TÜRKİYE
BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK
DERGİSİ
59uncu Birleşim
20 Şubat 2015 Cuma
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- YOKLAMALAR
IV.- OTURUM
BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılı'nın, Büyük
Birlik Partisi Genel Başkanı merhum Muhsin
Yazıcıoğlunun annesinin vefatı nedeniyle
konuşması
2.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur
Bahçekapılının, İç Tüzükün 73üncü maddesinin son
fıkrasına göre kanun tasarılarına ilişkin havaleye
itirazın, bu kanun tasarısının havalesinden sonraki ilk
oturumda yapılması gerektiğine ilişkin konuşması
3.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılı'nın,
milletvekillerinin, Meclisi çalıştırmamak adına, bilhassa
söz almak için bilerek tahrik edici cümleler kullandıklarına
ilişkin konuşması
4.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılı'nın, Hüsne
Aslana Allahtan rahmet dilediğine ilişkin konuşması
5.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut'un, Fırat Yılmaz
Çakıroğluna Allahtan rahmet dilediğine ilişkin
konuşması
V.- USUL HAKKINDA
GÖRÜŞMELER
1.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılının, İç
Tüzükün 73üncü maddesi uyarınca kanun tekliflerinin havalesine itiraz
yapılamayacağına yönelik tutumunun İç Tüzük hükümlerine
uygun olup olmadığı hakkında
2.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılının, İç
Tüzükün 73üncü maddesinin son fıkrasıyla ilgili
uygulamasının İç Tüzük hükümlerine uygun olup
olmadığı hakkında
3.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Sadık Yakutun, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanının görevlendirmesi olmadan birleşimi yönettiği
gerekçesiyle bu tutumunun İç Tüzük hükümlerine uygun olup olmadığı
hakkında
4.- Mersin Milletvekili
Ertuğrul Kürkcünün 19/2/2015 tarihli 58inci Birleşimde (2/1632)
esas numaralı Kanun Teklifini geri çekme önergesinin oylamasında
yanlışlık yapıldığı iddiası
hakkında
VI.- GEÇEN TUTANAK HAKKINDA
KONUŞMALAR
1.- Sinop Milletvekili Engin
Altay'ın, 19/2/2015 tarihli 58inci Birleşimdeki bazı
ifadelerini düzelttiğine ilişkin konuşması
2.- Mersin Milletvekili Ali
Rıza Öztürk'ün, 19/2/2015 tarihli 58inci Birleşimdeki bazı
ifadelerini düzelttiğine ilişkin konuşması
3.- Ankara Milletvekili
Levent Gök'ün, 19/2/2015 tarihli 58inci Birleşimdeki bazı
ifadelerini düzelttiğine ilişkin konuşması
4.- İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın, 19/2/2015 tarihli 58inci Birleşimdeki bazı
ifadelerini düzelttiğine ilişkin konuşması
5.- Konya Milletvekili Faruk
Bal'ın, 19/2/2015 tarihli 58inci Birleşimdeki bazı ifadelerini
düzelttiğine ilişkin konuşması
6.- Kütahya Milletvekili Alim
Işık'ın, 19/2/2015 tarihli 58inci Birleşimdeki bazı
ifadelerini düzelttiğine ilişkin konuşması
7.- Manisa Milletvekili Özgür
Özel'in, 19/2/2015 tarihli 58inci Birleşimdeki bazı ifadelerini
düzelttiğine ilişkin konuşması
8.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, 19/2/2015 tarihli 58inci
Birleşimdeki bazı ifadelerini düzelttiğine ilişkin
konuşması
9.- İstanbul
Milletvekili Süleyman Çelebi'nin, 19/2/2015 tarihli 58inci Birleşimdeki
bazı ifadelerini düzelttiğine ilişkin konuşması
10.- Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan'ın, 19/2/2015 tarihli 58inci Birleşimdeki
bazı ifadelerini düzelttiğine ilişkin konuşması
11.- Adana Milletvekili
Seyfettin Yılmaz'ın, 19/2/2015 tarihli 58inci Birleşimdeki
bazı ifadelerini düzelttiğine ilişkin konuşması
12.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık'ın, 19/2/2015 tarihli 58inci Birleşimdeki
bazı ifadelerini düzelttiğine ilişkin konuşması
VII.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Hakkâri Milletvekili Adil
Zozani'nin, Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürkün geçen tutanak
hakkında konuşması sırasında şahsına
sataşması nedeniyle konuşması
2.- Hakkâri Milletvekili Adil
Zozani'nin, Ankara Milletvekili Levent Gökün geçen tutanak hakkında
konuşması sırasında şahsına ve HDP Grubuna
sataşması nedeniyle konuşması
3.- Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in, İzmir Milletvekili Oktay Vuralın yerinden
sarf ettiği bazı ifadeleri sırasında HDP Grubuna
sataşması nedeniyle konuşması
4.- Ankara Milletvekili Özcan
Yeniçeri'nin, Bingöl Milletvekili İdris Balukenin sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında MHP Grubuna
sataşması nedeniyle konuşması
5.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünal'ın, Ankara Milletvekili Özcan Yeniçerinin
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında AK PARTİ Grubuna sataşmasın nedeniyle
konuşması
6.- Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan'ın, Ankara Milletvekili Özcan Yeniçerinin
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında Halkların Demokratik Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
7.- Ankara Milletvekili
Levent Gökün, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünalın sataşma
nedeniyle yaptığı konuşması sırasında
Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle konuşması
8.- İstanbul
Milletvekili Celal Adan'ın, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir
Ünalın sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında Milliyetçi Hareket Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
9.- Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünalın
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında Halkların Demokratik Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
10.- Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri'nin, Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasıda şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
11.- Amasya Milletvekili
Mehmet Naci Bostancı'nın, İstanbul Milletvekili Celal
Adanın sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında Adalet ve Kalkınma Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
12.- Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaşın, Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın
usul görüşmesiyle ilgili yaptığı konuşması
sırasında AK PARTİ Grup Başkanına sataşması
nedeniyle konuşması
13.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, Oturum Başkanı TBMM
Başkan Vekili Sadık Yakutun sarf ettiği bazı ifadeleri
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
VIII.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- Bayburt Milletvekili
Bünyamin Özbek'in, Bayburt ilinin kurtuluşunun 97nci yıl dönümüne
ilişkin gündem dışı konuşması
2.- Adana Milletvekili Ali Halaman'ın,
Adana ilindeki işsizlik sorununa ilişkin gündem dışı
konuşması
3.- Manisa Milletvekili Hasan
Ören'in, son günlerde Genel Kurulda yaşanan olaylara ve AK PARTİ
Grubunun Genel Kurul çalışmalarındaki tutumuna ilişkin
gündem dışı konuşması
IX.- AÇIKLAMALAR
1.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin, Oturum Başkanı TBMM
Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılının
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
2.- İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın, Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe
Nur Bahçekapılının yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
3.- Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in, Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili
Ayşe Nur Bahçekapılının yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
4.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünal'ın, Oturum Başkanı TBMM Başkan
Vekili Ayşe Nur Bahçekapılının yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
5.- İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın, MHP Grubu adına, Büyük Birlik Partisi Genel
Başkanı rahmetli Muhsin Yazıcıoğlunun annesine
Allahtan rahmet dilediklerine ilişkin açıklaması
6.- Hakkâri Milletvekili Adil
Zozani'nin, İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ile
Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünalın yaptıkları
açıklamalarındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
7.- Osmaniye Milletvekili
Hasan Hüseyin Türkoğlu'nun, son dönemlerde kadına şiddetin
arttığına ve üzerinden otomobil geçirilerek vahşi bir
şekilde katledilen Hüsne Aslana Allahtan rahmet dilediğine
ilişkin açıklaması
8.- İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın, Ege Üniversitesinde öğrenciler arasında
çıkan gerginlikte Ülkü Ocakları Ege Üniversitesi mensubu Fırat
Yılmaz Çakıroğlunun öldürdülmesine ilişkin
açıklaması
9.- Ankara Milletvekili
Levent Gök'ün, Sağlık Bakanlığının
rakamlarına göre hastanelerde tedavi olan uyuşturucu
bağımlısı sayısının 2007de 38 bin iken 2013
sonunda 260 bine çıktığına ve bu konuyu
araştırmak gerektiğine ilişkin açıklaması
10.- İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın, İç Tüzükün 15inci maddesi uyarınca
Başkanlık Divanının teşekkül etmediğine
ilişkin açıklaması
11.- Ankara Milletvekili
Levent Gök'ün, İç Tüzükün 15inci maddesi uyarınca
Başkanlık Divanının teşekkül etmediğine
ilişkin açıklaması
12.- İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının
19/2/2015 tarihli 58inci Birleşimde usul görüşmesiyle ilgili
yaptığı konuşması sırasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
13.- Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının
19/2/2015 tarihli 58inci Birleşimde usul görüşmesiyle ilgili
yaptığı konuşması sırasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
14.- Ankara Milletvekili
Levent Gök'ün, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının 19/2/2015
tarihli 58inci Birleşimde usul görüşmesiyle ilgili
yaptığı konuşması sırasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
15.- Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydın'ın, İzmir Milletvekili Oktay Vural,
Bingöl Milletvekili İdris Baluken ve Ankara Milletvekili Levent Gökün
yaptıkları açıklamalarındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
16.- Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydın'ın, yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerinin yanlış
anlaşıldığına ve incinenlerden özür dilediğine
ilişkin açıklaması
17.- İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın, Ege Üniversitesinde bölücü yapılanmaya
karşı tedbir alınması gerektiğini ifade etmesine
rağmen bunun yapılmadığına ve İçişleri
Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler
Müşavirliğinin ismini kullanarak yayımladığı bir
açıklamaya ilişkin açıklaması
18.- Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydını, konuşmalarında
halkı, toplumsal muhalefeti, kendilerine oy vermeyen kitleleri rencide
edecek sözler kullanmaması konusunda uyardığına
ilişkin açıklaması
19.- Aydın Milletvekili
Ali Uzunırmak'ın, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
20.- Konya Milletvekili Faruk
Bal'ın, Ege Üniversitesinde öğrenciler arasında çıkan
gerginlikte Ülkü Ocakları Ege Üniversitesi mensubu Fırat Yılmaz
Çakıroğlunun öldürdülmesine ilişkin açıklaması
21.- Hakkâri Milletvekili Adil
Zozani'nin, 19/2/2015 tarihli 58inci Birleşimde Oturum Başkanı
tarafından sataşma nedeniyle kürsüye davet edilmesine rağmen
birleşim kapandığı için konuşamadığına
ve yarım kalan bu işlemin bitirilmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
X.- BAŞKANLIĞIN
GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Van Milletvekili Nazmi
Gür ve 21 milletvekilinin, 2011 Van depreminden sonra toplanan yardım
paralarının nasıl ve nerelere harcandığının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/1215)
2.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve 21 milletvekilinin, ülkemizde geri
dönüşüm konusunda yaşanan sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/1216)
3.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan ve 21 milletvekilinin, Şanlıurfa ilinin
Akçakale ve Ceylanpınar ilçeleri ile Mardin ilinin Kızıltepe
ilçesine bağlı Şenyurta Suriye tarafından düşen
bombaların bölgede yaşayan halka etkilerinin ve sınırdan
Türkiyeye geçen 100 bini aşkın mültecinin durumlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/1217)
B) Önergeler
1.- Mersin Milletvekili Ertuğrul
Kürkcünün (2/1632) esas numaralı kanun tekliflerini geri çektiklerine
ilişkin önergesi (4/235)
2.- Kocaeli Milletvekili
Mehmet Hilal Kaplan ile İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulunun (2/1518) esas numaralı kanun tekliflerini geri çektiklerine
ilişkin önergesi (4/236)
XI.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri
1.- HDP Grubunun, 21/1/2015
tarihinde Bitlis Milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu ve
arkadaşları tarafından, Türkiyedeki IŞİD terör örgütü
faaliyetlerinin araştırılması ve engelleyecek
politikaların belirlenmesi amacıyla verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere
bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak Genel Kurulun 20 Şubat
2015 Cuma günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
2.- MHP Grubunun, 9/1/2014
tarih ve 2207 sayıyla Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve
arkadaşları tarafından, birçok sentetik maddenin
katılmasıyla üretilen bonzai adlı uyuşturucunun son
beş yılda sigara gibi yaygınlaşmasına olanak veren
şartların hukuki boşluklarının tespit edilip
bunların çözümü için gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin Genel Kurulun
20 Şubat 2015 Cuma günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına
ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi
3.- CHP Grubunun, Türkiye
Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunun 17/2/2015 tarihli 56ncı
Birleşiminin kapalı olarak gerçekleştirilen
oturumlarının tutanakları ile tutanak özetlerinin, İç
Tüzükün 71inci maddesine göre yayımlanmasının Genel Kurulun
onayına sunulmasına ilişkin önerisi
XII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının; Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80)
(S. Sayısı: 156)
2.- Devlet Sırrı
Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet
Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)
3.- Ceza İnfaz
Kurumları Güvenlik Hizmetleri Kanunu Tasarısı ve Adalet
Komisyonu Raporu (1/742) (S. Sayısı: 616)
4.- Askeri Hakimler Kanunu
ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/1008) (S. Sayısı:
685)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet
Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Osman
Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Mersin
Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporları (1/995,
2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443, 2/2469) (S.
Sayısı: 684)
6.- Kültürel İfadelerin
Çeşitliliğinin Korunması ve Geliştirilmesi
Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/292) (S. Sayısı:
54)
XIII.- YAZILI SORULAR VE
CEVAPLARI
1.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt'ün, Türkiye'deki sığınmacılara yapılan
yardımlara,
TİKA'nın
yaptığı cami bakım ve onarımlarına,
Türkiye'nin yurt
dışında açtığı bakımevlerine ve mülteci
ailelere yaptığı yardımlara,
Türkiye'nin Somali, Myanmar
ve Orta Afrika Cumhuriyeti'ne yaptığı yardımlara,
Son on yılda Türkiye'nin
yardım yaptığı ülkelere ve yardımların
miktarına,
Türkiye'nin verdiği
finansal ve mali desteklere,
Suriyeli
sığınmacılara yapılan yardımlara,
Türkiye'nin bilgisayar ve
tıbbi cihaz yardımında bulunduğu ülkelere,
Yurt dışına
yapılan tahıl üretme makinesi yardımlarına,
Kaç ülkede balıkçı
teknesi ve su kuyusu yapıldığına,
Türkiye'nin yurt
dışında burs verdiği öğrencilere,
Türkiye'nin yoğun
bakım ünitesi iyileştirmesi çalışmaları ve engelli
çocuk merkezleri yaptığı ülkelere,
Türkiye'nin en çok
yardımda bulunduğu Balkan, Asya ve Afrika ülkelerine,
İlişkin
soruları ve Başbakan Yardımcısı Numan
Kurtulmuş'un cevabı (7/58433), (7/58434), (7/58435), (7/58436),
(7/58437), (7/58438), (7/58439), (7/58440), (7/58441), (7/58442), (7/58443),
(7/58444), (7/58445)
2.- Van Milletvekili Özdal
Üçer'in, veteriner hekimlerin istihdamına,
Su ürünleri mühendisi,
balıkçılık teknolojisi mühendisi ve teknik personel
istihdamına,
- Manisa Milletvekili Sakine
Öz'ün, Manisa'nın Akhisar ilçesine bağlı bir mahallede
yoğun kar yağışı nedeniyle meydana gelen sera
çökmeleri sonucu oluşan zarara,
- İzmir Milletvekili
Ahmet Kenan Tanrıkulu'nun, araç satın alımları ve
kiralamaları ile diğer araç giderlerine,
- Ankara Milletvekili Özcan
Yeniçeri'nin, Bakanlık ile bağlı kurum ve kuruluşlar
bünyesinde bulunan kiralık araçlara ilişkin,
Bakanlık ile
bağlı kurum ve kuruluşlar tarafından satın alınan
nakliye araçlarına,
- Şanlıurfa
Milletvekili İbrahim Ayhan'ın, Şanlıurfa'daki sulanabilir
tarım alanlarına ve tarımsal faaliyetlere,
- Manisa Milletvekili Özgür
Özel'in, yoğun kar yağışı sebebiyle Manisa'nın
Akhisar ilçesine bağlı bazı köylerde yaşanan
mağduriyetin giderilmesine,
Manisa'nın Akhisar
ilçesine bağlı bir köyde örtü altı seracılığı
yapan üreticilerin yoğun kar yağışı sebebiyle
uğradıkları zararın giderilmesine yönelik
çalışmalar olup olmadığına,
- Manisa Milletvekili Erkan
Akçay'ın, Manisa'nın Akhisar ilçesine bağlı bir köyde örtü
altı seracılığı yapan üreticilerin yoğun kar
yağışı sebebiyle uğradıkları zararın
giderilmesine yönelik çalışmalar olup olmadığına,
- Kütahya Milletvekili Alim
Işık'ın, Kütahya'nın Simav ilçesinde yoğun kar
yağışı nedeniyle hasar gören seraların
zararlarının karşılanmasına,
- İzmir Milletvekili
Ahmet Kenan Tanrıkulu'nun, Bakanlık ile Bakanlıkla ilgili kurum
ve kuruluşlar tarafından kullanılan hizmet binaları ile
ilgili çeşitli hususlara,
İzmir'e yönelik proje ve
yatırımlara,
- Hatay Milletvekili Mevlüt
Dudu'nun, Hatay'ın Arsuz ilçesinde meydana gelen aşırı
yağışın neden olduğu zarara,
İlişkin
soruları ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı
Mehmet Mehdi Ekerin cevabı (7/59259), (7/59260), (7/59261), (7/59262),
(7/59263), (7/59264), (7/59265), (7/59266), (7/59267), (7/59268), (7/59269),
(7/59270), (7/59271), (7/59272)
3.- Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın, Manyas Gölü'ndeki balık
ölümlerine,
Balıkesir'de yoğun
kar yağışı sebebiyle zarara uğrayan tavuk
üreticilerinin mağduriyetinin giderilmesine yönelik bir çalışma
olup olmadığına,
- Manisa Milletvekili Erkan
Akçay'ın, yoğun kar yağışı sebebiyle Akhisar
Kadıdağ Köyü'ndeki çiftçilerin uğradıkları zarara,
Yoğun kar
yağışı sebebiyle Akhisarlı çiftçilerin
uğradıkları zarara,
- Kütahya Milletvekili Alim
Işık'ın, 2015 yılı bütçesinden yapılacak harcamalara,
İlişkin
soruları ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı
Mehmet Mehdi Ekerin cevabı (7/59489), (7/59490), (7/59491), (7/59492),
(7/59493)
4.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçay'ın, 2002-2015 yılları arasında Türk Dil Kurumu
tarafından basımı ve yayımı yapılan kitaplara,
2002-2015 yılları
arasında Türk Tarih Kurumu tarafından basımı ve
yayımı yapılan kitaplara,
İlişkin
soruları ve Başbakan Yardımcısı Numan
Kurtulmuş'un cevabı (7/59605), (7/59606)
5.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçay'ın, ihracat beklentisindeki artışa yönelik
açıklamalarına ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat
Zeybekci'nin cevabı (7/59648)
6.- Kütahya Milletvekili Alim
Işık'ın, Bakanlığın 2014 yılı
bütçesinden yapılan harcamalara ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı
Nihat Zeybekci'nin cevabı (7/59650)
7.- Kütahya Milletvekili Alim
Işık'ın, Özelleştirme İdaresi
Başkanlığının 2015 yılı bütçesinden
yapılacak harcamalara ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet
Şimşekin cevabı (7/59725)
20 Şubat 2015 Cuma
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Muhammet Bilal MACİT
(İstanbul), Muharrem IŞIK (Erzincan)
----0----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin 59uncu
Birleşimini açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN Elektronik cihazla yoklama
yapacağız.
Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve süreyi
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
vardır, görüşmelere başlıyoruz.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Sayın Başkan
BAŞKAN Bir dakikanızı rica
edeceğim.
IV.- OTURUM BAŞKANLARININ
KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan
Vekili Ayşe Nur Bahçekapılı'nın, Büyük Birlik Partisi Genel
Başkanı merhum Muhsin Yazıcıoğlunun annesinin
vefatı nedeniyle konuşması
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, merhum Muhsin Yazıcıoğlunun
değerli annesinin vefat etmiş olduğunu öğrendik. Merhumeye
Allahtan rahmet, aile bireylerine ve yakınlarına sabır ve
metanet diliyoruz. Bu vesileyle, Sayın Muhsin Yazıcıoğluna
da tekrar tekrar Allahtan rahmet diliyoruz.
Şimdi, gündeme geçmeden önce
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Hamzaçebi, söz vereceğim,
hepinize söz vereceğim. Gündem dışıları yapayım,
hepinize söz vereceğim.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Efendim, oturumun başında söz istememin nedeni şu: İç
Tüzükün 73üncü maddesinin son fıkrasına dayalı olarak bir
hakkımı kullanmak istiyorum. Başkanlığın gelen
kâğıtlar listesinde yayımlanmış olan, kanun
tekliflerinin ve tasarılarının hangi komisyonlara havalesini
gösteren bilgilerde bir kanun teklifinin
(Gürültüler)
BAŞKAN Sayın Hamzaçebi, gürültüden
duyamıyorum. Mikrofonu açalım, daha rahat olur.
Buyurun.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, 19 Şubat 2015 tarihli
gelen kâğıtlar listesinde yayımlanan bilgilere göre, Aydın
Milletvekili Sayın Bülent Tezcanın Türk Ceza Kanununda
değişiklik yapılmasını öngören kanun teklifi Adalet
Komisyonuna havale edilmiştir. Söz konusu kanun teklifi, ana komisyon
olarak, esas komisyon olarak Adalet Komisyonunu ilgilendirmekle birlikte Avrupa
Birliği Uyum Komisyonunu da ilgilendirmektedir.
Başkanlığın Avrupa Birliği Uyum Komisyonuna bunu
havale etmemiş olması, tasarıya ilişkin olarak
sağlıklı bir yasama sürecinin önünde engel
oluşturacaktır. Bu tasarının Avrupa Birliği Uyum
Komisyonunda da görüşülmesi gerekir. Başkanlığın bu
havalesine ben itiraz ediyorum. O nedenle, 73üncü maddenin son
fıkrası uyarınca söz talep ediyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN 73üncü maddenin son fıkrasına
göre mi söz istiyorsunuz?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Evet
efendim.
BAŞKAN Şimdi, ben de şöyle bir
açıklama yapayım müsaade ederseniz: Evet, 73üncü maddenin son
fıkrası havaleye ilişkin itirazları içermekte. Siz de tam
zamanında yaptınız, oturumun başında ama 73üncü
maddenin başlığı kanun tasarılarıyla ilgili. Oysa
sizin bahsettiğiniz, bir teklifle ilgili. Bu nedenden dolayı ben bu
görüşmeye yer olmadığını düşünüyorum.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Efendim, bakın, şimdi
BAŞKAN Buyurun, söz açıp konuşalım.
Buyurun.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Sayın Başkan, benzer bir konuda daha önce, 4 Haziran 2013 tarihinde,
bir kanun teklifinin havalesiyle ilgili benzer bir itirazda bulundum ve oturumu
yöneten Meclis başkan vekili bana söz hakkı verdi, kürsüye
çıktım, gerekçemi anlattım. Ayrıca, İç Tüzükün kanun
tasarılarına ilişkin hükümleri kanun teklifleri için de
uygulanır. Örneğin 74üncü maddede kanun tekliflerinin gerekçesi
düzenlenirken 73üncü maddedeki kanun tasarısının gerekçesine
benzer bir ifade yer almamıştır ama Meclis
Başkanlığı uygulamada kanun tasarılarına
ilişkin hükümleri kanun teklifleri için de uygulamaktadır.
Söyleyeceğim bir diğer konu da şudur: Bu
konuda 14 Şubat 2012 tarihli 65inci Birleşimde yapılan bir
tartışmada Meclis Başkanının açıklaması
şu şekilde olmuştur: Biz Başkanlık olarak kanun
teklifleri ile kanun tasarılarını aynı şekilde
yorumluyoruz.
Efendim, herhâlde dinlediniz.
BAŞKAN Dinliyorum sizi.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) 14
Şubat 2012 tarihli 65inci Birleşimde kanun tasarı ve teklifleriyle
ilgili Meclis Başkanının açıklaması, oturumu yöneten
Meclis başkanının açıklaması Biz Başkanlık
olarak kanun teklifleri ile kanun tasarılarını aynı
kapsamda değerlendiriyoruz. olmuştur.
Başkanlığın açıklaması bu, yine aynı konuda.
Dolayısıyla, bu itirazım İç Tüzüke uygun bir
itirazdır Sayın Başkan. Ben söz hakkımı talep ediyorum
efendim.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Şimdi, sizin söylediğiniz yani şu son
konuşmanızda söylediğiniz Başkanlığın
uygulamaları ama benim söylediğim İç Tüzükte kanun tasarılarıyla
ilgili 73üncü maddenin bir düzenleme yaptığı şeklinde.
Ama, yani istiyorsanız
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın
Başkanım, müsaade eder misiniz
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) -
Sayın Başkan
BAŞKAN Bir dakika, bitireyim.
OKTAY VURAL (İzmir) Hayır, uygulayacak
Sayın Başkan.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Sayın Başkan
BAŞKAN Müsaade eder misiniz Sayın Hamzaçebi,
bitmedi daha düşüncem.
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul)
Sayın Başkan, İç Tüzükü uygulamanız lazım.
BAŞKAN Yani, Meclisi yönetirken gerektiği zaman teamüllere,
gerektiği zaman İç Tüzüke uygun davranıyoruz ama burada çok
açık ve net bir hüküm var. Siz de bana geçmiş dönemdeki
Başkanlığın uygulamaları hakkında bilgi verdiniz.
Doğal olarak şunu söylemek durumundayım: Ben İç Tüzükle
bağlıyım. Yani başka bir başkan bunu bu şekilde
yorumlayabilir, böyle uygulayabilir. Benim yorumum da bu yönde değildir.
Şimdi, ben, böyle bir açıklama yaptım, açıklamam bu
doğrultudadır.
Sayın Elitaş, siz mi söz istiyorsunuz?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, izin verirseniz bir
dakika, ben de sizin son cümlelerinizde, İç Tüzükte yazan hükmü
BAŞKAN Mikrofona konuşabilir misiniz lütfen.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkanım, teşekkür
ediyorum.
İç Tüzük
koyucu eğer kanun tasarı ve tekliflerini birlikte, aynı
şekilde düşünmüş olsaydı 2 madde olarak bunu ihdas etmezdi.
73üncü madde Kanun tasarıları ve komisyonlara havale ve son
cümlesinde de itiraz etme hakkını milletvekillerine vermiş.
74üncü madde sadece kanun teklifleriyle ilgili bir düzenleme. Nitekim,
Sayın Hamzaçebinin söylediği oturumu
Tutanaktan okudu. Biz o
oturumu da hatırlıyoruz. Meclis başkan vekiliyle içeride
yaptığımız konuşmada, oturumda yaptığı
uygulamanın İç Tüzüke aykırı olduğunu ama bir kere
sözü vermiş bulunduğunu ifade etti. Ondan sonraki sürelerde de söz
vermedi.
Bilgilerinize arz
ediyorum efendim.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın Zozani,
grup adına mı konuşuyorsunuz?
PERVİN BULDAN
(Iğdır) Evet Sayın Başkan.
BAŞKAN
Buyurun.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Öncelikle,
Sayın Hamzaçebinin itirazı ve söz istemesi bir haktır, bunu
elbette ki değerlendirmeniz gerekir. Ancak, eğer bu hususu 73üncü
madde kapsamında değerlendirirseniz İç Tüzüke aykırı bir işlem
yapmış olacaksınız. Teamüller yazılı hükümlerin
önüne geçemez. Yazılı hüküm burada tasarıyla ilgilidir.
Teamüllerin yazılı hükmün önüne geçeceği bir uygulamaya
başvurduğunuz zaman, yanlış işlem yapmış
olacaksınız. Bunu ifade etmek istedim, bu bir.
İkincisi:
Aynı husus da zaten başından beri bizim itiraz noktamız
olan İç Tüzük 35in yorumuna ilişkindir. Siz, şimdi, burada,
73üncü maddede tasarıyla ilgili bir itirazın kanun teklifi için
geçerli olamayacağını ifade ediyorsunuz haklı olarak. Çünkü
tasarı, Hükûmetin altında imzasının bulunduğu bir
kanun teklifi metnidir. Teklif, milletvekilinin altında imzası
bulunan bir öneri metnidir. İkisini aynı değerlendirmemiz mümkün
değildir. O nedenle, İç Tüzük 73e ilişkin olarak
başlangıçta sizin ifade ettiğiniz tutum doğru bir tutumdur
ancak bu doğru tutumu 35e de uygulamanız gerekiyor. Bu nedenle, 35e
de bunu uyguladığınız zaman, İç Tüzük 35e de bunu
uyguladığınız zaman, son dört gün tartışma konusu
olan kanun teklif ve tasarılarının birleştirilmesi
uygulamasının da yanlışlığını ifade
eder. Nitekim Meclis Başkanı Sayın Cemil Çiçekin de muhtelif
zamanlarda bizim yaptığımız itirazlara cevaben komisyon
başkanlığına, örneğin Plan ve Bütçe Komisyon
Başkanlığına gönderdiği benzer mahiyette uyarı
yazıları söz konusudur. Tutumunuzu bu şekilde almanızı
bekliyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın Vural,
buyurun.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan, tabii,
parlamento hukukunda tasarı ve teklifin astlık üstlük şeyi
olmaz. Burada asıl olan teklifin yapılmasıdır; bu
tasarı şeklinde olabilir, milletvekilinin kanun teklifi şeklinde
olabilir. Dolayısıyla, bu konuda daraltıcı bir şekilde
bakmam. Ama ben sizin bu uygulamanızı doğru buluyorum ve bu
uygulamanız çerçevesinde, bundan böyle de Başkanlığın,
komisyonlarda ilave edilen, komisyon üyelerinin yaptıkları
tekliflerle ilgili sıra sayıları geldiği zaman, bu
sıra sayılarına matuf olan bu teklifleri de dikkate
almayacağınızı beyan ettiniz, doğrudan doğruya
komisyona göndereceğinizi beyan ettiniz. Bu bakımdan, bu tutumunuz...
BAŞKAN Ne zaman beyan ettim?
OKTAY VURAL (İzmir) İşte, bu iradenizle
ortaya koydunuz. Yani Bununla ilgili uygulama şöyle
yapılmış, bilmem ne. Ben veremem, teamüllere filan riayet
edemem. dediniz.
BAŞKAN Evet.
OKTAY VURAL (İzmir) Doğrudur, bu durumda siz de
İç Tüzük 35e göre, komisyonlarda kanunla ilgisi olmayan hususların
eklenmesiyle ilgili milletvekillerinin önüne gelmiş bu şeyler
konusunda, bu raporları da açıkça
konuşmayacağınızı, görüştürmeyeceğinizi ve
bu konuda da bunu komisyona, aynen görüşülmesi mümkün olmayan bir teklif
olarak değerlendireceğinizi beyan etmiş oldunuz.
BAŞKAN Böyle bir beyanım yok dedim.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Hayır, efendim,
öyle bir beyan yok.
Sayın Başkan, o konuda yetkiniz yok zaten
sizin.
OKTAY VURAL (İzmir) Evet, evet, beyan ettiniz,
kabul ettiniz bunu.
BAŞKAN - Siz onu yorumla çıkartıyorsunuz.
Ben şu anda...
Sözünüzü kesmeyeyim, buyurun, devam edin.
OKTAY VURAL (İzmir) Kabul ettiniz efendim,
bakın, kabul ettiniz bunu. Yani bu konuda ben sizi destekliyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
OKTAY VURAL (İzmir) Diyorsunuz ki: Bu konudaki
uygulama... Ben bunu yaparım, vermem. Ben de diyorum ki: İç Tüzük
35e aykırılığı tespit ettiğiniz andan itibaren
Benim yapacağım bir şey yok. diyemezsiniz ve bundan sonra da...
Teşekkür ederiz, bu yorum doğru bir yorumdur, çok teşekkür
ederiz, sağ olun.
BAŞKAN Onu konusu geldiği zaman
konuşuruz, konusu geldiği zaman konuşuruz.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Sayın
Başkan, komisyonlar gündemine hâkimdir, sıkıntı yok.
BAŞKAN - Ben şimdi açıklamamı yapmak
istiyorum.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) -
Sayın Başkan...
BAŞKAN Sayın Hamzaçebi, lütfen...
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan,
bir yanlış anlaşılmaya mahal verebilecek bir yorumlama
oldu, müsaade ederseniz düzeltmek istiyorum.
BAŞKAN Buyurun, düzeltin.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Ben kanun tasarı ve tekliflerinin yorumunu
geliştirirken, yaparken bir astlık üstlük meselesi şeklinde
değerlendirmedim.
BAŞKAN Biliyorum, ben anladım.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Yazılı
hukuk dediniz, yazılı hukuk dediniz.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Tasarı farklı
bir yazılı hukuk metnidir, teklif farklı bir şeydir, onu
ifade etmeye çalıştım ve Sayın Başkanın,
Sayın Vuralın son bağladığı yerden ben de
aynı yorumda buluşuyorum. Sizin, 73e ilişkin olarak biraz önce
ifade ettiğiniz tutumunuzu desteklediğimizi ifade ediyoruz.
BAŞKAN Biliyorum, anladım ben Sayın
Zozani.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Aynı tutumu 75e
de uygulamanız gerektiğini ifade ediyoruz, bunu
hatırlatıyoruz size Sayın Başkan.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Ben aynısını duydum.
Ben bu konudaki açıklamamı tekrar yapmak
istiyorum.
İç Tüzükün 73üncü maddesinde kanun
tasarılarının havalesine bir milletvekilinin itiraz etmeyi
istemesi durumunda oturumun başında söz alabileceğine yönelik
bir düzenleme olmasına karşın, İç Tüzükte
milletvekillerinin kanun tekliflerinin havalesine itiraz edebilmelerine imkân
veren bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle, talebinizi işleme almam
mümkün olmayacaktır. Meclis Başkanlığının tutumu
da bu yöndedir. Daha önce bir kanun teklifinin havalesine yapılan itiraz
üzerine Meclis Başkanlığının 11/06/2013 tarihli
yazısında da değerlendirmeleri bu yönde olmuştur.
OKTAY VURAL (İzmir) Nasıl olmuştur
efendim?
BAŞKAN - Üstelik de elimdeki bir belgeye göre,
Sayın Akif Hamzaçebi, sizin müracaatınız üzerinedir.
Ben bu görüşümü tekrar ediyorum.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Sayın Başkan... Sayın Başkan...
OKTAY VURAL (İzmir) Meclis
Başkanlığının ne yönde olmuştur? Bu yönde.
dediğiniz, açıklama mı var?
BAŞKAN Benim açıklamam yönünde olmuştur.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Hayır efendim.
OKTAY VURAL (İzmir) Hayır, hayır, bir
gösterin bize, gönderin onu.
BAŞKAN Buyurun. Nasıl göstereyim? Gelin,
alın.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Bunu
milletvekillerine dağıtın efendim siz. Sayın Başkan,
milletvekillerine dağıtın efendim.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Bir söz
verir misiniz.
BAŞKAN Evet, Sayın Hamzaçebi, buyurun.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Açık oturum gibi
oluyor ama Sayın Başkanım. Kararınızı verdiniz.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şimdi, ben Milliyetçi Hareket Partisi ile
Halkların Demokratik Partisinin ifade ettiği hususları sizin
görüşünüzün yanlışlığını kanıtlama
yönünde açıklamalar olarak alıyorum yani siz bu maddeyi bu
şekilde değerlendirirseniz, o zaman 35inci maddeye gidilir,
tasarılar ile teklifleri ve birbiriyle ilgisi olmayan hususları
birleştiremezsiniz, komisyon kendiliğinden herhangi bir öneri de
yapamaz. Onun varacağı vahim sonucu sizlere işaret ediyorlar.
Şimdi, Sayın Başkan, bir açıklama
yaptınız, ben bunu Türkiye Büyük Millet Meclisinin bir mensubu olarak
üzüntüyle karşılıyorum. Diyorsunuz ki: Ben teamül falan
tanımam.
BAŞKAN Öyle bir şey demedim, lütfen.
OKTAY VURAL (İzmir) Öyle dediniz.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Dediniz, dediniz.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Ben
yazılı hukuk tanırım. diyor Sayın Başkan.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Ama
bakın, ben size iki tane tarih verdim. Birisi daha evvel benim söz
aldığım oturum, bir de ondan önce, 14 Şubat 2012 tarihli
65inci Birleşimde Başkanlığın açıklaması.
Siz diyorsunuz ki: Oturumu yöneten Meclis başkan vekili kimdir bilemem, o
öyle yapmış olabilir, ben bunu tanımıyorum. Ya, burada
itilaf hâlinde İç Tüzükte bir açıklık yok ise, tereddüt var
ise, teamüle, geleneğe gitmiyor muyuz Sayın Başkan?
BAŞKAN Evet.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Siz
bunu nasıl reddedersiniz?
BAŞKAN Ben bunu reddetmiyorum. Bu konuyla ilgili
olarak İç Tüzük açık ve nettir. Bu konuda benim için öncelikli olan,
açık ve net olan İç Tüzükün hükmüdür diyorum.
Teşekkür ederim Sayın Hamzaçebi.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Bakın, Sayın Başkan
BAŞKAN Lütfen
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan, bu
sizin yorumunuzdur.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Benim de yorumum bu
şekildedir. demiştiniz.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Bir
saniye efendim, son cümlelerimi
Devam ederseniz usul tartışması talep
edeceğim.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Allah Allah
Sayın Başkan
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Şimdi, efendim, bakın, Meclis Başkanlığı kanun
teklifinin tasarıda olduğu gibi bir gerekçeye sahip olmaması
hâlinde işleme girmeyeceğini söyleyerek bunu ilgili milletvekiline
iade ediyor. Gerekçesi de, kanun teklifine ilişkin açıklık
bulunmayan hususlarda kanun tasarılarına ilişkin hükümler
uygulanır; bu gerekçeyle iade ediyor.
Siz şimdi bütün bunları bugün yok ediyorsunuz.
Tutumunuz hakkında usul tartışması açıyorum Sayın
Başkan.
BAŞKAN Sayın Hamzaçebi, burada usul tartışması
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, burada usul tartışması açmaya uygun bir şey
yok, zaten yaptığımız iş usul
tartışması.
BAŞKAN Bir dakika, müsaade eder misiniz Sayın
Elitaş.
OKTAY VURAL (İzmir) Evet, Meclisin usullerine
uymaya davet ediyor.
BAŞKAN Burada usul
tartışmasının açılması gerekli bir
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Ve İç Tüzükü
uyguluyorsunuz, Tüzük açık ya!
BAŞKAN Sayın Elitaş, lütfen.
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul)
Açık olarak İç Tüzük uygulanıyor Sayın Vural.
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim, uygulamayla
İstirham ediyorum Belma Hanım. Yani, bu açık bir usul, bugüne
kadar yapılan usul dururken farklı bir usul uyguluyor, yorumla
uyguluyor.
BAŞKAN Şu anda usul
tartışmasının açılmasını gerekli
gördüğüm bir durum söz konusu değil. 73ün son maddesini tekrar
okuyalım.
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim, Benim yorumum.
dediniz. Bu yorumunuz çerçevesinde, yorumla hareket ettiğiniz açık.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Benim yorumum bu
şekildedir. dediniz Sayın Başkan.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Sayın Başkan, 63üncü madde der ki: Meclis Başkanı
BAŞKAN 73üncü maddenin
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Bakın, usul tartışmasını söylüyorum.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Başkan bir
sözünü bitirsin.
BAŞKAN Mümkün değil, bitiremiyorum.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Meclis
Başkanını çalışma usullerine davet
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, biz sizi dinlemek istiyoruz ama.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
İç Tüzüke davet demiyor, Çalışma usullerine davet
Bugüne
kadarki usuller ne ise ben sizi ona davet ediyorum. Buna uymuyorsanız
elbette usul tartışması açmak benim hakkımdır.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, siz usule uygun çalışıyorsunuz, ama sayın
milletvekili usulsüzlük yapıyor.
BAŞKAN Sayın Hamzaçebi, ben usule uygun
davranıyorum.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Efendim, hayır, Ben tanımam. diyorsunuz, Teamülleri tanımam.
diyorsunuz.
BAŞKAN Usule uygun davrandığım için
usul tartışmasının açılmasının doğru
olmadığını düşünüyorum. Burada bir çelişki yok.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) O sizin yorumunuz.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan,
işte ondan dolayı da usul tartışması
açılıyor.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Usul
tartışması açıyoruz Sayın Başkan.
OKTAY VURAL (İzmir) - Siz öyle düşünüyorsunuz
ama öyle uygulanmamış; zaten meselenin özü o, itiraf ediyorsunuz.
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) Oktay
Bey, esas olan Tüzük değil mi? Tüzükü uyguluyor ya, bu kadar da basit
duruma düşmeyin.
BÜLENT TURAN (İstanbul) Gündeme geçelim.
BAŞKAN Ben böyle yorumluyorum, İç Tüzük de
açık ama Meclis
OKTAY VURAL (İzmir) Biz de diyoruz ki
BAŞKAN Sayın Vural, lütfen oturur musunuz
yerinize, ben Hamzaçebiyle konuşuyorum şu anda, lütfen.
BÜLENT TURAN (İstanbul) Hiç saygıları
yok Sayın Başkan.
OKTAY VURAL (İzmir) Yine düğmeyi
yanlış iliklediniz bakın, yine düğmeyi yanlış
iliklediniz.
BAŞKAN Şu anda 73üncü maddenin son
fıkrası üzerinde bir tartışma yapıyoruz. Ben kendi
düşüncemi açıkladım, bu düşünceye siz
katılmayabilirsiniz ve usul tartışması açma
hakkınız da var. Yalnız, şunu da belirtmek istiyorum:
Talepte bulunduğunuz usul tartışması, benim uyduğum
usulü usulsüzlük olarak nitelendirmekten kaynaklanıyor. Ben usule uyuyorum,
siz bana Usule uymuyorsunuz. diyorsunuz.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Hayır efendim, usule uymuyorsunuz, usulsüzlük yapıyorsunuz Sayın
Başkan.
OKTAY VURAL (İzmir) Yok, yok. Ne usulü? Usulsüzlük
yapıyorsunuz siz.
BAŞKAN Tamam, peki, açıyorum.
Kim konuşacak?
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Lehte
MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) Lehte
OKTAY VURAL (İzmir) Aleyhte
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Aleyhte
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Lehte
BAŞKAN Her partiden bir kişiye
vereceğim.
Lehte Adil Zozani.
Sayın Vural?
OKTAY VURAL (İzmir) Aleyhte.
BAŞKAN Sayın Hamzaçebi?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Aleyhte.
BAŞKAN Sayın Doğan Kubat?
MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) Lehte.
BAŞKAN İç Tüzükün 73üncü maddesi
uyarınca kanun tekliflerinin havalesine itiraz
yapılamayacağına yönelik tutumum hakkında usul görüşmesini
açıyorum.
Lehte Sayın Adil Zozani, buyurun.
Üç dakika süre veriyorum.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Yani oturduğumuz yerden
yaptığımız usul tartışmasını bir de
kürsüden yapacağız, baştan yapmayın.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, 4 kişiye de vermek zorunda değilsiniz, İç Tüzük
size 2 kişiye de verebilir. diyor.
BAŞKAN Bir müsaade edin yönetelim şu Meclisi,
bir müsaade edin.
Buyurun.
V.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan
Vekili Ayşe Nur Bahçekapılının, İç Tüzükün 73üncü
maddesi uyarınca kanun tekliflerinin havalesine itiraz
yapılamayacağına yönelik tutumunun İç Tüzük hükümlerine
uygun olup olmadığı hakkında
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Sayın Başkan, İç Tüzük burada
çalışma esaslarımızı düzenlemek için vardır.
Üzerinde tartışılmış, maddeler hâline getirilmiş
yazılı yasasıdır Meclisin, buna uymak
durumundasınız. Ancak, her kanun tasarısı ve teklifinde,
burada İç Tüzüke dayalı olarak yaptığımız
tartışmada Meclis Başkanlık Divanının aynı
madde hakkında farklı uygulamalara gitmesi doğrusu
anlaşılabilir bir şey değildir. Eğer siz İç Tüzük
73e dayalı olarak Sayın Hamzaçebinin gündeme getirdiği talebi
reddetme yetkisini kendinizde görüyorsanız, böyle bir kanaat uyguluyor
iseniz, o zaman aynı uygulamayı İç Tüzük 35e de yapmanız
gerekir çünkü İç Tüzük 35te kanun teklif ve tasarılarının
birleştirilmesi hususu söz konusudur ama İç Tüzük 35 açık olarak
diyor ki: Kanun teklif ve tasarıları birleştirilemez. Ama
birleştirilmiş hâliyle 684ü burada tartışıyoruz.
İç Tüzük 35 ne diyor? Bir bakın, okumanızı öneriyorum.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Birleştirilebilir diyor.
ADİL ZOZANİ (Devamla) Eğer Meclis
arşivlerine de bakarsanız sayın vekilim, bu hususta
yapılmış itirazların haklı bulunduğu örneklerle
de karşılaşırsınız. Çok uzağa gitmenize
gerek yok, Meclis Başkanı Sayın Cemil Çiçek geçmişte
komisyon tartışmaları safhasında o İç Tüzük 35e
dayalı olarak bizlerin gündeme getirdiği usulsüzlükleri haklı
bulmuş, bu haklı talebimiz üzerine komisyon başkanlık
divanına, örneğin Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlık
Divanına uyarı yazısı göndermiştir.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Biz de
cevabi yazımızı gönderdik.
ADİL ZOZANİ (Devamla) Sizin cevabi
yazınız İç Tüzük hükümlerinin önüne geçemez, bu sadece sizi
bağlar.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Yok,
komisyonlar gündemine hâkimdir.
ADİL ZOZANİ (Devamla) Ama, İç Tüzük
hükümleri, burada çalışan, iktidar muhalefet, herkesi bağlayan
hükümlerdir.
73e dayalı olarak sizin gündeme getirdiğiniz
tutumunuz yerindedir ama bunu 35e de uygulamak durumundasınız. Tersi
durumda
ÜNAL KACIR (İstanbul) Başkanın öyle bir
yetkisi var mı?
ADİL ZOZANİ (Devamla) O zaman 73e yetkisi
nereden çıktı?
ÜNAL KACIR (İstanbul) Var.
ADİL ZOZANİ (Devamla) Nerede var?
ÜNAL KACIR (İstanbul) Söz verecek ya da
vermeyecek.
ADİL ZOZANİ (Devamla) Nerede var?
BAŞKAN Karşılıklı
konuşmayın lütfen.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Söz verecek ya da
vermeyecek, Başkanın orada yetkisi var.
ADİL ZOZANİ (Devamla) Sayın vekilim,
okuyun da gelin lütfen.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÜNAL KACIR (İstanbul) Sizin dediğiniz konuda
Başkanın yetkisi yok.
BAŞKAN Sayın Kacır, lütfen
ADİL ZOZANİ (Devamla) Sizin ya 35e de
aynı uygulamayı yapmanız gerekir ya da şimdiki tutumunuzla
çelişir durumda olursunuz. (HDP sıralarından alkışlar)
ÜNAL KACIR (İstanbul) Birisinde yetkisi var,
öbüründe yetkisi yok.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Aleyhte Sayın Oktay Vural, buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan, teşekkür
ederim.
Öncelikli olarak tabii, dün bir ara verdiniz, şimdi
yeniden başladınız ama düğmeyi yanlış
iliklediniz. Dolayısıyla, umarım bundan sonraki
görüşmelerde İç Tüzük hükümlerine uygun bir şekilde hareket
ederek Meclisi yönetirsiniz, ben de sizi İç Tüzüke uymaya baştan
itibaren davet ediyorum.
Evet, bu İç Tüzükü olduğu gibi uygulama
konusunda Meclis Başkanlığı açıkça bir irade
beyanı ortaya koymuştur. Şimdi, bu açık irade beyanı
karşısında komisyonlarda tasarı ve tekliflerin
birleştirilmesi ve komisyon üyelerinin teklif veremeyeceğine
ilişkin açık hükümler olduğuna göre bundan sonraki bölümlerde de
doğrudan doğruya bu yetkinizi kullanarak sizin artık komisyon
raporlarını görüşmeme konusunda bir irade beyanı
yaptığınızı ifade ettiniz. Meclisin teamülleri ve
uygulamalarını dikkate almayarak bu şekildeki bir
yaklaşım tarzını ben doğru buluyorum. Hukuka
uyalım ve bundan sonraki kısımda da sizin önünüze
araştırma önergelerinin öne alınmasına ilişkin bir
karar geldiği zaman da bununla ilgili kararı da uygulayamayacaksınız
o zaman çünkü bu konuda, bu gündem değiştirmeyle ilgili
Danışma Kurulunun yetkisi belirlenmiştir. Meclisimizin elbette
İç Tüzükü vardır ama bu İç Tüzük çerçevesinde teamülleri vardır,
geleneklerimiz vardır. Bu milletin geleneklerini yok sayarak geleceğe
bakamazsınız. Milletin gelenekleri Anayasada yazılmıyor
diye, ben bu gelenekleri dikkate almayacağım, bu değerleri
dikkate almayacağım, inancını dikkate almayacağım
diyemezsiniz. Dolayısıyla, elbette bu Meclisin gelenekleri
vardır, adabı vardır, yönetim şekli vardır. Bu
konudaki uygulamalar konusunda partiler arasında da bir mutabakat
oluşmaktadır. Zaman zaman bu konuda partilerin tam
mutabakatıyla, tasarıda yer almayan bir kanunda bir değişiklik
yapılmasına ilişkin bir konuda uzlaşma olduğu zaman
yaptığımıza göre, bu konuda Meclis
Başkanlığı olarak sizin Bu konudaki daha önceki
uygulamaları dikkate almıyorum. demeniz her şeyden önce
Meclisin çalışma usulü ve geleneklerine... Ki köklü bir geleneğe
sahiptir Meclisimiz. Bunu dikkate almıyor olmanız gerçekten beni
yadırgatmıştır ama sizin bu taahhüdünüz çok önemlidir. Bu
taahhüdünüz çerçevesinde, bundan sonra, kesinlikle, tasarıda yer almayan,
teklifte yer almayan hususların, komisyonda eklenen sıra
sayılarının burada görüşülmeyeceğine ilişkin yüce
Milletimizin önünde söz verdiniz ve İç Tüzüke uymaya söz verdiniz, bu
sözünüzde durmaya davet ediyorum.
Saygılarımı arz ediyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Bir şeyi düzeltmek istiyorum diğer
konuşmacıyı çağırmadan önce. Ben şu anda 73ü
yorumluyorum. Sizin kastettiğiniz anlamda ne taahhütte bulundum ne de söz
verdim.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Taahhütte bulundunuz,
söz verdiniz Sayın Başkan.
OKTAY VURAL (İzmir) Bakın, yine hemen
yanlışa devam ediyorsunuz.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Yan çizmeyin.
BAŞKAN Ben söylediğimi biliyorum, onun da
tartışmasını sonra yapacağız.
Şimdi, lehte, Sayın Doğan, buyurun. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) Sayın
Başkanım, çok değerli milletvekilleri...
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Kubat... Kubat
Doğan mı?
BAŞKAN Sayın Doğan Kubat, evet.
OKTAY VURAL (İzmir) Kubat Doğan mı?
BAŞKAN Sayın Doğan Kubat.
Özür dilerim Sayın Kubat.
MEHMET DOĞAN KUBAT (Devamla) ...açılan usul
görüşmesinde Başkanlığın tutumu lehinde söz
almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi
saygılarımla selamlarım.
OKTAY VURAL (İzmir) İç Tüzüke uymaya davet
ediyorum.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Usul
hatası yapıyorsunuz.
OKTAY VURAL (İzmir) Usul hatası...
BAŞKAN Tartışma açın.
MEHMET DOĞAN KUBAT (Devamla) Değerli
arkadaşlar, hukukun bilinen ilkelerinden birisi, kanun metinleri
yorumlanırken hem lafzına hem ruhuna bakılır. Anlamı
metinden açıkça anlaşılan bir hüküm varsa orada özüne
bakılmaz, artık sözüne bakılır.
Şimdi, 73üncü madde ve 74üncü madde kanun
tasarı ve tekliflerini ayrı ayrı düzenlemiş ki
Anayasanın 88inci maddesi de zaten teklif ve tasarılarla ilgili; bu
konuda, tasarı ve tekliflerin nasıl görüşüleceğine dair
Meclis İçtüzüğünde düzenlenir. diye bir atfı var. Ve İç
Tüzük, bu 2 konuyu da hukuki mahiyetleri farklı olduğu için ayrı
ayrı düzenlemiştir. Çünkü her konuda tasarı veremezsiniz;
mesela, Anayasa değişikliğinde Bakanlar Kurulunun tasarı
verme yetkisi yok.
Şimdi, Sayın Başkanım, Sayın
Hamzaçebi 73üncü maddeye göre verilmiş bir tasarının havalesine
itirazla ilgili İç Tüzükte bir hüküm var mı? Evet var. 34üncü
maddede, komisyonlar, eğer kendisine havale edilen bir tasarı veya
teklifi kendi ihtisas alanında görmüyorsa başka bir komisyona
iadesini, hangi komisyonun ihtisas alanındaysa oraya iadesini
isteyebiliyor. Yine, kendisini ilgilendirmekle birlikte, örneğin,
başka bir komisyonun bu konuda görüşünün alınmasının
faydalı olacağı düşünülüyorsa o komisyonun görüşünü
almak için de yine oraya yazı yazıp o görüşü alabiliyor. Keza,
kendi görev alanında gördüğü bir kanun tasarısı veya
teklifi başka bir komisyona havale edilmişse o zaman da bu komisyon
kendisine bu tasarı veya teklifin havale edilmesini isteyebiliyor. Bu
konuda usulün nasıl olacağı konusunda da eğer komisyonlar
anlaşırsa problem yok, uyuşmazlık olursa da Genel Kurul
kararıyla bu çözümleniyor. Yani, bir komisyona havale edilen bir
tasarı veya teklifin havalesiyle ilgili bir itiraz yapılacaksa
İç Tüzük zaten bunu çözümleyen bir düzenleme getirmiş olduğundan,
73üncü madde sadece tasarıya itirazı açıkça düzenlemiş
olduğundan ve tekliflerle ilgili 74üncü madde özellikle, bakın, bu
konuda bir itiraz yetkisi öngörmemiş olduğundan dolayı, bir
tasarının komisyona havalesine ilişkin itirazdan dolayı
burada Başkanımızın söz vermemesine yönelik tutumunun
yerinde olduğunu belirtiyor, yüce heyetinizi saygılarımla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Aleyhte son konuşmacı, İstanbul
Milletvekili Sayın Mehmet Akif Hamzaçebi.
Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şimdi demokrasi Biz
çoğunluk gücüne sahibiz, istediğimizi yaparız. demek
değildir. Bugün bu, burada sergileniyor, kaç gündür bu
sergilenmeye çalışılıyor. Biz istiyoruz,
çoğunluğumuz var, Meclisin teamüllerini de bir kenara atarız,
bunu çiğneriz.
Sayın
Başkan, açıklamalarınıza kesinlikle katılmıyorum.
Bakın, ben size bir tarihte yapılan oturumdan söz ettim, 14
Şubat 2012 tarihli 65inci Birleşim. Tutanaklara bakın, bunu
Kanunlar Kararlar gayet iyi biliyor ama açıklamanızda buna
girmiyorsunuz. Bir grup başkan vekilinin bir itirazı var bir
havaleyle ilgili, oturumun başında yapılmamış, sonra
yapılmış. Meclis Başkanlığı diyor ki,
oturumu yöneten Meclis başkan vekili: Biz 73üncü madde
uygulamasında kanun tasarısı ile tekliflerini aynı
değerlendiriyoruz. Açıklama bu. Ben burada 4 Haziran 2013 tarihinde
benzer konuda bir itirazda bulundum, oturumu yöneten Meclis başkan vekili
bana söz verdi, konuştum; Meclisin teamülü bu şekilde. Siz şimdi
diyorsunuz ki: Ben teamül tanımam. Sayın Başkan, teamüller
tanınmak içindir, çiğnenmek için değildir.
Değerli
milletvekilleri, bu nedenle sözünü ettiğim, Sayın Bülent
Tezcanın kanun teklifi Avrupa Birliği Uyum Komisyonuna da havale
edilmelidir; bu, benim görüşüm, Başkanlık bu görüşe
katılabilir, katılmayabilir. Benim görüşüm doğrudur diye
bir iddiada bulunmuyorum ama daha iyi bir yasama faaliyeti için AB Uyum
Komisyonunda da bu teklifin görüşülmesinde yarar vardır. Bu
itirazımı dinlersiniz, Meclis Başkanlığı bunu
değerlendirir, daha sonra bana yazılı bir cevap verir; İç
Tüzük bunu gerektirir.
Değerli
milletvekilleri, kaç gündür polis devleti yasa tasarısının
görüşmelerini yapıyoruz, henüz daha bu tasarıya geçilemedi.
Genel Kurulda büyük bir gerginlik, tartışma ortamı doğuyor.
Muhalefet olarak, ana muhalefet partisi olarak biz Cumhuriyet Halk Partisi,
özgürlükleri baskı altına alan, demokrasiyi yok eden, polis devletini
kuracak olan bu tasarının görüşülmemesini istiyoruz, bunun geri
çekilmesini istiyoruz. Molotof düzenlemesi, bonzai düzenlemesi
diyorsanız, bunları getiririz,
ihtiyaç varsa, ihtiyaç duyulan neyse bunu yaparız.
İç Tüzükün bize verdiği engelleme
haklarını kullanıyoruz doğal olarak. Ama şunu ilginç
buldum: Biz engelleme çalışmalarına devam ederken iktidar
partisi grup başkan vekilleri de bir şekilde bize destek oluyorlar.
Buna da müteşekkirim, teşekkür ederim. Yani, grup başkan
vekilleri, tüm milletvekillerine laf atmak suretiyle ya da kürsüdeki milletvekiline
laf atmak suretiyle oturumlara ara verilmesine neden oluyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) - Bu da bizim
engelleme çalışmalarımıza bir katkı
sağlıyor. Gerginlikten hoşlanmıyorum ama engelleme çalışmamıza
katkı verdiği için ben Adalet ve Kalkınma Partisi grup
başkan vekillerine çok teşekkür ederim, sağ olun. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın milletvekilleri, İç Tüzükün Kanun
tasarıları ve komisyonlara havale başlıklı 73üncü
maddesinin son fıkrasında Bu havaleye bir milletvekili itiraz etmek
isterse oturumun başında söz alır. denilmektedir. Sayın
Hamzaçebi de buna uygun davrandı.
İç Tüzükün Kanun teklifleri
başlıklı 74üncü maddesinde ise kanun tekliflerinin havalesine
itiraza yönelik bir hüküm bulunmamaktadır. Bu düzenlemeler
karşısında havaleye itirazın yalnızca kanun
tasarıları için yapılabileceğini kabul etmek gerekir. Kanun
teklifinin havalesine itiraza ilişkin birkaç uygulama
yapılmış olmakla birlikte, Meclis
Başkanlığının bu uygulamalardan birinin hemen akabinde
11 Haziran 2013 tarihli yazısında itirazda bulunan Sayın
Hamzaçebi'ye yazdığı yazıda da bu husus açıkça
belirtilmiştir.
İç Tüzükün öncelikle lafzi yorumlanması ve
uygulanması gerekmektedir. Kanun teklifi havalesine itiraz
edilemeyeceğine yönelik tutumumda bir değişiklik yoktur.
Teşekkür ediyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan, ben de
(1/103) esas numaralı Türkiye ile Kazakistan Hükûmeti arasında
eğitim ve iş birliğiyle ilgili tasarının yapılan
havalesine itiraz ediyorum.
BAŞKAN Bakalım havale olmuş mu?
OKTAY VURAL (İzmir) Bakın, oturumun
başında söz vereceksiniz, öncelikle ona bakın.
BAŞKAN - Bir inceleme yapsın arkadaşlar
Sayın Vural. Biz, bu arada gündem dışıları
konuşalım.
OKTAY VURAL (İzmir) - Ama oturumun
başında diyor efendim.
BAŞKAN Görüşmelere girmeden söz
vereceğim size.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Beş dakika ara
verin Sayın Başkan.
OKTAY VURAL (İzmir) - Oturumun başında
İç Tüzükü uygulayacağım. dediniz. Oturumun başında
söz alır. dediğinize göre oturum başlamıştır.
BÜLENT TURAN (İstanbul) - Gündeme geçin Sayın
Başkan, lütfen.
BAŞKAN Tamam, peki, o zaman on beş dakika ara
vereyim, bir inceleme yapalım, sonra ona bakalım.
Kapanma Saati: 14.41
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.56
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Muhammet Bilal MACİT
(İstanbul), Muharrem IŞIK (Erzincan)
----0----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 59uncu Birleşiminin İkinci Oturumunu
açıyorum.
IV.- OTURUM BAŞKANLARININ
KONUŞMALARI (Devam)
2.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur
Bahçekapılının, İç Tüzükün 73üncü maddesinin son
fıkrasına göre kanun tasarılarına ilişkin havaleye
itirazın, bu kanun tasarısının havalesinden sonraki ilk
oturumda yapılması gerektiğine ilişkin konuşması
BAŞKAN Sayın Oktay Vuralın bir
itirazı olmuştu kanun tasarısının havalesine itiraz
şeklinde.
Şunu da belirtmek istiyorum: Yani, biz, Kanunlar
Kararlarla ilgili olası ihtimalleri değerlendirerek bazı
hazırlıkları doğal olarak yapıyoruz Divan olarak.
Şu anda evraklar çok biriktiği ve karıştığı
için bir düzenleme yapmak üzere ara verdim.
Şimdi, bu konuyla ilgili düşüncemi
açıklamak istiyorum.
Şimdi, İç Tüzükün Kanun tasarıları
ve komisyonlara havale başlıklı 73üncü maddesinde
Biraz önce
usul tartışması açtık ki Bu kanun tasarılarına
ilişkin oturum başında bir itiraz yapılması
gerekiyor. şeklindeydi tutumum. Sayın Oktay Vural da bir kanun
tasarısına itiraz ediyor doğal olarak. O konudaki düşüncemi
de şöyle söylemek isterim: 73üncü maddede Meclis Başkanının,
gelen tasarıları komisyonlara havale edeceği, havaleyi tutanak
dergisine ve ilan tahtasına yazdıracağı belirtilmektedir.
Bu hüküm doğrultusunda, tasarıların havalesini içeren gelen
kâğıtlar listesi ilgili birleşim basılı tutanak
dergisine eklenmekte, kulislerde yer alan elektronik ilan panolarının
yanındaki kutulara bırakılmakta -bu benim açıklamam-
Türkiye Büyük Millet Meclisi İnternet sitesinde
yayınlanmaktadır. Yani kamuya açılmaktadır. 73üncü
maddenin son fıkrası da diyor ki: Bu havaleye -bir tasarı geliyor,
kanun tasarısı, Meclis Başkanı komisyona bunu havale
ediyor. Bu havaleye ilişkin itiraz- bir milletvekili itiraz etmek isterse
oturumun başında söz alır. Buraya kadar
anlaşmadığımız hiçbir şey yok.
Sizin itirazınız (1/1031) esas numaralı
Kanun Tasarısıyla ilgili. Bu kanun tasarısı 12/02/2015
tarihinde Gelen Kâğıtlar listesinde yayımlanmış ve
Komisyona havale edilmiş. Bu açıklamaya, 73üncü maddedeki
açıklamaya dönecek olursak bu kanun tasarısına ilişkin
havaleye itirazı bu kanun tasarısının havalesinden sonraki
ilk oturumda yapmanız gerekiyordu. Ben böyle düşünüyorum.
Buyurun.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan
BAŞKAN Özür dilerim, daha da bitmedi.
Nitekim, Sayın Oktay Vural, siz, 10 Ekim 2012
Çarşamba tarihinde bir tasarı hakkında itirazda
bulunmuşsunuz. Onun tutanakları da elimizde. Aynı şekilde
itiraz ediyorsunuz. O zaman, o birleşimi idare eden oturum
başkanı da benim söylediklerime benzer şeyler söylüyor,
aynısını söylüyor. Siz yine açıklamasını
yapıyorsunuz ve orada kalıyor. Usul tartışması açmaya
gerek görmüyorsunuz. Böyle de bir tutanak elimizde var. Tarihi: 10 Ekim 2012
Çarşamba tarihinde, 6ncı Birleşimde.
OKTAY VURAL (İzmir) İtiraz ediyorum ben,
evet.
BAŞKAN Usul tartışmasını da
açmıyorsunuz. Siz düşüncenizi söylüyorsunuz, oturum başkanı
kendi düşüncesini söylüyor ki mealen benim söylediklerimle örtüşüyor
söyledikleri. Orada usul tartışmasını da açmıyorsunuz.
Durum bu, tutumum da bu.
Buyurun Sayın Vural, şimdi sizi dinliyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan Bu
havaleye bir milletvekili itiraz etmek isterse oturumun başında söz alır.
BAŞKAN Hangi havaleye?
OKTAY VURAL (İzmir) Bu havaleye.
BAŞKAN Bir önceyi okuyun. Sizinle
tartışmıyorum, hukuki bir tartışma yapıyorum
şu anda.
OKTAY VURAL (İzmir) Başkan,
gelen tasarıları ilgili komisyonlara doğrudan doğruya
havale eder ve bunu tutanak dergisine ve ilan tahtasına
yazdırır. Bu havaleye
itiraz
diyor.
BAŞKAN Bu havale bir önceki fıkrada söylenen
havale. Akıştan bu çıkıyor çünkü.
OKTAY VURAL (İzmir) Evet.
BAŞKAN Bu çıkıyor, tamam. Bunda
OKTAY VURAL (İzmir) Şimdi, Sayın
Başkan
BAŞKAN - Bakın sayın milletvekilleri,
şu anda biz Sayın Vuralla birlikte -Sayın Hamzaçebi de ayakta-
bir hukuki tartışma yapıyoruz.
OKTAY VURAL (İzmir) Bakın, Sayın
Başkan, burada
BAŞKAN O yüzden dinlemekte yarar var, hepimizin öğreneceği
şeyler var çünkü.
OKTAY VURAL (İzmir) Hayır, ben söyleyeyim
muradımı, siz zaten
BAŞKAN - Buyurun.
OKTAY VURAL (İzmir) Bakın, Bu havaleye
Yani yapılmış bir havale var, tahtaya
yazdırılmış; doğrudan doğruya havale etmiş, tutanak
dergisine, ilan tahtasına yazdırılmış.
BAŞKAN - Evet
OKTAY VURAL (İzmir) Bu havaleye ben itiraz
edeceğim. Ne zaman söz alacağım?
BAŞKAN - Havale edildiği zamandan sonraki ilk
oturumunda.
OKTAY VURAL (İzmir) Kim dedi size?
BAŞKAN Kimse demedi çünkü kanunun akışından
ben böyle anlıyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Aaa, işte! Kimse
demedi.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Hayır efendim.
OKTAY VURAL (İzmir) Kimse demedi.
BAŞKAN - Sayın Vural
OKTAY VURAL (İzmir) Oturumun başında
diyor, ilk oturum demiyor.
BAŞKAN - Sayın Vural
OKTAY VURAL (İzmir) Bakın, ilk oturum
demiyor.
BAŞKAN - Sayın Vural, bana bakarak
konuşun. Orada öyle bir şey yok ama ben size şunu anlatmaya
çalışıyorum. Benim yorumum bu.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Havaleden sonraki ilk
oturum demiş olsaydı öyle haklı olurdunuz.
BAŞKAN - Bir müsaade edin arkadaşlar, durun.
OKTAY VURAL (İzmir) Demiyor, ilk oturumda dese
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
İlk oturum demiyor Sayın Başkan, ilk oturum demiyor.
OKTAY VURAL (İzmir) Oturumun başında
diyor.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Oturumun başında diyor.
BAŞKAN Sayın arkadaşlarım,
bakın, 73üncü maddeyi okuyoruz, okuyoruz, okuyoruz, sondan bir önceki
fıkrasına geliyoruz: Başkan, gelen tasarıları ilgili
komisyonlara doğrudan doğruya havale eder ve bunu
OKTAY VURAL (İzmir) Evet.
BAŞKAN Bir tek havaleden bahsediyoruz. Herhangi
bir havaleden ama bir tek havale.
OKTAY VURAL (İzmir) Herhangi bir havale yani gelen
kâğıtların tümüne değil, sadece bir komisyonla ilgili
yapılan havale.
BAŞKAN
gelen tasarıları ilgili
komisyonlara doğrudan doğruya havale eder
Biz şimdi bir havale
üzerinde duruyoruz örnek olarak.
OKTAY VURAL (İzmir) Bir havale, her birisi
ayrı işlem...
BAŞKAN - Sizin yaptığınız
itirazdan hareket ederek onu söylüyorum. Sizin söylediğiniz
tasarıyı Başkan ilgili Komisyona göndermiş, havale
etmiş.
OKTAY VURAL (İzmir) Güzel.
BAŞKAN - Hangi tarihte? 12 Şubat 2015
tarihinde. Komisyon da bunu gündemine 17 Şubat 2015 tarihinde
Pardon,
komisyon da aynı gün tarihiyle almış da, buna karşı
Şimdi kanunun metninden giden o. Tekrar alıyorum, sondan bir önceki fıkra:
Bir kanun tasarı komisyona havale ediliyor.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkanım,
sizin dediğiniz çok önemli
BAŞKAN - Bir dakika
OKTAY VURAL (İzmir) Yani ilk oturum dese
haklısınız.
BAŞKAN Şimdi, ilk oturum demiyor.
OKTAY VURAL (İzmir) Siz yoruma koyuyorsunuz.
BAŞKAN Benim yorumum diyorum, tabii ki.
OKTAY VURAL (İzmir) İşte
yanlış.
BAŞKAN - Sonra da diyorum ki: Sondan bir önceki
fıkra bir kanun tasarısının havalesinden bahsediyor, son
fıkra da bu havaleye diyor yani bir önceki fıkraya göndermede
bulunuyor. Ben böyle yorumluyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Ama Sayın Başkan
BAŞKAN Siz aksini yorumlayabilirsiniz.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan
BAŞKAN Aksini yorumlamaktan dolayı
haklarınız da saklı.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Aksi bir yorum söz
konusu değil burada; tüzüğün, madde açık.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan, burada
siz dediniz ki: Ben İç Tüzükü okudum kanun tasarıları diyor,
vermiyorum. dediniz.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Sayın Başkan, usul
tartışması açacaksanız açın!
BAŞKAN Sayın Kacır, lütfen
ÜNAL KACIR (İstanbul) Biz de milletvekiliyiz.
BAŞKAN - Sayın Kacır biz, burada hukuki
bir tartışma yapıyoruz. Lütfen
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Ne demek canım! Allah
Allah!
BAŞKAN Evet, buyurun.
Sayın Vural, ben sizi dinliyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan,
bakın, biraz önce Kanun tasarısı yazıyor, teklif
yazmıyor. dediniz ve vermediniz, haklı gördük.
BAŞKAN Tamam, bitti; 73.
OKTAY VURAL (İzmir) Tamam, bitti.
Şimdi, siz oturumu ilk oturum diye
alıyorsunuz; oysa mesela, geçen tutanak hakkında birleşimle
ilgili şeyde Ondan sonraki ilk birleşimde. diyor.
BAŞKAN İlk birleşim. diyor; evet.
OKTAY VURAL (İzmir) Bakın, orada ilkini
kullanıyor. Kanun koyucu, yani milletvekilleri, bunu çıkartan
milletvekilleri sizin yaptığınız yorumu dikkate alacak
kadar şey değil midir? Kanun koyucunun iradesi diyor ki oturumun
başında
BAŞKAN Sayın Vural, ben böyle yorumluyorum;
aksini yorumluyorsanız...
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan
ilk oturum derse; tamam.
BAŞKAN Bir dakika Sayın Zozani, ben
Sayın Vuralla konuşuyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Bakın, açık bir
hüküm varsa, siz biraz önce, açık hükümde Tasarı ve teklifte
açık hüküm var. diye ayırdınız.
BAŞKAN- Evet.
OKTAY VURAL (İzmir) İlk oturum deseydi
kabul edecektim ama oturumun başı diyor. Dolayısıyla bunu
da şöyle
Komisyon, raporunu vermiş mi bunun?
BAŞKAN Vermiş.
OKTAY VURAL (İzmir) Vermemiş.
BAŞKAN Pardon, vermemiş; tamam.
OKTAY VURAL (İzmir) Vermiş olsaydı benim
itirazım geçerli olmazdı zaten; onu da doğru bulmazdım.
BAŞKAN Tamam, vermemiş, doğru.
OKTAY VURAL (İzmir) Ama vermediği için, hâlen
olduğu için bu konudaki havaleye itirazla ilgili hususumun komisyonun
bununla ilgili görüşmeye başlamadan önce olması şeklinde.
BAŞKAN Sayın Vural, ben sizi çok iyi anladım.
Şimdi, bir zaman kısıtlaması veya
ilk oturum gibi bir zaman daraltması kanunda yazılı değil
ama benim 73üncü maddenin son fıkrasından anladığım
odur ki son fıkra bir önceki fıkranın devamıdır,
maddenin akışı böyledir. Ben bir hukukçu olarak böyle
yorumluyorum ama siz ayrı bir düşüncedeyseniz hakkınız
saklı. Usul tartışması açıyorsanız açayım.
OKTAY VURAL (İzmir) Bakın, Sayın
Başkan, İç Tüzük 69a göre Sataşmalara aynı oturum içinde
söz verilir. diyor, aynı oturum.
BAŞKAN Evet.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Sayın Başkan
OKTAY VURAL (İzmir) Yani aynı oturum, ilk
oturum ve oturum arasında fark vardır. Dolayısıyla bu
şekliyle siz aynı oturumu alıp
Ben şimdi, biraz sonra
isteyeceğim; şimdi, bakalım, verecek misiniz yapılan sataşmayla
ilgili? Aynı oturumda diyor. Birleşim de değişti.
Sataşmadan dolayı söz isteyeceğim, verecek misiniz? Siz bunu
genişletebilir misiniz, genişletemez misiniz? Buna bağlı
olarak diyeceksiniz ki: Aynı oturumda
Bu durumda oturumun
başında söz almasının başına ilki eklemenin
hukuki bir mesnedi yoktur.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Söz
istiyorum Sayın Başkan.
OKTAY VURAL (İzmir) Kanun koyucu sizin gibi
düşünseydi ilk diyebilirdi, havaleden sonra ilk oturum derdi, bu
havaleden sonraki ilk oturum, ilk birleşim derdi, diyebilirdi,
demediğine göre bununla ilgili kısıtlayıcı değil
BAŞKAN Sayın Vural, ben size itiraz
etmiyorum. Siz öyle yorumluyorsunuz, ben de diyorum ki 73üncü maddenin son iki
fıkrası birlikte değerlendirildiğinde, kanun yapma
sistematiği açısından, kanun havalesi bir süreçtir, bu son iki
fıkra da bu süreç içinde, kanun yapma matematiği ve sistematiği
içinde böyle yorumlanması gerekir diyorum.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Sayın Başkan, ben de bir söz istiyorum efendim.
OKTAY VURAL (İzmir) Süreç, bu konuda havale
yapılan komisyon, gündemine alıp görüşmediği sürece
kadardır. Şimdi de uygulama diyorsunuz.
BAŞKAN Sizinle tartışmayalım. Sizin
düşünceniz öyle, benim düşüncem böyle.
Sayın Hamzaçebi, buyurun.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Sayın Başkan, ben bugün kanun teklifinin havalesine ilişkin
itirazımı gündeme getirirken gelen kâğıtlar listelerine
bakmıştım ve gelen kâğıtlar listesinde en son 12
Şubat tarihli listede kanun tasarılarının havale
edildiğini gördüm. Benim itirazıma karşılık sizin
73üncü maddenin son fıkrası sadece tasarıyı
kapsamaktadır, teklifi kapsamamaktadır. şeklinde bir
açıklama yapabileceğinizi düşünerek bir, tasarıya
itirazı planlamıştım ancak muhtemelen karşıma
şu şekilde çıkacaktınız, diyecektiniz ki: Sayın
Hamzaçebi, teamüller bu şekildedir. Her ne kadar
BAŞKAN Hayır, öyle bir şey demedim ama
gördüğünüz gibi.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Hayır, hayır, ben düşüncemi söylüyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Demediniz, doğru, demediniz
hakikaten, Teamüller, uygulama budur.
BAŞKAN Demedim.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) 73üncü
maddenin son fıkrasında
oturumun başında söz alır.
diyor. Yani havaleden sonraki ilk oturumun başında demiyor.
BAŞKAN Sayın Hamzaçebi, özür dileyerek
sözünüzü kesiyorum ama aynı şeyleri söylüyoruz.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Bakın, bir saniye
Efendim, bitireyim. Ama bir saniye
Siz bu nedenle reddedecektiniz o talebimi çünkü teamüller
o şekilde. Baktım, gerçekten teamüller, ilk oturumun
başında olmuş itirazlar ama bu teamül. Şimdi, ben de kanun
teklifine ilişkin itirazımı teamüle dayalı olarak
yaptım, bunda hiçbir engel yok. Biraz önce
şaşırdığım bir açıklama yaptınız
Sayın Vurala cevaben, dediniz ki: 14 Şubat 2012 tarihli 65inci Birleşimdeki
Başkanlığın tutumu da beni doğrular nitelikte.
Sayın Başkan, ben size itiraz ederken 14 Şubat 2012 tarihli
Birleşimdeki Meclis başkan vekilinin açıklamasını
söyledim, diyor ki Meclis başkan vekili: Biz kanun tasarıları
ile teklifleri aynı şekilde değerlendiririz. Yani, o
Başkan Vekilinin açıklamasının bir bölümüne sahip
çıkıyorsunuz, bir bölümüne sahip çıkmıyorsunuz. Böyle bir
şey olabilir mi Sayın Başkan?
BAŞKAN Böyle bir şey gerçekten olmaz ama
sizin itirazınız teklif üzerineydi. Ben teklifle ilgili olarak
73üncü maddeyi -son maddeyi- söyledim. Sayın Vuralın itirazı
tasarı üzerine.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Sayın Başkan, hiç fark etmiyor, bakın, hiç fark etmiyor.
BAŞKAN Lütfen, ben bu düşüncedeyim,
teşekkür ederim anlayışınızdan dolayı.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan, siz
İç Tüzükü uygulamamaya karar vermişsiniz galiba.
BAŞKAN Bakın, benim düşüncem bu.
Nasıl arzu ediyorsanız, ister usul tartışması
açın, ister açmayın. Sayın Zozani bekliyor, lütfen.
Buyurun.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
İç Tüzük 73ü uygulamanıza ilişkin
görüşümüzü biraz önce ifade ettim. Sizi haklı bulmamızın
bir sebebi vardı İç Tüzükün açık hükümlerini
uygulamanızdan kaynaklı olarak ve dedik ki: Bu maddeyle ilgili
tutumunuzu diğer maddelerle ilgili de ortaya koymanız gerekiyor.
Beklentimiz bu yönde.
Şimdi, Sayın Vuralın dile getirdiği
talebe, aynı madde içerisinde size yorum hakkı vermeyen bir ifadeyle
farklı bir yoruma gittiniz ve Bu da benim yorumum. diyorsunuz. Biraz
önce Sayın Hamzaçebi de talepte bulunurken, 73üncü maddeye ilişkin
olarak talepte bulunurken aynı değerlendirmeyi farklı bir
biçimde yaptınız.
Sayın Başkan, İç Tüzük 73üncü maddeyi
İç Tüzük 34üncü maddeyle birlikte değerlendirmeniz gerekir. İç
Tüzük 34, komisyon havale edilen bir kanun teklifi veya tasarıyı
gündemine aldıktan sonra yapacağı işlemler ile gündeme
alınmadan önceki yapılacak itiraz işlemini 73üncü madde düzenliyor.
Bu nedenle buradaki tutumunuz İç Tüzük 34le paralel
değerlendirildiğinde yanlıştır.
OKTAY VURAL (İzmir) Paralel mi?
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Bu oturumda
denmesinin sebebi şudur yani bu İç Tüzükü hazırlayanlar, kabul
eden yasama organı şunu düşünerek Bu oturumun
başında
ifadesini kullanmıştır: Ola ki itirazda
bulunacak sayın milletvekili o oturumda bulunamamıştır, bir
sonraki oturumda bulunduğunda bu itiraz hakkı saklı kalabilsin
diye ifade geniş tutulmuş ve size yorum hakkı vermiyor.
BAŞKAN Sizin yaptığınız da
yorum ama.
OKTAY VURAL (İzmir) Yok, yok açık hüküm ya.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Hayır, yorum
değil.
BAŞKAN - Evet.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Hayır, yorum
değil, açık.
Biz, İç Tüzükün tüm maddelerini birlikte
değerlendiririz. Havale işlemi 34te ve 73te birlikte ifade
edilmiş, birlikte ele alınmış.
BAŞKAN Peki.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) İç Tüzük 35 de
bunlarla birlikte değerlendirilmesi gereken madde. Dolaysıyla
bunları, bir maddeyi okuyarak bir maddeyi okumayarak değerlendirmeye
gittiğiniz zaman birbirleriyle çelişir tutumlar ortaya koymuş
olursunuz. Şu andaki tutumunuz çelişik bir tutumdur Sayın
Başkan.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Ben çelişkili bir davranış içerisinde
bulunduğumu düşünmüyorum çünkü, tekrar ediyorum Sayın Zozani,
Sayın Hamzaçebi 73üncü maddeyi bir kanun teklifi için gerekçe olarak
gösterdi.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Biz sizi haklı
bulduk.
BAŞKAN Sayın Vural tasarı için 73üncü
maddeyi gerekçe olarak gösterdi. Ben de Sayın Vurala teamüle değil
maddenin sistematiğine bağlı olarak, son fıkra ile bir
önceki fıkra arasındaki sistematiğe bağlı olarak
açıklamamı yaptım, bunda anlaşılmayacak bir şey
yok. Teamül, yaygın, genelleşmiş bir uygulamadır.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Teamül
Sayın Başkan, teamülden söz ediyorsunuz.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Biraz önce de
Teamülleri uygulamayacağım. dediniz.
BAŞKAN Şimdi, İç Tüzükte net ve
açık bir hüküm varsa elbette ki teamülü uygulamak alt sıralarda
kalır Sayın Hamzaçebi.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Ama
teamülden söz ettiniz. Yani, İç Tüzükte açık hüküm varsa teamüle
gerek yok ki.
BAŞKAN Aynı şeyi söylüyorum, İç
Tüzükte açık bir hüküm varsa teamüle gerek yok. diyorum bende. Türkçe
konuşuyoruz.
Teşekkür ederim.
Sayın milletvekilleri
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Ama
Teamül bu şekilde. diyorsunuz Sayın Başkan, yapmayın.
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim, usul
tartışması
BAŞKAN Açacak mısınız?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Aleyhte
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Aleyhte
MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) Lehte
RECEP ÖZEL (Isparta) Lehte
BAŞKAN Bu konuyla ilgili mi?
OKTAY VURAL (İzmir) Evet.
BAŞKAN Tamam, buyurun.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Aleyhte
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Aleyhte
MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) Lehte
RECEP ÖZEL (Isparta) Lehte
BAŞKAN Şimdi, sayın milletvekilleri,
okuyorum: Lehte, Sayın Zozani, Sayın Vural; aleyhte, Sayın
Hamzaçebi, Sayın Kubat. Tamam mı?
Peki, lehte olmak üzere Sayın Adil Zozaniyi kürsüye
davet
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan, usul
tartışmasını aleyhinizde açan benim.
BAŞKAN Pardon, pardon, çok özür dilerim. Aleyhte
Sayın Oktay Vural, buyurun.
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim, söz
sırasını lehte ve aleyhte olarak vermeniz gerekiyor. Usule davet
ediyorum sizi. Yani, usul tartışmasında İç Tüzükte Lehte,
aleyhte üzerinde olmak üzere sırayla söz verilir. diyor.
BAŞKAN Devamlı hukuki tartışmalar
yaparsak, ufuk açıcı oluyor.
OKTAY VURAL (İzmir) Çünkü Başkanlık
Divanının üstünlüğü var, o bakımdan. Değil mi? Kanun
koyucu öyle demiş, Başkanlık Divanının uygulaması
üstündür.
BAŞKAN Şimdi, usul tartışması
üzerinde, lehte, Sayın Hamzaçebi.
Buyurun, üç dakika (CHP sıralarından
alkışlar)
V.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER (Devam)
2.- Oturum Başkanı TBMM Başkan
Vekili Ayşe Nur Bahçekapılının, İç Tüzükün 73üncü
maddesinin son fıkrasıyla ilgili uygulamasının İç
Tüzük hükümlerine uygun olup olmadığı hakkında
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın
Bahçekapılının tutumunun lehinde gerçekten konuşmak
isterdim, kendisini kırmayı kesinlikle arzu etmezdim. Yine de
kırmayacağım tabii ama maalesef bu İç Tüzüke
aykırı tutumun lehinde konuşmam mümkün değil. Ne kadar
zorlasam da İç Tüzükte bu tutumun lehinde konuşabileceğim bir
hüküm bulamadım.
Şimdi, Sayın Başkan, ben ilk
itirazımda yani oturum açılır açılmaz ilk itirazımda
Sayın Bülent Tezcanın kanun teklifinin tali komisyon olarak Avrupa
Birliği Uyum Komisyonunda da görüşülmesi gerekirdi. Meclis
Başkanlığının bu konudaki havalesi eksiktir. O nedenle
itiraz ediyorum. dedim ve İç Tüzükün 73üncü maddesinin son
fıkrasına dayandım. Son fıkra, sizin okuduğunuz gibi,
tasarıdan söz ediyor ama Meclis Başkanlığının
bugüne kadarki uygulaması, tasarı ve tekliflerin aynı kapsamda
değerlendirilmesi yönünde olmuştur. 14 Şubat 2012 tarihli
65inci Birleşimde Meclis başkan vekilinin açıklaması da bu
yöndedir -açıklama gayet açıktır, tutanak sizin önünüzde de var-
Biz kanun tasarıları ile teklifleri aynı kapsamda
değerlendiririz. demiştir.
BAŞKAN Sayın Hamzaçebi, bir şey
sorabilir miyim.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) Tabii.
BAŞKAN Hangi bağlamda Aynı kabul
ediyoruz. diye söylemiş, bir söz sarf etmiş, söyleyebilir misiniz?
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Çok iyi. Hiçbir
bağlamda olamaz Sayın Başkan, doğru.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) Sayın
Başkan, karşılıklı konuşabiliriz tabii ki, süremi
herhâlde ilave edeceksiniz.
BAŞKAN Ederim.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) Ama, fark
etmiyor. Bakın, Biz kanun tasarıları ile tekliflerini aynı
kapsamda değerlendiririz. Meclis Başkanlığının
bugüne kadarki bütün uygulaması bu şekilde olmuştur. Bir
teklifin madde gerekçesinde bir eksiklik olması hâlinde İç Tüzükte
bir hüküm olmamasına rağmen bunu, Meclis
Başkanlığı, Kanunlar Kararlar Müdürlüğü geri çevirir,
milletvekilinden bunu tamamlamasını ister. Neden? Çünkü, kanun
tasarısıyla ilgili maddede gerekçelerin nasıl olacağı
çok açık bir şekilde belirtilmiştir. Teamül bu şekilde,
ilgili oturumda bu şekilde açıklanmış. 4 Haziran 2013
tarihinde yine benim yaptığım bir itirazla Meclis
Başkanı -kanun teklifinin havalesine ilişkin bir itirazdı-
bana söz verdi, konuştum. Ben hazırlığımı
yaparken, bu itirazı yaparken karşıma bu şekilde bir
eleştiriyle çıkacağınızı düşündüm Evet,
bunu Meclis Başkanı bu şekilde diyebilir. O zaman ben, size,
daha eski tarihli gelen kâğıtlar listesindeki bir tasarıya
itirazı yapabilirim diye düşündüm çünkü 12 Şubat tarihli gelen kâğıtlar
listesinde bir kanun tasarısı vardı, ona ilişkin bir itiraz
yapmayı planladım ama açıklamanız şu olacaktı
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) İlk
oturumda bu itirazı yapmanız gerekir. diyecektiniz.
Sürem bitti Sayın Başkan, ilave süre
BAŞKAN Tamam, bir dakika süre ekliyorum çünkü
sizinle konuştum
Buyurun.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) Bu
itirazı havaleyi takip eden ilk oturumda yapmanız gerekirdi. O
nedenle bu itirazınızı dikkate almıyorum.
açıklamasını yapacaktınız bana. Ama İç Tüzükün
73üncü maddesinin son fıkrası havaleyi takip eden ilk oturumda
demiyor. Demiyor ama teamül bu şekilde oluşmuş. İlk
oturum olarak oluşmuş, baktım bütün uygulama ilk oturum
şeklinde olmuş. Siz şimdi Sayın Vuralın önerisini
reddederken aslında teamüle sığınıyorsunuz ama
kendinizle çelişkiye düşmemek için bunu itiraf edemiyorsunuz. Fakat
cümle aralarında bunu söylüyorsunuz, biraz önce kürsüden Teamüller
vardır, uygulamalar vardır." dediniz.
Sayın Başkan, tutumunuz İç Tüzüke
aykırıdır. Bu itirazları, ister tasarı olsun ister
teklif olsun sizin burada bunu talep eden milletvekiline söz hakkı vermek
suretiyle değerlendirmeniz gerekirdi.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Hamzaçebi.
Aleyhte, Sayın Oktay Vural
(MHP
sıralarından alkışlar)
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gerçekten.
tabii, İç Tüzükten kaynaklanan milletvekillerine tanınmış
bir hakkı kullanmak amacıyla taleplerimiz oluyor ama Sayın
Başkan, zatıaliniz bir önceki ifadenizde kanun tasarı ve
teklifleri aynı addetmediniz ve İç Tüzükte sadece kanun
tasarılarına yönelik bir havaleye itiraz edilebileceğini
söylediniz. Bu konuda daha önce Meclisi yöneten bir Meclis
başkan vekili Tasarı ve teklifleri aynı görüyoruz. Bu konuda
milletvekillerinin bu havalelere itirazını doğru buluyoruz.
diyerek gündeme almıştı ve siz de İç Tüzükü okudunuz,
bütün milletimizin önünde, milletvekillerinin önünde İç Tüzükü okudunuz
ve İç Tüzükte kanun tasarısı yazıyor. Ben bu kanunu, bu
İç Tüzükü uygularım ve diğer teamüller de beni ilgilendirmez.
Benim yorumum budur. dediniz. Bu çerçevede ben de 12 Şubatta
yapılmış, hâlen komisyonda bekleyen bir tasarıya itiraz
ettim. Tasarıya itirazı kabul ettiniz ama içeriye geçtiniz, ondan
sonra kalkıp Oturumun başında söz alır. ifadesini ilk
oturum diye ortaya koydunuz. E kanunda yazmıyor bu.
Şimdi, geçen tutanak hakkında
söz talebi, geçen birleşimden sonraki birleşimdir. Şimdi, ben
iki gün önceki bir tutanağı düzenlemek istesem siz bana söz verecek
misiniz? Vermeyeceksiniz.
BAŞKAN Belki veririm Sayın
Vural.
OKTAY VURAL (Devamla) Efendim, ondan
dolayı veremezsiniz. Ondan dolayı veremezsiniz. Vereceğinizi
ifade ediyorsunuz, teşekkür ederim. Demek ki vereceksiniz.
BAŞKAN Belki dedim.
OKTAY VURAL (Devamla) Biraz sonra
göreceğiz verecek misiniz, vermeyecek misiniz.
BAŞKAN Belki dedim.
OKTAY VURAL (Devamla) Sayın
Başkan, teşekkür ederim. Demek ki bundan önce yapılmış
itirazlarımızı da Vereceğim. diyerek bu konuda
genişletici bir şekilde bakıyorsunuz
BAŞKAN Belki dedim, belki.
OKTAY VURAL (Devamla) Yani
teşekkür ederiz. Bu sözünüzde duracağınızı umut
ediyorum. Yani Meclis Başkan Vekili verdiği sözlerden, hele hele
milletin huzurunda tutanaklara geçmiş bir sözden vazgeçmez çünkü
saygınlığı çok önemlidir. Bu konuda sizin geçen birleşimle
ilgili söz taleplerimize olumlu cevap verme iradenize de teşekkür
ediyorum.
Şimdi
Oturumun başında söz alırı bu sefer de benim daha önce
yaptığım bir itiraz neticesinde o zamanki başkan vekilinin
yaptığı uygulamayı örnek olarak getirdiniz. Kendi içinizde
çelişkiye düşüyorsunuz. Kendi yorumunuzla çelişkiye
düşüyorsunuz. Bir zamanlar bizde bir Başbakan, iki Erdoğan
vardı, şimdi bir Ayşe Nur Bahçekapılı, iki başkan
vekili gibi bir duruma
düştünüz. Dolayısıyla, uygulamanız, kendi iradenizle ortaya
koyduğunuz uygulamanın da tersine oluyor. Bu bakımdan, sizi, hem
kendi içinizde tesanüte hem de İçtüzüke uymaya davet ediyorum.
Teşekkür ederim. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Ben teşekkür ederim.
Sayın Kubat, buyurun, lehte
(AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) Sayın Başkanım,
çok değerli milletvekili arkadaşlarım; 73üncü maddeye göre
yapılan itirazla ilgili olarak Başkanlığın
sergilediği tutum lehinde söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle
yüce heyetinizi saygılarımla selamlarım.
Sayın Başkanım, Sayın Vural 12 Şubat 2015
tarihli Gelen Kâğıtlar listesinde yayımlanan (1/1031) sıra
sayılı Kanun Tasarısının havalesine 20 Şubat
Cuma günü bugün- bir itiraz yapmıştır.
73üncü maddede -biraz önce de tartışıldı- kanunun
sistematiği bakımından değerlendirildiği zaman,
Başkanın, gelen tasarıları ilgili komisyonlara
doğrudan doğruya havale edeceği ve bunu, tutanak dergisine ve
ilan tahtasına yazdıracağı belirtilmiş ve bir sonraki
fıkrada, bu havaleye bir milletvekili itiraz etmek isterse oturumun
başında söz alır şeklinde bir düzenleme yapılmış.
Şimdi, bu hakkı bugün kullanabilir miyiz, bu oturumun
başı ifadesinden ne anlamak gerekir; açık bir hüküm yok.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Kullanabiliriz, evet.
OKTAY VURAL (İzmir) Açık, açık
MEHMET DOĞAN KUBAT (Devamla) Ama kanunun
yazılış tekniğini göz önüne aldığımız
zaman -ki gelen kâğıtlar listesi de yine 52nci maddede
düzenlenmiş- bunun, havalenin, gelen kâğıtlar listesinin
dağıtımından sonraki ilk birleşimin başı
olarak anlaşıldığı ve uygulandığı
geçmiş uygulamalarda da var. Nitekim, 1985 yılında (1/733)
sayılı SSK Kanun Tasarısının itirazı, hemen
sonraki ilk oturumun başında yapılmış. Hukukta bütün
hakların kullanılması belirli sürelere bağlanmıştır.
İç Tüzük de milletvekillerine tanıdığı hakları
sıkı şekil şartlarına ve kısa sürelere bağlamış.
Dolayısıyla süresiz hiçbir hak olmaz. Eğer biz üç sene önceki,
iki sene önceki bir tasarının havalesine de bugün itiraz etmek
durumunda olursak, bu, hakkın suistimali olur diye düşünüyorum.
Dolayısıyla buradaki oturumun
başında ifadesinden anlaşılması gereken, bu
tasarının gelen kâğıtlar listesinde yayımı
tarihinden sonraki birleşimin ilk oturumunun başı -ki kanun
yapıcı oturum kelimesini kullanmıştır, ki birleşim
bile dememiş- yani oturum birleşimin belli bir zaman
aralığındaki bölümünü ifade ediyor. Bu da onun, bunu kısa
bir sürede kullanılması amacını güttüğünü
göstermektedir.
Bu sebeple, Başkanımızın tutumu
yerindedir. Yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Aleyhte Sayın Zozani, buyurun.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Yarım saat içerisinde bizi pişman ettiniz.
Biraz önce Sayın Hamzaçebinin talebine ilişkin olarak sizin ortaya
koyduğunuz tutumun doğru olduğunu söyledik ve destekledik;
çıktık burada lehte de konuşma yaptık. Ama daha yarım
saat geçmedi ya. Bizi pişman ettiniz. Cıva gibi bir tutum. Neresinden
tutacağımızı şaşırdık. E, lütfen,
artık
Bu İç Tüzük bu kadar yoruma açık değil, 73üncü
madde o kadar yoruma açık değil.
Sayın Kubat 52nci maddede. dedi ama İç Tüzük
51de düzenlenmiş gelen kâğıtlar listesi. 51de de böyle bir
düzenleme yok, Sayın Kubatı destekleyecek bir düzenleme yok. Bu
havaleyle ilgili ifadenin bu şekilde düzenlenmesinin sebebi, biraz önce de
açıkladım, ola ki itirazda bulunacak milletvekili ilk oturumda
bulunma şansına sahip değilse, İç Tüzük 34le birlikte
değerlendirilir şeklinde bir yorum bırakmış orada.
Siz şimdi 51, 73 ve 34ü bir arada
değerlendirdiğinizde, Sayın Oktay Vuralın ifade
ettiği, gündeme getirdiği talebe cevap vermek
durumundasınız, itirazını kabul etmek
durumundasınız, söz hakkı vermeniz gerekiyor. Aynı zamanda,
bunu yaptığınızda ilk tutumunuzla da bir bütünlük
sağlamış olursunuz. Çünkü dediniz: Tasarıya ilişkin
bir düzenlemeyi ifade ediyor. Doğru, tasarıya ilişkin bir
düzenleme. Sayın Vuralın gündeme getirdiği de bir tasarı.
Neye sığınıyorsunuz? Biraz önce, ilk
açıklamalarınızda dediniz ki: O şekil teamüller olabilir,
teamüller yorumdur, benim de yorumum bu şekildedir. Biz de şu
ifadeleri kullanarak size destek verdik, dedik ki: Evet, açık
yazılı kurallar teamüllerin önündedir. Teamül, açık
yazılı kuralın önüne geçemez. İç Tüzük 73 hiçbir
şekilde yoruma mahal bırakmayacak şekilde açık yazılmış,
ona uymak zorundasınız. Şimdi, bu havaleyle ilgili ifadeyi siz
getirip yayımlandıktan sonraki ilk oturum şeklinde yorumlar
iseniz kendinizle çelişirsiniz, İç Tüzük 34le çelişirsiniz.
Çünkü kanun teklif ve tasarılarıyla ilgili olarak komisyona
havaledeki bir yanlışlığa komisyon iradesi müdahale
edebiliyor, komisyon iradesi öncesi Genel Kurulda milletvekilleri müdahalede
bulunabiliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ADİL ZOZANİ (Devamla) Siz buna uymak
zorundasınız. Lütfen, bizi de zaman zaman destek verdiğimizde de
pişman etmeyin. Lütfen, yani bizi böyle zor durumda bırakmayın
Sayın Başkan.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın milletvekilleri, kanun
tasarılarının havalesine itirazın hangi usulle
yapılacağı İç Tüzükün 73üncü maddesinin son iki
fıkrası hükümlerinin birlikte değerlendirilmesiyle ortaya
çıkmaktadır. Komisyonlara havalenin bir süreç olduğunu göz önüne
aldığımızda, ilgili havalenin
yayımlandığı gelen kâğıtlar listesindeki sonraki
ilk birleşimde yapılması gerektiği ortadadır. Aksi
takdirde, havaleye itirazın çok sonra da yapılması
komisyonların çalışma düzenini olumsuz olarak etkileyecek ve
komisyonlar açısından değişebilirlik ihtimali
belirsizliğe ve gündem oluşturmada tereddüde yol açabilecektir.
Ben İç Tüzükün 73üncü maddesinin üçüncü ve
dördüncü fıkralarını gayet iyi biliyorum. Bu şekilde
yorumladım. Madde sistematiği içinde böyle bir yorumum var. Bu
yorumum teamülle de örtüşüyorsa ne mutlu bana. Bir çelişkiye
düştüğümü düşünmüyorum. 73üncü madde teklif, 73üncü maddenin
son üç ve dördüncü fıkrası da bunlarla bağlantılı
olarak tasarıyla ilgili açıklama yapıyor.
Bu konuyu burada kapatıyorum tutumumda herhangi bir
değişiklik yapmadan.
Şimdi bir itiraz daha var. 58inci maddeye göre,
geçen tutanak hakkında söz isteyen sayın milletvekillerimiz var.
Şimdi şöyle yapalım: Sayın Engin
Altay, İç Tüzükün 58inci maddesi uyarınca söz talep etmişsiniz
beyan düzeltmeyle ilgili. Dünkü birleşimde yer alan hangi
konuşmanızın hangi beyanını düzeltmek istiyorsunuz?
ENGİN ALTAY (Sinop) Dün kürsüde
yaptığım bir konuşmada Başkanlık
Divanının tutumu ve Genel Kurulun çalışma ortamıyla
ilgili yaptığım beyanda bir açıklama ve düzeltme
gereği duydum.
BAŞKAN Buyurun, iki dakika. (CHP
sıralarından alkışlar)
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan, orada
beş dakikaya kadar diyor. Lütfen, arkadaşımız bir
açıklamada bulunacak.
BAŞKAN Tamam, iki de beş dakikanın
içinde Sayın Gök.
LEVENT GÖK (Ankara) Beş dakikayı verelim.
BAŞKAN İki de beşin içinde.
VI.- GEÇEN TUTANAK HAKKINDA KONUŞMALAR
1.- Sinop Milletvekili Engin Altay'ın, 19/2/2015
tarihli 58inci Birleşimdeki bazı ifadelerini düzelttiğine
ilişkin konuşması
ENGİN ALTAY (Sinop) Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, Cömert ile nekesin pek
farkı olmaz. diye bir atasözü vardır.
BAŞKAN Ne? Anlamadım.
ENGİN ALTAY (Devamla) Cömert ile nekesin pek
farkı olmaz. derler. Yani nekes çok tutumlu olduğu için er geç bir
şekilde kaybeder; cömert de çok verici olduğu için er geç bir
şekilde kaybeder. Bu gibi hâllerde bir makul ortalama doğru
olandır. Kararınızı takdirle, saygıyla karşılıyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
ENGİN ALTAY (Devamla) Sayın milletvekilleri,
dün bu kürsüde Başkanlık Divanının uygulamaları
bakımından takdir haklarının olduğunu ama keyfî
uygulama hakkının olmadığını söylemiştim.
Burada bir keyfiyet ibaresi var, ben keyfî (x)
demek istedim. Düzeltmem bu mealdedir.
Ancak bu vesileyle şunu da söylememiz lazım:
Salı gününden beri Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu aslında
çalışamıyor. Biz Genel Kurulun çalışmasını
çok isteriz çünkü bu Parlamentoda yasalaşan, milletin, devletin menfaatine
olan her konuda burada gördüğünüz üç muhalefet partisinin de büyük
katkıları vardır, olmuştur, bunun örnekleri de var.
Yanlış hatırlıyorsam beni düzeltin; Türk Ticaret Kanunu muydu,
neydi Akif Bey, bin küsur maddeydi. Bin küsur madde bu Parlamentodan iki günde
geçti.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) 3 bin
madde, 5 kanundan oluşan 3 bin maddelik bir tasarı.
ENGİN ALTAY (Devamla) 3 bin küsur madde, 5 kanun.
Demek ki bir uzlaşma ortamı
sağlanması hâlinde bu Parlamento verimli çalışabiliyor.
Buradan iktidar partisinin ve Hükûmetin alması gereken dersler
vardır. İnat da bir murattır. mantığıyla devam
ettiğiniz sürece bu Parlamentonun hem zamanına hem bütçemizin,
beytülmalin harcanan parasına yazıktır. İsraf da
günahtır, haramdır. Genel Kurulu bu konuda da uyarmayı bu
vesileyle bir görev sayıyorum.
Son söz: Dün de söyledim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ENGİN ALTAY (Devamla) İktidar partisi
grubunun kanunun hızlı çıkması için acelesi olabilir ama
Başkanlık Divanı acele etmemelidir. Divan acele ettiği
zaman Parlamentoda gerilim çıkıyor, kan akıyor. Bu konuda
Divanı da bu şekilde bir kere daha uyarmış olayım.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Aynı anlayışın
karşılıklı gösterilmesini ben de tabii ki talep ederim.
Şimdi, Sayın Ali Rıza Öztürk, yine,
İç Tüzükün 58inci maddesine göre söz istemişsiniz. Hangi
beyanınızı düzelteceksiniz?
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Şimdi, efendim, dün
MHP grup önerisinin lehinde konuşurken benim söylediğim sözlerin bir
kısmı tam geçmemiş; bir de Sayın Metinerin bana yönelik
söylediği sözler var, onlarla ilgili düzeltmede bulunacağım.
BAŞKAN Şimdi, ben 58den söz veriyorum,
sataşmadan dolayı vermiyorum. Hangi beyanınızı
düzeltmek istediğinizi size bir kez daha soruyorum.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Beyanımda mesela ben
yürüdüğünüz diyorum, burada yolladığınız
yazmışlar.
BAŞKAN Peki, buyurun.
İki dakika
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) İki dakika
içerisinde ne düzeltme yapacak, onu anlamadık yani.
BAŞKAN Sizi ilgilendirmiyor, ben konuşuyorum
burada.
2.- Mersin Milletvekili Ali Rıza
Öztürk'ün, 19/2/2015 tarihli 58inci Birleşimdeki bazı ifadelerini
düzelttiğine ilişkin konuşması
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Sayın Başkan,
vallahi bu Adil Zozani sürekli benimle uğraşıyor.
BAŞKAN - Benimle de uğraşıyor
Sayın Öztürk.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) Ama bilmiyorum yani
benimle ne alıp veremediği var Sayın Zozaninin, ben
anlamış değilim yani.
BAŞKAN Ben de bilmiyorum, ben de aynı
durumdayım.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) Niye sürekli bana
sataşıyorsun? Yani benimle mücadele etme, başkalarıyla
mücadele et.
BAŞKAN Sayın Öztürk, beni de koruyun biraz.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) Hayır, Sayın
Başkan, sürekli Zozani sataşıyor, sürekli sataşıyor.
BAŞKAN Bana da laf atıyor Sayın Öztürk.
Yeniden başlatıyorum sürenizi.
Buyurun.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) Değerli
Başkan, sayın milletvekilleri; dün MHP grup önerisinin lehinde
konuşurken bu Fethullah Gülen Cemaati dediğimiz, AKP
iktidarının paralel yapı dediği yapıyla ilgili ben
şunları söylemiştim: Siz önce beraber yürüdüğünüz, beraber
yola girdiğiniz
(x)
demiştim, onlar yanlış girmiş. Bir de
Adamlarınızı korurken bize söylediklerinizden dolayı bir
kere özür dilemeniz gerekir ama dilenmemiştir. dedim, Sayın Mehmet
Metiner de laf atmış oturduğu yerden,
alışkanlığı zaten Sayın Metinerin. Metiner bana
dava açmıştı, o davayı da kaybetti. Şimdi, sürekli laf
atıyor, diyor ki: Fuat Avni kim? Ya, bu sorunun muhatabı ben
değilim ki. Bu sorunun muhatabı önce kendinsin, sen kendi kendine
soracaksın, sen bunu bilirsin Sayın Metiner. Ondan sonra döneceksin,
bu soruyu Başbakana soracaksın, İçişleri Bakanı Efkan
Alaya soracaksın, o da yetmezse Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğana
soracaksın. Bu Fuat Avni aslında sizin yol arkadaşlarınızdan
birisi gibi geliyor bana.
Şimdi, siz burada söylemişsiniz Fethullah
Gülenle ilgili F tipi deyin. demişsiniz, ben her gün bunu diyorum da
siz duymuyorsunuz herhâlde ama ben de sizden, AKPlilerden bir kez bu
muhalefete karşı, muhalefet milletvekillerine karşı
geçmişte söyledikleri sözlerden dolayı özür dilemelerini istiyorum.
Yani burada yerinizden söylemişsiniz Biz yanlış yaptık,
siz doğru yaptınız; biz görmedik, siz gördünüz. demişsiniz
ama çıkın bunu, bu milletin kürsüsünde herkese söyleyin ve özür
dileyin, milletten özür dileyin, Cumhuriyet Halk Partisi milletvekillerinden,
MHP milletvekillerinden, HDP milletvekillerinden özür dileyin. Hem özür
dilemiyorsunuz hem suçlusunuz hem güçlüsünüz. Vallahi buna bizim orada mart
kedisi gibi derler.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan,
Sayın Öztürk, kendisiyle ilgili hiçbir söz sarf etmediğim hâlde
Oradan boş laf atıyor. dedi, siz de dediniz ki: Aynı
şekilde bana da sataşıyor.
BAŞKAN Boş demedi.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Hem siz
sataştınız hem Sayın Öztürk sataştı.
BAŞKAN Boş dediniz mi Sayın Ali
Rıza Öztürk?
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Bakın sizin
ifadeniz şu şekilde: Size olduğu gibi bana da
sataşıyor. dediniz yerinizden.
BAŞKAN Espri yapmayacak mıyız artık
Sayın Zozani?
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Yapmayın efendim,
çok ciddi bir iş yapıyoruz.
BAŞKAN Peki, tamam. Bundan sonra espri yok, hiçbir
şey yok. Keskin kılıçlar hâlinde birbirimize öyle
davranalım.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Yasama işi
yapıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Peki, o zaman siz de saygı gösterin
yasama faaliyetine.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Memnuniyetle efendim.
BAŞKAN Peki, buyurun.
Adil Zozani bana sataşmada bulunmadı, buyurun.
Ali Rıza Öztürk için söylüyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Sizin sataşmanıza
değil yani Rıza Öztürkün sataşmasına.
BAŞKAN Buyurun.
VII.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Hakkâri Milletvekili Adil Zozani'nin,
Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürkün geçen tutanak hakkında
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Biz saygıda kusur etmiyoruz, söz talebinde
bulunduğumuz zaman da düğmemizi ilikleyerek söz talebinde
bulunuyoruz. Bizde o konuda saygıda kusur olmaz ama aynı şekilde
siz de milletvekilinin söz hakkına ve hukukuna saygıya riayet
ederseniz çok memnun oluruz. Çünkü, dünkü uygulamalar, ondan bir gün önceki
uygulamalar, bu konuda epey zafiyet içerisinde olduğunuzu gördük.
Gerçekten, dün, önceki gün, bir önceki gün burada olup bitenler, burada sarf
edilen sözler hiçbir zaman, hiçbir şekilde tasvip etmeyeceğimiz
olaylardır.
Dün, burada, bir milletvekilinin iteklenmesi sonucu bu
boşluğa düşmesi, maazallah, ölümle sonuçlanabilirdi.
Bakınız, hepimiz gördük, kameraların önünde bir olay cereyan
etti burada. Siz oturumu açtınız, şu anda hastanede olan
milletvekilleri var, kafaları bandajlı dolaşan milletvekilleri
var, dün burada ölümden dönen milletvekili var ve siz Meclis Başkan Vekili
olarak -ki, başlangıçta bu gerilimden sorumlu kişisiniz- oturumu
açarken en azından bu konudaki üzüntünüzü dile getirebilirdiniz. Eğer
gerçekten, siz, burada sükûnet arzu eder bir pozisyonda olmuş olsa idiniz
-ki, öyle bir arzuyla gelmediğinizi düşünüyorum- dün gece burada olan
olayla ilgili olarak en azından bir üzüntü ifadesini dile getirmiş
olurdunuz, yapmadınız; yapmadığınız gibi,
tutumunuzda da sürekli çelişik tutumlar içerisinde oluyorsunuz, bu da bizi
üzüyor Sayın Başkan.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
ADİL ZOZANİ (Devamla) Sayın Meclis
Başkan Vekiline bunları söylemek elbette ki hoşumuza gitmiyor
ama Meclis Başkan Vekilini bu konuda İç Tüzüke davet etmek bizim de
görevimiz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Ben, çelişkilerimle ve zafiyetlerimle
yaşamayı çok seviyorum Sayın Zozani.
ENGİN ALTAY (Sinop) Acele etmese yeterdi.
BAŞKAN Evet, Sayın Levent Gök, 58inci
maddeye göre söz vereceğim size. Nedir beyanınız, düzeltmek
istediğiniz konu?
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkanım,
burada, dün, oturum kapanmadan önce yapmış olduğum
konuşmada, görüşmelerine başlanmasına daha geçilmeyen bu
kanun tasarısının gerekçesini okurken, bu kanunun gerekçesindeki
gerekçelerin bir kısmının yanlış olarak zapta
geçtiğini gördüm. Toplumsal olayların terör örgütlerinin
propagandasına dönüşmesi şeklindeki kısımda bir
yanlışlık olmuş, onu düzeltmek...
BAŞKAN Buyurun, iki dakika
VI.- GEÇEN TUTANAK HAKKINDA KONUŞMALAR
(Devam)
3.- Ankara Milletvekili Levent Gök'ün,
19/2/2015 tarihli 58inci Birleşimdeki bazı ifadelerini
düzelttiğine ilişkin konuşması (x)
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hepinizi sevgiyle saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, önemli bir kanunu
görüşmeye başlıyoruz, daha usul tartışmalarını
bitiremedik. Elbette, biz muhalefet partisi milletvekilleri olarak, İç
Tüzükten kaynaklanan tüm haklarımızı kullanmak, sizleri
olabildiğince uyarmak, bu konuda gereğinin
yapılmasının temini bakımından, ülke menfaatleri, tüm
Türkiyenin menfaatleri bakımından dile getirmek istiyoruz.
Kanunda gördüğümüz pek çok çekince vardır, pek
çok sakınca vardır. Bu kanunun, biz, Türkiyedeki temel hak ve
hürriyetleri, insan haklarını, özgürlükleri ayaklar altına
alacağına inanıyoruz. Dolayısıyla, bu kanunun arkasında
Örneğin, bugün Sayın Başbakan da esmiş gürlemiş
Molotofçular bir araya geldi. diye. Biz Sayın Başbakana buradan
sesleniyoruz: Molotofkokteyliyle, bonzaiyle ilgili her türlü düzenlemeyi,
otururuz -yasayı geri çekersiniz- bakar, düzeltir, gereğini
yaparız. Bonzainin, molotofkokteylinin arkasına saklanmayın.
Ama, bu uyarıları yaparken de bu haklı eleştirilerimize
Dün AKP Grup Başkan Vekili Sayın Ahmet Aydın bizlere şöyle
bir suç isnat etti, dedi ki: Bu yasaya ancak ve ancak suç işleme
eğilimli olanlar karşı çıkabilir, sade vatandaş bu
yasayı istiyor. diyerek hepimizi itham etti. Şimdi, Abdullah Gül de
bugün dedi ki: Bu yasa düzeltilmeli, geri çekilmeli, bir bakılmalı.
şeklinde sözler söyledi.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) O
zaman, Abdullah Gülde de suç işleme eğilimi mi var acaba, o da
karşı çıkmış çünkü?
LEVENT GÖK (Devamla) Sayın Başkan, biz
Cumhuriyet Halk Partisi olarak haklarımızı
kullanacağız ama ben Milliyetçi Hareket Partisinin tüm
milletvekillerinin, Halkların Demokratik Partisinin tüm milletvekillerinin
de haklarını korumasını bekliyorum. Bu yasa böyle oturarak
korunmaz değerli arkadaşlar, haklarınıza sahip
çıkıyorsanız, gelin bu kürsüden konuşun.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
ENGİN ALTAY (Sinop) Yani, haklarına sahip
çıkmıyor mu diğer muhalefet partileri?
BAŞKAN Sayın Oktay Vuralın da bu
konuda
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan
BAŞKAN Vereceğim söz, bir dakika.
Sayın Oktay Vuralın da 58inci maddeye göre
bir talebi var. Neyi düzelteceksiniz Sayın Vural?
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Hayır, 58inci
maddeyle ilgili değil Sayın Başkan.
BAŞKAN Bir dakika, vereceğim söz.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Hayır,
sataştı bize Sayın Başkan.
BAŞKAN Vereceğim sataşmadan söz, müsaade
edin, zamanını ben takdir edeyim.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Hayır ama
işlem
BAŞKAN Buyurun Sayın Vural.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan, dün
buradaki tartışmalarda, biliyorsunuz, hem paralel hem de iç güvenlikle
ilgili tartışmalar oldu. O sırada, buradaki bir sataşmada
MHPye yönelik haksız bir ifade karşısında münafık
ifadesini kullandım. Bu beyanımla ilgili düzeltme talep ediyorum.
BAŞKAN Buyurun, iki dakika.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sataşma talebimiz
bakidir Sayın Başkan.
BAŞKAN Biliyorum. Çelişkiliyim ya, unuturum
diye hatırlatıyorsun, değil mi?
BÜNYAMİN ÖZBEK (Bayburt) Sayın
Başkanım, biz de insanız, bekliyoruz burada.
BAŞKAN Buyurun Sayın Vural.
4.- İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın, 19/2/2015 tarihli 58inci Birleşimdeki bazı
ifadelerini düzelttiğine ilişkin konuşması
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; dün burada paralel yapılanmayla ilgili bir
araştırma önergesinin görüşmeleri yapıldı. Bu
çerçevede, paralel dediklerine, bugüne kadar -on iki yıldır- Ne
istediniz de vermedik? diyenlerin, Hasret kaldık, nerede
kaldınız, gelin. diyenlerin, dolayısıyla, Paralel bir
yapılanma varmış, buna kargalar bile güler. diyen Adalet ve
Kalkınma Partisinin temsilcilerinin bu sefer muhalefet partilerini
paralelle iş birliği yapmakla ilgili suçlaması gerçekten bir
tartışma konusu olmuştu.
Daha sonra iç güvenlikle ilgili bir tartışma
sırasında da bu konuda her bir partinin bu tasarıya
karşı çıkışının farklı noktaları
olmasına rağmen, oradan HDPyle iş birliği
yapıyorsunuz. diyenler oldu. Bu çerçevede, aslında, PKKyla birlikte
İmralının kuyruğunda gidenler, Kandilde kuyruğunda
gidenler, Kandilden medet uman AKP, Osloda PKKyla görüşme yapan AKP, iç
güvenlik tasarısını HDPyle görüşen AKP -Bakana da sordum,
Biz görüşüyoruz. dedi- dolayısıyla, iş birliği
yapan, onlarla birlikte eden AKPnin de bu sefer yine kendi
yaptığını değil de yine muhalefeti suçlamak suretiyle,
bu şekilde yapmasına karşılık bu konudaki bir irade
beyanına münafık (x)olarak
ifade ettim.
Cenab-ı Hakkın imanları
sorgulamasıyla ilgili bizim burada doğrudan doğruya bir
atıfta bulunmamız doğru değildir; benim siyaseten
söylediğimdir, siyaseten söylediğim, ikiyüzlü siyasettir. Bir tarafta
paralel yapıyla birlikte olacaksın, sonra başkalarını
paralel yapıyla iş birliği içerisinde göstereceksin; bir
taraftan PKKyla birlikte iş birliği yapacaksın, Anayasa, iç
güvenlik tasarısını, her şeyi görüşeceksin, ondan
sonra kalkıp Bu konuda HDPyle siz iş birliği yapıyorsunuz.
diyeceksiniz. Tipik olarak bu bir münafık siyasetin, ikiyüzlü siyasetin
şeyi olarak ben bu kelimeyi kullandım; siyaseten
kullandığım bir kelimedir. Bu çerçevede
anlaşılması gerektiğini düşünüyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
OKTAY VURAL (Devamla) - Teşekkür ederim. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
ENGİN ALTAY (Sinop) Çok güzel bir düzeltme oldu.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan
BAŞKAN Pardon, size söz verecektim.
Sayın Zozani, buyurun.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Gök biraz
önce yaptığı konuşmada grubumuzun vekillerine yönelik
olarak Bu yasaya muhalefet etmek istiyorsanız bu muhalefet, böyle,
yerinizde oturarak olmaz. şeklinde hem itham etti hem sataştı
Sayın Başkan.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan,
aslında
BAŞKAN Bir dakika.
Siz, Ali Rıza Öztürkün konuşmasından
dolayı mı sataşma istiyorsunuz?
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Gökün
konuşmasından dolayı.
BAŞKAN Sayın Gökün
Tamam.
Peki, buyurun.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan,
bu arada zaman da akıyor.
BAŞKAN Tamam, peki, buyurun.
İki dakika.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Öztürk çok
önceden konuşmuştu.
BAŞKAN Ne zaman konuşmuştu?
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) O çok önceden
konuştu, arkasından Sayın Gök konuştu, arkasından
Sayın Vural konuştu.
RECEP ÖZEL (Isparta) Efendim, bunların üçü
konuşacaklarsa biz gidelim.
BAŞKAN Sayın Zozani, Levent Gök şimdiki
konuşmasında sizin için ne dedi?
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Evet, aynen: Siz
eğer bu yasaya gerçekten muhalefet ediyorsanız, öyle, muhalefet,
yerinde oturarak olmaz, dirayet ortaya koyarsınız. dedi ve bizi hem
itham etti hem de sataştı Sayın Başkan.
BAŞKAN Size yönelik?
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Evet.
BAŞKAN Peki, buyurun.
İki dakika.
Grup adına mı konuşuyorsunuz Sayın
Zozani?
NAZMİ GÜR (Van) Kendi adına. Bizim de
efendim, söz talebimiz var.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Her birimiz
ayrı ayrı istiyoruz Başkan.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Grup Başkan
Vekilimiz oturumun başında itirazlara grup adına konuşur
dedi
BAŞKAN Tamam, buyurun.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri)
ancak Sayın Gök,
biraz önceki sataşmada gruba değil milletvekillerine
sataşmıştır.
BAŞKAN Sayın Zozani, buyurun; ben size grup
adına söz veriyorum.
VII.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
2.- Hakkâri Milletvekili Adil Zozani'nin, Ankara
Milletvekili Levent Gökün geçen tutanak hakkında konuşması
sırasında şahsına ve HDP Grubuna sataşması
nedeniyle konuşması
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan,
Sayın Gökün sataşması gruba değil
LEVENT GÖK (Ankara) Tüm milletvekillerinedir.
ADİL ZOZANİ (Devamla) -
Halkların
Demokratik Partisi milletvekilleri ile Milliyetçi Hareket Partisi
milletvekillerinin tamamına olmuştur
OKTAY VURAL (İzmir) Aynen öyle.
ADİL ZOZANİ (Devamla) -
çünkü Öyle, yerinizde
oturarak muhalefet edemezsiniz. demiştir.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Edemiyorsunuz zaten.
ENGİN ALTAY (Sinop) Kamuoyunda sizi küçük
düşürdü.
ADİL ZOZANİ (Devamla) - Bunun üzerine söz
aldım Sayın Başkan.
Sayın Başkan
İDRİS ŞAHİN (Çankırı)
Sayın Başkanım, bir hakkın kötüye kullanılması
diye böyle bir şey var mı, Allah aşkına söyler misiniz.
BAŞKAN Müsaade eder misiniz.
Buyurun.
ADİL ZOZANİ (Devamla) Bu arada sürem geçti
Sayın Başkan.
BAŞKAN Otuz saniye
ekleyeceğim, otuz saniye.
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Hayır, şov yapıyorlar.
BAŞKAN
- Allahım, deli olacağım ya.
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Şov yapıyorlar, HDP şov yapıyor, MHP
de şov yapıyor.
ADİL ZOZANİ (Devamla) Sayın Başkan,
biz, bu tasarı, Komisyonun gündemine geldiği günden itibaren etkili
muhalefetimizi ortaya koyduk, Genel Kurul gündemine geldiği günden bu yana
da etkili muhalefetimizi Türkiye kamuoyunun önünde yapıyoruz. Sayın
Gökün bu konudaki değerlendirmelerini maksadını aşan
değerlendirmeler olarak değerlendiriyorum. Ama Sayın Gök de
şunu bilmeli: Meclis Genel Kurulunda oturularak siyaset
yapılıyor zaten, oturmadan burada siyaset yapılamıyor. Bu
koltuklar, bu ceylan derisi koltuklar buraya oturmak için
yapılmıştır, öyle seyirlik için
konulmamıştır. Bunu fark etmedi, o yüzden bir ara boş
bulundu, böyle bir sataşmada bulundu. Bir grup başkan vekilinin,
böyle bir sataşma, muhalefet partisi mensubu milletvekillerine böyle bir
değerlendirme yapmaması gerektiğini düşünüyorum. Eğer
bu bir hakaret kastıyla yapılmış ise ya da bir tahrik
kastıyla yapılmış ise geri iade ediyoruz.
ENGİN ALTAY (Sinop) Eleştiri, eleştiri.
ADİL ZOZANİ (Devamla) Ama bir eleştiri
olarak da ifade ediyor ise eleştirinin karşılığı
da bu şekilde olur.
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Ya, arkadaşım, hem
çalışmıyorsunuz hem de sağ sola sataşıyorsunuz.
Allah Allah, hayret bir şeysiniz ya!
ADİL ZOZANİ (Devamla) Elbette ki burada
oturmak durumundayız, oturarak siyaset yapıyoruz. Zaten ayağa
kalktığımız zaman burada işler yürümüyor. Bunu da
önceki uygulamalarda gördük.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ADİL ZOZANİ (Devamla) Bu arada otuz saniyemi
de ilave etmenizi bekliyorum Sayın Başkan.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Öyle devrimci olmak kolay
mı, zor bir iş.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sayın
Başkan
ADİL ZOZANİ (Devamla) Süremin eklenmesini
bekliyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Evet, konuşun.
ADİL ZOZANİ (Devamla) Hem Cumhuriyet Halk
Partisi milletvekillerine hem Milliyetçi Hareket Partisi milletvekillerine
açıkça şunu ifade ediyoruz.
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Ne ediyorsunuz, ne?
ADİL ZOZANİ (Devamla) Siz başından
itibaren burada tutunduğunuz pozisyonunuzu koruduğunuz sürece, biz de
size söz veriyoruz, bu tasarı bu Meclisten asla ve asla geçmeyecektir.
(CHP sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Ama iş ki
bu pozisyonunuzu korumanız.
Teşekkür ediyorum.
ENGİN ALTAY (Sinop) Yani, hatip
koruyamayacağımızı mı beyan etti?
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, gördüğüm
kadarıyla gündeme geçmemek için birbirinize sataşmada bulunuyorsunuz
ve söz talebi hakkını doğuruyorsunuz.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) O sizin yorumunuz.
BAŞKAN Ben de İç Tüzükten doğan
haklarımı uygulayacağım.
On beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 15.53
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 16.12
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muharrem
IŞIK (Erzincan)
----0----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 59uncu Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
İç Tüzükün 58inci maddesi uyarınca Sayın
Hasip Kaplanın bir beyan düzeltme istemi var ama kendisi şu anda
burada yok, daha sonra değerlendiririz.
Gündem dışı konuşmalara geçiyoruz.
FARUK BAL (Konya) Sayın Başkan
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan, buna
şey yapmadan önce, oturumu kapatırken sataşmadan dolayı söz
vermiştiniz HDPye. Sayın Levent Gökün Milliyetçi Hareket Partisine
yönelik de bir sataşma şeyi vardı ama sadece HDPye verdiniz.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Oturum değişti.
OKTAY VURAL (İzmir) Dolayısıyla, bu
konuda bizim partimize yönelik bir sataşma karşısında söz
almamız umarım bir engellemek amacıyla değildir.
BAŞKAN - Hiçbir şekilde engellemiyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Dolayısıyla, bu
konuda
BAŞKAN - Saat 4ü geçiyor, iki saattir burada söz
isteyen herkese verdim Sayın Vural ama burada bir İç Tüzük var,
gündem dışı konuşma bekleyenler var, özür dileyerek ben
çalışmalarıma devam etmek istiyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan
BAŞKAN - Sayın Faruk Balın
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan, bir
dakika, bir dakika
BAŞKAN Buyurun.
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim, bir sataşma
yapılmışsa, gruplara yönelik bir sataşma
yapılmışsa
Siz HDPyle iş birliği mi
yapıyorsunuz?
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Ya, ne alakası
var?
BAŞKAN Lütfen sözlerinize dikkat edin.
OKTAY VURAL (İzmir) Evet.
BAŞKAN Lütfen sözlerinize dikkat edin.
OKTAY VURAL (İzmir) Bana vermiyorsunuz, bana niye
vermiyorsunuz?
BAŞKAN Her şeyin bir taşma noktası
vardır. 69u açın, okuyun; vermiyorum söz.
OKTAY VURAL (İzmir) Milliyetçi Hareket Partisi
Grubuna tutumunuz hakkında söz istiyorum.
BAŞKAN Sayın Faruk Bal, sizin 58inci
maddeyle ilgili bir beyanınız olacakmış, düzeltmeniz
olacakmış, nedir düzeltmek istediğiniz beyanınız?
OKTAY VURAL (İzmir) HDPyle iş birliği
yapıyorsun sen, MHPnin sözünü kesiyorsun.
ENGİN ALTAY (Sinop) Eyvah, çok ağır bir
itham.
OKTAY VURAL (İzmir) MHPnin sözünü kesiyorsun, ne
yaptı milliyetçiler size?
BAŞKAN Sizi dinlemiyorum, terbiyenizi
takının benimle konuşurken.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) HDPyle hareket eden
sensin.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Sabahtan beri
aynı şeyleri konuşuyorsunuz, Söz vermiyorsun. diyorsunuz.
OKTAY VURAL (İzmir) Ne yaptı milliyetçiler
size?
BAŞKAN Benimle konuşurken terbiyenizi
takının.
Buyurun Sayın Faruk Bal.
OKTAY VURAL (İzmir) Siz haddinizi bilin.
BAŞKAN Ben haddimi biliyorum, sen de bileceksin.
Buyurun Sayın Bal.
OKTAY VURAL (İzmir) Ben haddimle konuşuyorum.
BAŞKAN Konuşmuyorsun.
Evet, Sayın Faruk Bal, sizi dinliyorum, vaz mı
geçtiniz?
OKTAY VURAL (İzmir) HDPyle iş birliği
yaparak MHPnin sözünü mü kesiyorsun?
FARUK BAL (Konya) Sayın Başkan
OKTAY VURAL (İzmir) Ona söz veriyorsun, bize
vermiyorsun.
BAŞKAN Lütfen, oturur musunuz yerinize? Ben
İç Tüzüke uygun davranıyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Hayır, uygun
davranmıyorsunuz.
RECEP ÖZEL (Isparta) Sayın Başkan,
arkadaş gündem dışı bekliyor, söz verin.
OKTAY VURAL (İzmir) MHPye düşmanca
davranıyorsunuz, MHPye düşmanca davranıyorsunuz.
BAŞKAN Oturum değişti, bundan sonra
geçen oturumda söz alan kişilerle ilgili sataşmadan dolayı söz
vermeyeceğim.
OKTAY VURAL (İzmir) HDPyle iş birliği
yapıp ona sataşmadan söz veriyorsunuz, MHPye söz vermiyorsunuz.
BAŞKAN 69uncu maddeyi açıp okuyun.
Sayın basın mensupları da bu konuda yazı yazarsa 69uncu
maddeyi okusunlar, ona göre yazsınlar.
OKTAY VURAL (İzmir) Evet, vermiyorlar, vermiyor.
BAŞKAN Faruk Bal, buyurun.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan
BAŞKAN - Beyanınızı dinleyeyim
Sayın Faruk Bal, hangi beyanınızı düzeltmek istiyorsunuz.
FARUK BAL (Konya) Sayın Başkan, beni sakin
dinleyebileceğinize ümidim az.
BAŞKAN Ben çok sakinim, sakinim.
FARUK BAL (Konya) Ama Sayın Grup Başkan
Vekilimizle girdiğiniz diyaloğun seviyesi çok düşük.
BAŞKAN Ben başlatmadım, kendi grup başkan
vekilinize söyleyin.
FARUK BAL (Konya) Diğer taraftan, dün
BAŞKAN - Hangi beyanınızı düzeltmek
istiyorsunuz?
FARUK BAL (Konya) Benim sözümü kesmeyin siz.
BAŞKAN Lütfen
OKTAY VURAL (İzmir) Ya, lütfen, biraz sakin olun.
FARUK BAL (Konya) Hayır,
karşılıklı konuşmak için söylemiyorum.
BAŞKAN E, dinliyorum sizi.
OKTAY VURAL (İzmir) Sinirlerinize hâkim olun.
FARUK BAL (Konya) Dinliyorsunuz da, sözümü kesmeyin.
BAŞKAN Bakın, bugün hiç
sinirlenmeyeceğim, boşuna uğraşmayın. O kadar çok iyi
ki sinirlerim, çok mutluyum hâlimden.
FARUK BAL (Konya) Sayın Başkan
BAŞKAN -Buyurun.
FARUK BAL (Konya) Sayın Başkan, eğer
araya girmeseydiniz benim sözüm şimdiye çoktan bitmişti.
BAŞKAN Oktay Vural kesti sözünüzü Sayın Bal.
Dinliyorum Sayın Bal.
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim, benim talebim
vardı, sözünü kesen ben değilim ki. Siz, orada sürekli olarak
konuşuyorsunuz. Sataşmayın milletvekillerine ya! Siz HDPyle
yaptığınız iş birliğini bir açıklayın
bakalım.
BAŞKAN Sayın Bal, sizi dinliyorum.
FARUK BAL (Konya) Dünkü konuşmamda şöyle bir
ifadem zapta geçmiş: O zaman da hakkınızda hem hükmüilahî hem
hükmümillet verilecektir.(x) Bu,
yanlış anlamaya müsait. Bunu düzeltmek istiyorum.
BAŞKAN Buyurun, iki dakika.
VI.- GEÇEN TUTANAK HAKKINDA KONUŞMALAR
(Devam)
5.- Konya Milletvekili Faruk Bal'ın,
19/2/2015 tarihli 58inci Birleşimdeki bazı ifadelerini
düzelttiğine ilişkin konuşması
FARUK BAL (Konya) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; çok gergin bir ortamda iç güvenlikle ilgili yasayı
tartışıyoruz. Bunu, AKP Grubunun, gererek boşalan
altını pekiştirme stratejisi izlediğini biliyoruz. Bu
kapsam içerisinde de değerlendirmelerimizi doğru ve aklıselim
bir şekilde yapmaya çalışıyoruz.
Bu pakette PKKyla ilgili mücadele yok, PKKnın
doçkası var, PKKnın suikast silahı var, tanksavarı var,
füzesi var; siz sapanlarla, kuş lastiğiyle uğraşarak bir iç
güvenlik sağlamaya çalışıyorsunuz. Bunun sonucu
şudur diye düzelttiğim metinde size anlatmaya
çalıştım. Siz PKKyla oturmuş müzakere yapıyorsunuz,
buradan çıkacak sonuçlara bu ülkenin toprağına kanını
dökmüş, terini dökmüş, göz yaşını dökmüş ve
vatanlaştırmış olan Türk milleti ayağa kalkıp da
Buranın sahibi benim, siz kim oluyorsunuz? diye sokağa
döküldüğünde işte orayı kapatabilmek için polis devleti
inşa ediyorsunuz. Bunun için özgürlükleri sınırlıyorsunuz.
Bunun için insanların temel hak ve hürriyetlerini
sınırlıyorsunuz. Bunun için polis devleti kuruyorsunuz. Bunun
sonunda da siz ilahî adaletle hüküm altına alınacaksınız,
mahkemeyikübrada yargılanacaksınız ve milletin iradesinde
yargılanacaksınız.
RECEP ÖZEL (Isparta) Ona da karışma
artık ya! Ahirete de karışıyor ya!
FARUK BAL (Devamla) Sözlerimi bu şekilde
düzeltiyorum ve zabıtları bu şekilde düzeltiyorum.
Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
FARUK BAL (Devamla) Ne dedin Recep? Ne dedin, bir daha
söyle yüksek sesle?
RECEP ÖZEL (Isparta) Hocam ahirete ne
karışıyorsun dedim.
FARUK BAL (Devamla) Efendim?
BAŞKAN Sayın Bal, teşekkür ederim.
RECEP ÖZEL (Isparta) Ahirete, ahirete
FARUK BAL (Devamla) Olur olmaz işlere burnunu
sokma Recep, yoksa biz de olur olmaz konuşuruz.
RECEP ÖZEL (Isparta) Ağabey, ahirete de
karışma dedim ya.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) O anlamaz o
işlerden Sayın Bakanım, siz gelin.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) İç Tüzük 69a
göre
BÜNYAMİN ÖZBEK (Bayburt) Başkanım beni
çağırmıştınız, sonra yarıda
bıraktınız, ben tam konuşmaya gidiyordum.
BAŞKAN - Müsaade eder misiniz?
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) İç Tüzük 69a göre
biraz önce Sayın Levent Gökün açıklamalarına cevaben, bize
sataşmalarına cevaben kürsüde sarf ettiğim bir cümlenin
yanlış anlaşılmaya müsait olduğunu sonradan fark
ettim, düzeltmek için İç Tüzük 69a göre söz istiyorum.
BAŞKAN Şimdi, bu şekilde size söz
veremem. Eğer açıklama
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Niye söz veremezsiniz?
Niye? Ben İç Tüzük 69a göre söz istiyorum Sayın Başkan ve hangi
cümlemi düzelteceğimi de söylüyorum.
BAŞKAN Size söz vermiyorum ama.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Niye?
BAŞKAN - Çünkü aynı oturum değil, o
oturumu değiştirdik. 69u açın, okuyun, vermiyorum söz.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan,
aynı oturum
Bakın, bu birleşimdir. Bakın, öyle bir hakkınız
yok.
BAŞKAN Bakın, 69u açar mısın?
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Elimde
BAŞKAN - Okuyoruz.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Siz de okuyun, ben de
okuyayım.
BAŞKAN Şimdi ben okuyorum satırına
virgülüne dokunmaksızın
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Siz okuyun, ben takip
ediyorum.
Evet, lütfen
BAŞKAN - Fıkra 1: Şahsına
sataşılan veya ileri sürmüş olduğu görüşten
farklı bir görüş kendisine atfolunan Hükümet, komisyon, siyasî parti
grubu veya milletvekilleri, açıklama yapabilir ve cevap verebilir.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Evet, devam edin
Başkanım.
BAŞKAN - Fıkra 2: Açıklama ve cevaplar
için Başkan yani ben- aynı oturum içinde olmak üzere söz verme
zamanını takdir eder. Oturumu değiştirdik
Fıkra 3: Bu suretle söz almak isteyen, ne sebepten
dolayı konuşmak istediğini Başkana bildirir. Başkan,
söz verip vermemek gerektiğini takdir eder
. Ben bu yetkimi
kullandım.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Devam edin, hepsi
bundan ibaret değil Sayın Başkan.
BAŞKAN Ben bu yetkimi kullandım.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Bir sonraki
sayfayı da okuyun Sayın Başkan.
BAŞKAN Ben okudum.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) İşinize
yarayan tarafı okumayın, lütfen, hepsini okuyacaksınız.
BAŞKAN Tamam, bir dakika, ben bu yetkiyi
kullandım.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Hepsini
okuyacaksınız.
BAŞKAN Bir müsaade eder misin?
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Hepsini
okuyacaksınız; noktasına, virgülüne dokunmadan hepsini
okuyacaksınız.
BAŞKAN Ben bu yetkimi kullandım, maddeyi
tamamlıyorum: Başkanlıkça kendisine söz verilmeyen kimse
direnirse Genel Kurul bu konuda görüşmesiz işaret oyuyla karar
verir.
ENGİN ALTAY (Sinop) Oylama yapın efendim.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Oylama istiyorum
Başkan, direniyorum.
BAŞKAN Direniyorsunuz.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Direniyorum evet.
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa
kalktı)
ENGİN ALTAY (Sinop) Yoklama istiyoruz Sayın
Başkan.
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan, yoklama
talebimiz var.
BAŞKAN İşaret oyuyla oylama
yapalım, bakalım ne olacak.
ENGİN ALTAY (Sinop) Sayın Başkan,
yoklama talep ediyoruz.
Düşünmeyin, yapacağınız bir şey
yok Başkan, boşuna düşünme.
BAŞKAN Sayın Zozani, aynı oturum içinde
ÜNAL KACIR (İstanbul) Sayın Başkan,
aynı oturumda olmadığı için
BAŞKAN - Bir dakika, susar mısınız
ya, lütfen ya! Allah Allah!
ÜNAL KACIR (İstanbul) Niye susayım canım,
ben de milletvekiliyim! Hayır, ben de konuşacağım, çocuk
azarlar gibi
BAŞKAN Aynı oturum içinde bu hakkı
kullanabilirsiniz, aynı oturum içinde, aynı oturum içinde.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Oylama
yapıyorum. dediniz Sayın Başkan. Oylamaya sundunuz.
BAŞKAN Tamam, yanlış
yapmışım, özür dilerim, aynı oturum içinde diye
düzeltiyorum.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Düzeltemezsiniz.
BAŞKAN Düzeltirim.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Nasıl
düzeltirsiniz?
BAŞKAN Bal gibi düzeltirim.
Evet, arkadaşlar
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Neye göre
düzeltiyorsunuz Sayın Başkan?
ENGİN ALTAY (Sinop) Sayın Başkan, oylama
yapacağınızı beyan ettiniz, biz de yoklama talep ettik.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan,
oylamaya geçildi, yoklama istendi, bundan geri dönüş yapamazsınız.
BAŞKAN Yoklama istenmedi ki.
LEVENT GÖK (Ankara) Nasıl istenmedi?
BAŞKAN İstenmedi yoklama, ben daha talep
almadım.
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan, oylamaya
sunacağınızı söylediniz.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama
talep ediyoruz efendim.
BAŞKAN Talep almadım ki daha.
LEVENT GÖK (Ankara) Olur mu efendim?
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Tutanakları
inceleyin Sayın Başkan.
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan, siz oylama
yapacağınızı söylediniz.
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim, sayın milletvekilinin
itirazı var.
BAŞKAN Ben oya sunmadım.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sundunuz Sayın
Başkan, tutanakları inceleyin.
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan, oya
sunacağınızı söylediniz.
BAŞKAN Sunmadım, talep de istemedim.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Oylamaya sunuyorum
dediniz, sunacağım dediniz.
BAŞKAN Peki haydi seni de dinleyeyim, haydi.
ENGİN ALTAY (Sinop) Bir dakika, Sayın
Başkan
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Adil Zozaninin konuşma
hakkında bir direnmesi var, ben de kendisine bu sözü vermek istemiyorum,
aynı oturumda olmadığı için bu konuşma
hakkını kendisini vermek istemiyorum, İç Tüzükten doğan
yetkilerim doğrultusunda. Kendisi tüzük dışı bir
uygulamayla direniyor, aynı oturumda olmadığımız hâlde
bir direnme yapıyor ve Genel Kurulun oyuna başvurmamı benden
talep ediyor. Ben de bu konuda, bu oylamayı hukuk dışı,
tüzük dışı bir uygulama olduğu hâlde
ENGİN ALTAY (Sinop) Hayır
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Hayır, öyle bir
beyanda bulunamazsınız.
BAŞKAN
Meclisin sıhhatli
çalışması açısından oylamaya sunacağım.
Siz, Sayın Akif Hamzaçebi, yoklama mı
istiyorsunuz?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Evet,
yoklama istiyoruz.
BAŞKAN Bu oylama için de Sayın Akif Hamzaçebi
yoklama istedi, şimdi tespitimi yapıyorum.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Ünal Kacır, lütfen
ÜNAL KACIR (İstanbul) Sayın Başkan,
Sayın Zozani milletvekili... (CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Yoklama işlemine geçtim lütfen.
Dinleyeceğim sizi, tamam.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Onu ne kadar dinlemek
zorundaysanız, beni de dinlemek zorundasınız. Beni çocuk azarlar
gibi azarlayamazsınız, sizi bundan menederim. Bizi çocuk yerine
koyamazsın Başkan! Hayret bir şey ya!
BAŞKAN Sayın Hamzaçebi, Sayın Gök,
Sayın Altay, Sayın Serindağ, Sayın Ören, Sayın Tanal,
Sayın Bayraktutan, Sayın Aygün, Sayın Özel, Sayın Kaplan,
Sayın Küçük, Sayın Toprak, Sayın Öner, Sayın Eryılmaz,
Sayın Toptaş, Sayın Atıcı, Sayın Ekinci,
Sayın Haberal, Sayın Tayan, Sayın Düzgün.
Sayın Düzgün, geçmiş olsun dileklerimi de
sunuyorum size.
Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve süreyi
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
yoktur.
Birleşime yirmi dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.28
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 16.50
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muharrem
IŞIK (Erzincan)
----0----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 59uncu Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN - Hakkâri Milletvekili Adil Zozaninin,
İç Tüzükün 69uncu maddesi gereğince konuşma konusunda
ısrar etmesi üzerine yapılacak oylamadan önce istenilen yoklamada
toplantı yeter sayısı bulunamamıştı. Şimdi yeniden
elektronik cihazla yoklama yapacağız.
Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, toplantı
yeter sayısı vardır.
Sayın milletvekilleri, Hakkâri Milletvekili Adil
Zozaniye söz verilmesini kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan,
şimdi, bir iki oturum önce bir sataşmadan dolayı HDPye söz
vermenizi ama Milliyetçi Hareket Partisi Grubuna söz vermemenizi
eleştirmiştim ve maalesef bu çerçevede bir düzeltme yapmadınız.
Ama HDPnin isteğini, oturum kapanmasına rağmen yine gündeme
aldınız ve oylattınız. Yani, 69uncu maddeyle ilgili HDPye
tanıdığınız bu iltimasın gerçekten sebebi nedir?
Yani, bakın, bundan önce istedim, vermediniz.
BÜLENT TURAN (İstanbul) Sayın Başkan, gündeme
geçebilir miyiz?
OKTAY VURAL (İzmir) Sonra, oturum kapanmasına
HDP ısrar etti ve bunu da gündeme aldınız. Milliyetçi Hareket
Partisine bu konuda yapılan sataşma
BAŞKAN Adil Zozani direnme hakkını
kullandı 69 son fıkraya göre.
Teşekkür ederim.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Direnme bizim
geleneğimizde var Sayın Başkan.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan, yani
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Sayın
Başkan
BAŞKAN Şimdi, Sayın Alim
Işıkın geçen beyanlarını düzeltmesi hakkında bir
dilekçesi var. Sayın Işık, nedir beyanınızın
içeriği?
OKTAY VURAL (İzmir) Yani, bu HDPyle bu kadar
BAŞKAN HDP bir partidir, siyasi partidir. Size ne
kadar uzaksam, onlara o kadar uzağım, size ne kadar yakınsam
onlara da o kadar yakınım, lütfen
OKTAY VURAL (İzmir) Ama bizim talebimizi dile
getirmediniz.
BAŞKAN Sayın Alim Işık, nedir
beyanınız?
OKTAY VURAL (İzmir) Bizim bu konudaki talebimizi
dile getirmediniz?
BAŞKAN Sayın Alim Işık, hangi
beyanınızı düzelteceksiniz?
ALİM IŞIK (Kütahya) Bir saniye, Sayın
Başkanım, konuşuyor bir milletvekili şu anda.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, gerekli açıklama ihtiyacı hissetmiyor.
OKTAY VURAL (İzmir) Yani, böyle bir şey
olabilir mi ya?
BAŞKAN Olur.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, siz Alim Işıkı çağırdınız.
OKTAY VURAL (İzmir) Bir partiye, HDPye söz
veriyorsunuz, MHPye söz vermiyorsunuz.
Düşmanlığınızın kaynağı nedir? Niye
düşmansınız MHPye?
BAŞKAN Ben hiçbir şekilde düşmanlık
yapmıyorum Milliyetçi Hareket Partisine. Son derece eşit mesafede
davranıyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Hadi çözüm
ortağısınız.
BAŞKAN Sayın Adil Zozani direnme
hakkını kullandı, onu yerine getirdim.
OKTAY VURAL (İzmir) Ama hukuku birisinin lehine
yorumlayıp diğerinin aleyhine yorumlamak subjektiftir, subjektiftir.
BAŞKAN Siz de burada ne
yapıldığını gayet güzel biliyorsunuz Sayın Vural,
çok da iyi biliyorsunuz ne yapıldığını burada.
OKTAY VURAL (İzmir) Ben çok iyi biliyorum tabii,
siz ne yaptığınızı bilmiyorsunuz.
BAŞKAN Şimdi bunu
tartışmayalım.
Sayın Alim Işık, geliyor musunuz
beyanınızı düzeltmeye?
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Sayın
Başkan
BAŞKAN Söz vereceğim size.
Nedir?
ALİM IŞIK (Kütahya) Sayın
Başkanım, dün Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına vermiş
olduğumuz KPSSyle ilgili personel alımlarındaki usulsüzlüklerin
araştırılmasına yönelik Meclis araştırması
önergemizde kullandığım birkaç ifadenin düzeltilmesini talep
ediyorum.
BAŞKAN Nedir onlar?
ALİM IŞIK (Kütahya) Yanlış
anlaşılmalara yol açacağını düşündüğüm KPSS
sonuç belgesi olmadan işe yerleştirilenlerin ibaresi yerine
yerleştiren olarak -bürokratların yanlış
anladığı- düzeltmem lazım.
BAŞKAN Sayın Alim Işık yani
kelimelerdeki harfleri yer değiştiriyoruz.
ALİM IŞIK (Kütahya) Yani olsun.
BAŞKAN Bunun da gerekli
açıklamasını yapacağım.
Buyurun size iki dakika söz vereceğim.
Sayın Baluken, söz hakkınız baki.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Sağ olun.
VI.- GEÇEN TUTANAK HAKKINDA KONUŞMALAR
(Devam)
6.- Kütahya Milletvekili Alim
Işık'ın, 19/2/2015 tarihli 58inci Birleşimdeki bazı
ifadelerini düzelttiğine ilişkin konuşması
ALİM IŞIK (Kütahya) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Dün
yapmış olduğumuz konuşmada özellikle KPSS sonuç belgesi
olmadan sadece tek özellikleri AKPli siyasetçi, bürokrat, iş adamı
veya teşkilat yöneticisinin evladı ya da yakını
olmasından dolayı işe yerleştirilenlerle(x)
ilgili ibaremde işe yerleştirenlerin kamuoyuyla
paylaşılmasından sonra bu konuya yönelik
rahatsızlıkların dile getirildiğini ifade etmiştim.
Oradaki yerleştirenler yerine, yanlış
anlaşılmaması için yerleştirilenlerin kim olduğunu
kamuoyunun çok iyi bildiğini ve buna yönelik de özellikle KPSSye
girmiş, atama bekleyen milyonlarca gencimizde büyük rahatsızlık
uyandırdığını ifade etmek istiyorum. İbaremin bu
şekilde düzeltilmesi ve tutanaklara böyle geçmesi daha doğru
olacaktır.
Bu vesileyle, söz konusu konuşmamda
yine dile getirdiğim, ancak dikkate alınmadığını
gördüğüm önemli bir konuyu bir kez daha yüce Meclisle
paylaşıyorum. Değerli milletvekilleri, bugüne kadar özellikle
AKP döneminde, haziran döneminde işe alınan KPSSye girmiş
gençlerin işe alım takvimi ne hikmetse bu yıl
değiştiriliyor. Örneğin, 2012ye 1inci dönem KPSS tercihleri
18-27 Haziran arasında alınmış, 2013/1 KPSS tercihleri 24
Haziran-3 Temmuz arasında alınmış, 2014/1 KPSS tercihleri
23 Haziran-2 Temmuz arasında alınmış. Ama şimdi 16-24
Nisana çekiliyor ve üniversitede mezuniyet aşamasına gelmiş yüz
binlerce genç bu sınava girmiş olmasına rağmen bu haktan
yararlanamıyor. Bu bir hak gasbıdır, seçimler öncesi AKPnin
siyasi rant devşirme oyunudur. Bunun düzeltilmesi gerektiğini bir kez
daha yüce Meclis ve kamuoyuyla paylaşıyorum.
Size de teşekkür ediyorum
Sayın Başkan. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Buyurun.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan, demin Milliyetçi Hareket Partisi
adına konuşan Sayın Grup Başkan Vekili -özellikle sizin
tutumunuzla ilgili- HDP yanlısı bir tutum içerisinde olduğunuzu
ve dolayısıyla HDPyle aranızda bir gizli anlaşma mı
var? anlamına gelecek sözler sarf etti. Biz dört gündür burada -özellikle
Başkanlık Divanı ve Meclis başkan vekilleriyle ilgili-
Halkların Demokratik Partisine karşı göstermiş
olduğunuz tavrı sert bir şekilde eleştiriyoruz.. Kürsüden
de bu eleştirilerimizi defalarca dile getirdik.
Hatta bu konuyla ilgili Meclis
Başkanı Sayın Cemil Çiçeke de giderek şikâyetlerimizi
ifade ettik. Durum bu olmasına rağmen Sayın Grup Başkan
Vekilinin bu şekilde konuşması bir zan oluşturmuştur,
grubumuza sataşmıştır. Müsaade ederseniz ben
sataşmadan dolayı cevap vereceğim.
MİHRİMAH
BELMA SATIR (İstanbul) - Ya, bu sataşma değil ki,
cevabını verdi zaten Başkan.
BAŞKAN
Şimdi, Sayın Baluken, size söz veririm ama o sataşmayı bana
yaptı, HDPyle ortaklık mı yaptınız? dedi. Ben de
Size ne kadar yakınsam HDPye de o kadar yakınım, ne kadar
uzaksam oraya da o kadar uzağım. dedim.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sataşma HDPyi ilgilendiriyor Sayın Başkan.
BAŞKAN
Eşit davranıyorum, Halkların Demokratik Partisi de bu Meclisin
bir partisidir. diye cevap verdim. Sataşma banaydı, ben de yeteri
kadar cevap verdiğimi düşünüyorum. Siz de şimdi
açıklamanızı yaptınız.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Hayır, hayır, HDPyi ilgilendiren boyutu var
Sayın Başkan. HDPnin sanki sizinle ya da AK PARTİ Grubuyla
gizli bir görüşmesi, gizli bir anlaşması var da onun üzerine
burada HDPyi kayıran bir tavır varmış gibi
yansıttı.
BAŞKAN Var
mı böyle bir anlaşmanız? Yok.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Yani, bunun doğru olmadığını ifade
etmek zorundayız Sayın Başkan.
OKTAY VURAL
(İzmir) Doğru, doğru. Tavrınız öyle olduğu için
onu beyan ettim efendim. Yani bana söz vermediniz HDPye söz verdiniz.
ADİL ZOZANİ
(Hakkâri) Yine aynı şey oldu.
BAŞKAN
Buyurun.
İki dakika
süre veriyorum.
VII.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
3.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in,
İzmir Milletvekili Oktay Vuralın yerinden sarf ettiği bazı
ifadeleri sırasında HDP Grubuna sataşması nedeniyle
konuşması
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
HDPnin ne
yaptığı ortada. HDP dört gündür hem bu yasa tasarısı
üzerindeki görüşlerini hem de burada Meclis idaresiyle ilgili eleştirilerini
bu kürsüden açık yüreklilikle ortaya koyuyor. Özellikle AKPyle ilgili
eleştirilerimizi sert bir şekilde dile getiriyoruz. Çünkü yürüyen bir
çözüm süreci, toplumda büyüyen bir barış beklentisi vardı, bu dönem
içerisinde buraya demokratikleşme paketlerinin gelmesi gerekiyordu. Ama,
maalesef, bu demokratikleşme paketleri yerine, Türkiyedeki antidemokratik
uygulamaları artıracak bir iç güvenlik yasasını AKP buraya
getirerek bizce samimiyetini de, ciddiyetini de ortaya koymuştur. Bunu da
defalarca, bu kürsüde yaptığımız konuşmalarda da dile
getirdik.
Tabii bunun MHP Grubu tarafından dile getirilmesi de
tam trajikomik bir durumu ortaya koyuyor. Bugüne kadar MHP Grubu bu Mecliste
görüşülen bütün yasa tekliflerinde AKPye koltuk değnekçiliği
yapmıştır. Siz buraya getirilen kaç savaş tezkeresini
AKPyle birlikte onaylayıp buradan geçirmediniz mi? (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sataşın, sataşın!..
İDRİS BALUKEN (Devamla) Sizin
yaptığınız, sizin verdiğiniz onaylarla, o savaş
tezkereleriyle savaş uçakları Roboskiye gidip katliamlar
yapmadı mı? Siz çıkıp, bu onaylar üzerine, AKPye
verdiğiniz bu destekler üzerine halktan özür dilediniz mi, buraya gelip
gerekli açıklamaları yaptınız mı? Bütün Meclisteki
tekliflerde böylesi bir pratik ortadayken burada HDP ile AKP arasında
gizli bir şey varmış gibi yansıtmanız doğru
değildir. [AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar (!)] Kamuoyunu ve Genel Kurulu bilgilendiriyoruz. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan...
BAŞKAN Efendim. (AK PARTİ
sıralarından Söz iste. sesleri)
Bir dakika arkadaşlar...
OKTAY VURAL (İzmir) - Bu açıklamadan önce,
şimdi, tekrar verdiğiniz açıklama aslında benim ne kadar
haklı olduğumu ortaya koyuyor. Bu eksende, sizin HDPye
sataşmadan dolayı söz talebini verip, ondan sonra benim talebimi
gözden kaçırıp ara vermeniz, ara verdikten sonra tekrar HDPye söz
vermeniz, aslında bu konuda biraz önce hatibin yaptığı
konuşmayla MHPyi hedef alması...
BAŞKAN - Sataşmadan söz mü istiyorsunuz?
OKTAY VURAL (İzmir) ...aslında iş
birliğiyle...
BAŞKAN Sataşmadan söz mü istiyorsunuz
Sayın Vural?
OKTAY VURAL (İzmir) - ...MHPye karşı
hasmane bir tutumunuz olduğunu ortaya koyuyor.
BAŞKAN Sataşmadan söz mü istiyorsunuz?
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim bir dakika...
HASAN ÖREN (Manisa) Başkan, biz de anlayalım
ne olduğunu.
OKTAY VURAL (İzmir) Ben sizin tutumunuzla ilgili,
önce, söz istiyorum.
İHSAN ŞENER (Ordu) - Ne tutumu var?
OKTAY VURAL (İzmir) Bununla ilgili irade
beyanımı ortaya koydum. Sizin söz vermelerde, söz
sıralarını değiştirmede, bu konuda bir partiye yönelik
olarak yaptığınız tercihten dolayı -çünkü sataşma
partilere yöneliktir, bu partilerden sadece HDPyi kayırdınız,
MHPye söz vermediniz- öncelikli olarak sizin tavrınızla ilgili söz
talebim vardır, ondan sonra sataşmayla ilgili...
BAŞKAN İki dakika... Buyurun.
OKTAY VURAL (İzmir) Usul tartışması
açıyorsunuz.
BAŞKAN Sataşmadan dolayı size...
OKTAY VURAL (İzmir) Usul
tartışması...
BAŞKAN - Oturum değişti. Aynı
davranışta bulunabilirim.
Lütfen gelir misiniz, iki dakika size söz veriyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Bakın, HDPye
karşı kedi gibisiniz, buraya parmak sallıyorsunuz! Parmak
sallıyorsunuz! (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BÜLENT TURAN (İstanbul) Bağırma be! Ne
bağırıyorsun!
BAŞKAN Bana hakaret edemezsiniz! Geliyor musunuz?
İki dakika, size, sataşmadan dolayı söz veriyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) HDP iş birlikçisisin sen!
HDP iş birlikçisisiniz!
BAŞKAN İki dakika Sayın Oktay Vurala
sataşmadan dolayı söz veriyorum. Geliyor musunuz?
OKTAY VURAL (İzmir) Benim bir talebim...
BAŞKAN Geliyor musunuz?
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan...
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Sayın
Başkan, yine sataşıyor.
BÜLENT TURAN (İstanbul) Gündeme geçer misiniz...
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan...
BAŞKAN Hakkınızı kullanmak
istemiyorsunuz, peki.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan, benim
bir talebim olmadan sizin bir söz vermeniz mümkün değil.
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale)
Başkan, devam et!
BAŞKAN Sataşmadan söz istiyorum. dediniz.
OKTAY VURAL (İzmir) Önce İç Tüzüke
uyacaksın!
BAŞKAN Sataşmadan söz istiyorum. dediniz.
OKTAY VURAL (İzmir) - Önce bileceksin! HDPyle
iş birliği yaparak MHPnin söz hakkını gasbediyorsun!
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) Devam
edelim.
OKTAY VURAL (İzmir) Sizin sataşmanızdan
dolayı ben usul tartışması açılması
gerektiğini ifade ediyorum.
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale)
Başkan, devam et, Başkan!
BAŞKAN Şu anda usul
tartışmasını açacak hiçbir şey yok. Sataşmadan
dolayı söz istiyorsanız gelin, gelmiyorsanız gündeme geçiyorum.
Teşekkür ederim.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan,
sataşmadan dolayı söz istiyorum!
BAŞKAN Gündeme geçmeden önce üç sayın
milletvekiline gündem dışı söz vereceğim. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar; MHP sıralarından sıra
kapaklarına vurmalar, gürültüler)
OKTAY VURAL (İzmir) Sataşmadan dolayı
söz istiyorum!
BAŞKAN Gündem dışı ilk söz,
Bayburtun kurtuluşunun 97nci yıl dönümü nedeniyle söz isteyen
Bayburt Milletvekili Bünyamin Özbeke aittir. (Gürültüler)
ENGİN ALTAY (Sinop) Sayın Başkan... Sayın
Başkan...
BAŞKAN Buyurun Sayın Özbek.
(İzmir Milletvekili Oktay Vuralın
Başkanlık kürsüsüne yürümesi)
OKTAY VURAL (İzmir) Böyle keyfî şey olur mu?
BAŞKAN Çağırdım, gelmediniz.
VIII.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- Bayburt Milletvekili Bünyamin Özbek'in,
Bayburt ilinin kurtuluşunun 97nci yıl dönümüne ilişkin gündem
dışı konuşması
BÜNYAMİN ÖZBEK (Bayburt) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Bayburtun düşman işgalinden
kurtuluşunun 97nci yıl dönümü nedeniyle gündem dışı
söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle sizleri saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
(Bingöl Milletvekili İdris Baluken ve Ankara
Milletvekili Levent Gökün Başkanlık kürsüsüne yürümeleri)
BÜNYAMİN ÖZBEK (Devamla) - Yıl 1918,
Anadolunun büyük bölümü düşman işgali altında, o tarihte
Bayburt ise Rus işgali altında. Rusyadan destek gören Ermeniler
bölgede türlü mezalimlere imza atmaktadırlar. Halk yoksul ve perişan
vaziyette, düşmana karşı koyacak silah olmadığı
gibi...
(Bir kısım AK PARTİ, MHP ve HDP
milletvekilinin Başkanlık kürsüsü önünde toplanmaları)
BAŞKAN Buradan uzaklaşın! (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Grup başkan
vekillerini azarlayamazsınız!
BEŞİR ATALAY (Kırıkkale) Bravo
Başkan. (AK PARTİ ve MHP sıralarından gürültüler)
BÜNYAMİN ÖZBEK (Devamla) - ...yiyecek ekmeğe
dahi muhtaç, ancak tek kalan yüreklerdeki bağımsızlık
arzusu... O arzu ki, çetin direnişler neticesinde düşmanı
topraklarımızdan atan güç ve kudret olmuştur.
İkinci Plevne diye Mareşal Fevzi Çakmak
tarafından nitelendirilen Kop mücadelesidir. O gün
vatanımızın düşman işgalinden kurtulması için
canlarını ortaya koyan şehitlerimizi rahmet ve minnetle yâd
ediyorum, ruhları şad olsun.
Dün vatan savunmasını yapanların
torunları bugün farklı şekilde Bayburt hizmetlerini
sürdürmektedirler. Bayburtta ilk huzurevini yapan hayırsever iş
adamı Fahrettin Evsene, Bayburt Üniversitesi İktisadi ve İdari
Bilimler Fakültesini kazandıran hayırsever iş adamı merhum
Kâzım Erdeme, Demirözü ilçemize yurtlar, okullar yapan ve üniversitemizin
yeni kampüsüne cami kazandıracak olan hayırsever iş adamı
Mustafa Köseoğluna, 2014 Avrupa Konseyi Müze Ödülüne layık görülen
Bayburt Baksı Müzesinin kurucusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Onur
Ödülü alan Profesör Doktor Hüsamettin Koçan Hocamıza, Bayburta imam-hatip
okulu, yurt, cami kazandıracak olan, her yıl bin Bayburtlu
öğrencimize burs veren ve aynı zamanda Bayburtsporumuza verdiği
destekten dolayı Abdurrahman Şentürk ve buradan isimlerini
sayamadığım Bayburta hizmet etmiş tüm hemşehrilerime
şükranlarımı sunuyorum.
Bilindiği üzere, Bayburtumuz yıllar sonra
tekrar profesyonel lige çıkmış, gerek ligde gerekse Türkiye
Kupasında çok iyi mücadeleler vermiştir. Ziraat Türkiye
Kupasında gruplara kalmış ve bir üst tura çıkma
mücadelesini final havasında Fenerbahçeyle oynamıştır.
Bayburtlulara bu heyecanı yaşatan Bayburtsporumuzun yönetimine,
teknik heyetine, futbolculara ve tüm taraftar gruplarına teşekkür
ediyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından
karşılıklı laf atmalar, gürültüler)
Değerli arkadaşlar, 24üncü Dönem Türkiye Büyük
Millet Meclisinde sadece Bayburt tek milletvekilliyle temsil edildi. Tek
milletvekili olarak hem Bayburta en iyi hizmeti götürme hem de Türkiye Büyük
Millet Meclisinde şehrimi en güzel şekilde temsil etme çabası
içerisinde oldum. Bu dönemde beni yalnız bırakmayan Sayın
Cumhurbaşkanımıza
(Gürültüler)
Sayın milletvekilleri, müsaade ederseniz, iki buçuk
saattir burada konuşmayı bekliyorum. Eğer biraz
saygınız varsa, kürsüde bir milletvekili konuşuyor, lütfen rica
ediyorum
(AK PARTİ sıralarından alkışlar) 24üncü
Dönemde şehrini temsil eden tek milletvekili olarak burada konuşuyorum,
lütfen biraz saygı bekliyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BÜLENT BELEN (Tekirdağ) Sen saygıdan ne
anlarsın!
BÜNYAMİN ÖZBEK (Devamla) - İnşallah,
25inci Dönemde Bayburt 2 milletvekiliyle temsil edilecektir. Bundan
dolayı beni tek vekil olarak destekleyen Sayın
Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza, Hükûmetimize,
siz değerli milletvekillerime, AK PARTİ il teşkilatına,
belediye başkanlarıma, sivil toplum örgütlerime çok çok teşekkür
ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
İnşallah, bu yasa huzurlu bir şekilde
çıkacaktır. Tabii, daha verimli konuşma yapacaktık ama
maalesef iki buçuk saattir engellemek için muhalefet partisi milletvekillerinin
hepsi gayret gösteriyorlar. İnşallah, yarın kurtuluş
programında daha geniş bir şekilde Bayburtlu
hemşehrilerimizle düşüncelerimizi paylaşacağız.
Ben tekrar sizleri saygıyla, sevgiyle
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Gündem dışı ikinci söz, Adana ilindeki
işsizlik sorunları hakkında söz isteyen Adana Milletvekili
Sayın Ali Halamana aittir.
Buyurun Sayın Halaman. (MHP sıralarından
alkışlar)
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan,
bir saniye
BAŞKAN Hoş geldiniz Sayın Çam.
2.- Adana Milletvekili Ali Halaman'ın,
Adana ilindeki işsizlik sorununa ilişkin gündem dışı
konuşması
ALİ HALAMAN (Adana) Sayın Başkanım,
değerli milletvekilleri; Adananın ilçelerinin, Adananın
merkezinin işsizlik sorunlarını gündeme getirmek için söz
aldım. Sizleri saygıyla, sevgiyle selamlarım. Söz verdiği
için Sayın Başkana da teşekkür ediyorum.
Bu hafta genelde Milliyetçi Hareket Partisi Meclis
araştırma önergeleri vasıtasıyla sürekli olarak
işsizliği yani yokluğu, dolayısıyla emeklilerin
hâlini, esnafın hâlini, tarımla uğraşan insanların
hâlini, nakliyecileri, kamyoncuları, sanayiciyi, organize sanayi
bölgesinin içerisindeki tornacıları, dolayısıyla KOBİlerle
ilgili uğraşan insanların haklarını bu hafta sürekli
gündeme getirdi. Dolayısıyla, Adana, bu ülkenin en cazip, en verimli,
en kıymetli illerinden bir tanesi olması dolayısıyla
Adanada yaşanan bütün problemler Türkiyenin bütün illerine
şamildir. Yani ben Adananın ilçesinin meselesini söylerken,
Türkiyede lise mezunu, ortaokul mezunu, vasıflı, vasıfsız,
iki yıllıktan mezun, meslek lisesinden mezun, imam-hatipten mezun,
dört yıllıktan, işletmeden, sosyal bilimlerden, sözel,
sayısal bilimlerden mezun olan çocukların bu memlekette nasıl
iş bulamadığı, ailelerin arasında nasıl
kavgaların, gürültülerin çıktığı, adliye
binalarının önünde insanların Yok mu bana yardım eden?
diyerek bağırdığını, cami önlerinde küme küme
dilenen insanların nasıl oluştuğunu, bu on iki
yıllık mevcut iktidarın Yokluğu, yoksulluğu
yeneceğiz. diyerek iktidar olmasına rağmen en çok, on iki
yıllık dönemde yokluğun ve yolsuzluğun, küme küme
oligarşik siyasi iktidar yandaşları oluşarak sırf
kendi ailelerine mal, mülk edinme, kendi çocuklarına, kendi
akrabalarına, müsteşarın, genel müdürün kendi çocuklarına
iş bulmanın ötesinde bir şey yapmadıklarını
maalesef bugün görüyoruz.
Dolayısıyla, Adana, son bütçede 155 trilyon
-eski parayla- ödeneği olan, on iki senedir, İnderesi yolu dediğimiz
yani İskenderuna giden bir yolun projede olmasına rağmen
yapılmadığını, yine ısrarla, inatla takip
etmemize rağmen o bölgelerde mahallelerin yani büyükşehirden
dolayı köylerin ne kadar susuz, ne kadar yolunun
olmadığını, dolayısıyla, o Göller Bölgesi
dediğimiz bölgede projelerin olması, ihale aşamasına
gelmesine rağmen bunların ihale edilmediğini ve bu
iktidarın insanlarımızı yokluktan, yolsuzluktan
kurtarmayıp, küme içinde kendilerine yani sosyal taleplerimizi
kişisel talep hâline getirip kişi olarak kendilerine
baktığını görmek durumundayız. Dolayısıyla,
bu işleri yaparken yani siyaset Demokratik standartları yükseltmek,
sosyal standartları yükseltmek -adil barış diyorsan- özgürlük alanlarını
geliştirmek, kamu yönetimini, kamu idaresini güvenli hâle getirmek için oy
aldık. diyerek bu memlekette fink atıyorsunuz.
Dolayısıyla, bu memleketin neresinde huzur var, bu memleketin
neresinde iş var, bu memleketin neresinde aş var? Bu memleketin her
tarafında kavgadan, gürültüden, bölücülükten... Bu memleketin askerini,
polisini yok ettiniz, şimdi Polis kanunu çıkartıyoruz.
diyorsunuz. Polis bugüne kadar asayişle ilgili bir şey yaptı da
elinden alan mı oldu?
Bundan dolayı, ben Adananın, çevrenin
meselesini anlatmak için gündem dışı söz aldım. Söz verene
teşekkür ediyor, hepinize saygı ve sevgiler sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) Sayın Başkan...
BAŞKAN Gündem dışı üçüncü söz,
elektrik faturalarındaki kayıp kaçak bedeli ile Manisa ili genelinde
yaşanan ve günlerdir süren elektrik kesintileriyle ilgili söz isteyen
Manisa Milletvekili Sayın Örene aittir.
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) Sayın Başkan...
BAŞKAN Sonra dinleyeceğim sizi...
Buyurun Sayın Ören. (CHP sıralarından
alkışlar)
3.- Manisa Milletvekili Hasan Ören'in, son
günlerde Genel Kurulda yaşanan olaylara ve AK PARTİ Grubunun Genel
Kurul çalışmalarındaki tutumuna ilişkin gündem
dışı konuşması
HASAN ÖREN (Manisa) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; çok gergin bir ortamda bir yasa tasarısını
görüşüyoruz.
ÖNDER MATLI (Bursa) Yok, çok rahat!
HASAN ÖREN (Devamla) İktidar geçmiş dönemdeki
gibi hâlâ ısrarını sürdürüyor. Meclis
Başkanlığı ise ülkenin bu yasalara ihtiyacı
olduğunu, Meclisin kapanmaması gerektiğini, Meclisin çalıştığını
söylüyor. Aslında on iki yıldan beri birbirinizle tezata düşüyorsunuz.
On iki yıldan beri AKP Grubu şununla övünmüyor mu: Geldiğimiz
günden beri en hızlı şekilde kanun çıkarıyoruz.
Geldiğimiz günden beri en iyi şekilde yasaları
çıkarıyoruz. Bununla ilgili, ülkenin sorunlarını
hallediyoruz. diyen sizlersiniz, şimdi de dönüp diyorsunuz ki: Bu Meclis
çalışmalı. Siz Suriye Meclisinde mi çıkardınız,
İranın Meclisinde mi çıkardınız bu ülkeyi yönetmekle
ilgili yasaları, yoksa halkın iradesiyle teşekkül etmiş bu
Mecliste mi çıkardınız? Tabii ki, bu Mecliste
çıkardınız ama tahammülünüz yok, tahammül
sınırlarınız bitmiş. Ne olursa olsun, kim size
karşı gelirse gelsin ya siyonist oluyor ya darbeci oluyor ya
paralelci oluyor.
Değerli arkadaşlarım, gerçekten, evde
çocuklarınız AKPyle ilgili, sizin mensubu bulunduğunuz partiyle
ilgili iki çift eleştiri getirdiğinde o çocuklarınızı
da darbeci veya paralelci mi görüyorsunuz acaba? Böyle bir siyaset
anlayışı olmaz. (CHP sıralarından alkışlar)
Eğer ülkeyi ortak akılla yöneteceksek, sayın grup başkan
vekillerimiz defalarca bu kürsüye gelip Bonzaiyle ilgili bir sorun var ise,
yüzünü örten gençlerle ilgili bir sorun var ise gelin oturun, halledelim. Bu
konuyu hallederiz. dediler. Niye yanaşmıyorsunuz? Amacınız
bu değil. Diktatör dediğimizde kızıyorsunuz, İtalya
Mussolini örneğini verdiğimizde kızıyorsunuz, Almanya
Hitler örneğini verdiğimizde kızıyorsunuz.
Gidişatınız bu yana. Bu yana
gittiğinizde bilin ki duvara toslayacaksınız. Cumhuriyet Halk
Partisinin milletvekillerinin üzerine yürümekle, Cumhuriyet Halk Partisinin
milletvekillerine şiddet uygulamakla sorunu çözemezsiniz. Ama, şunu
iyi bilin: Kurtuluş Savaşından bu yana, sizin de dedelerinizin
içinde olduğu Cumhuriyet Halk Partili milletvekilleri kendilerini
korumasını çok iyi bilirler. Eğer kendilerini korumalarıyla
ilgili yanlış bir düşünceye sahip iseniz lütfen düşüncenizi
değiştirin. Bizim de 2 elimiz var, 2 kolumuz var aynen sizin gibi.
Hiçbir zaman havaya yumruğumuzu kaldırıp size vurmaktan
çekinmeyiz ama çekindiğimiz tek konu, 77 milyon insanın bu
Parlamentoda şiddet görmeme arzusudur. Onun için
kendimizi frenliyoruz, siz de frenleyin. Bizi revire gönderir iseniz, bizi
hastaneye gönderir iseniz bilin ki, nefsi müdafaa etme hakkımız
ortaya çıkacaktır. Yeter artık. Türkiyede yüzde 55i temsil eden
muhalefeti hiçe sayarak sadece kendi haklılığınızla,
sizin dışınızdaki hiç kimseyi dinlemeden, Tayyip
Erdoğan ne dediyse yaparız, Davutoğlu ne söylüyorsa uyarız
ülkenin yararına olsun olmasın. Biz bu 132 maddelik iç güvenlik
yasasını çıkaracağız. diyorsanız
yanılıyorsunuz. Demokratik haklarımızın hepsini
kullanacağız, İç Tüzükten gelen haklarımızın
hepsini kullanacağız. Tahammüllü olun, tahammüllü olun ki ülkede
demokrasi gelişsin. Sizinle ülkede demokrasinin gelişmesi mümkün
değil. Artık bu tahammülsüzlüğünüz Parlamentoda şiddete
kadar ulaşmıştır. Dün hangi vicdan, içinizdeki hangi kin ve
nefret Tokat Milletvekili Orhan Düzgünü şu mermerlerden 3 metre
aşağıya itme içgüdüsünü size verdi?
İSMAİL
AYDIN (Bursa) Sen
Sen
HASAN
ÖREN (Devamla) Yazık değil midir? Nasıl yapacaksınız
bunu? Hepsini fotoğraflarıyla göstereceğim, hepsini
fotoğraflarıyla göstereceğim.
CUMA
İÇTEN (Diyarbakır) Ayıp, ayıp
Yahu, kendiniz ittiniz.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen laf atmayın.
HASAN
ÖREN (Devamla) Buraya gelip de hangi vicdanla o
arkadaşımızı, burada bu 3 metrelik mermerlerin olduğu
yerde, hayatına kastedecek şekilde bu eylemi yaptınız.
Bunun hesabını vereceksiniz. Burada vermezseniz
vicdanlarınızda vereceksiniz. Hepinizin aileleri bütün
televizyonlarda olanları izlediler, siz de izleyin kimin
yaptığını görün. (CHP sıralarından
alkışlar)
MEHMET
ERSOY (Sinop) Sen başlattın, sen. Ben gördüm, ilk tekmeyi sen
attın.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan
Sayın Başkan
BAŞKAN
Yalnız, Sayın Oktay Vuralın
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, önce
BAŞKAN
Müsaade eder misiniz... Lütfen sözümü kesmeyin.
ADNAN
ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay) Sayın Başkan, çok
sinirlisiniz bugün.
BAŞKAN
Sayın Oktay Vuralın bir dilekçesi var. Halkların Demokratik
Partisi grup başkan vekilinin MHP
Grubuna yönelik açık sataşma üzerine söz istiyorum. demiş.
Arz etmişsiniz. Talebinizi yerine getirecek misiniz?
OKTAY VURAL (İzmir) Talebim var ya!
BAŞKAN İşte onu soruyorum ben de, onu
okudum şimdi.
OKTAY VURAL (İzmir) Benim doğrudan söz
talebim var.
BAŞKAN Okudum, sizi davet ediyorum Sayın
Vural.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Özcan Yeniçeri
ALİM IŞIK (Kütahya) Sayın Başkan,
benim de bir talebim vardı.
BAŞKAN Buyurun. (MHP sıralarından
alkışlar)
Yeni bir sataşmaya neden olmayın lütfen
Sayın Yeniçeri.
VII.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
4.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin,
Bingöl Milletvekili İdris Balukenin sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında MHP Grubuna
sataşması nedeniyle konuşması
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi, 1969da
siyasi hayata atılmış bir partidir. Milliyetçi Hareket Partisi,
yattığı toprak, tuttuğu bayrak, döndüğü kıble
belli olan bir partidir. Milliyetçi Hareket Partisine laf söyleyebilmek için
biraz bir kültüre ihtiyaç var, entelektüel seviyeye ihtiyaç var ve Türkiyede
olan bitenleri algılamaya ihtiyaç var. Milliyetçi Hareket Partisi bir
çadır partisi değildir. Türk milleti de bir aşiret millet
değildir. Büyük bir milletin büyük bir siyasi organizasyonunun adı
Milliyetçi Hareket Partisidir.
Adalet ve Kalkınma Partisi ile HDP arasındaki
ilişkiyi cümle âlem bilmektedir. Bunu siz bilmiyorsanız ben sizin yüzünüze
söyleyeyim sizin neler yaptığınızı. Siz HDPden heyet
kurdunuz, HDPyle görüşüyorsunuz, siz HDPyle kucak
kucağasınız, siz HDPyle suç ortağısınız.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Sayın
Başkan, temiz bir dile davet edin.
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) - Güneydoğuda
vuku bulan her olayın altında ne kadar HDPnin
kışkırtması varsa o kışkırtmalara cevaz
verecek şekilde alanı açan da sizsiniz.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Bırak Hoca ya,
bırak ya!
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) Ve size çok
açık bir şeyler söyleyeyim ki HDPnin 6-7 Ekim hadiseleri
dolayısıyla Sokakları Kobaniye çevirin. talimatı
üzerine, yüreğiniz tutmadı, sokaklar Kobaniye çevrildi ve bu çerçeve
içerisinde 49 tane vatandaş öldü ve siz HDP hakkında bir işlem
başlatamadınız. Siz yüreksizsiniz, siz ülkeyi, Anayasayı,
demokratik sistemi, hukuku değil, tabir yerindeyse terörün silahı
önünde diz çökmüş bir hareket olarak karşımızda
duruyorsunuz.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Hadi be!
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) Yoldaki
PKKlılarla kucaklaşanların eğer fezlekelerini getirmezsek
Allah da bizi affetmez, millet de bizi affetmez. dediniz, getirmediniz. Allah
da sizi affetmiyor, millet de sizi affetmiyor, bunu buradan özellikle yüksek
sesle ifade ediyorum. Durumunuzu bir gözden geçirmekte yarar var diyor, hepinize
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Ünal, buyurun.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Hatip
konuşmasında açık bir şekilde grubumuza
satıştı. 69a göre söz istiyorum.
FARUK BAL (Konya) Gerçeği söyledi.
BAŞKAN Buyurun, iki dakika
(AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
5.- Kahramanmaraş Milletvekili Mahir
Ünal'ın, Ankara Milletvekili Özcan Yeniçerinin sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında AK PARTİ
Grubuna sataşmasın nedeniyle konuşması
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bizim grubumuz bütün
sataşmalara rağmen, bütün engellemelere rağmen, bütün tahriklere
rağmen sükûnetini muhafaza edecektir. Ama bizim grubumuza dönük açık
bir şekilde yüreksizsiniz ifadesi tahrik için
kullanılmıştır.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) 2si hastanede 6 yaralı var. Biraz
korkmak lazım Allahtan ya!
MAHİR ÜNAL (Devamla) - Burada iç güvenlik
yasasının geçmesini istemeyen iki grubun bir ittifakını
görüyoruz. Karşılıklı sataşarak şu anda
farklı bir karşıt ittifak oluşturuyorlar. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
SEDEF KÜÇÜK (İstanbul) Haksızlığa
karşı ittifak.
MAHİR ÜNAL (Devamla) - Biz bu ittifakların
hiçbir yerinde değiliz. HDP, arkadaşlar, demokratik siyasetin içerisinde
siyaset yapan meşru bir siyasi partidir, tabii ki görüşürüz, tabii ki
gerekli kurullar kurulur, bir ülkenin sorununun çözümüyle ilgili
görüşmeler yapılır. Bu bir iş birliği anlamı
değil bu bir çözüm arayışıdır fakat bizim burada
altını çizdiğimiz, kamu güvenliği, kamu düzeni,
sokakların Vandallara teslim edilmemesi
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) - Kamu düzenini HDPden
mi öğreneceksiniz?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Ne kamu güvenliği!
MAHİR ÜNAL (Devamla) -
devletin polisinin gerekli
güvenliği, hak ve özgürlükleri sağlaması için bir kanun
getiriyoruz. Burada MHPyle HDPnin açık bir ittifakı var. Biz de
diyoruz ki: Bu ittifakı anlamakta zorluk çekiyoruz. Söylediğimiz
bu, bunun üzerinden şöyle bir şey söyleyemezsiniz: Efendim,
Başbakan HDPyle görüşüyor, biz de burada beraber karşı
çıkıyoruz. Bunda ne var? Biz ülkenin bir sorununu çözmek için
demokratik siyasetin meşru unsuru HDPyle görüşürüz. ama bizim
anlamadığımız
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) PKKyla
görüşüyorsun, PKKyla, onu anlat bize!
MAHİR ÜNAL (Devamla) -
kamu güvenliği
konusunda, kamu düzeni konusunda nasıl oluyor da MHP ile HDP bir araya
geliyor
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye)
İmralıya da gittiğini anlat Mahir Bey.
MAHİR ÜNAL (Devamla)
Cumhuriyet Halk Partisi de
buna eşlik ediyor?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Bebek
katilini ziyaret ettiğini anlat.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Ünal.
MAHİR ÜNAL (Devamla) Ve milletimiz bizi görüyor.
OKTAY VURAL (İzmir) MHPyi HDPyle
göstereceğine İmralıda yaptığın
konuşmaları açıkla! İmralıya yaptığın
ziyaretleri açıkla!
MAHİR ÜNAL (Devamla) Bakın, milletimiz bizi
izliyor. Deminden beri engellemelerin nasıl olduğunu, nasıl
ittifaklar kurulduğunu izliyor milletimiz.
BAŞKAN Sayın Ünal, teşekkür ederim.
OKTAY VURAL (İzmir) Sen PKKyla birlikte iş
tutuyorsun be! Hangi yüzle bunları söylüyorsun?
MAHİR ÜNAL (Devamla) Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
OKTAY VURAL (İzmir) Kamu düzenini PKKya
sattınız.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Baluken, sizi bekletiyorum epeydir.
Buyurun.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Sayın
Başkan, demin
İDRİS ŞAHİN (Çankırı) Sen
neyin nasıl olduğunu gayet iyi biliyorsun Sayın Vural. Ama
işine geldiği gibi konuşuyorsun.
OKTAY VURAL (İzmir) Ne kadar münafık
siyasetin tipik örneğiyse...
BAŞKAN Sayın Vural, lütfen
İDRİS ŞAHİN (Çankırı) Her
şeyi bildiğin hâlde, işine geldiği gibi konuşuyorsun.
BAŞKAN Sayın Balukene söz verdim, o epeydir
bekliyor.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Yahu
bizimle konuşurken niye kaşlarını çatıyorsun
Sayın Başkan? Çocuk mu azarlıyorsun böyle?
BAŞKAN Sayın Balukene söz verdim.
Buyurun.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Sayın
Başkan, demin Milliyetçi Hareket Partisi adına konuşan
sayın hatip, defalarca, grubumuzla ilgili, aslında, Meclis Genel
Kurulunun işleyişine de uymayan, temiz bir dille söylenmemiş pek
çok cümleyi de sarf ederek sataşmada bulunmuştur. HDPnin AKPyle
birlikte kucak kucağa olduğunu, HDPnin
kışkırtmasıyla ülkenin her tarafında olaylar
yaşandığını, HDPnin 6-7 Ekim olaylarında Türkiye
sokaklarını Kobaniye çevirdiğini belirtmiştir.
BAŞKAN Buyurun, iki dakika
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Tekzip
ettiğim bir haberi gerçekmiş gibi kabul etmeniz hiç hoş
değil.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Birinci söz talebimiz
budur.
İkinci olarak da, yine, Sayın Mahir Ünal, AK
PARTİ adına konuşan Grup Başkan Vekili
BAŞKAN Şimdi, bir dakika, önce bu birincisini
hâlledelim, çünkü başka söz isteyen sayın milletvekilleri de var.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) O zaman, buna cevap
verelim çünkü Mahir Bey de aynı sataşmada bulundu, onda da ayrı
bir söz isteyeceğim.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Onda da söz
istiyoruz.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Ya, meşru siyasetin
parçası demek sataşma mıdır?
BAŞKAN Şimdi, bakın, Sayın Mahir
Ünal size Meşru siyaseti savunuyorsunuz. dedi.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) MHPyle ittifak
yapmak demek sataşmadır.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Kanunun geçmemesi
için birlikte hareket ediyorsunuz. dedim.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Bizim MHPyle
nasıl bir ittifakımız var?
BAŞKAN - Sayın Baluken
Sayın Baluken,
siz, şimdi, Sayın Yeniçerinin konuşması üzerine
sataşmadan söz istediniz öyle mi?
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Evet.
BAŞKAN Buyurun, iki dakika
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Sonrasında da
BAŞKAN Buyurun, iki dakika
İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Hasip Bey cevap
verecek.
BAŞKAN Ona sonra bakacağız, ona sonra
cevap vereceğim, karar vereceğim, lütfen, böyle pazarlık yok.
Buyurun, buyurun.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Tamam, Mahir Beyle
ilgili de
BAŞKAN Mahir Beyin konuşmasıyla ilgili
olarak diğer grup başkan vekilleri de söz istedi. Lütfen
Buyurun.Sayın Kaplan.
6.- Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplan'ın, Ankara Milletvekili Özcan Yeniçerinin sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında Halkların
Demokratik Partisine sataşması nedeniyle konuşması
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; herhâlde insan haklarını,
özgürlükleri, güvenliği, fişlenmeyi, dinlenmeyi, gizliliği
getiren bir yasa gelirse burada, insan olan, vicdanı olan,
azıcık hukuk nosyonu olan, azıcık şu kalbinde merhamet
olan herkesin buna karşı çıkması doğaldır.
Çoğu zaman da biz birçok konuda üç muhalefet partisi karşı
karşıya çıkabiliriz ama üç muhalefet partisi
birleştiği zaman, bu sefer, hemen muhalefet blokunu bölmek ve
birbirine çatıştırmak üzere argümanlara başlayan Hükûmetin
taktiğini çok iyi biliyoruz. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)
Bakın, çok açık söyleyeyim: MHPde iki üç tane sivri dilli
arkadaş var. O sivri diller MHPnin gerçi resmî politikası değil
ama şunu ifade edeyim
Sayın Yeniçeri, sen ayrı bir versiyonsun
MHPde. (Gülüşmeler)
Şunu söyleyeyim: Yüzde 10 barajında senin
partin AK PARTİyle anlaştı mı? Anlaştı. Hazine
parasını kırışırken senin partin AK
PARTİyle anlaştı mı? Anlaştı. Bakın, HSYK
seçimlerinde senin partin AK PARTİyle anlaştı mı?
Anlaştı. Her savaş tezkeresinde senin partin AK PARTİyle
kucaklaşıyor mu, kucaklaşmıyor mu? Bu kavramı
doğru bulmuyorum. Bu argo kavramlar bu kürsüye yakışmıyor.
Hepinizi uyarıyorum. 2dir bunu kullanıyorsunuz. Hiçbir parti bir
partiyle kucaklaşmaz, görüşür, diyalog kurar, müzakere eder,
tartışır, kararlar alır, buraya gelir. Bu ülkenin kaderi
için, çözüm süreci için her şey yapılır. Yüreği olanlar
Nobel Barış Ödülüne de aday olur, Oscara da aday olur, Türkiyenin
barışını kim getirirse burada, onlar aday olur, kahramanlar
aday olur, gerisi hikâyedir. Bunu size hatırlatırım. (HDP ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Gök
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Gökü dinleyeceğim.
LEVENT GÖK (Ankara) Efendim, ben, Sayın Mahir
Ünalın konuşması üzerine
BAŞKAN Sonra MHPye söz verip oturumu
değiştireceğim. Açıkça söyleyeyim de sonradan bir şey
olmasın.
Buyurun.
LEVENT GÖK (Ankara) Efendim, Sayın Mahir Ünal
konuşmasında, sonucunda Cumhuriyet Halk Partisi de bu HDP-MHP
ittifakına eşlik ediyor. tarzında bir söz söyledi.
BAŞKAN Buyurun.
İki dakika
(CHP sıralarından
alkışlar)
7.- Ankara Milletvekili Levent Gökün,
Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünalın sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında Cumhuriyet Halk
Partisine sataşması nedeniyle konuşması
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hak ve özgürlükler söz konusu olduğunda ben
de isterdim ki AKP milletvekilleri de, herkes de, uluslararası
standartlara, Avrupa Birliği içtihatlarına uysun, dünyada evrensel
hukuk ne gerektiriyorsa onu yapsın ve muhalefetin bu söylediklerini
dinlesin. Elbette bir doğruda buluşulmuşsa bundan niye
rahatsız oluyorsunuz ki?
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Rahatsız
olmuyoruz efendim, Birlikte hareket ediyorsunuz. diyoruz.
LEVENT GÖK (Devamla) Şimdi, bakın, siz
diyorsunuz ki: Bonzai, molotofkokteyli
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Bir tespit bu.
LEVENT GÖK (Devamla) Herkes, Genel
Başkanımız da açıkladı, bütün partiler
açıkladı; sorun bonzaiyse, molotofkokteyliyse bunları çözmek çok
basit değerli arkadaşlarım. Gelin, bu konuda, hemen şimdi,
hiç başka bir yere gitmeden hemen çıkalım dışarıya,
bunları çözecek bir maddeyi getirelim, burada bu işi kapatalım.
Var mısınız değerli arkadaşlar?
SEDEF KÜÇÜK (İstanbul) Hemen varız.
LEVENT GÖK (Devamla) Varlar mı? Yoklar.
OKTAY VURAL (İzmir) Dertleri o değil.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Kaçak
saraya sormaları lazım, kaçak saraydan talimat gelmezse yapamazlar.
LEVENT GÖK (Devamla) Değerli milletvekilleri,
bakın, şimdi size ilginç bir şey anlatacağım: Kamu
otoritesi konusunda nereden nereye geldik? 6-8 Ekim olayları olduğu
zaman Cizrede tam 50ye yakın yurttaşımız öldü ve biz
devletin orada bir otorite tesis etmesini isterken Başbakan
Yardımcısı Yalçın Akdoğan çıktı Kandile
seslendi, Kandile seslenerek Cizredekiler yani Cizredeki PKKlılar
size nanik yapıyor, sizin sözünüzü dinlemiyor. diyerek bir Başbakan
Yardımcısı Kandilden yardım istedi değerli
arkadaşlar. İktidarınızın getirdiği tablo bu.
Kamu otoritesini terk etmişsiniz.
SEDEF KÜÇÜK (İstanbul) Aynen.
LEVENT GÖK (Devamla) Yani bunu yalanlayabiliyor musunuz
burada? Reddedebiliyor musunuz? Yok. Siz zaten otoriteyi
bırakmışsınız. Bir ırmağa
düşmüşsünüz, sürüklenip gidiyorsunuz. Sizin otoriteden bahsetmeye ve
Cumhuriyet Halk Partisini eleştirmeye hakkınız yoktur, haddiniz
de değildir. (CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Eleştirmeye
niye hakkımız yok Levent Bey?
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Vural
OKTAY VURAL (İzmir) Sataşmadan dolayı
söz
Sayın Mahir Ünal konuşmasında -bir partiyle iş
birliği- kendilerinin yaptığı iş birliğini MHPye
atfederek yalan beyanda bulunmuşlardır.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) İş
birliği demedim efendim.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) İttifak,
ortaklık.
OKTAY VURAL (İzmir) O konuda Sayın Celal Adan
konuşacak.
BAŞKAN Sayın Adan, buyurun.
İki dakika size veriyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Grup adına, Sayın
Mahir Ünal Beyin konuşmasına, İmralının ziyaretçisi
BAŞKAN Grup adına Sayın Celal Adan
konuşacak, grup adına siz konuşacaksınız ve bitiyor bu
konu.
Buyurun Sayın Celal Adan.
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) - Sayın
Başkan, sataşma var; ben konuşurum.
8.- İstanbul Milletvekili Celal
Adan'ın, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünalın sataşma
nedeniyle yaptığı konuşması sırasında
Milliyetçi Hareket Partisine sataşması nedeniyle konuşması
CELAL ADAN (İstanbul) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri
BAŞKAN Buyurun Sayın Adan.
CELAL ADAN (Devamla) Bir sessizlik olursa
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) Hiç lamı cimi
yok.
BAŞKAN Sizin arkadaşınız gürültü
çıkartıyor.
CELAL ADAN (Devamla) Sessizlik olması
bakımından
BAŞKAN Sizin arkadaşınız gürültü
çıkartıyor.
Yeniden alıyorum, mikrofonunuzu yeniden
açıyorum.
CELAL ADAN (Devamla) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hepinizi saygılarımla
selamlıyorum.
Cumhuriyet tarihinin en yalan söyleyen Hükûmetiyle, bir
iradeyle karşı karşıyayız. (CHP sıralarından
alkışlar) Bakınız, size çok çıplak bir şey
söyleyeyim: On üç yıl evvel, uçağın bir köşesinde tutuklu,
Türk askerine yalvaran, bu milletin merhametine, birliğine,
kardeşliğine, jandarmasına, polisine kurşun sıkan
eşkıya başının mesajını Türk bayrakları
ayaklar altındayken paçavraların boy boy gösterildiği
Diyarbakırda bu mesajı okutan bu iktidar cumhuriyet tarihinin en korkunç
olayının altına imza koydular. Siz hangi vicdanla HADEPle,
bölücü unsurlarla Milliyetçi Hareket Partisini yan yana koyabilirsiniz? İç
güvenlik yasası
Sizin maneviyatınızı,
varlığınızın kimyasını bozan cumhuriyet
tarihinin en büyük hırsızlık olayını
akladınız.
FARUK BAL (Konya) Paralel, paralel!
CELAL ADAN (Devamla) Bu iç güvenlikte de paralel
olayı var. Afrikada paraleli konuşuyorsunuz. Sizin kimyanız
bozuldu, suçüstü yakalandınız. İçinizde yiğit 50
milletvekili bu hırsızlık olayının Yüce Divana
gitmesini istediler, yürek koydular; kendilerini kutluyorum. (CHP sıralarından
alkışlar) Bugün Türkiyede gelip yüreğinizi koyun, şu anda
Türk devletinin giremediği yerler var. Bunun için yasaya mı gerek
var? 6-7 Ekim Kobani olaylarında eşkıya başına
yalvaran siyasi irade Türk iradesi olamaz, Türk devletinin iradesi olamaz. PKKyla
yapılan bütün görüşmelerde benim inancıma göre Türk devleti
yoktur, bu devletin içine sızmış kirli unsurlar vardır. Bu
memleketin askerine, polisine, jandarmasına, merhametine, tarihine
kurşun sıkanlarla Milliyetçi Hareket Partisini yan yana oturtmak -sadece
tek kelimeyle söylüyorum- bir büyük iftiradır ve ileride hesabı
sorulacak bir iftiradır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
CELAL ADAN (Devamla) Başbakan da aynı
şeyleri yapıyor meydan meydan. Dolayısıyla biz Türk
milletinin birliğine kasteden terör örgütüyle iş birliği yapan
sizin iktidarınızı suçlamaya devam edeceğiz Allahın
izniyle.
Hepinize saygılarımı sunuyorum. (MHP ve
CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Adan.
Sayın Baluken
İDRİS BALUKEN (Bingöl) AK PARTİ Grubu
adına konuşan Grup Başkan Vekili Sayın Mahir Ünal grubumuzu
MHPyle birlikte ittifak yaparak, ortak bir tutumla hareket ederek zan altında
bırakmıştır. Böyle bir durumun
olmadığını kendisinin bilmesine rağmen kürsüden bütün
milletin izlediği bir saatte bu şekilde beyanatlarla partimizi zan
altında bırakmıştır. Ben sataşmadan dolayı
müsaade ederseniz cevap vereceğim.
BAŞKAN Şimdi size söz vereceğim.
Ama sayın milletvekilleri, bu Genel Kurul içinde
grupları olan, grupları olmayan partiler var. Diyalog önemlidir,
uzlaşı önemlidir ve buna da hepimiz vurgu yapıyoruz. Yani bir
partinin diğer bir partiyle konuşması, herhangi bir işte,
herhangi bir projede birlikte olması, aynı teklifi imzalaması
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Kınanacak bir
durum değildir efendim.
BAŞKAN
aynı konuda herhangi bir
değişiklik yapmasını herkes kendisine bir sataşma
olarak algılıyor, bu çok vahim bir tanımlama.
AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) Ama suçlama
yapıyor, suçlama yapıyor.
BAŞKAN Sizinle konuşmuyorum.
Bu çok vahim bir tanımlama yani bu zan altında
bırakmak
Sizin şahsınıza söylemiyorum, genel olarak
söylüyorum.
AHMET DURAN BULUT (Balıkesir) Başbakan
suçluyor Başbakan, meydanlarda millete bunu söylüyor.
BAŞKAN Sizin şahsınıza da
söylemiyorum. Yani O partiyle konuştum zan altındayım, bu
partiyle konuştum zan altındayım. Bunlar hoş ifadeler
değil, bunlar buradaki siyaseti keskinleştiren ifadeler; bunlar
buradaki diyaloğu doğmadan öldüren gelişmeler.
MELDA ONUR (İstanbul) Başbakanınıza
söyleyin, Başbakanınıza anlatın onu.
BAŞKAN Lütfen, rica ediyorum.
Son söz olarak size söz veriyorum Sayın Baluken, iki
dakika.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Ben de söz istiyorum
Sayın Başkan. Terör örgütüyle iş birliği
yaptığımızı söyledi değerli konuşmacı.
O çerçevede söz talep ediyorum.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Doğru
söylüyor. Yapmıyor musun?
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) Sayın
Başkan, Sayın Başkan
BAŞKAN Bitti, bitti.
Buyurun Sayın Baluken.
9.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in,
Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünalın sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında Halkların
Demokratik Partisine sataşması nedeniyle konuşması
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu
kürsüden tabii, kullanmış olduğumuz her cümlenin bir mantık
süzgecinden, bir düşünce süzgecinden geçip o şekilde dile dökülmesi
gerekiyor. Özellikle burada antidemokratik bir yasayla ilgili muhalefet
partilerinin yapmış olduğu muhalefet üzerinden, ortaya
koyduğu duruş üzerinden siyasi partileri ortaklık yapmakla,
ittifak yapmakla suçlamak her şeyden önce siyasi etiğe ve siyasi
ciddiyete uymaz. Bizim, bir kere, MHPyle ortak olmamızın
koşullarının mümkün olmadığını siz en iyi
bilenlerdensiniz. Çünkü, ideolojik kökleri itibarıyla MHP tekçi,
asimilasyoncu, ırkçı, Türkçü, milliyetçi bir parti. (MHP
sıralarından Hop, hop sesleri) HDP ise Türkiyedeki bütün
farklı kimlikleri, bütün farklı etnisiteleri, inançları yasal ve
anayasal güvence altına almak isteyen, neoliberal politikalara
karşı, sermaye sömürgesine karşı işçinin, emekçinin
yanında duran, Türkiyenin 77 milyon ötekileştirilen,
dışlanan, ezilen kesimlerini bir araya getirmeye çalışan
bir parti. Bu partinin, bahsettiğim ideolojik kökleri itibarıyla da
MHPyle bir araya gelmesi mümkün değildir, böyle bir
yakıştırmayı biz asla kabul etmiyoruz. Buradaki
duruşumuz nettir, bu yasa tasarısı görüşülünceye kadar da
biz duruşumuzu Halkların Demokratik Partisi olarak burada ortaya
koymaya devam edeceğiz, bu yasaya muhalefetimizi en sert şekilde
burada göstermeye devam edeceğiz.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkanım, terör örgütüyle iş birliği
yaptığımı söyledi.
BAŞKAN Lütfen, lütfen
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Ama, Sayın
Başkan, olur mu, grup başkan vekili söz istiyor.
BAŞKAN Sayın Yeniçeri elini
kaldırdı sizden önce, lütfen.
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) Daha önce ben
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) Ama, önce
grup başkan vekili elini kaldırdı Sayın Başkan.
BAŞKAN Hayır, önceden kaldırdı
Sayın Yeniçeri. (Gürültüler)
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkan
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Sayın Başkan
BAŞKAN Bir müsaade edin arkadaşlar, bir
müsaade!
Sayın Yeniçeri, nedir talebiniz?
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) Sayın Kaplan
konuşurken MHP içerisinde sivri dilli versiyon. şeklinde
şahsıma yönelik
BAŞKAN Ne güzel bir şey.
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara)
sataşma
yaptı, bu uluslararası sataşmadır, ona cevap
vereceğim.
BAŞKAN Bu güzel bir şey, sizi övüyor yani siz
çok ayrı bir şeysiniz.
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) Övüyor mu sövüyor mu
o beni ilgilendirmiyor ama bana sivri dilli dedi, benim dilim sizinki gibi,
hiç de sivri falan değil.
BAŞKAN Size söz vereceğim.
Buyurun, iki dakika.
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul)
Sayın Başkan, önce grup başkan vekiline söz verilir ama.
BAŞKAN Bir müsaade eder misiniz?
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) Esas olan
milletvekilidir.
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) Olmaz
efendim, bizim grup başkan vekilimize söz vermeniz gerekirdi.
10.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin,
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasıda şahsına
sataşması nedeniyle konuşması
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; şunu özellikle ifade etmek
istiyorum: Demokrasiyle güvenlik, demokrasinin uygulanması
sırasında ya da demokratik hak ve özgürlüklerin uygulanması sırasında
meydana gelecek sorunlar demokrasiyi kısarak, demokrasinin canına
okuyarak ortadan kaldırılabilecek sorunlar değildir.
MEHMET METİNER (Adıyaman) Aynen.
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) Özgürlükler
uygulanırken ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, aynı
zamanda toplu gösteri ve yürüyüş özgürlüğü uygulanırken meydana
gelecek sorunlar özgürlüğün kısıtlanması, baskı
altına alınması ve sindirilmesi suretiyle engellenemez; tam
tersi, demokrasinin ürettiği sorunlar daha fazla demokrasiyle
özgürlüğün ürettiği sorunlar daha fazla özgürlüklerle çözülür.
MEHMET METİNER (Adıyaman) Bu lafların
hiçbirini unutma.
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) Bu bağlamda,
getirmiş olduğunuz yasa tasarısı kelimenin tam
anlamıyla Mussoliniye yarayan bir yasa tasarısıdır, Hitler
tasarısıdır, Mao tasarısıdır. Polis devletinin
alt yapısını oluşturan bir tasarıdır. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
Tasarının amacı da şudur, ben buradan
açıklayayım: 17-25 Aralıkta suçüstü yakalanan yolsuzluğun
önümüzdeki süreçte açılması ihtimaline karşı birtakım
tedbirler alıyorsunuz. Umarım, bu getirilen yasa tasarısı
sizi, mağdur, mazlum ve mahkûm etmez. Göreceksiniz, o zaman da sizlerin
haklarını ve hukuklarını yasa çerçevesinde yine biz
savunacağız, bunu özellikle ifade etmek istiyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi parti olarak, şunu
açıkça ifade edeyim ki, başlı başına bir tezdir, bir
iddiadır. İsnatlarla, iftiralarla, ithamlarla, saldırılarla
bizi durduramazsınız.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Biz öyle bir
şey yapmadık ya, bir şey demedik sana.
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) Gerçeğin,
hakikatin, namusun karalanması söz konusu olamayacağı gibi,
Milliyetçi Hareket Partisini de karalayamazsınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) Milliyetçi Hareket
Partisi
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Ya, diğer
grup başkan vekili dedi, ırkçı iradesi, bize niye söylüyorsunuz?
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla)
kendi iradesiyle,
antidemokratik, özgürlükleri kısan
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Yeniçeri.
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla)
ve insanlara her
türlü baskıyı reva gören bir tasarıya karşı
çıkmaktadır.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Biz bir şey
demedik Özcan Bey.
BAŞKAN Sayın Yeniçeri sözünüz bitti, süreniz
bitti.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkan
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) Olay budur, gerisi
hikâyedir. (MHP sıralarından alkışlar)
MEHMET METİNER (Adıyaman) Bu
laflarını unutma, bu laflarını unutma.
BAŞKAN Sayın Bostancı
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Terör örgütüyle
iş birliği yaptığımızı söyledi. O çerçevede
söz talep ediyorum. Grubumuzun, AK PARTİnin
BAŞKAN Neyle ilgili?
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Terör örgütüyle
iş birliği yaptığımızı söyledi sayın
konuşmacı.
İZZET ÇETİN (Ankara) Ee, doğru.
FARUK BAL (Konya) Doğru.
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) Doğru bir
şey canım, zaten yapıyorsunuz.
BAŞKAN Buyurun. İki dakika
(AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Kandilden,
İmralıdan mektup bekleyen siz değil misiniz?
BÜLENT BELEN (Tekirdağ) Belki bir açıklama
yapar da öğreniriz.
11.- Amasya Milletvekili Mehmet Naci
Bostancı'nın, İstanbul Milletvekili Celal Adanın
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında Adalet ve Kalkınma Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkan, değerli arkadaşlar; değerli konuşmacı
terör örgütüyle iş birliği yaptığımızı söyledi.
Bunu reddediyorum.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Kandilden,
İmralıdan mektup bekleyen sen değil misin ya?
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) Bu konuya
ilişkin çok tartışma oldu. Bunlara şu anda yeni bir
şey eklemeyi düşünmüyorum.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Ya, bu
İmralı dediğin nedir? Sadece bir ada mıdır?
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) Ancak, bu vesileyle
söylemek istediğim bir husus var: Biz Meclise iç güvenliğe
ilişkin bir yasa getirmek, müzakere edilmesini sağlamak, yüce Meclisin
takdirine sunmak istiyoruz. Bizim yapmaya
çalıştığımız bu. Peki, değerli muhalefet ne
yapıyor? Sayın Zozani aslında burada çok veciz bir biçimde
muhalefetin ne yapmak istediğini ortaya koydu. Dedi ki: Biz yerimizde
sapasağlam duruyoruz, bu yasa geçmeyecek; MHP, CHP siz de yerinizde
sapasağlam durursanız bu yasayı geçirmeyeceğiz.
AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) - Yerimizdeyiz,
yerimizde duruyoruz.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) Ne Sayın
CHPnin yetkilileri, ne MHPnin sayın yetkilileri
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) O öyle dedi
diye fikrimizden mi vazgeçelim?
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla)
Bir dakika sen
bize nasıl talimat verirsin, yasa geçmeyecek diye nasıl irade
koyarsın? Meclise karşı nasıl böyle bir beyanda
bulunursun? demediler.
FARUK BAL (Konya) Zevahiri kurtarmaz.
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) Gündelikten anayasa
çıkarmak nasıl bir bilimsel bakış açısı? (MHP
sıralarından gürültüler)
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) Muhalefet bu konuda
çok kaçak güreşiyor arkadaşlar. Bir taraftan monolog yapıyor
yasaya ilişkin, geliyor, yasaya itiraz ediyor, kaçıyor.
BÜLENT BELEN (Tekirdağ) Konfüçyüs ne diyor
Konfüçyüs?
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) Ben de diyorum ki:
Kaçmayın, yasayı konuşalım, yasayı müzakere edelim,
yasa üzerine tartışalım.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Sen de
yasayı bir oku, içinde ne var anlayabiliyor musun?
OKTAY VURAL (İzmir) Kaçmayın, kaçmayın.
(Gürültüler)
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) Bakın, şu
Meclisin duvarları konuşur, şu arka taraf konuşur; sizinle kaç
defa birçok konuda anlaştık, uzlaştık, birçok konuda
yasaların nasıl daha makul ve rasyonel bir şekilde
olabileceğine dair anlaşmalar yaptık, yine yapabiliriz.
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) Çekin yasayı,
getirin.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Getirin
bakalım, Komisyona getirin, Adalet Komisyonuna, Anayasa Komisyonuna.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla)
Geçirmeyeceğiz, konuşmayacağız, yapılmayacak
Neden korkuyorsunuz arkadaşlar, neden korkuyorsunuz? Gelin yasayı
müzakere edelim.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Komisyona getirin,
komisyona.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) Gölge boksu
yapmayın, yel değirmenleriyle dövüşmeyin, olay üzerine
konuşalım.
Saygılar. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın
Başkan
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Musa Çam, sizi hastanede ziyaret
etmiştim ama tekrar geçmiş olsun diyorum, tekrar hoş geldiniz
diyorum.
Bütün parti gruplarını birbirlerine
saygılı davranmaya ve saygılı bir üslup kullanmaya davet
ediyorum ve on beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.48
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 18.05
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muharrem
IŞIK (Erzincan)
----0----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 59uncu Birleşiminin Beşinci Oturumunu
açıyorum.
Gündeme geçtiğimi belirtmiştim.
Şimdi Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları vardır.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Sayın Başkan
BAŞKAN Söz isteyen arkadaşlarım var.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan
BAŞKAN Pardon, bir açıklama yapmak istiyorum.
IV.- OTURUM BAŞKANLARININ
KONUŞMALARI (Devam)
3.- Oturum Başkanı TBMM Başkan
Vekili Ayşe Nur Bahçekapılı'nın, milletvekillerinin,
Meclisi çalıştırmamak adına, bilhassa söz almak için
bilerek tahrik edici cümleler kullandıklarına ilişkin
konuşması
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, biz bugün
çalışmaya saat ikide başladık. Şu anda saat altı
ve biz daha gündeme değil, Başkanlığın
sunuşlarına ve grupların önerilerine dahi geçmedik. Ben bugün
söz isteyen bütün arkadaşlarıma söz verme çabası içinde oldum,
bunu da gerçekleştirdim. Ama bakın, sayın milletvekilleri, ben
şimdiye kadar burada sekiz senedir görev yapmaktayım, şu ana
kadar bugün milletvekillerinin birbirlerinin gruplarına karşı bu
kadar hakaret içerici sözler sarf ettiğine tanık olmadım.
Hepimizin, her partinin siyasi düşüncesi farklıdır. Bunları
partilerimize, partililerimize hakaret edecek bir şekilde dile getirmek bu
Meclise yakışmıyor.
Bizim toplumumuz, milletimiz bizden çalışma
bekliyor, biz bunun için maaş alıyoruz burada. Dört saat oldu gündeme
geçemedik. Birbirimizle ilgili ağır konuşmalar, bilerek ve
bilhassa söz almak için, tekrar ediyorum, bilhassa söz almak için tahrik edici
cümleler kullanarak dört saatimizi buraya kadar getirdik.
Şimdi izninizle ben grup başkan vekillerine
yerinden söz vereceğim, sürelerini de kesmeyeceğim. Ve lütfen Meclisi
çalıştıralım, herkes bizi izliyor.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan
BAŞKAN Lütfen Sayın Zozani.
Sayın Hamzaçebi, buyurun.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan,
bir saniye söz talebim var.
BAŞKAN Bir saniye Sayın Hamzaçebi.
Buyurun, nedir?
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Bir, Maaş
alıyoruz." dediniz. Biz maaş almıyoruz.
BAŞKAN Onu bilemem.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Ne
aldığımızı bile bilmiyorsunuz.
BAŞKAN Mikrofonu size
verdiğim zaman konuşursunuz.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Bir
saniye...
BAŞKAN Sayın Hamzaçebi, sizi
dinliyoruz.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri)
Hayır, onunla ilgili bir şey var
BAŞKAN Mikrofonu size
verdiğim zaman konuşacaksınız.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri)
Hayır, sen mikrofonu verme hiç
BAŞKAN Lütfen
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Ben
ayaktayım ve bir talepte bulunacağım.
BAŞKAN Sayın Zozani, lütfen
ADİL ZOZANİ (Hakkâri)
Sayın Başkan, bir saniye
BAŞKAN Sayın Zozani, lütfen
ADİL ZOZANİ (Hakkâri)
Müsaade eder misiniz Başkan?
BAŞKAN Etmiyorum çünkü Sayın
Hamzaçebiye söz verdim.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri)
Hayır efendim
BAŞKAN Size de sıra gelecek.
Buyurun Sayın Hamzaçebi.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Başkan, gerçekte Sayın Bostancı
grubumuza sataşmada bulundu. HDP temsilcisinin söylediği bir cümleye
karşılık, buna ses çıkarmayarak, âdeta bizim HDPnin
talimatlarıyla hareket ettiğimiz yönünde bir
BAŞKAN Kesmeyeceğim sözünüzü
Sayın Hamzaçebi, kesmeyeceğim.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) İzninizle kürsüden konuşmak istiyorum Sayın
Başkan.
BAŞKAN Sayın Hamzaçebi,
lütfen
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Bakın, Sayın Başkan
BAŞKAN Anlayışla beni
karşılamanızı rica ediyorum.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Efendim, bu sataşmadır
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) O sözü
ben söylemiştim Sayın Hamzaçebi.
BAŞKAN Bakın, partiler
birbirlerini çok kötü laflarla itham etti ve bunlar tutanağa geçiyor. Biz
burada Türkiyenin siyasi tarihini gerçekleştiriyoruz, siyasi
hafızasını gerçekleştiriyoruz. Bu tür lafların
tutanaklara geçmesini önlemek hepimizin elinde.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Başkan
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) O
talimat alındığına ilişkin sözler benim Sayın
Hamzaçebi.
BAŞKAN Ben, Sayın Hamzaçebi,
sizden rica ediyorum. Sizin oturduğunuz yerden de mikrofonu
açacağım ve sözünüzü kesmeyeceğim. Aynı şekilde onlar
da tutanağa geçmiş olacak. Rica ediyorum sizden.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Peki.
BAŞKAN Çok teşekkür ederim.
Buyurun.
IX.- AÇIKLAMALAR
1.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi'nin, Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur
Bahçekapılının yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Adalet
ve Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekili yapmış olduğu
konuşmada, Halkların Demokratik Partisi adına konuşan
Sayın Zozaninin konuşmasına atfen -Biz yerimizde oturuyoruz,
bu yasa çıkmayacak, çıkmaması için çalışıyoruz,
diğer muhalefet partileri de, Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi
Hareket Partisi de benzer tutumu gösterirse bu yasa çıkmayacak. dedi-
bunu alıntılayarak kendisi, HDPnin bu sözüne karşılık
bizlerin neden itiraz etmediğini söyledi.
Şaşırıyorum. dedi hatta.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri)
Talimat verdiğimi söyledi.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Evet.
Yani sanki
bizim gruplarımıza, HDP adına konuşan değerli
milletvekili talimat verdi gibi bir izlenim yaratmak istiyor. Bunu üzüntüyle
karşılıyorum. Çok trajikomik bir açıklama. Çok trajikomik
bir açıklama. Dört başı tartılmış, her tarafı değerlendirilmiş bir
konuşma değil. Nereye varacağını muhtemelen hesap
edememiş kendisi.
Görüşlerimi ifade etmek istiyorum. Görüştüğümüz bu
tasarı, Türkiyeyi polis devletine taşımak isteyen bir
tasarıdır. Hak ve özgürlükleri kısıtlayan, Türkiyeyi 82
Anayasasının dahi öncesine götürmek isteyen -82 Anayasasının
öncesi demeyeyim- 82 Anayasasının ruhunun gerisinde kalan bir
anlayış var bu tasarıda. Böylesi bir tasarıya
karşı üç muhalefet partisinin, birbirinden farklı görüşlere
sahip üç muhalefet partisinin, özgürlükleri merkeze almak suretiyle, böylesi
bir muhalefet anlayışını sergilemiş
olmasını, ben, demokrasimiz adına bir kazanç, Türkiye'nin
geleceği açısından bir umut olarak değerlendiriyorum.
Bu, övünülecek bir tutumdur. Böylesi bir tutuma karşı
iktidarın, iktidar partisinin bundan ders çıkarmak yerine Efendim,
Halkların Demokratik Partisi ile Milliyetçi Hareket Partisi nasıl
oluyor da yan yana geliyor? ya da Cumhuriyet Halk Partisi ile Milliyetçi
Hareket Partisi ya da Halkların Demokratik Partisi yan yana nasıl
oluyor da geliyor? diyerek, bizlerin seçmen tabanına mesaj vermek gibi
bir basit, sığ, seviyesiz bir siyaset anlayışını
burada sergiliyorlar.
Şimdi, ortaya çıktı, Adalet ve Kalkınma Partisi
Halkların Demokratik Partisiyle bir görüşme yürütüyor, bir süreç
yürütüyor. Sayın Grup Başkan Vekili Meclis kürsüsünden bunu
açıkladı Evet, yürütüyoruz, ne var, demokratik bir parti değil
mi? dedi.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Hayır. Görüşülebilir.
Bunda ne var? dedim.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Evet, doğru.
Doğru elbette. Hakların Demokratik Partisi meşru bir partidir.
Elbette iktidar partisi onunla görüşebilir.
E, peki, Halkların Demokratik Partisi meşru bir partiyse
-elbette meşru- özgürlükler açısından Cumhuriyet Halk Partisinin
Halkların Demokratik Partisiyle, Milliyetçi Hareket Partisiyle yan yana
gelmesinde ne gibi bir sakınca var? Ne gibi bir sakınca var? Bu bir
ucuz siyasettir. Bu ucuz siyaseti sizlere iade ediyorum. Milletimiz bu
gerçeği görüyor.
Sayın Davutoğlu
Tamamlıyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Lütfen
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Tamamlıyorum. Müsamahanızı kötüye kullanmayacağım.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Sayın Davutoğlu da diyor ki: Efendim, bunlar molotofa, bonzaiye
karşı çıkıyor. Bu da bir ucuz siyaset. Bakın,
işin gerçeğini, içeriğini söylemiyor vatandaşa. Sayın
Davutoğlu, Sayın Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu temsilcileri;
söylesenize, polise, kızdığı vatandaşa at içeri
yetkisini veriyoruz. Bunu neden söylemiyorsunuz? Niyetiniz bonzaiyse, molotofsa
getirin, hemen bugün yasalaştıralım onları.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Çok teşekkür ederim Sayın
Hamzaçebi.
Şu arada bir şey söyleyeceğim. Sayın
Hamzaçebi dört dakika konuştu. Sizler de aynı süreye riayet ederseniz
memnun olurum.
Sayın Vural, buyurun.
2.- İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın, Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur
Bahçekapılının yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
OKTAY VURAL (İzmir) Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, biz Milliyetçi Hareket Partisi
olarak kendi tavrımızı kendimiz ortaya koyarız.
Dolayısıyla bu eksende milletin bize verdiği yetkiyle hem
komisyonlarda hem Parlamentoda kendi irademizle hareket ederiz ve burada ortaya
koyduğumuz irade bu yasayla ilgili, bu şekilde
çıkarılmasının doğru olmadığını,
yanlış olduğunu, bu yanlışların giderilmesi
amacıyla iktidar partisinin adım atması gerektiğine
ilişkin bir tavırdır. Dolayısıyla bir parlamentonun
yasa çıkartmasını engellemek, yasa yapmasını
engellemek Milliyetçi Hareket Partisinin kitabında yoktur. Milliyetçi
Hareket Partisi milletin aleyhine olan bir yasanın mahzurlarının
ortadan kaldırılmasını, demokrasiye, hukuk devletine,
özgürlüklere sahip çıkarak birlik ve bütünlüğü bozan terör örgütüyle
mücadele etmesini sağlayan ve devletin meşru güçlerinin bu mücadelede
açıkçası etkin bir şekilde kullanılmasını gözeten
bir siyasi partidir.
Dolayısıyla bu çerçevede
bakıldığında, buradaki tavrımız, kim olursa
olsun, hiçbir siyasi partiyle iş birliği içerisinde
yapılmış bir mücadele değildir. Her partinin kendine özgü
karşı çıkışları olabilir. Biz açık
yüreklilikle karşı çıktığımız konuları
söylüyoruz: Jandarmanın PKKnın isteğine göre
lağvedilmesinin karşısındayız. Keyfî
gözaltının karşısındayız. İstihbari
dinlemelerle muhaberat devleti yapılmasının
karşısındayız ama bonzaiyle mücadeleyse mücadele, molotof
kullananlarla mücadeleyse mücadele, maske takanlarla mücadeleyse mücadele; onun
yanındayız.
Bu çerçevede, Milliyetçi Hareket Partisi olarak buradan
açık bir şekilde sesleniyorum değerli milletvekilleri, Adalet ve
Kalkınma Partisine çağrım şudur: Terörle mücadelede ve
şiddetle mücadelede kullanılan molotof, bonzai ya da
diğerleriyle ilgili bir düzenlemeye ihtiyaç duyuyorsanız; bundan önce
bunlarla ilgili cezaları indirmenize rağmen, bunların önünü
açmanıza rağmen, bu yanlıştan dönmek için gerçekten bir
niyetiniz varsa bu konuda Milliyetçi Hareket Partisi olarak varız. Ama
valiye yargı yetkisi tanıyan, valinin emirlerini yerine getirmemeyi
suç olarak ortaya koyan, keyfî bir ön yakalamayı getiren, hukuk
devletinden uzak ve doğrudan doğruya yargıyı yürütmeye
bağlayarak, HSYKda yönetmelikle yapmak istediklerini yapamayıp da
şimdi kanunla yapmak isteyen bu zihniyete karşı
çağrımız çok açık ve nettir. Gelin, bu konularla ilgili,
mahzurlu gördüğümüz yönlerle ilgili uzlaşalım. Milleti birbirine
kırdırmaya, milletvekillerini birbirine düşman kılmaya
gerek yok; birileri bunu sevk ve idare edebilir ama biz milletin hayrına
çalışalım. Gelin, molotof, bonzai, toplantı ve gösteri
yürüyüşleriyle ilgili hükümler çerçevesinde atılması gereken
adımlar varsa bunları atalım. Daha başka
adımların da atılması lazım, önerimizi yapalım.
Ama Türkiye'yi hukukun üstünlüğünden, hukuk devleti ilkesinden
uzaklaştıracak; hepimizi bir ön yakalamayla makul şüpheli hâline
dönüştürüp bütün muhalefeti, muhalefeti değil insanları sindirme
araçlı bir devlet yapılanmasına izin vermeyelim. Polisin keyfî
olarak değil, kendisi için belirlenmiş objektif ilkeler çerçevesinde
yönetilmesini ve jandarmanın da bu dönem içerisinde PKK terör örgütünün
istekleri doğrultusunda lağvedilmesini ve valiye
bağlanmasıyla ilgili bu süreçten
BAŞKAN Sayın Vural, toparlar
mısınız lütfen.
OKTAY VURAL (İzmir) Damat Feritin 15 Mart 1919da
ortaya koyduğu kararname çerçevesinde attığı
adımı bugün Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekillerine
onaylatmayın, bunu çekin. Ve bu konuda bir milletvekilimizi
görevlendiriyorum, Sayın Hasan Hüseyin Türkoğlu. Bu konuda sizin de
belirleyeceğiniz bir milletvekili aracılığıyla
partiler arasında bu konuda ne yapılabilir, uzlaşma ve diyalog
nasıl sağlanabilir, hangi zeminde çıkartabiliriz diye bir
görüşme yapılsın, bununla ilgili bir değerlendirme
yapılsın. Ondan sonra da Türkiyenin hayrına -11inci
Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gülün bile bazı maddelerine
itiraz ettiği bu kanunla ilgili-
BAŞKAN Sayın Vural
OKTAY VURAL (İzmir) -
milletimizin hayrına bir
kanun çıkartılması konusunda inisiyatif almaya ve bu zemini
oluşturmaya davet ettiğimi ifade etmek istiyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Vural.
Sayın Baluken, Sayın Hamzaçebi dört dakika,
Sayın Vural yaklaşık beş dakikayı geçti. Takdiri size
bırakıyorum.
Buyurun.
3.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in,
Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur
Bahçekapılının yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Ben süre pazarlığına girmeyeceğim
tabii.
BAŞKAN Hayır, ben Takdirinize
bırakıyorum. dedim, pazarlık etmiyorum.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Ben kendi derdimi
anlatmak için mümkün olduğunca hızlı bir şekilde ifade
etmeye çalışayım.
Şimdi, özellikle Genel Kuruldaki bu
tartışmalarda, bu yasa görüşmeleri sırasında HDP ve
çözüm süreci üzerinden sürekli hakaret dili kullanan ve HDPye âdeta
vebalı bir yaratıkmış gibi algılar yaratan söylemler,
cümleler kullanılıyor. Her şeyden önce, bu anlayışın
siyasi etiğe uymadığını, her üç siyasi parti
açısından da kullanılan bu cümlelerin Türkiye demokrasisi
açısından bir ayıp olduğunu buradan ifade etmek istiyorum.
Biz defalarca ifade ettik, bu ülkenin yasaları
çerçevesinde Türkiyenin en köklü meselelerini çözme arayışında
olan, legal bir siyasi partiyiz ve ısrarla da bu Meclis çatısı
altında ülkenin en temel sorunlarını çözme
arayışımız var.
Çözüm süreciyle ilgili yapmış olduğumuz
her şeyin arkasındayız. Çözüm süreci, devletin ve toplumun
demokratikleşmesini esas alan bir çerçevede
başlatılmış ve yürüyen bir süreçtir. Ancak bugün AKP
Hükûmetinin getirmiş olduğu bu yasanın çözüm sürecinin ruhuyla
herhangi bir alakası yoktur, devletin ya da toplumun demokratikleşmesiyle
ilgili herhangi bir içerik, herhangi bir düzenleme bu yasanın içerisinde
mevcut değildir. Biz yaratılan algılar üzerinden değil,
bizim söylemlerimiz üzerinden halkımızın değerlendirmesini
istiyoruz. Kürt meselesinin çözümünü Türkiyenin demokratikleşmesinden
ayrı olarak asla ele almadık, bundan sonra ele almayacağız.
Kürt meselesi çözülecekse Türkiye demokratikleşecek, Türkiye
demokratikleşecekse Kürt meselesi çözülecek. anlayışıyla
bu çalışmalarımızı yürütmeye devam ediyoruz.
Açık ifade ediyorum: İki yıldır
yaptığımız en hayırlı iş
çatışmalı süreçten kaynaklanabilecek gençlerin ölümünün önüne
geçmek. Bir önceki yılda, çözüm süreci başlamadan önceki yılda
binin üzerinde gencin çatışmalardan dolayı
yaşamını yitirdiği bir gerçeklikte biz akan kanın
durmasıyla ilgili yürüttüğümüz çabaları ayıplanacak
değil, göğsümüzü gere gere onur duyulacak çabalar olarak
değerlendiriyoruz. Bundan sonra da AKP Hükûmeti müzakere
masasını devirmek istese bile biz kanın akmaması
adına, Türkiyenin demokratikleşmesi adına, Kürt meselesinin
çözümü adına özellikle bu çalışmaların arkasında
olacağız.
Burada getirilen yasa tasarısıyla siyasi
partilerin milletvekilleri âdeta birbirlerine düşman gibi bakmaya
başladılar. Bakışlarda, söylemlerde bunu
algılıyoruz. Buna gerek yok. Hiçbirimiz burada birbirimizin
düşmanı değiliz. Her bir sırada değer verdiğimiz,
çalışmalarını önemsediğimiz
arkadaşlarımız var, milletvekili arkadaşlarımız
var. Birbirinin çalışmasını önemseyen, birbiriyle hukuku
olan milletvekillerinin birbirine düşmanca bakmasını
sağlayan bir yasa tasarısının topluma, halka nasıl
yansıyacağını hepimizin hesap etmesi gerekiyor. Toplumun
yüzde 50lik kesimlerini karşı karşıya getirmek,
kutuplaştırmak çözümden çok çözümsüzlük üretir
inancındayız. Bu nedenle özellikle burada Hükûmete ve AK PARTİ
Grubuna da önemli görev düşüyor. İç güvenlik yasası ile biz
siyaset kurumunun kendi sorumluluğunu, sorunları çözme
sorumluluğunu polise, valiye, kaymakama devrettiği inancındayız.
Buna hiçbirimizin hakkı yok. Biz sorunlarımızı diyalogla,
müzakereyle, siyasetle çözebiliriz, siyaset bu sorumluluğu üstlenmelidir
diyoruz. AK PARTİ Grubunun da Hükûmetin de bu yasa
tasarısını bir an önce komisyona çekmesini, alt komisyonda her 4
siyasi partiden oluşan bir çalışma grubuyla bir ortaklaşma
arayışının şekillenmesini son derece
önemsediğimizi buradan vurguluyoruz.
Tüm siyasi partilerden -son cümlemdir- özellikle ricam
şu: HDPyi bir hakaret argümanı olarak kullanma
anlayışsızlığından ve etik dışı
davranışlarından lütfen vazgeçsinler.(x)
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Ünal, süreler üç aşağı beş
yukarı aynı; dört, beş, altı civarında
değişiyor.
Buyurun.
4.- Kahramanmaraş Milletvekili Mahir
Ünal'ın, Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur
Bahçekapılının yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; getirmiş bulunduğumuz
kanun tasarısı Meclisin çalışma usul ve esaslarına
uygun bir şekilde Genel Kurul gündemine gelmiş bulunuyor. Burada
aslolan Genel Kurulun çalışmasıdır çünkü bütün İç
Tüzük ve düzenlemeler Genel Kurulun İç Tüzükte belirtilen usul ve
esaslarına uygun çalışması için düzenlenmiştir.
Biz burada kanun tasarısı üzerinde
konuşurken aslında bu konuşmaları ilgili kanun
tasarısının görüşmeleri esnasında yapmamız
gerekiyor. Bizim, burada, getirdiğimiz kanun tasarısını
bütün bu olumsuzlukların sebebi olarak görmemiz öncelikle yasama sürecine
karşı bir haksızlık diye düşünüyorum. Çünkü biz,
komisyonlarda görüşülmüş, Meclis
Başkanlığının gündemine aldığı ve
şu anda da görüşmeye çalıştığımız bir
tasarıdan bahsediyoruz. Şimdi, bu tasarı nasıl olur da
buradaki bütün olumsuzlukların sebebi olarak gösterilir?
Şimdi, Sayın CHP Grup Başkan Vekili
Hamzaçebi ucuz siyaset olarak tanımladı bazı şeyleri. Ben
Sayın Hamzaçebinin Polis birisine kızdığında at
içeriye kanunudur bu. demesini
Öncelikle bizim yaptığımız
düzenlemenin ruhuna aykırı olduğunu ve tam tersine polisin
keyfîliklerini engellemek için bir düzenleme
yaptığımızı ve polise gözaltı yetkisini sadece
suçüstü durumlarda verdiğimizi ve polisin gözaltı yetkisinin de bütün
Avrupa ülkelerinde bulunduğunu tabii ki Sayın Hamzaçebi de biliyor.
Darbe Komisyonunun sonuç bildirgesinde Milliyetçi Hareket
Partisinin jandarmanın durumuyla ilgili yaptığı
açıklamayı da biliyoruz. Hiçbir siyaset kurumu yoktur ki kendisine
bağlı bulunmayan
Siyaset kurumu dediğimiz şey, milletin
iradesinin tecelli ettiği ve milletin iradesini Parlamentoya
taşıyan kurumdur. Siyaset kurumu, demokratik siyaset, asla bir
bulaşık ya da aşağılanma olarak kullanılamaz.
Tabii ki milletin idaresini tecelli ettiren siyaset kurumu her şeyin
üstündedir ve tabii ki bir askerî kolluk siyaset kurumuna bağlı
olacaktır. Dünyanın hiçbir yerinde siyaset kurumunun denetiminde
olmayan yani halkın denetiminde olmayan, halkın iradesinin ve
kararlarının altında bulunmayan kolluk yoktur.
Burada Bizim istediğimiz gibi olacak.
dayatmasına hiçbirimiz hak sahibi değiliz. Burada İç Tüzük var,
Meclis Başkanlık Divanı var ve Meclis Başkanlık
Divanının İç Tüzükle ilgili uygulamalarına karşı
burada hangi tepkilerin gösterildiğini üç günden beri burada birlikte
yaşıyoruz. Biz hiçbir şekilde burada hiçbir milletvekilinin,
bırakın herhangi bir şekilde rahatsızlık duymasını,
bir incitici söz duymasını bile istemeyiz.
Ve burada tabii ki bütün siyasi partiler birbiriyle
görüşürler çünkü her birimiz milletin değişik kesimlerinin
hassasiyetlerini, düşüncelerini, bakış açılarını
temsil ediyoruz ve tabii ki biz birbirimizle görüşürüz. Burada HDPyle
yapılan görüşmeleri ya da MHPyle yapılan ya da CHPyle
yapılan görüşmeleri ya da AK PARTİ'nin ya da HDPnin diğer
bir siyasi partiyle yaptığı görüşmeleri kötü bir şeymiş
gibi sunmak hiç kimsenin haddi değildir ama benim bir tespit olarak ifade
ettiğim ve bu tespitimi de Sayın Zozaninin ifadesiyle Sayın
Naci Bostancının temellendirdiği bir cümle üzerinden bir
kınama olarak değil, bir tespit olarak paylaştık.
BAŞKAN Toparlarsanız Sayın Ünal...
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Çünkü, hiç
kimsenin böyle bir bakış açısı içerisinde olma hakkı
yoktur, böyle de bir şey olamaz. Burada istirham ediyorum, bu kanun
tasarısını burada müzakere edeceksek görüşmeler
esnasında müzakere edelim.
Süremi uygun şekilde verdiğiniz için
teşekkür ediyorum. Yüce Meclisi selamlıyorum efendim.
BAŞKAN Ben de bütün grup başkan vekillerimize
çok teşekkür ediyorum anlayışlarından dolayı.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan,
İç Tüzük 69a göre söz istiyorum.
BAŞKAN Sayın Vural, sizin bir
başsağlığı dileğiniz vardı galiba.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) İç Tüzük 69a göre
söz istiyorum.
BAŞKAN Her istediğiniz zaman sizinle
konuşamam, bir şeylerin usulü var.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) O usulü biz de
biliyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Buyurun.
5.- İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın,
MHP Grubu adına, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı rahmetli
Muhsin Yazıcıoğlunun annesine Allahtan rahmet dilediklerine
ilişkin açıklaması
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim, Büyük Birlik Partisi
Genel Başkanı rahmetli Muhsin Yazıcıoğlunun annesine
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına rahmet dileklerimizi ifade etmek
istiyorum. Ailenin başı sağ olsun. Bu vesileyle söz talep ettim.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Ben de teşekkür ederim Sayın
Vural.
Sayın Zozani, nedir talebiniz?
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan,
hem Sayın Mahir Ünal hem Sayın Hamzaçebi benim bir önceki oturumda
sarf ettiğim bir cümleyle ilgili olarak yanlış anlamalara vesile
olabilecek değerlendirmelerde bulundular. İç Tüzük 69a göre söz
istiyorum.
BAŞKAN Açıklama mı
yapacaksınız?
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Evet.
BAŞKAN Bir dakika yerinizden.
Buyurun.
6.- Hakkâri Milletvekili Adil Zozani'nin,
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ile Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünalın yaptıkları
açıklamalarındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Ben kürsüden şunu
ifade ettim, Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan Vekili Sayın Levent
Gökün bizim partimize yönelik sataşmasına cevaben şu cümleyi
sarf ettim, dedim ki: Biz, Halkların Demokratik Partisi Grubu ve milletvekilleri
olarak bu antidemokratik yasaya, bu darbe yasasına karşı dimdik
ayaktayız, sağlam duruyoruz. Siz Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
olarak, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak yerinizde sağlam durur
iseniz, bizim de halkımıza sözümüzdür, bu tasarı bu Meclisten
geçmeyecektir. Bu sözümü tekrarlıyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Türkoğlu, bir açıklama
yapacaksınız sanıyorum.
Başsağlığı dileğiniz mi
var?
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Evet.
BAŞKAN Buyurun.
7.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin
Türkoğlu'nun, son dönemlerde kadına şiddetin
arttığına ve üzerinden otomobil geçirilerek vahşi bir
şekilde katledilen Hüsne Aslana Allahtan rahmet dilediğine
ilişkin açıklaması
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Çok
teşekkür ederim Sayın Başkan.
Maalesef kadına şiddet son dönemde çok
arttı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımızın ifadesine
göre son dönemde yüzde 40 ama 2008 yılından bu yana yüzde 1.400
arttığına ilişkin rakamlar önümüzde.
Geçtiğimiz hafta başında da maalesef çok
vahşi bir cinayeti konuşmuştu Türkiye. Bunlara bir yenisi
Antalyada eklendi. Hüsne Aslan isimli kızımız birisi
tarafından çok vahşi bir şekilde, üzerinden otomobil geçirilmesi
suretiyle katledildi. Katledilen Hüsne Aslan Osmaniyeli, benim hemşehrim.
Hüsne Aslan bugün defnedildi. Ben bu vesileyle ona rahmet diliyorum, ailesine
başsağlığı diliyorum ve bu vahşeti şiddetle
kınadığımı verdiğiniz bu izinle kamuoyu ve Genel
Kurulumuzla paylaşıyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Çok teşekkür ederim.
IV.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
(Devam)
4.- Oturum Başkanı TBMM Başkan
Vekili Ayşe Nur Bahçekapılı'nın, Hüsne Aslana Allahtan
rahmet dilediğine ilişkin konuşması
BAŞKAN - Biz de kardeşimize Allahtan rahmet
diliyoruz.
Evet, sayın milletvekilleri,
Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.
Meclis araştırması açılmasına
ilişkin üç önerge vardır, ayrı ayrı okutuyorum:
X.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI
A) Meclis Araştırması
Önergeleri
1.- Van Milletvekili Nazmi Gür ve 21
milletvekilinin, 2011 Van depreminden sonra toplanan yardım
paralarının nasıl ve nerelere harcandığının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/1215)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
2011 yılında Van ilinde meydana gelen depremler
sonucunda depremzedelere yardım amaçlı, gerek TV programları,
gerek GSM operatörlerinin SMS üzerinden yaptıkları kampanyalar ve
yurt dışından gelen yardım paralarının nasıl
ve nerelere harcandığının araştırılması
için Anayasa'nın 98inci, İç Tüzükün 104 ve 105inci maddeleri
gereğince Meclis araştırması açılmasını arz
ve teklif ederiz.
1) Nazmi Gür (Van)
2) Pervin Buldan (Iğdır)
3) İdris Baluken (Bingöl)
4) Sırrı Sakık (Muş)
5) Murat Bozlak (Adana)
6) Halil Aksoy (Ağrı)
7) Ayla Akat Ata (Batman)
8) Hasip Kaplan (Şırnak)
9) Hüsamettin Zenderlioğlu (Bitlis)
10) Emine Ayna (Diyarbakır)
11) Nursel Aydoğan (Diyarbakır)
12) Altan Tan (Diyarbakır)
13) Esat Canan (Hakkâri)
14) Sırrı Süreyya Önder (İstanbul)
15) Adil Zozani (Hakkâri)
16) Sebahat Tuncel (İstanbul)
17) Mülkiye Birtane (Kars)
18) Erol Dora (Mardin)
19) Ertuğrul Kürkcü (Mersin)
20) Demir Çelik (Muş)
21) İbrahim Binici (Şanlıurfa)
22) Özdal Üçer (Van)
Gerekçe:
23 Ekim ve 9 Kasım 2011 tarihlerinde Van ilinde
meydana gelen 2 ayrı depremde Van'ın Erciş ilçesi başta
olmak üzere, Van merkez ilçe ve köylerde birçok bina
yıkılmış, insanlar evsiz kalmış ve çok büyük
sıkıntılarla yüz yüze kalmışlardır.
Bu depremler sonucunda Van merkez ve merkeze
bağlı Yaylıyaka, Dağönü, Mollakasım, Ağartı,
Güveçli ve Özyurt köyleri tamamen yıkılmış ve haritadan
silinmiş, 40 bin hane kullanılamaz hâle gelmişti. 23 Ekim
depreminde Van merkez ve Erciş ilçesi ile buralara bağlı
köylerde 601 insan ölmüştü. 9 Kasım depreminin ağır hasar
bıraktığı Van merkezde 27 bina yıkılmış
ve 43 insanımız yaşamını yitirmişti.
Kış mevsimine girerken meydana gelen depremde
evsiz kalan ve deprem korkusuyla evlerine giremeyen
vatandaşlarımızın soğuk havada barınma
ihtiyaçlarının giderilmesinde çeşitli sıkıntılar yaşandığı
bilinen bir gerçektir. Depremin ilk günlerinde dağıtılan
çadırların yetersizliği nedeniyle halkın büyük bir
çoğunluğu günlerce açıkta soğuk havada kalmıştı.
Kızılay ve AFAD tarafından dağıtılan az
miktardaki çadırların da belli kesimlere dağıtıldığı
söylentileri yaygınca dillendirilmiştir. Görsel ve yazılı
medyaya da konu olan bu durum günlerce devam etmiştir. Haftalar sonra
kurulan çadır kentlere yerleştirilen halkın bir bölümü
soğuk hava koşulları nedeniyle birçok olumsuzlukla
karşılaşmış ve bu çadırlarda meydana gelen
yangınlarda 12 insanımız yaşamını
yitirmişti. Kışın büyük bir bölümünü çadırlarda
geçiren halk, bahara yakın dönemde konteyner kentlere sevk edilmişti.
Depremle birlikte Van'ın yeniden
yapılanması, evsiz kalanların kalıcı konutlara
yerleştirilmesi için Başbakanlık ve TOKİ'nin birlikte
yürüttüğü deprem konutları inşaat çalışmalarında
birçok aksaklıklar yaşanmıştır. Bu
sıkıntılar bir tarafa, yapılan konutların maliyetinin
çok üzerinde depremzedelere satılması, bu inşaatların
bitiminin akabinde yapılan çevre düzenlemeleri için hak sahiplerinden
1.200 TL para alınmasıyla TOKİ'nin konutları, hak
sahiplerine maliyeti arttırarak yüklemesi ve evlerinin
yıkılmasından sonra konut karşılığı
arsalarının ipotek altına alınmış
olmasının; bu depremin, Hükûmet tarafından "ticari
rant" olarak görüldüğünün göstergesidir.
Deprem zamanında depremzedeler için toplanan parasal
yardımların ne kadar olduğu konusunda kamuoyunun açık bir
bilgiye sahip olmamasından dolayı deprem sonrası Van'a
yapılan çalışmaların ne kadarlık bir
kısmının bu yardımlardan
karşılandığı bilinmemektedir. Başbakanın 23
Ekim 2012 tarihinde, depremin birinci yılında konut teslim töreninde
yaptığı "Van'a 3,5 katrilyon harcadık."
açıklamasında, toplanan yardımların okul
yapımında, çadır kentler, konteynerler ve gıda için
kullanıldığını belirtmesine rağmen, bu toplanan
yardımlar "Harcandı." denilen kalemlere denk gelmemektedir.
Yapılan 27 adet okul, kurulan 78.600 çadır ve 34 konteyner kentteki
22 bin konteyner için bu yardımlardan ne kadar harcama
yapıldığı muammadır.
Van depreminden sonra toplanan yardımların net
miktarının ne kadar olduğu ve nerelere harcandığı
konusunda kamuoyunun ve yardım yapan şahıs, kurum ve devletlerin
net bir bilgi sahibi olmaları gerektiğini düşünmekteyiz. Bu nedenle,
bu yardımların açık bir şekilde
araştırılması için Meclis araştırma komisyonu
kurulması gerekmektedir.
2.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlu ve 21 milletvekilinin, ülkemizde geri dönüşüm konusunda
yaşanan sorunların araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/1216)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Ülkemizde geri dönüşüm konusunda yaşanan
sorunların araştırılarak, alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasa'nın 98inci ve TBMM
İçtüzüğünün 104 ve 105inci maddesi uyarınca Meclis
araştırması açılmasını saygılarımla arz
ve talep ederim.
1) Mesut Dedeoğlu (Kahramanmaraş)
2) Mehmet Şandır (Mersin)
3) Mehmet Erdoğan (Muğla)
4) Oktay Öztürk (Erzurum)
5) Sadir Durmaz (Yozgat)
6) Seyfettin Yılmaz (Adana)
7) Alim Işık (Kütahya)
8) Necati Özensoy (Bursa)
9) Ali Uzunırmak (Aydın)
10) Hasan Hüseyin
Türkoğlu (Osmaniye)
11) Enver Erdem (Elâzığ)
12) Ali Öz (Mersin)
13) Cemalettin
Şimşek (Samsun)
14) Erkan Akçay (Manisa)
15) Emin Çınar (Kastamonu)
16) Bahattin Şeker (Bilecik)
17) D. Ali Torlak (İstanbul)
18) Mustafa Kalaycı (Konya)
19) Ali Halaman (Adana)
20) Sümer Oral (Manisa)
21) Celal Adan (İstanbul)
22) Yusuf Halaçoğlu (Kayseri)
Gerekçe:
Gelişen toplum düzeyine paralel bir şekilde
ülkemizde katı atık miktarı sürekli olarak artmaktadır.
Artan bu katı atık sadece değerleri yüksek boş
alanları doldurmakla kalmamakta aynı zamanda hava, su ve toprak
kirliliğine sebep olmaktadır.
Dünya üzerinde yaşanan bu durum Avrupa
Birliğini de harekete geçirmiştir. Avrupa Birliği
tarafından hazırlanan Altıncı Çevre Eylemi
Planının, dört önemli öncelikli konularından biri de atık
önleme ve yönetimi programı olmuştur.
Atık önleme ve yönetimi programı ülkemizde daha
da geliştirilmelidir. Atıkların ekonomiye
kazandırılması bakımından Avrupa Birliği Eylem
Planı büyük önem taşımaktadır. Geri dönüşüm konusunda
ülkemizde üretici ve tüketici alışkanlıklarının
değişimi gerekmektedir. Bu konuda atık önleme, atık
azaltma, yeniden kullanma, geri dönüşüm, enerjinin geri kazanımı
ve bertaraf etme gibi uygulamalar devreye sokulmalıdır.
Atıkların bertaraf edilmesi ülkemizde mümkün olduğu kadar azaltılmalıdır.
Atık depolama konusunda yer seçimine çok dikkat edilmelidir. Bu konuda
uygun olmayan yerlere izin verilmemeli ve yer seçimi titizlikle
yapılmalıdır. Çöplere giden kâğıtlar değer
kaybetmeden geri dönüşüme hazırlanmalıdır. Ham maddesi
tamamen ithalata dayalı olan kâğıdın geri dönüşümü
mutlaka sağlanmalıdır. Kâğıt ve pet ambalajlar
herhangi bir yerde enerji elde etmek amacıyla
kullanılmamalıdır. Atık kâğıtlar kesinlikle geri
dönüşüme gitmelidir.
Geri dönüşüm ürünleri, ambalajlı olarak
piyasaya süren işletmeler satış noktaları ve
vatandaşlardan oluşan geniş bir gurubu ilgilendirmektedir. Hemen
hemen her sektörde birçok ürün ambalajlı olarak satışa
sunulmaktadır. Ülkemizde ambalaj malzemelerinin üretimi ve tüketimi
endüstriyel gelişmeye paralel olarak her geçen gün büyümekte, içindeki
ürünü tükettikten sonra ise yaramaz dediğimiz ve çöpe
attığımız atıklar toplumun ortak malı
olmaktadır. Dolayısıyla, çöp atıkları sadece
belediyeler ve asıl sermayenin malı olarak kabul edilmez. Çünkü geri
dönüşüm ayrı bir sanayi koludur. Bu ambalaj atıkları geri
dönüşüm tesislerinde başka ürünlere dönüştürülmelidir.
Mesela, süt kutuları mobilya sektöründe, pet
ambalajlar tekstil sektöründe, alüminyum kutular beyaz eşya sektöründe
kullanılmaktadır. Geri dönüşüm sektörü ülkenin
sağlıklı ve güvenli bir şekilde büyümesine, israfı
önlemeye, ithalatı azaltmaya, millî gelir artışına, toplum
sağlığına, doğanın korunmasına, enerjide
tasarruf yapılmasına, yer altı zenginliklerinin daha uzun ömürlü
olmasına çok önemli katkılar sağlamaktadır.
Ülkemizde yeni gelişmekte olan geri dönüşüm sektörüne
destek ve teşvikler verilerek, yeni teknoloji ve AR-GE
çalışmalarının başlatılması gerekmektedir.
Bu nedenle, ülkemizde geri dönüşüm konusunda ortaya çıkan
sorunların araştırılarak gerekli önlemlerin
alınması için Anayasa'nın 98 ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün
104 ve 105inci maddesi uyarınca bir Meclis araştırma komisyonu
kurulması uygun olacaktır.
3.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan ve
21 milletvekilinin, Şanlıurfa ilinin Akçakale ve Ceylanpınar
ilçeleri ile Mardin ilinin Kızıltepe ilçesine bağlı
Şenyurta Suriye tarafından düşen bombaların bölgede
yaşayan halka etkilerinin ve sınırdan Türkiyeye geçen 100 bini
aşkın mültecinin durumlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1217)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Şanlıurfa ilinin Akçakale ile Ceylanpınar
ilçeleri ve Mardin ilinin Kızıltepe ilçesine bağlı
Şenyurt'a Suriye tarafından düşen bombalar, bölgede yaşayan
halkı barınma ve can güvenliği açısından olumsuz
etkilemektedir. Ayrıca sınırdan Türkiye'ye geçen 100 bini
aşkın mültecinin de durumlarıyla ilgili olarak Anayasa'nın
98'inci, İç Tüzükün 104'üncü ve 105'inci maddeleri gereğince Meclis
araştırması açılmasını arz ederim.
1) Altan Tan (Diyarbakır)
2) Pervin Buldan (Iğdır)
3) İdris Baluken (Bingöl)
4) Sırrı Sakık (Muş)
5) Murat Bozlak (Adana)
6) Halil Aksoy (Ağrı)
7) Ayla Akat Ata (Batman)
8) Hasip Kaplan (Şırnak)
9) Hüsamettin Zenderlioğlu (Bitlis)
10) Emine Ayna (Diyarbakır)
11) Nursel Aydoğan (Diyarbakır)
12) Adil Zozani (Hakkâri)
13) Esat Canan (Hakkâri)
14) Sırrı Süreyya Önder (İstanbul)
15) Sebahat Tuncel (İstanbul)
16) Mülkiye Birtane (Kars)
17) Erol Dora (Mardin)
18) Ertuğrul Kürkcü (Mersin)
19) Demir Çelik (Muş)
20) İbrahim Binici (Şanlıurfa)
21) Nazmi Gür (Van)
22) Özdal Üçer (Van)
Gerekçe:
Suriye ordusu ile muhalif güçler arasında süren
çatışmalar her geçen gün şiddetini artırmaktadır. Son
zamanlarda bu çatışmaların ülkemizin Suriye
sınırına doğru arttığı görülmektedir.
03/10/2012 tarihinde Şanlıurfa'nın Akçakale ilçesine Suriye
topraklarından saat 15.30'da ateşlenen bir top mermisi Toprak
Mahsulleri Ofisinin bahçesine düşmüştü. Saat 16.15
sıralarında ise ilçenin merkezî yerlerinden Kazım Karabekir
Mahallesine düşmüştü. Bu düşen mermi nedeniyle 3'ü çocuk 5
kişi yaşamını kaybetmiş 9 kişi de
yaralanmıştı. 28 Eylülde de havan mermisi düşmüş ve
bazı ev ve iş yerleri hasar görmüştü.
Günlerdir şiddetli çatışmaların
meydana geldiği ve önemli ölçüde muhaliflerin kontrolüne geçen
Ceylanpınar sınırındaki Suriye'nin Resulayn ilçesi, bu
sabah Suriye ordusu tarafından uçaklarla bombalandı. Sabah ilk olarak
saat 09.00 sıralarında Resulayn üzerinde bir helikopterin uçuş
yaptığı görüldü. Muhalifler, helikoptere uçaksavar ve otomatik
tüfeklerle ateş etti. Bu sırada Suriye tarafından ateşlenen
bir roket, sınırı geçerek Ceylanpınar'da yerleşim
birimlerine 500 metre uzaklıktaki Tarım İşletmeleri Genel
Müdürlüğünde (TİGEM) bulunan boş araziye düştü. Bölgede
yaşayan başta öğrenciler ve çalışanlar olmak üzere tüm
halk ciddi anlamda hayati tehlike altındadır.
Bu çatışmalı ortamın uzun sürmesi
Suriye'de yaşayan insanları da mağdur etmekte ve her geçen gün
Türkiye'ye girişler artmaktadır. Dışişleri
Bakanlığının verdiği bilgiye göre 30 Ekim
itibarıyla bu sayı 107.769 kişidir. Geçici koruma altında
barındırılan Suriyeli mültecilerin barınma, beslenme, temel
ihtiyaç ve her türlü gereksinimleri için 381 milyon 873 bin TL harcama
yapıldığı bilgisi de verilmiştir. Bu mülteci
sayısının Esad yönetimi başta kaldığı sürece
artarak devam edeceği bilinmektedir. Suriye'den kapasiteleri zorlayacak
şekilde ani bir göç dalgasının ülkeye yönelmesi hâlinde
Bakanlığın ne gibi önlemler aldığı açıkça
ortaya konulmalıdır.
BAŞKAN Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergeler bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis
araştırması açılıp açılmaması konusundaki
görüşmeler, sırası geldiğinde yapılacaktır.
Sayın milletvekilleri, saat şu anda yediye
çeyrek var. Halkların Demokratik Partisi grup önerisini görüştükten
sonra ara vermeyi düşünüyorum, sizce de uygunsa ilerleyelim.
OKTAY VURAL (İzmir) Tamam.
BAŞKAN Tamam mı? Teşekkür ederim.
Halkların Demokratik Partisi Grubunun İç
Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım:
XI.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- HDP Grubunun, 21/1/2015 tarihinde Bitlis
Milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu ve arkadaşları
tarafından, Türkiyedeki IŞİD terör örgütü faaliyetlerinin
araştırılması ve engelleyecek politikaların
belirlenmesi amacıyla verilmiş olan Meclis araştırması
önergesinin Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer
önergelerin önüne alınarak Genel Kurulun 20 Şubat 2015 Cuma günkü
birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin
aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
20/02/2015
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulunun 20/02/2015 Cuma günü (Bugün)
yaptığı toplantısında siyasi parti grupları
arasında oy birliği sağlanamadığından grubumuzun
aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
İdris Baluken
Bingöl
Grup Başkan Vekili
Öneri:
21 Ocak 2015 tarihinde, Bitlis Milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu
ve arkadaşları tarafından verilen (1391 sıra no.lu),
Türkiye'deki IŞİD terör örgütü faaliyetlerinin
araştırılması ve engelleyecek politikaların
belirlenmesi amacıyla, Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olan
Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun bilgisine sunulmak
üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak 20/02/2015 Cuma günlü
birleşiminde sunuşlarda okunması ve görüşmelerin aynı
tarihli birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi grup
önerisinin lehinde ilk konuşmacı Van Milletvekili Sayın Nazmi
Gür.
Buyurun. (HDP sıralarından alkışlar)
NAZİM GÜR (Van) Teşekkürler Sayın
Başkan.
Değerli arkadaşlar, grubumuzun önerisi üzerine
söz almış bulunmaktayım.
Esasında, IŞİD belası yeni bir bela
değil. Biraz da bu Hükûmetin özellikle yanlış dış
politikaları ve Suriye politikası nedeniyle gelişen, serpilen ve
bütün dünya için, insanlık için bir tehdide dönüşen bir kara beladan
söz ediyoruz. Bu konuda düşüncelerimizi sizlerle
paylaşacağız.
IŞİD, geçmişte hiçbir örgütle
karşılaştırılmayacak kadar, geçmişte
yaşanmış hiçbir vahşetle
karşılaştırılmayacak kadar vahşi yöntemler
uygulayan ve insanlığı tehdit eden, insanlık
değerlerini tehdit eden bir yapılanma, bir örgütlenme ve bir terörist
örgüt ama gelin görün ki Türkiye Cumhuriyeti devletini yönetenler,
Cumhurbaşkanından Başbakanına ve kimi bakanlarına
kadar, hâlâ IŞİDe terörist dememektedirler. Bunu ısrarla ama
ısrarla yapıyorlar. Bunu niye yaptıklarını birazdan
hep birlikte değerlendirdiğimizde göreceksiniz. Oysaki Şengalde
soykırım yapan; Kürt kadınlarını, Ezidi
kadınlarını alıp pazarda satan; Batılı
gazetecilerin kellelerini uçuran, kesen; Ürdünlü pilotun cesedini vahşice
yakan, canlıyken yakan bir örgütten, bir terörist örgütten söz ediyoruz.
Böyle bir örgüte karşı hâlâ Türkiyenin net bir tavır
almaması, kendi müttefikleri öncülüğünde kurulan uluslararası
koalisyona katılmaması ve yaklaşık olarak bin kilometrelik
sınırları boyunca Türkiye için bile büyük bir tehdit
oluşturan bu örgüte karşı hâlâ önlem almaması, ne
yazık ki IŞİDi bugün bizim kapımıza kadar
getirmiştir.
Değerli arkadaşlar, önceki gün gazetelerde çok
ilginç bir yazı vardı, bir haber vardı; bu haberi sizlerle
paylaşmak istiyorum. Millî İstihbarat Teşkilatı -MİT-
yani bu ülkenin istihbarat örgütü Suriyenin kuzeyindeki Kürt kenti Kobaniden
çekilen Irak Şam İslam Devleti -IŞİD-
militanlarının Türkiyeye sızdığı
uyarısında bulundu. Bu IŞİDin önüne terör kavramının
eklenmemesi de ayrı bir durumdur. Bu, MİTin
açıklamasıdır değerli arkadaşlar ve MİT
şöyle devam ediyor; MİT, emniyet birimlerine 3 Şubat tarihinde
bir mesaj göndererek Kobaniden Türkiyeye sızan cihatçı
militanlar. diyor. Dikkat edelim, cihatçı diyor; burada da bir aklanma
söz konusu. Ankara ve İstanbuldaki diplomatik hedeflere silahlı ve
bombalı eylem hazırlığında olduğu
uyarısında bulundu. Kim bulundu? MİT bulundu, bu ülkenin
istihbarat örgütü. Nasıl bir dil kullanıyor? Pozitif bir dil
kullanıyor. Kime karşı? IŞİDe karşı. Bu son
derece düşündürücüdür.
Yine, MİTin uyarı mesajına devam etmek
istiyorum değerli arkadaşlar: Ocak 2015 itibarıyla Suriye ve
Irakta IŞİD için faaliyet gösteren yaklaşık 3 bin
militanın kontrolsüz olarak bölgede bulunduğu
Bu bölge, biliyorsunuz,
Türkiyeye bitişik bölgedir. 3 bin militandan söz ediyor.
Suriye-Türkiye
sınırı üzerinden Hatay, Adana, Ankara ve İstanbul gibi
kentlere geçiş yapmak istediği, bazı militanların ise
geçiş yaptığı belirtildi. Bunu biz söylemiyoruz. Ki defalarca
söyledik, bu kürsülerde dile getirdik ama duymadı AKP, duymadı
Dışişleri Bakanlığı ama şimdi sizin
istihbarat örgütünüz bunu söylüyor, diyor ki: 3 bine yakın militan
Türkiyeye geçiş için hazırlık yapıyor.
MİT, bu kentlerde hücre evlerine yerleştirilen
IŞİD militanları arasındaki bazı isimlerin diplomatik
hedeflere eylem hazırlığında olduğu bilgisini verdi.
Çok vahim bir durum değerli arkadaşlar. 3 binin üzerinde
IŞİD militanı topraklarımıza sızmış
durumda. Uyuyan hücreler hâlinde bulundukları bölgelerde sessizliklerini
koruyorlar. Ne zaman uyanacaklarını ve Türkiyeyi nereden, nasıl
vuracaklarını hiç kimse bilmiyor.
Değerli arkadaşlar, sizlerle başka bir
belgeyi daha paylaşmak istiyorum, o da Amerika Birleşik
Devletlerinin saygın üniversitelerinden biri olan ve bu üniversite
bünyesinde çalışmalarını sürdüren bir akademisyenin
çalışmaları. Ve bu çalışmalar neticesinde Türkiye'nin
IŞİDi nasıl desteklediği 9 maddede sıralanıyor.
Özetliyorum, ayrıntılarını vermeyeceğim.
Bu akademisyenin 1inci iddiası şu: Türkiye,
IŞİDe askerî teçhizat veriyor. Ve bu iddiasını
kanıtlamak üzere de şöyle söylüyor: Bir IŞİD
komutanı, 12 Ağustos 2012de, Washington Postta Bize
savaşın başında katılan savaşçıların
çoğunun yanı sıra teçhizatımız ve tedarikimiz Türkiye
üzerinden geldi. diyor. Bunu kim söylüyor? Bir IŞİD militanı
söylüyor, uluslararası bir gazeteye söylüyor.
Yine bu iddia bitmiyor değerli arkadaşlar,
2nci iddiası şöyle: Türkiye, IŞİD
savaşçılarına ulaşım ve lojistik destek
sağlıyor. İddiasını destekleyecek birçok maddede ayrıntı
veriyor ama bir tanesini size söylemekte fayda var. Özellikle Urfanın
ilçelerinden, Hatayın ilçelerinden ve sınıra bitişik
bölgelerinden IŞİDin ciddi biçimde hem lojistik
aldığı hem de savaşçı geçişinin sağlandığı
artık bir sır değil. Özellikle Avrupadan, dünyanın
değişik yerlerinden gelen militanların bu
sınırları kullanarak geçtiğini bütün dünya biliyor.
Bu akademisyenin 3üncü iddiası şu: Türkiye,
IŞİD savaşçılarını eğitti. diyor.
Şimdi eğit-donat yapıyorsunuz, biliyoruz. Bunların
yarın öbür gün size nasıl döneceğini bilemeyiz çünkü
IŞİD bir bumerang, şimdi dönüp geldi, sizi vuracak ya da bizi,
hepimizi vuracak. Onun için bunları söylüyorum. IŞİD
savaşçılarını eğittiği
Geçmişte El Nusra
adı altında, radikal İslami gruplar adı altında,
Sünni İslami gruplar adı altında ya da Müslüman
Kardeşler adı altında Türkiyedeki kimi askerî eğitim
yerlerinde IŞİD militanlarının eğitildiğini
artık bütün dünya biliyor.
Değerli arkadaşlar, bitmiyor tabii, 4üncü
önemli iddia şu: Türkiye, IŞİD savaşçılarına
tıbbi yardım sağlıyor. Artık bu bir sır
değil, özellikle Urfadaki ve bölgedeki kimi hastanelerde IŞİD
yaralılarının nasıl tedavi edildiğini hepimiz
biliyoruz.
5inci iddia şu: Türkiye, petrol alarak
IŞİDe mali destek veriyor. Bu da ayyuka çıkmış bir
iddia, yine Batı basınında genişçe yer aldı.
6ncı iddia şu: Türkiye, IŞİDin
militan toplamasına yardım ediyor. En vahim iddialarından
birisi bu. Hem Türkiye'nin içinden hem de dışarıdan Türkiyeye
gelen birçok militanın Türkiye üzerinden IŞİDe
katıldığını artık biliyoruz, bizler de biliyoruz,
sizler de biliyorsunuz. Zaten başta MİTin bu
uyarısının bu anlama geldiğini hepiniz anlamış
durumdasınız.
7nci iddia şu: Türk askerleri IŞİDle
birlikte savaşıyor. En ağır iddialarından birisi de
budur. Bu son derece önemli bir iddiadır. Bunu biz dile getirmiyoruz,
Batı basınındaki iddialar, değerli bir akademisyenin
söylediği bir iddiadır ve bu iddiaya gerçekten Hükûmetin cevap
vermesi gerekiyor. Nerede, ne zaman IŞİDle birlikte savaştınız?
Yoksa, angajman kuralları çerçevesinde açtığınız
ateşler aslında IŞİDe bir ateş desteği miydi, bu
sorunun da cevabını soruyoruz ve arıyoruz.
Yine, değerli arkadaşlar, önemli bir iddia
daha: Türkiye IŞİDe Kobanide yardım etti. Bunu artık
saklamaya gerek yok çünkü bu ülkenin Cumhurbaşkanı Gaziantepte
Düştü, ha düşecek. diyerek aslında IŞİDe psikolojik
destek, politik destek, diplomatik destek vermişti ve bu konuda da
özellikle Kürt halkının bulunduğu her yerde IŞİDin
Kobaniyi almaması için -çünkü Kobaninin alınması aynı
zamanda Antepin, Urfanın, Diyarbakırın düşmesi
anlamına gelecekti- halk sokaklara döküldü ve
duyarlılığını gösterdi.
Yine, önemli bir iddia değerli arkadaşlar:
Türkiye ve IŞİD aynı dünya görüşünü paylaşıyor.
iddiası. Bu da aynı zamanda ideolojik olarak AKPnin Sünni İslam
üzerinden çizdiği ideolojik politik hattın IŞİD
ideolojisiyle nasıl örtüştüğüne dair bir iddiaydı.
Şimdi, değerli arkadaşlar, özellikle bu
birkaç gündür Türkiye'deki birçok gazete, birçok önemli gazeteci Türkiye'nin
IŞİD tehdidiyle artık karşı karşıya olduğunu
kabul ediyor, IŞİDin Türkiyeye kesinlikle
sızdığını, aramıza
karıştığını söylüyor. Biz Hükûmeti bir kez daha
buradan uyarıyoruz: IŞİD bir bumerang gibi size dönmeye
başladı, Türkiye'yi vurmaya başladı. Belki siz zarar
görmeyebilirsiniz ama Türkiye halkları ve Türkiye barışı
zarar görecektir. Onun için, şimdiden alınması gereken bütün
önlemleri alarak IŞİDe karşı her türlü tedbirin
alınmasını öneriyoruz. Bizim önergemizin de bu yönüyle
desteklenmesi çağrısında, talebinde bulunuyoruz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Halkların Demokratik Partisi grup
önerisinin aleyhinde ilk konuşmacı Hatay Milletvekili Sayın
Adnan Şefik Çirkin.
Buyurun. (MHP sıralarından
alkışlar)
ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN
(Hatay) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Sayın milletvekilleri, ne oldu da
Türkiye Cumhuriyeti devleti birdenbire IŞİDle birlikte anılan
bir devlet oldu? Yani, Müslüman dünyasının yıldızı ve
Batı tarafından kabul gören, Batı tarafından benimsenen
Türkiye birdenbire IŞİDe yaptığı yardımlarla,
IŞİDle olan birlikteliğiyle anılır oldu. Aslında
her şey, bir gün, bir sabah, birdenbire, bugünün Başbakanı ve
dönemin Başbakanının -ikisinin birlikte- dost ve müttefik Esad
söyleminden zalim Esad söylemine dönüşüyle başladı.
BÜLENT BELEN (Tekirdağ) Esed,
Esed.
ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN
(Devamla) Daha doğrusu Esed.
Akabinde, Türkiye, son derece vahim
hatalarla dolu bir Suriye politikasına girdi, bir rejimi devirmeye
kalktı. Böyle bir kabiliyeti var mı, yok mu, bunu hiç
sorgulamadı. Bu rejim devrilirse acaba Türkiyenin hayrına mı
olur, şerrine mi olur, bunu hiç sorgulamadı. Hâlbuki biz Milliyetçi
Hareket Partisi olarak daha o gün gerekli ikazlarımızı
yaptık ve bugün eleştirdiğiniz monşer politikası,
monşer, diye diye, Türkiye bugün bir şer politikasının
içine düştü. Bugün bırakın Batı dünyasını, Libya
Başbakanı bile dün Bizim içimizdeki terör örgütlerine Türkiye
yardım ediyor; bu, ilişkilerimize zarar verir. diyebildi.
Bakın, nereden nereye geldik.
Şimdi, El
Nusraya ne yaptık önce? Rejim devireceğiz. Kimle? Özgür Suriye
Ordusuyla. Özgür Suriye Ordusu kim, kimlerden oluşuyor? İhvanıl
Müslimin, doktor, kasap, mühendis, çiftçi. Bunlardan gerilla yapmaya
kalktık. Olmadı tabii. Bunların başına bir albay
getirdik. Yine olmadı. Biz o zaman dedik, o gün de demeçlerimiz var, bu
kürsüden söyledik, Özgür Suriye Ordusu dağılır. Bununla hiçbir
şey yapamazsınız. dedik. O zaman çok kızdınız
ama bugün dağıldı, gitti bile. Dağılınca ne oldu?
Acaba bu sözümüzü nasıl yerine getiririz? Bu zevahiri nasıl
kurtarırız? Karizmayı nasıl düzeltiriz? diye,
dünyanın neresinde başıbozuk bir terör örgütü veyahut buna
katılmaya niyetli bir serseri güruh varsa bunların Suriyeye girmesi
için maalesef her türlü imkânı sağladık. Ne yaptık? El
Nusrayla iş birliği yaptık. Bunlar açık, net maalesef. El
Kaideyle yaptık. Biz bir buçuk yıl evvel burada IŞİD
derken, başta gazeteci arkadaşlar olmak üzere, herkes Acaba
IŞİD nedir? diyordu. Ama, bugün IŞİD artık
dünyanın en tehlikeli örgütü oldu ve biz IŞİD diye
bağırdık, bağırdık fakat sesimizi
duyuramadık.
Sayın milletvekilleri, El Nusra ve El Kaide
unsurları yüzde 70-80 oranında IŞİDe katıldı ve
IŞİDin kanatları arasına girdi. Bununla ilgisi olan
istihbarat görevlilerimiz herhâlde bu komutanlara küsmedi, ilişkileri
devam ediyor ve şu an, biz bunları sorduk. Bakın, geçen
yıl, burada, Mecliste basın toplantısı
yapmışız, Türkiye IŞİD terör örgütünün tehdidiyle
karşı karşıyadır -bir buçuk yıl evvel- yeni
Reyhanlı vakalarıyla karşılaşma ihtimali yüksektir.
demişiz. Şimdi, paralel için Millî Güvenlik Kurulu
toplantısı yapılabiliyor. Peki, bugün, daha evvelsi gün
MİTin ilan ettiği, Türkiyede eylemler yapabilir. dediği
IŞİD için IŞİD konulu bir Millî Güvenlik Kurulu toplantısı
Türkiyede yapıldı mı Hükûmetiniz tarafından? Hayır.
Bugün, bu tehlikeyle yüzleştik ve ne yapacağımızı
bilmiyoruz.
Genelkurmay İstihbarat Başkanı 100 bin
kişiyi engelledik. diyor. Bunların 7 bini yabancıydı, 93
bini kimdi? Bu laf havada kaldı. Soruyoruz, kime? Sayın Başbakan
Ahmet Davutoğluna. İstihbarat birimlerinin Türkiyeden
IŞİDe katılım sayısı konusunda bir
çalışması bulunmakta mıdır? Böyle bir çalışma
var ise Türkiyeden IŞİDe kaç kişinin
katıldığı tespit edilmiştir? Ve devamla aylardan beri
cevap alamadık.
Sayın milletvekilleri, IŞİD konusu
ayrıca bizi iki meselede daha ileride büyük sıkıntılarla
baş başa bırakabilir. Şimdi, Kürt kökenli bir
vatandaşımızı düşünün. Mesela benim orada, Hatayda,
Kırıkhan bölgesinde, orada Kürt köyleri var, Kürtnasır var,
İncirli var, Yalangoz var. Bunların hepsi bizim
vatandaşımız, kardeşimiz. Hemen arkasında Afrin
Bölgesi var ve IŞİDin tehdidi altında. Şimdi,
IŞİD fırsat bulduğunda, bir Kobani misali buralara
saldırdığında, Suriye toprakları içerisinde
bunların hepsi bizim vatandaşlarımızın akrabası,
dolayısıyla bizim akrabamız. Ve Türkiyede, Türkiye Cumhuriyeti
Hükûmetinin IŞİDi destekler bir görüntü vermesi söz konusuysa,
burada bizim Kürt kökenli vatandaşımızın bu devlete
saygısı, sevgisi ve sadakati eksilir mi, eksilmez mi? Eksilir ve
hakkıdır da ve Kürtlerle devletin arasını açar, bu çok
önemlidir.
Bir diğer konu, IŞİD, Haricîdir, buna bir
bakmak lazım. Bilhassa iktidar partisi milletvekilleri içerisinde
IŞİDin gerçekte ne olduğunu, kökünün nerelerden geldiğini
bilebilecek kabiliyette çok sayın milletvekili olduğunu zannediyorum.
Bunlar Haricîdir, bunlar Hazreti Aliyi katletmiş insanlardır,
kökünü, fikrini oradan alır. Şimdi, bu niyetle, ondan sonra Vahabi, Selefilik
-kısadan geçiyorum- ondan sonra El Kaide ve şimdi IŞİD,
yani Şia düşmanı, Alevi düşmanı bir anlayış.
Esasen derinine fazla inmek istemiyorum, kökünde Sünniye de düşman,
kendisinden hariç herkese düşman. Bunlar yeni değil, 1805te oralarda
türbeleri, camileri yıkmış bir örgüt, katil.
Uzun yıllardır, on yılları aşan,
otuz beş, kırk yıldır, Sivasta, Maraşta, Çorumda,
tekrar Sivasta, bu olaylar, Alevi, Sünni olayları ve gerginliği
karanlık çevreler tarafından kaşındı ama bu milletin
hem Alevisi hem Sünnisi, bunun bir oyun olduğunu, karanlık
mihrakların oyunu olduğunu anladı ve buna düşmedi. Fakat,
şimdi, içimizde binlerce sempatizanı olan bir örgüt, Alevi kökenli
insana düşman olan bir örgüt ona silahını doğrultursa, aynı
zamanda da -maalesef ve maalesef- Reyhanlı patlamasında 53 Sünni
öldü. diyebilen ve Suriye politikasını Alevilik ve Sünnilik temeli
üzerine zemin bulmak adına oturtabilen bir Hükûmet anlayışı
içerisinde Alevi kökenli vatandaşlarımızın devlete
bağlılığı ne olur? Buna çok dikkat etmek lazım.
Bunun da devletiyle arası açılmaz mı?
Sayın milletvekilleri, bu konu Türkiye'nin
önümüzdeki -yıllarda diyemeyeceğim- aylarda en önemli konusudur. Bu
millet bir bütündür; Alevisi vardır, Kürtü vardır, Arapı
vardır, gayrimüslimi vardır, her şeyi vardır ve bunun
adına biz Türk milleti diyoruz. Bunun her ferdi hangi etnik kökenden
olursa olsun ve hangi ana dili konuşursa konuşsun, Türkiye
Cumhuriyeti devletinin eşit vatandaşıdır ve hepsine
eşit bakmak zorundadır. Bu bakımdan, bu mesele son derece
önemlidir. Hükûmet, IŞİD konusunda bir an evvel kendini
toplamalıdır. Tabii, vakit müsait değil. uluslararası
alanda da bunun sorumluluklarını Türkiye çok ağır
ödeyecektir.
Şimdi, Halep düşüyor, nisan ayında
düşme ihtimali yüksek. Oradan gelen militanlar ne olacaktır?
Geçiş yeri Reyhanlı, başka bütün yerler kapandı, rejim
kapattı hepsini ve şu anda, Süleyman Şah Türbesinde çok önemli
bir mesele var. Rehin demiyoruz ama oraya giden askerlerin, görev
zamanını tamamlayan askerlerin dönememesi söz konusu. Niçin? Bütün
etrafı IŞİD tarafından sarıldığı için.
Peki, koca Türkiye Cumhuriyeti devleti ne yapabiliyor? Onları alabiliyor
mu? Alamıyor. Yarın bir felaket gelirse başımıza,
bunun altından nasıl kalkacağız?
Bunu da takdirlerinize bırakıyorum,
saygılar, sevgiler sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Çirkin.
Halkların Demokratik Partisi grup önerisinin lehinde
ikinci konuşmacı Hatay Milletvekili Sayın Refik Eryılmaz.
Refik Bey, sizi de çok aradım ama size
ulaşabilmek mümkün olmadı. Buradan nasipmiş, tekrar geçmiş
olsun.
REFİK ERYILMAZ (Hatay) Sağ olun.
BAŞKAN Buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
REFİK ERYILMAZ (Hatay) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, dört gündür biz burada bir
kanun tasarısını, iç güvenlik paketini konuşuyoruz,
tartışıyoruz. Bu kanun tasarısıyla aslında ülkede
güvenliği sağlamak ve barışı sağlamak
amacıyla bir tasarı getirmediğiniz çok açık. Burada,
AKPnin daim kılınması, AKP iktidarının
kalıcı kılınması adına bir kanun
tasarısı hazırlandığını görüyoruz. Eğer
gerçekten Hükûmet, AKP iktidarı bu ülkede iç güvenliği sağlamak
istiyorsa, bu konuda samimiyse öncelikle, üç buçuk yıldır her türlü
iş birliğini yaptığı, her türlü desteği
verdiği, her şekilde koruyup kolladığı
uluslararası terör örgütleriyle olan ilişkisini kesmesi ve bunlarla
bir mücadele içinde olması gerekiyor.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, Orta
Doğu cayır cayır yanarken Hükûmet maalesef tek adamın
hırs ve korkularına teslim olmuş bir dış politika
izlemektedir. Bugün, Hükûmet izlediği dış politikayla ülkenin
güvenliğini tarumar etmiştir, ülkenin sınırları
kevgire dönmüştür. Bu, ülkemizde ciddi bir terör tehdidiyle
karşı karşıya kalmamıza neden olmuştur. Bu terör
gruplarıyla mücadele etme adına hiçbir çalışmanın
olmadığını görüyoruz. Biz hep üç buçuk yıldır Cumhuriyet
Halk Partisi olarak izlenen bu dış politikanın ne bölgemize ne
de ülkemize barış, huzur getirmeyeceğini, aksine, bölgede ciddi
bir güvenlik sorunu, ciddi bir kaos yaratacağını ifade ettik.
Nitekim, bu dört yıllık süreç içerisinde bölgede
yaşadığımız olaylara baktığımız
zaman bu uyarılarımızda ne kadar haklı olduğumuz
ortaya çıkmıştır. Hatırlayın, 2013
yılında 11 Mayısta cumhuriyet tarihimizin en şiddetli terör
saldırısını yaşadık ve o saldırıda 52
vatandaşımız hayatını kaybetti, onlarca
vatandaşımız yaralandı. Ondan önce, yine 11 Şubatta
Cilvegözünde bir terör saldırısı oldu, orada da 14
vatandaş hayatını kaybetti. Ondan önce, Gaziantepte yine
aynı yıl bir terör saldırısı yaşandı, orada
da onlarca vatandaşımız hayatını kaybetti. Bu
saldırılar geliyorum diyen saldırılardı, istihbarata
rağmen, Jandarmanın raporlarına rağmen bu
saldırıların önüne geçilmemiştir. Reyhanlı
duruşmalarını eğer takip ediyorsanız ki takip
etmediğinizi biliyorum çünkü o duruşmalara biz katılıyoruz-
o duruşmadaki bilgi ve belgeler, o duruşmadaki kanıtlar,
deliller bu olayın içerisinde istihbaratın da bilgisinin olduğu
ve bu istihbari bilgilere rağmen bu terör saldırısının
engellenmediği sonucu ortaya çıkıyor. Bu terör
saldırısının AKPnin, iktidarın iş birliği
yaptığı, destek verdiği, koruyup kolladığı
terör grupları tarafından gerçekleştirildiği yönünde çok
ciddi belgeler var.
Bunun dışında kısa bir süre önce
Niğde Ulukışlada yine benzer bir terör saldırısı
yaşadık. Orada da bir jandarma, bir polis ve bir sivil
vatandaşımız hayatını kaybetti. Geçen Niğdede
bunun duruşmasını izledik. Bakın, arkadaşlar, orada
sanıkların beyanları var, Jandarma Genel
Komutanlığının, Genelkurmayın hazırlamış
olduğu raporlar var, çok vahim iddialar var orada ve bu
saldırıları düzenleyenlerin MİTle iş birliği
içinde olan Heysem Topalca adlı vatandaşla birlikte organize
edildiği, bu şahısların Türkiyeye onun tarafından
gönderildiği yönünde çok ciddi iddialar var. Hani, biz bu konuda şikâyetlerimizi,
uyarılarımızı yaptığımız zaman siz
diyorsunuz ya Elinizde belge var mı, belge var mı? diye bir savunma
mekanizması geliştiriyorsunuz. Evet, elimizde belge var. Bu belgeler,
mahkeme kayıtlarına girmiştir. Bu belgeler hastane
kayıtlarına girmiştir. Bu belgeler havaalanlarındaki
kayıtlara girmiştir. Bu belgeler
vatandaşlarımızın resmî fotoğraf
kayıtlarında mevcuttur. Eğer gerçekten bu konuda
araştırma yapmak istiyorsanız, Türkiyede mevcut olan terör
tehlikesi ve tehdidine karşı eğer samimi bir mücadele etme
niyetiniz varsa bizim şu anda Mecliste bekleyen kanun tekliflerimizi, bu
konudaki araştırma önergelerimizi Meclisin gündemine getirirsiniz.
Reyhanlı patlaması, Cilvegözü patlaması,
Gaziantep patlaması, Altınözünde, Yayladağında ve
değişik şehirlerde daha yaşanan bir sürü patlamanın
sebep ve sonuçlarını ortaya çıkarmak istiyorsanız bu
konularla ilgili hazırlamış olduğumuz araştırma
önergelerini hemen gündeme getirin, bu konuda gerekli tedbirleri beraber
alalım. Eğer bu konuda gerekli adımlar atılmazsa kimin
-belki hepimizin de- yarın nerede, nasıl olacağını
kimsenin tahmin etmeyeceği bir terör saldırısıyla
karşı karşıya kalabiliriz.
Ben kısa bir süre önce
yaşadığımız iki olayı gündemimize getirmek
istiyorum. Bakın, değerli milletvekili arkadaşlarım, az
önce hatip arkadaşlar da değindiler, ben de bu konuda bu tespiti
sizinle paylaşmak istiyorum. MİTin emniyet müdürlüklerine
göndermiş olduğu bir ihbar yazısı var. İşte,
şu kadar IŞİD militanı Suriyeden Türkiyeye
girmiştir, bunlar hücre tipi bir yapılanma içerisindedir.
Bunların İstanbul, Ankara, sınır illeri, Hatay ve
diğer illerde birtakım eylemlerde bulunabileceğine ilişkin
uyarılarda bulunuyorlar. Peki, sizin bununla ilgili herhangi bir önleyici
tedbiriniz var mı? Yarın, yaşanabilecek bir terör saldırısında
hayatını kaybedecek olan vatandaşlarımızdan kimler
sorumlu olacak?
Bakın, biz Terör gruplarına destek veriliyor.
dediğimiz zaman tepki gösteriyorsunuz. Kısa bir süre önce, 18
Şubatta Halepte bir çatışmada yaralanan militanı Suriye
sınırından ambulansla Mustafa Kemal Üniversitesine getiriyorlar
ve bu hasta sedyedeyken cebindeki el bombası yere düşüyor. Bu el
bombası orada patlamış olsaydı orada bir facia
yaşanacaktı. Peki, bunu nasıl izah ediyorsunuz? Komşu bir
ülkede terör faaliyetine katılmış, çatışmada
yaralanmış olan bir militanın Türkiyeye getirilip tedavi
edilmesi sizce teröre destek vermek anlamına gelmiyor mu? Biz şunu
iddia ettik, dedik ki: 83 ülkeden terör grupları, Selefi, Vahabi, radikal
İslamcı örgütler Türkiye üzerinden Suriyeye savaşmaya gidiyor.
Tepki gösterdiler, Siz Baasçısınız. dediler, siz
Esadcısınız. dediler. Çıktı, dönemin Hatay Valisi
bir rapor hazırladı, bunu İçişleri
Bakanlığına gönderdi. Rapor burada. Raporda, bu
militanların Türkiyeye nasıl giriş
yaptığını, Türkiye üzerinden hangi köyden kimlerle
bağlantıya girerek hangi yöntemlerle Suriyeye sokulduğunu,
bunların Türkiyede nasıl örgütlendiğini ne kadar tehlikeli
olduğunu bunların finans kaynaklarını tek tek ortaya koydu.
Biz de çıktık Hani bize inanmıyordunuz, bölgenin valisi bir
rapor hazırlamış, Hükûmetin terör gruplarıyla iş
birliği içinde olduğunu iddia ediyor, bu rapor doğru mu? diye
sorduk, Eğer doğru değilse çıkın, bu raporun
doğru olmadığını söyleyin. dedik ve bununla ilgili
olarak en ufak bir açıklama yapılmamıştır
arkadaşlar. Dolayısıyla, bu izlenen politika Türkiyenin ulusal
güvenliğini ciddi bir şekilde tehlikeye sokmuştur. Tek
adamın bir an önce, ülkenin ulusal çıkarları adına bu Esad
sendromundan kurtulup Türkiyenin ulusal çıkarlarını dikkate
alan bir anlayışla yeniden dış politikasını belirlemesi
ve buna göre bir yol haritası çizmesi gerekiyor. Bugün, Amerika ve Avrupa
ülkeleri şunu söylüyor, diyor ki: Suriyedeki bu IŞİD
tehlikesini ortadan kaldırma adına
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
REFİK ERYILMAZ (Devamla) -
oradaki yönetimle
iş birliği yapılması kaçınılmazdır.
Biz burada bir kez daha uyarıyoruz: Bu dış
politika ülkenin güvenliğini tehlikeye sokmuştur, bir an önce oturup
bu politikanın sorgulanması gerekiyor.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Eryılmaz.
Halkların Demokratik Partisi grup önerisinin
aleyhinde son konuşmacı Kırıkkale Milletvekili Sayın
Ramazan Can.
Buyurun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Öncelikle, IŞİD, DEAŞ,
DAİŞ diye nitelenen örgüt bir terör örgütüdür. Türkiye Cumhuriyeti
devleti ve Bakanlar Kurulu bu örgütü terör örgütü olarak kabul etmektedir. Bunu
kabul ederken de uluslararası camiayla birlikte hareket etmektedir.
Nitekim, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 1267/1989
sayılı kararlarına istinaden Bakanlar Kurulu 30/09/2013
tarihinde 2013/5428 sayılı kararı almıştır. Bu
karar Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin kararlarındaki
o karara istinaden 6415 sayılı Terörizmin Finansmanının
Önlenmesi Hakkında Kanunun 5inci maddesine de atıfta
bulunmuştur.
Netice
itibarıyla Bakanlar Kurulu ve Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti,
IŞİD, DAİŞ, DEAŞ diye tabir edilen örgütü terör
örgütü olarak kabul etmektedir. Diğer taraftan İslami bir örgüt
olarak gösterme gayretinde olan dış mihraklar var. Bir defa
İslam, anlam itibarıyla barış ve huzuru temsil eder ve
sin kelimesinden türemiştir. İslam, huzur ve barış
anlamına gelmektedir. Gerek İslam gerekse hiçbir semavi din teröre
asla müsaade etmez. Maalesef Batı, IŞİDi, DAİŞ,
DEAŞ diye değil, Irak Doğu Akdeniz Ülkeleri İslam
Devleti anlamında kullanıyor. Kısacası, IS kısaltması
anlamında kullanıyor. Bu da İslam Devleti anlamına
gelmektedir ki, bunu kabul etmemiz mümkün değildir. İslam ile terörü
bir arada kesinlikle kimse kullanamaz, kullanmamalıdır.
Bakınız,
şu anda insanlığın karşısında dünya barışını,
dünya huzurunu tehdit eden küresel bir terör meselesi var. Gençler nasıl
oluyor da acımasızca cinayet işleyebiliyorlar? Bu konuların
sebep ve sonuçlarının irdelenmesi gerekiyor. Orta Doğuda devam
eden terör eylemleri, terör örgütlerini belli bir dine, özellikle İslam
dinine izafe etmek gerçeği saptırmaktır. Ne İslam dini ne
de başka bir semavi din terör örgütüyle birlikte anılamaz.
Bu
duygularla grup önerisini Genel Kurulun takdirine sunuyor, hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Halkların
Demokratik Partisinin grup önerisini oylarınıza sunacağım.
III.-
YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Yoklama talebi var.
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Gök, Sayın Demiröz, Sayın Özel, Sayın
Serindağ, Sayın Tanal, Sayın Karaahmetoğlu, Sayın
Ekinci, Sayın Toptaş, Sayın Kaleli, Sayın Demirçalı, Sayın Onur, Sayın Toprak, Sayın Serter,
Sayın Türmen, Sayın Kaplan, Sayın Özdemir, Sayın Öner,
Sayın Korutürk, Sayın Haberal.
Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve süreyi
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
vardır.
XI.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.- HDP Grubunun, 21/1/2015 tarihinde Bitlis
Milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu ve arkadaşları
tarafından, Türkiyedeki IŞİD terör örgütü faaliyetlerinin
araştırılması ve engelleyecek politikaların
belirlenmesi amacıyla verilmiş olan Meclis araştırması
önergesinin Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer
önergelerin önüne alınarak Genel Kurulun 20 Şubat 2015 Cuma günkü
birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin
aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
(Devam)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi grup
önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri, bir saat ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.22
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 20.26
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muharrem
IŞIK (Erzincan)
----0----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 59uncu Birleşiminin Altıncı Oturumunu
açıyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun İç Tüzükün
19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
2.- MHP Grubunun, 9/1/2014 tarih ve 2207
sayıyla Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve arkadaşları
tarafından, birçok sentetik maddenin katılmasıyla üretilen
bonzai adlı uyuşturucunun son beş yılda sigara gibi
yaygınlaşmasına olanak veren şartların hukuki
boşluklarının tespit edilip bunların çözümü için gereken
tedbirlerin belirlenmesi amacıyla verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin Genel Kurulun 20 Şubat 2015 Cuma günkü
birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı
tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
Tarih: 20/2/2015
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulunun 20/2/2015 Cuma günü (bugün)
yaptığı toplantısında siyasi parti grupları
arasında oy birliği sağlanamadığından Grubumuzun aşağıdaki
önerisini İç Tüzük'ün 19'uncu maddesi gereğince Genel Kurulun
onayına sunulmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Oktay
Vural
İzmir
MHP Grup Başkan Vekili
Öneri:
9 Ocak 2014 tarih ve 2207 sayıyla ile TBMM
Başkanlığına vermiş olduğumuz Ankara Milletvekili
Özcan Yeniçeri ve arkadaşlarının "Birçok sentetik maddenin
katılmasıyla üretilen bonzai adlı uyuşturucunun son beş
yılda sigara gibi yaygınlaşmasına olanak veren
şartların hukuki boşluklarının tespit edilip
bunların çözümü için gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla"
verdiğimiz Meclis araştırması açılması
önergemizin 20/2/2015 Cuma günü (bugün) Genel Kurulda okunarak görüşmelerinin
bugünkü birleşiminde yapılması önerilmiştir.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkanım,
yerimden kısa bir söz talebim var.
BAŞKAN Buyurun.
IX.- AÇIKLAMALAR (Devam)
8.- İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın, Ege Üniversitesinde öğrenciler arasında çıkan
gerginlikte Ülkü Ocakları Ege Üniversitesi mensubu Fırat Yılmaz
Çakıroğlunun öldürdülmesine ilişkin açıklaması
OKTAY VURAL (İzmir) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Ege Üniversitesinde, Ülkü Ocakları Ege Üniversitesi
mensubu Fırat Yılmaz Çakıroğlu maalesef şehit
edilmiştir. Bu kürsüden ve Parlamentoda, Hükûmete, PKKnın
üniversitedeki örgütlenmesine karşı tedbir alınmasını
defalarca ifade etmiş, Ege Üniversitesi yönetiminin de PKKnın bu
yapılanmasıyla ilgili hiçbir tedbir almamasıyla ilgili, bu
konuda, hem Rektörlüğü hem emniyet teşkilatını
uyarmıştım. Bu değerli kardeşim beni birkaç kere
aradı. Dün çıkan bir gerginlik ve bu gerginlikten sonra bugün
sınava girecekler, polise söylüyorlar Tedbir alınız. diye ama
maalesef sınava girerken polis yok, saldırıya uğruyorlar ve
bıçaklanarak ölüyor.
Sayın Başkanım, kırk beş dakika
ambulans gelmiyor, kan kaybından ölüyor. Aldığım bilgilere
göre, inşallah öyle değildir ama, oradaki bir polis arabasıyla
gönderilmesi talebi uygun görülmüyor. Bunun sorumlusu kim? Elinizi
vicdanınıza koyunuz. İç güvenlikte buna
alacağınız ne tedbir var?
Allah rahmet eylesin.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
IV.- OTURUM BAŞKANLARININ
KONUŞMALARI (Devam)
5.- Oturum Başkanı TBMM Başkan
Vekili Sadık Yakut'un, Fırat Yılmaz Çakıroğluna
Allahtan rahmet dilediğine ilişkin konuşması
BAŞKAN - Biz de bu menfur olayı şiddetle
kınıyoruz. Fırat Yılmaz Çakıroğluna Allahtan
rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum.
XI.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- MHP Grubunun, 9/1/2014 tarih ve 2207
sayıyla Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve arkadaşları
tarafından, birçok sentetik maddenin katılmasıyla üretilen
bonzai adlı uyuşturucunun son beş yılda sigara gibi
yaygınlaşmasına olanak veren şartların hukuki
boşluklarının tespit edilip bunların çözümü için gereken
tedbirlerin belirlenmesi amacıyla verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin Genel Kurulun 20 Şubat 2015 Cuma
günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisi
lehinde söz isteyen Özcan Yeniçeri, Ankara Milletvekili.
Buyurun Sayın Yeniçeri.
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) Ben de İzmirde
bu menfur ve alçak saldırı sonucu şehit düşen Fırat
Yılmaz Çakıroğlu kardeşimize Allahtan rahmet diliyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
çeşitli sentetik maddelerin karıştırılmasıyla ya
da sentezlenmesiyle üretilen bonzai adlı uyuşturucu son dört
yıl içinde toplumu tehdit eden bir felaket hâlini almıştır.
Bağımlılık yaratan ve sonuçta öldüren bu uyuşturucunun
yaygınlaşma nedenlerini, bu uyuşturucuyu ortaya çıkaran
şartları doğru tespit etmek şarttır. Ayrıca
bonzai ve diğer uyuşturucularla ilgili yasal boşlukları
belirleyip gidermek gerekir. Bu nedenle bir Meclis araştırması
açılması önerisi huzurlarınıza getirilmiştir.
Zihni, ahlakı ve insanlığı
uyuşmamışların bağımlılık yaratan bütün
maddelerle ilgili olarak, başta Meclis araştırması
açılması olmak üzere bütün önleyici imkânların kullanılmasına
destek vereceklerinden hiç kuşkum yok. Bonzai adlı uyuşturucu
biraz önce de söylediğim gibi birçok sentetik maddenin
karıştırılmasıyla üretilmekte ve son beş yıl
içerisinde ciddi bir yaygınlık alanı kazanmış
olmaktadır. Gerekli yasal düzenlemeler zamanında yapılmadığı
için bonzai kullanımı da ciddi bir biçimde
yaygınlaşmıştır.
Esrara çok benzeyen ve daha çok ağızdan sigara
gibi içilen bonzai adlı uyuşturucu İnternetten bile
satın alınabilmektedir. Yurt dışından gelen 100
doların altındaki gönderiler gümrük incelemelerine tabi
olmadığı için rahatlıkla bonzai, gümrükleri aşarak
ülkemize girebilmektedir ve geniş de bir pazar bulabilmektedir. Çok ucuz
olması yaygınlaşmasının en önemli nedenlerinden
biridir. Bu nedenledir ki Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak biz,
defalarca bu bonzaiyle ilgili, uyuşturucuyla ilgili, uyuşturucu
bağımlılığıyla ilgili çeşitli yasa
teklifleri verdik. Bunlardan bir tanesi de, İstanbul Milletvekilimiz
Durmuş Ali Torlak tarafından bonzainin terörün finansmanında
kullanılmasının önlenmesi için bir yasa teklifidir ki işte,
bu nedenle vermişti.
2010a kadar varlığı bilinmeyen bonzai ve
türevleri bugün uyuşturucu piyasasının yarısını
kapsamıştır. Emniyet Genel Müdürlüğünün Uyuşturucu
Madde ve Bağımlılığı Araştırma,
İnceleme Raporunda şu bilgiler vardır: İstanbul
uyuşturucu piyasasında en yaygın tüketilen maddeler esrar ve
bonzai; İstanbul piyasasının yüzde 50si bonzaiden, yüzde
30-40lık dilimi esrardan, yüzde 10luk dilimi de eroinden
oluşmaktadır. İstanbul Narkotik Suçlarla Mücadele Şube
Müdürlüğü Sentetik Bürosunun 2013 iş hacminin yüzde 30, yüzde
40ını bonzai ve türevleri ve diğer yüzde 40ını da
extacy oluşturmaktadır.
Türkiyede genel olarak uyuşturucu
kullanımında ciddi bir artış vardır, uyuşturucu
bağımlılığı yaşı da giderek
aşağıya düşmektedir. Devletin resmî araştırma
kurumu olan TÜİKin araştırmasında Türkiyede
uyuşturucu tedavisi gören en küçük bağımlının
yaşının 13, en büyük bağımlının
yaşının ise 65 olduğu, hastaların binde 24ünün 15
yaşın altında bulunduğu ortaya
çıkmıştır.
Yapılan incelemelere göre, diğer Avrupa
ülkelerinde pek de gündem konusu oluşturmayan bu sentetik
uyuşturucunun Türkiyede çok ucuza piyasaya verilip hızla
yaygınlaştırılmaya
çalışıldığı tespit edilmiştir.
Anlaşılan, bazı güç odakları genç beyinleri tahrip etmek
için planlı ve sistemli bir çaba içerisindedir. Bu bağlamda, uyuşturucudan
kaynaklı ölümler Anadolunun tüm illerine hatta köylerine kadar
yayılmıştır. Uyuşturucu, toplumsal bir salgın
hâlini almıştır. Her anlamdaki bağımlılık
âdeta kitleselleşmiştir. Toplumu çürüten bu büyük belayı hiç
kimse küçümseyemez, görmezlikten gelemez, işi oluruna bırakamaz.
Birilerinin sandığı gibi bonzai ya da uyuşturucu, polisiye
tedbirlerle de ortadan kaldırılamayacak kadar önemli bir sosyal
felakettir.
Değerli milletvekilleri, uyuşturucu ile suç
işleme arasında doğru bir ilişki vardır. Uyuşturucu,
fuhuş, intihar, cinayet, boşanma ve tecavüz sosyal
sapkınlık anlamında bir bütündür. Bu tür kriminal vakalar
arasında neden-sonuç ilişkisi vardır. Bu bakımdan olguyu
bir bütün olarak ele almak ve irdelemek gerekmektedir. Türkiye'de son on
yılda uyuşturucu kullanımı, intihar, boşanma,
fuhuş ve cinayet katlanarak artmaktadır. Emniyet raporuna göre
2000-2014 yılları arasında Türkiye'de yaşanan cinayet
sayısı yüzde 300 oranında artmıştır. Bu
cinayetlerin nedenleri arasında ilk sırayı cinsel nedenler almaktadır.
Verilere göre son on yılda şiddet, taciz ve tecavüz suçlarında
14 kat artış vardır. Uyuşturucu kullanımı ve
fuhuş gibi toplumu çürüten suçlarda da büyük bir artış
yaşanmaktadır. Adalet Bakanlığı verilerine göre
2002-2014 yılları arasında fuhuş suçları yüzde 220
artmıştır. Uyuşturucudan kaynaklı ölümler Anadolunun
tüm illerine hatta köylerine kadar yayılmıştır. Bu
gelişmeler Türkiye'de sosyolojik yönden yaşanan yozlaşma ve
çürümeyi gözler önüne sermektedir. Yaşanan sorunlar yasalarla,
ağır cezalarla, hesap sormakla, kınanmakla halledilecek
aşamayı çoktan geçmiştir. Küçük çocuk, kadın ve
kızlara yönelik vahşet ötesi cinayet haberleri hemen her gün
Türkiyenin her yanından gelmektedir. Olgu, münferit ve bölgesel
olmanın ötesine geçmiştir. Kadına şiddet, tecavüz ve
cinayet konusunda Türkiye toplumsal bir histeriyle karşı
karşıyadır.
Bugün resmen televizyon, İnternet, Facebook, iPad,
bilgisayar, cep telefonu evlatları ailelerin elinden
almıştır. Savunmasız kalan nesiller teknolojik, ekonomik ve
sosyolojik yönden canavarlaşmış sistemin insafına terk
edilmiştir. Bu terk edilmişlik içinde bonzai ve diğer
uyuşturucular geniş bir yer tutmaktadır.
Değerli milletvekilleri, bugün Türkiyede
namahremlik öldü, bugün Türkiyede özel hayat yok oldu, bugün Türkiyede
insanlar hiçbir şeye şaşırmıyorlar, artık
şaşırmayı unuttular, bugün Türkiyede yaşamda
olağanüstülük diye bir şey kalmadı, teknolojinin kölesi bir
toplum zuhur etti. Bütün bunlar, anormalliğin normalleştiğini,
olağanüstülüğün de olağan hâle geldiğini gösteren
belirtilerdir. Günümüzde geleneksel biçimiyle bütün kurumlar ve değerler
işlevini büyük ölçüde kaybetmiştir. Bugün bir aile içinde bir arada
yaşayan insanlar, birbirinin yüzünden daha çok televizyonun yüzüne
bakmaktadır. Her birey, bugün, sokakta, kalabalık içinde yürüyen bir
yalnız kimliğine bürünmüştür. İnsanlar en
yakınlarıyla bile yüzlerinin yalnız bir yanıyla ilişki
kurmaktadır. İnsanlar arasında bütünsel ilişki yok denecek
kadar azdır. Ataerkil toplumsal yapı ve aile yapısı
günümüzde evlat erkil bir hâle gelmiştir. Teknoloji
karşısında savunmasız kalan nesiller, ekonomik ve
sosyolojik yönden canavarlaşmış bir sistemin
insafındadır. Kadına şiddet, tecavüz ve katliamlar da bu
bağlamda kurumsallaşmıştır. Sorun, güdülerinin emrine
girmiş hayvani bireyler değildir, o bireyi ortaya çıkaran
toplumsal, ekonomik ve teknolojik bataklıktır. Durum vahim olup
toplumsal tepkiyle telafi edilir bir konumda değildir. İnsanlık
kendi ürettiği teknolojik araçların elinde maalesef rehinedir.
İçkiyi kendisi için teselli edici, televizyonu kurtarıcı,
uyuşturucuyu keyif verici, aşırı uykuyu sağlık,
tıka basa yemeyi beslenme gereği olarak gören kimse, yaşama
biçimi elinde rehin kalmış kimse demektir.
Değerli milletvekilleri, çevre, iletişim ve
yaşam biçimleri insanları robotlaştırıp,
metalaştırıp, duygusuzlaştırıp tutsak etmektedir.
Normallikten sapma, çevreden uzaklaşma, cemiyet ve diğer insanlarla
ilişki kurmakta zorluk çekme uyuşturucuya iten faktörlerin
başında gelmektedir. Kendi sağlığı,
insanlığı ve geleceği aleyhine alışkanlık
edinen insanlığı, kendisinden başka kurtaracak herhangi bir
reçete yoktur. Gelin, bonzai, jamaican, jamaican gold ve bütün
uyuşturucuların yaygınlaşmasının önüne geçmek
için alınması gereken tedbirleri ve yapılması gereken
çalışmaların belirlenmesi için Meclis araştırma
komisyonunu kuralım. Unutmayın, toplum siyasetten daha üstündür.
Siyaset toplum için vardır. Toplumun sağlığı
pısırık, uyuşuk, ıbık siyasete kurban edilemez.
Ey AKP, bu teklife muhalefetten geldi diye hayır
deyip bonzainin yanında yer almayınız, aksi takdirde sizi
bonzaici olarak ilan ederim.
Özelde bonzai, genelde bütün uyuşturucu ve kötü
alışkanlıkların yok edilmesi için Meclis
araştırma komisyonunun
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) yanında yer
alın, ya bonzainin yanında yer alacaksınız ya da bu
komisyonun yanında.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisi aleyhinde söz
isteyen
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan,
müsaadenizle bir hususa dikkatinizi çekmek istiyorum.
Dün akşamki Meclis oturumunda, sizin
yönettiğiniz
BAŞKAN Sayın Zozani
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Bir saniye Sayın
Başkan.
BAŞKAN Ama grup önerisine başladık.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Konuşmacı
davet etmediğiniz için, siz de oturumu yeni yönetmeye
başladığınız için
BAŞKAN Hayır, anladım da
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Müsaade eder misiniz?
BAŞKAN Milliyetçi Hareket Partisinin grup
önerisini görüşüyoruz.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan,
ben talebimi ileteyim, siz sonra uygulamaya geçebilirsiniz, bunu söylüyorum.
BAŞKAN Evet.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Dün akşam sizin
yönettiğiniz Meclis Genel Kurulunda, siz benim soyadımı
defalarca, kasti olarak, farklı şekillerde, yanlış
anlamalara çekilecek şekilde telaffuz etmişsiniz.
BAŞKAN Evet.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Tutanaklarda ve
basında var.
BAŞKAN Tutanakları isteyelim efendim.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Tutanaklardan
düzeltmenizi ve şahsımdan özür dilemenizi bekliyorum, talebim budur
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hayır, özür dileme değil de
düzeltiriz efendim. Özür dilemek için kasti olarak
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Hayır ama kasti
olarak yaptığınızı ifade ediyorum.
BAŞKAN Yok efendim, söz konusu değil.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Hayır, kasti
olarak yaptığınızı ifade ediyorum.
BAŞKAN Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisi
aleyhinde söz isteyen İsmail Tamer, Kayseri Milletvekili.
Buyurun Sayın Tamer. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
İSMAİL TAMER (Kayseri) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisinin
vermiş olduğu bonzai başta olmak üzere uyuşturucu
maddelerle ilgili Meclis araştırma komisyonu kurulmasına dair
verilen önergenin aleyhinde söz aldım. Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bugün ayrıca, rahmetli
Muhsin Yazıcıoğlunun annesinin vefatı
dolayısıyla merhumeye Allahtan rahmet diliyorum.
Ayrıca, yine biraz önce vefatını
öğrenmiş olduğumuz Fırat Yılmaz Çakıroğluna
da Allahtan rahmet dileyerek sözlerime başlamak istiyorum.
Her şeyden önce, uyuşturucu, bonzai bir kere
siyaset üstü olmalıdır değerli arkadaşlar. Burada, AK
PARTİ bu Meclis araştırma komisyonunu kabul edecek, etmeyecek,
bunlar yanlış şeyler. Çünkü, hepimizin çok dikkat etmesi
gereken, bu belayla savaşması gereken bir olaydan bahsediyoruz. O
açıdan, bizim daha önce de yapmış olduğumuz, bonzaiyle
ilgili, uyuşturucuyla ilgili bir sürü çalışmalarımız
var, Değerli Komisyon Başkanımız Necdet Ünüvar Beyin
Başkanlığında yapılan çalışmalar var.
Bonzai, özellikle 1960 yılında ortaya çıkan, 2000 yılından
sonra aktif olan, 2004 yılında Avrupada, 2008 yılında da
Türkiyede olan, 2010 yılından itibaren de aşırı bir
şekilde karaborsaya düşen bu beladan kurtulmamız lazım
diyoruz. Biz, kanun içerisinde gerekli tedbirleri aldığımız
için araştırma komisyonuna gerek duymuyoruz.
Ayrıca şunu ifade etmek istiyorum: Türk Ceza
Kanununun 188inci maddesine bonzai diye tabir edilen sentetik
kannabinoidler ve türevleri ibaresi eklenerek bununla
savaşacağımızı belirtiyoruz. Bir de, ülkemizde 2011
yılında söz konusu sentetik kannabinoidler 2313 sayılı Uyuşturucu
Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanun kapsamına da
alınmıştır, bunu da ifade ediyorum.
Araştırma komisyonunun aleyhinde
olduğumuzu belirtiyor, hepinize saygılar sunuyorum.
Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) Bonzainin yanında
mısın karşısında mısın onu söylemedin.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisi lehinde söz
isteyen Mehmet Hilal Kaplan, Kocaeli Milletvekili.
Buyurun Sayın Kaplan. (CHP sıralarından
alkışlar)
MEHMET HİLAL KAPLAN (Kocaeli) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Milliyetçi Hareket Partisinin verdiği Meclis araştırması
önergesi üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış
bulunmaktayım. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, son birkaç yıldır
Türkiye'de insan yaşamını çok ciddi bir şekilde etkileyen
bir baş belasıyla karşı karşıyayız, bonzai
diye kullanmaya başlıyoruz. Bilim adamları,
markalaşmasın diye -lütfen- siyasiler tarafından da bunun
kimyasal veya sentetik uyuşturucu olarak isimlendirilmesini talep
ediyorlar. Doğru bir karar. Ben de bu karar çerçevesinde
arkadaşlarıma bu uyarıda bulunmak istiyorum.
Nedir bonzai, nedir bu sentetik madde? Ne zamandan beri
ülkemizde kullanılmaya başlandı? Gencecik çocuklarımız
sokak ortalarında birer birer kıvranarak yaşamlarını
yitirmeye başladılar? Nasıl bir önlem alıyoruz,
neresindeyiz?
Değerli milletvekilleri, sizinle paylaşmak
istiyorum. Türkiye fiziki konumu gereği Avrupa ile Asya ve Ön Asya
arasında bir transit ülke konumunda. Üretim merkezlerinin Asya
olduğu, Ön Asya ülkelerinin olduğu, Türkiye üzerinden geçişin
had safhada olduğu bir noktadan bahsediyorum. Ama, dikkatinizi çekmek
istediğim bir nokta var, sizin içinizde de bu konuyla ilgilendiğini
bildiğim hekim arkadaşlarım var. Türkiye genç bir nüfusa sahip.
Türkiye ekonomik bir krizde. Türkiye genç nüfusu ve ekonomik krizi nedeniyle
her an sadece daha önceleri Asyadan Avrupa'ya transit geçiş noktası
olan ülke konumundan çıktı. Genç nüfus olması nedeniyle
aynı zamanda tüketen, aynı zamanda üreten bir hedef ülke olmaya
başladı. Örnek vereyim size: Avrupa Birliği ülkeleri ve Türkiye
karşılaştırıldığında tüm
uyuşturucu maddeler için, esrar, sentetik, eroin için, Türkiye'nin
kullandığı ve Türkiye'nin yakaladığı resmî
veriler Avrupa Birliği ülkelerinin tümünün 2,5-3 katı. Göz ardı
etmemek gerekiyor.
Şimdi, değerli milletvekilleri, bir şeye
daha dikkatinizi çekmek istiyorum transit geçişle ilgili önemi için.
Bakın, özellikle bu sentetik uyuşturucunun yakalandığı
-emniyet verilerini söylüyorum, 2014 yılına kadar- görüldüğü
illeri sayıyorum: İstanbul, Bursa, İzmit, Tekirdağ,
Kocaeli, Sakarya, Balıkesir, Kırklareli, Edirne, Ankara. Bir şey
dikkatinizi çekiyor mu? Hepsi Marmara Bölgesinden, Avrupaya çıkış
noktasından. Onun için, varoşların olduğu yerde yoğunlaşmaya
başlayan bu madde nedir, kısaca size bahsetmek istiyorum.
Madde, sentetik bir uyuşturucu. İçerisinde
kannabinoidun dışında deminki vekil arkadaşımın
bahsettiği gibi metanol, etanol, aseton, sinek ilacı, birçok
farklı maddeleri bir araya koyarak bitkilerin yapraklarına enjekte
ediyorlar, emdiriyorlar ve piyasaya sürüyorlar. Türkiye'de 200ün üzerinde alt
grubu var. Bir veri daha, bu veriyi Emniyet Genel Müdürlüğünün yetkilileri
söyledi, 1 kilogram sentetik uyuşturucudan bitkilere emdirilerek 100 kilogram
sentetik madde elde ediliyor. Dolayısıyla, uyuşturucu
baronları açısından da son derece rantlı olan bir nokta.
Değerli milletvekilleri, gelelim Türkiye'deki
bugünkü konumuna. Bu Mecliste gösterdim, bir daha göstermekte yarar görüyorum.
2011de Türkiye'de -resmî veriler- sentetik uyuşturucunun
yakalandığı vakalar 14 il, 2013te 71 il ve 2014te Türkiye'nin
tüm illerinde var. Rakam vermek istiyorum size yine. Bu sentetik
uyuşturucunun Türkiye'de görülmesiyle beraber hızla
artışına bakalım. 2011de 166 vaka var, vaka
sayısı, 2013te 11.139 vaka var. Oran 67 kat fazla.
Değerli milletvekilleri, şimdi, her zaman
buraya çıktığınızda ve özellikle Sayın
Aydın, sizin tırnak içerisinde Özgürlükleri koruma paketi
dediğiniz, bizim polisiye devlete yol açacak paket dediğimiz
noktada Sayın Başbakan diyor ki: Biz bu paketi getiriyoruz
-tırnak içerisinde-ama muhalefet milletvekilleri, muhalefet buna izin
vermiyor. Bakın, Sayın Başbakanın kendi ifadesiyle ifade
etmek istiyorum, sanıyorum Giresundaki bir konuşmasında diyor
ki: Bundan niye rahatsız oluyorsunuz, buna karşı neden tutum
alıyorsunuz? Ey Kılıçdaroğlu, ey Bahçeli, siz ne
yaparsanız yapın biz bu uyuşturucuya karşı mücadele
edeceğiz.
Demin sayın milletvekilim ne dedi? Bu
uyuşturucu konusu siyasi partiler üstü bir konu. Bu uyuşturucu konusu
gençlerimizi, çocuklarımızı ilgilendirdiği için siyasete
malzeme etmeyelim. dedi. Ben de katılıyorum. Peki, Sayın
Başbakan niye bunu söylüyor? Ben de size rakam vereyim. Değerli
milletvekilleri, dikkatli dinlemenizi istiyorum, bu, aynı zamanda
Sayın Başbakanın da dikkatini çekmesi gereken bir nokta. Vaka
sayısının 67 kat arttığı 2011 yılından
sonra sadece madde bağımlılığına bağlı
gençlerin artış oranı yüzde 658, 2011-2012.
Övünürsünüz ya, milat kullanırsınız, biz
2002de şöyleydik, geldik, şimdi böyle oldu. 2002de madde
bağımlılığı nedeniyle tedavi olmak için
polikliniklere müracaat eden sayı 20 binken şimdi 258 bin.
Şimdi, dikkatinize sunmak istiyorum. Değerli
milletvekilleri, samimi olun, bunu siyasete alet eden kim? Sizsiniz. Benim
aslında bu konuya değinmek gibi bir niyetim yok ama madem
Başbakan bunu kullanıyor, size hatırlatmak istiyorum. Bonzainin,
sentetik uyuşturucunun, madde
bağımlılığının bu kadar yaygın
olması kimin döneminde başladı? Adalet ve Kalkınma Partisinin
iktidarında başladı. Neden önlem almıyorsunuz? Hani her
defasında, Bizim dönemimizde biz buna karşıyız
Eğer
karşıysanız -bunu daha önce Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz
de verdik, şimdi Milliyetçi Hareket Partisi de veriyor- gelin, böyle bir
araştırmaya sıcak bakalım, destek verelim.
Bakın, size bir şey hatırlatmak istiyorum
değerli milletvekilleri: Cumhuriyet Halk Partisi bu konuya önem verdi,
Sayın Genel Başkanının bize verdiği bir talimat
doğrultusunda Cumhuriyet Halk Partisi, madde bağımlılığı
ve uyuşturucu maddeyle ilgili bir komisyon kurdu. AMATEMlere gittik,
Emniyet Genel Müdürlüğüne gittik, uyuşturucu madde kullanan
çocukları ziyaret ettik, ailelerini ziyaret ettik, STKları,
Yeşilayı, Kızılayı dinledik. Bir şeye dikkatinizi
çekmek istiyorum: Hani hep diyoruz ya AMATEMlere çocuklarımızı
gönderdiğimizde bu iş olur. diye, AMATEMleri ziyaret
ettiğimizde dikkatimizi çeken bir nokta var. Yetkiliye dedik ki: Burada
neden 18 yaşın altında çocuk yatmıyor? Dedi ki: 18
yaşın altındaki çocukları yatırırsak
koruyamıyoruz. Sayın yetkili, neyden koruyamıyorsunuz? dedik,
Burada o çocuklar ne yazık ki diğer uyuşturucu ve maddelerle
tanışma olanağını buluyorlar. dedi.
Bakın, yine, bir resmî rakam veriyorum size:
Türkiyede 18 yaşın altında madde bağımlısı
olan çocukların yüzdesi yüzde 20 gibi. Bunun, bugün Türkiyede bulunan
AMATEMlerin 2 tanesi çocukla ilgili, diğer 26 AMATEMle ilgili tedavi
merkezlerini kullanamıyoruz.
Yaşanan bir başka sıkıntıyı
sizinle paylaşmak istiyorum. Dedim ki: Siz acillere müracaat edenleri ne
yapıyorsunuz? Dedi ki: Biz, acillere müracaat eden vakaları
SGKsı yoksa kaymakam aracılığıyla sosyal
yardımlaşma fonuna yazı yazıyoruz, eğer onlardan bir
yanıt gelirse tedavi ediyoruz. Size önerim, bu yasa da konuşulacaksa
bir önergeyle ilave edilebilir: Nasıl devlet hastanesinin acillerine her
müracaat eden hastanın ücretsiz olmasını istedik ve
Sağlık Bakanlığının SGK programına
aldıysak, uyuşturucu nedeniyle, madde
bağımlılığı nedeniyle hiçbir sosyal güvenlik
hakkına sahip olmayan kişilerin böyle bir AMATEM merkezine müracaat
ettiklerinde herhangi bir ücret alınmasın, tedavi olma
olanağını yakalasın.
Asıl sorun şu: Şimdi, o yetkililerin
söylediği ve hepimize ibret olan bir nokta, diyor ki: Biz, AMATEMlere
gelen çocukları sadece detoksike ediyoruz. Birkaç gün
yatırıyoruz, uzaklaştırıyoruz maddeden, sonra geri
gönderiyoruz. Nereye gönderiyoruz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MEHMET HİLAL KAPLAN (Devamla) Yine sosyal toplum
içerisinde dediğimiz, aynı iş yerine, aynı sokağa,
aynı mahalleye, aynı ortama geri gönderiyoruz. Bir rehabilitasyon
merkezi yok.
Bunu tedavi etme olanağı, bu bakış
açısıyla mümkün değil. Dolayısıyla, sizden, iktidar
partisi milletvekillerinden bir ricam var: Burada, bir şey kaybetmiyoruz,
Milliyetçi Hareket Partisi vermiş, Halkların Demokratik Partisi
vermiş, Adalet ve Kalkınma Partisi vermiş, Cumhuriyet Halk
Partisi vermiş, hiç önemli değil, çocuklarımızın
geleceği için gelin bunu araştıralım, bu önergeye destek
verelim.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP ve MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
LEVENT GÖK (Ankara) Haydi bakalım, hodri meydan!
Haydi, AKPliler göreceğiz önergeyi. Bonzai mi, Molotofkokteyli mi, polis
devleti mi?
BAŞKAN Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisi
aleyhinde söz isteyen Ali Ercoşkun, Bolu Milletvekili.
Buyurun Sayın Ercoşkun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ALİ ERCOŞKUN (Bolu) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisi aleyhinde
söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle, yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Evet, sentetik uyuşturucular özellikle son dönemde
ülke gündeminde, gençlerin ciddi manada problem yaşadığı,
bizim de Hükûmet olarak ilgili bakanlıklar nezdinde bu anlamda önlem
almaya çalıştığımız bir konu.
İnşallah, dört günden sonra, bu akşam
maddelerine geçeceğimiz kanun içerisinde de sentetik uyuşturucularla
alakalı alınması gereken tedbirlerle alakalı maddeler var.
Belki bu maddeler üzerinde muhalefetin vereceği önergelerle
değişikler de olabilir. Bunu Genel Kurul muhakkak takdir edecek.
Gündemimizin belirli olması ve bu gündem
çerçevesinde Meclisin çalışma ihtiyacına binaen Milliyetçi
Hareket Partisinin grup önerisini Genel Kurulun takdirlerine arz ediyor,
sizleri saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan
BAŞKAN Oylamayı yapayım ondan sonra söz
vereceğim Sayın Gök.
LEVENT GÖK (Ankara) Bir talebimiz var, ondan sonra
efendim. Çok kısa bir değerlendirme yapacağım, bir bilgi
vereceğim.
BAŞKAN Oylamadan sonra.
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkanım
BAŞKAN Konuyla mı ilgili?
LEVENT GÖK (Ankara) Evet efendim.
BAŞKAN Ama böyle
Sayın Gök, tamam, söz vereceğim ama
LEVENT GÖK (Ankara) Oylamayla ilgili talebimiz de var.
BAŞKAN - Grup önerisi, 2 lehte 2 aleyhte söz var.
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkanım,
küçük bir değerlendirmede bulunacağım.
BAŞKAN Buyurun Sayın Gök.
IX.- AÇIKLAMALAR (Devam)
9.- Ankara Milletvekili Levent Gök'ün,
Sağlık Bakanlığının rakamlarına göre
hastanelerde tedavi olan uyuşturucu bağımlısı
sayısının 2007de 38 bin iken 2013 sonunda 260 bine
çıktığına ve bu konuyu araştırmak gerektiğine
ilişkin açıklaması
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan,
teşekkür ederim.
Sayın Meclisimizi bilgilendirmek istediğim bir
konu var: Sağlık Bakanlığına verdiğim bir soru
önergesinde, uyuşturucudan dolayı hastanelerde tedavi görenlerin
sayısını istedim. Rakamlar korkunç değerli milletvekilleri.
Yani Sağlık Bakanlığının bana geçen hafta
gönderdiği cevaba göre, 2007 yılında hastanelerde tedavi olan
uyuşturucu bağımlısı sayısı 38 bin, 2013
sonunda ise 260 bine çıkıyor değerli arkadaşlarım.
Sayın Başkan, konu gerçekten vahim, son derece
de önemli artışlar var. Bu konuyu araştırmak ve
gereğini yapmak hepimizin boynunun borcudur.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
XI.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- MHP Grubunun, 9/1/2014 tarih ve 2207
sayıyla Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve arkadaşları
tarafından, birçok sentetik maddenin katılmasıyla üretilen
bonzai adlı uyuşturucunun son beş yılda sigara gibi
yaygınlaşmasına olanak veren şartların hukuki
boşluklarının tespit edilip bunların çözümü için gereken
tedbirlerin belirlenmesi amacıyla verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin Genel Kurulun 20 Şubat 2015 Cuma
günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisini
oylarınıza sunacağım.
lll - YOKLAMA
(MHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
OKTAY VURAL (İzmir) Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN Yoklama talebi var, yerine
getireceğim.
Sayın Vural, Sayın Adan, Sayın
Kalaycı, Sayın Torlak, Sayın Erdoğan, Sayın
Çınar, Sayın Bulut, Sayın Yılmaz, Sayın
Işık, Sayın Öztürk, Sayın Öz, Sayın Şandır,
Sayın Akçay, Sayın Varlı, Sayın Çirkin, Sayın
Yılmaz, Sayın Halaman, Sayın Türkkan, Sayın İrbeç,
Sayın Alan.
Üç dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, toplantı
yeter sayısı vardır.
XI.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- MHP Grubunun, 9/1/2014 tarih ve 2207
sayıyla Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve arkadaşları
tarafından, birçok sentetik maddenin katılmasıyla üretilen bonzai
adlı uyuşturucunun son beş yılda sigara gibi
yaygınlaşmasına olanak veren şartların hukuki
boşluklarının tespit edilip bunların çözümü için gereken
tedbirlerin belirlenmesi amacıyla verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin Genel Kurulun 20 Şubat 2015 Cuma
günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun, İç Tüzükün
19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
3.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kurulunun 17/2/2015 tarihli 56ncı Birleşiminin kapalı
olarak gerçekleştirilen oturumlarının tutanakları ile
tutanak özetlerinin, İç Tüzükün 71inci maddesine göre
yayımlanmasının Genel Kurulun onayına sunulmasına
ilişkin önerisi
20/2/2015
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulunun, 20/02/2015 Cuma günü
(Bugün) yaptığı toplantısında, siyasi parti
grupları arasında oy birliği
sağlanamadığından, Grubumuzun aşağıdaki
önerisini İç Tüzükün 19uncu maddesi gereğince Genel Kurulun
onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Levent
Gök
Ankara
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Genel Kurulunun; 17/02/2015 tarihli 56ncı
Birleşiminin kapalı olarak gerçekleştirilen
oturumlarının tutanakları ile tutanak özetlerinin, İç
Tüzükün 71inci maddesine göre yayımlanmasının Genel Kurulun
onayına sunulması önerilmiştir.
BAŞKAN
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi lehinde söz isteyen Levent Gök, Ankara
Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)
Buyurun Sayın
Gök.
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; vermiş olduğumuz önergeyle,
Meclisimizin 17 Şubat 2015 tarihli 56ncı Birleşimindeki
kapalı olarak gerçekleştirilen oturumların tutanakları ile
tutanak özetlerinin İç Tüzükün 71inci maddesine göre
yayınlanmasının Genel Kurulun onayına sunulması
önerilmiştir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
bildiğiniz gibi, Tüzükümüzün 71inci maddesi Kapalı oturum
tutanakları ve özetleri, kapalı oturum tarihinden itibaren on
yıl geçtikten sonra yayımlanabilir. Bunların daha önce veya
sonra yayımlanması hususunda Genel Kurul, Danışma Kurulunun
teklifi üzerine işaret oyuyla karar verir. der.
Bu konuya girmeden önce, az önce Milliyetçi Hareket
Partisi Grubunun vermiş olduğu bonzaiyle ilgili önergenin AKP
Grubunun oylarıyla reddedilmesinden dolayı büyük bir üzüntü ve
şaşkınlık yaşadığımı ifade etmek
istiyorum. Bonzai ve molotofkokteyline ilişkin cezaları ve
yaptırımları artırmak gerekçesiyle önümüze dayatılan
bir polis devleti yasalarının aslında bonzaiyi içermediği,
molotofkokteylinin de zaten suç olduğu gerçeği
karşısında, bir anlamda AKP Grubunun son derece samimiyetsiz
yaklaşımının bir kez daha sergilenmesine vesile olduğu
için de ayrıca AKP Grubuna teşekkür ederim. Çünkü, Başbakan
bugün de çıkmış, dün de çıkmış, bütün muhalefet
gruplarını bonzaici, molotofkokteylci muhalefet partileri diye ilan
etmek suretiyle, şimdi AKP Grubunun hesap veremeyeceği bir
ortamın doğmasına neden olmuştur.
Sayın Başbakan, işte meydan, işte
Meclis, işte partiler; bonzai mi? Evet, Cumhuriyet Halk Partisi olarak
diyoruz ki buyurun, gereğini yapalım. Molotofkokteyli, onun da
gereğini yapalım. Diğer partiler de aynı şeyleri
söylüyorlar. Peki, siz niye söyleyemiyorsunuz, niye kaçıyorsunuz? Çünkü
siz gerçekten bunları istemiyorsunuz. Hakları ve tüm insanların
hürriyet olanaklarını, en güçlü şekilde korunması gereken
temel hak ve hürriyetlerini ayaklar altına alan bir polis
yasasını bize dayatmak istiyorsunuz. Buna izin vermeyeceğimizi
her fırsatta ifade ettik.
Şimdi, geçtiğimiz gün, 17 Şubatta
yapılan kapalı oturumlarda üç oturumu, üç öneriyi kapalı hâlde
gerçekleştirdik değerli milletvekilleri. Bunlardan birincisi,
işsizlik konusunda Milliyetçi Hareket Partisinin vermiş olduğu
öneriye Cumhuriyet Halk Partisi olarak bizim vermiş olduğumuz önerge
üzerine gerçekleştirildi. Arzu ettik ki Türkiyedeki işsizliğin
gelmiş olduğu boyutu bize makul bir şekilde anlatabilirsiniz.
Çünkü, dışarıda izah edemiyorsunuz. Belki kapalı oturumda
söyleyecekleriniz vardır diye böyle bir metot denedik ama gördük ki
görüşmeleri izlerken, sizin, oturum açık da yapılsa, kapalı
da yapılsa halka ve milletvekillerimize söyleyeceğiniz hiçbir
şey yok. Bu nedenle, o kapalı oturumun tutanaklarının
açıklanmasında hiçbir mahzur yok sayın milletvekilleri. Bunlar
zaten kamuoyunun bildiği, hepimizin bildiği konular. Bir an önce
açıklanmasında, o gün orada neler konuşuldu, kim ne söyledi,
bilinmesinde sayısız fayda var. Bunun saklanmasını
gerektirir bir durum ortada yok, her şey ortada. Siz neler
yapmışsınız, biz neler söylemişiz, bunların hepsi
o günkü oturumda konuşuldu ve bunların tamamı da kamuoyunun
bildiği konular. Bu nedenle, Milliyetçi Hareket Partisinin vermiş
olduğu öneri üzerindeki kapalı oturum tutanaklarının
açıklanmasının hiçbir mahzuru yok.
Gelelim ikinci konuya. Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
olarak Uluderenin araştırılması konusundaki
verdiğimiz öneriye AKP Grubu olarak önergeyle kapalı oturuma
geçilmesini arzu ettiniz ve bunu gerçekleştirdiniz. Neden sayın
milletvekilleri? Uludereden neden korkuyorsunuz? O önergeyi verdiğimiz
gün, bir albayın gazetelerde Ben kaçakçılar olduğunu
biliyordum, bunu da söylemiştim. Gereği yapılmadı.
dediğinin halkımız tarafından bilinmesini
istemediğiniz için mi bu önergeyi verdiniz? Uluderede yaşayanların,
o ailelerin acılarına niçin ortak olmadınız? Adalet
arayışını niçin gerçekleştirmediniz? Niçin kapalı
istediniz bunu? Uludereyi niçin kapatmaya çalışıyorsunuz? Zaten
başından beri kapatıyorsunuz, karartıyorsunuz,
soğutuyorsunuz, unutturmaya çalışıyorsunuz. Şimdi bir
de Uluderenin konuşulduğu bir grup önerisini kapalı istediniz.
Bu, vicdanlara sığar mı değerli arkadaşlarım?
Niçin bunu böyle yaptınız? Bakın, bir gazete, manşetine
koymuş. Bir istihbarat subayı albay Ben ölenlerin kaçakçı olduğunu
biliyordum. diyerek ifade veriyor. Yani, bunun duyulmasını mı
istemediniz? Değerli arkadaşlarım, burada tarihî bir vebal
altındasınız. Uluderede hayatını kaybedenlerin
yakınlarına, hepsine sizler ileride hesap vereceksiniz.
Sevgili yurttaşlarım, AKP Grubu Uluderenin
tartışılmasını istemiyor, Uluderenin
kapatılmasını istiyor. AKP Grubu bu konuda vicdanını
soğutmuştur. Onların gözünde Uluderede ölen 34 gencimizin hiç
ama hiç değeri yoktur. Varsa yoksa onlar kendilerini aklasınlar,
olayları kapatsınlar ve örtbas etsinler.
Değerli arkadaşlarım, Uluderede ölen 34
çocuğun gözyaşları, onların ailelerinin,
yakınlarının feryatları sizlerin asla peşinizi
bırakmayacaktır. Evlerinizde yatağınızda
başınızı koyduğunuzda o 34 gencimizin, ölenlerimizin
feryatları sizlerin kulaklarını parçalayacaktır, sizi
uyutmayacaktır. Kamuoyu vicdanında hesap vereceksiniz, Türkiyeye
hesap vereceksiniz, insanlık adına hesap vereceksiniz. Bunun
görüşülmesini engellemekle de tarihî bir hata yaptınız.
Artık Uludere olayı saklanacak bir boyutu geçmiştir değerli
arkadaşlarım.
Geliyoruz diğer, üçüncü kapalı oturuma. Adalet
ve Kalkınma Partisinin çalışma önergesiyle getirdiği,
Hangi günlerde, ne görüşeceğiz? diye getirdiği önerge üzerine
bir kapalı oturum önergesi verdiniz.
Sevgili yurttaşlarım, AKP Grubu insan
haklarına saygısı olmayan bir çalışma anlayışıyla
milletvekillerini, Anayasamızda Angarya yasak. denmesine
karşın, burada 6 Marta kadar, geceli-gündüzlü, hiçbir verimli
çalışma ortamı bulunmayan sağlıksız
çalışma koşullarında, temel hak ve hürriyetleri
ilgilendiren çok önemli bir yasada çalışmaya mahkûm etmek istiyor.
Biz bundan kaçmıyoruz. Ama, değerli arkadaşlarım,
özgürlükler bedava değildir, bunlar bedava bulunmamıştır,
bedava da verilmeyecektir. Böylesine geniş, hak ve hürriyetleri
ilgilendiren bir konuyu, temel konuyu ben isterdim ki, Cumhuriyet Halk Partisi
olarak isterdik ki bütün partiler anlaşacakları ortak önergelerle
getirsinler ve buradan hep beraber geçirelim, özgürlüklerin
sınırlarını artıralım, demokrasiyi
artıralım, insan haklarını artıralım. Biz bunu
istiyoruz ama AKP Grubu tam da tersine, hürriyetleri, insan
haklarını, hukukun üstünlüğünü ayaklar altına alan bir
çalışma takvimini bize dayatmaya çalışıyor.
Bir kaçış arıyorlar. Bu
kaçışı bir anda gerçekleştirerek yolsuzluklarla ilgili,
Türkiyede yaşanan işsizlikle, atanamayan öğretmenlerle, faili
meçhullerle
Türkiye'nin devasa sorunlarının getirdiği ve
altından kalkamadığı sorunlardan kurtulmanın bir yolu
olarak görüyorlar. Çünkü biliyorlar ki bu polis yasası çıksa
işçiler sokağa çıkamayacak, Eşit işe eşit
ücret. diyemeyecekler; çünkü biliyorlar ki atanamayan öğretmenler Biz
öğretimimizi bitirdik, öğretmen olmak istiyoruz, bizi niye
atamıyorsunuz? diyemeyecekler; onların parklarda, sokaklarda miting
yapmalarına izin vermeyecekler. Değerli kardeşlerim, bu
çıkan yasalardan sonra, AKPnin polise, valiye keyfî olarak verdiği
yetkilerle, antidemokratik bir şekilde uygulanacak yöntemlerle
emeklilerin, çiftçilerin, halkın, hiçbir toplum katmanının
sesinin çıkmasına izin verilmeyeceği bir ortamı
sağlamaya çalışıyorlar, yolsuzlukların hesabının
verilmeyeceği bir ortamı yaratmaya çalışıyorlar.
Değerli milletvekilleri, tarihî bir dönüm
noktasındasınız. Türkiye kritik bir süreçten geçiyor. Sizi
dilimizin döndüğünce uyarıyoruz. Bu yaptığınız
yanlıştır, bu gittiğiniz yol yanlıştır. Bu
yanlış yol sizi diktatörlüğe götürür, Türkiyeyi uygar dünya
karşısında mahkûm eder. Türkiyeyi böylesine bir karanlık
tabloya sürüklemek sizlerin eseri olmamalıdır. Daha geniş
haklar, özgürlükler, insan hakları
Türk insanı buna
layıktır.
İşte, o gün saklamaya
çalıştığınız kapalı oturumda bunları
söyleyen muhalefet partisi milletvekillerine saldırdınız.
İşte, o kayıtların ortaya çıkması lazım, o
kayıtlarda hangi sözlerden dolayı AKP Grubunun muhalefet
milletvekillerinin üzerine saldırdığının ortaya
çıkması lazım, bunların bilinmesi lazım, kamuoyunun
bilmesi lazım.
Bu nedenle, o günkü kapalı oturumda gerçekleşen
bütün oturumların tutanaklarının açıklanmasını
sizlerin onayına sunacağız. Yüreğiniz varsa
açıklarsınız, yüreğiniz yoksa kapalı toplum olma
yolunda hızla ilerlersiniz ama bunun da hesabını mutlaka ama
mutlaka verirsiniz. (CHP ve HDP sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi aleyhinde söz
isteyen Salih Koca, Eskişehir Milletvekili.
Buyurun Sayın Koca. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
SALİH KOCA (Eskişehir) Sayın
Başkanım, değerli milletvekillerimiz; Cumhuriyet Halk Partisi
vermiş olduğu grup önerisinde 17/2/2015 tarihli 56ncı
Birleşimin kapalı olarak gerçekleştirilen oturumlarının
tutanakları ile tutanak özetlerinin İç Tüzükün 71inci maddesine
göre yayınlanmasının Genel Kurulun onayına
sunulmasını istemiştir.
Bu anlamda baktığımızda kapalı
oturumların İç Tüzükümüzün 70 ve 71inci maddelerinde
düzenlendiğini görüyoruz ve yeni gerçekleşmiş olan bu
oturumların bugün açıklanmasının ben bir aciliyet
kesbetmediğini düşünüyorum. Tabii ki sonucu da Genel Kurulun
takdirlerine sunuyoruz. Genel Kurulumuz bu anlamda gerekli kararı
verecektir diyor, hepinize saygılar sunuyor, hayırlı
akşamlar diliyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi lehinde söz isteyen
Adil Zozani, Hakkâri Milletvekili.
Buyurun Sayın Zozani. (HDP sıralarından
alkışlar)
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Diğer hatibin
kullanmadığı süreyi talep ediyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Buyurun, bakalım ona.
Buyurun, siz buyurun.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) İç Tüzüke
uygundur çünkü bu
BAŞKAN - Buyurun, siz sürenizi kullanın bir.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Böylelikle sadece konuşma süresi işgali de
yapılmamış olur. İç Tüzük hakkı olarak AK
PARTİli hatibin kullanmadığı süreyi süreme ekleme
yönündeki tutumunuzu takdir ettiğimi ifade ederek başlamak istiyorum.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, Cumhuriyet Halk Partisinin İç
Tüzükün 71inci maddesine dayalı olarak -İç Tüzükün 71inci maddesi
kapalı oturumla ilgili iş ve işlemleri düzenliyor- buna
ilişkin olarak verdiği önerge lehinde grubumuz adına
söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu önergenin
lehindeyiz çünkü biz o gün burada yaşanan vahşeti Türkiye kamuoyunun
bir ibret vesikası olarak görmesini arzu ediyoruz. Türkiye kamuoyunun
-kapalı oturumda- AK PARTİ iktidarının milletvekillerinin
saldırgan yüzünü, saldırgan tutumunu görmesini arzu ediyoruz. Bizim
de o gün kapalı oturuma ilişkin önergemiz vardı. Biz önergeyi
şunun için verdik: Ola ki bu Hükûmetin bu yasa tasarısıyla
ilgili olarak devlet sırrı niteliğinde elinde bilgiler
vardır, dokümanlar vardır; Genel Kurulla paylaşma arzusunda olabilir,
bizi ikna edebilir. Bu nedenle kapalı oturum talebinde bulunduk. Ancak,
kapalı oturumda gördüğümüz şu: Böyle bir şey yok. AK
PARTİ iktidarının kendini güvenceye alan bir yasa
tasarısı ve bu yasa tasarısını ille de Genel Kurula
kabul ettireceği iddiasıyla burada zor kullanarak da
geçirebileceğini düşünüyor. Kapalı oturumda olan esasında
bu. Türkiye kamuoyunun, kapalı oturumda, duymasında, bilmesinde beis
olan hiçbir şey söz konusu değildir. Ama sizin açınızdan,
grubunuz açısından Türkiye kamuoyunun bilmesinde beis olan
şeylerin olduğu aşikâr. Türkiye kamuoyunun bu tutanaklar, bu
görüntüler açıklandığı zaman göreceği nedir? AK PARTİ
iktidarının şiddet yüzü, şiddetini görecektir.
Esasında,
Türkiyede Parlamento tarihi boyunca ilk defa uygulamalı bir tasarı
Genel Kurulda görüşülüyor, uygulayarak görüşüyorsunuz. Biz de buna
karşı çıkıyoruz. Biliyoruz, bu yasa
çıktığında, sizin kravatlı olarak burada
yaptığınız zulmü polis misliyle sokakta
gerçekleştirecektir. Biz bunu biliyoruz. Kravatlı olarak burada yaptığınızın
katbekat fazlasını polis sokakta gerçekleştirecektir. Size
bağlı kolluk kuvvetleri bunu gerçekleştirecektir. Esasında
buna emniyet teşkilatı dememek lazım. AKP devletinin özel
koruma birliklerinin yapacağı şeyleri söylüyoruz. Bunun için
karşıyız. Bunun için itirazlarımızı dile
getiriyoruz.
Başbakanı bir tarafa bırakalım, bugün
Cumhurbaşkanı da Parlamentonun gündemine müdahale ediyor, Bu yasa
öyle ama böyle geçecek. diyor. Anayasanın hangi sayfasında, hangi
maddesinde Cumhurbaşkanına böyle bir yetki verilmiş? Oysaki
bizim de En azından bu zulme burada barikat kuramaz isek
Cumhurbaşkanının önüne son karar mercisi olarak gittiğinde
elini belki vicdanına koyar, bu antidemokratik darbe yasasını,
olağanüstü hâl yasasını belki veto eder. diye beklentimiz
vardı. Oysaki boşuna beklentinin içerisine girmişiz. Kendisi
meydanda, köy köy neredeyse şehir şehir diyecektim, onu da
geçmiş- dolaşıyor, AK PARTİye oy talep ediyor,
Parlamentonun gündemine müdahale ediyor. E, vallahi, sayın
milletvekilleri, buna karşı direnmek haktır, bilirsiniz,
direnmek de bizim fıtratımızda vardır. Biz direneceğiz
bu yasaya karşı. Bu yasa bu hâliyle bu Parlamentodan geç-me-ye-cek.
Onu açık ve net söylüyoruz. (HDP ve CHP sıralarından
alkışlar) Bu yasa, açık ve net olarak, bir darbe
yasasıdır, böyle, iç güvenlik, miç güvenlik yasası falan
değildir. Bu yasa darbe yasasıdır, özel hâl, olağanüstü hâl
uygulama zeminini hazırlayacak bir yasa tasarısıdır.
Dolayısıyla, bizim bu yasaya karşı kendi tutumumuzu ortaya
koymamız, bizim açımızdan da doğal bir haktır.
Genel Başkanımız salı günkü grup
toplantısında açık açık ifade etti, elinizdeki malzemeyi
aldı, dedi ki: Her yerde çıkıp söylüyorsunuz, bugün de
İçişleri Bakanı televizyonlarda açıkladı. Efendim,
bunlar molotofçu, efendim, bunlar bonzaici, o nedenle de karşı
çıkıyorlar. Açık açık ifade etti, çağrı
yaptı, dedi ki: Bonzaiyle, molotofla ilgili düzenlemeyi getirin, bir
günde birlikte Parlamentodan geçirelim. Molotofla ilgili kimi korkutuyorsunuz
Allahınızı severseniz?
Bakın, bu yasadan en az zarar görecek grup HDP
grubudur, bizim kitlemizdir çünkü biz buralara katbekat zulmü gerimizde
bırakarak geldik, ateşte sınandık, ölümü ensemizde
hissettik ama diz çökmedik, dimdik ayakta durduk, sizin gibi nice hükûmetleri
tarihin çöp sepetine attık; biz var olduk. (HDP sıralarından
alkışlar) Ama bu yasa, artık sadece HDPye yönelik bir yasa
değil, bizim tabanımıza yönelik bir yasa değil. Bu yasa
çıktığında, evet, hiç kimse kendini Türkiyede güvende
hissetmeyecektir. MHPlisi, CHPlisi, AKPlisi, hiç kimse, Türkiyede iktidara
muhalefet edecek hiç kimse kendini güvende hissetmeyecektir. 400 vekil
istiyorsunuz. Allah etmesin, 400ü, 500ü alabilirsiniz. Geçmişte Saddam
Hükûmeti, Saddam yönetimi sürekli yüzde 92, yüzde 95le iktidar olurdu. Suriyedeki
zat yüzde 95, yüzde 97yle iktidara geliyor. Sizin onlardan hiçbir
farkınız kalmayacak. Esasında biz sizi büyük bir
yanlıştan koruyoruz, kendinize gelin diye sizi silkeliyoruz.
Kendinize gelin. Bakın, Orta Doğudaki diğer diktatörlerle
benzeşme yönünde hızla ilerliyorsunuz. Biz direnerek sizinle baş
ederiz ama siz tarihe bu şekilde geçerseniz, sizin açınızdan
geri dönüşü yoktur. Her gün iktidarda olmazsınız. Demokrasi bir
gün size de lazım olur.
ÖNDER MATLI (Bursa) Her gün.
ADİL ZOZANİ (Devamla) Bakın, sürdürücüsü
olduğunuz gelenekte, 2 Mart 1994 darbesinde el kaldırdınız.
Burada oturan milletvekili arkadaşlarımızın yaka paça
cezaevine gönderilmesine cevaz veren bir gelenekten geldiniz siz. Ne oldu?
94ten 2004e, 2014e biz buradayız ama sizin geleneğiniz sürekli
pişmanlıklarını ifade etti. Aynı
pişmanlıkları bir yıl sonra, beş yıl sonra tekrar
yaşamanızı arzu etmiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ADİL ZOZANİ (Devamla) Demokrasi hepimize
lazımdır, demokratik yaşam hepimize lazımdır. Tersi,
hiçbirimizin arzu etmeyeceği yanlışları hepimizin önüne
koyar. Görevimiz de bu yanlışlardan kendimizi korumaktır.
Sizleri de koruyoruz. Bakın, açık ve net söylüyoruz: Sizleri de bir
yanlıştan koruyoruz.
Sayın Başkan, kullanılamayan süreyi talep
ediyoruz.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan, bizim kullanmadığımız süreyi veremezsiniz
efendim.
BAŞKAN Bir saniye Sayın Ünal. Zaten süre
verilmiş değil.
Sayın Zozani size
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Hayır, Sayın
Başkan, başlangıçta vereceğinizi söylediniz.
BAŞKAN Hayır, vereceğim demedim efendim,
sürenizi kullanın dedim. Lütfen
Tutanakları getirebiliriz, ben süre
vereceğim demedim.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan,
başlangıçta vereceğim dediniz.
BAŞKAN Lütfen, Sayın Zozani
Efendim, İç
Tüzükte böyle bir hüküm de yok.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Hayır, Sayın
Başkan, tersi durumda zaten iktidar partisi sürekli Parlamentonun
konuşma hakkını gasbediyor. Siz iyi bir uygulama
yaptınız, sözünüzde durmanıza davet ediyoruz.
BAŞKAN İç Tüzükteki hüküm, 63üncü madde,
grup önerilerinde
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Hayır, Sayın
Başkan, altı dakikası kalmıştı; altı dakika
boyunca ben de burada sessiz duruyorum.
BAŞKAN Birleşime beş dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 21.26
YEDİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 21.32
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muharrem
IŞIK (Erzincan)
----0----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 59uncu Birleşiminin Yedinci Oturumunu açıyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi üzerinde ve aleyhte
son söz Recep Özel, Isparta Milletvekili.
Buyurun Sayın Özel. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
RECEP ÖZEL (Isparta) Çok değerli milletvekilleri,
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Cumhuriyet Halk Partisinin vermiş olduğu 17
Şubat Salı günkü kapalı oturum tutanaklarının
açılmasıyla ilgili önergesi üzerinde söz almış
bulunmaktayım. Tabii ki İç Tüzükten kaynaklanan haklarını
kullanmaktalar, bu kapalı oturum tutanakları elbette ki Genel Kurulun
oyuyla açılabilir, kamuoyuyla paylaşılabilir, Tutanak
Dergisinde yayımlanabilir ama ben şahsen, şu an itibarıyla
böyle bir ihtiyacın olmadığını biliyorum, tespit
ettim, takdir de Genel Kurulumuzundur. Genel Kurulumuz bunu ne zaman isterse,
kapalı oturum tutanaklarını yayımlayabilir.
Tabii ki biraz sonra gündemimizde olan yasayı da,
inşallah, muhalefetimizin de olumlu katkılarıyla en kısa
sürede bu Meclis çıkaracak ve milletimize hep birlikte hediye
edeceğiz diyor, hepinize saygılar sunuyorum efendim. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan, bizim
önergeyle ilgili görüşümüzü ifade etme imkânı olmadı ama
böylesine müessif fiilin yaşandığı ve bu müessif fiile
sebebiyet verenlerin kamuoyu tarafından bilinmesi, gerçekten Türkiye Büyük
Millet Meclisinin saygınlığı açısından,
milletvekilleri açısından önemli. Dolayısıyla bu
tutanakların ve görüntülerin açıklığa
kavuşturulması gerekmektedir. Kapalı oturum
tutanaklarının ve görüntülerinin gerçekten Divan tarafından
karar verilmek suretiyle Genel Kurulun bu konuda onayına sunulmasında
büyük fayda vardır. Aksi takdirde bunu kapatma iradesi, bu görüntülerin
oluşmasına sebebiyet verenlerin suçluluk psikolojisiyle vereceği
bir karar olacaktır, bunu paylaşmak istedim.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
LEVENT GÖK (Ankara) Yoklama talebimiz var efendim.
BAŞKAN - Evet, Cumhuriyet Halk Partisi grup
önerisini oylarınıza sunacağım, yoklama talebi var, yerine
getireceğim.
Sayın Gök, Sayın Serindağ, Sayın
Dinçer, Sayın Tanal, Sayın Kuşoğlu, Sayın
Nazlıaka, Sayın Çam, Sayın Öner, Sayın Özel, Sayın
Karaahmetoğlu, Sayın Kaplan, Sayın Aydemir, Sayın
Loğoğlu, Sayın Eyidoğan, Sayın Aydın, Sayın
Değirmendereli, Sayın Haberal, Sayın Köktürk, Sayın Öztürk
ve Sayın Çetin.
Evet, üç dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, toplantı
yeter sayısı vardır.
XI.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
3.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kurulunun 17/2/2015 tarihli 56ncı Birleşiminin kapalı
olarak gerçekleştirilen oturumlarının tutanakları ile
tutanak özetlerinin, İç Tüzükün 71inci maddesine göre yayımlanmasının
Genel Kurulun onayına sunulmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisini
oylarınıza sunacağım.Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri, Manisa Milletvekili...
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın
Başkan...
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan...
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan,
müsaade ederseniz...
BAŞKAN Bir saniye, Manisa milletvekilinin
şeyi var, dilekçeleri var.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan,
bir hususu dile getirmek istiyorum müsaade ederseniz.
BAŞKAN Ama Sayın Zozani...
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan,
tamamıyla Divanın oluşumuyla ilgili bir husustur, bütün
işlerden önceliklidir. İç Tüzük 14e göre bir talebi dile
getireceğim, bir hususu dile getireceğim. Diğer işlemlerden
daha acildir ve şimdi dile getireceğim.
BAŞKAN Nedir konu efendim?
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan,
elimde Meclis Başkanlığının Genel Kurul
Başkanlık Divanı oluşumu nöbet çizelgesi vardır.
17-18-19 Şubat 2015te Ayşe Nur Bahçekapılı, Muhammet Bilal
Macit, Muharrem Işık görevlidirler; 24, 25, 26 Şubat 2015
tarihlerinde ise şahsınız Sayın Yakut, Sayın Bayram
Özçelik, Sayın Muhammet Rıza Yalçınkaya görevlidirler.
OKTAY VURAL (İzmir) Divan teşekkül
etmemiş demek ki.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Şu anda elimizdeki
çizelgeye göre, Divan teşekkülü söz konusu değildir; ya Meclis
Başkanının kendisi bizzat orada oturacaktır ya da
imzalı nöbet çizelgesi göndermek durumundadır. Mevcut durumda siz
Genel Kurulu yönetemezsiniz.
BAŞKAN Evet, Sayın Zozani, teşekkür
ederim.
Dün bu konular konuşuldu efendim. Meclis başkan
vekilleri
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Hayır,
konuşulmadı efendim, yeni bir durumdur.
BAŞKAN Tamam, dinleyin bir saniye.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Görevlendirme
yazısı getireceksiniz.
BAŞKAN Evet, nöbet çizelgesi aylık olarak
yapılır efendim. Tüm Meclis başkan vekilleri Meclis
Başkanı adına görev yaparlar. Herhangi birisinin
rahatsızlanması, yorulması sırasında da kendi
istekleriyle birbirlerinin yerine görev yapabilirler efendim, nöbet
tutabilirler.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Söz konusu o değil
Sayın Başkan, gündeme getirdiğiniz husus o değil. Biz,
Divan üyelerinin
BAŞKAN Burada asıl olan Divanın
teşekkül etmesidir efendim.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Hayır, hayır
Divanın kendisi teşekkül etmemiştir. Siz şu anda Genel
Kurulu yönetemezsiniz, Divana görevlendirme yapılmamıştır.
O nedenle, Genel Kurulu yönetemezsiniz. Şu anda ara vermeniz gerekir.
BAŞKAN Evet, teşekkür ederim efendim.
Lütfen Sayın Zozani, İç Tüzükte böyle bir
şey söz konusu değil.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan,
böyle bir usul yok. Sayın Başkan, böyle bir usul olur mu ya? Ya,
böyle bir şey söz konusu mu olur?
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Manisa
Milletvekili Sayın Özgür Özel ile İstanbul Milletvekili Sayın
Süleyman Çelebi ve İstanbul Milletvekili Sayın Mustafa Sezgin
Tanrıkulu İç Tüzükün 58inci maddesine göre geçen tutanak
hakkında söz istemişlerdir. Ancak, malumunuz olduğu üzere, geçen
tutanak hakkında konuşma bugünkü birleşimde olduğu gibi
talep edilen durumlarda birleşimin başında
yapılmaktadır. Dolayısıyla
ENGİN ALTAY (Sinop) Nerede yazıyor
başında ibaresi?
LEVENT GÖK (Ankara) Nerede yazıyor o?
BAŞKAN Efendim, dünkü tutanaklarla ilgili bugünkü
birleşimin başında
ENGİN ALTAY (Sinop) Yani yerimden konuştuğum
için özür dilerim. Yerinden Başkanlık Divanına karşı
konuşulmaz.
BAŞKAN Konuşabilirsiniz buyurun efendim.
ENGİN ALTAY (Sinop) Hayır, konuşulmaz.
Bu
Parlamentoda her şeyin usulüne uygun yapılması lazım.
58e
göre söz taleplerinin birleşimin başında
yapıldığına dair bir hüküm var mı? Yok. Bilakis,
gündem dışından önce verildiğine dair, sonra
verildiğine dair çok uygulamalar var.
Sayın
Başkan, çok istirham ediyorum
BAŞKAN
Konuşuyoruz efendim.
OKTAY
VURAL (İzmir) Beyanı düzeltme yetkisi var milletvekillerinin.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Ama yani başında düzelttik, oldubitti olmaz.
BAŞKAN
Hayır, oldubitti yapmadık zaten.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Oldubitti yapıyorsunuz şu anda. Şu anda
yaptığınız oldubitti.
BAŞKAN
Sayın Altay, niye çok heyecanlandınız anlamadım ama
oldubitti yapmıyoruz efendim.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Hayır, heyecanlanmadım ben. Ama yani, orada bir HDP
grup sözcülüğü görevini üstlenmiş bir arkadaşın önerisinin
de bir mantığı var. Bu çizelgeler o zaman niye
yapılıyor?
OKTAY
VURAL (İzmir) 15inci maddenin ikinci fıkrası
ENGİN
ALTAY (Sinop) Meclis başkan vekillerinin değişimini biliyoruz,
uygulamada var.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, yönetemezsiniz şimdi.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Ama Divandaki 3 üyenin 3ü de nöbet çizelgesinde görünmeyen
üyedir. Yani bu da çok sağlıklı değildir. HDP grup sözcüsü
bu konudaki bir tereddüdünü ortaya koymuştur.
BAŞKAN
Dün konuştuk bunu efendim, ben de cevabını verdim Sayın
Zozaninin söyledikleriyle ilgili.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkanım, şunu diyorsunuz ona, siz
şunu yapıyorsunuz: Bu tür uygulama hataları,
aksaklıklarıyla ilgili gruplardan gelen tenkit ve öneriler
karşısında Dinledim, teşekkür ederim ama ben bildiğim
gibi yaparım. anlayışı içindesiniz; bu doğru
değildir, bu doğru değildir Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Altay, zannediyorum dün konuştuğumuzda siz burada
yoktunuz efendim.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Buradaydım.
BAŞKAN
Peki, Başkan vekili nöbet çizelgesinin, kâtip üyelerin
değişmesi Genel Kurulun bugüne kadar çalışması
sırasında ilk defa olan bir hadise mi?
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan
OKTAY
VURAL (İzmir) Efendim, İç Tüzük 15e iki açık. O konuda bir
görevlendirme var mı?
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan
Sayın Başkan
BAŞKAN
Efendim
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan, bakın, önce iki tane husus var.
Önce, Sayın Zozaninin talebini değerlendirmemiz gerekiyor.
BAŞKAN
Evet, değerlendirdim ben.
LEVENT
GÖK (Ankara) Ama hep beraber değerlendirelim.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Siz öyle değerlendiremezsiniz Sayın
Başkan.
LEVENT
GÖK (Ankara) Şimdi, Tüzükümüzün 15e ikinci fıkrası diyor ki
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Bakın, 15inci maddenin ikinci
fıkrasını bir okuyun.
BAŞKAN
Evet, okurum efendim ben. Okuyayım, dinleyin isterseniz.
LEVENT
GÖK (Ankara) Hep beraber okuyalım.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Başkanvekillerinin hangi birleşim veya
oturumları yöneteceklerine Başkan karar verir. diyor. Başkan
nerede karar vermiş?
LEVENT
GÖK (Ankara) Var mı efendim, bu kararı görmek istiyoruz.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Var mı bu karar?
LEVENT
GÖK (Ankara) Bu kararı, Başkanın kararını görmek
istiyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Ben cevabını verdim efendim. Başkan vekilleri, Başkan
adına görev yaparlar. Burada
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Hayır, öyle yapamazsınız. Hayır,
hayır öyle yapamazsınız efendim. Geçin arkaya, görevlendirmenizi
yazın getirin. Öyle şey mi olur, olur mu?
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan, Sayın Başkan bu olmaz,
sakın, sakın. Siz bu konuda bir karar getirin bize.
OKTAY
VURAL (İzmir) Başkanın yerine darbe mi yapıyorsunuz?
BAŞKAN
Efendim?
OKTAY
VURAL (İzmir) Başkanın yerine darbe mi
BAŞKAN
Eğer öyle değerlendiriyorsanız sözüm yok, ne söyleyeyim yani.
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; olmaz
öyle. Biz Başkanın kararını görmek istiyoruz.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Efendim, birleşimi kapatmak
durumundasınız. Yok böyle bir düzenleme.
BAŞKAN
Daha önceki uygulamalara
baktığımız zaman
LEVENT GÖK (Ankara) Efendim, uygulamayı
boşverin, Tüzük burada!
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Bu birleşimi
kapatmak durumundasınız.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, cevap
veriyorum: Daha önceki uygulamalara baktığımız zaman,
sayın başkan vekillerinin eğer isimlerini telaffuz edeceksek
Sayın Akşenerle zaman zaman benim değiştirdiğim
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim, şu anda itiraz
oluyor.
BAŞKAN Sayın Akşener ile Sayın
Mumcunun da zaman zaman
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Efendim, buna
itirazımız yok.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Ne oldu, hani
teamüller önemliydi?
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Teamüllerde böyle bir
şey yok.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Meclisin
teamülleri önemliydi, ne oldu?
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Yok efendim,
teamüllerde böyle bir şey yok.
BAŞKAN Ve daha önceki uygulamalarda da hem Meclis
başkan vekillerinin hem kâtip üyelerin
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan,
teamüllerde böyle bir şey yok. Getirin bir teamül
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan,
İç Tüzükte Başkan karar verir. diyor.
LEVENT GÖK (Ankara) Başkan vekili karar verir.
demiyor ki.
OKTAY VURAL (İzmir) Sizden istirhamımız,
hiç takibe gerek yok, bu konuda Sayın Başkanın
kararını iletiniz.
LEVENT GÖK (Ankara) Kapatın, Başkanın
kararını getirin bize.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Arkadaşlar,
korsan Başkan, korsan Divan olmaz ki.
OKTAY VURAL (İzmir) Çünkü biliyorsunuz bundan önce
bazı oturumlarda sayın milletvekilleri burada olmasına
rağmen Divanın oluşması için toplanmıyor.
Dolayısıyla
BAŞKAN Ama şuysa maksat buradaki
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Yönetemezsiniz efendim.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Yönetemezsiniz.
BAŞKAN Maksat şuysa
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Böyle bir şey mi
olur?
BAŞKAN Peki, efendim, dün saat 14.00te geldim
ben, saat 01.30a kadar burada başkan vekilliği yaptım, Meclisi
idare ettim efendim.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Olmaz, 15/2nci
fıkraya göre yetkiniz yok.
ENGİN ALTAY (Sinop) O zaman
atlamışız!
LEVENT GÖK (Ankara) - Sayın Başkan, biz bu
evraka yeni ulaştık.
BAŞKAN - Yani uygulamada olmayan, Tüzükte olmayan
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Korsan
Başkan, korsan Divan
LEVENT GÖK (Ankara) Biz bu evraka yeni
ulaştık.
BAŞKAN - Şu anda nasıl telaffuz edilmesi
gerekiyor onu da bilmiyorum ama fiilî bir durumla karşı
karşıyayız.
LEVENT GÖK (Ankara) - Daha önce eğer böyle bir
uygulama olmamışsa biz başlatıyoruz uygulamayı. Lütfen
siz bize Meclis Başkanının kararını gösterin.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan
Sayın Başkan
BAŞKAN Efendim?
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan, kararı
gösterin bize.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Dört gün önce iktidar
partisinin
BAŞKAN Efendim, söylediğiniz İç Tüzükte
yok, uygulamada yok.
LEVENT GÖK (Ankara) Olur mu efendim?
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Var efendim, nasıl
yok?
BAŞKAN Şimdiye kadarki uygulamalar sizin
söylediklerinizin
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan, öyle
uygulama olmaz.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Başkanlık
Divanını işgal yok İç Tüzükte Sayın Başkan.
BAŞKAN Başkan vekillerinin ve kâtip üyelerin
kendi istekleriyle, zaman zaman rahatsız olmaları sebebiyle, yorgun
olmaları sebebiyle yer değiştirdikleri, nöbet
değiştirdikleri olmuştur.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Orada Meclis rıza
gösteriyor, burada rıza yok.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Şu anda,
bakın, Başkanlık makamını işgalci
pozisyondasınız. Lütfen
Lütfen
Ara verin düzeltin. Hayır
efendim, böyle bir şey yok!
HASİP KAPLAN (Şırnak) Arkadaşlar,
Cemil Çiçek gelsin, buraya koysun. Böyle şey olur mu? Tiyatro mu
burası arkadaşlar ya! Sayın Cemil Çiçek gelsin. Böyle şey
olur mu ya!
BAŞKAN Bugün saat 20.25te çıktım ben
buraya efendim. Bu zamana kadar neredeydiniz?
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim, belgeye yeni
ulaştık. Korsan olup olmadığını nereden
bileceğiz?
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan, biz bu
durumu bilmiyorduk ki.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Yani belgeyi
vermiyorsunuz ki.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Sayın Başkan,
bakın, dört gün önce
BAŞKAN Evet, teşekkür ediyorum.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 21.46
SEKİZİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 22.31
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Bayram
ÖZÇELİK (Burdur), Muharrem IŞIK (Erzincan)
----0----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 59uncu Birleşiminin Sekizinci Oturumunu açıyorum.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Açamazsınız
Sayın Başkan!
BAŞKAN Biraz önceki tartışmada
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Bir saniye Sayın
Başkan.
BAŞKAN Bir saniye... Görüşlerimi bildireyim,
ondan sonra konuşacağız.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Açamazsınız!
HASİP KAPLAN (Şırnak)
Açamazsınız efendim.
BAŞKAN Açarız efendim, niye açamayız?
HASİP KAPLAN (Şırnak)
Açamazsınız! Korsan görevlendirme yapamazsınız.
BAŞKAN Genel Kurul açıldığı
günden bugüne kadar, sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanı aylık olarak Genel Kurulda görev yapacak başkan
vekilleri ve kâtip üyeleri birer haftalık süreler için belirlemektedir. Bu
belirleme görev tespiti anlamına gelmekle birlikte, malumunuz, herhangi
bir sağlık sorunu veya ihtiyaç hâlinde hem kâtip üyeler hem de
başkan vekilleri günlük veya gün içerisinde görev değişimi
yapabilmektedir. Bu tutumum duruma, İç Tüzüke ve uygulamalarına da
uygundur. Buna rağmen konuyla ilgili usul görüşmesi
açacağım. (Gürültüler)
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Açamazsınız
Sayın Başkan, açamazsınız!
OKTAY VURAL (İzmir) Hayır efendim, bir
dakika, usulle düzeltemezsiniz bu konuyu. Sayın Başkan, Başkan
karar verir. diyor İç Tüzüke göre. Kanunlar Kararların bu konudaki
görüşü önemli değil ki, Başkan karar verir. diyor Sayın
Başkan. Usulle ilgili değil bu.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın
Başkan, 10 dakikayı geçtiniz, açamazsınız!
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Açamazsınız
Sayın Başkan. Korsan olarak burayı işletemezsiniz, korsan
olarak burayı işletemezsiniz.
OKTAY VURAL (İzmir) Başkan karar verir.
diyor Sayın Başkan. Usulle ilgili değil bu.
(Başkanlık Divanı kürsüsü önünde
toplanmalar)
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın
Başkan, on dakikayı geçtiniz.
BAŞKAN Lehte söz isteyen efendim
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, lehte.
MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) Lehte.
PERVİN BULDAN (Iğdır) Ne usul
tartışması ya!
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Yanlış
yoldasınız Sayın Başkan. Siz şu anda fiilen
Başkanlık Divanı koltuğunu işgal
durumundasınız, işgal etmişsiniz.
BAŞKAN Aleyhte
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Aleyhte.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan
PERVİN BULDAN (Iğdır) Usul
tartışması falan yok.
BAŞKAN Oturun, yerinizden söz vereyim. Nedir bu
usul yani?
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Açamaz.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan,
Başkanlık kararını gösterin. Ben Kanunlar Kararların
görüşünü istemiyorum, ben Başkanın kararını istiyorum.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Görevlendirme yazınızı
görebilir miyiz Sayın Başkan?
BAŞKAN Efendim, şimdi, bakın, sayın
milletvekilleri
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Hani görevlendirme
yazınız? İç Tüzük 14 ne diyorsa onu yapacaksınız.
OKTAY VURAL (İzmir) Başkanın
kararını
BAŞKAN İç Tüzükün
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Görevlendirme
yazınızı görelim.
BAŞKAN İç Tüzükün 15inci maddesi illa
yazılı olma şartını koşmuyor efendim.
OKTAY VURAL (İzmir) Başkanın
kararı
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Bu İç Tüzük niye
var? Niye var bu İç Tüzük? Açamazsınız.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın
Başkan
BAŞKAN Belirlemek için efendim.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Ne
yazılmış? Formalite mi bu?
BAŞKAN Hayır, ne yapmak istiyorsunuz
şimdi Sayın Zozani?
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan,
Başkanın kararı... Sayın Başkan, Başkanın
kararını istiyoruz, kararı getirin.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan,
siz açamazsınız, görev yazınızı görelim, görev
yazınızı görelim.
BAŞKAN Yani işgal mi söz konusu burada?
HASİP KAPLAN (Şırnak) Korsan
Başkan, korsan Divan görev yapamaz!
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Görev
yazınızı görelim. Meclis Başkan Vekilliği
BAŞKAN Oturun yerlerinize, söz vereceğim.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan, sözle
ilgili değil.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Korsan
Başkan, korsan Divan görev yapamaz!
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Meclis
Başkanı Sayın Cemil Çiçek görev yazısı gönderecekti.
Siz açamazsınız şu anda. Sayın Başkan, şu anda
işgalci pozisyondasınız.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın
Başkan, atama yazınız yok, görevlendirme yazınız yok.
BAŞKAN Sayın Zozani, oturun yerinize.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Hayır,
oturmuyorum. Siz
HASİP KAPLAN (Şırnak) Paralel Divan
açıyor o zaman, paralel Divan oldunuz.
BAŞKAN Ayakta durun o zaman.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Görev
yazınızı
BAŞKAN Ayakta durun o zaman Sayın Zozani.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın
Başkan, zorlama İç Tüzükü, yasaları
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Siz şu anda
işgalci pozisyondasınız. Hayır, lütfen
Siz şu anda
BAŞKAN Ama hiçbirinizi dinleyemiyorum ki.
Yerlerinize oturun da dinleyeceğim.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan, Güldal
Hanım Ben yöneteceğim. diyor. Ne olacak?
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Hayır, Sayın
Başkan, yapamazsınız. On dakika ara verdin, bir saat sonra
geldin.
BAŞKAN Bir saat sonra gelmedim efendim.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Görev yazınız
yoktu ki
BAŞKAN Her zaman yaptığımız
şey o. Tüm Meclis başkan vekillerinin içerideki konuşmalar
nedeniyle
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Hayır efendim,
yanlış yapıyorsunuz. Siz şu anda korsan olarak burada
oturuyorsunuz. Yakışmıyor size. Korsan oluyor.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan,
İç Tüzüke açıkça aykırı bir durum var.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Siz şu anda
KÂTİP ÜYE BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) Sana
nasıl söz verdi biraz önce?
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Benim muhatabım
burada.
BAŞKAN Sayın Zozani, Türkiye Büyük Millet
Meclisi açıldığı günden itibaren tüm uygulamaları
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Geç yerine!
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Hadi hadi! Geç yerine!
(Gürültüler)
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan,
Başkan karar verir. diyor.
BAŞKAN Yerinize oturunuz lütfen Sayın Zozani.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) İddianın
sahibi benim.
BAŞKAN Yani biz burayı sizin isteğinize
göre mi açıp kapayacağız?
OKTAY VURAL (İzmir) Ama siz kendi isteğinizle
yapamazsınız. İç Tüzüke göre
(Gürültüler)
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan
KÂTİP ÜYE BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) Sayın
Zozani, sen korsan mı konuştun biraz önce?
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Divan Üyesisin, otur
önce!
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Sen kimsin herkese
Otur
Otur
diyorsun!
BAŞKAN Evet, otursunlar onu söylüyorum; yerinize
oturun.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Hayır efendim,
çalışamazsınız! Böyle şey olmaz ki!
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Sayın
Başkan
BAŞKAN Bir şey çözemezsiniz Sayın
Zozani, bağırıp çağırmakla.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Hayır, usul
tartışması bizim meselemiz değil, bizim öyle talebimiz yok.
Yönetemezsin!
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, lehte söz istedim; çağırın siz.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Hayır efendim,
yönetemezsin!
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın
Başkan, niye karıştırıyorsunuz bu Meclisi?
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın
Başkan, karıştırmayın Meclisi. Yazık, günah!
BAŞKAN Evet, lehte söz isteyen Sayın
Elitaş. (Gürültüler)
Buyurun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ENGİN ALTAY (Sinop) Oldubitti yapma Sayın
Başkan!
HASİP KAPLAN (Şırnak) Hayır
Sayın Başkan
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Hayır efendim,
böyle bir şey yapamazsınız.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Sayın
Başkan...
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın
Başkan, söz isteyenler var. Olmaz Sayın Başkan, zorbalık
zamanı değil
BAŞKAN Aleyhte söz isteyenler; Sayın Gök
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan, söz
talebimiz var; aleyhte. Aleyhte söz talebimiz var.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan,
böyle bir şekilde yönetemezsiniz.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Sayın
Başkan, bu şekilde yönetemezsiniz!
(HDP sıralarından sıra kapaklarına
vurmalar, gürültüler)
BAŞKAN Lütfen ama lüften
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Şu anda siz
işgalci pozisyonundasınız.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Bugün yapmış
olduğunuz bütün işlemler geçersizdir.
ENGİN ALTAY (Sinop) Oldubitti yapıyorsunuz.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) İşgalci
pozisyonundasınız.
BAŞKAN- Sayın Altay usul
tartışması...
(HDP sıralarından sıra kapaklarına
vurmalar, gürültüler)
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) İşgalci
pozisyonundasınız; yapamazsınız bunu.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar
ENGİN ALTAY (Sinop) Oldubitti
BAŞKAN Ama oldubitti yapan kim Sayın Altay?
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan, yetkisizsiniz;
yetkinizi getirin.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Yapamazsınız!
BAŞKAN - Birleşime on dakika ara veriyorum.
Grup başkan vekillerini arkaya davet ediyorum;
lütfen
Kapanma Saati: 22.36
DOKUZUNCU OTURUM
Açılma Saati: 23.14
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muharrem
IŞIK (Erzincan)
----0----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 59uncu
Birleşiminin Dokuzuncu Oturumunu açıyorum.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan
Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Kaplan, bir saniye efendim
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, devam edemezsiniz,
açamazsınız.
BAŞKAN
Efendim, biraz önceki
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, açamazsınız.
BAŞKAN
Bir saniye
Bir konuşmamı dinleyin de ondan sonra efendim.
Biraz
önceki tartışmayla ilgili Sayın Meclis Başkanıyla
telefonla konuştuk.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Ben de görüştüm.
BAŞKAN Evet, sizin de, sayın grup başkan
vekillerinin de aradığını biliyorum.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan,
biz Meclis Başkanına onay vermedik.
BAŞKAN Bizi sözlü olarak görevlendirdi.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Arkadaşlar,
biz Meclis Başkanına onay verdik mi? Hayır.
BAŞKAN Daha önce bu konuda usul
tartışması açmıştım.
Söz isteyen Mustafa Elitaş, lehte söz istedi.
Buyurun Sayın Elitaş.
PERVİN BULDAN (Iğdır) Yok, hayır.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın
Başkan, böyle bir usul tartışması yapmadık.
Başkanım, açamazsınız. Önce talebimizi alın.
Sayın Başkan, korsan bir başkanlık yapamazsınız.
BAŞKAN Lütfen Sayın Kaplan, hayır efendim,
doğru değil efendim.
Buyurun Sayın Elitaş. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
(Başkanlık Divanı önünde toplanmalar,
gürültüler)
V.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER (Devam)
3.- Oturum Başkanı TBMM Başkan
Vekili Sadık Yakutun, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanının
görevlendirmesi olmadan birleşimi yönettiği gerekçesiyle bu tutumunun
İç Tüzük hükümlerine uygun olup olmadığı hakkında
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
(HDP sıralarından sıra kapaklarına
sürekli vurmalar, gürültüler)
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan,
resmî yazı istiyoruz. Böyle yönetemezsiniz Meclisi!
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) Şu anda
yaptığımız tartışma Türkiye Büyük Millet
Meclisinin usullerinde, geleneklerinde, daha önceki uygulamalarında,
hiçbir yerinde olmayan bir teamül ortaya çıkarıyor.
Bakın, değerli milletvekilleri, değerli
arkadaşlarım, muhalefet partisinin değerli milletvekilleri;
şu anda eğer bu usul tartışmasını devam
ettirdiğiniz sürece bundan sonraki gelecekte Türkiye Büyük Millet
Meclisinin çalışma usul ve esaslarını çok zor duruma
götürecek bir teamül oluşturabilirsiniz. Bu teamülün
oluşmasını, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kurulduğundan
bu tarafa gerçekleştirdiği bütün işlemleri, bütün görevlendirmeleri
yok sayarak farklı bir noktaya doğru götürmesini istiyorsunuz. Ama,
biz AK PARTİ iktidarı olarak diyoruz ki: Yıllardır
uygulanan teamül neyse, İç Tüzükün 15inci maddesinin birinci ve
özellikle ikinci fıkrasındaki yazan hükmü neyse
Bakın,
okuyorum: Başkanvekillerinin hangi birleşim veya -arkadaşlar,
altını çiziyorum- oturumları yöneteceklerine Başkan karar
verir. Birleşim, bugünün tamamı; oturum, Başkanın
verdiği aralarla kesilen bölümler demektir. Az önce, Sayın
Başkan, Meclis Başkan Vekili bizi içeriye toplantıya
çağırdı, grup başkan vekillerini, şimdi açarken dedi
ki: Şu birleşimin şu oturumunu açıyorum." Yani,
Meclis Başkanı isterse on beşinci oturumda herhangi bir Meclis Başkan
Vekiline Siz buradan kalkın, şunu oturtuyorum. diyebilir.
Onun için, değerli milletvekili
arkadaşlarım, muhalefet partisinin değerli milletvekilleri;
bakın, yanlış bir teamüle doğru götürtmeyin. Bu
görüşmelerimiz, bu itirazlarınızın hepsi Türkiye Büyük Millet
Meclisi tutanaklarına giriyor, Türkiye Büyük Millet Meclisi
tutanaklarına girdiği takdirde bu olur. Ama, şu İç Tüzüke
itiraz edenler, İç Tüzükle ilgili konuşanlar -İç Tüzükte hiç
olmayan- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanına fiilî
tacizde bulunmaktadır. Şu anda Meclis
Başkanlığına, Divana, kürsüye şiddet uyguluyorsunuz,
Divana şiddet uyguluyorsunuz.
(Başkanlık Divanı önünde toplanmalar,
gürültüler)
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) - Türkiye Büyük Millet Meclisi oturumu bir
milletvekilinin Siz bunu açamazsınız. diye hüküm vermesiyle
kapanacak değildir. Genel Kurul gündemine hâkimdir. ( AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanı yüce Meclisin, milletvekillerinin oylarıyla
seçilmiş ve orada görevini yapmaktadır. İdare amirleri de Genel
Kurulun oylarıyla seçilmiştir, Meclis başkan vekili de Genel
Kurulun oylarıyla seçilmiştir. Divan kâtip üyesi arkadaşlar da
Meclisin, Genel Kurulun oylarıyla seçilmiştir. Siz orada
kalkacaksınız
Tek başına bu işi
yapamazsınız. Niye yapamazsınız? Genel Kurulun iradesiyle
seçilmiş bir Meclis başkan vekilinin görüşmeleri devam
ettirmesini engellemeye hiç kimsenin hakkı yok.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Sayın
Başkan
BAŞKAN Aleyhte kim söz istiyor efendim?
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan,
tutanaklara geçmesi için ifade ediyorum.
BAŞKAN - Aleyhte söz isteyen kim efendim?
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Bir saniye, bir
açıklamam var benim. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Tutanaklara geçmesi için bir açıklama yapabilir miyim?
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) Dinlemek
istemiyoruz!
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Bir saniye, tutanaklara
geçmesi için bir sözü dile getirmek istiyorum.
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) Dinlemek
istemiyoruz! Dinlemek istemiyoruz, yeter!
(AK PARTİ sıralarından sıra
kapaklarına vurmalar, gürültüler)
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Meclis
Başkanı Sayın Cemil Çiçek Bugün Meclisi idare edin. demiş
kendisine. Meclis Başkanı Sayın Cemil Çiçek bu hukuksuz
uygulamaya dair olarak Meclis başkan vekilini aramış ve
kendisine Bu hukuksuz uygulamayı bugün idare edin. demiştir. Siz
eğer bugün bu sözü, bu deli muamelesini kendinize reva görüyorsanız
buyurun
BAŞKAN Evet, Sayın Baluken, aleyhte söz
isteyen kim efendim?
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Hasip Kaplan.
BAŞKAN Hasip Kaplan, Şırnak
Milletvekili.
Buyurun Sayın Kaplan.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Burası bir
Meclistir. Bu Meclisi, Başkanlık Divanını Cemil Çiçek
yönetir.
Burada nöbet çizelgesi var arkadaşlar. Sadık
Yakutun da kâtiplerin de hiçbirisi yok.
KÂTİP ÜYE BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) Var, var,
Muharrem var.
HASİP KAPLAN (Devamla) Siz yoksunuz. Korsan bir
Başkan, korsan bir Divan, yetkisiz! Bu hukuksuzluk nedeniyle on dakika ara
verdi, tam iki saattir Meclisi tatile soktu. Cemil Çiçeki aradık
Meclisin Başkanı, vaki bir durum var... Sayın Ayşe Nur
Bahçekapılı hastaysa Sayın Cemil Çiçekin gelip buna el
koyması lazım. Ya bir yazıyla yetkilendirme yapması
gerekirdi, ya yeni bir görevlendirme yapması gerekirdi, ya bu
hukuksuzluğa son vermesi gerekirdi, ya Meclisi tatil edip, 4 grup
başkan vekiliyle Danışma Kurulu oluşturup bu
sağlıksız koşullarda
Bakın, sizlerin de
sağlığını düşünüyoruz arkadaşlar.
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) O zaman
sus, sus!
HASİP KAPLAN (Devamla) - Anayasa 90
İnsan haklarına,
hukuka, demokrasiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 4üncü
maddesine göre zorla çalıştırma, angarya yasaktır. 21inci
yüzyılda bu Meclise angarya dayatmak işkencedir, kabul edilemez bir
davranıştır. (HDP ve CHP sıralarından
alkışlar) Angaryaya teslim olan milletvekili onurunu
satmıştır; onurunu satan milletvekili milleti temsil edemez.
Angaryaya teslim olanlar kendi milletini savunamaz arkadaşlar.
On yedi saat
Yaşlı milletvekili
arkadaşlarımız var, hasta olanlar var.
RECEP ÖZEL (Isparta) Nerede on yedi saat ya? Dokuz saat
oldu.
HASİP KAPLAN (Devamla) - Burada onları sabaha
kadar tutup
Bu zulüm, bu işkence altında dört gündür -on yedi saat-
kavga oluyor. Burada insanlar ölebilir. Bu korsan yönetim, bu korsan keyfî
tutum nedeniyle yarın bir milletvekili öldüğü zaman Sadık Yakut
katil sensin, azmettirici olacaksın! Hesap soracağız. Hesap
soracağız. Bir hukukçusun. Katil olarak yakana
yapışırız.
Bakın, açık söylüyorum: Burada bir kişi
ölürse, bir kişinin başına bir iş gelirse
Burada yaralanma
oldu, özür dilemediniz; kadın dövdünüz, özür dilemediniz; 7 tane muhalefet
milletvekili dövdünüz, yaraladınız, gittiniz
Başbakanınız yalan söylüyor.
Cumhurbaşkanı yalan söylüyor.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Hadi oradan!
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Terbiyeli ol!
HASİP KAPLAN (Devamla) - Meclis Başkanı
yalan söylüyor. Hiçbiriniz gerçekleri söylemiyorsunuz. Burada bir saat
kırk dakika tatil arası veren korsan Başkanlık Divanı,
korsan Başkan Sadık Yakut paralel yapı olmuştur artık,
Haşhaşi bir yönetim var. Bu Haşhaşi yönetim inecek oradan.
Bu Haşhaşi yönetimle, bu Haşhaşi paralel yönetimle
burası yönetilemez, burası milletin Meclisidir. Korsan, niye kendin
oturuyorsun? Buyurun Meral Akşener gelsin
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HASİP KAPLAN (Devamla)
Güldal Mumcu gelsin,
diğer kâtipler gelsin. [HDP ve CHP sıralarından
alkışlar, AK PARTİ sıralarından alkışlar(!)]
İnsan değil misiniz? İnsan olun, insan! İnsanlığa
davet ediyoruz sizi!
ENGİN ALTAY (Sinop) Sayın Başkanım
BAŞKAN Buyurun Sayın Altay.
ENGİN ALTAY (Sinop) Çok kısa, tutanaklara
geçmesi bakımından
Sayın hatip biraz önce kürsüde Sayın
Başbakanın yalan söylediğini ifade etti, ilaveten Sayın
Cumhurbaşkanının da yalan söylediğini ifade etti. Ben
isterdim ki iktidar partisi mensuplarının
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Kötü söz sahibine
aittir. Kem söz sahibine aittir.
ENGİN ALTAY (Sinop)
Sayın Başbakan
yalan söylüyor. dendiğinde refleks vermesini beklerdim. İktidar
partisi grubu Sayın Cumhurbaşkanı yalan söylüyor. denince
refleks verdi.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Kötü söz sahibine
aittir, sen oradan hiç tahrik etmeye kalkışma, tahripkârlık
yapma sen oradan!
ENGİN ALTAY (Sinop) Sayın Başbakana
sahip çıkmamalarından dolayı çok üzüldüğümü belirtmek istiyorum
tutanaklara geçmesi bakımından.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkanım
BAŞKAN Buyurun Sayın Elitaş.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Grup
Başkanımıza, Başbakanımıza sataşmaları
var.
BAŞKAN Buyurun Sayın Elitaş.
İki dakika söz veriyorum sataşma nedeniyle. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
(CHP ve HDP sıralarından sürekli sıra
kapaklarına vurmalar, gürültüler)
VII.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
12.- Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın, Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın usul
görüşmesiyle ilgili yaptığı konuşması
sırasında AK PARTİ Grup Başkanına sataşması
nedeniyle konuşması
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; biz gerçekten
AK PARTİ Grubunu
tebrik ediyorum, bütün hakaretlere rağmen, bütün İç Tüzüke
aykırı kurallara rağmen sabırla, metanetle
konuşmacının sözünün bitmesini bekledi.
Konuşmacının sözü bittiği anda grup başkan vekilleri
İç Tüzük gereğince ne zaman cevap verileceğini çok iyi bilirler.
Biz diyoruz ki: Bu kürsüde konuşan konuşmacı her şeyini
özgürce ifade etsin, istediğini söylesin ama hakaret etmesin. Ama,
maalesef, biraz önce konuşan kişi Angarya yapıyorlar, beni
sabaha kadar çalıştırıyorlar, insan haklarına
aykırı bir durumdur
Değerli milletvekili, seni burada zorla tutan yok,
kimden talimat alıyorsan seni burada tutan o. Sen burada
durmadığın zaman eğer birisi seni yoklamayla Niye böyle
yaptın? diye tehdit ediyorsa, uyarıyorsa bizim de yapacak bir
şeyimiz yok. Milletvekili gelir, burada görevini yapar. Ben, Sayın
Başbakana Yalancı. dediği için, yine Sayın
Cumhurbaşkanına Yalancı. dediği için Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğünün 163üncü maddesine göre işlem
yapmanızı talep ediyorum.
Sayın Başbakana Yalancı. diyene iade
etmiyorum, yani kimlere iade edilir biliyorum ama şiddetle kınıyorum.
Burada fütursuzca
Size angarya gelmiş olabilir bu
yaptığınız çalışmalar, size yük gelmiş
olabilir ama bu yük ve angarya sizin şuurunuzu kaybetmenize sebep
olmamalıdır. Sayın Başbakana yapılan hakareti asla
kabul etmiyorum ama Sayın Cumhurbaşkanına yapılan hakaret
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 162 ve 163üncü maddesinde
düzenlenmiştir. Meclis Başkanlığını göreve davet
ediyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Lehte söz isteyen Oktay Vural.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan, yo,
yo, söz talebim yok efendim. Meclis İç Tüzükünün 15inci maddesinin
ikinci fıkrasına göre
NAZMİ GÜR (Van) Hem yalancı hem kadın
düşmanı, hesap vereceksin!
MEHMET METİNER (Adıyaman) Yalancı
sizsiniz.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Sayın
Başkanım, susturun şunu ya, bu ne ya! Susturun bunu ya!
NAZMİ GÜR (Van) Seni evine, ailene, varsa
kızına ve hanımına havale ediyorum, seni onlara
şikâyet ediyorum kadın düşmanı!
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, eşimi, ailemi, çocuklarımı katarak tehdit ediyor.
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Bir şey demiyor,
hayır canım. Havale ediyorum." diyor. Küfür yok ortada.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Kılıç
sınırını geçme ha Elitaş!
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Bak, tehdit ediyor.
PERVİN BULDAN (Iğdır) Biz küfre izin
vermeyiz merak etme.
BAŞKAN Sayın Vural, buyurun.
IX.- AÇIKLAMALAR (Devam)
10.- İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın, İç Tüzükün 15inci maddesi uyarınca
Başkanlık Divanının teşekkül etmediğine
ilişkin açıklaması
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan,
şimdi, İç Tüzük 15inci maddeye göre Meclis Başkan vekillerinin
hangi oturumları yöneteceğine Başkan karar verir. şeklinde
bir irade, bir hüküm var. Tabii, bu durumda bununla ilgili bir irade
beyanı, Meclis Başkanının bir irade beyanı bize
gelmiş değil. Dolayısıyla, zatıalinizin bu oturumu
yönetmekle ilgili görevlendirme yapıldığına ilişkin
bizim grubumuza herhangi bir bilgi gelmiş değil. Bu konuda bu
kararın nasıl tecelli ettiğini ve bunun mahrecini eğer
gündeme getirirseniz İç Tüzüke uygun hâle gelmiş olur.
BAŞKAN Sayın Vural, oturumun
başında Sayın Meclis Başkanı ile telefonda
görüştüğümü
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Biz de konuştuk.
BAŞKAN
Sayın Meclis
Başkanının Hiçbir sakınca yok, göreve devam
edebilirsiniz. dediğini ben biraz önce ifade ettim.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Hayır, öyle bir
şey dememiştir Meclis Başkanı. Yalan beyandır. Yalan
beyanda bulunuyor. Korsan Başkan yalan beyanda bulunuyor!
BAŞKAN Şimdi, lehte söz istemiyorsunuz
galiba.
LEVENT GÖK (Ankara) Lehte istedik biz.
BAŞKAN - Efendim, bir saniye
Doğan
Kubatın söz talebi vardı lehte, sonra size vereceğim Sayın
Gök.
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan
BAŞKAN Hayır, aleyhte vereceğim, lehte
mi istiyorsunuz?
LEVENT GÖK (Ankara) Lehte, evet.
BAŞKAN Vereceğim efendim.
Sayın Kubat, buyurun.
V.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER (Devam)
3.- Oturum Başkanı TBMM Başkan
Vekili Sadık Yakutun, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanının görevlendirmesi olmadan birleşimi yönettiği
gerekçesiyle bu tutumunun İç Tüzük hükümlerine uygun olup
olmadığı hakkında (Devam)
MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) Sayın
Başkanım, çok değerli milletvekili arkadaşlarım;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, Başkanlık Divanının
usulüne uygun teşekkül etmediği, yazılı olarak
görevlendirilmediğinden bahisle Divanın
oluşmadığına ilişkin bir iddia ileri sürüldü ancak
bunu aslında ileri sürenler de çok iyi biliyor. Doksan dört
yıllık Meclis tarihinde böyle bir iddia herhâlde ilk defa ileri
sürülüyor.
Başkanlık Divanı anayasal bir
kuruluştur. Anayasanın 94üncü maddesinde kimlerden
oluşacağı ve bunun sayısının, toplanma usulünün,
seçilme usulünün İç Tüzükte düzenleneceği açıkça belirtilmiş.
İç Tüzükün 8 ila 17nci maddeleri arasında da bu detaylar
ayrıntılı biçimde yer almış. Faraza, eğer bu
iddia geçerli kabul edilirse, muhalefete mensup bir üye
Muhalefet bugün bir
parti olur, A olur, yarın B olur.
ENGİN ALTAY (Sinop) Yarın AKP olur!
MEHMET DOĞAN KUBAT (Devamla) Bu hafta kaldırırsınız,
Meclisi kilitlersiniz. Böyle bir anlayış kökten Meclisi
çalışamaz hâle getirdiği için Anayasaya
aykırıdır.
ENGİN ALTAY (Sinop) Ya, Başkanın
işi ne? Otursun yazsın kimi yazacaksa, yedeğini yazsın.
MEHMET DOĞAN KUBAT (Devamla) Bakın, İç Tüzükün
12nci maddesinin ikinci fıkrası
Divan üyeliklerinde bir
boşalma olduğu zaman, 7 Divan üyesinden, diyelim ki kâtip üyeden 4ü
istifa etti, kalan 3ü, 1 kişi bile kalsa o göreve devam eder. Niye? Yasa
koyucu İç Tüzükle Meclis Genel Kurulunun kesintisiz
Savaş
zamanında bile çalışan bir Meclisin böyle sudan sebeplerle
çalışamayacağını iddia etmek gerçekten yani insaf
dedirtecek bir konudur.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Hangi
maddede var Meclis Başkanı telefonla talimat verir. diye?
MEHMET DOĞAN KUBAT (Devamla) 55inci maddede de:
Açıkça Başkan görevlendirir, yazılı veya sözlü olabilir.
Bakın, Meclisin 94 yıllık teamülünde başkan vekilleri
arasındaki iş bölümü, kendi Divan üyelikleri arasında da -ki
bunu çok iyi biliyorsunuz- bir başkan vekilimizin mazereti olduğu
zaman diğeri onun yerine
Sağlık sebebi olabilir, başka
mazereti olabilir, Divan için de geçerli bu. Bu gayet doğal, insani bir
durumdur. Dolayısıyla, şu anda Sayın Başkanın
anayasal yönden ve İç Tüzük açısından görevine devam etmesinde
hiçbir sakınca olmadığını düşünüyor, yüce
heyetinizi saygılarımla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Aleyhte söz isteyen Levent Gök, Ankara Milletvekili.
LEVENT GÖK (Ankara) Ben de buradan konuşmak istiyorum.
BAŞKAN Yerinizden mi?
LEVENT GÖK (Ankara) Evet.
ENGİN ALTAY (Sinop) Ama usul
tartışması için değil.
BAŞKAN Usul tartışması Sayın
Gök.
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan, ben bu
konudaki düşüncelerimi
OKTAY VURAL (İzmir) Usul tartışması
değil, 60a göre yerinden söz istiyor.
BAŞKAN Peki, buyurun o zaman Sayın Gök.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Usul
tartışması sonuçlanmadı Başkan, usul
tartışması devam ediyor.
ENGİN ALTAY (Sinop) Başkan usul
tartışması açma ehliyetine sahip değil.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Gayrimeşru başkan, usul
tartışmasına mı itiraz edeceğiz, elbette yerimizden
itiraz edeceğiz.
BAŞKAN Buyurun Sayın Gök.
IX.- AÇIKLAMALAR (Devam)
11.- Ankara Milletvekili Levent Gök'ün,
İç Tüzükün 15inci maddesi uyarınca Başkanlık Divanının
teşekkül etmediğine ilişkin açıklaması
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan, biz Meclis
teamüllerinin ne olduğunu biliyoruz. Bu konuda ortaya çıkan bu sorun
karşısında biz de gerek eski uygulamalar gerekse bundan sonra
gelişebilecek olaylar konusunda değerlendirmemizi yaptık. Ben,
bu konuda, özellikle, şu anda burada bulunmayan Sayın Cemil Çiçekin
de, Meclis Başkanının da böyle bir uygulamanın
yaratacağı sonuçlardan herhangi bir şekilde zarar görmemesini
temin etmek açısından da kendisiyle telefonda görüştüm.
Şimdi, burada teamüllerden bahsediliyor değerli
arkadaşlar ama Anayasamızı altüst edecek, yasalarla
Anayasayı tebdil, ilga edecek maddeler getiren, temel hak ve hürriyetleri
yok edecek yasalar getiren bir paketin önemi ortaya
çıkartılmıyor da AKP Grubundan, teamül adı altında
15/2ye göre bir İç Tüzükün uygulanmasından yorumlar
yapılıyor. Bunları da saygıyla karşılıyorum
ama sayın milletvekilleri, Sayın Cemil Çiçek -açıklamak
istemezdim- bana telefonda Bir sıkıntı varsa, ben derhâl
yazılı onayımı gönderirim. dedi.
ENGİN ALTAY (Sinop) Demiş, bekleyeceğiz.
LEVENT GÖK (Ankara) Bana dedi.
Sayın Başkan, ben bu beyanı size de arz
ettim, arkadaşlarınıza arz ettim. Şu ana kadar da
açıklamak niyetinde değildim ama bir ısrar, anlaşılmaz
bir baskı devam ediyor. Böyle bir akıl tutulmasına gerek yok.
Eğer siz burayı, toplantıyı devam ettirmek
istiyorsanız, gelinen bu noktada, bana Sayın Cemil Çiçekin telefonda
ifade ettiği gibi yazılı belgenizi getirirsiniz, ondan sonra
devam edersiniz. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Evet, teşekkür ediyorum.
Sayın milletvekilleri, tutumumda herhangi bir
değişiklik olmamıştır.
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan, Cemil Çiçek
bana bunları söyledi, lütfen aldırın yazılı belgenizi,
yazılı belgenizi getirin. Yani Madem öyle, işte böyle.
diyeceğiz artık. Yani, olur mu böyle şey? Sizin tutumunuz
değil, Meclis Başkanının tutumu önemli Sayın
Başkan.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanı aylık olarak Genel Kurulda görev yapacak
başkan vekilleri ve kâtip üyeleri birer haftalık süreler için
belirlemektedir.
LEVENT GÖK (Ankara) Bu ne anlama geliyor Sayın
Başkan?
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) Demin zaten
bunu okudunuz.
BAŞKAN - Bu belirleme görev tespiti anlamına
gelmekle birlikte, malumunuz, herhangi bir sağlık sorunu veya ihtiyaç
hâlinde hem kâtip üyeler hem de başkan vekilleri günlük veya gün
içerisinde görev değişimi yapabilmektedir.
LEVENT GÖK (Ankara) Anlamazlığa gelmeyin
Sayın Başkan. Anlamazlığa gelmeyin lütfen. Ben, Meclis
Başkanımızla yaptığım görüşmeyi
anlatıyorum.
BAŞKAN Söyleyeceğim efendim, sonunda
söyleyeceğim. Biraz önce ifade ettim zaten.
LEVENT GÖK (Ankara) Lütfen, bize yazılı
belgenizi getirin, Meclise başlayalım. O kadar basit. Ne
yapalım?
BAŞKAN Bu tutumum İç Tüzüğe ve
uygulamalara uygundur. Kaldı ki, Sayın Meclis Başkanıyla
telefonda yaptığımız görüşmede Herhangi bir problem
yok, devam edersiniz
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan, Meclis
Başkanını yıpratmayalım. Bakın, koruyalım
onu.
BAŞKAN
Siz görevli başkan vekilisiniz.
dedi.
LEVENT GÖK (Ankara) Lütfen, koruyalım, hep beraber
koruyalım.
BAŞKAN Telefonda söyledi efendim. Siz telefonda
konuştuklarınızı ifade ediyorsunuz, biz itiraz etmiyoruz
Sayın Gök.
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan, sadece
benimle değil diğer arkadaşlarımızla da görüştü.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Biz de
konuştuk telefonla.
LEVENT GÖK (Ankara) Bu usul yanlıştır,
olmaz. Yazılı belgenizi getirin.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) O zaman, bu Cemil Çiçek
birine yalan söylüyor.
BAŞKAN Lütfen
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) İç Tüzük 60a göre
yerimden söz istiyorum.
LEVENT GÖK (Ankara ) Olur mu öyle şey! Yani
arkadaşlar, Meclis Başkanını koruyalım.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Manisa
Milletvekili Sayın Özgür Özel ve İstanbul Milletvekili Sayın
Süleyman Çelebi İç Tüzükün
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan,
sisteme girdim, İç Tüzük 60a göre söz istiyorum.
BAŞKAN
aynı zamanda Sayın Sezgin
Tanrıkulu İç Tüzükün 58inci maddesine göre geçen tutanak
hakkında söz istemişlerdir.
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan, Divan
şu anda oluşmuş değil.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) İç Tüzük 60a göre
yerimden söz istemiştim, sisteme girmiştim.
LEVENT GÖK (Ankara) Bütün nezaketimizle konuyu
anlattım sizlere.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan, usul
tartışmasında lehte, aleyhte, diğerlerini
tamamladınız mı?
NAZMİ GÜR (Van) Tamamlamadı.
BAŞKAN Tamamladım efendim, 4ünü de
konuşturdum.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Hayır,
hayır, tamamlanmadı Sayın Başkan.
BAŞKAN Tutumumda değişiklik
olmadığını da söyledim.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Tamamlanmadı.
BAŞKAN Tamamlandı efendim, tutanakları
isteyin. Lehte Sayın Elitaş, aleyhte birinci konuşmacı
Hasip Kaplan, lehte ikinci konuşmacı Doğan Kubat
OKTAY VURAL (İzmir) Hayır, hem lehinde hem
aleyhinde
BAŞKAN Aleyhinde
OKTAY VURAL (İzmir) Hem lehte hem aleyhte
konuşmadınız mı Sayın Elitaş?
BAŞKAN Aleyhte ikinci konuşmacı Levent
Gök
NAZMİ GÜR (Van) Konuşmadı, İç Tüzük
60a göre yerinden söz istedi.
BAŞKAN Evet efendim.
NAZMİ GÜR (Van) İç Tüzük 60a göre
konuştu.
BAŞKAN Lütfen
NAZMİ GÜR (Van) Hayır, İç Tüzük 60a
göre
BAŞKAN - Hayır
İç Tüzük 60a göre
değil efendim.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Hayır, İç
Tüzük 60a göre konuştu.
BAŞKAN Aleyhte söz istiyorsanız buyurun
efendim.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Nasıl?
BAŞKAN Ben aleyhte söz verdim, tutumumda bir
değişiklik olmadığını söyledim zaten
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Aleyhte ben
konuşacağım o zaman.
BAŞKAN Efendim, ben aleyhte söz verdim. İç
Tüzük
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) İç Tüzük 60a
göre
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan, ben
teşekkül etmemiş bir Divan karşısında konuşmak
istemedim.
BAŞKAN Efendim, siz biraz önce tutumum aleyhinde
söz istemediniz mi Sayın Gök?
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan, ben
istedim.
BAŞKAN Hayır, soruyorum istediniz mi
istemediniz mi? İstemediyseniz başka konuşmacıya
vereceğim, onu soruyorum.
LEVENT GÖK (Ankara) Ben Meclisimizi bilgilendirdim,
benim yapacağım budur.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Zozani.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, aleyhte birini isteyin diyorsunuz, bizi hiç dikkate
almıyorsunuz.
V.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER (Devam)
3.- Oturum Başkanı TBMM Başkan
Vekili Sadık Yakutun, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanının görevlendirmesi olmadan birleşimi yönettiği
gerekçesiyle bu tutumunun İç Tüzük hükümlerine uygun olup olmadığı
hakkında (Devam)
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Değerli
arkadaşlar, İç Tüzük 15e göre teşkil edilmemiş bir
Divanı selamlamayarak konuşmama başlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler) Çünkü mevcut Divan korsan bir divandır,
orada oturmaması gerekir. Bu Divan, oluşmamış bir divandır
ve orada oturmaması gereken bir divandır.
BÜLENT TURAN (İstanbul)
Selamlamıyorsanız biz de dinlemeyiz.
(AK PARTİ sıralarından bir grup
milletvekilinin konuşmacı kürsüsüne sırtını dönmesi)
ADİL ZOZANİ (Devamla) - Biraz önceki
tartışmalarımızda, Meclis Başkanı Sayın
Cemil Çiçekin grup üyemiz Sayın Hasip Kaplanla yaptığı
telefon görüşmesi esnasında sarf ettiği cümle şudur: Bugün
idare edersiniz
Meclis Başkanı, Meclis İçtüzüğünü
uygulamak yerine, grup üyemiz Sayın Hasip Kaplana Bugün idare edersiniz,
yarın görevlendirme yazısı gönderirim. demiştir. Biraz
önceki tartışmalar esnasında, Meclis Başkan Vekili,
görevlendirilmemiş Başkan Vekili Sadık Yakutla
yaptığımız tartışmalar esnasında, Meclis
Başkanı Sayın Cemil Çiçekin de Sayın Hasip Kaplana ifade
ettiği şekliyle, Bugün idare edersiniz, yarın görevlendirme
yazısı göndeririz. dediğini beyan etmiştir. Sadık
Yakutun bu beyanı Meclisin tutanaklarında mevcuttur. Bu ifade,
Mecliste şu anda oturan iktidar-muhalefet bütün milletvekillerine hakarettir.
RECEP ÖZEL (Isparta) Yalan söylüyorsun.
ADİL ZOZANİ (Devamla) Ben yalan söylemiyorum,
yalan söyleyen şu anda korsan bir şekilde Başkanlık
Divanını işgal eden Sadık Yakuttur, söyleyen odur, yalan
beyan kendisine aittir.
Eğer yalan söyleyecekseniz hafızanızı
güçlü tutun, yalan söyleyecekseniz hafızanızı güçlü tutun, çünkü
eğer kolay unutursanız, yalanınız kolay yüzünüze
çarpılacaktır.
Sadık Yakut biraz önce yalan beyanda
bulunmuştur, bu yalan beyanıyla kendisini baş başa
bırakıyorum.
BAŞKAN Evet, sayın milletvekilleri,
Başkanlık Divanının oluşumuyla ilgili tutumumu
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Şimdi, Manisa Milletvekili Sayın Özgür Özel,
İstanbul Milletvekili Sayın Süleyman Çelebi, Sayın Sezgin
Tanrıkulu, Alim Işık ve Hasip Kaplan İç Tüzükün 58inci
maddesine göre söz istemişlerdir.
Sırasıyla söz veriyorum
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Benim de talebim var
Başkan.
BAŞKAN Sayın Özgür Özel, Manisa Milletvekili,
buyurun.
İki dakika söz veriyorum.
VI.- GEÇEN TUTANAK HAKKINDA KONUŞMALAR
(Devam)
7.- Manisa Milletvekili Özgür Özel'in,
19/2/2015 tarihli 58inci Birleşimdeki bazı ifadelerini
düzelttiğine ilişkin konuşması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Dünkü tutanakta, Sayın Oğuz Kağan Köksal
kürsüdeyken, Onu söylüyoruz, öldürmeyin çocukları diyoruz. (X)ifadesinde, bu çoğul ifade
iktidar partisinin uygulamalarını kastetmektedir, yoksa Oğuz
Kağan Köksalın ifadelerine yönelik değildir. Tutanaktaki bu
düzeltmeyi yapmak istedim.
Özellikle konunun geldiği noktada da toplumun
kutuplaştırıldığı, olağanüstü hâl
yasaları ve 12 Eylülün baskıcı rejiminde bile olmayan bir
yasayı ve bazı yetkileri geçirmeye çalıştığınız
bir süreçte, burada inanılmaz tatsız, değil Türkiye, dünya
parlamentolarında örneğine çok az rastlanır şiddet
olaylarıyla karşılaştık. Olayların kendisi kadar,
olaylar yaşandıktan sonra iktidar partisi sözcülerinin ve bugün Başbakanın
konu hakkında yaptıkları yorumlar da manidardı.
Musa Çamın, Elinin taş olduğunu
biliyorduk ama yüreği de taşmış. dediği Mustafa
Elitaş, Musa Çamın, burada, gözünün önünde ayağının
takılıp kendi kendine düştüğünü söyledi. Ardından dedi
ki: Pervin Buldan ve Sabahat Tuncel kendi kendilerini kürsüde darp ettiler.
Bu yetmedi, dün akşam Orhan Düzgün, Allah korudu, felç olabilirdi,
hayatını kaybedebilirdi, buradan düştü, bugün Başbakan
AKPli kimse yoktu orada, kendi kendilerini ittiler. dedi.
Arkadaşlar, bu yasanın yapısına da
uygun olarak, bu kafa, Metin Göktepe gözaltında ölünce Kendi kendini
duvardan attı, başını vurdu, öldü. diyen kafadır. Bu
yasa geçerse eğer, bundan sonra, yirmi dört saatlik polis yetkisiyle
gözaltılarda, üniversite öğrencileri, sendikacılar, muhalif
gençler, nereye götürüldükleri bilinmeyen yerlerde kendi kafalarını
duvara vurmak, kendi kravatlarıyla kendilerini asmak suretiyle intihar
edeceklerdir. Bugünlerin habercisi Başbakanın
açıklamasıdır.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP ve HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Sezgin Tanrıkulu,
İstanbul Milletvekili, 58inci madde gereğince iki dakika söz
veriyorum, buyurun.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) Kaç
dakika Sayın Başkan?
BAŞKAN İki dakika efendim.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) Niye iki
dakika?
BAŞKAN Efendim, uygulama bu, lütfen Sayın
Tanrıkulu, buyurun.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) Takdir
hakkınızı niye böyle kötüye kullanıyorsunuz?
BAŞKAN Sayın Tanrıkulu, buyurun efendim,
dinliyoruz.
ENGİN ALTAY (Sinop) İki dakikayla idare et,
hem Kürtsün hem bu kadar konuşuyorsun, daha ne istiyorsun!
8.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun, 19/2/2015 tarihli 58inci Birleşimdeki bazı
ifadelerini düzelttiğine ilişkin konuşması (X)
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul)
Sayın Heyet -Başkan meşru olmadığı için öyle
ifade ettiler- hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Dünkü tutanaklara sözlerim eksik geçtiği için bu
konuşmayı yapacağım. Zira, bugün Sayın
Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan ve bakanlar değişik
yerlerde konuştular ve bu yasanın çıkarılması
gerekçesi olarak da evlerde hırsızların
yakalanamadığını ifade ettiler. Çok veciz bir söz
söylenmişti Eğer hırsız evin içindeyse kilit işe
yaramaz. diye. Niçin hırsızları yakalamadığınız
belli çünkü hırsız evin içinde, milyonlarca doları götürdünüz.
İkinci olarak Bu yasa okulların ve camilerin
etrafında bonzai ve uyuşturucu çeteleri için getirildi. dendi.
Üçüncü olarak da yine Bu yasa otobüslere ve ambulanslara
molotofkokteyli atanlar için getirildi. dendi.
Şimdi, gerçekten elinizi vicdanınıza koyun,
gerçekten. Burada avukat arkadaşlarım da var, sizin grubunuzda. Hangi
yasadaki hangi yetki bütün bunları yani bu hırsızları,
kendi içinizdeki hırsızları yakalamaya engel, hangisi? Niçin
böyle bir algıyla bu yasayı gündeme getiriyorsunuz? On iki yılda
hırsızlığın patlamasının nedeni bu yasa
mı, yoksa sizin uygulamalarınız mı? Soruyorum, sayın
bakanlara da soruyorum. Mevcut yasalardaki hangi yetkiler sizin
hırsızları yakalamanızı engelliyor, sizin bonzai,
uyuşturucu satıcılarını yakalamanızı
engelliyor veya sizin molotofkokteyli atanları yakalamanızı
engelliyor? Şimdi, sorun şu, dün de ifade etmiştim, şimdi
de ifade ediyorum: Hem Kobani çerçevesinde meydana gelen ve 40
yurttaşımızın ölmesine neden olan olayların hem de
Bingölde meydana gelen olayların, 4 yurttaşımızın
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla)
2 polisin
ölmesinin nedeni sizlersiniz, bu Hükûmettir.
BÜLENT TURAN (İstanbul) Neyi düzeltti Sayın
Başkan?
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) Niye sizlersiniz?
Çünkü, bütün bunların üzerine bu yasayı inşa ettiniz. Sorumlusu
sizlersiniz. Bu yasayla özgürlüğü ve adaleti
sağlayamazsınız ve bundan sonra meydana gelecek bütün ölümlerin
sorumlusu da sizler olursunuz.
Teşekkür ederim. (CHP ve HDP sıralarından
alkışlar)
ÖNDER MATLI (Bursa) Allah razı olsun!
MUHAMMET BİLAL MACİT (İstanbul) Hadi
oradan!
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Şimdi, Sayın Süleyman Çelebi, İstanbul
Milletvekili, 58inci madde gereğince, geçen birleşimdeki
tutanaktaki
Buyurun Sayın Çelebi. (CHP sıralarından
alkışlar)
9.- İstanbul Milletvekili Süleyman
Çelebi'nin, 19/2/2015 tarihli 58inci Birleşimdeki bazı ifadelerini
düzelttiğine ilişkin konuşması
SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) Çok
teşekkürler.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum değerli
arkadaşlar.
Aslında Başbakan yalan söylüyor.
dediğimiz zaman
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sorun yok, bir şey demezler.
MUHAMMET BİLAL MACİT (İstanbul)
Hadsizlik yapma, hadsizlik yapma!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Cumhurbaşkanı olunca
tepki veriyorsunuz.
MUHAMMET BİLAL MACİT (İstanbul)
Hadsizlik yapma, edepli ol!
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla)
yalan söylemediği
gibi bir yaklaşım var. Sizin arkadaşınız bunu
söylüyor. Daha iki gün önce televizyona çıktığımda Oktay
Saral diyor ki: Sebahat Tunceli ben ittim. 5 tane tokadı ben attım.
Tokmağı da ben salladım. Şimdi, Başbakan mı
yalan söylüyor, biz mi yalan söylüyoruz değerli arkadaşlar? Kim
yalancı, kim yalancı? (CHP sıralarından alkışlar)
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Bu neyin
düzeltmesi Sayın Başkan, neyin düzeltmesi?
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) Şimdi, değerli
arkadaşlar, burası padişahı koruma kalesi değil.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Burası
hakaret etme yeri de değil.
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) Burası, Türkiye
Büyük Millet Meclisi, hukuku koruma yeri.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Hakaret etme yeri
de değil orası.
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) - Burası hukuku
koruma yeri.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Hakaret yeri
değil orası.
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) - Padişahın
kalesini koruyup ok atmaya benzemez burası. Burada hukuk konuşacağız,
adalet konuşacağız, insan haklarını
konuşacağız. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
ENGİN ALTAY (Sinop) Süleyman Bey, siz
Başbakana sataşın, Cumhurbaşkanına
sataşmayın. Başbakana sataşın,
Cumhurbaşkanına sataşmayın.
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) - O nedenle, değerli
arkadaşlar, bakın, şu anda 3 milyon adet isyan bastırma
mermisi ithal edildi. Bakan burada, hesabını bilir!
MEHMET METİNER (Adıyaman) Duyuyoruz,
bağırma, bağırma!
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) 3 milyon isyan
bastırma mermisini bu ülkeye Amerikadan niye getiriyorsunuz, isyan
mı var bu ülkede? Bu ülkede isyan bastırmak için bu kadar mermiyi
niye getiriyorsunuz? Dolayısıyla, bu mermiler de, bu oklar da
Cumhurbaşkanı denilen
O köşkü korumak, o sarayı korumak, o
kuleyi korumak içindir.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Orası
devletin, devletin! Devlete ait orası, devlete ait! Sokağa ait
değil, devlete ait orası!
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) - O nedenle, biz bu oklara
karşı direneceğiz, direneceğiz, direneceğiz,
inadına direneceğiz! (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Şimdi de, İç Tüzükün 58inci maddesi
gereğince söz isteyen Sayın Kaplan, Şırnak Milletvekili.
Buyurun Sayın Kaplan. (HDP sıralarından
alkışlar)
10.- Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplan'ın, 19/2/2015 tarihli 58inci Birleşimdeki bazı
ifadelerini düzelttiğine ilişkin konuşması
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın korsan
Başkanlık Divanı, siz orada İç Tüzükü uygulamak için
oturmuyor musunuz? AKP rozetini çıkarıp frak giymişsiniz, beyaz
frak.
İDRİS ŞAHİN (Çankırı)
Başkan, İç Tüzükü uygula da bir ceza ver, hakaret ediyor
Başkanlık Divanına.
HASİP KAPLAN (Devamla) - Bu Meclisi
bağımsız yönetmek için, İç Tüzük hukukunu uygulamak için
muhalefetin
Peki, sizin Başkanlığınız dün de
korsandı. Ve burada bir AK PARTİ grup başkan vekili
çıktı, dedi ki: Bu paket özgürlük paketidir. Bu pakete ancak suç
işleme eğilimi olanlar karşı çıkabilir. Bütün
muhalefeti ve 79 tane kendisinin de mensubu olduğu baroyu
(AK PARTİ sıralarından bir grup
milletvekilinin konuşmacı kürsüsüne sırtını dönmesi)
HASİP KAPLAN (Devamla) - Arkanızı fena
dönmüşsünüz. Kim Kardashiana mı benziyorsunuz? diyeceğim ama
(HDP, CHP ve MHP sıralarından gülüşmeler)
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan, bu nasıl bir ifade!
HASİP KAPLAN (Devamla)
sizin protesto
anlayışınızı da biliyoruz. Bakın, bu hakaret
yapılırken İstanbul Üniversitesi, bütün hukuk fakülteleri, bütün
herkes bu yasaya karşı çıkıyor.
İDRİS ŞAHİN (Çankırı)
Sayın Başkan, edepsizlik yapıyor, edebe davet ediyoruz, edebe!
HASİP KAPLAN (Devamla) İnsan Hakları
Derneği, MAZLUMDER, herkes bu yasaya karşı çıkıyor,
herkes bu yasanın özgürlük değil, faşizm paketi olduğunu
söylüyor. Faşizmin paketini savunanlar ancak arkasını bu
kürsüye, milletin kürsüsüne, milletin sözüne karşı dönebilir.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Başkanlık Divanına korsan diyorsun ya sen!
HASİP KAPLAN (Devamla) Arkanızı ancak
gerçeklere dönebilirsiniz, kulaklarınızı tıkayabilirsiniz.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Senin gibi
hakaretçiye az bile yapıyorlar.
HASİP KAPLAN (Devamla) Ama bu ülke senden
kurtulacak, bu ülke 2015te sizden kurtulacak. Burada bir milletvekili, sizin
yönetiminizde, Vurdum. diyor, Önünüzdeki kanlı tokmakla vurdum, burada vurdum.
diyor, hiçbir işlem yapmıyorsunuz. Gestapo yöntemleriyle bu Meclis
yönetilmez. Gestapo yöntemlerini bu güvenlik paketiyle burada
uygulayamazsınız, bu zorbalığı bu millete
uygulayamazsınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Gestapo yöntemi
olsa bu kadar hakaret edemezsin ya! Her türlü hakareti ediyorsun ya!
HASİP KAPLAN (Devamla) Söz Sayın Ünal, söz
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Her türlü hakareti
yapıyorsun burada
HASİP KAPLAN (Devamla) Kim Kardashiana benzeyen
var mı içinizde? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) ...bu kadar
hakarete en doğal protesto haklarını kullanıyorlar.
HASİP KAPLAN (Devamla) Protesto
hakkınızı mı kullanıyorsunuz!
BAŞKAN Evet, Sayın Kaplan, teşekkür
ediyoruz.
Her söz sahibine aittir.
HASİP KAPLAN (Devamla) Protesto
hakkınızı kullandınız değil mi? Zor geliyor
değil mi, zor? (HDP sıralarından alkışlar, AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
RECEP ÖZEL (Isparta) Haydi, haydi!
BAŞKAN Söz, kişinin kendi, aile terbiyesini
gösterir. Evet, her söz, kişinin kendisinin ve ailesinin terbiyesini
gösterir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sizin aile
terbiyeniz olsa muhalefete küfür edildiği zaman sesinizi
çıkarırsınız.
BAŞKAN Şimdi, 58inci madde gereğince
söz isteyen Seyfettin Yılmaz, Adana Milletvekili.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sizinle mahkemede
hesaplaşacağız Sayın Başkan.
BAŞKAN Tutanakları istedim zaten Sayın
Kaplan.
BÜLENT TURAN (İstanbul) Gördük, gördük aile
terbiyelerini.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan,
İç Tüzük 58e göre benim de talebim var.
BAŞKAN Var efendim, var. Size de sıra
gelecek, söyleyeceğim.
Buyurun Sayın Yılmaz.
11.- Adana Milletvekili Seyfettin
Yılmaz'ın, 19/2/2015 tarihli 58inci Birleşimdeki bazı
ifadelerini düzelttiğine ilişkin konuşması
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; dünkü konuşmamda Eğer bu ülkede bir
çete varsa o çetenin başı açık söylüyorum bu ülkenin
Başbakanıdır.(x)
ifadesi söylemlerde yanlış anlaşılmıştır.
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) Dava
konusu oldu.
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) Açabilirsiniz
davanızı. Yani, şimdi, laf atmadan açıklayalım.
Bakın, çok net ifade ediyorum: Bu ülkede Fethullah Gülenle kim telefonla
konuşmuşsa, kim onunla irtibata geçmişse çete muamelesi görüyor.
BÜLENT TURAN (İstanbul) Şimdi de sen misin?
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Şimdi burada
elinizi vicdanınıza koyun. Şu grubun içerisinde Fethullah
Gülenle kim konuştu parmaklarını kaldırsın. Hadi
buyur. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar) Kim? Kim? Kim?
Yüreğiniz yetiyorsa söyleyin. Gelin araştıralım, hodri
meydan, hanginiz Fethullah Gülenle konuştu?
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Meşru bir
sivil toplum örgütüyle herkes konuşur ya.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) O zaman niye
çete diyorsunuz kardeşim.
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Hadi çıkın
ortaya, hangi bakanlar Fethullah Gülenle konuştu? Peki, Fethullah
Gülenle konuşan herkesi çete kabul ediyorsunuz da Fethullah Gülenden
dolayı şunu söyleyen Ne dediler de yapmadık. diyen, Bütün
önemli kurumlara, adliyeye, yargıya, emniyete onları getirdik. diyen
kişi, eğer onlarla görüşen çeteyse Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınç gidip de
Başbakanımızın selamı var, Recep Tayyip
Erdoğanın selamı var. Hocamızın bir emri varsa
yerine getiririm. diyorsa ve Hocayla görüşenler çeteyse ve Hocayla
telefonla görüşen kimler, çıksın mertçe açıklasın,
mertçe açıklasın, hanginiz görüştünüz, hanginiz onların
okuluna gittiniz?
MEHMET METİNER (Adıyaman) Biz
görüşmedik.
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Peki, onlarla
görüşen, onların okulları, onların faaliyetleri çeteyse o
talimatı veren o çetenin başıdır diyorum. Onların
taleplerini yerine getiren çetenin başıdır diyorum. İstediğiniz
davayı açabilirsiniz. Bunda bir yanlışlık var mı?
Çıkın, yüreğiniz yetiyorsa, kim görüşmüşse
görüştüm desin burada. Görüştüğünüzü ben biliyorum. İsim
isim söylememe gerek yok.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Ama siz de
biliyorsunuz, Allah için söyleyin kimler görüştüyse. Hadi bakalım.
(MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Alim
Işık, sizin de söz talebiniz var ancak aynı konuda bugün söz
istemişsiniz efendim, konuşmuşsunuz zaten.
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim,
rüşvet ve yolsuzlukla ilgili bir vakfın avukatı burada muhalefet
milletvekiline hakaret ediyor.
BAŞKAN Sayın Işık,
buyurun
OKTAY VURAL (İzmir) TÜRGEV
denilen bir vakfın açıkçası bu işlerde ne rol
oynadığını bütün millet biliyor. Sen de
avukatısın, yönetim kurulu üyesisin değil mi? Etiler Polis
Karakoluyla pazarlıkta var mıydın?
BÜLENT TURAN (İstanbul)
Terbiyesizlik yapma!
ALİM IŞIK (Kütahya)
Teşekkür ediyorum Başkan.
Değerli milletvekilleri
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Bunlar nasıl iddialar böyle?
OKTAY VURAL (İzmir) Kupon arazi
peşinde miydin?
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Aklınıza gelen her şeyi söylüyorsunuz ya!
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU
(Osmaniye) Siz de aklınıza gelen her şeyi yapıyorsunuz.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Ne yapıp yapmadığımızın denetçisi siz misiniz ya?
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU
(Osmaniye) Anayasayı çiğniyorsun, İç Tüzükü
çiğniyorsun; yolsuzluğu, rüşveti yasaklayan bütün kanunları
çiğniyorsun.
BAŞKAN Buyurun, yeniden
başlıyoruz.
12.- Kütahya Milletvekili Alim
Işık'ın, 19/2/2015 tarihli 58inci Birleşimdeki bazı
ifadelerini düzelttiğine ilişkin konuşması
ALİM IŞIK (Kütahya)
Değerli milletvekilleri, dün Sayın Recep Özelin şahsıma
yaptığı sataşma sonucu -almış olduğum sözde-
özellikle Sayın Cumhurbaşkanının kendi birkaç
danışmanı, mevcut Başbakanın birkaç genel başkan
yardımcısını Hükûmet üyelerinden habersiz bir şekilde
görevlendirerek KPSS sınavının kaldırılması
konusunda talimat verip hazırlattığı raporla ilgili, o
raporda yer alan tespitlerle ve iddialarla ilgili konuşma
yapmıştım. Orada özellikle Sayın Başbakanı yok
sayan böyle bir anlayışa karşı sizin karşı
durmanız gerektiğini ve cevap vermeniz gerektiğini
söylemiştim. Özellikle tutanaklarda Buna sahip çıkmayın.(x) anlamında bir yanlış
anlaşılmaya yer açacak ibarenin düzeltilmesi için söz aldım.
Özellikle bu konuyu bir kez daha sizinle paylaşmak istiyorum.
KPSSde AKPli
partililerin çocuklarının başarılı
olamadığı, dolayısıyla yapılan
yerleştirmelerde, on ikide 1 oranında yerleştirme
yapılması sonucunda partililer buralara yerleşemediği için
sınavın kaldırılması gerektiği konusunda
hazırlanan raporda medyanın şu şekilde
kullanılmasına yönelik öneriler yer alıyor:
Yaptırılacak güçlü haberlerle
KPSSnin güvenilirliğinin olmadığı işlenmeli; paralel
yapının soruları çaldığı, tüm devlet kadrolarını
ele geçirdiği öne sürdürülmeli; KPSSyi kazanamayan adaylarla röportajlar
yapılmalı; Paralel yapı hakkımızı yedi. türü
haberler yayınlanmalı. şeklindeki önerilerin çok
yanlış, bu ülkenin çocuklarını ayıran bir
anlayış olduğunu söylemiştim. Özellikle sizi bir kez daha
bilgilendiriyorum.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
ALİM IŞIK
(Devamla) - Bu raporda Başbakanı yok sayan, Kabine üyelerini
paralelci ilan eden görüşleri verenleri içimizden ayıklayın. Bu
milletin çocuklarına yazık oluyor.
Teşekkür
ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın Zozani,
sizin de dilekçeniz var ama 20 Şubat tarihli Birleşimde tutanaklara
geçen diyorsunuz yani bugünkü birleşimde. Dolayısıyla, İç
Tüzükün 58inci maddesi geçen birleşim diyor. Bunu yarın için bırakıyorum.
Kanunlar yarın gündeme getireceklerdir.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sözümü düzeltmek istiyorum şimdi efendim.
BAŞKAN
Anladım da efendim, İç Tüzükü konuşuyoruz. Efendim, 58inci
maddeyi okuyayım: Bir milletvekili veya bakan kendisine ait olup geçen
birleşim tutanağında yer alan
İşleme konulmasın
demiyorum efendim, bırakıyorum, yarın sabah
değerlendirilecek bu, başlandığında.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Yani, söylediğinizin İç Tüzüke
uygunluğundan dolayı değil, korsan bir divandan söz talebinde
bulunmamak için talebimi geri alıyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Alınan karar
gereğince, gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına
geçiyoruz.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Sayın Başkan, 3 tane dilekçem var efendim.
BAŞKAN
Geleceğim efendim, dilekçenize de geleceğim, hazırlık
yapıyoruz.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Onunla ilgili taleplerimiz var, açıklamak istiyorum.
BAŞKAN Var
dilekçeniz, gördüm, hazırlık yapıyoruz efendim.
1inci sırada
yer alan, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde
Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ve Anayasa
Komisyonu Raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
XII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının; Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80)
(S. Sayısı: 156)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2nci sırada
yer alan, Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporlarının
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.- Devlet Sırrı Kanunu
Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları
(1/484) (S. Sayısı: 287)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3üncü sırada
yer alan, Ceza İnfaz Kurumları Güvenlik Hizmetleri Kanunu
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporunun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.- Ceza İnfaz Kurumları Güvenlik
Hizmetleri Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/742) (S.
Sayısı: 616)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
4üncü sırada
yer alan, Askeri Hakimler Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu
Raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden devam
edeceğiz.
4.- Askeri Hakimler Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/1008) (S. Sayısı:
685)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
5inci sırada yer alan, Polis Vazife ve Salahiyet
Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi...
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın
Başkan, geçmeden 3 tane dilekçem var benim.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) Biraz edep yahu!
BAŞKAN Evet, dilekçeniz var, hazırlık
yapıyoruz, efendim, cevap da vereceğiz.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Ama geçmeden...
BAŞKAN - ...İstanbul Milletvekili Bülent
Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale Milletvekili
İsmail Kaşdemir'in...
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın
Başkan...
BAŞKAN - ...Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi...
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın
Başkan...
BAŞKAN - ...İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan'ın...
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan,
gündeme alınmayla ilgili...
BAŞKAN - ...2559 Sayılı Polis Vazife ve
Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Osman Faruk
Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili
Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa Birliği Uyum
Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
5.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporları (1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443,
2/2469) (S. Sayısı: 684)
(x)
BAŞKAN Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan,
gündeme alınmayla ilgili itirazım var.
V.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER (Devam)
4.- Mersin Milletvekili Ertuğrul
Kürkcünün 19/2/2015 tarihli 58inci Birleşimde (2/1632) esas
numaralı Kanun Teklifini geri çekme önergesinin oylamasında
yanlışlık yapıldığı iddiası
hakkında
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, geçen
birleşimde Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcünün İç Tüzükün
75inci maddesine göre teklifini geri alma talebini içeren tezkerenin
oylanmasında, yanlışlık yapıldığı
iddiasıyla ilgili olarak İç Tüzükün 13üncü maddesine göre
açılan usul tartışmasında lehte konuşmalar ile aleyhteki
bir konuşma tamamlanmıştı.
Şimdi, aleyhte söz hakkı Şırnak
Milletvekili Sayın Hasip Kaplana aittir..
Buyurun Sayın Kaplan.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın Zozani
konuşacak.
BAŞKAN Adil Zozani, Hâkkari Milletvekili.
RECEP ÖZEL (Isparta) Hani tanımıyordun,
çıkmayacaktın?
BAŞKAN - Buyurun Sayın Zozani.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Teşekkür ederim.
Değerli
milletvekili arkadaşlarım, yine korsan Divanı selamlamayarak
başlıyorum.
(AK PARTİ
sıralarından bir grup milletvekilinin konuşmacı kürsüsüne
sırtını dönmesi)
ADİL ZOZANİ (Devamla) - Değerli
arkadaşlar, hepiniz dönebilirsiniz. Allahın izniyle, 7 Haziranda hepinizin
ense tıraşını zaten göreceğiz. Ense
tıraşını yaptırarak Meclisten göndereceğiz zaten.
RECEP ÖZEL (Isparta) Bana bak, ense
tıraşıma...
ADİL ZOZANİ (Devamla) Dönebilirsiniz, hiç
beis yoktur.
Değerli arkadaşlar, İç Tüzük 35e
aykırı yapılmış bir işlem söz konusudur burada.
İç Tüzük 35, kanun teklif ve tasarılarının
birleştirilerek görüşülmesine cevaz vermiyor. Komisyon bu konuda usul
hatası yapmıştır, bu usul hatasına Meclis
Başkanlığını da mevcut durumda ortak etmektedir.
Esasında Meclis Başkanı Sayın Cemil Çiçek geçmiş
uygulamalara ilişkin olarak bu hususla ilgili itirazları dikkate
almış ve komisyon başkanlarına yazı göndermiştir.
Komisyon başkanlarının bu hususları dikkate alarak
işlem yapmasını ifade etmiştir, İç Tüzükün amir
hükümlerini kendilerine hatırlatmıştır. İçişleri
Komisyonu bu konuda usulsüz işlem yapmış ve bu
tasarıyı bu şekilde buraya getirmiştir. Milletvekilinin
verdiği teklif ile Hükûmetin verdiği tasarıyı burada
birleştirerek görüşmek İç Tüzüke aykırı bir
işlemdir. Bu nedenle, milletvekili arkadaşımız Sayın
Ertuğrul Kürkcü, Komisyonun İç Tüzüke aykırı
yaptığı uygulamaya katılmadığını ifade
etmek için -tasarıdaki birleştirme usulüne
aykırılığı ifade eder- teklifini geri çekmiştir,
tasarıdan geri çekmiştir. Yeniden Komisyona havale edilmesini ve
Komisyonda teklif üzerinde görüşme yapma hakkını baki tutmak
üzere teklifin tasarı metninden geri çekilmesi talebidir bu.
En azından, bir muhalefet milletvekilinin, teklif
sahibi bir muhalefet milletvekilinin bu talebine saygı
duyacağınızı umut ediyor ve talep doğrultusunda oy
kullanacağınızı umut ediyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcünün geri alma
tezkeresinin oylamasının tekrarlanmasını
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
LEVENT GÖK (Ankara) Karar yeter sayısı
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Karar yeter
sayısı
BAŞKAN Bir saniye efendim, ikincisinde
soracağım, merak etmeyin.
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Geçen birleşimde Mersin Milletvekili Ertuğrul
Kürkcünün geri alma talebini içeren tezkerenin oylanmasından önce
Sayın Oktay Vural ve arkadaşlarının yoklama talebi
vardı.
Hâlen bu talep geçerli mi Sayın Vural?
OKTAY VURAL (İzmir) Evet.
(MHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
BAŞKAN Sayın Vural, Sayın Bal,
Sayın Türkoğlu, Sayın Adan
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan, biraz
önce buranın karar yeter sayısı talebini siz dikkate
almadınız. Yani orada yapacaktınız, karar yeter
sayısı yoktu, o bakımdan
BAŞKAN Peki, tekrarlıyorum: Mersin
Milletvekili Sayın Ertuğrul Kürkcünün geri alma tezkeresinin
oylamasının tekrarlanmasını oylarınıza sunuyorum
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
LEVENT GÖK (Ankara) Efendim, biz yoklama istiyoruz.
BAŞKAN Yoklama talebi var, yerine getiriyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan, o
zaman yoktu, karar yeter sayısı yoktu.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Yani böyle bir yönetim
olmaz ya Sayın Başkan, böyle bir yönetim olmaz. İçeriye
geliyorlar, ondan sonra yoklamayı kabul ediyorsunuz, böyle şey mi
olur ya! Keyfine göre yönetiyor!
BAŞKAN Sayın Gök, Sayın Altay,
Sayın Çelebi, Sayın Dinçer, Sayın Tanal, Sayın Öğüt,
Sayın Karaahmetoğlu, Sayın Demiröz, Sayın Acar, Sayın
Özel, Sayın Çam, Sayın Canalioğlu, Sayın Kuşoğlu,
Sayın Serter, Sayın Öner, Sayın Kaptan, Sayın Onur,
Sayın Danışoğlu, Sayın Küçük, Sayın Erdemir,
Sayın Eyidoğan.
İki dakika süre veriyorum efendim.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, toplantı
yeter sayısı vardır.
X.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI (Devam)
B) Önergeler
1.- Mersin Milletvekili
Ertuğrul Kürkcünün (2/1632) esas numaralı kanun tekliflerini geri
çektiklerine ilişkin önergesi (4/235)
BAŞKAN Mersin Milletvekili Ertuğrul
Kürkcünün geri alma tezkeresinin oylanmasının
tekrarlanmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Geçen birleşimde Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcünün
geri alma talebini içeren tezkerenin oylanmasından önce Sayın Oktay
Vural ve arkadaşlarının yoklama talebi vardı.
Bu talep geçerli mi Sayın Vural?
OKTAY VURAL (İzmir) Evet, geçerli.
III.- YOKLAMA
(MHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
BAŞKAN Yoklama yapıyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan,
şimdi, bakın, İç Tüzükle ilgili, tabii bunlarla ilgili ama bir
karar yeter sayısı talebi varken bu karar yeter sayısı
talebine önce bakılması gerekiyor.
BAŞKAN Hayır, yerine getirdim, yoklama
istediler yerine getirdim.
OKTAY VURAL (İzmir) Yoklamayı getirdiniz,
karar yeter sayısı önce talep edilen.
BAŞKAN Sayın Vural, Sayın Adan,
Sayın Türkoğlu, Sayın Tanal, Sayın Dinçer, Sayın
Yılmaz, Sayın Öner, Sayın Demiröz, Sayın Kaplan, Sayın
Karaahmetoğlu, Sayın Şandır, Sayın Yılmaz,
Sayın Öz, Sayın Çirkin, Sayın İrbeç, Sayın Halaman,
Sayın Uzunırmak.
İki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklamaya başlandı)
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) Sayın Başkan,
oradaki Divan üyeniz burada resim çekme yetkisine sahip mi, soruyorum ona?
Oradaki Divan kâtibinin buranın resmini çekmekle bir sorumluluğu veya
bir görevi var mıdır?
MAHMUT TANAL (İstanbul) Milletvekilliğinin
hâlâ mehabetini anlamamış, fotoğrafçı kardeşim.
BAŞKAN Kim çekti?
MEHMET GÜNAL (Antalya) Ayıp denen bir şey var
ya!
OKTAY VURAL (İzmir) Yani istihbaratçı
mısın sen ya? MİT elemanı mısın sen?
BAŞKAN Evet, doğru
olmadığını ve kınadığımı
söylüyorum, doğru değil.
OKTAY VURAL (İzmir) İstihbaratçı
mısın sen?
BAŞKAN Sadece kâtip üyeler için değil, burada
sayın milletvekilleri, milletvekili fotoğrafçı değil
arkadaşlar.
OKTAY VURAL (İzmir) Güvenimiz yoktur.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye)
Divanın tarafsız olması lazım.
BAŞKAN Lütfen sayın milletvekilleri
(MHP
sıralarından gürültüler)
Sadece kâtip üyeyi değil, Genel Kurulda
fotoğraf çeken tüm milletvekillerini kınıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Sayın
Başkan, milletvekillerini kınamaya kâtip üyenizden
başlayın.
OKTAY VURAL (İzmir) Demek ki kasetçi
sizmişsiniz ha!
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) Sayın Başkan,
bir saniye...
OKTAY VURAL (İzmir) Kasetçiler, kaset
organizatörleri sizi.
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) Sayın Başkan,
bir şey söyleyeceğim. Sayın kâtip üye, bizim ayağa kalkarak
resmimizi, bizim yaptığımızı karalayacak bir iş
mi var, bir işlem mi var? Fotoğrafı silmesini talep ediyoruz.
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) Tamam,
silsin.
ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay) Sanki
bir şeyden utanıyoruz ya!
FARUK BAL (Konya) Sayın Başkan
OKTAY VURAL (İzmir) Bunlar kaset
organizatörlerinin elemanı galiba. Fişleme mi yapıyorsunuz
Sayın Başkan?
FARUK BAL (Konya) Sayın Başkan,
fotoğrafları izinsiz olarak çekmek yasaya aykırıdır.
OKTAY VURAL (İzmir) O kâtip üye oradan
ayrılsın efendim.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye)
Ayrılsın.
OKTAY VURAL (İzmir) Ayrılsın oradan.
ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay)
Sayın Başkan, böyle olmaz bu iş.
OKTAY VURAL (İzmir) Böyle olmaz.
FARUK BAL (Konya) Sayın Başkan, kâtip üyenin
çektiği fotoğraflara Divan el koysun, yok etsin.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Kâtip üye
tarafsızlığını yitirmiştir, kalksın oradan.
FARUK BAL (Konya) Talebimi aldınız mı
efendim?
(Elektronik cihazla oylamaya devam edildi)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, toplantı
yeter sayısı vardır.
X.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI (Devam)
B) Önergeler (Devam)
1.- Mersin Milletvekili Ertuğrul
Kürkcünün (2/1632) esas numaralı kanun tekliflerini geri çektiklerine
ilişkin önergesi (4/235) (Devam)
BAŞKAN Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Evet, kabul edilmemiştir.
FARUK BAL (Konya) Sayın Başkan, benim
talebimi değerlendirmediniz efendim.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan,
hakkında işlem yapılsın.
BAŞKAN Evet, efendim, değiştiriyoruz.
OKTAY VURAL (İzmir) Sen git, PKKyla
yaptığınız görüşmelerin fotoğrafını
yayımla be! Sen git, Oslodaki görüşmelerin
fotoğrafını yayımla, yayımlasana!
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, İç
Tüzükün 75inci maddesine göre verilen görüşülen sıra
sayısına konu kanun tekliflerinden (2/1518) esas numaralı Kanun
Teklifinin geri alınmasına dair bir önerge vardır, okutup
işleme alacağım.
2.- Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan
ile İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun (2/1518) esas
numaralı kanun tekliflerini geri çektiklerine ilişkin önergesi
(4/236)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684 sıra sayılı
otoriter bir düzen amaçlayan kanun tasarısı ile Polis Vazife ve
Salahiyet Yasasını insan haklarına uygun/saygılı hâle
getirilmesini amaçlayan yasa teklifimin birlikte görüşülmesi amacıyla
geri çekiyorum.
Gereğini saygılarımla arz ederim.
Mehmet Hilal Kaplan Sezgin
Tanrıkulu
Kocaeli İstanbul
BAŞKAN Evet, kanun teklifinin geri
alınması talebini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) Bir
dakika Sayın Başkan. Yine beni gördünüz...
BAŞKAN Söz yok efendim
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) Bir
dakika Sayın Başkan.
BAŞKAN Buyurun.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) O zaman
söz vermeyeceğiniz söyleyin. Ben burada ayaktayım, elimi
kaldırmışım, benim tezkeremi okuyorsunuz.
BAŞKAN Usulümüz bu efendim.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul)
Hayır, benim tezkeremi okuyorsunuz, beni dinleyeceksiniz.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, siz Türkiye Büyük Millet Meclisini idare ediyorsunuz, her
ayağa kalkan milletvekiline böyle olmaz ki.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) Susar
mısınız?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Niye susturuyorsun
beni, sen konuşuyorsun, ben de konuşuyorum.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) Susar
mısın?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, işleme başladınız.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul)
Sayın Başkan...
BAŞKAN Sayın Tanrıkulu, sadece oya
sunuyoruz, sizin için...
LEVENT GÖK (Ankara) Bir milletvekilimiz konuşuyor,
niye müdahale ediyorsunuz?
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) Bir
saniye Sayın Başkan.
BAŞKAN Oylarınıza sunuyorum efendim:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul)
Sayın Başkan...
BAŞKAN Efendim, usulümüz bu.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul)
Hayır efendim, beni dinleyeceksiniz; Sayın Başkan, beni
dinleyeceksiniz. Sayın Başkan, dinleyin beni, dinleyin, sonra
oylayın.
LEVENT GÖK (Ankara) Bir dinleyin bakalım.
BAŞKAN Dinliyorum Sayın Tanrıkulu.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) Dinleyin
beni. Bakın, ben ayağa kalkmışım.
BAŞKAN Sayın Tanrıkulu, siz önce kendi
kendinizi dinleyin bir, biz dinliyoruz.
Buyurun.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul)
Sayın Başkan, 66ya göre söz istiyorum, benimle böyle
konuşamazsınız.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) 66 ne? 66yı
oku bakayım.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul)
Sataşma var, benimle böyle konuşamazsınız. Kendi kendinizi
dinleyin. demek ne demek?
BAŞKAN Sayın Tanrıkulu, işlem
yapıldı verdiğiniz dilekçe üzerine.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul)
Sayın Başkan, bir saniye. Kendi kendinizi dinleyin. demek ne demek?
BAŞKAN Dinleyin; siz bize Dinleyin. diyorsunuz,
biz dinliyoruz sizi.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul)
66ncı maddeden söz istiyorum.
BAŞKAN Buyurun, veriyorum, buyurun.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, 66ya göre istiyor, 66 ne?
LEVENT GÖK (Ankara) 69a göre Sezgin, 69a göre.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) 69a
göre.
BAŞKAN Sataşma nedeniyle demek istiyor.
LEVENT GÖK (Ankara) Tabii, tabii.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Efendim, 66ya göre
söz istiyor.
VII.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
13.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun, Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sadık
Yakutun sarf ettiği bazı ifadeleri sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul)
Sayın Elitaş, bu tüzük mühendisliğini git başka bir yerde
yap.
BAŞKAN Sataşma nedeniyle diyor efendim,
sataşma nedeniyle.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) Bunu
yapacağına biraz demokrasi mühendisliğine çalış, bunu
bu kadar yapacağına, tamam mı?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sen demokratsın
öyle mi?
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) Ben senin sekiz
yıl önce bu kürsüde nasıl yalan attığını
tutanaklarla ortaya çıkarttım, sekiz yıl önce.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Yok canım sen
de, yok canım sen de!
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) Sekiz
yıldır aynı yalanları burada söylemeye devam ediyorsun,
sekiz yıldır.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Yalanını
yalanladığımı gördün.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) Susturur
musunuz Sayın Başkan?
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) Konuş,
dinliyoruz konuş.
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan, bir
sükûneti sağlayın.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) Önünüzle
değil, burayla ilgilenir misiniz?
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan, buraya
bakın, buraya.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, şahsımı hedef alarak hakaret ediyor, Benim sözümü
kesiyor. diyor.
BAŞKAN Buyurun Sayın Tanrıkulu.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) Susturun
burayı. Sustur musunuz?
BAŞKAN Sayın Tanrıkulu, devam edin siz.
Genel Kurula hitap edin efendim.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) Efendim,
burayla ilgilenir misiniz? Önünüze bakmayın, burayla bir ilgilenin, ondan
sonra efendim.
BAŞKAN Sayın Tanrıkulu, devam edin siz.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) Sayın
Başkan, sizin orada milletvekillerine sataşma hakkınız yok,
sataşamazsınız, milletvekilini dinlemek
durumundasınız. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Ben
ayakta iken de beni dinleyeceksiniz, benim önergemi okuyorsunuz, beni
görmüyorsunuz. İlk önce ne dediğimi, ne diyeceğimi
dinleyeceksiniz. Göreviniz o, başka türlü davranamazsınız.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Başüstüne de
bari Başkanım.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) Değerli
arkadaşlar, ben kanun teklifi verdim ve benim verdiğim teklif sizin
otoriter ve demokrasiyi dışlayan yasa tasarınızla
birleştirildi. Ben birleştirilmesini istemiyorum. Benim amacım
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Tamam çekiyoruz,
kabul ettik.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) Susar
mısınız ya? Yedi aylık mı doğdun sen, ne
kadarlık doğdun? Susar mısın ya? Senin derdin ne
Allahını seversen? Senin derdin ne ya? Ne derdin senin?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Benim derdim Türkiye
Büyük Millet Meclisinin
Konuş, ne konuşuyorsan konuş.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Konuş Sezgin
Bey.
İDRİS ŞAHİN (Çankırı)
Sezgin Bey, sen konuş arkadaş, biz dinliyoruz.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) Susar
mısın? Başka yerde konuş istersen, buraya
çıktığım zaman konuşma.
Benim derdim, sizin derdinizden farklı, bu Meclisi
demokrasiye, insan haklarına saygılı
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla)
bir hâle
getirmek. Sizin gibi gevrek gevrek gülerek bu otoriter yasaları buradan
geçirtmek değil. Keşke birisi olsa fotoğrafınızı
çekse, keşke.
Değerli dostlar, bununla birleştirilmesini
istemiyorum.
Teşekkür ederim, sağ olun.
BAŞKAN Evet, teşekkür ediyorum Sayın
Tanrıkulu. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın milletvekilleri
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın
Başkan
BAŞKAN Bir saniye, dilekçe geldi Sayın
Kaplan, ne yapmamı istiyorsunuz arkadaş?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) İç Tüzükü
uygulayın diyorlar Sayın Başkan, siz de İç Tüzükü
uygulayın.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Bir dinleyin de ne
yapmak istediğini anlatsın yani.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın
Başkan, önünüzde dilekçelerimiz var.
BAŞKAN Var dilekçeniz, hazırlık
yapıyoruz, yapacağız, cevap vereceğiz dedik size.
HASİP KAPLAN (Şırnak)
Konuşmamız size alerji mi yapıyor Sayın Başkan?
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Sayın
Başkan, İç Tüzük hakkında
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, (2/2443)
sayılı Kanun Teklifinin geri
alınmasına dair bir teklif geldi. Ancak sadece 1 sayın
milletvekilinin imzası var, diğer sayın milletvekillerinin de
imzası olması gerekir. İmzalar tamamlandığı
takdirde işleme koyacağız.
Öncelikle
FATMA
NUR SERTER (İstanbul) Sözlü destek vermişler, sözlü.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan
Sayın Başkan, müsaade edin
bir şey söyleyelim.
BAŞKAN
Buyurun.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Şimdi, milletvekilimiz ayağa kalkınca yani
-defalarca tekrarlanıyor bu- bir söz talebinde bulununca sizin söz
vermeniz lazım. Siz bugün özellikle belli bir saatten sonra, söz
vereceğinize çocuk azarlar gibi milletvekilini azarlıyorsunuz.
BAŞKAN
Sayın Baluken, ben kimseyi azarlamıyorum efendim, tutanaklar
ortada. Sayın Kaplanın biraz önceki konuştukları da
ortada, zaten tutanakları da istedim ben.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Bu tavrınız doğru değil. Böyle devam
ederseniz, o zaman bizim de size karşı olan tutumumuz
değişir. Vekilimiz söz istediği zaman söz verin. İç
Tüzükte bu yazıyor.
BAŞKAN
Hayır, İç Tüzükte neye göre söz istiyor? Siz grup
başkanvekillerine
Biraz önce
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Dinle, dinle önce dinle. Dinlersen ne dediğimi
anlarsın. Hiç konuşmadan nasıl anlarsın? Konuşmadan
bir milletvekilini nasıl anlarsın?
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Dinleyin bir ne diyecek, dinleyin. İki dakika sürecek.
BAŞKAN
Bir işlem yapıyorum Sayın Kaplan. Benim
yaptığım işlemin bitmesi gerekir.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Hayır, tam on kezdir aynı şeyi tekrar
ediyorsunuz.
BAŞKAN
Sayın Vuralın ve Sayın Balın taleplerine de cevap
vermem gerekir.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Sadık Yakut, Başkan Vekili
değilsiniz meşru şu an, korsansınız. Ama milletvekili
olarak ben milleti temsil ediyorum.
BAŞKAN
Tutanaklara geçiyor bunlar efendim, tutanakları hep istiyorum.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Milleti temsil eden vekil
BAŞKAN
Biraz önce dediniz ya Mahkemede hesaplaşacağız. diye.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Seninle ahirette de hesaplaşırım,
mahkemede de hesaplaşırım, dünyada da
hesaplaşırım. Hiçbir zorba, hiçbir gestapo
anlayışın karşısında baş eğmedik, parti
olarak eğmedik, halk olarak da eğmedik, Mecliste de
eğmeyeceğiz. (AK PARTİ sıralarından Bravo(!)
sesleri)
BAŞKAN
Genel Kurul izlendiği takdirde söylediğiniz sözler kime
yakışıyor tüm Türkiye bunu takdir eder.
Teşekkür
ediyorum Sayın Kaplan.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sadık Yakut, sıkıyönetim
savcısı değilsiniz orada.
Sayın
Başkan, talebimiz var.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Hayır, söylesin, ne söyleyeceğini söylesin ya.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Bir dinle
Bir dinle
BAŞKAN
Efendim
Evet, dinliyorum.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Haplarınız varsa içiniz, sabaha kadar
işimiz var, usul taleplerim var.
FARUK
BAL (Konya) Bonzai istiyor, bonzai.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan
Sayın Başkan
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Üç dilekçem var ve şu an Sayın Zozaninin
üzerinde konuştuğu, Milletvekilimiz Sayın Ertuğrul
Kürkcünün teklifi geri çekildi. Sayın Sezgin Tanrıkulunun teklifi
geri çekildi.
BAŞKAN Geri çekilmedi efendim, reddettiler.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Geri çekildi
Başkan.
Müsaade buyurun Sayın Başkan.
Şimdi, şu gördüğünüz
BAŞKAN Sayın Kaplan, Genel Kurul kabul
etmedi, oylamaya sundum ben, yoklama neticesinde oylamaya sundum, kabul
edilmedi.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Geri çekilme
talebi kabul edildi arkadaş.
BAŞKAN Kabul edilmedi efendim.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Şimdi,
Sayın Başkan, bu kanun teklifi ve tasarılar bu raporun içinde
birlikte değil mi? İçinde beraber. 43 madde olarak tasarı
gelmedi mi? Geldi. Tasarı 43 madde olarak bu şekilde geldikten sonra
Komisyonda 132 maddeye çıktı ve teklif sahipleri İç Tüzük
hükümlerine göre tekliflerini geri çektikleri zaman o teklifler burada yer
alamaz. Bu şekilde
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Çekmediler ki.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Bu, Genel Kurulun
kararı değildir. Hükûmet tasarısını çekebilir,
yetkilidir. Teklif sahibi de teklifini çekebilir, hukuken ve her türlü
imzasını çektiğinde tek taraflıdır, sizin iradenize ve
oyunuza bağlı değildir. Bu çok açık. Bu durumda şu
raporda çekilen teklifler var. Bu raporun iade edilmesi lazım
İçişleri Komisyonuna. İçişleri Komisyonunun bu
çekilmelerden sonra boşalan maddeleri yeniden düzenlemesi lazım,
boşalan maddelere göre yeni dizayn yapması lazım ve yeniden
Meclis Başkanının buraya göndermesi lazım. Belki bu bir
hafta içinde, iki üç gün içinde de aklıselim ağır basar, bu ilk
15 maddenin ne felaket olduğunu sizler de öğrenmiş olursunuz. Bu
şekilde görüşmelere başlayamazsınız. İç Tüzük 35
ve devamı olan 66ncı maddelerde bunun gereği bunu yapmak
zorundasınız.
Şimdi, talebimiz budur Sayın Başkan.
BAŞKAN Evet, Sayın Kaplan
HASİP KAPLAN (Şırnak) Bu talebimiz
doğrultusunda Başkanlık Divanınız gereğini
yapmalıdır.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Birleştirilen tekliflerin
HASİP KAPLAN (Şırnak) Bir daha var
Başkan, bir dakika
(AK PARTİ sıralarından Yeter sesleri)
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Nasıl yeter yahu,
nasıl yeter, söz istedi.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın
Başkan, bakın, İç Tüzükle ilgili haklarımızı
kullanırken yeter diyenler varsa gitsin evine yatsın. Biz sabaha
kadar buradayız.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sen angaryayla
meşgulsün şu anda!
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sayın
Başkan, niye uyarmıyorsunuz, niye tarafsız
davranmıyorsunuz? Tarafsızlık vicdanınızda yok mu
Sayın Başkan? Dilekçe vermişim size, önünüzde. Diyorum ki: AK
PARTİ Grup Başkan Vekili burada çıkıyor
BAŞKAN Dilekçe burada Sayın Kaplan, 2 defa
cevap verdim ben size, hazırlık yapılıyor, cevap
vereceğim.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın
Başkan, AK PARTİ Grup Başkan Vekili çıkıyor, bu
kürsüde diyor ki: Bu pakete karşı çıkanların hepsi suça
eğilimlidir. Bütün muhalefeti ayağa kaldırdı 100 kişi
sıraya girdi sataşmadan söz aldı.
BAŞKAN Evet.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Ve siz
saygısızlık ettiniz bu muhalefet partilerinin hepsine, 100 tane
milletvekiline geri çektirdiniz, içeri girdiniz, Komisyonu gönderdiniz.
BAŞKAN Hayır, efendim, hayır,
hayır, değil.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Bakanı
gönderdiniz.
OKTAY VURAL (İzmir) Evet, evet. Sayın
Başkan, bu konu kapanmadı daha.
BAŞKAN Değil efendim, değil.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sadece
sataşma
BAŞKAN - Ortak karar
HASİP KAPLAN (Şırnak) Kapanmadı.
BAŞKAN Kapandı efendim, kapandı.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sayın
Başkan, bu konu kapanmadı.
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) - Söz
hakkımızı engellediniz.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, böyle bir usul var mı? Sayın Başkan, kürsüye
çıksın, konuşsun, süresini tanımlayın, böyle usul
olmaz!
HASİP KAPLAN (Şırnak) Kapanmadı,
hayır. Başkanım kapanmadı. Şimdi, disiplin hükümlerinin
işletilmesini
O Başkan Vekili gelip burada özür dileyecek. Özür
dileyecek, siz, özür dilemezse
BAŞKAN Evet, dilekçeyi aldım, cevap
vereceğim ben size efendim.
HASİP KAPLAN (Şırnak) -
Başkan
Vekili olarak
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan,
bakın, kürsüye çıksın, konuşsun, orada süre
sınırlı, burada süre sınırsız, olmaz!
HASİP KAPLAN (Şırnak) -
İç Tüzükün
size verdiği yetkiye göre uyarı konusundaki hukuku kullanacak
mısınız
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Kaplan.
Biraz önceki bahsettiğiniz
HASİP KAPLAN (Şırnak) -
kullanmayacak
mısınız? (Gürültüler)
BAŞKAN - Lütfen, Sayın Kaplan, yeter artık
ya!
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Eğer siz de
böyle düşünüyorsanız, düşüncenizi açıkça ifade eder
misiniz? Zaten, tarafsız değilsiniz ama bu kadar
BAŞKAN Ben tarafsız değilim, Meclis
taraftarıyım efendim. Meclisi idare ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Siz asla
Siz,
ancak zorba
BAŞKAN Sayın Kaplan, teşekkür ediyorum,
dilekçe burada, cevap vereceğim biraz sonra.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Hayır, cevap
yok, talep var.
BAŞKAN Diğer konu, birleştirilen
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Mektup
yazmadım size Başkan, mektup yazmadım.
BAŞKAN - Evet. Dilekçe burada efendim bakın,
dilekçe burada.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Önerge verdim,
cevabını istiyorum ve şimdi istiyoruz.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın
Başkan, sizi dinlemek istiyoruz.
BAŞKAN - Birleştirilen kanun tekliflerinin
hiçbirisi Genel Kurulda
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Size mektup
yazmadım Sayın Başkan.
BAŞKAN -
geri çekilmemiştir efendim.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Mektup
yazmadım. Önerge
BAŞKAN Şimdi, tasarının tümü
üzerinde söz isteyen, Halkların Demokratik Partisi
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Bir saniye
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Başkanım,
devam edin.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Vural
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın
Başkanım, işleme başlıyorsunuz, nasıl oluyor bu?
İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Usul
tartışması var.
BAŞKAN - Neyin usul tartışmasını
açıyorsunuz Sayın
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın
Başkan, usul tartışması diye bir şey yok.
BAŞKAN - Sayın Vural, daha önce söz talebiniz
vardı.
Buyurun
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Yangından mal
mı kaçırıyorsun Başkan!
BAŞKAN Sayın Zozani, neyi yangından mal
kaçırıyor? Ortadaki mal olan ne? Mal olan ne Sayın Zozani?
Bir saniye, Sayın Vural sisteme giriyor.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sayın
Başkan, tutumunuz hakkında
BAŞKAN Hangi tutumum hakkında?
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Bu taraf, bu
zorba, bu iftira eden, hakaret edenleri koruyan, disiplin suçu
işleyenleri, vuranları, kıranları koruyan bu tutumunuz ve
burada yapılanlar hakkında
BAŞKAN Hakareti sabahtan bu tarafa siz
yapıyorsunuz Sayın Kaplan.
Buyurun Sayın Vural.
IX.- AÇIKLAMALAR (Devam)
12.- İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının 19/2/2015
tarihli 58inci Birleşimde usul görüşmesiyle ilgili
yaptığı konuşması sırasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan, dün
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekili bizim demokrasi, hukuk
devleti esaslarına dayalı olarak bir kanunun
çıkartılmasına yönelik taleplerimizi Bu yasaya karşı
çıkanlar suç işleme eğiliminde olanlardır. demek suretiyle
bütün milletvekillerini, buna karşı çıkanları makul
şüpheli olarak göstermiştir. Bu mantıkla hareket edersek,
zinayı ortadan kaldıranların eğiliminin ne olduğunu,
rüşvet ve yolsuzlukla ilgili dosyayı kapatanların da hangi
eğilimde olduğunu kabul etmiş olmaktadır. (MHP ve CHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
Dolayısıyla, bu konuda, muhakkak suç işleme eğiliminde
olmak suretiyle, Sayın Başbakanın da Muhalefet seçimden önce
kaos çıkarmak istiyor. ifadeleri aslında, bu eksende, terör örgütü
ya da şiddeti öngörenleri değil, doğrudan doğruya
muhalefeti sindirmek ve muhalefetin bu konuda ortaya koyacağı iradeyi
korkutmak amacıyla bu kanun çıkartıldı. Gayet açık ve
net.
Sayın Meclis Başkan Vekili, buradaki
milletvekilleri suçlu değildir, suç eğiliminde olanlar değildir.
Bu, millete hakarettir. O bakımdan, öncelikli olarak, Türkiye Büyük Millet
Meclisine, Türk milletinin egemenliğini temsil eden milletvekillerine
hakaret eden ve suç işleme eğiliminde olarak gösteren bu ifadenin
muhakkak düzeltilmesi gerekir. Meclisin itibarı, milletvekillerinin
itibarı bunu gerektirir. Aksi takdirde, zina yasasını
kaldıranların eğilimini ve rüşvet ve yolsuzlukla ilgili
iradeye karşı, bununla ilgili, bunu hoş görenlerin de hangi eğilimde
olduklarını kabul etmiş olacaklardır. Bu bakımdan, bu
konudaki ifadeyi düzelterek özür dilemeleri gerektiğini, öncelikli olarak
bunu Meclisin güvenliği ve Türkiye Büyük Millet Meclisi milletvekillerinin
haysiyeti bakımından gerekli gördüğümüzü ifade etmek istiyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Vural.
Sayın Baluken, buyurun, sıra sizde.
13.- Bingöl Milletvekili İdris
Baluken'in, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının 19/2/2015
tarihli 58inci Birleşimde usul görüşmesiyle ilgili
yaptığı konuşması sırasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Sayın Başkan, dünkü Genel Kurul
görüşmeleri sırasında AKP Grubu adına konuşan
Sayın Grup Başkan Vekili tutanaktan okuyorum- şu cümleleri sarf
etmiştir: Bakın, bu yasaya kimler karşı çıkabilir? Bu
yasaya ancak ve ancak suç işleme eğilimi olanlar karşı
çıkabilir. Sade vatandaş bu yasayı ister. şeklinde, bu
yasaya karşı çıkan bütün muhalefet partisi milletvekillerini zan
altında bırakacak bir beyanatta bulunmuştur.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Devamını da
okusana İdris Bey.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Biz herhangi bir yasa
tasarısı görüşülürken herhangi bir yasa tasarısıyla
ilgili iktidar partisinin iradesi doğrultusunda düşünmek ve oy
kullanmak zorunda değiliz. Bu yasa tasarısı görüşülürken de
neden itiraz ettiğimizi dört gündür, beş gündür bu kürsüden defalarca
ifade ettik. Buradaki, grubumuzdaki hiçbir milletvekilinin Sayın Grup
Başkan Vekilinin belirttiği gibi, suç işleme eğilimi ya da
suç işleme potansiyeli yoktur. Tam tersine, biz, ülkenin demokratik
geleceğini karartacak olan, ülkenin toplumsal barışını
tehlikeye atacak olan antidemokratik bir yasa tasarısına
karşı halkımızdan aldığımız yetkiyle
burada muhalefet yapma görevimizi yerine getirmeye gayret ediyoruz. Bundan
sonraki yasa tasarısı görüşmelerinde de gerek grubumuz
milletvekilleri gerekse diğer muhalefet partisi milletvekilleri
doğaldır ki iktidar partisine belli itirazlarla karşı
çıkışlar gösterebilir. Her karşı
çıkışın bu şekilde suç unsuru taşıyan
kriminal bir şeymiş gibi ya da o eğilimi gösteren bir davranışmış
gibi gösterilmesini burada kabul etmemiz mümkün değil.
Dolayısıyla, burada yapılması gereken
iki husus var: Grup Başkan Vekili, haddini aşan bu cümlelerle ilgili
en azından Halkların Demokratik Partisi Grubunun tüm
milletvekillerinden özür dilemeyle ilgili bir süreci işletmelidir. Siz de
Başkanlık Divanı olarak, milletvekillerimizin rencide
edildiği bu cümlelerle ilgili bir süreç işletmelisiniz diye
düşünüyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Gök, buyurun.
14.- Ankara Milletvekili Levent Gök'ün,
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının 19/2/2015 tarihli 58inci
Birleşimde usul görüşmesiyle ilgili yaptığı
konuşması sırasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan, dün gece
AKP Grup Başkan Vekili Sayın Ahmet Aydın kendisinden hiç
beklemediğimiz bir konuşma gerçekleştirdi ama bu
konuşmanın ötesinde siz de Başkanlık Divanı olarak
İç Tüzükü ve sataşma nedeniyle söz isteyenlerin hakkını
hukukunu çiğnediniz. Bilmiyorum beni duyabildiniz mi Sayın
Başkan?
BAŞKAN Duyuyorum Sayın Gök, sizi dinliyorum
zaten.
LEVENT GÖK (Ankara) Şimdi, Sayın Aydın
bu konuda yapmış olduğu açıklamada -bana cevap verirken
bunları ifade etti- Bu yasaya ancak ve ancak suç işleme eğilimi
olanlar karşı çıkabilir. dedi. Tabii bu, ağır bir
ifade. Yani Cumhuriyet Halk Partisi, devleti kuran bir parti, burada bulunan
herkesin varlık nedeni olan bir parti; Türkiyeye demokrasiyi, hukukun
üstünlüğünü ve kanunların üstünlüğünü getirmiş bir parti.
Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak böyle bir sözün söylenmesini reddediyoruz ve
Sayın Ahmet Aydının bu konuşmadan dolayı hem
Meclisten hem Cumhuriyet Halk Partisinden ve elbette ki diğer partilerden
de özür dilemesini bekliyoruz.
Bu arada, Sayın Aydın yine
açıklamasına devam ederken aslında AKPnin Türkiyeyi hangi hâle
getirdiğini de ifade etti. Konuşmasının devamında
şunları söyledi: Bu yasayla vatandaş can ve mal emniyetinin
olduğu bir ortamda dolaşmak istiyor. Vatandaş, özgür bir ortamda
devletin, can ve mal emniyetini sağlamasını istiyor. Bu yasaya
ihtiyaç var, masum insanların korunmasına ihtiyaç var -aynen sözler
şöyle- ve biz de bu yasayı bunun için getiriyoruz. diye dikkat
çekiyor. Yani şunu ifade ediyor Ahmet Aydın: Türkiye'de, ülkemizde
can ve mal emniyeti kalmamıştır. Sanki iktidara yeni geldiler.
On iki buçuk yıldan beri iktidarda olan bir partinin söylediği ve
vardığı nokta son derece hazindir.
Sayın Başkan, bu konuşmalar,
tartışmalar sırasında bütün milletvekilleri sıraya
girdiler ve isimlerini size yazdırdılar. Tüm isimler elimizde.
Şimdi Ahmet Aydının elbette bu konuda ben gereğini
yapacağını düşünüyorum ama sizin de gereğini
yapmanız gereken bir konu var. Şimdi, siz milletvekili
arkadaşlarımız kuyruğa girdiği zaman aynen şöyle
söylediniz: Tüm milletvekilleri liste yapsınlar. Değil mi
Sayın Başkan?
BAŞKAN Evet.
LEVENT GÖK (Ankara) Sonra tekrar devam ettiniz: Tamam,
liste yapılsın, söz vereceğim, liste yapılsın. Ne
yapayım? dediniz, değil mi Sayın Başkan?
BAŞKAN Evet.
LEVENT GÖK (Ankara) Sonra Sataşma nedeniyle iki
dakika söz veriyorum. dediniz Sayın Zozaniye, Buyurun. dediniz ve
maalesef ondan sonra terk ettiniz, gittiniz.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Siz itiraz ettiniz
ama. Sizin itirazınız var orada.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) İşlemi
başlatmışsınız.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Başlayan
işlemi durduruyorsun, bırak ya!
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Biraz önce,
başlayan işlemi sürdürdü.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Konuşma!
Başlayan işlemi sen durduruyorsun.
BAŞKAN Cevap vereceğim efendim, terk edip gitmedim
efendim.
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan,
başlayan bir işlemi sürdürmeniz gerekirken, milletvekillerinin
isimlerini almışken, hepsine söz vereceğinizi beyan etmiş
ve bu konuda bir liste yapmışken siz Tüzükten kaynaklanan bir
yetkinizi kötüye kullandınız ve oturumu terk ettiniz. Sizin de bütün
milletvekillerinden özür dilemeniz gerekiyor çünkü bu milletvekillerinin
Sayın Ahmet Aydının özür dilemesine ihtiyacı yok, sizin de
özür dilemenize ihtiyacı yok ama herkes kürsüye gelip kendisini ifade edecekti
ve Sayın Aydına gerekli cevabı verecekti.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan,
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Aydına söz vereceğim.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 00.32
ONUNCU OTURUM
Açılma Saati: 00.38
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muharrem
IŞIK (Erzincan)
----0----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 59uncu
Birleşiminin Onuncu Oturumunu açıyorum.
684
sıra sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
devam edeceğiz.
Komisyon
ve Hükûmet yerinde.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Zozani, Sayın Aydın daha önce sisteme girmişti, söz
vereyim. Zaten söz vereceğimi söylemiştim.
Buyurun
Sayın Aydın.
15.- Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydın'ın, İzmir Milletvekili Oktay Vural, Bingöl Milletvekili
İdris Baluken ve Ankara Milletvekili Levent Gökün yaptıkları
açıklamalarındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
AHMET
AYDIN (Adıyaman) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Öncelikle
şunu ifade edeyim: Tabii, dün gecenin geç saatlerinde benim
kullandığım ifadelerin tamamını dinlemeden,
konuşma metnimin tamamına bakmadan -maalesef, âdeta,
cımbızla bir cümlesi alınmak suretiyle- zaten gerisini de
dinlemeden tüm muhalefet milletvekilleri ayağa kalktı. Eğer
konuşmanın tam içeriğine bakarlarsa, baştan sona kadar bu
konuşmayı tetkik ederlerse ki burada kastımın muhalefet
olmadığı çok açık ve net bir şekilde ortaya
çıkacaktır ve burada, suç işlemeye eğilimli kişilerin,
özellikle devamında da bahsettiğim kişilerin -ki bunlardan
kastımın da- o yakıp yıkan Vandallar olduğunu çok
açık göreceklerdi. Ben -hele ki- demokratik siyaseti savunan bir kişi
olarak tüm milletvekillerinin görüşlerini engin bir hoşgörüyle de
dinlediğimi herkes çok iyi bilir.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bakın,
özellikle, şurada bir kısmını sadece şey
yapacağım -baştan aşağıya
baktığınızda- tutanaktan: Yalnız, değerli arkadaşlar,
hep İç Tüzükteki hakkımızı kullanalım. diyorlar.
Evet, ona saygımız var, İç Tüzükteki hakkınızı
kullanacaksınız ama değerli arkadaşlar, İç Tüzükteki
hakkınızı kullanırken de lütfen ama lütfen bu Meclisin
âdeta anayasası konumundaki İç Tüzükün amir hükümlerine uyalım.
Acele ediyorsunuz. diyorsunuz.
OKTAY VURAL (İzmir) Ne alakası var bunun?
AHMET AYDIN (Adıyaman) Allah aşkına
sorarım size: Üç gündür, üç tam gündür çalışmamıza
rağmen henüz şu kanun metninin geneli üzerindeki görüşmelere
başlamamışken nasıl acele ettiğimizi
söyleyebilirsiniz?
OKTAY VURAL (İzmir) Ne anlatıyor?
AHMET AYDIN (Adıyaman) Bakın arkadaşlar,
bakın, dün de tamamını dinleseydiniz eminim ki bu şey
olmayacaktı.
OKTAY VURAL (İzmir) Ne tamamı? Bunun ne
alakası var? Karşı çıkanlar suç işlemeye
eğilimli olanlardır. dedin.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Hayır.
Engin bir hoşgörüyle bu grup duruyor.
İktidar grubu bugüne kadar bütün söylemlerinize,
bütün eylemlerinize rağmen sıcak, samimi ve mümkün mertebe yerinden
saygıyla sizi dinliyor, katılmasa da dinliyor. diyorum.
Bakın, bu yasaya kimler karşı çıkabilir?
Bu yasaya ancak ve ancak suç işleme eğilimli olanlar karşı
çıkabilir, sade vatandaş bu yasayı ister.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Biz zaten
karşı çıkıyoruz.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Bakın, değerli
arkadaşlar -devamını da dinleyelim- vatandaş, özgür ortamda
dolaşmak istiyor. Vatandaş, can ve mal emniyetinin olduğu bir
ortamda dolaşmak istiyor, kafasına bir demir bilye gelmeden,
çocuğuyla özgürce parkta dolaşmak istiyor.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın
Başkan, özür dileyecek mi dilemeyecek mi, biz tutanağı okuduk
zaten?
AHMET AYDIN (Adıyaman) Vatandaş bunu istiyor
bizden.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Hâlâ diretmenin
bir gereği var mı Allah aşkına, aptal mı
zannediyorsunuz ya! Erdemli olun biraz ya!
AHMET AYDIN (Adıyaman) Özgür bir ortamda,
vatandaş, devletin can ve mal emniyetini sağladığı bir
ortamda olmak istiyor. Dolayısıyla, tam da sizlerin de özgürce
dolaşabilmesi, özgürce yaşayabilmesi -ama suçlular hariç- masum
vatandaşların korunması adına bu yasaya ihtiyaç var
değerli arkadaşlar.
Burada ben, suçluları, orada o bütün bu
sıkıntılara sebebiyet veren; yakmakla, yıkmakla kendini
âdeta görevli hisseden; vatandaşın canına, malına
kastedenleri çok açık ve net bir şekilde
Orada zaten suçlular diye
ifade kullanmışım, bu manada da Suçlular hariç, masum
vatandaşların korunması. demişim. Burada
kastımın muhalefet olmadığı çok açık ve net
ortadadır.
Yani dünden beri keşke de konuşmanın
tamamı dinlenebilseydi, burada böyle bir kastın
olmadığı, kastımın salt ve salt suçlulara yönelik
olduğu, bu suçu işleyenlerin bu kanundan rahatsız
olabileceği, Vandalizm yapanların bu kanundan rahatsız
olabileceğini ifade etmektir, meramım bundandır.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN Evet, teşekkür ediyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan,
sataşmadan dolayı söz istiyorum.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Sayın
Başkan, sataşmadan dolayı
OKTAY VURAL (İzmir) Sözlerini tekrar etti,
sataşmadan dolayı söz istiyorum.
BAŞKAN Hayır, sözlerini tekrar etmedi efendim,
tutanakları getirtir inceleriz.
Lütfen
Grup başkan vekillerine söz vereyim.
(CHP ve HDP gruplarından milletvekillerinin
Başkanlık kürsüsü önünde toplanmaları)
LEVENT GÖK (Ankara) Aynen tekrar etti.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Dünkü olayın
aynısını yaptı.
BAŞKAN - Sayın Baluken, yerinizden buyurun.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Sataşma var
Sayın Başkan.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın
Başkan, tekrarladı.
OKTAY VURAL (İzmir) Dünkü sözlerini kullandı,
yine tekrar etti.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Yani diğer vekil
arkadaşlara
BAŞKAN Hayır, sataşma söz konusu
değil efendim, hepimiz dinledik. Lütfen ama sataşma söz konusu
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Nasıl
sataşma değil ya, olur mu öyle şey? Daha ne diyecek?
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Nasıl
söz konusu değil?
BAŞKAN Sayın Başkanlar, lütfen
O zaman
tutanakları getirteceğim efendim. Tutanakları getirttikten sonra
söz vereceğim grup başkan vekillerine.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Aynı cümleleri
tekrar kullandı.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Sadece grup
başkan vekillerine
LEVENT GÖK (Ankara) - Hayır Sayın Başkan,
hayır. Dünkü tutanakları okudu.
BAŞKAN Hayır, şimditi tutanakları
getirteceğim. Lütfen
O dünkü oturumda kaldı efendim. Dünkü ara vermemizi
Lütfen
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Hayır, aynı
şey tekrarlanıyor.
OKTAY VURAL (İzmir) Şimdi okudu kendisi.
Kendisi tekrar etti. Sayın Başkan, tekrar etti kendisi.
Söylediği aynı sözleri tekrar etti.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sizin
talimatınızla
BAŞKAN Evet, doğru ama dün için geçerlidir
efendim.
Lütfen oturur musunuz. Yerinize oturun lütfen Sayın
Zozani.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Aynı şeyi
ifade edemez.
BAŞKAN Hayır, aynı şeyi ifade
etmiyor efendim. Tutanakları getirin.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sataşma
aynı, değişen bir şey yok.
BAŞKAN Aynı şeyi ifade etmiyor efendim.
Muhalefeti kastetmediğini, terör yapanları kastettiğini söyledi.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Cümlelerde
değişen bir şey yok.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Bunlara
söylüyorsa onu gitsin sokaklarda söylesin.
BAŞKAN Ee, tutanakları getirteyim efendim,
okuyayım size. Tutanakları getirteceğim.
OKTAY VURAL (İzmir) Tekrarladı yine,
tekrarladı.
BAŞKAN İstiyorum tutanakları, getirin.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) O zaman ara verin.
BAŞKAN Ama niye, lütfen
LEVENT GÖK (Ankara) Tutanaklar burada.
BAŞKAN Böyle bir usulümüz var mı ama?
LEVENT GÖK (Ankara) Hayır Sayın Başkan
ya, hakaret ediyor. Tutanaktan okudu.
BAŞKAN Bu dünkü
LEVENT GÖK (Ankara) Aynı şeyi
tekrarladı.
BAŞKAN Lütfen bir oturur musunuz.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Nereye
oturacağız?
BAŞKAN Yerinize oturacaksınız.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Ya, niye yerimize
oturalım? Bize sataşma var.
BAŞKAN Sayın Baluken, tutanakları
getirteceğim.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Sayın
Başkan, ara verin, tutanakları birlikte inceleyelim.
BAŞKAN Efendim, tutanakları getirtmek için
ara vermem gerekmiyor. Geldikten sonra tutanakları okuyacağım ve
grup başkan vekillerine söz vereceğim.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Hayır, grup
başkan vekillerine
LEVENT GÖK (Ankara) Hayır, hayır
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim, hayır,
hayır, milletvekilleri
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Efendim,
sadece grup başkan vekillerine sataşma olmadı ki.
BAŞKAN Efendim, sataşma olup
olmadığını, bugünkü konuşmasının
tutanağını getirteceğim, size okuyacağım.
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan, dünkünü
okudu zaten. Dünkü ya, dünkü ya.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Dün söz verdiniz,
aynı sözü vereceksiniz. Aynen tekrarladı.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Dün aynı
cümleleri
OKTAY VURAL (İzmir) Aynı tutanağı
okuyor efendim. Aynı şeyi okuyacak, sonra diyeceğiz ki
HASİP KAPLAN (Şırnak) Ya, bu kadar
muhalefeti niye böyle yapıyorsun?
BAŞKAN Hayır, muhalefeti böyle
yapıyorsunuz değil Sayın Kaplan. Bugün Sayın
Aydının biraz önce yerinden hangi sözleri söylediyse bunun
tutanaklarını getirteceğim, okuyacağım.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Hayır,
sataşmadan
AHMET AYDIN (Adıyaman) Sataşma yok ya.
BAŞKAN Değil efendim, öyle demedi. Ben
muhalefeti kastetmedim
OKTAY VURAL (İzmir) Dün de aynı şeyi
yaptınız, ara verdiniz, engellediniz. Dün de söz taleplerini
aldınız, engellediniz. Sayın Başkan, dün aynı
şeyi yaptınız, engellediniz.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Ara verin Sayın
Başkan, ara verin.
BAŞKAN Niye ara vereceğim efendim?
(Gürültüler)
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Tutanakları
getirtmeyin demiyoruz.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Sayın
Başkan, dünle bugün arasında ne değişti, İç Tüzük mü
değişti? Dün sataşma olarak kabul ettiniz, bugün diyor ki: Ben
o cümleleri kullandım. O cümlelerden dolayı da özür dilemiyor,
aynısını okudu.
LEVENT GÖK (Ankara) Tekrarlıyorum. diyor,
tekrarladığı zaman
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) Hayatı boyunca suç
işlememiş adamları itham etti. Suçları önleyen
adamları itham etti.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Aynısını
okudu.
BAŞKAN Kastım o değil. dedi.
Tamamını okuduğunuzda
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Bize sataşma var.
BAŞKAN Sayın Aydına tekrar söz vereyim.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Hayır
Sayın Başkan, işlem tamamlandı, niye söz veriyorsunuz?
BAŞKAN Sayın Aydın
(Gürültüler)
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Aynı cümleleri
tekrarladı.
BAŞKAN Tutanakları istedim efendim.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Olur mu öyle şey
Başkanım ya?
AHMET AYDIN (Adıyaman) Sayın
Başkanım
BAŞKAN Buyurun Sayın Aydın.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Ara verin.
BAŞKAN Niye ara vereyim?
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Hayır efendim,
tutanakları isteyin Başkanım. Tutanakları getirtin,
inceleyin.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Bize aynı
cümlelerle hakaret ediyor ya.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Sayın
Başkanım, çok açık ve net bir şekilde muhalefeti
kastetmediğimi, kastımın çok net bir şekilde
BAŞKAN Bunu söyledi.
AHMET AYDIN (Adıyaman)
bu yakıp
yıkanlara yönelik olduğunu ve burada suçlu olarak o Vandalizmi
yapanlar olduğunu söyledim. Bundan öte ne olabilir, bundan daha doğal
ne olabilir? (Gürültüler)
BAŞKAN Tutanakları getirteceğim,
tutanakları istiyorum.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Hayır efendim,
öyle şey olur mu?
HASİP KAPLAN (Şırnak) Dünkünün
aynısını yaptı, aynı sözler, aynı
sataşmalar, söz istiyorum.
BAŞKAN Hayır efendim, değil.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Bize
haksızlık yapma Başkan.
BAŞKAN Sayın Kaplan, lütfen, eğer buna
haksızlık diyorsanız, bu kadar söz, bu kadar engelleme
Haksızlık ortada yani kim kime haksızlık yapıyor.
Lütfen
(Gürültüler)
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan
BAŞKAN Kastının muhalefet
olmadığını söylüyor, daha nasıl ifade etmesi gerekir
Sayın Gök?
LEVENT GÖK (Ankara) Bu yasaya ancak ve ancak suç
işleyecek olanlar karşı çıkabilir. diyor Sayın
Aydın. Biz yasaya karşı çıkıyoruz Sayın
Başkanım.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan, sözünü
düzeltsin, Sözümü geri alıyorum.
BAŞKAN O zaman Türk Dil Kurumundan uzman mı
getirmemiz lazım?
LEVENT GÖK (Ankara) Ne uzmanı?
BAŞKAN Hayır, bugünkü
konuşmasını diyorum efendim ben.
LEVENT GÖK (Ankara) Dünkü tutanakları okuyorum.
diyor Sayın Aydın. Tereddüdünüz varsa
BAŞKAN Tutanakları istedim, direnmiyorum ki.
LEVENT GÖK (Ankara)
ara verirsiniz, ondan sonra
HASİP KAPLAN (Şırnak) Yap, yap, bir de
üstüne
Böyle şey olur mu?
BAŞKAN Sayın Kaplan, bunlar tutanaklara
geçiyor, bu konuştuklarınız geçiyor efendim.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Geçsin
SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) Özür dilemek bu
kadar zor bir şey mi? Erdemliliktir.
BAŞKAN Sayın Aydın, tekrar eder misiniz,
sayın milletvekillerinden ve sayın muhalefet partilerinden özür
dileyecek misiniz?
AHMET AYDIN (Adıyaman) Sayın
Başkanım, konuşmamın hiçbir yerinde muhalefeti, muhalefet
milletvekillerini ilzam eden bir ifade yoktur.
OKTAY VURAL (İzmir) Biz karşı
çıkıyoruz. Karşı çıkanlar diyor, barolar
karşı çıkıyor, suça eğilimli mi bunlar?
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) Özür dile be!
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Ya, muhalefeti
bırak halka bak, halka!
OKTAY VURAL (İzmir) Bu ne demek ya! (CHP, MHP ve
HDP sıralarından gürültüler)
AHMET AYDIN (Adıyaman) Kastım çok açık
ve net bir şekilde, Vandalizm yapanlara, terör estirenlere
ilişkindir. Yani bundan daha açık ne olabilir? Arkadaşların
niyetleri farklı olabilir, onlar niyet okuyabilir ama hiç kusura
bakmasın kimse, Bu Mecliste gökte bulut var. deyip de ondan sonra Yok,
bana sataştınız. demekle bir alakası var mı ya? Böyle
bir şey olur mu ya? Yazık be, el insaf be! Bir şekilde bu kadar
bu Meclis böyle tahakküm altında
(CHP, MHP ve HDP sıralarından
gürültüler)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Hakarete devam etmiyor efendim.
OKTAY VURAL (İzmir) Ben Hükûmete laf
edeceğim, Efendim, benim sözüm Hükûmete değil. Türkiye'de
başka Hükûmet mi var?
HASİP KAPLAN (Şırnak) Dalga mı
geçiyor!
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) Sayın Başkan,
burada kendisini savunma imkânı olmayanları itham etmek
şerefsizliktir! Milletvekilleri üzerinden alıp bir
başkasına gönderme yapıyor ama kendini savunma imkânı
olmayanları burada itham etmek şerefsizliktir! O insanların
hakkını da savunacağız.
OKTAY VURAL (İzmir) Barolar karşı
çıkıyor, suç işleme eğilimli midir? Barolar karşı
çıktı, Abdullah Gül Bey karşı çıktı, suç
işlemeye meyilli bir adam mı bu? (CHP, MHP ve HDP
sıralarından gürültüler)
AHMET AYDIN (Adıyaman) Molotof atan suç
işlemeye meyillidir...
BAŞKAN Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 00.49
ON BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 01.13
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muharrem
IŞIK (Erzincan)
----0----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 59uncu Birleşiminin On Birinci Oturumunu açıyorum.
684 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerine devam edeceğiz.
XII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent
Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale Milletvekili
İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan'ın; 2559
Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Osman
Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Mersin
Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporları
(1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443, 2/2469) (S.
Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN - Komisyon ve Hükûmet? Yerinde.
Sayın başkanlar, tutanakları getirttim.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Sayın
Başkan
BAŞKAN Bir saniye Sayın Baluken
Bir oturun
lütfen, tutanakları okuyayım.
Ahmet
Aydın (Adıyaman) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım. Öncelikle, şunu ifade edeyim: Tabii, dün gecenin geç
saatlerinde benim kullandığım ifadelerin tamamını
dinlemeden, konuşma metnimin tamamına bakmadan -maalesef, âdeta,
cımbızla bir cümlesi alınmak suretiyle- zaten gerisini de
dinlemeden tüm muhalefet milletvekilleri ayağa kalktı. Eğer
konuşmamın tam içeriğine bakarlarsa, baştan sona kadar bu
konuşmayı tetkik ederlerse ki burada kastımın muhalefet
olmadığı çok açık ve net bir şekilde ortaya
çıkacaktır ve burada suç işlemeye eğilimli kişilerin,
özellikle devamında da bahsettiğim kişilerin -ki bunlardan
kastımın da- o yakıp yıkan Vandallar olduğunu da çok
açık göreceklerdi. Ben hele ki demokratik siyaseti savunan bir kişi
olarak tüm milletvekillerinin görüşlerini engin bir hoşgörüyle de
dinlediğimi herkes çok iyi bilir.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bakın,
özellikle, şurada bir kısmını sadece şey
yapacağım -baştan aşağıya
baktığınızda- tutanaktan: Yalnız, değerli arkadaşlar,
hep İç Tüzükteki hakkımızı kullanalım. diyorlar.
Evet, ona saygımız var, İç Tüzükteki hakkınızı
kullanacaksınız ama değerli arkadaşlar, İç Tüzükteki
hakkınızı kullanırken de lütfen ama lütfen bu Meclisin
âdeta anayasası konumundaki İç Tüzükün amir hükümlerine uyalım.
Acele ediyorsunuz. diyorsunuz. Allah aşkına sorarım size: Üç
gündür, üç tam gündür çalışmamıza rağmen henüz şu
kanun metninin geneli üzerindeki görüşmelere başlamamışken
nasıl acele ettiğimizi söyleyebilirsiniz?
Bakın arkadaşlar, bakın, dün de
tamamını dinleseydiniz eminim ki bu şey olmayacaktı. Engin
bir hoşgörüyle bu grup duruyor. İktidar grubu bugüne kadar bütün söylemlerinize,
bütün eylemlerinize rağmen sıcak, samimi ve mümkün mertebe yerinden
saygıyla sizi dinliyor, katılmasa da dinliyor. Bakın, bu yasaya
kimler karşı çıkabilir? Bu yasaya ancak ve ancak suç işleme
eğilimli olanlar karşı çıkabilir, sade vatandaş bu
yasayı ister.
Devamını da dinleyelim: Bakın
değerli arkadaşlarım, vatandaş, özgür ortamda dolaşmak
istiyor. Vatandaş, can ve mal emniyetinin olduğu bir ortamda
dolaşmak istiyor, kafasına bir demir bilye gelmeden, çocuğuyla
özgürce parkta dolaşmak istiyor. Vatandaş bunu istiyor bizden. Özgür
bir ortamda, vatandaş, devletin can ve mal emniyetini
sağladığı bir ortamda olmak istiyor. Dolayısıyla,
tam da sizlerin de özgürce dolaşabilmesi, özgürce yaşayabilmesi -ama
suçlular hariç- masum vatandaşların korunması adına bu
yasaya ihtiyaç var değerli arkadaşlar. Burada, ben, suçluları,
orada o bütün bu sıkıntılara sebebiyet veren yakmakla,
yıkmakla kendini âdeta görevli hisseden, vatandaşın canına
malına kastedenleri çok açık ve net bir şekilde orada zaten
suçlular diye ifade kullanmışım. Bu manada da, suçlular hariç
masum vatandaşların korunması demişim. Orada
kastımın muhalefet olmadığı çok açık ve net ortadadır.
Yani, dünden beri keşke konuşmamın tamamı dinlenebilseydi
burada böyle bir kastın olmadığı; kastımın, salt
ve salt suçlulara yönelik olduğu, bu suçu işleyenlerin bu kanunlardan
rahatsız olabileceği, Vandalizm yapanların bu kanundan
rahatsız olabileceğini ifade etmektedir, meramım bundandır.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Aydın bir açıklama
yapacak, isterseniz, önce Sayın Aydına biz söz vereyim.
Buyurun Sayın Aydın.
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) Ahmet Aydına ne
açıklaması ya?
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) Bırakın,
Ahmet Aydına açıklama yaptırıp durmayın ya.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Önce bize söz ver.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Yeter, yeter
artık yahu.
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) - Dünkü
konuştuğu ortada Başkan, ne açıklaması
yaptırıp duruyorsunuz? Zırva tevil götürmez yahu.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Ya özür dilesin,
ya geriye alsın.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Geriye alma diye bir
şey yok, bir söz ver bize.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; 2
dönemdir bu Parlamentodayım ve benim kişiliğimi de
aşağı yukarı buradaki herkes bilir, böyle bir ifadeyi
demokratik siyaseti savunan biri olarak yapmayacağımı da çok iyi
bilir. Zira, her biri aziz milletimizin onurlu temsilcisi olan milletvekili
arkadaşlarıma suç işlemeye meyilli demem asla ve asla söz
konusu değildir. (CHP, MHP ve HDP sıralarından Dedin, dedin.
sesleri) Bunu defalarca da ifade ettim.
OKTAY VURAL (İzmir) Biz ifadesiyle ilgili diyoruz
efendim.
AHMET AYDIN (Adıyaman) - Her şeye rağmen,
kastımın bu olmamasına rağmen, kastımı çok
açık ve net kimi kastettiğimi belirtmeme rağmen yine de
eğer sözlerimden dolayı incinen birtakım arkadaşlarım
varsa da özür dilemek bir erdemdir. İncinen arkadaşlarımdan da
özür dilemeyi biliriz biz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
OKTAY VURAL (İzmir) Özür dilesin o zaman.
AHMET AYDIN (Adıyaman) - Dolayısıyla
değerli kardeşlerim, iş bundan ibarettir.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Özür dilemeyi biliriz. dedi,
bildiğini yaptı Sayın Başkan. Bu konuda gruplara da
AHMET DURAN BULUT (Balıkesir) Özür diledi mi? (MHP
sıralarından Dilemedi sesleri)
BAŞKAN - Sayın Gök, buyurun.
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan, Sayın
Aydın ifadesinde Özür dilemesini de biliriz. diye bir cümle
kullandı yani Özür diliyorum. derse biz artık bu meseleyi burada
kapatırız ama arkadaşımız hâlâ
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Yazıklar olsun!
Siz polise küfür ettiğinizde bile biz bu kadarını yapmadık.
LEVENT GÖK (Ankara) - Özür dilemesini kendisinden
bekliyoruz. Bunu kendisinden ben özellikle rica ediyorum.
BAŞKAN Sayın Aydın, lütfen
OKTAY VURAL (İzmir) Biz de görüşümüzü
söyleyelim ondan sonra
LEVENT GÖK (Ankara) Yani bu şekilde eksik kalır.
Sayın Aydın çıkıp Ben bu sözlerimden dolayı bu yasaya
karşı çıkanlardan özür diliyorum. derse bu mesele burada biter,
biz de kabul ederiz. (AK PARTİ sıralarından Kimden? sesi)
AHMET AYDIN (Adıyaman) Ya, başka derdin!
Olur, senin söylediğini söylerim!
BAŞKAN Sayın milletvekillerinden.
Buyurun Sayın Aydın.
IX.- AÇIKLAMALAR (Devam)
16.- Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydın'ın, yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerinin yanlış anlaşıldığına ve
incinenlerden özür dilediğine ilişkin açıklaması
AHMET AYDIN (Adıyaman) Sayın
Başkanım, bakın, ben özür dilemenin bir erdem olduğunu
ifade ettim. Ben kendimi erdemli olarak da görürüm ve ben özür de dilerim
GÜRKUT ACAR (Antalya) Erdemdir ama o erdemi
göstermedin.
AHMET AYDIN (Adıyaman) . Yalnız, bakın,
bu kadar şeye rağmen, hâlen muhalefet milletvekillerinin bu
ısrarını da anlamış değilim. Herkesin de dönüp
kendisine bakması lazım. Ben bu erdemli davranışta
bulanacak kişiliğe de sahibim, özür de dilerim. Özür de diliyorum
eğer böyle bir incinme varsa. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
HASİP KAPLAN (Şırnak) Bu kadar zor mu
be!
BAŞKAN Sayın Vural, söz istiyor musunuz?
17.- İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın, Ege Üniversitesinde bölücü yapılanmaya karşı
tedbir alınması gerektiğini ifade etmesine rağmen bunun
yapılmadığına ve İçişleri
Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler
Müşavirliğinin ismini kullanarak yayımladığı bir
açıklamaya ilişkin açıklaması
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkanım,
şeyin başında ifade etmiştim, Ege Üniversitesinde maalesef
bölücü yapılanmanın olduğunu daha önce defalarca ifade ettim.
Üniversitelerde bu yapılanmanın açıkçası kanuna
aykırı eylemler içerisinde bulunduğunu ve bu konuda polisin ve
rektörlüklerin tedbir alması gerektiğini ifade etmiştim. Ama Ege
Üniversitesinde maalesef bu yapılanmanın ortaya koyduğu bir
şey sonucunda oranın teşkilat başkanı Ülkü Ocaklı
Sevgili Fırat, Hakkın rahmetine kavuştu. Bununla ilgili olarak
emniyet müdürüyle görüştüm. Bu süreçle ilgili olarak
yaşadıklarımızla, bunda sorumluluğu olan kim varsa
bunlarla ilgili muhakkak bir tahkikatın başlatılarak
açıkçası sonlandırılması gerekir. Kim sorumluysa
sonuna kadar gidilmesi lazım. Bu çerçevede, bütün bu girişimlerle
hangi provokatörlerin hangi amaçlarla ülkücü hareket üzerinde oyun
oynadığını gayet iyi biliyoruz ama ülkücü hareketi
sokağa çekemeyeceklerdir, onu herkes bilmelidir.
Bu çerçevede, bir konuyu daha ifade etmek istiyorum:
Bugün, İçişleri Bakanlığı Basın ve Halkla
İlişkiler Müşavirliğinin benim ismimi kullanarak
yayınladığı 20 no.lu bir açıklama var: MHP Grup
Başkan Vekili Oktay Vuralın laf kurnazlığı yaparak iç
güvenlik paketiyle ilgili İçişleri Bakanlığının
HDP'yle görüştüğü yönündeki iddiası tamamen gerçek
dışı ve yalandır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Her şeyden önce, İçişleri
Bakanlığı gibi kamu görevi yapan, Basın Halkla
İlişkiler Müşavirliği adı altında görev yapan
kimse laf kurnazlığı kelimesini kullanmak suretiyle
açıkça bir hakareti öngörmüştür, aynen kendisine iade ediyorum. (MHP
sıralarından Hep beraber iade ediyoruz. sesleri) Aynen iade
ediyorum. Bu kamu görevlisi kimse ve burada varsa derhâl Meclisi de terk etsin.
FARUK BAL (Konya) Bakan da sorumludur.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - Bakana da
iade ediyoruz.
OKTAY VURAL (İzmir) Bakanın yüreği varsa
kendi iradesiyle bununla ilgili açıklama yapması gerekiyor.
İçişleri Bakanlığının hükmi şahsiyetiyle
kamu görevlilerini böylesine siyasi bir konuda alet etmek mertliğe
sığmaz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu
konuyla ilgili bir başka konu, bakın, huzurlarınızda
okuyorum:
Oktay Vural (İzmir) - Görüştünüz değil
mi? Görüştünüz, görüşüyorsunuz. İç güvenlik yasasını
da görüştünüz.
İçişleri Bakanı Efkan Ala -
Görüşüyorum, ne diyorsunuz? Evet, görüşüyorum, bir şey mi
diyorsunuz?
İDRİS ŞAHİN (Çankırı) Ya
Başkan, Komisyonda görüşülmedi mi?
OKTAY VURAL (İzmir) - Şimdi, bütün bunlar
ortadayken İç güvenlik yasasını görüşüyoruz. diyen bir
Bakan ifadesi varken, laf kurnazlığı yapanın asıl
Bakan olduğunu itiraf ediyorsunuz. Yalçın Akdoğanla bu konu,
çözüm paketiyle birlikte iç güvenlik paketinin gündeme alınması
konusu görüşüldü, gazetelerde çıktı ve bu konularla ilgili
hükûmetin herhangi bir beyanı da çıkmadı.
BAŞKAN Evet, Sayın Vural, teşekkür
ediyorum.
Sayın Baluken
FARUK BAL (Konya) Sayın Başkan,
60ıncı maddeye göre önemli bir açıklama yapmak istiyorum.
BAŞKAN Anladım da sırasıyla,
Sayın Balukenin sırası var burada.
Buyurun Sayın Baluken.
18.- Bingöl Milletvekili İdris
Baluken'in, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydını,
konuşmalarında halkı, toplumsal muhalefeti, kendilerine oy
vermeyen kitleleri rencide edecek sözler kullanmaması konusunda
uyardığına ilişkin açıklaması
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Sayın Ahmet Aydın dün yaptığı
konuşmadan sonra, bugünkü özür taleplerimize, maalesef aynı cümlelerle
cevap verdi, ancak verilen aradan sonra tekrar söz verdiğinizde, özür
dilemenin bir erdem olduğunu ve bunun için gerekirse özür
dileyebileceğini söyledi.
Biz, özellikle bu cümleler sarf edildikten sonra, kendi
parti tabanımızdan ve parti teşkilatlarımızdan çok
yoğun bir şekilde Bize hakaret edildi. şeklinde telefonlar
aldık.
Son yapmış olduğu açıklamayı ve
özrü, aynı zamanda partimize oy veren ve yine, parti
teşkilatlarımızda bu cümlelerden rencide olan, aynı zamanda
bizim partimiz dışında da bu yasa tasarısına
karşı çıkan bütün halkımızdan özür dileme olarak
algıladık.
O nedenle, özellikle bundan sonraki
konuşmalarında da bütün halkı, bütün toplumsal muhalefeti,
kendilerine oy vermeyen kitleleri bu şekilde rencide edecek sözler
kullanmaması konusunda uyarıyoruz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Evet, Sayın Uzunırmak, buyurun.
19.- Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmak'ın, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Sayın Aydın, zırva tevil götürmez. Bu
açıktır.
İDRİS ŞAHİN (Çankırı)
Şu söz yakışıyor mu size?
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) Yani şimdi, halk,
barolar, hukuk insanları bu yasaya karşı
çıkmıştır. Yani Türkiye Barolar Birliği, hukuk
insanları suç işlemeye meyilli insanlar mıdır, yoksa hukuku
savunan hukuk insanları mıdır? Yani, Türkiye Büyük Millet
Meclisinde genel başkanlar grup toplantılarında karşı
çıkmışlardır. Vandalizmle bunları
bağdaştırarak böyle bir zırvayı bizim kabul etmemizi
falan beklemesinler. Yani, şimdi burada eğer biz milletvekilleri
olarak bu yasaya karşı çıkan baroları, hukuk
insanlarını savunamıyorsak o zaman biz millet adına burada
görev yapamıyoruz demektir.
Şimdi, Sayın Aydının özrü kabul
edilebilir ama bu özrü doğru mantık içerisinde, ders çıkararak
dilemiyorsa bundan bir netice doğmaz. Bu zırvayı devam ettirir,
zırvayı devam ettirir. Bu açıdan
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın Uzunırmak, özür diledi.
Teşekkür ediyorum efendim, sağ olun.
Sayın Bal, buyurun.
20.- Konya Milletvekili Faruk Bal'ın, Ege
Üniversitesinde öğrenciler arasında çıkan gerginlikte Ülkü
Ocakları Ege Üniversitesi mensubu Fırat Yılmaz
Çakıroğlunun öldürdülmesine ilişkin açıklaması
FARUK BAL (Konya) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Bugün, Akşehirin önemli ailelerinden,
Çakıroğlu ailesinden Fırat isimli bir öğrencinin Ege
Üniversitesinde bölücü PKK terör örgütü üyelerince katledildiğini,
şehit edildiğini üzüntüyle öğrendik. Mecliste bulunan
İçişleri Bakanı da PKKyla görüşüyorum, görüştüm.
diyor. Acaba, bu katledilme olayıyla ilgili olmak üzere, Sayın Bakan
soruşturma yapacak mevkide olduğuna göre, görüşme gündemine
PKKlılardan hangisinin bunu öldürdüğünü de alacak mı? Soru bir.
Soru iki: Bu şehit edilme olayında elbette siyasi
sorumluluğu var, vicdani sorumluluğu var ama hukuki
sorumluluğunun olduğunun da farkında mı?
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Zozani, buyurun.
Son söz.
21.- Hakkâri Milletvekili Adil Zozani'nin,
19/2/2015 tarihli 58inci Birleşimde Oturum Başkanı tarafından
sataşma nedeniyle kürsüye davet edilmesine rağmen birleşim
kapandığı için konuşamadığına ve yarım
kalan bu işlemin bitirilmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Siz bugün, bir önceki oturumda, Sayın Ertuğrul
Kürkcünün teklifinin geri çekilmesine ilişkin olarak dün yarım kalan
işlemi tamamladınız, İç Tüzükün gereği olarak bu
doğru bir işlemdir. Hatta, Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan
Vekili Sayın Oktay Vuralın yoklama talebini de eksik bırakmayarak
usulü tamamladınız. Bu, doğru ve yerinde bir tutum. Şimdi,
yarım kalan bir başka işleminiz var Sayın Başkan, o da
şu: Biraz önce bahsi geçen konuyla ilgili olarak... Siz dün bir taraftan Başkanlık
Divanı üyeleri, milletvekillerinin sataşmadan kaynaklı olarak
söz sırası taleplerini alır iken öbür taraftan da beni kürsüye
konuşmamı yapmak üzere davet ettiniz. Tutanaklarda yer alıyor.
Tutanakta olduğu şekliyle okuyorum:
Başkan Evet, sataşma nedeniyle iki dakika
söz veriyorum.
Sayın Zozani, buyurun. dediniz. Ancak, ben bu
hakkımı kullanmadan siz birleşimi kapattınız. Bu
nedenle, yarım kalmış bir işlemdir. Bakın, Sayın
Başkan, bu hakkımı kullanıp kullanmayacağım benim
takdirimdir. Ancak, yarım kalmış işlemi tamamlamak İç
Tüzükün hükmüdür. Bu konuda
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - ...yarım kalan
işlemi tamamlamanızı bekliyoruz. Onun için söz aldım.
BAŞKAN Sayın Zazani, Sayın
Aydının konuşmasından sonra
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Zazani
değil Sayın Başkan. Önce bir, lütfen
BAŞKAN Zozani, özür diliyorum efendim.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Zaten onunla ilgili
düzeltmeyi de yapmadınız, özür dilemediniz.
BAŞKAN Özür diledim efendim,
alışkanlık bu, dil alışkanlığı.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Hayır, dil
alışkanlığınızı düzeltin lütfen.
BAŞKAN Evet, Sayın Zozani, dün Sayın
Aydının konuşmasından sonra
Yani, herhangi bir kastım yok. Onu çok net bir
şekilde söyleyeyim.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Kabul ettim, özür
olarak kabul ettim Sayın Başkan.
BAŞKAN Söz talepleri üzerine burada
yazıldı. Ancak, bu işlem yapılırken burada bulunan
sayın milletvekillerinin ortak talebi üzerine oturuma ara verildi efendim
ve Kapatın. diye ortak görüş bildirilerek kapatıldı.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Hayır,
hayır, yok.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Hayır, öyle bir
şey yok.
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan, biz öyle
bir şey
BAŞKAN Evet efendim, buradaki
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Şimdi böyle
yaptınız.
BAŞKAN Şimdi, isim isim sayabiliriz efendim
ama
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Olabilir Sayın
Başkan, yarım kalmış bir işlemden söz ediyoruz. Siz
yarım kalmış bir işlemi tamamladınız, doğru
yaptınız. Yarım kalmış bir işlem daha var, onu
tamamlamaya gayret ediniz.
BAŞKAN Sayın Zozani, buyurun o zaman. Size üç
dakika söz veriyorum.
ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay) -
Sayın Başkan, bizimki ne olacak?
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Bizim günahımız ne
Sayın Başkan?
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Teşekkür ederim.
Sayın Ahmet Aydın biraz önce Meclis Genel
Kurulunda milletvekillerinden özür dilediği için ben de bu söz
hakkımdan feragat ediyorum. (HDP, AK PARTİ ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
XII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporları (1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443,
2/2469) (S. Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN - Şimdi, tasarının tümü
üzerinde Halkların Demokratik Partisi Grubu adına söz isteyen Hasip
Kaplan, Şırnak Milletvekili.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Hayır, Sayın
Başkan, tasarıyla ilgili olarak itirazımız var.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Kaplan.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan
BAŞKAN Bir saniye
OKTAY VURAL (İzmir) Biraz önce ifade ettiğim
bir konu vardı. Basın Halkla İlişkiler
Müşavirliğinin bir açıklamasında bir milletvekili ifadesini
laf kurnazlığı yaparak diye bir kişi
FARUK BAL (Konya) Bir bürokrat.
OKTAY VURAL (İzmir) Ve o kişinin burada
bulunduğunu görüyorum, Basın Müşaviri Fatih Dursun.
FARUK BAL (Konya) Kim o?
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan
LEVENT GÖK (Ankara) Bir görebilir miyiz efendim
kendisini?
BAŞKAN Sayın Dursun, buradaysanız
FARUK BAL (Konya) Tanıyalım o Fatihi,
hangisi? Alo Fatih" mi, değil mi, bir tanıyalım.
BAŞKAN Bir soralım.
KEMALETTİN YILMAZ (Afyonkarahisar) Bakan, tekeffül
et, Onun sorumluluğu bende. de.
FARUK BAL (Konya) Sayın Başkan, bu Fatihi
tanımak istiyoruz. Milletvekiline hakaret eden Fatihi tanımak
istiyoruz.
BAŞKAN Efendim, bürokrat listesini
isteyeceğim. Buradaysa gereğini yapacağım ben.
OKTAY VURAL (İzmir) Listede var.
FARUK BAL (Konya) Var listede.
BAŞKAN İsteyeceğim efendim, gelsin.
(Gürültüler)
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan
LEVENT GÖK (Ankara) - Efendim, sorarsanız çıkar
zaten.
MAHMUT TANAL (İstanbul) İçişleri
Bakanlığı Basın Halkla İlişkiler Basın
Müşaviri.
KEMALETTİN YILMAZ (Afyonkarahisar) Sayın
Bakan, bürokratına sahip çık. Açıklamanın altında
imzan var.
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan, istemeye ne
gerek var? Arkadaşımızı bir takdim edin, çıksın
ortaya.
BAŞKAN Sayın Dursun
Sayın Dursun burada mı efendim?
Sayın Dursun
Yok. diyorlar efendim.
Peki, teşekkür ederim.
Evet, şimdi, Sayın Kaplan, buyurun efendim.
FARUK BAL (Konya) Sayın Bakan var efendim,
Sayın Bakan var!
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan,
bir dakika
BAŞKAN Lütfen ama
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Hayır, bir saniye,
itiraz var.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan, böyle bir usul yok efendim.
BAŞKAN Efendim, verecek Sayın Bakan ama.
(Gürültüler)
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan,
hayır efendim, çağıramazsınız.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın
Başkan
BAŞKAN Lütfen ama Sayın Kaplan
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Hayır efendim,
çağıramazsınız.
BAŞKAN Hayır, efendim, daha şeye geçtik,
yeter artık kaç günden bu tarafa. (CHP, MHP ve HDP sıralarından
gürültüler)
Sayın Kaplan
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Hayır, efendim
KEMALETTİN YILMAZ (Afyonkarahisar) Sayın
Bakan çıkıp konuşacak, öyle yok!
BAŞKAN Lütfen efendim, her şeyi tamamladık.
(HDPli bir grup milletvekilinin Başkanlık
kürsüsü önünde toplanması)
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Sayın
Başkan, siz tamamına geçmeden önce
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Bir saniye
Dinlemek
zorundasınız.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan, Hasip Bey gelmiyorsa lütfen sıradaki
konuşmacıyı çağırır mısınız.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Ama söz istedi, söz
istedi ya
BAŞKAN Ne diyorsunuz?
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan,
dün burada İç Tüzük 73e göre yapılmış bir ihlali gündeme
getirdim, onun üzerine işlem yapılmadı.
KEMALETTİN YILMAZ (Afyonkarahisar)
İçişleri Bakanlığının bu açıklamasına
Bakan sahip çıkıyor mu, çıkmıyor mu?
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan, bir işlem başlattınız.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Bir saniye
İşlem başlatılmadı Sayın Ünal. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Hayır, olur mu canım!
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Bir işlem
başladı.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Hayır efendim,
hayır, hayır!
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Hayır, Hasip
Beyi kürsüye davet ettiniz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Kaplan, buyurun lütfen.
Sayın Kaplan, gelmeyecekseniz ikinci konuşmacıya söz
vereceğim.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Hayır, Sayın
Başkan
BAŞKAN Evet, şimdi, Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu adına Ali Serindağ, Gaziantep Milletvekili.
Sayın Serindağ, buyurun.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan
Sayın Başkan
BAŞKAN Lütfen efendim, hiç kimseyi
dinlemeyeceğim, lütfen
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan
Sayın Başkan
BAŞKAN Lütfen efendim, lütfen
Sayın Serindağ
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Hayır, öyle
yapamazsınız!
BAŞKAN Yaparım.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Hayır,
hayır, bir saniye ya
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Hayır efendim,
yapamazsınız. Milletvekilinin rızası yok,
yapamazsınız.
BAŞKAN Yaparım, ben her türlü işlemi
tamamladım efendim.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Adil Beye söz
vermediniz.
BAŞKAN Sayın Baluken, bu doğru
değil.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Sayın
Başkan, bunu yapamazsınız.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Bunu
yapamazsınız! Yapamazsınız bunu!
BAŞKAN Üçüncü konuşmacı efendim.
Evet, üçüncü konuşmacı Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu adına Hasan Hüseyin Türkoğlu, Osmaniye Milletvekili.
(CHP, MHP ve HDP sıralarından gürültüler, sıra kapaklarına
vurmalar)
Sayın Türkoğlu, lütfen
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Sayın
Başkan, bunu yapamazsınız.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Bunu
yapamazsınız.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Sayın
Başkan, söz vermediniz mi siz?
OKTAY VURAL (İzmir) Konuşmacımız
geliyor efendim, geliyor.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan, AK PARTİ Grubu adına Sayın Naci Bostancı
BAŞKAN Dördüncü konuşmacı Sayın
Bostancı, buyurun efendim. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar; CHP, MHP ve HDP sıralarından gürültüler,
sıra kapaklarına vurmalar)
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan,
kürsüye gelmemesini öneriyoruz.
BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) Böyle bir şey
olamaz ya!
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın
Bostancı, gelmemenizi öneriyoruz.
(Hatip kürsüsü önünde toplanmalar)
AK PARTİ GRUBU ADINA MEHMET NACİ BOSTANCI
(Amasya) Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; bu yasa
tasarısı Türkiye'nin geleceği bakımından büyük önem
taşıyor. Bizim amacımız, Mecliste bu yasa
tasarısının görüşülmesi, müzakere edilmesi. (CHP, MHP ve
HDP sıralarından gürültüler)
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Hayır, efendim,
yapamazsınız!
BAŞKAN Birleşime on beş dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 01.34
ON İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 01.44
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muharrem
IŞIK (Erzincan)
----0----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 59uncu
Birleşiminin On İkinci Oturumunu
açıyorum.
684 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
(Başkanlık Divanı kürsüsü
önünde toplanmalar)
BİNNAZ TOPRAK (İstanbul)
Sayın Başkan, uykumuz geldi, angarya yapıyorsunuz. Bütün
uluslararası sözleşmelerde angarya yasak.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Naci
Bostancının konuşması yarıda kalmıştı.
Buyurun Sayın Bostancı. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
İDRİS BALUKEN (Bingöl)
Sayın Başkan, tutanaklara baktınız mı? Adil Beye söz
vermiştiniz. (Gürültüler)
BAŞKAN Yarıda kalan bir
işlem var yani. Lütfen
AK PARTİ GRUBU ADINA MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın Başkan, değerli
arkadaşlar; nihayet yasanın görüşmelerine başlayabildik.
Meclisin yapması gereken medeni bir biçimde bu yasayı
görüşmektir. Bu Meclisin bunu yapacak olgunluğu, bilgisi, tecrübesi
vardır. Muhalefetin, iktidarın, herkesin katkı vermesiyle memleket
için hayırlı bir yasa olmasını ümit ediyoruz, bu
katkılara açığız. Bu katkıyı rasyonel bir
şekilde verecek, katkı sağlayacak, değerli fikirlerini
ortaya koyacak herkese şimdiden teşekkür ediyorum.
Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Hayırlı olur inşallah.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Birleşime beş dakika ara
veriyorum.
Kapanma
Saati: 01.46
ON ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 01.51
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muharrem IŞIK (Erzincan)
----- 0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 59uncu
Birleşiminin On Üçüncü Oturumunu açıyorum.
684
sıra sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
devam edeceğiz.
Komisyon?
Yok.
Ertelenmiştir.
6ncı
sırada yer alan, Kültürel İfadelerin Çeşitliliğinin Korunması
ve Geliştirilmesi Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporunun görüşmelerine başlayacağız.
6.- Kültürel İfadelerin
Çeşitliliğinin Korunması ve Geliştirilmesi
Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/292) (S.
Sayısı: 54)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Bundan
sonra da komisyonun bulunamayacağı
anlaşıldığından, alınan karar gereğince,
kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri
sırasıyla görüşmek için 21 Şubat 2015 Cumartesi günü saat
14.00te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma
Saati: 01.52
(x) Bu
düzeltmeye ilişkin ifade 19/02/2015 tarihli 58inci Birleşim
Tutanağının 462nci sayfasında yer
almıştır.
(x) Bu düzeltmeye ilişkin ifade 19/02/2015 tarihli 58inci Birleşim Tutanağının 170inci sayfasında yer almıştır.
(x) Bu düzeltmeye ilişkin ifade 19/02/2015 tarihli 58inci Birleşim Tutanağının 479uncu sayfasında yer almıştır.
(x) Bu açıklamaya ilişkin ifade 19/02/2015 tarihli 58inci Birleşim Tutanağının 474üncü sayfasında yer almıştır.
(x) Bu düzeltmeye ilişkin ifade 19/2/2015 tarihli 58inci Birleşim Tutanağının 4767ncı Sayfasında yer almıştır.
(x) Bu düzeltmeye ilişkin ifade 19/02/2015 tarihli 58inci Birleşim tutanağının 135inci sayfasında yer almıştır.
(x) Bu ifadeye ilişkin açıklama 21/02/2015 tarihli 60ıncı Birleşim Tutanağının 30uncu sayfasında Geçen Tutanak Hakkında Konuşmalar bölümünde yer almıştır.
(X) Bu düzeltmeye ilişkin ifade 19/2/2015 tarihli 58inci Birleşim Tutanağının 229uncu Sayfasında yer almıştır.
(X) Bu düzeltmeye ilişkin ifade 19/02/2015 tarihli 58. Birleşim Tutanağının 262nci sayfasında yer almaktadır.
(x) Bu düzeltmeye ilişkin ifade 19/2/2015 tarihli 58inci Birleşim Tutanağının 151inci sayfasında yer almıştır.
(x) Bu düzeltmeye ilişkin ifade 19/02/2015 tarihli 58inci Birleşim Tutanağının 163üncü sayfasında yer almaktadır.
(x) 684 S. Sayılı Basmayazı 19/02/2015 tarihli 58inci Birleşim Tutanağına eklidir.