TÜRKİYE
BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK
DERGİSİ
88inci
Birleşim
13
Mayıs 2014 Salı
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- YOKLAMA
IV.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- Bursa Milletvekili Necati
Özensoyun, Gökçeadada meydana gelen sel felaketine ilişkin gündem
dışı konuşması ve Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı
2.- İstanbul
Milletvekili Celal Dinçer'in, 10-16 Mayıs Engelliler Haftasına
ilişkin gündem dışı konuşması
3.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Domaç'ın, 14 Mayıs Dünya Eczacılık
Gününe ilişkin gündem dışı konuşması
V.- AÇIKLAMALAR
1.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin, 10-16 Mayıs Engelliler
Haftasına ve 12-18 Mayıs Hemşirelik Haftasını
kutladıklarına ilişkin açıklaması
2.- Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in, 10-16 Mayıs Engelliler Haftası ile 15
Mayıs Vicdani Ret Gününe ve 12-18 Mayıs Hemşirelik
Haftası, 14 Mayıs Dünya Eczacılık Günü ile 15 Mayıs
Kürt Dil Bayramını kutladıklarına ilişkin açıklaması
3.- İstanbul
Milletvekili Mihrimah Belma Satır'ın, 10-16 Mayıs Engelliler
Haftasına ve 12-18 Mayıs Hemşirelik Haftası ile 14
Mayıs Dünya Eczacılık Gününü kutladıklarına
ilişkin açıklaması
4.- Kayseri Milletvekili
Yusuf Halaçoğlu'nun, 10-16 Mayıs Engelliler Haftasına ve 14
Mayıs Eczacılık Günü ile Karamanoğlu Mehmet Beyin Türk
dilini resmî dil olarak kabulünün yıl dönümünü kutladıklarına
ilişkin açıklaması
5.-Ankara Milletvekili Aylin
Nazlıaka'nın, Malatya Milletvekili Öznur Çalıkın CHP grup
önerisi üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
6.- Kayseri Milletvekili
Yusuf Halaçoğlu'nun, Malatya Milletvekili Öznur Çalıkın CHP
grup önerisi üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
7.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin, Manisanın Soma ilçesinde meydana
gelen maden kazasında hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet,
ailelerine başsağlığı ve yaralılara acil
şifalar dileğinde bulunduklarına ilişkin
açıklaması
8.- Kayseri Milletvekili
Yusuf Halaçoğlu'nun, Manisanın Soma ilçesinde meydana gelen maden
kazasında hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet, ailelerine
başsağlığı ve yaralılara acil şifalar
dileğinde bulunduklarına ilişkin açıklaması
9.- Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in, Manisanın Soma ilçesinde meydana gelen maden
kazasında hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet, ailelerine
başsağlığı ve yaralılara acil şifalar dileğinde
bulunduklarına ilişkin açıklaması
10.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünal'ın, Manisanın Soma ilçesinde meydana gelen
maden kazasında hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet,
ailelerine başsağlığı ve yaralılara acil
şifalar dileğinde bulunduklarına ilişkin
açıklaması
11.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin, CHP Grubunun karşı oy
yazısının yer aldığı 585 sıra
sayılı Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun ek sıra
sayısı bugün dağıtıldığından, kırk
sekiz saat geçmeden Sayıştaya üye seçiminin gerkçekleştirilmesinin
İç Tüzüke göre mümkün olmadığına ilişkin
açıklaması
12.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünal'ın, 585 sıra sayılı Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporunun ekinin bu raporun mütemmim cüzü olduğuna ve bunun
için ayrıca bir kırk sekiz saat geçmesinin gerekmediğine
ilişkin açıklaması
13.- Kayseri Milletvekili
Yusuf Halaçoğlu'nun, Plan ve Bütçe Komisyonunda Sayıştay
üyeleriyle ilgili yapılan ön seçimlerin usulsüz olduğuna ilişkin
açıklaması
14.- Bingöl Milletvekili
İdris Baluken,'in belirtilen itirazlara ek olarak, gündemin 7nci
sırasında bulunan Sözlü Sorular kısmı tamamlandıktan
sonra 3üncü sırasında bulunan Seçim kısmına dönülmesinin
İç Tüzüke uygun olmadığına ilişkin
açıklaması
15.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir
Ünalın yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin tekraren açıklaması
16.- Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünalın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin tekraren açıklaması
VI.- BAŞKANLIĞIN
GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Önergeler
1.- Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycının, Plan ve Bütçe Komisyonu üyeliğinden istifa
ettiğine ilişkin Önergesi (4/158)
2.- Niğde Milletvekili
Doğan Şafakın, (2/1225) esas numaralı Siyasi Partiler Kanunu
ile Milletvekili Seçimi Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifinin doğrudan gündeme alınmasına
ilişkin önergesi (4/157)
B) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- BDP Grubu adına,
Grup Başkan Vekili Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın,
toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma hakkının
kullanımında yaşanan sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/931)
2.- Muş Milletvekili
Demir Çelik ve 22 milletvekilinin, ana dilde sağlık hizmeti almada
yaşanan sorunların araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/932)
3.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve 22 milletvekilinin, çevre ve insan
sağlığını tehdit eden kimyasal madde
kullanımının araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/933)
C) Duyurular
1.- Başkanlıkça,
Kadın Erkek Fırsat Eşitliği, Kamu İktisadi
Teşebbüsleri ile Plan ve Bütçe Komisyonlarında siyasi parti grubu
mensubu olmayan milletvekillerine düşen birer üyelik için aday olmak
isteyen siyasi parti grubu mensubu olmayan milletvekillerinin yazılı
olarak müracaat etmelerine ilişkin duyuru
VII.- ÖNERİLER
A) Siyasî Parti Grubu
Önerileri
1.- CHP Grubunun, Ankara
Milletvekili Aylin Nazlıaka ve arkadaşları tarafından,
kayıp çocuk sorununun çözülmesi, çocuk kaçırılma
olaylarının önüne geçilmesi, çocukların ekonomik sömürüye ve
cinsel istismara karşı korunması için alınacak tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla 7/1/2013 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 13 Mayıs 2014
Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
B) Danışma Kurulu
Önerileri
1.- Danışma
Kurulunun, gündemin Seçim kısmında bulunan Sayıştayda
boş bulunan 5 üyelik için yapılacak seçimin Genel Kurulun 13/5/2014
tarihli 88inci Birleşiminde yapılmayarak 15/5/2014 tarihli Birleşiminde
yapılmasına ve 13/5/2014 tarihli 88inci Birleşiminde başka
bir işin görüşülmemesine ilişkin önerisi
VIII.- SÖZLÜ SORULAR VE
CEVAPLARI
1.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün, 12 Eylülde yapılan Anayasa
değişikliklerinin uygulamaya konmasına ilişkin Adalet
Bakanından sözlü soru önergesi (6/131) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı
Hayati Yazıcı'nın cevabı
2.- Kütahya Milletvekili Alim
Işıkın, gümrük kapılarındaki kaçakçılık
olayları ve bunların terör örgütü ile bağlantısına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/227) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı
Hayati Yazıcı'nın cevabı
3.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, esnafların sorunlarına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/456) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı
Hayati Yazıcı'nın cevabı
4.- Ankara Milletvekili Zühal
Topcunun, Bakanlıkta ve Bakanlığa bağlı kurum ve
kuruluşlarda özürlü personel istihdamına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/631) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcı'nın cevabı
5.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükatamanın, Suriye sınırındaki
sınır kaçakçılığının önlenmesine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/657) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı
Hayati Yazıcı'nın cevabı
6.- Adana Milletvekili Ali
Halamanın, Adana ve ilçelerinde 2002den itibaren kapanan iş
yerlerine ve işsizliğe ilişkin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanından
sözlü soru önergesi (6/685) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcı'nın cevabı
7.- Adana Milletvekili Ali
Halamanın, Adana ve ilçelerinde yürütülen projelere ve
yatırımlara ilişkin sözlü
soru önergesi (6/804) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcı'nın cevabı
8.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Bakanlığa bağlı
kurumlarda engelli personel için ayrılmış olan kadrolara
yapılacak atamalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1341) ve Gümrük ve
Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
9.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Bakanlık Merkez ve taşra
teşkilatında çalıştırılan şirket
görevlilerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1381) ve Gümrük ve Ticaret
Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
10.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Bakanlık Merkez ve taşra
teşkilatında bulunan boş kadrolara ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1382) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcı'nın cevabı
11.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün, Posof Türkgözü sınır kapısındaki
personel yetersizliğine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1424) ve
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
12.- Adana Milletvekili Ali
Halamanın, Adana ve ilçelerindeki gıda ve temel ihtiyaç
alanındaki distribütörlük uygulamasına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1446) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcı'nın cevabı
13.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün, Posof Türkgözü Sınır Kapısının
yollarındaki eksikliklere ilişkin sözlü soru önergesi (6/1797) ve
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
14.- Gaziantep Milletvekili
Mehmet Şeker'in, Bakanlığın kurumsal kimliğinin
oluşturulmasına yönelik harcamalara ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1954) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın
cevabı
15.- Adana Milletvekili Ali
Halamanın, ithalat beyannameleri ile ilgili vergilerin kontrolüne
ilişkin sözlü soru önergesi (6/2153) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı
Hayati Yazıcı'nın cevabı
16.- Adana Milletvekili Ali
Halamanın, Bakanlık Merkez ve taşra teşkilatında
çalışan personele ilişkin sözlü soru önergesi (6/2154) ve Gümrük
ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
17.- Adana Milletvekili Ali
Halamanın, gümrüklerde yapılan ihbarların takip ve
değerlendirilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2155) ve Gümrük ve
Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
18.- Adana Milletvekili Ali
Halamanın, küçük esnaf ve sanatkârı korumaya yönelik perakende
kanunuyla ilgili çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi
(6/2156) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın
cevabı
19.- Adana Milletvekili Ali
Halamanın, sınır kapılarındaki eşya takibine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/2157) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı
Hayati Yazıcı'nın cevabı
20.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün, Ardahanda uluslararası ticaretin gelişmesine
yönelik çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/2321) ve
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
21.- Adana Milletvekili Ali
Halamanın, 2012 yılında yaşanan kaçakçılık
olaylarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2349) ve Gümrük ve Ticaret
Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
22.- Adana Milletvekili Ali
Halamanın, karşılıksız çek sayısındaki
artışın nedenlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2356) ve
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
23.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçerinin, 2007-2012 yılları arasında Türkiye-Suriye
arasındaki dış ticaret hacmi ile gümrük kapılarından
elde edilen gelir miktarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2398) ve
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
24.- Adana Milletvekili Ali
Halamanın, gümrük kapılarının modernizasyonuna ve
sınır ticaretine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2491) ve Gümrük
ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
25.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Ali Susamın, ülkemize kaçak zeytinyağı
sokulduğu iddialarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2543) ve
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
26.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçerinin, 2007-2012 yılları arasında yasa
dışı yollarla ülkemize sokulmak istenirken ele geçirilen
malların satışından sağlanan gelirlere ilişkin
sözlü soru önergesi (6/2592) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcı'nın cevabı
27.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün, Karsta uluslararası fuar düzenlenmesine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/2614) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcı'nın cevabı
28.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün, karşılıksız çekler nedeniyle kredi
alamayan esnafa ilişkin sözlü soru önergesi (6/2615) ve Gümrük ve Ticaret
Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
29.- Antalya Milletvekili
Arif Bulutun, Antalya toptancı hal kompleksine ilişkin sözlü soru
önergesi (6/2628) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcı'nın cevabı
30.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçerinin, 2007-2012 yılları arasında ülkemize giren
kaçak sigara miktarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2758) ve Gümrük
ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
31.- Adana Milletvekili Ali
Halamanın, Bakanlıktaki boş engelli kadrolarına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/2865) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı
Hayati Yazıcı'nın cevabı
32.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, kaçakçılıkla mücadelede
kullanılan yöntemlere ilişkin sözlü soru önergesi (6/2898) ve Gümrük
ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
33.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, 2012 yılındaki dış
ticarete ilişkin sözlü soru önergesi (6/2899) ve Gümrük ve Ticaret
Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
34.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, sistemden ihraç edilen tırlara
ilişkin sözlü soru önergesi (6/2900) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı
Hayati Yazıcı'nın cevabı
35.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün, dış ticaretle ilgili birimlerin
Bakanlığa bağlanmasına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/2939) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın
cevabı
36.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, döner sermayeden elde edilen gelirlere
ilişkin sözlü soru önergesi (6/2953) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcı'nın cevabı
37.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, kaçak göçmenlere ilişkin sözlü soru
önergesi (6/2954) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcı'nın cevabı
38.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, 2012 yılında yakalanan kaçak
eşyaya ilişkin sözlü soru önergesi (6/2962) ve Gümrük ve Ticaret
Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
39.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün, Çin üretimi mallarla rekabete ilişkin sözlü soru
önergesi (6/3051) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın
cevabı
40.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçerinin, 2007-2013 yılları arasında ihraç ve ithal
edilen otomobil ve hafif ticari araçlara ilişkin sözlü soru önergesi
(6/3097) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
41.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükatamanın, Bakanlık istisnai kadrolarına
yapılan atamalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/3160) ve Gümrük ve
Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
42.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükatamanın, 2002 yılından itibaren
gerçekleştirilen temsil giderlerine ilişkin sözlü soru önergesi
(6/3221) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın
cevabı
43.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçerinin, 2007-2013 yılları arasında Ankarada
açılan ve kapanan iş yeri sayılarına ilişkin sözlü
soru önergesi (6/3264) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcı'nın cevabı
44.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün, sosyal güvenlik primlerindeki katkı payına ve
ustalık belgesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/3411) ve Gümrük ve
Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
45.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün, çiğ süt üreticilerine ilişkin sözlü soru önergesi
(6/3515) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın
cevabı
46.- Adana Milletvekili Ali
Halamanın, Adana ve ilçelerinde yürütülen projelere ilişkin Gümrük
ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/3556) Cevaplanmadı
47.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün, pirinç ithalatı ile ilgili çeşitli konulara
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3689) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı
Hayati Yazıcı'nın cevabı
48.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, kürk ithalatına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3691) ve
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
49.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün, Türkiye ile Ermenistan arasındaki ticaret ve
Aktaş Sınır Kapısına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3693)
ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
50.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün, taklit ürün piyasası ile ilgili çeşitli hususlara
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3695) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı
Hayati Yazıcı'nın cevabı
51.- Kütahya Milletvekili
Alim Işıkın, Bakanlık tarafından kiralanan araçlar
ile diğer taşınır mallara ilişkin sözlü soru önergesi
(6/3877) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın
cevabı
52.- Kütahya Milletvekili
Alim Işıkın, Bakanlık tarafından kiralanan taşınmazlara
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3930) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı
Hayati Yazıcı'nın cevabı
53.- Kütahya Milletvekili
Alim Işıkın, Bakanlık tarafından
gerçekleştirilen taşınır mal satışlarına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/4049) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı
Hayati Yazıcı'nın cevabı
54.- Kütahya Milletvekili
Alim Işıkın, Bakanlık tarafından
gerçekleştirilen taşınmaz satışlarına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/4065) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı
Hayati Yazıcı'nın cevabı
55.- Kütahya Milletvekili Alim
Işıkın, Bakanlık personelinin görev yeri
değişikliklerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/4093) ve Gümrük
ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
56.- Kütahya Milletvekili
Alim Işıkın, Bakanlık kadrolarına ve personel
durumuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/4094) ve Gümrük ve Ticaret
Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
57.- Kütahya Milletvekili
Alim Işıkın, 2002-2013 yılları arasında
Bakanlıkta hizmet alımı yoluyla veya sözleşmeli olarak
çalıştırılan personele ilişkin sözlü soru önergesi
(6/4157) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın
cevabı
58.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Bakanlık tarafından kiralama
yoluyla kullanılan hizmet binalarına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/4564) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın
cevabı
59.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, 4/C statüsünde çalışan
personele ilişkin sözlü soru önergesi (6/4565) ve Gümrük ve Ticaret
Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
60.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, ücretsiz personel servisi uygulaması
bulunup bulunmadığına ilişkin sözlü soru önergesi (6/4569)
ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
61.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün, Ardahana yönelik proje ve yatırımlara
ilişkin sözlü soru önergesi (6/4722) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı
Hayati Yazıcı'nın cevabı
62.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün, Kars ve Iğdır illerine yönelik
işbirliği ve ticari anlaşma amaçlı yabancı heyet
ziyaretlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/4773) ve Gümrük ve Ticaret
Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
63.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün, Gümüşhane ve Bayburt illerine yönelik
işbirliği ve ticari anlaşma amaçlı yabancı heyet
ziyaretlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/4807) ve Gümrük ve Ticaret
Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
64.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün, Van ve Ağrı illerine yönelik işbirliği
ve ticari anlaşma amaçlı yabancı heyet ziyaretlerine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/4808) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı
Hayati Yazıcı'nın cevabı
65.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün, Erzurum ve Elazığ illerine yönelik
işbirliği ve ticari anlaşma amaçlı yabancı heyet
ziyaretlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/4821) ve Gümrük ve Ticaret
Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
66.- İstanbul
Milletvekili Erdoğan Toprakın, kurbanlarını yurt
dışında kesen vatandaşların ülkeye getirebilecekleri
et miktarı ile ilgili sınırlamaya ilişkin sözlü soru
önergesi (6/4936) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcı'nın cevabı
67.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçerinin, Gürbulak Sınır Kapısındaki altyapı
sorunlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/4963) ve Gümrük ve Ticaret
Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
68.- Tunceli Milletvekili
Kamer Gençin, TOBBa devredilen gümrük kapılarına ilişkin sözlü
soru önergesi (6/4977) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcı'nın cevabı
69.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçerinin, AB projelerinden elde edilen kaynakla yapılan
işlerin sayısına ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından
sözlü soru önergesi (6/5090) Cevaplanmadı
70.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçerinin, Bakanlığın proje ve
çalışmalarına ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından
sözlü soru önergesi (6/5099) Cevaplanmadı
71.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçerinin, gümrük ve ticaret politikalarına ilişkin Gümrük
ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/5100) Cevaplanmadı
72.- Adana Milletvekili Ali
Halamanın, Adanaya yönelik proje ve yatırımlara ilişkin
Gümrük ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/5204)
Cevaplanmadı
IX.- OTURUM
BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut'un, Başkanlık Divanı
olarak, Manisanın Soma ilçesinde meydana gelen maden kazasında
hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet, ailelerine
başsağlığı ve yaralılara acil şifalar
dileğinde bulunduklarına ilişkin konuşması
2.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut'un, İç Tüzükün 98inci
maddesininin ikinci fıkrası kapsamında alınan
Danışma Kurulu kararına göre sözlü soruların seçimlerden
önce görüşüldüğüne ve 585 sıra sayılı Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporunun bastırılarak dağıtılmasının
üzerinden kırk sekiz saat geçtiği için Sayıştaya üye seçimi
yapılmasına engel bir durum olmadığına ilişkin
konuşması
X.-
YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.-
Tekirdağ
Milletvekili Bülent Belen'in, gıyabi cenaze namazı
kılınması ile ilgili çeşitli hususlara ilişkin sorusu
ve Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler'in
cevabı (7/38894)
2.- Ankara Milletvekili Özcan
Yeniçeri'nin, spor tesislerine ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor
Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ın cevabı (7/38915)
3.- Ankara Milletvekili Özcan
Yeniçeri'nin, Bakanlık tarafından kamu kurumlarının
gerçekleştirdiği hibe programlarının
sayısını arttırmak adına yürütülmekte olan
çalışma ve projelere ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor
Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ın cevabı (7/38916)
4.- Ankara Milletvekili Özcan
Yeniçeri'nin, millî sporcuların antrenör olarak istihdamına ve
uluslararası müsabakalara kulüp antrenörleriyle birlikte
katılmalarına yönelik projelere ilişkin sorusu ve Gençlik ve
Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ın cevabı
(7/39066)
5.- Ankara Milletvekili Özcan
Yeniçeri'nin, Diyanet İşleri Başkanlığı
yöneticilerinin lojmanları için alınan mal ve hizmetlere,
2002-2014 yılları
arasında inşaat yapımı için yurt dışındaki
müşavirliklere gönderilen para miktarına,
Hac malzemesi
alımlarına,
Hac ve umre için hacı
adaylarından toplanan paralara,
2002-2014 yılları
arasında Türkiye Diyanet Vakfı ve iştiraklerinde
çalışan personele,
Hacılara verilen
bavullarda yerli üretim şartının kaldırılmasına,
Hacı
adaylarının biletlerini hizmet bedeli ödemek suretiyle Türkiye
Diyanet Vakfına ait bir şirketten temin ettikleri iddiasına,
Diyanet İşleri
Başkanlığı ile Diyanet Vakfının
başlattıkları Kardeş Şehir Projesine,
Ankara ve İstanbul'da
bulunan Türkiye Diyanet Vakfına ait hastanelerin Sağlık
Bakanlığına devrine dair çalışmalara,
Türkiye Diyanet Vakfı
tarafından organize edilen vekâlet yoluyla kurban kesimi
kampanyasına,
Diyanet İşleri
Başkanlığının belirlediği hac bedellerine ve
hacı simsarlığı yapıldığı
iddialarına,
Diyanet İşleri
Başkanlığı tarafından düzenlenen Haiti'ye yardım
kampanyasına,
Diyanet İşleri
Başkanlığı tarafından düzenlenen Somali'ye yardım
kampanyasına,
Türkiye Diyanet Vakfına
ait hastaneler ve personelinin yurt dışında verdikleri
sağlık hizmetlerine,
Ankara ve İstanbul'da
bulunan Türkiye Diyanet Vakfına ait hastanelerin
çalışanlarına Sağlık Bakanlığına
geçiş hakkı verileceği iddialarına,
Ankara ve İstanbul'da
bulunan Türkiye Diyanet Vakfına ait hastanelerin Sağlık
Bakanlığına devrine ilişkin çalışmalara,
Diyanet İşleri
Başkanlığı tarafından 2002-2014 yılları
arasında elde edilen hac ve umre bedellerinin lojman harcamalarında
kullanıldığı iddialarına,
Diyanet İşleri
Başkanlığı tarafından 2002-2014 yılları
arasında umreye gönderilen vatandaşlara,
2002-2014 yılları
arasında Diyanet İşleri Başkanlığının
hac ve umre faaliyetlerinden elde ettiği gelirlere,
2002-2014 yılları
arasında Diyanet İşleri Başkanlığının
sahibi olduğu bir şirket aracılığıyla
gerçekleştirilen mal ve hizmet alımlarına,
Türkiye Diyanet Vakfına
ilişkin kadrolaşma iddialarına,
Diyanet İşleri
Başkanlığı yöneticilerinin eşlerine Türkiye Diyanet
Vakfı tarafından araç temin edildiği iddialarına,
İlişkin
soruları ve Başbakan Yardımcısı Emrullah
İşler'in cevabı (7/39338), (7/39339), (7/39340), (7/39341), (7/39342), (7/39343), (7/39344),
(7/39345), (7/39346), (7/39347), (7/39348), (7/39349), (7/39350), (7/39351),
(7/39352), (7/39353), (7/39354), (7/39355),
(7/39356), (7/39357), (7/39358), (7/39359)
6.- Iğdır
Milletvekili Pervin Buldan'ın, bir futbol hakeminin sosyal medya üzerinden
paylaştığı ifadelerine ilişkin sorusu ve Gençlik ve
Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ın cevabı
(7/39584)
7.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, Cuma namazlarında okunan
hutbelere ilişkin Başbakandan sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Emrullah İşler'in cevabı (7/39690)
8.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan'ın, İslam Ansiklopedisinde yer verilen ve yer
verilmeyen bazı ibarelere ilişkin sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Emrullah İşler'in cevabı (7/40179)
9.- İzmir Milletvekili
Rahmi Aşkın Türeli'nin, İşsizlik Sigortası Fonunun
kullanımına ilişkin sorusu ve Kalkınma Bakanı Cevdet
Yılmazın cevabı (7/41742)
10.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, 2002-2014 yılları
arasında şahsının ve ailesinin mal
varlığındaki değişime ilişkin sorusu ve Maliye
Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı (7/41754)
13 Mayıs 2014 Salı
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Dilek YÜKSEL (Tokat), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
----- 0 -----
BAŞKAN Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 88inci Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter
sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce üç
sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı
ilk söz, Gökçeadadaki sel felaketi hakkında söz isteyen Bursa
Milletvekili Necati Özensoya aittir.
Buyurun Sayın
Özensoy. (MHP sıralarından alkışlar)
IV.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.-
Bursa Milletvekili Necati Özensoyun, Gökçeadada meydana gelen sel felaketine
ilişkin gündem dışı konuşması ve Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in
cevabı
NECATİ ÖZENSOY
(Bursa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; geçtiğimiz
günlerde Gökçeadada yaşanan sel felaketiyle ilgili gündem
dışı söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Geçtiğimiz salı
günü ve çarşamba günü Milliyetçi Hareket Partisi Genel Merkezi
tarafından görevlendirilerek Balıkesir Milletvekilimiz Ahmet Duran
Bulut, Tekirdağ Milletvekilimiz Bülent Belen Beyle birlikte Gökçeadada
incelemelerde bulunduk. Orada yaşanan bu felaketle alakalı gerçekten
içler acısı tabloyla karşılaştık. Ben oradaki diğer
tespitlerimize geçmeden önce orada çekilen resimlerden bazı kareler
sizlere göstererek oradaki vaziyetin ne kadar kötü olduğunu sizlerle
paylaşmak istiyorum.
O ana arterde, bütün o
caddede ne kadar parke taşı varsa hepsi sökülmüş ve araçlar çok
ciddi hasarlar görmüş. Dükkânların içleri aynı şekilde çamurla
dolmuş, sellerle çok ciddi zararlar görmüş. Aynı şekilde
iş yerlerinin içlerindeki tabloları görüyorsunuz. Caddelerdeki araçların
durumlarını, üst üste çıkmış araçların
durumlarını size göstermek istiyorum. Yine aynı şekilde
selin gücüyle ortaya çıkan o tabloyu göstermek istiyorum. Yine ana
arterlerde selin verdiği zararlar burada gözüküyor. Ve yine bir iş
yerinin içinde selin ve çamurun verdiği hasar burada açık ve net bir
şekilde ifade edilmiş.
Burada biz ilk ziyaretimizi oranın kaymakamına
yaptık. Sayın Kaymakamla oradaki gelişmeleri
paylaştık. Yine bir hasar tespit raporu hazırlamışlar.
Bunu ilgili yerlere göndereceklerini ve bu tespitlerin de ora ölçeğinde,
Gökçeada ölçeğinde gerçekten çok fazla olduğunu ifade ettiler.
Yine, burada iş yerleri ve evlerin gördüğü
zararların dışında 700-800 dönüm civarında üzüm
bağlarının tamamının hasar gördüğü
Yine burada yapılan
hayvancılığın diğer yerlerdeki
hayvancılıklardan biraz daha farklı olmasından kaynaklanan
yani serbest hayvancılık dedikleri, hayvanları doğaya
bırakarak belli zamanlarda tekrar kontrol altına almalarından
dolayı hayvanlarda ne kadar can kaybının olduğu da şu
anda tam tespit edilememiş durumda. Bununla ilgili gerçekten bütün
bakanlıklarımızın, Hükûmetin, devletin Gökçeadanın
içinde bulunduğu durumu tekrar ele alarak, oranın özel statüsünü de
göz önünde bulundurarak oranın yeniden
yapılandırılmasına, sadece belediye çalışmalarıyla,
belediyenin gücüyle orada bu çalışmaların yapılamayacağı
göz önünde bulundurularak, derelerin ıslahından başlayarak
yeniden planlanmasına varana kadar çok ciddi çalışmalara ve
oradaki insanların bir an önce zararlarının da tazminine ihtiyaç
var diye buradan ifade etmek istiyorum. Mümkünse bu bölgenin afet kapsamına
alınarak
Ki, gerçekten orada seslerini duyuramadıklarından
dolayı, oradaki zarar ziyanın ne kadar büyük olduğunu ifade
edemediklerinden dolayı belki de bu konuda gerçekten
sıkıntı içerisindeler. Sezon yeni başlıyor. Bu sezona
girerken oradaki iş yerleri malzemeler almışlar, borçla harçla
almışlar. Bu malzemelerin tamamı orada hasar görmüş ve
artık bir daha malzeme alacak paraları yok, hatta bundan sonraki
dönemde de ödeyecek güçleri yok. Bu sezon da kaçarsa orada zincirleme yoluyla
maalesef herkesin birbirine sıkıntısı olacaktır diye
düşünüyorum. Oradaki esnafın bir an önce bu ziyanlarını,
zararlarını tazmin etmenin, hatta mümkünse uzun vadeli kredilerle bir
an önce orayı canlandırmanın bir faydası olacağı
kanaatindeyim.
Ben İstanbul Belediyesinin, Manisa Belediyesinin
katkılarından dolayı, bölge milletvekillerinin, Çanakkale
milletvekillerinin de o gayretlerinden dolayı onlara da teşekkür
ediyorum. Bir an önce bu ziyanın karşılanması için de
buradan milletvekili arkadaşlarımızın, Hükûmetin de el atmasını
diliyorum.
Saygılar sunuyorum. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Gündem dışı ikinci söz Engelliler
Haftası münasebetiyle söz isteyen İstanbul Milletvekili Celal
Dinçere aittir.
Buyurun Sayın Dinçer. (CHP sıralarından
alkışlar)
2.-
İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in, 10-16 Mayıs Engelliler
Haftasına ilişkin gündem dışı konuşması
CELAL DİNÇER (İstanbul) Sayın
Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Dünya Engelliler
Haftası dolayısıyla söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Dünyada her yıl 10-16 Mayıs tarihleri
arasında Engelliler Haftası olarak çeşitli etkinlikler
düzenlenmektedir. Bu vesileyle tüm engelli kardeşlerimizi kutluyorum. Bir
insanın engelli olması onun diğer insanlar gibi yaşaması,
çalışması ve de başarılı olması için bir
sorun teşkil etmemelidir. Önemli olan, engellilerin eğitim
imkânlarının hazırlanması suretiyle kendi
toplumlarıyla kaynaştırılması, onların
yaşamını kolaylaştıracak altyapı düzenlemelerinin
yapılması ve nihayet istihdam şartlarının
yaratılarak ekonomiye etkin bir şekilde katılmalarının
sağlanmasıdır. Dünyanın pek çok ülkesinde bu konular
engelliler için artık sorun olmaktan çıkmıştır ama
maalesef ülkemizde engelli kardeşlerimiz her gün bu sorunları
yaşamaktadır, Türkiye Büyük
Millet Meclisi çatısı da buna dâhildir. Bu sorunlar sadece yasal
düzenlemelerle çözülememektedir. Sayın bakanlarımız başta
olmak üzere tüm sorumluların engelli vatandaşlarımızın
karşısına
çıkarılan bürokratik engelleri çözmesi, sorunları kolaylaştıracak
düzenlemeleri yapması ve yapılan düzenlemelere harfiyen
uyulmasını takibi ve denetimi de gereklidir.
Şimdi bu çatı altında tüm değerli
milletvekillerimize sesleniyorum, engelli kardeşlerimizin
sorunlarından bahsetmek istiyorum. 2013 tarihinde çıkarılan
Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki
Yönetmelikin 15inci maddesinde Raporu
düzenleyen sağlık kuruluşu tarafından işverenin bulunduğu
yerdeki defterdarlığa bu rapor gönderilir. deniyor ve Bu rapor son,
kesin rapordur. deniyor. Ancak Maliye Bakanlığına ve merkez
sağlık kuruluna bütün raporlar gönderilmekte, mahallinde verilen
oranlar düşürülmekte ve birçok mağduriyetler yaşanmaktadır.
İkinci olarak: Engelli
çocuklarımızın, eğitimlerinin
sağlandığı, kapısından merdivenine kadar tüm
altyapılarının kendilerine göre düzenlendiği engelli
okullarının kapatılıp kaynaştırmalı
eğitim adı altında güvensiz ortamlara yönlendirilmeye
çalışıldığını, bunun da engelli çocuğu
olan aileler tarafından endişeyle
karşılandığını hatırlatmak istiyorum.
2005 yılında yüce Mecliste oy birliğiyle
çıkarılan bir yasayla 2012 yılına kadar bütün engeller
ortadan kaldırılacaktı. Aradan yedi yıl geçti, engelsiz bir
Türkiye yaratılmak isteniyordu yani
her yer Eskişehir gibi olacaktı ancak kanunun bitmesine üç gün kala
bu yasa değiştirildi; yasanın uygulanması 2015e,
engellilere göre araç düzenlemesi de 2018e ertelendi.
Engelli bireylerin aldığı muhtaçlık
aylığı da -ya da
bakım aylığı- engelli bireyin ve ailesinin onurlu
bir yaşam sürdürmesini sağlamaktan çok uzaktır. 2013te
yaptığınız bir kanuni düzenlemeyle aile içi kişi
başı gelir sınırı üzerinden yüz binlerce engelli ve
ailesinin aylıklarını, genel sağlık sigortasından
yararlanma haklarını keserek onları mağdur ettiniz.
İş
Yasasına göre çalıştırılması gereken
engellilerin çalıştırılma oranı Türkiyede çok
düşüktür, 100 bin civarındadır. Oysa sadece kamuda
çalışacak 120 bin kişi, iş bekleyen 1 milyon 800 bin
engellimiz bulunmaktadır.
Sayın Başkan,
saygıdeğer milletvekilleri; engelli
vatandaşlarımızın önemli birkaç talebini
huzurlarınızda dile getirmek istiyorum: Yatılı ve evde
bakım hizmeti alan engelli vatandaşlarımızın 2022
sayılı Yasaya göre aldıkları muhtaçlık
aylığının kesilmesi uygulamasından vazgeçilmelidir.
Özel eğitim okullarının birinci kademesinin
kapatılmasını öngören Özel Eğitim Okulları
Yönetmeliği geri çekilmelidir. Ağır derecedeki engellilerin
istihdam ve rehabilite edildiği korumalı iş yeri
uygulamaları daha etkin hâle getirilmelidir. Ulusal işaret dili
sözcüğü bütün uzmanların ve engelli örgütlerin
katılımıyla yeniden düzenlenmelidir. Sosyal yardım
aylığı amaçlı, Aydan aya gel maaşını al.
türünden istihdam politikasından vazgeçilmelidir. Birleşmiş
Milletler Engelli Hakları Sözleşmesinin eki olan ve hak ihlallerinin
başvuru mekanizmalarını düzenleyen ek protokol mutlaka bu
Mecliste onaylanmalıdır. Engellilerin karar alma süreçlerine etkin
şekilde katılmaları ve Türkiye Büyük Millet Meclisi, belediye
meclisi gibi kurumlarda temsili sağlanmalıdır. Son olarak, ülke
genelinde sözleşmeli geçici işçi statüsündeki 6 bin civarındaki
engelli vatandaşımızın kadroya geçişleri
sağlanmalı, Engelli Haftası dolayısıyla onlara bir
müjde verilmelidir.
Engelsiz bir Türkiye
dileğiyle tekrar yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Gündem dışı
üçüncü söz, Eczacılık Günü münasebetiyle söz isteyen İstanbul
Milletvekili Mehmet Domaça aittir.
Buyurun Sayın Domaç.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
3.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Domaç'ın, 14 Mayıs Dünya
Eczacılık Gününe ilişkin gündem dışı
konuşması
MEHMET DOMAÇ
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri
saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Yarın 14 Mayıs
Eczacılık Günü. 76 milyon ülkemiz insanına yirmi dört saat
hizmet eden eczacı meslektaşlarımın Eczacılık
Gününü kutluyorum. Ülkemizde Eczacılık Günü 14 Mayıs 1839
tarihinde Mekteb-i Tıbbiye-i Şahanede eczacılık
sınıfının açıldığı gündür. Akademik
eczacılığın başlangıcının 175inci
yılındayız.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, 17
Mayıs 2012 günü Meclisimizdeki tüm gruplarla birlikte 6197
sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Yasayı 6308
sayılı Yasayla değiştirdik. Nitelikli, sürdürülebilir,
ülke kaynaklarının rasyonel kullanıldığı, gelecek
güvencesi olan bir meslek ortamı oluşturabilmek için bu yasa
değişikliğini birlikte gerçekleştirdik. Eczacıyı
tanımladık, görev, yetki ve sorumluluklarını belirledik,
eczane açılımını 3.500 nüfusa 1 eczacı olacak
şekilde belirledik ve belirli eczanelerde ikinci eczacı
çalıştırma zorunluluğu getirdik. 12 maddelik yasa
değişikliğiyle gerçek bir dönüşümü sağladık.
Yasanın yönetmeliği yayınlandı. Eczacılar ve
eczacılık mesleği için önemli bir adımı
gerçekleştirdik.
Saygıdeğer milletvekilleri, Sağlık
Komisyonunda görüşmelerini yaptığımız ve son bir
görüşmeyle tamamlanacak olan -Genel Kurula inme durumunda olan-
eczacılıkta uzmanlık alanları getiren yasa
değişikliğiyle eczacılar hasta merkezli klinik
eczacılık alanında ülkemizdeki bitkilerden ilaç etken maddeleri
ve ilaç üreterek toplumun hizmetine sunacağı fitofarmasi
alanında uzmanlaşabileceklerdir. Eczacılarımız
uzmanlaşarak insanımızın sağlıklı
yaşamasına önemli katkı sağlayacaklar, yasa
çıktıktan sonra uzmanlık alanlarını genişletme olanağı
da ortaya çıkacaktır.
Sağlık Bakanımıza, Sağlık
Komisyonu Başkanımıza, grup başkan vekillerimize
Eczacılıkta Uzmanlık Yasa Teklifimize katkıları ve
olumlu yaklaşımları nedeniyle teşekkür ediyorum.
Ayrıca, grubumuzda bulunan tüm eczacı milletvekillerine, Cumhuriyet
Halk Partisi Grubunda bulunan eczacı milletvekillerine, HDPde bulunan
eczacı milletvekiline ve Milliyetçi Hareket Partisinde Sağlık
Komisyonu üyesi Mersin Milletvekili Ali Öz Beye çok teşekkür ediyorum.
Sayın milletvekilleri, 2004 yılında
İlaç Fiyat Kararnamesinin değiştirilmesi ilaç
fiyatlarının inanılmaz ölçüde düşmesine neden oldu.
Kararname değiştirilirken eczacı kârlılığı
da düşürüldü. Sosyal güvenlik kurumlarının
yayınladığı sağlık uygulama tebliğleri
ilacın sürdürülebilir hâle gelmesini sağladı.
Dolayısıyla, sağlık hizmetlerinde ilaç giderleri yüzde
20lere kadar düştü, gayrisafi millî hasılanın yüzde 1,3üne
kadar geriledi. Rasyonel ilaç kullanımı ve diğer alanlardaki katkıları
nedeniyle eczacı meslektaşlarıma teşekkür ediyorum.
Eczacıların bugün iki önemli sorunu var: Bir
tanesi, düşmekte olan ilaç fiyatları ve eczaneler arasındaki
eşitsiz reçete dağılımı nedeniyle
kârlılıkların süratle düşmüş olması. Daha önce
İlaç Fiyat Kararnamesiyle düşürdüğümüz bu
kârlılıkların bir kısmını eczacıların
yaşaması ve yaşamlarını sürdürebilmesi için onlara
iade etmek durumundayız.
Değerli milletvekilleri, eczacılık
alanının sorunlarından bir tanesi de yeni eczacılık
fakülteleridir. Ülkemizde 1994 yılında 7 eczacılık
fakültesi, 2005 yılında 12 eczacılık fakültesi, 2014
yılında ise 44 eczacılık fakültesi bulunmaktadır.
Bunların 26sı öğrenci almakta olup 1.900 öğrenci her
yıl eczacılık fakültesine kaydolmaktadır. Bu fakültelerin
çoğunda eczacı öğretim üyesi dahi bulunmamaktadır. Tümünü
tek tek anlatma olanağım yok ama şunu belirtmek isterim ki: 44
eczacılık fakültesi yeterlidir, yenisini kesinlikle açmamamız
gerekir. Avrupa ülkelerinin her birinden daha fazla sayıya sahibiz
eczacılık fakültesi açısından. Artık eğitimin
niteliğinin artırılması zamanıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MEHMET DOMAÇ (Devamla) - Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 76 milyon insanımıza yirmi dört saat
hizmet veren eczacı meslektaşlarımın Eczacılık
Gününü kutluyor, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Gündem dışı konuşmalara Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker cevap vereceklerdir.
Buyurun Sayın Bakan. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER
(Diyarbakır) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, öncelikle Sayın Özensoyun
Gökçeadadaki sel felaketiyle ilgili yaptığı konuşmaya
cevap mahiyetinde bazı bilgiler sunmak istiyorum değerli heyetinize.
Öncelikle tabii, çiftçilerimize geçmiş olsun dileklerimi sunmak istiyorum.
Aslında bu sene maalesef yılın başından bu yana
bazı bölgelerde yeteri kadar yağmur olmadı, bu manada bazı
bölgelerde bir kuraklık endişesi yaşandı. Özellikle
meteorolojik kuraklık diyebileceğimiz, önceki yıllara nispetle
daha az yağış oldu. Gerek kar yağışı gerek
yağmur miktarında önceki yıllara ve uzun yıllar
ortalamasına göre bir azalma oldu ama ilkbaharda da bu defa bazı
illerimizde -yaklaşık 60 ilde- don afeti çiftçilerimizi olumsuz
etkiledi, bazı yerlerde de işte sel, dolu gibi afetler
yaşandı. Tabii, toplamda 69 il, 418 ilçe ve 14.673 köyde
yaklaşık 876 bin üreticiye ait 176 bin hektar alanda çeşitli
şekilde afetler etkili oldu. Bu çiftçilerimizin öncelikle tabii hasar
tespitleri yapıldı. Gerek don gerek dolu gerekse diğer fırtına,
hortum, sel, bunların hepsi sigorta kapsamında ve sigorta poliçe
bedelinin de yarısı Hükûmet tarafından, daha doğrusu
Bakanlık tarafından çiftçilerimize hibe olarak ödeniyor. Fakat buna
rağmen, tabii sigorta yaptırmayanları da dikkate aldığımızda,
her hâlükârda çiftçilerimize bir şekilde yaralarını saracak veya
en azından hasarlarını azaltacak bir yardım yapmak
gerekiyordu. Biz de Bakanlık olarak Hazine
Müsteşarlığımıza ve Hükûmete, Bakanlar Kuruluna
tekliflerimizi götürdük. Doğal afetlerden dolayı kredi
borçlarının ertelenmesiyle ilgili kararname de dün Sayın
Başbakanımız tarafından imzalandı. Biz, bunun tabii
süresini oldukça geniş aldık. 1/1/2014 tarihinden bu yılın
sonuna kadar, yani 2014 yılı sonuna kadar vuku bulan ve olacak olan
bütün bu manada afetler bunun kapsamında. 31/12/2014 tarihine kadar ülke
genelinde meydana gelmiş ve gelecek olan don, dolu, kuraklık,
aşırı yağış, sel ve benzeri afetler zarar
kapsamında. Burada bilginize sunmak istediğim bir husus, özellikle
kuraklığın da bu tür bir borç ertelemenin kapsamına dâhil
edilmiş olması. Normalde tabii kuraklık dünyanın hiçbir
yerinde sigorta kapsamında değil ama eğer kuraklık
nedeniyle bir hasar tespiti yapılmışsa çiftçilerimiz bundan
istifade edecekler.
Kredi borçlarının ertelenme şartında
hasar tespit komisyonunun karar tarihinden geriye doğru doksan günlük süre
içerisinde vadesi gelmiş olan borçların bir yıl süreyle cari
tarımsal faizden değil de yüzde 3 oranındaki bir faizle
ertelenecek olması önemli. Ülke genelinde yaklaşık 876 bin
çiftçiye ait. Bunların 6,5 milyar lira bir kredi bakiyesi söz konusu.
Dolayısıyla, bu kapsamda 6,5 milyar liralık bir kredi bakiyesi
ertelenmiş olacak bundan kaynaklanan borçlar sebebiyle.
Ben, çiftçilerimize, zarar gören bütün çiftçilerimize, bu
hasara uğrayan bütün çiftçilerimize bir kez daha geçmiş olsun
dileklerimi sunmak istiyorum. Ve bir kez daha, tarım sigortası gibi
önemli bir imkân varken ve bunda da büyük oranda destek varken çiftçilerimizin
bundan istifade etme konusunda biraz daha bize yardımcı olmasını
arzu ediyorum çünkü onlar hasar görüyor biz üzülüyoruz, sonuçta Türkiye
kaybediyor bu hasardan. Ama tarım, dünyanın her yerinde tabiat
şartlarına bağlı bir faaliyet ve yağış fazla
olunca da hasar meydana geliyor, yağış olmayınca da,
kuraklık olunca da hasar meydana geliyor, dolu olunca hasar meydana
geliyor, fırtına olunca hasar meydana geliyor. Çiftçilik, maalesef,
böyle bir faaliyet.
Tabii, yarın da Dünya Çiftçiler Günü, 14 Mayıs.
Bu vesileyle bütün çiftçilerimizin Dünya Çiftçiler Gününü de kutluyorum.
Çiftçilik dünyayı gerçekte besleyen bir meslek.
Dünyadaki hâlihazırdaki 7 milyar nüfusun -ki, 9 milyara 2050de
çıkması bekleniyor- bu milyarlarca insanın karnını
doyuran, hayatta kalmasını sağlayan gıda maddelerinin
kaynağı, çiftçilerimizin iştigal sahası olan tarım
sektörü. Dünyada 1 milyarın üzerinde çiftçi var. Türkiyede de
çalışan 25,5 milyon insanın 6 milyonu tarım sektöründe
çalışıyor. 3 milyon işletmemiz var ve ekonomik anlamda da
hepimizi çok yakından ilgilendiren bir konu.
Biz, çiftçilerimizin bazı sosyal güvenlik
haklarıyla ilgili iyileştirmeler yaptık; gerek örgütlenme
konusunda ziraat odalarıyla ilgili yasa değişikliği gerek
sosyal haklarında BAĞ-KURla ilgili zorunluluk getirilmesi gibi. Daha
önce otuz gün prim ödeme şartı varken bunun on beş gün prim
ödeme imkânı tanınmak suretiyle düzeltilmesi.
Aile reisi olan kadın çiftçilerin eskiden sigortadan
faydalanamıyor olması. Buna getirilen düzenlemeyle bu kadın
çiftçilerimizin de sigortalı olabilme imkânı sağlandı.
Yine, kadın çiftçilerimize bazı desteklemelerde pozitif
ayrımcılık yapan düzenlemeler getirdik, kredi imkânları
geliştirdik.
Dünyada da, kuşkusuz ülkemizde de tarımın
stratejik değeri ve önemi giderek artıyor. Çünkü, biraz önce de
söylediğim gibi, gelir artışıyla birlikte,
kentleşmeyle birlikte beslenme alışkanlıklarında
değişiklik meydana geliyor, dolayısıyla gıda talebinde
artış ve farklılık meydana geliyor.
Öte yandan, küresel ısınma ve diğer çevresel faktörlerin yol
açtığı birtakım tehditler var tarım sektörüyle ilgili
dünya ölçeğinde. Gelecekte 3 tane stratejik alan olduğunu bütün
gelecek bilimciler, fütüristler söylüyor: Su, enerji ve gıda. Suyun yüzde
70inin de tarım ve gıda amaçlı kullanıldığı
dikkate alındığında gıda ve tarım burada çok daha
önemli bir hâle geliyor.
Tabii, burada sadece üretim veya arzdaki üretim
eksikliği problem değil, mevcut olan kaynakların da daha adil
bölüşümü, daha eşitlikçi bölüşümü başka bir sorun. Bu
alanda sorun olduğunu biliyoruz çünkü aynı zamanda israf çok büyük
oranda, yılda 1,3 milyar ton gıda israf ediliyor. Bunun dörtte 1iyle
açlık sınırında bulunan 870 milyon insanın gıda
ihtiyacı karşılanabilir. Bu israfın ekonomik değeri 1
trilyon dolar. Buna karşın, dünyada aşırı kilolu
yetişkin sayısı 1,4 milyar insan, bunun 500 milyonunu da obezler
oluşturuyor. Bunların hepsi gerek eğitimle gerek
geliştirilecek olan politikalarla üzerinde durulması gereken
meseleler.
Dünyaya
baktığımızda, gıda fiyatları son on yılda
çok istikrarlı bir seyir izlemedi. Dünyada on yılda buğday
fiyatları 3 kat, mısır ve pirinç fiyatları ise 2 kat
arttı. İklim değişikliği, biraz önce arz ettiğim
gibi, önemli bir konu. Bir de gelişmiş ülkeler artık kendi
topraklarıyla yetinmiyorlar, dünyada yaklaşık 203 milyon hektar
tarım alanı uluslararası şirketler veya bazı ülkeler
tarafından kiralanmış veya satın alınmış durumda.
Yani ülkeler, büyük arazi sahibi ülkeler bile artık başka ülkelerin
topraklarını kiralayabilmekte ve oralarda tarımsal faaliyeti
gelecek açısından teminat altına almak için üretim
planlamaktadır.
Biyoyakıt
üretiminde, yine, tarımsal ürünler kullanılıyor. Bu, yine,
tarımsal ürünlerin stratejik değeri açısından, önemi
açısından dikkat edilmesi gereken başka bir husus.
Dünyada
uluslararası veri paylaşımında şeffaflık yeterli
değil. Lojistik alanda yetersizlik var ve bunun maliyet üzerinde
kuşkusuz çok önemli etkisi var. Küresel sermaye zaman zaman spekülatif
davranışlar sergileyebiliyor. Bunların hepsi gıda
güvenliğini olumsuz etkileyebilen faktörler. Keza, ülkelerin sosyoekonomik
durumları, doğal afetler, sosyal ve siyasi
istikrarsızlıklar dünyada gıda güvenliğini genel anlamda
etkileyen faktörler.
Biz tarımsal
üretimin sürdürülebilirliği ve gıda güvenliğinin temini
açısından bir dizi tedbir aldık. Türkiyede, en son, 30 Nisan
tarihinde yüce Meclisin oy birliğiyle diyebileceğimiz bir oy
oranıyla, bütün iktidar-muhalefet hepimizin birlikte geçirdiği,
Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu da içinde olan 17 tane kanun
çıkarıldı bu süreç içerisinde. Etkin bir tarımsal
destekleme sistemi kuruldu. Üretim ve işleme sanayisinde, özellikle
tarımda, modernizasyona gidildi. Çevreye duyarlı üretimin
desteklenmesi, organik tarım, iyi tarım uygulamaları, biyolojik
mücadele desteği ve çevre amaçlı tarımsal alanların
korunması, kısaca ÇATAK dediğimiz projeyi hayata geçirmek
suretiyle bunlar sağlandı. Tarımsal kredi faiz oranları
düştü. Tarımsal altyapının iyileştirilmesi için,
özellikle toplulaştırma başta olmak üzere birçok düzenleme
yapıldı. Tarım sigortaları uygulamaları
yapıldı ama biraz önce de arz ettiğim gibi, maalesef çok
yaygınlaşmadı. Bunun üzerinde biz duruyoruz. Bunu nasıl
aşarız? Gerek eğitimle gerekse çeşitli projelerle tabii
teşvik veriyoruz, yüzde 50 hibe destek veriyoruz sigorta poliçelerinin
desteklenmesinde ama ona rağmen aşırı parçalanmış
olmaktan ötürü ve çok hisseli olmasından ötürü, çok parçalı olmasından
ötürü küçük hisselerle tarım sigortasını gerekli görmüyor
üreticilerimiz.
Gen
kaynaklarının koruma altına alınması yönünde bizim
önemli projelerimiz oldu, hem bir Tohum Gen Bankası kurduk hem hayvan gen
kaynaklarıyla ilgili bir gen merkezi kurduk. Diğer bitki ve
ağaçlarla ilgili olarak da Ankarada bizim
Bakanlığımızın bitişiğinde bulunan
Eskişehir yolundaki arazide Avrupanın 2nci en büyük -2.500 dönüm
arazi üzerine- millî botanik bahçesini kuruyoruz; 2015 yılında
inşallah hizmete girecek. Türkiye'nin bütün endemik bitkilerinin ya
çeşitli seralar içerisinde veyahut açık alanlarda
sergilenebileceği, kütüphanesi vesairesi olan, eğitim imkânları
da olan bir millî botanik parkı kuruyoruz.
Yine, Çiftlikten sofraya gıda güvenliği
anlayışıyla, gıda faslını müzakereye açmak
suretiyle, etkin gıda denetimiyle, Alo 174le tüketicinin
sağlığının korunması ve diğer
haklarının korunması alanında da önemli
çalışmalar yapıldı.
Biz, temel gıda maddelerinin üretimine
baktığımızda -buğday, mısır, çeltik,
ayçiçeği, yumurta, et ve süt, bu ürünler itibarıyla
baktığımızda- Türkiyenin on yıl içerisinde dünyadaki
artış oranlarının çok üzerinde bir artış
gerçekleştirdiğini görüyoruz. Örneğin dünya on yılda
mısırda yüzde 44lük artış gerçekleştirmiş,
Türkiyede yüzde 181 oranında artış olmuş; çeltik dünyada
on yıl içerisinde yüzde 26,5 artış sağlamış,
Türkiye yüzde 150 oranında artış sağlamış;
ayçiçeği yüzde 52 oranında dünyada artış sağlarken
Türkiyede yüzde 79,2 oranında
artış var; yumurta üretiminde dünyadaki artış yüzde
24,6, Türkiyede yüzde 42,8; et üretiminde dünyada yüzde 13,3lük bir
artış var on yıl içerisinde küresel olarak, Türkiyede yüzde
136lık bir artış var; süt üretiminde dünyada yüzde 24lük bir
artış varken Türkiyede yüzde 116lık bir artış
gerçekleşmiş durumda on yıl içerisinde. Buğdayda dünyada
yüzde 16lık artış var on yıl içerisinde, Türkiyede yüzde
13lük artış var ama Türkiyede buğday alanlarının bir
kısmı diğer ürünlerin alanlarına kaydı. Türkiyedeki
buğday verimliliğinde önemli bir artış var.
Aslında bu temel gıda maddelerinin
kaynağını teşkil eden tarımsal ham maddeler ve
hayvansal ham maddelerde Türkiyenin dünyanın büyümesinin çok çok üzerinde
bir üretimle iyi bir noktada olduğunu görüyoruz. Gıda
açısından güvendeyiz. Bunu tarımsal gayrisafi yurt içi
hasılada da zaten görmek mümkün. Özellikle, tarımsal ürün
ihracatında yine ciddi bir artış var ve ham maddeleri katsak
bile 2013 yılı içerisinde toplam ihracatımız toplam
ithalatımızın üzerinde. Bu da çok sevindirici bir gelişme
ve ilk defa canlı hayvan ve hayvansal ürün ihracatında Türkiye 1,5
milyar dolarla çok uzun bir zamandan sonra bir ihracat gerçekleştirdi.
Türkiye on yıl içerisinde 142 milyon dolardan, 2013 yılında 1,4
milyar dolara çıkardı hayvansal ürün ihracatını. Bu da
büyük bir gelişmeyi gösteriyor.
Burada tabii, gerek sağlanan destekler, uygulanan
politikalar gerekse benimsenen strateji etkili ama temel altyapıda -ki
miras hukukundaki düzenleme bunun için çok önemli- arazilerin bundan sonraki
sürede bölünmesinin önüne geçilmesi ve köyde arazinin başında olan
her kimse, onun karnını doyurabilecek asgari bir büyüklüğün
teminat altına alınmış olması çok temel bir mesele.
Bugünden itibaren, gelecek açısından bu bir garanti. Mevcut
yapının da, mevcut bölünmüş yapının da 2023e kadar
toplulaştırılmasının tamamlanması bizim
hedefimiz, ki bu hedefi tutturacağımızı biliyoruz.
Şundan dolayı biliyoruz: Çünkü on yıl içerisinde 4 milyonu
tamamladık, 2 milyon hektar da bu yıl tamamlanıyor, 6 milyon
hektar. Toplamda 6,5-7 milyon hektara ulaşacak
toplulaştırılan arazi, bu yıl sonu itibarıyla. Zaten
geride şu anda yaklaşık 7 milyon hektar kaldı
toplulaştırılacak arazi yani on yıl içerisinde bu mesafeyi
aldık, bundan sonraki sürede bunu çok daha rahat yapabileceğimizi
planlıyoruz doğrusu, düşünüyoruz. Bütün bunların hepsi,
aslında çiftçilerimizin aracılığıyla yapıldı
yani gerçekten son derece de fedakârca çalışan bir sektör. Türkiye'de
6 milyon çalışan, 3 milyon işletme ve gerçekte hepsi eli
öpülecek insanlar. Hem kadın çiftçilerimiz hem bu işte, meslekte
çalışan diğer bütün kardeşlerimiz -genciyle
yaşlısıyla- olağanüstü çaba sarf etti. Ben, hepsinin
Çiftçiler Gününü de tekrar kutluyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Hamzaçebi, buyurun.
V.-
AÇIKLAMALAR
1.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin, 10-16 Mayıs
Engelliler Haftasına ve 12-18 Mayıs Hemşirelik
Haftasını kutladıklarına ilişkin açıklaması
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
10-16 Mayıs tarihleri Engelliler Haftası olarak
kutlanmaktadır. Türkiye'de, 76 milyonluk nüfusumuzun yüzde 12,3ü
engellidir yani bu, yaklaşık 9,4 milyonluk bir nüfusu ifade
etmektedir. Bu kadar büyük bir kitlenin ihtiyaçları, talepleri
karşısında yapılanlar hâlen son derece yetersizdir.
Engelli vatandaşlarımızın
ihtiyaçları diğer vatandaşlarımızın, diğer
toplum kesimlerinin ihtiyaçlarından farklı değildir eğitim
gibi, sağlık gibi, toplumsal hayata, sosyal hayata katılma gibi,
bakım gibi, rehabilitasyon gibi ancak bu
vatandaşlarımızın bu hizmetlere ulaşmada güçlükleri
vardır, bu hizmetlere ulaşma açısından dezavantajlı
gruptur; devlete düşen görev, bu dezavantajı ortadan
kaldırmaktır.
Şüphesiz, yapılan düzenlemeler var,
çıkarılan yasalar var ancak bu yasalarda sürekli olarak süre
uzatımına gidilmesi, engellilerimizin devlete olan güvenini
sarsmaktadır. Bu süre uzatımlarına son vermek ve fiziki
altyapıyı, çevreyi engelli vatandaşlarımıza uygun hâle
getirmek şarttır.
Yine, engelliler açısından devlete düşen
temel görev istihdamdır. Devletin hâlen 80 bin ilave engelli istihdam
zorunluluğu varken bu zorunluluk yerine getirilmemiştir. Özel
sektörden engellilerin istihdamı istenirken, devletin bu görevi yerine
getirmemesi son derece yanlıştır. Hükûmeti, sayın
bakanları ben bu konuda göreve çağırıyorum.
Ayrıca, içinde bulunduğumuz hafta
Hemşireler Haftasıdır. Sağlık sektörünün bu cefakâr
çalışanlarını kutluyorum, onların
ihtiyaçlarının, özlük haklarının iyileştirilmesi
yolunda Hükûmete düzenlemeler yapma çağrısında bulunuyorum.
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Baluken, buyurun.
2.-
Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in, 10-16 Mayıs Engelliler
Haftası ile 15 Mayıs Vicdani Ret Gününe ve 12-18 Mayıs
Hemşirelik Haftası, 14 Mayıs Dünya Eczacılık Günü ile
15 Mayıs Kürt Dil Bayramını kutladıklarına ilişkin açıklaması
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Sayın Başkan, 10-16 arası Mayıs
Engelliler Haftası olarak belirlenmiştir. Engellilerin istihdam,
sağlık hizmeti, sosyal ve ekonomik sorunlarının en
yoğun olduğu ülkelerden biri, maalesef, Türkiyedir. Engellilerin
sorunlarının çözülmesinin ilk adımı da aslında
zihinlerdeki engellerin kaldırılmasından geçiyor. Bu kapsamda,
biz, başta AKP Hükûmeti olmak üzere tüm siyasi ve sosyal tarafları bu
konuda duyarlı olmaya çağırıyoruz, Halkların
Demokratik Partisi Grubu olarak da engellilerin sorunlarının
araştırılması için bu hafta Meclise bir araştırma
önergesi sunacağımızı ifade etmek istiyoruz.
Diğer taraftan, Türkiyenin militarizmden
kaynaklı kanayan yarası vicdani ret hakkının
tanınmamasına vesile oluyor. 15 Mayıs Vicdani Ret Gününde
demokratik, hoşgörülü, sivil toplum merkezli bir Türkiye için vicdani ret
hakkının tanınması gerektiğini ifade ediyoruz. Bu
hususta da Parlamento çatısı altında bugüne kadar
sayısız çalışmalar yaptık, bundan sonra da bu
çalışmalarımızı gündemleştirip gerekli
duyarlılığın oluşturulması noktasında
üzerimize düşen görevi yapmaya devam edeceğiz.
Ayrıca, 14 Mayıs tarihi Eczacılar Günü
olarak kutlanmaktadır. Yine, içinde bulunduğumuz hafta da
Hemşirelik Haftası olarak kutlanmaktadır. Biz bu vesileyle tüm
eczacıların ve hemşirelerimizin bu anlamlı gününü,
haftasını kutluyoruz.
Bir diğer husus: 15 Mayıs Kürt Dil Bayramı
olarak kutlanmakta ve Kürtçe üzerindeki tüm baskıların
kaldırılması talebiyle de yoğun bir kitlesellikle,
halkımız tarafından geleneksel bir şekilde, artık
taleplerin görünür kılınması şeklinde kutlanmaktadır,
ifade edilmektedir. İnkâr ve asimilasyon döneminin bittiğini, Kürt
halkının ve Kürtçenin özgürleşme döneminin geldiğini burada
ifade etmek istiyoruz. Bu kapsamda, bugüne kadar Kürt dili üzerinde kurulan
bütün baskıları kınadığımızı, 15
Mayıs Kürt Dil Bayramını kutladığımızı,
alanlara çıkan bütün halkımızı da buradan şimdiden
selamladığımızı ifade etmek istiyoruz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Evet,
teşekkür ediyorum.
Sayın Satır,
buyurun.
3.-
İstanbul Milletvekili Mihrimah Belma Satır'ın, 10-16 Mayıs
Engelliler Haftasına ve 12-18 Mayıs Hemşirelik Haftası ile
14 Mayıs Dünya Eczacılık Gününü kutladıklarına
ilişkin açıklaması
MİHRİMAH BELMA
SATIR (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
10-16 Mayıs tarihleri
arasında Engelliler Haftası kutlanmaktadır. Her bireyin engelli
olma ihtimali dikkate alınarak Adalet ve Kalkınma Partisi hükûmetleri
tarafından en iyi yasal düzenlemelerin yapıldığı
kanaatindeyiz, eksiklerin giderilmesi için de hep birlikte
çalışacağız. Engelli vatandaşların hayata
intibakı, istihdam alanında yer alması için
çalışmaları yaptık, yapmaya devam edeceğiz. Bugün
vesilesiyle tüm engelli vatandaşlarımıza selam ve
saygılarımızı sunuyoruz grubum adına.
Ayrıca, yarın 14
Mayıs Eczacılık Gününü kutlayacağız. Bu alanda
çalışan bütün eczacı arkadaşlarımıza da
başarılar diliyoruz ve günlerini kutluyoruz.
Ayrıca, bugün
itibarıyla Hemşireler Gününü kutluyoruz. Sağlık
çalışanlarımıza da sağlıklı bir
çalışma dönemi diliyor, saygılar sunuyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın Halaçoğlu,
buyurun.
4.-
Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun, 10-16 Mayıs Engelliler
Haftasına ve 14 Mayıs Eczacılık Günü ile Karamanoğlu
Mehmet Beyin Türk dilini resmî dil olarak kabulünün yıl dönümünü
kutladıklarına ilişkin açıklaması
YUSUF HALAÇOĞLU
(Kayseri) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Engelliler Günü, evet, iki
gün ama sadece engellilerin günü olarak anılan günlerde değil,
içimizde yaşayan insanlarımızın bütün
ihtiyaçlarının giderildiği, şehirde rahatça
dolaşacakları, ihtiyaçlarının her şekilde
birtakım kanuni dayanaklara da mehaz teşkil etmek suretiyle
çözümlendiği bir zaman başlangıcı olarak nitelendirmek istiyorum
ve onların bizlerle birlikte birer insan olarak, içimizden birileri olarak
yaşamalarını diliyorum.
Ayrıca,
Eczacılar Gününü kutluyorum. Bir de Karamanoğlu Mehmet Beyin Türk
dilini resmî dil olarak kabulünün yıl dönümüdür, onu da kutluyorum.
Meclise saygılar
sunuyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
SEYFETTİN YILMAZ
(Adana) Benim de vardı Sayın Başkan, kısa bir
açıklamam vardı.
BAŞKAN Sayın
Yılmaz, biliyorsun ben gündem dışı konuşmalarda sadece
grup başkan vekillerine söz veriyorum, uygulamam bu şekilde benim.
SEYFETTİN YILMAZ
(Adana) Bakanın açıklamasına karşı kısa bir
açıklama yapacağım.
BAŞKAN Efendim,
gündem dışı konuşma Sayın Yılmaz. İç Tüzük
çok açık, bunu ben çok izah ettim.
SEYFETTİN YILMAZ
(Adana) Bakanın açıklamasına karşı kısa bir
açıklama yapacağım.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Meclisi keyfî yönetiyorsun. O zaman İç Tüzükteki 60ıncı
maddeyi kaldırın.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Gümrük ve
Ticaret Bakanı Sayın Hayati Yazıcı, gündemin Sözlü
Sorular kısmının 1, 13, 71, 103, 108, 113, 152, 341, 361, 362,
378, 392, 575, 679, 832, 833, 834, 835, 836, 937, 961, 966, 994, 1056, 1095,
1135, 1152, 1153, 1165, 1238, 1313, 1333, 1334, 1335, 1367, 1375, 1376, 1382,
1456, 1483, 1517, 1554, 1580, 1691, 1754, 1779, 1871, 1872, 1873, 1875, 2018, 2065,
2161, 2176, 2199, 2200, 2254, 2624, 2625, 2629, 2766, 2814, 2841, 2842, 2854,
2955, 2981, 2995, 3092, 3101, 3102 ve 3205inci sıralarında yer alan
önergeleri birlikte cevaplandırmak istemişlerdir. Sayın
Bakanın bu istemini, sırası geldiğinde yerine getireceğim.
Komisyondan istifa önergesi vardır, okutuyorum:
VI.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A)
Önergeler
1.-
Konya Milletvekili Mustafa Kalaycının, Plan ve Bütçe Komisyonu
üyeliğinden istifa ettiğine ilişkin önergesi (4/158)
13/5/2014
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Plan ve Bütçe Komisyonu üyeliğinden istifa ediyorum.
Saygılarımla.
Mustafa
Kalaycı
Konya
BAŞKAN Bilgilerinize sunulmuştur.
Meclis araştırması açılmasına
ilişkin üç önerge vardır, okutuyorum:
B)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.-
BDP Grubu adına, Grup Başkan Vekili Şırnak Milletvekili
Hasip Kaplanın, toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma
hakkının kullanımında yaşanan sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/931)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Anayasanın 34üncü maddesinin valilik
yönergeleriyle çiğnenmesi, demokratik bir şekilde yapılan
gösterilerde ve yürüyüşlerde yaşanan ölümlerin
araştırılması için Anayasanın 98inci ve İç
Tüzükün 104 ve 105inci maddeleri gereğince Meclis
araştırması açılmasını arz ve talep ederiz.
Hasip
Kaplan
BDP
Grup Başkan Vekili
Gerekçe:
Anayasanın 34üncü maddesinde Herkes, önceden izin
almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri
yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir. diye belirtilmektedir ama
maalesef var olan tablo göstermektedir ki bu anayasal hak, valiliklerin
tasarrufunda işlemektedir. Valiliklerin yayınladıkları
yönergeler Anayasanın 34üncü maddesini hiçe sayar boyuta gelmiştir.
Valilikler, muhalif herhangi bir kesim tarafından yapılmak istenen
tüm demokratik gösteri ve yürüyüşleri engellemektedir. Bu engellemeyi de
çoğu zaman orantısız güç kullanarak yapmaktadır. Nitekim,
geçen yıldan bu yana demokratik tepkilerini dile getirmek için
yapılan yürüyüş ve gösterilerde, valiliklerin bu keyfî
yasaklamalarından ve buna bağlı olarak güvenlik güçlerinin
kullandıkları orantısız güç nedeniyle birçok kişi
yaşamını yitirmiştir. Bu ölümlerin bir kısmına da
polisin kullandığı biber gazı neden olmuştur. 31
Mayıs 2011'de Metin Lokumcu biber gazı kullanımından
kaynaklı olarak yaşamını yitirdi. En son da Yalova'da
çıkan bir kavgayı ayırmak isteyen Çayan Birben, polisin
kullandığı biber gazından kaynaklı olarak
hayatını kaybetmiştir.
Biber gazı kullanımıyla ilgili olarak
Diyarbakır Milletvekilimiz Sayın Altan Tan tarafından
İçişleri Bakanlığına verilen soru önergesinde biber
gazının sağlığa ne tür zararlarının olup
olmadığı, kullanılan bu gazların insan
sağlığı üzerindeki kısa ve uzun dönem etkileri sorulmuştur.
Soru önergesine İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin
tarafından verilen cevapta, bu silahların göz
yaşartıcı gazlar ile gaz maskelerinin kullanımı kursu
alan personel tarafından, Göz Yaşartıcı Gaz Silahları
ve Mühimmatları Kullanım Talimatına uygun olarak
kullanıldığı, Türkiye'nin 1997 yılında taraf
olduğu Kimyasal Silahlar Sözleşmesi hükümleri çerçevesinde göz
yaşartıcı gaz mühimmatının insan
sağlığı üzerinde kalıcı bir etki bırakmama
şartının sağlandığı belirtilmiştir.
Oysa, konunun uzmanlarınca da defalarca
açıklandığı üzere, biber gazı sağlık
üzerinde kısa ve uzun vadede zararlı etkilere sahiptir. Kısa
vadede, solunum sorunları, solunum yollarında tahriş,
bulantı, hatta kusma, göz yaşı akıntısı, spazm,
göğüs ağrısı, deri yanıkları ve alerji; uzun
vadede ise solunum yollarında nekroz (doku çürümesi), sindirim sisteminde
nekroz, akciğerde ödem, iç kanamalar (böbrek üstü bezlerinde kanama)
etkileri olduğu bilinmektedir. Bunlara rağmen biber gazı hemen
hemen demokratik tepkisini dile getirmek isteyen tüm kesimlere karşı
kullanılmaktadır. Çayan Birben astım hastası olduğunu
belirtmesine rağmen, polisin kullandığı biber gazı
nedeniyle kalp krizi ve buna bağlı beyin kanaması geçirerek
hayatını kaybetmiştir. Hastane önünde bulunan ailesinin ve
yakınlarının polis tarafından dağıtılmak
istenmesi ile yaşanan olayda polisin tekrar biber gazı
kullanması, tüm toplum vicdanında derin yaralar
bırakmıştır. İçişleri Bakanı Sayın İdris
Naim Şahin'in soru önergelerine verdiği cevaplarda bugüne kadar
yapılan gösteri ve yürüyüşlerde kimsenin hayatını
kaybetmediği belirtilmektedir. Bu, gerçeğin çok çok
dışında bir yaklaşımdır. Herkesin yakından
takip ettiği kamuoyunda yaşananların inkâr edilmesi, halkın
üzerinde derin bir yarılmaya neden olmaktadır. Çayan Birben'in
doğrudan biber gazından etkilenerek yaşamını
yitirdiği doktor raporlarında belirtilmektedir. Çayan'ın
katledilmesi ve Çayan'ın yaşamını yitirmesi üzerine
acılı ailesine ve yakınlarına yapılan müdahale
güvenlik güçlerinin biber gazı kullanımında ne kadar vicdansızlaştığının
en büyük göstergesidir. Bu konunun tüm boyutlarıyla
araştırılması tarafımızca elzemdir.
2.-
Muş Milletvekili Demir Çelik ve 22 milletvekilinin, ana dilde
sağlık hizmeti almada yaşanan sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/932)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Türkiye'de yaşayan ve
Kürtçe dışında hiçbir dil bilmeyen Kürt yurttaşların
sağlık hizmetlerine ulaşırken
karşılaştıkları ana dil ve iletişim sorunlarının
belirlenmesi ve ana dilde sağlık hizmetlerinden
yararlanmalarının önündeki engellerin kaldırılması
adına Anayasanın 98inci, İç Tüzükün 104 ve 105inci maddeleri
gereğince Meclis araştırması açılmasını arz
ederiz.
1) Demir Çelik (Muş)
2) Pervin Buldan (Iğdır)
3) Hasip Kaplan (Şırnak)
4) Sırrı Sakık (Muş)
5) Murat Bozlak (Adana)
6) Halil Aksoy (Ağrı)
7) Ayla Akat Ata (Batman)
8) İdris Baluken (Bingöl)
9) Hüsamettin Zenderlioğlu (Bitlis)
10) Emine Ayna (Diyarbakır)
11) Nursel Aydoğan (Diyarbakır)
12) Altan Tan (Diyarbakır)
13) Adil Zozani (Hakkâri)
14) Esat Canan (Hakkâri)
15) Sırrı Süreyya Önder (İstanbul)
16) Sebahat Tuncel (İstanbul)
17) Mülkiye Birtane (Kars)
18) Erol Dora (Mardin)
19) Ertuğrul Kürkcü (Mersin)
20) İbrahim Binici (Şanlıurfa)
21) Nazmi Gür (Van)
22) Özdal Üçer (Van)
23) Leyla Zana (Diyarbakır)
Gerekçe:
Anayasanın eşitlik ilkesi gereği "Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet,
siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle
ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir." hükmü,
Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yaşayan tüm
vatandaşları eşit sayar. Bu anlamıyla yoğunluklu
olarak doğu ve güneydoğu illerinde yaşayan Kürt nüfusunun, kamu
hizmetlerinin tümü başta olmak üzere, özellikle sağlık
hizmetlerine ulaşırken karşılaştıkları dil
sorununun çözüme kavuşması eşitlik ilkesinin gereği ve
zorunluluğudur. Bahsi geçen bölgelerde yoğunluklu olarak yaşayan
Kürt nüfusunun tüm kamu hizmetlerinden ve buna bağlı olarak
sağlık hizmetlerinden ana dilleri olan Kürtçe ile yararlanmaları
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 25inci maddesi
-sağlık hakkı- gereği doğuştan gelen bir insan
hakkıdır.
Sağlık hakkı, İnsan Hakları
Evrensel Bildirgesi'nin 25inci maddesinde "Herkesin, kendisinin ve
ailesinin sağlığı ve iyi yaşaması için yeterli
yaşama standartlarına hakkı vardır; bu hak, beslenme,
giyim, konut, tıbbi bakım ile gerekli toplumsal hizmetleri ve
işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, yaşlılık ya
da kendi denetiminin dışındaki koşullardan kaynaklanan
başka geçimini sağlayamama durumlarında güvenlik
hakkını da kapsar. Anne ve çocukların özel bakım ve
yardıma hakları vardır. Tüm çocuklar, evlilik içi ya da
dışı doğmuş olmalarına bakılmaksızın,
aynı toplumsal korumadan yararlanır." şeklinde
özetlenmiştir.
Ülkemizin sosyal ve ekonomik koşullarındaki
yetersizlikler ile her geçen gün artan bölgelerarası derin uçurum, her
alanda olduğu gibi, kamu hizmetlerinin de ana dilde, etkin,
ulaşılabilir, eşit ve sürdürülebilir olarak sağlanmasını
engellemektedir. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde
bulunan 81 il, zorunlu hizmet bölgelerine ayrılmıştır. Tüm
iller gelişmişlik oranları, gelişmişlik
hızları ve nüfuslarına bağlı olarak toplamda 6
ayrı bölgeye ayrılmıştır. Hekimler ve sağlık
çalışanları için zorunlu hizmet bölgesi sınırları
dâhilinde olan 5inci ve 6ncı bölge illeri içerisinde bulunan, Kürt
nüfusunun yoğunluklu olarak yaşadığı bölgelerde,
sağlık hizmetleri başta olmak üzere, tüm kamu hizmetlerine ana
dilde ulaşmanın önündeki engeller belirlenerek Kürt
yurttaşlarımızın ana dilleri ile sağlık
hizmetlerine ulaşmalarının yolu açılmalıdır.
Bahsi geçen iller, Doğu ve Güneydoğu
Bölgelerimizde bulunan ve Kürt nüfusunun yoğun olarak
yaşadığı bölgelerdir. Bu bölgelerde görevlendirilen tüm
kamu personelinin ve buna bağlı olarak sağlık hizmeti
sağlamakla yükümlü hekim ve sağlık
çalışanlarının bölgede yaşayan yurttaşlar ile
iletişim kurmada yaşadığı zorluklar ortadadır.
Bölgede yapılan araştırmalar sonucu, her 3 yurttaştan 1i
kamu hizmetinden faydalanırken ana dil ve iletişim sorunu
yaşamaktadır. Hekimler ve sağlık personeli ile
iletişim kuramayan yurttaşlar sağlık hizmetlerinden yoksun
kalmaktadır. Yurttaşların sağlık hizmetleri
karşılanırken hasta ve hekim arasında bağ oluşturan
dilin, hastanın öyküsünü tam ve doğru anlatabilmesi
açısından önemi büyüktür. Hastanın kendisini bildiği dilde
anlatamıyor olması hem hasta açısından hem de
sağlık hizmetlerini sağlamakla yükümlü hekim ve sağlık
çalışanları açısından ciddi bir iletişim problemi
yaratmaktadır. Ortaya çıkan bu olumsuzluklar tedavi sürecini
etkilemekte ve çoğu zaman yanlış teşhis ve buna
bağlı olarak yanlış tedavi ile sonuçlanmaktadır.
Kürtlerin yoğunluklu yaşadıkları
bölgelerde çoğunluğu kadın olmak üzere 2 milyon insan Türkçe
bilmemektedir. Her gün, bu 2 milyon insanın önemli bir kısmı ana
dilleri olan Kürtçeyi bilmeyen kamu çalışanlarının
olduğu kurumlarda nüfus işlerini yapmakta, tapu alıp vermekte,
hukuksal işlemler yürütmekte ve en önemlisi sağlık
hizmetlerinden faydalanarak tedavi olmaya çalışmaktadır. Ana
dili ile hizmet alamayan yurttaşlar, hiç anlamadıkları bir dilde
aldıkları cevaplar ile sorunlarını çözmeye
çalışmaktadır. Yaşanan ana dil ve iletişim sorununun
sağlık açısından ortaya çıkarttığı
olumsuzluklar insan sağlığını ve yaşam
hakkını derinden etkilemektedir. Bölgede yapılan
araştırmalar sonucu, sadece dil ve iletişim sorunu yüzünden her
4 hastadan 1ine yanlış teşhis ve buna bağlı olarak
yanlış tedavi uygulanmaktadır.
Ana dilde sağlık hizmeti alamamanın
beraberinde getirdiği sorunların tespiti ve buna bağlı
travmaların bir an önce araştırılarak ortaya
çıkartılması ve sağlık alanında yaşanan ana
dil sorununun önündeki yasal engellerin ortadan kaldırılarak yeni yasal düzenlemeler ile güvence
altına alınması ile birlikte sağlıkta ana dil
problemine çözümcü yaklaşımlar geliştirilmesi adına Türkiye
Büyük Millet Meclisi bünyesinde bir araştırma komisyonu
kurulması gerekmektedir.
3.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve 22 milletvekilinin,
çevre ve insan sağlığını tehdit eden kimyasal madde
kullanımının araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/933)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Ülkemizde çevre ve insan sağlığı
açısından tehlikeli kimyasal ve pestisit kullanımı
konusunda araştırma yaparak, alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Anayasa'nın 98inci ve TBMM
İçtüzüğünün 104 ve 105inci maddesi uyarınca Meclis
araştırması açılmasını saygılarımla arz
ve talep ederim.
1) Mesut Dedeoğlu (Kahramanmaraş)
2) Mehmet Şandır (Mersin)
3) Lütfü Türkkan (Kocaeli)
4) Özcan Yeniçeri (Ankara)
5) Kemalettin Yılmaz (Afyonkarahisar)
6) Emin Çınar (Kastamonu)
7) Enver Erdem (Elâzığ)
8) Reşat Doğru (Tokat)
9) Bülent Belen (Tekirdağ)
10) Alim Işık (Kütahya)
11) Seyfettin Yılmaz (Adana)
12) Celal Adan (İstanbul)
13) Yusuf Halaçoğlu (Kayseri)
14) Cemalettin Şimşek (Samsun)
15) Sinan Oğan (Iğdır)
16) Muharrem Varlı (Adana)
17) Ahmet Kenan Tanrıkulu (İzmir)
18) Mustafa Kalaycı (Konya)
19) S. Nevzat Korkmaz (Isparta)
20) Mehmet Erdoğan (Muğla)
21) Erkan Akçay (Manisa)
22) Koray Aydın (Trabzon)
23) D. Ali Torlak (İstanbul)
Gerekçe:
İnsanlar, toprağı, havayı ve suyu
bilinçsiz bir şekilde her geçen gün biraz daha kirletmektedir. Bu kirlenme
pek çok canlı türlerini yok etmekte, ormanlık alanları
azaltmakta, göl, akarsu ve denizlere zarar vermektedir.
Doğal zenginliklerimiz hızla yok olmakta ve
azalmaktadır. Deniz, göl ve akarsularımızda ortaya çıkan
kirlenme, balık ve su ürünleri türlerini yok etmektedir. Plansız ve
programsız şekilde gelişigüzel kullanılan kimyasal ve
pestisitler, doğal yaşama ve insan sağlığına
zarar vermektedir.
Dünyadaki mevcut çevre kirliliğinin yüzde 50'lik
bölümünün son otuz beş yılda meydana geldiğini açıklayan
araştırmalar, son otuz yıl içinde dünyada kimyasal üretiminde ve
ticaretinde önemli oranda büyüme meydana geldiğini ortaya
koymaktadır.
Kimyasallar, ülkemizde kozmetikten eşyaya kadar her
alanda ve üründe yer almaktadır. Geniş bir kullanım alanı
bulunan tehlikeli kimyasallar kırtasiye ürünlerinden oyuncaklara, giyim
eşyalarından ev eşyalarına kadar pek çok üründe de
karşımıza çıkmaktadır.
Tehlikeli
kimyasalları kontrol altına alarak olumsuz etkilerinden çevreyi ve
insanları korumalıyız. Üretimi, depolanması, etiketlenmesi
ve ambalajlanması evreleri sıkı denetim altına
alınmalıdır. Bu ürünler solunduğunda, ağız
yoluyla alındığında veya deri yoluyla emildiğinde,
insan sağlığını tehdit etmektedir.
Ülkemizde pestisitler,
tarımın yanı sıra genelde böceklere, yabancı otlara,
funguslara, akarlara, kemirgenlere, nematodlara, yumuşakçalara ve
bakterilere karşı sıkça kullanılmaktadır. Dünyada
kullanılan pestisitlerin yüzde 47'si yabani otlara karşı, yüzde
29'u böceklere karşı, yüzde 19'u funguslara karşı ve yüzde
5'i de diğer zararlılara karşı kullanılmaktadır.
Ülkemizde ise kullanılan pestisitlerin yüzde 47'si böceklere
karşı, yüzde 24'ü yabancı otlara karşı, yüzde 16'sı
funguslara karşı ve yüzde 13'ü de akarlara, kemirgenlere,
nematodlara, yumuşakçalara, bakterilere ve virüslere karşı
kullanılmıştır. Ülkemizde, tarımın yanı
sıra, yerel yönetimler tarafından da zararlı otlara
karşı ve sivrisineklere karşı mücadelede de yine sık
sık pestisit kullanımına gidilmektedir. Dünya'da ortalama olarak
yıllık 3 milyon ton tarım ilacı tüketimi
gerçekleşmektedir. Ülkemizde ise bu oran yıllık olarak ortalama
33 bin ton olarak gerçekleşmektedir. Tarla ve bahçede yanlış
ilaçla yetiştirilen meyve ve sebzeler sofralarımıza kadar ilaç
kalıntılarıyla gelmektedir. Kurallara uygun olarak tarlada ve
bahçede kullanılmayan tarım ilaçları kanser, üreme
bozuklukları ve gen mutasyonlarına neden olmaktadır.
Ayrıca, çocuklarda gelişimi engellemekte ve fizyolojik bozukluklara
yol açmaktadır. Pestisitler, rüzgâr ve erozyon sayesinde çok uzak
bölgelere taşınabilmekte ve uygun ortamda hava akımı ile
buharlaşabilmektedir. Yağmur sularıyla yer altına süzülerek
veya yüzeyde kalarak yer altı
sularına ve yüzeysel sulara karışıp suların
kirlenmesine neden olmaktadır.
Çevre ve insan sağlığını
etkileyen kalıntılar ülkemizin dış ticaretini de olumsuz
yönde etkilemektedir. Türkiye'den Avrupa Birliği ülkelerine gönderilen pek
çok bitkisel ürün pestisit kalıntıları yüzünden geri
gönderilmiş ve kabul edilmemiştir. 2004-2009 yıllarında
toplam 1.519 parti bitkisel üründen 204 partide pestisit
kalıntısına, 964 partide toksin kalıntısına, 351
partide boya, küf, bakteri gibi kalıntılara
rastlanmıştır.
Bu nedenle, ülkemizde çevre ve insan
sağlığı açısından tehlikeli kimyasal ve pestisit
kullanımı konusunda araştırma yapılarak gerekli
önlemlerin alınması amacıyla Anayasa'nın 98inci ve TBMM
İçtüzüğünün 104 ve 105inci maddeleri uyarınca bir Meclis
araştırması komisyonu kurulması yerinde olacaktır.
BAŞKAN Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler gündemdeki yerlerini açacak ve Meclis
araştırması açılıp açılmaması konusundaki
görüşmeler sırası geldiğinde yapılacaktır.
C)
Duyurular
1.-
Başkanlıkça, Kadın Erkek Fırsat Eşitliği, Kamu
İktisadi Teşebbüsleri ile Plan ve Bütçe Komisyonlarında siyasi
parti grubu mensubu olmayan milletvekillerine düşen birer üyelik için aday
olmak isteyen siyasi parti grubu mensubu olmayan milletvekillerinin
yazılı olarak müracaat etmelerine ilişkin duyuru
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Kadın
Erkek Fırsat Eşitliği, Kamu İktisadi Teşebbüsleri ile
Plan ve Bütçe Komisyonlarında siyasi parti grubu mensubu olmayan
milletvekillerine de bir üyelik düşmektedir. Bu komisyonlara aday olmak
isteyen siyasi parti grubu mensubu olmayan milletvekillerinin, 16 Mayıs
2014 Cuma günü saat 18.00e kadar Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına yazılı olarak müracaat etmelerini
rica ediyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu
maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme
alacağım ve oylarınıza sunacağım.
Okutuyorum:
VII.-
ÖNERİLER
A)
Siyasî Parti Grubu Önerileri
1.-
CHP Grubunun, Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka ve arkadaşları
tarafından, kayıp çocuk sorununun çözülmesi, çocuk
kaçırılma olaylarının önüne geçilmesi, çocukların
ekonomik sömürüye ve cinsel istismara karşı korunması için
alınacak tedbirlerin belirlenmesi amacıyla 7/1/2013 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 13 Mayıs 2014
Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
13/05/2014
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu; 13.05.2014 Salı günü
(Bugün) toplanamadığından, Grubumuzun aşağıdaki
önerisinin, İçtüzüğün 19 uncu maddesi gereğince Genel Kurulun
onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Mehmet
Akif Hamzaçebi
İstanbul
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka ve
arkadaşları tarafından, "Kayıp çocuk sorununun
çözülmesi, çocuk kaçırılma olaylarının önüne geçilmesi, çocukların
ekonomik sömürüye ve cinsel istismara karşı korunması için
alınacak tedbirlerin belirlenmesi" amacıyla, 07.01.2013
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan Meclis Araştırma Önergesinin (623 sıra nolu),
Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne
alınarak, 13.05.2014 Salı günlü birleşimde sunuşlarda
okunması ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi
lehinde söz isteyen Aylin Nazlıaka, Ankara Milletvekili.
Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
AYLİN NAZLIAKA (Ankara) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Türkiyedeki kayıp çocuklar ve
çocuklarımızın yaşam koşullarına yönelik olarak
vermiş olduğum araştırma önergesine yönelik olarak söz
almış bulunuyorum, yüce heyeti saygıyla selamlarım.
Değerli milletvekilleri, dünyanın pek çok
ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de göçler nedeniyle, işsizlik
nedeniyle, ekonomideki dengesizlikler nedeniyle, çarpık kentleşme
nedeniyle ve yoksulluk, yoksunluk gibi birçok başka sebeplerle kayıp
çocuklar ve çocuklarımızın sokakta yaşaması gibi bir
sorunla karşı karşıya kaldığımız bir
süreçten geçiyoruz ama özellikle son yıllarda Türkiyede bu konuda
müthiş bir artış olduğunu hepimiz gözlemliyoruz. Bakın,
son yıllarda, özellikle de son günlerde kadına yönelik cinsel
istismar, taciz, tecavüz, cinayet gibi haberlerin yanında çocuklara
yönelik olan haberler de gazete manşetlerinde yer almaya başladı
maalesef. İşte bu nedenle diyoruz ki çocuğun cinsel sömürüsü,
kız çocuklar için erken yaşta evlilik, namus ve töre adı
altında işlenen cinayetler, intihara zorlama, uyuşturucu
bağımlılığı ve kayıp çocuklar problemi
günden güne artan bir sorun hâline dönüşmüştür Türkiyede.
Elbette, ölüm ve çocuk kelimelerini aynı cümle
içerisinde kullanabilmek çok çok zor, çok çok ağır. Bakın,
Şair Haydar Ergülen ne diyor: Bir çocuğun ölümü yalnızca kendi
ölümü değildir, başka çocukların da ölümüdür, onun ölümüne neden
olanların çocuklarının da ölümüdür. Bir çocuğun ölümü
ağırdır, uzundur, yazması zordur. İşte bugün biz
de çok ağır bir konuyla ilgili olarak konuşacağız
değerli milletvekilleri.
Türkiyede 2012 yılında en az 609 çocuk
yaşam hakkı ihlaline uğradı, 2013 yılında 633
çocuk önlenebilir sebeplerden dolayı yaşamını yitirdi.
Çocukların başına gelenleri örtmeye çalıştıkça ve
sorumlular yeteri kadar cezalandırılmadıkça tabii ki bu sorunlar
giderek artıyor; yeni ölümler, yeni vakalarla karşı
karşıya kalıyoruz.
Sizlere sadece 2013 yılında yaşanan
bazı olayları birtakım verilerle birlikte
hatırlatacağım, hepiniz bu bahsettiğim olayları
hatırlayacaksınız.
Bir tanesi 6 yaşındaki bir evladımız
Efe Boz. Onunki gibi sağlık, bakım, eğitim gibi kamu
hizmetleri alırken en az 21 çocuk yaşamını kaybetti
geçtiğimiz yıl. 13 yaşındaki Uğur Kaymaz gibi
yargısız infaz sebebiyle en az 4 çocuk yaşamını
kaybetti 2013te. 14 yaşındaki Ceylan Önkol gibi kara
mayınları ve askerî mühimmat sebebiyle en az 5 çocuk öldü 2013te. 15
yaşındaki sevgili Berkin Elvan gibi hastaneye yattıktan sonra
giderek eriyip 14 kiloya kadar düşen Berkin Elvan gibi toplumsal olaylar
sırasında en az 3 çocuk yaşamını kaybetti
geçtiğimiz sene. 9 yaşındaki Mert Aydın gibi şiddet
sebebiyle en az 41 çocuk; 13 yaşındaki Ahmet Yıldız gibi
iş cinayetleri sebebiyle en az 89 çocuk ve 3,5 yaşındaki Pamir
gibi kentsel ve kırsal alanda en az 101 çocuk yaşamını
kaybetti. Elbette bir de tabii 6,5 yaşındaki Gizem Akdenizi anmadan
edemeyeceğim. Sevgili Gizem kapısının önünde arkadaşlarıyla
birlikte güvende olduğunu zannederek oyun oynarken, bir akrabası
tarafından vahşice, canice öldürüldü.
İşte, bütün bu cinayetler insanın
aklına aslında bir soruyu getirmiyor mu, sizlerin de aklına
şu soru gelmiyor mu: Eğer bu katiller, bu tacizciler, bu
tecavüzcüler, zamanında, doğru şekilde cezalandırılmış
olsaydı bugün bu çocuklarımız bizlerle birlikte olmayacak
mıydı, hayatta olmayacak mıydı? Bu soruyu bizler soruyoruz,
ümit ediyorum sizler de soruyorsunuzdur değerli milletvekilleri.
Elbette bu çocuklarımız sadece sayıdan
ibaret değil. Ama, elbette AKP iktidarı döneminde sayılarla
ilgili olarak da değişik bir tabloyla karşı
karşıya kalıyoruz. Bakın, rakamlarla nasıl
oynanıldığını size iki örnekle hatırlatayım:
Dönemin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma
Şahine kayıp çocuklarla, sokakta yaşayan çocuklarla ilgili
olarak bir soru önergesi vermiştim. Kendisi bu önergeye verdiği
yanıtta 2007 yılında sokaklarda 775 çocuk olduğunu
söylerken, 2012 yılında 24 çocuk olduğundan bahsetti. Keşke
bu rakamlar doğru olsaydı, keşke gerçekten Türkiye genelinde sokakta
yaşayan sadece ve sadece 24 çocuğumuz olsaydı. Peki, ne oldu o
zaman? Bu çocuklarımız buharlaştı mı ya da bizim
görmediğimiz süper bir ekonomik reform gerçekleşti de gelir düzeyinde
bir artış oldu ve sokakta yaşamak zorunda kalan
çocuklarımız sıcacık bir yuva mı buldular ya da
devrimsel bir sosyal reform oldu da bizim mi haberimiz yok? Elbette
bunların hiçbirisi olmadı, elbette yine rakamlarla bir aldatmaca söz
konusu oldu. Oysaki ben sivil toplum örgütleriyle görüşüyorum. Onların
verdiği rakamlara göre Türkiyede en az 2 bin çocuk hâlen sokakta
yaşıyor, 99 bin çocuğumuz madde
bağımlılığı olan çocuklar niteliğinde
maalesef.
Bir başka sorunumuz da sokak çocuklarının
yanı sıra kayıp çocuklar sorunu. Bu konuyu ileride daha derin
bir şekilde de ele alıyor olacağız. Bakın, burada da
yine devletin iki ayrı kurumundan verilen iki farklı rakamla
karşı karşıyayız. Bir tanesi Kalkınma
Bakanlığına bağlı olan TÜİKten verilen veriler,
diğeri ise İçişleri Bakanlığı. TÜİK
verilerine bakıyorsunuz, Türkiye İstatistik Kurumunun Güvenlik
Birimine Gelen veya Getirilen Çocuklar adlı raporuna göre 2008-2011
yılları arasında kaybolan çocuk sayısı 27 bini
geçiyor. Kayıp çocukların 16.289unu kız çocukları
oluşturuyor. Aynı yıl bulunan çocuk sayısı ise 6.941.
Yani hâlen, TÜİK verilerine göre 21 binden fazla çocuğumuz
kayıp.
Dönüyoruz, bakıyoruz İçişleri
Bakanlığının verilerine. Orada ise bu 21 bin küsur olan
rakam, nasılsa 15.900e inmiş. Oysaki birtakım sivil toplum
örgütleriyle de sürekli temas hâlindeyiz Cumhuriyet Halk Partisi olarak.
Örneğin, Yakınlarını Kaybetmiş Aileler Derneği
ile görüşüyoruz. Bu derneğin verdiği verilere göre Türkiyede
kayıp çocuk sayısı en az 30 bin, en az 30 bin. Bakın, ben
bu ailelerle de görüşüyorum. Bu aileler içerisinde çocuğu peynir
sevdiği için, çocuğunu kaybettiğinden bu yana peynir yemeyenler,
çocuğunun soğukta olması nedeniyle soba yakmayanlar, geceleri
çocuğunun gömleğini koklayarak uyuyan analar babalar var,
Çocuklarımın kemiklerine bile razıyım. diyen analar
babalar var, Sadece bizim çocuklarımızın geleceği
çalınmadı, aynı zamanda, kayıp çocuklarımızı
ararken tüm aile bireylerinin ve ailedeki diğer çocukların
geleceği de çalındı. diyen birçok aile var. Lütfen, bugün bu
ailelere kulak verin ve bir kez olsun vicdanınızla bu oylamada, lütfen,
dirayet gösterin. Boşuna sizin kendi milletvekiliniz de bakanlara
Ağlamasınlar. diye isyan etmiyor, doğru söylüyor
milletvekiliniz elbette.
Bakın değerli milletvekilleri, popülist
söylemlerle ve çocuğa yönelik samimi olmayan politikalarla kendi ideolojik
amaçlarınızı topluma dayatmaya çalışıyorsunuz.
İşte, sırf bu nedenle, çocuklarımızın eğitim
sistemi içerisinde var olmasını bile bozacak şekilde yeni
sistemler getiriyor, eğitimi âdeta yapboz tahtasına çeviriyorsunuz.
Ama şaşırmıyoruz, neden şaşırmıyoruz
biliyor musunuz? Çünkü Çocuk evlilikleri masumane. diye değerlendiren,
çocuk tacizcilerine, tecavüzcülerine karşı çocukları korumak
adına devlet sorumluluğu almak yerine ailelere sorumluluk yükleyip
Çocuklarınıza çığlık atmayı öğretin. diyen
bir Bakan var. Böyle bir Aile ve Sosyal Politikalar Bakanından zaten çocuk
hakları ihlallerine yönelik olarak herhangi bir çözüm beklemek pek de
gerçekçi olmayacaktır.
Değerli milletvekilleri, çocuk
istismarcıları, çocuk katilleri, çocuk tacizcileri sırf mahkeme
esnasında takım elbise giydi diye, efendi durdu diye ya da
Çocuğun kendi rızası vardı, para almıştı.
gibi uyduruk nedenlerle cezai indirimlere giderken elbette bu cezalarda bir
düşüş olmasını beklemek fazlaca iyimserlik olur.
Bakın, eğer siz gerçekten de çocuk hakları
ihlalleri konusunda samimi olsaydınız, AKPnin Kazlıçeşme
mitinginde 5-6 yaşlarındaki bir kız çocuğunun Ayyaş,
çapulcu koca istemiyorum; dindar, Allahtan korkan koca istiyorum. diye bir
pankart taşımasına isyan ederdiniz, bu kişiyle ilgili
olarak gerekli işlemleri başlatırdınız, bunu haber
yapan gazeteyle ilgili, ana sayfadan haber yapan gazeteyle ilgili olarak bir
işlem yapardınız. Ama samimi değilsiniz. Şimdi
diyorsunuz ki: Biz Genel Kurula bir kanun teklifi getiriyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
AYLİN NAZLIAKA (Devamla) O zaman diyorum ki:
Samimiyseniz korkmayın, bu oylamada da parmaklarınızı
kaldırın.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi aleyhinde söz
isteyen Selma Irmak, Şırnak Milletvekili.
Buyurun Sayın Irmak. (HDP sıralarından
alkışlar)
SELMA IRMAK (Şırnak) CHP grup önerisi lehine
söz almış bulunuyorum.
BAŞKAN Sayın Irmak, aleyhine
PERVİN BULDAN (Iğdır) Usulen aleyhine,
Sayın Hatip, usulen aleyhine.
SELMA IRMAK (Devamla) Evet, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Çocuk sorunu, bizim ülkemizde belki en can
alıcı sorunlardan bir tanesidir. Çocuklara yönelik tutum, çocuklara
yönelik politika bir ülkenin demokrasi seviyesini gösterir. Bir ülkede
eğer sıralama erkekler, kadınlar ve çocuklar ise siz o ülkeden
bir şey beklemeyin. Bir ülkede eğer önem sırası çocuklar,
kadınlar ve erkekler olarak diziliyorsa evet, o ülkede bir demokrasiden
bahsedilebilir belki. Bizim ülkemizde de ne yazık ki en az değer
gören, en fazla istismar edilen, en fazla hak ihlaline uğrayan kesim,
savunmasız kesim olan çocuklardır. Bunlara toplumun başka
kesimlerini de eklemek mümkündür ama en fazla can acıtan, en fazla toplum
vicdanını yaralayan, çocuklara yönelik hak ihlalleridir.
Hak ihlali söz konusu olunca elbette ki demokrasi söylemi
de gündeme geliyor, demokrasi sorunu da gündeme geliyor. Demokrasiyi
geliştiren bütün ülkelerde en temel sorun öncelikli olarak çocuk
hakları olmuştur. Bu nedenle de Birleşmiş Milletler Çocuk
Haklarına Dair Sözleşme tarih boyunca en fazla önem gören ve pek çok
ülkede en fazla kabul gören insan hakları belgesi olmuştur. Bu
sözleşmenin imzalandığı 20 Kasım 1989 tarihinden bu
yana da her 20 Kasım günü tüm dünyada Çocuk Hakları Günü olarak
kutlanmaktadır. Ülkemizde de bu sözleşme 1990 yılında
imzalanmıştır ama bir sözleşmenin imzalanması bu
sözleşmenin gereğinin yapıldığı anlamına
gelmiyor. Sözleşmenin içeriğini hepinizin bilmesiyle birlikte
hatırlatmak babından ifade etmek isterim, en temel maddeleri
şunlardır: Ayrım gözetmeme, çocuğun yararının
gözetilmesi, yaşama ve gelişme hakkıdır. Yine, anne
babanın rolü ve sorumluluğu bu sözleşmede belirgindir ama en
fazla devletin sorumlulukları bu sözleşmede altı çizilen maddelerdir.
Şimdi, bu sözleşmenin ana maddelerini
şöyle sıralayalım: Bir isme ve vatandaşlığa sahip
olma ve bunu koruma hakkı, yaşama ve gelişme hakkı,
sağlık hizmetlerine erişim hakkı, eğitime erişim
hakkı, insana yaraşır bir yaşam standardına
erişim hakkı, eğlence, dinlenme ve kültürel etkinlikler için
zamana sahip olma hakkı, istismar ve ihmalden korunma hakkı,
uyuşturucu bağımlılığından korunma
hakkı, ekonomik sömürüden korunma hakkı, ifade özgürlüğü
hakkı, düşünce özgürlüğü hakkı, dernek kurma özgürlükleri
hakkı, çocukların kendileriyle ilgili konularda görüşlerini dile
getirme hakkı, özel gereksinimleri olan çocukların hakları,
engelli çocukların hakları olarak sıralanmaktadır.
Şimdi, ilk hak olarak çocuğun bir isme sahip
olma hakkını ele alalım ülkemizde. Belki, bu konuda en fazla
Kürt çocukları mağdurdur. Kendi dilinde, kendi kültürünce, kendi anne
babasının koyduğu ismi taşıyamayan ve bunun için
mahkemelere düşen en fazla Kürt çocuklarıdır. Yine, pek çok
örneği kamuoyuna da yansımıştır, kamuoyuna yansımayan
pek çok boyutu da vardır. Benim kız kardeşimin ismi
Sidardır ama Sidar her nedense nüfus memuru tarafından kabul
edilmeyip Zeynep olarak kayda geçmiştir.
Yine, 2014 yılında, en son örneklerden bir
tanesi, Diyarbakırın Bismil ilçesinde yeni doğan erkek
çocuğuna Cigerxwîn ismini vermek isteyen Tayip Karagöz nüfus
cüzdanı almak için gittiği ilçe nüfus müdürlüğünden ret cevabını alıyor ve
çocuğuna istediği ismi veremiyor. Yine, Helin Kürdistan, Jiyan,
Berxwedan, Rewşen gibi isimler ne yazık ki bu ülkede kabul görmeyen
isimler. Ya teröristlerin isimleridir diye reddediliyor ya da X, W, Q
harfleri yasaklı olduğu için bu isimler kabul görmüyor. Bu belki en
öncelikli, çocuğun doğar doğmaz uğradığı hak
ihlallerinden bir tanesidir, bu örnekleri çoğaltmak mümkündür.
Yine, bu ülkenin en fazla çocuk ölümleriyle
anılması, bu ülkenin bu biçimde anılması ilginçtir. Çünkü
çocuklar geleceğimizdir, çocuklarını öldüren bir ülke aynı
zamanda geleceğini de öldürür. Çocuklarını ihmal eden bir ülke
elbette geleceğini de ihmal edecektir ve geleceksizdir.
İnsan Hakları Derneği Diyarbakır
Şubesi raporuna göre Enes, Uğur, Ceylan ve Berkinin de
aralarında olduğu 600ü aşkın çocuk devlet tarafından
katledilmiştir, devletin güvenlik ve emniyet güçleri tarafından katledilmiştir;
bunların 197 tanesi de AKPnin iktidarda olduğu son on iki yılda
gelişmiştir.
Yine, Gündem Çocuk Derneğinin Türkiyede
Çocuğun Yaşam Hakkı Raporuna göre ise sadece 2013
yılında 633 çocuk yaşam hakkı ihlaline
uğramıştır.
Kayıp çocukları ifade etti Aylin Hanım,
ancak yine de söylemek gerekiyor, 30 bin kayıp çocuk az bir rakam
değildir, bunlar resmî rakamlar. Bir de ulaşılamayan rakamlar
var, bize ulaşamayan aileler var, her gün bir yerde bir çocuğun kayıp
haberine rastlamak mümkündür.
Çocuk işçiliği ülkemizde belki sömürünün en
acı olduğu noktalardan bir tanesidir. Çocuklar sömürülmek ve
çalıştırılmak için değil, çocuklar eğitime
gönderilmek üzere mutlaka gelecekleri ayarlanmalıdır, geleceklerinin
garantisi sağlanmalıdır. Oysa, ülkemizde, 15 milyon 247 bin
çocuktan 893 bin tanesi çalışma hayatında bulunuyor ve bunlardan
yüzde 50si eğitimini yarıda bırakmak zorunda kalıyor.
En önemli konulardan bir tanesi, son günlerde çokça dile
getirilen ve ilginç önerilerle, örneğin idam cezası gibi önerilerle
önlenmek istenen bir konu da cinsel istismardır. Çocukların cinsel
istismara uğraması, taciz ve tecavüz durumu belki de bu ülkede en
utanç verici noktalardan bir tanesidir. Çocuklarına tecavüz eden bir
ülkeden hayır gelir mi? Çocukların çocuğa tecavüz ettiği
bir toplum dejenere olmuş bir toplumdur; bu, kültürel yapı çürümeye
gidiyor demektir. Bunun önüne geçmek için bir an önce kolları
sıvamak, çocuklarımızı istismar edenlere yönelik çok ciddi
tedbirler almak durumundayız. Elbette ki hukuki tedbirler, yargısal
tedbirler alınmalı ama öncelikli olarak zihinsel
tedbirlerin alınması gerekmektedir. Eril zihniyetli bir toplumda
çocukların istismara uğraması elbette ki çok doğaldır.
Bir öğretmenin, bir imamın, bir esnafın, bir müdürün, bir polis
memurunun çocuğa tecavüz etmesi çok daha düşündürücüdür. Bunun devlet
tarafından artık bir politika hâline getirilmesi, meşru
görülmesi, kadınlar ve çocuklara ilişkin yapılabilecek her türlü
muamelenin reva görülmesi anlamına gelmektedir. Yani Siz
istediğinizi yapabilirsiniz. Onlar sizin malınızdır,
onları istediğiniz gibi sömürebilirsiniz. anlamına gelmektedir.
Sadece Diyarbakırdaki örneği
vermek istiyorum: Yaşları 6 ve 10 arasında değişen 3
kardeş, aylarca, O.K., F.B. ve soyadı bilinmeyen A. isimli polis
memurları tarafından cinsel istismara uğruyor, şiddet
görüyor, uyuşturucu kullanmaya mecbur bırakılıyor, maruz
ediliyor. Yapılan nedir? Bu polis
memurları hakkında açılan soruşturma takipsizlikle
sonuçlanıyor. Ailelerin ve kamuoyunun tepkisi üzerine hâkim ne
yapıyor? Dava açan aileye, hakaret etmek ve iftira atmak suçlarından
dava açıp ceza veriyor.
Bir de ayrı bir konu cezaevleridir.
Bir ülkenin gerçekten arka kapısı, arka bahçesi cezaevleridir. Bu
ülkede en fazla acıyla kıvranan yer ya da kanayan yara cezaevleridir.
Cezaevlerinin genel sorunlarına ilişkin belki çok şey
söylenebilir ama çocuklara ilişkin belki daha ivedilikle söylemek
lazım. Bu öneri de bir fırsattır bu sorunları dile getirmek
ve ortadan kaldırmak üzere.
Evet, Mayıs 2013 itibarıyla
Türkiyede tutuklu çocuk sayısı 1.354ken hükümlü çocuk
sayısı 429. Cezaevlerinin yetersizliği nedeniyle 1.085 çocuk
yetişkin cezaevlerinde ya da yetişkinlerle birlikte ya da ayrı
bölümlerde kalmak zorunda kalmıştır ve bundan dolayı da
çocuklar büyüklerin tacizine, tecavüzüne ve istismarına maruz
kalmıştır. Biliyorsunuz, Pozantı, Şakran, Kürkçüler,
Antalya ve son olarak da Sincan çocuk ceza infaz kurumlarında kalan
çocukların işkence ve kötü muamele ve onur kırıcı
muamelelere maruz kalması bilinen gerçeklerdir. Peki, bunlara
karşı ne yapacağız, izlemeye devam mı edeceğiz?
Çocuklarımızın katledilmesine, cinsel istismara
uğramasına, haklarının ihlal edilmesine izleyici mi kalacağız, geleceğimizin
karartılmasına izleyici mi kalacağız? Yoksa, bu ülkenin
karar alma organı; gerçekten bu halkın yaşam refahını,
geleceğini yükseltmekle sorumlu olan bu Meclis üzerine düşen görevi
yapacak mı, gereğini yapacak mı buna karar vereceğiz. Bu
anlamda da hepimizin çocuklarımıza karşı sorumluluğu
var. Hepinizi sorumluluğumuzu yerine getirmeye davet ediyorum.
Saygılar sunuyorum. (HDP ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi lehinde söz isteyen
Yusuf Halaçoğlu, Kayseri Milletvekili. (MHP sıralarından
alkışlar)
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Cumhuriyet Halk Partisinin sunmuş olduğu
önergenin lehinde söz aldığımızı özellikle belirtmek
istiyorum. Zira, bu yılın başında bu konuda biz de bir
kanun teklifi vermiştik.
Son zamanlarda özellikle, zannediyorum ki toplumumuz
içerisinde bir ahlaki çöküntünün söz konusu olduğunu hepiniz biliyorsunuz.
Bu çerçevede, çocuk istismarları, tecavüzleri, hatta öldürmeler son
dönemlerde hızla artmıştır. Bu çerçeve içerisinde
düşünecek olursanız, toplum olarak bizim, kanun yapıcı
yasama organı olarak da Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu konuda son
derece büyük sorumlulukları olduğunu hepimiz zannediyorum ki
biliyoruz. Zira, çocuk, kendisini koruyamayan ve toplumun onu koruması
gereken bizim değerli bir varlığımız. Bunların
korumasını özellikle devletin üstlenmesi gerekir. Zira, kendisinden
fiziki olarak da çok güçlü olan bir varlığa karşı onun
dayanma gücü veya karşı çıkma güdüsü mümkün değil.
Dolayısıyla, devletin bu konuda gerekeni yapması üzerine
düşen en önemli görevlerden bir tanesidir.
Ülkemizde cinsel suçların sayısı,
bildiğimiz gibi, her geçen gün artmaktadır. Anayasanın 102,
103, 104 ve 105inci maddeleriyle düzenlenen Cinsel dokunulmazlığa
karşı suçlar kapsamında 2002de Türkiye'de dosya
sayısı 8.146 iken, bu sayı 2011de 32.988 olmuş, yüzde 400
civarında bir artış gerçekleşmiştir. Bu rakamlar da
göstermektedir ki Türkiyede cinsel suç sayısında önlenemeyen bir
yükseliş vardır. Cinsel istismar suçlarındaki artış,
5237 sayılı Türk Ceza Kanununa göre çocuk olarak tanımlanan
henüz 18 yaşını doldurmamış
vatandaşlarımız baz alındığında çok daha
büyük, çok daha ciddi boyutlardadır. Adalet Bakanlığı
verileri, 2011 yılında işlenen toplam 24 bin cinsel
saldırı suçundan mağdurların yaklaşık yüzde
70inin çocuk olduğunu, 7.610 sanığın 15 yaşından
küçük çocuklara tecavüzle, 4.903 sanığın cinsel istismarla,
1.759 sanığın ise çocuk yaşta biriyle cinsel ilişkiye
girmekle suçlandığını ortaya koymaktadır. Türkiyede
son on yılda cinsel istismara uğrayan çocuk sayısı
yaklaşık 250 bindir.
Çocuklara yönelik cinsel
istismar fiilî tıpta pedofili olarak isimlendirilen bir patolojidir.
Cezai ehliyetleri
Tam olarak bu psikopat kişilerin patolojik durumu,
hastalığı tedavi edilmez, edilemez ve bulduğu her
fırsatta bu suçu işleyecek bir konumdadır.
Türkiyede çocuğa
karşı işlenen cinsel istismar vakaları ancak adli bir vaka
olduğunda toplum tarafından öğrenilebilmektedir. Bu
çocuklarımızın kendilerine yönelik cinsel istismarı idrak
edecek ve bunu çevrelerine aktaracak bilinçte olmadıkları,
dolayısıyla çoğu olayın da ortaya dahi çıkmadan
kapandığı görülecektir. Gittikçe artan bu büyük sorun çoğu
kez aile içinde sessizlikle geçiştirilmektedir. Ülkemizde her 3 evlilikten
1i çocuk yaşta yapılmakta, bu tür evliliklerin pek çoğu da
maalesef cinsel istismar sonrasında gerçekleşmektedir.
Anayasanın 17nci
maddesi, Kişinin dokunulmazlığı, maddî ve manevî
varlığı başlığı altında Tıbbî
zorunluluklar ve kanunda yazılı hâller dışında,
kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz. hükmüyle tüm bireyleri
anayasal güvence altına almıştır. 5237 sayılı
Türk Ceza Kanunu da çocuklara karşı yapılan her türlü cinsel
davranışı cinsel istismar saymış, kademeli olarak
cezalandırma yoluna gitmiştir. Ancak, son yıllarda
çocuklarımıza karşı işlenen cinsel suçlardaki
artış, bu cezalandırma yönteminin yetersiz
kaldığını göstermekte, faillerin kaçarak, saklanarak, zaman
aşımından da faydalanma yoluna giderek toplum içinde
yaşamlarına devam etmelerine imkân vermektedir.
1990 yılında Türkiye tarafından imzalanan,
1995 yılında da Bakanlar Kurulunca onaylanarak yürürlüğe giren
Çocuk Hakları Sözleşmesine, Anayasaya ve Türk Ceza Kanununa
rağmen kendisini koruyamayan, korunmaya muhtaç, geleceğimizin
teminatı olarak gördüğümüz çocuklarımızı, ne
acıdır ki, biz hâlâ koruyamamaktayız.
Ülkemizde her geçen yıl artış gösteren,
toplumumuzda özellikle çocuklara yönelik suçlar içerisinde en ağır
suçlardan biri olarak değerlendirilen, infiale yol açan cinsel
suçların önüne geçebilmek amacıyla biz diyoruz ki: Bu önergeyi
destekleyelim. Ama bunun ötesinde şunu da özellikle ifade etmek istiyorum:
Tabii ki caydırıcı bir unsur olarak cezaların
artırılması bir yana, bunların gerçek yönlerinin
araştırılarak sosyolojik yönüyle de bir sonuca varmak ve
özellikle eğitim alanında çocuklarımızın korunmasına
yönelik, kaçırılması başta olmak üzere
çocuklarımıza yönelik bu tür suçların önüne geçebilmek
toplumumuzun bilinçlendirilmesiyle de doğru orantılıdır. Bu
bakımdan, Türkiye Büyük Millet Meclisinin siz değerli üyelerinin, her
birinizin tabii ki, çocuk istismarlarına karşı,
kaçırılmalarına karşı duyarlı
olacağınızı ve bu istismarın, bu suçun önlenmesi için
gereğini yapacağınızı düşünüyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi aleyhinde söz
isteyen Öznur Çalık, Malatya Milletvekili.
Buyurun Sayın Çalık. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ÖZNUR ÇALIK (Malatya)
Sayın Başkan, değerli milletvekillerim; hepinizi saygıyla
selamlıyorum. Cumhuriyet Halk Partisinin vermiş olduğu önergenin
aleyhinde grubum adına söz almış bulunuyorum.
Sözlerime başlamadan
evvel, öncelikle Engelliler Haftası dolayısıyla bütün engelli
kardeşlerimin Engelliler Haftasını kutluyorum, engelsiz bir
dünya ve engelsiz bir Türkiye umuduyla diyorum. Hemşireler Günümüzü
kutluyorum ve 14 Mayıs Eczacılar Günü, tüm meslektaşlarımın
da Eczacılar Gününü kutluyorum.
Evet, Sayın
Başkan, değerli milletvekillerim; bildiğiniz üzere kayıp
çocuk sorunlarının çözülmesi, kaçırılma
olaylarının önüne geçilmesi, çocukların ekonomik ve cinsel
istismara karşı korunması gibi amaçlarla Cumhuriyet Halk Partisi
Grubundan milletvekillerim bu konunun araştırılması için
bir Meclis araştırma komisyonu kurulmasını istemiş
bulunmaktalar. Fakat şunu hatırlatmak isterim ki biz 2010 yılında,
bu Meclis çatısı altında verilen 25 ayrı
araştırma önergesini birleştirdik ve Meclis araştırma
komisyonu kurduk ve o günden bugüne bu kurulan araştırma komisyonu da
çok önemli bir misyon üstlendi, her daim önleyici kararlarda, yapılacak
işlerde üstüne düşen vazifeyi yerine getirdi.
Ülkemizin sahip
olduğu genç nüfusun kalkınmanın en önemli dinamikleri
arasında olduğunu hepimiz biliyoruz. Türkiyede yaklaşık 25
milyon çocuğun bulunduğunu ve bu sayının pek çok Avrupa
ülkesi nüfusundan fazla olduğunu da hepimiz biliyoruz. Çocuk ve gençler
ülkelerin güvencesi, geleceğin mimarlarıdır. Ülkemizde hâlen
yaşayan her 10 kişiden 5i 29 yaşından küçük iken 3ü 0-14
yaş grubundadır. Biz biliyoruz ki bu genç ve dinamik potansiyel için
uygun ortamlar sağlanır, çocuklarımızın fiziksel,
ruhsal ve sosyal açıdan sağlıklı gelişmeleri
desteklenirse ülkemizin ilerlemesi, gelişmesi ve toplumsal refahın
artması daha hızlı ve daha kolay olacaktır. Çocuğa ve
gence yapılan her türlü yatırım geleceğin
şekillenmesine doğrudan katkıda bulunacaktır. Toplumda
pozitif rol modellerin sayısı arttıkça takip eden genç
kuşaktaki olumlu davranışlar başarı ve huzur
katlanarak artacaktır. Çocuk ve gençlerin sağlıklı
gelişmelerinin sağlanmasında ebeveyn, aile ve okul başta
olmak üzere, tüm kişi ve kurumların önemli rolleri vardır.
Geleneksel aile yapısındaki değişiklikler, hızlı
kentleşme, artan göç hızı, zorlu çalışma
yaşamı, ekonomik sorunlar, küreselleşmenin ve kitle
iletişim araçlarının kontrolsüz yaygınlaşması
gibi durumlar, gelişme çağındaki çocukların ruhsal ve
sosyal gelişimlerini olumsuz etkileyebilecek çok sayıdaki faktörün
tür, yaygınlık ve etkisini hızla artırmakta,
çocukların ilgili mağduriyetini de beraberinde getirmektedir.
Ülkemizin de taraf olduğu Çocuk Hakları
Sözleşmesi, 1995 yılında iç hukuk kuralına
dönüşmüş olup çocuğun ekonomik istismardan, tehlikeli
işlerde çalıştırılmasından, eğitiminin,
sağlığının, fiziksel, ruhsal, moral ve sosyal
gelişiminin zarar görmekten korunması ile ilgili her türlü cinsel
sömürüye ve suistimale karşı korunmasını yasal bir zorunluluk
olarak tanımlamaktadır. İster yasal ister sosyal ve etik bir
zorunluluk olarak toplumun her bireyi, çocuklarımız ve gençlerin
korunması konusunda hepimiz üzerimize düşen sorumlulukları
yerine getirmemiz gerekir; çocuk denince ve bebek denince ve genç denince
siyaseti tamamen bunlardan uzak tutmamız gerekir. Biz ancak bu
şekilde başarılı olur, birlikte Türkiyedeki
çocukların cinsel istismarının ya da kaybolmasının
önüne hep beraber geçeriz.
Hangi ortamda kaybolursa kaybolsun, nerede olduğu
ebeveynleri veya yasal temsilcileri tarafından bilinmeyen ve hakkında
kayıp ihbarı yapılmış çocuklar kayıp çocuk
olarak tanımlanmaktadır. Ülkemizde, sosyal hizmet kurumlarından
izinsiz ayrılan veya izinli ayrıldığı hâlde yasal
süresi sonunda kuruluşa dönmeyen çocuklar da kayıp olarak kabul
edilmektedir.
Arkadaşlarımızın vermiş
olduğu bilgileri doğrulamak adına söylüyorum: İçişleri
Bakanımız Sayın Efkan Alanın
Son beş yıl
içerisinde 14.412 çocuğun kayıp olduğunu ve bu çocuklardan
13.528inin bulunduğunu ve 834 çocuğun da hâlâ
arandığını bilgilerinize arz etmek isterim ve kaybolan
çocuklarımızın yüzde 97sinin de jandarma ve polis
tarafından bulunduğunu bir kez daha bilgilerinize sunarım.
Cinsel istismardan bahsedilirken de şu anda cinsel
istismarı yapan, bu süreci başlatanlarla ilgili çok önemli bir yasal
süreç başlatmış bulunmaktayız ve kanun tasarısı
Meclise geldi, komisyonda görüşülmeye başlanacak.
Bizim, çocuklarımızın, geleceğimizin,
çiçeklerimizin solmaması, kaybolmaması için, elimizden kayıp
gitmemesi için hep beraber mücadele etmemiz gerekir. Bizim bu mücadeleleri
yaparken geçmiş dönemlerde yapılan devlet politikaları gibi,
çocukları ailelerinden alarak başkalarına evlatlık
vermememiz gerekir, hepimizin üzerine düşen görevleri yerine getirmemiz
gerekir.
Sizlere bir şey hatırlatmak isterim: 1937 ve
1938 yılları arasında -okursanız bileceksiniz- Dersimde, o
dönemde, devlet tarafından ailesinden, köyünden koparılarak
evlatlık verilmiş onlarca çocuğun bugünkü öykülerini hepinizin
dinlemesini isterim ve Nezahat Gündoğanın Dersimin Kayıp
Kızlarını hepinizin bir kez daha okumasını isterim.
Biz devlet politikası olarak
çocuklarımızı ailenin yanında tutmanın yol ve
yöntemlerini aradık. Hükûmet olarak çocuklarımız için
yetiştirme yurtlarından ziyade aile yanında bakım modelini
tercih ettik. Evden uzaklaşan çocukların ailelerinin yanına
dönüşünü sağladık. Ailesiyle yaşayıp himayeye muhtaç
durumda bulunan çocukların bakımını sağladık. Çocukların
güvenli, şefkatli ve sevgi dolu bir ortamda, aile
sıcaklığında daha sağlıklı
gelişebilmeleri için koruyucu aile hizmetlerini geliştirdik. Aile
yanında bakımın mümkün olmadığı durumlarda ise
yuva ve yurtlarda gerçekleştirilen hizmet dönüşümüyle toplu bakım
yerine her çocuğa özel bakım ve koruma hizmeti verilen çocuk evlerini
yaygınlaştırdık. Bunları yaparken tüm
bakanlıklarımız, Adalet Bakanlığımız,
İçişleri Bakanlığımız, Aile
Bakanlığımız, Sağlık Bakanlığımız
konuyu çok yakın takip etmekte. Başta Sayın Başbakanım
olmak üzere, en hassas noktamız çocuklarımız, bebeklerimiz ve
gençlerimiz.
Değerli milletvekillerim, çocuğun
yaşından cinsiyetine kadar kaçıran kişiye göre nedenler
farklılaşıyor. Özellikle hedeftekilerin küçük yaştaki
çocuklar olması ve bu yaş
döneminde daha çok duygusal gereksinimlerle kaçırma olayları
görülürken, özellikle 6-14 yaşlarındaki kaçırılan
çocukların büyük çoğunluğu suç kurbanı olmaktalar. Okul
dönemi kız çocuklarının erkeklere oranla 3 kat daha fazla risk
altında olduğunu hepimiz biliyoruz. Aile içi geçimsizlik,
şiddet, çevre, iletişimsizlik gibi her türlü konunun çocukların
kaybolması ve kaçırılmasına yol
açtığını hepimiz görüyoruz. Töre, namus cinayetleri, erken
yaştaki evlilikler, uyuşturucu ve madde
bağımlılığı, çocukları sokağa
düşüren nedenlerin araştırılması, çocuklarda artan
şiddetin azaltılması, kayıp çocukların sorununun
çözümünde öncelikle anne babalara yönelik aile içi iletişim, anne ve
babalık sorunu, sorun çözme ve empati geliştirme eğitimlerini
belediyelerimiz, STKlarımız, Bakanlığımız
vermekte.
Çocuklarımızın evden
ayrılış nedeni olarak duygusal ve psikolojik gelgitler, aile içi
iletişim sorunları, şiddetli geçimsizlik gibi
sayacağımız birçok olumsuzluğun ortadan
kalkmasının temelinde aile sevgisinin, şefkatinin, ilginin
eksikliğinden kaynaklandığını bir kez daha vurgulamak
isterim.
Evlerimizi âdeta modern hapishanelere döndürdük. Her
odada ayrı bir televizyon ve teknolojiye bağımlılık
âdeta yaygınlaştı. Şefkati, sevgiyi
çocuklarımızdan asla esirgemememiz gerektiğini düşünüyorum.
Kayıp çocuklarımızla alakalı olarak ailelerimize, toplumumuza,
çocuklarımıza, devletimize düşen görevler bulunmakta,
bunları biz Hükûmet olarak dün yaptık, bugün de yapmaya devam
ediyoruz. Öncelikle ailelerimizin üzerine düşen görevler: Çocuklarına
sahip çıkmaları, şefkati, sevgiyi onlardan eksik etmemelerini, aile,
akran ilişkileri, okul ilişkileri, aile içindeki ilişkilerin
gözden geçirilerek evi izinsiz terk etmelerin önüne geçmemiz gerekir.
Çocuklarımıza düşen görevler ise:
Ailelerinin ve öğretmenlerinin uyarılarını ve söylemlerini
mutlaka dikkate almalılar. Toplumumuza, bize düşen görevler var,
bunlar ise: Kayıp çocuk vakalarına hepimizin çok daha fazla
duyarlı olması gerekmekte. Devletimize düşen görevler içerisinde
de: Biz Hükûmet olarak son on iki yılda çok önemli çalışmalar
yaptık, onların kaybolmamasıyla ilgili koruyucu ve önleyici
tedbirler aldık. Ailelerin, çocukların ve toplumun
bilinçlendirilmesine yönelik eğitim faaliyetleri yaptık,
televizyonların kamu spotları yapmasını sağladık
ve kayıp çocuklarla ilgili olarak kolluk aracılığıyla
acil bulunmasını sağladık.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
ÖZNUR ÇALIK
(Devamla) Bu vesileyle, Türkiye'nin yarınları, geleceğin
teminatı olan çocuklarımızla ilgili sürekli
yapacağımız iyileştirme çalışmaları
yapıldığından dolayı Cumhuriyet Halk Partisinin
vermiş olduğu önergeye katılmadığımızı
bir kez daha ifade ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum,
teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
AYLİN NAZLIAKA
(Ankara) Sayın Başkan, veriyle ilgili bir yanlışlık
var çünkü 14 bin kayıp çocuk olduğundan bahsedildi oysaki
İçişleri Bakanlığı ve Kalkınma
Bakanlığının verileri farklı. Düzeltme yapabilir miyim
müsaade ederseniz?
ÖZNUR ÇALIK
(Malatya) - Sayın İçişleri Bakanımın verisidir.
BÜLENT TURAN (İstanbul) Sayın Başkan,
böyle bir usul yok.
BAŞKAN Bir saniye
Sayın Nazlıaka ancak sataşma nedeniyle
kürsüden söz verebilirim. Eğer istiyorsanız yerinizden bir dakika söz
veririm açıklama yapmak üzere.
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) Ben sataşmadım kimseye.
BAŞKAN Hayır, sataşma söz konusu
değil.
Yerinizden bir dakika söz veriyorum 69uncu madde
gereğince.
Buyurun Sayın Nazlıaka.
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
5.-Ankara
Milletvekili Aylin Nazlıaka'nın, Malatya Milletvekili Öznur
Çalıkın CHP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
AYLİN NAZLIAKA (Ankara) Sayın Başkan,
hakikaten az önce AKP milletvekilini dinlerken oldukça kafam
karıştı çünkü kendisi çocuk tacizleri, tecavüzleri, cinsel
istismarları, katlinden bahsetti ancak bu önergeye olumsuz oy
kullanacağını söyledi.
Artı, 2010 yılında kurulmuş olan bir
komisyondan bahsediyor oysaki Meclis 2011 yılında değişti.
Kendisine bunu tekrar hatırlatmak isterim.
Ayrıca, kendisi aile sevgisinden bahsetti. Lütfen,
dönün, önce kendi partinizde aile sevgisinden yoksun olan ve nefret dili
kullanan kişileri tespit edin diyorum.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
BÜLENT TURAN (İstanbul) Neyi düzeltti Sayın
Başkan?
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkan
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisini
oylarınıza
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Karar
yeter sayısı
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkan,
bir açıklama yapmam lazım, yerimden yapacağım.
BAŞKAN Buyurun.
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) - Sayın Başkanım,
biraz evvelki konuşan milletvekili arkadaşımızın
sözlerini kendisine iade ediyorum.
BAŞKAN Bir saniye
Sayın Halaçoğlu
konuşsun, sonra
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) Bizim için aile toplumun temel
taşıdır, hiç kimsenin buna laf etme hakkı yoktur.
BAŞKAN Sayın Çalık, yerinize oturun
lütfen.
Teşekkür ediyorum.
6.-
Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun, Malatya Milletvekili Öznur
Çalıkın CHP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın
Başkanım, demin sayın konuşmacı, önceki dönemlerde çok
çocuk kaçırıldığından veya başka ailelerin
yanına verildiğinden söz etti. Şu an için ben söylüyorum: 2011
yılında 24 bin cinsel saldırı olmuştur, bunun yüzde
70i çocuklaradır. Siz önce bunu çözmeye çalışın.
İkincisi: Sadece bu kadar değil, son altı ay
içerisinde PKK tarafından 331 çocuk
kaçırılmıştır. Siz çocuk kaçırmaktan
bahsediyorsunuz, kendinize bakın. Ayrıca, 2002de -bunun neden bu
aile facialarına sebep olduğunu anlamanız açısından
söylüyorum- icra dosyası sayısı 5 milyon 933 bin 630 iken, 2012de
14 milyon 992 bin 987ye ulaşmıştır. Aile içerisindeki
ekonomik sıkıntıların bu aile facialarına sebep
olduğunu
Cinnet getirip çocuklarıyla birlikte ölenleri siz önce
çözmeye çalışın.
Teşekkür ediyorum.
KAMER GENÇ (Tunceli) Karar yeter sayısı
BAŞKAN Evet, teşekkür ediyorum.
Buyurun Sayın Çalık.
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) Sayın Başkanım,
Sayın Grup Başkan Vekiline şunu hatırlatmak isterim ki:
Bugün Meclise çok önemli bir yasa geliyor ve cinsel istismarla ilgili
cezaların artırıldığı ve önleyici tedbirler
adına çok önemli
AYLİN NAZLIAKA (Ankara) Hep Geliyor., hep
Gelecek., hep Yapılacak., Edilecek. İktidara bugün mü geldiniz?
On iki yıldır iktidardasınız, yapın o zaman.
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) Şu an komisyonda
görüşülmek üzere Meclise sevk edildi. Bilgilerine sunarım Grup
Başkan Vekilimin.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
VII.-
ÖNERİLER (Devam)
A)
Siyasî Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.-
CHP Grubunun, Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka ve arkadaşları
tarafından, kayıp çocuk sorununun çözülmesi, çocuk
kaçırılma olaylarının önüne geçilmesi, çocukların
ekonomik sömürüye ve cinsel istismara karşı korunması için
alınacak tedbirlerin belirlenmesi amacıyla 7/1/2013 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 13 Mayıs 2014
Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisini
oylarınıza sunacağım, karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Evet, kâtip üyeler arasında anlaşmazlık
olduğu için elektronik cihazla oylama yapacağız.
İki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, karar yeter
sayısı yoktur.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.49
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 17.03
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Dilek YÜKSEL (Tokat), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 88inci Birleşiminin
İkinci Oturumunu açıyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi
Grubunun önerisinin oylanmasında karar yeter sayısı
bulunamamıştı.
Şimdi öneriyi tekrar
oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı
arayacağım: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Karar yeter
sayısı vardır, kabul edilmemiştir.
İç Tüzükün 37nci maddesine göre verilmiş bir
doğrudan gündeme alınma önergesi vardır. Okutup işleme
alacağım ve oylarınıza sunacağım.
Okutuyorum:
VI.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
A)
Önergeler (Devam)
2.-
Niğde Milletvekili Doğan Şafakın, (2/1225) esas
numaralı Siyasi Partiler Kanunu ile Milletvekili Seçimi Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/157)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
(2/1225) esas numaralı Kanun Teklifimin İç
Tüzük 37ye göre Genel Kurulda görüşülmesini saygılarımla arz
ederim.
Doğan
Şafak
Niğde
BAŞKAN Teklif sahibi Doğan Şafak,
Niğde Milletvekili.
Buyurun Sayın Şafak. (CHP
sıralarından alkışlar)
DOĞAN ŞAFAK (Niğde) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Siyasi Partiler Kanunu ile
Milletvekili Seçimi Kanununda değişiklik yapılması
hakkında vermiş olduğum kanun teklifinin doğrudan gündeme
alınmasıyla ilgili söz aldım.
Değerli milletvekilleri, bir ülkede siyasi
iktidarın bir kişi, sınıf ya da zümreye değil, tamamen
halka ait olduğu, temsilcilerinin halk tarafından kendi tercihiyle
seçildiği, hükûmet ettiği rejimin adına demokrasi denir.
Temsilî demokrasinin partiler aracılığıyla
sağlandığı sanılan ülkemizde parti içi demokrasinin en
önemli ölçütlerinden birisi olan aday belirleme yöntemi, parti içi demokrasinin
gerçekleşmesi, demokratik rejimin ve siyasal sürecin
sağlıklı işlemesi ve halkın iradesinin Parlamentoya
daha iyi yansıması açısından büyük önem arz etmektedir.
Milletvekili adaylarının merkez yoklamasıyla parti liderlerine
bırakılması veya ona bağlı 6-8 kişilik
komisyonlara bırakılması demokrasi ve çağdaş
anlayışın hiçbir ilkesiyle bağdaşmamaktadır.
Nitekim, Anayasa Mahkemesi, verdiği bir kararında bu hususa vurgu
yaparak Aday belirlemesi parti içi demokrasiyi doğrudan ilgilendirir.
demiştir.
Sunmuş olduğumuz kanun teklifinin getirmiş
olduğu yöntem, tüm üyelerin katıldığı seçimlerle
milletvekili adaylarının tercihli sistemle belirlenmesi Finlandiyada
1978 yılında kanunen zorunlu kılınmıştır;
Alman, İrlanda ve Norveç partilerinde, Belçika, Hollanda ve İtalyan
partilerinde uygulanmaktadır.
Anayasamızın 69uncu maddesinde siyasi
partilerle ilgili düzenlemede Siyasi partilerin faaliyetleri, parti içi
düzenlemeleri ve çalışmaları demokrasi ilkelerine uygun olur.
ifadelerine yer verilmiştir. Siyasi partilerin örgüt içi düzenlerinin
demokrasi esaslarına uygun hukuki düzenlemelerle
sınırlarının çizilerek partilerdeki oligarşik
eğilimlerin ve baskıların ortadan kaldırılması,
demokratik örgüt yapısının kurularak lider, teşkilat, organ
ve adayların demokratik yöntemlerle belirlenmesi ve karar
mekanizmasının tabandan tepeye oluşturulması amacıyla
sunmuş olduğumuz kanun teklifiyle milletçe benimsenecek en iyi
adayların belirlenme imkânı getirilmek istenmiştir. Bu yasa,
başta milletvekillerinin esaretten kurtulma yasasıdır.
Kanun teklifi:
MADDE 1: 22/4/1983 tarihli ve 2820 sayılı
Siyasi Partiler Kanununun 37nci maddesinin birinci fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Siyasi partiler, milletvekilliği genel veya ara
seçimlerinde, adaylık için müracaat eden ve adaylığı uygun
bulunanlar arasından, adayların tespitini; serbest, eşit, gizli
oy, açık tasnif esasları çerçevesinde, seçim çevresinde bulunan tüm
üyelerinin katılımı ile ön seçimle belirler. Ön seçime
ilişkin usul ve esaslar tüzükte belirlenir.
MADDE 2- 10/6/1983 tarihli ve 2839 sayılı
Milletvekili Seçim Kanununun 26ncı maddesinin birinci
fıkrasının (d) bendine üçüncü cümlesinden sonra gelmek üzere
aşağıdaki cümle eklenmiştir:
Bu çizginin altına o partinin kesinleşen aday
listesinde yer alan adaylarının ad ve soyadları,
aldıkları sıra numarasına göre yazılır ve her
adayın ismi hizasına birer boş kare konulur.
MADDE 3 - 2839 sayılı Kanunun 28inci maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
Seçmen:
a) Evet mührünü sadece tercih ettiği siyasi parti
veya varsa yalnızca bağımsız adaya ait özel bir daire içine
basmak veya,
b) Evet mührünü tercih ettiği bir siyasi partiye ait
özel daire içine basmakla birlikte, bu
partiye ait aday listesinden o seçim çevresinden çıkacak milletvekili
sayısının yarısından az olmamak kaydıyla
seçilmesini istediklerinin adları hizasındaki boş karelere (x)
işareti koymak,
suretiyle oyunu kullanabilir.
Milletvekillerinin kölelik düzeninden
kurtulacağı, lider
sultasına son vereceği bu yasaya evet demenizi bekliyor,
yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Bir milletvekili adına söz isteyen Levent Gök,
Ankara Milletvekili.
Buyurun Sayın Gök. (CHP sıralarından
alkışlar)
LEVENT GÖK (Ankara ) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; sunmuş olduğumuz önerge çok açık
ve nettir. Partilerde lider sultası oluşmasın, halkın ve
parti örgütlerinin seçtiği milletvekilleri Mecliste görev yapsın. Çok
açık, basit ve net bir öneri. Avrupanın pek çok ülkesinde
uygulandığı gibi Türkiyede demokrasi standartları
yükselsin ve özellikle milletvekilleri kendilerini listeye koyan ve seçildiği
zaman da Seni ben seçtirdim. deyip karşısında duran
liderlerine karşı özgürlüğünü korusun diye getirilmiş bir
önerge.
Değerli arkadaşlarım, burada izliyoruz:
Profesörlerimiz var, bilim adamlarımız var, toplumun pek çok
kesiminden insanlar var, en önemli konularda dahi kimsenin
ayrıntılı bir tartışmaya girmeden, liderin
peşinde sürüklenip onun gösterdiği yolda oy kullandığı
bir Mecliste yaşıyoruz. Hiçbir şeyi tartışmıyoruz;
kişilikler bir tarafta, karakterler bir tarafta, yetişme
koşulları bir tarafta ve bir lider Meclisi belirliyor
milletvekilleriyle, Türkiyeyi şekillendiriyor ve sonra biz buna demokrasi
diyoruz. Önerimiz açık ve net, bundan kimsenin korkmasına gerek yok.
Kendine güvenen varsa hodri meydan! Ne diyoruz? Siyasi Partiler Yasasını
değiştirelim, ön seçim olsun, bütün üyelerin
katıldığı ön seçimle milletvekilleri belirlensin. Bundan
sonra bir de tercih sistemini getiriyoruz, diyoruz ki: Ayrıca, bu da
yetmez, halk da oy vermeye gittiği zaman örgütün belirlediği
milletvekilleri listesinde tercihini yapsın, kimi istiyorsa onu seçsin.
Değerli arkadaşlarım, bu hem parti örgütüne bir
saygıdır hem de yurttaşlara bir saygıdır.
Bu, haklı bir önergedir değerli
arkadaşlarım, gelin, bunu yapalım. Biz tercih sistemini
hatırlarsınız, 1973 yılında yaptık, 1991
yılında da yaptık. Listeye konulmuş olan milletvekilleri
gerek ön seçimle belirlensin gerek lider belirlesin; halka sunulduğu zaman
listeler değişti, bunun yaşandığı seçimlerin örnekleri
1973 ve 1991 seçimleridir. Arkalarda olan kişiler tercihli oyla önlere
gelip seçilebildiler, halktan aldıkları oyla.
Şimdi, siyasi partilerin
araştırmasına göre, halkımızın yüzde 61i siyasal
partilerde bir lider sultası olduğunu düşünüyor ve siyasi
partilerin diktatörce yöneltildiğini düşünüyor. Seçmenlerin yüzde
81i de milletvekillerini halkın değil, parti liderlerinin seçmesi
sorununun Türkiyenin en önemli sorunu olduğunu düşünüyor ve bunun
çok ciddi sıkıntıya yol açtığını
düşünüyor. Yine de Türkiyedeki seçmenlerin yüzde 70i milletvekilli
adaylarının belirlenmesinde inisiyatifin tabandan olmasından
yana.
Şimdi, tabandan başlayıp da seçilmeyince,
liderin iki dudağı arasında milletvekilleri belirlenince ortaya
öyle kişilik erozyonları çıkıyor ki hayret ediyorsunuz.
Seçilen milletvekilleri karakterini ve kişiliğini lidere göre
oluşturuyor, aslında aklında başka şey düşünüyor
ama lider bir konuda böyle söylüyorsa o da öyle düşünmeye kendisini
zorluyor ve çok uç örnekler çıkıyor. Örneğin, bir iktidar
partisinin genel başkan yardımcısı Başbakan,
Türkiyenin ilelebet ve ebedî başkanıdır. diyor. Var mı
böyle bir şey? Yine bir milletvekili, iktidar partisi milletvekili
Sayın Başbakanımıza dokunmak bile inanın bence
ibadettir. diyor. Halk seçse bunu söyler mi? Bir dahaki seçim için
yatırım yapıyor. Yine, istifa etmiş bir bakan Rize,
İstanbul ve Siirt de mübarek illerdir çünkü bu üç şehir Türkiye
Cumhuriyetinin en büyük liderinin doğmasına vesile olmuştur.
diyerek saç baş yolduracak cümleler kuruyor. Bir başkası
çıkıyor, bir belediye başkanı
Başbakanımızın çıkacağı televizyon yere
konmaz, kaldır onu, sehpanın üstüne çıkartın. diyor. Yine
bir milletvekili, il başkanı Biz Başbakanımızın
âşığıyız, Başbakanımız bizim için âdeta
ikinci peygamber gibidir. diyor. Yine bir milletvekili kalkıyor
Allahın bütün üstün vasıflarını üzerinde toplayan bir
lider var. diyor.
Bu sözleri kim söyletiyor? Bu sözleri lider sultası
söyletiyor değerli arkadaşlarım. Eğer bir dahaki seçimde
listeyi liderin yapmayacağını bilen bir milletvekili, aklı
başında bir milletvekili olsa bunları söylemez, kimseye de
kendini güldürmez diyor, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama
talep ediyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Yoklama talebi var, yerine
getireceğim.
Sayın Hamzaçebi, Sayın Eyidoğan,
Sayın Dinçer, Sayın Gök, Sayın Şafak, Sayın Acar,
Sayın Ayman, Sayın Atıcı, Sayın Soydan, Sayın
Ekinci, Sayın Özkan, Sayın Tayan, Sayın Çelebi, Sayın
Seçer, Sayın Türmen, Sayın Özgümüş, Sayın Altay, Sayın
Sapan, Sayın Özcan ve Sayın Kaptan.
İki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, toplantı
yeter sayısı vardır.
VI.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
A)
Önergeler (Devam)
2.-
Niğde Milletvekili Doğan Şafakın, (2/1225) esas
numaralı Siyasi Partiler Kanunu ile Milletvekili Seçimi Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/157)
(Devam)
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Gündemin Sözlü Sorular kısmına geçiyoruz.
VIII.-
SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI
1.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, 12 Eylülde yapılan Anayasa
değişikliklerinin uygulamaya konmasına ilişkin Adalet
Bakanından sözlü soru önergesi (6/131) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı
Hayati Yazıcı'nın cevabı
2.-
Kütahya Milletvekili Alim Işıkın, gümrük
kapılarındaki kaçakçılık olayları ve bunların
terör örgütü ile bağlantısına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/227) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın
cevabı
3.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, esnafların
sorunlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/456) ve Gümrük ve Ticaret
Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
4.-
Ankara Milletvekili Zühal Topcunun, Bakanlıkta ve Bakanlığa
bağlı kurum ve kuruluşlarda özürlü personel istihdamına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/631) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı
Hayati Yazıcı'nın cevabı
5.-
Bursa Milletvekili İsmet Büyükatamanın, Suriye
sınırındaki sınır
kaçakçılığının önlenmesine ilişkin sözlü soru
önergesi (6/657) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın
cevabı
6.-
Adana Milletvekili Ali Halamanın, Adana ve ilçelerinde 2002den itibaren
kapanan iş yerlerine ve işsizliğe ilişkin Bilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanından sözlü soru önergesi (6/685) ve Gümrük ve Ticaret
Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
7.-
Adana Milletvekili Ali Halamanın, Adana ve ilçelerinde yürütülen
projelere ve yatırımlara ilişkin
sözlü soru önergesi (6/804) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcı'nın cevabı
8.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Bakanlığa
bağlı kurumlarda engelli personel için ayrılmış olan
kadrolara yapılacak atamalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1341) ve
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
9.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Bakanlık Merkez
ve taşra teşkilatında çalıştırılan
şirket görevlilerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1381) ve Gümrük
ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
10.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Bakanlık Merkez
ve taşra teşkilatında bulunan boş kadrolara ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1382) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcı'nın cevabı
11.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, Posof Türkgözü sınır
kapısındaki personel yetersizliğine ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1424) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcı'nın cevabı
12.-
Adana Milletvekili Ali Halamanın, Adana ve ilçelerindeki gıda ve
temel ihtiyaç alanındaki distribütörlük uygulamasına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1446) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcı'nın cevabı
13.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, Posof Türkgözü Sınır
Kapısının yollarındaki eksikliklere ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1797) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcı'nın cevabı
14.-
Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker'in, Bakanlığın kurumsal
kimliğinin oluşturulmasına yönelik harcamalara ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1954) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcı'nın cevabı
15.-
Adana Milletvekili Ali Halamanın, ithalat beyannameleri ile ilgili
vergilerin kontrolüne ilişkin sözlü soru önergesi (6/2153) ve Gümrük ve
Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
16.-
Adana Milletvekili Ali Halamanın, Bakanlık Merkez ve taşra
teşkilatında çalışan personele ilişkin sözlü soru
önergesi (6/2154) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcı'nın cevabı
17.-
Adana Milletvekili Ali Halamanın, gümrüklerde yapılan
ihbarların takip ve değerlendirilmesine ilişkin sözlü soru
önergesi (6/2155) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcı'nın cevabı
18.-
Adana Milletvekili Ali Halamanın, küçük esnaf ve sanatkârı korumaya
yönelik perakende kanunuyla ilgili çalışmalara ilişkin sözlü
soru önergesi (6/2156) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcı'nın cevabı
19.-
Adana Milletvekili Ali Halamanın, sınır kapılarındaki
eşya takibine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2157) ve Gümrük ve
Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
20.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, Ardahanda uluslararası ticaretin
gelişmesine yönelik çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi
(6/2321) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın
cevabı
21.-
Adana Milletvekili Ali Halamanın, 2012 yılında yaşanan
kaçakçılık olaylarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2349)
ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
22.-
Adana Milletvekili Ali Halamanın, karşılıksız çek
sayısındaki artışın nedenlerine ilişkin sözlü
soru önergesi (6/2356) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcı'nın cevabı
23.-
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçerinin, 2007-2012 yılları
arasında Türkiye-Suriye arasındaki dış ticaret hacmi ile
gümrük kapılarından elde edilen gelir miktarına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/2398) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcı'nın cevabı
24.-
Adana Milletvekili Ali Halamanın, gümrük kapılarının
modernizasyonuna ve sınır ticaretine ilişkin sözlü soru önergesi
(6/2491) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın
cevabı
25.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Ali Susamın, ülkemize kaçak
zeytinyağı sokulduğu iddialarına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/2543) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcı'nın cevabı
26.-
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçerinin, 2007-2012 yılları
arasında yasa dışı yollarla ülkemize sokulmak istenirken
ele geçirilen malların satışından sağlanan gelirlere
ilişkin sözlü soru önergesi (6/2592) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı
Hayati Yazıcı'nın cevabı
27.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, Karsta uluslararası fuar
düzenlenmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2614) ve Gümrük ve Ticaret
Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
28.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, karşılıksız çekler
nedeniyle kredi alamayan esnafa ilişkin sözlü soru önergesi (6/2615) ve
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
29.-
Antalya Milletvekili Arif Bulutun, Antalya toptancı hal kompleksine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/2628) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı
Hayati Yazıcı'nın cevabı
30.-
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçerinin, 2007-2012 yılları
arasında ülkemize giren kaçak sigara miktarına ilişkin sözlü
soru önergesi (6/2758) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcı'nın cevabı
31.-
Adana Milletvekili Ali Halamanın, Bakanlıktaki boş engelli
kadrolarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2865) ve Gümrük ve Ticaret
Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
32.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, kaçakçılıkla
mücadelede kullanılan yöntemlere ilişkin sözlü soru önergesi (6/2898)
ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
33.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, 2012
yılındaki dış ticarete ilişkin sözlü soru önergesi
(6/2899) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın
cevabı
34.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, sistemden ihraç edilen
tırlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/2900) ve Gümrük ve Ticaret
Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
35.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, dış ticaretle ilgili
birimlerin Bakanlığa bağlanmasına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/2939) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcı'nın cevabı
36.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, döner sermayeden elde
edilen gelirlere ilişkin sözlü soru önergesi (6/2953) ve Gümrük ve Ticaret
Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
37.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, kaçak göçmenlere
ilişkin sözlü soru önergesi (6/2954) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı
Hayati Yazıcı'nın cevabı
38.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, 2012 yılında
yakalanan kaçak eşyaya ilişkin sözlü soru önergesi (6/2962) ve Gümrük
ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
39.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, Çin üretimi mallarla rekabete
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3051) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı
Hayati Yazıcı'nın cevabı
40.-
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçerinin, 2007-2013 yılları
arasında ihraç ve ithal edilen otomobil ve hafif ticari araçlara
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3097) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı
Hayati Yazıcı'nın cevabı
41.-
Bursa Milletvekili İsmet Büyükatamanın, Bakanlık istisnai
kadrolarına yapılan atamalara ilişkin sözlü soru önergesi
(6/3160) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın
cevabı
42.-
Bursa Milletvekili İsmet Büyükatamanın, 2002 yılından
itibaren gerçekleştirilen temsil giderlerine ilişkin sözlü soru
önergesi (6/3221) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcı'nın cevabı
43.-
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçerinin, 2007-2013 yılları
arasında Ankarada açılan ve kapanan iş yeri
sayılarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/3264) ve Gümrük ve
Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
44.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, sosyal güvenlik primlerindeki
katkı payına ve ustalık belgesine ilişkin sözlü soru
önergesi (6/3411) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcı'nın cevabı
45.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, çiğ süt üreticilerine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/3515) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı
Hayati Yazıcı'nın cevabı
46.-
Adana Milletvekili Ali Halamanın, Adana ve ilçelerinde yürütülen
projelere ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi
(6/3556) Cevaplanmadı
47.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, pirinç ithalatı ile ilgili
çeşitli konulara ilişkin sözlü soru önergesi (6/3689) ve Gümrük ve
Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
48.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, kürk ithalatına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/3691) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcı'nın cevabı
49.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, Türkiye ile Ermenistan arasındaki
ticaret ve Aktaş Sınır Kapısına ilişkin sözlü
soru önergesi (6/3693) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcı'nın cevabı
50.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, taklit ürün piyasası ile ilgili
çeşitli hususlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/3695) ve Gümrük ve
Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
51.-
Kütahya Milletvekili Alim Işıkın, Bakanlık tarafından
kiralanan araçlar ile diğer taşınır mallara ilişkin
sözlü soru önergesi (6/3877) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcı'nın cevabı
52.-
Kütahya Milletvekili Alim Işıkın, Bakanlık tarafından
kiralanan taşınmazlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/3930) ve
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
53.-
Kütahya Milletvekili Alim Işıkın, Bakanlık tarafından
gerçekleştirilen taşınır mal satışlarına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/4049) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı
Hayati Yazıcı'nın cevabı
54.-
Kütahya Milletvekili Alim Işıkın, Bakanlık tarafından
gerçekleştirilen taşınmaz satışlarına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/4065) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı
Hayati Yazıcı'nın cevabı
55.-
Kütahya Milletvekili Alim Işıkın, Bakanlık personelinin
görev yeri değişikliklerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/4093)
ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
56.-
Kütahya Milletvekili Alim Işıkın, Bakanlık
kadrolarına ve personel durumuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/4094)
ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
57.-
Kütahya Milletvekili Alim Işıkın, 2002-2013 yılları
arasında Bakanlıkta hizmet alımı yoluyla veya
sözleşmeli olarak çalıştırılan personele ilişkin
sözlü soru önergesi (6/4157) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcı'nın cevabı
58.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Bakanlık
tarafından kiralama yoluyla kullanılan hizmet binalarına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/4564) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı
Hayati Yazıcı'nın cevabı
59.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, 4/C statüsünde
çalışan personele ilişkin sözlü soru önergesi (6/4565) ve Gümrük
ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
60.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, ücretsiz personel
servisi uygulaması bulunup bulunmadığına ilişkin sözlü
soru önergesi (6/4569) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcı'nın cevabı
61.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, Ardahana yönelik proje ve
yatırımlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/4722) ve Gümrük ve
Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
62.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, Kars ve Iğdır illerine
yönelik işbirliği ve ticari anlaşma amaçlı yabancı
heyet ziyaretlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/4773) ve Gümrük ve
Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
63.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, Gümüşhane ve Bayburt illerine
yönelik işbirliği ve ticari anlaşma amaçlı yabancı
heyet ziyaretlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/4807) ve Gümrük ve
Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
64.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, Van ve Ağrı illerine yönelik
işbirliği ve ticari anlaşma amaçlı yabancı heyet
ziyaretlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/4808) ve Gümrük ve Ticaret
Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
65.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, Erzurum ve Elazığ illerine
yönelik işbirliği ve ticari anlaşma amaçlı yabancı
heyet ziyaretlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/4821) ve Gümrük ve
Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
66.-
İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprakın, kurbanlarını
yurt dışında kesen vatandaşların ülkeye getirebilecekleri
et miktarı ile ilgili sınırlamaya ilişkin sözlü soru
önergesi (6/4936) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcı'nın cevabı
67.-
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçerinin, Gürbulak Sınır
Kapısındaki altyapı sorunlarına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/4963) ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati
Yazıcı'nın cevabı
68.-
Tunceli Milletvekili Kamer Gençin, TOBBa devredilen gümrük
kapılarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/4977) ve Gümrük ve
Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı'nın cevabı
69.-
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçerinin, AB projelerinden elde edilen kaynakla
yapılan işlerin sayısına ilişkin Gümrük ve Ticaret
Bakanından sözlü soru önergesi (6/5090) Cevaplanmadı
70.-
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçerinin, Bakanlığın proje ve
çalışmalarına ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından
sözlü soru önergesi (6/5099) Cevaplanmadı
71.-
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçerinin, gümrük ve ticaret politikalarına
ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/5100)
Cevaplanmadı
72.-
Adana Milletvekili Ali Halamanın, Adanaya yönelik proje ve
yatırımlara ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından sözlü soru
önergesi (6/5204) Cevaplanmadı
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, sunuşlar
bölümünde belirttiğim üzere, birlikte cevaplandırmak istediği
sözlü soru önergelerini cevaplandırmak için Gümrük ve Ticaret Bakanı
Sayın Hayati Yazıcıyı kürsüye davet ediyorum.
Buyurun Sayın Bakan. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz altmış dakikadır.
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI (Rize)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şahsıma
yöneltilmiş sözlü soru önergelerini cevaplamak üzere huzurdayım. Yüce
heyeti saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Sayın Ensar
Öğütün (6/131) esas numaralı
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Bakan, bir saniye, sürenizi
yeniden başlatacağım.
Buyurun Sayın Genç.
KAMER GENÇ (Tunceli) Sorularımızı okusun
efendim, neye cevap veriyor?
BAŞKAN Sayın Genç, daha önce bu konu
kararlaştırıldı ve yapılıyor uzun süreden bu
tarafa.
KAMER GENÇ (Tunceli) Neyi
kararlaştırıyorsun, İç Tüzük açık.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Bakan.
Sürenizi yeniden başlatıyorum.
Buyurun.
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI
(Devamla) Sayın milletvekilleri, Sayın Ensar Öğütün (6/131)
esas numaralı sözlü soru önergesiyle ilgili olarak: Millî Savunma
Bakanlığının tevdi ettiği yazıda 12 Mart 1971
tarihinden sonra yargı denetimine kapalı idari işlemler
nedeniyle askerlikle ilişkisi kesilmiş kişilerin 6191
sayılı Kanun kapsamında yeniden istihdamlarına ilişkin
uygulama çerçevesinde 22 Mart 2011 tarihinde bu uygulama süresi
başlamış, 23 Mayıs 2011 tarihinde sona ermiş ve Millî
Savunma Bakanlığına 4.606 başvuru
yapılmıştır. Kanun kapsamında 1.518 başvuru kabul
edilmiş, başvurusu kabul edilenlerden kamu kurum ve
kuruluşlarının araştırmacı kadrolarında
çalışmak isteyen 629 kişi Devlet Personel
Başkanlığına bildirilmiştir. Ve yine, Kanun
kapsamında bulunan 250 başvuruya ve yargı yoluna açık
işlemler ile Türk Silahlı Kuvvetleriyle ilişkileri kesilmiş
1.991 başvuruya ret kararı verilmiş, başvurular içerisinde
uzman jandarma, uzman erbaş ve askerî öğrenciler ile 1971 öncesi
döneme ait 847 başvuru bulunmaktadır. Bu başvurular kanun
kapsamı dışında kaldığından bu
başvuruların ret kararı şeklinde işlemleri
sonlandırılmıştır.
Askerî Yüksek İdare Mahkemesi kayıtlarına
göre 328 kişi 6191 sayılı Kanun kapsamında yapılan
işlemlere karşı dava açmış bulunmaktadır. Sürecin
özeti bu.
Sayın Alim Işıkın (6/227) esas
numaralı sözlü sorusunun cevabı: 2003-2013 yılları
arasında Bakanlığımız birimlerince
gerçekleştirilen kaçakçılıkla mücadele operasyonları
kapsamında yaklaşık 6 milyar 35 milyon TL değerinde kaçak
ürün ele geçirilmiş ve terör örgütünün finansman kaynaklarıyla
alakalı kaçakçılık ilişkileri kapsamında sözlü soruda
yer alan hususa ilişkin olarak gerek Başbakanlık koordinesinde
gerekse Bakanlığımızın da
katıldığı çeşitli eylem planları
çalışmalarını çok etkin bir biçimde sürdürmektedir.
Sayın Mesut Dedeoğlunun (6/456) esas
numaralı sözlü sorusunun cevabı: Esnaf ve sanatkârlarımıza
ekonomik dengeler üzerindeki önem ve etkinlikleri dolayısıyla önemli
destekler sağladığımızı herkes bilmektedir ve bu
kapsamda 2002-2013 yılları arasında 870 bin esnaf ve
sanatkârımız esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri
aracılığıyla toplamda, total olarak 10 milyar 500 milyon TL
tutarında kredi kullanmaları sağlanmış ve söz konusu
kredilere uygulanan gösterge faiz oranları 2002de yüzde 47yken bugün
itibarıyla yüzde 4-5 düzeyinde uygulanmaktadır, bunları da ifade
etmek istiyorum.
Şimdi, cevaplayacağım 4 sorunun
içeriği itibarıyla aynı olmasına vurgu yaptıktan sonra
Sayın Zühal Topcunun (6/631); Sayın Mesut Dedeoğlunun
(6/1341); Sayın Ali Halamanın (6/2154) ve (6/2865) esas
numaralı sözlü sorularının cevabı: 28/4/2014 tarihi itibarıyla
yurt dışı teşkilatı hariç
Bakanlığımızın toplam -dolu- memur kadro
sayısı 15.107dir. Çalıştırılması gereken
engelli personel sayısı bu dolu kadro itibarıyla 453tür ve
hâlen Bakanlığımızda 76 engelli istihdam edilmektedir.
Dolayısıyla, engelli kadro açığımız 377dir. Bu
kadroların doldurulması için Devlet Personel
Başkanlığıyla tahsis edilen kadrolar çerçevesinde gerekli
yazışmalar sürdürülmektedir.
Sayın İsmet Büyükatamanın (6/657) esas
numaralı sözlü soru önergesine cevap olarak: Değerli milletvekilleri,
sadece Suriye Arap Cumhuriyetine açılan hudut kapılarımızda
değil, tüm sınır kapılarımızda
kaçakçılıkla etkin bir mücadele sürdürülmektedir. Suriyede
yaşanan karışıklıklar nedeniyle yaşanması
olası sorunların önüne geçilebilmesi amacıyla Suriyeye
açılan hudut kapılarımızda
kaçakçılık olaylarına karşı gerçekten etkin
tedbirler uygulanmaktadır ve bu kapsamda Akçakale Hudut Kapımıza
x-ray araç tarama sistemi kurulmuş, Öncüpınar ve Cilvegözü hudut
kapılarındaki yarı sabit x-ray cihazlarına ilave olarak
birer adet mobil araç tarama sistemi daha monte edilmiş, ayrıca
Cilvegözü Hudut Kapısında 2 adet ZBV tipi tarama cihazı da
kullanılmaya başlanmıştır. Ayrıca, Suriyeye açılan tüm hudut
kapılarımızın kapalı devre televizyon sistemiyle
takibi gerçekleştirilmektedir.
Yine, Suriye hudut kapılarımızda kaçakçılıkla
mücadeleye yönelik olarak bomba, çay, tütün, narkotik dedektör köpekleri
kullanılmakta ve bunlara ilaveten söz konusu kapılarımızda
bagaj tarama sistemleri, yoğunluk ölçüm cihazı, patlayıcı ve
narkotik iz dedektörü, fiberskop gibi birçok teknik cihaz da emniyet, güvenlik
ve kaçakçılıkla mücadele amacıyla etkin bir şekilde
kullanılmaktadır. Ayrıca, kapılarımıza çok
sayıda ilave personel görevlendirmesi ve takviyesi
yapılmıştır.
Sayın Ali Halaman Beyin (6/685) esas numaralı
sözlü soru önergesine ilişkin olarak: Adana ilimiz ve ilçelerinde, 2002
yılından bugüne kadar 30.875 esnaf ve sanatkâr işletmesi
kapanmış, ancak aynı süre içerisinde 54.271 esnaf ve sanatkâr
işletmesi açılmıştır. Bununla birlikte,
1/1/2003-28/2/2014 döneminde Adana ilimizde 11.149 ticaret şirketi ve
gerçek kişi tacir işletmesi kapanmış fakat bunlara mukabil
23.808 ticaret şirketi anonim, limitet, kolektif, komandit ve kooperatif
olmak üzere gerçekkişi tacir faaliyete başlamıştır.
Görülüyor ki bu rakamlar da kapananlarla kıyaslama
yapıldığında ekonominin ne denli dinamik olduğunu
ortaya koymaktadır.
Yine, Sayın Ali Halaman Beyin (6/804) esas
numaralı sözlü soru önergesine ilişkin olarak: Adana ilimizde gümrük
hizmetlerini Orta Akdeniz Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğümüz
çatısı altında Adana Gümrük Müdürlüğü, Yumurtalık
Serbest Bölge Gümrük Müdürlüğü, BOTAŞ Gümrük Müdürlüğü ve
İncirlik Gümrük Müdürlüğümüz aracılığıyla
yürütüyoruz. Müdürlüklerimiz değişen koşullara göre gerekli
altyapı, donanım ve personel ihtiyaçlarının
karşılanacağı göz önünde bulundurulduğunda bölgenin
dış ticaret potansiyeline cevap verebilecek donanımdadır ve
yeterliliktedir.
Orta Akdeniz Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğümüze
bağlı Adana Gümrük Müdürlüğümüzde Nisan 2014 tarihi
itibarıyla 85 personelimiz görev yapıyor. Ayrıca, Adana İl
Ticaret Müdürlüğümüzün personel ihtiyacının
karşılanması için Bakanlığımızca 2013
yılı içerisinde A ve B grubu kadrolarında 11 personelin ataması
yapılmıştır. Soruda Adanada yapılan yatırım
planlaması dile getirilmektedir. Değerli milletvekilleri,
bilmektesiniz ki Gümrük ve Ticret Bakanlığı
yatırımcı Bakanlık değil, bir hizmet
Bakanlığıdır. Hizmetlerimiz de açıktadır,
ünitelerle sürdürmekteyiz.
Sayın Mesut Dedeoğlunun (6/1381) esas
numaralı sözlü soru önergesine cevap olarak: Bakanlığımıza
açıktan atama suretiyle kadrolu ve sözleşmeli personel
alımı Gümrük ve Ticaret Bakanlığına İlk Defa
Yapılacak Atamalar Hakkında Yönetmelik Hükümleri uyarınca
merkezî sınavdan 70 ve üzeri puan alanlar arasında yapılan sözlü
sınav sonucu gerçekleştirilmektedir. Dolayısıyla,
Bakanlığımızda çalışan taşeron firma
görevlilerine bahse konu şartları taşımamaları hâlinde
kadro verilmesi mümkün değildir.
Yine Sayın Mesut Dedeoğlunun (6/1382) esas
numaralı sözlü sorusuna cevap olarak: Bakanlığımıza
tanınan kontenjanların tamamına yakını açıktan
atama yoluyla kullanılmış olup, açıktan alımlar
kapsamında B grubu kadrolarında 2012 yılında çeşitli
unvanlarda 2.236 ve 2013 yılında 2.257 olmak üzere toplam 4.583
personelin alımını gerçekleştirdik. 2014 yılı içerisinde
açıktan alım çalışmalarımız ise devam etmektedir.
Sayın Ensar Öğütün (6/1424) esas numaralı
sözlü sorusu önergesine cevap olarak: 2013 yılında
gerçekleştirdiğimiz 2013/2 B grubu personel alımlarında
Türkgözü Gümrük Müdürlüğümüze açıktan atama yoluyla 3 personelin
atamasını gerçekleştirdik. 28/04/2014 tarihi itibarıyla
Türkgözü Gümrük Müdürlüğümüzde ve Türkgözü Kaçakçılık
İstihbarat Bölge Amirliğinde toplam 40 personelimiz görev
yapıyor. Bakanlığımıza yapacağımız yeni
personel alımında söz konusu Gümrük Müdürlüğümüzün personel
ihtiyacını takviye edeceğiz.
Sayın Ali Halamanın (6/1446) esas
numaralı sözlü sorusuna cevap olarak: Bayilik ve distribütörlük
uygulaması, ürünlerinin tüm illere
ulaştırılmasını isteyen hemen hemen tüm büyük
gıda ve temel ihtiyaç malzemesi üreticisi tarafından
kullanılmakta, böyle bir yöntem.
Ayrıca, Adana ilimize ilişkin
Bakanlığımızın ilişkili kurumu olan Rekabet
Kurumuna iletilmiş bir başvuru bulunmamakla birlikte, soru önergesine
konu edilen sektöre ilişkin olarak somut bir başvuru bulunması
hâlinde takdir edersiniz ki Rekabet Kurumu bunu gündemine alır, gerekli
incelemeyi yapar ve sonucu ortaya koyar.
Sayın Ensar Öğütün (6/1797) esas numaralı
sözlü soru önergesine cevap olarak: Değerli milletvekilleri,
yap-işlet-devret modeli kapsamında yeniden
yapılandırılma sürecinde olan Türkgözü Hudut
Kapımızın gümrüklü sahasının iyileştirilmesi
çalışmaları kapsamında eksikliklerini önemli ölçüde
giderdik.
Karayolları Genel Müdürlüğünce
Ardahan-Hanak-Damal-Posof-Türkgözü Hudut Kapısı yolunda iki adet
tünel -1.500; 4.500 metre genişliğinde- geçişli, bölünmüş
yol etüt proje çalışmaları yürütülmekte olup söz konusu
güzergâhta proje çalışmalarının tamamlanmasını
müteakip yolun bölünmüş yol olarak yapılmasını
hedeflemiş bulunmaktayız. Ayrıca Damal-Posof yolunda toplam 35
kilometre uzunluğunda -iki adet proje de, ihaleli olarak- tırmanma
şeridi yapma çalışmaları devam ediyor. Öte yandan, söz
konusu yolda rutin bakım ve onarım çalışmaları zaten
sürekli yapılmaktadır.
Sayın Mehmet Şekerin (6/1954) esas
numaralı sözlü sorusunun cevabı:
Bakanlığımızın kurumsal kimliğinin
oluşturulması için amblem, logo tasarımıyla ilgili olarak
15 bin TL harcama yapılmıştır. Yeni
oluşturduğumuz amblem, logo tasarımının yer
aldığı Bakanlık tabelaları ve yönlendirme
levhaları için KDV hariç 310.569 TL tutarında kaynak
kullanılmış. Ayrıca, kurumsal kimlik dosyası için KDV
hariç 45 bin TL harcama yapılmıştır. Takdir edersiniz ki
Gümrük ve Ticaret Bakanlığının 9 genel müdürlüğü, 16
bölge müdürlüğü, 149 tane gümrük müdürlüğü, 81 tane il ticaret
müdürlüğü bulunmaktadır. Bütün bunları dikkate
aldığımızda yapılan harcamanın makul düzeyde
olduğunu takdir edeceksiniz.
Sayın Ali Halaman Beyin (6/2153) esas numaralı
sözlü sorusunun cevabı: Gümrük vergileri ile, gümrüklerce tahsil edilen
diğer vergi, fon ve mali yüklerin tahakkuk ve tahsili, eşyanın
tesliminden önce sistem aracılığıyla kontrol edilmekle
birlikte, eşyanın teslimi sonrasında da
Bakanlığımız müfettişlerince kontrol edilmektedir.
Yapılan kontroller neticesinde ek tahakkuklar çıkarılmakta ve
vergi kaybına neden olan işlemlerle ilgili olarak ceza kararları
düzenlenmektedir ve 2013 yılında bu kapsamda yapılan
işlemler sonucu 314 milyon 709 bin 256 TL ek tahakkuk işlemi icra
edilmiştir.
Sayın Ali Halaman Beyin (6/2155) esas numaralı
sorusunun cevabı: Bakanlığımız merkez ve taşra
birimlerine intikal eden ihbarlar ve istihbari bilgiler gerekli ön sorgulama
yapıldıktan sonra içeriğine göre Bakanlığımızın
ilgili birimince incelenmekte, gerek görülmesi hâlinde soruşturmaya konu
olabilmektedir. İhbarların değerlendirilmesine ve analizine
ilişkin işlemler, işin niteliği gereği gizlilik
esası içerisinde yürütülmektedir ve bu konulara ilişkin bizim
sürdürdüğümüz hassasiyet, yapılan ihbarlarda mevhum isim olsa bile,
hayalî isimler kullanılmış olsa bile somut olay
anlatılmışsa, bir tanım yapılmışsa mutlaka o
konuları biz hukuki ölçüler içerisinde soruşturma ve inceleme konusu
yapmak suretiyle kamunun hukukunu takip etmekteyiz.
Sayın Ali Halaman Beyin (6/2156) esas numaralı
sorusunun cevabı: Perakende ticaretin düzenlenmesi hakkında kanun
tasarısı taslağını 7 Ekim 2013 tarihinde kamuoyunun
görüşüne açtık. Taslakta serbest piyasa ve rekabet ilkelerinden
vazgeçmeden ve tüketici tercihleri de gözetilerek sektörde yaşanan
sorunların giderilmesini ve perakende işletmelerin dengeli bir
şekilde büyümesini ve gelişmesini sağlamayı hedefledik bu
tasarıyla. İnşallah taslak en kısa zamanda Türkiye Büyük
Millet Meclisine sevk edilecek. 7 Mayıs 2014 tarihinde son şeklini
verdiğimiz taslağı Başbakanlığa gönderdik,
Bakanlar Kurulu gündeminden sonra inşallah Meclise
taşıyacağız.
Değerli milletvekilleri, Sayın Ali Halaman
Beyin (6/2157) esas numaralı sorusunun cevabı: Tabii, bu çok
geniş soru. Ülkemizdeki sınır kapılarında eşya
takibi nasıl yapılmaktadır? Bildiğiniz gibi, değerli
milletvekilleri, Türkiye gümrük kapılarında giren-çıkan
eşya ve tüm hareketli unsurların takibi için teknolojinin
geliştirdiği tüm imkânlar devreye sokulmakta. Bilişim
alanında bütün yenilikler projelendirilmek suretiyle devrede bulunmakta ve
beşerî kaynağımız gerek donanım itibarıyla
bilgisel olarak ve uygulamalı olarak meslek içi eğitimlerden
geçirilmek suretiyle daha etkin bir şekilde işlemleri sürdürüyoruz.
Bu kapsamda ifade etmek gerekirse kapılarda kaçakçılıkla mücadelede,
radyoaktivite içeren maddelerin veya nükleer maddelerin sınır
kapılarımızdan geçişi sırasında fark edilebilmesi
amacıyla radyasyon portal dedektörleri, radyasyon el dedektörleri ile
kişisel radyasyon dedektörlerini kullanıyoruz. Kaçak
eşyanın tespiti amacıyla gümrük muhafaza personelimiz
tarafından kullanılan ekipmanlar ve cihazlar arasında,
gerçekten, XRF metal analiz dedektörleri, fiberoskop, videoskop, narkotik ve
patlayıcı iz dedektörü, yoğunluk ölçüm cihazları, kaçak
eşya arama çantası, mobil ekip araçları ve karbondioksit ölçüm
cihazları gibi önemli araçlar kullanılmaktadır.
Ayrıca, kara kapıları taşıt
takip ve ihbar programı, plaka okuma sistemi, kaçakçılık bilgi
bankası, kapalı devre televizyon sistemi, araç takip sistemi, gemi
takip programı gibi yazılımlar aracılığıyla
da eşyanın takibini gerçekleştiriyoruz. Bu sistemlerden biri
olan araç takip sistemiyle transit rejimine tabi araçların üzerine monte
edilen bir ünite aracılığıyla aracın lokasyon
bilgilerinin takibi sağlanıyor. Gemi takip programı
aracılığıyla da ülkemiz kara suları ve iç
sularında ithalat ve ihracat yükü taşıyan gemilere ilişkin
bilgileri ve hareketleri takip ediyoruz. Bütün bunlarla birlikte kaçak
eşya tespiti amacıyla toplam 41 adet narkotik dedektör köpeği;
14 adet çay, tütün dedektör köpeği; 6 adet silah, mühimmat,
patlayıcı dedektör köpeği de hizmet vermektedir.
Sayın Ensar Öğütün (6/2321) esas numaralı
sözlü sorusuna cevap olarak: Ülkemiz fuarcılık sektörünün ülke ve
sektör genel menfaatlerine uygun biçimde geliştirilmesi, sektörün küresel
standartlara ulaştırılması ve bu kapsamda fuar
etkinliklerinin uygun alanlarda bir program dâhilinde yetkin şirketler
tarafından düzenlenmesini sağlamak amacıyla Türkiye Odalar ve
Borsalar Birliği bünyesinde kurulan Fuarlar Müdürlüğüne, 2012 ve 2013
yıllarında, Ardahan ilimizde düzenlenmek üzere herhangi bir fuar
başvurusu yapılmamıştır.
Yapılmadığı için de fuar düzenlemesi söz konusu
değildir.
Sayın Ali Halaman Beyin (6/2349) esas numaralı
sözlü soru önergesine cevap olarak: 2012 yılında gümrüklerimizde
toplam 2.695 olay meydana gelmiş, yakalanan ürünler, araç, silah ve
mühimmat, tütün mamulleri, alkollü içkiler, gıda ürünleri, elektronik
eşya, akaryakıt, zirai eşya, tıbbi eşya, tekstil
ürünleri, makine ve aksamı, çeşitli eşya, değerli madenler,
döviz, sahte belge, tarihî eser, kimyevi madde ve uyuşturucu madde
türlerini kapsamaktadır.
Sayın Ali Halaman Beyin (6/2356) esas numaralı
sözlü soru önergesine cevap olarak: Karşılıksız çek
keşide etme suçu için adli para cezası öngörülmüş olmasına
rağmen, bu cezanın ödenememesi durumunda adli para
cezasının hürriyeti bağlayıcı cezaya
dönüştürülmesi şeklinde adli nitelikteki bu yaptırım,
Anayasada yer alan ölçülülük ilkesi ve ceza hukukunun önemli ilkelerinden
ekonomik suça ekonomik ceza ilkesi gerekçe gösterilmek suretiyle, gerek
uygulamada gerekse doktrinde büyük eleştirilere maruz
kalmıştır. Yapılan eleştiriler ve sayılan ilkeler
doğrultusunda karşılıksız çek keşide etme suçunun
ekonomik bir eylem olduğu, bu eylemi işleyenlere hapis cezası
verilmesinin ölçülülük ve orantılılık ilkeleriyle
bağdaşmadığı gözetilerek bu alanda düzenleme
yapılmış, mevcut Çek Kanunu Parlamentodan geçmiş ve
uygulamaya girmiştir.
Sayın Özcan Yeniçerinin (6/2398) esas numaralı
soru önergesinin cevabı: 2007-2013 döneminde Türkiye ve Suriye
arasındaki dış ticaret hacmi toplam 9 milyar 958 milyon 105 bin
997 dolar olarak gerçekleşmiştir. Suriyeden gerçekleştirilen
ithalat işlemlerine ilişkin tahakkuk eden vergi toplamı
aynı dönem için 374 milyon 014 bin 748 TLdir.
Sayın Ali Halaman Beyin (6/2491) esas numaralı
soru önergesinin cevabı: Ekonomi Bakanlığınca yürütülen
sınır ticaretinin düzenlenmesine ilişkin 1/12/2008 tarihli ve
2008/14451 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla sınır
illerimizde yerleşik halkımızın günlük tüketim
ihtiyacının bir kısmının komşu ülkelerden daha
ucuza ve kısa sürede karşılanması
amaçlanmıştır. Ülkemiz ekonomisine zarar vermemek ve
çeşitli meslek kuruluşlarımızın şikâyetine mahal
vermemek amacıyla ithalatta il ihtiyacı ölçütü benimsenmiş,
haksız kazanç ve rekabetin önlenmesi ile yerli üretimin zarar görmemesini
teminen sınır ticaretine ilişkin mevzuatta zorunlu olarak
kısıtlayıcı düzenlemeler de hep devrede olmuştur.
Öte yandan, gümrük kapılarımız başta
olmak üzere, gümrük tesislerimizi ülkemizin her geçen gün artan dış
ticaret hacmine cevap verebilecek şekilde yap-işlet-devret modeliyle
modernize ediyoruz. Modernizasyon çalışmalarına devam
ettiğimiz 8 gümrük kapımız ve 1 iç gümrüğümüz bulunmaktadır.
Sayın Mehmet Ali Susam Beyin (6/2543) esas
numaralı soru önergesinin cevabı: Suriye ile ülkemiz arasındaki
ticareti Bakanlığımızın kara hudut
kapılarına yönelik aldığı ve esasen gümrük
hizmetlerimizin yeniden planlanmasını içeren ticari ve güvenlik
temelli tedbirler çerçevesinde yürütüyoruz. Cilvegözü, Öncüpınar,
Karkamış ve Akçakale Hudut Kapılarımızda gümrük
hizmetlerini sınırlı olarak sunabilmekteyiz.
Bununla birlikte, kolluk kuvvetlerince bölgede hudut
kapıları dışındaki sınır hattında
yapılan kontroller sonucunda, 5 farklı olay kapsamında
yaklaşık 2 ton zeytinyağına da el konulmuş,
eşyanın Gümrük İdaresine teslimi gerçekleştirilmiştir.
Sayın Özcan Yeniçerinin (6/2592) esas numaralı
soru önergesinin cevabı: 2007-2013 yılları arasında yasa
dışı yollarla ülkemize sokulmak istenirken ele geçirilen ve
Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu uyarınca tasfiyelik hâle gelen
eşyanın satışından elde edilen hasılat toplam
olarak 92 milyon 207 bin 450 TLdir. 2003-2007 yılları arasında
Tasfiye Hizmetleri Genel Müdürlüğümüz aracılığıyla
Gümrük Kanununa ve Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa göre yapılan
satışlardan elde edilen toplam hasılat 315 milyon 700 bin
TLdir. Bunun 92,2 milyon TLsi Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu
uyarınca tasfiyelik hâle gelen eşyadan elde edilen bedeldir.
Sayın Ensar Öğütün (6/2614) esas numaralı
soru önergesinin cevabı: Az önce de bir soru dolayısıyla ifade
ettim, 2005-2012 yılları arasında, 26 Mayıs-9 Haziran 2007
tarihlerinde Kars ilimizde Kars Sanayi ve Ticaret Ürünleri Fuarı
düzenlenmiştir, bir özel sektör firmasının organizasyonu çerçevesinde.
Ancak, 2013 yılında ise Kars ilimizde fuar düzenlenmesi hususunda
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğine herhangi bir başvuru
yapılmadığı TOBB tarafından Bakanlığıma
bildirilmiştir.
Sayın Ensar Öğütün (6/2615) esas numaralı
soru önergesinin cevabı: 3 Şubat 2012 tarihli ve 6273
sayılı Çek Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanunla 5941 sayılı Çek Kanununda yapılan düzenlemeler
bildiğiniz gibi epey zamandır yürürlüktedir. Karşılıksız
çıkan çek kayıtlarının, protestolu senetlerin de
ödenmemiş kredi kayıtlarıyla birlikte Merkez Bankası
tarafından kaydı tutulmakta ve takip edilmektedir. Aynı
kayıtlar daha detaylı olarak Kredi Kayıt Bürosu AŞ
tarafından da tutulmakta ve izlenmektedir. Diğer taraftan, çek
vereceklerin kredibilitelerini ölçmek için kullanabilecekleri Çek Raporu Sunum
Sistemi Nisan 2012de hayata geçirilmiştir. Satışları
karşılığı çek alanlar bu sistem sayesinde
keşidecinin geçmiş çek ödeme bilgilerini görebilecek ve çeki kabul edip
etmeme konusunda özgürce kararını oluşturabilecektir. Yani
çeklerle ilgili tutulan kayıt hem pozitif hem de negatif bilgileri
içermektedir.
Sayın Arif Bulutun (6/2628) esas numaralı soru
önergesinin cevabı: Toptancı hallerinin gelirleri yalnızca hal
rüsumu gelirlerinden ibaret değildir. Toptancı hallerinin iş
yerlerinden elde edilen kira gelirleri, diğer işletmeden elde edilen
kira gelirleri, otopark ve benzeri gelirleri de bulunmaktadır. Öte yandan,
5957 sayılı Kanundan önce yürürlükte bulunan 552 sayılı
Kanun Hükmünde Kararname kapsamında ihraç edilen mallardan o dönemde de
hal rüsumu zaten alınmıyordu yani yeni kanun daha avantajlı hâle
getirilmiş bulunuyor.
Sayın Özcan Yeniçerinin (6/2758) esas numaralı
soru önergesinin cevabı: 2007-2013 yılları arasında 17
milyon 900 bin 765 paket sigara ülkemize kaçak yollarla sokulmak istenirken
yakalanmış, yakalanan eşyanın toplam değeri 88 milyon
957 bin 601 TLdir.
Sayın Mesut Dedeoğlunun (6/2898) esas
numaralı soru önergesinin cevabı: Kaçakçılıkla mücadele
kapsamında, araç ve konteyner tarama sistemlerinin yanı sıra
kaçak eşya tespit cihazları, algılama cihazları, aramalar
için kullanılan cihazlar, izlemeye yönelik mobil ekip araçları,
devriye araçları, dedektör köpek araçları ve ani müdahale
botları, hizmet botları ile telefon veri alma setleri
kullanılmakta, gümrük kapılarımız ile
limanlarımızın büyük bir bölümü kapalı devre televizyon
sistemiyle yirmi dört saat süreyle izlenmektedir. Öte yandan, narkotik dedektör
köpekleri kullanılarak 2013 yılı içerisinde 1.963 kilogram
eroin, 35 kilogram afyon sakızı, 16 kilogram sentetik esrar yani
bonzai, 7 kilogram metamfetamin, 18,5 kilogram esrar, 48,5 kilogram kokain, 101
kilogram AM denen materyal, 172 kilogram extacy, 39 kilogram psilocybin ele
geçirilmiştir.
Sayın Mesut Dedeoğlunun (6/2899) esas
numaralı soru önergesinin cevabı: Bakanlığımız ve
Türkiye İstatistik Kurumu tarafından ortaklaşa sağlanan ve
resmî istatistik programından derlenen verilere göre -gerçi soruda 2012
soruluyor ama cevap bugün verildiği için 2013 rakamlarını ifade
edeceğim- 2013 yılında 251 milyar 650 milyon ABD doları
tutarında ithalat ve 151 milyar 807 milyon ABD doları tutarında
ihracat işlemi gerçekleşmiştir.
Sayın Mesut Dedeoğlunun (6/2900) esas
numaralı soru önergesinin cevabı: 2012 yılında uygulanan 57
ihracın hepsi geçici nitelikte, 2012 yılında kesin ihraç
kararı alınmamıştır. O ihraçtan kastım, bütün
arkadaşlarımızın bildiği gibi, tırların
tır sisteminden ihracına ilişkindir bu soru ve cevaplarım.
2013 yılında uygulanan 61 ihracın hepsi
geçici nitelikte olup 2013 yılında da kesin ihraç kararı
alınmamıştır. Başlıca geçici ihraç
kararlarının nedenleri uyuşturucu
kaçakçılığı, eşyanın yurt içinde
bırakılması ve sigara kaçakçılığı olarak
sıralanmaktadır.
Sayın Ensar Öğütün (6/2939) esas numaralı
sorusunun cevabı: Dış Ticaret Müsteşarlığının
Gümrük ve Ticaret Bakanlığına bağlanıp
bağlanmadığını soruyor. Böyle bir çalışma
yok, gündemimizde de değil.
Sayın Mesut Dedeoğlunun (6/2953) esas
numaralı sorusunun cevabı: Döner sermaye işletmelerimiz 2012
yılında toplam 68 milyon 346 bin 174 TL, 2013 yılında ise
80 milyon 082 bin 954 TL tutarında gelir elde etmiştir. Bu gelir,
personel yollukları, hizmet alımı, tüketim malları ve
malzeme alımı, demirbaş alımı, makine, teçhizat, taşıt
alım ve bakımı gibi giderler için
kullanılmıştır. Ayrıca, personele, döner sermaye
gelirlerinden maaş, yolluk ve diğer yasal sosyal haklar
dışında herhangi bir ödeme bu kaynaktan
yapılmamaktadır.
Sayın Mesut Dedeoğlunun (6/2954) esas
numaralı sorusunun cevabı: Bakanlığımız gümrük
muhafaza ekiplerince, 2012 yılında yasa dışı yollarla
ülkemize giriş yapmaya çalışan 82, ülkemizden
çıkış yapmaya çalışan 156 kişi olmak üzere toplam
238 göçmen yakalaması gerçekleştirilmiş. 2013 yılında
ise yasa dışı yollarla ülkemize giriş yapmaya
çalışan 184, ülkemizden çıkış yapmaya
çalışan 285 kişi olmak üzere toplam 469 göçmen yakalaması
gerçekleştirilmiştir. Söz konusu kişilerin savcılık
işlemleri tamamlandıktan sonra yakalandığı gümrük
bölgemizde bulunan en yakın emniyet birimlerine teslimi
sağlanmıştır.
Değerli milletvekilleri, Sayın Mesut
Dedeoğlunun (6/2962) esas numaralı sorusunun cevabı:
Bakanlığımızın gümrük muhafaza ekiplerince 2012
yılında 743 milyon 732 bin 159 TL, 2013 yılında ise 1
milyar 88 milyon 837 bin 790 TL değerinde yakalama
gerçekleştirilmiştir.
Sayın Ensar Öğütün (6/3051) esas numaralı
sorusunun cevabı: KOBİlere yapılan destekleri, Ekonomi
Bakanlığı, Eximbank, KOSGEB, Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığı, TÜBİTAK, kalkınma ajansları ve Avrupa
Birliği programları tarafından sağlanan çeşitli mali
ve teknik destekler olarak ifade etmek isterim.
Çinden yapılan ithalatın toplam ithalat
içerisindeki payı, 2010 yılında yüzde 9,26; 2011
yılında yüzde 9,1; 2012 yılında yüzde 9; 2013
yılında yüzde 10,53tür. Çin menşeli olup çıkış
ülkesi başka bir ülke olan ithalatın toplam ithalat içerisindeki
payı, 2010 yılında yüzde 2,58; 2011 yılında yüzde
2,42; 2012 yılında yüzde 2,29; 2013 yılında ise yüzde
2,92dir.
Türkiye-AB Ortaklık
Konseyinin 6 Mart 1995 tarihli ve (1/95) sayılı Kararının
13üncü maddesi uyarınca, ülkemiz AB üyesi olmayan ülkelerle
ilişkilerinde ortak gümrük tarifesini uygulama yükümlülüğünü
üstlenmiştir. Bu nedenle, Çine karşı uygulanacak gümrük
siyasetimizin Meksika, Japonya, Brezilya ya da Korenin Çine karşı
uyguladıkları gümrük politikalarıyla değil, Avrupa
Birliğinin Çine karşı uyguladığı gümrük politika
ve uygulamalarıyla uyumlu olmasını gözetiyoruz.
Sayın Özcan
Yeniçerinin (6/3097) esas numaralı sorusunun cevabı: 2007-2013
döneminde, ülkemize 2 milyon 747 bin 365 adet binek otomobil ithal edilmiş
ve bunun değeri 45 milyar 213 milyon 698 bin 305 ABD dolarıdır.
Aynı dönemde, 290 bin 89 adet ve 5 milyar 43 milyon 585 bin 729 ABD
doları değerinde de hafif ticari araç ithal edilmiştir.
2007-2013 döneminde, 3
milyon 516 bin 495 adet binek otomobil ihraç edilmiş ve bunun değeri
45 milyar 938 milyon 497 bin 926 ABD doları. Aynı dönemde, 1 milyon
789 bin 4 adet ve 24 milyar 553 milyon 974 bin 696 ABD doları
değerinde de hafif ticari araç ihraç edilmiştir. Yani, görüyorsunuz
burada da ihracatımız ithalatımızdan daha fazla.
Değerli
milletvekilleri, Sayın İsmet Büyükatamanın (6/3160) esas
numaralı sorusunun cevabı: Bakanlığımızda
istisnai kadrolara yani Özel Kalem Müdürlüğü ve Basın ve Halkla
İlişkiler Müşavirliğine hariçten yapılan, açıktan
yapılan atamalar sorulmaktadır. Bugüne kadar Gümrük ve Ticaret
Bakanlığına Özel Kalem Müdürlüğü statüsünde 3 kişi,
Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğine 1 kişi
olmak üzere 4 kişinin ataması yapılmıştır.
Sayın İsmet Büyükatamanın (6/3221) esas
numaralı sorusunun cevabı: Bakanlığımız,
bildiğiniz gibi, 8/6/2011 tarihinde 640 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnameyle kurulmuş bir bakanlık. 2011-2012 yıllarında
yapılan temsil ve tanıtma giderleri 2011 yılında 716.707
TL, 2012 yılında 1 milyon 433 bin 570 TLdir.
Bakanlığımızca gerçekleştirilen
temsil ve tanıtma giderlerini, 18/1/2007 tarih ve 26407 sayılı
Resmî Gazetede yayımlanan 2007/3 sayılı tasarruf tedbirleriyle
ilgili Başbakanlık Genelgesi çerçevesinde yapıyoruz. Bu rakam
belki ilk bakışta size fazla gelebilir ama Gümrük
Müsteşarlığının 2002 yılında temsil
harcaması 2 milyon 800 bin; 2002 yılında. Dolayısıyla,
Gümrük ve Ticaret Bakanlığının iki yıllık harcaması
o rakama bile ulaşmamıştır.
Sayın Özcan Yeniçerinin (6/3264) esas numaralı
sorusunun cevabı: Ankara ilimiz ve ilçelerinde 2007-2013 yılları
arasında 53.304 esnaf ve sanatkâr işletmesi
kapanmıştır ancak aynı dönemde 61.729 esnaf ve sanatkâr
işletmesi de açılmıştır.
Hâlihazırda Bakanlığımızda
alışveriş merkezine ilişkin herhangi bir resmî istatistik
tutulmamaktadır.
Ayrıca, Bakanlığım tarafından
hazırlanan perakende ticaretin düzenlenmesi hakkında kanun
tasarısı taslağı 7 Ekim 2013 tarihinde kamuoyunun
görüşüne sunulmuştur. Uzun süre tartışılmıştır,
paydaşlarla birlikte müzakere edilmiştir ve müzakere
sonlandırıldıktan sonra -az önce bir soru dolayısıyla
da ifade ettiğim gibi- 7 Mayıs 2014 tarihinde Bakanlar Kurulunda
müzakere edilmek üzere Başbakanlığa sunulmuştur.
Sayın Ensar Öğütün (6/3411) esas numaralı
sorusunun cevabı: Esnafın sosyal güvenlik primlerindeki yani emekli
olup da çalışan esnafın sosyal güvenlik primlerindeki yüzde
15lik katkı payının kaldırılması için herhangi
bir çalışma bulunmamaktadır. Çünkü, bu hem istihdamla
alakalı hem de bütçede önemli bir gelir kalemi oluşturmaktadır.
Ayrıca, soru önergesi içerisindeki diğer bir sorunun cevabı:
Ustalık belgesi hususunda genel düzenleme çalışması
yapmaktayız. Gerçekten bu sorunlu bir konu, inşallah, bunun çözümünü
sağlayacağız.
Sayın Ensar Öğütün (6/3515) esas numaralı
sorusunun cevabı: Bazı süt alım bölgeleri bakımından
yem satışına yönelik zorlamalar bulunduğu yönündeki
başvurular Bakanlığımızın ilişkili
kuruluşu Rekabet Kurumunca gerçekten irdelenmiş. Konu hakkında
inceleme başlatıldı. Yapılan inceleme ise 4054
sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 41inci
maddesi uyarınca soruşturma yapılmasını gerekli
kılacak herhangi bir bulguya rastlanılmadığı
şeklinde sonlandırılmıştır.
Sayın Ensar Öğütün (6/3689) esas numaralı
sorusunun cevabı: 2009-2013 yılları arasında başta
Amerika Birleşik Devletleri, Rusya olmak üzere, muhtelif ülkelerden toplam
1 milyar 658 milyon 590 bin 542 kilogram pirinç ithal edilmiştir.
Basına da yansıyan olaylara konu operasyonla ilgili olarak Mersin
Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma
başlatmış, soruşturma kapsamında çeltik ve pirinç türü
eşyaya el konulmuş, konuya ilişkin adli süreç devam ediyor.
Ayrıca, Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığınca yapılan kontroller sonucunda, ürünün GDOlu olduğunun
tespiti hâlinde, eşya mahrecine iade edilmekte ya da imha edilmek
suretiyle tasfiyeye tabi tutulmak üzere gümrüğe terk edilmekte veyahut
ilgili mevzuat çerçevesinde Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığının uygun göreceği tedbirler kamu ve çevre
sağlığı bakımından uygulanmaktadır.
Sayın Ensar Öğütün (6/3691) esas numaralı
sorusunun cevabı: Son on yılda, 2004-2013 dönemi ülkemizin kürk ve
kürkten mamul eşya ithalatının toplam tutarı 1milyar 417
milyon 446 bin 336 ABD dolarıdır. 2002 yılında ülkemizin
kürk ve kürkten mamul eşya ihracatının toplam tutarı ise
138 milyon 237 bin 152 ABD dolarıdır. Ayrıca, son on yılda
ülkemiz post ve deri ihracatının toplam tutarı, 894 milyon 878
bin 813 ABD dolarıdır.
Sayın Ensar Öğütün (6/3693) esas numaralı
sorusunun cevabı: Çıldır-Aktaş kara hudut
kapımız, ülkemiz ile Ermenistan arasında değil, ülkemiz ile
Gürcistan arasında yer almaktadır. Ülkemiz ile Ermenistan
sınırlarını birbirine bağlayan demir yolu hudut
kapımız olan Akyaka Gümrük Müdürlüğümüzün faaliyeti 1993 yılında,
ülkemiz ile Ermenistan arasındaki tren seferlerinin iptal edilmesi
nedeniyle durdurulmuş bulunmaktadır.
Sayın Ensar Öğütün (6/3695) esas numaralı
sorusunun cevabı: Fikrî ve sınai mülkiyet haklarının
korunmasına ilişkin gümrük önlemleri gümrük mevzuatında
düzenlenmiştir. Fikrî ve sınai mülkiyet haklarını ihlal eden
eşyanın gümrüklerde etkin kontrolünün sağlanmasını
teminen Bakanlığımızda gerekli çalışmaları
yürütüyoruz. Bu kapsamda, sahte eşyanın ülkemize girişinin
önlenmesini teminen hak sahiplerinin elektronik ortamda başvuru
yapmasını imkân dâhiline getirmiş bulunuyoruz.
Sayın Alim
Işıkın (6/3877) esas numaralı soru önergesinin
cevabı: Bakanlığımızın -yeni getirdiği- kamu
hizmetlerinin gerektirdiği taşıt ihtiyacı son üç yılda
genel bütçe imkânlarıyla hizmet alımı yoluyla
karşılanmamaktadır.
Sayın Alim
Işıkın (6/3930) esas numaralı soru önergesinin
cevabı: Bakanlığımız genel bütçe imkânları
kullanılarak merkez teşkilatında kiralanan 2 hizmet binası
için 2011 yılında 880.982 TL, 2012 yılında 938 bin TL, 2013
yılında 511 bin TL ödeme yapılmıştır. Taşra
teşkilatında 2011 yılında 9 hizmet binası için 95 bin
TL, 7 hizmet binası için 116 bin TL ve 2013 yılının ilk
altı aylık döneminde 27 hizmet binası için 249 bin TL ödeme
yapılmıştır. Rakamları yuvarlak söyledim,
küsuratlarını aktarmadım. Bakanlığımız genel
bütçe imkânları dışında, merkez teşkilatı ek
hizmet binası için 2011 yılında 854 bin TL, 2012
yılında 903 bin TL, 2013 yılının ilk altı
aylık döneminde 506 bin TL ödeme yapılmıştır.
Bakanlığımızın ilişkili kuruluşu Rekabet
Kurumu üzerinden kiralanan 1 adet ofis için 2011 yılında 106 bin TL,
2012 yılında 120 bin TL, 2013 yılının ilk altı
aylık bölümünde 63 bin TL kira ödemesi yapılmıştır.
Sayın Alim
Işıkın (6/4065) ve (6/4049) esas numaralı soru
önergelerinin cevabı: 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol
Kanununun 46ncı maddesine göre, genel bütçe kapsamındaki kamu
idarelerinin her türlü taşınır ve
taşınmazlarının satışı Maliye
Bakanlığınca gerçekleştirilmektedir. Dolayısıyla
Bakanlığımızca herhangi bir taşınmaz
satışı söz konusu değildir.
Sayın Alim Işıkın (6/4093) esas
numaralı soru önergesinin cevabı: Bakanlığımızda
rotasyona tabii personelin görev yaptığı bölgedeki zorunlu
çalışma sürelerini doldurmalarını müteakip yer
değiştirme işlemleri Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
Yer Değiştirme Yönetmeliği hükümlerine göre, atanacak personelin
tercihleri dikkate alınmak suretiyle yapılmaktadır. 2011-2013
yılları arasında, ilgili mevzuat ve Yer Değiştirme
Yönetmeliği kapsamında yapılan atama işlemlerinde 54, 640
sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca yapılan unvana
bağlı görev yeri değişikliğine 12, soruşturma
raporlarında önerilenler doğrultusunda yapılan işlemler
neticesinde 4, geçici görevlendirme işlemlerinin iptaline 1 dava olmak
üzere, Bakanlığımız aleyhine toplam 71 dava
açılmıştır ve bu davalardan 20siyle ilgili yürütmeyi
durdurma kararı verilmiş, bunlar da aynen
uygulanmıştır.
Sayın Alim Işıkın (6/4094) esas
numaralı soru önergesinin cevabı: Bakanlığımız
merkez ve taşra teşkilatında istifa, emeklilik, ölüm gibi
nedenlerle 2011-28 Nisan 2014 tarihleri arasında toplam 1.799 kadro
boşalmıştır. Boşalan bu mevcut kadrolar ile 640
sayılı Gümrük ve Ticaret Bakanlığının
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ve
sonrasında ihdas edilen yeni kadrolara açıktan atama yoluyla toplam
6.474 personel alımı gerçekleştirilmiştir.
Bakanlığımız ilişkili kuruluşu olan Rekabet
Kurumunda ise 2011-2013 yılları arasında toplam 15 kadro
boşalmış olup bu kadroların yerine yeni personel alımı
yapılmamıştır.
Sayın Alim Işıkın (6/4157) esas
numaralı soru önergesinin cevabı: Bakanlığımızda,
2011 yılında 5i geçici işçi, 7si sözleşmeli, 180i hizmet
alımı yoluyla toplam 192; aynı şekilde sıralamayla,
2012 yılında 251, 2013
yılında 328 personel
çalıştırılmıştır ve bunların
istihdamı yürürlükte bulunan yasalar çerçevesinde, hizmet alımı
yoluyla gerçekleştirilmiştir.
Sayın Mesut Dedeoğlunun (6/4564) esas
numaralı soru önergesinin cevabı: Bakanlığımız
merkez teşkilatında kiralanan 3 ek hizmet binası için 2013
yılının ilk altı aylık döneminde 1 milyon 18 bin 78 TL
kira ödemesi yapılmıştır.
Sayın Dedeoğlunun (6/4565) esas numaralı
soru önergesinin cevabı: Burada C kadroları soruluyor.
Bilindiği gibi, bakanlıklarda 4/C kadrosunda istihdam Bakanlar Kurulu
kararıyla şekilleniyor ve bu çerçevede, 300 kadromuz
bulunmaktadır, 35 kişinin geçici istihdamı
sağlanmıştır. Bunların özlük hakları da her
yıl Bakanlar Kurulu kararıyla belirlenmektedir.
Sayın Dedeoğlunun (6/4569) esas numaralı
soru önergesinin cevabı: Bakanlığımız merkez
teşkilatı ana ve ek hizmet binalarında görevli personel için
116, Trakya Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğümüz personeli için 7, Orta
Anadolu Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğümüz personeli için 34 araç olmak
üzere toplam 157 araçla söz konusu personele ücretsiz servis imkânı
sağlıyoruz. Ayrıca, ilişkili kuruluş Rekabet Kurumunda
da aynı hizmeti gören 11 araç bulunmaktadır.
Sayın Ensar Öğütün (6/4722) esas numaralı
soru önergesinin cevabı: Bakanlığımıza bağlı
kurum ve kuruşların 2014 yılı yatırım
programında Ardahan ilimizle ilgili olarak Posof Türkgözü Gümrük
Müdürlüğü hizmet binamızın inşaatı için 1 adet proje
yer almaktadır ve yine bilmektesiniz ki Esendere, Kapıköy, Dilucu,
Çıldır-Aktaş gümrük kapılarımız ile Halkalı
gümrük tesislerimizin yenilenmesi ve modernizasyonu kapsamında,
yap-işlet-devret yöntemi uygulanmak suretiyle imalat
çalışmaları devam etmektedir ve bu çerçevede,
Çıldır-Aktaş Gümrük Kapımızın temelini 16/11/2013
tarihinde attık, inşallah birkaç ay sonra
açılışını yapacağız.
Değerli
milletvekilleri, Sayın Ensar Öğütün (6/4773), (6/4807), (6/4808),
(6/4821) esas numaralı 4soru önergelerinin cevabı olarak -aynı
içerikte- şunları ifade etmek istiyorum:
Bakanlığımız hizmetleriyle ilişkili olarak başta
Avrupa Birliği olmak üzere, uluslararası kuruluşların
çalışmalarını ciddi bir şekilde takip ediyoruz.
Ayrıca, gümrük hizmetlerinin etkili, verimli ve süratli bir şekilde
yürütülmesini teminen, ülkelerle ikili ve çoklu anlaşma, sözleşme
protokolleri yapmak suretiyle ülkemizin ekonomik hayatını ve ekonomik
hayatın aktörlerini daha donanımlı, daha etkin, rekabet gücü
daha yüksek hâle getirme çabamız ve çalışmamız sürüyor.
Sayın Erdoğan
Toprakın (6/4936) esas numaralı soru önergesinin cevabı:
Önergeye konu husus, Avrupa Birliği mevzuatına uyum çerçevesinde
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca
2012/11 sayılı Hayvansal Ürünlerin Kişisel
Sevkiyatlarının Ülkeye Girişine İlişkin Kurallar
Hakkında Tebliğle düzenlenmiştir. Gümrük Kanunu uyarınca,
tasfiyelik hâle gelen eşya imha edilmekte veya il gıda, tarım ve
hayvancılık müdürlüğünden hayvan yemi olarak kullanılmasında
bir sakınca bulunmadığı yönünde rapor istihsal edilmesi
hâlinde bu amaçla kullanılmaktadır. Bu da kaçak yakalanan etlere
ilişkin sorulan bir soru, sağlığa aykırıysa imha
edilmekte, yoksa ifade ettiğim gibi kullanılmaktadır.
Sayın Özcan Yeniçerinin
(6/4963) esas numaralı soru önergesinin cevabı: Gürbulak
Kapımızla ilgili bu soru soruluyor; Gürbulak Kapımızla
ilgili, gerçekten hem Rehberlik ve Denetim Başkanlığınca
hem Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğümüzce hem de
Bakanlığımızın diğer ekipleri tarafından
birçok proje uygulanmaktadır. Tesadüf, dün de bu konuyu tekrar müzakere
ettik, kapının yapılanmasıyla alakalı süreçlerin,
hizmeti daha kaliteli hâle getirme doğrultusunda işlevselliğini
sağlamak üzere yeni çalışmalar sürdürüyoruz. İnşallah,
bu önemli kapımızda yakınmalara yol açan sorunları
kısa zamanda tasfiye edeceğiz.
Sayın Kamer Gençin (6/4977) esas numaralı soru
önergesinin cevabı: Bakanlığımızda,
yap-işlet-devret modeliyle Gürbulak Sınır Kapımıza 10
milyon 800 bin dolar tutarında yatırım yapılarak 1/11/2002
tarihinde işletmeye açılmış ve yatırım süresi on
beş yıldır.
İpsala Sınır Kapımız, 3 milyon
500 bin dolar tutarında yatırım
KAMER GENÇ (Tunceli) Biraz yüksek sesle
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI (Devamla)
yapılmış, 19/10/2003 tarihinde işletmeye
açılmış, işletme süresi on yıldır.
Habur Sınır Kapımız, 17 milyon 900
bin TL tutarında yatırım yapılarak 10/7/2006 tarihinde
işletmeye açılmış, işletme süresi on beş
yıldır.
Cilvegözü Sınır Kapımız, 11 milyon
569 bin 850 TL tutarında yatırım yapılmış,
13/6/2007 tarihinde işletmeye açılmış, işletme süresi
on üç yıldır.
Kapıkule Sınır Kapımız, 131
milyon 980 bin TL tutarında yatırım yapılmış,
21/11/2008 tarihinde işletmeye açılmış, işletme süresi
yirmi yıldır.
Sarp Sınır Kapımız, 40 milyon 747 bin
398 TL tutarında yatırım yapılmış, 4/3/2009
tarihinde işletmeye açılmış, işletme süresi yirmi
yıldır.
Hamzabeyli Sınır Kapımız
BAŞKAN Sayın Bakan, lütfen
tamamlarsanız, açıklama isteyen sayın milletvekilleri var,
onlara söz vereceğim.
KAMER GENÇ (Tunceli) Öyle şey söylüyor ki
duymuyoruz. Soruya cevap veriyor, duymuyoruz. Böyle şey olmaz ki!
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI (Devamla)
Birkaç sorum daha var Sayın Başkanım.
Hamzabeyli Sınır Kapımız, 10 milyon
740 bin TL tutarında yatırım yapılarak 4/4/2009 tarihinde
işletmeye açılmış, işletme süresi yedi
yıldır.
Nusaybin Sınır Kapımız, ise 31 milyon
TL tutarında yatırım yapılmış,
tamamlanmış, Suriyede yaşanan olaylar nedeniyle bu
kapımız iç gümrük olarak faaliyete geçmiş, işletme süresi
yirmi yıldır ama kapı olarak faaliyet göstermediği için
süre henüz başlamış değil.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
Lütfen
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI (Devamla)
Sayın Başkan, müsaade ederseniz şu soruyu tamamlayayım.
BAŞKAN Sayın Bakan, açıklama isteyen
sayın milletvekilleri var, onlara süre vereceğim, çünkü süre
tamamlandı Sayın Bakan.
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI (Devamla)
Başkanım, cevabı tamamlayayım, yarıda kaldı. Bu
sorunun cevabı yarıda kaldı.
BAŞKAN Buyurun, tamamlayın.
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI (Devamla)
Söz konusu gümrük kapılarımız 3996 sayılı Bazı
Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde
Yaptırılması Hakkında Kanun hükümleri çerçevesinde
yürütülmektedir. Dolayısıyla, hizmetlerimizin bu kanuni altyapı
doğrultusunda sürdürüldüğünü ve bugüne kadar, ticaret
erbabının da son derece memnun olduğunu ve bu uygulama
dolayısıyla Türkiye ekonomisinin de büyük kazanımlar elde
ettiğini ifade ediyor, yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Evet, teşekkür ediyorum Sayın
Bakan.
Sayın Susam, sorunuzla ilgili açıklama
talebiniz var galiba.
Buyurun.
MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) Evet.
Sayın Başkan, Sayın Bakan soruma
ilişkin, Suriyeden kaçak gelen yağla ilgili
açıklamalarında, kendisine verilen bilgi doğrultusunda 2 ton
zeytinyağının kaçak olarak yakalandığını
söyledi.
Sayın Bakanım, Ulusal Zeytin ve
Zeytinyağı Konseyinin ve TARİŞin rakamlarına göre,
Suriyeden ülkemize giren yağ yaklaşık olarak 50 bin tondur. Bu
tahminî rakamı da şuradan buluyoruz: Bu yılki rekolte 130-140
bin, geçen yıl yüzde 30 düşük olduğuna göre yaklaşık
100 bin civarındadır. İhraç edilen ve iç piyasada tüketilen
yağlara baktığınızda, sonuç itibarıyla 2 ton
zeytinyağı kaçakçılık, söz konusu olacak bir şey
değildir ama denetimler olmadığı, sınır
kapılarındaki denetim olmadığı için, hem yok
yılında zeytin üreticisinin yağı para etmemiştir hem
de kaçakçılık ileri boyutlara gelmiştir. Örneğin,
Bayındıra 1 liraya, 2 liraya Suriyeden yağ getirmek isteyen
insanlar var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
KAMER GENÇ (Tunceli) Paralar kimin cebine gidiyor,
paralar!
BAŞKAN Evet, teşekkür ediyorum Sayın
Susam.
Sayın Genç, buyurun.
KAMER GENÇ (Tunceli) Evet, sorumuza doğru dürüst
cevap verilmiyor. Gümrük kapıları TOBBa verilmiş: Hangi usulle
verildiğini soruyorum, söylemiyor, buraya TOBB ne kadar yatırım
yapmış, söylemiyor; ne kadar hasılat elde edilmiş, söylemiyor.
Buradan elde edilen rantlar çok fahiş ve AKPnin bazı
masraflarına harcanıyor, icabında Tayyip Erdoğanın
bazı masrafları karşılanıyor. Çıkın, bize
doğru dürüst biraz cevap verin ya! Size hep soruyoruz, biraz sizin de
yüzünüzdeki o perde yırtılsın be kardeşim!
Yolsuzluklarınızı burada hep örtmeyin ya! Burada soru soruyoruz,
sorumuza cevap verin! Ondan sonra, çıkıyorsun, ağzından
çıkanı kulağın duymuyor, bize cevap vermiyorsun ya! Benim
sana sorduğum soruya cevap ver.
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Böyle bir hitap olur mu ya!
KAMER GENÇ (Tunceli) TOBB niye gümrük
kapılarını aldı? Orada kaç lira hasılat elde ediyor?
Bunun onlara verilmesi yasalara uygun mudur? Hangi yasaya göre sen gümrük
kapılarını getirip TOBBa veriyorsun da orada istediğiniz
gibi birtakım hasılat elde ediliyor, kayıt dışı
yapılıyor? Bunları gazeteler yazıp söylüyor
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) Hikâye
anlatıyorsun ya!
KAMER GENÇ (Tunceli) Sana ne ya, sana ne!
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) Sana ne!
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Halaman
KAMER GENÇ (Tunceli) Sen ortağı
mısın?
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) Evet, hepsine
ortağım!
KAMER GENÇ (Tunceli) Ortağı mısın?
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) Ortak olan sensin!
REFİK ERYILMAZ (Hatay) Sen niye müdahale ediyorsun
ya!
BAŞKAN Sayın Halaman, buyurun.
ALİ HALAMAN (Adana) Sayın Başkanım,
teşekkür ederim
KAMER GENÇ (Tunceli) Her şeye
karışıyorsun.
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) Yok ya!
Konuşma, otur!
BAŞKAN Sürenizi yeniden başlatırım
Sayın Halaman, merak etmeyin.
Evet, bir dakikalık süreniz yeni başladı,
devam edin, buyurun.
ALİ HALAMAN (Adana) Sayın Başkanım,
teşekkür ederim.
Sorularımıza Sayın Bakanımız
cevap verdiği için
(AK PARTİ ve CHP sıralarından
karşılıklı konuşmalar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
REFİK ERYILMAZ (Hatay) Her şeye maydanoz
olma!
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) Konuşma! Sen
niye maydanoz oluyorsun, sana ne! Ben onunla konuşuyorum, sana ne!
REFİK ERYILMAZ (Hatay) Sana ne ya! Yahu, her
şeye müdahale ediyorsun.
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) Konuşma!
Cevabınızı aldınız, konuşma!
BAŞKAN - Bir saniye Sayın Halaman
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul)
Sayın Başkan, Somada insanlar ölmüş, burada
Ya, etmeyin
lütfen, Allah aşkına ya! Hücum etmeyin ya! Somada insanlar
ölmüş.
OSMAN BOYRAZ (İstanbul) Arka tarafa söyle, arka
tarafa!
BAŞKAN - Sayın Halaman, buyurun.
ALİ HALAMAN (Adana) Sayın Başkanım,
teşekkür ederim.
Sayın Bakanımıza sorulara cevap
verdiği için öncelikle teşekkür ediyorum ama şöyle bir sualim
olacak: Uzun yıllar, bu memlekette sermaye edinmenin, mülk edinmenin,
zenginleşmenin temelinde kaçakçılığın olduğu
söylenir yani bu deniz sınırlarından, kara
sınırlarından, işte, getiren götüren, fiziki fiilî evrak
üzerinde yapanlar zenginleşir denir. On iki senedir, bu iktidar döneminde,
bu kaçakçılık tabana yayıldı.
Şimdi, sınırdan sorumlu Sayın
Bakanımız, bunu birazcık engelleme imkânı yok mu? Piyasa
kaçakçıyla dolu, piyasayı bozuyor, ticareti bozuyor.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Bakan, tekrar buyurun, Sayın Susam,
Sayın Genç ve Sayın Halamanın açıklama talebiyle ilgili.
Buyurun.
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI (Rize)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tabii ki Sayın
Susamın ifade etmeye çalıştığı,
zeytinyağının Suriyeden Türkiyeye girişiyle alakalı
iddialarının nesnel bir ölçümü olduğunun söylenmesi mümkün
değil. Ben elde ettiğimiz verileri sizinle paylaştım.
KAMER GENÇ (Tunceli) Duymamamız için öyle
konuşuyorsun. Biraz sesini yükselt!
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI
(Devamla) Türkiyede üretim miktarı bellidir, ihracat miktarı
bellidir, tüketim miktarı bellidir. Yani, bunları ölçüp
biçtiğiniz zaman, kaçak giren var mı yok mu, o ortaya çıkar.
Dediğiniz boyutta bir zeytinyağı kaçakçılığı
kesinlikle söz konusu değil. Ama, elbette ki biz, zeytinyağı
üreten müstahsilimizi, tüccarımızı korumak zorundayız. Bu
konuda elinizde bize ulaşmayan somut veriler varsa -tarif edebiliriz- onu
da bizimle paylaşırsanız memnun olurum.
Sayın Gençin tabii konuşmasını fazla
değerlendirmeyeceğim. Ben çok açık bir biçimde, 3996
sayılı, bazı hizmetlerin yap-işlet-devlet modeliyle
yapılmasına ilişkin, yüce Meclisin iradesi olan kanun
çerçevesinde yapmakta olduğumuzu ifade ettim. Bir defa şu algı
yanlış: Bizim yap-işlet-devret modeliyle yenilediğimiz
kapıların tüm yönetimi Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğine
devredilmiş değil, kesinlikle böyle bir şey söz konusu
değil. TOBB
KAMER GENÇ (Tunceli) Ama hangi usulle verdiniz?
Yap-işlet-devret
Kamu İhale Kanununa göre vermiyor musunuz?
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI (Devamla)
Burada konuşma usulü belli.
KAMER GENÇ (Tunceli) Belli!
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI
(Devamla) Ben konuşuyorum, siz
dinleyeceksiniz.
KAMER GENÇ (Tunceli) Doğruyu söyle!
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Sana göre mi cevap
vermek zorunda ya!
KAMER GENÇ (Tunceli) Mahsus gizliyorsun,
yolsuzlukları örtmek için bilgileri gizliyorsun, doğruyu
söylemiyorsun!
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI
(Devamla) Kulağın duymuyorsa yaklaşacaksın.
Kulağın duymuyorsa yaklaşacaksın buraya. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
KAMER GENÇ (Tunceli) Kulağım duyuyor. Soruma
cevap ver.
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI
(Devamla) Ha, tamam. Yoksa böyle diyeceksin.
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) Kulağın duymuyorsa doktora git,
kulağını yıkat!
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI
(Devamla) Dolayısıyla, kapılar yenilendikten sonra, ticari
mekânların işletilmesi yapım harcaması
karşılığında yapımcıya
bırakılmakta, bunun geri dönüşü, makul kâr marjları
hesaplanmak suretiyle süreler belirlenmektedir. Yoksa, yenilenen tüm
kapıların -diğer kapılarda olduğu gibi- sevk ve
idaresi Gümrük ve Ticaret Bakanlığından yapılmaktadır.
Sayın Ali Halamana teşekkür ediyorum.
KAMER GENÇ (Tunceli) Ya vermişsin de para ne kadar
almışsın, nasıl vermişsin belli değil!
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI HAYATİ YAZICI
(Devamla) Türkiye büyük bir ülke ve üç tarafı denizlerle çevrili. Kara
hudutlarımız var. Coğrafya çok zor bir coğrafya. Yani,
kaçakçılık faaliyetleri bakımından zor bir
coğrafyadayız ama çok etkin mücadele ediyoruz. Gerçekten,
kaçakçılığın her türüyle -bu, insan
kaçakçılığı, uyuşturucu
kaçakçılığı, eşya kaçakçılığı, ne
gelirse- etkin bir mücadele sürdürüyoruz. Zaten gümrüklerin işlevi ikidir:
Bir, ticareti kolaylaştırmak; iki, kaçağın her türüyle
etkin şekilde mücadele etmek. Bunu hem Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı olarak sürdürüyoruz hem de kaçakçılıkla
mücadelede diğer paydaş kamu kurum ve kuruluşlarla, emniyet
güçlerimiz, Jandarma da dâhil olmak üzere, Maliye Bakanlığımız
bu mücadeleyi sürdürüyoruz. Bu konuyla alakalı çok özel projelerimiz var,
sonuç da alıyoruz, aldığımız sonuçlar belli. 2012
yılında -yaklaşık ifade ediyorum- 750 milyon dolar
tutarında kaçak eşya yakalamışız ama 2013
yılında 1 milyar 88 milyon dolar tutarında
yakalamışız. Bu da bizim bu alanda gerçekten etkin bir mücadele
yaptığımızın göstergesidir.
Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Evet, teşekkür ediyorum.
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan
BAŞKAN Soru önergeleri
cevaplandırılmıştır.
KAMER GENÇ (Tunceli) Şimdi, soru soruyoruz
Ya,
Sayın Başkan, beni bir dinler misin?
BAŞKAN Sayın Genç, konuşuyorsunuz, tüm
Genel Kurul da sizi dinliyor yani.
KAMER GENÇ (Tunceli) Tamam, dinliyor da
yanlış veriyor. Kasten, suistimallerini örtüyor.
BAŞKAN Kaldı ki
KAMER GENÇ (Tunceli) Ben diyorum ki: Hangi gümrük
kapısını TOBBa verdiniz, hangi usulle verdiniz? Söylemiyor.
BAŞKAN O Sayın Bakanın meselesi
Sayın Genç.
KAMER GENÇ (Tunceli) Ya, Sayın Bakan, senin
görevin suistimalleri örtmek değil. Yani, böyle bir şey olur mu?
BAŞKAN İç Tüzüke göre de soru-cevap
işlemi tamamlanmıştır, teşekkür ediyorum.
Soru önergeleri
cevaplandırılmıştır.
Sayın Hamzaçebi, buyurun.
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
7.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin, Manisanın Soma
ilçesinde meydana gelen maden kazasında hayatını kaybedenlere
Allahtan rahmet, ailelerine başsağlığı ve
yaralılara acil şifalar dileğinde bulunduklarına
ilişkin açıklaması
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bugün, saat 15.30 sularında Manisanın Soma
ilçesindeki bir kömür ocağında trafo patlaması sonucu çıkan
yangında İnternete akseden bilgilere göre, Soma
Kaymakamının yaptığı bir açıklama var: 3
işçimiz hayatını kaybetmiş ve sayısı 200 ila 300
civarında olduğu tahmin edilen işçilerimiz de yerin 2 kilometre altında mahsur
kalmıştır. Bu, gerçekten son derece önemli, hepimizi üzen ve
işçilerin ölümüyle üzen, işçilerin mahsur kalmasıyla üzen ve
hâlâ maden ocaklarında iş kazalarının olmasıyla,
iş güvenliğinin olmamasıyla üzen bir olaydır. Ben bütün
yetkilileri burada, önlem almaya davet ediyorum. Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
olarak da 8 milletvekilinden oluşan bir heyeti yerinde inceleme yapmak
üzere şimdi yola çıkardık, Manisa Somadaki durumu incelemek ve
önerilerde bulunmak, durumu tespit etmek amacıyla.
Ben ölen işçilerimize Allahtan rahmet diliyorum,
yakınlarına, ailelerine sabır ve
başsağlığı diliyorum; yerin altında mahsur
kalmış olan işçilerimizin de sağ ve selametle kurtulmalarını,
kurtarılmalarını gönülden diliyorum.
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Halaçoğlu
8.-
Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun, Manisanın Soma ilçesinde
meydana gelen maden kazasında hayatını kaybedenlere Allahtan
rahmet, ailelerine başsağlığı ve yaralılara acil
şifalar dileğinde bulunduklarına ilişkin
açıklaması
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
Manisa Soma Işıklar mevkisinde meydana gelen
maden kazasında hayatını kaybeden -4 kişi olduğu bize
ifade edildi- işçilerimizin olduğu ve yaklaşık 300-500
civarında işçinin de patlama sonrasında göçük altında
mahsur kaldığı ifade edildi. Bir trafo patlaması ve
kabloların yanmasıyla meydana gelen bu kaza sonrasında vefat
edenlerin daha fazla artmamasını diliyoruz Cenab-ı Allahtan.
İki hafta önce, Erkan Akçay Milletvekilimiz bu
konuyu, özellikle Soma konusunu dile getirmişti, böyle bir durumun
yaşanabileceğini belirtmişti. O konuda, maalesef, madencilikle
ilgili yeterli tedbirlerin alınmadığını, pek çok yerde
buna benzer kazaların meydana geldiğini göz önüne alacak olursak,
Hükûmetimizden acilen bu konularda tedbir almasını diliyoruz.
Hayatını kaybeden işçilerimizin ailelerine
sabır dilerken kendilerine Allahtan rahmet diliyoruz. Diğer
işçilerimizin de bir an önce kurtarılması konusunda gerekenin
yapılmasını ve ailelerine de sabır diliyoruz.
BAŞKAN Evet, teşekkür ediyorum.
Sayın Baluken
9.-
Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in, Manisanın Soma ilçesinde
meydana gelen maden kazasında hayatını kaybedenlere Allahtan
rahmet, ailelerine başsağlığı ve yaralılara acil
şifalar dileğinde bulunduklarına ilişkin
açıklaması
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Biz de Manisanın Soma ilçesinde bir trafo
patlaması sonucu kömür ocağında meydana gelen felaketle ilgili
üzüntülerimizi dile getirmek istiyoruz.
Yerelden aldığımız bilgilere göre,
ölü sayısının artabileceği ve onlarca ölünün
olabileceğine dair üzücü haberler geliyor. Yine, onlarca
yaralının olduğu ve 200-300e yakın işçinin de mahsur
kaldığı yönünde bilgiler bize geliyor.
Burada yaşamını yitiren bütün işçi
kardeşlerimize, vatandaşlarımıza Allahtan rahmet,
yaralılara acil şifalar diliyoruz. Tüm ailelerin
acısını paylaştığımızı belirtmek
istiyoruz. Bütün halkımıza başsağlığı
dileklerimizi iletiyoruz. Mahsur kalan işçilerimizin bir an önce
sağlıklı kurtarılma temennisini ifade etmek istiyoruz.
Bu konuda, Hükûmet yetkililerinden bir sayın
bakanın da şu anki kurtarma çalışmalarıyla ilgili
Genel Kurulu bilgilendirmesini ısrarla talep ediyoruz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Ünal
10.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal'ın, Manisanın Soma
ilçesinde meydana gelen maden kazasında hayatını kaybedenlere
Allahtan rahmet, ailelerine başsağlığı ve
yaralılara acil şifalar dileğinde bulunduklarına
ilişkin açıklaması
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan, Manisanın Soma ilçesindeki özel bir şirkete ait kömür
ocağında maalesef bir trafo patlaması nedeniyle yangın
çıkmış ve ocakta yaklaşık 20 işçinin mahsur
kaldığı bilgisi ulaştı ve şu anda kurtarma
çalışmalarının devam ettiği ve içeride
yaklaşık 200-300 civarında işçinin bulunduğu,
hastaneye kaldırılan işçilerden 3 tanesinin hayatını
kaybettiği bilgisi bize ulaştı maalesef. Hayatını
kaybeden işçi kardeşlerimizin yakınlarına
başsağlığı diliyoruz, yaralı kardeşlerimize
acil şifalar diliyoruz.
Şu anda ilgili bakanlıklarımızla
hemen görüştük ve Genel Kurulun bu konuda acilen bilgilendirilmesi için de
harekete geçtik.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
IX.-
OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.-
Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut'un,
Başkanlık Divanı olarak, Manisanın Soma ilçesinde meydana
gelen maden kazasında hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet,
ailelerine başsağlığı ve yaralılara acil
şifalar dileğinde bulunduklarına ilişkin
konuşması
BAŞKAN Biz de Başkanlık Divanı
olarak ölen işçilerimize Allahtan rahmet, yakınlarına
sabır ve baş sağlığı, yaralı
işçilerimize de acil şifalar diliyoruz.
Teşekkür ediyorum.
Gündemin Seçim kısmına geçiyoruz.
BAŞKAN Şimdi, Sayıştayda boş
bulunan
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Hamzaçebi.
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
11.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin, CHP Grubunun
karşı oy yazısının yer aldığı 585
sıra sayılı Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun ek sıra sayısı
bugün dağıtıldığından, kırk sekiz saat
geçmeden Sayıştaya üye seçiminin gerkçekleştirilmesinin İç
Tüzüke göre mümkün olmadığına ilişkin açıklaması
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Efendim, şimdi Sayıştaya üye
seçimine geçiyoruz galiba. Bununla ilgili, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak
temel bir itirazımız vardır, o da şu: 9 Mayıs 2014
Cuma günü Sayıştay üye seçimine ilişkin sıra
sayısı bastırılarak siyasi parti gruplarına dağıtılmıştır
ancak Plan ve Bütçe Komisyonundaki ön komisyonda yapılan seçimlerle ilgili
Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun karşı oy yazısı cuma günü
dağıtılan sıra sayısında yer
almamıştır. Bugün, itirazlarımız üzerine,
İstanbul Milletvekilimiz Sayın Ferit Mevlüt Aslanoğlunun
itirazı üzerine bu karşı oy yazısı cuma günü
dağıtılan sıra sayısına ek olarak
bastırılmış ve bugün Genel Kurulun
açıldığı saatlerde milletvekillerine
dağıtılmıştır. Cuma günü
dağıtılmış olan sıra sayısı bu nedenle
eksiktir. İç Tüzükün tanımladığı anlamda bir Plan ve
Bütçe Komisyonu raporu veya Plan ve Bütçe Komisyonundaki seçimleri
gerçekleştirecek olan ön komisyonda seçim sonuçlarına ilişkin
olarak düzenlenen rapor İç Tüzüke uygun değildir. İç Tüzüke
uygun rapor ancak bugün tekemmül etmiştir çünkü karşı oy yazısı
bugün dağıtılmıştır. İç Tüzükün 52nci maddesine
göre, Genel Kurula sevk edilen işler iki tam gün bekledikten sonra ancak
görüşülebilir. Dolayısıyla, ek sıra sayısı bugün
dağıtıldığına göre, kırk sekiz saat geçmeden
bu seçimin gerçekleştirilmesi İç Tüzüke göre mümkün
bulunmamaktadır. Dolayısıyla, bu Seçim maddesine geçemeyiz
efendim.
BAŞKAN Evet, teşekkür ediyorum.
Buyurun Sayın Ünal.
12.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal'ın, 585 sıra
sayılı Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun ekinin bu raporun mütemmim
cüzü olduğuna ve bunun için ayrıca bir kırk sekiz saat
geçmesinin gerekmediğine ilişkin açıklaması
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan, İç Tüzük 52ye göre, Tüzüke uygun bir şekilde söz
konusu 585 sıra sayılı Komisyon Raporu
dağıtılmıştır. Fakat burada da belirtildiği
üzere, yapılan toplantıların gerçekleştirilen birinci ve
ikinci tur oylamalarına 9 Komisyon üyesi katılmış ve
maalesef muhalefet partilerinin üyeleri katılmamıştır. Buna
rağmen, muhalefet şerhi daha sonra verilmesine rağmen
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul)
Hayır, hayır, efendim; itiraz aynı gün.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
bir iyi niyet
göstergesi olarak burada da belirtilen ek, 585 sıra sayısına
atfen bir mütemmim cüz olarak yayınlanmıştır.
Dolayısıyla, İç Tüzük 52de ifade edildiği şekilde, bu
herhangi bir metin değil, 585in mütemmim cüzüdür, dolayısıyla
tamamlayıcısıdır. O yüzden bunun için ayrıca bir
kırk sekiz saat gerekmemektedir efendim.
Arz ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Halaçoğlu, buyurun.
13.-
Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun, Plan ve Bütçe Komisyonunda
Sayıştay üyeleriyle ilgili yapılan ön seçimlerin usulsüz
olduğuna ilişkin açıklaması
YUSUF HALAÇOĞLU
(Kayseri) Sayın Başkanım, şimdi, aslında, 9
kişinin katıldığı belirtiliyor. Evet, doğru çünkü
orada usulsüz yapılan bir oylama söz konusu. Şimdi, her şeyden
önce, 6085 sayılı Kanunun 16ncı maddesine göre aday
seçimlerinin gizli oyla yapılması öngörülmesine rağmen, ne
gariptir ki adaylar arasından seçilecek 5 adayın hepsi 9 oyla seçilmiştir,
diğerlerine 1 tane bile oy çıkmamıştır. Yani, bunun
aslında gizli yapılan bir oyla alakası da bulunmamaktadır.
Dolayısıyla, onun dışında, yine,
burada, kesinlikle Türkiye Büyük Millet Meclisinin bütçe hakkının
kullanımı ve devletin görevini yerine getirmesine katkılar
sunması bakımından son derece önemli gördüğümüz
Sayıştayın seçilecek üyeleri arasında daha önce bu konuda
şaibesi bulunan bir kişinin, ki nitekim 9 Mart 2014 günü
İnternet sitelerine de düşen ve AKPli bir grup başkan vekili
ile Başbakanın Özel Kalem Müdürü arasında geçtiği iddia
edilen ses kaydında bunların yer almasının ötesinde, burada
AKPli bir belediye başkanıyla beraber onun giderlerini ödediği,
faturasını ödediği bir tatilden faydalanmış
kişinin de bunun içinde yer almasını kabul etmemiz mümkün
değildir.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Baluken, buyurun.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul)
Sayın Başkan, ama beni suçladı
14.-
Bingöl Milletvekili İdris Baluken,'in belirtilen itirazlara ek olarak,
gündemin 7nci sırasında bulunan Sözlü Sorular kısmı
tamamlandıktan sonra 3üncü sırasında bulunan Seçim
kısmına dönülmesinin İç Tüzüke uygun olmadığına
ilişkin açıklaması
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Sayın
Başkan, belirtilen itirazlara ek olarak, biz de bazı hususları
vurgulamak istiyoruz.
Elimizde, bugün, 13 Mayıs 2014 Salı günü itibarıyla
Meclis Genel Kurulunun gündemi var. Bu gündeme göre, 1inci sırada
Başkanlığın Genel Kurula Sunuşları, 2nci
sırada Özel Gündemde Yer Alacak İşler, 3üncü sırada
Seçim var ve 7nci sıraya kadar bir gündem tarif edilmiş, 7nci
sırada da Sözlü Sorular belirtilmiş; Sayın Bakanın sözlü
sorulara cevabıyla ilgili gündem 7nci sırada, burada
belirtilmiş.
Şimdi, burada, siz Meclise dağıtılan
bu gündemle ilgili bir uygulama işletmediniz. 7nci sırada olan
gündem üzerinden Sayın Bakan burada açıklamalar yaptı;
dolayısıyla tekrar geriye, gündemin 3üncü maddesine dönmeniz
doğru değildir, İç Tüzüke de uygun
olmadığını düşünüyoruz. Dolayısıyla, bu
seçimler bugün yapılamaz efendim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Hamzaçebi.
15.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin, Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünalın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin tekraren
açıklaması
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Şimdi, biraz önce Sayın Ünal açıklamasını yaparken bir
şeyi eksik yansıttı, şöyle ki: Geçen hafta perşembe
günü Plan ve Bütçe Komisyonunda yapılan toplantıya muhalefet
partileri katılmamıştır. dedi.
Olayın doğrusu şöyledir: Toplantıya
Cumhuriyet Halk Partisini temsil eden milletvekilleri
katılmıştır. Diğer muhalefet partileri
katılmamıştır. diyemem, bilmediğim için
söyleyemiyorum. Muhtemelen onlar da katıldı.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Katıldı.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Evet,
katıldılar.
Katıldılar ama orada Komisyon sözcümüz
İstanbul Milletvekili Sayın Mevlüt Aslanoğlu bir öneri
yaptı: Siz bugüne kadar Sayıştay seçimlerini, on iki
yıldır tek yanlı bir iradeyle belirliyorsunuz. Gelin, bu sefer
bu tek yanlı iradeden, bu çoğunluk oylarıyla üye belirleme
işinden vazgeçin, partiler arasında bir uzlaşmaya varalım
ve bu 5 üyeyi bu şekilde seçelim. Bu kabul görmeyince Cumhuriyet Halk
Partili üyeler oradan ayrıldılar; Komisyonun bu şekildeki seçim
usulüne taraftar olmadıkları için, tek yanlı bir iradeyle
yapılan seçime meşruiyet kazandırmamak amacıyla oradan
ayrıldılar.
Ertesi gün, cuma günü Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanı arkadaş arayarak bu seçime ilişkin karşı
oy yazısını istedi, karşı oy yazısını
da Sayın Mevlüt Aslanoğlu cuma günü Plan ve Bütçe Komisyonuna verdi.
Yani, Komisyon Başkanının talebi üzerine, hatırlatması
üzerine de verilen, onun bilgisi dâhilinde olan bir karşı oy
yazısı var. Dolayısıyla, bastırılan sıra
sayısında karşı oyun olmaması hiçbir şekilde savunulamaz.
BAŞKAN Evet, teşekkür ederim.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Karşı oy yazısı olmadan üyeler hakkında
milletvekillerinin bilgi sahibi olması mümkün değildir çünkü her
parti, karşı oy veren partiler görüşlerini ortaya
atmıştır. Tekemmül eden bir Plan ve Bütçe Komisyonu raporu
yoktur, sıra sayısı bugün tekemmül etmiştir, kırk
sekiz saat geçmeden bu seçim yapılamaz efendim.
BAŞKAN Evet, teşekkür ederim.
İDRİS BALUKEN (Bingöl ) Sayın
Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Baluken.
16.-
Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in, Kahramanmaraş Milletvekili
Mahir Ünalın yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin tekraren açıklaması
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Bu konuda grubumuz
adına da bir açıklama yapma ihtiyacı var. Belirtilen tarihteki
toplantı döneminde şöylesi bir durum söz konusu: Meclis grubumuz
Barış ve Demokrasi Partisinden Halkların Demokratik Partisine
geçtiği için komisyon üyeliklerimiz otomatikman düşmüş,
komisyondaki faaliyetlerimizi tekrar sürdürmemiz için de bu komisyon
üyeliklerimizin Genel Kurulda okunmasıyla ilgili bir sürecin tüketilmesi
gerektiği durumu ortaya çıkmıştır.
Belirtilen tarihteki toplantıda Plan Bütçe
Komisyonundaki üye arkadaşlarımızın üyelikleri Genel
Kurulda okunmadığı için arkadaşlarımız, mevcut
Komisyon Başkan Vekiline de gerekli bilgilendirmeyi yapmışlar ve
bu konuda, bir süre beklenerek bizim komisyon üyeliklerimiz burada okunduktan
sonra bu gündemin görüşülmesi gerektiği önerisini
sunmuşlardır ama bu önerimize rağmen, Komisyon, maalesef
arkadaşlarımızın bu uyarılarını dikkate
almamıştır. Dolayısıyla burada şimdi,
Halkların Demokratik Partisini de zan altında bırakacak
şekilde o gündemle Muhalefet partisi toplantıya
katılmamış. bilgisi doğru değildir.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Buyurun Sayın Ünal.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Bu konuda
Sayın Milletvekilimiz bilgi
verecek.
Sayın
Başkanım, bu konuda bir usul tartışması
açın
BAŞKAN Ben görüşümü belirteceğim ama
elleriniz hep havada olduğu için size söz vermek zorunda kalıyorum.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Usul
tartışması çerçevesinde
IX.-
OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)
2.-
Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut'un, İç
Tüzükün 98inci maddesininin ikinci fıkrası kapsamında
alınan Danışma Kurulu kararına göre sözlü soruların
seçimlerden önce görüşüldüğüne ve 585 sıra sayılı Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporunun bastırılarak
dağıtılmasının üzerinden kırk sekiz saat
geçtiği için Sayıştaya üye seçimi yapılmasına engel
bir durum olmadığına ilişkin konuşması
BAŞKAN O zaman bir saniye
Ben görüşümü
belirteyim ondan sonra
Evet, önce Sayın Balukenin Sözlü soru önergeleri niye önce
görüşüldü? sorusuna cevap: İç
Tüzükün 98inci maddesinin ikinci fıkrası:
Sözlü soruların
cevaplandırılması için; Anayasa, kanun ve İçtüzük gereği
zorunluklar hariç olmak üzere, haftanın en az iki gününde, birleşimin
başında ve birer saatten az olmamak şartıyla,
Danışma Kurulunun önerisi ve Genel Kurulun onayı ile belli bir
süre ayrılır. hükmü yer almakta olup bu kapsamda 4/10/2011 tarihli
2nci Birleşimde Danışma Kurulu önerisiyle sözlü soruların
salı ve çarşamba günleri birer saat süreyle birleşimin
başında görüşülmesi
kararlaştırılmıştır.
Bugüne kadarki uygulamalarda sözlü sorular seçimlerden
önce görüşülmüştür. Bu nedenle uygulamamızda bir
değişiklik söz konusu değil.
İkinci konu
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, Sayın
Başkan bu beyanatınıza karşı
BAŞKAN Bir saniye Sayın Genç, niye acele
ediyorsunuz?
KAMER GENÇ (Tunceli) Efendim, hayır ama
yanlış söylüyorsunuz.
İDRİS BALUKEN
(Bingöl) Gündeme de öyle yazılmış olması gerekiyor.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Şimdi gündem burada, bakın gündem burada.
BAŞKAN Sayın
Genç, İç Tüzükün 98inci maddesinin ikinci fıkrasını bir
okuyun lütfen.
KAMER GENÇ (Tunceli)
98le ilgisi yok.
BAŞKAN
Açıklama yapıyorum bir oturun lütfen, herkesi dinledim ben.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Açıklamayı yanlış yapıyorsun. Gündem burada, gündem
sırasını değiştiremezsin ya! Yani, böyle yönetim mi
olur? Gündem sırası burada, bunu değiştiremezsin.
İDRİS BALUKEN (Bingöl)
Gündeme öyle yazarsınız eğer öyleyse.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Sayıştayda boş bulunan 5 üyelik için
yapılacak seçime ilişkin sayıştay üyeleri ön seçim
komisyonu tarafından hazırlanan rapor
Başkanlığımıza 9/5/2014 tarihinde sunulmuş, rapor
Başkanlığımızca aynı gün 585 sıra
sayısı alarak bastırılıp
dağıtılmış ve gelen kâğıtlara
alınmıştır. Söz konusu rapor, kırk sekiz saatlik süre
de dikkate alınarak Başkanlıkça bugünkü gündemin Seçim
kısmına alınmıştır. Bugün
bastırılıp dağıtılan 585/1 ek sıra
sayısında ise Plan ve Bütçe Komisyonunda sayıştay üyeleri
ön seçim komisyonunun oluşturulması aşamasına ilişkin
karar ve karara dair muhalefet şerhleri yer almaktadır. Bugün
yapacağımız seçime ilişkin esas rapor olan
Sayıştay Üyeleri Ön Seçim Geçici Komisyonu Raporu 585 sıra
sayısıyla bastırılıp
dağıtılmış ve dağıtım üzerinden de
kırk sekiz saat geçmiş bulunmaktadır. Bugün
dağıtılan ek sıra sayısı esasa müteallik olmayan
ilave mahiyetteki bilgiler içermektedir. Bu nedenle, Sayıştayda
boş bulunan üyeliklere seçim yapmamıza engel bir durum
olmadığı kanaatindeyim. Bu düşünceye göre de buyurun
istiyorsanız usul tartışması açabilirim.
OKTAY VURAL (İzmir)
Sayın Başkan
BAŞKAN - Buyurun
Sayın Vural.
OKTAY VURAL (İzmir)
Sayın Başkan birleşimin başında dediniz ama Seçim
meselesi doğrudan doğruya Başkanlığın sunuşu
olarak geldiğine göre, dolayısıyla, bu konuda
alınmış bir Danışma Kurulu kararı var mı?
İDRİS BALUKEN
(Bingöl) Danışma Kurulu kararı yok, burada Danışma
Kurulu kararı diyor.
OKTAY VURAL (İzmir)
Sizin sunuşunuz işte. Yani, sizin sunuşunuz, böyle bir şey
yok.
BAŞKAN Daha önceki
uygulamalarda da sorular seçimlerden önce yapılmış efendim.
OKTAY VURAL (İzmir) Hayır efendim,
sunuşları yaptınız. Hayır, sözlü sorulardan önce sunuşları
yaptığınız için seçim de Başkanlığın
sunuşudur, dolayısıyla, bunu da sözlü sorulardan önce
yapmanız gerekiyordu. Öyle değil.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Kaldı ki
Sayın Başkan
OKTAY VURAL (İzmir)
Sayın Başkan, öyle yönetilmez.
BAŞKAN Usul
tartışması açıyorum buyurun.
OKTAY VURAL (İzmir)
Efendim, usul tartışmasıyla ilgili
BAŞKAN E, ne
yapmamız gerekiyor? Şimdiye kadarki yapılan uygulamayı
yapıyoruz Sayın Vural.
SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Lehte
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Lehte
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (İstanbul) Aleyhte
OKTAY VURAL (İzmir)
Sayın Başkan, siz gündemde yer almış bir konuyu
Danışma Kurulu kararı olmadan öne veya arkaya
alamazsınız.
İDRİS BALUKEN
(Bingöl) Danışma Kurulunun önerisi yok ki.
OKTAY VURAL (İzmir)
Nasıl olacak? Yani, böyle bir şey olur mu?
KAMER GENÇ (Tunceli)
Aleyhte söz istiyorum Sayın Başkan.
OKTAY VURAL (İzmir)
Böyle bir şey olmaz Sayın Başkan.
BAŞKAN Seçimler Sunuşlarda yer
almamış ki Sayın Vural.
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim, sizin sunuşunuz
da
BAŞKAN - Seçimler
Sunuşlarda yer almamış yani.
OKTAY VURAL (İzmir) Burada Danışma
Kurulu kararı olmadığı için sözlü sorulardan önce
yapılır.
BAŞKAN Sırasıyla söz vereyim.
OKTAY VURAL (İzmir) Zaten belirlediğiniz
gündem de bu. Bakın, gündemi belirlemişsiniz, seçimi önce
yapacaktınız.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Yani siz
Danışma Kurulu önerisini Genel Kurula sunarak bir öneriyi
BAŞKAN İç Tüzükün 98inci maddesi çok
açık Sayın Vural. Sunuşlarda söz konusu değil. 98inci
maddeyi tekrar okuyayım isterseniz.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Okuyun.
BAŞKAN Sözlü soruların
cevaplandırılması için; Anayasa, kanun ve İçtüzük
gereği zorunluklar hariç olmak üzere
OKTAY VURAL (İzmir) Evet, Meclis
sunuşlarıyla birleşim başlamıyor mu?
Başlıyor.
BAŞKAN
haftanın en az iki gününde,
birleşimin başında ve birer saatten az olmamak
şartıyla, Danışma Kurulunun önerisi ve
Şimdiye kadar
OKTAY VURAL (İzmir) Birleşim
başladığı zaman gündem dışı, Meclis
sunuşları başlamıyor mu? Başlıyor.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Danışma
Kurulunun önerisi de yok, Genel Kurulun onayı da yok.
KAMER GENÇ (Tunceli) Aleyhte söz istiyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim, yani burada
BAŞKAN Şimdiye kadar yapılan uygulama
hep sunuşlardan sonra olmuştur.
Buyurun Sayın
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul)
Aleyhte
KAMER GENÇ (Tunceli) Aleyhte istiyorum, aleyhte
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Aleyhte
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Lehte
MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) Lehte
BAŞKAN Evet, tutanakları isteyeceğim,
lehte ve aleyhte ona göre vereceğim.
On dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 18.45
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 19.24
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Dilek YÜKSEL (Tokat), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 88inci Birleşiminin
Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Danışma Kurulunun bir önerisi vardır,
okutuyorum:
VII.-
ÖNERİLER (Devam)
B)
Danışma Kurulu Önerileri
1.-
Danışma Kurulunun, gündemin Seçim kısmında bulunan
Sayıştayda boş bulunan 5 üyelik için yapılacak seçimin
Genel Kurulun 13/5/2014 tarihli 88inci Birleşiminde yapılmayarak
15/5/2014 tarihli Birleşiminde yapılmasına ve 13/5/2014 tarihli
88inci Birleşiminde başka bir işin görüşülmemesine
ilişkin önerisi
Danışma Kurulu Önerisi
13/5/2014
Danışma Kurulunun 13/5/2014 Salı günü
yaptığı toplantıda, aşağıdaki önerinin Genel
Kurulun onayına sunulması uygun görülmüştür.
Cemil
Çiçek
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanı
Mahir
Ünal Mehmet Akif
Hamzaçebi
Adalet ve Kalkınma Partisi Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu
Başkan Vekili
Grubu Başkan Vekili
Yusuf
Halaçoğlu
İdris Baluken
Milliyetçi Hareket Partisi Halkların Demokratik Partisi
Grubu
Başkan Vekili Grubu
Başkan Vekili
Öneri:
Gündemin Seçim kısmında bulunan
Sayıştayda boş bulunan 5 üyelik için yapılacak seçimin
Genel Kurulun 13/5/2014 tarihli 88inci Birleşiminde yapılmayarak
15/5/2014 tarihli Birleşiminde yapılması, 13/5/2014 tarihli
88inci Birleşiminde başka bir işin görüşülmemesi
önerilmiştir.
BAŞKAN Oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Alınan karar gereğince, kanun tasarı ve
teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla
görüşmek için, 14 Mayıs Çarşamba günü saat 14.00te toplanmak
üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 19.26