili
Faruk Balın, Giresun Milletvekili Nurettin Caniklinin sataşma
nedeniyle ve Başbakan Yardımcısı Beşir Atalayın
563 sıra sayılı Kanun Teklifinin birinci bölümü üzerinde
Hükûmet adına yaptıkları konuşmaları
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
FARUK BAL (Konya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Başbakan
yönetimindeki Adalet ve Kalkınma Partisinin yönetiminin
otoriterleştiğini sadece biz değil
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Ben çok iyi
çalışırım, öğrenci gibi çalışırım.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU
(Osmaniye) Saf olan biz değiliz, siz söylüyorsunuz meydan meydan!
FARUK BAL (Devamla)
bütün dünya
ifade ediyor ve ortaya delillerini koyuyor. Ben 3 tanesinden bahsedeceğim.
Türkiyenin görsel basınla ilgili olarak sorunu vardır. Bu sorunu
Sayın Başbakan yaratmıştır Alo Fatih
hatlarıyla. Televizyonların, her televizyonun içerisine bir Fatih yerleştirmiş,
neyin yayınlanacağına, neyin yayınlanmayacağına o
karar veriyor. Yazılı basının da -Gazeteciler
Sendikasının ortaya koyduğu rakam bu- 200 köşe yazarı,
muhabir ve koordinatörü atılmıştır ve Türkiye basın
özgürlüğü alanında dünyanın 180 ülkesinden 154üncü
sırasına düşmüştür Afganistandan sonra.
Bir de sanal basın var,
burası biraz daha rahat. Onu da Sayın Başbakan Twitter,
mivitır; Youtube, mutub kapatacağım. dedi, kapattı. Bu
otoriter değil de nedir, bunu ifade etmiştim.
Şimdi, Sayın Bakana gelince,
Sayın Bakan da Hayal ürünü, bunlar kendi düşüncesi. filan dedi. Ben
şimdi kanundan maddelerini teker teker okuyayım, hayal mi, gerçek mi
beraber karar verelim. MİT, PKK terör örgütü dâhil -o
anlaşılıyor 3üncü maddenin (a) fıkrasında- ilişkiye
geçecektir. Yani Oslo görüşmeleri aklanacaktır. anlamında.
İki, bu kanun çerçevesinde
görevleriyle ilgili olarak kamu kurum, kuruluşu, kamu kurumu
niteliğindeki meslek kuruluşları, bankalar, tüzel kişiler
dâhil hepsi bilgi ve belgeleri MİT istediği zaman vermek zorunda kalacaktır.
Bu, dünyanın hangi ülkesinde var Sayın Bakanım?
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Hepsinde var, hepsinde;
casusluksa hepsinde var.
FARUK BAL (Devamla) Devam ediyoruz.
Aynı maddenin (c) fıkrasında Yapılan soruşturmalarla
ilgili bütün ifade tutanaklarına, her türlü bilgi ve belgeye MİT
ulaşabilir, yani yargının içerisine girebilir. diyor.
Devam ediyoruz, atlayarak geçiyorum.
MİT, ankesörlü telefonlar dâhil, istihbaratla ilgili olmak üzere, ön
istihbaratla ilgili olmak üzere hiçbir kanuna tabi olmadan Müsteşarın
izniyle dinleyebilir. diyor.
Devam ediyoruz. 7nci maddesinde
Şimdi Yargıyla ilgili. demiştiniz. Burayı dinleyin
Sayın Bakanım, ben kanunu okuyorum size: Cumhuriyet
savcıları, MİT görev ve faaliyetleri ile ilgili
mensuplarına ilişkin herhangi bir ihbar, şikâyet
aldıklarında veya böyle bir durumu öğrendiklerinde MİT ile
temasa geçer. Konunun MİTin görev ve faaliyetlerine ilişkin
olduğunun anlaşılması veya belgelendirilmesi üzerine adli yönden
hiçbir işlem yapılamaz. Bu ne demektir? MİT silah kaçakçısıyla
silah kaçakçılığı yaparken yakalandı, MİT adam
öldürürken yakalandı, MİT esrar kaçırırken, uyuşturucu
kaçırırken yakalandı. MİTten birisi diyecek ki: Bu MİTin
faaliyetleriyle ilgilidir. Bitti, savcı hiçbir şey yapmayacak. Bu
yargıya müdahale değil, yargının faaliyetlerini, yargı
erkinin gücünü kanunla sınırlamak değil de nedir Sayın
Bakanım?
Devam ediyoruz: İstenilen
bilgileri, belgeleri vermezse bir kurum, kuruluş, şirket, banka,
vesaire, kendi özel kanunlarını gerekçe olarak gösterse dahi dört
yıldan on iki yıla kadar hapis. Bu hangi hukuk devletinde var? Bunun
adı istibdat devletidir, bunun adı El Muhaberat örnek alınarak
Suriye benzeri Orta Doğu demokrasisine geçiştir.
BURHAN KAYATÜRK (Van) - Allahtan kork
ya, Allahtan korkun yani Muhaberata
FARUK BAL (Devamla) - İleri
demokrasi diyorsunuz ya, ileri filan değil, geri vitese
takılmış istihbarat ve otoriter bir yönetime geçiş
kanunudur. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim
Sayın Bal.
BURHAN KAYATÜRK (Van) Söylediklerinize
inanıyor musunuz Allah aşkına?
FARUK BAL (Konya) Kanunu oku.
BURHAN KAYATÜRK (Van) -
İnanmıyorsunuz değil mi?
FARUK BAL (Konya) Bana
inanmıyorsan kanunu oku.
BURHAN KAYATÜRK (Van) İnanmadan
konuşuyorsunuz.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Sayın Başkan, söz
istiyorum. Bir cevap
BAŞKAN Bir saniye.
Şimdi
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Benim söylediğimi
yanlış şey yapıyor, bir dakikalık bir açıklama
yapmak istiyorum.
BAŞKAN Şimdi, size
sataşmadan söz vereyim.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Evet.
BAŞKAN Buyurun, kürsüye
geleceksiniz Sayın Bakan. İki dakikalık süreniz var.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Buradan, buradan şey
yapayım Sayın Başkan.
BAŞKAN Öyle yok işte. Ya da
60ıncı maddeye göre bir dakika vereceğim; ikisinden biri.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Öyle mi? Peki.
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) İç
Tüzüke uyun Sayın Bakan!
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Teşekkür ederim, kusura
bakmayın Başkanım.
BAŞKAN Ya, ben, işte,
İç Tüzükü uygulamaya çalışıyorum.
Buyurunuz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
9.- Başbakan
Yardımcısı Beşir Atalayın, Konya Milletvekili Faruk
Balın sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında Hükûmete ve şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Sayın Başkanım,
çok teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bir konuya vaktim el vermediği için açıklık
getiremedim; onu, doğrusu, burada Sayın Bal söyledikten sonra bir
defa daha bir iki cümleyle açıklamak isterim.
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) -
Hayır, sataşma olmadı şimdi Sayın Başkan.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Devamla) Biz çözüm sürecini yürütürken
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) -
Sataşma olmadı Sayın Başkan.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Devamla) Biz çözüm sürecini yürütürken
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) -
Sataşmadan söz olmadı. Bu, sataşmadan söz olmadı,
başka bir şeye gitti.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Devamla) Ama ayıp ediyorsunuz!
BAŞKAN Sayın Ali
Uzunırmak, benim tasarrufum öyle oldu.
Buyurunuz.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Devamla) Ayıp ediyorsunuz!
BAŞKAN Buyurunuz lütfen, lütfen
FARUK BAL (Konya) Sayın
Bakanın süresini yeniden başlatın Sayın Başkanım!
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Devamla) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; biz çözüm sürecini, hiçbir safhasını gizli
yürütmüyoruz; meşru zemin içinde, hukuk içinde yürütüyoruz.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU
(Osmaniye) Hangi hukuk o?
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Devamla) Yani burada bir madde okuyor, burada PKK
falan yok, Örgütlerle görüşebilir. falan
MİT daha önce de
görüşmüştür, on beş yıl önce de görüşmüştür,
MİT daima görüşür, devletin menfaati gereği görüşür. Bunu
burada
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU
(Osmaniye) Millî güvenliği tehdit eden yapılarla irtibat
kurabilir. diyor!
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Devamla) Eskiden de var, şimdi var ve biz çözüm
sürecini apaçık yürütüyoruz. Biz öyle, bakın, lafımızı
çekinmeyiz.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Hani
şerefsiz diyordunuz ama!
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU
(Osmaniye) Hani Görüşenler şerefsizdir. diyordunuz!
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Devamla) Biz yaptığımıza
Yaptık. deriz ve biz risk alan bir Hükûmetiz.
ALİ UZUNIRMAK (Aydın)
Görüşen şerefsiz. dediniz, daha ne diyeceksiniz ya!
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Devamla) Ülkemizin bir sorunu varsa cesaret
gösteririz; öyle, o onu söylüyor, öbürü onu söylüyor diye de sorunları ele
almaktan korkmayız. Biz bir çözüm süreci yürütüyoruz, MİT örgütle de
görüşüyor, biz BDPyle görüşüyoruz; siyasi boyutunu biz yürütüyoruz
ve bu devam edecek, gerekirse MİT başka örgütlerle de görüşecek.
Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Canikli,
dinleyeyim sizi.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Sayın Bal konuşmasında Hükûmetimizin
ALİ UZUNIRMAK (Aydın)
Yazık, yazık, yazık!
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri)
Görüşmeye devam edin, devam!
ALİ UZUNIRMAK (Aydın)
Şerefsiz yaptınız emrinizde çalışanları be!
Emrinizde çalışanları şerefsiz yaptınız!
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Ya, düzgün, Ali Bey
ALİ UZUNIRMAK (Aydın)
Kendiniz şerefsizliği üstlenmemek için sizinle
çalışanları şerefsiz yaptınız!
BAŞKAN Sayın
Uzunırmak, lütfen
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Ali Bey, Ali Bey
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) Bütün
çalışanları şerefsiz yaptınız be!
BAŞKAN Sayın
Uzunırmak, lütfen
ALİ UZUNIRMAK (Aydın)
Emrinizde çalışanlara şerefsiz diyorsun!
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Şerefsiz sensin!
(MHP Grubundan Komisyon
sıralarına yürümeler)
BAŞKAN Sayın
Uzunırmak, lütfen
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) İade ediyorum,
şerefsiz sensin!
BAŞKAN Sayın Bakanım,
lütfen
Birleşime on beş dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati:
18.20
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 18.40
BAŞKAN: Başkan Vekili Meral
AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: İsmail
KAŞDEMİR (Çanakkale), Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 75inci Birleşiminin
Altıncı Oturumunu açıyorum.
563 sıra sayılı Kanun
Teklifinin görüşmelerine devam edeceğiz.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
3.-
Çankırı Milletvekili İdris Şahin ve Niğde Milletvekili
Alpaslan Kavaklıoğlunun; Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli
İstihbarat Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile İçişleri Komisyonu
Raporu (2/2011) (S. Sayısı: 563) (Devam)
BAŞKAN Komisyon burada, Hükûmet
burada.
Birinci bölüm üzerinde şahsı
adına söz isteyen Bolu Milletvekili Sayın Tanju Özcan, buyurunuz.
(CHP sıralarından alkışlar)
TANJU ÖZCAN (Bolu) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; ben de şahsım adına,
birinci bölümle ilgili düşüncelerimi ifade etmek üzere söz almış
bulunuyorum.
Ancak çok önemli ve sıcak bir
gelişme var, bununla ilgili düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.
Boluda bir anayasal suç işleniyor. Henüz birkaç gün önce seçilmiş
Bolu Belediye Başkanı kontrol altına alamadığı
bir gazeteyi, yayın politikasını belirleyemediği yirmi
altı yıllık bir köklü gazeteyi kapatmak için, mahkemenin
yürütmeyi durdurma kararlarına rağmen faaliyet içerisinde ve
Sayın Valinin çabalarına rağmen de bu faaliyetler hâlâ devam
ediyor. Ben, yüce Türk milletinin kürsüsünden, yaşanan bu olayı
lanetlediğimi ifade ediyorum. Bu konuda AKPli yetkililerin de
gereğini yapmasını beklediğimi sizlerle paylaşmak
istiyorum.
Evet, sayın milletvekilleri,
burada görüşmeleri izliyoruz hep birlikte, bu önemli yasayla ilgili. Ben,
aynı zamanda İçişleri Komisyonu üyesi olarak bu
görüşmelerin önemli bir kısmını Komisyonda da takip etme
şansı buldum. Öncelikle şunu ifade etmeliyim: Sayın Bakanın
bugünkü tavırlarının bir benzeri Komisyon görüşmeleri
sırasında da vardı. Üstelik, Sayın Bakanın bir sözü
beni çok şaşırttı. Sayın Bakan, az önce görme
fırsatı bulduk, hemen hemen her maddeyle ilgili Hükûmet veya AKP
Grubu bir önerge vermiş, değişiklik önergesi vermiş ve
bunların tamamı da, bu değişiklik önergelerinin
tamamına yakını da, Komisyon gündeminde iken konu, Komisyon
üyesi milletvekilleri tarafından gündeme getirilmiş olan
konulardı ama Sayın Bakan çıktı burada, Bu, Hükûmet
tasarısı değil. dedi, sanki 2 AKPli milletvekili
arkadaşımızın hazırladığı bu teklifi
daha önce hiç görmemiş gibi. Komisyonda bu yasa teklifi görüşülürken
sanki Hükûmeti temsilen orada oturmuyormuş gibi bir tavır içerisine
girdi.
Ben sizlere soruyorum: Sayın Bakan
bu tavrıyla iyi polis-kötü polisi mi oynamak istiyor, yoksa bu teklifi
veren -veya verdirilen- 2 arkadaşını mı satıyor veya o
Komisyonda bu görüşmelerde bulunan milletvekillerinin aklıyla,
zekâsıyla dalga mı geçiyor? Bu sorunun cevabını
bulmamız lazım.
Sayın Bakan bu teklif Komisyonda
görüşülürken Hükûmeti temsilen orada bulundu arkadaşlar, bütün bu
eleştirileri dinledi ama öyle anlaşılıyor ki ya
duymazlıktan gelmiş ya da okuduğunu ve konuşulanları
anlamamış. Biz o zaman da ifade ettik, Sayın Bakan, bu yasa bu
şekilde geçerse, bu değişiklik bu şekilde geçerse MİT
dünyanın en çok tartışılan istihbarat örgütlerinden bir
tanesi olur; Türkiye Cumhuriyeti devleti bir muhaberat devletine dönüşür,
Millî İstihbarat Teşkilatı devletin istihbarat
teşkilatıyken Hükûmetin istihbarat teşkilatı hâline gelir.
dedik, bunları anlattık. Yasama tekniğine uygun olmayan
ifadeler var. dedik, bunları da defalarca söyledik ancak Sayın Bakan
bugün sanki o konuşmalar olmamış gibi Önergelerimiz var.
diyerek dün -bu önergeleri biraz önce getirdiler- aslında bizim
söylediğimiz birçok hususu bugün bu önergeleri vermek suretiyle kabul
etmiş olduğunu ifade ediyor.
Ben yasa teklifiyle ilgili
düşüncelerimi 2nci maddede ayrıca ifade edeceğim. Ancak,
görüşmelerin başından itibaren Sayın Bakan Beşir
Atalay buradaydı, sizler de üslubuna son derece
şaşırdınız, ben görüyorum. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde
belki ilk olmuştur bir bakanın bir milletvekiline hakaret ettiği
açıkça ve bunun sonucunda ilgili Bakanın kınanmamasını
da ben kınıyorum Sayın Başkanım. Böyle bir şeyi
kabul edebilmemiz mümkün değil.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri)
Hayır, şeyleri istedim. Getirecekler, ona göre
konuşacağız.
TANJU ÖZCAN (Devamla) Üstelik
Sayın Bakanın kürsü konuşmalarında âdeta kahvede
konuşur bir hatip gibi konuşmasını da kendisine
yakıştıramadığımı ifade etmek istiyorum.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa)
Seçimden bahsetmesin mi?
TANJU ÖZCAN (Devamla) AKP grup
başkan vekillerinin de kendisini uyarmasını beklediğimi
ifade ediyorum. Böyle bir şey olmaz. Sayın Bakan -belli ki özel bir
sorunu var, bir şeye canı sıkılmış- bütün
sinirini Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinden almaya
çalışıyor. Bunu kabul edebilmek mümkün değil, bunu Türkiye
Cumhuriyeti milletvekili olarak içine sindirebilmek mümkün değil; bunu
iktidar partisi grubu olarak seyretmeniz, bize göre, mümkün değil.
Teşekkür ediyorum, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Teklifin birinci bölümü üzerinde
İç Tüzükün 72nci maddesine göre verilmiş bir önerge vardır,
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
563 sıra sayılı Teklifin
1. Bölümü üzerindeki görüşmelere devam edilmesini İçtüzüğün 72
nci maddesine göre arz ve teklif ederiz.
Mehmet Akif Hamzaçebi Ali
Özgündüz Binnaz
Toprak
İstanbul İstanbul İstanbul
Özgür Özel Ahmet
Toptaş Mahmut
Tanal
Manisa Afyonkarahisar İstanbul
İlhan Demiröz Süleyman
Çelebi
Bursa İstanbul
Gerekçe:
Görüşmelere devam edilmesi önerilmektedir.
BAŞKAN Önergeyi
III. YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Toplantı yeter sayısı
BAŞKAN Yoklama isteği vardır.
Sayın Hamzaçebi, Sayın Demiröz, Sayın
Serindağ, Sayın Toprak, Sayın Şeker, Sayın Özkan,
Sayın Tanal, Sayın Çelebi, Sayın Özel, Sayın Özcan,
Sayın Genç, Sayın Öner, Sayın Acar, Sayın Haberal, Sayın
Yılmaz, Sayın Gümüş, Sayın Köktürk, Sayın Güler,
Sayın Korutürk, Sayın Sarıbaş.
Yoklama için iki dakika süre veriyorum ve yoklamayı
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
yoktur.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma saati: 18.50
YEDİNCİ
OTURUM
Açılma Saati:
18.58
BAŞKAN:
Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER:
İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale), Dilek YÜKSEL (Tokat)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 75inci Birleşiminin
Yedinci Oturumunu açıyorum.
III.- Y O K L A M
A
BAŞKAN - İç Tüzükün 72nci
maddesine göre, İstanbul Milletvekili Sayın Mehmet Akif Hamzaçebi ve
arkadaşlarının verdiği önergenin oylamasından önce,
istem üzerine yapılan yoklamada toplantı yeter sayısı
bulunamamıştı.
Şimdi yoklama işlemini tekrar
yapacağım.
Yoklama için iki dakika süre veriyorum
ve yoklamayı başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter
sayısı vardır.
563 sıra sayılı Kanun
Teklifinin görüşmelerine devam edeceğiz.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
3.-
Çankırı Milletvekili İdris Şahin ve Niğde Milletvekili
Alpaslan Kavaklıoğlunun; Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli
İstihbarat Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile İçişleri Komisyonu
Raporu (2/2011) (S. Sayısı: 563) (Devam)
BAŞKAN Komisyon burada.
Hükûmet burada.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Şimdi soru-cevap işlemine
geçiyorum.
Listeden okuyacağım.
Arkadaşlarımız girerlerse sisteme sevinirim.
Sayın Özel, Sayın
Türkoğlu, Sayın Genç, Sayın Yılmaz, Sayın
Erdoğan, Sayın Ağbaba, Sayın Serindağ, Sayın
Acar, Sayın Uzunırmak, Sayın Özcan.
Bu sıraya göre söz vereceğim.
Sisteme girilebilirse
Evet, Sayın Özel
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Böylesine önemli bir kanunda elbette sorulacak
çok soru var ama soruyu cevaplayacak makamda oturan Sayın Bakanı
tekrar karşımızda görünce normal bir soru sormak mümkün
değil. Gün boyunca biz milletvekillerine hakaret etti, fevkalade gergin,
bir bakana yakışmayacak bir üslup kullanıyor. Kendisine bir
sağlıkçı olarak ilk önce bir şeker kontrolü tavsiye
ediyorum. Hâli, yaklaşımı, Meclise ve milletvekillerine
karşı gösterdiği tavrı kınıyorum. Aklı
olan, mantığı olan böyle soru sormaz. sözünü sarf edecek kadar
Meclise karşı hakaretamiz tutum içinde olup da özür dilemek yerine
bunu savunan bir Bakana söyleyecek söz bulamıyorum. Biraz önceki tabloya
şahit olduğum için çok üzgünüm ve kendisine devlet
adamlığı terbiyesi olan, birazcık siyasi ahlakı olan
bir Bakan böyle konuşmaz, böyle davranmaz, lütfen Meclisten özür dileyin
diyorum.
BAŞKAN Sayın Türkoğlu
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU
(Osmaniye) Sayın Başkanım teşekkür ederim.
Ben de soru sormak istiyordum, bu
teklifle ilgili merak ettiğim bazı hususları öğrenmek
istiyordum. Ancak, geneli üzerinde yaptığınız soru-cevap
işleminde Bakandan aldığımız cevaplar ve Bakanın
tutumu sebebiyle soru sormamanın daha sağlıklı
olacağını düşünüyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Genç
KAMER GENÇ (Tunceli) Teşekkür
ederim.
Kırıkkale
Üniversitesi Rektörüyken irticanın rektörü olarak görevden
alındığından dolayı YÖK Başkanını
hıncını alarak içeriye attıran, köstebek
unvanının ne olduğu belli olmayan, burada temel hak ve
özgürlükleri ortadan kaldırmak için her türlü yalanı söyleyen,
insanları öldürmek için bir MİT teşkilatına dünyanın
hiçbir MİTinde olmayan, demokratik ülkenin bir kamu kurumunda olmayan
yetkileri burada çıkıp da savunacak kadar insanlara
saygısız, o makamda oturan kişiyi soru soracak nitelikte, bir
değerde bulmuyorum. Kendisini şiddetle de protesto ediyorum.
BAŞKAN Sayın Yılmaz
SEYFETTİN YILMAZ (Adana)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Bakana gerçi soru sorup cevap almak da
mümkün değil ama şunu soracağım: Sayın Bakan, siz
İçişleri Bakanlığı yaptınız. Merak ediyorum
hangi ülkenin İçişleri Bakanlığını yaptınız?
Yani şimdi diyorsunuz ki bir paralel devlet, bir çete. Sizin
zamanınızda bunlar var mıydı, yok muydu? Bunların
gelmesinde sizin katkınız var mıydı, yok muydu? Varsa
şimdi hangi hukuk devletine bakarsanız bakın bunun
karşılığı hukukta şudur: Yardım ve
yataklıktan ceza almaktır. Eğer ortada bir çete varsa, bir çete
devleti varsa yardım ve yataklıktan İçişleri Bakanı
Beşir Atalay olarak sizin de mutlaka yargılanmanız
gerektiğine inanıyorum.
İkinci olarak da şunu sormak
istiyorum: Ülkede bir Millî İstihbarat Teşkilatı var, bunun bir
müsteşarı var, attığı adım kamuoyuna
yansıyor. Bir tırı bile yürütemeyen bir Millî İstihbarat
Teşkilatının başkanının, müsteşarının
hâlâ görevde bulunmasını doğru buluyor musunuz? Bu nasıl
bir istihbarat teşkilatıdır?
BAŞKAN Sayın Erdoğan
MEHMET ERDOĞAN (Muğla)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Dünden bu yana yürüttüğümüz
görüşmelerde bütün muhalefet sözcülerinin sorularını ve
eleştirilerini kale almayan, hepsini keenlemyekûn yok sayan bir bakana
soru sormayı içime sindiremediğim için sorumdan vazgeçiyorum ve
Bakanın bu tavrını kınıyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Ağbaba
VELİ AĞBABA (Malatya) -
Sayın Başkan, ben de eğer biliyorsanız size sormak
istiyorum, bilmiyorsanız da canınız sağ olsun.
Balyoz, Askerî Casusluk, Ergenekon
davalarında fişlemelerde mahkemelerde gündeme geldi ve birçok davada
etnik kimliğinden, mezhebinden, isminden, doğum yerinden dolayı
insanların fişlendiği görüldü. Yine, geçtiğimiz aylarda
Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu
Başkanlığı müfettiş sınavlarında
fişleme yapıldığı ortaya çıktı.
Babasının ismi Ali Haydar olan birinin kırmızı
listeye; Kürt, Alevi, ulusalcı olanların kırmızı
listeye yazıldığı ortaya çıktı. Bunu acaba kim
yapmıştır? Biliyorsanız söyleyin, bilmiyorsanız ben
Sayın Bakana sormak istemiyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Serindağ
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, demin sorduğum soruyu
yanıtlamadınız, tekrar ediyorum: Millî İstihbarat
Teşkilatının Reza Zarrab ile bazı bakanların
ilişkileri konusunda 2013 yılı Nisan ayında bir rapor
hazırladığı, bu raporda bakanlarla Reza Zarrab
ilişkilerinin açığa çıktığı takdirde
Hükûmetin zor durumda kalacağı hususu yer almıştır ve
basında yer alan bu haber yalanlanmamıştır. Bu rapor
üzerine herhangi bir işlem yapılmış mıdır? Bu
raporu da paralel yapı hazırladı? diye mi işleme
almadınız mı?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Acar
GÜRKUT ACAR (Antalya) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Öncelikle Cumhuriyet Halk Partisi Genel
Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğluna
yapılan saldırıyı şiddetle kınıyorum. Bu
sadece Genel Başkanımıza değil, bütün CHP örgütüne ve
demokrasiye yapılan bir planlı saldırıdır.
Sayın Bakan, 2937 sayılı
Kanunun 4üncü maddesinin mevcut hâlinde 7 başlıkta sayılan
görevler dışında MİTe görev verilemez. diyor. Şimdi
siz bu hükmü kaldırıyorsunuz. Oysa bu yetkinin
sınırlandırılması, yetkinin kötüye
kullanılmasının önlenmesi, yetkinin keyfî olarak
kullanılmasının önlenmesi amacıyla buraya konulmuştu.
Bu madde kaldırıldığına göre şimdi size
soruyorum: Millî İstihbarat Teşkilatının,
Başbakanın veya siyasilerin kötüye kullanmasını önlemek
için nasıl bir tedbir düşünüyorsunuz? Bu yasada bu nasıl
öngörülmüştür? Nasıl kontrol edeceksiniz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın
Uzunırmak
ALİ UZUNIRMAK (Aydın)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
2010 yılından bugüne kadar
istihbarata karşı koyma biriminde daire
başkanlığı ve müsteşar muavinliği düzeyinde kaç
defa değişiklik yapıldı, en son ne zaman
değişiklik yapıldı?
Teşekkür ediyorum, çok
önemsediğim bir konu.
BAŞKAN Sayın Özcan
TANJU ÖZCAN (Bolu) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, ben de bu
aşamada Sayın Bakana bir soru sormaktan yana değilim. Ancak
aklıma bir konu geldi. Az önce bir Divan üyemize Sayın Bakan hakaret
ederken, yaklaşık bir buçuk yıl önce onu size anlatmak
istiyorum- o Divanda sol tarafta otururken Sayın Bakanın kolu
kırılan Sayın Kamer Gençin koluna bakarak İyi
olmuş. diyecek kadar insani duygularını yitirdiğini bugün
bir kez daha hatırlattı Sayın Bakan. Bundan dolayı
Sayın Bakanı kınıyorum ve hâlâ o Bakanlık
koltuğunda oturmasından hicap duyduğumu ifade ediyorum.
BAŞKAN Sayın
Işık
ALİM IŞIK (Kütahya)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan, size göre
Açılım Projesi ama yüce Türk milletine göre de Türkiye Cumhuriyeti
devletinin yıkım projesi olarak uygulamaya koyduğunuz projenin
gelinen noktasında vicdanınız rahat mı? Türkiyeyi bölme
noktasına getiren bir bakan olarak
tarihe geçmekten mutlu musunuz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Bakan,
buyurunuz.
KAMER GENÇ (Tunceli) Hangi yüzle
cevap verecek Sayın Başkan?
(AK PARTİ sıralarından Konuşma! sesi)
HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul)
Nasıl yüzün var senin ya! Senin nasıl yüzün var ya!
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sayın milletvekilleri
KAMER GENÇ (Tunceli) - Hangi yüzle
cevap verecek?
AHMET AYDIN (Adıyaman) Yüzsüzlük
yapma, yapma!
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen
Sayın milletvekilleri, lütfen
KAMER GENÇ (Tunceli)- Milletvekillerine
yalan söylüyor
CUMA İÇTEN (Diyarbakır)
Sende yüz var mı? Sende yüz var mı? Senin yüzün var mı?
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen
Buyurun Sayın Bakan.
KAMER GENÇ (Tunceli) Bu Meclisin
karşısında oturup konuşamaz. Söylediklerinin hepsi yalan.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Sus be!
KAMER GENÇ (Tunceli) Cumhuriyet
rejimini yıkmak
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Sayın Başkan, böyle bir uygulama var mı?
BAŞKAN Sayın Genç, lütfen,
rica ediyorum.
KAMER GENÇ (Tunceli) Hangi yüzle
geliyorsun buraya sen be!
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Sen hangi yüzle geliyorsun? Sen hangi yüzle geliyorsun?
HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul)
Sadece şov yapıyor.
BAŞKAN Lütfen Sayın Genç
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Sayın Başkan
KAMER GENÇ (Tunceli) Temel hak ve
özgürlükleri
BAŞKAN Sayın Genç, lütfen
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri
.
KAMER GENÇ (Tunceli) Sen hangi
haklarla buraya geliyorsun? Bu millete düşmanlık yapıyorsun,
Atatürke düşmanlık yapıyorsun.
BAŞKAN Sayın Genç, lütfen
KAMER GENÇ (Tunceli) Efendim, yani
MUHYETTİN AKSAK (Erzurum) - Sayın Bakanım, sizi
tavrınızdan dolayı kutluyorum. Bunlara bu
yakışır.
KAMER GENÇ (Tunceli) Ya, bu kadar laf
söylenen biri gelip de oturamaz.
BAŞKAN - Sayın Genç, lütfen,
rica ediyorum
KAMER GENÇ (Tunceli) Ama yalan
söylüyor bize.
BAŞKAN Rica ediyorum, rica
ediyorum
Sayın Bakan, buyurun.
FATİH ŞAHİN (Ankara)
Sayın Başkan, saldırıyla orantılı bir
şekilde uyarmıyorsunuz ama.
KAMER GENÇ (Tunceli) Yahu, insanda
biraz edep olur ya!
BAŞKAN Rica ediyorum, lütfen
FATİH ŞAHİN (Ankara)
Hâlâ saldırıyor hâlâ rica ediyorsunuz. Saldırıyla uygun bir
münasip dille uyarın lütfen.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) O sözleri söyleyenin kim
olduğunu herkes biliyor. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri
KAMER GENÇ (Tunceli) Ben de seni iyi
biliyorum. Köstebek ne oldu, köstebek!
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri
FATİH ŞAHİN (Ankara)
Sayın Başkan, rica etsenize bir daha! Bir daha rica edin! Bir daha
rica edin, lütfen!
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) İsterseniz kapatalım.
BAŞKAN Ben size de rica
ediyorum, lütfen
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEŞİR
ATALAY (Kırıkkale) Sayın Başkan, böyle bir şey
olamaz!
FATİH ŞAHİN (Ankara)
Ama uygun bir dille uyarmıyorsunuz.
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim,
devam etsin Sayın Bakan, devam etsin.
BAŞKAN Sayın Bakan, ben
size söz vereceğim.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Böyle bir şey olamaz
Sayın Başkan.
KAMER GENÇ (Tunceli) Köstebek ne
oldu, köstebek, onu söyle!
BAŞKAN Sözünüzü
tamamlayacağım, bir saniye.
Şimdi, emir kipiyle bugüne kadar
hiçbir milletvekiline konuşmadım ben. Sus, otur, kalk, git
şeklinde hiç kimseye ama hiç kimseye konuşmadım.
Dolayısıyla Rica ediyorum. diyorum.
FATİH ŞAHİN (Ankara)
Ben de onu diyorum, saldırıyla münasip bir şekilde
uyarmıyorsunuz.
BAŞKAN Beyefendiye rica
ediyorum, size de rica ediyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Başka
başkan vekillerine emir ettikleri için
BAŞKAN Ama sonuç itibarıyla
ricaya uyarsınız, uymazsınız, o da sizin bileceğiniz
bir iştir. Kalkıp buradan inip, elime şunu alıp
kovalayamayacağıma göre sizleri, dolayısıyla
FATİH ŞAHİN (Ankara)
Oraya vurabilirsiniz ama!
BAŞKAN Yani, bakın,
usuletle suhuletle şu Meclisi kavgasız, gürültüsüz yürütmeye
çalışıyorum. Siz burada görev yaptınız Fatih Bey.
FATİH ŞAHİN (Ankara)
Evet, doğrudur.
KAMER GENÇ (Tunceli) Yaşama
hakkımız tehlikeye giriyor.
BAŞKAN Yani, ne şartlarda
görev yaptığımızı en iyi siz biliyorsunuz.
Dolayısıyla, ben bir milletvekiline -ister burada otursun ister
burada otursun ister orada otursun- emir kipiyle bugüne kadar hiç konuşmadım,
konuşmayacağım.
SIRRI SAKIK (Muş) Sizi de siz
yapan o tavrınız.
BAŞKAN Herkes için ama bu
geçerli. Dolayısıyla, elbette ben rica edeceğim,
uyacaksınız uymayacaksınız o sizinle alakalı bir
konudur. Benim görevim sükûneti sağlayabilmek.
OKTAY VURAL (İzmir) Bunlar emir
almaya alışkın olduğu için Sayın Başkan, emirle
iş yapıyorlar.
BAŞKAN Sağlayamıyorsam
o zaman idare amirleri devreye girecek. Girip ayıramayacağıma
göre mecburen rica edeceğim.
SIRRI SAKIK (Muş) Vallahi, idare
amiri hiç kimsenin kolluk kuvveti değil, bundan vazgeçin lütfen.
BAŞKAN Şimdi ben Sayın
Bakanın sözünü yeniden başlatıyorum.
Lütfen Sayın Bakanım,
buyurunuz.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Sayın Başkanım,
çok teşekkür ediyorum.
Değerli arkadaşlar, ben,
hayatını çok sakin, mütevazı yaşayan bir insanım. Hiç
kimseye hakaret de etmem ve insanların hakkını, hukukunu çok
gözetirim. Ama bunları söyleyenler şu tutanakları
çıkarsınlar, burada neler konuşmuşlar, biz niçin onları
söylemek durumunda kalmışız lütfen baksınlar. Yoksa, hiçbir
milletvekilini incitmek gibi bir niyetim yoktur. Öyle bir
yanlışım varsa onu geri alırım ben, geri
alıyorum. Öyle bir şeyim yoktur ama burada eğer üsluptan söz
edeceksek bu herkesi bağlar, sadece Bakanı değil. Muhalefet
milletvekili olmak eleştirinin sınırını aşan
hakaret hakkı falan vermez. Hepimiz birbirimizin hakkını
koruyacağız ama haddini aşma, hakaret varsa da, müsaade edin,
biz de hakkımızı koruruz, cevabını veririz.
Teşekkür ediyorum.
Şimdi, sorulardan şöyle
başlayayım Başkanım
ALİ UZUNIRMAK
(Aydın) Sayın Başkan, bana cevap mı bu şimdi? Bana
cevap mı?
BAŞKAN Hayır, hayır.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Sayın Başkan...
OKTAY VURAL (İzmir) Cevap
verdireceğiz efendim, verdireceğiz!
BAŞKAN Sizle alakalı
değil Sayın Uzunırmak.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Kimseye cevap vermedim.
BAŞKAN Daha evvel başka bir
meseleyle ilgili konuştuk üzerinde.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) 2 milletvekili Hakaret etti.
diyor da, cevaplarım onlarla ilgili.
ALİ UZUNIRMAK (Aydın)
Benimle alakalı mı?
BAŞKAN Hayır, hayır
sizinle alakalı değil, sorulara cevap veriyor.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Sizinle bir alakası yok.
Rektörlükten alınmam
doğrudur. Ben 28 Şubat sürecinde Kırıkkale Üniversitesi
Rektörüydüm, İrticacı Rektör olarak görevden alındım.
Bunu ben zaten inkâr etmiyorum.
MUHYETTİN AKSAK (Erzurum) Bu
alkışlanacak bir şey Sayın Bakan. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) İkincisi; köstebek
suçlaması bir iftiradır. İsmini söylemeyeyim. Zaten onun için
yargı da gerekeni kendi yüzlerine vurmuştur. O zaman da söyledim,
zerre kadar onuru olanlar, onuruna önem verenler başkasının
onuruyla oynamaz. Ben orada o gün de bunu söyledim, bugün de söylüyorum.
KAMER GENÇ (Tunceli) Telefonlar
yapılmadı mı?
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Hangi ülkedeki
İçişleri Bakanı işte çete, vesarie
Değerli Milletvekilim Sayın
Yılmaz, yani İçişleri Bakanlığım döneminde
İçişleri Bakanlığı âdeta bir insan hakları
bakanlığı hâline geldi.
OKTAY VURAL (İzmir) Bundan
önceki İçişleri Bakanı niye alındı görevden, niye
istifa etti?
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Ve o dönemde çetelerle en
yoğun mücadeleyi yapan durumdaydım ben.
OKTAY VURAL (İzmir) Suç örgütü
değil mi?
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Ve o konularda da,
söylediğiniz konularda da o zaman yine en fazla çalışma yapan
Bakanım ben, onu da söyleyeyim.
Sayın Ağbaba, doğrusu bu
Ergenekon, Balyoz, o konuyla ilgili şu anda bir şey diyemiyorum ama
cevaplayayım; yani soruyu anlayıp cevabını
hazırlayamadım, bağışlayın.
Bu Millî İstihbarat
Teşkilatından sordum tekrar Bir rapor var mı Başbakana
falanca zamanda sunulmuş? diye. Öyle bir şey yok. dedi. Ben de o
cevabı size söylüyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Bu da daha
kötü bir şey. Bu kadar kara para aklanıyor, MİTin bir raporu
yok, yani Fransız! Böyle bir şey olur mu ya? Bu kadar olan biten
konusunda Millî İstihbarat Teşkilatının hiçbir bilgisi olmaması
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) Bir
tırı bile götüremiyor bu MİT!
OKTAY VURAL (İzmir) Yani böyle
bir şey olabilir mi ya? Sayın Başkan, bu daha vahim.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Vural, lütfen.
OKTAY VURAL (İzmir) Bu daha
vahim ya! Çok kötü ya!
BAŞKAN Sayın Bakan,
buyurun.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Yani şimdi bunlar
söylenince bizim bir şey söylemememiz gerekiyor! Muhalefet milletvekili,
hem de bir grup başkan vekili her şeyi söyler ama ben hiç cevap
vermemeliyim! Böyle bir şey olur mu ya?
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) Ver
hadi, bekliyoruz.
OKTAY VURAL (İzmir) Ya daha
büyük ayıp ya!
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Yani bağırıp
duruyorsunuz orada. Böyle bir şey olur mu ya?
BAŞKAN Sayın Vural,
Sayın Yılmaz, lütfen
SEYFETTİN YILMAZ (Adana)
Tırı bir yerden bir yere götüremiyorsunuz.
OKTAY VURAL (İzmir) Ne görevi
var?
BAŞKAN Soruları
cevaplandırıyor, lütfen
OKTAY VURAL (İzmir)
Cevaplandırmıyor efendim, sorularla ilgili cevap vermeye
çalışıyor.
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) On defa
tır yakalanır mı, bir MİTin tırı? Nasıl
MİTtir bu?
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Burada
AHMET AYDIN (Adıyaman)
İstediğiniz cevapları vermek zorunda değil Sayın
Bakan.
SEYFETTİN YILMAZ (Adana)
Doğru cevabı verecek, istediğimiz cevabı değil
doğru cevabı. Bir tırı götüremiyor MİT ya! Nasıl
MİTtir bu?
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Burada bir
AHMET AYDIN (Adıyaman)
İstediğiniz cevapları vermek zorunda değil, doğru neyse
onu söyleyecek.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Devam edin Sayın Bakan.
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) Cevap
vermedi ki sorularımıza.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Değerli milletvekillerimiz,
siz soru sordunuz
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) Cevap
vermiyorsunuz.
GÜLAY DALYAN (İstanbul) Sus
dinle ya!
BAŞKAN Sayın Yılmaz
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Benim ne cevap vereceğimi
de siz belirleyin o zaman, soruya gerek kalmaz zaten. Kendiniz sorun kendiniz
cevaplayın.
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) Cevap
vermiyorsunuz.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Ya ben sorulara istediğim
şekilde cevap veririm kardeşim.
BAŞKAN Sayın Bakan, lütfen
karşılıklı konuşmayın.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Yani onu da sana mı
sorayım hangi cevabı vereceğim diye. Böyle bir şey olur mu
ya!
BAŞKAN Sayın Yılmaz
lütfen
Karşılıklı
konuşmayın lütfen. Genel Kurula hitap edin.
Buyurun.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Peki, Başkanım
affedersiniz.
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) Tamam,
bir daha istediğiniz şekilde soru soracağız, Sayın
Bakanın istediği şekilde.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Sayın Başkanım
sizi bugün çok yorduk biliyorum.
BAŞKAN Estağfurullah.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Tamam, ben bitiriyorum.
BAŞKAN Buyurun.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Sayın Uzunırmak
İstihbarata karşı koymakla ilgili daire başkanı ne
kadar değişti? diyor. Onun bilgisini alıp size özel olarak sunacağım.
Bana bir bilgi vermediler, önümde o manada bir bilgi yok, onu da saklı
tutuyorum.
ALİ UZUNIRMAK (Aydın)
Bağlı müsteşar yardımcısında değişiklik
oldu mu?
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Burada MİTe başka
görev verilemez hükmü
ALİ UZUNIRMAK (Aydın)
Bağlı müsteşar yardımcılığında
değişiklik oldu mu? Onu da sordum Sayın Bakan.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Bir milletvekilimizin sorusu
ALİ UZUNIRMAK (Aydın)
Sayın Bakan
BAŞKAN Sayın
Uzunırmak, lütfen
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Dünyadaki ve teknolojideki
gelişmeler karşısında
ALİ UZUNIRMAK (Aydın)
Sayın Bakan, bağlı müsteşar
yardımcılığında değişiklik oldu mu? Onu da
sordum.
AHMET AYDIN (Adıyaman)
Sayın Başkanım, böyle bir usul var mı ya! Bir
cevaplasın ya!
BAŞKAN Sayın
Uzunırmak, lütfen
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) -
değişen görev ve
faaliyetler çeşitlenmesi nedeniyle
ALİ UZUNIRMAK (Aydın)
Sayın Bakan
BAŞKAN Sayın
Uzunırmak, lütfen
Bakın, size sonra cevap vereceğini söyledi.
Yapmayın, ben çok zor durumda kalıyorum. Sizden rica ediyorum.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale)
Bakanlar Kurulunca
verilebilecek görevler eklendiğinde
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) Daire
başkanlığını söyledi, müsteşar
yardımcılığını söylemedi.
BAŞKAN Anladım da
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) E,
canım bağlı bakan müsteşar
yardımcısının değişip
değişmediğini bilmez mi ya? Böyle bir şey olur mu ya!
BAŞKAN Peki o zaman devam edin!
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) Böyle
nasıl bir devlet düzeni...
BAŞKAN Buyurun devam edin!
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) MİT bana bağlı
değil Başbakana bağlı, onu ifade edeyim.
Evet, MİTe başka görev
verilemez hükmü
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) Niye
gelip oturuyorsun oraya?
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Başbakan mı gelip
savunacak burada?
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) Tabii
o savunsun.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Allah Allah, böyle bir soru olur
mu ya!
Dünyadaki ve teknolojideki
gelişmeler karşısında değişen görev ve
faaliyetler çeşitlenmesi nedeniyle Bakanlar Kurulunca verilebilecek
görevler eklendiğinden anılan hüküm çıkarılmaktadır.
Son olarak da çözüm süreciyle ilgili,
arkadaşlarımızın kendi ifadeleri, biz zerre kadar
paylaşmıyoruz, kendileri bilir. Yıkım projesi diyorlar.
Vicdanınız rahat mı? Türkiyenin hangi köklü sorunu çözülse
biz mutlu oluyoruz. Şu anda da, inşallah, eğer Türkiyeden
kazırsak terörü ve Türkiye bütün sınırları içinde, 77
milyon kardeşçe yaşarsa -ki bu seçim ortamı ilk defa o bölgedeki
insanlara da demokrasinin şiddetten ne kadar tercih edilir olduğunu
gösterdi, demokrasinin tadı alınıyor- dolayısıyla
ülkemizin birliği, bütünlüğü içinde bunu başarırsak burada
payım olduğu için çok onur duyacağım, çok gurur duyacağım
ve inşallah Türkiye bunu başarır. Başta söylediğim
gibi, değerli milletvekillerim, bizler hepimiz Türkiye'de bu kanı
nasıl durdururuz, bu kardeşliği nasıl
artırırız, şiddet yerine demokrasiyle hak ve hukukun
nasıl savunulacağını ülkede nasıl kurarız,
demokrasiyi nasıl daha fazla yerleştiririz, bunun mücadelesini
yapıyoruz. Allah biliyor, benim en büyük isteğim bu, hepimizin,
sizlerin de isteği bu. İnşallah buna muvaffak oluruz. Benim
vicdanım çok rahat, onu da ifade edeyim.
Tekrar, 2 milletvekilimiz Bizlere
hakaret
falan... Hiçbir milletvekilime hakaret etmem. Sert konuşmalar
karşısında eğer sesimin tonu yükseldiyse, öyle
anlıyorsanız anlamayın. Öyle bir hakaret algılaması
varsa da geri alıyorum, yanlıştır.
Teşekkür ediyorum. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Vural, sizin bir şeyiniz vardı.
Buyurunuz.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
16.- İzmir Milletvekili Oktay Vuralın,
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalayın sataşma
nedeniyle yaptığı konuşması sırasında sarf
ettiği bazı ifadeleri nedeniyle özür dilemesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
OKTAY VURAL (İzmir) Evet,
Sayın Başkan, bilindiği gibi, bu PKKyla görüşmede bir
şerefsizlik iddiası olmuştu. Bununla görüşen, işte,
ispat etmezse şerefsizdir. diye söylenmişti. Bunun üzerine bu
şerefsizlikle ilgili, bu görüşmeler neticesinde kime atfedildiği
ortaya çıktı. Bu, genel olarak böyle bir iddia
karşısında böylesine bir sorumluluğun siyasi iktidarın
üzerinde olduğunu ifade eden bir ifade üzerine, doğrudan doğruya
Sayın Bakan bir milletvekilimize Şerefsiz sensin! diyerek hakaret
etmiştir. Hem Genel Kuruldan hem sayın milletvekilinden özür dilemeye
davet ediyorum.
KAMER GENÇ (Tunceli) Ceza verelim
canım, ceza.
OKTAY VURAL
(İzmir) Bilemiyorum ne takdir edersiniz, bunun şeyiyle ilgili
takdiriniz
BAŞKAN Cezayla ilgili konu
sonuçta oylamaya tabii. Ben önce Sayın Bakanı
OKTAY VURAL (İzmir)
Uyaralım.
BAŞKAN- Önce Sayın Bakana bir
soralım ne diyecek, ondan sonra ona göre bakarız.
Sayın Bakan, buyurunuz. Bu
tutanaklarda da var.
17.- Başbakan
Yardımcısı Beşir Atalayın, sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında sarf ettiği
bazı ifadelerini geri aldığına ilişkin
açıklaması
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Tutanağı aynen
okuyorum Sayın Başkanım, takdirinize sunuyorum:
Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Nurettin Canikli (Giresun) Sayın
Başkan
Başkan Sayın Canikli,
dinleyeyim sizi.
Ali Uzunırmak (Aydın)
Yazık, yazık, yazık!
Yusuf Halaçoğlu (Kayseri)
Görüşmeye devam edin, devam!
Ali Uzunırmak (Aydın)
Şerefsiz yaptınız emrinizde çalışanları be!
Emrinizde çalışanları şerefsiz yaptınız!
Mahir Ünal (Kahramanmaraş) Ya,
düzgün, Ali Bey
Ali Uzunırmak (Aydın)
Kendiniz şerefsizliği üstlenmemek için sizinle
çalışanları şerefsiz yaptınız!
Başkan Sayın
Uzunırmak, lütfen
Mahir Ünal (Kahramanmaraş) Ali
Bey, Ali Bey
Ali Uzunırmak (Aydın) Bütün
çalışanları şerefsiz yaptınız be!
Başkan Sayın
Uzunırmak, lütfen
Ali Uzunırmak (Aydın)
Emrinizde çalışanlara şerefsiz diyorsun!
Başbakan Yardımcısı
Beşir Atalay (Kırıkkale) Şerefsiz sensin!
(MHP Grubundan Komisyon
sıralarına yürümeler)
Başkan Sayın
Uzunırmak, lütfen
Başbakan Yardımcısı
Beşir Atalay (Kırıkkale) İade ediyorum.
Başkan Sayın Bakanım,
lütfen
Birleşime on beş dakika ara
veriyorum.
Tutanak bu arkadaşlar, aynen
okudum.
BAŞKAN Evet.
OKTAY VURAL (İzmir) İade
ediyorum, şerefsiz sensin! var efendim.
BAŞKAN Biliyorum, gördüm.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Müsaade edin
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkanım, şerefsizlik iddiası doğrudan doğruya
Hükûmetin iddiasıdır.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Müsaade edin
Müsaade edin
OKTAY VURAL (İzmir) Hükûmetin
iddiasıdır.
BAŞKAN Bir saniye
Sayın
Bakan, lütfen
OKTAY VURAL (İzmir)
Dolayısıyla atfedilen, Hükûmetin kendisine atfettiği
şerefsizlik iddiasıdır.
AHMET AYDIN (Adıyaman)
Sayın Vural, yapma! Tutanak ortada ya!
OKTAY VURAL (İzmir) Bu konuda
kendileri söylemiştir. Görüşen şerefsizdir. demiştir.
Dolayısıyla bu konuda kendilerinin söylediği sözü sanki biz
söylemişiz gibi algılayıp bizatihi kişisel olarak
Şerefsiz sensin! demesi doğrudan doğruya hakarettir, küfürdür.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Sayın Başkan, ben
bitirmemiştim.
BAŞKAN Evet, buyurun.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Araya grup başkan vekilleri
her an girebiliyor mu ben konuşurken?
BAŞKAN Evet, öyle oluyor iki
gündür.
Buyurun
OKTAY VURAL (İzmir) İç Tüzük gereğince
birleşimden çıkarmanız daha uygun olur. Birleşimden
çıkartın, yedek bakan gelsin. Var orada zaten.
BAŞKAN Buyurun
Buyurun
Sayın Bakan
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Sizin keyfinize göre olmaz o.
OKTAY VURAL (İzmir) - Olmaz tabii
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Siz yavru muhalefet,
oturacaksınız, oradan...
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Millet
karar veriyor, millet
Basıyor mührü sandığa, millet karar
veriyor.
ALİ ÖZ (Mersin) Hem
milletvekiline saygıdan bahsediyorsun hem yavru muhalefet diyorsun!
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU
(Osmaniye) Hâlâ hakaret ediyor Sayın Başkanım.
BAŞKAN Sayın Bakan
Sayın Bakan, şimdi bakın
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa)
Seçimin şamarı hâlâ suratınızda.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU
(Osmaniye) Ne demek Sayın Başkanım! Bu Sayın Bakan ne
zannediyor burayı! Bu ne zannediyor burayı!
BAŞKAN Sayın Türkoğlu,
rica ediyorum
Lütfen beni dinler misiniz.
Sayın Bakan, siz, bu
Şerefsiz sensin! sözüyle ilgili herhangi bir
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Devam edeceğim
BAŞKAN Evet, buyurun o zaman.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Devam edeceğim Sayın Başkan.
BAŞKAN Evet, buyurun.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Ama kesti Grup Başkan
Vekili.
BAŞKAN Tamam. Ama siz buyurun.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Kesmeye hakkı yok. Her an
böyle sözün arasına nasıl girebilir!
BAŞKAN Ya ilk defa olmuyor. Hep
giriliyor bu sözlerin arasına.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Olmaz ki böyle bir şey!
BAŞKAN - Sayın Bakan,
buyurun.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Ne haddine benim sözümün
arasına giriyor!
OKTAY VURAL (İzmir) Neyi sözün
arası? Senin sözün bitti zaten. Söz hakkı yok ki zaten.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Ben bitirmemiştim. Ben
tutanağı okudum. Söyleyeceğimi bitirmemiştim.
OKTAY VURAL (İzmir) - O zaman
gereğini yapın efendim. Gereğini yapın. Birleşimden
atın en iyisi.
BAŞKAN Bitirsin sözlerini
Sayın Vural.
Buyurunuz.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa)
Millet gereğini yaptı, millet. Millet gereğini yapıyor her
defasında.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Sayın Başkan, şimdi
burada okudum. Ben burada
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim,
Salim Uslu Beyi çağırın da Bakan dışarı
çıksın.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Ben buradaki metni takdirinize
sunuyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) - Salim Uslu
Beyi çağırın, çıkarsın.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Ben o milletvekilimize
söylediğim Şerefsiz sensin! ifadesini geri alıyorum.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Niye
alıyorsun!
GÜLAY DALYAN (İstanbul) Niye
alıyorsun!
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Alıyorum ben, yine de
alıyorum. Ama bu tutanağı da sizlere okudum. Sayın
Başkanın takdirine sunuyorum. Sayın Başkan bana Bunu
düzeltin. anlamında söz verdi, ben düzeltiyorum. Ama bu tutanaktaki bu
kadar sözü de siz nereye ne yapacaksanız yapın.
BEDRETTİN YILDIRIM (Bursa)
Sahibine gönderin, sahibine.
OKTAY VURAL (İzmir) - Sayın
Başkanım, tekrarlıyorum: Bu tutanakta şerefsizlik
iddiası Sayın Başbakanın iddiasıdır. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
AHMET AYDIN (Adıyaman) Ayıp
ya! Çok ayıp ya!
OKTAY VURAL (İzmir) - Sayın
Başbakan söylemiştir. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler) PKKyla görüşen şerefsizdir. demiştir. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler) Dolayısıyla
şerefsizlik konusu sizin kendi aranızda değerlendirmeniz gereken
bir konudur.
BAŞKAN Birleşime on dakika
ara veriyorum. Grup başkan vekillerini rica ediyorum
Kapanma
Saati: 19.26
SEKİZİNCİ
OTURUM
Açılma Saati:
20.09
BAŞKAN:
Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER:
İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale), Dilek YÜKSEL (Tokat)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 75inci Birleşiminin
Sekizinci Oturumunu açıyorum.
563 sıra sayılı Kanun
Teklifinin görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet burada.
Sayın Uzunırmak, bir söz
talebiniz var.
Buyurunuz.
18.- Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmakın, yerinden sarf ettiği bazı ifadelerinde
hakaret kastı olmadığına ilişkin açıklaması
ALİ UZUNIRMAK (Aydın)
Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Şimdi, burada çok
değişik bir alanda tartışma yaşandı. Bu şerefsizlik
meselesi Sayın Başbakan
tarafından ve Sayın Bülent Arınç Bey tarafından bir
kongrede ve bir seçim meydanında söylenmiş. PKK örgütüyle
görüşen şerefsizdir. gibi bir kelime kullanıldı ve bu
benim ithamım değildir. Yani Hükûmet yetkililerine ben
Şerefsiz. demedim, kendileri diyorlar Görüşen şerefsizdir.
Ben onu yorumlayarak dedim ki: Siz Hükûmetin Devlet görüşüyor.
savunmasıyla devlet adına görüşenleri şerefsiz
yaptınız yani Görüşenler şerefsizdir. demekle emir
verdiklerinizi şerefsiz yaptınız.
Buradan hareketle Sayın
Bakanın, hem bana hem size varıncaya kadar hakaret etmesini ben
kınıyorum. Eğer benim sözümden -ben bir kişiye
Şerefsiz. demedim- böyle bir şey anlaşıldıysa, ben
böyle bir şeyi kastetmedim, bunun bilinmesini isterim. Ben kendi
sözleriyle kendilerinin ne noktaya geldiğini izah ettim. Benim sözümde
kişiye hakaret yoktur.
Ben teşekkür ediyorum.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
3.-
Çankırı Milletvekili İdris Şahin ve Niğde Milletvekili
Alpaslan Kavaklıoğlunun; Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli
İstihbarat Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile İçişleri Komisyonu
Raporu (2/2011) (S. Sayısı: 563) (Devam)
BAŞKAN Birinci bölüm üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Şimdi birinci bölümde yer alan
maddeleri, varsa o madde üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan
sonra ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.
1inci madde üzerinde dört önerge
vardır, ayrı ayrı okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Kanun teklifinin
çerçeve 1inci maddesi ile değiştirilmesi öngörülen 2937
sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen
(h) ve (i) bentlerinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli Mehmet
Doğan Kubat Bünyamin
Özbek
Giresun İstanbul Bayburt
Osman Aşkın Bak Yılmaz Tunç Hakan
Çavuşoğlu
İstanbul Bartın
Bursa
Ramazan
Can
Kırıkkale
"h) Dış güvenlik, terörle mücadele ve
millî güvenliğe ilişkin konularda Bakanlar Kurulunca verilen
görevleri yerine getirmek.
i) Dış istihbarat, millî savunma, terörle
mücadele ve uluslararası suçlar ile siber güvenlik konularında her
türlü teknik istihbarat ve insan istihbaratı usul, araç ve sistemlerini
kullanmak suretiyle bilgi, belge, haber ve veri toplamak, kaydetmek, analiz
etmek ve üretilen istihbaratı gerekli kuruluşlara
ulaştırmak."
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 563 Sıra Sayılı
Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 1.
Maddesinin Teklif metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Ali Serindağ Ferit
Mevlüt Aslanoğlu Ali
Haydar Öner
Gaziantep İstanbul Isparta
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 563 sıra sayılı
kanun tasarısının 1'inci maddesinin yasa metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Hasip Kaplan Adil
Zozani Ertuğrul
Kürkcü
Şırnak Hakkâri Mersin
Erol Dora Altan
Tan Halil
Aksoy
Mardin Diyarbakır Ağrı
Gülser
Yıldırım
Mardin
BAŞKAN Şimdi okutacağım önerge
Anayasaya aykırılık önergesidir, okutup işleme
alacağım.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 563 sıra
sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifinin 1. Maddesinin Anayasaya aykırı olmasından
dolayı teklif metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Mesut Dedeoğlu Faruk Bal Hasan Hüseyin Türkoğlu
Kahramanmaraş Konya Osmaniye
Özcan Yeniçeri Reşat Doğru Bülent Belen
Ankara Tokat Tekirdağ
Mehmet Erdoğan Alim Işık
Muğla Kütahya
BAŞKAN Komisyon
katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Takdire
bırakıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Ankara Milletvekili
Sayın Özcan Yeniçeri, buyurunuz. (MHP sıralarından
alkışlar)
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
563 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 1inci maddesi üzerinde verdiğimiz önerge üzerinde söz
almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bir
vücuttaki sinir sistemi hangi görevi görürse bir ülke için Millî
İstihbarat Teşkilatı da aynı fonksiyonu icra eder. Millî
İstihbarat ile ülkenin millî güvenliği arasında doğrusal
bir ilişki vardır. Doğru ve doğrulanmış bir
istihbarat ağı ülkenin millî güvenliğinin
sigortasıdır. Yanlış ya da yönlendirilmiş istihbaratla
da doğru karar verilemez. Millî İstihbarat
Teşkilatının güçlü, etkin, verimli ve enerjik olması
öncelikle millî olmasıyla gerçekten yakından ilişkilidir.
Yıkıcı ve bölücü hareketlerin önlenmesi, yabancı
servislerin etkilerinin yok edilmesi proaktif kararlar gerektirmektedir.
Proaktif karar alabilmek için de doğru bilgiye ve doğru istihbarata
ihtiyaç vardır. Bu durumda Millî İstihbarat hayati önemi haizdir.
Ancak, burada sorulması gereken
soru şudur: Millî İstihbarat Teşkilatının
izlediği strateji ne kadar millîdir? Başında bulunduğu Türk
milletinin adını telaffuz ederken sıkıntı çeken bir
iktidarın yönetiminde, Millî İstihbarat Teşkilatının
millîliğinden bahsetmek ne kadar mümkündür? Sızan Oslo
görüşmeleri, İmralı tutanakları MİT
açısından tüyler ürpertici ifadelerle doludur. İmralıyla
ilişkiler ve Kandile kuryelik, KCK sözleşmesinin İmralıdan
yazdırılıp dışarıya servis edilmesi,
Diyarbakır meydanında İmralıdaki caninin ve Kandildeki
teröristbaşı Bayıkın mektuplarının
okutulması nasıl mümkün olmuştur ve bu kimin işidir?
Bu yasa tasarısının
amacı, iktidar yetkililerinin söylediği gibi MİTi daha etkin ve
verimli çalışan yabancı istihbarat servislerinin sahip
olduğu imkânlara kavuşturmak değildir. Buradan soruyorum: Bu yasa tasarısının
amacı, ülkenin, devletin, milletin güvenliğini sağlamak için
daha nitelikli bilgi ve istihbarat toplamak mıdır? Yoksa bu görüntü
altında iktidarın ya da iktidardakilerin güvenliğini ve
işledikleri suçlardan yargılanmalarını önlemeye mi
yöneliktir? Amaç, yasa dışı tutum ve fiillere karşı
yasal altyapı oluşturmak mıdır?
Değerli milletvekilleri, 17
Aralıkta yapılan yolsuzluk ve rüşvet operasyonu arkasından
üst üste yasalar çıkarılıyor. 17 Aralık operasyonuyla
panikleyen iktidar can havliyle yasa değiştiriyor, göreve getiriyor,
görevden alıyor, sürgün ediyor ve tehdit ediyor. Öfke, intikam, korku ve
kuşku içinde birbiri peşi sıra yasa tasarıları yüce
Meclise getiriliyor.
Bakınız, yolsuzluk ve
rüşvet görüntülerinin İnternette görünmesinin engellenmesi için
İnternete bir çeşit sansür yasası çıkarıldı.
Yolsuzluk ve rüşvetten tutuklananların serbest kalması ve yargının
kontrol altında tutulabilmesi için HSYKda değişiklik
yapıldı. İktidar yanlılarının içinde
bulunduğu yolsuzluk ve rüşvet odaklı operasyonu engellemek için
Adli Kolluk Yönetmeliği değiştirildi. Millî Eğitim
Bakanlığı Yasası çıkarılarak cumhuriyet tarihinde
ilk kez olmak üzere, Türkiye'deki bütün millî eğitim müdürleri ve okul
müdürleri görevlerinden alındı, görevden düştüler.
AKP iktidarı hallaç pamuğu
gibi bürokrasiyi atmıştır, önümüze gelen MİT Yasası da
bu konseptin devamıdır. Gündeme getirilen yasa
tasarılarının panik, korku, intikam, telaşla
hazırlandığı anlaşılmaktadır. Henüz bu yasa
çıkmamıştır ama MİT yetkilileri, Başbakan
Erdoğanın verdiği yasa ve Anayasa dışı emirlerle
Öcalana kuryelik yapıyor, teröristbaşıyla görüşüyor ve
birtakım da görüşmeler yaptırıyor. Başbakan
Erdoğan ve Hükûmetinin çeşitli yetkilileri, yasaların kendisine
vermediği yetkiyi kullanarak teröristbaşı ile devleti bir masaya
oturtmuş, eli kanlı teröristlerin ellerini kollarını
sallayarak ülkeyi terk etmelerini sağlamıştır.
Anayasa'da ve yasalarda yeri olmayan
ilişkiler kurduruluyor, bütün bunlar suç unsuru meydana getiriyor.
MİT Yasasıyla işte bu işlenmiş olan eylemler suç
olmaktan çıkarılmaya çalışılıyor. Böylece,
işlediği suçlara karşı iktidar yetkililerinin kendilerine
yasal dayanak sağlamaya çalıştıkları
anlaşılıyor. Bu yasa tasarısı Anayasaya
karşı hiledir; bu yasa tasarısı işlenmiş suç ve
suçları suç olmaktan çıkarmaya yöneliktir, devleti ve milleti
değil, devlete ve millete karşı işlenmiş suçları
korumaya yöneliktir. MİT Yasasında yapılacak olan bu
değişikliğin amacı, terörist unsurlarla yapılan
görüşmelere yasal bir zemin sağlamak ve MİTe demokratik hukuk
devletinde olmayacak yetkiler vermek vasıtasıyla AKP
iktidarını sürekli kılmak ve muhalefeti baskı altında
tutmaktır. Bu yasa, MİTi devlete ve Anayasaya değil, âdeta
Anayasa ve devleti MİTe bağlıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) Bu
yasa tasarısıyla anayasal demokratik hak ve özgürlükler, özel
hayatın gizliliği, haberleşme özgürlüğü, konut
dokunulmazlığı MİT söz konusu olduğunda devre dışı
kalıyor. Bir faciayla karşı karşıyayız. Adalet ve
Kalkınma Partisi bir Frankenstein yaratıyor, bu Frankenstein ilk önce
kendisini yiyecektir.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup
milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN Yoklama talebi
vardır.
Sayın Hamzaçebi, Sayın
Korutürk, Sayın Serindağ, Sayın Toprak, Sayın Ekşi,
Sayın Ağbaba, Sayın Demiröz, Sayın Özkan, Sayın
Kaleli, Sayın Öner, Sayın Dinçer, Sayın Genç, Sayın
Toptaş, Sayın Çetin, Sayın Kuşoğlu, Sayın Ekici,
Sayın Özel, Sayın Güler, Sayın Acar, Sayın Işık,
Sayın Tanal, Sayın Köktürk, Sayın Haberal.
Yoklama işlemi için iki dakika
süre veriyorum ve yoklamayı başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter
sayısı yoktur.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 20.21
DOKUZUNCU OTURUM
Açılma Saati:
20.28
BAŞKAN:
Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER:
İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 75inci Birleşiminin
Dokuzuncu Oturumunu açıyorum.
III.- Y O K L A M
A
BAŞKAN Ankara Milletvekili
Sayın Özcan Yeniçeri ve arkadaşlarının önergesinin
oylamasından önce istem üzerine yapılan yoklamada toplantı yeter
sayısı bulunamamıştı.
Şimdi yoklama işlemini
tekrarlayacağım.
Yoklama için bir dakika süre veriyorum
ve yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN Yapılan ikinci
yoklamada da toplantı yeter sayısı
bulunamadığından, sözlü soru önergeleri ve kanun tasarı ve
teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla
görüşmek için 15 Nisan 2014 Salı günü saat 15.00te toplanmak üzere
birleşimi kapatıyorum.
Kapanma
Saati: 20.29