TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
60ıncı
Birleşim
21
Şubat 2015 Cumartesi
(TBMM Tutanak
Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu
Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş
bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade
edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler
aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- YOKLAMALAR
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- Ankara Milletvekili Levent Gök'ün, 20/2/2015
tarihli Gelen Kâğıtlar listesinde yer alan (1/1038) esas
numaralı Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Katar Devleti Hükümeti
Arasında Askeri Eğitim, Savunma Sanayii ile Katar Topraklarında
Türk Silahlı Kuvvetlerinin Konuşlandırılması Konusunda
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının Millî Savunma ve
Dışişleri Komisyonlarına havale edilmelerine İç
Tüzükün 73üncü maddesine göre itiraz ettiğine ilişkin
açıklaması
2.- Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun, Ege
Üniversitesinde meydana gelen olaylarda Fırat Yılmaz
Çavuşoğlunun hayatını kaybetmesine ilişkin
açıklaması
3.- Amasya Milletvekili Mehmet Naci
Bostancı'nın, Ege Üniversitesinde meydana gelen olaylarda Fırat
Yılmaz Çavuşoğlunun hayatını kaybetmesine ilişkin
açıklaması
4.- Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun,
Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancının yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
5.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in,
Halkların Demokratik Partisi olarak, 21 Şubat Uluslararası
Anadil Gününe ve Ege Üniversitesinde yaşanan olaylara ilişkin
açıklaması
6.- Ankara Milletvekili Levent Gök'ün, Ege
Üniversitesinde meydana gelen olaylarda Fırat Yılmaz
Çavuşoğlunun hayatını kaybetmesine ilişkin
açıklaması
7.- Konya Milletvekili Faruk Bal'ın, Ege
Üniversitesinde yaşanan olaylarda hayatını kaybeden Fırat
Yılmaz Çavuşoğluna Allahtan rahmet dilediğine ve Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancının yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
8.- Ankara Milletvekili Levent Gök'ün, 20/2/2015
tarihli Gelen Kâğıtlar listesinde yer alan (1/1036) esas
numaralı Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü ile Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Merkez Anlaşmasının Ekinde Değişiklik
Yapılmasına ve KEİ Merkezinin Kalıcı Olarak
Taşınmasının Usullerine İlişkin Karadeniz
Ekonomik İşbirliği Örgütü ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının Plan ve Bütçe ile
Dışişleri Komisyonlarına havale edilmelerine İç
Tüzükün 73üncü maddesine göre itiraz ettiğine ilişkin
açıklaması
9.- Amasya Milletvekili Mehmet Naci
Bostancı'nın, Konya Mliletvekili Faruk Balın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
10.- Ankara Milletvekili Levent Gök'ün, 20/2/2015
tarihli Gelen Kâğıtlar listesinde yer alan (1/1037) esas
numaralı Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Pakistan İslam Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında İşbirliği Protokolünün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının Plan ve Bütçe ile Dışişleri
Komisyonlarına havale edilmelerine İç Tüzükün 73üncü maddesine göre
itiraz ettiğine ilişkin açıklaması
11.- Ağrı Milletvekili Halil Aksoy'un,
yaptığı gündem dışı konuşmasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
12.- Batman Milletvekili Ziver Özdemir'in,
yaptığı gündem dışı konuşmasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
13.- Hakkâri Milletvekili Adil Zozani'nin, Mersin
Milletvekili Ertuğrul Kürkcünün (2/1632) esas numaralı Kanun
Teklifini geri çekme önergesinin oylamasında yanlışlık
yapıldığına ilişkin açıklaması
14.- Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun, 21
Şubat Uluslararası Anadil Gününe ilişkin açıklaması
15.- Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun, MHP
grup önerisinin mecrasından çarpıtıldığına
ilişkin açıklaması
16.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in,
milletvekillerinin Genel Kurulda temiz bir dille konuşması
gerektiğine ilişkin açıklaması
17.- Sinop Milletvekili Engin Altay'ın, Genel
Kurulun atmosferiyle ilgili olarak Başkanın milletvekillerini
uyarması gerektiğine ilişkin açıklaması
18.- Mardin Milletvekili Gülser
Yıldırım'ın, CHP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
19.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in,
Halkların Demokratik Partisi olarak, Türkiyedeki bütün farklı
dillerin Anadolu topraklarının zenginliği olduğunu
düşündüklerine ve Meclis tutanaklarında bu dillerin bilinmeyen bir
dil olarak yer almaması gerektiğine inandıklarına
ilişkin açıklaması
20.- Konya Milletvekili Faruk Bal'ın, Mecliste
Kürtçe ifadelerde bulunan bir milletvekilinin sözlerini Başkanın
isteğiyle Türkçeye çevirmesinin Anayasanın Başkanlık
marifetiyle ihlali anlamına geleceğine ve Başkanın kendi
beyanıyla bunu düzeltmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
21.- Amasya Milletvekili Mehmet Naci
Bostancı'nın, Mecliste kimin, hangi dille konuştuğundan çok
daha önemlisinin nasıl konuşulduğu olduğuna ilişkin
açıklaması
22.- Hakkâri Milletvekili Adil Zozani'nin,
İçişleri Komisyonunda 684 sıra sayılı Kanun
Tasarısı Raporuna İç Tüzük hükümlerine aykırı bir
ekleme yapıldığına ilişkin açıklaması
23.- Gaziantep Milletvekili Ali Serindağ'ın,
İçişleri Komisyonunda 684 sıra sayılı Kanun
Tasarısı Raporuna İç Tüzük hükümlerine aykırı bir
ekleme yapıldığına ilişkin açıklaması
24.- İçişleri Komisyonu Başkanı
Mehmet Ersoy'un, İçişleri Komisyonunda 684 sıra sayılı
Kanun Tasarısı Raporuna yapılan eklemenin İç Tüzük
hükümlerine aykırı olmadığına ilişkin
açıklaması
25.- Ankara Milletvekili Levent Gök'ün, 684 sıra
sayılı Kanun Tasarısının görüşmeleri
sırasında Başkanın İç Tüzük hükümlerine
aykırı davrandığına ilişkin açıklaması
26.- Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu'nun,
kara ve hava birliklerinin Suriyeye girdiği haberleriyle ilgili Hükûmet
yetkililerinin açıklama yapması gerektiğine ilişkin
açıklaması
27.- İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın,
bu ulusal güvenlik meselesiyle ilgili değerlendirmelerin daha sonra
yapılacağına ilişkin açıklaması
V.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili
Ayşe Nur Bahçekapılı'nın, Başkanlık Divanı
olarak, Ege Üniversitesinde yaşanan olaylarda hayatını kaybeden
Fırat Yılmaz Çavuşoğluna Allahtan rahmet, ailesine
başsağlığı dilediklerine ilişkin
konuşması
2.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili
Ayşe Nur Bahçekapılı'nın, Mersin Milletvekili Ertuğrul
Kürkcünün (2/1632) esas numaralı Kanun Teklifini geri çekme talebiyle
ilgili Genel Kurulun karar vermesi gerektiğine ve Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanının 21/2/2015 tarihli 60ıncı
Birleşim için Başkanlık Divanı görevlendirme
yazısına ilişkin konuşması
3.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili
Ayşe Nur Bahçekapılı'nın, Başkanlık Divanı
olarak, 21 Şubat Uluslararası Anadil Gününü kutladıklarına
ilişkin konuşması
4.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili
Ayşe Nur Bahçekapılı'nın, İçişleri Komisyonunda
684 sıra sayılı Kanun Tasarısı Raporuna yapılan
eklemenin İç Tüzük hükümlerine aykırı olmadığı ve
Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'na İç Tüzük'e göre disiplin
cezası verilecek bir durum olmadığına ilişkin
konuşması
5.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili
Ayşe Nur Bahçekapılı'nın, 684 sıra sayılı
Kanun Tasarısının görüşmeleri sırasında Gazi
Meclisin kürsüsünün suistimal edildiğine ve kendisinin İç Tüzük
hükümlerine uygun davrandığına ilişkin konuşması
VI.- GEÇEN TUTANAK HAKKINDA KONUŞMALAR
1.- Bingöl Mliletvekili İdris Baluken'in,
20/2/2015 tarihli 59uncu Birleşimdeki bazı ifadelerini
düzelttiğine ilişkin konuşması
VII.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili
Ayşe Nur Bahçekapılının, İç Tüzükün 58inci
maddesine göre söz isteyen Hasip Kaplana söz vermemesine yönelik tutumunun
İç Tüzük hükümlerine uygun olup olmadığı hakkında
2.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili
Ayşe Nur Bahçekapılının, Genel Kurulda Kürtçe
birtakım ifadelerde bulunan milletvekillerinin sözlerini Türkçeye
çevirmelerini istemesine yönelik tutumunun Anayasa ve İç Tüzük hükümlerine
uygun olup olmadığı hakkında
3.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili
Ayşe Nur Bahçekapılının, İçişleri Komisyonunda
684 sıra sayılı Kanun Tasarısı Raporuna yapılan
eklemenin İç Tüzük hükümlerine aykırı olmadığına
ve görüşmelere devam edilmesine yönelik tutumunun İç Tüzük
hükümlerine uygun olup olmadığı hakkında
4.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili
Sadık Yakutun, İç Tüzükün 63üncü maddesi çerçevesinde
çalışma usullerine uymadığı gerekçesiyle bu tutumunun
İç Tüzük hükümlerine uygun olup olmadığı hakkında
VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR
1.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın,
İstanbul Milletvekili Mehmet Doğan Kubatın usul
görüşmesiyle ilgili yaptığı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
2.- Ankara Milletvekili Levent Gök'ün, Ağrı
Milletvekili Halil Aksoyun yaptığı gündem dışı
konuşması sırasında Cumhuriyet Halk Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
3.- Ankara Milletvekili Mustafa Erdem'in, Isparta
Milletvekili Recep Özelin MHP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
4.- İstanbul Milletvekili İhsan Özkes'in,
Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancının MHP grup önerisi
üzerinde yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
5.- Ankara Milletvekili Levent Gök'ün, Mardin
Milletvekili Gülser Yıldırımın CHP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşması sırasında Cumhuriyet Halk
Partisine sataşması nedeniyle konuşması
6.- Konya Milletvekili Faruk Bal'ın, Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancının usul görüşmesi üzerinde
yaptığı konuşması sırasında
şahsına ve Milliyetçi Hareket Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
7.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin
Türkoğlu'nun, Hakkâri Milletvekili Adil Zozaninin usul görüşmesiyle
ilgili yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
8.- Amasya Milletvekili Mehmet Naci
Bostancı'nın, Ankara Milletvekili Gökhan Günaydının 684
sıra sayılı Kanun Tasarısının 7nci maddesiyle
ilgili önerge üzerinde yaptığı konuşması
sırasında AK PARTİ Grubuna sataşması nedeniyle
konuşması
IX.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- Ağrı Milletvekili Halil Aksoy'un, 21
Şubat Uluslararası Anadil Gününe ilişkin gündem
dışı konuşması
2.- Erzincan Milletvekili Muharrem
Işık'ın, Erzincan ilinin sorunlarına ilişkin gündem
dışı konuşması
3.- Batman Milletvekili Ziver Özdemir'in, 21 Şubat
Uluslararası Anadil Gününe ilişkin gündem dışı
konuşması
X.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ve 21
milletvekilinin, Güneydoğu illerinde sık sık görülen toz
taşınımının bölge halkı üzerindeki olumsuz
etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/1218)
2.- Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar ve 26
milletvekilinin, Aydındaki intihar vakalarının nedenlerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/1219)
3.- Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar ve 26
milletvekilinin, Skorsky S-70 tipi helikopterlerde herhangi bir sorun olup
olmadığının araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/1220)
B) Çeşitli İşler
- Gösteri ve Protestolar
1.- 684 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmeleri sırasında CHP ve HDP
milletvekilleri tarafından kürsü önünde oturma eylemi yapılması
ve slogan atılması
2.- 684 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmeleri sırasında HDP
milletvekilleri tarafından kürsü önünde oturma eylemine devam edilmesi ve
sloganlar atılması
3.- Bursa Milletvekili Aykan Erdemirin, 684 sıra
sayılı Kanun Tasarısının görüşmeleri
sırasında Bugün 23 Mart 1933. yazılı bir pankart
açması
XI.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- HDP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi
gündeminin Genel Görüşme ve Meclis Araştırması
Yapılmasına Dair Öngörüşmeler kısmında yer alan ana
dilde eğitim yasağının tüm boyutlarıyla
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergenin (10/326) ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 21
Şubat 2015 Cumartesi günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
2.- MHP Grubunun, Ankara Milletvekili Mustafa Erdem ve
arkadaşları tarafından, din görevlilerinin
sorunlarının araştırılması amacıyla
24/11/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 21 Şubat 2015
Cumartesi günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
3.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi
gündeminin Genel Görüşme ve Meclis Araştırması
Yapılmasına Dair Öngörüşmeler kısmında yer alan
kadınların istihdam ve ücret eşitsizliği sorunlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergenin (10/700) ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 21
Şubat 2015 Cumartesi günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
XII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının; Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80)
(S. Sayısı: 156)
2.- Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve
Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484)
(S. Sayısı: 287)
3.- Ceza İnfaz Kurumları Güvenlik Hizmetleri
Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/742) (S.
Sayısı: 616)
4.- Askeri Hakimler Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve
Adalet Komisyonu Raporu (1/1008) (S. Sayısı: 685)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis
Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporları (1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443,
2/2469) (S. Sayısı: 684)
6.- Kültürel İfadelerin Çeşitliliğinin
Korunması ve Geliştirilmesi Sözleşmesinin
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/292) (S. Sayısı: 54)
21
Şubat 2015 Cumartesi
BİRİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 14.00
BAŞKAN:
Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP
ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan), Muhammet Bilal MACİT
(İstanbul)
----0----
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 60ıncı Birleşimini
açıyorum.
III.-
YOKLAMA
BAŞKAN
Elektronik cihazla yoklama yapacağız.
Yoklama
için üç dakika süre veriyorum ve yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı yoktur.
Birleşime
yirmi dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 14.04
İKİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 14.24
BAŞKAN:
Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP
ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan), Muhammet Bilal MACİT
(İstanbul)
----0----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 60ıncı
Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
III.-
YOKLAMA
BAŞKAN
Açılışta yapılan yoklamada toplantı yeter
sayısı bulunamamıştı. Şimdi yoklama işlemini
tekrarlayacağım ve yoklama için dört dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere
başlıyoruz.
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Gök.
LEVENT
GÖK (Ankara) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, İç Tüzükümüzün 73üncü maddesine göre Meclise gelen kanun
tasarılarının ilgili komisyonlara doğrudan doğruya
havalesi ve bunların Tutanak Dergisine ve ilan tahtasına
yazılması bir amir hükümdür. Bu, dün yayımlanan Gelen
Kâğıtlar listesine baktığımızda, Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Katar Devleti Hükümeti Arasında Askeri
Eğitim, Savunma Sanayii ile Katar Topraklarında Türk Silahlı
Kuvvetlerinin Konuşlandırılması Konusunda
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının Millî Savunma ve
Dışişleri Komisyonlarına havale edildiği
görülmektedir. Bu kanun tasarısının aynı zamanda Plan ve
Bütçe Komisyonuna da gönderilmesi gerekmektedir. Bu yapılan işlem
İç Tüzükümüze aykırıdır, bu konuda bir usul
tartışması açmak istiyoruz efendim.
BAŞKAN
Usul tartışması değil, şimdi, siz yapılan
havalelere itiraz ediyorsanız size söz hakkı vereceğim,
eğer vermezsem açarsınız.
LEVENT
GÖK (Ankara) Tabii, ben, lütfen, söz de verirseniz
BAŞKAN
Siz mi konuşacaksınız?
LEVENT
GÖK (Ankara) Evet efendim.
BAŞKAN
Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
İki
dakika süre veriyorum.
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- Ankara Milletvekili
Levent Gök'ün, 20/2/2015 tarihli Gelen Kâğıtlar listesinde yer alan
(1/1038) esas numaralı Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Katar Devleti
Hükümeti Arasında Askeri Eğitim, Savunma Sanayii ile Katar
Topraklarında Türk Silahlı Kuvvetlerinin
Konuşlandırılması Konusunda İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısının Millî Savunma ve
Dışişleri Komisyonlarına havale edilmelerine İç
Tüzükün 73üncü maddesine göre itiraz ettiğine ilişkin
açıklaması
LEVENT
GÖK (Ankara) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, yalnız, tabii, öncelikle Meclisin
saygınlığını gerçekleştirmek için
arkadaşlarımız uğultuyu keserlerse
BAŞKAN
Bir noktaya kadar benim elimde.
Sayın
milletvekilleri, lütfen konuşmacıyı dinleyelim.
Buyurun
Sayın Gök.
LEVENT
GÖK (Devamla) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu konu
dün de burada tartışıldı. Yani biz arzu ediyoruz ki
muhalefet partisi milletvekilleri olarak, Meclisimiz İç Tüzüke uygun
yönetilsin ve bu konuda işlemler böyle tesis edilsin.
Şimdi,
İç Tüzükümüzün 73üncü maddesi çok açık değerli
arkadaşlarım, bu maddede Hükümetçe hazırlanan kanun
tasarıları bütün bakanlarca imzalanmış olarak ve gerekçesi
ile birlikte Meclis Başkanlığına sunulur.
Gerekçede
tasarının tümü ve maddeleri hakkında bilgiler,
kaldırılması veya eklenmesi istenilen hükümlerin neler
olduğu ve neden kaldırılması, değiştirilmesi veya
eklenmesi gerekli görüldüğü açıkça gösterilmek lâzımdır.
Başkan,
gelen tasarıları ilgili komisyonlara doğrudan doğruya
havale eder ve bunu tutanak dergisine ve ilan tahtasına
yazdırır.
Bu
havaleye bir milletvekili itiraz etmek isterse oturumun başında söz
alır. diye yazıyor.
Değerli
arkadaşlarım, Katar Devleti ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki
onaylanması istenen bu anlaşmaya ilişkin tasarının
konunun gereği olarak Plan ve Bütçe Komisyonuna da sevki gerekmektedir.
Şimdi, bu usuli işlem gerçekleştirilmeden Gelen
Kâğıtlara bunun sadece Millî Savunma ve Dışişleri
Komisyonlarına sevki şeklinde yazılarak gönderilmesi bir hata
olmuştur, eksiklik olmuştur. Bunun öncelikle düzeltilmesi
gerekmektedir Sayın Başkanım.
Söz
talebim buna ilişkindir. Bu usul eksikliğinin giderilmesi gerekmektedir
ki diğer Plan ve Bütçe Komisyonunda ve sevk edildiği Millî Savunma ve
Dışişleri Komisyonlarında görüşüldükten sonra
Meclisimize gönderilmesi gerektiği düşüncesini sizlerle
paylaşmak için söz aldım.
Teşekkür
ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Ben teşekkür ederim.
Talebiniz
tutanaklara geçti, Sayın Meclis Başkanımız gereğini
takdir eder diye düşünüyorum.
LEVENT
GÖK (Ankara) Aynı şekilde benim iki talebim daha olacak Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Bir dakika, şimdi sisteme başka girenler de var Sayın Gök,
onlarla ilgili de size söz veririm daha sonra.
Sayın
Halaçoğlu, buyurun.
2.- Kayseri Milletvekili
Yusuf Halaçoğlu'nun, Ege Üniversitesinde meydana gelen olaylarda
Fırat Yılmaz Çavuşoğlunun hayatını kaybetmesine
ilişkin açıklaması
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın
Başkan, kamu güvenliğinden bahseden Başbakana Ege
Üniversitesindeki terörist yapılanmayı hatırlatmak istiyorum.
Koridorları PKK sembolleri ve yayınlarıyla dolu olan ve
Burası sağcılara mezar olacak. sloganlarıyla kaplı
üniversiteyle ilgili defalarca ikazda bulunulmasına rağmen Ege
Üniversitesi teşkilat başkanı ülkücü şehit Fırat
Yılmaz Çavuşoğlunun PKK teröristlerince şehit edilmesi,
Hükûmetin çözüm sürecindeki aczini bir kez daha ortaya koymuştur.
Bütün
tahriklere rağmen sokağa çıkmayan ülkücülerin bu şekilde
sokağa çekilmek istenmesi, ülkeyi çözüm safsatasıyla
oyalayanların ne denli tehlikeli bir oyun oynadıklarını
göstermektedir. Yaralı olarak kırk beş dakika ambulans
bekletilen ve yaralıya müdahale ettirmeyenlerle Hükûmet aynı
yoldadır. Aslında paralel yapılanma, Hükûmet ve PKK
arasında alışverişten başka bir şey
değildir. Bunun en önemli göstergesi, 10 Temmuz 2014 tarihinde Hükûmetin
çıkardığı Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal
Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanunun uygulanmamasıdır.
Zira, bu yasayla Hükûmet terörü önlemek için Bakanlar Kurulundan bir dizi yetki
almıştır. Buna rağmen iç güvenlik yasasıyla teröre
karşı molotof kozunun oynanmasını anlamak mümkün
değildir. Hâlbuki hâlen mevcut yasalarla molotof atanlara yirmi dört
yıl hapis cezası uygulanmıştır.
Aslında
Hükûmet, PKKyı terör örgütü olarak görmemektedir. Zira
teröristbaşı Öcalanın Türkiyeye getirilişinin yıl
dönümü olan 15 Şubatta PKK bazı il ve ilçeleri ateşe vermek ve
Silopi Adliyesine molotof atmak suretiyle büyük bir tahribatta bulunmuştur
fakat Hükûmet buna kayıtsız kalmıştır. Çözüm süreci
anlamında PKK silah bırakmayacağını
açıklamıştır. Diğer taraftan, Türkiyeye 3 milyon adet
isyan bastırma mermisi ithal edilmiştir. Bu mermiler PKKya
karşı olmadığına göre kime karşı
kullanılacaktır? Ülkücü şehidimiz Fırat Yılmaz
Çakıroğlunun faillerini yakalayıp gerekli tedbiri
almayanların ve bunun müsebbiplerinin er geç hesap vereceklerini herkes
bilmelidir, kimse unutmamalıdır. PKKyla iş birliği içinde
olanları MHP Grubu adına lanetlediğimi özellikle belirtmek
istiyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Bostancı...
3.- Amasya Milletvekili
Mehmet Naci Bostancı'nın, Ege Üniversitesinde meydana gelen olaylarda
Fırat Yılmaz Çavuşoğlunun hayatını kaybetmesine
ilişkin açıklaması
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın Başkan, çok teşekkür
ediyorum.
Ege
Üniversitesinde yaşanan olayda Fırat Yılmaz Çakıroğlu
isminde bir öğrencinin hayatını kaybetmiş olmasından
dolayı üzüntülüyüz. Ailesinin ve milletimizin başı sağ
olsun.
Türkiyede
zaman zaman yaşanan bu tür olaylarda hayat kayıpları maalesef
olabiliyor. Elbette bunun arkasında siyasal çatışmalar var.
Hükûmetin ve AK PARTİ iktidarının yaklaşımı,
Türkiyede bu tür olayların yaşanmayacağı bir atmosferi
kurmak, millî birliği sağlamak, bunu da insanların iradesi ve
rızası üzerine teşekkül ettirmek çünkü bir milletin birliği
ancak insanların geleceğe ilişkin hayallerinde, o ülkenin
geleceğine ilişkin yapılacak, edilecek işlerde irade olarak
ortak olmalarıyla mümkün olabilir. Sopayla, bağırarak
çağırarak yahut da güç kullanarak millî birliği sağlamak
mümkün değildir.
Çeşitli
çatışmalar yaşanabilir, çeşitli farklı fikirler
olabilir, yaklaşımlar farklı olabilir; siyasetin görevi bu
ülkenin veya herhangi bir ülkenin sınırları içindeki
insanları siyasetin olağan, meşru mecraları içerisinde
tartıştırarak, görüştürerek, iktidar ilişkilerine
katarak onları toplumun bir parçası hâline getirmektir. Türkiyenin
geçmişteki problemi siyasetin yollarının kapalı olması
idi. Geçmişteki problemi, sopayla, güçle, şiddetle millî birliği
sağlama yönünde kimi eylemlerin ve yaklaşımların bedeli
olarak bunlar ortaya çıkmıştır. Elbette, böyle ortamlarda
çok merkezkaç güçleri ortaya çıkar, olağan yolların kapalı
olması da onların propagandası ve kitleselleşmesi
bakımından bir temel oluşturur. AK PARTİnin
yaptığı, demokratik ortamda, özgürlükler temelinde ve
olağan, meşru mecralarda iktidar ilişkilerine katılarak
insanların birliğini sağlamaktır. Burada da son derece
başarılı olduğunu görüyoruz. 2012nin sonundan itibaren bu
ülkede çatışmalar, anlaşmazlıklar, problemler yine
olmuş ama Allaha çok şükür ciddi anlamda birtakım kayıplar
yaşanmamıştır geçmişle mukayese edildiğinde.
Herkes akıl ve fikir sahibi, barış herkes için iyidir. Bizim de
yaklaşımımız budur. İnşallah, bu memlekette
birliği ve dirliği herkesin ortak iradesiyle
sağlayacağız, buna da herkesin destek vermesi muhakkak
faydalıdır.
Saygılar
sunuyorum.
BAŞKAN
- Teşekkür ederim.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Grup Başkan Vekilinin sözlerine
birkaç cevap vermek istiyorum.
BAŞKAN
Sayın Halaçoğlu, peki buyurun.
Bir
dakika söz veriyorum.
4.- Kayseri Milletvekili
Yusuf Halaçoğlu'nun, Amasya Milletvekili Mehmet Naci
Bostancının yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkanım, şimdi,
demokrasinin en önemli unsurlarından biri hukuku uygulamaktır. Yasama
organının çıkardığı kanunları
uygulamadığınız takdirde demokrasiden söz edemezsiniz,
siyasetten de söz edemezsiniz. Siz, Hükûmet olarak hangi yasayı ne zaman
uyguladınız? Elinizde mevcut olan yasaları
uygulamıyorsunuz. Silahlı terör örgütü silahlarıyla
şehirleri işgal etmiş durumda, siz sessiz kalıyorsunuz.
Ama, Hiç insan ölmedi. demeyin, sadece 6-7 Ekimde 49
vatandaşımız hayatını kaybetti bu
çatışmalarda, 15 Şubatta il ve ilçeler ateş topu hâline
geldi, hangi tedbiri aldınız? Tedbir almak zorundasınız
Hükûmet olarak. Demokrasinin en önemli unsuru, hükûmetlerin halkın
güvenliğini sağlamasıdır.
Defalarca,
Ege Üniversitesinde olay olacağını ve buranın işgal
edildiğini söylememize rağmen, hangi tedbiri aldınız?
Sadece oraya Başbakanlık bürosu yapmakla bir şey elde
edemezsiniz, siz halkın güvenliğini sağlayın. Sokağa
çıkmamakta ısrar eden ülkücü gençliği sokağa dökmek için
uğraşıyorsunuz. Buna asla müsaade etmeyeceğiz ama hukuku
herkesin takip etmesi ve uygulaması gerekir.
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Halaçoğlu.
Sisteme giren
milletvekilleri var, sadece grup başkan vekillerine söz vereceğimi
beyan etmiştim. Dolayısıyla şimdi söz sırası
Sayın Balukende.
Buyurun.
5.- Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in, Halkların Demokratik Partisi olarak, 21 Şubat
Uluslararası Anadil Gününe ve Ege Üniversitesinde yaşanan olaylara
ilişkin açıklaması
İDRİS BALUKEN
(Bingöl) Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan,
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO üyesi
ülkelerin, Amerika, Afrika ve Asyadaki azınlıkların
karşılaştıkları zorluklar ve dillerin korunması
kapsamında 21 Şubatı 1999 yılında, Uluslararası
Anadil Günü ilan ettiğini ifade etmek istiyoruz.
Birleşmiş
Milletlere göre grupların ve bireylerin kimliklerini
taşımasında dil, hayati öneme sahiptir. Ancak, maalesef,
ülkemizde her dilin eşit muamele görmediği, hâlâ kamusal alanda
yaygınca kullanılan dillerin yasaklandığını
buradan tekrar ifade etmek istiyoruz. Biz, Dünya Anadil Gününde dil
çeşitliliğinin önemini ve ana dil kullanımının
desteklenmesi gerektiğini, ana dil önündeki bütün engellerin kaldırılması
gerektiğini ifade ediyoruz. Başta Kürtçe olmak üzere Lazca, Çerkezce,
Ermenice, Süryanice Anadolu topraklarındaki bütün dillerin
özgürleşmesi için elimizden gelen mücadeleyi ortaya koymaya devam
edeceğimizi ifade etmek istiyoruz.
Öte yandan, dün Ege
Üniversitesinde karşıt görüşlü öğrenciler arasında
çıkan kavgada bir öğrencinin yaşamını yitirmesini
büyük bir acıyla öğrenmiş bulunmaktayız. Ortada bir cenaze
varken, olayların nasıl başladığını, neler
yapılması gerekirken neden o önlemlerin
alınmadığını belki çok detaylıca
konuşamayabiliriz ancak burada önümüzdeki günlerde bütün üniversitelerdeki
mevcut durumun kapsamlı bir şekilde tartışılması
gerektiğini düşünüyoruz.
İç güvenlik
paketinin Meclis gündemine geldiği bir dönemde, Parlamentoda
gerginliğin yoğun olduğu bir dönemde, Hükûmetin Parlamentoya
zorla bir yasayı dayattığı bir dönemde Ege
Üniversitesinde böylesi bir hadisenin, böylesi acı bir kaybın
yaşanmasını biz manidar buluyoruz. Bu olayın tabii ki arka
planındaki bütün unsurları, güçleri de Hükûmet araştırmak
zorundadır. Hükûmetin ne zaman ki Parlamentoda dayatmaya
çalıştığı bir yasa olursa ya da seçim takvimiyle
ilgili bir süreç işlemeye başlarsa bu tarz sokak hareketliliklerini
âdeta bizzat planladığını biz çok iyi biliyoruz. Dolayısıyla,
Ege Üniversitesinde dört gündür geliyorum diyen bir hadise
yaşanmıştır. Dört gündür orada karşıt
görüşlü öğrenciler arasında çok ciddi hadiseler olmasına
rağmen, her gün Ege Üniversitesinde yüzlerce polis kampüste
bulunmasına rağmen o gün ne hikmetse polisler ortadan yok oluyor ve
âdeta öğrencilerin karşı karşıya geldiği bu
acı olayın yaşanması için bir zemin hazırlanıyor.
Dolayısıyla
bu konuda birincil sorumluluğun Hükûmete ve İçişleri
Bakanlığına ait olduğunu, bu olayın arka planıyla
ilgili kamuoyunu tatmin edecek açıklamalar yapılması
gerektiğini, diğer üniversitelerde benzer olayların
yaşanmaması için gerekli tedbirlerin alınması
gerektiğini ifade etmek istiyoruz.
Siyasi
partilere ve tüm üniversite öğrencilerine de böylesi
sıkıntılı bir ortamda ateşin üstüne benzinle
gidilmemesi gerektiğini ve itidalli bir yaklaşımla, tahriklere
kapılmadan, olayların daha vahim bir boyuta ulaşmaması
gerektiğini Halkların Demokratik Partisi olarak ifade ediyoruz.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
V.- OTURUM
BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur
Bahçekapılı'nın, Başkanlık Divanı olarak, Ege
Üniversitesinde yaşanan olaylarda hayatını kaybeden Fırat
Yılmaz Çavuşoğluna Allahtan rahmet, ailesine başsağlığı
dilediklerine ilişkin konuşması
BAŞKAN
Biz de sevgili öğrencimize, Divan olarak, Allahtan rahmet diliyoruz,
ailesine sabır ve metanet diliyoruz ve başsağlığı
dileklerimizi sunuyoruz.
Biz
de umut ederiz ki bu tarz olaylar, şiddet içeren bu tarz olaylar bir daha
hiç yaşanmasın.
Evet,
Sayın Gök, buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
6.- Ankara Milletvekili
Levent Gök'ün, Ege Üniversitesinde meydana gelen olaylarda Fırat
Yılmaz Çavuşoğlunun hayatını kaybetmesine
ilişkin açıklaması
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan, benim az önce belirttiğim konuda
söz hakkım saklı kalmak kaydıyla ben de bu olayla ilgili bir
değerlendirme için söz aldım. Onu da konuşmamdan sonra ifade
etmek istiyorum.
Tabii,
ülkemiz her konuda bütün coğrafyasında maalesef
BAŞKAN
Sayın Gök, özür dilerim, bir açıklama yapmak için mi söz
aldınız?
LEVENT
GÖK (Ankara) Hayır, bu konuyla ilgili ben de görüş belirtmek için
söz aldım.
BAŞKAN
Anladım, tamam, buyurun.
LEVENT
GÖK (Ankara) Her konuda ve Türkiyenin her coğrafyasında, gün
geçmiyor ki gerek kadın şiddeti olsun gerek polis şiddeti olsun
gerekse insanların aralarında geçen kavgalardan dolayı
canlarımızı yitirmeyelim. Her gün medyadan, basından bu
olayların nasıl olduğunu ve neler
yaşandığını izlemekten gerçekten büyük bir üzüntü
duyuyoruz ve dehşete düşüyoruz.
Türkiyenin
dörtte 1i şu anda depresyonda Sayın Başkanım. Bu, ülkenin
iyi yönetilemediğini, huzurlu ve güvenli bir ortam
sağlanamadığını, Türkiyenin geleceği olan
gençlerin kendilerine medeni ülkelerde ne varsa o şartların
Türkiyede de olmasını arzu ettiği bir ortamda bunları
karşılayamadıklarına dair beklentilerinin de yerine
getirilmemesinin bir gerçeği vardır; gençler mutsuzdur,
insanlarımız mutsuzdur. Böyle bir ortamda siyasal sorunların
giderek arttığı ve dün de Ege Üniversitesinde Fırat isimli
bir genç kardeşimizin öldürülmesiyle gerçekleşen olay -elbette bunun
öncesi ve olay koşullarını değerlendirmekle birlikte-
iktidarın da sorumlu olduğu bir konudur. Türkiyeyi huzura
kavuşturmak ve insanlarımızın yaşam güvencesini tesis
etmek iktidarın görevidir. Bu konuda dün hayatını kaybeden
arkadaşımızın ailesine, bütün sevenlerine
başsağlığı dileklerimi iletiyorum.
Bu
olaylar tekrarlanmamalı ama ülkeyi çatışmadan ve sürekli
gerginlikten uzaklaştırmak da iktidarın başlıca
görevidir. Biz, bunun tam tersini görüyoruz, iktidarın ülkede
güvenliği sağlamanın ötesinde çatışmayı
artırıcı yasalarla, tekliflerle kamuoyunu meşgul
ettiğini görüyoruz.
İktidara
düşen bu görevi tekrar hatırlatıyor, genç kardeşimize
Allahtan rahmet diliyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
FARUK
BAL (Konya) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Bal, lütfen rica ediyorum, bütün
FARUK
BAL (Konya) Efendim, rica edersiniz de benim konuşmak mecburiyetim var
çünkü Fırat Yılmaz Çakıroğlu benim hemşehrim. Burada
karşıt görüşlü öğrenciler arasında dendi. Benim onu
düzeltmem lazım.
BAŞKAN
Tamam, buyurun yerinizden.
Başka
kimseye söz vermeyeceğim yalnız, lütfen, özel bir durum olduğu
için söz verdim.
7.- Konya Milletvekili
Faruk Bal'ın, Ege Üniversitesinde yaşanan olaylarda
hayatını kaybeden Fırat Yılmaz Çavuşoğluna
Allahtan rahmet dilediğine ve Amasya Milletvekili Mehmet Naci
Bostancının yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
FARUK
BAL (Konya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Çakıroğlu ailesi, Akşehirin saygın bir ailesidir.
Fırat Yılmaz Çakıroğlu da benim hemşehrimdir, Allah
gani gani rahmet eylesin. Gencecik bedeni, PKK terör örgütünün Ege
Üniversitesinde öğrenim hakkını engellediği için
toprağa verilmiştir. Bununla ilgili, basın yaygın
organlarında ve buradaki grup başkan vekillerinin beyanlarında
karşıt görüşlü öğrenciler arasında çıkan
çatışmadan dolayı denilmiştir. AKPnin Grup Başkan
Vekili de ülkücüleri ima ederek Sopayla millî birlik sağlanmaz. demek
suretiyle safını belli etmiştir.
Size
gösteriyorum: Burası Ege Üniversitesi, bu fotoğrafta PKK buradadır.
diye üniversitenin içindeki binalarda yazılar var. Devamında
PKKnın Soma komününün 2 no.lu merkezi diye duvarlarda yazılar var.
Ege Üniversitesi, bilmeyenlere ifade ediyorum, 9 Eylül Üniversitesidir.
İDRİS
ŞAHİN (Çankırı) 9 Eylül farklı.
FARUK
BAL (Konya) Bunun bir anlamı vardır, 9 Eylülün ve İzmirdedir.
PKK buraya yerleşmiştir, vatan evlatlarının öğrenim
hakkını zorla elinden almaktadır. Bunun neresi karşıt
görüşlü öğrenci çatışması oluyor? Bu, doğrudan,
Akşehir gibi bir yerden çıkıp orada geleceğini eğitim
almak suretiyle hazırlamak çabası içerisinde olan bir gencin terör
örgütü mensupları tarafından katledilmesidir, şehit edilmesidir.
Yüce Meclisle bunu paylaşmak istedim.
Bir
kez daha, Çakıroğlu ailesine sabırlar niyaz ediyorum, ülkücü camiaya
sabırlar niyaz ediyorum, Fırat kardeşime de Cenab-ı
Allahtan rahmet diliyorum, nur içinde yatsın.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Bal.
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Gök.
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkanım, şimdi yine elime gelen
Gelen Kâğıtları incelediğimde, az önce bahsettiğim
bir konuya ilişkin, bir başka kanun tasarısında da bir
itirazım olacaktır. Onu dile getirmek üzere söz istiyorum.
BAŞKAN
Nedir, söyler misiniz?
LEVENT
GÖK (Ankara) İç Tüzükün 73üncü maddesine göre itiraz ediyorum.
BAŞKAN
Hayır, hangi havaleye itiraz edeceksiniz?
LEVENT
GÖK (Ankara) Söylüyorum efendim: Karadeniz Ekonomik İşbirliği
Örgütü ile Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Merkez
Anlaşmasının Ekinde Yapılan
BAŞKAN
Tamam, buyurun.
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Meclis herkese, her zaman lazım. Meclisin çivisini
çıkarmayın.
BAŞKAN
Sayın Kacır, lütfen
Buyurun.
(CHP sıralarından alkışlar)
İki
dakika
8.- Ankara Milletvekili
Levent Gök'ün, 20/2/2015 tarihli Gelen Kâğıtlar listesinde yer alan
(1/1036) esas numaralı Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü
ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Merkez
Anlaşmasının Ekinde Değişiklik Yapılmasına
ve KEİ Merkezinin Kalıcı Olarak Taşınmasının
Usullerine İlişkin Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü
ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının Plan ve Bütçe ile Dışişleri
Komisyonlarına havale edilmelerine İç Tüzükün 73üncü maddesine göre
itiraz ettiğine ilişkin açıklaması
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İç
Tüzükün 73üncü maddesi, bizlere, bir havalesi noksan yapılan kanun
tasarısı hakkında itirazda bulunma hakkı veriyor. Bunu
Meclisimizde dile getirerek kanun tasarısının daha yetkin
komisyonlarda da incelenmesini temin ve Meclis Genel Kuruluna geldiği
zaman da eksiksiz bir şekilde görüşülmesini arzu etmek amacıyla
söz almış bulunuyorum.
Şimdi,
Gelen Kâğıtlara baktığımız zaman Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Karadeniz Ekonomik
İşbirliği Örgütü ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Merkez Anlaşmasının Ekinde Değişiklik
Yapılmasına ve KEİ (Karadeniz Ekonomik İşbirliği)
Merkezinin Kalıcı Olarak Taşınmasının Usullerine
İlişkin Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü ile
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı,
Bütçe-Plan ve Dışişleri Komisyonuna havale edilmiş. Ancak
ben tasarının bölümlerini incelediğimde, bu kanun
tasarısının, aynı zamanda, Sanayi ve Ticaret
Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve
Bilgi ve Teknoloji Bakanlığı komisyonlarında da incelenmesi
gerektiğini düşünüyorum çünkü bu konuda, Başkanlığımız
uygun görürse, Sanayi ve Ticaret, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının
da alanlarını ilgilendiren bu konunun ilgili
komisyonlarımıza havalesinde sayısız yarar
bulunmaktadır. İçerdiği çeşitli hükümler, bu
bakanlıkların usullerine de tam uymaktadır. Bu
itirazımı belirtmek üzere söz aldım.
Saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Talebiniz
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Çok kısa bir açıklama
yapacağım.
BAŞKAN
- Sayın Bostancı, müsaade eder misiniz, bir şey söylüyorum.
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Olmayan komisyonlara sevk isteniyor efendim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Gök. Sizin bu itirazınız
tutanaklara geçti Meclis Başkanlığı gereğini yerine
getirecektir.
Buyurun
Sayın Bostancı. Talebiniz nedir?
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Çok kısa bir açıklama
yapacağım efendim.
BAŞKAN
- Hangi konu hakkında?
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Biraz önce Faruk Bey, imayla, ülkücülerin
sopayla, şiddetle millî birliği sağlamak istediklerini ima
ettiğimi söyledi. o konuda.
BAŞKAN
- Açıklama mı yapacaksınız?
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Evet, açıklama yapacağım.
BAŞKAN
- Buyurun, yerinizden, bir dakika.
9.- Amasya Milletvekili
Mehmet Naci Bostancı'nın, Konya Mliletvekili Faruk Balın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Faruk
Bey, sopayla millî birliği sağlamaktan bahsettiğimde ülkücüleri
ima ettiğimi belirtti. Öyle bir imam yoktur. Kastettiğim, darbe
dönemleri ve vesayetçi yapılardır. Türkiyenin geçmişini,
yakın tarihini bilenler, o sopayı eline alma kudretinde
olanları, eline almış olanları da iyi bilirler. Bu
açıklamayı yapma lüzumunu gördüm.
Teşekkürler.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Bostancı.
LEVENT
GÖK (Ankara) Bir itirazım daha olacak Sayın Başkanım.
BAŞKAN
- Buyurun Sayın Gök, bir tane kaldı.
İLYAS
ŞEKER (Kocaeli) Hepsini birlikte alın ya, yormayın kendinizi.
LEVENT
GÖK (Ankara) Evet efendim, arz edeyim
BAŞKAN
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Pakistan İslam
LEVENT
GÖK (Ankara) Şimdi, ben konuşurken değerli kardeşim
oradan bana diyor ki: Böyle komisyonlar yok.
Ben
ihtisas komisyonlarını isterseniz size göndereyim, ondan sonra
itirazınızı söyleyin.
BAŞKAN
Sayın Gök, lütfen, benimle muhatap olur musunuz.
LEVENT
GÖK (Ankara) Hayır, bir itirazı olduğu için
arkadaşıma iletiyorum. Komisyonlar yok. diyor da, yani bu konuda,
Sanayi, Ticaret, Enerji ve Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu
vardır.
ÜNAL
KACIR (İstanbul) O Komisyonun üyesiyim ben de, siz öyle demediniz, siz o
Komisyonu öyle demediniz. Tutanaklardan, istediğiniz komisyonu bir okuyun.
BAŞKAN
Sayın Gök, ben gereğini yaptım, usule uydum. Lütfen, benimle
muhatap olun.
LEVENT
GÖK (Ankara) Peki, arkadaşımı bilgilendirmek istedim.
BAŞKAN
- Teşekkür ederim.
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan
BAŞKAN
- Buyurun.
LEVENT
GÖK (Ankara) Yine, Gelen Kâğıtlara baktığımız
zaman, ikinci sırada yazılmış bulunan bir kanun
tasarısını da
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Boş konuşuyorsunuz.
BAŞKAN
(1/1037).
LEVENT
GÖK (Ankara) Evet efendim, (1/1037). Veriyor musunuz bana söz?
BAŞKAN
Buyurun, iki dakika.
İLYAS
ŞEKER (Kocaeli) Varsa başka, hepsini birden oku ya, git gel
yoruluyorsun Sayın Başkan.
10.- Ankara Milletvekili
Levent Gök'ün, 20/2/2015 tarihli Gelen Kâğıtlar listesinde yer alan
(1/1037) esas numaralı Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Pakistan İslam
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında İşbirliği Protokolünün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının Plan ve Bütçe ile Dışişleri
Komisyonlarına havale edilmelerine İç Tüzükün 73üncü maddesine göre
itiraz ettiğine ilişkin açıklaması
LEVENT
GÖK (Ankara) Değerli arkadaşlarım, yani ben AKPli
arkadaşlarımızı anlamıyorum.
MUHYETTİN
AKSAK (Erzurum) Ama biz sizi hiç anlayamadık ya! Anlaşılmaz
oldunuz ya!
LEVENT
GÖK (Devamla) Dikkatli olmak, titiz olmak suç mu değerli
arkadaşlarım.
MUHYETTİN
AKSAK (Erzurum) Anlaşılmaz oldunuz.
LEVENT
GÖK (Devamla) Yani lütfen, bu titizliği siz de gösterin.
Bakın,
alıyoruz, önümüze gelen tasarılar nedir ne değildir, ne
getiriyor ne götürüyor; bunları inceliyoruz değerli
arkadaşlarım. Bizim ciddi danışman grubumuz var,
milletvekili arkadaşlarımız var bunları inceliyorlar. Yani
sizin getirdiğiniz bu tasarılarda, tasarıların içine
yerleştireceğiniz kimi böyle kamufle edilmiş maddelerle
halkın çıkarlarına el atmanıza biz nasıl izin
verebiliriz? Bu bakımdan, titiziz yani bir titizlik gösteriyoruz, bu,
eleştiri konusu oluyor; tam tersine, bize teşekkür etmeniz gerekir.
Yani sizin yapacağınızı biz yapıyoruz. Bakın,
Sayın Başkan da bizi dikkate alıyor ve Başkanlığa
bilgi vereceğini ifade ediyor. Bundan daha güzel bir çalışma
yöntemi olur mu?
Ben
bir muhalefet partisi milletvekili olarak, elime gelen bir tasarıyı
incelediğimde eksikler görüyorum. Buradaki itirazım şudur
Sayın Başkanım: Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ve Pakistan
İslam Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında İşbirliği Protokolünün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı,
Plan ve Bütçe ile Dışişleri Komisyonlarına
gönderilmiş.
Şimdi,
yine baktık değerli arkadaşlarım, ama bu giden komisyonlar
da yetersiz. Bu tasarının da Tarım, Orman ve Köyişleri
Komisyonu ile Millî Savunma Komisyonlarına gönderilmesi gerekmektedir.
İçeride, hükümlerde, bu komisyonları ilgilendiren önemli maddeler
bulunmaktadır.
Ben,
haklı olarak, titiz bir milletvekili olarak, incelediğim,
gördüğüm eksikliği sizlere hatırlatıyorum, Sayın Başkandan
da bu konuda gerekli havalenin yapılmasının teminini rica
ediyorum.
Teşekkür
ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Ben teşekkür ederim.
Yine,
bu konudaki talebiniz tutanağa geçmiştir; Meclis
Başkanlığı gereğini yapacaktır diye
düşünüyorum.
Sayın
milletvekilleri, Sayın İdris Baluken ve Sayın Hasip
Kaplanın 58inci maddeyle ilişkin 2 adet talepleri var. Bir düzeltme
yapacağım, sizi dinleyeceğim.
Sayın
Hasip Kaplan da, Sayın İdris Baluken de 19, 20 Şubat demişsiniz
ama 58inci maddede geçen birleşim deniliyor; biz 20 Şubatı
almak durumundayız
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) 20 Şubat.
BAŞKAN
Burada 19, 20 Şubat yazıyor.
Taleplerinizi
alacağım, tutanakları getirteceğim ve size söz
vereceğim inceledikten sonra.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Efendim, tutanaklar elimizde zaten.
BAŞKAN
Ben bir alayım tutanakları da öyle not edeyim.
Nedir
düzeltmek istediğiniz şey, onları bir kayda geçirelim, ona göre
düzeltelim Sayın Baluken.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Evet, Sayın Başkan, dünkü oturumda benim
kullanmış olduğum bir cümlede şöyle bir ibare var: Tüm
siyasi partilerden özellikle ricam şudur: HDPyi bir hakaret argümanı
olarak kullanma anlayışsızlığından ve etik
dışı davranışlardan lütfen vazgeçsinler. Tabii,
aslında, dün, bu işi yapan daha çok AKP Grubu ve MHP Grubuydu.
Cumhuriyet Halk Partisini burada bu genel cümle içerisinde zan altında
bırakan bir durum ortaya çıkmıştır. O nedenle bu
durumu düzeltmek istiyorum.
BAŞKAN
Tamam, böyle bir ifadeniz varmış, düzeltmek istiyorsanız
buyurun.
İki
dakika
VI.- GEÇEN TUTANAK
HAKKINDA KONUŞMALAR
1.- Bingöl Mliletvekili
İdris Baluken'in, 20/2/2015 tarihli 59uncu Birleşimdeki bazı
ifadelerini düzelttiğine ilişkin konuşması
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Teşekkür ediyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Dün
ifade ettiğim gibi, genel olarak kullanmış olduğum bir
cümlede sanki AKP ve MHPnin yaptığı şeyi Cumhuriyet Halk
Partisi de yapmış gibi bir algı ortaya çıkmış ve
CHPli milletvekillerinden ve seçmenlerden bu yönlü bize bazı
uyarılar geldi, onu düzeltmek için söz aldım. Dünkü
kullandığım cümlelerde CHP Grubunu kastetmediğimi, CHPnin
siyasi parti teşkilatlarını kastetmediğimi buradan ifade
etmek istiyorum.(X)
Değerli
milletvekilleri, önemli bir yasa tasarısı görüşülüyor. Yani
neredeyse bir haftadır bu Meclisin gündemi kilitlenmiş durumda,
gerilim had safhada. Bu gerilimin sokak yansımalarıyla ilgili hepimiz
kaygı taşıyoruz. Önemli toplumsal olaylar çıkınca
bunun önünü almakla ilgili, gerçekten, toplumun genelinde büyük bir kaygı
var. Toplumun yüzde 50lik iki kesimi arasında giderek artan bir
kutuplaşma durumu söz konusu. Buradan defalarca bu yanlış
gidişatla ilgili kararın gözden geçirilmesi çağrısını,
bu yasa tasarısının Komisyona çekilerek her 4 siyasi partiden
temsilcilerle tekrar bir uzlaşma arayışı olması
gerektiğini ifade ettik. Ama anladığımız
kadarıyla, AKP Hükûmeti, bu gerilimden seçim adına bir rant
devşirmeyi önüne koymuş. İşte, Eğe Üniversitesindeki
olay da öyle. Belli ki seçim sürecinde siz Kürt öğrencileri ülkücü
öğrencilerle karşı karşıya getirmeye ya da siyasi
partilerin kitlelerini karşı karşıya getirip gerilimin bir
parçası hâline getirmeye ve aradan da seçimde barışçıl bir
pozisyonla sıyrılmayı hedef olarak önünüze koymuşsunuz.
Bunun
son derece tehlikeli bir yaklaşım olduğunu, bu ülkede
yaşanacak her cinayetten, her acı olaydan
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Baluken
İDRİS
BALUKEN (Devamla) -
Hükûmetinizin birinci derecede sorumlu olduğunu ve bu
yasa tasarısının da giderek bu gerilimi
artıracağını tekrar ifade etmek istiyorum.
Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
AHMET
BERAT ÇONKAR (İstanbul) Biz sizi çok iyi görüyoruz, neden sorumlu
olduğunuzu çok iyi görüyoruz.
BAŞKAN
- Sayın Hasip Kaplan, size -58inci maddeye göre söz talepleri var-
görüşmeler esnasında söz vereceğim.
Buyurun
Sayın Gök, bir şey mi istemiştiniz?
LEVENT
GÖK (Ankara) Ben isteğimi bildirdim efendim.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Gündeme geçmeden
BAŞKAN
Öyle bir kısıtlama yok.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Yani gündeme geçmeden önce
BAŞKAN
58inci maddede öyle bir kısıtlama yok, her an bunu yapabilirsiniz.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sizde yok ama Sadık Yakutta var Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
Çünkü milletvekili arkadaşlar çoğunlukla getiriyorlar. Meclis
akışı içinde tutanakları da
karşılaştırarak söz vereceğim.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan, bana söz verip de Hasip Beye söz
vermemenizin gerekçesi nedir acaba?
BAŞKAN
Sayın Baluken, baktık tutanaklara. Siz de söyleyin, bulabilirsek
tutanağı...
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Ama aynı günün tutanakları var elinde.
BAŞKAN
Bakalım, söyleyin, nedir?
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Aynı günün tutanakları var. Yani benim cümlemi
önceden ben iletmedim oraya.
BAŞKAN
Neyi düzeltmek istiyorsunuz Sayın Kaplan?
HASİP
KAPLAN (Şırnak) İdris Bey, kendi konuşmaları ve
tutanağıyla ilgili konuştu. Benim konuşmam da
tutanağım da ayrı.
BAŞKAN
Ben size soruyorum şimdi Neyi düzeltmek istiyorsunuz? dedim.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Yani ben anlamadım, niye bu
BAŞKAN
Ben size soruyorum şimdi, siz neyi düzeltmek istiyorsunuz? Tutanaklardan
karşılaştıracağım. Hangi cümlenizi
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, tutanaklarla ilgili benim
bir talebim var İç Tüzük 58e göre
BAŞKAN
Ondan bahsediyoruz Sayın Kaplan.
HASİP
KAPLAN (Şırnak)
ve burada çok açık olarak Hükûmet
tasarısı içindeki teklifler geri çekilmiş olduğundan ve bu
da Genel Kurulda kabul edildiğinden bunların çıkarılması
ve raporun ve başlığın yeniden düzenlenmesi talebim
vardı.
MEHMET
DOĞAN KUBAT (İstanbul) Hayır, kabul edilmedi.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Bununla ilgili talebimden sonra Sayın
Başkan olduğu gibi okudu ve okuduğunda da teklifi çekilen
arkadaşlarımızın isimlerini tekrar okudu yani teklifi
çekilmiş, Genel Kurul kabul etmiş ve orada söz aldık ve
Sayın Başkan bizim sözü yarım bıraktığı için
onu tamamlamak zorundayım. Yani, orada bir eksik var, onun için söz
alıyorum.
BAŞKAN
Buyurun.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayfa 87, saat 01.50, 20 Şubat oluyor.
BAŞKAN
Tamam.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) O tutanaktaki konuşmam ve arkasından da
sayfa 94te tasarı okunuyor, aynısı yine, talebim var ve bunun
devamında -01.50, sayfa 98- yine Başkan aynı şeyleri okuyor
ve burada ben Sayın Başkan
diyorum, Başkan bize söz vermeden
bu konuda Bir saniye
" diyor, Sayın Başkan
diyorum ve söz
vermeden direkt görüşmelere geçiyor. Yani, bu tutanakla, bu raporla ilgili
benim sözlerim tamamlanmamış oluyor, bunu tamamlamak istiyorum.
BAŞKAN
Şimdi, 58e uymuyor bu talebiniz.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Uyuyor efendim, düzeltiyorum yani.
BAŞKAN
Uymuyor çünkü siz diyorsunuz ki: Benim sözüm kesildi ve sözümü
tamamlayamadım.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Şimdi, Sayın Başkan, bakın,
benim tutanakta talebim var.
BAŞKAN
Sayın Hasip Kaplan, çok iyi duydum ve sizi anladım.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Bu yanlış Sayın Başkan.
BAŞKAN
Ama, 58inci madde -Sayın Balukenin yaptığı gibi- geçen
tutanaktaki bir beyanınızın yanlış
anlaşılmasını önlemek için söz talebidir.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) İşte, bu ilk talebim
BAŞKAN
Ama, siz diyorsunuz ki: Benim konuşmam yarım kaldı, onu
tamamlamak istiyorum. Bu 58e uymuyor, kusura bakmayın.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, ilk talebim, tutanakta olan
-açık söylüyorum- çekilen tekliflerle ilgili ifademi
anlaşılır olması için düzelteceğim çünkü
diyeceğim ki: Yani -bu 87nci sayfada, 20 Şubat- bunun rapor
kapağında, tasarı kapağında böyle yazılmasını
istiyorum.
BAŞKAN
Sayın Hasip Kaplan, bu talebiniz 58inci maddeye uymuyor, lütfen.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Efendim, uyuyor.
BAŞKAN
- Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem dışı
söz vereceğim.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) - Sayın Başkan, tutumunuz hakkında söz
istiyorum.
BAŞKAN
Sayın Hasip Kaplan
HASİP
KAPLAN (Şırnak) - Bakın, Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Kaplan, lütfen!
HASİP
KAPLAN (Şırnak) - 58 çok açık, 58 takdirî bir konu değil.
BAŞKAN
Gündem dışı ilk söz, 21 Şubat Dünya Anadil Günü nedeniyle
söz isteyen Ağrı Milletvekili Sayın Halil Aksoya aittir.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) - Sayın Başkan, tutumunuz hakkında,
taraflı tutumunuz hakkında söz istiyorum. Sizin bu
BAŞKAN
- Buyurun Sayın Aksoy. (HDP sıralarından alkışlar)
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Aleyhte söz istiyorum.
BAŞKAN
Lütfen, maddeleri
Bakın,
bütün arkadaşlarınız söz aldı, 58inci maddeye uygun olarak
ben de söz verdim, beyanlarını düzelttiler, böyle gidiyoruz. Siz
diyorsunuz ki: Benim beyanım yarım kaldı, ben o
beyanımı tamamlamak istiyorum.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Şimdi bakın, Sayın Başkan,
58inci
BAŞKAN
Lütfen
Geliyor
musunuz Sayın Halil Aksoy?
HALİL
AKSOY (Ağrı) Sayın Başkan, lütfen ayaktaki vekili bir
ikna edin, ondan sonra
BAŞKAN
Geliyor musunuz Sayın Halil Aksoy?
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, benim talebimi
BAŞKAN
Tamam, ben diğer konuşmacıya geçeyim, sizi sonra
çağırırım.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, 58e göre benim talebimi
almıyorsunuz. Tutumunuz hakkında söz istiyorum.
BAŞKAN
Gündem dışı ikinci söz
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan
BAŞKAN
-
Erzincan ilinin sorunları hakkında söz isteyen Erzincan
Milletvekili Sayın Muharrem Işıka aittir.
Buyurun
Sayın Işık.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Böyle bir yönetim olmaz Sayın Başkan!
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, böyle bir yönetim
tarzı olmaz!
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan, hayır, usul
tartışmasını öne almak zorundasınız.
BAŞKAN-
Böyle bir talep de yok.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Hayır, İç Tüzük 63te net yazıyor Sayın
Başkan.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, ya 58e göre talebimi
alırsınız ya da tutumunuz hakkında usul
tartışması açacağım.
BAŞKAN
Tamam, ben şunları tamamlayayım, düşünürüz.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Hayır efendim, keyfinize göre değil,
bunun sırası vardır.
BAŞKAN
Sayın Muharrem Işık, buyurun.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Usul tartışması diğer işlerden önce
görüşülür Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Sizin söylediğiniz işlemin dışında bir işlem
yapıyorum şu anda ben.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Hayır efendim, çok açık, burada 58in
durumu çok açıktır.
BAŞKAN
Sayın Işık, geliyor musunuz?
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Niye tartışma yaratıyorsunuz
Sayın Başkanım?
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan, toplantımızı
sağlıklı yapalım yani versek ne olur Allah
aşkına.
BAŞKAN
O yüzden Muharrem Beyin gelmesi gerekiyor Sayın Gök.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Usul tartışması açabilirsiniz
Sayın Başkan.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan
Muharrem
Bey, lütfen
BAŞKAN
Sayın Işık
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Muharrem Bey, lütfen
LEVENT
GÖK (Ankara) Muharrem Bey, şu tartışmayı bekleyelim, usul
tartışması açılacak.
BAŞKAN
Peki, peki, tamam, anlaşıldı, biraz daha vakit kaybetmemiz
gerekiyor.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Hayır efendim, şu ana kadar
BAŞKAN
Siz usul tartışması mı açmak istiyorsunuz? Tamam.
RECEP
ÖZEL (Isparta) Lehte.
MEHMET
DOĞAN KUBAT (İstanbul) Lehte.
LEVENT
GÖK (Ankara) Aleyhte.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Lehte.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Aleyhte.
BAŞKAN
Sayın Kaplan aleyhte, Sayın Halaçoğlu lehte, Sayın Levent
Gök aleyhte, Sayın Doğan Kubat lehte.
Tutumum
hakkında, lehte söz isteyen Sayın Halaçoğlu, buyurun.
Üç
dakika
VII.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
1.- Oturum Başkanı TBMM
Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılının, İç
Tüzükün 58inci maddesine göre söz isteyen Hasip Kaplana söz vermemesine
yönelik tutumunun İç Tüzük hükümlerine uygun olup olmadığı
hakkında
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
saygıyla selamlıyorum.
Şimdi,
58inci madde Bir milletvekili veya bakan kendisine ait olup geçen
birleşim tutanağında yer alan bir beyanın düzeltilmesi
hakkında söz isterse, Başkan, beş dakikayı geçmemek üzere
söz verir. diyor. Dolayısıyla, bu her milletvekilinin hakkı.
Yani, burada biz sürekli olarak Tüzükün uygulanması gerektiğini
söylüyoruz. Tüzük tam olarak uygulandığı takdirde zaten bu
problemlerin olacağını düşünmüyoruz; çatışmaların,
kavgaların olacağını da düşünmüyoruz.
Dolayısıyla, bir milletvekili eğer söz istiyorsa, birine verip
birine vermemek, zannediyorum ki asıl çatışmanın veya
kargaşanın veya itirazların temel sebebinin bu olduğu
ortaya çıkıyor.
Şimdi,
burada tabii ki lehinde diye söz aldım ama ben neyin lehinde söz
aldım? Tüzükün 58inci maddesinin lehinde söz aldım.
Dolayısıyla, 58inci madde neyi gerektiriyorsa
Milletvekillerinin
taleplerini, düzeltmek istedikleri konuyu burada açıkça düzeltmelerinde
büyük bir fayda vardır. Bu da aslında daha iyi, Millet Meclisimiz
için daha iyi. Çünkü, hem Meclisin onuru açısından hem
milletvekillerinin onuru açısından hem de kamuoyuna bu gibi konularda
verilmiş yanlış beyanlar veya anlaşılmalar varsa
bunların düzeltilmesi açısından son derece önemli bir madde diye
düşünüyorum 58inci maddeyi.
Bu
bakımdan, Sayın Başkan, bu gibi konularda mesela usul
tartışmaları açılıyor. İşte Onu
düşünürüm. Hayır, düşünme imkânınız yok Tüzüke göre,
bunu vermek durumundasınız. Eğer usul tartışması
açılıyorsa usul tartışmasının gereği yerine
getirildiğinde, sanıyorum, kaybedilecek zamandan daha az bir zaman
içerisinde problemlerin çözümlenmesi daha kolay olur. Yani, veriyorduk
vermiyorduk, onun tartışmaları aslında Meclisi daha fazla
meşgul ediyor, daha büyük zaman kayıplarına sebep oluyor. Bu
gibi konularda hassasiyetimizi sürdürmemiz gerekir.
Değerli
arkadaşlar, zaman zaman her milletvekilinin yapmış olduğu
konuşmalarda yanlış anlaşılmalar söz konusu olabilir
yani sizin hedefiniz farklı bir şeydir, anlatmak istediğiniz
farklı bir şeydir fakat ifadeler başka anlamlara da gelebilir.
Yani, Türkçenin böyle bir durumu da söz konusudur, çok geniş bir anlama
yayabilirsiniz Türkçe kelimeleri. Bundan dolayı onların yeniden
açıklanma zarureti doğabilir. Bu zaruretin yerine getirilmesini
sağlamak tabii ki Meclisin doğru işlemesi konusunda da en önemli
etkenlerden birisidir. Bu bakımdan, ben bu tür taleplerin yerine
getirilmesi konusunda gerekli hassasiyetin gösterilmesinin uygun olduğunu
düşünüyorum.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Aleyhte,
Sayın Hasip Kaplan
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, tabii, orada hâlâ resmî
yetki yazınız olmadığı için korsan bir şekilde
oturuyorsunuz, işgal etmişsiniz.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Geldi, geldi, şu an var.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Onun var.
HASİP
KAPLAN (Devamla) İki gündür siz ve Sadık Yakut korsan bir
şekilde işgal etmişsiniz, sonra milletin vekili söz
istediği zaman da İstersem veririm. diyorsunuz ve bu İç
Tüzükü ihlal ediyorsunuz. Çok açık, eğer tutanakla ilgili bir
düzeltme istiyorsa vekil, vermek zorundasınız.
Peki,
niye vermiyorsunuz? Bir konuşmacıya veriyorsunuz, birine de Keyfim
isterse veririm. diyorsunuz. Ya, böyle bir keyfî yönetim tarafsızlık
içine dâhil edilebilir mi? Vicdanınıza sığıyor mu bu?
Ben Hasip Kaplan olduğum için bunu bana yapmıyorsunuz; ben
oylarını alarak geldiğim milletin, milyonların temsilcisi
olduğum için, milletin iradesine saygısızlık ediyorsunuz.
Siz o kürsüde, Cemil Çiçek bu kürsüye gelip resmî bir yazı vermediği
sürece, şu an işgalci konumundasınız, korsan bir
Başkanlık Divanı var ve ben burada size çok ciddi bir
uyarıda bulundum, açıkladım da.
Bakın,
ne demişim
Bu bir tasarı diye geçiyor, değil mi
arkadaşlar? Bu tasarıyla ilgili geçen oturumda demişim ki:
Teklifler de var içinde. Kimin teklifi vardı? Ertuğrul Kürkcünün,
Mersin Milletvekilimizin. Kimin vardı? İstanbul Milletvekili Sezgin
Tanrıkulu'nun vardı. Kimin vardı? Muhalefetten başka
milletvekillerinin vardı. Şimdi, bunlar dilekçe verdiler
Başkanlık makamınıza ve geri çektiler ve sizler de
oyladınız. Geri çekildikten sonra bunlara bu tekliflerin artık
okunmaması lazım; teklif düşmüştür, teklif geri
çekilmiştir. Hükûmet, tasarısını kendi çeker, milletvekili
kendi teklifini çeker. Bunu da Genel Kurulun oylarına sundunuz.
Şimdi,
hâl, vaziyet buyken hâlâ bu tasarıda bu isimler geçiyor. Bu
ayıbın içinde olmak istemiyoruz." diyorlar, Bu faşizm
paketinde adımız geçmesin." diyor milletvekili arkadaşlarımız.
Böyle olmasına rağmen, bakıyoruz ki saat 01.50de 20 Şubat
günü Sadık Yakut burada bunu okuyor burada, tasarının içinde
tekrar çekilmiş teklifleri. Yetmiyor, saat 01.50den sonraki
açıklamada da tekrar okuyor. Şimdi, ben burada, tutanaktaki
beyanımı şu şekilde düzeltiyorum, diyorum ki: Bu teklifler
çekilmiştir, o zaman siz de bu teklifleri iade edin. Raporun üstündeki
yazıyı çıkarın, doğru dürüst, Meclise getirin ve bunu
da oylamaya sunun. Bizim tutanakla ilgili talebimiz oylamayı gerektiren
bir durumdur, Genel Kurulun oylarına sunun, buyurun. Söylediğimiz bu.
Bunun için de bu kadar kıyamet koparırsanız iki dakika yerine on
iki dakika kaybedersiniz. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Doğan Kubat, lehte. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
MEHMET
DOĞAN KUBAT (İstanbul) Sayın Başkanım, çok
değerli milletvekili arkadaşlarım; açılan usul
görüşmesinde Başkanlığımızın tutumunun
lehinde söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygılarımla
selamlarım.
Öncelikle Sayın Kaplanın
Teklifler geri çekildi, tasarı metninden çıktı,
dolayısıyla Başkanlık makamınca okunmaması
gerekir. iddiası yerinde iddia değil. Sayın Kaplanın hatırlaması
lazım, 75e göre Genel
Kurul bunları reddettiği için tasarı metninde tekliflerle
birlikte işlem görüyor.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Zorla mı orada
tutuyorsunuz Doğan Bey?
MEHMET DOĞAN KUBAT (Devamla) Sevgili
Başkanım
HASİP KAPLAN (Şırnak) Yani,
insanların iradesine saygılı olsanız Genel Kurulda.
MEHMET DOĞAN KUBAT (Devamla) Yok, yok. Efendim,
iradeye saygılı
İDRİS BALUKEN (Bingöl) İnsanlar orada ismi
geçsin istemiyor.
MEHMET DOĞAN KUBAT (Devamla) Bu istifa değil.
Tüzük açık, Genel Kurul kararı olmadıkça böyle bir işlem
yapılamaz.
Öte yandan, değerli arkadaşlar, İç Tüzükten
kaynaklı hak ve yetkiler kullanılıyor. Nasıl
kullanıldığını da burada görüyoruz. Şimdi, Türk
Medeni Kanununun 2nci maddesi çok açık bir kural getiriyor: Herkes
haklarını kullanırken, borçlarını yerine getirirken
dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın kötüye
kullanılmasını hukuk düzeni korumaz. Gerek doktrinde gerekse
yargı kararlarında dürüstlük kuralının, sadece Türk Medeni
Kanununu değil, Türk hukuk düzeninin tamamını kapsayan genel
bir ilke olduğu da kabul edilmektedir. Benim ricam, bu çerçevede hak ve
yetkiler kullanılırsa tahmin ediyorum çok daha yararlı bir
çalışma düzenimiz olur.
58inci madde geçen tutanak hakkında konuşma
hakkını düzenliyor. Evet, bu hak tanınmış fakat
Sayın Başkanlığa, ayağa kalkıp Ben geçen
birleşimdeki şu beyanımı düzeltmek istiyorum.
denildiği vakit Başkanlığın da bu beyanın
tutanakta olup olmadığının mahiyetini tetkik etmek için bir
zamana ihtiyacı var. Sayın Baluken söz talebinde bulunduğu zaman
Başkanlık Divanında, Başkanımız bu tutanak metni
bende de var, karşılaştırdım, ona istinaden... Sizin
talebinizi
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Aynı metin,
aynı metin ya!
HASİP KAPLAN (Şırnak) Aynı metin,
aynı metin. Kubat, çuvalladın arka arkaya, kusura bakma!
MEHMET DOĞAN KUBAT (Devamla) Şöyle, Sayın
Kaplan
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Benim bütün
konuşmalarımı özellikle mi takip ediyorlar, nasıl yani?
MEHMET DOĞAN KUBAT (Devamla) Sayın Kaplan,
sizin talebinizi reddetmedi Başkan. Beyanınıza göre tutanak
karşılaştırması yaptıktan sonra ben size uygun
bir zaman diliminde söz vereceğim. dedi, bunu çok açık söyledi.
Burada birleşimin başında söz vereceğine dair bir
kayıt da yok. Başkanlık bu konuda takdir hakkına sahip,
tıpkı sürede olduğu gibi. Kaldı ki beyan düzeltilecekse
eğer, bu noktada gerçekten uygun bir zaman diliminde Başkanlık
bunun karşılaştırmasını yaptıktan sonra bu
yapılabilir ama ağızdan çıkan bir söz olacak ki o beyan
düzeltilmiş olacak. Şimdi, tutanaklarda olmayan bir şeyi siz
tamamlama ifadenizi dile getirdiniz, Tamamlamak istiyorum. dediniz.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Düzenleyebilir.
diyor.
MEHMET DOĞAN KUBAT (Devamla) Ama
bu da araştırmaya ihtiyaç duyulan bir konu. Başkanlığın
da bunu araştırıp incelemekten başka yapacağı bir
şey yok ve sonunda da inceler, talebiniz yerindeyse söz verir.
Dolayısıyla,
Sayın Başkanımızın tutumu yerindedir.
Saygılar
sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Sayın Başkan, sayın hatip
BAŞKAN
Lütfen
HASİP KAPLAN
(Şırnak)
direkt isim vererek Bu İç Tüzük bunu böyle diyor,
Medeni Kanunda şöyledir şöyledir. deyip bizim
beyanımızın İç Tüzüke uygun
olmadığını
Ve Yanlış biliyor. dedi ve
sataştı.
BAŞKAN
Şimdi, sayın milletvekilleri...
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Yanlış biliyor. dedi.
BAŞKAN Kusura
bakmayın...
Şimdi, burada
birbirimizi eleştirebiliriz, birbirimizin doğrusunu
yanlışını düzeltebiliriz.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Sataşma var efendim.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sataşma var Sayın Başkan.
BAŞKAN
Şimdi, burada İç Tüzük öyle değil, böyle. diyen bir
arkadaşta ne gibi bir sataşma olabilir?
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Arkadaşımız yanlış biliyor.
diye bana sataştı.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Yanlış biliyor. demek, sataşmadır
Sayın Başkan.
BAŞKAN Siz
usul tartışması açtınız, biz şu anda bunu görüşüyoruz.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Sayın Başkan, yanlış bilmiyorum,
doğru biliyorum. Kendisi yanlış biliyor. Yanlış
biliyorsun. sataşmadır.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan, Hasip Bey yanlış biliyor,
yanlış ifade etti. dedi. Sataştı yani.
BAŞKAN Ben,
Sayın Hasip Kaplanla konuşuyorum Sayın Baluken şimdi.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Şimdi, Yanlış biliyor. dedi, sonra da
İç Tüzük dışında bazı düzenlemeler
BAŞKAN Tamam,
peki, düzeltin o zaman.
İki dakika.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Bak, ne güzel oldu.
VIII.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplan'ın, İstanbul Milletvekili Mehmet Doğan Kubatın usul
görüşmesiyle ilgili yaptığı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Sayın Kubat, boşuna efor harcama burada. Sana
İç Tüzük dersi verebilirim. Ama bu Meclisin hukukunu İç Tüzük
belirliyor, anladınız mı, Medeni Kanun değil. Eğer
Medeni Kanun düzenleseydi, eğer vicdan kanunları düzenleseydi,
eğer hukuk kanunları düzenleseydi, eğer adalet kanunları
düzenleseydi, eğer insanlık kanunları düzenleseydi, bu kürsüde
kadınlara saldırı olduğu zaman işlerdi bu İç
Tüzük.
RECEP ÖZEL (Isparta)
Kadınlar saldırdı ya...
HASİP KAPLAN
(Devamla) Burada 3 metreden düşürülen muhalefet milletvekilleri ölüm
derecesine geldiğinde işlerdi.
Ben şu şu
milletvekilini tokmakla dövdüm. dediği zaman bu Mecliste bu işlerdi.
Eğer bu İç Tüzük işleseydi, bu işlerdi.
Eğer bu
Başkanlık Divanı objektif olsaydı, bu kadar hakaret, bu
kadar küfür, bu kadar şiddet görüntüsü olmazdı bu Mecliste.
Sizin
milletvekilleriniz çıkıyor televizyona, dobra dobra diyor ki:
Şunu şunu vurdum. Sabahat Tunceli kürsüde vurdum. diyor.
Arkasından Musa Çamı burada vurdum., arkasından Refik
Eryılmazı tokmakla vurdum. diyor, arkasından da sizin
Başbakanınız -onu muhalefet partisi milletvekili zannediyor-
diyor Muhalefet şiddet uyguluyor. E be vicdan sizde, e be insaf sizde
yoksa, insaf ve vicdan sınırlarınızı aşmakta
tereddüt etmiyorsanız, burada benim istediğim bir düzeltme talebini
İnsanlar sizin tasarınızın içinde olmak istemiyor, sizin bu
işkence ve faşizm tasarısının içinde yer almak
istemiyor, suç ortağınız olmak istemiyor. Bu hakkı siz niye
tanımıyorsunuz milletvekillerine? Çektiler tekliflerini.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) İradeye saygılı olun.
HASİP
KAPLAN (Devamla) Çektilerse sizin de -Genel Kurul da oyladı o zaman-
yapacağınız bir tek namuslu ve dürüst şey vardır:
Hakkını teslim etmektir, rızasını teslim etmektir.
Sayın
Başkan, bu Genel Kurulun oyuna sunulması gereken bir konudur. Onu oya
sunun. (HDP sıralarından alkışlar)
RAMAZAN
CAN (Kırıkkale) Kubata cevap vermedin yalnız.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Bilmiyor ki Medeni Kanunu.
BAŞKAN
Sayın Gök
RAMAZAN
CAN (Kırıkkale) Kubata cevap veremedin, Kubata.
ŞENOL
GÜRŞAN (Kırklareli) İç Tüzükle övünüyordun ama veremedin.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Neye cevap veremedi? Söz al konuş, söz al konuş
Ramazan!
BAŞKAN
Sayın Gök, lütfen
HASİP
KAPLAN (Şırnak) İsterseniz size de biraz ders vereyim mi bu
konuda? Medeni Kanunun değil İç Tüzükün bu Mecliste
çalıştığını
BAŞKAN
Sayın Gök, işlemi tamamlamak istiyorum, lütfen gelir misiniz
kürsüye.
MUHYETTİN
AKSAK (Erzurum) Veremedi, veremedi
BAŞKAN
- Lütfen kürsüye gelir misiniz. Ben sizi kürsüye çağırıyorum.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Varsa bir şey kürsüye çıkarsınız.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sizin hukukunuz küfür ve inkâr. Hukukunuz
başka sizin. Sizin kendinize özgü bir hukukunuz var.
BAŞKAN
Buyurun.
VII.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
(Devam)
1.- Oturum Başkanı TBMM
Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılının, İç
Tüzükün 58inci maddesine göre söz isteyen Hasip Kaplana söz vermemesine
yönelik tutumunun İç Tüzük hükümlerine uygun olup olmadığı
hakkında (Devam)
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın
Başkanın tutumu hakkında aleyhinde söz aldım. Hepinizi
saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Şimdi,
değerli milletvekilleri, az önce konuşan AKP sözcüsü Sayın Kubat
Medeni Kanunun 2nci maddesini okuyarak bir hakkın kötüye
kullanılmaması gerektiğinden bahsetti. Yani iyi bir hukukçu
olduğuna inandığım bu arkadaşımın bu
sözlerinin ne anlama geldiği konusunda gerçekten düşündüm ve
Anayasayı arkadan dolanarak, kanunların da üstünde olan
Anayasayı değiştirecek bir kanun tasarısını
buraya getirmek, bu hakkın kötüye kullanılması değil de,
İç Tüzükten kaynaklanan bir masum talebin, yer almış bir
talebin kullanılması hakkın kötüye kullanılması
olacak. Bunu kabul etmek olanaklı değildir. Burada, ayrıca
Başkanın da Ben takdir ederim, oturumun bir köşesinde size söz
veririm. deme hakkı yoktur. Aynen şöyle der: Bir beyanın
düzeltilmesini isteyen milletvekili söz isterse, Başkan, beş
dakikayı geçmemek üzere söz verir. Ne zaman verir? Söz isterse verir.
Şimdi,
değerli milletvekilleri, burada biz İç Tüzüke uygun
davranıyoruz. Bakın, bunlar size lazım olacak. 7 Haziran
seçimlerinden sonra bir muhalefet partisi olarak AKP milletvekilleri
(AK
PARTİ sıralarından gülüşmeler)
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Son gülen iyi güler.
LEVENT
GÖK (Devamla) Burada muhalefet partisi milletvekillerinin beş gündür
İç Tüzükten kaynaklanan haklarını nasıl
kullandıkları konusunda bir staj görüyorsunuz şu anda, bir
deneyim kazanıyorsunuz.
AHMET
YENİ (Samsun) Rüya görüyorsunuz.
LEVENT
GÖK (Devamla) On iki yıldır iktidarda olan bir partinin muhalefetin
haklarını bilmesi beklenemez, bunları bizlerden
öğreniyorsunuz, yani bizlere teşekkür etmeniz gerekir, burada sizlere
-deyim yerindeyse- bir pratik kur yaptırıyoruz değerli
arkadaşlar, bunları öğreneceksiniz. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
RECEP
ÖZEL (Isparta) Siz iyi öğrendiniz.
LEVENT
GÖK (Devamla) 8 Hazirandan sonra bunlar size lazım olacak. Diyeceksiniz
ki: Bakın, o zaman böyle yapmıştınız. Biz o zaman
Haklısınız. diyeceğiz. Yani bunların hepsi Tüzüke
uygun, teamüllere uygun davranışlar ama bunlardan dolayı
yararlanacağınız bilgiler var; bu olaya böyle bakın.
AHMET
YENİ (Samsun) Hayal görüyorsunuz.
LEVENT
GÖK (Devamla) 8 Hazirandan sonra bunlar size lazım olacak. (AK
PARTİ sıralarından gülüşmeler) Biz burada Cumhuriyet Halk
Partisi olarak oturduğumuzda, o zaman sizler talep edeceksiniz ve biz de
sizin bu isteklerinizi haklı karşılayacağız.
AHMET
YENİ (Samsun) 400, 400
MİHRİMAH
BELMA SATIR (İstanbul) O tarafa doğru yayılacağız.
LEVENT
GÖK (Devamla) Ama elbette, biliniz ki, bu Meclise kanun getirdiğimiz
zaman, hele temel hakları, hürriyetleri ilgilendiren kanunlar
getirdiğimiz zaman muhalefetin hepsinin görüşünü alacağız
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Sayın Başkan, duyamıyoruz,
duyamıyoruz.
LEVENT
GÖK (Devamla)
bir toplumsal mutabakat sağlayacağız; sizin
yaptığınız gibi, hakları gasbederek, muhalefeti
sindirerek, tehdit ederek, saldırarak değil.
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Ama oradan baş sallamakla olmaz.
AHMET
YENİ (Samsun) 400le geliyoruz, 400le.
İDRİS
ŞAHİN (Çankırı) 400, 400
ŞİRİN
ÜNAL (İstanbul) 400 milletvekili, 400
SELAHATTİN
KARAAHMETOĞLU (Giresun) Siz avucunuzu yalayacaksınız.
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Sizin yaladığınız gibi mi?
LEVENT
GÖK (Devamla) Böyle bir konuda, Cumhuriyet Halk Partisi iktidar
olduğunda nasıl bir iktidar anlayışı olduğunu
göreceksiniz; ülkemizi huzura, güvenliğe nasıl götürdüğümüzü
göreceksiniz ve İç Tüzükün uygulamasını da rahatlıkla
yapacaksınız.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
CUMA
İÇTEN (Diyarbakır) AK PARTİ 10- Muhalefet 0.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
milletvekilleri
İDRİS
ŞAHİN (Çankırı) Dört yıl sonra Şirin
Paşaya da laf attırdınız kendinize.
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Sayın Başkan, 28 Şubatta Hava
Kuvvetlerinin içerisindeki Truva atı olan Ünal Şirinin
söyleyeceği bir şey varsa gelsin, orada söylesin, yerinden söz
atmasın.
BAŞKAN
Lütfen yerinize oturur musunuz.
İDRİS
ŞAHİN (Çankırı) Şirin Ünal o, Ünal Şirin
değil.
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Neyse
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, süreci tekrar hatırlatmak istiyorum. 58inci
maddeyle ilgili 2 tane talep geldi
SELAHATTİN
KARAAHMETOĞLU (Giresun) Gülün, gülün; son gülen iyi güler.
ŞİRİN
ÜNAL (İstanbul) Daha adımı bile bilmiyorsun be! Şirin
Ünal, Ünal Şirin değil.
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Biliyorum, biliyorum. Olabilir, yer
değiştirin.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri
Sayın
Serindağ, biraz önce milletvekilleri konuşuyor diye benden
susturulmasını istemiştiniz, şimdi ben konuşuyorum,
sizden de aynı hassasiyeti bekliyorum.
Sayın
milletvekilleri, gelişmeyi, bu noktaya nasıl geldiğimizi bir
özetlemek istiyorum.
Şimdi,
58inci maddeye uygun iki tane talep vardı, birisi Sayın İdris
Balukenin, birisi de Sayın Hasip Kaplanın. Sayın İdris
Balukene ve Sayın Kaplana dedim ki: Size söz vereceğim. Yalnız,
neyi düzeltmeyi istediğinizi lütfen söylerseniz, tutanaklardan
karşılaştıracağız ve ona göre söz
vereceğiz. Sayın İdris Baluken söyledi, gerekçesini de
anlattı. Biz de tutanaklardan baktık, karşılaştırdık,
Doğru. dedik, iki dakika söz verdik. Sayın Hasip Kaplan geçen
tutanağı okurken Biraz sonra açıklayacağım bir
nedenden dolayı sözüm yarım kaldı. dedi ve bunun üzerine söz
talep etti 58e göre. 58inci maddeyi ise tekrar etmekte yarar var: Bir milletvekili
veya bir bakan kendisine ait olup geçen birleşim tutanağında yer
alan bir beyanın düzeltilmesi hakkında söz isterse, Başkan,
beş dakikayı geçmemek üzere söz verir. diyor, Yarım kalan bir
beyanı düzeltmek için
demiyor.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, 87nci sayfa diye size
özellikle tutanaktan
BAŞKAN
Bir saniye, müsaade eder misiniz.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) 87nci
BAŞKAN
Dolayısıyla
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Ya, niye çarpıtıyorsunuz? Burada benim
konuşmam, tutanakta var.
BAŞKAN
Ben şu anda 58i konuşuyorum.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Yani, gözümüzün içine bakarak yapmayın. 87,
sayfa bile söylüyorum size, daha ne diyeyim!
BAŞKAN
Dolayısıyla da ben Sayın Hasip Kaplana bu talebinin 58inci
maddeye uygun olmadığını söyledim. Kendisi usul
tartışması açtı. Usul tartışmasından sonra
da tutumumu değiştirmedim, değiştirmediğimi beyan
ediyorum. Bu bir.
V.- OTURUM BAŞKANLARININ
KONUŞMALARI (Devam)
2.- Oturum Başkanı TBMM
Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılı'nın, Mersin
Milletvekili Ertuğrul Kürkcünün (2/1632) esas numaralı Kanun
Teklifini geri çekme talebiyle ilgili Genel Kurulun karar vermesi
gerektiğine ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanının
21/2/2015 tarihli 60ıncı Birleşim için Başkanlık
Divanı görevlendirme yazısına ilişkin konuşması
BAŞKAN.-.İki:
Sayın Hasip Kaplan ısrarla Sayın Ertuğrul Kürkcünün
teklifinin
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sezgin Tanrıkulunun ve diğer
milletvekillerinin.
BAŞKAN
Diğer milletvekillerinin, peki.
kendi
talebi doğrultusunda tasarıdan çıkartılmasını
istediklerini söyledi ve Bu konuda, Genel Kurulda bir oylama
yapılmadı. dedi. Şimdi zaten o aşamada değiliz.
Ayrıca da Genel Kurulda bu konuda bir oylama yapıldı. Eğer
bir milletvekili teklifini çekerse Ben çektim. demekle olmuyor
arkadaşlar, 75inci maddenin üçüncü fıkrası
teklifler gündeme
alınmışlarsa geri alınmaları için Genel Kurulun karar
vermesi gerekir. diyor. Bu iki.
Üçüncüsü
de, Sayın Kaplan dün de bugün de Divanı korsan olarak nitelendirdi.
Bu
Meclis belki de kurulduğundan beri ilk defa bir uygulama
yapıldı. Bu uygulamayı size okuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu gündeminin yoğunluğu ve
çalışmalarının uzun sürmesinden dolayı Genel Kurulun
21 Şubat 2015 tarihli 60ıncı Birleşiminde
Başkanlık Divanındaki Başkanlık görevini dönüşümlü
bir şekilde Sadık Yakut ve Ayşe Nur
Bahçekapılının yürütmesini, kâtip üyelik görevini Muhammet
Bilal Macit ve Muharrem Işıkın yürütmesini, bu kâtip üyelerin
bulunmaması durumunda aşağıdaki listede isimleri belirtilen
kâtip üyelerin Genel Kurulu yöneten Başkanın talebi üzerine bu görevi
yürütmesini rica ederim.
Saygılarımla.
Cemil
Çiçek
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
Diğer
Divan üyeleri:
Dilek
Yüksel
Mine
Lök Beyaz
Fehmi
Küpçü
İsmail
Kaşdemir
Bayram
Özçelik
Muhammet
Rıza Yalçınkaya
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Tarih
Tarih
Hani,
alabilir miyiz?
BAŞKAN
Sayın Hasip Kaplan, şimdi bunu size vereceğim.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Bunun örneğini verin ve ne zaman
verildiğini söyleyin.
BAŞKAN
Vereceğim, bunu vereceğim size.
Sayın
Hasip Kaplan, bunu bilmeden ve bana da sormadan bu Divanı biraz önce
korsan diye nitelediniz.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, dün ben Cemil Çiçekle
görüştüm; Sayın Gök de görüştü, biz de
LEVENT
GÖK (Ankara) Evet.
BAŞKAN
Müsaade eder misiniz.
Bunu
bilmeden ve bana da sormadan ve buradaki benim konumumu da
araştırmadan Divana korsan dediniz.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Dün öyleydi.
BAŞKAN
Özür dileyecek misiniz?
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Dün öyleydi.
BAŞKAN
Bugün de söylediniz.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Dün korsan oturdunuz.
BAŞKAN
Bugün de söylediniz.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Lütfen şimdi bunu verin bakayım
BAŞKAN
Özür dileyecek misiniz?
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Verin, önce verin.
BAŞKAN
Veriyorum, buyurun.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Dünkü oturum için Sadık Yakutla ikiniz gelip
Genel Kuruldan özür dileyeceksiniz.
BAŞKAN
Buyurun, buyurun.
Bunu
okuyun ve lütfen bu Divana özür dilediğinizi beyan edin.
Bu
Divan korsan değil, bu Divan Gazi Meclisin Divanıdır ve burada
kimlerin görev yaptığını da hepimiz, hepimiz, hepimiz
bilmekteyiz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Dünkü görevlendirmede sizin isminiz var.
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan
BAŞKAN
Evet, sayın milletvekilleri, gündem dışı ilk söz, 21
Şubat Dünya Anadil Günü nedeniyle söz isteyen Ağrı Milletvekili
Halil Aksoya aittir.
LEVENT
GÖK (Ankara) Bir şey söyleyeceğim.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Aksoy.
Sayın
Aksoy, ikinci kez çağırıyorum sizi. Geliyor musunuz?
HALİL
AKSOY (Ağrı) Grup Başkan Vekili söz istiyor Sayın
Başkan.
BAŞKAN
- Özür dilerim, görmedim.
Buyurun.
LEVENT
GÖK (Ankara) Sadece bir şey söyleyeyim: Yani AKPli
arkadaşlarımızı anlamak mümkün değildir. Bu
arkadaşlarımız iki gün önce burada, kürsüde bulunan heyetinize
Yuh! çekmişlerdir.
MİHRİMAH
BELMA SATIR (İstanbul) Heyete değil, konuşmayan, okumayan
kâtip üyeye.
LEVENT
GÖK (Ankara) Yani arkadaşlarımızın da böyle bir
BAŞKAN
Sayın Gök, ben böyle bir durum bilmiyorum. Eğer böyle bir şey
varsa, eğer böyle bir şey yaptılarsa aynı sözlerim onlar
için de geçerlidir. Tamam mı?
LEVENT
GÖK (Ankara) Teşekkür ederiz. (CHP sıralarından
alkışlar)
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN
- Gündem dışı ilk söz, 21 Şubat Dünya Anadil Günü
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN
Üçüncü defa okuyorum. Lütfen! Hayır!
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN
Söz vereceğim, bir müsaade edin arkadaşlar!
Ya,
sinirlenmeyeyim diyorum, inadına sinirlendiriyorsunuz beni ya, biraz
saygı, lütfen! Vereceğim söz!
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Sinirlenmiyorum, sizden istirham ediyorum.
Sayın
Başkan, lütfen, bir dakika istiyorum ben.
BAŞKAN
Sonra vereceğim.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Peki.
BAŞKAN
Sözlerim bütün milletvekilleri için geçerlidir Gazi Meclisle ilgili olarak,
bir kez daha söyleyeyim, yapan varsa aksi bir davranışı.
Gündem
dışı ilk söz, 21 Şubat Dünya Anadil Günü nedeniyle söz
isteyen Ağrı Milletvekili Halil Aksoya aittir.
Buyurun
Sayın Aksoy. (HDP sıralarından alkışlar)
IX.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin
Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Ağrı Milletvekili
Halil Aksoy'un, 21 Şubat Uluslararası Anadil Gününe ilişkin
gündem dışı konuşması
HALİL
AKSOY (Ağrı)
(x)Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 21 Şubat Dünya Anadil Günü
nedeniyle gündem dışı söz aldım. Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
(xx)UNESCO 1999 yılında
aldığı bir kararla 21 Şubat gününü Uluslararası Anadil
Günü olarak kabul etmiş ve ilk kez 2000 yılında kültürel
çeşitliliği ve çok dilliliği desteklemek amacıyla Dünya
Anadil Günü kutlanmaya başlamıştır.
UNESCO
verilerine göre dünya üzerinde 2.500 dil yok olma tehlikesiyle karşı
karşıyadır, Türkiyede ise yok olma riski olan ana dili
sayısı 18 adettir. UNESCO tarafından, yüz yıl içerisinde
bir dili konuşacak çocuk kalmayacak durumdaysa o dil tehlikede, bir dili
konuşan hiç çocuk kalmamışsa o dil ölü olarak kabul
edilmektedir. Etnik ve ulus düzeyinde toplulukların bütün ilişki ve
etkinliklerinde, günlük yaşamlarında kullandıkları ve
anlaştıkları dil o topluluğun ana dilidir. Daha geniş
bir tanımla, bir insanın hiçbir eğitime tabi tutulmaksızın,
ailesi, çevresi ve toplumu aracılığıyla öğrendiği
dil ana dili olarak tanımlanmaktadır. Her insanın ana dili, et
ve tırnak gibi onun ayrılmaz bir parçası olduğu hâlde,
Türkiyede ana dil eğitimi tartışmalarında bilimsel ve
pedagojik gerçekler bilinçli olarak geri plana itilmektedir.
Bir
ülke için önemli olan, ekonomik ve toplumsal başarı sağlamak
kadar dilsel ve kültürel zenginliklerin de nesilden nesle
aktarılmasının olanaklarını da yaratmaktır. Ancak
bu başarıldığı zaman gerçek anlamda toplumsal ve
kültürel gelişme, bir ilerleme sağlanabilir. Bireylerin ana dili
dışında sonradan öğrendikleri ikinci, üçüncü diller, o
dillerle iletişim kurmayı sağlasa bile insanın ana dili
gibi olmamaktadır. Ana dilin kullanılmasının engellenmesi,
ilgili toplumun bütün bireylerini değişik boyutta etkilese de
tartışmasız olarak en fazla etkilenen kesim çocuklardır.
Türkiye,
dil ve kültürlerin çeşitliliği açısından oldukça zengin bir
ülkedir. Kürtçe, Gürcüce, Hemşince, Lazca, Çerkezce, Pontusça, Süryanice,
Abazaca, Ermenice, Rumca, Arapça, Çeçence, Acemce, Mıhallemice ve Pomakça
bunlardan birkaçıdır. Fakat bu zenginliğin önünde anayasal bir
engel bulunmaktadır.
(x) Türkiyede Kürtler ve Kürtçe, uzun
yıllar inkâr edilmiştir. Kürtlerden ve Kürtçeden söz etmek âdeta
vatan hainliğiyle eş değerde tutulmuştur. 2000li
yıllarda bir bakan Kürtçe eğitim istemek vatan hainliğidir.
dedi. Arkasından bir bakan da Kürtçenin bir medeniyet dili
olmadığını söyledi. Bakın, Kürtçenin bir medeniyet
dili olmadığını söyleyen Sayın Bakana Ahmedi Haninin
çok güzel bir cevabı var, der ki:
(xx) Türkçe Kürtler marifetten anlamaz,
marifet kökünden asılsızdırlar. Demesinler ki çeşitli
milletler kitap sahibidirler de bir tek Kürtler bundan nasibini
almamış, hem de fikir ehli olanlar. demektedir.
Bugün
hâlâ Kürtçeden söz edenler, Kürtçe ana dilde eğitim talep edenler
bölücülükle suçlanıyor. Kürtçenin üzerindeki baskılar yalnızca
yurt içinde değil, yurt dışında da devam etmiştir.
1980lerde İsveçte ilk kez bir Kürtçe anaokulu açıldı ve bu
anaokulunun kapatılması için Türkiye başvuruda bulundu, talebi
reddedildi. Bu konuda CHP de gerçekten rolünü oynamakta biçare
kalmıştır.
Türkiye,
bir yandan bütün dünya çocuklarına bayram armağan ettiğini
söylerken bir yandan da milyonlarca çocuğun kendi ana dillerinde
eğitim görmesine engel olmaktadır. 21 Şubat Dünya Anadil
Gününde, eğitim sistemi açısından milyonlarca çocuğun ana
dilini kullanamadığı, ana dilde eğitim göremediği için
yaşadığı psikolojik travma ve mağduriyet bu konuda
somut politikalar gerçekleştirilmesini gerektiriyor.
Sözlerime
son verirken 21 Şubat Dünya Anadil Gününü kutluyorum. Kendi ana dilimle
de hitap etmek istiyorum:
(x)
Teşekkürler.
(HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
MİHRİMAH
BELMA SATIR (İstanbul) Ne dediniz, anlamadık ki?
DEMİR
ÇELİK (Muş) Dünya Anadil Gününüz kutlu olsun.
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Aksoy, Kürtçe bilmeyen arkadaşlar var. Eğer siz de uygun
görürseniz yerinizden lütfen
HALİL
AKSOY (Ağrı) Şimdi, Ahmedi Haninin şiirini
BAŞKAN
Sayın Aksoy, yerinizden rica edeyim.
HALİL
AKSOY (Ağrı) Ahmedi Haninin şiirini ben tercüme ettim.
BAŞKAN
Yerinizden, ben mikrofonu açayım.
Sayın
Gök, siz de buyurun, vereceğim size söz.
HALİL
AKSOY (Ağrı) Dünya Anadil Günü kutlu olsun, kutluyorum.
BAŞKAN
Sisteme girin, sisteme girin, Sayın Aksoy.
Buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
11.- Ağrı
Milletvekili Halil Aksoy'un, yaptığı gündem dışı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
HALİL
AKSOY (Ağrı) Dilimiz varlığımızdır,
dilimiz en büyük değerimizdir.
(x) Teşekkürler.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Buyurun
Sayın Gök.
LEVENT
GÖK (Ankara) Efendim, sayın konuşmacı, konuşmasında
partimizi kastederek Cumhuriyet Halk Partisinin rolünü
oynamadığını ve biçare kaldığını
söylemiştir.
BAŞKAN
Sayın Aksoyla ilgili mi diyorsunuz?
LEVENT
GÖK (Ankara) Evet.
O
konuda sataşmadan dolayı söz istiyorum.
BAŞKAN
Bir tutanakları inceleyeyim, lütfen. Bakidir sözünüz.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Yok, açık açık söyledi.
BAŞKAN
Bir inceleyeyim, lütfen. Duymadım çünkü. Bazı kelimeleri sayın
vekil Kürtçe söylediği için duymadım.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Bunu Türkçe söyledi.
BAŞKAN
Tutanağı getireyim, oturumu bitirmeden gerekirse söz vereceğim,
tamam.
LEVENT
GÖK (Ankara) Ondan sonra, o hakkım saklı kalmak kaydıyla
tutanakları inceleyeceğiz. Peki efendim.
BAŞKAN
Kaldı, evet, tamam.
Gündem
dışı ikinci söz, Erzincan ilinin sorunları hakkında
söz isteyen Erzincan Milletvekili Muharrem Işıka aittir.
Buyurun
Sayın Işık. (CHP sıralarından alkışlar)
IX.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR (Devam)
A) Milletvekillerinin
Gündem Dışı Konuşmaları (Devam)
2.- Erzincan
Milletvekili Muharrem Işık'ın, Erzincan ilinin sorunlarına
ilişkin gündem dışı konuşması
MUHARREM
IŞIK (Erzincan) Sayın Başkanım, değerli
milletvekilleri; Erzincanın sorunları hakkında söz
almış bulunmaktayım.
Yalnız,
biraz önce gerçekten beni üzen bir olay oldu. Sayın Levent Bey orada
arkadaşların geçen akşam bana yaptıkları hareketi söylerken
Sayın Belma Hanımın orada Kâtip Üye diye söylemesi gerçekten
beni kırdı. Yani, kâtip üye muhalefetin milletvekili olduğu
zaman, onun yuhalanmasını, ona -ki bana- namussuz diyeni de -tabii
o farklı bir şey- orada onaylamanızı gerçekten teessüfle
karşıladım ve üzüldüm, gerçekten üzüldüm.
MİHRİMAH
BELMA SATIR (İstanbul) Değerli üye, görevinizi
yapmadığınız için o olay oldu.
BAŞKAN
Sayın Satır, lütfen. Açıklama isterseniz veririm.
MUHARREM
IŞIK (Erzincan) Olsun. Beni yuhalamalarını gerektiren bir
şey değildir. Eğer ben de o Divanın üyesiysem, eğer o
Divanda
BAŞKAN
Sayın Işık, lütfen.
MUHARREM
IŞIK (Erzincan) Hayır Başkanım, asıl sizin orada
kalmanız lazım.
BAŞKAN
Siz devam edin.
MUHARREM
IŞIK (Erzincan) Beni ayırdı ve orada sizleri şey
yaptı.
BAŞKAN
Devam edin siz Sayın Işık.
Buyurun.
MUHARREM
IŞIK (Erzincan) Değerli milletvekilleri, on iki buçuk
yıldır genelde, on buçuk yıldır da yerel iktidarda olan
AKPnin Erzincana ne yaptığını bir söylemek istiyorum.
Aslında, konuşmamı daha neşeli yapmayı
düşünüyordum, sayın vekilim de burada, sayın vekilimi de üzmek
istemiyordum ama Sayın Grup Başkan Vekilinin söylediklerinden sonra
biraz moralim bozuldu.
Yaklaşık
80 trilyona mal olan -eski parayla söylüyorum- ve ta Recep
Yazıcıoğlu zamanında, rahmetli zamanında başlayan
Ergan Dağı Projesi bitti. Ama ne yazık ki yeterli destek
verilmediği için Ergan Dağında çalıştırmak için
işletme alan herkesin iflas ettiğini görüyoruz çünkü elektrik
masrafları çok fazla ve yeterince tesisler yapılmadı.
CANPİ
Tavuk Entegre Tesisi vardı, burası iflas etmişti. Bizim de çok
zorlamamızla, sürekli muhalefetlerimizle Et Balık Kurumuna verildi. O
tesisler kurulacak, Erzincanımıza faydalı olacak.
Türkiye'nin
en iyi üniversitesindeki tüm sosyolog ve psikologların onlarcası bir
araştırma yapsalar Mobbing nasıl uygulanır, işe
girmek için zorla AKPye nasıl üye yaptırılır, nasıl
köle gibi çalıştırılır, hasta olsalar bile rapor
almaya kalktıkları zaman nasıl fırça yiyip işten
atılır? konusunda tez, kitap yazabilecekleri bir çağrı
merkezi; birilerine daha önce tarla, arazi alınaraktan açılan
üniversite kampüsü; bir de yapılan yollar...
Hangi
yol? E80 kara yolu. Bu yolu sürekli gündeme getiriyorum. Şimdi, yol
yapıldığı zaman
Uluslararası bir yol, yapılması
gereken yol zaten. Yalnız, bu yolla ilgili Erzincanda
sıkıntı şu: Refahiye Köroğlu Deresindeki yolu
düşünün, 3 kez söküldü, tekrar yapıldı; Sakaltutanı
düşünün, tam 4 kez söküldü, tekrar yapıldı; Sansa-Mutudaki
tüneli düşünün, tam bir muamma. Ulaştırma
Bakanlığında sanki hiç mühendis yok, önceden bir
araştırma yapıp Şu yolun şurada gitmesi gerekir,
şöyle olması gerekir. diye araştırmıyorlar. Bir
bakıyorsunuz 2 metre yukarı alınması gerekiyor. denip
tekrar yapılıyor, 4 metre aşağı düşmesi gerekir.
denip tekrar yapılıyor; Tüneller yıkılsın, tünele
gerek yok. diyorlar, bir bakıyorsunuz, tekrar tünel yapılıyor.
Tabii, çok pahalıya mal oluyor, dünya kadar para gidiyor.
Adliye
binası yapıldı. Tabii, hiç övünemeyeceğimiz bir cezaevi
yapıldı ama cezaevine 16 trilyon para -eski parayla-
harcanmış, 396 kişilik kapasitesi var yeninin. Şu anda
odaları o kadar kötü yapılmış; bir mutfağı var,
10 kişi zor yemek yiyebiliyor. Bu 16 trilyon para harcanırken
nasıl projelendirildi, nasıl yapıldı, aklın
alması gerçekten çok zor.
Polis
okulunun yeri değiştirildi, daha önce olan polis okulunun.
Kızılay
Maden Suyu Fabrikası ve Dünyagöz Hastanesi yapıldı ama tabii,
işin ilginci, bu yapıldığı zaman da özellikle Dünyagöz
Hastanesini engellemek için uğraşanlar oldu, kadro verilmedi.
Kızılay
Maden Suyu için de sayın vekilim uğraştılar,
hakkını inkâr edememem ama engellemeye çalışanları da
biliyoruz, sayın vekilimiz de biliyor. Orası yapılmasın
diye bir sürü engel çıkarmaya çalıştılar.
Erzincanda
esnaf perişan, çiftçi perişan, köylü perişan, memur
perişan, işçi perişan; borçlu, işsiz sayısı çok
fazla, icralık vatandaş sayısı çok artmış.
Erzincan
Belediyesinin, Allah için, hiçbir sorunu yok; yollar bitmiş, asfalt
bitmiş, mahallelerde sorun kalmamış! Bütün hepsi bittiği
için, şimdi, 640 milyara -eski parayla- lüks bir araç peşindeler.
Bunu da aldıkları zaman herhâlde Erzincanın artık sorunu
kalmayacak.
Erzincanda
yapmak istediğimiz çok şey var; yapmak istediğimiz şeyleri
projelerimizi getirdik, sürekli projelerimizi
hazırladık. İnşallah, 7 Hazirandan sonra Cumhuriyet Halk
Partisinin iktidarında biz tüm bu projeleri yapıp bunları hayata
geçireceğiz.
Özellikle
şeker fabrikasını 5 bin kapasiteye çıkaracağız,
buradaki bütün ürünlerle birlikte Erzincanın Tercanını,
Çayırlıyı bağlayacağız.
3.
Ordu Erzincanda ama Ağır Bakım Yolu çalışması
ağır aksak gidiyor. Neden 3. Ordu merkez olmasın, onu merkez
şekline getireceğiz.
Ergan
Dağı, dünyada sıralamaya giren bir dağ kayak merkezi olarak
ama ne yazık ki çalıştırılamıyor, bunun çalışması
için özel teşvikler vereceğiz.
Tarım,
hayvancılığı destekleyeceğiz. Erzincan fasulyesi
bulunmaz, nohut bulunmaz, pancar, buğday; bunlar için özel teşvikler,
seracılık için yapılan çok uygun bir yer
Tulum peynirimiz marka
ama ne yazık ki şu anda nasıl olduğunu herkes biliyor, bunu
geliştirmek için her şey yapılacaktır.
Hepinizi
saygılarımla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Işık.
Gündem
dışı üçüncü söz, Dünya Anadil Günü nedeniyle söz isteyen Batman
Milletvekili Sayın Ziver Özdemirin.
Buyurun
Sayın Özdemir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
3.- Batman Milletvekili
Ziver Özdemir'in, 21 Şubat Uluslararası Anadil Gününe ilişkin
gündem dışı konuşması
ZİVER
ÖZDEMİR (Batman) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Dünya Anadil Günü dolayısıyla gündem dışı söz
almış bulunmaktayım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Birleşmiş
Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), 21 Şubatı
Uluslararası Anadil Günü adı altında uluslararası
uzlaşıyı, kültürel çeşitliliği desteklemek
amacıyla 1990 yılında ilan etmiştir.
UNESCO
tarafından yayınlanan Atlasa göre dünyada 2.473 dil kaybolma
tehlikesiyle karşı karşıya, Türkiyede 18 dil için bu
tehlike geçerli. Yüz yıl içerisinde bir dili konuşacak çocuk
kalmayacaksa o dil tehlikede kabul ediliyor. UNESCO tehlike altındaki
dilleri kırılgan, açıkça tehlikede, ciddi anlamda
tehlikede, son derece tehlikede ve kaybolmuş kategorileri
altında ele alıyor. Dilin kırılgan olması birçok çocuk
tarafından konuşulmasına rağmen bu kullanımın ev
gibi belirli alanlarla sınırlandırıldığı
anlamına geliyor. Türkiyede de örnekleri Zazaca, Çerkezce ve Abhazca
olarak sıralanıyor. Açıkça tehlikede olan diller olarak çocuklar
tarafından ana dil olarak öğrenilme oranı oldukça düşük
olan Abhazca, Hemşince, Lazca gibi diller gösteriliyor. Ciddi anlamda tehlikede
olan diller, toplumun yaşlı kesimi tarafından konuşulan,
orta yaşlı kesim tarafından anlaşılan ama çocuklara
öğretilemeyen dilleri kapsıyor; bunlar da Gagavuzca, Ladino gibi
dillerdir. Son derece tehlikede olan diller, toplumun yaşlı kesimi
tarafından nadiren konuşuluyor. Türkiyede de bu kategoriye giren tek
dil Hertevin dilidir.
Değerli
milletvekilleri, bizler için her dil değerlidir, önemlidir ve
korunmalıdır. Dillerin çeşitliliği, Allahın bizlere
bahşettiği büyük nimetlerden biridir. Yüce Allahın ayette
buyurduğu gibi: Göklerin ve yerin yaratılması dillerinizin ve
renklerinizin farklı olması da Onun varlığının
ve kudretinin delillerindendir. Şüphesiz bunda bilenler için elbette
ibretler vardır. Bizler farklılığı, renkliliği
hiçbir zaman bir tehdit unsuru olarak görmedik. Bizim bakış
açımız farklılıkların zenginlik olduğudur. Bunun
için, bu zenginliği yaşatmak ve önündeki engelleri kaldırmak
için on üç yıldır AK PARTİ durmadan çalışıyor.
Öncelikle, on üç yıllık iktidarı süresince AK PARTİ
yıllardır süregelen ret, inkâr, asimilasyon politikalarına son
verdi. Sadece sosyal alanda değil, her alanda büyük bir
demokratikleşme süreci ve hamlesi başlattı. Ana dil konusunda da
on üç yılda reform mahiyetinde düzenlemeler, yenilikler
gerçekleştirildi. Hayal dahi edilemeyen, konuşulmasından bile
korkulan adımları attı.
Neler
yaptık bu süreçlerde? Mesela, farklı dillerde yayına izin
verdik. TRT Kurdîyi hayata geçirdik. Artık yirmi dört saat yayın
yapan, devletin resmî televizyonu var. Devlet televizyonu
aracılığıyla da TRT Haber isminde de Kürtçe bir haber
sitesi yayın yapıyor.
2010
yılında ifade ve örgütlenme özgürlüğünün bir gereği olan
siyasi propaganda hakkının önündeki siyasal engelleri
kaldırdık. Farklı dil ve lehçelerde siyasi propaganda serbest
hâle geldi.
İsimlerin
önündeki engelleri kaldırdık.
Kamuda
Kürtçe ve diğer dillerde tercüman ve çağrı merkezlerini
kurdurduk. Ayrıca, çeşitli valilikler
aracılığıyla da kamu kurumlarının hizmet
kalitesini artırmak için kurulan çağrı merkezlerine Türkçe
bilmeyen vatandaşlarla iletişim kurulabilmesi için personel
görevlendirilmesi yapıldı.
Eğitim
sistemini demokratikleştirdik. 4+4+4le bu çerçevede, talep hâlinde
farklı dil ve lehçelerde seçmeli ders olarak okullarda önlerini
açtık.
2002
yılı içerisinde de çıkarılan Üçüncü AB Uyum Paketinde
resmî dil olan Türkçenin yanında vatandaşların günlük
hayatlarında geleneksel olarak kullandıkları farklı dil ve
lehçelerde yayın yapılabilmesini mümkün hâle getirebildik.
Aynı
yıl içerisinde, farklı dil ve lehçelerin öğrenilebilmesi için
özel kurslar açılmasına da imkân tanındı. Yasal
değişikliklerle, özel okullarda farklı dil ve lehçelerde
eğitimin önünü açtık. Yasaklı harflere serbestiyet getirdik.
En
son da Kültür ve Turizm Bakanlığımız tarafından da
Kürtçe olarak Ahmedi Haninin Mem û Zini ile Feqiye Teyranın
Divanı gibi Kürt dili ve edebiyatının klasiklerinden olan
önemli bazı eserlerin Kürtçe basımı da yapıldı.
Üniversitelerde
Kürt dili ve edebiyatı bölümü de açıldı.
(x)
Türkçesini
de söylüyorum
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Yerinizden. Sayın Aksoya öyle yaptık, yanlışlık
olmasın.
Buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
12.- Batman Milletvekili
Ziver Özdemir'in, yaptığı gündem dışı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ZİVER
ÖZDEMİR (Batman)
(x) Ben,
Dünya Ana Dil Gününü tebrik ediyorum.
(xx) Dil hayatın
kaynağıdır, hem Dicledir hem Fırattır hem Nildir.
Saygılarımla.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Gök
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Çevirmeyi yanlış yaptı, hayır. Hayattır
dedi, kaynağı ibaresi yoktur, kaynak demedi orada hayat dedi.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, sisteme giren arkadaşlar var, üç
arkadaş ama şu anda 59uncu maddeyi uyguluyoruz. 59uncu maddede, en
fazla üç kişiye söz verilir deniyor. Ben, Meclis Başkan Vekili
olduğumdan bu yana uygulamam üç kişiye söz verme şeklindeydi.
Bilginize sunuyorum.
Şimdi,
Sayın Levent Gök, geldi tutanaklar, okudum. Bu konuda CHP de gerçekten
rolünü oynamakta biçare kalmıştır. şeklinde bir ifade var,
onu kastetmiştiniz değil mi?
LEVENT
GÖK (Ankara) Evet.
BAŞKAN
Buyurun.
İki
dakika süre veriyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
VIII.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
2.- Ankara Milletvekili
Levent Gök'ün, Ağrı Milletvekili Halil Aksoyun
yaptığı gündem dışı konuşması
sırasında Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; birazdan
Halkların Demokratik Partisinin vermiş olduğu grup önerisinde
daha da ayrıntısını anlatacağım şekilde,
Cumhuriyet Halk Partisi Programına göre, kimsenin ırkı ve
kökeni diğerinden üstün değildir. Bu nedenle, ırk temelinde
çözüm arayışlarının veya asimilasyon
uygulamalarının tuzaklarından demokrasiyi kurtarmamız
gerekir. CHPnin entegrasyon anlayışı, farklı etnik kimliklerin
ve inançların ortadan kaldırılmasını değil,
onlara saygı göstererek ülke bütünlüğünün ulus devlet
anlayışıyla korunmasını öngörür.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; elbette, Cumhuriyet Halk Partisi
olarak, devleti kuran bir parti olarak, cumhuriyetimizin kuruluşundan beri
Türkiyemizin önemli, köklü sorunlarında demokrasinin gelişmesine
öncülük etmiş bir partiyiz. Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiyede
çağdaş uygarlık seviyesini kuran ve özellikle çok partili hayata
geçişi sağlayan bir partidir. Türkiyedeki her türlü etnik
kimliği Türk ulusunun bir zenginliği olarak görmüş ve bunu
gelişen süreçte de bütün dünya demokrasilerinde hangi standartlar
uygulanıyorsa onu programına almış ve Sosyalist Enternasyonalin
de bir üyesi olarak bunları gerçekleştirmeyi taahhüt etmiş bir
partidir. Bütün sorunlara bu çerçeveden bakıyoruz. Ve Cumhuriyet Halk
Partisinin -ulus devleti koruyarak- birazdan grup önerisinde de
anlatacağım öneriler doğrultusunda biçare değil, tam tersine,
demokrasiyi geliştiren ve ulus devleti koruyan ama etnik kimliklerin de
hepsini ayrı ayrı muhafaza eden anlayışının
görülmemesi söz konusu olamaz.
Bu
konuda bir düzeltme yapmak arkadaşımıza da düşer.
Hepinizi
saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Çok teşekkür ederim Sayın Gök.
Gündeme
geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan
BAŞKAN
- Meclis araştırması açılmasına ilişkin üç önerge
vardır; ayrı ayrı okutuyorum.
Sayın
Zozani, açıklama yaptım, 59u uyguluyoruz. dedim.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, İç Tüzük 69a göre söz
istiyorum.
BAŞKAN
Nedir söz isteme gerekçeniz?
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Tutanaklardaki çelişkili ifade, esasında
biraz önce tartışma konusu oldu. Sayın Ertuğrul Kürkcünün
teklifinin tasarı metninden geri çekmesine ilişkin olarak dün burada
iki defa işlem yapıldı. İşlemlerden birisinde talep
reddedildi, bir tanesinde talep kabul edildi; tutanaklarda vardır. Bu
hususu dile getirmek için sizden söz talep ediyorum.
BAŞKAN
Söylediniz zaten. Tamam, açıklama ne? Bu, bir sataşma değil.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Şimdi, bununla ilgili ne yapacaksınız
Sayın Başkan?
BAŞKAN
Bir dakika size söz veriyorum. Bütün milletvekili arkadaşlarım
duysunlar talebinizi.
Buyurun,
yerinizden.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
13.- Hakkâri
Milletvekili Adil Zozani'nin, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcünün
(2/1632) esas numaralı Kanun Teklifini geri çekme önergesinin
oylamasında yanlışlık yapıldığına
ilişkin açıklaması
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Dün
akşam milletvekilimiz Sayın Ertuğrul Kürkcünün teklifinin
tasarı metninden geri çekilmesine ilişkin talebi burada işleme
alındı. Yalnız, bir gün önceden de benzer mahiyette ve
yarım kalmış bir işlem olduğu için bu talep iki defa
burada görüşüldü.
Cumhuriyet
Halk Partisi milletvekillerinin yoklama talebinden sonra Divanı yöneten
Başkan Sayın Sadık Yakut oylamaya sundu, aynen tutanaklardan
okuyorum:
Başkan
Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcünün geri alma tezkeresinin
oylanmasının tekrarlanmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Devamında Sayın Oktay Vurala Geçen birleşimde oylamadan önce
yoklama talebiniz vardı, geçerli mi? demiştir Evet, geçerli.
cevabı almıştır. Yapılan işlemden sonra
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) - Başkan - Oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
BAŞKAN
Sayın Zozani
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) - Tutanaklardaki ifade
BAŞKAN
- Anladım ben, anladım. Şimdi
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) İnceleyin Sayın Başkan, yanlış
işlem yapmayalım.
BAŞKAN
İnceleyeceğiz.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) - Siz de inceleyin, biz de inceleyelim; bu bir.
BAŞKAN
Tamam, şu anda o aşamada değiliz.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Bir husus daha var Sayın Başkan
BAŞKAN
Ara vereceğim biraz sonra, ara verdikten sonra inceleyelim, lütfen.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Bir husus daha var, ifade edeyim Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Bunun için size söz verdim bir dakika, şu anda da bunu konuştunuz,
dile getirdiniz. Ben de size diyorum ki bir aşama daha var onu
yapalım, Meclis araştırma önergelerini okuyalım; içeri
gidelim, siz de gelin, araştıralım, bir hâl çaresini
bulalım.
Teşekkür
ederim.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) - Teşekkür ederim.
BAŞKAN
- Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.
Meclis
araştırması açılmasına ilişkin üç önerge
vardır, ayrı ayrı okutuyorum:
X.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan ve 21 milletvekilinin, Güneydoğu illerinde
sık sık görülen toz taşınımının bölge
halkı üzerindeki olumsuz etkilerinin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1218)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Özellikle
son yıllarda Şırnak, Mardin, Diyarbakır,
Şanlıurfa, Batman ve Siirt illerinde sık sık görülen toz
taşınımı, bölgede yaşayan insanlar üzerinde olumsuz
etki yaratmaktadır. Bu toz taşınımı
sırasında uzmanlar solunum yolu ve kalp
rahatsızlığı bulunanlar ile yaşlı ve
çocukların bu olaylardan en fazla etkilendiğini belirtmektedir. Toz
taşınımı sırasında bölge halkı üzerindeki
olumsuz etkilerinin araştırılması ve önlem
alınması için, Anayasanın 98inci, İç Tüzükün 104üncü ve
105'inci maddeleri gereğince, Meclis araştırması
açılması için gereğini arz ve teklif ederiz.
1)
Hasip Kaplan (Şırnak)
2)
Pervin Buldan (Iğdır)
3)
İdris Baluken (Bingöl)
4)
Sırrı Sakık (Muş)
5)
Murat Bozlak (Adana)
6)
Halil Aksoy (Ağrı)
7)
Ayla Akat Ata (Batman)
8)
Hüsamettin Zenderlioğlu (Bitlis)
9)
Emine Ayna (Diyarbakır)
10)
Nursel Aydoğan (Diyarbakır)
11)
Altan Tan (Diyarbakır)
12)
Adil Zozani (Hakkâri)
13)
Esat Canan (Hakkâri)
14)
Sırrı Süreyya Önder (İstanbul)
15)
Sebahat Tuncel (İstanbul)
16)
Mülkiye Birtane (Kars)
17)
Erol Dora (Mardin)
18)
Ertuğrul Kürkcü (Mersin)
19)
Demir Çelik (Muş)
20)
İbrahim Binici (Şanlıurfa)
21)
Nazmi Gür (Van)
22)
Özdal Üçer (Van)
Gerekçe:
Toz
taşınımı dünya ekosistemi için büyük önem
taşımaktadır. Türkiye ve çevresindeki çöllerden (Sahra,
Arabistan gibi) ve yarı kurak alanlardan kalkan toz
parçacıklarının taşınması iklim, kara ve deniz
ekosistemleriyle insan sağlığı açısından büyük
öneme sahiptir.
Bu
maksatla geliştirilen toz taşınım modelleriyle yapılan
tahminler, toz taşınım yollarının belirlenmesi ve
gerekli tedbirlerin alınması konusunda olumlu sonuçlar vermektedir.
Dünya
Meteoroloji Teşkilatı Atmosferik Araştırmalar ve Çevre
Programı bünyesinde Kum ve Toz Fırtınası Uyarı
Danışma ve Değerlendirme Sistemi oluşturulmuştur. Bu
sistemle, üye ülkelerin gerçekçi kum ve toz fırtınası tahmini
yapma kapasitelerinin geliştirilmesi hedeflenmektedir.
Ülkemizde,
Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından üretilen toz tahminleri
İnternet ortamında yayınlanmaktadır.
Toz
taşınımının temel nedeni kuraklık ve
çölleşme olarak belirtilmektedir. Dünyadaki büyük ve önemli toz kaynak
alanları; Afrika (Sahra Çölü), Asya (Gobi ve Taklamakan), Arabistan
Yarımadası, Güney Amerika ile Avustralya'da bulunan çöllerdir.
Çöllerden
kalkan tozlar atmosferin üst tabakalarına yükselerek uzun mesafeler kat
etmektedir. Göreceli olarak daha büyük olan toz parçacıkları kaynak
alanlarının yakınlarında çökerken, küçük olanlar ise
binlerce kilometre yol katedebilmektedir.
Kuraklık
ve çölleşmeden kaynaklanan toz ve kum fırtınaları, maruz
kalan insanların günlük yaşamını olumsuz yönde
etkilemektedir. Solunum yolu ve kalp rahatsızlığı
bulunanlar ile yaşlı ve çocukların bu olaylardan en fazla
etkilendiği bilinmektedir. Afrika'da yapılan çalışmalar,
çocuklarda görülen menenjit vakaları ile toz fırtınaları
arasında önemi bir bağ olduğunu göstermiştir.
Toz
fırtınaları, hava ve deniz ulaşımını da
olumsuz yönde etkilemektedir. Toz kaynak alanlarına yakın bölgelerde,
fırtınaların yaşandığı dönemlerde
havaalanları kapatılmakta, kara yolu ulaşımında ise
büyük sorunlar yaşanmaktadır.
Türkiye,
Orta Doğu ve Afrika kaynaklı çöl tozlarından etkilenmektedir.
Ülkemize olan toz taşınımı, Basra Alçak Basınç
Merkezinin daha etkili olduğu ilkbahar, yaz ve sonbahar aylarında
daha yoğun gerçekleşmektedir. Suriye ve Irak sınırına
yakın yerleşimlerimiz başta olmak üzere, Güneydoğu Anadolu
Bölgemiz toz taşınımından önemli ölçüde etkilenmektedir.
Ayrıca,
Hükûmetler Arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC),
başlıca iklim değişkenlerinden biri olan atmosferik
aerosollerin çok önemli bir bileşeni olarak tozu kabul etmektedir.
Bölgemizde yer alan ülkeler toz fırtınasına yüksek derecede
maruz kalmakta ve ciddi boyutta etkilenmektedir. Güncel iklim öngörülerine
göre, kuraklık hadisesinin sıklığı ve şiddetinin
artmasıyla birlikte toz ve kum fırtınalarının daha
yoğun yaşanması beklenmektedir.
Bu nedenlerle, toz taşınımının
bulunduğu bölgelerdeki toz taşınımı
sırasında bölge halkı üzerindeki olumsuz etkilerinin
araştırılması ve önlem alınması için
araştırma komisyonu kurulmasında yarar bulunmaktadır.
2.- Aydın
Milletvekili Metin Lütfi Baydar ve 26 milletvekilinin, Aydındaki intihar
vakalarının nedenlerinin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1219)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Gerekçesini ekte sunduğumuz
Aydın ilinde intihar vakalarının araştırılarak
nedenlerinin ortaya çıkarılabilmesi ve çözüm önerilerinin
oluşturulabilmesi için, Anayasanın 98inci ve İç Tüzükün 104
ve 105inci maddeleri gereğince, Meclis araştırması
açılmasını arz ederiz.
1)
Metin Lütfi Baydar (Aydın)
2)
Atilla Kart (Konya)
3)
Hasan Ören (Manisa)
4)
Mehmet Hilal Kaplan (Kocaeli)
5)
Recep Gürkan (Edirne)
6)
Yıldıray Sapan (Antalya)
7)
Muharrem Işık (Erzincan)
8)
Ferit Mevlüt Aslanoğlu (İstanbul)
9)
İdris Yıldız (Ordu)
10)
Ali Serindağ (Gaziantep)
11)
Özgür Özel (Manisa)
12)
Selahattin Karaahmetoğlu (Giresun)
13)
Fatma Nur Serter (İstanbul)
14)
Ramis Topal (Amasya)
15)
İzzet Çetin (Ankara)
16)
Faik Tunay (İstanbul)
17)
Haluk Ahmet Gümüş (Balıkesir)
18)
Engin Özkoç (Sakarya)
19)
Birgül Ayman Güler (İzmir)
20)
İlhan Demiröz (Bursa)
21)
Sena Kaleli (Bursa)
22)
Ayşe Eser Danışoğlu (İstanbul)
23)
Binnaz Toprak (İstanbul)
24)
Osman Taney Korutürk (İstanbul)
25)
Osman Oktay Ekşi (İstanbul)
26)
Ayşe Nedret Akova (Balıkesir)
27)
Gürkut Acar (Antalya)
Gerekçe:
TÜİK
intihar istatistiklerine göre, Aydın ilinin Türkiye
sıralamasındaki yeri 2007'de 14'üncü, 2008'de 7'nci, 2009'da 2'nci,
2010'da 4'üncü ve en son çıkan 2011 istatistiğinde de 3üncü
sırada yer almaktadır.
Yıllara
göre değişse de Aydın ilinin intihar hızı Türkiye ortalamasının
üzerindedir. Genelde diğer iller değişkenlik gösterdiği
hâlde, Aydın ilinin ilk 4'teki sırası hiç değişmiyor.
En yüksek intiharlar kuzeydoğu Anadolu illeri olan Kars, Ardahan ve Tunceli'de
görülürken Aydın bu iller arasında bir Ege ili olarak yerini
korumaktadır. En çok intihar 46-55 yaşlar arasında
görülmektedir.
İntihar
oranlarının mesleklere göre dağılımlarında ilk
sırayı tarımla uğraşanlar almaktadır.
Açıklanan
bu nedenlerle Meclis araştırması açılması
gerekmektedir.
3.- Aydın
Milletvekili Metin Lütfi Baydar ve 26 milletvekilinin, Skorsky S-70 tipi
helikopterlerde herhangi bir sorun olup olmadığının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/1220)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Gerekçesini
ekte sunduğumuz Skorsky S-70 tipi helikopterlerde herhangi bir sorun olup
olmadığının araştırılması için,
Anayasa'nın 98'inci ve İç Tüzükün 104 ve 105'inci maddeleri
gereğince, Meclis araştırması açılmasını arz
ederiz.
1) Metin Lütfi
Baydar (Aydın)
2) Atilla Kart (Konya)
3) Hasan Ören (Manisa)
4) Recep Gürkan (Edirne)
5) Muharrem
Işık (Erzincan)
6) Mehmet Hilal
Kaplan (Kocaeli)
7) Ferit Mevlüt
Aslanoğlu (İstanbul)
8)
Yıldıray Sapan (Antalya)
9) Özgür Özel (Manisa)
10) İzzet Çetin (Ankara)
11) Ali
Serindağ (Gaziantep)
12) İdris
Yıldız (Ordu)
13) Ramis Topal (Amasya)
14) Haluk Ahmet
Gümüş (Balıkesir)
15) Fatma Nur Serter (İstanbul)
16) Selahattin
Karaahmetoğlu (Giresun)
17) Faik Tunay (İstanbul)
18) Engin Özkoç (Sakarya)
19) Birgül Ayman
Güler (İzmir)
20) İlhan
Demiröz (Bursa)
21) Sena Kaleli (Bursa)
22) Binnaz Toprak (İstanbul)
23) Ayşe Eser
Danışoğlu (İstanbul)
24) Osman Taney
Korutürk (İstanbul)
25) Osman Oktay
Ekşi (İstanbul)
26) Ayşe Nedret
Akova (Balıkesir)
27) Gürkut Acar (Antalya)
Gerekçe:
10
Kasım 2012 tarihinde Siirt ilinde Skorsky S-70 tipi askerî
helikopterimizin düşmesi sonucunda 17 şehit vermiş
bulunmaktayız. TSK'ya ait Skorskylerin 17 kez kaza ve kırım,
zorunlu iniş ve vurulma yüzünden kazalar geçirdiği, bu kazalarda 87
askerimizin şehit, 53 askerimizin de yaralandığı
bilinmektedir.
Skorsky
S-70 tipi askerî helikopterlerimizin birçok kazaya uğraması kamuoyunda
bu helikopterler konusunda soru işaretlerinin oluşmasına neden
olmuştur. Konunun aydınlatılması önem
taşımaktadır.
Açıklanan
bu nedenlerle Meclis araştırması açılması
gerekmektedir.
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler
gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması
açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler
sırası geldiğinde yapılacaktır.
Sayın
milletvekilleri on beş dakika ara veriyorum, biraz kendimize gelelim.
Kapanma
Saati: 16.02
ÜÇÜNCÜ
OTURUM
Açılma
Saati: 16.18
BAŞKAN:
Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP
ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan), Muhammet Bilal MACİT
(İstanbul)
----0----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 60ıncı
Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Halkların
Demokratik Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre
verilmiş bir önerisi vardır. Okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
Okutuyorum:
XI.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri
1.- HDP Grubunun,
Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel Görüşme ve Meclis
Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler
kısmında yer alan ana dilde eğitim yasağının tüm
boyutlarıyla araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergenin (10/326) ön görüşmelerinin,
Genel Kurulun 21 Şubat 2015 Cumartesi günkü birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma
Kurulunun 21/2/2015 Cumartesi günü (bugün) yaptığı
toplantısında siyasi parti grupları arasında oy
birliği sağlanamadığından grubumuzun
aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
İdris
Baluken
Bingöl
Grup Başkan Vekili
Öneri:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel Görüşme ve Meclis
Araştırmasına Dair Ön Görüşmeler kısmında yer
alan (10/326) ana dilde eğitim yasağının tüm
boyutlarıyla araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergelerin görüşülmesinin Genel Kurulun
21/2/2015 Cumartesi günlü birleşiminde birlikte yapılması
önerilmiştir.
BAŞKAN
Halkların Demokratik Partisi grup önerisinin lehinde ilk
konuşmacı Ağrı Milletvekili Sayın Halil Aksoy.
Buyurun.
(HDP sıralarından alkışlar)
HALİL
AKSOY (Ağrı) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ana
dilinde eğitim görmeyen çocukların öğrenmede
karşılaştıkları güçlüklerin
araştırılması amacıyla vermiş olduğumuz
araştırma önergesi üzerine söz aldım. Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, Türkiye devleti çok sayıda halktan oluşuyor
olmasına karşın tek bir ulusun varlığı
esasları üzerine inşa edilmiştir. Hâl böyle olunca, Türkler
dışında diğer halklar ve ulusal azınlık
halklarının varlık koşulu, diğerlerinin
egemenliğine dayalı baskı ve asimilasyon mekanizması
altında ezilip içten içe yok olma sürecini yaşamaktadır. Ulusal
sorun demokratik açıdan önemli bir yara olunca ulusal varlığın
önemli bileşenlerinden biri olan dil ya da ana dil sorunu da gündelik
hayat içerisinde aynı derecede bir sorun olarak yer almaktadır.
Ulusal sorunun çözümü şu ya da bu biçimde tartışıladursun,
dil sorunu, söz konusu temel sorunun çözümüne bağlı olarak
ertelenmeyecek denli acil, insani ve demokratik bir önem
taşımaktadır.
Türkiye
kendi Anayasasına Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve
öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak
okutulamaz ve öğretilemez. Eğitim ve öğretim kurumlarında
okutulacak diller ile yabancı dille eğitim ve öğretim yapan
okulların tabi olacağı esaslar kanunla düzenlenir.
Milletlerarası andlaşma hükümleri ise saklıdır."
maddesini koymuştur. Anadolu topraklarını ve Kürt
coğrafyasını Türkleştirme çabalarının en önemlisi
bu maddede saklıdır. Tabii, burada üstünde durulan, asıl
yasaklananın Kürtçe olduğunu söylemek, herhâlde, oldukça doğru
bir yaklaşım olacaktır.
Yalnız,
buradan Lazca, Arapça, Çerkezce gibi azınlık dillerinde eğitimin
serbest olduğu sonucu da çıkarılmamalıdır. Müslüman
olmayan azınlıklara ait Rumca, Ermenice gibi dillerde eğitim
Lozan Antlaşması çerçevesinde sürdürülebilmektedir.
Kürtçe
bir ulus, bir halk dilidir. Ulus dili olduğu içindir ki her yıl okul
çağına gelen on binlerce Kürt çocuğu, ilk
adımlarını attıkları okul sıralarında ana
dilleri dışında Türkçe dilde eğitim dayatmasıyla yüz
yüze kalmaktadır. Bu eğitim yaşamlarının ilk
yıllarında ruhsal ve zihinsel dünyalarında dehşetli altüst
oluşlar sürecine adımlarını atmakta, ağabeylerinin,
ablalarının yaşadığı kâbusun
sırasını devralmaktadırlar.
Değerli
milletvekilleri, çağdaş insanın ortak birikimleri ve
değerleri arasında İnsan Hakları ve Çocuk Hakları
Evrensel Bildirgeleri de vardır. Her iki bildirgede de insanın
eğitim ve ana dilde eğitim hakkına özel bir vurgu
yapılmıştır.
Eğitim
hakkı insani, temel bir haktır. Ana dilde eğitim ise
çocuğun sağlıklı gelişimi açısından
vazgeçilmez bir öneme sahiptir. Uluslararası sözleşmelerde kendine
yer edinmesi de bu yüzdendir. Bilimsel araştırma ve gözlem
süreçlerinin sonucunda kendine özgü kavramları olan bir içeriğe de
kavuşturulmuştur.
Birleşmiş
Milletler Genel Kurulunda 20 Kasım 1989da kabul edilen Çocuk Hakları
Sözleşmesini Türkiye, 1990 yılında, bazı maddelerine
çekince koyarak imzalıyor. Çekince koyduğu maddelerdeki hükümlerin en
önemlileri ise şunlardır:
17nci
madde şöyledir: Kitle iletişim araçlarının,
azınlık grubu veya bir yerli ahaliye mensup çocukların dil
gereksinimlerine özel önem göstermeleri konusunda teşvik edilmesi.
29uncu
madde şöyledir: Eğitimin
çocuğun ana-babasına, kültürel kimliğine, dil ve
değerlerine, çocuğun yaşadığı veya geldiği
menşe ülkenin ulusal değerlerine ve kendisininkinden farklı
uygarlıklara saygısının geliştirilmesi.
Yine
30uncu madde ise şöyledir: Soya, dine ya da dile dayalı
azınlıkların ya da yerli halkların var olduğu
Devletlerde, böyle bir azınlığa mensup olan ya da yerli halktan
olan çocuk, ait olduğu azınlık topluluğunun diğer
üyeleri ile birlikte kendi kültüründen yararlanma, kendi dinine inanma ve
uygulama ve kendi dilini kullanma hakkından yoksun bırakılamaz.
Bu da 30uncu madde.
Avrupa
Birliği müzakere süreci çerçevesinde Türkiye, Anayasa'nın
yasaklı ana dil maddelerinde sözde adım atmak için düşüncelerin
açıklanmasını ve yayılmasını, yayın
yapılmasını düzenleyen 26 ve 28inci maddelerinde
değişiklikler yapmıştır, bu doğrudur. 3 Ekim
2001de çıkarılan kanunla bu maddeler ana dille ilgili yasaklardan
arındırılmıştır ancak ana dilde eğitimle
ilgili 42nci madde yerli yerinde durmaktadır. Zaten devlet söz konusu
değişiklikleri Türkçe dışında başka dillerde
eğitim için değil, Türkçe dışında başka dillerde
yayın, kurs eğitimi gibi faaliyetlere dönük olarak
yapmıştır.
Değerli
milletvekilleri, dil, insanlar arasındaki anlaşma ve iletişimin
en önemli aracıdır. Ana dil ise çocuğun başta ailesi olmak
üzere soyu, çevresi ve ulusundan bilinçli bir öğrenim süreci olmadan
edindiği bir dildir. Bu bakımdan ana dili, çocuğun anasının
konuştuğu dil gibi tanımlamaya kalkanlar gerçeği bilinçlice
örtbas etme gayretindedirler. Topluluk kültürünün yaşatılması ve
sonraki kuşaklara aktarılması açısından yazılı
dil son derece önemlidir. Dil ile zihinsel gelişim arasında
sıkı bir paralellik olduğu uzmanların görüşleri
çerçevesinde ifade edilmektedir. Bebek anne karnından başlayıp
doğduğu günden sonra seslere karşı sürekli bir
duyarlılık içindedir, biliyoruz, annenin sesini diğer seslerden
ayırt etmesi gibi.
Dört
günlük Fransız ve iki aylık Amerikan bebeklerinin
alındığı bir çalışmada bebeklerin kendi dillerine
ait sözleri yabancı dilden ayırt ettikleri gözlemlenmiştir.
Dolayısıyla, kişi ile ana dili arasındaki duygusal ilişki
yaşam boyu sürecek kadar derin bağlara sahiptir. Çocuk okul
çağına gelinceye kadar temel dil yeteneklerini kazanır,
edindiği sözcüklerle düşünür, dış dünyayla
bağlantısını bu sözcüklerle kurar. Yani, gelişimi,
iletişimi, anlaşması, anlaşılması, zihinsel süreç
ve de buna aracılık eden dille ortaya dökülür. Okula
başladığında ana dili dışında farklı
bir dile dayalı eğitim onun gelişimini altüst edecek ve
bocalamasına sebep olacaktır; çevreye küsmesine, kendini önemsemeyip
kendinden kaçmasına neden olacaktır. Dolayısıyla,
başarısızlık kaçınılmazdır.
1991'de
ABD'de Ramirez'in İspanyolca azınlık dilini konuşan 2.352
öğrenciyi kapsayan çalışması ve sonucu şöyledir:
Araştırmada öğrenciler üç farklı grup ve eğitim
programına tabi tutuluyorlar. Birinci grup sadece İngilizce, ikinci
grup bir ve iki yıl İspanyolca öğrenimden sonra İngilizce,
üçüncü grup ise dört-altı yıl İspanyolca eğitimden sonra
İngilizce eğitimi görüyorlar. Sonrasında ana dillerinde uzun
süre eğitim alan grup zamanla İngilizceyi ana dili düzeyinde
kullanabilir duruma geliyor. Çalışma grupları içinde en
başarısızı ana dilde hiç eğitim almayan grup olarak
görülüyor. Bu grubun üyeleri, sonraki süreçte de diğer derslerden yaş
grubunun başarısının çok gerisine düşüyorlar.
Yine, Jim Cummins'e göre farklı
kültürlerden gelen çocuklar baskın dilde eğitime
başladığında çocuk ile ebeveyn arasındaki iletişim
kesilmektedir.
Pedagojinin temel kuralı olan, çocuğun
deneyimlerle kazandığı bilgiler üzerinden öğretim
yürütülmesi ilkesi ihlal ediliyor, edilmemelidir.
Çocuğa doğrudan ya da ima yoluyla "Kendi
kültürünü okul kapısının dışında
bırakacaksın." dendiği için çocuk kendisini
reddedilmiş olarak görür ve öğrenme ortamına aktif katılımı
da engellenmiş olur.
Ana dil konusunda ülkemiz gerçeğine dönecek olursak,
eğitimdeki başarı sıralamalarında Hakkâri,
Ağrı ve Şırnak'tan başlayarak Kürtlerin
yaşadığı diğer bölge illerinin Türkiye geneline göre
-sırayla- sonda yer aldıkları da göz önüne alınırsa,
ekonomik geri kalmışlığın yanına bir de dil
konusu konulunca durum çok daha iyi anlaşılabilir.
Esas itibarıyla, fırsatım olsaydı bu
ana dil konusunda yaşamış olduğum bir hatırayı
uzun uzun size anlatmak isterdim. Benim okul arkadaşım, benden 4-5
yaş büyük Zeynel adındaki arkadaşım hiç Türkçe bilmezdi.
Benim dönemimde üç dört sene üst üste 1inci sınıfta kalmak bile
vardı. Beni Zeynelin yanına oturttu öğretmenim. Sonuçta, geldi,
Zeynelin kafasına şöyle bir iki eliyle vurdu, dedi ki: Bak, bacak
kadar çocuk Türkçe öğrenmiş, sen hâlâ öğrenememişsin.
Öğretmen arkasını dönüp gidince Zeynel Kürtçe şunu söyledi
çocuk ağzıyla, çocuk diliyle:
(x)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HALİL AKSOY (Devamla)
Bağışlayın, onun cümlesi olduğu için söylüyorum:
Eşek oğlum, sen neden Kürtçe öğrenmedin? şeklinde bir
cümle söyledi ve Zeynel -okul sıralarında- ben okulu bitirinceye
kadar 1inci sınıftaydı, ondan sonra da okulu terk etti ve
(x) oldu.
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Aksoy.
HALİL AKSOY (Devamla) Bu tür travmaların
giderilmesi için bu araştırmaya bütün arkadaşlarımdan
destek istiyorum. Özellikle -AKPnin- biraz önce yapmış olduğu
konuşmadaki referansı bunu da destekleme noktasında
olmalıdır.
BAŞKAN Sayın Aksoy, teşekkür ederim.
HALİL AKSOY (Devamla) Özellikle Kürt
coğrafyasından gelenlerden bu desteği bekliyorum.
Teşekkür ederim. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim, sağ olun.
Halkların Demokratik Partisi Grup önerisinin
aleyhinde ilk konuşmacı Kırıkkale Milletvekili Sayın
Ramazan Can.
Buyurun Sayın Can. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
1982 Anayasası hazırlanırken 42nci
maddede Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim
kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz
ve öğretilemez. hükmünü içeren dokuzuncu fıkra, aslında
Danışma Meclisi tasarısında yer almazken Millî Güvenlik
Konseyince eklenmiştir. Gerekçesinde Eğitim ve öğretim kurumlarında
okutulacak dillerle ilgili yeni bir fıkra eklenmiştir. ibaresine yer
verilmiştir. Anayasa Mahkemesi, 42nci maddeye ilişkin 2002/146
sayılı Kararında farklı dil ve lehçelerde kursların
açılmasıyla ilgili olarak 42nci maddeye aykırılık
olmadığını belirtmiştir. Bu nedenle, Anayasayla
ilgili maddede Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim
kurumlarında okutulamaz ve öğretilemez. denmekte; ikinci cümlede
Eğitim ve öğretim kurumlarında okutulacak yabancı diller
ile yabancı dille eğitim ve öğretim yapan okulların tabi
olacağı esaslar kanunla düzenlenir. denmekte. Metin, ana dil olarak
Türkçenin okutulması ve öğretilmesiyle ilgili olup ana dildeki
eğitimle ilgili değildir. Bir dilin okutulup öğretilmesi ile
o dilde eğitim veya o dille eğitim aynı kavramlar
değildir. Anayasa 2 farklı kavramı birlikte
kullanmıştır. Neticede, ana dil olarak Türkçenin okutulması
ve öğretilmesi zorunluluğuna halel gelmeksizin geleneksel olarak
kullanılan dil ve lehçelerle eğitim ve öğretimin anayasal
güvenceye tabi olduğu şeklinde yorumlanabilir. Bu durumda, Kürtçe, birinci
cümledeki açık hüküm nedeniyle ana dil olarak öğretilmezken
eğitim dili olabilecektir. Eğitim dili ile ana dil aynı
değildir. Yasal ana dil Türkçeyi okutup öğretmek şartıyla,
Kürtçe, Arapça, Çerkezce vesaire dillerinde eğitim kurumları
açılabilecektir. şeklinde de yorumlanabilir. Ana diller yabancı
dil olmadığı için ikinci cümledeki sınırlamalara da
tabi değildir. Anayasa 5, insanın maddi, manevi
varlığının gelişimi; Anayasa 2, insan haklarına
saygılı hukuk devleti; Anayasa 10, ayrımcılık
yasağı birlikte değerlendirilmeli.
Bu
nedenle, AK PARTİ hükûmetleri, Anayasayı bu şekilde
yorumlayarak 2003 yılında yaptığımız
düzenlemelerle farklı dil ve lehçelerin öğrenilmesiyle ilgili özel
kurs imkânları sağlamıştır. Yine, daha sonra
üniversitelerde farklı dil ve lehçelerle ilgili birimlerin
açılması sağlanmıştır. Farklı dil ve
lehçelerin okullarda seçmeli ders olarak okutulması
sağlanmıştır. Özel okullarda farklı dil ve lehçelerde
eğitim imkânı sağlanmıştır.
2293 sayılı
Kanunla Türkçe dışındaki dillerde eğitim-öğretim
konusu da düzenlenmişken, bu kanundaki yeni düzenlemeyle Özel Eğitim
Kurumları Kanununa tabi olarak farklı dil ve lehçelerde özel
öğretim kurumu açılması imkânı da getirilmiştir. Bu
kurumlarda eğitim ve öğretimin yapılacağı dil ve
lehçeler Bakanlar Kurulunca tespit ediliyor ve ilgili yönetmelik de Millî
Eğitim Bakanlığınca çıkartılıyor.
Yine, dönemimizde
farklı dil ve lehçelerde üniversitelerde bölümler açılmış
ve enstitüler kurulmuştur.
AK PARTİ döneminden
önce, hatırlarsanız, anası yavrucağıyla cezaevinde
aynı dille hasbihâl edemezken, hasret gideremezken bu bir insanlık
ayıbıydı, bu ayıp da AK PARTİ hükûmetlerince
giderilmiştir.
Gündem bellidir, iç
güvenlik yasasında ilerleme kaydetmek istiyoruz. Bu nedenle grup önerisini
Genel Kurulun takdirlerine sunuyor, tekrar hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Can.
Halkların
Demokratik Partisi grup önerisinin lehinde ikinci konuşmacı, Ankara
Milletvekili Sayın Levent Gök.
Bugün bayağı
yoruldunuz Levent Bey, yürümekten.
LEVENT GÖK (Ankara)
Efendim, ülkemiz için, halkımız için; olur, ne yapalım?
BAŞKAN - Buyurun.
(CHP sıralarından alkışlar)
LEVENT GÖK (Ankara)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Halkların Demokratik Partisinin vermiş
olduğu grup önerisi üzerinde söz aldım. Hepinizi sevgiyle,
saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının
kimlikleri nedeniyle hiçbir ayrımcılığa ve eşitsizliğe
maruz kalmayacakları, herkesin ülkesine kendisini eşit derecede
aidiyet hissedeceği, insan hak ve özgürlüklerini sonuna kadar
kullanabileceği, eksiksiz hayata geçirilecek gerçek bir demokrasinin ve
temel hak ve hürriyetlerinin inşasının hedef
alınacağı bir düzen, bizim Cumhuriyet Halk Partisi olarak
arzuladığımız bir dönemdir. Bu doğrultuda,
çağdaş demokrasinin gereği olan tüm hakların garantiye
alınması, yerinden yönetimin güçlendirilmesi, bölgeler
arası sosyal ve ekonomik eşitsizliklerin giderilmesi ve gerekirse
doğrudan kamu yatırımlarıyla Türkiyede gelişmeye
açık olan bölgelerin desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizde farklı etnik
yapıların, farklı kültür kimliklerinin var olması,
bunların varlıklarının sürdürülmesi ulusal
zenginliğimizdir. Cumhuriyet Halk Partisi, devletin etnik
farklılıklar üzerinde politikalar oluşturmasını
benimsemez. Devletin görevi, bütün etnik kimliklerin, din ve mezhep
farklılıklarının üzerinde, onların üzerine
çıkarak insanı odak yapan yaklaşımları ortaya koymak,
ortak değerleri bulup çıkartmaktır. Ancak etnik kimliğini
bireysel olarak vurgulamak isteyenleri saygıyla karşılamak ve
etnik kimliği de insanların bir şerefi olarak saymak
demokrasinin ve insan haklarının bir gereğidir. Devletin,
vatandaşların etnik kökenini, dinini, mezhebini görmeyen, bütün
vatandaşlara eşit davranan bir yapıya sahip olması gerekir.
Sorunlar sadece yasalardaki eksiklerden değil, uygulamadaki bazı
yanlışlıklardan dolayı da gerçekleşmektedir.
Dolayısıyla, yurttaşlarımızın farklı etnik
kökenden gelmeleri, farklı kültürel, mezhepsel, dinsel özellikler
taşımaları, bir arada olmalarının ve ortak bir ulus
olmalarının engeli olamaz. Bu farklılıklar ulus olarak
zenginliğimizin güç kaynağıdır. Kişisel, kültürel
haklara saygı kişinin kimliğine saygıdır, insana,
insan haklarına ve çoğulcu demokrasiye saygının
gereğidir. Kişisel, kültürel haklar hiçbir erk tarafından
çiğnenemez. Kimsenin ırkı ve kökeni de diğerinden üstün
değildir. Bu nedenle, ırk temelinde çözüm arayışlarının
veya asimilasyon uygulamalarının tuzaklarından demokrasimizi
korumak gerekmektedir. Cumhuriyet Halk Partisinin entegrasyon
anlayışı farklı etnik kimliklerin ve inançların
ortadan kaldırılmasını değil, onlara saygı
göstererek ülke bütünlüğünün ulus devlet anlayışıyla
korunmasını amaçlar.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizin en temel
sorunlarından birini oluşturan Kürt sorunu konusunda Cumhuriyet Halk
Partisi olarak, gerek verdiğimiz kanun teklifleri ve gerekse Meclisteki
araştırma komisyonu önergelerimizle bu sorunun çözümü konusunda pek
çok başvurumuz olmuştur, hâlen de devam etmektedir. Bunların
başlıcalarını ifade etmek isterim.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bir kere, demokratik temsilin
sağlanması ve milletvekili genel seçimlerindeki barajın makul
bir orana indirilmesi -yüzde 3 gibi, yüzde 5 gibi- ve belediye ve il genel
meclisleri seçimlerinde ise barajın ondalık baraj olarak
uygulanması bizim önerilerimizden bir tanesidir.
Siyasi
partilere devlet yardımının tüm siyasi partileri kapsayacak
şekilde adil bir hâle getirilmesini öneriyoruz.
Yine,
Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir toplumsal mutabakat ve ortak akıl
heyeti komisyonu kurularak Kürt sorunundaki çözümle ilgili önerilerin Meclisin
şeffaflığı ve denetiminde gerçekleşmesini arzu
ediyoruz.
Yine,
eski Diyarbakır Cezaevinin, Kürt sorununu doğuran en önemli
nedenlerden bir tanesi olan Diyarbakır Cezaevinin insan hakları ve
demokrasi müzesi olmasını öngörüyoruz.
Boşaltılan
yerleşim yerlerinin mağdurlarına verilmesi, mayınlı
arazilerin temizlenip yoksul köylüye, tarımsal faaliyetlere
açılması Cumhuriyet Halk Partisinin amaçları
arasındadır.
Yine,
davaları başka illere nakledilen ve bu şekilde, adil
yargılamadan faydalanmayan yurttaşlarımızın da bu
mağduriyetlerine son verilmesi, polisin biber gazı kullanması ve
orantısız şiddet uygulamasının önüne geçilmesi
doğuda karşılaştığımız en büyük
antidemokratik uygulamalar olarak karşımıza çıkmakta ve biz
de bunların karşısında bu önergelerle, kanun
tekliflerimizle bunların önlenmesini amaçlamaktayız.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yine, doğu ve güneydoğuda
yaşanan, Kürt sorunu diye nitelendirdiğimiz bu sorunla ilgili
olarak geçmişte yaşanan hak ihlallerinin
araştırılması, toplumsal barışı bozan
olayların ve nedenlerinin araştırılması, zorunlu göçün
yarattığı sorunların araştırılması,
faili meçhul cinayetlerin araştırılması, işkence ve
işkencecilerin araştırılması, yasa dışı
dinlemelerin araştırılması, fişlemelerin
araştırılması, nefret suçlarındaki
artışın araştırılması, gerçekleri
araştırma komisyonunun kurulması şeklinde verdiğimiz
önergelerle doğu ve güneydoğuda yaşanan soruna dikkat çekip bu
konuya Cumhuriyet Halk Partisinin sağlıklı yaklaşımlarını
kamuoyuyla paylaşmış bulunuyoruz.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 12 Eylül darbesiyle ülkemizde,
Türkiyede Türkçenin dışındaki dillerin konuşulması,
yazılması, öğretilmesi, bu dillerde yayın
yapılması, basılı eser çıkartılması, değişik
etnik kültürlerin araştırılması
yasaklanmıştır. Türkiyede Kürt sorunu diye nitelendirdiğimiz
sorunun ana temelinde 1980 askerî darbesinin temelini oluşturan bu
yasakçı anlayış yatmaktadır. Cumhuriyet Halk Partisi,
AKPli milletvekillerinin pek çoğunun evveliyatından geldiği
Refah Partisi içerisinde yer aldığı dönemde kimsenin daha
adını koymadığı bu soruna adını koymuş,
Kürt sorunu diye nitelendirerek 1991 yılında Türkiye Büyük Millet
Meclisine bir kanun teklifi vermiştir. Bu kanun teklifinde, Türkçeden
farklı dillerin kullanılması hakkındaki kanun teklifimizde
Türkçeden başka dillerin kullanılmasına yasak getiren 12 Eylül
yasakçı anlayışının kaldırılması talep
edilmiş ve bu şekilde, Türkçe dışındaki çok
sayıdaki değişik dillerin varlığının ve
bunun yurttaşlarımız tarafından konuşulduğu
gerçeğinin altı çizilmiştir. Bu dillerin konuşulması,
sosyal yaşamda kullanılması, bu dillerde araştırma
yapılması, inceleme yapılması Türkçenin resmî dil olarak
kullanılmasına engel değildir. Değişik dillerin varlığını
kabul eden ve bu dillerin kullanılmasının
doğallığını kabul eden anlayış gerçekçidir
ve günümüzün geçerli anlayışıdır.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; vermiş olduğumuz bu kanun
teklifiyle birlikte bunun ötesine geçen daha başka bir kanun teklifi o
günlerde maalesef olmamıştır. Hâlbuki biz ülkemizin asli unsuru
olan Kürt kökenli olsun başka diğer kökenli olsun bütün
yurttaşlarımızın bu kültürel zenginliğini
Türkiyemizin ortak bir kültürü olarak kabul ediyoruz ve Türkçe resmî
eğitim dili ve yazışma dili olmak kaydıyla, Türkçenin
dışındaki diğer dillerin de kullanılmasını,
ana dil öğretiminin yapılmasını, eğitiminin
yapılmasını ve bu şekilde Birleşmiş Milletler
Çocuk Hakları Sözleşmesinin de çocuğun üstün yararını
öne geçiren anlayışının Türkiyede kabul edilmesini
öneriyoruz. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları
Sözleşmesinin 14üncü maddesi bu ilkelerin
ışığında değerlendirilmelidir. Bu maddenin
(1)inci fıkrasında Devletlerin çocuğun düşünce, din,
vicdan özgürlüğüne saygı göstermeleri gerekmektedir. denmektedir.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu
konuda bizim son duruşumuz şu şekildedir: Türkçe resmî dildir,
eğitim dilimiz resmî dil olarak Türkçedir, Türkçenin
dışında diğer dillerin kullanılması çocuğun
üstün yararı çerçevesinde gerçekleşmelidir. Bu konuda
pedagogların, sosyologların, hukukçuların ve tüm dünya
örneklerinin de ortaya konulduğu bir tabloda bu konudaki gerekli
girişimlerin yapılmasını destekliyor ve bu önerge
çerçevesinde de bu şekilde düşüncelerimizi ifade ediyoruz.
Hepinizi
saygıyla, sevgiyle selamlıyoruz. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Gök.
Halkların
Demokratik Partisi grup önerisinin aleyhinde Bolu Milletvekili Sayın Ali
Ercoşkun konuşacak.
Buyurun.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ALİ
ERCOŞKUN (Bolu) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, Halkların Demokrasi Partisi grup önerisi aleyhinde söz
almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
PERVİN
BULDAN (Iğdır) Sayın Başkan, düzeltme yaptırabilir
misiniz? Partimizin adını yanlış söyledi.
ALİ
ERCOŞKUN (Devamla) Türkiye Cumhuriyeti adına
BAŞKAN
Sayın Ercoşkun, bir dakika, ekleyeceğim sürenize.
Ne
oldu?
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Halkların Demokratik Partisi, onu düzeltir misiniz?
BAŞKAN
Ne dedi kendisi?
PERVİN
BULDAN (Iğdır) Demokrasi Partisi.
BAŞKAN
Halkların Demokratik Partisi demenizi rica ediyorum Sayın
Ercoşkun.
ALİ
ERCOŞKUN (Devamla) Evet, Sayın Başkan, muhalefet partisinin
vermiş olduğu grup önerisi aleyhine söz almış bulunuyorum.
Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Evet,
Türkiyenin her köşesindeki farklı kültürel zenginlikler, dil ve
lehçeler muhakkak ki ülkemizin en önemli zenginliklerini oluşturuyor. Bu
manada, Hükûmetimiz döneminde yapılan değişiklikler sayesinde,
birçok noktada yapıldığı gibi burada da özgürlükleri
genişleten, Türkiye Cumhuriyetinin her köşesindeki
vatandaşların bu özgürlükleri sonuna kadar kullanabileceği
birçok uygulamayı hayata geçirdik, geçirmeye de devam ediyoruz.
Gündemimiz
belli. Mevcut süreçte özgürlüklerin önünü açacak, reform
çalışmalarını gerçekleştirecek kanun
çalışmalarıyla alakalı nihayet dün akşam bir noktaya
gelebildik. Dolayısıyla, bugün de bir an önce bu gündeme devam
edebilmek arzusunda olduğumuzdan önerinin aleyhinde olduğumuzu
belirtir, kararı Genel Kurulun takdirine arz ederim.
Teşekkür
ederim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Halaçoğlu, buyurun, yerinizden, iki dakika.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
14.- Kayseri
Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun, 21 Şubat Uluslararası Anadil
Gününe ilişkin açıklaması
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkanım, her şeyden önce,
21 Şubatın UNESCO tarafından ana dillerin korunmasıyla
ilgili gün olarak kutlanmasını önemsiyoruz, onu özellikle belirtmek
istiyorum. Zira, dünyada pek çok dil konuşulmaktadır. Bu diller zaman
içerisinde de yavaş yavaş yok olmaktadır. Tabii ki, kültürel
hayatın devamı konusunda da ana dillerin muhafaza edilmesinde çok
büyük bir yarar vardır.
Burada,
yalnız şunu özellikle ifade etmek istiyorum ki: Ana dil ile ana dili
arasındaki farkı da özellikle görmezden gelmemek gerekir. Genelde,
ana dil olarak, ses yapısı, şekil yapısı ve anlam
bakımından birbirinden çok az farklılıklar içeren dil
yapısı ana dil olarak telaffuz edilmektedir. Diğer taraftan, ki
aynı kaynaktan kaynaklanan ve belki birçok ögelere ayrılan bir dil
yapısıdır ana dil. Ana dili ise hepimizin bildiği gibi,
doğrudan doğruya kişinin annesine bağlı olan dildir ve
bu dili öğrenmesi ve bunu devam ettirmesi tabii hakkıdır
kişilerin. Dolayısıyla, ana dilinin öğretilmesinin herhangi
bir şekilde kısıtlanmasının mümkün
olmadığını düşünüyoruz Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu olarak. Ama, ana dil ise ortak resmî dildir aynı zamanda ve bu dilin
aynı zamanda, toplumun gelişmesini hızlandıran,
yaşamı kolaylaştıran, düşüncelerin tartışılıp
ortak aklın bulunması yolu olduğu da göz önüne alınarak
hareket edilmesinde büyük bir yarar vardır. Amerika Birleşik
Devletleri gibi devletlerde pek çok ulusun yer almasına, dilin yer
almasına
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri)
rağmen, ortak toplum değerlerini savunmak
için ana dil olarak İngilizce belirlenmiştir. Bunun özellikle
bilinmesinde fayda vardır.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz.
V.- OTURUM
BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)
3.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur
Bahçekapılı'nın, Başkanlık Divanı olarak, 21
Şubat Uluslararası Anadil Gününü kutladıklarına
ilişkin konuşması
BAŞKAN
- Bu aşamada Divan olarak bize de 21 Şubat Dünya Anadil Gününü
kutlamak düşüyor.
XI.- ÖNERİLER
(Devam)
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri (Devam)
1.- HDP Grubunun,
Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel Görüşme ve Meclis
Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler
kısmında yer alan ana dilde eğitim yasağının tüm
boyutlarıyla araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergenin (10/326) ön görüşmelerinin,
Genel Kurulun 21 Şubat 2015 Cumartesi günkü birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN
- Evet, Halkların Demokratik Partisi grup önerisini oylarınıza
sunacağım
III.-
Y O K L A M A
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
LEVENT
GÖK (Ankara) Yoklama istiyoruz efendim.
BAŞKAN
Yoklama talebi var.
BÜLENT
TURAN (İstanbul) - Sayı yok, sayı.
PERVİN
BULDAN (Iğdır) Biz kalkarız.
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Sayı yok, sayı yok Başkan.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Ya, yoksa o bizim sorunumuz.
BAŞKAN
- Arkadaşlar, böyle şey yapmayalım yani Sayı yok,
mayı yok. falan demeyelim.
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Niye demeyelim? yoksa yok.
BAŞKAN Sayın
Gök, Sayın Altay, Sayın Tanal, Sayın Acar, Sayın
Karaahmetoğlu, Sayın Tayan, Sayın Küçük, Sayın Toprak,
Sayın Değirmendereli, Sayın Demirçalı, Sayın
Danışoğlu, Sayın Kaleli, Sayın Aygün, Sayın
Aygün, Sayın Akgöl, Sayın Bayraktutan, Sayın Öner, Sayın
Dudu
Sayın Bal, ayakta
mısınız?
FARUK BAL (Konya) AKP
sırasındaki arkadaşları sayın efendim, ayakta
BAŞKAN Evet,
yoklama için üç dakika süre veriyorum ve süreyi başlatıyorum.
(Elektronik cihazla
yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır.
XI.- ÖNERİLER
(Devam)
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri (Devam)
1.- HDP Grubunun,
Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel Görüşme ve Meclis
Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler
kısmında yer alan ana dilde eğitim yasağının tüm
boyutlarıyla araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergenin (10/326) ön görüşmelerinin,
Genel Kurulun 21 Şubat 2015 Cumartesi günkü birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN
Halkların Demokratik Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine
göre verilen önergesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkanım, biraz önce, Sayın
Ertuğrul Kürkcünün geri alma talebinde dün gece yapılan oylamalarda
geri alma işleminin kabul edildiğine dair bir iddiayı gündeme
getirmiştim. Siz bu iddiayla ilgili bir işlem yapmadınız.
İnceleyip işlem yapacağınızı söylediniz.
BAŞKAN
Hayır, İnceleyeyim. dedim.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Elimdeki tutanaktan tekrar okuyorum Sayın
Başkan
BAŞKAN
Sayın Zozani, şöyle bir şey yapalım mı?
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Tekrar okuyorum
BAŞKAN
Bir dakika
Anladım,
içeride de sizinle konuştuk.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Ama orada hemfikir olmadık. Şimdi,
bakın, tutanak burada
BAŞKAN
Ben bir fikir oluşturdum kendimde. Ama şöyle bir şey
yapalım: Şu anda grup önerilerini görüşüyoruz ve kanuna da
geçeceğiz; o zaman bu talebinizde bulunun çünkü doğrudan kanunla
ilgili bir şey. Tamam mı?
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Tamam.
BAŞKAN
O zaman yaparsınız onu.
Teşekkür
ederim.
Milliyetçi
Hareket Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş
bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
2.- MHP Grubunun, Ankara
Milletvekili Mustafa Erdem ve arkadaşları tarafından, din
görevlilerinin sorunlarının araştırılması
amacıyla 24/11/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 21 Şubat 2015
Cumartesi günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma
Kurulunun 21 Şubat 2015 Cumartesi günü (bugün) yaptığı
toplantısında, siyasi parti grupları arasında oy birliği
sağlanamadığından grubumuzun aşağıdaki
önerisini İç Tüzük'ün 19'uncu maddesi gereğince Genel Kurulun
onayına sunulmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Yusuf Halaçoğlu
Kayseri
MHP Grup Başkan
Vekili
Öneri:
24
Kasım 2014 tarih ve 2014/2306 Sayı ile TBMM
Başkanlığına; Ankara Milletvekili Mustafa Erdem ve
arkadaşlarınca, "Din görevlilerinin sorunlarının
araştırılması" amacıyla verilmiş olan Meclis
araştırma önergemizin 21 Şubat 2015 Cumartesi günü (bugün) Genel
Kurulda okunarak görüşmelerinin bugünkü birleşiminde
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN
Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisinin lehinde ilk konuşmacı
Ankara Milletvekili Sayın Mustafa Erdem.
Buyurun.
(MHP sıralarından alkışlar)
MUSTAFA
ERDEM (Ankara) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, din görevlilerimizin sorunlarıyla alakalı olarak
vermiş olduğumuz araştırma önergesi hakkında
konuşmak için buradayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama
başlamadan önce, dün, alçaklar tarafından alçakça şehit edilen
Fırat Yılmaz Çakıroğlu kardeşimizi rahmet, minnet ve
şükranla anıyor, Cenabı Hakkın kendisine rahmetiyle,
merhametiyle muamele etmesini niyaz ediyorum.
Değerli
milletvekilleri, AKP iktidarı tarafından taşların
bağlandığı diğerlerinin salıverildiği bir
iktidar dönemini yaşıyor, Fıratın Bayrak inmesin, ezan
dinmesin, vatan bölünmesin. diye, devletin yapamadığı, devlet
görevlilerine yaptırılmadığı bir sorumluluğun
gereği olarak dinine, devletine, vatanına, milletine sahip
çıktığı için bu alçaklar tarafından öldürülmüş
olması, şehit edilmiş olması bir Türk milliyetçisi olarak
bizleri rahatsız ediyor. Ama şu unutulmasın ki, AKP,
yasaları uygulamamaktan kaynaklanan bir acziyeti ortaya koysa da, yeni
birtakım yasaları çıkarma adına bu milleti oyalasa da,
PKKyla farklı mahfillerde farklı pazarlıklar içerisinde bulunsa
da vatanını, milletini, din ve devletini korumak için yemin
etmiş Türk milliyetçileri buradadır ve bu görevi sonuna kadar da
başaracaklardır. (MHP sıralarından alkışlar)
Değerli
milletvekilleri, din görevlileriyle alakalı olarak bugüne kadar
Meclisimizde doğru dürüst bir araştırma
yapılmamış, din görevlilerinin sorunları
araştırılamadığı için Diyanet ülkemizde
layık olduğu saygınlığı görememiş, din
görevliliği dünden bugüne sahip olması gereken ilgi ve sevgiden
mahrum kalmıştır. Bu konuda dünden bugüne doğrudan din
görevlilerinin karşı karşıya kaldığı
sorunları, bir de Diyanet İşleri
Başkanlığımız tarafından din görevlilerine sorun
olarak çıkarılan hususları burada dikkatlerinize arz etmek
istiyorum. Ama şunun altını çizmemizde fayda vardır ki: Din
görevlilerini sevsek de sevmesek de, Diyanete sahip çıksak da
çıkmasak da bir Müslüman olarak yarın mutlaka bir din
adamının önüne geleceğinizi unutmayınız.
BEDRETTİN
YILDIRIM (Bursa) Ona hiç şüphemiz yok.
MUSTAFA
ERDEM (Devamla) İkinci bir husus: Din adamlarımız şu veya
bu şekilde itilse kakılsa da, yasaların kendilerine vermiş
olduğu haklardan kaynaklanan sorumluluklarının gereği
olarak yüce dinimiz İslamın inanç, ibadet ve ahlak
esaslarını toplumsal geleceğimizin bekası adına bu
milletin evlatlarına öğretmek ve sahip oldukları konumdan
kaynaklanan bir görevin gereği olarak bizatihi bunları da
yaşamak durumundadır. Ama gelin görün ki hem öğretmekten
kaynaklanan acizlikler hem de bir din adamı olarak bunları
uygulamaktan veya bir başka ifadeyle uygulayamamaktan kaynaklanan
sorunları ve sıkıntıları da vardır.
Bakınız,
dindarlardan oy aldığınızı düşünüyorsunuz.
Diyanetin, kendinizin arka bahçesi veya ön bahçesi olduğunu söylüyorsunuz.
BEDRETTİN
YILDIRIM (Bursa) Kim söyledi?
MUSTAFA
ERDEM (Devamla) Allah için söyler misiniz, şu yapageldiğiniz siyasi
manevralar, şu yapageldiğiniz siyasi ayak oyunları, şu
yapageldiğiniz ahlak adına insanın yüzünü kızartacak
uygulamalar, yüce dinimizin neresinde yer alıyor da din ve Diyanet
birilerinin arka bahçesi veya birilerinin ön bahçesi olarak ifade edilebiliyor?
Değerli
milletvekilleri, din adamlarımız, bugün, dinini öğretmek için
eğitim almış kimseler olarak yüce kurum Diyanet İşleri
Başkanlığında çalışırken bizatihi din
adamı sıfatını da onlar gibi paylaşanlar
tarafından zorunlu rotasyonlara yönlendirilebiliyorsa, ehliyet, liyakat ve
adalet ilkeleri, göz göre göre, din adamı sıfatıyla ihlal
edilebiliyorsa veya dinî kimlikleri yetersiz, eğitimleri
tamamlanmamış ama Müslüman olmaktan başka çaresi
kalmamış bu milletin evlatlarına din adamı
sıfatıyla caminin önüne gönderilmemesi gerekenler
görevlendirilmiş ise burada Diyanetin din adamlarına karşı
bir vebali veya Diyanet kurumunu arka bahçe gibi görenlerin bir sorumluluğu
var mıdır, bunun takdirlerini de sizlere havale ediyorum.
Değerli
milletvekilleri, yüce dinimiz İslamda ruhban sınıfı
yoktur. Dolayısıyla, bu konuda ayrıcalıklı veya
istisnai haklara sahip hiç kimse bulunamaz ama din adamlarımız,
bugünkü şartlar içerisinde, devletimizin kendilerine verdiği
sorumluluğun gereği olarak, kirlenen, kirletilen, lekelenen siyasi
araçlara malzeme olmamak gibi bir sorumluluğa da sahiptir. Aklı
olanın, imanı olanın, izanı olan, vicdanı olanın
ne onları kullanmaya ne de o görevi ifa edenlerin bir malzeme durumuna
düşerek kullanılmaya haklarının var
olmadığını burada ifade etmek istiyorum.
Çok
değerli milletvekilleri, Diyanet İşleri
Başkanlığımız, son dönemlerde, 28 Şubattan kalma
bazı uygulamalara tepki göstererek merkezî vaazı
kaldırmış, merkezî ezanı dindirmiştir. Dinimizin,
pedagojinin ve kültürel yapının gereği olarak din
adamlarının vaazı görsel bir şekilde muhataplarına
ifade etmesi doğru bir yaklaşım ama bu konuda kendisini toplumun
gerisinde hissederek hâlâ tren yolunda deve yürüterek bir aydınlatma
görevi yapamayacağını da bilmesi şarttır ama gelin
görün ki öbür taraftan din adamlarımızın merkezî ezanın
insan üzerindeki olumlu tesirlerinin, ezanın bizatihi ruhundan kaynaklanan
güzelliklerin o ezanı okumaya kabiliyeti olmayanlar tarafından
kirletilmesine müsaade edilmemesi ve ezanın merkezî bir şekilde eski
güzelliğiyle yeniden okutulmasını talep etmesi lazım
gelirdi. Müftülerimizin, din adamlarımızın, bazı üst düzey
Diyanet görevlilerimizin ısrarla Ezan en azından merkezî
kalsın. demelerine rağmen üst aklın kendilerine
yapmış olduğu dayatmanın sonucu olarak ezanın
merkezîlikten çıkarılmış olmasını bugün dinimize,
Diyanetimize ve Müslümanlara karşı yapılmış bir
saygısızlık olarak görüyor, bunun din adamlarımız
tarafından öncelikle düzeltilmesi lazım geldiğini buradan ifade
etmek istiyorum.
Değerli
milletvekilleri, din adamlarımızın eğitimleriyle
alakalı uygulanan programlara da dikkatinizi çekmek istiyorum.
Antalyadaki bir din görevlisinin Elâzığda eğitime tabi tutulması,
Kastamonudaki bir din görevlisinin Antalyada dinî iç eğitim kursuna tabi
tutulması Müslümana bir eziyet olarak düşünülmeli ve bu hususun
mümkün olan en kısa sürede düzeltilmesi yoluna gidilmelidir.
Buradan
daha önce de ifade ettim, Diyanette bir rotasyon uygulaması söz konusudur
ki bu, fevkalade kış şartlarında Müslümanlara ve din
adamlarına yapılan baskı ve zulüm örneği olarak
karşımıza çıkmaktadır.
Bir
başka husus daha vardır ki Diyanet İşleri
Başkanlığımızda çalışanlar da duysun veya
aranızda bir organik ilişki varsa siz de götürün onlara söyleyin,
dinî alanda otorite Allahtır, kullar arasında bir otorite tesisine
ihtiyaç yoktur ama gelin görün ki bugün Diyanette -üzülerek söylüyorum- bir
kast sistemi ve insan onuruna yakışmayan bir
ayrımcılık söz konusudur.
Bunların
hepsinin yüce Meclis tarafından araştırılmasının
gerektiğini düşünüyor ve hepinize sevgi ve saygılarımı
sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Milliyetçi
Hareket Partisi Grup önerisinin aleyhinde Isparta Milletvekili Sayın Recep
Özel konuşacak.
Sayın
Özel, buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
RECEP
ÖZEL (Isparta) Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Milliyetçi
Hareket Partisinin vermiş olduğu din adamlarının
sorunlarının araştırılmasıyla ilgili
araştırma önergesinin aleyhine söz almış
bulunmaktayım; aleyhine olmak, din adamlarımızın
birtakım problemleri var, sorunları var bunların dile
getirilmemesi anlamında da değil.
Biraz
önceki konuşmacının burada bu Diyanetin AK PARTİnin arka
bahçesi olduğu yönünde, ön bahçesi, arka bahçesi olduğu yönünde bir
beyanı oldu.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Karar ver; ön mü arka mı?
FARUK
BAL (Konya) Diyanet İşleri Başkanı AKPnin
propagandasını yapıyor.
RECEP
ÖZEL (Devamla) Diyanet, gerçekten din, hepimizin üzerinde hassasiyetle
durması gereken bir mevzu. Onu burada bir siyaset konusu, birilerinin arka
bahçesi, ön bahçesi
FARUK
BAL (Konya) Siyaseti Diyanet İşleri Başkanı yapıyor.
RECEP
ÖZEL (Devamla) Geçmişte arka bahçelerden, ön bahçelerden siyaset kurumu
çok çekti, o kurumlara da çok zarar verdik. AK PARTİ olarak, hiçbir kurum,
bunun içerisine Diyanet de dâhil, bizim de, sizin de, hiç kimsenin de arka
bahçesi veya ön bahçesi olmasın.
Evet,
dinin sahibi Allahtır. Allah, burada otoritedir, kullar bunun üzerinde
değildir, buna hep birlikte katılıyoruz ama burada birtakım
söylemlerde bulunurken de dini bizim her zaman siyasete alet etmekten bahseden
sizlerin Dindarlardan siz oy alıyorsunuz. diye bir ithamda
bulunmasını
Biz toplumun her kesiminden oy alıyoruz, din
sevenden, sevmeyenden; kişiye böyle ayrımda bulunmayı da çok
şiddetli bir şekilde reddediyoruz. AK PARTİ olarak toplumun
bütün kesimlerinden oy aldığımızı belirtiyoruz. Bunu
bize söyleyenler kendilerini bir çek etsin Toplumun her kesiminden biz niye oy
alamıyoruz? diye; bunu gözden geçirmeleri daha iyi olur diyorum.
Bu
kirlenen, kirletilen siyaset
Kirlenen, kirletilen siyaset diye de birbirimize
lütfen
Siyasetle siz de uğraşıyorsunuz, biz de
uğraşıyoruz. Niye kirletildi? diye sizin söylemenizi abes
olarak burada algılamak istiyoruz. İçinde bulunduğumuz
kurumumuzu bu kadar birbirimizin ayağına kurşun sıkarak da
paçavraya döndürmeyelim. Siyaset kirlenmemiştir, kirletilmemiştir.
Hep birlikte siyaseti en üst seviyeye çıkartmak ortak dileğimiz,
temennimiz, çalışmamız bu yönde olmalıdır diyorum.
Din
adamları bizim dönemimizde özlük haklarında eskiye göre güzel bir
konuma gelmişlerdir. Maaşlarında, maaş skalalarında
üst sıralara bizim dönemimizde gelmiştir.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Dininiz imanınız para!(X)
RECEP
ÖZEL (Devamla) Daha iyi maaşı vermek, daha güzel özlük
haklarına kavuşturmak dileğimizdir.
Bugünkü
gündemimiz belli olduğu için bu önerinize
katılamadığımızı bildiriyor, hepinize
saygılar sunuyorum efendim. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Milliyetçi
Hareket Partisi grup önerisinin
FARUK
BAL (Konya) Sayın Başkan, Sayın Başkan, sataşma
yapıldı. Sayın konuşmacı söz istedi, görmediniz.
BAŞKAN
Bir sataşmada bulunmadı sanıyorum ama. Ben hocayı
dinlerim, lütfen.
FARUK
BAL (Konya) Efendim, abes dedi.
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) Abesle iştigal ediyorsunuz. dedi. Sataşma
nasıl olur başka?
BAŞKAN
Sayın Bal, Sayın Erdemin bunu dile getirebilecek şeyi var.
FARUK
BAL (Konya) Siz görmediniz efendim, siz yere bakıyorsunuz,
görmediğiniz için ben sizi uyarıyorum.
BAŞKAN
Peki, tamam, teşekkür ederim.
Buyurun
Sayın Erdem.
MUSTAFA
ERDEM (Ankara) Sayın konuşmacı yapmış olduğum
konuşmanın abesle iştigal olduğunu söyledi.
BAŞKAN
Bir dakika
Sataşmada mı bulundu?
MUSTAFA
ERDEM (Ankara) Evet.
BAŞKAN
Buyurun iki dakika.
VIII.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
3.- Ankara Milletvekili
Mustafa Erdem'in, Isparta Milletvekili Recep Özelin MHP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
MUSTAFA
ERDEM (Ankara) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, siyaset hiçbir zaman dinin alternatifi değildir.
Dolayısıyla, siyaset yapanların kendilerini dinle
özdeşleştirmiş olmaları da fevkalade
yanlıştır. Üzülerek ifade etmek istiyorum ki bugün şu
sıralarda muhatabım olan bazı zevatın yapmış
oldukları saha dışı çalışmalarda siyaseten
bazı şeylerin kendileri için mübah olabileceğini,
yapmış oldukları
İBRAHİM
KORKMAZ (Düzce) Bu nasıl bir dil öyle ya?
MUSTAFA
ERDEM (Devamla) Bunları siz çok daha iyi, profesyonelce
yapıyorsunuz.
Bunların
kendileri için siyasi bir atraksiyon veya siyasi bir numara olduğu yönünde
dayatmalarda bulunuyorlar.
FARUK
BAL (Konya) Yolsuzluk, hırsızlık değil. diyor adam,
fetva veriyor.
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) Rüşvet yüzde 20! diye fetva verdi hocalar ya.
BAŞKAN
Sayın Türkkan, lütfen
MUSTAFA
ERDEM (Devamla) Soruyorum size: Haram kim tarafından ne zaman helal
edilebilir? Haramın helal olmasını başarabilecek bir
babayiğit aranızda varsa bunları da çıkar buradan itiraf
eder.
Burada
şunu dikkatlerinize sunmak istiyorum: Beyler, bugün siyaseti
ÜNAL
KACIR (İstanbul) O babayiğitlik değildir, o
alçaklıktır, alçaklık. Babayiğitlik olur mu? O
alçaklıktır.
MUSTAFA
ERDEM (Devamla) Bu alçaklığı zaten kınıyorum
buradan.
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) Rüşvetin yüzde 20si helaldir. diyen alçaktır,
kahpedir.
MUSTAFA
ERDEM (Devamla) Burada siyaseti başkalarını ikna etme
sanatı olarak görmek başka bir şey, siyaset adına
olmayanı varmış gibi göstermek çok daha başka bir şey ama
ne yazık ki siyasilerin kendileriyle organik ilişki içerisinde
oldukları bazı din adamlarını kendi yapmış
oldukları siyasi söylemlerin meşruiyetine camileri, kürsüleri,
hutbeleri, minberleri araç olarak kullanması ve bunlar üzerinden de
siyaset yapıyor olması din adına da, İslam adına da,
siyaset adına da bir ayıptır diye düşünüyor, herkesi bu
hassasiyeti uygulamaya davet ediyorum. (MHP ve CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Erdem.
Milliyetçi
Hareket Partisinin grup önerisinin...
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Recep öğrendin, anladın.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri
FARUK
BAL (Konya) Hem de sataştı sana.
RECEP
ÖZEL (Isparta) Hocamla aynı düşünüyoruz.
BAŞKAN
Sohbet edin bari Hocam beraber, ben de dinleyeyim sizi. Buradan iş
yapıyoruz, lütfen.
XI.- ÖNERİLER
(Devam)
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri (Devam)
2.- MHP Grubunun, Ankara
Milletvekili Mustafa Erdem ve arkadaşları tarafından, din
görevlilerinin sorunlarının araştırılması
amacıyla 24/11/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 21 Şubat 2015
Cumartesi günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN
- Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisinin lehinde ikinci konuşmacı
İstanbul Milletvekili Sayın İhsan Özkes.
Buyurun.
(CHP sıralarından alkışlar)
İHSAN
ÖZKES (İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum. Milliyetçi Hareket Partisinin din
görevlilerinin sorunlarıyla ilgili grup önerisi hakkında Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum.
Sayın
milletvekilleri, din görevlilerinin sorunları çok, her devlet memuru
haftada beş gün çalışıyor, iki gün hafta sonu tatili
yapıyor ancak din görevlileri haftada altı gün
çalışıyor. Din görevlilerinin kullanamadıkları haftada
bir günün ücretinin maaşlarına yansıması için verdiğim
kanun teklifinin görüşülerek bir an önce kabul edilmesini bekliyorum.
Din
görevlilerinin hac, umre ve yurt dışı görevlendirmelerinde
torpil ve adam kayırmalar nedeniyle ciddi rahatsızlıklar var.
Din görevlilerinin, müftü ve vaizlerin liyakat ve ehliyetleri dikkate
alınmadan iktidar mensuplarının arzularına göre tayin
olmaları, Allahın işin ehline verilmesi emrinin Diyanette bile
uygulanmadığını göstermektedir.
Davutoğlu
gelecek diye cuma günü Sivas Ulu Camide ezan yedi dakika geç okunuyor.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Ayıp!
İHSAN
ÖZKES (Devamla) Yine, cuma günü Elâzığda 11.44te okunması
gereken ezan, Erdoğanın gecikmesi nedeniyle saat 12.35te okunuyor.
İşte, Türkiyenin geldiği durum, ibadetler dine göre değil,
muktedirlere göre uyarlanıyor.
AKP
Sivas Milletvekili Nursuna Memecanın Eş cinseller de imam
olabilirler. fetvasını bir CHPli söylemiş olsaydı neler
olurdu? AKP İstanbul Milletvekili İsmet Uçmanın din
görevlilerine İmamların, Kuran kursu hocalarının
tamamının zihinleri sülfürik asit dolu. diyerek hakaret etmesi din
görevlilerini çok ciddi bir şekilde rahatsız etmiştir. Allahtan
başkasından korkmaması gereken din görevlilerinin iktidar
milletvekillerinin hakaretlerine sessiz kalmaları, AKP iktidarında
toplumun geldiği durumu ifade etmektedir.
Malum
saray için Bülent Arınç bile İsraf var." diyor ama bu ülkede,
kimse, evet, israf var diyemiyorsa; Her cuma bir ayet sallıyorum, bu
Bakara iyi makara diyenlere kimse bu söz küfürdür, söyleyen kişi kâfir
olur diyemiyorsa; devlet işi yaparken alınan rüşvete hediye
denilmesine, hiçbir kimse -rüşvet hediye olamaz- rüşveti alan da
veren de melundur diyemiyorsa; yalancı peygamberlik iddiasında
bulunan, Hazreti İbrahim tabii ki benim, Hazreti Muhammed ise en küçük
kardeşim. diyen AKP Düzce Milletvekili İbrahim Korkmaza
İBRAHİM
KORKMAZ (Düzce) Buradayım, burada.
İHSAN
ÖZKES (Devamla) Başbakana dokunmak bence ibadettir. diyen AKP Bursa
Milletvekili Hüseyin Şahine bir şey denilemiyorsa; her cuma sonunda
okunan Nahl Suresi 90ıncı ayetin adaletten bahsetmesine rağmen,
adaleti, iyiliği ve akrabaya vermeyi emreden bu ayeti, adaletsizliğe,
torpile, adam kayırmaya, akrabaya cebinden vermeyi değil de devlet
kasasından vermeyi âdeta delil göstererek Allahın ayetlerini
çarpıtan AKP Adıyaman Milletvekili Mehmet Metinere ses
çıkarılamıyorsa
AKP
döneminde haram-helal demeden yiyen, kul hakkını hiçe sayan, israfı
itibar kılan, hırsızlığı, yolsuzluğu, devlet
malını aşırmayı caiz gören, hatta Çalıyorsa da
çalışıyor., Çalıyorsa da Allah için çalıyor.
anlayışında olan ahlaksız Müslüman tipler
yetiştiriliyor.
Bu
meyanda, AKP İstanbul Milletvekili Metin Külünkün günah işleme
özgürlüğünden bahsetmesi manidardır. Hırsızlık,
yolsuzluk yapmak özgürlük olacak, hırsıza hırsız demek
ise suç olacak; bu anlayış ne dine ne de imana sığar.
Nişanlısıyla el ele dolaşmanın günah,
hırsızla el ele kol kola olmanın sevap olduğu gibi yeni bir
din algısı, bir değişim yaşanıyor.
AKP
Grup Başkan Vekili Mahir Ünalın Değişimin
karşısında dinler bile duramaz. sözü manidardır. Domuz
derisinden post; hırsızlığı, yolsuzluğu, devlet
malını aşırmayı helal sayanlardan da Müslüman olmaz.
Sayın
AKPliler, ahirette geçerli olan para değil, ahirette geçerli olan
imandır, iman.
İBRAHİM
KORKMAZ (Düzce) Nasıl bildin be!
İHSAN
ÖZKES (Devamla) Kimi AKPlilerde şirke girme temayülü mü var acaba diye
düşünüyorum.
İBRAHİM
KORKMAZ (Düzce) Bayağı zekisin sen ha, kafan
çalışıyor yani!
İHSAN
ÖZKES (Devamla) Örneğin, AKP Düzce Milletvekili Fevai Arslanın
Allahın tüm vasıflarını üzerinde toplayan bir lider var.
demesi, alenen şirk değil midir?
İBRAHİM
KORKMAZ (Düzce) Eskidi ya eskidi Müftü Efendi, eskidi!
İHSAN
ÖZKES (Devamla) İçişleri Bakanı Efkan Alanın
İBRAHİM
KORKMAZ (Düzce) Müftü Efendi, eskidi, hâlâ aynı sakızı
çiğniyorsun!
İHSAN
ÖZKES (Devamla)
Hazreti Muhammed gururlandı, biz gururlanmadık.
tarzındaki sözleri, haşa, kendilerini Hazreti Muhammedden daha üstün
görmek gibi bir mukayese nasıl izah edilebilir?
Elbette,
AKP döneminde cumhuriyetin kazanımları zarar gördü, yargı zarar
gördü, hak, hukuk, adalet, insan hakları zarar gördü ancak en büyük
zararı din gördü. Zira bugün Türkiyede din özgürlüğü yok, din
vesayet altına girdi. Hırsızlık kötü bir şeydir ama
maneviyatı çalmak daha kötü bir şeydir. fetvası bunun açık
seçik bir delilidir.
Bugün
Türkiyede iktidar korkusu Allah korkusunu geçmiştir.
RECEP
ÖZEL (Isparta) - Allah Allah!
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Millete hakaret ediyor. Sayın Başkan, millete
hakaret ediyor.
İHSAN
ÖZKES (Devamla) Evet, evet, bugün Türkiyede iktidar korkusu Allah korkusunu
geçmiştir. Bugün Türkiyede iktidar korkusu Allah korkusunu
geçmiştir.
İBRAHİM
KORKMAZ (Düzce) Utanmıyorsun be!
İHSAN
ÖZKES (Devamla) Her namazda okunan Yalnız sana ibadet ederiz ve
yalnız senden yardım dileriz. ayeti tehlikededir.
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Sayın Başkan, millete hakaret ediliyor.
RECEP
ÖZEL (Isparta) Olur mu ya? Ayet tehlikede olur mu, ayet?
İHSAN
ÖZKES (Devamla) Muhakkak ki kulları arasında Allahtan korkanlar
âlimlerdir. ayeti de tehlikededir.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkan, niye müdahale etmiyorsunuz, taciz
ediyorlar resmen?
BAŞKAN
Ne bağırıyorsun bana ya!
ENGİN
ALTAY (Sinop) Niye müdahale etmiyorsunuz? Kasıtlı mı
yapıyorsunuz?
BAŞKAN
Bunu şimdi bıraktım, Allah Allah!
ENGİN
ALTAY (Sinop) Koro hâlinde taciz ediyorlar.
BAŞKAN
Şimdi elimdeydi tokmak. Allah Allah!
İHSAN
ÖZKES (Devamla) Zira, dinin yanında değil, iktidarın ve gücün
yanında yer alan, dini, egemen güçlerin, müstekbirlerin hizmetine sunan
belamlar türemiştir.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Kime hakaret ediyoruz? Adam doğruları söylüyor.
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Millete hakaret edemezsiniz, millete hakaret ediliyor.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Kim millete hakaret ediyor? Siz hakaret ediyorsunuz
millete.
ADNAN
YILMAZ (Erzurum) Niye bağırıyorsun Engin Bey.
ÜNAL
KACIR (İstanbul) - Ne demek AKP korkusu Allah korkusunu geçti?
İBRAHİM
KORKMAZ (Düzce) Konuşma oradan, kendine söylesin önce.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Size söylüyor, size, millete değil. Size söylüyor onu.
İHSAN
ÖZKES (Devamla) 17 ve 25 Aralık rüşvet ve yolsuzluklar
operasyonlarından sonra camilerde hırsızlık, rüşvet,
yolsuzluk, devlet malını aşırma gibi konularda ayetlere ve
hadislere âdeta sansür uygulanması İslam tarihinde kara bir parantez
arasını oluşturmaktadır.
İBRAHİM
KORKMAZ (Düzce) Her sene böyle bir müftünüz var sizin. Bunun da kullanma
süresi doldu Yaşar Nuri gibi, bu da gidiyor.
İHSAN
ÖZKES (Devamla) Hırsıza hırsız diyemeyen; yolsuza
yolsuz diyemeyen; israfa haram diyemeyen; zulme rıza gösteren;
Allahın kitabına değil, muktedirlerin gözüne bakarak fetva
veren belamlar var.
İBRAHİM
KORKMAZ (Düzce) Belam sensin işte.
İHSAN
ÖZKES (Devamla) Senin gibi, senin!
Saygıdeğer
din görevlilerimiz tüm bu din dışılıklardan
rahatsızlardır.
İBRAHİM
KORKMAZ (Düzce) Aldığın maaşları geri iade et sen.
Belam dini saptıranlara derler.
İHSAN
ÖZKES (Devamla) Ülkemiz insanları arasında Alevi-Sünni, Türk, Kürt
gibi ayrıştırma, kutuplaştırma had safhaya
ulaşmıştır.
İBRAHİM
KORKMAZ (Düzce) Allah seni Türkan Saylanla haşretsin inşallah.
Onun yanına git inşallah.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri
İBRAHİM
KORKMAZ (Düzce) Hadi âmin de, âmin de.
İHSAN
ÖZKES (Devamla) Halk, böl, parçala ve yut yönetimiyle yönetiliyor.
Sayın
Başkan, susturacak mısınız?
İBRAHİM
KORKMAZ (Düzce) Sabahtan beri hakaret ediyorsun.
BAŞKAN
Ee söylüyorum, gidip kulaklarını çekemem ya Sayın Özkes.
İHSAN
ÖZKES (Devamla) Lütfen
Lütfen susturur musunuz!
BAŞKAN
Bunu kullanıyorum, dilimle söylüyorum, ağzımla söylüyorum.
Daha gidip kulaklarından çekecek hâlim yok.
İHSAN
ÖZKES (Devamla) Düşman, hedef bir kitle oluşturuluyor ve kitle imha
edilmeye çalışılıyor. Ne oluyor? Yapmayın, etmeyin,
günahtır. diyenler de o hedefteki kitleyle aynı suçlamalara maruz
kalıyor. En sonunda cami cemaati ve din görevlileri de
ayrıştırılmaya başlandı. Aynı safta namaz
kılanlara bile Cami cemaatinden mi yoksa düşman kılınan
cemaatten mi? ayrışması yapılmaktadır. Elbette bu
durumdan din görevlileri rahatsızdır. İmamların
arkasında namaz kılan insanlar arasında ayrım yapmaya
dayatılması doğru değildir. Güneş gibi herkesin üzerine
doğan, Mevlâna gibi her kesimden herkesi kucaklayan din görevlilerimizi
rahat bırakınız. Cadı avının din görevlileri
arasına da sirayet etmesi toplumsal bütünlüğümüzü
yaralamaktadır.
Evet,
belam efendi, dön bakalım, enseni görüyorum da yüzünü de göreyim. Belam,
ey belam! Bak, bak, gel, sen nasıl dersin, hiç Allah korkusu yok mu sende?
ADNAN
YILMAZ (Erzurum) Tahrik etme.
İHSAN
ÖZKES (Devamla) Tabii ki Hazreti İbrahim benim. nasıl dersin?
Kâfir olursun, kâfir.
İBRAHİM
KORKMAZ (Düzce) Lan yürü, yürü!
BAŞKAN
Sayın Özkes, lütfen Genel Kurula hitap edin. Sayın Özkes
İHSAN
ÖZKES (Devamla) Belam, belam, belam! Ya, ya, ya, senin gibi olur aynen, aynen
senin gibi olur.
İBRAHİM
KORKMAZ (Düzce) Allah seni Türkan Saylanla haşretsin. Âmin de, âmin
de, âmin de.
İHSAN
ÖZKES (Devamla) Türkan Saylanın imanı senin gibilere yeter de
artar bile be! Türkan Saylanın imanı senin gibi imansızlara
yeter de artar! (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Özkes
İBRAHİM
KORKMAZ (Düzce) Hadi, âmin de, âmin de, âmin.
İHSAN
ÖZKES (Devamla) Ya, ya, belam, belam, belam.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Özkes.
İBRAHİM
KORKMAZ (Düzce) Allah seni Türkan Saylanın yanına göndersin. Âmin
de, âmin de, hadi de, desene.
BAŞKAN
Sayın Korkmaz
Sayın Korkmaz
İBRAHİM
KORKMAZ (Düzce) Allah seni Türkan Saylanın yanına göndersin. Hadi,
âmin de. Diyemezsin değil mi? Ama, cennete gönderdin aklın
sıra.
BAŞKAN
Sayın Korkmaz
İBRAHİM
KORKMAZ (Düzce) Belamın önde gideni.
BAŞKAN
Sayın Korkmaz, lütfen
İBRAHİM
KORKMAZ (Düzce) Ben bir mühendisim, o ise müftü.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Ama sen Hazreti İbrahimsin ya!
BAŞKAN
Tamam, teşekkürler.
İBRAHİM
KORKMAZ (Düzce) Ben diyorum ki: Allah seni Türkan Saylanın yanına
göndersin. Âmin desin.
BAŞKAN
Tamam Sayın Korkmaz, tamam. O onun bileceği bir şey.
Sayın
Engin Altay, sizden bir ricam var: Benden bir şey talep ederseniz veya bir
şey söylerken lütfen ses tonunuzu ayarlayın olur mu?
Teşekkür
ederim.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkan, bana bir söz söylediniz, müsaade
ederseniz cevap vereyim.
BAŞKAN
Buyurun.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Ben size sesimi duyurabilmek için sesimin volümünü yüksek
tutuyorum.
BAŞKAN
Ama yüzünüzün ifadesi öyle değil.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Burada Divana saygısızlık yok ancak sizin
Hazreti İbrahime 157ye göre işlem yapmanız gerekir.
BAŞKAN
Ben elimde tokmakla devamlı vuruyorum.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Hayır, ben uyardıktan sonra vuruyorsunuz. Uyarma cezası
verin.
BAŞKAN
Ben ne yapacağımı biliyorum, lütfen.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sesim gelmiyor, kısık.
BAŞKAN
Bak, yine
Yüzünüzden ürküyorum. Yapmayın bir daha öyle.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Hayır efendim, ne alakası var.
BAŞKAN
Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisinin aleyhinde Sayın Naci
Bostancı konuşacak Amasya Milletvekili. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Sayın Başkan...
BAŞKAN
Sayın Kacır, tamam, bir dakika, oturun. Vereceğim size söz.
BÜLENT
TURAN (İstanbul) Kürsüyü uyarmıyorsunuz, bizi uyarıyorsunuz
ancak Sayın Başkan.
MEHMET
ERSOY (Sinop) Efendim, Fevaiye iftira atıldı, söz vermiyorsunuz!
BAŞKAN
Grup Başkan Vekiliniz söz istedi, ona verdik.
BÜLENT
TURAN (İstanbul) CHPyi idare edeceğiz diye hâlimize bakın ya!
BAŞKAN
Buyurun Sayın Bostancı.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın Başkanım, değerli
arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
İslamiyet
adına konuşarak İslami referanslardan, normlardan bahsedip
bunlara ilişkin ikazda bulunmaları
Biz her zaman dikkatle dinleriz
ve eğer hatalarımız, kusurlarımız söz konusuysa da
bunlar üzerine düşünürüz. Normal bir Müslümanın yapması gereken
budur: Kusurlara ilişkin düşünmek.
Tabii, kim ne için bize bu ikazlarda
bulunuyor? Gerçekten derdi İslami kaynaklara ilişkin normları
hatırlatarak bir edeple güzellik atmosferi kurmak mı, yoksa
bunları başka tür hevâ ve heveslerin aracı kılarak bize
başka bir hikâye mi anlatmak? Buna da dikkat etmek gerekir. Ben Sayın
Özkesin Mecliste yapmış olduğu diğer konuşmaları
da dinledim. Sayın Özkes her zaman İslami bir repertuarla
konuşmakla birlikte ben sakin, hakikaten İslamın o yumuşak
algısına uygun, gerçekten
de İslamın emrettiği şekilde bir atmosfer kurma
istikametinde bir irade ve anlayışla konuştuğunu
şahsen görmedim.
İZZET ÇETİN (Ankara) İşine
gelmemiş konuşmaları.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) İhsan Bey her
zaman son derece kışkırtıcı, son derece hitap
ettiği kesimin canını yakmak, rencide etmek, onları
kötülemek kastıyla İslami referanslara müracaat ediyor ki
GÜRKUT ACAR (Antalya) Haksızlık
yapıyorsun, haksızlık yapıyorsun. Gerçekleri söylüyor
sadece.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla)
bunun kendisine
kaynak olarak gösterdiği İslamiyetle ne kadar derin bir çelişki
oluşturduğunu esasen kendisinin de bilmesi lazım. Eğer
derdimiz İslama uygun bir edep ve ahlak ortamı sağlamaksa
kendimizin de buna uygun bir şekilde konuşması lazım.
Sayın Özkesi demin dinlerken, özellikle konuşmasının
sonlarına doğru öyle bir feveran hâlinde konuşur hâlde gördüm
ki, doğrusu böyle bağıran ve çağıran bir insan hangi
kelimeyi, hangi ahlaki ilkeyi insanlara güzel bir şekilde anlatabilir,
bundan emin değilim.
BÜLENT TURAN (İstanbul) Sonra izlesin kendini bir.
GÜRKUT ACAR (Antalya) Bakara makaraya böyle tepki
koymadınız ama!
ALİM IŞIK (Kütahya) Bakara makaraya da bir
referans gösterin.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) Değerli
arkadaşlar, Sayın Özkesin her zaman anlatım tarzı da
kes-yapıştır taktiğidir, bir kolaj
mantığıdır.
Şimdi Marcel Duchamp diye bir plastik
sanatçısı vardır. Duchamp plastik sanatlara ilişkin bir
sergi açar, kendi yapmış olduğu eserlerini sergiler,
bunların arasına da bir tane pisuvar yerleştirir, pisuvar.
İzleyicilerden birisi orayı dolaşırken, evet, bütün sanat
eserlerine Duchampın eli değmiştir ama bir pisuvarın orada
ne işi vardır. Duchampa sorar: Bu bir pisuvar değil mi? der,
Evet. der Duchamp; Bunu siz mi yaptınız? der, Hayır,
köşedeki nalburdan aldım. der; Peki, burada ne işi vardı,
sergide?, Ben onu nalburdan almakla birlikte bağlamını
değiştirdim. O artık bir pisuvar değil, o bir sanat eseri.
der.
Şimdi, Sayın Özkes de sözlerin
bağlamını değiştirerek bize başka bir hikâye
anlatmaya çalışıyor. Buradaki
arkadaşların, önünde hangi cümle var, arkasında hangi cümle var,
ne için bunları söylemiş, buna ilişkin bir dikkat, buna
ilişkin ahlaki bir kaygı, buna ilişkin gerçekten meselenin
tamamına bakıldığında o söz ne anlama geliyor, bir
muhakeme, bir düşünme olmaksızın, bütünüyle kötü niyetle,
bütünüyle arkadaşları rencide etmek amaçlı, kolaj
mantığıyla, tıpkı pisuvar gibi, sözlerini araya
yerleştiriyor.
Böyle bir
mantığı, Sayın Özkes, geldiğinizi burada her vesile
iddia ettiğiniz, ilişkili olduğunuzu
varsaydığınız o kutsal gelenekle, o İslami
anlatıyla siz eğer uzlaştırabiliyorsanız, benim size
diyecek bir lafım yok, hiçbir sözüm yok.
İZZET
ÇETİN (Ankara) Hoca ayetikerîmeyle konuştu, sen ona pisuvarla cevap
veriyorsun.
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Devamla) O yüzden, Sayın Özkesi -yapabiliyorsa eğer- bu
konulara ilişkin yine buraya gelip Bana laf attılar. diye feveran
etmek yerine, biraz muhasebe, içsel bir muhasebe yapmaya davet ediyorum. Önce
bunu belirteyim.
İkincisi,
şunu anlamakta da zorlanıyorum: Hakikaten Türkiye'nin yakın
dönemdeki siyasi geleneğine baktığımda, geçmişte belli
bir siyaset geleneğinden gelenler, genellikle muhafazakâr, dinî
hassasiyetleri olan çevreleri geçmiş yıllarda Siz
irticacısınız. Siz gericiliği getirmek istiyorsunuz. Siz
çok fazla İslama ve ona ilişkin terminolojiyle konuşuyorsunuz.
diye fazlasıyla Müslüman olmakla suçlarlardı. Şimdi görüyorum ki
suçlamanın biçimi değişmiş, diyorlar ki: Siz, sahih
Müslüman değilsiniz. Sahih Müslüman olmalısınız. Ben de
anlamakta zorlanıyorum. Gerçekten, bizim Müslüman mı olmamız
lazım bu arkadaşlara, bu siyasi anlayışa sahip olanlara
göre
Hemen belirteyim: Herhangi bir siyasi partiyi külliyen suçlamıyorum,
bir anlayıştan ve zihniyetten bahsediyorum. Acaba Müslüman mı
olmamız gerekiyor, Müslüman mı olmamamız gerekiyor, bunu da
karıştırıyorum. Sayın Özkesin de burada nerede
durduğunu, ben, söylediğim anlatım çerçevesinde kestiremiyorum,
çok belirsiz kalmış vaziyette.
Bu
vesileyle saygılar sunarım. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan
İHSAN
ÖZKES (İstanbul) Sayın Başkan
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Sayın Başkan, ben söz istedim.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Kacır.
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Efendim, sayın konuşmacıyı,
Sayın Özkesi dikkatle dinledim, aynen şu cümleyi kullandı:
Bugün Türkiyede iktidar korkusu Allah korkusunu geçmiştir.
Değerli
Başkan, bu, millete hakarettir. Kim korkuyor iktidardan? Onların
iddiasına göre millet korkuyor. Kimden korkmadığı kadar?
Allahtan korkmadığı kadar. Bu, millete hakarettir.
Lütfen
bu sözünü düzeltsin. Ben bu milletin bir milletvekili olarak bunu gündeme
getirmeyi doğru buldum.
BAŞKAN
Tutanaklara bir bakalım.
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Türkiye Büyük Millet Meclisinde lütfen sözünü geri
alsın.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Hayır, bunda ne var böyle dediyse, anlamıyorum ki
ben. Ben de altına imza atıyorum.
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Altına imza atıyormuş beyefendi de.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Evet.
BAŞKAN
Sayın Gök, siz konuşmayacak mısınız?
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Özkes konuşacak.
BAŞKAN
- Sayın Özkes, buyurun.
ENGİN
ALTAY (Sinop) İktidar korkusu Allah korkusunun önüne geçti. Doğru
bir söz.
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan Vekili
altına
BAŞKAN
Sayın Kacır, anladık, tamam. Anlaşıldı yani
talebiniz. Tutanaklara bakacağım tekrar.
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Millete hakaret etmekten geri kalmazlar zaten.
BAŞKAN
- Sayın Özkes, buyurun.
İHSAN
ÖZKES (İstanbul) Sataşmadan dolayı söz istiyorum.
AHMET
YENİ (Samsun) Evvela özür dile, özür!
BAŞKAN
İki dakika, buyurun.
VIII.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
4.- İstanbul
Milletvekili İhsan Özkes'in, Amasya Milletvekili Mehmet Naci
Bostancının MHP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
İHSAN
ÖZKES (İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Şimdi,
ben, aslında, bağırarak, çağırarak konuşmuyorum.
RECEP
ÖZEL (Isparta) Ya sen kendini bir izle ya.
İHSAN
ÖZKES (Devamla) Ben rahat bir şekilde konuşuyorum ancak benim
konuşmalarımdan AKPlilerin kimyası bozuluyor ve beni
konuşamaz duruma getirerek benim ancak sesimi yükselterek konuşmama
sebep oluyorlar. Eğer bağırarak, böğürerek konuşanlara
bakacaksanız sizin bakacağınız çok kişi var.
BÜLENT
TURAN (İstanbul) Aynaya bak, aynaya!
BAŞKAN
Sayın Özkes, lütfen hakaret etmeyin.
İHSAN
ÖZKES (Devamla) Eğer bağırarak ve böğürerek
konuşanlara bakacaksanız sizin çok bakacağınız
kişiler var. Bu, bir.
RECEP
ÖZEL (Isparta) Ön seçim hazırlıkları mı bu?
İHSAN
ÖZKES (Devamla) Şimdi, Muhasebe yapmaya davet ediyorum. Ya, Allahtan
korkun be!
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Sayın Başkan, böğürerek
konuşanın burada ne işi var ya? Bu ne demek ya!
İHSAN
ÖZKES (Devamla) Sen Başbakana dokunmak ibadettir. diyene bir şey
diyemeyeceksin
MEHMET
ERSOY (Sinop) Hepimize hakaret ediyor. Ne demek böğürmek?
RECEP
ÖZEL (Isparta) Arkadaşlar tashih ettiler onu.
İHSAN
ÖZKES (Devamla) Sen Başbakana dokunmak ibadettir. diyene bir şey
diyemeyeceksin, Bakara makara diyene bir şey diyemeyeceksin, o
muhasebeyi yapamayacaksın; ben Bunlar doğru değil.
diyeceğim, ben muhasebe yapacağım; öyle mi?
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Bana bakma, sen yap.
İHSAN
ÖZKES (Devamla) Yazık ya! Yazık ya!
BÜLENT
TURAN (İstanbul) Yapma, yapma; zaten sen yapma!
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Bana bakma, sen yap.
İHSAN
ÖZKES (Devamla) Yazık, yazık, yani gerçekten yazık!
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Bana bakma, sen yap. Beni niye ölçü
yapıyorsun?
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Ne kadar ayıp bir şey ya!
İHSAN
ÖZKES (Devamla) Şimdi, diyor ki: Türkiyede iktidar korkusu Allah
korkusunu aşmıştır. demişim. E, bir şüpheniz
varsa bir anket yapın bakayım, bir araştırma yapın.
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
İBRAHİM
KORKMAZ (Düzce) Tövbe estağfurullah!
İHSAN
ÖZKES (Devamla) Hodri meydan! Allah rızası için bunu yapın
bak, Allah rızası için yapın.
RECEP
ÖZEL (Isparta) Ya, ön seçim korkusu
İHSAN
ÖZKES (Devamla) İktidar korkusu Allah korkusunu Türkiyede
aşmıştır. Bu vebal, bu günah size yeter de artar bile.
Allah bunun hesabını size soracak.
İBRAHİM
KORKMAZ (Düzce) Bize fetva verme, otur yerine! Burası müftülük yapacak
yer değil!
İHSAN
ÖZKES (Devamla) Kimin ne kadar samimi olduğunu inşallah göreceksiniz.
Ancak, gördüğünüzde iş işten geçmiş olacak.
MEHMET ERSOY (Sinop) Senin için geçerli
olabilir.
İHSAN
ÖZKES (Devamla) Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
MEHMET
ERSOY (Sinop) Böğürmeye devam et sen, böğürmeye devam et!
BAŞKAN
Sayın Özkes, lütfen yerinize geçin.
MEHMET
ERSOY (Sinop) Böğürmeye devam et!
İBRAHİM
KORKMAZ (Düzce) Müftü efendi
ENGİN
ALTAY (Sinop) Uyma, makaracılara uyma sen. Orası makara tarafı,
burası Bakara tarafı.
BAŞKAN
Sayın Halaçoğlu, sizi dinliyorum.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkanım, bizim grup önerimiz
mecrasından çarpıtılmıştır, bu konuda bir
açıklama yapmak istiyorum.
BAŞKAN
Buyurun, yerinizden, bir dakika
İBRAHİM
KORKMAZ (Düzce) Bir âmin bekliyoruz oradan ha!
BAŞKAN
Sayın Korkmaz
İBRAHİM
KORKMAZ (Düzce) Bir âmin bekliyoruz, âmin!
BAŞKAN
Sayın Korkmaz
İHSAN
ÖZKES (İstanbul) Âmin diyen Müslüman olursa ben âmin derim. Kâfirin
duasına âmin demem ben.(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Sayın Özkes
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
15.- Kayseri
Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'nun, MHP grup önerisinin mecrasından
çarpıtıldığına ilişkin açıklaması
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkanım
İHSAN
ÖZKES (İstanbul) Bir kâfirin duasına âmin demem ben.
BAŞKAN
Sayın Özkes
İHSAN
ÖZKES (İstanbul) Bir kâfirin, bir belamın duasına âmin demem.
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Sayın Korkmaz
ENGİN
ALTAY (Sinop) Siz şu hareketleri görmüyor musunuz? Hayret bir şey
ya!
BAŞKAN
Grup Başkan Vekili söz aldı.
MEHMET
ERSOY (Sinop) Niye oraya müdahale etmiyorsunuz?
BAŞKAN
Sayın Özkes, Sayın Korkmaz diyorum, lütfen
MEHMET
ERSOY (Sinop) Oradan böğürüyor. Nasıl olacak?
İBRAHİM
KORKMAZ (Düzce) Kâfir diye bağırıyor, bu normal midir yani?
BAŞKAN
Tamam, tamam.
Yusuf
Halaçoğlu söz aldı, Grup Başkan Vekili söz aldı. (AK
PARTİ ve CHP sıralarından karşılıklı laf
atmalar)
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Değerli arkadaşlar
BAŞKAN
Sayın Altay, arkadaşınızı da bir susturabilirseniz
Lütfen...
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkan, burada bir kişi konuşuyor
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Değerli arkadaşlar
ENGİN
ALTAY (Sinop)
orada koro hâlinde taciz var.
BAŞKAN
Ne yapabilirim?
ENGİN
ALTAY (Sinop) Ne yapabilirim olur mu? Oturuma ara vereceksiniz.
BAŞKAN
Bak, yine bağırıyorsun, yine sesini yükseltiyorsun.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkan
(Gürültüler)
BAŞKAN
Tamam.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Oturuma ara verin. Gürültü olduğu zaman ara verilir.
BAŞKAN
Bak, Sayın Halaçoğlu söz aldı.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Ara vereceğim. diye uyarmanız gerekir.
BAŞKAN
Sayın Halaçoğlu söz aldı, Grup Başkan Vekili.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Koro hâlinde Sayın Özkese sataşıyorlar.
Söyledikleri çok rahatsız etmiş anlaşılan.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Değerli arkadaşlar
ENGİN
ALTAY (Sinop) Hayret bir şey ya!
BAŞKAN
Buyurun.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Değerli arkadaşlar, şimdi, biz din
adamlarının sorunlarıyla ilgili bir önerge vermiştik.
Zannediyorum, dinimiz hakkında bir önerge vermedik.
Şimdi,
dinimizin sorunlarından söz etmiyoruz, din adamlarımızın
sorunlarından söz ettik biz burada. Eğer dinimizin sorunlarından
söz edeceksek ayrıca oturum yapmamız gerekir.
Şimdi,
bu konuda
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Dinimizin ne sorunu olsun ya!
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri)
eğer ayıplarımız varsa
onları örtmemiz gerekiyor ama
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Dinimizin sorunu olur mu?
İBRAHİM
KORKMAZ (Düzce) Hocam, dinin sorunu olmaz.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri)
siz şimdi, birisi çıkıp farkına
varmıyorsa veya varıyorsa ve şirke giriyorsa her insanın
üzerine düşen görev bir şekilde onu ibra etmektir,
açıklamaktır ve ikaz etmektir.
İBRAHİM
KORKMAZ (Düzce) Yakışmıyor sana, Yusuf Hoca,
yakışmıyor sana.
MUSTAFA
ERDEM (Ankara) Ona siz mi karar vereceksiniz?
BAŞKAN
Sayın Korkmaz
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Arkadaşlar, yapmayın.
Bakın,
şuna ne diyeceksiniz?
(Kayseri
Milletvekili Yusuf Halaçoğlunun cep telefonuyla Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğana ait ses kaydını dinletmesi)
Arkadaşlar,
buna ne diyeceksiniz? Ne diyorsunuz? Rahmetimiz gazabımızı
aşacaktır. diyor şimdiki Cumhurbaşkanı. Ne
diyeceksiniz? Susacak mısınız?
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Buyurun, cevap verin.
LEVENT
GÖK (Ankara) Hadi bakalım.
İBRAHİM
KORKMAZ (Düzce) Ne var bu lafta?
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Rahmetimiz gazabımızı
aşacaktır.
İBRAHİM
KORKMAZ (Düzce) Ya, ne var bu lafta?
MUSTAFA
ERDEM (Ankara) Ayetikerîmeyi inkâr ediyor, daha ne diyecek ya?
İBRAHİM
KORKMAZ (Düzce) Hocam, anlamıyorsanız gelin, öğretelim.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Yahu, Bunda ne var? diyorsanız zaten
işte sorun bu, sorun budur.
İBRAHİM
KORKMAZ (Düzce) Bak, anlamıyorsunuz, bilmiyorsunuz.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Yapmayın.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Çürümüşsünüz be, çürümüşsünüz!
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Rahmetimiz gazabımızı
aşacaktır. diyene
BAŞKAN
Sayın Halaçoğlu, teşekkür ederim.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Ne sorun var? diyorsanız artık
(Gürültüler)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, burada din tartışması
yapmıyoruz.
Lütfen
Sayın
Baluken, söz talebinde bulunmuştunuz. (Gürültüler)
16.- Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in, milletvekillerinin Genel Kurulda temiz bir dille
konuşması gerektiğine ilişkin açıklaması
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan, şimdi, deminden beri,
bilemiyorum duyuyor musunuz ama sürekli böğürme, böğürme diye
havada uçuşan laflar var.
BÜLENT
TURAN (İstanbul) Kürsüden, kürsüden.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Bildiğim kadarıyla İç Tüzükte, Genel Kurulda
temiz bir dille konuşulması
BAŞKAN
Bunu söyledim.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl)
ve bu temiz dille bir diyaloğun kurulmasıyla
ilgili müeyyideler var.
Siz
deminden beri, bu yönde gelen bütün bu ahlak dışı üslupsuzluklara
seyirci kalıyorsunuz.
Benim
sizden ricam, tutanakları inceleyin. Bu kelimeyi kullanan
milletvekilleriyle ilgili hem bir işlem yaptırmak hem de temiz dile
davet etmek
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Biz burada bu üslupla geçecek diyalogları dinlemek
zorunda değiliz.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Ben
gerekli ikazı yaptım, Lütfen hakaret etmeyin. dedim ama
söylediğiniz o kelimeyi ilk söyleyen kişi İhsan Özkesti.
Buradan da aynı şekilde tavırlar geldi. Bakarız
tutanaklara, işlemi yaparız.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Hayır, tutanaklarda da
Biz
dinlemek zorunda değiliz, bunları daha iyi inceleyin.
BAŞKAN
Evet, doğru söylüyorsunuz.
BÜLENT
TURAN (İstanbul) Kürsüden söyledi Sayın Başkan.
İHSAN
ÖZKES (İstanbul) Neden üstüne alındın?
BAŞKAN
Tamam Sayın Özkes.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkan
BAŞKAN
Levent Bey, konuşacak mısınız?
LEVENT
GÖK (Ankara) Engin Bey söz aldı efendim.
BAŞKAN
Engin Bey, buyurun.
17.- Sinop Milletvekili
Engin Altay'ın, Genel Kurulun atmosferiyle ilgili olarak
Başkanın milletvekillerini uyarması gerektiğine
ilişkin açıklaması
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkan, teşekkür ederim.
Müteaddit
defalar Genel Kurul atmosferiyle ilgili olarak beni
uyardığınızı görüyorum. Umarım buradaki niyetiniz
beni hedef göstermek değildir.
Ancak
şunu da belirtmek isterim: Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü
çok açıktır. 157nci maddeye göre
Biraz önce grubumuza mensup
Sayın İhsan Özkes konuşma yaparken kürsüde, AKP Grubundan koro
hâlinde tacize maruz kalmıştır ve doğal olarak
konuşmasının bitiminde sesini yükseltmiştir. Bence siz beni
uyaracağınıza 157nci madde çerçevesinde Düzce Milletvekili
Sayın İbrahim Beye bir işlem yapmanızı talep
ediyorum.
İBRAHİM
KORKMAZ (Düzce) Emrin olur
ENGİN
ALTAY (Sinop) Tutanaklara bakın ve bu talebimi lütfen yerine getirin.
BAŞKAN
Peki, bakayım tutanaklara.
Yalnız
ben sizi uyarmadım, sadece bir ricada bulundum ses tonunuzu ayarlama
konusunda.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Benim böyle, bu kadar çıkıyor sesim.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Gök.
XI.- ÖNERİLER
(Devam)
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri (Devam)
2.- MHP Grubunun, Ankara
Milletvekili Mustafa Erdem ve arkadaşları tarafından, din
görevlilerinin sorunlarının araştırılması
amacıyla 24/11/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 21 Şubat 2015
Cumartesi günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
III.
YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
LEVENT
GÖK (Ankara) Biz yoklama istiyoruz.
BAŞKAN
Yoklama istiyorsunuz.
Tamam,
20 kişi kalkınca anlıyorum onu da
Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu önerisini oylarınıza sunacağım ancak
yoklama talebi var, onu yerine getirelim.
Sayın
Gök, Sayın Altay, Sayın Serindağ, Sayın Tanal, Sayın
Acar, Sayın Karaahmetoğlu, Sayın Ekinci, Sayın Demiröz,
Sayın Çetin, Sayın Dudu, Sayın Akgöl, Sayın
Kuşoğlu, Sayın Demirçalı, Sayın Küçük, Sayın
Toprak, Sayın Sarıbaş, Sayın Aydın, Sayın Çam
tekrar hoş geldiniz- Sayın Özkes, Sayın
Danışoğlu.
Yoklama
için üç dakika süre veriyorum ve süreyi başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır.
XI.- ÖNERİLER
(Devam)
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri (Devam)
2.- MHP Grubunun, Ankara
Milletvekili Mustafa Erdem ve arkadaşları tarafından, din
görevlilerinin sorunlarının araştırılması
amacıyla 24/11/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 21 Şubat 2015 Cumartesi
günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN
- Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Öneri kabul edilmemiştir.
On
dakika ara veriyoruz.
Kapanma
Saati: 17.42
DÖRDÜNCÜ
OTURUM
Açılma
Saati: 17.58
BAŞKAN:
Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP
ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan), Muhammet Bilal MACİT
(İstanbul)
----0----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 60ıncı
Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
Cumhuriyet
Halk Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir
önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
Buyurun.
3.- CHP Grubunun,
Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel Görüşme ve Meclis
Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler
kısmında yer alan kadınların istihdam ve ücret
eşitsizliği sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergenin (10/700)
ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 21 Şubat 2015 Cumartesi günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
21.02.2015
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma
Kurulunun 21/02/2015 Cumartesi günü (Bugün) yaptığı toplantısında,
siyasi parti grupları arasında oy birliği
sağlanamadığından, Grubumuzun aşağıdaki
önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi gereğince Genel Kurulun
onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Levent Gök
Ankara
Grup Başkan Vekili
Öneri:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel Görüşme ve Meclis
Araştırması Yapılmasına Dair Ön Görüşmeler
kısmında yer alan kadınların istihdam ve ücret
eşitsizliği sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla verilmiş
olan (10/700) esas numaralı Meclis araştırma önergesinin
görüşmesinin, Genel Kurulun 21/02/2015 Cumartesi günlü (bugün)
birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisinin lehinde ilk konuşmacı
Antalya Milletvekili Sayın Gürkut Acar, buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
GÜRKUT
ACAR (Antalya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; (10/700)
esas numaralı, kadınların istihdam ve ücret
eşitsizliği sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırma
komisyonu kurulması konulu önergemizin gündeme alınmasına
ilişkin önerimiz üzerinde söz aldım. Sizleri saygıyla
selamlıyorum.
Türkiye'de
kadınların istihdam sorunu var, ücret eşitsizliği sorunu
var; bunları konuşacağız ama bunlardan, her şeyden önce
Türkiye'de kadınların can güvenliği sorunu var, yaşam
hakkı sorunu var. Son yedi yılda yaklaşık 1.500 kadın
şiddet sonucu yaşamını yitirdi değerli
arkadaşlarım. Bu yılın sadece ocak ayındaki
rakamları söylüyorum: Öldürülen kadın sayısı 200dür. 200
ailede, ocakta acı var sadece ocak ayında. Sorunun büyüklüğünü
anlatmaya bu yetmiyor ama Mersin Tarsusta Özgecan Aslanın hunharca
katledilmesi, hemen ardından Antalyada Hüsne Aslanın arabayla
ezilerek öldürülmesi bu sorunun boyutlarını daha çarpıcı ve
daha acıklı şekilde ortaya koymuştur.
Bakın,
Türkiye Büyük Millet Meclisi kadına yönelik şiddetin
araştırılması için bir komisyon kurdu değerli
arkadaşlarım. Bu Komisyon sorunu tespit edecek ve çözüm üretecek. Bu
Komisyon neyle gündeme geldi dersiniz? Bir erkek AKPli vekilin mahalle namusu
kavramıyla gündeme geldi yani kadına yönelik şiddeti mahalle
namusuyla önleyeceğiz. Bunun akılla, mantıkla bir
bağlantısı var mı değerli arkadaşlarım?
Türkiye'nin bu tabloyu ve yaratan zihniyeti daha fazla taşıması
mümkün değildir, bunu ceza yasalarıyla da önlemek mümkün
değildir.
Bakın,
bugün Cumhuriyet gazetesinde Kadın meselesi değil, erkek meselesi
diye bir araştırma var. Hâlâ Erkek sever de döver de. diyenlerin
oranı kaç biliyor musunuz? Yüzde 21. Erkeklerin yüzde 26sı,
kadınların yüzde 17si erkek şiddetini içselleştirmiş
durumda. Toplumun yüzde 69u Kadın çalışmak için eşinden
izin almalıdır. görüşünde, kadınların yüzde 64ü bile
böyle düşünüyor. Bunu değiştirmenin yolu eğitimdir
değerli arkadaşlarım, aşabileceksek eğitimle
aşacağız, eğitim, eğitim, eğitim. Bu alanda
yapılan çalışmalardan sonuç alınmasının Millî
Eğitim Bakanlığına bağlı olduğunu
düşünüyorum ama ne yazık ki eğitim kurumlarında da bu
konunun tam tersi örnekler karşımıza çıkıyor. Yani,
karma eğitimi kaldırarak mı kadın-erkek eşitliği
bilincini geliştireceğiz? Eğitim ortamlarında küçücük
çocukları cinsiyetlerine göre ayırarak mı bu bilinci
geliştireceğiz? Eğitimde cinsiyetçi uygulamaları
artırarak mı bu bilinci getireceğiz değerli
arkadaşlarım? Böyle bir şey nasıl mümkün olacak? Adalet ve
Kalkınma Partisinin dedikleri ile yaptıkları arasında büyük
çelişki var. Bu, tüm alanlara yansıyor.
0-6
yaş çocuklarına TRTnin gösterdiği filmlere bakmanızı
rica ediyorum, çizgi filmlere. O filmlerde kadın nedir? Kadın
annedir, yemek yapar, bulaşık yıkar, çamaşır
yıkar, çocuk bakar, işi ve mesleği yoktur ve bu, 0-6 yaş
çocuklarımızın beynine ekiliyor. Önergemizin konusu olan
kadınların istihdamı ve ücret eşitsizliği konusu da
buna dâhildir.
Bakın,
Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonunun üyesiyim
değerli arkadaşlarım. Bazı çalışmalarına da
saygı duyuyorum ama etkin değil, sonuç alıcı değil.
KEFEK bugün hiçbir sonuç alamamıştır yaptığı
çalışmalardan, dört sene oldu, dört senedir
çalışıyoruz.
Değerli
arkadaşlarım, bakınız, ordumuzda askerlerimiz var, 21
yaşında çocuklar orada eğitim görüyor. Bunlara kadın-erkek
eşitliğiyle ilgili eğitim verilebilir. Veriliyor mu? Verilmiyor.
İlkokuldan itibaren kadın-erkek eşitliğiyle ilgili
eğitimin başlaması lazım. Başlanıyor mu? Başlanmıyor.
Bu
istihdam konusunda da bir çalışma yapıldı ve bir rapor
basıldı. Her alandaki kadın istihdamının
artırılması ve çözüm önerileri komisyonu raporu var. Benim ve
CHPli arkadaşlarımın bu rapora itirazlarımız var
değerli arkadaşlarım çünkü bir şeyler
yapılıyormuş, çalışılıyormuş gibi
gösteriliyor ama işin özü es geçiliyor. Bakın, nüfusumuzun
yaklaşık yarısı kadın, çalışma
çağındaki kadınlarımızın sayısı
yaklaşık 28 milyon. Çalışanların sayısı kaç?
7-8 milyon. Türkiye İstatistik Kurumunun rakamlarına göre iş
gücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 72,3; kadınlarda ise yüzde
30,9. Ama gerçek rakamı söyleyeyim -bu şişirilmiş rakam-
yüzde 28,3 dolayında. İşte bütün sorun burada.
Değerli
arkadaşlarım, OECD ülkelerinde kadınların iş gücüne
katılma oranı yüzde 65tir. Bu Kadın Erkek Fırsat
Eşitliği Komisyonu rapor hazırlıyor, çekingen bir
şekilde, boynunu bükerek Kadın istihdama katılsın. diyor.
Sonra, yurttaşların vergileriyle yayın yapan TRTden,
yandaş TRTden, AKPnin borazanı hâline gelmiş olan TRTden bir
adam çıkıyor ve Çalışan kadın yuvasını
dağıtıyor. diye fetva veriyor. AKPli büyüklerden ya da
Meclisteki Komisyondan bu adama Sen ne diyorsun densiz? diyen var mı?
Yok. TRT neden Kadın Komisyonunun raporunu anlatmıyor da bu
adamı konuşturuyor? Çünkü asıl AKP zihniyeti budur, ekranlara da
o taşınıyor. TRTden topluma, Hamile kadının sokakta
gezmesi doğru değil. mesajı yayılıyor. Kendisini
Başbakan zanneden, bu nedenle de sözde Cumhurbaşkanı
dediğim cumhurbaşbakan 3 çocuk, 5 çocuk mesajları veriyor
değerli arkadaşlarım.
Bir
de Kadınlar çocuklarını büyütebilsin. sloganıyla bir
istihdam paketi getiriliyor. Yani, kadın iş yaşamında
olmasın, sosyal yaşamda olmasın, kendi ayakları üzerinde
durmasın, 3-5 çocuk doğursun, evde çocuk baksın;
bilinçaltına yerleştirilen budur. Bunlar faşist bir
anlayışın ürünleridir, bunlar laiklik karşıtı bir
anlayışın uygulamalarıdır. AKP zaten bu yönüyle mahkûm
olmuş bir siyasi partidir.
Değerli
arkadaşlarım, bakınız, laiklik olmadan kadın-erkek
eşitliği olmaz. Öncelikle aklı ve bilimi temel alacaksınız.
Fıtrat, fıtrat diyerek, aklı ve bilimi reddederek eşitlik
sağlanmaz. Yani, kimse kadın ve erkek fiziksel olarak eşit olsun
demiyor; haklarda eşitlik, fırsatlarda eşitlik olsun, hukukta
eşitlik olsun, temel olan budur. Kabineye bir kadın bakan atayarak,
bir kadın vali atayarak, bir kadın rektör atayarak kadın-erkek
eşitliği sağlanmaz, sağlanamaz.
Kadın-erkek
ücretlerinde de bir uçurum var. Bakınız, 1 milyon 23 bin
kadının çalıştığı profesyonel meslek
gruplarında yıllık ortalama kazanç 27 bin 861 lira. Aynı
işi yapan işi yapan 1 milyon 300 bin erkek ise 34.520 lira
kazanıyor. Yani, kadınlar erkeklerle aynı işi yapıyor
ama yüzde 20 eksik ücret alıyor.
Değerli
arkadaşlarım, bunları uzatmak mümkün ama önemli olan,
bunları çözme niyeti var mı, yok mu, iktidarda bu irade var mı,
sorun buradadır.
Bakınız,
az önce örnekler verdiğim araştırmada deniliyor ki: Toplumun
yüzde 42si Kadının erkekten fazla para kazanması ailede
sorundur. diyor. Yani, neredeyse toplumun yarısı ücret
eşitsizliğini onaylamış oluyor. İşte sorun bu
düşünce yapısındadır. 300 bin öğretmen iş
bekliyor, 50 bin sosyolog -biraz önce mesaj geldi- kadro bekliyor.
Yetişmiş insanımız var, yetişmiş
kadınımız var, uzmanımız var ama bunlara iş
verilmiyor ve değerlendirilmiyor, göstermelik işler
yapılıyor. Ne zaman devlet bütçesinden ve yerel yönetim bütçelerinden
kadın-erkek fırsat eşitliği için pay ayırırsak o
zaman biz belki Avrupa ülkelerine biraz yaklaşmış
olacağız.
Değerli
arkadaşlarım, durum böyleyken, AKP iktidarı döneminde en fazla değişiklik
yapılan kurumların başında yargı geliyor. Yargı
kurumu, adalet kurumu, paket paket adalet reformlarıyla
darmadağınık edildi. Yargı reformları
yapıldı. Sonuç ne oldu? Yargı sistemi çöktü, adalet sistemi
çöktü; yargıya, adalet kurumuna, emniyete, polise duyulan güven
sıfır düzeyine indi.
Bunu
söyleyen biz değiliz, tespitleri yapan biz değiliz, kendiniz
söylüyorsunuz. Bunun sorumlusu kim? En fazla şikâyetçi görünen
sizlersiniz. Burada da büyük bir çelişki yok mu? Hem de çok bir büyük bir
çelişki var. Yargıyı düzelteceğim, adaleti
sağlayacağım. diye sürekli paket paket kanun
çıkaracaksınız ama sonuç tam bir iflas olacak. İşte
bu, AKPnin hukuk tanımamasının sonucudur, AKPnin kendine göre,
kendi siyasi hedeflerine göre hukuk oluşturma çabasının sonucudur.
Değerli
arkadaşlarım, bakınız, bir cumhurbaşbakan var; sözde
Cumhurbaşkanı ama kendisini Başbakan zannediyor; kimlerin
milletvekili adayı olacağına o karışıyor, partisi
için hedefler belirliyor, hâlâ partili olduğunu iddia ediyor. Tarihî bir
açıklama yaptı, dedi ki: Bana Hukuk mu, kanun mu? diye
sorsanız, ben hukuk derim. diyor. Yani Patagonyada falan
yaşıyor olsam, bir hukukçu olarak ben de buna inanacağım
ama ne yazık ki Türkiyede yaşıyorum ve bir hukukçu olarak bu
açıklamanın gerçekle uzaktan yakından hiçbir ilgisi
olmadığını görüyorum. İnsanların aklıyla bu
kadar dalga geçilmez. Değerli arkadaşlarım, devletin
olanaklarıyla seçim mitingleri yapmaz bir cumhurbaşkanı. Hukuk
diyen bir adam, muhalefet partilerini siyasi hedef hâline getirmez. Önce
hukuk diyen bir kişi, yargı kararları uygulanmasın diye
kanun üstüne kanun yapılmasını sağlamaz.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Acar.
Cumhuriyet
Halk Partisi grup önerisinin aleyhinde ilk konuşmacı Mersin
Milletvekili Sayın Ali Öz.
Buyurun.
(MHP sıralarından alkışlar)
ALİ
ÖZ (Mersin) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin
Türkiyede kadın istihdamında yaşanan sorunlar, cinsler arası
ücret eşitsizliğinin boyutlarının
araştırılması, kadın istihdamının
artırılması ile ücret eşitsizliğini giderecek
önlemlerin belirlenmesi amacıyla vermiş olduğu önerge üzerine
İç Tüzük gereği aleyhte de olsam lehte konuşma
yapacağımı ifade ediyor, bu vesileyle söz almış
bulunuyorum ve yüce heyeti saygılarımla selamlıyorum.
Tabii
ki bu konu gerçekten son derece önemli bir konu. Aslında sadece Türkiyede
değil, tüm dünyada kadınların istihdama katılması,
kadınların istihdamda daha fazla yer tutması ve dolayısıyla
bizim ülkemizde de geçmiş yıllar ile bugünleri kıyaslayarak
partilerüstü, siyasetüstü bakış açısını gerektiren
önemli bir konu olduğu kanaatindeyim.
Tabii
ki bu ifadelerim, Türkiyede yaşanan gerçeklerden elbette ki
kaçmamızı öngörmez. Türkiye, uluslararası istatistiklerde
kadınların iş gücüne katılım oranları
bakımından oldukça gerilerde yer almakta ve bu nedenle bu gerçeklik
önemli bir politika alanı oluşturmakta. Yani, hatırlarsanız,
2010 yılında yapılan referandumda da o maddelerin içerisinden
bir tanesinin yine kadınların istihdama daha fazla
katılımlarının sağlanması, kadınlara pozitif
ayrımcılık üzerinde olduğunu herkes yakın zamanda
herhâlde hatırlar. Tabii ki burada aslında istenilen,
ulaşılması gereken nokta kadınlara pozitif
ayrımcılığın ötesinde en azından kadınlara
negatif ayrımcılığın yapılmamasıdır.
Ülkemizin gerçekliğini göz önüne aldığımızda,
Türkiyede 15 yaşından sonra gerek kadın gerekse erkeklerin
iş gücüne katılma oranının yüzde 47,5 civarında
olduğunu, bu oranın erkeklerde yüzde 69,2, kadınlarda ise yüzde
25,9 oranında olduğunu, Avrupa Birliği üyesi ve aday ülkeler
arasında ise kadınların iş gücüne katılma
oranının en düşük olduğu ülkenin Türkiye olduğunu bilmemiz
gerekiyor. Tabii ki ülkemiz genelinde sadece bu düşüşle beraber,
orantısal yetersizlikle beraber, iş gücüne katılma
oranının erkeklerde belli yaşlarda, 35-39 yaşında
yüzde 95,4 oranında, kadınlarımızda ise 25 ve 29 yaş
arasında yüzde 38,3 oranında olduğunu bilmemiz lazım. Yine,
değişik alanlarda kadınların sosyal hayata ve istihdama
katılma oranları farklılıklar göstermekte.
Bu,
kadınların istihdama katılmasındaki yetersizliğin
sebeplerini gözden geçirmek lazım. Türkiyede kadınların iş
gücüne katılımı önündeki engeller arasında, hepimizin kabul
etmesi gereken, daha doğumdan itibaren toplumsal cinsiyet
eşitsizliğini henüz çözememiş olmamız önemli sebeplerden
bir tanesidir. Yani, toplumun belki tamamını aynı kategoride
değerlendirmek doğru olmayabilir ama büyük çoğunluğuyla
beraber, özellikle ekonomik, sosyokültürel ve eğitim düzeyi düşük
olan ailelerde doğan çocuklar arasında nasıl bir cinsiyet
ayrımı yapıldığı gerçeğini sizlerin de,
hepimizin bilmesi lazım. En basitinden, erkek çocuklara aile içerisinde
Aslanım, gel yavrum. denirken, kız çocuklarına, belli bir
şeyleri emir kipiyle sürekli olarak onlara yaptırmaya
çalışan Türkiyede çok sayıda aile olduğunu bilmemiz
lazım. Bunlar afaki şeyler değil. Yine, tabii ki aile ve
toplumsal yapımız yani geleneklerimiz, kültürümüzün kadına
bakış açısının bir zihniyet
değişikliğiyle değiştirilmesi gerektiği
gerçeğini ortaya koymak lazım. Eğitim düzeyinin mutlaka, tabii
ki istihdam alanında, kadın ve erkeklerin istihdama
katılması noktasında farklılıklar gösterdiği de
açık. Yine, tabii ki burada devletin de yapması gereken ne var? Yani,
biz kadınları tüm Batı ülkelerine, en azından onların
oranına yaklaştırabilecek şekilde hangi yasal düzenlemeleri
yapmak zorundayız ve bu yasal düzenlemelerin sonucu olarak da
kadınların istihdama daha fazla katılmasını
sağlamalıyız noktasında kafa yormamız gerekiyor.
Bir
diğer faktör, sosyoekonomik faktörler. Bir de tabii ki özellikle, bir
tarafta eğer kadının istihdamını konuşuyorsak,
öbür tarafta da istihdama alan açacak, istihdamı sağlayacak
işveren dünyasının kadın işçiliğine nasıl
baktığını da tartışmak zorundayız. Yani ben
burada Cumhuriyet Halk Partisinin vermiş olduğu önergenin
aslında çok kapsamlı bir şekilde incelenip Türkiyede bu
sorunların ortaya konulması ve çözümü noktasında tüm Parlamentodaki,
iktidarıyla muhalefetiyle herkesin bu konuya kafa yormasının
gerektiği kanaatindeyim.
Tabii
ki Türkiyede son elli yıldır gerçekleşen bir hadise var;
özellikle, kırsal yaşam ve kentsel yaşam. Kentsel yaşamdaki
nüfus oranımızın artmasıyla beraber bu kentsel döngüde
kadınlar hak ettiği oranda, gerçek manada kayıtlı istihdam
alanına dâhil edilemediler. Kadınlardaki emeğin daha ucuza
değerlendirilmesi, kadının çalışma
şartlarının erkeklere göre farklı olarak
değerlendirilmesi işverenler tarafından kadınları hep
ikinci planda bıraktı. Dolayısıyla, bunun da Türkiyedeki
kadının istihdama katılmasında önemli engellerden bir
tanesi olduğunu ifade etmek lazım. Batı bu işleri
aşmış. Batıda, yapılan değerlendirmelerle
kadının gerçekten istihdama katılması noktasında
kadının doğru tarif edilmesi, kadının aynı zamanda
annelik göreviyle beraber yarı zamanlı veya tam zamanlı olarak
iş dünyasına katılımının engellenmemesi için
devlet birtakım önlemler almış. Bizde, Türkiyede belki de eksik
olan şeylerin başında, en önemli faktörlerden bir tanesi bu
olarak görülmekte.
Hepinizin
bildiği gibi, Türkiye gündemini uzun süre meşgul etmiş olan,
Türkiyede gerek özel sektörde gerekse kamusal sektörde çalışan
kadınların doğum izinlerinin süresi. Avrupa ülkelerinde
istihdama katılan kadınların oranının
yüksekliğiyle beraber, aynı zamanda doğum sonrasında
verilen, ebeveynle beraber verilen izin sürelerinin uzunluğu
karşılaştırıldığında, bu süreleri uzun
tutan ülkelerdeki kadınların istihdama katılım
oranlarının daha yüksek olduğu görülmekte. Bunun çok
değişik örnekleri var. Mesela bu ülkelerden bir tanesi İsveç,
bir tanesi Polonya. Bu ülkelerde gerçekten doğum sonrası izin
sürelerinin artırılmış olması, izin bitimleriyle
beraber ebeveynlerine de izin tanınmış olması, çocukların
da aslında daha gelişim çağındayken psikolojik olarak,
ruhsal olarak daha sağlıklı bir ortamda yetişmesinin ve
ileride toplumsal olarak daha bağımsız bireyler olarak
yetişmesinin de önünü açmış önemli bir faktör. Biz Milliyetçi
Hareket Partisi olarak bu konuyla alakalı Meclise kanun teklifi de verdik.
Özellikle, Türkiyedeki bu sürenin son derece yetersiz olduğu ve bu
sürenin uzatılmasının çocuk gelişimi, anne
sağlığı ve kadının toplumdaki istihdam
alanında -eğer çalışan bir kadınsa- avantaj
sağlayacağını da ifade etmiş olmamıza rağmen
henüz bu kanun teklifimizle ilgili olumlu bir gelişme olmadı.
Şunu
da ifade etmek lazım: Yani, toplumda kadınların özellikle belli
alanlarda istihdam alanına katılmasının eğitim
düzeylerinin artmasıyla beraber, sağlanmış olması,
gerek Türkiye Büyük Millet Meclisinde, Parlamentoda kadınların temsil
oranının artırılması gerekse bürokraside, kamuda,
yerel veya genel yönetimlerde oransal olarak kadınların aslında
artırılmış olması önemli bir güven oluşturmakla
beraber yeterli olduğunu söyleyebilmemiz mümkün değil. Aslında,
kadınların istihdama katılması sadece kadınların
kendi başına yapacağı mücadeleyle elde edecekleri bir sonuç
değil. Baştan itibaren, gerçekten çağdaş bir toplum
yaratmak istiyorsak erkeklerimizin kafasının da buna yatkın
olması lazım, bunu açık dille ifade etmek lazım. Yani,
çağdaş bir toplum ancak kadınıyla, erkeğiyle, toplumun
tüm bileşenleriyle istihdama ortak derecede katılabilen, ortak
düzeyde üretebilen ve kadınların istihdamda daha yüksek oranda yer
tutmasını zihniyet olarak kabul edebilen bir anlayışın
eseri olabilir.
Tabii
ki kadına şiddet de konunun içerisinde var. Kadına şiddet
deyince, Türkiyede kadına şiddetle alakalı Meclis
araştırması önergeleri var. Özellikle, Mersinde geçen hafta
içerisinde katledilen Özgecan Aslan kardeşimize ben de Allahtan rahmet
diliyorum; ailesine, Mehmet Amcaya, Songül Ablaya sabırlar, metanetler
temenni ediyorum. Ancak, hepinizin bildiği gibi, daha bu cinayetler
konuşulurken, bunun hemen akabinde, Türkiyede, belki de basına bile
yansımayan çok sayıda kadın cinayetleri, kadına
şiddet, kadına taciz, kadına tecavüz olduğu gerçeğini
de bilmemiz lazım. Dolayısıyla, bunların önlenmesi
noktasında da bu Parlamentonun önemli bir görevi olduğu
kanaatindeyim.
Bu
noktada, kurulmuş olan Meclis araştırma komisyonunda
olayların ülkenin gerçekliğine, ülkenin kendi yapısına
uygun olarak araştırılıp alınması gereken
önlemlerin bulunması gerektiği kanaatindeyim.
Yüce
heyetinizi saygılarımla selamlıyorum. (MHP ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Cumhuriyet
Halk Partisi grup önerisinin lehinde ikinci konuşmacı Mardin
Milletvekili Sayın Gülser Yıldırım. (HPD
sıralarından alkışlar)
GÜLSER
YILDIRIM (Mardin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; CHP
grup önerisi hakkında söz almış bulunmaktayım. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Bizler
bu ülkenin kadınları olarak, yaşamın her alanına
yayılan şiddet dalgasının durdurulması için tek
başına kanunların sertleştirilmesinin çözüm
olamayacağına inanıyoruz. Kadına karşı
şiddet özellikle son yıllarda daha görünür olmuş ve âdeta bu
ülkede bir kültür hâline gelmiştir. Yargıda yapılacak
düzenlemelerle birlikte asıl değişmesi gereken şeyin erkek
egemen bakış açısı ve özellikle iktidar partisinin erkek egemen
zihniyetinin ciddi anlamda değişime uğraması olduğu
açıktır. Burada, milyonlarca insanı temsil eden
milletvekillerinin kullandıkları dil ve üslup maalesef
dışarıda anında yankısını bulmakta ve
kadına karşı şiddet dalgasını daha da
körüklemektedir.
Ben
sizlere kısaca birkaç istatistikten söz etmek istiyorum. İnsan
Hakları Derneğinin verilerine göre Türkiyede her dört saatte bir 1
kadın tecavüze uğruyor veya erkek şiddetine maruz kalıyor.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformuna göre 2014
yılında en az 294 kadın erkek şiddetiyle hayatını
kaybetti. Bu ülkede üniversite mezunu kadın çalışanların
dahi yüzde 75i en az bir kez şiddete maruz kalmaktadır.
Kadınların
yüzde 38i yaşamlarının herhangi bir döneminde fiziksel veya
cinsel şiddetten birine maruz kalıyor. Evli kadınların
yüzde 12si cinsel şiddet yaşıyor. Kadınların yüzde
26sı 18 yaşını tamamlamadan evlendiriliyor.
Kadınların yüzde 44ü şiddetten kimseye söz etmiyor. Her 10
kadından 3ü şiddete fiziksel olarak karşılık veriyor
ve evini kısa süreliğine terk ediyor.
Kurumsal
başvurularda bulunanların oranı ise sadece yüzde 11.
Kadınların yüzde 80den fazlası evlilik yaşı, nikâh
şekli ve mal paylaşımına ilişkin kanun maddelerini
biliyor, buna karşılık yüzde 60ı kadının çalışmak
için eşinden izin almasının gerekmediğinden habersiz. Erken
yaşta evlenen kadınların yarısı fiziksel veya cinsel
şiddete maruz kalırken 18inden sonra evlenenlerde bu oran üçte 1e
iniyor. Kadınların yüzde 9u çocukluk döneminde 15 yaşından
önce cinsel istismara maruz bırakılıyor.
2014te
öldürülen her 100 kadından 9u öldürüleceğinden emindi, yani koruma
talebinde bulundu, bu koruma altında öldürüldü. Katil her 100 erkekten 4ü
daha önce şiddet uygulamaktan yargılanmıştı ama
hapisten kurtulmuştu. 2014te kadın ölümleri 2013e oranla yüzde 31 artış
gösterdi. 2014te sadece 109 kadın ya da kız çocuğu
yaşadıkları tecavüzü yargıya taşıdı.
Son
on beş yılda kadına tecavüzden yargılanan devlet
görevlilerinin sayıları da bir hayli kabarık. Buna göre, 241
polis, 91 asker, 17 özel timci, 15 korucu ve 45 gardiyan tecavüz suçundan
yargılandı, ancak hiçbiri ceza almadı. Bu ülkede kanunlar
tecavüzcüleri ve katilleri cesaretlendirmeye devam ediyor.
Tarsusta
hedef olduğu tecavüz girişiminin ardından öldürülen Özgecan
Aslanla birlikte Türkiyede 2015in ilk bir buçuk ayında öldürülen
kadınların sayısı 39a yükseldi. Bu korkunç tablonun
düzelmesi için devlet, kadına yönelik her türlü kötü muamele, kadın
ticareti ve kadın bedeninin istismarını önlemekle yükümlüdür; bu
şiddetin değişmesi için ilk önce erkek egemen dilini ve
kültürünü terk ederek kendinden başlamalıdır. Devlet, aile içi
şiddet ve namus cinayetlerinin insanlık suçları olduğunu
kabul etmek zorundadır. Mevcut yasalar ve devletin resmî
ağızlarından çıkan sözler kadına karşı
ayrımcılık ve şiddeti körüklemektedir. Kadınların
siyasal partiler, üniversiteler, sendikalar, belediyeler ve Türkiye Büyük
Millet Meclisi başta olmak üzere bütün yönetim mekanizmalarında
eşit katılımını sağlamak gerekir.
Asıl
olması gereken bu iken, partimizin bu ülkenin siyasetine
kazandırdığı eş başkanlık sistemine dahi tahammülü
olmayan bir erkek zihniyetiyle karşı karşıyayız.
Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak ve bu cinnet hâline dönen
şiddeti durdurmak için geniş ölçekli eylem planları
hazırlayacak, bu planların uygulanmasını denetleyecek,
özerk bütçeli, içinde bütün kadın kurumlarının ve örgütlerinin
yer aldığı bağımsız bir
bakanlığın, kadın bakanlığının
kurulması elzemdir. İlkokuldan itibaren bütün eğitim müfredatlarında
erkekliği ve savaşçılığı yücelten,
kadını sadece çile çeken, çocuk doğuran ve erkeğe bakmakla
yükümlü bir varlığa indirgeyen ayrımcı anlayış
tamamıyla çıkartılarak ciddi bir reforma gidilmelidir. Bu ülkede
sosyal medyada, siyasette ve gündelik konuşmalarda yaygın olan
ırkçı ve ayrımcı söylem baz alındığında
tablonun ne kadar korkunç olduğu ortaya çıkacaktır.
Kadını eve kapatmaya zorlayan ve kadını sadece bir namus
nesnesi olarak algılayan bu zehirli anlayış, kadın
cinayetlerinden ve kadına karşı işlenen suçlardan birinci
derecede sorumludur.
Biz
parti olarak bütün arkadaşlarımızla birlikte, kadına karşı
uygulanan şiddeti, ayrımcılığı ve her türlü kötü
muameleyi lanetliyor, kadınların eşitlik ve özgürlük temelinde
bir yaşam inşa etmesinin bütün koşulları
yaratılıncaya kadar mücadele edeceğimizi buradan bir kez daha
tekrar ilan ediyoruz.
Bu
ülkede, emekçilerin, yoksulların ve kadınların
dayanışması için güçlü bir demokrasi ve eşitlik kültürünün
en acil ihtiyaç olduğunu belirtip, kadına karşı uygulanan
şiddeti nefretle kınadığımızı söylemek
istiyoruz.
Bu
ülkeye demokrasi, özgürlük ve eşitlik kültürünü taşıyacak olan
asıl dinamik, erkek egemen kültürü parçalayacak olan güçlü bir kadın
dayanışmasıdır.
Bunu
da söylemek istiyorum ki kadın konusunda, maalesef, ne CHP ne MHP üzerine
düşeni yapmamıştır.
Bir
diğer konu da bugün Dünya Anadil Günü olduğundan dolayı bunu da
kutlamak istiyorum. Kendi ana dilimizde eğitim görmekten mahrum
bırakılmış bir halk olarak, bu kürsüden, bütün dünya ana
dil halklarını kutluyorum.
Bir
de kendi ana dilimle bu kutlamayı yapmak istiyorum. (
) (X)
Saygılar.
(HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Yıldırım, rica etsek Türkçesini de söyleyebilir
misiniz?
Yerinizden
lütfen.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkan, Allah aşkına,
şimdiye kadar böyle bir tatbikatımız var mı?
FARUK
BAL (Konya) Sayın Başkan, ne yapıyorsunuz?
BAŞKAN
Öğrenmek istiyorum.
FARUK
BAL (Konya) Sayın Başkan, açın telefonu, sorun.
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Oraya kadar ziyaret edersiniz, öğrenirsiniz.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Özel olarak söylesin size.
BAŞKAN
Öğrenmek istiyorum.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Yani başkalarına böyle bir imtiyaz
tanımıyorsunuz.
FARUK
BAL (Konya) Başbakan da kursa gidiyor
BAŞKAN
Bir dakika
Öğrenmek istiyorum, anlamadım ne söylediğini.
Tutanağa geçireceğim, lütfen...
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) O zaman özel olarak çağırın, söylesin
size.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Davutoğlundan alırsınız tercüman
olarak.
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın Başbakana sorun, o kursa gidiyor, size
söyler Sayın Başkan.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Yıldırım.
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) Davutoğlu anlatsın, ne dedi?
BAŞKAN
Tutanağa geçecek sayın milletvekilleri.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
18.- Mardin Milletvekili Gülser
Yıldırım'ın, CHP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
GÜLSER
YILDIRIM (Mardin) Başkan, Kürtçesini Türkçeye çeviriyorum: Bugün Dünya
Anadil Günü olduğundan dolayı, ben de kendi ana dilimle, sizlere
Dünya Anadil Gününü kutluyorum diyorum. Kürtçesinin
karşılığı Türkçesi budur.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
GÜLSER
YILDIRIM (Mardin) Ve diğeri de şu: Bir dili katletmek bir
halkı katletmektir. Bunun da diğeri
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Yıldırım.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) 3 sayın milletvekili kürsüde Kürtçe ifadeler
kullandılar ve siz 3 milletvekiline de bu sözlerin tercümesini
yaptırdınız. Kürt diline yapılabilecek en büyük hakarettir,
bu sözlerin muhatabı Kürt halkıydı ve bu dili çok iyi biliyor.
BAŞKAN
Yalnız burada Türkler de var Sayın Zozani.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Bu tercümeyi yaptıramazsınız.
BAŞKAN
Neden yaptıramıyorum?
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Tercümeye ihtiyacınız varsa Sayın
Başkan, tercümenin yöntemi bellidir.
BAŞKAN
Ben bunu
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Hayır, tercümenin yöntemi burada bu kürsüde
BAŞKAN
Sayın Zozani, sizi dinleyemem, dinlemek de istemiyorum.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, hayır efendim, tutumunuz
yanlıştır, müsaade ederseniz
BAŞKAN
Ben tutumumun doğru olduğunu söylüyorum. Tamam, dinlemeyeceğim
sizi. (HDP sıralarından gürültüler)
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Hayır efendim, usul tartışması
istiyorum.
BAŞKAN
Açmıyorum.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Hayır, usul tartışması talep
ediyorum.
BAŞKAN
Açmıyorum canım.
Cumhuriyet
Halk Partisi Grubunun önerisini
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sizi kınıyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Ben de sizi kınıyorum, kınamayı sadece ben yapabilirim
başka kimse değil, şu anda Meclisi yönetiyorum çünkü. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkanım
BAŞKAN
Sayın Gök, buyurun.
LEVENT
GÖK (Ankara) Az önce konuşan sayın hatip Kadın konusunda
Cumhuriyet Halk Partisi bir şey yapmamıştır. diyerek
partimize bir sataşmada bulunmuştur.
BAŞKAN
Buyurun, iki dakika.
VIII.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
5.- Ankara Milletvekili Levent Gök'ün,
Mardin Milletvekili Gülser Yıldırımın CHP grup önerisi
üzerinde yaptığı konuşması sırasında
Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle konuşması
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet
Halk Partisi devleti kuran bir parti. Modern Türkiyeyi kuran Mustafa Kemal
Atatürk ve arkadaşları, ülkemizdeki cumhuriyet rejiminin laiklik
esasına oturtulmasını ve çağdaş uygarlık seviyesine
ulaşılmasını bir hedef olarak önlerine
koymuşlardır. Doğaldır ki bütün dünyada kadın-erkek
eşitliğine dönük çalışmaların içerisinde Türkiye
Cumhuriyetinin kuruluş felsefesi modernizm adına çok önemli bir yer
tutmaktadır. Mustafa Kemal Atatürk, cumhuriyetin kuruluş
yıllarından beri, kadının her türlü seçime
katılması yönündeki desteklerini ifade etmiş ve dünyada bugün
demokrasiyle tarif edilen pek çok ülkede kadınlara seçme ve seçilme
hakkı tanınmamışken 1934 yılında Türk
kadınına seçme ve seçilme hakkını
tanımıştır. Kadının sosyal hayattaki yeri,
kültürel, siyasal, toplumsal alandaki yeri bakımından cumhuriyet
önemli bir projedir. Bu proje çerçevesinde, bugün kadınlarımız
-eleştirdiğimiz şu andaki pozisyonunda dahi- eğer bir
yerlerde olabiliyorlarsa bu, Cumhuriyet Halk Partisinin kurucu iradesinden
kaynaklanmaktadır.
Elbette
kadınlarımızın çok önemli sorunları vardır, zaten
verdiğimiz önerge de buna ilişkindir. Bundan sonra
kadınlarımız için ne yapsak azdır. Buna hep beraber
çalışalım. Gelin bu öneriyi destekleyin. Varsa diğer
önergedeki arkadaşlarımızın düşünceleri, onları
da bir araya getirelim ve kadınımızın Türkiyede her alanda
temsili noktasında en iyi neler yapabiliriz diye bir araştıralım.
Biz de bundan kendi payımızı alalım, sizler de alın diyor,
hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Çok teşekkür ederim Sayın Gök.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkan...
BAŞKAN
Sayın Halaçoğlu...
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) ...demin sayın konuşmacının
buradaki konuşmasında Anayasanın 3üncü maddesine
aykırı bir şekilde davrandığını sizler de
gördünüz ama sesinizi çıkaramadınız.
BAŞKAN
Hangi davranışıyla yaptı bunu?
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Bakın, Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle
bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. diyor. Türkiye Büyük Millet Meclisinde
resmî dil olan dilden başka konuşma yapılmasına nasıl
müsaade ediyorsunuz?
BAŞKAN
Kürtçe yaşayan bir dildir, Kürt olan milletvekillerinin Kürtçe de Türkçe
de konuşmaya hakkı vardır; lütfen, lütfen. (HDP
sıralarından alkışlar)
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Ve ondan sonra da onun Türkçesini -hayır, hiç
kimseye bir dakika bile fırsat vermezken- okumaya davet ediyorsunuz.
BAŞKAN
Yok artık!
FARUK
BAL (Konya) Sayın Başkan...
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan...
FARUK
BAL (Konya) Sayın Başkan...
BAŞKAN
Uzaktan ben duyabiliyorum sizi Sayın Faruk Bal.
FARUK
BAL (Konya) ...dediniz ki: Burada Kürtçe konuşan milletvekillerinin
Kürtçe konuşma hakkı vardır.
BAŞKAN
Vardır çünkü dilleri odur.
FARUK
BAL (Konya) Bunun zabıttan çıkarılmasını talep
ediyorum.
BAŞKAN
Hayır, asla çıkarmıyorum.
PERVİN
BULDAN (Iğdır) Bravo Başkan.
BAŞKAN
- Bakın, bu albümde milletvekili arkadaşlarımızın
yabancı dil konusunda Kürtçe biliyor., Zazaca biliyor. diye
yazısı var, lütfen.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Yabancı dil değil.
PERVİN
BULDAN (Iğdır) Kendi ana dilidir Başkan, ana dilidir.
FARUK
BAL (Konya) Sayın Başkan
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Burada konuşamaz, gitsinler basın
toplantısı düzenlesinler. Burası resmî bir yerdir ve Türkiye
Büyük Millet Meclisi Anayasaya uygun davranmak zorundadır.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan
BAŞKAN
- Buyurun Sayın Baluken.
FARUK
BAL (Konya) Sayın Başkan, beni dinlemelisiniz, çok önemli. Siz
Anayasayı ihlal ettiniz, beni dinlemeden başkasına söz
veriyorsunuz. Tutumunuz hakkında söz istiyorum.
BAŞKAN
- E, konuşamaz dediniz. Hayır, burada konuşamaz dediniz.
Sayın
Baluken, buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
19.- Bingöl Milletvekili İdris
Baluken'in, Halkların Demokratik Partisi olarak, Türkiyedeki bütün
farklı dillerin Anadolu topraklarının zenginliği
olduğunu düşündüklerine ve Meclis tutanaklarında bu dillerin bilinmeyen
bir dil olarak yer almaması gerektiğine inandıklarına
ilişkin açıklaması
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan, demin, burada Dünya Anadil Gününde
kendi ana dilinde birkaç cümle kullanan vekilimizin göstermiş olduğu
duyarlılıktan daha doğal bir şey olamaz. Biz, Türkiyedeki
bütün farklı dillerin bu ülkenin, Anadolu topraklarının,
Mezopotamya topraklarının bir zenginliği olduğunu
düşünüyoruz. Ve kamusal alan dâhil olmak üzere, bütün dillerin önündeki
engellerin kaldırılması gerektiğini düşünüyoruz. Bunu,
hem siyaseten hem de gelmiş olduğumuz toplumun bir kültürü,
inancı, dini, evrensel hukuk kriterleri, insan hakları, demokratik
kültür açısından hangi elden, hangi açıdan ele alırsak
alalım, bu şekilde savunmayı parti olarak ilkesel düzeyde
önümüze hedef koymuşuz. Bu Mecliste, bu Meclis kürsüsünde bu ülkenin
topraklarına ait olmayan, farklı dillerle yapılan
konuşmalarda duyulmayan bir rahatsızlığın, bu Meclisin
konuğu olarak gelen yabancı konukların kendi dillerinde bu
kürsüden yaptıkları konuşmalardan rahatsız
olmayanların bu toprakların öz kültürü olan Kürt diliyle ilgili,
Kürtçeyle ilgili herhangi bir rahatsızlığı olmaması
gerekiyor. Bunu sadece Kürt dili için söylemiyorum. Biz, bu ülkedeki
Lazcanın da, Çerkezcenin de, Süryanicenin de -şu anda isimlerini artık
anmayacağım- diğer bütün dillerin de bu kürsüden özgür bir
şekilde ifade edilmesini, Meclis tutanaklarına xxx işareti
şeklinde bilinmeyen bir
dil ayıbının ortadan kaldırılmasını ve bu
Meclisin, tıpkı kurucu Meclis iradesi gibi özgürlükçü bir
anlayışla işlemesini Halkların Demokratik Partisi olarak savunuyoruz.
Bunları ifade etmek
istedim, teşekkür ederim.
BAŞKAN Çok
teşekkür ederim.
FARUK BAL (Konya)
Sayın Başkan
BAŞKAN Türkiye
Büyük Millet Meclisi, yasakların değil özgürlüklerin olduğu bir
mekândır. (HDP sıralarından alkışlar)
FARUK BAL (Konya) O
sizin kanaatiniz Sayın Başkan, Anayasa öyle demiyor.
BAŞKAN Bu
kürsüde, şiddete başvurmadan herkesin düşüncelerini ifade etme
özgürlüğü vardır. Bugün Dünya Anadil Günü. Hepinizin Dünya Anadil Günü
kutlu olsun arkadaşlar. (AK PARTİ ve HDP sıralarından
alkışlar)
FARUK BAL (Konya)
Sayın Başkan, bu böyle geçiştirilemez.
YUSUF HALAÇOĞLU
(Kayseri) Sayın Başkan, hiç kimsenin, sizin de dâhil olmak üzere,
kendi fikirleriniz, kişisel fikirleriniz Anayasayı ihlal etmeye
zemin vermeyecektir. Burada Anayasayı ihlal ediyorsunuz. Kendi dillerini
öğrenmekte hürdür ama Türkiye Büyük Millet Meclisi resmî bir yerdir.
BAŞKAN Ben, resmî
dille ilgili bir itirazda bulunmadım. Resmî dil Türkçedir. dedim, buna itiraz
etmiyorum.
FARUK BAL (Konya)
Burası resmî makam.
BAŞKAN Sizi
dinlemeyeceğim.
FARUK BAL (Konya)
Sayın Başkan, ne demek beni dinlemeyeceksiniz? Ne demek beni
dinlemeyeceksiniz?
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli)
Ne demek Dinlemeyeceğim. Sen, Ali kıran baş kesen misin,
Dinlemeyeceğim. ne demek?
BAŞKAN Cumhuriyet
Halk Partisi grup önerisini oylarınıza sunuyorum.
FARUK BAL (Konya)
Lütfen, burayı germeyin.
BAŞKAN Siz
geriyorsunuz.
FARUK BAL (Konya) Hayır
BAŞKAN Vermiyorum,
Allah Allah
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli)
İn aşağı oradan! İn oradan aşağıya!
FARUK BAL (Konya) Nasıl
vermezsiniz ya, öyle şey olur mu?
BAŞKAN Tamam o
zaman, geçin yerinize.
FARUK BAL (Konya)
Hayır, lütfen
Siz Anayasayı
Sayın Başkan,
tutumunuz hakkında söz istiyorum.
BAŞKAN Niye
tutumumuz hakkında size söz vereyim, nerede var böyle bir şey? Ben
Anayasayı ihlal etmiyorum.
FARUK BAL (Konya) Ben,
İç Tüzükten doğan hakkımı istiyorum.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli)
Biz de seni tanımıyoruz o zaman, aşağı in oradan!
BAŞKAN
Türkiye'nin resmî dili Türkçedir. Bu ülkede Kürtçe şarkı
çalınır, Kürtçe televizyon var. Burası yasakların
değil, burası özgürlüklerin bulunduğu bir mekân. Burası
yasakçı bir yer değil.
FARUK BAL (Konya)
Onlarla alakası yok, alakası yok. Bir beni dinleyin, beni
dinlemiyorsunuz. Beş dakika söz verin
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli)
Biz de seni tanımıyoruz. Ne demek Dinlemiyorum. Sen kimsin!
BAŞKAN Sen kimsin
be!
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli)
Sen kimsin, Ali kıran baş kesen misin?
BAŞKAN Allah
Allah
Sen kimsin, sen
Sen kimsin, senden mi korkuyorum ben? Allah Allah
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli)
Ali kıran baş kesen gibi, Seni dinlemiyorum. ne demek?
FARUK BAL (Konya)
Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun
söyleyin.
FARUK BAL (Konya)
Bakın, bana iki dakika söz verin. Bunu, tescil etmeyin, resmîleştirmeyin. Devletin dili Türkçe. Milletvekili
olmak için Türkçe bilmek şart.
BAŞKAN Tamam,
yerinizden söz veriyorum size.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli)
Başkan Vekili olduğunu unutuyorsun.
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Amasya) Sayın Başkan
MİHRİMAH BELMA
SATIR (İstanbul) Sayın Başkan, Grup Başkan Vekili söz
istiyor.
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Amasya) Sayın Başkanım
Sayın
Başkanım, yerimden
ALİ UZUNIRMAK
(Aydın) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun
Sayın Faruk Bal.
20.- Konya Milletvekili Faruk
Bal'ın, Mecliste Kürtçe ifadelerde bulunan bir milletvekilinin sözlerini
Başkanın isteğiyle Türkçeye çevirmesinin Anayasanın
Başkanlık marifetiyle ihlali anlamına geleceğine ve Başkanın
kendi beyanıyla bunu düzeltmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
FARUK
BAL (Konya) Sayın Başkan, beni sabırla ve aklıselimle
dinleyeceğinizden emin olmak istiyorum.
BAŞKAN
Dinliyorum bakın.
FARUK
BAL (Konya) Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir konuşma
yapıldı. Bu Meclis, Türkiye Cumhuriyeti devletinin üç önemli erkinden
biridir, yürütmeden, yargıdan sonra yasama Meclisidir. Bu meclisin
üyeleri, milletvekilliği yeterliliği çerçevesi içerisinde Türkçe
bilir.
İki:
Hangi partiden olursa olsun bu Meclisin üyeleri bütün milleti temsil eder.
Bunlar, Anayasa hükmüdür. Burada elbette ki yabancı, Türkçeyi bilmeyen
insanlar Türkçe konuşabilir ve tercümesini de resmen
Başkanlığınızın görevlendireceği
kişiler yapar. Oysa Mecliste konuşan bir hatip, Türkçe olmayan ve
kendine göre ifade ettiği -onun da hangi lehçeyi, hani aksanı-
anlayamadığımız bir şekilde Kürtçe ifadede bulundu.
Siz de Başkan olarak dediniz ki: Bunu Türkçeye çevirin. Bunu
kınıyorum. Bu, Anayasanın 2nci maddesinin Başkanlık
marifetiyle ihlali anlamına gelmektedir. Bu şu anlama gelmemektedir:
Elbette ki bu Mecliste farklı dilleri bilen veya ana dili farklı olan
insanlar vardır. Herkes anasının diliyle konuşursa hangi
şartlarda anlaşacağız bu Mecliste, hangi şekilde Türk
milletini temsil edeceğiz?
Dolayısıyla
yaptığınız iş yanlıştır. Bu yanlışı
sizin kendi beyanınızla düzeltmenizi talep ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Ben
yanlış bir beyan kullandığımı düşünmüyorum.
ALİ
UZUNIRMAK (Aydın) Sayın Başkan
Sayın Başkan
BAŞKAN
Müsaade eder misiniz.
Çünkü
Anayasanın 3üncü maddesi Devletin resmî dili Türkçedir. diyor.
FARUK
BAL (Konya) Burası da devlet, burası da devlet.
BAŞKAN
- Buraya gelen arkadaşlar burada epey, on dakika kadar bir süre Türkçe
konuştular.
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) Burası gazino mu ya? Burası kurum, resmî kurum...
BAŞKAN
- Bir cümlelik Kürtçeye tahammül etmemiz gerekiyor, bir cümlelik Kürtçeye
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) - Sayın Başkan, tahammül ötesinde bir
şeyden söz ediyoruz.
BAŞKAN
Lütfen, bitti.
Cumhuriyet
Halk Partisi Grup önerisinin aleyhinde Eskişehir Milletvekili
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) - O zaman tutumunuz hakkında görüşme
istiyorum.
BAŞKAN
- Buyurun Sayın Bostancı.
21.- Amasya Milletvekili Mehmet Naci
Bostancı'nın, Mecliste kimin, hangi dille konuştuğundan çok
daha önemlisinin nasıl konuşulduğu olduğuna ilişkin
açıklaması
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın Başkanım, teşekkür
ediyorum.
Yeryüzünde
8 bin dil var, 200 devlet var. Bu denklemin altından insanlar nasıl
çıkacak bilemiyorum.
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Dile karşı olan yok Sayın Başkan. Burası
Meclis kürsüsü. Anayasa var, İç Tüzük var, ona göre konuş. Bizi,
böyle, milletin ana diline karşı pozisyona oturtmaya
çalışıyorlar. Hukuk var, hukuk!
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) - Her ülkede farklı diller
konuşulabiliyor. Türkiye Cumhuriyeti bir ulus devlet, muhakkak öyle, resmî
dil Türkçe. Bu ülkede eğer farklı ana dili olan insanlar varsa onlar
da bu ülkenin vatandaşlarıdır, diğerleri gibi aynı
haklara sahiptirler, onlara saygı aynı zamanda dillerine
saygıdır.
ERKAN
AKÇAY (Manisa) - Saptırma! Demagoji yapmayın!
FARUK
BAL (Konya) - Önce Anayasaya saygı. Hoca, önce Anayasaya saygı!
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) - Biliyorsunuz, AK PARTİ, farklı dil ve
lehçelerle siyasal propaganda yapılmasının önünü açan
düzenlemeyi yapmıştı. Bu tür farklı ana dillerden
farklı dillerle konuşmak, propaganda yapmak, meramını
anlatmak son derece olağandır. Mecliste de başka tür diller ve
kelimelerle kimi zaman konuşmalar yapılmaktadır, bol bol
İngilizce kelime kullanılıyor mesela, hiç kimse
alınganlık göstermiyor. Bence sayın konuşmacı Türkçe
anlatmıştır meramını ve günün önemine ilişkin de
ana diliyle bir cümle söylemiştir. İnsanın ana diliyle
ilişkisi olağan şartlarda yerli yerine oturur ama
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) - Sen Müslüman mahallesinde yetişmiş bir
hahamsın. Bir haham olmuşsun Müslüman mahallesinde
yetişmiş. Sinagog hahamı. Duydun değil mi Naci
Bostancı?
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) -
dilini
tahkir etmeye kalkarsanız, onun için bir onur meselesine dönüşür. Bu
ülkenin birliğini düşünenlerin buna da dikkat etmesi gerekir, bu bir.
İkincisi:
Bu Mecliste kimin hangi dille konuştuğundan çok daha önemlisi
nasıl konuştuğumuzdur ve bu konuda sınıfta kalan çok
insan vardır.
Saygılarla.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) - Sizin bu konudaki tutumunuz hakkında 63üncü
maddeye göre usul tartışması açılmasını
istiyorum.
BAŞKAN
- Açıyorum, peki.
Lehte
İdris Baluken, aleyhte Yusuf Halaçoğlu. Lehte Ali Rıza Öztürk
mü? Elini kaldırdı. Lehte Sayın Naci Bostancı.
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) - Ali kıran baş kesen olmaktan vazgeçene kadar bu
tutumumuzu devam ettireceğiz, ta ki Başkan Vekili olmayı
kabullenene kadar.
BAŞKAN
Ben de çok korkuyorum sizin bu tehdidinizden. Öyle bir korktum ki yani
(AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) Korkma sen, korkma sen
Senin korkacak durumun bile
kalmamış. Senin durumun vahim. Sen Beyoğlunda
açtığın barlarla uğraş, burada değil.
Beyoğlunda açtığın bara git. Başkan Vekilliği
fazla geldi sana.
BAŞKAN
Naci Bostancı, Ali Rıza Öztürk.
Tutumumun
lehinde İdris Baluken konuşacak.
Üç
dakika.
Buyurun.
(HDP sıralarından alkışlar)
VII.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
(Devam)
2.- Oturum Başkanı TBMM
Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılının, Genel Kurulda
Kürtçe birtakım ifadelerde bulunan milletvekillerinin sözlerini Türkçeye
çevirmelerini istemesine yönelik tutumunun Anayasa ve İç Tüzük hükümlerine
uygun olup olmadığı hakkında
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Teşekkür ediyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Aslında,
ana dili Kürtçe olan bir milletvekili olarak bu Mecliste bu
tartışmanın içerisinde olmaktan büyük bir hicap duyuyorum. Bu,
her şeyden önce bize yapılmış olan büyük bir hakarettir.
Bizim bu Mecliste, kendi kimliğimizle, kendi dilimizle, kendi ana
dilimizle Dünya Ana Dilgününde birkaç cümle sarf etmemize yönelik bir
tahammülsüzlük durumuyla karşı karşıyayız. Devletin,
1924 yılından beri, inkârcı, retçi, asimilasyoncu
politikalarıyla kodları değişmiş olan bir zihniyetle
karşı karşıyayız. Biz bu zihniyetin doksan yıl
boyunca Türkiyeye büyük acılar çektirdiğini, Türkiyedeki
farklılıkları görmezden geldiğini, Türkiyede kendi
kimliğine sahip çıkan halkları âdeta sindirircesine
ezdiğini düşünüyoruz ve Türkiyenin değişmesi için de bu
topraklardaki, Anadolu, Mezopotamya topraklarındaki bütün dillerin, bütün
kültürlerin, kimliklerin bir zenginlik olarak bu ülkenin yasal ve anayasal
mevzuatında tanımlanması gerektiğini de özellikle ifade
ediyoruz.
Burada
bir cümle kullanıldı diye devlet bölünmüş değil. Buradaki
kullanılan cümlelerde Türkiyenin resmî dili Türkçe değildir. gibi
bir şey de söylenmedi. Tabii ki biz bu ülkenin resmî diliyle ilgili belli
bir saygıyı taşıyoruz. Ancak bu resmî dilin yanında,
bu ülkenin gerçeği olan bütün dillerin özgürce şu anda kamusal alanda
da kullanılmamış olması bu ülkenin büyük bir
ayıbıdır. Burası Türkiye Büyük Millet Meclisi. Düşünün
ki binlerce, milyonlarca kanundan, mevzuattan, yönetmelikten bahsediyoruz. Bu
binlerce, yüz binlerce kanunun, mevzuatın içerisinde bir yerde bile bir
Kürt kelimesi geçmiyor, bir yerinde bile Kürtçe bir kelime geçmiyor. Bu, bu
ülkenin realitesini inkârdan başka bir şey değildir.
Özellikle
önümüzdeki dönemde, Orta Doğuda tekçi anlayışların bir bir
yıkıldığı, diktatörlüklerin tek tek devrildiği,
farklılıkların ezilmeye
çalışıldığı bir dönemde, biz bu ülkenin
-Türkiyenin- artık kendisine yakışan reformların, bu
ülkenin gerçeğiyle barışmasının zamanının
geldiğini düşünüyoruz. Bu Meclisin ilk kurucu iradesinde Kürtçenin
de, Kürdistanın da, Anadoludaki bütün farklı dillerin de bir
realite olarak tanımlandığını hatırlatıyor,
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Aleyhte
Sayın Yusuf Halaçoğlu, buyurun. (MHP sıralarından
alkışlar)
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; biz burada Türkiye Büyük Millet Meclisinin milletvekilleri
olarak Türkiyeyi, Türk milletini temsil için geldik ve yemin ettik. Bu
yeminimizin içerisinde aynen şu yazar: Anayasaya sadakatten ayrılmayacağıma
büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim. der.
Şimdi,
normalde, tabii ki namusu ve şerefi üzerine burada Anayasadan
ayrılmayacağına ant içenlerin Anayasadan da gerçekten
ayrılmamaları gerekir. Siz şimdi Başkan olarak orada
Türkiye Büyük Millet Meclisini temsilen oturuyorsunuz ve resmî bir
sıfatınız var. Burada konuşulan dili siz tekrar buraya
getirtip tercüme ettiremezsiniz. İnsanlar ana dilinde hitap etmiş
bile olsalar bunu siz buradan resmî hâle getiremezsiniz çünkü Anayasanın
3üncü maddesi bu ülkenin resmî dilinin Türkçe olduğunu söyler ve bu
Mecliste Türkçeden başka hitap etmek mümkün değildir bu kanunun bu
maddesine göre. Özgürlükler
OSMAN
ÇAKIR (Düzce) Nerede yazıyor?
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) 3üncü maddeye bakarsanız görürsünüz.
OSMAN
ÇAKIR (Düzce) Öyle bir şey yok orada.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) 80inci maddeye bakarsanız da orada her
milletvekilinin neyi temsil ettiğini görürsünüz. Dolayısıyla
sizin burada kendi inisiyatifinizle Ben yaptım oldu. şeklinde bir
hareketle, tutup burada daha önceki teamüllerin de aksine, kimseye bir dakika
söz vermezken, on saniye söz vermezken bir şekilde tekrar onlara söz
hakkı tanımanız da zaten kendi kendinizi tekzip etmektir. Bunun
kabul edilmesi mümkün değil. İnsanlar ana diliyle
konuşabilirler, ana dilini öğrenebilirler, ana diliyle hitap
edebilirler ama Türkiye Büyük Millet Meclisinde olmaz. Siz Amerika
Birleşik Devletlerinde Ben Çince biliyorum. diye Amerika Birleşik
Devletleri Senatosunda Çince konuşabilir misiniz?
AFİF
DEMİRKIRAN (Siirt) - Hiçbir şey olmaz!
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) Hitap edebilir misiniz? Edemezsiniz.
AHMET
YENİ (Samsun) Bırakın şu
ırkçılığı ya!
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) Dolayısıyla
(AK PARTİ sıralarından
özgürlük, özgürlük sesleri) Hayır, bunun özgürlükle alakası yok,
bunun hukuk devletiyle alakası var, bunun Anayasayla alakası var.
Siz Anayasa üzerine yemin etmişseniz namusunuz ve şerefiniz üzerine,
o namus ve şeref üzerinde devam etmeniz gerekir. Demek ki eğer bundan
yoksunsanız, o zaman Anayasayı çiğneyebilirsiniz.
AFİF
DEMİRKIRAN (Siirt) Ne alakası var bunun ya?
BAŞKAN
Lütfen sözlerinize dikkat edin.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) Siz ne anlarsınız Ne alakası var?
diyorsunuz. Önce siz kendinize bakın.
BAŞKAN
- Tutanağı getirteceğim, hakkınızda cezai işlem
uygulayacağım. Lütfen
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) Burada kimse bunun üzerinde Anayasayı ihlal
hakkına sahip değildir. Ben bu lükse sahibim. diyen hiç kimse
çıkamaz. Anayasayı ihlal eden asıl suç sahibidir, suç
işlemiştir; o zaman bunun hakkında gerekli
soruşturmanın yapılması gerekir. Siz burada Ben
yaptım, ben vermiyorum size veya size verdim. diyemezsiniz, bunu deme
hakkınız yoktur. Siz de şu Anayasa ve Tüzüke sadık hareket
etmek mecburiyetindesiniz; aksi takdirde suç işlemiş olursunuz. Bunun
bu şekliyle bilinmesi gerekmektedir.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Naci Bostancı, lehte
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Sayın Bostancı, Anayasayı da
alsaydınız elinize; Anayasa hukuku ve İç Tüzük çerçevesinde
BAŞKAN
- Buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) - Sayın Başkanım, değerli
arkadaşlar; dil meselesi bir kimlik meselesidir. Bunlar da sembolik
değeri çok yüksek unsurlardır, hem hayata ilişkindir hem de
sembolik değerleri vardır. Eğer bunları tahkir etmeye
kalkarsanız, yasaklamaya kalkarsanız, hayatın
dışına itmeye kalkarsanız insanlar bu kimlikleriyle, bu tür
değerlerle ilişkilerini çok kışkırtıcı,
baştan çıkmış bir vaziyette kurarlar.
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Anayasayla alakası var. Kimlik diyerek
saptırmayın.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Ne alaka bizim söylediğimizle? Kimseyi
aşağılamıyoruz.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Devamla) Nitekim tarihe de bakarsanız, özellikle
yakın tarihte bu tür olayların yaşandığını
görürsünüz. Biraz önce 8 bin dil olduğunu, 200 devlet olduğunu
söyledim. Bu denklemi kim, nasıl kuracak bilemiyorum ama sonuçta her
ülkenin içerisinde farklı dil ve lehçeleri kullanan insanlar var. 19uncu
yüzyıldan beri ulus devletler mevcut ama bu mesele ulus devletlerin de çok
önemli bir problemiydi, 20nci yüzyılda çözemediler; yutma ve kusma der
Claude Levi Strauss, her iki yöntemle de çözemediler, barışmaya
çalışıyorlar. Hem demokrasi, özgürlük olacak hem insanlar
istedikleri gibi konuşacaklar hem de diyeceksin ki ulus devlete
ilişkin, 19uncu yüzyıl mantığıyla Herkes birbirine
benzeyecek. Bu mümkün değil.
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Zaten siz Anayasadan Türkçeyi kaldırmak istiyorsunuz,
biliyoruz biz.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Devamla) Şimdi, bin yıllık
kardeşlikten bahsediyorsak kardeşlerimizle olan ilişkilerimizi
de insanlığın normlarına göre kullanmamız ve
kurmamız lazım. Kardeşimsin ama tıpkı benim gibi
olacaksın. Kardeşimsin ama kendi dilinden konuşma, benim gibi
konuşacaksın. Buradan kardeşlik çıkmaz.
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Kim diyor onu ya? Bize mi atfediyorsun o lafı?
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Devamla) Zaten biz ne yapmaya çalışıyoruz?
Kardeşliği kurmaya çalışırken herkese saygı
esasında, herkesi cumhuriyetin reşit vatandaşı kabul etme
esasında kurmaya çalışıyoruz. Yoksa insanları Öyle
yapmayacaksın, böyle yapacaksın, şöyle konuşacaksın,
şu dille konuşacaksın. diye zorlarsak oradan kardeşlik
çıkmaz, oradan çatışma çıkar, oradan toplumsal
karışıklıklar çıkar. Çözüm süreci dediğimiz
hadise de esasen her şeyi normalleştirmektir. Bir ülkede
şartları normalleştirirseniz kimlikler savaşçı bir
nitelik kazanmaz, anormalleştirirseniz bütün bunlar savaşçı
nitelik kazanır. Biz normalleşmeye çalışıyoruz. Bu
memleket tabii ki Türkiye Cumhuriyeti, bu memlekette tabii ki resmî dil Türkçe.
Sonuçta
arkadaşımız gelmiş Türkçe meramını
anlatmış, iki cümle de Kürtçe söylemiş. Sayın
Başkanın tutumu yerindedir. Bunların ne demek istediğini
tutanaklara geçmesi için, birbirimizi anlamamız bakımından ikaz
etmiştir ve Türkçeye çevrilmiştir. Kaldı ki, bu konudaki hukuki
düzenlemeler 2002 Ağustosunda o zamanın Hükûmetince farklı dil
ve lehçelerde daha sonra AK PARTİnin yapmış olduğu
düzenlemenin temelleri atılmıştır. Ki o zamanki Hükûmet de
bu yolu açarken farklı dil ve lehçelerde insanların
konuşabilmesinin yolunu açarken haklı ve yerinde bir siyasi
akılla davranmıştır.
Saygılar
sunarım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Bostancı.
FARUK
BAL (Konya) Sayın Başkan, 2002 yılında
yapılmış olan Anayasa değişikliğini
yanlış yorumlayarak Meclisi kendi fikrine göre yönlendirmek istedi.
Ben o dönemin Bakanıyım, sataşmadan dolayı söz istiyorum.
BAŞKAN
Hayır, size sataşması yok.
FARUK
BAL (Konya) 2002 yılında
BAŞKAN
Hayır.
FARUK
BAL (Konya) Sayın Başkan, sen takdir edemezsin.
BAŞKAN
- Grubunuz adına Sayın Halaçoğlu konuştu. Ne demişti?
FARUK
BAL (Konya) Sayın Başkan
BAŞKAN
- Bakın, size bir şey söyleyebilir miyim Sayın Bal.
FARUK
BAL (Konya) Bakın, beni bir dinleyin, ondan sonra.
BAŞKAN
Bir şey söyleyeyim, sizi de dinleyeceğim.
Sayın
milletvekilleri, yaklaşık yarım saattir 3 milletvekili
arkadaşım -ki birisi de Adalet ve Kalkınma Partisindendir-
geldi, burada, bugüne mahsus olmak üzere Kürtçe iki tane cümle kurdu.
FARUK
BAL (Konya) Sorun o değil, sorun sizin tavrınız.
BAŞKAN
- Çok samimiyetle
FARUK
BAL (Konya) Sorun sizin tavrınız Sayın Başkan.
BAŞKAN
Çok samimiyetle söylüyorum ki
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Sorunu kendi üzerinizden atmaya çalışıyorsunuz.
Sorun sizin tutumunuzdan kaynaklanıyor.
BAŞKAN
-
bundan dolayı usul tartışması açılmasını,
Gelip şurada iki cümle söyledi de bunda ne var? noktalarına
getirilmesini esefle karşılıyorum... (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Bu noktaya getiren sizsiniz.
BAŞKAN
-
üzülüyorum, gerçekten üzülüyorum. Biz Türkiye'de bütün halklarla birlikte
kardeşliğe inanıyoruz. Yaşasın, Türkiye'nin Türk ve
Kürt halklarının kardeşliği. (AK PARTİ ve HDP
sıralarında alkışlar)
Bir
saat ara veriyorum.
Kapanma
Saati:18.57
BEŞİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 20.00
BAŞKAN:
Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP
ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan), Muhammet Bilal MACİT
(İstanbul)
----0----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 60ıncı
Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.
Cumhuriyet
Halk Partisi grup önerisinin görüşmelerine devam ediyoruz.
Şimdi,
söz sırası Eskişehir Milletvekili Sayın Salih Kocaya
aittir.
Buyurunuz
Sayın Koca
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkan
BAŞKAN
Bir dakika Sayın Koca, Sayın Halaçoğlu söz istediler.
Buyurun.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Demin siz kapatmadan önce
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Olur mu öyle şey ya!
BAŞKAN
Arkadaşlar, lütfen, rica ediyorum.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Demin kapatmadan önce, tutumunuz hakkında
BAŞKAN
Ne dedim, hangi tutumum?
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Orada slogan attınız Sayın
Başkan ya!
BAŞKAN
Slogan atmadım.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Orası slogan atma yeri değildir Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Ben slogan atmadım, düşüncelerimi söyledim. Türkiyenin Kürt ve
Türk halkları kardeştir. dedim, bu kadar.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Düşüncelerinizi oradan söylemek yerine buradan
söylersiniz.
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Bu kürsüden söylersiniz onu.
BAŞKAN
Şu söylediğim sözün aksini mi iddia ediyorsunuz?
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Siz Meclisi yönetmekle mükellefsiniz.
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Demagoji yapmayın.
BAŞKAN
Türkiyenin Kürt, Türk, Çerkez, Arap, Laz, bütün halklarının
kardeş olduğunu söylemem
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri)
Ona karşı çıkan mı var?
BAŞKAN
yanlış bir şey midir?
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Hayır, orada başka şey söylediniz.
BAŞKAN
Ben Türkiyenin Kürt ve Türk halkları kardeştir. dedim, ne var
bunda, yine söylüyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Türkiye Cumhuriyetinde yaşayan herkes
kardeştir.
BAŞKAN
Evet.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Ama, siz sadece bir slogan attınız.
BAŞKAN
Ben slogan atmadım. Tekrar söylüyorum sayın milletvekilleri,
baştan alıyorum ve bu tartışmanın
yapılmasından gerçekten üzüntü duyuyorum. Neden? Onu da söyleyeyim
size.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Bakın, Sayın Başkan
BAŞKAN
Bir dakika Sayın Halaçoğlu, bir dakika.
Şimdi,
Anayasanın 3üncü maddesinin ilk fıkrası diyor ki: Türkiye
Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Evet.
BAŞKAN
Buna itiraz mümkün değil. Burada bütün milletvekillerinin, ben dâhil,
resmî dilin Türkçe olduğuna dair bir itirazı yok. Buradaki problem, 3
milletvekili -ve biri de dediğim gibi Adalet ve Kalkınma Partisinin
Batman milletvekilidir- bugüne uygun olarak Türkçe konuşma yaptılar
ve iki üç cümlesini de Kürtçe söylediler. Ben de kendilerinden rica ettim,
söyledikleri şeyin Türkçesini istedim, onlar da Türkçesini söylediler,
barış dolu bir mesaj verdiler. Daha sonra da siz itiraz ettiniz,
Burada Kürtçe konuşulamaz. dediniz.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Hayır, sizin yanlışınız
var.
BAŞKAN
Evet.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Biz, o arkadaşlarımızın
konuşmasına değil, sizin tutumunuza
FARUK
BAL (Konya) Tutanakları getirin Sayın Başkan.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Bakın, tutanaklara bakın.
BAŞKAN
Ben de o zaman dedim ki size
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Arkadaşlarımızın
konuşmasına değil, sizin tutumunuza karşı bir
tavır takınıyoruz.
BAŞKAN - Ben de dedim ki: Burası
yasakların olduğu bir yer değildir, burası özgürlüklerin
konuşulduğu bir kurumdur.
FARUK
BAL (Konya) Burası Anayasanın uygulandığı bir
yerdir.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Tekrar ediyorum
BAŞKAN
Bu kürsüde özgürlükler konuşulur.
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) Yasakların değil, yasaların olduğu bir
yer burası.
BAŞKAN
Dışarıda kaseti, kitabı, sohbeti yapılan bir dilde,
yaşayan bir dilde, burada günün anlamına uygun 3 tane cümle
söylenmesine karşı bu konuda usul tartışması
açılmasını esefle kınıyorum. dedim.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Tutumunuz hakkında dedim Sayın
Başkan.
BAŞKAN
- Daha sonra da usul tartışması açıldı. Usul
tartışmasına Cumhuriyet Halk Partisi görüşünü bildirmedi,
siz tutumumun aleyhine konuştunuz, Halkların Demokratik Partisi,
Adalet ve Kalkınma Partisi grup başkan vekilleri tutumumun lehinde
konuştu. Ben de tutumumu değiştirmediğimi, biraz önce
söylediğim cümleleri sarf ettim ve giderken de
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) Slogan attınız, cümle sarf etmediniz, slogan
attınız.
BAŞKAN
-
Türkiyenin Kürt ve Türk halkları kardeştir. dedim. Yeniden
söylüyorum, geri almıyorum.
AHMET
DURAN BULUT (Balıkesir) Türk-Kürt kardeşliğine kim
karşı çıkıyor?
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkan, bir dakika
BAŞKAN
Bitti!
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkan
BAŞKAN
- Sizin şimdi talebiniz nedir?
FARUK
BAL (Konya) Türk-Kürt düşmanlığını savunun var
mı ki burada.
BAŞKAN
- Ya, üçünüz birden bağırıyorsunuz, hanginizi dinleyeyim?
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Bize ne söylüyorsun o sözleri!
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Bir dakika.
AHMET
DURAN BULUT (Balıkesir) Kışkırtıcılık
yapıyorsunuz.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkan, şimdi, bakın, daha
önce HDPli bir milletvekili arkadaş çıktı grup önerileri
hakkında konuşma yaptı. Yine söylediği gibi, günün, 21
Şubatın önemine ait de Kürtçe orada bir cümle kullandı.
BAŞKAN
Evet.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Siz de dediniz ki: Bunun Türkçesini söyleyin.
Bakın, sesimizi çıkarmadık çünkü konuşma konusu oydu.
BAŞKAN
Evet.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Ama siz, daha sonra, hiç alakası olmayan bir
konuda bir arkadaş konuşma yaptı. Bu defa, yine, hiç daha önce
böyle bir tutum sergilemezken, oradaki, kürsüdeki konuşmacı oradaki
konuşmasını bitirdikten sonra, hiç kimseye söz hakkı
tanımazken, siz ona tekrardan söz hakkı tanıdınız.
BAŞKAN
Türkçesini söyleyin. dedim.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Bunu alışkanlık hâline getirdiniz.
BAŞKAN
Türkçesini söyleyin. dedim.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Eğer istiyorsanız onu sorabilirdiniz
kendisine ama buradan değil, özel olarak sorup öğrenmek
isteyebilirdiniz. Siz bunu farklı şekilde alışkanlık
hâline getirdiniz.
BÜLENT
TURAN (İstanbul) Biz çıkalım mı Sayın Başkan?
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Biz de şunun için söyledik: Siz, bu tutumunuzda
farklı uygulamalar yapıyorsunuz, onun için tutumunuz hakkında
ben bu soruşturmayı açtım Ama siz burada Anayasayı
uygulamakla mükellefsiniz, Tüzükü uygulamakla mükellefsiniz. dedim.
BAŞKAN
Evet.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Siz farklı şekilde davrandınız,
sanki biz Kürt olan vatandaşlarımıza
karşıymışız gibi bir tavır
takındınız.
BAŞKAN
Aslında öyle bir şey değil. Tutanakları
getirteceğim, okuyacağım tamam mı? Tutanakları getirin
lütfen.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Böyle bir şeyi söyleyemezsiniz, onu söylüyoruz
Başkan.
BAŞKAN
Neyi söyleyemem?
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Slogan atamazsınız.
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) Slogan atamazsınız orada.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Slogan atamazsınız.
BAŞKAN
Ben slogan atmadım. Tekrar ediyorum: Türkiyede Kürt ve Türk
halkları kardeştir. Bitti.
AHMET
DURAN BULUT (Balıkesir) Öyle demediniz, halkların
kardeşliği dediniz.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Slogan attınız.
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) Slogan attınız oradan.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Bunu biz söyleyebiliriz, siz söyleyemezsiniz.
BAŞKAN
Sayın Koca
FARUK
BAL (Konya) Sayın Başkan, bir saniye. Ben sataşmadan söz
istedim, söz vermiyorsunuz bana. Ara vermeden önce
BAŞKAN
Tamam, konuşmacı konuşmasını yapsın
vereceğim size söz.
XI.- ÖNERİLER
(Devam)
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri (Devam)
3.- CHP Grubunun,
Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel Görüşme ve Meclis
Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler
kısmında yer alan kadınların istihdam ve ücret
eşitsizliği sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergenin (10/700)
ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 21 Şubat 2015 Cumartesi günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN
Buyurun Sayın Salih Koca. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
SALİH
KOCA (Eskişehir) Sayın Başkan, değerli
milletvekillerimiz; Cumhuriyet Halk Partisinin Meclis
araştırması açılması hususundaki önerisi üzerine söz
almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın
Başkanım, kadınlarımıza eşit eğitim
verilmesi, okuryazar oranının artırılması, toplumsal
yaşamımızdaki her alanda kadınlarımızın
aktif rol alması hususlarında iktidarımız, partimiz gereken
çalışmaları yapmaktadır. Bu kapsamda, 12 Eylül referandumu
çerçevesinde yapılan çalışmalarda yürürlüğe giren Anayasa
değişikliğiyle birlikte Anayasanın 10uncu maddesine
şu fıkralar ilave edilmiştir: Kadınlar ve erkekler
eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama
geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Bu maksatla alınacak tedbirler
eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz. denilmiştir.
Yine, bu dönemde yapmış olduğumuz yasal çalışmalarla
birlikte cinsel saldırılara karşı yapılan cezalar
artırılmıştır. Ayrıca, kadına yönelik
şiddeti engellemek üzere uluslararası yaptırımı olan
İstanbul Sözleşmesini de ilk olarak ülkemiz Türkiye kabul
etmiştir. Yine, Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü tarafından
yapılan 2008-2014 Aile İçi Şiddet Araştırmasına
göre de kadınlarımıza yönelik şiddet uygulamalarında
nispi bir azalma söz konusu olmuştur.
Bu
anlamda iktidarımız döneminde kadınlarımızın
kendi işlerini kurmaları ve kendi ekonomik özgürlüklerini
sağlamaları adına krediler ve hibe destekleri sağlanmıştır.
2002ye göre istihdam oranlarını
kıyasladığımızda çok büyük bir anlamda yükselmenin
olduğunu da istihdamda büyük bir yükselmenin olduğunu da burada
görüyoruz.
Son
olarak Sayın Başbakanımız tarafından açıklanan
kadın istihdam paketi de önemli yenilikleri getirmektedir. Özellikle
kadınlarımızın esnek çalışma sisteminin
geliştirilmesi, getirilmesi, belediyelere kreş zorunluluğu,
doğum izninin artırılması, yarı çalışma sistemi
ve tam ücret ödenmesi hususlarında ciddi adımlar
atılmıştır. Kısacası, Sayın
Başbakanımızın açıklamış olduğu paket
doğrultusunda kadınlarımıza yönelik, kapsamı
itibarıyla, sosyal hizmet ve desteklerden çalışan
kadınlarımızın hamilelik izni ve ücretlerine, yeni
evleneceklere, yaşlı ve engellilere kadar birçok konuda, alanda yeni
düzenlemeler getirilmiştir. Burada en önemli maddelerden biri de
kadın istihdamı ve kadınların çalışma
hayatındaki konumları ve aktif rol almaları
hususlarını kapsamaktadır. Bu anlamda baktığımızda
gerek Hükûmet çalışmaları olarak gerek yasal düzenlemeler olarak
iktidarımızın gerekli çalışmaları
yaptığını görüyoruz.
Ben
bu düşüncelerle, Cumhuriyet Halk Partisinin vermiş olduğu
önergeyi çalışmalarımız doğrultusunda dikkate
alamayacağımızı düşünüyor, yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Cumhuriyet
Halk Partisi Grubunun önerisini oylarınıza sunacağım.
III.-
YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
LEVENT
GÖK (Ankara) Bizim yoklama talebimiz var efendim.
BAŞKAN
Yoklama isteği var.
Sayın
Altay, Sayın Gök, Sayın Serindağ, Sayın Demiröz, Sayın
Tanal, Sayın Karaahmetoğlu, Sayın Toprak, Sayın Çetin,
Sayın Çam, Sayın Aksünger, Sayın Öztürk, Sayın Acar,
Sayın Kuşoğlu, Sayın Ayaydın, Sayın Kaleli,
Sayın Danışoğlu, Sayın Çelebi, Sayın
Yıldız, Sayın Öğüt, Sayın Özdemir.
Yoklama
için üç dakika süre veriyorum ve süreyi başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
vardır.
XI.- ÖNERİLER
(Devam)
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri (Devam)
3.- CHP Grubunun,
Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel Görüşme ve Meclis
Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler
kısmında yer alan kadınların istihdam ve ücret
eşitsizliği sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergenin (10/700)
ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 21 Şubat 2015 Cumartesi günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Tutanakların bir kısmı geldi, bir
kısmını daha bekliyorum.
Sayın Faruk Bal, buyurun.
FARUK BAL (Konya) Sataşmadan veriyorsunuz değil
mi?
BAŞKAN Talebinizi öğreneyim. Nedir?
AHMET AYDIN (Adıyaman) Efendim, ara verildiği
için sataşmadan olmaz.
FARUK BAL (Konya) Sayın Naci Bostancı
konuşması sırasında 2002 yılında o zamanın
hükûmeti bugünleri görerek AKPnin altyapısını
oluşturabilecek yasalar çıkardı. dedi. Tutanak böyle
yazıyor. Bu, o dönemde benim Bakanlık görevini üstlendiğim
hükûmetin yapmış olduğu icraatları AKPlileştirme
söylemidir. Genel Kurulu yanlış bilgilendirmiştir.
Sataşmadan
BAŞKAN Sayın Faruk Bal, 69/2ye göre size söz
vermemem gerekiyor ama ben oturum değişmeden önce de size söz
vereceğimi beyan etmiştim.
Buyurun.
Süreniz iki dakika.
VIII.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
6.- Konya Milletvekili
Faruk Bal'ın, Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancının usul
görüşmesi üzerinde yaptığı konuşması
sırasında şahsına ve Milliyetçi Hareket Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
FARUK BAL (Konya) Sayın Başkan, ben
şaşırıyorum! Şaşırıyorum yani! Söz
vermeyecekseniz vermeyin, verecekseniz de İç Tüzüke göre verin. Zaten
sorun burada. Siz İç Tüzüke, Anayasaya aykırı
davranıyorsunuz.
Bir cümleyle Naci Beye söyleyeyim:
Milliyetçi Hareket Partisinin iktidarda olduğu dönemi, Hoca,
senin akademik kariyerin anlamaya yetmez. 2002den geç geriye, 2001
yılındaki 12 Eylül darbe Anayasasında 33 tane maddeyi
demokratikleştirecek değişikliği MHP
yapmıştır. O anayasa değişikliği, darbe ürünü
birtakım kısıtlamaları ortadan kaldırıp 82
Anayasasına demokrat bir tavır vermiştir, ondan sonra da senin
dediğin konuya gelmişizdir.
Şimdi,
Sayın Başkan, size geliyorum. Burada bir sayın milletvekili bir
konuşma yaptı. Siz, bizi Kürt-Türk çatışmasının
tarafı hâline getirecek şekilde eylemde ve söylemde bulunuyorsunuz.
Buna küresel güçlerin gücü yetmedi, sizin gücünüz hiç yetmez çünkü biz bin
yıllık kardeşliği savunuyoruz. Elbette bu ülkede Kürt
kardeşimiz vardır, elbette Kürtçe konuşur. Ama burası
Türkiye Büyük Millet Meclisidir. Burası devletin üç organından
biridir ve yasama Meclisidir. Buraya gelen her milletvekili Türkçeyi bilir ve
yemin etmiştir. Buraya gelen her milletvekili etnisitesinin değil,
büyük Türk milletinin milletvekilidir. Anayasaya göre de yemin etmiştir.
Bunun gereğini yerine getirecektir.
Siz, bu
kuralları ihlal ederek ve Milliyetçi Hareket Partisinin yüzüne doğru
dönerek, eski, nostaljik fikirlerinizin etkisi altında Yaşasın
Kürt-Türk kardeşliği gibi bir söylemle Kürt-Türk
düşmanlığı varmış gibi bir intibada bulunamazsınız.
Meclisin, siz, Başkanlık makamını işgal etmektesiniz.
Hareketleriniz İç Tüzüke ve Anayasaya uygun olmalıdır.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Bal.
FARUK BAL (Devamla)
Bu, bir tek benim düşüncem değil. Bu, aynı zamanda, sizin
sıralarınızda oturan sayın milletvekillerinin birkaç
tanesinin de tepkisidir. Onları biz de gördük. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Bal, ben gerekli açıklamayı yaptım. Daha fazla
uzatmak istemiyorum.
Düşüncemde de
bir değişiklik olmamıştır.
YUSUF HALAÇOĞLU
(Kayseri) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Halaçoğlu, sizi dinledim. Lütfen
YUSUF HALAÇOĞLU
(Kayseri) Hayır, dinlediniz ama başka bir tutanaktan bir şey
söyleyeceğim Sayın Başkan.
BAŞKAN
Tutanakları bekliyorum.
FARUK BAL (Konya)
Tehdit ettiniz. Cezai işlem yapacağım diye tehdit ettiniz.
BAŞKAN Tehdit
alan benim. Tehdit alan benim.
YUSUF HALAÇOĞLU
(Kayseri) Sayın Başkan, konuşmam üzerine şöyle bir ifade
kullandınız benim için: Tutanağı getirteceğim.
Hakkınızda cezai işlem uygulayacağım.
BAŞKAN Evet
Evet
YUSUF HALAÇOĞLU
(Kayseri) Buyurun, cezai işlem uygulayın.
BAŞKAN Evet,
tutanağı bekliyorum. Çünkü bana diyorsunuz ki
FARUK BAL (Konya)
Ben size vereyim tutanağı.
YUSUF HALAÇOĞLU
(Kayseri) Bende var. Bende var.
BAŞKAN
- Arkadaşlar, müsaade edin
Sayın
Yusuf Halaçoğlu devam ediyor. (AKP sıralarından özgürlük,
özgürlük sesleri) Hayır. diyorsunuz. Bunun özgürlükle alakası
yok, bunun hukuk devletiyle alakası var, bunun Anayasayla alakası
var. Siz Anayasa üzerine yemin etmişseniz
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Evet.
İDRİS
ŞAHİN (Çankırı) - Başkanım, o tutanakları da
değiştirtin lütfen. AKP diye bir parti yok, AK PARTİ var.
BAŞKAN
Müsaade edin
namusunuz
ve şerefiniz üzerine, o namus ve şeref üzerinde devam etmeniz
gerekir.
FARUK
BAL (Konya) Doğru.
BAŞKAN
- Demek ki eğer bundan yoksunsanız, o zaman Anayasayı
çiğneyebilirsiniz.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Tamam, var mı bir suç bunda?
BAŞKAN
Ben olgunluğumla bu konuyu uzatmak istemiyorum.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Hangi olgunluktan bahsediyorsun Sayın
Başkan? Bu konuda cezai işlem açın.
BAŞKAN
- Size de ceza verme gereğini görmüyorum.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Tutanaklar burada.
BAŞKAN
- Ceza verme gereğini hissetmiyorum.
MAHİR
ÜNAL (Kahramanmaraş) Sayın Başkan
BAŞKAN
- Buyurun.
MAHİR
ÜNAL (Kahramanmaraş) Sayın Başkan, tutanakta AKP olarak
mı yazıyor efendim?
BAŞKAN
Evet.
MAHİR
ÜNAL (Kahramanmaraş) Efendim, AKP diye bir parti yoktur. Lütfen
stenografları uyarın, partimizin ismi AK PARTİdir Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Söylerim, tamam.
Teşekkür
ederim.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkanım
BAŞKAN
Vermiyorum ceza, istemiyorum. Ben kamuoyunun takdirine sundum, en büyük ceza
budur.
FARUK
BAL (Konya) Siz MHP Grup Başkan Vekiline Size ceza vereceğim.
diye bir beyanda bulundunuz.
BAŞKAN
Evet.
FARUK
BAL (Konya) Böyle bir beyanla Milliyetçi Hareket Partisinin grup başkan
vekili töhmet altındadır. Buyurun soruşturmayı açın,
savunma hakkı tanıyın. İşte insanlık
dediğiniz mesele buradadır ve şimdi
insanlığınızı gösterin. Savunma hakkını
tanıyacaksanız
BAŞKAN
- Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan Vekilinin bana yönelttiği
cümle için niye bir şey söylemiyorsunuz?
FARUK
BAL (Konya) Efendim, o eğer sizi rencide ediyorsa ceza vermek üzere
açın.
BAŞKAN
Vermiyorum. Allah, Allah!
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Hem Ceza vereceğim. diyorsunuz hem de töhmet
altında buradaki
Böyle bir şey olur mu Sayın Başkan?
BÜLENT
TURAN (İstanbul) Affetmek büyüklüktür. Affedin Başkanım.
BAŞKAN
- Alınan karar gereğince, gündemin Kanun Tasarı ve
Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmına geçiyoruz.
1'inci
sırada yer alan, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde
Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ve Anayasa
Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
XII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının; Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80)
(S. Sayısı: 156)
BAŞKAN
- Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2'nci
sırada yer alan, Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve
Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporlarının
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.- Devlet Sırrı Kanunu
Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu
Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
HAKAN
ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Affetmiş sizi.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Ben affını kabul etmiyorum kardeşim,
zorla mı?
BAŞKAN
3üncü sırada yer alan, Ceza İnfaz Kurumları Güvenlik
Hizmetleri Kanunu Tasarısı
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Kabul etmiyorum affını. Ben
affınızı kabul etmiyorum.
İDRİS
ŞAHİN (Çankırı) Affetmek tek taraflı bir
işlemdir.
BAŞKAN
Vazgeçtim.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Vazgeçme hakkınız yok, tutanaklara girdi.
BAŞKAN
-
ve Adalet Komisyonu Raporunun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.- Ceza İnfaz
Kurumları Güvenlik Hizmetleri Kanunu Tasarısı ve Adalet
Komisyonu Raporu (1/742) (S. Sayısı: 616)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sizin af lütfunuza ihtiyacım yok, lütfen.
BAŞKAN
4üncü sırada yer alan, Askeri Hakimler Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve
Adalet Komisyonu Raporunun görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
4.- Askeri Hakimler
Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/1008) (S.
Sayısı: 685)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
5inci
sırada yer alan, Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi, Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik
Bildirme Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli
Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve
Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Osman Faruk
Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Mersin
Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent
Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve
İçişleri Komisyonu Raporlarının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
5.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporları
(1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443, 2/2469) (S.
Sayısı: 684) (x)
BAŞKAN
Komisyon? Burada.
Hükûmet?
Burada.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkan
BAŞKAN
İç Tüzükün 91inci maddesi
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkan
İDRİS
ŞAHİN (Çankırı) Devam edin Sayın Başkan.
MAHİR
ÜNAL (Kahramanmaraş) Sayın Başkan, demin
başladığınız işlemi sürdürür müsünüz?
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Ya, ne başlaması, daha başlamadı, bir
sakin olun ya!
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, 684 sıra sayılı
Rapor üzerine görüşmelere geçmeden önce bu raporla ilgili olarak, İç
Tüzüke aykırılıkla ilgili olarak bir hususa dikkatinizi çekmek
istiyorum.
BAŞKAN
Buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
22.- Hakkâri
Milletvekili Adil Zozani'nin, İçişleri Komisyonunda 684 sıra
sayılı Kanun Tasarısı Raporuna İç Tüzük hükümlerine
aykırı bir ekleme yapıldığına ilişkin
açıklaması
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, elimizdeki İçişleri
Komisyonunun göndermiş olduğu 684 sıra sayılı Raporda
Hükûmetin 43 madde olarak kendisine havale ettirilen tasarısının
sonrasında birleştirilen, eklenen maddeler arasında 43 maddelik
kanun tasarısı metninde izi bulunmayan 4046 sayılı Yasayla
ilgili olarak Hükûmet tasarısının 11, Komisyonun kabul
ettiği metnin 33üncü maddesine ilave 28inci maddenin (2)nci
fıkrasında İç Tüzüke aykırı bir ekleme söz konusudur.
Bu hususta işlem yapmanızı bekliyoruz.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Yani görüşülemez, İç Tüzüke aykırı.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Görüşülemez, İç Tüzüke aykırı bir
işlem söz konusudur. Bu nedenle bu raporu düzeltmeden görüşmemiz
mümkün değildir.
BAŞKAN
Bu söylediğiniz beyanlar doğrultusunda
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Evet.
BAŞKAN
Peki.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Ara verin, bir görüşelim Sayın Başkan.
BAŞKAN
Komisyona da bir söz vereyim. (AK PARTİ sıralarından devam
sesleri)
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Sayın Başkan
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan, aynı konuda bizim de
itirazımız var. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Bir dakika arkadaşlar.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Arkadaşlar, her şeye Yok, yok. demeyin, bir
bakın, İç Tüzükle ilgili bir şey söylüyoruz. Rica ederiz.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Haksız bir şey söylüyorsak kalkın o
zaman itiraz edin.
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Serindağ, sizi de dinleyemeyeceğim. Şu anda bir
şey yapıyorum. Sonra dinlerim.
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Aynı konuyla ilgili Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Aynı konuysa buyurun siz de.
23.- Gaziantep
Milletvekili Ali Serindağ'ın, İçişleri Komisyonunda 684
sıra sayılı Kanun Tasarısı Raporuna İç Tüzük
hükümlerine aykırı bir ekleme yapıldığına
ilişkin açıklaması
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Şimdi, bu bahse konu bölüm 3201
sayılı Yasanın geçici 28inci maddesinde düzenlenmiştir.
Hükûmetin teklif ettiği metnin o bölümünde 4046 sayılı Yasayla
ilgili herhangi bir hüküm yok. Bu tamamen Komisyon tarafından ilave
edilmiş bir bölümdür. Oysa İç Tüzükün 35inci maddesinde,
komisyonların yasa teklifinde bulunamayacakları ifade
edilmiştir, 92nci maddedeki hükümler hariç. Bu 92nci maddeyle ilgili bir
ekleme değildir. O nedenle de, Sayın Başkan, bunun bu
şekilde görüşülmesi usule uygun değildir.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Peki, teşekkür ederim.
Komisyon,
şimdi açıklama yapacak mısınız, yoksa ara
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, bence ara verin, Komisyonla
birlikte müzakere edin.
BAŞKAN
Bir bitiremiyorum ki cümlemi.
Açıklama
yapacak mısınız, yoksa ara mı vereyim?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Bilmiyorum şu anda.
Bilgiyi alamadım.
BAŞKAN
Tamam, ben bir ara veriyorum, on beş dakika ara.
Grup
başkan vekillerini arkaya davet ediyorum.
Kapanma
Saati: 20.26
ALTINCI
OTURUM
Açılma
Saati: 20.47
BAŞKAN:
Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP
ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan), Muhammet Bilal MACİT
(İstanbul)
----0----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 60ıncı
Birleşiminin Altıncı Oturumunu açıyorum.
684
sıra sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
devam ediyoruz.
Komisyon,
burada.
Hükûmet,
burada.
Sayın
Adil Zozaninin bir itirazı olmuştu. Sayın Ali Serindağ da
katılıyor mu acaba?
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Evet, evet Sayın Başkan.
V.- OTURUM
BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)
4.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur
Bahçekapılı'nın, İçişleri Komisyonunda 684 sıra
sayılı Kanun Tasarısı Raporuna yapılan eklemenin
İç Tüzük hükümlerine aykırı olmadığı ve Kayseri
Milletvekili Yusuf Halaçoğlu'na İç Tüzük'e göre disiplin cezası
verilecek bir durum olmadığına ilişkin konuşması
BAŞKAN
Aynı itiraz Ali Serindağın da.
Arkada
görüşmelerimizi yaptık, ben de bilgilendim, Kanunlar ve Kararlarla
görüştüm, düşüncemi açıklıyorum: İçişleri
Komisyonu, İç Tüzükün 39uncu maddesi kapsamında tasarıyla 3201
sayılı Kanuna eklenen geçici madde 28de değişiklik
yapmıştır. Komisyon, sadece tasarıda var olan bir maddede
bu değişikliği gerçekleştirmiştir, tasarıda
bulunmayan 4046 sayılı Kanunda bir değişiklik
yapılmamıştır. Dolayısıyla, Komisyonun kanun
teklifi mahiyetinde herhangi bir işlemi olmamıştır. Söz
konusu 33üncü maddede 3201 sayılı Kanuna aşağıdaki
geçici madde eklenmiştir. deniliyor, söz konusu olan 28inci madde. Onun
hemen altındaki fıkrada Daha önceki maddelerde tanımlanan
personel 4046 sıra sayılı Kanunda belirtilen esas ve usuller
çerçevesinde değerlendirilir. diyor, uzun uzun okumayayım.
Dolayısıyla, ben burada, Komisyon çalışmalarında
herhangi bir yanlışlık görmüyorum. Kaldı ki Komisyon
gündemine hâkimdir, bu hâkimiyetin çerçevesinde bu rapor
hazırlanmış, Başkanlığımıza
gelmiş, sıra sayısı almış, gelen kâğıtlar
listesinde yayınlanmış ve Genel Kurula gelmiş. Şu anda
sizin talebiniz doğrultusunda benim yapabilecek bir işim yok, bir
iş yapmaya da yetkim yok. Benim görüşüm bu, isterseniz usul
tartışması açayım.
Yalnız,
bu arada, Sayın Yusuf Halaçoğluyla ilgili olarak biraz önceki
oturumda Tutanakları inceleyeceğim. dedim. Tutanakları
inceledim, herhangi bir şekilde Yusuf Halaçoğluna İç Tüzüke
göre disiplin cezası verilecek bir durum olmadığını
tespit ettim. Onu da bilginize sunuyorum.
Evet,
şimdi...
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Aleyhte.
AHMET
AYDIN (Adıyaman) Lehte.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Lehte.
LEVENT
GÖK (Ankara) Aleyhte Ali Serindağ.
BAŞKAN
Aleyhte Sayın Adil Zozani, Sayın Serindağ; lehte Sayın
Ahmet Aydın, Sayın Halaçoğlu.
Evet,
usul tartışmasını açıyorum.
Tutumumun
lehinde ilk konuşmacı Sayın Yusuf Halaçoğlu, Kayseri
Milletvekili.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Söz hakkımı Hasan Hüseyin Beye
devrediyorum, Hasan Hüseyin Bey konuşacak.
BAŞKAN
Peki.
Sayın
Halaçoğlu söz hakkını Sayın Hasan Hüseyin Türkoğluna
devrediyor.
Buyurun.
VII.- USUL HAKKINDA
GÖRÜŞMELER (Devam)
3.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur
Bahçekapılının, İçişleri Komisyonunda 684 sıra
sayılı Kanun Tasarısı Raporuna yapılan eklemenin
İç Tüzük hükümlerine aykırı olmadığına ve
görüşmelere devam edilmesine yönelik tutumunun İç Tüzük hükümlerine
uygun olup olmadığı hakkında
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, Türk milletinin saygıdeğer milletvekilleri; bu
tasarının ilk (1/995) sıra sayısıyla Komisyonumuza
gelmiş hâlindeki düzenleme ile şu anda önümüzde 684 sıra
sayısı almak suretiyle ortaya çıkan rapordaki 33üncü maddedeki
değişiklikle ilgili tutumunuza ilişkin söz almış
bulunuyorum. Lehte söz almış bulunuyorum. Cenab-ı Allah bunu da
nasip etti yani AKPli birisinin lehinde konuşuyorum. Bu da benim için
büyük bir zül olsa gerek ama doğruyu da, hakkını da teslim etmek
lazım.
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Abartma, abartma.
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Devamla) Bu düzenleme 4046 sayılı
Kanunda değişiklik yapmıyor. Bu düzenleme, 4046
sayılı Kanuna atıfta bulunmak suretiyle, bu personelin emekli
edilmesine ilişkin işlemi, havuz diye tabir ettiğimiz Devlet
Personel Başkanlığı aracılığıyla
diğer kurumlara dağıtılmasını içeriyor.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) AKPyle anlaştınız mı (x)Hasan Hüseyin Bey?
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Özüne karşıyız yasanın.
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Devamla) Ancak, bu düzenlemenin çok ilginç bir
tarafı var. Bu düzenleme Komisyonumuza ilk geldiğinde şöyleydi:
Ceza verme yetkisi zaman aşımına uğramış ve
devlet memuriyetinden çıkarılma cezası gerektiren dosyaların,
zamanında ceza verme yetkisi kullanılmadığı için,
onlara ilişkin, o dosyaların işleminin devam edebilmesine
ilişkin bir ihya işlemi içeriyordu o hüküm ve o çerçevede o memurlar,
o müdürler, emniyet mensupları memuriyetten, meslekten
çıkarılıyorlardı. Şimdi, bu anlayış yani
Hitler döneminde olmaz, savaş döneminde olmaz. Yani, siz zaman
aşımı kavramının ne işe
yaradığını biliyor musunuz? Zaman aşımı kamu
düzeniyle ilgili bir kavramdır, zaman aşımı uyulması
gereken bir kuraldır; uyulmamışsa, uymayanlar hakkında
işlem yapmak yerine, bu tasarıyı hazırlayanlar, böyle bir
düzenleme getirmek suretiyle eksiklerini, kusurlarını, ihmallerini
düzeltmeye çalışıyor. Eğer Türkiyede zaman
aşımını geriye çevirecek bir düzenleme yapılacaksa
Pamukovada 41 vatandaşımızın ölümüne sebep olan o tren
kazasının failleriyle ilgili, suçlularıyla ilgili zaman
aşımını geriye çalıştırmak lazım,
toplumsal adalet bunu gerektirir diye düşünüyorum. Ya da Sivasta,
Madımakta yakılan insanlarla ilgili zaman aşımı
sebebiyle cezadan kurtulanlara ilişkin bir geriye dönük düzenleme
yapılması gerektiğini düşünüyorum. Dolayısıyla,
bu düzenleme, bu anlayış, bu hukuk dışı
anlayış, kapkaç hukuku, maalesef, bu tasarının her
satırında gizlidir. Onu sizlere madde madde anlatacağız
inşallah.
Yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Şimdi
tutumumun aleyhinde Sayın Adil Zozani konuşacak.
Süreniz
üç dakika.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın
Türkoğlu, yamalı bohçayı yamayarak yenileyebileceğinizi
varsaydınız ancak bu yamalı bohça, bunu yenilemek mümkün
değildir.
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Sataşıyor Sayın
Başkan.
ADİL
ZOZANİ (Devamla) Düzenleme de yanlıştır,
başından itibaren tasarının kendisi
yanlıştır. Bu maddeyle ilgili olarak
Ki düzenleme
tamamıyla İç Tüzük 35 ve 92nci maddelere aykırı bir
düzenlemedir. 33üncü maddenin yani Komisyonun havale ettiği teklif, kabul
ettiği metnin 33üncü maddesinde düzenlenen geçici 28inci maddenin ikinci
fıkrası eklenmiş bir fıkradır.
Şimdi,
Sayın Başkan diyor ki: Herhangi bir değişiklik
öngörmüyor. Ya biz aklımızı ekmek peynirle yedik -Başkan,
kusura bakmayın- ya sizin bu tezinize sahip çıkanların
aklını ekmek peynirle yemiş olması gerekiyor. Nasıl
bir değişiklik öngörmüyor? Değişiklik öngörmüyorsa orada ne
işi var? Değişiklik öngörüyor. Tasarı metninin kendisinde
bir değişiklik öngörüyor, oraya konulan maddenin kendisinde bir
değişiklik öngörüyor. Olmayan, Hükûmetin sevk ettiği metnin
11inci maddesinde yer alan düzenlemeye göre, olmayan haklar dercediliyor.
Şimdi, bu bir değişiklik değil mi? Bal gibi bir
değişikliktir, tasarı metninde bir değişikliktir. Buna
Komisyonun yetkisi var mı?
SÜREYYA
SADİ BİLGİÇ (Isparta) Var.
ADİL
ZOZANİ (Devamla) Yoktur.
SÜREYYA
SADİ BİLGİÇ (Isparta) Var, var.
ADİL
ZOZANİ (Devamla) Komisyonun buna yetkisi yoktur.
SÜREYYA
SADİ BİLGİÇ (Isparta) Senin burada bunu konuşmaya yetkin
yok. Orada esas, Komisyonun yetkisi var.
ADİL
ZOZANİ (Devamla) Siz İç Tüzük ihlalinde uzmanlaşmış
olabilirsiniz. Sayenizde biz de İç Tüzükü noktasına, virgülüne
öğrendik.
SÜREYYA
SADİ BİLGİÇ (Isparta) Daha öğreneceksiniz, daha çok
şey öğreneceksiniz.
ADİL
ZOZANİ (Devamla) Sizin ihlalleriniz sayesinde bunu öğrendik.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sana ders veririz, ders.
ADİL
ZOZANİ (Devamla) Kesinlikle, kesinlikle.
SÜREYYA
SADİ BİLGİÇ (Isparta) Daha çok şey öğreneceksiniz.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Hasip Bey burada, ders versin.
ADİL
ZOZANİ (Devamla) Sayın Bilgiç, bu konudaki manevra kabiliyetinizi
iyi biliyorum. Dört yıl boyunca sizin manevra kabiliyetinizi çok iyi
gördük.
BAŞKAN
Sayın Zozani, lütfen sataşma çıkaracak şekilde
konuşmayın.
ADİL
ZOZANİ (Devamla) Ancak, burada yapılan düzenleme kesinlikle ve
kesinlikle İç Tüzükün 35 ve 92nci maddelerine aykırı bir
düzenlemedir. Komisyon, işi olmayan bir iş yapmıştır.
Ben
oradaki düzenlemeyle, ilave düzenlemeyle getirilen hakların özüne
karşı değilim; Komisyonun görevi olmadığını
söylüyorum. Tasarıyı geri çekin, Hükûmet kendi tasarı metnine,
ilgili maddeye bu düzenlemeyi koysun, getirsin, biz hiç itiraz etmeyiz. Özünde
itirazımız yok, orada sağlanan haklara ilişkin bir
itirazımız yok ama burada
Sayın
Başkan, size hatırlatırım, Sayın Cemil Çiçekin Plan
Bütçe Komisyonu Başkanlığına gönderdiği
yazıyı size hatırlatırım. Buradan okumanızı
talep ediyorum.
İki:
Sayın Kamer Genç, çok değil, kısa bir süre önce, burada
yapılan benzer mahiyetteki bir düzenlemeye ilişkin olarak
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ADİL
ZOZANİ (Devamla)
burada çıktı, milletvekili olarak itiraz
etti. Siz, Sayın Kamer Gençin benzer mahiyetteki
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Zozani.
ADİL
ZOZANİ (Devamla)
itirazına olumlu karşılık verdiniz
ve verilen teklifi geri çektiniz. Bugün burada yapacağınız
işlem de budur, başka bir işlem yapamazsınız.
Sizi,
İç Tüzüke ve Anayasaya uymaya davet ediyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Lehte
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Sayın Başkan, bana
sataştı Sayın Zozani.
BAŞKAN
Tamam, şu usul tartışmamı bitireyim, vereceğim söz.
Tamam mı?
SÜREYYA
SADİ BİLGİÇ (Isparta) Başkanım, bana da
sataştı.
BAŞKAN
Tamam, peki, size de veririm. Aştık yani şeyi.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, Sayın Süreyya Sadi Bilgiç
ve Sayın Hasan Hüseyin Türkoğluna sataştım.
BAŞKAN
O da Bana da sataştı. diyor.
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Efendim, müsaade ederseniz, biz de ona
sataşacağız.
BAŞKAN
Bir dakika. Sataşmayın, yok, sataşmayın.
Şimdi,
usul tartışmasında lehte Sayın Ahmet Aydın
konuşacak.
Buyurun.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AHMET
AYDIN (Adıyaman) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Değerli
arkadaşlar, bu, benzeri tartışmalar, usul tartışmaları
daha önce de çok kereler aslında bu Meclis kürsüsünde yapıldı ve
burada da aslında çoğu kere hem İç Tüzüke göre hem de Meclisin
teamüllerine göre oluşmuş bir karar var. Zira, İç Tüzükümüzün
-arkadaşlar bahsetmedi ama- 26ncı maddesi çok açık ve nettir.
Komisyon gündemine hâkimdir.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Hâkim değilse ne olacak?
AHMET
AYDIN (Devamla) Gündemine hâkim olan komisyon
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Hâkim değilse ne olacak?
AHMET
AYDIN (Devamla)
komisyon raporunu hazırladıktan sonra Genel Kurula
gönderilen metin üzerinde
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Hâkim değilse ne olacak?
BAŞKAN
Sayın Zozani
Sayın Zozani
Lütfen.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Hâkim değil ama.
BAŞKAN
- Ama biz dinledik sizi, herkes dinledi. Siz de aynı saygıyı
gösterin lütfen.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Ben de soru soruyorum: Hâkim değilse ne olacak?
BAŞKAN
O sizin iddianız. Lütfen.
Buyurun.
AHMET
AYDIN (Devamla) Genel Kurula gönderilen bu rapor esas rapordur.
Dolayısıyla, Genel Kurulun da aslında -Meclis
Başkanlık Divanının daha doğrusu- bu rapor üzerinde
bir değişiklik yapma hakkı da yoktur. Hatta, yine bu kanuna
geçmeden önce, birçok kereler, işte, bu tasarıdan teklifini çekmek
isteyen arkadaşların değişikliği için bile Genel
Kurulun kararını arıyoruz, öyle değil mi?
İDRİS
ŞAHİN (Çankırı) Aynen öyle ama onu bile çekemediler yani.
AHMET
AYDIN (Devamla) Genel Kurulun kararı olmadan, Meclis Başkanlık
Divanı önüne gelen tasarı ya da teklife, komisyon raporuna Ben
görüşemem, bunun üzerinde şöyle değişiklik
yapacağım, yapılması gerekiyor. gibi zaten böyle bir
iddiada da bulunamaz. Aslolan komisyon metnidir, komisyon raporudur. Buraya
sevk edildiği şekilde görüşmek durumundayız.
İkincisi,
sizlerin de ifade ettiği gibi Başkanım, burada zaten bir
değişiklik söz konusu değil, 4046 sayılı
Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanunun 22nci maddesine bir
atıf var.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Yapma o zaman atfı. Niye atfediyorsun, yapma.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Niye koydun?
AHMET
AYDIN (Devamla) O kanunun o maddesinde değişiklik asla yok, burada
çok da uygun, olması gereken bir düzenleme.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Ahmet Bey, İç Tüzüke göre konuşun, İç
Tüzüke göre.
AHMET
AYDIN (Devamla) - Bu personelin -yani havuza gönderilen personelin- Devlet
Personel Başkanlığınca 24/11/1994 tarihli ve 4046
sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanunun 22
nci maddesinin ikinci, üçüncü, beşinci ve altıncı
fıkralarında belirtilen esas ve usuller çerçevesinde
diyor, buraya
bir atıf söz konusu. Bu kanunun bu maddesinde herhangi bir
değişiklik yok. Dolayısıyla,
Başkanlığın tutumu yerindedir. Ama bundan da ötesi,
Sayın Başkanım, size gönderilen Komisyon metni esastır.
Üzerinde görüşülmesi gereken rapor bu rapordur. Bu rapor da olduğu
gibi usulüne uygun, İç Tüzüke uygun olarak
hazırlanmıştır. Dolayısıyla, gündeme
kaldığımız yerden devam etmemiz gerekiyor.
Hepinize
teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Çok inandırıcı olmadı Sayın
Aydın.
BAŞKAN
Aleyhte Sayın Ali Serindağ konuşacak.
Buyurun.
(CHP sıralarından alkışlar)
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Ali ağabey, aleyhte ne
bulacaksın buna şimdi?
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, şimdi, aslında bu tasarının tümü sorunlu olduğu
için bu tür sorunlar çıkıyor. Bakın, Komisyon gündemine 43 madde
olarak geldi ama şimdi Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna 132
madde olarak indi. Tasarının tümü sorunlu olduğu için bu tür
sorunlar çıkıyor; birincisi bu.
İkincisi,
Sayın Ahmet Aydın diyor ki: Efendim, 26ncı maddeye göre,
komisyon gündemine hâkimdir. Doğru ancak İç Tüzükün öngördüğü
kurallar içerisinde gündemine hâkimdir
AHMET
AYDIN (Adıyaman) Doğru, doğru.
ALİ
SERİNDAĞ (Devamla) -
yoksa keyfî bir gündem saptama meselesi
değildir.
SÜREYYA
SADİ BİLGİÇ (Isparta) Üyelerinin göndermiş olduğu
işlemleri karara bağlar. Her önergede
ALİ
SERİNDAĞ (Devamla) Sayın Bilgiç çok laf atıyor,
zannediyorum, söyleyecek bir şeyi olmadığı için herhâlde
yerinden söz atıyor.
SÜREYYA
SADİ BİLGİÇ (Isparta) Sataşmayacağım,
sataşsanız da cevap vermeyeceğim size.
ALİ
SERİNDAĞ (Devamla) - Bir başka husus, şimdi, 4046
sayılı Yasayla ilgili tasarı metninde hiçbir husus yok,
herhangi bir husus yok. Getirilen düzenleme, 4046 sayılı Yasayla
ilgili. 4046 sayılı Yasa nedir? Özelleştirme uygulamasına
tabi tutulacak olan kurumlarla ilgilidir. Peki, size soruyorum: Emniyet Genel
Müdürlüğü özelleştirme uygulamasına tabi tutulacak bir kurum
mudur ki onunla ilgili bir düzenleme şimdi bu tasarı metnine ekleniyor?
Öyle bir şey olabilir mi? O zaman, bunu bir değişiklik olarak
görmek ve ona göre işlem yapmak lazım.
Bakın,
İç Tüzükün 35inci maddesi çok açık. Ne diyor? Komisyonlar,
kendilerine havale edilen kanun tasarı veya tekliflerini aynen veya
değiştirerek kabul veya reddedebilirler. Devam ediyor: Ancak,
komisyonlar, 92nci maddedeki özel durum dışında kanun teklif
edemezler, kendilerine havale edilenler dışında kalan
işlerle uğraşamazlar. diyor. Tüzükün hükmü açık.
Şimdi, bu getirilen düzenleme ne yapıyor? Emniyet Genel
Müdürlüğü personelini özelleştirmeye tabi tutulan bir kurumun
personeli gibi değerlendiriyor ve ona göre işlem
yapılmasını öngörüyor. Bu, sadece bir değişiklik
değil, hukuk nizamında bir değişiklik yapıyor, yani
öyle bir şey olamaz, sistemde değişiklik yapıyor, Emniyet
Genel Müdürlüğünün statüsünde sanki değişiklik yapıyor.
Sorun buradadır. Bu nedenle ne olmalı? Şimdi, diyor ki
Sayın Aydın: Efendim, Başkanlık Divanının
yetkisi yok. Doğru. Ne yapacak o zaman? Komisyon yaptığı
yanlışlığın farkına burada vardı; Komisyon
tasarıyı geri çekecek, hukuka uygun hâle getirecek, hukuka uygun hâle
getirdikten sonra, tekrar Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine getirecek.
AHMET
AYDIN (Adıyaman) Tamamen hukuka uygun bu tasarı.
ALİ
SERİNDAĞ (Devamla) Biz hukuku kurallara göre oluşturmak
zorundayız.
Teşekkür
ederim, sağ olun. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan
BAŞKAN
Komisyonun da bir açıklama yapma talebi var.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Usulle ilgili bir şey değil. Hayır,
Sayın Başkanım
Biraz önce kürsüde
Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Zozani
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, dinlemeden ne
söyleyeceğimi
BAŞKAN
Bakın, çalışma düzenini, akışını
bozuyorsunuz.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) E, akışı bozuk olan bir iş yapıyorsunuz.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Ceza verin bozuyorsa Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hayır, siz bozuyorsunuz. Şu anda usul tartışması
açtım, usulüne uygun gidiyoruz.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Biraz önce kürsüde
BAŞKAN
Dinlemiyor ki
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Bir saniye Sayın Başkan
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkan, Adil Zozaniye ceza verin bozuyorsa ki
bozuyor!
BAŞKAN
Tamam, olur.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Verin!
BAŞKAN
İstiyor musun?
ENGİN
ALTAY (Sinop) Verin!
BAŞKAN
Hangi maddeye göre?
FARUK
BAL (Konya) Kafadan atın,kafadan!
ENGİN
ALTAY (Sinop) Takdir sizin.
BAŞKAN
Ben mi takdir edeyim? Tamam, peki.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Ceza verin!
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Adil Bey hukukun uygulanmasını istiyor.
BAŞKAN
Buyurun.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, biraz önce, kürsüde bu
uygulamaya rehberlik edebilecek, Meclis Başkanlık Divanı
adına
BAŞKAN
Tamam, ondan bahsedeceğim şu anda.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Bir saniye Sayın Başkan
Sayın
Cemil Çiçekin Plan ve Bütçe Komisyonuna göndermiş olduğu bir
yazı var.
BAŞKAN
Ondan bahsedeceğim.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Şimdi o yazıyı
BAŞKAN
Dinlemiyor.
Tamam,
buyurun.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri)
Genel Kurulla paylaşmanızı bekliyorum,
talep ediyorum. Bu bir bilgidir ve haktır.
SÜREYYA
SADİ BİLGİÇ (Isparta) Bizim yazımızı da
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Başka türlü, siz, Genel Kurulda hazır bulunan
saygıdeğer milletvekillerini bu konuyla ilgili olarak
aydınlatmadan işlem yaparsanız keyfî bir işlem
yapmış olursunuz.
AHMET
AYDIN (Adıyaman) Adil Beyin keyfine göre yapalım o zaman!
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) - İddiamız ciddidir, iddianın ötesinde,
tespitimiz ciddidir; İç Tüzük hükmü açıktır, Komisyon kendine
vazife olmayan bir iş yapmıştır, sizin bu konuda işlem
yapmanız gerekir.
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Meclis de onu kabul ettiyse sorun yok.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Yani,
zorlamanıza gerek yok.
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Meclis onu kabul etmeyebilir.
BAŞKAN
Bitmedi arkadaşlar, ben dinliyorum.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sizin açınızdan Meclis tarihine geçebilecek
bir durumdan söz ediyoruz. Lütfen, iktidar partisi grup başkan vekilleri
ve üzerlerine vazife olmayan bazı milletvekillerinin baskısına
boyun eğerek işlem yapmayın; bu sizin açınızdan bir
vebal olur.
BAŞKAN
Bu sözlerinizi geri almanızı sizden özellikle rica ediyorum. Ben
otuz yıl hukukçuluk yaptım, neyin ne olduğunu biliyorum ama siz
hukukçu değilsiniz. Bunu da unutmayın.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Olur mu öyle şey? Hukukçu değil diye görüş
belirtmeyecek mi?
BAŞKAN
Olur.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Öyle şey mi olur? Yani, herkes hukukçu olmak zorunda
mı Sayın Başkan?
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Türkoğlu, buyurun.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Bir saniye, düzeltmek istiyorum.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Milletvekili hukukçu olmak zorunda mı?
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, talebinize
karşılık vermek istiyorum.
BAŞKAN
Dikkatli konuşacaksınız. Talimat alıyorsunuz, bilmem,
ondan bundan emir alıyorsunuz, bundan bilmem şunu yapıyorsunuz
Lütfen
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Talimat alıyorsunuz. demedi, Baskı altında
kalmayın. dedi.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan
BAŞKAN
Ben otuz yıl hukukçuluk yaptım, bu işi biliyorum, tamam
mı?
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, ben de size son derece
saygı duyuyorum
İDRİS
ŞAHİN (Çankırı) Sayın Başkanım, 163e göre
bu arkadaşın Meclisten çıkartılması gerekiyor şu
anda. Resmen sizi tehdit ediyor. Meclisten çıkartılması gerekiyor.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Bir saniye arkadaşlar.
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Sayın Başkan
BAŞKAN
Tamam, bir dakika durun arkadaşlar.
Türkoğlu,
buyurun, ne istiyorsunuz?
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, siz benden bir talepte
bulundunuz
BAŞKAN
Dinlemeyeceğim sizi. Bakın, yarım saatten beri onu diyorsunuz;
kararımı açıklayacağım.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Ya, gerekirse bir saat dinleyeceksiniz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Buyurunuz Sayın Türkoğlu
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Siz benden bir talepte bulunmadınız mı
Sayın Başkan?
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Sayın Başkan
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Bir saniye Sayın Türkoğlu
Özür dilerim
arkadaşlar.
BAŞKAN
Siz mi yönetiyorsunuz Sayın Zozani?
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Siz benden Sözlerinizi geri alın. diye talepte
bulunmadınız mı Sayın Başkan?
BAŞKAN
Efendim?
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Biraz önce sarf ettiğim sözleri geri almamı
talep etmediniz mi?
BAŞKAN
Evet.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Müsaade edin, geri alayım.
BAŞKAN
Tamam, alın buradan, ben buradan kabul edeceğim.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Hayır, buradan almam, söz geri alma işlemi
kürsüden yapılır.
BAŞKAN
İstemiyorum almanı, kalsın, gerçekten istemiyorum.
Sayın
Türkoğlu, ne istiyorsunuz?
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Sayın Zozani biraz evvel
konuşmasında ismimi de zikretmek suretiyle tutumunuzla ilgili
BAŞKAN
Sayın Türkoğlu, size söz vereceğim yalnız şimdi
Komisyon söz istedi. Usul tartışması bitti, Sayın Komisyon
da görüşünü bildirsin, ben de tutumum hakkında düşündüğümü
söyleyeyim, size söz vereceğim, tamam mı?
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Tamam.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Komisyon.
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Sayın Başkan
ENGİN
ALTAY (Sinop) Bir dakika, bir dakika...
Sayın
Başkan, bu Parlamentoda grup başkan vekilleri dışında
Sayın Zozaniden, Sayın Kaplandan, Sayın Baldan özel bir
çekinceniz mi var?
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Ne alakası var?
ENGİN
ALTAY (Sinop) Bir dakika
Onların
özel bir ayrıcalığı mı var ya da sizin onlara özel bir
toleransınız mı var? Sayın Zozani ya da Bal ya da
Sayın Kaplana dakikalarca tahammül eden, dinleyen sizin, İç Tüzükün
amir hükümlerine aykırı olarak Cumhuriyet Halk Partili milletvekili
ayağa kalktığında şöyle yapmak gibi bir lüksünüz,
hakkınız, tasarrufunuz olamaz. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN
Öyle mi!
ENGİN
ALTAY (Sinop) Burayı keyfî yönetemezsiniz!
BAŞKAN
Bağırmayın bana! Bana bağırmayın!
ENGİN
ALTAY (Sinop) Burayı keyfî yönetemezsin!
BAŞKAN
Parmak hareketi de yapmayın, sizden korkmuyorum, asla da
korkmayacağım.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Ha, bunlardan korkuyorsun, bizden korkmuyorsunuz!
BAŞKAN
Çok komik bir durumdasınız şu anda.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Siz komiksiniz!
BAŞKAN
Evet.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Tanal meramını anlatacak.
BAŞKAN
Ben Sayın Tanala ne zaman söz vereceğimi bilirim.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Tanal meramını anlatacak.
BAŞKAN
Ben Sayın Tanala ne zaman söz vereceğimi bilirim. Lütfen, yerinize
geçin.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Hayır
Türkoğluna söylediğinizi Sayın
Tanala da söyleyebilirdiniz.
BAŞKAN
Ben Sayın Tanala ne zaman söz vereceğimi biliyorum.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Türkoğluna söylediğiniz gibi Başkanı
dinledikten sonra sizi dinleyeceğim. diyebilirdiniz,
yaptığınız hiç etik değil.
BAŞKAN
Dedim.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Demediniz, böyle yaptınız.
BAŞKAN
Ya, geçer misiniz lütfen yerinize.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Geçmem.
BAŞKAN
Sayın Tanal, size vereceğim söz, şu işlemi bitireyim,
lütfen.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Eyvallah. Tamam, tamam, bu kadar.
BAŞKAN
Sayın Tanalla biz anlaşıyoruz, siz niye bozuyorsunuz
anlamadım gitti!
Buyurun
Sayın Komisyon.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
24.- İçişleri Komisyonu
Başkanı Mehmet Ersoy'un, İçişleri Komisyonunda 684
sıra sayılı Kanun Tasarısı Raporuna yapılan
eklemenin İç Tüzük hükümlerine aykırı olmadığına
ilişkin açıklaması
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Sayın
Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; deminden
beri tartışılan hususla ilgili olarak çok kısa bir
bilgilendirme yapmak istiyorum.
Komisyonumuzun
bu maddede yapılan düzenlemede İç Tüzüke aykırı hiçbir
faaliyeti olmamıştır, hiçbir uygulaması da
olmamıştır. Komisyonumuz gündemine hâkim olarak, önüne gelen
Hükûmet tasarısını ve onlarla birleştirilen teklifleri
Hükûmet tasarısını esas alarak görüşmeye
başlamıştır.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Niye yanlış iş yapıyorsunuz Başkan
ya? Hâkimseniz bu yanlışlık niye?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) 33üncü maddeye
bağlı geçici 28inci maddeyi verilen bir önergeyle
değiştirmiştir. Değiştirdiği sadece ve sadece
33üncü maddeye bağlı geçici 28inci maddedir. Geçici 28inci
maddenin aslı neydi? Daha önce suç işlemiş ve şey
yapılmış devlet memurları, polis memurları
memuriyetten atılıyordu. Bir komisyon Memuriyetten
atılmasınlar da başka bir kurumda çalışsınlar.
deme yetkisine sahip olamaz mı, böyle bir değişiklik yapamaz
mı?
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Ama zaman aşımına uğrayanlar
için.
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Evet, zaman
aşımına uğrayanlar için.
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan, hangi statüyle?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Biz
çalışmalarımızda sadece ve sadece Hükûmet
tasarısının 33üncü maddesindeki geçici 28inci maddeyi
değiştirdik, başka hiçbir kanun maddesinde değişiklik
yapmadık. Kaldı ki Komisyon gerekli gördüğünde, emniyet
teşkilatıyla ilgili bir düzenlemede sırası gelmişken
başka bir kanunda değişiklik yapılmasıyla ilgili bir
önerge olmuş olsaydı elbette ki yüce Meclisin iradesinin tecellisi
bakımından onu da yapabilirdi. Kaldı ki görüşmelerimizi
tamamlamışız, raporumuzu Başkanlık makamına
sunmuşuz.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Yanlış tamamlamışsınız,
yanlış sunmuşsunuz.
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Başkanlık
makamı incelemiş ve Genel Kurula sevk etmiştir. Burada
görüşmeler devam ederken Komisyonumuzca geri çekilmesini gerektirecek
hiçbir eksiklik ve aksaklığın olmadığını
makamınıza arz etmek istiyorum.
Sağ
olun.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
VII.- USUL HAKKINDA
GÖRÜŞMELER (Devam)
3.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur
Bahçekapılının, İçişleri Komisyonunda 684 sıra
sayılı Kanun Tasarısı Raporuna yapılan eklemenin
İç Tüzük hükümlerine aykırı olmadığına ve
görüşmelere devam edilmesine yönelik tutumunun İç Tüzük hükümlerine
uygun olup olmadığı hakkında (Devam)
BAŞKAN
- Sayın milletvekilleri, 684 sıra sayılı Kanun Tasarısının
Komisyon raporuna ve metnine yönelik bazı itirazların olduğunu
görüyoruz.
Tasarı
ve rapora itirazlar
LEVENT
GÖK (Ankara) Arkadaşlarımızın bir sözlerini alalım
efendim.
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Sayın Başkanım, beni
unuttunuz mu?
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN
Ya, böyle bir şey var mı.
Arkadaşlar,
bir şey okuyorum, bir sabredin ya! Bir sabredin! Bir saygı, bir
saygı! (CHP, MHP ve HDP sıralarından gürültüler)
Tasarı
ve rapora itirazlar nedeniyle söz konusu tasarının gündeme
alınamayacağı ve grup önerisine konu edilemeyeceği öne
sürülmektedir. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığınca
Komisyon raporu bastırılarak milletvekillerine
dağıtılmış ve Gelen Kâğıtlar listesine
alınmıştır. Söz konusu grup önerisi raporun Genel Kurulun
gündemine alınmasına ilişkindir. Grup önerisi kabul
edilmiştir ve 684 sıra sayılı Kanun
Tasarısının da geneli üzerindeki konuşmalara başlanmıştır.
Başkanlığımızın
Komisyon tarafından karara bağlanmış ve gündeme
alınmış, Genel Kurulda görüşülmeye başlanmış
bir tasarı veya teklif üzerinde herhangi geri çekme veya da
değişiklik yapma gibi bir yetkisi yoktur. Komisyon raporu üzerine
değişiklik yapma yetkisi, komisyona geri çekme, esas komisyon ve
hükûmetin, tasarıyı değiştirme veya reddetme yetkisi ise
Meclisin takdirindedir maddeleri görüşürken.
Şimdi,
bahse konu olan konu da şudur: Komisyon bu raporunda 4046 sayılı
Kanunda bir değişiklik yapmamış, sadece bir atıfta
bulunmuştur. Dolayısıyla, tutumumda herhangi bir
değişiklik bulunmamaktadır.
Sayın
Tanal
ENGİN
ALTAY (Sinop) Israr ediyoruz, oylama yap.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, biraz önce Komisyon
Başkanı 33üncü maddede dercedilen geçici 28inci maddede
değişiklik yaptığını söyledi, bu şekilde
kayıtlara geçti. Niye diyorsunuz ki
BAŞKAN
Yapıldı, onda sorun yok. Onda sorun yok ki o madde de 4046
sayılı
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Geçti mi geçmedi mi; değişiklik
yaptığını söyledi mi, söylemedi mi? İtiraz da bu.
BAŞKAN
Kardeşim, siz 4046 sayılıyı
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Abla, mesele bu zaten!
BAŞKAN
Ben böyle düşünüyorum, tamam.
Sayın
Mahmut Tanal, nedir talebiniz?
MAHMUT TANAL
(İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Talebim şu Sayın
Başkanım; Anayasamızın 6ncı maddesinin son
fıkrası şu: Hiçbir kimse veya organ kaynağını
Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz. Komisyonun da İç
Tüzükümüzün 35inci maddesi uyarınca kendisine yani orada, tasarı
metninde olmayan, üzerine vazife olmayan ve görev alanı içerisine girmeyen
bir konuyu karara bağlaması ve mevcut olan tasarıda yer
alması, burada -kaynağını Anayasadan
almadığı için- Anayasanın bu hükmüne aykırı.
Sayın Meclis
Başkan Vekili olarak size burada, İç Tüzükümüzün hükümleri
uyarınca gelen talepler ve mevcut olan tasarının Anayasaya
aykırılığı ileri sürüldüğü zaman sayın
makamınızca bunu resen göz önüne alıp Anayasaya
aykırılık doğrultusunda işlem
yapılmasını arz ediyoruz sizlere. Bizim talebimiz buna uygundur.
Eğer siz bu konuda talebimizi kabul etmeyecek iseniz İç Tüzükün
63üncü maddesi uyarınca usul tartışması talep ediyorum.
Saygılarımı
sunuyorum.
SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Açıldı, bitti. Geç kaldın.
Dışarıda, kulislerde gez gez, ondan sonra gel!
ADİL ZOZANİ
(Hakkâri) Sayın Başkan
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Sayın Başkan
BAŞKAN Bir
dakika
Bir dakika
Sizin talebiniz ne?
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Sayın Başkan, maksat sorunun açıklığa
kavuşmasıdır. İzin verirseniz bir hususu dikkatinize
sunayım.
BAŞKAN Sayın
Serindağ, biraz önce usul tartışmasında konuştunuz.
Yeni bir şey mi ekleyeceksiniz?
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Ama bakın, bir hususu dikkatinize
sunuyorum Sayın Başkan.
İDRİS BALUKEN
(Bingöl) Komisyonun verdiği bilgiler yeni durum yarattı Sayın Başkan.
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Şimdi bakınız, diyor ki 4046
sayılı Kanunun 22nci maddesi: Özelleştirme programına
alınan kuruluşlarda ilgili kuruluş veya idare tarafından
istihdam fazlası personel belirlenmesi
ve devam ediyor. Yani, burada
düzenlenen husus, özelleştirme programına alınan
kuruluşlarla ilgilidir.
Şimdi, Emniyet
Genel Müdürlüğü personelini siz o maddeye tabi tutarsanız, 4046
sayılı Yasanın 22nci maddesinde dolaylı bir
değişiklik yapmış oluyorsunuz, sorun budur.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Ben bunu
anladım zaten.
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Sayın Başkan
Sayın Başkanım
BAŞKAN Sayın
Tanal, bana lütfen şunu söyleyebilir misiniz? Ben şu anda Meclisi
idare ediyorum. İç Tüzükün hangi maddesinde benim bir Başkan Vekili
olarak gündeme gelmiş ve Genel Kurulda konuşulan bir yasayı, teklifi,
tasarıyı geri çekebilme yetkimin nerede olduğunu bir söyleyin
bana.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Hemen söyleyeyim.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, İç Tüzük 80inci madde,
İç Tüzük 80inci madde...
BAŞKAN
Ben Sayın Tanalla konuşuyorum.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) 80inci madde Sayın Tanal, İç Tüzük 80inci
madde.
AHMET
AYDIN (Adıyaman) Sayın Başkan, bütün bu tartışmalar
geçti, kanuna girdik. Bir daha, bir daha aynı tartışmalar.
İşlem yapın Sayın Başkanım, işleme devam
edin.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Sayın Başkan, sorunuza cevap şu
BAŞKAN
Buyurun.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Şu anda, Meclis Başkan Vekili
sıfatıyla biz bu taleplerimizi size iletiyoruz. Bu taleplerimizi size
iletirken Komisyon ve Komisyon Başkanı da şu anda yerlerinde
oturuyorlar.
BAŞKAN-
Evet.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Burada yapılması gereken, mevcut olan
Anayasamızın hükümleri uyarınca
RECEP
ÖZEL (Isparta) İç Tüzük, Anayasa değil.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Yani, İç Tüzük 80 uyarınca Bir kanun
tasarı veya teklifinin esas komisyonca reddi istenir ve rapor da
benimsenirse, kanun tasarı veya teklifi reddedilmiş olur. Rapor
benimsenmezse komisyona geri verilir. Yani burada sizin Komisyona söyleyip
Komisyonun bunu geri çekmesi lazım. Olması gereken prosedür bu.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) 80inci madde açık Sayın Başkan.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Özür dilerim, bitiriyorum.
Burada,biz
merdivenlerden size ulaşmak için hangi merdivenlere basarak size
ulaşıyorsak yani hangi şekille bu tasarı gündeme
gelmişse o merdivenlerle de aynı şekilde Sayın Komisyon
Başkanının bunu geri çekmesi lazım. Bu anlamda, sizden
istirhamımız bu.
BAŞKAN
Ben size şu soruyu sordum: Ben, Başkan Vekili olarak şu anda
İç Tüzükün hangi maddesine göre bu teklifi geri çekebilirim?
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) 80, 80...
MAHMUT
TANAL (İstanbul) 80inci madde.
BAŞKAN
Size soruyorum.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Ben cevap veriyorum size
AHMET
AYDIN (Adıyaman) Sayın Başkanım
BAŞKAN
Siz Komisyon geri çekebilir. diyorsunuz.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Evet.
BAŞKAN
Benim de Komisyona bunu teklif etmem gerekiyor. Böyle bir şey olur mu?
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Var, var. Söyleyeyim...
BAŞKAN
Böyle bir şey olur mu?
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Başkanım, bakın, Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığının, komisyonların
yaptığı doğru olmayan işlemler varsa onlara,
komisyonlara bu konuda talimat verme yetkisi var.
BAŞKAN
Böyle bir talimat yetkim ne benim
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Evet, var, komisyona var sizin.
BAŞKAN
- Mümkün değil.
Şu
anda Genel Kuruldayız Sayın Tanal.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN
Şu anda Genel Kuruldayız.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Sayın Başkanım
BAŞKAN
Yanlış bir tartışmanın içindeyiz şu anda.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Değerli Başkanım, bakın, Meclis
Başkanlığının, komisyonlar arasındaki o
çalışma koordinasyonunu, hukuka aykırılık
işlemlerini denetleme yetkisi yok mu? Var. Bu, İç Tüzükten
kaynaklanan bir husus. Şu anda Meclis Başkanının yerine siz
oturuyorsunuz. Benim bu taleplerim Meclis Başkanlığına
taleptir yani bu açıdan
AHMET
AYDIN (Adıyaman) Sayın Başkanım, dört gündür bu
tartışmalar yapıldı, kanuna geçildi. İşleme devam
edin. Yeter artık! Dönüp dönüp başa mı döneceğiz?
BAŞKAN
Sayın Tanal, size madde sordum bana söyleyemediniz, Sayın Adil
Zozani 80inci madde. dedi.
80inci
maddeyi okuyorum
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Okuyun efendim.
BAŞKAN - Bir kanun tasarı ve
teklifinin esas komisyonca reddi istenir ve rapor da benimsenirse, kanun
tasarı veya teklifi reddedilmiş olur. Rapor benimsenmezse komisyona
geri verilir. Ben komisyon başkanı mıyım?
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) - Sonraki cümleyi okuyun Sayın Başkan.
AHMET
AYDIN (Adıyaman) - Sayın Başkanım, işleme devam eder
misiniz?
BAŞKAN
Bu tartışmayı sona erdiriyorum. Çok özür dilerim. Bu
tartışma bitmiştir. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) - Sonraki cümleyi okuyun Sayın Başkan.
BAŞKAN
- Hepsini okudum.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) - Hayır, sonraki cümleyi okumadınız.
BAŞKAN
Hepsini okudum.
AHMET
AYDIN (Adıyaman) - Zozani mi idare ediyor burayı ya
Başkanım!
BAŞKAN
Okudum, hepsini okudum. Al, bak! Okudum.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) - Sonraki şu: Rapor benimsenmezse komisyona geri
verilir.
BAŞKAN
Kim yapar bunu? Ben mi yapıyorum? Ben komisyon başkanı
mıyım?
MAHMUT
TANAL (İstanbul) - Sayın Başkan, 88inci maddeyi okur musunuz?
BAŞKAN
Lütfen, son derece
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) - Sayın Başkan
BAŞKAN
- Gündeme gelmiş, Genel Kurula gelmiş bir kanunun reddi veya kabulü
görüşmeler esnasında milletvekilleri tarafından
yapılır. Ben bu konuda bir şey yapamam. Bu konuda kimseye söz
vermiyorum.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan
BAŞKAN
684 sıra sayılı
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) İç Tüzük 69a göre söz istiyorum Sayın
Başkanım.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkan
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan
BAŞKAN
Yasa Tasarısının tümü hakkındaki görüşmelerine
başlıyoruz.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) - Hayır hayır, Sayın Başkan.
BAŞKAN
Halkların Demokratik Partisi Grubu adına Şırnak
Milletvekili Sayın Hasip Kaplan.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) - Sayın Başkan, bunu yapamazsınız.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) - Sayın Başkan, İç Tüzük
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) - Sayın Başkan, söz talebim var, Grup Başkan Vekili
olarak
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Sayın Başkan
BAŞKAN
Özür dilerim, tamam.
Sayın
Türkoğlu, buyurun, neydi sizin talebiniz?
Özür
dilerim Sayın Kaplan.
FARUK
BAL (Konya) - Sataşmadan dolayı Türkoğluna söz verecektiniz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
- Sayın Türkoğlu, buyurun talebiniz neydi?
Türkoğluyla
konuşuyorum, oradan başka birisi Türkoğlunun söyleyeceği
şeyi söylüyor, inanamıyorum gerçekten.
Buyurun
Sayın Türkoğlu.
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Sayın Başkan, ben de söz
alabilmek için bağırmak durumunda kaldım.
BAŞKAN
Size demiyorum, sizin adınıza başkaları
bağırıyor.
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - Yani, ben de sesimi duyurabilmek için
bağırmak zorunda kalacağım.
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) - Vekâleten bağırıyor, zaten herkes
vekil burada.
BAŞKAN
Ha vekâleten! Tabii tabii! Aslan! Şahane bir şey! Hocam, yine bir
buluşta bulundu.
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Sayın Zozani konuşmasında
bu çok yamalı bir bohçaya benzeyen tasarıyla ilgili
değerlendirmeme ismimi de zikretmek suretiyle
BAŞKAN
Buyurun, iki dakika.
Sonra,
tümü hakkındaki konuşmalara geçiyoruz.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Hayır, hayır
Sayın Başkan, söz
talebimiz var. Grup Başkan Vekili olarak söz talebimiz var; iki saattir
bir konuyu anlatacağız, bekliyoruz.
LEVENT
GÖK (Ankara) Söz talebimiz var.
VIII.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
7.- Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu'nun, Hakkâri Milletvekili Adil
Zozaninin usul görüşmesiyle ilgili yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Sayın Başkan, Türk milletinin
saygıdeğer milletvekilleri; teşekkür ediyorum.
Sayın
Başkan biraz evvelki usul tartışması sırasında
lehinizde görüş bildirmek üzere söz almıştım, şimdi
pişmanım çünkü bu sözü alabilmek için uzun zamandır mücadele
ediyorum. Bir de unuttunuz beni.
BAŞKAN
Çok özür dilerim, doğru.
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Devamla) Sayın Zozaninin burada benimle
ilgili yapmış olduğu değerlendirmeyi Meclis Genel Kurulu
herhâlde hatırlamıyordur yani çok da bayatladı. Keşke o
zaman verseydiniz de tam o zamanda cevaplayabilseydim.
Sayın
Zozani bu tasarının çok yamalı bir şey olduğunu
dolayısıyla bu 33üncü maddedeki düzenlemenin de yerinde
olmadığını ama benim bu konudaki düşüncelerime
katılmadığını ifade ettiler. Aslında, bu madde
çok arızalı. İç Tüzüke göre bu maddeyle ilgili değerlendirme
doğru olsa bile, maddenin içerisinde, meslekten ihraç edilmesi imkânı
verilmeyen ancak havuza koyulmak suretiyle Devlet Personel
Başkanlığı tarafından dağıtılması
düşünülen personel söz konusu. İkisi de bir tür cezalandırma. Bu
gittiği takdirde Anayasa Mahkemesi tarafından muhakkak
bozulacaktır diye düşünüyorum.
Cumhuriyet
Halk Partisi adına aleyhinizde söz alan Sayın Ali Serindağ da
bence doğru şeyler ifade etmedi, onun görüşlerine de
katılmıyorum. Bu maddeyle ilgili, Özelleştirme Kanununa
atıfta bulunulması tartışılıyor. Evet,
aslında özelleştirmeyle bir ilgisi var, öyle tartışmak
lazım. Özelleştirme Kanunuyla ne ilgisi var? Emniyet
teşkilatı özelleştiriliyor. Nasıl özelleştiriliyor?
Kaçak ve karanlık saraydaki birinin özel emniyet teşkilatı
oluyor, onun için özelleştiriliyor.
Teşekkür
ederim. (MHP sıralarından alkışlar)
XII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
(Devam)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun;
5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporları
(1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443, 2/2469) (S.
Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN
Halkların Demokratik Partisi Grubu adına Sayın Hasip Kaplan,
konuşacak mısınız?
Birinci
çağrım.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan, bir şey söyleyeceğim.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan
FARUK
BAL (Konya) Sayın Başkan
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkan
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan
BAŞKAN
İkinci çağrım: Halkların Demokratik Partisi Grubu
adına Sayın Hasip Kaplan, konuşuyor musunuz?
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Hasip Kaplan, kürsüye davet ediyorum sizi.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) İki saattir söz istiyorum.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Benim Grup Başkan Vekilim söz istiyor.
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan, bakın
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Hasip Kaplan, son ihtarım, kürsüye geliyor musunuz?
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Benim Grup Başkan Vekilim söz istiyor.
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan, bakın
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkan
FARUK
BAL (Konya) Sayın Başkan
BAŞKAN
Diğerine geçiyorum.
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan, benim bir söz talebim var.
BAŞKAN
Lütfen, geçer misiniz yerinize. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Söz talebimiz var.
BAŞKAN
Sayın Hasip Kaplan
Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına Sayın Ali Serindağ, Gaziantep
Milletvekili, geliyor musunuz?
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkan, bir söz talebim var.
FARUK
BAL (Konya) Sayın Başkan
BAŞKAN
Geliyor musunuz?
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan, söz talebimiz var.
BAŞKAN
Sayın Ali Serindağ, Gaziantep Milletvekili, kürsüye geliyor
musunuz? (AK PARTİ sıralarından Bravo Başkan, bravo!
sesleri)
LEVENT
GÖK (Ankara) Gelecek efendim, gelecek.
Benim
söz talebim var. Bir söz talebim var benim.
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Sayın Başkan...
BAŞKAN
Siz de gelmiyorsunuz. (HDP sıralarından sıra kapaklarına
vurmalar)
FARUK
BAL (Konya) Efendim, bize sataştı.
LEVENT
GÖK (Ankara) Olur mu öyle şey?
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Sayın Başkan...
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Böyle bir yönetim olmaz Sayın Başkan.
BAŞKAN
- Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Hasan Hüseyin Türkoğlu,
Osmaniye Milletvekili, geliyor musunuz? (HDP sıralarından sıra
kapaklarına vurmalar)
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkan, gelecek ama bu gürültüde
nasıl gelsin?
BAŞKAN
Geliyor musunuz?
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan
BAŞKAN
Naci Bostancı
MEHMET
DOĞAN KUBAT (İstanbul) Konuşmuştuk efendim, dün
konuştuk biz. Şahıslara geçiyoruz.
BAŞKAN
-
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına konuşmuştu. (HDP
sıralarından sıra kapaklarına vurmalar)
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan, böyle bir usul olur mu ya? Ya bir söz
istiyoruz, söz vermiyorsunuz ya!
BAŞKAN
- Ne diyorsunuz ya? (Gürültüler)
Şahsı
adına konuşmalara geçeceğim.
On
dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 21.25
YEDİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 21.44
BAŞKAN:
Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP
ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
----0----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 60ıncı
Birleşiminin Yedinci Oturumunu açıyorum.
684
sıra sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
devam ediyoruz.
Komisyon
burada.
Hükûmet
burada.
Grup
adına konuşmalar yapılamadı, yapmadılar;
çağırdım, çağırmama rağmen kimse gelmedi.
Şahsı
adına İzmir Milletvekili Sayın Oğuz Oyan
(CHP,
MHP ve HDP sıralarından bir grup milletvekilinin Başkanlık
Divanı önünde toplanmaları, gürültüler)
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkan, hayır!
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Hayır, Sayın Başkan, öyle bir
şey yok!
BAŞKAN
Şahsı adına Sayın Milletvekili Oğuz Oyan
Şahsı
adına Sayın Milletvekili Oğuz Oyan
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Hayır, Sayın Başkan!
BAŞKAN
Son ihtarımdır; şahsı adına İzmir Milletvekili
Sayın Oğuz Oyan? Yok.
LEVENT
GÖK (Ankara) Böyle bir şey yok Sayın Başkan, hayır!
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Böyle bir şey yapamazsınız!
BAŞKAN
Şahsı adına Çankırı Milletvekili Sayın
İdris Şahin.
Süreniz
on dakikadır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
İDRİS
ŞAHİN (Çankırı) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP ve HDP
sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Sayın Başkan, önce
sakinleştirin, böyle bir şey yok!
LEVENT
GÖK (Ankara) Böyle bir şey olmaz!
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, böyle bir şey
yapamazsınız!
İDRİS
ŞAHİN (Devamla) Öncelikle kamuoyunda iç güvenlik
tasarısı olarak bilinen ve Meclis gündemine gelen 132 maddeden
ibaret, 4 ana kanunda değişiklik öngören, toplamda 21 kanunda
düzenleme yapan tasarının üzerinde şahsım adına
konuşma yapmak üzere huzurunuzdayım. (AK PARTİ
sıralarından Bravo! sesleri, alkışlar; CHP ve HDP
sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
Öncelikle
Komisyon çalışmaları esnasında çok önemli katkılarda
bulunan muhalefet partilerimizin değerli temsilcilerine şahsım
adına teşekkür ediyorum. İnşallah bu kanun
tasarısı burada da, Komisyondaki katkılar gibi Genel Kurul
aşamasında da muhalefetimizin olumlu katkılarıyla arzu
ettiğimiz noktaya gelecek ve milletimizin arzu ettiği ve uzun süredir
beklediği bu kanun tasarısı yasalaşacaktır. (AK
PARTİ sıralarından Bravo! sesleri, alkışlar; CHP ve
HDP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
Ben
bu duygu ve düşüncelerle hepinizi tekrar saygıyla selamlıyorum
ve teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından Bravo!
sesleri, alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Soru-cevap
kısmına geçiyoruz.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, ara verin, tutanakları
isteyeceğiz.
BAŞKAN
Soru-cevap kısmına geçiyoruz. Sisteme giren milletvekillerine söz
vereceğim. Süremiz
LEVENT
GÖK (Ankara) Olur mu böyle şey ya?
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Böyle bir şey yok!
BAŞKAN
Söz verdim, çağırdım, gelmediniz; bitti. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar; CHP ve HDP sıralarından
sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Konuşma şartları yoktu.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Uganda Meclisinde olmaz bu!
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Böyle rezalet olur mu?
BAŞKAN
Yirmi dakika soru-cevap işlemi var. Sisteme giren milletvekillerine söz
veriyorum.
Sayın
Işık, buyurun.
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Efendim, böyle bir şey
yapamazsınız!
BAŞKAN
Sayın Gök?
BİNNAZ
TOPRAK (İstanbul) Ayıp denen bir şey var!
ALİ
HAYDAR ÖNER (Isparta) İç güvenlik paketi senin kadar
antidemokrattır!
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Gök
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, böyle bir şey olmaz!
ALİ
HAYDAR ÖNER (Isparta) Olaylardan sorumlu olacaksınız! Kanundan
sorumlu olacaksınız.
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Sayın Başkan, böyle bir
şey yapamazsınız!
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, böyle bir şey olmaz!
BAŞKAN
Sayın Yeniçeri
ALİ
HAYDAR ÖNER (Isparta) İç güvenlik paketi gibi davranıyorsunuz.
(CHP,
MHP ve HDP sıralarından gürültüler)
ALİ
HAYDAR ÖNER (Isparta) Sorumlu olacaksınız!
BAŞKAN
Sayın Tanal
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Ara verin.
BAŞKAN
- Sayın Acar
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, böyle bir şey
yapamazsın!
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Konuşma taleplerimiz var.
Konuşmayacağız demedik ki.
BAŞKAN
- Sayın Fırat
ALİ
HAYDAR ÖNER (Isparta) İç güvenlik paketi gibi davranıyorsun
Sayın Başkan.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Böyle bir oturum yönetilir mi ya!
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Meclisi faşizm yuvasına çevirdiniz ya!
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Yapamazsınız böyle, yanlış
yapıyorsunuz!
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Bu nasıl bir şey ya?
ALİ
HAYDAR ÖNER (Isparta) İç güvenlik paketi gibi davranıyorsun
Sayın Başkan. İç güvenlik paketi de senin kadar antidemokratik
bir paket!
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Orada var mı, tutanaklarda var mı?
Konuşmayacağız diye bir şey var mı?
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Sayın Başkanım,
tutanaklara bakın.
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Esadı geçtiniz Esadı!
BAŞKAN
Sayın Gök
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan, tutanaklara bakın, bu şekilde
çalışılmaz!
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Tutanaklara bakalım birlikte.
BAŞKAN
Sayın Kaplan
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Böyle bir şey yok!
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Ama böyle olmaz!
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Böyle yapamazsınız!
BAŞKAN
- Sayın Baluken
ALİ
HAYDAR ÖNER (Isparta) Yanında, yanında!
BAŞKAN
- Soru- cevap işlemini yapıyorum, süremiz yirmi dakika. (CHP, MHP ve
HDP sıralarından gürültüler)
ALİ
HAYDAR ÖNER (Isparta) Böyle baskı yaratamazsınız,
yanlış yapıyorsunuz!
BAŞKAN
On dakika sorulara ayıracağım, on dakika Sayın Bakana söz
vereceğim.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan
ALİ
HAYDAR ÖNER (Isparta) Divana, Başkanlığa
yakışmıyor!
BAŞKAN
Sayın Güneş
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Sayın Başkan böyle bir şey
yapamazsınız!
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, böyle bir kabul yok!
BAŞKAN
- Sayın Erdoğan
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Sayın Başkan, böyle bir şey
olabilir mi? Böyle bir usul var mı efendim?
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Böyle bir usul var mı ya! Hayır, muhalefet
konuşmadan
LEVENT
GÖK (Ankara) Başkanlık konuşma hakkımızı
engelliyor!
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Muhalefetin bütün hakkını gasbediyorlar!
BAŞKAN
Sayın Daniş
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Yasama hakkımızı gasbediyorlar!
LEVENT
GÖK (Ankara) Böyle bir şey olur mu, böyle yasama olabilir mi?
İSMAİL
GÜNEŞ (Uşak) Sayın Başkanım, mikrofonu açın,
konuşacağım.
BAŞKAN
Sayın İsmail Güneş, buyurun.
GÜRKUT
ACAR (Antalya) Sayın Başkan, sistemi açmıyorsunuz, nasıl
konuşacağız?
BAŞKAN
Ben üç kere, dört kere sizleri çağırdım, gelmediniz. Sizi
bekleyemem, kusura bakmayın.
Sayın
Güneş
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Yapamazsınız Sayın Başkan!
GÜRKUT
ACAR (Antalya) Sayın Başkan, sistemi açmadınız ki, benim
söz hakkımı kestiniz.
ALİ
HAYDAR ÖNER (Isparta) Olup bitti yaratamazsın, emrivaki
yaratamazsın! Yakışmıyor!
BAŞKAN
Sayın Güneş, devam edin.
ALİ
HAYDAR ÖNER (Isparta) O Divana, Başkanlığa
yakışmıyorsun!
LEVENT
GÖK (Ankara) Olur mu böyle şey!
BAŞKAN
Devam edin Sayın Güneş.
İSMAİL
GÜNEŞ (Uşak) Sayın Başkanım, ses gelmiyor.
(CHP
ve HDP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
GÜRKUT
ACAR (Antalya) Siz sistemi açmadınız ki.
BAŞKAN
Geçin yerinize, açacağım.
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Bir parlamento faşizmi!
ATİLLA
KART (Konya) Şu anda Türkiye Büyük Millet Meclisinde darbe
yapılıyor!
BAŞKAN
Geçin yerinize, geçin, tekrar edelim.
İSMAİL
GÜNEŞ (Uşak) Ses yok Başkanım.
BAŞKAN
- Sayın Kuşoğlu
Sayın
Şener
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Ara verin.
ALİ
HAYDAR ÖNER (Isparta) Yazık Başkan, yazık Başkan!
Milletin hakkını gasbediyorsunuz!
BAŞKAN
- Sayın Özdemir
(CHP
ve HDP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Kenan Evren bunu yapmadı biliyor musunuz,
Genelkurmay darbede yapmadı!
ALİ
HAYDAR ÖNER (Isparta) Yazık Başkan, yazık! Milletin hakkı
sana haram olsun!
BAŞKAN
Sayın Dal
LEVENT
GÖK (Ankara) Meclis darbesi yapılıyor burada. Buna izin veremeyiz
arkadaşlarım!
İSMAİL
GÜNEŞ (Uşak) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Bağcı
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Meclis darbesi yapılıyor!
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Sayın Başkan, tutanakları
inceleyin, biz gelmeyeceğiz demedik, hiçbir zaman demedik.
BAŞKAN
Dediniz.
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Demedik!
LEVENT
GÖK (Ankara) - Başkanlık Divanı, Meclisi katlediyor! Olur mu
böyle şey!
ATİLLA
KART (Konya) Şu anda burada darbe yapılıyor!
BAŞKAN
Sayın Turan, buyurun.
BÜLENT
TURAN (İstanbul) Sayın Başkanım
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Ya burası AKP meclisi değil, Türkiye
Büyük Millet Meclisi!
LEVENT
GÖK (Ankara) Bu Meclis darbesidir, darbe yapılıyor, bu bir polis
devletidir, darbe yapılıyor burada. Böyle bir tablo olur mu?
KEMAL
DEĞİRMENDERELİ (Edirne) Sayın Başkan, tarih önünde
sorumlusunuz, darbe yapıyorsunuz. Böyle bir şey olabilir mi? Siz
geçmiş döneminize, onurunuza uygun hareket ediniz.
BAŞKAN
Sayın Turan, buyurun.
BÜLENT
TURAN (İstanbul) Muhalefet eğer sessiz olursa bir soru sormak
istiyorum. (CHP ve HDP sıralarından sürekli sıra
kapaklarına vurmalar, gürültüler)
KEMAL
DEĞİRMENDERELİ (Edirne) - Sayın Başkan, siz onurlu bir
geçmişe sahipsiniz!
BAŞKAN
Sayın Acar
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkan, tutanaklarda var mı,
böyle bir çağrınız var mı, bir bakın.
BAŞKAN
Sorular soruldu.
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Böyle bir şey var mı ya, böyle şey olur mu!
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Kenan Evren sizden daha demokrattı!
ATİLLA
KART (Konya) Darbe yapılıyor!
BAŞKAN
Sayın Bakan, buyurun on dakika, söz sizde. (CHP, MHP ve HDP
sıralarından gürültüler)
LEVENT
GÖK (Ankara) Bu bir darbedir Sayın Başkan, bu oturum olmaz!
ATİLLA
KART (Konya) Darbe yapılıyor, darbe; şu anda Türkiye Büyük
Millet Meclisinde darbe yapılıyor!
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Darbeciler bile bu kadar yapmadı!
BAŞKAN
Sayın Bakan söz sizde. (CHP, MHP ve HDP sıralarından
gürültüler)
Söz
Sayın Bakanda, süresi on dakikadır.
On
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 21.51
SEKİZİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 22.07
BAŞKAN:
Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP
ÜYELER: Muharrem IŞIK (Erzincan), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
----0----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan
BAŞKAN
-
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 60ıncı Birleşiminin
Sekizinci Oturumunu açıyorum.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, söz
hakkımızı gasbettiniz. Böyle konuşamazsınız!
BAŞKAN
684 sıra sayılı Kanun Tasarısının
görüşmelerine devam ediyoruz.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, söz
hakkımızı gasbettiniz.
BAŞKAN
Komisyon burada.
Hükûmet
burada.
Tasarının
tümü üzerindeki soru-cevap işleminde kalmıştık.
Sorulara
cevap vermek üzere buyurun Sayın Bakan.
(Başkanlık
kürsüsü önünde toplanmalar)
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, böyle
yapamazsınız. Darbeci generaller bile böyle yapmadı!
LEVENT
GÖK (Ankara) Darbecisiniz, Darbe yapılıyor!
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan
Darbe yapılıyor!
(CHP,
MHP ve HDP sıralarından gürültüler)
İÇİŞLERİ
BAKANI EFKAN ALA Soru sorulmadı efendim.
Teşekkür
ediyorum.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Demokrasiye darbe yapılıyor!
BAŞKAN
Ben de teşekkür ederim.
Tasarının
tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
LEVENT
GÖK (Ankara) Darbecisiniz! Mecliste darbe yapılıyor!
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan
Sayın Başkan
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan, ne yapıyorsunuz? Böyle bir şey
yapamazsınız.
BAŞKAN
- Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar; CHP, MHP ve HDP sıralarından gürültüler)
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan, ne söylediğiniz duyulmuyor, ne
söylediğiniz duyulmuyor, kimi çağırıyorsunuz duyulmuyor.
Böyle bir şey olabilir mi ya, böyle bir şey olabilir mi! Ne
söylediğiniz duyulmuyor. Mecliste kavga var, gürültü var. Kapatın bu
Meclisi.
BAŞKAN
- Şimdi, birinci bölüm üzerindeki görüşmelere başlıyoruz.
Birinci
bölüm 1 ila 20nci maddeleri kapsamaktadır.
Birinci
bölüm üzerinde söz isteyen
.
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) Sen git Beyoğlunda bar yönet, burayı değil.
Git Beyoğlunda bar yönet, Meclis sana büyük geldi.
BAŞKAN
- Gruplar adına söz talebi var mı?
Halkların
Demokratik Partisi gruplar adına söz istiyor musun? Halkların
Demokratik Partisi, gruplar adına sözünüz var mı? Yok.
OKTAY
VURAL (İzmir) Darbeciler! Darbeciler!
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Darbedir bu, darbe
BAŞKAN
- Milliyetçi Hareket Partisi, grup adına konuşma talebiniz var
mı? Milliyetçi Hareket Partisi, grup adına kim konuşacak? Yok.
(CHP, MHP VE HDP sıralarından gürültüler)
DEMİR
ÇELİK (Muş) Faşizm
OKTAY
VURAL (İzmir) Darbeciler! Millete düşmanlar
Türkiye Büyük Millet
Meclisine düşmanlık besleyenler
Türk milletinin düşmanı
olanlar
O sizsiniz, darbecisiniz!
BAŞKAN
- Cumhuriyet Halk Partisi, grup adına kim konuşacak? Cumhuriyet Halk
Partisi, grup adına kim konuşacak?
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Türk milletine düşmansınız.
BAŞKAN
- Yok.
LEVENT
GÖK (Ankara) Bu faşizmdir, bunun adı polis devletidir, bu bir
çağ dışılıktır.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Faşizm bu
Faşizm bu
BAŞKAN
- Adalet ve Kalkınma Partisi, grup adına kim konuşacak? Yok.
Şahısları
adına Konya Milletvekili Sayın Mustafa Akış.
Buyurun.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar; CHP, MHP ve HDP
sıralarından gürültüler)
MUSTAFA
AKIŞ (Konya) Sayın Başkanım, değerli
milletvekilleri; bu yasanın özgürlük, güvenlik, demokrasi temelinde hayırlı
olmasını temenni ediyor, AK PARTİ Grubunu saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından Brovo! sesleri,
alkışlar; CHP, MHP ve HDP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Burada darbe yapılıyor, darbe!
ATİLLA
KART (Konya) Türkiye Büyük Millet Meclisinde darbe yapılıyor,
darbe! Tiyatro oynanıyor, darbe yapılıyor! Meclis böyle bir
darbeyi yaşamadı.
BAŞKAN
- Şahsı adına başka kim söz istiyor? Şahsı
adına söz isteyen var mı? Yok.
DEMİR
ÇELİK (Muş) Kabul edilemez
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) Sahtekâr
LEVENT
GÖK (Ankara) Darbecilik suçtur, Anayasal suçtur.
BAŞKAN
- Birinci bölüm üzerinde görüşmeler tamamlanmıştır.
Soru-cevap
işlemine başlıyoruz. Soru var mı? Yok. (MHP
sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler; CHP ve
HDP sıralarından Kahrolsun faşizm! sesleri)
LEVENT
GÖK (Ankara) Kahrolsun faşizm!
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Kahrolsun faşizm!
DEMİR
ÇELİK (Muş) Kahrolsun faşizm!
FAYSAL
SARIYILDIZ (Şırnak) Kahrolsun faşizm!
BİNNAZ
TOPRAK (İstanbul) Böyle bir rezalet olmaz ya!
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) AKP, milleti, halkı sindirmek istiyor,
faşist bir yönetim kurmak istiyor.
BAŞKAN
- Sayın Bakan
İÇİŞLERİ
BAKANI EFKAN ALA Soru sorulmadı, teşekkür ediyorum.
BAŞKAN
Yok, soru da yok.
(CHP
ve HDP sıralarından Faşizme geçit yok! sesleri)
LEVENT
GÖK (Ankara) Faşizme geçit yok!
DEMİR
ÇELİK (Muş) Faşizme geçit yok!
SÜLEYMAN
ÇELEBİ (İstanbul) - Faşizme geçit yok!
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Darbe yapıyorsunuz!
BAŞKAN
- Birinci bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) AKP'nin faşizmidir bu, başka hiçbir
şey değildir.
DEMİR
ÇELİK (Muş) Yaşasın Meclisteki direniş!
BAŞKAN
Şimdi birinci bölümde yer alan maddeleri, varsa o madde üzerindeki
önerge işlemlerini yaptıktan sonra ayrı ayrı
oylarınıza sunacağım.
OKTAY
VURAL (İzmir) Usul tartışması açıyorum.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan, ara vermeniz gerek.
BAŞKAN
1inci madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutuyorum
(CHP, MHP ve
HDP sıralarından gürültüler)
ENGİN
ALTAY (Sinop) Okumayın arkadaş ya.
BAŞKAN
Önergeyi okur musunuz? Ver önergeyi bana.
1inci
madde üzerinde iki adet önerge vardır.
İlk
önergeyi okutuyorum:
(Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılı
tarafından önergenin okunmasına başlandı)
Görüşmekte
olan (1/995) esas sayılı kanun tasarısının 1inci
maddesiyle 2559 sayılı Kanunun
(CHP, MHP ve HDP
sıralarından gürültüler)
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan, gasbediyorsunuz.
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) AKP yönetimi faşizmi getirmiştir;
bu, suçtur; bu, Anayasaya aykırıdır.
(Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılı
tarafından önergenin okunmasına devam edildi)
4/A
maddesinin altıncı fıkrasına eklenen birinci cümlede yer
alan Bakanlığı tarafından ibaresinin
Bakanlığınca olarak değiştirilmesini arz ederiz.
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Bu darbenin altında kalacaksınız!
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Bu, Anayasayı tağyir, tebdil ve
ilga suçudur, Anayasayı imha etmektir.
OKTAY
VURAL (İzmir) Usul tartışması
BAŞKAN
Komisyon önergelere katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI EFKAN ALA Katılmıyoruz Başkanım.
(Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılı
tarafından önergenin okunmasına başlandı)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Torba Kanun Tasarısının 1. Maddesi,
Anayasa, İçtüzük hükümlerine Hukukun Evrensel ilkelerine
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) AKP'nin nasıl bir parti devleti,
nasıl bir polis devleti kurmak istediğinin tezahürüdür bu.
(Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılı
tarafından önergenin okunmasına devam edildi)
İnsanlığa
karşı olduğundan, tek parti, tek adam, diktatörlük, polis
rejiminden/devletinden öte fiili savaş hali uygulaması
getirdiğinden tasarıdan çıkarılmasını arz ve
talep ederiz.
Hasip
Kaplan
Şırnak
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Gerekçesini de oku, oku, oku!
BAŞKAN
Bu okuduğum önerge Anayasaya aykırılık önergesidir,
öncelikle inceleyip işleme alacağım.
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Sayın Başkan, siz faşist bir
yönetim uyguluyorsunuz!
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Darbecisin!
BAŞKAN
Komisyon önergelere katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI EFKAN ALA Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Sayın Kaplan, konuşacak mısınız?
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, ondan önce usul önergem
var. (×)
BAŞKAN
Sayın Kaplan, konuşuyor musunuz?
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Nasıl konuşacak ya Sayın Başkan?
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Ondan önce usul önergem var.
BAŞKAN
Gerekçeyi okuyorum
OKTAY
VURAL (İzmir) Usul tartışması istiyorum.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Ondan önce usul önergem var.
(Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılı
tarafından önergenin okunmasına devam edildi)
Gerekçe:
Türkiye'de
1999 yılında AB üyelik süreci başlarken, başta Anayasa
olmak üzere, uyum kanunlarıyla temel hak ve özgürlüklerde yapılan
reformlar, AB ile müzakere sürecine girildikten sonra, artacağına
dondurulmuştur
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan okuyamazsın.
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) AKP faşizminin belirtisidir. Bu muhalefet
susturuluyor. Muhalefetin söz hakkını elinden alıyor. AKP darbe
yapıyor! (CHP, MHP ve HDP sıralarından gürültüler)
(Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılı
tarafından önergenin okunmasına devam edildi)
Güvenlik-özgürlük denkleminde kantarın
topuzu dikta rejiminden yana kaçmış, MİT, HSYK, yargı
paketleriyle, son olarak güvenlik paketiyle 77 milyon
yurttaşımızı makul şüpheli yapan, gizli dinleme,
takip, izleme, susturma cenderesine alan, polise vur emri veren düzenlemelere
gidilmiştir
BİNNAZ
TOPRAK (İstanbul) Böyle olmaz, bir şey yapmak lazım!
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) AKP Hükûmeti darbe yapıyor!
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Sayın Başkan, soru-cevap
işlemi
(Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılı
tarafından önergenin okunmasına devam edildi)
Gezi eylemlerinden, 17-25 Aralık
yolsuzluk operasyonlarına, 6-8 Ekim Kobane olaylarından, Şengal
ve Kobane direnişine kadar içeride ve dışarıda Hükûmetin
basiretsiz bencil çıkarları sonucu uygulanan baskı
politikaları, halkın sabrını taşırmış,
öfke ve itiraz sesleri yükselmiştir. Paralel/haşhaşiler, terör,
güvenlik ve asayiş bahaneleriyle; yolsuzluklar örtülmüş, yargı
susturulmuş, düşünce ve örgütlenme, toplantı/gösteri hakkı
özgürlüğü yok edilmiş, basın susturulmuştur
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan, bu gürültüde Meclisi yönetemezsiniz.
BAŞKAN
Bak, oturuyor herkes, siz de oturun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
LEVENT
GÖK (Ankara) Böyle bir şey var mı!
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Ayıp, ayıp, utanmak lazım! Bir
Başkan bir milletvekiline böyle hitap edemez.
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Çadır devleti; hukuk devleti
değil, çadır devleti.
(Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılı
tarafından önergenin okunmasına devam edildi)
12
Eylül darbe Anayasasına seçim barajlarına sıkı
sıkıya sarılan/Başkanlık
tartışmalarıyla masayı deviren, İç Tüzük ve Etik Kurul
uzlaşma çalışmalarını rafa kaldıran Hükûmet;
çözüm sürecini, seçim hesaplarına kurban ederek, oyalayarak, öteleyerek,
Meclisten kaçırarak, tarihî bir fırsatı
değerlendirememektedir.
Muhalefet
partilerini, STK'ları, 77 milyon yurttaşımızı
susturmayı, kolluğa aşırı ve oransız güç
kullanmayı meşrulaştıran hedefleyen:
Torba
tasarı, Anayasanın 2nci maddesi hukuk devletine, 6, 7, 8nci
maddeler kuvvetler ayrılığına, 9uncu maddesi
bağımsız yargıya, 17nci maddesi yaşama hakkına,
19uncu maddesi kişi hürriyeti ve güvenliğine, 20nci maddesi özel
hayatın gizliliği ve konut dokunulmazlığına, 34üncü
maddesi toplantı ve gösteri yürüyüş düzenleme hakkına
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan, Divan eksik!
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Divan eksik!
LEVENT
GÖK (Ankara) Divan yerinde yok!
(Kâtip
Üye Erzincan Milletvekili Muharrem Işık Başkanlık
Divanını terk etti, yerine Kâtip Üye İstanbul Milletvekili
Muhammet Bilal Macit oturdu)
BAŞKAN
Geldi. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
X.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI (Devam)
B) Çeşitli İşler
- Gösteri ve Protestolar
1.- 684 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmeleri sırasında CHP ve HDP
milletvekilleri tarafından kürsü önünde oturma eylemi yapılması
ve slogan atılması
(CHP ve HDP milletvekillerinin hatip
kürsüsü önünde oturmaları)
XII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
(Devam)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporları (1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443,
2/2469) (S. Sayısı: 684) (Devam)
GÖKHAN
GÜNAYDIN (Ankara) Senin kadar terbiyesizini görmedim bu Mecliste!
SÜLEYMAN
ÇELEBİ (İstanbul) Faşizme hayır! Kahrolsun faşizm!
(Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılı
tarafından önergenin okunmasına devam edildi)
37nci maddesi kanuni hâkim
güvencesine, 119, 120, 121 OHAL ilkelerine, 138inci maddesi mahkemelerin
bağımsızlığına aykırı olduğundan,
faşizme götüreceğinden, İç Tüzükün bütün hükümlerine, insan
haklarına, hukuka, vicdana, ahlaka aykırı olduğundan
tasarıdan çıkarılmalıdır.
[CHP, MHP, HDP sıralarından Bravo(!),
Faşizm geldi! sesleri, gürültüler, alkışlar(!)]
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum
OKTAY VURAL (İzmir) Karar yeter sayısı
Karar yeter sayısı
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Böyle şey olur mu?
Bu şekilde yönetemezsiniz, oturama ara verin.
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) Şurada
milyonlarca insanı temsil eden insanlar var. Yazıklar olsun be!
Şu demokrasinin hâline bak ya!
FARUK BAL (Konya) Karar yeter sayısı istedi
Oktay Bey.
KÂTİP ÜYE BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) Önergeleri
ben okuyayım.
(Kâtip Üye Burdur Milletvekili Bayram Özçelik
tarafından önergenin okunmasına başlandı)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan (1/995) esas numaralı Kanun
Tasarısının
KEMAL DEĞİRMENDERELİ (Edirne) Dünyaya
rezil ediyorsunuz bu Meclisi Sayın Başkan, dünyaya rezil ediyorsunuz.
Siz de arkadaşlar dünyaya rezil ediyorsunuz.
(Kâtip Üye Burdur Milletvekili Bayram Özçelik
tarafından önergenin okunmasına devam edildi)
1inci maddesiyle
2559 sayılı Kanunun 4/a maddesinin 6ncı fıkrasına
eklenen
KEMAL DEĞİRMENDERELİ (Edirne) Yani ne
olacak konuşsa üç tane insan ya? Ne olurdu? Bu kadar mı kötü
yönetebilirsiniz!
(Kâtip Üye Burdur Milletvekili Bayram Özçelik
tarafından önergenin okunmasına devam edildi)
birinci cümlede yer alan Bakanlığı
tarafından ibaresinin Bakanlığınca olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Recep Özel
Isparta
HASİP KAPLAN (Şırnak) Faşizm sevdası,
darbecilik kaybettirir.
(Kürsü önünde oturan
HDPli bir grup milletvekilinden
(x)sesleri,
gürültüler)
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI
MEHMET ERSOY (Sinop) Takdire bırakıyoruz efendim.
BAŞKAN Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA
Katılmıyoruz efendim. (Gürültüler)
(Kâtip Üye Burdur Milletvekili Bayram Özçelik
tarafından önergenin okunmasına devam edildi)
Gerekçe:
Kanun yazım tekniğine uyum sağlanması
amacıyla ilgili değişiklik yapılmıştır.
(CHP, MHP ve HDP sıralarından sıra
kapaklarına vurmalar, gürültüler)
KEMAL DEĞİRMENDERELİ (Edirne) İnsaf
ya, insaf! Hepiniz 7 Haziranda sandığa gömüleceksiniz.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Karar yeter
sayısı
OKTAY VURAL (İzmir) Karar yeter sayısı
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
(CHP, MHP ve HDP sıralarından sıra
kapaklarına vurmalar, gürültüler)
FARUK BAL (Konya) Oktay Vural karar yeter
sayısı istedi.
BAŞKAN Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
1inci madde kabul edilmiştir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar; CHP, MHP ve HDP
sıralarından gürültüler)
On dakika ara.
Kapanma Saati. 22.17
DOKUZUNCU
OTURUM
Açılma
Saati: 22.23
BAŞKAN:
Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP
ÜYELER: İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale), Bayram ÖZÇELİK
(Burdur)
----0----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 60ıncı
Birleşiminin Dokuzuncu Oturumunu açıyorum.
(CHP
ve HDP milletvekilleri tarafından hatip kürsüsü önünde oturmaya devam
edildi)
684 sıra
sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine devam
edeceğiz.
Komisyon burada.
Hükûmet burada.
Birinci bölümdeki
2nci madde üzerinde verilen önerge işleminde kalmıştık.
(Başkanlık
Divanı kürsüsü önünde toplanmalar, gürültüler)
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkan
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Sayın Başkan, bu İç Tüzüke göre önergemi
okuyamazsınız!
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkan, usul tartışması
açıyoruz.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan, böyle bir yönetim olmaz!
BAŞKAN 2nci
madde üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum
(Gürültüler)
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkan, usul tartışması
açıyoruz. Yanlış işlem yaptınız.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan, usul tartışması
LEVENT GÖK (Ankara)
- Sayın Başkan, olmaz böyle bir şey!
BAŞKAN
Buyurun. (Gürültüler)
(Kâtip Üye Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir tarafından önergenin
okunmasına başlandı)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 1/995 esas numaralı Kanun Tasarısının 2 nci maddesinde
yer alan "eklenmiştir" ibaresinin "ilave
edilmiştir" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Recep Özel
Isparta
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Siz okuyamazsınız! Siz okuyamazsınız
önergeleri!
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkan, oylamayı yanlış
yaptınız! Karar yeter sayısı istemediniz! Söz hakkı
vermediniz!
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Yanlış iş yaptınız! Kanunlar
Dairesi, sizin gözünüzün önünde Başkanlığın
(Kâtip Üye Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir tarafından önergenin okunmasına
devam edildi)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu, Jandarma
Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Siz burada görevi kötüye kullanıyorsunuz Kanunlar Dairesi!
(Kâtip Üye Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
Nüfus Hizmetleri
Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 2. maddesi ile 2559 Sayılı Polis Vazife
ve Salahiyet Kanunun 13. maddesinin birinci fıkrasına eklenen (h)
bendinin
(Gürültüler)
ENGİN ALTAY
(Sinop) Sayın Başkan, ne yapıyorsunuz ya!
(Kâtip Üye Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
tasarı
metninden çıkarılmasını ve aynı fıkraya eklenen
ibarenin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Mehmet Erdoğan Mesut
Dedeoğlu Hasan
Hüseyin Türkoğlu
Muğla Kahramanmaraş
Osmaniye
Alim Işık D.
Ali Torlak Kemalettin
Yılmaz
Kütahya İstanbul
Afyonkarahisar
eylemin
veya durumun niteliğine göre; uzaklaştırır veya yakalar ve
gerekli kanuni işlemleri yapar
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Önergeleri okuyamazsın Başkan! Kâtipler
önerge okur, kâtipler!
(Kâtip
Üye Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir tarafından önergenin
okunmasına başlandı)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Torba Kanun Tasarısının 2. Maddesi
(CHP, MHP ve HDP sıralarından gürültüler)
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Yoklama isteğimize cevap vereceksiniz!
(Kâtip
Üye Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
Anayasa İçtüzük hükümlerine Hukukun
Evrensel ilkelerine, İnsanlığa karşı olduğundan,
tek parti, tek adam, diktatörlük, polis rejiminden/devletinden öte fiili
savaş hâli uygulaması getirdiğinden, tasarıdan
çıkarılmasını arz ve talep ederiz.
Hasip Kaplan
Şırnak
BAŞKAN
En son okutulan önerge Anayasaya aykırılık önergesidir.
Okutup işleme alacağım, okutup öncelikli onu işleme
alacağım. (Gürültüler)
OĞUZ
OYAN (İzmir) - Darbe yapıyorsun Başkan, darbe! İç Tüzük
darbesi bu!
ALİ
HAYDAR ÖNER (Isparta) Millî iradenin gaspı, gaspı!
OĞUZ
OYAN (İzmir) - Usul tartışması açmak zorundasın.
BAŞKAN
- Buyurun.
(Kâtip
Üye Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir tarafından önergenin
okunmasına başlandı)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu ile
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkan, tutanaklara geçsin.
Yaptığınız eşkıyalıktır,
hırsızlıktır!
BAŞKAN
Eşkıya da sensin, hırsız da sensin.
(Kâtip
Üye Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Torba Kanun Tasarısının 2. Maddesi,
Anayasa İçtüzük hükümlerine Hukukun Evrensel ilkelerine,
İnsanlığa karşı olduğundan, tek parti, tek adam,
diktatörlük, polis rejiminden/devletinden öte fiili savaş hâli
uygulaması getirdiğinden, tasarıdan
çıkarılmasını arz ve talep ederiz.
Hasip Kaplan
(Şırnak)
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI EFKAN ALA Katılmıyoruz Sayın Başkan.
ERKAN
AKÇAY (Manisa) - Millî iradenin de hırsızısınız, her
şeyin hırsızısınız! (CHP, MHP ve HDP
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Önerge üzerinde konuşacak mısınız?
Sayın
Hasip Kaplan, konuşacak mısınız?
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Hayır. Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Önerge
üzerinde konuşmuyor önerge sahibi Hasip Kaplan.
Gerekçeyi
okutuyorum:
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Darbe yaptığınız için, Meclis
İçtüzüğünü çiğnediğiniz için, Meclis hukukunu
çiğnediğiniz için, generaller gibi davrandığınız
için konuşmuyorum. Burada grup başkan vekillerini alın arkaya,
bu sorunu çözün.
(Kâtip
Üye Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
Gerekçe:
Türkiye'de
1999 yılında AB üyelik süreci başlarken, başta Anayasa
olmak üzere, uyum kanunlarıyla temel hak ve özgürlüklerde yapılan
reformlar
ENGİN
ALTAY (Sinop) Eşkıya Başkan! Eşkıya Başkan!
(Kâtip
Üye Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
AB
ile müzakere sürecine girildikten sonra, artacağına
dondurulmuştur. Güvenlik-özgürlük denkleminde kantarın topuzu dikta
rejiminden yana kaçmış, MİT, HSYK, yargı paketleriyle, son
olarak güvenlik paketiyle 77 milyon yurttaşımızı makul
şüpheli yapan, gizli dinleme, takip, izleme, susturma cenderesine alan,
polise vur emri veren düzenlemelere gidilmiştir.
Gezi
eylemlerinden, 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonlarına, 6-8 Ekim
Kobane olaylarından, Şengal ve Kobane direnişine kadar içeride
ve dışarıda hükümetin basiretsiz bencil çıkarları
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Başkan, niye oturumu kapatmıyorsunuz? Başkan,
Genel Kurulda şu anda herhangi bir düzen yok, niye oturumu
kapatmıyorsunuz?
SÜLEYMAN
ÇELEBİ (İstanbul) Ya, şimdi nerede konuşacaklar o
arkadaşlar?
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Nerede konuşacaklar?
BAŞKAN
Kürsüde konuşacaklar, şöyle gelip konuşsunlar.
SÜLEYMAN
ÇELEBİ (İstanbul) Düzeni sağlayın, sizin göreviniz o!
(Kâtip
Üye Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
sonucu
uygulanan baskı politikaları, halkın sabrını
taşırmış, öfke ve itiraz sesleri yükselmiştir.
Paralel/haşhaşiler, terör, güvenlik ve asayiş bahaneleriyle;
yolsuzluklar örtülmüş, yargı susturulmuş, düşünce ve örgütlenme,
toplantı/gösteri hakkı özgürlüğü yok edilmiş, basın
susturulmuştur.
12
Eylül darbe Anayasasına, seçim barajlarına sıkı
sıkıya sarılan, Başkanlık
tartışmalarıyla masayı deviren, İç Tüzük ve Etik Kurul
uzlaşma çalışmalarını rafa kaldıran Hükûmet;
çözüm sürecini, seçim hesaplarına kurban ederek, oyalayarak, öteleyerek,
Meclisten kaçırarak, tarihi bir fırsatı
değerlendirememektedir
OKTAY
VURAL (İzmir) Bunların hepsinden hesap sorulacak, hepsinden!
(Kâtip
Üye Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
Muhalefet
partilerini, STK'ları, 77 milyon yurttaşımızı
susturmayı, kolluğa aşırı ve oransız güç
kullanmayı meşrulaştıran hedefleyen:
Torba
tasarı, Anayasanın 2nci maddesi hukuk devletine, 6, 7, 8inci maddeler
kuvvetler ayrılığına, 9uncu maddesi
bağımsız yargıya, 17nci maddesi yaşama hakkına,
19uncu maddesi kişi hürriyeti ve güvenliğine, 20nci maddesi özel
hayatın gizliliği ve konut dokunulmazlığına, 34üncü
maddesi toplantı ve gösteri yürüyüş düzenleme hakkına, 37nci
maddesi kanuni hâkim güvencesine, 119, 120, 121 OHAL ilkelerine, 138inci
maddesi mahkemelerin bağımsızlığına
aykırı olduğundan, faşizme götüreceğinden, İç
Tüzükün bütün hükümlerine İnsan haklarına, hukuka, vicdana, ahlaka
aykırı olduğundan tasarıdan
çıkarılmalıdır.
BİNNAZ
TOPRAK (İstanbul) Bu yasa meşruiyetini yitirmiştir.
HÜSEYİN
FİLİZ (Çankırı) Git işine ya! Otur, otur sen!
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
(Gürültüler)
OKTAY
VURAL (İzmir) Karar yeter sayısı
Karar yeter
sayısı
BAŞKAN
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir. (Gürültüler)
MEHMET
VOLKAN CANALİOĞLU (Trabzon) Ayşe Nur, devam et
kızım, çok güzel gidiyorsun!
SÜLEYMAN
ÇELEBİ (İstanbul) Başarı madalyası
takacağız sana! Türkiye madalyasını sana
takacağız!
MEHMET
VOLKAN CANALİOĞLU (Trabzon) Yazıklar olsun sana ya!
BAŞKAN
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı "Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu,
Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu, Nüfus Hizmetleri Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının" 2. maddesi
ile 2559 Sayılı "Polis Vazife ve Salahiyet Kanunun" 13.
maddesinin birinci fıkrasına eklenen (h) bendinin tasarı
metninden çıkarılmasını ve aynı fıkraya eklenen
ibarenin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Mehmet
Erdoğan (Muğla) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI EFKAN ALA Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Karar yeter sayısı veya yoklama istiyor musunuz? (Gürültüler)
OKTAY
VURAL (İzmir) Efendim
LEVENT
GÖK (Ankara) İstiyoruz efendim.
BAŞKAN
Yok. (CHP ve MHP sıralarından İstiyoruz. Sesleri)
LEVENT
GÖK (Ankara) İstiyoruz efendim.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum: (CHP sıralarından Yuh! sesleri, gürültüler)
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Bir dakika Başkan, konuşmaya
geliyoruz.
KEMAL
DEĞİRMENDERELİ (Edirne) Böyle Başkanlık mı olur
ya!
OKTAY
VURAL (İzmir) Talebimizi yerine getirmedi.
Gerekçe:
Tasarıyla
2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununa eklenen hükümle
polisin yakalama ve gerekli kanuni işlemleri yapma yetkisinin yanı sıra
koruma altına alma ve uzaklaştırma yetkileri de verilmektedir.
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Konuşmak isteyenleri konuşturmuyorsun sen ya!
(Kâtip
Üye Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
Aynı
zamanda eklenen 'H' bendi ile 2559 sayılı Kanunda yer alan polisin
yetkisi tekerrür ile muğlak bir şekilde ifade edilmektedir. Eklenen
'H' bendinin tasarı metninden çıkarılması gerekir.
(Gürültüler)
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan, karar yeter sayısı
yapmadınız; yoklama yapmadınız.
OKTAY
VURAL (İzmir) Söz talebimiz var.
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Nasıl yaparsınız bunu?
Sayın Başkan, konuşmaya geliyorum kürsüye.
BAŞKAN
Tamam, bir dahaki sefere veririm.
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Nasıl bir dahakinde verirsin?
Hayır, böyle bir şey olmaz!
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Sen ne yapmak istiyorsun ya!
OKTAY
VURAL (İzmir) Böyle bir şey olmaz.
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Öyle şey olur mu ya!
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Meclis burası ya, Meclis ya!
BAŞKAN
Devam edin.
(Kâtip
Üye Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
5271
sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun dördüncü kısım birinci
bölümünde koruma tedbirlerini düzenlemiştir.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Bu ne ya! Bu ne be!
(Kâtip
Üye Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
Bu
tedbirler mahkeme kararıyla alınabilecek bir nitelik
taşımaktadır. Tasarı ile kolluk görevlilerine ceza
muhakemesinde düzenlenmiş bir alan muğlak bir şekilde
verilmektedir. Anayasamızın 19uncu maddesinde düzenlenen kişi
hürriyeti ve güvenliği koruma tedbirlerinin hâkim kararıyla
alınmasını hüküm altına almaktadır.
OKTAY
VURAL (İzmir) Söz talebimiz var!
(Kâtip
Üye Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
Bu
bakımdan yargı alanına idarenin müdahalesi anlamına
gelebilecek bir fonksiyon gasbı oluşmaktadır. Bu madde hukuk
devleti ilkesi ve kişi hürriyeti ve güvenliği hakkıyla
bağdaşmadığından değiştirilmesi gerekir.
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Hayır, olmaz, olmaz bu. Ben
konuşmadım.
OKTAY
VURAL (İzmir) Vermedi, söz talebimizi vermedi. Usule aykırı
işlem yaptı.
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Sayın Başkan, olmaz.
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Söz taleplerini vermiyorsun.
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Sayın Başkan, olmaz.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
OKTAY
VURAL (İzmir) Karar yeter sayısı istedim,
uygulamadınız.
BAŞKAN
Demediniz, ben sordum.
Evet,
oku.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 1/995 esas numaralı Kanun Tasarısının 2 nci maddesinde
yer alan "eklenmiştir" ibaresinin "ilave
edilmiştir" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Recep Özel
Isparta
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) - Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI
EFKAN ALA Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kanun yazım tekniğine uyum
sağlanması amacı ile ilgili değişiklik
yapılmıştır.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Konuşmak
istiyoruz.
ALİ SERİNDAĞ
(Gaziantep) Konuşacağız.
BAŞKAN Şimdi
konuşturacağım.
Bir önerge daha var:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale Milletvekili
İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan'ın; 2559
Sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Osman
Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Mersin
Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun;
"2559
sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasına
aşağıdaki bent eklenmiş ve aynı fıkrada yer alan
"Yakalar ve gerekli kanuni işlemleri yapar." ifadesi
"eylemin veya durumun niteliğine göre; koruma altına alır,
uzaklaştırır ya da yakalar ve gerekli kanuni işlemleri
yapar." şeklinde değiştirilmiştir.
"H)
Başkalarının can güvenliğini tehlikeye
düşürenleri,"
şeklindeki
2. maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Ali Serindağ Ahmet
Toptaş Tanju
Özcan
Gaziantep Afyonkarahisar Bolu
Engin Altay Celal
Dinçer Ali
Sarıbaş
Sinop İstanbul Çanakkale
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
İÇİŞLERİ
BAKANI EFKAN ALA Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde kim konuşacak?
LEVENT
GÖK (Ankara) Engin Altay konuşacak.
OKTAY
VURAL (İzmir) Hangi önerge?
LEVENT
GÖK (Ankara) Bizim önergemiz.
BAŞKAN
Sayın Engin Altay, imzanız var mı?
ENGİN
ALTAY (Sinop) Var, var.
OKTAY
VURAL (İzmir) Senin yetkin var mı? Sen milletvekili misin, Meclisin
Başkan Vekili misin, sarayın başkan vekili misin! Tayyiban
cumhuriyeti mi kurdunuz!
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Bunların hesabını vereceksiniz.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Arkadaşlar, CHP konuşacak, gelin.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Arkadaşlar gelin, konuşuyorsa gelin.
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Size burayı teslim ediyoruz.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Ben konuşmaya başlamadım daha, sürem
başlamış.
BAŞKAN
Yeniden alırım sürenizi.
Buyurun.
ENGİN
ALTAY (Devamla) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BİNNAZ
TOPRAK (İstanbul) Sayınlığı kalmadı,
bunların hiç birinde
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Sayın Başkan, bu tabloda
konuşma olur mu?
ENGİN
ALTAY (Devamla) İç güvenlik yasasına karşı çıkmak,
bana göre terörle mücadeleye karşı çıkmaktır. Ne yaparlarsa
yapsınlar, bu Parlamentodan, her türlü engellemeye rağmen bu yasa
çıkacaktır. Recep Tayyip Erdoğan.
(AK
PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar; CHP
sıralarından Yuh! sesleri, gürültüler)
Bakalım,
şimdi Tayyip Erdoğanı mı çok
alkışlayacaksınız, Davutoğlunu mu? İç güvenlik
yasası ya çıkacak ya çıkacak. Ahmet Davutoğlu. (AK
PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
BİNNAZ
TOPRAK (İstanbul) Zaten alkışlayın diye söylüyor.
ENGİN
ALTAY (Devamla) Tayyip Erdoğanı daha çok
alkışladınız.
Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; biz bu filmi 4+4+4te de gördük. O
zaman da birkaç gün toleranstan sonra dönemin Komisyon Başkanı Nabi
Avcı muhalefetin bütün söz taleplerine kulağını
tıkayarak şimdi olduğu gibi okutturup okutturup yasayı
onayladı. Şimdi, bu yasanın buradan geçmesine muhalefetin göz
yumacağını, toleranslı davranacağını
bekleyenlere şaşarım. Bu yasa saray merkezli diktatörlüğü
yasal zırha büründürme yasasıdır. Bu, bütün Türkiyece kabul
görmüştür, bu ayrı.
Sayın
Başkan, sizin şimdi, burada yaptığınızın tam
adı kanun dışılıktır. Orası sizin
babanızın çiftliği değil!
BAŞKAN
Sözlerine dikkat et! (CHP, MHP ve HDP sıralarından gürültüler)
ATİLLA
KART (Konya) Haydi oradan! Haydi oradan!
ENGİN
ALTAY (Devamla) Oraya sizi oturtan bir irade var -daha devam edeceğim-
Siz orada yaptığınız her işlemi buna göre yapmak
zorundasınız. Buradaki 3 muhalefet partisinin grup başkan vekili
ayakta bir itirazı dile getirirken burada Kâtibinize kanun metni
okutmanız, önerge okutmanız kanun
dışılıktır. Ne söylediğimi bilerek söylüyorum,
kanun dışılığın diğer bir adı
eşkıyalıktır. Siz şu anda da Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkan Vekili değilsiniz, benim nezdimde bir
eşkıyasınız! Orada bu şekilde tutum, tavır içinde
bu Meclisi yönetmeniz kabul edilemez! (CHP, MHP ve HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Çok da umurumdaydı! (AK PARTİ sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar)
ENGİN
ALTAY (Devamla) Size dün de söyledim: Sayın Başkan, iktidarın,
getirdiği yasayı çıkarmak için acelesi olabilir.
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) Çirkin kadın! Ruhu da çirkin, yüzü de çirkin!
ENGİN
ALTAY (Devamla) Ama sizin, iktidarla birlikte acele etmeniz hâlinde orada
oturmamanız gerekir. Sayın Başkan, soruyorum: Siz
eşkıya mısınız? Siz eşkıya
mısınız?
BAŞKAN
Sana ne, sana ne!
ENGİN
ALTAY (Devamla) Evet, cevabınızdan belli, cevabınızdan ve
tavrınızdan sizin eşkıya olduğunuz belli! (Gürültüler)
OKTAY
VURAL (İzmir) Eşkıyalıktır,
eşkıyalıktır! Eşkıya!
ENGİN
ALTAY (Devamla) Sayın milletvekilleri, gelin, bu günaha ortak
olmayın; bu kanunla Türkiyede sadece ve sadece bir kişinin özel
hayatı, temel hak ve özgürlükleri teminat altına alınıyor.
Sayın Başbakan dâhil, sayın Hükûmet üyeleri dâhil, siz dâhil,
iktidar partisinin il, ilçe başkanları dâhil, muhalefet zaten dâhil,
herkesin özel hayatı da, temel hak ve özgürlükleri de bir kişinin iki
dudağının ucuna teslim ediliyor. Bu sivil diktatörlüğe
Evet. derseniz, tarih önünde, vicdan önünde, öbür dünyada hesap veremezsiniz.
Buna
rağmen, Sayın Başkanı tekrar uyarıyorum: Eğer bu
ülkede kanun koyulan yerde kanun ayaklar altına alınıyorsa
burada sözün bittiği yerdir; Burada gücü gücü yetene döneminin
başladığı yerdir.
Sayın
Başkan, yol yakınken bu zorba tutumunuzdan, bu eşkıya
tavrınızdan, bu ahlaksız tavrınızdan vazgeçin!
BAŞKAN
Eşkıya da sensin! Ahlaksız da sensin! (AK PARTİ
sıralarından alkışlar; CHP, MHP ve HDP
sıralarından gürültüler)
ENGİN
ALTAY (Sinop) Ahlaksızsın! Ahlaksızsın!
BAŞKAN
- Önergeyi oylarınıza sunuyorum
LEVENT
GÖK (Ankara) Yoklama istiyoruz Sayın Başkan.
III.-
YOKLAMA
(CHP
ve MHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
BAŞKAN
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
LEVENT GÖK (Ankara) Yoklama istedik!
BAŞKAN
- Yoklama talebi varmış, özür dilerim.
BİNNAZ
TOPRAK (İstanbul) Utanmıyorsunuz da, utanmıyorsunuz!
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) Sen ne kadar çirkin bir kadınsın ya! Ruhundaki
çirkinlik yüzüne vurmuş.
BAŞKAN
Konuşma!
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) Terbiyesiz kadın! Ahlaksızsın sen! Bardan
gelip Meclis yönetiyorsun! Geldiğin yer belli!
BAŞKAN
Tespit yapalım, getirin.
Sayın
Gök, Sayın Altay, Sayın Serindağ, Sayın Ekinci, Sayın
Işık, Sayın Aksünger, Sayın Tekin, Sayın Çelebi,
Sayın Kuşoğlu, Sayın Öner, Sayın Demiröz, Sayın
Canalioğlu, Sayın Acar, Sayın Aygün, Sayın Öztürk,
Sayın Aygün, Sayın Varlı, Sayın Ayaydın, Sayın
Oyan, Sayın Balbay, Sayın Bayraktutan, Sayın Günaydın,
Sayın Kaptan.
Yoklama
için iki dakika süre veriyorum ve süreyi başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır.
XII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
(Devam)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporları (1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443,
2/2469) (S. Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Maddeyi
oylarınıza
Kabul
edilmemiştir, özür dilerim.
Önergeyi
okudum ve Kabul edilmemiştir. dedim.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
3üncü
maddede üç önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun;
"2559
sayılı Kanunun 15 inci maddesine aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.
Polis;
müşteki, mağdur veya tanık ifadelerini, talepleri hâlinde ikamet
ettikleri yerlerde veya işyerlerinde de alabilir. Bu fıkranın
kapsamı ile uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar
İçişleri Bakanlığınca belirlenir."
şeklindeki
3. Maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
MADDE
3- 2559 sayılı kanunun 15.maddesine aşağıdaki
fıkra eklenmiştir.
"Polis;
müşteki, mağdur veya tanıkların bilgilerine talepleri
halinde ikamet ettikleri yerlerde veya işyerlerinde de
başvurabilir."
Ali Serindağ Celal
Dinçer Ahmet
Toptaş
Gaziantep İstanbul Afyonkarahisar
Ali Haydar Öner Gürkut
Acar
Isparta Antalya
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı "Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu,
Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu, Nüfus Hizmetleri Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının" 3. maddesi
ile 2559 Sayılı "Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu'nun" 15.
maddesine eklenen fıkranın tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet Erdoğan Mesut
Dedeoğlu Hasan
Hüseyin Türkoğlu
Muğla Kahramanmaraş Osmaniye
Ahmet Duran Bulut Alim
Işık D.
Ali Torlak
Balıkesir Kütahya İstanbul
Kemalettin Yılmaz
Afyonkarahisar
BAŞKAN
Şimdi okutacağım önerge Anayasaya aykırılık
önergesidir, okutup öncelikle işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Torba Kanun Tasarısının "3"
Maddesi, Anayasa İçtüzük hükümlerine Hukukun Evrensel ilkelerine,
İnsanlığa karşı olduğundan, tek parti, tek adam,
diktatörlük, polis rejiminden/devletinden öte fiili "savaş hali"
uygulaması getirdiğinden, tasarıdan
çıkarılmasını arz ve talep ederiz.
Hasip Kaplan
Şırnak
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) - Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI EFKAN ALA Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde konuşacak mısınız Sayın Kaplan?
Gerekçeyi
okutuyorum.
Gerekçe:
Türkiye'de
1999 yılında AB üyelik süreci başlarken, başta Anayasa
olmak üzere, uyum kanunlarıyla temel hak ve özgürlüklerde yapılan
reformlar, AB ile müzakere sürecine girildikten sonra, artacağına
dondurulmuştur. Güvenlik-özgürlük denkleminde, kantarın topuzu dikta
rejiminden yana kaçmış, MİT, HSYK, yargı paketleriyle, son
olarak güvenlik paketiyle 77 milyon yurttaşımızı
"makul şüpheli" yapan, gizli dinleme, takip, izleme, susturma
cenderesine aIan, polise vur emri veren düzenlemelere gidilmiştir.
Gezi
eylemlerinden,17-25 Aralık yolsuzluk operasyonlarına,6-8 Ekim Kobane
olaylarından, Şengal ve Kobane direnişine kadar, içeride ve
dışarıda Hükûmetin basiretsiz bencil çıkarları sonucu
uygulanan baskı politikaları, halkın sabrını
taşırmış, öfke ve itiraz sesleri yükselmiştir.
Paralel/haşhaşiler, terör, güvenlik ve asayiş bahaneleriyle;
yolsuzluklar örtülmüş, yargı susturulmuş, düşünce ve
örgütlenme, toplantı/gösteri hakkı özgürlüğü yok edilmiş,
basın susturulmuştur.
12
Eylül darbe Anayasasına, seçim barajlarına sıkı
sıkıya sarılan, Başkanlık"
tartışmalarıyla masayı deviren, İç Tüzük ve Etik Kurul
uzlaşma çalışmalarını rafa kaldıran Hükûmet;
çözüm sürecini, seçim hesaplarına kurban ederek, oyalayarak, öteleyerek,
Meclisten kaçırarak, tarihî bir fırsatı
değerlendirememektedir.
Muhalefet
partiIerini, STK'ları, 77 milyon yurttaşımızı
susturmayı, kolluğa aşırı ve oransız güç
kullanmayı meşrulaştıran hedefleyen: Torba tasarı,
Anayasanın 2nci maddesi hukuk devletine, 6, 7, 8inci maddeler kuvvetler
ayrılığına, 9uncu maddesi bağımsız
yargıya, 17nci maddesi yaşama hakkına, 19uncu maddesi
kişi hürriyeti ve güvenliğine, 20nci maddesi özel hayatın
gizliliği ve konut dokunuImazlığına, 34üncü maddesi
toplantı ve gösteri yürüyüş düzenleme hakkına, 37nci maddesi
kanuni hâkim güvencesine, 119, 120, 121, OHAL ilkelerine, 138inci maddesi
mahkemelerin bağımsızlığına, aykırı
olduğundan, faşizme götüreceğinden, İç Tüzükün bütün
hükümlerine insan haklarına, hukuka, vicdana, ahlaka aykırı
olduğundan tasarından çıkarılmalıdır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı "Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu,
Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu, Nüfus Hizmetleri Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının" 3. maddesi
ile 2559 Sayılı "Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu'nun" 15.
maddesine eklenen fıkranın tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Erdoğan (Muğla) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI EFKAN ALA Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Türkoğlu konuşacak.
Buyurun.
(MHP sıralarından alkışlar)
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Ettiği yemin çerçevesinde Türk
milletine vekillik yapmayı düşünen değerli Meclis üyelerini
saygıyla selamlıyorum. (MHP ve CHP sıralarından
alkışlar)
OKTAY
VURAL (İzmir) Teşekkür ederiz, sağ ol. Sarayın
vekillerine de bir bak.
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Devamla) Sarayın vekillerini
selamlamayı düşünmüyorum.
MİHRİMAH
BELMA SATIR (İstanbul) Biz de selamını almıyoruz zaten.
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Devamla) Onlar ve bugün bu Meclisi yöneten irade,
tarihin şanlı sayfalarında, tarihin güzel sayfalarında
resimlerini ve isimlerini görmek yerine, haram servetin üzerinde oturan,
gemiciklerini yüzdüren birinin aile albümünde yer almayı tercih
etmişlerdir. Onlar bu selamı hak etmiyorlar. (MHP ve CHP
sıralarından alkışlar)
Bugün
bu Parlamento, bir darbeci anlayışla yönetilmektedir. Bugün bu
Parlamento, sözü kısılan, söz hakkı elinden alınan bir
muhalefet sahnesine, maalesef bu yönetim anlayışı
tarafından muhatap edilmiştir. Bu anlayış, 60 ihtilalini
yapanların, o lanetlediğimiz Yassıada mahkemelerindeki
anlayıştan bile daha aşağılık ve sefildir.
OKTAY
VURAL (İzmir) Aşağılıktır!
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Devamla) - Bu anlayış, 12 Eylül
ihtilalini yapıp Türk milliyetçilerini zindanlara atmak isteyen 12 Eylül
darbecilerinin Mamakta ve diğer mahkemelerde ortaya
çıkardığı o görüntüden daha aşağılık
bir anlayıştır. Dolayısıyla, bugün burada bir darbe
hukuku sergilenmektedir. Bu darbe hukukunun hesabı Cenab-ı
Allahın izniyle sorulacaktır. Çünkü, Yüce Yaradan buyuruyor ki: Kim
zerre kadar iyi bir iş yaparsa muhakkak
karşılığını görür. Kim zerre kadar kötü bir
iş yaparsa muhakkak o da karşılığını görür.
Şüphesiz Allah vaadine sadıktır. Dolayısıyla, bunun
hesabı verilecek, bunun hesabı sorulacak; halk nezdinde de sorulacak,
Allah indinde de sorulacak. Bizim sesimizi kısmaya çalışan bu
anlayış bizimle başa çıkamaz. Cenab-ı Allah bize
zaferi farz kılmıyor, zafer için mücadele etmeyi farz
kılıyor. Bu mücadele için canımızı da veririz, bu
millet için canımızı da veririz; Tayyip Erdoğan için
canımızı vermeyiz, ondan korkmayız çünkü Türk milleti
Tayyip Erdoğandan büyüktür. (MHP ve CHP sıralarından
alkışlar)
Saygıdeğer
Türk milletinin vekilleri, bugün bu Başkan, bu yönetim anlayışı
bizleri bir kaosa doğru sürüklemekte. Bu tasarı, Türk milletinin
kendi istikbaliyle ilgili endişelerini dile getirmek üzere tepki
koymasını bile engelleyen bir tasarıdır. Bu
tasarının sahipleri tabii ki bu tasarıya muhalefet edenleri bu
şekilde susturabilirler. Ancak, Adalet ve Kalkınma Partisi
sıralarında oturan arkadaşlardan acaba bu gidişe, bu
yanlış anlayışa azıcık hukuk bilgisi olan
OKTAY
VURAL (İzmir) Vicdan! İman!
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Devamla) -
azıcık vicdan parçası
olanlar müdahale eder mi diye beklentimiz boşa
çıkmıştır. Aslında bu beklentiye girmek de bizim
yanlışımız çünkü dün milletin paralarını
çalanları aklayanlar tabii ki milletin iradesini çalanlara sessiz kalacaklardır;
bunun bundan başka bir izahı yoktur.
Bu
Meclisi yöneten Sayın Hanımefendi, lütfen bu
anlayışınızdan geri dönün. İç Tüzüke ve Anayasaya
aykırı, demokrasiye aykırı bu
anlayışınızdan geri dönün. Yoksa, bunun bedelini
Belki
birisi sizi, sizin resminizi ve isminizi evinin bir köşesinde bir yere
koyar ama Türk milleti sizi tarihin en karanlık çukurlarında lanetle
anar.
Sizleri
saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
OKTAY
VURAL (İzmir) Amin!
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum
OKTAY
VURAL (İzmir) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiş
ALİM
IŞIK (Kütahya) Karar yeter sayısı istedik Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Karar yeter sayısı arayacağım.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan
(CHP sıralarından
Edilmiştir. sesleri)
OĞUZ
OYAN (İzmir) Önerge kabul edilmiştir.
BAŞKAN
Şimdi söz vereceğim size.
Karar
yeter sayısı
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan
BAŞKAN
Ne istediniz?
OKTAY
VURAL (İzmir) Onunla ilgili değil.
BAŞKAN
Oylamayı yapayım
OKTAY
VURAL (İzmir) Efendim, bir dakika
BAŞKAN
Ben oylamayı yapacağım.
OKTAY
VURAL (İzmir) Bir dakika
BAŞKAN
Önergeyi kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Karar yeter sayısı vardır.
OĞUZ
OYAN (İzmir) Olmaz böyle bir şey! Önerge kabul edildi.
LEVENT
GÖK (Ankara) Edildi efendim.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Oktay.
FARUK
BAL (Konya) Sayın Oktay değil, Sayın Vural.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Ayşenur
BAŞKAN
Sayın Vural, özür dilerim.
OĞUZ
OYAN (İzmir) İkinci oylamayı hangi yetkiyle yapıyor?
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Ayşenur, 2nci maddenin oylamasında
karar yeter sayısı istedik. Oylamada yanlışlık
yaptınız. Tutanakları inceleyerek bu
yanlışlığı düzeltmekle ilgili adım atmanızı
rica ediyorum.
BAŞKAN
Bakacağım taleplere.
Başka
kimse yok.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Benzer
LEVENT
GÖK (Ankara) Aynı taleple
BAŞKAN
Diğer önergeyi okutuyorum
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkan
Sayın Başkan
Sonra Niye
bağırıyorsun? diyorsun.
BAŞKAN
Sayın Gök, size baktım, kalkmadınız yerinizden.
Sayın
Gök, buyurun.
LEVENT
GÖK (Ankara) Şurayı bir açın lütfen efendim, şurayı
açarsanız daha iyi konuşacağız.
BAŞKAN
Tamam, peki, açalım.
Buyurun.
OKTAY
VURAL (İzmir) Buranın iradesini gasbedenler kendi iradesini
haramzadelere teslim ederler, bölücülere teslim ederler.
IV.- AÇIKLAMALAR
(Devam)
25.- Ankara
Milletvekili Levent Gök'ün, 684 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmeleri sırasında
Başkanın İç Tüzük hükümlerine aykırı
davrandığına ilişkin açıklaması
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan, görüşmeler başlarken
arkadaşlarımız kürsüye gittiği anda siz herkesi Gelmiyor.
diyerek tutanaklara geçirttiniz ve odanıza gittiniz. Başından
itibaren bu görüşmeleri Başkanlık Divanı olarak sabote
edeceğinizi o anda gösterdiniz. Sizlerden içeride görüşmemizde rica
ettik Sayın Başkan, son derece gerginsiniz, buyurun oturun
makamınıza ve görüşmeleri devam ettirin. Bunların hepsi
tutanağa geçsin diye söylüyorum ama geldiğiniz andan itibaren yine
bütün arkadaşlarımızın konuşma haklarını
gasbeden, gürültü olduğu hâlde oturumu devam ettiren bir
anlayışı sürdürdünüz, İç Tüzüke aykırı
davrandınız, bizlerin bütün konuşma taleplerini; karar
sayısı, toplantı sayısı taleplerini yerine
getirmediniz. Az önce de karar sayısı istendiği hâlde 2nci
maddede onu yerine getirmediniz. İç Tüzüke aykırı davranıyorsunuz,
başından beri aykırı davranıyorsunuz. Tümü üzerindeki
görüşmeleri arkadaşlarımız yapacaklardı, bunu
yaptırmadınız; maddelerde konuşacaklardı,
konuşturmadınız.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Gök.
LEVENT
GÖK (Ankara) - Siz burada şu anda İç Tüzükten kaynaklanan bütün
haklarımızı gasbediyorsunuz.
BAŞKAN
Ben hiç kimsenin hakkını gasbetmedim, İç Tüzük ne
gerektiriyorsa onu yaptım.
OKTAY
VURAL (İzmir) Ettiniz, hayır, İç Tüzüke aykırı
davrandınız.
BAŞKAN
- Bunları içeride size de anlattım Levent Gök, gayet iyi
biliyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
XII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
(Devam)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporları (1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443,
2/2469) (S. Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN
- Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun;
"2559
sayılı Kanunun 15 inci maddesine aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.
Polis;
müşteki, mağdur veya tanık ifadelerini, talepleri hâlinde ikamet
ettikleri yerlerde veya işyerlerinde de alabilir. Bu fıkranın
kapsamı ile uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar
İçişleri Bakanlığınca belirlenir."
şeklindeki
3. Maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
MADDE
- 3 2559 sayılı kanunun 15.maddesine aşağıdaki
fıkra eklenmiştir.
"Polis;
müşteki, mağdur veya tanıkların bilgilerine talepleri
halinde ikamet ettikleri yerlerde veya işyerlerinde de
başvurabilir."
Ali Serindağ (Gaziantep) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI EFKAN ALA Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde Gaziantep Milletvekili Sayın Ali Serindağ
konuşacak.
Buyurun.
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Demokrasiye inanmış sayın
milletvekillerini saygıyla selamlıyorum.
Hanımefendi,
siz, bu yasanın Meclis gündemine gelmesinden bu yana
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın darbeci Meclis Başkan Vekili.
ALİ
SERİNDAĞ (Devamla) -
yönettiğiniz tüm oturumları despotça
ve diktatörce yönetiyorsunuz. Meclisin nezaketine uygun bir yönetim
sergilemiyorsunuz. Nasıl ki Beştepede kaçak sarayda oturan zat
Anayasayı askıya aldıysa, Anayasa darbesi yaptıysa;
Anayasayı tebdil, tağyir ve ilga ettiyse siz de Anayasayı ve
İç Tüzükü aynı şekilde çiğniyorsunuz. Bu, mutlaka
sizlerden hesabı sorulacak bir durumdur. Kendinizi şimdi güçlü
hissedebilirsiniz, insanları baskı altına alabilirsiniz,
insanları sindirmek isteyebilirsiniz, korkutmak isteyebilirsiniz ama bunun
hiçbirine muvaffak olamayacaksınız. Bu millet, zamanı gelecek
hepinizden teker teker, bu işe alet olanlardan hesabını
soracaktır. Bunu bu millet sizin yanınıza kâr
bırakmayacaktır. Siz bir tasarı getiriyorsunuz ve millete yalan
söylüyorsunuz. Diyorsunuz ki: Muhalefet bonzaiyle ilgili düzenlemeye
karşı çıkıyor, molotofla ilgili düzenlemeye karşı
çıkıyor. Millete yalan söylüyorsunuz, milleti
kandırıyorsunuz. Tüm sözcülerimiz Bu düzenlemeleri getirin hemen
geçirelim. dedi ama sizin getirdiğiniz bu tasarı bu değildir;
tamamen ülkede faşist, diktatöryal, despotik bir yönetim kurmaktır.
Bunun tarihte örnekleri de vardır. Faşizmin en tehlikeli olanı
halk iradesiyle, daha doğrusu halkın oyuyla iş başına
gelenlerdir. Bunu hiç unutmayınız. Tarihte bunun örnekleri pek
çoktur.
Şimdi,
siz bu tasarıyla ne getiriyorsunuz? Bu tasarıyla, Anayasada güvence
altına alınmış olan toplantı ve gösteri yürüyüşü
hakkını ortadan kaldırmak istiyorsunuz. Neden? Çünkü
insanların bir araya gelmesinden, çünkü insanların dileklerini,
düşüncelerini demokratik yollarla ifade etmelerinden korkuyorsunuz ama
korkunun ecele faydası yoktur. Siz meydanlardan korkuyorsunuz. Hiç
unutmayınız, hiçbir demokratik rejim meydanlarda
değişmemiştir. Hiçbir demokratik rejim meydanlarda yapılan
gösteriler sonucunda değişmemiştir ama diktatörlükler, despot
yönetimler, faşizm meydanlarda yok edilmiştir, bunu
unutmayınız. Bunu size uyarı olarak söylüyorum. Siz meydandan
korkmayın. Meydandan korkuyorsanız bir gün meydanlar korkunuzun
gereğini yapmak durumunda kalabilirler. O nedenle, demokrasiyi yaşatın.
Demokrasiden korkuyorsunuz. Demokrasinin önündeki kanalları
açmalısınız ama siz öyle yapmıyorsunuz. Anayasayı
askıya alıyorsunuz, Meclis İç tüzügünü askıya
alıyorsunuz, ülkede yarattığınız korku
imparatorluğunu Meclise de taşımak istiyorsunuz ama
unutmayınız ki bu sürgit olamaz, bu devam edemez, siz bu şekilde
bunu götüremezsiniz. Meclis Başkan Vekilliği makamında oturan
Hanımefendi nasıl ki ülkede bir korku rejimi
yaratılmışsa aynısını burada yaratmaya
çalışıyor. Siz bu yöntemle bu Meclise layık bir yönetim
sergilemiyorsunuz.
OKTAY
VURAL (İzmir) Millete layık değil ki Meclise olsun.
ALİ
SERİNDAĞ (Devamla) - Siz, bu yönetiminizle demokratik bir Meclisin
Başkanı gibi davranmıyorsunuz. Siz, bu yönetimle demokratik bir
Meclisin gereklerini yerine getirmiyorsunuz. Siz, bu yönetimle
ENGİN
ALTAY (Sinop) Bakışına bak, bakışına!
Bakışına bak, duruşuna bak!
ALİ
SERİNDAĞ (Devamla) - Baksın, bakmasın.
Siz,
bu yönetimle demokrasiyi yok ediyorsunuz.
OKTAY
VURAL (İzmir) Ancak PKK muhatabınız olur.
ALİ
SERİNDAĞ (Devamla) - Hâlbuki bu Meclis Türkiyeye demokrasiyi
getiren, Türkiyeye cumhuriyeti getiren, Türkiyeye insan haklarını
getiren Meclistir. Siz ne yaparsanız yapın, siz nasıl
davranırsanız davranın, biz milletimizin hukukunu savunmaya,
milletimizin dertlerini savunmaya
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ
SERİNDAĞ (Devamla) -
devam edeceğiz. Ama, siz
yaptıklarınızla baş başa kalacaksınız. Siz
yaptıklarınızın hesabını vereceksiniz. Hepiniz
vereceksiniz. Buna alet olan herkes verecektir.
BAŞKAN
Süreniz bitti.
ENGİN
ALTAY (Sinop) İdare amirini göreve çağırsana.
ALİ
SERİNDAĞ (Devamla) Buna alet olan herkes bir gün gelecek
hesabını millete ödeyecektir. Bu burada yerine getirilecektir, bundan
hiç şeyiniz olmasın. Anayasanın ortadan
kaldırılmasına, Anayasa darbesinin yapılmasına,
Anayasanın tebdiline, tağyirine izin vermeyeceğiz.
Anayasanın çiğnenmesine izin vermeyeceğiz.
BAŞKAN
Süreniz bitti Sayın Serindağ.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
III.-
YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
ENGİN
ALTAY (Sinop) Ayağa kalktık herhâlde.
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı mı istiyorsunuz, karar yeter
sayısı mı?
ENGİN
ALTAY (Sinop) Ayşe Nur Bahçekapılı, ayağa kalktık.
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı mı istiyorsunuz?
ENGİN
ALTAY (Sinop) Yoklama istiyoruz.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sizin yetersizlik oylamanızı istiyoruz. Sizin
yetenek sınavına girmenizde fayda var.
BAŞKAN
Olur, olur!
Sayın
Gök, Sayın Altay, Sayın Serindağ, Sayın Aygün, Sayın
Acar, Sayın Nazlıaka, Sayın Ayaydın, Sayın Aksünger,
Sayın Öner, Sayın Canalioğlu, Sayın Oyan, Sayın
Balbay, Sayın Demiröz, Sayın Küçük, Sayın
Danışoğlu, Sayın Günaydın, Sayın Kaleli,
Sayın Öğüt, Sayın
Tayan, Sayın Bulut, Sayın Karaahmetoğlu, Sayın Kaptan.
Yoklama için bir dakika
süre veriyorum.
(Elektronik cihazla
yoklamaya başlandı)
OKTAY VURAL (İzmir)
Sizin yetersizliğinizi oyluyoruz değil mi?
(Elektronik cihazla
yoklamaya devam edildi)
BAŞKAN Toplantı
yeter sayısı vardır.
XII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
(Devam)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent
Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale Milletvekili
İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan'ın; 2559
Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Osman
Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Mersin
Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporları
(1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443, 2/2469) (S.
Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
V.- OTURUM BAŞKANLARININ
KONUŞMALARI (Devam)
5.- Oturum Başkanı TBMM
Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılı'nın, 684 sıra
sayılı Kanun Tasarısının görüşmeleri
sırasında Gazi Meclisin kürsüsünün suistimal edildiğine ve
kendisinin İç Tüzük hükümlerine uygun davrandığına
ilişkin konuşması
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, bu çalışmaya salı günü başladık,
bugün günlerden cumartesi. Tam beş gündür burada bu yasaya karşı
olanların suiistimalini yaşadık. Her türlü söz hakkını
kendilerine verdik.
GÖKHAN GÜNAYDIN (Ankara)
Bu nasıl bir konuşma ya!
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Bu ne, bu ne? İç Tüzüke göre mi yönetiyorsun?
BAŞKAN Her türlü
söz hakkını kendilerine verdik. Burası, bu kürsü, Gazi Meclisin
bu kürsüsü suiistimal edildi, hakaret edildi.
LEVENT GÖK (Ankara)
Başkan siz yaptınız bunu, siz. Siz yaptınız bunu, siz.
BAŞKAN Şiddete
uğratıldı. Ben şu anda İç Tüzükün bütün
kurallarına uyuyorum. Vicdanım rahat ve böyle de gideceğim.
On beş dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati : 23.08
ONUNCU
OTURUM
Açılma
Saati: 23.24
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
----0----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 60ıncı
Birleşiminin Onuncu Oturumunu açıyorum.
684
sıra sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
devam edeceğiz.
XII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
(Devam)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent
Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale Milletvekili
İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan'ın; 2559
Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Osman
Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Mersin
Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporları
(1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443, 2/2469) (S.
Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN
- Komisyon ve Hükûmet yerinde.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan, Meclisi böyle yönetemezsiniz, bu
ülkeyi faşizme götüremezsiniz. Bu resmen darbedir!
BAŞKAN
- Birinci bölümdeki 4üncü madde üzerinde verilen önergelerin işleminde
kalmıştık.
Madde
üzerindeki önergeleri okutuyorum
(Bir
grup HDP milletvekili Başkanlık kürsüsü önünde toplandı)
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Burada İç Tüzükü, hukuku çiğneyerek herhangi bir
işlem yapamazsınız.
(Kâtip
Üye Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir tarafından önergenin
okunmasına başlandı)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan "Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu, Jandarma Teşkilat, Görev ve
Yetkileri Kanunu
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan, beni dinleyin
BAŞKAN
Önerge işlemi yapıyorum efendim.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Burası darbe Meclisi değil, halkın
Meclisidir.
BAŞKAN
Önerge işlemi yapıyorum Sayın Baluken, lütfen yerinize
oturunuz.
(Kâtip
Üye Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanun
ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısının" 4. maddesi ile
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Burada yirmi dört saattir İç Tüzük çiğneniyor,
hukuk çiğneniyor! İç Tüzükün, hukukun çiğnendiği bir
Meclis halkın Meclisi olamaz! Buna hakkınız yok! Buna
hakkınız yok!
(Kâtip
Üye Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
2559
Sayılı "Polis Vazife ve Salahiyet Kanunun" 16. Maddesinin
üçüncü fıkrasının (b) bendine eklenen "ve/veya
boyalı" ibaresinin ve aynı fıkrayla eklenen (d) bendinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Bu ülkeyi çatışmaya, savaşa götüreceksiniz!
Bu ülkeyi çatışmaya, savaşa götürmeye hakkınız yok!
DEMİR
ÇELİK (Muş) Yazıktır, günahtır!
BAŞKAN
Önerge işlemi yapılıyor Sayın Baluken, lütfen yerinize
oturunuz efendim.
(Kâtip
Üye Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
Mehmet Erdoğan Mesut Dedeoğlu Hasan Hüseyin Türkoğlu
Muğla
Kahramanmaraş
Osmaniye
Ahmet Duran Bulut Alim Işık D. Ali Torlak
Balıkesir Kütahya İstanbul
Kemalettin
Yılmaz
Afyonkarahisar
BAŞKAN
Tamam, önergeleriniz üzerinde konuşursunuz.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Polis devletine izin vermeyeceğiz! Polis devletine,
hukuk devletini ortadan kaldırmanıza izin vermeyeceğiz!
(Kâtip
Üye Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
veya
insan sağlığına zarar vermeyen boyalı
d)
Kendisine veya başkalarına, işyerlerine, konutlara, kamu
binalarına, okullara, yurtlara
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Siz şu anda, generallerin
yapmadığını bu Mecliste yapıyorsunuz! Bunu
yapamazsınız! İç Tüzükü ayaklar altına
alamazsınız.
DEMİR
ÇELİK (Muş) Yazıktır, günahtır, ayıptır!
Vicdan ve ahlaka davet ediyoruz!
(Kâtip
Üye Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
ibadethanelere, araçlara ve kişilerin
tek tek veya toplu halde bulunduğu açık veya kapalı alanlara
molotof, patlayıcı, yanıcı, yakıcı, boğucu,
yaralayıcı
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Yirmi dört saattir bu Mecliste keyfiyet var! İç Tüzükü
rafa kaldırdınız! Yazıklar olsun size! Yazıklar olsun!
(Kâtip
Üye Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
ve
benzeri silahlarla saldıran veya saldırıya teşebbüs
edenlere karşı, saldırıyı etkisiz kılmaz
amacıyla ve etkisiz kılacak ölçüde; sekizinci fıkrada belirlenen
usul ve esaslar dâhilinde,
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, yeleğiniz beyaz,
oturamazsınız! Bakın Sayın Başkan, oturamazsın,
yeleğin beyaz!
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Yüzü kara, yeleği beyaz olmuş ne olmuş!
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Buna hakkınız yok! Buna hakkınız yok!
NAZMİ
GÜR (Van) Millet sokağa dökülür! (Gürültüler)
(Kâtip
Üye Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir tarafından önergenin
okunmasına başlandı)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
(Gürültüler)
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli
Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve
Selahiyet Kanununda
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Bunun nasıl boyutları olacak?
(Kâtip
Üye Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Osman
Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Mersin
Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda
(Gürültüler)
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
X.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI (Devam)
B) Çeşitli İşler (Devam)
- Gösteri ve Protestolar (Devam)
2.- 684 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmeleri sırasında HDP
milletvekilleri tarafından kürsü önünde oturma eylemine devam edilmesi ve
sloganlar atılması
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekilleri tarafından sürekli
alkışlar(!), Bravo size, Bravo! sesleri]
XII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
(Devam)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent
Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale Milletvekili
İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan'ın; 2559
Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Osman
Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili
Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı
ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa Birliği Uyum
Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporları (1/995, 2/422, 2/514,
2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443, 2/2469) (S. Sayısı: 684)
(Devam)
İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve
25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa Birliği Uyum
Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun;
"2559
sayılı Kanunun 16 ncı maddesinin üçüncü
fıkrasının (b) bendine "basınçlı"
ibaresinden sonra gelmek üzere "ve/veya boyalı" ibaresi ve
aynı maddenin yedinci fıkrasına aşağıdaki bent
eklenmiştir.
d)
Kendisine veya başkalarına, işyerlerine, konutlara, kamu
binalarına, okullara, yurtlara, ibadethanelere, araçlara ve kişilerin
tek tek veya toplu halde bulunduğu açık veya kapalı alanlara
molotof, patlayıcı, yanıcı, yakıcı, boğucu,
yaralayıcı ve benzeri silahlarla saldıran veya
saldırıya teşebbüs edenlere karşı,
saldırıyı etkisiz kılmak amacıyla ve etkisiz
kılacak ölçüde,
şeklindeki
4. Maddesinin
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden sürekli alkışlar(!)]
DEMİR
ÇELİK (Muş) Kobani düşmedi, Meclis de düşmeyecek.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Mecliste darbe var!
(Kâtip
Üye Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
Tasarı
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ali
Serindağ Ahmet
Toptaş Tanju
Özcan
Gaziantep Afyonkarahisar Bolu
Ali Haydar Öner Ali
Sarıbaş Celal
Dinçer
Isparta Çanakkale İstanbul
BAŞKAN
Şimdi okutacağım önerge Anayasaya aykırılık
önergesidir.
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Biz çocuklarımıza onurlu bir gelecek
bırakacağız. Ya siz?
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Biz çocuklarımıza
onurlu bir gelecek bırakacağız. Ya siz? şeklinde slogan
atmaları, sürekli alkışlar(!)]
(Kâtip
Üye Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir tarafından önergenin
okunmasına başlandı)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Torba Kanun Tasarısının "4
Maddesi, Anayasa, İçtüzük hükümlerine Hukukun Evrensel ilkelerine,
İnsanlığa karşı olduğundan, tek parti, tek adam,
diktatörlük, polis rejiminden/devletinden öte fiili "savaş hali"
uygulaması getirdiğinden, tasarıdan
çıkarılmasını arz ve talep ederiz.
Hasip Kaplan
Şırnak
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Demokrasi ve özgürlükler kazanacak bu ülkede.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden sürekli alkışlar(!)]
BAŞKAN
Komisyon önergeyi kabul ediyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI EFKAN ALA Katılmıyoruz Sayın Başkan. (Gürültüler)
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Sayın Baluken
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden sürekli alkışlar(!)]
BAŞKAN
- Sayın Kaplan, önerge üzerinde söz istiyor musunuz?
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Bravo, bravo! sesleri, sürekli
alkışlar(!)]
Sayın
Kaplan
Gerekçeyi
okutuyorum:
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Sen oku Başkan, sen oku.
sesleri, sürekli alkışlar(!)]
GÜLSER
YILDIRIM (Mardin) Kenan Evreni bile geçtiniz ya!
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden
(x)
şeklinde slogan atmaları,
sürekli alkışlar(!)]
(Kâtip
Üye Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
Gerekçe
: Türkiye'de 1999 yılında AB üyelik süreci başlarken, başta
Anayasa olmak üzere, uyum kanunlarıyla temel hak ve özgürlüklerde
yapılan reformlar, AB ile müzakere sürecine girildikten sonra,
artacağına dondurulmuştur. Güvenlik-özgürlük denkleminde
kantarın topuzu dikta rejiminden yana kaçmış, MİT, HSYK,
yargı paketleriyle, son olarak güvenlik paketiyle 77 milyon
yurttaşımızı makul şüpheli yapan, gizli dinleme,
takip, izleme, susturma cenderesine alan, polise vur emri veren düzenlemelere
gidilmiştir.
Gezi
eylemlerinden, 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonlarına, 6-8 Ekim
Kobane olaylarından, Şengal ve Kobane direnişine kadar, içeride
ve dışarıda Hükûmetin basiretsiz bencil çıkarları
sonucu uygulanan baskı politikaları, halkın sabrını
taşırmış, öfke ve itiraz sesleri yükselmiştir.
ParaleI/haşhaşiler, terör, güvenlik ve asayiş bahaneleriyle;
yolsuzluklar örtülmüş, yargı susturulmuş, düşünce ve
örgütlenme, toplantı/gösteri hakkı özgürlüğü yok edilmiş,
basın susturulmuştur.
12
Eylül darbe Anayasasına, seçim barajlarına sıkı
sıkıya sarılan, Başkanlık
tartışmalarıyla masayı deviren, İç Tüzük ve Etik Kurul
uzlaşma çalışmalarını rafa kaldıran Hükûmet
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Sayın Başkan, olmayan bir kanunu
görüşüyorsunuz. Bütün usul taleplerimiz reddedildi, olmayan bir kanunu
görüşüyorsunuz. Sayın Başkan, usule aykırı bir
işlem yapıyorsunuz.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden sürekli alkışlar(!)]
(Kâtip
Üye Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
Çözüm
sürecini, seçim hesaplarına kurban ederek, oyalayarak, öteleyerek,
Meclisten kaçırarak, tarihî bir fırsatı
değerlendirememektedir.
Muhalefet
partilerini, STK'ları, 77 milyon yurttaşımızı
susturmayı, kolIuğa aşırı ve oransız güç
kullanmayı meşrulaştıran hedefleyen:
Torba
tasarı, Anayasanın 2nci maddesi hukuk devletine, 6, 7, 8inci
maddeler kuvvetler ayrılığına, 9uncu maddesi
bağımsız yargıya, 17nci maddesi yaşama hakkına,
19uncu maddesi kişi hürriyeti ve güvenliğine, 20nci maddesi özel
hayatın gizliliği ve konut dokunulmazlığına, 34üncü
maddesi toplantı ve gösteri yürüyüş düzenleme hakkına, 37 nci
maddesi kanuni hâkim güvencesine, 119, 120, 121 OHAL ilkelerine, 138inci
maddesi mahkemelerin bağımsızlığına
aykırı olduğundan, faşizme götüreceğinden, İç
Tüzükün bütün hükümlerine, insan haklarına, hukuka, vicdana, ahlaka
aykırı olduğundan tasarıdan
çıkarılmalıdır.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden sürekli alkışlar [!])
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Sayın Başkan, bütün usul taleplerimizi
reddettiniz; olmayan bir kanunu görüşüyoruz.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Ama hiçbir usul işlemi yerine getirilmeden
BAŞKAN
Kabul etmeyenler
Önerge reddedilmiştir.
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Direne direne
kazanacağız. şeklinde slogan atmaları, sürekli
alkışlar[!])
BAŞKAN
- Diğer önergeyi okutuyorum.
(Kâtip
Üye Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir tarafından önergenin
okunmasına başlandı)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Direne direne
kazanacağız. şeklinde slogan atmaları, sürekli
alkışlar[!])
FARUK
BAL (Konya) Bu kimin önergesi? İsimlerini okuyun kardeşim!
(Kâtip
Üye Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun
NAZMİ
GÜR (Van) - AKP, Anayasayı askıya aldı, İç Tüzükü
çiğniyor. Anayasa askıda şu anda. AKP, İç Tüzükü hiçe
saydı, çiğnedi şu anda.
(Kâtip
Üye Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
Emniyet Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili
Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun;
5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun;
"2559
sayılı Kanunun 16 ncı maddesinin üçüncü
fıkrasının (b) bendine "basınçlı"
ibaresinden sonra gelmek üzere "ve/veya boyalı" ibaresi ve aynı
maddenin yedinci fıkrasına aşağıdaki bent
eklenmiştir.
[(Başkanlık
Kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden sürekli alkışlar (!)]
"d)
Kendisine veya başkalarına, işyerlerine, konutlara, kamu
binalarına, okullara, yurtlara, ibadethanelere, araçlara ve kişilerin
tek tek veya toplu halde bulunduğu açık veya kapalı alanlara
molotof, patlayıcı, yanıcı, yakıcı, boğucu,
yaralayıcı ve benzeri silahlarla saldıran veya saldırıya
teşebbüs edenlere karşı, saldırıyı etkisiz
kılmak amacıyla ve etkisiz kılacak ölçüde,"
şeklindeki
4. maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Ali Serindağ
(Gaziantep) ve arkadaşları
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Sayın Başkan, bu yasanın
esası hakkında görüşmedik.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
[(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden sürekli alkışlar (!)]
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI EFKAN ALA Katılmıyoruz Sayın Başkan.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Sayın Başkan, esası olmayan
yasanın maddesi görüşülüyor.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Isparta Milletvekili Sayın Ali Haydar Öner.
Buyurun
Sayın Öner.
[Başkanlık
Kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden sürekli alkışlar (!)]
ALİ
HAYDAR ÖNER (Isparta) Aziz milletim
DEMİR
ÇELİK (Muş) Hani bu faşizmdi? Hani bu faşizmdi? Hani
AKPye meşruiyet kazandırmayacaktınız?
ALİ
HAYDAR ÖNER (Devamla)
bugün sizin adınıza görev yapan Türkiye
Büyük Millet Meclisinde millî irade gasbedilmiştir, bu gaspları tarih
yargılayacaktır.
[Başkanlık
Kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin (
)(X)
şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar (!)]
ALİ
HAYDAR ÖNER (Devamla) Kula kulluk etmeyen
[Başkanlık
Kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden (
)(XX) şeklinde slogan atmaları,
sürekli alkışlar (!)]
ALİ
HAYDAR ÖNER (Devamla) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen
Sayın milletvekilleri, lütfen
Sayın
Öner, buyurun.
İZZET
ÇETİN (Ankara) Süreyi durdur Sayın Başkan. Sayın
Başkan, süreyi durdur.
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Biz çocuklarımıza onurlu bir gelecek
bırakacağız, ya siz?
[Başkanlık
Kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Biz çocuklarımıza
onurlu bir gelecek bırakacağız, ya siz? şeklinde slogan
atmaları, sürekli alkışlar (!)]
BAŞKAN
Buyurun Sayın Öner.
ALİ
HAYDAR ÖNER (Devamla) Efendim, süreyi yeniden başlatın lütfen.
BAŞKAN
Efendim
ALİ
HAYDAR ÖNER (Devamla) Efendim, gürültü
Nasıl konuşabilirim?
İZZET
ÇETİN (Ankara) Huzuru sağlamak senin görevin.
BAŞKAN
Sadece Başkanın değil efendim, tüm milletvekillerinin ve grup
başkan vekillerinin görevi aynı zamanda.
İZZET
ÇETİN (Ankara) Sadece senin görevin.
ALİ
HAYDAR ÖNER (Devamla) Sükûnet temin edilmeden başlayamam Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Sayın Öner, buyurun efendim, siz devam edin.
ALİ
HAYDAR ÖNER (Devamla) Efendim, lütfen başa alın Sayın
Başkan.
HÜSAMETTİN
ZENDERLİOĞLU (Bitlis) Demokratik bir düzen kuracağız, ya
siz?
[Başkanlık
Kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Yaşasın halkların
kardeşliği! şeklinde slogan atmaları, sürekli
alkışlar (!)]
[Başkanlık
Kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin (
)(X) şeklinde slogan atmaları,
sürekli alkışlar (!)]
ALİ
HAYDAR ÖNER (Devamla) Sayın Başkan
[Başkanlık
Kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Yaşasın
barış! şeklinde slogan atmaları, sürekli
alkışlar (!)]
HALUK
KOÇ (Samsun) Başkan, böyle bir şey olabilir mi?
BAŞKAN
Sayın Koç, muhalefeti muhalefet engelliyor.
[Başkanlık
Kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Kahrolsun faşizm!
şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar (!)]
HALUK
KOÇ (Samsun) Nasıl muhalefet engelliyor?
BAŞKAN
Evet, muhalefet engelliyor efendim. Evet, Başkanım. İkaz
ediyorum, buyurun.
Sayın
milletvekilleri, lütfen...
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden sürekli alkışlar(!)]
BAŞKAN
- Sayın hatip konuşmasına devam ediyor sayın
milletvekilleri, lütfen!
HÜSAMETTİN
ZENDERLİOĞLU (Bitlis) Faşizme geçit yok!
ALİ
HAYDAR ÖNER (Devamla) Engelleyemiyorsanız, ara verin Sayın
Başkan.
LEVENT
GÖK (Ankara) Efendim, düzeni sağlayamıyorsunuz.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden sürekli alkışlar(!)]
BAŞKAN
Sayın Öner, buyurun.
ALİ
HAYDAR ÖNER (Devamla) Efendim, Meclisin nizamını sağlamak
Başkanlık Divanının görevi.
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) TOMAlar gelsin.
HALİL
AKSOY (Ağrı) TOMAlarınızı getirin.
Çocuklarımız öleceğine biz ölmeye hazırız! Yarın
çocuklarımız öleceğine biz ölmeye hazırız!
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden sürekli alkışlar(!)]
ALİ
HAYDAR ÖNER (Devamla) Bu dosyalar boş dosyalar değil, bu dosyalar
dolu dosyalar.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Çocuklarımız
öleceğine biz ölelim, ölmeye hazırız! şeklinde slogan
atmaları, sürekli alkışlar(!)]
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Çocuklarımızın geleceği için biz
ölürüz!
HALİL
AKSOY (Ağrı) Çocuklarımız öleceğine biz ölmeye
hazırız! Çocuklarımız öleceğine biz ölelim!
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Bu ülkeye özgürlük gelecek, adalet gelecek,
eşitlik gelecek, kardeşlik gelecek ve Türkiye o zaman dünyanın
en güzel demokrasisiyle yönetilecek!
LEVENT
GÖK (Ankara) Başkan, gürültü var, kavga var, bu toplantıya ara
vermek durumundasınız.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Darbeciler, sivil de olsa, üniformalı da olsa
darbecidir! Bu Meclisi halklar kurdu, bu Meclisi halklar yönetecek!
LEVENT
GÖK (Ankara) Başkan, düzeni sağlamak zorundasınız.
Arkadaşımız konuşamıyor, dediklerini duymuyoruz. Ne
yapıyorsunuz?
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Hukuk gelecek, bu saltanat son bulacak!
LEVENT
GÖK (Ankara) Siz İç Tüzükü uygulamıyorsunuz. Gürültü var,
gürültülerden dolayı olmuyor. Başkan, İç Tüzükü
çiğniyorsun.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP Grubu milletvekillerinin Yaşasın
barış! şeklinde slogan atmaları sürekli
alkışlar(!)]
LEVENT
GÖK (Ankara) Başkan, İç Tüzükü çiğniyorsunuz. Gürültü var,
arkadaşlardan kimse kimseyi duymuyor.
ALİ
HAYDAR ÖNER (Devamla) Sayın Başkan
HALUK
KOÇ (Samsun) Ben de milletvekiliyim.
BAŞKAN
Sayın Koç, bu hoş değil yani.
LEVENT
GÖK (Ankara) Başkan, gürültü var.
ALİ
HAYDAR ÖNER (Devamla) Sayın Başkan, süremin yeniden
başlatılmasını talep ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından Konuş. sesleri)
RECEP
ÖZEL (Isparta) Sen konuş.
ALİ
HAYDAR ÖNER (Devamla) Sizin talimatınızla konuşacak
değilim. Ben özgür iradesiyle konuşan bir milletvekiliyim. Sizin gibi
kula kulluk edenlerden değilim; olmayacağım, olmadım!
RECEP
ÖZEL (Isparta) Siz kendi adınızla konuşun.
LEVENT
GÖK (Ankara) Kürsü güvenliği yok.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Yaşasın halkların
kardeşliği! şeklinde slogan atmaları, sürekli
alkışlar(!)]
LEVENT
GÖK (Ankara) Başkan, toplantı düzenini sağlayınız
lütfen, böyle oturum olmaz, böyle kepazelik olmaz!
BAŞKAN
Sayın Öner, buyurun lütfen.
ALİ
HAYDAR ÖNER (Devamla) Evet, sükûnetin teminini bekliyoruz Sayın
Başkan. İradeniz yoksa terk edin orayı, Meclisin sükûnetini
temin edemiyorsanız orada fuzuli şagil konumunda kalmayın.
LEVENT
GÖK (Ankara) Şu anda konuşmalar duyulmuyor Başkan,
toplantıya ara verin, kapatın, böyle olmaz.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunacağım
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Başkan, konuşulmadı ki
BAŞKAN
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir efendim.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Başkan, konuşulmadı!
Başkanım,
yanlış yapıyorsun! Konuşmadan olur mu ya! Olur mu ya!
BAŞKAN
- Diğer önergeyi okutuyorum:
(Kâtip
Üye Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir tarafından önergenin
okunmasına başlandı)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığa
Görüşülmekte
olan "Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu, Jandarma Teşkilat, Görev ve
Yetkileri Kanunu, Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının" 4. maddesi ile 2559 Sayılı
"Polis Vazife ve Salahiyet Kanunun" 16. Maddesinin üçüncü
fıkrasının (b) bendine eklenen "ve/veya boyalı"
ibaresinin ve aynı fıkrayla eklenen (d) bendinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Mehmet Erdoğan (Muğla) ve
arkadaşları
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Kahrolsun faşizm!
şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar(!)]
LEVENT
GÖK (Ankara) Başkan, toplantı huzurunu sağla Başkan!
Böyle toplantı olmaz!
(Kâtip
Üye Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
veya
insan sağlığına zarar vermeyen boyalı
d)
Kendisine veya başkalarına, işyerlerine, konutlara, kamu
binalarına, okullara, yurtlara, ibadethanelere, araçlara ve kişilerin
tek tek veya toplu halde bulunduğu açık veya kapalı alanlara
molotof, patlayıcı, yanıcı, yakıcı, boğucu,
yaralayıcı ve benzeri silahlarla saldıran veya
saldırıya teşebbüs edenlere karşı,
saldırıyı etkisiz kılmak amacıyla ve etkisiz
kılacak ölçüde; sekizinci fıkrada belirlenen usul ve esaslar
dâhilinde,
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin (
)(x)
şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar(!)]
LEVENT
GÖK (Ankara) Başkan, İç Tüzükü çiğniyorsun! Söz
hakkımızı engelliyorsunuz! Şu anda gürültü var. Böyle
şey olur mu ya!
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Katılmıyorum
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI EFKAN ALA Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Evet, önerge üzerinde söz isteyen Hasan Hüseyin Türkoğlu, Milliyetçi
Hareket Partisi
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Bal konuşacak.
BAŞKAN
Faruk Bal, Konya Milletvekili.
Buyurun
Sayın Bal.
LEVENT
GÖK (Ankara) Başkan, böyle bir şey olmaz!
FARUK
BAL (Konya) Sayın Başkan, kürsüyü boşalt, ondan sonra beni
çağır!
BAŞKAN
Sayın Öner, lütfen ama!
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Konuşmadı ki Sayın Başkan!
ALİ
HAYDAR ÖNER (Isparta) Ben konuşma hakkımı kullanamadım
Sayın Başkan.
İZZET
ÇETİN (Ankara) Sükûneti sağlayamadın ama!
BAŞKAN
Lütfen ama!
ALİ
HAYDAR ÖNER (Isparta) Ben konuşma hakkımı kullanamadım!
BAŞKAN
Lütfen ama, lütfen!
ALİ
HAYDAR ÖNER (Isparta) Benim konuşma hakkımı gasbedemezsiniz,
hakkımı size yedirmem!
BAŞKAN
Sayın Öner, lütfen!
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Faşizme geçit yok!
şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar (!)]
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan, böyle bir toplantı olmaz!
Toplantı düzenini sağlayın Sayın Başkan.
HALUK
KOÇ (Samsun) İç Tüzük 68e göre, oturumu yöneten Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanı kendi yetkisinde olan toplantı düzenini
sağlamamıştır.
ALİ
HAYDAR ÖNER (Isparta) Ben Ispartalılar adına, Türk milleti
adına buradayım.
BAŞKAN
Sayın Öner, lütfen!
LEVENT
GÖK (Ankara) Başkan, düzeni sağla, konuşma düzenini
sağla!
ALİ
HAYDAR ÖNER (Isparta) Benim konuşma hakkıma gasbedilmiştir.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Başkan, konuşmacı
konuşmadı.
LEVENT
GÖK (Ankara) Ne yapıyorsun! Düzeni sağla!
HALUK
KOÇ (Samsun) Önergesi hakkında konuşmak isteyen muhalefet
milletvekili toplantı düzeni sağlanamadığından
konuşma hakkını kullanamamıştır. Bu Parlamentoda
fiilî İç Tüzük işgali yapılmıştır. Hiçbir
şekilde böyle bir şey olamaz!
ALİ
HAYDAR ÖNER (Isparta) Benim konuşma hakkımı nasıl
BAŞKAN
Biz verdik efendim konuşma hakkını.
LEVENT
GÖK (Ankara) Nasıl verdiniz konuşma hakkını? Daha düzeni
sağlayamıyorsun! Böyle bir şey olabilir mi?
HALUK
KOÇ (Samsun) İç Tüzük 68e göre: Başkan, görüşmeler
sırasında gürültü veya kavga çıkar ve bu nedenle
çalışma düzenini kuramazsa, kürsüde ayağa kalkarak
toplantıya ara vereceğini söyler, ihtar eder, gerekli gayreti
gösterir; buna rağmen gürültü devam ederse oturuma en çok bir saat ara
verir. Bunların hiçbirini oturumu yöneten Başkan Vekili
yapmamıştır. Bu, fiilî bir İç Tüzük ihlalidir, bu kanun
bundan sonra sakattır.
BAŞKAN
Sayın Bal, lütfen efendim.
FARUK
BAL (Konya) Ben mi boşaltayım orayı Sayın Başkan!
BAŞKAN
- Sayın Öner
Birleşime
on dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 23.42
ON
BİRİNCİ OTURUM
Açılma
Saati: 23.59
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale), Bayram ÖZÇELİK
(Burdur)
----0----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 60ıncı
Birleşiminin On Birinci Oturumunu açıyorum.
[Başkanlık
kürsüsü önünde HDP milletvekillerinin oturmaya devam etmeleri, sürekli
alkışlar (!)]
BAŞKAN
- 684 sıra sayılı Kanun Tasarısının
görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon
ve Hükûmet yerinde.
4üncü
madde üzerindeki Faruk Bal ve arkadaşlarının önergesinin
işleminde kalmıştık. Hatırlatmak için önergeyi tekrar
okutacağım.
ALİ
HAYDAR ÖNER (Isparta) Ben konuşma hakkımı kullanamadım Sayın
Başkan. Size hakkımı yedirtmem.
Bir
milletvekilinin konuşma hakkına saygı duyan
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Vural.
OKTAY
VURAL (İzmir) Divan Kâtibinin görev yapmasını engellemeyin.
Görev yapmasını engellemeyin Kâtip Üyenin.
BAŞKAN
Engellemiyoruz efendim.
OKTAY
VURAL (İzmir) Bakın, orada
BAŞKAN
Engellemiyoruz efendim, oturabilir, burada yer var.
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Bu daha başlangıç,
mücadeleye devam! şeklinde slogan atmaları, sürekli
alkışlar)
OKTAY
VURAL (İzmir) Hayır, hayır, bakın
BAŞKAN
Hayır. Kâtip üyenin, bak, görevi çok açık, okumak zorunda. Burada
oturabilir efendim.
Sayın
Işık, lütfen gelin.
Sizin
isteğinize göre değil efendim.
Sayın
Işık, oturur musunuz buraya.
(Kâtip
Üye Burdur Milletvekili Bayram Özçelikin yerine Kâtip Üye Erzincan
Milletvekili Muharrem Işık geçti)
FARUK
BAL (Konya) Sayın Başkan
.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Bal.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkanım
BAŞKAN
Buyurun Sayın Altay.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Direne direne
kazanacağız! şeklinde slogan atmaları, sürekli
alkışlar(!)]
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkan, hatibimizin verdiğimiz önergeyle
ilgili konuşması şu anda da olduğu gibi ne bizim
tarafımızdan ne sizin tarafınızdan ne Genel Kurul
tarafından duyulmamıştır ve siz hatibin bu itirazına
rağmen
Hatip orada görüntü olarak değil, söylemek için,
konuşmak için var; poz vermek için orada değil. Yeniden beş
dakika süre vererek hatibimizin konuşmasını yapabilmesini
takdirlerinize sunuyorum.
OKTAY
VURAL (İzmir) Anlaşılmadı, duyamadık efendim.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Bu daha başlangıç,
mücadeleye devam! şeklinde slogan atmaları, sürekli
alkışlar(!)]
BAŞKAN
Evet, Sayın Önerin önerge işlemini tekrarlatıyorum.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Direne direne
kazanacağız! şeklinde slogan atmaları, sürekli
alkışlar(!)]
(Kâtip
Üye İsmail Kaşdemir tarafından önergenin okunmasına devam
edildi)
Çanakkale Milletvekili İsmail
Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan'ın; 2559
Sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Osman
Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Mersin
Milletvekili Ertuğrul Kürkçü'nün; Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Yaşasın halkların
kardeşliği. şeklinde slogan atmaları, sürekli
alkışlar(!)]
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan, düzeni sağlayın.
Sayın
Başkan, toplantı düzeni yok. Şu anda gürültü var.
Başkan,
gürültü var! Toplantı düzenini sağlayın!
(Kâtip
Üye İsmail Kaşdemir tarafından önergenin okunmasına devam
edildi)
Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent
Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve
İçişleri Komisyonu Raporunun;
"2559
sayılı Kanunun 16 ncı maddesinin üçüncü
fıkrasının (b) bendine "basınçlı"
ibaresinden sonra gelmek üzere "ve/veya boyalı" ibaresi ve
aynı maddenin yedinci fıkrasına aşağıdaki bent
eklenmiştir.
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Direne direne
kazanacağız! şeklinde slogan atmaları, sürekli
alkışlar)
(Kâtip
Üye İsmail Kaşdemir tarafından önergenin okunmasına devam
edildi)
"
d)
Kendisine veya başkalarına, işyerlerine, konutlara, kamu
binalarına, okullara, yurtlara, ibadethanelere, araçlara ve kişilerin
tek tek veya toplu halde bulunduğu açık veya kapalı alanlara
molotof, patlayıcı, yanıcı, yakıcı, boğucu,
yaralayıcı ve benzeri silahlarla saldıran veya
saldırıya teşebbüs edenlere karşı,
saldırıyı etkisiz kılmak amacıyla ve etkisiz
kılacak ölçüde,"
şeklindeki
4. maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Ali
Serindağ (Gaziantep) ve arkadaşları
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin
(x)
şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar(!)]
BAŞKAN
Komisyon katılıyor mu önergeye?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI EFKAN ALA Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Öner, buyurun efendim.
ALİ
HAYDAR ÖNER (Isparta) Sayın Başkan, ettiği yemine sadık
kalan sayın milletvekilleri önce içinde bulunduğumuz Gazi Meclisin
hukukunu ve saygın kimliğini korumak durumundayız.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Bu daha başlangıç,
mücadeleye devam. şeklinde slogan atmaları, sürekli
alkışlar(!)]
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Sayın Başkan, bir şey
anlamıyoruz zaten.
(CHP
sıralarından sıra kapaklarına vurmalar)
OKTAY
VURAL (İzmir) Efendim düzeni sağlayın. Kolluk
çağırın!
ENGİN
ALTAY (Sinop) İdare amirlerini göreve çağırın!
BAŞKAN
İdare amirlerini göreve çağırıyorum.
Buyurun
sayın idare amirleri.
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Direne direne
kazanacağız! şeklinde slogan atmaları, sürekli
alkışlar)
ENGİN ALTAY (Sinop) Sayın Başkan,
çağırın idare amirlerini.
BAŞKAN Sayın Öner, buyurun lütfen.
ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla) Son günlerde Türkiye Büyük
Millet Meclisine karşı devletin üst yöneticileri bir
saldırı süreci başlattılar
SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) Biz
çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakacağız, ya siz?
[Başkanlık kürsüsü önünde oturan HDP
milletvekillerinin Biz çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakacağız,
ya siz? şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar(!)]
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan, idare
amirleri yapamıyorsa kolluğu çağırın. Kolluk
görevlileri burada, çağırın!
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Sayın
Başkan, böyle yasama mı olur?
ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla) Devletin en üst
makamında bulunan
[Başkanlık kürsüsü önünde oturan HDP
milletvekillerinin Direne direne kazanacağız! şeklinde slogan
atmaları)
BAŞKAN Süreniz devam ediyor efendim, devam edin.
ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla) Sükûneti temin edin
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Efendim, sesini açtık, dinleniyor,
buyurun.
ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla) İnsicamım
bozuluyor.
[Başkanlık kürsüsü önünde oturan HDP
milletvekillerinin Direne direne kazanacağız! şeklinde slogan
atmaları]
ENGİN ALTAY (Sinop) Sayın Başkan
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan, idare
amirlerini göreve çağırın.
ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla) Gazi Meclisin
Başkanı, siz de otoritenizi kullanın.
Devletin en üst makamında bulunan kaçak sarayın
baş sakini
[Başkanlık kürsüsü önünde oturan HDP
milletvekillerinin Bu daha başlangıç, mücadeleye devam! Bu daha
başlangıç, mücadeleye devam! şeklinde slogan atmaları,
sürekli alkışlar(!)]
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan, idare
amirleri ne iş yapar?
ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla) Devletin en üst
makamında bulunan kaçak sarayın baş sakini her gün bir ile
gidiyor, bir veya birkaç toplantıya katılıyor, durmadan
konuşuyor. Konuşmalarını dinleyen topluluklar içinde her
görüşten
SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) Hak, eşitlik, adalet
HDPyle gelecek!
(Başkanlık kürsüsü önünde oturan HDP
milletvekillerinin Hak, eşitlik, adalet HDPyle gelecek! şeklinde
slogan atmaları)
BAŞKAN Sayın Öner, konuşmanız
duyuluyor, buyurun siz.
(CHP sıralarından sıra kapaklarına
vurmalar)
ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla) Bulduğum her
fırsatta konuşuyorum, başka ne yapabilirim?
(Başkanlık kürsüsü önünde oturan HDP
milletvekillerinin Hak, eşitlik, adalet HDPyle gelecek! şeklinde
slogan atmaları)
ENGİN ALTAY (Sinop) Sayın Başkan
BAŞKAN Evet, sayın idare amirleri, göreve davet
ediyorum.
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP Grubu milletvekillerinin Bu daha başlangıç
mücadeleye devam! şeklinde slogan atmaları)
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkan! (CHP ve MHP sıralarından
sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, birleşime on beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 00.08
ON
İKİNCİ OTURUM
Açılma
Saati: 00.42
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale), Muharrem IŞIK
(Erzincan)
----0----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 60ıncı
Birleşiminin On İkinci Oturumunu açıyorum.
[HDP
milletvekillerinin Başkanlık kürsüsü önünde oturmaya devam etmeleri,
sürekli alkışlar(!)]
BAŞKAN
- 684 sıra sayılı Kanun Tasarısının
görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon
ve Hükûmet yerinde.
4üncü
madde üzerindeki Ali Haydar Öner ve arkadaşlarının önergesinin
işleminde kalmıştık.
Komisyon
ve Hükûmetin katılmadığı önergeyi açıklamak üzere
Sayın Önere söz vermiştim.
Şimdi
buyurun Sayın Öner.
ALİ
HAYDAR ÖNER (Isparta) Devletin en üst makamında bulunanlar
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Direne direne
kazanacağız! şeklinde slogan atmaları, sürekli
alkışlar (!)]
ALİ
HAYDAR ÖNER (Devamla)
devletin Türkiye Büyük Millet Meclisine hakaret
ediyorlar.
X.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI (Devam)
B) Çeşitli İşler (Devam)
- Gösteri ve Protestolar (Devam)
3.- Bursa Milletvekili Aykan Erdemirin,
684 sıra sayılı Kanun Tasarısının
görüşmeleri sırasında Bugün 23 Mart 1933. yazılı bir
pankart açması
(Bursa
Milletvekili Aykan Erdemirin Bugün 23 Mart 1933. yazılı bir
pankart açması)
XII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
(Devam)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporları (1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443,
2/2469) (S. Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN
Sayın Öner, lütfen
OKTAY
VURAL (İzmir) İdare amirlerini göreve çağırın.
ALİ
HAYDAR ÖNER (Devamla) Sayın Başkanım, ya iradenizi gösterin ya
benim söz hakkımı kısıtlamayın.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Öner.
ALİ
HAYDAR ÖNER (Devamla) Burası Gazi Meclis, sükûneti temin edin Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Siz tamamlayın efendim, siz konuşmanızı tamamlayın
lütfen Sayın Öner.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Bu daha başlangıç,
mücadeleye devam! şeklinde slogan atmaları, sürekli
alkışlar (!)]
OKTAY
VURAL (İzmir) İdare amirlerini göreve çağırın.
İdare amirleri gelsinler.
ALİ
HAYDAR ÖNER (Devamla) Sayın Cumhurbaşkanı her yerde durmadan
konuşuyor ama
BAŞKAN
Sayın idare amirlerini göreve davet ediyorum efendim.
Sayın
Öner, lütfen
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Hak, hukuk, adalet HDPyle
gelecek! şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar (!)]
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, çağırdınız,
idare amirleri neredeler?
BAŞKAN
Sayın Öner, isterseniz yerinizden söz verebilirim size efendim.
ALİ
HAYDAR ÖNER (Devamla) Sayın Başkanım, konuşmak istiyorum,
duyulmuyor.
BAŞKAN
Lütfen siz devam edin.
ALİ
HAYDAR ÖNER (Devamla) Duyulmadıktan sonra konuşmanın ne
anlamı var?
BAŞKAN
Sayın Öner, lütfen devam edin.
ALİ
HAYDAR ÖNER (Devamla) Milletvekilinin konuşması duyulmazsa ne anlam
taşır?
BAŞKAN
Ama yapılanın hiçbirisi doğru değil ki efendim.
ALİ
HAYDAR ÖNER (Devamla) Ben sesimi milletvekillerine, Türk milletine
duyuramıyorum. Bu haktan beni yoksun bırakamazsınız.
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Uğur Kaymaz için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
OKTAY
VURAL (İzmir) İdare amirlerini çağırın efendim.
BAŞKAN
Çağırdım efendim, çağırdım.
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Ceylan Önkol için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
BAŞKAN
Sayın idare amirleri, lütfen göreve.
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Berkin Elvan için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Nihat Kazanhan için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Ali İsmail Korkmaz için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Ethem Sarısülük için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Şerzan Kurt için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Ümit Kurt için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Özgecan Aslan için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Enes Ata için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
BAŞKAN
Sayın Öner
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Çocuklarımız ölmesin diye buradayız!
HALİL
AKSOY (Ağrı) Çocuklarımız ölmesin diye buradayız!
ALİ
HAYDAR ÖNER (Devamla) Sayın kaçak sarayın sayın baş
sakini ne yargı ne Avrupa Birliği hukuku
DEMİR
ÇELİK (Muş) Çocuklarımızı öldürtmeyeceğiz!
OKTAY
VURAL (İzmir) İdare amirleri görevini yapsın. İşgale
niye izin veriyorsunuz? İş birliği mi yapıyorsunuz?
BAŞKAN
Geldiler efendim, idare amirleri geldiler.
Sayın
idare amirleri, lütfen göreve efendim.
ALİ
HAYDAR ÖNER (Devamla)
ne demokratik yaklaşım ne insan
hakları ne hukukun üstünlüğü
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Direne direne
kazanacağız! şeklinde slogan atmaları, sürekli
alkışlar(!)]
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan, 68e göre düzeni sağlayın,
düzeni sağlayamıyorsanız kapatın Meclisi. Bu şekilde
olmaz!
ALİ
HAYDAR ÖNER (Devamla) Sayın Başkan, İç Tüzükün 68inci
maddesini işletmenizi bekliyoruz. İç Tüzükün 68inci maddesi bu
durumlar için var. Sayın Başkanın İç Tüzükü
uygulamasını bekliyoruz.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Bu daha başlangıç,
mücadeleye devam! şeklinde slogan atmaları , sürekli
alkışlar (!)]
OKTAY
VURAL (İzmir) İdare amirlerini göreve çağırın.
ALİ
HAYDAR ÖNER (Devamla) Efendim, İç Tüzük 68in uygulanmasını
bekliyoruz.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Yaşasın halkların
kardeşliği. şeklinde slogan atmaları , sürekli
alkışlar (!)]
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan, böyle oturum görülmemiştir!
BAŞKAN
Sayın Öner
ALİ
HAYDAR ÖNER (Devamla) Evet efendim, konuşmak istiyorum, duyulmuyor
Sayın Başkanım.
LEVENT
GÖK (Ankara) Gürültü var.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, idare amirleri ne yapıyor?
BAŞKAN
Efendim, yerinize geçin, ben size yerinizden söz vereyim. Maksat
konuşmak değil mi efendim?
OKTAY
VURAL (İzmir) İdare amiri ne görev yapar, saksı mı?
ALİ
HAYDAR ÖNER (Devamla) Ben konuşuyorum efendim.
BAŞKAN
Yerinizde söz vereyim efendim, devam edin.
İZZET
ÇETİN (Ankara) Sayın Başkan ne demek yerinden? Hatip kürsüde
konuşur Sayın Başkan.
ALİ
HAYDAR ÖNER (Devamla) Sayın Başkan, demokratik hukuk devletinde
hukukun üstünlüğüne aykırı durumlar, devletin başı
tarafından sergileniyor.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin ...(x) şeklinde slogan atmaları ,
sürekli alkışlar (!)]
RECEP
ÖZEL (Isparta) Seni duyuyoruz biz, sen konuşsana.
ALİ
HAYDAR ÖNER (Devamla) Senin talimatınla konuşanlardan değilim
ben. Sen işine bak.
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerindin Hak, hukuk, adalet HDPyle
gelecek! şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar(!)]
ALİ
HAYDAR ÖNER (Devamla) Sayın Cumhurbaşkanı değişik
topluluklara hitap ediyor. Topluluklar içinde her kesimden bulunan insanları
dikkate almıyor, dinleyenlerin bir kısmına hakaret ediyor, bir
kısmını yok sayıyor.
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Biz çocuklarımıza
onurlu bir gelecek bırakacağız. ya siz? şeklinde slogan
atmaları)
İZZET
ÇETİN (Ankara) Onlar da faşizmi bırakacaklar.
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Uğur Kaymaz için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Ceylan Önkol için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Berkin Elvan için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Nihat Kazanhan için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Ali İsmail Korkmaz için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Ethem Sarısülük için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Ahmet Atakan için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Şerzan Kurt için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Ümit Kurt için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Özgecan Aslan için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Enes Ata için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Rojhat Özdel için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Biz daha çocuklarımız ölmesin diye
buradayız.
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden alkışlar)
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Bu daha başlangıç mücadeleye devam!
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Bu daha başlangıç
mücadeleye devam! şeklinde slogan atmaları ve sürekli
alkışlar (!)]
BAŞKAN
Evet, önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
OKTAY
VURAL (İzmir) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Birleşime
on beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
saati: 00.49
ON
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma
Saati: 01.10
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muharrem IŞIK (Erzincan)
----0----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 60ıncı
Birleşiminin On Üçüncü Oturumunu açıyorum.
[HDP
milletvekillerinin Başkanlık kürsüsü önünde oturmaya devam etmeleri,
alkışlar(!)]
BAŞKAN
- 684 sıra sayılı Kanun Tasarısının
görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon
ve Hükûmet yerinde.
4üncü
madde üzerindeki Faruk Bal ve arkadaşlarının önergesinin
işleminde kalmıştık.
Şimdi,
önergeyi okutup işleme alacağım, okutuyorum:
(Kâtip
Üye Burdur Milletvekili Bayram Özçelik tarafından önergenin
okunmasına başlandı)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu, Jandarma Teşkilat, Görev ve
Yetkileri Kanunu, Nüfus Hizmetleri Kanunu ile
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Direne direne
kazanacağız! şeklinde slogan atmaları, sürekli
alkışlar (!)]
(Kâtip
Üye Burdur Milletvekili Bayram Özçelik tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 4. maddesi ile 2559 Sayılı Polis Vazife
ve Salahiyet Kanunun 16. Maddesinin üçüncü fıkrasının (b)
bendine eklenen ve/veya boyalı ibaresinin ve aynı fıkrayla
eklenen (d) bendinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Erdoğan Mesut
Dedeoğlu Hasan
Hüseyin Türkoğlu
Muğla Kahramanmaraş Osmaniye
Ahmet Duran Bulut Alim
Işık Kemalettin
Yılmaz
Balıkesir Kütahya Afyonkarahisar
D. Ali Torlak Faruk Bal
İstanbul Konya
[Başkanlık kürsüsü önünde
oturan HDP milletvekillerinin Bu daha başlangıç, mücadeleye devam!
şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar (!)]
(Kâtip Üye Burdur Milletvekili Bayram
Özçelik tarafından önergenin okunmasına devam edildi)
veya insan sağlığına
zarar vermeyen boyalı
d)Kendisine veya
başkalarına, işyerlerine, konutlara, kamu binalarına,
okullara, yurtlara, ibadethanelere, araçlara ve kişilerin tek tek veya
toplu halde bulunduğu açık veya kapalı alanlara molotof,
patlayıcı, yanıcı, yakıcı, boğucu,
yaralayıcı ve benzeri silahlarla saldıran
[Başkanlık kürsüsü önünde
oturan HDP milletvekillerinin Hak, hukuk, adalet HDPyle gelecek!
şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar (!)]
(Kâtip Üye Burdur Milletvekili Bayram
Özçelik tarafından önergenin okunmasına devam edildi)
veya saldırıya
teşebbüs edenlere karşı, saldırıyı etkisiz
kılma amacıyla ve etkisiz kılacak ölçüde; sekizinci fıkrada
belirlenen usul ve esaslar dâhilinde,
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Sayın
Başkanım, salt çoğunluğumuz vardır, önergeye
katılıyoruz efendim.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ BAKANI
EFKAN ALA Katılıyoruz efendim.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın
Vural.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, Komisyon Başkanı,
yanındaki
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Yaşasın halkların
kardeşliği! şeklinde slogan atmaları, sürekli
alkışlar (!)]
BAŞKAN
Bir saniye sayın milletvekilleri.
Yerinize
oturun lütfen, mikrofon açacağım efendim.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, Komisyon Başkanı, burada
İçişleri Bakanlığının tehdidi
altındadır. Tehdit edilerek, Komisyon üyeleri İçişleri
Bakanlığının silahlı gücü tarafından kontrol
edilerek gasbedilmiştir. Bugün burada hür irade yoktur. İçişleri
Bakanı, biraz önce Komisyon Başkanına talimat vermiştir,
talimatla hareket etmektedir.
[Başkanlık kürsüsü önünde oturan HDP
milletvekillerinin Biz
çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakacağız, ya siz?
şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar(!)]
BAŞKAN
Mikrofonu açayım da konuşun Sayın Vural.
OKTAY
VURAL (İzmir) Yürütmenin, Komisyona, milletvekillerine talimat vermesi
kabul edilemez. Bu bakımdan, öncelikli olarak bu
tehditler-İçişleri Bakanı- karşısında, Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili olarak bu tehdidi yapanlar
hakkında işlem yapmanızı istirham ediyorum.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin (...)(x) şeklinde slogan atmaları,
sürekli alkışlar(!)]
OKTAY
VURAL (İzmir) Ve Türkiye Büyük Millet Meclisi, milletin iradesi
silahların gölgesinde irade oluşturamaz. Bugün, silahların
gölgesinde, silahı ve gücü kullanarak milleti susturmak isteyenler, bu
sıralarda olan milletvekillerini tehditle oturtmuştur, hür iradeyle olmamıştır.
Dolayısıyla, bu konuda tehdidin ortadan kaldırılmasına
öncelik verilmelidir.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Bu daha başlangıç,
mücadeleye devam! şeklinde slogan atmaları, sürekli
alkışlar(!)]
BAŞKAN
Evet, teşekkür ediyorum Sayın Vural.
OKTAY
VURAL (İzmir) Komisyon sıralarının
boşaltılmasını istiyorum efendim.
BAŞKAN
Efendim?
OKTAY
VURAL (İzmir) Komisyon sıraları boşaltılsın.
BAŞKAN
Efendim, böyle bir yetkimiz söz konusu mu, Komisyon sıralarını
boşaltıp
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, Komisyon üyesi milletvekillerinin
komisyon sıralarıdır bunlar, onların da oturma hakkı
vardır. Dolayısıyla, bunlarla ilgili bir irade beyanı
olduğu zaman -Komisyon milletvekillerinin iradesi- zorla oturarak,
gasbeden bir zihniyete karşı Komisyon sıralarını çekeceksiniz,
çekeceksiniz! Önce onları çekeceksiniz!
BAŞKAN
Evet, burada salt çoğunluk var mıdır? Salt çoğunluk
vardır.
Burada
bulunan bürokratlar da lütfen dışarı çıksınlar
efendim.
(Komisyon
sıralarında bulunan görevli bürokratların Genel Kurul salonundan
ayrılması)
OKTAY
VURAL (İzmir) Haydi bakalım!
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkan, ben de ayaktayım Sayın
Başkan.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Direne direne
kazanacağız! şeklinde slogan atmaları, sürekli
alkışlar(!)]
BAŞKAN
Yerinizden efendim.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, işleme geçtiniz.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Altay.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkan...
BAŞKAN
Sesiniz duyuluyor ve anlaşılıyor.
ENGİN
ALTAY (Sinop) 3 Kasım 2002 tarihinde yapılan seçimlerden beri...
FARUK
BAL (Konya) Nasıl anlaşılıyor ya? Böyle Meclis yönetimi
olmaz. Yazıklar olsun!
BAŞKAN
Sayın Bal, lütfen...
FARUK
BAL (Konya) Efendim, benim önergem görüşülüyor.
BAŞKAN
Lütfen Sayın Bal...
FARUK
BAL (Konya) Ben burada duracağım.
OKTAY
VURAL (İzmir) Neyi lütfen! Konuşacak, çağırmadın
mı?
BAŞKAN
Hayır efendim, hayır.
FARUK
BAL (Konya) Bekliyorum.
BAŞKAN
Bir saniye, Sayın Altayı dinleyelim ondan sonra efendim.
Sayın Altay konuşuyor, Grup Başkan Vekili konuşuyor.
FARUK
BAL (Konya) Siz dinleyin, burada duracağım.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkan...
BAŞKAN
Böyle bir usul var mı? Lütfen oturun. (MHP sıralarından
Var... Var... sesleri)
OKTAY
VURAL (İzmir) Var, var; eğer hakkımızı, hukukumuzu,
sözümüzü keserseniz var.
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Peki, böyle bir usul varmış.
FARUK
BAL (Konya) Burada duracağım.
BAŞKAN
Sonra gelecekseniz yine gelin.
FARUK
BAL (Konya) Hayır, burada duracağım.
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Bu daha başlangıç,
mücadeleye devam! şeklinde slogan atmaları)
OKTAY
VURAL (İzmir) Yeter artık be! Yeter ya, bu kadar da değil!
BAŞKAN
Buyurun Sayın Altay.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Bu uygulama 3 Kasım 2002 tarihinden beri -hafızam
beni yanıltmıyorsa- bir defa denendi. Bu uygulama, Genel Kurulca
kabul edilmeyeceği belli olan bir önergeye komisyonun ve Hükûmetin
katılıp iktidar çoğunluğu tarafından reddedilmesi yolu
on üç yılda sadece ve sadece bir defa denendi.
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Yaşasın
barış! şeklinde slogan atmaları)
ENGİN
ALTAY (Sinop) Çok iyi hatırlıyorum, o zaman da Oturum
Başkanı sizdiniz, buna o zaman yol vermemiştiniz. Şu anki
tablo, elbette parlamenter demokratik sistemimiz açısından doğru
bir tablo değildir. Parlamentonun şu görüntüye düşmesinin
sorumlusu muhalefet partileri de değil, elbette siz de değilsiniz.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin (...)(x) şeklinde slogan atmaları,
alkışlar (!)]
ENGİN
ALTAY (Sinop) Ancak, böyle sakat bir mantıkla hazırlanmış
kanun tasarısını getiren Hükûmetin, bu Parlamentoyu hem 77
milyona hem bütün dünyaya daha fazla rezil etmeye hakkı yoktur. Hükûmeti
sağduyuya davet ediyorum, en azından açık teklif yapıyorum.
Sayın Bakan, Komisyon Başkanı ve 4 siyasi partiden birer
temsilci yarın bir araya gelsin, bir mutabakat aransın.
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Hak, hukuk, adalet HDPyle gelecek!
şeklinde slogan atmaları)
ENGİN
ALTAY (Sinop) Yarın Genel Kurul çalışmasın, bu mutabakat
denensin. Böylece, hem Türkiye hem muhalefet, Hükûmetin iyi niyetli
olduğuyla ilgili en azından bir umuda kapılabilir. Aksi
takdirde, bu tasarıyı getiren Hükûmetin iyi niyeti hem muhalefetçe
hem Türkiye kamuoyunca, bırakın onu, bütün dünyaca sorgulanmaya,
yargılanmaya devam edecektir. Parlamentonun ahengini, iklimini daha fazla
bozmayın.
Teşekkür
ederim.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin (...)(x) şeklinde slogan atmaları,
alkışlar(!)]
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeye
Hükûmet ve Komisyon katıldığı için ben oylamaya sunmak
zorundayım.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, hayır, hayır, usul
tartışması açıyorum.
BAŞKAN
Efendim
OKTAY
VURAL (İzmir) Hayır, İç Tüzüke aykırı. Usul
tartışması açıyorum.
BAŞKAN
Hükûmetin ve Komisyonun katıldığı önergeyi
oylarınıza sunuyorum
OKTAY
VURAL (İzmir) Usul tartışması
BAŞKAN
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
(Kürsü
önünde toplanmalar)
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Direne direne
kazanacağız! şeklinde slogan atmaları, sürekli
alkışlar(!)]
(CHP
sıralarından Edilmiştir. dedi. sesleri)
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan, kabul edilmiştir.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin (...) (x) şeklinde slogan atmaları,
sürekli alkışlar(!)]
BAŞKAN
Yapmayın ya!
5inci
madde üzerinde üç adet
Önerge
kabul edilmemiştir. (MHP sıralarından gürültüler)
LEVENT
GÖK (Ankara) Edilmiştir. dediniz.
BAŞKAN
Efendim, kabul edilmedi
FARUK
BAL (Konya) Oylamadık ki.
BAŞKAN
yani yanlışlıkla söylenebilir ama oylama ortada yani.
AYKAN
ERDEMİR (Bursa) Sehven Meclisi yönetemezsiniz.
BAŞKAN
E, tekrar oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
4üncü
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Kahrolsun faşizim!
şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar(!)]
BAŞKAN
5inci madde üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
(Kâtip
Üye Burdur Milletvekili Bayram Özçelik tarafından önergenin
okunmasına başlandı)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu, Jandarma
Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu, Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 5. maddesi ile
(CHP
sıralarından sıra kapaklarına vurmalar)
(Kâtip
Üye Burdur Milletvekili Bayram Özçelik tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
2559
Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu'nun Ek 7 nci maddesinin
LEVENT
GÖK (Ankara) İlk oylama Kabul edilmiştir.
OKTAY
VURAL (İzmir) Gerekçeyi okumadınız. Yanlış oylama,
gerekçeyi okumadı.
(Kâtip
Üye Burdur Milletvekili Bayram Özçelik tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
ikinci
fıkrasında üçüncü cümlesindeki değişikliğin
tasarı metninden çıkarılmasını
OKTAY
VURAL (İzmir) Gerekçe okunmadan oylama yapıldı.
(Kâtip
Üye Burdur Milletvekili Bayram Özçelik tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
ve
üçüncü fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
OKTAY
VURAL (İzmir) Gerekçe okunmadan oylama yapıldı.
(Kâtip
Üye Burdur Milletvekili Bayram Özçelik tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
Mehmet Erdoğan Mesut
Dedeoğlu
Muğla Kahramanmaraş
OKTAY
VURAL (İzmir) Gerekçe okunmadan oylama yapıldı.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Susma, sustukça sıra sana
gelecek! şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar(!)]
(Kâtip
Üye Burdur Milletvekili Bayram Özçelik tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
Hasan Hüseyin Türkoğlu Ahmet
Duran Bulut Kemalettin
Yılmaz
Osmaniye Balıkesir Afyonkarahisar
Alim Işık D. Ali Torlak
Kütahya İstanbul
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Susma, sustukça sıra sana
gelecek! şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar (!)]
(Kâtip
Üye Burdur Milletvekili Bayram Özçelik tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
Yetkili
ve görevli hâkim kolluğun bulunduğu yer ağır ceza mahkemesi
üyesidir.
OKTAY
VURAL (İzmir) Gerekçe okunmadan oylama yapıldı.
(Kâtip
Üye Burdur Milletvekili Bayram Özçelik tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan
OKTAY
VURAL (İzmir) Hayır, hayır, gerekçe okunmadan
Sayın
Başkan
Sayın Başkan
(Kâtip
Üye Burdur Milletvekili Bayram Özçelik tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
684
Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun
ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ile
OKTAY
VURAL (İzmir) Burayı işgale son verin, Türkiye Büyük Millet
Meclisini işgale son verin.
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Bu daha başlangıç,
mücadeleye devam! şeklinde slogan atmaları)
(Kâtip
Üye Burdur Milletvekili Bayram Özçelik tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
OKTAY
VURAL (İzmir) Türkiye Büyük Millet Meclisini işgale son verin!
(Kâtip
Üye Burdur Milletvekili Bayram Özçelik tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in Kimlik Bildirme Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan'ın; 2559
Sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Osman Faruk
Loğoğlu'nun
OKTAY
VURAL (İzmir) Meclisi işgal ettirdiniz! Yuh olsun size be!
(Kâtip
Üye Burdur Milletvekili Bayram Özçelik tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay
(CHP
ve MHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar)
OKTAY
VURAL (İzmir) Nedir bu iş be!
(Kâtip
Üye Burdur Milletvekili Bayram Özçelik tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun
(CHP
Bursa Milletvekili Aykan Erdemirin Bugün 23 Mart 1933 yazılı
dövizle Başkanlık kürsüsü önüne gelmesi)
(Kâtip
Üye Burdur Milletvekili Bayram Özçelik tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun
OKTAY
VURAL (İzmir) Yuh olsun size! Komisyon Başkanı, sana da yuh
olsun! Bundan sonra bu sıralara gelme! Buradan söylüyorum Komisyon
Başkanı, bundan sonra bu sıralara gelme!
(Kâtip
Üye Burdur Milletvekili Bayram Özçelik tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
"
2559
sayılı Kanunun ek 7 nci maddesinin ikinci fıkrasının
üçüncü cümlesinde yer alan yirmidört saat ibaresi kırk sekiz saat
şeklinde, üçüncü ve dokuzuncu fıkraları aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir
OKTAY
VURAL (İzmir) Vallahi billahi gelmeyeceksin!
(CHP
ve MHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar)
(Kâtip
Üye Burdur Milletvekili Bayram Özçelik tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
"...Yetkili
ve görevli hâkim, Ankara ağır ceza mahkemesi üyesidir.
Bu
maddede yer alan faaliyetlerin denetimi; sıralı kurum amirleri, mülki
idare amirleri, Emniyet Genel Müdürlüğü ve ilgili
bakanlığın teftiş elemanları tarafından
yılda en az bir defa yapılır. Bu faaliyetler
Başbakanlık Teftiş Kurulu tarafından da denetlenebilir. Bu
kapsamda yapılan denetimlerin sonuçları bir rapor hâlinde Türkiye
Büyük Millet Meclisi Güvenlik ve İstihbarat Komisyonuna sunulur.
şeklindeki 5. Maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ali Serindağ Ahmet
Toptaş Tanju
Özcan
Gaziantep Afyonkarahisar Bolu
Celal Dinçer Ali
Sarıbaş Oğuz
Oyan
İstanbul Çanakkale İzmir
(CHP
ve MHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin
(*) şeklinde slogan atmaları,
sürekli alkışlar(!)]
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkan
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan
(Kâtip
Üye Burdur Milletvekili Bayram Özçelik tarafından önergenin
okunmasına başlandı)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Torba Kanun Tasarısının
(CHP
ve MHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
(Kâtip
Üye Burdur Milletvekili Bayram Özçelik tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
5.
Maddesi, Anayasa, İçtüzük hükümlerine Hukukun Evrensel ilkelerine,
İnsanlığa karşı olduğundan, tek parti, tek adam,
diktatörlük, polis rejiminden/devletinden öte fiili savaş hâli uygulaması
getirdiğinden, tasarıdan çıkarılmasını arz ve
talep ederiz.
Hasip Kaplan
Şırnak
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkan
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Salt çoğunluğumuz
vardır, katılıyoruz.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, salt çoğunluk yokt.
(CHP
ve MHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Faşizme karşı omuz
omuza! şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar(!)]
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkannn
Sayın Başkannn...
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI EFKAN ALA Katılıyoruz Sayın Başkan.
OKTAY
VURAL (İzmir) Hayır, yok.
BAŞKAN
Sayalım: 1, 2
OKTAY
VURAL (İzmir) Yok
Yok
BAŞKAN
-
3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11
(CHP
ve MHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Hak, hukuk, adalet HDPyle
gelecek! şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar(!)]
OKTAY
VURAL (İzmir) Yok Sayın Başkan. El kaldırmadılar.
BAŞKAN
Sayın Vural, şu anda 16 kişi var burada efendim. 1, 2, 3, 4,
5, 6, 7, 8, 9,
, 11, 12, 13, 14, 15, 16.
(CHP
ve MHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkan
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, yok.
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Uğur Kaymaz için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Ceylan Önkol için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Berkin Elvan için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Nihat Kazanhan için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Ali İsmail Korkmaz için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Ethem Sarısülük için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Şerzan Kurt için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
OKTAY
VURAL (İzmir) Komisyon salt çoğunlukla katılım
yapmamıştır. Bu konuda irade beyanı
olmamıştır. Ellerini kaldırmamışlardır.
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Ümit Kurt için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
OKTAY
VURAL (İzmir) Dolayısıyla bu konuda söz hakkımız
vardır.
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Ahmet Atakan için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Özgecan Aslan için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Enes Ata için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Rojhat Özdel için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Öldüreceğiniz çocuklar için
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri,
sürekli alkışlar (!)]
BAŞKAN
Sayın Komisyon, önergeye katılıyor musunuz?
OKTAY
VURAL (İzmir) Hayır! Hayır!
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Salt çoğunlukla
katılıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI EFKAN ALA Katılıyoruz Sayın Başkan.
OKTAY
VURAL (İzmir) Hayır, geçti, geçti efendim!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, oylamaya geçer misiniz.
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Ya, çoğunluk yok, çoğunluk!
Çoğunluk yok, Komisyon çoğunluğu yok.
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Rezalete bak!
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Sayın Başkan, böyle bir
hilekârlık var mı?
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin (...) (x) şeklinde slogan atmaları,
sürekli alkışlar (!)]
BÜLENT
TURAN (İstanbul) Oylayalım Sayın Başkan.
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) Bir hırsızı korumak için bu kadar rezalete
gerek var mı?
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Bir hırsız için değmez bu kadar zillete,
hırslanmayın ya bu kadar!
BAŞKAN
Hükûmetin ve Komisyonun katıldığı önergeyi
oylarınıza sunuyorum
OKTAY
VURAL (İzmir) Tutanaklara geçsin: Komisyon salt çoğunlukla
katılmadı.
BAŞKAN
- Kabul edenler
OKTAY
VURAL (İzmir) Katılmamasına rağmen doğrudan tekrar
yapıldı.
BAŞKAN
- Kabul etmeyenler
OKTAY
VURAL (İzmir) Bu, yanlış bir işlemdir.
BAŞKAN
- Önerge kabul edilmemiştir.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkan
Olmaz böyle şey ya, olmaz!
BAŞKAN
- Diğer önergeyi okutuyorum:
(Kâtip
Üye Burdur Milletvekili Bayram Özçelik tarafından önergenin
okunmasına başlandı)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Yaşasın özgür,
demokratik Türkiye! şeklinde slogan atmaları, sürekli
alkışlar (!)]
(Kâtip
Üye Burdur Milletvekili Bayram Özçelik tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Hak, hukuk, adalet HDPyle
gelecek! şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar (!)]
(Kâtip
Üye Burdur Milletvekili Bayram Özçelik tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu
OKTAY
VURAL (İzmir) Yuh olsun size! Size yuh olsun!
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) Yazık size! Yazık size!
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden sürekli alkışlar (!)]
(Kâtip
Üye Burdur Milletvekili Bayram Özçelik tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
ve
Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis
Vazife ve Selahiyet Kanununda Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Osman Faruk
Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Direne direne
kazanacağız! şeklinde slogan atmaları, sürekli
alkışlar (!)]
(Kâtip
Üye Burdur Milletvekili Bayram Özçelik tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
Mersin
Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Yazıklar olsun be, sahtekârlar!
(Kâtip
üye Burdur Milletvekili Bayram Özçelik tarafından önergenin okunmasına
devam edildi)
Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi ile
OKTAY
VURAL (İzmir) Yuh olsun be, bin kere yuh olsun! Divan kâtipleri,
yazın bu hukuksuzluğu. Bugünkü oturum hukuka aykırı bir
işlemle yapılmıştır.
(Kâtip
üye Burdur Milletvekili Bayram Özçelik tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun;
2559
sayılı Kanunun ek 7 nci maddesinin ikinci fıkrasının
üçüncü cümlesinde yer alan yirmidört saat ibaresi kırk sekiz saat
şeklinde, üçüncü ve dokuzuncu fıkraları aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP Grubu milletvekillerinin Türkiye uyuma, onuruna
sahip çık! şeklinde slogan atmaları, sürekli
alkışlar(!)]
(Kâtip
Üye Burdur Milletvekili Bayram Özçelik tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
"
Yetkili
ve görevli hâkim, Ankara ağır ceza mahkemesi üyesidir.
Bu
maddede yer alan faaliyetlerin denetimi; sıralı kurum amirleri, mülki
idare amirleri, Emniyet Genel Müdürlüğü ve ilgili
bakanlığın teftiş elemanları tarafından
yılda en az bir defa yapılır
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) Bir hırsızı korumak için yapıyorsunuz
bunları.
OKTAY
VURAL (İzmir) Bir hırsızı korumak için kanun
çıkartıyorsunuz.
(Kâtip
üye Burdur Milletvekili Bayram Özçelik tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
Bu
faaliyetler Başbakanlık Teftiş Kurulu tarafından da
denetlenebilir. Bu kapsamda yapılan denetimlerin sonuçları bir rapor
hâlinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Güvenlik ve İstihbarat Komisyonuna
sunulur.
şeklindeki
5. Maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Ali Serindağ (Gaziantep) ve arkadaşları
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) Çocuklarınıza nasıl hesap vereceksiniz?
Utanmayacak mısınız çocuklarınızdan?
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Salt çoğunluğumuz
vardır, katılıyoruz efendim.
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan, el kaldırmadılar.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan, oylama yapmadı Komisyon, el
kaldırmadı.
OKTAY
VURAL (İzmir) El kaldırmadı.
İÇİŞLERİ
BAKANI EFKAN ALA Katılıyoruz Sayın Başkanım.
OKTAY
VURAL (İzmir) Komisyondan geçti.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
OKTAY
VURAL (İzmir) Hayır, hayır, geçti, geçti.
BAŞKAN
Diğer önergeyi okutuyorum
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Düzeltiyorum,
diğer önergeyi okutuyorum
OKTAY
VURAL (İzmir) Karar yeter sayısı
(Kâtip
Üye Burdur Milletvekili Bayram Özçelik tarafından önergenin okunmasına
başlandı)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı "Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu,
Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu, Nüfus Hizmetleri Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının" 5. maddesi
ile
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan, usulsüzlük yapıyorsunuz,
yanlış yaptınız. Önerge vardı, önerge olmadan,
okunmadan maddeyi oyladınız.
(Kâtip
üye Burdur Milletvekili Bayram Özçelik tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
2559
Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu'nun Ek 7 nci maddesinin
ikinci fıkrasında üçüncü cümlesindeki değişikliğin
tasarı metninden çıkarılmasını ve üçüncü
fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Hasan Hüseyin Türkoğlu (Osmaniye) ve
arkadaşları
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan, maddeyi oyladınız. Oysa önerge
vardı, önergeyi okutmadan, oylamadan
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ENGİN
ALTAY (Sinop) Gerekçe okunmadı
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Salt çoğunluğumuz
vardır, katılıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI EFKAN ALA Katılıyoruz Sayın Başkanım.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Demokrasi için, barış
için, özgürlük için varız! şeklinde slogan atmaları, sürekli
alkışlar (!)]
SİNAN
OĞAN (Iğdır) Başkan, görmüyor musun!
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkan, Komisyon el kaldırmadı.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP Grubu milletvekillerinin Bu daha başlangıç,
mücadeleye devam! şeklinde slogan atmaları, sürekli
alkışlar (!)]
SİNAN
OĞAN (Iğdır) Gerekçeyi niye okumuyorsunuz? Gerekçeyi niye
okumuyorsunuz?
LEVENT
GÖK (Ankara) Yaptığınızın hiçbir geçerliliği
yoktur.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmemiştir.
SİNAN
OĞAN (Iğdır) Gerekçeyi okuyacaksın Başkan, gerekçeyi
okuyacaksın.
OKTAY
VURAL (İzmir) Gerekçeyi okutmadın, gerekçeyi.
BAŞKAN
- Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Madde kabul edilmiştir.
Kapanma
Saati: 01.30
ON
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma
Saati: 01.51
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muharrem IŞIK (Erzincan)
----0----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 60ıncı
Birleşiminin On Dördüncü Oturumunu açıyorum.
[HDP
milletvekillerinin Başkanlık kürsüsü önünde oturmaya devam etmeleri
ve alkışlar(!)]
BAŞKAN
- 684 sıra sayılı Kanun Tasarısının
görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon
ve Hükûmet yerinde.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Altay, lütfen yerinize oturun da oradan,
anlaşılması için
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkan, sizi Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün 63üncü maddesi çerçevesinde Türkiye Büyük Millet
Meclisinin çalışma usullerine uymaya davet ediyor ve bu çerçevede
Parlamentonun içinde bulunduğu şu manzaranın
oluşmasına yol açtığınız için tutumunuzla ilgili
usul tartışması talep ediyorum.
[HDP
Grubu milletvekillerinin Başkanlık kürsüsü önünde oturmaya devam
etmeleri ve alkışlar(!)]
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum efendim. Usul tartışması açacak
herhangi bir konu yok.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Ne demek herhangi bir konu yok ya?
BAŞKAN
Bunu birkaç günden bu tarafa şey yapıyoruz.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Dağ başı mı burası ya?
(Sinop
Milletvekili Engin Altayın Başkanlık kürsüsüne yürümesi)
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Bu daha başlangıç,
mücadeleye devam! şeklinde slogan atmaları, sürekli
alkışlar(!)]
BAŞKAN
6ncı madde üzerindeki önerge işleminde kalmıştık.
Şimdi,
madde üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına...
(Başkanlık
kürsüsü önünde toplanmalar)
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP Grubu milletvekillerinin Direne direne
kazanacağız! şeklinde slogan atmaları, sürekli
alkışlar(!)]
BAŞKAN
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 01.54
ON
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma
Saati: 02.09
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muharrem IŞIK (Erzincan)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 60ıncı
Birleşiminin On Beşinci Oturumunu açıyorum.
[HDP
milletvekillerinin Başkanlık kürsüsü önünde oturmaya devam etmeleri
ve alkışlar(!)]
BAŞKAN
- 684 sıra sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
devam edeceğiz.
Komisyon
ve Hükûmet yerinde.
Sayın
Altay, buyurun.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Biraz önceki oturumda talep ettiğim usul
tartışmasını açmanızı tekrar talep ediyorum.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP Grubu milletvekillerinin Direne direne
kazanacağız! şeklinde slogan atmaları, sürekli
alkışlar (!)]
BAŞKAN
- Evet, usul tartışması açacağım lehte ve aleyhte.
Sisteme
girin de söz vereceğim.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sisteme niye girelim?
Aleyhte
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Ben de lehte
ENGİN
ALTAY (Sinop) Aleyhte
LEVENT
GÖK (Ankara) Lehte
[Başkanlık
Kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerininHak, hukuk, adalet HDPyle
gelecek! şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar(!)]
BAŞKAN Söz
isteyen Sayın Halaçoğlu mu?
OKTAY VURAL (İzmir)
Efendim, ben aleyhte istedim.
YUSUF HALAÇOĞLU
(Kayseri) Ben lehte istedim.
[Başkanlık
Kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Uğur Kaymaz için
buradayız, Ceylan Önkol için buradayız! sesleri]
BAŞKAN
Usul tartışması açıyorum.
Şimdi,
Sayın Kubat buyurun, İstanbul Milletvekili.
[Başkanlık
Kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Berkin Elvan için buradayız,
Nihat Kazanhan için buradayız, Ali İsmail Korkmaz için
buradayız! sesleri]
OKTAY VURAL (İzmir)
Sayın Başkan, söz taleplerini bir okuyun.
BAŞKAN Söz
talepleri: Sayın Mehmet Doğan Kubat, lehte; Yusuf Halaçoğlu,
lehte; Engin Altay, aleyhte; Oktay Vural aleyhte.
[Başkanlık
Kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Ethem Sarısülük için buradayız,
Şerzan Kurt için buradayız, Ümit Kurt için buradayız, Özgecan
Aslan için buradayız, Rojhat Özdel için buradayız,
çocuklarımız öldürülmesin diye buradayız! sesleri, sürekli
alkışlar(!)]
BAŞKAN - Buyurun
Sayın Kubat.
[Başkanlık
Kürsüsü önünde oturan HDP Grubu milletvekillerinden Direne direne
kazanacağız! şeklinde slogan atmalar, sürekli
alkışlar(!)]
VII.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
(Devam)
4.- Oturum Başkanı TBMM
Başkan Vekili Sadık Yakutun, İç Tüzükün 63üncü maddesi
çerçevesinde çalışma usullerine uymadığı gerekçesiyle
bu tutumunun İç Tüzük hükümlerine uygun olup olmadığı
hakkında
MEHMET DOĞAN KUBAT
(İstanbul) Sayın Başkanım, çok değerli milletvekili
arkadaşlarım
[Başkanlık
Kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Kahrolsun faşizm!
şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar(!)]
MEHMET DOĞAN KUBAT
(Devamla)
açılan usul görüşmesinde Başkanlığın
tutumu lehinde söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi
saygılarımla selamlarım.
OKTAY VURAL (İzmir)
Sayın Başkan, duyamıyoruz.
MEHMET DOĞAN KUBAT
(Devamla) Değerli arkadaşlar, bir kısım milletvekili
tarafından İç Tüzükün 68inci maddesinin
[Başkanlık
Kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Faşizme geçit
vermeyeceğiz, kahrolsun faşizm! şeklinde slogan atmaları,
sürekli alkışlar(!)]
ENGİN ALTAY (Sinop)
Sayın Başkan, duyamıyoruz.
OKTAY VURAL (İzmir
) İdare amirleri nerede?
BAŞKAN Sayın
idare amirleri, lütfen göreve davet ediyorum efendim.
OKTAY VURAL (İzmir)
İş birliği mi yapıyorsun?
[Başkanlık
Kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Yaşasın halkların
kardeşliği! şeklinde slogan atmaları, sürekli
alkışlar(!)]
MEHMET DOĞAN KUBAT
(Devamla) ...uygulanmaması nedeniyle Genel Kurulun
çalışmalarına son verilmesi gerektiği,
Başkanlığın Genel Kurul çalışmalarını
devam ettirmesinin usule aykırı olduğu iddia edilmektedir.
[Başkanlık
Kürsüsü önünde oturan HDP Grubu milletvekillerinden (...)(x) şeklinde slogan atmaları,
sürekli alkışlar(!)]
MEHMET DOĞAN KUBAT
(Devamla) İç Tüzükün 68inci maddesine göre: Başkan,
görüşmeler sırasında gürültü veya kavga çıkar ve bu nedenle
çalışma düzenini kuramazsa, kürsüde ayağa kalkarak,
toplantıya ara vereceğini ihtar etmek suretiyle bir çaba gösterir.
Eğer bundan sonra gürültü ve kavga devam ederse bir saat ara verir. O bir
saatin sonunda yeniden açar ve tekrar gürültü devam ediyorsa o zaman
birleşimi kapatır.
[Başkanlık
Kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Bu daha başlangıç,
mücadeleye devam! şeklinde slogan atmaları, sürekli
alkışlar(!)]
MEHMET DOĞAN KUBAT
(Devamla) İç Tüzükün emredici hükmü bu. İç Tüzükün diğer
kurallarına göre de Başkan Vekili oturumu yönetmek, Meclisin
çalışma düzenini sağlamakla yükümlüdür. 68inci maddeye göre
Genel Kurulun çalışmalarına son verilebilmesi ihtar
şartına bağlıdır.
[Başkanlık
Kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Faşizme geçit
vermeyeceğiz! şeklinde slogan atmaları, sürekli
alkışlar(!)]
MEHMET DOĞAN KUBAT
(Devamla) Sayın Başkanın burada bütün milletvekilleri ve
kamuoyunun huzurunda böyle bir ihtaratı olmadığı için Genel
Kurul oturumuna her zaman ara verebilir 55inci maddeye göre, 10
kere de verir, 20 kere de verir.
[Başkanlık kürsüsü önünde oturan HDP
milletvekillerinin Faşizme geçit vermeyeceğiz! şeklinde slogan
atmaları, sürekli alkışlar(!)]
MEHMET
DOĞAN KUBAT (Devamla) - Ancak bu ihtar şartına
bağlandığından ve Başkan gürültü sebebiyle, kavga
sebebiyle böyle bir ihtar vermediğinden dolayı şu anda Genel
Kurulun çalışmalarını yürütmesinde Anayasa ve İç Tüzük
açısından hiçbir mahzur yoktur. Bu sebeple, Başkanımızın
tutumu yerindedir.
[Başkanlık kürsüsü önünde oturan HDP
milletvekillerinin (
)(x)
şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar (!)]
MEHMET DOĞAN KUBAT (Devamla) - Yüce heyetinizi saygılarımla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Evet, aleyhte söz isteyen Engin Altay, Sinop
Milletvekili.
Buyurun Sayın Altay. (CHP sıralarından
alkışlar)
[Başkanlık kürsüsü önünde oturan HDP
milletvekillerinin Yaşasın halkların kardeşliği!
şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar(!)]
ENGİN ALTAY (Sinop) Sayın Başkan,
sayın milletvekilleri; Doğan Kubat 68i okudu, doğru söylüyor,
55i de hatırlattı.
Doğan Kubat, insan şöyle bir dönüp sormaz
mı: Sen sadece 55 imi görüyorsun, 68i görmüyor musun? diye sormaz
mı? Şu manzara, şu Parlamentonun içine düştüğü manzara
şu anda bu dünyaya bizi rezil eden bir manzaradır. Bu, milletimizin,
Türkiyenin hak ettiği bir durum değildir. (CHP sıralarından
Yuh sesleri, gürültüler)
[Başkanlık kürsüsü önünde oturan HDP
milletvekillerinin Faşizme karşı omuz omuza! şeklinde
slogan atmaları, sürekli alkışlar(!)]
ENGİN ALTAY (Devamla) - Şu anda Süleyman
Şah Türbesinde olaylar var. Ben geçen de söylemiştim, Yok.
demiştiniz. Türk Silahlı Kuvvetlerinin oraya bir müdahalesi var. Bir
rivayet bir askerimizin de şehit olduğu yönündedir.
Sayın Bakan, utanmıyor musunuz? Böyle bir tablo
varken bu Parlamentoyu içine düşürdüğünüz hâle utanmıyor
musunuz? Biraz sonra arkadaşım ona değinecek, derhâl Hükûmetten
bu konuda bilgi istiyoruz.
[Başkanlık kürsüsü önünde oturan HDP
milletvekillerinin Hak, hukuk, adalet HDPyle gelecek! şeklinde slogan
atmaları, sürekli alkışlar(!)]
ENGİN ALTAY (Devamla) - Ancak, Sayın Başkan,
bu milletvekilleri Hak, hukuk, adalet. diyor, Cumhuriyet Halk Partisi Hak,
hukuk, adalet. diyor, Milliyetçi Hareket Partisi Hak, hukuk, adalet. diyor.
O kürsüyü buna uygun kullanmaya mecbursunuz. 68inci maddeyi Doğan okudu,
ben okumayayım, kendi partinin milletvekili okudu. Ben buna uymam.
diyemezsiniz Sayın Başkan. Siz Ben buna uymam. derseniz, Biz de
buna uymayız. deriz, kanunsuzluk hâli ortaya çıkar, anarşi
ortamı ortaya çıkar.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Direne direne
kazanacağız! şeklinde slogan atmaları, sürekli
alkışlar(!)]
ENGİN
ALTAY (Devamla) - Güya getirdiğiniz paketin adı iç güvenlik paketi.
Allah söyletmiş. Ben, paket Meclise gelmeden dedim ki: Bu paket Meclise
geldiği zaman önce Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunun
güvenliğini tehdit eder demiştim. Allah söyletmiş.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Faşizme karşı omuz
omuza! şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar(!)]
ENGİN
ALTAY (Devamla) - Geçtiğimiz salı günü 5 milletvekili yaralandı,
perşembe günü 3 milletvekili yaralandı. Sayın Hükûmet, Allahtan
korkun, kuldan utanın, bu tasarı bu hâliyle bu Parlamentodan
geçmemeli. Sayın Başkan, sizi tekrar, ettiğiniz milletvekili
yeminine uymaya, oturduğunuz ve yönettiğiniz Divanın doksan
yıllık şanlı mazisine saygılı olmaya davet
ediyorum.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP Grubu milletvekillerinin (...)(x) şeklinde slogan atmaları,
sürekli alkışlar(!)]
ENGİN
ALTAY (Devamla) - Burası kanun koyulan yer, kanun koyulan yerde kanun
ayaklar altına alınıp çiğnenmez. Başkan vekilleri
İç Tüzükü ihlal edemez, ettirmeyiz. Bizim de bu hakkımız var.
68 burada dururken, bunu uygulamadan, burada hiçbir şey yokmuş gibi
vurup geçemezsiniz, vurdurmayız, geçirtmeyiz. Ben de şimdi,
Başkan 68e uyana kadar buradan ayrılmıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 02.16
ON
ALTINCI OTURUM
Açılma
Saati: 02.26
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), İsmail KAŞDEMİR
(Çanakkale)
----0----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 60ıncı
Birleşiminin On Altıncı Oturumunu açıyorum.
[HDP
milletvekillerinin Başkanlık kürsüsü önünde oturmaya devam etmeleri
ve alkışlar(!)]
BAŞKAN
684 sıra sayılı Kanun Tasarısının
görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon
ve Hükûmet yerinde.
Usul
tartışmasında kalmıştık.
Lehte
söz isteyen Yusuf Halaçoğlu, Kayseri Milletvekili.
Buyurun
Sayın Halaçoğlu.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sinan Oğan Bey konuşacak.
BAŞKAN
Buyurunuz Sayın Oğan.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin
(x)
şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar(!)]
SİNAN
OĞAN (Iğdır) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin
(x)
şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar(!)]
SİNAN
OĞAN (Devamla)
gecenin bu saatinde Meclisin
saygınlığını ayaklar altına aldınız.
Unutmayın ki yüce Meclisin saygınlığı öncelikle
iktidar partisinin saygınlığı demektir.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Direne, direne
kazanacağız! şeklinde slogan atmaları, sürekli
alkışlar(!)]
SİNAN
OĞAN (Devamla) Öncelikle yüce Türk milletinin saygınlığı
demektir. Bu Meclis Gazi Meclistir ve siz Gazi Meclisin
saygınlığını bugün ayaklar altına
aldınız.
Sayın
Başkan, Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir.
yazıyor. Ama siz egemenliği bugün çiğnediniz. Milletin değil
egemenlik artık kaçak sarayda oturan zatın olmuştur bu saatten
sonra. Sayın Başkan, gelin, bu yanlıştan vazgeçin.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Bu daha başlangıç,
mücadeleye devam! şeklinde slogan atmaları, sürekli
alkışlar(!)]
SİNAN
OĞAN (Devamla) İç Tüzükün bütün hükümlerini bugün çiğnediniz:
Siz bugün İç Tüzükün bütün hükümlerini çiğnediniz. Gelin bundan
vazgeçin. Meclisin saygınlığını daha fazla ayaklar
altına almayın. Egemenliği yüce Türk milletinden almaya sizin gücünüz
yetmeyecektir. Türk milletinden egemenliği alıp eğer onu,
Meclisin saygınlığını ayaklarınızın
altına alırsanız Türk milleti de sizi ayaklarının
altına alacaktır, bunu unutmayınız.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Türkiye, uyuma, iradene sahip
çık! şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar(!)]
SİNAN
OĞAN (Devamla) Meclisin saygınlığını ayaklar
altına almanıza Türk milliyetçileri müsaade etmeyecektir.
Sayın
Başkan, daha fazla bu kepazeliğe müsaade etmeyin. Buradan
uyarıyoruz sizi, Türk milleti adına sizi uyarıyoruz.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Hak, hukuk, adalet HDPyle
gelecek! şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar(!)]
SİNAN
OĞAN (Devamla) Gelin, Meclisin saygınlığına daha
fazla zarar vermeyin.
Buradan
yüce Türk milletini de göreve çağırıyoruz. Meclisin
saygınlığını her zaman olduğu gibi Türk
milliyetçileri ve yüce Türk milleti korumaya muktedirdir.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin
(x)
şeklinde slogan atmaları,
sürekli alkışlar(!)]
SİNAN
OĞAN (Devamla) Siz her ne kadar onu alıp kaçak saraya emanet etmek
isteseniz de biz buna müsaade etmeyeceğiz.
Sizin
bugün burada yaptığınız hiçbir işlemi
tanımıyoruz. Sizin bugün burada yaptığınız
işlemlerin hepsi hukuk dışıdır, kanun
dışıdır, İç Tüzükün bütün hükümlerine
aykırıdır.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden sürekli alkışlar(!)]
SİNAN
OĞAN (Devamla) Sayın Başkan, siz bugün burada suç
işliyorsunuz ve bu suçunuzun inşallah yüce Türk milleti
karşısında başta siz olmak üzere bütün grubunuzla
hesabını vereceksiniz.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Yaşasın hakların
kardeşliği! şeklinde slogan atmaları, sürekli
alkışlar(!)]
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Şimdi
söz sırası, aleyhte söz isteyen Konya Milletvekili Faruk Bala
aittir.
İZZET
ÇETİN (Ankara) Sayın Başkan, İçişleri Bakanı
seni korkuttu herhâlde! Karanlıklar prensi seni korkuttu herhâlde!
BAŞKAN
Buyurun Sayın Bal
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin
(x) şeklinde slogan atmaları,
sürekli alkışlar(!)]
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan, şu anda Meclis TV
konuşanları vermiyor. Meclis TV konuşanları vermiyor
şu anda, konuşmalar kesilmiş durumda. Usulsüzlük her yerde devam
ediyor; lütfen bunu düzeltiniz. Yandan, arkadan çekiyorlar; böyle bir şey
olamaz. Bunu engelleyin lütfen Sayın Başkan. Önden vermiyorlar
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Direne direne
kazanacağız! şeklinde slogan atmaları, sürekli
alkışlar(!)]
BAŞKAN
Buyurun Sayın Bal.
LEVENT
GÖK (Ankara) - Sayın Başkan, bunu inceletin lütfen.
BAŞKAN
İnceletiyorum efendim, inceletiyorum.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Direne direne kazanacağız!
şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar(!)]
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, bu işgali
sonlandırın.
BAŞKAN
Buyurun.
FARUK
BAL (Konya) Sayın Başkan, ben Türk milletinin milletvekilliyim, ben
Türk milleti adına burada konuşma hakkına sahibim.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Direne direne
kazanacağız. şeklinde slogan atmaları, sürekli
alkışlar(!)]
FARUK
BAL (Devamla) - Sen benim söz hakkımı sağlamakla mükellefsin. Bu
gürültüyü keseceksin ve benim konuşmama imkân sağlayacaksın.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Bu daha başlangıç,
mücadeleye devam. Şeklinde slogan atmaları, sürekli
alkışlar(!)]
FARUK
BAL (Devamla) - Orada tuzluk değilsin! Bazılarını tuzluk
ilan edip benim söz hakkımı kesemezsin. Sustur burayı ve benim
konuşmama imkân ver.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Bu daha başlangıç,
mücadeleye devam! şeklinde slogan atmaları, sürekli
alkışlar(!)]
FARUK
BAL (Devamla) - Kılıç mesafesinden korkuyorsanız, biz de
müktesebatımızı mı ilan edelim? Lütfen kesin ve benim
konuşmama izin verin, benim konuşmamı sağlayın.
BAŞKAN
Lütfen siz devam edin Sayın Bal.
FARUK
BAL (Devamla) - Burada tiyatro oynamıyoruz, tiyatro oynamıyoruz
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Bu daha başlangıç,
mücadeleye devam! şeklinde slogan atmaları, sürekli
alkışlar(!)]
BAŞKAN
Grup başkan vekillerini davet edeceğim efendim; siz buyurun, devam
edin konuşmanıza.
FARUK
BAL (Devamla) - Tiyatro oynamıyoruz. Bu kepazelik ya!
BAŞKAN
Lütfen Sayın Bal.
FARUK
BAL (Devamla) Değerli milletvekilleri, sizi ikiye ayırıyorum,
isteyen istediği şekilde alınsın.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Yaşasın halkların
kardeşliği! şeklinde slogan atmaları, sürekli
alkışlar(!)]
FARUK
BAL (Devamla) - Biri, Türk milletinin haysiyetini, şerefini, sesini,
nefesini burada konuşanlar; diğeri de kalpleri mühürlü olanlar.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Hak, hukuk, adalet HDPyle
gelecek! şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar(!)]
FARUK
BAL (Devamla) - Kalpleri mühürlü olanlara söylüyorum: Bu devleti, bu Meclisi, Gazi
Meclisi gaziler kurmuştur. Burası Kuvayımilliye ruhunun
inşa edildiği bir mukaddes mekândır. Burada milletin sesi
susturuluyor, burada muhalefetin sesi susturuluyor. Anayasa askıda,
İç Tüzük askıda ve burada meşruiyetini kaybetmiş AKPnin
tahribatıyla polis devleti kurmak için bir gayrimeşru idare var.
Kılıç korkusundan, kılıç mesafesi korkusundan,
korktuğu için İç Tüzük hükümlerini kullanamıyor.
[Başkanlık
Kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Hak, hukuk, adalet HDPyle
gelecek! şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar (!)]
FARUK
BAL (Devamla) İç Tüzük hükümlerine göre, bu gürültünün, bu
kepazeliğin sona erdirilmesi gerekmektedir. Buna gücü yetmeyen Meclis
Başkanlık Divanı âcizdir, acziyetini ortaya koymuştur. Türk
milleti bu acziyeti hazmedemez. Türk milletine ve onun vekillerine söz
hakkı tanıyamayan, onun konuşmasını sağlayamayan
bir idare meşruiyetini kaybetmiş ve Gazi Meclisin ruhuna Fatiha
denilmiştir.
[Başkanlık
Kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin (
)(X)
şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar (!)]
FARUK
BAL (Devamla) Değerli arkadaşlarım, bu, Milliyetçi Hareket
Partisinin davası değildir; bu, Türk milletinin davası
olmuştur, bu, millî hâkimiyetin davası olmuştur.
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Uğur Kaymaz için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Buradayız. sesleri)
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Ceylan Önkol için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Berkin Elvan için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Nihat Kazanhan için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
FARUK
BAL (Devamla) İç Tüzükün hükümlerini yerine getirmekte aciz içerisine
düşmüş olan bir Başkanlık Divanı artık
meşruiyetini kaybetmiştir. Bu gayrimeşru idare altında
burası kanun yapamaz; kanun yapamayan bir Meclisin adı millet
hâkimiyetini kullanan bir Meclis değildir.
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Ali İsmail Korkmaz için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Ethem Sarısülük için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Şerzan Kurt için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Ümit Kurt için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Özgecan Aslan için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Enes Ata için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Rojhat Özdel için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
FARUK
BAL (Devamla) Dolayısıyla, bu kepazeliği ortadan
kaldıramamış olan bir idarenin burayı temsil etmeye
hakkı yoktur, Başkanlık kürsüsünü temsil etmeye de hakkı
yoktur.
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Daha nice çocuklarımız ölmesin diye bugün
buradayız.
FARUK
BAL (Devamla) Benim sesim, benim sözüm, milletin beni burada görevlendirmesi
sebebiyledir. Milletin sesini millete aktaramayacak kadar aciz içerisine
düşmüş bir iktidar, ancak ve ancak, hukuk dışı, ahlak
dışı, Anayasa dışı, Tüzük dışı
işlerle meşguldür.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Direniş var,
yılgınlık yok! şeklinde slogan atmaları, sürekli
alkışlar(!)]
FARUK
BAL (Devamla) Niçin böyle yapıyor? Bir sebebi var bunun. Bunun sebebini
hep beraber paylaşalım: Hırsızlığı kapatmak,
hukuksuzluğu kapatmak, arsızlığı kapatmak için, polis
devleti inşa etmek için millî iradeye pelesenk vurulmuştur, millî
iradeye kelepçe vurulmuştur. Bu, sizin gelecekte alnınızda kara
bir leke olarak kalacaktır. Bu, sadece sizin değil, Türk demokrasinin
alnında bir kara leke olarak kalacaktır.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerin Bu daha başlangıç
mücadeleye devam! şeklinde slogan atmaları, sürekli
alkışlar(!)]
FARUK
BAL (Devamla) Gelecekte çocuklarınız Baba, siz ne
yaptınız? Dedelerimiz bu Meclisi kan dökerek, ter dökerek, can
vererek kurdu.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Bal.
FARUK
BAL (Devamla) Onların emanetini bir hırs uğruna mı heder
edeceksiniz? diye size hesap soracaklardır.
BAŞKAN
Sayın grup başkan vekilleri, lütfen, davet ediyorum. buyurun
efendim.
FARUK
BAL (Devamla) Sayın Başkan, benim sözüm anlaşılmadı
ki. Benim sözüm anlaşılmadı. Siz görevinizi
yapamadınız, susturamadınız.
Susturamadığınız için de bana
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden sürekli alkışlar(!)]
BAŞKAN
Benim tutumum hakkında herhangi bir değişik söz konusu
değildir.
Sadece
grup başkan vekillerini davet ediyorum.
FARUK
BAL (Devamla) Sayın Başkan
BAŞKAN
Lütfen ama
FARUK
BAL (Devamla) Sayın Başkan, görevini yapamayan bir Başkan
olarak, meşruiyetini kaybetmiş bir Başkan olarak bana söz
hakkını tanımanızı istiyorum.
BAŞKAN
Lütfen ama
Buyurun.
Birleşime
on beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 02.36
ON
YEDİNCİ OTURUM
Açılma
Saati: 02.53
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muharrem IŞIK (Erzincan)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 60ıncı
Birleşiminin On Yedinci Oturumunu açıyorum.
[HDP
milletvekillerinin Başkanlık kürsüsü önünde oturmaya devam etmeleri,
sürekli alkışlar(!)]
XII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
(Devam)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporları (1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443,
2/2469) (S. Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN
684 sıra sayılı Kanun Tasarısının
görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon
ve Hükûmet yerinde.
6ncı
madde üzerinde önerge işleminde kalmıştık.
Şimdi
madde üzerindeki üç önergeyi okutup işleme alacağım.
(Kâtip
Üye Burdur Milletvekili Bayram Özçelik tarafından önergenin
okunmasına başlandı)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı "Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu,
Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu, Nüfus Hizmetleri Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının" 6. maddesi
ile 2803 Sayılı "Jandarma, Teşkilat Görev ve Yetkileri
Kanunu'nun" Ek 5. maddesinin birinci fıkrasının üçüncü
cümlesinde yapılan değişikliğin tasarı metninden
çıkarılmasını ve ikinci fıkrasındaki
değişikliğin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Direne direne
kazanacağız! şeklinde slogan atmaları, sürekli
alkışlar (!)]
(Kâtip
Üye Burdur Milletvekili Bayram Özçelik tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
Hasan Hüseyin
Türkoğlu D. Ali
Torlak Alim
Işık
Osmaniye İstanbul Kütahya
Mesut Dedeoğlu Mehmet
Erdoğan Ahmet
Duran Bulut
Kahramanmaraş Muğla Balıkesir
Kemalettin Yılmaz Özcan Yeniçeri
Afyonkarahisar Ankara
Yetkili
ve görevli hakim, dinlemenin yapılacağı ildeki ağır
ceza mahkemesi üyesidir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
İnsan
Hak ve Hürriyetlerine aykırı olduğu için, Anayasaya göre
yolsuzlukların üzerinin örtülmesi amaçlandığı için 684 sayılı
tasarının 6. maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ali Serindağ Ali
Rıza Öztürk Mahmut
Tanal
Gaziantep Mersin İstanbul
Osman Aydın Süleyman
Çelebi Gürkut
Acar
Aydın İstanbul Antalya
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Torba Kanun Tasarısının 6 Maddesi,
Anayasa, İçtüzük hükümlerine, Hukukun Evrensel ilkelerine, İnsanlığa
karşı olduğundan, tek parti, tek adam, diktatörlük, polis
rejiminden/devletinden öte fiili "savaş hali" uygulaması
getirdiğinden, tasarıdan çıkarılmasını arz ve
talep ederiz.
Hasip Kaplan
Şırnak
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI EFKAN ALA Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Evet, önerge üzerinde söz isteyen Sayın Hasip Kaplan
Yok.
Gerekçeyi
okutuyorum:
(Kâtip
Üye Burdur Milletvekili Bayram Özçelik tarafından önergenin
okunmasına başlandı)
Gerekçe:
Türkiye'de
1999 yılında AB üyelik süreci başlarken, başta Anayasa
olmak üzere, uyum kanunlarıyla temel hak ve özgürlüklerde yapılan
reformlar, AB ile müzakere sürecine girildikten sonra, artacağına
dondurulmuştur. Güvenlik-özgürlük denkleminde kantarın topuzu dikta
rejiminden yana kaçmış, MİT, HSYK, yargı paketleriyle, son
olarak güvenlik paketiyle 77 milyon yurttaşımızı makul
şüpheli yapan, gizli dinleme, takip, izleme, susturma cenderesine alan,
polise vur emri veren düzenlemelere gidilmiştir.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Faşizme geçit
vermeyeceğiz! şeklinde slogan atmaları, sürekli
alkışlar (!)]
(Kâtip
Üye Burdur Milletvekili Bayram Özçelik tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
Gezi
eylemlerinden 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonlarına, 6-8 Ekim Kobane
olaylarından Şengal ve Kobane direnişine kadar içeride ve
dışarıda Hükûmetin basiretsiz bencil çıkarları sonucu
uygulanan baskı politikaları, halkın sabrını
taşırmış, öfke ve itiraz sesleri yükselmiştir.
Paralel/haşhaşiler, terör, güvenlik ve asayiş bahaneleriyle;
yolsuzluklar örtülmüş, yargı susturulmuş, düşünce ve
örgütlenme, toplantı/gösteri hakkı özgürlüğü yok edilmiş,
basın susturulmuştur.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin (
)(X)
şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar (!)]
(Kâtip
Üye Burdur Milletvekili Bayram Özçelik tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
12
Eylül darbe Anayasasına, seçim barajlarına sıkı
sıkıya sarılan, Başkanlık
tartışmalarıyla masayı deviren, İç Tüzük ve Etik Kurul
uzlaşma çalışmalarını rafa kaldıran Hükûmet;
çözüm sürecini, seçim hesaplarına kurban ederek, oyalayarak, öteleyerek,
Meclisten kaçırarak, tarihî bir fırsatı değerlendirememektedir.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin (
)(XX)
şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar (!)]
(Kâtip
Üye Burdur Milletvekili Bayram Özçelik tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
Muhalefet
partilerini, STK'ları, 77 milyon yurttaşımızı
susturmayı, kolluğa aşırı ve oransız güç
kullanmayı meşrulaştıran, hedefleyen torba tasarı,
Anayasanın 2nci maddesi hukuk devletine, 6, 7, 8inci maddeler kuvvetler
ayrılığına, 9uncu maddesi bağımsız
yargıya, 17nci maddesi yaşama hakkına, 19uncu maddesi
kişi hürriyeti ve güvenliğine, 20nci maddesi özel hayatın
gizliliği ve konut dokunulmazlığına, 34üncü maddesi
toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına, 37nci maddesi
kanuni hâkim güvencesine, 119, 120 ,121 OHAL ilkelerine, 138inci maddesi
mahkemelerin bağımsızlığına aykırı
olduğundan, faşizme götüreceğinden, İç Tüzükün bütün
hükümlerine İnsan haklarına, hukuka, vicdana, ahlaka aykırı
olduğundan tasarıdan çıkarılmalıdır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum
OKTAY
VURAL (İzmir) Karar yeter sayısı efendim.
BAŞKAN
- Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, karar yeter sayısı
efendim!
BAŞKAN
Önerge üzerinde karar yeter sayısı istenildiğini
öğrendim. Önergeyi yeniden oylarınıza sunacağım, karar
yeter sayısı arayacağım.
Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kâtip
Üyeler arasında uyuşmazlık olduğu için elektronik cihazla
yapacağız.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylamaya başlandı)
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin
(x)
şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar (!)]
(Elektronik
cihazla oylamaya devam edildi)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı vardır.
Önerge
kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP Grubu milletvekillerinden sürekli alkışlar
(!)]
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İnsan
Hak ve Hürriyetlerine aykırı olduğu için Anayasaya göre
yolsuzlukların üzerinin örtülmesi amaçlandığı için 684
sayılı tasarının 6. maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ali
Serindağ (Gaziantep) ve arkadaşları
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin
(x)
şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar(!)]
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI EFKAN ALA Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Süleyman Çelebi, İstanbul Milletvekili.
Buyurun
Sayın Çelebi. (CHP sıralarından alkışlar)
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Kadın, yaşam, özgürlük!
şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar (!)]
SÜLEYMAN
ÇELEBİ (İstanbul) Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm!
Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! [CHP sıralarından
alkışlar, AK PARTİ sıralarından alkışlar(!)]
Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm!
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP Grubu milletvekillerinin Kahrolsun faşizm!
şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar (!)]
SÜLEYMAN
ÇELEBİ (Devamla) Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm!
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP Grubu milletvekillerinin Hak, hukuk, adalet HDPyle
gelecek! şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar(!)]
SÜLEYMAN
ÇELEBİ (Devamla) Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! (CHP
sıralarından alkışlar) Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm! Kahrolsun faşizm
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Bu daha başlangıç,
mücadeleye devam! şeklinde slogan atmaları, sürekli
alkışlar(!)]
SÜLEYMAN
ÇELEBİ (Devamla) Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm! [AK PARTİ sıralarından alkışlar (!)]
Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm!
Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm
BAŞKAN
Sayın Çelebi, plak takıldı galiba.
SÜLEYMAN
ÇELEBİ (Devamla) Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm!
Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm!
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Kahrolsun faşizm!
şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar(!)]
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla)
Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm!
Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm!
Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm!
[CHP sıralarından Kahrolsun faşizm!
sesleri, sürekli alkışlar(!)]
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) Kahrolsun faşizm!
Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm!
[Başkanlık kürsüsü önünde oturan HDP
milletvekillerinin Bu daha başlangıç, mücadeleye devam!
şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar(!)]
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) Kahrolsun faşizm!
Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm!
Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm!
(Başkanlık kürsüsü önünde oturan HDP
milletvekillerinin Bu daha başlangıç, mücadeleye devam!
şeklinde slogan atmaları)
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) Kahrolsun faşizm!
Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm! Kahrolsun! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm!
(Başkanlık kürsüsü önünde oturan HDP
milletvekillerinin Bu daha başlangıç, mücadeleye devam!
şeklinde slogan atmaları)
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) Kahrolsun faşizm!
Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm! Kahrolsun faşizm!
[CHP sıralarından Faşizme geçit yok!
sesleri, sürekli alkışlar(!)]
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) - Kahrolsun faşizm!
Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun
faşizm! Kahrolsun faşizm! Kahrolsun! Kahrolsun! Kahrolsun! Kahrolsun!
Faşizm kahrolsun! Faşizm kahrolsun! Kahrolsun! Kahrolsun!
[CHP sıralarından Faşizme geçit yok!
Faşizme geçit yok! sesleri, ayakta sürekli alkışlar(!)]
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) - Bu faşistlerden bu
ülkeyi kurtarmak bize nasip olsun, nasip olsun! (CHP sıralarından
ayakta alkışlar, (Başkanlık kürsüsü önünde oturan HDP
milletvekillerinden alkışlar)
BAŞKAN Sayın Çelebi, teşekkür ediyorum.
237 defa Kahrolsun faşizm! demekle rekor
kırdınız.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
(Kâtip Üye Burdur
Milletvekili Bayram Özçelik tarafından önergenin okunmasına
başlandı)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Biz çocuklarımıza
onurlu bir gelecek bırakacağız. Ya siz? şeklinde slogan
atmaları)
(Kâtip Üye Burdur
Milletvekili Bayram Özçelik tarafından önergenin okunmasına devam
edildi)
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı "Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu,
Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu, Nüfus Hizmetleri Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının" 6. maddesi
ile 2803 Sayılı "Jandarma, Teşkilat Görev ve Yetkileri
Kanunu'nun" Ek 5. maddesinin birinci fıkrasının üçüncü
cümlesinde
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Uğur Kaymaz için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Ceylan Önkol için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Berkin Elvan için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Nihat Kazanhan için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Ali İsmail Korkmaz için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Ethem Sarısülük için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Şerzan Kurt için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Ümit Kurt için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Özgecan Aslan için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri)
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Enes Ata için
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Buradayız. sesleri,
alkışlar)
(Kâtip Üye Burdur
Milletvekili Bayram Özçelik tarafından önergenin okunmasına devam
edildi)
yapılan
değişikliğin tasarı metninden
çıkarılmasını ve ikinci fıkrasındaki
değişikliğin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Hasan
Hüseyin Türkoğlu (Osmaniye) ve arkadaşları
'Yetkili ve görevli
hakim, dinlemenin yapılacağı ilde ki ağır ceza
mahkemesi üyesidir.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI EFKAN ALA Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge
üzerinde söz isteyen Özcan Yeniçeri, Ankara Milletvekili.
Buyurun Sayın
Yeniçeri. (MHP sıralarından alkışlar)
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Çocuklarımız ölmesin
diye, öldürülmesin diye buradayız! sesleri)
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Ey AKP Grubu, ey Meclis Başkan Vekili, ey
Bakan, ey Grup Başkan Vekili, marifetinizi beğendiniz mi?
İçinize siniyor mu?
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Faşizme karşı omuz
omuza! şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar(!)]
ÖZCAN
YENİÇERİ (Devamla) - Algıladınız mı? Bu
olanı biteni kavrama durumunda oldunuz mu, olmadınız mı,
ben merak ediyorum. Marifet ortada!
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden Türkiye uyuma, iradene sahip
çık! sesleri)
ÖZCAN
YENİÇERİ (Devamla) - Bakın şunu söylüyorum: Ön sözden
anlayana bizde önsözden; son sözden anlayana son sözden, lütfenden anlayana
lütfen, landan anlayana lan denir.
Çok açık bir
şekilde söylüyorum ki, bu faşist, bu baskıcı, bu toplumu
geren ve bölen yasa tasarısı bu milletin egemenlik hakkına
müdahaledir. Siz millî egemenlik hakkını gasbediyorsunuz.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin
(x)
şeklinde slogan atmalar, sürekli alkışlar(!)]
ÖZCAN
YENİÇERİ (Devamla) - Siz yasamayı fiilen baskı altına
alıyorsunuz. Siz yasa yapılan yerde yasasızlığı
dayatıyorsunuz. Siz kural tanımıyorsunuz. Siz İç Tüzük
tanımıyorsunuz. Siz Anayasa tanımıyorsunuz ve
dolayısıyla biz de sizi tanımıyoruz.
Çok açık bir
şekilde söyleyeyim ki siz eğer bu faşist, bu alçak, bu korsan
yasa tasarısını gündeme getirdiğiniz, uygulamaya
koyduğunuz andan itibaren gayrimeşru bir duruma ve konuma
geleceksiniz.
Pişkin
pişkin gülebilirsiniz. Pişmiş kelle gibi kellenizi sallayabilirsiniz.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP Grubu milletvekillerinin Direne direne
kazanacağız! şeklinde slogan atmaları, sürekli
alkışlar(!)]
ÖZCAN
YENİÇERİ (Devamla) Ama, üzerine basarak söylüyorum ki sizin
getirmiş olduğunuz bu yasa tasarısı önce sizin elinizi
kolunuzu bağlayacaktır. Siz güdüyle, dürtüyle, sürü psikolojisiyle
hareket ediyorsunuz. Siz bu Parlamentonun öznesi değil nesnesisiniz ve
sizin, üzerine basarak söylüyorum, hiç birinizin iradesi yoktur. Burada 200
muhalefet milletvekili var. 200
550 eşittir 200e indirgenmiştir ve
dolayısıyla siz tek kişinin iradesiyle hareket ediyorsunuz.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin
(x)
şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar(!)]
ÖZCAN
YENİÇERİ (Devamla) Ve siz oraya seçip gönderdiğiniz
Cumhurbaşkanının siyaset yapmasını buradan
seyrediyorsunuz, tarafsızlık yeminini çiğnemesini buradan
seyrediyorsunuz ve üstüne üstlük Anayasayı çiğnemesini gülerek,
oynayarak seyrediyorsunuz.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Hak, hukuk, adalet HDPyle
gelecek! şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar(!)]
ÖZCAN
YENİÇERİ (Devamla) Siz Anayasayı çiğnerseniz birileri de
sizi çiğner ve şunu bilin: Bu gök kubbeyi sizin
başınıza yıkacağız. Sokaktan tutun, her yerde,
her şart altında bu faşist, bu baskıcı, bu diktatör
tavrınızı şiddetli bir biçimde reddedeceğiz ve bunun
hesabını kitabını da yeri ve zamanı geldiğinde
sizin önünüze koyacağız. Bunu böyle bilmenizde sayısız
yararlar var, hem de kendiniz için yararlar var.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP Grubu milletvekillerinin Direne direne
kazanacağız! şeklinde slogan atmaları, sürekli
alkışlar(!)]
ÖZCAN
YENİÇERİ (Devamla) Bakın, siz elinizdeki mevcut yetkileri
kullandınız da mı yeni yetkilere ihtiyaç duyarak, tabir
yerindeyse, hırsızlığı, yolsuzluğu örtmek
amacıyla insanları baskı altına almak için bu
tasarıyı getirdiniz? Eğer yetkiniz yoksa ben size yetkilerinizi
hatırlatayım. Siz, sokaklarda ellerinde uzun namlulu silahlarla gezen
adamlara yetkiniz mi yok da müdahale edemiyorsunuz? Siz, özerklik ilan eden
eşkıya sürüsüne yetkiniz yok mu da iç güvenlik yetkisi, ilave yetki
elde etmeye veya ortaya koymaya çalışıyorsunuz?
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin
(x)
şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar(!)]
ÖZCAN
YENİÇERİ (Devamla) Ve siz iki kent arasındaki yolu yirmi
altı gün kesen eşkıya sürüsüne yetkisizlikten dolayı
mı müdahale etmiyorsunuz?
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Kadın, yaşam,
özgürlük! şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar(!)]
ÖZCAN
YENİÇERİ (Devamla) Siz yetkisizlik değil, iradesizlik
sorunuyla karşı karşıyasınız, bilinçsizlik
sorunuyla karşı karşıyasınız. Siz bölgede Türk
milletini aşağılattınız. Siz bölgede Türk
Bayrağını aşağıya indirdiniz. Siz bölgede Türk
milletinin egemenlik hakkını çiğnettirdiniz ve siz, elinizde
onca büyük güç olmasına rağmen bu gücü kullanmadınız.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin (...)(x) şeklinde slogan atmaları]
ÖZCAN
YENİÇERİ (Devamla) Aslanı kediye boğdurdunuz, polisin
elini tuttunuz, askerin elini tuttunuz. Valiyi vilayete hapsettiniz, askeri
garnizona hapsettiniz, polis güçlerini emniyete hapsettiniz; şimdi,
çıktınız, orada meydana gelen hadiseleri bahane ederek bu, iç
güvenlik adı altında özgürlükleri tamamen ortadan kaldıran,
keyfî hâle getiren bir monark sistem dayatıyorsunuz.
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Yaşasın özgürlük
mücadelemiz! şeklinde slogan atmaları)
ÖZCAN
YENİÇERİ (Devamla) Bu dayattığınız sistemi
milletin bağrına basacağını mı zannediyorsunuz?
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖZCAN
YENİÇERİ (Devamla) Bundan hiç kuşkunuz olmasın ki bu
millet buna gerekli tepkiyi verecektir. Daha bundan iki gün önce,
hatırlarsanız, bir vatandaş yolda giderken durduruluyor, bu
yoldaki
BAŞKAN
Evet, teşekkür ediyorum.
ÖZCAN
YENİÇERİ (Devamla) Ben de bu kuralları çiğniyorum, ben de
buradan gitmiyorum. Madem siz duruyorsunuz ben de duruyorum.
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin İnadına özgürlük,
inadına direniş! şeklinde slogan atmaları)
ÖZCAN
YENİÇERİ (Devamla) Şimdi, adam tansiyon hastası, tansiyon
ilacı var, tansiyon ilacını almak zorunda. Elini kelepçeliyorlar
ve adam tansiyon ilacını almıyor ve vefat ediyor. Hâl bu iken,
durum bu iken siz yeni yetkiler getirerek insanların elini, kolunu ve
başka tarafını da bağlama hakkını kendinizde niye
görüyorsunuz? Size soruyorum. (MHP sıralarından alkışlar,
AK PARTİ sıralarından gülüşmeler)
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Karar yeter sayısı
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden sürekli alkışlar(!)]
BAŞKAN
Evet, önergeyi oylarınıza sunuyorum.
Karar
yeter sayısı arayacağım.
Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Elektronik
cihazla oylama yapacağız.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylamaya başlandı)
FEYZULLAH
KIYIKLIK (İstanbul) Vay zavallılar, vay!
PERVİN
BULDAN (Iğdır) Zavallı sensin ya! Biraz terbiyeli ol.
Zavallı sensin! Şu hâliniz zavallı, hâliniz.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Demin de geldin buraya pislik yapmaya
Sus!
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Buradan bakınca ayı gibi görünüyorsun,
biliyor musun! Hatta domuz gibi görünüyorsun. Buradan bakınca bir domuza
benziyorsun, biliyor musun? (x)
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Zavallı sensin, biliyor musun!
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) İradeniz bile yok, çok
zavallısınız!
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Burnunu toprağa sok, belki bir fare bulursun.
Domuz herif!
PERVİN
BULDAN (Iğdır) Tamam, tamam, yeter.
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) Hadi, iki laf et bakalım ya! Ne oldu, sustun öyle?
(Elektronik
cihazla oylamaya devam edildi)
BAŞKAN
Evet, sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı vardır,
önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
OKTAY
VURAL (İzmir) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı vardır. Madde
kabul edilmiştir.
7nci
madde üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı "Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu,
Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu, Nüfus Hizmetleri Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının" 7. maddesi
ile 2911 Sayılı "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri
Kanunu'nun" 23. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine
eklenen "demir" ibaresinin, tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet Erdoğan Mesut
Dedeoğlu Hasan
Hüseyin Türkoğlu
Muğla Kahramanmaraş Osmaniye
Ahmet Duran Bulut Alim
Işık D.Ali
Torlak
Balıkesir Kütahya İstanbul
Kemalettin Yılmaz
Afyonkarahisar
[HDP
milletvekillerinin Başkanlık kürsüsü önünde oturmaya devam etmeleri
ve sürekli alkışlar (!)]
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü'nün;
Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun;
"6/10/1983
tarihli ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri
Kanununun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine
"Ateşli silahlar veya" ibaresinden sonra gelmek üzere
"havai fişek, molotof ve benzeri el yapımı olanlar
dâhil" ibaresi ve "zincir" ibaresinden sonra gelmek üzere
", demir bilye ve sapan" ibaresi eklenmiştir."
şeklindeki 7. maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını
arz ve teklif ederiz.
Ali Serindağ Ahmet
Toptaş Tanju
Özcan
Gaziantep Afyonkarahisar Bolu
Celal Dinçer Oğuz
Oyan Ali
Sarıbaş
İstanbul İzmir Çanakkale
BAŞKAN
Bu önerge Anayasaya aykırılık önergesidir, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Torba Kanun Tasarısının 7 Maddesi,
Anayasa, İçtüzük hükümlerine Hukukun Evrensel ilkelerine,
İnsanlığa karşı olduğundan, tek parti, tek adam,
diktatörlük, polis rejiminden/devletinden öte fiili "savaş hali"
uygulaması getirdiğinden, tasarıdan
çıkarılmasını arz ve talep ederiz.
Hasip
Kaplan (Şırnak)
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI EFKAN ALA Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge sahibi Sayın Kaplan
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Gerekçe
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
Türkiye'de
1999 yılında AB üyelik süreci başlarken, başta anayasa
olmak üzere, uyum kanunlarıyla temel hak ve özgürlüklerde yapılan
reformlar, AB ile müzakere sürecine girildikten sonra artacağına
dondurulmuştur. Güvenlik-özgürlük denkleminde kantarın topuzu dikta
rejiminden yana kaçmış, MİT, HSYK, yargı paketleriyle, son
olarak güvenlik paketiyle 77 milyon yurttaşımızı makul
şüpheli yapan, gizli dinleme, takip, izleme, susturma cenderesine alan,
polise vur emri veren düzenlemelere gidilmiştir.
Gezi
eyIemlerinden 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonlarına, 6-8 Ekim Kobane
olaylarından Şengal ve Kobane direnişine kadar içeride ve
dışarıda hükümetin basiretsiz bencil çıkarları sonucu
uygulanan baskı politikaları, halkın sabrını
taşırmış, öfke ve itiraz sesleri yükselmiştir.
ParaleI/haşhaşiler, terör, güvenlik ve asayiş bahaneleriyle;
yolsuzluklar örtülmüş, yargı susturulmuş, düşünce ve
örgütlenme, toplantı/gösteri hakkı özgürlüğü yok edilmiş,
basın susturulmuştur.
12
Eylül darbe Anayasasına, seçim barajlarına sıkı
sıkıya sarılan, Başkanlık"
tartışmalarıyla masayı deviren, İç Tüzük ve Etik Kurul
uzlaşma çalışmalarını rafa kaldıran hükümet;
çözüm sürecini, seçim hesaplarına kurban ederek, oyalayarak, öteleyerek,
Meclisten kaçırarak, tarihî bir fırsatı değerlendirememektedir.
Muhalefet
partilerini, STK'ları, 77 milyon yurttaşımızı
susturmayı, kolluğa aşırı ve oransız güç
kullanmayı meşrulaştıran hedefleyen: torba tasarı,
Anayasanın 2nci maddesi hukuk devletine 6,7,8inci maddeler kuvvetler
ayrılığına, 9uncu maddesi bağımsız
yargıya, 17nci maddesi yaşama hakkına, 19uncu maddesi
kişi hürriyeti ve güvenliğine, 20nci maddesi özel hayatın
gizliliği ve konut dokunulmazlığına, 34üncü maddesi
toplantı ve gösteri yürüyüş düzenleme hakkına, 37nci maddesi
kanuni hâkim güvencesine, 119-120-121-OHAL ilkelerine, 138inci maddesi mahkemelerin
bağımsızlığına aykırı olduğundan,
faşizme götüreceğinden, İç Tüzükün bütün hükümlerine, insan
haklarına, hukuka, vicdana, ahlaka aykırı olduğundan
tasarından çıkarılmalıdır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun;
"6/10/1983
tarihli ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri
Kanununun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine
"Ateşli silahlar veya" ibaresinden sonra gelmek üzere
"havai fişek, molotof ve benzeri el yapımı olanlar dâhil"
ibaresi ve "zincir" ibaresinden sonra gelmek üzere ", demir
bilye ve sapan" ibaresi eklenmiştir." şeklindeki 7.
maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Gökhan
Günaydın (Ankara) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI EFKAN ALA Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Gökhan Günaydın, Ankara Milletvekili.
Buyurun
Sayın Günaydın. (CHP sıralarından alkışlar)
GÖKHAN
GÜNAYDIN (Ankara) Türkiye Büyük Millet Meclisinin onurlu ve erdemli üyeleri,
sizleri saygıyla selamlıyorum.
OKTAY
VURAL (İzmir) Teşekkür ederiz.
GÖKHAN
GÜNAYDIN (Devamla) Neden onurlu ve erdemli üyelerini selamlıyorum, bunu
açıklamama lütfen izin verin. Diyelim ki sizin bir borcunuz var ve
borcunuzu ödemiyorsunuz, üzerinizde de bir ev var; vatandaş sizin evinize
haciz koyacak ve alacağını tahsil edecek. Borcunuzu
kaçırmak için, ödememek için evinizi bir üçüncü şahsa satmış
gibi görünüyorsunuz ve üzerinizde mal varlığı
bırakmıyorsunuz. Böylece borcunuzu ödemekten kurtuluyorsunuz, tabiri
caizse ahlaksızlık yapıyorsunuz. Hukukta buna muvazaa derler
yani hukuku arkadan dolanma derler.
Şimdi,
ben gece vakti bu örneği niye anlattım? Biz önerge veriyoruz; Hükûmet
katılıyor, Komisyon katılıyor. Peki, gerçek iradeleri
katılmak mı? Hayır, gerçek iradelerinin katılmak
olmadığını biliyoruz. Siz de sonradan zaten
reddediyorsunuz. Buna ne denir? Buna hukuku arkadan dolanma denir, buna
muvazaa denir.
OKTAY
VURAL (İzmir) En hafif tabiriyle.
GÖKHAN
GÜNAYDIN (Devamla) Ben şimdi soruyorum: Sizin, borcunu ödememek için mal
kaçıran erdemsizlerden ne farkınız var? Ne farkınız
var? (CHP sıralarından alkışlar) Buna
ahlaksızlık denir ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
çatısını buna alet ediyorsunuz; siz busunuz. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
RECEP
AKDAĞ (Erzurum) Mahkemede vereceksin hesabını, mahkemede.
GÖKHAN
GÜNAYDIN (Devamla) Siz busunuz ve bu olduğunuzu size teker teker
söylüyorum.
Ben
ifade ediyorum ki mal varlığınızı kaçırmaktan,
ahlaksızlık yapmaktan hiçbir farkı yoktur bunun.
RECEP
AKDAĞ (Erzurum) Hesabını mahkemede vereceksin.
MAHİR
ÜNAL (Kahramanmaraş) Biz, haklarımızı mahkeme önünde
arayacağız.
GÖKHAN
GÜNAYDIN (Devamla) Daha ağır şeyler söyleyeceğim. Hiç
merak etmeyin, bununla kalmayacağım, daha ağır şeyler
söyleyeceğim.
Siz
burada yemin ettiniz. Neye yemin ettiniz? Milletin kayıtsız
şartsız egemenliğine yemin ettiniz.
RECEP
AKDAĞ (Erzurum) Tek tek hesabını mahkemede vereceksiniz.
GÖKHAN
GÜNAYDIN (Devamla) Sizden korkan sizden kötü olsun! Hepinize birden
sesleniyorum: Sizden korkan sizden kötü olsun!
Milletin
kayıtsız şartsız egemenliğine yemin ettiniz, hukukun
üstünlüğüne yemin ettiniz, Anayasa'ya sadakatten ayrılmamaya yemin
ettiniz.
OKTAY
VURAL (İzmir) Neyin üzerine? Namus ve şeref üzerine.
GÖKHAN
GÜNAYDIN (Devamla) Siz neye sadakatten ayrılmıyorsunuz biliyor
musunuz? Sadece Recep Tayyip Erdoğana sadakatten
ayrılmıyorsunuz yani yemininize de sadık kalmıyorsunuz.
(CHP sıralarından alkışlar)
Peki,
söyleyelim, bunu ben neden söylüyorum? İftira mı ediyorum? Biraz
evvel Engin Altay açıkladı burada; Cumhurbaşkanı Ya
çıkacak ya çıkacak... Hepiniz de alkışladınız.
Ben şimdi soruyorum: Bu irade sizin iradeniz mi,
Cumhurbaşkanının iradesi mi?
OKTAY
VURAL (İzmir) İrade mi var onlarda?
GÖKHAN
GÜNAYDIN (Devamla) Hepimiz biliyoruz ki maalesef sizde irade yok, maalesef;
keşke olsaydı, keşke bu çatıyı onurla
paylaşıyor olsaydık.
OKTAY
VURAL (İzmir) TÜRGEVin iradesi var, TÜRGEVin!
GÖKHAN
GÜNAYDIN (Devamla) Cumhurbaşkanı emretti, siz de yapıyorsunuz.
Peki, sebebi ne bunun?
YILMAZ
TUNÇ (Bartın) Sana kim emretti?
GÖKHAN
GÜNAYDIN (Devamla) Bana kimse emredemez, bana kimse emredemez.
YILMAZ
TUNÇ (Bartın) Sana kim emretti onu?
GÖKHAN
GÜNAYDIN (Devamla) Sen değilim ben, AKPli değilim ben
YILMAZ
TUNÇ (Bartın) Sana kim emretti onu?
GÖKHAN
GÜNAYDIN (Devamla)
onun için bana hiç kimse emredemez, bunun için burada bu
kadar açık konuşuyorum.
MİHRİMAH
BELMA SATIR (İstanbul) Olamazsın zaten! Sen kimsin ki burada
olacaksın be! Yürü!
GÖKHAN
GÜNAYDIN (Devamla) Peki, arkadaşlar, neden bu duruma düştünüz, bunu
söyleyeyim. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
MİHRİMAH
BELMA SATIR (İstanbul) Buraya gelmek şeref ister, burada oturmak
şeref ister. Sen kimsin be! Yürü!
GÖKHAN
GÜNAYDIN (Devamla) Niye bu duruma düştünüz? Çünkü, yolsuzluk yaptın
mı arkasından yoksulluk gelir, yolsuzluk ve yoksulluğu birlikte
yaptın mı arkasından yasaklar gelir. Yani, siz, 17 Aralık
günü Mevlâna törenine giderken, o ruhani törene giderken sesini kısarak
Sıfırladın mı oğlum? diyen adamı kurtarmak için
bu kadar yalan yanlış işlere giriyorsunuz. (CHP
sıralarından alkışlar)
OKTAY
VURAL (İzmir) Ya, baba senin paran onlar. Baba, benim param yok, senin
paran var
GÖKHAN
GÜNAYDIN (Devamla) Ben size söylüyorum: Hırsızlığı
aklamak için bu Meclisi bu kadar zorlamak bu Gazi Meclise
yakışıyor mu? Yakışıyor mu, soruyorum.
OKTAY
VURAL (İzmir) Babacığım
GÖKHAN
GÜNAYDIN (Devamla) Polis devletine yaslanmaktan başka yapabileceğiniz
bir şey yoktur.
BÜLENT
TURAN (İstanbul) Umut Oran nerede, Umut Oran?
GÖKHAN
GÜNAYDIN (Devamla) Burada suçlular oturuyor çünkü
OKTAY
VURAL (İzmir) Evet, 17, 25 Aralığın üstünü örtmek isteyen
görevliler var. Rüşvet ve yolsuzluk çetesinin tetikçiliğini
yaptı.
GÖKHAN
GÜNAYDIN (Devamla)
buradaki suçlular yolsuzluk
soruşturmasını, 17 Aralığı, 25
Aralığı aklamak için bir sürü hukuksuz işler yaptılar,
çete hâlinde çalıştılar. (CHP sıralarından
alkışlar) Bir tek şansları var, siz bunları bu
yasanın arkasına koyacaksınız. Peki, korunacak
mısınız? Ben size söylüyorum arkadaşlar, içlerinde
tanıdığım arkadaşlarım var, içinizde dürüst
arkadaşlar var.
MİHRİMAH
BELMA SATIR (İstanbul) Hepimiz dürüstüz, hepimiz. Sizin gibi böyle
değiliz!
GÖKHAN
GÜNAYDIN (Devamla) 58iniz hırsızlığı
onaylamadı, onların gözlerinden öperim ama şunu ben biliyorum
ki
RECEP
ÖZEL (Isparta) Hadi oradan!
MİHRİMAH
BELMA SATIR (İstanbul) Yürü!
GÖKHAN
GÜNAYDIN (Devamla)
bir dönem daha milletvekilliği yapacağım
diye böylesine hukuksuzluğa, böylesine hırsızlığa arka
çıkanları tarih yazacaktır, çocuklarınıza hesap
veremeyeceksiniz.
OKTAY
VURAL (İzmir) Paşa, Paşa, burası Meclis! Paşa,
Paşa, burası Meclis, Meclis!
GÖKHAN
GÜNAYDIN (Devamla) Ve ben bir kez daha buradan söylüyorum: Biz
çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakacağız, ya siz?
OKTAY
VURAL (İzmir) Emir komuta değil burası!
GÖKHAN
GÜNAYDIN (Devamla) Ya siz? Ya siz? Bunun hesabını tarih
karşısında veremeyeceksiniz.
OKTAY
VURAL (İzmir) Askerin değil bu milletvekilleri Paşa!
GÖKHAN
GÜNAYDIN (Devamla) Hepinizi vicdana, onura ve erdeme bir kez daha
çağırıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
OKTAY
VURAL (İzmir) Paşa, Paşa, yüzün yok senin Paşa! Yüzün
yok! Sen ne biçim Paşasın be!
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum
LEVENT
GÖK (Ankara) Karar yeter sayısı istiyoruz.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Bostancı.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Konuşmacı grubumuza dönerek
ahlaksızlık, vicdansızlık suçlamalarında
bulunmuştur, cevap vermek istiyorum.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Bostancı.
Sataşma
nedeniyle iki dakika söz veriyorum. [AK PARTİ sıralarından
alkışlar, HDP sıralarından alkışlar(!)]
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Direne, direne
kazanacağız!) şeklinde slogan atmaları, sürekli
alkışlar(!)]
VIII.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
8.- Amasya Milletvekili Mehmet Naci
Bostancı'nın, Ankara Milletvekili Gökhan Günaydının 684
sıra sayılı Kanun Tasarısının 7nci maddesiyle
ilgili önerge üzerinde yaptığı konuşması
sırasında AK PARTİ Grubuna sataşması nedeniyle
konuşması
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Değerli arkadaşlar, hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
(CHP
ve MHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar)
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Devamla) Beş gün içerisinde birçok sataşma
yapıldı, dikkat edin, cevap vermemeye çalışıyoruz.
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) İn aşağı oradan!
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Devamla) Çünkü, biz burada bir yasanın müzakeresi
için uğraşıyoruz. Bazı insanlar da açıktan irade
beyanıyla Bu yasa çıkmayacak. diye gelip burada Meclise talimat
vermeye kalkıyorlar. Konuşmacı, gerçek irademizin dışında
davrandığımızı
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Biz çocuklarımıza
onurlu bir gelecek bırakacağız ya siz?) şeklinde slogan
atmaları, sürekli alkışlar(!)]
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Devamla) -
hukukun arkasını
dolandığımızı söyledi. Beş gündür burada İç
Tüzükün arkasından dolanarak netice almaya çalışıyorlar.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Gerçek
iradeleri nedir? İç Tüzük mü, yasa mı, hukuk mu? Hiçbirisi
değil. Gerçek iradeleri: Bu yasa buradan çıkmayacak! Bunu
sağlamak için uğraşıyorlar.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Bu daha başlangıç,
mücadeleye devam!) şeklinde slogan atmaları, sürekli
alkışlar(!)]
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Devamla) Ama, biz ne yaptığımızı
iyi biliyoruz, ne yaptığımızı iyi biliyoruz. O yüzden,
biz işimize bakacağız arkadaşlar, onlar da kendi
işlerine bakacaklar. Ama, burada yapılan hakaretler için her bir
arkadaşımız mahkemelerde hakkını arayacak.
Saygılar.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
XII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
(Devam)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent
Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale Milletvekili
İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan'ın; 2559
Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Osman
Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Mersin
Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporları
(1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443, 2/2469) (S. Sayısı:
684) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul
etmeyenler
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) Sen camide yetişmiş bir papazsın!
MİHRİMAH
BELMA SATIR (İstanbul) Ya, düzgün konuş be! Saygısız!
BAŞKAN
Elektronik cihazla oylama yapacağız. İki dakika süre
veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylamaya başlandı)
RECEP
ÖZEL (Isparta) Ne diyorsun sen ya, ne diyorsun?
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) Konuşma lan oradan şerefsiz! Sana diyorum sana,
şerefsiz!
MİHRİMAH
BELMA SATIR (İstanbul) Terbiyesiz! Saygısız!
MAHİR
ÜNAL (Kahramanmaraş) Hiç kimseye papaz deme hakkın yok Sayın
Türkkan!
RECEP
ÖZEL (Isparta) Hadi oradan!
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) Sahtekâr!
RECEP
ÖZEL (Isparta) Görüşeceğiz seninle.
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) Aklını alırım, biliyorsun değil
mi? Burada sen ahkâm kessen ne olur, dangalak!
RECEP
ÖZEL (Isparta) Görüşeceğiz seninle.
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) Hadi gel!
MİHRİMAH
BELMA SATIR (İstanbul) Bu sözü yakıştırıyor musunuz
kendinize. Aklı başında adamsınız güya.
CUMA
İÇTEN (Diyarbakır) Psikolojileri bozulmuş, psikolojileri.
HAKAN
ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Çok zor durumdasın, bitiksin! Siz bu
akşam kimlerin takdirine mazhar oluyorsunuz, farkında
mısınız hey!
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) Bağırma lan dangalak, bağırma! Sen git
Bursada otlan biraz, misket oyna. Halitin bahçesinde misket oyna, Halitin!
Anladın değil mi hangi Halitin diyorum? Git, onun bahçesinde misket
oyna biraz.
BAŞKAN
Sayın Nazlıaka
Sayın Nazlıaka
AYLİN
NAZLIAKA (Ankara) İç Tüzükün hangi maddesini ihlal ediyorum? (AK
PARTİ sıralarından gürültüler, Dans et, dans. sesleri)
BAŞKAN
- Lütfen ama Sayın Nazlıaka. Hiç de doğru değil, bir
sayın milletvekiline hiç de yakışmıyor yani.
PERVİN
BULDAN (Iğdır) Sen çok mu doğru şeyler yapıyorsun?
BAŞKAN
Siz alkışa devam edin.
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın Başkan, esas oraya müdahale et.
AYLİN
NAZLIAKA (Ankara) Hangi madde, hangi kanun?
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) Başkan
AYLİN
NAZLIAKA (Ankara) Başkalarının görmesinden
utandığınız şeyi yapmayın o zaman!
İBRAHİM
KORKMAZ (Düzce) Böyle gel, böyle; bizi de çek kameraman.
(Elektronik
cihazla oylamaya devam edildi)
BAŞKAN
- Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı vardır, önerge
kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı "Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu,
Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu, Nüfus Hizmetleri Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının" 7. maddesi
ile 2911 Sayılı "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri
Kanunu'nun" 23. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine
eklenen "demir" ibaresinin, tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz
Hasan
Hüseyin Türkoğlu (Osmaniye) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI EFKAN ALA Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Sinan Oğan, Iğdır Milletvekili.
Buyurun
Sayın Oğan. (MHP sıralarından alkışlar)
SİNAN
OĞAN (Iğdır) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; İçişleri Bakanı burada oturuyor ve kendisine
soruyorum: Şimdi, polise geniş yetkiler veren bu yasayı
getirdiniz. Dün bir arkadaşımız şehit edildi. Sayın
Bakan, Fırat Çakıroğlunu korumak için hangi madde, hangi kanun
eksikti de dün koruyamadınız, bugün getirdiğiniz bu yasayla
korumaya çalışıyorsunuz?
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Fırat Çakıroğlunun hesabını
vereceksin sen!
SİNAN
OĞAN (Devamla) Sizden cevap talep ediyorum Sayın Bakan. Fırat
Çakıroğlunu koruyamadınız; madde mi yetmiyordu, kanun mu
yetmiyordu, ne yetmiyordu? Yetmeyen bir şey vardı, sizin
yüreğiniz yetmiyordu onu korumaya.
ALİ
ÖZ (Mersin) İradesizliğiniz,
iktidarsızlığınız!
SİNAN
OĞAN (Devamla) Sizin yüreğiniz ancak PKKlılarla kol kola
girmeye yetiyor, sizin yüreğiniz PKKyla kol kola girmeye yetiyor. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
Susun!
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Tuh size, utanma da yok! Beş senedir iş birliği
yapıyorsunuz.
OKTAY
VURAL (İzmir) Şunlara bakın ya, şu yüzle gülüyorlar ya!
Osloda gayrimeşru çocuğun var. Gülüyorlar ya!
SİNAN
OĞAN (Devamla) Buradan Sayın Meclis Başkan Vekiline bir soru
soracağım. Biraz önce sizin yanınıza geldiğimizde
dediniz ki: Bir iki madde sonra kapatacağım. Biz, erkek
adamın, sözünde duran adamın bu Mecliste Başkan Vekilliği
yaptığını zannediyorduk.
BAŞKAN
Hayır Sayın Oğan, Ara vereceğim. dedim, kapatma söz
konusu değil.
SİNAN
OĞAN (Devamla) Kapatacağım. dediniz.
BAŞKAN
Lütfen
Buyurun.
OKTAY
VURAL (İzmir) Ara versen ne olur, reklam versen ne olur? Ne oldu, reklam
mı olacaksın? Ara verince reklam mı yapacaksın?
SİNAN
OĞAN (Devamla) Bir Meclis Başkanı yalan konuşuyorsa, bir
Meclis Başkanı eğer yalan konuşuyorsa burada bu Meclisin
BAŞKAN
Sayın Oğan, doğru değil sözleriniz. Ara vereceğimi
söyledim ben.
OKTAY
VURAL (İzmir) Doğrudur; yalan, yalan!
SİNAN
OĞAN (Devamla) Yalan konuşuyorsun! Sayın Sadık Yakut,
yalan konuşmayın. Biraz önce geldiğimizde aynen dediniz ki: Biz
bu Meclisi bunlara mı teslim edeceğiz, birazdan kapatıp
gideceğiz. (x) Böyle
demediniz mi? Dediniz.
BAŞKAN
Doğru, doğru.
OKTAY
VURAL (İzmir) Evet, niye yapmıyorsun gereğini? Niye teslim
oluyorsun?
SİNAN
OĞAN (Devamla) Utanmıyor musunuz? Sayın Sadık Yakut,
insan utanır, insan kızarır; yaşınızı
başınızı almış adamsınız, üç döneminizi
tamamladınız.
OKTAY
VURAL (İzmir) Niye söylemiyorsun onlara gidip, niye? Niye gidip onlara
söylemiyorsunuz? Niye gereğini yapmıyorsunuz?
SİNAN
OĞAN (Devamla) Size ne verdiler, size ne verdiler sizi böyle burada esir
ettiler?
BAŞKAN
10uncu madde görüşüldükten sonra kapatacağız.
MAHİR
ÜNAL (Kahramanmaraş) Sayın Başkan, sizi tahrik etmeye
çalışıyor.
OKTAY
VURAL (İzmir) 20nci maddeye kadar gelin yüreğiniz yetiyorsa!
10uncu maddeye kadarmış
SİNAN
OĞAN (Devamla) Size ne verdiler de sizi burada böyle mum gibi diktiler
Sadık Yakut? Sizi burada mum gibi diken nedir?
MAHİR
ÜNAL (Kahramanmaraş) Meclise duyduğu sadakattir. Türkiye Büyük
Millet Meclisine bağlılığıdır ve sadakatidir.
SİNAN
OĞAN (Devamla) Ne verdiler size?
OKTAY
VURAL (İzmir) Acziyetinizi gösteriyorsunuz, acziyet içerisindesiniz!
SİNAN
OĞAN (Devamla) Niye yalan konuşuyorsunuz? Biraz önce
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanı yalan konuşmaz.
OKTAY
VURAL (İzmir) Ara vereceğiz. dediniz, Kapatacağız.
Dediniz, Bu görüntü olmuyor. dediniz, yalan söylediniz!
SİNAN
OĞAN (Devamla) Sayın Grup Başkan Vekili, Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkan Vekili yalan konuşmaz.
OKTAY
VURAL (İzmir) Hepsi yalan!
SİNAN
OĞAN (Devamla) Bırakınız Başkanı, erkek adam
yalan konuşmaz. Niye yalan konuşuyorsunuz? Niye yalan
konuşuyorsunuz? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Sayın Oğan, konuşmanıza devam edin lütfen.
OKTAY
VURAL (İzmir) Kadınlar da yalan söylemez.
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP Grubu milletvekillerinin (...)(x) şeklinde
slogan atmaları]
SİNAN
OĞAN (Devamla) Biraz önce bunu söylediniz. Biz molotofa karşı
değiliz ama siz değerli
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Kadın, yaşam,
özgürlük! şeklinde slogan atmaları]
SİNAN
OĞAN (Devamla) Sükûneti sağlar mısınız?
Bu
Mecliste Meclis İdare Amiri varmış.
OKTAY
VURAL (İzmir) Var mı?
SİNAN
OĞAN (Devamla) Bu Mecliste bir Meclis İdare Amiri varmış.
Kayıp ilanı veriyorum buradan, kayıp ilanı veriyorum,
nerede bu Meclisin
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin (...)(xx) şeklinde slogan atmaları.)
SİNAN
OĞAN (Devamla) Kayıp ilanı varmış. Meclisin
güvenliğini sağlamak iktidarın görevidir. İşinize
gelince burası, gelmeyince burası.
OKTAY
VURAL (İzmir) Burada Meclis İdare Amiri yok ki.
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Meclis Başkanı yok ki.
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Kamer Gençe yetiyor gücü.
SİNAN
OĞAN (Devamla) Salim Uslu nerededir? Kayıp ilanı verdik Salim
Usluya. Gelsin, çıksın buraya, boyunu posunu görelim bir. Gelsin
Meclisin düzenini sağlasın. Hani nerede Sadık Yakut? (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
MEHMET
ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) Arkanda, arkanda.
FATİH
ŞAHİN (Ankara) Arkana bak, arkanda.
SİNAN
OĞAN (Devamla) Buradan Kamer Gençi itekleye itekleye götüren Sadık
Yakut nerede? Gelsin buraya. Ha, demek ki, tabii, neymiş? Demek ki böyle
de iş birliği varmış aranızda. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
Değerli
milletvekilleri
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin ... (x) şeklinde slogan
atmaları)
SİNAN
OĞAN (Devamla) Sükûneti sağlar mısınız Sayın
Başkan.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, işgale son verin, işgale
son verin.
SİNAN
OĞAN (Devamla) Sükûneti sağlayın Sayın Başkan.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Oğan.
SİNAN
OĞAN (Devamla) Bitmedi Başkan. Sükûneti sağlayın.
(Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinin Bu daha başlangıç,
mücadeleye devam! şeklinde slogan atmaları)
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, iradenizi kullanın, yetkinizi
kullanın; işgale son verin.
SİNAN
OĞAN (Devamla) Sükûneti sağlayın Sayın Başkan, ben
süremi kullanmadım daha.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Oğan.
Birleşime
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 03.41
ON
SEKİZİNCİ OTURUM
Açılma
Saati: 03.49
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muharrem IŞIK (Erzincan)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 60ıncı
Birleşiminin On Sekizinci Oturumunu açıyorum.
[HDP
milletvekillerinin Başkanlık kürsüsü önünde oturmaya devam etmeleri,
sürekli alkışlar(!)]
BAŞKAN
- 684 sıra sayılı Kanun Tasarısının
görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon
ve Hükûmet yerinde.
7nci
madde üzerinde Iğdır Milletvekili Sinan Oğan ve
arkadaşlarının önergesinin oylanmasında
kalmıştık.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Karar yeter sayısı...
BAŞKAN
- Şimdi, önergeyi oylarınıza sunacağım, karar yeter
sayısı arayacağım.
Elektronik
cihazla oylama yapacağız.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı vardır, önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum...
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Karar yeter sayısı...
BAŞKAN
Karar yeter sayısı istiyorsunuz, arayacağım.
Elektronik
cihazla oylama yapacağız.
Bir
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, karar sayısı vardır, madde kabul
edilmiştir.
8inci
madde üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı "Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu,
Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu, Nüfus Hizmetleri Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının" 8. maddesi
ile 2911 Sayılı "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri
Kanunu'nun" 33. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine
eklenen ",demir" ibaresinin tasarı metninden
çıkarılmasını, (b) bendinde yer alan "altı
aydan" ibaresinin "bir yıldan" olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Erdoğan Mustafa
Kalaycı Hasan
Hüseyin Türkoğlu
Muğla Konya Osmaniye
Ali Öz Emin
Çınar Alim
Işık
Mersin Kastamonu Kütahya
Adnan Şefik Çirkin
Hatay
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Osman
Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Mersin
Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun,
"2911 sayılı
Kanunun 33 üncü maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"Toplantı ve
gösteri yürüyüşlerine;
a) Ateşli silahlar veya havai fişek,
molotof ve benzeri el yapımı olanlar dâhil patlayıcı
maddeler veya her türlü kesici, delici aletler veya taş, sopa, demir ve
lastik çubuklar, boğma teli veya zincir, demir bilye ve sapan gibi
bereleyici ve boğucu araçlar veya yakıcı,
aşındırıcı, yaralayıcı eczalar veya
diğer her türlü zehirler veya her türlü sis, gaz ve benzeri maddeler
taşıyarak veya kimliklerini gizlemek amacıyla yüzlerini tamamen
veya kısmen bez vesair unsurlarla örterek katılanlar iki yıl
altı aydan dört yıla kadar,
b) Yasadışı örgüt ve topluluklara
ait amblem ve işaret taşıyarak veya bu işaret ve amblemleri
üzerinde bulunduran üniformayı andırır giysiler giyerek
katılanlar ile kanunların suç saydığı nitelik
taşıyan afiş, pankart, döviz, resim, levha, araç ve gereçler
taşıyarak veya bu nitelikte sloganlar söyleyerek veya ses
cihazları ile yayınlayarak katılanlar altı aydan üç
yıla kadar, hapis cezası ile cezalandırılırlar."
şeklindeki 8.
maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Ali Serindağ Ali
Sarıbaş Ahmet
Toptaş
Gaziantep Çanakkale Afyonkarahisar
Ali Rıza Öztürk Celal Dinçer Tanju Özcan
Mersin İstanbul Bolu
BAŞKAN Şimdi okutacağım önerge
Anayasaya aykırılık önergesi.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684 sıra sayılı Polis
Vazife ve Selahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Torba Kanun
Tasarısının 8 Maddesi, Anayasa, İçtüzük hükümlerine,
hukukun evrensel ilkelerine, insanlığa karşı
olduğundan, tek parti, tek adam, diktatörlük, polis rejiminden/devletinden
öte fiilî "savaş hali" uygulaması getirdiğinden,
tasarıdan çıkarılmasını arz ve talep ederiz.
Hasip
Kaplan
Şırnak
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI EFKAN ALA Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge sahibi Sayın Kaplan? Yok.
Gerekçeyi
okutuyorum.
Gerekçe:
Türkiye'de 1999
yılında AB üyelik süreci başlarken, başta Anayasa olmak
üzere, uyum kanunlarıyla temel hak ve özgürlüklerde yapılan
reformlar, AB ile müzakere sürecine girildikten sonra, artacağına
dondurulmuştur.
Güvenlik-özgürlük
denkleminde kantarın topuzu dikta rejiminden yana kaçmış,
MİT, HSYK, yargı paketleriyle, son olarak güvenlik paketiyle 77
milyon yurttaşımızı "makul şüpheli" yapan,
gizli dinleme, takip, izleme, susturma cenderesine alan, polise vur emri veren
düzenlemelere gidilmiştir.
Gezi
eyIemlerinden 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonlarına, 6-8 Ekim Kobane
olaylarından Şengal ve Kobane direnişine kadar, içeride ve
dışarıda Hükûmetin basiretsiz, bencil çıkarları sonucu
uygulanan baskı politikaları halkın sabrını
taşırmış, öfke ve itiraz sesleri yükselmiştir.
Paralel/haşhaşiler, terör, güvenlik ve asayiş bahaneleriyle
yolsuzluklar örtülmüş, yargı susturulmuş, düşünce ve
örgütlenme, toplantı/gösteri hakkı özgürlüğü yok edilmiş,
basın susturulmuştur.
12
Eylül darbe Anayasasına, seçim barajlarına sıkı
sıkıya sarılan, Başkanlık"
tartışmalarıyla masayı deviren, İç Tüzük ve Etik Kurul
uzlaşma çalışmalarını rafa kaldıran Hükûmet,
çözüm sürecini seçim hesaplarına kurban ederek, oyalayarak, öteleyerek,
Meclisten kaçırarak tarihî bir fırsatı
değerlendirememektedir.
Muhalefet
partilerini, STK'ları, 77 milyon yurttaşımızı
susturmayı, kolluğa aşırı ve oransız güç
kullanmayı meşrulaştıran hedefleyen torba tasarı,
Anayasanın 2nci maddesi hukuk devletine, 6,7,8inci maddeler kuvvetler
ayrılığına, 9uncu maddesi bağımsız
yargıya, 17nci maddesi yaşama hakkına, 19uncu maddesi
kişi hürriyeti ve güvenliğine, 20nci maddesi özel hayatın
gizliliği ve konut dokunulmazlığına, 34üncü maddesi toplantı
ve gösteri yürüyüş düzenleme hakkına, 37nci maddesi kanuni hakim
güvencesine, 119, 120, 121 OHAL ilkelerine,138inci maddesi mahkemelerin
bağımsızlığına aykırı olduğundan,
faşizme götüreceğinden, İç Tüzükün bütün hükümlerine, insan
haklarına, hukuka, vicdana, ahlaka aykırı olduğundan
tasarından çıkarılmalıdır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Selahiyet
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun,
"2911
sayılı Kanunun 33 üncü maddesinin birinci fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Toplantı
ve gösteri yürüyüşlerine;
a) Ateşli silahlar veya havai fişek,
molotof ve benzeri el yapımı olanlar dâhil patlayıcı
maddeler veya her türlü kesici, delici aletler veya taş, sopa, demir ve
lastik çubuklar, boğma teli veya zincir, demir bilye ve sapan gibi
bereleyici ve boğucu araçlar veya yakıcı,
aşındırıcı, yaralayıcı eczalar veya
diğer her türlü zehirler veya her türlü sis, gaz ve benzeri maddeler
taşıyarak veya kimliklerini gizlemek amacıyla yüzlerini tamamen
veya kısmen bez vesair unsurlarla örterek katılanlar iki yıl altı
aydan dört yıla kadar,
b) Yasa dışı örgüt ve topluluklara
ait amblem ve işaret taşıyarak veya bu işaret ve amblemleri
üzerinde bulunduran üniformayı andırır giysiler giyerek
katılanlar ile kanunların suç saydığı nitelik
taşıyan afiş, pankart, döviz, resim, levha, araç ve gereçler
taşıyarak veya bu nitelikte sloganlar söyleyerek veya ses
cihazları ile yayınlayarak katılanlar altı aydan üç
yıla kadar, hapis cezası ile cezalandırılırlar."
şeklindeki
8. maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Ali
Rıza Öztürk (Mersin) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI EFKAN ALA Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen, Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk.
Buyurun
Sayın Öztürk. (CHP sıralarından alkışlar)
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan kanun tasarısıyla ilgili söz aldım.
Şimdi,
öncelikle şunu söylemek istiyorum: Molotofa özgürlük diye sık
sık Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakan tarafından
dile getiriliyor. Hemen şunun altını çizmek istiyorum:
Uygulamada Türk Ceza Kanununun 174üncü maddesine göre zaten molotof
taşıyanlar Yargıtay tarafından ve mahkemeler
tarafından gerekli cezaya çarptırılıyorlar. Sayın
İçişleri Bakanı acaba buraya çıkıp da bir tane molotof
yakalatıp da serbest bırakılan kişi var mıdır,
onu açıklasın.
İkinci
husus: Eğer bu molotofkokteyli bir terör örgütüne yardım etmek
amacıyla kullanılıyorsa Türk Ceza Kanununun 314üncü maddesine
göre silahlı örgüt kurmaktan zaten yargılanıyor.
Değerli
milletvekilleri, burada üzerinde söz aldığım madde 2911
sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasasının
33üncü maddesindeki hem suçun tanımını değiştiren hem
de suçun ceza miktarını değiştiren bir olay. Biz daha önce
22/7/2010 tarihinde kamuoyunda taş atan çocuklar yasası olarak
bilinen Terörle Mücadele Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun
Eğer
İçişleri Bakanı burayı dinlerse
Sayın
İçişleri Bakanı, burayı dinlerseniz
Lütfen, millî iradeye
saygı duyun Sayın Bakan. Siz millî iradeden gelmediniz ama bir
saygı duyun lütfen.
Şimdi
değerli milletvekilleri, 22/7/2010 tarihinde kamuoyunda taş atan
çocuklar yasası olarak bildiğimiz yasada biz bu Toplantı ve
Gösteri Yürüyüşleri Yasasının 33üncü maddesinde öngörülen ceza
miktarlarını özgürlük adına değiştirmiştik, yani
düşürmüştük. Eski yasada, yani 1983 tarihli eski yasada iki
yıldan beş yıla kadar hapis cezasıyla
cezalandırıldığı hâlde, bizim
yaptığımız, 2010da yaptığımız
değişiklikle bu cezanın miktarını altı aydan üç
yıla kadar yaptık yani alt sınırı düşürdük. Bunu
kiminle yaptık? Adalet Komisyonunun bugünkü Başkanı ve AKPli
milletvekili arkadaşlarımızla beraber yaptık. Neden
yaptık? O tarihte Adalet ve Kalkınma Partisi adına konuşan
Hakkı Köylü bu kürsüde, 20 Temmuz 2010 günlü toplantıda diyor ki,
aynen şunu söylüyor: O da 2911 sayılı Kanun olağanüstü
şartlarda çıkarılmış olan despot bir yasa. Bu Yasaya
göre, demin bahsettiğim şekilde herhangi birisi izinsiz bir gösteri
yürüyüşüne katıldı, polis Dağılın. dedi,
dağılmadı, başka bir şey yapmadı. Polis
dağıtmaya başladığı andan itibaren ceza hükümleri
devreye giriyor ama taşla, sopayla -bakın silah demiyorum, silah daha
sonra, diğer silahlar
Devam ediyor, Bu nedenle, biz özgürlük ve
güvenlik dengesinde özgürlükten yana tercihimizi kullanıyoruz. diyor
Hakkı Köylü. Biz de o tarihte Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu kürsüde bu
düzenlemeye destek vermiştik. Şimdi ne oldu da geldiniz aynı
yasada -aynı cezayı- alt sınırı iki buçuk yıldan
dört yıla çıkartıyorsunuz ve cezanın içerisine,
tutuyorsunuz havai fişek sokuyorsunuz? Allah aşkına, havai
fişeğin siz bugüne kadar hiçbir zararlı etkisini gördünüz mü?
Havai fişek toplumsal nümayişlerde, düğünlerde hepinizin
attığı havai fişektir. O zaman, o havai fişeği
oralarda -oralarda da topluluk var- bulundurursanız gene suçtur.
Şimdi,
değerli milletvekilleri, burada temel olarak itiraz ettiğimiz mesele
şudur: Bir: Suçun vasıf ve mahiyetinin değiştirilmesi yani
33üncü maddesinin terör rejimine alınmış olmasına
itirazımız vardır. İki: Cezanın miktarının
artırılmasına itirazımız vardır. Üçüncüsü: Buraya
cebine bir sapanla bir tane demir bilye sokup giden adam bu Toplantı ve
Gösteri Yürüyüşleri Yasasında, yakalanırsa, doğrudan
tutuklama nedeni sayılacak, 33üncü madde terör rejimine
alındığı için gidilecek.
Şimdi
ben soruyorum: Yahu Allah aşkına, cebinde bir bilyeyle bir sapan olan
adam otomatikman -böyle bir toplantıda hasbelkader bulunsa bile-
tutuklanıp hapse atılır mı? Tutuklama nedenleri, ey
Doğan Kubat, Ceza Muhakemesi Kanununun 100üncü maddesinde açıkça
sayılı değil midir? Cumhurbaşkanına hakaret bir
tutuklama nedeni midir? Suçun vasıf ve mahiyeti hiçbir zaman hiçbir ülkede
tutuklama nedeni değildir. Tutuklama için gerekli nedenler bellidir;
delillerin karartılması, kaçma şüphesinin olması ve
bunların başka yollarla önlenmemesi hâlinde tutuklama
yapılır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Devamla) Suçun miktarı bunu etkilemez. Siz şimdi
burada kalkıyorsunuz, bir sapan ile bir demir bilye bulunan adamı
tutukluyorsunuz, dört buçuk yıl ceza veriyorsunuz, ondan sonra bize Ya
bunun neresine karşısınız? diyorsunuz. İşte
burasına karşıyız bu maddenin.O nedenle bunun eski hâline,
sizin özgürlük anlayışında olduğunuz dönemdeki hâline
getirilmesini istiyoruz.
Önergemizin
kabulünü diliyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
BİNNAZ
TOPRAK (İstanbul) Sayın Başkan, burada makul şüpheliler
var bir tane orada, birkaç tane orada!
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunacağım: Kabul edenler
LEVENT
GÖK (Ankara) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Evet, karar yeter sayısı arayacağım.
Bir
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylamaya başlandı)
GÜRKUT
ACAR (Antalya) Sayın Başkan, bizi kaça kadar
çalıştıracaksınız? Saat dört oldu ya!
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Direne direne kazanacağız!
(Elektronik
cihazla oylamaya devam edildi)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı vardır; önerge
kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı "Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu,
Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu, Nüfus Hizmetleri Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının" 8. maddesi
ile 2911 Sayılı "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri
Kanunu'nun" 33. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine
eklenen ",demir" ibaresinin tasarı metninden
çıkarılmasını, (b) bendinde yer alan "altı
aydan" ibaresinin "bir yıldan" olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Adnan
Şefik Çirkin (Hatay) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon, önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI EFKAN ALA Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Şefik Çirkin, Hatay Milletvekili.
Buyurun
Sayın Çirkin. (MHP sıralarından alkışlar)
ADNAN
ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay) Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın
milletvekilleri, önce bir hususu ifade etmek istiyorum. Burada biraz evvel
Komisyonun ve Hükûmetin katılıp dolayısıyla yine aynı
Komisyonu ve Hükûmeti meydana getiren iktidar partisinin önergeleri
reddetmesiyle ortaya çıkan hadise bir istismardır. Çünkü kanun koyucu
eğer muhalefetin önergesine Komisyon ve Hükûmet yani dolayısıyla
iktidar partisi ya da iktidarı meydana getiren partilerin
katılacağını düşünüp bunun üzerinde
konuşmanın nezaketsizliğini işaret ederek öyle bir hâle
gitmiştir. Elbette muhalefet, şartlarını kendilerine göre
sonuna kadar zorlayacaktır, iktidar da savunacaktır ama muhalefetin
sesini kesmek uğruna bunlar istismar edilmemelidir ve doğru da
değildir. Belki bugün bir avantaj kazandırır ama ilerisi için
iyi bir karne olmaz.
Sayın
milletvekilleri, Milliyetçi Hareket Partisi bu kanunun terörle ilgili tüm
maddelerine önerge vererek katkı sunmakta ve desteklemektedir ama tüm
bunlara rağmen iktidar partisinin çeşitli mensuplarının,
buradaki sayın milletvekillerinin, Sayın Başbakanın ve
hatta Sayın Cumhurbaşkanının Milliyetçi Hareket Partisini
Molotofçulara arka çıkıyor. olarak takdim etmesi ahlaka uygun bir
davranış değildir. Milliyetçi Hareket Partisi siz de
biliyorsunuz, zaman zaman eleştirilse dahi tezkerelerde Hükûmetinin,
devletinin, ordusunun arkasında duran milliyetçi ve devletçi bir
anlayışa sahiptir.
ÜNAL
KAÇIR (İstanbul) Biz de şaşırdık.
ADNAN
ŞEFİK ÇİRKİN (Devamla) - O bakımdan eleştirilecek
bir yanı var ise daha doğru noktaların tespit edilmesi daha
mantıklı ve daha ahlaki bir yol olsa gerektir.
Şimdi,
bizim kanaatimizce bu Hükûmette bir kere terörle mücadele azmi yoktur.
Konuşulan bu sözde çözüm süreci bize göre çözülme süreci- ve asıl,
gerçekte de iktidar partisinin seçim sürecinin memlekete bir faydası
olmadığıdır. Güneydoğu, terör örgütüne teslim
edilmiştir. Örgüt batıda da güçlenmiştir ve gencecik bir
evladımız dün İzmirde şehit edilmiştir. Allah
diğerlerinden saklasın, Allah bu çatışmaların
diğer üniversitelere yayılmaması noktasında hepimize
yardımcı olsun, hepimizin evladı var.
Dolayısıyla,
hangi yasa çıkarılırsa çıkarılsın, öncelikle o
Hükûmette bir terörle mücadele azminin, iradesinin ortada olması ve
dolayısıyla bizim de ona inanmamız gerekir. Bir yandan örgütle
görüşeceksin, öbür yandan da terörle mücadele yasası
çıkaracaksın. Bunun bir mantıklı tarafı yoktur ve
şüphemiz bu yasanın içinde yine tuzaklanmış, farklı
özel maddelerin olmasıdır.
Sayın
milletvekilleri, bu tür yasalar kendisini çıkaran hükûmetlere yaramaz ve
ileride büyük sıkıntılara sebep olabilir. Valiler devlet
adamıdır, kaymakamlar devlet adamıdır ama zaman zaman onlar
da yanlış yapabilir. Yetki dağılımında hatalar
vardır ve bu yetki dağılımı öyle bir anda öyle bir
zafiyete yol açar ki oturursunuz, bugün Yahu dün yanlış
yapmıştık. dersiniz ama iş işten geçer. Muhalefetsiz
iktidar olmaz, iktidarlar dünyanın her yerinde vardır ama nerede
varsa orada da muhalefet olduğu sürece orada demokrasi vardır. Bizimle
ne zaman anlaştınız, ne zaman tartıştınız;
bunu doğrusu merak ediyoruz ve eğer bir şey çıkacaksa
memleketin hayrına bunun birlikte yapılması
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ADNAN
ŞEFİK ÇİRKİN (Devamla)
daha sıhhatli
olacaktır.
Hepinize
saygılar sunuyorum.
Teşekkür
ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Karar yeter sayısı arayacağım.
Bir
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylamaya başlandı)
(AK
PARTİ sıralarından Ret
, Ret
sesleri)
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Şu anda diğer milletvekili
arkadaşların iradesinin üzerine ipotek koyuyorlar, bu doğru bir
şey değil. Milletvekili özgürdür yani böyle bir şey olur mu?
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Sayın Başkan,
karışıklıkları önlemek için çip takınsa bu
arkadaşlar, karışabilir yani. Böyle, uzaktan kumandalı.
Mesela, Beştepeden biri basıverir, anında finiş.
(Elektronik
cihazla oylamaya devam edildi)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı vardır, önerge
kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Karar yeter sayısı.
BAŞKAN
-
sunacağım, karar yeter sayısı arayacağım.
Bir
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı vardır, madde
kabul edilmiştir.
9uncu
madde üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı "Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu, Jandarma
Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu, Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının" 9. maddesi
ile 2911 Sayılı "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri
Kanunu'na" eklenen Ek Madde 1'in son cümlesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Erdoğan Ahmet
Duran Bulut Kemalettin
Yılmaz
Muğla Balıkesir Afyonkarahisar
Alim Işık Mesut
Dedeoğlu Hasan
Hüseyin Türkoğlu
Kütahya Kahramanmaraş Osmaniye
D. Ali Torlak
İstanbul
"bu
kanun kapsamındaki rücu istemlerine karşı zaman
aşımı süreleri uygulanmaz"
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent
Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale Milletvekili
İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan'ın; 2559
Sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Osman
Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Mersin
Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun, 9uncu maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
MADDE
9- "2911 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde
eklenmiştir.
"Rücu
EK
MADDE 1- Şiddet olaylarının yaygınlaşarak kamu
düzeninin ciddi şekilde bozulmasına yol açabilecek toplumsal
olaylarda kamu mallarına verilen zararlar ile gerçek ve tüzel
kişilerin mallarına verilen zararların Devlet tarafından
karşılanması hâlinde, ilgili idare ödeme nedeniyle genel
hükümlere göre sorumlulara rücu eder. Bu Kanun kapsamındaki rücu istemine
ilişkin zamanaşımı süreleri bir kat artırılarak
uygulanır.""
Ali Serindağ Tanju
Özcan Celal
Dinçer
Gaziantep Bolu
İstanbul
Levent Gök Ali
Sarıbaş Ahmet
Toptaş
Ankara Çanakkale
Afyonkarahisar
BAŞKAN
Şimdi okutacağım önerge Anayasaya aykırılık
önergesidir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Torba Kanun Tasarısının 9. Maddesi,
Anayasa, İçtüzük hükümlerine, Hukukun Evrensel ilkelerine,
İnsanlığa karşı olduğundan, tek parti, tek adam,
diktatörlük, polis rejiminden/devletinden öte fiili "savaş hali"
uygulaması getirdiğinden, tasarıdan çıkarılmasını
arz ve talep ederiz.
Hasip Kaplan
Şırnak
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ BAKANI
EFKAN ALA Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Evet, Sayın Kaplan,
önerge sahibi olarak söz istiyor musunuz?
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Türkiye'de
1999 yılında AB üyelik süreci başlarken, başta Anayasa
olmak üzere, uyum kanunlarıyla temel hak ve özgürlüklerde yapılan
reformlar, AB ile müzakere sürecine girildikten sonra, artacağına dondurulmuştur.
Güvenlik-özgürlük denkleminde kantarın topuzu dikta rejiminden yana
kaçmış, MİT, HSYK, yargı paketleriyle, son olarak güvenlik
paketiyle 77 milyon yurttaşımızı "makul şüpheli"
yapan gizli dinleme, takip, izleme, susturma cenderesine alan, polise vur emri
veren düzenlemelere gidilmiştir.
Gezi
eylemlerinden 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonlarına, 6-8 Ekim Kobane
olaylarından, Şengal ve Kobane direnişine kadar, içerde ve
dışarda hükûmetin basiretsiz bencil çıkarları sonucu
uygulanan baskı politikaları halkın sabrını
taşırmış, öfke ve itiraz sesleri yükselmiştir.
Paralel/haşhaşiler, terör, güvenlik ve asayiş bahaneleriyle;
yolsuzluklar örtülmüş, yargı susturulmuş, düşünce ve
örgütlenme, toplantı/gösteri hakkı özgürlüğü yok edilmiş,
basın susturulmuştur.
12
Eylül darbe Anayasasına, seçim barajlarına sıkı
sıkıya sarılan, Başkanlık"
tartışmalarıyla masayı deviren, İç Tüzük ve Etik Kurul
uzlaşma çalışmalarını rafa kaldıran hükûmet;
çözüm sürecini seçim hesaplarına kurban ederek, oyalayarak, öteleyerek,
Meclisten kaçırarak, tarihî bir fırsatı
değerlendirememektedir.
Muhalefet
partilerini, STK'ları, 77 milyon yurttaşımızı
susturmayı, kolIuğa aşırı ve oransız güç
kullanmayı meşrulaştıran hedefleyen:
Torba
Tasarı, Anayasanın 2nci maddesi hukuk devletine, 6,7,8 nci maddeler
kuvvetler ayrılığına, 9uncu maddesi
bağımsız yargıya, 17nci maddesi yaşama hakkına,
19uncu maddesi kişi hürriyeti ve güvenliğine, 20nci maddesi özel
hayatın gizliliği ve konut dokunulmazlığına, 34üncü
maddesi toplantı ve gösteri yürüyüş düzenleme hakkına, 37nci
maddesi kanuni hâkim güvencesine, 119-120-121-OHAL ilkelerine, 138inci maddesi
mahkemelerin bağımsızlığına aykırı
olduğundan faşizme götüreceğinden, İç Tüzüğü bütün
hükümlerine İnsan haklarına, hukuka, vicdana, ahlaka aykırı
olduğundan tasarıdan çıkarılmalıdır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Selahiyet
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun, 9uncu
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
MADDE
9- "2911 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde
eklenmiştir.
"Rücu
EK
MADDE 1- Şiddet olaylarının yaygınlaşarak kamu
düzeninin ciddi şekilde bozulmasına yol açabilecek toplumsal
olaylarda kamu mallarına verilen zararlar ile gerçek ve tüzel
kişilerin mallarına verilen zararların Devlet tarafından
karşılanması hâlinde, ilgili idare ödeme nedeniyle genel hükümlere
göre sorumlulara rücu eder. Bu Kanun kapsamındaki rücu istemine
ilişkin zamanaşımı süreleri bir kat artırılarak
uygulanır.""
Levent
Gök (Ankara) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI EFKAN ALA Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Levent Gök, Ankara Milletvekili.
Buyurun
Sayın Gök. (CHP sıralarından alkışlar)
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
sabahı bulan bu görüşme maratonunda sanırım artık bir
akla ve hep beraber ne oluyor diye bir sormamızın gerektiği
zamanları yaşıyoruz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bu gemiyi hepimiz yürütüyoruz ve hepimizin de ayrı
ayrı ortak sorumluluklarımız var. Bu geminin su alması hâlinde
kimsenin kendini emniyette hissetmeyeceği bir ortamda olacağı
muhakkaktır. Bu toplumdan oy almış AKPlinin de Cumhuriyet Halk
Partilinin de Milliyetçi Hareket Partilinin de ve Halkların Demokratik
Partisinin de herkesin de meşru platformda söyleyecekleri vardır ve
bu meşru ortamı yaratmak da iktidarın görevidir.
Bugünkü Meclisimizde olanlar ve yaşanılanlar bu Gazi
Meclisin, sanırım, Meclis hayatında yaşadığı
en kara günlerden biridir. Buna son vermemiz gerekiyor. Böyle bir tabloda
siyasetçiye, siyaset kurumuna ve Meclise olan itibarı ve güveni
koruyamayız. Şimdi hep beraber bu önümüze gelen tasarıyla, bu
tekliflerle ilgili durum değerlendirmesinin yapılması ve şu
anda daha tasarının görüşmelerinin tamamlanması bitmeden,
Mecliste yaşanılan tartışmalara bakarak bunun ülkemizde
açacağı derin yaralara bir bakmamız gerekiyor.
Bizler Cumhuriyet Halk Partisi olarak, herkesi, sorumlu bir
muhalefet anlayışıyla sağduyuya ve sükûnete ama bunu
sağlamak için de iktidarı göreve davet ediyoruz.
Bu konuların tekrar müzakeresi gerekiyor değerli
arkadaşlarım. Bu konular yakıcı, bir atom bombası
gibi, Meclisimizi beş gün, gördüğünüz gibi yangın yerine
çevirdi. Bunlardan kurtulmamız gerekiyor. Meclisimiz bundan
kurtulmalı ki toplumumuza da bunlar yansımasın.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hepimiz şurada Egemenlik kayıtsız
şartsız milletindir. diye yazan bir yazının altında
görevlerimizi yapmaya çalışıyoruz. Vesayeti reddediyoruz.
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. dediğiniz
zaman onun üstünde hiçbir vesayet yoktur. Bu vesayet hiç kimse tarafından
hissettirilmemelidir ve hissettirildiği zaman da bu Meclis gereğini
yapmalıdır.
Cumhurbaşkanı
Malatyada aynen şunları diyor değerli milletvekilleri: İç
güvenlik yasasına karşı çıkmak bana göre terörle mücadeleye
karşı çıkmaktır. ve ayrıca daha önemlisi Ne
yaparlarsa yapsınlar, bu Parlamentodan her türlü engellemeye
karşın bu yasa çıkacaktır.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhurbaşkanının
görev ve yetkileri bellidir. Cumhurbaşkanları kanunları
yayınlar, gerekirse veto eder Meclise gönderir ya da Anayasa Mahkemesine
başvurma hakkına sahiptir. Ama bir Cumhurbaşkanının
daha Mecliste görüşülmeden Bu yasa her türlü engellemeye rağmen
çıkacaktır. demeye hakkı yoktur.
Eğer derse ne
olur? Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak deriz ki: Egemenliğin
kaynağı kayıtsız şartsız milletindir. Ama sadece
Cumhuriyet Halk Partisinin söylemesi yetmez. İktidar partisinin de
söylemesi gerekir ve özellikle Meclis Başkanının da buna
karşı bir tutum alması gerekir.
Sayın AKPli
milletvekilleri, umuyorum ki ve diliyorum ki, böyle bir karşı
çıkışı sizler de yaparsınız ve üzerinize bir
talimat, bir gölge gibi düşen bu sözlerden kurtulursunuz. Bence en önemli
sıkıntı kaynağı da budur.
Değerli
milletvekilleri, çoğunluk bazen demokrasinin de sona ermesine yol
açabilir. Bir zafer sarhoşluğu içerisinde kimse kendini görmemelidir.
Herkes bir gün hesap vereceği noktaya mutlaka gelecektir.
Şimdi
sükûnetle, akılla ve mantıkla düşünme zamanıdır
diyorum. Hepinizi akla, sükûnete ve bir kez daha düşünmeye davet ediyorum.
Saygılarımla.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı "Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu,
Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu, Nüfus Hizmetleri Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının" 9. maddesi
ile 2911 Sayılı "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri
Kanunu'na" eklenen Ek Madde 1'in son cümlesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
"bu kanun
kapsamındaki rücu istemlerine karşı zaman aşımı
süreleri uygulanmaz"
Özcan Yeniçeri (Ankara) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Katılmıyoruz
efendim.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI EFKAN ALA Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Özcan Yeniçeri, Ankara Milletvekili.
Buyurun
Sayın Yeniçeri. (MHP sıralarından alkışlar)
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; herkes kendisi için, demokrasi herkes içindir. Devlet milletin
şemsiyesidir. Siz devleti yalnızca yemek için
hatırlıyorsunuz. Devleti yönetemiyorsunuz. Bu yönetememenin
faturasını kimi zaman askere, kimi zaman paralele, kimi zaman da
dış güçlere bağlıyorsunuz. AKP iktidarı bu yönü
itibarıyla acemiler mangası gibi hareket etmektedir.
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Usta birliği zannediyorsun.
ÖZCAN
YENİÇERİ (Devamla) - Suriye politikanız göçmen politikası
hâline dönüştü, farkında değilsiniz. Paralel bir paranoyaya
yakalandınız, bu paranoya altında eziliyorsunuz. Âdeta önünüze
çıkan her olayı, başınıza yağan yağmur da
dâhil olmak üzere, başkalarına ihale etme gibi bir gelenek
oluşturdunuz.
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Alayı paralel bunların! Hepsi paralel
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Zeytinyağından
yapılmışlar.
ÖZCAN
YENİÇERİ (Devamla) Ve siz aslında konuşurken suçüstü
yakalanmanın telaşı içerisinde psikolojik savunma
yapıyorsunuz. Çok açık bir biçimde bu paralel, devlet içerisinde bir
çete, devletin derinliklerine sızmış birtakım ajan
provokatör unsurlar -bu her zaman olur ve şimdi de var- geçmişte de
vardı, bundan sonra da olacaktır. Bu yalnızca bir cemaatten
ibaret de değildir. Her türden insan bu derinliklere inme ve
dolayısıyla bu derinliklerde devletin mekanizmalarını
birtakım dış unsurların çıkarları
doğrultusunda kullanmak isteyebilir. Peki, siz, siz bostan korkuluğu
musunuz? On iki senedir siz bu devleti yönetmiyor musunuz? Kendi
yönettiğiniz devletin derinliklerine birileri sızarken siz nerede
kafayı çekip de sızdınız? Bana bir onu açıklayın
da ben de anlayım, siz de anlayın. (AK PARTİ
sıralarından gülüşmeler)
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Onlar o ara aşırma
işiyle ilgileniyorlardı, aşırma!
ÖZCAN
YENİÇERİ (Devamla) Şimdi, devletin derinliklerine
sızdırdığınız ve adına paralel dediğiniz
bu yapı, sonuç itibarıyla sizin suçunuz, günahınız,
ortağınız, yoldaşınız olduğuna göre, bunun
hesabını vermeden nasıl çıkıp karşımıza
konuşuyorsunuz? Siz Burada bir paralel var. dediğiniz andan
itibaren paralel varsa siz yoksunuz, siz varsanız paralel yoktur.
Eğer paralel var da siz yoksanız yok olacaksınız, istifa
edip çekileceksiniz kenara. (AK PARTİ sıralarından
gülüşmeler)
MAHİR
ÜNAL (Kahramanmaraş) Ya, Hocam, olmak ya da olmamak; bütün mesele bu.
Var mı, yok mu?
ÖZCAN
YENİÇERİ (Devamla) Ben bunu yönetemiyorum. Koskoca bir devlet
karşımda, bu devleti ben yönetemiyorum. Ben âcizim, ben beceriksizim,
ben uluslararası çaresizim ve dolayısıyla da ben çekiliyorum.
demeniz en şerefli, en onurlu bir hadise olur.
MAHİR
ÜNAL (Kahramanmaraş) Bu, Aristo mantığı mı, modern
mantık mı?
ÖZCAN
YENİÇERİ (Devamla) Yoksa şunu tutukla, bunu at, onun için
demokratik hak ve özgürlükleri kısıtlayıcı yasalar getir,
şunu yirmi dört saat gözaltında tut, öbürünün iradesini tut valiye
aktar; İçişleri Bakanına sıkıyönetim ilan edecek
kadar, olağanüstü hâl ilan edecek kadar yetkileri ver, her ortaya
çıkan sorunun karşısında yasa değiştir, bununla
da sonuç al; beyler, bu böyle gitmez, gitmeyecek, çok kısa sürede de bunu
göreceksiniz.
MURAT
GÖKTÜRK (Nevşehir) Gider, gider.
ÖZCAN
YENİÇERİ (Devamla) Bakın, ben size şunu söyleyeyim:
Türkiye haddini fena hâlde aşan insanlar ülkesidir. (AK PARTİ
sıralarından gülüşmeler) Türkiyede kendisini devlet yerine
koyan birçok insan var ve Türkiyede görevini aşırı derecede abartan
insanlar var ve siz bunlara ucu açık, elastik ve keyfî birtakım
yetkiler tanırsanız o yetkiler sizi yer.
Çok
açık bir şekilde söylüyorum: İçişleri Bakanı burada.
Bu Sık ulan, sık.ı seyrettiniz ve siz Sık ulan,
sık.ı seyrederken yüzünüz hangi hâle girdi, ben merak ediyorum. Ve
siz orada bir yetkiyi verdiğiniz zaman o insanlara, hangi duruma
geleceğini göreceksiniz. Esnaf gibi bir insan grubunun içerisine, Türk
milletinin tamamen orta direğini meydana getiren bir grubun üzerine bile
polisi ileriye iterek arkasındaki amir, âdeta döver, tartaklar
şekilde sıkıştırarak böyle bir tavır içerisine
giriyorsa siz şunu düşünmüyor musunuz: Bu yetkileri
getirdiğimiz zaman birisi de emekli milletvekili olduğumuzda
aynı şekilde
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖZCAN
YENİÇERİ (Devamla)
bizi bir yerde
sıkıştırır. Ve
sıkıştırdığı zaman siz ona hangi cevabı
vereceksiniz?
Ve
çok net söylüyorum: Bu yasa tasarısını muhalefeti sindirmek için
getiriyorsunuz ama bu yasa tasarısı size uygulanacak. Bunu
göreceksiniz ve bunun sonucunda da umarım çok pişman olup bunun
altında kalmazsınız. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Evet, teşekkür ediyorum Sayın Yeniçeri.
Önergeyi
oylarınıza sunacağım
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Karar yeter sayısı arayacağım.
Bir
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı vardır. Önerge
kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunacağım
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
ve karar yeter sayısı arayacağım.
Bir
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı vardır ve madde
kabul edilmiştir.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkanım, çok kısa
BAŞKAN
Bir saniye, Sayın Kuşoğlunun bir talebi vardı.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Tamam, aynı şey, tamam.
BAŞKAN
Buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
26.- Ankara Milletvekili Bülent
Kuşoğlu'nun, kara ve hava birliklerinin Suriyeye girdiği
haberleriyle ilgili Hükûmet yetkililerinin açıklama yapması
gerektiğine ilişkin açıklaması
BÜLENT
KUŞOĞLU (Ankara) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, basında yer alan haberlere göre bir kara birliğimizin
sınırı geçerek Suriyeye girdiği, hava kuvvetlerinin de onu
takip ettiği yazıyor. Böyle bilgiler var ama çelişkili bilgiler
de var. Sayın Bakan burada, bakanlar burada. Bu konuyla ilgili bilgi
verebilirlerse memnun oluruz.
Şu
anda operasyonun yürüdüğüyle ilgili bilgi alıyoruz. YPK sözcüsü
tarafından açıklama var, Hükûmet yetkilileri tarafından herhangi
bir açıklama yapılmadı. Sizin delaletinizle açıklama
bekliyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Altay, buyurun.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Aynı şeydi.
BAŞKAN
Aynı şey.
Evet,
sayın bakanlar dinlediler.
Cevap
verecek misiniz Sayın Bakan?
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Bence vermesin Sayın Başkan. Zaten bilmiyor,
bildiğini doğru söylemiyor.
BAŞKAN
Cevap versin diyorum ben de Sayın Akçay.
ALİ
ÖZ (Mersin) Konuşuyor, iki saat sonra değiştirmek zorunda
kalıyor.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Haberi yok şu an için daha.
BAŞKAN
Buyurun.
27.- İçişleri Bakanı Efkan
Ala'nın, bu ulusal güvenlik meselesiyle ilgili değerlendirmelerin
daha sonra yapılacağına ilişkin açıklaması
İÇİŞLERİ
BAKANI EFKAN ALA Sayın Başkan, yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Bu
ulusal güvenlik meselesinde gerekli değerlendirmeler ve açıklamalar
daha sonra yapılacaktır.
Saygı
sunuyorum.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Sayın Başkan, özür dilerim.
Burası
Türkiye Büyük Millet Meclisi, savaş kararı alma yetkisi de burada.
Sayın Bakan bizi ciddiye almıyor, basına açıklama yapar
gibi yapıyor. Böyle olmaz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
XII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
(Devam)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent
Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale Milletvekili
İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan'ın; 2559
Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Osman
Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Mersin
Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporları
(1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443, 2/2469) (S. Sayısı:
684) (Devam)
BAŞKAN
- Sayın milletvekilleri, 9uncu maddeden sonra gelmek üzere yeni madde
ihdasına dair iki adet önerge vardır.
Şimdi
birinci önergeyi okutup Komisyona soracağım. Komisyon önergeye salt
çoğunlukla, 14 üyesiyle katılırsa önerge üzerinde yeni bir madde
olarak görüşme açacağım. Komisyonun salt çoğunlukla
katılmaması hâlinde ise önergeyi işlemden
kaldıracağım.
Okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
684
sıra sayılı Tasarının 9. Maddesinden sonra gelmek
üzere aşağıdaki ek maddenin ihdas ile diğer maddelerin buna
görü teselsül ettirilmesini teklif ve arz ederiz.
MADDE
10 2911 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde
eklenmiştir.
Ek
madde: 2
Toplantı
ve gösteri yürüyüşü hakkını kullananlara polisin
BAŞKAN
Önergeler geri çekilmiştir.
10uncu
madde üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı "Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu,
Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu, Nüfus Hizmetleri Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının" 10.
maddesiyle 3713 sayılı Kanunun 7 inci maddesine eklenen fıkranın
son cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Mehmet Erdoğan Mesut
Dedeoğlu Hasan
Hüseyin Türkoğlu
Muğla Kahramanmaraş Osmaniye
Ahmet Duran Bulut Alim
Işık D.
Ali Torlak
Balıkesir Kütahya
İstanbul
Kemalettin Yılmaz Sinan Oğan
Afyonkarahisar Iğdır
"Bu suçu işleyenlerin cebir
ve şiddete başvurmaları ya da her türlü silah, Molotof ve
benzeri patlayıcı, yakıcı ya da yaralayıcı
maddeler bulundurmaları veya kullanmaları halinde bu fıkrada
belirtilen üst sınırdan ceza verilir."
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanalın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcünün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun
[Başkanlık
kürsüsü önünde oturan HDP milletvekillerinden (...)(x) sesleri]
(Kâtip
Üye Burdur Milletvekili Bayram Özçelik tarafından önergenin okunmasına
devam edildi)
"12/4/1991
tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 7 nci maddesinin
ikinci fıkrasının (a) bendi yürürlükten
kaldırılmış ve aynı maddeye bu fıkradan sonra
gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Terör
örgütünün propagandasına dönüştürülen toplantı ve gösteri
yürüyüşlerinde, kimliklerini gizlemek amacıyla yüzünü tamamen veya
kısmen kapatanlar üç yıldan beş yıla kadar hapis
cezasıyla cezalandırılır. Bu suçu işleyenlerin cebir
ve şiddete başvurmaları ya da her türlü silah, molotof ve
benzeri patlayıcı, yakıcı ya da yaralayıcı
maddeler bulundurmaları veya kullanmaları hâlinde verilecek
cezanın alt sınırı dört yıldan az olamaz."
şeklindeki 10. maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ali
Serindağ Ali
Sarıbaş Ahmet
Toptaş
Gaziantep Çanakkale Afyonkarahisar
Mahmut
Tanal Celal
Dinçer Tanju Özcan
İstanbul İstanbul
Bolu
BAŞKAN
Şimdi okutacağım önerge Anayasaya aykırılık
önergesi:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Torba Kanun Tasarısının "10
Maddesi, Anayasa İçtüzük hükümlerine Hukukun Evrensel ilkelerine, İnsanlığa
karşı olduğundan, tek parti, tek adam, diktatörlük, polis
rejiminden/devletinden öte fiili "savaş hali" uygulaması
getirdiğinden, tasarıdan çıkarılmasını arz ve
talep ederiz.
Hasip Kaplan
Şırnak
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI EFKAN ALA Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge sahibi Sayın Kaplan, konuşacak mısınız?
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Gerekçe
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Türkiye'de
1999 yılında AB üyelik süreci başlarken, başta Anayasa
olmak üzere, uyum kanunlarıyla temel hak ve özgürlüklerde yapılan
reformlar, AB ile müzakere sürecine girildikten sonra, artacağına
dondurulmuştur. Güvenlik-özgürlük denkleminde kantarın topuzu dikta
rejiminden yana kaçmış, MİT, HSYK, yargı paketleriyle, son
olarak güvenlik paketiyle 77 milyon yurttaşımızı
"makul şüpheli" yapan, gizli dinleme, takip, izleme, susturma
cenderesine alan, polise vur emri veren düzenlemelere gidilmiştir.
Gezi
eylemlerinden, 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonlarına, 6-8 Ekim
Kobane olaylarından, Şengal ve Kobane direnişine kadar, içeride
ve dışarıda Hükûmetin basiretsiz bencil çıkarları
sonucu uygulanan baskı politikaları, halkın sabrını
taşırmış, öfke ve itiraz sesleri yükselmiştir.
Paralel/haşhaşiler, terör, güvenlik ve asayiş bahaneleriyle;
yolsuzluklar örtülmüş, yargı susturulmuş, düşünce ve
örgütIenme, toplantı/gösteri hakkı özgürlüğü yok edilmiş,
basın susturulmuştur.
12
Eylül darbe Anayasasına, seçim barajlarına sıkı
sıkıya sarılan, Başkanlık"
tartışmalarıyla masayı deviren, İç Tüzük ve Etik Kurul
uzlaşma çalışmalarını rafa kaldıran Hükûmet;
çözüm sürecini, seçim hesaplarına kurban ederek, oyalayarak, öteleyerek,
Meclisten kaçırarak, tarihî bir fırsatı
değerlendirememektedir.
Muhalefet
partilerini, STK'ları, 77 milyon yurttaşımızı
susturmayı, kolluğa aşırı ve oransız güç
kullanmayı meşrulaştıran hedefleyen:
Torba
tasarı, Anayasanın 2nci maddesi hukuk devletine, 6,7,8inci
maddeler kuvvetler ayrılığına, 9uncu maddesi,
bağımsız yargıya, 17nci maddesi yaşama hakkına,
19uncu maddesi kişi hürriyeti ve güvenliğine, 20nci maddesi özel
hayatın gizliliği ve konut dokunulmazlığına, 34üncü
maddesi toplantı ve gösteri yürüyüş düzenleme hakkına, 37nci
maddesi kanuni hâkim güvencesine, 119, 120, 121 OHAL ilkelerine, 138inci
maddesi mahkemelerin bağımsızlığına
aykırı olduğundan, faşizme götüreceğinden, İç
Tüzükün bütün hükümlerine, insan haklarına, hukuka, vicdana, ahlaka
aykırı olduğundan tasarıdan
çıkarılmalıdır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanalın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun,
"12/4/1991
tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 7 nci maddesinin
ikinci fıkrasının (a) bendi yürürlükten
kaldırılmış ve aynı maddeye bu fıkradan sonra
gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Terör
örgütünün propagandasına dönüştürülen toplantı ve gösteri
yürüyüşlerinde, kimliklerini gizlemek amacıyla yüzünü tamamen veya
kısmen kapatanlar üç yıldan beş yıla kadar hapis
cezasıyla cezalandırılır. Bu suçu işleyenlerin cebir
ve şiddete başvurmaları ya da her türlü silah, molotof ve
benzeri patlayıcı, yakıcı ya da yaralayıcı
maddeler bulundurmaları veya kullanmaları hâlinde verilecek
cezanın alt sınırı dört yıldan az olamaz."
şeklindeki
10. maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Mahmut
Tanal (İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Katılmıyoruz
efendim.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI EFKAN ALA Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Mahmut Tanal, İstanbul Milletvekili.
Buyurun
Sayın Tanal. (CHP sıralarından alkışlar)
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
tabii, muhalefet partileri ne kadar anlatsa da ne kadar biz ikna edebiliriz
sizi bilemiyorum ama ilk önce ön yargılardan kurtulmak lazım. Ön
yargılardan da kurtulabilmek için
Tabii, içinizde hukukçu
arkadaşlarımız var. Hatta Sayın Şahin Beye şu
kitabı gösterdik, içerisinde Prof. Dr. Feridun Yeniseyin, kolluk
hukukuyla getirilen düzenlemelerin gerçekten Anayasaya aykırı
olduğunu, uluslararası sözleşmelere aykırı
olduğunu
Sayın Şahin bizim daha önceki Çankırı Baro
Başkanı, o hukukçu kimliğiyle, en azından dedim ki: Yani,
siz hukukçu kimliğinizle, siyaseti atın bir tarafa, en azından,
gerçekten bu yasa, bu topluma ne getiriyor, ne götürüyor, bunu bir
öğrenin. Yani, bunu ön yargılardan kurtulup, takım tutar gibi
parmak kaldır, parmak indir, hatta bazı
arkadaşlarımızın yüksek sesle, hakikaten, o
parmağın ret veya kabul deyince incinmesi lazım. Yani,
insanlar neye oy verip vermediğini
Herhâlde içimizde üniversite mezunu
olmayan insan yok, okuma yazması olmayan insan yok. Herhâlde haberleriniz
yoksa da bu da hakikaten çok incitici bir şey.
Yani,
onun için sizden benim istirhamım
Sayın Bakan biraz önce Bülent Bey
mevcut olan bu sınır dışı hareketiyle ilgili
söyleyince Komisyon Başkanından haber alıyor, Komisyon
Başkanına soruyor Ne söyleyeyim? Komisyon Başkanına
seslenip tek cümle öyle söyledi. Yani, hepimizin gözünün önünde bu oldu. Yani,
içinizde, milletvekilleri içerisinde Bakanlık yapabilecek hiç kimse yok
muydu, dışarıdan Bakan aldınız ya? 2 tane Bakan var
dışarıdan gelen. Yani, bu hakikaten sizlere bir hakaret.
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Size ne canım, size ne ya?
MAHMUT
TANAL (Devamla) Şimdi, netice itibarıyla, bakın, sayın
milletvekilleri, bu mevcut olan yasada koruma var, koruma altına
alınma var, uzaklaştırma var. Mevcut olan uzaklaştırma
ve koruma altına almayla ilgili yine tüm yasal düzenlemeler Anayasaya aykırı.
Allah
rızası için bana şunu söyleyin: Bu tasarıyı
destekleyen ceza hukuku öğretim üyelerinden birisi varsa biz bu
aldıklarımızın hepsini geri alacağız, özür
dileyeceğiz. Bakın, ben size isim okuyacağım şu anda:
Prof. Dr. Bahri Öztürk, İzzet Özgenç, Cumhur Şahin, Ahmet Gökçen,
Mustafa Ruhan Erdem, Mahmut Koca, Caner Yenidünya, Adem Sözüer, İbrahim
Dülger, Selman Dursun, Serdar Talas, Mehmet Maden, Tuba Topçuoğlu
Bu
düzenlemiş oldukları raporu, burada sizin Komisyonunuzda bulunan
milletvekili arkadaşlara yine ibraz ettik. Hatta, bir tanesini de
Sayın Mahir Beye de verdik.
Bu
kadar öğretim üyesi bu tasarının hukuka aykırı olan
yönlerini tek tek belirttiği hâlde, maalesef, yani burada doğru
olanları da kabul etmiyorsunuz. Ben size çok çıplak bir örnekle,
olayı daha anlayabilmeniz için izah etmeye
çalışacağım: Kar yağıyor; insanlar demokratik bir
hakkını gündeme getirmek için toplantı ve gösteri yürüyüş
hakkını kullanıyor ve o toplantı ve gösteri yürüyüşü
de silahsız ve barışçıl. O kar yağması nedeniyle
de, soğuk olması nedeniyle de yüzünü kapatmış durumda.
Mevcut olan bu tasarıya göre ceza veriliyor. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Olmaz, olmaz. Kimliğini gizlemek
maksadıyla. diyor.
MAHMUT
TANAL (Devamla) Şimdi, mevcut olan bu yasaya göre ceza veriliyor.
Şimdi, vay vay diyorsunuz ya, tabii, Allah kimseyi cahil
bırakmasın. Terörle Mücadele Yasasının 7nci maddesinde ne
diyor bakın:
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Soğuktan korunmak maksadıyla olana matuf
değil o.
MAHMUT
TANAL (Devamla) - Kimliğini gizlemesi amacıyla yüzünü tamamen veya
kısmen kapatan. diyor. Zaten cezası var değerli
arkadaşlar.
FARUK
BAL (Konya) Olsun, bir daha olsun(!)
MAHMUT
TANAL (Devamla) - Yani bu açıdan, ilk önce mevcut olan bu yasanın
hukuka aykırı olduğunu bilin ama bunu bilebilmeniz için de
şunu kabul etmek lazım; çok güzel bir söz var: Taşı delen
suyun kuvveti ve gücü değil, o damlaların sürekliliğidir.
Hatta, ön yargıları yıkmak bir atom çekirdeğini
yıkmaktan daha zor bir şey. Sizde bir ön yargı var, bu ön
yargılarınızdan sıyrılmanızı istirham
ediyorum.
Hepinize
teşekkür ediyorum. Günaydın diyeceğim de artık, yani
sabahladığımıza göre günaydın diyeceğim ben.
Teşekkürler.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı "Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu,
Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu, Nüfus Hizmetleri Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının" 10.
maddesiyle 3713 sayılı Kanunun 7 inci maddesine eklenen
fıkranın son cümlesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Bu
suçu işleyenlerin cebir ve şiddete başvurmaları ya da her
türlü silah, Molotof ve benzeri patlayıcı, yakıcı ya da
yaralayıcı maddeler bulundurmaları veya kullanmaları
halinde bu fıkrada belirtilen üst sınırdan ceza verilir.
Sinan
Oğan (Iğdır) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI EFKAN ALA Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Sinan Oğan, Iğdır Milletvekili.
Buyurun
Sayın Oğan. (MHP sıralarından alkışlar)
SİNAN
OĞAN (Iğdır) Değerli milletvekilleri, biraz önce
Hükûmetin nasıl bir aciz içinde olduğunu Sayın Bakanın
açıklamasında gördük. Biz burada sabahın beşinde
diktatörlük yasasını görüşürken Türkiyenin, savaş
anlamına gelebilecek, başka bir ülkenin topraklarına
girdiği ve bizim oradaki karakolumuza bir ikmal hareketi
yaptığı İçişleri Bakanına soruluyor,
İçişleri Bakanı Bu bir ulusal güvenlik meselesidir, daha sonra
açıklama yapacağız. diyor. Ya, burasını siz ne
zannediyorsunuz?
BÜLENT
TURAN (İstanbul) Siz ne zannediyorsunuz?
SİNAN
OĞAN (Devamla) - Burası yüce Meclis, burası -çok affedersiniz-
Dingonun ahırı değil, burası Meclis. Meclise cevap
vermeyeceksiniz de kime cevap vereceksiniz?
AHMET
DURAN BULUT (Balıkesir) Saraya, saraya.
SİNAN
OĞAN (Devamla) - Evet, sadece saraya cevap veriyorlar bunlar. Milletin
iradesi bu Mecliste teşekkül ediyorsa eğer, bu Meclis, milletin
kaderini tayin edecek, belki de yarın bir sıcak savaşa sebep olacak
Türkiyenin sınır ötesi harekâtına niye sessiz şimdiye
kadar? Daha önce burada bu konuyla ilgili, Musul düştüğünde,
Konsolosluğumuz basıldığında, rehin
alındığında on altı saat önce bu kürsüden
söylemiştik, dalga geçmiştiniz. Şimdi soruyoruz, Sayın Bakan
gayriciddi bir cevap veriyor. Değerli arkadaşlar, bizim, oradaki
Süleyman Şah Saygı Karakolunun boşaltılacağı
iddiaları var ortada. Bu vahim bir iddiadır. Musuldaki
bayrağımızı indirttiniz, Musuldaki Türk
toprağını işgal ettirdiniz, şimdi sırada Süleyman
Şah Türbesini IŞİDe devretmek mi var, yoksa PKKya devretmek
mi var?
FARUK
BAL (Konya) Egedeki 16 tane ada da var. Egedeki 16 tane adayı
Yunanistan işgal etti.
SİNAN
OĞAN (Devamla) Burada çıkıp bu Meclise cevap vermek
zorundasınız. Oradaki Süleyman Şah Saygı Karakolunu niye
boşaltıyorsunuz? Bunun gerekçesi nedir? Bunu bu Mecliste
konuşacağız. Gelin, hemen şimdi Mecliste bununla ilgili,
biraz ara verelim, yine bununla ilgili konuşalım. Bu Meclis
gerektiğinde devlete, Hükûmete yetkiyi vermiştir. Bu bir millî
meseledir. Gerektiğinde yine bu konularda nasıl diktatörlük
yasasına karşı çıktıysak bu millî meselede de Meclisin
tek yürek olduğunu biz gösteririz, bundan hiç endişeniz olmasın
ama bunu Meclisten kaçırmayın, bunu Meclisten saklamayın. Bu,
sadece AKPlilerin meselesi değil, Türk milletinin meselesidir. Eğer
bir karar verilecekse kaçak sarayda oturanlar değil, milletin Gazi
Meclisinde oturanlar bunun kararını vereceklerdir. O sebeple
arkadaşlar, eğer bir Hükûmet var ise, eğer bir Hükûmetin burada
temsilcisi var ise çıksın burada açıklama yapsın. Bu
Meclise güvenmiyorsanız, Basın burada. diyorsanız gelin
kapalı oturum yapalım ama Meclisi devre dışına
çıkaramazsınız, Meclisin iradesini yok sayamazsınız.
Bu, çocuk oyuncağı meselesi değil. Yarın öbür gün orada,
Allah korusun, askerlerimiz şehit olur, başına herhangi bir
iş gelirse bunun hesabını veremezsiniz. Burada bir sorumluluk
varsa gelin Meclis olarak konuşalım, ne gerekiyorsa da Meclis olarak
bunun gereğini yapalım arkadaşlar. Bu mesele millî bir
meseledir, tekrar altını çiziyorum. Türk milletini bu kadar ucuz
cevaplarla oyalamayın, yüce Meclisi bu ucuz cevapla baypas
edeceğinizi zannetmeyin. Türk milletinin Meclisinde Türk askeri eğer
bir savaşa girecekse, bir çatışmaya girecekse Meclisin iradesini
yok sayarak, 2 kişinin, 3 kişinin dudağının
arasına bunu bırakamazsınız. Buna müsaade etmeyiz. Türk
milletinin bir savaş kararı çıkacaksa, oradaki askerlerimizle
ilgili sıkıntılı bir durum varsa öğrenilmesi gereken,
ilk önce konuşulması, tartışılması gereken yer
burasıdır, bu Meclistir. İnternet adreslerinden, Twitterlardan
veya PKKlı sitelerden öğrenmek mecburiyetinde kalmasın bu
millet. Bu millete gelin buradan açıklama yapın. Eğer ki ulusal
mesele
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SİNAN
OĞAN (Devamla) -
ise, açıklanmasında sıkıntı
varsa kapalı oturum yaparız, milletin buraya yetkilendirip
görevlendirdiği milletin temsilcilerine cevap verirsiniz.
Sayın
Bakan, sizi ciddiyete davet ediyorum ve yüce Meclise saygıya ve
açıklamaya davet ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısı arayacağım.
Bir
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı vardır, önerge
kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Karar yeter sayısı arayacağım.
Bir
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı vardır, madde
kabul edilmiştir.
Birleşime
iki dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 05.06
ON
DOKUZUNCU OTURUM
Açılma
Saati: 05.08
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muharrem IŞIK (Erzincan)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 60ıncı
Birleşiminin On Dokuzuncu Oturumunu açıyorum.
684
sıra sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
devam edeceğiz.
Komisyon?
Yok.
Ertelenmiştir.
6ncı
sırada yer alan, Kültürel İfadelerin Çeşitliliğinin
Korunması ve Geliştirilmesi Sözleşmesinin
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlıyoruz.
6.- Kültürel İfadelerin
Çeşitliliğinin Korunması ve Geliştirilmesi
Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/292) (S.
Sayısı: 54)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Bundan
sonra da komisyonların bulunamayacağı
anlaşıldığından, alınan karar gereğince,
kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri
sırasıyla görüşmek için 22 Şubat 2015 Pazar günü saat
14.00te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma
Saati: 05.09
(X) Bu düzeltmeye ilişkin ifade 20/2/2015 tarihli 59uncu Birleşim Tutanağının 185inci sayfasında yer almıştır.
(x) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(xx) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan bir kelime ifade edildi.
(x) ) Bu bölümde Hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(xx) Bu bölümde Hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan bir kelime ifade edildi.
(x) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(xx) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan bir kelime ifade edildi..
(X) Bu ifadeye ilişkin düzeltme 24/02/2015 tarihli 63ncü Birleşim Tutanağının 319uncu sayfasında Geçen Tutanak Hakkında Konuşmalar bölümünde yer almıştır.
(X) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) 684 S. Sayılı Basmayazı 19/2/2015 tarihli 58inci Birleşim Tutanağına eklidir.
(x) Bu ifadeye ilişkin düzeltme 23/2/2015 tarihli 62nci Birleşim Tutanağının 131inci sayfasında Geçen Tutanak Hakkında Konuşmalar bölümünde yer almıştır.
(× Bu ifadeye ilişkin düzeltme 23/02/2015 tarihli 62nci Birleşim Tutanağının 138inci sayfasında Geçen Tutanak Hakkında Konuşmalarbölümünde yer almaktadır.
(x) Bu bölümde Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) Bu bölümde Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(X) Bu bölümde Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(XX) Bu bölümde Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(X) Bu bölümde Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) Bu bölümde Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) Bu bölümde Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) Bu bölümde Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi
(x) Bu bölümde Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) Bu bölümde Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) Bu bölümde Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) Bu bölümde Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(*) Bu bölümde HDP milletvekilleri tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi
(x) Bu bölümde Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) Bu bölümde Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) Bu bölümde Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) Bu bölümde Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) Bu bölümde Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) Bu bölümde Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) Bu bölümde Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) Bu bölümde Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(X) Bu bölümde Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(X) Bu bölümde Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(XX) Bu bölümde Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) Bu bölümde Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) Bu bölümde Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) Bu bölümde Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) Bu bölümde Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) Bu bölümde Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) Bu bölümde Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) Bu ifadelere ilişkin düzeltme 23/02/2015 tarihli 62nci Birleşim Tutanağının 134üncü sayfasının Geçen Tutanak Hakkında Konuşmalar bölümünde yer almıştır.
(x) Bu ifadeye ilişkin düzeltme 23/02/2015 tarihli 62nci Birleşim Tutanağının 5inci sayfasında Açıklamalar bölümünde yer almıştır.
(x) Bu bölümde Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(xx) Bu bölümde Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) Bu bölümde Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) Bu bölümde Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.