TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
42nci
Birleşim
14 Ocak 2015 Çarşamba
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.-
GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.-
GELEN KÂĞITLAR
III.-
YOKLAMA
IV.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.-
Kocaeli Milletvekili Lütfü
Türkkanın, Kocaelinde yaşanan elektrik kesintilerine ilişkin
gündem dışı konuşması
2.- Kocaeli Milletvekili İlyas Şekerin,
küresel ısınma sonucu yetersiz su kaynakları ve gri su
kullanımının teşvikine ilişkin gündem
dışı konuşması
3.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan
Köktürkün, Türkiye Taşkömürü Kurumu ve taş kömürü
havzasının sorunlarına ilişkin gündem dışı
konuşması
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcının, Cumhuriyet gazetesini taşıyan
kamyonların durdurularak incelenmesinin Türkiyede
basın özgürlüğünün geldiği noktayı gözler önüne seren utanç
verici bir durum olduğuna ilişkin açıklaması
2.-
Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaşın, Çanakkalede
öğretmenevi binasının yıkıldığına ve
iki buçuk yıldır yeni bir öğretmenevi
yapılmadığına ilişkin açıklaması
3.-
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçerinin, Ankara Büyükşehir Belediyesinin
topladığı asfalt paralarının iadesi için yetkilileri
göreve çağırdığına ilişkin açıklaması
4.-
Kütahya Milletvekili Alim Işıkın, kara yolları
yapımı nedeniyle gerçekleştirilen istimlak ya da
kamulaştırma bedellerinin ödenmemesi sonucu birçok
vatandaşın yaşadığı mağduriyetin bir an önce
giderilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
5.-
İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğütün, Charlie Hebdo dergisinin
bir bölümünü yayımlama kararı alan Cumhuriyet gazetesinin hedef
gösterildiğine ilişkin açıklaması
6.-
Adana Milletvekili Seyfettin Yılmazın, terör olaylarında çifte
standartla hareket etmek yerine topyekûn mücadele verilmesiyle netice
almanın mümkün olduğuna ilişkin açıklaması
7.-
Tokat Milletvekili Reşat Doğrunun, Tokatı Niksar üzerinden
Karadenize bağlayacak çift yönlü yolun bitirilememesinin büyük
mağduriyetlere sebep olduğuna ve Hükûmetin, çiftçi borçlarıyla
ilgili tekrar yapılandırma yapması gerektiğine ilişkin
açıklaması
8.-
Bursa Milletvekili Aykan Erdemirin, Kişisel Verileri Koruma Kanunu
Tasarısının bu hâliyle yasalaştığı takdirde
Avrupa Birliği ilerleme raporlarında önemli eleştirilere konu
olacağına ilişkin açıklaması
9.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, Kerkükte Türkmenlere ve
Doğu Türkistanda Uygur Türklerine uygulanan zulme karşı
Hükûmetin duyarlı olması gerektiğine ilişkin
açıklaması
10.-
Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkanın, özellikle Akdeniz Bölgesinde yaşanan
elektrik arızalarının bir an önce giderilmesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
11.-
Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancının, Hakkâri Milletvekili
Adil Zozaninin 675 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 15inci maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
12.-
Isparta Milletvekili S. Nevzat Korkmazın, Ispartada bir
alışveriş merkezinin içindeki bir restoranın alçı
tavanının çökmesi sonucu yaralanan 26 kişiye acil şifalar
dilediğine ilişkin açıklaması
VI.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A)
Genel Görüşme Önergeleri
1.-
MHP Grubu adına Grup Başkan Vekilleri Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ile İzmir Milletvekili Oktay Vuralın, Suriyede
meydana gelen olayların yansıması nedeniyle Suriyeye
sınırı bulunan illerdeki ekonomik sorunlar konusunda genel
görüşme açılmasına ilişkin önergesi (8/21)
2.-
MHP Grubu adına Grup Başkan Vekilleri Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ile İzmir Milletvekili Oktay Vuralın,
topraklarımızda bulunan NATO çıkışlı çeşitli
hava savunma sistemleri ve radarların işlevselliği konusunda
genel görüşme açılmasına ilişkin önergesi (8/22)
3.-
MHP Grubu adına Grup Başkan Vekilleri Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ile İzmir Milletvekili Oktay Vuralın, engelli
vatandaşlara tanınan hakların uygulanabilirliği ile
tanınan haklara aykırı tutum ve davranışlar konusunda
genel görüşme açılmasına ilişkin önergesi (8/23)
B)
Tezkereler
1.-
(10/34, 55, 679, 801, 904, 1091, 1092, 1093, 1094, 1095, 1096, 1097, 1098,
1099, 1100, 1101, 1102, 1103, 1104, 1105, 1106, 1107) esas numaralı Meclis
Araştırması Komisyonu Geçici
Başkanlığının, Komisyonun, başkan, başkan
vekili, sözcü ve kâtip üye seçimini yaptığına ilişkin
tezkeresi (3/1683)
C)
Önergeler
1.-
Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu ve 21 milletvekilinin; Soma maden
sahasında redevans ve hizmet alım sözleşmeleriyle
çalışan firmaları kolladığı, bu firmalara
işlerin ihalesiz ve usulsüz verilmesini sağladığı
iddiasıyla Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız
hakkında bir gensoru açılmasına ilişkin önergesi (11/42),
imza sahiplerinden bazılarının imzalarını geri
aldıklarına ilişkin önergesi (4/227)
VII.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A)
Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.-
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının;
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik
Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer
Gençin; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin
Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa
Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156)
2.-
Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum
Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı:
287)
3.-
Ceza İnfaz Kurumları Güvenlik Hizmetleri Kanunu Tasarısı ve
Adalet Komisyonu Raporu (1/742) (S. Sayısı: 616)
4.-
Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile
İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulunun; Perakende Ticaret,
Alışveriş Merkezleri ve Büyük Mağazalar ile Esnaf ve
Sanatkarlık Hizmetlerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Teklifi,
İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susamın; Perakende Ticaret ile Esnaf
ve Sanatkarlık Hizmetlerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Teklifi,
Kocaeli Milletvekili Haydar Akarın; Perakende Ticaret ile Esnaf ve
Sanatkarlık Hizmetlerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Celal Dinçerin; Perakende Ticaretin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun Teklifi, Bursa Milletvekilleri Mustafa Öztürk ve Hakan
Çavuşoğlu ile 56 Milletvekilinin; Alışveriş
Merkezleri, Büyük Mağazalar ve Zincir Mağazaların Kuruluş
ve Çalışma Esaslarına Dair Kanun Teklifi, Kahramanmaraş
Milletvekili Yıldırım Mehmet Ramazanoğlu ve 4
Milletvekilinin; Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Teklifi
ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu
Raporu (1/974, 2/7, 2/175, 2/1561, 2/2271, 2/2527, 2/2528) (S.
Sayısı: 675)
5.-
Türkiye Cumhuriyeti ve Ürdün Haşimi Krallığı Arasında
Hükümlülerin Nakline Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (1/740) (S. Sayısı: 425)
6.-
Milli Mayın Faaliyet Merkezi Kurulmasına İlişkin Kanun ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ve Millî Savunma Komisyonu Raporu (1/996) (S.
Sayısı: 672)
VIII.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.-
Hakkâri Milletvekili Adil Zozaninin, Amasya Milletvekili Mehmet Naci
Bostancının yaptığı açıklaması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
2.-
Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancının, Hakkâri Milletvekili
Adil Zozaninin sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
IX.-
YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Şanlıurfa
Milletvekili İbrahim Ayhan'ın, Kobani'den Suruç'a gelen
sığınmacılara yönelik çalışmalara ilişkin
Başbakandan sorusu ve Başbakan Yardımcısı Numan
Kurtulmuşun cevabı (7/54556)
2.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, Darülaceze binasının
bulunduğu alanın inşaata açılacağı
iddialarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı (7/56112)
3.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, 2004-2014 yılları
arasında bağlı kurum ve kuruluşlarda görev yapan daire
başkanları ve daire başkan yardımcılarına,
2004-2014 yılları
arasında bağlı kurum ve kuruluşlarda görev yapan genel
müdür ve genel müdür yardımcılarına,
İlişkin
soruları ve Başbakan Yardımcısı Bülent
Arınçın cevabı (7/56124), (7/56125)
4.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, soru önergelerinin
cevaplandırılmasına yönelik çalışmalara ve söz konusu
çalışmalar ile görevli personele ilişkin sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı (7/56126)
5.- İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın, TBMM Halkla İlişkiler
Binasında engelli erişimini kolaylaştıracak uygulamalara
ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili
Sadık Yakutun cevabı (7/56298)
6.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, TBMM'de nefret söyleminin ve
ayrımcı ifadelerin kullanılmasının engellenmesi
kapsamında yapılan çalışmalara ilişkin sorusu ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Sadık Yakutun cevabı
(7/56301)
7.- Eskişehir
Milletvekili Ruhsar Demirel'in, 2010/2 sayılı Başbakanlık
Genelgesi gereği engelli aile ferdi bulunan çalışanlara
sağlanan kolaylıklara ilişkin sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı (7/56315)
8.- Kocaeli Milletvekili
Hurşit Güneş'in, Vakıflar Genel Müdürlüğü mülkiyetinde
bulunan bir medresenin ihyasına ilişkin sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı (7/56316)
9.- İstanbul
Milletvekili D. Ali Torlak'ın, İstanbul'da bulunan tarihî bir
çeşmenin koruma altına alınmasına ilişkin sorusu ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı
(7/56661)
10.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık'ın, işsizlik fonunda biriken paradan usulsüz
harcamalar yapıldığı iddiasına ilişkin sorusu ve
Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı (7/57070)
11.- Antalya Milletvekili
Gürkut Acar'ın, 2003-2014 yıllarında Antalya, Burdur ve
Isparta'ya yapılan kamu yatırımlarının tutarına
ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin
cevabı (7/57463)
12.- İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın, Mısır'a F-16 tipi savaş
uçağı satışı yapıldığı
iddiasına ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet
Şimşekin cevabı (7/57752)
14 Ocak 2015 Çarşamba
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.01
BAŞKAN: Başkan Vekili Meral
AKŞENER
KÂTİP ÜYELER:
İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale), Muharrem IŞIK (Erzincan)
----0----
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 42nci Birleşimini açıyorum.
III. YOKLAMA
BAŞKAN
Elektronik cihazla yoklama yapacağız.
Yoklama için üç
dakika süre vereceğim.
Sayın
milletvekillerinin oy düğmelerine basarak salonda bulunduklarını
bildirmelerini, bu süre içerisinde elektronik sisteme giremeyen
milletvekillerinin salonda hazır bulunan teknik personelden yardım
istemelerini, buna rağmen sisteme giremeyen üyelerin ise yoklama
pusulalarını görevli personel aracılığıyla üç
dakikalık süre içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere
başlıyoruz.
Gündeme geçmeden
önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz
vereceğim.
Sayın
milletvekilleri, özellikle sol tarafımda bulunan milletvekili
arkadaşlarıma sesleniyorum, gündem dışı konuşma
yapacak milletvekili arkadaşlarımızı
sağlıklı izleyebilmemiz için Genel Kuruldaki gürültüyü,
uğultuyu kesmemiz lazım.
Ayaktaki
arkadaşlarımız, sohbetlerinizi dışarıda edebilirseniz
daha iyi olacak.
Gündem
dışı ilk söz, Kocaelinde yaşanan elektrik kesintileri
hakkında söz isteyen Kocaeli Milletvekili Sayın Lütfü Türkkana
aittir.
Buyurunuz
Sayın Türkkan. (MHP sıralarından alkışlar)
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Kocaeli Milletvekili Lütfü
Türkkanın, Kocaelinde yaşanan elektrik kesintilerine ilişkin
gündem dışı konuşması
LÜTFÜ TÜRKKAN
(Kocaeli) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; söz konusu
olan elektrik kesintileri olunca diğer vilayetlerdeki arkadaşlar da
Bizim orada da kesiliyor. diye beni ikaz ettiler. Özellikle Aytuğ
Hocamın ricası var, Mersinde de kesiliyormuş, onu da
belirteyim.
Kocaelinde
sık yaşanan elektrik kesintileriyle ilgili olarak gündem
dışı söz aldım. Bu vesileyle yüce heyetinizi ve
ekranları başında bizleri izleyen aziz milletimizi sevgi ve
saygıyla selamlıyorum.
Kocaelinde uzun
zamandır elektrik kesintileri yapılıyor. Kocaelinde
yaşayan insanımız uzun zamandır karanlığa mahkûm
ediliyor. Seçim bölgem Kocaelinde yalnız bu yıl değil, epeydir
manzara böyle.
Kocaelinde
elektrik dağıtım işinden kim sorumlu? Sakarya Elektrik
Dağıtım AŞ, yani SEDAŞ. SEDAŞın 2012nin
ilk on ayında 59 bin kez elektrik kestiğini biliyor musunuz
Kocaelinde? Bakın, bir şey söyleyeceğim, tam 59 bin kez
elektrik kesiliyor. Bir de Kocaelinin sanayi kenti olduğunu, üretim yapan
fabrikalara sahip olduğunu düşünürseniz bu elektrik kesintisinin ne
kadar büyük zararlara vesile olduğunu biraz daha düşünebilirsiniz.
SEDAŞın
İnternet sitesine girin, bir bakın. Orada ne yazıyor? Yazan
ifade aynen şu: Elektrik medeniyettir. Sizin medeniyet
anlayışınız bu mu arkadaşlar? Kocaeliyi
karanlığa mahkûm etmek midir elektrik anlayışınız?
Karanlıktan gelen, karanlığa giden insanların Kocaelini
karanlığa mahkûm etmekten başka hiçbir hedefleri olamaz. Sizler
zaten karanlık insanlarsınız.
Kocaelinde
elektrik kesintileri nedeniyle vatandaşlar mağdur. Elektriklerin
olmaması nedeniyle özellikle esnaflar büyük sıkıntı
yaşıyor. İşin garip tarafı, vatandaş
şikâyetini bildirmek için SEDAŞı arıyor ancak
karşısına herhangi bir yetkili çıkmıyor. Özel sektör
daha iyi hizmet verir ve altyapı yatırımlarıyla
şebekeyi güçlendirir. demişlerdi. Bu nedenle özelleştirme
adı altında elektrik dağıtım ve tahsilat işi özel
şirketlere devredildi ama kazın ayağı öyle olmadı.
SEDAŞtan şikâyetçi olmayan yok, mahalle muhtarları
şikâyetçi, köy muhtarları şikâyetçi, vatandaş
şikâyetçi, belediye başkanları şikâyetçi, hatta Adalet ve
Kalkınma Partisinin Kocaelili Bakanı Sayın Fikri Işık
bile şikâyetçi.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Ben de şikâyetçiyim.
LÜTFÜ TÜRKKAN
(Devamla) Haydar Akar Bey de şikâyetçiymiş, evet.
Bilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanı Fikri Işık Kocaelinde yaşanan uzun süreli
elektrik kesintilerinin ardından şehre gelerek toplantı
yapmış. Toplantıda SEDAŞ yetkililerini dinlemiş, sonra
da şöyle demiş: Bu çağda yetmiş iki saat elektriksiz
kalmayı izah edemezsiniz. 2 Ocak tarihinde 24 köye elektrik verilmemesine
tepki göstermiş Sayın Bakan Bu kadar perişanlığı
hatırlamıyorum. demiş. 2002den beri bu kadar uzun ve sert
elektrik kesintisine rastlamadık. Daha önce kar yağmıyor muydu
bu ülkeye? Yaşanan sorun sanki bir başka gibi. Gerekli bakım ve
onarımlar yapılmıyor mu yoksa? diye sormuş ve
eklemiş: Marmara depreminde dahi bu kadar uzun süreli elektrik
kesintileri yaşanmadı. Ben de buradan soruyorum Sayın Bakana: O
zaman iktidarın ortağı kimdi? Milliyetçi Hareket Partisiydi.
Dolayısıyla, bizim koalisyon Hükûmetimizde böyle bir şey
yaşanmadı. Sayın Bakandan bu itirafı duymak bizi memnun
etmedi dersek yalan söylemiş oluruz.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Kocaelinde nabzını
tuttuğumuz köylerde trafolar ya eski ya bakımsız. Öyle
sıkıntılar dile getiriliyor ki, köylüler bize öyle şeyler
anlatıyor ki güler misiniz, ağlar mısınız
bilemezsiniz. Kocaelinin bazı köylerinde esen kuvvetli bir rüzgârın
bile elektrik kesintisine yol açtığını, hatta elektrik
direklerine leylekler konunca bile elektriklerin kesildiğini söylüyorlar.
Seçim zamanında trafolara giren kediler, kış zamanında da
Kocaelinin trafolarına girmeye başlamış. Ben de
verdiğim soru önergelerinde köylülerimizin yaşadığı bu
sıkıntıları dile getiriyorum. Sayın Enerji
Bakanından genellikle köylerdeki trafoların
bakımlarının düzenli olarak yapıldığı,
programlı çalışmalarla kontrol edildiği yanıtı
geliyor ama durum ortada.
Sayın
arkadaşlar, kimse bizden Kocaelinde görülen elektrik kesintilerinin hava
şartlarıyla ilgili olduğuna inanmamızı beklemesin.
Size net bir şey söyleyeyim: Elektrik kesintilerinin temel nedeni
altyapı yetersizliğidir. Özel sektör altyapıyı ihtiyaca
göre geliştirme, hizmet ve yatırım yapmıyor, siyasi iktidar
da bunun hesabını soramıyor. Aklımıza da bir soru geliyor,
sizler SEDAŞa ortak mısınız?
Hepinize
saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Bu arada,
birbirinizi eleştirirken kedileri söylemeyin, bir kedisever olarak
söyleyeyim.
LÜTFÜ TÜRKKAN
(Kocaeli) Kedileri kötü amaçlarına kullananlar düşünsün.
BAŞKAN Yo,
yo, sizin şahsınız için konuşmuyorum. Her türlü siyasi
eleştirilerde kedileri söylemeyin, onu söylüyorum.
Gündem
dışı ikinci söz, küresel ısınma sonucu yetersiz su
kaynakları ve gri su kullanımının teşviki
hakkında söz isteyen Kocaeli Milletvekili Sayın İlyas
Şekere aittir.
Şimdi bana
diyecekler ki Kocaeline iyimser ayrımcılık uyguluyor, dün de
Sayın Akar konuşmuştu.
Buyurunuz
Sayın Şeker. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
2.- Kocaeli Milletvekili İlyas
Şekerin, küresel ısınma sonucu yetersiz su kaynakları ve
gri su kullanımının teşvikine ilişkin gündem
dışı konuşması
İLYAS
ŞEKER (Kocaeli) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
küresel ısınma sonucu yetersiz su kaynakları ve gri su
kullanımının teşviki hakkında söz almış
bulunmaktayım.
Küresel
ısınma, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de meydana gelen iklim
değişiklikleri ve kuraklıklarla etkisini göstermektedir. Günümüz
dünyasında temiz su kaynaklarındaki azalma kaygı verici
boyutlara ulaşmıştır. Dünyadaki toplam su
miktarının yüzde 2,5u nehir ve göllerde tatlı su olarak
bulunmaktadır. Tatlı suyun yüzde 90ının kutuplarda ve yer
altında bulunması sebebiyle ihtiyacımız olan elverişli
tatlı su miktarının yetersiz olduğu açıktır.
Dünyada kişi
başına su tüketimi yılda ortalama 800 metreküp
civarındadır. Dünyada 1,4 milyar insan yeterli içme suyundan mahrum
ve 2,3 milyar kişi de sağlıklı suya hasrettir. Türkiye ise
kişi başına kullanılabilir su miktarına göre, su
stresi çeken ve su fakiri olan bir ülkedir. Bunun için bilinçli su tüketimini,
gri su kullanımını ve yağmur suyu
kullanımını zorunlu hâle getirmeliyiz. Gelecekte şehirlerin
susuz kalmaması için içme suyunun ve kaynaklarının verimli
kullanılması ve gerekli tedbirlerin acilen alınması önem
arz etmektedir.
Seçim bölgem olan
Kocaelinden... Yuvacık Barajının yetersiz olması
nedeniyle Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve İSU Genel Müdürlüğü,
ihtiyaç hâlinde Sapanca Gölünden Yuvacık Barajına, Yuvacık
Barajından da Sapanca Gölüne su aktarılması için Sapanca Gölü
ile Yuvacık Barajı Arası İsale Hattı ve Terfi Sistemi
Projesini ve yine Kandıra ilçemizde 50 milyon metreküp kapasiteli
Namazgah Barajını yaparak şehrin gelecekteki su
ihtiyaçlarını da karşılamış ve kenti susuz
bırakmamıştır. Ayrıca, Kocaeli Büyükşehir
Belediyesi, Yalovanın su ihtiyacı için Yalova Gökçedere
Barajındaki su kullanma hakkını Yalovaya devredip ayrıca
2014 yılında da 1 milyon metreküp suyu Yalovaya
aktarmıştır. 2013, 2014 yıllarında Yuvacık
Barajının kuruması sonucu kentin su ihtiyacı Sapanca
Gölü-Yuvacık Barajı arası terfi sistemi, isale hattıyla
Sapanca Gölünden Yuvacık Barajına aktarılarak
sağlanmıştır. Sapanca Gölünden çekilen su seviyesinin
29,27 metrelere düşmesiyle, özellikle son günlerde yağan
yağmurlarla birlikte ve Yuvacık Barajından Sapanca Gölüne
aktarılan suyla birlikte seviye 31,17lere yükselmiştir. Yağan
kar ve yağışlarla, inşallah, Sapanca Gölü arzu edilen 32,18
metre seviyesine en kısa zamanda ulaşacaktır.
Su fakiri bir ülke
olarak, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, atık suları
tekrar kullanarak, arıtarak kullanmak zorundayız. Temiz suyu israf
etmemeliyiz. İçme suyu üzerindeki tüketim baskısını
azaltarak atık su geri kazanım projeleri tatlı su kullanım
stratejisinin önemli bir parçasını teşkil etmektedir. Kocaeli
Büyükşehir Belediyesinin İSU Genel Müdürlüğünün atık su
arıtma tesislerinde başarıyla uygulamaya koyduğu ve geri
kazanım suyu, gri su adını verdiği projeyle
arıtılmış atık sular park, bahçe sulamalarında ve
sanayi tesislerinde yeniden kullanılabilir hâle gelmiştir. Kocaeli
Büyükşehir Belediyesinin yaptığı bu çalışmalar
ülkemizde olduğu kadar yurt dışında da ilgi görmüş,
birçok ülkeden teknik heyetler geri kazanım suyuyla ilgili
çalışmaları incelemek ve yerinde görmek için, bilgi
alışverişinde bulunmak üzere Kocaelini ziyaret etmektedirler.
Kocaeli
Büyükşehir Belediyesi ve İSU Genel Müdürlüğünü insanın
yaşamı için vazgeçilmez olan ve ülke için önem arz eden bu projeleri
nedeniyle kutluyorum. Ayrıca, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İSU
Genel Müdürlüğünün altyapıya yaptığı
yatırımlarla su kayıp, kaçak oranlarını yüzde 70lerden
yüzde 30ların altına indirmiştir. Bu başarılı
çalışmalar sonucunda, TÜSİAD ve Türkiye Bilişim Vakfı
tarafından her yıl TBMMde organize edilen e-Türkiye Projesi
yarışmalarında geçen yıl mobil arıza takip sistemiyle
birinciliği almıştır, bu yıl da finale kalarak
yarın inşallah ikinci bir projeyle birincilik için
yarışacaklar, bu projenin ismi İçme Suyu, Kanalizasyon ve
Altyapı Bilgi Sistemi Projesidir.
Kocaeli
Büyükşehir Belediyesi ve İSU Genel Müdürlüğünün
yaptığı bu başarılı çalışmalardan dolayı
hem Kocaeli Büyükşehir Belediyesini hem de bu hizmetlerde, bu projelerde
emeği geçen İSU Genel Müdürlüğünü ve personelini tebrik ediyorum
ve bundan sonraki çalışmalarında da başarılar
diliyorum.
Ekranları
başında bizleri izleyen saygıdeğer vatandaşlarımızı
ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Şeker.
Gündem
dışı üçüncü söz Türkiye Taşkömürü Kurumu hakkında söz
isteyen Zonguldak Milletvekili Sayın Ali İhsan Köktürke aittir.
Buyurunuz
Sayın Köktürk. (CHP sıralarından alkışlar)
O nedir?
3.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan
Köktürkün, Türkiye Taşkömürü Kurumu ve taş kömürü
havzasının sorunlarına ilişkin gündem dışı
konuşması
ALİ
İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak) Madenci heykeli Sayın Başkanım,
feneri Meclisten yakmaya geldik.
Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Taşkömürü Kurumunun ve
taş kömürü havzasının sorunları üzerine gündem
dışı söz almış bulunuyorum. Öncelikle, yüce Meclisi ve
tüm maden emekçilerimizi saygıyla selamlıyor, tüm maden
şehitlerimizi saygı ve şükranla anıyorum.
Değerli
milletvekilleri, Zonguldak havzasında yüz altmış altı
yıl önce başlayan taş kömürü üretimi cumhuriyetimizin
kurulmasından sonra, önce Etibanka, daha sonra TKİye
devredilmiş, 1983 yılında da taş kömürü havzasındaki
tüm işletmeler bir bütün olarak Taşkömürü Kurumu olarak
düzenlenmiştir. Önceki adıyla EKİ, şimdiki adıyla TTK
uzun yıllar hem Zonguldakın hem de ülkemizin can damarı
olmuştur. Ülkemizin koklaşabilir özellikteki tek taş kömürü
havzası olması nedeniyle cumhuriyetimizin gelişme döneminde
KARDEMİR, ERDEMİR, ÇATES gibi ülkemizin en önemli ağır
sanayi kuruluşları bölgede konuşlanmış, bölgede
kurulmuş ve Türkiye Taşkömürü Kurumuyla ülkemizin bu güzide
ağır sanayi kuruluşlarına bütün gücüyle omuz vermiş,
yaşam kaynağı olmuştur. Bu görev yerine getirilirken de
büyük acılar yaşanmış, büyük bedeller ödenmiştir ancak
bütün bu fedakârlıklarına karşın 1980li yıllardan
sonra başlayan, AKP döneminde doludizgin devam eden KİTlerin
özelleştirme yaklaşımı nedeniyle Türkiye Taşkömürü
Kurumu üretimini ve yatırımlarını sürdürebilmek için
yeterli kaynaklarını alamamış, yer altında emekli olan
maden işçilerinin yerine yeni işçiler alınmasına izin verilmemiştir.
Bu kısıtlamalar sonucunda 1970li yıllarda 5 milyon tona yaklaşan
taş kömürü üretimi 2013 yılında AKP iktidarı döneminde 1,3
milyon tonla son yetmiş iki yılın en düşük düzeyine
inmiştir. Havzadaki redevanslı alanlarda da 2008 yılında 1
milyon ton civarında olan taş kömürü üretimi 2013 yılında
500 bin ton olarak gerçekleşmiştir.
Değerli
milletvekilleri, diğer taraftan, havzadaki üretim gibi istihdam da ciddi
oranda azalmıştır. 2002 yılında Türkiye Taşkömürü
Kurumunda 15.792 çalışan varken 2014 yılının Eylül ayı
itibarıyla çalışan sayısı 9.240a düşmüştür.
Kurum norm kadrosunun 14 bin olmasına karşın, TTK Genel
Müdürlüğünün ve GMİSin kuruma ivedilikle 3.200 işçi
alınması talebi maalesef AKP iktidarı tarafından yerine
getirilmemiş, seçim meydanlarında verilen sözler maalesef
tutulmamıştır. Sayıştayın, işçi
eksikliğinin kurumda üretim azlığına, zarar
miktarlarının yükselmesine ve ciddi güvenlik sorunlarına yol
açtığına yönelik raporları maalesef görmezden
gelinmiştir. İşçi azlığı nedeniyle TTKdaki
hazırlık işlerinin taşerona verilmesi Gelikte 30, Kozluda
8 maden işçimizin şehit olduğu grizu faciasının
başlıca sebebi olarak karşımıza
çıkmıştır. Ayrıca kurumun yatırımları
gerçekleştirme oranı 2014 yılı Eylül ayı
itibarıyla yüzde 28 gibi oldukça düşük seviyelerde
kalmıştır. Yine özel sektör firmalarında, en son Kandillide
yaşanan yoğun işten çıkartmalar havzadaki var olan
sorunları daha da derinleştirmiştir.
Değerli
milletvekilleri, bütün bunlara karşın kuruma ve havzaya yönelik
Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı tarafından herhangi bir
stratejik plan oluşturulamamıştır yani sorunların
çözümüne yönelik AKP tarafından bir stratejik plan ortaya
konulamamıştır. Onuncu Kalkınma Planında ve Orta
Vadeli Programda neredeyse durma noktasına gelen yerli taş kömürü
üretimini geliştirmeye, artırmaya yönelik maalesef hedefler yer
almamıştır. Bu durum sadece havzadaki kömür ocaklarında
çalışan 18 bin maden işçisini değil, son üç yılda 45
bin göç veren Zonguldakın, Bartının ve Karabükün ekonomik ve
sosyal yaşamını değil, ayrıca her yıl ortalama 27
milyon ton civarında taş kömürü ithal eden ve ithal ettiği
taş kömürüne her yıl 4 milyar TL bedel ödeyen ülkemizin enerji
arzını ve bağımsızlığını
doğrudan tehdit eder hâle gelmiştir.
Değerli
milletvekilleri, işte bu nedenlerden dolayı Türkiye Taşkömürü
Kurumunun ve taş kömürü havzasının durumu acilen bir bütün
olarak masaya yatırılmalıdır. Kurumda 14 bin norm kadro
olmasına ve yoğun işçi açıklarına rağmen
giderilmeyen 5 bine yakın işçi açığı acilen
giderilmelidir. Yatırım miktarları
artırılmalıdır, yatırımların
gerçekleştirme oranı ve üretim miktarları yükseltilmelidir,
güvenlik sorunu yaratan yer altındaki hazırlık işlerinin
taşerona verilmesi uygulamasından vazgeçilmelidir, iş yerinde
iş barışını bozan ücret eşitsizliği ortadan
kaldırılmalı, giderilmelidir ve madenci feneri tıpkı
geçmişte olduğu gibi alın teri ve emeğiyle sadece
Zonguldakı değil tüm ülkemizi bütün ihtişamıyla
aydınlatmaya devam etmelidir.
Bu duygu ve
düşüncelerle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
O heykel kendinizin
mi?
ALİ
İHSAN KÖKTÜRK (Devamla) Heykeli size takdim edebilirim efendim.
BAŞKAN
Hayır, hayır yani birine mi hediye ediyorsunuz?
ALİ
İHSAN KÖKTÜRK (Devamla) Evet, ben size hediye ederim, ben AKP Grubuna
hediye edeceğim.
BAŞKAN
Oraya hediye et o zaman. Tamam, ben sadece sordum canım, tamam,
teşekkür ederim.
ALİ
İHSAN KÖKTÜRK (Devamla) Ben sahip çıkmaları dileğiyle AKP
Grubuna hediye edeceğim. Doğan Beye hediye ediyorum bunu.
ENGİN ALTAY
(Sinop) Sayın Başkan, gündem dışı konuşmalar,
ülkede yaşanan, vatandaşların mağduriyetine yol açan
sorunların Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsü üzerinden Hükûmete
intikaliyle ilgilidir ama bir gelenek oluştu, gündem dışı
konuşmalarda hiçbir Hükûmet üyesi Parlamentoda olmuyor. Parlamentoya da
bir saygı anlamında, Başkanlığınızca
Hükûmetin uyarılmasını talep ediyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Anladım, peki, teşekkür ederim.
Şimdi,
60ıncı maddeye göre 10 arkadaşımıza pek kısa söz
vereceğim.
Sayın
Atıcı...
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcının,
Cumhuriyet gazetesini taşıyan kamyonların durdurularak
incelenmesinin Türkiyede basın
özgürlüğünün geldiği noktayı gözler önüne seren utanç verici bir
durum olduğuna ilişkin açıklaması
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, bugün Cumhuriyet gazetesini taşıyan kamyonlar
durduruldu, tam kırk beş dakika incelendi gazeteler ve savcıyla
telefonla görüşüldü, ona bilgiler verildi ve o kamyonları durduran
irade kendisine yönelik bir tehdit algılamayınca kamyonların
yoluna devam etmesine izin verdi. Türkiyede basın özgürlüğünün
geldiği noktayı gözler önüne seren bu durum utanç vericidir,
istemediği bir haber olunca iktidarın ne yapacağının
net bir şekilde göstergesidir. Buradan Cumhuriyet gazetesinin
yöneticilerini ve çalışanlarını saygıyla
selamlıyorum. Kalemini satmayan, eğilmeden, bükülmeden gazetecilik
hizmeti veren bütün emekçileri de saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN
Sayın Sarıbaş...
2.- Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaşın, Çanakkalede
öğretmenevi binasının yıkıldığına ve
iki buçuk yıldır yeni bir öğretmenevi
yapılmadığına ilişkin açıklaması
ALİ
SARIBAŞ (Çanakkale) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bu iktidarın,
öğretmenleri, mezun olanları almanın dışında
mevcut öğretmenlerimize de nasıl sahip
çıktığının Çanakkaledeki bir örneğini vermek
istiyorum: Denizin kenarında, kendi yaptıkları o güzel
öğretmenevi binası yıkılarak, gerekçe olarak da sadece
burasının eski bir yapı olduğu gösterilerek yenisinin
yapılacağı iddiası üzerinden iki buçuk yıl geçti.
Öğretmenlerimiz sokaktadır, öğretmenlerimiz sahipsizdir.
Öğretmenlerimiz, emekli öğretmenlere dâhil olacak ve o an hiçbir yere
gitme şansları yoktur. Bunu millî eğitim müdürlüğüne ve
Millî Eğitim Bakanlığına sorduğumda Önce kat
karşılığı verip öğretmenevini dışarıya
yapacağız. dediler. Ancak, AKPnin genel düşüncesi içerisinde,
rant anlayışı içerisinde öğretmenlerimizin merkezden ta
şehir dışına atılmaları soru işaretleri
yaratıyor acaba AKPli bir yönetici mi alınacaktır? diye.
İki buçuk yıl içerisindeki bu öğretmenevinin
yapılmamasının nedeni nedir diye sorduğumda
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Yeniçeri
3.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçerinin, Ankara Büyükşehir
Belediyesinin topladığı asfalt paralarının iadesi için
yetkilileri göreve çağırdığına ilişkin
açıklaması
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ankaraya kar
yağdığında hayat duruyor. Bunun üzerine elektrik
kesintileri eklenince de insanlar evlerinde donma tehlikesi yaşıyor.
Ankarada yağmur yağdığında ise geçitler suyla
dolmaktadır, Venediki andıran görüntüler oluşuyor. Bu
sorunların çözülmesi için çaba göstermeyen, vatandaşı kaderiyle
baş başa bırakan Ankara Büyükşehir Belediyesi, iş
asfalt paralarının tahsili ve takibine gelince âdeta şahin
kesiliyor. Vatandaş kesilen astronomik asfalt parası için anında
icra, haciz ve takibe başlatılıyor. Ankara Büyükşehir
Belediyesi vergide şahin, hizmette ise idareimashalatçı bir
tavır takınmaktadır. Ey AKP, vatandaş asfalt
parasını ödeyemiyor; vatandaşı haczedecek hâliniz yok, buna
bir çözüm bulmak zorundasınız. Ankara Büyükşehir Belediyesi
tepkiler üzerine asfalt haracı konusunda topu Meclise ve Bakanlar Kuruluna
atmıştır. Vatandaşları asfalt payı kıskacından
çıkarmak için Meclisi göreve çağırıyorum, toplanan asfalt
paralarının iadesi için de yetkililer gerekeni yapmalıdır.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Işık
4.- Kütahya Milletvekili Alim Işıkın, kara yolları
yapımı nedeniyle gerçekleştirilen istimlak ya da
kamulaştırma bedellerinin ödenmemesi sonucu birçok
vatandaşın yaşadığı mağduriyetin bir an önce
giderilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
ALİM
IŞIK (Kütahya) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Ülkemizin birçok
il ve ilçesinde kara yolları yapımı nedeniyle
gerçekleştirilen istimlak ya da kamulaştırma bedellerinin
ödenmemesi sonucu birçok vatandaşımızın mağduriyeti
had safhaya ulaşmıştır. Örneğin, Kütahya ili
Simav-Hisarcık arasında yapılan kara yolu inşaatında,
hizmet alımı yoluyla işleri yapan bazı kişi ya da
firmalar bir yılı geçmiş olmasına rağmen hak
edişlerini alamamışlar. Ayrıca, Abide-Uşak kara yolu
ve Simav-Demirci kara yolu güzergâhında bulunan kamulaştırma ve
istimlak bedelleri, maalesef, bugüne kadar ödenmemiştir.
Vatandaşlarımız ve bu inşaatlarda çalışan
kişi ya da firmalar bu mağduriyetlerinin bir an önce giderilmesini
bizlere ilettiler. Ben de sizin aracılığınızla
Hükûmete ve ilgili kurumlara iletiyorum.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN Sayın
Öğüt
5.- İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğütün, Charlie Hebdo
dergisinin bir bölümünü yayımlama kararı alan Cumhuriyet gazetesinin
hedef gösterildiğine ilişkin açıklaması
KADİR GÖKMEN
ÖĞÜT (İstanbul) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım.
Geçtiğimiz
hafta saldırıya uğrayan Charlie Hebdo, bugün yayımlanacak
olan yeni sayısıyla 16 dilde 3 milyon baskıyla piyasaya
çıkıyor. Cumhuriyet gazetesi de, ilk sayısını
çıkartacak olan derginin bir bölümünü dayanışma amacıyla,
hassasiyetleri de göz önüne alarak yayımlama kararı aldı. Ne var
ki bu haberler üzerine, gazetenin İstanbuldaki binası önünde önce
polis güvenlik önlemi aldı, gazeteye çıkan yollar
kapatıldı. Gazetenin basıldığı matbaa
dışında polis de dağıtım kamyonlarını
durdurdu. Polis ekipleri kırk dakika süreyle gazeteyi kontrol etti.
Emniyet yetkilileri savcılığı arayarak yayın
hakkında bilgi verdi ve savcılığın, Charlie Hebdo
kapak karikatürünün seçkide yer almadığı bilgisi üzerine kontrol
kamyonlarının dağıtıma çıkmasına izin
verildi. Bu emri kim vermiştir, gerekçesi nedir? Cumhuriyet'i kim hedef göstermeye
çalışmaktadır?
Unutulmasın
ki Cumhuriyet gazetesi cumhuriyet demektir. Cumhuriyet'i hedef alan
cumhuriyetimizi de hedef almış demektir. Bu sansürü ve hedef
göstermeyi protesto ediyorum. Cumhuriyet'in çalışanlarına
saygılarımı iletiyorum.
BAŞKAN Sayın
Yılmaz
6.- Adana Milletvekili Seyfettin Yılmazın, terör
olaylarında çifte standartla hareket etmek yerine topyekûn mücadele
verilmesiyle netice almanın mümkün olduğuna ilişkin
açıklaması
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Hiçbir gerekçe,
hiçbir gaye insanların hunharca öldürülmesini haklı ve meşru
kabul edemez. Fransadaki terör dehşetine karşı
insanlığın ortak tepki göstermesi son derece önemlidir ama
aynı duyarlılığı, aynı vicdani tutumu, Türkiyede,
Kerkükte, Musulda, Gazzede, Şamda, Bağdatta yaşanan terör
olaylarında da beklemek bir haktır ve zorunluluktur.
Sayın
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Fransada terörü lanetleme yürüyüşüne
katılırken, Türk milletine namlu çevirmiş, eli ve vicdanı
kanlıları en üst düzeyde kucaklaması da bir çelişki ve
çifte standarttır. Milletimiz teröre kundaktaki yavrularını
verirken teröristler Paris sokaklarında geziyorlardı.
Karakollarımız basılıp Mehmetçikler toprağa
düşerken caniler Avrupanın değişik ülkelerinde boy gösteriyordu.
Terör olaylarında çifte standartla hareket etmek yerine, tüm dünya ve
insanlık teröre karşı topyekûn mücadele verirse netice almak
mümkün olur.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN Sayın
Doğru
7.- Tokat Milletvekili Reşat Doğrunun, Tokatı Niksar
üzerinden Karadenize bağlayacak çift yönlü yolun bitirilememesinin büyük mağduriyetlere
sebep olduğuna ve Hükûmetin, çiftçi borçlarıyla ilgili tekrar
yapılandırma yapması gerektiğine ilişkin
açıklaması
REŞAT
DOĞRU (Tokat) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Tokatı
Niksar üzerinden Karadenize bağlayacak çift yönlü yol, uzun yıllardan
beri maalesef bitirilmiyor. Bu da büyük mağduriyetlere sebep oluyor. Bu
sene yol inşaatı için önemli miktar bir ödenek beklentisi
vardır. Bu konuda Hükûmeti göreve davet ediyorum.
Ayrıca Tokat
ilinde Kazova, Zile, Kelkit, Artova ovası çiftçileri, bizleri devamlı
arayarak evlerine icralar geldiğini anlatıyorlar. Tarım
Bakanlığı ve Hükûmetin, çiftçi borçlarıyla ilgili tekrar
yapılandırma yapması bekleniyor. Özellikle bankalar ve
tarım kredi kooperatiflerine borçlar ödenemeyecek duruma gelmiştir.
Ayrıca tohum, ilaç, mazot vesaire aldıkları özel sektör,
çiftçinin gırtlağına basmaktadır. Acilen önlem alınmaz
ise evleri, tarlaları icra dairelerince satılacaktır.
Ayrıca önümüzdeki tarım dönemi için bahar
hazırlığı da kaynak olmadığı için
yapılamamaktadır. Durum çok acil ve vahimdir.
Buradan Hükûmete
sesleniyoruz: Üreticilerin sesini duyup gereğini mutlaka yapınız
diyoruz.
Teşekkür
ediyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Sayın Erdemir
8.- Bursa Milletvekili Aykan Erdemirin, Kişisel Verileri Koruma
Kanunu Tasarısının bu hâliyle yasalaştığı
takdirde Avrupa Birliği ilerleme raporlarında önemli
eleştirilere konu olacağına ilişkin açıklaması
AYKAN ERDEMİR
(Bursa) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Kişisel
Verileri Koruma Kanunu Tasarısı, bugün Avrupa Birliği Uyum Komisyonunda
görüşüldü. Gerek milletvekilleri gerekse Komisyona katılan sivil
toplum kuruluşları ve sektör temsilcileri, tasarının Avrupa
Birliği müktesebatına açık aykırılıklar
teşkil ettiğini gördüler. Adalet Bakanlığınca
hazırlanan tasarı, ne yazık ki, başta 9546 sayılı
Direktif olmak üzere Avrupa Birliği direktifleriyle ve Avrupa Birliği
Adalet Divanı kararlarıyla çelişmektedir. Sektör temsilcileri,
sivil toplum kuruluşları ve diğer paydaşların katılımı
olmaksızın yönetişimden bihaber bir mantıkla hazırlanan
bu tasarı, bu hâliyle yasalaştığı takdirde Avrupa
Birliği ilerleme raporlarında önemli eleştirilere konu
olacaktır.
Daha önce Türkiye
İnsan Hakları Kurumunun oluşturulması sürecinde
yapılan hataların Kişisel Verileri Koruma Kurulunda tekrar
edilmeyeceğini umar, Adalet Komisyonu ve Genel Kurulda yapılacak
değişikliklerle Avrupa Birliği müktesebatına uyumlu bir
çerçevenin meydana getirilmesi talebimizi bir kez daha hatırlatmak
isterim.
BAŞKAN
Sayın Bulut
9.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, Kerkükte
Türkmenlere ve Doğu Türkistanda Uygur Türklerine uygulanan zulme
karşı Hükûmetin duyarlı olması gerektiğine
ilişkin açıklaması
AHMET DURAN BULUT
(Balıkesir) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Kerkükte
Türkmenlere karşı bir soykırım uygulanmaktadır.
Kerkükteki Türkmen liderler, Türkiyeden ve dünyadan bu anlamda yardım
beklemektedirler. Nüfus idareleri yakılmış, tarlaları,
mülkleri elinden zorla alınan, çocukları kaçırılan aileler
dertlerini kimseye anlatamamaktadırlar. Hak arayan Türkmen önderleri,
liderleri çeşitli suikastlarla öldürülmektedir. Peşmergenin eline
teslim edilmiş olan Türkmenlerin hakkını korumaları için,
Kerküke gidip onların yanlarında olmaları için Türkmenlerin,
adlarını Charlie mi yaptırmaları lazım ki
Başbakan gitsin, onlara sahip çıksın. Doğu Türkistanda
Uygur Türklerine Çinliler büyük zulüm uygulamaktadır. İnsanlık
tarihinin şimdiye kadar görmediği zulümlerle karşı
karşıyadır. Hükûmeti ve insanlığı bu zulme dur
demeye davet ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Özkan
10.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkanın, özellikle Akdeniz
Bölgesinde yaşanan elektrik arızalarının bir an önce
giderilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
RAMAZAN KERİM
ÖZKAN (Burdur) - Sayın Başkan teşekkür ederim.
Geçtiğimiz
günlerde doğal iklim şartlarının değişmesiyle,
ağırlaşmasıyla gerek fırtınadan gerek
yağışlardan gerek dondan elektrik arızaları
oluşmuştur. Özellikle Akdeniz Bölgesinde -Isparta, Burdur, Antalya-
elektrik kısıtlılığına yol
açılmıştır, elektrik telleri kopmuştur.
Alacağına şahin olan özel şirket, arızanın
giderilmesi anlamında imtinalı davranmaktadır.
Vatandaşlardan bu konuda Antalyadan, Burdurdan, Ispartadan
şikâyetler almaktayız. Ben, Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığının bu özel şirketi uyarmasını, bir
an önce arızanın giderilmesini
Çünkü bu bölgede sağım söz
konusudur, ineklerde makineli sağım yapılmaktadır. Elektrik
olmadığı zaman ineklerin göğüsleri ağrıyıp
hayvanlarda maddi kayıplı hastalıklar oluşmaktadır. Bu
konunun aciliyetine dikkati çekiyor, Hükûmetimizi uyarıyorum.
BAŞKAN
Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
Üç genel
görüşme önergesi vardır, ayrı ayrı okutuyorum:
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Genel Görüşme Önergeleri
1.- MHP Grubu adına Grup Başkan Vekilleri Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ile İzmir Milletvekili Oktay Vuralın,
Suriyede meydana gelen olayların yansıması nedeniyle Suriyeye
sınırı bulunan illerdeki ekonomik sorunlar konusunda genel
görüşme açılmasına ilişkin önergesi (8/21)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Suriye'de meydana
gelen olayların yansıması nedeniyle Suriye'ye
sınırı bulunan illerdeki ekonomik sorunları
tartışmak ve ekli belirtilen gerekçeler doğrultusunda
Anayasa'nın 98 ve İç Tüzükün 101, 102 ve 103'üncü maddeleri
uyarınca bir genel görüşme açılmasını Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına arz ederiz.
Saygılarımızla.
Mehmet Şandır Oktay
Vural
Mersin İzmir
Grup Başkan Vekili Grup
Başkan Vekili
Gerekçe:
Son yıllarda
öncelikle ticaret ve turizm alanında hızla gelişen,
işadamları arasında ortak yatırım
anlaşmaları ve iki ülke arasında ortak Bakanlar Kurulu
toplantısı yapılan Türkiye-Suriye ilişkileri, AKP
Hükûmetinin ülkedeki muhalifleri destekler görünen politikalarıyla bitme
noktasına gelmiş, iki ülke arasındaki gerginliğin
faturası Suriye ile sınır komşusu olan bölge illerine
çıkarılmıştır.
Özellikle
Suriye'ye yakın olan Hatay, Kilis, Gaziantep, Mardin ve
Şanlıurfa gibi illerin ekonomileri durumdan olumsuz etkilenmeye
başlamıştır. Hatay, daha bir yıl öncesine kadar
ülkemizin ihracat, narenciye, tarımsal üretim, ticaret ve
uluslararası taşımacılık alanlarında öncülük
teşkil eden illerimizin başındayken, bu gerilimli durum
nedeniyle ekonomisi bitmiş bir il durumuna gelmiştir.
İhracatında
Suriye'nin önemli yer tuttuğu Gaziantep, Hatay, Kilis, Mardin, Mersin,
Osmaniye ve Şanlıurfa'nın oluşturduğu 7
sınır, komşu ve bölge ilinin, bu ülkeye toplam ihracatı ilk
yedi ayda yüzde 58 azalmıştır. 7 ilin geçen yıl ilk yedi
ayda Suriye'ye 194,5 milyon dolar olan ihracatı bu yıl 82,3 milyon
dolarda kalmış, bu illerin Suriye'ye ihracatındaki
düşüş özellikle temmuz ayında yüzde 85'e
ulaşmıştır.
Sığınmacıların
bulunduğu illerde kiralar 3 kat artış göstermiş, bölgede
yaşamak zorunda olan ülkemiz vatandaşları ev kiralayamaz duruma
gelmiştir.
Gaziantep ve
Hatay, Suriye ve Orta Doğu'ya karayolu ile yapılan ihracat
taşımacılığında en önemli sınır
kapılarına ev sahipliği yaparken, krizin başlamasıyla
birlikte nakliye ve lojistik firmaları en fazla zarar gören gruplar
arasında birinci sıraya yükselmiştir. Suriye
sınırındaki gümrük kapılarının
kapatılmasının ardından Türkiye'nin Suriye'ye ve Suriye
üzerinden 11 Ortadoğu ülkesine yaptığı ihracat durma
noktasına gelmiştir. Çare olarak TIR'ların Mersin Limanından
Ro-Ro gemileriyle Mısır'a taşınması sorunu
çözememiştir. Sefer süresinin uzunluğu ve navlun maliyetlerinin
yüksekliği, Ro-Ro ile gönderilen ihraç malının
sınırlı miktarda kalmasına neden olmuştur.
2000-2011
yılları arasında Suriye ile ortak olan sınır
kapılarından ihracat amacıyla geçen toplam araç sayısı
140 bin iken, Suriye'de olayların başladığı 15 Mart
2011 tarihinden itibaren sınırdan geçişler durma noktasına
gelmiştir. 2012'nin başında Suriye yönetiminin tadilat gerekçesi
ile Akçakale Sınır Kapısı'nı tek taraflı olarak
kapatması da krize eklenince, 2012'nin ilk altı ayında bu
kapıdan geçen araç sayısı 631 olarak kaydedilmiştir.
Türkiye'nin Suriye
ile vizeleri kaldırmasının ardından, bu ülkenin
vatandaşları günübirlik alışveriş yapmak üzere
Doğu Akdeniz ve Güneydoğu'daki illere gelmeye
başlamış, benzer şekilde Türk vatandaşları da
özellikle Suriye'ye geçerek alışveriş yapmışlar ve bu
karşılıklı ilişki ticareti
canlandırmıştı. Ancak Suriye'de yaşananlar ve
sınır kapısının kapanmasının ardından
Hatay, Mardin ve Antep'e alışveriş için düzenlenen günübirlik
geziler durmuş, bu durumdan restoranlar, oteller ve perakendeciler de
olumsuz etkilenmiştir.
Yaşanan
gerilim, turist sayısının büyük bölümünü Suriyelilerin
oluşturduğu Şanlıurfa, Mardin, Hatay, Gaziantep, Kilis gibi
illerin ekonomisini doğrudan etkilemiştir. Krize kadar,
sınır ve bölge illerinden Şanlıurfa'nın
ağırladığı yıllık turist
sayısının yüzde 98,4'ünü, Mardin'e gelen turistlerin yüzde
81,3'ünü, Hatay'ın turist sayısının da yüzde 71,8'ini,
Gaziantep'te yüzde 54,4'ünü, Kilis'te yüzde 28,8'ini Suriyeliler
oluşturmuş, özellikle Suriye ile Türkiye arasındaki vizelerin 16
Eylül 2009 tarihinden geçerli olarak karşılıklı
kaldırılmasının ardından, günübirlik
alışverişe ya da Türkiye'yi gezmeye gelen Orta Doğulu
turistler, Doğu Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu'daki turizm gelirlerini
önemli ölçüde artırmıştı.
Bölgede
yatırım yapan girişimciler krizle birlikte kredi
borçlarını ödemekte zorlanmaya başlamış, ayrıca
bu illerden toplanan vergi gelirlerinde de büyük düşüşler
yaşanmaktadır.
2.- MHP Grubu adına Grup Başkan Vekilleri Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ile İzmir Milletvekili Oktay Vuralın,
topraklarımızda bulunan NATO çıkışlı çeşitli
hava savunma sistemleri ve radarların işlevselliği konusunda
genel görüşme açılmasına ilişkin önergesi (8/22)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
22 Haziran 2012
tarihinde Suriye'nin RF-4 tipi keşif uçağımızı
düşürmesinin ardından yaklaşık dört ay geçmiş
olmasına ve vuku bulan talihsiz hadiseyle alakalı çeşitli
komşu/müttefik devletlerin radar kayıtları üzerinden bilgi
alışverişi yapılmış olmasına rağmen,
kamuoyunu tatmin edici bir bilgi manzumesi derlenememiştir. Bu kapsamda
topraklarımızda bulunan NATO çıkışlı çeşitli
hava savunma sistemleri ve radarların işlevselliğini TBMM Genel
Kurulunda değerlendirmek üzere, Anayasa'nın 98 ve İç Tüzükün
101, 102 ve 103'üncü maddeleri uyarınca bir genel görüşme
açılmasını Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına arz
ederiz.
Saygılarımızla.
Mehmet Şandır Oktay
Vural
Mersin İzmir
Grup Başkan Vekili Grup
Başkan Vekili
Gerekçe:
Türkiye
Cumhuriyeti devleti 1952 yılından bu yana, yani altmış
yıldır NATO'nun bir parçası ve üyesidir. Devletimiz
üyeliğin getirdiği şartları ve yükümlülükleri bugüne dek
eksiksiz biçimde yerine getirmiş ve bu süre zarfında birçok
askerî-barış operasyonuna fiilen iştirak etmiştir.
Özellikle Soğuk Savaş döneminde millî güvenliğimiz
açısından ehemmiyet arz eden NATO'nun, Sovyet Blokunun
çözülüşünün akabinde oluşan tek kutuplu dünya düzeninde ise
uluslararası terörizmle mücadele noktasında mana ifade etmiştir.
Yine NATO'nun en büyük gücü olan ve geleneksel müttefikimiz konumunda yer alan
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile özellikle 1991 sonrasında insan
haklarının küresel ölçekte
yaygınlaştırılmasına ilişkin ciddi bir işbirliğine
gidilmiştir.
NATO'nun üyesi
olması hasebiyle Türkiye Cumhuriyeti devleti yakın tarihin bazı
kesitlerinde topraklarında bu kuruluşa bağlı hava savunma
sistemleri ve radarlar barındırmış,
dışarıdan ülkemize ve NATO üyelerine karşı
yöneltilebilecek tehditlere karşı üzerine düşen sorumluluk
payını fazlasıyla üstlenmiştir.
11 Eylül
saldırılarının akabinde devreye sokulan NATO
Antlaşması'nın 5inci maddesi kapsamında TBMM 10/10/2001
tarihinde bir tezkere çıkarmış ve Türk Silahlı
Kuvvetlerinin Afganistan'a NATO misyonu (bkz: Sürekli Özgürlük Harekâtı)
çerçevesinde yollanmasını sağlamıştır. NATO
Antlaşması'nın 5inci maddesi açıktır. Buna göre, üye
devletlerden herhangi birine yöneltilen silahlı bir saldırı tüm
üyelere yöneltilmiş sayılmakta ve saldırıya uğrayan
üyenin yardımına Birlemiş Milletlerin 51inci maddesi
doğrultusunda anında NATO şemsiyesi altında gelinecektir.
Ne var ki, 22
Haziran 2012 tarihinde Suriye devleti, uluslararası hava sahasında
kurallar dâhilinde silahsız biçimde keşif uçuşu yaparken
düşürülmüş ve neticede iki askerimiz şehit olmuştur. Bu
noktada NATO, bir üyesine saldırıda bulunulmuş olmasına
rağmen 5inci maddeyi geçerli kılmamıştır fakat
meselenin daha can alıcı bir boyutu vardır. Müttefikimiz ve
NATO'nun birinci kuvveti olan ABD, bölgede ve ülkemizde sahip olduğu tüm
teknolojik-askerî imkânlara ve kaynaklara rağmen, düşürülen
uçağımızla ilgili elinde bulundurduğu radar
kayıtlarını Hükûmet yetkililerine teslim ettiğini mükerrer
defalar tekrarlamıştır. Aynı şekilde, Suriye ile
yakın ilişkileri olduğunu bildiğimiz Rusya'nın da,
benzer bir şekilde, Hükûmete birtakım bilgiler verdiğini ulusal
ve uluslararası basından takip etme fırsatını bulduk.
Uluslararası
hukuktan doğan açık haklarımız olmasına rağmen,
Hükûmet işin peşini bırakmış ve
tartışmaları örtbas etmiştir. Hükûmetin kamuoyuna ve siyasi
partilere verdiği bilgilerin doğru olduklarını varsayarak
ya müttefiklerimizin (ve diğer devletlerin) hadiseyle alakalı
verdikleri bilgiler kifayetsizdir veyahut ciddi bir dezenformasyon vardır.
Hükûmetin millete ve millet
temsilcilerine yalan söylemeyeceğine inandığımız
içindir ki ilk şık üzerinde durulmasını daha uygun
bulmaktayız.
Bu bağlamda
topraklarımız üzerindeki millî, NATO ve (varsa) ABD
çıkışlı hava savunma sistemlerinin ve radarların
işlevselliklerini, etkililiklerini tartışmak adına TBMM bünyesinde
bir genel görüşmenin fayda sağlayacağı
kanısındayız.
3.- MHP Grubu adına Grup Başkan Vekilleri Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ile İzmir Milletvekili Oktay Vuralın,
engelli vatandaşlara tanınan hakların uygulanabilirliği ile
tanınan haklara aykırı tutum ve davranışlar konusunda
genel görüşme açılmasına ilişkin önergesi (8/23)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Engelli nüfusun
genel nüfusa oranının yüzde 12 olduğu ülkemizde mevcut kanuni
düzenlemeler ve imzalanan sözleşmeler gereğince, engelli
vatandaşlara tanınan hakların uygulanabilirliği ile
tanınan haklara aykırı tutum ve davranışları
nedeniyle Anayasa'nın 98 ve TBMM İçtüzüğünün 101, 102 ve
103'üncü maddeleri uyarınca genel görüşme açılmasını
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına arz ederiz.
Saygılarımızla.
Mehmet Şandır Oktay
Vural
Mersin İzmir
Grup Başkan Vekili Grup
Başkan Vekili
Gerekçe:
2002
yılında yapılan "Türkiye Engelliler (özürlüler)
Araştırması"na göre Türkiye nüfusunun yüzde 12lik
kısmını engelli vatandaşlarımız oluşturmaktadır.
Bu rakam 8,5 milyon kişiye tekabül etmekle birlikte 2002'den bu yana
yapılmış güncel bir araştırma olmadığı
gibi, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından (7/3956)
esas numaralı soru önergemize verilen cevapta "Türkiye genelinde engellilerin
sayısını netleştirmek üzere
Bakanlığımızca çalışmalar hızla
sürdürülmektedir. Bu kapsamda Ulusal Özürlüler Veri Tabanı'na
(ÖZVERİ) kayıtlı, yaşayan ve adresi bilinen 1 milyon 241
bin 854 engelli birey bulunmaktadır." yazmaktadır.
Ülkemizde engelli
vatandaşlarımızın daha kaliteli bir yaşam sürmesi,
günlük ve toplumsal yaşamda sağlıklı bireylerle eşit
erişebilirlik konumuna gelebilmeleri, eğitim, iş,
sağlık ve benzeri konularda aldıkları hizmetin
iyileştirilmesi amacıyla çeşitli kanuni düzenlemeler ve
sözleşmelerle birçok haklar tanınmıştır. Ülkemiz
Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesini
onaylamış ve altına imza atmış fakat 2002
yılında 57nci Cumhuriyet Hükûmetinin yaptırdığı
araştırmanın üstüne bugüne dek ülkemizde yaşayan engelli
vatandaşlarımızın bırakınız engellilik
durumlarını, sayısıyla ilgili bile herhangi bir
araştırma yapılmamıştır.
Gelişmiş
toplumlarda engelli bireylerin eğitim, sağlık, rehabilitasyon,
istihdam vb. alanlarda sahip oldukları hakları çeşitli yasa,
tüzük, yönetmelik ve genelgelerle güvence altına alınmış
olup, bu haklarından mahrum edilmeleri veya istismar edilmesi durumunda
kamu adına sorumlular için hukuki yaptırımlar uygulamaya
konulmuştur. Bu husus Birleşmiş Milletler Engelli Hakları
Sözleşmesinde de taahhüt altına alınmıştır.
Sözleşmeye ülkemiz taraf olsa da, sözleşme gereği
uygulanması gereken hükümlerin Türkiye Cumhuriyeti
sınırları içerisinde yaşayan engelli bireyler için
uygulamaya konulmuş olduğunu söylemek maalesef mümkün değildir.
2005-2011
döneminde engelli istihdamında önemli artışın olduğu
fakat istihdamı sağlanan engellilerin, toplam engelli
sayısına oranının bilinemediği, Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanlığı tarafından (7/3956) esas
sayılı soru önergemize verilen cevapla belirtilmiştir.
57nci Hükûmet zamanında
yaptırılan "Türkiye Engelliler (özürlüler)
Araştırmasına göre engelli nüfusun genel nüfusa
oranının yüzde 12 olduğu ülkemizde, mevcut kanuni düzenlemeler
ve imzalanan sözleşmeler gereğince, engelli vatandaşlara
tanınan hakların uygulanabilirliğiyle tanınan haklara
aykırı tutum ve davranışların neticesinde kanuni
yaptırımın sağlanması ve alınması gereken
önlemleri Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine getirilmek suretiyle Anayasa'nın
98, TBMM İçtüzüğünün 101, 102 ve 103üncü maddeleri uyarınca
"Genel Görüşme" açılması bir zorunluluk hâline
gelmiştir.
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler,
gündemdeki yerlerini alacak ve genel görüşme açılıp
açılmaması konusundaki ön görüşmeler, sırası
geldiğinde yapılacaktır.
Mevsimlik
Tarım İşçilerinin Sorunlarının
Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi
Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonunun
Başkan, Başkan Vekili, Sözcü ve Kâtip seçimine dair bir tezkeresi
vardır, okutuyorum:
B) Tezkereler
1.- (10/34, 55, 679, 801, 904, 1091, 1092, 1093, 1094, 1095, 1096,
1097, 1098, 1099, 1100, 1101, 1102, 1103, 1104, 1105, 1106, 1107) esas
numaralı Meclis Araştırması Komisyonu Geçici
Başkanlığının, Komisyonun, başkan, başkan
vekili, sözcü ve kâtip üye seçimini yaptığına ilişkin
tezkeresi (3/1683)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Komisyonumuz
Başkan, Başkan Vekili, Sözcü ve Kâtip seçimi için 13/1/2014
Çarşamba günü saat 18.00de toplanmış ve kullanılan 15 adet
oy pusulasının tasnifi sonucu aşağıda adları ve
soyadları yazılı üyeler karşılarında gösterilen
oyu alarak İç Tüzükün 24üncü maddesi uyarınca Başkan,
Başkan Vekili, Sözcü ve Kâtip seçilmişlerdir.
Bilgilerinize arz ederim
saygılarımla.
İlhan
Demiröz
Bursa
Komisyon
Geçici Başkanı
Başkan:
Mahmut
Kaçar (Şanlıurfa)
10
Başkan
Vekili:
Mehmet
Erdoğan (Adıyaman) 10
Sözcü:
Önder
Matlı (Bursa) 10
Kâtip:
Mehmet
Süleyman Hamzaoğulları (Diyarbakır) 10
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Bazı
milletvekillerin Enerji ve Tabii Kaynakları Bakanı Sayın Taner
Yıldız hakkındaki (11/42) esas numaralı gensoru
önergesindeki imzalarını geri çektiklerine dair aynı mahiyette
tezkereler vardır.
İlk tezkereyi
ve diğer tezkerelerdeki imza sahiplerini okutuyorum:
C) Önergeler
1.- Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu ve 21 milletvekilinin;
Soma maden sahasında redevans ve hizmet alım sözleşmeleriyle
çalışan firmaları kolladığı, bu firmalara
işlerin ihalesiz ve usulsüz verilmesini sağladığı
iddiasıyla Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız
hakkında bir gensoru açılmasına ilişkin önergesi (11/42),
imza sahiplerinden bazılarının imzalarını geri
aldıklarına ilişkin önergesi (4/227)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
(11/42) esas
numaralı gensoru önergesinden imzamı geri çekiyorum.
Gereğini arz
ederim.
Sinan Aygün (Ankara)
Diğer tezkerelerdeki
imza sahipleri:
Gürkut Acar (Antalya)
Kadir Gökmen
Öğüt (İstanbul)
Engin Özkoç (Sakarya)
Ali İhsan
Köktürk (Zonguldak)
Musa Çam (İzmir)
Ali Rıza
Öztürk (Mersin)
Ayşe Nedret
Akova (Balıkesir)
Haluk
Eyidoğan (İstanbul)
Haydar Akar (Kocaeli)
Dilek Akagün
Yılmaz (Uşak)
Malik Ecder
Özdemir (Sivas)
Ömer Süha Aldan (Muğla)
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
(11/42) esas
numaralı gensoru önergesine yeterli imza kalmadığından
önerge işlemden kaldırılmıştır.
Alınan karar
gereğince, sözlü soru önergelerini görüşmüyor ve gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmına geçiyoruz.
1inci sırada
yer alan Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde
değişiklik yapılmasına dair İç Tüzük teklifi ve
Anayasa Komisyonu Raporunun görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri
İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli,
Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydının; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde
Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile
Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında
İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S.
Sayısı: 156)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2nci sırada
yer alan Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporlarının
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.- Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484) (S.
Sayısı: 287)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3üncü sırada
yer alan Ceza İnfaz Kurumları Güvenlik Hizmetleri Kanunu
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporunun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.- Ceza İnfaz Kurumları Güvenlik Hizmetleri Kanunu
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/742) (S. Sayısı:
616)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
4üncü sırada
yer alan Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarı ile
Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii
Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporunun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
4.- Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun
Tasarısı ile İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulunun;
Perakende Ticaret, Alışveriş Merkezleri ve Büyük Mağazalar
ile Esnaf ve Sanatkarlık Hizmetlerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun
Teklifi, İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susamın; Perakende Ticaret
ile Esnaf ve Sanatkarlık Hizmetlerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun
Teklifi, Kocaeli Milletvekili Haydar Akarın; Perakende Ticaret ile Esnaf
ve Sanatkarlık Hizmetlerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Celal Dinçerin; Perakende Ticaretin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun Teklifi, Bursa Milletvekilleri Mustafa Öztürk ve Hakan
Çavuşoğlu ile 56 Milletvekilinin; Alışveriş
Merkezleri, Büyük Mağazalar ve Zincir Mağazaların Kuruluş
ve Çalışma Esaslarına Dair Kanun Teklifi, Kahramanmaraş
Milletvekili Yıldırım Mehmet Ramazanoğlu ve 4 Milletvekilinin;
Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Teklifi ve Sanayi, Ticaret,
Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (1/974, 2/7,
2/175, 2/1561, 2/2271, 2/2527, 2/2528) (S. Sayısı: 675) (x)
BAŞKAN
Komisyon ve Hükûmet? Burada.
İç Tüzükün
91inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülen tasarının
dünkü birleşiminde 1inci bölümünde yer alan 5inci maddesi kabul
edilmişti.
6ncı maddede
iki önerge vardır, sırasıyla okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 675 Sıra Sayılı "Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında
Kanun Tasarısı"nın 6. Maddesinin (1).
fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
(1) Büyük
mağaza ve zincir mağazalar ile bayi işletme ve özel yetkili
işletmeler; üretici veya tedarikçiden mağaza
açılışı ve tadilatı, ciro açığı, banka
ve kredi kartı katılım bedeli ve benzeri gibi adlar altında
ürün talebini doğrudan etkilemeyen herhangi bir prim veya bedel talep
edemez.
Alim Işık D.
Ali Torlak Yusuf
Halaçoğlu
Kütahya İstanbul Kayseri
Mesut Dedeoğlu Sümer
Oral Kemalettin
Yılmaz
Kahramanmaraş Manisa Afyonkarahisar
Erkan Akçay
Manisa
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 675 sıra sayılı "Perakende Ticaretin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı"nın 6. Maddesinin (2).
fıkrasında bulunan "sözleşmede türü ve oranı
belirtilmedikçe" ibaresinin ve fıkranın ikinci cümlesinin madde
metninden çıkartılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet Ali Susam Sinan
Aygün Turhan
Tayan
İzmir Ankara Bursa
İlhan Demiröz Mahmut
Tanal Süleyman
Çelebi
Bursa İstanbul İstanbul
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor musunuz?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN FİLİZ
(Çankırı) - Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
GÜMRÜK VE
TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun) -
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Sayın Susam, buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET ALİ
SUSAM (İzmir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
bugün perakende ticaretin düzenlenmesiyle ilgili kanunun 6ncı maddesinden
başladık görüşmelerimize.
Dün de
belirtmiştim, bir çerçeve kanun tasarısını, teklifini
burada görüşüyoruz, bunun esnaf ve sanatkârın sorunlarını
çözmeye yeterli olmadığını ama bir çerçeve yasa olarak daha
sonra, özellikle Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında o çerçeveyi doldurup
esnaf ve sanatkârı rahat ettireceğimizin altını çizmek
istiyorum. Bu yasa, ancak o zaman gerçek işlevine kavuşacaktır.
Çünkü, Anayasanın 173üncü maddesi Devlet, esnaf ve sanatkârı korur
ve kollar. derken esnaf ve sanatkârı koruyup kollama noktasındaki
iktidarın bakış açısının yeterli
olmadığı açıktır.
Sayın
Başbakan bugün esnaf kefalet kooperatiflerinin toplantısında
konuşmalar yaptı. Bu konuşmalarda söyledikleri: Bu yasa,
çıktığı zaman tüm esnaf ve sanatkârın
sorunlarını çözecek ve bu yasayla, esnaf ve sanatkâr, önündeki
sorunların tümünü aşacakmış! Onun için söylüyorum, bu
yasanın çerçeve bir yasa olarak çıkması için gayret sarf
ediyoruz ama bu yasa, esnaf ve sanatkârın sorunlarını çözmüyor,
bu yasa, mevcut durumu kalıcı hâle getiriyor. Büyüklerin, güçlülerin
gücüne güç katmasına devam ediyor; onları engelleyici,
sınırlandırıcı, onların küçükler üzerinde
kurduğu baskı ve hâkimiyeti ortadan kaldırıcı, mevcut
AVMlerin bundan sonra açılmasında sınırlamalar
konulmasını, esnaf ve sanatkârın sokak aralarında indirim
mağazalarıyla, zincir mağazalarla mağdur edilmesinin önüne
geçmesini sağlamıyor. Bu anlamıyla, Sayın
Başbakanın bilgilenmesi sanıyorum eksik ki bugün bu yasayla her
şey çözülüyormuş şeklinde açıklama yapması yeterli bir
olay değildir.
Değerli
arkadaşlarım, bugün konuştuğumuz 6ncı maddede de bu
anlamıyla bir şeyi söyleyeyim: Bir sınırlama getiriyoruz
ama iktidarın anlayışı bu sınırlamada nasıl?
(1)inci fıkrasında Hiçbir nam altında ücret alamaz, sanayici
mal sattığında onun malının bedeli
dışında bir şey alamaz. diyor ama (2)nci fıkrada
dönüyor ne diyor biliyor musunuz? Aralarında yapılan
sözleşmeyle istediğini alabilir. Arkadaşlar, bu ne demektir?
Ben bir mağazaya mal satmaya gideceğim, yaptığım
sözleşmeye, bedellerini, istediklerini, almak istediklerini koymayacak
mı? İşte siz bunun önünü açıyorsunuz burada. Biz de diyoruz
ki: Hiçbir nam altında, fiyatta pazarlık yap, sanayicinin ürününde
işine geliyorsa anlaş, ondan sonra ondan raf başına koydum,
senin için reklam yaptım, gondol parası, insört parası ve
benzeri 27 tane ad altında yeni mağaza açma benzeri bedel alma.
Bu bedeller bazen
öyle noktaya geliyor ki bazı üreticilerin yıl sonunda toplam bir
değerlendirme yaptıklarında kesilen bedellerinin mal bedelinin
daha üstünde çıktığı firmalar olduğunu pratikte
yaşadık, gördük. Şimdi siz sözleşmeyle bu bedellerin önünü
açıyorsunuz, ondan sonra da diyorsunuz ki: Biz KOBİleri koruyoruz,
biz sanayiyi koruyoruz. Siz AVMnin satın alma gücü
karşısında onlara sözleşmeyle koruma hakkı
veriyorsunuz. Asıl olay bu.
Bunun için, size,
burada getirdiğimiz öneriyle hiçbir nam altında bir bedel
alınmaması gereğinin önünü açacak bir fırsat
sağlıyoruz. Eğer esnaf ve sanatkârı, KOBİleri,
üretici firmaları düşünüyorsanız bizim bu önerimize destek
verirsiniz. Böylece, üreticilerin o büyük alışveriş
merkezlerinin loş koridorlarında yeni yetme insanların önünde
sözleşme yaparken bedel ödemek zorunda kalmadığı bir
ortamı sağlarız. Onun için, önergemize destek bekliyor,
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum
MEHMET DOĞAN
KUBAT (İstanbul) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler. Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime on
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 14.56
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.10
BAŞKAN: Başkan Vekili Meral
AKŞENER
KÂTİP ÜYELER:
İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale), Muharrem IŞIK (Erzincan)
----0----
BAŞKAN
Sayın Milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 42nci
Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
675 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 6ncı maddesi üzerinde
verilen İzmir Milletvekili Sayın Mehmet Ali Susam ve
arkadaşlarının önergesinin oylamasında karar yeter
sayısı bulunamamıştı.
Şimdi önergeyi
tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı
arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime on
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
15.11
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 15.29
BAŞKAN: Başkan Vekili Meral
AKŞENER
KÂTİP ÜYELER:
İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale), Muharrem IŞIK (Erzincan)
----0----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 42nci
Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
675 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 6ncı maddesi üzerinde
verilen İzmir Milletvekili Sayın Mehmet Ali Susam ve
arkadaşlarının önergesinin ikinci oylamasında da karar
yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi
önergeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir. Karar yeter sayısı
vardır.
Tasarının
görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve
Hükûmet burada.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 675 Sıra Sayılı "Perakende Ticaretin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı"nın 6. Maddesinin (1).
Fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
(1) Büyük
mağaza ve zincir mağazalar ile bayi işletme ve özel yetkili
işletmeler; üretici veya tedarikçiden mağaza
açılışı ve tadilatı, ciro açığı, banka
ve kredi kartı katılım bedeli ve benzeri adlar altında ürün
talebini doğrudan etkilemeyen herhangi bir prim veya bedel talep edemez.
Alim
Işık (Kütahya) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon katılıyor mu?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN FİLİZ
(Çankırı) Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
GÜMRÜK VE
TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
Katılıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Sayın Işık, ne yapıyoruz?
ALİM
IŞIK (Kütahya) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan düzenleme ile uygulamada yaşanabilecek bazı
sorunların engellenmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN
Hükûmetin katıldığı önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kabul edilmiş
önerge çerçevesinde madde 6yı oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Madde 7de iki
önerge vardır, sırasıyla okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 675 Sıra Sayılı "Perakende Ticaretin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı"nın 7. Maddesinin 1.
Fıkrasında bulunan "üretim tarihinden itibaren otuz gün içinde
bozulabilen hızlı tüketim mallarına ilişkin"
ibaresinin madde metninden çıkartılmasını arz ve teklif
ederiz.
Mehmet Ali Susam Sinan Aygün Turhan Tayan
İzmir Ankara Bursa
İlhan Demiröz Mahmut Tanal Süleyman Çelebi
Bursa İstanbul
İstanbul
Vahap Seçer
Mersin
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 675 Sıra Sayılı "Perakende Ticaretin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı"nın 7. Maddesinin (1).
Fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
"(1)
Üreticiler veya tedarikçiler ile perakende işletmeler arasındaki
alım satım işlemlerinden kaynaklı ödemelerin,
sözleşmede öngörülen tarihte yapılması esastır. Ancak,
üretim tarihinden itibaren otuz gün içinde bozulabilen hızlı tüketim
mallarına ilişkin ödemelerin süresi; alacaklı üretici veya
tedarikçinin küçük ve orta ölçekli işletme, borçlunun ise büyük ölçekli
işletme olduğu hallerde teslim tarihinden itibaren otuz günü
geçemez."
Alim
Işık D.
Ali Torlak Yusuf
Halaçoğlu
Kütahya
İstanbul
Kayseri
Kemalettin
Yılmaz Mesut
Dedeoğlu Sümer
Oral
Afyonkarahisar
Kahramanmaraş
Manisa
Erkan
Akçay Reşat
Doğru
Manisa
Tokat
BAŞKAN
Komisyon katılıyor musunuz?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN FİLİZ
(Çankırı) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
GÜMRÜK VE
TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Sayın Doğru, buyurunuz. (MHP sıralarından
alkışlar)
REŞAT
DOĞRU (Tokat) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
675 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 7nci maddesi üzerinde
vermiş olduğumuz önergeyle ilgili söz almış bulunuyorum,
yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Vermiş
olduğumuz önergeyle yapılan düzenlemeyle orta ölçekli
işletmelerin de getirilen düzenlemelerden faydalanması
amaçlanmaktadır.
Sayın
milletvekilleri, ülkemizde esnaf ve sanatkârlar yıllardan beri AVMler ve
kendilerini ilgilendiren bir kanun çıkarılması için çok büyük
mücadeleler verdiler; zaman zaman imzalar topladılar, mitingler
yaptılar. Özellikle Tokatlısı, Kütahyalısı,
Manisalısı, Afyonlusu bütün esnaf odaları birlikleri bu konuda
seslerini duyurabilmek için çok büyük oranda çalışmalar
yaptılar. Çünkü görüşülecek olan kanunu ekmek teknelerinin yok
olmaması ve işsiz kalmaması için çok önemli bir fırsat
olarak değerlendirdiler. Ancak görüşülen kanunun, maalesef
beklentilerine yeterli şekilde cevap vermediğini de hep beraber
görüyoruz.
Onlar küçük esnaf
ve sanatkârların, Anayasanın 173üncü maddesine göre
korunmasını bekliyorlardı. Bugün ülkemizde -birçok kasaba dâhil-
gelişigüzel açılmış alışveriş merkezleri ve
büyük mağaza zincirleriyle mücadele edecek güçleri maalesef yoktur. Bir
süpermarket şubesinin açılmış olmasının 70 tane
küçük esnafı beraberinde kapatmış olduğu da çok iyi
şekilde değerlendirilmelidir. Vahşi kapitalizmin
uyguladığı emperyalist yöntemlerle küçükler maalesef yutulmakta,
zenginler ise zenginlikler üzerine zenginlikler katmaktadırlar.
Küçük esnaf
AVMlerin bayram günleri ve haftanın bir günü kapalı
olmasını ve kendilerinin bir nebze olsun nefes almasını
istemektedir. Nüfusa, gelişmişlik durumuna göre şubeler
açılmasını ve devletin kendilerine destek olmasını
bekliyorlar. Bugün itibarıyla esnaf olup da borcu olmayan, bankadan
aldığı kredisini ödeyemeyen veyahut da esnaf kredi
kooperatiflerinden tutun da diğer yerlere kadar borcu olmayan bir
esnafın olmadığını söylemek durumundayız.
Son on yılda
küçük esnaf ve sanatkâr neredeyse o kadar büyük derecede borçlandı ki
geçmişe göre 3 misli icra dosyasıyla şu anda karşı
karşıyadır. Borcunu ödeyemeyen esnafın dükkânlarına
icra gelmekte, iş yerini kaybetme durumuyla da karşı
karşıya bulunmaktadır. Bu kanunun çıkmasıyla beraber
tahmin ediyorum ki yine küçük esnaf çok şey kaybedecek, belki de
borçları da katlanarak, artarak devam edecektir.
Bu manada da küçük
esnafa mutlaka vergi kolaylığı ve indirimi gibi bazı yeni imkânlar
sunmak mecburiyetindeyiz çünkü o insanlar hasta oldukları zaman yani dükkânlarına
gidemedikleri zaman kapanmakta, gelirlerinde sıkıntı çekmekte,
gelirlerini kaybetmektedirler. Memurun, işçinin nasıl
çalışmadığı zaman maaşı devam ediyorsa
esnafa da bu yönlü olarak mutlaka bir kolaylık
sağlanmalıdır çünkü esnaf, borcunu ödeyemediği gibi,
aynı zamanda sosyal güvenlik primini de yatıramamakta,
dolayısıyla da sağlıktan bile faydalanamamaktadır.
Getirilen kanunla
AVMlerde yerel ürünlerle ilgili, o bölgelerdeki esnaflarla ilgili de
düzenlemeler yapılmaya çalışılmaktadır. Bu
düşünce güzeldir yani oralarda, AVMlerde yer ayrılması
planlanmaktadır ancak uygulanabilirliğinin de şüpheli
olduğunu söylemek istiyoruz. Kanun daha güzel şekilde konuyu tarif
edebilir, küçük üretici bu mealde de korunabilirdi ancak bu da maalesef yapılmamıştır.
Yani kör topal bir kanunla karşı karşıyayız.
Dolayısıyla da çok önemli bir fırsatı maalesef
kaçırıyoruz.
Hâlbuki kanunla
ilgili bütün taraflar davet edilerek, özellikle esnaf odaları birlikleri,
sivil toplum kuruluşları buralara davet edilerek komisyonlarda
görüşmeler yapılsaydı daha iyi olurdu diye düşünüyoruz
çünkü yıllardan beri heyecanla beklenen bir kanundu bu görüşmekte
olduğumuz kanun, ancak maalesef bu kanunu da bilvesile oldubittiye
getirerek, süratli bir şekilde, çok fazla tartışılmadan
gündeme getirerek şu anda görüşüyoruz.
Ancak bir çerçeve
kanun olarak kanunlaşması da bir noktada iyidir. Bu çerçevenin
içerisi mutlaka ilerideki dönemlerde doldurulabilir ama her zaman görmüş
olduğumuz torba kanunlarla bunlar yapılmaya
çalışılmaktadır. Hâlbuki bu şekilde bir yola
girilmeden, küçük esnaf ve sanatkârların sayısına göre veyahut
da işte, o bölgelerdeki gelişmişlik oranlarına göre veyahut
yine, o bölgelerdeki insanların durumlarına göre bazı
düzenlemeler daha rahat yapılabilirdi. Çünkü küçük esnafların
sayıları yaklaşık olarak, aileleriyle beraber 10 milyonun
üzerindedir. 10 milyonun üzerindeki bir sayı az bir sayı
değildir. Özellikle ülkemizde işsizliğin arttığı,
çiftçinin, tarımla uğraşan insanların, memurun, emeklinin
ağır şartlar içerisinde geçim mücadelesi vermiş olduğu
bir ortamda esnafları da bu yönlü olarak buraya itmemek gerekmektedir.
İnsanları aç ve açık bırakmaya hiçbirimizin hakkı
olmadığını düşünüyorum. Dolayısıyla da bu
kanunun daha iyi çıkarılması noktasında zaman
kaybetmiş de değiliz, önergelerle desteklenebilir.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
REŞAT
DOĞRU (Devamla) İnanıyorum ki bunlar buradan birtakım
yerlere duyurulmuş olur ve kanunun bu vesileyle de olsa, bu şekilde
de olsa çıkmasını temenni ediyorum.
Saygılar
sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim, sağ olasınız.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 675 Sıra Sayılı "Perakende Ticaretin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı"nın 7. Maddesinin 1.
Fıkrasında bulunan "üretim tarihinden itibaren otuz gün içinde
bozulabilen hızlı tüketim mallarına ilişkin"
ibaresinin madde metninden çıkartılmasını arz ve teklif
ederiz.
Vahap Seçer
(Mersin) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon, katılıyor musunuz?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN FİLİZ
(Çankırı) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
GÜMRÜK VE
TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Sayın Seçer, buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
VAHAP SEÇER
(Mersin) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Çok uzun
yıllardır tartışılan bir tasarıyla ilgili bugün
düzenleme yapıyoruz. Dün de burada bu konuya ilişkin
değerlendirme yapan arkadaşlarım da söylediler,
yaklaşık yirmi yıldır bu yılan hikâyesine dönen
düzenleme, umut ediyorum, bir gün nihayetlenecek. Ama maalesef arzu edilen,
esnafın, sanatkârın talep ettiği düzenlemeler
yapılmıyor Sayın Bakan. Bunu dün siz de ikrar ettiniz burada.
Tabiri caizse âdeta dağ fare doğurmuş oluyor.
Peki, bunu niye
yapıyorsunuz Sayın Bakan? Dün tutanaklardan çıkarttım,
burada da sizi dikkatle dinledim, diyorsunuz ki: Uzun yıllardan beri
teşebbüs edilmesine rağmen bir türlü yasalaşmayan
devam ediyor
ve diyorsunuz ki: Bu bir eksikliktir. Ama sonuç itibarıyla belki çok
ayrıntılı, neden gelmediği gibi tartışmalara çok
fazla girmeye gerek yok. Yani, bir anlamda Geçmişin muhasebesini
yapmayalım. diyorsunuz. Ama niçin? Onun da cevabını kendiniz
veriyorsunuz: Hipermarketler var, AVMler var ve bunlar kökleşmiş, bu
ticaret şekli, alışveriş merkezleri, bu yapı
kökleşmiş, dolayısıyla çok müdahaleci olamayız. Peki.
Bu sorunlar devam
edecek, gerçekçi olmamız lazım. Bir yasak mı savıyorsunuz?
Seçime giderken esnafın ağzına bir parmak bal mı
çalıyorsunuz? Gerek yok bu kadar hem Komisyonun hem Parlamentonun
mesaisini almanıza. Gerçekten köklü bir değişiklik
yapacaksanız başım üzerine de, yazıktır günahtır.
Bir tarafta esnafı -tırnak içerisinde söylüyorum- aldatma gibi bir
şey seçim öncesi.
Şimdi, ne
istiyor esnaf? Diyor ki: Ben haksız rekabetle karşı
karşıya kalıyorum. 2000li yıllardan baktım AVM sayısına,
50den 334e çıkmış 2014 yılı itibarıyla, 2015te
bunun 409a çıkması bekleniyor. Yani dur durak yok. Peki, bu
AVMlerin sayısı niçin bu kadar arttı? On iki yıldır
iktidardasınız. Beş yıl önce, yedi yıl önce, sekiz
yıl önce, bu düzenlemeyi yapsaydınız bu kadar AVM
sayısı, hipermarket sayısı artacak mıydı? Allah
aşkına, bunların kesesine giden para, siz zannediyor musunuz ki
bizim toplumumuzda bazı sosyoekonomik sınıflara katkı yapıyor.
Buradaki cirodan elde edilen kârlar yurt dışına gidiyor
Sayın Bakan. Bizim için esnaf önemli. 1,5 milyon Türkiyede esnaf var.
Bugün sabah Sayın Başbakanın Esnaf Kredi Kooperatifleri
toplantısında söylediği gibi değil. Diyor ki: 68 bindi
kredi kullananların sayısı, 1 milyona çıktı. Bu
övünülecek bir nokta değil. Benim paraya ihtiyacım varsa kredi
kullanırım. Toplumda kredi kullananların sayısı
artıyorsa demek ki bu sektörde, esnafta, sanatkârda bir mali kriz
yaşanıyor. Esnafın kullandığı kredi miktarı
70 milyar TL Sayın Bakan. Önemli sorunlarla karşı
karşıya demek ki esnaf. Siz ne yaptınız? Yani dün de
söylediniz: Biz esnafa yönelik düzenleme yaptık, AVMlere,
hipermarketlere yönelik düzenleme yapmadık. En önemli sorun lokasyon,
şehir içinde olmasın AVMler, şehrin dışına
gönderelim. Bu önemli bir düzenleme. Asıl böyle bir düzenleme
yaptığınız zaman esnafın menfaatine dönük bir
düzenleme yapmış olursunuz. Çalışma süreleri: Bu mesai
saatlerini valilere vermişsiniz, buna katılıyorum, her bölgenin
kendi yapısı vardır, doğuda başka, batıda
başka. Çalışma süreleri iklimsel koşullara göre
düzenlenebilir ama haftada en az bir gün AVMlerin kapanması konusunda bir
düzenleme yapmadınız. Şimdi, mahalle esnafı ne yapacak? Her
türlü imkân, olanak AVMlerde var, hipermarketlerde var. Adam toplu alışveriş
yapıyor, parası var, finansa esnafa göre çok daha rahat
ulaşabiliyor, daha ucuz finansman kullanabiliyor, kendisi için üretim
yaptırabiliyor, raf kiraya verebiliyor. Küçük esnaf bunlarla nasıl
rekabet edecek? Aslında bunları benden çok daha iyi biliyorsunuz,
konunuza da hâkimsiniz ama lütfen ne bizi kandırın ne
yurttaşı kandırın.
Teşekkür
ediyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Madde 8de üç
önerge vardır, sırasıyla okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığı'na
Görüşülmekte
olan 675 sıra sayılı kanun tasarısının 8'inci
maddesinde, yer alan "üreticinin ad, unvan ya da markasına"
ibaresinden sonra "ek olarak, işçilerin aldıkları ücretler
ve işçilerin çalışma saatlerine de uygun bir şekilde yer
verilir" ifadesinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan Mülkiye
Birtane Nursel
Aydoğan
Iğdır Kars Diyarbakır
Erol Dora İbrahim
Binici
Mardin Şanlıurfa
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına,
Görüşülmekte
olan 675 Sıra Sayılı "Perakende Ticaretin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun Tasansı"nın 8. Maddesinin (1).
Fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
" (1) Yurt
içinde üretilen ve hızlı tüketim malı niteliği
taşıyan mağaza markalı ürünlerin üzerinde ve/veya
ambalajında, perakendecinin ad, unvan veya markasının yanı
sıra üreticinin ad, unvan ya da markasına da uygun ve kolay
okunabilir bir şekilde yer verilir."
Alim Işık D.
Ali Torlak Yusuf
Halaçoğlu
Kütahya İstanbul Kayseri
Kemalettin Yılmaz Sümer
Oral Erkan
Akçay
Afyonkarahisar Manisa Manisa
Mesut Dedeoğlu Kahramanmaraş
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 675 Sıra Sayılı "Perakende Ticaretin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı"nın 8. Maddesine
aşağıda bulunan 2. Fıkranın eklenmesini, diğer
fıkraların buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
"(2)
Mağaza markalı ürünler, mağazada bulunan bütün ürünlerin yüzde
yirmisinden fazla olamaz. Perakende işletmenin ya da
hissedarlarının sahibi ya da ortağı olduğu
şirketlere ait ürünler bu kapsamda değerlendirilir."
Mehmet Ali Susam Sinan
Aygün Turhan
Tayan
İzmir Ankara Bursa
İlhan Demiröz Mahmut
Tanal Kemal
Değirmendereli
Bursa İstanbul Edirne
BAŞKAN
Komisyon katılıyor mu?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN FİLİZ
(Çankırı) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
GÜMRÜK VE
TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Sayın Değirmendereli, buyurunuz. (CHP sıralarından
alkışlar)
KEMAL
DEĞİRMENDERELİ (Edirne) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bu kanunun 8inci maddesinde büyük mağazalardaki
markalı ürünlerin niteliği düzenleniyor. Şimdi, burada, büyük
mağazalarda, hipermarketlerde mağaza markalı ürünler, biz
diyoruz ki yüzde 20yi geçmemeli. Niye yüzde 20yi geçmemeli? Bu maddede geçen
konu -sadece- Hipermarketlerde üretim nereye yaptırıldıysa
onların markaları, adresleri yazılabilir. diye bir farklı
uygulama getirilmiş ama bir de biliyorsunuz ki o marketler kendi isimleri
altında üretim yaptırıyorlar. Yani, bunun yüzde 20yi geçmemesi
konusunda talebimiz var. Zira, kendileri ucuz üretim yaptırarak sanayinin
de gelişmesine, sanayiciye de sıkıntı yaratıyorlar.
Nasıl yaratıyorlar? Bakın, çok net olarak, buradaki dünkü
konuşmamdan sonra Trakyadaki yağ üreticisi sanayici
arkadaşlarımız beni aradılar, tam da bu konuyla ilgili
Sayın Bakanım. Trakyada biz 5 litrelik ayçiçeği yağını
Trakya Birlik dâhil 18 liraya üretiyoruz, üretimimizin maliyeti 18 lira ama
büyük markette aynı nitelikteki ayçiçeği yağının
satış fiyatı 16,90 lira. Yani, ben 18 liraya üretiyorum; bunu en
az 19a, 20ye satabiliyor olmalıyken büyük market 16,90a satıyor. O
zaman biz nasıl yaşayacağız? Rekabet etme
şansımız yok. diyorlar. Şimdi, zaten öbür taraftan da
ayçiçeği üreticilerinin fiyatları da düşük, bir de öyle bir
sıkıntı var. Burada hem ayçiçeği üreticisi mağdur
oluyor hem de sanayici mağdur oluyor.
Bir başka
konu da şu: Yine, bu büyük işletmelerde alınan ürün bedelinin
otuz günde bozulanlara otuz günde ödeme kaydı getiriliyor ama siz de
takdir edersiniz ki kredi kartıyla yapılıyor bu ödemeler ve
ertesi gün hesaplarına geçiyor, daha ertesi gün de o firma hangi ülkeye
bağlıysa muhtemelen onun hesaplarına geçiyor. Yani peşin
olarak almış oluyor hipermarket, o büyük mağaza tüketiciden bu
parayı. Hâlbuki üreticiye sadece otuz gün içinde bozulanlarda küçük
üreticilerden de otuz günlük bu yasal sınırlamayı getirmeyi
sağlamamız gerekiyor. Çok önemli konulardan bir tanesi de bu
Sayın Bakanım.
Yine, telefonlar
geliyor. Size biraz önce de arz ettim, yani, buradaki iyileştirmelerin
ötesinde esnafın beklediği çok önemli bir iyileştirme esnafa
sicil affının getirilmesi konusu. Yıllar önce, üç sene, beş
sene, on sene önce yaptığı bir ödemedeki küçücük
aksaklıktan protesto olmuş senedinden dolayı kredi imkânı
kalmıyor. Bu konu çok önemli yine.
Bir diğer
önemli konu da, tabii, genel olarak ekonominin esnafı zorlayan konulardan
birisi, ne diyor esnaf? Soruyorum Edirnedeki veya ilçelerimizdeki esnaf
arkadaşlara, Vallahi yaprak kıpırdamıyor vekilim.
diyorlar. İsim vermek istemiyorum, sadece
vatandaşlarımızı incitmemek için, bir ilçemizde, 80 bin
nüfuslu bir ilçemizde 17 bin icra dosyası var Sayın Bakanım. 80
bin nüfuslu yani 4e bölsek, 20 bin aile demek, 17 bin icra dosyası var
yani yüzde 50si icrada. Edirnenin topraklarının yüzde 50sinin üstü
icrada. En zengin olarak gördüğümüz ilde maalesef durum böyle. 103.274
parsel tarım arazimiz ipotekli Edirnede. Yani ekonomi iyi gidiyor, iyi
gidiyor diyoruz, küçük çiftçiyi bu Hükûmetin politikaları bitirdi, küçük
esnafı da bitiriyor. Bu konuda bu yasa tasarısı yeterli tatmini
sağlamamaktadır.
Bu duygu ve
düşüncelerle yüce Meclise saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 675 Sıra Sayılı "Perakende Ticaretin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı" nın 8. Maddesinin (1).
Fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
" (1) Yurt
içinde üretilen ve hızlı tüketim malı niteliği
taşıyan mağaza markalı ürünlerin üzerinde ve/veya
ambalajında, perakendecinin ad, unvan veya markasının yanı
sıra üreticinin ad, unvan ya da markasına da uygun ve kolay
okunabilir bir şekilde yer verilir."
Alim
Işık (Kütahya) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon, katılıyor musunuz?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN FİLİZ
(Çankırı) Takdire bırakıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
GÜMRÜK VE
TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
Katılıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Gerekçeyi mi okuyoruz?
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Gerekçe...
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan
düzenleme ile, uygulamada yaşanabilecek bazı sorunların
giderilmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN
Hükûmetin katıldığı önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Şimdi,
sayın milletvekilleri, biraz önce kabul edilen önergeyle 8inci maddenin
birinci fıkrası tümüyle değiştiğinden bu fıkrada
değişiklik öngören Iğdır Milletvekili Sayın Pervin
Buldan ve arkadaşlarının önergesi işlemden kaldırılmıştır.
Kabul edilen
önerge çerçevesi içinde maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Madde 9da üç adet
önerge vardır, sırasıyla okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 675 Sıra Sayılı "Perakende Ticaretin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı"nın 9. Maddesinin 1.
Fıkrasının sonuna aşağıdaki ifadenin eklenmesini
arz ve teklif ederiz.
"Perakende
işletmeler başlangıç ve bitiş süresi belli olmayan
anlık indirimler yapamaz."
Mehmet Ali Susam Sinan
Aygün Turhan
Tayan
İzmir Ankara Bursa
Mahmut Tanal İlhan
Demiröz Sedef
Küçük
İstanbul Bursa İstanbul
Süleyman Çelebi
İstanbul
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 675 Sıra Sayılı "Perakende Ticaretin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı"nın 9. Maddesinin (1). ve (2).
Fıkralarının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
"(1)
Perakende işletmeler, 7/11/2013 tarihli ve 6502 sayılı
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve ilgili diğer kanunlarda
öngörülen usul ve esaslara uymak kaydıyla indirimli veya promosyonlu
satış kampanyaları düzenleyebilir. Ancak kampanyanın
süresi; işyeri açılışı, devri,
kapanışı, adres veya faaliyet konusu
değişikliğinde iki ayı,
6102 sayılı Kanun hükümlerine göre tasfiye durumunda ise altı
ayı geçemez.
(2) Mahallî
idareler ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile
bunların ortağı olduğu şirketler ve diğer tüzel
kişiler; birlikte veya bağımsız olarak, perakende
işletmelerin katılımıyla, yılın belli
dönemlerinde, ilçe, il, bölge veya ülke düzeyinde alışveriş
festivali düzenleyebilir. Kamu kurumu niteliğindeki meslek
kuruluşlarının bu festivaller için ayıracakları ödenek
miktarı, bütçelerinin yüzde üçünü geçemez.
Alışveriş festivalinin başlangıç ve bitiş
tarihleri ile festivalin programı ve uygulama alanı önceden
Bakanlığa bildirilir."
Alim Işık D.
Ali Torlak Yusuf
Halaçoğlu
Kütahya İstanbul Kayseri
Kemalettin Yılmaz Sümer
Oral Mesut
Dedeoğlu
Afyonkarahisar Manisa
Kahramanmaraş
Erkan Akçay Ali
Halaman
Manisa Adana
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 675 sıra sayılı kanun tasarısının 9'uncu
maddesinin ikinci bendinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan Mülkiye
Birtane Nursel
Aydoğan
Iğdır Kars Diyarbakır
Erol Dora İbrahim
Binici Hasip
Kaplan
Mardin Şanlıurfa
Şırnak
BAŞKAN
Komisyon katılıyor mu?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN FİLİZ
(Çankırı) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
GÜMRÜK VE
TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Kim
konuşacak Sayın Buldan?
PERVİN BULDAN
(Iğdır) Hasip Bey konuşacak.
BAŞKAN
Sayın Kaplan, buyurunuz.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Değerli arkadaşlar, gerçekten, bu yasayı
şöyle bir düşünün, kahraman bakkal süpermarketlere karşı
ama halkla beraber direniyor yani ayakta durmaya çalışıyor.
Borç, harç, haciz, getirdiniz bu yasayla bir darbe daha vurdunuz. Oysaki halkla
beraber daha uzun bir süre ayakta durabilirlerdi. Neden? Küçük bakkal, esnaf bu
ekonomi krizinde çalışanların, emekçilerin tek dayanakları,
tek umutları. Siz AVMlerden borç alışveriş yapabilir
misiniz arkadaşlar? Bana bir örnek verebilir misiniz? Herhangi bir AVMye
gittiniz, kredi kartınız varsa taksitle borç alışveriş
yapabilirsiniz ama bir memur, bir işçi, bir işsiz çocuğunu dahi
bakkala gönderip Şu kadar şeker, şu kadar ekmek gönder.
diyebilir ve bakkalın o defteri Türkiye'nin gerçek hayatıdır,
gerçek yaşam odur arkadaşlar.
Şimdi, bu
gerçek yaşamın içinde bu küçük esnaf, bakkal, manav, benzeri
kesimleri nasıl daha ayakta tutabilirim? Şimdi, dikkat edin
Ankaraya, AVMnin başkenti gibi, her tarafta AVMler, dikkat edin, her
tarafta ama Allah aşkına, bir tane de park olsa da insanlar
dolaşsa, gezse, nefes alsa, oksijen alsa. Var mı? Yok. Peki, bütün
Avrupada, şurada burada bakıyoruz bu toplu alışveriş
merkezlerine, kilometreleri belli, şehir dışındaki
duruşları belli, nerede kurulacak belli, nüfusa göre belli,
sayısı belli. Şimdi, bu furya İstanbulda Gallerianın
açılmasıyla başladı, hatırlar mısınız?
Şimdi, Galleriayı İstanbulda yaşayanlar iyi bilirler.
Havaalanına yakın olduğu için küçük bir model olarak
başladı ve arkasından şu an betonlar yükseliyor her
tarafta. Şeye gidin, oto giriş noktalarına bakın, öyle
betondan binalar dikilmiş ki İstanbul, isim vermeyeyim reklama
girecek, gişelerden sağınıza bakın beton, solunuza
bakın beton diyeceğim, anlarsınız artık. Şimdi,
bu yerlerde genellikle büyük marketler açılıyor, onun içinde de
tekstil, vesaire, vesaire, vesaire. Tunalı Hilmi diye bir şey
kalır mı veya İstiklal Caddesi veya
Modanın merkezi olan
caddeler vardı, yaşam yerleri vardı, terzisiyle,
çırağıyla, yan komşusuyla, esnaf lokantalarıyla bir
hayat tarzı vardı, o hayat tarzını siz kirasını
ödemeyen bakkalın, elektrik borcunu ödemeyen bakkalın,
dükkânını ısıtamayan bakkalın, bu borçlar içindeki
bakkalın ne işine yarayacak bu Allah aşkına? Kredi
kartlarına taksitle AVMler borç veriyor, bakkallar da vicdanen
komşuyu tanıyor, hepsini tanıyor, veriyor ve bakkaları
şu an ayakta tutan bu. Bakkalları yaşatmak için, esnafın
yaşaması için halkımızın da duyarlı davranıp
bakkaldan alacağı ekmeği başka yerden almaması
gerekiyor, bakkaldan yapacağı alışverişi başka
yerden yapmaması gerekiyor, bir araca binip uzaklara gidip oradan temizlik
maddesi almasına gerek kalmıyor. Ama bunu nasıl
destekleyeceğiz? Bu yasa buna cevap vermiyor arkadaşlar ve bir hayal
kırıklığıdır, bunu ifade etmek istiyorum.
Saygılarımla.
(HDP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 675 Sıra Sayılı "Perakende Ticaretin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı"nın 9. Maddesinin (1). ve (2).
Fıkralarının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
"(1)
Perakende işletmeler, 7/11/2013 tarihli ve 6502 sayılı
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve ilgili diğer kanunlarda
öngörülen usul ve esaslara uymak kaydıyla indirimli veya promosyonlu
satış kampanyaları düzenleyebilir. Ancak kampanyanın
süresi; işyeri açılışı, devri,
kapanışı, adres veya faaliyet konusu
değişikliğinde iki ayı,
6102 sayılı Kanun hükümlerine göre tasfiye durumunda ise altı
ayı geçemez.
(2) Mahallî
idareler ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile
bunların ortağı olduğu şirketler ve diğer tüzel
kişiler; birlikte veya bağımsız olarak, perakende
işletmelerin katılımıyla, yılın belli
dönemlerinde, ilçe, il, bölge veya ülke düzeyinde alışveriş
festivali düzenleyebilir. Kamu kurumu niteliğindeki meslek
kuruluşlarının bu festivaller için ayıracakları ödenek
miktarı, bütçelerinin yüzde üçünü geçemez.
Alışveriş festivalinin başlangıç ve bitiş
tarihleri ile festivalin programı ve uygulama alanı önceden
Bakanlığa bildirilir."
Ali Halaman
(Adana) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon
katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ HÜSEYİN FİLİZ (Çankırı)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
Sayın Halaman, buyurunuz.
ALİ HALAMAN
(Adana) Başkanım, teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; sıra sayısı 675 olan
27 maddelik esnaf teşkilatıyla ilgili bir kanun. Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu adına söz aldım. Hepinizi, esnafları saygı,
sevgiyle selamlarım.
Bu kanun, daha çok
1995ten bugüne kadar devam eden çılgın sermayenin üreticiyi,
tüketiciyi, esnafı, manavı, terziyi, bakkalı, KOBİleri yok
eden, yani bugün AVM diyorlar, işte hipermarket diyorlar, bunların
tekelleşmesini önleme amacıyla hazırlanmış 27 maddelik
bir kanun gibi gözüküyor ama aslında kanun bu çılgın sermayenin
meşrulaşmasını yani AVMlerin, alışveriş
merkezlerinin meşru hâlde devam etmesini söylüyor. Ben de buna istinaden,
bu kanunla ilgili görüşlerimi belirlerken -geçmiş dönemde de, 1999da
bir kanun, bu AVMler geliyordu, o zaman 5 kilometre öteye yapılması
hazırlanmıştı ama o kanunla çıkmadı- şimdi
ben kendi memleketimizden misal vereceğim: Ben Kozanlıyım. Son
on yılın içerisinde bu belediyeler, özellikle AKPli belediyeler yer
vererek, yurt vererek Esnaf, eğer işini iyi yapmıyorsan gel bu
markette asgari ücretle çalış. diyerek; işte BİMdi,
Migrostu, yine siyasilerin özellikle ilgili olduğu Kiler marketler, LC Waikiki,
A101 market, ŞOK deniyor, bunları getirdiler, belediyeler bunlara
zemin hazırladı, fiziki şartlarını oluşturdu,
zabıtayı önünde bekletti, dolayısıyla birçok yasaklar
getirdi. Bunlar kurulduğu yerde vergisini de vermedi, vergisini de
başka yerde veriyorlar. Sanki bir yatırım yapmış, bir
üretim yapmış gibi, bulunduğu alanda faaliyet gösteren,
esnafın, terzinin, manavın çevresinde, böyle hatırlı
siyasiler İşte bizde de asgari ücretten işçi
çalıştırılıyor. diyerek bunları
meşrulaştırdılar.
Dolayısıyla,
bu arkadaşlarımız da zaman zaman söylüyor, bu çok
çılgın bir sermaye. Bunlar için ithalat kolaylaştı yani
inekçiliği zaten yasakladıkları için sütü, yoğurdu bile
yurt dışından getirdiler, raflarda, tereklerde gözüküyor.
Şimdi, bunlar olurken, marketlerin önüne vergi dairesi gitmiyor, ticaret
odası da gitmiyor, belediyenin zabıtası da gitmiyor zaten ama
iki tane, esnaf, önüne sobasını koysa vergi dairesinin memuru
varıyor, Ticaret odası aidatını ödedin mi? diyor. Terzi
dükkânının önünde, zaten kalmamış
Bundan şikâyetçi
olan terzi, manav, esnaf varsa adam, yetkili yani iktidar veya iktidarı
temsilen esnafla ilgilenen bakanlar diyor ki: Ya, sen bu işi iyi
yapamıyorsun, gel, burada asgari ücretle çalış. Ne işin var
orada?
Şimdi,
bunların hiçbiri bizim memleketimizin, milletimizin yani orta ölçekli
dediğimiz, KOBİ dediğimiz, dolayısıyla, terzi
dediğimiz, manav dediğimiz, yerli üretim dediğimiz
Ürettiklerini satma noktasında da fiziki şartlar adil
olmadığı için ortada kaybolan zayıf esnaf oluyor.
Şimdi, bu
market dedikleri hipermarket veya alışveriş merkezleri, bunlar
genelde de iktidarın inisiyatifinde, böyle imar alanları
açılarak yapılıyor, daha çok hatırlı siyasilerin
yaptığı da bir iş. Keşke bu kanun bunları önleme
noktasında, az da olsa haksız rekabeti ortadan kaldıran
-alışveriş merkezlerini veya fiziki şartlarını-
yani hem vergisinde hem borsasında hem ticaret odasında keşke
birazcık derli toplu, hafif yollu onun önünü açan bir kanun olsaydı.
Bundan
dolayı, ben bu kanunun on yıldır mevcut bu çılgın
sermayenin daha çok meşrulaşması, daha çok ileriye
taşınması için bu noktada bazen işte, Kanuni
mevzuatları da ortaya koyduk. diyerek yapılan bir kanun olması
dolayısıyla
Bazen milletvekili arkadaşlar Ya, bu kanun iyi ya,
şurası şöyle. diyerek başlıyor, ben, hayır, hiç
de öyle demiyorum. Amayla, keşkeyle bu işler olmaz. Bu kanunun 27
maddesi belki kadük gibi duruyordu düne göre ama bugün buraya geldiyse
esnafına, terzisine, manavına, ticaret odasına kayıtlı,
KOBİye kayıtlı esnafına ciddi bir yarar sağlama
noktasında
Dolayısıyla, bu yani al sat zenginlerinin önüne bir
nokta koymasını arzu ederdim.
Saygı
sevgiyle selamlıyorum Meclisi. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 675 Sıra Sayılı "Perakende Ticaretin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı"nın 9. Maddesinin 1.
Fıkrasının sonuna aşağıdaki ifadenin eklenmesini
arz ve teklif ederiz.
"Perakende
işletmeler başlangıç ve bitiş süresi belli olmayan
anlık indirimler yapamaz."
Mehmet Ali Susam
(İzmir) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon, katılıyor musunuz?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN FİLİZ
(Çankırı) Takdire bırakıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
GÜMRÜK VE
TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun) -
Katılıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
Tüketiciyi
yanıltıcı ve ihtiyacı olmayan ürünleri de
almasını sağlamaya yönelik anlık indirim
kampanyalarının yapılamaması amaçlanmıştır.
BAŞKAN
Hükûmetin kabul ettiği önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Kabul edilen
önerge çerçevesi içinde madde 9u oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Madde 10da iki
adet önerge vardır, sırasıyla okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 675 Sıra Sayılı "Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında
Kanun Tasarısı"nın 10. Maddesinin 2. Fıkrasında
bulunan "ön cephesinde" ibaresinden sonra, ve mağaza içlerinde
ifadesinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Ali Susam Sinan
Aygün Turhan
Tayan
İzmir Ankara Bursa
İlhan Demiröz Mahmut
Tanal Süleyman
Çelebi
Bursa İstanbul İstanbul
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 675 Sıra Sayılı "Perakende Ticaretin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı"nın 10. Maddesinin (2).
Fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
"(2) Sürekli
indirimli satış yapan perakende işletmelerin ön cephesinde,
kolaylıkla görülebilir ve okunabilir şekilde bu satış
türünü gösterir ya da çağrıştırır ibarelere yer
verilir. Bu ibarelerin alışveriş merkezlerince
kullanımı, içerisinde yer alan perakende işletmelerin
tamamının birinci fıkra kapsamında faaliyet göstermesine;
alışveriş merkezi içinde bulunanlar da dâhil diğer
perakende işletmelerce kullanımı ise satışa sunulan
malların en az yüzde sekseninin aynı fıkrada belirtilen niteliklere
sahip olmasına bağlıdır."
Alim Işık D.
Ali Torlak Yusuf
Halaçoğlu
Kütahya İstanbul Kayseri
Kemalettin Yılmaz Sümer
Oral Erkan
Akçay
Afyonkarahisar Manisa Manisa
Mesut Dedeoğlu
Kahramanmaraş
BAŞKAN
Komisyon, katılıyor musunuz?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN FİLİZ
(Çankırı) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
GÜMRÜK VE
TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun) -
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Sayın Oral, buyurunuz. (MHP sıralarından alkışlar)
SÜMER ORAL
(Manisa) Sayın Başkan, görüşmekte olduğumuz tasarı,
bugün Sayın Başbakanın kamuda şeffaflık paketi
olarak açıkladığı düzenlemenin içinde yer alan bir
tasarıdır ancak ben de bugün Meclise gelirken arabadan Sayın
Başbakanın bu konudaki açıklamalarının bir
miktarını dinleme imkânı buldum. Burada şu ifade edildi:
Çeşitli kanunlardan bahsederken rekabeti ve şeffaflığı
sağlayan bir tarzda hazırlanan Kamu İhale Kanununun Adalet ve
Kalkınma Partisi hükûmetleri tarafından
çıkarıldığı ifade edilmiştir. Tabii, bunu çok da
hayretle karşılamadım çünkü Kamu İhale Kanunu -ki 4734
sayılı Kanun- 4 Ocak 2002de bu Meclisce yürürlüğe girmiş
ve 2002nin gene Ocak ayının 22sinde de Resmî Gazetede yayımlanmıştır.
E, o tarihte Adalet ve Kalkınma Partisi hükûmette değildir ama bir
Başbakanın konuşmasında bunun nasıl böyle yer
aldığını önce bir hayretle karşıladım.
Evet, İhale
Kanununda Adalet ve Kalkınma Partisinin çok büyük katkısı oldu
ama o kanunun şeffaflık ve rekabet ilkelerinin ortadan kalkması,
kanunun çeşitli şekilde bilahare tadil edilerek kurumların hep
kapsam dışına çıkarılmasıyla delik deşik bir
kanun hâline, ana ilkesini kaybetmiş bir kanun hâline gelmiştir ama
İhale Kanunu Adalet ve Kalkınma Partisi zamanında
çıkmamıştır. Nasıl
Yani bir Başbakanın
konuşma metninin ne şekilde hazırlandığına
gerçekten hayret etmemek mümkün değil.
Ayrıca Kamu
Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu gerçekten 2003 yılının sonuna
doğru çıkmıştır ama bu tasarı tamamen 57nci
Hükûmet tarafından hazırlanmış, tasarı hâline
getirilmiş ve Maliye Bakanlığından da
Başbakanlığa sevk edilmişti. O metin ile kanunlaşan
metin arasında hemen hemen hiçbir fark olmamıştır ancak
Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun temel maddelerinden birisi olan
21inci madde, ki bütçedeki personel yedek ödeneğinden başka
tertiplere ödeneğin aktarılmayacağını öngören 21inci
madde 2007nin bütçe uygulamasından bu yana bütçe kanununa konan bir
maddeyle askıya alınmış ve tamamen ödeneklerin
aktarılması yani personel ödeneğinin başka tertiplere de
aktarılması uygulanır hâle gelmiş ve dolayısıyla
Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu temel ilkesinden büyük ölçüde
kaybetmiştir.
Şimdi, tabii
Kamu ihale Kanunu, Adalet ve Kalkınma Partisi hükûmetleri zamanında
çıkmıştır. deyince hemen şu aklıma geldi:
Bilindiği gibi bu sene Türkiye G20nin dönem
başkanlığını yapıyor.
Cumhurbaşkanlığı vizyon belgesi açıklanırken Sayın
Cumhurbaşkanı da Türkiyenin G20ye Adalet ve Kalkınma Partisi
hükûmetleri zamanında girmiş olduğunu ifade etmişti ama
onun arkasından ben bir iki basın toplantısıyla ve
kıymetli arkadaşım Faik Öztrak yaptığı
açıklamalarla Türkiyenin G20ye girdiği tarihte Adalet ve Kalkınma
Partisi diye bir partinin olmadığı ortaya açık bir
şekilde konulmuştur. Çok şükür ki artık buna sahip
çıkılmıyor ama bu konuda biraz daha dikkatli olunması
devlet açısından fevkalade önem arz ediyor.
Sayın
Başkan, bunları ifade etmek istedim. Kanunun da Türk esnaf ve
sanatkârına hayırlı olmasını diliyor ve yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum. (MHP ve CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Oral.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) - Biz daha fazlayız Sayın Başkan.
BAŞKAN -
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 675 Sıra Sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun Tasarısının 10. Maddesinin 2.
Fıkrasında bulunan ön cephesinde ibaresinden sonra, ve mağaza
içlerinde ifadesinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Ali Susam
(İzmir) ve arkadaşları
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkan, deminki oylamada biz daha
fazlaydık, kabul edenler.
BAŞKAN Onu
duymadım.
Arkadaşlar,
kâtip üyeler
Parmak
kaldırmaya göre saydığımız için
Yani ben 2 kâtip
üyeye göre davranıyorum.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Orada da kaldırmadılar demin.
BAŞKAN
Hayır, şeyi söyledim yani parmağa göre
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Hayır, orada da
BAŞKAN
Tamam, kendim sayacağım muhterem, itirazım yok ama
uyarılmam gerekirdi öyleyse.
Yani parmağa
göre sayıyoruz muhteremler. Şimdi kafamı
karıştırdı Yusuf Halaçoğlu benim.
Komisyon,
katılıyor musunuz?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN FİLİZ
(Çankırı) Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
GÜMRÜK VE
TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
Katılıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Satılan ürünlerin sezon-seri sonu, ihraç fazlası ya da kusurlu
olduğunun tüketicinin dikkatinden kaçmaması hem tüketicinin hem de
aynı ürünün sezon koleksiyonunu satan mağazaların
haklarının korunması amaçlanmıştır.
BAŞKAN Hükûmetin
katıldığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Şimdi sayıyoruz, kaldırın
parmaklarınızı bakalım. Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
ENGİN ALTAY
(Sinop) Kabul edilmiştir.
BAŞKAN
Kabul edilmiştir. Sehven Kabul edilmemiştir. diye söyledim. Evet,
kabul edilmiştir.
Kabul edilen
önerge çerçevesi içinde maddeyi oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Madde 11de 3 adet
önerge vardır, sırasıyla okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 675 sıra sayılı kanun tasarısının 11'inci
maddesinde yer alan "en az binde beşine" ibaresinin "en az
yüzde onuna" ibaresi ile değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan Mülkiye
Birtane Nursel
Aydoğan
Iğdır
Kars Diyarbakır
Adil Zozani Erol
Dora İbrahim
Binici
Hakkâri
Mardin Şanlıurfa
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 675 Sıra Sayılı "Perakende Ticaretin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun Tasarısının 11. Maddesine
aşağıda bulunan 1. Fıkranın eklenmesini, diğer
fıkraların buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
"(1)
Alışveriş merkezleri, büyük mağazalar ve zincir
mağazalarda, toplam satış alanlarının yarısı
kadar otopark alanı bulunur. Kanun yürürlüğe girdiğinde yeterli
otoparkı olmayan işletme, bir yıl içinde otopark
zorunluluğunu yerine getirmesi için süre tanınır. Getiremeyen
perakende işletmenin işyeri açma ve çalışma ruhsatı
iptal edilir."
Mehmet Ali Susam Sinan Aygün Turhan
Tayan
İzmir Ankara
Bursa
Mahmut Tanal Dilek
Akagün Yılmaz Süleyman
Çelebi
İstanbul
Uşak İstanbul
İlhan
Demiröz
Bursa
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 675 Sıra Sayılı "Perakende Ticaretin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı"nın 11. Maddesinin (1). Fıkrasının
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini,
aşağıdaki (4). fıkranın eklenerek fıkra
numaralarının buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
"(1)
Alışveriş merkezlerinde, satış alanının en
az binde beşine tekabül eden alanın sosyal ve kültürel etkinliklerin
düzenlenmesi amacıyla ayrılması zorunludur. Bakanlık, bu
oranı bir katına kadar artırmaya yetkilidir.
(4)
Alışveriş merkezleri kiralama yoluyla temin ettikleri ve/veya
kendilerine ait toplam satış alanlarının, şehir
yerleşim merkezleri içinde en az yarısına, şehir
yerleşim merkezi dışında ise en az yüzde seksenine
karşılık gelen bir sahayı kapalı ya da açık
otopark alanı olarak düzenlemek ve ücretsiz olarak müşterilerinin
ortak kullanımına sunmak zorundadırlar."
Alim Işık D. Ali Torlak Yusuf Halaçoğlu
Kütahya İstanbul Kayseri
Kemalettin Yılmaz Seyfettin Yılmaz Sümer Oral
Afyonkarahisar Adana Manisa
Mesut Dedeoğlu Erkan Akçay
Kahramanmaraş Manisa
BAŞKAN
Komisyon, katılıyor musunuz?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN FİLİZ
(Çankırı) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
GÜMRÜK VE
TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Bu
arada, bir konuyu da netleştirelim. Bazı önergelere Hükûmet katılıyor,
dolayısıyla ilgili önergenin sahibi olan parti milletvekilleri parmak
kaldırmıyor. Ona göre sayıyoruz. Bazen de hep beraber oluyor,
onu da sayıyoruz.
Sayın
Yılmaz, buyurunuz. (MHP sıralarından alkışlar)
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan 675 sıra sayılı kanunun 11inci
maddesinde verdiğimiz değişiklik önergesi üzerinde söz
almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu paketle beraber
yaklaşık 2 milyonun üzerindeki esnafımız sorunlarının
giderilmesi noktasında büyük bir beklentinin içerisine girmişler ama
ne yazık ki dağ fare doğurmuş, yine büyük balık küçük
balığı yutmuştur. Burada milletvekillerinin verdiği
teklifler, esnafımızın sorunlarını,
sıkıntılarını dile getiren ve çözüm öneren teklifler
de birleştirilmiş ama kanuna baktığımızda
hiçbirinin gündeme gelmediğini görüyoruz. Burada kazanan yine büyük
sermaye grupları olmuş, ezilen ise küçük esnaflarımız
olmuştur.
Şimdi, bugün
Sayın Başbakan Rekabet ve Şeffaflık Paketi adı
altında bir paket açıkladı. Bu tasarıda da görüyoruz ki
eşit rekabet nerede? AVMlerle, büyük AVMlerle Adanada otuz kırk
yıldır meşhur Kız Bakkalın eşit şartlarda
rekabet etmesi mümkün mü? Mümkün değil.
Şimdi, sizin
rekabet anlayışınız nasıl? Açık söylüyorum,
şeffaflık anlayışınız nasıl? Anadolunun
masum insanları, o fakir fukara, garip gurebanın çocukları
eşit şartlarda KPSSye girerek mücadele versinler, alın teri
döksünler, emek döksünler, onları yetiştiren anaları
babaları bin bir zorlukla o çocukları okutsunlar, bir iş güç
sahibi yapmaya çalışsınlar ama milletvekillerinin çocukları
özel kadrolara atansın, bakanların çocukları özel kadrolara
atansın, yandaşların çocukları özel kadrolara atansın.
Şimdi buradan Sayın Başbakana sesleniyorum: Bu rekabet nerede?
Bu mu sizin rekabet anlayışınız? Şeffaflık, hangi
şeffaflıktan bahsediyorsunuz? Şeffaflığı siz,
toplumun tüm kesiminden, esnaftan şeffaflık istiyorsunuz, kurumlardan
şeffaflık istiyorsunuz, basından şeffaflık
istiyorsunuz ama kendinizle ilgili geldiği zaman şeffaflık yok.
Buradan soruyoruz 1.150 odalı kaçak saray yaptırdınız.
Buraya kim ne kadar para harcamış? Buranın ihalesi ne kadara
yapılmış? Metreküp, granitinden bilmem neyine kadar kaç lira
ödenmiş? Bardaklar kaça alınmış? Burada kaç personel
çalıştırılıyor? dediğimizde şeffaflık
yok. Şeffaflık size geldiği zaman yok ama o Anadolunun masum
insanlarına geldiği zaman şeffaflıktan bahsediyorsunuz.
Rekabette, Anadolu insanını rekabete koşuyorsunuz ama kendi
yandaşlarınıza yol verip açıyorsunuz. Yani böyle bir
anlayış doğru değildir.
Şimdi,
esnafları geziyoruz, mutlaka Adalet ve Kalkınma Partisinin
milletvekilleri de gittikleri zaman esnafları geziyorlar. Esnaf kan
ağlıyor. Bankalara olan borçlarını, Halk Bankasına
olan borçlarını ödeyememiş, günlük siftah yapamadan kepengini
kapatan esnaf var. Getirdiniz bir kanun, aylarca da konuştunuz. Ne
getiriyorsunuz bu kanunla? Esnafı düşünen bir tane madde var mı?
Kimi korumuşsunuz? AVMyi korumuşsunuz. Yani şunu kabul edeceksiniz:
O sessiz yığınlar dediğiniz, o garip gureba Anadolu
insanı, o hayat mücadelesi veren, yıllardır
esnaflığını yapan, helal kazancının peşinde
olan esnaf sizin gündeminizde yok. Sizin gündeminizde ağababaları
var, sizin gündeminizde para babaları var, sizin gündeminizde sermaye
grupları var. Getirdiğiniz kanun tasarısıyla gene AVMlerin
önünü açtınız. Dünyanın neresinde görüşülmüş yerden
biter gibi AVMlerin yapıldığı? Bir şeyi daha
öldürüyorsunuz; milleti dönüştürüyorsunuz, milletin değer
yargılarını ortadan kaldırıyorsunuz.
Bakkalımızla, terzimizle, manavımızla bir kültür
vardı, bir dayanışma vardı, insanlar birbirlerinin
dertleriyle ilgileniyordu. Bugün bu esnafları; manavı, bakkalı,
terziyi, tüm küçük esnafı öldürüyorsunuz.
Adanada 3 bin, 4
bin nüfuslu Karaisalıya büyük alışveriş merkezi
açılmış veya bir marketin zinciri açılmış,
Saimbeyliye, Tufanbeyliye, bunlar Adananın 3-4 bin nüfuslu ilçeleri.
Şimdi ben size soruyorum: Orada yıllardır bakkallık yapan,
manavlık yapan, terzilik yapan, hakkıyla para kazanan o
esnaflarımız bu büyük alışveriş merkezleriyle, para
babalarıyla hangi mücadeleyi verecekler, hangi rekabeti yapacaklar? Ondan
sonra da bütün televizyonlardan yayınlıyorsunuz, Sayın
Başbakan Rekabette eşitlik ve şeffaflık adı
altında bugün bir paket açıklıyor. Yani sizin sadece milleti
düşünmeniz söylemde kalmış ama milleti düşünen bir tane
bile uygulamanız yok.
Teşekkür
ediyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 675 Sıra Sayılı "Perakende Ticaretin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı"nın 11. Maddesine
aşağıda bulunan 1. Fıkranın eklenmesini, diğer
fıkraların buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
"(1)
Alışveriş merkezleri, büyük mağazalar ve zincir
mağazalarda, toplam satış alanlarının yarısı
kadar otopark alanı bulunur. Kanun yürürlüğe girdiğinde yeterli
otoparkı olmayan işletme, bir yıl içinde otopark
zorunluluğunu yerine getirmesi için süre tanınır. Getiremeyen
perakende işletmenin işyeri açma ve çalışma ruhsatı
iptal edilir.
Dilek Akagün
Yılmaz (Uşak) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon, katılıyor musunuz?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN FİLİZ
(Çankırı) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
GÜMRÜK VE
TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Sayın Yılmaz buyurunuz.
DİLEK AKAGÜN
YILMAZ (Uşak) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
şimdi buradan, bizi, cezaevlerinde bulunan pek çok infaz koruma memuru ve
cezaevi personeli arkadaşımız dinliyorlar. Biliyorsunuz, geçen
hafta gündemimizde cezaevlerinin güvenliğiyle ilgili düzenlemeler
vardı. Burada onların en çok dikkat ettikleri konu özlük
haklarının geliştirilmesi, tazminatlarının
yükseltilmesi ve fiilî hizmet zamlarının tanınmasıydı
ama ne yazık ki geçen hafta içerisinde Özlük hakları konusunda
Maliye Bakanlığı ile Adalet Bakanlığı
anlaşamadı. dendi, bu ertelendi. Şimdi soruyorlar, bu
görüşmeye devam edilecek mi, yoksa bu kanun diğer kanunlarda
olduğu gibi kadük mü kalacak? Öncelikle özlük haklarının ve
fiilî hizmet zammının tanınmasını istiyorlar. Buradan,
Sayın Bakan, Hükûmeti temsilen size bu görüşleri ve bu yardım
çağrılarını, talepleri iletmek benim görevim, en kısa
zamanda görüşülmesini talep ediyoruz.
Bunun
yanında, 675 sıra sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun Tasarısına gelince. Biraz önce de
arkadaşımın söylediği gibi dağ fare doğurdu. Ne
yazık ki esnafımızın, milyonlarca
esnafımızın beklediği talepleri yerine getirilmeyen bu
yasayla şu anda görüşmelere devam ediyoruz. Onlar da şu anda
hepimizin ağzının içine bakıyorlar acaba bizimle ilgili
olumlu bir şey olur mu diye? Anayasa madde 173teki haklarını
istiyorlar. Anayasa ne diyor? Devlet esnaf ve sanatkârı koruyucu ve
destekleyici tedbirleri alır. Yani büyük alışveriş
merkezlerine karşı, zincir mağazalara karşı
aslında korunmayı istiyorlar ama bu yasada böyle bir korunmanın
olmadığını ne yazık ki izledikçe de görüyorlar.
Şimdi, dün
Sayın Bakan dedi ki: Aslında bizim küçük esnaflarımızda
bir azalma yok, aksine o esnaflarımızda daha fazla artış
var. Ama TESKin, Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonunun
rakamları hiç de öyle demiyor Sayın Bakan. 2000 yılında 4
milyon esnaf var iken, bugün için ise 1,5 milyon esnaf var. Nereye gitti bu
esnaflar? Yok oldular. Nereye yok oldular, neden yok oldular? Aslında bunu
hepimiz biliyoruz. Bunu bilmek için rakamlara da gerek yok sevgili arkadaşlar.
Hepimiz mahallemizde, bulunduğumuz yerlerde görüyoruz zincir marketler
açıldıktan sonra bakkallar, manavlar teker teker kapanıyor.
İşte, onların sorunlarına çözüm bulunması gerekirken
ne yazık ki bu tasarıda onların sorunlarına çözüm yok. Ne
istiyor esnaflar, esnaf örgütleri? İstedikleri çok basitti aslında.
Bütün Avrupa ülkelerinde olduğu gibi haftanın bir günü
alışveriş merkezleri ve zincir marketler kapalı
kalsın, biz biraz ayağa kalkalım. Çalışma saatleri
sınırlandırılsın ve bu alışveriş
merkezleri şehir dışına taşınsın.
Bunları istiyorlardı ama ne yazık ki bunlarla ilgili en ufak bir
düzenleme yok. AKP milletvekillerinin daha önce vermiş olduğu yasa
tekliflerinde, değişik partilerin de bizim partimizin de vermiş
olduğu yasa tekliflerinde bunlar vardı ama ne yazık ki
tasarıya gelirken bunların hepsi büyük AVM lobilerinin
çalışmaları nedeniyle ortadan kaldırıldı. Buna
hep beraber bizler şahit olduk.
Şimdi,
tasarıda şaka gibi şeyler var. Efendim, AVMlerde yüzde 5
oranında esnafa yer ayrılacakmış. Esnaf hangi parayla oralardan
yer tutacak? Ben size bunu soruyorum.
Geleneksel ve
kaybolmaya yüz tutmuş mesleklerin icrası için yine belli oranlarda
bir fiyat indirimine gidilecekmiş. Hangi parayla arkadaşlar, hangi
parayla? Siz esnafın ayağa kalkması için yani oralarda o büyük
rakamlarla tutulabilecek yerlerden yer mi tutabileceğini
sanıyorsunuz? Sanmıyorsunuz, sadece bir elma şekeri
verdiğinizi zannediyorsunuz, bunlara da hiçbirisi kanmayacak, bunu
görüyoruz.
Yöresel ürünlerin
satışı AVMlere konulacakmış. Elbette, konulması iyi
bir şey ama yöremizdeki esnafların geliştirilmesi, asıl
bizim istediğimiz şey bu.
Ben
Uşaklı bir bakkalın çocuğuyum, Ali Akagündü benim
babamın adı ve Uşakta bir bakkal dükkânı
çalıştırıyordu. Bakkalların ne türden sorunlar
yaşadığını biz yaşayarak bilen insanlarız
ama ne yazık ki bugün bakkalların Uşakta
yaşadığı sorunlara hiçbir çözüm getirilmiyor. Bakkallar
diyorlar ki: Biz saat 22.00de kapatıyoruz yani içki
satışımız sona erdiriliyor, AVMler de 22.00de
kapatılıyor. Neden biz AVMlere göre, bu şekilde zorunlu olarak
satışlarımızı ortadan kaldırmak durumunda
kalıyoruz? Ayrıca, AVMlerde içkiler, eğer fiyat
birlikteliği varsa, neden düşük tutuluyor da bizim gibi bakkallara
fiyat birlikteliği zorunluluğu konuluyor? deniyor.
Ayrıca, küçük
esnafın pazar ruhsatı ödemesini engelleyen bu maddedeki düzenleme
olumlu, çünkü Uşaktaki esnaflarımız bu konuda çok ciddi sorun
yaşamışlardı. Ancak, Hafta Tatili Kanununu tamamen
kaldırdığınızda, büyük AVMlerde haftada bir gün izin
kullanabilme hakkı da ortadan kaldırılabilir, bu konuya
dikkatinizi çekmek istiyorum Sayın Bakan. Bunda belki bir madde
kaldırılabilir ama
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
DİLEK AKAGÜN
YILMAZ (Devamla) -
Hafta Tatili Kanununu tümden kaldırırsanız
çok ciddi sorunla karşılaşacaksınız.
Bir de
Uşaklı esnaflarımızın şöyle bir sorunu var
Sayın bakan, bu tasarıda yok: Festival ve alışveriş
alanlarıyla ilgili bazı düzenlemeler var ama kermesler ve pazar
yerleriyle ilgili sorunlara çözüm yok. Her gün çok sayıda kermes
açıldığı için, pazar yerleri olduğu için de esnaf
satış yapamamaktan çok şikâyetçi. Bunu düşünebilirseniz,
uygun bir şekilde bir düzenleme yapılabilirse çok memnun olacaklar.
Teşekkür
ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 675 sıra sayılı kanun tasarısının 11'inci
maddesinde yer alan "en az binde beşine" ibaresinin "en az
yüzde onuna" ibaresi ile değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Adil Zozani (Hakkâri) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon, katılıyor musunuz?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN FİLİZ
(Çankırı) - Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
GÜMRÜK VE
TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun) -
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Dora, buyurunuz. (HDP sıralarından alkışlar)
EROL DORA (Mardin)
- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Perakende Ticaretin
Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısının 11inci maddesi
üzerine Halkların Demokratik Partisi Grubu adına söz almış
bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bu kanun
tasarısı, Hükûmetin seçimler öncesi, küçük esnafı sözde korumaya
çalıştığı izlenimi yaratma yönünde
attığı yüzeysel düzenlemelerden ibarettir. Gözden
kaçırılmaya çalışılan ve bizce asıl olarak
sorulması gereken soru ise şudur: Küçük esnafı hangi politikalar
yoksullaştırmıştır? Bu politikaları hangi Hükûmet
yürütmüştür? Bu sorunun cevabını bizim gibi tüm kamuoyu da
bilmektedir. Küçük esnafın yaşadığı temel
sorunların ana kaynağı, büyük sermayenin Hükûmetçe desteklenmesi
yaklaşımı, bizzat AK PARTİ Hükûmetinin neoliberal politika
ve tutumlarının eseridir.
Değerli
milletvekilleri, esnafın ruhsat işlemlerine ilişkin
düzenlemeler, AVM'lerin tatil günlerinde çalışmasına
ilişkin düzenlemeler, AVM'lerde ibadethane zorunluluğu getiren
düzenlemeler tali konulardır ve esnafın gerçek sorunlarına çözüm
getirmekten uzaktır. Türkiye'de AK PARTİ Hükûmeti eliyle yürütülen
neoliberal, kapitalist politikaların plansız programsız, sadece
ranta yönelik mantığı, belediyelerin şehir dokusuna uymayan
inşaat izinleriyle de birleşince, başta İstanbul olmak
üzere büyük şehirleri adeta birer AVM çöplüğüne
dönüştürmüştür. Kentlerin içinde kalmış yeşil alanlar
ile restore edilmeyi bekleyen tarihî binalar AVM'ler için hazır
yatırım alanları olarak görülmüştür. Son on yılda AVMlere
yapılan yatırım 40 milyar dolar olarak hesaplanmaktadır.
Değerli
milletvekilleri, şehir planlamalarında kentlerin ekonomik, sosyal ve
kültürel doku gelişimleri, kentlere göç olgusu göz önünde bulundurulmadan
alışveriş merkezleri konusuna basit bir ruhsatlandırma ve
imar konusu gibi bakılmakta, sadece inşaat ve azami kâr gözüyle sözde
bir kalkınma modeli olarak değerlendirilmektedir. Toplumda
yaratılan tüketim düşkünlüğü neticesinde cazibe merkezleri
hâline getirilen AVM'ler, bankaların halkı borçlandırmak için
pervasızca dağıttığı kredi kartları
olgusuyla birleşmiş ve insanlarda suni bir alışveriş
duygusunun yaratılması planlanmıştır. AVM'lerin
çokluğunun gelişmişlik örneği gibi sunulmasıyla,
AVM'lerin çokluğunun ekonomik ilerleme göstergesi gibi sunulmasıyla
toplum yanıltılmış ve yanıltılmaya da devam
edilmektedir.
Değerli
milletvekilleri, şehirler, yerel halkın hiçbir görüşü
alınmadan, kapalı kapılar ardında Hükûmet, belediye ve
sermaye iş birliğiyle talan edilirken, halkın buna dur diyecek
yasal kanallarının açık olmaması yerel demokrasinin
pratikte olmadığının da en büyük göstergelerindendir.
Kurulmasındaki amaç, her metrekaresinden kâr elde etmek olan bu ticari
mekânlarda halkta suni tüketim özentisi yaratılmaktadır.
Tüketici kitleyi
hedefine koyarak inşa edilen AVM'lerin kapitalizmin kendi iç
çelişkileri nedeniyle kapanmaya doğru gittiğini, son yedi
yılda 23 AVM'nin kapandığını,
bazılarının farklı kurumlara dönüştürülmek
istendiğini de ibretle izlemekteyiz.
Değerli
milletvekilleri, AK PARTİ Hükûmeti iktidar olduğundan bu yana sürekli
ittifak hâlinde bulunduğu büyük sermayeyle birlikte şehirleri de
AVM'lerle, çok katlı çarpık inşaatlarla yaşanılmaz
hâle getirmiştir. AVM'leri topluma bir hizmetmiş gibi sunmaya
çalışan illüzyonlar yaratmaktan da geri durulmamıştır.
Aynı
zihniyet, kırsal alanlarda yaşamın kaynağı olan su
kaynaklarını talan edercesine, pervasızca hidroelektrik
santrallerini yaygınlaştırmış; ormanları,
doğayı aşırı kâr hırsıyla hareket eden
sermayeye sunmaktan çekinmemiştir.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; şehir planlamaları,
kültürlere, yerel hafızaya göre değil; yereli mekânikleştiren,
geçmiş kültüründen koparan, yerel dinamikleri, kültürleri ikinci plana
atan, yerel sosyolojileri iktidara bağlayan, demokratikleşmeyi ve
şeffaflaşmayı lüks gören, topluma sermayeden bakan
anlayışlarla gerçekleştirilmiştir. Bu bağlamda,
alternatif kentsel yaşam politikalarına ihtiyaç bulunmaktadır.
Kentlerin birçok alanında oluşturulacak cazibe merkezleri mahalle
bazında, köyler bazında katılımı, komünal
değerleri, kooperatifleri, yerel meclisleri, halkın kararlara
katılımını geliştirici sosyal alanların
geliştirilmesine dönük çalışmalar hayati nitelik arz etmektedir.
Kapitalist
modernizmin belirleyiciliğinden çıkılmalı, demokratik
modernizm temel alınmalı, eşitlik, özgürlük, kültürel dokuya
uygunluk temel alınmalıdır.
Demokratik kent
meclisleri, mahalle meclisleri, yerel özellikli üretim ortaklıkları
kurulmalı, bu anlayışların desteklenmesinin öncülüğünü
yine demokratik yerel yönetimler yapmalıdır.
Bu duygu ve
düşüncelerle tekrar Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Madde 12de iki
adet önerge vardır, sırasıyla okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 675 Sıra Sayılı "Perakende Ticaretin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı"nın 12. Maddesinin (1)
fıkrasında bulunan "esnaf ve sanatkar işletmecilerine"
ibaresinden sonra gelmek üzere "ilk beş yıl rayiç bedelin
yarısından fazla olmamak, sonraki dönemde" ibaresinin
eklenmesini, (2) fıkrada bulunan "binde üç" ibaresinin
"yüzde bir" olarak ve "dörtte birinden" ifadesinin
"onda birinden" olarak, (3) fıkrada bulunan "yüzde birine"
ibaresinin "yüzde beşine" olarak değiştirilmesini ve
fıkradaki son cümlenin madde metninden çıkartılmasını
arz ve teklif ederiz.
Mehmet Ali Susam Sinan
Aydın Aygün Turhan
Tayan
İzmir Ankara Bursa
Mahmut Tanal İlhan
Demiröz Süleyman
Çelebi
İstanbul Bursa İstanbul
Vahap Seçer Sedef
Küçük
Mersin İstanbul
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 675 Sıra Sayılı "Perakende Ticaretin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı"nın 12. Maddesinin (1), (2) ve
(3). Fıkralarının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
"(1)
Alışveriş merkezlerinde, esnaf ve sanatkâr işletmecilerine
rayiç bedelin en fazla yüzde ellisi üzerinden kiraya verilmek üzere, toplam
satış alanının en az yüzde onu oranında yer
ayrılır. Bu yerler, esnaf ve sanatkâr işletmecilerinden yeteri
kadar talep olmaması veya boşalan yerlerin duyuru tarihinden itibaren
otuz gün içinde doldurulamaması hâlinde diğer talep sahiplerine de
kiralanabilir.
(2) Alışveriş merkezlerinde;
geleneksel, kültürel veya sanatsal değeri olan kaybolmaya yüz tutmuş
meslekleri icra edenlere kiraya verilmek üzere, toplam satış
alanının en az yüzde biri oranında yer ayrılır. Bu
yerlerin kira bedeli, rayiç bedelinin beşte birinden fazla olamaz. Söz
konusu meslekler, ilgili üst meslek kuruluşunun görüşü alınarak
Bakanlıkça belirlenir ve ilan edilir.
(3)
Hızlı tüketim mallarının satışının
yapıldığı büyük mağaza ve zincir mağazalar ile
bayi işletme ve özel yetkili işletmelerde satış
alanlarının en az yüzde ikisine tekabül edecek şekilde raf alanı,
mağazanın bulunduğu ilde üretilmesi kaydıyla coğrafi
işaretli olarak tescil edilen veya coğrafi işaretli olarak
tescil edilmemiş olsa bile meslek kuruluşlarının uygun
görüşü alınarak ticaret il müdürlüklerince belirlenen hızlı
tüketim malı niteliği taşıyan yöresel ürünlerin
satışına ayrılır. Yöresel ürünlerle doldurulamayan raf
alanları, diğer ürünlerin satışı amacıyla
kullanılabilir."
Alim Işık Özcan
Yeniçeri Yusuf
Halaçoğlu
Kütahya Ankara Kayseri
Seyfettin Yılmaz Ahmet
Duran Bulut Reşat
Doğru
Adana Balıkesir Tokat
BAŞKAN
Komisyon katılıyor musunuz?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN FİLİZ
(Çankırı) - Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
GÜMRÜK VE
TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun) -
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Sayın Bulut, buyurunuz. (MHP sıralarından alkışlar)
AHMET DURAN BULUT
(Balıkesir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Ülkemizin en
önemli sorunlarının başında işsizlik gelmektedir.
Resmî rakamlarda yüzde 10u geçen işsizlik gayriresmî rakamlarda yüzde
20lere ulaşmıştır. Her 4 gençten biri işsizdir. Bu
işsizliğin ortadan kaldırılması, azaltılması
için yeni istihdam alanları açılmalıdır. Sosyal Güvenlik
Kurumuna üye olan 15 milyon kişinin yaklaşık yarısı
küçük esnaf, sanatkâr ve yanında çalışanlardır. Küçük
esnafın önünün açılması, ona yeni imkânlar
hazırlanması, uzun vadeli krediler verilmesi, yeni mekân
açanların beş yıl vergi dışı
bırakılması gibi tedbirlerle esnafın önünün
açılması lazım. Avrupada, dünyada meydana gelen krizin
Türkiyeden teğet geçtiğinin ifade edilmesinin sebebi, bu krizin
sarsıntılarını esnafın göğüslemesidir. Esnaf,
vatandaşa, parası olmayana, kredi kartı olana, düşük
gelirli olan insanlarımıza 8 ila 10 bin lira arasında bir
destekte bulunmuş, veresiye defterini açmış, o defteri
kapatmamıştır. Parası olmayana ekmeğini, sütünü
aldığında Hayır. dememiştir. Böylesine önemli işlevi
olan, Türk kültürünün, Ahilik kültürünün en önemli unsuru, sosyal yapımızın
vazgeçilmezi olan bu küçük esnaf, bakkal, görüyoruz ki Avrupa Birliği
ölçülerinin üzerinde Türkiyede artış kaydeden AVMler
karşısında her gün erimekte, her gün yok olmaktadır çünkü
Adalet ve Kalkınma Partisi AVMci bir partidir, Adalet ve Kalkınma
Partisi zenginci bir partidir. Küçük esnafı, dar gelirliyi
düşünmediği uzun yıllardır çıkmasını
beklediğimiz bu yasada da görülmektedir.
Önceki
Başbakan bir açılışta ifade ediyor, bakkallara diyor ki:
Bir araya geliniz, siz de yeni AVMler açınız. Hayatın yeni
düzenine ayak uydurunuz. Yani diyor ki: Kapatın
dükkânlarınızı, siz de bu saadet zincirine
katılınız. Böylesine bir bakış
açısının, sosyal yapımızın en önemli unsurları
olan bu değerli meslek grubunun dertlerine çare bulması mümkün
değildir.
Avrupa
Birliğinde ekonomik kararlar alınırken önce küçüğü gözet
anlayışı vardır. Ancak, maalesef, iktidar büyüğü
gözetmekte, büyüğün haklarını savunmakta, büyüğün önünü
açmakta, küçüğe kendi başının çaresine bak demektedir.
Uzun zamandır çıkması beklenilen yasa beklentileri boşa
çıkarmaktadır.
Şehirler
içerisine kadar girmiş, büyük merkeze açamasa bile küçük marketler
zincirleriyle mahalle aralarına kadar dalmış bu perakende
sektörünün yüzde 65ini elinde bulunduran bu canavar, küçük esnafın yüzde
42lik payına göz dikmiş, onu da elinden almaya
çalışıyor. Bu insanlar bir araya gelip AVM kuramazlar, bu
insanlar böyle bir organizasyonu yapamazlar çünkü ellerinde imkân yok.
Çok kredi vermekle
övündüğünüz, banka hâline getirdiğiniz Esnaf Kefalet Kooperatiflerinden
para alıp yatırım yapmıyor bu insanlar,
borçlarını ödüyorlar, raflarına yeni ürünler koymaya
çalışıyorlar. Yani AVMlik bir hayalleri bile olamıyor bu
insanların. Bunu esnaf görmektedir ve bu insanlara Adalet ve Kalkınma
Partisinin bakış açısının hesabını 7 Haziran
seçimlerinde soracaktır.
Milliyetçi Hareket
Partisi küçük esnafımızın, bakkalımızın
yanındadır; onun dertlerini çözmek için kadrolarıyla,
projeleriyle hazırdır.
Yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 675 Sıra Sayılı "Perakende Ticaretin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı"nın 12. Maddesinin (1)
fıkrasında bulunan "esnaf ve sanatkar işletmecilerine"
ibaresinden sonra gelmek üzere "ilk beş yıl rayiç bedelin
yarısından fazla olmamak, sonraki dönemde" ibaresinin
eklenmesini, (2) fıkrada bulunan "binde üç" ibaresinin "yüzde
bir" olarak ve "dörtte birinden" ifadesinin "onda
birinden" olarak, (3) fıkrada bulunan "yüzde birine"
ibaresinin "yüzde beşine" olarak değiştirilmesini ve
fıkradaki son cümlenin madde metninden çıkartılmasını
arz ve teklif ederiz.
Sedef Küçük
(İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon, katılıyor musunuz?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN FİLİZ
(Çankırı) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
GÜMRÜK VE
TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun) -
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Buyurunuz Sayın Küçük. (CHP sıralarından alkışlar)
SEDEF KÜÇÜK
(İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 675
sıra sayılı Kanun Tasarısının 12nci maddesi
üzerine söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, Hükûmet tarafından hazırlanan bu tasarının
gerekçesinde AVMler ve zincir mağazaların esnaflar ve küçük ölçekli
ticari işletmeler için pazar kaybını ve piyasada tutunma
sorunlarını da beraberinde getireceği söyleniyor. Bu çok
haklı ama haklı olduğu ölçüde geç ortaya konulmuş bir
saptamadır.
Yıllardır
esnaf örgütleri, AVMlerin ve zincir mağazaların verdikleri zararlar
konusunda Hükûmetin kapısını aşındırdı.
Muhalefet defalarca bu konuya ilişkin teklif verdi. Esnaf kan
ağlıyor, AVMler binlerce esnafın kepenk kapatmasına neden
oluyor. denildi ama bu konu karşısında kulaklar nedense hep
sağır oldu. Şimdi, AVM sayısı 350ye, mağaza
zincirlerinin şube sayısı 18 bine dayanınca mı bu
sorunun farkına varıldı? Esnaf artık bu yükü
taşıyamaz oluncaya kadar, binlercesi bakkalının,
manavının, iş yerinin kapısına kilit vurmak zorunda
kalana kadar neden beklendi? Bu soruların acilen Hükûmet tarafından
cevaplanması gerekiyor çünkü bugün var olan hipermarketlerin, AVMlerin ezici
bir çoğunluğu Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı
sırasında faaliyete başladı.
Atı alan
Üsküdarı geçtikten sonra, esnafımız yıllarca
sıkıntılarla boğuştuktan sonra E, sizi
koruyacağız. diye kanun tasarısı hazırlanması,
doğrusu, çok da sağlıklı bir yaklaşım değil.
Yine de geçtir ama tasarıyı oldukça olumlu bulduğumuzu da ifade
etmek istiyorum.
Değerli
milletvekilleri, esnaf ve sanatkârlarımızın tek sorunu tabii ki
AVM ve hipermarketler değildir. Banka kredileri sorun, hemen her
esnafımız bankalara borçlu durumda. Vergi borçları sorun,
esnaflarımızın vergi borcu 70 milyarı bulmuş.
BAĞ-KUR primleri sorun, çoğu esnafımız BAĞ-KUR
primlerini ödeyemez durumda ve bu nedenle de sağlık hizmetlerinden
faydalanamamakta. Anayasamızda esnaf ve sanatkârlarımızın
korunmasına ilişkin hüküm olmasına rağmen hâlâ
korunmamaları ve desteklenmemeleri zaten başlı başına
en büyük sorun. Bu kadar sorunun arasında takdire şayan olan ise bu
esnaf ve sanatkârlarımızın hâlâ evlerine ekmek götürebiliyor,
hâlâ direnebiliyor, hâlâ istihdam yaratıyor ve ekonomimizin
çarklarını çevirebiliyor olmalarıdır. Bu, büyük bir
başarıdır, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının
politikalarına rağmen bir başarıdır.
Esnaflarımız
gibi toplumumuzun orta direğini oluşturan kesimler, ekonomik krizlere
ve çalkantılara en duyarlı olan kesimlerdir. Eğer iyi ve
sağlıklı işleyen, istikrarlı bir ekonomi
politikası uygulanmıyorsa bundan en büyük zararı bu kesimler ve
aileleri görür. İstikrarın en önemli koşullarından birisi
ise şeffaf, denetlenebilir ve yolsuzluklardan arınmış bir
yapıdır. Ülkemiz için ne yazık ki bu koşulun
sağlandığını hele de bugünlerde söylemek asla mümkün
değildir. Bir ülkede ülkeyi yönetenler yolsuzluklarla, talanla beraber
anılıyorsa o ülkede ne istikrardan söz edilir ne
sağlıklı bir ekonomik yapıdan. Bir ülkede, devleti ayakta
tutan kurumlar şaibe altında ise, yargıya olan güven her geçen
gün daha da sarsılıyorsa, bir rant ve israf furyası dolu dizgin
devam ediyorsa o ülkenin ekonomisi bıçak sırtında demektir.
Hiçbir yöneticinin de ülkesini bu hâle koymaya ve göz yummaya, hiçbir şey
olmamış gibi davranmaya hakkı yoktur.
Eğer
esnafı gerçekten korumak istiyorsak, eğer memuru, işçiyi,
yoksulu gerçekten ezdirmemek istiyorsak, her şeyden önce geleceğe
sağlıklı bir toplum bırakmak istiyorsak yolsuzluklardan
tamamen arınmak gerekir diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Küçük.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Madde 13te üç
adet önerge vardır, sırasıyla okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 675 Sıra Sayılı "Perakende Ticaretin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı"nın 13. Maddesinin kenar
başlığının "Çalışma günleri ve
saatleri" olarak değiştirilmesini, 1. Fıkrasında
bulunan "yetkili idarenin görüşü alınmak suretiyle vali
tarafından belirlenebilir" ibaresinin "yetkili idare
tarafından belirlenir." olarak değiştirilmesini,
fıkranın sonuna "Alışveriş merkezleri, büyük
mağazalar ve zincir mağazalar haftada bir gün, dini bayramlarda ilk
iki gün ve yılın son günü kapalı olur" ibaresinin
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Ali Susam Sinan
Aydın Aygün Turhan
Tayan
İzmir Ankara Bursa
Mahmut Tanal Haluk
Eyidoğan İlhan
Demiröz
İstanbul İstanbul Bursa
Süleyman Çelebi Muharrem
Işık
İstanbul Erzincan
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 675 Sıra Sayılı
"Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun
Tasarısı"nın 13. Maddesinin (1). ve (2)
Fıkralarının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
(1) Mesleğe, mevsime ve turizme özgü şartlar ve
benzeri hususlar gözetilerek perakende işletmelerin bir
kısmının veya tamamının çalışma saatleri,
meslek kuruluşlarının müşterek teklifi üzerine yetkili
idare tarafından belirlenir. Esnaf ve sanatkâr işletmelerinin
çalışma saatlerinin belirlenmesinde, meslek kuruluşunca ilgili
esnaf ve sanatkâr odasının görüşü alınır.
(2) Alışveriş merkezleri, büyük
mağazalar ve zincir mağazalar haftada bir gün, resmi tatil günlerinde
tamamen ve dini bayramlarda ilk iki gün kapalı tutulur.
Alim Işık Özcan
Yeniçeri Yusuf
Halaçoğlu
Kütahya Ankara Kayseri
Seyfettin Yılmaz Reşat
Doğru Emin
Çınar
Adana Tokat Kastamonu
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 675 sıra sayılı kanun tasarısının 13'üncü
maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Pervin Buldan Mülkiye
Birtane Nursel
Aydoğan
Iğdır Kars Diyarbakır
İbrahim Binici Erol
Dora Adil
Zozani
Şanlıurfa Mardin Hakkari
BAŞKAN
Komisyon katılıyor mu?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN FİLİZ
(Çankırı) - Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
GÜMRÜK VE
TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun) -
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Gerekçe.
Gerekçe:
Tasarı
metninde geçen "işletmelerin bir kısmının veya
tamamının çalışma saatleri, vali tarafından
belirlenebilir." ibaresi muğlak bir ibare olmakla beraber hiçbir sistematiği
içermemektedir. Esas olarak bu anlayışın işçi
hakkını gözeten hiçbir yönü de yoktur. Çalışma saatleri
ilgili sendikalar, meslek odaları ve sivil toplum kuruluşları ve
işyerlerinde işçiler tarafından oluşturulacak emek
meclisleri aracılığı ile belirlenmelidir.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 675 Sıra Sayılı
"Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun
Tasarısı"nın 13. Maddesinin (1). ve (2)
Fıkralarının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
(1) Mesleğe, mevsime ve turizme özgü şartlar ve
benzeri hususlar gözetilerek perakende işletmelerin bir
kısmının veya tamamının çalışma saatleri,
meslek kuruluşlarının müşterek teklifi üzerine yetkili
idare tarafından belirlenir. Esnaf ve sanatkâr işletmelerinin
çalışma saatlerinin belirlenmesinde, meslek kuruluşunca ilgili
esnaf ve sanatkâr odasının görüşü alınır.
(2) Alışveriş merkezleri, büyük
mağazalar ve zincir mağazalar haftada bir gün, resmi tatil günlerinde
tamamen ve dini bayramlarda ilk iki gün kapalı tutulur.
Alim
Işık (Kütahya) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon katılıyor mu?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN FİLİZ
(Çankırı) - Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
GÜMRÜK VE
TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun) -
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Sayın Emin Çınar, buyurunuz. (MHP sıralarından
alkışlar)
EMİN ÇINAR
(Kastamonu) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 675 sıra
sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun
Tasarısının 13üncü maddesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu olarak vermiş olduğumuz değişiklik önergesi üzerinde
söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygılarımla
selamlarım.
Esnaflarımız
Türk toplumunun en önemli temel ekonomik ögelerinden birisini
oluşturmaktadır. Ülkemizde faaliyet gösteren iş yerlerinin yüzde
99u esnaf ve sanatkârlarımızdan oluşmaktadır.
İstihdamın yüzde 77si, ekonomide oluşturulan katma değerin
ise yüzde 36sı esnaflar tarafından sağlanmaktadır.
Ekonomik şartların zorlaşması, sürekli artan borç yükü,
büyük alışveriş merkezlerinin çoğalması,
esnaflarımızı kepenk kapatmak zorunluluğuyla
karşı karşıya bırakmaktadır. 2004
yılında Türkiye genelinde 2 milyon 850 binden fazla
esnafımız varken bu rakam 2014 yılı itibarıyla 1
milyon 575 binler seviyesine gerilemiştir. AKP iktidarı her ne kadar
bugün perakende ticaret düzenlemesiyle ilgili kanun tasarısı
vermiş olsa da bu yasa küçük esnaf ve sanatkârın sorunlarına
çözümler getirmemekte, hatta onları yok edecek düzenlemeleri içermektedir.
AKP iktidarının esnaf düşmanlığı yıllar
öncesinden bizzat dönemin Başbakanı Sayın Recep Tayyip
Erdoğan tarafından açıkça ifade edilmiştir. Sayın
Erdoğan, bir alışveriş merkezi açılış
töreninde Artık bakkal devri bitti. diyerek küçük esnaf ve
sanatkârımızı kaderine terk etmiştir. Kendisi ve ailesini
geçindirebilen esnafımız büyük alışveriş baronlarına
kurban edilmiş, yok olmak doğrultusunda yüz yüze
bırakılmıştır. Bugün bu yasayla esnafın
sorunlarına hiçbir çare getirilmemekte, kaybeden yine esnaf ve
sanatkârımız olmaktadır.
Değerli
milletvekilleri, toplumun omurgasını oluşturan, ekonomimizin
istikrar unsuru olan küçük esnafın, KOBİlerin zayıflaması,
güçsüzleşmesi, toplumun yapısında derinden etkiler
bırakmaktadır. Ahilik kültürünün mirasçıları olan esnaf ve
sanatkârlar alın terleriyle evlerine ekmek götürmenin yanında,
istihdam sağlamakta ve son derece önemli sosyal görevleri ifa etmektedir.
Eskiden mahallenin kayda değer zenginleri içerisinde olan küçük esnaf ve
sanatkârımız bugün fakirleşmiş, dar gelirli kesimler hâline
gelmiştir. Bundaki temel etkenlerin başında, Türkiyedeki AVM
sektörünün yatırımlarının kontrol edilemez boyutlara
ulaşması gelmektedir. Bu AVMler, esnafımızı
haksız rekabetle karşı karşıya
bırakmaktadır. Yabancı yatırımcılar, kendi
ülkelerinde yapamadıkları ticareti bizim ülkemizde çok
rahatlıkla yapmakta, kısa vadede yüksek kârlar elde edip kendi
ekonomilerine kazandırmakta ve bizim perakende piyasamızı
sıkıntıya sokmaktadır. Bizim esnafımızsa
kepenklerini indirmekte, esnafımız kendi işinin patronuyken
uluslararası firmaların garsonu ya da tezgâhtarı olmak zorunda
kalmaktadır.
Seçim bölgem olan
Kastamonuda sanayi yatırımlarının yetersiz olması
nedeniyle vatandaşlarımız esnaflık yapmakta, geçimlerini bu
yolla temin etmektedir. Ancak, son yıllarda ekonomik şartların ağırlaşması,
zincir marketlerin ve AVMlerin çoğalması esnafımızın
vergisini dahi ödeyemez duruma düşmesine sebebiyet vermektedir.
Kastamonuda esnafımız can çekişmekte, yoksullaşmakta,
borçlarını ödeyemedikleri için dükkânlarını kapatmak
zorunda kalmaktadır. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin
açılan/kapanan işletme sayıları istatistiklerine göre,
seçim bölgem olan Kastamonuda yılın ilk on ayında kapanan
işletme sayısı bir önceki yılın ilk on ayına göre
2 kata yakın artış göstermiştir; açılan işletme
sayısındaki artışsa çok az bir orandadır.
Görüşmekte olduğumuz
bu yasayla, AVMlerin açılış ve kapanış saatlerinin
düzenlenmemesi küçük esnafı, sanatkârı ve AVM
çalışanlarını hayal kırıklığına
uğratmıştır. Bu gidişatla ülkemizde esnaf kalmayacak,
perakende sektörü hızla yok olacaktır. Büyük AVMler ve zincir
marketlerle rekabet edemeyen esnafımız, sosyal ve ekonomik
şartlarının bozukluğu nedeniyle her geçen gün
yoksullaşmakta, iş yerlerini kapatmak zorunda kalmaktadır.
Esnaflarımızı kaderine terk etmemeli, onların ayakta
kalabilmesi için gerekli düzenlemeleri yapmalıyız.
Esnafımızın bu sorunlarını AVM patronlarıyla
değil, büyük sermaye gruplarıyla değil ancak
esnafımızı dinleyerek ve onları temsil eden odaların
görüşlerini alarak, onların doğrultusunda düzenlemeler yaparak
çözüme kavuşturabiliriz.
Bu yasanın hayırlara
vesile olmasını diliyor, hepinizi saygılarımla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 675 Sıra Sayılı "Perakende Ticaretin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı"nın 13. Maddesinin kenar
başlığının "Çalışma günleri ve
saatleri" olarak değiştirilmesini, 1. Fıkrasında
bulunan "yetkili idarenin görüşü alınmak suretiyle vali
tarafından belirlenebilir" ibaresinin "yetkili idare
tarafından belirlenir." olarak değiştirilmesini,
fıkranın sonuna "Alışveriş merkezleri, büyük
mağazalar ve zincir mağazalar haftada bir gün, dini bayramlarda ilk
iki gün ve yılın son günü kapalı olur" ibaresinin
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Muharrem
Işık (Erzincan) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon katılıyor musunuz?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN FİLİZ
(Çankırı) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
GÜMRÜK VE
TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Sayın Işık, buyurunuz. (CHP sıralarından
alkışlar)
MUHARREM IŞIK
(Erzincan) Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri;
öncelikle hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
13üncü madde
üzerinde verdiğimiz önerge üzerine söz almış bulunmaktayım.
Sözlerime başlamadan önce özellikle Pariste yaşanan bu acı
olaydan sonra Sayın Başbakanın da oradaki yürüyüşe
katılması ve orada özellikle basın özgürlüğü hakkında
söyledikleri sözlerin Türkiyede de uygulanmasını talep ediyoruz,
istiyoruz. Cumhuriyet gazetesine ve Fox TV'ye yapılan
saldırılar, polisin Cumhuriyet gazetesine özellikle baskı
yapması ve orada savcı kararı olmadan arama yapması,
ayrıca Fox TVnin aracının taşlanması... Önlem
alınması gerekiyor, özellikle sosyal medyada ve bazı yayın
organlarında hedef göstermenin bir an önce önüne geçilmesi gerekiyor.
Bunun önünde tedbir alınmasını istiyoruz.
Ayrıca,
Diyarbakır 2. Sulh Ceza Mahkemesinin bazı İnternet sitelerine
erişimi engellemesini de basın özgürlüğüne vurulan darbe olarak
değerlendiriyoruz.
Değerli
milletvekilleri, Karayollarında yaklaşık 8 bine yakın
taşeron çalışan işçi var. Bu işçilerin, biliyorsunuz
mahkemenin verdiği karara rağmen hâlen hakları bu Hükûmet
tarafından verilmedi ve şu dönemde yağan karın... O kadar
yol yapmakla övünüyorsunuz ama yağan karda neler olduğunu görüyoruz.
İşte İzmir yolunun, Manisa yolunun kapanması, bugün
Erzincan ve doğuda yaşanan olaylar tamamen bu taşeronlaşmanın
getirdiği sonuç. Ben şöyle hatırlıyorum, rahmetli babam da
Karayolcu, Karayollarından emekli. Hem o yolları hem de araçları
düşündüğünüz zaman teknolojik olarak, o zaman biz yolların
kapandığını görmüyorduk ama şu anda yollar ne
yazık ki kapalı, bunda da en büyük sebep taşeronlaşma.
Artı, TEDAŞı özelleştirdiniz, TEDAŞtan dolayı
da şu anda birçok köye elektrik gitmiyor ve direkler sökülmüş.
TEDAŞtaki -özellikle özelleştirildikten sonra-
arkadaşlarımız canla başla çalışmak istiyorlar,
elektrik götürmek istiyorlar ama alan patron 20 yerine 1 kişi
çalıştıracaksın. dediği için de ne yazık ki
elektrikler kesik, insanlar donuyor.
Bir konu daha var,
onu da söyleyeceğim, daha önce burada gündeme getirdim: Bu SRC belgelerini
Bakanlık vermiş, Emniyet diyor ki: Bunlar sahte. Dünyanın
parası alınmış. Sayın Bakana da verdim. Sayın
Bakanım bu konuda size de söyleyeyim. SRC belgesi insanlara verilmiş,
hem de Ulaştırma Bakanlığı tarafından
verilmiş, soğuk mühürle verilmiş ama şu anda, en son 68 bin
kişiye demişler ki: Sizinki yanlış verilmiş, sahte
verilmiş. Emniyet kabul etmiyor ama Bakanlık vermiş. Bu konuda
da bir çalışma yapılması lazım, bu insanlar
mağdur oldu.
Tabii, esnafı
korumak istiyorsak önce Hükûmetin memuru, çalışanı, emekliyi
koruması lazım. Erzincanda bir hemşehrim bana bordrosunu
göndermiş, SSK emeklisi Mehmet Artuvan ağabeyimiz. 9.004 gün BAĞ-KURa
prim ödemiş ya da SSKya -tam belli değil- 699 TL maaş
almış. Açlık sınırı 1.232 lira, yoksulluk
sınırı 4.014 lira olan bir zamanda gelin de yaşayın.
Dün Sayın Genel Başkanım açıkladı, yetim
aylıklarına 6 lira 99 kuruş, dul aylıklarına 9 lira 32
kuruş, 600 lira aylık alana 13 lira 98 kuruş, 800 lira
aylık alana 18 lira 64 kuruş, 1.000 lira aylık alana 23 lira 30
kuruş, 1.047 lira aylık alana da 24 lira zam yapılmış.
Memura yüzde 6, asgari ücrete sözde -yüzde 12 değil ama- yüzde 12 zam
yaptığınızı söylüyorsunuz. Bu zamlarla zaten
esnafın korunması mümkün değil.
Artı,
özellikle çığ gibi büyüyen bu zincir marketler. Erzincan gibi yerde,
merkezde 95 bin nüfusumuz var. Hangi sokağa girersen bir tane market var,
bu küçük zincirler var. Zaten onların hiçbir zaman için üç beş
kişi çalıştırmaktan başka Erzincana bir
katkısı olmadığını -Türkiye'nin hepsini
düşünün- biliyoruz. Bunlar açılırken de özellikle kimlerin
açtığını, nasıl yayıldığını
çok iyi biliyoruz. Öyle sokaklar görüyoruz ki orada girip de hiçbir şey
bulamadığın hâlde, bir bakıyorsun getirmiş
kurmuşlar, belli günler ucuzluk yapıyorlar. İnsanları
toplayıp oraya getirip orada o şekilde esnafı, özellikle küçük
esnafı, bakkalları, o bizim bakkal amcalarımızı
perişan ettiler.
Burada bir soru
soracağım. Özellikle, şakacı ve müjdeci Sayın
Başbakanımız yine bugün biraz önce açıkladı, müjde
verdi. Paketler açıklıyor sürekli. Sanki 62nci Hükûmet daha önceki o
üç Hükûmetin, hatta dört Hükûmetin hiç devamı değilmiş gibi
özgürlüklerle ilgili, esnafla ilgili bir sürü paket açıklıyor.
Aslında sizi inkâr ediyor kendini ispat etmek için ama açılan
paketlerin hiçbirinden bir fayda görmüyorlar, hiç kimse de yararlanmıyor.
Esnafa faizsiz kredi vereceğim. diyor. Şimdiye kadar özellikle
hayvancılıkla uğraşanlara, tarımla
uğraşanlara faizsiz krediler verildi ama hiçbirinin faizsiz
verilmediğini, ödeyemediği zamanlarda ne kadar üzerine
gidildiğini biliyoruz. Eğer esnafı korumak istiyorsak -zaten
arkadaşlarımızın çoğu söylediler- önce
vatandaşı bu borçtan kurtarıp onları biraz zengin etmemiz
lazım ki esnafı da kurtaralım.
Hepinizi
saygılarımla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Birinci bölümde
yer alan maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.
Şimdi ikinci
bölümün görüşmelerine başlıyoruz.
İkinci bölüm
geçici 1inci madde dâhil 14 ila 27nci maddeleri kapsamaktadır.
İkinci bölüm
üzerinde söz isteyen, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Kocaeli
Milletvekili Sayın Haydar Akar.
Buyurunuz. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
perakende ticaretin düzenlenmesiyle ilgili kanun tasarısıyla ilgili
görüşmeleri yapıyoruz ve ikinci bölümün geneli üzerinde
görüşlerimi açıklayacağım.
Evet, Sayın
Bakan da geldi kürsüye, konuştu. Yaklaşık on sekiz yıl
süren ve birkaç tane bakan eskiten, her bakanın da bu Meclise getirmeyi
taahhüt ettiği, esnafın da beklediği, AVM sahiplerinin de, büyük
sermayedarların da, hipermarket sahiplerinin de beklediği bir
yasayı konuşuyoruz. Bakan da şöyle dedi: Aslında on sekiz
yıl veya yirmi yıl bekleyen yasayı on sekiz saat
çalışarak, hatta, beyaz dumanın tütmesini bekleyerek
çıkardık. İstenilen olmuş mudur, ideal bir yasa mıdır?
Hayır, ideal bir yasa değil. Peki, bununla birlikte, TESK yani
Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu da Eksik olsa da bir
adım atmış olacağız. diyor, o da yasadan memnun
değil. Yasaya baktığımız zaman da bu görünen beyaz
dumanı herkes bekliyordu yani esnaf bekliyordu, vatandaş bekliyordu,
hipermarket sahibi, AVM sahibi, herkes bekliyordu. Beyaz duman göründü ama
beyaz dumanı görünce herkes şok oldu. Gerçekten içinin boş
olduğunu, sadece bugün mevcut durumu düzenleyen, tüketiciyi de koruyan
Tüketici Kanunuyla korunuyor gerçi de- tüketiciyi de çok ilgilendiren ya da
yerel esnaf ve sanatkârları ilgilendiren bir yasa
olmadığını hep birlikte görüyoruz.
Şimdi, dedim
ya, on sekiz yıl, yirmi yıl raflarda bekledi bu yasa. 2002de yine
Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Ahmet Kenan Tanrıkulu bu
yasayı getirmeye çalışmış ama
başaramamış, hemen peşinden 59uncu Hükûmette Ali
Coşkun getirmeye çalışmış başaramamış
ve özür dilemiş insanlardan Bu yasayı getiremedim. diye. Sonra
60ıncı Hükûmette 2 Bakan
Birini söylemeyeceğim çünkü biri
bugün Yüce Divanda yargılanması gereken bir Bakan olduğu için
adını da ağzıma almak istemiyorum ama diğeri benim
kentimin Bakanı Sayın Nihat Ergün Banda koyduk, yola
çıktı, geliyor. demişti bu yasa için. O bant bir türlü bu Türkiye
Büyük Millet Meclisine ulaşamadı, o yasayı göremedik. Yine 61inci
Hükûmet döneminde de Sayın Hayati Yazıcı Tüketici Kanunundan
sonra bu yasayı çıkartacağız. demesine rağmen, yasa
bir türlü gelmedi. Bu yasa Sayın Canikliye nasip oldu. Gerçekten yirmi
yıldır getirilemeyen yasayı getirmeyi başardınız
ama içini boşaltarak getirdiniz ayrı konu çünkü bu yasa için
tasarı dışında kanun teklifi veren AKP milletvekilleri ve
diğer muhalefet partisi milletvekillerinin taleplerinin veya öngörmüş
olduğu yasa tekliflerinin hiçbiri bu yasanın içerisinde yok. Hatta,
yaptığınız oylamalarda Komisyonda AKP milletvekilleri
biraz sonra söyleyeceğim- kendi yasa tasarılarının
içerisinde olan maddelere bile ret oyu verdiler ya da bunun içinde olması
için çaba sarf etmediler. Böyle bir durumla karşı karşıyayız.
Peki, şimdi
bu yasa geldi ne oldu, bir de bu boyutundan bakmak lazım. Evet, amaç neydi
bizim verdiğimiz tekliflerde? Ben de verdim çünkü bir kanun teklifi. Bir
defa, Haksız rekabete izin vermemeliyiz. diyorduk. Haksız rekabete
izin vermemek ne demekti? Mesela bakkallarımız ürün satan
üreticilerden çok kısa vadelerde ve peşin fiyatına almak zorunda
kalırken ne yapıyordu hipermarketler? Dört, altı ay vadeyle çok
büyük alımlar yaptığı için, toptan alımlar
yaptığı için daha düşük fiyatla alıyordu ama
bakkalın sattığı fiyata yakın bir fiyat koyarak kâr
marjını büyük miktarlarda artırıyorlardı. Bu
yasanın içinde bunu önleyici hiçbir şey yok.
Yine,
hipermarketler savunuluyor, ki niye savunuluyor, bunu da anlamış
değilim. Gelişmiş ülkelerde bile bizim kadar hipermarket veya
AVM yok. Yaklaşık 400ü bulan
400e henüz ulaşmadı ama
Bakan Bey de burada açıkladı 2015 yılı içerisinde 400
rakamını yakalayacağız. dedi. Dünyada yine birinciyiz
AVMlerde ve hipermarketlerde. Eğer hipermarketler çok kabul edilebilir,
ülke ekonomisinin gelişmesine katkı sunan kuruluşlar
olsaydı gelişmiş ülkelerin bütün kentlerinde bizden fazla AVM
olurdu ama o kentlerde, o ülkelerde bu AVMleri göremiyoruz.
Yine, bu
hipermarketlerin yazar kasa kullanmaları veya kredi kartı
kullanmaları nedeniyle vergiye çok büyük oranda katkı
sağladıkları söyleniyor ama en çok vergi verenler listesine
baktığınızda bu uluslararası hipermarketlerin
hiçbirinin sıralamada olmadığını görüyoruz, hatta
birçoğu zarar bildiriyor, beş kuruş vergi vermiyor. Tabii,
uluslararası firmaların kendi ülkelerine parayı nasıl
transfer ettiklerini hepimiz biliyoruz. 80 milyar, 100 milyar ciroya
yaklaşan bu firmaların vergi verenler listesinde
olmadığını bir kez daha ifade etmek istiyorum.
Peki, bu AVMler
ne yapıyor? Kentin görsel bütünlüğüne katkı sunuyor. deniyor.
Evet, kentin görsel bütünlüğüne ve görselliğine katkı sunuyor.
Şuradan Eskişehir yolundan gidin bir bakın bakalım. Oradaki
AVMlerin kentin görseline nasıl katkı sunduğunu hep beraber bir
bakalım görelim.
Şimdi, bu
AVMler kendilerindeki uluslararası güçle kent merkezlerinde kuruluyorlar
genelde ve imar planlarını değiştirerek, daha çok
yeşil alanları kullanarak yapıyorlar ve hatta kentin yeşil
alanlarını kendi sosyal etkinlikleri için de ayrıca ücret
ödemeden kullanıyorlar. Tabii, bu AVMler aynı zamanda kentin ticari,
sosyal ve trafik işleyişini de bozmaktadır. Bunlarla ilgili çok
örnek verebiliriz.
Evet, AVM deyince
benim kentim de akla geliyor. 1990lı yılların başında
bizim siyasi partimize mensup bir belediye başkanı kente, Kocaeliye AVM
getirebilmek için çok büyük çabalar sarf etmişti. 1990lı
yılların başıydı. Hatta Türkiyenin ilk outlet
centeri dediğimiz Outlet Center hâlen mevcuttur, Kocaelide kuruldu.
İstanbuldan sonra AVMlerin açıldığı -Ankaradan
önce- ikinci kentti Kocaeli. Hatta Sakaryadan, Düzceden, Yalovadan,
Bursadan insanlar otobüs seferleri düzenliyorlardı bu Outlet Centera,
AVMye. Bu konuşmamı duyanlar hatırlayacaktır o günleri.
Ama gel gelelim ki sonradan açılan, ikincisi, üçüncüsü, dördüncüsü,
beşincisini gördükçe kente ne kadar zarar verdiğimizin, kentin
geleceğiyle ilgili ne büyük sıkıntılar
yarattığımızın farkına vardık.
Gittiğimiz esnaf arkadaşlar haklı olarak şunu söylüyordu
bize: Evet, bu AVMyi kente ilk siz getirdiniz. Doğruydu, o gün
ihtiyaçtı ama bunun 2, 3, 4, 5 olması ve kent merkezlerinde
olması artık ihtiyacın dışına
çıkmış, yerel esnafı yani küçük esnaf dediğimiz
esnafı, bakkal dediğimiz esnafı bitirme noktasına gelmiş.
Sayın Bakan,
yine, yıllar itibarıyla bakkalların
arttığını söylüyordu. Doğrudur, artıyordur,
Türkiyenin nüfusu sürekli artıyor. Nüfusa göre bir oran verdiğinde
bu rakamın artmadığını görecektir.
AVM kültürüyle
beraber bir şeyi daha öğrendik, tüketim toplumu olmayı
öğrendik. 2002 yani 1990lı yılların sonu ve 2000li
yılların başında başlayan, tüketim toplumu olma ve
ekonominin buna dayandırılması, ki AKP Hükûmetinin temel
hedefinde bu vardır, tüketerek büyüyen bir ekonomi hesabı
yapmışlardır, üreterek değil, tam bunların
istediği bir şeydir AVMler ve AVMler çığ gibi
büyümüştür ama insanlar artık borçlanacak bir kurum, borçlanacak bir
yer bulamıyor. Herkesin kredi kartı borcu var çünkü bu AVMler, bu
hipermarketler öyle marketler ki adımınızı atmanızdan
itibaren sizi harcamaya zorlayan, istemeseniz de
harcadığınız bir duruma getiriyor.
Tabii, bunu
söylüyoruz, AVMler ne yapılmalı? AVMler hızla kent
dışına çıkartılmalı.
Bu kanunun içinde
yine olmayan bir şey var: AVMler cumartesi veya pazar günü, hiç olmazsa
haftada bir gün mutlaka kapatılmalı. İki nedenle
kapatılmalı: Kent esnafının nefes alması için
kapatılmalı. Bir de AVMde çalışanlar için
kapatılmalı. O AVMde çalışan insanın yirmi yıl
boyunca, on yıl boyunca, ne söylerseniz söyleyin, bir pazar günü çocuklarıyla
tatil yapma imkânına sahip olması gerekiyor.
Yine, AVMde çalışan
insanların, bu marketlerde çalışan insanların
örgütlenmesiyle ilgili en ufak bir madde yok ve sendikalı olmasıyla
ilgili bu kanun teklifinin içerisinde en ufak bir madde yok. Onların da
insanca yaşama, onların da belirli saatlerde gidip gelme
Ki bu saatler
valiliğe bırakılıyor, en az on iki saat daha fazla
çalışıyor bu insanlar. Bu köleliğe bir dur denmesi
gerektiğine inanıyorum. Bu kanun içerisinde yine bununla ilgili bir
şey yok.
Yine, Hükûmet her
zaman olduğu gibi, Bir kanayan yarayı çözeceğim. diye yola
çıkmış ama sermayedarlara hizmet eden bir kanun
tasarısını buraya getirerek yirmi yıl sonra
yasalaştığını söylüyor, bununla övünüyor. Dediğim
gibi, bunun içinde kent kültürünü bozmayan, kent esnafını tekrar
canlandıracak, kent esnafına çare olacak kooperatiflerin
kurulabileceğini söylüyorsunuz ama kooperatiflere kredi vermeyi
söylemiyorsunuz. Bu yasadan önce de o insanlar bir araya gelip sizin
baktığınız mantıkta bunları yapabilirlerdi ama
sermayeleri güçlü olmadığı için, bunları yapma
şansına sahip olmadılar.
Evet, tekrar bu
yasanın gözden geçirilmesi gerektiğini ve gelecekte inşallah
Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında gerçek anlamda tüketiciyi koruyan,
esnafı koruyan bir yasa çıkarılması konusunda çaba sarf
edeceğimizi ifade ediyorum.
Hepinize sevgiler
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Halkların
Demokratik Partisi Grubu adına Bingöl Milletvekili Sayın İdris
Baluken.
Buyurunuz. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 675 sıra sayılı
Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısıyla
ilgili ikinci bölüm üzerine Halkların Demokratik Partisi adına söz
almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Aslında
görüşmüş olduğumuz kanun tasarısı AKPnin
politikalarının ortaya konması, görüntünün net olarak burada
ifade edilmesi açısından son derece önemlidir. Çünkü on iki
yıllık iktidarı döneminde AKP Hükûmeti aslında bütün ülkeyi bir AVM çöplüğü
hâline getirmiştir. AVM anlayışı, kutsal mekânlar olan
camilerin alt yerinden, alt katındaki, bodrum katındaki yerlerden,
insanların tek nefes alabildiği parklara kadar maalesef bu Hükûmet
döneminde pervasızca götürülmeye çalışılmıştır.
Biz
AKP döneminde Türkiye kapitalizminin sembolü hâline gelen bu AVMlerin
aslında kentlerin en büyük problemi olduğunu düşünüyoruz. Bugün
bütün Türkiyede ortaya çıkan tabloda da neredeyse kentlerdeki estetik
yoksunluğundan yeşil alan düşmanlığına kadar pek
çok yanlış uygulama bu AVM politikalarıyla birebir ilişkili
olarak değerlendirilmeye başlanmıştır. Çünkü AKP
Hükûmetinin AVM kutsayıcılığı, aslında bir
toplumsal kültürün, bir toplumsal dokunun yabancılaşmasını
ve ortadan kaldırılmasını da beraberinde getiriyor.
Toplumsal dokunun korunması, kültürün, inancın, sosyal hayatın
korunması, kapitalizmin vahşi saldırılarına
karşı aslında yönetici erkin temel görevlerinden biri
olmalıydı. Oysaki AKP Hükûmetinin pratiği -dediğim gibi-
hem bireyi kendine yabancılaştıran hem bireyi topluma yabancılaştıran
hem de toplumsal dokuyu, toplumsal kültürü tamamen ortadan kaldıran
politikalarla maalesef bugüne kadar şekillenmiştir. AKP
toplumsallaşmayı AVM sınırları içerisine
hapsetmiştir. Bu dönem içerisinde bu toplumun kültürünün bir parçası
olan toplumsallaşma, evlerden, parklardan, divanlardan, kahvehanelerden,
kutsal mekânlardan, camilerden, cemevlerinden âdeta AVMlere
taşınmıştır. Ancak buradaki
toplumsallaşmanın patolojik yönü, bütün ilişkilerin, bütün
anlayışların para üzerine şekillenmesidir. Parayı esas
alan toplumsallaşmalardan da biz sağlıklı sonuçların
çıkmayacağını çok iyi biliyoruz.
Bakın aslında AKP Hükûmeti
döneminde bu anlayışa karşı çok büyük toplumsal itirazlar,
önemli birtakım toplumsal duyarlılıklar, toplumsal tepkiler
şekillenmiştir; Gezi direnişi bunun en somut örneğidir.
Kentte oturulabilecek, para karşılığı olmadan nefes
alınabilecek tek bir yeşil alana AVM kurmak isteyen bir hükûmet
anlayışına karşı Gezi direnişi
sırasında gençler başta olmak üzere toplumun büyük kesimi çok önemli
mesajlar vermişlerdir. Yaşam alanlarımıza müdahale
edilmemesi, AVM kültürüyle ilgili ortaya konan ekolojik talana bir dur
denilmesi bu direnişin özünü oluştururken aslında bir yönüyle de
yabancılaştırmaya çalıştığınız,
ortadan kaldırmaya çalıştırdığınız
toplumsallaşmayla ilgili de çok önemli mesajlar verilmiştir. Ama
maalesef AKP Hükûmeti gençlerden gelen, halktan gelen bu mesajları almak
yerine, sermaye sahiplerinin çıkarlarını esas alan, kenti talan
edecek, yeşil alanları yok edecek uygulamaları maalesef
pervasız bir şekilde uygulamaya devam etmiştir.
Burada,
aslında, hazırlanmış olan yasa tasarısı da
kültürün korunması, toplumun ve bireyin korunması, esnafın
korunması açısından var olan toplumsal hassasiyetlerin
tamamını göz ardı eden bir anlayışla gündemimize
gelmiştir. Sadece bir örnek vereyim: Hep ekonomik kalkınma üzerinden
bunlar formüle ediliyor ancak ekonomik kalkınma olarak model
aldığınız, örnek aldığınız Avrupa
ülkelerinin neredeyse tamamında müze sayısı AVM
sayısının 4-5 katı kadar fazlayken Türkiyede AVM
sayısı müze sayısını çoktan geçmiştir. Sadece
Türkiyede 370 AVMye karşılık 295 müze gibi korkunç bir tablo
ortadayken, bakın, Fransada 1.207, Almanyada 6.500 müzenin
varlığı bile kültürel hayata, toplumsal hayata, ekonomik hayata
bakışla ilgili önemli ipuçlarını vermektedir. Tabii burada
esnafın korunmasıyla ilgili AKPnin yürütmüş olduğu
politikaların ne denli acımasız olduğunu da aslında
net bir şekilde görebiliriz. Güncel olarak esnafı neredeyse tamamen
iflas noktasına getiren politikalarınız özellikle Türkiyenin
her tarafında yaşanan ağır kış
koşullarında da çok önemli bir boyuta varmıştır. Hemen
hemen bütün bölgelerde, Akdenizden, Trakyadan, Karadenizden, işte,
seçim bölgelerimize kadar Türkiyenin her tarafında şu anda
ağır kış koşullarından dolayı günü siftahla
bile açamayan esnafların durumu ortadadır.
Kendi seçim
bölgemden, Bingölden örnek vereyim: Bildiğiniz gibi Bingöl 2003
yılında ağır bir deprem yaşadı. Resmî rakamlara
göre kentin yüzde 58i bu depremden etkilendi, neredeyse kentin
yarısından fazla esnafı bu depremden çok büyük zararlar gördü.
Ama buna rağmen Bingöl depremden sonra afet bölgesi ilan edilmedi.
TOKİ tarafından orada ticari kâr amacıyla emlakçılık
yapıldı. Orada maliyetinin çok çok üstünde faturalarla insanlara
konutlar verildi ve o konutların mevcut maliyetlerinin çok üstünde de
bankalara borçlandırılmak suretiyle yeni faizlerle hem esnaf hem
Bingöl halkı tam bir çıkmazın içerisine sürüldü. Biz defalarca
burada bu Meclis kürsüsünde de ifade ettik, kanun teklifleri de verdik.
Bingölde hem esnafın hem halkın bu taksitleri ödeme gücü
olmadığını, bankalar aracılığıyla
yapmış olduğunuz bu yüksek faizli borçlandırmanın
sosyal devlet olma gereği, hukuk devleti olma gereği bir an önce
silinmesi gerektiğini ifade etmiştik. Maalesef bugüne kadar bu
uyarılarımız dikkate alınmadı ve bu yüksek faizli
borçlar silinmedi. Son on gündür de Bingölde neredeyse kentin
yarısına yüksek faizli meblağlarla şişirilmiş olan
faturaların tebligatları yapılmış durumda. Yirmi gün
içerisinde bu miktarları ödemediğiniz zaman, bu yüksek faizleri
bankalara ödemediğiniz zaman da bütün evlere haciz getireceğiz.
tehdidini AKP Hükûmeti Bingöl halkına, Bingöl esnafına reva
görmektedir. Bakın, buradan biz tekrar uyarıyoruz. Sizin sosyal
devlet ilkesini tamamen yok ettiğiniz, hukuk devleti ilkesini tamamen yok
ettiğiniz, bırakın anaparayla ilgili borçlandırmalarda
birtakım kolaylaştırmayı, yüksek faizlerle halkın
nefesini tamamen kesmeye çalıştığınız,
boğmaya çalıştığınız bir ortamdan yüksek
düzeyde toplumsal reaksiyonlar önünüze gelir. Bu toplumsal reaksiyonlar bugüne
kadar göstermiş olduğunuz, yürütmüş olduğunuz
politikaları da berhava edecek şekilde Türkiye gündemini
şekillendirir. Bu yanlışlardan bir an önce vazgeçilmesi
gerektiğini biz özellikle buradan ifade ediyoruz.
Burada sayın
bakanlar var, yine AKP grubunun yetkilileri var. Özellikle Bingölde bu yüksek
faizli borçlarla tam bir çıkmaza sürüklenen esnafın ve halkın
durumunu incelemenizi özellikle rica ediyoruz. Bingölde nüfusun yüzde 70inden
fazlası açlık sınırının altında
yaşıyor, yüzde 90ından fazlası yoksulluk
sınırının altında yaşıyor. Siz yoksulluk ve
açlık sınırının altında yaşayan insanlara
şişirilmiş faturalar gönderip Bunları ödemezseniz
hacizlerle evlerinize kadar talan siyasetimizi sürdürürüz.
anlayışını dayatırsanız orada büyük problemlere,
büyük sosyal patlamalara da yol açarsınız diyorum. Özellikle bu
anlamda esnafın korunması, halkın korunması, tüketicinin korunmasıyla
ilgili duyarlılığı tekrar buradan yinelemek istiyorum.
Bu kanun
tasarısının da bu yönüyle büyük eksiklikler
barındırdığını tekrar Halkların Demokratik
Partisi adına ifade ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
(HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu adına Denizli Milletvekili Sayın Emin Haluk Ayhan.
Buyurunuz. (MHP
sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan 675 sıra
sayılı Tasarının ikinci bölümü üzerine Milliyetçi Hareket
Partisi Grubunun görüşlerini arz etmek için söz aldım. Bu vesileyle
yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, bu
yasanın Komisyonda görüşülmesinin bir gece yarısı
operasyonu olarak geçtiğini belirtmek istiyorum. Bu tasarının
ideal olmadığını Sayın Bakan bu kürsüden dün ifade
etti. Yanılıyor muyum bilmiyorum Sayın Bakanım?
İdealini engelleyen şeyin biz alışveriş merkezleri
olduğunu düşünüyoruz, oranın sermaye sahipleri olduğunu
düşünüyoruz. Valilerin olaya Hükûmetin temsilcisi olarak
katılacağını siz buradan dün beyan ettiniz. Valiler
Hükûmetin temsilcisi olarak katılmaz. Belki bir dil sürçmesi olabilir ama
insan kalbinden geçeni de ifade ediyor olabilir.
Alışveriş
merkezlerinin kendi prestijleri açısından esnafı istemediği
burada söylendi dün. İstemez tabii, onların sermayesi yok, onlarla
yarış edemez, onlarla boy gösteremez. Bugün Sayın Başbakan
açıklamalarında dedi ki
Kaybolmaya yüz tutmaya başlayan
mesleklere faizsiz kredi verecekler. Evet, esnaflar kaybolmaya yüz tutan bir
meslek grubu. Onun için, bugün yine önümüzdeki yıl 3,5-4 milyar TL olan
kredinin artırılacağını söylüyor. Emin olun Sayın
Bakan, 3,5 -4 milyar, siz kamu maliyesini bilen bir insansınız, bugün
ak saraya harcanan para kadar bir şey değil, içinin
tefrişatını da düşünürseniz korkunç bir şey. Yani alayıvalayla açıklanan şeylerin
vatandaş nezdinde ederinin ne olduğu önemli. Sivil toplum
kuruluşları ve bu kurumların temsilcilerini dikkate
aldığınızda, Hükûmet onları PKK ile uzlaşma
açısından ne olarak kullandı? Akil adam. Yani onların
söylediklerini, bizlere verdikleri dosyaları şayet yerine
getirmiş olsaydınız bunların meseleleri önemli ölçüde
çözülürdü. Bunu da yapmadınız.
Bu kanun
tasarısıyla ne yapacaksınız? Bu benim deyimim değil,
Komisyonda AKPli üye bir arkadaşımın ifadesi. Esnafı
vahşi kapitalizme teslim ediyorsunuz. Bu benim ifadem değil ama
doğru söylüyor. Belki ifade biraz daha farklı olabilir ama tamamen
böyle.
Bugüne kadar bu
tasarı niye bekledi, on iki senedir, on üç senedir? Ne vardı, niye
yapılamadı? Muhalefet de getirmiş. Sivil toplum örgütleriyle
kervan yolda düzülür babından bir görüşme yapılmış,
öyle anlaşılıyor. Temsilciler, PKKya karşı -biraz
önce ifade ettim- halkın yüreğini yumuşatmak amacıyla daha
çok kullanılıyor, kendi mensup olduğu meslek
gruplarının temsili Hükûmet açısından o kadar önemli
değil, Onu ben yaparım. diyor.
Şimdi,
Anayasanın 173üncü maddesinde Devlet, esnaf ve sanatkârı koruyucu
ve destekleyici tedbirleri alır. deniyor. Bu tasarının bunu
karşılamadığı sizin tarafınızdan da bir
başka şekilde ifade edilmiş oldu. Bu tasarı avanta
ekonomisine yönelik. Sermayenin esnafı ezmesini engelleyecek ne var bunda
Allahınızı severseniz? Yüzde 5lik yer
ayıracaksınız. diyor. Zaten biraz önce söylediniz,
Alışveriş merkezleri onları istemiyor. diyorsunuz. Daha
önceki dönemin Başbakanı da demişti ki: Bunlar bir araya gelsin
de -Ne yapsınlar?- AVM kursunlar. AVMyi kurabilecek olsa zaten bu hâle
düşmezler. Şimdi, burada da böyle bir şey var ama esnaf ölüyor,
rekabet edemiyor. Üretici AVMlere teslim olmuş vaziyette, o da işin
bu yönü.
Şimdi olaya
baktığınız zaman, Denizliye bakın, Denizlide AVMnin
bir tanesi mahkemelik. Bir taraftan da şimdi yeni bir tane imar
geçiriyorlar, o da avanta ekonomisine yönelik bana göre. Bir dikkat edin, bir
sorun, Alo deyin, Ne oluyor? deyin. Yani belediye de AKPnin
çoğunlukta olduğu bir büyükşehir belediyesi, Allah
rızası için sorun ya.
Şimdi,
baktığınız zaman, bu da böyle, bunlara bir şey diyecek
hâlim yok. Yani Yüzde 5ini ayıracağız. diyor Sayın
Başbakan. Önceki Başbakan işte, AVMler bunlar birleşsin,
inşaat yapsın. vesaire diyor ama hadi onlar bu işlerin biraz
dışında diyelim, bilmiyor diyelim, ya bunu söyletenlerin de mi
hiç aklı yok Allahınızı severseniz? Ayıp değil
mi, günah değil mi, yazık değil mi? Bu ülkenin
Cumhurbaşkanına, bu ülkenin Başbakanına bunları
söylettiriyorsunuz, birbiriyle tam tezat bir şey bu.
Şimdi, sizin
özellikle bir ifadeniz var, onu daha sonra soracağım ama ben esnaf
temsilcileriyle görüştüm, aldığım notlarda iş hacmi
daraldı diyor; doğru, yanlış, siz söyleyin.
Kârlılık azaldı, esnaf zorunlu giderlerini dahi karşılayamıyor,
bu duruma düştü, bunun sonucunda da aldığı krediyi
ödeyemiyor. diyor. Bunu esnaf temsilcileri söylüyor. Vergi ve sosyal güvenlik
primlerini ödeyemiyor, yatıramıyor, aksıyor ama bunlar
düzelmeden de esnaf içinde bulunduğu krizi atlatamaz. diyor. Bu tespitler
doğru. Ama nasıl atlatacak esnaf bu krizi? Zaten mevcut esnafın
sayısı yarı yarıya azalmış, şehir
merkezlerine kondurmuşsunuz, sıkıntı. Nereden
bakarsanız bakın, bu sadece esnafı ezmiyor, çevreyi de
mahvediyor. Ben Ya Rabbim! dedim, kooperatiften bir kura çektim, evimin
önünde park yeri problemi yok, açık, dışarıda bir yerde ama
bir gün geldim ki imar planları değişmiş, kazıyı
vurmuşlar. Emin olun, eşimin ayağı kırıldı,
o ambulans çıktı, geldi, belki yirmi metre dibe, bahçe duvarıma
kadar kazdılar, girip çıkamadık. Böyle bir şey olmaz,
insanları ezdirmeyin, insanları sıkıntıya
sokmayın. Hem avanta ekonomisi çalışıyor, artı, bir de
hayat tarzı olarak Türk milletinin bu avanta ekonomisini
benimsediğini söylüyorsunuz ama bir de çevreye verdiği zarar, o rezil
bir durum. Biz, bu kadar bu gücümüzle, söylediğimizle bu işlerin
altından kalkamıyoruz; korkunç bir şey.
Şimdi,
bakın, burada bir dizi tedbirler lazım. Ne lazım? Torba kanunda
her sene çıkarıyorsunuz, yeniden yapılandırıyorsunuz.
Yeniden yapılandırıyorsunuz, bu adam ödese zaten ertesi yıl
getirdiğiniz torba tasarıda yeniden
yapılandırmazsınız; ödeyemiyor adam, bir daha
yapılandırıyorsunuz; faiz alsanız da almasanız da bir
daha yapılandırıyorsunuz, ödeyemiyor adam. Buna bir çare
bulmanız lazım. Bu sistemde faizsiz kredi falan diyorsunuz da silin
adamların borçlarını. Sizin dönemizde oldu,
sıkıntısı sizin sıkıntınız, bugün
içinde bulunduğu durum sıkıntıysa AKPnin
yarattığı sıkıntı.
Şimdi, yeni
iş yeri açacak esnaf ve sanatkârdan gelin vergi almayın bir beş
yıl, görelim açıyor mu açmıyor mu? Nakliyecilere de denizcilere
verdiğiniz akaryakıt desteğinden biraz verin. Ne olacak sanki?
Paralel indirimleri onlara da yapın. Esnafın iş yerinde
çalışanlara sosyal güvenlik primlerinde esnaf lehine biraz
düzenlemeler yapın. Sigortalıların sağlık
yardımlarına ulaşmasını kolaylaştırarak daha
fazla sigortalının kapsamda kalmasını, bu yardımlardan
yararlanmasını sağlayın. Bu onların talepleri.
Sosyal güvenlik
destekleme primi konusunda vatandaşların mağduriyetlerini
giderici düzenlemeler yapın. Prim ödeme gün sayısını
doldurup yaş bekleyen sigortalılara gerekli kolaylığı
bir sağlayıverin, bekliyor bunlar, bağırıyorlar.
Buradan Kredi vereceğiz. diyorsunuz, Hibe vereceğiz. diyorsunuz,
öbür taraftan adamın boğazını sıkıyorsunuz.
Gelin, eğitim
ve istihdam arasında adam gibi bir köprü kuralım. Çıraklık
eğitimi yoluyla iş gücüne imkân temini ve eğitim kalitesinin
artırılması konusunda daha fazla destek sağlayalım.
Şimdi, bütün
bunlara baktığımız zaman esnaf kredi kooperatifleri
aracılığıyla Türkiye Halk Bankasıyla ilgili
konuşuyorsunuz. Siz kriz öncesi Halk Bankasını da Ziraat Bankasını
da satıyordunuz. Öğrendiniz ki hini hacette böyle bankalara ihtiyaç
var, tutuyorsunuz, tutmak zorunda kalıyorsunuz. Bugün Başbakan diyor
ki: Talimat verdim Halk Bankası Genel Müdürüne. Hani liberal ekonomiydi,
hani siz liberal ekonomiye inanıyordunuz? Talimat ekonomisi bu. Sanayi
falan öldü, esnaf da gidiyor. İnşaat ekonomisi var, bildiğiniz
de o.
Teşekkür
ediyor, saygılar sunuyorum Sayın Başkanım. (MHP ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Şahısları
adına ilk söz Sakarya Milletvekili Sayın Münir Kutluatanın.
Buyurunuz Hocam.
(MHP sıralarından alkışlar)
MÜNİR
KUTLUATA (Sakarya) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 675
sıra sayılı Kanun Tasarısı üzerinde söz
almış bulunuyorum.
Ben, bu konudaki
düzenleme ihtiyacının çok önemli olduğunu zannettiğim bir
boyutuna temas etmek istiyorum. Zamanımın ona yetmeyeceğini
biliyorum, ana hatlarıyla dikkatlerinize arz etmek istiyorum.
Sayın
milletvekilleri, AVMler konusunun mahzurları ele alınırken
AVMlerin satış sırasında verdikleri zararlar dolayısıyla
esnafla ilgili zararlar üzerinde duruluyor ve esnafın korunmasına
yönelik tedbirleri hepimiz arzu ediyoruz. Ancak, esnafın zarar görmesi
meselesi, AVMler konusunun ekonomiye verdiği zararın bir sonucu
çünkü AVMler esasen satarken değil, satın alırken ekonomiye
zarar veriyorlar. Yani, üreticiyi kontrol altında tutuyorlar, üreticiyi
baskı altında tutuyorlar ve üreticileri, sanayiciyi, KOBİleri,
orta büyüklükteki sanayicileri âdeta sebze hali karşısında çaresiz
kalan sebze meyve üreticileri pozisyonuna düşürüyor. Nasıl ki orada
üreticinin eline para geçmiyor, tüketici ucuza sebze, meyve yiyemiyor ama arada
bir hal sistemi dönüyor. Aşağı yukarı aynı noktaya
gelinmek suretiyle burada ekonominin üretim aşaması büyük tahribat
görüyor. Bu, gözden uzak tutulduğu sürece, bu kanunda da görüldüğü
gibi, getirilecek düzenlemeler zımnen şunu demektedir: AVMler
kaçınılmazdır, esnafla ilgili bazı tedbirler alabilirsek,
ne kadarını kurtarırsak o kâr. Hayır, AVMler Türkiyede
ekonominin üretim ayağını, esas alanı çökerten mahzurlu
kurumlar hâlindedir.
Şimdi,
bakınız, üretim, sonra aracı kuruluşlar, perakendeciler
-bunlara dağıtım kanalları filan diyebilirsiniz ilmî olsun
diye- sonra tüketici. Sistem, bizim esnaf dediğimiz perakendecimiz,
ürünü tüketicinin ayağına götüren yapının asli
unsurlarıydı, şimdi AVMler sistemiyle üretici
satıcının ayağına gitmektedir, ürünün
ayağına gitmektedir. Böyle olunca üretici devre dışı
kalmakta dolayısıyla üreticinin devre dışı kaldığı
yerde sermaye üretime yönelmiyor, sermaye
Bütçe görüşmeleri
sırasında söylemiştim: Türkiyede bu iktidar döneminde sermaye
üretime yönelemiyor, spekülatif alanlara gidiyor. demiştim, bunun bir
başka görüntüsü, biraz daha masum görünen tarafı, büyük sermaye küçük
sermayenin yapabileceği, küçük esnafın yapabileceği, küçük
grupların yapabileceği alanlara büyük sermayeyi yığmak
suretiyle hem üretimin önünü kesmek hem de küçük sermayeyi devre
dışında bırakmak gibi bir sistemin sorumlusu olmuş
durumdadır. O bakımdan, AVMler meselesini, hele hele şehir
estetiğine verdiği zarafet gibi ilkel -kim kullandı bu ifadeyi
bilmiyorum- yaklaşımların çok daha üzücü olduğunu, çok daha
az gelişmiş ekonomi mantığını
yansıttığını ifade etmek zorundayım.
Değerli
milletvekilleri, eğer bu yönüyle bakılmazsa AVMler yani aracı
kuruluşlar yani üretimde değil de satışta marka olmaya
çalışan, onu da sadece ülke içinde bunu yapan birtakım
kuruluşlar üreticinin kârını düşürmek suretiyle onu bir
süre istismar edip sonra devre dışı bırakmakta sonra ithalata
yönelmektedir. O yüzden, Sayın Bakan burada ifade etti, Ürünlerin üzerine
üreticinin adını koyduracağız. dediniz, o güzel bir
şeydir ama çok küçük bir çaredir bu çerçevenin içinde
baktığımız zaman. O açıdan, meseleye böyle bakmak
suretiyle AVMler yoluyla bu tahribatın önünün kesilmesi
lazımdır. AVMlere mecbur edilen insanlarımız, tavuk
çiftliklerinde yirmi dört saat ışık yakmak suretiyle yumurtlamak
zorunda bırakılan tavuklar gibi çaresiz insanlarımız park
bahçe hizmetleri yetersiz olduğu için AVM'lere sığınmakta
ve devamlı harcama yapmak mecburiyetinde bırakılmaktadırlar.
Bu açıdan işin
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
MÜNİR
KUTLUATA (Devamla)
esas boyutuyla ele alınması ve ekonominin
üretim boyutuna verdiği zararın dikkate alınarak düzenlemelere
bu çerçevenin esas yapılması gerekir diye düşünüyorum.
Saygılar
sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
İzmir
Milletvekili Sayın Mehmet Ali Susam
Buyurunuz. (CHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET ALİ
SUSAM (İzmir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
benden önce konuşan milletvekili arkadaşlarım da esnafın
içinde bulunduğu koşulları çok güzel anlattılar. Ben
inanıyorum ki Sayın Bakan da biliyor çünkü Adalet ve Kalkınma
Partisi milletvekilleri bugün burada yok, Komisyonda, benden çok, esnafın
zor durumda olduğunu söylediler. Ama, nedense bugün buraya gelip bu
mikrofonlardan, o önerge verenler, o konuşanlar Ahi teşkilatı
yok oluyor, AVM'lere mahkûm ediyorsunuz, kültürümüz gidiyor. diyenler bugün
ortalıkta yoklar.
Arkadaşlar,
ne yapmak istiyoruz bunu anlayalım. Milleti kandırmaya gerek yok.
İşin doğrusu şu, bugün bu yasada gerçekten mağdur olan
kesimler şunlar: Esnaf ve sanatkâr, sanayici. Sanayiciyi taşeron
hâline getiriyorsunuz. Az önce Kutluatanın söylediği odur. Hani,
isimleri küçük yazılacak ya, AVMye markalı ürün üreten sanayicinin
sadece altta ismi geçecek, marka AVMnin markası. Sonuçta ne olacak? Marka
bilinirliği AVMnin, üretici sanayicinin... Yarın üreticiye diyecek
ki: Çekil kenara, ben istediğimi üretici yaparım.
Değerli
arkadaşlar, bakınız, bu anlamıyla bu yasada birkaç tane
değişiklikle bu yasayı güzelleştirebilirdiniz. Bir: Sokak
aralarında bir firmanın 5 bin tane mağazası olmaz
arkadaş. 5 bin tane mağazayı her sokak arasına açan
insanlara ayrımcılık koyacaksınız, diyeceksiniz ki:
Sen sokak arasına mağaza açıyorsan otopark koyacaksın
kardeşim. Bu kadar basit ya, bunu önlemenin yolu bu, bu kadar basit. Bunu
yapmıyorsunuz. Az önce önerge verdik, dedik ki, sokak arasına girip
bakkalla rekabet eden indirim mağazalarının bakkalla rekabetini
önlemenin bir yolu şudur: 5 bin tane mağazası olan firma bir
sokak arasına girdiğinde en az iki otopark isteyin. Bu kadar basit.
En azından bakkalı korursunuz, sokak aralarına girmesinler. Hadi
istedikleri yerde açsınlar da sokak arasına girmesin kardeşim.
Sokağa kadar gelip gırtlağına basmasın. Bunu
yapın ya, bunu yapmak çok mu zor? Bu kadar mı korkutuyor sizi bu?
İkincisi:
Arkadaşlar, bakınız, Türkiye'nin üretimini yabancıya,
ithalata mahkûm edeceksiniz. Bu kadar pazarı ele geçirenler bir gün
gelecek bizim üretici firmalarımızın karşısına
oturacak, Şu fiyatı veriyorsanız alırım, yoksa ben
ithalat yaparım, dışarıdan getiririm. Bitti. Ülke
ekonomisinin geleceğini, pazarı başkalarına teslim
ediyorsunuz. Çünkü bir adamın 10 bin tane mağazası varsa o
metrekareyi finansçılara istediği an satar yani Amerikanın
büyük devleri Türkiye'de pazarın toparlanmasını bekliyorlar.
Onlar diyorlar ki: Bize bu ufak metrekareler yetmez, bize milyon metrekareler
hazırlayın biz gelir o zaman onu satın alırız.
Aynı bu satın almalar olacak. Siz bu bakkalı boğdurup 5
bin, 10 bin, 20 bin mağazası olanlar bir gün gelecek o
mağazalarını büyük alışveriş merkezi almak
isteyen uluslararası şirketlere, Walmarta satacak,
Amerikalılara satacak, Almanlara, İtalyanlara satacak, ondan sonra da
biz oturup kendi ülkemizin üreticileri nereye mal satacak diye
düşüneceğiz, ihracat teşviki, kredi vermek için
uğraşacağız. Bu kadar kötüye götürülebilecek bir
şeyler. Bunları önlemenin pratikte yollarını sizlere
önerdik, Komisyonda önerdik, burada önergelerle önerdik ama maalesef bizi
dinlemiyorsunuz.
Esnafı
kollamak çok kolay. Az önce Sayın Emin Haluk Ayhan da söyledi. Beş
yıl vergi alma, bak nasıl esnaf açıyor. Sokaklar arasında
onunla rekabet edeceklere ayrımcılık koy. Yanında
çalışanlara, elektriğine, sigortasına biraz teşvik
ver. Ona kredi verme, istemez kredi; o hiçbir şey beklemeden, dişiyle
tırnağıyla, çocuğuyla, hanımıyla o iş
yerinde ekmeğini çıkartır, size de hiç yük olmaz. Ama o
adamı büyükler karşısında çaresiz
bırakırsanız, o esnafı kendi kaderine terk edip ondan sonra
yaşaması için onu çok zor duruma sokarsanız, ondan sonra da
esnafı koruyamazsınız.
Bu yasada bunlara
dikkat edilmesi zorunluydu ama maalesef bunları yapamadınız.
İnşallah, bizim iktidarımızda olacak. (CHP ve MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Soru-cevap
işlemine geçiyorum.
Sayın
Işık, buyurunuz.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan,
bilindiği gibi, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması
Hakkında Kanun hükümleri gereğince 28 Kasım 2014 tarihi itibarıyla
bazı yönetmeliklerin çıkmış olması gerekiyordu. Bundan
geçen komisyonda da bahsettim, bazılarının çıkmak üzere
olduğunu söylediniz. Ama şu anda özellikle Bakanlığın
çıkartması gereken 4 yönetmelik ile Hazine
Müsteşarlığının çıkartması gereken 1 yönetmelik
henüz çıkmadı ve bu konuyu bekleyen birçok kesim var. Bu
yönetmeliklerle ilgili çalışma ne aşamada? Bunların
muhtemel çıkma tarihi nedir?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Sayın Tanal, buyurunuz.
MAHMUT TANAL
(İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan,
geçen günlerde İrandan gelen bir uçak vardı. Ben bu uçakla ilgili
ihbarlarda bulundum. Siz dediniz ki: Mahmut Tanalı bunlar tiye
almışlar efendim. Ayın 6sında geldiği
söylenilmişti. Hâlbuki ben de ihbarları 13ünde bulunmuştum. O
dönem uçuşlarla ilgili, gerek uçuş kulesi gerek İstanbul gerek
Ankara sürekli hareket saatlerini değiştirdiklerini söylediler. Sizin
açıklamalarınıza göre uçakta 19 ton kaçak sigaranın ele
geçtiğini söylemiştiniz. Nedir bu uçağın mukadderatı?
Bilgi verir misiniz efendim.
BAŞKAN
Sayın Akçay
ERKÂN AKÇAY
(Manisa) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan,
2010 yılında Hükûmetiniz 3D başlığı
altında Değişim, Dönüşüm ve Destek Projesi
geliştirmişti, kamuoyuna sundu. Belli başlıklar
altında pek çok maddeyi ihtiva eden sözleri vardı. Aradan geçen dört
buçuk yıllık süre içerisinde bu başlıkların
kaçını gerçekleştirdi Hükûmetiniz? Bir.
İkincisi de
bu kasım ayında gerçekleştirilen Esnaf Şûrası
kararlarını bir yasal düzenleme yapmak üzere bir
çalışmanız var mıdır? Esnaf tanımını
ne zaman yapmayı düşünüyorsunuz?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Sayın Tanal
MAHMUT TANAL
(İstanbul) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan,
bugün sabaha karşı Cumhuriyet gazetesinin
dağıtımıyla ilgili, YAYSATta, emniyet müdürleri
tarafından, herhangi bir mahkeme kararı olmaksızın
dağıtımı bir saat boyunca engellenmiş durumda, yani
araçların yola çıkmasıyla ilgili. Bu, halkın haber alma
özgürlüğü, basına bir tehdit mi, gözdağı mıdır?
Bununla ilgili bilgileriniz nedir? Burada bir mahkeme kararı var mı,
YAYSATın dağıtımının geciktirilmesiyle ilgili
bir mahkeme kararı var mı? Çünkü bu konuda, takdir edersiniz,
Basın Kanununun 22nci maddesi, 24üncü maddesi, 5inci maddesi mahkeme
kararlarını arıyor. Bu konudaki bilgileriniz nedir?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Sayın Bakan, buyurunuz.
GÜMRÜK VE
TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkanım.
Şimdi, önce
Sayın Işıkın Tüketicinin korunması mevzuatı
çerçevesinde çıkarılması gereken yönetmeliklerle ilgili en son
durum nedir? diye bir sorusu oldu. Şimdi, şu an itibarıyla
Başbakanlığa sevk etmediğimiz sadece 2 tane yönetmelik
kaldı, onu da yani tahmin ediyorum, en geç on beş gün içerisinde
Tabii, bu yönetmelikler gerçekten çok kapsamlı, konuları önemli;
kamuoyunu da çok yakından ilgilendiren konuları düzenliyor, üzerinde
ciddi çalışmalar yapıyoruz. Bu çerçevede çıkarmamız
gereken toplam 23 tane yönetmelik vardı, şu an itibarıyla 21
tanesini sevk ettik. Yani onların çoğu yayınlandı;
yayınlanmayan, Başbakanlıkta incelenmeyi bekleyen 2 ya da 3 tane
-şu anda tam hatırlamıyorum- ama sevk edeceğimiz 2 tane
kaldı ve onların da çalışmaları devam ediyor.
Önümüzdeki günler içerisinde onların çalışmalarını da
tamamlayıp inşallah onları sonuçlandıracağız.
Şimdi,
Sayın Tanal, kendisinin de Bakanlığımıza ihbar yoluyla
bildirimde bulunduğu uçak meselesi var, onunla ilgili bir soru yöneltti.
Biliyorsunuz
Sayın Tanal, ihbar mektubunuzda hem ALO 136 hattına şifahi
olarak beyanda bulundunuz hem de bir cumartesi günü -yanlış
hatırlamıyorsam- Bakanlığımıza. Ve biz de bu
talebiniz çerçevesinde, bu bilgi çerçevesinde 3 havaalanında, her ihtimale
karşı, Ankara Esenboğa, Atatürk Havalimanı ve Sabiha Gökçen
Havalimanında özel ekipler oluşturduk ve beklemeye
başladık bütün gelişmeleri aynı zamanda takip ederek. Üç
dört gün bekledik -ayrıca sizi de bilgilendirdik biliyorsunuz bu
gelişmelerle ilgili olarak- fakat bu uçak, yani bu bahsettiğiniz
bilgilendirmede yer alan uçak gelmeyince -bu uçağın siz 12sini
13üne bağlayan gece geleceğini, yine yanlış hatırlamıyorsam,
beyan etmiştiniz- biz biraz araştırmayı,
çalışmayı genişlettik ve bu uçağın, aynen ihbar
mektubunda ya da bilgilendirmede yer alan özelliklere sahip uçağın
kendisinin 6 Aralıkta geldiğini ve normal olarak işlemlere tabi
tutulduğunu, eşyasının da sizin beyanınızda ifade
ettiğiniz gibi değil, sigara -o kivi doğru- bir miktar kivi
vardı ama tamamına yakını, geriye kalan önemli bir
bölümünün de İngiltereye transit olarak gönderilmek üzere beyan edilen
sigara olduğunu, 19 ton olduğunu hatırlıyorum şu anda,
miktarı da 617 bin adetti yanlış hatırlamıyorsam. Her
neyse yani rakamlar ama 19 tonu hatırlıyorum. Uçak geliyor,
geldiği zaman genel kurallara göre ne yapılması gerekiyorsa
beyan ediliyor. Fakat İngiltereye sevk için mevzuatımızda
eksiklik var. Yani sigaranın, tütün mamullerinin sevk edilebilmesi için
gideceği ülkenin dilinden ikazların, uyarıların yer
alması gerekiyor. Bu şartları
taşımadığı için o eşya yani sigara antrepoya alınıyor
ve şu anda onun soruşturması devam ediyor. Onunla ilgili bir
müfettiş görevlendirdik. Yani bu sigaranın ve ayrıca sizin yine
ihbar mektubunuzla bağlantılı olarak enine boyuna bütün
boyutlarıyla olayın ortaya çıkartılması için
müfettiş görevlendirdik. Şu anda o çalışma devam ediyor.
Mahrecine mi iade edilecek, imha mı edilecek; bu konularda da gerekli
mevzuat karşısındaki durumu tespit etmek üzere bu
çalışmalar devam ediyor. En kısa zamanda
sonuçlandırılacak ve onunla ilgili size ayrıca bilgi
vereceğiz Sayın Tanal.
Şimdi, yine
Sayın Tanalın Cumhuriyet gazetesinin dağıtımıyla
ilgili YAYSATın farklı bir uygulama yaptığı ve bu
dağıtımı yapmadığı şeklinde
Ben o
konuda bilgi sahibi olmadığım için pek ayrıntıyada
MAHMUT TANAL
(İstanbul) YAYSAT dağıtım yapmadı. Soru
yanlış anlaşıldıysa özür dilerim. Emniyet
mensupları YAYSATın dağıtımını engelliyor.
Bir saat dağıtım orada engellendi, sorun bu Bakanım.
GÜMRÜK VE
TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Tamam. Yani
bununla ilgili bilgiye sahip olmadığım için Sayın Tanal
Sanıyorum, biz bu Meclis görüşmelerindeyken bu gelişmeler oldu.
Onunla ilgili ben bilgi alıp size ayrıca yazılı olarak
takdim edeceğim.
MAHMUT TANAL
(İstanbul) Bugün sabah oldu bu.
GÜMRÜK VE
TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Evet. Yani ben
yazılı olarak bu bilgiyi takdim edeceğim Sayın Tanal.
Sayın Akçay
2010 yılında hayata geçirilen, kararı alınıp
uygulamaya konulan Değişim, Dönüşüm, Destek Strateji Belgesiyle
ve bu belgede yer alan hususlarla ilgili olarak bilgi talep ediyor. Şimdi,
toplam 30 adet eylem var ya da atılması gereken adım var bu dönüşüm
projesinde, bu belgede. Bunlardan 17 tanesi süreklilik arz eden hususlar yani
sürekli devam eden, bitmeyen yani belli bir tarihte bitirilmesi öngörülmeyen ya
da mümkün olmayan
Zaten devam etmesi gerekiyor. Onlar devam ediyor zaten,
alınmış ve devam ediyor. 30 tedbirden 17 tanesi bu durumda. 9
tedbir tamamlanmış durumda. 30 tedbirin 17 tanesi devam ediyor, devam
etmesi gerekiyor zaten, 9 tanesi tamamlanmış, bunlardan 4 tanesi
henüz tamamlanmamış. İsterseniz onları da okuyabilirim,
tamamlanmamış olanları ya da tamamlanmış
olanları.
İsterseniz
hızlı bir şekilde tamamen bitenleri ben sizlerle
paylaşayım: Geleneksel, kültürel ve sanatsal değeri olan ve
kaybolmaya yüz tutan esnaf muaflığı kapsamında meslek
kollarının durumu gözden geçirilecektir. Gözden geçirildi,
birtakım vergisel muafiyetler ayrıca bu kanunda da var, birtakım
imkânlar sağlandı.
Hâlen esnaf
muaflığı kapsamındaki meslek kolları için vergiden
muaf esnaf vergisi uygulaması getirilecektir. Getirildi.
Basit usulden
gerçek usule geçen esnaf ve sanatkârlara, şartlar oluştuğunda
basit usulde vergilendirme imkânı sağlanacaktır. O da
sağlandı, biliyorsunuz şu anda uygulanıyor.
Esnaf ve
sanatkârların kümelenme faaliyetlerinin desteklenmesi için
çalışma grubu oluşturuldu.
TESKin Millî
Prodüktivite Merkezine ödediği aidatlar kaldırıldı yani
Kaldırılacaktır. denilmişti, kaldırıldı.
Elektrikle ilgili
fen adamlarının görev, yetki ve sorumluluk sınırları
yeniden değerlendirecektir. Ve bu düzenleme hayata geçirildi.
Ustalık
belgesine sahip olan kişilerin esnaf ve sanatkâr işletmelerinde
sorumlu yönetici olmasına imkân tanınacaktır.
Tanındı.
Esnaf ve
sanatkârların kamu ihalelerine katılmalarını
kolaylaştırıcı bazı belgelere, biliyorsunuz, onlara
ilave imkânlar sağlandı.
TESKin Sosyal
Güvenlik Kurumu Yönetim Kurulunda temsil edilmesi sağlanacaktır.
Sağlandı. Bunlar tamamlananlar.
Devam edenler, 4
tane henüz tamamlanmayan var: 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar
Meslek Kuruluşları Kanununda değişiklik
yapılacaktır. O henüz daha sonuçlandırılamadı.
Yine 5362
sayılı Kanun ile 5174 sayılı Kanun arasında
ustalık belgesi istenilmesine ilişkin düzenlemelerde paralellik
sağlanacaktır. Bunun bir kısmı sağlandı, şu
anda bu kanunla o da düzeltiliyor.
Çıraklık
eğitimi kapsamındaki sorunların giderilmesine yönelik mevzuat
düzenlemesi yapılacaktır. Onunla ilgili da kanun tasarısı
hazır yani önümüzdeki günlerde o da görüşülecek.
Yine, 4üncüsü de
tam bitirilemeyen: Çıraklık eğitimi kapsamı
dışındaki mesleklerde eğitim standart hâle getirilecektir.
Bu da yine, Çalışma Bakanlığımızın
bünyesinde yapılan çalışma son aşamaya geldi, Bakanlar
Kurulunda görüşüldü bu konuda. Zannediyorum önümüzdeki günlerde
inşallah onun da yasal düzenlemesi yapılmış olacak.
Teşekkür
ediyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Teşekkür ederim, sağ olasınız.
Şimdi
birleşime on beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
18.00
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 18.16
BAŞKAN: Başkan Vekili Meral
AKŞENER
KÂTİP ÜYELER:
İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale), Muharrem IŞIK (Erzincan)
----0----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 42nci
Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
675 sıra
sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine devam
edeceğiz.
Komisyon ve
Hükûmet burada.
İkinci bölüm
üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Şimdi, ikinci
bölümde yer alan maddeleri, varsa o madde üzerindeki önerge işlemlerini
yaptıktan sonra ayrı ayrı oylarınıza
sunacağım.
Madde 14te üç
adet önerge vardır, sırasıyla okutup işleme
alacağım.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 675 sıra sayılı kanun tasarısının 14üncü
maddesinde yer alan kuruluşu ibaresinin kuruluş ibaresiyle
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
İdris Baluken Adil
Zozani Hüsamettin
Zenderlioğlu
Bingöl Hakkâri Bitlis
Erol Dora Nursel
Aydoğan
Mardin Diyarbakır
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 675 Sıra Sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun Tasarısının 14. Maddesinin (3)
fıkrasının madde metninden çıkartılarak yerine
aşağıdaki fıkranın getirilmesini arz ve teklif ederiz.
(3)
Kooperatifler, kuruldukları tarihten itibaren 10 yıl boyunca 193
Sayılı Gelir Vergisi Kanunu ve 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi
Kanunu kapsamında tahsil edilecek vergileri yüzde elli tutarında
öder.
Mehmet Ali Susam Sinan Aygün Turhan Tayan
İzmir Ankara Bursa
İlhan Demiröz Haluk Eyidoğan Süleyman Çelebi
Bursa İstanbul İstanbul
Mahmut Tanal Mehmet Hilal Kaplan
İstanbul Kocaeli
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 675 Sıra Sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun Tasarısının 14. Maddesinin (1)
Fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
(1) Esnaf ve
sanatkâr işletmelerince satışa sunulan malların etkin bir
şekilde piyasadan temini amacıyla esnaf ve sanatkârların üyesi
olduğu tedarik ve dağıtım kooperatifleri kurulabilir. Bu
kooperatiflerin kuruluşu ve ana sözleşme değişikliği
Bakanlık iznine tabidir.
Alim
Işık Özcan
Yeniçeri Yusuf Halaçoğlu
Kütahya Ankara Kayseri
Seyfettin Yılmaz Reşat Doğru Mustafa Kalaycı
Adana Tokat
Konya
BAŞKAN
Komisyon, katılıyor musunuz?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN FİLİZ
(Çankırı) Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
GÜMRÜK VE
TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
Katılıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan
düzenleme ile tedarik ve dağıtım kooperatiflerinin esnaf ve
sanatkârlar tarafından kurulmasının sağlanması
amaçlanmıştır.
BAŞKAN
Muhteremler, Hükûmetin katıldığı önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 675 Sıra Sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun Tasarısının 14. Maddesinin (3)
fıkrasının madde metninden çıkartılarak yerine
aşağıdaki fıkranın getirilmesini arz ve teklif ederiz.
(3)
Kooperatifler, kuruldukları tarihten itibaren 10 yıl boyunca 193
Sayılı Gelir Vergisi Kanunu ve 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi
Kanunu kapsamında tahsil edilecek vergileri yüzde elli tutarında
öder.
Mehmet Hilal
Kaplan (Kocaeli) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon, katılıyor musunuz?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN FİLİZ
(Çankırı) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
GÜMRÜK VE
TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Kaplan, buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET HİLAL
KAPLAN (Kocaeli) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 675 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 14üncü maddesinde verdiğimiz önerge üzerine
söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Son elli
yıldan beri kırsaldan şehirlere hızla göç
yaşanmaktadır. Ekonomik üretim merkezlerinin şehirlerde
toplanması ve iş gücünün bu merkezlerden idare ediliyor olması
şehir nüfuslarının hızla artmasına neden
olmuştur. Nüfusumuzun da yaklaşık yüzde 75i kentlerde
yaşamaktadır, hatta bu nüfusun önemli bir kısmı birkaç
büyük metropolde yoğunlaşmaktadır. Ülkemizde ekonomik
gelişme ve küreselleşmenin etkisiyle ortaya çıkan
hızlı değişimler tüketim alışkanlıklarımızı
da değiştirmiştir. Dolayısıyla,
yaşamımızda yeni sosyal, kültürel ve alışveriş
alanlarına ihtiyaç duyulmuştur. Bunların başında da
son on yıldan bu yana hızla bir gelişim seyri izleyen, perakende
sektöründe alışveriş merkezleri, büyük mağaza zincirleri
yaşamımızın her alanında etkili olmaya
başlamıştır; başında da AVMler geliyor
değerli milletvekilleri.
Sayın
Bakanım, beni dinlerseniz, size birkaç soru yöneltmek istiyorum. AVMlerle
ilgili kanun düzenlemesini toplumun önemli bir sorunu olduğu
düşüncesiyle yaptığınızı biliyorum. Bizim de
aynı düşünceye katıldığımızı ifade
etmek istiyorum. Ancak konuya sadece ticari bir boyutta
baktığınızı ne yazık ki de ifade etmek
zorundayım. AVMlerin kent merkezlerinde yapılanmasına olanak
tanınırken çevreye zararlı olup olmadığı konusunu
da hiç düşündünüz mü Sayın Bakanım? Esnafı, sanatkârı,
vatandaşı korumak demek sadece onların ticari ilişkileriyle
ilgilenmek olmamalıdır, aynı zamanda
yaşadığımız çevreyi de korumak olması gerekmiyor
mu?
Bakın,
Sayın Bakanım, 2014 yılında ÇED yönetmeliğinde bir
değişiklik oldu, daha önce bu yönetmelikte, eski yönetmelikte
AVMlerde 5 bin metrekarenin üzeri olan yerler ÇEDe tabii tutuluyordu. Son
yapılan değişiklikle, 50 bin metrekarenin altında olan
kapalı alanların ÇEDden muafiyetine izin verdiniz. Şimdi ben
size soruyorum Sayın Bakanım: Değerli bürokratlarınız
burada, böyle bir kanun tasarısı düzenliyorsunuz,
yaptığınız kanun tasarısında çevre düzenlemesiyle
ilgili, çevre kirliliğine neden olabilecek AVMlerle ilgili tek bir
satır yok, tek bir cümle yok, bir önlem alma yok. ÇED kanunu düzenlendi, 5
binden 50 bine yani 10 kat artırıldı. Siz perakende
satış ve vatandaşın haklarını korumaya yönelik
bir tedbir almaya kalkıyorsunuz, ne yazık ki
bürokratlarınız bununla ilgili bir tek işlem
yapmamışlar.
Şunu
vurgulamak istiyorum: Esnafımızı, sanatkârımızı
korumak ve bunun için düzenlemeler yapmak elbette önemlidir. Hatta bu alanlarda
bunların ticari yapılarından doğacak olan zararlarıyla
ilgili düzenlemeler yapmak da önemlidir. Ancak, en az bu kadar önemli, en az bu
kadar anlamlı olduğuna inandığımız yaşam
alanlarımızı korumakla, yaşadığımız
çevreyi korumakla ilgili düzenlemelerin bu kanun tasarısında
olması gerekmiyor muydu? Size bir önerim var, eğer samimiyseniz, bir
önceki ÇED muafiyetinde bahsedilen 5 binden 50 bine çıkarılan
metrekareyle ilgili, gelin, bir sonraki kanun düzenlemesinde bir teklif
verelim, 5 bin metrekarenin üzerinde kapalı inşaat alanı olan
AVMlerin tekrar ÇED uygulamasına tabi olmasını isteyelim.
Eğer samimiyseniz bunu sizden bekliyorum.
Değerli
milletvekilleri, elbette bununla ilgili birçok milletvekili arkadaşım
gerekeni söyledi. Benden önce çok değerli milletvekillerinin bu konuda
söyledikleri var, tekrar etmek istemiyorum ama şunu özellikle Sayın
Bakanıma vurgulamak istiyorum: Evet, AVMler olsun, perakende
satış açısından vatandaşın talepleri dile gelsin.
Çünkü yaşadığımız alan başka bir noktaya geliyor,
kentsel gelişme, küresel gelişme, büyük metropollerde ortak kültür
alanları açısından büyük sıkıntılar var ama
çevreyi ve yaşam alanlarını kirletmeyen, küçük esnafı ve
sanatkârı tehdit etmeyen, yöre halkıyla kültürel, sosyal, sportif
alanda uyum sağlayan, millî kültürümüze, geleneklerimize ve yaşam
tarzımıza sahip çıkan ve onları yaşatmaya
çalışan, sosyal, kültürel, sanatsal olarak, yeşil
alanlarıyla beraber alanlar varsa merkezin dışında,
vatandaşı zor durumda bırakmamak kaydıyla, gelin, hep
beraber bunu yapalım, destek verelim. Ama ÇEDle ilgili düzenlemeyi,
eğer uygun görürseniz şimdi bir önergeyle düzeltmek istiyorum.
Hepinize
saygılar sunuyorum.
Teşekkür
ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Sayın
milletvekilleri, biraz önce kabul edilen önergeyle 14üncü maddenin birinci
fıkrası tümüyle değiştiğinden bu fıkrada değişiklik
öngören Bingöl Milletvekili Sayın İdris Baluken ve
arkadaşlarının önergesi işlemden
kaldırılmıştır.
Madde 14ü kabul
edilen önerge çerçevesi içinde oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Madde 15te üç
adet önerge vardır, sırasıyla okutuyorum ve de işleme
alacağım.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 675 sıra sayılı kanun tasarısının 15inci
maddesinin birinci fıkrasında geçen Bakanlığın
ibaresinden sonra gelmek üzere ilgili dernek ve odaların ibaresinin
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
İdris Baluken Adil
Zozani Hüsamettin
Zenderlioğlu
Bingöl Hakkâri Bitlis
Erol Dora Nursel
Aydoğan
Mardin Diyarbakır
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 675 Sıra Sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun Tasarısının 15. Maddesinin (1)
fıkrasında bulunan Perakende ticaretin ibaresinden sonra gelmek
üzere adil rekabete ve ibaresinin eklenmesini, (3) fıkrasında bulunan
diğer hususlar ibaresinden sonra gelmek üzere TOBB ve TESKin
görüşleri doğrultusunda hazırlanacak ifadesinin eklenmesini arz
ve teklif ederiz.
Mehmet Ali Susam Sinan
Aydın Aygün Turhan
Tayan
İzmir Ankara Bursa
Mahmut Tanal Dilek
Akagün Yılmaz İlhan
Demiröz
İstanbul Uşak Bursa
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 675 Sıra Sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun Tasarısının 15. Maddesinin (1)
fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
(1) Perakende
ticaretin bu Kanunun amacına uygun olarak yapılmasının
sağlanması hususunda karşılıklı bilgi ve
görüş alışverişinde bulunmak, sektöre yönelik politika
oluşturulmasına katkı sağlamak, sorunları tespit
etmek, alınacak önlemleri belirlemek ve ilgili kurum ve kuruluşlar
arasında işbirliğini sağlamak üzere
Bakanlığın koordinatörlüğünde, her coğrafik bölgenin
ve meslek grubunun dengeli bir şekilde temsil edildiği, ilgili sivil
toplum kuruluşları, meslek odaları, ticaret veya ticaret ve
sanayi odaları, esnaf ve sanatkârlar odaları birlikleri ile
Bakanlık temsilcilerinin yer aldığı en az yetmiş
kişiden oluşan Perakendeciler Konseyi oluşturulur. Konseyin
sekretarya hizmetleri Bakanlık İç Ticaret Genel Müdürlüğü
tarafından yürütülür.
Alim Işık Özcan
Yeniçeri Yusuf
Halaçoğlu
Kütahya Ankara Kayseri
Seyfettin Yılmaz Reşat
Doğru Ali
Öz
Adana Tokat Mersin
BAŞKAN Komisyon,
katılıyor musunuz?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ HÜSEYİN FİLİZ (Çankırı)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Sayın Öz, buyurunuz.
ALİ ÖZ (Mersin) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 675 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 15inci maddesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu adına verdiğimiz önergeyle alakalı söz almış
bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygılarımla
selamlıyorum.
Bu AVMlerin gerçekten
kazandırdıklarına ve kaybettirdiklerine iyi bakmak lazım.
Ülkemizde özellikle 90lı yıllardan sonra alışveriş
merkezleri gündeme geldiğinde ve zincir marketler hadisesi ortaya
çıktıktan sonra küçük ve orta çaplı esnafın şikâyet
ettiği unsurları ortadan kaldırmak adına, maalesef, uzun
yıllardır lobilerin baskısıyla bir düzenleme
yapılmamıştı. Dolayısıyla, küçük ve orta
çaplı esnaf âdeta bundan sonraki süreçte zarar batağına
doğru sürüklenmiş ancak büyük şirketlerin, büyük sermayesi olan
firmaların gelirlerinin artırılması için şehirlerin
düzeni de göz ardı edilerek âdeta büyük bir rant ekonomisinin
uygulanmasına zemin hazırlanmıştır.
Bu maddede, Bakanlığın
koordinatörlüğünde Perakendeciler Konseyi oluşturulacağı
ifade edilmekte. Hatırladığınız gibi 2010
referandumunda da aslında Türkiyedeki iş ve işverenlerin,
iş dünyasının, ekonominin gidişatının hangi yönde
olduğunu, ne yönde evrildiğini değerlendirmek adına benzer
bir şekilde Ekonomik ve Sosyal Konsey kurulmuştu, orada da çok
cilalı sözler vardı. Orada bunların bir araya geleceği, üç
ayda bir toplanacağı ve belli kararları alacağı,
burada alınacak olan kararların uygulanacağı ifade
ediliyordu. Maalesef, Hükûmetiniz döneminde bunların hiçbiri
gerçekleşmedi.
Bu alışveriş
merkezlerinin artık bırakın özellikle şehir merkezlerine
kadar girmesini, sokaklara, hatta mahallelerin arasına kadar
girdiğini görüyoruz. Bunların üretime hiçbir katkılarının
olmadığını, bulundukları ve kuruldukları
şehirlere bir katma değer kazandırmadıklarını da
net olarak biliyoruz.
Ben, mesela kendi
milletvekili olduğum ilimden örnek vereyim: Büyük büyük AVMleri
getirdiniz, kurdunuz. Bunların alışverişleri, üretim
alanlarında değil. Çoğunun o illerde vergi kayıtları
bile yok. Büyük firmalara, neredeyse, oradan tırlarla, araçlarla geliyor.
Çok güzel bir raf düzeni var. Dolayısıyla, burada
satışı özendirecek, tüketimi cazip hâle getirecek ne varsa onlar
o güzel alanlarda sergileniyor. Dolayısıyla, vatandaşın
bugün içerisine düşmüş olduğu, tüketiciliğinin çok fazla
artmış olduğu, yeri gelip kredi kartlarını bile
ödeyemeyip mahkemelere düştüğü, hacizlerin geldiği bu
yapının da temelini aslında atmış oluyoruz burada.
Batılı
ülkeler bunu nasıl başarmışlar? Batı ülkelerinde,
biliyoruz, eğer kurulmuş olan bir hipermarket zincirinden o bölgede
yaşayan küçük ve orta çaplı esnaf zarar görecekse yeni gelen bu
marketlerin elde edeceği gelirlerin bir kısmından bir fon
oluşturarak, onların mağduriyetini giderme adına
düzenlemeler yapmışlar. Biz ne yapıyoruz? Tam tersine, küçük ve
orta çaplı esnafı yok etme gayreti içerisinde,
alışveriş merkezlerinin her yere kurulması için sonsuz
imkân tanıyoruz. Bu gidişat doğru bir gidişat değil.
Bu düzenlemeyle gerçekten dar gelirlilerin, esnaf ve sanatkârların günden
güne bu ekonomi içerisinde nefes almalarını sağlamak mümkün
değil.
Tabii ki bunun
yanında -bizden önce konuşan arkadaşımız da bahsetti-
gerçekten bu alışveriş merkezlerinin -AVMlerin- çevreye
etkilerinin de iyi analiz edilmesi lazım.
Bu ülkenin
Sağlık Bakanı kalkıyor, diyor ki: Bizim en büyük mücadelelerimizden
bir tanesi toplumda kronik bir hastalık hâline gelmiş olan obeziteyle
mücadele ve obezite merkezleri kurmak. Sayın Bakan, bu obeziteyle
mücadele ederken aslında en büyük düşmanlardan bir tanesinin bu
AVMler olduğunu biliyor musunuz?
Hafta sonları
aileler çocuklarıyla beraber gidiyorlar, gittikleri zaman kimse
çocuğunu üzmemek veya onu incitmemek adına o normal dengesiz beslenme
kriterleri içerisinde neler varsa -çocuk çocuktur, onu
kıramazsınız, raflara saldırıyor- aile ister istemez
onları çocuklarına almak zorunda kalıyor. Yani, bir taraftan bir
şeyi yapalım derken, bir taraftan kendi elimizle bir şeyleri
yıktığımızın farkında olmamız
lazım.
Bu AVMler büyük
şehirlerdeki trafik sorunlarının ana kaynaklarından birini
oluşturuyor, kirliliğe ilave katkı sağlıyor, uygun
park alanları bulunmadığından belli alanları
işgal ederek şehirlerin düzensiz bir şekilde görünmesine vesile
oluyor.
Bu maddeyle
alakalı kurmuş olduğunuz bu konseyin kimlerden
oluşacağı, kimlerin bu konseyin üyesi olacağı, bu
konseyde alınan kararların nasıl ortaya konulacağına
dair yasal bir düzenleme yapmıyorsunuz, yönetmeliğe havale
ediyorsunuz. Bunun da Anayasaya aykırı olduğunu ifade ediyor,
yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi işleme alıyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 675 Sıra Sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun Tasarısının 15. Maddesinin (1)
fıkrasında bulunan Perakende ticaretin ibaresinden sonra gelmek
üzere adil rekabete ve ibaresinin eklenmesini, (3) fıkrasında
bulunan diğer hususlar ibaresinden sonra gelmek üzere TOBB ve TESKin
görüşleri doğrultusunda hazırlanacak ifadesinin eklenmesini arz
ve teklif ederiz.
Mehmet Ali Susam (İzmir) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon, katılıyor musunuz?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN FİLİZ
(Çankırı) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
GÜMRÜK VE
TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Sayın Tanal, buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
ENGİN ALTAY
(Sinop) Sayın Tanal, bravo.
BAŞKAN
Buyurunuz.
ENGİN ALTAY
(Sinop) Vay...
BAŞKAN Yo,
okul ablasıyım, öğretmen okulundan okul ablasıyım,
onun için...
MAHMUT TANAL
(İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ben öğretmen
okulu kökenliyim. Biz öğretmen okulu kökenliler bir üst sınıfa
abla deriz; erkeklere ağabey deriz, kız
arkadaşlarımıza da abla deriz. Bu bizim kültürümüzde olan bir
şey, öğretmen okullarının. O açıdan Sayın
Başkanımıza görüştüğümüzde abla diye hitap ederim,
bunu bilmenizi istirham ederim.
Değerli
milletvekilleri, tabii, bu kanuna baktığımız zaman, evet,
şunu kabul etmek lazım: Şu anda iktidar partisinden kaç
milletvekili hipermarket sahibidir? Yani burada Hipermarketlere,
alışveriş merkezlerine gerçekten niçin bir sınırlama
getirmiyoruz, niçin zapturapt almıyoruz? sorusunun cevabı, Adalet ve
Kalkınma Partisinden kaç kişi büyük alışveriş merkezi
sahibidir, eğer bunlar açıklanabilirse, buradaki
alışveriş merkezlerinin neden korunduğunu, küçük
esnafın ve esnaf ve sanatkârların korunmadığını
açık ve net bir şekilde ortaya çıkarmış oluruz.
Peki,
alışveriş merkezleriyle ilgili, hep Avrupa Birliğine
girmenin hayali peşinde olan iktidar ne yapıyor? Avrupa
Birliğinde düzenlemeler nasıl? Avrupa Birliğinde büyük
alışveriş merkezleri şehrin içinde var mı? Mesela, bir
örnek: Almanya Ticaret Kanununun 11/3 maddesi uyarınca, şehir
merkezlerinde büyük alışveriş merkezlerinin bulunması
yasaktır. Peki, bu açıdan biz ne yapıyoruz? Türkiyede, gayet
rahat, o bölgenin ne trafiğini ne altyapısını ne çevre
yapısını ne otopark durumunu hiçbir hususu nazara almadan, gayet
rahat önümüze gelen her yere büyük alışveriş merkezleri
yapıyoruz. İtalyada durum aynı şekilde; yine,
çarşı merkezlerinde bu husus yasaklanmakta. Bununla birlikte,
Fransada yine aynı durum. Yani, biz, gerçekten, Avrupadaki güzel
normları almıyoruz ancak para gelen bir yere... Parayı da
-devlete gelse, hazineye gelse amenna, devleti, hazineyi soymayalım da-
mevcut olan bu kâr olayını, rant olayını yine çevremizde
bulunan, hipermarket sahibi olan milletvekillerine kazandırtmaya
çalışıyoruz.
Bu konuyu burada
kapatırken, Sayın Bakanım, biraz önce sizlere sormuş
olduğum soruyla ilgili, bu meşhur uçak... Bu uçak... Ben -gayet
rahat- o gün için uçuş kulesiyle görüştüğümde... Uçuş
kulesinin tüm konuşma kayıtları zabıt ve rabıt
altındadır. Benim sizden istirhamım, uçuş kulesindeki
görüşmelerde, bu uçağın Başbakanlığa sürekli
eşya taşıyan bir uçak olduğunu ve bu nedenden dolayı
oradaki personele bilgi vermediklerini ve ancak Bu bilgiyi kim istiyor, onunla
görüşebilir miyim? dediğinde -milletvekili kimliğimi
açıklayarak bu uçuş kulesindeki personelle bizzat ben görüştüm-
bu uçakla ilgili bilgileri kimseye vermediklerini... Ve sürekli
Başbakanlığa eşya getirip götüren uçak olduğu
söyleniyor.
Siz de biraz önce
ifade ettiniz, bu uçaktan 19 ton kaçak sigara elde edildiği söylenildi.
Peki, Başbakanlığa böyle eşya getiren uçağın
kaçak sigarayla ne bağlantısı olabilir? Burada, bizim
iddiamızda kivi vardı, içinde dolar da vardı, dolarla ilgili
herhangi bir açıklama yapmadınız. Sizin nezaretinizde veya
burada, Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan, bağımsız
olan tüm milletvekilleri nezaretinde, bu uçakta arama yapıldıysa
nasıl yapıldı? Bu aramaları siz bir kayda alıyor
musunuz? Bir kaydı kuydu var mı? Yani uçuş kulesi
Sürekli bu
uçak rotasyon hareketini verecek, uçuş planlarını
değiştirecek, efendim, yedi gün öncesinden bu uçak Türkiyede Sabiha
Gökçen Havaalanına inmiş olacak. Bu, eşyanın
doğasına, tabiatına aykırıdır çünkü yurt
dışından Türkiyeye gelen tüm uçaklar orada radarlara
takılır, hangi uçağın ne zaman geldiği, gelip
gelmediği bellidir. Yedi gün önceden gelen uçak
Uçuş kulesindeki
personel bu uçağın gelmediğini bilemez mi? Bilebilir çünkü
sürekli aynı bilgileri uçak kulesindeki mevcut olan personeliniz
Sürekli
bu uçuş rotasyonunun değiştiği söyleniliyor.
Onun için,
gerçekten bu olayda büyük bir kaçakçılığın olduğunu
düşünüyoruz biz. Sizden istirham ediyoruz, kamuoyunun
aydınlanması açısından, bu uçağın halkın
denetimine açılması açısından da tüm milletvekillerinin
bunu kontrol etmesini. Arama yaptıysanız da onu bir ekran hususunda
mı yaptınız, bir kamera kaydı hususunda mı yaptınız,
bunu bizimle paylaşmanızı arz eder, hepinize teşekkür
ederim.
Saygılarımı
sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Tanal.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 675 sıra sayılı kanun tasarısının 15inci
maddesinin birinci fıkrasında geçen Bakanlığın
ibaresinden sonra gelmek üzere ilgili dernek ve odaların ibaresinin
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
İdris Baluken
(Bingöl) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon, katılıyor musunuz?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HÜSEYİN FİLİZ
(Çankırı) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
GÜMRÜK VE
TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Sayın Zozani, buyurun.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, bu madde üzerinde görüşlerimi ifade etmek üzere söz
aldım ama maalesef, ülkemizdeki gelişmeler zaman zaman, anı
anına bizim gündemimizi de etkiliyor ve konuşmamızın
içeriğine dahi etki edecek boyuta ulaşabiliyor. Şu saat
itibarıyla Cizreden aldığımız bir haber
Bugün,
Demokratik Toplum Kongresi Eş Başkanları Sayın Hatip Dicle
ve Sayın Selma Irmak son dönemlerde Cizredeki olaylar nedeniyle kente bir
ziyarette bulundular ve halkı sağduyuya çağıran bir
buluşma gerçekleştirdiler. Buluşmanın hemen
arkasından, kentte hiçbir olay yokken polis kurşunuyla 12
yaşında bir çocuk daha hayatını kaybetti. Nihat Kazanhan
isminde 12 yaşındaki bir çocuk daha iktidarlarınız
döneminde katledilen çocuklar kervanına katıldı.
Son dönemlerde
iktidar olarak sizler çokça ifade edersiniz, kamu güvenliğinden söz
ediyorsunuz. Kamu güvenliğini bozan sizin emriniz altındaki işte
bu polis teşkilatıdır, bu güvenlikçi teşkilattır. 12
yaşındaki bir çocuk bugün hangi gerekçeyle Cizrede katledildi, Sayın
Bakandan burada açıklama bekliyoruz, bu konuya bir açıklama
getirmesini arzu ediyoruz.
Bizler
sokağı teskin etmeye çalışıyoruz, bizler yanan
ateşe su dökmeye çalışıyoruz ama maalesef,
uygulamalarınızla yanan ateşe siz benzin döküyorsunuz. Bugün,
Cizrede uluorta, sokak ortasında bir çocuğun kafasına
kurşun sıkmak neymiş gelip burada cevabını vermeniz
gerekir, bunu izah etmeniz gerekir. Bunu izah etmeden bize kamu
güvenliğinden söz etmeyin, kamu güvenliğinin sağlanması,
tesis edilmesi teranesini burada hiçbir şekilde dillendirmeyin.
Güvenliği bozan sizsiniz, sizin emrinizdeki polislerdir, kamu
güvenliğini bozan bunlardır. Biz, tersine, sükûneti sağlamaya
çalışıyoruz. Eş başkanımız, eş
başkanlarımız, milletvekillerimiz bugün Cizreye bunun için
gittiler ama bir ziyaretimizi dahi bu şekilde sabote ediyorsanız,
provoke ediyorsanız söyleyeceğiniz bir şey kalmayacak size.
ENGİN ALTAY
(Sinop) Gerisini siz düşünün.
ADİL
ZOZANİ (Devamla) - Evet, bugün Cizrede sokak ortasında katledilen bu
çocuğun neden katledildiğini Hükûmetin izah etmesi gerekir; aksi
durumda, sorumlusu sizsiniz.
Son dönemlerde
Cizreye atadığınız İlçe Emniyet Müdürü hakkında,
bakın, daha dün, mahkeme
Hrant Dink cinayeti dolayısıyla
yargılanan polislerden biridir. Savcılık
tutuklanmasını talep etmiş, mahkeme yurt dışına çıkma
yasağını koydurarak tutuksuz yargılanmasını hükme
bağlamış ve böyle bir insan Cizrede halkı provoke ediyor.
Siz onu oraya atadınız ve o provokasyonu bilinçli
yaptırıyorsunuz. Bu, sizin politikanızın bir
parçasıdır. Aksi durumda, bize bir şeyi izah edemezsiniz.
Cizrede de, Nusaybinde de, Silopide de, Yüksekovada da olanlar sizin
politikalarınızın bir parçasıdır. Tersini gelip burada
ifade etmediğiniz sürece, bu failleri...
ENGİN ALTAY
(Sinop) Çıkamazlar oraya, çıkamazlar.
ADİL
ZOZANİ (Devamla) -
bu katliamcı çeteyi polis teşkilatından
arındırmadığınız sürece bize başka bir
şey ifade edemezsiniz.
Ben gerçekten
bugün bu maddeyle ilgili olarak hazırladığımız
hususları burada ifade edecektim. Bakın, bir kanun burada var, tartışıyoruz,
sonraki maddelerde söz alarak bunların içeriğine ilişkin olarak
burada eksik bıraktığımız hususları dile
getirmeye çalışacağız ama bugün, burada hiçbir şey Cizre
sokağında polisin infaz ettiği 12 yaşındaki çocuktan
daha değerli değildir.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
ADİL
ZOZANİ (Devamla) - Gelip ikna edici bir açıklama
yapmadığınız sürece Cizrede katledilen çocuğun
kanı sizin elinizdedir.
Teşekkür
ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
ENGİN ALTAY
(Sinop) Hadi bakalım, gelsin Bülent Arınç cevap versin şimdi!
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Amasya) Sayın Başkan...
BAŞKAN
Sayın Bostancı, bir oylamaya sunayım da ondan sonra size söz
veririm.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Buyurunuz.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Ne için söz istiyor, anlamadım.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, niye söz verdiniz?
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Yani, Hükûmet adına birisinin çıkıp bir
açıklama yapması gerekiyor, arkadaşım çok net konuştu.
BAŞKAN
Belki kendisi yapacak.
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Amasya) Sayın Başkan, değerli arkadaşlar...
BAŞKAN Bir
saniye, açmadım.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Ben Hükûmetten açıklama bekledim Sayın
Başkan ama en azından İç Tüzük gereği, neden itiraz
ettiğini, neye itiraz ettiğini izah edip öyle kürsüye
çıkması gerekirdi, İç Tüzük böyle söylüyor.
BAŞKAN
Hayır, siz bilgi istediniz.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Ben kendisinden bilgi istemedim. Hangi sıfatla
bana bilgi verecek Sayın Başkan?
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Hükûmet yetkilisi değil.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Hükûmet yetkilisi burada, hangi sıfatla...
BAŞKAN
Peki, Sayın Bostancı...
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Hayır, böyle bir İç Tüzük, böyle bir uygulama
olmaz Sayın Başkan.
BAŞKAN Bir
saniye, bir saniye, bir saniye...
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Amasya) Hükûmet AK PARTİ Grubunun desteklediği bir
Hükûmet.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Neye dayanarak konuşacak?
BAŞKAN Bir
saniye, bir saniye, bir saniye...
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Burada 2 Sayın Bakan var, onlar çıkıp cevap
versin.
BAŞKAN Bir
saniye, bir saniye, lütfen.
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Amasya) Efendim, ben de Çözüm Komisyonu
Başkanlığı yaptım, bu meseleleri biliyorum, o
çerçevede izin verirseniz konuşacağım.
BAŞKAN
Bilgi vermek üzere diye tahmin ettiğim için söz verdim. Onun için
haklısınız, önceden sormam lazımdı,
hızlandırmak için öyle oldu.
Buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
11.- Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancının, Hakkâri
Milletvekili Adil Zozaninin 675 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 15inci maddesiyle ilgili önerge üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Amasya) Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; çok
teşekkür ediyorum.
Adil Bey burada
birtakım iddialarda bulundu, değerlendirmelerde bulundu. Türkiye bir
hukuk devleti. Polisin yaptığı her iş de,
vatandaşın yaptığı her iş de hukuken
değerlendirilir. Eğer bahsettiğiniz tarzda bir konu var ise bu
da açıklığa kavuşturulur, hiç merak etmeyin.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) 6ncı çocuk ölümü ya!
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Devamla) Ancak, çözüm süreci boyunca, doğunun genelinde
değil fakat Cizre, Şırnak, Hakkâri ve Yüksekova bölgesinin
hareketli olduğunu biliyorsunuz. Orada âdeta ayrı bir atmosfer var.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Atmosfer değil devlet var.
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Devamla) Ben de Çözüm Komisyonu heyetiyle birlikte Hakkâriye,
Şırnak Cizreye gittim ve burada görüşmeler yaptık.
Gördüğümüz şuydu: Sokaklarda 12, 15, 17 yaşlarındaki çocuklar
50 kişilik, 100 kişilik gruplar hâlinde, molotofkokteylleriyle zaman
zaman meydana çıkıyorlar, ortalığı ateşe
veriyorlar, bu eylemleri sürekli yapıyorlardı. Ve benim şahit
olduğum hadise şudur: Orada güvenlik görevlileri,
karşılarında küçük yaşta çocuklar olduğu için büyük
bir dikkat ve ihtimamla davranıyorlardı, hatta birçok olayda
yakılmak istenen, yanan, kendi üzerine molotofkokteyli atılan polis
dahi onu yapan kişiye silah kullanmamıştır, onu yapan
kişiyi ancak engellemeye yönelik bir dikkatle davranmıştır
çünkü o çocuklar her ne yaparlarsa yapsınlar, bizim
çocuklarımızdır, öyle bakarız. Dolayısıyla, bu
konuya ilişkin, hukuken bahsettiğiniz konuya ilişkin
değerlendirme yapılır, kamuoyuna da bilgi verilir.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Son bir ayda 6ncı çocuk katlediliyor. Yani, burada
boş konuşmanın
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Devamla) - Ne olduğunu henüz bilmiyoruz. Yani, çok böyle politik
sentetik bir dil var bu alanda. Bırakın, hukuken
değerlendirilsin, kamu da aydınlatılsın.
Çok
teşekkürler. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan..
BAŞKAN
Buyurun.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, ben kendisine hiçbir şey
aslında sormadım, kendisinden bir izah da beklemedim.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Bir açıklama da yapmadı.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Bir açıklamada da bulunmadı. Ancak, benim
verdiğim bilgilerin politik sentetik bir algı yaratmaya dönük
olduğunu ifade etti. O sentetikin ne olduğunu da bilmiyorum ama,
hangi anlamda kullandı bilmiyorum.
BAŞKAN - Siz
sataşmadan mı söz istiyorsunuz?
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Evet.
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Amasya) - Sataşmada bulunmadım efendim, hiç
sataşmadım ya.
BAŞKAN -
Buyurunuz.
VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Hakkâri Milletvekili Adil Zozaninin, Amasya Milletvekili Mehmet
Naci Bostancının yaptığı açıklaması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Şimdi, Sayın Bostancı, son bir ay
içerisinde Cizrede 6ncı ölümdür. Bugün, partimize mensup milletvekilleri
Demokratik Toplum Kongresinin eş başkanlarıyla birlikte oradaki
atmosfere bir rahatlama sağlamak için oraya gittiler. Bugün polis
kurşunuyla katledilen 12 yaşındaki Nihat Kazanhanın
katledilişiyle ilgili görgü tanığının ifadesini
buradan okuyorum. Bakın, gelip burada bu katliamlara meşruiyet
kazandırmaya kalkışmayın, bu çok zor olur.
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Amasya) Oo, öyle bir şey yok, bunu reddederim, bunu
reddederim.
ADİL
ZOZANİ (Devamla) Sizin için bu çok zor olur, izahında
zorlanırsınız; onu söyleyeyim.
Bakın, aynen
okuyorum, görgü tanıklarından Yahya Ertene: Bizim evimiz oraya
yakındır. Her zaman orada top oynadığımız ve
bazen oturduğumuz yerdir. Son günlerde zaten polislerin tek işi,
gelip, hiçbir olay, eylem, etkinlik yokken gaz bombaları ve silahla
ateş ederek giderlerdi. Bugün de öyle bir durumdu. Polisler geldi,
çocuklara bağırıp çağırıp, daha sonra gaz
bombaları attı, ardından silah sesleri geldi ve baktık ki
çocuk başından aldığı mermiyle yere düşmüş.
Bak, isim
veriyorum sana Sayın Başkan. Polisin açtığı
ateşle kafasından infaz edilmiş, katledilmiş 12
yaşındaki bir çocuktan söz ediyorum. 12 yaşındaki bir çocuk
buradan size taş atsa bile sizi yaralamaz. Bir polisin 12
yaşındaki bir çocuğun kafasına kurşun sıkmasını
mazur gösterebilecek neyiniz var, onu anlamaya çalışıyoruz.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
ADİL
ZOZANİ (Devamla) Ayrıca sorumuz size değil, Hükûmet
temsilcilerinin gelip burada izahta bulunmaları gerekir.
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Amasya) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Bostancı
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Amasya) Katliamları
meşrulaştırdığıma dair konuşma
yaptığımı söyledi, cevap hakkı istiyorum. Bu bir
sataşmadır.
ALİ
SARIBAŞ (Çanakkale) Hayır, olmaz. Sakın ha,
konuşmayın, yeter artık. Olmaz bu kadar konuşma ya.
BAŞKAN
Müsaade buyurun, müsaade buyurun.
Şimdi, ben
size söz vereceğim ama bakın bu konunun üzerinde
karşılıklı olarak sürdürmenizin çok faydalı
olmadığını düşünüyorum. Yani, eğer devam ederse
bu iş ara vereceğim. Yani, dikkatli bir dil rica edeyim. Hiç kimseye
faydasının olmadığını
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Amasya) Her zaman
Her zaman
BAŞKAN Hayır,
ben başka bir şey söylüyorum Hocam.
Buyurunuz.
2.- Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancının, Hakkâri
Milletvekili Adil Zozaninin sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Amasya) Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; benim
buradan yaptığım konuşmadan katliamları
meşrulaştırdığıma dair bir anlam çıkarmak
bence çok doğru bir iş olmadı Adil Bey.
Benim
söylediğim, ortadaki durum her neyse bunun hukuken
değerlendirileceği. Sizler de gayet iyi biliyorsunuz ki, bölgede
gerçekten birçok provokasyonlar oluyor. Bunun da farklı kaynakları
olabiliyor. Sizler de bunların müşahidisiniz. O
kalabalıkların içinden polise ateş açanlar oluyor, o
çocukları sahaya sürenler oluyor, başka tür çıkar
ilişkilerinin aracı olarak bu işler organize ediliyor.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Ya, bugün hiçbir şey yok, yok Sayın Başkan.
Olayla ilgili tek bir şey bilmeden konuşuyorsun.
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Devamla) - Bir dakika
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) - Ne silah var ne eylem var ne bir şey var. Ayıp
yani ya!
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Devamla) - Burada katliamları
meşrulaştırdığıma dair bir iddia ortaya kondu.
Orada çok çeşitli provokasyonlar oluyor.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) - Hiçbir provokasyon yok bugün.
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Devamla) İktidar, bütün bu provokasyonlara karşı,
çözüm sürecini yolunda götürmek için büyük bir dikkatle davranıyor. Sizden
de istirhamımız, elbette bu ihtimama ortak olmanızdır.
Yoksa, burada benim yaptığım konuşmadan böyle bir sonuç
çıkartmak buna bir katkı sayılmaz Adil Bey.
Teşekkür
ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan
BAŞKAN
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
18.53
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 19.03
BAŞKAN: Başkan Vekili Meral
AKŞENER
KÂTİP ÜYELER:
İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale), Muharrem IŞIK (Erzincan)
----0----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 42nci
Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurunuz.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Müsaadenizle, bir hususu kayıtlara geçirmek için
söz almak istiyorum.
BAŞKAN Öyle
olur.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Şimdi, biraz önce gündeme getirdiğimiz
hususta Meclis kürsüsünden sorduğumuz bütün soruların
cevabını Hükûmetten beklediğimizi ifade etmek istiyorum.
Ayrıca,
iktidar partisi Grup Başkan Vekili Sayın Bostancı benim gündeme
getirdiğim husus üzerinden kendilerine sataşma olduğuna dair iki
defa Meclis kürsüsünü kullandı.
BAŞKAN
Öncesinde sataşma değildi.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Ve biz 12 yaşındaki bir çocuğun polis
kurşunuyla katledilmesi hususunu konuştuk. Üzülerek ifade ederim ki,
Sayın Grup Başkan Vekili iki defa kürsüyü kullandığı
hâlde, 12 yaşındaki bir çocuğun katledilmesiyle ilgili olarak
üzüntüsünü ifade eden bir cümle dahi sarf etmemiştir. Bunların
kayıtlara geçmesini isterim.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Korkmaz, buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
12.- Isparta Milletvekili S. Nevzat Korkmazın, Ispartada bir
alışveriş merkezinin içindeki bir restoranın alçı
tavanının çökmesi sonucu yaralanan 26 kişiye acil şifalar
dilediğine ilişkin açıklaması
S.NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) Sayın Başkanım, kıymetli milletvekili
arkadaşlarım; ben bir hadiseyle ilgili hem Genel Kurulumuzu
bilgilendirmek hem de geçmiş olsun dileklerimi sizlerle paylaşmak
için söz aldım.
Ispartamızda,
ilimizde, bir alışveriş merkezinin içinde yer alan bir
restoranın alçı tavanının çökmesi neticesinde 26
kişinin yaralandığı biraz önce haber kaynaklarına
düşmüştür. Bu hususla ilgili geniş bir bilgi almaya
çalışıyoruz ama bu aşamada ben Ispartalı
hemşehrilerime geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum hem
şahsım hem Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına hem de acil
şifalar dileğimizi iletiyoruz.
Teşekkür
ediyorum efendim.
VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun
Tasarısı ile İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulunun;
Perakende Ticaret, Alışveriş Merkezleri ve Büyük Mağazalar
ile Esnaf ve Sanatkarlık Hizmetlerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun
Teklifi, İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susamın; Perakende Ticaret
ile Esnaf ve Sanatkarlık Hizmetlerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun
Teklifi, Kocaeli Milletvekili Haydar Akarın; Perakende Ticaret ile Esnaf
ve Sanatkarlık Hizmetlerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Celal Dinçerin; Perakende Ticaretin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun Teklifi, Bursa Milletvekilleri Mustafa Öztürk ve Hakan
Çavuşoğlu ile 56 Milletvekilinin; Alışveriş
Merkezleri, Büyük Mağazalar ve Zincir Mağazaların Kuruluş
ve Çalışma Esaslarına Dair Kanun Teklifi, Kahramanmaraş
Milletvekili Yıldırım Mehmet Ramazanoğlu ve 4
Milletvekilinin; Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Teklifi
ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu
Raporu (1/974, 2/7, 2/175, 2/1561, 2/2271, 2/2527, 2/2528) (S.
Sayısı: 675) (Devam)
BAŞKAN 675
sıra sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
devam edeceğiz.
Komisyon ve
Hükûmet burada.
Madde 16da üç
önerge vardır, sırasıyla okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 675 sıra sayılı kanun tasarısının
16'ncı maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendinin
tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
İdris Baluken Adil Zozani Erol Dora
Bingöl Hakkâri
Mardin
Hüsamettin Zenderlioğlu Nursel
Aydoğan
Bitlis Diyarbakır
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 675 Sıra Sayılı "Perakende Ticaretin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı"nın 16. Maddesinin 1.
Fıkrasının a) ve c) bentleri ile 2. Fıkrasının
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
a) Perakende
sektörünün ve perakende işletmelerin ülke genelinde dengeli bir
şekilde yayılması, büyümesi ve gelişmesine yönelik
çalışmalar yapmaya,
c)
İstatistikî bilgileri derlemeye, düzenlemeye ve yayımlamaya,
(2) Bakanlar
Kurulu;
a) Bakanlığın üst meslek
kuruluşlarının görüşlerini de alarak
oluşturacağı teklifi üzerine, faaliyet konusu ve kollarına
göre perakende işletmelerin açılış ve faaliyete
geçişinde, işletme sayısı ve bunların birbirlerine
yakınlığı, ulaşım imkânları,
işletmelerin çevreye, altyapıya ve trafiğe getireceği
yükler ile can ve mal güvenliği riski gibi ekonomik, sosyal, demografik ve
çevresel faktörler açısından gözetilecek kriterleri belirleyerek,
PERBİS işyeri açma ve çalışma ruhsatı onay sürecine
dâhil edilmek üzere belirlediği kriterleri Bakanlığa iletmeye ve
bu hususlara ilişkin usul ve esasları yönetmelikle düzenlemeye,
b) İçişleri
Bakanlığının teklifi ve Bakanlığın uygun
görüşü üzerine, 14/6/1989 tarihli ve 3572 sayılı
İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına Dair Kanun
Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair Kanunda belirtilen
diğer müesseseler ile bu Kanunun 2 nci maddesinin ikinci
fıkrasındaki işletmelerin açılış ve faaliyeti ile
kapanış işlemlerinin PERBİS üzerinden
gerçekleştirilmesine yönelik konularda karar vermeye ve bu hususlara
ilişkin usul ve esasları yönetmelikle düzenlemeye,
c) Bu Kanun kapsamına giren hizmet
sektöründeki işletmeleri faaliyet konusu, bulunduğu yerleşim
yeri veya kolları bazında, Bakanlığın teklifi üzerine
kapsam dışında tutmaya,
yetkilidir.
Alim Işık Özcan Yeniçeri Seyfettin Yılmaz
Kütahya Ankara Adana
Reşat Doğru Yusuf Halaçoğlu Adnan Şefik Çirkin
Tokat Kayseri Hatay
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 675 Sıra Sayılı "Perakende Ticaretin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı"nın 16. Maddesinin Tasarı
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet Ali Susam Sinan Aydın Aygün Turhan Tayan
İzmir Ankara Bursa
Mahmut Tanal Dilek
Akagün Yılmaz İlhan
Demiröz
İstanbul Uşak Bursa
Ali Sarıbaş
Çanakkale
BAŞKAN
Komisyon, katılıyor musunuz?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Hükûmet?
GÜMRÜK VE
TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Kim
konuşacak?
MEHMET ALİ
SUSAM (İzmir) Ali Sarıbaş
BAŞKAN
Sayın Sarıbaş, buyurunuz. (CHP sıralarından
alkışlar)
ALİ
SARIBAŞ (Çanakkale) Sayın Başkan, çok değerli
milletvekilleri; kendi ailemin ve babamın ailesinden gelen, aile
kültüründen gelen yetişmiş bir insan olarak böylesi bir kanun teklifi
üzerinde söz almanın mutluluğunu yaşıyorum
diyemeyeceğim. Çünkü esnaf, sanatkârlar ve küçük esnafımız
hakkında
Sabah siftahını yapmak için dükkânının önünü
süpüren, erken kalkan, herkese merhaba diyen, herkesin dert ortağı,
çilekeşi olan ve tüm kültürlerimizi yaşattığı böylesi
önemli bir konunun, bu esnafların konusunun ötelenmesinin
dışında küllendirilmesi anlamına gelecek bir yasadan
bahsetmek istiyorum.
Aslında
esnaflar çok şey bekliyordu bu yasadan, uzun yıllardır bekliyordu
ancak bu tasarıda dağ fare doğurmuştur ve gerçekten de bu
tasarı içerisinde önemli istekleri, bekledikleri
gerçekleşmemiştir.
Arkadaşlar
çok farklı bir pencereden baktı ama isterseniz ben biraz da
şöyle bir tarif yapayım: Kentlerin planlaması -büyük kentlerle
birlikte-yapılırken şehirlerin ticari merkezleri, kentin
planı bir bütündür. Yeşil alanlarıyla birlikte, insanın
yaşamasıyla birlikte kentler, insan odaklı olarak
planlanırlar ve bu anlamda da dünyanın hiçbir yerinde Türkiyede
olduğu gibi ada bazında ve parsel bazında kentlerin
bütünleşmiş imar planlarında daha sonra ranta dönük olarak yok
edilmek için imar tadilatları yapılmaz. Hele bu AVM denilen ve
yerel yönetimlere ve özellikle de kamuyu ve hükûmetlerin de bulunduğu
bakanlıkları çok cazip hâle getiren teklifler ve ranta dayalı
olarak hatta kâr payı üzerinden yüzde verilen tekliflerle, özellikle
yeşil alanlar kent merkezinden yok edilmek üzere hep planlamalar bozulur
ve tadilatlar yapılır. Bu şu anlama gelir: Bakın, o kent
planlandığında, kentin içerisinde orasının bir trafik
sorunu, yol genişliği, otopark sorunu, insanların oradaki suyu,
kanalizasyonu, çevreyle birlikte yeşil alanı ve oksijeni ve aynı
zamanda rüzgâr ve güneşi de dâhil olmak üzere hesaplanan bu kent
planlamasını, özellikle son yıllarda ki 2002den sonra
hızlı bir şekilde AVMleşen ve gittikçe de yozlaşan bu
kent anlayışını bu AVMler merkezine oturtuyoruz. Burada
yapılması gereken; dünyada çağdaş kent, sürdürülebilir
kentin ve imar planlarının bozulmasını engellemek için
mutlaka AVMleri diğer ülkelerde, çağdaş ülkelerde olduğu
gibi kent merkezlerinin dışına çıkararak hem küçük
esnafımızı hem kenti, yaşanabilir anlayışı
içerisinde mutlaka korumalıyız.
Bakın, çok
net söylüyorum, burada bu anlamda hep ranta dönük
Bunun üzerine çanak
tutuyoruz ve rantın oluştuğu yerde ve özellikle şimdi bu
tasarıda da, bugünkü görüştüğümüzde şunu
yapmayınız: Biz AVMleri yaptık, pazar günleri de
kapatmıyoruz ama burada da küçük esnaflarımıza içerisinde dükkân
açma yetkisi vereceğiz. Bununla kandırmayın insanları
çünkü büyük sermaye karşısında, özellikle bu insanların hem
kentte yaşayan insanların sosyalleşmesini yok etmemek,
insanları o binaların içerisine tıkmamak, o insanların kamusal
alanlarını yok etmemek, o insanların nefes almasını
engellememek adına ve esnafları da yok etmemek adına bu
AVMlerden vazgeçin.
Türkiye'de
artık beldelerde, köylerde AVMler ve hipermarketler kuruluyor. Sadece 5
şirketle bu Türkiyenin bütün tüketimini
Bu şirketlerin
insanların gelecekteki üretim merkezlerini, tarımını da yok
etmemesi adına buna müsaade etmeyiniz. Esnaflık Ahi kültürünü burada
yaşatacağız. diye aldatmayınız. Ahilik kültürünü
aslında yok eden bu yasa olacaktır. Artık, ne olur gelin, şu
yasayı beraberce doğru yapalım ve önerdiğimiz gibi,
Türkiye'de bunu imarın dışına atalım, insanları
rahat, Ahilik kültürünü sürdürebilen ve gerçekten son bir yıl içerisinde 1
milyon 200 esnafın tekrar yok olmaması için elimizden gelen gayreti
gösterelim.
Bakın,
Sayın Recep Tayyip Erdoğan ne demişti bir AVM
açılışında? Artık bakkallar bitti, bunlarla
uğraşmayın, gelin AVMleri açmaya devam edelim, bu işten
vazgeçin, sermayeniz yetmez. diyen anlayışı bir kez daha bu
yasayla pekiştiriyor Recep Tayyip Erdoğan, bu anlayış
içerisinde kanun yapıyor, sevgi ve saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 675 Sıra Sayılı "Perakende Ticaretin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı"nın 16. Maddesinin 1.
Fıkrasının a) ve c) bentleri ile 2. Fıkrasının
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
a) Perakende
sektörünün ve perakende işletmelerin ülke genelinde dengeli bir
şekilde yayılması, büyümesi ve gelişmesine yönelik
çalışmalar yapmaya,
c)
İstatistikî bilgileri derlemeye, düzenlemeye ve yayımlamaya,
(2) Bakanlar
Kurulu;
a) Bakanlığın üst meslek
kuruluşlarının görüşlerini de alarak
oluşturacağı teklifi üzerine, faaliyet konusu ve kollarına
göre perakende işletmelerin açılış ve faaliyete
geçişinde, işletme sayısı ve bunların birbirlerine
yakınlığı, ulaşım imkânları, işletmelerin
çevreye, altyapıya ve trafiğe getireceği yükler ile can ve mal
güvenliği riski gibi ekonomik, sosyal, demografik ve çevresel faktörler
açısından gözetilecek kriterleri belirleyerek, PERBİS
işyeri açma ve çalışma ruhsatı onay sürecine dâhil edilmek
üzere belirlediği kriterleri Bakanlığa iletmeye ve bu hususlara
ilişkin usul ve esasları yönetmelikle düzenlemeye,
b) İçişleri
Bakanlığının teklifi ve Bakanlığın uygun
görüşü üzerine, 14/6/1989 tarihli ve 3572 sayılı
İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına Dair Kanun
Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair Kanunda belirtilen
diğer müesseseler ile bu Kanunun 2 nci maddesinin ikinci
fıkrasındaki işletmelerin açılış ve faaliyeti ile
kapanış işlemlerinin PERBİS üzerinden
gerçekleştirilmesine yönelik konularda karar vermeye ve bu hususlara
ilişkin usul ve esasları yönetmelikle düzenlemeye,
c) Bu Kanun kapsamına giren hizmet
sektöründeki işletmeleri faaliyet konusu, bulunduğu yerleşim
yeri veya kolları bazında, Bakanlığın teklifi üzerine
kapsam dışında tutmaya,
yetkilidir.
Adnan Şefik Çirkin (Hatay) ve
arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon, katılıyor musunuz?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep) Takdire
bırakıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
GÜMRÜK
VE TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun) -
Katılıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Sayın Çirkin, buyurunuz.
ADNAN
ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Şimdi, tabii,
biz de bu değişikliğe
katıldığımızı ifade ediyoruz ancak bu
fırsattan istifade ilimizde esnafımızla ilgili bir
kısım sorunları burada dile getirmek üzere kürsüye gelmiş
bulunuyorum.
Şimdi, bu
yasada esnafın bazı bürokratik sorunlarını çözmekle ilgili
bir dolu madde var, hatta bürokrasiyi de azaltan bir miktar düzenlemeler var
ama benim anlamadığım bir şey var: Yani, bizim ilimiz
Hatayda, Reyhanlıda ve Antakyada, özellikle Antakyada Suriyeli adam
anahtarı vuruyor dükkân açıyor. Bizim kendi esnafımız bir
işletme açmak için en az 15-20 yere müracaat edip günlerce
uğraşırken ve bir şekilde açtıktan sonra da vergisini
öderken Suriyeliler nasıl oluyor da bir günde dükkân açabiliyor tek bir
dilekçeyle? Ve sayın milletvekilleri, tatlıcı
açıyorlardı, terzi dükkânı açıyorlardı, işte,
humusçu açıyorlardı, artık, market açmaya başladılar,
market. Yani, bunun bir düzeni olmalı, burası bir hukuk devleti.
Bakın, zaten,
iktidarın bu Suriye politikasındaki öngörüsüzlüğü meseleyi
buralara kadar getirdi ama bari bundan sonrasını görün. Yani, bu
milyonlarca Suriyeli kardeşimizle biz uzun yıllar birlikte
yaşayacağız, bunu gözünüze alın. Yani, Sayın Davutoğlunun
ifade ettiği gibi, haftaya Emevi Camisinde namaz mamaz, bunlar hayal,
bitti, ortaya çıktı. Zaten ne Sayın Davutoğlundan ne
Sayın Cumhurbaşkanından artık Katil Esed
laflarını da çok duyamadığımıza göre demek ki
onlar da perde gerisinde bir kısım şeyleri anlamaya
başladılar. Yani bu huzuru bozuyor. Pek yakında esnaf
odalarımızın herhangi birinde bir Suriyeli oda
başkanını görürsek şaşırmayalım yani bu
duruma geliyor ve bu, halk arasında huzursuzluğa yol açıyor.
Şimdi, bu
yasada Esnafın sorunlarını çözeceğiz. diyoruz.
Esnafın sorununu çözmek için, esnafın ekonomik sorunlarını
çözmek için ortada ne var? Ben bunu göremiyorum. Şimdi, bir kere
esnafın sorununu çözecekseniz, esnafa para kazandırmak için çiftçiye
para kazandıracaksınız, memurun maaşına zam
yapacaksınız, işçinin yaşam standardını yüksek
bir hâle getireceksiniz ki o esnafa gitsin, mal alsın, para kazansın
ve esnafımız da, efendime söyleyeyim, durumunu iyileştirsin.
Esnaf, borcunu ödeyemez durumda yani aldığı krediyi ödeyemez
durumda. Yüz binlerce esnaf emekli olamamış, bu Sayın
Cumhurbaşkanının ifadesi. Ne diyorsunuz buna? Otuz altı ay
kredi açtık. Yani, zaten parası olsa gider emekli olur. Yani, burada
esnafın gerçek dertleriyle ilgili bir çalışma yapmanın
gerekliliğini artık ifade etmek durumundayız.
Sayın
milletvekilleri, 2007-2013 arasında 142 bin -Hayati Yazıcı
Beyin ifadesi bu- bakkal, bayi, büfe açılmış ama aynı
dönemde 111 bin tane de kapanmış. Şimdi, bu açılanları
anlayabiliyoruz; yeni evli, arabasını satmış, kredi
almış bir yer açmış fakat kapananlar on yılların
işletmesi, bunu unutmamak lazım. Yani, bunun sonucunda çok önemli
sosyal patlamalar olabilir, çok dikkatli olmak lazım.
Ayrıca,
esnaf derken yani bugün Cizrede, güneydoğunun bir çok bölgesinde
esnafımız kepenk kapatıyor, oralarda devlet yok. Devletin
itibarı 16 Türk devletini konu eden mankenlerle korunmaz. Devletin
itibarı oradaki esnafın dükkânını açacak imkânı
sağlamak ve onun huzurunu teminle korunur.
Çok teşekkür
ediyorum, saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Hükûmetin
katıldığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Değerli
milletvekilleri, biraz önce kabul edilen önergeyle 16ncı maddenin (2)nci
fıkrası tümüyle değiştiğinden bu fıkrada
değişiklik öngören Bingöl Milletvekili Sayın İdris Baluken
ve arkadaşlarının önergesi işlemden
kaldırılmıştır.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
Madde 17de üç
adet önerge vardır, sırasıyla okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 675 Sıra Sayılı "Perakende Ticaretin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı"nın 17. Maddesinin (2)
fıkrasında bulunan "ön inceleme mahiyetinde olmak üzere
gerekli" ibaresinin madde metninden çıkartılmasını arz
ve teklif ederiz.
Mehmet Ali Susam Sinan
Aydın Aygün Turhan
Tayan
İzmir Ankara
Bursa
Mahmut Tanal Dilek
Akagün Yılmaz İlhan
Demiröz
İstanbul Uşak Bursa
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 675 sıra sayılı kanun tasarısının 17'inci
maddesinin ikinci fıkrasında geçen "doğrudan"
ibaresinden önce gelmek üzere "sektörde örgütlü dernek ve diğer tüzel
örgütlerin ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
İdris Baluken Adil
Zozani Hüsamettin
Zenderlioğlu
Bingöl Hakkâri
Bitlis
Erol Dora Nursel
Aydoğan
Mardin Diyarbakır
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 675 Sıra Sayılı "Perakende Ticaretin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı"nın 17. Maddesinin (1). ve
(2). Fıkralarının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
"(1)
Bakanlık, bu Kanunun uygulanması, uygulamada çıkan sorunlar ve
şikâyetlerle ilgili olarak perakende işletmeler nezdinde denetim
yapmaya yetkilidir.
(2) Yetkili
idareler, yetki alanlarıyla sınırlı olmak kaydıyla,
doğrudan veya Bakanlığın talebi üzerine, bu Kanun hükümleri
çerçevesinde perakende işletmeler nezdinde ön inceleme mahiyetinde olmak
üzere gerekli denetim ve uygulamaları yapmak ve önlemleri almakla görevli
ve yetkilidir.
Alim Işık Özcan
Yeniçeri Yusuf
Halaçoğlu
Kütahya Ankara
Kayseri
Seyfettin Yılmaz Reşat
Doğru
Adana Tokat
BAŞKAN
Komisyon, katılıyor musunuz?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep) Takdire
bırakıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
GÜMRÜK VE
TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
Katılıyoruz Sayın Başkan.
OKTAY VURAL
(İzmir) Gerekçe
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan
düzenleme ile Bakanlıkça yapılacak denetimlere ilişkin
esasların daha belirgin hale getirilmesi ve uygulamada
karşılaşılabilecek bazı sorunların giderilmesi
amaçlanmıştır.
BAŞKAN
Hükûmetin katıldığı önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Bu önerge kabul
edildiği için diğer iki önergeyi işlemden
kaldırıyorum.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Madde 18de iki
adet önerge vardır, sırasıyla okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 675 Sıra Sayılı "Perakende Ticaretin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı'nın 18. Maddesinin (6) fıkrada
bulunan "bir ay" ibaresinin "üç ay" olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Ali Susam Aykan
Erdemir Mehmet
Hilal Kaplan
İzmir Bursa Kocaeli
Ayşe Gülsün Bilgehan Oktay Ekşi Sakine
Öz
Ankara İstanbul Manisa
Ayşe Nedret Akova
Balıkesir
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 675 sıra sayılı kanun tasarısının 18'inci
maddesindeki ilgili fıkralarda geçen otuz günden az olmamak üzere
Bakanlıkça verilen süre içinde" ibarelerinin, 30 günden az 120
günden fazla olmamak üzere" şeklinde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
İdris Baluken Adil
Zozani Hüsamettin
Zenderlioğlu
Bingöl Hakkâri Bitlis
Erol Dora Nursel
Aydoğan
Mardin Diyarbakır
BAŞKAN
Komisyon katılıyor mu?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Hükûmet?
GÜMRÜK VE
TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Sayın Zozani, buyurunuz.
ENGİN ALTAY
(Sinop) Yeni bir polemik olabilir.
BAŞKAN Yok,
bundan sonra polemiğe müsaade etmiyorum, derhâl ara vereceğim.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Öyle bir müdahalede bulundunuz ki hemen insanın
polemik yapası geliyor.
ENGİN ALTAY
(Sinop) Sen Bostancıya hitap et.
BAŞKAN
Benimle inatlaşmamanızı tavsiye ederim.
Buyurunuz.
ADİL
ZOZANİ (Devamla) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şimdi, biraz
sonra dile getireceğim hususlara değinmek üzere bu madde üzerinde söz
aldım. Cezai müeyyideleri düzenleyen bir maddedir bu 18inci madde.
Şimdi, bu
cezai müeyyidelerin karşılık bulabilmesi için düzenlemenin de
ona tekabül etmesi gerekir. Ancak, kanunun tamamındaki düzenlemeler ve
düzenlemelerle ilgili uygulayıcı ve denetim mekanizmaları
maalesef sizin buradaki cezai müeyyidelerin karşılık
bulmasını engeller bir durumda. Konsey oluşturuyorsunuz, merkezî
konsey oluşturuyorsunuz, Ankarada konsey oluşturuyorsunuz ama
çalışma sürelerinin uygulanmasını Hakkâri Valisine
bırakıyorsunuz, iyi hoş, biz bu konuda rahatız bizim
AVMmiz yok ama AVMsi olan yerler bu konuda problem yaşayacak, buna ilişkin
düzenleme nasıl yapılacak gerçekten sorunlu bir durum.
Şimdi, tek tek maddelere
baktım. Esasında Meclis Başkanlığının yani
kanun tekniğine uygun hazırlanmamış olmasından
kaynaklı olarak bu tasarıyı iade etmesi gerekirdi çünkü tamamıyla
buradaki teknik bir KHK tekniği, kanun hükmünde kararname tekniği. Bugün
bu tasarı burada kabul edilir ve kanunlaşırsa Bakanlık kaç
tane yönetmelik hazırlayacak hiç merak ettiniz mi, baktınız
mı? Bakanlık 12 tane yönetmelik hazırlamak durumundadır.
Kaç maddeyi konuşuyoruz, kaç maddelik bir kanunu konuşuyoruz? 27
maddelik bir kanunu konuşuyoruz, 2 maddesi yürütme ve yürürlük maddesi, 25
maddelik bir kanunu konuşuyoruz. Birbiriyle ilintili maddeleri
düşündüğünüz zaman esasında sadece Yönetmelik
hazırlanır. diyen bir kanun bu. Dolayısıyla bir kanun
metni, bir tasarısı yok önümüzde. Şimdi, bu kadar muallak bir
konuyu biz yasama organı olarak hangi boyutlarıyla alıp
değerlendiriyoruz ben gerçekten ona şaşıyorum. Kanun
tekniğine uygun hazırlanmamış bir tasarı, başından
yanlış. 12 tane yönetmelik hazırlanacak, o yönetmeliklerin içinde
ne olacağını bilmiyoruz, sıkıntılı
alanları var, izafiyete açık hususlar var kanunun içerisinde,
istismar edilecek hususlar var bunun içerisinde. Çok açık ve net ifade
ediyorum: Ensesi kalın olan AVMler kendi
çalışma koşullarını düzenleyecek, bürokratik mekanizma
üzerinde tasallut kurabilecek, etkisi altına alabilecek. Yarın öbür
gün farklı şeyleri burada tartışırsak, farklı
uygulamaları, duyumları buralarda dillendirirsek suçu dışarıda
aramayalım. Siz böyle yasal düzenleme yapıyorsanız
vatandaşa da İşini bil. diyorsunuz demektir. Geçmişte
ifade edildi, devletin en üst düzey yetkilileri ifade etti: Benim
vatandaşım, benim memurum işini bilir. dedi, denildi.
Bakın,
burada yaptığınız düzenleme şunu söylüyor:
İşini bilen vatandaş, ensesi kalın olan AVM sahipleri
işini bilen memurla iş tutar, işini yürütür, çalışma
koşullarını kendi istediği şekilde düzenler. Böyle bir
yasanın içerisinde siz neyin cezai müeyyidelerini düzenliyorsunuz,
doğrusu şaşarım.
Önerimiz
şu: Son maddeye de şöyle bir ibare ekleyin, zamanı var, 27nci
maddeye
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ADİL
ZOZANİ (Devamla) Yürürlük maddesinin de uygulanıp
uygulanmayacağını bir yönetmelik şartına
bağlayın. Tamamıyla yönetmelik şartına bağlı
bir kanun yapmış olalım.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 675 Sıra Sayılı "Perakende Ticaretin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı'nın 18. Maddesinin (6) fıkrada
bulunan "bir ay" ibaresinin "üç ay" olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Aykan
Erdemir (Bursa) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon,
katılıyor musunuz?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
Sayın Tunay, buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
FAİK
TUNAY (İstanbul) Sayın Başkan, saygıdeğer üyeler;
675 sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun
Tasarısının 18inci maddesiyle ilgili önerge üzerinde söz
almış bulunmaktayım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Tabii, öncelikle
şunu belirtmek isterim: Uzun yıllardır kamuoyunda biraz da
AVMlerle ilgili yasal düzenleme olarak bilinen bu kanun tasarısı
sonunda Türkiye Büyük Millet Meclisine geldi. Bir milletvekili olarak bundan
büyük bir mutluluk duyuyoruz. Biraz gecikmeli de olsa bizim gündemimize gelmesi
ve milleti yakinen ilgilendiren böyle bir kanun tasarısının
görüşülmesi çok olumlu bir adım. Ben, başta Sayın
Bakanımız olmak üzere Bakanlık bürokratlarını
verdikleri emekler için canıgönülden tebrik ediyorum. Ama, tabii ki gönül
isterdi ki biz buraya bir muhalefet milletvekili olarak
çıktığımız zaman konuşurken mükemmel olmasa da
mükemmele yakın bir yasa olduğunu söyleyelim ve bu kürsüye
çıktığımız zaman sadece Vatana ve millete
hayırlı olsun. deyip bu kürsüden inmeyi arzu ederdik. Ama, kanun
tasarısına baktığınız zaman birçok yerde belirli
sıkıntıların, daha doğrusu eksikliklerin olduğunu
görüyoruz.
Tabii, biraz önce
17nci madde hakkında konuşacaktık, 17nci madde geçti, 18nci
madde üzerinde konuşuyoruz. Ama, ben bu vesileyle belki bu kürsüde hiç
konuşulmayan, çok dile getirilmeyen bir şey söylemek istiyorum.
Özellikle benim seçim bölgem olan İstanbulda AVMlerle ilgili şöyle
bir sıkıntı var: 17 Ağustos depremini hep beraber yaşadık.
17 Ağustos depreminden sonra alınan bir karar vardı.
İstanbulda yaklaşık olarak 480 tane boş, atıl olarak
bulunan alan afet toplanma yeri olarak belirlenmişti. Bunu hepimiz
destekledik çünkü böyle bir kararda iktidar veya muhalefet ayrımı
olmaz. Çok acı bir deprem yaşadık, Allah bir daha milletimize
böyle bir deprem yaşatmasın ve el birliğiyle bunun kararı
alınmıştı. Fakat gelinen süre içerisinde, zaman içerisinde
İstanbulda bu 480 tane afet toplanma yeri olarak belirlenen
alanların birçoğunun maalesef ve maalesef AVMlere peşkeş
çekildiğine tanık olduk. Yani, çok üzülerek söylüyorum, bu ifadeyi
kullanmak istemezdim ama birileri tarafından bu alanlar AVMlere
peşkeş çekildi. Tabii, bugün baktığınız zaman
bunların hepsinin tek tek ismini verecek değilim ama özellikle kendi
seçim bölgemde bu tarz afet toplanma alanlarının büyük bir
çoğunluğunun AVMlere bir şekilde rant yaratmak adı
altında verildiğini görüyoruz. Eğer örnek isterseniz, mesela
Capacity Alışveriş Merkezi var Bakırköyde. Son örnek,
tartışmalara konu oldu, asansör faciası yaşandı,
işçilerimizi kaybettik, Mecidiyeköyde Ali Sami Yen Stadının
olduğu yer. Burası afet toplanma yeriydi, hatta İstanbulun en
büyük afet toplanma yerlerinden bir tanesiydi. Burası da bir firmaya
-firmanın ismi lazım değil- verildi ve işte rezidans, AVM
projesi hep beraber yürüyor. Ondan sonra, Bahçelievlerde yine böyle bir afet
toplanma yeri Meydan AVM adı altında bir AVMye verildi.
Şimdi, bu örnekler gitgide artıyor, çoğalıyor.
Biz burada bence
AVM yasasını veya AVMleri ilgilendiren kanun
tasarısını konuşurken biraz da işin bu boyutunu
konuşmalıydık. Yani deprem diyoruz, Allah korusun,
İstanbulu büyük bir deprem bekliyor diyoruz, hepimiz kendimizce
önlemlerimizi alıyoruz iktidar veya muhalefet belediyeleri ama baktığımız
uygulamaları gördüğümüz zaman çok büyük
sıkıntıların olduğunu görüyoruz. Tabii, bugün
iktidarın belli bir gücü var, muhalefetin gücü ve sayısı
iktidardan hesap sormaya yetecek sayıda değil. Ama ben hep şuna
inanıyorum: Bir de mahkemeyi kübra var. Yani bu afet toplanma yerlerini
biz AVMlere verdiğimiz zaman, Allah korusun, hiçbirimiz bunu arzu
etmiyoruz ama yarın öbür gün 17 Ağustos gibi büyük bir deprem
İstanbulda olduğu zaman -ki bütün bilim adamları bunu
söylüyorlar aynı şekilde bir depremin, hatta daha şiddetlisinin
İstanbulda olacağını söylüyorlar- bu afet toplanma yerinde
vatandaşlar, insanlar toplanamadığı zaman, buraların
AVM olduğunu gördüğü zaman bu kararları verenler acaba
vicdanlarında rahat olabilecekler mi? Bizim anlayışımızda,
bizim inancımızda ne diyor? Boynuzsuz bir koyun için bile boynuzlu
bir koyuna kısasın yapılacağı mahkemeyi kübrada bunun
elbette hesabı verilecektir. O yüzden, bu yasal düzenlemeyi yaptıktan
sonra, kanun tasarısını görüştükten sonra, bence artık
afet toplanma yerlerinin bir an önce aslına uygun olarak kullanılmasını
amaçlamaktayız ve bununla ilgili bu düzenlemeyi de Türkiye Büyük Millet
Meclisi yapmak zorunda. Yalnız İstanbulda değil, diğer
bütün illerde de aynı şeyle karşılaşıyoruz ama
ben kendi seçim bölgem İstanbul olduğu için bunu özellikle dile getirmek
istedim.
Kanun
tasarısının ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile
olmasını diliyorum. İnşallah bu aksaklıklar,
sıkıntılar bu Meclis eliyle, hep beraber, iktidarıyla
muhalefetiyle düzelecektir ve hepimizin içine sinecek, doğru, düzgün bir
kanun tasarısı çıkıp buradan yasalaşacaktır
diyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmemiştir.
Şimdi maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler.. Kabul
edilmiştir.
Madde 19u
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
20nci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
21inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Madde 22de bir
adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Geri çekiyoruz, kalanları geri çekiyoruz.
BAŞKAN Çok
teşekkür ederim.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Madde 23ü
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Madde 24te bir
adet önerge var, okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 675 sıra sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun Tasarısının 24 üncü maddesi ile 640
sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen ek 1 inci maddenin eki
listenin ekteki şekilde değiştirilmesini ve aynı maddeye
aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ve talep ederiz.
Mihrimah Belma Satır Mehmet
Doğan Kubat Ramazan
Can
İstanbul İstanbul Kırıkkale
Fatih Şahin Hakan
Çavuşoğlu
Ankara Bursa
"(2) 190
sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 7 nci maddesi ve merkezi yönetim
bütçe kanunları kapsamında yapılacak atamalar
dışında, merkezi yönetim bütçe kanunlarında yer alan
kısıtlamalara tabi olmaksızın, toplam 3000 adedi geçmemek
üzere Bakanlık tarafından belirlenecek boş kadrolara atama
yapılabilir."
KURUMU : GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI
TEŞKİLATI : MERKEZ
1
SAYILI LİSTE
İHDAS
EDİLEN KADROLARIN
SERBEST TOPLAM
SINIFI
UNVANI DERECESİ KADRO KADRO
ADEDİ ADEDİ
|
GİH |
GENEL MÜDÜR YARDIMCISI |
1 |
2 |
2 |
|
GİH |
DAİRE BAŞKANI |
1 |
10 |
10 |
|
GİH |
HUKUK MÜŞAVİRİ |
1 |
3 |
3 |
|
GİH |
GÜMRÜK VE TİCARET
BAŞMÜFETTİŞİ |
1 |
40 |
40 |
|
GİH |
GÜMRÜK VE TİCARET MÜFETTİŞİ |
3 |
20 |
20 |
|
GİH |
GÜMRÜK VE TİCARET MÜFETTİŞ
YARDIMCISI |
7 |
40 |
40 |
|
GİH |
GÜMRÜK VE TİCARET UZMANI |
5 |
174 |
174 |
|
GİH |
GÜMRÜK VE TİCARET UZMAN YARDIMCISI |
8 |
250 |
250 |
|
GİH |
MALİ HİZMETLER UZMANI |
5 |
5 |
5 |
|
GİH |
MALİ HİZMETLER UZMAN YARDIMCISI |
8 |
5 |
5 |
|
GİH |
BÖLGE AMİRİ |
5 |
1 |
1 |
|
GİH |
KISIM AMİRİ |
5 |
3 |
3 |
|
GİH |
MÜTERCİM |
6 |
2 |
2 |
|
GİH |
MUHAFAZA MEMURU |
3 |
4 |
4 |
|
GİH |
MUHAFAZA MEMURU |
5 |
40 |
40 |
|
GİH |
MUHAFAZA MEMURU |
6 |
106 |
106 |
|
|
TOPLAM |
|
|
705 |
KURUMU : GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI
TEŞKİLATI : TAŞRA
1
SAYILI LİSTE
İHDAS
EDİLEN KADROLARIN
|
SINIFI |
UNVANI |
DERECESİ |
SERBEST KADRO ADEDİ |
TOPLAM KADRO ADEDİ |
|
GİH |
BÖLGE AMİRİ |
5 |
26 |
26 |
|
GİH |
KISIM AMİRİ |
5 |
35 |
35 |
|
GİH |
MUAYENE MEMURU |
6 |
500 |
500 |
|
GİH |
MUHAFAZA MEMURU |
7 |
650 |
650 |
|
GİH |
MEMUR |
7 |
240 |
240 |
|
TH |
MÜHENDİS |
6 |
15 |
15 |
|
TH |
TEKNİKER |
7 |
15 |
15 |
|
TH |
TEKNİSYEN |
7 |
19 |
19 |
TOPLAM 1500
BAŞKAN
Komisyon katılıyor mu?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep) Takdire
bırakıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, önergede bir problem var.
Eğer önergenin ekleri okunmamış olsa idi kanun metnine uygun bir
önerge olmuş olurdu ama önergede 3 bin kadroya kadar ifadesi var, okunan
tabloda, eklerde 2.205 kadro ihdası var. Şimdi, böyle bir durumda
ihdas edilemeyecek, ihdas edilip de kanun ekinde, ek cetvelde belirlenmemiş
795 kadro açıkta kalıyor. Bu hâliyle problemli bir önergedir,
düzeltilmesi gerekir.
GÜMRÜK VE
TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Sayın
Başkanım, bir açıklama yapabilir miyim?
BAŞKAN
Evet, buyurun.
GÜMRÜK VE
TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Efendim, bizim
yine bu listede 5 bin tane kadromuz var şu anda ilave olarak.
Dolayısıyla, 2.205 tane yeni kadro ihdas ediliyor, 3 bin kadronun da
açıktan atama yetkisi alınıyor, elbette usulüne uygun bir
şekilde yani sınav vesaire. Dolayısıyla, diğer kadro
mevcut kadrodan karşılanacak. O anlamda, teknik açıdan herhangi
bir sıkıntı yok Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
GÜMRÜK VE
TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
Katılıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Son yıllarda
dış ticaretin gelişmesine bağlı olarak gümrük iş
ve işlemlerinde önemli düzeyde meydana gelen artışla birlikte,
ticaret, tüketicinin korunması, e-ticaret ve perakende sektöründe yeni düzenlemeler
yapılmıştır. Bu çerçevede Gümrük ve Ticaret
Bakanlığının görev ve yetki alanında önemli ölçüde
genişleme olmuş ve iş yükü artmıştır.
İş yükü artışına paralel olarak
Bakanlığın yönetsel ve denetim kapasitesinin
artırılarak sorumluluğunda bulunan hizmetlerin ve denetimin daha
etkin ve verimli bir şekilde yerine getirilmesi amacıyla
ihtiyacı olan personel kadrolarının ihdası için düzenleme
yapılmaktadır.
Ayrıca,
maddeye eklenen ikinci fıkra ile, 190 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamenin ek 7 nci maddesi ve merkezi yönetim bütçe kanunlarındaki
sınırlamalara tabi olmaksızın, 3000 adet boş kadroya
atama izni alınarak, bu kadrolara atama yapılması,
dolayısıyla merkez ve taşra teşkilatı personel
ihtiyacının karşılanması amaçlanmaktadır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Kabul edilen
önerge çerçevesi içinde madde 24ü oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Madde 25te bir
önerge vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
675 Sıra Sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında
Kanun Tasarısının 25. Maddesinin Tasarı Metninden
çıkartılmasını arz ve teklif ederiz.
Alim Işık
Özcan Yeniçeri
Yusuf Halaçoğlu
Kütahya Ankara Kayseri
Seyfettin Yılmaz Reşat
Doğru
Adana Tokat
BAŞKAN
Komisyon, katılıyor musunuz?
SANAYİ,
TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE
TEKNOLOJİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
GÜMRÜK VE
TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan
düzenleme ile, perakende işletmelerin de 394 sayılı Hafta Tatili
Hakkında Kanun hükümleri kapsamında değerlendirilmesi ve
alışveriş merkezlerinde çalışanların da tatil
yapmaları amaçlanmıştır.
BAŞKAN -
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Geçici madde 1i
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Madde 26yı
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Madde 27yi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
İkinci
bölümde yer alan maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.
Tasarının
görüşmeleri tamamlanmıştır.
Tasarının
tümünü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Tasarı kabul
edilmiş ve kanunlaşmıştır.
GÜMRÜK VE
TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
Başkanım, iki dakika söz alabilir miyim?
BAŞKAN -
Buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
GÜMRÜK VE
TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Sayın
Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; teşekkür
etmek amacıyla söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Evet, gerçekten
herkesin ellerine sağlık, bütün arkadaşlara, bütün gruplara,
milletvekillerimize çok teşekkür ediyorum. Elbette bu tasarının
hazırlanmasında emeği geçen bürokrat arkadaşlara,
Komisyondaki çalışmalarda katkı sağlayan bütün milletvekili
arkadaşlarımıza ve selefim Gümrük ve Ticaret Bakanı
Sayın Hayati Yazıcıya -onun döneminde bu çalışmalar
yapıldı- çok teşekkür ediyorum. İnşallah esnaf ve
sanatkârımıza ve bütün Türkiyeye, ekonomiye katkı sağlar.
Hayırlı olsun, hepinize saygılar sunuyorum.
Teşekkür
ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Ben
de teşekkür ederim.
Hayırlı
uğurlu olsun.
5inci sırada
yer alan, Türkiye Cumhuriyeti ve Ürdün Haşimi Krallığı
Arasında Hükümlülerin Nakline Dair Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlıyoruz.
5.- Türkiye Cumhuriyeti ve Ürdün Haşimi Krallığı
Arasında Hükümlülerin Nakline Dair Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/740) (S.
Sayısı: 425)
BAŞKAN -
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
6ncı
sırada yer alan, Milli Mayın Faaliyet Merkezi Kurulmasına
İlişkin Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Milli Savunma Komisyonu
Raporunun görüşmelerine başlıyoruz.
6.- Milli Mayın Faaliyet Merkezi Kurulmasına
İlişkin Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Millî Savunma Komisyonu
Raporu (1/996) (S. Sayısı: 672)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Bundan sonra da komisyonların
bulunamayacağı anlaşıldığından, kanun
tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri
sırasıyla görüşmek için, alınan karar gereğince 15
Ocak 2015 Perşembe günü saat 14.00te toplanmak üzere birleşimi
kapatıyorum.
Kapanma Saati: 19.44